DÖNEM: 23                            CİLT: 24                    YASAMA YILI: 2

 

 

 

 

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

TUTANAK DERGİSİ

 

128’inci Birleşim

9 Temmuz 2008 Çarşamba

 

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

  I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

 II.- GELEN KÂĞITLAR

III.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları

1.- Denizli Milletvekili Hasan Erçelebi’nin, dar ve sabit gelirlilerin ekonomik durumlarına ilişkin gündem dışı konuşması

2.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, Manisa ilinin sorunlarına ve alınması gereken önlemlere ilişkin gündem dışı konuşması ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

3.- Mersin Milletvekili Ömer İnan’ın, Mersin ili Gülnar ilçesinde meydana gelen ve üç gündür devam etmekte olan orman yangınına ilişkin gündem dışı konuşması ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

IV.- AÇIKLAMALAR

1.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Mersin ili Gülnar ilçesinde meydana gelen orman yangınına ilişkin açıklaması

2.- İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Mersin ili Gülnar ilçesinde meydana gelen orman yangınına ilişkin açıklaması

V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Önergeler

1.- Manisa Milletvekili Mustafa Enöz’ün (6/689) esas numaralı sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi (4/75)

2.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun (6/766) esas numaralı sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi (4/76)

3.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın (6/762), (6/763), (6/772), (6/775) esas numaralı sözlü sorularını geri aldığına ilişkin önergesi (4/77)

B) Meclis Araştırması Önergeleri

1.- Kars Milletvekili Mahmut Esat Güven ve 19 milletvekilinin, Kuyucuk Gölü’ndeki çevre sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/241)

C) Tezkereler

1.- Asya Parlamenter Asamblesinde 3 üyeyle temsil edilen Türkiye Büyük Millet Meclisinin, APA Şartı gereğince 5 üyeyle temsil edilmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/494)

2.- Bazı milletvekillerinin izinli sayılmalarına ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/495)

3.- İsviçre’ye resmî ziyarette bulunan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’e refakat eden heyete iştirak etmesi uygun görülen milletvekillerine ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/496)

VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri

1.- Elektrik Piyasası Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/554) (S. Sayısı: 249)

VII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR

1.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın, Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in, konuşmasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

VIII.- OYLAMALAR

1.- Elektrik Piyasası Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın oylaması

IX.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1.- İzmir Milletvekili Ahmet Ersin’in, Cumhurbaşkanının 3628 sayılı Kanun kapsamında olup olmadığına ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Nevzat Pakdil’in cevabı (7/3534)

2.- İzmir Milletvekili Recai Birgün’ün, güvenlik güçlerinin gelen ziyaretçilerin özel evraklarının incelemesine ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Nevzat Pakdil’in cevabı (7/3535)

3.- Manisa Milletvekili Ahmet Orhan’ın, biyoyakıt üretimine,

- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Şanlıurfa-Suruç’taki su sorununa,

İlişkin soruları ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı (7/3569, 3570)

4.- İstanbul Milletvekili Atila Kaya’nın, tarım ürünlerindeki gümrük vergisine,

- Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan’ın, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığıyla mücadeleye,

- Erzurum Milletvekili Zeki Ertugay’ın, Erzurum’daki hayvan üreticilerinin desteklenmesine,

Bal ithalatına ve bal üreticilerinin desteklenmesine,

- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un, kene mücadelesi için yapılan ilaç alımına,

- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Mardin ilindeki yatırımlara,

- Antalya Milletvekili Tayfur Süner’in, kesme çicek ihracatındaki sorunlara,

İlişkin soruları ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı (7/3683, 3684, 3685, 3686, 3687, 3688, 3689)

5.- İstanbul Milletvekili Süleyman Yağız’ın, bağış ve promosyon kabulüne ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Mehmet Zafer Çağlayan’ın cevabı (7/3826)

6.- Eskişehir Milletvekili Fehmi Murat Sönmez’in, Ulusal Deprem Konseyinin lağvedilmesine ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Mehmet Aydın’ın cevabı (7/3840)

7.- Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan’ın, sulamada kullanılan elektriğin borçtan dolayı kesilmesine ilişkin Başbakandan sorusu ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı (7/3841)

8.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, Tarım Sigortaları Havuzundaki kaynak kullanımına,

- Kars Milletvekili Gürcan Dağdaş’ın, hayvancılıktaki desteklemelere,

Bal ithalatına,

- Giresun Milletvekili Eşref Karaibrahim’in, TMO’nun fındık alımına ve arzına,

İlişkin soruları ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı (7/3879, 3880, 3881, 3882)

9.- İstanbul Milletvekili Halide İncekara’nın, milletvekillerine yönelik suçlamalara ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Nevzat Pakdil’in cevabı (7/3898)

10.- Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş’ın, bir gruba jandarmanın yaptığı arama ve kontrollere ilişkin sorusu  ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı (7/3924)

11.- Adana Milletvekili Yılmaz Tankut’un, şeker kaçakçılığına,

- Muğla Milletvekili Metin Ergun’un, arıcılıktaki destekleme primlerine,

- Yozgat Milletvekili Mehmet Ekici’nin, kene ısırmasına bağlı ölüm vakalarına,

Pancar kotalarına,

Gübre kullanımına,

- Giresun Milletvekili Murat Özkan’ın, TMO’nun fındık satışına,

- Osmaniye Milletvekili Hakan Coşkun’un, başka kurumlardan da maaş alan kişilere,

- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, Çiftçi Kayıt Sistemine,

Tarım ve kırsal kalkınmayla ilgili proje ve faaliyetlere,

Gıda denetim ve kontrollerinin yürütülmesine,

İlişkin soruları ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı (7/3946, 3947, 3948, 3949, 3950, 3951, 3952, 3953, 3954, 3955)

12.- İzmir Milletvekili Canan Arıtman’ın, sosyal tesislerde yapıldığı iddia edilen bazı uygulamalara ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Nevzat Pakdil’in cevabı (7/4275)

 

I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

TBMM Genel Kurulu saat 15.00’te açılarak iki oturum yaptı.

 

İstanbul Milletvekili Algan Hacaloğlu, Avrupa Birliğiyle ilgili gelişmelere,

Muş Milletvekili Sırrı Sakık, 2001 yılında gözaltına alınan ve bugüne kadar haber alınamayan bazı kişilerin akıbetlerine,

Sakarya Milletvekili Münir Kutluata, Sakarya ilinin sorunlarına,

İlişkin gündem dışı birer konuşma yaptılar.

TBMM Başkanlığınca, Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonunun, (2/273) esas numaralı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile (2/297) esas numaralı Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü Kuruluş Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin tali komisyon olarak kendisine havale edilmesine ilişkin istemi Genel Kurulun bilgisine sunuldu; tezkerede belirtilen istem Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonunca da uygun bulunduğundan, gereğinin Başkanlıkça yerine getirildiği bildirildi.

Genel Kurulun 8/7/2008 ve 15/7/2008 Salı günlerindeki birleşimlerinde sözlü soruların ve diğer denetim konularının görüşülmemesine; 22/7/2008 ve 29/7/2008 Salı günlerindeki birleşimlerinde ise bir saat sözlü sorulardan sonra diğer denetim konularının görüşülmeyerek, bu birleşimlerde gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmında yer alan işlerin görüşülmesine; 9/7/2008, 16/7/2008, 23/7/2008 ve 30/7/2008 Çarşamba günlerindeki birleşimlerinde sözlü soruların görüşülmemesine; gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının 137, 134, 70, 80, 130, 65, 62, 61 ve 45’inci sıralarında yer alan 264, 261, 236, 252, 257, 228, 222, 221 ve 96 sıra sayılı Kanun Tasarı ve Tekliflerinin bu kısmın 2, 4, 8, 9 10, 11, 12, 13 ve 14’üncü sıralarına alınmasına ve diğer işlerin sırasının buna göre teselsül ettirilmesine; Genel Kurulun 8, 15, 22 ve 29 Temmuz 2008 Salı günlerinde 15.00-20.00; 9, 16, 23 ve 30 Temmuz 2008 Çarşamba günlerinde 13.00-20.00; 10, 17, 24 ve 31 Temmuz 2008 Perşembe günlerinde 13.00-20.00 saatleri arasında çalışmalarını sürdürmesine; 96 sıra sayılı Türk Ticaret Kanunu Tasarısı’nın, İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre Temel Kanun olarak görüşülmesine ve bölümlerinin ekte yer alan cetveldeki şekliyle olmasına ilişkin AK PARTİ Grubu önerisi,

Birleşmiş Milletler Geçici Görev Gücü bünyesinde Türk Silahlı Kuvvetlerinin 5 Eylül 2008 tarihinden itibaren bir yıl daha UNIFIL Harekâtı’na iştirak etmesine izin verilmesine ilişkin Başbakanlık tezkeresi,

Yapılan görüşmelerden sonra kabul edildi.

Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Ağaçlandırma ve Erozyonla Mücadele Kurumu Kanun Teklifi’nin (2/154) İç Tüzük’ün 37’nci maddesine göre doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi, yapılan görüşmelerden sonra kabul edilmedi.

Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının:

1’inci sırasında bulunan ve İç Tüzük’ün 91’inci maddesi kapsamında değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi kararlaştırılmış olan Elektrik Piyasası Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın (1/554) (S. Sayısı: 249) görüşmelerine devam edilerek tümü üzerindeki görüşmeler tamamlandı, maddelerine geçilmesi kabul edildi.

9 Temmuz 2008 Çarşamba günü, alınan karar gereğince saat 13.00’te toplanmak üzere birleşime 20.00’de son verildi.

 

 

 

Şükran Güldal MUMCU

 

 

 

Başkan Vekili

 

 

 

 

 

 

Fatoş GÜRKAN

 

Canan CANDEMİR ÇELİK

 

Adana

 

Bursa

 

Kâtip Üye

 

Kâtip Üye

                                                                                                                                               No.:183

II.- GELEN KAĞITLAR

9 Temmuz 2008 Çarşamba

Raporlar

1.- Kütahya Milletvekili Hüsnü Ordu’nun Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Ankara Milletvekili Nesrin Baytok ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/151) (S. Sayısı: 188’e 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 9.7.2008) (GÜNDEME)

2.- Ordu Milletvekilleri Eyüp Fatsa ve Enver Yılmaz’ın Yasama Dokunulmazlıklarının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporlarına Ankara Milletvekili Zekeriya Akıncı ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazları (3/152) (S. Sayısı: 189’a 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 9.7.2008) (GÜNDEME)

3.- Antalya Milletvekili Deniz Baykal’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun, Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna,  Antalya Milletvekili Deniz Baykal’ın İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/153) (S. Sayısı: 190’a 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 9.7.2008) (GÜNDEME)

4.- Samsun Milletvekili Haluk Koç’un Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun, Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna, Samsun Milletvekili Haluk Koç’un İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/155) (S. Sayısı: 191’e 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 9.7.2008) (GÜNDEME)

5.- İzmir Milletvekili Bülent Baratalı’nın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun, Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna, İzmir Milletvekili Bülent Baratalı’nın İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/156) (S. Sayısı: 192’ye 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 9.7.2008) (GÜNDEME)

6.- Samsun Milletvekili Haluk Koç’un Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun, Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna, Samsun Milletvekili Haluk Koç’un İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/157) (S. Sayısı: 193’e 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 9.7.2008) (GÜNDEME)

7.- Adana Milletvekili Dengir Mir Mehmet Fırat’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun, Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna, Ankara Milletvekili Nesrin Baytok ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/158) (S. Sayısı: 194’e 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 9.7.2008) (GÜNDEME)

8.- Ordu Milletvekili Eyüp Fatsa’nın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun, Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna, Ankara Milletvekili Zekeriya Akıncı ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/159) (S. Sayısı: 195’e 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 9.7.2008) (GÜNDEME)

9.- Mersin Milletvekili Ali Oksal’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun, Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna, Mersin Milletvekili Ali Oksal’ın İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/160) (S. Sayısı: 196’ya 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 9.7.2008) (GÜNDEME)

10.- İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen’in Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun, Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna, İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen’in İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/161) (S. Sayısı: 197’ye 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 9.7.2008) (GÜNDEME)

11.- İzmir Milletvekili K. Kemal Anadol’un Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun, Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna, İzmir Milletvekili K. Kemal Anadol’un İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/162) (S. Sayısı: 198’e 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 9.7.2008) (GÜNDEME)

12.- Hatay Milletvekili Gökhan Durgun’un Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Hatay Milletvekili Gökhan Durgun’un İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/163) (S. Sayısı: 199’a 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 9.7.2008) (GÜNDEME)

13.- Edirne Milletvekili Rasim Çakır’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Edirne Milletvekili Rasim Çakır’ın İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/164) (S. Sayısı: 200’e 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 9.7.2008) (GÜNDEME)

14.- Hatay Milletvekili Gökhan Durgun’un Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Hatay Milletvekili Gökhan Durgun’un İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/165) (S. Sayısı: 201’e 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 9.7.2008) (GÜNDEME)

15.- Zonguldak Milletvekili Polat Türkmen’in Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Ankara Milletvekili Zekeriya Akıncı ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/166) (S. Sayısı: 202’e 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 9.7.2008) (GÜNDEME)

16.- Adana Milletvekili Nevin Gaye Erbatur’un Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Adana Milletvekili Nevin Gaye Erbatur’un İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/167) (S. Sayısı: 203’e 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 9.7.2008) (GÜNDEME)

17.- İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu’nun Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu’nun İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/168) (S. Sayısı: 204’e 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 9.7.2008) (GÜNDEME)

18.- Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Binici’nin Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Antalya Milletvekili Tayfur Süner ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/188) (S. Sayısı: 205’e 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 9.7.2008) (GÜNDEME)

19.- Antalya Milletvekili Deniz Baykal’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Antalya Milletvekili Deniz Baykal’ın İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/189) (S. Sayısı: 206’ya 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 9.7.2008) (GÜNDEME)

20.- Hakkari Milletvekili Hamit Geylani’nin Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Antalya Milletvekili Tayfur Süner ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/209) (S. Sayısı: 207’ye 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 9.7.2008) (GÜNDEME)

21.- Hatay Milletvekili Gökhan Durgun’un Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Hatay Milletvekili Gökhan Durgun’un İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/215) (S. Sayısı: 208’e 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 9.7.2008) (GÜNDEME)

22.- Tunceli Milletvekili Şerafettin Halis’in Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Antalya Milletvekili Tayfur Süner ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/217) (S. Sayısı: 209’a 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 9.7.2008) (GÜNDEME)

23.- Mardin Milletvekili Ahmet Türk’ün Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Antalya Milletvekili Tayfur Süner ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/219) (S. Sayısı: 210’a 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 9.7.2008) (GÜNDEME)

24.- Hakkari Milletvekili Hamit Geylani’nin Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Antalya Milletvekili Tayfur Süner ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/220) (S. Sayısı: 211’e 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 9.7.2008) (GÜNDEME)

25.- Hatay Milletvekili Gökhan Durgun’un Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Hatay Milletvekili Gökhan Durgun’un İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/221) (S. Sayısı: 212’ye 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 9.7.2008) (GÜNDEME)

26.- Niğde Milletvekili Mümin İnan’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair Raporuna Antalya Milletvekili Atila Emek ve 4 Milletvekilinin İçtüzüğün 133 üncü Maddesine Göre İtirazı (3/234) (S. Sayısı: 213’e 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 9.7.2008) (GÜNDEME)

Sözlü Soru Önergeleri

1.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, ihale ilanlarının yerel gazetelerde yayımına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/822) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008)

2.- Niğde Milletvekili Mümin İnan’ın, bazı televizyon programlarına ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet Aydın) sözlü soru önergesi (6/823) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008)

3.- Niğde Milletvekili Mümin İnan’ın, ithalatta koruma önlemlerine ilişkin Devlet Bakanından (Kürşad Tüzmen) sözlü soru önergesi (6/824) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008)

4.- Niğde Milletvekili Mümin İnan’ın, yerel gazetelerde ilan yayımına ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet Aydın) sözlü soru önergesi (6/825) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008)

5.- Niğde Milletvekili Mümin İnan’ın, orman yangınlarına havadan müdahale ekipmanına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından sözlü soru önergesi (6/826) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008)

6.- Niğde Milletvekili Mümin İnan’ın, kutlamalarda silah kullanımına yönelik yaptırımlara ilişkin Adalet Bakanından sözlü soru önergesi (6/827) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008)

7.- Niğde Milletvekili Mümin İnan’ın, Oyak Sigortanın yabancı bir sigorta şirketine satışına ilişkin Milli Savunma Bakanından sözlü soru önergesi (6/828) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008)

8.- Niğde Milletvekili Mümin İnan’ın, motorlu araçlarda farklı yağlar kullanımına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/829) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008)

9.- Niğde Milletvekili Mümin İnan’ın, yabancı bankalardan ipotek karşılığı zirai kredi kullanılmasına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/830) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008)

Yazılı Soru Önergeleri

1.- Hatay Milletvekili Abdulaziz Yazar’ın, ihale ilanlarının yerel gazetelerde yayımlanmasıyla ilgili düzenlemeye ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4224) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/6/2008)

2.- İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Ceyhan’daki rafineri yatırımı ile ilgili iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4225) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/6/2008)

3.- Çorum Milletvekili Derviş Günday’ın, Çorum’daki  KÖYDES uygulamalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4226) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/6/2008)

4.- Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün’ün, KEY ödemelerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4227) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/6/2008)

5.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Düzce’deki çöp depolama alanı ve tesisi çalışmalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4228) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/6/2008)

6.- Adana Milletvekili Nevin Gaye Erbatur’un, Adana’daki bir TOKİ projesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4229) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/6/2008)

7.- İzmir Milletvekili Ahmet Ersin’in, Özel Kalem Müdürlüğünün harcamalarına ve müşavirlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4230) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008)

8.- Muğla Milletvekili Fevzi Topuz’un, TOKİ’ye devredilen arazilere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4231) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008)

9.- Muğla Milletvekili Fevzi Topuz’un, TMMOB Genel Kurulunun bazı bakanlara yönelik bir kararına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4232) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008)

10.- Isparta Milletvekili Süleyman Nevzat Korkmaz’ın, Aksu İlçesindeki bazı sorunlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4233) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008)

11.- Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek’in, hazır beton üretimine ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından yazılı soru önergesi (7/4234) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/6/2008)

12.- Edirne Milletvekili Cemaleddin Uslu’nun, Edirne İlindeki yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından yazılı soru önergesi (7/4235) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008)

13.- Tokat Milletvekili Orhan Ziya Diren’in, Erbaa HES projesine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/4236) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008)

14.- Muğla Milletvekili Fevzi Topuz’un, belediyelerin katı atık ve arıtma tesislerine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/4237) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008)

15.- Isparta Milletvekili Süleyman Nevzat Korkmaz’ın, Menderes Nehrinin kurumasına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/4238) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008)

16.- Isparta Milletvekili Süleyman Nevzat Korkmaz’ın, Eğridir ve Beyşehir Gölleri havzasındaki iskan sorunlarına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/4239) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008)

17.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Van İlinin çeşitli sorunlarına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Nazım Ekren) yazılı soru önergesi (7/4240) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/6/2008)

18.- İstanbul Milletvekili Hasan Macit’in, TMSF çalışanlarına ve yönetimindeki banka ve şirketlere ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Nazım Ekren) yazılı soru önergesi (7/4241) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008)

19.- Çorum Milletvekili Derviş Günday’ın, taksici esnafının sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4242) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/6/2008)

20.- Adana Milletvekili Nevin Gaye Erbatur’un, yüzme havuzlarının denetimine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4243) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/6/2008)

21.- Adana Milletvekili Nevin Gaye Erbatur’un, lunaparklardaki güvenlik önlemlerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4244) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/6/2008)

22.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, Sabancı Merkez Camii Kapalı Otoparkı inşaatına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4245) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/6/2008)

23.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, Adana Büyükşehir Belediyesinin çevre düzenlemesi harcamalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4246) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/6/2008)

24.- Adana Milletvekili Nevin Gaye Erbatur’un, sığınma evlerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4247) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/6/2008)

25.- Edirne Milletvekili Cemaleddin Uslu’nun, Edirne ve Kırklareli’deki araç sayısına ve verilen cezalara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4248) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008)

26.- Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal’ın, bir çocuğun ülkeye girişine izin verilmemesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4249) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008)

27.- İstanbul Milletvekili Hasan Macit’in, bazı belediye başkanları hakkındaki yolsuzluk iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4250) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008)

28.- Muğla Milletvekili Fevzi Topuz’un, turizm amaçlı tahsis edilen orman alanlarına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/4251) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008)

29.- Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin, Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğüne yapılan atamaya ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/4252) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008)

30.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, AK Parti milletvekillerinin ortağı oldukları şirketlerin aldıkları ihalelere ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4253) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/6/2008)

31.- Edirne Milletvekili Cemaleddin Uslu’nun, bazı yüksekokulların kuruluşuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4254) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008)

32.- Aydın Milletvekili Ertuğrul Kumcuoğlu’nun, İstanbul’da son üç ayda hayatını kaybeden vergi memurlarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4255) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008)

33.- Isparta Milletvekili Süleyman Nevzat Korkmaz’ın, KEY ödemelerine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4256) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008)

34.- Balıkesir Milletvekili Hüseyin Pazarcı’nın, bir lisenin mazot alım ihalesine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4257) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/6/2008)

35.- Adana Milletvekili Nevin Gaye Erbatur’un, bir liseyle ilgili bazı iddialara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4258) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/6/2008)

36.- Ordu Milletvekili Rahmi Güner’in, Ordu İl Milli Eğitim Müdürlüğünün banka promosyonu protokolüne ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4259) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008)

37.- Çorum Milletvekili Derviş Günday’ın, Çorum’daki bir hastanenin kapatılacağı iddiasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4260) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/6/2008)

38.- İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu’nun, bir müfettişin aldığı sağlık raporuna yönelik işlemlere ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4261) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/6/2008)

39.- Afyonkarahisar Milletvekili Abdülkadir Akcan’ın, Dinar’daki doktor ve diğer sağlık personeline ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4262) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008)

40.- Isparta Milletvekili Süleyman Nevzat Korkmaz’ın, kene vakalarına karşı alınan önlemlere ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4263) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008)

41.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, bir müfettişin görevden alınmasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4264) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008)

42.- Çorum Milletvekili Derviş Günday’ın, kırsal kalkınma projelerine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4265) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/6/2008)

43.- Adıyaman Milletvekili Şevket Köse’nin, tarım arazilerinin yabancı yatırımlara konu edilmesine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4266) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/6/2008)

44.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Yenişehir ve İnegöl’de doludan zarar gören çiftçilere ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4267) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/6/2008)

45.- Samsun Milletvekili Osman Çakır’ın, Samsun’daki kırsal kalkınma yatırımlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4268) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008)

46.- Isparta Milletvekili Süleyman Nevzat Korkmaz’ın, Rusya’ya tarım ürünleri ihracatında yaşanan sorunlara ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4269) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008)

47.- Isparta Milletvekili Süleyman Nevzat Korkmaz’ın, Şarkikaraağaç İlçesindeki çiftçilerin sorunlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4270) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008)

48.- Afyonkarahisar Milletvekili Abdülkadir Akcan’ın, Çay İlçesi bağlantılı bazı yol çalışmalarına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4271) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008)

49.- Ordu Milletvekili Rahmi Güner’in, Ordu İlindeki ulaşım projelerine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4272) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/6/2008)

50.- Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu’nun, üretimin durduğu bir traktör fabrikasındaki çalışanların durumuna ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/4273) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/6/2008)

51.- Adana Milletvekili Nevin Gaye Erbatur’un, Diyanet İşleri Başkanlığı internet sayfasında yer alan bir yazıya ilişkin Devlet Bakanından (Mustafa Said Yazıcıoğlu) yazılı soru önergesi (7/4274) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/6/2008)

52.- İzmir Milletvekili Canan Arıtman’ın, sosyal tesislerde yapıldığı iddia edilen bazı uygulamalara ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/4275) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/06/2008)

Meclis Araştırması Önergesi

1.- Kars Milletvekili Mahmut Esat Güven ve 19 Milletvekilinin, Kuyucuk Gölündeki çevre sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi  (10/241) (Başkanlığa geliş tarihi: 04.07.2008)

9 Temmuz 2008 Çarşamba

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 13.00

BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU

KÂTİP ÜYELER: Canan CANDEMİR ÇELİK (Bursa), Fatoş GÜRKAN (Adana)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 128’inci Birleşimini açıyorum.

Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Gündeme geçmeden önce üç sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.

Gündem dışı ilk söz, dar ve sabit gelirlilerin ekonomik durumları hakkında söz isteyen Denizli Milletvekili Hasan Erçelebi’ye aittir.

Buyurun Sayın Erçelebi.

III.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları

1.- Denizli Milletvekili Hasan Erçelebi’nin, dar ve sabit gelirlilerin ekonomik durumlarına ilişkin gündem dışı konuşması

HASAN ERÇELEBİ (Denizli) – Sayın Başkan, değerli  milletvekilleri; az ve sabit gelirlilerin ekonomik durumlarıyla ilgili söz aldım. Yüce heyetinizi Demokratik Sol Parti ve şahsım adına saygıyla selamlıyorum.

Sözlerime başlarken, bugün saat 10.30 sıralarında İstanbul’da Amerikan Konsolosluğu önünde nöbet tutan polislerimize yapılan menfur saldırıyı nefretle kınıyorum. Şehit düşen polislerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Polislerimizin ailelerine, polis camiamıza ve yüce milletimize başsağlığı diliyorum. Yaralı polislerimize acil şifalar diliyorum.

Değerli milletvekilleri, geçen hafta Trakya bölgesinde dört gün incelemelerde bulunduk. 5 Temmuz Cumartesi günü Lüleburgaz’da “Yoksulluğa Başkaldırı” mitingi yaptık. Trakya’da hasat mevsimi harman zamanı. Bu sene, Allah Trakya’daki çiftçilerimize yardım etmiş, mahsul  bol olmuş, ancak Hükûmet Toprak Mahsulleri Ofisini devreye sokmayarak çiftçiyi kendi kaderiyle baş başa bırakmış, onu tefecilere mahkûm etmiştir. Tüccar 45 kuruştan buğday almaktadır. Çiftçinin kara gün dostu diye bilinen Toprak Mahsulleri Ofisi buğday almamaktadır. Tüccarın verdiği para, çiftçinin maliyetini bile karşılamamaktadır. Hükûmet,  bir an önce Toprak Mahsulleri Ofisiyle piyasaya girmeli, daha iki ay önce dışarıdan buğdayı kaça ithal ettiyse o fiyattan çiftçiden almalıdır. Yabancı ülkelerin  buğdayına verilen para Türk çiftçisine fazla görülmemelidir. Trakya’da çiftçinin toprakları özel yabancı bankaların ipoteği altındadır. Hükûmeti, çiftçimize destek vermeye davet ediyorum. Önümüzdeki yıl çiftçiler tarlalarını ekmeyecekler, ekemeyecekler çünkü bu Hükûmet döneminde eken diken zarar ediyor. Her geçen gün kepenk kapatan esnaf sayısı artıyor. Seçim bölgem Denizli ili Tavas ilçesinde esnafın hemen hemen tümü icralıktır. İnsanlar birbirlerine kefil oldukları için her ailenin kapısında icra memurları beklemektedir. Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu Genel Başkanı Sayın Palandöken “Enflasyon bu kadar düşük ise esnafın veresiye defteri neden kabarık?” diye Hükûmete soruyor. Esnafın işçiye, memur ve emekliye yapılacak olan maaş zammını beklediğini kaydederek, esnafın ödeme yapamadığını, sattığını yerine koyamadığını, çeklerini senetlerini ödeyemediklerini ifade ediyor Sayın Palandöken. Ben de Hükûmete soruyorum: Cumhuriyet kurulduğundan bu yana görev yapan Ankara Ulus Vergi Dairesini neden kapattınız? Vergi mükellefleri devri iktidarınızda nereye gittiler?

Değerli milletvekilleri, Devlet Bakanı Sayın Mehmet Şimşek “Elektrik zamları tasarrufu artıracak.” demektedir. Sayın Bakan, elektrik sadece evlerde değil, fabrikalarda, sanayide, tarımda, yani üretimde kullanılmaktadır. Üretimde elektrik tasarrufu olmaz. Sizin söylemek istediğiniz “üretmeyin, ithal edin” demektir.

Şimdi soruyorum Sayın Bakana: Sayın Bakan, siz, Türkiye’de, Türkiye Büyük Millet Meclisinde yaptığınız yemine mi, yoksa vatandaşı olduğunuz ülkenin çıkarları için yaptığınız yemine mi sadıksınız?

Değerli milletvekilleri, Hükûmet, elektrik zammını ücretlilerin maaşlarına zam yapılacağı aylarda yapıyor. Ocak ayında yüzde 20, temmuz ayında yüzde 21 elektrik zammı yapıyorsunuz. Memur ve işçilerin maaşlarına gerekli zammı yapmamak için haziran ayı enflasyon oranı ne hikmetse eksi çıkıyor. Oysa halkımızın büyük bölümü için enflasyon demek, tencerenin kaça kaynadığıdır; elektriğe, gaza, dolmuşa kaç para gittiğidir. 2008 yılında mercimek yüzde 80, pirinç yüzde 58, ayçiçeği yağı yüzde 48, kuru fasulye yüzde 38, ekmek yüzde 26 oranında pahalılaştı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.

Buyurunuz.

HASAN ERÇELEBİ (Devamla) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Bunun yanında mevsim gereği hıyarın, domatesin ve sivri biberin fiyatı yüzde 25 ucuzlamıştır. Belli ki Hükûmetin enflasyon hesabı hıyar, domates fiyatlarına göre hesaplanmıştır.

Hükûmet bir taraftan kadrolaşmak, bir taraftan da Türkiye'nin istatistiksel belleğini silmek için Devlet İstatistik Enstitüsünün adını “TÜİK” olarak değiştirdi. Şu anda TÜİK’in rakamları inandırıcı olmaktan çok uzaklaşmış ve uluslararası geçerliliğini yitirmiştir.

Değerli milletvekilleri, 2002 yılında emeklilere seyyanen 100 YTL’yi biz verdik, siz sahip çıktınız. Hadi gelin şimdi siz emeklilere seyyanen 200 YTL verin, biz destekleyelim. Memurlara, işçilere verdiğiniz küçük zamlarla beraber seyyanen 200 YTL verin, hiç olmazsa yaptığınız elektrik, doğal gaz, su ve gıda maddeleri zamlarının yarısını karşılasınlar.

Sürem bitti. Hepinize çok teşekkür ediyorum. Sağ olun. (DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Erçelebi.

Gündem dışı ikinci söz, Manisa ilinin sorunları hakkında söz isteyen Manisa Milletvekili Erkan Akçay’a aittir.

Buyurunuz Sayın Akçay. (MHP sıralarından alkışlar)

2.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, Manisa ilinin sorunlarına ve alınması gereken önlemlere ilişkin gündem dışı konuşması ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

ERKAN AKÇAY (Manisa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Manisa ilinin çözüm bekleyen yüzlerce sorunlarından bir kısmına değinmek için söz almış bulunuyorum. Muhterem heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Bundan önce, Mersin’de meydana gelen yangında hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum ve yangından zarar gören vatandaşlarımızın bir an evvel yaralarının sarılmasını diliyorum.

Değerli milletvekilleri, Manisa, üretmiş olduğu tarımsal üretim değerleriyle ülkemizin en başta gelen illeri arasındadır. Üzüm üretiminde girdilerin artmasından dolayı üzüm üreticileri sıkıntılıdır. Eskiden dekar başına 200-250 kilogram kuru üzüm masrafları karşılarken, şimdi 350-400 kilogram üzüm masrafları ancak karşılayabilmektedir.

Üzüm üreticilerinin yaşadığı sıkıntıların giderilmesi için, arz fazlası olan yıllarda bu fazlalığı alıp stoklayacak mekanizmaların oluşturulması gerekmektedir. TARİŞ arz fazlası ürüne cevap verememekte, ancak serbest piyasaya ayak uydurmaya çalışmaktadır. Bu yüzden TARİŞ’in desteklenmesi gerekmektedir.

Ayrıca, üzümün sanayide işlenmesini sağlayacak teşvikler yapılmalı, üzümün iç ve dış tüketimi toplumda kültürel alışkanlık kazandırılarak artırılmalıdır.

552 sayılı Toptancı Halleri Kanunu nedeniyle üretim bölgelerinin toptancı halleri etkinliğini kaybetmiştir. Üretim bölgelerinin köylerde bulunması ve üretici hallerinin yetki sınırlarının belediye ve mücavir alanlarıyla kısıtlı olması, üretici bölge hallerinin fonksiyonlarını yerine getirememesi sonucunu doğurmuştur. Müstahsil mahsul ticaretini hal dışında gerçekleştirdiği için ticari güvenlikten mahrum kalmakta, mahsulün parasını almakta zorlanmakta, hatta zaman zaman da dolandırılabilmektedir.

Alaşehir ilçemizde milyonlarca ton sebze ve meyve üretilmesine rağmen Alaşehir Toptancı Halinin sahasında neredeyse tarım arazisi yoktur. Pek çok konuda belde ve köylere destek veren belediyelerin, kendilerine bağlı ve toptancı hali bulunmayan köylerde ve beldelerde hal mevzuatını uygulamakla görevli olmasında fayda vardır.

Manisa’da nüfusun yüzde 65’i geçimini tarımdan sağlamaktadır. Tarımsal üretimde verimliliğin artmasında en önemli etkenlerden birisi de sulamadır. Alaşehir ve Sarıgöl ilçelerinin sınırları içinde bulunan Avşar Barajı’nın sulama havzası 120 bin dekardır. Ancak, çeşitli nedenlerle 70 bin dekar arazi sulanabilmektedir. Diğer alanlar derin kuyu pompalarıyla sulanmaktadır. Genellikle üzüm yetiştirilen bölgemizde salma sulama sistemiyle ihtiyaçtan neredeyse 10 kat fazla su harcanmakta, yani su kaynakları israf edilerek verimli kullanılamamaktadır. Bu yüzden en iyi yöntem olan kapalı taşıma ve damlama sulama sisteminin Avşar Barajı’nda uygulanması gerekmektedir. Bu uygulamayla sadece elektrikten yılda tahminî 2 milyon YTL tasarruf yapılacaktır. Kapalı taşıma ve damlama sulama sistemine geçildiği zaman, kendi cazibesiyle akan Avşar Barajı’nın su rezervi bölgedeki tüm arazilere yetecektir. Bu uygulamayla yetiştirilen ürün miktarı ve kalitesi artacak, bunun sonucunda çiftçimizin ekonomik gücü artacak ve yüzü gülecektir.

Manisa’daki üreticilerimiz başta zeytin olmak üzere 2007 yılının onbirinci ayında ödenmesi gereken sertifikalı fidan desteklerini hâlâ alamamışlardır. Çiftçimiz bu desteklere güvenerek borçlanmış, ancak destek paralarını alamayınca tarlasına, traktörüne hacizler gelmeye başlamıştır. Parası banka faizlerine giden çiftçimiz gırtlağına kadar borçlanarak bitme noktasına gelmiştir. Fidan destek paraları derhâl ödenmelidir.

30 Kasım 2008 tarihinden itibaren su tutulmaya başlanacak olan Gördes Barajı’nın su havzası içinde kalan Karayakup köyünün kamulaştırma işlemlerinin henüz üçte 1’i yapılabilmiş, ancak köyün yerleştirileceği iskân yerleri hâlâ gösterilmemiştir. Karayakup köylüleri telaş ve endişe içindedirler. Barajda su tutulmasına bu kadar az bir süre kalmasına rağmen hâlâ neden yeni yerleşim yerleri gösterilmemiştir?

2002 Kasım seçimleri öncesi Manisa merkezde seçim vaadi olarak gündeme getirilen 400 yataklı uygulama hastanesinin bırakın inşaatını, hastanenin yeri belirlenip, arsası dahi temin edilememiştir. Turgut’lu da 300 yataklı, Alaşehir’de 200 yataklı devlet hastanelerinin inşaatına ne zaman başlanıp bitirileceğini merak ediyoruz. Ahmetli ilçemizde devlet hastanesi yoktur.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.

ERKAN AKÇAY (Devamla) – Celal Bayar Üniversitesi Hastane inşaatı ödenek kısıtlılığı nedeniyle yarım kalmış, beklemektedir. Manisa Doğumeviyle Çocuk Hastanesinin arasındaki mesafe çok uzaktır, bu iki hastanenin birleştirilmesi gerekmektedir.

37 bin nüfuslu Sarıgöl ilçesinin ISO 9001 kalite belgesine sahip 100 yataklı devlet hastanesinden siyasi müdahaleler sonucu 2007 yılında 5 doktor istifa etmiş, uzun süredir doktorsuz kalan hastane büyük  bir sağlık ocağına dönüşmüştür. Sarıgöl’de sağlık meslek lisesi, Anadolu meslek lisesi ve meslek yüksek okulunun 400 öğrencisi vardır ancak bir devlet öğrenci yurdu yoktur.

Günde yaklaşık 40 bin aracın geçtiği İzmir-Manisa-Balıkesir yolu ile Manisa-Turgutlu yolu ve Saruhanlı Köprüsü çalışmaları beş yıldır bitirilemedi. Manisa-Menemen çevre yolu projesi hayata geçirilemediğinden binlerce ağır vasıta şehir içinden geçmektedir. Kamulaştırma çalışmaları hızlandırılmalıdır. Salihli-Gölmarmara-Akhisar yol çalışmaları başladı yedi yılda ancak 25 kilometresi yapılabildi, 38 kilometrelik kısmı bekletilmektedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen sözünüzü tamamlayınız.

ERKAN AKÇAY (Devamla) – Muhterem milletvekilleri, kısaca bahsettiğimiz Manisa’nın sorunlarına Hükûmetin bir an önce ilgi göstermesini bekliyor, hepinize  saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Akçay.

Sayın Şandır, size üç dakika yerinizden söz veriyorum.

Buyurunuz.

IV.- AÇIKLAMALAR

1.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Mersin ili Gülnar ilçesinde meydana gelen orman yangınına ilişkin açıklaması

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın Başkanım, çok teşekkür ediyorum.

Değerli milletvekilleri, Mersin ili Gülnar ilçesinin dokuz adet köyünde üç gündür bir felaket yaşanmaktadır, ormanlar yanmaktadır. Kavakoluğu, Korucuk, Delikkaya, Tepe, Çavuşlar, Kapaklıoğlu, Kurucuk, Koçaşlı ve Lapa köyleri, bu köylerden özellikle Kavakoluğu köyü yangının altında kalmıştır ve büyük zarar görmüştür, insanlar ölmüşlerdir. Özellikle Değerli Milletvekilimiz İsa Gök’ün yakınları olan bir büyük anne ile torun hayatını kaybetmiştir, 50’nin üzerinde de yaralı insanımız hastanelere taşınmıştır. İnsanlarımızın evleri yanmıştır, hayvanları telef olmuştur, tarlaları, mahsulleri, bahçeleri, bağları yanmıştır, ormanlar yanmıştır,  ciğerimiz yanmıştır. Bu yangınlar yöreye özel, “poyraz” dediğimiz bir rüzgârın önünde, gerçekten önlenmesi çok zor bir seyir izlemektedir. Orman teşkilatı, yoğun bir gayretle, fedakârlıkla yangınları önlemek için bölge halkıyla beraber, bölge yöneticileriyle beraber -Sayın Valimiz, Sayın Kaymakamımız- yoğun bir gayret içerisindedir. Zarar büyüktür. Sayın Bakanımız sahaya intikal etmiştir -gereken tedbirlerin alındığını buradan izlemekteyiz- bölge milletvekillerimiz sahadadır, Sayın Kadir Ural, Sayın Behiç Çelik, Sayın İsa Gök sahadadır, çalışmaktadırlar. Bizler de cumartesi günü inşallah topluca gideceğiz. Zarar büyüktür, devletimiz büyüktür, toplumumuz bu sosyal yaraları kapatacak güçtedir. Dolayısıyla, Meclis olarak, Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak, bölgemizin, ülkemizin bir bölgesinde yaşanan bir felakete dikkatinizi çekmek, o acıları paylaşmak, o acılarla ilgili devletimizin dikkatini çekmek, bu yaraların en kısa sürede sarılmasını talep etmek üzere söz aldım. Sayın Başkana çok teşekkür ediyorum. Özellikle de Gülnar halkına, özellikle de saydığım bu köylerin halkına Meclis olarak geçmiş olsun diliyorum. Allah böyle felaketleri bir daha yaşatmasın, ülkemizin başka bölgelerine, başka bölgelerde yaşayan insanlarımıza da yaşatmasın temennisiyle, bu konuda, bu yangının söndürülmesi konusunda emeği geçen, gayreti olan, başta orman teşkilatı olmak üzere mahallî idare yöneticilerine ve Sayın Bakanlığa çok teşekkür ediyorum.

Tekrar halkımıza geçmiş olsun diliyor, teşekkürlerimi sunuyorum efendim.

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Şandır.

Sayın Kılıçdaroğlu, buyurunuz.

2.- İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Mersin ili Gülnar ilçesinde meydana gelen orman yangınına ilişkin açıklaması

KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Önce, bugün yaşamını yitiren 3 polis görevlisinin ailelerine başsağlığı, kendilerine de Allah’tan rahmet diliyoruz. Terörün bir ülke için ne kadar ciddi sorunlar doğurduğunu yaşayan bir ülkeyiz. Umuyoruz terör konusunda daha ciddi önlemler alınır ve insanlarımız yaşamlarını yitirmezler.

Gülnar’da üç gündür devam eden olay gerçekten de hepimizin yüreğini yakıyor. İnsanlarımız bu yangında yaşamlarını yitirdiler. Şu anda 5 milletvekili arkadaşımız yangın bölgesinde, olaylarla yakından ilgileniyorlar. Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu yangını ve bundan önceki yangınları da takip ediyoruz. Umuyorum, Orman Genel Müdürlüğünün değerli yöneticileri ve bu yangında görev alan personel üzerine düşeni yapar, doğanın da yardımıyla -çünkü şiddetli rüzgârın etkisiyle kontrol altına almakta biraz zorlanılıyor- umuyorum, bir an önce bu çözülmüş olur, bu sorun giderilmiş olur. Ölenlere de Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyoruz. Tabii, orman yangınından sonra yanan bu alanların tekrar orman olarak topluma kazandırılması da en büyük beklentimiz ve en büyük arzumuzdur.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Kılıçdaroğlu.

Gündem dışı üçüncü söz Mersin Gülnar ilçesinde devam eden orman yangını hakkında söz isteyen Mersin Milletvekili Ömer İnan’a aittir.

Buyurunuz Sayın İnan. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

III.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR (Devam)

A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları (Devam)

3.- Mersin Milletvekili Ömer İnan’ın, Mersin ili Gülnar ilçesinde meydana gelen ve üç gündür devam etmekte olan orman yangınına ilişkin gündem dışı konuşması ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

ÖMER İNAN (Mersin) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Değerli arkadaşlar, İstanbul’daki olayda hayatlarını kaybeden polislere Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dileyerek sözlerime başlıyorum. Saldırganları teşvik edenlerin de bir an evvel yakalanması temennisi, umuduyla sözlerime başlamak istiyorum.

Değerli arkadaşlar, Gülnar’ın önemli bir bölümünde, ormanlar yanıyor şu anda. Pazartesi günü saat 12.15’te başlayan yangın hâlâ devam ediyor, elli saattir süren bir yangın bu. Bir anız yakma olayıyla başlıyor. Bu olayda bir insan unsuru var yine, anız yakıyor bahçesinde ve binlerce hektar orman, 2 de can kaybı var. Orman geri gelir, ama gidenler geri gelmez, o can kayıpları.

Başbakanın özel ilgi ve talimatıyla, Sayın Orman Bakanımız, Zafer Üskül arkadaşımız, Ali Er Bey, ben, bölgeye gittik dün, incelemede bulunduk. Orada muhalefet milletvekili arkadaşlar da vardı 2 tane, onlar da yakından ilgileniyorlar. Vali Bey iznini kesti, döndü. Orman Genel Müdürü başkanlığında bir ekip hızla çalışmaya devam ediyor, fakat rüzgârın etkisi o kadar büyük ki -saatte 70-80 kilometre hızla esen bir rüzgâr, yön değiştiren bir rüzgâr- ne yapılsa nafile, Mersin’in ciğeri yanmaya devam ediyor. 800 kişi çalışıyor, az değil. Kızılay orada, sivil savunma orada, herkes orada, ama, maalesef, yukarıdan baktığınız zaman şunu görüyorsunuz: Yanan kibrit çöpü olur ya, onu kuma koyarsınız, o çam ağaçları, yeşil çam ağaçları öyle gözüküyordu yukarıdan.

O 2 kişi de hayatını kaybetti. Kavakoluğu köyünde başlamıştı bu yangın, yangının yön değiştirmesi dolayısıyla, mallarını kurtarmaya giden, hayvanlarını kurtarmaya giden Hatice Hanımlar -2’si de Hatice, nene, torun- rüzgârın yön değiştirmesi dolayısıyla dumanın içinde kalıp, evvela karbondioksitten, arkasından da yanıkla hayatlarını kaybediyorlar. Allah’tan onlara rahmet diliyorum, kalanlara da başsağlığı diliyorum, yakınlarına başsağlığı diliyorum.

Değerli arkadaşlar, orada yaban hayatı bitti, öyle bir şey yok şu anda, yaban hayatı diye bir şey yok. Benim tahminim, tespitim, 3 bin hektar civarında bir alan yandı -daha fazla değilse, bilemiyorum ne rakam verecekler- benim gözlemim o.

Tabii, burada zarar gören köyler var. Toplam 9 tane köy zarar görmüş vaziyette. Nüfus itibarıyla fazla büyük değil, bu köylerin toplamının 1.500 nüfusu var, 480 hane. Delikkaya, Karadere, Emirhacılı, Ulupınar, Beydili, Lapa, Korucuk, Çavuşlar köyleri; bir de yangının çıktığı Kavakoluğu köyü. Bunlar büyük ölçüde zarar görmüşler. Malları telef olmuş, hayvanları telef olmuş. Karbondioksitten hayvanlar ölmüş veya yanarak ölmüşler; inekler, koyunlar, keçiler. 40 tane de insan yaralı orada, 35’i ayakta tedavi görüyor.

