DÖNEM: 23 CİLT: 24 YASAMA YILI: 2 TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ TUTANAK DERGİSİ 128’inci
Birleşim 9 Temmuz 2008 Çarşamba İ Ç İ N D E K İ L
E R I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ II.- GELEN KÂĞITLAR III.-
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları 1.- Denizli
Milletvekili Hasan Erçelebi’nin, dar ve sabit
gelirlilerin ekonomik durumlarına ilişkin gündem dışı konuşması 2.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçay’ın, Manisa ilinin sorunlarına ve alınması gereken
önlemlere ilişkin gündem dışı konuşması ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı 3.- Mersin
Milletvekili Ömer İnan’ın, Mersin ili Gülnar ilçesinde meydana gelen ve üç
gündür devam etmekte olan orman yangınına ilişkin gündem dışı konuşması ve
Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı IV.-
AÇIKLAMALAR 1.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Mersin ili Gülnar
ilçesinde meydana gelen orman yangınına ilişkin açıklaması 2.- İstanbul
Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Mersin ili
Gülnar ilçesinde meydana gelen orman yangınına ilişkin açıklaması V.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI A) Önergeler 1.- Manisa
Milletvekili Mustafa Enöz’ün (6/689) esas numaralı
sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi (4/75) 2.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun (6/766) esas numaralı sözlü sorusunu geri aldığına
ilişkin önergesi (4/76) 3.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın (6/762), (6/763), (6/772),
(6/775) esas numaralı sözlü sorularını geri aldığına ilişkin önergesi (4/77) B) Meclis Araştırması Önergeleri 1.- Kars
Milletvekili Mahmut Esat Güven ve 19 milletvekilinin, Kuyucuk Gölü’ndeki çevre
sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/241) C) Tezkereler 1.- Asya
Parlamenter Asamblesinde 3 üyeyle temsil edilen Türkiye Büyük Millet
Meclisinin, APA Şartı gereğince 5 üyeyle temsil edilmesine ilişkin Başkanlık
tezkeresi (3/494) 2.- Bazı
milletvekillerinin izinli sayılmalarına ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/495) 3.- İsviçre’ye
resmî ziyarette bulunan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’e refakat
eden heyete iştirak etmesi uygun görülen milletvekillerine ilişkin Başbakanlık
tezkeresi (3/496) VI.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER A) Kanun Tasarı ve Teklifleri 1.- Elektrik Piyasası
Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Avrupa
Birliği Uyum ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/554) (S. Sayısı: 249) VII.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR 1.- Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş’ın, Tunceli Milletvekili
Kamer Genç’in, konuşmasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması VIII.-
OYLAMALAR 1.- Elektrik
Piyasası Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı’nın oylaması IX.-
YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI 1.- İzmir
Milletvekili Ahmet Ersin’in, Cumhurbaşkanının 3628 sayılı Kanun kapsamında olup
olmadığına ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Nevzat Pakdil’in cevabı (7/3534) 2.- İzmir
Milletvekili Recai Birgün’ün, güvenlik güçlerinin
gelen ziyaretçilerin özel evraklarının incelemesine ilişkin sorusu ve Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Nevzat Pakdil’in
cevabı (7/3535) 3.- Manisa
Milletvekili Ahmet Orhan’ın, biyoyakıt üretimine, - Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Şanlıurfa-Suruç’taki su sorununa, İlişkin soruları
ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı (7/3569, 3570) 4.- İstanbul
Milletvekili Atila Kaya’nın, tarım ürünlerindeki
gümrük vergisine, - Burdur
Milletvekili Ramazan Kerim Özkan’ın, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığıyla
mücadeleye, - Erzurum
Milletvekili Zeki Ertugay’ın, Erzurum’daki hayvan
üreticilerinin desteklenmesine, Bal ithalatına ve
bal üreticilerinin desteklenmesine, - Kahramanmaraş
Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un, kene mücadelesi
için yapılan ilaç alımına, - Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Mardin ilindeki yatırımlara, - Antalya
Milletvekili Tayfur Süner’in, kesme çicek ihracatındaki sorunlara, İlişkin soruları
ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı (7/3683, 3684, 3685, 3686, 3687, 3688, 3689) 5.- İstanbul
Milletvekili Süleyman Yağız’ın, bağış ve promosyon
kabulüne ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Mehmet Zafer Çağlayan’ın
cevabı (7/3826) 6.- Eskişehir
Milletvekili Fehmi Murat Sönmez’in, Ulusal Deprem
Konseyinin lağvedilmesine ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Mehmet
Aydın’ın cevabı (7/3840) 7.- Burdur
Milletvekili Ramazan Kerim Özkan’ın, sulamada kullanılan elektriğin borçtan
dolayı kesilmesine ilişkin Başbakandan sorusu ve Tarım ve Köyişleri
Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı (7/3841) 8.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, Tarım Sigortaları
Havuzundaki kaynak kullanımına, - Kars
Milletvekili Gürcan Dağdaş’ın, hayvancılıktaki
desteklemelere, Bal ithalatına, - Giresun
Milletvekili Eşref Karaibrahim’in, TMO’nun fındık
alımına ve arzına, İlişkin soruları
ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı (7/3879, 3880, 3881, 3882) 9.- İstanbul
Milletvekili Halide İncekara’nın, milletvekillerine
yönelik suçlamalara ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan
Vekili Nevzat Pakdil’in cevabı (7/3898) 10.- Diyarbakır
Milletvekili Selahattin Demirtaş’ın, bir gruba
jandarmanın yaptığı arama ve kontrollere ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın
cevabı (7/3924) 11.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankut’un, şeker kaçakçılığına, - Muğla
Milletvekili Metin Ergun’un, arıcılıktaki destekleme
primlerine, - Yozgat
Milletvekili Mehmet Ekici’nin, kene ısırmasına bağlı
ölüm vakalarına, Pancar
kotalarına, Gübre
kullanımına, - Giresun
Milletvekili Murat Özkan’ın, TMO’nun fındık satışına, - Osmaniye
Milletvekili Hakan Coşkun’un, başka kurumlardan da maaş alan kişilere, - Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, Çiftçi Kayıt Sistemine, Tarım ve kırsal
kalkınmayla ilgili proje ve faaliyetlere, Gıda denetim ve
kontrollerinin yürütülmesine, İlişkin soruları
ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı (7/3946, 3947, 3948, 3949, 3950, 3951, 3952,
3953, 3954, 3955) 12.- İzmir
Milletvekili Canan Arıtman’ın, sosyal tesislerde
yapıldığı iddia edilen bazı uygulamalara ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkan Vekili Nevzat Pakdil’in cevabı
(7/4275) I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ TBMM Genel Kurulu
saat 15.00’te açılarak iki oturum yaptı. İstanbul
Milletvekili Algan Hacaloğlu,
Avrupa Birliğiyle ilgili gelişmelere, Muş Milletvekili
Sırrı Sakık, 2001 yılında gözaltına alınan ve bugüne
kadar haber alınamayan bazı kişilerin akıbetlerine, Sakarya
Milletvekili Münir Kutluata, Sakarya ilinin
sorunlarına, İlişkin gündem
dışı birer konuşma yaptılar. TBMM Başkanlığınca, Tarım, Orman ve Köyişleri
Komisyonunun, (2/273) esas numaralı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi ile (2/297) esas numaralı Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü
Kuruluş Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi’nin tali komisyon olarak kendisine havale edilmesine ilişkin istemi
Genel Kurulun bilgisine sunuldu; tezkerede belirtilen istem Millî Eğitim,
Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonunca da uygun bulunduğundan, gereğinin
Başkanlıkça yerine getirildiği bildirildi. Genel Kurulun 8/7/2008 ve 15/7/2008 Salı günlerindeki birleşimlerinde
sözlü soruların ve diğer denetim konularının görüşülmemesine; 22/7/2008 ve
29/7/2008 Salı günlerindeki birleşimlerinde ise bir saat sözlü sorulardan sonra
diğer denetim konularının görüşülmeyerek, bu birleşimlerde gündemin "Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmında yer
alan işlerin görüşülmesine; 9/7/2008, 16/7/2008, 23/7/2008 ve 30/7/2008
Çarşamba günlerindeki birleşimlerinde sözlü soruların görüşülmemesine; gündemin
"Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler"
kısmının 137, 134, 70, 80, 130, 65, 62, 61 ve 45’inci sıralarında yer alan 264,
261, 236, 252, 257, 228, 222, 221 ve 96 sıra sayılı Kanun Tasarı ve
Tekliflerinin bu kısmın 2, 4, 8, 9 10, 11, 12, 13 ve 14’üncü sıralarına
alınmasına ve diğer işlerin sırasının buna göre teselsül ettirilmesine; Genel
Kurulun 8, 15, 22 ve 29 Temmuz 2008 Salı günlerinde 15.00-20.00; 9, 16, 23 ve
30 Temmuz 2008 Çarşamba günlerinde 13.00-20.00; 10, 17, 24 ve 31 Temmuz 2008
Perşembe günlerinde 13.00-20.00 saatleri arasında çalışmalarını sürdürmesine;
96 sıra sayılı Türk Ticaret Kanunu Tasarısı’nın, İç Tüzük’ün 91’inci maddesine
göre Temel Kanun olarak görüşülmesine ve bölümlerinin ekte yer alan cetveldeki
şekliyle olmasına ilişkin AK PARTİ Grubu önerisi, Birleşmiş
Milletler Geçici Görev Gücü bünyesinde Türk Silahlı Kuvvetlerinin 5 Eylül 2008
tarihinden itibaren bir yıl daha UNIFIL Harekâtı’na iştirak etmesine izin
verilmesine ilişkin Başbakanlık tezkeresi, Yapılan
görüşmelerden sonra kabul edildi. Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, Ağaçlandırma ve Erozyonla Mücadele Kurumu Kanun
Teklifi’nin (2/154) İç Tüzük’ün 37’nci maddesine göre doğrudan gündeme
alınmasına ilişkin önergesi, yapılan görüşmelerden sonra kabul edilmedi. Gündemin “Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının: 1’inci sırasında
bulunan ve İç Tüzük’ün 91’inci maddesi kapsamında değerlendirilerek temel kanun
olarak bölümler hâlinde görüşülmesi kararlaştırılmış olan Elektrik Piyasası Kanunu
ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın (1/554) (S.
Sayısı: 249) görüşmelerine devam edilerek tümü üzerindeki görüşmeler
tamamlandı, maddelerine geçilmesi kabul edildi. 9 Temmuz 2008
Çarşamba günü, alınan karar gereğince saat 13.00’te toplanmak üzere birleşime
20.00’de son verildi.
No.:183 II.- GELEN KAĞITLAR 9 Temmuz 2008 Çarşamba Raporlar 1.- Kütahya Milletvekili Hüsnü Ordu’nun Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının
Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Ankara Milletvekili Nesrin Baytok ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine
Göre İtirazı (3/151) (S. Sayısı: 188’e 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 9.7.2008)
(GÜNDEME) 2.- Ordu Milletvekilleri Eyüp Fatsa ve Enver Yılmaz’ın
Yasama Dokunulmazlıklarının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet
Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği
Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporlarına Ankara
Milletvekili Zekeriya Akıncı ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine
Göre İtirazları (3/152) (S. Sayısı: 189’a 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 9.7.2008)
(GÜNDEME) 3.-
Antalya Milletvekili Deniz Baykal’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması
Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun,
Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair
Raporuna, Antalya Milletvekili Deniz
Baykal’ın İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/153) (S. Sayısı: 190’a 1
inci Ek) (Dağıtma tarihi: 9.7.2008) (GÜNDEME) 4.- Samsun Milletvekili Haluk Koç’un Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun, Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının
Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna, Samsun Milletvekili Haluk
Koç’un İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/155) (S. Sayısı: 191’e 1
inci Ek) (Dağıtma tarihi: 9.7.2008) (GÜNDEME) 5.- İzmir Milletvekili Bülent Baratalı’nın
Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun, Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının
Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna, İzmir Milletvekili Bülent Baratalı’nın İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı
(3/156) (S. Sayısı: 192’ye 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 9.7.2008) (GÜNDEME) 6.- Samsun Milletvekili Haluk Koç’un Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun, Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının
Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna, Samsun Milletvekili Haluk Koç’un
İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/157) (S. Sayısı: 193’e 1 inci Ek)
(Dağıtma tarihi: 9.7.2008) (GÜNDEME) 7.- Adana Milletvekili Dengir Mir
Mehmet Fırat’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve
Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun, Kovuşturmanın
Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna,
Ankara Milletvekili Nesrin Baytok ve 4
Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/158) (S. Sayısı:
194’e 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 9.7.2008) (GÜNDEME) 8.- Ordu Milletvekili Eyüp Fatsa’nın Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun, Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının
Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna, Ankara Milletvekili Zekeriya
Akıncı ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/159)
(S. Sayısı: 195’e 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 9.7.2008) (GÜNDEME) 9.- Mersin Milletvekili Ali Oksal’ın
Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun, Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının
Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna, Mersin Milletvekili Ali Oksal’ın İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/160)
(S. Sayısı: 196’ya 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 9.7.2008) (GÜNDEME) 10.- İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen’in
Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun, Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının
Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna, İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen’in İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı
(3/161) (S. Sayısı: 197’ye 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 9.7.2008) (GÜNDEME) 11.- İzmir Milletvekili K. Kemal Anadol’un
Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun, Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının
Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna, İzmir Milletvekili K. Kemal Anadol’un İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/162)
(S. Sayısı: 198’e 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 9.7.2008) (GÜNDEME) 12.- Hatay Milletvekili Gökhan Durgun’un Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının
Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Hatay Milletvekili Gökhan
Durgun’un İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/163) (S. Sayısı: 199’a 1
inci Ek) (Dağıtma tarihi: 9.7.2008) (GÜNDEME) 13.- Edirne Milletvekili Rasim Çakır’ın Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının
Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Edirne Milletvekili Rasim
Çakır’ın İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/164) (S. Sayısı: 200’e 1
inci Ek) (Dağıtma tarihi: 9.7.2008) (GÜNDEME) 14.- Hatay Milletvekili Gökhan Durgun’un Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden
Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine
Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Hatay Milletvekili Gökhan Durgun’un İçtüzüğün
133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/165) (S. Sayısı: 201’e 1 inci Ek) (Dağıtma
tarihi: 9.7.2008) (GÜNDEME) 15.- Zonguldak Milletvekili Polat Türkmen’in Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının
Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Ankara Milletvekili Zekeriya
Akıncı ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/166)
(S. Sayısı: 202’e 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 9.7.2008) (GÜNDEME) 16.- Adana Milletvekili Nevin Gaye Erbatur’un
Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının
Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Adana Milletvekili Nevin Gaye Erbatur’un İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/167)
(S. Sayısı: 203’e 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 9.7.2008) (GÜNDEME) 17.- İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu’nun
Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının
Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu’nun İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı
(3/168) (S. Sayısı: 204’e 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 9.7.2008) (GÜNDEME) 18.- Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Binici’nin
Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının
Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Antalya Milletvekili Tayfur Süner ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine
Göre İtirazı (3/188) (S. Sayısı: 205’e 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 9.7.2008)
(GÜNDEME) 19.- Antalya Milletvekili Deniz Baykal’ın Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden
Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine
Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Antalya Milletvekili Deniz Baykal’ın
İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/189) (S. Sayısı: 206’ya 1 inci Ek)
(Dağıtma tarihi: 9.7.2008) (GÜNDEME) 20.- Hakkari Milletvekili Hamit Geylani’nin Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında
Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun
Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair
Raporuna Antalya Milletvekili Tayfur Süner ve 4
Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/209) (S. Sayısı:
207’ye 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 9.7.2008) (GÜNDEME) 21.- Hatay Milletvekili Gökhan Durgun’un Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının
Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Hatay Milletvekili Gökhan
Durgun’un İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/215) (S. Sayısı: 208’e 1
inci Ek) (Dağıtma tarihi: 9.7.2008) (GÜNDEME) 22.- Tunceli Milletvekili Şerafettin Halis’in Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının
Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Antalya Milletvekili Tayfur Süner ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine
Göre İtirazı (3/217) (S. Sayısı: 209’a 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 9.7.2008)
(GÜNDEME) 23.- Mardin Milletvekili Ahmet Türk’ün Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının
Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Antalya Milletvekili Tayfur Süner ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine
Göre İtirazı (3/219) (S. Sayısı: 210’a 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 9.7.2008)
(GÜNDEME) 24.- Hakkari
Milletvekili Hamit Geylani’nin Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden
Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine
Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Antalya Milletvekili Tayfur Süner ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine
Göre İtirazı (3/220) (S. Sayısı: 211’e 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 9.7.2008)
(GÜNDEME) 25.- Hatay Milletvekili Gökhan Durgun’un Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının
Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Hatay Milletvekili Gökhan
Durgun’un İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/221) (S. Sayısı: 212’ye
1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 9.7.2008) (GÜNDEME) 26.- Niğde Milletvekili Mümin İnan’ın Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının
Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Antalya Milletvekili Atila Emek ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü
Maddesine Göre İtirazı (3/234) (S. Sayısı: 213’e 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi:
9.7.2008) (GÜNDEME) Sözlü Soru Önergeleri 1.- Karaman Milletvekili
Hasan Çalış’ın, ihale ilanlarının yerel gazetelerde
yayımına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/822) (Başkanlığa geliş
tarihi: 20/6/2008) 2.- Niğde Milletvekili Mümin
İnan’ın, bazı televizyon programlarına ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet Aydın)
sözlü soru önergesi (6/823) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008) 3.- Niğde Milletvekili Mümin
İnan’ın, ithalatta koruma önlemlerine ilişkin Devlet Bakanından (Kürşad Tüzmen) sözlü soru önergesi (6/824) (Başkanlığa geliş
tarihi: 20/6/2008) 4.- Niğde Milletvekili Mümin
İnan’ın, yerel gazetelerde ilan yayımına ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet
Aydın) sözlü soru önergesi (6/825) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008) 5.- Niğde Milletvekili Mümin
İnan’ın, orman yangınlarına havadan müdahale ekipmanına ilişkin Çevre ve Orman
Bakanından sözlü soru önergesi (6/826) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008) 6.- Niğde Milletvekili Mümin
İnan’ın, kutlamalarda silah kullanımına yönelik yaptırımlara ilişkin Adalet
Bakanından sözlü soru önergesi (6/827) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008) 7.- Niğde Milletvekili Mümin
İnan’ın, Oyak Sigortanın yabancı bir sigorta
şirketine satışına ilişkin Milli Savunma Bakanından sözlü soru önergesi (6/828)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008) 8.- Niğde Milletvekili Mümin
İnan’ın, motorlu araçlarda farklı yağlar kullanımına ilişkin Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/829) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008) 9.- Niğde Milletvekili Mümin
İnan’ın, yabancı bankalardan ipotek karşılığı zirai kredi kullanılmasına
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru
önergesi (6/830) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008) Yazılı Soru Önergeleri 1.- Hatay Milletvekili Abdulaziz Yazar’ın, ihale ilanlarının yerel gazetelerde
yayımlanmasıyla ilgili düzenlemeye ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/4224) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/6/2008) 2.- İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu’nun,
Ceyhan’daki rafineri yatırımı ile ilgili iddialara ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/4225) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/6/2008)
3.- Çorum Milletvekili Derviş Günday’ın,
Çorum’daki KÖYDES
uygulamalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4226) (Başkanlığa
geliş tarihi: 19/6/2008) 4.- Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün’ün,
KEY ödemelerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4227) (Başkanlığa
geliş tarihi: 19/6/2008) 5.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Düzce’deki çöp depolama
alanı ve tesisi çalışmalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4228)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19/6/2008) 6.- Adana Milletvekili Nevin
Gaye Erbatur’un, Adana’daki bir TOKİ projesine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4229) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/6/2008) 7.- İzmir Milletvekili Ahmet
Ersin’in, Özel Kalem Müdürlüğünün harcamalarına ve müşavirlere ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4230) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008) 8.- Muğla Milletvekili Fevzi
Topuz’un, TOKİ’ye devredilen arazilere ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/4231) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008)
9.- Muğla Milletvekili Fevzi
Topuz’un, TMMOB Genel Kurulunun bazı bakanlara yönelik bir kararına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4232) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008) 10.- Isparta Milletvekili
Süleyman Nevzat Korkmaz’ın, Aksu İlçesindeki bazı
sorunlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4233) (Başkanlığa geliş
tarihi: 20/6/2008) 11.- Kırklareli Milletvekili
Turgut Dibek’in, hazır beton üretimine ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4234) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/6/2008)
12.- Edirne Milletvekili Cemaleddin Uslu’nun, Edirne
İlindeki yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4235) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008) 13.- Tokat Milletvekili Orhan
Ziya Diren’in, Erbaa HES projesine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı
soru önergesi (7/4236) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008) 14.- Muğla Milletvekili Fevzi
Topuz’un, belediyelerin katı atık ve arıtma tesislerine ilişkin Çevre ve Orman
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4237) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008) 15.- Isparta Milletvekili
Süleyman Nevzat Korkmaz’ın, Menderes Nehrinin
kurumasına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/4238)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008) 16.- Isparta Milletvekili
Süleyman Nevzat Korkmaz’ın, Eğridir ve Beyşehir
Gölleri havzasındaki iskan sorunlarına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı
soru önergesi (7/4239) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008) 17.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır’ın, Van İlinin çeşitli sorunlarına
ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Nazım Ekren)
yazılı soru önergesi (7/4240) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/6/2008) 18.- İstanbul Milletvekili
Hasan Macit’in, TMSF çalışanlarına ve yönetimindeki banka ve şirketlere ilişkin
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Nazım Ekren)
yazılı soru önergesi (7/4241) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008) 19.- Çorum Milletvekili
Derviş Günday’ın, taksici esnafının sorunlarına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4242) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/6/2008) 20.- Adana Milletvekili Nevin
Gaye Erbatur’un, yüzme havuzlarının denetimine
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4243) (Başkanlığa geliş
tarihi: 19/6/2008) 21.- Adana Milletvekili Nevin
Gaye Erbatur’un, lunaparklardaki güvenlik önlemlerine
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4244) (Başkanlığa geliş
tarihi: 19/6/2008) 22.- Adana Milletvekili
Hulusi Güvel’in, Sabancı Merkez Camii Kapalı Otoparkı
inşaatına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4245) (Başkanlığa
geliş tarihi: 19/6/2008) 23.- Adana Milletvekili
Hulusi Güvel’in, Adana Büyükşehir Belediyesinin çevre
düzenlemesi harcamalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4246) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/6/2008) 24.- Adana Milletvekili Nevin
Gaye Erbatur’un, sığınma evlerine ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4247) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/6/2008) 25.- Edirne Milletvekili Cemaleddin Uslu’nun, Edirne ve Kırklareli’deki araç sayısına ve verilen cezalara ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4248) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008) 26.- Diyarbakır Milletvekili
Akın Birdal’ın, bir çocuğun ülkeye girişine izin
verilmemesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4249)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008) 27.- İstanbul Milletvekili
Hasan Macit’in, bazı belediye başkanları hakkındaki yolsuzluk iddialarına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4250) (Başkanlığa geliş
tarihi: 20/6/2008) 28.- Muğla Milletvekili Fevzi
Topuz’un, turizm amaçlı tahsis edilen orman alanlarına ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4251) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008) 29.- Yalova Milletvekili
Muharrem İnce’nin, Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğüne yapılan atamaya
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/4252) (Başkanlığa
geliş tarihi: 20/6/2008) 30.- Adana Milletvekili
Hulusi Güvel’in, AK Parti milletvekillerinin ortağı
oldukları şirketlerin aldıkları ihalelere ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4253) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/6/2008) 31.- Edirne Milletvekili Cemaleddin Uslu’nun, bazı
yüksekokulların kuruluşuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4254) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008) 32.- Aydın Milletvekili
Ertuğrul Kumcuoğlu’nun, İstanbul’da son üç ayda
hayatını kaybeden vergi memurlarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4255) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008) 33.- Isparta Milletvekili
Süleyman Nevzat Korkmaz’ın, KEY ödemelerine ilişkin
Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4256) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008) 34.- Balıkesir Milletvekili
Hüseyin Pazarcı’nın, bir lisenin mazot alım ihalesine
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4257) (Başkanlığa geliş
tarihi: 19/6/2008) 35.- Adana Milletvekili Nevin
Gaye Erbatur’un, bir liseyle ilgili bazı iddialara
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4258) (Başkanlığa geliş
tarihi: 19/6/2008) 36.- Ordu Milletvekili Rahmi Güner’in, Ordu İl Milli Eğitim Müdürlüğünün banka
promosyonu protokolüne ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4259) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008) 37.- Çorum Milletvekili
Derviş Günday’ın, Çorum’daki bir hastanenin
kapatılacağı iddiasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4260)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19/6/2008) 38.- İstanbul Milletvekili
Kemal Kılıçdaroğlu’nun, bir müfettişin aldığı sağlık
raporuna yönelik işlemlere ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4261) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/6/2008) 39.- Afyonkarahisar
Milletvekili Abdülkadir Akcan’ın, Dinar’daki doktor
ve diğer sağlık personeline ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4262) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008) 40.- Isparta Milletvekili
Süleyman Nevzat Korkmaz’ın, kene vakalarına karşı
alınan önlemlere ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4263)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008) 41.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçay’ın, bir müfettişin görevden alınmasına ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4264) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008) 42.- Çorum Milletvekili
Derviş Günday’ın, kırsal kalkınma projelerine ilişkin
Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4265) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/6/2008) 43.- Adıyaman Milletvekili
Şevket Köse’nin, tarım arazilerinin yabancı yatırımlara konu edilmesine ilişkin
Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4266) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/6/2008) 44.- Bursa Milletvekili Kemal
Demirel’in, Yenişehir ve İnegöl’de doludan zarar gören çiftçilere ilişkin Tarım
ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4267)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19/6/2008) 45.- Samsun Milletvekili
Osman Çakır’ın, Samsun’daki kırsal kalkınma yatırımlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4268)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008) 46.- Isparta Milletvekili
Süleyman Nevzat Korkmaz’ın, Rusya’ya tarım ürünleri
ihracatında yaşanan sorunlara ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4269) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008) 47.- Isparta Milletvekili
Süleyman Nevzat Korkmaz’ın, Şarkikaraağaç İlçesindeki
çiftçilerin sorunlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4270) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008) 48.- Afyonkarahisar
Milletvekili Abdülkadir Akcan’ın, Çay İlçesi
bağlantılı bazı yol çalışmalarına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4271) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008) 49.- Ordu Milletvekili Rahmi Güner’in, Ordu İlindeki ulaşım projelerine ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4272) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008) 50.- Kastamonu Milletvekili
Mehmet Serdaroğlu’nun, üretimin durduğu bir traktör
fabrikasındaki çalışanların durumuna ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4273) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/6/2008) 51.- Adana Milletvekili Nevin
Gaye Erbatur’un, Diyanet İşleri Başkanlığı internet
sayfasında yer alan bir yazıya ilişkin Devlet Bakanından (Mustafa Said Yazıcıoğlu) yazılı soru
önergesi (7/4274) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/6/2008) 52.- İzmir Milletvekili Canan
Arıtman’ın, sosyal tesislerde yapıldığı iddia edilen
bazı uygulamalara ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru
önergesi (7/4275) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/06/2008) Meclis Araştırması Önergesi 1.- Kars Milletvekili Mahmut Esat Güven ve 19 Milletvekilinin,
Kuyucuk Gölündeki çevre sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri
uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/241) (Başkanlığa geliş tarihi:
04.07.2008) 9 Temmuz 2008 Çarşamba BİRİNCİ OTURUM Açılma Saati: 13.00 BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU KÂTİP ÜYELER: Canan CANDEMİR ÇELİK
(Bursa), Fatoş GÜRKAN (Adana) BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
128’inci Birleşimini açıyorum. Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Gündeme geçmeden önce üç sayın milletvekiline gündem dışı söz
vereceğim. Gündem dışı ilk söz, dar ve sabit gelirlilerin ekonomik durumları
hakkında söz isteyen Denizli Milletvekili Hasan Erçelebi’ye
aittir. Buyurun Sayın Erçelebi. III.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR A)
Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları 1.- Denizli Milletvekili Hasan Erçelebi’nin, dar ve sabit gelirlilerin ekonomik
durumlarına ilişkin gündem dışı konuşması HASAN ERÇELEBİ (Denizli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; az ve sabit
gelirlilerin ekonomik durumlarıyla ilgili söz aldım. Yüce heyetinizi Demokratik
Sol Parti ve şahsım adına saygıyla selamlıyorum. Sözlerime başlarken, bugün saat 10.30 sıralarında İstanbul’da
Amerikan Konsolosluğu önünde nöbet tutan polislerimize yapılan menfur saldırıyı
nefretle kınıyorum. Şehit düşen polislerimize Allah’tan rahmet diliyorum.
Polislerimizin ailelerine, polis camiamıza ve yüce milletimize başsağlığı
diliyorum. Yaralı polislerimize acil şifalar diliyorum. Değerli milletvekilleri, geçen hafta Trakya bölgesinde dört gün
incelemelerde bulunduk. 5 Temmuz Cumartesi günü Lüleburgaz’da “Yoksulluğa
Başkaldırı” mitingi yaptık. Trakya’da hasat mevsimi harman
zamanı. Bu sene, Allah Trakya’daki çiftçilerimize yardım etmiş, mahsul bol olmuş,
ancak Hükûmet Toprak Mahsulleri Ofisini devreye
sokmayarak çiftçiyi kendi kaderiyle baş başa bırakmış, onu tefecilere mahkûm
etmiştir. Tüccar 45 kuruştan buğday almaktadır. Çiftçinin kara gün dostu diye
bilinen Toprak Mahsulleri Ofisi buğday almamaktadır. Tüccarın verdiği para,
çiftçinin maliyetini bile karşılamamaktadır. Hükûmet, bir an önce Toprak Mahsulleri Ofisiyle
piyasaya girmeli, daha iki ay önce dışarıdan buğdayı kaça ithal ettiyse o
fiyattan çiftçiden almalıdır. Yabancı ülkelerin buğdayına verilen para Türk çiftçisine
fazla görülmemelidir. Trakya’da çiftçinin toprakları özel yabancı bankaların
ipoteği altındadır. Hükûmeti, çiftçimize destek
vermeye davet ediyorum. Önümüzdeki yıl çiftçiler tarlalarını ekmeyecekler,
ekemeyecekler çünkü bu Hükûmet döneminde eken diken
zarar ediyor. Her geçen gün kepenk kapatan esnaf sayısı artıyor. Seçim bölgem
Denizli ili Tavas ilçesinde esnafın hemen hemen tümü
icralıktır. İnsanlar birbirlerine kefil oldukları için her ailenin kapısında
icra memurları beklemektedir. Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu
Genel Başkanı Sayın Palandöken “Enflasyon bu kadar düşük ise esnafın veresiye
defteri neden kabarık?” diye Hükûmete soruyor.
Esnafın işçiye, memur ve emekliye yapılacak olan maaş zammını beklediğini
kaydederek, esnafın ödeme yapamadığını, sattığını yerine koyamadığını,
çeklerini senetlerini ödeyemediklerini ifade ediyor Sayın Palandöken. Ben de Hükûmete soruyorum: Cumhuriyet kurulduğundan bu yana görev
yapan Ankara Ulus Vergi Dairesini neden kapattınız? Vergi mükellefleri devri
iktidarınızda nereye gittiler? Değerli milletvekilleri, Devlet Bakanı Sayın Mehmet Şimşek
“Elektrik zamları tasarrufu artıracak.” demektedir. Sayın Bakan, elektrik
sadece evlerde değil, fabrikalarda, sanayide, tarımda, yani üretimde
kullanılmaktadır. Üretimde elektrik tasarrufu olmaz. Sizin söylemek istediğiniz
“üretmeyin, ithal edin” demektir. Şimdi soruyorum Sayın Bakana: Sayın Bakan, siz, Türkiye’de,
Türkiye Büyük Millet Meclisinde yaptığınız yemine mi, yoksa vatandaşı olduğunuz
ülkenin çıkarları için yaptığınız yemine mi sadıksınız? Değerli milletvekilleri, Hükûmet,
elektrik zammını ücretlilerin maaşlarına zam yapılacağı aylarda yapıyor. Ocak
ayında yüzde 20, temmuz ayında yüzde 21 elektrik zammı
yapıyorsunuz. Memur ve işçilerin maaşlarına gerekli zammı yapmamak için haziran
ayı enflasyon oranı ne hikmetse eksi çıkıyor. Oysa halkımızın büyük bölümü için
enflasyon demek, tencerenin kaça kaynadığıdır; elektriğe, gaza, dolmuşa kaç
para gittiğidir. 2008 yılında mercimek yüzde 80, pirinç yüzde 58, ayçiçeği yağı
yüzde 48, kuru fasulye yüzde 38, ekmek yüzde 26 oranında pahalılaştı. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız. Buyurunuz. HASAN ERÇELEBİ (Devamla) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım. Bunun yanında mevsim gereği hıyarın,
domatesin ve sivri biberin fiyatı yüzde 25 ucuzlamıştır. Belli ki Hükûmetin enflasyon hesabı hıyar,
domates fiyatlarına göre hesaplanmıştır. Hükûmet bir taraftan
kadrolaşmak, bir taraftan da Türkiye'nin istatistiksel belleğini silmek için
Devlet İstatistik Enstitüsünün adını “TÜİK” olarak değiştirdi. Şu anda TÜİK’in rakamları inandırıcı olmaktan çok uzaklaşmış ve
uluslararası geçerliliğini yitirmiştir. Değerli milletvekilleri, 2002 yılında emeklilere seyyanen 100
YTL’yi biz verdik, siz sahip çıktınız. Hadi gelin şimdi siz emeklilere seyyanen
200 YTL verin, biz destekleyelim. Memurlara, işçilere verdiğiniz küçük zamlarla
beraber seyyanen 200 YTL verin, hiç olmazsa yaptığınız elektrik, doğal gaz, su
ve gıda maddeleri zamlarının yarısını karşılasınlar. Sürem bitti. Hepinize çok teşekkür ediyorum. Sağ olun. (DSP
sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Erçelebi. Gündem dışı ikinci söz, Manisa ilinin sorunları hakkında söz
isteyen Manisa Milletvekili Erkan Akçay’a aittir. Buyurunuz Sayın Akçay. (MHP sıralarından alkışlar) 2.- Manisa Milletvekili Erkan
Akçay’ın, Manisa ilinin sorunlarına ve alınması gereken önlemlere ilişkin
gündem dışı konuşması ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun
cevabı ERKAN AKÇAY (Manisa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Manisa
ilinin çözüm bekleyen yüzlerce sorunlarından bir kısmına değinmek için söz
almış bulunuyorum. Muhterem heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Bundan önce, Mersin’de meydana gelen yangında hayatını kaybeden
vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum ve yangından zarar gören
vatandaşlarımızın bir an evvel yaralarının sarılmasını diliyorum. Değerli milletvekilleri, Manisa, üretmiş olduğu tarımsal üretim
değerleriyle ülkemizin en başta gelen illeri arasındadır. Üzüm üretiminde
girdilerin artmasından dolayı üzüm üreticileri sıkıntılıdır. Eskiden dekar
başına 200- Üzüm üreticilerinin yaşadığı sıkıntıların giderilmesi için, arz
fazlası olan yıllarda bu fazlalığı alıp stoklayacak mekanizmaların
oluşturulması gerekmektedir. TARİŞ arz fazlası ürüne cevap verememekte, ancak
serbest piyasaya ayak uydurmaya çalışmaktadır. Bu yüzden TARİŞ’in desteklenmesi
gerekmektedir. Ayrıca, üzümün sanayide işlenmesini sağlayacak teşvikler
yapılmalı, üzümün iç ve dış tüketimi toplumda kültürel alışkanlık
kazandırılarak artırılmalıdır. 552 sayılı Toptancı Halleri Kanunu nedeniyle üretim bölgelerinin
toptancı halleri etkinliğini kaybetmiştir. Üretim bölgelerinin köylerde bulunması
ve üretici hallerinin yetki sınırlarının belediye ve mücavir alanlarıyla
kısıtlı olması, üretici bölge hallerinin fonksiyonlarını yerine getirememesi
sonucunu doğurmuştur. Müstahsil mahsul ticaretini hal dışında gerçekleştirdiği
için ticari güvenlikten mahrum kalmakta, mahsulün parasını almakta zorlanmakta,
hatta zaman zaman da dolandırılabilmektedir. Alaşehir ilçemizde milyonlarca ton sebze ve meyve üretilmesine
rağmen Alaşehir Toptancı Halinin sahasında neredeyse tarım arazisi yoktur. Pek
çok konuda belde ve köylere destek veren belediyelerin, kendilerine bağlı ve
toptancı hali bulunmayan köylerde ve beldelerde hal mevzuatını uygulamakla
görevli olmasında fayda vardır. Manisa’da nüfusun yüzde 65’i geçimini tarımdan sağlamaktadır.
Tarımsal üretimde verimliliğin artmasında en önemli etkenlerden birisi de
sulamadır. Alaşehir ve Sarıgöl ilçelerinin sınırları içinde bulunan Avşar
Barajı’nın sulama havzası 120 bin dekardır. Ancak, çeşitli nedenlerle 70 bin
dekar arazi sulanabilmektedir. Diğer alanlar derin kuyu pompalarıyla
sulanmaktadır. Genellikle üzüm yetiştirilen bölgemizde salma sulama sistemiyle
ihtiyaçtan neredeyse 10 kat fazla su harcanmakta, yani su kaynakları israf
edilerek verimli kullanılamamaktadır. Bu yüzden en iyi yöntem olan kapalı taşıma
ve damlama sulama sisteminin Avşar Barajı’nda uygulanması gerekmektedir. Bu
uygulamayla sadece elektrikten yılda tahminî 2 milyon YTL tasarruf
yapılacaktır. Kapalı taşıma ve damlama sulama sistemine geçildiği zaman, kendi
cazibesiyle akan Avşar Barajı’nın su rezervi bölgedeki tüm arazilere
yetecektir. Bu uygulamayla yetiştirilen ürün miktarı ve kalitesi artacak, bunun
sonucunda çiftçimizin ekonomik gücü artacak ve yüzü gülecektir. Manisa’daki üreticilerimiz başta zeytin olmak üzere 2007 yılının onbirinci ayında ödenmesi gereken sertifikalı fidan
desteklerini hâlâ alamamışlardır. Çiftçimiz bu desteklere güvenerek borçlanmış,
ancak destek paralarını alamayınca tarlasına, traktörüne hacizler gelmeye
başlamıştır. Parası banka faizlerine giden çiftçimiz gırtlağına kadar
borçlanarak bitme noktasına gelmiştir. Fidan destek paraları derhâl
ödenmelidir. 30 Kasım 2008 tarihinden itibaren su tutulmaya başlanacak olan
Gördes Barajı’nın su havzası içinde kalan Karayakup
köyünün kamulaştırma işlemlerinin henüz üçte 1’i yapılabilmiş, ancak köyün
yerleştirileceği iskân yerleri hâlâ gösterilmemiştir. Karayakup
köylüleri telaş ve endişe içindedirler. Barajda su tutulmasına bu kadar az bir
süre kalmasına rağmen hâlâ neden yeni yerleşim yerleri gösterilmemiştir? 2002 Kasım seçimleri öncesi Manisa merkezde seçim vaadi olarak
gündeme getirilen 400 yataklı uygulama hastanesinin bırakın inşaatını,
hastanenin yeri belirlenip, arsası dahi temin edilememiştir. Turgut’lu da 300 yataklı, Alaşehir’de 200 yataklı devlet
hastanelerinin inşaatına ne zaman başlanıp bitirileceğini merak ediyoruz.
Ahmetli ilçemizde devlet hastanesi yoktur. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız. ERKAN AKÇAY (Devamla) – Celal Bayar Üniversitesi Hastane inşaatı
ödenek kısıtlılığı nedeniyle yarım kalmış, beklemektedir. Manisa Doğumeviyle
Çocuk Hastanesinin arasındaki mesafe çok uzaktır, bu iki hastanenin
birleştirilmesi gerekmektedir. 37 bin nüfuslu Sarıgöl ilçesinin ISO 9001 kalite belgesine sahip
100 yataklı devlet hastanesinden siyasi müdahaleler sonucu 2007 yılında 5
doktor istifa etmiş, uzun süredir doktorsuz kalan hastane büyük bir sağlık ocağına dönüşmüştür.
Sarıgöl’de sağlık meslek lisesi, Anadolu meslek lisesi ve meslek yüksek
okulunun 400 öğrencisi vardır ancak bir devlet öğrenci yurdu yoktur. Günde yaklaşık 40 bin aracın geçtiği İzmir-Manisa-Balıkesir yolu
ile Manisa-Turgutlu yolu ve Saruhanlı Köprüsü çalışmaları beş yıldır
bitirilemedi. Manisa-Menemen çevre yolu projesi hayata geçirilemediğinden
binlerce ağır vasıta şehir içinden geçmektedir. Kamulaştırma çalışmaları
hızlandırılmalıdır. Salihli-Gölmarmara-Akhisar yol çalışmaları başladı yedi
yılda ancak 25 kilometresi yapılabildi, 38 kilometrelik kısmı bekletilmektedir. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Lütfen sözünüzü tamamlayınız. ERKAN AKÇAY (Devamla) – Muhterem milletvekilleri, kısaca
bahsettiğimiz Manisa’nın sorunlarına Hükûmetin bir an
önce ilgi göstermesini bekliyor, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Akçay. Sayın Şandır, size üç dakika yerinizden söz veriyorum. Buyurunuz. IV.- AÇIKLAMALAR 1.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Mersin ili Gülnar ilçesinde meydana gelen orman
yangınına ilişkin açıklaması MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın Başkanım, çok teşekkür ediyorum. Değerli milletvekilleri, Mersin ili Gülnar ilçesinin dokuz adet
köyünde üç gündür bir felaket yaşanmaktadır, ormanlar yanmaktadır. Kavakoluğu, Korucuk, Delikkaya,
Tepe, Çavuşlar, Kapaklıoğlu, Kurucuk, Koçaşlı ve Lapa köyleri, bu köylerden özellikle Kavakoluğu köyü yangının altında kalmıştır ve büyük zarar
görmüştür, insanlar ölmüşlerdir. Özellikle Değerli Milletvekilimiz İsa Gök’ün
yakınları olan bir büyük anne ile torun hayatını kaybetmiştir, 50’nin üzerinde
de yaralı insanımız hastanelere taşınmıştır. İnsanlarımızın evleri yanmıştır,
hayvanları telef olmuştur, tarlaları, mahsulleri, bahçeleri, bağları yanmıştır,
ormanlar yanmıştır, ciğerimiz yanmıştır.
Bu yangınlar yöreye özel, “poyraz” dediğimiz bir rüzgârın önünde, gerçekten
önlenmesi çok zor bir seyir izlemektedir. Orman teşkilatı, yoğun bir gayretle,
fedakârlıkla yangınları önlemek için bölge halkıyla beraber, bölge
yöneticileriyle beraber -Sayın Valimiz, Sayın Kaymakamımız- yoğun bir gayret
içerisindedir. Zarar büyüktür. Sayın Bakanımız sahaya intikal etmiştir -gereken
tedbirlerin alındığını buradan izlemekteyiz- bölge milletvekillerimiz
sahadadır, Sayın Kadir Ural, Sayın Behiç Çelik, Sayın İsa Gök sahadadır,
çalışmaktadırlar. Bizler de cumartesi günü inşallah topluca gideceğiz. Zarar
büyüktür, devletimiz büyüktür, toplumumuz bu sosyal yaraları kapatacak
güçtedir. Dolayısıyla, Meclis olarak, Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak,
bölgemizin, ülkemizin bir bölgesinde yaşanan bir felakete dikkatinizi çekmek, o
acıları paylaşmak, o acılarla ilgili devletimizin dikkatini çekmek, bu
yaraların en kısa sürede sarılmasını talep etmek üzere söz aldım. Sayın Başkana
çok teşekkür ediyorum. Özellikle de Gülnar halkına, özellikle de saydığım bu
köylerin halkına Meclis olarak geçmiş olsun diliyorum. Allah böyle felaketleri
bir daha yaşatmasın, ülkemizin başka bölgelerine, başka bölgelerde yaşayan
insanlarımıza da yaşatmasın temennisiyle, bu konuda, bu yangının söndürülmesi
konusunda emeği geçen, gayreti olan, başta orman teşkilatı olmak üzere mahallî
idare yöneticilerine ve Sayın Bakanlığa çok teşekkür ediyorum. Tekrar halkımıza geçmiş olsun diliyor, teşekkürlerimi sunuyorum
efendim. BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Şandır. Sayın Kılıçdaroğlu, buyurunuz. 2.- İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Mersin ili Gülnar ilçesinde meydana gelen
orman yangınına ilişkin açıklaması KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan. Önce, bugün yaşamını yitiren 3 polis görevlisinin ailelerine
başsağlığı, kendilerine de Allah’tan rahmet diliyoruz. Terörün bir ülke için ne
kadar ciddi sorunlar doğurduğunu yaşayan bir ülkeyiz. Umuyoruz terör konusunda
daha ciddi önlemler alınır ve insanlarımız yaşamlarını yitirmezler. Gülnar’da üç gündür devam eden olay gerçekten de hepimizin
yüreğini yakıyor. İnsanlarımız bu yangında yaşamlarını yitirdiler. Şu anda 5
milletvekili arkadaşımız yangın bölgesinde, olaylarla yakından ilgileniyorlar.
Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu yangını ve bundan önceki yangınları da takip
ediyoruz. Umuyorum, Orman Genel Müdürlüğünün değerli yöneticileri ve bu
yangında görev alan personel üzerine düşeni yapar, doğanın da yardımıyla -çünkü
şiddetli rüzgârın etkisiyle kontrol altına almakta biraz zorlanılıyor-
umuyorum, bir an önce bu çözülmüş olur, bu sorun giderilmiş olur. Ölenlere de
Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyoruz. Tabii, orman yangınından
sonra yanan bu alanların tekrar orman olarak topluma kazandırılması da en büyük
beklentimiz ve en büyük arzumuzdur. Teşekkür ediyorum. BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Kılıçdaroğlu.
