DÖNEM: 23                            CİLT: 16                    YASAMA YILI: 2

 

 

 

 

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

TUTANAK DERGİSİ

 

75’inci Birleşim

11 Mart 2008 Salı

 

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

  I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

 II. - GELEN KÂĞITLAR

III. - GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) MİLLETVEKİLLERİNİN GÜNDEM DIŞI KONUŞMALARI

1.- Erzurum Milletvekili Muhyettin Aksak’ın, Erzurum’un düşman işgalinden kurtuluşunun 90’ıncı yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması

2.- Muş Milletvekili Sırrı Sakık’ın, milletvekili dokunulmazlığına ilişkin gündem dışı konuşması ve Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in cevabı

3.- İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaş’ın, Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla kadınlarımızın sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması ve Devlet Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

 

IV.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) TEZKERELER

1.- Yenilendiği bildirilen (1/1286) esas numaralı Dernekler Kanunu, Türk Medeni Kanunu ve İçişleri Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın geri gönderilmesine ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/359)

B) MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ

1.- İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel ve 19 milletvekilinin, İstanbul’daki kayıt dışı istihdam, taşeronlaşma ve iş güvenliği sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/144)

2.- Van Milletvekili Fatma Kurtulan ve 19 milletvekilinin, Kahramanmaraş’ta Narlı Ovası’na kurulması planlanan katı atık depolama tesisinin çevreye etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/145)

3.- Isparta Milletvekili Haydar Kemal Kurt ve 23 milletvekilinin, Eğirdir Gölü ve Havzası’ndaki çevre sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi  (10/146)

C) GENEL GÖRÜŞME ÖNERGELERİ

1.- Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Grup Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Hakkı Suha Okay, İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu ve İzmir Milletvekili K. Kemal Anadol’un, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Kuzey Irak Operasyonu konusunda genel görüşme önergesi (8/4)

D) ÖNERGELER

1.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, Türk Ceza Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi’nin (2/27) İç Tüzük’ün 37’nci maddesine göre doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/33)

 

V.- ÖNERİLER

A) DANIŞMA KURULU ÖNERİLERİ

1.- Genel Kurulun, 11/3/2008 tarihli birleşiminde, bir saat sözlü sorulardan sonra, (10/3), (10/8), (10/12), (10/28), (10/31), (10/33), (10/38), (10/42), (10/47), (10/56), (10/59), (10/62), (10/64), (10/65),(10/68), (10/71), (10/84), (10/87), (10/89), (10/98), (10/101), (10/119) (10/145) ve (10/146) esas no.lu Meclis araştırması önergelerinin birleştirilerek görüşülmesine; 12/3/2008 Çarşamba günkü birleşiminde sözlü soruların görüşülmemesine ve çalışma saatlerinin yeniden düzenlenmesine ilişkin Danışma Kurulu önerisi

 

VI.- SEÇİMLER

A) KOMİSYONLARA ÜYE SEÇİMİ

1.- (10/27, 34, 37, 40, 102) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonuna üye seçimi

 

VII.- SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, teşvik kapsamında yatırımcılara verilmesi gereken enerji desteklerine ilişkin Devlet Bakanı Mehmet Şimşek’ten sözlü soru önergesi (6/196) ve Devlet Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

2.- Gaziantep Milletvekili Akif Ekici’nin, yatırımların ve istihdamın teşvikine ve Gaziantep’in durumuna ilişkin Devlet Bakanı Mehmet Şimşek’ten sözlü soru önergesi (6/360) ve Devlet Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

3.- Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir’in, Gaziantep Havaalanındaki kargo ve uçak seferlerine ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/231) ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

4.- Aksaray Milletvekili Osman Ertuğrul’un, Konya-Aksaray bölünmüş yol ihalesine ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/268) ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

5.- Giresun Milletvekili Murat Özkan’ın, Karayolları Genel Müdürlüğüyle iş yapan müteahhitlere verilen bitüme ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/273) ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

6.- Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir’in, Gaziantep-Şanlıurfa otoyolu ile Gaziantep-Habur bölünmüş yol çalışmalarına ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/274) ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

7.- Giresun Milletvekili Murat Özkan’ın, Karadeniz Sahil Yolunun Giresun geçişindeki sinyalizasyon ve işaretleme eksikliklerine ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/275) ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

8.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, havalimanlarındaki ILS sistemlerine ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/278) ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

9.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, Konya Havaalanına ILS Sistemi alımına ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/287) ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

10.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, Edremit-Çanakkale karayoluna ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/297) ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

11.- Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünde nitelikli personel istihdamına ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/302) ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

12.- Ordu Milletvekili Rahmi Güner’in, Ordu’ya havaalanı, liman ve çevre yolları yapımına ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/315) (Cevaplanmadı)

13.- Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğan’ın, karayollarındaki bakım ve onarım çalışmalarına ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/317) ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

14.- Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in, THY’nin Elazığ uçuşlarındaki bir uygulamaya ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/327) ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

15.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Tokat Havaalanının uçuşlara engel bir risk taşıyıp taşımadığına ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/354) ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

16.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, PTT çalışanlarına “prestij cezası” verildiği iddialarına ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/373) ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

17.- Adana Milletvekili Yılmaz Tankut’un, Adana-Karataş yoluna ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/396) (Cevaplanmadı)

18.- Adana Milletvekili Yılmaz Tankut’un, Adana-Ankara otoyol projesinin Pozantı-Ulukışla ve Pozantı-Kemerhisar kısımlarına ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/398) (Cevaplanmadı)

19.- Manisa Milletvekili Mustafa Enöz’ün, Türk Telekom’da personelin güvenlik soruşturmalarının yapılıp yapılmadığına ve haberleşme güvenliğine ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/434) (Cevaplanmadı)

20.- Manisa Milletvekili Mustafa Enöz’ün, Türk Telekom ihale şartnamesi taahhütlerinin yerine getirilip getirilmediğine ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/443) (Cevaplanmadı)

21.- Manisa Milletvekili Mustafa Enöz’ün, Manisa’daki bölünmüş yol çalışmalarına ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/473) (Cevaplanmadı)

 

VIII.- MECLİS ARAŞTIRMASI

A) ÖN GÖRÜŞMELER

1.- Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolat ve 20 milletvekilinin, termik santrallerin çevreye verdiği zararların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/3)

2.- Tekirdağ Milletvekili Enis Tütüncü ve 38 milletvekilinin, Trakya ve İstanbul ilinde çevre konularındaki gelişmelerin Ergene Çevre Düzeni Havza Planı’na etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/8)

3.- Kırklareli Milletvekili Tansel Barış ve 23 milletvekilinin, Kırklareli ili Vize ilçesindeki bir arazi ile ilgili iddiaların ve bu arazi üzerinde kurulması planlanan çimento fabrikasının çevre üzerindeki muhtemel etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/12)

4.- Adana Milletvekili Nevingaye Erbatur ve 23 milletvekilinin, Adana’daki lagünlerin karşı karşıya bulunduğu çevresel risklerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/28)

5.- Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya ve 22 milletvekilinin, Bartın’da kurulması planlanan termik santralin olumlu ve olumsuz etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/31)

6.- Çanakkale Milletvekili Ahmet Küçük ve 22 milletvekilinin, Kaz Dağları’ndaki madencilik faaliyetlerinin araştırılarak çevreye olumsuz etkilerinin önlenmesi için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/33)

7.- Konya Milletvekili Hasan Angı ve 19 milletvekilinin, Konya Kapalı Havzası’ndaki su kaynaklarının karşı karşıya bulunduğu sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/38)

8.- Konya Milletvekili Orhan Erdem ve 28 milletvekilinin, Akşehir ve Eber Göllerindeki kirlilik ve diğer çevre sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/42)

9.- Çanakkale Milletvekili Mustafa Kemal Cengiz ve 27 milletvekilinin, Kaz Dağları’ndaki madencilik faaliyetlerinin araştırılarak çevrenin korunması için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/47)

10.- Aydın Milletvekili Ahmet Ertürk ve 21 milletvekilinin, Büyük Menderes Nehri’ndeki kirliliğin ve çevreye etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/56)

11.- İzmir Milletvekili Selçuk Ayhan ve 25 milletvekilinin, balık çiftliklerinin çevreye ve turizme olumsuz etkilerinin araştırılarak su ürünleri yetiştiriciliğinin çevreyle uyumlu gerçekleştirilmesi için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/59)

12.- Afyonkarahisar Milletvekili Halil Ünlütepe ve 23 milletvekilinin, Eber Gölü’ndeki çevre kirliliğinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/62)

13.- İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam ve 29 milletvekilinin, altın arama faaliyetlerinin hukuki durumu ile çevreye etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/64)

14.- Adıyaman Milletvekili Şevket Köse ve 23 milletvekilinin, Van Gölü’ndeki kirlenmenin önlenmesi ve Van ilinde turizmin geliştirilmesi için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/65)

15.- İzmir Milletvekili Bülent Baratalı ve 26 milletvekilinin, Küçük Menderes Nehri’ndeki kirliliğin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/68)

16.- Artvin Milletvekili Metin Arifağaoğlu ve 24 milletvekilinin, Artvin Cerattepe’deki madencilik faaliyetlerinin çevreye etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/71)

17.- Afyonkarahisar Milletvekili Abdülkadir Akcan ve 21 milletvekilinin, Eber Gölü’ndeki çevre sorunlarının araştırılarak gölün korunması için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/84)

18.- Van Milletvekili Kayhan Türkmenoğlu ve 19 milletvekilinin, Van Gölü’ndeki çevre sorunlarının ve gölün potansiyelinin araştırılarak korunması ve değerlendirilmesi için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/87)

19.- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy ve 23 milletvekilinin, başta Afşin Elbistan olmak üzere termik santrallerin çevreye etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/89)

20.- Isparta Milletvekili Mevlüt Coşkuner ve 25 milletvekilinin, Isparta ilindeki göllerin çevre sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/98)

21.- İzmir Milletvekili Ahmet Ersin ve 22 milletvekilinin, balık çiftliklerinin çevre ve turizm üzerindeki etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/101)

22.- İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu ve 39 milletvekilinin, denizlerdeki kirliliğin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/119)

23.- Van Milletvekili Fatma Kurtulan ve 19 milletvekilinin, Kahramanmaraş'ta Narlı Ovası'na kurulması planlanan katı atık depolama tesisinin çevreye etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/145)

24.- Isparta Milletvekili Haydar Kemal Kurt ve 23 milletvekilinin, Eğirdir Gölü ve Havzası’ndaki çevre sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/146)

 

IX.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1.- İstanbul Milletvekili Süleyman Yağız’ın, Alevi inanç ve kültürüne yönelik çalışmalara ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Mustafa Said Yazıcıoğlu’nun cevabı (7/1721)

2.- Iğdır Milletvekili Pervin Buldan’ın, özel eğitim kurumları öğretmenlerinin SSK primlerine ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in cevabı (7/1736)

3.- Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin, mahkeme kararıyla iptal edilen görevde yükselme sınavına ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in cevabı (7/1738)

4.- Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya’nın, 2022 sayılı Kanuna göre maaş alanlardan maaşı kesilen ve yersiz ödemenin tahsili istenen kişilere ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in cevabı (7/1739)

5.- İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın, AB üzerinden ithal edilen ürünlerin denetimine,

     Kimya sektörünü ilgilendiren bir AB tüzüğüne,

   - Van Milletvekili Fatma Kurtulan’ın, Van’daki sınır ticaret merkezi uygulamasına,

      İlişkin soruları ve Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen’in cevabı (7/1745, 1746, 1747)

6.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Bingöl ilindeki bir köprünün durumuna ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı (7/1758)

7.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, Mudanya Çayönü Köyü göletinin sulama boruları ihalesine ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı (7/1760)

8.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, ekonomide muhtemel krizlere karşı alınacak tedbirlere ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı (7/1807)

9.- İzmir Milletvekili Recai Birgün’ün, işçi emeklilerinin aylıklarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in cevabı (7/1820)

10.- Antalya Milletvekili Osman Kaptan’ın, turizm sektörüne istihdam ve enerji desteği verilmesine ilişkin Başbakandan sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/1827)

11.- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un, BAĞ-KUR emeklilerine bazı konularda iyileştirme yapılmasına ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in cevabı (7/1828)

12.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, işçi emeklilerinin maaşlarının iyileştirilmesine ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in cevabı (7/1829)

13.- Adıyaman Milletvekili Şevket Köse’nin, prim borçları yeniden yapılandırılan bazı BAĞ-KUR’luların mağduriyetine ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in cevabı (7/1830)

14.- Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Merkez Bankası ve bazı kuruluşların İstanbul’a taşınmasına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı (7/1854)

15.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, tüberkülozla mücadeleye ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın cevabı (7/1859)

16.- İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu’nun, bir gıda şirketinin işçilerin sendikal haklarını engellemeye yönelik girişimlerine ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in cevabı (7/1875)

17.- Kocaeli Milletvekili Hikmet Erenkaya’nın, bazı orman alanlarındaki uygulamalara,

     - Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, Adana’daki orman köylülerinin kalkındırılmasına,

     - Muğla Milletvekili Metin Ergun’un, afetlerde zarar gören köylüye faizsiz kredi verilmesine,

       Afet mağdurlarının kredilendirilmesine,

       İlişkin soruları ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/1877, 1878, 1879, 1880)

18.- Muğla Milletvekili Metin Ergun’un, yeniden gelen turistlerle ilgili istatistiki bilgi teminine ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/1893)

19.- Kırklareli Milletvekili Tansel Barış’ın, sağlıklı beslenme ile verem hastalığındaki artışa ve tedavi kurumlarına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın cevabı (7/1906)

20.- İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu’nun, ithalatçı birliklerine toplanan paraların akibetine ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen’in cevabı (7/1919)

21.- İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaş’ın, bankaların uyguladıkları ücret ve komisyonlardaki farklılığa ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in cevabı (7/1920)

22.- Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllü’nün, ABD yönetiminden, Türkiye ile ilgili açıklamalarda laik ifadesi kullanılmamasının istendiği iddiasına ilişkin Başbakandan sorusu ve Dışişleri Bakanı Ali Babacan’ın cevabı (7/1923)

23.- Antalya Milletvekili Tayfur Süner’in, esnaf kayıtlarındaki değişikliklere ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Mehmet Zafer Çağlayan’ın cevabı (7/1958)

24.- Antalya Milletvekili Tayfur Süner’in, büyük marketlerin küçük esnafı mağduriyetine ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Mehmet Zafer Çağlayan’ın cevabı (7/1959)

25.- Ordu Milletvekili Rahmi Güner’in, Mesudiye eski müftüsüyle ilgili iddialara ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Mustafa Said Yazıcıoğlu’nun cevabı (7/1965)

26.- Antalya Milletvekili Tayfur Süner’in, yurt dışında yapılan bir turizm fuarındaki bir görevliye ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/1968)

27.- Hatay Milletvekili Gökhan Durgun’un, AK Parti Genel Merkezinde askeri uzmanlarca bazı konularda brifing verildiği iddiasına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in cevabı (7/1980)

28.- Muğla Milletvekili Metin Ergun’un, bez dokumacılığının canlandırılmasına ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/2031)

29.- Adana Milletvekili Nevingaye Erbatur’un, ulusal ve uluslararası toplantılar konusunda bilgilendirmeye ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı (7/2051)

I. GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

TBMM Genel Kurulu saat 14.00’te açılarak beş oturum yaptı.

 

Birinci Oturum

4 Mart 2008 tarihli 72’nci Birleşimde yapılan kapalı oturuma ait tutanak özetinin okunabilmesi için, Başkanlıkça, İç Tüzük’ün 71’inci maddesi uyarınca kapalı oturuma geçilmesi gerektiği açıklandı ve kapalı oturuma geçildi.

 

İkinci Oturum

(Kapalıdır)

 

Üçüncü, Dördüncü ve Beşinci Oturum

Balıkesir Milletvekili Ayşe Akbaş, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne,

Erzurum Milletvekili Zeki Ertugay, Erzurum’un düşman işgalinden kurtuluşunun 90’ıncı yıl dönümüne,

Artvin Milletvekili Ertekin Çolak, Artvin’in düşman işgalinden kurtuluşunun 87’nci yıl dönümüne,

İlişkin gündem dışı birer konuşma yaptılar.

Yozgat Milletvekili Mehmet Ekici ve 22 milletvekilinin, Manisa Turgutlu Çaldağ nikel yatağının işletilmesi konusunun araştırılması (10/141),

Van Milletvekili Özdal Üçer ve 19 milletvekilinin, Van ilindeki enerji sorununun araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi (10/142),

Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür ve 29 milletvekilinin, tekstil ve hazır giyim sektöründeki sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi (10/143),

Amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergeleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerlerini alacağı ve ön görüşmelerinin sırası geldiğinde yapılacağı açıklandı.

Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın Kuveyt’e yaptığı resmî ziyarete refakat eden heyete iştirak etmesi uygun görülen milletvekiline ilişkin Başbakanlık tezkeresi kabul edildi.

Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının:

1’inci sırasında bulunan, Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın (1/498) (S. Sayısı: 110),

2’nci sırasında bulunan, Trabzon Milletvekili Cevdet Erdöl ve Adana Milletvekili Necdet Ünüvar’ın, Sağlık Hizmetleri Temel Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’nin (2/65) (S. Sayısı: 72),

4’üncü sırasında bulunan, Bursa Milletvekili Mehmet Altan Karapaşaoğlu ve 3 milletvekilinin, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ve Diğer Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin (2/146) (S. Sayısı: 111),

Görüşmeleri, ilgili komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadıklarından, ertelendi.

3’üncü sırasında bulunan, Büyükşehir Belediyesi Sınırları İçerisinde İlçe Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı’nın (1/529) (S. Sayısı: 117) görüşmeleri tamamlanarak kabul edilip kanunlaştığı açıklandı.

11 Mart 2008 Salı günü saat 15.00’te toplanmak üzere, birleşime 21.30’da son verildi.

 

 

Nevzat PAKDİL

 

 

 

Başkan Vekili

 

 

Harun TÜFEKCİ

 

Yaşar TÜZÜN

 

Konya

 

Bilecik

 

Kâtip Üye

 

Kâtip Üye

No.:105

II.- GELEN KÂĞITLAR

10 Mart 2008 Pazartesi

Süresi İçinde Cevaplandırılmayan Yazılı Soru Önergeleri

1.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Akdamar Adasındaki kilisenin restorasyonuna yönelik açıklamasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1726)

2.- Konya Milletvekili Atilla Kart’ın, TPAO eski genel müdürüyle ilgili iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1730)

3.- Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş’in, yabancı sermaye yatırımlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1732)

4.- Balıkesir Milletvekili Hüseyin Pazarcı’nın, bir firma işçilerinin sendikal faaliyetleri nedeniyle işten çıkarıldıkları iddialarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/1737)

5.- Hatay Milletvekili Süleyman Turan Çirkin’in, İskenderun’daki taşocaklarının yerleşim birimlerine etkisine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/1748)

6.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, acil yardım ödeneklerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1751)

7.- Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş’in, Kuzey Ankara Girişi Kentsel Dönüşüm Projesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1753)

8.- İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Sarıgazi Belediyesinin imar ıslah planı değişikliğine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1754)

9.- Hatay Milletvekili Süleyman Turan Çirkin’in, Fener Rum Patrikhanesinin internet sitesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1755)

10.- İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu’nun, İzmir’deki bazı köylerin altyapı çalışmalarındaki usulsüzlük iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1759)

11.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Kuzey Irak’taki üniversitelerde Türk öğrencilerin tahsiline ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/1772)

12.- İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın, ithal ürünlerin denetimine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/1779)

13.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, üniversite hastanelerinin alacaklarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/1780)

14.- Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Denizli’de hastane ve sağlık ocaklarının depreme karşı güçlendirilmesine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/1781)

15.- Adıyaman Milletvekili Şevket Köse’nin, Teftiş Kurulunda yapılan bazı atamalara ve bir iddiaya ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/1782)

16.- Artvin Milletvekili Metin Arifağaoğlu’nun, Artvin’deki sağlık personeli ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/1783)

17.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, vekaleten görev yapan personelden asaleten atananlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/1784)

18.- Afyonkarahisar Milletvekili Halil Ünlütepe’nin, Dinar Devlet Hastanesindeki uzman doktor ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/1785)

19.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, çiftçilere yönelik desteklemelere ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1786)

20.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, gübre fiyatlarındaki artışa ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1787)

21.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, bal ithalatına ve arıcıların sorunlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1788)

22.- Edirne Milletvekili Bilgin Paçarız’ın, Edirne’deki çiftçilerin desteklenmesine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1789)

23.- Balıkesir Milletvekili Hüseyin Pazarcı’nın, Marmara Denizindeki salya salgınına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1790)

24.- Mersin Milletvekili Behiç Çelik’in, hayvansal ve bitkisel üretim destekleme ödemelerine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1791)

25.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, gübre fiyatlarındaki artışa ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1792)

26.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, sulu tarımın desteklenmesine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1793)

27.- Artvin Milletvekili Metin Arifağaoğlu’nun, Artvin’deki ana arı üreticilerinin destekleme ödemelerine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1794)

28.- Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek’in, tohumluk üretimi teşvik primine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1795)

29.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Silifke-Kırobası karayolunun bakım ve onarımına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/1796)

30.- Giresun Milletvekili Eşref Karaibrahim’in, Giresun’daki bazı yollara ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/1797)

31.- İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak’ın, koster filosunun geliştirilmesine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/1798)

32.- İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak’ın, LPG ithalatının Türk gemileriyle yapılmasının teşvikine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/1799)

33.- İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak’ın, tersane sayısının artırılmasına ve tersanelerin geliştirilmesine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/1800)

34.- Muğla Milletvekili Metin Ergun’un, Söke-Milas yolunun yapımına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/1801)

35.- İstanbul Milletvekili Atila Kaya’nın, HAVAŞ’ın havaalanları ile yerleşim yerleri arasında yolcu taşımacılığı yapmasına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/1802)

36.- Denizli Milletvekili Hasan Erçelebi’nin, tren kazalarına ve bakım-onarım çalışmalarına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/1803)

37.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, vekaleten görev yapan personelden asaleten atananlara ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/1804)

38.- Konya Milletvekili Atilla Kart’ın, Kütahya’da yaşanan tren kazasına ve hat bakımına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/1805)

39.- Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş’in, Kütahya’da yaşanan tren kazasına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/1806)

40.- Yozgat Milletvekili Mehmet Ekici’nin, Fener Rum Patrikhanesinin ekümenlik iddiasına ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1813)

41.- Giresun Milletvekili Eşref Karaibrahim’in, Giresun’daki KÖYDES uygulamalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1815)

42.- Denizli Milletvekili Emin Haluk Ayhan’ın, doğrudan gelir desteği ve fiğ desteği ödemelerine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1816)

 

No.:106

11 Mart 2008 Salı

Tasarılar

1.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ortaklık ve İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/535) (Dışişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 28.2.2008)

2.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Suudi Arabistan Krallığı Hükümeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşmasının ve Eki Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/536) (Plan ve Bütçe ile Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 28.2.2008)

3.- Sanayi ve Ticaret Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun, Devlet Memurları Kanunu ve Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/537) (Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 3.3.2008)

4.- Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğünün Yeniden Yapılandırılması ile Tütün ve Tütün Mamullerinin Üretimine, İç ve Dış Alım ve Satımına, 4046 Sayılı Kanunda ve 233 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı (1/538) (Adalet; Tarım, Orman ve Köyişleri; Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 28.2.2008)

Teklifler

1.- Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ve 3 Milletvekilinin; İzmir İline Bağlı Pınarkent Adı Altında Yeni Bir İlçe Kurulmasına Dair Kanun Teklifi (2/171) (İçişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 28.2.2008)

2.- Mersin Milletvekili İsa Gök ve 12 Milletvekilinin; 7.4.1969 Tarih ve 1136 Sayılı Avukatlık Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/172) (Adalet Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 28.2.2008)

3.- Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş’in; 3269 Sayılı Uzman Erbaş Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/173) (Millî Savunma ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.2.2008)

4.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın; Kredi Kartları Faizlerinin İndirilmesi Hakkında Kanun Teklifi (2/174) (Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 28.2.2008)

Tezkereler

1.- İstanbul Milletvekili Necat Birinci’nin Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/338) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.2.2008)

2.- İstanbul Milletvekili Necat Birinci’nin Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/339) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.2.2008)

3.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/340) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.2.2008)

4.- Bitlis Milletvekili Mehmet Nezir Karabaş’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/341) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.2.2008)

5.- Tunceli Milletvekili Şerafettin Halis’in Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/342) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.2.2008)

6.- Van Milletvekili Fatma Kurtulan’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/343) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.2.2008)

7.- Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/344) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.2.2008)

8.- İstanbul Milletvekili Necat Birinci’nin Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/345) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.2.2008)

9.- İstanbul Milletvekili Necat Birinci’nin Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/346) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.2.2008)

10.- Batman Milletvekili Bengi Yıldız’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/347) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.2.2008)

11.- Muş Milletvekili Mehmet Nuri Yaman’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/348) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.2.2008)

12.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/349) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.2.2008)

13.- Diyarbakır Milletvekili Aysel Tuğluk’un Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/350) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.2.2008)

14.- Tunceli Milletvekili Şerafettin Halis’in Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/351) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.2.2008)

15.- Konya Milletvekili Abdullah Çetinkaya’nın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/352) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.2.2008)

16.- Denizli Milletvekili Mehmet Yüksel’in Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/353) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.2.2008)

17.- Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/354) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.2.2008)

18.- Balıkesir Milletvekili Mehmet Cemal Öztaylan’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/355) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.2.2008)

19.- Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Binici’nin Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/356) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.2.2008)

20.- Mardin Milletvekili Emine Ayna’nın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/357) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.2.2008)

21.- Artvin Milletvekili Ertekin Çolak’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/358) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.2.2008)

Sözlü Soru Önergeleri

1.- Antalya Milletvekili Tayfur Süner’in, Düzlerçamı Yaban Hayatını Geliştirme Sahası dışına çıkarılan alana ilişkin Çevre ve Orman Bakanından sözlü soru önergesi (6/494) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008)

2.- Antalya Milletvekili Tayfur Süner’in, Antalya’da kaçak akaryakıt kullanımına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/495) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008)

3.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, personel maaşlarını iyileştirme çalışmalarına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi (6/496) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008)

4.- Adana Milletvekili Muharrem Varlı’nın, bazı yöneticilerin özlük haklarına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/497) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008)

5.- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un, Afşin ve Elbistan’daki kömür rezervinin planlı değerlendirilmesine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/498) (Başkanlığa geliş tarihi: 25/2/2008)

6.- Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir’in, Gaziantep ve çevresinde turizmin geliştirilmesine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/499) (Başkanlığa geliş tarihi: 25/2/2008)

7.- Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir’in, Gaziantep Organize Besi Bölgesine ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/500) (Başkanlığa geliş tarihi: 25/2/2008)

8.- Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir’in, kredi kartı borçlularına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Nazım Ekren) sözlü soru önergesi (6/501) (Başkanlığa geliş tarihi: 25/2/2008)

9.- Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir’in, polislerin özlük haklarına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/502) (Başkanlığa geliş tarihi: 25/2/2008)

10.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, belediye başkanlarına makam ve temsil tazminatı ödemesine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi (6/503) (Başkanlığa geliş tarihi: 26/2/2008)

11.- Adana Milletvekili Muharrem Varlı’nın, İl Genel Meclisi üyelerinin sosyal ve özlük haklarına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/504) (Başkanlığa geliş tarihi: 26/2/2008)

Yazılı Soru Önergeleri

1.- İzmir Milletvekili Bülent Baratalı’nın, şans oyunlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2160) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008)

2.- Muş Milletvekili M. Nuri Yaman’ın, Alparslan 1 Barajı kamulaştırma bedellerine ve köylülerin iskânına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2161) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008)

3.- Hatay Milletvekili Süleyman Turan Çirkin’in, özelleştirme sonucu işsiz kalanlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2162) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008)

4.- Hatay Milletvekili Süleyman Turan Çirkin’in, akaryakıt kaçakçılığı konusunda kurulan Meclis Araştırması Komisyonu raporu uyarınca yapılan girişimlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2163) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008)

5.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, muhtarlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2164) (Başkanlığa geliş tarihi: 25/2/2008)

6.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, yeni Anayasa taslağının yurt dışında bir konferansta açıklanacağı iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2165) (Başkanlığa geliş tarihi: 25/2/2008)

7.- Muğla Milletvekili Fevzi Topuz’un, Sivil Havacılık Genel Müdürü hakkındaki iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2166) (Başkanlığa geliş tarihi: 25/2/2008)

8.- Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, gübre fiyatlarındaki artışa ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2167) (Başkanlığa geliş tarihi: 25/2/2008)

9.- İzmir Milletvekili Kemal Anadol’un, bir parktaki Atatürk heykeline yapılan saldırıya ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2168) (Başkanlığa geliş tarihi: 25/2/2008)

10.- İzmir Milletvekili Ahmet Ersin’in, BOTAŞ soruşturmasıyla ilgili bir iddiaya ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/2169) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008)

11.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, hizmete açılmayan yatırımlara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/2170) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008)

12.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, yargı çalışanlarının özlük haklarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/2171) (Başkanlığa geliş tarihi: 25/2/2008)

13.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, Ulusal Yargı Ağı Projesine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/2172) (Başkanlığa geliş tarihi: 26/2/2008)

14.- Muğla Milletvekili Metin Ergun’un, depremde hasar gören Datça Hükümet Konağına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/2173) (Başkanlığa geliş tarihi: 26/2/2008)

15.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, hizmete açılmayan yatırımlara ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/2174) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008)

16.- Mersin Milletvekili Akif Akkuş’un, nüfusları mevsimlere göre farklılık gösteren belediyelerin ödeneklerine ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/2175) (Başkanlığa geliş tarihi: 25/2/2008)

17.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, İller Bankasında görevden alınan bürokratlara ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/2176) (Başkanlığa geliş tarihi: 25/2/2008)

18.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, hizmete açılmayan yatırımlara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/2177) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008)

19.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, özelleştirilen kurumlardaki işçilerin diğer kurumlara nakline ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/2178) (Başkanlığa geliş tarihi: 25/2/2008)

20.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, hizmete açılmayan yatırımlara ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/2179) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008)

21.- Kocaeli Milletvekili Hikmet Erenkaya’nın, çevre kirliliği oluşturduğu iddia edilen bir deterjan firmasına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/2180) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008)

22.- Adıyaman Milletvekili Şevket Köse’nin, Adıyaman Çamgazi Sulama ve Derivasyon Tesisi Projesine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/2181) (Başkanlığa geliş tarihi: 25/2/2008)

23.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, hizmete açılmayan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Nazım Ekren) yazılı soru önergesi (7/2182) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008)

24.- Hatay Milletvekili Süleyman Turan Çirkin’in, TMSF’nin yaptığı tahsilata ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Nazım Ekren) yazılı soru önergesi (7/2183) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008)

25.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, hizmete açılmayan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Murat Başesgioğlu) yazılı soru önergesi (7/2184) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008)

26.- Kocaeli Milletvekili Hikmet Erenkaya’nın, Spor Toto Teşkilat Müdürlüğündeki personel politikasına ilişkin Devlet Bakanından (Murat Başesgioğlu) yazılı soru önergesi (7/2185) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008)

27.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, hizmete açılmayan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Nimet Çubukçu) yazılı soru önergesi (7/2186) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008)

28.- İzmir Milletvekili Canan Arıtman’ın, kadın sığınma evlerine ilişkin Devlet Bakanından (Nimet Çubukçu) yazılı soru önergesi (7/2187) (Başkanlığa geliş tarihi: 25/2/2008)

29.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, hizmete açılmayan yatırımlara ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2188) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008)

30.- Adana Milletvekili Tacidar Seyhan’ın, yurt dışı ziyaretlerine ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2189) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008)

31.- İzmir Milletvekili Ahmet Ersin’in, Cumhurbaşkanının Tanzanya ziyaretine ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2190) (Başkanlığa geliş tarihi: 25/2/2008)

32.- İzmir Milletvekili Ahmet Ersin’in, BOTAŞ soruşturmasıyla ilgili bir iddiaya ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/2191) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008)

33.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, hizmete açılmayan yatırımlara ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/2192) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008)

34.- Adana Milletvekili Yılmaz Tankut’un, Adana’da konutlarda doğalgaz kullanımına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/2193) (Başkanlığa geliş tarihi: 25/2/2008)

35.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, Yüreğir Belediyesinin gelirlerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2194) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008)

36.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, Seyhan Belediyesinin gelirlerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2195) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008)

37.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, hizmete açılmayan yatırımlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2196) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008)

38.- Osmaniye Milletvekili Hakan Coşkun’un, ülkemizde kaçak çalışan Ermenilere ve il özel idarelerinin tarım birimlerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2197) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008)

