DÖNEM: 23 CİLT: 16 YASAMA YILI: 2 TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ TUTANAK DERGİSİ 75’inci
Birleşim 11 Mart 2008 Salı İ Ç İ N D E K İ L
E R I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ II. - GELEN KÂĞITLAR III.
- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR A)
MİLLETVEKİLLERİNİN GÜNDEM DIŞI KONUŞMALARI 1.- Erzurum
Milletvekili Muhyettin Aksak’ın, Erzurum’un düşman işgalinden kurtuluşunun
90’ıncı yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması 2.- Muş
Milletvekili Sırrı Sakık’ın, milletvekili dokunulmazlığına ilişkin gündem dışı
konuşması ve Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in cevabı 3.- İstanbul
Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaş’ın, Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla
kadınlarımızın sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması ve Devlet Bakanı Nimet
Çubukçu’nun cevabı IV.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI A) TEZKERELER 1.- Yenilendiği
bildirilen (1/1286) esas numaralı Dernekler Kanunu, Türk Medeni Kanunu ve
İçişleri Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın geri gönderilmesine ilişkin Başbakanlık
tezkeresi (3/359) B) MECLİS ARAŞTIRMASI
ÖNERGELERİ 1.- İstanbul
Milletvekili Sebahat Tuncel ve 19 milletvekilinin, İstanbul’daki kayıt dışı
istihdam, taşeronlaşma ve iş güvenliği sorunlarının araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/144) 2.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulan ve 19 milletvekilinin, Kahramanmaraş’ta Narlı
Ovası’na kurulması planlanan katı atık depolama tesisinin çevreye etkilerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/145) 3.- Isparta
Milletvekili Haydar Kemal Kurt ve 23 milletvekilinin, Eğirdir Gölü ve
Havzası’ndaki çevre sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/146) C) GENEL GÖRÜŞME ÖNERGELERİ 1.- Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu adına Grup Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Hakkı Suha
Okay, İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu ve İzmir Milletvekili K. Kemal
Anadol’un, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Kuzey Irak Operasyonu konusunda genel
görüşme önergesi (8/4) D) ÖNERGELER 1.- Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplan’ın, Türk Ceza Kanununda Değişiklik Yapılmasına
İlişkin Kanun Teklifi’nin (2/27) İç Tüzük’ün 37’nci maddesine göre doğrudan
gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/33) V.-
ÖNERİLER A) DANIŞMA KURULU ÖNERİLERİ 1.- Genel
Kurulun, 11/3/2008 tarihli birleşiminde, bir saat sözlü sorulardan sonra,
(10/3), (10/8), (10/12), (10/28), (10/31), (10/33), (10/38), (10/42), (10/47),
(10/56), (10/59), (10/62), (10/64), (10/65),(10/68), (10/71), (10/84), (10/87),
(10/89), (10/98), (10/101), (10/119) (10/145) ve (10/146) esas no.lu Meclis
araştırması önergelerinin birleştirilerek görüşülmesine; 12/3/2008 Çarşamba
günkü birleşiminde sözlü soruların görüşülmemesine ve çalışma saatlerinin
yeniden düzenlenmesine ilişkin Danışma Kurulu önerisi VI.-
SEÇİMLER A) KOMİSYONLARA ÜYE SEÇİMİ 1.- (10/27, 34,
37, 40, 102) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonuna üye seçimi VII.-
SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI 1.- Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, teşvik kapsamında yatırımcılara
verilmesi gereken enerji desteklerine ilişkin Devlet Bakanı Mehmet Şimşek’ten
sözlü soru önergesi (6/196) ve Devlet Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı 2.- Gaziantep
Milletvekili Akif Ekici’nin, yatırımların ve istihdamın teşvikine ve
Gaziantep’in durumuna ilişkin Devlet Bakanı Mehmet Şimşek’ten sözlü soru
önergesi (6/360) ve Devlet Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı 3.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemir’in, Gaziantep Havaalanındaki kargo ve uçak
seferlerine ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/231) ve
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı 4.- Aksaray
Milletvekili Osman Ertuğrul’un, Konya-Aksaray bölünmüş yol ihalesine ilişkin
Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/268) ve Ulaştırma Bakanı Binali
Yıldırım’ın cevabı 5.- Giresun
Milletvekili Murat Özkan’ın, Karayolları Genel Müdürlüğüyle iş yapan
müteahhitlere verilen bitüme ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi
(6/273) ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı 6.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemir’in, Gaziantep-Şanlıurfa otoyolu ile Gaziantep-Habur
bölünmüş yol çalışmalarına ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi
(6/274) ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı 7.- Giresun
Milletvekili Murat Özkan’ın, Karadeniz Sahil Yolunun Giresun geçişindeki
sinyalizasyon ve işaretleme eksikliklerine ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü
soru önergesi (6/275) ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı 8.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalış’ın, havalimanlarındaki ILS sistemlerine ilişkin
Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/278) ve Ulaştırma Bakanı Binali