Tabii, elektrik direkleri yanmış, teller yanmış. Orada, elektrik de alamıyor insanlar. En zaruri ihtiyaçlarını dahi gideremiyorlar. Bir kısmı Kızılayın gönderdiği çadırlarda kalıyor, bir kısmı spor salonunda kalıyor, bir kısmı da yanan evlerde kalıyorlar.

Oraya, İl Özel İdaresi, Valilik güzel bir çalışma yapmış. Bugünden itibaren, o insanlara sıcak yemek veriliyor. Ama, bunlar geçici tedbirler. Bu insanların evlerinin bir an evvel yapılması gerekiyor; şartlara uygun, kendilerine uygun, köye uygun evler. Hatta, köylerden bir tanesinin heyelan dolayısıyla boşaltılması gerekiyordu; belki, bu bir fırsattır deyip, güzel bir köy yapmak lazım onlara köylerin biraz daha uzağında. Kendilerine hayvan vermek lazım, keçi, koyun, inek, neyse. Bunlar fakir insanlar.

Yani, yapılması gereken tedbirleri şöyle sıralayayım ben: Evvela, bir maddi yardım yapmak lazım. Hasat etmişler, ürünleri ambarda dururken yanmış. O ürünler yanmış. Ürün diye bir şey yok.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN- Lütfen, buyurunuz.

ÖMER İNAN (Devamla) – Malları yok, hayvanları yok. Çok fakir insan bunlar, yıllık geliri 2 milyar lira olan insanlar. Onun için, devletin buraya acilen maddi yardımda, para yardımında bulunması lazım. Koyun, keçi, inek, neyse, bunu vermesi lazım. Bir de evlerini yapması lazım; ahırı filan olan evlerini yapması lazım.

İlk etapta, il özel idaresi, bugün, oraya 100 milyar lira çıkarmış. 100 milyar lira fazla bir şey tutmaz ama ilktir diye bakıyoruz. Bunun devam etmesi gerektiği kanaatindeyim.

Benim Orman Bakanlığından istediğim çok önemli bir şey var: Ormanın etrafında bir güvenlik hattı oluşturmalılar. Mesela bahçesi sebze bahçesi olan yerler zarar görmemiş, bir güvenlik hattı giriyor. Böyle şeyleri düşünmek lazım.

Bir de yangını önlemek için, söndürmek için iyi bir ekip olması lazım. yanlış iş yapıldığı takdirde insanların kendilerine zarar veriyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız Sayın İnan.

ÖMER İNAN (Devamla) – Şöyle bir misal vereceğim size: İnsanlar yardım etmek istiyor yangın için. Yangına gidiyorlar, yardım etmek… Bilmedikleri için kendi hayatlarından da olabiliyorlar. 16 tane orman işçisi yangın söndürmeye gidiyor, bakıyor alev var, geliyor alev kendisine doğru; alevi söndürmeye gitmiyor çünkü rüzgâr öyle bir esiyor ki mümkün değil suyla onu söndürmesi. Kaçsa, hayatından olacak. Maskeyi takıp alevin içine dalıyor ve hayatlarını öyle kurtarıyor bu 16 insan. 16 tane ormancı da yanabilirdi orada. Yani, orada o insanların, ormanla iç içe olan insanların eğitilmesi gerekir, yangının söndürülmesi konusunda, yardım edilmesi konusunda.

Her kafadan bir ses çıkıyor çünkü. Teknik nedir bilmediklerinden, insanlar yanlış şeyler söyleyebiliyorlar. “Benim evim yanıyor, niye müdahale edilmiyor?” Hâlbuki müdahale edilecek bir durumu yok. Dolayısıyla bu yönden de aydınlatılması gerekir insanın.

Arkadaşlar, vaktinizi aldım ama Mersin’in ciğeri yanıyor. Bir an evvel buraya el atılmasında fayda mülahaza ediyorum. Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın İnan.

Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu.

Buyurunuz Sayın Eroğlu. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Sayın Başkanım, çok değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Ben önce, bugün menfur bir saldırı neticesinde hayatlarını kaybeden polislerimize, şehit olan polislerimize Allah’tan rahmet diliyorum ve milletimize de başsağlığı diliyorum.

Ben, değerli milletvekilleri, özellikle Gülnar yangınıyla, bir de Manisa iliyle alakalı meseleler hakkında sizlere bilgi arz etmek üzere söz almış bulunuyorum.

Tabii ki önce Gülnar yangınında ölen, -az önce Sayın Milletvekilimizin de isimlerini söylediği… Her ikisinin de ismi “Hatice”, nine-torun bunlar. Bunların hayatlarını kaybetmiş olmalarından dolayı büyük üzüntü duyuyoruz. Ölenlere Allah’tan rahmet diliyorum, yakınlarına ve aziz milletimize de başsağlığı diliyorum.

Efendim, özellikle şunu ifade edeyim: Yangın 7 Temmuz Pazartesi günü saat on ikiyi on geçe başladı. Esasen, Orman Genel Müdürlüğümüzün yangın takibiyle, yangınla mücadeleyle ilgili çok modern bir sistemi var. Hemen haber alındı ve aşağı yukarı 12.30’da o civara ilk yangın müdahalesi yapıldı. Yangının çıkışı, esasen, özellikle Kavakoluğu ve Korucuk köyleri var -ben bizzat da gittim gördüm- o iki köy arasında vatandaşın anız yakması neticesinde ortaya çıkmış. Kuvvetli bir rüzgâr olduğu için, bu kuvvetli rüzgârla ormana sıçraması suretiyle ormanda da yangın hızla büyümüştür. Özellikle şunu belirteyim: Helikopterlerimiz on dakika içinde hareket etmiş ve aşağı yukarı… Sadece o civardaki helikopter değil, biz, Kahramanmaraş, Antalya, Denizli, Fethiye helikopterlerini de alana hemen sevk ettik. Hatta 12.50’de helikopterler ilk müdahaleye başladı.

Özellikle şunu belirteyim: O civarı ben de bildiğim için, özellikle rüzgârı ve… Neticede bunun büyük bir yangın olabileceği ihtimaline binaen, hemen Orman Genel Müdürünü ve ekibi, genel müdür yardımcılarını oraya gönderdim. Zaten Bölge Müdürümüz ve diğer ekipler, Yangınla Mücadele Daire Başkanımız hepsi oraya intikal etmişlerdi. Hatta pazartesi günü akşamüzeri de Sayın Başbakanımıza bilgi arz ettim ve ertesi gün, hemen salı günü, yani dün, bazı milletvekillerimiz, burada görüyorum Ömer Bey, Ali Er Bey, Zafer Bey… Ayrıca, orada çok değerli milletvekillerimiz vardı. İsa Gök Bey’i gördük, kendisinin yakınları ölen kişiler; Mersin Milletvekilimiz Kadir Bey’i gördük. Dolayısıyla, birlikte yerinde incelemeler de yaptık, köye bizzat giderek taziyede bulunduk. Hatta şu anda bile gözümün önünde: Orada, tahmin ediyorum Hatice’nin ya ablası veya çok yakın bir arkadaşı, cenaze gelince tam gözümün önünde hemen bayıldı ve yere düşüyordu, ben tutmak durumunda kaldım. Hakikaten çok acı, ateş düştüğü yeri yakıyor. Bundan çok büyük üzüntü duyduk.

Ancak, tabii birtakım maddi kayıplar da var, onu biliyoruz; devletimiz bu yaraları kesinlikle saracaktır. Hatta şu anda, Başbakanımızın talimatıyla, o bölgedeki insanlara acil bir yardım olarak Başbakanlık makamından 1 trilyon Türk lirası Mersin Valiliğine intikal etmiştir. Az önce, ben buraya gelince Valiliğimizi aradım; para geldi, hemen gerekli tedbirleri alacağız… Bu, bir ilk yardım olarak vatandaşlarımıza verilecek, ailelere verilecek olan bir yardım, acil. Ancak, az önce de Bayındırlık İskân Bakanımızla görüştüm. Tabii ki hem biz Çevre Orman Bakanlığı olarak hem de Bayındırlık İskân Bakanlığı olarak -Afet İşleri, Bayındırlık İskân Bakanlığına bağlı olduğu için- diğer büyük yaraların sarılması, yanan evlerin, birtakım hayvan telefatı varsa bunlarla ilgili diğer zararların karşılanması için gerekli çalışmalar yapılacaktır. Onu özellikle vurgulamak istiyorum.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Evlerini yapalım.

ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Yani, devletimiz yaraları saracak güçtedir.

Yalnız, özellikle şunu belirteyim: Yangın hakikaten… Çok yangın gören arkadaşlarımız, tecrübeli arkadaşlarımız var, zaten burada orman teşkilatından olan değerli milletvekillerimiz de var, kendileri de biliyor; gerçekten oradaki rüzgâra, esen poyraza karşı durulması mümkün değil. Yani, helikopter belli bir süre çalışamadı ve gece geç saatlere kadar ancak kara ekipleriyle müdahale etmek durumunda kaldık. Hatta Sayın Milletvekilimiz Ömer Bey’in de ifade ettiği gibi 16 tane elemanımız yangın içinde kaldı; yangına karşı giderek, yangının içinden geçerek canlarını kurtardılar. Hatta pazartesi akşamı biz onlardan haber alamadık, irtibat kesildi; büyük bir telaş içindeydik ama salı sabahı onların da kurtulduğunu gördük.

Özellikle şunu ifade edeyim: Valimiz hemen iznini iptal etti ve görevinin başına döndü.

Özellikle şunu da belirteyim: Şu anda yangına müdahale eden 5 helikopter var, İstanbul Büyükşehir Belediyesinden amfibik bir yangın söndürme uçağı talep ettik, o gelmişti, dün müdahale etti; 95 arazöz, 20 dozer, 15 loder, 42 tane yangın uzmanı teknik eleman var, 500 adet de yangın işçisi var. 300 tane de diğer kurumlardan, sivil savunma, civardaki belediyelerden gelenlerle şu anda 800 kişi yangına müdahale ediyor. Son aldığımız habere göre, şu anda yangın büyük ölçüde kontrol altına alındı. Bu gerçekten sevindirici bir husus. Hatta Bozyazı’da da bir yangın çıkmıştı Mersin’de, onu da kontrol altına aldık. Bugün itibarıyla Türkiye'deki bütün yangınlar kontrol altına alınmıştır. Onu özellikle sevinçli bir haber olarak vermek istiyorum.

Ayrıca, Sayın Bakanımız Kürşad Tüzmen de bugün orada. Kendisi tetkiklerde bulunuyor. Ben akşamüzeri ondan da son durumu alacağım. Ayrıca Orman Genel Müdürümüzden bilgi alıp yapılacak başka ne varsa bunları yapacağız. Bundan dolayı vatandaşlarımız endişe etmesin. Devletimiz bu gibi afete uğrayan vatandaşlarımızın yanındadır, yaraları sarılacaktır. Onu özellikle vurgulamak istiyorum.

Bunun dışında şunu belirteyim: Aslında, tabii, bu yangınlar, maalesef, büyük ölçüde ihmalden kaynaklanıyor. Vatandaş ya sigara izmariti atıyor veyahut da büyük ölçüde anız veya topladığı çalı çırpıyı yakmak için böyle bir teşebbüste bulunuyor ve bundan dolayı -büyük ölçüde- yangın çıkıyor. Ben buradan, vatandaşlarımızdan, özellikle bu konuda hassasiyet göstermelerini istirham ediyorum çünkü yangın büyüdükten sonra bunun kontrol edilmesi fevkalade zordur, onu özellikle belirteyim. Ancak bu yangınla mücadelede de yaptığımız çalışmaları, bu vesileyle çok kısa olarak bilgilerinize arz etmek istiyorum.

Değerli milletvekilleri, özellikle yangınla mücadele konusunda 2007 yılı sonunda çok büyük sayıda arazöz, yangın söndürme cihaz ve ekipmanı satın aldık. Ayrıca, çok modern bir yangın takip sistemi kurduk. Şu anda herhangi bir yangını Ankara’daki merkezden izlemek mümkün, hatta helikopterlerin yangın yerine kaç kilometre mesafede olduğu, kaç dakikada ulaşabileceği, arazözü kullanan şoförün telefon numarasından aracın plakasına, arazözün aldığı su miktarına, hangi yöne hareket ettiğine kadar, Ankara’daki bizim yangın kriz merkezinden, bütün bilgileri görmek, harita üzerinden her an takip etmek mümkün -böyle muhteşem- bunu özellikle belirtmek istiyorum. Zaten, bu yüzden yangınlarda biz, diğer Akdeniz ülkelerine nazaran fevkalade başarılıyız. Biz, geçen sene 11.500 hektarlık yangınla yılı kapattık ama diğer Akdeniz ülkelerinde bu miktar –Yunanistan’da vesaire- bizdeki yanan miktarın 5-10 katı civarında olmuştur. Ancak şunu ifade edeyim: Daha da gayret etmemiz lazım. Sizlerin, değerli milletvekillerimizin yardımlarıyla, inşallah, biz, yangına karşı daha da güçlü bir şekilde mücadele edeceğiz, onu belirteyim.

Ben, buradan, gerçekten cansiparane bir şekilde yangına karşı, yangını söndürmek için mücadele eden gerek Orman Genel Müdürlüğümüzün bütün elemanlarına, diğer belediyelerin ve sivil savunma teşkilatının güzide elemanlarına şükranlarımı arz etmeyi bir borç biliyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bir de özellikle gündem dışı konuşma yapan Sayın Erkan Akçay Beyefendi, Manisa Milletvekili, Manisa ile ilgili sorunlar hakkında konuştu. Benimle ilgili olarak, biliyorsunuz, daha ziyade sulamadan bahsedildi. Ama şunu belirteyim: Bildiğiniz gibi, Devlet Su İşleri tarafından Aşağı Gediz Projesi yürütülmektedir. Bir de özellikle sizin de işaret ettiğiniz üzere, Akhisar Gördes Barajı orada çok önemli bir alanı sulayacaktır. Bunun da bu yıl sonunda su tutmasını planlamıştık. Biliyorsunuz daha iki sene sonra bitmesi planlanmıştı ama şu anda ilave ödenek gönderdik ve bu çok önemli olduğu için, aynı zamanda İzmir’e su temin edeceği, sulama maksadıyla kullanılacağı için Gördes Barajı’nı hızla bitiriyoruz. Sulama projesinin yapımına da geçtik, onu da müjde olarak belirteyim. Bunun dışında Kelebek Barajı, Güneşli, Çaltıcak, Bakır Göleti gibi birtakım projelerin de yapımı hızla devam ediyor, bunların da projeleri bitince ihalesi gerçekleştirilecektir.

Ancak, sizin de ifade ettiğiniz üzere, burada artık, su çok kıymetli olduğu için mutlaka kapalı sistem basınçlı sulama sistemlerine dönmemiz şarttır. Zaten biz bu konuda bütün yeni projeleri, hatta devam eden projeleri dahi kapalı sistem basınçlı sulama olacak şekilde tadil ediyoruz. O konuda endişe etmeyin, biz mutlaka en modern sistemi uygulayacağız. Manisa gibi yerde, suyun kıymetli olduğu ve arazinin de çok verimli olduğu alanda suya ve sulamaya çok büyük önem veriyoruz. Öncelikli projelerimiz arasında bunlar, onu özellikle belirteyim.

Diğer hususlara da, hastane vesaire konularına, katı atık meselelerine de herhâlde zamanı gelince cevap vereceğiz.

Ben sözlerimi burada noktalıyorum. Hepinize en derin saygılarımı arz ediyorum efendim. Sağ olun. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Eroğlu.

Sayın milletvekilleri,  şimdi gündeme geçiyoruz.

Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır.

Sözlü soru önergelerinin geri alınmasına dair üç önerge vardır, okutuyorum:

V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Önergeler

1.- Manisa Milletvekili Mustafa Enöz’ün (6/689) esas numaralı sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi (4/75)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Gündemin sözlü sorular kısmının 281’inci sırasında yer alan (6/689) esas numaralı sözlü soru önergemi geri alıyorum.

Gereğini saygılarımla arz ederim.

                                                                                                             Mustafa Enöz

                                                                                                                  Manisa

2.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun (6/766) esas numaralı sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi (4/76)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Gündemin sözlü sorular kısmının 344’üncü sırasında yer alan (6/766) esas numaralı sözlü soru önergemi geri alıyorum.

Gereğini saygılarımla arz ederim.

                                                                                                           Dr. Reşat Doğru

                                                                                                                   Tokat

3.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın (6/762), (6/763), (6/772), (6/775) esas numaralı sözlü sorularını geri aldığına ilişkin önergesi (4/77)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Gündemin sözlü sorular kısmının 340, 341, 350 ve 353’üncü sıralarında yer alan (6/762, 763, 772 ve 775) esas numaralı sözlü soru önergelerimi geri alıyorum.

Gereğini saygılarımla arz ederim.

                                                                                                         Prof. Dr. Alim Işık

                                                                                                                 Kütahya

BAŞKAN – Sözlü soru önergeleri geri verilmiştir.

Meclis araştırması açılmasına ilişkin bir önerge vardır, okutuyorum:

B) Meclis Araştırması Önergeleri

1.- Kars Milletvekili Mahmut Esat Güven ve 19 milletvekilinin, Kuyucuk Gölü’ndeki çevre sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/241)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Bölge ekonomisiyle birlikte doğal yaşamın geleceğini etkileyecek “Kars-Arpaçay Kuyucuk Gölünün kirlenmesinin önlenmesi ve bu konuda yasal düzenlemenin oluşturulması” amacıyla Anayasanın 98. TBMM İçtüzüğünün 104 ve 105. maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılması hususunda gereğini saygılarımızla arz ederiz.

1) Mahmut Esat Güven                         (Kars)

2) Necip Taylan                                     (Tekirdağ)

3) Mehmet Müezzinoğlu                       (İstanbul)

4) Avni Doğan                                      (Kahramanmaraş)

5) Zeki Ergezen                                     (Bitlis)

6) Hakkı Köylü                                     (Kastamonu)

7) Cemal Yılmaz Demir                        (Samsun)

8) Rıtvan Köybaşı                                 (Nevşehir)

9) Aşkın Asan                                       (Ankara)

10) Fuat Bol                                          (İstanbul)

11) Zekeriya Aslan                                (Afyonkarahisar)

12) Mehmet Sağlam                              (Kahramanmaraş)

13) İsmail Özgün                                  (Balıkesir)

14) Harun Tüfekci                                 (Konya)

15) Ahmet Koca                                    (Afyonkarahisar)

16) Osman Coşkun                               (Yozgat)

17) Necdet Ünüvar                                (Adana)

18) Zeki Karabayır                                (Kars)

19) Halide İncekara                               (İstanbul)

20) Yahya Doğan                                  (Gümüşhane)

Gerekçe:

219 hektarlık bir alanı kaplayan Kuyucuk Gölü, Kars’ın en önemli sulak alanı olup, uluslar arası önemli Doğa Alanı (Key Biodiversity Area) ve Yaban Hayatı Geliştirme Sahası statüsüne sahiptir. Kars-Akyaka Platosunda yer alan göl, kaynak suyuyla beslenmektedir ve en derin noktası 13 metredir. Yer yer küçük Phragmites saz öbekleri olsa da, göl kıyısı bitki örtüsü fakirdir. Göl kıyısı ve çevresinde koyun ve inek otlatılmaktadır. Ağaçsız steple çevrelenmiş olan gölün etrafında tahıl ve yem bitkileri yetiştirilmekte ve hayvancılık yapılmaktadır. Bundan dolayı göle nitrat, fosfat ve diğer kimyasal maddeleri taşıyan sular sızmaktadır.

Göl en büyük doğa turizm potansiyeline sahip olan zengin kuş toplulukları, özellikle de bayrak tür niteliğini taşıyan angıt (Tadorna Ferruginea) ördekleri açısından çok önemlidir. Kuyucuk gölü kuşlar açısından Kars ilindeki en önemli alandır ve Türkiye’de nesli tehlike altında bulunan dikkuyruk (oxyura leucocephala) ördeğinin ve Sibirya kazının (Branta ruficollis) yanı sıra en az 161 türden on binlerce kuşu barındırmaktadır. Kuyucuk gölü her ne kadar koruma altında olsa da alanda kaçak avcılık yapılmakta ve bunun önüne geçmek mümkün olmamaktadır.

Konunun Türkiye Büyük Millet Meclisinde kurulacak Meclis Araştırma Komisyonunda incelenmesi ve gerekli tedbirlerin belirlenmesini gerekli görmekteyiz.

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Önerge gündemdeki yerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki görüşme sırası geldiğinde yapılacaktır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının bir tezkeresi vardır, okutup oylarınıza sunacağım.

C) Tezkereler

1.- Asya Parlamenter Asamblesinde 3 üyeyle temsil edilen Türkiye Büyük Millet Meclisinin, APA Şartı gereğince 5 üyeyle temsil edilmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/494)

                                                                                                           3 Temmuz 2008

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

İran’ın başkenti Tahranda 17-21 Kasım 2007 tarihleri arasında yapılan Asya Parlamenterler Asamblesi 2. Genel Kurul toplantısında kabul edilen “Asya Parlamenterler Asamblesi (APA) Şartı” gereğince, üye ülkeler Genel Kurul toplantıları’nda ülkelerin nüfus oranları çerçevesinde üye sayısıyla temsil edilecektir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni temsil edecek Uluslararası Grubun, APA Şartı’nın 8. maddesinin 2. fıkrasında yer alan “ek üyelik” düzenlemesi gereğince üye sayısı 5 olarak belirlenmiştir.

Buna göre, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni Asya Parlamenterler Asamblesi’nde (APA) temsil eden 3 üye’ye, 2 üye ilave edilerek toplam 5 üye ile temsil edilebilmesi hususu Genel Kurul’un tasviplerine sunulur.

                                                                                                            Köksal Toptan

                                                                                                Türkiye Büyük Millet Meclisi

                                                                                                                 Başkanı

KAMER GENÇ (Tunceli) – Karar yeter sayısının aranmasını istiyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN – Karar yeter sayısını arayacağım.

Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Karar yeter sayısı yoktur.

Birleşime beş dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 13.47

İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 13.56

BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU

KÂTİP ÜYELER: Canan CANDEMİR ÇELİK (Bursa), Fatoş GÜRKAN (Adana)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 128’inci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının tezkeresinin oylamasında karar yeter sayısı bulunamamıştı. Şimdi, tezkereyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.

Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir, karar yeter sayısı vardır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının bazı sayın milletvekillerinin izinli sayılmalarına dair bir tezkeresi vardır, okutup oylarınıza sunacağım:

2.- Bazı milletvekillerinin izinli sayılmalarına ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/495)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Aşağıda adları yazılı sayın milletvekillerinin hastalıkları nedeniyle hizalarında gösterilen süre ile izinli sayılmaları Başkanlık Divanının 11 Haziran 2008 tarihli toplantısında uygun görülmüştür.

Genel Kurulun onayına sunulur.

                                                                                                            Köksal Toptan

                                                                                                Türkiye Büyük Millet Meclisi

                                                                                                                 Başkanı

“İstanbul Milletvekili Ali Topuz, 29/04/2008 tarihinden itibaren 31 gün”

BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

“Samsun milletvekili Haluk Koç, 07/05/2008 tarihinden itibaren 16 gün”

BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Başbakanlığın, Anayasa’nın 82’nci maddesine göre verilmiş bir tezkeresi vardır, okutup oylarınıza sunacağım:

3.- İsviçre’ye resmî ziyarette bulunan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’e refakat eden heyete iştirak etmesi uygun görülen milletvekillerine ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/496)

                                                                                                                 8/7/2008

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün 28 Mayıs-13 Haziran 2008 tarihlerinde Cenevre’de gerçekleştirilen 97 nci Genel Konferansı’na katılmak üzere bir heyetle birlikte İsviçre’ye yaptığı resmî ziyarete, ekli listede adları yazılı milletvekillerinin de iştirak etmesi uygun görülmüş ve bu konudaki Bakanlar Kurulu Kararının sureti ilişikte gönderilmiştir.

Anayasanın 82 nci maddesine göre gereğini arz ederim.

                                                                                                      Recep Tayyip Erdoğan

                                                                                                                Başbakan

Liste

Agâh Kafkas                                                 Çorum Milletvekili

Kemallettin Aydın                                         Gümüşhane Milletvekili

Ahmet Gökhan Sarıçam                                Kırklareli Milletvekili

Mehmet Cevdet Selvi                                    Kocaeli Milletvekili

Mustafa Kalaycı                                            Konya Milletvekili

Mehmet Nil Hıdır                                          Muğla Milletvekili

Enver Yılmaz                                                Ordu Milletvekili

Durdu Mehmet Kastal                                   Osmaniye Milletvekili

BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, alınan karar gereğince sözlü soru önergelerini görüşmüyor ve gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmına geçiyoruz.

1’inci sırada yer alan, Elektrik Piyasası Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporlarının görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri

1.- Elektrik Piyasası Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/554) (S. Sayısı: 249)(x)

BAŞKAN – Komisyon? Burada.

Hükûmet? Burada.

Geçen birleşimde, tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmış ve maddelerine geçilmesi kabul edilmişti.

Şimdi, birinci bölümün görüşmelerine başlıyoruz.

Birinci bölüm, geçici 13,14,15 ve 16’ncı maddeler dâhil olmak üzere 1 ila 14’üncü maddeleri kapsamaktadır.

Birinci bölüm üzerine gruplar adına ilk söz Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Tacidar Seyhan’a aittir.

Adana Milletvekili Sayın Tacidar Seyhan, buyurunuz efendim. (CHP sıralarından alkışlar)

Süreniz on dakikadır.

TACİDAR SEYHAN (Adana) – Sayın Başkan, şahsım adına da söz talebim var, birleştirilmesini talep ediyorum.

BAŞKAN – Siz şimdi grup adına buyurunuz Sayın Seyhan.

CHP GRUBU ADINA TACİDAR SEYHAN (Adana) – Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Görüşülmekte olan tasarı, aslında, Türkiye'nin geldiği noktayı açıkça ortaya koymaktadır.

Değerli arkadaşlar, aslında, bu tasarı içerisinde alınan tedbirlerden büyük bir çoğunluğunu bütçe görüşmeleri sırasında veya daha önceki kanun görüşmeleri sırasında, biz, Türkiye Büyük Millet Meclisinden, yapılması gereken, alınması gereken tedbirler olarak dile getirmiştik ama zamanında bu tedbirler alınmadı. Şimdi, ne zaman ki Türkiye'nin bir enerji sorunu çıktı ortaya, ne zaman ki acil önlem almak gerekti, bu kanunlar hep bir araya getirilerek toplu bir önlem hâline dönüştürüldü ve birbirine karıştırıldı.

Biz şundan yanayız: Ülkede enerjinin arz güvenliğini sağlayabilmek için mutlak tedbirler alınmalıdır, değişiklikler yapılabilir, zamanında yapılabilir ancak bu değişiklikleri yaparken büyük bir özveri ve paylaşım gereklidir değerli arkadaşlarım.

Birincisi; Sanayi ve Ticaret Komisyonu 24 kişilik uzmanlardan oluşuyor. Bu Kanun, bu Komisyonun dikkatinden ve gündeminden sadece Plan Bütçeye yönlendirilmiştir, buradaki arkadaşların birikimi yok sayılmıştır, bu bir hatadır, bu yapılmamalıydı, bu, arkadaşlarımıza haksızlık.

İkincisi, değerli arkadaşlar, böyle önemli bir konuda “Hazırlık yaptık.” deniliyor, tıpkı kumpir gibi birbirinden farklı konular bir araya getiriliyor, karıştırılıyor ve alt komisyona gittiğinde bir bakıyoruz ki önümüzde elliye yakın önerge var.

Değerli arkadaşlar, bu kadar ciddi bir konuda madde sayısının 2 katı kadar önerge olur mu? Şimdi Genel Kurulda da önerge var. Bu şunu gösteriyor: Kanunun hazırlanması sırasında ne kadar deneyimsiz, bilgisiz, araştırmadan uzak bir çalışma yapıldığını ortaya koyuyor değerli arkadaşlarım.

Bakın, Sayın Bakan konuşmasında birkaç şey söyledi: “Biz bu işi biliyoruz, işi bize bırakın.” dedi.

Değerli arkadaşlar, bir de -öcü gibi şundan kaçılıyor- deniliyor ki, “Liberalleşen piyasada kamu yatırım yapmayacak.” “Yapmayacak.” dedi Sayın Bakan. Oysa, Türkiye Büyük Millet Meclisi Komisyonundan geçirdiği Nükleer Yasa Tasarısı’nda da ve oradaki linyitlerin değerlendirilmesi için kömür santrallerinin Afşin-Ebistan’a kurulmasıyla ilgili tasarıda da kamu-özel sektör ortaklığıyla bir santral yapılabileceğini beyan etti ve kanunlaştırdı.

Şimdi, arkadaşlar, kamudan korkmamak lazım. Serbest piyasada kamunun yeri olmaz diyemezsiniz. Kamu, üstüne düşen görevi yapacak, piyasaya müdahale etmeyecek, serbest piyasa da kendi işinde, kendi yönünde dönecek. Kamunun yapması gereken, kamu yatırımlarıyla özel sektör yatırımları arasında rekabette haksızlığı ortadan kaldırmaktır, kamunun yatırımlarını ortadan kaldırmak değildir. Buna öcü gibi bakmamalısınız.

Sayın Bakan “Bu işi biliyoruz.” dedi. Sayın Bakanın söylediği ve tutanaklara geçen ama farklılaştırılmış birkaç şeyi de ben burada söyleyeceğim. Biz bu ülkenin arz güvenliği sıkıntısına düşmesini elbette istemeyiz. Ama ben Sayın Bakanın “Bu var.” diyen arkadaşlarımıza, “Bu ülke elektriksiz kalacak.” diyen arkadaşlarımıza “mazohist” benzetmesiyle yaklaşmış olmasını kınıyorum. Bir bakanın ağzından çıkmamasını isterdim böyle bir lafın. Hepimiz bu ülkeyi seviyoruz. Acaba benim Bakana yönelttiğim suçlamalardan dolayı Sayın Bakan vereceği cevapta bana hangi tıbbi terimi yakıştıracak diye merak etmeye başladım. Bakanın görevi sorulara cevap vermektir, bizlere konuşmalarımızdan, eleştirilerimizden dolayı ruhsal bir hastalık atfetmek değildir.

Sayın Bakan geliyor buraya “Beş ampule üç ampul ekledim.” diyor. Evet, beş ampule üç ampul eklendi ama yedek kapasiteden eklediniz Sayın Bakan. Bu ülkede kullanılan elektriğin üçte 1’i kadar yedek kapasite vardı 2002 yılında. İktidara geldiğiniz günden bugüne kadar “Bulgaristan’dan elektrik almadık, kestik onu.” diyorsunuz. Evet, doğru yaptınız ama elektrik üreterek onu kapatmadınız, yedek kapasiteyi kullanarak kapattınız. Bir doğruyu doğru söylemek lazım, yerinde söylemek lazım. Bulgaristan’dan aldığımız elektriğin kesilmesinin nedeni veya oradan elektrik almamızın nedeni elektrik yokluğu değildi. Elektriğimiz vardı, sözleşme yapılıyordu, hatta bu ülkenin yedek kapasitesi de vardı, sözleşme gereği alınıyordu. Kesilmesi ve yerli kaynaklarımızın kullanılması doğru karardır ama “O gün elektrik yoktu, bugün elektrik var.” demek yanlış bir anlatımdır değerli arkadaşlar. O gün Türkiye'nin yedek kapasitesi vardı. Sayın Bakan Enerji Bakanlığında 50 milyar kilovat saatlik yedek kapasiteyi aldı, 2008’de bu kapasiteyi sıfıra getirdi. Sadece bu bile Sayın Bakanın altı yılda Türkiye’yi getirdiği noktayı gösterir.

“Ben iyi yaptım, işimi iyi yaptım, bana bırakın.” diyorsunuz. Sayın Bakan, işini iyi yaptın. BOTAŞ alacaklarını EÜAŞ’tan alamadı, BOTAŞ alacaklarını belediyeden alamadı ve siz müdahale etmediniz. BOTAŞ da gitti yurt dışından kredi aldı, ona faiz ödedi, bu milletin, fakir fukaranın cebindeki parayı yabancı bankalara verdiniz. Sayın Bakan, siz bu milletin cebinden, doğal gaz zammı yaparken parayı aldınız ancak BOTAŞ, Ankara Belediyesinin, EGO’nun borçlarını kamu zararı göstererek sildi. 700 milyon dolara yakın parayı sildi ve BOTAŞ da bunu görev zararı gösterdi. BOTAŞ gitti kredi aldı. Bu para kimin cebinden çıktı? Kimin parasını sildin sen Sayın Bakan? Hani iyi yönetim? Bu muydu iyi yönetim değerli arkadaşlar? Yani bunu söylemek bizi mazohist mi yapıyor? “Saptırmayın, tarihi hatırlayın.” diyor. 

Sayın Bakan geldikten sonra ne yaptı? Bir pembe dizi. Değerli arkadaşlarım, pembe dizinin de bir şeyi var. Bekaa Vadisi’nde pembe dizi çekilir mi? Olmaz. Söylediğiniz şeylerde… Ben Bakandan, şu kürsüye çıktığında “Ya arkadaşlar, biz şunları yaptık ama burada da eksiğimiz var. Sizin de desteğinizle şunları yapacağız.” demesini beklerdim. Yok böyle bir şey. Yenilenebilir Enerji Kanunu’nda bas bas bağırdık, iki defa geçen Kanun’u yenilemek zorunda kaldık. Teşvikleri gündeme getirdiğimizde “Bu teşvik olmaz.” dediler, bugün bizim söylediğimiz teşvikler kanunun içerisinde yer alıyor. Kim verecek bunun cevabını? Değerli arkadaşlar, olmaz böyle bir şey. Biraz da…

E, Bakan hiç mi bir şey yapmadı? Elbette yaptı. Bir ülkede devletin sürekliliği esastır. İşin başında, bakanı bırakın, o kurumların yöneticileri bile bu kadar işi yapar. Deniliyor ki: “Biz 3 bin küsur megavat devreye aldık.” Sayın Bakan, o devreye aldığınız bütün santrallerin yatırımı siz iktidara gelmeden önce yapılmıştı. Şimdi yatırımlar yapılmıyor mu, şimdi projeler yok mu? Var. Şimdiki projeler içerisinde önemli projeler de var. Ama Türkiye’ye “Bu yenilenebilir enerji yatırımları rahatlatacak.” diye bir mesaj verirseniz bu ülkeyi karanlığa götürürsünüz.

Değerli arkadaşlar, o projelerin en az yüzde 60’ı gerçekleşebilir projeler değildir ve yüzde 40’ı için de Türkiye’de büyük bir finans sıkıntısı vardır. Bu nedenle, Türkiye'nin geleceğine doğru bakmak lazım. Türkiye’de geç kalınmıştır, yenilenebilir enerji kaynaklarının harekete geçirilmesinde, yatırım planlaması yapılmasında geç kalınmıştır. Burada tarihe not düşüyorum: Bu ülke geçmişte eleştirdiğimiz, yüzde 51’e çıkan, yüzde 60’lara doğru yürüyen doğal gaz çevrim santrallerine mahkûm bırakılmıştır. 2020 yılına kadar hangi iktidar gelirse gelsin, bugünden sonra, yenilenebilir enerji yatırımlarıyla bu ülkenin enerji ihtiyacını karşılayamayacak. Maalesef, yerli kaynakların oranı artamayacak.  Aksi olacak, bu ülke doğal gaz çevrim santralleri yapmaya devam edecektir. Bunun sorumlusu Sayın Bakandır, bunun sorumlusu Hükûmettir, zamanında tedbir almamaktır.

Daha geçen yıl Türkiye Büyük Millet Meclisi komisyonunda Sayın Bakan “Biz nükleeri de getiriyoruz.” dedi ve hepimize ne dedi biliyor musunuz orada? “Beş yılda bu iş tamam.” Sayın Bakan cevap versin, bir yıl geçti, daha ihale edemediniz. Geriye kaldı dört yıl. Sayın Bakan, soruyorum: Dört yılda, söylediğiniz gibi, 2,5 milyar dolara bu nükleer santrali yapıp Türkiye’ye dört yılda bir nükleer santral kazandırabilecek misiniz? Arkadaşlar, bu işler lay lay lom değil ki. Çocukluk hastalığıyla, “Yaparım, ederim.” demekle olmuyor. Altı senedir Bakanın bütün konuşmalarını inceledim. Ne zaman enerji krizi gündeme gelse ya “Kömür buldum.” diyor ya “Doğal gaz buldum.” diyor ya “Petrol buldum.” diyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız, buyurunuz.

TACİDAR SEYHAN (Devamla) – Allah rızası için, lütfen, çıkın, Türkiye’de doğal gaz, petrol üretimine bir bakın bakalım. Yüzde kaçtı, yüzde kaça geldi? Miktarı artmış olabilir. Ama ithal kaynakların yüzdesi Türkiye’de düşmemiştir, artmıştır. Türkiye’de kaçak gerilememiştir, kaçakçılık artmıştır. Ortaya atmış olduğu hiçbir kanun teklifi, yürütmede ısrarlı ve kararlılık olmadığı için işlememiştir değerli arkadaşlarım. Bugün rafinerilerimizden çıkan rafine edilmiş petrole bakarsanız, bugün çıkan petrol miktarı 2006’da çıkan petrol miktarından azdır. Tüketim artıyor. Rafine edilmiş petrol miktarı, rafinerilerden çıkış azalıyor. Bu nerede arkadaşlar, bu kullanılan petrol? Nereden geliyor? Yani ne yapalım? Bu saatten sonra Sayın Bakanla biz abaküs alıp yeniden hesaba mı başlayalım? Hiç mi hesap yok kafamızda?

Değerli arkadaşlar, konuya doğru bakmak lazım, meseleye doğru bakmak lazım. Ben konuşmamın diğer bölümünde diğer aksaklıkları da dile getireceğim. Beni dinlediğiniz için çok teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Seyhan.

Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Denizli Milletvekili Emin Haluk Ayhan.

Buyurunuz Sayın Ayhan. (MHP sıralarından alkışlar)

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, komisyonun temsilcisi yok orada efendim. Boyuna önergelerle uğraşıyorlar.

BAŞKAN – Komisyonun özel sözcüsü oturuyor efendim.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Hayır, sözcü yok orada.

VEYSİ KAYNAK (Kahramanmaraş) – Tanımıyorsun Kamer Bey, tanımıyorsun.

KAMER GENÇ (Tunceli) –Plan ve Bütçenin sözcüsü değil efendim.

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ KEREM ALTUN (Van) – Dikkatli bakarsanız…

BAŞKAN – Özel sözcüsü diye not yazılmış efendim, kararda var. Raporda yazıyor.

Sayın Ayhan, buyurunuz efendim.

Süreniz on dakikadır.

MHP GRUBU ADINA EMİN HALUK AYHAN (Denizli) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan 249 sıra sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın birinci bölümü üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun görüşlerini arz etmek üzere söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

İstanbul’daki elim olay nedeniyle şehit olan polislerimize Allah’tan rahmet diliyorum, yaralı olanlara da acil şifalar diliyorum.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; ülkelerin gelişmişlik durumunu yansıtan, enerji talebini belirleyen üç temel faktör olarak; nüfus artışı, ekonomik kalkınma ve teknolojideki ilerleme sayılabilir. Türkiye’nin birincil enerji tüketimi 2007 yılında dünya toplamının yüzde 0,95’idir. Bununla beraber, Türkiye’nin aynı yıl 31,1 milyon ton petrol tüketimi ve 35,1 milyar metreküp doğal gaz tüketimi olan, bu miktarların tamamına yakınını ithal eden önemli bir enerji pazarı ve ithalatçısı konumundadır.

Petrol, doğal gaz gibi enerji kaynakları sınırlı olan Türkiye’nin, zengin kaynaklara sahip komşularla sarılı konumu, kendi kaynaklarımızın kıtlığı sebebiyle talihsiz bir konu olarak değerlendirilse de uluslararası enerji geçiş yollarının kavşağında yer alması bunu bir avantaja çevirmesi gerekirken, maalesef, bu Hükûmet döneminde bu da gerçekleştirilememiştir. Türkiye, başta Orta Doğu ve Hazar havzası olmak üzere dünyanın ispatlanmış gaz rezervlerinin yüzde 72’sinin ve ispatlanmış petrol rezervlerinin yüzde 73’ünün bulunduğu bir bölgede yer almaktadır. Bu nedenle, Türkiye, kaynak ülkeleriyle tüketici pazarları arasında doğal bir köprü işlevi görmekte ve kaynak ve güzergâh çeşitlendirmesi yoluyla enerji güvenliğinin sağlanmasında önemli bir ülke olarak ön plana çıkmaktadır.

Türkiye, dünyada en süratli büyüyen enerji pazarlarından biri hâline gelmiştir. Türkiye, enerji sektörünün her alanında hızla artan bir taleple karşı karşıyadır. Türkiye’nin artan enerji talebi karşısında kendi enerji kaynaklarının sınırlı olması, başta petrol ve doğal gaz olmak üzere enerji kaynaklarının ithaline bağımlılığı da beraberinde getirmiştir.

Türkiye’nin enerji ve ekonomi politikalarında son derece kritik bir durum yaşanmaktadır. Enerji ithalatı için 2006 yılında 28,7; 2007’de ise 33,9 milyar dolar ödenmiştir. 2008’de enerji ithalatı faturasının 40 milyar doları aşması beklenmektedir.

Türkiye, enerji tüketiminde yüksek bir dışa bağımlılık yaşamaktadır. 2007 yılı enerji tüketiminin yalnızca yüzde 27’si yerli kaynaklarla karşılanabilmiştir. Petrol ve doğal gaz fiyatlarındaki artışın sürmesi durumunda toplam enerji tüketiminde petrole yüzde 33, doğal gaza yüzde 29 bağımlı olan Türkiye ekonomisinin ne hâle geleceğinin ayrıca hesaba katılması da gereklidir.

Artan talebin en büyük bileşenini elektrik enerjisi üretimi için doğal gaz tüketimi oluşturmaktadır. İthal bir enerji kaynağı olan doğal gazın elektrik enerjisi üretimi içindeki payı 2006 yılında yüzde 45,8’den 2007’de yüzde 48’e, 2008 yılı tahminlerine göre ise yüzde 49-50’lere çıkması beklenmektedir. Elektrik üretiminde ithal bir enerji kaynağına bu denli bağımlı olmamız hiç rasyonel değildir ve millî çıkarlarımıza da aykırıdır.

Enerji ithalatının genel ekonomi üzerindeki ağır baskısı yanı sıra, 2005 başından bu yana doğal gaza açıklanmış enflasyon rakamlarının çok üzerinde bir düzeyde zam yapılmış olması sanayi sektörleriyle halkı olumsuz şekilde etkilemektedir.

Yüksek ithalat bağımlısı olduğumuz ülkelere yönelik arz güvenliği kaygıları enerji sorunlarımızın başında yer almaktadır. Gerçekçi bir gözle değerlendirildiğinde, bu ve benzeri göstergeler, Türkiye enerji politikaları ve genel ekonomi dengeleri açısından altüst edici değerlerdir ve birer kriz faktörü oluşturmaktadırlar. Aksi takdirde, Hükûmet niye bu tasarıyı getirme ihtiyacını hissedecektir?

Tasarının 3’üncü maddesiyle, yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı enerji üretim tesislerine birtakım kolaylıklar sağlanmıştır. Küçük ölçekli yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının hızla yaygınlaşması için bu tesisler tarafından üretilecek elektriğin sisteme nasıl bağlanabileceğinin ve nasıl bir tarife uygulanacağının geciktirilmeden düzenlenmesinin yararlı olacağı düşünülmektedir.

Tasarının 4’üncü maddesinde 4628 sayılı Kanun’un 14’üncü maddesinin sonuna ilave edilen fıkrayla getirilen hükmün, şu ana kadar 4046 sayılı Kanun kapsamında uygulanıp uygulanmadığı hususunun değerlendirilmesinde yarar vardır çünkü yetki aşamasında farklı kuruluşlara bağlı olmanın bazı problemlerin ortaya çıkmasına neden olacağı bir gerçektir. Alt komisyon görüşmeleri sırasında da şimdiye kadar böyle bir uygulama olmadığı Özelleştirme İdaresi Başkanlığı yetkililerince ifade edilmiştir. Ayrıca, özelleştirmeden elde edilecek gelirlerin enerjiyle ilgili kuruluşlara özel ödenek olarak kaydedilme durumu söz konusu olmaktadır. Bu uygulama, 5018 sayılı Kanun’a aykırılık arz etmektedir. Artık bu husus Hükûmet tarafından her konuda gelenek hâline getirilmektedir.

Tasarının 5’inci maddesinde yapılan ilaveyle, kamu tüzel kişiliğini haiz tüzel kişilere yürütülen üretim, iletim ve dağıtım faaliyetleri kapsamında tesislerin işletilmesi ve bakım-onarım işlerinin hizmet alınmak yoluyla yürütülmesi imkânı getirilmektedir. Bu durum, zaman içerisinde kamudaki mevcut nitelikli personelin erimesine yol açabilir. Hatta zamanla bu hizmeti alabilecek veya alınan hizmeti kontrol edebilecek kadar niteliğe sahip personelin bulunmasında dahi sıkıntılar doğurabilir. Bu sebeple, bu tesisler kamu tarafından işletildiği sürece hizmetlerin kamu personeli eliyle yürütülmesi öncelikli olarak düşünülmeli ve personel politikası buna göre belirlenmelidir.