39.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, şehit ve malul yakınlarının kamuda istihdamına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2198) (Başkanlığa geliş tarihi: 25/2/2008)

40.- İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu’nun, İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyelerinin doğalgaz sayacı ihalelerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2199) (Başkanlığa geliş tarihi: 25/2/2008)

41.- Afyonkarahisar Milletvekili Abdülkadir Akcan’ın, bazı motorlu kara taşıtlarının sayılarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2200) (Başkanlığa geliş tarihi: 26/2/2008)

42.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, hizmete açılmayan yatırımlara ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/2201) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008)

43.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, yürüyen merdiven ihalelerinde Avrupa kökenli firma şartı arandığı iddiasına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/2202) (Başkanlığa geliş tarihi: 25/2/2008)

44.- Adana Milletvekili Yılmaz Tankut’un, mera vasfı nedeniyle iptali istenen tapulara ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/2203) (Başkanlığa geliş tarihi: 25/2/2008)

45.- İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu’nun, özelleştirmelerin çalışanlara etkisine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/2204) (Başkanlığa geliş tarihi: 26/2/2008)

46.- İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu’nun, 107 numaralı Katma Değer Vergisi Genel Tebliğine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/2205) (Başkanlığa geliş tarihi: 26/2/2008)

47.- İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın, kamu maliyesi verilerine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/2206) (Başkanlığa geliş tarihi: 26/2/2008)

48.- Zonguldak Milletvekili Ali Koçal’ın, Talim Terbiye Kurulu Başkanının görevden alınmasına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/2207) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/2/2008)

49.- Adıyaman Milletvekili Şevket Köse’nin, YÖK Genel Kurulunun bir kararına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/2208) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008)

50.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, hizmete açılmayan yatırımlara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/2209) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008)

51.- Hatay Milletvekili Süleyman Turan Çirkin’in, satışa sunulacak okul arsalarına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/2210) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008)

52.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, öğretmenlere yönelik sosyal tesislere ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/2211) (Başkanlığa geliş tarihi: 25/2/2008)

53.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, hizmete açılmayan yatırımlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/2212) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008)

54.- Giresun Milletvekili Murat Özkan’ın, Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğünün gelirlerinin Hazineye aktarılmasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/2213) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008)

55.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, hizmete açılmayan yatırımlara ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/2214) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008)

56.- Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in, coğrafi işaret tesciline ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/2215) (Başkanlığa geliş tarihi: 25/2/2008)

57.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, hizmete açılmayan yatırımlara ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2216) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008)

58.- Antalya Milletvekili Tayfur Süner’in, gübre fiyatlarındaki artışa ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2217) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008)

59.- Osmaniye Milletvekili Hakan Coşkun’un, personel politikasında tarım uzmanlığının gözetilmesine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2218) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008)

60.- Osmaniye Milletvekili Hakan Coşkun’un, il özel idarelerinin tarım birimlerine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2219) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008)

61.- Hatay Milletvekili Süleyman Turan Çirkin’in, küçükbaş hayvancılığın teşvikine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2220) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008)

62.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, ihraç edilen yaş sebze ve meyvede ilaç kalıntısı analizlerine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2221) (Başkanlığa geliş tarihi: 25/2/2008)

63.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, hizmete açılmayan yatırımlara ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/2222) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008)

64.- Ankara Milletvekili Nesrin Baytok’un, Sivil Havacılık Genel Müdürü hakkındaki iddialara ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/2223) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008)

65.- İzmir Milletvekili Ahmet Ersin’in, Isparta’da düşen uçağın enkazına ve Sivil Havacılık Genel Müdürü hakkındaki iddialara ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/2224) (Başkanlığa geliş tarihi: 25/2/2008)

66.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, hizmete açılmayan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Cemil Çiçek) yazılı soru önergesi (7/2225) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008)

67.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, hizmete açılmayan yatırımlara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/2226) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008)

68.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, hizmete açılmayan yatırımlara ilişkin Millî Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/2227) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008)

69.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, hizmete açılmayan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Kürşad Tüzmen) yazılı soru önergesi (7/2228) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008)

70.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, hizmete açılmayan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet Şimşek) yazılı soru önergesi (7/2229) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008)

71.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, hizmete açılmayan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Mustafa Said Yazıcıoğlu) yazılı soru önergesi (7/2230) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008)

72.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, hizmete açılmayan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Hayati Yazıcı) yazılı soru önergesi (7/2231) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008)

73.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, hizmete açılmayan yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet Aydın) yazılı soru önergesi (7/2232) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008)

74.- Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır’ın, işçilerle toplu sözleşme imzalamayıp üretimi durduran bir firmaya ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/2233) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008)

75.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, Gaziantep’teki çiftçilerin sulamada kullanılan elektrik borçlarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/2234) (Başkanlığa geliş tarihi: 25/2/2008)

Genel Görüşme Önergesi

1.- Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Grup Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Hakkı Suha Okay, İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu ve İzmir Milletvekili Kemal Anadol’un, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Kuzey Irak Operasyonu konusunda Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 102 ve 103 üncü maddeleri uyarınca bir genel görüşme açılmasına ilişkin önergesi (8/4) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2008)

Meclis Araştırması Önergeleri

1.- İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel ve 19 Milletvekilinin, İstanbul’daki kayıt dışı istihdam, taşeronlaşma ve iş güvenliği sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/144) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/03/2008)

2.- Van Milletvekili Fatma Kurtulan ve 19 Milletvekilinin, Kahramanmaraş’ta Narlı Ovası’na kurulması planlanan Katı Atık Depolama Tesisinin çevreye etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/145) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/03/2008)

3.- Isparta Milletvekili Haydar Kemal Kurt ve 23 Milletvekilinin, Eğirdir Gölü ve Havzasındaki çevre sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/146) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2008)

 

11 Mart 2008 Salı

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 15.00

BAŞKAN: Başkan Vekili Eyyüp Cenap GÜLPINAR

KÂTİP ÜYELER: Yusuf COŞKUN (Bingöl), Murat ÖZKAN (Giresun)

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 75’inci Birleşimini açıyorum.

Toplantı yeter sayımız vardır, görüşmelere başlıyoruz.

Gündeme geçmeden önce üç sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.

Gündem dışı ilk söz, Erzurum’un düşman işgalinden kurtuluşu münasebetiyle söz isteyen Erzurum Milletvekili Muhyettin Aksak’a aittir.

Buyurun Sayın Aksak. (AK Parti sıralarından alkışlar)

III.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) MİLLETVEKİLLERİNİN GÜNDEM DIŞI KONUŞMALARI

1.- Erzurum Milletvekili Muhyettin Aksak’ın, Erzurum’un düşman işgalinden kurtuluşunun 90’ıncı yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması

MUHYETTİN AKSAK (Erzurum) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; dadaşlar diyarı güzel Erzurum’umuzun düşman işgalinden kurtuluşunun 90’ıncı yıl dönümü münasebetiyle, istiklal, hürriyet, vatan uğruna canlarını feda eden şehitlerimizi anmak ve aziz ruhlarını şad etmek üzere yüce Meclise hitap etmekten son derece bahtiyarım. Yüce Meclisimizi ve temsilcilerini saygıyla selamlıyorum.

12 Mart 1918 günü, Erzurum’un esaretten hürriyete, ölümden hayata kavuştuğu bir gündür. Bağımsızlığımızın temelleri, Kurtuluş Savaşı’mızdan cumhuriyete giden yolun en önemli kilometre taşı Erzurum’da atılmıştır. Atatürk, 23 Temmuz 1919’da Erzurum Kongresi’ni gerçekleştirmiş, üniformasını burada çıkartıp Erzurum’un hemşehrisi ve Erzurum mebusu olmuştur. Böylelikle, kurtuluşa giden yol 12 Mart 1918’de kurtarılan Erzurum’dan geçmiş ve Türk Bayrağı göndere Erzurum’dan çekilmiştir. Ne güzel tesadüftür ki Erzurum’un kurtuluşundan üç yıl sonra, 12 Mart 1921’de Mehmet Âkif Ersoy’un Mehmetçik’e armağan ettiği şiir İstiklal Marşı olarak kabul edilmiştir.

İstiklal Marşı, topyekûn Türk milletinin mücadele ruhunu yansıtır. Vatanın bütünlüğü, Türk milletinin birlik ve beraberliği sonsuza kadar payidar kalacaktır. Her karışı atalarımızın mukaddes kanlarıyla sulanan aziz vatan Çanakkale’de, Aziziye ve Mecidiye tabyalarında, Ege’de ve güneyde aynı destanın farklı namelerini inletti. Her cephede bedenleri küçük, yürekleri büyük kahramanlar medeniyet canavarlarına insanlık dersi vermiştir.

İstiklal Marşımızın şairi Mehmet Âkif Ersoy,

“Bastığın yerleri toprak deyip geçme tanı,

Düşün altında binlerce kefensiz yatanı.

Sen şehit oğlusun incitme yazıktır atanı.

Verme dünyaları alsan da bu cennet vatanı.”

Diyerek verilen mücadelenin kutsallığını anlatmıştır.

Bu şehrin ve bu ülkenin kurtuluş günlerinin hatırlanması, en az kurtuluş için verilen mücadele kadar önemlidir. Bu vatan topraklarının kıymetinin hakkıyla bilinmesini ve bizler için ne kadar değerli olduğunu anlatmak istiyorsak, tarihimizde milletimizin kazandığı zaferlerin önemini gençlerimize aktarmak, onları bilgilendirmek, onlara bu duyguları aşılayarak yetişmelerini sağlamamız gerekir. Bize hür bir vatan bırakmak için mücadele eden, eziyet çeken, canlarını veren şehitlerimizi, gazilerimizi, vatan kahramanlarımızın adını gençlerimizin ruhlarına nakşetmemiz bizim tarihî bir borcumuzdur.

Yaşlısıyla genciyle, kadınıyla erkeğiyle destan yazan dadaşı Saadettin Akatay “Bar” şiiriyle çok güzel anlatmıştır.

“Dadaş çelik bir yaydır, onu germeye gelmez,

Çağlayan bir sel olur, dağlara da baş eğmez.

Yayla bulutu gibi yükselir yavaş yavaş,

Sonra birden sel olur, köpürür coşar dadaş.

Doğu’nun sınır taşı, Erzurum’un dadaşı,

Efesi var İzmir’in, eğilmez Türk’ün başı.” demiştir.

Her zaman vatana kale olan Erzurum’umuz üniversitesiyle, uluslararası havaalanıyla, hayvancılık ve tarımdaki gelişmeleriyle, köylerimizin KÖYDES projeleri neticesinde yaşanabilir hâle gelmesiyle, şehrimizi çevreleyen duble yollarıyla, eğitimde, sağlıkta ve turizmde merkez olma yolundaki çalışmalarıyla, tarihî eserleriyle, tabiat güzellikleriyle ve Başbakanımızın 2011 Üniversite Kış Oyunları’nı Erzurum’a kazandırmasıyla dünya şehri olma yolundaki adımlarımız hızlanmıştır.

12 Mart, Erzurum’un kurtuluş ruhuna uygun olarak yapılan kutlamalar, Erzurum derneklerimiz vasıtasıyla ülkemizdeki illerde kutlanmakla birlikte, dünyada da birçok ilde, ülkede kutlanmaktadır. Bütün Erzurumluların ve bütün milletimizin, 90’ıncı kurtuluş yıl dönümünü kutluyor, bu kutlamalarda emeği geçenlere teşekkür ediyorum.

Çanakkale Zaferi’nin 93’üncü yıl dönümü, İstiklal Marşı’mızın kabul edilmesinin 87’nci ve Erzurum’umuzun kurtuluşunun 90’ıncı yıl dönümü vesilesiyle aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyor, yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti ve MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Aksak.

Gündem dışı ikinci söz, milletvekili dokunulmazlığı hakkında söz isteyen Muş Milletvekili Sırrı Sakık’a aittir.

Buyurun Sayın Sakık. (DTP sıralarından alkışlar)

2.- Muş Milletvekili Sırrı Sakık’ın, milletvekili dokunulmazlığına ilişkin gündem dışı konuşması ve Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in cevabı

SIRRI SAKIK (Muş) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; fezlekelerle ilgili söz talebinde bulundum. Bu vesileyle kendi adıma ve grubum adına sizleri saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, son günlerde özellikle DEP Grubuyla ilgili, fezlekelerle ilgili kamuoyunda çok olumsuz bir tablo oluşturulmaya başlandı. Anayasa’nın hükmü çok açık olmasına rağmen sorun DTP olunca, fezlekeler sudan bahaneler de olsa, kamuoyunda ciddi şekilde tartışılıyor ve konuşuluyor.

1994’lü yıllarda, DEP sürecinde bile böyle bir fırtına estirilmemişti. 1994’te DEP milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırıldığı süreçte yargı işleyişi hiç olmazsa hazırlık komisyonunda, karma komisyonda tartışmaya açılmış ve Genel Kurula indirilen fezlekeler, Genel Kuruldan sonra yasal işlemler başlamıştır. Ama ne yazık ki bizim birkaç arkadaşımızın Genel Kurula fezlekeler gelmeden, tartışılmadan, konuşulmadan Anayasa’nın 14’üncü maddesine dayanılarak, arkadaşlarımızın yargılama süreci devam etmektedir. Bu, Anayasa’ya aykırıdır ve son günlerde özellikle bizimle ilgili sekiz fezlekeyle… Ve bunları aldım baktım sekiz fezlekede ne var? Muş’ta seçim çalışmalarında, arkadaşıma dönmüşüm Kürtçe demişim: “...”, (*) “Bir bardak su getirin.” Bu bir bardak su, fezleke oluşturmak için yeterli bir neden!

Bir başka arkadaşımız, Muş Milletvekilimiz Nuri Yaman, Kürtçe “Çok yaşayın.”, “...” (*) demiş. Bunun hakkında fezleke açılmış. Yani ne demesi gerekiyordu arkadaşlar? Yani o insanlara “Çok yaşayın.” demek dışında ne diyebilirdi? “Çok ölün.” mü demesi gerekiyordu? Fezlekelerden biri bu.

Tunceli Milletvekili arkadaşımız “Ben Dersimliyim. Ben emekçiyim. Ben bir Kürt’üm.” dediği için hakkında dava açılmıştır ve bir başka arkadaşımız, sadece kendi seçim çalışmalarında Kürtçe müzik çaldırdığı için hakkında dava açılmıştır. Yine, biz seçim bölgemizde panolara afişler ve resimler astığımız için hakkımızda dava açılmıştır ve nitekim, o davalar açılmadan önce panolardan resimler, flamalar indirilmiş, yerine AKP’nin flamaları asılmış, yerine Başbakanın posterleri asılmış. Bunları da biz tespit etmişiz ama bunların hiçbiri hakkında da dava açılmamıştır.

Takdir edersiniz ki Kürt coğrafyasında Kürtçe konuşmadan çok fazla siyaseten yol alma şahsı yoktur. Şimdi, bölge milletvekilleri, özellikle AK Partili arkadaşlarımız, özellikle Diyarbakır milletvekilleri seçim çalışmalarında sürekli Kürtçeyi kullanmışlardır, bakanlar dâhil Kürtçeyi kullanmışlardır; bunlarla ilgili tek işlem yapılmamıştır ve yapılmamalıdır. Ama sorun DTP olunca yargıçlar durumdan vazife çıkarıyor ve bu durumdan vazife çıkaran yargıçlar, milletvekili arkadaşlarımızı hedef gösteriyor. Kimi milletvekili arkadaşımız Batman’ın orta sokağında saldırıya maruz kaldı, kimi güvenlik güçleri fütursuzca partililerimize saldırıyor ve bu iş, buradan tetikleniyor. Biz, bu noktayı Sayın Meclis Başkanımızla görüştük, Adalet Bakanımızla görüştük, Anayasa Komisyonu Başkanımızla görüştük, Adalet Komisyonu Başkanımızla görüştük; bu uygulamanın haksız olduğunu söylediler. Ama ne yazık ki bu saate kadar bu uygulamayla ilgili küçük bir şey yapılmadı.

Değerli arkadaşlar, sizleri buraya getiren irade neyse bizi de buraya getiren irade budur, Anayasa güvencesi sizin için ne kadar geçerliyse bizim için de o kadar geçerli olmalıdır. Şunu unutmayın: Bugün bizimle ilgili dava açan yargıçlar, yarın sizinle ilgili de açacaklar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun Sayın Sakık.

SIRRI SAKIK (Devamla) – Teşekkür ediyorum.

Ve biz bunlara alışığız, biz hayatın en zor koşullarından geliyoruz ama siz bunları kaldıramazsınız. Çünkü geçmiş dönemde bizim dokunulmazlıklarımız kaldırıldığı zaman hepimiz dimdik buradaydık ama Refah Partisinden bir arkadaşımızın dokunulmazlığı kaldırıldığında dışlanmıştı, tek başına oradaydı. Yarın, bu, sizin başınıza da gelebilir. Demokrasi hepimiz için gereklidir. Bu vesileyle, Parlamento, bir an önce meslektaşlarına, hukuka, demokrasiye sahip çıkmalıdır. Ancak böylelikle kardeşlik sağlanır, ancak iç barışımızı böylelikle sağlayabiliriz. Gerisi uluslararası platformlarda gidip nutuk atmak… “Kürtçe üzerinde yasak yok, baskı yok.” diyorsanız o zaman ben şuradan size… “…” (*) Buyurun, bunun nasıl bir yasak olduğunu… Eğer içinize sindiriyorsanız afiyet olsun!

Teşekkür ediyorum. (DTP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Sakık.

Gündem dışı konuşmaya Adalet Bakanı Sayın Mehmet Ali Şahin cevap verecektir.

Buyurun Sayın Bakan. (AK Parti sıralarından alkışlar)

Süreniz yirmi dakikadır.

                                     

(*) Bu bölümlerde Hatip tarafından, Türkçe olmayan birtakım kelimeler ifade edildi.

 

ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) – Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Önce, gündem dışı konuşmayla Erzurum’un düşman işgalinden kurtuluşuyla ilgili bir değerlendirme yapan Erzurum Milletvekili arkadaşımız Muhyettin Aksak Bey’in burada dile getirdiği hususlara aynen katıldığımı ifade etmek istiyorum. Kurtuluş Savaşı’nda, gerçekten, ülkemizin düşman işgalinden kurtuluşu için, vatanımızın üstünde bağımsız olarak yaşamamızı temin etmek için kahramanlıklar göstermiş olan Erzurum halkına ben de minnetlerimi ve saygılarımı sunmayı konuşmamın başında bir görev biliyorum.

Huzurunuzda, biraz önce sizlerle düşüncelerini paylaşan Demokratik Toplum Partisi Muş Milletvekili arkadaşımız Sırrı Sakık Bey’in milletvekili dokunulmazlığıyla ilgili konuşması üzerinde bir değerlendirme yapmak için bulunuyorum.

Değerli arkadaşlarım, milletvekili dokunulmazlığı müessesesi, 1924 Anayasası’nın 17’nci maddesinde, 61 Anayasası’nın 79’uncu maddesinde ve hâlen yürürlükte bulunan 82 Anayasası’nın da 83’üncü maddesinde düzenlenmiştir. Aslında, parlamenter demokrasiye sahip olan tüm ülkelerde milletvekilleriyle ilgili bu tür muafiyetler söz konusudur. Aslında, bu tür muafiyetler, milletvekilinin şahsından ziyade, parlamentoya tanınmış olan bir haktır; parlamenterlerin Parlamentoda görevlerini çok sağlıklı şekilde yapmalarını temin için ortaya konmuş olan bir müessesidir. Anayasa’nın 83’üncü maddesi incelendiğinde, kürsü dokunulmazlığının birinci fıkrada ve yasama dokunulmazlığının da diğer fıkralarda düzenlendiğini görürsünüz. Milletvekilleri, şu kürsüde -yani sizler ve bizler- söylediğimiz sözlerden, ileri sürdüğümüz fikirlerden ve düşüncelerden dolayı herhangi bir takibata uğramayalım diye 83’üncü maddenin birinci fıkrası düzenlenmiştir.

Adalet Bakanlığı olarak, 83’üncü maddede düzenlenmiş olan milletvekili dokunulmazlığıyla ilgili uygulamaların, cumhuriyet savcılıklarımızca, Anayasa’nın 83’üncü maddesinin ruhuna ve özüne, gerekçesine uygun şekilde yerine getirilmesi konusunda zaman zaman genelgeler yayımlarız. En son genelge de 2006 yılında 20 Ocakta yayımlandı. İzin verirseniz bir iki cümlesini sizlerle paylaşmak istiyorum. Tüm cumhuriyet başsavcılıklarımıza gönderilmiş olan bu genelge aynen şöyledir: “Bazı yer cumhuriyet başsavcılıklarınca, suç işledikleri ihbar veya şikâyet edilen Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri hakkında soruşturma yapılmaksızın yalnızca ihbar veya şikâyeti kapsayan dilekçeler ya da yapılan soruşturma sonunda kamu davasını açmaya yeterli delil elde edilip edilmediği incelenip değerlendirilmeden, yahut deliller tam olarak toplanılmadan evrakın; Bakanlığa, kimi zaman da doğrudan doğruya Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına gönderildiği Bakanlığımıza intikal eden bilgilerden anlaşılmıştır.”

Bunu söyledikten sonra, bu genelge şu beş hususa dikkati çekmektedir. Bu beş hususu sizlerle değerlendirirken, aynı zamanda Sayın Sakık’ın gündeme getirdiği konuları da bir şekilde cevaplandırmış olacağım.

Bu genelge cumhuriyet başsavcılıklarımıza şu uyarılarda bulunuyor biraz önce ifade ettiğim kürsü dokunulmazlığıyla ilgili: “Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, bu arada Meclis üyesi olmayan bakanların da Meclis çalışmalarındaki oy ve sözlerinden, Mecliste ileri sürdükleri düşüncelerden, o oturumdaki Başkanlık Divanının teklifi üzerine Meclisçe başka bir karar alınmadıkça, bunları Meclis dışında tekrarlamak ve açığa vurmaktan mutlak olarak sorumlu tutulamayacakları göz önünde bulundurularak, bu tür eylemlerin takibine tevessül edilmemesi,” Adalet Bakanlığı diyor ki: “Bir milletvekili Meclis kürsüsünde konuşmuş, bununla ilgili herhangi bir işlem yapamazsınız. Çünkü milletvekili burada mutlak bir sorumsuzluğa tabidir. Buna riayet edin.” Bu genelgedeki ilk husus budur.

İkincisi: “Görevde bulunan veya görevinden ayrılan Başbakan ve bakanlar hakkında Bakanlar Kurulunun genel siyaseti veya Bakanlıkların görevleriyle ilgili olarak yapılan şikâyet ve ihbarların, ancak Anayasa’nın 100’üncü ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İç Tüzüğü’nün 107’nci maddelerine göre işleme tabi tutulacağı, bu gibi başvuruların belirtilen şartlar oluşmadan TBMM Başkanlığına intikal ettirileceğine dair yasal bir dayanak bulunmadığı ve Bakanlığımızca da yapılacak başkaca bir işlem olmadığı cihetle bu tür evrakın Bakanlığımıza gönderilmemesi,”

Yani, görevi esnasında bir suç işlediği iddia edilen başbakan veya bakanlarla ilgili de yetki ancak Anayasa’nın 100’üncü maddesine göre Türkiye Büyük Millet Meclisinindir. Soruşturma komisyonu kurulur ve gerekirse Anayasa Mahkemesine, Yüce Divana gönderilir. Bunun dışında, cumhuriyet başsavcılıklarının herhangi bir görevi yoktur, bununla ilgili de herhangi bir işlem yapmayacaksınız uyarısında bulunuyor.

Üçüncü olarak bu genelge: “Kişisel suç niteliğindeki iddialarda ise, Başbakan, bakanlar ve milletvekillerinin ifadesine başvurulmadan, –altını çiziyorum, ifadesine başvurulmadan- soruşturmanın bizzat cumhuriyet başsavcısı ya da cumhuriyet başsavcı vekili tarafından yapılarak…” Burası da önemlidir. Milletvekilleriyle ilgili yapılacak soruşturmaları her savcı yapmayacak, ya o yer cumhuriyet başsavcısı yapacak yahut da başsavcı vekili yapacak. Bu genelge, aynı zamanda, yaptığımız işin, daha doğrusu milletvekillerinin yaptığı işin önemine binaen bu sorumluluğu cumhuriyet başsavcılıklarına veya vekillerine vermektedir. “…leh ve aleyhte eksiksiz olarak toplanan deliller suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa, varsa maktul, mağdur, suçtan zarar gören kişi veya şikâyetçinin kimliği, yüklenen suçu, işleniş şeklini, delilleri ve suça temas eden kanun maddelerini de içerecek şekilde yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin olarak düzenlenecek fezlekeye bağlı evrakın, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulmak üzere Bakanlığımız Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne gönderilmesi,”

Demek ki kişisel olarak bir suç isnadı karşısında kalan milletvekiliyle ilgili de tüm deliller toplanacak eksiksiz olarak; ondan sonra, Adalet Bakanlığı kanalıyla bunu Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına göndereceksiniz diyor.

Şimdi dördüncü hususa geliyorum bu genelgede dile getirilen. Biraz önce, sanıyorum Sayın Sakık da bu hususla ilgili bir değerlendirme yaptı. “Ağır cezayı gerektiren suçüstü hâli ve seçimden önce soruşturmasına başlanılmış olmak kaydıyla Anayasa'nın 14'üncü maddesinde belirtilen durumlar sebebiyle soruşturmaya başlanıldığı takdirde, milletvekillerinin tutulmalarının, sorguya çekilmelerinin, tutuklanmalarının ve yargılanmalarının Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kararına bağlı olmadığının hatırdan çıkartılmayarak, keyfiyetin en süratli şekilde Türkiye Büyük Millet Meclisine ve Bakanlığımız Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne bildirilmesi, gereksiz yazışmalara ve gecikmelere sebebiyet verilmemesi,”

Değerli arkadaşlarım, biraz önce ifade ettiğim, Anayasa’nın 83’üncü maddesinin, izin verirseniz, ikinci fıkrasını okuyorum: “Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclisin kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz. Ağır cezayı gerektiren suçüstü hali ve seçimden önce soruşturmasına başlanılmış olmak kaydıyla Anayasanın 14 üncü maddesindeki durumlar bu hükmün dışındadır.”

Demek ki değerli arkadaşlarım, seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclisin kararı olmadıkça tutuklanamayacak -kural bu- sorguya çekilemeyecek, tutulamayacak ve yargılanamayacak.

Ancak, biraz önce okuduğum gibi, bunun iki tane istisnası var:

Bir tanesi, ağır cezalık bir suç işlenmiş olması ve suçüstü suçu işleyen milletvekilinin yakalanmış olması, yani eski tabirle -hukukçu arkadaşlarımız bilirler- cürmümeşhut hâlinde yakalanmış olması. Bu durumda “Meclisin kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz.” hükmü uygulanmıyor bu Anayasa’nın maddesine göre, genelge de zaten bunu hatırlatmış.

Bir istisna da şudur: Anayasa’nın 14’üncü maddesindeki durumlar da bu hükmün dışındadır. Nedir Anayasa’nın 14’üncü maddesi? Temel hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılmamasını düzenlemektedir: “Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, –kısaltarak okuyorum- Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz.” Peki, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozma, bir suç mudur? Suçsa ne suçudur?

Değerli milletvekili arkadaşlarım, bunun da cevabını 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 1’inci maddesinden çıkarıyoruz. Terörle Mücadele Kanunu’nun 1’inci maddesi, terörün tanımını yapmakta; sadece konuyla ilgili olan bölümü kısaltarak okuyorum: “Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünü bozmak amacıyla bir örgüte mensup kişi veya kişiler tarafından girişilecek her türlü suç teşkil eden eylemler terör tanımı içerisinde değerlendirilir.” Dolayısıyla, bu nitelikte suç işlediği iddia edilen milletvekilleriyle ilgili 83’üncü maddesinin ikinci fıkrasındaki ilk cümle “Meclisin kararı olmadıkça yargılanamaz, tutulamaz, sorguya çekilemez.” hükmü uygulanmamaktadır. Bunun geçmişte de tatbikatı olmuştur. Hatta ben merak ettim geçmişte Meclisin tatbikatı var mı diye. Mesela, 1935 yılında böyle bir uygulama olmuş.

SIRRI SAKIK (Muş) – O dönemde Terörle Mücadele Yasası vardı, değil mi?

ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) – Bu, cürmümeşhutla ilgili, yani suçüstü hâli ve ağır cezalık bir suç. Sinop milletvekili bir zatın -ismi de Recep Zühtü- bir yaralama sonucu bir kadının ölümüne neden olduğu için, milletvekilliği dokunulmazlığı kaldırılmadan yargılaması yapılmış.

Yine, benim de burada bulunduğum, sanıyorum 22’nci Dönem Parlamentosunda da böyle bir uygulamaya tanık olmuştuk. Yine bir milletvekili arkadaşımız, burada, maalesef, bir kargaşa anında hayatını kaybetmişti. Bir başka milletvekili arkadaşımız da bu olaydan sorumlu tutulmuştu. Dokunulmazlığı kaldırılmadan, onun hakkında da ağır cezada dava açılmıştı. Demek ki 14’üncü maddenin istisnalarıyla ilgili uygulama bizim parlamenter tarihimizde bulunmaktadır.

Şimdi, biraz önce Sayın Sakık’ın gündeme getirdiği konular, Anayasa’nın 14’üncü maddesinin ikinci fıkrasında ifade edilen “İstisnalar” kapsamına girmektedir. Seçimden önce işlenmiş ve 14’üncü madde kapsamına girmiş bazı suçlar nedeniyle, bazı milletvekilleriyle ilgili yargılamaları, cumhuriyet başsavcılıkları, eğer dava açılmışsa, mahkemeler devam ettirmektedirler. Bunun, Anayasa’ya, Meclis İç Tüzük’üne ve biraz önce sizlere okuduğum Adalet Bakanlığının tüm cumhuriyet başsavcılıklarına gönderdiği fezlekeye baktığımızda, yasalara aykırı bir uygulama olmadığı kanaatindeyim.

Şimdi, burada -aslında elimde liste de var- bu fasılda değerlendireceğimiz, yani bu kapsamda değerlendirebileceğimiz, milletvekili arkadaşlarımızın hakkında hangi iddialarla fezleke düzenlenmiş veya 14’üncü madde kapsamında değerlendirilmiş; herhangi bir polemiğe girmemek için, o dosyalarla ilgili ve yargıda da bulunduğu için bir değerlendirme yapma ihtiyacını duymuyorum. Ancak biraz önce Sayın Sakık şöyle bir değerlendirmede bulundu, dediler ki: “Ben bir yerde Kürtçe su istemiştim, bu nedenle hakkımda bir fezleke düzenlendi.” Bende, Sayın Sakık’ın buraya gönderilen fezlekeleriyle ilgili dosyalarının özeti var, bir baktım, Sayın Sakık, 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun’a muhalefetten dolayı dosyanız sizin. 23’üncü Dönem milletvekili seçimleri esnasında Muş’ta tüm bağımsız adaylar… Duvar ilanı, bayrak, flama gibi propaganda araçlarının kullanımında uygulanacak yer, güzergâh ve noktalar ayrı ayrı usulüne uygun biçimde tespit olunmasına rağmen, adı geçenin bu karara aykırı şekilde hareket ettiğinden, 298 sayılı Yasa’ya aykırılıktan dolayı fezleke düzenlenmiş. Bir tane daha var sizin hakkınızda, yine, o da 298 Dolayısıyla sizinle ilgili gelen fezlekeler, benim önümdeki listeye göre, kendi ana lisanınızla su istediğiniz için değil, 298 sayılı Yasa’ya muhalefetten dolayı buraya fezleke gönderildiği anlaşılıyor. Ancak biraz önce bir ifadede bulundunuz, bu doğrusu beni birazcık rahatsız etti, şu cümleyi kullandınız, “Kürt coğrafyası.” dediniz. Bu, değişik yorumlara sebep olacak bir cümledir. 783 bin kilometrekarelik bu alan Türkiye Cumhuriyeti devleti alanıdır ve coğrafyasıdır. (AK Parti sıralarından alkışlar) Hepimiz de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyız ve dolayısıyla bu tür tabirler…

SIRRI SAKIK (Muş) – Sayın Başbakan “75 Kürt milletvekili.” derken neyi kastediyordu?

ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) – …son derece yanlış tabirlerdir ve üstelik bizim günlük hayatımızda herkes ana lisanını konuşabilmektedir.

SIRRI SAKIK (Muş) – Savcıları göreve davet etti Sayın Bakan. Kapalı kapılar ardında öyle konuşmuyorsunuz!

ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) – Günlük hayatımızda ana lisanını kullanmayı yasaklayan herhangi bir yasak da söz konusu değildir.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Nasıl birinci parti oldunuz biliyoruz Doğu, Güneydoğu’da!