Gündem dışı üçüncü söz Mersin Gülnar ilçesinde devam eden orman
yangını hakkında söz isteyen Mersin Milletvekili Ömer İnan’a aittir. Buyurunuz Sayın İnan. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) III.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
(Devam) A)
Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları (Devam) 3.- Mersin Milletvekili Ömer
İnan’ın, Mersin ili Gülnar ilçesinde meydana gelen ve üç gündür devam etmekte
olan orman yangınına ilişkin gündem dışı konuşması ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel
Eroğlu’nun cevabı ÖMER İNAN (Mersin) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan. Değerli arkadaşlar, İstanbul’daki olayda hayatlarını kaybeden
polislere Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dileyerek sözlerime
başlıyorum. Saldırganları teşvik edenlerin de bir an evvel yakalanması
temennisi, umuduyla sözlerime başlamak istiyorum. Değerli arkadaşlar, Gülnar’ın önemli bir bölümünde, ormanlar
yanıyor şu anda. Pazartesi günü saat 12.15’te başlayan yangın hâlâ devam
ediyor, elli saattir süren bir yangın bu. Bir anız yakma olayıyla başlıyor. Bu
olayda bir insan unsuru var yine, anız yakıyor bahçesinde ve binlerce hektar
orman, 2 de can kaybı var. Orman geri gelir, ama gidenler geri gelmez, o can
kayıpları. Başbakanın özel ilgi ve talimatıyla, Sayın Orman Bakanımız, Zafer Üskül arkadaşımız, Ali Er Bey, ben, bölgeye gittik dün,
incelemede bulunduk. Orada muhalefet milletvekili arkadaşlar da vardı 2 tane,
onlar da yakından ilgileniyorlar. Vali Bey iznini kesti, döndü. Orman Genel
Müdürü başkanlığında bir ekip hızla çalışmaya devam ediyor, fakat rüzgârın
etkisi o kadar büyük ki -saatte 70- O 2 kişi de hayatını kaybetti. Kavakoluğu
köyünde başlamıştı bu yangın, yangının yön değiştirmesi dolayısıyla, mallarını
kurtarmaya giden, hayvanlarını kurtarmaya giden Hatice Hanımlar -2’si de
Hatice, nene, torun- rüzgârın yön değiştirmesi dolayısıyla dumanın içinde
kalıp, evvela karbondioksitten, arkasından da yanıkla hayatlarını
kaybediyorlar. Allah’tan onlara rahmet diliyorum, kalanlara da başsağlığı
diliyorum, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Değerli arkadaşlar, orada yaban hayatı bitti, öyle bir şey yok şu
anda, yaban hayatı diye bir şey yok. Benim tahminim, tespitim, 3 bin hektar
civarında bir alan yandı -daha fazla değilse, bilemiyorum ne rakam verecekler-
benim gözlemim o. Tabii, burada zarar gören köyler var. Toplam 9 tane köy zarar
görmüş vaziyette. Nüfus itibarıyla fazla büyük değil, bu köylerin toplamının 1.500
nüfusu var, 480 hane. Delikkaya, Karadere,
Emirhacılı, Ulupınar, Beydili, Lapa, Korucuk, Çavuşlar köyleri; bir de yangının
çıktığı Kavakoluğu köyü. Bunlar büyük ölçüde zarar
görmüşler. Malları telef olmuş, hayvanları telef olmuş. Karbondioksitten hayvanlar
ölmüş veya yanarak ölmüşler; inekler, koyunlar, keçiler. 40 tane de insan
yaralı orada, 35’i ayakta tedavi görüyor. Tabii, elektrik direkleri yanmış, teller yanmış. Orada, elektrik
de alamıyor insanlar. En zaruri ihtiyaçlarını dahi gideremiyorlar. Bir kısmı Kızılayın gönderdiği çadırlarda kalıyor, bir kısmı spor
salonunda kalıyor, bir kısmı da yanan evlerde kalıyorlar. Oraya, İl Özel İdaresi, Valilik güzel bir çalışma yapmış. Bugünden
itibaren, o insanlara sıcak yemek veriliyor. Ama,
bunlar geçici tedbirler. Bu insanların evlerinin bir an evvel yapılması
gerekiyor; şartlara uygun, kendilerine uygun, köye uygun evler. Hatta, köylerden bir tanesinin heyelan dolayısıyla
boşaltılması gerekiyordu; belki, bu bir fırsattır deyip, güzel bir köy yapmak
lazım onlara köylerin biraz daha uzağında. Kendilerine hayvan vermek lazım,
keçi, koyun, inek, neyse. Bunlar fakir insanlar. Yani, yapılması gereken tedbirleri şöyle sıralayayım ben: Evvela,
bir maddi yardım yapmak lazım. Hasat etmişler, ürünleri ambarda dururken
yanmış. O ürünler yanmış. Ürün diye bir şey yok. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN- Lütfen, buyurunuz. ÖMER İNAN (Devamla) – Malları yok, hayvanları yok. Çok fakir insan
bunlar, yıllık geliri 2 milyar lira olan insanlar. Onun için, devletin buraya
acilen maddi yardımda, para yardımında bulunması lazım. Koyun, keçi, inek,
neyse, bunu vermesi lazım. Bir de evlerini yapması lazım; ahırı filan olan
evlerini yapması lazım. İlk etapta, il özel idaresi, bugün, oraya 100 milyar lira çıkarmış.
100 milyar lira fazla bir şey tutmaz ama ilktir diye bakıyoruz. Bunun devam
etmesi gerektiği kanaatindeyim. Benim Orman Bakanlığından istediğim çok önemli bir şey var:
Ormanın etrafında bir güvenlik hattı oluşturmalılar. Mesela bahçesi sebze
bahçesi olan yerler zarar görmemiş, bir güvenlik hattı giriyor. Böyle şeyleri düşünmek lazım. Bir de yangını önlemek için, söndürmek için iyi bir ekip olması
lazım. yanlış iş yapıldığı takdirde insanların
kendilerine zarar veriyor. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız Sayın İnan. ÖMER İNAN (Devamla) – Şöyle bir misal vereceğim size: İnsanlar
yardım etmek istiyor yangın için. Yangına gidiyorlar, yardım etmek…
Bilmedikleri için kendi hayatlarından da olabiliyorlar. 16 tane orman işçisi
yangın söndürmeye gidiyor, bakıyor alev var, geliyor alev kendisine doğru;
alevi söndürmeye gitmiyor çünkü rüzgâr öyle bir esiyor ki mümkün değil suyla
onu söndürmesi. Kaçsa, hayatından olacak. Maskeyi takıp alevin içine dalıyor ve
hayatlarını öyle kurtarıyor bu 16 insan. 16 tane ormancı da yanabilirdi orada.
Yani, orada o insanların, ormanla iç içe olan insanların eğitilmesi gerekir,
yangının söndürülmesi konusunda, yardım edilmesi konusunda. Her kafadan bir ses çıkıyor çünkü. Teknik nedir bilmediklerinden,
insanlar yanlış şeyler söyleyebiliyorlar. “Benim evim yanıyor, niye müdahale
edilmiyor?” Hâlbuki müdahale edilecek bir durumu yok. Dolayısıyla bu yönden de
aydınlatılması gerekir insanın. Arkadaşlar, vaktinizi aldım ama Mersin’in ciğeri yanıyor. Bir an
evvel buraya el atılmasında fayda mülahaza ediyorum. Teşekkür ediyorum. BAŞKAN – Teşekkürler Sayın İnan. Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu. Buyurunuz Sayın Eroğlu. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar)
– Sayın Başkanım, çok değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Ben önce, bugün menfur bir saldırı neticesinde hayatlarını
kaybeden polislerimize, şehit olan polislerimize Allah’tan rahmet diliyorum ve
milletimize de başsağlığı diliyorum. Ben, değerli milletvekilleri, özellikle Gülnar yangınıyla, bir de
Manisa iliyle alakalı meseleler hakkında sizlere bilgi arz etmek üzere söz
almış bulunuyorum. Tabii ki önce Gülnar yangınında ölen, -az önce Sayın
Milletvekilimizin de isimlerini söylediği… Her ikisinin de ismi “Hatice”,
nine-torun bunlar. Bunların hayatlarını kaybetmiş olmalarından dolayı büyük
üzüntü duyuyoruz. Ölenlere Allah’tan rahmet diliyorum, yakınlarına ve aziz
milletimize de başsağlığı diliyorum. Efendim, özellikle şunu ifade edeyim: Yangın 7 Temmuz Pazartesi
günü saat on ikiyi on geçe başladı. Esasen, Orman Genel Müdürlüğümüzün yangın
takibiyle, yangınla mücadeleyle ilgili çok modern bir sistemi var. Hemen haber
alındı ve aşağı yukarı 12.30’da o civara ilk yangın müdahalesi yapıldı.
Yangının çıkışı, esasen, özellikle Kavakoluğu ve
Korucuk köyleri var -ben bizzat da gittim gördüm- o iki köy arasında vatandaşın
anız yakması neticesinde ortaya çıkmış. Kuvvetli bir rüzgâr olduğu için, bu
kuvvetli rüzgârla ormana sıçraması suretiyle ormanda da yangın hızla
büyümüştür. Özellikle şunu belirteyim: Helikopterlerimiz on dakika içinde
hareket etmiş ve aşağı yukarı… Sadece o civardaki helikopter değil, biz,
Kahramanmaraş, Antalya, Denizli, Fethiye helikopterlerini de alana hemen sevk
ettik. Hatta 12.50’de helikopterler ilk müdahaleye başladı. Özellikle şunu belirteyim: O civarı ben de bildiğim için,
özellikle rüzgârı ve… Neticede bunun büyük bir yangın olabileceği ihtimaline
binaen, hemen Orman Genel Müdürünü ve ekibi, genel müdür yardımcılarını oraya
gönderdim. Zaten Bölge Müdürümüz ve diğer ekipler, Yangınla Mücadele Daire
Başkanımız hepsi oraya intikal etmişlerdi. Hatta pazartesi günü akşamüzeri de
Sayın Başbakanımıza bilgi arz ettim ve ertesi gün, hemen salı günü, yani dün,
bazı milletvekillerimiz, burada görüyorum Ömer Bey, Ali Er Bey, Zafer Bey…
Ayrıca, orada çok değerli milletvekillerimiz vardı. İsa Gök Bey’i gördük,
kendisinin yakınları ölen kişiler; Mersin Milletvekilimiz Kadir Bey’i gördük.
Dolayısıyla, birlikte yerinde incelemeler de yaptık, köye bizzat giderek
taziyede bulunduk. Hatta şu anda bile gözümün önünde: Orada, tahmin ediyorum
Hatice’nin ya ablası veya çok yakın bir arkadaşı, cenaze gelince tam gözümün
önünde hemen bayıldı ve yere düşüyordu, ben tutmak durumunda kaldım. Hakikaten
çok acı, ateş düştüğü yeri yakıyor. Bundan çok büyük üzüntü duyduk. Ancak, tabii birtakım maddi kayıplar da var, onu biliyoruz;
devletimiz bu yaraları kesinlikle saracaktır. Hatta şu anda, Başbakanımızın
talimatıyla, o bölgedeki insanlara acil bir yardım olarak Başbakanlık
makamından 1 trilyon Türk lirası Mersin Valiliğine intikal etmiştir. Az önce,
ben buraya gelince Valiliğimizi aradım; para geldi, hemen gerekli tedbirleri
alacağız… Bu, bir ilk yardım olarak vatandaşlarımıza verilecek, ailelere
verilecek olan bir yardım, acil. Ancak, az önce de Bayındırlık İskân
Bakanımızla görüştüm. Tabii ki hem biz Çevre Orman Bakanlığı olarak hem de
Bayındırlık İskân Bakanlığı olarak -Afet İşleri, Bayındırlık İskân Bakanlığına
bağlı olduğu için- diğer büyük yaraların sarılması, yanan evlerin, birtakım
hayvan telefatı varsa bunlarla ilgili diğer zararların karşılanması için
gerekli çalışmalar yapılacaktır. Onu özellikle vurgulamak istiyorum. MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Evlerini yapalım. ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Yani, devletimiz
yaraları saracak güçtedir. Yalnız, özellikle şunu belirteyim: Yangın hakikaten… Çok yangın
gören arkadaşlarımız, tecrübeli arkadaşlarımız var, zaten burada orman
teşkilatından olan değerli milletvekillerimiz de var, kendileri de biliyor;
gerçekten oradaki rüzgâra, esen poyraza karşı durulması mümkün değil. Yani,
helikopter belli bir süre çalışamadı ve gece geç saatlere kadar ancak kara
ekipleriyle müdahale etmek durumunda kaldık. Hatta Sayın Milletvekilimiz Ömer
Bey’in de ifade ettiği gibi 16 tane elemanımız yangın içinde kaldı; yangına
karşı giderek, yangının içinden geçerek canlarını kurtardılar. Hatta pazartesi
akşamı biz onlardan haber alamadık, irtibat kesildi; büyük bir telaş içindeydik
ama salı sabahı onların da kurtulduğunu gördük. Özellikle şunu ifade edeyim: Valimiz hemen iznini iptal etti ve
görevinin başına döndü. Özellikle şunu da belirteyim: Şu anda yangına müdahale eden 5
helikopter var, İstanbul Büyükşehir Belediyesinden amfibik
bir yangın söndürme uçağı talep ettik, o gelmişti, dün müdahale etti; 95 arazöz, 20 dozer, 15 loder, 42
tane yangın uzmanı teknik eleman var, 500 adet de yangın işçisi var. 300 tane
de diğer kurumlardan, sivil savunma, civardaki belediyelerden gelenlerle şu
anda 800 kişi yangına müdahale ediyor. Son aldığımız habere göre, şu anda
yangın büyük ölçüde kontrol altına alındı. Bu gerçekten
sevindirici bir husus. Hatta Bozyazı’da da bir yangın çıkmıştı
Mersin’de, onu da kontrol altına aldık. Bugün itibarıyla Türkiye'deki bütün
yangınlar kontrol altına alınmıştır. Onu özellikle sevinçli bir haber olarak
vermek istiyorum. Ayrıca, Sayın Bakanımız Kürşad Tüzmen de
bugün orada. Kendisi tetkiklerde bulunuyor. Ben akşamüzeri ondan da son durumu
alacağım. Ayrıca Orman Genel Müdürümüzden bilgi alıp yapılacak başka ne varsa
bunları yapacağız. Bundan dolayı vatandaşlarımız endişe etmesin. Devletimiz bu
gibi afete uğrayan vatandaşlarımızın yanındadır, yaraları sarılacaktır. Onu
özellikle vurgulamak istiyorum. Bunun dışında şunu belirteyim: Aslında, tabii, bu yangınlar,
maalesef, büyük ölçüde ihmalden kaynaklanıyor. Vatandaş ya sigara izmariti
atıyor veyahut da büyük ölçüde anız veya topladığı çalı çırpıyı yakmak için
böyle bir teşebbüste bulunuyor ve bundan dolayı -büyük ölçüde- yangın çıkıyor.
Ben buradan, vatandaşlarımızdan, özellikle bu konuda hassasiyet göstermelerini
istirham ediyorum çünkü yangın büyüdükten sonra bunun kontrol edilmesi
fevkalade zordur, onu özellikle belirteyim. Ancak bu yangınla mücadelede de
yaptığımız çalışmaları, bu vesileyle çok kısa olarak bilgilerinize arz etmek
istiyorum. Değerli milletvekilleri, özellikle yangınla mücadele konusunda
2007 yılı sonunda çok büyük sayıda arazöz, yangın
söndürme cihaz ve ekipmanı satın aldık. Ayrıca, çok
modern bir yangın takip sistemi kurduk. Şu anda herhangi bir
yangını Ankara’daki merkezden izlemek mümkün, hatta helikopterlerin yangın
yerine kaç kilometre mesafede olduğu, kaç dakikada ulaşabileceği, arazözü kullanan şoförün telefon numarasından aracın
plakasına, arazözün aldığı su miktarına, hangi yöne
hareket ettiğine kadar, Ankara’daki bizim yangın kriz merkezinden, bütün
bilgileri görmek, harita üzerinden her an takip etmek mümkün -böyle muhteşem-
bunu özellikle belirtmek istiyorum. Zaten, bu yüzden yangınlarda biz,
diğer Akdeniz ülkelerine nazaran fevkalade başarılıyız. Biz, geçen sene 11.500
hektarlık yangınla yılı kapattık ama diğer Akdeniz ülkelerinde bu miktar
–Yunanistan’da vesaire- bizdeki yanan miktarın 5-10 katı civarında olmuştur.
Ancak şunu ifade edeyim: Daha da gayret etmemiz lazım. Sizlerin, değerli
milletvekillerimizin yardımlarıyla, inşallah, biz, yangına karşı daha da güçlü
bir şekilde mücadele edeceğiz, onu belirteyim. Ben, buradan, gerçekten cansiparane bir
şekilde yangına karşı, yangını söndürmek için mücadele eden gerek Orman Genel
Müdürlüğümüzün bütün elemanlarına, diğer belediyelerin ve sivil savunma
teşkilatının güzide elemanlarına şükranlarımı arz etmeyi bir borç biliyorum. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bir de özellikle gündem
dışı konuşma yapan Sayın Erkan Akçay Beyefendi, Manisa Milletvekili, Manisa ile
ilgili sorunlar hakkında konuştu. Benimle ilgili olarak, biliyorsunuz, daha
ziyade sulamadan bahsedildi. Ama şunu belirteyim: Bildiğiniz gibi, Devlet Su
İşleri tarafından Aşağı Gediz Projesi yürütülmektedir. Bir de özellikle sizin
de işaret ettiğiniz üzere, Akhisar Gördes Barajı orada çok önemli bir alanı
sulayacaktır. Bunun da bu yıl sonunda su tutmasını
planlamıştık. Biliyorsunuz daha iki sene sonra bitmesi planlanmıştı ama şu anda
ilave ödenek gönderdik ve bu çok önemli olduğu için, aynı zamanda İzmir’e su
temin edeceği, sulama maksadıyla kullanılacağı için Gördes Barajı’nı hızla
bitiriyoruz. Sulama projesinin yapımına da geçtik, onu da müjde olarak
belirteyim. Bunun dışında Kelebek Barajı, Güneşli, Çaltıcak,
Bakır Göleti gibi birtakım projelerin de yapımı hızla
devam ediyor, bunların da projeleri bitince ihalesi gerçekleştirilecektir. Ancak, sizin de ifade ettiğiniz üzere, burada artık, su çok
kıymetli olduğu için mutlaka kapalı sistem basınçlı sulama sistemlerine
dönmemiz şarttır. Zaten biz bu konuda bütün yeni projeleri, hatta devam eden
projeleri dahi kapalı sistem basınçlı sulama olacak şekilde tadil ediyoruz. O
konuda endişe etmeyin, biz mutlaka en modern sistemi uygulayacağız. Manisa gibi
yerde, suyun kıymetli olduğu ve arazinin de çok verimli olduğu alanda suya ve
sulamaya çok büyük önem veriyoruz. Öncelikli projelerimiz arasında bunlar, onu
özellikle belirteyim. Diğer hususlara da, hastane vesaire konularına, katı atık
meselelerine de herhâlde zamanı gelince cevap vereceğiz. Ben sözlerimi burada noktalıyorum. Hepinize en derin saygılarımı
arz ediyorum efendim. Sağ olun. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Eroğlu. Sayın milletvekilleri,
şimdi gündeme geçiyoruz. Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır. Sözlü soru önergelerinin geri alınmasına dair üç önerge vardır,
okutuyorum: V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA
SUNUŞLARI A)
Önergeler 1.- Manisa Milletvekili Mustafa Enöz’ün (6/689) esas numaralı sözlü sorusunu geri aldığına
ilişkin önergesi (4/75) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Gündemin sözlü sorular kısmının 281’inci sırasında yer alan
(6/689) esas numaralı sözlü soru önergemi geri alıyorum. Gereğini saygılarımla arz ederim. Mustafa
Enöz Manisa 2.- Tokat Milletvekili Reşat
Doğru’nun (6/766) esas numaralı sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi
(4/76) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Gündemin sözlü sorular kısmının 344’üncü sırasında yer alan
(6/766) esas numaralı sözlü soru önergemi geri alıyorum. Gereğini saygılarımla arz ederim. Dr.
Reşat Doğru Tokat 3.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın (6/762), (6/763), (6/772), (6/775) esas
numaralı sözlü sorularını geri aldığına ilişkin önergesi (4/77) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Gündemin sözlü sorular kısmının 340, 341, 350 ve 353’üncü
sıralarında yer alan (6/762, 763, 772 ve 775) esas numaralı sözlü soru
önergelerimi geri alıyorum. Gereğini saygılarımla arz ederim. Prof.
Dr. Alim Işık Kütahya BAŞKAN – Sözlü soru önergeleri geri verilmiştir. Meclis araştırması açılmasına ilişkin bir önerge vardır,
okutuyorum: B) Meclis
Araştırması Önergeleri 1.- Kars Milletvekili Mahmut Esat
Güven ve 19 milletvekilinin, Kuyucuk Gölü’ndeki çevre sorunlarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/241) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Bölge ekonomisiyle birlikte doğal yaşamın geleceğini etkileyecek
“Kars-Arpaçay Kuyucuk Gölünün kirlenmesinin önlenmesi ve bu konuda yasal
düzenlemenin oluşturulması” amacıyla Anayasanın 98. TBMM İçtüzüğünün 104 ve
105. maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılması hususunda gereğini
saygılarımızla arz ederiz. 1) Mahmut Esat Güven (Kars) 2) Necip Taylan (Tekirdağ) 3) Mehmet Müezzinoğlu (İstanbul) 4) Avni Doğan (Kahramanmaraş) 5) Zeki Ergezen (Bitlis) 6) Hakkı Köylü (Kastamonu) 7) Cemal Yılmaz Demir (Samsun) 8) Rıtvan Köybaşı (Nevşehir) 9) Aşkın Asan (Ankara) 10) Fuat Bol (İstanbul) 11) Zekeriya Aslan (Afyonkarahisar) 12) Mehmet Sağlam (Kahramanmaraş) 13) İsmail Özgün (Balıkesir) 14) Harun Tüfekci (Konya) 15) Ahmet Koca (Afyonkarahisar) 16) Osman Coşkun (Yozgat) 17) Necdet Ünüvar (Adana) 18) Zeki Karabayır (Kars) 19) Halide İncekara (İstanbul) 20) Yahya Doğan (Gümüşhane) Gerekçe: 219 hektarlık bir alanı kaplayan Kuyucuk Gölü, Kars’ın en önemli
sulak alanı olup, uluslar arası önemli Doğa Alanı (Key
Biodiversity Area) ve Yaban
Hayatı Geliştirme Sahası statüsüne sahiptir. Kars-Akyaka Platosunda yer alan
göl, kaynak suyuyla beslenmektedir ve en derin noktası 13 metredir. Yer yer küçük Phragmites saz öbekleri
olsa da, göl kıyısı bitki örtüsü fakirdir. Göl kıyısı ve çevresinde koyun ve
inek otlatılmaktadır. Ağaçsız steple çevrelenmiş olan gölün etrafında tahıl ve
yem bitkileri yetiştirilmekte ve hayvancılık yapılmaktadır. Bundan dolayı göle
nitrat, fosfat ve diğer kimyasal maddeleri taşıyan sular sızmaktadır. Göl en büyük doğa turizm potansiyeline sahip olan zengin kuş
toplulukları, özellikle de bayrak tür niteliğini taşıyan angıt
(Tadorna Ferruginea)
ördekleri açısından çok önemlidir. Kuyucuk gölü kuşlar açısından Kars ilindeki
en önemli alandır ve Türkiye’de nesli tehlike altında bulunan dikkuyruk (oxyura leucocephala) ördeğinin ve
Sibirya kazının (Branta ruficollis)
yanı sıra en az 161 türden on binlerce kuşu barındırmaktadır. Kuyucuk gölü her
ne kadar koruma altında olsa da alanda kaçak avcılık yapılmakta ve bunun önüne
geçmek mümkün olmamaktadır. Konunun Türkiye Büyük Millet Meclisinde kurulacak Meclis Araştırma
Komisyonunda incelenmesi ve gerekli tedbirlerin belirlenmesini gerekli
görmekteyiz. BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur. Önerge gündemdeki yerini alacak ve Meclis araştırması açılıp
açılmaması konusundaki görüşme sırası geldiğinde yapılacaktır. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının bir tezkeresi vardır,
okutup oylarınıza sunacağım. C)
Tezkereler 1.- Asya Parlamenter Asamblesinde
3 üyeyle temsil edilen Türkiye Büyük Millet Meclisinin, APA Şartı gereğince 5
üyeyle temsil edilmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/494) 3
Temmuz 2008 Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna İran’ın başkenti Tahranda 17-21 Kasım 2007 tarihleri arasında
yapılan Asya Parlamenterler Asamblesi 2. Genel Kurul toplantısında kabul edilen
“Asya Parlamenterler Asamblesi (APA) Şartı” gereğince, üye ülkeler Genel Kurul toplantıları’nda ülkelerin nüfus oranları çerçevesinde üye
sayısıyla temsil edilecektir. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni temsil edecek Uluslararası Grubun,
APA Şartı’nın 8. maddesinin 2. fıkrasında yer alan “ek üyelik” düzenlemesi
gereğince üye sayısı 5 olarak belirlenmiştir. Buna göre, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni Asya Parlamenterler
Asamblesi’nde (APA) temsil eden 3 üye’ye, 2 üye ilave edilerek toplam 5 üye ile
temsil edilebilmesi hususu Genel Kurul’un tasviplerine sunulur. Köksal
Toptan Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanı KAMER GENÇ (Tunceli) – Karar yeter sayısının aranmasını istiyorum
Sayın Başkan. BAŞKAN – Karar yeter sayısını arayacağım. Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Karar yeter sayısı yoktur. Birleşime beş dakika ara veriyorum. Kapanma Saati: 13.47 İKİNCİ OTURUM Açılma Saati: 13.56 BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU KÂTİP ÜYELER: Canan CANDEMİR ÇELİK
(Bursa), Fatoş GÜRKAN (Adana) BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
128’inci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının tezkeresinin
oylamasında karar yeter sayısı bulunamamıştı. Şimdi, tezkereyi tekrar
oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım. Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir, karar yeter
sayısı vardır. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının bazı sayın
milletvekillerinin izinli sayılmalarına dair bir tezkeresi vardır, okutup
oylarınıza sunacağım: 2.- Bazı milletvekillerinin izinli
sayılmalarına ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/495) Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna Aşağıda adları yazılı sayın milletvekillerinin hastalıkları
nedeniyle hizalarında gösterilen süre ile izinli sayılmaları Başkanlık
Divanının 11 Haziran 2008 tarihli toplantısında uygun görülmüştür. Genel Kurulun onayına sunulur. Köksal
Toptan Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanı “İstanbul Milletvekili Ali Topuz, 29/04/2008
tarihinden itibaren 31 gün” BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir. “Samsun milletvekili Haluk Koç, 07/05/2008
tarihinden itibaren 16 gün” BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir. Başbakanlığın, Anayasa’nın 82’nci maddesine göre verilmiş bir
tezkeresi vardır, okutup oylarınıza sunacağım: 3.- İsviçre’ye resmî ziyarette
bulunan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’e refakat eden heyete
iştirak etmesi uygun görülen milletvekillerine ilişkin Başbakanlık tezkeresi
(3/496) 8/7/2008 Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in,
Uluslararası Çalışma Örgütü’nün 28 Mayıs-13 Haziran 2008 tarihlerinde
Cenevre’de gerçekleştirilen 97 nci Genel
Konferansı’na katılmak üzere bir heyetle birlikte İsviçre’ye yaptığı resmî
ziyarete, ekli listede adları yazılı milletvekillerinin de iştirak etmesi uygun
görülmüş ve bu konudaki Bakanlar Kurulu Kararının sureti ilişikte
gönderilmiştir. Anayasanın 82 nci maddesine göre
gereğini arz ederim. Recep
Tayyip Erdoğan Başbakan Liste Agâh Kafkas Çorum
Milletvekili Kemallettin Aydın Gümüşhane
Milletvekili Ahmet Gökhan Sarıçam Kırklareli
Milletvekili Mehmet Cevdet Selvi Kocaeli
Milletvekili Mustafa Kalaycı Konya
Milletvekili Mehmet Nil Hıdır Muğla
Milletvekili Enver Yılmaz Ordu
Milletvekili Durdu Mehmet Kastal Osmaniye
Milletvekili BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir. Sayın milletvekilleri, alınan karar gereğince sözlü soru
önergelerini görüşmüyor ve gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile
Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmına geçiyoruz. 1’inci sırada yer alan, Elektrik Piyasası Kanunu ve Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum
ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporlarının görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz. VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri 1.- Elektrik Piyasası Kanunu ve
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Avrupa Birliği
Uyum ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/554) (S. Sayısı: 249)(x) BAŞKAN – Komisyon? Burada. Hükûmet? Burada. Geçen birleşimde, tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmış
ve maddelerine geçilmesi kabul edilmişti. Şimdi, birinci bölümün görüşmelerine başlıyoruz. Birinci bölüm, geçici 13,14,15 ve 16’ncı
maddeler dâhil olmak üzere 1 ila 14’üncü maddeleri kapsamaktadır. Birinci bölüm üzerine gruplar adına ilk söz Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adına Tacidar Seyhan’a aittir. Adana Milletvekili Sayın Tacidar Seyhan,
buyurunuz efendim. (CHP sıralarından alkışlar) Süreniz on dakikadır. TACİDAR SEYHAN (Adana) – Sayın Başkan, şahsım adına da söz talebim
var, birleştirilmesini talep ediyorum. BAŞKAN – Siz şimdi grup adına buyurunuz Sayın Seyhan. CHP GRUBU ADINA TACİDAR SEYHAN (Adana) – Sayın Başkan, değerli
milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Görüşülmekte olan tasarı, aslında, Türkiye'nin geldiği noktayı
açıkça ortaya koymaktadır. Değerli arkadaşlar, aslında, bu tasarı içerisinde alınan
tedbirlerden büyük bir çoğunluğunu bütçe görüşmeleri sırasında veya daha önceki
kanun görüşmeleri sırasında, biz, Türkiye Büyük Millet Meclisinden, yapılması
gereken, alınması gereken tedbirler olarak dile getirmiştik ama zamanında bu
tedbirler alınmadı. Şimdi, ne zaman ki Türkiye'nin bir enerji sorunu çıktı
ortaya, ne zaman ki acil önlem almak gerekti, bu kanunlar hep bir araya
getirilerek toplu bir önlem hâline dönüştürüldü ve birbirine karıştırıldı. Biz şundan yanayız: Ülkede enerjinin arz güvenliğini sağlayabilmek
için mutlak tedbirler alınmalıdır, değişiklikler yapılabilir, zamanında
yapılabilir ancak bu değişiklikleri yaparken büyük bir özveri ve paylaşım
gereklidir değerli arkadaşlarım. Birincisi; Sanayi ve Ticaret Komisyonu 24 kişilik uzmanlardan
oluşuyor. Bu Kanun, bu Komisyonun dikkatinden ve gündeminden sadece Plan
Bütçeye yönlendirilmiştir, buradaki arkadaşların birikimi yok sayılmıştır, bu
bir hatadır, bu yapılmamalıydı, bu, arkadaşlarımıza haksızlık. İkincisi, değerli arkadaşlar, böyle önemli bir konuda “Hazırlık
yaptık.” deniliyor, tıpkı kumpir gibi birbirinden farklı konular bir araya
getiriliyor, karıştırılıyor ve alt komisyona gittiğinde bir bakıyoruz ki
önümüzde elliye yakın önerge var. Değerli arkadaşlar, bu kadar ciddi bir konuda madde sayısının 2
katı kadar önerge olur mu? Şimdi Genel Kurulda da önerge var. Bu şunu
gösteriyor: Kanunun hazırlanması sırasında ne kadar deneyimsiz, bilgisiz,
araştırmadan uzak bir çalışma yapıldığını ortaya koyuyor değerli arkadaşlarım. Bakın, Sayın Bakan konuşmasında birkaç şey söyledi: “Biz bu işi
biliyoruz, işi bize bırakın.” dedi. Değerli arkadaşlar, bir de -öcü gibi şundan kaçılıyor- deniliyor
ki, “Liberalleşen piyasada kamu yatırım yapmayacak.” “Yapmayacak.” dedi Sayın
Bakan. Oysa, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Komisyonundan geçirdiği Nükleer Yasa Tasarısı’nda da ve oradaki linyitlerin
değerlendirilmesi için kömür santrallerinin Afşin-Ebistan’a
kurulmasıyla ilgili tasarıda da kamu-özel sektör ortaklığıyla bir santral
yapılabileceğini beyan etti ve kanunlaştırdı. Şimdi, arkadaşlar, kamudan korkmamak lazım. Serbest piyasada
kamunun yeri olmaz diyemezsiniz. Kamu, üstüne düşen görevi yapacak, piyasaya
müdahale etmeyecek, serbest piyasa da kendi işinde, kendi yönünde dönecek.
Kamunun yapması gereken, kamu yatırımlarıyla özel sektör yatırımları arasında
rekabette haksızlığı ortadan kaldırmaktır, kamunun yatırımlarını ortadan
kaldırmak değildir. Buna öcü gibi bakmamalısınız. Sayın Bakan “Bu işi biliyoruz.” dedi. Sayın Bakanın söylediği ve
tutanaklara geçen ama farklılaştırılmış birkaç şeyi de ben burada söyleyeceğim.
Biz bu ülkenin arz güvenliği sıkıntısına düşmesini elbette istemeyiz. Ama ben
Sayın Bakanın “Bu var.” diyen arkadaşlarımıza, “Bu ülke elektriksiz kalacak.”
diyen arkadaşlarımıza “mazohist” benzetmesiyle
yaklaşmış olmasını kınıyorum. Bir bakanın ağzından çıkmamasını isterdim böyle
bir lafın. Hepimiz bu ülkeyi seviyoruz. Acaba benim Bakana yönelttiğim
suçlamalardan dolayı Sayın Bakan vereceği cevapta bana hangi tıbbi terimi
yakıştıracak diye merak etmeye başladım. Bakanın görevi sorulara cevap
vermektir, bizlere konuşmalarımızdan, eleştirilerimizden dolayı ruhsal bir
hastalık atfetmek değildir. Sayın Bakan geliyor buraya “Beş ampule üç ampul ekledim.” diyor.
Evet, beş ampule üç ampul eklendi ama yedek kapasiteden eklediniz Sayın Bakan.
Bu ülkede kullanılan elektriğin üçte 1’i kadar yedek kapasite vardı 2002
yılında. İktidara geldiğiniz günden bugüne kadar “Bulgaristan’dan elektrik
almadık, kestik onu.” diyorsunuz. Evet, doğru yaptınız ama elektrik üreterek
onu kapatmadınız, yedek kapasiteyi kullanarak kapattınız. Bir
doğruyu doğru söylemek lazım, yerinde söylemek lazım. Bulgaristan’dan
aldığımız elektriğin kesilmesinin nedeni veya oradan elektrik almamızın nedeni
elektrik yokluğu değildi. Elektriğimiz vardı, sözleşme yapılıyordu, hatta bu
ülkenin yedek kapasitesi de vardı, sözleşme gereği alınıyordu. Kesilmesi ve
yerli kaynaklarımızın kullanılması doğru karardır ama “O gün elektrik yoktu,
bugün elektrik var.” demek yanlış bir anlatımdır değerli arkadaşlar. O gün
Türkiye'nin yedek kapasitesi vardı. Sayın Bakan Enerji Bakanlığında 50 milyar
kilovat saatlik yedek kapasiteyi aldı, 2008’de bu kapasiteyi sıfıra getirdi.
Sadece bu bile Sayın Bakanın altı yılda Türkiye’yi getirdiği noktayı gösterir. “Ben iyi yaptım, işimi iyi yaptım, bana bırakın.” diyorsunuz.
Sayın Bakan, işini iyi yaptın. BOTAŞ alacaklarını EÜAŞ’tan
alamadı, BOTAŞ alacaklarını belediyeden alamadı ve siz müdahale etmediniz.
BOTAŞ da gitti yurt dışından kredi aldı, ona faiz ödedi, bu milletin, fakir
fukaranın cebindeki parayı yabancı bankalara verdiniz. Sayın Bakan, siz bu
milletin cebinden, doğal gaz zammı yaparken parayı aldınız ancak BOTAŞ, Ankara
Belediyesinin, EGO’nun borçlarını kamu zararı göstererek sildi. 700 milyon
dolara yakın parayı sildi ve BOTAŞ da bunu görev zararı gösterdi. BOTAŞ gitti
kredi aldı. Bu para kimin cebinden çıktı? Kimin parasını sildin sen Sayın
Bakan? Hani iyi yönetim? Bu muydu iyi yönetim değerli arkadaşlar? Yani bunu
söylemek bizi mazohist mi yapıyor? “Saptırmayın,
tarihi hatırlayın.” diyor. Sayın Bakan geldikten sonra ne yaptı? Bir pembe
dizi. Değerli arkadaşlarım, pembe dizinin de bir şeyi var. Bekaa Vadisi’nde pembe dizi çekilir mi? Olmaz. Söylediğiniz
şeylerde… Ben Bakandan, şu kürsüye çıktığında “Ya arkadaşlar, biz şunları
yaptık ama burada da eksiğimiz var. Sizin de desteğinizle şunları yapacağız.”
demesini beklerdim. Yok böyle bir şey. Yenilenebilir
Enerji Kanunu’nda bas bas bağırdık, iki defa geçen
Kanun’u yenilemek zorunda kaldık. Teşvikleri gündeme getirdiğimizde “Bu teşvik
olmaz.” dediler, bugün bizim söylediğimiz teşvikler kanunun içerisinde yer
alıyor. Kim verecek bunun cevabını? Değerli arkadaşlar, olmaz böyle bir şey.
Biraz da… E, Bakan hiç mi bir şey yapmadı? Elbette yaptı. Bir ülkede
devletin sürekliliği esastır. İşin başında, bakanı bırakın, o kurumların
yöneticileri bile bu kadar işi yapar. Deniliyor ki: “Biz 3 bin küsur megavat
devreye aldık.” Sayın Bakan, o devreye aldığınız bütün santrallerin yatırımı
siz iktidara gelmeden önce yapılmıştı. Şimdi yatırımlar yapılmıyor mu, şimdi
projeler yok mu? Var. Şimdiki projeler içerisinde önemli projeler de var. Ama
Türkiye’ye “Bu yenilenebilir enerji yatırımları rahatlatacak.” diye bir mesaj
verirseniz bu ülkeyi karanlığa götürürsünüz. Değerli arkadaşlar, o projelerin en az yüzde 60’ı gerçekleşebilir
projeler değildir ve yüzde 40’ı için de Türkiye’de büyük bir finans sıkıntısı
vardır. Bu nedenle, Türkiye'nin geleceğine doğru bakmak
lazım. Türkiye’de geç kalınmıştır, yenilenebilir enerji kaynaklarının
harekete geçirilmesinde, yatırım planlaması yapılmasında geç kalınmıştır.
Burada tarihe not düşüyorum: Bu ülke geçmişte eleştirdiğimiz, yüzde 51’e çıkan,
yüzde 60’lara doğru yürüyen doğal gaz çevrim santrallerine mahkûm
bırakılmıştır. 2020 yılına kadar hangi iktidar gelirse gelsin, bugünden sonra,
yenilenebilir enerji yatırımlarıyla bu ülkenin enerji ihtiyacını karşılayamayacak.
Maalesef, yerli kaynakların oranı artamayacak.
Aksi olacak, bu ülke doğal gaz çevrim santralleri yapmaya devam
edecektir. Bunun sorumlusu Sayın Bakandır, bunun sorumlusu Hükûmettir,
zamanında tedbir almamaktır. Daha geçen yıl Türkiye Büyük Millet Meclisi komisyonunda Sayın
Bakan “Biz nükleeri de getiriyoruz.” dedi ve hepimize ne dedi biliyor musunuz
orada? “Beş yılda bu iş tamam.” Sayın Bakan cevap
versin, bir yıl geçti, daha ihale edemediniz. Geriye kaldı dört yıl. Sayın
Bakan, soruyorum: Dört yılda, söylediğiniz gibi, 2,5 milyar dolara bu nükleer
santrali yapıp Türkiye’ye dört yılda bir nükleer santral kazandırabilecek
misiniz? Arkadaşlar, bu işler lay lay
lom değil ki. Çocukluk hastalığıyla, “Yaparım,
ederim.” demekle olmuyor. Altı senedir Bakanın bütün konuşmalarını inceledim.
Ne zaman enerji krizi gündeme gelse ya “Kömür buldum.” diyor ya “Doğal gaz
buldum.” diyor ya “Petrol buldum.” diyor. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız, buyurunuz. TACİDAR SEYHAN (Devamla) – Allah rızası için, lütfen, çıkın,
Türkiye’de doğal gaz, petrol üretimine bir bakın bakalım. Yüzde kaçtı, yüzde
kaça geldi? Miktarı artmış olabilir. Ama ithal kaynakların yüzdesi Türkiye’de
düşmemiştir, artmıştır. Türkiye’de kaçak gerilememiştir, kaçakçılık artmıştır.
Ortaya atmış olduğu hiçbir kanun teklifi, yürütmede ısrarlı ve kararlılık
olmadığı için işlememiştir değerli arkadaşlarım. Bugün rafinerilerimizden çıkan
rafine edilmiş petrole bakarsanız, bugün çıkan petrol miktarı 2006’da çıkan
petrol miktarından azdır. Tüketim artıyor. Rafine edilmiş petrol miktarı,
rafinerilerden çıkış azalıyor. Bu nerede arkadaşlar, bu kullanılan petrol?
Nereden geliyor? Yani ne yapalım? Bu saatten sonra Sayın Bakanla biz abaküs
alıp yeniden hesaba mı başlayalım? Hiç mi hesap yok kafamızda? Değerli arkadaşlar, konuya doğru bakmak lazım, meseleye doğru
bakmak lazım. Ben konuşmamın diğer bölümünde diğer aksaklıkları da dile
getireceğim. Beni dinlediğiniz için çok teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Seyhan. Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Denizli Milletvekili Emin
Haluk Ayhan. Buyurunuz Sayın Ayhan. (MHP sıralarından alkışlar) KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, komisyonun temsilcisi yok
orada efendim. Boyuna önergelerle uğraşıyorlar. BAŞKAN – Komisyonun özel sözcüsü oturuyor efendim. KAMER GENÇ (Tunceli) – Hayır, sözcü yok orada. VEYSİ KAYNAK (Kahramanmaraş) – Tanımıyorsun Kamer Bey,
tanımıyorsun. KAMER GENÇ (Tunceli) –Plan ve Bütçenin sözcüsü değil efendim. PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ KEREM ALTUN (Van) – Dikkatli
bakarsanız… BAŞKAN – Özel sözcüsü diye not yazılmış efendim, kararda var.
Raporda yazıyor. Sayın Ayhan, buyurunuz efendim. Süreniz on dakikadır. MHP GRUBU ADINA EMİN HALUK AYHAN (Denizli) – Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan. Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan 249 sıra
sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı’nın birinci bölümü üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun
görüşlerini arz etmek üzere söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum. İstanbul’daki elim olay nedeniyle şehit olan polislerimize
Allah’tan rahmet diliyorum, yaralı olanlara da acil şifalar diliyorum. Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; ülkelerin gelişmişlik
durumunu yansıtan, enerji talebini belirleyen üç temel faktör olarak; nüfus
artışı, ekonomik kalkınma ve teknolojideki ilerleme sayılabilir. Türkiye’nin
birincil enerji tüketimi 2007 yılında dünya toplamının yüzde 0,95’idir. Bununla
beraber, Türkiye’nin aynı yıl 31,1 milyon ton petrol tüketimi ve 35,1 milyar
metreküp doğal gaz tüketimi olan, bu miktarların tamamına yakınını ithal eden
önemli bir enerji pazarı ve ithalatçısı konumundadır. Petrol, doğal gaz gibi enerji kaynakları sınırlı olan Türkiye’nin,
zengin kaynaklara sahip komşularla sarılı konumu, kendi kaynaklarımızın kıtlığı
sebebiyle talihsiz bir konu olarak değerlendirilse de uluslararası enerji geçiş
yollarının kavşağında yer alması bunu bir avantaja çevirmesi gerekirken,
maalesef, bu Hükûmet döneminde bu da
gerçekleştirilememiştir. Türkiye, başta Orta Doğu ve Hazar havzası olmak üzere
dünyanın ispatlanmış gaz rezervlerinin yüzde 72’sinin ve ispatlanmış petrol
rezervlerinin yüzde 73’ünün bulunduğu bir bölgede yer almaktadır. Bu nedenle,
Türkiye, kaynak ülkeleriyle tüketici pazarları arasında doğal bir köprü işlevi
görmekte ve kaynak ve güzergâh çeşitlendirmesi yoluyla enerji güvenliğinin
sağlanmasında önemli bir ülke olarak ön plana çıkmaktadır. Türkiye, dünyada en süratli büyüyen enerji pazarlarından biri
hâline gelmiştir. Türkiye, enerji sektörünün her alanında hızla artan bir
taleple karşı karşıyadır. Türkiye’nin artan enerji talebi karşısında kendi
enerji kaynaklarının sınırlı olması, başta petrol ve doğal gaz olmak üzere
enerji kaynaklarının ithaline bağımlılığı da beraberinde getirmiştir. Türkiye’nin enerji ve ekonomi politikalarında son derece kritik
bir durum yaşanmaktadır. Enerji ithalatı için 2006 yılında 28,7; 2007’de ise
33,9 milyar dolar ödenmiştir. 2008’de enerji ithalatı faturasının 40 milyar
doları aşması beklenmektedir. Türkiye, enerji tüketiminde yüksek bir dışa bağımlılık
yaşamaktadır. 2007 yılı enerji tüketiminin yalnızca yüzde 27’si yerli
kaynaklarla karşılanabilmiştir. Petrol ve doğal gaz fiyatlarındaki artışın
sürmesi durumunda toplam enerji tüketiminde petrole yüzde 33, doğal gaza yüzde
29 bağımlı olan Türkiye ekonomisinin ne hâle geleceğinin ayrıca hesaba
katılması da gereklidir. Artan talebin en büyük bileşenini elektrik enerjisi üretimi için
doğal gaz tüketimi oluşturmaktadır. İthal bir enerji kaynağı olan doğal gazın
elektrik enerjisi üretimi içindeki payı 2006 yılında yüzde 45,8’den 2007’de
yüzde 48’e, 2008 yılı tahminlerine göre ise yüzde 49-50’lere çıkması
beklenmektedir. Elektrik üretiminde ithal bir enerji kaynağına bu denli bağımlı
olmamız hiç rasyonel değildir ve millî çıkarlarımıza da aykırıdır. Enerji ithalatının genel ekonomi üzerindeki ağır baskısı yanı
sıra, 2005 başından bu yana doğal gaza açıklanmış enflasyon rakamlarının çok
üzerinde bir düzeyde zam yapılmış olması sanayi sektörleriyle halkı olumsuz
şekilde etkilemektedir. Yüksek ithalat bağımlısı olduğumuz ülkelere yönelik arz güvenliği
kaygıları enerji sorunlarımızın başında yer almaktadır. Gerçekçi bir gözle
değerlendirildiğinde, bu ve benzeri göstergeler, Türkiye enerji politikaları ve
genel ekonomi dengeleri açısından altüst edici değerlerdir ve birer kriz
faktörü oluşturmaktadırlar. Aksi takdirde, Hükûmet
niye bu tasarıyı getirme ihtiyacını hissedecektir? Tasarının 3’üncü maddesiyle, yenilenebilir enerji kaynaklarına
dayalı enerji üretim tesislerine birtakım kolaylıklar sağlanmıştır. Küçük
ölçekli yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının hızla yaygınlaşması
için bu tesisler tarafından üretilecek elektriğin sisteme nasıl
bağlanabileceğinin ve nasıl bir tarife uygulanacağının geciktirilmeden
düzenlenmesinin yararlı olacağı düşünülmektedir. Tasarının 4’üncü maddesinde 4628 sayılı Kanun’un 14’üncü
maddesinin sonuna ilave edilen fıkrayla getirilen hükmün, şu ana kadar 4046
sayılı Kanun kapsamında uygulanıp uygulanmadığı hususunun değerlendirilmesinde
yarar vardır çünkü yetki aşamasında farklı kuruluşlara bağlı olmanın bazı
problemlerin ortaya çıkmasına neden olacağı bir gerçektir. Alt komisyon
görüşmeleri sırasında da şimdiye kadar böyle bir uygulama olmadığı Özelleştirme
İdaresi Başkanlığı yetkililerince ifade edilmiştir. Ayrıca, özelleştirmeden
elde edilecek gelirlerin enerjiyle ilgili kuruluşlara özel ödenek olarak
kaydedilme durumu söz konusu olmaktadır. Bu uygulama, 5018 sayılı Kanun’a
aykırılık arz etmektedir. Artık bu husus Hükûmet
tarafından her konuda gelenek hâline getirilmektedir. Tasarının 5’inci maddesinde yapılan ilaveyle, kamu tüzel
kişiliğini haiz tüzel kişilere yürütülen üretim, iletim ve dağıtım faaliyetleri
kapsamında tesislerin işletilmesi ve bakım-onarım işlerinin hizmet alınmak
yoluyla yürütülmesi imkânı getirilmektedir. Bu durum, zaman içerisinde kamudaki
mevcut nitelikli personelin erimesine yol açabilir. Hatta zamanla bu hizmeti alabilecek
veya alınan hizmeti kontrol edebilecek kadar niteliğe sahip personelin
bulunmasında dahi sıkıntılar doğurabilir. Bu sebeple, bu tesisler kamu
tarafından işletildiği sürece hizmetlerin kamu personeli eliyle yürütülmesi
öncelikli olarak düşünülmeli ve personel politikası buna göre belirlenmelidir. Tasarının 7’nci maddesiyle fiyat eşitleme mekanizmasının
uygulanacağı geçiş dönemi 31/12/2012 tarihine
çekilmektedir. Uygulama, özellikle ülkemizin yüksek olan kayıp ve kaçakların
daha da artmasına sebep olabilir. Ulusal tarife uygulamasının politikalarının
da etkisiyle bazı bölgelerimizde kayıp ve kaçaklar çok yüksek boyutlara
ulaşmıştır. Bu sebeple, çapraz sübvansiyonlar yerine gerekirse başka bir formül
bulunarak herkesin tükettiği enerjinin bedelini ödemesi gerektiği bilincinin
yerleştirilmesi hususu değerlendirilmelidir. Elektrik kayıp kaçağının en düşük
olduğu il olan Denizlili sanayiciler inim inim
inlerken kaçak kullanım problemlerini niye Denizlili sanayicilere
yüklüyorsunuz? AKP Hükûmetleri döneminde kamu enerji
sektörü yatırımlarının toplam kamu sektörü yatırımları içindeki payı giderek
azalmıştır. Enerji sektöründe, 2002 yılında yüzde 20,8 olarak gerçekleşen bu
pay, 2008 yılı programında yüzde 9,1 olarak hedeflenmiştir. Sabit fiyatlarla
2004, 2006 ve 2007 yıllarında kamu enerji sektörü yatırımlarında önemli
azalmalar meydana gelmiştir. Bunun sorumlusu muhalefet değildir. Birincil
enerji tüketimi ve kaynakların oranları dikkate alındığında 2002 yılında doğal
gaza olan bağımlılık yüzde 26 düzeyindeyken 2008 yılının programında bu oranın
yüzde 30,2’lere ulaşması öngörülmektedir. AKP Hükûmeti döneminde Hükûmetin enerji politikalarının temelinde, ulusal
çıkarların korunması, enerji arzı ve güvenliğinin ve devamlılığının sağlanması,
serbest rekabete dayalı bir enerji piyasası oluşturulması konuları yer
almaktadır. 60’ıncı AKP Hükûmeti Programı’nda, enerji
güvenliği ana unsur olarak yer almış ve konutlarda tüketilen elektriğe hiç zam
yapılmadığı, sanayide tüketilen elektrik fiyatında yüzde 5 indirim yapıldığı
konularına yer verilmiştir. Ancak 2008 yılında elektrik fiyatlarında yüzde
40’ları aşan zamlar meydana gelmiştir. Hiç kimse enerji talebi ile büyüme ilişkisinden bahsetmemektedir.