Yıldırım’ın cevabı 9.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalış’ın, Konya Havaalanına ILS Sistemi alımına ilişkin
Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/287) ve Ulaştırma Bakanı Binali
Yıldırım’ın cevabı 10.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, Edremit-Çanakkale karayoluna ilişkin
Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/297) ve Ulaştırma Bakanı Binali
Yıldırım’ın cevabı 11.- Tunceli
Milletvekili Kamer Genç’in, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünde nitelikli
personel istihdamına ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/302)
ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı 12.- Ordu
Milletvekili Rahmi Güner’in, Ordu’ya havaalanı, liman ve çevre yolları yapımına
ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/315) (Cevaplanmadı) 13.- Balıkesir
Milletvekili Ergün Aydoğan’ın, karayollarındaki bakım ve onarım çalışmalarına
ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/317) ve Ulaştırma Bakanı
Binali Yıldırım’ın cevabı 14.- Tunceli
Milletvekili Kamer Genç’in, THY’nin Elazığ uçuşlarındaki bir uygulamaya ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/327) ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın
cevabı 15.- Tokat Milletvekili
Reşat Doğru’nun, Tokat Havaalanının uçuşlara engel bir risk taşıyıp
taşımadığına ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/354) ve
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı 16.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalış’ın, PTT çalışanlarına “prestij cezası” verildiği
iddialarına ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/373) ve
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı 17.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankut’un, Adana-Karataş yoluna ilişkin Ulaştırma
Bakanından sözlü soru önergesi (6/396) (Cevaplanmadı) 18.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankut’un, Adana-Ankara otoyol projesinin Pozantı-Ulukışla
ve Pozantı-Kemerhisar kısımlarına ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru
önergesi (6/398) (Cevaplanmadı) 19.- Manisa
Milletvekili Mustafa Enöz’ün, Türk Telekom’da personelin güvenlik
soruşturmalarının yapılıp yapılmadığına ve haberleşme güvenliğine ilişkin
Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/434) (Cevaplanmadı) 20.- Manisa
Milletvekili Mustafa Enöz’ün, Türk Telekom ihale şartnamesi taahhütlerinin
yerine getirilip getirilmediğine ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru
önergesi (6/443) (Cevaplanmadı) 21.- Manisa
Milletvekili Mustafa Enöz’ün, Manisa’daki bölünmüş yol çalışmalarına ilişkin
Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/473) (Cevaplanmadı) VIII.-
MECLİS ARAŞTIRMASI A) ÖN GÖRÜŞMELER 1.- Kahramanmaraş
Milletvekili Durdu Özbolat ve 20 milletvekilinin, termik santrallerin çevreye
verdiği zararların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/3) 2.- Tekirdağ
Milletvekili Enis Tütüncü ve 38 milletvekilinin, Trakya ve İstanbul ilinde
çevre konularındaki gelişmelerin Ergene Çevre Düzeni Havza Planı’na etkilerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/8) 3.- Kırklareli
Milletvekili Tansel Barış ve 23 milletvekilinin, Kırklareli ili Vize
ilçesindeki bir arazi ile ilgili iddiaların ve bu arazi üzerinde kurulması
planlanan çimento fabrikasının çevre üzerindeki muhtemel etkilerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/12) 4.- Adana
Milletvekili Nevingaye Erbatur ve 23 milletvekilinin, Adana’daki lagünlerin
karşı karşıya bulunduğu çevresel risklerin araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/28) 5.- Bartın
Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya ve 22 milletvekilinin, Bartın’da
kurulması planlanan termik santralin olumlu ve olumsuz etkilerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/31) 6.- Çanakkale
Milletvekili Ahmet Küçük ve 22 milletvekilinin, Kaz Dağları’ndaki madencilik
faaliyetlerinin araştırılarak çevreye olumsuz etkilerinin önlenmesi için
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/33) 7.- Konya
Milletvekili Hasan Angı ve 19 milletvekilinin, Konya Kapalı Havzası’ndaki su
kaynaklarının karşı karşıya bulunduğu sorunların araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/38) 8.- Konya
Milletvekili Orhan Erdem ve 28 milletvekilinin, Akşehir ve Eber Göllerindeki kirlilik
ve diğer çevre sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/42) 9.- Çanakkale
Milletvekili Mustafa Kemal Cengiz ve 27 milletvekilinin, Kaz Dağları’ndaki
madencilik faaliyetlerinin araştırılarak çevrenin korunması için alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/47) 10.- Aydın
Milletvekili Ahmet Ertürk ve 21 milletvekilinin, Büyük Menderes Nehri’ndeki
kirliliğin ve çevreye etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/56) 11.- İzmir
Milletvekili Selçuk Ayhan ve 25 milletvekilinin, balık çiftliklerinin çevreye
ve turizme olumsuz etkilerinin araştırılarak su ürünleri yetiştiriciliğinin
çevreyle uyumlu gerçekleştirilmesi için alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/59) 12.-
Afyonkarahisar Milletvekili Halil Ünlütepe ve 23 milletvekilinin, Eber
Gölü’ndeki çevre kirliliğinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/62) 13.- İzmir