Tasarının 7’nci maddesiyle fiyat eşitleme mekanizmasının uygulanacağı geçiş dönemi 31/12/2012 tarihine çekilmektedir. Uygulama, özellikle ülkemizin yüksek olan kayıp ve kaçakların daha da artmasına sebep olabilir. Ulusal tarife uygulamasının politikalarının da etkisiyle bazı bölgelerimizde kayıp ve kaçaklar çok yüksek boyutlara ulaşmıştır. Bu sebeple, çapraz sübvansiyonlar yerine gerekirse başka bir formül bulunarak herkesin tükettiği enerjinin bedelini ödemesi gerektiği bilincinin yerleştirilmesi hususu değerlendirilmelidir. Elektrik kayıp kaçağının en düşük olduğu il olan Denizlili sanayiciler inim inim inlerken kaçak kullanım problemlerini niye Denizlili sanayicilere yüklüyorsunuz?

AKP Hükûmetleri döneminde kamu enerji sektörü yatırımlarının toplam kamu sektörü yatırımları içindeki payı giderek azalmıştır. Enerji sektöründe, 2002 yılında yüzde 20,8 olarak gerçekleşen bu pay, 2008 yılı programında yüzde 9,1 olarak hedeflenmiştir. Sabit fiyatlarla 2004, 2006 ve 2007 yıllarında kamu enerji sektörü yatırımlarında önemli azalmalar meydana gelmiştir. Bunun sorumlusu muhalefet değildir. Birincil enerji tüketimi ve kaynakların oranları dikkate alındığında 2002 yılında doğal gaza olan bağımlılık yüzde 26 düzeyindeyken 2008 yılının programında bu oranın yüzde 30,2’lere ulaşması öngörülmektedir.

AKP Hükûmeti döneminde Hükûmetin enerji politikalarının temelinde, ulusal çıkarların korunması, enerji arzı ve güvenliğinin ve devamlılığının sağlanması, serbest rekabete dayalı bir enerji piyasası oluşturulması konuları yer almaktadır. 60’ıncı AKP Hükûmeti Programı’nda, enerji güvenliği ana unsur olarak yer almış ve konutlarda tüketilen elektriğe hiç zam yapılmadığı, sanayide tüketilen elektrik fiyatında yüzde 5 indirim yapıldığı konularına yer verilmiştir. Ancak 2008 yılında elektrik fiyatlarında yüzde 40’ları aşan zamlar meydana gelmiştir.

Hiç kimse enerji talebi ile büyüme ilişkisinden bahsetmemektedir. Olmayan enerjinin ekonomiye maliyeti nedir? İhtiyaç fazlası kapasitenin maliyeti nedir? Elimizde bir çalışma var mıdır? Niçin kamuoyuyla paylaşmıyoruz? Bunların Türkiye Büyük Millet Meclisinde tartışılması gerekmektedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.

Buyurunuz.

EMİN HALUK AYHAN (Devamla) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

2002 yılında başlatılan elektrik sektörünün serbest piyasaya dönüşüm çalışmalarında AKP Hükûmeti maalesef önemli bir dönüşüm sağlayamamıştır. 2007 yılı seçimleri öncesi elektrik sektöründeki özelleştirmeler kamuoyunca anlaşılamayan nedenlerle ertelenmiştir. Erteleme kararından ilgili bakanın haberi olmadığını medyadan öğrenmiş bulunuyoruz. Enerji sektöründeki yatırımların yapılamaması sonucunda AKP Hükûmetleri döneminde yedek kapasite erimiş ve enerji açığı problemi ülke gündemine belirgin bir şekilde oturmuştur.

Gerçekten, alt komisyon çalışmaları sırasında büyük özveri gösteren Alt Komisyon Başkanına huzurlarınızda teşekkür etmek istiyorum. Aksi takdirde bu tasarının mevcut hâliyle bile Genel Kurul gündemine gelmesi mümkün değildi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sözlerinizi toparlayınız lütfen.

EMİN HALUK AYHAN (Devamla) – Çünkü aynı bakanlığa bağlı ilgili kuruluşların her birinin dörder beşer tane farklı önerge, teklifleri bulunmaktaydı. Bu bile Hükûmetin konuya ne kadar duyarlı olduğunu göstermesi açısından önemlidir.

Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Ayhan.

Şahsı adına Siirt Milletvekili Sayın Afif Demirkıran.

Buyurunuz Sayın Demirkıran. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, kişisel söz alanları lütfen baştan okuyun, çünkü bize gelen bu basılı kâğıtta arkadaşların isimleri yok. İsimleri olmayan kişiye de söz vermeniz bana göre mümkün değil…

BAŞKAN – Sayın Genç, geçen oturumda da sizinle konuşmuştuk bu konuyu. Devirler var, İç Tüzük’ü benden daha iyi bilirsiniz efendim…

KAMER GENÇ (Tunceli) – Biliyorum ama art niyetli… Sayın Başkan, siz Başkanlık olarak söz isteyenleri önceden sıraya koyacaksınız, ama adam ellinci sıradan gelip de birinci sıradan konuşamaz. Lütfen açıklık getiriniz efendim

BAŞKAN – İç Tüzük’e göre devir hakkı vardır efendim. Lütfen bu konuyu bir daha tartışmayalım Sayın Genç.

Buyurunuz Sayın Demirkıran.

AFİF DEMİRKIRAN (Siirt) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu sabah Devlet Su İşlerinde gerçekten Türkiye’nin gururu olan bir tören yapıldı; özel sektör tarafından gerçekleştirilecek 61 adet hidroelektrik santralinin temel atma töreni. Toplam 2.750 megavatın üzerinde. Esasen şu ana kadar lisansı alınmış hidroelektrik santral sayısı 20 bin megavatın üzerindedir. 1.460 adet…Toplam 60 milyar -65 milyar kilovat saat yıllık enerji üretimi. Buraya katıldık. Sayın Maliye Bakanı veya bir bakanımız dedi ki: “Geçmişte yabancı bir uzmana ‘Türkiye nasıl kalkınır?’ diye sormuşlar. O da ‘Türkiye kalkınmasına kalkınır da mevzuat yeterli değil.’ demiş.” Elektrik Piyasası Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nı bugünün sonunda, Yüce Mecliste ümit ediyorum, inşallah geçirmiş olacağız. Yine 2001 yılında bu Parlamentodan çıkan 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’ndan ki, o günden bu güne karşılaşılan aksaklıklar, yeni şartlar altında yapılması gereken ilaveleri içeren bir değişikliktir.

Esasen, Türkiye’de elektrikte rekabete dayalı özelleştirmeye baktığımız zaman tarihçesi 1984’lere gitmekte. 3096 sayılı, TEK’in dışındaki özel kuruluşların elektrik üretimini öngören kanun;  derken, yap-işlet-devret, yap-işlet kanunlarıyla bu süreç devam etti ve 2001 yılında, biraz önce de ifade ettiğim gibi, 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu çıktı bu Parlamentodan.

Buradaki amaç, kaliteli, yeterli, sürekli, düşük maliyetli ve çevre dostu bir elektrik enerjisinin, özel hukuk kurallarına göre çalışan, mali yönden güçlü, rekabete açık firmalar tarafından temin edilmesi, iletilmesi ve nihai tüketiciye sağlanmasıdır. Şimdi, biz baktığımız zaman bu kanunda… Dünden itibaren arkadaşlarımız bu kanunun içeriğiyle ilgili bilgiler verdiler. Ancak şu bir gerçek ki, Türkiye’nin kendi kaynakları, maalesef 2020 yılına geleceğimiz zaman yeterli değildir, Türkiye’deki yüzde 8 civarındaki yıllık elektrik talebini karşılamaya. 2 adet senaryo var değerli arkadaşlar; malumunuz olduğu gibi, yüzde 6’lık bir artışla öngörülen senaryo, yüzde 8 artış öngörülen senaryo. Ama geçmişe dönemsel olarak baktığımız zaman, kriz dönemlerini hariç tutar isek, Türkiye’de elektrik enerjisi talep artışı yüzde 8’in altına hiçbir zaman düşmemiştir. Böyle baktığımız zaman 2010 yılında 240 milyar kilovat saat, 2020 yılında 499-500 milyar kilovat saat bir elektrik enerjisine ihtiyaç var. 80 bin megavat civarında ilave bir yatırıma ihtiyaç var. Bunu kamu kaynaklarından karşılamak, malumunuz olduğu gibi mümkün değildir. O zaman, özel sektörün önünü açıp, özel sektörün rekabetçi bir ortamda, halkımızın ihtiyacı olan elektrik enerjisini zamanında, sürekli ve kaliteli olarak üretip halkımıza, sanayicimize teslim etmesini öngörmemiz gerekir. Bu yasadaki değişiklikler bunu öngörmektedir.

Yasada daha birçok husus söz konusudur. Rüzgâr enerjisi mesela, 79 bin megavat civarında bir müracaat oldu malumunuz olduğu gibi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

AFİF DEMİRKIRAN (Devamla) – Sayın Başkan, devam ediyorum.

BAŞKAN – Evet, buyurunuz efendim.

AFİF DEMİRKIRAN (Devamla) – Ekim 2007’de EPDK’ya 79 bin megavatlık bir rüzgâr enerjisi müracaatı oldu, tabii ki burada mükerrerlikler vardır. Dolayısıyla, bir rekabet ortamında, ihale usulüyle, bu rüzgâr enerjisi müracaatlarının değerlendirilmesi esastır. Bunun önünü açmaktadır bu tasarı.

Öte yandan, malumunuz özelleştirme başlamış bulunuyor. İki tane dağıtım bölgesi, Ankara ve Sakarya, 1 milyar 800 milyon doları aşkın bir fiyatla özelleştirildi. Ümit ediyoruz ki, sonunda işletmenin kayıp-kaçakları da önemli seviyede düşecektir. Bildiğiniz gibi, İktidarımız yüzde 27’yle kayıp-kaçağı almıştı, şimdi yüzde 14’ler civarındadır. Dolayısıyla, bu özelleştirme gelirlerinin de enerji sektöründe kullanılmasını öngören bir düzenleme söz konusu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.

AFİF DEMİRKIRAN (Devamla) – İkinci bölümde de eğer söz alırsam devam ederim.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum, hayırlı olsun diyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Demirkıran.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Hilmi Güler’in bir konuşması vardır.

Buyurunuz Sayın Bakan. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Süreniz on dakikadır.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bugün görüştüğümüz maddeler eğer yasalaşırsa, şu anda gerek muhalefetin gerekse diğer çevrelerin en azından eleştirdiği konular büyük ölçüde zaten gündemden çıkacak. Yalnız burada, yatırımlarla ilgili temel noktalar hakkında Hükûmetimizin ana felsefesini benim tekrar vurgulamam gerekiyor. İnşallah, bundan sonra böyle bir açıklama durumunda kalmam çünkü bu defalarca ifade edilen bir konu ama nedense tekrar tekrar gündeme geliyor.

Bunlardan bir tanesi, izlemekte olduğumuz yatırım politikası. 2001 yılında çıkan yasa, enerji üretim yatırımlarının özel sektör tarafından yapılmasını öngörüyor, yani “kamu yapmayacak” diyor, usul bu. Böyle olduğu hâlde, neden hâlen bu Hükûmet yatırım yapmadı, üretim yatırımı yapmadı diye eleştirilmesini bir türlü anlamak mümkün değil çünkü aynı yasayı çıkaranlar arasında bulunan partiler bunu tekrar tekrar tartışıyor. Yani biz enerjide, doğal gazda 9 vilayetten 59 vilayete çıkaracak parayı buluyoruz…

TACİDAR SEYHAN (Adana) – Efendim, yasaya siz koydunuz “yapılabilir” diye.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) – ...kabloları yer altına indiriyoruz, trafoları yeniliyoruz.

TACİDAR SEYHAN (Adana) – Sayın Bakanım, siz koydunuz kanuna “yapılabilir” diye.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) – Antalya’yı ikinci bir Antalya yapıyoruz, İzmir’i yeniliyoruz, Türkiye’yi yeniliyoruz. Neticede, Türkiye'nin ürettiği elektriğe yüzde 58 daha katıyoruz. Tabii ki bunun kimi eskiden başlamıştır, kimi şimdi yapılandır. Devlette devamlılık esastır. Bolu Tüneli de aynı şekilde olmuştur, diğer yatırımlar da aynı şekilde olmuştur. Neticede, biz de aldıklarımızı, yetiştiremediklerimizi bizden sonrakilere bırakacağız. Bu gayet normal bir şeydir yani bu devletin büyüklüğü, güzelliği bu zaten. İdarenin ciddiyeti budur. Nitekim, biz 90’lı yıllarda temelinin atılmasına karar verilen, yatırım kararı verilen, on yıl kadar sonra yatırımı yapılan şeyleri aldık, üç sene içinde bitirdik. Mesela, Afşin B, 2 milyar dolarlık bir yatırımdır. 1,5 milyar dolarını biz harcadık bunun, bunu yetiştirdik. Bakü-Tiflis-Ceyhan inşaatı yaklaşık yüzde sıfırdı, bunu bitirdik. Yani, bunları gayet tabii ki bitireceğiz. Bizden sonrakileri de biz… Şu anda 30 milyar dolarlık bir yatırım paketi sürüyor. Bunları tamamen bizler geliştirdik. Mesela, bir Afşin-Elbistan C ve D diye bir yatırım yoktu. Burada A vardı, B vardı. Bunun kömürünü biz bulduk, ortada kömürü tespit edilmiş bir rezerv falan yoktu. Bunları MTA’yla yaptık. Sonra modelini geliştirdik, ihalesini yaptık. Çok şükür, şimdi teklifler aldı, değerlendiriliyor.

Bunlar zaten yapılması gereken işler. Ama diyeceksiniz ki, bunları biz eski usul de yapabilirdik. Alırdık, ihalelerini biz yapardık. Kamu bunu kısa bir zamanda yapamazdı, ihalelerinde bir sürü dedikodu olurdu, kayrıldı olurdu, bilmem ne olurdu ve hazineden de para çıkardı. Biz beş kuruş para çıkmadan bu yatırımları yapıyoruz. Bundan daha güzel ne olabilir? 30 milyar dolar hazineye yük olmadan bunu yapıyoruz. Yani, bu sabah, Afif Bey’in de söylediği gibi, 61 tane tesisin temel atma töreni durumuna gelmesi çok güzel bir şey. Hatta, bunların bir kısmı gayet iyi bir şekilde de yürüyor, inşaatları da yürüyen çalışmalar ve bunlar bizim geliştirdiğimiz modellerle oldu. Yanlış yöne giden bir tren vardı. Biz bu trenin yönünü değiştirmek için önce raylarını söktük, sonra doğru olan yöne bunu döşedik. Şimdi de, tren doğru olan yöne doğru gidiyor. Bu da nedir? Yenilenebilir enerjidir. Bu nedir? Yerli kaynaklardır. Yani, biz kömür bulduk diyoruz, gayet tabii, bulduğumuzu söylemeyelim mi? Aslında, biz, anlattıklarımızı, yetişme tarzımız açısından ayıp gibi kabul eden bir gelenekten geliyoruz. Biz, bu yaptıklarımızı, siz böyle söyledikçe anlatmak durumunda kalıyoruz. Yoksa, biz yaptıklarımızı anlatmaya kalksak ne dakikalara sığar ne saatlere sığar. Yani, biz burada tevazuyla hareket ettikçe üstümüze geliyorsunuz. Yani, gayet tabii ki rüzgâr… Daha evvelden neredeydiniz? Siz de bu yaşa geldiniz. 17 megavattı Türkiye’nin toplam rüzgârı. 17 megavattı…

TACİDAR SEYHAN (Adana) – Altı yıldır söylüyoruz Sayın Bakan.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) – Bu rüzgârlar eserken neredeydiniz?

TACİDAR SEYHAN (Adana) – Altı yıldır arkanızdan koşuyorum Sayın Bakan.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) – Bu sular boşa akarken neredeydiniz? Bu doğal gaz yatırımları yapılırken neredeydiniz? (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

TACİDAR SEYHAN (Adana) – Bunları biz yaptırdık size.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) – Neredeydiniz daha evvelden? Bu enerji bağımlılığı olurken neredeydiniz? Biz, bu yerli kaynakları, bu çevre dostu yatırımları devlete bir kuruş bağlı olmadan yaparken neredeydiniz? En azından bunu kabul edin.

AHMET KÜÇÜK (Çanakkale) – Hepsini siz yaptınız! Bugüne kadar olanların hepsini siz yaptınız!

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Sizlerin de katkısı oldu, size teşekkür ediyoruz, bunu söylüyoruz.

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Kurulu güç belli şurada.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) – Ayrıca sayın milletvekilim, benim takdir ettiğim de bir arkadaş. Oturup kendisiyle enerji konularını konuşuyoruz. Kendisine söylediğimiz herhangi bir söz yok, herhangi bir sıfatla nitelendirmedik.

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Üç dört ay sonra vatandaş bağıracak, o zaman ne yapacaksınız?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Bir duygudan bahsediyor. Çünkü bazıları diyor ki: “Kriz de kriz.” Yani “Bir kriz yok.” diyoruz. “Niye kriz çıkmadı? Ne olur bir kriz çıksa.” der gibi bazıları bir beklenti içinde. Gayet tabii ki biz de görevimizi yapıyoruz. En soğuk kışları geçirirken, otuz dört gün doğal gaz kesilmişken sizi üşütmüyoruz, elektrikleriniz devam ediyor. Bir enerji bakanının karnesinde dört tane önemli ders vardır: Elektriğin var mı? Var. Doğal gazın var mı? Var. Petrolün var mı? Var. Kömürün var mı? Var. Üstelik fakir fukaraya da dağıtıyoruz, daha ne istiyorsunuz? Bir enerji bakanı başka ne yapabilir? Yani başka ne yapabilir, bunu soruyorum size. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Altmış bin ihale yapmışız, Altmış bin ihale. Dört yüz tane firmayı yasaklamışız. Bu Altmış binin içinde bir iki tane de yanlış tabii ki çıkar. Yani bu, bütün ihtimal hesaplarında bile daha fazla çıkar. Biz de onların kimini kanuna teslim etmişiz. Bir ÇEAŞ, Kepez meselesini yapan bir hükûmet var. Yedi vilayeti haraca kesmiş bir yönetim vardı. Bir 12 Haziran günü biz buna son verdik ve bu yüzden bütün sanayi kan ağlıyordu. On bir barajını, kırk üç trafo merkezini aldık. Yağdan kıl çeker gibi alındı. Şu anda biz bir dava yürütüyoruz, bazı şeyleri bana söyletmeyin. Doğal gazda indirim yaptık, Ruslarla uzun uzun pazarlık yaptık. Ben bunun detayını size anlattığım zaman, üç sene sonra, iki sene sonra bu adamlarla tekrar aynı masaya oturacağız. Yani biz de bu vatanı seviyoruz. Yani bu sular boşa akarken, bu kömürler çıkarılmazken bunları çıkarttık.

YILMAZ TANKUT (Adana) - Sizden önce hiç baraj yok muydu Sayın Bakan?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Petrol de arıyoruz, doğal gaz da arıyoruz. Bunlar öyle daldırıp çıkartmakla olacak şeyler değil. Bir sondaj 150 milyon dolar Karadeniz’de. 2009 yılında yani gelecek sene beş tanesini TPAO delecek, iki tanesini Petrobras delecek, yedi tane sondaj yapacağız. Bulursak hepimiz sevineceğiz, sizin de sevineceğinizi biliyoruz. Ama bir bilgi kirliliği var. “Elektrik kesiliyor.”, yok efendim “Düzenli kesiliyor.”, “Kesintiler var.”, “Kesinti gezdiriliyor.” deniyor. Enerji Bakanı olarak söylüyorum, şu an itibarıyla, şu ana kadar hiçbir kesinti uygulanmadı. Tabii ki bir yerlerde tamirat yapılırken… Yatırım yapıyoruz biz, kablolar yer altına iniyor, cumhuriyet tarihinin en büyük yatırımlarını yapıyoruz, trafolar yenileniyor.

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Ya, kim yapıyor bu yatırımları, özel sektör mü yapıyor, kamu mu yapıyor? Tartıştığımız konu bu.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) – 880 bin kilometre TEDAŞ’ın kablosu var. Bu kabloların kimi yağlı kablo, bunlar hep değiştiriliyor, trafolar değiştiriliyor. Hatta elektrik varken bu tamiratı, bakımı yapabilir misiniz? Siz kendi evinizde herhangi bir ampulü değiştirirken bile şalteri kapatmıyor musunuz? Usulü bu, herhangi bir kesinti yok, inşallah da olmayacak. Allah bizi inşallah mahcup da etmeyecek, şu an çalışıyoruz, çalışıyoruz yani. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Şimdi, böyle bir durumda, niye tekrar tekrar “kriz var, kriz var” diye olmayan bir krizi ortaya çıkarıyoruz? Kaldı ki ülkemiz hızlı büyüdüğü için biz buna ayak uyduruyoruz. Avrupa’da elektrik üretimi ve tüketimi yüzde 1-1,5’tur. Gelişmelerini tamamlamışlar, unlarını elemişler, eleklerini asmışlar, yüzde 1-1,5. Bizimki yüzde 8,5. Aslında biz tabii ki buna ayak uydurmak durumundayız, biz şikâyet etmiyoruz. Şikâyet etmesi gereken varsa benim olmam lazım. Üstelik yatırım konusunda da dar bir bütçeyle yatırım yapıyoruz. Türkiye hızlı büyüyor, yirmi beş çeyrektir büyüyen bir Türkiye var, ona ayak uyduruyoruz, elektriksiz bırakmıyoruz, kömürsüz bırakmıyoruz. Fakir fukaraya 7,5 milyon ton kömür dağıtmışız. Bu fakir fukara soğuk kış günlerini sıcak evlerinde yaşıyorlar, bu güzel bir şey değil mi? Yani, bunlara sevinmeniz gerekirken… Üstelik bu yasaları çıkarırken hepinize teşekkür ettik. Yani, ben bu nezaket kurallarına uymayı çok iyi bilen birisiyim. Sizlere her zaman, size özellikle teşekkür ettim ama o cümleleri söylerken aklıma dahi gelmediniz siz çünkü zaten sizinle diyaloğumuz var, konuşuyoruz. Yani olmayan bir şeyleri böyle tartışıp etmenin bir âlemi yok ki. Bu, üstelik millî bir dava, bu kanunlar hepimize lazım; size de lazım, bize de lazım.

Netice itibarıyla güneşi daha yeni keşfediyoruz 21’inci asırda. Bu, aslında hepimizin utanacağı bir şey.

YILMAZ TANKUT (Adana) – Güneş de boşa doğuyor!

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Güneşi de siz keşfettiniz!

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) – Rüzgârı yeni keşfediyoruz. 17 megavattan 475 megavata çıkıyor. Bu, böyle demeyle olacak şey değil. Jeotermal öyle. Ege Bölgesi’nde şu anda jeotermal gündemde. Organize sanayi bölgesi gibi, organize sera bölgeleri çıkıyor, yeni bir OSB çıkıyor şu anda. Yani bu tertemiz çevre dostu. Ne Rusya’ya muhtaç olacağız ne İran’a olacağız. Biz bu yenilenebilir kaynaklara ağırlık verdiğimiz takdirde doğal gazdaki payımızı düşürünce belki fiyatları bile etkileyecek. Biz diğer ülkelere de örnek olmaya çalışan bir ülkeyiz, tıpkı Kurtuluş Savaşı’ndaki gibi. Enerjide de bir kurtuluş savaşı veriyoruz. Yoksa isteseydik biz bütün yatırımları altı ay içinde yapar, Türkiye’yi yatırıma boğardık. Ama ondan sonra çocuklarımız, torunlarımız o yüksek elektrik fiyatlarıyla, doğal gaz fiyatlarıyla uğraşırdı.

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Şimdi çok mu düşük fiyatlar Sayın Bakan?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) – Neticede esas zorluğu çeken biziz, gece gündüz uyumayan bu arkadaşlarım. Onlarla beraber bu çalışmaları yapıyoruz.

Bakın, dün de söyledim size…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) – Sayın Başkan, lütfen…

Şunu özellikle söylemem lazım: Bizim EÜAŞ’ın, yani kamu santrallerinin, termik santrallerin yüzde 35’ti verimi. Geldiğimizde yüzde 35’ti, biz bunu yüzde 74’e çıkardık. Püf noktası burada.

ALİ KOÇAL (Zonguldak) – Çatalağzı yüzde 33’te.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) – Bunun dışında kabloları yeniledik, teknik kayıplar azaldı. Bunlar bir kayıp, bunları giderdik. “Reaktif güç” diye bir şey vardı, herkes klimaya girince reaktif güçten dolayı kablolardan elektrik geçmiyordu -teknik olarak böyle ifade ediliyor- şimdi bunları -kışın gece gündüz çalıştık- düzelttik, şu anda da çok şükür gidiyor. Ama her şey güllük gülistanlık mı? Hayır. Şu anda barajlarımızdaki suyumuz çok fazla değil, geçen senekinden daha az. Ama biz bunu da yönetiyoruz -bizim görevimiz de yönetmek- olmadığı zaman da yönetiyoruz, olduğu zaman da yönetiyoruz.

Yani böyle bir yönetim varken ne kesintimiz var –“Kesinti var.” diyorsunuz- ne kriz var. Petrol krizi var, enerji krizi yok. Petrol fiyatları yükseldikçe bize de yansıyor. Fakat nedense kendi arkadaşlarım dahi enerji krizi diye bahsediyor. Bu bir galat hâline gelmiş. Petrol krizi var.

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Üç dört ay sonra göreceğiz.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) – 22 dolardan 140 doları geçen petrol gayet tabii o doğal gazı etkiliyor. Olay budur.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Bakan, lütfen sözünüzü tamamlayınız.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Peki efendim.

Ben katkılarınıza peşinen teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Güler.

Şahsı adına Adana Milletvekili Tacidar Seyhan.

Buyurunuz Sayın Seyhan. (CHP sıralarından alkışlar)

TACİDAR SEYHAN (Adana) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Ya ben Sayın Bakan konuşurken bir algılama güçlüğü çekiyorum ya da cümlelerim o tarafa farklı gidiyor.

Sayın Bakan, “Kamu yatırım yapmayacak.” diyorsunuz. Nükleer Yasa Tasarısı’na ve o yasa tasarısının ekindeki “Afşin-Elbistan C ve D’ye yüzde 99 oranında dahi özel sektör ya da kamu yatırımını birlikte yapar.” ibaresini koydunuz mu koymadınız mı?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Oradaki özel bir yasadır.

TACİDAR SEYHAN (Devamla) – Özel bir yasa… “Kamuyu oraya sokarım, buraya sokmam.”, “Kamu yatırım yapmayacak, tedbirimi alırım.” Böyle ikircikli konuşmayın.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Özel bir yasa o, alım garantisi.

TACİDAR SEYHAN (Devamla) – Eğer yasaya imza koyduysanız ikircikli konuşmayın. Kamuyu öcü gibi göstermeyin.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – O bir yarışmadır.

TACİDAR SEYHAN (Devamla) – Orada kamuya ihtiyaç vardı, koydunuz, doğru yaptınız, yaptığınızın arkasında durun. Bu bir.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Hayır, o bir yarışmadır.

TACİDAR SEYHAN (Devamla) – İkincisi: “Yerli birincil kaynaklarda biz görevimizi yaptık.” diyorsunuz. Hükûmete geldikten sonra yerli birincil kaynakların oranı düştü mü, arttı mı?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Orana değil miktara bakın, miktar başka şey.

TACİDAR SEYHAN (Devamla) – Üretiminiz artar, ama tüketime de bakarım. Yüzde 50’den yüzde 41’e düşmüştür. İşte bu, yanıltma. Bardakta bir damla su var, gösterirseniz o bir damla suyu o görünür. Boş tarafa niye bakmıyorsunuz?

Sayın Bakan, “Hiçbir şeyi zarara uğratmadık.” diyorsunuz. BOTAŞ’ın yüksek basınçlı hatlarını AGDAŞ mahkemeye verdiğinde, EPDK’ya görüş sorduğunda, birinci görüşte “O yüksek basınçlı hatlar BOTAŞ’ın kontrolündedir.” dendi. İkinci görüşte “Hayır, yüksek basınçlı hatlar da devredilir.” dendiğinde eliniz kolunuz bağlı oturdunuz, mahkeme BOTAŞ aleyhine karar aldı, 1 milyar dolara yakın orada hükûmeti, devleti zarara uğrattınız. Evet mahkeme kararı ama, siz Bakan olarak seyirci kalmayacaktınız. Türkiye Petrollerinin başındaki insana Petrol Kanunu’nu çıkarttırdınız, daha sonra o size yakın bir şirkete transfer oldu, genel müdürlük yaptı Kanun’da “yapamaz” ibaresi olmasına rağmen, hakkında kovuşturma açmadınız, Cumhuriyet Halk Partisi suç duyurusunda bulundu.

Sayın Bakan, “su” diyorsunuz. Evet, su var, hidroliği artırdınız. Doğal gazda gerekli tedbirleri alamadınız, İran doğal gazı kesti. Su kullanımında planladığınızın yüzde 60’ı ile yüzde 80’i oranında su kullandınız bu ülkede, ama barajlara gelen su maalesef beklenenin yüzde 50 altına düştü. Değerli arkadaşlar, ülkeyi susuzluğa doğru götürdük.

Sayın Bakan, “Hidrolik santraller yapılıyor, temel atılıyor.” diyoruz. DSİ’de denetimde çalışan bilinçli elemanları Çevre Bakanlığına verdiniz, şimdi kuracağınız o nehir tipi santralleri denetleyecek bilinçli kamu kurumu elemanını ortalıkta sahipsiz bıraktınız, bir denetleme kurulu veya kanunu oluşturmakta sıkıntı çektiniz. Bunlar sizin döneminizde yapılmıyor mu Sayın Bakan?

BOTAŞ sözleşmesinde, BOTAŞ operasyonunda gözaltına alınan onca insan varken, hakkında bir tane usulsüzlük, bir tane rüşvet konusunda iddianame varken insanlar gözaltına alındı, ancak hakkında 4 kez ihaleye fesat karıştırmak, 3 kez de rüşvet konusunda iddia olan, iddianamede adı bulunan Sayın Şakir Arıkan’a          -savcılık mahkemeye vermemiş, orada tutuklama kararı çıkarmamış ama- terfi vererek görevinin başında durmasına izin verdiniz. Bunları ben söylemeyeceğim kim söyleyecek? Vatandaşın vicdanını kürsüden seslendirmeyeyim mi? Bunun içindesiniz demiyorum, demek istemiyorum. Burada soruşturma raporları var. Ama ben bu ülkede yolsuzluk yapan mahkemeye gitmese dahi, bu ülkenin Enerji Bakanının görevde tutup, onu onurlandırmasını  beklemem, bekleyemem. Burası Türkiye Cumhuriyeti.

Murat Akkaya hakkında da 2 defa ihaleye fesat karıştırmak, 3 kere rüşvetten hakkında iddianamede, dava var, görevine devam ediyor. Görevinizi yapın Sayın Bakın. Bize bir şey söylemeyin. “Sondaj yapılacak.” diyorsunuz, yine Türkiye Petrollerinde yapılan bir sondajda üç tane derin sondaj anlaşması yapılıyor, ikisinde derin sondaj yapılıyor, bir tane derin sondaj kuyusu bulunamıyor o bölgede. Bir başka bölgede, derin sondaj makinesi kullanılmasa da olur, derin sondaj makinesi kullanılarak doksan günde 27 milyon dolar devlet zarara uğratılıyor. Ben söylemeyeceğim kim söyleyecek bunu Sayın Bakan? Allah aşkına söyler misiniz?

KAMER GENÇ (Tunceli) – Bunlar, onlar için hiçbir şey ifade etmiyor.

TACİDAR  SEYHAN (Devamla) –  Altı yıldır “depolama yapılacak” diyorsunuz, Silivri’yi yaptınız. Silivri’de GESTOCK danışmanlık firmasına, çıkan arızadan dolayı 1,6 milyon dolar para ödediniz. Ondan sonra işi çözemeyince adamlar, geldiniz Bakü-Tiflis-Ceyhan’da uzman var diyerek o insanlara 400 bin YTL’ye bu işi yaptırdınız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayın.

TACİDAR SEYHAN (Devamla) – Doğrusu o idi. Niye öbür firmaya danışmanlık verdiniz? Niye paranızın peşinde koşmadınız? Bu milletin hakkını siz korumayacaksınız, ben mi koruyacağım tek başıma? Bu sizin sorumluluğunuz değil mi? Bırakın Allah aşkınıza!

“Elektrikte kriz var diyorlar.” diyorsunuz. Sayın Bakanım, yedek kapasitesi yok bu ülkenin. Yedek kapasitesi olmayan bir ülkede enerji arz güvenliği tehdit altında demektir. İlkokul kitaplarını da açsanız bunun böyle yazması lazım. Yapmayın ne olursunuz! “Evet, böyle bir sıkıntı var, birlikte aşalım.” diyeceksiniz. Yenilenebilir Enerji Kanunu’nda neredeydiniz? Cumhuriyet Halk Partisi iktidarda olduğu dönemlerde –çok kısa bir dönem- bunların hepsini dile getirmiştir, bizim parti programımızda var. Altı yıldır peşinizde koşuyorum. Ali Babacan bu koridorlarda “Oy vermeyin.” diye milletvekillerinize “Bu teşviki kaldıramayız.” dediğinde, ben sizin ayaklarınızın dibinde ”Ne olur bu Kanun geçsin” diyordum. Siz de Kanun’u desteklediniz. Komisyon Başkanımız da burada, ona teşekkür ediyorum, Sayın Soner Aksoy. O da destekledi. Maliye Bakanına rağmen bu Kanun buradan geçti.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Seyhan, lütfen tamamlayınız sözünüzü.

TACİDAR SEYHAN (Devamla) - Ben bunları yapmadınız demiyorum, ama herkesin hakkını herkese verin. Ama bırakın, bir eksiklik varsa bunu  biz söyleyelim. Daha bu elimdeki dosyada yüzlerce eksiklik var, birazdan söyleyeceğim. Ama bir kırgınlık içerisine girmeyelim. “Severim…” Ben de sizi severim ama hepimizin görev ve sorumluluğu başkadır. Millet sevgisi, söylememiz gerekenleri gırtlağımızda bırakmamızı gerektirmez. Size olan sevgimiz, yanlışları dile getirmemeyi gerektirmez. Bu duyarlılık içindesiniz. Biz, size bunları düzeltin diye söylüyoruz. “Kömür santrallerinde verimi 2 kat artırdım.” dediniz, sonuçlar öyle değil. Ya öylesine söylüyorsunuz, söylediğim gibi, ya size bir hesaplama kitabı lazım Nimet Çalapala’dan Matematiğe Başlangıç, ya bana lazım. Birimiz hesabı yanlış yapıyor. Böyle şey olur mu?

Açın Yüksek Denetleme Kurulu raporlarınıza bakın. Benim bu raporuma koyduğum bütün eksiklikler denetleme kurulu raporunda var. Onu da mı CHP yazdırdı, onu da mı ben yazdırdım? Biraz vicdanlı olmak lazım. Memleketin sorunu var…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN- Sözlerinizi lütfen… Teşekkür edin Sayın Seyhan, süreniz bitti.

TACİDAR SEYHAN (Devamla) – Arz güvenliğinde devlet de görevini yapacak, Bakan da görevini yapacak.

Hepinize teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Seyhan.

Sayın milletvekilleri, görüşmeler bitti.

Şimdi soru-cevap işlemine geçiyoruz.

On beş dakika soru-cevap işlemimiz var.

Soru sormak için Sayın Genç, Sayın Tankut, Sayın Bulut, Sayın Çalış ve Sayın Uzunırmak söz istemişler, sırayla veriyorum.

Sayın Genç, buyurunuz.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Efendim, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığının ana sözleşmesinde olmamasına rağmen Çalık Grubu ile doğal gaz santrali kurulması konusunda anlaşma yapılmış mıdır? Yapılmışsa her iki şirket ne kadar para koymuştur?

2) 1 kilo marker’la kaç ton petrol kontrol edilmektedir? Petrol Piyasası Başkanlığına getirdiğiniz kişinin TÜPRAŞ’tan geldiği doğru mudur? Bu etik bir davranış mıdır?

3) İstanbul Boğazı’nda elektrik üretilmesi konusunda bir araştırma var mıdır, karşılıklı akımlardan dolayı?

Ankara Belediyesinin BOTAŞ’a kaç lira borcu vardır? Silinen var mıdır?

Kaç bürokratınız tutukludur, kaçı hakkında soruşturma var, kaçı hakkında soruşturma izni istenmiş de tarafınızdan verilmemiştir? Bu kadar bürokratınız hakkında soruşturma açılmışken, soruşturma yapılmışken ve tutukluyken, siz Bakan olarak suçsuz musunuz? Vicdan huzuruyla o makamda oturuyor musunuz?

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Genç.

Sayın Tankut

YILMAZ TANKUT (Adana) – Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.

Sayın Bakanım, Türkiye'nin toplam rüzgâr enerji potansiyeli kaç megavattır? Şu an bu potansiyelin kaçta kaçını kullanmaktayız?

Diğer sorum: İktidar olduğunuz süre içerisinde özel sektör dışında temelini attığınız hidroelektrik santrali sayısı ve isimleri nelerdir?

Yine, özel sektör dışında sizden önce temeli atılmış olan ve sizin döneminizde tamamlanan ve tamamlanamayan hidroelektrik santrallerinin sayısı ve isimleri nelerdir?

Önümüzdeki dört yıllık dönem için kamu kesimi olarak planlayıp tamamlamayı düşündüğünüz hidroelektrik santrali var mıdır? Varsa isimlerini söyleyebilir misiniz?

Son olarak, bugün itibarıyla Türkiye'nin toplam yıllık enerji ihtiyacı kaç milyar kilovat saattir? Bu ihtiyacın ne kadarı mevcut hidroelektrik santrallerimizden karşılanmaktadır?

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Tankut.

Sayın Bulut…

AHMET DURAN BULUT (Balıkesir) - Sayın Başkanım, aracılığınızla Sayın Bakana soruyorum: Kamu kesimi elektrik enerjisinde arz güvenliğini güvence altına alacak yatırımları gerçekleştirememiştir. Devletin enerji yatırımlarına aktardığı kaynaklar toplam yatırımlar içinde oldukça düşük kalmıştır. Bu yanlış politikalar neticesinde Türkiye ciddi bir elektrik enerjisi arz sıkıntısıyla karşılaşmış olmuyor mu? Hangi kaynaklarla bu sıkıntıyı telafi etmeyi düşünüyorsunuz?

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Bulut.

Sayın Çalış…

HASAN ÇALIŞ (Karaman) – Sayın Bakanım, Karaman Ermenek Barajı ve Hidroelektrik Santrali inşaatı 2001 yılında 57’nci Hükûmet zamanında başladı, 2007 yılı içerisinde bitmesi gerekiyordu, maalesef bitirilemedi, iki üç aydır da inşaat tamamen durmuş durumda.

Baraj ve santral inşaatı niye zamanında bitirilmedi ve ne zaman bitirmeyi hedefliyorsunuz? Zamanında bitirilebilseydi, yıllık ne kadar elektrik üretilecekti? Bu yıl ve inşaat bitene kadar ilgili Avusturya bankasına hazinenin ödemesi gereken, geriye ödemesi gereken borç ne kadardır? Zamanında bitirilemediği ve üretilen elektrikle ödenmesi gereken borç hazinece ödendiği için hazine zararı ne kadar olacaktır?

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Çalış.

Sayın Uzunırmak

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakan, seksen yıl kıyaslamalarıyla gidiyoruz hep burada, bunu bir örnek olması açısından söylüyorum.

Seksen yıldır Bakanlık birimlerinde kaç üst düzey genel müdür, müsteşar, müsteşar yardımcısı gibi bürokrat cezai soruşturmayla görevden alınmıştır? Altı yıldır aynı gerekçe ve seviyede kaç kişi görevden alınmıştır? Geçmiş seksen yılda atamalarda, birbiri ardına görevden üst düzeyde cezai soruşturmayla alınanlar olmuş mudur? Altı yıldır şu ana kadar bağlı veya ilgili kuruluşlarda birbiri ardına sıralı şekilde atananlardan cezai soruşturmayla görevden alınan kaç kişi olmuştur?

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Uzunırmak.

Sayın Koçal

ALİ KOÇAL (Zonguldak) – Sayın Bakanımıza soruyorum: 1 Temmuz 2008’de Zonguldak’ı ziyaret eden Sayın Başbakan Türkiye Taş Kömürü Kurumuna 1.500 + 1.500 işçi alınacağını söyledi. Biz de memnun olduk. Daha önce “İşçi alırsak TTK kapanır.” diyen Sayın Başbakanın bu yeni açıklaması doğrultusunda Hükûmetin veya Bakanlığınızın hazırladığı bir takvim var mıdır? 1.500 + 1.500 işçi alımı ne zamana kadar tamamlanmış olacaktır?

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Koçal.

Sayın Paksoy...

MEHMET AKİF PAKSOY (Kahramanmaraş) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sayın Bakanım, iktidara geldiğiniz andan itibaren Bakanlığınızda yerli ve uluslararası tahkim, avukatlık, danışmanlık hizmetleri alımı için ödediğiniz para ne kadardır ve bu paralar kimlere ödenmiştir? Ödenen bu tutarlar sizden önceki dönemde yapılan ödemeler ile kıyaslanınca sizin döneminizde alınan hizmetlere yapılan ödemeler çok fahiş ölçülerde olmuyor mu?

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Paksoy.

Sorular sona ermiştir.

Buyurunuz Sayın Bakan.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Önce Sayın Genç’ten başlayayım. Böyle bir doğal gaz santrali yok. Yani ortak, TPAO’yla Çalık’ın yapacağı böyle bir şey söz konusu değil.

Onun dışında, petrol piyasasında çalışan, TÜPRAŞ’tan, özelleşmesinden sonra geçen bir arkadaşımız var, evet, orada ama bunun herhangi bir mahzuru olmadığını biliyoruz. Tam tersine yasal…

KAMER GENÇ (Tunceli) – Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu Başkanlığına getirildi.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Hayır, Başkanlığa gelmedi. Başkanı farklı bir arkadaş… Yani sizin biraz daha incelemeniz lazım bazı şeyleri veya ben yardımcı olayım size. Bir tane başkanı var, oradan gelmedi, Özelleştirme İdaresinden geldi.

Ankara Belediyesinden olan alacağımızı, EGO’nun özelleştirilmesinden sonra alacağız. Zaten parası 900 trilyon civarında. Burada da… Yalnız onun biz faizini sildik, ana parasını alacağız.

Bu arada, bahsettiğiniz sorunlarla ilgili, şu anda yaptığımız çalışmalarda gayet tabii ki 60 bini aşan ihale -irili ufaklı- bunların içinde küçük de var, büyük de var ama bunun yanında biz dört yüz firmayı da yasakladık. Bunların içinde gayet tabii ki bu yasaklanan firmalarla beraber hukuki muamelelerin, yasal muamelelerin olduğu işlemlerimiz de oldu. Bunların kimi teftişte, kimi de adli yargıda. Gayet tabii ki biz bunları aynı zamanda hem teşvik… Daha doğrusu cezayla beraber. Mükâfat da mücazat da, bir yerde ikisi beraber oluyor. Yaptıkları takdirde onu da uyguluyoruz.

Sayın Tankut’un sorusuna cevap…

KAMER GENÇ (Tunceli) – İstanbul Boğazı’ndaki elektrikle ilgili…

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Sayın Genç, ben size cevabını verdim, vermediğim varsa yazılı veririm. Şimdi diğer arkadaşıma geçiyorum müsaade ederseniz.

Sayın Tankut’un sorularına cevabım: 48 bin megavatlık rüzgâr potansiyelimiz var. Bunu da hazırladığımız rüzgâr haritasıyla çıkardık. İlk defa biz yaptık bunu. Güneş haritasını çıkardık, jeotermal haritayı çıkardık ve Türkiye'mizin ne kadar güneş, ne kadar rüzgâr, ne kadar jeotermal potansiyeli olduğunu tespit ettik. Ayrıca, sularla ilgili de bin altı yüz proje gerçekleşti. Bunların hepsi yerli kaynaklarımızla oluyor. Bizim şu anda, belki de ileride hatırlanacağımız en güzel projeler bunlar, yani çocuklarımıza bırakacağımız en güzel şeyler bunlar. Bunlar tamamen bizim dönemde, yani rüzgâr haritaları falan bizim dönemde hazırlandı, sizlerin de desteğinizle oldu, ona da teşekkür ederim. Yasayı birlikte çıkardık. Özel sektör yapıyor bütün bu yatırımları. Bana tekrar tekrar devletin yaptığını sormayın lütfen. Çünkü devletin yatırımı öngörülmüyor kanunen. Yani biz…

YILMAZ TANKUT (Adana) – Bizden önce devletin başlattığı…

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Başlattığı var tabii, onlar var. Onlar şu anda Torul Barajı, Alparslan Barajı, Kılavuzlu, Doruk, Akköprü, Ermenek, Manyas, Çine, Deriner, Topçam, Kirazlıköprü, Atasu, Kılıcı, Ilısu, Yusufeli. Bunlar bizim dönemde sıkı takip ettiğimiz ve başka zaman olsaydı belki ödeneklerden dolayı yirmi yılda bitmeyecek çalışmaların kimini tekrar özel sektöre verdik, kimini de DSİ’nin bütçesiyle bitirmeye çalışıyoruz. Çok şükür bunları da… Önümüzdeki aylardan itibaren su tutmaya başlayacağız. Bunlardan bir tanesi Sayın Çalış’ın sorduğu Ermenek Barajı’dır. Ermenek Barajı: Şu anda DSİ bana bağlı değil ama çok yakından ilgilendim, gittim gördüm de. Müteahhidiyle bir sorunu vardı DSİ’nin özellikle oradaki kaya dolgu maddesiyle ilgili olarak, onu da çözdük. Bu yılın içinde su tutmaya başlayacağız. Ermenek, bizim çok üzerinde durduğumuz ve çok da tabiatın baraj için oluşturduğu bir yapıya sahip. İnşallah o olursa Antalya bölgesi, Isparta bölgesi de bundan yararlanacak. Onu çok sıkı bir şekilde takip ediyoruz.