BAŞKAN – Lütfen dinler misiniz sayın milletvekilleri.

ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) – Sayın Başkanım, endişe etmeyiniz ben polemik içerisine girmem.

BAŞKAN – Siz Genel Kurula hitap edin Sayın Bakan.

ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) – Özetle ifade etmek istediğim şudur: Şu anda cumhuriyet başsavcılıkları bir işlem yapıyorsa Anayasa’nın 83’üncü maddesinde ölçüleri konmuş olan o sınırlar içerisinde işlem yapmaktadırlar. Adalet Bakanlığı olarak da biz, biraz önce ifade ettiğim genelgeyle, cumhuriyet başsavcılıklarının nelere dikkat etmeleri gerektiği, nasıl hareket etmeleri gerektiği konusunda kendilerine uyarıcı anlamda, yol gösterici anlamda genelgelerle ışık tutmaya çalışıyoruz. İhtiyaç olursa, önümüzdeki dönemde de bu dönemde de eğer farklı ve yanlış uygulamalar görürsek bunları düzeltici adımları Adalet Bakanlığı olarak yaparız. Ama sözlerimin sonunda şunu ifade etmek istiyorum ki: Bu ülke insanının kendilerini temsilen seçerek buraya gönderdiği milletvekilleri olarak, Türkiye’de, başta Anayasa olmak üzere, kanunlarımıza tabii ki uyma konusunda herkesten daha çok hassas davranmalıyız. Yasaları ihlal edici birtakım iddialar hakkımızda olmamalı, olmamalıdır. O bakımdan, ben milletvekilleriyle ilgili fezlekelerin Meclise çokça gelmiş olmasından dolayı da üzüntü duyduğumu ifade etmek istiyorum.

SIRRI SAKIK (Muş) – Ama, aynı uygulama içerisinde olan diğerleri hakkında işlem yapılmıyor diyoruz.

ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) – Sorumluluk mevkisindeki kişilerin, Türkiye Büyük Millet Meclisinde görev yapan kişilerin, ülkenin birliği, beraberliği, bütünlüğü konusunda herkesten daha çok hassas davranmaları gerektiği hususunu huzurunuzda ifade ediyor ve hepinize saygılarımı sunuyorum efendim. (AK Parti sıralarından alkışlar)

SIRRI SAKIK (Muş) – Ülke birliği ve bütünlüğüyle ne alakası var Sayın Bakan?

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Bakan.

Gündem dışı üçüncü söz “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” münasebetiyle kadınlarımızın sorunları hakkında söz isteyen İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaş’a aittir.

Buyurun Sayın Ağırbaş (DSP sıralarından alkışlar)

3.- İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaş’ın, Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla kadınlarımızın sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması ve Devlet Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı

AYŞE JALE AĞIRBAŞ (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” sebebiyle emekçi kadınlarımızın sorunlarına ilişkin gündem dışı söz almış bulunuyorum. Konuşmama başlamadan önce yüce heyetinizi şahsım ve Demokratik Sol Parti adına saygıyla selamlıyorum.

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, çalışan kadınların mücadelesini simgeleyen büyük öneme sahip bir gündür. Günümüzde Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün tarihsel önemi ve anlamının içi boşaltılmaktadır.

Kapitalist sömürüye ve eşitsizliklere karşı tepki olan 8 Mart, kadınlara resmî kutlama mesajları gönderilen bir gün “Sevgililer Günü” gibi bir hoşluğa dönüşmüştür. Bunun üzüntüsünü derinden hissetmekteyim. Oysa 8 Mart, kadınların insanca yaşam için isyanının tarihidir. Bugün bu isyanın bir örneği de Tekelde çalışan emekçi kadınlarımız tarafından verilmektedir.

Cumartesi günü, Kartal Cevizli fabrikasında çalışan Tekel işçilerini ziyaret ettim. Oradaki emekçilerin, özellikle kadın emekçilerin feryadı içimi dağladı. Ailesiyle fabrikada eylem yapan, çocuklarıyla fabrikaya kapanan kadınlarımız 8 Mart Dünya Kadınlar Gününe büyük bir umutsuzluk ve karamsarlık içerisinde girdiler.

Sayın milletvekilleri, 22 Kasım genel seçimlerinden hemen sonra İktidar, 57’nci Hükûmetin çıkardığı bir yasayı askıya alarak ilk icraatını yapmıştı. Hangi yasa mıydı? Hani, rahmetli Ecevit’in gece sabaha kadar Hükûmet sıralarında oturarak çıkmasını sağladığı İş Güvencesi Yasası’ydı. Çalışma yaşamımızda bugün İş Güvencesi Yasası yoktur. Şayet o yasa yürürlüğe girseydi, bugün, Kartal Cevizli’deki bu dram yaşanmamış olacaktı. Bu haklı eylemlerinde daima Tekel işçilerinin yanında olacağımı ifade etmek istiyorum.

Özelleştirme sonucunda, çalışan erkek ve kadın emekçilerin sahip oldukları hakları ellerinden alınmakta, 4/C maddesine göre daha düşük ücretlerle ve sözleşmeli olarak çalıştırılmak istenmektedirler.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizde 15-19 yaş grubundaki genç kızların yüzde 47,5’i; 20-24 yaş grubundakilerin yüzde 58,3’ü; 25-29 yaş grubundakilerin yüzde 65,8’i ne öğrenim görmekte ne de çalışmaktadır.

Kadınların iş gücüne katılma oranı 2002 yılında yüzde 26,9’ken, 2007 yılında bu oran 23,4’e gerilemiştir. Son bir yılda 237 bin kadın iş gücü piyasasından çıkarak evine çekilmiştir.

Çalışan kadınların ortalama ücretleri erkeklerinkinden düşüktür. Diğer taraftan, Türkiye, Avrupa ülkeleri arasında “en az kadın sendikalının bulunduğu ülke” konumundadır. Ülke nüfusunun yarısını oluşturan kadınlar siyasal katılımın dışına itilmekte, kamu yönetimlerinden dışlanmakta, söz hakları kısıtlanmakta, emekleri sömürülmektedir.

Kadınlar kayıt dışı işlerde, ücretlerin düşüklüğü, sosyal güvencenin olmaması, örgütsüzlük ve denetlenme eksikliği gibi nedenlerden dolayı çalışsalar bile yoksulluktan kurtulamamaktadırlar. Doğum ya da çocuk bakımı gibi nedenlerden işten ayrılan kadınlar yeniden iş bulmakta zorlanmakta ya da aynı nitelikteki işlere girememektedirler.

Demokrasinin kökleşmesi, kadınların siyasette, okulda, çalışma hayatında, kısacası yaşamın her alanında söz ve karar sahibi olmasından geçmektedir. Nitekim bu bilinç içerisinde, kadın haklarına büyük önem veren Demokratik Sol Partinin ortaklığındaki 55’inci Hükûmet döneminde tüm engellemelere rağmen çıkardığımız sekiz yıllık ilköğretimle kız çocukları arasında eğitim düzeyinin yükselmesinin yolu açılmıştır.

Yine 57’nci Hükûmet döneminde çıkardığımız Medeni Yasa ile Türkiye’de kadın - erkek eşitliği çok ileri ölçülere varmıştır.

Türkiye’yi her alanda bir kaosa ve karanlığa sürükleyen iktidarın sahip olduğu zihniyet, yönetim anlayışı, kadınlarımızın eğitim olanaklarından çağdaş yaşama katılımlarına ve ülke yönetiminde yer almalarına engel olabilecek uygulamalarla doludur. Özellikle sosyal güvenlik sistemini çökertecek, çalışma yaşamında barış ve esenliği tahrip edecek olan sözde reform tasarısı ile kadınlarımızın bu alanda hak ve kazanımları yok edilecektir. 16 milyon 500 bin ev kadını sosyal güvenlik kapsamı dışında bırakılacaktır. Emeklilik yaşı kadın sigortalıda altmış beşe yükseltilecektir. Kadınların yüksek oranda istihdam edildiği mesleklerde fiilî hizmet zammı kaldırılacak, doğum yapan sigortalılara öngörülen altı ay emzirme yardımı bir aya düşürülecek…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun Sayın Ağırbaş.

AYŞE JALE AĞIRBAŞ (Devamla) –Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Hükûmet kadınları eve hapsetmek istemektedir. Şunu ifade etmek isterim ki, kadınları eve hapsetmek hem kadını hem de Türkiye’yi geri götürür. Demokrasinin olmazsa olmaz şartlarından biri, o ülkedeki kadınların özgür olması, çalışma yaşamına ve yönetim mekanizmalarına katılabilmesidir.

Kadınların çalışma hayatına katılımı, güvenceli işlere sahip olması, kariyer yapabilmesi ve yönetici konumuna gelmesinin önündeki engellerin ortadan kaldırılması dileğiyle, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutlar, Genel Kurulu saygıyla selamlarım. (DSP, CHP ve MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Ağırbaş.

Gündem dışı konuşmaya Devlet Bakanı Sayın Nimet Çubukçu cevap verecektir.

Buyurun Sayın Çubukçu. (AK Parti sıralarından alkışlar)

DEVLET BAKANI NİMET ÇUBUKÇU (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; uluslararası platformda kadın haklarını 1977 yılında anma günü olarak kabul eden Birleşmiş Milletlerin bu kararından sonra 8 Mart, Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmaya başlanmıştır ve bu kabulün altında yatan belki de en önemli nedenlerden birisi… Sosyal gelişimin, temel insan haklarının geçerli olabilmesi, her şeyden önce kadın ve erkek arasında cinsiyet eşitliğinin sağlanması, toplumsal yaşama tam ve eşit katılımlarının sağlanması, bu konuda bilinç ve farkındalık yaratılması ve bu hakların tanımlanmasıyla mümkündür.

Her şeyden önce, bütün ülkeler toplumsal cinsiyet eşitliği bilincine ve duyarlılığına ulaştığında, gerçekten o toplumun tam anlamıyla ve gerçek bir demokrasiye ulaşacağının da kabulü evrensel bir gerçekliktir. Çağdaş bir toplum ancak bilgi düzeyi yüksek, başkalarının haklarına saygı gösteren kadın ve erkeklerden oluşan bireylerle yaşatılabilir.

Bütün insan hakları belgelerinde ve uluslararası sözleşmelerde tanımlanan kadın hakları, bunun karşılığında cinsiyet ayrımcılığı reddedilmiş olmasına rağmen, tüm dünyada hâlâ daha kadınlara yönelik cinsiyet ayrımcılığının sürdüğünü, kadın ve erkeklerin eşit fırsatlardan yararlanamadığını, dünyada üretilen değerlerin, gayrimenkullerin yüzde 99’una sahipken erkekler, sadece, gayrimenkullerin ve üretilen değerlerin çok düşük bir oranına sahip olan kadınlar, yoksulluğun ve eşitsizliğin, olanaksızlığın doğurduğu sonuçlardan çok daha fazla pay almaktadırlar.

Dolayısıyla temel insan hakları belgelerinde de yerini bulan ve insan haklarının vazgeçilmez bir parçası sayılan kadın hakları, dolayısıyla toplumların gelişmesi ve demokratikleşmesi için çok önemli, olmazsa olmaz koşullardan birisidir.

Uluslararası platformda, son yirmi beş yılda, dört tane büyük kadın konferansının Birleşmiş Milletler çatısı altında gerçekleştirilmiş olması ve kadınları eşitlik ve barış temelinde ortak ülkülerde birleştirmiş olması, aynı zamanda bütün ülkelere ulusal mekanizmalar kurmak suretiyle bu sorunların çözümü yolunda adım atmaları istenmiştir.

Bildiğiniz gibi, Türkiye, Birleşmiş Milletler Kadınlara Yönelik Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’ne ilk imza koyan ülkelerden biri olup bu konudaki tüm çekincelerini de kaldırmıştır. Dolayısıyla CEDAW sözleşmesi doğrultusundaki yükümlülüklerimiz bir yana, bu yükümlülüklerini yerine getirme konusunda da son derece gayretli ve önemli çalışmalar yapıyoruz.

Şöyle ki: Her şeyden önce, CEDAW’ın bir yükümlülüğü olarak kabul ettiğimiz yasalarımızda kadın-erkek eşitliğini sağlayacak düzenlemelerin oluşturulması ve bunun evrensel mekanizmalarla uyumlu hâle getirilmesi ki, dönemimizde, son beş yıllık dönemde Anayasa’nın 10’uncu maddesinden başlayarak Anayasa’nın 90’ıncı maddesindeki değişiklikler, Türk Ceza Kanunu’ndaki değişiklikler, İş Kanunu’ndaki değişiklikler ve Ailenin Korunmasına Dair Kanun olmak üzere çok sayıda yasal değişiklik bu dönemde gerçekleştirildi.

Gerçekten, konuşmamda da yer vereceğim, çünkü önemsiyorum, geçtiğimiz dönemde de gerçekleştirilen Medenî Kanun değişikliğini son derece önemsiyorum. Bu değişikliklerin sadece bir dönemle sınırlı olmadığını… Gerçekten istenmiş olmasına rağmen, önemli bir gayret sarf edilmiş olmasına rağmen, bütün bu düzenlemelerin de bizim dönemimizde gerçekleştirilmiş olması AK Partinin bu alanda sorumlu bir Bakanı olarak bana doğrusu gurur veriyor. İsterdim ki, burada söz alan Sayın Milletvekilimiz de bu dönemde gerçekleştirilenleri de bu anlamda söylesin. Çünkü bizim her şeyden önce görevimiz… Bu Parlamentodaki kadınların, kadın haklarının hangi noktaya geldiğini ve bu ülkenin kadınlarının hakları alanında ne tür iyileştirmeler yapıldığını her şeyden önce kadınlarımız bilmeli. Çünkü kadın hakları da diğer bütün insan hakları gibi toplum tarafından bilinmesi ve talep edilmesi durumunda çok hızla yaygınlaşacaktır. Gerçekten, bu dönemden önce, cumhuriyetin kuruluşuyla birlikte, kadınlar için belki de en önemli haklar, toplumun eşit bireyi olarak kabulü döneminden sonra belki de ilk kez ve çok kapsamlı değişiklikler bizim dönemimizde gerçekleştirildi. Özellikle 1926 yılında Medenî Kanun’un kabulü, 1934 yılında kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesi, ülkemiz için birçok ülke karşılaştırmasında çok daha öne çıkmamıza yol açıyor.

Toplumsal gelişmeler de aynı hızla olsaydı eğer, bugün bu yasal değişikliklerin tekrar tekrar altını çizme gereğini duymazdık. Özellikle az önce söylediğim gibi, hakların gerçekleşmesi, tam anlamıyla karşılık bulabilmesi, bu hakların tanımlanmasından ziyade tanınması, bilinmesiyle çok doğru orantılıdır. Dolayısıyla bu ülkenin belki de en büyük problemi, yasalarca gerçekleştirilen bu önemli reform niteliğindeki değişikliklerin hayatımıza geçirilmesi ve uygulanması. Belki de en büyük problemimiz bu. Biliyoruz ki, yasal değişiklikler, eğer toplumda bir irade oluşmuşsa Parlamentoya yansıyan bu irade en önemli yasal değişiklikleri bile Mecliste çok hızlı bir şekilde gerçekleştirebiliriz. Nitekim, bu söylediğim değişiklikler Mecliste herhangi bir ihtilafa konu olmadan çok hızlı bir şekilde gerçekleşti. Fakat yasal değişikliklerin gerçekleştirilmesi kadar, hızlı bir şekilde yasaların hayata geçirilmesi mümkün olmuyor ve gerçekten bu sadece Türkiye’de değil, dünyanın her yerinde olumsuz gelenekleri ve yanlış anlayışları değiştirmek, yasaları değiştirmekten çok daha zor.

Biliyoruz ki, kadın-erkek eşitliğinin gerçek anlamda yasal düzeyde, en ileri ülkelerle eşit düzeyde sağlandığı ülkemizde “Yasaları çıkardık, ne yapalım, bu bir süre sonra kendiliğinden benimsenir.” gibi bir anlayışı da uygulamaya koymadık. Tam tersine, çıkardığımız tüm yasaların uygulama yönetmelikleriyle birlikte uygulanması konusunda, başta kamu otoriteleri olmak üzere, halkın bilinçlendirilmesine yönelik çok sayıda kampanya yaptık. Bugün, kız çocuklarının okullaşmasına yönelik olarak “Haydi Kızlar Okula” kampanyası, toplumun tüm kesimleri tarafından bilinen ve bu konuda çok yüksek düzeyde bir duyarlılık geliştirmiştir.

Bunun yanı sıra, yine kadına yönelik şiddetin önlenmesi konusunda, bilinç oluşturulması konusunda “Kadına Yönelik Şiddete Son” başlığıyla yürüttüğümüz kampanya da yine toplumun birçok kesimi tarafından geniş bir şekilde anlaşılmıştır.

Yine, çıkartılan tüm yasaların aynı zamanda kamu görevlileri tarafından anlaşılması, öğrenilmesi için ve uygulamadaki aksaklıkların giderilmesi için, başta emniyet görevlilerimiz olmak üzere, sağlık görevlilerimiz, din görevlilerimiz hepsiyle birlikte, bütün bu eşit imkân ve eşit şartların gerçekleşmesi için topyekûn bir mücadele veriyoruz. Özellikle kız çocukların eğitim düzeyinin yükseldiği ve 2010 yılına kadar hedefimiz olan kız çocukların okullaşma oranını yüzde 100’e ulaştırma konusunda, son derece başarılı bir şekilde, kız çocukların okullaşmasına destek kampanyası çerçevesinde, kız çocuklarımız okullara kazandırılmıştır.

Bugün, özellikle eğitim görme konusunda maddi olanaksızlıklar nedeniyle okullara gönderilmeyen çocuklarla ilgili uygulanan ve Sosyal Riski Azaltma Projesi çerçevesinde yürütülen şartlı nakit transferinden -kız çocuklarına ödenen ücret ki, daha fazla biliyorsunuz- bugüne kadar 1.757.187 çocuğumuz yararlanmıştır.

Bu çalışmaların belki de en önemli hedefi, eğitim kalitesinin artırılmasıyla birlikte, kadın okuryazarlık oranının yükseltilmesi ve yaygın eğitim programlarıyla yeniden gözden geçirilmesidir.

Bir taraftan kadınlarımızın ve kız çocuklarımızın okul hayatlarının daha da uzatılmasına yönelik olarak çaba gösterirken, diğer taraftan da kadınların iş gücüne katılımı ve toplumsal hayata katılımının olmazsa olmazı kabul ettiğimiz düzenlemelerdir ki, bugün hepinizin de bildiği gibi, iş yasalarımızda, kadınların erkeklerle iş gücüne katılımında herhangi bir olumsuz ayrımcılığa yol açacak bir düzenleme olmadığı gibi, cinsiyet eşitliğini gözetmek konusunda da bir Başbakanlık genelgesi mevcuttur. Ülkemizdeki kadınların iş gücüne katılımı ve istihdam oranlarının artırılmasına yönelik olarak da yürütülen projelerin, her şeyden önce iş gücüne katılım oranları arasındaki dengesizliğin giderilmesine katkı sağlayacağına inanıyoruz.

Benden önce bu konuda söz alıp konuşan Sayın Milletvekilimize göre, 2003 yılından bu yana kadın istihdamında bir düşüş var. Evet, kadın istihdamında bir düşüş var ama bu rakam son on yılın rakamıdır ve son on yılı beş yıla böldüğümüz zaman, yüzde 39’dan yüzde 27’ye düşmüştür. Yani bir önceki dönem beş yıllık periyoda baktığınız zaman yaklaşık yüzde 12’lik bir kadın istihdamı düşüşü vardır. Dönemimizde yüzde 27’yle başlayan kadın istihdamındaki düşüşte, son beş yılda yüzde 3 oranında bir düşüştür. Kaldı ki, kadınların istihdamdan uzaklaşmasını sağlayacak veya kadınların istihdama katılımını engelleyecek bir düzenleme yapılmadığı gibi, az önce de söylediğim gibi, başta iş yasaları, doğum öncesi ve doğum sonrası izinleriyle birlikte sayısız olumlu, pozitif düzenleme yapılmıştır.

Bugün, bir taraftan kadınların yoksulluğunun azaltılması için mikro kredi uygulamalarıyla desteklediğimiz, il özel idaresi kaynaklarıyla uyguladığımız projeler, diğer taraftan eğitim gören ve bir taraftan girişimci olmaya çalışan kadınlara yönelik destek projelerimizin yanı sıra gerçekten en önemli çalışmalarımızı… 2008 yılını istihdam yılı ilan ediyoruz -kadınlarla ilgili- ve bu alandaki çalışmalarla, mücadeleyle geçireceğiz.

Bilindiği gibi, ülkemizde eğitim olanaklarından yararlanan üniversite mezunu kadınların istihdama katılımı Avrupa Birliği üyesi ülkelerin çoğundan ileri. Genellikle, sermayeye ulaşamayan, herhangi bir nakdî birikimi olmayan, eğitimi olmayan kadının istihdama katılımı da bir hayli güçlükler arz ediyor. Öncelikle, az önce söylediğim gibi, temel sorun olan eğitim ve kadınların eğitilerek bir şekilde istihdama katılımının önündeki engellerin kaldırılmasına çalışıyoruz. Her şeyden önce, şu anda kadınların aleyhine bir düzenleme gerçekleştirilmediği gibi bunun böyle olduğunu iddia etmek de her şeyden önce haksızlık olur diye düşünüyorum.

Bugün, Türk kadını profesyonel mesleklerde bir çok Avrupalı hemcinslerinden çok ileri olmakla birlikte seçme-seçilme hakkının verilmiş olduğu 1934 yılından bu yana ilk kez bu dönemde Parlamentoda bir sıçrama yapılmış ve 50 kadın milletvekili Parlamentoya girmiştir. Bunu tabii ki yeterli görmüyoruz. Önümüzdeki dönemlerde artmasını da temenni ediyoruz ama bugün sağlanan sıçramanın da önemli bir başarı olduğunun altını çizmek istiyorum.

Daha önce bahsettiğim gibi, kadın-erkek eşitliğini sağlamanın ve yasal alanda kaydedilen gelişmeleri önemsemekle birlikte bunun tek başına yeterli olmadığını, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de olumsuz yargıların kadın-erkek eşitliğinin sağlanmasının önünde son derece önemli bir engel olduğunu biliyoruz ve bu konudaki mücadeleye yönelik olarak da toplumsal bir zihniyet dönüşümünün paylaşılması gerekmektedir. Buna yönelik olarak da öncelikle eğitim kurumlarını başta almak üzere bir zihniyet değişimi ve dönüşümü çabasını da başlattık.

Daha önce burada defaatle dile getirdiğim gibi, kadınların toplumsal fırsatlardan, eşit olanaklardan yararlanmaları konusunda yaptığımız mücadeleler, bir taraftan da Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletlerle yürüttüğümüz projelerle sürüyor ve Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği forumlarından yararlanmak üzere yürüttüğümüz projelerin en önemlisi Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Güçlendirilmesi Projesi’dir ki, bu projenin alt bileşenlerinden birisi de kadına yönelik şiddetle mücadeledir. Her iki projede yerel yönetimler, kamu kurum ve kuruluşlarıyla birlikte sivil toplum kuruluşlarına yönelik hizmet modelleri gibi çok geniş alanları da kapsamaktadır.

Bu alanda, her şeyden önce kadınlara yönelik alanlarda göstergelerin iyileşmesi ve bu göstergelerin iyileşmesiyle birlikte toplumumuzun gerçekten demokrasi ve kalkınma alanında önemli hamleler yapması gerektiğinin farkındayız ve gerçekten kadınların tam ve eşit olarak katılmadığı bir toplumun gerçek anlamda demokrasi ve kalkınma olanağını yakalayamayacağının da bilincindeyiz.

Bu nedenle, her şeyden önce bu konuda özellikle, tüm taraflara çok önemli bir sorumluluk düşüyor ve Hükûmet olarak biz kadınlarımızı toplumsal yaşamın tüm alanlarında güçlü kılmak üzere iş birliği yaptığımız ve yürüttüğümüz çalışmaların çok daha iyi bir noktaya geleceği konusunda hiç kimsenin kuşkusu olmamalıdır.

YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) – Ne lüzumu var, evde oturup çocuk baksınlar!

DEVLET BAKANI NİMET ÇUBUKÇU (Devamla) – Sözlerimi burada tamamlarken kadın ve erkeğin eşit bireyler olarak paylaştıkları bu dünyada herkesin 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü en içten şekilde kutlar, sayın heyeti saygıyla selamlarım. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Bakanım.

Sayın milletvekilleri, gündem dışı konuşmalar tamamlanmıştır.

Gündeme geçiyoruz.

Devlet Bakanı Sayın Mehmet Şimşek, gündemin “Sözlü Sorular” kısmının 1 ve 70’inci sıralarındaki soruları birlikte cevaplandırmak istemişlerdir.

Sayın Bakanın bu istemini sırası geldiğinde yerine getireceğim.

Ulaştırma Bakanı Sayın Binali Yıldırım, gündemin “Sözlü Sorular” kısmının 2, 15, 19, 20, 21, 24, 29, 34, 38, 44, 46, 53, 69, 80, 101, 103, 138, 147 ve 177’nci sıralarındaki soruları birlikte cevaplandırmak istemişlerdir.

Sayın Bakanın bu istemini sırası geldiğinde yerine getireceğim.

Sayın milletvekilleri, Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır.

Kanun tasarısının geri alınmasına dair bir tezkere vardır, okutuyorum:

IV.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) TEZKERELER

1.- Yenilendiği bildirilen (1/1286) esas numaralı Dernekler Kanunu, Türk Medeni Kanunu ve İçişleri Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın geri gönderilmesine ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/359)

                                                                                                                 6/3/2008

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi: 29/11/2007 tarihli ve B.02.0.KKG/196-279/4638 sayılı yazımız.

İlgide kayıtlı yazımız ile yenilendiği bildirilen 1/1286 esas numaralı “Dernekler Kanunu, Türk Medeni Kanunu ve İçişleri Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”nın Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 75 inci maddesine göre geri gönderilmesini arz ederim.

                                                                                                      Recep Tayyip Erdoğan

                                                                                                                Başbakan

BAŞKAN – İçişleri Komisyonunda bulunan tasarı geri verilmiştir.

Meclis araştırması açılmasına ilişkin, üç genel görüşme açılmasına ilişkin önerge vardır.

Önergeleri okutuyorum:

B) MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ

1.- İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel ve 19 milletvekilinin, İstanbul’daki kayıt dışı istihdam, taşeronlaşma ve iş güvenliği sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/144)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

“İstanbul’da Kayıt dışı işçilik ve taşeronlaşma” konusunun Anayasamızın 98., İçtüzüğün 104. ve 105. maddeleri gereğince araştırılması için bir Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasını arz ve teklif ederiz.

Saygılarımızla.

1) Sebahat Tuncel                           (İstanbul)

2) Ahmet Türk                                (Mardin)

3) Selahattin Demirtaş                    (Diyarbakır)

4) Fatma Kurtulan                          (Van)

5) Emine Ayna                               (Mardin)

6) Ayla Akat Ata                            (Batman)

7) Mehmet Nezir Karabaş              (Bitlis)

8) Bengi Yıldız                               (Batman)

9) Sırrı Sakık                                  (Muş)

10) M. Nuri Yaman                        (Muş)

11) Özdal Üçer                               (Van)

12) Aysel Tuğluk                           (Diyarbakır)

13) Pervin Buldan                          (Iğdır)

14) Gültan Kışanak                        (Diyarbakır)

15) Akın Birdal                              (Diyarbakır)

16) İbrahim Binici                          (Şanlıurfa)

17) Hasip Kaplan                           (Şırnak)

18) Sevahir Bayındır                      (Şırnak)

19) Şerafettin Halis                         (Tunceli)

20) Osman Özçelik                         (Siirt)

Gerekçe:

Türkiye İstatistik Kurumu'nun son verilerine göre Türkiye'de 10 milyon 700 bin kişi, yani toplam çalışan nüfusun yaklaşık yarısı kayıt dışı olarak istihdam edilmektedir. Sanayileşme, hızlı ve plansız kentleşmenin bir sonucu olarak ortaya çıkmış bulunan kayıt dışı ekonomi, İstanbul' un şehir hatları vapurlarında, banliyö trenlerinde işportacılık yapanlardan, otomobil tamircilerinde ve deri tabaklama atölyelerinde kaçak çalışan çocuk yaşta çıraklara, sokak satıcılarına kadar pek çok alanında mevcut bulunmaktadır. İstanbul'daki sigortasız işçi sayısının %70'lerde olduğu tahmin edilmektedir. Yüksek maliyet ve ucuz işgücü ile özellikle gıda, deri, tekstil, metal ve kimya sektöründe üretim yapan işyerleri ruhsatsız ve denetim olmadan çalışmaktadır. Bugün İstanbul'daki konfeksiyon atölyelerinde çocuk ve kadın yaklaşık 700 bin işçi sigortasız ve sağlıksız koşullarda çalışıyor.

Bilindiği üzere, İstanbul "merdiven altı" olarak tabir edilen binlerce işyeri tarafından sarılmış durumdadır. İstanbul'un her iki yakasındaki yüz binlerce atölyedeki milyonlarca işçinin sağlıksız koşullarda kayıt dışı olarak çalıştırıldığı bir gerçektir. Öte yandan zor koşullar altında üretim yapan küçük işyeri sahipleri de işe aldıkları işçilerin sigorta primlerini ödeyemeyeceklerini belirtmektedir. Kentleşen işgücüne üretken iş sağlamada yetersiz kalınması, düzenleyici yasalar ve idari yüklerden kaynaklanan sıkıntılar ve işgücü piyasasına ilişkin mevzuatın eksikliği ve sayıca çok fazla olan küçük işletmelerin denetimi zorlaştırması gibi nedenlerle kayıt dışı istihdam ülkemizde belirleyici bir olgu olmaya devam etmektedir. Kayıt dışı ve düzensiz istihdam konusu pek çok örnekte etnik ve toplumsal cinsiyete dayalı bir işbölümünü de beraberinde getirmektedir. İstanbul'da işportacılık, tekstil gibi sektörlerde Anadolu'nun birçok yerinden göç etmek zorunda kalmış yurttaşlarımız, kadınlar ve çocuklar kaçak olarak asgari ücretin altında ücretlerle çalışmakta, istenildiği zaman işten çıkarılmaktadır.

Öte yandan, işverenin bizzat ürettiği ürünün belli parçalarını fabrika dışında alt sözleşme ile başka bir birime devretmesi, üretim sürecinde daha hantal ve daha maliyetli aşamaların mekansal olarak başka birimlerce yapılmasını olanaklı kılan taşeronlaşma ilişkileri de kayıt dışı ve düzensiz istihdam olgusunda önemli bir pay sahibidir. Bu durum, iş sözleşmesinin tanziminde işçilerin herhangi bir hakkının bulunmaması, işçilerin sendikalaşmaya gittikleri takdirde taşeron işveren tarafından işlerine son verilmesi, kadrolu işçilerle aynı işi yapan taşeron işçilerin farklı ücret ve çalışma koşullarına tabi tutularak ayrımcılığa uğraması, normal çalışma süreleri ve günlerinin dışında yapılan işlerde fazla mesai ücretinden yoksun bırakılması gibi uygulamaları da yaygınlaştırmıştır. Ayrıca 2005 yılında Bursa'da kadın işçilerin yanarak can vermesi, Davutpaşa'daki maytap atölyesinde yaşanan patlamada kaybettiğimiz yurttaşlarımız ve Tuzla tersanelerinde hâlen devam eden işçi ölümleri gibi acı örneklerini bildiğimiz iş kazalarında iş sağlığı ve işçi güvenliği konularını düşük maliyetle üretim yapabilmek adına göz ardı eden taşeron veya ruhsatsız iş yerlerinin sorumluluğu büyüktür.

Kayıt dışı ekonominin yapısını analiz etmek, bu konuya yönelik politikalar geliştirmek isteyen yerel siyasetçiler, kent planlamacıları ve ilgili kurumlara önemli veriler sağlaması açısından konuyla ilgilenen araştırmacıların desteğinin alınması, yine bu çerçevede ilgili üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği ortamının yaratılması gerekmektedir.Yine kayıt dışı istihdam ve taşeronlaşma olgusu çalışan bireylerin sosyal güvenlik hakkını ortadan kaldıran, hatta kimi zaman yaşamlarını tehdit eden bir boyuta ulaşmış durumdadır.

Sonuç olarak, bu konu devletin, iş dünyasının, üniversite ve sivil toplum kuruluşlarının el ele vererek çözmesi gereken bir olgu olarak karşımızda durmaktadır. Bu hususta Meclisimizin de üstüne büyük sorumluluk düşmektedir. Meclisin bu sorumluluğu yerine getirebilmesi için TBMM bünyesinde bir Araştırma Komisyonu kurulması öneriyoruz.