Milletvekili Mehmet Ali Susam ve 29 milletvekilinin, altın arama faaliyetlerinin
hukuki durumu ile çevreye etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/64) 14.- Adıyaman
Milletvekili Şevket Köse ve 23 milletvekilinin, Van Gölü’ndeki kirlenmenin
önlenmesi ve Van ilinde turizmin geliştirilmesi için alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/65) 15.- İzmir
Milletvekili Bülent Baratalı ve 26 milletvekilinin, Küçük Menderes Nehri’ndeki
kirliliğin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/68) 16.- Artvin
Milletvekili Metin Arifağaoğlu ve 24 milletvekilinin, Artvin Cerattepe’deki
madencilik faaliyetlerinin çevreye etkilerinin araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/71) 17.-
Afyonkarahisar Milletvekili Abdülkadir Akcan ve 21 milletvekilinin, Eber
Gölü’ndeki çevre sorunlarının araştırılarak gölün korunması için alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/84) 18.- Van
Milletvekili Kayhan Türkmenoğlu ve 19 milletvekilinin, Van Gölü’ndeki çevre
sorunlarının ve gölün potansiyelinin araştırılarak korunması ve değerlendirilmesi
için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/87) 19.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy ve 23 milletvekilinin, başta
Afşin Elbistan olmak üzere termik santrallerin çevreye etkilerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/89) 20.- Isparta
Milletvekili Mevlüt Coşkuner ve 25 milletvekilinin, Isparta ilindeki göllerin
çevre sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/98) 21.- İzmir
Milletvekili Ahmet Ersin ve 22 milletvekilinin, balık çiftliklerinin çevre ve
turizm üzerindeki etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/101) 22.- İzmir
Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu ve 39 milletvekilinin, denizlerdeki
kirliliğin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/119) 23.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulan ve 19 milletvekilinin, Kahramanmaraş'ta Narlı
Ovası'na kurulması planlanan katı atık depolama tesisinin çevreye etkilerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/145) 24.- Isparta
Milletvekili Haydar Kemal Kurt ve 23 milletvekilinin, Eğirdir Gölü ve
Havzası’ndaki çevre sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/146) IX.-
YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI 1.- İstanbul
Milletvekili Süleyman Yağız’ın, Alevi inanç ve kültürüne yönelik çalışmalara
ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Mustafa Said Yazıcıoğlu’nun cevabı
(7/1721) 2.- Iğdır
Milletvekili Pervin Buldan’ın, özel eğitim kurumları öğretmenlerinin SSK
primlerine ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in
cevabı (7/1736) 3.- Yalova
Milletvekili Muharrem İnce’nin, mahkeme kararıyla iptal edilen görevde yükselme
sınavına ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in
cevabı (7/1738) 4.- Bartın
Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya’nın, 2022 sayılı Kanuna göre maaş
alanlardan maaşı kesilen ve yersiz ödemenin tahsili istenen kişilere ilişkin
sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in cevabı (7/1739) 5.- İzmir
Milletvekili Oktay Vural’ın, AB üzerinden ithal edilen ürünlerin denetimine, Kimya sektörünü ilgilendiren bir AB
tüzüğüne, - Van Milletvekili Fatma Kurtulan’ın,
Van’daki sınır ticaret merkezi uygulamasına, İlişkin soruları ve Devlet Bakanı Kürşad
Tüzmen’in cevabı (7/1745, 1746, 1747) 6.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Bingöl ilindeki bir köprünün durumuna ilişkin
sorusu ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı (7/1758) 7.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, Mudanya Çayönü Köyü göletinin sulama boruları
ihalesine ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı (7/1760) 8.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, ekonomide muhtemel krizlere karşı alınacak
tedbirlere ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım
Ekren’in cevabı (7/1807) 9.- İzmir
Milletvekili Recai Birgün’ün, işçi emeklilerinin aylıklarına ilişkin
Başbakandan sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in cevabı
(7/1820) 10.- Antalya
Milletvekili Osman Kaptan’ın, turizm sektörüne istihdam ve enerji desteği
verilmesine ilişkin Başbakandan sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul
Günay’ın cevabı (7/1827) 11.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un, BAĞ-KUR emeklilerine bazı
konularda iyileştirme yapılmasına ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Faruk Çelik’in cevabı (7/1828) 12.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, işçi emeklilerinin maaşlarının iyileştirilmesine
ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in cevabı
(7/1829) 13.- Adıyaman
Milletvekili Şevket Köse’nin, prim borçları yeniden yapılandırılan bazı
BAĞ-KUR’luların mağduriyetine ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Faruk Çelik’in cevabı (7/1830) 14.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Merkez Bankası ve bazı kuruluşların
İstanbul’a taşınmasına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Nazım Ekren’in cevabı (7/1854) 15.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, tüberkülozla mücadeleye ilişkin sorusu ve Sağlık