Olmayan enerjinin ekonomiye maliyeti nedir? İhtiyaç fazlası kapasitenin maliyeti
nedir? Elimizde bir çalışma var mıdır? Niçin kamuoyuyla paylaşmıyoruz? Bunların
Türkiye Büyük Millet Meclisinde tartışılması gerekmektedir. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız. Buyurunuz. EMİN HALUK AYHAN (Devamla) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan. 2002 yılında başlatılan elektrik sektörünün serbest piyasaya
dönüşüm çalışmalarında AKP Hükûmeti maalesef önemli
bir dönüşüm sağlayamamıştır. 2007 yılı seçimleri öncesi elektrik sektöründeki
özelleştirmeler kamuoyunca anlaşılamayan nedenlerle ertelenmiştir. Erteleme
kararından ilgili bakanın haberi olmadığını medyadan öğrenmiş bulunuyoruz.
Enerji sektöründeki yatırımların yapılamaması sonucunda AKP Hükûmetleri
döneminde yedek kapasite erimiş ve enerji açığı problemi ülke gündemine
belirgin bir şekilde oturmuştur. Gerçekten, alt komisyon çalışmaları sırasında büyük özveri
gösteren Alt Komisyon Başkanına huzurlarınızda teşekkür etmek istiyorum. Aksi
takdirde bu tasarının mevcut hâliyle bile Genel Kurul gündemine gelmesi mümkün
değildi. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Sözlerinizi toparlayınız lütfen. EMİN HALUK AYHAN (Devamla) – Çünkü aynı bakanlığa bağlı ilgili
kuruluşların her birinin dörder beşer tane farklı önerge, teklifleri bulunmaktaydı.
Bu bile Hükûmetin konuya ne kadar duyarlı olduğunu
göstermesi açısından önemlidir. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Ayhan. Şahsı adına Siirt Milletvekili Sayın Afif Demirkıran. Buyurunuz Sayın Demirkıran. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, kişisel söz alanları lütfen
baştan okuyun, çünkü bize gelen bu basılı kâğıtta arkadaşların isimleri yok.
İsimleri olmayan kişiye de söz vermeniz bana göre mümkün değil… BAŞKAN – Sayın Genç, geçen oturumda da sizinle konuşmuştuk bu
konuyu. Devirler var, İç Tüzük’ü benden daha iyi bilirsiniz efendim… KAMER GENÇ (Tunceli) – Biliyorum ama art niyetli… Sayın Başkan,
siz Başkanlık olarak söz isteyenleri önceden sıraya koyacaksınız, ama adam
ellinci sıradan gelip de birinci sıradan konuşamaz. Lütfen açıklık getiriniz
efendim BAŞKAN – İç Tüzük’e göre devir hakkı vardır efendim. Lütfen bu
konuyu bir daha tartışmayalım Sayın Genç. Buyurunuz Sayın Demirkıran. AFİF DEMİRKIRAN (Siirt) – Teşekkür ederim Sayın Başkan. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu sabah Devlet Su
İşlerinde gerçekten Türkiye’nin gururu olan bir tören yapıldı; özel sektör
tarafından gerçekleştirilecek 61 adet hidroelektrik santralinin temel atma töreni.
Toplam 2.750 megavatın üzerinde. Esasen şu ana kadar lisansı alınmış
hidroelektrik santral sayısı 20 bin megavatın üzerindedir. 1.460 adet…Toplam 60 milyar -65 milyar kilovat saat yıllık enerji
üretimi. Buraya katıldık. Sayın Maliye Bakanı veya bir bakanımız dedi ki:
“Geçmişte yabancı bir uzmana ‘Türkiye nasıl kalkınır?’ diye sormuşlar. O da
‘Türkiye kalkınmasına kalkınır da mevzuat yeterli değil.’ demiş.” Elektrik
Piyasası Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı’nı bugünün sonunda, Yüce Mecliste ümit ediyorum, inşallah geçirmiş
olacağız. Yine 2001 yılında bu Parlamentodan çıkan 4628 sayılı Elektrik
Piyasası Kanunu’ndan ki, o günden bu güne karşılaşılan aksaklıklar, yeni
şartlar altında yapılması gereken ilaveleri içeren bir değişikliktir. Esasen, Türkiye’de elektrikte rekabete dayalı özelleştirmeye
baktığımız zaman tarihçesi 1984’lere gitmekte. 3096 sayılı, TEK’in dışındaki
özel kuruluşların elektrik üretimini öngören kanun; derken, yap-işlet-devret, yap-işlet
kanunlarıyla bu süreç devam etti ve 2001 yılında, biraz önce de ifade ettiğim
gibi, 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu çıktı bu Parlamentodan. Buradaki amaç, kaliteli, yeterli, sürekli, düşük maliyetli ve
çevre dostu bir elektrik enerjisinin, özel hukuk kurallarına göre çalışan, mali
yönden güçlü, rekabete açık firmalar tarafından temin edilmesi, iletilmesi ve
nihai tüketiciye sağlanmasıdır. Şimdi, biz baktığımız zaman bu kanunda… Dünden
itibaren arkadaşlarımız bu kanunun içeriğiyle ilgili bilgiler verdiler. Ancak şu
bir gerçek ki, Türkiye’nin kendi kaynakları, maalesef 2020 yılına geleceğimiz
zaman yeterli değildir, Türkiye’deki yüzde 8 civarındaki yıllık elektrik
talebini karşılamaya. 2 adet senaryo var değerli arkadaşlar; malumunuz olduğu
gibi, yüzde 6’lık bir artışla öngörülen senaryo, yüzde 8 artış öngörülen
senaryo. Ama geçmişe dönemsel olarak baktığımız zaman, kriz dönemlerini hariç
tutar isek, Türkiye’de elektrik enerjisi talep artışı yüzde 8’in altına hiçbir
zaman düşmemiştir. Böyle baktığımız zaman 2010 yılında 240 milyar kilovat saat,
2020 yılında 499-500 milyar kilovat saat bir elektrik enerjisine ihtiyaç var.
80 bin megavat civarında ilave bir yatırıma ihtiyaç var. Bunu kamu
kaynaklarından karşılamak, malumunuz olduğu gibi mümkün değildir. O zaman, özel
sektörün önünü açıp, özel sektörün rekabetçi bir ortamda, halkımızın ihtiyacı
olan elektrik enerjisini zamanında, sürekli ve kaliteli olarak üretip
halkımıza, sanayicimize teslim etmesini öngörmemiz gerekir. Bu yasadaki
değişiklikler bunu öngörmektedir. Yasada daha birçok husus söz konusudur. Rüzgâr enerjisi mesela, 79
bin megavat civarında bir müracaat oldu malumunuz olduğu gibi. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) AFİF DEMİRKIRAN (Devamla) – Sayın Başkan, devam ediyorum. BAŞKAN – Evet, buyurunuz efendim. AFİF DEMİRKIRAN (Devamla) – Ekim 2007’de EPDK’ya
79 bin megavatlık bir rüzgâr enerjisi müracaatı oldu, tabii ki burada
mükerrerlikler vardır. Dolayısıyla, bir rekabet ortamında, ihale usulüyle, bu
rüzgâr enerjisi müracaatlarının değerlendirilmesi esastır. Bunun önünü
açmaktadır bu tasarı. Öte yandan, malumunuz özelleştirme başlamış bulunuyor. İki tane
dağıtım bölgesi, Ankara ve Sakarya, 1 milyar 800 milyon doları aşkın bir
fiyatla özelleştirildi. Ümit ediyoruz ki, sonunda işletmenin kayıp-kaçakları da
önemli seviyede düşecektir. Bildiğiniz gibi, İktidarımız yüzde 27’yle
kayıp-kaçağı almıştı, şimdi yüzde 14’ler civarındadır. Dolayısıyla, bu
özelleştirme gelirlerinin de enerji sektöründe kullanılmasını öngören bir
düzenleme söz konusu. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız. AFİF DEMİRKIRAN (Devamla) – İkinci bölümde de eğer söz alırsam
devam ederim. Hepinizi saygıyla selamlıyorum, hayırlı olsun diyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Demirkıran. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Hilmi Güler’in
bir konuşması vardır. Buyurunuz Sayın Bakan. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Süreniz on dakikadır. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Sayın
Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum. Bugün görüştüğümüz maddeler eğer yasalaşırsa, şu anda gerek
muhalefetin gerekse diğer çevrelerin en azından eleştirdiği konular büyük
ölçüde zaten gündemden çıkacak. Yalnız burada, yatırımlarla ilgili temel
noktalar hakkında Hükûmetimizin ana felsefesini benim
tekrar vurgulamam gerekiyor. İnşallah, bundan sonra böyle bir açıklama
durumunda kalmam çünkü bu defalarca ifade edilen bir konu ama nedense tekrar tekrar gündeme geliyor. Bunlardan bir tanesi, izlemekte olduğumuz yatırım politikası. 2001
yılında çıkan yasa, enerji üretim yatırımlarının özel sektör tarafından
yapılmasını öngörüyor, yani “kamu yapmayacak” diyor, usul bu. Böyle olduğu
hâlde, neden hâlen bu Hükûmet yatırım yapmadı, üretim
yatırımı yapmadı diye eleştirilmesini bir türlü anlamak mümkün değil çünkü aynı
yasayı çıkaranlar arasında bulunan partiler bunu tekrar tekrar
tartışıyor. Yani biz enerjide, doğal gazda 9 vilayetten 59 vilayete çıkaracak
parayı buluyoruz… TACİDAR SEYHAN (Adana) – Efendim, yasaya siz koydunuz
“yapılabilir” diye. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) –
...kabloları yer altına indiriyoruz, trafoları yeniliyoruz. TACİDAR SEYHAN (Adana) – Sayın Bakanım, siz koydunuz kanuna
“yapılabilir” diye. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) –
Antalya’yı ikinci bir Antalya yapıyoruz, İzmir’i yeniliyoruz, Türkiye’yi
yeniliyoruz. Neticede, Türkiye'nin ürettiği elektriğe yüzde 58 daha katıyoruz.
Tabii ki bunun kimi eskiden başlamıştır, kimi şimdi yapılandır. Devlette
devamlılık esastır. Bolu Tüneli de aynı şekilde olmuştur, diğer yatırımlar da
aynı şekilde olmuştur. Neticede, biz de aldıklarımızı, yetiştiremediklerimizi
bizden sonrakilere bırakacağız. Bu gayet normal bir şeydir yani bu devletin
büyüklüğü, güzelliği bu zaten. İdarenin ciddiyeti budur. Nitekim,
biz 90’lı yıllarda temelinin atılmasına karar verilen, yatırım kararı verilen,
on yıl kadar sonra yatırımı yapılan şeyleri aldık, üç sene içinde bitirdik.
Mesela, Afşin B, 2 milyar dolarlık bir yatırımdır. 1,5 milyar dolarını biz
harcadık bunun, bunu yetiştirdik. Bakü-Tiflis-Ceyhan inşaatı yaklaşık yüzde
sıfırdı, bunu bitirdik. Yani, bunları gayet tabii ki bitireceğiz. Bizden
sonrakileri de biz… Şu anda 30 milyar dolarlık bir yatırım paketi sürüyor.
Bunları tamamen bizler geliştirdik. Mesela, bir Afşin-Elbistan C ve D diye bir
yatırım yoktu. Burada A vardı, B vardı. Bunun kömürünü biz bulduk, ortada
kömürü tespit edilmiş bir rezerv falan yoktu. Bunları MTA’yla yaptık. Sonra
modelini geliştirdik, ihalesini yaptık. Çok şükür, şimdi teklifler aldı,
değerlendiriliyor. Bunlar zaten yapılması gereken işler. Ama diyeceksiniz ki, bunları
biz eski usul de yapabilirdik. Alırdık, ihalelerini biz yapardık. Kamu bunu
kısa bir zamanda yapamazdı, ihalelerinde bir sürü dedikodu olurdu, kayrıldı
olurdu, bilmem ne olurdu ve hazineden de para çıkardı. Biz beş kuruş para
çıkmadan bu yatırımları yapıyoruz. Bundan daha güzel ne olabilir? 30 milyar
dolar hazineye yük olmadan bunu yapıyoruz. Yani, bu sabah, Afif Bey’in de
söylediği gibi, 61 tane tesisin temel atma töreni durumuna gelmesi çok güzel
bir şey. Hatta, bunların bir kısmı gayet iyi bir
şekilde de yürüyor, inşaatları da yürüyen çalışmalar ve bunlar bizim
geliştirdiğimiz modellerle oldu. Yanlış yöne giden bir tren vardı. Biz bu
trenin yönünü değiştirmek için önce raylarını söktük, sonra doğru olan yöne
bunu döşedik. Şimdi de, tren doğru olan yöne doğru gidiyor. Bu da nedir?
Yenilenebilir enerjidir. Bu nedir? Yerli kaynaklardır. Yani, biz kömür bulduk
diyoruz, gayet tabii, bulduğumuzu söylemeyelim mi? Aslında, biz,
anlattıklarımızı, yetişme tarzımız açısından ayıp gibi kabul eden bir
gelenekten geliyoruz. Biz, bu yaptıklarımızı, siz böyle söyledikçe anlatmak
durumunda kalıyoruz. Yoksa, biz yaptıklarımızı
anlatmaya kalksak ne dakikalara sığar ne saatlere sığar. Yani, biz burada tevazuyla hareket ettikçe üstümüze geliyorsunuz. Yani,
gayet tabii ki rüzgâr… Daha evvelden neredeydiniz? Siz de bu yaşa geldiniz. 17
megavattı Türkiye’nin toplam rüzgârı. 17 megavattı… TACİDAR SEYHAN (Adana) – Altı yıldır söylüyoruz Sayın Bakan. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) – Bu
rüzgârlar eserken neredeydiniz? TACİDAR SEYHAN (Adana) – Altı yıldır arkanızdan koşuyorum Sayın
Bakan. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) – Bu
sular boşa akarken neredeydiniz? Bu doğal gaz yatırımları yapılırken
neredeydiniz? (AK PARTİ sıralarından alkışlar) TACİDAR SEYHAN (Adana) – Bunları biz yaptırdık size. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) –
Neredeydiniz daha evvelden? Bu enerji bağımlılığı olurken neredeydiniz? Biz, bu
yerli kaynakları, bu çevre dostu yatırımları devlete bir kuruş bağlı olmadan
yaparken neredeydiniz? En azından bunu kabul edin. AHMET KÜÇÜK (Çanakkale) – Hepsini siz yaptınız! Bugüne kadar
olanların hepsini siz yaptınız! ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) -
Sizlerin de katkısı oldu, size teşekkür ediyoruz, bunu söylüyoruz. NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Kurulu güç belli şurada. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) –
Ayrıca sayın milletvekilim, benim takdir ettiğim de bir arkadaş. Oturup
kendisiyle enerji konularını konuşuyoruz. Kendisine söylediğimiz herhangi bir
söz yok, herhangi bir sıfatla nitelendirmedik. NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Üç dört ay sonra vatandaş bağıracak, o
zaman ne yapacaksınız? ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) -
Bir duygudan bahsediyor. Çünkü bazıları diyor ki: “Kriz de kriz.” Yani “Bir
kriz yok.” diyoruz. “Niye kriz çıkmadı? Ne olur bir kriz çıksa.” der gibi
bazıları bir beklenti içinde. Gayet tabii ki biz de görevimizi yapıyoruz. En
soğuk kışları geçirirken, otuz dört gün doğal gaz kesilmişken sizi üşütmüyoruz,
elektrikleriniz devam ediyor. Bir enerji bakanının karnesinde dört tane önemli
ders vardır: Elektriğin var mı? Var. Doğal gazın var mı? Var. Petrolün var mı?
Var. Kömürün var mı? Var. Üstelik fakir fukaraya da dağıtıyoruz, daha ne
istiyorsunuz? Bir enerji bakanı başka ne yapabilir? Yani başka ne yapabilir,
bunu soruyorum size. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Altmış bin ihale yapmışız, Altmış bin ihale. Dört yüz tane firmayı
yasaklamışız. Bu Altmış binin içinde bir iki tane de yanlış tabii ki çıkar.
Yani bu, bütün ihtimal hesaplarında bile daha fazla çıkar. Biz de onların
kimini kanuna teslim etmişiz. Bir ÇEAŞ, Kepez meselesini yapan bir hükûmet var. Yedi vilayeti haraca kesmiş bir yönetim vardı.
Bir 12 Haziran günü biz buna son verdik ve bu yüzden bütün sanayi kan
ağlıyordu. On bir barajını, kırk üç trafo merkezini aldık. Yağdan kıl çeker
gibi alındı. Şu anda biz bir dava yürütüyoruz, bazı şeyleri bana söyletmeyin.
Doğal gazda indirim yaptık, Ruslarla uzun uzun
pazarlık yaptık. Ben bunun detayını size anlattığım zaman, üç sene sonra, iki
sene sonra bu adamlarla tekrar aynı masaya oturacağız. Yani biz de bu vatanı
seviyoruz. Yani bu sular boşa akarken, bu kömürler çıkarılmazken bunları
çıkarttık. YILMAZ TANKUT (Adana) - Sizden önce hiç baraj yok muydu Sayın
Bakan? ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) -
Petrol de arıyoruz, doğal gaz da arıyoruz. Bunlar öyle daldırıp çıkartmakla
olacak şeyler değil. Bir sondaj 150 milyon dolar Karadeniz’de. 2009 yılında
yani gelecek sene beş tanesini TPAO delecek, iki tanesini Petrobras
delecek, yedi tane sondaj yapacağız. Bulursak hepimiz sevineceğiz, sizin de
sevineceğinizi biliyoruz. Ama bir bilgi kirliliği var. “Elektrik kesiliyor.”,
yok efendim “Düzenli kesiliyor.”, “Kesintiler var.”, “Kesinti gezdiriliyor.”
deniyor. Enerji Bakanı olarak söylüyorum, şu an itibarıyla, şu ana kadar hiçbir
kesinti uygulanmadı. Tabii ki bir yerlerde tamirat yapılırken… Yatırım
yapıyoruz biz, kablolar yer altına iniyor, cumhuriyet tarihinin en büyük
yatırımlarını yapıyoruz, trafolar yenileniyor. ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Ya, kim yapıyor bu yatırımları, özel
sektör mü yapıyor, kamu mu yapıyor? Tartıştığımız konu bu. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) –
880 bin kilometre TEDAŞ’ın kablosu var. Bu kabloların
kimi yağlı kablo, bunlar hep değiştiriliyor, trafolar değiştiriliyor. Hatta
elektrik varken bu tamiratı, bakımı yapabilir misiniz? Siz kendi evinizde
herhangi bir ampulü değiştirirken bile şalteri kapatmıyor musunuz? Usulü bu,
herhangi bir kesinti yok, inşallah da olmayacak. Allah bizi inşallah mahcup da
etmeyecek, şu an çalışıyoruz, çalışıyoruz yani. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Şimdi, böyle bir durumda, niye tekrar tekrar
“kriz var, kriz var” diye olmayan bir krizi ortaya çıkarıyoruz? Kaldı ki
ülkemiz hızlı büyüdüğü için biz buna ayak uyduruyoruz. Avrupa’da elektrik
üretimi ve tüketimi yüzde 1-1,5’tur. Gelişmelerini tamamlamışlar, unlarını
elemişler, eleklerini asmışlar, yüzde 1-1,5. Bizimki yüzde 8,5. Aslında biz
tabii ki buna ayak uydurmak durumundayız, biz şikâyet etmiyoruz. Şikâyet etmesi
gereken varsa benim olmam lazım. Üstelik yatırım konusunda da dar bir bütçeyle
yatırım yapıyoruz. Türkiye hızlı büyüyor, yirmi beş çeyrektir büyüyen bir
Türkiye var, ona ayak uyduruyoruz, elektriksiz bırakmıyoruz, kömürsüz
bırakmıyoruz. Fakir fukaraya 7,5 milyon ton kömür dağıtmışız. Bu fakir fukara
soğuk kış günlerini sıcak evlerinde yaşıyorlar, bu güzel bir şey değil mi?
Yani, bunlara sevinmeniz gerekirken… Üstelik bu yasaları çıkarırken hepinize
teşekkür ettik. Yani, ben bu nezaket kurallarına uymayı çok iyi bilen
birisiyim. Sizlere her zaman, size özellikle teşekkür ettim ama o cümleleri
söylerken aklıma dahi gelmediniz siz çünkü zaten sizinle diyaloğumuz
var, konuşuyoruz. Yani olmayan bir şeyleri böyle tartışıp etmenin bir âlemi yok
ki. Bu, üstelik millî bir dava, bu kanunlar hepimize lazım; size de lazım, bize
de lazım. Netice itibarıyla güneşi daha yeni keşfediyoruz 21’inci asırda. Bu, aslında hepimizin utanacağı bir şey. YILMAZ TANKUT (Adana) – Güneş de boşa doğuyor! S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Güneşi de siz keşfettiniz! ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) –
Rüzgârı yeni keşfediyoruz. 17 megavattan 475 megavata çıkıyor. Bu, böyle
demeyle olacak şey değil. Jeotermal öyle. Ege Bölgesi’nde şu
anda jeotermal gündemde. Organize sanayi bölgesi gibi, organize sera
bölgeleri çıkıyor, yeni bir OSB çıkıyor şu anda. Yani bu
tertemiz çevre dostu. Ne Rusya’ya muhtaç olacağız ne İran’a olacağız.
Biz bu yenilenebilir kaynaklara ağırlık verdiğimiz takdirde doğal gazdaki
payımızı düşürünce belki fiyatları bile etkileyecek. Biz diğer ülkelere de
örnek olmaya çalışan bir ülkeyiz, tıpkı Kurtuluş Savaşı’ndaki gibi. Enerjide de
bir kurtuluş savaşı veriyoruz. Yoksa isteseydik biz bütün yatırımları altı ay
içinde yapar, Türkiye’yi yatırıma boğardık. Ama ondan sonra çocuklarımız,
torunlarımız o yüksek elektrik fiyatlarıyla, doğal gaz fiyatlarıyla uğraşırdı. NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Şimdi çok mu düşük fiyatlar Sayın Bakan? ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) –
Neticede esas zorluğu çeken biziz, gece gündüz uyumayan bu arkadaşlarım.
Onlarla beraber bu çalışmaları yapıyoruz. Bakın, dün de söyledim size… (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) –
Sayın Başkan, lütfen… Şunu özellikle söylemem lazım: Bizim EÜAŞ’ın,
yani kamu santrallerinin, termik santrallerin yüzde 35’ti verimi. Geldiğimizde
yüzde 35’ti, biz bunu yüzde 74’e çıkardık. Püf noktası
burada. ALİ KOÇAL (Zonguldak) – Çatalağzı yüzde 33’te. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) –
Bunun dışında kabloları yeniledik, teknik kayıplar azaldı. Bunlar bir kayıp,
bunları giderdik. “Reaktif güç” diye bir şey vardı, herkes klimaya girince reaktif
güçten dolayı kablolardan elektrik geçmiyordu -teknik olarak böyle ifade
ediliyor- şimdi bunları -kışın gece gündüz çalıştık- düzelttik, şu anda da çok
şükür gidiyor. Ama her şey güllük gülistanlık mı? Hayır. Şu anda
barajlarımızdaki suyumuz çok fazla değil, geçen senekinden daha az. Ama biz
bunu da yönetiyoruz -bizim görevimiz de yönetmek- olmadığı zaman da
yönetiyoruz, olduğu zaman da yönetiyoruz. Yani böyle bir yönetim varken ne kesintimiz var –“Kesinti var.”
diyorsunuz- ne kriz var. Petrol krizi var, enerji krizi yok. Petrol fiyatları
yükseldikçe bize de yansıyor. Fakat nedense kendi arkadaşlarım dahi enerji
krizi diye bahsediyor. Bu bir galat hâline gelmiş. Petrol krizi var. NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Üç dört ay sonra göreceğiz. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) – 22
dolardan 140 doları geçen petrol gayet tabii o doğal gazı etkiliyor. Olay
budur. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Sayın Bakan, lütfen sözünüzü tamamlayınız. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) -
Peki efendim. Ben katkılarınıza peşinen teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Güler. Şahsı adına Adana Milletvekili Tacidar
Seyhan. Buyurunuz Sayın Seyhan. (CHP sıralarından alkışlar) TACİDAR SEYHAN (Adana) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım;
hepinizi saygıyla selamlıyorum. Ya ben Sayın Bakan konuşurken bir algılama güçlüğü çekiyorum ya da
cümlelerim o tarafa farklı gidiyor. Sayın Bakan, “Kamu yatırım yapmayacak.” diyorsunuz. Nükleer Yasa
Tasarısı’na ve o yasa tasarısının ekindeki “Afşin-Elbistan C ve D’ye yüzde 99 oranında dahi özel sektör ya da kamu
yatırımını birlikte yapar.” ibaresini koydunuz mu koymadınız mı? ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) –
Oradaki özel bir yasadır. TACİDAR SEYHAN (Devamla) – Özel bir yasa… “Kamuyu oraya sokarım,
buraya sokmam.”, “Kamu yatırım yapmayacak, tedbirimi alırım.” Böyle ikircikli
konuşmayın. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Özel
bir yasa o, alım garantisi. TACİDAR SEYHAN (Devamla) – Eğer yasaya imza koyduysanız ikircikli
konuşmayın. Kamuyu öcü gibi göstermeyin. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – O bir
yarışmadır. TACİDAR SEYHAN (Devamla) – Orada kamuya ihtiyaç vardı, koydunuz,
doğru yaptınız, yaptığınızın arkasında durun. Bu bir. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) –
Hayır, o bir yarışmadır. TACİDAR SEYHAN (Devamla) – İkincisi: “Yerli birincil kaynaklarda
biz görevimizi yaptık.” diyorsunuz. Hükûmete
geldikten sonra yerli birincil kaynakların oranı düştü mü, arttı mı? ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Orana
değil miktara bakın, miktar başka şey. TACİDAR SEYHAN (Devamla) – Üretiminiz artar, ama tüketime de
bakarım. Yüzde 50’den yüzde 41’e düşmüştür. İşte bu, yanıltma. Bardakta bir
damla su var, gösterirseniz o bir damla suyu o görünür. Boş tarafa niye
bakmıyorsunuz? Sayın Bakan, “Hiçbir şeyi zarara uğratmadık.” diyorsunuz. BOTAŞ’ın
yüksek basınçlı hatlarını AGDAŞ mahkemeye verdiğinde, EPDK’ya
görüş sorduğunda, birinci görüşte “O yüksek basınçlı hatlar BOTAŞ’ın
kontrolündedir.” dendi. İkinci görüşte “Hayır, yüksek basınçlı hatlar da
devredilir.” dendiğinde eliniz kolunuz bağlı oturdunuz, mahkeme BOTAŞ aleyhine
karar aldı, 1 milyar dolara yakın orada hükûmeti,
devleti zarara uğrattınız. Evet mahkeme kararı ama,
siz Bakan olarak seyirci kalmayacaktınız. Türkiye Petrollerinin başındaki
insana Petrol Kanunu’nu çıkarttırdınız, daha sonra o size yakın bir şirkete
transfer oldu, genel müdürlük yaptı Kanun’da “yapamaz” ibaresi olmasına rağmen,
hakkında kovuşturma açmadınız, Cumhuriyet Halk Partisi suç duyurusunda bulundu.
Sayın Bakan, “su” diyorsunuz. Evet, su var, hidroliği artırdınız.
Doğal gazda gerekli tedbirleri alamadınız, İran doğal gazı kesti. Su
kullanımında planladığınızın yüzde 60’ı ile yüzde 80’i oranında su kullandınız
bu ülkede, ama barajlara gelen su maalesef beklenenin yüzde 50 altına düştü.
Değerli arkadaşlar, ülkeyi susuzluğa doğru götürdük. Sayın Bakan, “Hidrolik santraller yapılıyor, temel atılıyor.”
diyoruz. DSİ’de denetimde çalışan bilinçli elemanları
Çevre Bakanlığına verdiniz, şimdi kuracağınız o nehir tipi santralleri
denetleyecek bilinçli kamu kurumu elemanını ortalıkta sahipsiz bıraktınız, bir
denetleme kurulu veya kanunu oluşturmakta sıkıntı çektiniz. Bunlar sizin
döneminizde yapılmıyor mu Sayın Bakan? BOTAŞ sözleşmesinde, BOTAŞ operasyonunda gözaltına alınan
onca insan varken, hakkında bir tane usulsüzlük, bir tane rüşvet konusunda
iddianame varken insanlar gözaltına alındı, ancak hakkında 4 kez ihaleye fesat
karıştırmak, 3 kez de rüşvet konusunda iddia olan, iddianamede adı bulunan
Sayın Şakir Arıkan’a -savcılık mahkemeye vermemiş, orada
tutuklama kararı çıkarmamış ama- terfi vererek görevinin başında durmasına izin
verdiniz. Bunları ben söylemeyeceğim kim
söyleyecek? Vatandaşın vicdanını kürsüden seslendirmeyeyim mi? Bunun
içindesiniz demiyorum, demek istemiyorum. Burada soruşturma raporları var. Ama
ben bu ülkede yolsuzluk yapan mahkemeye gitmese dahi, bu ülkenin Enerji
Bakanının görevde tutup, onu onurlandırmasını beklemem, bekleyemem. Burası Türkiye Cumhuriyeti. Murat Akkaya hakkında da 2 defa ihaleye
fesat karıştırmak, 3 kere rüşvetten hakkında iddianamede, dava var, görevine
devam ediyor. Görevinizi yapın Sayın Bakın. Bize bir şey söylemeyin. “Sondaj
yapılacak.” diyorsunuz, yine Türkiye Petrollerinde yapılan bir sondajda üç tane
derin sondaj anlaşması yapılıyor, ikisinde derin sondaj yapılıyor, bir tane
derin sondaj kuyusu bulunamıyor o bölgede. Bir başka bölgede, derin sondaj
makinesi kullanılmasa da olur, derin sondaj makinesi kullanılarak doksan günde
27 milyon dolar devlet zarara uğratılıyor. Ben söylemeyeceğim kim söyleyecek
bunu Sayın Bakan? Allah aşkına söyler misiniz? KAMER GENÇ (Tunceli) – Bunlar, onlar için hiçbir şey ifade
etmiyor. TACİDAR SEYHAN (Devamla) – Altı yıldır
“depolama yapılacak” diyorsunuz, Silivri’yi yaptınız. Silivri’de GESTOCK
danışmanlık firmasına, çıkan arızadan dolayı 1,6 milyon dolar para ödediniz.
Ondan sonra işi çözemeyince adamlar, geldiniz Bakü-Tiflis-Ceyhan’da uzman var
diyerek o insanlara 400 bin YTL’ye bu işi yaptırdınız. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayın. TACİDAR SEYHAN (Devamla) – Doğrusu o idi. Niye öbür firmaya
danışmanlık verdiniz? Niye paranızın peşinde koşmadınız? Bu milletin hakkını
siz korumayacaksınız, ben mi koruyacağım tek başıma? Bu sizin sorumluluğunuz
değil mi? Bırakın Allah aşkınıza! “Elektrikte kriz var diyorlar.” diyorsunuz. Sayın Bakanım, yedek
kapasitesi yok bu ülkenin. Yedek kapasitesi olmayan bir ülkede enerji arz
güvenliği tehdit altında demektir. İlkokul kitaplarını da açsanız bunun böyle
yazması lazım. Yapmayın ne olursunuz! “Evet, böyle bir sıkıntı var, birlikte
aşalım.” diyeceksiniz. Yenilenebilir Enerji Kanunu’nda neredeydiniz? Cumhuriyet
Halk Partisi iktidarda olduğu dönemlerde –çok kısa bir dönem- bunların hepsini
dile getirmiştir, bizim parti programımızda var. Altı yıldır peşinizde
koşuyorum. Ali Babacan bu koridorlarda “Oy vermeyin.” diye milletvekillerinize
“Bu teşviki kaldıramayız.” dediğinde, ben sizin ayaklarınızın dibinde ”Ne olur
bu Kanun geçsin” diyordum. Siz de Kanun’u desteklediniz. Komisyon Başkanımız da
burada, ona teşekkür ediyorum, Sayın Soner Aksoy. O da destekledi. Maliye
Bakanına rağmen bu Kanun buradan geçti. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Sayın Seyhan, lütfen tamamlayınız sözünüzü. TACİDAR SEYHAN (Devamla) - Ben bunları yapmadınız demiyorum, ama
herkesin hakkını herkese verin. Ama bırakın, bir eksiklik varsa bunu biz söyleyelim.
Daha bu elimdeki dosyada yüzlerce eksiklik var, birazdan söyleyeceğim. Ama bir
kırgınlık içerisine girmeyelim. “Severim…” Ben de sizi severim ama hepimizin
görev ve sorumluluğu başkadır. Millet sevgisi, söylememiz gerekenleri
gırtlağımızda bırakmamızı gerektirmez. Size olan sevgimiz, yanlışları dile
getirmemeyi gerektirmez. Bu duyarlılık içindesiniz. Biz, size bunları düzeltin
diye söylüyoruz. “Kömür santrallerinde verimi 2 kat artırdım.” dediniz,
sonuçlar öyle değil. Ya öylesine söylüyorsunuz, söylediğim gibi, ya size bir
hesaplama kitabı lazım Nimet Çalapala’dan Matematiğe
Başlangıç, ya bana lazım. Birimiz hesabı yanlış yapıyor. Böyle şey olur mu? Açın Yüksek Denetleme Kurulu raporlarınıza bakın. Benim bu
raporuma koyduğum bütün eksiklikler denetleme kurulu raporunda var. Onu da mı
CHP yazdırdı, onu da mı ben yazdırdım? Biraz vicdanlı olmak
lazım. Memleketin sorunu var… (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN- Sözlerinizi lütfen… Teşekkür edin Sayın Seyhan, süreniz
bitti. TACİDAR SEYHAN (Devamla) – Arz güvenliğinde devlet de görevini
yapacak, Bakan da görevini yapacak. Hepinize teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Seyhan. Sayın milletvekilleri, görüşmeler bitti. Şimdi soru-cevap işlemine geçiyoruz. On beş dakika soru-cevap işlemimiz var. Soru sormak için Sayın Genç, Sayın Tankut,
Sayın Bulut, Sayın Çalış ve Sayın Uzunırmak söz
istemişler, sırayla veriyorum. Sayın Genç, buyurunuz. KAMER GENÇ (Tunceli) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım. Efendim, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığının ana sözleşmesinde
olmamasına rağmen Çalık Grubu ile doğal gaz santrali kurulması konusunda
anlaşma yapılmış mıdır? Yapılmışsa her iki şirket ne kadar para koymuştur? 2) 1 kilo marker’la kaç ton petrol
kontrol edilmektedir? Petrol Piyasası Başkanlığına getirdiğiniz kişinin TÜPRAŞ’tan geldiği doğru mudur? Bu etik bir davranış mıdır?
3) İstanbul Boğazı’nda elektrik üretilmesi konusunda bir araştırma
var mıdır, karşılıklı akımlardan dolayı? Ankara Belediyesinin BOTAŞ’a kaç lira borcu vardır? Silinen var
mıdır? Kaç bürokratınız tutukludur, kaçı hakkında soruşturma var, kaçı
hakkında soruşturma izni istenmiş de tarafınızdan verilmemiştir? Bu kadar
bürokratınız hakkında soruşturma açılmışken, soruşturma yapılmışken ve
tutukluyken, siz Bakan olarak suçsuz musunuz? Vicdan huzuruyla o makamda
oturuyor musunuz? Teşekkür ediyorum. BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Genç. Sayın Tankut… YILMAZ TANKUT (Adana) – Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum. Sayın Bakanım, Türkiye'nin toplam rüzgâr enerji potansiyeli kaç
megavattır? Şu an bu potansiyelin kaçta kaçını kullanmaktayız? Diğer sorum: İktidar olduğunuz süre içerisinde özel sektör dışında
temelini attığınız hidroelektrik santrali sayısı ve isimleri nelerdir? Yine, özel sektör dışında sizden önce temeli atılmış olan ve sizin
döneminizde tamamlanan ve tamamlanamayan hidroelektrik santrallerinin sayısı ve
isimleri nelerdir? Önümüzdeki dört yıllık dönem için kamu kesimi olarak planlayıp
tamamlamayı düşündüğünüz hidroelektrik santrali var mıdır? Varsa isimlerini
söyleyebilir misiniz? Son olarak, bugün itibarıyla Türkiye'nin toplam yıllık enerji
ihtiyacı kaç milyar kilovat saattir? Bu ihtiyacın ne kadarı mevcut
hidroelektrik santrallerimizden karşılanmaktadır? Teşekkür ediyorum. BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Tankut. Sayın Bulut… AHMET DURAN BULUT (Balıkesir) - Sayın Başkanım, aracılığınızla
Sayın Bakana soruyorum: Kamu kesimi elektrik enerjisinde arz güvenliğini
güvence altına alacak yatırımları gerçekleştirememiştir. Devletin enerji
yatırımlarına aktardığı kaynaklar toplam yatırımlar içinde oldukça düşük
kalmıştır. Bu yanlış politikalar neticesinde Türkiye ciddi bir elektrik
enerjisi arz sıkıntısıyla karşılaşmış olmuyor mu? Hangi kaynaklarla bu
sıkıntıyı telafi etmeyi düşünüyorsunuz? BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Bulut. Sayın Çalış… HASAN ÇALIŞ (Karaman) – Sayın Bakanım, Karaman Ermenek Barajı ve
Hidroelektrik Santrali inşaatı 2001 yılında 57’nci Hükûmet
zamanında başladı, 2007 yılı içerisinde bitmesi gerekiyordu, maalesef
bitirilemedi, iki üç aydır da inşaat tamamen durmuş durumda. Baraj ve santral inşaatı niye zamanında bitirilmedi ve ne zaman
bitirmeyi hedefliyorsunuz? Zamanında bitirilebilseydi, yıllık ne kadar elektrik
üretilecekti? Bu yıl ve inşaat bitene kadar ilgili Avusturya bankasına
hazinenin ödemesi gereken, geriye ödemesi gereken borç ne kadardır? Zamanında
bitirilemediği ve üretilen elektrikle ödenmesi gereken borç hazinece ödendiği
için hazine zararı ne kadar olacaktır? Teşekkür ediyorum. BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Çalış. Sayın Uzunırmak… ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Teşekkür ederim Sayın Başkan. Sayın Bakan, seksen yıl kıyaslamalarıyla gidiyoruz hep burada,
bunu bir örnek olması açısından söylüyorum. Seksen yıldır Bakanlık birimlerinde kaç üst düzey genel müdür,
müsteşar, müsteşar yardımcısı gibi bürokrat cezai soruşturmayla görevden
alınmıştır? Altı yıldır aynı gerekçe ve seviyede kaç kişi görevden alınmıştır?
Geçmiş seksen yılda atamalarda, birbiri ardına görevden üst düzeyde cezai
soruşturmayla alınanlar olmuş mudur? Altı yıldır şu ana kadar bağlı veya ilgili
kuruluşlarda birbiri ardına sıralı şekilde atananlardan cezai soruşturmayla
görevden alınan kaç kişi olmuştur? Teşekkür ediyorum. BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Uzunırmak. Sayın Koçal… ALİ KOÇAL (Zonguldak) – Sayın Bakanımıza soruyorum: 1 Temmuz
2008’de Zonguldak’ı ziyaret eden Sayın Başbakan Türkiye Taş Kömürü Kurumuna
1.500 + 1.500 işçi alınacağını söyledi. Biz de memnun olduk. Daha önce “İşçi
alırsak TTK kapanır.” diyen Sayın Başbakanın bu yeni açıklaması doğrultusunda Hükûmetin veya Bakanlığınızın hazırladığı bir takvim var
mıdır? 1.500 + 1.500 işçi alımı ne zamana kadar tamamlanmış olacaktır? Teşekkür ederim. BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Koçal. Sayın Paksoy... MEHMET AKİF PAKSOY (Kahramanmaraş) – Teşekkür ederim Sayın
Başkanım. Sayın Bakanım, iktidara geldiğiniz andan itibaren Bakanlığınızda
yerli ve uluslararası tahkim, avukatlık, danışmanlık hizmetleri alımı için
ödediğiniz para ne kadardır ve bu paralar kimlere ödenmiştir? Ödenen bu
tutarlar sizden önceki dönemde yapılan ödemeler ile kıyaslanınca sizin
döneminizde alınan hizmetlere yapılan ödemeler çok fahiş ölçülerde olmuyor mu? Teşekkür ederim. BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Paksoy. Sorular sona ermiştir. Buyurunuz Sayın Bakan. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) –
Teşekkür ederim Sayın Başkan. Önce Sayın Genç’ten başlayayım. Böyle bir doğal gaz santrali yok.
Yani ortak, TPAO’yla Çalık’ın yapacağı böyle bir şey söz konusu değil. Onun dışında, petrol piyasasında çalışan, TÜPRAŞ’tan,
özelleşmesinden sonra geçen bir arkadaşımız var, evet, orada ama bunun herhangi
bir mahzuru olmadığını biliyoruz. Tam tersine yasal… KAMER GENÇ (Tunceli) – Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu
Başkanlığına getirildi. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) –
Hayır, Başkanlığa gelmedi. Başkanı farklı bir arkadaş… Yani sizin biraz daha
incelemeniz lazım bazı şeyleri veya ben yardımcı olayım size. Bir tane başkanı
var, oradan gelmedi, Özelleştirme İdaresinden geldi. Ankara Belediyesinden olan alacağımızı, EGO’nun
özelleştirilmesinden sonra alacağız. Zaten parası 900 trilyon civarında. Burada
da… Yalnız onun biz faizini sildik, ana parasını
alacağız. Bu arada, bahsettiğiniz sorunlarla ilgili, şu anda yaptığımız
çalışmalarda gayet tabii ki 60 bini aşan ihale -irili ufaklı- bunların içinde
küçük de var, büyük de var ama bunun yanında biz dört yüz firmayı da
yasakladık. Bunların içinde gayet tabii ki bu yasaklanan firmalarla beraber
hukuki muamelelerin, yasal muamelelerin olduğu işlemlerimiz de oldu. Bunların
kimi teftişte, kimi de adli yargıda. Gayet tabii ki biz bunları aynı zamanda
hem teşvik… Daha doğrusu cezayla beraber. Mükâfat da
mücazat da, bir yerde ikisi beraber oluyor. Yaptıkları takdirde onu da
uyguluyoruz. Sayın Tankut’un sorusuna cevap… KAMER GENÇ (Tunceli) – İstanbul Boğazı’ndaki elektrikle ilgili… ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Sayın
Genç, ben size cevabını verdim, vermediğim varsa yazılı veririm. Şimdi diğer
arkadaşıma geçiyorum müsaade ederseniz. Sayın Tankut’un sorularına cevabım: 48
bin megavatlık rüzgâr potansiyelimiz var. Bunu da hazırladığımız rüzgâr
haritasıyla çıkardık. İlk defa biz yaptık bunu. Güneş haritasını çıkardık,
jeotermal haritayı çıkardık ve Türkiye'mizin ne kadar güneş, ne kadar rüzgâr,
ne kadar jeotermal potansiyeli olduğunu tespit ettik. Ayrıca, sularla ilgili de
bin altı yüz proje gerçekleşti. Bunların hepsi yerli kaynaklarımızla oluyor.
Bizim şu anda, belki de ileride hatırlanacağımız en güzel projeler bunlar, yani
çocuklarımıza bırakacağımız en güzel şeyler bunlar. Bunlar tamamen bizim
dönemde, yani rüzgâr haritaları falan bizim dönemde hazırlandı, sizlerin de
desteğinizle oldu, ona da teşekkür ederim. Yasayı birlikte çıkardık. Özel
sektör yapıyor bütün bu yatırımları. Bana tekrar tekrar
devletin yaptığını sormayın lütfen. Çünkü devletin yatırımı öngörülmüyor
kanunen. Yani biz… YILMAZ TANKUT (Adana) – Bizden önce devletin başlattığı… ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) –
Başlattığı var tabii, onlar var. Onlar şu anda Torul Barajı, Alparslan Barajı,
Kılavuzlu, Doruk, Akköprü, Ermenek, Manyas, Çine, Deriner, Topçam, Kirazlıköprü, Atasu, Kılıcı, Ilısu, Yusufeli. Bunlar bizim dönemde sıkı takip ettiğimiz
ve başka zaman olsaydı belki ödeneklerden dolayı yirmi yılda bitmeyecek
çalışmaların kimini tekrar özel sektöre verdik, kimini de DSİ’nin
bütçesiyle bitirmeye çalışıyoruz. Çok şükür bunları da… Önümüzdeki aylardan
itibaren su tutmaya başlayacağız. Bunlardan bir tanesi Sayın Çalış’ın sorduğu Ermenek Barajı’dır. Ermenek Barajı: Şu
anda DSİ bana bağlı değil ama çok yakından ilgilendim, gittim gördüm de.