2.- Van Milletvekili Fatma Kurtulan ve 19 milletvekilinin, Kahramanmaraş’ta Narlı Ovası’na kurulması planlanan katı atık depolama tesisinin çevreye etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/145)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Kahramanmaraş İli Pazarcık İlçesi Narlı Ovasına kurulacak olan Katı Atık Çöp Depolama Tesisinin insan sağlığı başta olmak üzere çevreye, ekolojik dengeye, tarımsal alanlara ve doğal kaynaklara vereceği zararların araştırılarak, alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Anayasa’nın 98. TBMM İç Tüzüğü’nün 104. ve 105. maddeleri gereğince Meclis araştırması açılması için gereğini arz ederim.

1) Fatma Kurtulan                          (Van)

2) Ahmet Türk                                (Mardin)

3) Selahattin Demirtaş                    (Diyarbakır)

4) Emine Ayna                               (Mardin)

5) Ayla Akat Ata                            (Batman)

6) Sebahat Tuncel                           (İstanbul)

7) Mehmet Nezir Karabaş              (Bitlis)

8) Bengi Yıldız                               (Batman)

9) Sırrı Sakık                                  (Muş)

10) M. Nuri Yaman                        (Muş)

11) Özdal Üçer                               (Van)

12) Aysel Tuğluk                           (Diyarbakır)

13) Pervin Buldan                          (Iğdır)

14) Gültan Kışanak                        (Diyarbakır)

15) Akın Birdal                              (Diyarbakır)

16) İbrahim Binici                          (Şanlıurfa)

17) Hasip Kaplan                           (Şırnak)

18) Sevahir Bayındır                      (Şırnak)

19) Şerafettin Halis                         (Tunceli)

20) Osman Özçelik                         (Siirt)

GEREKÇE

Türkiye'nin en verimli ovalarından biri olan Pazarcık-Narlı Ovası'nda, bölgedeki sekiz belediyeye ait kentsel ve tıbbi atıkların depolanacağı bir katı atık depolama tesisi kurulması çalışmaları hızla sürmektedir. Ülkemizin doğal, tarihi, kültürel ve ekonomik zenginliğe sahip seçkin yörelerinden biri olan Narlı Ovası'na böyle bir tesisin kurulacak olması Kahramanmaraş halkı ve çevre örgütleri tarafından da tepkiyle karşılanmaktadır. Zengin ve sulak tarım toprakları ile pamuk, buğday, domates, karpuz, patates başta olmak üzere her türlü sebze ve meyve yetiştiriciliğinin yapıldığı bu alanın Katı Atık Çöp Depolama tesisi için kullanılacak olması yöre halkını kaygılandırmaktadır. Son yıllarda zeytinciliğin Avrupa Birliği'nden alınan teşviklerle hızla yaygınlaşmaya başladığı, Türkiye'nin toplam biber ihtiyacının yüzde 80'n'inin de karşılandığı herkesçe bilinen bir gerçektir. Ayrıca bölgede Kurulu Kartalkaya Barajı ve sulama sistemi ovanın yüzde 90'dan fazlasında sulu tarım yapılmasını sağlamaktadır. Bu sayede bölgenin neredeyse tamamına yakın bölümü, 1 'inci sınıf sulanabilir tarım alanı niteliği kazanmıştır. Pazarcık-Narlı Ovası'nda uluslar arası anlaşmalara göre, korunması gereken bitki ve hayvan türleri de yaşamaktadır. Çöp tesisi faaliyete başladıktan sonra yörede havanın, suyun ve toprağın kirlenmesi ve önemli sağlık sorunlarının yaşanması kaçınılmaz olacaktır. Depolanacak çöplerinden çıkacak metan gazının yakılacak olmasından dolayı çöp tesisi, doğal iklim koşullarını da olumsuz etkileyecektir. Ayrıca zamanla verimli tarım arazileri kullanılamaz hale gelecek, yörede tarıma dayalı endüstri çökecek ve geçimini tarımdan sağlayan yöre halkı bundan olumsuz etkilenecektir. Katı Atık Çöp Deposu'nun kurulduğu yerde çevreye saçılacak zararlı gazlar, tarımsal üretimde verimi düşüreceği gibi üretilen ürünleri de insan sağlığı açısından riskli hale getirecektir. Bununla birlikte tesisin kurulacağı alanın geçirgen bir toprak yapısına sahip olması nedeniyle, mikroorganizmaların içme sularına karışması sonucu yöre halkının çeşitli hastalıklarla karşı karşıya kalacağı aşikardır.

Ayrıca bölge maden sahası olarak kullanılmakta ve şu anda Nil-Ay İnşaat Tic. Tur. San. A.Ş. krom madeni çıkarmaktadır. Katı Atık Depolama Tesisi kurulacak alan Denizli, Halkaçayır, Maksutuşağı köylerine çok yakın bir mesafede bulunmaktadır. Bölgedeki hâkim rüzgar yönü 10 bini aşkın nüfusa sahip Narlı Kasabasına doğrudur. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 56. maddesinde tüm yurttaşlara "sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkı" tanınmıştır. Bu proje bu maddenin açık bir şekilde ihlal edilmesi anlamına gelmektedir. Ayrıca alan askerî tatbikatlar sırasında girişlere kapatılıyor. Bu sürede çöplerin nasıl ve nerde bekletileceği de belirsizliğini koruyan bir başka sorun olarak görülmektedir. Diğer yandan bölgede bir baraj projesi de ihale aşamasındadır. Kahramanmaraş iline bağlı ilçe, belde belediye başkanları, köy muhtarları ve sivil toplum örgütleri temsilcileri bu tesisin bu alanda kurulmasına karşı çeşitli faaliyetlerde bulunmuş ve imza kampanyası başlatmışlardır.

Türkiye'nin en fazla hava kirliliği yaşayan illeri arasında bulunan Kahramanmaraş'ta kurulacak Katı Atık Çöp Depolama Tesisinin, başta insan sağlığı olmak üzere ilin ekolojik dengesine; Narlı Ovasının doğal, tarihî, kültürel ve ekonomik zenginliğine vereceği zararların yerinde tespiti için bir Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasının yararlı olacağı kanaatindeyiz.

3.- Isparta Milletvekili Haydar Kemal Kurt ve 23 milletvekilinin, Eğirdir Gölü ve Havzası’ndaki çevre sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/146)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Eğirdir Gölü, bilindiği üzere Isparta İli sınırları içinde yer alan ve Türkiye'nin ikinci büyük tatlı su gölü olan bir su kaynağıdır. Dünyadaki su kaynaklarının son derece kısıtlı olması ve buna karşın suya olan talep baskısının hızlı bir şekilde artması göz önüne alındığında, su rezervlerinin önemi bir kez daha anlaşılacaktır.

Ülkemizde yer alan su havzalarında genelde olduğu gibi, Eğirdir Gölü ve Havzasında da; fazla su tüketimi, evsel, tarımsal ve endüstriyel atıkların yol açtığı kirlilik, kontrolsüz avcılık, ötrofikasyon tehdidi, su bitkileri ve su canlılarının yok olma riski gibi sorunlar hızla artarak tehlikeli boyutlara ulaşmıştır.

Eğirdir Gölü ve Havzasında hızla artan ve tehlikeli boyutlara ulaşan kirlilik ve çevre sorunlarının; 'Havza Bazlı Su Yönetimi' esasları ile tespiti ve çözüm için gerekli önlemlerin alınması amacıyla Anayasa'nın 98. ve İç Tüzüğün 104. Maddesi uyarınca bir Meclis Araştırması açılmasını arz eder,

Saygılar sunarız.

1) Haydar Kemal Kurt                    (Isparta)

2) Süreyya Sadi Bilgiç                    (Isparta)

3) Mehmet Sait Dilek                     (Isparta)

4) Mustafa Demir                           (Samsun)

5) Mahmut Dede                            (Nevşehir)

6) İbrahim Yiğit                              (İstanbul)

7) Mustafa Ataş                              (İstanbul)

8) Mehmet Yaşar Öztürk                (Yozgat)

9) Kerem Altun                              (Van)

10) Fehmi Hüsrev Kutlu                (Adıyaman)

11) Cemal Taşar                             (Bitlis)

12) Halil Aydoğan                          (Afyonkarahisar)

13) Mehmet Mustafa Açıkalın        (Sivas)

14) Hasan Kara                              (Kilis)

15) İkram Dinçer                            (Van)

16) Edibe Sözen                             (İstanbul)

17) Cumhur Ünal                           (Karabük)

18) Sedat Kızılcıklı                         (Bursa)

19) Ayşe Nur Bahçekapılı              (İstanbul)

20) Bayram Özçelik                        (Burdur)

21) Hasan Fehmi Kinay                 (Kütahya)

22) Mehmet Ceylan                        (Karabük)

23) Mehmet Ocakden                     (Bursa)

24) Murat Yıldırım                         (Çorum)

Gerekçe:

Eğirdir Gölü; Eğirdir ilçesi ve Isparta il merkezinin içme ve kullanma, havzasında yer alan onlarca belde ve köyün tarımsal sulama ve kullanma suyu talebini karşılayan ülkemizin ikinci büyük tatlı su kaynağıdır.

Eğirdir Gölü Havzası; sahip olduğu verimli topraklar nedeniyle, yoğun tarım faaliyetlerinin baskısı altındadır. Tarımsal sulama için gölden aşırı su çekilmesi, yoğun pestisit ve gübre kullanımı ve bunların bilinçsizce yapılması (ilaç ve gübre seçimi, kullanım miktarlarının tespiti, uygulama zamanı ve sayısının belirlenmesi vb.) tarımsal atıkların havzada kontrolsüzce depolanması (yüzey ve yeraltı su kaynaklarının yakını ve kuru dere yataklarının tercih edilmesi) ve kontrol-denetlemenin yeterli olmaması hususları bu baskıyı artırmaktadır.

Diğer yandan, göl havzasındaki yerleşimlerin evsel atıkları, havzadaki yüzey ve yeraltı su kaynakları için tehdit unsuru olmayı artarak sürdürmektedir. Özellikle yerleşimlerde kanalizasyon sisteminin yeterli olmayışı ve foseptiklerin tercih edilmesi, arıtma tesislerinin yeterli olmaması, katı atık ve çöp depolama sistemlerinde yer seçiminin doğru yapılmaması, havzadaki yerleşimIere ilişkin kirliliğin tetikleyicisidir.

Havzada gelişen endüstriyel faaliyetler sonucu oluşan atıklar da önemli bir sorundur. Sanayi tesislerine ait arıtma sistemlerinin olmaması veya yetersiz kapasiteyle çalışması, kontrol ve denetim eksikliği sorunu daha da artırmaktadır.

Yine havza içinde yer alan, göl kıyısındaki sulak alanların kurutularak verimli tarım arazisi elde etme çabaları, su kalitesi ve havza klimasını olumsuz etkilemektedir. Ayrıca; su kuşu, balıklar, su kıyısı ve içi bitkilerin yaşam ortamı yok edilerek biyo çeşitlilik azaltılmaktadır.

Eğirdir Gölü'nde doğal su döngüsüne yapılan müdahaleler, su seviyesinde değişimlere neden olmuştur. Arazinin eğimli olması ve önleyici tedbir alınmaması; erozyon ve sediment taşınmasına, kıyı boyunca göl tabanının dolmasına neden olmaktadır.

Önceleri, havzada yaşayan yüzlerce ailenin geçim kaynağı olan balıkçılık; balık türlerinin ve potansiyelinin giderek azalması nedeniyle ekonomik bir uğraş olmaktan çıkmıştır.

Yukarıda sıraladığımız ve benzer sorunların çözümü için çeşitli çalışmalar yapılmıştır, halen devam eden çalışmalar da vardır. (TBMM Dilekçe Komisyonunun 'Eğirdir Gölü ve Çevresinde Yaşanan Çevre ve Kıyı Sorunlarının Giderilmesi' ile ilgili çalışmalar, Isparta İl Çevre Orman Müdürlüğü koordinatörlüğünde yürütülen 'Eğirdir Gölü Yönetim Planı' çalışması, Eğirdir Gölü Özel Hüküm Belirleme Çalışmaları vb.) Ancak, bugüne kadar sorunlar çözülemediği gibi, ağırlaşarak devam etmektedir.

Eğirdir Gölü Havzası'nda sorunlar kontrolden çıkmakta ve geri dönülemeyecek noktaya gelinmektedir. Benzer sorunların çözümünde başarılı olan ülkelerin ve AB'nin su kaynakları yönetiminde hareket noktaları 'Havza Ölçekli Yönetim'dir. (Hatta; üyelik müzakerelerini yürüttüğümüz AB'nin 'Su Anayasası' sayılan "Su Çerçeve Direktifi"nin en önemli özelliği, havza ölçekli yönetime dayanmasıdır.)

Eğirdir Gölü ve havzasından canlı ve cansız çevre için sağlanan faydanın devamı amacıyla; doğal ortamın yeniden sağlanması, bunun için de; gerekli adımların yeni bir bakış açısıyla ve daha fazla gecikilmeden atılması gerekmektedir.

C) GENEL GÖRÜŞME ÖNERGELERİ

1.- Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Grup Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Hakkı Suha Okay, İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu ve İzmir Milletvekili K. Kemal Anadol’un, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Kuzey Irak Operasyonu konusunda genel görüşme önergesi (8/4)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

17 Ekim 2007 tarihinde hükümetin önerisi üzerine Türkiye Büyük Millet Meclisi büyük bir çoğunlukla Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Irak'a yönelik bir sınır ötesi operasyon yapmasına karar vermiştir. Bu konuda alınan kararda Türkiye'nin PKK teröristlerinin Irak'ın kuzeyindeki mevcudiyetine ve faaliyetlerine son verilmesi için yoğun siyasi ve diplomatik girişimlerde bulunduğu, bu girişimlerden beklenen sonuçların alınamaması üzerine, Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarının Irak'ın kuzeyinden ülkemize yönelik terör tehdidinin ve saldırılarının bertaraf edilmesi amacıyla Irak'ın PKK teröristlerinin yuvalandığı kuzey bölgesiyle mücavir alanlarına gönderilmesinin kararlaştırıldığı belirtilmektedir. Kararda sınır ötesi harekâtın hudut, şümul, miktar ve zamanının hükümetçe belirleneceği de kaydedilmektedir.

Bu metinden açıkça Türkiye'nin hedefinin PKK teröristlerinin Irak'ın Kuzeyindeki faaliyetlerine son vermek olduğu anlaşılmaktadır. Esasen daha önce 7 Ekim 2003 tarihinde Mecliste kabul edilen hükümet tezkeresinde de "Türkiye'nin milli birliğini ve toprak bütünlüğünü tehdit eden terör unsurlarının Irak'ta yuvalanmalarının önlenmesi Türkiye için birinci öncelikli hayati konudur. Bu amaçla Irak'ın PKK/KADEK terör unsurlarından temizlenmesinde ve Irak topraklarının ileride teröristler için melce olmaktan çıkartılması için gerekli tüm tedbirlerin alınmasında Türkiye kesin kararlıdır" denilmekteydi. Bu metinlerden hükümetin niyetinin Kuzey Irak'tan PKK'nın tasfiyesi olduğu açıkça ortaya çıkmaktadır.

Hal böyleyken, 22 Şubat 2008 tarihinde başlayan sınır ötesi operasyonun PKK'yı Kuzey Irak'tan tümüyle tasfiye etme amacının gerisinde kalan, kapsamı, zamanı ve hedefi sınırlı bir operasyon olarak gerçekleştiği görülmüştür. Operasyonun bitmesinden çok kısa bir süre önce Amerikan Savunma Bakanı Robert Gates'in bu operasyonun birkaç gün içinde sonuçlandırılması, aksi takdirde Amerika'nın askeri istihbaratı keseceği yolunda beyanlarda bulunduğu görülmüş ve Gates'in aynı görüşleri Ankara'da devlet yetkilileriyle yaptığı görüşmelerde tekrarladığı anlaşılmıştır. Gates'in Ankara'dan dönerken gazetecilere, operasyonu sona erdirme talebini dört kere tekrarladığını vurgulaması dikkat çekici olmuştur. Bu görüşmelerden birkaç saat sonra ABD Başkanı George W. Bush'un da aynı doğrultuda bir demeç vererek TSK'nın bir an önce Irak'tan çekilmesini istediği görülmüştür.

Operasyonun Savunma Bakanı Gates'in ziyaretinden ve Başkan Bush'un beyanından birkaç saat sonra sona erdirilmesi kamuoyunda Amerika'nın etkisiyle bu yola gidildiği kuşkusunu uyandırmıştır. Türk Birliklerinin 29 Şubat 2008 günü geri çekilmeye başladıklarının önce Irak hükümet yetkilileri tarafından açıklanması ve saatlerce Türk hükümet yetkililerinin bu konuda sessiz kalması halkın kuşkularını arttırmıştır.

Neticede, Kuzey Irak'a yönelik operasyonun PKK'nın tamamen tasfiyesini veya Türkiye'ye bir daha saldıramayacak derecede etkisiz kılınmasını sağlayacak bir hedefe yönelik olmadığı anlaşılmaktadır. TSK'nın çetin şartlarda ve çok sayıda şehit verme pahasına yüksek başarıyla gerçekleştirdiği bu operasyon maalesef hükümetin hedefi ve kapsamı kısıtlı tutması neticesinde Meclisten yetki alırken dile getirdiği amaçlara tümüyle ulaşılmasına imkan vermeden sonlandırılmıştır.

Hükümetin Meclisten aldığı yetkiyi niçin sınırlı amaçlı bir operasyonu gerçekleştirmek için kullandığı, Türkiye'nin müttefiki Amerika'nın niçin PKK'nın Kuzey Irak'tan tasfiyesi amacına ulaşılmamışken operasyonun sona erdirilmesini talep ettiği, Irak Hükümetinin Türkiye'nin operasyonuna niçin karşı çıktığı, Gates'in Ankara'da operasyonun bir an önce sona erdirilmesi talebine devlet yetkililerinin ne cevap verdikleri gibi konuların TBMM'de kapsamlı olarak görüşülmesi bir zaruret haline gelmiştir.

TBMM'de bu amaçla, Anayasa'nın 98, İçtüzüğün 102 ve 103 üncü maddeleri uyarınca genel görüşme açılmasını arz ve teklif ederiz.

 

Hakkı Suha Okay

Kemal Kılıçdaroğlu

Kemal Anadol

 

Ankara

İstanbul

İzmir

 

CHP Grup Başkanvekili

CHP Grup Başkanvekili

CHP Grup Başkanvekili

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Önergeler gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması ile genel görüşme açılıp açılması konusunda ön görüşmeler, sırası geldiğinde yapılacaktır.

Danışma Kurulunun bir önerisi vardır, okutup oylarınıza sunacağım:

V.- ÖNERİLER

A) DANIŞMA KURULU ÖNERİLERİ

1.- Genel Kurulun, 11/3/2008 tarihli birleşiminde, bir saat sözlü sorulardan sonra, (10/3), (10/8), (10/12), (10/28), (10/31), (10/33), (10/38), (10/42), (10/47), (10/56), (10/59), (10/62), (10/64), (10/65), (10/68), (10/71), (10/84), (10/87), (10/89), (10/98), (10/101), (10/119), (10/145) ve (10/146) esas no.lu Meclis araştırması önergelerinin birleştirilerek görüşülmesine; 12/3/2008 Çarşamba günkü birleşiminde sözlü soruların görüşülmemesine ve çalışma saatlerinin yeniden düzenlenmesine ilişkin Danışma Kurulu önerisi

Danışma Kurulu Önerisi

No.: 27                                                                                              Tarihi: 11.3.2008

Genel Kurulun 11.3.2008 tarihli Birleşiminde; bir saat sözlü soruları müteakiben gündemin “Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler" kısmının 3, 4, 5, 15, 19, 21, 22, 23, 27, 34, 37, 40, 42, 43, 46, 48, 61, 64, 66, 75, 78, 94. sıralarında yer alan 10/3, 10/8, 10/12, 10/28, 10/31, 10/33, 10/38, 10/42, 10/47, 10/56, 10/59, 10/62, 10/64, 10/65, 10/68, 10/71, 10/84, 10/87, 10/89, 10/98, 10/101 ve 10/119 ve biraz önce okunan 10/145 ve 10/146 esas nolu, çevre ve çevre kirliliğinin önlenmesi ile ilgili Meclis araştırması önergelerinin birleştirilerek görüşülmesi, 12.3.2008 Çarşamba günkü Birleşiminde sözlü soruların görüşülmemesi, Genel Kurulun; 12.3.2008 Çarşamba günkü Birleşiminde 14.00-23.00 ve 13.3.2008 Perşembe günkü Birleşiminde 14.00-20.00 saatleri arasında çalışmalarını sürdürmesinin Genel Kurulun onayına sunulması Danışma Kurulunca önerilmiştir.

                                                                                                            Köksal Toptan

                                                                                                Türkiye Büyük Millet Meclisi

                                                                                                                 Başkanı

 

Sadullah Ergin

 

Hakkı Suha Okay

 

 

Adalet ve Kalkınma Partisi

 

Cumhuriyet Halk Partisi

 

 

Grubu Başkanvekili

 

Grubu Başkanvekili

 

 

Mehmet Şandır

 

Selahattin Demirtaş

 

 

Milliyetçi Hareket Partisi

 

Demokratik Toplum Partisi

 

 

Grubu Başkanvekili

 

Grubu Başkanvekili

 

BAŞKAN – Öneri üzerinde söz isteyen?

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, söz istiyorum.

BAŞKAN – Sayın Genç, buyurun efendim.

Aleyhte değil mi?

KAMER GENÇ (Tunceli) – Aleyhte efendim.

BAŞKAN – Hayır, belirtelim de, ona göre. Belki şaşarsınız!

Buyurun.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, lehte de konuşabilirim de siz “aleyhte” deyince, sizi kırmamak için aleyhte dedim.

BAŞKAN – Buyurun.

Süreniz on dakika.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Tabii, Mecliste siyasi parti grupları olan partilerin genel başkanları, her salı günü grup toplantısı yapar, o haftaki günlük olayları kamuoyuyla paylaşır. Tabii, bizim gibi tek, bağımsız olunca, biz de bu vesileyle, Danışma Kurulu önerileri vesilesiyle de olsa ülkedeki sorunları dile getirme fırsatını yakaladığımız için ve bunları burada dile getirdiğimiz için arkadaşlarımızın alınmaması lazım, tepki de göstermemeleri lazım.

Değerli milletvekilleri, işte, aşağı yukarı dört beş gündür kendi seçim bölgemde gezdim geldim. Hakikaten, çok büyük sıkıntı var, insanlarımız çok büyük sıkıntı içinde. Tabii, çok ağır kış şartlarının gelmesi nedeniyle, oradaki tabii çalışan bürokrat arkadaşlarımızın kusurlarından kaynaklanan bir hizmet eksikliği değil de ama kış şartlarının getirdiği sıkıntılar nedeniyle çok büyük yol tahribatları var. İnsanlar son derece yoksul vaziyette. Değerli milletvekilleri, inanmanızı istiyorum, genç genç çocuklar, genç genç insanlar ille iş istiyorlar. Yani, böyle, diyor ki: “Sayın Milletvekilim, özel konuşmak istiyorum. Evime getirecek ekmek parası yok cebimde.” Bakın, bunlar çok önemli. Bakın, yani Meclisin çalışmasının her şeyden önce bu ülkedeki yoksulluk meselesine bir çare bulması lazım. Türkiye'nin kaynakları buna elverişli arkadaşlar. Bakın, hiç olmazsa her aileye asgari ücret seviyesinde bir gelir seviyesini sağlayabilecek bir düzenleme yapalım. Yani insanları açlığa mahkûm etmeyelim.

Bakın, Tayyip Bey hanımlara diyor ki: “Üç çocuk doğurun.” Üç çocuk doğurmak kolay ama onların eğitimini yapmak, onlara iş bulmak, onları açlığa mahkûm etmemek meselesi önemli. Yani siz insanları kaybedecek bir şeyi olmama durumunda bıraktığınız zaman, o insanlar, o memlekette hakikaten çok sıkıntı yaratabilir. Onun için, hepimizin Türkiye Cumhuriyeti devleti hudutları içerisinde yaşayan insanlarımızı asgari, onların geçimlerini sağlayabilecek bir gelir düzeyine kavuşturmamız lazım. Buna kavuşturacak imkânlar vardır. Eğer devlet hakikaten kaynaklarını rasyonel bir şekilde kullanırsa, vergiyi rasyonel bir şekilde tahsil ederse, harcamaları dürüst yaparsa, suistimaller olmazsa Türkiye’deki kaynaklar, Türkiye’deki birçok insanı, bütün nüfusu, yani bugün 70 milyon nüfusu besler, belki 100 milyonluk nüfusu rahat besler. Ama yeter ki devleti yönetenler ceplerini doldurma peşinde koşmasınlar, ihalelerde suistimaller olmasın, herkes gelirine göre vergisini ödesin ve hakça bir gelir dağılımı meselesi olsun. Eğer bunlar olduğu takdirde, sayın milletvekilleri, inanınız ki bu memleket, bu nüfusu hem rahat besler hem de bu memlekette kimse sıkıntı içinde olmaz.

İşte, geziyoruz, mesela korucular var, diyorlar ki: “Sayın Milletvekilim, bakın, biz hayatımızı tehlikeye koyduk, gittik, silahlı mücadeleye katkıda bulunduk. Peki, bizim durumumuz ne olacak?” Yani, bir muallaklık içinde. Bekçi, maaşından şikâyet ediyor; polis, maaşından şikâyet ediyor, hele emekliler “Ya, yani, bizi o kadar bir sefalet ücretine mahkûm ediyorsunuz ki ve üstelik de tabii, hedef de milletvekillerini gösteriyorlar hep kendinizi düşünmeyin, biraz da bu dar gelirliyi, emekliyi, yoksulu düşünün.” diyorlar. Bu itibarla, bu konularda bence Meclisimizin öncelikle bir düzenleme yapması lazım. Yani, emeklilerin maaşlarının yükseltilmesi, işte, bekçinin, korucunun statüsünün bir sosyal güvenceye kavuşturulması lazım. Bunlar Hükûmetin düşünmesi gereken konular. Bu itibarla, bu konularda ciddi tedbirler almamız lazım, ciddi bir vergi incelemesi yapılması lazım, ciddi bir vergi reformu getirmek lazım ve bunlarla Türkiye’deki yoksul insanlara sıkıntılarını giderebilecek durumlar yaratmak lazım.

Özellikle siyasi iktidar… Tabii, KPSS yoluyla kamu personeline memur alınıyor ama işte, bu, birçok yerlerde, bu temizlik işleri, güvenlik meseleleri özel şirketlere veriliyor ama bu özel şirketlere de, işte, oradaki mülki idare amirleri… Mesela bir vatandaş gidiyor, işte, farz edelim Ziraat Bankasının, işte, güvenlik hizmetlerini alıyor ama Hükûmet -iktidar partisi- diyor ki: “Kardeşim, ille benim göstereceğim kişileri oraya atayacaksınız.” Bu kişiler kimler? AKP’nin milletvekilleri ile özellikle il ve ilçe teşkilatlarının gösterdiği kişiler. Bari bunları da hiç olmazsa KPSS’deki bir sisteme göre oturtursanız sizler de rahat edersiniz hem de bu şaibe de kalkar, yani ille siyasi iktidarın emrindeki kişiler belirli bir yerlere atanıyor, ötekilere bir hak tanınmıyor. Bu vesileyle de bu görüntü ortadan kalkar. Bence eğer AKP, iktidar partisi hakikaten biraz bu yönden adaletli görünmek istiyorsa bu yolda bir düzenleme yaparsa ülkede birtakım sıkıntılar da yok olur.

Sayın milletvekilleri, geçen gün Danıştay bir karar verdi. Danıştay, özellikle bir vatandaşın açtığı davada Anayasa’nın 24’üncü maddesindeki hükmü aynen uyguladı, işte, dedi ki… Biliyorsunuz 24’üncü madde “Din kültürü ve ahlak dersi zorunlu dersler arasındadır. Bunun dışında din eğitimi, büyüklerin kendi rızalarıyla, küçüklerin de ebeveynlerinin isteği doğrultusunda olur.” Bu karar kadar doğal, dürüst -zaten temeli dürüst de- hukuka uygun olan bir karar yok. Ama, şimdi, Anayasa’mızın 136’ncı maddesinde tarifi yapılan ve çok saygıdeğer bir makam olan Diyanet İşleri Başkanlığımızın… İşte, Anayasa’da, laiklik ilkesi doğrultusunda, bütün siyasi görüş ve düşüncelerin dışında kalarak ve milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi amaç edinen bir kurum Diyanet İşleri Başkanlığı, hakikaten hepimizin de saygı duyduğu bir kurum, ama, nedense bu kurumun başındaki arkadaş, siyasi iktidara hemen sahip çıktı: “Efendim, Danıştay böyle bir karar veremez, bize danışması lazım.”

Arkadaşlar, şimdiye kadar bir hukuk devletinde hangi konuda hâkimler gitmiş de ille din bilgisi sahibi olan kişilere sormuş? Böyle bir şey olamaz yani. Sayın Diyanet İşleri Başkanımıza biz saygı duyuyoruz, o kuruma çok saygı duyuyoruz, hakikaten çok kutsal bir kurum, ama o kurumun başında bulunan insanların, siyasi iktidara çok, böyle, onlara fedakârlık yapabilecek davranış biçiminde olmamaları lazım. Yani, Anayasa’da tarifi yapılmış olan bir kurum niteliğini koruduğu takdirde, bütün insanlar tarafından saygı görür, saygı beslenir.

Nitekim, bu konuda, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de programları incelemiş, diyor ki: “Din kültürü, işte, şudur kardeşim. Ahlak dersi şudur.” Yani, bunlar genel kavramlar. Yani, din kültürü derken, sen tek bir mezhebe dayalı bir dinin ilkelerini açıklayamazsın. İşte, İslam dininde çok yüce kişiler var, Pir Sultan Abdal var, Hacı Bektaş Veli var, Mevlânâ var, yani sayabildiğimiz kadar çok değerli zatlar var. Bunların insanlığa yaklaşımları, bunların kültür ve ahlak konularında verdikleri genel bilgiler var. İşte, bana göre en güzel ahlak da “Eline, diline, beline sahip ol.” cümlesinde kendisini bulan ahlak türüdür. Yani bu tip, bu kadar tarafsız, en azından o memlekette -yani hadi bırakalım Hristiyanlığı, Museviliği de ama bunun dışında- İslam dini içindeki bütün güzel fikirleri öğrencilere öğretebilecek bir programla öğrencilerin karşısına çıkması lazım. Danıştayın da verdiği bu; diyor ki: “Kardeşim, 24’üncü maddeye uygun program yap.” Yani “Ders kitabını bastır.” Ama, Danıştay kelimesini duyunca bazıları, hemen, işte kan görmüş boğa gibi bilmem başlıyorlar şey etmeye, yani belli bir tepki göstermeye başlıyorlar. Bu da doğru bir şey değil. Bence, burada Danıştayın verdiği karara saygı duymak lazım. Zaten, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de programı incelemiş, yani Türkiye’de eğitimde verilen programı incelemiş.

Bunun dışında “Din eğitimini vereceksen, eğer zaten on sekiz yaşından büyükse kendi isteğiyle o din eğitimini alabilir, ama on sekiz yaşından küçükse ebeveynlerin rızası gerekli.” diyor. O itibarla, bu çok açık ve netken, buna rağmen çıkıp da birilerinin, efendim “Danıştay bilmem şeyi kaldırdı.” demesi, yani efendim “Din eğitimi zorunlu değildir.” deme gibi veya efendim “Anayasa’ya uymak zorunda” demesi kadar bu kararı gaflet ve delalet sayılabilecek bir düşünce tarzıyla yorumlaması, hakikaten Türkiye’de bazı çevrelerin olaylara bakış açısının göstergesini göstermektedir ki bu da çok ilkel bir düşünce tarzıdır. Bu gibi şeylerde bence, hele özellikle bazı kurum ve kurumun başında bulunan insanların da o kurumlarına zarar vermemesi için buna dikkat etmesi lazım.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun Sayın Genç.

KAMER GENÇ (Devamla) – Değerli milletvekilleri, yine kendi ilimden de bir iki cümle daha bahsedeyim.

İşte, öğrenci yurdu… Yüksekokula gittim, hâlâ ilimizde bir pansiyon yok, yurt yok yükseköğretim öğrencilerimizin kalabileceği. İşte, 510 kişilik öğrenci yurdunda… İşte, ancak ev bulabilen, çeşitli kamu kurumlarına dağılan öğrenciler dışında 150 öğrenci kaydını dondurmuş. Rica ediyoruz, bunlara sahip çıksın, orada bir yurt yapılsın.