Bakanı Recep Akdağ’ın cevabı (7/1859) 16.- İstanbul
Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu’nun, bir gıda şirketinin işçilerin sendikal
haklarını engellemeye yönelik girişimlerine ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in cevabı (7/1875) 17.- Kocaeli
Milletvekili Hikmet Erenkaya’nın, bazı orman alanlarındaki uygulamalara, - Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in,
Adana’daki orman köylülerinin kalkındırılmasına, - Muğla Milletvekili Metin Ergun’un,
afetlerde zarar gören köylüye faizsiz kredi verilmesine, Afet mağdurlarının kredilendirilmesine, İlişkin soruları ve Çevre ve Orman
Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/1877, 1878, 1879, 1880) 18.- Muğla
Milletvekili Metin Ergun’un, yeniden gelen turistlerle ilgili istatistiki bilgi
teminine ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın cevabı
(7/1893) 19.- Kırklareli
Milletvekili Tansel Barış’ın, sağlıklı beslenme ile verem hastalığındaki artışa
ve tedavi kurumlarına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın cevabı
(7/1906) 20.- İstanbul
Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu’nun, ithalatçı birliklerine toplanan paraların
akibetine ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen’in cevabı (7/1919) 21.- İstanbul Milletvekili
Ayşe Jale Ağırbaş’ın, bankaların uyguladıkları ücret ve komisyonlardaki
farklılığa ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım
Ekren’in cevabı (7/1920) 22.- Antalya
Milletvekili Hüsnü Çöllü’nün, ABD yönetiminden, Türkiye ile ilgili
açıklamalarda laik ifadesi kullanılmamasının istendiği iddiasına ilişkin
Başbakandan sorusu ve Dışişleri Bakanı Ali Babacan’ın cevabı (7/1923) 23.- Antalya
Milletvekili Tayfur Süner’in, esnaf kayıtlarındaki değişikliklere ilişkin
sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Mehmet Zafer Çağlayan’ın cevabı (7/1958) 24.- Antalya
Milletvekili Tayfur Süner’in, büyük marketlerin küçük esnafı mağduriyetine
ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Mehmet Zafer Çağlayan’ın cevabı
(7/1959) 25.- Ordu
Milletvekili Rahmi Güner’in, Mesudiye eski müftüsüyle ilgili iddialara ilişkin
sorusu ve Devlet Bakanı Mustafa Said Yazıcıoğlu’nun cevabı (7/1965) 26.- Antalya
Milletvekili Tayfur Süner’in, yurt dışında yapılan bir turizm fuarındaki bir
görevliye ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın cevabı
(7/1968) 27.- Hatay
Milletvekili Gökhan Durgun’un, AK Parti Genel Merkezinde askeri uzmanlarca bazı
konularda brifing verildiği iddiasına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in cevabı (7/1980) 28.- Muğla
Milletvekili Metin Ergun’un, bez dokumacılığının canlandırılmasına ilişkin
sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın cevabı (7/2031) 29.- Adana
Milletvekili Nevingaye Erbatur’un, ulusal ve uluslararası toplantılar konusunda
bilgilendirmeye ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı
(7/2051) I. GEÇEN TUTANAK ÖZETİ TBMM Genel Kurulu
saat 14.00’te açılarak beş oturum yaptı. Birinci Oturum 4 Mart 2008
tarihli 72’nci Birleşimde yapılan kapalı oturuma ait tutanak özetinin
okunabilmesi için, Başkanlıkça, İç Tüzük’ün 71’inci maddesi uyarınca kapalı
oturuma geçilmesi gerektiği açıklandı ve kapalı oturuma geçildi. İkinci Oturum (Kapalıdır) Üçüncü, Dördüncü ve Beşinci Oturum Balıkesir
Milletvekili Ayşe Akbaş, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne, Erzurum
Milletvekili Zeki Ertugay, Erzurum’un düşman işgalinden kurtuluşunun 90’ıncı
yıl dönümüne, Artvin
Milletvekili Ertekin Çolak, Artvin’in düşman işgalinden kurtuluşunun 87’nci yıl
dönümüne, İlişkin gündem
dışı birer konuşma yaptılar. Yozgat
Milletvekili Mehmet Ekici ve 22 milletvekilinin, Manisa Turgutlu Çaldağ nikel
yatağının işletilmesi konusunun araştırılması (10/141), Van Milletvekili
Özdal Üçer ve 19 milletvekilinin, Van ilindeki enerji sorununun araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi (10/142), Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür ve 29 milletvekilinin, tekstil ve hazır giyim
sektöründeki sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
(10/143), Amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergeleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu;
önergelerin gündemdeki yerlerini alacağı ve ön görüşmelerinin sırası geldiğinde
yapılacağı açıklandı. Sağlık Bakanı
Recep Akdağ’ın Kuveyt’e yaptığı resmî ziyarete refakat eden heyete iştirak
etmesi uygun görülen milletvekiline ilişkin Başbakanlık tezkeresi kabul edildi. Gündemin “Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının: 1’inci sırasında
bulunan, Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın (1/498) (S. Sayısı: 110), 2’nci sırasında
bulunan, Trabzon Milletvekili Cevdet Erdöl ve Adana Milletvekili Necdet
Ünüvar’ın, Sağlık Hizmetleri Temel Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi’nin (2/65) (S. Sayısı: 72), 4’üncü sırasında
bulunan, Bursa Milletvekili Mehmet Altan Karapaşaoğlu ve 3 milletvekilinin,
Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
ve Diğer Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin (2/146) (S.