Müteahhidiyle bir sorunu vardı DSİ’nin özellikle
oradaki kaya dolgu maddesiyle ilgili olarak, onu da çözdük. Bu yılın içinde su
tutmaya başlayacağız. Ermenek, bizim çok üzerinde durduğumuz ve çok da tabiatın
baraj için oluşturduğu bir yapıya sahip. İnşallah o olursa Antalya bölgesi,
Isparta bölgesi de bundan yararlanacak. Onu çok sıkı bir şekilde takip
ediyoruz. Bunun dışında, Sayın Tankut’un
sorularında, biraz önce söylediğim gibi özel sektör bunları oluşturuyor. Sayın Bulut, gene aynı soruyu sordular: “Devlet oranı ne kadar?”
diye. Yani devlet şu anda yeni yatırım yapmıyor yani yapmaması uygun görüldüğü
için yapmıyoruz, yoksa yapamadığımız için değil. Yani yasa böyle ama çok kişi
hâlâ bunu ifade ediyor. Ama çok daha uzun zamanda, 2023 yılında suları
kullanacaktık yani su yatırımları bitecekti, biz bunu 2013’e çektik. Yani
Yenilenebilir Enerji Yasası’nın çok büyük katkısı oldu. Evet, Tacidar Bey’in dediği gibi burada
tartışmalarla bir iki yıl kaybettik: “Yedi yıl mı olsun, on yıl mı olsun? 5,5
sent mi olsun? Olmasın.” Bu bizim bir kaybımızdır. Ama şu anda çok iyi bir
yatırım ortamı var, herkes enerjiyi konuşuyor, bu bizi memnun ediyor. Bilen de
bilmeyen de konuşuyor belki ama herkesin enerjiye girmesi bizi mutlu ediyor. Onun dışında, Sayın Uzunırmak’ın sorduğu
sorulara yazılı… Çünkü bir hesap meselesidir ama sizin sorunuz aynı zamanda bir
fikir beyanı şeklinde olduğu için şunu demek istiyorsunuz: Bu dönemde daha
sıkıntılı meseleler… Doğrudur, oldu ama biz göz yummadık Sayın Milletvekili,
biz göz yummuyoruz. ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Seksen yılı hesaplaşmayalım burada Sayın
Bakan. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) –
Bakın, göz yummuyoruz. Babamızın oğlu olsa… ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Siz elli sene önce Türkiye’de siyaset
yapan biri olsaydınız bu hukukla mı acaba yatırım yapardınız? O günkü hukukla
yapar mıydınız bunu? ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Ve
biraz önce söyledim. Mesela bunların içinde bazı müteahhitler
var. Siz bu müteahhitleri iyi tanırsınız, bazıları çok
iyi tanıdığınız müteahhitler. ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Haksızlık yapmayın seksen yıla, elli yıla! ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) –
İsterseniz o tartışmayı sonra yapalım. ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Elli yıla haksızlık yapmayın! Elli yıl
önce siyaset yapsaydınız burada böyle konuşmazdınız, sizi de suçlarlardı. Ayıp!
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Sayın
Koçal’ın sorusuna cevap: Evet, Sayın Başbakanımızla
maden ocağına birlikte indik ve orada ta en uca kadar da yer altında, o
dehlizlerde o lağım denen yerlerden geçtik ve 1.500 + 1.500 kişi söz verdi
Sayın Başbakanımız. Daha evvelden “Bu alınırsa zarar eder.” diye bir söz
söylemedi Sayın Başbakanımız. Ben hep, devamlı yanındaydım. Başkası söylemiş
olabilir ama Sayın Başbakanımızın ağzından böyle bir şey çıkmadı. Sayın
Başbakanımız emeğe çok önem veren biridir, kendisi de bir eski emekçidir.
Dolayısıyla, biz Zonguldak gibi emeğin kalesi olan bir yere 1.500 + 1.500
işçiyi daha fazla üretime sokacak şekilde yaptık, ama bunlar hepsi güçlü
kuvvetli adamlar olacak, eskiden olduğu gibi 50 kiloluk adamlar olmayacaklar
bunlar. ALİ KOÇAL (Zonguldak) – Ne zaman alacaksınız? ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) –
Alacağız onları, hemen bunlar böyle… ALİ KOÇAL (Zonguldak) – Anladım, ne zaman alacaksınız? ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) –
Seçimle olacak, bu seçimi de çok ciddi şekilde yapıyoruz, bunların bir hesabı
var, bunun yazışması… ALİ KOÇAL (Zonguldak) – Kimi alacaksınız demiyorum, ne zaman
alacaksınız? ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) –
Alınacak, merak etmeyin. Sizin ben kronometre
tuttuğunuzu biliyorum, ama ben de kronometre tutuyorum, merak etmeyin, çünkü
üretim benimle ilgili. ALİ KOÇAL (Zonguldak) – Bir takvim yok mu? ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) –
İkinci olarak, Sayın Paksoy’un tahkimle ilgili
sorduğu sorular var. Burada, şu anda, biz, aynı zamanda geçmiş işler bakanlığı
olarak, eski sorunlarla da tartışıyoruz, onlarla da mücadele ediyoruz ve
bununla ilgili yaklaşık 40 milyar dolarlık tahkim davaları var. Sadece bizim
Bakanlıkla ilgili değil, yani bütün Türkiye Cumhuriyeti’nin maruz kaldığı,
sadece ÇEAŞ, Kepez meselesiyle ilgili. Gayet tabii ki burada, kaliteli, verimli
çalışan bürolarla çalışıyoruz. Neticede bu gibi işlerde karşımızdaki kişilerin
de neler yaptığını bildiğimiz için, burada gayet ciddi bir savunma politikamız
var, bunu da sürdürüyoruz, kendimize de güveniyoruz, iyi bir çalışma yapılıyor
diğer kurumlarla birlikte, bunu da inşallah belli bir şekilde sürdüreceğimizi
düşünüyorum, fakat, burada, Ermenek Barajı da dâhil
olmak üzere, DSİ’nin yürüttüğü çalışmalar, mesela Topçam Barajı gibi, bunların eskiden barajları yapılıyordu,
türbini yapılmıyordu, bazen sulaması yapılıyordu, barajı yapılmıyordu, yani
böyle garip garip işler vardı. Biz bunlarla da mücadele
ederek, bunların hemen hemen çoğunu, yani yüzde
80’inden fazlasını özel sektöre verdik. Daha evvelden ikili anlaşmalarla,
bizden önce alelacele yapılan anlaşmalar vardı, onları durdurduk, onları da
yeniden ihale ettik ve şu anda geçen zamanı telafi etmeye çalışıyoruz. Tabii ki burada daha evvelden de belirtildiği gibi her şey güllük
gülistanlık değil. Tabii ki yedekleri kullanıyoruz, doğrudur, ama dünyada yeni
işletmecilik anlayışında sıfır yedek, sıfır stok diye bir şey var. Gönül ister
ki bunların bir kısmı kenarda dursun, istediğimiz zaman çalıştıralım diye
düşünülmüş olabilir, ama bizim şu andaki modelimiz, birazcık da bu geçiş
döneminin zorluğundan dolayı yedekleri kullanıyoruz; doğrudur. Ama, kapasiteyi iyi kullanıyoruz. Mühim olan şu: Elektriksiz kalıyor musunuz? Böyle bir şey yok.
Kömürsüz kalıyor musunuz? Yok. Petrolsüz kalıyor musunuz? Devlet dairelerinde fuel oil’sizlikten dolayı
battaniyeyle oturuyor musunuz? Yok. Dolayısıyla, doğal gaz da geliyor. Bu
anlaşmaları yaparken, Bakü-Tiflis-Ceyhan, bir Şahdeniz
Projesi, yer altı deposu… Yer altı deposunu biz yaptık, şimdi kapasitesini
artırıyoruz. Tuz Gölü’nün de ihalesi devam ediyor. Ne yapalım biz?
Müteahhitlerin huyunu da değiştiremiyoruz. Yanlışlık yapınca da durduruyoruz.
Yani, böyle mi devam etseydik? Yani, bu, maalesef olabiliyor. Ama, bu noktada eğer ihale usullerini düzeltelim diye bir
teklif getirirseniz, biz de memnun oluruz, bundan biz de mutlu oluruz. BAŞKAN – Sayın Güler, süremizin sonuna geldik efendim. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Peki,
efendim. Teşekkür ediyorum. BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz. Birinci bölüm üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır. On beş dakika ara veriyorum. Kapanma Saati: 15.08 ÜÇÜNCÜ OTURUM Açılma Saati: 15.28 BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU KÂTİP ÜYELER: Canan CANDEMİR ÇELİK
(Bursa), Fatoş GÜRKAN (Adana) BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
128’inci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum. 249 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz. Komisyon ve Hükûmet yerinde. Görüşmeleri tamamlamıştık. Şimdi birinci bölümde yer alan
maddeleri, varsa o madde üzerindeki önerge işlemlerini yaptıktan sonra ayrı ayrı oylarınıza sunacağım. 1’inci madde üzerinde bir önerge vardır, okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 249 sıra sayılı “Elektrik Piyasası Kanunu ve
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”nın çerçeve 1 inci
maddesi ile değişik 4628 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin (18) ve (32) numaralı
bentlerinin madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz. Harun
Öztürk İzmir BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ KEREM ALTUN (Van) – Katılmıyoruz
efendim. BAŞKAN – Hükûmet? ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) –
Katılmıyoruz. BAŞKAN – Sayın Öztürk, buyurunuz. HARUN ÖZTÜRK (İzmir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
şahsım ve Demokratik Sol Parti adına yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Sayın Bakan, enerjide darboğaz olduğunun söylenmesinden memnun
görünmüyor. Sayın Bakan, biz değil, getirdiğiniz tasarı “Enerjide darboğaz
var.” diye âdeta bağırıyor. Onun için, sakin sakin
eleştirileri dinleyiniz ve alınacak dersler var ise almaya çalışınız. Evet,
ülke elektrik enerjisinde darboğazdadır, ülkenin elektrik enerjisinde geldiği
darboğazda Hükûmetin sorumluluğu olduğu açıktır.
Sayın Bakan çıkıp “Görevi devraldığımızda şu kadar megavat kurulu güç vardı,
biz bunu şuraya çıkardık.” diyebilir, diyecektir ve diyor. Nitekim,
yenilenebilir enerjiden rüzgâr enerjisi için Sayın Bakan diyor ki:
“Geldiğimizde rüzgâr enerjisi kurulu gücü 17 megavat idi, şimdilerde 475
megavata ulaşmak üzereyiz.” Peki, bu alanda ülkenin potansiyeli ne Sayın Bakan?
48 bin megavat. Değerli milletvekilleri, boş laf etmeyi bir kenara bırakıp iş
yapmaya bakalım. İnsana demezler mi: “Hükûmetsiniz,
boş oturacak değildiniz ya, elbet bir şeyler yapacaktınız. Önemli olan,
yaptıklarınızla sorunu çözdünüz mü?” Size sorulan soru şu: Bugün Türkiye bir
elektrik enerjisi darboğazında mı değil mi? “Evet, darboğazda.” diyoruz. Peki,
siz altı yıldır iktidarda değil misiniz? Hükûmet bu
soruların cevabını vermelidir. Tasarı, altı yıllık Hükûmetin elektrik
enerjisi konusunda arz açığını ortadan kaldırmaya ve arz güvenliğini sağlamaya
yönelik yeterli çaba göstermediğini ortaya koymaktadır. Görüşülmekte olan
tasarının, nereden, kaça olursa olsun elektrik enerjisi temin etmeye yönelik
günü kurtarma yaklaşımı, bu tespitimizi doğrulamaktadır. Elektrik enerjisi
konusunda arz açığının ortadan kaldırılması ve arz güvenliğinin sağlanması,
bazı teşvik mekanizmaları ve maliyete bağlı otomatik zam yöntemiyle özel
sektörden beklenmektedir. Ancak bu konuda yine de Hükûmetin
kafası net değildir. Piyasa mekanizmasının sıkıntıyı ortadan kaldıracağı ve arz
güvenliğini sağlayacağı konusunda Hükûmet emin
değildir. Bir taraftan elektrik piyasasında faaliyet gösteren kamu kurumları
özelleştirilmeye çalışılırken diğer taraftan özelleştirme gelirleriyle yeni
kamu yatırımları yapılabileceği önerilmektedir. Teşviklerle ilgili olarak
tasarıda yer alan geçerlilik tarihleri komisyonda ileriye doğru yeniden
uzatılmıştır. Bu durum, söz konusu tarihlerin Hükûmet
tarafından gerçekçi verilere dayanılarak tespit edilmediğini ve teşviklerin
geçerli olması gereken tarihler konusunda Hükûmetin
kafasının net olmadığını göstermektedir. Hükûmet, bu
teşviklere rağmen arz açığının giderilmesinin ve arz güvenliğinin sağlanmasının
özel sektör tarafından yerine getirilemeyeceği kuşkusu taşımaktadır. Bu
nedenledir ki böyle bir durumun ortaya çıkması hâlinde kamunun söz konusu
alanlara yatırım yapabileceğini öngörmektedir. Kamunun kamu hizmeti olarak sunması gereken enerji altyapı
yatırımı için yasal bir dayanağa ihtiyaç duyması ise -geçmişte şu yasa çıktı,
bu yasa çıktı, altı yıldır iktidardasınız- işin hem düşündürücü hem de acı
yönünü ortaya koymaktadır. Kamunun içine düşürüldüğü kaynak sıkıntısı nedeniyle zamanında
gerekli yatırımları yapamaması ve özel sektör yatırımlarının da yetersiz
kalması sonucunda kapıya dayanan elektrik enerjisi arz sıkıntısı kamuyu piyasa
koşullarına teslim olmaya zorlamaktadır. Sonuçta, uygulamaya konulması düşünülen maliyete dayalı otomatik
fiyatlandırma nedeniyle vatandaşlar… (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız Sayın Öztürk. HARUN ÖZTÜRK (Devamla) – Tamamlıyorum Sayın Başkan. …piyasa mekanizmasının acımasız işleyişine ve kâr güdüsüne terk
edilmiş olacaktır. Tasarı ile kamu ihale mevzuatı da enerji alanında bir kenara
bırakılmaktadır. Değerli milletvekilleri, tasarı ile ilgili düşüncelerimi izleyen
önergelerde sizlerle paylaşmaya devam etmek istiyorum. Bu önergemle ilgili
olarak dikkatlerinize sunmak istediğim “tedarikçi” tanımı değiştirilerek,
“tedarikçi” konusunda, sorumlu olduklarına, yani “tedarikçilerin sorumlu
olduklarına” ilişkin ifade yasa metninden çıkarılmaktadır. Dolayısıyla bunun
tekrar eski hâline dönmesinin uygun olacağını düşünüyoruz. “Dağıtım tesisi”
tanımı değiştirilerek de, üretim noktasının iletim hatlarına irtibatı maliyetli
olan yerlerden de bağlantı yapılması mecburiyeti nedeniyle kamu yük altında
kalacaktır. Bu nedenle önerge verilmiştir. Desteğiniz için teşekkür ediyor, yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum. (DSP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Öztürk.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Efendim, karar yeter sayısının aranılmasını
istiyorum. BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum karar yeter sayısı
arayarak: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir, karar
yeter sayısı vardır. 1’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… 1’inci madde kabul edilmiştir. 2’nci madde üzerinde üç önerge vardır. Madde üzerindeki bu üç
önergeyi önce geliş sırasına göre okutup sonra aykırılık sırasına göre işleme
alacağım. İlk önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 249 Sıra Sayılı Tasarının 2 nci
maddesinin (a) bendinin (2) numaralı alt bendinde yer alan “yüzde yirmisini”
ibaresinin “yüzde onunu” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Zonguldak Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 249 sıra sayılı yasa tasarısının 2. maddesinin
(a) bendinin (2 nolu) alt bendinin son paragrafında
geçen “yüzde yirmi” ibaresinin (% 15) olarak değiştirilmesini arz ederim. Kamer
Genç Tunceli BAŞKAN – Şimdi, maddeye en aykırı önergeyi okutup işleme alacağım. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 249 sıra sayılı “Elektrik Piyasası Kanunu ve
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”nın çerçeve 2 nci maddesi ile değişik 4628 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin dördüncü fıkrasının (a) bendinin (3) numaralı
alt bendinin birinci paragrafının ikinci cümlesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz. Harun
Öztürk İzmir “Arz güvenliği açısından ihtiyaç duyulacak hallere münhasır olmak
üzere, Kurul bu oranı bir kat artırabilir.” BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ KEREM ALTUN (Van) - Katılmıyoruz
Sayın Başkanım. BAŞKAN – Hükûmet? ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) –
Katılmıyoruz. Sayın Öztürk, buyurunuz. HARUN ÖZTÜRK (İzmir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
şahsım ve Demokratik Sol Parti adına tekrar yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum. Değerli milletvekilleri, hem özel tekellerin oluşmaması hem de
sunulan hizmetin bir kamu hizmeti olması nedeniyle kamunun vazgeçmemesi
gerektiği düşünülen üretim, iletim ve dağıtım faaliyetinin tümüyle serbest
piyasa mekanizmasına bırakılması doğru bir tercih değildir. Zira,
kaynak yetersizliği ve kamunun verimli çalışmadığı gerekçesiyle özel sektöre
devredilen enerji sektöründe, kamunun verimsizliğiyle özel sektöre yapılan
teşviklerin kamuya maliyetini ortaya koyan bir hesap bulunmamaktadır. Değerli arkadaşlar, ne yazık ki, ülkemizin hükûmetlerüstü
ulusal bir enerji politikası bulunmamaktadır. Ekonomimizi büyütmek, yaşam
standartlarımızı geliştirmek ve ülkemizin rekabet gücünü artırmak için gerekli
suyu ve enerjiyi en az finansmanla, en az çevresel ve sosyal maliyetle ve
sürekli olarak temin etmeye olanak sağlayacak ulusal bir su ve enerji
politikası yaşama geçirilmelidir. Ülkemizin su ve elektrik enerjisi talebinin sürekli, güvenilir,
kaliteli ve ekonomik bir biçimde karşılanabilmesi için, su ve elektrik enerjisi
üretim, iletim ve dağıtım planları sürekli ve güncel olarak yapılmalı ve bu
planlara titizlikle uyulmalıdır. Su, enerji, ekonomi, çevre dörtlüsünün en optimal
koşullarda yaşama geçirilmesi için insan ve çevre dostu teknolojiler
kullanılmalıdır. Artan doğal gaz kullanımımız, hem rezervlerin sınırlı olması hem
de dışa bağımlılığa yol açması nedeniyle lehimize görülmemektedir. Bu itibarla,
enerji üretiminde linyit ve taş kömürü kaynaklarımızın, düşük karbon emisyonuna imkân veren teknolojiyle birlikte ağırlıklı
olarak kullanımı hem stratejik hem de ekonomik açıdan gereklidir.
Ulusal ekonominin petrol ve doğal gaz gereksiniminin istikrarlı
fiyatlarla ve kesintisiz bir biçimde sağlanabilmesi için özellikle Karadeniz,
Akdeniz, Saros Körfezi gibi bölgelerimizde yurt içi
arama ve üretim faaliyetlerine ayrılan kaynaklar artırılmalı ve ulusal
kuruluşların bu alandaki girişimleri politik ve parasal olarak
desteklenmelidir. Çevre koruma ve ülkemiz kaynaklarını kullanabilme yönlerinden
yenilenebilir enerji kaynaklarından olan güneş, rüzgâr, deniz, jeotermal ve biyokütle enerji gibi enerji türleri de desteklenmelidir. Ayrıca, enerji saklama kapasiteleri yüksek olan tuz gölleriyle
ilgili araştırma ve yatırım çalışmalarına da ağırlık verilmelidir. Görüşülmekte olan tasarı, yukarıda belirtilen politikaları esas
alan, kısa, orta ve uzun vadeli stratejiler içermeyen, el yordamıyla günü kurtarmaya
çalışan çabaların bir ürünüdür. Tasarının, enerji kaynakları arasında stratejik bir yönlendirmeyi,
maliyetleri düşürmeye yönelik teknolojiyi, üretim ve tüketimde kayıp ve
kaçakları önlemeye yönelik bir verimliliği, kamunun bu alandaki rolünü tam olarak
belirlemeyi ve nihayet çevre kaygılarını öne çıkarmayı hedefleyen politikalar
içermediği açıktır. Değerli arkadaşlar, sonuç olarak enerji piyasasının
serbestleştirilmesi amaçlanmaktadır ancak Hükûmet
bunu gerçekleştirebileceğinden emin değildir. Enerji arzı güvence altına
alınamamaktadır. Enerji kaynakları arasında dışa bağımlılığı azaltacak
stratejik tercihler ortaya konulamamıştır. Enerji alanında serbest piyasadan
yana tercih ortaya konulmaya çalışılırken enerji altyapı yatırımlarının kamu
tarafından yapılmasıyla bu alanın özel sektöre bırakılmasının maliyetleri
karşılaştırılmamaktadır. Geçmişte enerji alanındaki kamunun zararları “görev
zararı” adı altında vergilerden karşılanırken, yeni sistemde maliyete dayalı
otomatik fiyatlandırma nedeniyle, nüfusun yüzde 20’sine ulaşan yoksul kesim
tarafından ödenemeyecek… (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız. HARUN ÖZTÜRK (Devamla) – Tamamlıyorum Sayın Başkanım. Yoksul vatandaşlar tarafından ödenemeyecek boyuta ulaşan
elektrik faturaları ya devlet tarafından “sosyal yardım” adı altında
karşılanacak ya fakir fukara televizyon ışığında oturmaya başlayacak, gaz
lambasına dönecek veya teknolojinin diğer nimetlerinden yararlanamayacak ya da
bugünden, bazı illerde yüzde 80’lere ulaşan kaçak kullanım daha da artacak ve
yaygınlaşacak, kaçak kullanımın bedeli, her zaman olduğu gibi, yine yasalara
uyan vatandaşlara daha çok yük yüklenerek ödettirilecektir. Önergem de yüzde 20 sınırının sınırsız olarak uygulamasını
önleyecek bir değişiklik önergesiydi. Değiştireceğinizi düşünür, yüce
heyetinizi tekrar saygıyla selamlarım. BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Öztürk. Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge kabul edilmemiştir. Diğer önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 249 Sıra Sayılı yasa tasarısının 2. maddesinin
(a) bendinin (2 nolu) alt bendinin son paragrafında
geçen (yüzde yirmi) ibaresinin (% 15) olarak değiştirilmesini arz ederim. Kamer
Genç Tunceli BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ KEREM ALTUN (Van) – Katılmıyoruz
Sayın Başkanım. BAŞKAN – Hükûmet? ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) –
Katılmıyoruz. KAMER GENÇ (Tunceli) – Söz istiyorum Sayın Başkan. BAŞKAN – Sayın Genç, buyurunuz. KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 249
sıra sayılı Yasa Tasarısı’nın 2’nci maddesiyle ilgili olarak verdiğim önerge
üzerinde söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Bugün İstanbul’da polisimize vaki haince saldırı sonucunda şehit
olan polislerimize Allah’tan rahmet, ailelerine sabır diliyorum, yaralı polis
arkadaşa da acil şifalar diliyorum. Ayrıca, Mersin’deki yangın nedeniyle hayatlarını kaybeden
vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyoruz, yakınlarına başsağlığı diliyoruz
ve diliyoruz ki, Hükûmet, burada meydana gelen büyük
zararlara en kısa zamanda bir tedbir alacaktır. Değerli milletvekilleri, enerji piyasası gerçekten
Türkiye’de çok önemli bir olgu. Şimdi, biraz önce
Bakanı dinledik: “Efendim, elektriğiniz var, petrolünüz var, kaloriferiniz
yanıyor.” Şimdi, bu bir günlük hesap yapan insanların mantığıdır. Önemli olan,
devlet yönetecek insanların o devletteki potansiyelleri doğru olarak kullanıp
kullanmadığı, dürüst olarak kullanıp kullanmadığı, bu memleketi aklıselimle
idare edip etmediği meselesidir. Şimdi, Enerji Bakanlığı ile ilgili o kadar
büyük söylentiler var ki, o kadar büyük suistimal
iddiaları var ki, o kadar keyfîlikler var ki… Yani bunları her gün basın
yazıyor, buraya soru olarak getiriyoruz ama maalesef hep çıkıyorlar kürsüde
kendilerini övüyorlar. Bu övünmeyle bir yere varamazsınız. Bir defa, Bakan olarak siz kendi bürokratlarınızın içinden 400
küsur üst düzey bürokratı görevden alıyorsunuz. Onlar gidiyorlar, idare
mahkemesinde yürütmenin durdurulması kararı alıyorlar -bir kısmı bu yolda- ve
onları atıl bırakıyorsunuz orada ve bunlar yıllarca devlete hizmet etmiş, belli
bir yerlere gelmiş, bilgisi olan, deneyimi olan ve bu memlekete fayda
sağlayabilecek bürokratlar. Ama kaprislerinizle ve birtakım tarikat
düşünceleriyle bu insanları görevin dışına atıyorsunuz. Ayrıca, AKP İktidarlarının takip ettiği bir başka sistem daha var.
Kendi yandaşlarının, müdür olmaya hiçbir hakkı yokken, yasaları bir tarafa bırakarak…
Bir genel müdür yardımcısı, daire başkanı olmak için personel mevzuatına göre
en azından on yıllık hizmeti olması lazım. Bunlar, hayır, bunları
dinlemiyorlar, getiriyorlar kendi yandaşlarını. Hatta bazen de hiç imtihana da
tabi tutmadan -bakanlıkların yetkileri var- özel kalem müdürlüklerine veyahut
da basın danışmanlıklarına kendi adamlarını atıyorlar, bir süre orada
çalıştırdıktan sonra getiriyorlar, bir daire müdürlüğüne tayin ediyorlar.
Adamın daire müdürlüğüyle ne bilgisi var ne ilgisi var ama bir süre sonra onu
oradan alıyor, başka bir yere veriyor. Daire başkanı olunca tabii 1’inci dereceden maaş
alıyorlar, emeklilik hakları var –tabii, personel hukukunun o tarafını
ayrıntılı da izah etmek istemiyorum- ve bunlara böylece kazanılmış haklar kazandırıyorlar.
Zaten, görevli de başka yere atandığı zaman da hemen idari yargıya gidiyor “Sen
atayamazsın.” diyor. Yani böyle, devlet çarkının hurdahaş edilmesi için,
işlemez hâle gelmesi için, hak ve hukukun yok edilmesi için her türlü hileye
başvuruluyor. Böyle bir yönetimin olduğu bir yerde memleket nasıl sağlıklı
yönetilebilir? Yani bir bakanlıkta 450-460 tane üst düzey bürokratın, eğer bir
salonda, ne bileyim yani, bir yerde toplanıp da gücünden faydalanılmıyor,
sadece bunlar gidip de
devletin en üst kademede maaş alan bürokratlar seviyesinde maaş
alıyorlarsa ve devlete bir katkıları yoksa, bu başlı başına bir ihanet değil mi
arkadaşlar? Soruyorum kendisine, 400 kaç
tane bürokratı sen bu vesileyle almışsın, çektirmişsin, adamları pasifize etmişsin? Böyle bir yönetim olur mu? Yani, bunlar
vatan haini de sen mi vatansever bir insansın? ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Böyle
bir şey yok. KAMER GENÇ (Devamla) – Var. İspatlarım ama. İspatlarım, o zaman
orada oturamazsın. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) –
İspatlayamazsan ayrılıyor musun görevinden? KAMER GENÇ (Devamla) – Evvela sen ayrılacak mısın? Sen söz ver. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Ben
ayrılırım. KAMER GENÇ (Devamla) – Kaç tane bürokratı orada oturtmuşsun,
kaçını çektirmişsin, pasifize etmişsin? ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – O 436
taneyi ben almadım. Ben onlardan yararlanmak istiyorum. KAMER GENÇ (Devamla) – Efendim, sen geçenlerde onları toplamışsın
“Gelin, beraber çalışalım.” demişsin, hiçbirisi kabul etmemiş. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) –
Yanlış. KAMER GENÇ (Devamla) – Yanlışsa, işte, ispatlarım. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Peki,
ispatla. KAMER GENÇ (Devamla) – İspatlarsam ama sen de… Yani, sizin bir
milletvekiliniz çıktı, bir şeyler söyledi, “Ben şöyle yaparım, böyle yaparım.”
dedi. Ben onu şey etmiyorum. Ama siz de bana… İspatlarsam sonucuna
katlanırsınız. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Peki,
varım o zaman. Sen var mısın? KAMER GENÇ (Devamla) –
Şimdi, değerli milletvekilleri, burada, bakın, her türlü hile yapılıyor.
Mesela, Enerji Piyasası Düzenleme Kuruluna hep kendi adamlarını getiriyorlar.
Geçen gün… Ben sordum biraz önce Bakana,
dedim ki… (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Lütfen sözünüzü tamamlayınız Sayın Genç. KAMER GENÇ (Devamla) – “1 kilo marker’dan
kaç ton petrol kontrol altında tutuluyor?” Söylemiyor. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – 125
bin litre. KAMER GENÇ (Devamla) – Ama, Enerji
Piyasası Düzenleme Kurulu… Şimdi, öyle şeyler yapılıyor ki, kendi kendine
düzenlemeler yapılıyor, bir bakıyorsunuz, bazı dağıtıcı firmaların marker’ı kontrol edilmediği için, kullandıkları marker’a uygun olarak petrol de ortaya koymadıkları için,
bir bakıyorsunuz, orada onlarla ilgili bir genelge çıkarıyorlar, affediyorlar. Geçen gün Bitlis ve Muş’tan bana insanlar geldi, diyorlar ki:
“Beyefendi, Doğu, Güneydoğu’da petrol kaçakçılığı almış yürümüş. Van’da,
800-900 tane katır İran sınırından petrolü taşıyor, getiriyor. Artık, biz Muş
ve Bitlis’te bir dirhem şey satamıyoruz.” diyor. Petrol Ofisi bayileri diyor.
“Biz orada bir litre petrol satamıyoruz, çünkü hep kaçak.” Böyle bir yönetim
olur mu? Tayyip Erdoğan dedi ki: “28 milyar dolarlık kaçak var.” Ee, nasıl bunları önleyemiyorsunuz, nasıl bir Hükûmetsiniz? Devletin kaynakları nasıl, kimlerin eline
gidiyor, ortada. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Sayın Genç, süreniz doldu. KAMER GENÇ (Devamla) – Efendim, karar yeter sayısını istiyorum
önergemde. BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum, karar yeter sayısı
arayarak: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Karar yeter sayısı yoktur. Beş dakika ara veriyorum. Kapanma Saati: 15.53 DÖRDÜNCÜ OTURUM Açılma Saati: 16.03 BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU KÂTİP ÜYELER: Fatoş
GÜRKAN (Adana), Canan CANDEMİR ÇELİK (Bursa) BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
128’inci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum. 249 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz. Komisyon ve Hükûmet yerinde. Tunceli Milletvekili Sayın Kamer Genç’in 2’nci madde üzerindeki
önergesinin oylamasında karar yeter sayısı bulunamamıştı. Şimdi önergeyi tekrar
oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım. Önergeyi kabul edenler… Önergeyi kabul etmeyenler... Önerge kabul
edilmemiştir. Diğer önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 249 Sıra Sayılı Tasarının 2’nci maddesinin (a)
bendinin (2) numaralı alt bendinde yer alan “yüzde yirmisini” ibaresinin “yüzde
onunu” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz. M. Akif
Hamzaçebi (Trabzon) ve arkadaşları BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ KEREM ALTUN (Van) – Katılmıyoruz
Sayın Başkanım. BAŞKAN – Hükûmet? ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) –
Katılmıyoruz. FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Koçal
efendim. BAŞKAN – Önerge hakkında Sayın Koçal… Buyurunuz efendim. ALİ KOÇAL (Zonguldak) – Teşekkür ediyorum. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Elektrik Piyasası kanununun
2’nci maddesiyle ilgili Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına vermiş olduğumuz
önerge hakkında söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. Sözlerime başlamadan önce bugün sabah Zonguldak Kozlu Maden
İşletmesinde 1 madencimiz kaza sonucu şehit olmuş, 2 madencimiz ise yaralanmıştır.
Şehit olan madencimize rahmet diliyorum ve yaralılara da sağlık ve şifa
diliyorum. Değerli milletvekilleri, biraz önce Sayın Bakan cevap vermek üzere
söz aldığında 2002 yılında termik elektrik santrallerinin kapasitesinin yüzde
30 civarında olduğunu ama kendi Hükûmetleri döneminde
bu kapasiteyi yüzde 70’lerin üzerine çıkardıklarını ifade ettiler. Oysaki durum
böyle değildir. Yine, Enerji Bakanlığının resmî kayıtlarına göre, örneğin,
Zonguldak Çatalağzı Termik Elektrik Santralinin kapasitesi yüzde 33’tür, yüzde
33 kapasiteyle çalışmaktadır. Bunu bilgilerinize sunarak sözlerime başlamak
istiyorum. Değerli milletvekilleri, bu kanun tasarısının 2’nci maddesi daha
önce EPDK kararıyla yıllık ortalama elektrik üretimlerinin yüzde 20’sine kadar
çıkarılabilen piyasaya elektrik satış olanağı bu kez doğrudan, yasayla, yüzde
20 olarak belirlenirken EPDK’ya da bu oranı sınırsız
artırma yetkisi vermektedir. Bizim Cumhuriyet Halk Partisi olarak 2’nci maddedeki
değişiklik önergesindeki amacımız, yüzde 20’lik oranın yüzde 10’a indirilmesi
ve sektörde kartel oluşmasını engellemektir. Ayrıca, bu maddede EÜAŞ’la ilgili yeniden düzenlemelere gidilmektedir. İkinci
AKP Hükûmetinin 2006 yılında yaptıklarını bu Hükûmet bozmakta, maddeyi eski hâline dönüştürmektedir. Bu
değişiklikleri yapan bakan aynı bakandır. Oysaki yasalar yazboz tahtasına
dönüştürülmemelidir. Önemli olan çok yasa çıkarmak değil, sağlıklı yasa
çıkarmaktır. Hükûmetin bu hatası basit bir hata
değildir. Bu hata devlet ciddiyetiyle de bağdaşmamaktadır. Elektrik alanında bugüne kadar sürdürülen özelleştirme ve serbest
piyasa uygulamaları, ülkemizi enerji sıkıntısı ve pahalı elektrik fiyatlarıyla
karşı karşıya bırakmıştır. Elektrikte piyasacı mantığın iflas ettiği ülkemizde,
yüzde 22 zammın üstüne tekrar zam yapılacağı ve zam oranının yüzde 50’lileri
bulacağı konuşulmaktadır. Öyle anlaşılıyor ki, önümüzdeki günlerde her bölgede
elektrik kesintileri yapılacak ama kimsenin kendi bölgesi dışındaki kesintiden
haberi olmayacak ve bu kesintilerin adı da “arıza” olacak. Belki de hastanelere
elektrik verilemeyecek, sanayi tümüyle sekteye uğrayacak ve bu zam yaşamın tüm
alanını ve Türkiye ekonomisini etkileyerek telafisi imkânsız sonuçlara neden
olabilecektir. Altı yedi yıl önce elektrik fazlası olan ülkemiz bu noktaya nasıl
gelmiştir? Herkesin bu soruya gerçekçi bir yanıt vermesi gerekmektedir. İşin
esası kendi kaynaklarımıza yönelmektir. Linyit kaynaklarımızın yüzde 60’ı,
hidroelektrik kaynaklarımızın yüzde 70’i ve rüzgâr ve jeotermal kaynaklarımızın
da neredeyse tamamı kullanılmamaktadır. Elektrik Piyasası Yasası’nda
değişiklikler öngören tasarı ne serbest piyasa mantığı içerisinde ne de kamu
eliyle yatırım yapma anlayışı kapsamında değerlendirilebilir. Ülkemizde enerji
açısından gelinen nokta ne yazık ki çok iç açıcı değildir. Değerli milletvekilleri, enerjiyle ilgili kurumların
birbirlerinden olan borç ve alacaklarının takip ve tahsili kurumların mali
yapılarını olumsuz yönde etkilemiş, eş güdüm eksikliği nedeniyle de bu kurumlar
arasındaki borç-alacak ilişkileri iyice bozulmuştur. KİT’lere verilen elektrik
satışından doğan alacaklar her yıl artarak devam etmektedir. Alacaklar tahsil
edilememektedir. Hazinenin KİT’lere olan borcunu zamanında ödememesi kurumların
mali yapısını bozmakta, bankalardan kredi alma zorunda bırakmaktadır.
Abonelerden olan enerji alacaklarının tahsilinde ise gecikmeler yaşanmaktadır.
2007 yılı başı itibarıyla tahsilde bekleyen alacaklar toplamı 7 milyar YTL
civarındadır. Alacakların bir önceki yıla göre artış oranı da yüzde 40
dolaylarındadır. Bugüne kadar yapılan tüm özelleştirmeler kamu vicdanında
rahatsızlık ve güvensizlik yaratmıştır. Elektrik dağıtım bölgelerindeki özelleştirmelerde ortak amaç,
kayıp kaçağın önlenmesi ve verimliliğin artırılmasıdır. Ancak özelleştirmeyle
özel şirketlere devredilmesi planlanan beş bölge, Türkiye Elektrik Dağıtım
AŞ’nin elektrik satışının dörtte 1’ini oluşturmaktadır. Bu beş bölgenin kayıp
kaçak içindeki payı ise yüzde 14 dolayındadır... (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız. ALİ KOÇAL (Devamla) – Söz konusu beş bölgenin özel sektöre
devredilmesiyle elektrik tüketimleri ve kayıp kaçak miktarları açısından
kamunun zarara uğraması kaçınılmazdır. Değerli milletvekilleri, bu konuda söylenecek çok şey var ama
bilinmelidir ki, 2003 yılından bu yana enerji sektöründe ne kamu yatırım
yapmıştır ne de özel sektörün bu yatırımları yapması için gerekli ortam
hazırlanmıştır. Tüm bu yanlış politikalar neticesinde, Türkiye, ciddi bir
elektrik arz sıkıntısıyla karşı karşıyadır. Açıkçası, AKP Hükûmeti
“kamu yatırım yapmasın” anlayışını benimseyerek hareket etmiştir. Tüm bunlar
yetmiyormuş gibi mevcut termik santrallerimizin de bakım ve onarımı
yapılmamakta, kapasitelerinin altında çalıştırılmaktadır. Buna örnek olarak
Zonguldak Çatalağzı Termik Santralini verebiliriz. Çatalağzı Termik Santralinin
çevreye olan olumsuz etkilerinin giderilmesini sağlayacak, elektrofiltre
ve baca gazı arıtma tesisleri derhâl yapılmalı, yapımına başlanan ancak bir
türlü tamamlanamayan atık kül ve cürufunun uzaklaştırılması ve depolanması… (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi bitiriniz. ALİ KOÇAL (Devamla) – …ve değerli milletvekilleri, böylece verim
kaybının önlenmesi ve yakılan fuel oil miktarının azaltılması için de gerekli çalışmalar en
kısa zamanda bitirilmelidir. Önergemizin kabulünü diliyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
(CHP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Koçal. Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge kabul edilmemiştir. 2’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… 2’nci madde kabul edilmiştir. 3’üncü madde üzerinde bir önerge vardır, okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 249 sıra sayılı Kanun Tasarısının 3 üncü
maddesinin son fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkranın eklenmesini
arz ve teklif ederiz.
“Rüzgâr enerjisine dayalı üretim tesisi kurmak amacıyla
alınan lisanslar kapsamındaki tesisler için, Türkiye Elektrik İletim A.Ş. Genel
Müdürlüğü ve ilgili dağıtım şirketinden alınan tadil kapsamındaki bağlantı
görüşünün olumlu olması halinde, Kuruma yapılan ilk lisans başvurusundaki
sahada başka lisans başvurusu olmaması ve kapasite artışı sonunda oluşacak yeni
güç için mevcut iletim/dağıtım hattı ile mevcut bağlantı noktası ve gerilim
seviyesinin kullanılması koşullarıyla kapasite artışı, modernizasyon, yenileme
yatırımları ve tadilatlara izin verilir.” BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ KEREM ALTUN (Van) – Takdire
bırakıyoruz. BAŞKAN – Hükûmet? ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) –
Katılıyoruz. BAŞKAN – Gerekçeyi mi okutayım? NİHAT ERGÜN (Kocaeli) – Gerekçe… BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum: Gerekçe: Rüzgâr enerjisine yatırımlarının kurulması aşamasında
ortaya çıkacak güç artışı ihtiyacını karşılamak amaçlanmıştır. BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir. Kabul edilen önerge doğrultusunda 3’üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 3’üncü madde kabul edilmiştir. 4’üncü madde üzerinde üç önerge vardır. Önergeleri önce geliş
sırasına göre okutup sonra da aykırılık derecelerine göre işleme alacağım. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 249 sıra sayılı “Elektrik Piyasası Kanunu ve
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”nın 4 üncü
maddesinin birinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
“Elektrik Üretim Anonim Şirketi ve/veya müessese, bağlı ortaklık,
iştirak, işletme ve işletme birimleri ile varlıkları özelleştirme programına
alınsa bile bunların bağlı oldukları Bakanlık veya kurumları ile ilgileri ve
mülkiyetinin bağlı bulundukları kurum ve/veya kuruluşlara aidiyeti aynen devam
eder. Ancak, bu kuruluşların özelleştirmeye hazırlanmalarına yönelik teknik,
mali, idari ve hukuki işlemler, personele ilişkin işlemler ve
özelleştirilmelerine ilişkin iş ve işlemler, 24/11/1994
tarihli ve 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun hükümleri
çerçevesinde gerçekleştirilir. Ancak bu kuruluşların ve bu
kapsamda oluşturulabilecek yeni anonim şirketlerin yönetim kurulu başkanlığı ve
üyelikleri, denetim ve tasfiye kurulu üyelikleri ve genel müdürlükleri ile ait
oldukları kuruluşlardan ayrı olarak özelleştirme programına alınan ve anonim
şirkete dönüştürülmelerine gerek görülmeyen müesseselerde, müessese
müdürlükleri ve yönetim komitelerine, işletme ve işletme birimlerinde bunların
müdürlüklerine yapılacak atamalar ve bu görevlerden alınma işlemlerine ilişkin
olarak Başbakana teklifte bulunma yetkisi Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanına
aittir. Başbakan bu maddeyle ilgili yetkisini Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanına devredebilir.” Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 249 Sıra Sayılı Tasarının Çerçeve 4 üncü maddesi ile
4628 sayılı Kanunun 14 üncü maddesine eklenmesi öngörülen ikinci fıkrada yer
alan “yüzde yirmisini” ibaresinin “yüzde onunu hidroelektrik santrallerin
yapımı için tahrip edilmiş olan orman sahalarının yenilenmesi için Çevre ve
Orman Bakanlığı bütçesine, yüzde onunu” olarak değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
BAŞKAN - Şimdi, maddeye en
aykırı önergeyi okutup işleme alacağım. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 249 sıra sayılı
“Elektrik Piyasası Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı”nın çerçeve 4 üncü maddesi ile 4628 sayılı Kanunun 14 üncü
maddesine eklenen ikinci fıkranın madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz. Harun
Öztürk İzmir BAŞKAN - Komisyon önergeye
katılıyor mu? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ KEREM ALTUN (Van) – Katılmıyoruz
efendim. BAŞKAN - Hükûmet? ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) –
Katılmıyoruz. BAŞKAN - Önergeniz için,
gerekçeyi mi okutayım efendim? HARUN ÖZTÜRK (İzmir) – Evet. BAŞKAN - Gerekçe… Gerekçe: Enerji alanında yapılan özelleştirmelerden elde edilecek
gelirlerin özelleştirme masrafları çıktıktan sonra enerji yatırımlarında
kullanılmak üzere bakanlık bütçesine gelir ve ödenek kaydedilmesi, 5018 sayılı
Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 13 üncü maddesinin (g) bendinde yer
alan “Belirli gelirlerin belirli giderlere tahsis edilmemesi esastır.” hükmü
ile tarif edilen, bütçelerin hazırlanması ve uygulanmasında gözetilmesi gereken
ademi tahsis prensibine uymamaktadır. Maddenin Plan ve
Bütçe Komisyonunda görüşülmesi sırasında Hazine temsilcisinin, sayın Bakan imzası ile Başbakanlığa söz konusu hükümle
ilgili olumsuz görüş bildirdiklerini ifade etmesi de, bu konuda Hazine ile
Başbakanlık arasında tam bir mutabakatın da olmadığını ortaya koymaktadır. Bu
nedenle anılan fıkranın madde metninden çıkarılması önerilmektedir. BAŞKAN – Önergeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir. Diğer önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 249 Sıra Sayılı Tasarının Çerçeve 4 üncü
maddesi ile 4628 sayılı Kanunun 14 üncü maddesine eklenmesi öngörülen ikinci
fıkrada yer alan “yüzde yirmisini” ibaresinin “yüzde onunu hidroelektrik
santrallerin yapımı için tahrip edilmiş olan orman sahalarının yenilenmesi için
Çevre ve Orman Bakanlığı bütçesine, yüzde onunu” olarak değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
M. Akif Hamzaçebi (Trabzon) ve arkadaşları BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ KEREM ALTUN (Van) – Katılmıyoruz
Sayın Başkanım. BAŞKAN – Hükûmet? ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) –
Katılmıyoruz. HAKKI SUHA OKAY (Ankara) – Sayın Ünsal konuşacak. BAŞKAN – Sayın Ünsal, buyurunuz. HÜSEYİN ÜNSAL (Amasya) – Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri;
249 sıra sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın değişiklik önergesi üzerine söz almış
bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum. Sözlerime geçmeden önce, bugün bir olayda 3 tane polisimiz şehit
oldu. Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum, kederli ailelerine de sabırlar
diliyorum. Saygıdeğer milletvekilleri, bugün görüşmekte olduğumuz
Enerji Piyasası Yasası’ndaki değişiklikle ilgili, Elektrik Piyasası
Yasası’ndaki değişikliklerle ilgili konuşmaları dinlerken özellikle dikkat
ettim, Sayın Bakanımız ve AKP sözcüleri, sanki Türkiye'de enerjiyle ilgili
hiçbir sıkıntı yok, elektrik piyasasıyla ilgili, elektrik enerjisiyle ilgili
bir sıkıntı yok, her şey normal gidiyor ama Cumhuriyet Halk Partisi bu konuda
bir kriz varmış gibi hava yaratıyor konuşmaları yapıldı. Sayın Bakanım, biz bu konuyla ilgili arkadaşlarımızın da
konuşmalarından… Tabii, saygıdeğer arkadaşlarımız konuşurken, bizim muhalefet
anlayışımızla ilgili eleştirilerini de getirirken dikkatimizi çekti. Biz bu
konuya yaklaşırken “kriz” sözcüğünden fazlaca bahsetmemeye çalıştık ama Sayın
Bakanımız burada gelip konuşmalarına devam ederken bize şu sözü lütfen versin:
“2009-2010 yıllarında biz Türkiye’de elektrik kesintileri yaşamayacağız.