Bunun dışında, Sayın Tankut’un sorularında, biraz önce söylediğim gibi özel sektör bunları oluşturuyor.

Sayın Bulut, gene aynı soruyu sordular: “Devlet oranı ne kadar?” diye. Yani devlet şu anda yeni yatırım yapmıyor yani yapmaması uygun görüldüğü için yapmıyoruz, yoksa yapamadığımız için değil. Yani yasa böyle ama çok kişi hâlâ bunu ifade ediyor. Ama çok daha uzun zamanda, 2023 yılında suları kullanacaktık yani su yatırımları bitecekti, biz bunu 2013’e çektik. Yani Yenilenebilir Enerji Yasası’nın çok büyük katkısı oldu.

Evet, Tacidar Bey’in dediği gibi burada tartışmalarla bir iki yıl kaybettik: “Yedi yıl mı olsun, on yıl mı olsun? 5,5 sent mi olsun? Olmasın.” Bu bizim bir kaybımızdır. Ama şu anda çok iyi bir yatırım ortamı var, herkes enerjiyi konuşuyor, bu bizi memnun ediyor. Bilen de bilmeyen de konuşuyor belki ama herkesin enerjiye girmesi bizi mutlu ediyor.

Onun dışında, Sayın Uzunırmak’ın sorduğu sorulara yazılı… Çünkü bir hesap meselesidir ama sizin sorunuz aynı zamanda bir fikir beyanı şeklinde olduğu için şunu demek istiyorsunuz: Bu dönemde daha sıkıntılı meseleler… Doğrudur, oldu ama biz göz yummadık Sayın Milletvekili, biz göz yummuyoruz.

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Seksen yılı hesaplaşmayalım burada Sayın Bakan.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Bakın, göz yummuyoruz. Babamızın oğlu olsa…

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Siz elli sene önce Türkiye’de siyaset yapan biri olsaydınız bu hukukla mı acaba yatırım yapardınız? O günkü hukukla yapar mıydınız bunu?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Ve biraz önce söyledim. Mesela bunların içinde bazı müteahhitler var. Siz bu müteahhitleri iyi tanırsınız, bazıları çok iyi tanıdığınız müteahhitler.

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Haksızlık yapmayın seksen yıla, elli yıla!

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – İsterseniz o tartışmayı sonra yapalım.

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Elli yıla haksızlık yapmayın! Elli yıl önce siyaset yapsaydınız burada böyle konuşmazdınız, sizi de suçlarlardı. Ayıp!

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Sayın Koçal’ın sorusuna cevap: Evet, Sayın Başbakanımızla maden ocağına birlikte indik ve orada ta en uca kadar da yer altında, o dehlizlerde o lağım denen yerlerden geçtik ve 1.500 + 1.500 kişi söz verdi Sayın Başbakanımız. Daha evvelden “Bu alınırsa zarar eder.” diye bir söz söylemedi Sayın Başbakanımız. Ben hep, devamlı yanındaydım. Başkası söylemiş olabilir ama Sayın Başbakanımızın ağzından böyle bir şey çıkmadı. Sayın Başbakanımız emeğe çok önem veren biridir, kendisi de bir eski emekçidir. Dolayısıyla, biz Zonguldak gibi emeğin kalesi olan bir yere 1.500 + 1.500 işçiyi daha fazla üretime sokacak şekilde yaptık, ama bunlar hepsi güçlü kuvvetli adamlar olacak, eskiden olduğu gibi 50 kiloluk adamlar olmayacaklar bunlar.

ALİ KOÇAL (Zonguldak) – Ne zaman alacaksınız?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Alacağız onları, hemen bunlar böyle…

ALİ KOÇAL (Zonguldak) – Anladım, ne zaman alacaksınız?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Seçimle olacak, bu seçimi de çok ciddi şekilde yapıyoruz, bunların bir hesabı var, bunun yazışması…

ALİ KOÇAL (Zonguldak) – Kimi alacaksınız demiyorum, ne zaman alacaksınız?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Alınacak, merak etmeyin. Sizin ben kronometre tuttuğunuzu biliyorum, ama ben de kronometre tutuyorum, merak etmeyin, çünkü üretim benimle ilgili.

ALİ KOÇAL (Zonguldak) – Bir takvim yok mu?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – İkinci olarak, Sayın Paksoy’un tahkimle ilgili sorduğu sorular var. Burada, şu anda, biz, aynı zamanda geçmiş işler bakanlığı olarak, eski sorunlarla da tartışıyoruz, onlarla da mücadele ediyoruz ve bununla ilgili yaklaşık 40 milyar dolarlık tahkim davaları var. Sadece bizim Bakanlıkla ilgili değil, yani bütün Türkiye Cumhuriyeti’nin maruz kaldığı, sadece ÇEAŞ, Kepez meselesiyle ilgili. Gayet tabii ki burada, kaliteli, verimli çalışan bürolarla çalışıyoruz. Neticede bu gibi işlerde karşımızdaki kişilerin de neler yaptığını bildiğimiz için, burada gayet ciddi bir savunma politikamız var, bunu da sürdürüyoruz, kendimize de güveniyoruz, iyi bir çalışma yapılıyor diğer kurumlarla birlikte, bunu da inşallah belli bir şekilde sürdüreceğimizi düşünüyorum, fakat, burada, Ermenek Barajı da dâhil olmak üzere, DSİ’nin yürüttüğü çalışmalar, mesela Topçam Barajı gibi, bunların eskiden barajları yapılıyordu, türbini yapılmıyordu, bazen sulaması yapılıyordu, barajı yapılmıyordu, yani böyle garip garip işler vardı. Biz bunlarla da mücadele ederek, bunların hemen hemen çoğunu, yani yüzde 80’inden fazlasını özel sektöre verdik. Daha evvelden ikili anlaşmalarla, bizden önce alelacele yapılan anlaşmalar vardı, onları durdurduk, onları da yeniden ihale ettik ve şu anda geçen zamanı telafi etmeye çalışıyoruz.

Tabii ki burada daha evvelden de belirtildiği gibi her şey güllük gülistanlık değil. Tabii ki yedekleri kullanıyoruz, doğrudur, ama dünyada yeni işletmecilik anlayışında sıfır yedek, sıfır stok diye bir şey var. Gönül ister ki bunların bir kısmı kenarda dursun, istediğimiz zaman çalıştıralım diye düşünülmüş olabilir, ama bizim şu andaki modelimiz, birazcık da bu geçiş döneminin zorluğundan dolayı yedekleri kullanıyoruz; doğrudur. Ama, kapasiteyi iyi kullanıyoruz.

Mühim olan şu: Elektriksiz kalıyor musunuz? Böyle bir şey yok. Kömürsüz kalıyor musunuz? Yok. Petrolsüz kalıyor musunuz? Devlet dairelerinde fuel oil’sizlikten dolayı battaniyeyle oturuyor musunuz? Yok. Dolayısıyla, doğal gaz da geliyor. Bu anlaşmaları yaparken, Bakü-Tiflis-Ceyhan, bir Şahdeniz Projesi, yer altı deposu… Yer altı deposunu biz yaptık, şimdi kapasitesini artırıyoruz. Tuz Gölü’nün de ihalesi devam ediyor. Ne yapalım biz? Müteahhitlerin huyunu da değiştiremiyoruz. Yanlışlık yapınca da durduruyoruz. Yani, böyle mi devam etseydik? Yani, bu, maalesef olabiliyor. Ama, bu noktada eğer ihale usullerini düzeltelim diye bir teklif getirirseniz, biz de memnun oluruz, bundan biz de mutlu oluruz.

BAŞKAN – Sayın Güler, süremizin sonuna geldik efendim.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Peki, efendim.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz.

Birinci bölüm üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

On beş dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 15.08

 

ÜÇÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 15.28

BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU

KÂTİP ÜYELER: Canan CANDEMİR ÇELİK (Bursa), Fatoş GÜRKAN (Adana)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 128’inci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.

249 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Görüşmeleri tamamlamıştık. Şimdi birinci bölümde yer alan maddeleri, varsa o madde üzerindeki önerge işlemlerini yaptıktan sonra ayrı ayrı oylarınıza sunacağım.

1’inci madde üzerinde bir önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 249 sıra sayılı “Elektrik Piyasası Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”nın çerçeve 1 inci maddesi ile değişik 4628 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin (18) ve (32) numaralı bentlerinin madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

                                                                                                             Harun Öztürk

                                                                                                                    İzmir

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ KEREM ALTUN (Van) – Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN – Hükûmet?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Katılmıyoruz.

BAŞKAN – Sayın Öztürk, buyurunuz.

HARUN ÖZTÜRK (İzmir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şahsım ve Demokratik Sol Parti adına yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakan, enerjide darboğaz olduğunun söylenmesinden memnun görünmüyor. Sayın Bakan, biz değil, getirdiğiniz tasarı “Enerjide darboğaz var.” diye âdeta bağırıyor. Onun için, sakin sakin eleştirileri dinleyiniz ve alınacak dersler var ise almaya çalışınız. Evet, ülke elektrik enerjisinde darboğazdadır, ülkenin elektrik enerjisinde geldiği darboğazda Hükûmetin sorumluluğu olduğu açıktır. Sayın Bakan çıkıp “Görevi devraldığımızda şu kadar megavat kurulu güç vardı, biz bunu şuraya çıkardık.” diyebilir, diyecektir ve diyor. Nitekim, yenilenebilir enerjiden rüzgâr enerjisi için Sayın Bakan diyor ki: “Geldiğimizde rüzgâr enerjisi kurulu gücü 17 megavat idi, şimdilerde 475 megavata ulaşmak üzereyiz.” Peki, bu alanda ülkenin potansiyeli ne Sayın Bakan? 48 bin megavat.

Değerli milletvekilleri, boş laf etmeyi bir kenara bırakıp iş yapmaya bakalım. İnsana demezler mi: “Hükûmetsiniz, boş oturacak değildiniz ya, elbet bir şeyler yapacaktınız. Önemli olan, yaptıklarınızla sorunu çözdünüz mü?” Size sorulan soru şu: Bugün Türkiye bir elektrik enerjisi darboğazında mı değil mi? “Evet, darboğazda.” diyoruz. Peki, siz altı yıldır iktidarda değil misiniz? Hükûmet bu soruların cevabını vermelidir.

Tasarı, altı yıllık Hükûmetin elektrik enerjisi konusunda arz açığını ortadan kaldırmaya ve arz güvenliğini sağlamaya yönelik yeterli çaba göstermediğini ortaya koymaktadır. Görüşülmekte olan tasarının, nereden, kaça olursa olsun elektrik enerjisi temin etmeye yönelik günü kurtarma yaklaşımı, bu tespitimizi doğrulamaktadır. Elektrik enerjisi konusunda arz açığının ortadan kaldırılması ve arz güvenliğinin sağlanması, bazı teşvik mekanizmaları ve maliyete bağlı otomatik zam yöntemiyle özel sektörden beklenmektedir. Ancak bu konuda yine de Hükûmetin kafası net değildir. Piyasa mekanizmasının sıkıntıyı ortadan kaldıracağı ve arz güvenliğini sağlayacağı konusunda Hükûmet emin değildir. Bir taraftan elektrik piyasasında faaliyet gösteren kamu kurumları özelleştirilmeye çalışılırken diğer taraftan özelleştirme gelirleriyle yeni kamu yatırımları yapılabileceği önerilmektedir. Teşviklerle ilgili olarak tasarıda yer alan geçerlilik tarihleri komisyonda ileriye doğru yeniden uzatılmıştır. Bu durum, söz konusu tarihlerin Hükûmet tarafından gerçekçi verilere dayanılarak tespit edilmediğini ve teşviklerin geçerli olması gereken tarihler konusunda Hükûmetin kafasının net olmadığını göstermektedir. Hükûmet, bu teşviklere rağmen arz açığının giderilmesinin ve arz güvenliğinin sağlanmasının özel sektör tarafından yerine getirilemeyeceği kuşkusu taşımaktadır. Bu nedenledir ki böyle bir durumun ortaya çıkması hâlinde kamunun söz konusu alanlara yatırım yapabileceğini öngörmektedir.

Kamunun kamu hizmeti olarak sunması gereken enerji altyapı yatırımı için yasal bir dayanağa ihtiyaç duyması ise -geçmişte şu yasa çıktı, bu yasa çıktı, altı yıldır iktidardasınız- işin hem düşündürücü hem de acı yönünü ortaya koymaktadır.

Kamunun içine düşürüldüğü kaynak sıkıntısı nedeniyle zamanında gerekli yatırımları yapamaması ve özel sektör yatırımlarının da yetersiz kalması sonucunda kapıya dayanan elektrik enerjisi arz sıkıntısı kamuyu piyasa koşullarına teslim olmaya zorlamaktadır.

Sonuçta, uygulamaya konulması düşünülen maliyete dayalı otomatik fiyatlandırma nedeniyle vatandaşlar…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız Sayın Öztürk.

HARUN ÖZTÜRK (Devamla) – Tamamlıyorum Sayın Başkan.

…piyasa mekanizmasının acımasız işleyişine ve kâr güdüsüne terk edilmiş olacaktır. Tasarı ile kamu ihale mevzuatı da enerji alanında bir kenara bırakılmaktadır.

Değerli milletvekilleri, tasarı ile ilgili düşüncelerimi izleyen önergelerde sizlerle paylaşmaya devam etmek istiyorum. Bu önergemle ilgili olarak dikkatlerinize sunmak istediğim “tedarikçi” tanımı değiştirilerek, “tedarikçi” konusunda, sorumlu olduklarına, yani “tedarikçilerin sorumlu olduklarına” ilişkin ifade yasa metninden çıkarılmaktadır. Dolayısıyla bunun tekrar eski hâline dönmesinin uygun olacağını düşünüyoruz. “Dağıtım tesisi” tanımı değiştirilerek de, üretim noktasının iletim hatlarına irtibatı maliyetli olan yerlerden de bağlantı yapılması mecburiyeti nedeniyle kamu yük altında kalacaktır. Bu nedenle önerge verilmiştir.

Desteğiniz için teşekkür ediyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Öztürk.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Efendim, karar yeter sayısının aranılmasını istiyorum.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum karar yeter sayısı arayarak: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir, karar yeter sayısı vardır.

1’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 1’inci madde kabul edilmiştir.

2’nci madde üzerinde üç önerge vardır. Madde üzerindeki bu üç önergeyi önce geliş sırasına göre okutup sonra aykırılık sırasına göre işleme alacağım.

İlk önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 249 Sıra Sayılı Tasarının 2 nci maddesinin (a) bendinin (2) numaralı alt bendinde yer alan “yüzde yirmisini” ibaresinin “yüzde onunu” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

M. Akif Hamzaçebi

Hüseyin Ünsal

Halil Ünlütepe

 

Trabzon

Amasya

Afyonkarahisar

 

Atila Emek

Hüsnü Çöllü

Birgen Keleş

 

Antalya

Antalya

İstanbul

 

 

Ali Koçal

 

                                                               Zonguldak

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 249 sıra sayılı yasa tasarısının 2. maddesinin (a) bendinin (2 nolu) alt bendinin son paragrafında geçen “yüzde yirmi” ibaresinin (% 15) olarak değiştirilmesini arz ederim.

                                                                                                              Kamer Genç

                                                                                                                  Tunceli

BAŞKAN – Şimdi, maddeye en aykırı önergeyi okutup işleme alacağım.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 249 sıra sayılı “Elektrik Piyasası Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”nın çerçeve 2 nci maddesi ile değişik 4628 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin dördüncü fıkrasının (a) bendinin (3) numaralı alt bendinin birinci paragrafının ikinci cümlesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                                                                             Harun Öztürk

                                                                                                                    İzmir

“Arz güvenliği açısından ihtiyaç duyulacak hallere münhasır olmak üzere, Kurul bu oranı bir kat artırabilir.”

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ KEREM ALTUN (Van) - Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet?

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Katılmıyoruz.

Sayın Öztürk, buyurunuz.

HARUN ÖZTÜRK (İzmir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şahsım ve Demokratik Sol Parti adına tekrar yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, hem özel tekellerin oluşmaması hem de sunulan hizmetin bir kamu hizmeti olması nedeniyle kamunun vazgeçmemesi gerektiği düşünülen üretim, iletim ve dağıtım faaliyetinin tümüyle serbest piyasa mekanizmasına bırakılması doğru bir tercih değildir. Zira, kaynak yetersizliği ve kamunun verimli çalışmadığı gerekçesiyle özel sektöre devredilen enerji sektöründe, kamunun verimsizliğiyle özel sektöre yapılan teşviklerin kamuya maliyetini ortaya koyan bir hesap bulunmamaktadır.

Değerli arkadaşlar, ne yazık ki, ülkemizin hükûmetlerüstü ulusal bir enerji politikası bulunmamaktadır. Ekonomimizi büyütmek, yaşam standartlarımızı geliştirmek ve ülkemizin rekabet gücünü artırmak için gerekli suyu ve enerjiyi en az finansmanla, en az çevresel ve sosyal maliyetle ve sürekli olarak temin etmeye olanak sağlayacak ulusal bir su ve enerji politikası yaşama geçirilmelidir.

Ülkemizin su ve elektrik enerjisi talebinin sürekli, güvenilir, kaliteli ve ekonomik bir biçimde karşılanabilmesi için, su ve elektrik enerjisi üretim, iletim ve dağıtım planları sürekli ve güncel olarak yapılmalı ve bu planlara titizlikle uyulmalıdır.

Su, enerji, ekonomi, çevre dörtlüsünün en optimal koşullarda yaşama geçirilmesi için insan ve çevre dostu teknolojiler kullanılmalıdır.

Artan doğal gaz kullanımımız, hem rezervlerin sınırlı olması hem de dışa bağımlılığa yol açması nedeniyle lehimize görülmemektedir. Bu itibarla, enerji üretiminde linyit ve taş kömürü kaynaklarımızın, düşük karbon emisyonuna imkân veren teknolojiyle birlikte ağırlıklı olarak kullanımı hem stratejik hem de ekonomik açıdan gereklidir.

Ulusal ekonominin petrol ve doğal gaz gereksiniminin istikrarlı fiyatlarla ve kesintisiz bir biçimde sağlanabilmesi için özellikle Karadeniz, Akdeniz, Saros Körfezi gibi bölgelerimizde yurt içi arama ve üretim faaliyetlerine ayrılan kaynaklar artırılmalı ve ulusal kuruluşların bu alandaki girişimleri politik ve parasal olarak desteklenmelidir.

Çevre koruma ve ülkemiz kaynaklarını kullanabilme yönlerinden yenilenebilir enerji kaynaklarından olan güneş, rüzgâr, deniz, jeotermal ve biyokütle enerji gibi enerji türleri de desteklenmelidir.

Ayrıca, enerji saklama kapasiteleri yüksek olan tuz gölleriyle ilgili araştırma ve yatırım çalışmalarına da ağırlık verilmelidir.

Görüşülmekte olan tasarı, yukarıda belirtilen politikaları esas alan, kısa, orta ve uzun vadeli stratejiler içermeyen, el yordamıyla günü kurtarmaya çalışan çabaların bir ürünüdür.

Tasarının, enerji kaynakları arasında stratejik bir yönlendirmeyi, maliyetleri düşürmeye yönelik teknolojiyi, üretim ve tüketimde kayıp ve kaçakları önlemeye yönelik bir verimliliği, kamunun bu alandaki rolünü tam olarak belirlemeyi ve nihayet çevre kaygılarını öne çıkarmayı hedefleyen politikalar içermediği açıktır.

Değerli arkadaşlar, sonuç olarak enerji piyasasının serbestleştirilmesi amaçlanmaktadır ancak Hükûmet bunu gerçekleştirebileceğinden emin değildir. Enerji arzı güvence altına alınamamaktadır. Enerji kaynakları arasında dışa bağımlılığı azaltacak stratejik tercihler ortaya konulamamıştır. Enerji alanında serbest piyasadan yana tercih ortaya konulmaya çalışılırken enerji altyapı yatırımlarının kamu tarafından yapılmasıyla bu alanın özel sektöre bırakılmasının maliyetleri karşılaştırılmamaktadır. Geçmişte enerji alanındaki kamunun zararları “görev zararı” adı altında vergilerden karşılanırken, yeni sistemde maliyete dayalı otomatik fiyatlandırma nedeniyle, nüfusun yüzde 20’sine ulaşan yoksul kesim tarafından ödenemeyecek…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.

HARUN ÖZTÜRK (Devamla) – Tamamlıyorum Sayın Başkanım.

Yoksul vatandaşlar tarafından ödenemeyecek boyuta ulaşan elektrik faturaları ya devlet tarafından “sosyal yardım” adı altında karşılanacak ya fakir fukara televizyon ışığında oturmaya başlayacak, gaz lambasına dönecek veya teknolojinin diğer nimetlerinden yararlanamayacak ya da bugünden, bazı illerde yüzde 80’lere ulaşan kaçak kullanım daha da artacak ve yaygınlaşacak, kaçak kullanımın bedeli, her zaman olduğu gibi, yine yasalara uyan vatandaşlara daha çok yük yüklenerek ödettirilecektir.

Önergem de yüzde 20 sınırının sınırsız olarak uygulamasını önleyecek bir değişiklik önergesiydi. Değiştireceğinizi düşünür, yüce heyetinizi tekrar saygıyla selamlarım.

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Öztürk.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 249 Sıra Sayılı yasa tasarısının 2. maddesinin (a) bendinin (2 nolu) alt bendinin son paragrafında geçen (yüzde yirmi) ibaresinin (% 15) olarak değiştirilmesini arz ederim.

                                                                                                              Kamer Genç

                                                                                                                  Tunceli

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ KEREM ALTUN (Van) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Katılmıyoruz.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Söz istiyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Genç, buyurunuz.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 249 sıra sayılı Yasa Tasarısı’nın 2’nci maddesiyle ilgili olarak verdiğim önerge üzerinde söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bugün İstanbul’da polisimize vaki haince saldırı sonucunda şehit olan polislerimize Allah’tan rahmet, ailelerine sabır diliyorum, yaralı polis arkadaşa da acil şifalar diliyorum.

Ayrıca, Mersin’deki yangın nedeniyle hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyoruz, yakınlarına başsağlığı diliyoruz ve diliyoruz ki, Hükûmet, burada meydana gelen büyük zararlara en kısa zamanda bir tedbir alacaktır.

Değerli milletvekilleri, enerji piyasası gerçekten Türkiye’de çok önemli bir olgu. Şimdi, biraz önce Bakanı dinledik: “Efendim, elektriğiniz var, petrolünüz var, kaloriferiniz yanıyor.” Şimdi, bu bir günlük hesap yapan insanların mantığıdır. Önemli olan, devlet yönetecek insanların o devletteki potansiyelleri doğru olarak kullanıp kullanmadığı, dürüst olarak kullanıp kullanmadığı, bu memleketi aklıselimle idare edip etmediği meselesidir. Şimdi, Enerji Bakanlığı ile ilgili o kadar büyük söylentiler var ki, o kadar büyük suistimal iddiaları var ki, o kadar keyfîlikler var ki… Yani bunları her gün basın yazıyor, buraya soru olarak getiriyoruz ama maalesef hep çıkıyorlar kürsüde kendilerini övüyorlar. Bu övünmeyle bir yere varamazsınız.

Bir defa, Bakan olarak siz kendi bürokratlarınızın içinden 400 küsur üst düzey bürokratı görevden alıyorsunuz. Onlar gidiyorlar, idare mahkemesinde yürütmenin durdurulması kararı alıyorlar -bir kısmı bu yolda- ve onları atıl bırakıyorsunuz orada ve bunlar yıllarca devlete hizmet etmiş, belli bir yerlere gelmiş, bilgisi olan, deneyimi olan ve bu memlekete fayda sağlayabilecek bürokratlar. Ama kaprislerinizle ve birtakım tarikat düşünceleriyle bu insanları görevin dışına atıyorsunuz.

Ayrıca, AKP İktidarlarının takip ettiği bir başka sistem daha var. Kendi yandaşlarının, müdür olmaya hiçbir hakkı yokken, yasaları bir tarafa bırakarak… Bir genel müdür yardımcısı, daire başkanı olmak için personel mevzuatına göre en azından on yıllık hizmeti olması lazım. Bunlar, hayır, bunları dinlemiyorlar, getiriyorlar kendi yandaşlarını. Hatta bazen de hiç imtihana da tabi tutmadan -bakanlıkların yetkileri var- özel kalem müdürlüklerine veyahut da basın danışmanlıklarına kendi adamlarını atıyorlar, bir süre orada çalıştırdıktan sonra getiriyorlar, bir daire müdürlüğüne tayin ediyorlar. Adamın daire müdürlüğüyle ne bilgisi var ne ilgisi var ama bir süre sonra onu oradan alıyor, başka bir yere veriyor. Daire başkanı olunca tabii 1’inci  dereceden maaş alıyorlar, emeklilik hakları var –tabii, personel hukukunun o tarafını ayrıntılı da izah etmek istemiyorum- ve bunlara böylece kazanılmış haklar kazandırıyorlar. Zaten, görevli de başka yere atandığı zaman da hemen idari yargıya gidiyor “Sen atayamazsın.” diyor. Yani böyle, devlet çarkının hurdahaş edilmesi için, işlemez hâle gelmesi için, hak ve hukukun yok edilmesi için her türlü hileye başvuruluyor. Böyle bir yönetimin olduğu bir yerde memleket nasıl sağlıklı yönetilebilir? Yani bir bakanlıkta 450-460 tane üst düzey bürokratın, eğer bir salonda, ne bileyim yani, bir yerde toplanıp da gücünden faydalanılmıyor, sadece bunlar gidip de  devletin en üst kademede maaş alan bürokratlar seviyesinde maaş alıyorlarsa ve devlete bir katkıları yoksa, bu başlı başına bir ihanet değil mi arkadaşlar?  Soruyorum kendisine, 400 kaç tane bürokratı sen bu vesileyle almışsın, çektirmişsin, adamları pasifize etmişsin? Böyle bir yönetim olur mu? Yani, bunlar vatan haini de sen mi vatansever bir insansın?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Böyle bir şey yok.

KAMER GENÇ (Devamla) – Var. İspatlarım ama. İspatlarım, o zaman orada oturamazsın.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – İspatlayamazsan ayrılıyor musun görevinden?

KAMER GENÇ (Devamla) – Evvela sen ayrılacak mısın? Sen söz ver.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Ben ayrılırım.

KAMER GENÇ (Devamla) – Kaç tane bürokratı orada oturtmuşsun, kaçını çektirmişsin, pasifize etmişsin?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – O 436 taneyi ben almadım. Ben onlardan yararlanmak istiyorum.

KAMER GENÇ (Devamla) – Efendim, sen geçenlerde onları toplamışsın “Gelin, beraber çalışalım.” demişsin, hiçbirisi kabul etmemiş.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Yanlış.

KAMER GENÇ (Devamla) – Yanlışsa, işte, ispatlarım.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Peki, ispatla.

KAMER GENÇ (Devamla) – İspatlarsam ama sen de… Yani, sizin bir milletvekiliniz çıktı, bir şeyler söyledi, “Ben şöyle yaparım, böyle yaparım.” dedi. Ben onu şey etmiyorum. Ama siz de bana… İspatlarsam sonucuna katlanırsınız.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Peki, varım o zaman. Sen var mısın?

KAMER GENÇ (Devamla) –  Şimdi, değerli milletvekilleri, burada, bakın, her türlü hile yapılıyor. Mesela, Enerji Piyasası Düzenleme Kuruluna hep kendi adamlarını getiriyorlar. Geçen gün…  Ben sordum biraz önce Bakana, dedim ki…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen sözünüzü tamamlayınız Sayın Genç.

KAMER GENÇ (Devamla) – “1 kilo marker’dan kaç ton petrol kontrol altında tutuluyor?” Söylemiyor.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – 125 bin litre.

KAMER GENÇ (Devamla) – Ama, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu… Şimdi, öyle şeyler yapılıyor ki, kendi kendine düzenlemeler yapılıyor, bir bakıyorsunuz, bazı dağıtıcı firmaların marker’ı kontrol edilmediği için, kullandıkları marker’a uygun olarak petrol de ortaya koymadıkları için, bir bakıyorsunuz, orada onlarla ilgili bir genelge çıkarıyorlar, affediyorlar.

Geçen gün Bitlis ve Muş’tan bana insanlar geldi, diyorlar ki: “Beyefendi, Doğu, Güneydoğu’da petrol kaçakçılığı almış yürümüş. Van’da, 800-900 tane katır İran sınırından petrolü taşıyor, getiriyor. Artık, biz Muş ve Bitlis’te bir dirhem şey satamıyoruz.” diyor. Petrol Ofisi bayileri diyor. “Biz orada bir litre petrol satamıyoruz, çünkü hep kaçak.” Böyle bir yönetim olur mu? Tayyip Erdoğan dedi ki: “28 milyar dolarlık kaçak var.” Ee, nasıl bunları önleyemiyorsunuz, nasıl bir Hükûmetsiniz? Devletin kaynakları nasıl, kimlerin eline gidiyor, ortada.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Genç, süreniz doldu.

KAMER GENÇ (Devamla) – Efendim, karar yeter sayısını istiyorum önergemde.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum, karar yeter sayısı arayarak: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Karar yeter sayısı yoktur.

Beş dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 15.53

DÖRDÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 16.03

BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU

KÂTİP ÜYELER: Fatoş GÜRKAN (Adana), Canan CANDEMİR ÇELİK (Bursa)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 128’inci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.

249 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Tunceli Milletvekili Sayın Kamer Genç’in 2’nci madde üzerindeki önergesinin oylamasında karar yeter sayısı bulunamamıştı. Şimdi önergeyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.

Önergeyi kabul edenler… Önergeyi kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 249 Sıra Sayılı Tasarının 2’nci maddesinin (a) bendinin (2) numaralı alt bendinde yer alan “yüzde yirmisini” ibaresinin “yüzde onunu” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                                M. Akif Hamzaçebi (Trabzon) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ KEREM ALTUN (Van) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Katılmıyoruz.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Koçal efendim.

BAŞKAN – Önerge hakkında Sayın Koçal                                             

Buyurunuz efendim.

ALİ KOÇAL (Zonguldak) – Teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Elektrik Piyasası kanununun 2’nci maddesiyle ilgili Cumhuriyet Halk  Partisi Grubu adına vermiş olduğumuz önerge hakkında söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Sözlerime başlamadan önce bugün sabah Zonguldak Kozlu Maden İşletmesinde 1 madencimiz kaza sonucu şehit olmuş, 2 madencimiz ise yaralanmıştır. Şehit olan madencimize rahmet diliyorum ve yaralılara da sağlık ve şifa diliyorum.

Değerli milletvekilleri, biraz önce Sayın Bakan cevap vermek üzere söz aldığında 2002 yılında termik elektrik santrallerinin kapasitesinin yüzde 30 civarında olduğunu ama kendi Hükûmetleri döneminde bu kapasiteyi yüzde 70’lerin üzerine çıkardıklarını ifade ettiler. Oysaki durum böyle değildir. Yine, Enerji Bakanlığının resmî kayıtlarına göre, örneğin, Zonguldak Çatalağzı Termik Elektrik Santralinin kapasitesi yüzde 33’tür, yüzde 33 kapasiteyle çalışmaktadır. Bunu bilgilerinize sunarak sözlerime başlamak istiyorum.

Değerli milletvekilleri, bu kanun tasarısının 2’nci maddesi daha önce EPDK kararıyla yıllık ortalama elektrik üretimlerinin yüzde 20’sine kadar çıkarılabilen piyasaya elektrik satış olanağı bu kez doğrudan, yasayla, yüzde 20 olarak belirlenirken EPDK’ya da bu oranı sınırsız artırma yetkisi vermektedir.

Bizim Cumhuriyet Halk  Partisi olarak 2’nci maddedeki değişiklik önergesindeki amacımız, yüzde 20’lik oranın yüzde 10’a indirilmesi ve sektörde kartel oluşmasını engellemektir. Ayrıca, bu maddede EÜAŞ’la ilgili yeniden düzenlemelere gidilmektedir. İkinci AKP Hükûmetinin 2006 yılında yaptıklarını bu Hükûmet bozmakta, maddeyi eski hâline dönüştürmektedir. Bu değişiklikleri yapan bakan aynı bakandır. Oysaki yasalar yazboz tahtasına dönüştürülmemelidir. Önemli olan çok yasa çıkarmak değil, sağlıklı yasa çıkarmaktır. Hükûmetin bu hatası basit bir hata değildir. Bu hata devlet ciddiyetiyle de bağdaşmamaktadır.

Elektrik alanında bugüne kadar sürdürülen özelleştirme ve serbest piyasa uygulamaları, ülkemizi enerji sıkıntısı ve pahalı elektrik fiyatlarıyla karşı karşıya bırakmıştır. Elektrikte piyasacı mantığın iflas ettiği ülkemizde, yüzde 22 zammın üstüne tekrar zam yapılacağı ve zam oranının yüzde 50’lileri bulacağı konuşulmaktadır. Öyle anlaşılıyor ki, önümüzdeki günlerde her bölgede elektrik kesintileri yapılacak ama kimsenin kendi bölgesi dışındaki kesintiden haberi olmayacak ve bu kesintilerin adı da “arıza” olacak. Belki de hastanelere elektrik verilemeyecek, sanayi tümüyle sekteye uğrayacak ve bu zam yaşamın tüm alanını ve Türkiye ekonomisini etkileyerek telafisi imkânsız sonuçlara neden olabilecektir.

Altı yedi yıl önce elektrik fazlası olan ülkemiz bu noktaya nasıl gelmiştir? Herkesin bu soruya gerçekçi bir yanıt vermesi gerekmektedir. İşin esası kendi kaynaklarımıza yönelmektir. Linyit kaynaklarımızın yüzde 60’ı, hidroelektrik kaynaklarımızın yüzde 70’i ve rüzgâr ve jeotermal kaynaklarımızın da neredeyse tamamı kullanılmamaktadır. Elektrik Piyasası Yasası’nda değişiklikler öngören tasarı ne serbest piyasa mantığı içerisinde ne de kamu eliyle yatırım yapma anlayışı kapsamında değerlendirilebilir. Ülkemizde enerji açısından gelinen nokta ne yazık ki çok iç açıcı değildir.

Değerli milletvekilleri, enerjiyle ilgili kurumların birbirlerinden olan borç ve alacaklarının takip ve tahsili kurumların mali yapılarını olumsuz yönde etkilemiş, eş güdüm eksikliği nedeniyle de bu kurumlar arasındaki borç-alacak ilişkileri iyice bozulmuştur. KİT’lere verilen elektrik satışından doğan alacaklar her yıl artarak devam etmektedir. Alacaklar tahsil edilememektedir. Hazinenin KİT’lere olan borcunu zamanında ödememesi kurumların mali yapısını bozmakta, bankalardan kredi alma zorunda bırakmaktadır. Abonelerden olan enerji alacaklarının tahsilinde ise gecikmeler yaşanmaktadır. 2007 yılı başı itibarıyla tahsilde bekleyen alacaklar toplamı 7 milyar YTL civarındadır. Alacakların bir önceki yıla göre artış oranı da yüzde 40 dolaylarındadır.

Bugüne kadar yapılan tüm özelleştirmeler kamu vicdanında rahatsızlık ve güvensizlik yaratmıştır.

Elektrik dağıtım bölgelerindeki özelleştirmelerde ortak amaç, kayıp kaçağın önlenmesi ve verimliliğin artırılmasıdır. Ancak özelleştirmeyle özel şirketlere devredilmesi planlanan beş bölge, Türkiye Elektrik Dağıtım AŞ’nin elektrik satışının dörtte 1’ini oluşturmaktadır. Bu beş bölgenin kayıp kaçak içindeki payı ise yüzde 14 dolayındadır...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.

ALİ KOÇAL (Devamla) – Söz konusu beş bölgenin özel sektöre devredilmesiyle elektrik tüketimleri ve kayıp kaçak miktarları açısından kamunun zarara uğraması kaçınılmazdır.

Değerli milletvekilleri, bu konuda söylenecek çok şey var ama bilinmelidir ki, 2003 yılından bu yana enerji sektöründe ne kamu yatırım yapmıştır ne de özel sektörün bu yatırımları yapması için gerekli ortam hazırlanmıştır. Tüm bu yanlış politikalar neticesinde, Türkiye, ciddi bir elektrik arz sıkıntısıyla karşı karşıyadır. Açıkçası, AKP Hükûmeti “kamu yatırım yapmasın” anlayışını benimseyerek hareket etmiştir. Tüm bunlar yetmiyormuş gibi mevcut termik santrallerimizin de bakım ve onarımı yapılmamakta, kapasitelerinin altında çalıştırılmaktadır. Buna örnek olarak Zonguldak Çatalağzı Termik Santralini verebiliriz. Çatalağzı Termik Santralinin çevreye olan olumsuz etkilerinin giderilmesini sağlayacak, elektrofiltre ve baca gazı arıtma tesisleri derhâl yapılmalı, yapımına başlanan ancak bir türlü tamamlanamayan atık kül ve cürufunun uzaklaştırılması ve depolanması…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi bitiriniz.

ALİ KOÇAL (Devamla) – …ve değerli milletvekilleri, böylece verim kaybının önlenmesi ve yakılan fuel oil miktarının azaltılması için de gerekli çalışmalar en kısa zamanda bitirilmelidir.

Önergemizin kabulünü diliyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Koçal.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

2’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 2’nci madde kabul edilmiştir.

3’üncü madde üzerinde bir önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 249 sıra sayılı Kanun Tasarısının 3 üncü maddesinin son fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz.

 

Ali Bayramoğlu

Mahmut Dede

Veysi Kaynak

 

Rize

Nevşehir

Kahramanmaraş

 

Ayhan Yılmaz

Kayhan Türkmenoğlu

 

 

Ordu

Van

 

“Rüzgâr enerjisine dayalı üretim tesisi kurmak amacıyla alınan lisanslar kapsamındaki tesisler için, Türkiye Elektrik İletim A.Ş. Genel Müdürlüğü ve ilgili dağıtım şirketinden alınan tadil kapsamındaki bağlantı görüşünün olumlu olması halinde, Kuruma yapılan ilk lisans başvurusundaki sahada başka lisans başvurusu olmaması ve kapasite artışı sonunda oluşacak yeni güç için mevcut iletim/dağıtım hattı ile mevcut bağlantı noktası ve gerilim seviyesinin kullanılması koşullarıyla kapasite artışı, modernizasyon, yenileme yatırımları ve tadilatlara izin verilir.”

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ KEREM ALTUN (Van) – Takdire bırakıyoruz.

BAŞKAN – Hükûmet?

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Katılıyoruz.

BAŞKAN – Gerekçeyi mi okutayım?

NİHAT ERGÜN (Kocaeli) – Gerekçe…

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe: Rüzgâr enerjisine yatırımlarının kurulması aşamasında ortaya çıkacak güç artışı ihtiyacını karşılamak amaçlanmıştır.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda 3’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 3’üncü madde kabul edilmiştir.

4’üncü madde üzerinde üç önerge vardır. Önergeleri önce geliş sırasına göre okutup sonra da aykırılık derecelerine göre işleme alacağım.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 249 sıra sayılı “Elektrik Piyasası Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”nın 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Ali Bayramoğlu

Veysi Kaynak

Rüstem Zeydan

 

Rize

Kahramanmaraş

Hakkâri

 

Musa Sıvacıoğlu

Ayhan Sefer Üstün

 

 

Kastamonu

Sakarya

 

“Elektrik Üretim Anonim Şirketi ve/veya müessese, bağlı ortaklık, iştirak, işletme ve işletme birimleri ile varlıkları özelleştirme programına alınsa bile bunların bağlı oldukları Bakanlık veya kurumları ile ilgileri ve mülkiyetinin bağlı bulundukları kurum ve/veya kuruluşlara aidiyeti aynen devam eder. Ancak, bu kuruluşların özelleştirmeye hazırlanmalarına yönelik teknik, mali, idari ve hukuki işlemler, personele ilişkin işlemler ve özelleştirilmelerine ilişkin iş ve işlemler, 24/11/1994 tarihli ve 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun hükümleri çerçevesinde gerçekleştirilir. Ancak bu kuruluşların ve bu kapsamda oluşturulabilecek yeni anonim şirketlerin yönetim kurulu başkanlığı ve üyelikleri, denetim ve tasfiye kurulu üyelikleri ve genel müdürlükleri ile ait oldukları kuruluşlardan ayrı olarak özelleştirme programına alınan ve anonim şirkete dönüştürülmelerine gerek görülmeyen müesseselerde, müessese müdürlükleri ve yönetim komitelerine, işletme ve işletme birimlerinde bunların müdürlüklerine yapılacak atamalar ve bu görevlerden alınma işlemlerine ilişkin olarak Başbakana teklifte bulunma yetkisi Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanına aittir. Başbakan bu maddeyle ilgili yetkisini Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanına devredebilir.”

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 249 Sıra Sayılı  Tasarının Çerçeve 4 üncü maddesi ile 4628 sayılı Kanunun 14 üncü maddesine eklenmesi öngörülen ikinci fıkrada yer alan “yüzde yirmisini” ibaresinin “yüzde onunu hidroelektrik santrallerin yapımı için tahrip edilmiş olan orman sahalarının yenilenmesi için Çevre ve Orman Bakanlığı bütçesine, yüzde onunu” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

M. Akif Hamzaçebi

Hüseyin Ünsal

Halil Ünlütepe

 

Trabzon

Amasya

 Afyonkarahisar

 

Atila Emek

Hüsnü Çöllü

Birgen Keleş

 

Antalya

Antalya

İstanbul

 

 

Ali Koçal

 

 

 

Zonguldak

 

BAŞKAN -  Şimdi, maddeye en aykırı önergeyi okutup işleme alacağım.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 249 sıra sayılı  “Elektrik Piyasası Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”nın çerçeve 4 üncü maddesi ile 4628 sayılı Kanunun 14 üncü maddesine eklenen ikinci fıkranın madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

                                                                                                             Harun Öztürk

                                                                                                                    İzmir

BAŞKAN -  Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ KEREM ALTUN (Van) – Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN -  Hükûmet?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Katılmıyoruz.

BAŞKAN -  Önergeniz için, gerekçeyi mi okutayım efendim?

HARUN ÖZTÜRK (İzmir) – Evet.

BAŞKAN -  Gerekçe…

Gerekçe:

Enerji alanında yapılan özelleştirmelerden elde edilecek gelirlerin özelleştirme masrafları çıktıktan sonra enerji yatırımlarında kullanılmak üzere bakanlık bütçesine gelir ve ödenek kaydedilmesi, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 13 üncü maddesinin (g) bendinde yer alan “Belirli gelirlerin belirli giderlere tahsis edilmemesi esastır.” hükmü ile tarif edilen, bütçelerin hazırlanması ve uygulanmasında gözetilmesi gereken ademi tahsis prensibine uymamaktadır. Maddenin Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmesi sırasında Hazine temsilcisinin, sayın Bakan imzası ile Başbakanlığa söz konusu hükümle ilgili olumsuz görüş bildirdiklerini ifade etmesi de, bu konuda Hazine ile Başbakanlık arasında tam bir mutabakatın da olmadığını ortaya koymaktadır. Bu nedenle anılan fıkranın madde metninden çıkarılması önerilmektedir.

BAŞKAN – Önergeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 249 Sıra Sayılı Tasarının Çerçeve 4 üncü maddesi ile 4628 sayılı Kanunun 14 üncü maddesine eklenmesi öngörülen ikinci fıkrada yer alan “yüzde yirmisini” ibaresinin “yüzde onunu hidroelektrik santrallerin yapımı için tahrip edilmiş olan orman sahalarının yenilenmesi için Çevre ve Orman Bakanlığı bütçesine, yüzde onunu” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                                        M. Akif Hamzaçebi (Trabzon) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ KEREM ALTUN (Van) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Katılmıyoruz.

HAKKI SUHA OKAY (Ankara) – Sayın Ünsal konuşacak.

BAŞKAN – Sayın Ünsal, buyurunuz.

HÜSEYİN ÜNSAL (Amasya) – Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; 249 sıra sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın değişiklik önergesi üzerine söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum.

Sözlerime geçmeden önce, bugün bir olayda 3 tane polisimiz şehit oldu. Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum, kederli ailelerine de sabırlar diliyorum.

Saygıdeğer milletvekilleri, bugün görüşmekte olduğumuz Enerji Piyasası Yasası’ndaki değişiklikle ilgili, Elektrik Piyasası Yasası’ndaki değişikliklerle ilgili konuşmaları dinlerken özellikle dikkat ettim, Sayın Bakanımız ve AKP sözcüleri, sanki Türkiye'de enerjiyle ilgili hiçbir sıkıntı yok, elektrik piyasasıyla ilgili, elektrik enerjisiyle ilgili bir sıkıntı yok, her şey normal gidiyor ama Cumhuriyet Halk Partisi bu konuda bir kriz varmış gibi hava yaratıyor konuşmaları yapıldı. Sayın Bakanım, biz bu konuyla ilgili arkadaşlarımızın da konuşmalarından… Tabii, saygıdeğer arkadaşlarımız konuşurken, bizim muhalefet anlayışımızla ilgili eleştirilerini de getirirken dikkatimizi çekti. Biz bu konuya yaklaşırken “kriz” sözcüğünden fazlaca bahsetmemeye çalıştık ama Sayın Bakanımız burada gelip konuşmalarına devam ederken bize şu sözü lütfen versin: “2009-2010 yıllarında biz Türkiye’de elektrik kesintileri yaşamayacağız. Bakmayın siz o Türkiye Elektrik İletişim AŞ’nin projeksiyonlarına, olağanüstü hâllerde, olağanüstü olmayan durumlarda yarattıkları senaryolara göre elektrik tüketimine. Biz bunları yaşamayacağız.” diye sanırım Sayın Bakanımız burada bize bir bilgi verecektir. Ama gelinen noktada Türkiye’de elektrikle ilgili bu kadar da ucuz bir durumun olmadığını da söylemek lazım. Biz kriz demesek de bir sıkıntı var Sayın Bakan, enerjiyle ilgili sıkıntı var. Konuşmanızda söylediniz: “Petrol var, elektrik var, doğal gaz var, kömür var. Fakirlere bile kömürleri dağıtıyoruz.” dediniz. Gerçekten de fakirlere kömür dağıtıyorsunuz. Her yıl sanırım fazlalaşarak fakirleşme oranı yükseliyor İktidarınızda, fakirlere kömür dağıtıyorsunuz! Dağıttınız kömürlerin de parasını hazineden ödetmeye çalışıyorsunuz. Türkiye Kömür İşletmeleri de o açığını kapatmak için bankalardan kredi alıyor. Yapı bu. “Petrol var” diyorsunuz, şu anda dünyanın en pahalı petrolünü satıyorsunuz. Dünyanın en pahalı petrolünü, benzinini, mazotunu kullanıyoruz. İleride konuşmalarımızda doğal gazla ilgili söyleyeceğimiz çok şeyler olacak. Doğal gazda o kadar değil. Ucuz diyorsunuz ama doğal gazla ilgili anlaşmaların tamamlanmadığını soru önergelerine verdiğiniz cevaplardan anlıyoruz.