Bir de kara yolları… Bizim ilimiz de çok hassas bir bölgedir, silahlı eylemlerin olduğu bir bölgedir. O kara yollarının muhakkak sağlıklı bir şekilde asfaltlanması lazım. Eğer sağlıklı bir şekilde asfaltlanmazsa oraya konulacak bir bombanın orada yaratacağı zayiatın sorumluluğu o hizmeti yapmayanlara aittir. Buradan Hükûmeti uyarıyorum.

Saygılar sunuyorum efendim.

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Genç.

Başka söz isteyen var mı lehte veya aleyhte? Söz isteyen yok.

Danışma Kurulu Önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, İç Tüzük'ün 37’nci maddesine göre verilmiş bir doğrudan gündeme alınma önergesi vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.

IV.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI(Devam)

D) ÖNERGELER

1.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, Türk Ceza Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi’nin (2/27) İç Tüzük’ün 37’nci maddesine göre doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/33)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

(2/27) esas numaralı Türk Ceza Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi’nin kırk beş gün içerisinde Adalet Komisyonunda görüşülemediğinden dolayı İç Tüzük'ün 37’nci maddesine göre doğrudan Genel Kurul gündemine alınmasını arz ederim.

                                                                                                             Hasip Kaplan

                                                                                                                   Şırnak

BAŞKAN – Sayın Kaplan, konuşacak mısınız efendim?

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Evet efendim.

BAŞKAN – Buyurun. (DTP sıralarından alkışlar)

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 301’inci madde Türkiye'de demokrasiyi bire bir ilgilendiren, son yıllarda en çok tartışılan, Nobel ödülü almış yazarlarımızın, gazetecilerin, bilim insanlarının yargılandığı ve ne yazık ki bu madde nedeniyle Hrant Dink’in katledildiği ve toplumsal gerilim kaynağı olan bir maddeyle ilgili teklifimiz bu maddenin tümden Ceza Yasası’ndan kaldırılmasıyla ilgilidir.

Bu Yasa nedeniyle yargılanan isimlere bir kez baktığımızda bile vahamet ortaya çıkmaktadır. Orhan Pamuk, Elif Şafak, Hrant Dink, Perihan Mağden, Baskın Oran, İbrahim Kaboğlu, Murat Belge, Haluk Şahin, İsmet Berkan, Hasan Cemal, Ragıp Zarakolu, Sarkis Seropyan, Arat Dink ve daha nice insanlar bu nedenle yargılanmışlardır ve bu maddeyle ilgili seksen yıldır Türkiye, 1926’da faşist İtalyan yasasından aldığı, eskiden 159’uncu madde olarak bilinen bu madde nedeniyle hâlâ düşünce    örgütleme özgürlüğü ihlal edildiği gibi şu an 199 kişiden birçoğunun yargılandığı bu dava nedeniyle, ne yazık ki, Ergenekon çeteleri, ırkçı bazı örgütlenmeler, yazarların yargılandığı adliye binalarına saldırılara giderek gerçekten bu maddeyle ilgili yargılanan yazarlarımıza karşı eylemler yapmışlardır ve bu madde nedeniyle hem gazetecilerin ihbarcılığa zorlanması hem yoğun otosansürün kullanılması hem sokak baskısının uygulandığı bir madde olduğu gibi sadece geçtiğimiz yıl içinde 34 gazeteci, 12 medya organının saldırıya uğraması, 18 gazeteci, toplam 22 kişinin ve 6 medya organının tehdit edilmesi, yargı önüne çıkarılan 254 kişiden 55’inin yine bu madde nedeniyle olması bu maddenin vahametini ortaya koymaktadır.

Şimdi, Avrupa Birliği sürecinde bu maddenin kaldırılmasıyla ilgili ilerleme raporunda yer alan verilere baktığımız zaman, Avrupa Birliği 301’inci maddenin tamamen kaldırılmasını söylüyor. Evet, bu konuda Hükûmet, AKP de bir yasa taslağı olduğunu söylüyor. Biliyoruz, ikide bir kamuoyuna açıklamalar yapılıyor ama nedense bir türlü Meclise getiremiyorlar. ”Niye getirmiyorsunuz?” diye soracağım… Gülüyor arkadaşımız ama… Yani makyaj yapılarak 301’inci maddenin Meclise getirilmesi dahi ertelenirken yani şunun şurasında bu yasa teklifimiz reddedildiği zaman, üstelik AKP oylarıyla reddedilirse İç Tüzük gereği iki ay süreyle bu yasayı getiremeyeceksiniz. Demek ki iki ay daha sallamış olacaksınız. Böyle bir niyet gözüküyor. Hâlbuki bu teklifin görüşülmesinin kabulü karşında siz de teklifinizi getirebilirsiniz, açabilirsiniz. Bu, burada, Mecliste bunlar birlikte görüşülebilir diye düşünüyoruz.

Şimdi, burada hep Avrupa örnekleri de veriliyor, “Yok bu madde başka yerlerde var…” Hayır. Size çok açık söylüyorum: Bakın, 301’inci maddenin kaldırılma gerekçesini ne Avrupa Birliğine ne başka nedenlere bağlıyoruz. Bu maddeyle ilgili çok çok açık olarak Türk Ceza Kanunu’nun 216’ncı maddesinin ikinci fıkrasında hüküm var. Farklı kesim, sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyetleri aşağılamak suç kapsamına alınmış 216’ncı maddede. Aynı şeyi tekrar 301’de tekrarlıyorsunuz.

Şimdi, aynı konuda, 299’uncu maddede Cumhurbaşkanına hakaret var, 300’üncü maddede devletin alametlerinin aşağılanması ve egemenliğine yönelik var, 305’inci maddede temel yararlar var, 311’inci maddede yasama organına karşı suçlar var, 313’te Hükûmete karşı suçlar var. Şimdi bu kadar kapsam içine alınmış, Türk Ceza Kanunu’nun kapsama aldığı bir konuda, 301’inci maddede, İtalyanların dahi vazgeçtiği bu yasada biz hâlâ niye ısrar ediyoruz?

Kamuoyu, burada, gerçekten Hükûmet ve AKP tarafından da çok ciddi bir şekilde, yanlış bir şekilde bilgilendiriliyor, deniliyor ki: “Efendim, Avrupa devletlerinde bu var.” Avrupa devletlerinde söz konusu maddeyle ilgili olarak baktığımız zaman, 1926 Mussolini İtalyası’ndaki hükmü bizimkiler değiştirerek almış kendilerine.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun Sayın Kaplan.

HASİP KAPLAN (Devamla) – Bağlıyorum.

İtalya’dan almışlar, kendilerine uydurmuşlar. Bir de Polonya’da var. Orada da… Polonya ile İtalya’da yer alan bu yasa hükmü, bakıyoruz, diğer ülkelerde yer almıyor. Nasıl almıyor? Çok açık. Bunun örneklerine baktığımız zaman, Almanya, Fransa, Portekiz, İspanya, Avusturya, Hollanda’daki mevcut şekilleriyle bu şekilde yargılama oranlarını koyduğunuz zaman, hiçbirisi 301’inci maddeyle örtüşmemektedir.

301’inci maddeyi biz geçmişten bu yana, cumhuriyetin seksen beş yılı boyunca 159’uncu madde olarak… Sürekli olarak yazarların, aydınların yargılandığı, düşünce özgürlüğünün önünün kısıtlandığı, bununla ırkçılık yapıldığı, ayrımcılık yapıldığı, bunun sonucu olarak oluşan gerginlik sonucu olarak da Hrant Dink’in öldürülmesine neden olduğu için 301’inci madde katil bir maddedir. Katil olan bir maddeyle anılan bir Türkiye çağdaş uygarlık dünyasında yer bulamaz.

Bu duygularla, teklifimize desteklerinizi bekliyorum sayın milletvekilleri. (DTP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Kaplan.

Önerge üzerinde, Veysi Kaynak, Kahramanmaraş Milletvekili söz istemişlerdir.

Buyurun Sayın Kaynak. (AK Parti sıralarından alkışlar)

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Vallahi, saatinde Bengi Bey dilekçe vermişti. Nasıl oldu Başkanım? Yani…

BAŞKAN – Nasıl? Anlamadım.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Kanunlar Dairesinden öğrendiğimiz anda Bengi Bey de dilekçe vermişti.

BAŞKAN – Bana gelen liste bu.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Yani, vallahi Başkanım, biz de şaşırıyoruz bazen. Gerçekten de şaşırıyoruz.

BAŞKAN – Ben de şaşırırım o zaman, yani öyle bir şey varsa. (Gülüşmeler)

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Bizi şaşırtıyorsunuz. Vallahi billahi, aldığımız anda bunu, dilekçe verdik, arkadaşımız söz istedi. Bu kadar da olmaz yani. Beş dakikadır hepsi.

BAŞKAN – Ben buna bağlıyım efendim, buraya gelen Listeye bağlıyım.

SIRRI SAKIK (Muş) – Sayın Bakan, bizim okuduğumuz fezlekelerde “su” diye bir şeyin olmadığını… Oysaki açık bir şekilde olmasına rağmen, Parlamentoyu yanıltan bir açıklama yaptı.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Kaynak.

VEYSİ KAYNAK (Kahramanmaraş) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın Türk Ceza Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi’nin Meclisimiz İç Tüzük’ünün 37’nci maddesine göre doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi hakkında şahsım adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın milletvekilleri, Türk Ceza Kanunu’nun 301’inci maddesi Türklüğü, cumhuriyeti, Türkiye Büyük Millet Meclisini, hükûmeti, devletin yargı organlarını, askerî veya emniyet teşkilatını alenen aşağılamayı yasaklamaktadır.

SIRRI SAKIK (Muş) - Peki, diğer halklar ne olacak?

VEYSİ KAYNAK (Devamla) - Ancak maddenin 4’üncü fıkrası, eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamalarını suç saymamaktadır.

Değerli milletvekilleri, bu maddeye benzer düzenlemeler esasında birçok Avrupa Birliği ülkeleri kanunlarında da mevcuttur. AK Parti olarak biz de 301’inci maddenin tamamen Türk Ceza Yasası’ndan, Türk Ceza Yasası metninden çıkartılmasına taraftar değiliz, çünkü korumayı amaçladığı değerler, hepimizin üzerine titrediği hepimizin ortak değerleridir. Ancak bu maddenin uygulanmasından kaynaklanan bir kısım sıkıntıların, bir kısım problemlerin varlığını da kabul ediyoruz. Bu sebeple, uygulamadan kaynaklanan bu sıkıntıların, yorum farklarından kaynaklanan sıkıntıların giderilmesi amacıyla partimizce de bir kanun teklifi hazırlanmaktadır. Bu sebeple, hazırlanan bu kanun teklifi Büyük Millet Meclisi gündemimize geleceğinden, Şırnak Milletvekili Sayın Hasip Kaplan’ın, bu maddenin tamamen Türk Ceza Yasası kapsamından çıkartılmasına ilişkin önergesine ret oyu vereceğimi belirtiyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Kaynak.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.

Sayın milletvekilleri, gündemin “Seçim” kısmına geçiyoruz.

VI.- SEÇİMLER

A) KOMİSYONLARA ÜYE SEÇİMİ

1.- (10/27, 34, 37, 40, 102) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonuna üye seçimi

BAŞKAN - Zeytin ve Zeytinyağı ile Diğer Bitkisel Yağların Üretiminde ve Ticaretinde Yaşanan Sorunların Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Genel Kurulun 22/1/2008 tarihli 52’nci Birleşiminde kurulan (10/27, 34, 37, 40, 102) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonu üyeliklerine siyasi parti gruplarınca gösterilen adayların listesi bastırılıp sayın üyelere dağıtılmıştır.

Şimdi listeyi okutup oylarınıza sunacağım:

Zeytin ve Zeytinyağı ile Diğer Bitkisel Yağların Üretiminde ve Ticaretinde Yaşanan Sorunların Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu Üyelikleri Aday Listesi (10/27, 34, 37, 40, 102)

Adı Soyadı                                                                                          Seçim Çevresi

AK Parti (10)

Ahmet Ertürk                                                                                          Aydın

A. Edip Uğur                                                                                          Balıkesir

İsmail Özgün                                                                                           Balıkesir

Ali Koyuncu                                                                                           Bursa

Mehmet Salih Erdoğan                                                                            Denizli

Abdülhadi Kahya                                                                                    Hatay

Hüseyin Devecioğlu                                                                                Kilis

Recai Berber                                                                                            Manisa

İbrahim Mete Doğruer                                                                            Osmaniye

İlhan Evcin                                                                                              Yalova

CHP (3)

Ergün Aydoğan                                                                                       Balıkesir

Kemal Demirel                                                                                        Bursa

Gürol Ergin                                                                                             Muğla

MHP (2)

Ali Uzunırmak                                                                                        Aydın

İsmet Büyükataman                                                                                 Bursa

DTP (1)

İbrahim Binici                                                                                         Şanlıurfa

BAŞKAN – Listeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Meclis araştırması komisyonuna seçilmiş bulunan sayın üyelerin 11/3/2008 Salı günü (bugün) saat 17.30’da Halkla İlişkiler Binası, B Blok 2’nci kat, 4’üncü bankoda bulunan Meclis Araştırası Komisyonları Toplantı Salonunda toplanarak başkan, başkan vekili, sözcü ve kâtip seçimini yapmalarını rica ediyorum.

Komisyonun toplantı yer ve saati ayrıca plazma ekranlarında duyurulacaktır.

Sayın milletvekilleri, gündemin “Sözlü Sorular” kısmına geçiyoruz.

VII.- SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, teşvik kapsamında yatırımcılara verilmesi gereken enerji desteklerine ilişkin Devlet Bakanı Mehmet Şimşek’ten sözlü soru önergesi (6/196) ve Devlet Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

2.- Gaziantep Milletvekili Akif Ekici’nin, yatırımların ve istihdamın teşvikine ve Gaziantep’in durumuna ilişkin Devlet Bakanı Mehmet Şimşek’ten sözlü soru önergesi (6/360) ve Devlet Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı

BAŞKAN - Devlet Bakanı Sayın Mehmet Şimşek gündemin “Sözlü Sorular” kısmının 1 ve 70’inci sıralarındaki soruları birlikte cevaplandırmak istemişlerdir.

Şimdi bu soruları sırasıyla okutuyorum:

Türkiye Büyük Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Mehmet Şimşek tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.

                                                                                                     Ferit Mevlüt Aslanoğlu

                                                                                                                 Malatya

Teşvik yasası uyarınca yatırımcılara verilmesi gereken enerji destekleri,

1) Ne zamandan beri ödenmiyor?

2) Yatırımcıların bugüne kadar birikmiş ne kadar alacağı vardır?

3) Yatırımcılara ödenmesi gereken alacakları ne kadardır?

4) Yatırımcıların bu alacakları için mahsup sistemi getirmeyi düşünüyor musunuz?

5) Bu alacaklar ne zaman ödenecektir?

6) Yatırımcıların bundan sonra doğacak alacaklarını aksatmadan her ay ödemeyi düşünüyor musunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Mehmet Şimşek tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.

                                                                                                                Akif Ekici

                                                                                                                Gaziantep

Uygulamada olan 5084 sayılı Kanunun etkin olmadığı, yatırımcıyı özendirmek ve yönlendirmek için yetersiz oluşu kamuoyu tarafından kabul edilmektedir.

Bir teşvik sistemi uygulanacaksa sektörel bazda olmalıdır. Gaziantep gibi son 15 yılda büyük atılımlar gerçekleştirerek 24 milyon m2 den oluşan 4 Organize Sanayi Bölgesi kuran, 65 000 kişiye istihdam sağlayan bir şehir cezalandırılmıştır.

1) Mevcut teşvik sistemini nasıl değerlendiriyorsunuz? Değişiklik yapmayı düşünüyor musunuz?

2) Teşvik kapsamındaki illerde yapılan yatırımlar hangi orandadır? İller bazında ne kadar yatırım yapılmıştır?

3) Gaziantep ve benzeri şehirler, teşvik kapsamı dışında bırakılarak cezalandırılmıştı. Cezalandırma devam mı edecek? Gaziantep’in zararının telafisi için nasıl bir uygulama yapılacaktır?

BAŞKAN – Sayın Bakan, buyurun efendim.

Süreniz on dakika.

DEVLET BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Önce, Malatya Milletvekili Sayın Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun bana tevcih ettiği (6/196) esas numaralı soru önergesiyle başlamak istiyorum.

Bildiğiniz gibi, enerji desteği ödemeleri, Hazine Müsteşarlığınca hazırlanan Enerji Desteği Tebliği’nin 7’nci maddesinde yer alan “Komisyonca belirlenen enerji desteği tutarları, genel bütçeden ayrılan kaynaktan Komisyonun Müsteşarlığa müracaat sırası dikkate alınarak, Müsteşarlıkça Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası aracılığı ile işletmelerin T.C. Ziraat Bankasındaki hesaplarına aktarılır.” hükmüne istinaden Maliye Bakanlığınca serbest bırakılan ve nakdî temin edilen ödenekler çerçevesinde valiliğin Müsteşarlığımıza müracaat sırası dikkate alınarak her ay yapılmaya çalışılmakta ve yapılan ödemeler valiliğe düzenli olarak bildirilmektedir.

2004-2007 yıllarını kapsayan dönemde, yaklaşık 470 milyon YTL’lik bir enerji teşviki desteği yapılmıştır, yani 470 milyon YTL’lik bir ödeme yapılmıştır. Ocak sonu itibarıyla baktığımızda, yapılan, yani değerlendirmesi tamamlanan müracaatları dikkate aldığımızda, yatırımcıların yaklaşık 73 milyon YTL’lik bir alacağı olduğu tespit edilmiştir. Enerji desteği ödemelerine ilişkin mevzuat nakit ödeme şeklinde düzenlenmiş olduğundan mahsuplaşma imkânı bulunmamaktadır. Tabii, bu mevcut teşvik sistemi içerisinde, bir bakıma biz işletme giderlerine ortak konumundayız. İşletmelerin ne kadar enerji tüketeceğini önceden yüzde yüz tahmin etmek biraz zor olabiliyor. Bu nedenle dönemsel olarak, geçici olarak ödeneklerden kaynaklanan bazı sorunlar yaşanabiliyor ama bunlar geçici. Önümüzdeki dönemlerde gecikmenin olmaması ve bu türden sıkıntıların yaşanmaması için tabii ki bütün ilgili birimler gerekli tedbirleri alacaklar ve ilgili merciler titizlik içerisinde bu ödemeleri zamanında yapmaya çalışacaklardır. Buradaki temel sorun, dediğim gibi, bir miktar bir ödenek ayrılıyor bir yıl öncesinden ama işletme giderlerini biz yüzde yüz tahmin edemediğimizden dolayı o türden bazı sıkıntılar… Ama bunlar geçici sıkıntılar ve daha önce de ifade ettiğim gibi, yaklaşık 470 milyon YTL ödenmiş. Şu ana kadar kalan sadece 73 milyon YTL’lik bir alacak vardır, onu da ödeyeceğiz.

Gaziantep Milletvekili Sayın Akif Ekici tarafından tevcih edilen (6/360) esas numaralı sözlü soru önergesindeki sorulara gelince: Tabii, en iyi teşvik sistemi, aslında ekonomik istikrarın sağlandığı ve adil rekabet ortamının oluşturulduğu ülkelerde… Yani bence en iyi teşvik budur. Ama ülkenin kalkınma stratejisi çerçevesi içerisinde tabii ki birtakım spesifik teşvikler de vermek gerekiyor. Nitekim, Hükûmetimiz döneminde 5084 sayılı bir Kanun çıkartılmış ve bu çerçevede bu Teşvik Yasası’nın amaçları zaten orada 1’inci maddede ifade edilmiş, denilmiş ki: “Bu Kanunun amacı; bazı illerde vergi ve sigorta primi teşvikleri uygulamak, enerji desteği sağlamak ve yatırımlara bedelsiz arsa ve arazi temin etmek suretiyle yatırımları ve istihdam imkânlarını artırmaktır.” Yani temel amaç bu.

Yine aynı Kanun’un “Kapsam” başlıklı 2’nci maddesi: “Vergi ve sigorta primi teşvikleri ile enerji desteği açısından 2001 yılı için belirlenen fert başına gayri safi yurt içi hâsıla tutarı, 1500 ABD Doları veya daha az olan iller ile bu iller dışında kalan ve Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığınca 2003 yılı için belirlenen sosyo-ekonomik gelişmişlik sıralamasına göre endeks değeri eksi olan illeri kapsar.”

Şimdi dikkat ederseniz, burada, Gaziantep, bu iki kriteri de o dönemde ve şu an itibarıyla da tabii ki yerine getiremiyor ve bu nedenle de Hükûmetimiz, bu kriterleri yerine getiremediği için Gaziantep’i maalesef bu teşvik sistemi içerisine alamamıştır. Ancak, bilindiği gibi, Hazine Müsteşarlığınca, Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar uyarınca yatırım ve işletmeler desteklenmekte olup Gaziantep ilinde yapılacak bütün yatırımlar için gümrük muafiyeti, katma değer vergisi istisnası sağlanmakta, bunun yanında KOBİ, ar-ge ve çevre yatırımları için birtakım tabii ki ek faiz desteği de uygulanmaktadır.

Bu geçtiğimiz dönemde, baktığımız zaman, Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar kapsamında, 2004-2007 yılları arasını kapsayan dönemde, 5084 sayılı Kanun kapsamı 49 ilde 3.814 adet yatırım teşvik belgesi düzenlenmiştir. Bu belgeler çerçevesi içerisinde toplam sabit yatırım tutarı 21,5 milyar YTL’dir ve toplam istihdam yaklaşık olarak 159.500 kişi civarında öngörülmüştür.

2008 yılı Programı ve 60’ıncı Hükûmet Eylem Planı’nda “Hazine Müsteşarlığının sorumlu olduğu eylemler arasında yer alan devlet yardımlarının bölgesel ve sektörel önceliklerinin yeniden tanımlanması için gerekli çalışmalar yapılacaktır.” ifadesi önümüzdeki dönemde teşvik sisteminin daha rasyonel bir zemine oturtulması konusunda çalışmaların yapılacağını zaten ifade etmektedir.

Tabii, biz, Hükûmetimizin ikinci döneminde, ülkemizi, hem uluslararası ölçekte daha rekabetçi bir hâle getirmek için hem de ülke içinde rekabet ortamını geliştirip bu vasıtayla verimliliği ve yenilikçiliği artırmak için birtakım reform çabaları içerisindeyiz. Bu reformların başında, bildiğiniz gibi, bir ARGE Yasası geçtiğimiz bir iki hafta içerisinde yüce Meclisimiz tarafından kabul edilmiştir. Bence, Türkiye’nin, bilgi yoğun, yüksek teknoloji, katma değeri yüksek, bir anlamda kâr marjı yüksek ürünlere geçmesi için bu Yasa çok önemlidir.

Bunun ötesinde, bir istihdam paketi üzerinde çalışıyoruz. Özellikle iş gücü piyasasının bir miktar esnek hâle getirilmesi hem de istihdam üzerindeki yüklerin aşağıya çekilmesi çerçevesi içerisinde, iş gücüne eğitim imkânlarının sağlanması çerçevesinde bir reform düzenlemesi üzerinde de çalışıyoruz.

Buna ek olarak, bildiğiniz gibi, tabii ki önümüzdeki dönemde enerji piyasası reformunun birtakım bileşenlerini de ortaya koyduk. Bundan sonraki dönemde de enerji piyasasında daha rekabetçi, daha etkin bir yapıya gidiş için de birtakım çalışmalar yapılacaktır. Yine, eğitim reformu o anlamda önem kazanmaktadır.

Dolayısıyla, baktığımız zaman, teşvik sistemi… Tabii ki spesifik teşvikler yapılacaktır. Önümüzdeki dönemde, Sanayi Bakanlığımız, sanayi envanteri çalışmasını bitirdikten sonra, gerek sektörel bazda gerek bölgesel bazda ve belki de hatta proje bazında bile bakmak gerekiyor. O nedenle, daha esnek, daha rasyonel, kaynakların daha iyi kullanıldığı bir teşvik sistemine doğru gitmemiz gerekiyor. O konuda da çalışmalarımız devam ediyor.

Gaziantep’in, önümüzdeki dönemde, bu bahsettiğim çerçeve içerisinde, mutlaka teşviklerden payını alacağına ben inanıyorum.

Sorularınız için teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Bakan.

Sayın Aslanoğlu açıklama yapacaksınız.

Buyurun.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Kendim için asaleten, Sayın Ekici için vekâleten konuşacağım.

BAŞKAN – Anladım, buyurun.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Bakanım, bir kere bu Teşvik Yasası’nın sahibi yok, bunu iyi bilin. Bu Yasa çıktığından beri… Burada milletvekili arkadaşlarım var. Bu Yasa geri kalmış yörelerde yatırım için getirildi. Herkes vicdanıyla söylesin, bu Yasa üç dört ile yaradı. Bunların biri de Malatya’dır. Bunu da ifade ediyorum.

Bu Yasa yürümemiştir. Şınnak’ta, Hakkâri’de, Ağrı’da, Tunceli’de hiçbir tane çöp çakılmamıştır, bir baca tütmemiştir; Yasa gerçek amacına gitmemiştir. Bir kere bunu söylüyorum. Eğer bu Teşvik Yasası değişmezse sosyal amaçlı olmayacak… Önemli olan, geri kalmış yörelerimize hiçbir faydası olmamıştır, tek çivi çakılmamıştır. Dönün, o Yasa görüşülürken bizim söylediklerimiz neyse bir bakın…

Bunu Sayın Başbakan Giresun’da söyledi, değil mi arkadaşlar “Bu Yasa yürümüyor.” diye?

Sayın Bakanım, bu Yasa yürümüyor.

İki: Devlet sözünün eri olmalı. Devlet sanayiciye demiş ki: “Ben sana enerji teşviki vereceğim.” Siz de ifade ettiniz, ortalama 470 milyon, yani böldüğünüz zaman on bir aylık sanayicinin alacağı duruyor. 73 milyon. Demek yılda on bir aylık sanayicinin alacağı duruyor sizde. Dün beş aylık ödendi. Ben söyleyeyim onu size, dün ödendi beş aylık ve kasım, aralık, ocak ve şubat ödendi. Hangi yılın? 2007’nin Nisanından itibaren -2008 yılı- yine on aylık alacakları duruyor Sayın Bakanım. Eğer devlet sanayiciye söz verdiyse bunu ödemelidir. Bir kere bu Yasa’nın sahibi Maliye Bakanlığı değil, siz olmalısınız. Bu sahipsiz bir yasa. Maliye Bakanlığı ancak vergi almasını bilir, vermesini bilmiyor. Bir kere siz ve Sanayi Bakanlığı…

Antep konusuna gelince: Sayın Bakanım, Antep’te sanayicisiz Antep Milletvekilisiniz- Antep’te sanayici…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – İki kelime…

BAŞKAN – Sayın Aslanoğlu, bakın, ben size müsamaha ettim. Asaleten olur da vekâleten böyle bir sistem yok.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Efendim, bana devretti şeyini.

BAŞKAN – Var mı devir belgesi?

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Var efendim, bana devretti.

BAŞKAN – Olur mu devrediyor diye, yani herkese devretme şeyi var mı?

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Devretti, onun için…

BAŞKAN - Ben, ispat edin, vereyim size söz. Olur mu böyle şey!

Tamam, konuşmanız bitmiştir efendim.

Zabıtlara geçmesi açısından söylüyorum.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Başkanım, devretti bana.

BAŞKAN - Tekrarlanmasın diye, zabıtlara geçmesi açısından bunu söylüyorum efendim, tekrar olmasın.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - Devir belgesini getireyim mi efendim?

BAŞKAN – Vekâleten olmaz efendim. Vekâleten varsa buyurun.

Sayın Bakanım, tekrar cevap verecek misiniz?

DEVLET BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) – Evet.

BAŞKAN – Buyurun.

Beş dakika süreniz var efendim.

DEVLET BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) – Değerli arkadaşlar, size birtakım rakamlar verdim. Aslında, sadece bir iki değil, aslında epey bir ilimiz bundan yararlandı.

Tabii ki belli bazı bölgelerdeki illerimizde teşvik sisteminin rasyonel olup olmamasından kaynaklanan problemlerden değil, başka problemler var o bölgelerde ve geçmişte de verilen birtakım teşvik modelleri çalışmamış. Yani 80’li yıllarda da 90’lı yıllarda da birtakım teşvik modelleri uygulamaya konulmuş ve bahsettiğiniz yerlerde çalışmamış. Belki, tamam, çok farklı bölgesel bir teşvik sistemine geçmek gerekiyor. Nitekim, ben de “Bölgesel teşvik sistemi üzerinde çalışıyoruz.” dedim. Yine, sektörel bazda teşviklerin verilmesi konusunda da çalışmalar devam ediyor.

Bu teşvik sistemi mükemmel değil, bunu kabul ediyoruz. Dünyanın hiçbir yerinde aslında mükemmel bir teşvik sistemi yok. Dolayısıyla, biz ne yapacağız? Önümüzdeki dönemde bu teşvik sisteminin daha rasyonel hâle gelmesi için, gerek bölgesel bazda gerek sektörel bazda gerekse -belki de diyorum- proje bazında da büyük projeler bazında da bakmak lazım uluslararası yükümlülüklerimizi de tabii dikkate alarak. Bu çerçevede, bakın, rakamlar da verdim. Yani verilen teşvik belgesi üç bin sekiz yüzün üzerinde. 21,5 milyar YTL’lik bir sabit yatırım öngörülmüş ve ortaya çıkartılan istihdam da az değil, yani yaklaşık 160 bin kişi civarında da bir istihdam öngörülmektedir.

Şimdi, gecikmelere gelince: Dediğim gibi, yani birtakım ödenekler konuluyor bir yıl öncesinden. O ödenekler birtakım tahminlere göre konuluyor ve maalesef, tabii ki burada biz işletme giderine ortak konumunda olduğumuz için, kimin, ne kadar enerji tüketeceğini önceden bizim yüzde 100 tahmin etmemizin imkânı yok. Dolayısıyla, burada aslında, sorunun kökeninde, geçen sene bu ödeneklerde geçici olarak yaşanan birtakım sıkıntılardan ötürü bir gecikme söz konusu. Bu gecikmenin giderilmesi için, biz -hem kendim hem de Maliye Bakanımız- tabii ki elimizden geleni yapacağız. Bu konuda en ufak bir şey olmasın.

Gaziantep’e gelince… Gaziantep -burada da söyledim- yani, sermaye birikimi açısından, yaratılan katma değer açısından en güzide şehirlerimizden bir tanesi.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Hepsi gitti.

DEVLET BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) – Geldiğimiz günden beri de şunu söylüyorum: Yani bu teşvik sistemi, tabii ki birtakım unsurlarıyla bazı yerlerde çok iyi çalışmış, bazı yerlerde de tabii ki bazı olumsuz etkileri de olabiliyor. Bu çerçevede baktığımız zaman Gaziantep tek başına değil, Denizli de var, başka taraflar da var.

O nedenle, biz, önümüzdeki dönemde bu ortaya koyacağımız daha kapsamlı, daha rasyonel bir teşvik sistemi çerçevesinde, gerek bölgesel bazda Antep’in yararlanması gerek sektörel bazda gerekse -dediğim gibi- belki de proje bazında Gaziantep de bu teşvik sisteminden de hak ettiği katkıyı tabii ki alacaktır.

Burada önemli olan, bizim ekonomik ve siyasi istikrarı koruyarak, şirketlerimizin gerek ülke içerisinde adil bir ortamda rekabet etmeleri gerekse küresel ölçekte bir rekabet gücüne kavuşmaları ve dünya markası oluşturmaları.

Bizim dönemimize bakın, son beş altı yıldır birçok bölgesel bazda, hatta artık giderek dünya çapında, şirketlerimiz ön plana çıkmıştır ve bunlar, tabii ki yapılan bu düzenlemeler, verilen bu destekler sayesinde de olmuştur.

Burada bence de en önemli teşvik, bizim ekonomik ve siyasi istikrar ortamını koruyup, yapacağımız düzenlemelerle özellikle araştırma-geliştirme, özellikle eğitim, özellikle iş gücü piyasası reformu, enerji piyasası reformu gibi daha kalıcı, daha uzun soluklu çözümler çerçevesi içerisinde ülkemizi daha ileri bir noktaya getirmemizdir.

Türkiye son birkaç yıldır, bence, tahayyül edilemeyecek düzeyde bir gelişme göstermiştir. Tabii ki hiçbir sistem mükemmel değildir. Biz de bu sistemi uygularken ortaya çıkacak aksaklıkları gidermek üzere yeni bir sistem üzerinde çalışıyoruz. Bu çalışmalardan da ülkemiz faydalanacaktır.

Tekrar teşekkür ediyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Bakan.

Soru önergeleri cevaplandırılmıştır.