Sayısı: 111), Görüşmeleri,
ilgili komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadıklarından, ertelendi. 3’üncü sırasında
bulunan, Büyükşehir Belediyesi Sınırları İçerisinde İlçe Kurulması ve Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı’nın (1/529) (S. Sayısı:
117) görüşmeleri tamamlanarak kabul edilip kanunlaştığı açıklandı. 11 Mart 2008 Salı
günü saat 15.00’te toplanmak üzere, birleşime 21.30’da son verildi.
No.:105 II.- GELEN KÂĞITLAR 10 Mart 2008 Pazartesi Süresi
İçinde Cevaplandırılmayan Yazılı Soru Önergeleri 1.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Akdamar Adasındaki kilisenin restorasyonuna
yönelik açıklamasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1726) 2.- Konya
Milletvekili Atilla Kart’ın, TPAO eski genel müdürüyle ilgili iddialara ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1730) 3.- Ankara
Milletvekili Yılmaz Ateş’in, yabancı sermaye yatırımlarına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/1732) 4.- Balıkesir
Milletvekili Hüseyin Pazarcı’nın, bir firma işçilerinin sendikal faaliyetleri
nedeniyle işten çıkarıldıkları iddialarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/1737) 5.- Hatay Milletvekili
Süleyman Turan Çirkin’in, İskenderun’daki taşocaklarının yerleşim birimlerine
etkisine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/1748) 6.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçay’ın, acil yardım ödeneklerine ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/1751) 7.- Ankara
Milletvekili Yılmaz Ateş’in, Kuzey Ankara Girişi Kentsel Dönüşüm Projesine
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1753) 8.- İstanbul
Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Sarıgazi Belediyesinin imar ıslah planı
değişikliğine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1754) 9.- Hatay
Milletvekili Süleyman Turan Çirkin’in, Fener Rum Patrikhanesinin internet
sitesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1755) 10.- İzmir Milletvekili
Ahmet Kenan Tanrıkulu’nun, İzmir’deki bazı köylerin altyapı çalışmalarındaki
usulsüzlük iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/1759) 11.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Kuzey Irak’taki üniversitelerde Türk öğrencilerin
tahsiline ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/1772) 12.- İzmir
Milletvekili Oktay Vural’ın, ithal ürünlerin denetimine ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/1779) 13.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, üniversite hastanelerinin alacaklarına ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/1780) 14.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, Denizli’de hastane ve sağlık ocaklarının
depreme karşı güçlendirilmesine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/1781) 15.- Adıyaman
Milletvekili Şevket Köse’nin, Teftiş Kurulunda yapılan bazı atamalara ve bir
iddiaya ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/1782) 16.- Artvin
Milletvekili Metin Arifağaoğlu’nun, Artvin’deki sağlık personeli ihtiyacına
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/1783) 17.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, vekaleten görev yapan personelden asaleten
atananlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/1784) 18.-
Afyonkarahisar Milletvekili Halil Ünlütepe’nin, Dinar Devlet Hastanesindeki
uzman doktor ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/1785)
19.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, çiftçilere yönelik desteklemelere ilişkin Tarım
ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1786) 20.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, gübre fiyatlarındaki artışa ilişkin Tarım ve
Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1787) 21.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, bal ithalatına ve arıcıların sorunlarına ilişkin
Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1788) 22.- Edirne
Milletvekili Bilgin Paçarız’ın, Edirne’deki çiftçilerin desteklenmesine ilişkin
Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1789) 23.- Balıkesir
Milletvekili Hüseyin Pazarcı’nın, Marmara Denizindeki salya salgınına ilişkin
Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1790) 24.- Mersin
Milletvekili Behiç Çelik’in, hayvansal ve bitkisel üretim destekleme
ödemelerine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1791)
25.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, gübre fiyatlarındaki artışa ilişkin Tarım ve
Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1792) 26.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, sulu tarımın desteklenmesine ilişkin Tarım ve
Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1793) 27.- Artvin
Milletvekili Metin Arifağaoğlu’nun, Artvin’deki ana arı üreticilerinin
destekleme ödemelerine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/1794) 28.- Kırklareli
Milletvekili Turgut Dibek’in, tohumluk üretimi teşvik primine ilişkin Tarım ve
Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1795) 29.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Silifke-Kırobası karayolunun bakım ve onarımına
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/1796) 30.- Giresun
Milletvekili Eşref Karaibrahim’in, Giresun’daki bazı yollara ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/1797) 31.- İstanbul
Milletvekili Durmuşali Torlak’ın, koster filosunun geliştirilmesine ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/1798) 32.- İstanbul
Milletvekili Durmuşali Torlak’ın, LPG ithalatının Türk gemileriyle yapılmasının
teşvikine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/1799) 33.- İstanbul
Milletvekili Durmuşali Torlak’ın, tersane sayısının artırılmasına ve
tersanelerin geliştirilmesine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/1800) 34.- Muğla
Milletvekili Metin Ergun’un, Söke-Milas yolunun yapımına ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/1801) 35.- İstanbul
Milletvekili Atila Kaya’nın, HAVAŞ’ın havaalanları ile yerleşim yerleri
arasında yolcu taşımacılığı yapmasına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/1802) 36.- Denizli
Milletvekili Hasan Erçelebi’nin, tren kazalarına ve bakım-onarım çalışmalarına
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/1803) 37.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, vekaleten görev yapan personelden asaleten
atananlara ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/1804) 38.- Konya
Milletvekili Atilla Kart’ın, Kütahya’da yaşanan tren kazasına ve hat bakımına
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/1805) 39.- Ankara