Ben burada rakamlara fazla girmeyeceğim ama uluslararası enerji raporlarından anladığımız birtakım şeyler var. Bakın, Türkiye iletişim kaybında Meksika’dan sonra OECD ülkeleri arasında 2’nci sırada. Ben söylemiyorum bunu, Kamu İktisadi Teşebbüsleri Komisyonunda elde ettiğimiz Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu raporlarından iletiyorum.

İletişim kaybıyla ilgili gelişmeler de çok tehlikeli bir durumda. Kriz diyemeyeceğim, yine sinirleneceksiniz ama bakın, iletişim şebekesinde taşınan enerji miktarında yüzde 14’lük bir artış yapmışsınız son iki yılda, değerler onu gösteriyor. Enerji kaybında ise yüzde 51’lik bir enerji kaybı var. Her geçen gün enerji kaybı var iletişim hatlarında. Bu konuda Meksika’dan sonra 2’nci sırada geldiğimiz söyleniyor bu raporda.

Bir diğeri de: Sanki elektrik var ama elektriği kullanma konusunda modern, çağdaş, Avrupa Birliği ülkeleri sırasında bir ülke miyiz? Bakın, OECD ortalamasını 7.871 kilovat kişi olarak söylerken, Türkiye ortalaması hâlâ 1.801 kilovat kişi. Bununla da, enerji tüketimi konusunda 30 ülke içerisinde neredeyse sondan 2’nci pozisyondayız.

Değerli arkadaşlarım, tabii ki biz burada eleştirilerimizi mutlaka yapacağız ve bu eleştirilerimizi yaparken de yapıcı olmaya dikkat edeceğiz ama elektrik enerjisiyle ilgili gelinen noktada çok da özel, iyi bir durum yok, konuştuğunuz gibi. Bakın, gelinen noktada, iktidara geldiğinizden beri neredeyse yüzde 40’lara varan bir elektrik zammı -en son yüzde 21- yapıldı ve gerçekten 2009, 2010, 2011 yıllarında tehlike çanları çalıyor ve bu konuyla ilgili hiçbir çalışma yapılmıyor.

Değerli arkadaşlarımız, çok saygı duyduğumuz arkadaşlarımız burada konuşmasını yaparken, yatırımlar konusunda “Artık, biz, kamu olarak bu işten çekileceğiz…”

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen, sözlerinizi tamamlayınız.

Buyurunuz.

HÜSEYİN ÜNSAL (Devamla) – “… ama özel sektöre yaptıracağız.” dediler ama göstergelerde öyle değil. Özel sektörün payı 2002’de 0,3; 2007’nin ilk başlarında daha hâlâ 0,3; toplamında ise 0,7. Kamu sektörü ise tamamen çekilmiş. Kamu sektörü gayrisafi yurt içi hasılada 2002’de 1,3’ü teşkil ederken, şu anda 0,4 noktasına gelmiş.

Değerli arkadaşlarım, enerjiyle ilgili rahatsızlık özellikle elektrik piyasasında ve elektrik enerjisi konusunda sürmekte. Bu konuyla ilgili eleştirilerimizin ciddiye alınmasını, önergemizin de lehinde oy kullanılmasını talep ederek hepinize saygılar sunuyorum.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Ünsal.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 249 sıra sayılı “Elektrik Piyasası Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”nın 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                                                    Ali Bayramoğlu (Rize) ve arkadaşları

“Elektrik Üretim Anonim Şirketi ve/veya müessese, bağlı ortaklık, iştirak, işletme ve işletme birimleri ile varlıkları özelleştirme programına alınsa bile bunların bağlı oldukları Bakanlık veya kurumları ile ilgileri ve mülkiyetinin bağlı bulundukları kurum ve/veya kuruluşlara aidiyeti aynen devam eder. Ancak, bu kuruluşların özelleştirmeye hazırlanmalarına yönelik teknik, mali, idari ve hukuki işlemler, personele ilişkin işlemler ve özelleştirilmelerine ilişkin iş ve işlemler, 24/11/1994 tarihli ve 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun hükümleri çerçevesinde gerçekleştirilir. Ancak bu kuruluşların ve bu kapsamda oluşturulabilecek yeni anonim şirketlerin yönetim kurulu başkanlığı ve üyelikleri, denetim ve tasfiye kurulu üyelikleri ve genel müdürlükleri ile ait oldukları kuruluşlardan ayrı olarak özelleştirme programına alınan ve anonim şirkete dönüştürülmelerine gerek görülmeyen müesseselerde, müessese müdürlükleri ve yönetim komitelerine, işletme ve işletme birimlerinde bunların müdürlüklerine yapılacak atamalar ve bu görevlerden alınma işlemlerine ilişkin olarak Başbakana teklifte bulunma yetkisi Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanına aittir. Başbakan bu maddeyle ilgili yetkisini Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanına devredebilir.”

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ KEREM ALTUN (Van) - Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Katılıyoruz.

NİHAT ERGÜN (Kocaeli) – Gerekçe.

BAŞKAN – Gerekçe, buyurun.

Gerekçe:

Özelleştirilecek kuruluşlarda çalışan personele ilişkin işlemlerin 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun kapsamında yapılabilmesine imkan sağlanmıştır.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Maddede karar yeter sayısı istiyorum.

BAŞKAN – Kabul edilen önerge doğrultusunda 4’üncü maddeyi oylarınıza sunarken karar yeter sayısı da arayacağım.

Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Karar yeter sayısı yoktur.

Beş dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 16.28

 

BEŞİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 16.35

BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU

KÂTİP ÜYELER: Fatoş GÜRKAN (Adana), Harun TÜFEKCİ (Konya)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 128’inci Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.

249 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Komisyon ve Hükûmet yerinde.

4’üncü maddenin oylamasında karar yeter sayısı bulunamamıştı. Şimdi maddeyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.

Kabul edilen önerge doğrultusunda 4’üncü maddeyi tekrar oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

5’inci madde üzerinde bir önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 249 sıra sayılı yasa tasarısının 5. maddesinin “ancak, ilanen yapılacak tebligatlar Resmi Gazetede yayımlanır.” ibaresinin madde metninden çıkarılmasını arz ederim.

                                                                                                              Kamer Genç

                                                                                                                  Tunceli

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ KEREM ALTUN (Van) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Katılmıyoruz.

BAŞKAN – Sayın Genç, buyurunuz efendim.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 249 sıra sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Tasarısı’nın 5’inci maddesi üzerinde verdiğim bir önerge üzerinde söz almış bulunuyorum. Hepinize saygılar sunuyorum.

Önergenin mahiyeti bu. “Kurumca bu Kanuna göre yapılacak her türlü tebligat hakkında 11/2/1959 tarihli 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uygulanır…” Bundan sonraki “…ancak, ilanen yapılacak tebligatlar Resmi Gazetede yayımlanır.” ifadesinin metinden çıkarılmasını istiyorum. Çünkü bu tebligatların büyük bir kısmı hak düşürücü tebligatlardır. Resmî Gazete her tarafa gitmiyor, her tarafta okunmuyor. Niye öteki gazetelerde ilanı önlüyorsunuz da Resmî Gazete’yi getiriyorsunuz? Ben bunu anlamış değilim. Eğer Hükûmet de anlıyorsa söylesin  burada. Resmî Gazete’yi  kaç kişi alıyor?

Şimdi, bu kanuna göre istimlak yapılacak, işte birtakım hak sahiplerinin hakları elinden alınacak. Dolayısıyla bu hak düşürücü ilanen tebligat üzerine vatandaş dava açacağı için, bu dava hakkının kaçırılmaması için bunun uygun gazetelerle ilan edilmesi lazım. Niye Resmî Gazete alındı bilmiyorum.

Şimdi, değerli milletvekilleri, bakın, siz iktidar partisi olarak -aslında Meclisin tatile girmesi lazım- getirdiniz, hem de İç Tüzük’ü askıya almak suretiyle, üç haftalık, Danışma Kurulu kararı yerine geçecek karar aldınız. Aslında bu, İç Tüzük’e aykırıdır. Danışma Kurulu kararını almak, 19’uncu maddede, çok istisnai olması lazım. Siz, Danışma Kurulu kararını almakla İç Tüzük’ü askıya alıyorsunuz. Böyle bir yönetim sistemi olmaz.

İkincisi: Biraz önce burada bir önerge kabul edildi. Bakın, sayın milletvekilleri, personel sistemiyle ilgili bir sistem getirdiniz. Efendim, Enerji Bakanlığı bunu… Bakın, personelin alınma sistemleri Devlet Personel Kanunu’nda var. Peki, niye buraya… Öyle bir önerge getirildi ki zaten okuyan arkadaşımız da tam… Yani, belki biz arka sıralardayız doğru dürüst  anlamıyoruz. Şimdi, bu son önergelerle getirdiğiniz sistem ülkeye fayda vermiyor.

Bakın, şimdi, bu kanunun bir maddesi var -sonunda- 27’nci maddesi: 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nda bir değişiklik yapıyorsunuz. Bununla şunu getiriyorsunuz: 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nda öyle bir değişiklik getirdiniz ki vatandaşın birisi bir tanker petrol naklediyor, ona 75 milyar idari para cezasını getirmiştiniz. Hatta bir vatandaş bana telefonda da söyledi, adam müteahhit, kendi şantiyeleri var, şantiyeleri kanalıyla o şantiyelerine petrol dağıtıyor. “Vay efendim, senin Petrol Piyasası Kanunu’na uygun olarak nakliye kamyonun yok.” 650 milyar lira para cezası kesmiş.

Bakın, şimdi, Danıştayı araştırın, en azından yüz elli bin tane dava 5015 sayılı Petrol Kanunu’nun uygulamasından kaynaklanan ve çok fahiş, astronomik rakamlara dayanan bu tür cezalardan kaynaklanıyor. Yani adam, daha önce, 5015 sayılı Kanun çıktığı zaman müracaatını yapmış Enerji Piyasası Düzenleme Kuruluna. Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu, buna zamanında ruhsatını vermemiş. Vay efendim sen zamanında ruhsatını almadan petrol sattın diye, adama tuttular 750 milyar, o civarda, 1 katrilyon 600 trilyon lira cezalar kesildi.

Şimdi, bu kadar, bir hükûmet bir devlette vatandaştan habersiz  olamaz. Bir defa siz kafası eren, çalışan insanların görevine son veriyorsunuz. Sizin değer verdiğiniz kişi, ancak sizin kafanızdaki adam olacak. Eh, sizin kafanızdaki adamla devleti yönetemezsiniz beyler. İşte, bakın, kaç senedir bu 5015 sayılı Kanun yürürlükte. Ne kadar ceza kestiniz? Bu insanların büyük bir kısmı, hepsi aşağı yukarı Danıştaya gitti ve bu paralar orada duruyor. Bir kısmı da şey etti. Yani getirdiğiniz o maddeyle o cezaları kaldırıyorsunuz. Peki, ödeyenlerin durumu ne oldu? Onlara da iade edecek misiniz? Yani devlet böyle, çalakalem, cahil kafayla idare edilmez. Bunu bilesiniz yani.

Burada her şey enine boyuna tartışılırsa burada doğru olan şeyler yapılabilir. Uygulamadan gelen arkadaşlarımız var, Türkiye'nin gerçekleri var. Türkiye seksen beş yıllık bir cumhuriyet, oturmuş, bürokrasisi oturmuş, işte Parlamentosunun da oturması lazım.

Dolayısıyla, böyle herkesin kafasına bir şey esiyor, getiriyor son anda bir önerge veriyor. Ben, özellikle bu AKP grup başkan vekillerinin son anda verdikleri bu korsan önergelerden çok şüphe duyuyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.

KAMER GENÇ (Devamla) – Çünkü sayın milletvekilleri, zaten biliyorsunuz cep telefonları var; cep telefonlarıyla hemen talimatlar geliyor belirli bir holdingler grubunun menfaatlerinin korunması için. Bunlar çok olan şeyler.

Onun için eğer hakikaten böyle bir zan altında kalmıyorlarsa -ben söylüyorum- o zaman komisyonlarda bu kanunlar müzakere edilsin gelsin buraya, biz de bilelim. Burada verilen korsan önergeyle hangi menfaat şirketine, hangi menfaat grubuna ne menfaatlerin, devletin hangi kaynaklarının gittiğini bilmiyoruz ki! Bizim feryadımız, bağırmalarımız bundan.

Arkadaşlar, kanun yapmanın bir tekniği var. Komisyonlara gitsin, orada tartışılsın, gelsin. Burada biraz önce getirdiniz, Başbakana Özelleştirme İdaresinden, işte, özelleştirilen personelin atama yetkisini verdiniz. Ama ne sistemle verdiğiniz belli değil. Tabii zamanım -başka bir önergede de onu dile getireceğim- kalmadığı için şey edemem. Yani eğer şeffaflık ve dürüstlük istiyorsanız, bunları, şeffaflık ve dürüstlüğü sağlayan burada kanunların enine boyuna tartışılmasıdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

KAMER GENÇ (Devamla) - Önergemin oylamasında karar yeter sayısı istiyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN – Peki.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, Sayın Milletvekili biraz önce konuşurken “AK PARTİ grup başkan vekillerinin son anda getirdiği korsan önerge” diye bir ifade kullandı. “Birileriyle cep telefonlarıyla yaptıkları görüşmeler çerçevesinde aldıkları talimat gereğince bunu yaptı.” dedi. İzin verirseniz bir açıklama yapmak istiyorum.

BAŞKAN – Sayın Elitaş, buyurunuz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

VII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR

1.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın, Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in, konuşmasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Türkiye'nin enerjisiyle ilgili çok önemli bir yasa üzerinde değerli milletvekili arkadaşlarımız burada görüşlerini ifade ediyorlar. Biz Plan Bütçe Komisyonunda Hükûmet olarak getirilen tasarı çerçevesinde yaptığımız işin doğru olduğuna inanıyoruz, kanaatimiz de bu çerçevede.

Nasıl ki -birilerinin burada söylediği gibi- devlet idare etmenin bir adabı varsa, bu milleti temsil ederken, 70 milyon kişi adına konuşulurken bu kürsünün de bir adabı olması gerekir. Ağzını doldura doldura burada, gelip yapılan işlerin “korsan önerge” diye ifade edilip, birileri hakkında “Telefon talimatlarıyla aldıkları çerçevede söylemler ve talimatlar doğrultusunda burada önerge getiriliyor.” diye atılan iftiralar şu kürsünün mehabetine hiç yakışmaz. Eğer böyle bir iddian varsa, böyle bir şeyin varsa gelirsin burada ispat edersin. Aksi hâlde sen iftiracı olursun, müfteri olursun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

HARUN ÖZTÜRK (İzmir) – Yukarıda elinizi tutan mı var?

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Yaptığımız önergelerdeki değişikliklerin hepsi görüşülmüş, konuşulmuş. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı çerçevesindeki yeni kurulacak şirketlerle alakalı olarak, onlara atanacak memurların kimler tarafından atanması ve bu konuda bilgi sahibi olan uzman şahısların atanabilmesi amacıyla Enerji Bakanlığına bir yetki veriliyor, teklif yetkisi veriliyor. Özelleştirme İdaresi Başkanlığının kanunu gereğince bunların atanabilmesi -Başbakan emrine- Maliye Bakanlığı tarafından yapılması gerektiğinden dolayı Başbakana teklif edilen bu teklif… Başbakan eğer yetkiyi verirse Enerji Bakanlığı tarafından teklifin de yerine getirilmesi şeklinde ifade ediliyor.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Yeni mi aklınız başınıza geldi?

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Burada peşkeşle alakalı ne var? Aklın fikrin peşkeşte, başka hiçbir şey düşünmüyorsun.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Elitaş, lütfen sözünüzü tamamlayınız.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Nerede peşkeş çekilir de bulurum diye uğraşıyorsun. Buradaki dürüst, namuslu milletvekillerini töhmet altında bulundurmaya çalışıyorsun ve buradaki Türkiye Büyük Millet Meclisinin bütün üyelerine hakaret ediyorsun, iftira ediyorsun.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Hayır efendim…

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Hiçbir milletvekiline, hiçbir gruba iftira etme hakkı yok sende. Nerede peşkeş var bunun?

HARUN ÖZTÜRK (İzmir) – Bugün mü öğrendiniz?

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Aklın fikrin peşkeşte. Nereden peşkeş çıkarabilirim diye burada düşüncen.

Hani bir laf söylemişti bir arkadaşımız sana… Kişinin fikri neyse zikri de odur. (AK PARTİ sıralarından “Aynen öyle” sesleri, alkışlar) Hani söylemişti bir arkadaşımız, sen de 15 milyarlık dava açmışsın.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Evet, açtım. Onun sebebi başka. Söyle bakalım…

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – O şeyle dava açmışsın, aynısını söylüyorum sana.

Hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Elitaş.

VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)

1.-  Elektrik Piyasası Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı-sı ve Avrupa Birliği Uyum ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/554) (S. Sayısı: 249)(Devam)

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunarken karar yeter sayısı arayacağım.

Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

5’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 5’inci madde kabul edilmiştir.

6’ncı madde üzerinde bir önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 249 Sıra Sayılı yasa tasarısının 6. maddesinin (b) bendinde geçen (Yönetmelik) ibaresinin (Tüzük) olarak değiştirilmesini arz ederim.

                                                                                                              Kamer Genç

                                                                                                                  Tunceli

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ KEREM ALTUN (Van) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Katılmıyoruz.

BAŞKAN – Sayın Genç, buyurunuz.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 249 sıra sayılı Yasa Tasarısı’nın 6’ncı maddesinde verdiğim bir önergeyle ilgili olarak söz almış bulunuyorum. Hepinize saygılar sunuyorum.

Değerli milletvekilleri, benim konuşmalarım çok açık ve nettir. Ben diyorum ki her şeyi usulüne göre yapalım. Burada milletvekili olarak ben, verilen bir önergenin ne anlama geldiğini bilmek istiyorum. Mesela geçen gün, işte arazilerin yabancılar tarafından satın alınmasıyla ilgili son anda bir önerge verildi burada. Bu önergede ne denildi… Yani askerî yasak alanlardaki arazilerin de yabancılar  tarafından satın alınması eskiden Genelkurmay Başkanlığının iznine bağlıydı, o yetkiyi kaldırdınız. Böyle bir şey olur mu? Bunun gibi daha çok örnekler getiririm ben size.

Bizim burada kişisel menfaat peşinde koştuğumuz yok. Biz Türkiye'nin gerçeklerini bilen insanlarız. Ben size -eğer iyi dinledinizse- dedim ki: Eğer böyle bir zan altında kalmak istemiyorlarsa önergeleri komisyonlarda getirin, Hükûmet teklifinde getirin, kanun teklifinde getirin; enine boyuna tartışılsın, bu anlaşılsın, ondan sonra gelsin buraya böyle bir zan altında kalmak istemiyorsanız. Ama siz, devamlı olayları ters anladığınız için böyle şey ettiniz.

Sonra, yeni mi aklınız başınıza geliyor? Yani bir Hükûmet altı senedir bu memleketi yönetiyor, bu Hükûmetin aklı nerede? Zaten sıralar bomboş, kimse yok yani ondan sonra da yeni mi aklınıza… Yani bu kanunların müzakere edildiği saatte mi aklınız başınıza geliyor? Hükûmet etmek ciddiyet ister. Dolayısıyla, ben de size bunları söylemek istiyorum. Niye son anda şey ediyorsunuz?

Şimdi, benim önergemin esası şu sayın milletvekilleri: Türkiye Anayasa’sında bir tüzük müessesesi vardır fakat AKP’liler bu tüzük müessesesini nedense işletmiyorlar, hep yönetmelik... Yönetmelikler bu konuları düzenlemeye yeterli bir düzenleme değil çünkü bunlar ülkenin enerji politikasını ilgilendiren çok geniş düzenlemeleri gerektiren, en ince teferruatına kadar bazı konuların incelenmesini gerektiren konulardır. Yönetmelik Danıştaya gider, Danıştay bu yönetmeliklere getirilen hükümleri bütün mevzuat çerçevesinde enine boyuna tartışır, bütün bürokratları çağırır, dairede inceler, dolayısıyla daha iyi bir düzenleme olur, daha ülke menfaatlerine uygun bir düzenleme olur ama –benim, işte- 2007’den itibaren buradayım, aşağı yukarı bir seneye yakındır burada görev yapıyoruz, bir tane bu Anayasa’daki “tüzükle düzenlenir” kelimesine ben rastlamadım. Bu çok önemli şeyleri tüzüğe bırakalım, niye yönetmeliğe bırakıyorsunuz?

Sonra, biraz önce, işte, Özelleştirme İdaresinden bahsettiniz. Bakın, Isparta’da bir yün iplik fabrikası var. Bunun içinde 28 tane Tuncelili… Tunceli’nin Pertek fabrikasının kapatılmasından dolayı 28 tane işçi gitmişti oraya. Efendim, tuttular… Fabrika hâlâ yürürlükte, özelleştirilmedi, üretime devam ediyor; tuttular o 28 tane işçiyi, “Tuncelilidir” diye bunların görevine son verdiler. Böyle bir şey olur mu? Attılar yani. Özelleştirme kapsamına aldılar, ondan sonra bu insanları… Yani kırk yaşında, kırk iki yaşındaki insanların ekmeğiyle oynamak insan vicdanına sığar mı? Maalesef, işte, söylüyoruz söylüyoruz ondan sonra bunlar şey etmiyor.

Şimdi, Sayın Bakan burada “Biz yatırım yapıyoruz...” Bakın, bizim Tunceli’nin Çemişgezek ilçesinde, Mazgirt ilçesinde üç tane sulama projesi var. Bu sulama projelerinin niye ihalesini yapmıyorsunuz? Bunların üretimi… Keban Barajı’nda su seviyesinin 831 metrenin altına düşmemesi lazım, 831 metrenin üstünde olunca o çevredeki arazileri suluyorsunuz. Ama siz, elektrik üretiminde bunu zorladınız, 830’un altına düşürdünüz. Dolayısıyla, orada sulama yapılamadı.

Yani devleti yönetecek insanların o ülkenin gerçeklerini bilmesi lazım, onları yakından incelemesi lazım. Bilinmiyor, ondan sonra da biz burada dile getirince birileri alınıyor. Alınırsan alın kardeşim, bana ne yani! Ben aklımdan geçen doğruları, soruları söylüyorum. Sonra ben yıllarca bu kürsüde konuşan, inceleyen, araştıran kişiyim. Olabilir yani tabii tek kişi olduğum için, partim de olmadığı için bazı şeylerde ufak tefek yanlış bilgim olabilir ama buraya daima doğru şeyleri getirdim. Siz bu memleketi dürüst yönetin, doğru yönetin, biz de sizi çıkalım, burada tebrik edelim. Bunun doğrusu bu. Ama burada söylediğimiz şeyler ortada: Memlekette her taraf huzursuzluk içinde, insanlar yarınımızın ne olacağı kuşkusu içinde, memlekette bir ciddi terör var, ciddi bir güvensizlik var. Bunları burada söylemeyelim mi yani?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.

KAMER GENÇ (Devamla) – Buraya bakanlarınız çıkıyor, hep kendilerini övüyorlar. Ya, seni övecek, millet olması lazım. “Biz şu kadar yatırım yaptık.” diyorsunuz, sonuçlar ortada. Dolayısıyla, çıkardığınız kanunların uygulamasından mağdur olan insanların vaziyeti orada. 750 milyon ton kömür dağıtıyorsun da kendi kesenden mi dağıtıyorsun? Onu siyasi amacın için şey ediyorsun. O 750 milyon ton yarın iktidardan düştüğün zaman seni Yüce Divana götürür. Sen onu siyasi amaç için şey ediyorsun. Sonra getirdiniz işlenmeyen kömür ocaklarını yandaşlarınıza aldırttınız ve fahiş fiyatlarla oradan kömür aldınız. İhale veriyor musunuz? Ben soruyorum sana: “Ankara Belediye Başkanının BOTAŞ’tan borcu nedir söyle.” diyorum, söylemiyorsun. Niye bunların paralarını tahsil etmiyorsun? Bunlardan para tahsil etmediğin için biz gidiyoruz başkalarına faiz ödüyoruz ve burada Ankara Belediyesinin, İstanbul Belediyesinin, İzmit Belediyesinin yaptığı bu kadar sorumsuz yatırımlardan dolayı devlet büyük bir yük altına giriyor. Devlet böyle mi yönetilir?

O bakımdan, önergemin kabulünü diliyorum.

Saygılar sunuyorum efendim.

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Genç.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Komisyonun bir düzeltme talebi var.

Buyurunuz.

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ KEREM ALTUN (Van) – Sayın Başkanım, bu çerçeve 6’ncı maddeyle 4628 sayılı Kanun’a eklenmesi öngörülen ek 3’üncü maddenin (a) bendinin (1) numaralı alt bendinde yer alan “katılımcılar” ibaresinin “katılımcıları” şeklinde düzeltilmesini istiyoruz efendim yani redaksiyon.

BAŞKAN – Evet, gereği yerine getirilecektir efendim.

Bu düzeltmeyle birlikte 6’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

7’nci madde üzerinde önerge yoktur.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

8’inci madde üzerinde üç önerge vardır, sırasıyla okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 249 sıra sayılı Kanun Tasarısının 8 inci maddesiyle değiştirilmesi önerilen, 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun Geçici 10 uncu maddesinde geçen “Bakanlar Kurulu” ibaresinin “Kurul” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Ali Bayramoğlu

Burhan Kuzu

Rüstem Zeydan

 

Rize

İstanbul

Hakkâri

 

Veysi Kaynak

Ahmet Öksüzkaya

 

 

Kahramanmaraş

Kayseri

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 249 Sıra Sayılı Tasarının çerçeve 8 inci maddesi ile 4628 sayılı Kanuna eklenmesi öngörülen Geçici 10 uncu Maddede yer alan “Bu süre, Bakanlık görüşü alınarak Bakanlar Kurulu kararı ile en fazla iki yıl uzatılabilir” cümlesinin madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

 

M. Akif Hamzaçebi

Hüseyin Ünsal

Halil Ünlütepe

 

Trabzon

Amasya

Afyonkarahisar

 

Atila Emek

Hüsnü Çöllü

Birgen Keleş

 

Antalya

Antalya

İstanbul

 

 

Ali Koçal

 

 

 

Zonguldak

 

BAŞKAN – Şimdi maddeye en aykırı önergeyi okutup işleme alıyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 249 Sıra Sayılı yasa tasarısının 8. maddesinin son cümlesinin madde metninden çıkarılmasını arz ederim.

                                                                                                              Kamer Genç

                                                                                                                  Tunceli

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ KEREM ALTUN (Van) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Katılmıyoruz.

BAŞKAN – Sayın Genç, gerekçe mi yoksa konuşacak mısınız?

KAMER GENÇ (Tunceli) – Konuşacağım efendim.

BAŞKAN – Buyurunuz efendim. 

KAMER GENÇ (Tunceli) -  Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Efendim, ben önergemde “Bu anlaşmalar damga vergisinden müstesnadır.” İbaresinin tasarı metninden çıkarılmasını istiyorum.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Ne var ki bunda?

KAMER GENÇ (Devamla) -  Ne var, olur mu?

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – “Ne var ki” diyorum.

KAMER GENÇ (Devamla) - Yani, gayet normal. Şimdi, neyse… Arkadaşımız da müdahale ediyor.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Hayır…Doğru söylüyorsun, diyorum.

KAMER GENÇ (Devamla) - Değerli arkadaşlar, zaten, bu elektrik üretim, dağıtım ve iletimiyle uğraşan kurumlar büyük kâr sağlıyorlar. Bunlar, elektrik fiyatlarını istedikleri gibi belirliyorlar. Hiç olmazsa bazı vergileri de versinler.

Şimdi, Sayın Bakan, burada diyor ki: “Bunlara devlet, kamu kurumu yatırım yapmıyor.” Ama, kamu kurumu… Siz, özellikle getirdiğiniz şeylerde bazı yandaş şirketlere yatırım yapmak için kredi desteğini veriyorsunuz. Ondan sonra, bunlara vergi muafiyet ve istisnaları getiriyorsunuz. Yani, vergi muafiyet ve istisnaları vergi kanunlarında düzenlenir. Böyle parça parça kanunlarda düzenlemek vergi tekniğine, sistemine aykırıdır. Bu itibarla, bu kanun gereğince yapılan sözleşmelerin damga vergisinden müstesna tutulmasının bir mantığı da yok. Ayrıca, devlet için de bunlar büyük kayıptır. Zaten, sizin İktidarınız zamanında, devletin gelir kaynağını artırıcı bir yasa getirdiğinizi ben daha görmedim. Yani, geçen gün, belediyelere yardım kanunu getirdiniz. 7,5 katrilyon, aşağı yukarı binde 1 de denkleştirmeyi getirdiniz, 8 katrilyona yakın açık veren bütçeye yeni bir yük getirdiniz. İşte, siz bütçeyi yaparken burada sormuştuk biliyorsunuz, Maliye Bakanı 44 katrilyonluk borçlanma sistemi getirdi, bütçe 18 trilyon açık veriyordu. E, şimdi, orada belli ki oradaki açık 44 katrilyon liradır. Şimdi, oradan 8 katrilyon civarında belediyelere mevcut bütçeden para aktarmayı getirdiniz ama kaynak yok. Devlette -keşke- böyle gökten yağan bir kaynak yok ki. Türkiye'nin kaynakları nedir? İşte, vergi kaynağıdır, petrolü olsa petrol kaynağıdır veyahut da borçlanmadır. Bundan vergi almadığınız takdirde ne olacaktır? Bütçe devamlı açık verecektir; açık verdikçe de vatandaşın sırtına bineceksiniz, vasıtalı vergilere zam. Her gün petrole gidiyorsunuz… Evet, dünya piyasalarında petrol artıyor, tabii ben buna bir şey demiyorum ama siz onu da bahane bularak… Yani, Hükûmet -gerçek petrol fiyatı ile vatandaştan tahsil ettiği fiyat arasında bir denge yok- maliyet 100 lira ise 100 lirayı tahsil etmiyor. Onu fırsat bilerek 300 lira tahsil ediyor, yani böyle bir dengesizlik var.

Zaten Türkiye'de devletin bütçesinin en fazla gelir kaynağını oluşturan vasıtalı vergilerdir yani vatandaşın günlük ihtiyaçlarında kullandığı, elektrikmiş, petrolmüş, gazmış veyahut da istihlak maddeleridir. Burada özellikle zenginden daha fazla vergi alma sistemine gitmiyorsunuz.

Dolayısıyla, Maliyede ciddi bir inceleme yok, vergi denetimi yok. Ondan sonra, denetim yapılan kişiler de ancak muhalif kişiler. İşte, size kafa tutan birisi olursa, bir basın olursa veyahut da bir şey olursa onların hesaplarını inceliyorsunuz. Yandaş firmaların hiç hesapları incelenmiyor.

Dolayısıyla, bu vergi kaynakları da kesilince bütçe de açık veriyor. Öyle bir açık zamanla gelecek ki, yani göreceğiz ileride, devlet memurunun maaşını ödeyemeyecek bir seviyeye geleceksiniz.

İşte görüyorsunuz, faizler yüzde kaça çıktı, yüzde 22-23’e gitti. “Efendim, AKP’ye kapatma davası açıldı da onun için faizler yükseldi.” Yok efendim, AKP olsa ne olacak, olmasa ne olacak? Yani şimdiye kadar hiç böyle bir parti… AKP gider, bilmem ne partisi gelir. Burada o kadar parti var; otuz kırk tane parti var. O bakımdan yani “Efendim, bizim partimize kapatma davasını açtılar, piyasa allak bullak oldu.” Yok öyle bir şey. Bu sizin kendi uydurmanız. Yoksa ki siz ciddi olarak devlet kaynaklarını kullanabilir, vergi tahsil edilebilir hâle getirdiniz mi? Şimdi, 44 katrilyon liraya yakın vergi alacağı var devletin, onları da tahsil etmiyorsunuz. İşte kayıtlarda belli.

Ayrıca, inceleme yaptığınız… Mesela bakın, banka sigorta muameleleriyle ilgili 2007 yılında 1 katrilyon 600 trilyon lira…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Genç, süreniz bitti, lütfen…

KAMER GENÇ (Devamla) – Gelir İdaresinin yayınladığı yayınlara göre söylüyorum: 2007 yılında banka ve sigorta muamelelerine tabi işlemler üzerinden beyan edilen 1 katrilyon 600 trilyon liralık matrah üzerinden inceleme yapılıyor, 2 katrilyon 900 trilyon liralık bir matrah farkı bulunuyor, yani ona göre. Ama onlar da Merkezî Uzlaşma Komisyonuna gidiyor, yüzde 70’i siliniyor. Böyle bir şey olmaz sayın milletvekilleri.

Bakın, ben vergi işlerinde çalıştım. Bizim zamanımızda bir vergi incelemesi yapıldığı zaman, bir mükellefe bir vergi tespit ettiğiniz zaman, eğer zaten haklıysa vatandaş gidecek vergi mahkemesinde onun davasını açacak. Onda da vergi aslında uzlaşma olmazdı, cezada, işte yüzde 40, yüzde 50, yüzde 70 indirim olurdu. Sizin Bakanınız öyle değil ki. İşte, Maliye Bakanı Kemal Bey Citibank’ın 3,5 milyar dolarını Merkezî Uzlaşmada sildi, Amerikalılar kendisini “Yılın Maliye Bakanı” ilan ettiler. Yani bu vergi gelirlerini toplamak lazım. O bakımdan önergemin kabulünü diliyorum efendim.

Saygılar.

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Genç.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 249 Sıra Sayılı Tasarının çerçeve 8 inci maddesi ile 4628 sayılı Kanuna eklenmesi öngörülen Geçici 10 uncu Maddede yer alan “Bu süre, Bakanlık görüşü alınarak Bakanlar Kurulu kararı ile en fazla iki yıl uzatılabilir” cümlesinin madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

                                                                  Mehmet Akif Hamzaçebi (Trabzon) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ KEREM ALTUN (Van) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Katılmıyoruz.

BAŞKAN – Sayın Ünsal, buyurunuz.

HÜSEYİN ÜNSAL (Amasya) – Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; 8’inci madde üzerinde değişiklik önergesi üzerine söz almış bulunuyorum.

Biraz önce konuşan Adalet ve Kalkınma Partisinin Saygıdeğer Grup Başkan Vekili Arkadaşımızın, tabii, sitemli konuşması, “peşkeş çekiyor” eleştirisiyle sitemli konuşması haklı gibi gözüküp, sizler tarafından alkışlandı.

Değerli arkadaşlar, bizler burada muhalefet milletvekilleri olarak artık sütten ağzımız yandığı için ayranı üfleyerek içmeye başladık. Bakın, geçmiş dönemde yapılan işler var. Şimdi, Sayın Bakanımız da hazır buradayken soracağımız bazı konular var. O yüzden, bu kanunlar çıkarken verilen o önergeleri dikkatle izliyoruz. Bir tanesi, bakın 5307 sayılı LPG Piyasası Kanunu çıkarılması aşamasında “Elektrik Üretim Anonim Şirketi … ihraç edilmesi kaydı ile toptan satış şirketlerine … elektrik enerjisi satabilir.” hükmünü içeren geçici bir 6’ncı madde koydunuz o tarihte. Yani meşhur şu KARTET işi. Ben, şimdi Sayın Bakandan bu konuyla ilgili bir bilgi istiyorum ve sorumu da çok net ve açık soruyorum burada bilgi sahibi olun diye: Ülkemizin ilk özel sektör yurt dışı elektrik ihracatı ile ilgili yaşanan skandal boyutuna varan süreç ile ilgili olarak çeşitli basın kuruluşlarında yer alan haberlerde çok ciddi iddialar yer almıştır. Ulusal çok sayıda gazetede günlerce yer alan bu ciddi iddialarla ilgili olarak Bakanlık tarafından bir soruşturma açıldı mı bu KARTET konusunda? Eğer soruşturma açılmadıysa, iddia edilen bu iltimas içerisinde bürokratik irade yoksa bir siyasi irade mi var? Bizim rahatsızlığımız bu yüzden.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Açıldı.

HÜSEYİN ÜNSAL (Devamla) – Bu şirketin enerji ihracı yapabilmesine imkân sağlamak için kanunda -çıkarmak üzere, işte demin söylemeye çalıştığım konu bu- değişiklik yaptınız.

Sadece bununla kalmadı, bir konuyu daha çok merak ediyorum. Sayın Bakana yine soru önergesiyle sordum ama çok muğlak bir Enerji Bakanlığı cevabı aldım. Aldığımız cevap da doğal gaz alımlarıyla ilgiliydi. Çünkü Sayın Bakan geldi, burada övünerek “Doğal gazımız da var.” dedi ama doğal gaz alımıyla ilgili, kendisinin de ilk başlarda, özellikle Komisyon toplantılarında ve çeşitli basına verdiği mülakatlarda öğrendiğimiz kadarıyla “Bu bir kapitülasyon.” diyerek karşı çıktığı Rus gazıyla ilgili, daha sonra yapılan bir kanun değişikliğiyle, Rus gazıyla ilgili özellikle bir iltimas sağlanmıştır. Bu konuda şu anda yapılan iş şudur, doğal gazla ilgili soruya Sayın Bakanlıktan cevap şu şekilde gelmiştir: “Filanca firma lisansını almıştır -ben firmaların adını vermek istemiyorum- diğer iki firma lisans almak üzeredir.” Bir tanesinden de hiç bahsedilmiyor. Neden kaçınılıyor? Ne oldu? BOTAŞ’la ilgili bir sıkıntı mı var? Bu doğal gaz alımıyla ilgili konunun da mutlaka Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminde… Çünkü bu çok önemli bir konu. Bu ülke bağlandı, kapitülasyon şekliyle bağlandı. Şu anda Gazprom şirketinin eline verildi bu konu. Bu konunun açıklamasını detaylı öğrenmek istiyoruz, bu konuyu da halkımızla birlikte paylaşmak istiyoruz.

Değerli arkadaşlarım, piyasalaştırma ve özelleştirme mutlak bir kavram değil. Dolayısıyla, arkadaşlarımız elektrikle ilgili özelleştirme yapma konusunda iddialı olabilirler. Kamuyu bu konudan çekmek istiyorlar ama kamunun bu konudan çekilmemesi için çok net gerekçeler var. Bir tanesi, elektrik üretimi depolanmayan bir iş, yani üretilince tüketilen bir iş. İkincisi, ekonomik açıdan ikame edilmiyor, yani elektrik yerine başka bir enerji kaynağını kullanarak aydınlatma veyahut da başka bir enerji sağlayamıyoruz. Çeşitlilik gösteren bir üretim teknolojisi var, hem sudan hem termikten hem rüzgârdan -demin de söylediği- güneşten, jeotermalden ve en sonunda ülkemize getirilmek istenen nükleer enerjiden. Başka bir amaçla kullanılmayan bir yapılanma söz konusu. Bir diğeri ve beşincisi de, merkezî bir sistem işletmecisine ihtiyaç olması. Maalesef, o merkezî sistem parçalandı, parçalandığı gibi de bu konu ayrıldı, ayrışmayla birlikte de özelleştirme başladı.

Özelleştirmeyle ilgili de yakında basında çıktı. Bakın, 6 yılda kendini amorti eden bir BEDAŞ, 3,8 yılda kendini amorti eden bir SEDAŞ’ın olduğu ifade ediliyor. . Türkiye’nin kamu kaynaklarının, ülkemizin kamu kaynaklarının bu şekilde birtakım çevrelere- “peşkeş” deyince sinirleniyorsunuz ama- rant çevrelerine sunulmasının doğru bir yaklaşım olmadığını ifade ediyoruz.

Enerji üretimi ve elektrik üretimi kamusal bir kavramdır ve doğal olarak da bir tekeldir. Doğal olarak bu tekeli alıp da özel sektöre verirseniz o da…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.

HÜSEYİN ÜNSAL (Devamla) – Tamamlayacağım efendim.

…özel sektör tekeli hâline gelir. Cumhuriyet Halk Partisinin özelleştirmeyle ilgili hassasiyeti de bu noktadadır. Dolayısıyla Türkiye için önemli olan, hayati önemi olan enerji sektöründe ve özellikle elektrik sektöründe özelleştirmeye dikkat etmek lazım, özelleştirirken de Türkiye’nin enerji yapısıyla oynamamak gerekiyor.

Önergenin lehinde oy kullanmanızı istiyorum ve saygılar sunuyorum.

Teşekkür ederim. (CHP Sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Ünsal.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Karar yeter sayısının aranılmasını istiyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.

Önergeyi Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Karar yeter sayısı yoktur.

Birleşime beş dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 17.11

 

 

ALTINCI OTURUM

Açılma Saati: 17.22

BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU

KÂTİP ÜYELER: Fatoş GÜRKAN (Adana), Canan CANDEMİR ÇELİK (Bursa)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 128’inci Birleşiminin Altıncı Oturumunu açıyorum.

249 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Tasarının 8’inci maddesi üzerinde verilen Amasya Milletvekili Hüseyin Ünsal ve arkadaşlarının önergesinin oylanmasında karar yeter sayısı bulunamamıştı. Şimdi önergeyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.

 Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir, karar yeter sayısı vardır.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 249 sıra sayılı Kanun Tasarısının 8 inci maddesiyle değiştirilmesi önerilen, 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun Geçici 10 uncu maddesinde geçen “Bakanlar Kurulu” ibaresinin “Kurul” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                                                 Ali Bayramoğlu (Rize) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ KEREM ALTUN (Van) – Takdire bırakıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılıyoruz.

NİHAT ERGÜN (Kocaeli) – Gerekçe.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Elektrik Piyasası Kanununun uygulanması yetkisi “Kurul”a ait olduğundan bütünlük sağlanması amaçlanmıştır.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda 8’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 8’inci madde kabul edilmiştir.

Şimdi, madde 9’a bağlı geçici 13’üncü madde üzerinde bir önerge vardır, önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 249 Sıra Sayılı yasa tasarısının 9. maddesine bağlı geçici 13. maddesinde geçen (Kurul) ibaresinin (Bakanlar Kurulu) olarak değiştirilmesini arz ederim.

                                                                                                              Kamer Genç

                                                                                                                  Tunceli

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ KEREM ALTUN (Van) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılmıyoruz.

BAŞKAN - Sayın Genç, konuşacak mısınız?

KAMER GENÇ (Tunceli) – Evet efendim.

BAŞKAN – Buyurunuz efendim.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 249 sıra sayılı Yasa Tasarısı’nın 9’uncu maddesiyle ilgili olarak verdiğim değişiklik önergesi üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, tabii, Türkiye’nin idari yapısı çok değiştirildi, birtakım kurullar getirildi ortaya. Bu kurullar güya özerktir ama uygulamalara baktığınız zaman hiçbirisi özerk değil, tamamen siyasi iktidarın emri altında.

Şimdi, buradaki “Kurul”un “Bakanlar Kurulu” olarak değiştirilmesinin amacı, Bakanlar Kurulu, tabii, enerji politikasının yürütülmesinde daha sorumlu, daha geniş bir bilgiye ve yetkiye sahip olan bir kurul olduğu için bu kararın Bakanlar Kurulu tarafından verilmesinin ülke yararına olduğuna inanıyorum.

Şimdi, siyasi iktidarın, Bakanlar Kurulunun bir sorumluluk duygusu var, daha doğrusu Parlamentoya karşı bir sorumluluğu var. Bu kurullarda çalışan kişilerin bir kısmının, hem kamu memur yargılama usulü bakımından dokunulmazlıkları var hem de bir kısmı doğru dürüst, yani zaman zaman çok sorumsuzluk duygusu içinde hareket edenler de var. İşte, bu kurulların bazı kararlarını incelediğimiz zaman, hakikaten çok keyfî kararlar da veriyorlar. Mesela, bu Petrol Piyasasını Düzenleme Kurulunda, bugün gidin Danıştayda yüz binlerce dava var. Bu yüz binlerce davanın nedeni, o Kurulun verdiği birtakım kararlar. Yani işte, 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’na göre o kadar çok keyfî… Daha doğrusu, yani o kadar adaletsiz kararlar veriliyor ki, hiç olmazsa siyasi iktidar, Bakanlar Kurulu böyle bir karar verdiği zaman bunlar enine boyuna daha tartışılabilir, daha şey edilebilir.

Ben, işte, deminki konuşmamda da söyledim, bu kanunun 27’nci maddesiyle getirilen bir istisna var, bu bana göre bir af ama bu affın da herhâlde kapasitesi 1 katrilyon liranın üstündeki bir cezayı affediyor. Tabii, bu konuda Bakan bize cevap vermedi, bilmiyorum, soruda da soracağız. Yani bu kanun değişikliği yeni yapıldığına göre… 27’nci maddede, 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 2’nci maddesinin birinci fıkrasının 39’uncu bendinde bir değişiklik getiriliyor ve 9’uncu maddesinin sekizinci fıkrası da yürürlükten kaldırılıyor. Şimdi, bu kaldırılınca, tabii o zaman bu kamyonlarla yapılan nakliyatlardaki çok yüksek derecedeki petrol cezaları affediliyor. Affediliyor ama peki bu, cezaların kesildiği tarihte yürürlükte olan Kanun’a aykırı. Bu acaba şimdi değiştirilince otomatikman bu affedilebilir mi?