3.- Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir’in, Gaziantep Havaalanındaki kargo ve uçak seferlerine ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/231) ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

4.- Aksaray Milletvekili Osman Ertuğrul’un, Konya-Aksaray bölünmüş yol ihalesine ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/268) ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

5.- Giresun Milletvekili Murat Özkan’ın, Karayolları Genel Müdürlüğüyle iş yapan müteahhitlere verilen bitüme ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/273) ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

6.- Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir’in, Gaziantep-Şanlıurfa otoyolu ile Gaziantep-Habur bölünmüş yol çalışmalarına ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/274) ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

7.- Giresun Milletvekili Murat Özkan’ın, Karadeniz Sahil Yolunun Giresun geçişindeki sinyalizasyon ve işaretleme eksikliklerine ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/275) ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

8.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, havalimanlarındaki ILS sistemlerine ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/278) ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

9.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, Konya Havaalanına ILS Sistemi alımına ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/287) ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

10.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, Edremit-Çanakkale karayoluna ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/297) ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

11.- Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünde nitelikli personel istihdamına ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/302) ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

12.- Ordu Milletvekili Rahmi Güner’in, Ordu’ya havaalanı, liman ve çevre yolları yapımına ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/315) (Cevaplanmadı)

13.- Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğan’ın, karayollarındaki bakım ve onarım çalışmalarına ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/317) ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

14.- Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in, THY’nin Elazığ uçuşlarındaki bir uygulamaya ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/327) ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

15.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Tokat Havaalanının uçuşlara engel bir risk taşıyıp taşımadığına ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/354) ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

16.- Karaman Milletvekili Hasan Çalış’ın, PTT çalışanlarına “prestij cezası” verildiği iddialarına ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/373) ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı

17.- Adana Milletvekili Yılmaz Tankut’un, Adana-Karataş yoluna ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/396) (Cevaplanmadı)

18.- Adana Milletvekili Yılmaz Tankut’un, Adana-Ankara otoyol projesinin Pozantı-Ulukışla ve Pozantı- Kemerhisar kısımlarına ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/398) (Cevaplanmadı)

19.- Manisa Milletvekili Mustafa Enöz’ün, Türk Telekom’da personelin güvenlik soruşturmalarının yapılıp yapılmadığına ve haberleşme güvenliğine ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/434) (Cevaplanmadı)

20.- Manisa Milletvekili Mustafa Enöz’ün, Türk Telekom ihale şartnamesi taahhütlerinin yerine getirilip getirilmediğine ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/443) (Cevaplanmadı)

21.- Manisa Milletvekili Mustafa Enöz’ün, Manisa’daki bölünmüş yol çalışmalarına ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/473) (Cevaplanmadı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım gündemin “Sözlü Sorular” kısmının 2, 15, 19, 20, 21, 24, 29, 34, 38, 44, 46, 53, 69, 80, 101, 103, 138, 147 ve 177’nci sıralarındaki soruları birlikte cevaplandırmak istemişlerdir.

Şimdi bu soruları sırasıyla okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Sayın Binali Yıldırım tarafından sözlü olarak cevaplandırılması konusunda gereğini saygılarımla arz ederim.

                                                                                                           Hasan Özdemir

                                                                                                                Gaziantep

Büyük gayretler sonucunda terminal binası ve pist çalışmaları tamamlanmış bulunan Gaziantep Havaalanında kargo seferlerinin başlatılmamış olmasının yarattığı ekonomik kayıplar devam etmektedir.

Havaalanında bulunan eski terminal binasını, kargo gümrük binası haline getirilmesi mümkünken; bina hâlihazırda boş olarak çürümeye terk edilmiş durumdadır. Gümrük idaresi kendilerine bir yer gösterildiği takdirde kargo gümrüklemesinin yapılabileceğini bildirmektedir. Bu durumda sadece ulaştırma bakanlığının eski terminal binasını bu işe tahsis etmesi yeterli olacaktır. Bu çerçevede;

1- Sanayi, ticaret ve ihracat potansiyeli ile bölgede önder kent olan Gaziantep’in havaalanında kargo gümrük binası ile ilgili olarak ne tür çalışmalar yapılmaktadır?

2- Gaziantep havaalanında kargo seferleri ne zaman başlayacaktır?

3- Gaziantep havaalanının doluluk oranı, yolcu yoğunlu ve sirkülasyonun en üst düzeyde olduğu bir dönemde uçak seferlerinin üç güne düşürülmesi uygulaması 10 Aralık’ta son bulacak mı?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımı Ulaştırma Bakanı Sayın Binali Yıldırım tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için gereğini arz ederim. 27.11.2007

                                                                                                           Osman Ertuğrul

                                                                                                                 Aksaray

Soru:

- Konya-Aksaray Karayolu Bölünmüş Yol olarak ihale edildi mi?

- İhale edildiyse işin keşif bedeli ne kadardır?

- İşe başlama ve işin bitiş süresi ne zamandır?

- İhale altyapı sanat yapıları ve üstyapıları hepsi birlikte mi yoksa ayrı ayrı mı yapıldı?

- İşin Müteahhidi veya Müteahhitleri kimdir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılması konusunda gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim. 29.11.2007

                                                                                                             Murat Özkan

                                                                                                                 Giresun

1) Karadeniz Sahil yolunda iş yapan müteahhitlere idare malı bitüm verildi mi? Verildi ise bu bitüm için hakkedişlerde herhangi bir kesinti yapıldı mı?

2) Karayolları Genel Müdürlüğü ve Bölge Müdürlüklerinde iş yapan müteahhitlere son beş yıl içinde ne kadar idare malı bitüm verildi? Verilen bu bitümün parasal tutarı ne kadardır? Bitüm için hakkedişlerden ne kadar kesinti yapıldı? Bitüm için alınan ödeneğin ne kadarı müteahhitlere idare malı bitüm verilmesi için kullanıldı? Ödeneğin bu şekilde kullanılması ile ilgili olarak TBMM bilgilendirildi mi?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Sayın Binali Yıldırım tarafından sözlü olarak cevaplandırılması konusunda gereğini saygılarımla arz ederim.

                                                                                                           Hasan Özdemir

                                                                                                                Gaziantep

Güneydoğu Anadolu Bölgesinin en önemli kenti Gaziantep’in şehirlerarası ulaşımını rahatlatacak olan ve sekiz yıl önce ihale edilip, yapımına 2001 yılında başlanan Gaziantep-Şanlıurfa otoyolunun tamamlanması bölge için çok önemlidir. Ayrıca, Gaziantep’ten Habur Sınır Kapısına kadar olan karayolu güzergâhının duble yol hâline getirilmesi çalışmalarının bitirilmesi de kentimiz ve bölgemiz açısından ayrı bir öneme sahiptir.

Bu çerçevede;

1- Gaziantep-Şanlıurfa otoyolu çalışmaları ne aşamadadır? Yolun bitirilmesi neden bu kadar gecikmiştir? Çalışmalar ne zaman bitirilecek ve yol ne zaman kullanıma açılacaktır?

2- Gaziantep’ten Habur Sınır Kapısı’na kadar olan karayolu güzergâhının duble yol hâline getirilmesi çalışmaları ne durumdadır? Çalışmalar ne zaman bitirilecektir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılması konusunda gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim.

                                                                                                             Murat Özkan

                                                                                                                 Giresun

Giresun ilimizin,

Karadeniz Sahil yolunda il merkezi ile ilçelerin giriş ve çıkışlarının trafik işaret ve sinyalizasyon sistemi kurulmadan yolun hizmete açıldığı bilinmektedir. Bugüne kadar 16 insanın hayatına mal olan ve en son olarak da M. Kemal İlköğretim Okulunda görevli Zafer Taner’in vefatıyla sonuçlanan trafik kazası meydana gelmiştir.

1) Bu konuyla ilgili 14.08.2007 tarihinde verdiğim yazılı soru önergesine şu ana kadar cevap verilmedi, sebebi nedir?

2) Bu eksikliklerin giderilmesi hususunda şu ana kadar yapılan çalışmalar nelerdir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.

                                                                                                              Hasan Çalış

                                                                                                                 Karaman

İstanbul-Diyarbakır seferini yapan THY uçağı iniş sırasında düştü. Uçakta yolcu ve mürettebattan 77 kişi hayıtını kaybetti. (Ocak-2003)

İstanbul-Isparta seferini yapan World Fokus Havayolları’na ait Atlasjet Havayolları tarafından kiralanan MD 83 tipi yolcu uçağı iniş sırasında düştü. Uçakta bulunan yolcu ve mürettebattan 57 kişi hayatını kaybetti. (Kasım-2007)

Her iki uçak kazasında da Diyarbakır ve Isparta Havaalanlarında, uçakların otomatik olarak indirilmesini sağlayan ILS (Instrument Landing System)’nin bulunmayışı tartışmalara neden olmuştur.

Bu bilgiler ışığında:

1- Ülkemizdeki havaalanlarımızdan kaçında ILS bulunmamaktadır? Bu havaalanlarına ILS konusunda bir çalışmanız var mıdır?

2- Bir havaalanına kurulacak olan ILS’nin maliyeti ne kadardır? ILS bulunmayan havaalanlarımızın toplam maliyeti ne kadardır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.

                                                                                                              Hasan Çalış

                                                                                                                 Karaman

ILS (Instrument Landing System) yani aletli iniş sistemi havaalanları için hayati önem taşımaktadır. ILS, uçakların en kötü hava şartlarında bile inişini kolaylaştırmaktadır.

Bu bilgi doğrultusunda;

1- Konya havaalanına takılmak üzere 3 yıl önce yani 2005 yılında ILS alımı yapılmış mıdır? Alım yapılmış ise bu cihaz için kaç para ödeme yapılmıştır?

2- Alımı yapılan ILS, Konya havaalanına takılmış mıdır? Şayet takılmamış ise niçin takılmamıştır ve 3 yıl bekletilmiştir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıda yer alan sorularımın Ulaştırma Bakanı Sayın Binali Yıldırım tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.  05.12.2007

                                                                                                        Ahmet Duran Bulut

                                                                                                                 Balıkesir

Edremit Çanakkale yolunu oluşturan E-87 yolu yıllardır bitirilememiş durumdadır. Halen yağmurun yağması ve trafiğe açık olması sebebiyle delik deşik vaziyette ciddi araç hasarlarına, istenmeyen kazalara sebebiyet vermektedir.

1- E-87 yolu niçin tamamlanmadı?

2- E-87 yolunun hangi tarihte tamamlanması planlandı?

3- Küçükkuyu-Ayvacık yolu yapılacak mı?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın aracılığınızla Ulaştırma Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 11.11.2007

                                                                                                              Kamer Genç

                                                                                                                  Tunceli

Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü 2 Mayıs 2007 tarihinde hazırladığı raporda, Türk Sivil Havacılığını düzenleyen ve denetleyen S.H.G.M.’nin personel politikası yetersiz bulunarak Türkiye’nin uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmesi için uygun personel istihdam etmesini bildirmiştir. Bu uyarı üzerine;

1) Sivil Havacılık Genel Müdürlüğüne siyasi ehliyetsiz yandaş yerine mesleki ehliyetli personel ataması yapılacak mıdır?

2) 30 Kasımda Isparta’da düşmesinde yeterli bilgiye sahip olmayan personelin katkısı var mıdır?

3) Uluslararası Sivil Havacılığın bu uyarısı yerine getirilmediği takdirde Türk uçaklarının Avrupa semalarında yasaklanması halinde bunun sorumlusu kim olacaktır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıda yer alan sorularımın Ulaştırma Bakanı Sayın Binali Yıldırım tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını saygılarımla arz ederim.

                                                                                                             Rahmi Güner

                                                                                                                    Ordu

Soru1) Ordu ve Giresun halkının ülkemiz ve uluslararası ülkelere ulaşmasını sağlayacak Ordu havaalanının yapılması için proje dâhil herhangi bir çalışma yapılıyor mu?

Soru 2) Ordu ili Türkiye’nin sayılı ihraç yapan illerindendir. Ordu Limanı yapılması için çalışmalarınız var mıdır? Ne aşamadadır?

Soru 3) Ordu sahil yolu trafik yoğunluğunun artması nedeniyle sağlık ve trafik açısından tehlikeli durum arz etmektedir. Yine çevre yolunun geçecek olduğu güzergâhtaki taşınmaz malikleri mağdur duruma düşmüşlerdir. Bu çevre yolu çalışmalarınız var mıdır? Varsa ne aşamadadır?

Soru 4) Ünye çevre yolunun yapımına başlanmıştır. Fakat hiçbir gelişme yoktur. Yapımın ne aşamada olduğu konusunda bilgi vermenizi arz ederim.

Soru 5) Dereyolunun-Topcam beldesinden itibaren Mesudiye ve Koyunhisar’ı birleştirecek çalışmalarımız var mıdır? Varsa ne aşamadadır?

Soru 6) Fatsa ilçemizin sahil yolu Doğu Karadeniz ve Kafkaslar ve Türki Cumhuriyetlere geçiş sağlayan yoldur. Bu yol trafik kazalarının artması ve ayrıca sağlık nedeniyle ilçemiz için tehlike arz etmektedir. Fatsa çevre yolu çalışmalarınız var mıdır? Varsa ne aşamadadır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Sayın Binali Yıldırım tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını saygılarımla arz ederim. 06.12.2007

                                                                                                           Ergün Aydoğan

                                                                                                                 Balıkesir

Son yıllarda yapılan duble yolların kısa sürede bozulduğu, seyir hâlinde kazaya sebebiyet veren çukurların meydana geldiği, trafik işaretlerinin, bariyer ve yol çizgilerinin yetersiz olduğu tespit edilmiştir. Bu sebeple;

1) Kış mevsimi öncesinde karayollarında can ve mal kayıplarını aza indirmek amacıyla yapılan çalışmalar nedir?

2) Trafik işaretlerinin yetersiz kaldığı, çukurların oluştuğu Balıkesir-Ankara karayolu üzerinde hangi çalışmalar yapılmıştır? Yapılmadı ise yapılması düşünülmekte midir?

3) Hükümetleriniz döneminde yapılan karayollarında bakım ve onarım çalışmalarının maliyeti nedir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın aracılığınızla Başbakan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 19.12.2007

                                                                                                              Kamer Genç

                                                                                                                  Tunceli

T.H.Yollarının Yurt içi seferlerinde hemen her yere “Business Klas” olduğu hâlde Elazığ’a yapılan seferlerde yoktur.

1) Bu ayrımcılık değil midir?

2) Bu ile yapılan seferlere de “Business klas” konulacak mı? Konulacaksa ne zaman konulacaktır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Ulaştırma Bakanı Sayın Binali Yıldırım tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.

                                                                                                              Reşat Doğru

                                                                                                                   Tokat

Soru: Bir özel havayolu şirketi tarafından Tokat İline yapılmakta olan uçak seferleri uçuşlar bazı riskler bulunduğu gerekçesiyle durdurulmuştur. Tokat Havaalanında uçuşlara engel bir risk var mıdır, bugüne kadar yapılan uçuşlar risklere rağmen mi yapılmıştır, risk yok ise havayolu şirketinin keyfi tutumu hakkında herhangi bir işlem yapılmış mıdır, Tokat Havaalanına uçak seferleri tekrar ne zaman başlayacaktır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.

 

                                                                                                              Hasan Çalış

                                                                                                                 Karaman

Bazı basın yayın organlarımızda “PTT borç batağına sürüklenen personeline kurumun prestijini zarara uğrattıkları için disiplin cezası veriyor. Cezalar maaş kesiminden iş akdinin feshine kadar varabiliyor” şeklinde haberlere yer verilmektedir.

Bu bilgiler ışığında:

1) Her geçen gün biraz daha ağırlaşan hayat şartları kamu çalışanlarımızı dara düşürmektedir. Elektrik, doğalgaz, motorlu araç, çevre temizlik, ulaşım vb. zammı karşısında borçlarını ödeyemez duruma gelen PTT çalışanlarına karşı “prestij cezası” adı altında her hangi bir ceza uygulaması başlatılmış mıdır? Başlatılmış ise hangi tarihte başlatılmıştır.

2) Uygulama kapsamında bugüne kadar kaç personele disiplin ve maaş kesme cezası verilmiş, kaç personelin de iş akdi fesih edilmiştir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Sayın Binali Yıldırım tarafından sözlü olarak cevaplandırılması konusunda gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim.

                                                                                                            Yılmaz Tankut

                                                                                                                    Adana

Yıllardır hükümetinizin acil eylem planında olmasına rağmen bir türlü bitirilemeyen Adana-Karataş yolu Adana tarımı ve turizmi açısından son derece önem arz etmektedir.

Bu çerçevede;

1) Bu bölünmüş yol çalışmaları ne aşamadadır? Yolun bitirilmesi neden bu kadar gecikmiştir?

2) Çukurova’nın hasretle beklediği bu yol için 30 milyon YTL’lik ödenek gerektiği bildirilmektedir. Bu kadar bir kaynağı bulamamakta mısınız?

3) Çalışmalar ne zaman bitirilecek ve yol ne zaman kullanıma açılacaktır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Sayın Binali Yıldırım tarafından sözlü olarak cevaplandırılması konusunda gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim.

                                                                                                            Yılmaz Tankut

                                                                                                                   Adana

Adana-Ankara Otoyol Projesi, Türkiye’nin en önemli projelerinden biri olup, ülkenin Batısı ile Doğusunu, Güneyi ile Kuzeyini daha ulaşılabilir kılmaktadır.

Bize göre bu Projenin en önemli kısmı Pozantı-Ulukışla bölümüdür. Bu nedenle özellikle projenin bu kısmına daha çok önem ve öncelik verilmesi gerekmektedir.

Bu çerçevede;

1) Aynı tarihlerde ihale edilen bazı projeler hızlandırılarak bitime yakın hale getirilirken, Pozantı-Ulukışla, Pozantı-Kemerhisar arasındaki otoyol neden ihmal edildi?

2) Bu projenin ‘Yılan hikayesinden’ kurtarılıp hangi tarihte gerçekleştirileceğini söyleyebilir misiniz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Sayın Binali Yıldırım tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                             Mustafa Enöz

                                                                                                                  Manisa

Türk Telekom’un %55’i özelleştirme yolu ile 15.11.2005 tarihinde Dubai Merkezli Oger firmasına devredilmiştir. Türk Telekom’da o tarihten sonra personel hareketleri yeni yönetim tarafından yapılmaktadır.

Sorular

1) Özellikle millî güvenlikle ilgili telefonların haberleşme güvenliği nasıl sağlanmaktadır?

2) Türk Telekom’da göreve başlatılan personelle ilgili “Türk Telekom çalışanlarının istihdamında mevcut yasa hükümlerine göre Güvenlik soruşturması yaptırılır” hükmü uygulanmakta mıdır?

3) Türk Telekom’da yönetim kurulu dâhil olmak üzere yabancı uzmanların güvenlik soruşturması yapılmakta mıdır? Yapılıyorsa prosedür ne şekilde işlemektedir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Sayın Binali Yıldırım tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                             Mustafa Enöz

                                                                                                                  Manisa

Türk Telekom’un % 55’i özelleştirme yolu ile 15/11/2005 tarihinde Dubai Merkezli Oger firmasına devredilmiştir.

Sorular:

1) Türk Telekom’un % 55’ini alan Oger firmasının ihale şartnamesi, hisse devir sözleşmesinden kaynaklanan iş planları nelerdir? Oger firması imzalanmış olan taahhütlerini yerine getirmekte midir? Bu sözleşmelerdeki taahhütlerin yerine getirilip getirilmediği hakkında denetimler yapılmakta mıdır?

2) Türk Telekom’un özelleşmeden önce devlete ödediği gelir vergisi ile özelleştikten sonra devlete ödediği gelir vergisi arasında kamunun lehine bir gelişme olmuş mudur?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Sayın Binali Yıldırım tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                                                                                             Mustafa Enöz

                                                                                                                  Manisa

Hükûmetinizce ülkemizde bölünmüş yol çalışmalarına büyük önem verildiği ve çok hızlı bir şekilde bu çalışmaların devam ettiği sık sık dile getirilmektedir. Manisa ilimizdeki çalışmalara bakıldığında ilimizin bu çalışmalar kapsamında olduğunu söylememiz mümkün değildir.

Sorular:

1) Manisa ili, Kula-Salihli-Manisa Bölünmüş yol çalışması ve Salihli-Gölmarmara-Akhisar yolu için Bakanlığınız 2008 yılı bütçesinden ne kadar ödenek ayrılmıştır?

2) Söz konusu yolları ne zaman tamamlamayı düşünüyorsunuz?

BAŞKAN – Soruları cevaplandırmak üzere Ulaştırma Bakanı Sayın Binali Yıldırım.

Buyurun Sayın Bakanım. (AK Parti sıralarından alkışlar)

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Sayın Başkan, Meclisimizin değerli milletvekilleri; milletvekillerimizin sorularını cevaplandırmak üzere huzurunuzdayım. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Balıkesir Milletvekilimiz Sayın Ahmet Duran Bulut’un sorusu, E-87 yolunun neden tamamlanmadığı üzerinedir.

E-87 yolu üzerinde 77 kilometrelik Havran-Edremit-Ayvacık yolunda 37 kilometrelik kısım tamamlanarak trafiğe açılmıştır. Geri kalan kesim ise ihaleli olarak çalışmaları devam etmekte olup bitirilmesi için planlanan tarih 2009 yılının sonudur.

Yine, bu güzergâhta Ayvacık-Küçükkuyu yolunun 0 ila 3’üncü kilometresiyle, 35-41 kilometreleri arasında hâlen çalışmalar devam etmektedir. Bu 3 ve 15 kilometreleri arası 10 kilometrelik kısım tamamlanmıştır. 15-31’inci kilometreleri arası ise sit, doğal sit alanı olması dolayısıyla çalışmalara başlanamamış, kurullarla bunların görüşmesi devam etmektedir. Sorun çözüldüğünde, bu kesimde de çalışmalara başlanabilecektir.

Sayın Ergün Aydoğan Milletvekilimizin sorusu, yine Balıkesir ilimize ait.

Soru, kış mevsiminde kar mücadelesi, trafik işaretlemeleri ve bakım yapım çalışmalarıyla ilgilidir.

Karayolları Genel Müdürlüğü her yıl kış programı çerçevesinde kar yağışı süresince tüm yöneticileri, teknik personeli ve işçisiyle, ağında bulunan yaklaşık 63 bin kilometrelik yol üzerinde –ki bunlar otoyol, devlet yolu, il yolu- kar ve buzdan temizlemek ve sürekli trafiğe açık tutmak için yirmi dört saat esaslı olarak çalışma yapmaktadır. Trafik güvenliği yönünden can ve mal kayıplarını en aza indirmek bakımından bölünmüş yol, tırmanma şeridi ilavesi, yolların geometrik standardı ile üstyapısının iyileştirilmesi çalışmaları da yine kış mevsimi gelmeden önce yapılmaktadır.

Öte yandan Balıkesir-Bursa-Ankara devlet yoluda bakım-onarım, trafik güvenliği yönünden öncelikli olarak ele alınmakta ve yolda sürekli çalışma yapılmaktadır. 2002 ile 2007 arasında, devlet il yollarında bu bölgemizde trafik hizmetleri ve yolların trafik güvenliği bakımından iyileştirilmeleri dahil olmak üzere yaklaşık 2,8 milyon YTL harcama yapılmıştır.

AHMET ERSİN (İzmir) – İzmir-Ankara duble yolu için ne diyorsunuz Sayın Bakanım? Ne zaman bitecek?

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – İzmir-Ankara oto yolu…

AHMET ERSİN (İzmir) – Duble, duble yol.

VEYSİ KAYNAK (Kahramanmaraş) – Bölünmüş yol.

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – İzmir-Ankara bölünmüş yolu, bu soruda yok ama ona da cevap verelim.

AHMET ERSİN (İzmir) - Soruda yok da yani merak ettim.

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – Evet, İzmir-Ankara yolunda çalışmalar devam ediyor. Ancak çalışmalar, maalesef kaynak yetersizliğinden istediğimiz düzeyde değil. Ancak biliyorsunuz, bu yol, iki büyük şehrimiz arasında önemli bir ulaşım ağını oluşturmaktadır. Özellikle Afyon’dan sonraki kesimde, önümüzdeki, bu yıl da dâhil olmak üzere çalışmalara hız vereceğiz, buraya biraz daha fazla kaynak ayıracağız eldeki imkânlarla.

AHMET ERSİN (İzmir) – İyi olur.

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – Efendim?

AHMET ERSİN (İzmir) – Çok yoğun bir yol.

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – Evet, çok yoğun bir yol, haklısınız.

Bu vesileyle şunu söylemekte yarar var: Karayollarının portföyünde bin yedi yüzün üzerinde proje var. Projelerin başlangıç tarihine baktığımızda en eskisi otuz beş yıllık, en yenisi de bu sene itibarıyla başlanan yollar. Dolayısıyla toplam proje tutarı 53 katrilyon. Bu bin yedi yüz proje için harcanan paraya bakıyoruz, 23 katrilyon harcanmış otuz beş yıl içerisinde. Geriye kalan miktar 30 katrilyon veya 30 milyar YTL. Eğer biz bunu mevcut bütçe imkânlarıyla yapmaya gayret edersek ortalama on beş ila yirmi yılda  -bu bütçe ayrıldığı müddetçe- ancak yaparız.

Onun için, biliyorsunuz, önümüzdeki hafta veya bu hafta yüce Meclise bir tasarı gelecek; yap-işlet-devret ve katkı payı vermek suretiyle, özellikle yol ağırlıklı olmak üzere ulaştırma altyapı projelerinin finansmanını düzenleyen bir tasarı gelecek. Bununla, bir ölçüde, bütçe kaynakları dışında alternatif imkânlarla yolları yapmayı ve bu süreyi kısaltmayı hedefliyoruz.

Bunun yanı sıra da, tabii, bütçe imkânlarımız elverdiği oranda ek bütçe kaynağını kullanmak suretiyle yıl içinde de bir ilave kaynak oluşturarak olabildiğince öncelikli olan, bitirilmesi daha kolay olan ve trafik debisi yüksek olan yollarda çalışma yapacağız. Bu seneki yapacağımız çalışmalarda koridor oluşturacak şekilde yol güzergâhlarına ağırlık vereceğiz. Bir başka deyişle, il içinde başlayıp il içinde biten yollar değil, ilden ile devam eden yol güzergâhlarında daha fazla çalışacağız. Bunları yapmak suretiyle… Gerek Ankara-İzmir gerekse -aynı şey İzmir-İstanbul arasında var- İzmir-İstanbul arasındaki yol da maalesef çok yoğun olmasına rağmen, özellikle Balıkesir-Bursa arası, Susurluk mevkiinde çok ciddi sıkıntılar var. Öncelikle bu yolu bu sene bitirmeyi hedefliyoruz.

K. KEMAL ANADOL (İzmir) – İzmir-Akhisar…

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – İzmir-Akhisar da aynı şekilde. Hatırlattınız, teşekkür ediyorum.

Şimdi, diğer bir sorumuz, Karaman Milletvekilimiz Sayın Hasan Çalış’ın sorusu, esas itibarıyla, 2003 ve 2007 Kasımında meydana gelen uçak kazalarıyla ilgilidir. “ILS, yani aletli iniş sisteminin gerek Diyarbakır’da gerekse Isparta Havaalanı’nda olmamasının, bu kazanın olmasında, meydana gelmesinde bir etkisi olmuş mudur, olmamış mıdır?” Özü itibarıyla soru böyle.

Değerli milletvekilleri, ülkemizde 68 havaalanımız var. Bunların bir kısmı tamamen sivil, bir kısmı askerî havaalanı, sivil-askerî amaçlı ortak kullanılan havaalanı, bir kısmı özel, belediye, il özel idareleri tarafından işletilen, bir kısmı da, 1 tane Savunma Sanayii Müsteşarlığı tarafından işletilen Sabiha Gökçen Havaalanı ve 2 tane de özel işletilen havaalanımız var; toplam 68 havaalanı. Bunlardan 20’sinde ILS, yani aletli iniş sistemi mevcut değil. Peki neden mevcut değil? Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü teknik dokümanlarında belirtilen kriterlere göre bütün havaalanları incelendi. Bu havaalanlarından hangilerinde aletli iniş sisteminin olmasının teknik olarak mümkün olduğu, hangilerinde mümkün olmadığı tespit edildi. Hiçbir şekilde ILS, aletli iniş sistemi kurulamayacak          havaalanları şunlardır: Adıyaman, Zonguldak Çaycuma, Kahramanmaraş, Mardin, Siirt, Isparta Süleyman Demirel, Van, Tokat, Erzincan. Bu meydanlarımızda bugünkü teknolojiye göre aletli iniş sistemi kurmak mümkün değil. Neden? Yaklaşma sahası içerisinde mânialar var, dağlar var.

ŞEVKET KÖSE (Adıyaman) – Adıyaman’da böyle bir mâni yok Sayın Bakan, ben iyi biliyorum.

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – Efendim, şimdi, mâni var, yok; teknoloji böyle diyor, senin benim mânia var, yok demem, Sayın Vekilim, bir şey ifade etmez…

ŞEVKET KÖSE (Adıyaman) – Gayet geniş bir alanda, çok geniş sahalar ve…

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – Şimdi, bu şuna benziyor: İstanbul süt liman, Bandırma’da feribot yanaşamıyor. Çarşaf gibi deniz… Şimdi, İstanbul’da yolcu bekleyenler diyor ki: “Yahu bu ne biçim kaptan, bu havada da gemi seferi iptal olur mu?” Çünkü, orada poyraz var, İstanbul’da lodos var. Poyrazla lodosun farkını bilmezsek, o zaman bu işe “Vay hâlimize.” diyeceğim. Çünkü, lodos olduğu zaman İstanbul’u kasıp kavuruyor, poyraz olduğu zaman Bandırma’yı kasıp kavuruyor. Dolayısıyla, Saygıdeğer Milletvekilim, o iş teknik bir iş. Yani bizim gözümüzün gördüğü şekliyle değil de, aletler ölçüyor biçiyor, burada olur diyor yahut olmaz diyor.

ŞEVKET KÖSE (Adıyaman) – Bir sorum var efendim. Pist dar, genişletme imkânı olur mu?

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – ILS olmadı, bir başka şey! Peki, tamam, onu da izah edeyim.

Bazı meydanlarda ise tahditli kurulabilir. Yani tam olarak görevini yapmasa da, kısmen görev yapacak şekilde bu cihazlardan konulabilir. Bunlar hangi meydanlara konabilir: Edremit Körfez, Sinop ve Uşak Havaalanları. Son zamanlara kadar, geçen yıla kadar Diyarbakır Havaalanı’nda tahdit yok idi. Ancak, askerî meydan olduğu için, askerî amaçlı uçuşlarda seyrüsefer cihazlarını bu aletli iniş sistemi frekansları bozduğu için konulamıyordu. Şimdi teknoloji gelişti, özel anten imal edildi, Diyarbakır’a da geçtiğimiz aylarda ILS, yani aletli iniş sistemi kondu, Diyarbakır’ın sorunu böylece giderildi.

Şu anda aletli iniş sistemi kurulacak üç havaalanında çalışmalar devam ediyor. Bunun bir tanesi GAP, bir tanesi Hatay, bir tanesi de Elâzığ. Bunlar da yakın zamanda, bu yıl içerisinde faaliyete geçecek. Bunlar, bu cihazlar harcıâlem cihazlar değil. Yani, her havaalanının bütün noktalarında ölçüm yapılıyor, âdeta ısmarlama bir elbise yapar gibi. Oradaki coğrafi şartlara göre, koordinatlara göre, mânia durumlarına göre tespit yapılıyor ve bu şekilde imal ediliyor, yaklaşık bir yıl imalatı sürüyor. Tabii, Değerli Milletvekilimizin belki bu soruda değil, ama buna benzer bir soruda -evet, bir sonraki soruda- “Bunların bedeli ne kadardır?” diye bir sorusu var, onda cevap vereceğim.

İkinci soru…

HASAN ÇALIŞ (Karaman) – Konya Havaalanı’nı söylemediniz.

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – Konya’da konuldu.

HASAN ÇALIŞ (Karaman) – Yeni konuldu o zaman.

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – Şimdi oraya geliyorum, sırayla. Soru nerede sorulduysa, orada cevap vereyim diye söylemedim. Konya’ya alet alındı ve montajı yapıldı, bu ay sonu çalışmaya başlayacak. Denilebilir ki niye bu kadar uzun sürdü? Onu da izah edeyim.

Konya Havaalanı da bir askerî alan, sivil uçuşlar için ortak kullanılan bir meydan. Burada, başlangıçta bir yer tespit edildi Hava Kuvvetleriyle. Daha sonra, Hava Kuvvetleri “Biz buraya taksirut yapacağız.” dedi, bunun yerini değiştirdi. Bir başka yer verilmesi için biraz zaman geçti. O zamandan sonra, orası da belirlendi ve bu montaj yapıldı. Zannediyorum nisanda faaliyete geçecek. Şimdi onu da -yanılmıyorsam- burada göreceğiz.