Milletvekili Yılmaz Ateş’in, Kütahya’da yaşanan tren kazasına ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/1806) 40.- Yozgat
Milletvekili Mehmet Ekici’nin, Fener Rum Patrikhanesinin ekümenlik iddiasına
ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1813) 41.- Giresun
Milletvekili Eşref Karaibrahim’in, Giresun’daki KÖYDES uygulamalarına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1815) 42.- Denizli
Milletvekili Emin Haluk Ayhan’ın, doğrudan gelir desteği ve fiğ desteği
ödemelerine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1816) No.:106 11 Mart 2008 Salı Tasarılar 1.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ortaklık ve
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/535) (Dışişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 28.2.2008) 2.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Suudi Arabistan Krallığı Hükümeti Arasında Gelir Üzerinden
Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel
Olma Anlaşmasının ve Eki Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı (1/536) (Plan ve Bütçe ile Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş
tarihi: 28.2.2008) 3.- Sanayi ve
Ticaret Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun, Devlet Memurları
Kanunu ve Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/537) (Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar,
Bilgi ve Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi:
3.3.2008) 4.- Tütün, Tütün
Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğünün Yeniden Yapılandırılması
ile Tütün ve Tütün Mamullerinin Üretimine, İç ve Dış Alım ve Satımına, 4046
Sayılı Kanunda ve 233 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı (1/538) (Adalet;
Tarım, Orman ve Köyişleri; Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve
Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi:
28.2.2008) Teklifler 1.- Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ve 3
Milletvekilinin; İzmir İline Bağlı Pınarkent Adı Altında Yeni Bir İlçe
Kurulmasına Dair Kanun Teklifi (2/171) (İçişleri ile Plan ve Bütçe
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 28.2.2008) 2.- Mersin
Milletvekili İsa Gök ve 12 Milletvekilinin; 7.4.1969 Tarih ve 1136 Sayılı
Avukatlık Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/172) (Adalet
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 28.2.2008) 3.- Ankara
Milletvekili Yılmaz Ateş’in; 3269 Sayılı Uzman Erbaş Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/173) (Millî Savunma ile Plan ve Bütçe
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.2.2008) 4.- Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplan’ın; Kredi Kartları Faizlerinin İndirilmesi Hakkında
Kanun Teklifi (2/174) (Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve
Teknoloji Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 28.2.2008) Tezkereler 1.- İstanbul
Milletvekili Necat Birinci’nin Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında
Başbakanlık Tezkeresi (3/338) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden
Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.2.2008) 2.- İstanbul
Milletvekili Necat Birinci’nin Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında
Başbakanlık Tezkeresi (3/339) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden
Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.2.2008) 3.- Van
Milletvekili Özdal Üçer’in Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında
Başbakanlık Tezkeresi (3/340) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden
Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.2.2008) 4.- Bitlis
Milletvekili Mehmet Nezir Karabaş’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması
Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/341) (Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.2.2008) 5.- Tunceli
Milletvekili Şerafettin Halis’in Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında
Başbakanlık Tezkeresi (3/342) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden
Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.2.2008) 6.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulan’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında
Başbakanlık Tezkeresi (3/343) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden
Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.2.2008) 7.- Şırnak
Milletvekili Sevahir Bayındır’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında
Başbakanlık Tezkeresi (3/344) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden
Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.2.2008) 8.- İstanbul
Milletvekili Necat Birinci’nin Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında
Başbakanlık Tezkeresi (3/345) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden
Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.2.2008) 9.- İstanbul
Milletvekili Necat Birinci’nin Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında
Başbakanlık Tezkeresi (3/346) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden
Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.2.2008) 10.- Batman
Milletvekili Bengi Yıldız’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında
Başbakanlık Tezkeresi (3/347) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden
Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.2.2008) 11.- Muş
Milletvekili Mehmet Nuri Yaman’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması
Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/348) (Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.2.2008) 12.- Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplan’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında
Başbakanlık Tezkeresi (3/349) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden
Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.2.2008) 13.- Diyarbakır
Milletvekili Aysel Tuğluk’un Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında
Başbakanlık Tezkeresi (3/350) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden
Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.2.2008) 14.- Tunceli
Milletvekili Şerafettin Halis’in Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında
Başbakanlık Tezkeresi (3/351) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden
Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.2.2008) 15.- Konya
Milletvekili Abdullah Çetinkaya’nın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması
Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/352) (Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.2.2008) 16.- Denizli
Milletvekili Mehmet Yüksel’in Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında
Başbakanlık Tezkeresi (3/353) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden
Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.2.2008) 17.- Şırnak
Milletvekili Sevahir Bayındır’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında
Başbakanlık Tezkeresi (3/354) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden
Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.2.2008) 18.- Balıkesir
Milletvekili Mehmet Cemal Öztaylan’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması
Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/355) (Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.2.2008) 19.- Şanlıurfa
Milletvekili İbrahim Binici’nin Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında
Başbakanlık Tezkeresi (3/356) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden
Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.2.2008) 20.- Mardin
Milletvekili Emine Ayna’nın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında
Başbakanlık Tezkeresi (3/357) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden
Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.2.2008) 21.- Artvin
Milletvekili Ertekin Çolak’ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında
Başbakanlık Tezkeresi (3/358) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden
Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.2.2008) Sözlü Soru Önergeleri 1.- Antalya
Milletvekili Tayfur Süner’in, Düzlerçamı Yaban Hayatını Geliştirme Sahası
dışına çıkarılan alana ilişkin Çevre ve Orman Bakanından sözlü soru önergesi
(6/494) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008) 2.- Antalya
Milletvekili Tayfur Süner’in, Antalya’da kaçak akaryakıt kullanımına ilişkin
Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/495) (Başkanlığa
geliş tarihi: 22/2/2008) 3.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, personel maaşlarını iyileştirme çalışmalarına
ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi (6/496) (Başkanlığa
geliş tarihi: 22/2/2008) 4.- Adana
Milletvekili Muharrem Varlı’nın, bazı yöneticilerin özlük haklarına ilişkin
Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/497) (Başkanlığa geliş tarihi:
22/2/2008) 5.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mehmet Akif Paksoy’un, Afşin ve Elbistan’daki kömür rezervinin
planlı değerlendirilmesine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü
soru önergesi (6/498) (Başkanlığa geliş tarihi: 25/2/2008) 6.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemir’in, Gaziantep ve çevresinde turizmin
geliştirilmesine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi
(6/499) (Başkanlığa geliş tarihi: 25/2/2008) 7.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemir’in, Gaziantep Organize Besi Bölgesine ilişkin Sanayi
ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/500) (Başkanlığa geliş tarihi:
25/2/2008) 8.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemir’in, kredi kartı borçlularına ilişkin Devlet Bakanı
ve Başbakan Yardımcısından (Nazım Ekren) sözlü soru önergesi (6/501)
(Başkanlığa geliş tarihi: 25/2/2008) 9.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemir’in, polislerin özlük haklarına ilişkin İçişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/502) (Başkanlığa geliş tarihi: 25/2/2008) 10.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, belediye başkanlarına makam ve temsil tazminatı
ödemesine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi (6/503)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26/2/2008) 11.- Adana
Milletvekili Muharrem Varlı’nın, İl Genel Meclisi üyelerinin sosyal ve özlük
haklarına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/504) (Başkanlığa
geliş tarihi: 26/2/2008) Yazılı Soru Önergeleri 1.- İzmir
Milletvekili Bülent Baratalı’nın, şans oyunlarına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/2160) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008) 2.- Muş
Milletvekili M. Nuri Yaman’ın, Alparslan 1 Barajı kamulaştırma bedellerine ve
köylülerin iskânına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2161)
(Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008) 3.- Hatay
Milletvekili Süleyman Turan Çirkin’in, özelleştirme sonucu işsiz kalanlara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2162) (Başkanlığa geliş tarihi:
22/2/2008) 4.- Hatay
Milletvekili Süleyman Turan Çirkin’in, akaryakıt kaçakçılığı konusunda kurulan
Meclis Araştırması Komisyonu raporu uyarınca yapılan girişimlere ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2163) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008) 5.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır’ın, muhtarlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2164)
(Başkanlığa geliş tarihi: 25/2/2008) 6.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, yeni Anayasa taslağının yurt dışında bir
konferansta açıklanacağı iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/2165) (Başkanlığa geliş tarihi: 25/2/2008) 7.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuz’un, Sivil Havacılık Genel Müdürü hakkındaki iddialara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2166) (Başkanlığa geliş tarihi:
25/2/2008) 8.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür’ün, gübre fiyatlarındaki artışa ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2167) (Başkanlığa geliş tarihi: 25/2/2008) 9.- İzmir
Milletvekili Kemal Anadol’un, bir parktaki Atatürk heykeline yapılan saldırıya
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2168) (Başkanlığa geliş tarihi:
25/2/2008) 10.- İzmir
Milletvekili Ahmet Ersin’in, BOTAŞ soruşturmasıyla ilgili bir iddiaya ilişkin
Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/2169) (Başkanlığa geliş tarihi:
22/2/2008) 11.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, hizmete açılmayan yatırımlara ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2170) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008) 12.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, yargı çalışanlarının özlük haklarına ilişkin
Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/2171) (Başkanlığa geliş tarihi:
25/2/2008) 13.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçay’ın, Ulusal Yargı Ağı Projesine ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2172) (Başkanlığa geliş tarihi: 26/2/2008) 14.- Muğla Milletvekili
Metin Ergun’un, depremde hasar gören Datça Hükümet Konağına ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2173) (Başkanlığa geliş tarihi: 26/2/2008) 15.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, hizmete açılmayan yatırımlara ilişkin
Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/2174) (Başkanlığa geliş