Bir de, bu kanunun tümü üzerinde müzakere yapılırken bir elektrik mühendisinin bana bir telefonu vardı, dedi ki: “Ben İstanbul Boğazı üzerinde inceleme yaptım. Bu İstanbul Boğazı’nda bir akım var, bu akımdan elektrik üretebiliriz.”

Ben yine Bakana sormak istiyorum: Acaba, hakikaten bu konuda bir inceleme var mı?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Var.

KAMER GENÇ (Devamla) - Boğaz’ın ters akıntılı bir su akıntısı var, alttan ve üstten. Burada bir inceleme yapılarak hakikaten eğer burada elektrik üretebilecek bir sistem kurulursa, bana göre Türkiye’nin çok çok katı üzerinde bir elektrik kapasitesine kavuşabiliriz. Bu arkadaş bana birkaç defa da -elektrik mühendisiymiş- telefon etti, bana bazı belgeler de gönderdi. Tabii ben, işin teknik tarafını bilmiyorum, burada soruyla da sordum. Acaba Boğaz’daki bu akıntıyla ilgili bir inceleme yapılıyorsa… Bence buraya epey de emek vermek lazım, epey de yatırım yapmak lazım, çünkü burada üretilecek bir elektriğin kapasitesi çok büyük olur.

Bu itibarla önergemin kabulünü diliyorum, saygılar sunuyorum efendim.

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Genç.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Madde 9’a bağlı geçici 13’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Madde 9’a bağlı geçici 14’üncü madde üzerinde iki önerge vardır, sırasıyla okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 249 sıra sayılı “Elektrik Piyasası Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”nın 9 uncu maddesiyle 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa eklenen Geçici Madde 14’ün (d) bendinin başına “4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve 5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun kapsamında gerçekleştirilecek hidroelektrik santral projeleri ile” ibaresinin eklenmesini ve (e) bendinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

           Ali Bayramoğlu                         Burhan Kuzu                         Rüstem Zeydan

                    Rize                                      İstanbul                                   Hakkâri

                                      Veysi Kaynak                     Ahmet Öksüzkaya

                                    Kahramanmaraş                            Kayseri

e) Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından 26/06/2003 tarihinden itibaren yapılmış olan ve ortak tesis yatırım bedeli geri ödemesi ihtiva etmeyen “Su Kullanım Hakkı ve İşletme Esaslarına İlişkin Anlaşmalar” ile ilgili olarak düzenlenen kâğıtlar, damga vergisinden ve yapılan işlemler harçtan müstesnadır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 249 sıra sayılı “Elektrik Piyasası Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”nın çerçeve 9 uncu maddesi ile 4628 sayılı Kanuna eklenen Geçici Madde 14’ün birinci fıkrasının (d) bendinin madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

                                                                                                             Harun Öztürk

                                                                                                                    İzmir

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ KEREM ALTUN (Van) – Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN – Hükûmet?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Katılmıyoruz.

BAŞKAN – Sayın Öztürk, gerekçe mi, konuşacak mısınız?

HARUN ÖZTÜRK (İzmir) – Gerekçe okunsun.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

4283 sayılı Yap-İşlet Modeli ile Elektrik Enerjisi Üretim Tesislerinin Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışının Düzenlenmesi Hakkında Kanunun geçici 4’üncü maddesinin ikinci fıkrası kapsamında yerli kaynaklara dayalı elektrik üretimi amacıyla yapılacak yatırımların gerçekleştirilmesi için demiryolu ulaşım güzergahlarının değiştirilmesinin zorunlu olduğu hallerde, TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğünce demiryolu ulaşım güzergahlarının değiştirilmesi işi, enerji yatırımını gerçekleştirecek firmaya, ilgili idareye ait birim fiyatlarla hesaplanacak yer değiştirmeye ilişkin yatırım bedelinden yüzde yirmibeş oranında indirim yapılarak belirlenen ve ilgili Bakan tarafından onaylanan bedelle yaptırılır, denilmekte ve ödeme usulleri tespit edilmektedir. Yasa çıkarılarak kamu adına yapılacak ihalelerde gözetilecek ilkeler ile ihalenin yapılmasına ilişkin esas ve usullerin belirlenmesi yerine, yasa çıkararak ve yasada bedel dahil koşullar belirlenerek bizatihi yasa ile ihale yapılması normal bir usul olmadığından, rekabetin sağlanmasına yönelik ilkeler gözardı edildiğinden ve kamu yararı söz konusu bulunmadığından kabul edilemez. Ayrıca, özelleştirme gelirlerinin bu amaçla kullanılacağına ilişkin düzenleme yukarıda da belirtildiği gibi, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 13’üncü maddesinin (g) bendinde yer alan “Belirli gelirlerin belirli giderlere tahsis edilmemesi esastır.” hükmü ile tarif edilen, bütçelerin hazırlanması ve uygulanmasında gözetilmesi gereken ademi tahsis prensibine uymamaktadır. Açıklanan nedenlere dayanılarak iş bu değişiklik önergesi verilmiştir.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 249 sıra sayılı “Elektrik Piyasası Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”nın 9 uncu maddesiyle 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa eklenen Geçici Madde 14’ün (d) bendinin başına “4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve 5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun kapsamında gerçekleştirilecek hidroelektrik santral projeleri ile” ibaresinin eklenmesini ve (e) bendinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                                                          Ali Bayramoğlu (Rize) ve arkadaşları

(e) Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından 26/06/2003 tarihinden itibaren yapılmış olan ve ortak tesis yatırım bedeli geri ödemesi ihtiva etmeyen “Su Kullanım Hakkı ve İşletme Esaslarına İlişkin Anlaşmalar” ile ilgili olarak düzenlenen kağıtlar, damga vergisinden ve yapılan işlemler harçtan müstesnadır.

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ KEREM ALTUN (Van) – Takdire bırakıyoruz efendim.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, benim elimdeki önerge başka okunan önerge başka.

BAŞKAN – Hükûmet?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Katılıyoruz.

BAŞKAN – Gerekçe mi?

BAYRAM ALİ BAYRAMOĞLU (Rize) – Gerekçe okunsun.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Yerli kaynaklara dayalı elektrik üretim amacıyla DSİ Genel Müdürlüğü tarafından yapılmış ve yapılacak olan ve hidroelektrik kaynak katkı payı ödemesine ilişkin hüküm bulunanlar da dâhil olmak üzere Su Kullanım Hakkı ve İşletme Esaslarına İlişkin Anlaşmalardan, 6200 sayılı Kanunun 24 üncü maddesi kapsamında ortak tesis yatırım bedeli geri ödemesi olanlar hariç olmak üzere damga vergisinden istisna edilen kâğıtlar arasında yer alması ve harç istisnası amaçlanmaktadır.

4628 ve 5346 sayılı Kanun kapsamındaki projelerin de söz konusu madde kapsamındaki uygulamalara dâhil edilmesi amaçlanmıştır.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Kabul edilen bu önerge doğrultusunda madde 9’a bağlı geçici 14’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Madde 9’a bağlı geçici 15’inci madde üzerinde önerge yoktur.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Madde 9’a bağlı geçici 16’ncı madde üzerinde bir önerge vardır, önergeyi okutuyorum:

TBMM Başkanlığına

Görüşülmekte olan 249 sıra sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 9 uncu maddesiyle 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa eklenmesi önerilen Geçici Madde 16’daki “31/12/2008” ibaresinin “30/6/2009” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Ali Bayramoğlu

Burhan Kuzu

Rüstem Zeydan

 

Rize

İstanbul

Hakkâri

 

Veysi Kaynak

Ahmet Öksüzkaya

 

 

Kahramanmaraş

Kayseri

 

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ KEREM ALTUN (Van) – Takdire bırakıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Katılıyoruz.

BAYRAM ALİ BAYRAMOĞLU (Rize) – Gerekçe okunsun Sayın Başkan.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Düzenlemede yer alan 6 aylık başvuru süresinin fiilî olarak 31/12/2008 tarihini aşması nedeniyle uygulamada karşılaşılabilecek sorunların aşılması amaçlanmıştır.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Kabul edilen bu önerge doğrultusunda 9’uncu maddeye bağlı geçici 16’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, madde 9’a bağlı yeni bir geçici madde 17 ilave edilmesine ilişkin bir önerge vardır.

Önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan “Elektrik Piyasası Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”nın çerçeve 9 uncu maddesine aşağıdaki geçici maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

 

Nihat Ergün

Ali Bayramoğlu

Yüksel Coşkunyürek

 

Kocaeli

Rize

Bolu

 

Nusret Bayraktar

Orhan Karasayar

 

 

İstanbul

Hatay

 

“Geçici Madde 17 - Dağıtım şirketi, dağıtım bölgesinde ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde otoyollar hariç, kamunun genel kullanımına yönelik cadde ve sokak aydınlatmasından ve bunlara ait gerekli ölçüm sistemlerinin tesis edilmesi ve işletilmesinden sorumludur. Bu tür aydınlatmaya ve trafik sinyalizasyonlarına ait tüketim giderleri, 1/1/2009 ila 31/12/2015 tarihleri arasındaki dönem için Hazine Müsteşarlığı bütçesine konulacak ödenekten karşılanır.

Kamuya ait park, bahçe, tarihî ve ören yerleri gibi halka açık yerler ile reklam ve benzeri amaçlı panoların genel aydınlatmalarına ilişkin tüketim giderleri, ilgisine göre ilgili belediye veya il özel idaresince karşılanır. Belediyeler tarafından ödenmeyen bu kapsamdaki genel aydınlatma tüketim giderleri, ilgili belediyenin Elektrik ve Hava Gazı Tüketim Vergisi ile genel bütçe vergi gelirlerinden belediyelere aktarılan paylardan kesinti yapılmak suretiyle tahsil edilir.

Güvenlik amacıyla yapılan sınır aydınlatmalarına ait tüketim giderleri, İçişleri Bakanlığı bütçesine konulacak ödenekten, toplumun ibadetine açılmış ve ücretsiz girilen ibadethanelere ilişkin aydınlatma giderleri ise Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesine konulacak ödenekten karşılanır.

Aydınlatma yükümlülüğünün kapsamı, aydınlatma payının belirlenmesi, ölçüme ilişkin teknik esaslar ile ödemeye, kesinti yapılmasına, uygulamaya ve denetime ilişkin esas ve usuller Bakanlık ve Hazine Müsteşarlığının görüşleri alınmak suretiyle Kurul tarafından yürürlüğe konulacak yönetmelikle düzenlenir.”

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, bu geçici madde şeklinde değil, devamlı madde. Ayrıca da, geçici madde eklenecekse bence kanunun sonuna eklenmesi lazım, bu devamlı bir madde.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Başkanım, ücretsiz girilen… Arkadaşlar gerekçeyi okuttuktan sonra söz istiyorum, iki kelime.  Ücretli girilen ibadethane hangisidir? Cemevleri bunun içine giriyor mu girmiyor mu, açıklasın arkadaşlar.

BAŞKAN – Komisyon?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ KEREM ALTUN (Van) – Takdire bırakıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Katılıyoruz.

NİHAT ERGÜN (Kocaeli) – Gerekçe okunsun.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Madde ile genel aydınlatma giderlerinin, hangi kurum ve kuruluşlar tarafından ödeneceğine ilişkin düzenlemeler ile bu hususla ilgili usul ve esasların yönetmelikle düzenleneceği konusu öngörülmektedir.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda madde 9’a bağlı yeni bir geçici madde, geçici madde 17 eklenmiştir.

Bu geçici 17’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Şimdi, geçici maddelerin bağlı olduğu madde 9’u oylarınıza sunuyorum…

KAMER GENÇ (Tunceli) – Karar yeter sayısı istiyorum.

BAŞKAN – Karar yetersayısına bakacağım.

Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Karar yeter sayısı yok.

Beş dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 17.42

 

 

YEDİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 17.51

BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU

KÂTİP ÜYELER: Fatoş GÜRKAN (Adana), Canan CANDEMİR ÇELİK (Bursa)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 128’inci Birleşiminin Yedinci Oturumunu açıyorum.

249 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Tasarının geçici maddelerinin bağlı olduğu çerçeve 9’uncu maddesinin oylamasında karar yeter sayısı bulunamamıştı. Şimdi çerçeve 9’uncu maddeyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.

Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Madde 10 üzerinde bir önerge yoktur.

10’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 10’uncu madde kabul edilmiştir.

Madde 11 üzerinde iki önerge vardır, sırasıyla okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 249 sıra sayılı "Elektrik Piyasası Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"nın çerçeve 11 inci maddesi ile değiştirilen 3093 sayılı TRT Gelirleri Kanununun 4 üncü maddesinin (c) bendinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                                                                             Harun Öztürk

                                                                                                                    İzmir

"c) Nihai tüketiciye elektrik enerjisi satışı yapan lisans sahibi tüzel kişiler, iletim, dağıtım ve perakende satış hizmetlerine ilişkin bedeller hariç olmak üzere, elektrik enerjisi satış bedelinin yüzde ikisi tutarındaki payı faturalarında ayrıca gösterir ve bu kapsamdaki bedelleri Türkiye Radyo- Televizyon Kurumuna intikal ettirirler. Organize sanayi bölgeleri tüzel kişilikleri, serbest tüketici olarak tedarikçilerden katılımcıları için temin ettikleri enerjiye ilişkin olarak Türkiye Radyo-Televizyon Kurumuna ayrıca pay yatırmaz."

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 249 Sıra Sayılı Tasarının 11 inci maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

 

M. Akif Hamzaçebi

Hüseyin Ünsal

Halil Ünlütepe

 

Trabzon

Amasya

Afyonkarahisar

 

Atila Emek

Hüsnü Çöllü

Birgen Keleş

 

Antalya

Antalya

İstanbul

 

Ali Koçal

Şevket Köse

 

 

Zonguldak

Adıyaman

 

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ KEREM ALTUN (Van) – Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN – Hükûmet?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Katılmıyoruz.

BAŞKAN – Kim konuşacak efendim?

ŞEVKET KÖSE (Adıyaman) – Ben konuşacağım efendim.

Sayın Köse, buyurunuz.

ŞEVKET KÖSE (Adıyaman) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; verdiğim önerge üzerinde söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce heyetinize saygılarımı sunarım.

Değerli arkadaşlar, ülkemiz enerji kaynaklarına yakınlık açısından dünyadaki en şanslı yerlerden biridir. Sadece yer altı kaynakları açısından değil, su, rüzgâr ve güneş gibi enerji kaynakları açısından da zengin bir coğrafyanın ortasında bulunmaktayız. Maalesef bu kaynaklardan yeteri kadar yararlanamamaktayız.

Değerli milletvekilleri, enerjimiz de tıpkı ekonomimiz gibi dışa bağımlı durumdadır. Yabancı bir ülke “Vanayı kısıyorum.” dediği zaman ne yapacağımızı bilemiyoruz. Oysa rüzgârımız var, güneşimiz, suyumuz var. Bunlardan neden yeterince yararlanamıyoruz? Su, güneş ya da rüzgâr gibi enerji kaynaklarını kullansaydık bugün nükleer enerjiyi tartışmazdık, insanlarımızın yaşamını tehlikeye atan sistemleri konuşmazdık.

Değerli milletvekilleri, son günlerde ekonomide yaşanan kötü gidişin nedenlerinden biri enerji piyasasında yaşanan sorunlardır. Arz eksikliği nedeniyle yaşanan ve içinde olduğumuz temmuzda başlayan otomatik fiyatlandırmayla tüketici mağdur duruma düşecektir. Otomatiğe bağlanan zamlar elektrik dışında kömür ve doğal gazda da yaşanacaktır. Yani enerji piyasasındaki kötü gidişin ne derece önemli boyutta olduğunu görmekteyiz. Son altı yılda kamunun enerji alanına yatırım yapmaması arzın kısıtlı kalmasına neden olmuştur. Bunun sonucunda kâr garantili elektrik üretimi dayatmasına teslim olunmuştur. Dolayısıyla devlet denetimi olmayan piyasa koşulları yaratılmıştır.

Sayın arkadaşlar, son yıllarda yaşanan küresel ısınma sorunu enerji piyasasını olumsuz yönde etkilemektedir. Küresel ısınmanın etkisiyle barajlardan sağlanan hidroelektrik enerjisinin yüzde 70 oranında azaldığı bilinmektedir. Millî Güvenlik Kurulu toplantısında yapılan sunuma göre, 2009 yılından itibaren şu an var olan 30 bin megavat enerji üretimi Türkiye’ye yetersiz gelecektir. 2016 yılına gelindiğinde Türkiye’nin enerji açığının yüzde 40’ın üzerine çıkması beklenmektedir. 2015 yılına kadar yılda ortalama yüzde 8,4 oranında artması beklenen elektrik talebinin karşılanması için tedbir olarak, 8.778 megavat rüzgâr ve hidroelektrik, 17.820 megavatı termik olmak üzere, toplam 26.298 megavat yeni kapasite ilavesine gerek duyulacaktır. Bu da Türkiye’de kurulu olan 30 bin megavatlık bir enerji ihtiyacına neredeyse eş değerdir. Elektrik sektöründe yaşanan sıkıntı yalnızca tüketicinin mağdur olmasıyla sonuçlanmayacaktır.

Değerli milletvekilleri, sayın arkadaşlarım; elektrik sektörü sıkıntısı enflasyon artışı getirecek, sanayinin girdi fiyatlarında yükselme yaşanacak ve sanayicilerimizin kârını azaltacaktır. Denetimsiz bir elektrik sektörü olduğundan dolayı halkın parası garantili kâr adı altında özel sektöre aktarılacaktır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Adıyaman’da yaşanan enerji sorunu, tüm Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde ve bu bölgenin tarım arazilerinin olduğu yerlerde kendini belirgin bir biçimde hissettirmektedir. Tarımsal sulama alanlarında çiftçiler enerjiyi çok yüksek fiyatta kullanmaktadır. Ayrıca teşvik ve destekleme yeteri kadar yapılmayınca köylüler mağdur durumdadır. Köylüler elektrik borçlarını ödeyemiyor. Sayın Bakana yazılı olarak durumu sordum, aldığım yanıt Adıyamanlı köylünün içerisinde olduğu çıkmazı göstermektedir. Adıyaman’da tarımsal sulama amaçlı elektrik kullanan abone sayısı 2.117’dir.

Şimdi vereceğim rakamlara lütfen dikkat ediniz. Adıyaman’da abonelerin, 23 milyon 500 bin YTL’si anapara olmak üzere faizlerle birlikte toplamda yaklaşık 40 milyon YTL borcu bulunmaktadır. Kısacası, Adıyamanlı köylü borç batağı içerisindedir. İnsanlarımızın psikolojisi bozuluyor, bu yüzden insanlarımız ya intihar ediyor ya da çoluk çocuğunun canına kıyıyor. Bu kötü gidişin önüne geçebilmek için, Adıyaman ve Adıyaman gibi illerimizde tarımsal sulama amaçlı kullanılan elektrik en az yüzde 50 ucuz olmalıdır diye düşünüyorum.

Yine, benzer sorunu sanayicilerimizle iş adamlarımız yaşamaktadır. Göçün ve yoksulluğun yaşandığı Adıyaman’da ve diğer bölgelerdeki illerimizde olduğu gibi sanayicilerimizin ve iş adamlarımızın yaşadığı sorunun önüne geçebilmek için, yeni düzenlenen teşvik yasasında bu konuya da çözüm bulunmalıdır. Örneğin Adıyaman gibi illerde enerji desteği verirken en az 10 değil, 5 işçi çalıştırma şartı konulmalıdır diye düşünüyorum.

Yine, teşvik bölgesinde yaşayan insanlarımızın konutlarında ve esnaflarımızın iş yerlerinde kullandıkları elektrik en az yüzde 30 oranında ucuz verilmelidir diye düşünüyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ekonomik olarak…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.

Buyurunuz.

ŞEVKET KÖSE (Devamla) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Ekonomik olarak büyük sorun yaşayan Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu Bölgesi’nde enerji konusunda iktidarın kolaylık sağlaması gerekir. Yani tarımsal alanlarda, sanayi bölgelerinde ve konutlarda kullanılan elektrik daha ucuz olmalıdır diye düşünüyorum.

Konuşmama son verirken önergeme destek vermenizi diler, saygılarımı sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 249 sıra sayılı "Elektrik Piyasası Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"nın çerçeve 11 inci maddesi ile değiştirilen 3093 sayılı TRT Gelirleri Kanununun 4 üncü maddesinin (c) bendinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                                                                             Harun Öztürk

                                                                                                                    İzmir

"c) Nihai tüketiciye elektrik enerjisi satışı yapan lisans sahibi tüzel kişiler, iletim, dağıtım ve perakende satış hizmetlerine ilişkin bedeller hariç olmak üzere, elektrik enerjisi satış bedelinin yüzde ikisi tutarındaki payı faturalarında ayrıca gösterir ve bu kapsamdaki bedelleri Türkiye Radyo-Televizyon Kurumuna intikal ettirirler. Organize sanayi bölgeleri tüzel kişilikleri, serbest tüketici olarak tedarikçilerden katılımcıları için temin ettikleri enerjiye ilişkin olarak Türkiye Radyo-Televizyon Kurumuna ayrıca pay yatırmaz."

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ KEREM ALTUN (Van) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Katılmıyoruz.

BAŞKAN – Sayın Öztürk, konuşacak mısınız, gerekçe mi?

HARUN ÖZTÜRK (İzmir) – Gerekçe…

BAŞKAN – Gerekçe…

Buyurunuz.

Gerekçe:

TRT adına yatırılacak payın hesabında dikkate alınan matrahın daraltılması dolayısıyla TRT gelirlerinde meydana gelecek azalmanın önlenmesi amacıyla işbu değişiklik önergesi verilmiştir.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

11’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

12’nci madde üzerinde bir önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan yasa tasarısının 12. maddesinin sonuna gelmek üzere aşağıdaki ifadenin eklenmesini arz ederiz.

 

Ferit Mevlüt Aslanoğlu

Şevket Köse

Tacidar Seyhan

 

Malatya

Adıyaman

Adana

 

Hüseyin Ünsal

Tayfur Süner

 

 

Amasya

Antalya

 

Madde 12: 5084 sayılı Teşvik Kanunu uyarınca iki ay içerisinde yatırımcılara ödenmeyen bedeller için 6183 sayılı Amme Alacakları Kanununda belirlenen gecikme faizleri uygulanır.

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ KEREM ALTUN (Van) – Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN – Hükûmet?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Katılmıyoruz.

BAŞKAN – Sayın Aslanoğlu, buyurunuz.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Başkan, çok değerli arkadaşlarım; hepinize saygılar sunuyorum.

Burada dediğimiz şu arkadaşlar: “Katılmıyorum”, “katılmıyorum” diyorsunuz. Bir Teşvik Kanunu getirdik. Kırk dokuz ildeki yatırımcılara, eğer siz bu kırk dokuz yılda yatırım yaparsanız biz sizin enerjinizin organize sanayi bölgelerinde yarısını, organize sanayi bölgesi değilse, o il diğer teşvik kapsamındaysa yüzde 40’ını geri ödeyeceğiz dedik.

Yatırımcı elektriği harcıyor, bir ay sonra fatura gidiyor. Size söylüyorum: 2007 Ekim ayından bu yana yatırımcının faturası ödenmiyor. Eğer söz verdiysek, eğer biz “Sizin faturanızın yüzde 50’sini ödeyeceğiz.” dediysek, buna devlet sözü verdiysek, bu insanlara sekiz buçuk aydır, dokuz aydır bunun bedelini ödemiyorsak, bu bizim ayıbımız arkadaşlar.

Burada diyoruz ki, sen nasılsa geç yatıran kurumlara -6183’e göre- faiz uyguluyorsun, o zaman yatırımcıya geç ödeyince de sen faiz öde kardeşim. Bu kere bu 5084 sayılı Yasa’nın sahibi yok arkadaşlar, sahipsiz bir yasa. Bu Yasa’yı kim yürütüyor belli değil. Maliye Bakanlığı geldi burada çıkardı, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı bir bacağı, bir bacağı Sanayi Bakanlığı, bir bacağı da Enerji Bakanlığı. Ortada kalmış bu Yasa.

Yani, burada dediğimiz: Hepinizin ilinde yatırımcılar var, kırk dokuz ilden olan insanlar var. Her gün sanayiciler size ağlamıyor mu? Bunu hepiniz çok iyi biliyorsunuz. Sekiz aydır… Ben geçenlerde Plan ve Bütçe Komisyonunda da, bugün de Hazineden sorumlu Sayın Bakanıma, ne zaman ödenecek diye sorduğumda; bu konuda bir talimat hazırlandığını, bu talimatın ilgili diğer bacaklarına yani Sanayi Bakanlığını, Enerji Bakanlığını, Maliye Bakanlığını dolaşacak, bu kesinleştikten sonra ödeme yapacak.

Değerli arkadaşlarım, bu ülkenin ulusal yatırımcısı hepimizin. Bu ülkenin ulusal yatırımcısının içinde olduğu mali krizi hepiniz biliyorsunuz. Çok zor koşullar altında üretim yapan bu insanlara eğer parasını yatırıp, sekiz ay sonra bu parasını eğer vermiyorsak, biz o zaman bu Teşvik Yasası’nı inkâr etmiş oluyoruz. Çok bir şey istemiyorum. Benim dediğim şu: Arkadaş, eğer biz bedelini geç ödüyorsak, bu insanlara da bunun cezasını ödeyelim, çünkü, sen cezasıyla tahsil ediyorsun. Niye Hükûmet katılmıyor, niye Komisyon katılmıyor, bilmiyorum.

Ben bir kez daha özetliyorum: Ulusal yatırımcımız, bu ülkenin geleceği, bu ülkenin insanının yapacağı yatırımdadır. Bunları korumak, rekabet dünyasında bunları büyütmek hepimizin görevidir, ama biz büyütmüyoruz, hepimiz arkadan bir tane vuruyoruz. Kırmızı gülü gösteriyoruz, ama yaşamlarında kırmızı gül görmüyorlar. Sadece gösterdik. Onlara vermiyorsunuz.

VEYSİ KAYNAK (Kahramanmaraş) – Sarıgül’ü görüyor musunuz?

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) – Maraş’taki insanlara seni şikâyet edeceğim Veysi Bey, “Sarıgül’ü görüyorsun” dediğin zaman. Ben tüm gülleri çok seviyorum, sizin de tüm gülleri çok sevmenizi istiyorum.

Hepinize saygılar sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN -  Teşekkür ediyoruz Sayın Aslanoğlu.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Komisyonun bir düzeltme istemi vardır.

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ KEREM ALTUN (Van) – Evet Sayın Başkanım, bir düzeltme talebimiz var: Bu 12’nci maddenin son fıkrasında geçen “6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında” ibaresinden sonra gelmek üzere “Kanunda” ibaresinin eklenmesini arzu ediyoruz efendim.

BAŞKAN -  Bu düzeltmeyle birlikte 12’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

13’üncü madde üzerinde önerge yoktur, ama komisyonun yine bir düzeltme istemi vardır. Buyurunuz.

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ KEREM ALTUN (Van) – 13’üncü maddenin çerçeve metninde geçen “ibareler” ifadesinin “cümleler” şeklinde değiştirilmesini talep ediyoruz efendim.

BAŞKAN -  Bu düzeltme doğrultusunda 13’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 13’üncü madde kabul edilmiştir.

 14’üncü madde üzerinde bir önerge vardır; okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan yasa tasarısının 14. maddesinin ikinci fıkrasına aşağıdaki ifadenin ikinci cümle olarak eklenmesini arz ederiz.

 

Ferit Mevlüt Aslanoğlu

Şevket Köse

Tayfur Süner

 

Malatya

Adıyaman

Antalya

 

Esfender Korkmaz

Ali Koçal

 

 

İstanbul

Zonguldak

 

“Ayrıca, sokak aydınlatması bedeli olarak Belediyelerden hiçbir tahsilat yapılmaz. Bugüne kadar gönderilen faturalar iptal edilir.”

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ KEREM ALTUN (Van) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Katılmıyoruz.

BAŞKAN – Sayın Aslanoğlu, buyurunuz.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; şimdi, yılan hikâyesine dönen sokak aydınlatması hikâyesi vardı, beş yıldır bir yılan hikâyesine dönmüştü.

BAYRAM ALİ BAYRAMOĞLU (Rize) – Önergemiz vardı.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) – Müsaade ederseniz, müsaade edin…

Biz önergemizi sizin önergeniz daha bize gelmeden önce vermiştik. Yani, bu sokak aydınlatma hikâyesine artık son verelim, çünkü belediyeler insanların kolluğundan sorumlu değildir, belediyeler insana hizmet eden kurumlardır. Şimdi, burada açık değil. Yani, sizin önergeniz kabul oldu, ama burada şunu anlıyorum önergeden, ama anlamadığım şeyler de var. Şimdi, belediye park bahçe yaptığı zaman, bu sosyal amaçlıdır, o yöre halkına bir hizmettir, o yörenin halkına hizmet amacıyla yapılıyordur, sayacını koyarsın, bunu bu maddeye koymaya gerek yok. Burada açık ve seçik, sokak aydınlatması faturası daha gönderilmeyecek mi? Bir kere bunu öğrenmek istiyorum. Sizin önergenizden ben bunu henüz anlamış değilim. Bir de tarihî ve ören yerlerine de, halka açık yerlere de reklam… Tarihî ve ören yerleri hepimizin ortak malıdır, millî değerimizdir, buradan elektrik parası almak bana göre olmaz arkadaşlar. Tarihî ve ören yerleri, daha sonra şeyi yoktur.

Diğer bir konu, arkadaşlarım, şunu öğrenmek istiyorum: Artık belediyelere sokak aydınlatma bedeli faturası gönderilmeyecek mi? Önerge açık değil. İki, bugüne kadar gönderilen faturalar ne olacak? Üç, belediyelerin bugüne kadar TEDAŞ’a gönderdiği işgal parasını, yani direk işgali, sokak işgali parasını TEDAŞ ödeyecek mi belediyelere? Çünkü bir sürü belediye TEDAŞ’a fatura etti işgaliye parasını ve bir sürü belediyenin de TEDAŞ’tan alacağı var, çünkü bu sokak aydınlatma bedelini belediyelere fatura ettiği zaman TEDAŞ, belediyeler karşı önlem olarak TEDAŞ’a o faturanın birkaç katı yüksek bedelle her ay fatura etmeye başladılar arkadaşlar. Bu, kangren olan bir yaradır. Bu, bu önergeyle ortadan kalktı mı kalkmadı mı henüz bunu bilmiyorum.

Tabii, önergenizde başka bir şey daha var. Şimdi ben hakikaten anlamakta güçlük çekiyorum. Acaba ücretli girilen ibadethane var mı? Bağışlayın… Şimdi “ücretsiz girilen ibadethane” diyorsunuz. Tabii, ibadethane insanların Yüce Allah’ına yalvarmak için girdiği kurumlardır, girdiği ibadethanelerdir. Acaba hangi… Yani herhâlde literatürde yeni bir şey bulduk. Hangi ibadethaneye ücretli giriliyor? Bunu öğrenmek isterim. İki, -yani o zaman şunu da anlıyorum ki- kilisenin, havranın, onların da elektrik ücreti bedellerinin Diyanet İşleri Başkanlığının bütçesinden ödeneceğini anlıyorum. Burada bunu anlıyorum. Benim önergedeki yazılım şeklinden      -onlar da ücretli olmadığı için- Diyanet İşleri bütçesinden artık kilisenin ve havranın elektrik bedeli ödenecek diye anlıyorum. Tabii tüm bunları şey yaparken, özellikle Alevi, Bektaşi kardeşlerime -hep cemevlerinde, onların ibadet yeri olarak görülen- hakikaten yine böyle bir şey getirmediğiniz için bunun da üzüntüsünü duyuyorum arkadaşlar. Ben hakikaten çok üzülüyorum. Yani artık bir şeyleri…. İnsanlar -ibadet veya orada birtakım duygularını- Yüce Allah’a yalvarmak için bir yerlerde ibadet ediyorlarsa bunlara saygı göstermeniz lazım. Ben özellikle cemevi, havra gibi ibadet yerlerinin elektrik bedellerinin burada ödeneceğini görüyorum. Doğrudur, biz ödemeyin demiyoruz. Diyanet İşleri bütçesinden ödeneceğini görüyoruz.

AFİF DEMİRKIRAN (Siirt) – Bir mahzuru var mı?

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) – Hayır efendim, bir şey demiyoruz. Eleştirmiyorum da ama tüm bunlara rağmen, özellikle Alevi, Bektaşi kardeşlerimin cemevleriyle ilgili bugüne kadar yaptığı tüm başvuruları hep reddettiniz. Sayın Başbakan “Bana cemevleriyle ilgili hiçbir talep gelmedi.” dedi. Ne zaman? Muharrem ayında yemeğe gittiğinde. Hemen ben sordum, “Talep gelseydi kabul ederdim.” dedi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen, sözlerinizi tamamlayınız.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) – Toparlıyorum.

Yine, maalesef, Sayın Başbakan bunu söylemesine rağmen “Cemevleriyle ilgili bana talep gelmedi. Böyle bir sorun bana gelseydi çözerdim.” demesine rağmen, ben kendisine bir mektup yazarak bu konuyu gündeme getirdim, Plan ve Bütçe Komisyonundaki ve buradaki taleplerimizin, önergelerin reddedildiğini ama daha sonra, yine, buraya geldi Sayın Bakan “Cemevleri ibadet yeri sayılamaz” dedi. O zaman, bundan böyle, daha cemevlerini ve Alevi, Bektaşi kardeşlerimin ibadethaneleriyle ilgili konuyu bu Mecliste tartışmayalım mı?

Hepinize saygılar sunuyorum ama özellikle cemevleri konusunu bir kez daha dikkatlerinize sunuyorum. Saygılar sunuyorum, teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Aslanoğlu.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

14’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 14’üncü madde kabul edilmiştir.

Böylece, birinci bölümde yer alan maddelerin oylamaları tamamlanmıştır.

Sayın milletvekilleri, on beş dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 18.14

 

 

 

SEKİZİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 18.33

BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU

KÂTİP ÜYELER: Fatoş GÜRKAN (Adana), Canan CANDEMİR ÇELİK (Bursa)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 128’inci Birleşiminin Sekizinci Oturumunu açıyorum.

249 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Şimdi ikinci bölümün görüşmelerine başlıyoruz.

İkinci bölüm, 15 ila 30’uncu maddeleri kapsamaktadır.

İkinci bölüm üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz isteyen Bursa Milletvekili Necati Özensoy.

Buyurunuz Sayın Özensoy. (MHP sıralarından alkışlar)

Süreniz on dakika.

MHP GRUBU ADINA NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 249 sıra sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın ikinci bölümüyle ilgili grubum adına söz almış bulunuyorum. Hepinize saygılar sunarım.

Öncelikle, görüşülmekte olan bu kanun tasarısına Milliyetçi Hareket Partisi olarak destek verdiğimizi ve vereceğimizi ifade etmek istiyorum. Ancak, bu kanun tasarısıyla alakalı ve enerji piyasalarındaki bazı uygulamalarla ilgili de eleştirilerimizin olduğunu ifade etmek istiyorum.

Bu yasa, geç kalınmış ve geç kalınmasından dolayı da bugünlere sıkıntıyla geçeceğimiz noktasında açık işaretlerin olduğu bir durum söz konusudur.

Biraz önce, bir konuşmacı “Sadece Plan Bütçede bu yasa görüşüldü, Enerji Komisyonunda görüşülmedi.” dedi. Tabii, bir de Büyük Millet Meclisinin KİT Komisyonu var. Bu KİT Komisyonunda, Türkiye Taşkömüründen, Türkiye Kömür İşletmelerinden, EÜAŞ’tan, TEİAŞ, TETAŞ ve TEDAŞ’a kadar bütün bu enerji koridoru bir bir gelerek orada problemler konuşuluyor ve bütün bu kurumlar denetleniyor. Dolayısıyla, KİT Komisyonu üyesi bulunan 35 milletvekilinin de bu konularda elbette söyleyecekleri bir şeyler olmalıydı.

Ben bir mühendis olarak ve aynı zamanda sanayicilik yapan birisi olarak da enerjinin ne olduğunu, elektriğin ne olduğunu, nasıl üretildiğini ve ne kadar gerekli olduğunu bilenlerden birisiyim. Mesela, öyle sektörler vardır ki -Bursa Milletvekili ve o sektörün içinde olan birisi olarak ifade edeyim- tekstil sektöründe habersiz bir saatlik kesinti o işletmenin bir aylık kârına mal olabilir. Zaman zaman bu tür habersiz elektrik kesintilerinin, arızadan veya başka sebeplerden olan elektrik kesintilerinin bu işletmelere ne kadar büyük sıkıntılar verdiğini bilenlerdenim.              

Yine, bu yasa gelirken eleştirdiğimiz konulardan bir tanesi de, tabii, muhalefetin görüş ve önerilerinin de dikkate alınmayışıdır. Hem Cumhuriyet Halk Partisinin hem de Milliyetçi Hareket Partisi olarak bizim grubumuzun verdiği bir araştırma önergesi de var. Bu yasa Meclise gelmeden önce, yine bu araştırma önergeleri de dikkate alınarak bir komisyon marifetiyle bu yasanın daha iyi bir şekilde, daha mükemmel bir şekilde görüşülmesi söz konusu olabilirdi.

Bu yasa tasarısı görüşülürken konuşmacıların ve özellikle Sayın Bakanın buradan söylediklerine bazen hayrete düşmemek mümkün değil. Sayın Bakan Türkiye’de petrol sıkıntısı olduğunu ama enerji sıkıntısı, elektrik enerjisi sıkıntısının olmadığını ifade etti.

Biraz önce ifade ettiğim gibi ben KİT Komisyonundayım. Burada TEİAŞ’ın –ki bu konuyla alakalı, görevli olan kurumun- bize verdiği birtakım rakamlar var. 2016 yılına kadar yapılan projeksiyonla -bütün lisans almış ve işletme hâlindeki santral üretimleri de dikkate alınarak yapılan projeksiyon- bugün temeli atılan, yaklaşık 10 milyar kilovat saat elektrik üreteceği ifade edilen santraller de dâhil olmak üzere 2016 yılında yaklaşık 229 milyar 493 milyon kilovat saat elektrik üretebilecek kapasiteye gelebiliyoruz. Ancak, yine, 2016 yılında Türkiye’nin elektrik ihtiyacı 386 milyar 63 milyon kilovat saat, yani yüzde 68,2 enerji açığımız oluşuyor 2016 yılında. Bu, yıllar itibarıyla -2008 de dâhil olmak üzere- devam eden açıklar, maalesef, Türkiye’de elektrik konusundaki sıkıntılarımızı devam ettirecek.

Biraz önce yine Sayın Bakan dedi ki: “Elektrik arızalarıyla birtakım enerji kesintileri gezdiriliyor diye ifadeler söyleniyor.” Doğru. Bunu biz söylemiyoruz, Elektrik Üreticileri Birliği Başkanı söylüyor. Türkiye’de bundan birkaç ay önce bin megavatlık bir elektrik kesintisinin Türkiye’nin çeşitli yerlerinde gezdirilmeye başlandığını ifade etti.

Tabii, yine Sayın Bakan, döneminde çok ciddi anlamda işler yaptığını ifade etti ama elektrik konusundaki tablolar bunu maalesef söylemiyor. 2003 yılında 35.502 megavat olarak aldığı kurulu gücü maalesef 2008’de ancak 42.359 megavata çıkarabildi. 2007 yılındaki artış sadece binde 5. Bu rakamları yine Türkiye Elektrik İletişim AŞ’nin rakamlarından sizlere veriyorum. Dolayısıyla, biraz önceki projeksiyonla birleştirdiğimizde maalesef Türkiye’yi elektrik konusunda güç zamanlar bekliyor, güç günler bekliyor diye düşünüyoruz.

Bakın yine bu enerji koridorunda birçok sıkıntılar var. Bu kayıp kaçakların geçmişte daha fazla olduğu ama bugün azaltıldığı ifade ediliyor. Ancak, geldiğimiz teknolojide yine de şu anda kayıp kaçak oranı yüzde 15’leri buldu. Bursa’da bu kayıp kaçak oranı yüzde 6. Yani, Bursalı sanayici veya kayıp kaçak oranı çok düşük olan illerdeki sanayiciler veya evinde oturan vatandaşlar bunun faturasını bizzat ödüyor. Bazı illerde yine yüzde 80’e varan kayıp kaçak oranları var. Hükûmetin bu konuda  bir uygulama ortaya koyması ve bu sübvansiyonu vatandaştan veya sanayiciden değil de başka türlü kanallarla halletmesi gerektiğini düşünüyoruz. Zaten sanayi, gerçekten, -özellikle Bursa’da olduğum için bildiğim bir konu- maalesef can çekişir hâlde.

Yine, bakın, bir söz vardır bizde “Evde olmayan, camiye haram.” diye.  Son günlerde gazetelerde okuyoruz, “Komşumuz Yunanistan’a 200 megavatlık enerji ihraç edeceğiz.” diye. İşte, yine konuşmacılar ifade ettiler,“Irak’ın kuzeyine yıllık yaklaşık 1,5 milyar kilovat enerji ihraç edildi, belli dönemler içerisinde.” diye.

Şimdi, Türkiye zaten elektrik enerjisi sıkıntısı çekerken, bir de buralara verilen elektrik fiyatlarını da gözden geçirirken yapılan maliyet hesaplamaları da ciddi anlamda gözden geçirilmesi gereken konular. Bakın, EÜAŞ maliyet hesaplaması yaparken paçal maliyetten bahsediyor. Mesela, hidrolik santrallerin maliyeti -2006 yılı itibarıyla verilen rakamları söylüyorum- 0,68 kuruş, ama fuel oil  santrallerinin maliyeti -baktığımızda- 18,92 kuruş.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen, sözlerinizi tamamlayınız.

NECATİ ÖZENSOY (Devamla) – Daha buraya motorinle üretilen elektrik de  konulmamış. Ama paçal maliyete baktığımızda, bu yıl itibarıyla 5,72 kuruş. Bu maliyetlerle birtakım anlaşmalar yapılarak bu ihracatlar söz konusu.

Yine, piyasa mali uzlaştırma diye bir konu var. Özellikle bu konu üzerinde de  durulması gerekiyor. Marjinal maliyet diye bir şey var. Bakın, 22 milyar kilovat saat elektriği TEDAŞ buradan karşılıyor. PMUM, enerji ihtiyacı olduğu zamanlarda, talep ettiği saatlerde en yüksek fiyat neyse o fiyatlardan alınarak TEDAŞ’a bunlar fatura ediliyor. Bugün itibarıyla PMUM’dan alınan enerjinin, elektriğin maliyetinin ortalaması 16,5 kuruş ve bunlar özel sektör tarafından üretilip TEDAŞ’a aktarılan enerji maliyetleri. Yine paçal maliyetlerle günü kurtarma çalışmaları devam ediyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Özensoy

NECATİ ÖZENSOY (Devamla) – Daha sorunlar çok ama ben bu kadarıyla ifade edebildim.

Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Özensoy.

Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Adana Milletvekili Tacidar Seyhan.

Buyurunuz Sayın Seyhan. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA TACİDAR SEYHAN (Adana) – Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle şu enerji ihraç meselesine bir değinmek istiyorum, çok sık kullanıldı. Zannediliyor ki Türkiye'nin elektrik enerjisi üretiminde çok büyük bir yoğunluk var ve biz bunun büyük bir bölümünü ihraç ederek büyük bir gelir elde ediyoruz.

Değerli arkadaşlar, bu ihraç edilen elektrik devede kulak. Yani burada ihraç anlamında gelir düzeyinde bakarsanız hiçbir şey değil ama stratejik olarak bunun önemini yadırgamamak lazım. Önemlidir tabii, bir komşu ülkeye, Türkiye'nin özellikle stratejik ilişkileri olan ülkeye elektrik ihraç etmesi çok önemli bir olaydır. Bunu küçümsemeyelim ama ihraç ettiğimiz miktarı da “Bakın, elektrik fazlamız var, biz öyle bir yere geldik ki elektrik bile ihraç ediyoruz.” diye sunmayalım. Bunun ikisi farklı şeyler. 

İkinci önemli unsur -bu bölümde tabii küçük eleştirilerle geçiştirip biraz önerilere girmek istiyorum- bunu birkaç kez söyledim ama yine söylemek istiyorum değerli arkadaşlar, en büyük eksiklik dışa bağımlılık. Yani bu İktidar geldiğinde, Sayın Bakan göreve geldiğinde doğal gaz kullanım miktarı neydi, bağımlılık oranımız neydi, şimdi ne? Üretimi bir kenara bırakın, bağımlılığımız neydi? Bağımlılığımız arttıysa, yerli kaynaklarımız düştüyse buna doğru bakmak lazım.

Bir de sadece bağımlılığınız artmakla kalmıyor değerli arkadaşlar. Burada bir uyarıda bulunmak istiyorum: Bizim elimizde şimdi özellikle doğal gazda arz güvenliği için kalan tek kuruluş BOTAŞ. BOTAŞ’a doğru sahip çıkmak lazım.

Serbestleşme, liberal piyasa, evet ama, değerli arkadaşlar, serbestleşmenin sistem olarak oturabilmesi için bir süreç gereklidir, piyasa doygunluğu gereklidir. Bu, formel olarak bir adaptasyon sürecine bağlıdır. Sanayinizle, ekonominizle, her şeyinizle endekslenmiş olarak beraberinde gider, bu paraleldir. Kurumsal yapılanmayla da paraleldir. “Geçiyoruz.” diyerek piyasayı serbestleştiremezsiniz. O kurumların geliştiğini görmek zorundasınız. Siz piyasa bu olgunluğa erişmeden serbestleşmenin arkasına takıldınız mı, tıpkı elektrik enerjisi üretimindeki gibi duvara toslarsınız. Elektrik enerjisinde bir yedek kapasitemiz vardı, kullandık. Yatırımlar yapılıyor. Hep birlikte göreceğiz, finans bulunacak mı, bu yatırımlar zamanında yapılacak mı. Dileriz Türkiye rahatlar. Ama benim ciddi endişelerim var.