Bakmayın siz o Türkiye Elektrik İletişim AŞ’nin projeksiyonlarına,
olağanüstü hâllerde, olağanüstü olmayan durumlarda yarattıkları senaryolara
göre elektrik tüketimine. Biz bunları yaşamayacağız.” diye sanırım Sayın Bakanımız
burada bize bir bilgi verecektir. Ama gelinen noktada Türkiye’de elektrikle
ilgili bu kadar da ucuz bir durumun olmadığını da söylemek lazım. Biz kriz
demesek de bir sıkıntı var Sayın Bakan, enerjiyle ilgili sıkıntı var.
Konuşmanızda söylediniz: “Petrol var, elektrik var, doğal gaz var, kömür var.
Fakirlere bile kömürleri dağıtıyoruz.” dediniz. Gerçekten de fakirlere kömür
dağıtıyorsunuz. Her yıl sanırım fazlalaşarak fakirleşme oranı yükseliyor
İktidarınızda, fakirlere kömür dağıtıyorsunuz! Dağıttınız kömürlerin de
parasını hazineden ödetmeye çalışıyorsunuz. Türkiye Kömür İşletmeleri de o
açığını kapatmak için bankalardan kredi alıyor. Yapı bu. “Petrol var”
diyorsunuz, şu anda dünyanın en pahalı petrolünü satıyorsunuz. Dünyanın en
pahalı petrolünü, benzinini, mazotunu kullanıyoruz. İleride konuşmalarımızda
doğal gazla ilgili söyleyeceğimiz çok şeyler olacak. Doğal gazda o kadar değil.
Ucuz diyorsunuz ama doğal gazla ilgili anlaşmaların tamamlanmadığını soru
önergelerine verdiğiniz cevaplardan anlıyoruz. Ben burada rakamlara fazla girmeyeceğim ama uluslararası enerji
raporlarından anladığımız birtakım şeyler var. Bakın, Türkiye iletişim kaybında
Meksika’dan sonra OECD ülkeleri arasında 2’nci sırada. Ben söylemiyorum bunu,
Kamu İktisadi Teşebbüsleri Komisyonunda elde ettiğimiz Başbakanlık Yüksek
Denetleme Kurulu raporlarından iletiyorum. İletişim kaybıyla ilgili gelişmeler de çok tehlikeli bir durumda.
Kriz diyemeyeceğim, yine sinirleneceksiniz ama bakın, iletişim şebekesinde
taşınan enerji miktarında yüzde 14’lük bir artış yapmışsınız son iki yılda,
değerler onu gösteriyor. Enerji kaybında ise yüzde 51’lik bir enerji kaybı var.
Her geçen gün enerji kaybı var iletişim hatlarında. Bu konuda Meksika’dan sonra
2’nci sırada geldiğimiz söyleniyor bu raporda. Bir diğeri de: Sanki elektrik var ama elektriği kullanma konusunda
modern, çağdaş, Avrupa Birliği ülkeleri sırasında bir ülke miyiz? Bakın, OECD
ortalamasını 7.871 kilovat kişi olarak söylerken, Türkiye ortalaması hâlâ 1.801
kilovat kişi. Bununla da, enerji tüketimi konusunda 30 ülke içerisinde
neredeyse sondan 2’nci pozisyondayız. Değerli arkadaşlarım, tabii ki biz burada eleştirilerimizi mutlaka
yapacağız ve bu eleştirilerimizi yaparken de yapıcı olmaya dikkat edeceğiz ama
elektrik enerjisiyle ilgili gelinen noktada çok da özel, iyi bir durum yok,
konuştuğunuz gibi. Bakın, gelinen noktada, iktidara geldiğinizden beri
neredeyse yüzde 40’lara varan bir elektrik zammı -en son yüzde 21- yapıldı ve
gerçekten 2009, 2010, 2011 yıllarında tehlike çanları çalıyor ve bu konuyla
ilgili hiçbir çalışma yapılmıyor. Değerli arkadaşlarımız, çok saygı duyduğumuz arkadaşlarımız burada
konuşmasını yaparken, yatırımlar konusunda “Artık, biz, kamu olarak bu işten
çekileceğiz…” (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Lütfen, sözlerinizi tamamlayınız. Buyurunuz. HÜSEYİN ÜNSAL (Devamla) – “… ama özel
sektöre yaptıracağız.” dediler ama göstergelerde öyle değil. Özel sektörün payı
2002’de 0,3; 2007’nin ilk başlarında daha hâlâ 0,3; toplamında ise 0,7. Kamu
sektörü ise tamamen çekilmiş. Kamu sektörü gayrisafi yurt içi hasılada 2002’de 1,3’ü teşkil ederken, şu anda 0,4 noktasına
gelmiş. Değerli arkadaşlarım, enerjiyle ilgili rahatsızlık özellikle
elektrik piyasasında ve elektrik enerjisi konusunda sürmekte. Bu konuyla ilgili
eleştirilerimizin ciddiye alınmasını, önergemizin de lehinde oy kullanılmasını
talep ederek hepinize saygılar sunuyorum. Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Ünsal. Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge kabul edilmemiştir. Diğer önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 249 sıra sayılı “Elektrik Piyasası Kanunu ve
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”nın 4 üncü maddesinin
birinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ali Bayramoğlu (Rize) ve arkadaşları “Elektrik Üretim Anonim Şirketi ve/veya müessese, bağlı ortaklık,
iştirak, işletme ve işletme birimleri ile varlıkları özelleştirme programına
alınsa bile bunların bağlı oldukları Bakanlık veya kurumları ile ilgileri ve
mülkiyetinin bağlı bulundukları kurum ve/veya kuruluşlara aidiyeti aynen devam
eder. Ancak, bu kuruluşların özelleştirmeye hazırlanmalarına yönelik teknik,
mali, idari ve hukuki işlemler, personele ilişkin işlemler ve
özelleştirilmelerine ilişkin iş ve işlemler, 24/11/1994
tarihli ve 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun hükümleri
çerçevesinde gerçekleştirilir. Ancak bu kuruluşların ve bu
kapsamda oluşturulabilecek yeni anonim şirketlerin yönetim kurulu başkanlığı ve
üyelikleri, denetim ve tasfiye kurulu üyelikleri ve genel müdürlükleri ile ait
oldukları kuruluşlardan ayrı olarak özelleştirme programına alınan ve anonim
şirkete dönüştürülmelerine gerek görülmeyen müesseselerde, müessese
müdürlükleri ve yönetim komitelerine, işletme ve işletme birimlerinde bunların
müdürlüklerine yapılacak atamalar ve bu görevlerden alınma işlemlerine ilişkin
olarak Başbakana teklifte bulunma yetkisi Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanına
aittir. Başbakan bu maddeyle ilgili yetkisini Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanına devredebilir.” BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ KEREM ALTUN (Van) - Takdire
bırakıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN – Hükûmet? ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) –
Katılıyoruz. NİHAT ERGÜN (Kocaeli) – Gerekçe. BAŞKAN – Gerekçe, buyurun. Gerekçe: Özelleştirilecek kuruluşlarda çalışan personele ilişkin işlemlerin
4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun kapsamında yapılabilmesine
imkan sağlanmıştır. BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir. KAMER GENÇ (Tunceli) – Maddede karar yeter sayısı istiyorum. BAŞKAN – Kabul edilen önerge doğrultusunda 4’üncü maddeyi
oylarınıza sunarken karar yeter sayısı da arayacağım. Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Karar yeter sayısı yoktur. Beş dakika ara veriyorum. Kapanma Saati: 16.28 BEŞİNCİ OTURUM Açılma Saati: 16.35 BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU KÂTİP ÜYELER: Fatoş
GÜRKAN (Adana), Harun TÜFEKCİ (Konya) BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
128’inci Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum. 249 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz. Komisyon ve Hükûmet yerinde. 4’üncü maddenin oylamasında karar yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi maddeyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım. Kabul edilen önerge doğrultusunda 4’üncü maddeyi tekrar oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir. 5’inci madde üzerinde bir önerge vardır, okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 249 sıra sayılı yasa tasarısının 5. maddesinin
“ancak, ilanen yapılacak tebligatlar Resmi Gazetede yayımlanır.” ibaresinin
madde metninden çıkarılmasını arz ederim. Kamer
Genç Tunceli BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ KEREM ALTUN (Van) – Katılmıyoruz
Sayın Başkanım. BAŞKAN – Hükûmet? ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) –
Katılmıyoruz. BAŞKAN – Sayın Genç, buyurunuz efendim. KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 249
sıra sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Tasarısı’nın 5’inci maddesi üzerinde
verdiğim bir önerge üzerinde söz almış bulunuyorum. Hepinize saygılar
sunuyorum. Önergenin mahiyeti bu. “Kurumca bu Kanuna göre yapılacak her türlü tebligat hakkında 11/2/1959 tarihli 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri
uygulanır…” Bundan sonraki “…ancak, ilanen yapılacak tebligatlar Resmi Gazetede
yayımlanır.” ifadesinin metinden çıkarılmasını istiyorum. Çünkü bu
tebligatların büyük bir kısmı hak düşürücü tebligatlardır. Resmî Gazete her
tarafa gitmiyor, her tarafta okunmuyor. Niye öteki gazetelerde ilanı
önlüyorsunuz da Resmî Gazete’yi getiriyorsunuz? Ben bunu anlamış değilim. Eğer Hükûmet de anlıyorsa söylesin burada. Resmî Gazete’yi kaç kişi alıyor? Şimdi, bu kanuna göre istimlak yapılacak,
işte birtakım hak sahiplerinin hakları elinden alınacak. Dolayısıyla bu hak
düşürücü ilanen tebligat üzerine vatandaş dava açacağı için, bu dava hakkının
kaçırılmaması için bunun uygun gazetelerle ilan edilmesi lazım. Niye Resmî
Gazete alındı bilmiyorum. Şimdi, değerli milletvekilleri, bakın, siz iktidar partisi olarak
-aslında Meclisin tatile girmesi lazım- getirdiniz, hem de İç Tüzük’ü askıya
almak suretiyle, üç haftalık, Danışma Kurulu kararı yerine geçecek karar
aldınız. Aslında bu, İç Tüzük’e aykırıdır. Danışma Kurulu kararını almak,
19’uncu maddede, çok istisnai olması lazım. Siz, Danışma Kurulu kararını
almakla İç Tüzük’ü askıya alıyorsunuz. Böyle bir yönetim sistemi olmaz. İkincisi: Biraz önce burada bir önerge kabul edildi. Bakın, sayın
milletvekilleri, personel sistemiyle ilgili bir sistem getirdiniz. Efendim,
Enerji Bakanlığı bunu… Bakın, personelin alınma sistemleri Devlet Personel
Kanunu’nda var. Peki, niye buraya… Öyle bir önerge getirildi ki zaten okuyan
arkadaşımız da tam… Yani, belki biz arka sıralardayız doğru dürüst anlamıyoruz. Şimdi, bu son önergelerle
getirdiğiniz sistem ülkeye fayda vermiyor. Bakın, şimdi, bu kanunun bir maddesi var -sonunda- 27’nci maddesi:
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nda bir değişiklik yapıyorsunuz. Bununla
şunu getiriyorsunuz: 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nda öyle bir değişiklik
getirdiniz ki vatandaşın birisi bir tanker petrol naklediyor, ona 75 milyar
idari para cezasını getirmiştiniz. Hatta bir vatandaş bana telefonda da
söyledi, adam müteahhit, kendi şantiyeleri var,
şantiyeleri kanalıyla o şantiyelerine petrol dağıtıyor. “Vay efendim, senin
Petrol Piyasası Kanunu’na uygun olarak nakliye kamyonun yok.” 650 milyar lira
para cezası kesmiş. Bakın, şimdi, Danıştayı araştırın, en
azından yüz elli bin tane dava 5015 sayılı Petrol Kanunu’nun uygulamasından
kaynaklanan ve çok fahiş, astronomik rakamlara dayanan bu tür cezalardan
kaynaklanıyor. Yani adam, daha önce, 5015 sayılı Kanun çıktığı zaman
müracaatını yapmış Enerji Piyasası Düzenleme Kuruluna. Enerji Piyasası
Düzenleme Kurulu, buna zamanında ruhsatını vermemiş. Vay efendim sen zamanında
ruhsatını almadan petrol sattın diye, adama tuttular 750 milyar, o civarda, 1
katrilyon 600 trilyon lira cezalar kesildi. Şimdi, bu kadar, bir hükûmet bir
devlette vatandaştan habersiz
olamaz. Bir defa siz kafası eren, çalışan insanların görevine son
veriyorsunuz. Sizin değer verdiğiniz kişi, ancak sizin kafanızdaki adam olacak.
Eh, sizin kafanızdaki adamla devleti yönetemezsiniz beyler. İşte, bakın, kaç
senedir bu 5015 sayılı Kanun yürürlükte. Ne kadar ceza kestiniz? Bu insanların
büyük bir kısmı, hepsi aşağı yukarı Danıştaya gitti
ve bu paralar orada duruyor. Bir kısmı da şey etti. Yani getirdiğiniz o
maddeyle o cezaları kaldırıyorsunuz. Peki, ödeyenlerin durumu ne oldu? Onlara
da iade edecek misiniz? Yani devlet böyle, çalakalem, cahil kafayla idare
edilmez. Bunu bilesiniz yani. Burada her şey enine boyuna tartışılırsa burada doğru olan şeyler
yapılabilir. Uygulamadan gelen arkadaşlarımız var, Türkiye'nin gerçekleri var.
Türkiye seksen beş yıllık bir cumhuriyet, oturmuş, bürokrasisi oturmuş, işte
Parlamentosunun da oturması lazım. Dolayısıyla, böyle herkesin kafasına bir şey esiyor, getiriyor son
anda bir önerge veriyor. Ben, özellikle bu AKP grup başkan vekillerinin son
anda verdikleri bu korsan önergelerden çok şüphe duyuyorum. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız. KAMER GENÇ (Devamla) – Çünkü sayın milletvekilleri, zaten
biliyorsunuz cep telefonları var; cep telefonlarıyla hemen talimatlar geliyor
belirli bir holdingler grubunun menfaatlerinin korunması için. Bunlar çok olan
şeyler. Onun için eğer hakikaten böyle bir zan altında kalmıyorlarsa -ben
söylüyorum- o zaman komisyonlarda bu kanunlar müzakere edilsin gelsin buraya,
biz de bilelim. Burada verilen korsan önergeyle hangi menfaat şirketine, hangi
menfaat grubuna ne menfaatlerin, devletin hangi kaynaklarının gittiğini
bilmiyoruz ki! Bizim feryadımız, bağırmalarımız bundan. Arkadaşlar, kanun yapmanın bir tekniği var. Komisyonlara gitsin,
orada tartışılsın, gelsin. Burada biraz önce getirdiniz, Başbakana Özelleştirme
İdaresinden, işte, özelleştirilen personelin atama yetkisini verdiniz. Ama ne
sistemle verdiğiniz belli değil. Tabii zamanım -başka bir önergede de onu dile
getireceğim- kalmadığı için şey edemem. Yani eğer şeffaflık ve dürüstlük
istiyorsanız, bunları, şeffaflık ve dürüstlüğü sağlayan burada kanunların enine
boyuna tartışılmasıdır. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) KAMER GENÇ (Devamla) - Önergemin oylamasında karar yeter sayısı
istiyorum Sayın Başkan. BAŞKAN – Peki. MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, Sayın Milletvekili biraz
önce konuşurken “AK PARTİ grup başkan vekillerinin son anda getirdiği korsan
önerge” diye bir ifade kullandı. “Birileriyle cep telefonlarıyla yaptıkları
görüşmeler çerçevesinde aldıkları talimat gereğince bunu yaptı.” dedi. İzin
verirseniz bir açıklama yapmak istiyorum. BAŞKAN – Sayın Elitaş, buyurunuz. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) VII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR 1.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın, Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in, konuşmasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinizi saygıyla selamlıyorum. Türkiye'nin enerjisiyle ilgili çok önemli bir yasa üzerinde
değerli milletvekili arkadaşlarımız burada görüşlerini ifade ediyorlar. Biz
Plan Bütçe Komisyonunda Hükûmet olarak getirilen
tasarı çerçevesinde yaptığımız işin doğru olduğuna inanıyoruz, kanaatimiz de bu
çerçevede. Nasıl ki -birilerinin burada söylediği gibi- devlet idare etmenin
bir adabı varsa, bu milleti temsil ederken, 70 milyon kişi adına konuşulurken
bu kürsünün de bir adabı olması gerekir. Ağzını doldura doldura
burada, gelip yapılan işlerin “korsan önerge” diye ifade edilip, birileri
hakkında “Telefon talimatlarıyla aldıkları çerçevede söylemler ve talimatlar
doğrultusunda burada önerge getiriliyor.” diye atılan iftiralar şu kürsünün
mehabetine hiç yakışmaz. Eğer böyle bir iddian varsa, böyle bir şeyin varsa
gelirsin burada ispat edersin. Aksi hâlde sen iftiracı olursun, müfteri
olursun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) HARUN ÖZTÜRK (İzmir) – Yukarıda elinizi tutan mı var? MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Yaptığımız önergelerdeki
değişikliklerin hepsi görüşülmüş, konuşulmuş. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı
çerçevesindeki yeni kurulacak şirketlerle alakalı olarak, onlara atanacak
memurların kimler tarafından atanması ve bu konuda bilgi sahibi olan uzman
şahısların atanabilmesi amacıyla Enerji Bakanlığına bir yetki veriliyor, teklif
yetkisi veriliyor. Özelleştirme İdaresi Başkanlığının kanunu gereğince bunların
atanabilmesi -Başbakan emrine- Maliye Bakanlığı tarafından yapılması
gerektiğinden dolayı Başbakana teklif edilen bu teklif… Başbakan eğer yetkiyi
verirse Enerji Bakanlığı tarafından teklifin de yerine getirilmesi şeklinde
ifade ediliyor. KAMER GENÇ (Tunceli) – Yeni mi aklınız başınıza geldi? MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Burada peşkeşle alakalı ne var? Aklın
fikrin peşkeşte, başka hiçbir şey düşünmüyorsun. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Sayın Elitaş, lütfen sözünüzü
tamamlayınız. MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Nerede peşkeş çekilir de bulurum diye
uğraşıyorsun. Buradaki dürüst, namuslu milletvekillerini töhmet altında
bulundurmaya çalışıyorsun ve buradaki Türkiye Büyük Millet Meclisinin bütün
üyelerine hakaret ediyorsun, iftira ediyorsun. KAMER GENÇ (Tunceli) – Hayır efendim… MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Hiçbir milletvekiline, hiçbir gruba
iftira etme hakkı yok sende. Nerede peşkeş var bunun? HARUN ÖZTÜRK (İzmir) – Bugün mü öğrendiniz? MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Aklın fikrin peşkeşte. Nereden peşkeş
çıkarabilirim diye burada düşüncen. Hani bir laf söylemişti bir arkadaşımız sana… Kişinin fikri neyse
zikri de odur. (AK PARTİ sıralarından “Aynen öyle” sesleri, alkışlar) Hani
söylemişti bir arkadaşımız, sen de 15 milyarlık dava açmışsın. KAMER GENÇ (Tunceli) – Evet, açtım. Onun sebebi başka. Söyle
bakalım… MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – O şeyle dava açmışsın, aynısını
söylüyorum sana. Hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Elitaş.
VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam) A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam) 1.- Elektrik Piyasası Kanunu ve Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı-sı ve Avrupa Birliği Uyum ile Plan ve
Bütçe Komisyonları Raporları (1/554) (S. Sayısı: 249)(Devam) BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunarken karar yeter sayısı
arayacağım. Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir. 5’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... 5’inci madde kabul edilmiştir. 6’ncı madde üzerinde bir önerge vardır, okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 249 Sıra Sayılı yasa tasarısının 6. maddesinin
(b) bendinde geçen (Yönetmelik) ibaresinin (Tüzük) olarak değiştirilmesini arz
ederim. Kamer
Genç Tunceli BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ KEREM ALTUN (Van) – Katılmıyoruz
Sayın Başkanım. BAŞKAN – Hükûmet? ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) –
Katılmıyoruz. BAŞKAN – Sayın Genç, buyurunuz. KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 249
sıra sayılı Yasa Tasarısı’nın 6’ncı maddesinde verdiğim bir önergeyle ilgili
olarak söz almış bulunuyorum. Hepinize saygılar sunuyorum. Değerli milletvekilleri, benim konuşmalarım çok açık ve nettir.
Ben diyorum ki her şeyi usulüne göre yapalım. Burada milletvekili olarak ben,
verilen bir önergenin ne anlama geldiğini bilmek istiyorum. Mesela geçen gün,
işte arazilerin yabancılar tarafından satın alınmasıyla ilgili son anda bir
önerge verildi burada. Bu önergede ne denildi… Yani askerî yasak alanlardaki
arazilerin de yabancılar
tarafından satın alınması eskiden Genelkurmay Başkanlığının
iznine bağlıydı, o yetkiyi kaldırdınız. Böyle bir şey olur mu? Bunun gibi daha
çok örnekler getiririm ben size. Bizim burada kişisel menfaat peşinde koştuğumuz yok. Biz
Türkiye'nin gerçeklerini bilen insanlarız. Ben size -eğer iyi dinledinizse-
dedim ki: Eğer böyle bir zan altında kalmak istemiyorlarsa önergeleri
komisyonlarda getirin, Hükûmet teklifinde getirin,
kanun teklifinde getirin; enine boyuna tartışılsın, bu anlaşılsın, ondan sonra
gelsin buraya böyle bir zan altında kalmak istemiyorsanız. Ama siz, devamlı
olayları ters anladığınız için böyle şey ettiniz. Sonra, yeni mi aklınız başınıza geliyor? Yani bir Hükûmet altı senedir bu memleketi yönetiyor, bu Hükûmetin aklı nerede? Zaten sıralar bomboş, kimse yok yani
ondan sonra da yeni mi aklınıza… Yani bu kanunların müzakere edildiği saatte mi
aklınız başınıza geliyor? Hükûmet etmek ciddiyet
ister. Dolayısıyla, ben de size bunları söylemek istiyorum. Niye son anda şey
ediyorsunuz? Şimdi, benim önergemin esası şu sayın milletvekilleri: Türkiye
Anayasa’sında bir tüzük müessesesi vardır fakat AKP’liler bu tüzük müessesesini
nedense işletmiyorlar, hep yönetmelik... Yönetmelikler bu konuları düzenlemeye
yeterli bir düzenleme değil çünkü bunlar ülkenin enerji politikasını
ilgilendiren çok geniş düzenlemeleri gerektiren, en ince teferruatına kadar
bazı konuların incelenmesini gerektiren konulardır. Yönetmelik
Danıştaya gider, Danıştay bu yönetmeliklere getirilen
hükümleri bütün mevzuat çerçevesinde enine boyuna tartışır, bütün bürokratları
çağırır, dairede inceler, dolayısıyla daha iyi bir düzenleme olur, daha ülke
menfaatlerine uygun bir düzenleme olur ama –benim, işte- 2007’den itibaren
buradayım, aşağı yukarı bir seneye yakındır burada görev yapıyoruz, bir tane bu
Anayasa’daki “tüzükle düzenlenir” kelimesine ben rastlamadım. Bu çok
önemli şeyleri tüzüğe bırakalım, niye yönetmeliğe bırakıyorsunuz? Sonra, biraz önce, işte, Özelleştirme İdaresinden bahsettiniz.
Bakın, Isparta’da bir yün iplik fabrikası var. Bunun içinde 28 tane Tuncelili…
Tunceli’nin Pertek fabrikasının kapatılmasından dolayı 28 tane işçi gitmişti
oraya. Efendim, tuttular… Fabrika hâlâ yürürlükte, özelleştirilmedi, üretime
devam ediyor; tuttular o 28 tane işçiyi, “Tuncelilidir” diye bunların görevine
son verdiler. Böyle bir şey olur mu? Attılar yani. Özelleştirme kapsamına
aldılar, ondan sonra bu insanları… Yani kırk yaşında, kırk iki yaşındaki
insanların ekmeğiyle oynamak insan vicdanına sığar mı? Maalesef, işte,
söylüyoruz söylüyoruz ondan sonra bunlar şey etmiyor.
Şimdi, Sayın Bakan burada “Biz yatırım yapıyoruz...” Bakın, bizim
Tunceli’nin Çemişgezek ilçesinde, Mazgirt ilçesinde üç tane sulama projesi var.
Bu sulama projelerinin niye ihalesini yapmıyorsunuz? Bunların üretimi… Keban
Barajı’nda su seviyesinin 831 metrenin altına düşmemesi lazım, 831 metrenin üstünde
olunca o çevredeki arazileri suluyorsunuz. Ama siz, elektrik üretiminde bunu
zorladınız, 830’un altına düşürdünüz. Dolayısıyla, orada sulama yapılamadı. Yani devleti yönetecek insanların o ülkenin gerçeklerini bilmesi
lazım, onları yakından incelemesi lazım. Bilinmiyor, ondan sonra da biz burada
dile getirince birileri alınıyor. Alınırsan alın kardeşim, bana ne yani! Ben
aklımdan geçen doğruları, soruları söylüyorum. Sonra ben yıllarca bu kürsüde
konuşan, inceleyen, araştıran kişiyim. Olabilir yani tabii tek kişi olduğum
için, partim de olmadığı için bazı şeylerde ufak tefek yanlış bilgim olabilir
ama buraya daima doğru şeyleri getirdim. Siz bu memleketi dürüst yönetin, doğru
yönetin, biz de sizi çıkalım, burada tebrik edelim. Bunun doğrusu bu. Ama burada
söylediğimiz şeyler ortada: Memlekette her taraf huzursuzluk içinde, insanlar
yarınımızın ne olacağı kuşkusu içinde, memlekette bir ciddi terör var, ciddi
bir güvensizlik var. Bunları burada söylemeyelim mi yani? (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız. KAMER GENÇ (Devamla) – Buraya bakanlarınız çıkıyor, hep
kendilerini övüyorlar. Ya, seni övecek, millet olması lazım. “Biz şu kadar
yatırım yaptık.” diyorsunuz, sonuçlar ortada. Dolayısıyla, çıkardığınız
kanunların uygulamasından mağdur olan insanların vaziyeti orada. 750 milyon ton
kömür dağıtıyorsun da kendi kesenden mi dağıtıyorsun? Onu siyasi amacın için
şey ediyorsun. O 750 milyon ton yarın iktidardan düştüğün zaman seni Yüce
Divana götürür. Sen onu siyasi amaç için şey ediyorsun. Sonra getirdiniz
işlenmeyen kömür ocaklarını yandaşlarınıza aldırttınız ve fahiş fiyatlarla
oradan kömür aldınız. İhale veriyor musunuz? Ben soruyorum sana: “Ankara
Belediye Başkanının BOTAŞ’tan borcu nedir söyle.” diyorum, söylemiyorsun. Niye
bunların paralarını tahsil etmiyorsun? Bunlardan para tahsil etmediğin için biz
gidiyoruz başkalarına faiz ödüyoruz ve burada Ankara Belediyesinin, İstanbul
Belediyesinin, İzmit Belediyesinin yaptığı bu kadar sorumsuz yatırımlardan dolayı
devlet büyük bir yük altına giriyor. Devlet böyle mi yönetilir? O bakımdan, önergemin kabulünü diliyorum. Saygılar sunuyorum efendim. BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Genç. Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge kabul edilmemiştir. Komisyonun bir düzeltme talebi var. Buyurunuz. PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ KEREM ALTUN (Van) – Sayın
Başkanım, bu çerçeve 6’ncı maddeyle 4628 sayılı Kanun’a eklenmesi öngörülen ek
3’üncü maddenin (a) bendinin (1) numaralı alt bendinde yer alan “katılımcılar”
ibaresinin “katılımcıları” şeklinde düzeltilmesini istiyoruz efendim yani
redaksiyon. BAŞKAN – Evet, gereği yerine getirilecektir efendim. Bu düzeltmeyle birlikte 6’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir. 7’nci madde üzerinde önerge yoktur. Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Kabul edilmiştir. 8’inci madde üzerinde üç önerge vardır, sırasıyla okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 249 sıra sayılı Kanun Tasarısının 8 inci
maddesiyle değiştirilmesi önerilen, 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun
Geçici 10 uncu maddesinde geçen “Bakanlar Kurulu” ibaresinin “Kurul” olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 249 Sıra Sayılı Tasarının çerçeve 8 inci maddesi
ile 4628 sayılı Kanuna eklenmesi öngörülen Geçici 10 uncu Maddede yer alan “Bu
süre, Bakanlık görüşü alınarak Bakanlar Kurulu kararı ile en fazla iki yıl
uzatılabilir” cümlesinin madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
BAŞKAN – Şimdi maddeye en aykırı önergeyi okutup işleme alıyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına Görüşülmekte olan 249 Sıra Sayılı yasa tasarısının 8. maddesinin
son cümlesinin madde metninden çıkarılmasını arz ederim. Kamer
Genç Tunceli BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ KEREM ALTUN (Van) – Katılmıyoruz
Sayın Başkanım. BAŞKAN – Hükûmet? ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) –
Katılmıyoruz. BAŞKAN – Sayın Genç, gerekçe mi yoksa konuşacak mısınız? KAMER GENÇ (Tunceli) – Konuşacağım efendim. BAŞKAN – Buyurunuz efendim.
KAMER GENÇ (Tunceli) -
Teşekkür ederim Sayın Başkan. Efendim, ben önergemde “Bu anlaşmalar damga vergisinden
müstesnadır.” İbaresinin tasarı metninden çıkarılmasını istiyorum. FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Ne var ki bunda? KAMER GENÇ (Devamla) - Ne
var, olur mu? FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – “Ne var ki” diyorum. KAMER GENÇ (Devamla) - Yani, gayet normal. Şimdi, neyse… Arkadaşımız da müdahale ediyor. FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Hayır…Doğru
söylüyorsun, diyorum. KAMER GENÇ (Devamla) - Değerli arkadaşlar, zaten, bu elektrik
üretim, dağıtım ve iletimiyle uğraşan kurumlar büyük kâr sağlıyorlar. Bunlar,
elektrik fiyatlarını istedikleri gibi belirliyorlar. Hiç olmazsa bazı vergileri
de versinler. Şimdi, Sayın Bakan, burada diyor ki: “Bunlara devlet, kamu kurumu
yatırım yapmıyor.” Ama, kamu kurumu… Siz, özellikle
getirdiğiniz şeylerde bazı yandaş şirketlere yatırım yapmak için kredi
desteğini veriyorsunuz. Ondan sonra, bunlara vergi muafiyet ve istisnaları
getiriyorsunuz. Yani, vergi muafiyet ve istisnaları vergi kanunlarında
düzenlenir. Böyle parça parça kanunlarda düzenlemek
vergi tekniğine, sistemine aykırıdır. Bu itibarla, bu kanun gereğince yapılan
sözleşmelerin damga vergisinden müstesna tutulmasının bir mantığı da yok.
Ayrıca, devlet için de bunlar büyük kayıptır. Zaten, sizin İktidarınız zamanında,
devletin gelir kaynağını artırıcı bir yasa getirdiğinizi ben daha görmedim.
Yani, geçen gün, belediyelere yardım kanunu getirdiniz. 7,5 katrilyon, aşağı
yukarı binde 1 de denkleştirmeyi getirdiniz, 8 katrilyona yakın açık veren
bütçeye yeni bir yük getirdiniz. İşte, siz bütçeyi yaparken burada sormuştuk
biliyorsunuz, Maliye Bakanı 44 katrilyonluk borçlanma sistemi getirdi, bütçe 18
trilyon açık veriyordu. E, şimdi, orada belli ki oradaki açık 44 katrilyon
liradır. Şimdi, oradan 8 katrilyon civarında belediyelere mevcut bütçeden para
aktarmayı getirdiniz ama kaynak yok. Devlette -keşke- böyle gökten yağan bir
kaynak yok ki. Türkiye'nin kaynakları nedir? İşte, vergi kaynağıdır, petrolü
olsa petrol kaynağıdır veyahut da borçlanmadır. Bundan vergi almadığınız
takdirde ne olacaktır? Bütçe devamlı açık verecektir; açık verdikçe de
vatandaşın sırtına bineceksiniz, vasıtalı vergilere zam. Her gün petrole
gidiyorsunuz… Evet, dünya piyasalarında petrol artıyor, tabii ben buna bir şey
demiyorum ama siz onu da bahane bularak… Yani, Hükûmet
-gerçek petrol fiyatı ile vatandaştan tahsil ettiği fiyat arasında bir denge
yok- maliyet 100 lira ise 100 lirayı tahsil etmiyor. Onu fırsat bilerek 300
lira tahsil ediyor, yani böyle bir dengesizlik var. Zaten Türkiye'de devletin bütçesinin en fazla gelir kaynağını
oluşturan vasıtalı vergilerdir yani vatandaşın günlük ihtiyaçlarında
kullandığı, elektrikmiş, petrolmüş, gazmış veyahut da istihlak maddeleridir.
Burada özellikle zenginden daha fazla vergi alma sistemine gitmiyorsunuz. Dolayısıyla, Maliyede ciddi bir inceleme yok, vergi denetimi yok.
Ondan sonra, denetim yapılan kişiler de ancak muhalif kişiler. İşte, size kafa
tutan birisi olursa, bir basın olursa veyahut da bir şey olursa onların
hesaplarını inceliyorsunuz. Yandaş firmaların hiç hesapları incelenmiyor. Dolayısıyla, bu vergi kaynakları da kesilince bütçe de açık
veriyor. Öyle bir açık zamanla gelecek ki, yani göreceğiz ileride, devlet
memurunun maaşını ödeyemeyecek bir seviyeye geleceksiniz. İşte görüyorsunuz, faizler yüzde kaça çıktı, yüzde 22-23’e gitti.
“Efendim, AKP’ye kapatma davası açıldı da onun için faizler yükseldi.” Yok efendim, AKP olsa ne olacak, olmasa ne olacak? Yani
şimdiye kadar hiç böyle bir parti… AKP gider, bilmem ne partisi gelir. Burada o
kadar parti var; otuz kırk tane parti var. O bakımdan yani “Efendim, bizim
partimize kapatma davasını açtılar, piyasa allak bullak oldu.” Yok öyle bir şey. Bu sizin kendi uydurmanız. Yoksa ki siz
ciddi olarak devlet kaynaklarını kullanabilir, vergi tahsil edilebilir hâle
getirdiniz mi? Şimdi, 44 katrilyon liraya yakın vergi alacağı var devletin,
onları da tahsil etmiyorsunuz. İşte kayıtlarda belli. Ayrıca, inceleme yaptığınız… Mesela bakın, banka sigorta
muameleleriyle ilgili 2007 yılında 1 katrilyon 600 trilyon lira… (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Sayın Genç, süreniz bitti, lütfen… KAMER GENÇ (Devamla) – Gelir İdaresinin yayınladığı yayınlara göre
söylüyorum: 2007 yılında banka ve sigorta muamelelerine tabi işlemler üzerinden
beyan edilen 1 katrilyon 600 trilyon liralık matrah üzerinden inceleme
yapılıyor, 2 katrilyon 900 trilyon liralık bir matrah farkı bulunuyor, yani ona
göre. Ama onlar da Merkezî Uzlaşma Komisyonuna gidiyor, yüzde 70’i siliniyor.
Böyle bir şey olmaz sayın milletvekilleri. Bakın, ben vergi işlerinde çalıştım. Bizim zamanımızda bir vergi
incelemesi yapıldığı zaman, bir mükellefe bir vergi tespit ettiğiniz zaman,
eğer zaten haklıysa vatandaş gidecek vergi mahkemesinde onun davasını açacak.
Onda da vergi aslında uzlaşma olmazdı, cezada, işte yüzde 40, yüzde 50, yüzde
70 indirim olurdu. Sizin Bakanınız öyle değil ki. İşte, Maliye Bakanı Kemal Bey
Citibank’ın 3,5 milyar dolarını Merkezî Uzlaşmada
sildi, Amerikalılar kendisini “Yılın Maliye Bakanı” ilan ettiler. Yani bu vergi gelirlerini toplamak lazım. O bakımdan
önergemin kabulünü diliyorum efendim. Saygılar. BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Genç. Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge kabul edilmemiştir. Diğer önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına Görüşülmekte olan 249 Sıra Sayılı Tasarının çerçeve 8 inci maddesi
ile 4628 sayılı Kanuna eklenmesi öngörülen Geçici 10 uncu Maddede yer alan “Bu
süre, Bakanlık görüşü alınarak Bakanlar Kurulu kararı ile en fazla iki yıl uzatılabilir”
cümlesinin madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mehmet Akif Hamzaçebi (Trabzon) ve arkadaşları BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ KEREM ALTUN (Van) – Katılmıyoruz
Sayın Başkan. BAŞKAN – Hükûmet? ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) –
Katılmıyoruz. BAŞKAN – Sayın Ünsal, buyurunuz. HÜSEYİN ÜNSAL (Amasya) – Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri;
8’inci madde üzerinde değişiklik önergesi üzerine söz almış bulunuyorum. Biraz önce konuşan Adalet ve Kalkınma Partisinin Saygıdeğer Grup
Başkan Vekili Arkadaşımızın, tabii, sitemli konuşması, “peşkeş çekiyor”
eleştirisiyle sitemli konuşması haklı gibi gözüküp, sizler tarafından alkışlandı.
Değerli arkadaşlar, bizler burada muhalefet milletvekilleri olarak
artık sütten ağzımız yandığı için ayranı üfleyerek içmeye başladık. Bakın,
geçmiş dönemde yapılan işler var. Şimdi, Sayın Bakanımız da hazır buradayken
soracağımız bazı konular var. O yüzden, bu kanunlar çıkarken verilen o
önergeleri dikkatle izliyoruz. Bir tanesi, bakın 5307 sayılı LPG Piyasası
Kanunu çıkarılması aşamasında “Elektrik Üretim Anonim Şirketi
… ihraç edilmesi kaydı ile toptan satış şirketlerine …
elektrik enerjisi satabilir.” hükmünü içeren geçici
bir 6’ncı madde koydunuz o tarihte. Yani meşhur şu KARTET işi. Ben, şimdi Sayın Bakandan bu konuyla ilgili bir bilgi istiyorum ve
sorumu da çok net ve açık soruyorum burada bilgi sahibi olun diye: Ülkemizin
ilk özel sektör yurt dışı elektrik ihracatı ile ilgili yaşanan skandal boyutuna
varan süreç ile ilgili olarak çeşitli basın kuruluşlarında yer alan haberlerde
çok ciddi iddialar yer almıştır. Ulusal çok sayıda gazetede günlerce yer
alan bu ciddi iddialarla ilgili olarak Bakanlık tarafından bir soruşturma
açıldı mı bu KARTET konusunda? Eğer soruşturma açılmadıysa, iddia edilen bu
iltimas içerisinde bürokratik irade yoksa bir siyasi irade mi var? Bizim
rahatsızlığımız bu yüzden. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) –
Açıldı. HÜSEYİN ÜNSAL (Devamla) – Bu şirketin enerji ihracı yapabilmesine
imkân sağlamak için kanunda -çıkarmak üzere, işte demin söylemeye çalıştığım
konu bu- değişiklik yaptınız. Sadece bununla kalmadı, bir konuyu daha çok merak ediyorum. Sayın
Bakana yine soru önergesiyle sordum ama çok muğlak bir
Enerji Bakanlığı cevabı aldım. Aldığımız cevap da doğal gaz alımlarıyla
ilgiliydi. Çünkü Sayın Bakan geldi, burada övünerek “Doğal
gazımız da var.” dedi ama doğal gaz alımıyla ilgili, kendisinin de ilk
başlarda, özellikle Komisyon toplantılarında ve çeşitli basına verdiği
mülakatlarda öğrendiğimiz kadarıyla “Bu bir kapitülasyon.” diyerek karşı
çıktığı Rus gazıyla ilgili, daha sonra yapılan bir kanun değişikliğiyle, Rus
gazıyla ilgili özellikle bir iltimas sağlanmıştır. Bu konuda şu anda
yapılan iş şudur, doğal gazla ilgili soruya Sayın Bakanlıktan cevap şu şekilde
gelmiştir: “Filanca firma lisansını almıştır -ben firmaların adını vermek
istemiyorum- diğer iki firma lisans almak üzeredir.” Bir tanesinden de hiç
bahsedilmiyor. Neden kaçınılıyor? Ne oldu? BOTAŞ’la ilgili bir sıkıntı mı var?
Bu doğal gaz alımıyla ilgili konunun da mutlaka Türkiye Büyük Millet Meclisi
gündeminde… Çünkü bu çok önemli bir konu. Bu ülke
bağlandı, kapitülasyon şekliyle bağlandı. Şu anda Gazprom
şirketinin eline verildi bu konu. Bu konunun açıklamasını detaylı öğrenmek
istiyoruz, bu konuyu da halkımızla birlikte paylaşmak istiyoruz. Değerli arkadaşlarım, piyasalaştırma ve özelleştirme mutlak bir
kavram değil. Dolayısıyla, arkadaşlarımız elektrikle ilgili özelleştirme yapma
konusunda iddialı olabilirler. Kamuyu bu konudan çekmek istiyorlar ama kamunun
bu konudan çekilmemesi için çok net gerekçeler var. Bir
tanesi, elektrik üretimi depolanmayan bir iş, yani üretilince tüketilen bir iş.
İkincisi, ekonomik açıdan ikame edilmiyor, yani elektrik yerine başka
bir enerji kaynağını kullanarak aydınlatma veyahut da başka bir enerji
sağlayamıyoruz. Çeşitlilik gösteren bir üretim teknolojisi var, hem sudan hem
termikten hem rüzgârdan -demin de söylediği- güneşten, jeotermalden ve en
sonunda ülkemize getirilmek istenen nükleer enerjiden. Başka bir amaçla
kullanılmayan bir yapılanma söz konusu. Bir diğeri ve beşincisi de, merkezî bir
sistem işletmecisine ihtiyaç olması. Maalesef, o merkezî sistem parçalandı,
parçalandığı gibi de bu konu ayrıldı, ayrışmayla birlikte de özelleştirme
başladı. Özelleştirmeyle ilgili de yakında basında çıktı. Bakın, 6 yılda
kendini amorti eden bir BEDAŞ, 3,8 yılda kendini amorti eden bir SEDAŞ’ın olduğu ifade ediliyor. . Türkiye’nin kamu
kaynaklarının, ülkemizin kamu kaynaklarının bu şekilde birtakım çevrelere-
“peşkeş” deyince sinirleniyorsunuz ama- rant
çevrelerine sunulmasının doğru bir yaklaşım olmadığını ifade ediyoruz. Enerji üretimi ve elektrik üretimi kamusal bir kavramdır ve doğal
olarak da bir tekeldir. Doğal olarak bu tekeli alıp da özel sektöre verirseniz
o da… (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız. HÜSEYİN ÜNSAL (Devamla) – Tamamlayacağım efendim. …özel sektör tekeli hâline gelir. Cumhuriyet Halk Partisinin
özelleştirmeyle ilgili hassasiyeti de bu noktadadır. Dolayısıyla Türkiye için
önemli olan, hayati önemi olan enerji sektöründe ve özellikle elektrik
sektöründe özelleştirmeye dikkat etmek lazım, özelleştirirken de Türkiye’nin
enerji yapısıyla oynamamak gerekiyor. Önergenin lehinde oy kullanmanızı istiyorum ve saygılar sunuyorum.
Teşekkür ederim. (CHP Sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Ünsal. FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Karar yeter sayısının
aranılmasını istiyorum Sayın Başkan. BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı
arayacağım. Önergeyi Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Karar yeter sayısı
yoktur. Birleşime beş dakika ara veriyorum. Kapanma Saati: 17.11 ALTINCI OTURUM Açılma Saati: 17.22 BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU KÂTİP ÜYELER: Fatoş
GÜRKAN (Adana), Canan CANDEMİR ÇELİK (Bursa) BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
128’inci Birleşiminin Altıncı Oturumunu açıyorum. 249 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz. Komisyon ve Hükûmet yerinde. Tasarının 8’inci maddesi üzerinde verilen Amasya Milletvekili
Hüseyin Ünsal ve arkadaşlarının önergesinin oylanmasında karar yeter sayısı
bulunamamıştı. Şimdi önergeyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı
arayacağım. Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmemiştir, karar yeter sayısı vardır. Diğer önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 249 sıra sayılı Kanun Tasarısının 8 inci
maddesiyle değiştirilmesi önerilen, 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun
Geçici 10 uncu maddesinde geçen “Bakanlar Kurulu” ibaresinin “Kurul” olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz. Ali
Bayramoğlu (Rize) ve arkadaşları BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ KEREM ALTUN (Van) – Takdire
bırakıyoruz Sayın Başkanım. BAŞKAN – Hükûmet? ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) -
Katılıyoruz. NİHAT ERGÜN (Kocaeli) – Gerekçe. BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum: Gerekçe: Elektrik Piyasası Kanununun uygulanması yetkisi “Kurul”a ait
olduğundan bütünlük sağlanması amaçlanmıştır. BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir. Kabul edilen önerge doğrultusunda 8’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 8’inci madde kabul edilmiştir. Şimdi, madde 9’a bağlı geçici 13’üncü madde üzerinde bir önerge
vardır, önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 249 Sıra Sayılı yasa tasarısının 9. maddesine
bağlı geçici 13. maddesinde geçen (Kurul) ibaresinin (Bakanlar Kurulu) olarak
değiştirilmesini arz ederim. Kamer
Genç Tunceli BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ KEREM ALTUN (Van) – Katılmıyoruz
Sayın Başkanım. BAŞKAN – Hükûmet? ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) -
Katılmıyoruz. BAŞKAN - Sayın Genç, konuşacak mısınız? KAMER GENÇ (Tunceli) – Evet efendim. BAŞKAN – Buyurunuz efendim. KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 249
sıra sayılı Yasa Tasarısı’nın 9’uncu maddesiyle ilgili olarak verdiğim
değişiklik önergesi üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. Değerli milletvekilleri, tabii, Türkiye’nin idari yapısı çok
değiştirildi, birtakım kurullar getirildi ortaya. Bu kurullar güya özerktir ama
uygulamalara baktığınız zaman hiçbirisi özerk değil, tamamen siyasi iktidarın
emri altında. Şimdi, buradaki “Kurul”un “Bakanlar Kurulu” olarak
değiştirilmesinin amacı, Bakanlar Kurulu, tabii, enerji politikasının
yürütülmesinde daha sorumlu, daha geniş bir bilgiye ve yetkiye sahip olan bir
kurul olduğu için bu kararın Bakanlar Kurulu tarafından verilmesinin ülke yararına
olduğuna inanıyorum. Şimdi, siyasi iktidarın, Bakanlar Kurulunun bir sorumluluk duygusu
var, daha doğrusu Parlamentoya karşı bir sorumluluğu var. Bu kurullarda çalışan
kişilerin bir kısmının, hem kamu memur yargılama usulü bakımından
dokunulmazlıkları var hem de bir kısmı doğru dürüst, yani zaman zaman çok sorumsuzluk duygusu içinde hareket edenler de
var. İşte, bu kurulların bazı kararlarını incelediğimiz zaman, hakikaten çok
keyfî kararlar da veriyorlar. Mesela, bu Petrol Piyasasını Düzenleme Kurulunda,
bugün gidin Danıştayda yüz binlerce dava var. Bu yüz
binlerce davanın nedeni, o Kurulun verdiği birtakım kararlar. Yani işte, 5015
sayılı Petrol Piyasası Kanunu’na göre o kadar çok keyfî… Daha doğrusu, yani o
kadar adaletsiz kararlar veriliyor ki, hiç olmazsa siyasi iktidar, Bakanlar
Kurulu böyle bir karar verdiği zaman bunlar enine boyuna daha tartışılabilir,
daha şey edilebilir. Ben, işte, deminki konuşmamda da söyledim, bu kanunun 27’nci
maddesiyle getirilen bir istisna var, bu bana göre bir af ama bu affın da
herhâlde kapasitesi 1 katrilyon liranın üstündeki bir cezayı affediyor. Tabii,
bu konuda Bakan bize cevap vermedi, bilmiyorum, soruda da soracağız. Yani bu
kanun değişikliği yeni yapıldığına göre… 27’nci maddede, 5015 sayılı Petrol
Piyasası Kanunu’nun 2’nci maddesinin birinci fıkrasının 39’uncu bendinde bir
değişiklik getiriliyor ve 9’uncu maddesinin sekizinci fıkrası da yürürlükten
kaldırılıyor. Şimdi, bu kaldırılınca, tabii o zaman bu kamyonlarla yapılan
nakliyatlardaki çok yüksek derecedeki petrol cezaları affediliyor. Affediliyor
ama peki bu, cezaların kesildiği tarihte yürürlükte olan Kanun’a aykırı. Bu
acaba şimdi değiştirilince otomatikman bu affedilebilir mi? Bir de, bu kanunun tümü üzerinde müzakere yapılırken bir elektrik
mühendisinin bana bir telefonu vardı, dedi ki: “Ben İstanbul Boğazı üzerinde
inceleme yaptım. Bu İstanbul Boğazı’nda bir akım var, bu akımdan elektrik
üretebiliriz.” Ben yine Bakana sormak istiyorum: Acaba, hakikaten bu konuda bir
inceleme var mı? ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Var. KAMER GENÇ (Devamla) - Boğaz’ın ters akıntılı bir su akıntısı var,
alttan ve üstten. Burada bir inceleme yapılarak hakikaten eğer burada elektrik
üretebilecek bir sistem kurulursa, bana göre Türkiye’nin çok çok katı üzerinde bir elektrik kapasitesine kavuşabiliriz.
