Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Akdeniz Birliği projesinin Türkiye'nin AB üyeliğinin alternatifi olamayacağını bildirdi.
Fransa'da yayımlanan Le Figaro gazetesiyle mülakat yapan Gül, Türkiye'nin AB ile ilişkilerinin yasal bir temele dayandığını ve üyelik müzakerelerinin devam ettiğini hatırlatarak, Türkiye'nin önünde kesin bir hedef olduğunu, Akdeniz Birliği'nin Türkiye için kesinlikle AB alternatifi olamayacağını söyledi.
Türkiye'nin Barselona sürecine katıldığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Gül, bununla birlikte Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy tarafından gündeme getirilen Akdeniz Birliği'nin değerlendirildiğini ifade etti.
Fransa'nın Türkiye'nin AB üyeliğine karşı çıkmasıyla ilgili bir soruyu yanıtlayan Gül, Türkiye-Fransa ilişkilerinin tarihi bir boyutu bulunduğunu, geçmişte Fransa'nın Türkiye'nin Avrupa'ya açılmasında bir kapı teşkil ettiğini belirterek, Fransa'nın Türkiye'nin ekonomik gücünü en iyi bilen batılı ülkelerden biri olduğunu kaydetti.
"İstanbul'da şu anda trafikte bulunan Renault otomobili sayısının, Paris'te bulunan Renaultların sayısından daha fazla olduğundan kimsenin şüphesi yok" diyen Gül, iki ülke arasındaki ilişkilerin önemine değinerek, ilişkilerin Osmanlı İmparatorluğu'ndan başlayıp Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra da sürdüğünü hatırlattı. Gül, Fransa'nın Türkiye için batıya açılan bir kapı olduğunu ifade etti.
Fransa meclisinde 1915 olaylarıyla ilgili olarak bekleyen yasa tasarısı hakkındaki soruyu yanıtlayan Gül, tasarının, Fransa'nın bağlı olduğu ifade özgürlüğü ilkelerine tamamen ters düştüğünü kaydetti.
Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin 3 nükleer enerji santrali inşa edeceği ve bunların yapımında Fransa sanayisinin rol alıp almayacağı sorusunaysa "Neden olmasın. Fransa'nın bu konuda uzman olduğunu herkes biliyor. Zaten Fransa ile daha önce bu konuda temaslarımız oldu" yanıtını verdi.
"AB'nin Türkiye ile tam üyelik müzakerelerini durdurma tehdidiyle" ilgili bir soru üzerine Gül, Türkiye'de bu yıl genel seçim süreci yaşandığını, bütün gelişmelerin Türkiye'de demokrasinin ne kadar gözde olduğunu bir kere daha gösterdiğini belirterek, "biz reform sürecini tekrar sürdürmeye hazırız, parlamento ve hükümet bu konuda kararlı, ben de zaten bu konuyla yakından ilgileniyorum" dedi.
Türkiye'nin AB hedefinin azaldığı yolundaki eleştirileri de yanıtlayan Gül, bunun kesinlikle doğru olmadığını, reformların devam ettiğini söyledi.
Türkiye'de ceza kanundaki 301. maddeye ilişkin soruyuysa Gül, bu konuda hükümetin ve parlamentonun bir değişiklik yapılması isteğini açıkça ilan ettiğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Demokratik Toplum Partisinin (DTP) kapatılma riskinin olup olmadığı" sorusuna verdiği yanıttaysa bunun yargıyı ilgilendiren bir konu olduğunu, kendisinin bu konuda açıklama yapamayacağını belirtti.
Türkiye'nin Irak'ın kuzeyine bir sınır ötesi operasyon düzenleme olasılığının sorulması üzerine Gül, Türkiye'nin Irak'ın istikrarı ve toprak bütünlüğüne büyük önem verdiğini, ancak Irak'ın kuzeyindeki istikrarsızlığının burayı terör örgütünün cenneti haline getirdiğini hatırlattı. Terör örgütünün eylemlerine kesinlikle izin verilmeyeceğini söyleyen Gül, Türkiye'nin tavrının herkes tarafından anlaşıldığını, bu konuda önemli gelişmeler olduğunu kaydetti.
Gül, AK Partinin gizli gündemi olup olmadığına ilişkin soruyu da cumhurbaşkanı seçildikten sonra tüm partilerle ilişkisini kestiği ve herkesin cumhurbaşkanı olduğu şeklinde yanıt verdi.