Doğal gazda duruma baktığımız zaman, değerli arkadaşlar, doğal gazda bir tek Rusya’ya o kadar büyük bağımlılığımız var ki... Hâlâ Rusya bağımlılığımızı çözemedik biz. Mısır’dan geliyor bir miktar gaz, Şahdeniz’den geliyor bir miktar gaz, oradan Yunanistan’a veriyoruz ama Rusya’dan aldığınızın yanında o da devede kulak. Bizim asıl bağımlı olduğumuz yer Rusya.

İşte, Batı’dan gelen gazın süresi de, sözleşmesi de 2011’de bitiyor. Türkiye şimdiden ne yapacağını kararlaştırmak zorunda. Evet, Sayın Bakan “Aramalara yöneliyoruz.” diyor, “Buradan inşallah yerli kaynak bulacağız.” diyor. Bizim temennimiz de bu, ama siz bu olmadığında ciddi bir kurum koymak zorundasınız karşıya. Ya piyasadan bunu rekabet koşuluyla hallettireceksiniz; ki, boru hatlarının döşenmesi, onların kullanıcıya sunulması konusunda bir dolu eksikliklerimiz var. Dış piyasadan doğal gaz vermek isteyenler karşısında güçlü bir muhatap arıyor, devlet varken küçük bir şirketi dikkate almıyor. Sadece spot LNG ithal ederek bu işi düzeltemezsiniz ki. Sıkıştığında kamu devreye girebilmeli. İşte, bu kanunda yer alan “BOTAŞ spot piyasadan sadece malını tedarik eder, LNG’de de.” ibaresinin kaldırılmış olması çok önemlidir. Peki, spot piyasada sıkıntı olduğu zaman ne yapacaksınız? Doğal gazınız da kesildi, ülkeyi enerjisiz mi bırakacaksınız? Haa, piyasa gidiyorsa siz o hakkınızı kullanmayın, bırakın serbest piyasadan bu işi halletsin. Ama, serbest piyasada özel sektör sorumluluğunu yerine getirmemişse, ben kamu olarak görevimi yapmak zorundayım, kamunun elini niye bağlayacağım; serbestleştirin. Mutlaka iradeyi kullanalım diye oraya koymuyoruz. Bu çok önemli değerli arkadaşlar.

 Göreceksiniz, biz bu şartlarda, bu finansal gelişimle, Türkiye’de doğru dürüst bu kontrat devirlerini de yapamayız. Cumhuriyet Halk Partisi olarak tarihe not düşüyoruz. Zaten, o kontrat devirleri hikâyesi de hikâyeydi, zamanında da yanlıştı. Özelleştireceğiniz piyasada kontrat devrini niye yapıyorsunuz; bırak, kurum orada ithalatını yapsın. Burada da ithalat yapmak isteyen özel sektör varsa yapsın, önünde engel mi var? Aç, kullansın. Bunu niye devrediyorsun piyasa oturmadan? Yarın bir gün arasında anlaşmazlık çıkarsa “Falan şahsın gazını kesiyorum, filan şahsın gazını kesiyorum.” diyebilme şansınız var mı? Oradaki basıncı düşürdüğü zaman Türkiye’nin bütünü zarar görecek. Buradaki anlaşmazlıkta kamu ne zaman devreye girecek? BOTAŞ’ın elini kolunu bağlayarak bu işleri yapamayız. Şeye doğru gidiyoruz… Nasıl bütçeler dengesini BOTAŞ’ta koruyamadık, BOTAŞ’ı bir sıkıntıya soktuysak, şimdi burada da arz güvenliği açısından dengeyi koruyamayıp BOTAŞ’ı sıkıntıya sokuyoruz. Bu kanunda onun için, spot piyasa yerine LNG ithalatında mutlaka BOTAŞ’ın yetkilendirilmesi, hatta ikili anlaşma yapabilmesi çok önemlidir. Değerli arkadaşlar, her şey istenildiğinden fazla boyutta kullanılıyor.

Bakın, kamuoyuna çok büyük zararları olan ama bizim bu kurumlarımızı kurtaran bir uygulama daha var, daha çok onların işine yarıyor bu. Denge Uygulama Yönetmeliği var biliyorsunuz, piyasadan ihaleyle -belli bir saatte ihaleye çıkılıyor- enerji alınıyor.

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Çok pahalı.

TACİDAR SEYHAN (Devamla) – Şimdi buradan alınan enerji çok pahalı, ama orada şöyle bir şey var: Buraya satan kurum yine kamu kurumu büyük bir ölçüde.

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Özel sektör…

TACİDAR SEYHAN (Devamla) – Satan kurum… Hayır, buraya satan kamu kurumları da var, EÜAŞ da satıyor. Onlar için bir fayda gibi görülebilir ama totalde özel sektörde bir adaletsiz uygulama çıkıyor. Dünyanın hiçbir yerinde ikili anlaşmalar söz konusu olmadan Denge Uygulama Yönetmeliği kapsamında elektrik enerjisi alınmaz.

Sayın Bakan, onu yapacaksanız önce şunu demelisiniz: Denge Uygulama Yönetmeliği’ne… İhaleye girebilmek için üretiminin yüzde 75’ini en az ikili anlaşmalarla satmak zorundadır. Sadece üretiminin yüzde 25 kapasitesini siz DUY sisteminden alabilirsiniz. Yoksa insanlar -orada para nasılsa öyle, ihale açılıyor arz güvenliğinde biraz kıpırdama olduğunda- ikili anlaşmaların hepsini bırakır, bütün şeyi ihale sistemiyle satar değerli arkadaşlarım. Bunu bir ülkenin kaldırması mümkün mü? Bir yerde düzenleme getirmek lazım, dur demek lazım.

Değerli arkadaşlarım, çok önemsediğim bir şey daha var. Türkiye’de yerli kaynakların artırılmasından hepimiz yanayız, ancak görünüyor ki arama faaliyetlerinde o kadar büyük artış olmasına rağmen, üretim ruhsatlarında ciddi artışlar göremiyoruz. Neden kaynaklanıyor bu? Bu da Türkiye’deki hem MTA’nın gücünün zayıflığından -yani mali gücü yok MTA’nın, arama yapsın- hem de değerli arkadaşlar, aramacılığın yeterince özendirilmemesinden kaynaklanıyor.

Haa, şimdi Sayın Bakan diyecek ki: “Arama ruhsatları bizim dönemimizde 5 kat arttı.” Doğru. Niye arttı? Kum, çakıl ruhsatlarını da madencilik kapsamına aldık; taş, mermer ocaklarını da ona aldık. İstanbul’da döküm sahası kullanan adam da geldi buradan döküm sahası kullandığı yere maden arama ruhsatı aldı. Hepsi birleşti. Arama ruhsatınız var.

Ben işletmeye bakarım. İşletmeye geçenlerde de periyodik bir artış var. Ama üretim yüzdelerine baktığım zaman pek önemli bir şey görünmüyor. Bütçe açısından çıkardığım zaman yine önemli  bir şey görünmüyor. Kamu aramalarına bakıyorsunuz, kamu aramalarında da tüylerim ürperiyor. Bunu açmak istemiyorum, ama kamu arıyor, bir yerde kömür kesiyor. Kamu, orada ruhsat almak için müracaat ediyor pazartesi günü, saat beşte kamu ruhsatını almadan önce bir başka özel sektör gidiyor ruhsat alabiliyor. Nasıl oluyor bu iş? İçerden biri bilgi sızdırıyor. Toplantı ne zaman yapılıyor? Pazar günü. Yani şimdi burada nasıl içimiz cız etmesin. Oluyor bunlar. Haa, üstüne gidilmedi mi? Üstüne gidiliyor. Ama değerli arkadaşlar, böyle ciddi kurumlarda bunların olabiliyor olması dahi bir yönetim zafiyetidir, onu anlatmaya çalışıyorum. İstediğiniz kadar içinde olmayın bu işin.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.

TACİDAR SEYHAN (Devamla) – Tamamlıyorum Sayın Başkan.

“Aman kardeşim, BOTAŞ’ta yolsuzluk yapılıyor, benim ne alakam var üstüne gidiyorum! Aman kardeşim, Maden Tetkik Aramada, maden işlerinde yolsuzluk yapılıyor, bana ne, üstüne gidiyorum!” diyemezsiniz. Eğer size bağlı kurumlarınızda yolsuzluk periyodik bir işleyiş hâline gelmişse siz de oradaki zafiyetten birinci derecede sorumlusunuz. Suçlu değilsiniz ama sorumlusunuz. Bunu böyle bilmek lazım. Kimseye bir suç atfetmiyorum. Bu bir yönetim zafiyetidir.

Sayın Bakan, bir de bu, özellikle şeyden şikâyet alıyoruz, size bunu da bildirmek istiyorum: Trafolar o kadar fazla yanıyor, o kadar fazla şirketler bu yanan trafolarda ihaleye giriyor ve alıyorlar ki, lütfen bunları mercek altına alın. Burada kişisel ihmallerin olduğunu… Burada genel müdürlerimiz de var, hiçbir suçlama atfetmiyorum, ama bunlara bakmak lazım. Lütfen bize kaç trafonun yandığını, yanan trafoların maliyetlerini -son iki yılda- bir çıkarın. Yazılı olarak da verin bunu ya da bize şifahen söyleyin, biz de Türkiye'nin geldiği noktayı bir görelim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen tamamlayınız.

TACİDAR SEYHAN (Devamla) – Tamamlıyorum efendim.

Bir yerden başladığınız zaman çorap söküğü gibi gidiyor değerli arkadaşlarım. Arz güvenliğinden yanayız, yardımcı olmaya hazırız ama siz görevinizi yaparken muhalefetin de kamunun da elini kolunu bağlamayın. Daha sonra bir bakarsınız o ipin bir parçası elinize geçmiş, yürüyüşünüzü bile kontrol edemezsiniz.

Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Seyhan.

Sayın milletvekilleri, gruplar adına başka söz yok.

Şahsı adına Mersin Milletvekili Ömer İnan söz istemiştir.

Buyurunuz Sayın İnan. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

ÖMER İNAN (Mersin) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

249 sayılı Kanun Tasarısı üzerine söz aldım. Heyeti saygıyla selamlıyorum.

Bu kanun tasarısına eklenen bir geçici maddeyle Türkiye'nin büyük bir problemi çözülmüş oluyor. Şöyle ki: Türkiye'nin hemen her yerinde kullanma izni olmayan binaların elektrik aboneliği yapılmıyordu. Bu geçici maddeyle artık abone olabilecek bu insanlar, sıkıntısı olan insanlar. Dolayısıyla, Türkiye’de önemli bir rahatlama sağlanmış oluyor. Düşünün ki kocaman bir site; yapı ruhsatı almış ama bir ihtilaf sebebiyle yıllarca kullanma izni alamamış, iç bünyesinden kaynaklanan sebeplerle ve elektrik kullanıyor bu site. Nasıl kullanıyor? Kaçak kullanıyor. Bunu önlemiş oluyoruz, bu kaçak olayı ortadan kalkmış oluyor geçici bir süreyle.

YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – Şantiyeye bağlı olduğu için savunuyorsunuz bunu.  Şantiye elektriği kullanıyor.

ÖMER İNAN (Devamla) – Geçici bir süreyle bu imkân sağlanmış oluyor, dolayısıyla insanlar rahatlamış oluyorlar.

YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – Aftır af! Rahatlama değil, aftır bu! Bu, imar affıdır beyefendi!

ÖMER İNAN (Devamla) –Bu vesileyle güzel bir iş yapmış oluyoruz.

YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – Çok güzel, çok!

ÖMER İNAN (Devamla) – Ya, oradan laf atacağına, kocaman adamsın, gel de burada konuş be adam ya! Hayret bir şeysin be!

YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – Niye yanlış söylüyorsun ki?

ÖMER İNAN (Devamla) – Gel de lafın varsa burada söyle, oturduğun yerde ne söylüyorsun?

YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – Niye yanlış söylüyorsun?

ÖMER İNAN (Devamla) – Saçlarına ak düşmüş, yaşlı başlı adamsın, ayıp oluyor. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, karşılıklı konuşmayalım.

ÖMER İNAN (Devamla) – Yakışıyor mu sana? Otur oturduğun yerde.

YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – Yalan söyleyip duruyorsun! Doğruyu söyle. İmar affıdır bu. Bilmiyorsan konuşma.

ÖMER İNAN (Devamla) – Değerli arkadaşlar, güzel bir iş yaptık. Ben gönül rahatlığı içerisindeyim.

Bu vesileyle hepinizi tekrar saygıyla selamlıyorum. Kanunun  hayırlı olmasını temenni ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın İnan.

Hükûmet adına Sayın Bakan, buyurunuz efendim.

Süreniz on dakikadır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Burada, tabii, birkaç noktayı tekrar düzeltmekte yarar görüyorum.  Hem de daha evvelki soru-cevap kısmında izah etme imkânım olmayan noktalara da dokunacağım. Belki bunun ikinci bölümdeki zamanı daha ekonomik kullanmak açısından faydası olur diye düşünüyorum.

Şimdi, burada ifade etmek istediğim şey şu: Biraz önce de gene rakamlarda bir farklılık oldu bazı arkadaşlarda. Şimdi, göreve geldiğimizde 31.752 megavattı Türkiye'nin kurulu gücü ve bu 31.752 megavatın biz 19.500’ünden yararlanıyorduk. Yani kurulu güç vardı ama biz 19.500’ünden yararlanıyorduk. Haziran 2008 itibarıyla, şu anda 40.983 megavata çıktı, buna 41 bin diyebiliriz. Biz bunun 31.500’ünü şu anda çalıştırıyoruz. Yani bu ne demek? Türkiye'nin elektrik ihtiyacını, görevi devraldığımızda kurulu güçten yüzde 36 yararlanırken, şimdi bu oran yüzde 61’e çıktı.

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Yedekli çalışıyordu, ihtiyaç yoktu. Şimdi açık veriyor.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) – Şimdi, yedek de olacak; yedeği de kullanacaksınız, yeri gelecek barajı kullanacaksınız. Hava kurak geçerse, barajlarında su olmazsa doğal gaza ağırlık vereceksin, doğal gazın sıkıntılı olursa kömüre geçeceksin. Yani bu bir yönetimdir. Eğer öbür türlü olsa, otomatik pilota bağlarsınız, dayanırsınız baraja, gidersiniz.

Zaman zaman bakıyorum, diyorlar ki mesela: “Barajları yeterince kullanmıyorsunuz. 7 ünitenin 1 tanesi çalışıyor.” Bu barajlar, sırasında bir depo olarak kullanılıyor. Yani bu bir yönetim tarzıdır; bu bir yönetim biçimidir, enerji yönetimi ayrı bir mesele.

Bir de şu deniyor. Daha evvelden, doğal gazı… Evet, göreve geldiğimde birtakım şeyleri tenkit etmiştim, Rusya’dan alınan fiyatları tenkit etmiştim ve ondan sonra, biz, oturduk, onlarla pazarlık yaptık. Orada iki konu bizi sıkıyordu, aldanmışlık duygusuna bizi sokuyordu, kullanmadığımız gazın parasını ödüyorduk. 40 milyar metreküp, bunu sildirdik. “Take or pay” dediğimiz “al ya da öde”yi sildirdik. Ayrıca, fiyatı aşağı çektik, gözden kaçan nokta bu.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Kaç dolar?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) – Ama burada öyle bir menfaatler zincirine de muhtemelen dokunduk ki çok büyük bir yaygara koptu. Ama biz bunu doğru yaptığımızı şöyle anladık; neticede 9 vilayet doğal gaz kullanıyordu, 59 vilayete çıkardık. Ben de daha evvelden göreve gelmeden, Makine ve Kimya, Etibank Genel Müdürlüğünden sonra İstanbul’da da doğal gazın başındaydım; hava kirliliğinde de İstanbul hakikaten çok zor durumdaydı. Orada da biz, günde bin abone olduğu zaman sevinilen bir dönemden sonra, günde 17 bine çıkardığımız kampanyalarla İstanbul’un hava kirliliğini düzelttik. Yani doğal gazı, bir parça ilgilendiğimizi söylemek için ifade ediyorum; ama daha sonra, burada, elektrik üretimiyle ilgili, alımlarla ilgili birtakım sıkıntıların üzerine gittik, masaya yatırdık, iki ayrı avantaj sağladık; bunları da hanemize, ülkemizin çıkarlarına dâhil ettik.

Burada bir başka şey daha oldu: Biraz önce, bir arkadaşımız, daha önceki konuşmalarda, TEİAŞ’ın, İletim AŞ’nin kayıplarının yüzde 50 olduğundan filan bahsetti. Yani muhtemelen burada bir sıfır hatası yaptı ki o sıfır hatası bile çok; sıfır hatası yaptığı rakamı ikiye de bölse belki ancak kurtarabilir. 2003-2008 yılları arasında 3 katrilyona yakın iletim yatırımı yapıldı.

TACİDAR SEYHAN (Adana) – Yüzde 50’lik artış olmuş!

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) – Ya, izah ediyorum. Sizin aynı zamanda denetim göreviniz var; ben de size bir arkadaşınız olarak, yani bunu bir tenkit olarak almıyorum,

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Biz öyle demedik Sayın Bakanım, kayıp artışı yüzde 50 artmış dedik!

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) – Olur, insanım, ben de hata yapabilirim. Rakamları söylüyorum, yani bu bir eleştiri değil.

HÜSEYİN ÜNSAL (Amasya) – İki yıllık artış, Yüksek Denetleme Kurulunun raporu var.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) – 3 katrilyona yakın iletim yatırımı yapıldı eski parayla. Şimdi, sadece Antalya için 500 trilyonun üzerinde yatırım yaptık. İletim gücü 60 bin MVA’dan, 90 bin MVA’ya çıktı; ki, Antalya, üzerine titrediğimiz turizm bölgelerinden bir tanesi. Son beş yılda iletimde yapılan yatırımların toplamı neredeyse Yunanistan ile Bulgaristan’ın toplamı kadar; yani, bizim iletimde yaptığımız. Güneydoğu’da da elektrik iletim ve dağıtım probleminde de önemli avantajlar sağladık.

Tabii, bunları yaparken, ayrıca rakamlarda da epey düşüşler meydana geldi. İletimdeki rakam, şu anda, dünya ortalamasının daha altındadır; 2,5 civarında, bunun da altına düşürdük. Dolayısıyla, buradan da büyük kazancımız var. Türkiye, zaten engebelik, dağlık bir yer; iletim hatları 50 bin kilometreyi geçiyor. TEDAŞ’ın sadece kablo uzunluğu 880 bin kilometre ve 255 binden fazla da trafo var. Trafoların yandığından filan bahsedildi. Trafo, yanar da arıza da olur; biz de düzeltiriz. Zaten bunların çoğu eskimiş. 37 bin köy var. 37 bin köyün 12 bininin nispeten yeni, geri kalan 25 binin üzerinde; şimdi, KÖYDES gibi, bunları yeniliyoruz. Tabii, bunları yaparken, mecburen elektriği kesmek durumundasınız, elektrik varken bunu yapamazsınız. Buna “elektrik gezdirme”, “elektrik kesintisi” filan diyemezsiniz. Ama, zaman zaman elektrik fiyatlarına zam yapmamızı isteyen bazı gruplar, Türkiye’de bizim enerji konusunu çok eleştirmişlerdir. Ben de bunu zaman zaman düzeltmeye çalıştım. Baktım ki, bunları düzeltmeye çene yormaktansa… Biz işimizi yapıyoruz şu anda. Yaptığımız çalışmalarla da kurulu gücü -yüzde 36’ydı- yüzde 61’e çıkardık. Bu da önemli bir şey.

İkincisi, sadece bizim -biraz önce buna da itiraz edildi- kamunun santralleri, termik santrallerin kapasite kullanım oranı yüzde 35’ti. Biz bunu Haziran 2008 tarihi itibarıyla, yüzde 35 olan kapasite kullanımını yüzde 74’e çıkardık. Daha verimli çalışıyoruz. Bu, kötü bir şey değil. Yüzde 74’e…

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Yeni değil ki bu. Lazım olmayan çalışmıyordu o zamanda.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) – Gayet tabii ki, lazım olunca çalıştıracaksınız. Yani o zaman…

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Geçmişte elektrik sıkıntısı var mıydı?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) – Bu kötü bir şey mi? Şimdi, şöyle söyleyeyim: Kriz başka bir şey, zorluk veya karşılaştığımız güçlükler farklı bir şey.

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Bir üniteyi kapatıyorlardı yani şimdi.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) – Biz, şu anda kuraklık olduğu için barajlarımızda… Keban’da geçen seneye göre yüzde 35 civarında suyumuz az. E, tabii ki bu iyi bir şey değil. Neticede böyle olunca, biz ne için o zaman diğer kömür santrallerini, doğal gaz santrallerini yaptık; onları devreye alıyoruz.

Aliağa’da, kurulduğundan beri, 1974 yılında kurulduğundan beri çalışan bir santral vardı, zaman zaman çalışan. Topladığınız zaman bir yıllık, bir buçuk yıllık bir çalışma kadar toplam çalışmıştır. Biz onu aldık doğal gaza çevirdik, şimdi çalışıyor. Bir santral sahibi olduk. Bunlar iyi şeyler, yani kaynakları iyi kullanmaya çalışıyoruz. Yani, kriz olduğu zaman daha mı iyi olacak? “Kriz” dediğiniz şey… Ki sıkıntıyı biz kriz şekline dönüştürmedik.

Geçen sene yetmiş sekiz yılın en sıcak yazını geçirdik ama onu da yönettik, kuraktı hakikaten. Kışın, çok soğuk bir kış geçirdik. İran gaz vermedi. Yer altı deposu yaptık. Yer altı deposunu biz yaptık. Yer altı deposunun şu anda kapasitesini artırıyoruz. Ayrıca TPAO’nun daha evvel gazını kullandığı yerlere de gaz basmak üzere yedi ayrı yerin de etüdünü yapıyoruz. Amacımız bunları bir bütün hâlinde kullanabilmek.

Bu arada, madenlerle ilgili yani aramayla ilgili de bahsedildi. Şimdi, gayet tabii ki Maden Kanunu’na göre taş da bir madendir. Yani ben bunun bilimsel tarafına girmek istemiyorum. Kum da bir madendir; silikadır, silisyumdioksittir. E, şimdi, bunu… Siz taş ocaklarını da çalıştıracaksınız. Bunu yapmazsanız inşaat yapamazsınız, yol yapamazsınız, köprü yapamazsınız. Yani, yol yapmak… Biz duble yollara girdik. Duble yolları yapmak için çok daha uzaktan getirirseniz taşınızı, bu sefer maliyetler yükselir. Yapacağınız şey, bunu çevreyi de bozmadan yapmak.

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Ocakları hep köylerin içme sularının yanına koyuyorsunuz Sayın Bakan.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) – Ama Maden Yasası’nın da gerçekten sorunlu yerleri var. Bu sorunlu yerlerinde, Maden Kanunu’nda değişiklik yapma kararını aldık, düzeltmelerimizi yaptık. Eğer gündemimiz müsait olursa bunu da düzelteceğiz.

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – TEİAŞ’ın projeksiyonuna ne diyorsunuz Sayın Bakan; yanlış mı?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) – Hangi anlamda?

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – TEİAŞ’ın projeksiyonu.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) – Biz yapıyoruz zaten. Yani bir darboğaz olduğunu da söyleyen biziz. Bizim tahminlerimiz tuttu. Biz göreve gelir gelmez…

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Ama bu açık nasıl kapanacak?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) – TEİAŞ bana bağlı bir yer, TEİAŞ tabii ki uyaracak bizi. Uyaracak, biz de bunun politikasını yapacağız.

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Tamam da açık nasıl kapanacak?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) – Yani işin siyaseti anlamında söylemiyorum, enerji politikasını yürüteceğiz. TEİAŞ bizi uyaracak, EPDK’ya bildirecek, EPDK Hazineye bildirecek, e, bunun neticesinde de yatırım yapılacak; bundan gayet tabii ne olabilir. Bana bağlı bir yer, ben de aynı şeyi DPT’ye söylüyorum. Sıkıntımız olacağını... 2009-2010 yıllarındaki uyarıları yapan benim, bana bağlı bir yer yapıyor.

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Bunu nasıl kapatacağız?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) – Yani bunu siz söylüyorsunuz da ben öğreniyor değilim, bunu yapan biziz.

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Hayır, zaten buradan okuyoruz yani.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) – Buradaki bütün mesele şu: Bu yatırımı kamu mu yapsın, özel sektör mü yapsın? Kamu yapmaya kalkarsa yirmi senede, yirmi beş senede yapıyor. Sağlam yapıyor ama uzun sürede yapıyor. Özel sektöre verdiğimiz zaman daha kısa zamanda yapılıyor. Boşa akan suyunu kullanmış oluyorsunuz. Onları esas konuşalım. Yani burada zaman kaybı mı, para kaybı mı… İşin bir “fizibilite” denen şeyi var yani ben size burada işletmecilik usullerini, fizibilite usullerini anlatmayı zait addederim, ihtiyacınız da yok böyle bir şeye.

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Biz biliyoruz onları Sayın Bakan.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) – Ama doğruyla yanlışı…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) – Yani, bir taraftar psikolojisiyle hareket etmeyin.

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Hiç alakası yok.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) – Ben sizi… Yani, saygı duyduğum bir arkadaşımızsınız. Bursa’ya da güzel şeyler yapıyoruz. Belki Bursa’ya, hani bir yerde seçmene selam şeklinde olacaksa ben de selam veririm. Çünkü Bursa’yı ben de çok seviyorum.

Tekrar saygılar sunuyorum size, sağ olun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Güler.

Şahsı adına, Bursa Milletvekili Mehmet Emin Tutan.

Sayın Tutan… Yok. Başka da söz isteyen yok.

Soru-cevap işlemine geçiyoruz, on beş dakika.

Sayın Süner, Sayın Ağyüz, Sayın Paksoy, Sayın Genç, Sayın Ünsal söz istemişlerdir. Sırayla söz veriyorum.

Buyurunuz Sayın Süner.

TAYFUR SÜNER (Antalya) – Sayın Başkanım, Sayın Bakana sormak istiyorum. Son yıllarda enerji konusunda Antalya’ya ne kadar yatırım yapılmıştır? Yaz sezonunda yaşanabilecek elektrik kesintilerine karşı ne gibi önlemler almaktasınız?

İkinci sorum: Elektrik dağıtımının özelleştirilmesi sonucunda bir kilovat elektrik ne kadara çıkacaktır? Özelleştirmeyi yaparken bu konuda bir üst limit belirlediniz mi?

Üçüncü sorum: Yaklaşık altı yıldır bu kurumun Bakanlığını yapıyorsunuz. Siz göreve geldiğinizde ülkemizin enerji ithalatı ne kadardı, bugün itibarıyla ne kadardır?

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Süner.

Sayın Ağyüz, buyurunuz.

YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – Teşekkür ederim.

Sayın Bakanım, Millî Güvenlik Kurulunda yaptığınız konuşmada, sunuşta çok karamsar bir tablo çizdiniz, burada da “Enerji krizi yoktur.” diyorsunuz. Hangisine inanacağız? 2009’da yüzde 60’ı ancak karşılanabilir iddiası doğru ise gazetelere yansıyan, sizin iddianız.

Ayrıca, 2005 yılında kabul edilen yeni yasal düzenlemeden sonra son üç yılda kaç megavat enerji üreten tesis devreye sokulmuştur?

Hidroelektrik santrali için lisans başvurusu yapan firma veya kişi sayısı ne kadardır? Sayı olarak verebilir misiniz? İleride bunları yazılı olarak bildirme şansımız var mı?

Rüzgâr enerjisi üretmek için lisans başvurusu yapan kaç firma, kaç kişi vardır?

Ayrıca, BOTAŞ’ta tutuklu sayısı kaça ulaştı? BOTAŞ’ın alacakları tahsil edilebiliyor mu büyükşehirden ve elektrik üretim şirketinden?

Bunları cevaplandırırsanız sevinirim.

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Ağyüz.

Sayın Paksoy

MEHMET AKİF PAKSOY (Kahramanmaraş) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sayın Bakanım, ülkemizin büyük bir enerji ihtiyacını karşılayacak olan Afşin-Elbistan termik santrallerinde yapılmış ve yapılacak olan ünitelerde sorunlar yaşanmaktadır. Örneğin, A ünitesinde çevre sorunları, B ünitesinde istimlak problemleri yaşanmaktadır. İleriki günlerde C ve D üniteleri ihale edilecektir. Sayın Bakanım, bölge halkı rahatsızdır. İstimlaktan dolayı yerlerinden olacak 10 bine yakın kişiyi rahatlatacak tedbirleri bir an önce almanız gerektiğini düşünüyorum. Sizin bu konuda yaptığınız çalışmalardan bahseder misiniz?

İki: B ünitesinin bakım onarımı için bir firma vasıtasıyla alınan 290 kişinin tamamına yakını sanat okulu mezunu olup, alındıktan bu zamana kadar gerekli kurs ve eğitimlerden geçirilmişlerdir. Bunlar büyük bir tecrübe kazanmışlardır. İleride başka bir firma bakım onarımı işini aldığında aynı elemanları işe alamayabilecektir. Söz konusu elemanları kadrolu veya geçici işe almayı düşünür müsünüz?

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Paksoy.

Sayın Genç…

KAMER GENÇ (Tunceli) -  Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkanım, geçici 17’nci maddeyle ilgili olarak verilen bir önergede “Ücretsiz girilen ibadethanelere ilişkin aydınlanma giderleri Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesine konulacak ödenekten karşılanır.” diyor. Şimdi, Türkiye'de herkesin merak ettiği, cemevleri de bu kapsam içinde midir, değil midir? Yani cemevlerinde kullanılan elektrik de Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesine konulacak ödenekten ödenecek midir? Bu birinci sorum.

İkincisi: EPDK (Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu) üyeleri hakkında kim soruşturma izni verecek?

Üçüncü sorum: İstanbul Boğazı’yla ilgili -kürsüde de söylemiştim- bir elektrik mühendisi ısrarla bana telefon ediyor, diyor ki: “Burada ciddi bir çalışma ve düzenleme ile elektrik enerjisi üretilebilir.” Bu konuda Bakanlığın bir incelemesi var mıdır? Varsa, bunun ne safhada olduğunu öğrenmek istiyorum.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Genç.

Sayın Ünsal…

HÜSEYİN ÜNSAL (Amasya) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın Bakan, biraz önceki konuşmamda KARTET ile ilgili bir soru sormuştum. KARTET ile ilgili olarak Bakanlığınızca yapmış olduğunuz bir soruşturma var mıdır bürokratik yönden? Bu konuyu merak ediyorum.

İkincisi: Yine aynı konuşma içerisinde Gazprom şirketinin Türkiye’yle ilgili şirketlerle alakalı yapmış olduğu işlemler şu anda ne aşamadadır? Onu merak ediyorum.

Üçüncü soru: TEİAŞ ile ilgili söylemiş olduğum, son iki yıllık artış, yani enerji nakil hatlarından geçen enerji miktarlarındaki oranın yüzde 14, kayıp oranının ise yüzde 51 olduğu Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu raporlarında son iki yıllık artış olarak gösterilmektedir. Bu konuda inceleme yapabildiniz mi?

Son bir soru da: Sulama birliklerinin kullandıkları elektriklerin borçları çok fazla miktardadır. Çiftçimiz de bu konuda çok dertlidir. Gittiğimiz seçim bölgelerinde -biraz seçmene selam oluyor ama- bu şikâyetleri bol miktarda almaktayız, siz de alırsınız bu şikâyetleri.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HÜSEYİN ÜNSAL (Amasya) – Sulama birliklerinin borçları konusunda bir indirim düşünüyor musunuz? Borçlarının yapılandırılması konusunda bir indirim veyahut da bir yapılandırma düşünüyor musunuz?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Yok.

HÜSEYİN ÜNSAL (Amasya) – Düşünmüyorsunuz, tamam.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu)  - Daha doğrusu ben düşünüyorum da  Maliye Bakanlığı…

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Ünsal.

Sayın Akcan…

ABDÜLKADİR AKCAN (Afyonkarahisar) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sayın Bakanımıza sormak istiyorum: Türkiye, Kyoto Protokolü’nü imzaladıktan sonra Kyoto Protokolü’ne taraf oldu. Bu, taraf olmanın bir gereği olarak da sera gazlarıyla mücadele etme zorunluluğu hasıl oldu. Pek çok Avrupa Birliği ülkesinde bu olumsuzluğun önüne geçmek için biyogaz ve metandan üretilen elektriğe, mesela hidroelektrikten daha fazla para ödenerek bir anlamda sera gazı etkisinin olumsuzluklarından korunmak için mücadele ediyor. Türkiye’de bir farklı fiyat uygulamasıyla biyogaz veya metan kaynaklı elektrik üretimini desteklemeyi düşünüyor musunuz?

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Akcan.

Son soru.

Sayın Yalçın…

RIDVAN YALÇIN (Ordu) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın Bakanım, ibadethanelerle ilgili ödenek konması meselesine ilişkin ben daha evvel Diyanetten sorumlu Bakanlığımıza bir soru önergesi yöneltmiştim. Şu anda da Bakanlığın bütçesinde böyle bir kalem var ve ibadethane başına yıllık 51 YTL gibi sembolik bir rakamın belirlendiği ifade edilmişti. Bu yasal düzenlemeden sonra da konulacak ödenek semboliklerde mi kalacak yoksa ibadethanelerin reel giderleri karşılanacak mı?

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Yalçın.

Buyurunuz Sayın Bakan.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Şimdi, baştan itibaren, Sayın Süner’in Antalya’yla ilgili rakamını söyleyeyim: Antalya’ya yaptığımız, sadece TEİAŞ’ın yaptığı yatırım 500 trilyonun üzerindedir, sadece iletim hatlarıyla Antalya’da yapılan. Ve bunu, aynı zamanda, biraz önce Sayın Ünsal’ın iletim hatlarıyla ilgili rakamını tekrar söyleyeyim, gene orada ben hâlâ bir hata olduğunu düşünüyorum. Bunu, Devlet Denetleme de olsa böyle bir… Muhtemelen bir daktilo hatası filan olabilir çünkü enerji iletiminde yüzde 50’si iletimde kayboluyorsa, hani şu meşhur hikâye gibi “Kedi nereye gitti, ciğer nereye gitti?” olur o zaman.

HÜSEYİN ÜNSAL (Amasya) – İki yıllık artış…

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Kaybın artışı…

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Olur mu öyle şey! Hayır… Hayır…

Bakın, 2003’te yüzde 3,2’yle aldık, 2007 yılı da 2,6’ya düşürdük. Yani bunu düşürebilmek için uğraşıldı.

HÜSEYİN ÜNSAL (Amasya) – Raporu inceleyin Sayın Bakan.

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Raporda tersi söyleniyor.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Dünya ortalaması da 2,5-3 arasında. Yani böyle bir durum olması söz konusu değil. Ama konjonktürel olarak belki o belli periyotta, bir bir yıllık sürede belki artış oranı şeklindeyse onu tartışabiliriz. Ama öbür türlü olunca, hani o kedi-ciğer meselesine döner biliyorsunuz.

HÜSEYİN ÜNSAL (Amasya) – İnceleyin, Yüksek Denetleme Kurulu raporu.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Şimdi, özelleştirme ve ithalatta… Biz geldiğimizde Bulgaristan’dan elektrik alıyorduk, şu anda kestik onu. Sadece Türkmenistan’dan, o da daha evvelden, Türkmenistan’dan doğal gaz almayan eski döneme karşı, anlamlı bir jest olsun diye, Türkmenistan’dan 300 milyon kilovat saat –ki, çok fazla bir rakam, milyar değil- onu alıyoruz, 600’a çıkarttık sonra onu. Onun amacı da şu: Elektrik doğal gazdan üretildiği için, aslında biz alınamayan doğal gazı elektrik şeklinde almış gibi olduk ve rahmetli Türkmenbaşı’yla da şöyle bir çak işareti yapmıştık; yani devlet başkanı, onunu da hoşuna gitti. Böyle bir şeyi Türk birliği için, ayrıca başka amaçlarla bunu gerçekleştirdik.

Bizim onun dışında aldığımız şey yok ama alabiliriz de. Yani bunu almak, almamak… Biraz önce Taner Bey’in de söylediği gibi, petrol ithal ediyorsun, kömür ithal ediyorsun da elektrik de alırsın, satarsın da. Şu anda biz Yunanistan’a veriyoruz, -çok fazla elektriğimiz olduğundan değil, ihtiyaçtır veriyoruz- Suriye’ye veriyoruz, Irak’a veriyoruz, Nahcivan’a verdik. Yani yeri gelir verirsiniz, yeri gelir alırsınız, yani bunun ayıp tarafı yok ama biz şu anda almıyoruz. Bunu özellikle bilesiniz ama alabiliriz de. Şimdi, dolayısıyla, böyle bir şey söz konusu değil.

Sayın Ağyüz’le ilgili söyleyeyim. Bu MGK’da öyle karamsar bir tablo filan çizilmiş değil. MGK’nın toplantıları da bu kadar açık da değil. Nereden bilgi aldığınızı bilemiyorum ama orada, ben gerçekleri, Türkiye’nin ileriye dönük enerji stratejisini zaten tartıştık. Böyle bir şey söz konusu değil. Ben de bir gazetede böyle bir garip şeyler okudum ama tekzip etmeye dahi tenezzül etmedim çünkü böyle bir şey söz konusu olamaz. Yani orada biz… İleriye dönük Türkiye’nin bir enerji politikası vardır. Türkiye gibi güçlü devletlerin vardır böyle politikası. Zaman zaman “yok” diyenlere de inanmayın. Yani böyle bir şey olamaz, saçmalık olur. Bunu da yapıyoruz.

Onun dışında, lisans olarak rüzgârda 48 bin megavatlık potansiyelimiz var. Bunu da rüzgâr atlaslarıyla biz çıkarttık. Dolayısıyla bunun da şu anda 475 megavata ulaşacak bir çalışma var. Hafta sonunda da Bergama’da açacağız, sizi de bekleriz oraya. Dolayısıyla rüzgârları çalıştırıyoruz.

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Rüzgâr düzenli değil Sayın Bakan.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Bunun dışında BOTAŞ’la ilgili şeyleriniz oldu. Yani, bunun içinde, BOTAŞ’ın aslında zor durumda, zarar ettiği filan diye bir şey yok. BOTAŞ şu ana kadar hiç zarar etmedi. Hiç zarar etmedi BOTAŞ. BOTAŞ’ın nakit sıkıntısı var. Onu da alacaklarını tedarik ettiğinde yapacağız. BOTAŞ, dünyada sayılı ve itibarlı şirketlerden bir tanesidir. Bunu özellikle söyleyeyim. Türkiye Petrolleri de BOTAŞ da öyledir. BOTAŞ’ın bir kuruş dahi zararı yoktur. Bunu özellikle bilin. Nakit akışından dolayı sıkıntısı olmuştur. Onu da kendi aramızdaki şirket politikası olarak bunu düzenliyoruz.

Onun dışında, Afşin-Elbistan ağının hakikaten bir sorunu vardır, baca sorunu vardır. Fakat onun bir mahkeme problemi olduğu için, mahkemeyi kazanan şirkete devredip etmeme noktasında, bununla ilgili teşebbüsümüz olmuştur tek. Diğer santralleri hep yaptık. Yatağan, Kemerköy, oralarda herhangi bir sorun yok, Soma’da yok ama Afşin’de böyle bir durum var. Bunun için de yatırım yapmayı düşünüyoruz. Zaten biz şu ana kadar 600 milyon dolara yakın çevre yatırımı yaptık, çevreye saygımızdan. 1 milyar dolarlık da çevre yatırımı programımız var.

B’yle ilgili; bunun yüzde 75’ini zaten biz bitirdik, 1,5 milyar dolar para harcadık ve çok süratli bitirdik, çalışıyor şu anda. C ve D’nin ve aynı zamanda bir de Çöllolar var. Yani, biz, Afşin bölgesini, Elbistan bölgesini Almanya’nın Ruhr bölgesi gibi yapmaya çalışıyoruz. Daha evvelden C ve D diye bir şey yoktu, böyle bir şey telaffuz dahi edilmiyordu; bunun kömürünü biz bulduk, yatırımını da biz yaptık ve burada Çöllolar Projesi –şu anda ihalesi yapıldı, çalışıyor- 17 milyon ton kömür sağlayacak yılda, 2 bin kişi şu anda çalışma durumunda, işletme döneminde 1.500 kişi çalışacak, 500 milyon dolara mal olacak.

Ayrıca, Afşin-Elbistan C ve D’yi de ihalesini yaptık. Bu, cumhuriyet tarihinin en büyük projelerinden bir tanesidir; en büyük projelerinden. 5 milyar dolara mal olacak. 1.200 megavatlık yaklaşık, iki tane santralin kurulması söz konusu, 13 bin kişi çalışacak. 13 bin kişi. 13 bin aile demek bu. İşletme döneminde de 7 bin kişi çalışacak. Bunlar, bu dönemin yapılan yatırımları. Ama nedense hiç kimse bunu söz konusu etmiyor, hiç kimse bunları konuşmuyor. Hiç kimse Şahdeniz Projesi’ni, hiç kimse Bakü-Tiflis-Ceyhan’da her gün 1 milyon varil petrolün aktığını konuşmuyor. Şuraya, şu meydana 1 varil petrolü dökeyim, bir de 1 milyon varili düşünün! Sabahtan akşama kadar her gün dağları taşları aşarak 1 milyon varil petrol akıyor ve bunlar tankerlere yükleniyor. 507 tane tanker yüklendi şu ana kadar. Bunları Türk milleti yaptı, bunları Türk mühendisleri yaptı, Türk müteahhitleri yaptı. Neden kalkıp da hep böyle olayın farklı taraflarını alıyorsunuz? Yani, bunlar aynı zamanda moralimizi de artıracak noktalar.

Onun dışında, İstanbul Boğazı ile ilgili çalışmayı geldiğim zaman başlattım. Ben ARGE’ciyim aynı zamanda. Daha evvelden de, parti kurulurken de ARGE’den sorumlu genel başkan yardımcısıydım. Eski TÜBİTAK’lıyız. Dolayısıyla bu tip projelere özel bir ilgimiz var. Üzerinde çalışıyoruz fakat İstanbul Boğazı zannedildiği gibi düzgün akımın olduğu bir yer değil, değişken yüzeyi var. Onun için orada kullanılacak türbin ve akıntının mevsime göre değişme durumu var. O arkadaşımızla görüşmeyi çok arzu ederim. Size verdiği dokümanı da lütfederseniz, ondan yararlanma imkânımız olur. Üzerinde çalıştığımız bir noktadır. İrlanda’da da buna benzer çalışmalar var. Biz, akıntıdan da elektrik elde etmeyi planladık. Teknik Üniversitenin de donelerinden yararlanıyoruz.

KARTET’e gelince, yani KARTET’le ilgili Devlet Denetlemenin…

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, cemeviyle ilgili sorum çok önemliydi.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Oradaki önergeyi, önergedeki o cümleleri gördüm. Onu Diyanet İşleriyle de görüşeceğiz, kararı oradan alacağız.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Yani bu sorunun özü…

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – İbadethanelerin elektrik ödenmesi noktasındaki…

KAMER GENÇ (Tunceli) – İbadethaneyse öyle deyin.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Ben o merci değilim bunu analiz edecek. Gönül arzu eder ki, yani gayet tabii ki…

KAMER GENÇ (Tunceli) – Bakansınız siz, olur mu öyle şey!

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Tabii, ama benim saham değil. Bilen arkadaşlarımıza soracağız onu.

Şimdi, bunun dışında, Devlet Denetlemenin KARTET’le ilgili bize önerdiği bir şeyi oldu. Başbakanlık da bunun teftişini yaptı, bir şey çıkmadı. Yalnız, Gazprom’la bahsettiğiniz noktada bana yeni geldi bu ifade, yani sizden ilk defa duyuyorum. Bununla ilgili eğer bana uyarı niteliğinde bir şey söyleyecekseniz sizinle bunu tartışmaya her zaman açığım ama bildiğim kadarıyla normal piyasa koşullarında, kontrat devirleriyle birlikte çalışmalar yapıldı. Ama bunun dışında sizin ilave bildiğiniz bir şey varsa, bana iletirseniz, bununla ilgilenirim. Sulama birliğiyle ilgili…

BAŞKAN – Sayın Güler, süreniz doldu.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Sayın Başkan, onu söyleyeyim, çünkü çok kişiyi ilgilendiriyor. Bu işin para kısmı Maliye Bakanlığında… Özelleştirme, çünkü TEDAŞ ona bağlı. 2000 Nisanından beri TEDAŞ bana bağlı değil. Dolayısıyla, TEDAŞ ile ilgili konuları Hazine Bakanımız işin para pul kısmıyla ilgilendiği için ve Maliye de onunla ilgilendiği için bu noktada kararı ağırlıklı olarak onlar veriyor. Ama bildiğim kadarıyla böyle bir uygulamamız yok, çünkü daha evvelden gereken bütün kolaylıkları gösterdiğimiz hâlde maalesef para ödeme alışkanlığı yok bizim arkadaşlarımızda ama iyi ödeyenleri de, onları ayırıyoruz. Ödeyenler var fakat ödememeyi âdet hâline getirenler var, onlara da herhangi bir taviz verecek durumumuz yok. Bunu da size söyleyebilirim.

Biyogaz konusuna da olumlu bakıyoruz ama daha henüz bu prensipler oluşmadı.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Bakan.