Bu arkadaş bana birkaç defa da -elektrik mühendisiymiş- telefon etti, bana bazı
belgeler de gönderdi. Tabii ben, işin teknik tarafını bilmiyorum, burada
soruyla da sordum. Acaba Boğaz’daki bu akıntıyla ilgili bir inceleme
yapılıyorsa… Bence buraya epey de emek vermek lazım, epey de yatırım yapmak
lazım, çünkü burada üretilecek bir elektriğin kapasitesi çok büyük olur. Bu itibarla önergemin kabulünü diliyorum, saygılar sunuyorum
efendim. BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Genç. Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge kabul edilmemiştir. Madde 9’a bağlı geçici 13’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir. Madde 9’a bağlı geçici 14’üncü madde üzerinde iki önerge vardır,
sırasıyla okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 249 sıra sayılı “Elektrik Piyasası Kanunu
ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”nın 9 uncu
maddesiyle 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa eklenen Geçici Madde 14’ün
(d) bendinin başına “4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve 5346 sayılı
Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına
İlişkin Kanun kapsamında gerçekleştirilecek hidroelektrik santral projeleri
ile” ibaresinin eklenmesini ve (e) bendinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz. Ali Bayramoğlu Burhan
Kuzu Rüstem Zeydan Rize İstanbul Hakkâri Veysi Kaynak Ahmet
Öksüzkaya Kahramanmaraş Kayseri e) Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından 26/06/2003
tarihinden itibaren yapılmış olan ve ortak tesis yatırım bedeli geri ödemesi
ihtiva etmeyen “Su Kullanım Hakkı ve İşletme Esaslarına İlişkin Anlaşmalar” ile
ilgili olarak düzenlenen kâğıtlar, damga vergisinden ve yapılan işlemler
harçtan müstesnadır. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 249 sıra sayılı “Elektrik Piyasası Kanunu ve
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”nın çerçeve 9 uncu
maddesi ile 4628 sayılı Kanuna eklenen Geçici Madde 14’ün birinci fıkrasının
(d) bendinin madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz. Harun
Öztürk İzmir BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ KEREM ALTUN (Van) – Katılmıyoruz
efendim. BAŞKAN – Hükûmet? ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) –
Katılmıyoruz. BAŞKAN – Sayın Öztürk, gerekçe mi,
konuşacak mısınız? HARUN ÖZTÜRK (İzmir) – Gerekçe okunsun. BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum: Gerekçe: 4283 sayılı Yap-İşlet Modeli ile Elektrik
Enerjisi Üretim Tesislerinin Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışının
Düzenlenmesi Hakkında Kanunun geçici 4’üncü maddesinin ikinci fıkrası
kapsamında yerli kaynaklara dayalı elektrik üretimi amacıyla yapılacak
yatırımların gerçekleştirilmesi için demiryolu ulaşım güzergahlarının
değiştirilmesinin zorunlu olduğu hallerde, TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğünce
demiryolu ulaşım güzergahlarının değiştirilmesi işi, enerji yatırımını
gerçekleştirecek firmaya, ilgili idareye ait birim fiyatlarla hesaplanacak yer
değiştirmeye ilişkin yatırım bedelinden yüzde yirmibeş
oranında indirim yapılarak belirlenen ve ilgili Bakan tarafından onaylanan
bedelle yaptırılır, denilmekte ve ödeme usulleri tespit edilmektedir. Yasa
çıkarılarak kamu adına yapılacak ihalelerde gözetilecek ilkeler ile ihalenin
yapılmasına ilişkin esas ve usullerin belirlenmesi yerine, yasa çıkararak ve
yasada bedel dahil koşullar belirlenerek bizatihi yasa
ile ihale yapılması normal bir usul olmadığından, rekabetin sağlanmasına
yönelik ilkeler gözardı edildiğinden ve kamu yararı
söz konusu bulunmadığından kabul edilemez. Ayrıca, özelleştirme gelirlerinin bu
amaçla kullanılacağına ilişkin düzenleme yukarıda da belirtildiği gibi, 5018
sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 13’üncü maddesinin (g) bendinde
yer alan “Belirli gelirlerin belirli giderlere tahsis edilmemesi esastır.”
hükmü ile tarif edilen, bütçelerin hazırlanması ve uygulanmasında gözetilmesi
gereken ademi tahsis prensibine uymamaktadır.
Açıklanan nedenlere dayanılarak iş bu değişiklik önergesi verilmiştir. BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir. Diğer önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 249 sıra sayılı “Elektrik Piyasası Kanunu
ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”nın 9 uncu
maddesiyle 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa eklenen Geçici Madde 14’ün
(d) bendinin başına “4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve 5346 sayılı
Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına
İlişkin Kanun kapsamında gerçekleştirilecek hidroelektrik santral projeleri
ile” ibaresinin eklenmesini ve (e) bendinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz. Ali
Bayramoğlu (Rize) ve arkadaşları (e) Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından 26/06/2003
tarihinden itibaren yapılmış olan ve ortak tesis yatırım bedeli geri ödemesi
ihtiva etmeyen “Su Kullanım Hakkı ve İşletme Esaslarına İlişkin Anlaşmalar” ile
ilgili olarak düzenlenen kağıtlar, damga vergisinden ve yapılan işlemler
harçtan müstesnadır. BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ KEREM ALTUN (Van) – Takdire
bırakıyoruz efendim. KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, benim elimdeki önerge başka
okunan önerge başka. BAŞKAN – Hükûmet? ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) –
Katılıyoruz. BAŞKAN – Gerekçe mi? BAYRAM ALİ BAYRAMOĞLU (Rize) – Gerekçe okunsun. BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum: Gerekçe: Yerli kaynaklara dayalı elektrik üretim amacıyla DSİ Genel
Müdürlüğü tarafından yapılmış ve yapılacak olan ve hidroelektrik kaynak katkı
payı ödemesine ilişkin hüküm bulunanlar da dâhil olmak üzere Su Kullanım Hakkı
ve İşletme Esaslarına İlişkin Anlaşmalardan, 6200 sayılı Kanunun 24 üncü
maddesi kapsamında ortak tesis yatırım bedeli geri ödemesi olanlar hariç olmak
üzere damga vergisinden istisna edilen kâğıtlar arasında yer alması ve harç
istisnası amaçlanmaktadır. 4628 ve 5346 sayılı Kanun kapsamındaki projelerin de söz konusu madde
kapsamındaki uygulamalara dâhil edilmesi amaçlanmıştır. BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir. Kabul edilen bu önerge doğrultusunda madde 9’a bağlı geçici
14’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul
edilmiştir. Madde 9’a bağlı geçici 15’inci madde üzerinde önerge yoktur. Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Kabul edilmiştir. Madde 9’a bağlı geçici 16’ncı madde üzerinde bir önerge vardır,
önergeyi okutuyorum: TBMM Başkanlığına Görüşülmekte olan 249 sıra sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Ve Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 9 uncu maddesiyle 4628
sayılı Elektrik Piyasası Kanununa eklenmesi önerilen Geçici Madde 16’daki “31/12/2008” ibaresinin “30/6/2009” olarak değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ KEREM ALTUN (Van) – Takdire
bırakıyoruz Sayın Başkanım. BAŞKAN – Hükûmet? ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) –
Katılıyoruz. BAYRAM ALİ BAYRAMOĞLU (Rize) – Gerekçe okunsun Sayın Başkan. BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum: Gerekçe: Düzenlemede yer alan 6 aylık başvuru süresinin fiilî olarak 31/12/2008 tarihini aşması nedeniyle uygulamada
karşılaşılabilecek sorunların aşılması amaçlanmıştır. BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir. Kabul edilen bu önerge doğrultusunda 9’uncu maddeye bağlı geçici
16’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul
edilmiştir. Sayın milletvekilleri, madde 9’a bağlı yeni bir geçici madde 17
ilave edilmesine ilişkin bir önerge vardır. Önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan “Elektrik Piyasası Kanunu ve Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”nın çerçeve 9 uncu maddesine
aşağıdaki geçici maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
“Geçici Madde 17 - Dağıtım şirketi, dağıtım bölgesinde ilgili
mevzuat hükümleri çerçevesinde otoyollar hariç, kamunun genel kullanımına
yönelik cadde ve sokak aydınlatmasından ve bunlara ait gerekli ölçüm
sistemlerinin tesis edilmesi ve işletilmesinden sorumludur. Bu tür aydınlatmaya
ve trafik sinyalizasyonlarına ait tüketim giderleri, 1/1/2009
ila 31/12/2015 tarihleri arasındaki dönem için Hazine Müsteşarlığı bütçesine
konulacak ödenekten karşılanır. Kamuya ait park, bahçe, tarihî ve ören yerleri gibi halka açık
yerler ile reklam ve benzeri amaçlı panoların genel aydınlatmalarına ilişkin
tüketim giderleri, ilgisine göre ilgili belediye veya il özel idaresince
karşılanır. Belediyeler tarafından ödenmeyen bu kapsamdaki genel aydınlatma
tüketim giderleri, ilgili belediyenin Elektrik ve Hava Gazı Tüketim Vergisi ile
genel bütçe vergi gelirlerinden belediyelere aktarılan paylardan kesinti
yapılmak suretiyle tahsil edilir. Güvenlik amacıyla yapılan sınır aydınlatmalarına ait tüketim
giderleri, İçişleri Bakanlığı bütçesine konulacak ödenekten, toplumun ibadetine
açılmış ve ücretsiz girilen ibadethanelere ilişkin aydınlatma giderleri ise
Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesine konulacak ödenekten karşılanır. Aydınlatma yükümlülüğünün kapsamı, aydınlatma payının
belirlenmesi, ölçüme ilişkin teknik esaslar ile ödemeye, kesinti yapılmasına,
uygulamaya ve denetime ilişkin esas ve usuller Bakanlık ve Hazine
Müsteşarlığının görüşleri alınmak suretiyle Kurul tarafından yürürlüğe
konulacak yönetmelikle düzenlenir.” BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu? KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, bu geçici madde şeklinde
değil, devamlı madde. Ayrıca da, geçici madde eklenecekse
bence kanunun sonuna eklenmesi lazım, bu devamlı bir madde. FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Başkanım, ücretsiz
girilen… Arkadaşlar gerekçeyi okuttuktan sonra söz istiyorum, iki kelime. Ücretli girilen ibadethane hangisidir? Cemevleri bunun içine giriyor mu girmiyor mu, açıklasın
arkadaşlar. BAŞKAN – Komisyon? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ KEREM ALTUN (Van) – Takdire
bırakıyoruz Sayın Başkanım. BAŞKAN – Hükûmet? ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) –
Katılıyoruz. NİHAT ERGÜN (Kocaeli) – Gerekçe okunsun. BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum: Gerekçe: Madde ile genel aydınlatma giderlerinin, hangi kurum ve kuruluşlar
tarafından ödeneceğine ilişkin düzenlemeler ile bu hususla ilgili usul ve
esasların yönetmelikle düzenleneceği konusu öngörülmektedir. BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir. Kabul edilen önerge doğrultusunda madde 9’a bağlı yeni bir geçici
madde, geçici madde 17 eklenmiştir. Bu geçici 17’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir. Şimdi, geçici maddelerin bağlı olduğu madde 9’u oylarınıza
sunuyorum… KAMER GENÇ (Tunceli) – Karar yeter sayısı istiyorum. BAŞKAN – Karar yetersayısına bakacağım. Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Karar yeter sayısı yok. Beş dakika ara veriyorum. Kapanma Saati: 17.42 YEDİNCİ OTURUM Açılma Saati: 17.51 BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU KÂTİP ÜYELER: Fatoş
GÜRKAN (Adana), Canan CANDEMİR ÇELİK (Bursa) BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
128’inci Birleşiminin Yedinci Oturumunu açıyorum. 249 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz. Komisyon ve Hükûmet yerinde. Tasarının geçici maddelerinin bağlı olduğu çerçeve 9’uncu
maddesinin oylamasında karar yeter sayısı bulunamamıştı. Şimdi çerçeve 9’uncu
maddeyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım. Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir. Madde 10 üzerinde bir önerge yoktur. 10’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… 10’uncu madde kabul edilmiştir. Madde 11 üzerinde iki önerge vardır, sırasıyla okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 249 sıra sayılı "Elektrik Piyasası Kanunu
ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"nın çerçeve
11 inci maddesi ile değiştirilen 3093 sayılı TRT Gelirleri Kanununun 4 üncü
maddesinin (c) bendinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz. Harun
Öztürk İzmir "c) Nihai tüketiciye elektrik enerjisi satışı yapan lisans
sahibi tüzel kişiler, iletim, dağıtım ve perakende satış hizmetlerine ilişkin
bedeller hariç olmak üzere, elektrik enerjisi satış bedelinin yüzde ikisi
tutarındaki payı faturalarında ayrıca gösterir ve bu kapsamdaki bedelleri
Türkiye Radyo- Televizyon Kurumuna intikal ettirirler. Organize sanayi
bölgeleri tüzel kişilikleri, serbest tüketici olarak tedarikçilerden
katılımcıları için temin ettikleri enerjiye ilişkin olarak Türkiye
Radyo-Televizyon Kurumuna ayrıca pay yatırmaz." Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 249 Sıra Sayılı Tasarının 11 inci maddesinin
Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ KEREM ALTUN (Van) – Katılmıyoruz
efendim. BAŞKAN – Hükûmet? ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) –
Katılmıyoruz. BAŞKAN – Kim konuşacak efendim? ŞEVKET KÖSE (Adıyaman) – Ben konuşacağım efendim. Sayın Köse, buyurunuz. ŞEVKET KÖSE (Adıyaman) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
verdiğim önerge üzerinde söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce heyetinize
saygılarımı sunarım. Değerli arkadaşlar, ülkemiz enerji kaynaklarına yakınlık açısından
dünyadaki en şanslı yerlerden biridir. Sadece yer altı kaynakları açısından
değil, su, rüzgâr ve güneş gibi enerji kaynakları açısından da zengin bir
coğrafyanın ortasında bulunmaktayız. Maalesef bu kaynaklardan yeteri kadar
yararlanamamaktayız. Değerli milletvekilleri, enerjimiz de tıpkı ekonomimiz gibi dışa
bağımlı durumdadır. Yabancı bir ülke “Vanayı kısıyorum.” dediği zaman ne
yapacağımızı bilemiyoruz. Oysa rüzgârımız var, güneşimiz, suyumuz var.
Bunlardan neden yeterince yararlanamıyoruz? Su, güneş ya da rüzgâr gibi enerji
kaynaklarını kullansaydık bugün nükleer enerjiyi tartışmazdık, insanlarımızın
yaşamını tehlikeye atan sistemleri konuşmazdık. Değerli milletvekilleri, son günlerde ekonomide yaşanan kötü
gidişin nedenlerinden biri enerji piyasasında yaşanan sorunlardır. Arz
eksikliği nedeniyle yaşanan ve içinde olduğumuz temmuzda başlayan otomatik
fiyatlandırmayla tüketici mağdur duruma düşecektir. Otomatiğe bağlanan zamlar
elektrik dışında kömür ve doğal gazda da yaşanacaktır. Yani enerji
piyasasındaki kötü gidişin ne derece önemli boyutta olduğunu görmekteyiz. Son
altı yılda kamunun enerji alanına yatırım yapmaması arzın kısıtlı kalmasına
neden olmuştur. Bunun sonucunda kâr garantili elektrik üretimi dayatmasına
teslim olunmuştur. Dolayısıyla devlet denetimi olmayan piyasa koşulları
yaratılmıştır. Sayın arkadaşlar, son yıllarda yaşanan küresel ısınma sorunu
enerji piyasasını olumsuz yönde etkilemektedir. Küresel ısınmanın etkisiyle
barajlardan sağlanan hidroelektrik enerjisinin yüzde 70 oranında azaldığı
bilinmektedir. Millî Güvenlik Kurulu toplantısında yapılan sunuma göre, 2009
yılından itibaren şu an var olan 30 bin megavat enerji üretimi Türkiye’ye
yetersiz gelecektir. 2016 yılına gelindiğinde Türkiye’nin enerji açığının yüzde
40’ın üzerine çıkması beklenmektedir. 2015 yılına kadar yılda ortalama yüzde
8,4 oranında artması beklenen elektrik talebinin karşılanması için tedbir
olarak, 8.778 megavat rüzgâr ve hidroelektrik, 17.820 megavatı termik olmak
üzere, toplam 26.298 megavat yeni kapasite ilavesine gerek duyulacaktır. Bu da Türkiye’de kurulu olan 30 bin megavatlık bir enerji
ihtiyacına neredeyse eş değerdir. Elektrik sektöründe yaşanan sıkıntı yalnızca
tüketicinin mağdur olmasıyla sonuçlanmayacaktır. Değerli milletvekilleri, sayın arkadaşlarım; elektrik sektörü
sıkıntısı enflasyon artışı getirecek, sanayinin girdi fiyatlarında yükselme
yaşanacak ve sanayicilerimizin kârını azaltacaktır. Denetimsiz bir elektrik
sektörü olduğundan dolayı halkın parası garantili kâr adı altında özel sektöre
aktarılacaktır. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Adıyaman’da yaşanan enerji
sorunu, tüm Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde ve bu bölgenin tarım arazilerinin
olduğu yerlerde kendini belirgin bir biçimde hissettirmektedir. Tarımsal sulama
alanlarında çiftçiler enerjiyi çok yüksek fiyatta kullanmaktadır. Ayrıca teşvik
ve destekleme yeteri kadar yapılmayınca köylüler mağdur durumdadır. Köylüler
elektrik borçlarını ödeyemiyor. Sayın Bakana yazılı olarak durumu sordum,
aldığım yanıt Adıyamanlı köylünün içerisinde olduğu çıkmazı göstermektedir.
Adıyaman’da tarımsal sulama amaçlı elektrik kullanan abone sayısı 2.117’dir. Şimdi vereceğim rakamlara lütfen dikkat ediniz. Adıyaman’da
abonelerin, 23 milyon 500 bin YTL’si anapara olmak üzere faizlerle birlikte
toplamda yaklaşık 40 milyon YTL borcu bulunmaktadır. Kısacası, Adıyamanlı köylü
borç batağı içerisindedir. İnsanlarımızın psikolojisi bozuluyor, bu yüzden
insanlarımız ya intihar ediyor ya da çoluk çocuğunun canına kıyıyor. Bu kötü
gidişin önüne geçebilmek için, Adıyaman ve Adıyaman gibi illerimizde tarımsal
sulama amaçlı kullanılan elektrik en az yüzde 50 ucuz olmalıdır diye
düşünüyorum. Yine, benzer sorunu sanayicilerimizle iş adamlarımız yaşamaktadır.
Göçün ve yoksulluğun yaşandığı Adıyaman’da ve diğer bölgelerdeki illerimizde
olduğu gibi sanayicilerimizin ve iş adamlarımızın yaşadığı sorunun önüne
geçebilmek için, yeni düzenlenen teşvik yasasında bu konuya da çözüm
bulunmalıdır. Örneğin Adıyaman gibi illerde enerji desteği verirken en az 10
değil, 5 işçi çalıştırma şartı konulmalıdır diye düşünüyorum. Yine, teşvik bölgesinde yaşayan insanlarımızın konutlarında ve
esnaflarımızın iş yerlerinde kullandıkları elektrik en az yüzde 30 oranında
ucuz verilmelidir diye düşünüyorum. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ekonomik olarak… (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız. Buyurunuz. ŞEVKET KÖSE (Devamla) – Teşekkür ederim Sayın Başkan. Ekonomik olarak büyük sorun yaşayan Güneydoğu Anadolu ve Doğu
Anadolu Bölgesi’nde enerji konusunda iktidarın kolaylık sağlaması gerekir. Yani
tarımsal alanlarda, sanayi bölgelerinde ve konutlarda kullanılan elektrik daha
ucuz olmalıdır diye düşünüyorum. Konuşmama son verirken önergeme destek vermenizi diler,
saygılarımı sunarım. (CHP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir. Diğer önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 249 sıra sayılı "Elektrik Piyasası Kanunu
ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"nın çerçeve
11 inci maddesi ile değiştirilen 3093 sayılı TRT Gelirleri Kanununun 4 üncü
maddesinin (c) bendinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz. Harun
Öztürk İzmir "c) Nihai tüketiciye elektrik enerjisi satışı yapan lisans sahibi
tüzel kişiler, iletim, dağıtım ve perakende satış hizmetlerine ilişkin bedeller
hariç olmak üzere, elektrik enerjisi satış bedelinin yüzde ikisi tutarındaki
payı faturalarında ayrıca gösterir ve bu kapsamdaki bedelleri Türkiye
Radyo-Televizyon Kurumuna intikal ettirirler. Organize sanayi bölgeleri tüzel
kişilikleri, serbest tüketici olarak tedarikçilerden katılımcıları için temin
ettikleri enerjiye ilişkin olarak Türkiye Radyo-Televizyon Kurumuna ayrıca pay
yatırmaz." BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ KEREM ALTUN (Van) – Katılmıyoruz
Sayın Başkan. BAŞKAN – Hükûmet? ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) –
Katılmıyoruz. BAŞKAN – Sayın Öztürk, konuşacak
mısınız, gerekçe mi? HARUN ÖZTÜRK (İzmir) – Gerekçe… BAŞKAN – Gerekçe… Buyurunuz. Gerekçe: TRT adına yatırılacak payın hesabında dikkate alınan matrahın
daraltılması dolayısıyla TRT gelirlerinde meydana gelecek azalmanın önlenmesi
amacıyla işbu değişiklik önergesi verilmiştir. BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir. 11’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Madde kabul edilmiştir. 12’nci madde üzerinde bir önerge vardır, okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan yasa tasarısının 12. maddesinin sonuna gelmek
üzere aşağıdaki ifadenin eklenmesini arz ederiz.
Madde 12: 5084 sayılı Teşvik Kanunu uyarınca iki ay içerisinde
yatırımcılara ödenmeyen bedeller için 6183 sayılı Amme Alacakları Kanununda
belirlenen gecikme faizleri uygulanır. BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ KEREM ALTUN (Van) – Katılmıyoruz
efendim. BAŞKAN – Hükûmet? ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) –
Katılmıyoruz. BAŞKAN – Sayın Aslanoğlu, buyurunuz. FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Başkan, çok değerli
arkadaşlarım; hepinize saygılar sunuyorum. Burada dediğimiz şu arkadaşlar: “Katılmıyorum”, “katılmıyorum”
diyorsunuz. Bir Teşvik Kanunu getirdik. Kırk dokuz ildeki yatırımcılara, eğer
siz bu kırk dokuz yılda yatırım yaparsanız biz sizin enerjinizin organize
sanayi bölgelerinde yarısını, organize sanayi bölgesi değilse, o il diğer
teşvik kapsamındaysa yüzde 40’ını geri ödeyeceğiz dedik. Yatırımcı elektriği harcıyor, bir ay sonra fatura gidiyor. Size
söylüyorum: 2007 Ekim ayından bu yana yatırımcının faturası ödenmiyor. Eğer söz
verdiysek, eğer biz “Sizin faturanızın yüzde 50’sini ödeyeceğiz.” dediysek,
buna devlet sözü verdiysek, bu insanlara sekiz buçuk aydır, dokuz aydır bunun
bedelini ödemiyorsak, bu bizim ayıbımız arkadaşlar. Burada diyoruz ki, sen nasılsa geç yatıran kurumlara -6183’e göre-
faiz uyguluyorsun, o zaman yatırımcıya geç ödeyince de sen faiz öde kardeşim.
Bu kere bu 5084 sayılı Yasa’nın sahibi yok arkadaşlar, sahipsiz bir yasa. Bu
Yasa’yı kim yürütüyor belli değil. Maliye Bakanlığı geldi burada çıkardı,
Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı bir bacağı, bir bacağı Sanayi Bakanlığı, bir
bacağı da Enerji Bakanlığı. Ortada kalmış bu Yasa. Yani, burada dediğimiz: Hepinizin ilinde yatırımcılar var, kırk
dokuz ilden olan insanlar var. Her gün sanayiciler size ağlamıyor mu? Bunu hepiniz
çok iyi biliyorsunuz. Sekiz aydır… Ben geçenlerde Plan ve Bütçe Komisyonunda
da, bugün de Hazineden sorumlu Sayın Bakanıma, ne zaman ödenecek diye
sorduğumda; bu konuda bir talimat hazırlandığını, bu talimatın ilgili diğer
bacaklarına yani Sanayi Bakanlığını, Enerji Bakanlığını, Maliye Bakanlığını
dolaşacak, bu kesinleştikten sonra ödeme yapacak. Değerli arkadaşlarım, bu ülkenin ulusal yatırımcısı hepimizin. Bu
ülkenin ulusal yatırımcısının içinde olduğu mali krizi hepiniz biliyorsunuz.
Çok zor koşullar altında üretim yapan bu insanlara eğer parasını yatırıp, sekiz
ay sonra bu parasını eğer vermiyorsak, biz o zaman bu Teşvik Yasası’nı inkâr
etmiş oluyoruz. Çok bir şey istemiyorum. Benim dediğim şu: Arkadaş, eğer biz
bedelini geç ödüyorsak, bu insanlara da bunun cezasını ödeyelim, çünkü, sen cezasıyla tahsil ediyorsun. Niye Hükûmet katılmıyor, niye Komisyon katılmıyor, bilmiyorum. Ben bir kez daha özetliyorum: Ulusal yatırımcımız, bu ülkenin
geleceği, bu ülkenin insanının yapacağı yatırımdadır. Bunları korumak, rekabet
dünyasında bunları büyütmek hepimizin görevidir, ama biz büyütmüyoruz, hepimiz
arkadan bir tane vuruyoruz. Kırmızı gülü gösteriyoruz, ama yaşamlarında kırmızı
gül görmüyorlar. Sadece gösterdik. Onlara vermiyorsunuz. VEYSİ KAYNAK (Kahramanmaraş) – Sarıgül’ü
görüyor musunuz? FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) – Maraş’taki insanlara seni
şikâyet edeceğim Veysi Bey, “Sarıgül’ü
görüyorsun” dediğin zaman. Ben tüm gülleri çok seviyorum, sizin de tüm gülleri
çok sevmenizi istiyorum. Hepinize saygılar sunarım. (CHP sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz
Sayın Aslanoğlu. Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge kabul edilmemiştir. Komisyonun bir düzeltme istemi vardır. PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ KEREM ALTUN (Van) – Evet Sayın
Başkanım, bir düzeltme talebimiz var: Bu 12’nci maddenin son fıkrasında geçen
“6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında” ibaresinden sonra gelmek
üzere “Kanunda” ibaresinin eklenmesini arzu ediyoruz efendim. BAŞKAN - Bu düzeltmeyle
birlikte 12’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Kabul edilmiştir. 13’üncü madde üzerinde önerge yoktur, ama komisyonun yine bir
düzeltme istemi vardır. Buyurunuz. PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ KEREM ALTUN (Van) – 13’üncü
maddenin çerçeve metninde geçen “ibareler” ifadesinin “cümleler” şeklinde
değiştirilmesini talep ediyoruz efendim. BAŞKAN - Bu düzeltme
doğrultusunda 13’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… 13’üncü madde kabul edilmiştir. 14’üncü madde üzerinde bir
önerge vardır; okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan yasa tasarısının 14. maddesinin ikinci fıkrasına
aşağıdaki ifadenin ikinci cümle olarak eklenmesini arz ederiz.
“Ayrıca, sokak aydınlatması bedeli olarak Belediyelerden hiçbir tahsilat yapılmaz. Bugüne kadar gönderilen faturalar iptal
edilir.” BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ KEREM ALTUN (Van) – Katılmıyoruz
Sayın Başkanım. BAŞKAN – Hükûmet? ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) –
Katılmıyoruz. BAŞKAN – Sayın Aslanoğlu, buyurunuz. FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Başkan, çok değerli
milletvekilleri; şimdi, yılan hikâyesine dönen sokak aydınlatması hikâyesi
vardı, beş yıldır bir yılan hikâyesine dönmüştü. BAYRAM ALİ BAYRAMOĞLU (Rize) – Önergemiz vardı. FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) – Müsaade ederseniz, müsaade
edin… Biz önergemizi sizin önergeniz daha bize gelmeden önce vermiştik.
Yani, bu sokak aydınlatma hikâyesine artık son verelim, çünkü belediyeler
insanların kolluğundan sorumlu değildir, belediyeler insana hizmet eden
kurumlardır. Şimdi, burada açık değil. Yani, sizin önergeniz kabul oldu, ama
burada şunu anlıyorum önergeden, ama anlamadığım şeyler de var. Şimdi, belediye
park bahçe yaptığı zaman, bu sosyal amaçlıdır, o yöre halkına bir hizmettir, o
yörenin halkına hizmet amacıyla yapılıyordur, sayacını koyarsın, bunu bu
maddeye koymaya gerek yok. Burada açık ve seçik, sokak aydınlatması faturası
daha gönderilmeyecek mi? Bir kere bunu öğrenmek istiyorum. Sizin önergenizden
ben bunu henüz anlamış değilim. Bir de tarihî ve ören yerlerine de, halka açık
yerlere de reklam… Tarihî ve ören yerleri hepimizin ortak malıdır, millî
değerimizdir, buradan elektrik parası almak bana göre olmaz arkadaşlar. Tarihî
ve ören yerleri, daha sonra şeyi yoktur. Diğer bir konu, arkadaşlarım, şunu öğrenmek istiyorum: Artık
belediyelere sokak aydınlatma bedeli faturası gönderilmeyecek mi? Önerge açık
değil. İki, bugüne kadar gönderilen faturalar ne olacak? Üç, belediyelerin
bugüne kadar TEDAŞ’a gönderdiği işgal parasını, yani
direk işgali, sokak işgali parasını TEDAŞ ödeyecek mi belediyelere? Çünkü bir
sürü belediye TEDAŞ’a fatura etti işgaliye parasını
ve bir sürü belediyenin de TEDAŞ’tan alacağı var,
çünkü bu sokak aydınlatma bedelini belediyelere fatura ettiği zaman TEDAŞ,
belediyeler karşı önlem olarak TEDAŞ’a o faturanın
birkaç katı yüksek bedelle her ay fatura etmeye başladılar arkadaşlar. Bu,
kangren olan bir yaradır. Bu, bu önergeyle ortadan kalktı mı kalkmadı mı henüz
bunu bilmiyorum. Tabii, önergenizde başka bir şey daha var. Şimdi ben hakikaten
anlamakta güçlük çekiyorum. Acaba ücretli girilen ibadethane var mı?
Bağışlayın… Şimdi “ücretsiz girilen ibadethane” diyorsunuz. Tabii, ibadethane
insanların Yüce Allah’ına yalvarmak için girdiği kurumlardır, girdiği
ibadethanelerdir. Acaba hangi… Yani herhâlde literatürde
yeni bir şey bulduk. Hangi ibadethaneye ücretli giriliyor? Bunu öğrenmek
isterim. İki, -yani o zaman şunu da anlıyorum ki- kilisenin, havranın, onların
da elektrik ücreti bedellerinin Diyanet İşleri Başkanlığının bütçesinden
ödeneceğini anlıyorum. Burada bunu anlıyorum. Benim önergedeki yazılım
şeklinden -onlar da ücretli olmadığı
için- Diyanet İşleri bütçesinden artık kilisenin ve havranın elektrik bedeli
ödenecek diye anlıyorum. Tabii tüm bunları şey yaparken, özellikle Alevi,
Bektaşi kardeşlerime -hep cemevlerinde, onların
ibadet yeri olarak görülen- hakikaten yine böyle bir şey getirmediğiniz için
bunun da üzüntüsünü duyuyorum arkadaşlar. Ben hakikaten çok üzülüyorum. Yani
artık bir şeyleri…. İnsanlar -ibadet veya orada
birtakım duygularını- Yüce Allah’a yalvarmak için bir yerlerde ibadet
ediyorlarsa bunlara saygı göstermeniz lazım. Ben özellikle cemevi,
havra gibi ibadet yerlerinin elektrik bedellerinin burada ödeneceğini
görüyorum. Doğrudur, biz ödemeyin demiyoruz. Diyanet İşleri bütçesinden
ödeneceğini görüyoruz. AFİF DEMİRKIRAN (Siirt) – Bir mahzuru var mı? FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) – Hayır efendim, bir şey
demiyoruz. Eleştirmiyorum da ama tüm bunlara rağmen, özellikle Alevi, Bektaşi
kardeşlerimin cemevleriyle ilgili bugüne kadar
yaptığı tüm başvuruları hep reddettiniz. Sayın Başbakan “Bana cemevleriyle ilgili hiçbir talep gelmedi.” dedi. Ne zaman? Muharrem ayında yemeğe gittiğinde. Hemen ben sordum, “Talep
gelseydi kabul ederdim.” dedi. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Lütfen, sözlerinizi tamamlayınız. FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) – Toparlıyorum. Yine, maalesef, Sayın Başbakan bunu söylemesine rağmen “Cemevleriyle ilgili bana talep gelmedi. Böyle bir sorun
bana gelseydi çözerdim.” demesine rağmen, ben kendisine bir mektup yazarak bu
konuyu gündeme getirdim, Plan ve Bütçe Komisyonundaki ve buradaki
taleplerimizin, önergelerin reddedildiğini ama daha sonra, yine, buraya geldi
Sayın Bakan “Cemevleri ibadet yeri sayılamaz” dedi. O
zaman, bundan böyle, daha cemevlerini ve Alevi,
Bektaşi kardeşlerimin ibadethaneleriyle ilgili konuyu bu Mecliste tartışmayalım
mı? Hepinize saygılar sunuyorum ama özellikle cemevleri
konusunu bir kez daha dikkatlerinize sunuyorum. Saygılar sunuyorum, teşekkür
ederim. (CHP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Aslanoğlu.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge kabul edilmemiştir. 14’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… 14’üncü madde kabul edilmiştir. Böylece, birinci bölümde yer alan maddelerin oylamaları
tamamlanmıştır. Sayın milletvekilleri, on beş dakika ara veriyorum. Kapanma Saati: 18.14 SEKİZİNCİ OTURUM Açılma Saati: 18.33 BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU KÂTİP ÜYELER: Fatoş
GÜRKAN (Adana), Canan CANDEMİR ÇELİK (Bursa) BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
128’inci Birleşiminin Sekizinci Oturumunu açıyorum. 249 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz. Komisyon ve Hükûmet yerinde. Şimdi ikinci bölümün görüşmelerine başlıyoruz. İkinci bölüm, 15 ila 30’uncu maddeleri kapsamaktadır. İkinci bölüm üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz
isteyen Bursa Milletvekili Necati Özensoy. Buyurunuz Sayın Özensoy. (MHP sıralarından
alkışlar) Süreniz on dakika. MHP GRUBU ADINA NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; görüşülmekte olan 249 sıra sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın ikinci bölümüyle
ilgili grubum adına söz almış bulunuyorum. Hepinize saygılar sunarım. Öncelikle, görüşülmekte olan bu kanun tasarısına Milliyetçi
Hareket Partisi olarak destek verdiğimizi ve vereceğimizi ifade etmek
istiyorum. Ancak, bu kanun tasarısıyla alakalı ve enerji piyasalarındaki bazı
uygulamalarla ilgili de eleştirilerimizin olduğunu ifade etmek istiyorum. Bu yasa, geç kalınmış ve geç kalınmasından dolayı da bugünlere
sıkıntıyla geçeceğimiz noktasında açık işaretlerin olduğu bir durum söz
konusudur. Biraz önce, bir konuşmacı “Sadece Plan Bütçede bu yasa görüşüldü,
Enerji Komisyonunda görüşülmedi.” dedi. Tabii, bir de Büyük Millet Meclisinin
KİT Komisyonu var. Bu KİT Komisyonunda, Türkiye Taşkömüründen, Türkiye Kömür
İşletmelerinden, EÜAŞ’tan, TEİAŞ, TETAŞ ve TEDAŞ’a kadar bütün bu enerji koridoru bir bir gelerek orada problemler konuşuluyor ve bütün bu
kurumlar denetleniyor. Dolayısıyla, KİT Komisyonu üyesi bulunan 35
milletvekilinin de bu konularda elbette söyleyecekleri bir şeyler olmalıydı. Ben bir mühendis olarak ve aynı zamanda sanayicilik yapan birisi
olarak da enerjinin ne olduğunu, elektriğin ne olduğunu, nasıl üretildiğini ve
ne kadar gerekli olduğunu bilenlerden birisiyim. Mesela, öyle sektörler vardır
ki -Bursa Milletvekili ve o sektörün içinde olan birisi olarak ifade edeyim-
tekstil sektöründe habersiz bir saatlik kesinti o işletmenin bir aylık kârına
mal olabilir. Zaman zaman bu tür habersiz elektrik
kesintilerinin, arızadan veya başka sebeplerden olan elektrik kesintilerinin bu
işletmelere ne kadar büyük sıkıntılar verdiğini bilenlerdenim. Yine, bu yasa gelirken eleştirdiğimiz konulardan bir tanesi de,
tabii, muhalefetin görüş ve önerilerinin de dikkate alınmayışıdır. Hem
Cumhuriyet Halk Partisinin hem de Milliyetçi Hareket Partisi olarak bizim grubumuzun
verdiği bir araştırma önergesi de var. Bu yasa Meclise gelmeden önce, yine bu
araştırma önergeleri de dikkate alınarak bir komisyon marifetiyle bu yasanın
daha iyi bir şekilde, daha mükemmel bir şekilde görüşülmesi söz konusu
olabilirdi. Bu yasa tasarısı görüşülürken konuşmacıların ve özellikle Sayın
Bakanın buradan söylediklerine bazen hayrete düşmemek mümkün değil. Sayın Bakan
Türkiye’de petrol sıkıntısı olduğunu ama enerji sıkıntısı, elektrik enerjisi
sıkıntısının olmadığını ifade etti. Biraz önce ifade ettiğim gibi ben KİT Komisyonundayım. Burada TEİAŞ’ın –ki bu konuyla alakalı, görevli olan kurumun- bize
verdiği birtakım rakamlar var. 2016 yılına kadar yapılan projeksiyonla -bütün
lisans almış ve işletme hâlindeki santral üretimleri de dikkate alınarak
yapılan projeksiyon- bugün temeli atılan, yaklaşık 10
milyar kilovat saat elektrik üreteceği ifade edilen santraller de dâhil olmak
üzere 2016 yılında yaklaşık 229 milyar 493 milyon kilovat saat elektrik
üretebilecek kapasiteye gelebiliyoruz. Ancak, yine, 2016 yılında Türkiye’nin
elektrik ihtiyacı 386 milyar 63 milyon kilovat saat, yani yüzde 68,2 enerji
açığımız oluşuyor 2016 yılında. Bu, yıllar itibarıyla -2008 de dâhil olmak
üzere- devam eden açıklar, maalesef, Türkiye’de elektrik konusundaki
sıkıntılarımızı devam ettirecek. Biraz önce yine Sayın Bakan dedi ki: “Elektrik arızalarıyla
birtakım enerji kesintileri gezdiriliyor diye ifadeler söyleniyor.” Doğru. Bunu
biz söylemiyoruz, Elektrik Üreticileri Birliği Başkanı söylüyor. Türkiye’de
bundan birkaç ay önce bin megavatlık bir elektrik kesintisinin Türkiye’nin
çeşitli yerlerinde gezdirilmeye başlandığını ifade etti. Tabii, yine Sayın Bakan, döneminde çok ciddi anlamda işler
yaptığını ifade etti ama elektrik konusundaki tablolar bunu maalesef söylemiyor.
2003 yılında 35.502 megavat olarak aldığı kurulu gücü maalesef 2008’de ancak
42.359 megavata çıkarabildi. 2007 yılındaki artış sadece binde 5. Bu rakamları
yine Türkiye Elektrik İletişim AŞ’nin rakamlarından sizlere veriyorum.
Dolayısıyla, biraz önceki projeksiyonla
birleştirdiğimizde maalesef Türkiye’yi elektrik konusunda güç zamanlar
bekliyor, güç günler bekliyor diye düşünüyoruz. Bakın yine bu enerji koridorunda birçok sıkıntılar var. Bu kayıp
kaçakların geçmişte daha fazla olduğu ama bugün azaltıldığı ifade ediliyor.
Ancak, geldiğimiz teknolojide yine de şu anda kayıp kaçak oranı yüzde 15’leri
buldu. Bursa’da bu kayıp kaçak oranı yüzde 6. Yani, Bursalı sanayici veya kayıp
kaçak oranı çok düşük olan illerdeki sanayiciler veya evinde oturan vatandaşlar
bunun faturasını bizzat ödüyor. Bazı illerde yine yüzde 80’e varan kayıp kaçak
oranları var. Hükûmetin bu konuda bir uygulama ortaya koyması ve bu
sübvansiyonu vatandaştan veya sanayiciden değil de başka türlü kanallarla
halletmesi gerektiğini düşünüyoruz. Zaten sanayi, gerçekten, -özellikle
Bursa’da olduğum için bildiğim bir konu- maalesef can çekişir hâlde. Yine, bakın, bir söz vardır bizde “Evde olmayan, camiye haram.”
diye. Son günlerde gazetelerde okuyoruz,
“Komşumuz Yunanistan’a 200 megavatlık enerji ihraç edeceğiz.” diye. İşte, yine
konuşmacılar ifade ettiler,“Irak’ın kuzeyine yıllık yaklaşık 1,5 milyar kilovat
enerji ihraç edildi, belli dönemler içerisinde.” diye. Şimdi, Türkiye zaten elektrik enerjisi sıkıntısı çekerken, bir de
buralara verilen elektrik fiyatlarını da gözden geçirirken yapılan maliyet
hesaplamaları da ciddi anlamda gözden geçirilmesi gereken konular. Bakın, EÜAŞ
maliyet hesaplaması yaparken paçal maliyetten bahsediyor. Mesela, hidrolik
santrallerin maliyeti -2006 yılı itibarıyla verilen rakamları söylüyorum- 0,68
kuruş, ama fuel oil santrallerinin
maliyeti -baktığımızda- 18,92 kuruş. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Lütfen, sözlerinizi tamamlayınız. NECATİ ÖZENSOY (Devamla) – Daha buraya motorinle üretilen elektrik
de konulmamış.
Ama paçal maliyete baktığımızda, bu yıl itibarıyla 5,72 kuruş. Bu maliyetlerle
birtakım anlaşmalar yapılarak bu ihracatlar söz konusu. Yine, piyasa mali uzlaştırma diye bir konu var. Özellikle bu konu
üzerinde de durulması
gerekiyor. Marjinal maliyet diye bir şey var. Bakın, 22 milyar kilovat saat
elektriği TEDAŞ buradan karşılıyor. PMUM, enerji ihtiyacı olduğu zamanlarda,
talep ettiği saatlerde en yüksek fiyat neyse o fiyatlardan alınarak TEDAŞ’a bunlar fatura ediliyor. Bugün itibarıyla PMUM’dan alınan enerjinin, elektriğin maliyetinin
ortalaması 16,5 kuruş ve bunlar özel sektör tarafından üretilip TEDAŞ’a aktarılan enerji maliyetleri. Yine paçal
maliyetlerle günü kurtarma çalışmaları devam ediyor. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Sayın Özensoy… NECATİ ÖZENSOY (Devamla) – Daha sorunlar çok ama ben bu kadarıyla
ifade edebildim. Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Özensoy.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Adana Milletvekili Tacidar Seyhan. Buyurunuz Sayın Seyhan. (CHP sıralarından alkışlar) CHP GRUBU ADINA TACİDAR SEYHAN (Adana) – Sayın Başkan, değerli
milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Öncelikle şu enerji ihraç meselesine bir değinmek istiyorum, çok
sık kullanıldı. Zannediliyor ki Türkiye'nin elektrik enerjisi üretiminde çok
büyük bir yoğunluk var ve biz bunun büyük bir bölümünü ihraç ederek büyük bir
gelir elde ediyoruz. Değerli arkadaşlar, bu ihraç edilen elektrik devede kulak. Yani
burada ihraç anlamında gelir düzeyinde bakarsanız hiçbir şey değil ama
stratejik olarak bunun önemini yadırgamamak lazım. Önemlidir tabii, bir komşu
ülkeye, Türkiye'nin özellikle stratejik ilişkileri olan ülkeye elektrik ihraç
etmesi çok önemli bir olaydır. Bunu küçümsemeyelim ama ihraç ettiğimiz miktarı
da “Bakın, elektrik fazlamız var, biz öyle bir yere geldik ki elektrik bile
ihraç ediyoruz.” diye sunmayalım. Bunun ikisi farklı şeyler. İkinci önemli unsur -bu bölümde tabii küçük eleştirilerle
geçiştirip biraz önerilere girmek istiyorum- bunu birkaç kez söyledim ama yine
söylemek istiyorum değerli arkadaşlar, en büyük eksiklik dışa bağımlılık. Yani
bu İktidar geldiğinde, Sayın Bakan göreve geldiğinde doğal gaz kullanım miktarı
neydi, bağımlılık oranımız neydi, şimdi ne? Üretimi bir kenara bırakın,
bağımlılığımız neydi? Bağımlılığımız arttıysa, yerli kaynaklarımız düştüyse
buna doğru bakmak lazım. Bir de sadece bağımlılığınız artmakla kalmıyor değerli arkadaşlar.