Diğer bir soru, yine Karaman Milletvekilimiz Hasan Çalış Bey’in. Soru, Konya ILS… Bahsettim… Bilgileri bir daha kontrol edeyim. Mart ayı sonu itibarıyla bitmesi hedefleniyor, montajı hemen hemen bitmiş. Yani, bu ay sonu, ifade ettiğim gibi bitmiş olacak. Maliyetleri sormuş: “ILS maliyeti nedir? Bu alet kaça alınmış? Ne kadar ödeme yapılmış?” diyor Sayın Milletvekilimiz.

Bunlar 670 bin YTL -aletin altyapı maliyeti ve üstyapı maliyeti- aletlerin kendisi de 600 bin YTL. Yani, toplam 1 milyon 270 bin YTL’ye mal olmuş. Maliyeti ne olursa olsun, değerli milletvekilleri, önemli olan, tabii, fiziki olarak bu aletin konulup konulamayacağıdır. Yoksa, insan hayatının bedeli olmaz. Hiçbir zaman, bu aletlerin maliyetlerinden imtina ederek buralara konulmama gibi bir yol, asla ve asla, geçmiş dönemde de, bu dönemde de düşünülmemiştir, düşünülemez.

Ben size bir misal vereyim: Komşumuz Yunanistan’ın 25 havaalanında ILS yoktur, çünkü konulamıyor. Amerika’da 3.500 havaalanından 2.400’ünde yoktur, konulamıyor. Yani bu iş parayla, zenginlikle alakalı bir konu değil, tamamen teknik bir konu. Kaldı ki, uçakların iniş, seyrüsefer güvenliğini sağlayan tek alet de bu değildir. Ne var? VOR dediğimiz cihaz var. Ne var? NDB var. Ne var? DME denen cihaz var. Bu cihazların yanı sıra bu aletli inişi de koyuyorlar. Daha ziyade, diyelim ki uçak pist başına 300-400 metre yaklaştığı hâlde pisti göremiyor ise bu alet otomatik olarak devreye giriyor, uçağı, bir uzaktan kumandalı alet vazifesi yaparak piste salimen indiriyor. Bunun görevi bu. Isparta kazasının bu ILS ile hiç alakası yok. 9 bin fitte 28 mil mesafede kaptan rota değişikliği yapıyor. Daha ILS olsa bile oraya gelmeden, olayın başlangıcı, yanlışların başlangıcı meydana gelmiş oluyor.

Evet, diğer bir sorumuz, Gaziantep Milletvekilimiz Sayın Hasan Özdemir’in sorusu. Gaziantep Havaalanı’yla ilgili üç tane soru var. Kargo tesisleri ve kargo seferleri ne zaman olacak ve sefer sayılarıyla ilgili sorular.

Bildiğiniz gibi, Gaziantep Havalimanı da önemli sorunları olan bir havalimanımızdır. Neden? Pistin bir ucu ile diğer ucu arasında 34 metre kot farkı olduğu için maalesef seferler sağlıklı yapılamıyordu. Bu konu da yıllardan beri devam eden bir konuydu. Aynı şekilde Gaziantep Terminali de maalesef başlamış, yarım kalmış bir işti. Geldik, bunun üzerine bu pisti, yeni baştan fazlalığını kaldırarak pisti düzgün hâle getirdik ve havalimanını uluslararası standartta, sürekli, her şart altında sefer yapılacak bir havaalanına dönüştürdük. Hakikaten, Gaziantep Havaalanı şu anda sadece Türkiye’nin değil -orada Suriye, Halep- birçok bölgeye de hitap eden güzel bir havaalanı oldu. Epey para harcadık ama helalühoş olsun. Gaziantep için değer, az bile. Daha fazlasına Gaziantep layık.

Efendim, tabii, şimdi biz havaalanını yapıyoruz, pistlerini yeniliyoruz, terminalini yeniliyoruz ama unutmayalım ki, devlet eskiden hem havaalanı yapıyordu hem uçak işletiyordu, uçak şirketi vardı hem gemi çalıştırıyordu. Şu anda trenden başka devletin yaptığı iş kalmadı, bir tek tren bizde. O da bizde olmak durumunda, çünkü demir yollarımızın hâlâ çok yapısal sorunları var. Kimsenin, bu yapısal sorunları, altyapıyı iyileştirmeden burada gelip iş yapmaya niyeti yok. Onun için, devlet olarak biz, bu kamu hizmetini vermek durumundayız ama bir yandan da burada yapısal iyileştirmeleri gerçekleştirmemiz lazım.

Dolayısıyla, ne yapmışız? Burada bir de yazılanlardan okuyayım Hasan Bey, bu anlattıklarım ama bakalım arkadaşlar ne yazmış…

Şimdi, Gaziantep Havalimanı eski terminal binasının bir bölümü, barış şartlarında geçici intikal meydanı, harekât şartlarında ise üs olarak kullanılmak üzere Hava Kuvvetleri Komutanlığına, bir kısmı ise iç hat kargo geçiş hizmeti için PTT’ye verildi.

Gaziantep Havalimanı’nda yaklaşık 4.042 metrekarelik kısmın, bir arazinin kargo tesisi yapılarak işletilmeye açılmak üzere, ihale yoluyla kiraya verilmek üzere, 16 Kasım 2007’de bir ihale yapmışız. Maalesef katılım olmadığı için herhangi bir gelişme olmamış.

Gaziantep Havalimanı’nda hâlihazırda yolcu-kargo seferleri birlikte yürütülüyor. Ne var? Koltuk altı kargo dediğimiz, yolcuyla beraber kargo hizmetleri de paralel yürüyor. Birçok meydanda böyle yürüyor. Kargo seferlerinin artması durumunda, trafiğin artması durumunda, kargonun ayrı taşınması için bir kargo terminali mutlaka ve mutlaka gerekir ileriki yıllarda. Dolayısıyla, bu, daha önce ihaleye çıkılan arazi için, biraz daha şartları da gözden geçirerek yeniden çıkmayı planlıyoruz. Bunun çalışmalarını yapıyoruz.

Gaziantep Havalimanı, 28/10 sol, 28 sağ pisti dış banketlerinde bir çatlak oluşmasından dolayı, uçuş emniyeti bakımından 31 Ekim-12 Aralık arası -demek ki bir buçuk ay- bir zorunlu onarım süresi olmuş ve bu süre içerisinde de “emergency pist” trafiğe açık tutulmuştur. Yani “taksi yolu” dediğimiz yol, pist, seferler durdurulmayarak trafiğe açık tutulmuştur. Ancak bunda Türk Hava Yolları, bazı şirketler uçuşa devam etmiş, bazıları etmemiştir ve bu sürede Türk Hava Yolları, zannediyorum, yanılmıyorsam seferlerini bir buçuk ay durdurmuştur. Esasen seferlerdeki düzensizliğin ana nedeni budur.

Şimdi, şu anda uçuş programında neler var, onlara bir göz atalım: Türk Hava yolları, Ankara-Gaziantep parkurunda her gün bir sefer, İstanbul-Gaziantep parkurunda her gün üç sefer yapıyor. Fena değil. Eskiden bunlar yoktu; Ankara yoktu mesela, İstanbul daha azdı. Pegasus, İzmir-Gaziantep… İzmir’den Gaziantep’e uçuş mu vardı? Şu anda İzmir-Gaziantep’te salı günü ve pazar günü… Sabiha Gökçen-Gaziantep parkurunda, yani sadece İstanbul Atatürk’ten değil, Anadolu yakasından da haftanın birinci, ikinci, dördüncü, altıncı günleri, yani pazartesi, salı, perşembe, cumartesi günleri düzenli seferler yapılıyor. Sun Ekspres İzmir-Gaziantep’e salı, çarşamba, perşembe ve pazar günleri sefer yapıyor. Onur Hava Yolları haftanın her günü bir sefer yapıyor. Görüyorsunuz, Sayın Vekilim, Gaziantep’e muazzam bir sefer artışı olmuş. Eskiden bir tek Türk Hava Yollarının, o da haftada her gün olan ama haftanın iki günü, üç günü yapılmayan böyle bir meydandı. Şimdi şu saydıklarıma bakıyorum, neredeyse haftada elli seferi geçiyor. Evet, vaziyet böyle.

Geliyoruz ikinci sorunuza: İkinci soru da Gaziantep-Şanlıurfa otoyolu hakkında, bir de Güney Tetek dediğimiz Habur Kapısı’na giden yol. Hakikaten bu iki yol da çok önemli yol, bölge için. Buruda ne yapmışız, isterseniz buradan yazılı olanlardan okuyalım:

Gaziantep-Şanlıurfa Otoyolu Projesi 180 kilometresi otoyol, 41 kilometresi bağlantı olmak üzere toplam 221 kilometre olarak planlanmış. Maalesef geçmiş dönemde ödenekler yeterince verilemediğinden projenin teslim süresi uzamış ve şu güne kadar da gelinen nokta, yüzde 86’sı ancak tamamlanmış. Kilometre olarak da işte, yüzde 86’sı, demek ki 200 kilometreye yakın bir kısmı tamamlanmış. Harcanan para miktarı da 674 milyon dolar. Gaziantep çevre yolu 34 kilometre otoyol standardında, bunun 15 kilometresi devlet yolu standardında trafiğe açılmıştır.

Gaziantep-Bilecik parkuru toplam 63 kilometre, bunun yine 54 kilometresi otoyol, 9 kilometresi bağlantı yolu. Bu yolun da 34 kilometrelik Gaziantep-Nizip arası ve 4 kilometrelik Nizip bağlantı yolu otoyol olarak, 6 kilometrelik Birecik bağlantı yolu devlet yolu olarak, toplam 44 kilometrelik kısmı trafiğe açılmış bulunmaktadır.

Yine, bu yolun devamı, Birecik-Suruç kesiminde toplam 53 kilometrelik bir yol olup bunun 41 kilometresi otoyol, 12 kilometresi de bağlantı yollarından oluşmaktadır. 41 kilometrelik kısmın 12 kilometresi, batı bağlantı yolu tamamlanarak devlet yolu standardında ulaşıma açılmıştır.

Suruç-Şanlıurfa kesimi toplam 71 kilometredir, bunun 51 kilometresi otoyol, 20 kilometresi ise bağlantı yoludur. Suruç-Şanlıurfa arası 37 kilometresi, 15 kilometre bağlantı yolu ve kuzey bağlantı yolu devlet yolu statüsünde olmak üzere toplam 50 kilometre trafiğe açılmıştır.

Toplam 367 kilometre uzunluğundaki Şanlıurfa-Kızıltepe-Silopi-Habur yolunun, bu Güney TETEK yolunun geri kalan kısmı, doğuya doğru, yani Şanlıurfa’dan doğuya doğru olan kısmı daha önceki yıllarda 35 kilometresi tamamlanmış, 251,5 kilometresinin ihalesi de 2005 yılında yapılmış, 80,5 kilometresinin henüz ihalesi gerçekleşmemiştir. Bölünmüş yol olarak bu ihale yapılmıştır. İhale yapılan 251,5 kilometrelik kısımda 21 kilometrelik bölüm sathi kaplama seviyesinde tamamlanarak, toplam 56 kilometrelik kesim trafiğe açılmıştır. Görüldüğü gibi bu yolda daha yapacak çok işimiz var. Hakikaten bu yol önemli bir yol. Bilhassa Suriye, Irak’la olan ticaretimizin ana güzergâhı bu yol üzerindedir ve zaman zaman, burada, günlük, sadece Habur’da oluşan trafik 4 bin kamyon-tırı bulmaktadır. Dolayısıyla, önümüzdeki yıllarda, gerek GAP projesi bünyesinde gerekse Karayollarının kendi imkânlarıyla, bu yol, ağırlık verilmek suretiyle tamamlanacaktır.

Şimdi bir not geldi, bir milletvekilimizin sorusunu cevaplandırmamışız. Neyse, sonunda bakarız ona.

BAŞKAN – Sayın Bakan, süreniz az kaldı. Onun için, eğer cevaplandıracaksınız, buyurun.

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – Sayın Başkan, daha çok soru var.

BAŞKAN – Sözlü sorulara bir saat ayrılıyor efendim.

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – Öyle mi?

Yoğun gündemimiz yok, eğer tensip buyurursanız şunları cevaplandırayım.

BAŞKAN – Peki, o zaman, buyurun efendim.

Yani, ben hatırlatma açısından söyledim efendim.

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – Yani, bilemiyorum, tabii, takdir yüce heyetinizin. Ben hazır ısınmışken…

BAŞKAN – Devam edebiliriz değil mi?

OKTAY VURAL (İzmir) – Tamamlayıncaya kadar Sayın Başkan…

BAŞKAN – Buyurun efendim.

Gayet güzel anlatıyorsunuz ve dinliyoruz efendim.

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – Peki, teşekkür ediyorum.

Efendim, Tunceli Milletvekilimiz Sayın Kamer Genç’in sorusu.

Kamer Bey, burada mısınız?

KAMER GENÇ (Tunceli) – Buradayım, buradayım.

BAŞKAN – Buradalar.

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – Zaten olmazsanız şaşarım.

AHMET ERSİN (İzmir) – Sayın Bakan, yolları mucurla kaplıyorsunuz. Bu çok sağlıklı değil, mucur kaplamadan vazgeçin.

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – Sorular Sivil Havacılık Genel Müdürlüğüyle ilgili, personel atamaları hakkında; bir de Isparta uçağı ile ilgili…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan, sürenizi uzatıyorum.

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – Çok teşekkür ederim Sayın Başkan.

Efendim, bir de Isparta uçağı ile ilgili…

Ben biraz yavaş konuşuyorum; ondan, zamanı…

BAŞKAN – Hayır efendim, ben sadece süreyi ikaz ettim, devam edebilirsiniz.

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – Teşekkür ederim.

Üçüncü soruda, sivil havacılığın işte bu uyarılar yerine gelmediği için Avrupa sahalarına kapanacağı yönünde bir sorunuz var. Soruyu tekrar okumuyorum zaman kaybı olmasın diye.

Şimdi, Ulaştırma Bakanlığı ile bağlı, ilgili kuruluşlarının tümünde olduğu gibi Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünde de personel atamaları mevcut mevzuata göre yapılmaktadır ve burada da mesleki ehliyete dikkat edilmektedir.

Siz sorunuzda “ehliyetsiz yandaş” diye bir tabir kullanmışsınız. Bunu, eğer biraz Sivil Havacılık Kanunu’nu inceleseydiniz, bunun gerçekle ilgisi olmadığını görürdünüz.

AHMET ERSİN (İzmir) – Birazcık var…

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – Çünkü, mevcut personelden sadece Genel Müdür yenidir, diğerleri, hepsi, orada çalışan arkadaşlar terfi ettirilmiştir. Bir tek atama yapmışım, o da Genel Müdürdür.

AHMET ERSİN (İzmir) – Rüşvet iddiaları var.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Bakan, her şey genel müdüre bağlı.

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – Eğer her şey genel müdüre bağlı olsa kurumlarda, bunu siz söylüyorsanız vay hâlimize.

Kurumları yöneten birimlerdir. Uzmanlar, şube müdürleri, daire başkanları, genel müdürler, mutfakta uzmanlar vardır. Genel müdürlük temsil makamıdır Sayın Milletvekili.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Direkt emri o verince…

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – Yılların deneyimine sahip olmanıza rağmen böyle düşünüyor olmanız açıkçası üzücüdür.

AHMET ERSİN (İzmir) – Sayın Bakanım, rüşvet iddiaları var Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünde.

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) –Arkadaşlar, Isparta uçağıyla ilgili kaza tahkik heyeti çalışmalarını hâlen sürdürüyor. Zaman zaman da kamuoyuyla bunları paylaşıyor.

Şimdi, Türk sivil havacılığı ne yaptı son yıllarda, bir bakalım: 2003’te Türkiye'de, yurt içinde uçan vatandaşımızın sayısı 8,3 milyon. 2007 yılında ne olmuş? 32 milyon. Dünya… İç ve dış uçuşların sayısı 32 milyondan 2007’de 73 milyona çıkmış. Artık vatandaşımız uçuyor. Hava yolları halkın yolu hâline geldi. İmtiyazlı olmaktan ihtiyaç hâline geldi. Bu, bu dönemde gerçekleşti. Tek, Türk Hava Yolları tarifeli uçuş yaparken, artık, birçok hava yolu şirketi de uçuş yapıyor.

Kapatılan meydanların hepsi teker teker açıldı. Hatay Havaalanı, yıllarca kaderine terk edilmiş, açtık; şimdi her gün sefer var; dolu; torpille yer ayırtıyorlar. Daha hangisini sayayım? Adıyaman, Siirt, Tokat -daha burada liste var- Eskişehir, Çanakkale… Yani, şu anda, 23 meydanda faaliyet varken 41 meydanda faaliyet var; düzenli seferlerin yapıldığı faaliyet var.

Şimdi, Türk sivil havacılığı bir kere dünyada eşi ve örneği olmayacak şekilde büyüdü. Yani bunu ne kadar görmemezlikten gelirsek de bu insafsızlık olur. Bütün vatandaşlarımız bunun farkında çünkü uçak seyahati artık her kesimden insanın kullandığı bir seyahat şekli hâline geldi, güzel de oldu.

Peki, emniyete yönelik ne yapmışız? 2006-2007 yılları arasında Türk uçaklarına ve yirmi üç ayrı ülkenin uçaklarına yedi yüz yirmi sekiz tane denetim yapmışız ve yaptığımız bu denetimlerle birlikte Türkiye, Avrupa Sivil Havacılık Örgütünce Avrupa Birliği sıralamasında altıncı olarak yerini almıştır. Emniyete verdiği ehemmiyet vasıtasıyla ve Avrupa Birliği üyesi olmadan ECAC yönetim kuruluna seçilen tek ülke olmuştur. Bu vesileyle bunu da sizlerle paylaşmak istedim.

Isparta’da düşen uçağın elverişlilik denetimleri yapılmış, uçuş emniyeti bakımından herhangi bir tehlike olmadığı tespiti yapılmış ve düşen uçağın bütün belgelerinin, bütün teknik donanımlarının elverişli olduğu tespit edilmiştir. Ama hâlen, uçağın düşüşüyle ilgili çalışmalar ekip tarafından sürdürülmektedir.

Diğer bir soru, Sayın Başbakanımıza Sayın Kamer Genç’in yönelttiği soru: “Türk Hava Yollarının iç hat seferlerinde her yere ‘business class’ var, Elâzığ’a niye yok?” diyor. Doğrusu ben Elâzığ için…

Necati Bey, “business” yok mu Elâzığ’da?

KAMER GENÇ (Tunceli) – Yok efendim, Necati Bey’in haberi yok ki!

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – Teyit edelim bakalım.

MEHMET NECATİ ÇETİNKAYA (Elâzığ) – Uçuşlar ful olarak devam ediyor.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Haberi yok, haberi yok!

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – “Business,” kısmı var mı?

MEHMET NECATİ ÇETİNKAYA (Elâzığ) – Yok.

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – Yok. Tamam, yokmuş.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Bakan, biz oraya gidip geliyoruz. Tunceli, Elâzığ…

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – Biliyoruz tamam, sen gidiyorsun da Sayın Valime de sorayım. Ne var yani?

KAMER GENÇ (Tunceli) – Haberi yok ki!

MEHMET NECATİ ÇETİNKAYA (Elâzığ) – Hayır, uçuşlar ful.

OKTAY VURAL (İzmir) – Her yerde “business” şart mı?

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – Ya tamam, aranızda muhabbeti bırakın da beni dinleyin; burada daha güzel şeyler söyleniyor.

Şimdi, sayın vekillerim, bakın yalnız değilsiniz; bu “business” hizmetinin verilmediği diğer vilayetler de var. Şanlıurfa, Malatya, Konya, Kayseri…

MEHMET AKİF PAKSOY (Kahramanmaraş) – Kahramanmaraş…

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – Kahramanmaraş’ta da mı öyle?

MEHMET AKİF PAKSOY (Kahramanmaraş) – Evet.

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – Esasen, dünyanın birçok yerinde artık yurt içi uçuşlarda “business” tamamen terk edilmiştir. “Business” ne zaman lazım? Üç beş saat, on saat gibi yolculuklar olursa insanlar… Bizim “business”imiz de “business” değildir, onu söyleyeyim. Bir paravan perde var, talebe göre arkaya öne hareket eder; koltuklar tamamen aynıdır. Ön tarafa binilince önce inme şansınız da yoktur, yani uçağın arkası da önü de aynı zamanda meydana varmaktadır! (Gülüşmeler)

Şimdi, bu bizim sivil havacılık çok gelişti ya fıkralar da çok arttı. Şimdi, yolcular uçağa binmiş, fuldolu. En arkada oturan birisi kesiyor ön tarafı. En ön koltuktan birisi kalkmış, perdeyi açmış, öne doğru gitmiş. Bunu görünce koşa koşa geliyor, oraya oturuyor, sağ taraftaki ilk koltuğa oturuyor. Beş dakika sonra adam geri dönüyor, bakıyor ki koltuk dolu. “Ya hemşehrim hayrola, burası benim yerim, sen nereden geldin?” diyor. “Ağabey, ben, sen indin zannettim.” diyor! (Gülüşmeler)

Yani, uçak seyahat kültürümüz yeni fıkraları da literatürümüze soktu. Böyle onlarcası var ama, zamanınızı almayayım. Başkan zaten…

Efendim, şimdi, Giresun Milletvekilimiz Sayın Murat Özkan’ın soru önergesi, Karadeniz sahil yoluyla ilgili.

Karadeniz sahil yolunda taahhüdü bulunan müteahhit firmalardan sözleşmelerinde bitümün idare tarafından verileceği belirtilen işlerde idare, belirtilmeyen durumlarda da müteahhit kendi temin etmektedir. Dolayısıyla, hak edişlerde üstyapı yapımında bitüm bedeli ödenmemektedir. Ancak, idare bitüm vermediği durumlarda da bunun bedelini müteahhide ödemektedir.

Şimdi, Çarşıbaşı-Trabzon-Araklı yolunda 3 milyon 98 bin 956 ton, Piraziz-Espiye-Çarşıbaşı yolunda 5 milyon 77 bin 333 ton bitüm firmanın kendisi tarafından temin edilmiş, bedeli de Karayollarınca ödenmiştir.

Karayolları Trabzon Bölge Müdürlüğü yahut 10. Bölge Müdürlüğünce yaptırılan işlerde son beş yıl içerisinde 27.490 ton bitüm verilmiş, bunun da 2007 birim fiyatlarıyla bedeli 13 trilyon 744 bin 700 Türk lirasıdır. Bitüm bedeli için hak edişlerde bitüm bedeli hariç fiyattan ödeme yapıldığından ayrıca bir kesinti söz konusu değildir.

Bilgilerinize sunulur.

Giresun Milletvekili Sayın Murat Özkan’ın diğer bir sorusu Giresun sahil yolu geçişinde trafik güvenliğinin zayıf olduğu ve ölümlerin olduğuna ilişkin bir sorudur. 2006-2007 yıllarında Bulancak Kavşağı, Espiye Kavşağı, Tirebolu - Yeni Yıl Bağlantı Kavşağı, Giresun şehir geçişi, Liman Kavşağı, Bulancak Sanayi Kavşağı sinyalizasyonları tamamlanarak buralarda trafik güvenliği tamamen gerçekleşmiştir. Valilik Kavşağı’nda ise, orta refüjün kapatılmasıyla sinyalizasyon sistemi ihtiyacı, sinyalizasyon ihtiyacı tamamen ortadan kalkmıştır.

Giresun şehir geçişindeki Hastane Köprülü Kavşağı ile Polisevi Kavşaklarının da sinyalizasyona kavuşturulması gereken kavşaklardan olup bunların yapılması, gerçekleşmesi için ihale yapılmış ve kısa zamanda da bunlar tamamlanmış, trafik güvenliği sağlanmış olacaktır.

Sahil yolunda trafik güvenliğini sağlamak için gereken düşey işaretlemeler de yapılmıştır, eksik olanlar da yapılmaya devam etmektedir.

Kavşakların baş üstü levhaları, (T) ve (L) konstrüksiyon kullanılarak bilgi levhaları dikilmiştir ve yerlerine montajı gerçekleşmiştir. Gayet tabii bu yol, sahil yolu olduğu için, iki gidiş, iki geliş, eski yola göre daha geniş sürücülerimiz, hem sıcak karışım kaplama, otoyol gibi bir standarda da kavuştuğundan, maalesef tabii hız kurallarına da burada riayet etmemektedir. Bu, bir etkendir ama bundan daha önemlisi sahil ile sahil yolu arasındaki bağlantı üst geçitlerle yer yer de alt geçişlerle sağlanmaktadır. Ama eski alışkanlık, insanlarımız ihmalkârlık ediyor, yoldan geçiyor. Halbuki 100 metre ötesinde üst geçit var. Hayatını riske ederek yoldan geçiyor ve böyle şeyler de kaçınılmaz oluyor.

Efendim, diğer bir sorumuz Aksaray Milletvekili Sayın Osman Ertuğrul’un sorusu. Yine, kara yollarıyla ilgili bir sorudur. Konya-Aksaray devlet yolu, 2007 yılı yatırım programında, Konya-Aksaray il sınırı toplam…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Bakanım, süreniz, maalesef… Anlatım tarzınız çok güzel. Hakikaten dinlemek isteriz, ama süre de doldu efendim. Yani, İç Tüzük’ün verdiği imkânları zorladım.

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – Bir saat oldu mu Sayın Başkan?

BAŞKAN – Efendim, elli dakikayı sadece size ayırdım. Sorular okundu, Sayın Bakanımız cevap verdiler.

Açıklamada bulunmak isteyenler var, o zaman size söz veririm efendim.

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – Diğer sorular için -açarsanız- bir açıklama yapayım isterseniz, son bir cümle.

BAŞKAN – Peki, iki dakika daha vereyim size efendim.

Kusura bakmayın efendim, başka çare yok.

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – Estağfurullah. Başkan sizsiniz, bizim diyecek bir şeyimiz olmaz.

Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi soru kaldı. Gördüğünüz gibi, her zaman olduğu gibi zaman yetmedi. Sayın Rahmi Güner, Sayın Reşat Doğru, Sayın Yılmaz Tankut, Sayın Mustafa Enöz’ün sorularını bizatihi kendilerine cevaplandıracağım, burada olacağım. Eğer kendileri de uygun olursa bizzat, başa baş görüşmede cevaplandırırım.

Sayın Başkan, teşekkür ediyorum bana gösterdiğiniz müsamaha için ve yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Bakanım, teşekkür ederiz, sağ olun.

Sayın Doğru, yerinizden herhâlde bir açıklama yapacaksınız.

Buyurun efendim.

REŞAT DOĞRU (Tokat) – Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.

Gerçi Sayın Bakan benim soruma cevap vermedi, ama… Tokat Havaalanı Isparta uçağının düşmesinden sonra kapatıldı. Daha sonra halkın tepkisiyle beraber açılma durumuyla karşı karşıya kaldı, şu anda açıktır. Ancak, açılmasında Tokat Valisi ve Tokat halkı çok büyük bir gayret sarf ettiler. Yalnız, bu açılma esnasında, apronun kısa olduğu ve uzatılması gerektiği konusu dile getirildi; apronun uzatılmasını bekliyoruz.

Ayrıca, sadece İstanbul’a uçak çalışıyor, bunun dışında, özellikle Ankara ve dış hatlara da açılması noktasında çalışma yapılabilir mi, bu konularda bilgi istiyorum.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkürler.

Sayın Vural…

OKTAY VURAL (İzmir) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın Bakan, Balıkesir Milletvekilimiz Ahmet Duran Bulut Bey’in, Edremit-Çanakkale kara yoluyla ilgili sorusuna cevap verdi, teşekkür ediyorum. Kendileri açık kalp ameliyatı oldukları için, bu sorunun cevaplandırmasında burada bulunamadılar, hem kendisi adına hem de Balıkesirliler adına teşekkür ediyorum, sağ olun efendim.

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Vural.

Sayın Genç…

KAMER GENÇ (Tunceli) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakan, tabii, sorularımıza cevap verirken dedi ki, efendim, işte, Sivil Havacılık Genel Müdürü yalnız meslek dışından geliyor. Tabii ki, genel müdür bir işletmenin beynidir. Bu genel müdürle ilgili basında birtakım şeyler de çıktı. Tabii, beynin sağlıklı işlemesi lazım ki kurum sağlıklı çalışsın. O itibarla, her şeyden önce, bu kurumda birtakım siyaset yapıldığı, yandaşların atandığı konusunda, ciddi, basında yazılar var. Yani, biz bunları kendimiz üretmiyoruz. Soru da geç sorulduğu için, şu andaki bilgi yanımda olmadığı için Sayın Bakana bu konuda bir şey söylemiyorum.

Elazığ’da “business class” yok, kendisinin de haberi yok, partisine mensup milletvekillerinin de haberi yok. Şimdi, Elazığ çok önemli bir ilimiz, Bingöl oraya gidiyor, Tunceli oraya gidiyor, Malatya zaman zaman oraya gidiyor ve…

BAŞKAN – Sayın Genç, açıklamanızı lütfen kısa tutar mısınız.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Evet, kısa tutayım da…

Bu itibarla, yani, Elazığ ilimize de uçan uçaklarda “business class”ın olması lazım.

Aslında soru böyle olmaz da Sayın Bakan, yani 98’inci maddeye göre Sayın Başkanım, soruların tek tek cevaplanması lazım ve arkasından da milletvekilinin düşüncesini söylemesi lazım ama siz yanlış uygulama yapıyorsunuz.

Peki, teşekkür ederim, çok fazla Sayın Bakanı da üzmeyelim.

Saygılar sunuyorum.

BAŞKAN – Yine polemik yapmayın, bakın yanlış uygulama yapmıyorum ben.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Yanlış yapıyorsunuz.

BAŞKAN – Yerinizden kısa bir açıklama diyor, İç Tüzük önünüzde, okuyun, bakın. Okuyunuz…

KAMER GENÇ (Tunceli) – Anladım ama Sayın Başkan, İç Tüzük yanlış uygulanıyor.

BAŞKAN – Tamam, İç Tüzük yanlış, o zaman ne yapalım.

Sayın Çalış, buyurun efendim.

HASAN ÇALIŞ (Karaman) – Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.

Sayın Bakana, sorularımın ikisine gösterdiği ilgi için teşekkür ediyorum. Öbür sorumuza inşallah cevap gelecektir diye bekliyoruz.

Bu, aletli iniş sistemleriyle ilgili sorumun nedeni, işte Sayın Bakanın açıklamalarından da anlaşıldığı gibi, gerçekten iniş güvenliği açısından bu cihazlar son derece önemli. Mümkün olan havaalanlarımıza da konulması gerekiyordu. Tabii ki Karamanlıların ve Konyalıların merak ettiği bir konu vardı, o soruyu soruş nedenim oydu, cihazlar alınmış olmasına rağmen üç yıldır niye monte edilemediği yolunda sorular vardı. Sayın Bakanım bu konuya da açıklık getirmiş oldu. Teşekkür ediyorum. Bundan sonra inşallah daha güvenli bir iniş oluşur.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Çalış.

Buyurun Sayın Özkan.

MURAT ÖZKAN (Giresun) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın Bakanımız Giresun sahil yolu geçişinin tüm işaretlerinin tamam olduğunu ifade etti ancak daha sonra sözünün son kısmında ise bunların tamamlanmadığını, özellikle hastane geçişinin yapılması gerektiğini ifade etti. Ben sorumda zaten, geçişler yapılmadığı için, bu işaretler yapılmadığı için kazalara sebebiyet verdiğini ifade ettim. Ayrıca kazaların sebebinin, yol standardının neredeyse otoyol standardına yakın olduğunu ifade etti. “Demek ki biz yol standartlarını yükseltirsek can kaybına sebebiyet vereceğiz.” gibi sakat bir zihniyetle ifade ettiğini üzülerek burada belirtmek istiyorum. İkinci bir hadise, yol standartları yükselmiş olsa bile, trafik kurallarına uymanın, uymayanlara da gereken müeyyideleri uygulamanın da devletin görevleri arasında olduğunu hatırlatmak istiyorum.

Diğer bir sorum ise, denetim raporlarında yer alan bitümlü verilen ihalelerde ayrıca bitüm bedelinin ödendiği kısmı vardı ki, bunu da ifade etmedi. Bunun da açıklanması gerektiğini huzurlarınızda bir kez daha vurgulamak istiyorum.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Özkan.

Sayın Bakan, yerinizden çok kısa cevap verebilirsiniz efendim.

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Teşekkür ediyorum.