İkinci bölüm üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Şimdi ikinci bölümde yer alan maddeleri ve varsa o madde üzerindeki önerge işlemlerini yaptıktan sonra ayrı ayrı oylarınıza sunacağım:

15’inci madde üzerinde bir önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan yasa tasarısının 15’inci maddesinin sonuna gelmek üzere aşağıdaki ifadenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

Saygılarımızla.

 

Hüseyin Ünsal

Tayfun Süner

Ferit Mevlüt Aslanoğlu

 

Amasya

Antalya

Malatya

 

Şevket Köse

Ali Koçal

 

 

Adıyaman

Zonguldak

 

“Sulama birliklerinin kullandığı elektrik bedellerine de vergi, fon ve paylar uygulanmaz. Ayrıca, sulama birliklerinin borçlarının cezaları silinerek yirmi dört ay takside bağlanır.”

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ İBRAHİM HASGÜR (İzmir) – Katılamıyoruz efendim.

BAŞKAN – Hükûmet?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Katılmıyoruz.

Sayın Öztürk, buyurunuz efendim. (CHP sıralarından alkışlar)

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi adına hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.

Verdiğimiz önerge sulama birliklerinin kullandığı elektrik bedellerine vergi fon ve payların uygulanmamasına ve aynı zamanda borçların cezalarının ertelenmesine, kalan borçların da yirmi dört ay taksitlendirilmesine ilişkindir. Böylelikle, bundan önce BAĞ-KUR ve Sosyal Sigortalılara getirilen kolaylık burada da sulama birliklerinin abonelerine getirilirse tahsilat kolaylığı olacağını düşünmekteyiz.

Değerli milletvekilleri, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı denilince, her taşın altından çıkıyor, her konuda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının adı geçiyor. Orman yangınları oluyor bu ülkede, orman yangınlarında mutlaka Enerji Bakanlığına bağlı TEAŞ’ın adı geçiyor ve çoğu zaman, yapılan iddialar arasında, orman yangınlarının elektrik iletişim hatlarından meydana geldiği konusunda iddialar oluyor.

Benim seçim bölgem Mersin Gülnar’da çok ciddi bir orman yangını olmuştur ve biz dün Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkan Vekillerimizin verdiği talimatla oluşturulan komisyon gereği Mersin Milletvekilimiz Vahap Seçer, ben ve diğer milletvekili arkadaşlarımızla birlikte, Antalya Milletvekilimiz Osman Kaptan’la o bölgeye gittik. Yangının meydana geldiği Kavakoluk, Delikkaya, Tepe, Ulupınar, Çavuşlar, Korucuk, Beydili ve Emirhacı köylerini adım adım dolaştık. Çalışmamız gece saat on bire kadar orada sürdü. Üzülerek şunu gördük: Sayın Bakanımız dün oraya gitmiş. Sayın Çevre ve Orman Bakanımız oraya giderken o bölgede, kendisi sadece AKP’nin bakanıymış gibi, Türkiye Cumhuriyeti’nin bakanı değilmiş gibi sadece AKP’li milletvekili arkadaşlarımızı yanına alıp götürmüş. Dilerdik ki, beklerdik ki giderken kendisi o seçim bölgesinden olan AKP ve MHP’den ve diğer partilerden varsa o kişileri de oraya götürsün. Kendileri sadece Gedikpınarı’na inmişler. Gedikpınarı, tabii ki, tamamen yok olmuş, oradan havalanıp tekrar gelmişler. Biz o köylerin tamamında incelemeler yaptık.

Bir kere, yangının meydana gelmesi konusunda yetkililerin söyledikleriyle, köylülerin ve köy muhtarlarının söyledikleri örtüşmüyor, çünkü yetkililer yangının anız yakmadan dolayı meydana geldiğini söylüyorlar, oysa muhtarlar ve köylüler ise elektrik iletişim tellerinden meydana geldiğini söylüyorlar. Nitekim, Kavakoluğu köyünde bir buçuk senedir elektrik iletişim hatlarının yerlerde süründüğünü köyün muhtarı bize söyledi ve köylüler söyledi.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Bakan duymadı söylediğini.

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) – Daha önce de, Gülnar Orman İşletme Müdürlüğüne bağlı Aydıncık’ta da daha bundan bir sene önce yangın oldu, orada da 1.500 hektara yaklaşan bir orman sahası yandı. Burada, her ne kadar, yetkililer yanan bölgenin bin hektarı geçtiğini söylüyorlar ise de, bu yangının 1.500 hektardan daha fazla olduğu söylenilmektedir. Kavakoluğu köyünde 8 tane ev, Delikkaya’da -tamamen- 38-40 ev, Tepe köyünde 6 ev ve Beydili köyünde 2 ev yanmıştır. Çok sayıda mal ve hayvan -hayvansal olarak söylüyorum- kaybı vardır ve 40’a yakın insan yaralanmıştır, 2 tane insan ölmüştür. Tabii ki ben ölenlere rahmet diliyorum.

Değerli arkadaşlarım, doğal afetler üzerinden siyaset yapılma üslubunu ben şahsen çok doğru bulmuyorum, ancak oradaki eksiklikleri de artık gidermemizin gerektiği açıktır, çünkü bu orman yangınları sadece bir kader değildir. İnsanlar aç, elektrik yok. Ben şimdi Sayın Bakanıma soruyorum: Tabii ki orada koruma amaçlı elektrikler kesilmiştir, onu biliyorum ama oraya elektrikler ne zaman verilecektir? Bu konuda kendilerinin herhangi bir çalışması veya bilgisi var mıdır? O insanlar bir an önce elektriklerinin verilmesini istiyor. İnsanlar aç. Sadece Mersin Büyükşehir Belediyesi ve Akdeniz Belediyesinin yardımları ulaşmış, onun dışında hiçbir yardım yok. Sanıyorum, dün de AKP’li milletvekilli ve bakan arkadaşlarımız oraya gitti; onlar da görmüşlerdir, biz de gördük.

Değerli arkadaşlarım, bu orman yangınlarının -köy muhtarlarının bize söylediğini söylüyorum- bölgeyi tanımayan kişilerin, daha henüz tecrübesiz, ehliyetsiz kişilerin İşletme Müdürlüğüne atanmasından, Bölge Müdürlüğüne atanmasından ve kadrolaşmadan meydana geldiği söylenilmiştir. Orada, yangın söndürmek için geçici, mevsimlik olarak alınan işçilerin bu işin uzmanı olmadığı bilinmektedir ve...

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen sözünüzü tamamlayınız.

Buyurun.

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) - Köylülerin ve muhtarların tamamıyla bize söylediklerine dayanarak ben söylüyorum: Yangın söndürme konusunda devlet sanki seyirci kalmıştır. Biz girmeden zaten devlet yetkilileri bizi uyardılar, dediler ki “Size köy muhtarları ve köylüler şikâyette bulunacaklardır ama inanmayın. Biz elimizden geleni yapıyoruz.” Ama ben kendi gözlerimle… Milletvekili arkadaşlarımla birlikte sadece, orada üç dört tane arazöz gördük. O arazöz de yangınları seyrediyordu, yangın da arazözlere bakıyordu. Ortalık sahipsizdi.

Değerli arkadaşlarım, devlet bu konuda çaresiz kalmıştır. Çok ciddi bir şekilde yangın gören köylülerin zararlarının giderilmesi gerekmektedir. Oraya gıda yardımı yapılması gerekiyor. Başbakanlık Acil Destek Fonu’ndan yardımın bir an önce Gülnar’a ulaştırılması gerekiyor ve Gülnar’ın acilen afet bölgesi ilan edilmesi gerekmektedir. Elektrik iletişim hatlarının mutlaka ve mutlaka bakımı yapılması gerekmektedir çünkü aynı nedenle, aynı iddialarla 1.500 hektar Aydıncık’ta da olmuştur; hem Aydıncık hem bu yer Gülnar Orman İşletme Müdürlüğüne bağlı. Bu da bir tesadüf değildir.

Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Öztürk.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Maddede karar yeter sayısı istiyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN – Karar yeter sayısı arayarak 15’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

16’ncı madde üzerinde önerge yoktur.

16’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

17’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

18’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

19’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

20’nci madde üzerinde bir önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 249 sıra sayılı “Elektrik Piyasası Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”nın 20 nci maddesinin 3 üncü paragrafının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Ali Bayramoğlu

Burhan Kuzu

Rüstem Zeydan

 

Rize

İstanbul

Hakkâri

 

Ahmet Öksüzkaya

Veysi Kaynak

 

 

Kayseri

Kahramanmaraş

 

“Ancak bu hükümler, sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ithalatı için uygulanmaz. Ayrıca, yapılacak spot sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ithalatında bu Kanunun 4 üncü Maddesinin (4) üncü fıkrasının (a) bendinin (2), (3) ve (4) numaralı alt bentleri ve (4) numaralı alt bendini takip eden birinci paragrafta belirtilen şartlar aranmaz.”

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ İBRAHİM HASGÜR (İzmir) – Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Kabul ediyoruz.

BAŞKAN – Konuşacak mısınız?

BAYRAM ALİ BAYRAMOĞLU (Rize) – Gerekçe okunsun.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Dünya spot LNG ve LNG piyasalarının içinde bulunduğu durum dikkate alınarak işlemlerin basitleştirilmesi amaçlanmıştır.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda 20’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

21’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

22’nci madde üzerinde bir önerge vardır, okutuyorum:

TBMM Başkanlığına

Görüşülmekte olan Elektrik Piyasası ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 22. maddesine bağlı fıkranın aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

“3- Bu kanunun yayımı tarihinden itibaren 6 ay süreyle 7 nci maddenin birinci fıkrasının (g) bendinde yer alan asgari sınırları sağlama şartı aranmaz.”

 

Ahmet Duran Bulut

Yılmaz Tankut

Necati Özensoy

 

Balıkesir

Adana

Bursa

 

Hasan Çalış

Süleyman L. Yunusoğlu

 

 

Karaman

Trabzon

 

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ İBRAHİM HASGÜR (İzmir) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet ?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Katılmıyoruz.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Necati Özensoy

BAŞKAN – Buyurunuz Sayın Özensoy. (MHP sıralarından alkışlar)

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; verdiğimiz önerge üzerinde söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlarım.

Bu madde, 21’inci maddeyle alakalı “Yakma tesislerinde yer alan kazanların, brülörlerin, kat kaloriferi ve kombilerin, elektrik motorlarının, klimaların, elektrikli ev aletlerinin ve ampullerin sınıflandırılmasına ve asgarî verimlerinin belirlenmesine ilişkin usul ve esaslar Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından belirlenir ve asgarî sınırları sağlamayanların satışına izin verilmez.” maddesinin zamanıyla ilgili. Yani burada iki yıl olarak öngörülmüş, biz altı ay olmasını istedik. Ancak biraz önce Sayın Bakan ve ilgililerle görüştüğümüzde bu sürenin Avrupa Birliği ile alakalı olduğunu ifade ettiler ama biz yine komisyonlarda bu konuyu konuşurken özellikle kurum yetkilileri, yaz aylarında klimaların ve verimi çok düşük olan klimaların devreye girmesiyle birlikte elektrikte çok ciddi sıkıntılar olduğunu ifade ettiler. Biz özellikle bunun için bu sürenin iki yıldan altı aya çekilmesi için bir önerge verdik.

Ama bunun yanında ben yine elektrik üretimindeki verimlilikte yaşanan sıkıntılardan bir örneği sizlerle paylaşmak istiyorum. Yine, Çatalağzı Termik Santrali’nde, santralde ana yakıt olarak kullanılan taş kömürü ve kazan dizayn değerleri noktasında tam yükte çalışırken 2,435 kilokalori/kilovat saat olması gereken özgül ısı tüketimi 2003 yılında 2,686; sırasıyla 2004 yılında 2,780; 2005 yılında 2,800; 2006 yılında 3,138 kilokalori/kilovat saat olmuştur. Yine, burada kullanılan fuel oil miktarı ve yine motorin miktarı 11 gram/kilovat saat olması gerekirken 23,12 gram/kilovat saat olmuştur.

Dolayısıyla, bu değerlere baktığımızda, kömürde yaklaşık yüzde 30 civarında fazla yakıtla elektrik üretilebildiği görülmektedir. Yine, motorin ve fuel oil’e baktığımızda neredeyse 2 katına çıkmaktadır. EÜAŞ’ın yıllık, kömür ve bu tür malzemelerin alımının yaklaşık 6 milyar YTL yani eski parayla 6 katrilyon lira olduğu düşünülürse buradaki verimliliğin de ne kadar önemli olduğunu, bu konuların ne kadar çok dikkate değer olduğunu da bu maddeyle birlikte belirtmek istedim. Hem de bu bahsedilen santral, emre amadelik yönünden diğer katı yakıtlı santrallere göre daha iyi durumda olduğu bilinen bir santral. Bu konuda, daha önce yaklaşık 4 bin ton yakıtla alakalı yapılan soruşturmadan da maalesef bir şey çıkmamıştır. Yine, çapraz olarak, TTK’da 21 bin tonluk kömürle alakalı yapılan soruşturmanın da yine bu santralle alakalı olduğu düşünüldüğünde, bu tür soruşturmalar yapılırken bütün bu konuların dikkate alınması gerektiğini düşünüyoruz. Bu konuların, yine elektrik üretimindeki bu verimliliğin de ne kadar önemli olduğunu ifade etmek istiyorum.

Biraz önce, Sayın Bakan, benim konuşmamdan sonra belki seçmene selamdan bahsetti ama kesinlikle seçmene selam değil, enerji konusunda ülkemizin gelecekteki sıkıntılarına dikkati çekmekle meşgulüz. KİT Komisyonundaki arkadaşlarımız da bu konulardaki yaptığımız katkıların, olumlu katkıların neler olduğunu iyi bilirler. Bizler elbette enerji meselesinin yarınlarda sadece bu Hükûmetin meselesi olmadığını, hepimizi ilgilendirdiğini, Türkiye’nin geleceğinin bu olduğunu her platformda ifade edenlerdeniz.

Dolayısıyla, ifade ettiğim biraz önceki o sıkıntıları yaşayan sanayicilere de, bizzat bu sektörden…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.

NECATİ ÖZENSOY (Devamla) – …kendi sektörlerinden artık çıkmak isteyip de arayışta olan bütün sanayicilere de benim tavsiyem, enerji sektörüne yatırım yapmaları olmuştur.

İnşallah, önümüzdeki bu projeksiyonla -Enerji Bakanlığının önümüze koyduğu projeksiyonla- geniş alanda bütün bu sıkıntıların araştırılıp tedbirleri bir an önce alınarak yarınlarda üretimde olmazsa olmaz olan enerjideki sıkıntıları bir an önce aşmamız konusunda katkılarımızın da olacağını ifade ederek hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Özensoy.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

22’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 22’nci madde kabul edilmiştir.

23’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 23’üncü madde kabul edilmiştir.

24’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 24’üncü madde kabul edilmiştir.

25’inci madde üzerinde üç önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 249 sıra sayılı yasa tasarısının 25. maddesine bağlı geçici 11. maddesinin son cümlesinin madde metninden çıkarılmasını saygılarımla arz ederim.

                                                                                                              Kamer Genç

                                                                                                                  Tunceli

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 249 sıra sayılı Kanun Tasarısının çerçeve 25 inci maddesi ile 3194 sayılı Kanuna eklenmesi öngörülen geçici 11 nci maddenin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Bekir Bozdağ

Veysi Kaynak

Ahmet Öksüzkaya

 

Yozgat

Kahramanmaraş

Kayseri

 

Mehmet Nil Hıdır

Zeynep Dağı

 

 

Muğla

Ankara

 

“Geçici Madde 11- Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar yapı (inşaat) ruhsatı alınmış ve buna göre yapılmış olup, kullanma izni verilmeyen ve alınmayan yapılara; yol, elektrik, su, telefon, kanalizasyon, doğal gaz gibi alt yapı hizmetlerinden birinin veya birkaçının götürüldüğünün belgelenmesi hâlinde, ilgili yönetmelikler doğrultusunda fenni gereklerin yerine getirilmiş olması ve bu maddenin yayımı tarihinden itibaren başvurulması üzerine, kullanma izni alınıncaya kadar ilgili mevzuatta tanımlanan ait olduğu abone grubu dikkate alınarak geçici olarak su ve/veya elektrik bağlanabilir. Bu kapsamda, ilgili belediyeden dağıtım şirketlerine elektriğin kesilmesi talebinin söz konusu olması hâlinde aboneliği iptal edileceğinden, su ve/veya elektrik bağlanması herhangi bir kazanılmış hak teşkil etmez. Ancak, yapı (inşaat) ruhsatı alınmış ve buna göre yapılmış olma şartı 12/10/2004 tarihinden önce yapılmış olan yapılarla ilgili olarak uygulanmaz.

Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılan abonelikler de ait olduğu gruba dönüştürülür.”

BAŞKAN – Şimdi maddeye en aykırı önergeyi okutacağım ve işleme alacağım:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 249 sıra sayılı “Elektrik Piyasası Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”nın çerçeve 25 inci maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

                                                                                                             Harun Öztürk

                                                                                                                    İzmir

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ İBRAHİM HASGÜR (İzmir) – Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN – Hükûmet?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN – Sayın Öztürk, buyurunuz efendim.

HARUN ÖZTÜRK (İzmir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şahsım ve Demokratik Sol Parti adına yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Görüşmekte olduğumuz madde 12/10/2004 tarihinden önce inşaat ruhsatı alınmadan yapılan kaçak yapılara veya bu yasanın yürürlük tarihine kadar inşaat ruhsatı alınarak yapılan ancak iskân ruhsatı alınamayan yapılara elektrik aboneliği imkânı getirmektedir.

Vatandaşların şantiye tarifesi yerine mesken tarifesi yerine mesken tarifesinden elektrik faturası ödemesine kimsenin bir itirazı olamaz. Ancak bu affın hukuk devleti anlayışının yerleşmesine hizmet etmediğini hepimizin görmesi gerekmektedir. Bu aftan sonra vatandaşlar teknik eksiklikleri giderme çabası içinde olmayacaklardır. Örneğin, eksiklik deprem mevzuatına aykırılıktan kaynaklanıyor ise bu eksikliğin giderilmemesinin tehlikesinin bilincinde olmalıyız. İktidar grubuna mensup arkadaşların önergesinden birisinde “kullanma izni alınıncaya kadar” ibaresi de metinden çıkarılarak aslında geçici düzenleme daimi düzenleme hâline getiriliyor.

Değerli milletvekilleri, maddeyi dikkatle okur isek geçici maddenin yazılım biçimi devamlı şekilde uygulanmak üzere yorumlamaya açıktır. Şöyle dikkatlerinize tekrar sunarsam: Yürürlüğe girdiği tarihe kadar, yapı ruhsatı alınmış ve buna göre yapılmış olup kullanma izni verilmeyen veya alınmayan yapılardan söz ediliyor. Hangi tarihe kadar? Bunun ucu açık, yani yoruma açık bir şekilde düzenleniyor ve “yayımı tarihinden itibaren başvurulması üzerine” deniliyor. Hangi tarihe kadar başvurulacak? Dolayısıyla, bu konu da açık değil. Bu nedenle yazım itibarıyla devamlı olarak uygulamaya açık bir düzenleme olduğunu dikkatlerinize sunmak istiyorum.

Değerli milletvekilleri, söz konusu maddede yer alan 12/10/2004 tarihine -lütfen- dikkatlerinizi çekmek istiyorum. Yani, bu tarih nasıl seçilmiştir? Yani, aksini söyleyerek yani bu tarihten önce bir af oldu da bu tarihten sonra yeni bir düzenleme yapıyor isek burada, bu tarih ifade edilsin. Ancak bu tarihin size neyi ifade ettiği konusunda dikkatinize getirmek istediğim mart ayında kabul ettiğimiz bir yasa var ve 26/3/2008 tarih ve 5751 sayılı Yasa ve adı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı ile Mera Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ve bu Kanun’un 2’nci maddesinde ve o Kanun’un tartışmaları sırasında Genel Kurulda söz konusu Kanun’la getirilen affın Bursa’da faaliyet gösteren Cargill firmasıyla ilgili olduğu ifade edilmişti ve bu yasanın 2’nci maddesinde de -tekrar dikkatlerinize sunmak istiyorum-11/10/2004 tarihi yer alıyor yani bu yasada öngördüğümüz tarihin bir gün öncesi. O zaman akla ister istemez şu geliyor: O Yasa’da biz dedik ki: “Söz konusu arazi ve tesislerin istenilen amaçla kullanımı için çeşitli kurumlardan alınması gerekli ruhsat, izin gibi işlemler iki yıl içinde tamamlanıncaya kadar başvuru sahipleri faaliyetlerine devam ederler.” Benim aklıma gelen soru sizin de aklınıza gelmiş olması gerekir. Acaba o Yasa’yla istediğimiz ruhsatları da bu firma ibraz edebilmek durumunda değil mi ki biz…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.

HARUN ÖZTÜRK (Devamla) – Tamamlıyorum Sayın Başkanım.

…bu yasayla yeniden 12/10/2004 tarihi itibarıyla herhangi bir inşaat ruhsatı bile alınmamış olan yapılara af getiriyoruz? Dikkatlerinize sunmak istedim.

Önergemize destek vereceğinizi umar, yüce heyetinizi saygıyla selamlarım.

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Öztürk.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Sayın milletvekilleri, çalışma süremizin bitimine çok az bir süre kalmıştır. Çalışmamızın bu yasanın çıkmasına kadar uzatılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 249 sıra sayılı Kanun Tasarısının çerçeve 25 inci maddesi ile 3194 sayılı Kanuna eklenmesi öngörülen geçici 11 inci maddenin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                                                          Bekir Bozdağ (Yozgat) ve arkadaşları

“Geçici Madde 11- Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar yapı (inşaat) ruhsatı alınmış ve buna göre yapılmış olup, kullanma izni verilmeyen ve alınmayan yapılara; yol, elektrik, su, telefon, kanalizasyon, doğal gaz gibi alt yapı hizmetlerinden birinin veya birkaçının götürüldüğünün belgelenmesi hâlinde, ilgili yönetmelikler doğrultusunda fenni gereklerin yerine getirilmiş olması ve bu maddenin yayımı tarihinden itibaren başvurulması üzerine, kullanma izni alınıncaya kadar ilgili mevzuatta tanımlanan ait olduğu abone grubu dikkate alınarak geçici olarak su ve/veya elektrik bağlanabilir. Bu kapsamda, ilgili belediyeden dağıtım şirketlerine elektriğin kesilmesi talebinin söz konusu olması hâlinde aboneliği iptal edileceğinden, su ve/veya elektrik bağlanması herhangi bir kazanılmış hak teşkil etmez. Ancak, yapı (inşaat) ruhsatı alınmış ve buna göre yapılmış olma şartı 12/10/2004 tarihinden önce yapılmış olan yapılarla ilgili olarak uygulanmaz.

Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılan abonelikler de ait olduğu gruba dönüştürülür.”

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ İBRAHİM HASGÜR (İzmir) – Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Kabul ediyoruz.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Gerekçe okunsun.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe: Önerge ile geçici elektrik aboneliğinin sağlanması durumunda, ilgili kişilerin kullanma izni almalarının sağlanmasını teminen belediyelere aboneliklerin sona erdirilmesi konusunda dağıtım şirketlerinden talepte bulunabilmesi amaçlanmaktadır. Diğer taraftan, geçici elektrik ve/veya su aboneliğinin sağlanması durumunda, abonelik grubunun ait olduğu gruba dönüştürülmesi amaçlanmaktadır.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, biraz önce kabul edilen önergeyle 25’inci madde tümüyle değiştirilmiştir.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Ama Sayın Başkan, benim önergem aykırı önergeydi, ben son fıkranın çıkarılmasını istiyorum. Yanlış işlem yaptınız. Biraz önceki önergede maddenin çıkarılması isteniyordu. En aykırı ikinci önerge benim önergemdi. Bence yanlış bir uygulama yaptınız.

BAŞKAN – Sayın Genç, biraz önce kabul edilen önergeyle… Sizin önergeniz doğru şekilde işleme alınmış.

Biraz önce kabul edilen önergeyle 25’nci madde tümüyle değiştirilmiştir. Bu nedenle aynı maddede değişiklik öngören Sayın Genç’in önergesini işleme koyma imkânı kalmamıştır. Önergeyi işlemden kaldırıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

KAMER GENÇ (Tunceli) – Efendim, benim önergem aykırı önergeydi.

BAŞKAN – Sayın Genç…

25’inci maddeyi kabul edilen önerge doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

26’ncı madde üzerinde bir önerge vardır, okutuyorum:

TBMM Başkanlığına

Görüşülmekte olan yasa tasarısının 26. maddeye bağlı 1. paragrafının  sonuna aşağıdaki ifadenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

Saygılarımızla.

 

Ferit Mevlüt Aslanoğlu

Ali Rıza Öztürk

Hüseyin Ünsal

 

Malatya

Mersin

Amasya

 

Vahap Seçer

Sacid Yıldız

 

 

Mersin

İstanbul

 

Madde 26- Elektrik Nakil Hatlarının her yıl bakımı yaptırılır.

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ İBRAHİM HASGÜR (İzmir) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet?

ENERJİ  VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Bakım yaptırıyoruz Sayın Bakan.

ENERJİ  VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Zaten yapılıyor.

KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) – Sayın Başkan, Sayın Vahap Seçer…

BAŞKAN – Sayın Seçer, buyurunuz.

VAHAP SEÇER (Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan yasa tasarısının 26’ncı maddesine bir ilave yapmak istiyoruz, elektrik nakil hatlarının bakımının her yıl yapılmasına dair bir cümle eklenmesini talep ediyoruz.

Biz hâlihazırda ayağımızın tozuyla Gülnar’dan geldik, bir orman yangınından geldik. Tabii ki enerji nakil hatlarında eğer bakımı her yıl yapar isek orman yangınlarının çıkış sebeplerinden bir tanesi olan enerji nakil hatlarında bu aksaklıkları gideririz amacını gütmekteyiz. Onun için bu önergemizin kabul görmesini sizlerden istirham ediyoruz.

Değerli arkadaşlarım, az önce Mersin Milletvekilimiz Sayın Öztürk’ün de söylediği gibi, maalesef üzücü bir hadiseyle karşı karşıya kaldık seçim bölgemiz Mersin’de. Gülnar ilçemizde çok ciddi orman alanları ciddi tahribatlar gördü, maalesef yandı. Yangın da hâlâ devam ediyor, tam anlamıyla kontrol altına alınmamış durumda.

Orman yangınlarının çıkış sebepleri genelde ya orada yaşayan orman çiftçisinin bilinçsizliğinden kaynaklanan anız yakma hadiselerinden yahut da büyük bir olasılıkla, büyük bir oranda enerji nakil hatlarındaki bakım yetersizliğinden kaynaklanan kıvılcım atması neticesinde oluyor. Çıkan orman yangınları tabii ki Türkiye'nin önemli olan tabiat varlıklarından bir tanesi olan orman alanlarımızı ciddi anlamda katlediyor.

Orman alanları özellikle niçin önemli, ne kadar önemli? Son yıllarda küresel ısınma kaynaklı kuraklık, bunun nedenleri, çevre faktörleri, ekolojik dengenin bozulması… İşte, bunlar içerisinde orman yangınlarının tahribatları da çevreye büyük zarar verdiği düşüncesiyle bu konunun önemsenmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Bölgemizde bin hektara yakın bir ormanlık alanın -resmî rakamlara göre, bize verilen rakamlara göre- yandığını öğrendik. Ama, bunu samimiyetimle söylüyorum, burada bir siyaset yapma arzusunda hevesinde değilim, tüm samimiyetime inanmanızı istiyorum, orada en az 2 bin hektar ormanlık alanımız yanmış durumda. Bunu Orman Bakanlığı hep yapıyor, Orman Genel Müdürlüğü hep yapıyor. Geçtiğimiz yıl, yine temmuz ayı içerisinde Bozyazı-Aydıncık arasında bir ormanlık alanımız yanmıştı. O gün söylenen rakamlarla -yine biz o bölgeleri seçim dolayısıyla geziyorduk- inanın bana baktım, rakamlar asla örtüşmüyor, 2 katı, 3 katı fazla orman alanlarımız yok olmuş durumda. Tabii ki bürokratlar sanıyorum kendi durumlarını kurtarma adına rakamlarda oynama yapıyorlar. Tabii, bu, biz siyasetçileri de yanıltmasın, gerçek böyle değil. Benim bu izlenimimde edindiğim intiba, en az bugün Gülnar’da bize resmî olarak bildirilen rakamın 2 katı bir alan yanmış durumda.

Değerli arkadaşlarım, orada orman köylüsü arkadaşlarımızla görüştük. Ben onların dilinden oradaki durumu size anlatmaya çalışacağım. Oradaki mevcut Orman Bölge Müdürlüğüne bağlı kadroların yetersizliğinden bahsediliyor. Bunu orman köylüsü söylüyor. Yani diyor ki: Yangını sevk ve idare eden buradaki ekiplerin başındaki müdür, amir bu konuda liyakat sahibi, yeterli eğitimi, bilgiyi, donanımı almış bir insan olsa bu yangın zamanında müdahale ile çok rahat önlenebilirdi. Ama gelin görün ki maalesef kadrolaşmanın verdiği hırs, ihtiras, hız bugün bütün birimlerde olduğu gibi orman dairelerinde, orman müdürlüklerinde de aksaklık olarak karşımıza çıkıyor. Ben bizzat bu şikâyetleri vatandaştan daha bugün dinledim, burada da  sizlere aktarıyorum.

Oradaki orman köylüsünün gerçekten zararının telafi edilmesi gerekiyor. İnsanlar tabii ki orada -fakir insanlar- hayvancılık ile uğraşıyor, ufak tarım yapıyor, sebze  tarımı yapıyor, meyve tarımı yapıyor, çok ufak alanlara hububat üretimi yapıyor. İşte, haziran ayında hububatlarını hasat ettiler -3 ton, 5 ton- bir kış boyunca hayvanlarına yedirmek üzere, kendileri yemek üzere depolarına koydular. Bu yangından dolayı da hububatları zarar gördü, meyve bahçeleri zarar gördü, sebze bahçeleri zarar gördü, hayvanları telef oldu. Tabii, günübirlik yardımlar gıda yardımı olarak elbette ivedi yardımın devlet tarafından yapılması gerekir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.

VAHAP SEÇER (Devamla) – Ancak bu yangın neticesinde bu bölgede Kavakoluğu köyü, Korucuk köyü, Tepe köyü, Delikkaya köyü, Beydili köyü, Emirhacı köyü vesaire köylerin -ki Delikkaya köyünün tamamı, otuz altı ev, otuz altı hane- tamamı yanmıştı. Bu insanlara tabii ki kalıcı, sorunlarına çözüm olacak yardımlarda bulunulması gerektiğini düşünüyoruz. Sayın Vali Başbakanlık Acil Destek Fonu’ndan yardım talep ettiğini, bu konuda girişimler yaptığını bizzat bize söyledi. Siz iktidar milletvekillerinin de bu konuda bizlere, bizim seçim bölgesi olan Mersin’imize bu konuda yardımcı olmanızı rica ediyoruz. Sizlerin de telkiniyle bu bölgelere, buranın afet bölgesi ilan edilmesi ve yardımların bir an önce bu mağdur vatandaşlarımıza ulaştırılması gerektiğini ben düşünüyorum, bu yardımı da bizden esirgemeyeceğinizi düşünüyorum.

Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Seçer.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

26’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 26’ncı madde kabul edilmiştir.

27’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 27’nci madde kabul edilmiştir.

28’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 28’nci madde kabul edilmiştir.

Geçici 1’inci madde üzerinde bir önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 249 sıra sayılı yasa tasarısının geçici birinci maddesinde geçen (altmış) ibaresinin (elli) olarak değiştirilmesini saygılarımla arz ederim.

                                                                                                              Kamer Genç

                                                                                                                  Tunceli

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ İBRAHİM HASGÜR (İzmir) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Katılmıyoruz.

BAŞKAN – Sayın Genç, buyurunuz efendim.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; geçici 1’inci maddedeki altmış günlük sürenin elli güne indirilmesi konusunda bir önerge verdim.

Şimdi, Sayın Başkanım, İç Tüzük’e göre önergeler geliş sırasına göre ve aykırılık sırasına göre işleme alınır. Şimdi, benim önergem nedir? 25’inci maddede, Sayın Öztürk’ün önergesi maddenin tümüyle çıkarılmasını, benim önergem de son fıkrasının çıkarılması; birinci aykırı önerge arkadaşımızın, ikinci aykırı önerge benimdir. Yani oradaki tabii, maalesef o memur arkadaşlarımız AKP grup başkan vekillerinin talimatıyla hareket ettikleri için burada çok keyfîlikler meydana geliyor.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Çok ayıp oluyor, çok ayıp! Başkanlık makamına hakaret ediyorsun, ayıp!

KAMER GENÇ (Devamla) – Ayıp değil işte, sizin yaptığınız ayıp.

Yani burada aykırılık nedir? Maddenin tümünün çıkarılmasını öngören önerge ilk aykırı, bir kısmının çıkarılmasını öngören önerge ikinci aykırı, üçüncüsü de maddede yeni düzenleme getiriyor. Yani bunların doğrusunu siz de biliyorsunuz ama illa ben kürsüye çıkmayayım diye her türlü çareye başvuruyorsunuz. Bu olmaz bu, böyle bir Meclis olmaz.

Şimdi, biraz önce bir önerge verildi. Bakana soruyoruz, diyoruz ki: “Efendim, ibadet yerlerinde harcanan elektrikler Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesine konulacak bir ödenekle ödenir.  Ey Hükûmet, burada temsil edilen Hükûmet, cemevlerini siz ibadet yeri kabul ediyor musunuz? Yani Yahudilerin, gayrimüslimlerin işte, kilisesine, havrasına harcanan elektriklerin parasını ödeyeceksiniz de yani Müslüman olan Alevi vatandaşlarımızın, 25 milyon olan bu Alevi vatandaşlarımızın cemevi olarak kullandıkları yerlerde harcanan elektrikleri bu Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesinden ödeyecek misiniz?” “Efendim, ben bu konuda yetkili değilim.” Yahu, bu şeriat devleti mi kardeşim? Diyanet İşleri Başkanlığından icazet mi alacaksın? Böyle bir şey olur mu? Çıkacaksın, ya dersin ki: “Evet efendim, bu da bir ibadet yeridir. İbadet yeri olarak burada harcanan elektriklerin parasını Diyanet İşleri bütçesinden öderiz.” Yani kilisede, havrada Diyanet İşleri bütçesine konulan ödenekten ödüyorsun da cemevi gibi bu memlekette vergisini veren, bu memlekette ibadet yapan insanlarınkini neden ödemiyorsun veya bu konuda neden fikrini beyan etmiyorsun? Bu, artık hükûmet etmenin acizliğini ifade ediyor. “Ya, ben hükûmetim ama fikir beyan etmekten acizim.” Ee, kime gidip danışacağım? Halife yok, Diyanet İşleri Başkanı da Hükûmetin emrinde. Yoksa, bunlar böyle olmaz, devlet böyle yönetilmez. Devleti yönetecek kişilerde bir irade olacak. İradesini açık ve seçik koyacak ortaya. Bunun çekinecek bir tarafı yok. Biz burada çok soru soruyoruz “Yazılı cevap vereceğiz.” Niye yazılı cevap veriyorsun? Çünkü kamuoyunda bu soruları sorduğumuz zaman, halk sizin gerçek yüzünüzü görecek, gerçek kimliğinizi tanıyacak. Yoksa ki burada çıkıp da böyle ucuz kahramanlık yapıyorsunuz, şöyle yaptık da, böyle yaptık da, Türkiye'yi cennete çevirdik de, bilmem, 750 milyon ton, vatandaşa kömür dağıttık. Kimin parasıyla dağıtıyorsun? Devletin parasıyla. Devletin parasını, sen, iktidar olarak, böyle keyfî olarak kullanabilir misin? Kullanamazsın. Devletin parasının devletin çıkardığı kanunlar paralelinde harcanması lazım. Yoksa, efendim, Ahmet benim akrabam, Mehmet benim akrabam, yok, bundan ben oy aldım, ben buna kömür vereceğim. Böyle bir devlet düzeni olmaz.

EYÜP AYAR (Kocaeli) – Hep aynı şeyler! Yeter artık!

KAMER GENÇ (Devamla) – Bu, ağalık düzeninde; bu, şeyhlik zamanında olur, bir hukuk devletinde bunlar olmaz.

EYÜP AYAR (Kocaeli) – Aynı şeyleri anlatmaktan bıkmadın mı?

KAMER GENÇ (Devamla) – Hukuk devletinde hukuk kuralları geçerli olur, hukuk kurallarında da eşitlik ilkesi vardır. Eşitlik ilkesi kanunlar çerçevesinde yerine getirilebilir. Ee, bunları getirmiyorsunuz, ondan sonra burada da her şey, her türlü konuşmalar engelleniyor. Böyle bir şey olmaz sayın milletvekilleri. Yani biz, burada doğru olan şeyleri size söylüyoruz. Ha, yani altından kalkamayacağınız görevlere de talip olmayın. Mademki altından kalkamıyorsunuz… İşte, bakın, daha bir sene olmadı, bu Türkiye Büyük Millet Meclisinin toplanması bir sene olmadı, Meclis diye bir şey kalmadı, Hükûmet diye bir şey kalmadı. Bu niye? Hükûmetin acizliğinden kaynaklanan bir olgudur.

Değerli milletvekilleri, hani bakanlarınız Meclise gelse, bu Bakanlar Kurulu buraya gelse, sizler de dışarıya gitmezsiniz, buraya gelirsiniz, burada konuşulanları duyarlar. Ben, size samimi tavsiye ediyorum: Bu bakanların hepsini değiştirin çünkü bunlar yoruldu. Beyinleri yorulmuş, takatleri kalmamış, ülkeyi yönetemez bir duruma düşmüşler. Böyle bir Hükûmet olmaz arkadaşlar ya! Meclisi çalıştıracak hükûmettir ve burada… Bakın, gelen 1 tane Bakan; o da bizim sorularımıza cevap vermiyor. “Ben yetkili değilim.” Yahu, ben yetkiliyi nerede arayayım, gökyüzünde mi arayayım arkadaşlar?  Yetkiliyi nerede arayalım? Söyleyin bakalım.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Genç, lütfen, önergeniz hakkında konuşun.

KAMER GENÇ (Devamla) – Yani, lütfen… Türkiye Cumhuriyeti devleti büyük bir devlettir, saygıdeğer bir devlettir. Saygıdeğer bu devletin her  türlü organının bu büyük ve şanlı devlete uygun davranış ve yönetim biçiminde olması lazım. Yoksa, böyle olmaz değerli milletvekilleri. Yani ben de üzülüyorum hakikaten. Ya, yıllarca bu memlekete hizmet ettik, çıkıyoruz bu kürsüye, hoşlanmadığımız kelimeler kullanıyoruz. Niye kullanıyoruz bu hoşlanmadığımız kelimeleri? İşte bu Hükûmet, işte bu Bakanlar Kurulunda oturan kişilerin sorduğumuz sorulara doğru dürüst cevap vermemesi, ülkeyi doğru dürüst yönetmemesinden kaynaklanan bir davranış biçiminden kaynaklanıyor.

Ben de konuşan Mersin milletvekili arkadaşlarım gibi… Mersin’de çıkan yangına Hükûmetin bir an önce el atması ve orayı afet bölgesi ilan edip devletin imkânlarını kullanması lazım. Ben, bir afetin ne olduğunu bilen bir insanım, birkaç tane deprem gördüm, yangın gördüm. Rica ediyorum, inşallah, yarın bu Hükûmet, buraya çıkan milletvekilleri “Biz Mersin’i afet bölgesi ilan ettik ve her türlü yardımı yaptık.” derler.

Saygılar sunuyorum.

Önergemi oylarken de karar yeter sayısının aranmasını istiyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Genç.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum, karar yeter sayısı arıyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir, karar yeter sayısı vardır.

Geçici 1’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, şimdi, yeni geçici madde ilave edilmesine ilişkin bir önerge vardır, onu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 249 sıra sayılı Kanun Tasarısına aşağıdaki geçici maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

 

Veysi Kaynak

Ali Bayramoğlu

Ali Temür

 

Kahramanmaraş

Rize

Giresun

 

Afif Demirkıran

Hasan Ali Çelik

 

 

Siirt

Sakarya

 

“Geçici Madde 2: Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihte Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunda Yerli ve Yabancı Uzman statüsünde görev yapmakta olanlardan, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesinin (A) bendinde belirtilen şartları taşıyanlar, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir ay içerisinde başvurmaları halinde, 657 sayılı Kanunun sınav ve adaylık hükümlerine tabi olmaksızın Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunda durumlarına uygun boş kadrolarına atanırlar.

Birinci fıkra uyarınca ataması yapılanların, daha önceki 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi olmayan hizmet süreleri kazanılmış hak aylık derece ve kademelerinin tespitinde değerlendirilir. Atama sebebiyle boşalacak Yerli ve Yabancı Uzman pozisyonları kendiliğinden iptal edilmiş sayılır.”

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ İBRAHİM HASGÜR (İzmir) – Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Katılıyoruz efendim.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum…

KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) – Sayın Başkan, bu konuda en azından Sayın Bakanın bilgi vermesi lazım. Yani Sayın Bakanın en azından bu konuda, katılıyorsa, yüce heyete bilgi vermesi lazım. Bu, kadroyla ilgili bir olay, sınavsız… Nedir bu Sayın Bakan? Bir bilgi verirseniz yüce Parlamento da bilgilenmiş olur.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Gerekçesinde zaten izah ediyoruz.

KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) – Ama siz ayrıntıları verin Sayın Bakan. Gerekçe yeterli değil.

BAŞKAN – Gerekçeyi okuttuktan sonra Sayın Bakan bir izahta bulunsun efendim.

Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunda Yerli ve Yabancı Uzman statüsünde görev yapmakta olanlardan 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesinin (A) bendinde belirtilen şartları taşıyanların, başvuruları üzerine Kurumda durumlarına uygun boş memur kadrolarına atanmaları amaçlanmaktadır. Ayrıca bu personelin daha önceki 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi olmayan hizmet süreleri kazanılmış hak aylık derece ve kademelerinin tespitinde değerlendirilmektedir. Memur kadrolarına atama sebebiyle boşalacak Kurumun Yerli ve Yabancı Uzman pozisyonları kendiliğinden iptal edilmektedir.

BAŞKAN – Sayın Bakan, buyurunuz.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Efendim, mesele şu: EPDK’da hâlen İş Kanunu’na tabi 30 kişi çalışıyor. Daha evvelden bu 50 kişiydi. Daha sonra durumlarına da uygun bir vaziyet var, zaten çalışıyor bu arkadaşlar. Biz şimdi bunu kabul edince… Zaten davayı kazananlar da var içlerinde, geri kalan –yani 30’unu kabul edince- 20’si iptal edilecek. Yani 50 kişilik bir problemdi bu, 20’si ayrıldı, 30’u çalışıyor. Bu 30 kişi de zaten çalışıyor memur olarak da, durum bu.

Yani uygun gördük biz bunu, intibakları yapılmış olacak. Yani burada ilave kadro ihdas edip de eleman filan alma durumu yok. Mevcut çalışanları hallediyoruz.

KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) - Burada Başbakanlığın görevde yükselme yönetmeliği baypas ediliyor mu bu düzenlemeyle?

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Evet, ediliyor, ediliyor.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Hayır, bildiğim kadarıyla EPDK’da çalışan arkadaşlarımız bunlar, zaten davayı da kazandılar. Bunların statülerine uygun… Şu andaki durumları uygun, herhangi bir sorun da söz konusu değil. Bir problemi çözmüş oluyoruz, mesele bu.

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Bakan.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Böylece yeni geçici madde 2 olarak ilave olunmuştur.

Madde 29’u oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Madde 30’u oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

İkinci bölümde yer alan maddelerin oylamaları da tamamlanmıştır.

Tümünün oylanmasından önce lehte, aleyhte görüş bildirmek isteyen sayın milletvekilleri var mıdır? Yok.

Tasarının görüşmeleri tamamlanmıştır.

Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.

Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Oylama işlemi için üç dakika süre veriyorum ve oylama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN - Elektrik Piyasası Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın yapılan açık oylama sonucunu açıklıyorum:

Kullanılan oy sayısı      : 214

Kabul                            : 202

Ret                                :  10

Çekimser                       :  2    (x)

Böylece, tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.

Sayın Bakan, teşekkür konuşması için buyurunuz.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinize özellikle teşekkür ediyorum, başta Sayın Başkan olmak üzere. Fevkalade verimli bir gün geçirdik ve ülkemiz için, geleceğimiz için önemli bir yasayı çıkarttık. Başta Başkanımız ve Başkanlık Divanı olmak üzere bütün partilere özellikle teşekkür ediyorum, bürokrat arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum ve komisyonlarda bu çalışmalara katkıda bulunan herkese özellikle teşekkür ediyorum.

Bu arada Gülnar’daki yangın dolayısıyla da bir bilgi vermek istiyorum. Tabii ki Allah’tan rahmet diliyorum. Bu arada, Valilik emrine 1 trilyon lira para gönderildi. Ayrıca, evleri yanan kişilerin de evlerinin yapılacağı bildirildi. Bu bakımdan, devletimiz güçlü eliyle bu yaraları saracak.

Ayrıca, biraz önce bu iletim hatlarının bakımıyla ilgili bir öneri gelmişti. Zaten bunlar yapılıyor. Hele böyle bir yıl gibi bir sınır koymak… Bizim bazen senede iki üç defa yaptığımız da oluyor. Onu sınırlandırması da düşünülerek biz buna “kabul” oyu vermedik ama zaten bakımları periyodik olarak ve teknik gereklilik olduğu her zaman fazladan da yapılıyor. Bunu da arz etmek istedim.

Tekrar tekrar teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Bakan.

Kanun tasarı ve tekliflerini sırasıyla görüşmek için, 10 Temmuz 2008 Perşembe günü, alınan karar gereğince saat 13.00’te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.

Kapanma Saati: 20.27

Türkiye Büyük Millet Meclisi Resmi internet Sitesi
© 2009 T.B.M.M.