Burada bir uyarıda bulunmak istiyorum: Bizim elimizde şimdi özellikle doğal
gazda arz güvenliği için kalan tek kuruluş BOTAŞ. BOTAŞ’a
doğru sahip çıkmak lazım. Serbestleşme, liberal piyasa, evet ama,
değerli arkadaşlar, serbestleşmenin sistem olarak oturabilmesi için bir süreç
gereklidir, piyasa doygunluğu gereklidir. Bu, formel
olarak bir adaptasyon sürecine bağlıdır. Sanayinizle, ekonominizle, her
şeyinizle endekslenmiş olarak beraberinde gider, bu paraleldir. Kurumsal
yapılanmayla da paraleldir. “Geçiyoruz.” diyerek piyasayı
serbestleştiremezsiniz. O kurumların geliştiğini görmek zorundasınız. Siz
piyasa bu olgunluğa erişmeden serbestleşmenin arkasına takıldınız mı, tıpkı
elektrik enerjisi üretimindeki gibi duvara toslarsınız. Elektrik enerjisinde
bir yedek kapasitemiz vardı, kullandık. Yatırımlar yapılıyor. Hep birlikte göreceğiz, finans bulunacak mı, bu yatırımlar
zamanında yapılacak mı. Dileriz Türkiye rahatlar. Ama benim ciddi
endişelerim var. Doğal gazda duruma baktığımız zaman, değerli arkadaşlar, doğal
gazda bir tek Rusya’ya o kadar büyük bağımlılığımız var ki... Hâlâ Rusya
bağımlılığımızı çözemedik biz. Mısır’dan geliyor bir miktar gaz, Şahdeniz’den geliyor bir miktar gaz, oradan Yunanistan’a
veriyoruz ama Rusya’dan aldığınızın yanında o da devede kulak. Bizim asıl bağımlı
olduğumuz yer Rusya. İşte, Batı’dan gelen gazın süresi de, sözleşmesi de 2011’de
bitiyor. Türkiye şimdiden ne yapacağını kararlaştırmak
zorunda. Evet, Sayın Bakan “Aramalara yöneliyoruz.” diyor, “Buradan
inşallah yerli kaynak bulacağız.” diyor. Bizim temennimiz de bu, ama siz bu
olmadığında ciddi bir kurum koymak zorundasınız karşıya. Ya piyasadan bunu
rekabet koşuluyla hallettireceksiniz; ki, boru
hatlarının döşenmesi, onların kullanıcıya sunulması konusunda bir dolu
eksikliklerimiz var. Dış piyasadan doğal gaz vermek isteyenler karşısında güçlü
bir muhatap arıyor, devlet varken küçük bir şirketi dikkate almıyor. Sadece
spot LNG ithal ederek bu işi düzeltemezsiniz ki. Sıkıştığında kamu devreye
girebilmeli. İşte, bu kanunda yer alan “BOTAŞ spot piyasadan sadece malını
tedarik eder, LNG’de de.” ibaresinin kaldırılmış
olması çok önemlidir. Peki, spot piyasada sıkıntı olduğu zaman ne yapacaksınız?
Doğal gazınız da kesildi, ülkeyi enerjisiz mi bırakacaksınız? Haa, piyasa gidiyorsa siz o hakkınızı kullanmayın, bırakın
serbest piyasadan bu işi halletsin. Ama, serbest
piyasada özel sektör sorumluluğunu yerine getirmemişse, ben kamu olarak
görevimi yapmak zorundayım, kamunun elini niye bağlayacağım; serbestleştirin.
Mutlaka iradeyi kullanalım diye oraya koymuyoruz. Bu çok önemli değerli
arkadaşlar. Göreceksiniz, biz bu
şartlarda, bu finansal gelişimle, Türkiye’de doğru dürüst bu kontrat
devirlerini de yapamayız. Cumhuriyet Halk Partisi olarak tarihe not düşüyoruz.
Zaten, o kontrat devirleri hikâyesi de hikâyeydi, zamanında da yanlıştı.
Özelleştireceğiniz piyasada kontrat devrini niye yapıyorsunuz; bırak, kurum
orada ithalatını yapsın. Burada da ithalat yapmak isteyen özel sektör varsa
yapsın, önünde engel mi var? Aç, kullansın. Bunu niye devrediyorsun piyasa oturmadan?
Yarın bir gün arasında anlaşmazlık çıkarsa “Falan şahsın gazını kesiyorum,
filan şahsın gazını kesiyorum.” diyebilme şansınız var mı? Oradaki basıncı
düşürdüğü zaman Türkiye’nin bütünü zarar görecek. Buradaki anlaşmazlıkta kamu
ne zaman devreye girecek? BOTAŞ’ın elini kolunu bağlayarak bu işleri yapamayız.
Şeye doğru gidiyoruz… Nasıl bütçeler dengesini BOTAŞ’ta koruyamadık, BOTAŞ’ı
bir sıkıntıya soktuysak, şimdi burada da arz güvenliği açısından dengeyi
koruyamayıp BOTAŞ’ı sıkıntıya sokuyoruz. Bu kanunda onun için, spot piyasa
yerine LNG ithalatında mutlaka BOTAŞ’ın yetkilendirilmesi, hatta ikili anlaşma
yapabilmesi çok önemlidir. Değerli arkadaşlar, her şey istenildiğinden fazla
boyutta kullanılıyor. Bakın, kamuoyuna çok büyük zararları olan ama bizim bu
kurumlarımızı kurtaran bir uygulama daha var, daha çok onların işine yarıyor
bu. Denge Uygulama Yönetmeliği var biliyorsunuz, piyasadan ihaleyle -belli bir
saatte ihaleye çıkılıyor- enerji alınıyor. NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Çok pahalı. TACİDAR SEYHAN (Devamla) – Şimdi buradan alınan enerji çok pahalı,
ama orada şöyle bir şey var: Buraya satan kurum yine kamu kurumu büyük bir
ölçüde. NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Özel sektör… TACİDAR SEYHAN (Devamla) – Satan kurum… Hayır, buraya satan kamu
kurumları da var, EÜAŞ da satıyor. Onlar için bir fayda gibi görülebilir ama
totalde özel sektörde bir adaletsiz uygulama çıkıyor. Dünyanın hiçbir yerinde
ikili anlaşmalar söz konusu olmadan Denge Uygulama Yönetmeliği kapsamında
elektrik enerjisi alınmaz. Sayın Bakan, onu yapacaksanız önce şunu demelisiniz: Denge
Uygulama Yönetmeliği’ne… İhaleye girebilmek için üretiminin yüzde 75’ini en az
ikili anlaşmalarla satmak zorundadır. Sadece üretiminin yüzde 25 kapasitesini
siz DUY sisteminden alabilirsiniz. Yoksa insanlar -orada para nasılsa öyle,
ihale açılıyor arz güvenliğinde biraz kıpırdama olduğunda- ikili anlaşmaların
hepsini bırakır, bütün şeyi ihale sistemiyle satar değerli arkadaşlarım. Bunu
bir ülkenin kaldırması mümkün mü? Bir yerde düzenleme getirmek lazım, dur demek
lazım. Değerli arkadaşlarım, çok önemsediğim bir şey daha var. Türkiye’de
yerli kaynakların artırılmasından hepimiz yanayız, ancak görünüyor ki arama
faaliyetlerinde o kadar büyük artış olmasına rağmen, üretim ruhsatlarında ciddi
artışlar göremiyoruz. Neden kaynaklanıyor bu? Bu da Türkiye’deki hem MTA’nın
gücünün zayıflığından -yani mali gücü yok MTA’nın, arama yapsın- hem de değerli
arkadaşlar, aramacılığın yeterince özendirilmemesinden kaynaklanıyor. Haa, şimdi Sayın
Bakan diyecek ki: “Arama ruhsatları bizim dönemimizde 5 kat arttı.” Doğru. Niye
arttı? Kum, çakıl ruhsatlarını da madencilik kapsamına aldık; taş, mermer
ocaklarını da ona aldık. İstanbul’da döküm sahası kullanan adam da geldi
buradan döküm sahası kullandığı yere maden arama ruhsatı aldı. Hepsi birleşti.
Arama ruhsatınız var. Ben işletmeye bakarım. İşletmeye geçenlerde de periyodik bir artış
var. Ama üretim yüzdelerine baktığım zaman pek önemli bir şey görünmüyor. Bütçe
açısından çıkardığım zaman yine önemli bir şey görünmüyor. Kamu aramalarına
bakıyorsunuz, kamu aramalarında da tüylerim ürperiyor. Bunu açmak istemiyorum,
ama kamu arıyor, bir yerde kömür kesiyor. Kamu, orada ruhsat almak için
müracaat ediyor pazartesi günü, saat beşte kamu ruhsatını almadan önce bir
başka özel sektör gidiyor ruhsat alabiliyor. Nasıl oluyor bu iş? İçerden biri
bilgi sızdırıyor. Toplantı ne zaman yapılıyor? Pazar günü. Yani şimdi burada
nasıl içimiz cız etmesin. Oluyor bunlar. Haa, üstüne
gidilmedi mi? Üstüne gidiliyor. Ama değerli arkadaşlar, böyle ciddi kurumlarda
bunların olabiliyor olması dahi bir yönetim zafiyetidir, onu anlatmaya
çalışıyorum. İstediğiniz kadar içinde olmayın bu işin. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız. TACİDAR SEYHAN (Devamla) – Tamamlıyorum Sayın Başkan. “Aman kardeşim, BOTAŞ’ta yolsuzluk yapılıyor, benim ne alakam var
üstüne gidiyorum! Aman kardeşim, Maden Tetkik Aramada, maden işlerinde
yolsuzluk yapılıyor, bana ne, üstüne gidiyorum!” diyemezsiniz. Eğer size bağlı
kurumlarınızda yolsuzluk periyodik bir işleyiş hâline gelmişse siz de oradaki
zafiyetten birinci derecede sorumlusunuz. Suçlu değilsiniz ama sorumlusunuz. Bunu böyle bilmek lazım. Kimseye bir suç atfetmiyorum. Bu
bir yönetim zafiyetidir. Sayın Bakan, bir de bu, özellikle şeyden şikâyet alıyoruz, size
bunu da bildirmek istiyorum: Trafolar o kadar fazla yanıyor, o kadar fazla
şirketler bu yanan trafolarda ihaleye giriyor ve alıyorlar ki, lütfen bunları
mercek altına alın. Burada kişisel ihmallerin olduğunu… Burada genel müdürlerimiz
de var, hiçbir suçlama atfetmiyorum, ama bunlara bakmak lazım. Lütfen bize kaç
trafonun yandığını, yanan trafoların maliyetlerini -son iki yılda- bir çıkarın.
Yazılı olarak da verin bunu ya da bize şifahen söyleyin, biz de Türkiye'nin
geldiği noktayı bir görelim. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Lütfen tamamlayınız. TACİDAR SEYHAN (Devamla) – Tamamlıyorum efendim. Bir yerden başladığınız zaman çorap söküğü gibi gidiyor değerli
arkadaşlarım. Arz güvenliğinden yanayız, yardımcı olmaya hazırız ama siz
görevinizi yaparken muhalefetin de kamunun da elini kolunu bağlamayın. Daha
sonra bir bakarsınız o ipin bir parçası elinize geçmiş, yürüyüşünüzü bile
kontrol edemezsiniz. Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Seyhan. Sayın milletvekilleri, gruplar adına başka söz yok. Şahsı adına Mersin Milletvekili Ömer İnan söz istemiştir. Buyurunuz Sayın İnan. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) ÖMER İNAN (Mersin) – Teşekkür ederim Sayın Başkan. 249 sayılı Kanun Tasarısı üzerine söz aldım. Heyeti saygıyla
selamlıyorum. Bu kanun tasarısına eklenen bir geçici maddeyle Türkiye'nin büyük
bir problemi çözülmüş oluyor. Şöyle ki: Türkiye'nin hemen her yerinde kullanma
izni olmayan binaların elektrik aboneliği yapılmıyordu. Bu geçici maddeyle
artık abone olabilecek bu insanlar, sıkıntısı olan insanlar. Dolayısıyla,
Türkiye’de önemli bir rahatlama sağlanmış oluyor. Düşünün ki kocaman bir site;
yapı ruhsatı almış ama bir ihtilaf sebebiyle yıllarca kullanma izni alamamış,
iç bünyesinden kaynaklanan sebeplerle ve elektrik kullanıyor bu site. Nasıl
kullanıyor? Kaçak kullanıyor. Bunu önlemiş oluyoruz, bu kaçak olayı ortadan
kalkmış oluyor geçici bir süreyle. YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – Şantiyeye bağlı olduğu için savunuyorsunuz
bunu. Şantiye elektriği kullanıyor. ÖMER İNAN (Devamla) – Geçici bir süreyle bu imkân sağlanmış
oluyor, dolayısıyla insanlar rahatlamış oluyorlar. YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – Aftır af! Rahatlama değil, aftır bu! Bu,
imar affıdır beyefendi! ÖMER İNAN (Devamla) –Bu vesileyle güzel bir iş yapmış oluyoruz. YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – Çok güzel, çok! ÖMER İNAN (Devamla) – Ya, oradan laf atacağına, kocaman adamsın,
gel de burada konuş be adam ya! Hayret bir şeysin be! YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – Niye yanlış söylüyorsun ki? ÖMER İNAN (Devamla) – Gel de lafın varsa burada söyle, oturduğun
yerde ne söylüyorsun? YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – Niye yanlış söylüyorsun? ÖMER İNAN (Devamla) – Saçlarına ak düşmüş, yaşlı başlı adamsın,
ayıp oluyor. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, karşılıklı konuşmayalım. ÖMER İNAN (Devamla) – Yakışıyor mu sana? Otur oturduğun yerde. YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – Yalan söyleyip duruyorsun! Doğruyu
söyle. İmar affıdır bu. Bilmiyorsan konuşma. ÖMER İNAN (Devamla) – Değerli arkadaşlar, güzel bir iş yaptık. Ben
gönül rahatlığı içerisindeyim. Bu vesileyle hepinizi tekrar saygıyla selamlıyorum. Kanunun hayırlı
olmasını temenni ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın İnan. Hükûmet adına Sayın
Bakan, buyurunuz efendim. Süreniz on dakikadır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Burada, tabii, birkaç noktayı tekrar düzeltmekte yarar
görüyorum. Hem de daha evvelki
soru-cevap kısmında izah etme imkânım olmayan noktalara da dokunacağım. Belki
bunun ikinci bölümdeki zamanı daha ekonomik kullanmak açısından faydası olur
diye düşünüyorum. Şimdi, burada ifade etmek istediğim şey şu: Biraz önce de gene
rakamlarda bir farklılık oldu bazı arkadaşlarda. Şimdi, göreve geldiğimizde
31.752 megavattı Türkiye'nin kurulu gücü ve bu 31.752
megavatın biz 19.500’ünden yararlanıyorduk. Yani kurulu güç vardı ama biz
19.500’ünden yararlanıyorduk. Haziran 2008 itibarıyla, şu anda 40.983 megavata
çıktı, buna 41 bin diyebiliriz. Biz bunun 31.500’ünü şu anda çalıştırıyoruz.
Yani bu ne demek? Türkiye'nin elektrik ihtiyacını, görevi devraldığımızda
kurulu güçten yüzde 36 yararlanırken, şimdi bu oran yüzde 61’e çıktı. NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Yedekli çalışıyordu, ihtiyaç yoktu. Şimdi
açık veriyor. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) –
Şimdi, yedek de olacak; yedeği de kullanacaksınız, yeri gelecek barajı kullanacaksınız.
Hava kurak geçerse, barajlarında su olmazsa doğal gaza ağırlık vereceksin,
doğal gazın sıkıntılı olursa kömüre geçeceksin. Yani bu bir yönetimdir. Eğer
öbür türlü olsa, otomatik pilota bağlarsınız, dayanırsınız baraja, gidersiniz. Zaman zaman bakıyorum, diyorlar ki
mesela: “Barajları yeterince kullanmıyorsunuz. 7 ünitenin 1 tanesi çalışıyor.”
Bu barajlar, sırasında bir depo olarak kullanılıyor. Yani bu bir yönetim
tarzıdır; bu bir yönetim biçimidir, enerji yönetimi ayrı bir mesele. Bir de şu deniyor. Daha evvelden, doğal gazı… Evet, göreve
geldiğimde birtakım şeyleri tenkit etmiştim, Rusya’dan alınan fiyatları tenkit
etmiştim ve ondan sonra, biz, oturduk, onlarla pazarlık yaptık. Orada iki konu
bizi sıkıyordu, aldanmışlık duygusuna bizi sokuyordu, kullanmadığımız gazın
parasını ödüyorduk. 40 milyar metreküp, bunu sildirdik. “Take
or pay” dediğimiz “al ya da öde”yi
sildirdik. Ayrıca, fiyatı aşağı çektik, gözden kaçan nokta bu. FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Kaç dolar? ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) –
Ama burada öyle bir menfaatler zincirine de muhtemelen dokunduk ki çok büyük
bir yaygara koptu. Ama biz bunu doğru yaptığımızı şöyle anladık; neticede 9
vilayet doğal gaz kullanıyordu, 59 vilayete çıkardık. Ben de daha evvelden
göreve gelmeden, Makine ve Kimya, Etibank Genel Müdürlüğünden sonra İstanbul’da
da doğal gazın başındaydım; hava kirliliğinde de İstanbul hakikaten çok zor
durumdaydı. Orada da biz, günde bin abone olduğu zaman sevinilen bir dönemden
sonra, günde 17 bine çıkardığımız kampanyalarla İstanbul’un hava kirliliğini
düzelttik. Yani doğal gazı, bir parça ilgilendiğimizi söylemek için ifade
ediyorum; ama daha sonra, burada, elektrik üretimiyle ilgili, alımlarla ilgili
birtakım sıkıntıların üzerine gittik, masaya yatırdık, iki ayrı avantaj
sağladık; bunları da hanemize, ülkemizin çıkarlarına dâhil ettik. Burada bir başka şey daha oldu: Biraz önce, bir arkadaşımız, daha
önceki konuşmalarda, TEİAŞ’ın, İletim AŞ’nin
kayıplarının yüzde 50 olduğundan filan bahsetti. Yani muhtemelen burada bir
sıfır hatası yaptı ki o sıfır hatası bile çok; sıfır hatası yaptığı rakamı
ikiye de bölse belki ancak kurtarabilir. 2003-2008 yılları arasında 3
katrilyona yakın iletim yatırımı yapıldı. TACİDAR SEYHAN (Adana) – Yüzde 50’lik artış olmuş! ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) –
Ya, izah ediyorum. Sizin aynı zamanda denetim göreviniz var; ben de size bir
arkadaşınız olarak, yani bunu bir tenkit olarak almıyorum, FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Biz öyle demedik Sayın Bakanım,
kayıp artışı yüzde 50 artmış dedik! ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) –
Olur, insanım, ben de hata yapabilirim. Rakamları söylüyorum, yani bu bir
eleştiri değil. HÜSEYİN ÜNSAL (Amasya) – İki yıllık artış, Yüksek Denetleme
Kurulunun raporu var. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) – 3
katrilyona yakın iletim yatırımı yapıldı eski parayla. Şimdi, sadece Antalya
için 500 trilyonun üzerinde yatırım yaptık. İletim gücü 60 bin MVA’dan, 90 bin MVA’ya çıktı; ki, Antalya, üzerine titrediğimiz turizm
bölgelerinden bir tanesi. Son beş yılda iletimde yapılan yatırımların toplamı
neredeyse Yunanistan ile Bulgaristan’ın toplamı kadar; yani, bizim iletimde
yaptığımız. Güneydoğu’da da elektrik iletim ve dağıtım probleminde de önemli
avantajlar sağladık. Tabii, bunları yaparken, ayrıca rakamlarda da epey düşüşler
meydana geldi. İletimdeki rakam, şu anda, dünya ortalamasının daha altındadır;
2,5 civarında, bunun da altına düşürdük. Dolayısıyla, buradan da büyük
kazancımız var. Türkiye, zaten engebelik, dağlık bir yer; iletim hatları 50 bin
kilometreyi geçiyor. TEDAŞ’ın sadece kablo uzunluğu
880 bin kilometre ve 255 binden fazla da trafo var. Trafoların yandığından
filan bahsedildi. Trafo, yanar da arıza da olur; biz de düzeltiriz. Zaten
bunların çoğu eskimiş. 37 bin köy var. 37 bin köyün 12 bininin nispeten yeni,
geri kalan 25 binin üzerinde; şimdi, KÖYDES gibi, bunları yeniliyoruz. Tabii,
bunları yaparken, mecburen elektriği kesmek durumundasınız, elektrik varken
bunu yapamazsınız. Buna “elektrik gezdirme”, “elektrik kesintisi” filan
diyemezsiniz. Ama, zaman zaman
elektrik fiyatlarına zam yapmamızı isteyen bazı gruplar, Türkiye’de bizim
enerji konusunu çok eleştirmişlerdir. Ben de bunu zaman zaman
düzeltmeye çalıştım. Baktım ki, bunları düzeltmeye çene yormaktansa… Biz
işimizi yapıyoruz şu anda. Yaptığımız çalışmalarla da kurulu gücü -yüzde
36’ydı- yüzde 61’e çıkardık. Bu da önemli bir şey. İkincisi, sadece bizim -biraz önce buna da itiraz edildi- kamunun
santralleri, termik santrallerin kapasite kullanım oranı yüzde 35’ti. Biz bunu
Haziran 2008 tarihi itibarıyla, yüzde 35 olan kapasite kullanımını yüzde 74’e
çıkardık. Daha verimli çalışıyoruz. Bu, kötü bir şey değil. Yüzde 74’e… NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Yeni değil ki bu. Lazım olmayan
çalışmıyordu o zamanda. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) –
Gayet tabii ki, lazım olunca çalıştıracaksınız. Yani o zaman… NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Geçmişte elektrik sıkıntısı var mıydı? ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) – Bu
kötü bir şey mi? Şimdi, şöyle söyleyeyim: Kriz başka bir şey, zorluk veya
karşılaştığımız güçlükler farklı bir şey. NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Bir üniteyi kapatıyorlardı yani şimdi. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) –
Biz, şu anda kuraklık olduğu için barajlarımızda… Keban’da geçen seneye göre
yüzde 35 civarında suyumuz az. E, tabii ki bu iyi bir şey değil. Neticede böyle
olunca, biz ne için o zaman diğer kömür santrallerini, doğal gaz santrallerini
yaptık; onları devreye alıyoruz. Aliağa’da, kurulduğundan beri, 1974 yılında kurulduğundan beri
çalışan bir santral vardı, zaman zaman çalışan.
Topladığınız zaman bir yıllık, bir buçuk yıllık bir çalışma kadar toplam
çalışmıştır. Biz onu aldık doğal gaza çevirdik, şimdi çalışıyor. Bir santral
sahibi olduk. Bunlar iyi şeyler, yani kaynakları iyi kullanmaya çalışıyoruz.
Yani, kriz olduğu zaman daha mı iyi olacak? “Kriz” dediğiniz şey… Ki sıkıntıyı
biz kriz şekline dönüştürmedik. Geçen sene yetmiş sekiz yılın en sıcak yazını geçirdik ama onu da
yönettik, kuraktı hakikaten. Kışın, çok soğuk bir kış geçirdik. İran gaz
vermedi. Yer altı deposu yaptık. Yer altı deposunu biz yaptık. Yer altı
deposunun şu anda kapasitesini artırıyoruz. Ayrıca TPAO’nun daha evvel gazını
kullandığı yerlere de gaz basmak üzere yedi ayrı yerin de etüdünü yapıyoruz.
Amacımız bunları bir bütün hâlinde kullanabilmek. Bu arada, madenlerle ilgili yani aramayla ilgili de bahsedildi.
Şimdi, gayet tabii ki Maden Kanunu’na göre taş da bir madendir. Yani ben bunun
bilimsel tarafına girmek istemiyorum. Kum da bir madendir; silikadır, silisyumdioksittir. E, şimdi, bunu… Siz taş ocaklarını da
çalıştıracaksınız. Bunu yapmazsanız inşaat yapamazsınız, yol yapamazsınız,
köprü yapamazsınız. Yani, yol yapmak… Biz duble
yollara girdik. Duble yolları yapmak için çok daha uzaktan getirirseniz
taşınızı, bu sefer maliyetler yükselir. Yapacağınız şey, bunu çevreyi de
bozmadan yapmak. NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Ocakları hep köylerin içme sularının
yanına koyuyorsunuz Sayın Bakan. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) –
Ama Maden Yasası’nın da gerçekten sorunlu yerleri var. Bu sorunlu yerlerinde,
Maden Kanunu’nda değişiklik yapma kararını aldık, düzeltmelerimizi yaptık. Eğer
gündemimiz müsait olursa bunu da düzelteceğiz. NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – TEİAŞ’ın projeksiyonuna ne diyorsunuz Sayın Bakan; yanlış mı? ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) –
Hangi anlamda? NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – TEİAŞ’ın projeksiyonu. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) –
Biz yapıyoruz zaten. Yani bir darboğaz olduğunu da söyleyen biziz. Bizim
tahminlerimiz tuttu. Biz göreve gelir gelmez… NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Ama bu açık nasıl kapanacak? ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) –
TEİAŞ bana bağlı bir yer, TEİAŞ tabii ki uyaracak bizi. Uyaracak, biz de bunun
politikasını yapacağız. NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Tamam da açık nasıl kapanacak? ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) –
Yani işin siyaseti anlamında söylemiyorum, enerji politikasını yürüteceğiz.
TEİAŞ bizi uyaracak, EPDK’ya bildirecek, EPDK
Hazineye bildirecek, e, bunun neticesinde de yatırım yapılacak; bundan gayet
tabii ne olabilir. Bana bağlı bir yer, ben de aynı şeyi DPT’ye söylüyorum.
Sıkıntımız olacağını... 2009-2010 yıllarındaki uyarıları yapan benim, bana
bağlı bir yer yapıyor. NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Bunu nasıl kapatacağız? ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) –
Yani bunu siz söylüyorsunuz da ben öğreniyor değilim, bunu yapan biziz. NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Hayır, zaten buradan okuyoruz yani. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) –
Buradaki bütün mesele şu: Bu yatırımı kamu mu yapsın, özel sektör mü yapsın?
Kamu yapmaya kalkarsa yirmi senede, yirmi beş senede yapıyor. Sağlam yapıyor
ama uzun sürede yapıyor. Özel sektöre verdiğimiz zaman daha kısa zamanda
yapılıyor. Boşa akan suyunu kullanmış oluyorsunuz. Onları esas konuşalım. Yani burada zaman kaybı mı, para kaybı mı… İşin bir
“fizibilite” denen şeyi var yani ben size burada işletmecilik usullerini,
fizibilite usullerini anlatmayı zait addederim, ihtiyacınız da yok böyle bir
şeye. NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Biz biliyoruz onları Sayın Bakan. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) –
Ama doğruyla yanlışı… (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) – Yani,
bir taraftar psikolojisiyle hareket etmeyin. NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Hiç alakası yok. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) –
Ben sizi… Yani, saygı duyduğum bir arkadaşımızsınız. Bursa’ya da güzel şeyler
yapıyoruz. Belki Bursa’ya, hani bir yerde seçmene selam şeklinde olacaksa ben
de selam veririm. Çünkü Bursa’yı ben de çok seviyorum. Tekrar saygılar sunuyorum size, sağ olun. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Güler. Şahsı adına, Bursa Milletvekili Mehmet Emin Tutan. Sayın Tutan… Yok. Başka da söz isteyen yok. Soru-cevap işlemine geçiyoruz, on beş dakika. Sayın Süner, Sayın Ağyüz,
Sayın Paksoy, Sayın Genç, Sayın Ünsal söz
istemişlerdir. Sırayla söz veriyorum. Buyurunuz Sayın Süner. TAYFUR SÜNER (Antalya) – Sayın Başkanım, Sayın Bakana sormak
istiyorum. Son yıllarda enerji konusunda Antalya’ya ne kadar yatırım
yapılmıştır? Yaz sezonunda yaşanabilecek elektrik kesintilerine karşı ne gibi
önlemler almaktasınız? İkinci sorum: Elektrik dağıtımının özelleştirilmesi sonucunda bir
kilovat elektrik ne kadara çıkacaktır? Özelleştirmeyi yaparken bu konuda bir
üst limit belirlediniz mi? Üçüncü sorum: Yaklaşık altı yıldır bu kurumun Bakanlığını
yapıyorsunuz. Siz göreve geldiğinizde ülkemizin enerji ithalatı ne kadardı,
bugün itibarıyla ne kadardır? Teşekkür ediyorum. BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Süner. Sayın Ağyüz, buyurunuz. YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – Teşekkür ederim. Sayın Bakanım, Millî Güvenlik Kurulunda yaptığınız konuşmada,
sunuşta çok karamsar bir tablo çizdiniz, burada da “Enerji krizi yoktur.”
diyorsunuz. Hangisine inanacağız? 2009’da yüzde 60’ı ancak karşılanabilir
iddiası doğru ise gazetelere yansıyan, sizin iddianız. Ayrıca, 2005 yılında kabul edilen yeni yasal düzenlemeden sonra
son üç yılda kaç megavat enerji üreten tesis devreye sokulmuştur? Hidroelektrik santrali için lisans başvurusu yapan firma veya kişi
sayısı ne kadardır? Sayı olarak verebilir misiniz? İleride bunları yazılı
olarak bildirme şansımız var mı? Rüzgâr enerjisi üretmek için lisans başvurusu yapan kaç firma, kaç
kişi vardır? Ayrıca, BOTAŞ’ta tutuklu sayısı kaça ulaştı? BOTAŞ’ın alacakları
tahsil edilebiliyor mu büyükşehirden ve elektrik üretim şirketinden? Bunları cevaplandırırsanız sevinirim. BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Ağyüz. Sayın Paksoy… MEHMET AKİF PAKSOY (Kahramanmaraş) – Teşekkür ederim Sayın
Başkanım. Sayın Bakanım, ülkemizin büyük bir enerji ihtiyacını karşılayacak
olan Afşin-Elbistan termik santrallerinde yapılmış ve yapılacak olan ünitelerde
sorunlar yaşanmaktadır. Örneğin, A ünitesinde çevre sorunları, B ünitesinde istimlak problemleri yaşanmaktadır. İleriki günlerde C ve D
üniteleri ihale edilecektir. Sayın Bakanım, bölge halkı rahatsızdır. İstimlaktan dolayı yerlerinden olacak 10 bine yakın kişiyi
rahatlatacak tedbirleri bir an önce almanız gerektiğini düşünüyorum. Sizin bu
konuda yaptığınız çalışmalardan bahseder misiniz? İki: B ünitesinin bakım onarımı için bir firma vasıtasıyla alınan
290 kişinin tamamına yakını sanat okulu mezunu olup, alındıktan bu zamana kadar
gerekli kurs ve eğitimlerden geçirilmişlerdir. Bunlar büyük bir tecrübe
kazanmışlardır. İleride başka bir firma bakım onarımı işini aldığında aynı
elemanları işe alamayabilecektir. Söz konusu elemanları kadrolu veya geçici işe
almayı düşünür müsünüz? Teşekkür ederim. BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Paksoy. Sayın Genç… KAMER GENÇ (Tunceli) -
Teşekkür ederim Sayın Başkan. Sayın Başkanım, geçici 17’nci maddeyle ilgili olarak verilen bir
önergede “Ücretsiz girilen ibadethanelere ilişkin aydınlanma giderleri Diyanet
İşleri Başkanlığı bütçesine konulacak ödenekten karşılanır.” diyor. Şimdi,
Türkiye'de herkesin merak ettiği, cemevleri de bu
kapsam içinde midir, değil midir? Yani cemevlerinde
kullanılan elektrik de Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesine konulacak ödenekten
ödenecek midir? Bu birinci sorum. İkincisi: EPDK (Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu) üyeleri hakkında
kim soruşturma izni verecek? Üçüncü sorum: İstanbul Boğazı’yla ilgili -kürsüde de söylemiştim-
bir elektrik mühendisi ısrarla bana telefon ediyor, diyor ki: “Burada ciddi bir
çalışma ve düzenleme ile elektrik enerjisi üretilebilir.” Bu konuda Bakanlığın
bir incelemesi var mıdır? Varsa, bunun ne safhada olduğunu öğrenmek istiyorum. Teşekkür ederim. BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Genç. Sayın Ünsal… HÜSEYİN ÜNSAL (Amasya) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım. Sayın Bakan, biraz önceki konuşmamda KARTET ile ilgili bir soru
sormuştum. KARTET ile ilgili olarak Bakanlığınızca yapmış olduğunuz bir
soruşturma var mıdır bürokratik yönden? Bu konuyu merak ediyorum. İkincisi: Yine aynı konuşma içerisinde Gazprom
şirketinin Türkiye’yle ilgili şirketlerle alakalı yapmış olduğu işlemler şu
anda ne aşamadadır? Onu merak ediyorum. Üçüncü soru: TEİAŞ ile ilgili söylemiş olduğum, son iki yıllık
artış, yani enerji nakil hatlarından geçen enerji miktarlarındaki oranın yüzde
14, kayıp oranının ise yüzde 51 olduğu Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu
raporlarında son iki yıllık artış olarak gösterilmektedir. Bu konuda inceleme
yapabildiniz mi? Son bir soru da: Sulama birliklerinin kullandıkları elektriklerin
borçları çok fazla miktardadır. Çiftçimiz de bu konuda çok dertlidir.
Gittiğimiz seçim bölgelerinde -biraz seçmene selam oluyor ama- bu şikâyetleri
bol miktarda almaktayız, siz de alırsınız bu şikâyetleri. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) HÜSEYİN ÜNSAL (Amasya) – Sulama birliklerinin borçları konusunda
bir indirim düşünüyor musunuz? Borçlarının yapılandırılması konusunda bir
indirim veyahut da bir yapılandırma düşünüyor musunuz? ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Yok. HÜSEYİN ÜNSAL (Amasya) – Düşünmüyorsunuz, tamam. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Daha doğrusu ben düşünüyorum da Maliye Bakanlığı… BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Ünsal. Sayın Akcan… ABDÜLKADİR AKCAN (Afyonkarahisar) -
Teşekkür ederim Sayın Başkanım. Sayın Bakanımıza sormak istiyorum: Türkiye, Kyoto Protokolü’nü
imzaladıktan sonra Kyoto Protokolü’ne taraf oldu. Bu, taraf olmanın bir gereği
olarak da sera gazlarıyla mücadele etme zorunluluğu hasıl
oldu. Pek çok Avrupa Birliği ülkesinde bu olumsuzluğun önüne geçmek için
biyogaz ve metandan üretilen elektriğe, mesela hidroelektrikten daha fazla para
ödenerek bir anlamda sera gazı etkisinin olumsuzluklarından korunmak için
mücadele ediyor. Türkiye’de bir farklı fiyat uygulamasıyla biyogaz veya metan
kaynaklı elektrik üretimini desteklemeyi düşünüyor musunuz? Teşekkür ederim. BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Akcan. Son soru. Sayın Yalçın… RIDVAN YALÇIN (Ordu) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım. Sayın Bakanım, ibadethanelerle ilgili ödenek konması meselesine
ilişkin ben daha evvel Diyanetten sorumlu Bakanlığımıza bir soru önergesi
yöneltmiştim. Şu anda da Bakanlığın bütçesinde böyle bir kalem var ve
ibadethane başına yıllık 51 YTL gibi sembolik bir rakamın belirlendiği ifade
edilmişti. Bu yasal düzenlemeden sonra da konulacak ödenek semboliklerde mi
kalacak yoksa ibadethanelerin reel giderleri karşılanacak mı? Teşekkür ediyorum. BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Yalçın. Buyurunuz Sayın Bakan. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) –
Teşekkür ederim Sayın Başkan. Şimdi, baştan itibaren, Sayın Süner’in
Antalya’yla ilgili rakamını söyleyeyim: Antalya’ya yaptığımız, sadece TEİAŞ’ın yaptığı yatırım 500 trilyonun üzerindedir, sadece
iletim hatlarıyla Antalya’da yapılan. Ve bunu, aynı zamanda, biraz önce Sayın
Ünsal’ın iletim hatlarıyla ilgili rakamını tekrar söyleyeyim, gene orada ben
hâlâ bir hata olduğunu düşünüyorum. Bunu, Devlet Denetleme de olsa böyle bir…
Muhtemelen bir daktilo hatası filan olabilir çünkü enerji iletiminde yüzde
50’si iletimde kayboluyorsa, hani şu meşhur hikâye gibi “Kedi nereye gitti,
ciğer nereye gitti?” olur o zaman. HÜSEYİN ÜNSAL (Amasya) – İki yıllık artış… NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Kaybın artışı… ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Olur
mu öyle şey! Hayır… Hayır… Bakın, 2003’te yüzde 3,2’yle aldık, 2007 yılı da 2,6’ya düşürdük.
Yani bunu düşürebilmek için uğraşıldı. HÜSEYİN ÜNSAL (Amasya) – Raporu inceleyin Sayın Bakan. NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Raporda tersi söyleniyor. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Dünya
ortalaması da 2,5-3 arasında. Yani böyle bir durum olması söz konusu değil. Ama
konjonktürel olarak belki o belli periyotta,
bir bir yıllık sürede belki artış oranı şeklindeyse
onu tartışabiliriz. Ama öbür türlü olunca, hani o kedi-ciğer meselesine döner
biliyorsunuz. HÜSEYİN ÜNSAL (Amasya) – İnceleyin, Yüksek Denetleme Kurulu
raporu. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) –
Şimdi, özelleştirme ve ithalatta… Biz geldiğimizde Bulgaristan’dan elektrik
alıyorduk, şu anda kestik onu. Sadece Türkmenistan’dan, o da daha evvelden,
Türkmenistan’dan doğal gaz almayan eski döneme karşı, anlamlı bir jest olsun
diye, Türkmenistan’dan 300 milyon kilovat saat –ki, çok fazla bir rakam, milyar
değil- onu alıyoruz, 600’a çıkarttık sonra onu. Onun amacı da şu: Elektrik
doğal gazdan üretildiği için, aslında biz alınamayan doğal gazı elektrik
şeklinde almış gibi olduk ve rahmetli Türkmenbaşı’yla
da şöyle bir çak işareti yapmıştık; yani devlet başkanı, onunu da hoşuna gitti.
Böyle bir şeyi Türk birliği için, ayrıca başka amaçlarla bunu gerçekleştirdik. Bizim onun dışında aldığımız şey yok ama alabiliriz de. Yani bunu
almak, almamak… Biraz önce Taner Bey’in de söylediği gibi, petrol ithal
ediyorsun, kömür ithal ediyorsun da elektrik de alırsın, satarsın da. Şu anda
biz Yunanistan’a veriyoruz, -çok fazla elektriğimiz olduğundan değil,
ihtiyaçtır veriyoruz- Suriye’ye veriyoruz, Irak’a veriyoruz, Nahcivan’a verdik. Yani yeri gelir verirsiniz, yeri gelir
alırsınız, yani bunun ayıp tarafı yok ama biz şu anda almıyoruz. Bunu özellikle
bilesiniz ama alabiliriz de. Şimdi, dolayısıyla, böyle bir şey söz konusu
değil. Sayın Ağyüz’le ilgili söyleyeyim. Bu
MGK’da öyle karamsar bir tablo filan çizilmiş değil. MGK’nın toplantıları da bu
kadar açık da değil. Nereden bilgi aldığınızı bilemiyorum ama orada, ben
gerçekleri, Türkiye’nin ileriye dönük enerji stratejisini zaten tartıştık.
Böyle bir şey söz konusu değil. Ben de bir gazetede böyle bir garip şeyler
okudum ama tekzip etmeye dahi tenezzül etmedim çünkü böyle bir şey söz konusu
olamaz. Yani orada biz… İleriye dönük Türkiye’nin bir enerji politikası vardır.
Türkiye gibi güçlü devletlerin vardır böyle politikası. Zaman zaman “yok” diyenlere de inanmayın. Yani böyle bir şey
olamaz, saçmalık olur. Bunu da yapıyoruz. Onun dışında, lisans olarak rüzgârda 48 bin megavatlık
potansiyelimiz var. Bunu da rüzgâr atlaslarıyla biz çıkarttık. Dolayısıyla
bunun da şu anda 475 megavata ulaşacak bir çalışma var. Hafta sonunda da
Bergama’da açacağız, sizi de bekleriz oraya. Dolayısıyla rüzgârları
çalıştırıyoruz. NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Rüzgâr düzenli değil Sayın Bakan. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Bunun
dışında BOTAŞ’la ilgili şeyleriniz oldu. Yani, bunun içinde, BOTAŞ’ın aslında
zor durumda, zarar ettiği filan diye bir şey yok. BOTAŞ şu ana kadar hiç zarar etmedi. Hiç zarar etmedi BOTAŞ.
BOTAŞ’ın nakit sıkıntısı var. Onu da alacaklarını tedarik ettiğinde yapacağız.
BOTAŞ, dünyada sayılı ve itibarlı şirketlerden bir tanesidir. Bunu özellikle
söyleyeyim. Türkiye Petrolleri de BOTAŞ da öyledir. BOTAŞ’ın bir kuruş dahi
zararı yoktur. Bunu özellikle bilin. Nakit akışından dolayı sıkıntısı olmuştur.
Onu da kendi aramızdaki şirket politikası olarak bunu düzenliyoruz. Onun dışında, Afşin-Elbistan ağının hakikaten bir sorunu vardır,
baca sorunu vardır. Fakat onun bir mahkeme problemi olduğu için, mahkemeyi
kazanan şirkete devredip etmeme noktasında, bununla ilgili teşebbüsümüz
olmuştur tek. Diğer santralleri hep yaptık. Yatağan, Kemerköy, oralarda
herhangi bir sorun yok, Soma’da yok ama Afşin’de böyle bir durum var. Bunun
için de yatırım yapmayı düşünüyoruz. Zaten biz şu ana kadar 600 milyon dolara
yakın çevre yatırımı yaptık, çevreye saygımızdan. 1 milyar dolarlık da çevre
yatırımı programımız var. B’yle ilgili; bunun
yüzde 75’ini zaten biz bitirdik, 1,5 milyar dolar para harcadık ve çok süratli
bitirdik, çalışıyor şu anda. C ve D’nin ve aynı
zamanda bir de Çöllolar var. Yani, biz, Afşin
bölgesini, Elbistan bölgesini Almanya’nın Ruhr
bölgesi gibi yapmaya çalışıyoruz. Daha evvelden C ve D diye
bir şey yoktu, böyle bir şey telaffuz dahi edilmiyordu; bunun kömürünü biz
bulduk, yatırımını da biz yaptık ve burada Çöllolar
Projesi –şu anda ihalesi yapıldı, çalışıyor- 17 milyon ton kömür sağlayacak
yılda, 2 bin kişi şu anda çalışma durumunda, işletme döneminde 1.500 kişi
çalışacak, 500 milyon dolara mal olacak. Ayrıca, Afşin-Elbistan C ve D’yi de
ihalesini yaptık. Bu, cumhuriyet tarihinin en büyük projelerinden bir
tanesidir; en büyük projelerinden. 5 milyar dolara mal olacak. 1.200 megavatlık
yaklaşık, iki tane santralin kurulması söz konusu, 13 bin kişi çalışacak. 13
bin kişi. 13 bin aile demek bu. İşletme döneminde de 7 bin kişi çalışacak.
Bunlar, bu dönemin yapılan yatırımları. Ama nedense hiç kimse bunu söz konusu
etmiyor, hiç kimse bunları konuşmuyor. Hiç kimse Şahdeniz
Projesi’ni, hiç kimse Bakü-Tiflis-Ceyhan’da her gün 1 milyon varil petrolün
aktığını konuşmuyor. Şuraya, şu meydana 1 varil petrolü dökeyim, bir de 1
milyon varili düşünün! Sabahtan akşama kadar her gün dağları taşları aşarak 1
milyon varil petrol akıyor ve bunlar tankerlere yükleniyor. 507 tane tanker
yüklendi şu ana kadar. Bunları Türk milleti yaptı, bunları Türk mühendisleri
yaptı, Türk müteahhitleri yaptı. Neden kalkıp da hep
böyle olayın farklı taraflarını alıyorsunuz? Yani, bunlar aynı zamanda
moralimizi de artıracak noktalar. Onun dışında, İstanbul Boğazı ile ilgili çalışmayı geldiğim zaman
başlattım. Ben ARGE’ciyim aynı zamanda. Daha evvelden
de, parti kurulurken de ARGE’den sorumlu genel başkan
yardımcısıydım. Eski TÜBİTAK’lıyız. Dolayısıyla bu tip projelere özel bir
ilgimiz var. Üzerinde çalışıyoruz fakat İstanbul Boğazı zannedildiği gibi
düzgün akımın olduğu bir yer değil, değişken yüzeyi var. Onun için orada
kullanılacak türbin ve akıntının mevsime göre değişme durumu var. O
arkadaşımızla görüşmeyi çok arzu ederim. Size verdiği dokümanı da
lütfederseniz, ondan yararlanma imkânımız olur. Üzerinde çalıştığımız bir
noktadır. İrlanda’da da buna benzer çalışmalar var. Biz, akıntıdan da elektrik
elde etmeyi planladık. Teknik Üniversitenin de donelerinden
yararlanıyoruz. KARTET’e gelince, yani KARTET’le ilgili Devlet Denetlemenin… KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, cemeviyle
ilgili sorum çok önemliydi. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) –
Oradaki önergeyi, önergedeki o cümleleri gördüm. Onu Diyanet İşleriyle de
görüşeceğiz, kararı oradan alacağız. KAMER GENÇ (Tunceli) – Yani bu sorunun özü… ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) –
İbadethanelerin elektrik ödenmesi noktasındaki… KAMER GENÇ (Tunceli) – İbadethaneyse öyle deyin. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Ben o
merci değilim bunu analiz edecek. Gönül arzu eder ki, yani gayet tabii ki… KAMER GENÇ (Tunceli) – Bakansınız siz, olur mu öyle şey! ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) –
Tabii, ama benim saham değil. Bilen arkadaşlarımıza soracağız onu. Şimdi, bunun dışında, Devlet Denetlemenin KARTET’le
ilgili bize önerdiği bir şeyi oldu. Başbakanlık da bunun teftişini yaptı, bir
şey çıkmadı. Yalnız, Gazprom’la bahsettiğiniz noktada
bana yeni geldi bu ifade, yani sizden ilk defa duyuyorum. Bununla ilgili eğer
bana uyarı niteliğinde bir şey söyleyecekseniz sizinle bunu tartışmaya her
zaman açığım ama bildiğim kadarıyla normal piyasa koşullarında, kontrat
devirleriyle birlikte çalışmalar yapıldı. Ama bunun dışında sizin ilave
bildiğiniz bir şey varsa, bana iletirseniz, bununla ilgilenirim. Sulama
birliğiyle ilgili… BAŞKAN – Sayın Güler, süreniz doldu. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Sayın
Başkan, onu söyleyeyim, çünkü çok kişiyi ilgilendiriyor. Bu işin para kısmı
Maliye Bakanlığında… Özelleştirme, çünkü TEDAŞ ona bağlı. 2000 Nisanından beri
TEDAŞ bana bağlı değil. Dolayısıyla, TEDAŞ ile ilgili konuları Hazine Bakanımız
işin para pul kısmıyla ilgilendiği için ve Maliye de onunla ilgilendiği için bu
noktada kararı ağırlıklı olarak onlar veriyor. Ama bildiğim kadarıyla böyle bir
uygulamamız yok, çünkü daha evvelden gereken bütün kolaylıkları gösterdiğimiz
hâlde maalesef para ödeme alışkanlığı yok bizim arkadaşlarımızda ama iyi
ödeyenleri de, onları ayırıyoruz. Ödeyenler var fakat ödememeyi âdet hâline
getirenler var, onlara da herhangi bir taviz verecek durumumuz yok. Bunu da
size söyleyebilirim. Biyogaz konusuna da olumlu bakıyoruz ama daha henüz bu prensipler
oluşmadı. Teşekkür ederim. BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Bakan. İkinci bölüm üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır. Şimdi ikinci bölümde yer alan maddeleri ve varsa o madde
üzerindeki önerge işlemlerini yaptıktan sonra ayrı ayrı
oylarınıza sunacağım: 15’inci madde üzerinde bir önerge vardır, okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan yasa tasarısının 15’inci maddesinin sonuna
gelmek üzere aşağıdaki ifadenin eklenmesini arz ve teklif ederiz. Saygılarımızla.