Efendim, Sayın Reşat Doğru Milletvekilimizin sorusuna tabii sıra gelmediği için cevaplayamadık. Tokat’ta, biz geldiğimizde, havaalanı kapalıydı. Havaalanını elden geçirdik, tekrar seferleri başlattık ve uzun süre de seferler devam etti. Daha sonra, bir ara bir haber çıktı, orada -sefer yapan kaptanlar- havaalanının civarındaki bir minarenin, inişi, kalkışı tehlikeye soktuğu yönünde. Bunun gerçekle alakası yoktu ve nitekim, firma uyarıldı, 1 Ocakta kapatılan seferler 7 Ocakta tekrar başladı. Bir yanlış böylece önlenmiş oldu.

Sayın Murat Özkan’ın Giresun’la ilgili konusuna gelince: Ben burada izah ettim ama herhâlde yanlış anlaşıldı. Yani güvenliği artırıcı gerek geometrik düşey, yatay işaretlemenin gerek sinyalizasyonun büyük oranda yapıldığını ve yapılmayanların da yapılmaya devam ettiğini söyledikten sonra, burada yayalara da düşen görevler olduğunu ifade ettim. Yani siz, eğer yayaların geçeceği alt ve üst geçişleri, yaya geçitlerini kullanmazsanız, hayatınızı riske atarsınız. Yoksa, kabahati ölenlere yahut yayalara bulmak gibi bir niyetim asla olamaz, böyle bir şeyi de ifade etmedim, bunu düzeltmek istiyorum.

İkincisi: Yine, bu bitümlü ihaleyi, bitümsüz ihaleyi de tamamen çok net, nokta virgül izah ettim. Buna rağmen siz ikna olmadıysanız, daha fazlasını Bakanlığımızdaki dosyaları inceleyerek kendiniz de belirleyebilirsiniz, size her zaman açıktır. Teşekkür ediyorum.

Efendim, Kamer Bey’e diyecek bir şey yok. Maalesef bu şartlar altında “business” seyahat veremeyeceğiz, çünkü halkın vekili halkın arasında beraber seyahat eder, “businessle” gitmesine gerek yok. (AK Parti sıralarından alkışlar)

Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Bakanım.

Sorular böylece cevaplandırılmıştır.

Gündemin “Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler” kısmına geçiyoruz.

Alınan karar gereğince; 3’üncü sırada yer alan Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özpolat ve 20 milletvekilinin, termik santrallerin çevreye verdiği zararların; 4’üncü sırada yer alan Tekirdağ Milletvekili Enis Tütüncü ve 38 milletvekilinin, Trakya ve İstanbul ilinde çevre konularındaki gelişmelerin Ergene çevre düzeni havza planına etkilerinin; 5’inci sırada yer alan Kırklareli Milletvekili Tansel Barış ve 23 milletvekilinin, Kırklareli ili Vize ilçesindeki bir araziyle ilgili iddiaların ve bu arazi üzerinde kurulması planlanan çimento fabrikasının çevre üzerindeki muhtemel etkilerinin; 15’inci sırada yer alan Adana Milletvekili Nevin Gaye Erbatur ve 23 milletvekilinin, Adana’daki lagünlerin karşı karşıya bulunduğu çevresel risklerin; 19’uncu sırada yer alan Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya ve 22 milletvekilinin, Bartın’da kurulması planlanan termik santralin olumlu ve olumsuz etkilerinin; 21’inci sırada yer alan Çanakkale Milletvekili Ahmet Küçük ve 22 milletvekilinin, Kaz Dağlarındaki madencilik faaliyetlerinin; 22’nci sırada yer alan Konya Milletvekili Hasan Angı ve 19 milletvekilinin, Konya Kapalı Havzasındaki su kaynaklarının karşı karşıya bulunduğu sorunların; 23’üncü sırada yer alan Konya Milletvekili Orhan Erdem ve 28 milletvekilinin, Akşehir ve Eber Göllerindeki kirlilik ve diğer çevre sorunlarının; 27’nci sırada yer alan Çanakkale Milletvekili Mustafa Kemal Cengiz ve 27 milletvekilinin, Kaz Dağlarındaki madencilik faaliyetlerinin; 34’üncü sırada yer alan Aydın Milletvekili Ahmet Ertürk ve 21 milletvekilinin, Büyük Menderes Nehrindeki kirliliğin ve çevreye etkilerinin; 37’nci sırada yer alan İzmir Milletvekili Selçuk Ayhan ve 25 milletvekilinin, balık çiftliklerinin çevreye ve turizme olumsuz etkilerinin; 40’ıncı sırada yer alan Afyonkarahisar Milletvekili Halil Ünlütepe ve 23 milletvekilinin, Eber Gölü’ndeki çevre kirliliğinin; 42’nci sırada yer alan İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam ve 29 milletvekilinin, altın arama faaliyetlerinin hukuki durumu ile çevreye etkilerinin; 43’üncü sırada yer alan, Adıyaman Milletvekili Şevket Köse ve 23 milletvekilinin, Van Gölü’ndeki kirlenmenin önlenmesi ve Van ilinde turizmin geliştirilmesi konusunun; 46’ncı sırada yer alan İzmir Milletvekili Bülent Baratalı ve 26 milletvekilinin, Küçük Menderes Nehri’ndeki kirliliğinin; 48’inci sırada yer alan Artvin Milletvekili Metin Arifağaoğlu ve 24 milletvekilinin, Artvin-Cerattepe’deki madencilik faaliyetlerinin çevreye etkilerinin; 61’inci sırada yer alan Afyonkarahisar Milletvekili Abdülkadir Akcan ve 21 milletvekilinin, Eber Gölü’ndeki çevre sorunlarının; 64’üncü sırada yer alan Van Milletvekili Kayhan Türkmenoğlu ve 19 milletvekilinin, Van Gölü’ndeki çevre sorunlarının; 66’ncı sırada yer alan Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy ve 23 milletvekilinin, başta Afşin-Elbistan olmak üzere termik santrallerin çevreye etkilerinin; 75’inci sırada yer alan Isparta Milletvekili Mevlüt Coşkuner ve 25 milletvekilinin, Isparta ilindeki göllerin çevre sorunlarının; 78’inci sırada yer alan İzmir Milletvekili Ahmet Ersin ve 22 milletvekilinin, balık çiftliklerinin çevre ve turizm üzerindeki etkilerinin; 94’üncü sırada yer alan İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu ve 39 milletvekilinin, denizlerdeki kirliliğinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla ve bugün okunarak bilgiye sunulan Van Milletvekili Fatma Kurtulan ve 19 milletvekilinin, Kahramanmaş’ta Narlı Ovası’na kurulması planlanan katı atık depolama tesisinin çevreye etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla, Isparta Milletvekili Haydar Kemal Kurt ve 23 milletvekilinin, Eğirdir Gölü ve havzasındaki çevre sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98’inci, İç Tüzük’ün 104 ve 105’inci maddeleri uyarınca Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergelerin birlikte yapılacak ön görüşmelerine başlıyoruz.

VIII.- MECLİS ARAŞTIRMASI

A) ÖN GÖRÜŞMELER

1.- Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolat ve 20 milletvekilinin, termik santrallerin çevreye verdiği zararların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/3)

2.- Tekirdağ Milletvekili Enis Tütüncü ve 38 milletvekilinin, Trakya ve İstanbul ilinde çevre konularındaki gelişmelerin Ergene Çevre Düzeni Havza Planı’na etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/8)

3.- Kırklareli Milletvekili Tansel Barış ve 23 milletvekilinin, Kırklareli ili Vize ilçesindeki bir arazi ile ilgili iddiaların ve bu arazi üzerinde kurulması planlanan çimento fabrikasının çevre üzerindeki muhtemel etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/12)

4.- Adana Milletvekili Nevingaye Erbatur ve 23 milletvekilinin, Adana’daki lagünlerin karşı karşıya bulunduğu çevresel risklerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/28)

5.- Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya ve 22 milletvekilinin, Bartın’da kurulması planlanan termik santralin olumlu ve olumsuz etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/31)

6.- Çanakkale Milletvekili Ahmet Küçük ve 22 milletvekilinin, Kaz Dağları’ndaki madencilik faaliyetlerinin araştırılarak çevreye olumsuz etkilerinin önlenmesi için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/33)

7.- Konya Milletvekili Hasan Angı ve 19 milletvekilinin, Konya Kapalı Havzası’ndaki su kaynaklarının karşı karşıya bulunduğu sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/38)

8.- Konya Milletvekili Orhan Erdem ve 28 milletvekilinin, Akşehir ve Eber Göllerindeki kirlilik ve diğer çevre sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/42)

9.- Çanakkale Milletvekili Mustafa Kemal Cengiz ve 27 milletvekilinin, Kaz Dağları’ndaki madencilik faaliyetlerinin araştırılarak çevrenin korunması için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/47)

10.- Aydın Milletvekili Ahmet Ertürk ve 21 milletvekilinin, Büyük Menderes Nehri’ndeki kirliliğin ve çevreye etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/56)

11.- İzmir Milletvekili Selçuk Ayhan ve 25 milletvekilinin, balık çiftliklerinin çevreye ve turizme olumsuz etkilerinin araştırılarak su ürünleri yetiştiriciliğinin çevreyle uyumlu gerçekleştirilmesi için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/59)

12.- Afyonkarahisar Milletvekili Halil Ünlütepe ve 23 milletvekilinin, Eber Gölü’ndeki çevre kirliliğinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/62)

13.- İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam ve 29 milletvekilinin, altın arama faaliyetlerinin hukuki durumu ile çevreye etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/64)

14.- Adıyaman Milletvekili Şevket Köse ve 23 milletvekilinin, Van Gölü’ndeki kirlenmenin önlenmesi ve Van ilinde turizmin geliştirilmesi için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/65)

15.- İzmir Milletvekili Bülent Baratalı ve 26 milletvekilinin, Küçük Menderes Nehri’ndeki kirliliğin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/68)

16.- Artvin Milletvekili Metin Arifağaoğlu ve 24 milletvekilinin, Artvin Cerattepe’deki madencilik faaliyetlerinin çevreye etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/71)

17.- Afyonkarahisar Milletvekili Abdülkadir Akcan ve 21 milletvekilinin, Eber Gölü’ndeki çevre sorunlarının araştırılarak gölün korunması için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/84)

18.- Van Milletvekili Kayhan Türkmenoğlu ve 19 milletvekilinin, Van Gölü’ndeki çevre sorunlarının ve gölün potansiyelinin araştırılarak korunması ve değerlendirilmesi için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/87)

19.- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy ve 23 milletvekilinin, başta Afşin Elbistan olmak üzere termik santrallerin çevreye etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/89)

20.- Isparta Milletvekili Mevlüt Coşkuner ve 25 milletvekilinin, Isparta ilindeki göllerin çevre sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/98)

21.- İzmir Milletvekili Ahmet Ersin ve 22 milletvekilinin, balık çiftliklerinin çevre ve turizm üzerindeki etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/101)

22.- İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu ve 39 milletvekilinin, denizlerdeki kirliliğin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/119)

23.- Van Milletvekili Fatma Kurtulan ve 19 milletvekilinin, Kahramanmaraş'ta Narlı Ovası'na kurulması planlanan katı atık depolama tesisinin çevreye etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/145)

24.- Isparta Milletvekili Haydar Kemal Kurt ve 23 milletvekilinin, Eğirdir Gölü ve Havzası’ndaki çevre sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/146)

Hükûmet burada.

Meclis araştırması önergeleri sırasıyla Genel Kurulun, 2/10/2007 tarihli 2’nci, 3/10/2007 tarihli 3’üncü, 23/10/2007 tarihli 10’uncu, 1/11/2007 tarihli 15’inci, 6/11/2007 tarihli 16’ncı, 7/11/2007 tarihli 17’nci, 8/11/2007 tarihli 18’inci, 14/11/2007 tarihli 20’nci, 15/11/2007 tarihli 21’inci, 27/11/2007 tarihli 25’inci, 28/11/2007 tarihli 26’ncı, 29/11/2007 tarihli 27’nci, 30/11/2007 tarihli 28’inci, 25/12/2007 tarihli 41’inci, 26/12/2007 tarihli 42’nci, 8/1/2008 tarihli 46’ncı, 9/1/2008 tarihli 47’nci, 10/1/2008 tarihli 48’inci, 17/1/2008 tarihli 51’inci, 22/1/2008 tarihli 52’nci ve 7/2/2008 tarihli 60’ıncı ve bugünkü birleşimlerinde okunduğundan tekrar okutmuyorum.

İç Tüzük’ümüze göre Meclis araştırması açılıp açılmaması hususunda sırasıyla Hükûmete, siyasi parti gruplarına ve önergelerdeki birinci imza sahibine ve onların göstereceği bir diğer imza sahibine söz verilecektir. Konuşma süreleri, Hükûmet ve gruplar için yirmişer dakika, önerge sahipleri için onar dakikadır 102, 104 ve 60’ıncı maddeler hükümlerine göre.

Şimdi, söz alan sayın üyelerin isimlerini okuyorum: Hükûmet adına Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu.

Buyurun Sayın Eroğlu.

Süreniz yirmi dakika.

ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Değerli Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Özellikle çevre konusunda verilen araştırma önergeleri hakkında yüce Meclise bilgi arz etmek konusunda söz aldım.

Önergeleri bir araya getirdiğimiz zaman, bunların genelde balık çiftlikleri, termik santrallerin çevreye tesirleri, maden arama faaliyetleri ve su kaynaklarının kirlenmesiyle alakalı olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla, ben de bu konularda yüce Meclise, değerli milletvekillerimize bilgi arz edeceğim.

Önce balık çiftlikleriyle alakalı önergeler var, onlara kısaca cevap vermek istiyorum: Bilindiği üzere, balık çiftliklerinin, ülkemizde balık üretimi ve aynı zamanda balıkların ihracatından elde edilen gelirler konusunda büyük bir katkısı var. Esasen, biz Çevre ve Orman Bakanlığı olarak balık çiftliklerine karşı değiliz ancak balık çiftliklerinin uygun yerlerde, uygun alanlarda yapılması, çevreyi kirletmeden yapılması konusunda bir hassasiyetimiz var. Yoksa balık çiftliklerinin gerçekten ülke ekonomisine büyük katkısı var.

Şimdi, bilindiği üzere, bu konuda 24 Ocak 2007 tarihinde, balık çiftliklerini bir düzene sokmak maksadıyla bir genelge yayınlandı, daha doğrusu tebliğ. Bu tebliğin adı: “Denizlerde Balık Çiftliklerinin Kurulamayacağı Hassas Alan Niteliğindeki Kapalı Koy ve Körfez Alanlarının Belirlenmesine İlişkin Tebliğ.” Bu tebliğ doğrultusunda, gerçekten, Çevre ve Orman Bakanlığımız, Tarım ve Köyişleri Bakanlığımızın uzmanları, yetkilileri, Ulaştırma Bakanlığımızın -bilhassa Denizcilik Müsteşarlığı- Kültür ve Turizm Bakanlığımızın elemanları, valiliklerle birlikte, biz, özellikle bu yıl şubat ayı içinde her ilde toplantılar yaptık. Neticede yaptığımız çalışmalarda, özellikle balık çiftlikleri için uygun olan alanlar ve uygun olmayan alanlar teker teker belirlendi ve neticede mutabık kaldık: Bu balık çiftliklerinden uygun olmayan yerlerde olanların, bakanlıklar tarafından, bu koordinasyon ekibi tarafından belirlenen alanlara taşınması kararlaştırıldı. İnşallah önümüzdeki turizm mevsimine kadar bunlar tamamen yerlerine taşınmış olacaklardır. Hatta, biz -kolaylık olmak üzere- bunların taşınacakları yerlerde ortak ÇED çalışmaları yapmalarına da imkân sağladık. Böylece taşınmaları kısa sürede gerçekleşecek diye düşünüyorum.

Bunun dışında, termik santrallerle ilgili kısa bir bilgi arz etmek istiyorum.

Değerli milletvekilleri, termik santraller, tabii, ülkemizin bir ihtiyacı. Bilindiği üzere, ülkemizde enerji ihtiyacı her yıl yüzde 7 ile 8 arasında bir artış gösteriyor. Yıllık artış hızı dünya ortalamasının çok üzerinde. Yani geçen yıl yüzde 8,3’tü. Dolayısıyla, bu enerji ihtiyacının karşılanması için, tabii ki değişik enerji kaynakları var. Bunlardan hidroelektrik enerji santralleri, bilindiği üzere, doğal gaz çevrim santralleri -doğal gazdan, aynı zamanda- bunun dışında kömür santralleri ve diğer termik santraller -kömüre bağlı veya doğal gaza bağlı termik santraller- ve nükleer santraller önemli oluyor bildiğiniz üzere. Bu ihtiyacın karşılanması için, tabii ki biz, hidroelektrik enerji kaynaklarını sonuna kadar kullanmayı, rüzgâr, güneş gibi birtakım yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmayı arzu ediyoruz. Fakat maalesef, sadece yenilenebilir enerji kaynakları, gerek rüzgâr gerekse hidroelektrik santraller ihtiyaca kâfi gelmiyor.

Dolayısıyla, mutlaka ülkemizin elektrik ihtiyacının karşılanması maksadıyla termik santrallere ihtiyaç var. Ancak Çevre ve Orman Bakanlığı olarak bizim talebimiz şu: Bu termik santrallerin kurulacağı yerlerin gerek iklim özellikleri, topoğrafik özellikleri, rüzgâr açısından, coğrafi konum açısından uygun alanlarda olması lazım. Ayrıca, gerek baca gazlarını, kontrollü şekilde, mutlaka standartları sağlayacak şekilde gerekli tedbirlerin, baca gazlarıyla birtakım toz tutma ve diğer gazları tutma tesislerinin mutlaka yapılması gerektiği kanaatindeyiz.

Nitekim, bilindiği gibi, son yıllarda, özellikle bu termik santrallerin, gazların ve tozların kontrolü maksadıyla çok ileri teknolojiler, çevre koruma teknolojileri geliştirilmiştir. Bunlar kullanıldığı takdirde, özellikle, problem olmayacaktır. Ama yeteri kadar tedbir alınmadığı zaman, arıtma tesislerini, baca gazı arıtma veya toz giderme tesislerini kullanmadığı zaman problem olacaktır. Bu maksatla Bakanlığımız, Türkiye genelinde, hava kirliliğinin izlenmesi maksadıyla, ulusal hava kalitesi izleme istasyonları ağının yapım çalışmalarını seksen bir ilde tamamlayarak hizmet almıştır. Dolayısıyla, bunları, bu ölçümleri, daha doğrusu ölçüm istasyonlarından elde ettiğimiz bu değerleri Bakanlığımızın web sitesinde her an görmek mümkündür.

Bir diğer husus da maden arama faaliyetleri: Saygıdeğer milletvekilleri, eğer maden çevreyle uyumlu bir şekilde işletilmezse, çevreyi tahrip ederse tabii böyle bir vahşi madenciliğe hepimiz karşıyız. Ancak tabii ki ülkemizin ekonomik kalkınması, aynı zamanda madenlerin en azından ekonomik hayatta, ekonomik faaliyetlerde kullanılması, üretimde kullanılması bakımından bu madenlerin de çıkarılması ve bunların ekonomik olarak faydaya dönüştürülmesi gerektiği de izahtan varestedir.

Bu maksatla, biz, Çevre ve Orman Bakanlığı olarak şöyle bir slogan geliştirdik: “Çevreyle uyumlu madenciliğe evet, vahşi madenciliğe hayır.” Sloganımız bu.

Bu maksatla, bilindiği üzere, birincisi: Madenle ilgili faaliyet göstermek isteyenler eğer orman sahasında faaliyet göstermek istiyorlarsa, malumunuz olduğu üzere, 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 5177 sayılı Kanun’la değişik 16’ncı maddesi gereğince izin verilmekte.

Özellikle şunu ifade etmekten fevkalade mutlu olduğumu burada belirtmek istiyorum: Biz şu anda bütün madencileri toplayarak, derneklerini ve birliklerini toplamak suretiyle, bundan böyle, artık, vahşi madenciliğe müsaade etmeyeceğimizi, bilhassa ormanlık alanlarda izin verildiği zaman bunların mutlaka izin talebiyle beraber, rehabilitasyon yani ıslah planlarını vermeleri gerektiğini ifade ettik ve 1 Ocak 2008 tarihinden itibaren, izin talebinde bulunan bütün madencilere böyle bir rehabilitasyon planı vermeleri şartı koyduk. Hakikaten çok faydalı oldu. Çünkü bu arada gerçekten çevreyle çok uyumlu bir şekilde maden işletmeciliği yapan firmalar var. Ama bazen, maalesef, çevreye uymayan, çevreyle uyumlu faaliyet göstermeyen, ormanları ve tabiatı tahrip edip ıslah yapmayan madenciler de var. Böyle az da olsa bu şekildeki madenciler diğer uygun faaliyet gösteren madencileri de töhmet altında bırakıyor. Buna müsaade etmemek için, biz, az önce arz ettiğim üzere, 1 Ocak 2008 tarihinden itibaren, mutlaka rehabilitasyon planlarını veya termin planını talep ediyoruz, buna göre işlem yapılacak. Bundan sonra sıkı bir şekilde kontrol edeceğimizi ifade etmek isterim.

Bunun dışında su kaynaklarının korunması konusunda: Bilindiği üzere, bu konuda bir kere, su kaynaklarını korumak için zehirli-zararlı atıkların, evsel atıkların, katı atıkların yani çöplerin -evsel çöp, sanayi çöplerinin- bir defa, uygun şekilde toplanması, bertaraf edilmesi gerekiyor. Bakanlık olarak katı atık eylem planı hazırladığımızı ifade etmek isterim. Şu ana kadar yaklaşık olarak otuz iki katı atık düzenli depolama tesisinde 28 milyonluk bir nüfusun katı atıkları ayrı olarak toplanarak uygun şekilde bertaraf edilmektedir. Ancak bizim 2012 yılı sonuna kadar hedefimiz şudur: 51 milyon kişinin katı atıklarını düzenli olarak toplayarak bertaraf edecek olan sistemi geliştirmektir. Böylece, bildiğiniz gibi, gerek evsel katı atıklar, çöpler veya tıbbi atıklardan kaynaklanan su kirlenmesi gerek yüzeysel suların kirlenmesi gerekse yer altı sularının kirlenmesinin katı atıklar açısından önüne geçilmiş olacaktır.

Bunun dışında bir diğer husus da atık su arıtma tesislerinin bir an önce inşa edilmesidir. Biliyorsunuz, bu konuda süreler, iş termin planları belediyeler tarafından verilmiştir. Bu sıkı bir şekilde takip edilmektedir ve bu konuda da çok hassas olduğumuzu belirtmek istiyorum.

Burada, önergelerde isim geçtiği için birkaç havzadan da bahsetmeden geçemeyeceğim. Bunlardan birisi Trakya’daki Ergene Havzası. Ergene Havzası’nın kirliliğinin önlenmesini, bu konuda gerekli yatırımlar yapılmasını çok önemsiyoruz ve zaten o bölgedeki, Ergene Havzası’ndaki ilgili muhtarlar, sivil toplum kuruluşlarıyla Bakanlığımızda toplantı yaptık. İnşallah, önümüzdeki aylarda Trakya’da Ergene Havzası’na giderek bu konuda gerekli çalışmaları hızlandıracağımızı buradan ifade etmek istiyorum. Ayrıca, Ergene Havzası’nda, gece saatlerinde veya cumartesi, pazar günlerinde kaçak olarak, arıtma tesislerini işletmeden alıcı ortama atık sularını veren kuruluşlar hakkında da gerekli işlem yapılıyor. Hatta bu konuda Bakanlığımızda özel bir ekip kurduk, anlık baskınlar yapılmakta. Bu, gerçekten çok faydalı olmuştur çünkü daha önce, geçtiğimiz haftalara kadar, maalesef, mesai saatleri içinde kontrol yapılıyordu ancak bunu biz değiştirdik. Merkezde oluşturduğumuz ve illerde oluşturduğumuz ekipler vasıtasıyla herhangi bir saatte, gecenin yarısında veya cumartesi, pazar günü herhangi bir saatte kontrolleri yapacağız. Sanayicilerimizin, buradan ifade ediyorum, dikkatli olmaları lazım. Kimsenin çevreyi kirletmeye hakkı yoktur. Dolayısıyla, arıtma tesislerini düzgün şekilde, her saat, gece gündüz, cumartesi, pazar çalıştırmaları mecburiyeti vardır. Çalıştırmayanlar hakkında gerekli kanuni işlemler yapılacaktır, cezaları verilecektir. Ayrıca, atık su arıtma tesislerinden çıkan çamurların da uygun şekilde bertaraf edilip edilmediğini de kontrol etmeye başladığımızı ifade etmek istiyorum.

Bu arada, zamanım çok sınırlı olduğu için çok hızlı şekilde, Büyük Menderes Havzası’yla ilgili, Avrupa Topluluğu Eşleştirme Projesi’yle ilgili bir proje başlattığımızı, bu konuda da bilindiği üzere, ihaleyi kazanan ekibin çalışmaya başladığını ifade etmek istiyorum.

Ayrıca, Akşehir Gölü ve Eber Gölü’yle ilgili de, bilindiği üzere, bir eylem planı hazırladık. Bu konuda detaylarını, ben, ileride araştırma komisyonu kurulduğu zaman onlara da arz edeceğimi ifade etmek isterim.

Konya Kapalı Havzası’yla ilgili soru soruldu. Ben çok özetle şunu söylemek istiyorum: Bilindiği üzere -Konya milletvekillerimiz de bilir- Konya’yla alakalı, Konya Ovası Projesi yani “KOP projesi” adıyla anılan bir proje vardı. Bu proje gerçekten çok ciddi bir şekilde ele alınmıştır. Bunların “KOP” projesi dediğimiz Konya Ovası Projesi -ki GAP’tan sonraki en büyük projelerden birisidir… Bu maksatla Bakanlığıma bağlı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü gerek Beyşehir Gölü’nü kurtarmak, Konya Ovası’ndaki su eksikliğini gidermek maksadıyla ciddi yatırımlar yapmıştır, bir kısmının da ihalesi yapılmıştır. Misal olarak, bilindiği üzere, Beyşehir Gölü’nü kurtarmak maksadıyla Derebucak mevkisinde Profesör Doktor Yılmaz Muslu Barajı inşaatı tamamlanmıştır. 6 Temmuz 2007 tarihinde buradaki sular bir Gembos derivasyonu vasıtasıyla bir tünelden geçirilmek suretiyle Akdeniz’e boşa akacak olan sular Beyşehir Gölü’ne yönlendirilmiştir. Böylece, yılda 130 milyon metreküp su Beyşehir Gölü’ne 6 Temmuzdan itibaren akmaya başlamıştır. Bununlada iktifa etmiyoruz, bilindiği üzere “BSA Kanalı” adıyla büyük, muazzam bir kanal inşa ediliyor Beyşehir, Seydişehir, Suğla, Apa istikametinde. Bu kanalın inşaatını da inşallah önümüzdeki yıl tamamlayacağız.

Bunun dışında Konya Ovası’nda -tabii, Karaman, Konya Ovası’nda- yağışlar az -Türkiye’de en az yağış düşen yerlerden birisi- dolayısıyla talep fazla fakat gelen yağış miktarı az olduğu için, bu eksikliği tamamlamak için iki yol takip ettik: Birincisi, Akdeniz’e boşa akan suları buraya yönlendirerek eksiği kapatmak. Bir diğer önemli adım da kullanılan suların en uygun şekilde, optimum şekilde kullanılmasını sağlamak. Bu maksatla, biz, Karaman ve Konya’da pilot bölge ilan etmek suretiyle tamamen damlamalı veya yağmurlama sistemlerine açık sulama sistemlerinin dönüştürülmesi yönünde büyük adımlar atıyoruz. Şu anda hızlı bir dönüşüm başladı. İnşallah birkaç yıl içinde tamamen açık kanallarda sulamak yerine bilhassa yer altı suyundan sulanan bütün şebekeler, sulama tesisleri kapalı sisteme dönüşmüş olacak. Böylece damlamalı ve yağmurlama sulamasıyla önemli miktarda tasarruf yapmış olacağız.

Tabii, bir diğer eksikliği tamamlamak için Konya Kapalı Havzası’nda, bilindiği gibi, asırlık rüya olan Mavi Tünel Projesi de başlatılmıştır. Bu maksatla, bilindiği gibi, Bağbaşı Barajı ve 17 kilometre uzunluğundaki Mavi Tünel’in inşaatı şu anda yürümektedir. Çok hızlı bir şekilde bunu da tamamlayacağız. Böylece, Konya Kapalı Havzası’ndaki problemleri bir an önce çözmenin gayreti içinde olacağız.

Van Gölü’yle ilgili de çalışmalarımız devam ediyor. Şu anda, hakikaten bu Van Gölü’nün etrafındaki kirliliklerin azaltılması, özellikle Van vilayetimizin turizme açılması açısından Bakanlığımız da şu anda ciddi bir çalışma içerisinde. Bunu da burada arz etmek istiyorum.

Kaz Dağlarıyla ilgili kısa bir bilgi arz edeyim: Kaz Dağlarında altın aranan yer tamamen millî parklar alanı dışındadır. Özellikle Kaz Dağlarındaki millî parklar alanında bir santimetrekarelik dahi bir alan altın aramak veya altın madeni işletmek maksadıyla müsaade edilmemiştir. Zaten bu konuda Sayın Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanımız da bildiğiniz gibi geçtiğimiz yıl bizzat bölgeye giderek incelemeler yapmıştır. Ayrıca, ben de özel bir ekip göndererek tabiatın tahrip edilmemesi, bu Kaz Dağları Millî Parkı’nın mutlak suretle en iyi şekilde korunması, oraya tecavüz edilmemesi konusunda gerekli kontrolleri sürekli olarak yaptığımızı ifade etmek istiyorum.

Bunun dışında, Küçük Menderes ve Gediz’le alakalı da sualler vardı, onu da cevaplandırmak istiyorum: Özellikle Küçük Menderes’in ve Gediz’in kirlenmesi gerçekten had safhada. Bu konuda, zaten, bundan iki ay önce İzmir ve Manisa’ya gittiğim zaman orada Bakanlığıma bağlı ve diğer bakanlıklara bağlı bütün ekipleri toplayarak mart ayı sonunda, Gediz’le alakalı çalışmaların değerlendirileceği, alınacak tedbirlerin bir an önce uygulamaya konulması için bir çalışma yapacağımızı belirlemiştik. Bu ay sonunda, İzmir’e bütün Çevre ve Orman Bakanlığı ekipleriyle beraber giderek civarda ilgili valiliklerdeki elemanları, sayın valilerimiz ve ilgili belediye başkanlarını da davet etmek üzere, İzmir’de bu ay sonunda bir hafta sonunda toplantı yapacağız ve inşallah, buradan çok önemli neticeler alınacak ve Gediz’i de kurtarmanın, Küçük Menderes’i de Büyük Menderes’le beraber kurtarmanın, inşallah, mutluluğunu hep birlikte yaşayacağız. Bu konuda kararlıyız. Sizlerin de bu mevzuda yardımlarınızı talep ediyorum.

Özellikle bu önerge…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Hemen toparlıyorum.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakanım.

ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Söylenecek çok şey var ancak gerçekten bu önergeler çok faydalı. Yani Bakanlığımıza verilecek birtakım bilgiler, birtakım tenkitler, tavsiyeleri çok önemsediğimi burada ifade etmek istiyorum.

Bütün bu araştırma önergelerinin bir araya çevre araştırma önergesi olarak toplanmasının çok faydalı olduğunu ben mütalaa ediyorum. İnşallah, çevreyi hep birlikte, bütün milletvekillerimizin gayretiyle, sizlerin tenkit ve tavsiyeleriyle korumaya gayret edeceğiz.

İnşallah, ben, bu araştırma önergelerinin bir araya toplanıp çevre araştırma önergesi şeklinde görüşülmesinin çok faydalı olacağını, bundan gerçekten istifade edeceğimizi, bu konuda kendimizi daha da gayrete getirmek suretiyle çevre konusunda ciddi adımlar atacağımızı ifade etmek istiyorum.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Ayrıca, önerge veren değerli milletvekillerimize de teşekkür ediyorum. Onları teker teker okudum. İstifade ediyoruz. Yaptıkları güzel değerlendirmelerden, bizlere verdiği katkılardan dolayı şükranlarımı sunarım.

Saygılarımla efendim. (AK Parti sıralarından alkışlar)

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Bakan.

Sayın milletvekilleri, çalışma süremize çok az kaldığından gruplara söz veremiyorum.

Bu bakımdan, alınan karar gereğince, kanun tasarı ve tekliflerini sırasıyla görüşmek için, 12 Mart 2008 Çarşamba günü saat 14.00’te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.

 

 

Kapanma Saati: 18.53

Türkiye Büyük Millet Meclisi Resmi internet Sitesi
© 2009 T.B.M.M.