“Sulama birliklerinin kullandığı elektrik bedellerine de vergi,
fon ve paylar uygulanmaz. Ayrıca, sulama birliklerinin borçlarının cezaları
silinerek yirmi dört ay takside bağlanır.” BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ İBRAHİM HASGÜR (İzmir) –
Katılamıyoruz efendim. BAŞKAN – Hükûmet? ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) –
Katılmıyoruz. Sayın Öztürk, buyurunuz efendim. (CHP
sıralarından alkışlar) ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Cumhuriyet Halk Partisi adına hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. Verdiğimiz önerge sulama birliklerinin kullandığı elektrik
bedellerine vergi fon ve payların uygulanmamasına ve aynı zamanda borçların
cezalarının ertelenmesine, kalan borçların da yirmi dört ay
taksitlendirilmesine ilişkindir. Böylelikle, bundan önce BAĞ-KUR ve Sosyal
Sigortalılara getirilen kolaylık burada da sulama birliklerinin abonelerine
getirilirse tahsilat kolaylığı olacağını
düşünmekteyiz. Değerli milletvekilleri, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı
denilince, her taşın altından çıkıyor, her konuda Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığının adı geçiyor. Orman yangınları oluyor bu ülkede, orman
yangınlarında mutlaka Enerji Bakanlığına bağlı TEAŞ’ın
adı geçiyor ve çoğu zaman, yapılan iddialar arasında, orman yangınlarının
elektrik iletişim hatlarından meydana geldiği konusunda iddialar oluyor. Benim seçim bölgem Mersin Gülnar’da çok ciddi bir orman yangını
olmuştur ve biz dün Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkan Vekillerimizin verdiği
talimatla oluşturulan komisyon gereği Mersin Milletvekilimiz Vahap Seçer, ben ve diğer milletvekili arkadaşlarımızla
birlikte, Antalya Milletvekilimiz Osman Kaptan’la o bölgeye gittik. Yangının
meydana geldiği Kavakoluk, Delikkaya,
Tepe, Ulupınar, Çavuşlar, Korucuk, Beydili ve Emirhacı köylerini
adım adım dolaştık. Çalışmamız gece saat on bire
kadar orada sürdü. Üzülerek şunu gördük: Sayın Bakanımız dün oraya gitmiş.
Sayın Çevre ve Orman Bakanımız oraya giderken o bölgede, kendisi sadece AKP’nin
bakanıymış gibi, Türkiye Cumhuriyeti’nin bakanı değilmiş gibi sadece AKP’li
milletvekili arkadaşlarımızı yanına alıp götürmüş. Dilerdik ki, beklerdik ki
giderken kendisi o seçim bölgesinden olan AKP ve MHP’den ve diğer partilerden
varsa o kişileri de oraya götürsün. Kendileri sadece Gedikpınarı’na
inmişler. Gedikpınarı, tabii ki, tamamen yok olmuş,
oradan havalanıp tekrar gelmişler. Biz o köylerin tamamında incelemeler yaptık.
Bir kere, yangının meydana gelmesi konusunda yetkililerin
söyledikleriyle, köylülerin ve köy muhtarlarının söyledikleri örtüşmüyor, çünkü
yetkililer yangının anız yakmadan dolayı meydana geldiğini söylüyorlar, oysa
muhtarlar ve köylüler ise elektrik iletişim tellerinden meydana geldiğini
söylüyorlar. Nitekim, Kavakoluğu
köyünde bir buçuk senedir elektrik iletişim hatlarının yerlerde süründüğünü
köyün muhtarı bize söyledi ve köylüler söyledi. FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Bakan duymadı
söylediğini. ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) – Daha önce de, Gülnar Orman İşletme Müdürlüğüne
bağlı Aydıncık’ta da daha bundan bir sene önce yangın
oldu, orada da 1.500 hektara yaklaşan bir orman sahası yandı. Burada, her ne
kadar, yetkililer yanan bölgenin bin hektarı geçtiğini söylüyorlar ise de, bu
yangının 1.500 hektardan daha fazla olduğu söylenilmektedir. Kavakoluğu köyünde 8 tane ev, Delikkaya’da
-tamamen- 38-40 ev, Tepe köyünde 6 ev ve Beydili
köyünde 2 ev yanmıştır. Çok sayıda mal ve hayvan -hayvansal olarak söylüyorum-
kaybı vardır ve 40’a yakın insan yaralanmıştır, 2 tane insan ölmüştür. Tabii ki
ben ölenlere rahmet diliyorum. Değerli arkadaşlarım, doğal afetler üzerinden siyaset yapılma
üslubunu ben şahsen çok doğru bulmuyorum, ancak oradaki eksiklikleri de artık
gidermemizin gerektiği açıktır, çünkü bu orman yangınları sadece bir kader
değildir. İnsanlar aç, elektrik yok. Ben şimdi Sayın Bakanıma soruyorum: Tabii
ki orada koruma amaçlı elektrikler kesilmiştir, onu biliyorum ama oraya
elektrikler ne zaman verilecektir? Bu konuda kendilerinin herhangi bir
çalışması veya bilgisi var mıdır? O insanlar bir an önce elektriklerinin
verilmesini istiyor. İnsanlar aç. Sadece Mersin Büyükşehir Belediyesi ve
Akdeniz Belediyesinin yardımları ulaşmış, onun dışında hiçbir yardım yok.
Sanıyorum, dün de AKP’li milletvekilli ve bakan arkadaşlarımız oraya gitti;
onlar da görmüşlerdir, biz de gördük. Değerli arkadaşlarım, bu orman yangınlarının -köy muhtarlarının
bize söylediğini söylüyorum- bölgeyi tanımayan kişilerin, daha henüz
tecrübesiz, ehliyetsiz kişilerin İşletme Müdürlüğüne atanmasından, Bölge
Müdürlüğüne atanmasından ve kadrolaşmadan meydana geldiği söylenilmiştir.
Orada, yangın söndürmek için geçici, mevsimlik olarak alınan işçilerin bu işin
uzmanı olmadığı bilinmektedir ve... (Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Lütfen sözünüzü tamamlayınız. Buyurun. ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) - Köylülerin ve muhtarların tamamıyla
bize söylediklerine dayanarak ben söylüyorum: Yangın söndürme konusunda devlet
sanki seyirci kalmıştır. Biz girmeden zaten devlet yetkilileri bizi uyardılar,
dediler ki “Size köy muhtarları ve köylüler şikâyette bulunacaklardır ama
inanmayın. Biz elimizden geleni yapıyoruz.” Ama ben kendi gözlerimle…
Milletvekili arkadaşlarımla birlikte sadece, orada üç dört tane arazöz gördük. O arazöz de
yangınları seyrediyordu, yangın da arazözlere
bakıyordu. Ortalık sahipsizdi. Değerli arkadaşlarım, devlet bu konuda çaresiz kalmıştır. Çok
ciddi bir şekilde yangın gören köylülerin zararlarının giderilmesi
gerekmektedir. Oraya gıda yardımı yapılması gerekiyor. Başbakanlık Acil Destek
Fonu’ndan yardımın bir an önce Gülnar’a ulaştırılması gerekiyor ve Gülnar’ın
acilen afet bölgesi ilan edilmesi gerekmektedir. Elektrik iletişim hatlarının
mutlaka ve mutlaka bakımı yapılması gerekmektedir çünkü aynı nedenle, aynı
iddialarla Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Öztürk.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge kabul edilmemiştir. KAMER GENÇ (Tunceli) – Maddede karar yeter sayısı istiyorum Sayın
Başkan. BAŞKAN – Karar yeter sayısı arayarak 15’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir. 16’ncı madde üzerinde önerge yoktur. 16’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir. 17’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir. 18’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir. 19’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir. 20’nci madde üzerinde bir önerge vardır, okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 249 sıra sayılı “Elektrik Piyasası Kanunu ve
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”nın 20 nci maddesinin 3 üncü paragrafının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
“Ancak bu hükümler, sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ithalatı için
uygulanmaz. Ayrıca, yapılacak spot sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ithalatında
bu Kanunun 4 üncü Maddesinin (4) üncü fıkrasının (a) bendinin (2), (3) ve (4)
numaralı alt bentleri ve (4) numaralı alt bendini takip eden birinci paragrafta
belirtilen şartlar aranmaz.” BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ İBRAHİM HASGÜR (İzmir) – Takdire
bırakıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN – Hükûmet? ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Kabul
ediyoruz. BAŞKAN – Konuşacak mısınız? BAYRAM ALİ BAYRAMOĞLU (Rize) – Gerekçe okunsun. BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum: Gerekçe: Dünya spot LNG ve LNG piyasalarının içinde bulunduğu durum dikkate
alınarak işlemlerin basitleştirilmesi amaçlanmıştır. BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir. Kabul edilen önerge doğrultusunda 20’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir. 21’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir. 22’nci madde üzerinde bir önerge vardır, okutuyorum: TBMM Başkanlığına Görüşülmekte olan Elektrik Piyasası ve Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 22. maddesine bağlı fıkranın aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz. “3- Bu kanunun yayımı tarihinden itibaren 6 ay süreyle 7 nci maddenin birinci fıkrasının (g) bendinde yer alan
asgari sınırları sağlama şartı aranmaz.”
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ İBRAHİM HASGÜR (İzmir) –
Katılamıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN – Hükûmet ? ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) –
Katılmıyoruz. MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Necati Özensoy… BAŞKAN – Buyurunuz Sayın Özensoy. (MHP
sıralarından alkışlar) NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
verdiğimiz önerge üzerinde söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlarım. Bu madde, 21’inci maddeyle alakalı “Yakma tesislerinde yer alan
kazanların, brülörlerin, kat kaloriferi ve kombilerin, elektrik motorlarının,
klimaların, elektrikli ev aletlerinin ve ampullerin sınıflandırılmasına ve
asgarî verimlerinin belirlenmesine ilişkin usul ve esaslar Sanayi ve Ticaret
Bakanlığı tarafından belirlenir ve asgarî sınırları sağlamayanların satışına
izin verilmez.” maddesinin zamanıyla ilgili. Yani burada iki yıl olarak
öngörülmüş, biz altı ay olmasını istedik. Ancak biraz önce Sayın Bakan ve
ilgililerle görüştüğümüzde bu sürenin Avrupa Birliği ile alakalı olduğunu ifade
ettiler ama biz yine komisyonlarda bu konuyu konuşurken özellikle kurum
yetkilileri, yaz aylarında klimaların ve verimi çok düşük olan klimaların
devreye girmesiyle birlikte elektrikte çok ciddi sıkıntılar olduğunu ifade
ettiler. Biz özellikle bunun için bu sürenin iki yıldan altı aya çekilmesi için
bir önerge verdik. Ama bunun yanında ben yine elektrik üretimindeki verimlilikte
yaşanan sıkıntılardan bir örneği sizlerle paylaşmak istiyorum. Yine, Çatalağzı
Termik Santrali’nde, santralde ana yakıt olarak kullanılan taş kömürü ve kazan dizayn değerleri noktasında tam yükte çalışırken 2,435
kilokalori/kilovat saat olması gereken özgül ısı tüketimi 2003 yılında 2,686;
sırasıyla 2004 yılında 2,780; 2005 yılında 2,800; 2006 yılında 3,138
kilokalori/kilovat saat olmuştur. Yine, burada kullanılan fuel
oil miktarı ve yine motorin miktarı 11 gram/kilovat
saat olması gerekirken 23,12 gram/kilovat saat olmuştur. Dolayısıyla, bu değerlere baktığımızda, kömürde yaklaşık yüzde 30
civarında fazla yakıtla elektrik üretilebildiği görülmektedir. Yine, motorin ve
fuel oil’e baktığımızda
neredeyse 2 katına çıkmaktadır. EÜAŞ’ın yıllık, kömür
ve bu tür malzemelerin alımının yaklaşık 6 milyar YTL yani eski parayla 6
katrilyon lira olduğu düşünülürse buradaki verimliliğin de ne kadar önemli
olduğunu, bu konuların ne kadar çok dikkate değer olduğunu da bu maddeyle
birlikte belirtmek istedim. Hem de bu bahsedilen santral, emre amadelik
yönünden diğer katı yakıtlı santrallere göre daha iyi durumda olduğu bilinen
bir santral. Bu konuda, daha önce yaklaşık 4 bin ton yakıtla alakalı yapılan
soruşturmadan da maalesef bir şey çıkmamıştır. Yine, çapraz olarak, TTK’da 21 bin tonluk kömürle alakalı yapılan soruşturmanın
da yine bu santralle alakalı olduğu düşünüldüğünde, bu tür soruşturmalar
yapılırken bütün bu konuların dikkate alınması gerektiğini düşünüyoruz. Bu
konuların, yine elektrik üretimindeki bu verimliliğin de ne kadar önemli
olduğunu ifade etmek istiyorum. Biraz önce, Sayın Bakan, benim konuşmamdan sonra belki seçmene
selamdan bahsetti ama kesinlikle seçmene selam değil, enerji konusunda
ülkemizin gelecekteki sıkıntılarına dikkati çekmekle meşgulüz. KİT
Komisyonundaki arkadaşlarımız da bu konulardaki yaptığımız katkıların, olumlu
katkıların neler olduğunu iyi bilirler. Bizler elbette enerji meselesinin yarınlarda
sadece bu Hükûmetin meselesi olmadığını, hepimizi
ilgilendirdiğini, Türkiye’nin geleceğinin bu olduğunu her platformda ifade
edenlerdeniz. Dolayısıyla, ifade ettiğim biraz önceki o sıkıntıları yaşayan
sanayicilere de, bizzat bu sektörden… (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız. NECATİ ÖZENSOY (Devamla) – …kendi sektörlerinden artık çıkmak
isteyip de arayışta olan bütün sanayicilere de benim tavsiyem, enerji sektörüne
yatırım yapmaları olmuştur. İnşallah, önümüzdeki bu projeksiyonla
-Enerji Bakanlığının önümüze koyduğu projeksiyonla- geniş alanda bütün bu
sıkıntıların araştırılıp tedbirleri bir an önce alınarak yarınlarda üretimde
olmazsa olmaz olan enerjideki sıkıntıları bir an önce aşmamız konusunda
katkılarımızın da olacağını ifade ederek hepinize saygılar sunuyorum. (MHP
sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Özensoy. Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir. 22’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... 22’nci madde kabul edilmiştir. 23’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... 23’üncü madde kabul edilmiştir. 24’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... 24’üncü madde kabul edilmiştir. 25’inci madde üzerinde üç önerge vardır, okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 249 sıra sayılı yasa tasarısının 25. maddesine
bağlı geçici 11. maddesinin son cümlesinin madde metninden çıkarılmasını
saygılarımla arz ederim. Kamer
Genç Tunceli Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 249 sıra sayılı Kanun Tasarısının çerçeve 25
inci maddesi ile 3194 sayılı Kanuna eklenmesi öngörülen geçici 11 nci maddenin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
“Geçici Madde 11- Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe
kadar yapı (inşaat) ruhsatı alınmış ve buna göre yapılmış olup, kullanma izni
verilmeyen ve alınmayan yapılara; yol, elektrik, su, telefon, kanalizasyon,
doğal gaz gibi alt yapı hizmetlerinden birinin veya birkaçının götürüldüğünün
belgelenmesi hâlinde, ilgili yönetmelikler doğrultusunda fenni gereklerin
yerine getirilmiş olması ve bu maddenin yayımı tarihinden itibaren başvurulması
üzerine, kullanma izni alınıncaya kadar ilgili mevzuatta tanımlanan ait olduğu
abone grubu dikkate alınarak geçici olarak su ve/veya elektrik bağlanabilir. Bu kapsamda, ilgili belediyeden dağıtım şirketlerine elektriğin
kesilmesi talebinin söz konusu olması hâlinde aboneliği iptal edileceğinden, su
ve/veya elektrik bağlanması herhangi bir kazanılmış hak teşkil etmez. Ancak,
yapı (inşaat) ruhsatı alınmış ve buna göre yapılmış olma şartı 12/10/2004 tarihinden önce yapılmış olan yapılarla ilgili
olarak uygulanmaz. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılan abonelikler de
ait olduğu gruba dönüştürülür.” BAŞKAN – Şimdi maddeye en aykırı önergeyi okutacağım ve işleme
alacağım: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 249 sıra sayılı “Elektrik Piyasası Kanunu ve
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”nın çerçeve 25 inci
maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz. Harun
Öztürk İzmir
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ İBRAHİM HASGÜR (İzmir) –
Katılmıyoruz efendim. BAŞKAN – Hükûmet? ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Katılmıyoruz
efendim. BAŞKAN – Sayın Öztürk, buyurunuz
efendim. HARUN ÖZTÜRK (İzmir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
şahsım ve Demokratik Sol Parti adına yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Görüşmekte olduğumuz madde 12/10/2004
tarihinden önce inşaat ruhsatı alınmadan yapılan kaçak yapılara veya bu yasanın
yürürlük tarihine kadar inşaat ruhsatı alınarak yapılan ancak iskân ruhsatı
alınamayan yapılara elektrik aboneliği imkânı getirmektedir. Vatandaşların şantiye tarifesi yerine mesken tarifesi yerine
mesken tarifesinden elektrik faturası ödemesine kimsenin bir itirazı olamaz.
Ancak bu affın hukuk devleti anlayışının yerleşmesine hizmet etmediğini
hepimizin görmesi gerekmektedir. Bu aftan sonra vatandaşlar teknik eksiklikleri
giderme çabası içinde olmayacaklardır. Örneğin, eksiklik deprem mevzuatına
aykırılıktan kaynaklanıyor ise bu eksikliğin giderilmemesinin tehlikesinin
bilincinde olmalıyız. İktidar grubuna mensup arkadaşların önergesinden
birisinde “kullanma izni alınıncaya kadar” ibaresi de metinden çıkarılarak
aslında geçici düzenleme daimi düzenleme hâline getiriliyor. Değerli milletvekilleri, maddeyi dikkatle okur isek geçici
maddenin yazılım biçimi devamlı şekilde uygulanmak üzere yorumlamaya açıktır.
Şöyle dikkatlerinize tekrar sunarsam: Yürürlüğe girdiği tarihe kadar, yapı
ruhsatı alınmış ve buna göre yapılmış olup kullanma izni verilmeyen veya
alınmayan yapılardan söz ediliyor. Hangi tarihe kadar? Bunun ucu açık, yani
yoruma açık bir şekilde düzenleniyor ve “yayımı tarihinden itibaren başvurulması
üzerine” deniliyor. Hangi tarihe kadar başvurulacak? Dolayısıyla, bu konu da
açık değil. Bu nedenle yazım itibarıyla devamlı olarak uygulamaya açık bir
düzenleme olduğunu dikkatlerinize sunmak istiyorum. Değerli milletvekilleri, söz konusu maddede yer alan 12/10/2004 tarihine -lütfen- dikkatlerinizi çekmek
istiyorum. Yani, bu tarih nasıl seçilmiştir? Yani, aksini söyleyerek yani bu
tarihten önce bir af oldu da bu tarihten sonra yeni bir düzenleme yapıyor isek
burada, bu tarih ifade edilsin. Ancak bu tarihin size neyi ifade ettiği
konusunda dikkatinize getirmek istediğim mart ayında kabul ettiğimiz bir yasa
var ve 26/3/2008 tarih ve 5751 sayılı Yasa ve adı
Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı ile Mera Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun ve bu Kanun’un 2’nci maddesinde ve o Kanun’un tartışmaları
sırasında Genel Kurulda söz konusu Kanun’la getirilen affın Bursa’da faaliyet
gösteren Cargill firmasıyla ilgili olduğu ifade
edilmişti ve bu yasanın 2’nci maddesinde de -tekrar dikkatlerinize sunmak istiyorum-11/10/2004
tarihi yer alıyor yani bu yasada öngördüğümüz tarihin bir gün öncesi. O zaman
akla ister istemez şu geliyor: O Yasa’da biz dedik ki: “Söz konusu arazi ve
tesislerin istenilen amaçla kullanımı için çeşitli kurumlardan alınması gerekli
ruhsat, izin gibi işlemler iki yıl içinde tamamlanıncaya kadar başvuru
sahipleri faaliyetlerine devam ederler.” Benim aklıma gelen soru sizin de
aklınıza gelmiş olması gerekir. Acaba o Yasa’yla istediğimiz ruhsatları da bu
firma ibraz edebilmek durumunda değil mi ki biz… (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız. HARUN ÖZTÜRK (Devamla) – Tamamlıyorum Sayın Başkanım. …bu yasayla yeniden 12/10/2004 tarihi
itibarıyla herhangi bir inşaat ruhsatı bile alınmamış olan yapılara af
getiriyoruz? Dikkatlerinize sunmak istedim. Önergemize destek vereceğinizi umar, yüce heyetinizi saygıyla
selamlarım. BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Öztürk.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge kabul edilmemiştir. Sayın milletvekilleri, çalışma süremizin bitimine çok az bir süre
kalmıştır. Çalışmamızın bu yasanın çıkmasına kadar uzatılmasını oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir. Diğer önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 249 sıra sayılı Kanun Tasarısının çerçeve 25
inci maddesi ile 3194 sayılı Kanuna eklenmesi öngörülen geçici 11 inci maddenin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz. Bekir
Bozdağ (Yozgat) ve arkadaşları “Geçici Madde 11- Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe
kadar yapı (inşaat) ruhsatı alınmış ve buna göre yapılmış olup, kullanma izni
verilmeyen ve alınmayan yapılara; yol, elektrik, su, telefon, kanalizasyon,
doğal gaz gibi alt yapı hizmetlerinden birinin veya birkaçının götürüldüğünün
belgelenmesi hâlinde, ilgili yönetmelikler doğrultusunda fenni gereklerin
yerine getirilmiş olması ve bu maddenin yayımı tarihinden itibaren başvurulması
üzerine, kullanma izni alınıncaya kadar ilgili mevzuatta tanımlanan ait olduğu
abone grubu dikkate alınarak geçici olarak su ve/veya elektrik bağlanabilir. Bu kapsamda, ilgili belediyeden dağıtım şirketlerine elektriğin
kesilmesi talebinin söz konusu olması hâlinde aboneliği iptal edileceğinden, su
ve/veya elektrik bağlanması herhangi bir kazanılmış hak teşkil etmez. Ancak,
yapı (inşaat) ruhsatı alınmış ve buna göre yapılmış olma şartı 12/10/2004 tarihinden önce yapılmış olan yapılarla ilgili
olarak uygulanmaz. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılan abonelikler de
ait olduğu gruba dönüştürülür.” BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ İBRAHİM HASGÜR (İzmir) – Takdire
bırakıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN – Hükûmet? ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Kabul
ediyoruz. MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Gerekçe okunsun. BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum: Gerekçe: Önerge ile geçici elektrik aboneliğinin sağlanması
durumunda, ilgili kişilerin kullanma izni almalarının sağlanmasını teminen belediyelere aboneliklerin sona erdirilmesi
konusunda dağıtım şirketlerinden talepte bulunabilmesi amaçlanmaktadır. Diğer
taraftan, geçici elektrik ve/veya su aboneliğinin sağlanması durumunda,
abonelik grubunun ait olduğu gruba dönüştürülmesi amaçlanmaktadır. BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir. Sayın milletvekilleri, biraz önce kabul edilen önergeyle 25’inci
madde tümüyle değiştirilmiştir. KAMER GENÇ (Tunceli) – Ama Sayın Başkan, benim önergem aykırı
önergeydi, ben son fıkranın çıkarılmasını istiyorum. Yanlış işlem yaptınız.
Biraz önceki önergede maddenin çıkarılması isteniyordu. En aykırı ikinci önerge
benim önergemdi. Bence yanlış bir uygulama yaptınız. BAŞKAN – Sayın Genç, biraz önce kabul edilen önergeyle… Sizin
önergeniz doğru şekilde işleme alınmış. Biraz önce kabul edilen önergeyle 25’nci madde tümüyle
değiştirilmiştir. Bu nedenle aynı maddede değişiklik öngören Sayın Genç’in
önergesini işleme koyma imkânı kalmamıştır. Önergeyi işlemden kaldırıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) KAMER GENÇ (Tunceli) – Efendim, benim önergem aykırı önergeydi. BAŞKAN – Sayın Genç… 25’inci maddeyi kabul edilen önerge doğrultusunda oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir. 26’ncı madde üzerinde bir önerge vardır, okutuyorum: TBMM Başkanlığına Görüşülmekte olan yasa tasarısının 26. maddeye bağlı 1. paragrafının sonuna
aşağıdaki ifadenin eklenmesini arz ve teklif ederiz. Saygılarımızla.
Madde 26- Elektrik Nakil Hatlarının her yıl bakımı yaptırılır. BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ İBRAHİM HASGÜR (İzmir) –
Katılmıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN – Hükûmet? ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Katılmıyoruz
Sayın Başkan. FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Bakım yaptırıyoruz Sayın Bakan. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Zaten
yapılıyor. KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) – Sayın Başkan, Sayın Vahap Seçer… BAŞKAN – Sayın Seçer, buyurunuz. VAHAP SEÇER (Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşülmekte olan yasa tasarısının 26’ncı maddesine bir ilave yapmak istiyoruz,
elektrik nakil hatlarının bakımının her yıl yapılmasına dair bir cümle
eklenmesini talep ediyoruz. Biz hâlihazırda ayağımızın tozuyla Gülnar’dan geldik, bir orman
yangınından geldik. Tabii ki enerji nakil hatlarında eğer bakımı her yıl yapar
isek orman yangınlarının çıkış sebeplerinden bir tanesi olan enerji nakil
hatlarında bu aksaklıkları gideririz amacını gütmekteyiz. Onun için bu
önergemizin kabul görmesini sizlerden istirham ediyoruz. Değerli arkadaşlarım, az önce Mersin Milletvekilimiz Sayın Öztürk’ün de söylediği gibi, maalesef üzücü bir hadiseyle
karşı karşıya kaldık seçim bölgemiz Mersin’de. Gülnar ilçemizde çok ciddi orman
alanları ciddi tahribatlar gördü, maalesef yandı. Yangın da hâlâ devam ediyor,
tam anlamıyla kontrol altına alınmamış durumda. Orman yangınlarının çıkış sebepleri genelde ya orada yaşayan orman
çiftçisinin bilinçsizliğinden kaynaklanan anız yakma hadiselerinden yahut da
büyük bir olasılıkla, büyük bir oranda enerji nakil hatlarındaki bakım
yetersizliğinden kaynaklanan kıvılcım atması neticesinde oluyor. Çıkan orman
yangınları tabii ki Türkiye'nin önemli olan tabiat varlıklarından bir tanesi
olan orman alanlarımızı ciddi anlamda katlediyor. Orman alanları özellikle niçin önemli, ne kadar önemli? Son
yıllarda küresel ısınma kaynaklı kuraklık, bunun nedenleri, çevre faktörleri, ekolojik dengenin bozulması… İşte, bunlar içerisinde orman
yangınlarının tahribatları da çevreye büyük zarar verdiği düşüncesiyle bu
konunun önemsenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bölgemizde bin hektara yakın bir ormanlık alanın -resmî rakamlara
göre, bize verilen rakamlara göre- yandığını öğrendik. Ama,
bunu samimiyetimle söylüyorum, burada bir siyaset yapma arzusunda hevesinde
değilim, tüm samimiyetime inanmanızı istiyorum, orada en az 2 bin hektar
ormanlık alanımız yanmış durumda. Bunu Orman Bakanlığı hep yapıyor, Orman Genel
Müdürlüğü hep yapıyor. Geçtiğimiz yıl, yine temmuz ayı içerisinde
Bozyazı-Aydıncık arasında bir ormanlık alanımız yanmıştı. O gün söylenen
rakamlarla -yine biz o bölgeleri seçim dolayısıyla geziyorduk- inanın bana baktım,
rakamlar asla örtüşmüyor, 2 katı, 3 katı fazla orman alanlarımız yok olmuş
durumda. Tabii ki bürokratlar sanıyorum kendi durumlarını kurtarma adına
rakamlarda oynama yapıyorlar. Tabii, bu, biz siyasetçileri de yanıltmasın,
gerçek böyle değil. Benim bu izlenimimde edindiğim intiba, en az bugün
Gülnar’da bize resmî olarak bildirilen rakamın 2 katı bir alan yanmış durumda. Değerli arkadaşlarım, orada orman köylüsü arkadaşlarımızla
görüştük. Ben onların dilinden oradaki durumu size anlatmaya çalışacağım.
Oradaki mevcut Orman Bölge Müdürlüğüne bağlı kadroların yetersizliğinden
bahsediliyor. Bunu orman köylüsü söylüyor. Yani diyor ki: Yangını sevk ve idare
eden buradaki ekiplerin başındaki müdür, amir bu konuda liyakat sahibi, yeterli
eğitimi, bilgiyi, donanımı almış bir insan olsa bu yangın zamanında müdahale
ile çok rahat önlenebilirdi. Ama gelin görün ki maalesef kadrolaşmanın verdiği
hırs, ihtiras, hız bugün bütün birimlerde olduğu gibi orman dairelerinde, orman
müdürlüklerinde de aksaklık olarak karşımıza çıkıyor. Ben bizzat bu şikâyetleri
vatandaştan daha bugün dinledim, burada da sizlere aktarıyorum. Oradaki orman köylüsünün gerçekten zararının telafi edilmesi
gerekiyor. İnsanlar tabii ki orada -fakir insanlar- hayvancılık ile uğraşıyor,
ufak tarım yapıyor, sebze
tarımı yapıyor, meyve tarımı yapıyor, çok ufak alanlara hububat
üretimi yapıyor. İşte, haziran ayında hububatlarını hasat ettiler -3 ton, 5
ton- bir kış boyunca hayvanlarına yedirmek üzere, kendileri yemek üzere
depolarına koydular. Bu yangından dolayı da hububatları zarar gördü, meyve
bahçeleri zarar gördü, sebze bahçeleri zarar gördü, hayvanları telef oldu.
Tabii, günübirlik yardımlar gıda yardımı olarak elbette ivedi yardımın devlet
tarafından yapılması gerekir. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız. VAHAP SEÇER (Devamla) – Ancak bu yangın neticesinde bu bölgede Kavakoluğu köyü, Korucuk köyü, Tepe köyü, Delikkaya köyü, Beydili köyü, Emirhacı köyü vesaire köylerin -ki Delikkaya
köyünün tamamı, otuz altı ev, otuz altı hane- tamamı yanmıştı. Bu insanlara
tabii ki kalıcı, sorunlarına çözüm olacak yardımlarda bulunulması gerektiğini
düşünüyoruz. Sayın Vali Başbakanlık Acil Destek Fonu’ndan yardım talep
ettiğini, bu konuda girişimler yaptığını bizzat bize söyledi. Siz iktidar
milletvekillerinin de bu konuda bizlere, bizim seçim bölgesi olan Mersin’imize
bu konuda yardımcı olmanızı rica ediyoruz. Sizlerin de telkiniyle bu bölgelere,
buranın afet bölgesi ilan edilmesi ve yardımların bir an önce bu mağdur
vatandaşlarımıza ulaştırılması gerektiğini ben düşünüyorum, bu yardımı da
bizden esirgemeyeceğinizi düşünüyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Seçer. Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge kabul edilmemiştir. 26’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… 26’ncı madde kabul edilmiştir. 27’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… 27’nci madde kabul edilmiştir. 28’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… 28’nci madde kabul edilmiştir. Geçici 1’inci madde üzerinde bir önerge vardır, okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 249 sıra sayılı yasa tasarısının geçici birinci
maddesinde geçen (altmış) ibaresinin (elli) olarak değiştirilmesini
saygılarımla arz ederim. Kamer
Genç Tunceli BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ İBRAHİM HASGÜR (İzmir) –
Katılmıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN – Hükûmet? ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) –
Katılmıyoruz. BAŞKAN – Sayın Genç, buyurunuz efendim. KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
geçici 1’inci maddedeki altmış günlük sürenin elli güne indirilmesi konusunda
bir önerge verdim. Şimdi, Sayın Başkanım, İç Tüzük’e göre önergeler geliş sırasına
göre ve aykırılık sırasına göre işleme alınır. Şimdi, benim önergem nedir?
25’inci maddede, Sayın Öztürk’ün önergesi maddenin
tümüyle çıkarılmasını, benim önergem de son fıkrasının çıkarılması; birinci
aykırı önerge arkadaşımızın, ikinci aykırı önerge benimdir. Yani oradaki tabii,
maalesef o memur arkadaşlarımız AKP grup başkan vekillerinin talimatıyla
hareket ettikleri için burada çok keyfîlikler meydana geliyor. MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Çok ayıp oluyor, çok ayıp! Başkanlık
makamına hakaret ediyorsun, ayıp! KAMER GENÇ (Devamla) – Ayıp değil işte, sizin yaptığınız ayıp. Yani burada aykırılık nedir? Maddenin tümünün çıkarılmasını
öngören önerge ilk aykırı, bir kısmının çıkarılmasını öngören önerge ikinci
aykırı, üçüncüsü de maddede yeni düzenleme getiriyor. Yani bunların doğrusunu
siz de biliyorsunuz ama illa ben kürsüye çıkmayayım diye her türlü çareye
başvuruyorsunuz. Bu olmaz bu, böyle bir Meclis olmaz. Şimdi, biraz önce bir önerge verildi. Bakana soruyoruz, diyoruz
ki: “Efendim, ibadet yerlerinde harcanan elektrikler Diyanet İşleri Başkanlığı
bütçesine konulacak bir ödenekle ödenir.
Ey Hükûmet, burada temsil edilen Hükûmet, cemevlerini siz ibadet
yeri kabul ediyor musunuz? Yani Yahudilerin, gayrimüslimlerin işte, kilisesine,
havrasına harcanan elektriklerin parasını ödeyeceksiniz de yani Müslüman olan
Alevi vatandaşlarımızın, 25 milyon olan bu Alevi vatandaşlarımızın cemevi olarak kullandıkları yerlerde harcanan elektrikleri
bu Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesinden ödeyecek misiniz?” “Efendim, ben bu
konuda yetkili değilim.” Yahu, bu şeriat devleti mi kardeşim? Diyanet İşleri
Başkanlığından icazet mi alacaksın? Böyle bir şey olur mu? Çıkacaksın, ya
dersin ki: “Evet efendim, bu da bir ibadet yeridir. İbadet yeri olarak burada
harcanan elektriklerin parasını Diyanet İşleri bütçesinden öderiz.” Yani
kilisede, havrada Diyanet İşleri bütçesine konulan ödenekten ödüyorsun da cemevi gibi bu memlekette vergisini veren, bu memlekette
ibadet yapan insanlarınkini neden ödemiyorsun veya bu konuda neden fikrini
beyan etmiyorsun? Bu, artık hükûmet etmenin
acizliğini ifade ediyor. “Ya, ben hükûmetim ama fikir
beyan etmekten acizim.” Ee, kime gidip danışacağım?
Halife yok, Diyanet İşleri Başkanı da Hükûmetin
emrinde. Yoksa, bunlar böyle olmaz, devlet böyle
yönetilmez. Devleti yönetecek kişilerde bir irade olacak. İradesini açık ve
seçik koyacak ortaya. Bunun çekinecek bir tarafı yok. Biz burada çok soru
soruyoruz “Yazılı cevap vereceğiz.” Niye yazılı cevap veriyorsun? Çünkü
kamuoyunda bu soruları sorduğumuz zaman, halk sizin gerçek yüzünüzü görecek,
gerçek kimliğinizi tanıyacak. Yoksa ki burada çıkıp da böyle ucuz kahramanlık
yapıyorsunuz, şöyle yaptık da, böyle yaptık da, Türkiye'yi cennete çevirdik de,
bilmem, 750 milyon ton, vatandaşa kömür dağıttık. Kimin parasıyla dağıtıyorsun?
Devletin parasıyla. Devletin parasını, sen, iktidar olarak, böyle keyfî olarak
kullanabilir misin? Kullanamazsın. Devletin parasının devletin çıkardığı
kanunlar paralelinde harcanması lazım. Yoksa, efendim,
Ahmet benim akrabam, Mehmet benim akrabam, yok, bundan ben oy aldım, ben buna
kömür vereceğim. Böyle bir devlet düzeni olmaz. EYÜP AYAR (Kocaeli) – Hep aynı şeyler! Yeter artık! KAMER GENÇ (Devamla) – Bu, ağalık düzeninde; bu, şeyhlik zamanında
olur, bir hukuk devletinde bunlar olmaz. EYÜP AYAR (Kocaeli) – Aynı şeyleri anlatmaktan bıkmadın mı? KAMER GENÇ (Devamla) – Hukuk devletinde hukuk kuralları geçerli
olur, hukuk kurallarında da eşitlik ilkesi vardır. Eşitlik ilkesi kanunlar
çerçevesinde yerine getirilebilir. Ee, bunları
getirmiyorsunuz, ondan sonra burada da her şey, her türlü konuşmalar
engelleniyor. Böyle bir şey olmaz sayın milletvekilleri. Yani biz, burada doğru
olan şeyleri size söylüyoruz. Ha, yani altından kalkamayacağınız görevlere de
talip olmayın. Mademki altından kalkamıyorsunuz… İşte, bakın, daha bir sene
olmadı, bu Türkiye Büyük Millet Meclisinin toplanması bir sene olmadı, Meclis
diye bir şey kalmadı, Hükûmet diye bir şey kalmadı.
Bu niye? Hükûmetin acizliğinden kaynaklanan bir
olgudur. Değerli milletvekilleri, hani bakanlarınız Meclise gelse, bu
Bakanlar Kurulu buraya gelse, sizler de dışarıya gitmezsiniz, buraya
gelirsiniz, burada konuşulanları duyarlar. Ben, size samimi tavsiye ediyorum:
Bu bakanların hepsini değiştirin çünkü bunlar yoruldu. Beyinleri yorulmuş,
takatleri kalmamış, ülkeyi yönetemez bir duruma düşmüşler. Böyle bir Hükûmet olmaz arkadaşlar ya! Meclisi çalıştıracak hükûmettir ve burada… Bakın, gelen 1 tane Bakan; o da bizim
sorularımıza cevap vermiyor. “Ben yetkili değilim.” Yahu, ben yetkiliyi nerede
arayayım, gökyüzünde mi arayayım arkadaşlar?
Yetkiliyi nerede arayalım? Söyleyin bakalım. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Sayın Genç, lütfen, önergeniz hakkında konuşun. KAMER GENÇ (Devamla) – Yani, lütfen… Türkiye Cumhuriyeti devleti
büyük bir devlettir, saygıdeğer bir devlettir. Saygıdeğer bu devletin her türlü organının
bu büyük ve şanlı devlete uygun davranış ve yönetim biçiminde olması lazım. Yoksa, böyle olmaz değerli milletvekilleri. Yani ben de
üzülüyorum hakikaten. Ya, yıllarca bu memlekete hizmet ettik, çıkıyoruz bu
kürsüye, hoşlanmadığımız kelimeler kullanıyoruz. Niye kullanıyoruz bu
hoşlanmadığımız kelimeleri? İşte bu Hükûmet, işte bu
Bakanlar Kurulunda oturan kişilerin sorduğumuz sorulara doğru dürüst cevap
vermemesi, ülkeyi doğru dürüst yönetmemesinden kaynaklanan bir davranış
biçiminden kaynaklanıyor. Ben de konuşan Mersin milletvekili arkadaşlarım gibi… Mersin’de
çıkan yangına Hükûmetin bir an önce el atması ve
orayı afet bölgesi ilan edip devletin imkânlarını kullanması lazım. Ben, bir
afetin ne olduğunu bilen bir insanım, birkaç tane deprem gördüm, yangın gördüm.
Rica ediyorum, inşallah, yarın bu Hükûmet, buraya
çıkan milletvekilleri “Biz Mersin’i afet bölgesi ilan ettik ve her türlü
yardımı yaptık.” derler. Saygılar sunuyorum. Önergemi oylarken de karar yeter sayısının aranmasını istiyorum. BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Genç. Önergeyi oylarınıza sunuyorum, karar yeter sayısı arıyorum: Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir, karar yeter sayısı vardır. Geçici 1’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir. Sayın milletvekilleri, şimdi, yeni geçici madde ilave edilmesine
ilişkin bir önerge vardır, onu okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 249 sıra sayılı Kanun Tasarısına aşağıdaki
geçici maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
“Geçici Madde 2: Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihte
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunda Yerli ve Yabancı Uzman statüsünde görev
yapmakta olanlardan, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesinin
(A) bendinde belirtilen şartları taşıyanlar, bu Kanunun yürürlüğe girdiği
tarihten itibaren bir ay içerisinde başvurmaları halinde, 657 sayılı Kanunun
sınav ve adaylık hükümlerine tabi olmaksızın Enerji Piyasası Düzenleme
Kurumunda durumlarına uygun boş kadrolarına atanırlar. Birinci fıkra uyarınca ataması yapılanların, daha önceki 657
sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi olmayan hizmet süreleri kazanılmış hak
aylık derece ve kademelerinin tespitinde değerlendirilir. Atama sebebiyle
boşalacak Yerli ve Yabancı Uzman pozisyonları kendiliğinden iptal edilmiş
sayılır.” BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ İBRAHİM HASGÜR (İzmir) – Takdire
bırakıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN – Hükûmet? ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) –
Katılıyoruz efendim. BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum… KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) – Sayın Başkan, bu konuda en azından
Sayın Bakanın bilgi vermesi lazım. Yani Sayın Bakanın en azından bu konuda,
katılıyorsa, yüce heyete bilgi vermesi lazım. Bu, kadroyla ilgili bir olay,
sınavsız… Nedir bu Sayın Bakan? Bir bilgi verirseniz yüce Parlamento da
bilgilenmiş olur. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) –
Gerekçesinde zaten izah ediyoruz. KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) – Ama siz ayrıntıları verin Sayın
Bakan. Gerekçe yeterli değil. BAŞKAN – Gerekçeyi okuttuktan sonra Sayın Bakan bir izahta
bulunsun efendim. Gerekçeyi okutuyorum: Gerekçe: Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunda Yerli ve Yabancı Uzman
statüsünde görev yapmakta olanlardan 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48
inci maddesinin (A) bendinde belirtilen şartları taşıyanların, başvuruları
üzerine Kurumda durumlarına uygun boş memur kadrolarına atanmaları amaçlanmaktadır.
Ayrıca bu personelin daha önceki 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi
olmayan hizmet süreleri kazanılmış hak aylık derece ve kademelerinin tespitinde
değerlendirilmektedir. Memur kadrolarına atama sebebiyle boşalacak Kurumun
Yerli ve Yabancı Uzman pozisyonları kendiliğinden iptal edilmektedir. BAŞKAN – Sayın Bakan, buyurunuz. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) –
Efendim, mesele şu: EPDK’da hâlen İş Kanunu’na tabi
30 kişi çalışıyor. Daha evvelden bu 50 kişiydi. Daha sonra durumlarına da uygun
bir vaziyet var, zaten çalışıyor bu arkadaşlar. Biz şimdi bunu kabul edince…
Zaten davayı kazananlar da var içlerinde, geri kalan –yani 30’unu kabul edince-
20’si iptal edilecek. Yani 50 kişilik bir problemdi bu, 20’si ayrıldı, 30’u
çalışıyor. Bu 30 kişi de zaten çalışıyor memur olarak da, durum bu. Yani uygun gördük biz bunu, intibakları yapılmış olacak. Yani
burada ilave kadro ihdas edip de eleman filan alma durumu yok. Mevcut
çalışanları hallediyoruz. KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) - Burada Başbakanlığın görevde
yükselme yönetmeliği baypas ediliyor mu bu düzenlemeyle? FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Evet, ediliyor, ediliyor. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) –
Hayır, bildiğim kadarıyla EPDK’da çalışan arkadaşlarımız
bunlar, zaten davayı da kazandılar. Bunların statülerine uygun… Şu andaki
durumları uygun, herhangi bir sorun da söz konusu değil. Bir problemi çözmüş
oluyoruz, mesele bu. BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Bakan. Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge kabul edilmiştir. Böylece yeni geçici madde 2 olarak ilave olunmuştur. Madde 29’u oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Kabul edilmiştir. Madde 30’u oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Kabul edilmiştir. İkinci bölümde yer alan maddelerin oylamaları da tamamlanmıştır. Tümünün oylanmasından önce lehte, aleyhte görüş bildirmek isteyen
sayın milletvekilleri var mıdır? Yok. Tasarının görüşmeleri tamamlanmıştır. Tasarının tümü açık oylamaya tabidir. Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir. Oylama işlemi için üç dakika süre veriyorum ve oylama işlemini
başlatıyorum. (Elektronik cihazla oylama yapıldı) BAŞKAN - Elektrik Piyasası Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın yapılan açık oylama sonucunu açıklıyorum: Kullanılan oy sayısı :
214 Kabul :
202 Ret : 10 Çekimser
: 2
(x) Böylece, tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır. Sayın Bakan, teşekkür konuşması için buyurunuz. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinize özellikle teşekkür ediyorum, başta
Sayın Başkan olmak üzere. Fevkalade verimli bir gün geçirdik ve ülkemiz için,
geleceğimiz için önemli bir yasayı çıkarttık. Başta Başkanımız ve Başkanlık
Divanı olmak üzere bütün partilere özellikle teşekkür ediyorum, bürokrat
arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum ve komisyonlarda bu çalışmalara katkıda
bulunan herkese özellikle teşekkür ediyorum. Bu arada Gülnar’daki yangın dolayısıyla da bir bilgi vermek
istiyorum. Tabii ki Allah’tan rahmet diliyorum. Bu arada, Valilik emrine 1
trilyon lira para gönderildi. Ayrıca, evleri yanan kişilerin de evlerinin
yapılacağı bildirildi. Bu bakımdan, devletimiz güçlü eliyle bu yaraları
saracak. Ayrıca, biraz önce bu iletim hatlarının bakımıyla ilgili bir öneri
gelmişti. Zaten bunlar yapılıyor. Hele böyle bir yıl gibi bir sınır koymak…
Bizim bazen senede iki üç defa yaptığımız da oluyor. Onu sınırlandırması da
düşünülerek biz buna “kabul” oyu vermedik ama zaten bakımları periyodik olarak
ve teknik gereklilik olduğu her zaman fazladan da yapılıyor. Bunu da arz etmek
istedim. Tekrar tekrar teşekkür ediyorum,
saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Bakan. Kanun tasarı ve tekliflerini sırasıyla görüşmek için, 10 Temmuz
2008 Perşembe günü, alınan karar gereğince saat 13.00’te toplanmak üzere
birleşimi kapatıyorum. Kapanma Saati: 20.27 |
|