tarihi: 22/2/2008) 16.- Mersin
Milletvekili Akif Akkuş’un, nüfusları mevsimlere göre farklılık gösteren
belediyelerin ödeneklerine ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2175) (Başkanlığa geliş tarihi: 25/2/2008) 17.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, İller Bankasında görevden alınan bürokratlara
ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/2176)
(Başkanlığa geliş tarihi: 25/2/2008) 18.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, hizmete açılmayan yatırımlara ilişkin Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/2177) (Başkanlığa geliş
tarihi: 22/2/2008) 19.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, özelleştirilen kurumlardaki işçilerin diğer
kurumlara nakline ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2178) (Başkanlığa geliş tarihi: 25/2/2008) 20.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, hizmete açılmayan yatırımlara ilişkin Çevre ve
Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/2179) (Başkanlığa geliş tarihi:
22/2/2008) 21.- Kocaeli
Milletvekili Hikmet Erenkaya’nın, çevre kirliliği oluşturduğu iddia edilen bir
deterjan firmasına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2180) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008) 22.- Adıyaman
Milletvekili Şevket Köse’nin, Adıyaman Çamgazi Sulama ve Derivasyon Tesisi
Projesine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/2181)
(Başkanlığa geliş tarihi: 25/2/2008) 23.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, hizmete açılmayan yatırımlara ilişkin Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Nazım Ekren) yazılı soru önergesi (7/2182)
(Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008) 24.- Hatay
Milletvekili Süleyman Turan Çirkin’in, TMSF’nin yaptığı tahsilata ilişkin
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Nazım Ekren) yazılı soru önergesi
(7/2183) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008) 25.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, hizmete açılmayan yatırımlara ilişkin Devlet
Bakanından (Murat Başesgioğlu) yazılı soru önergesi (7/2184) (Başkanlığa geliş
tarihi: 22/2/2008) 26.- Kocaeli
Milletvekili Hikmet Erenkaya’nın, Spor Toto Teşkilat Müdürlüğündeki personel
politikasına ilişkin Devlet Bakanından (Murat Başesgioğlu) yazılı soru önergesi
(7/2185) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008) 27.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, hizmete açılmayan yatırımlara ilişkin Devlet
Bakanından (Nimet Çubukçu) yazılı soru önergesi (7/2186) (Başkanlığa geliş
tarihi: 22/2/2008) 28.- İzmir
Milletvekili Canan Arıtman’ın, kadın sığınma evlerine ilişkin Devlet Bakanından
(Nimet Çubukçu) yazılı soru önergesi (7/2187) (Başkanlığa geliş tarihi:
25/2/2008) 29.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, hizmete açılmayan yatırımlara ilişkin Dışişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2188) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008) 30.- Adana
Milletvekili Tacidar Seyhan’ın, yurt dışı ziyaretlerine ilişkin Dışişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2189) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008) 31.- İzmir
Milletvekili Ahmet Ersin’in, Cumhurbaşkanının Tanzanya ziyaretine ilişkin Dışişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2190) (Başkanlığa geliş tarihi: 25/2/2008) 32.- İzmir
Milletvekili Ahmet Ersin’in, BOTAŞ soruşturmasıyla ilgili bir iddiaya ilişkin
Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/2191) (Başkanlığa
geliş tarihi: 22/2/2008) 33.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, hizmete açılmayan yatırımlara ilişkin Enerji ve
Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/2192) (Başkanlığa geliş
tarihi: 22/2/2008) 34.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankut’un, Adana’da konutlarda doğalgaz kullanımına ilişkin
Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/2193) (Başkanlığa
geliş tarihi: 25/2/2008) 35.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, Yüreğir Belediyesinin gelirlerine ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2194) (Başkanlığa geliş tarihi:
22/2/2008) 36.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, Seyhan Belediyesinin gelirlerine ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2195) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008) 37.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, hizmete açılmayan yatırımlara ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2196) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008) 38.- Osmaniye
Milletvekili Hakan Coşkun’un, ülkemizde kaçak çalışan Ermenilere ve il özel
idarelerinin tarım birimlerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2197) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008) 39.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, şehit ve malul yakınlarının kamuda istihdamına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2198) (Başkanlığa geliş
tarihi: 25/2/2008) 40.- İstanbul
Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu’nun, İstanbul ve Ankara Büyükşehir
Belediyelerinin doğalgaz sayacı ihalelerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/2199) (Başkanlığa geliş tarihi: 25/2/2008) 41.- Afyonkarahisar
Milletvekili Abdülkadir Akcan’ın, bazı motorlu kara taşıtlarının sayılarına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2200) (Başkanlığa geliş
tarihi: 26/2/2008) 42.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, hizmete açılmayan yatırımlara ilişkin Maliye
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2201) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008) 43.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, yürüyen merdiven ihalelerinde Avrupa kökenli
firma şartı arandığı iddiasına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2202) (Başkanlığa geliş tarihi: 25/2/2008) 44.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankut’un, mera vasfı nedeniyle iptali istenen tapulara
ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/2203) (Başkanlığa geliş
tarihi: 25/2/2008) 45.- İzmir
Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu’nun, özelleştirmelerin çalışanlara etkisine
ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/2204) (Başkanlığa geliş
tarihi: 26/2/2008) 46.- İzmir
Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu’nun, 107 numaralı Katma Değer Vergisi Genel
Tebliğine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/2205) (Başkanlığa
geliş tarihi: 26/2/2008) 47.- İzmir
Milletvekili Oktay Vural’ın, kamu maliyesi verilerine ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2206) (Başkanlığa geliş tarihi: 26/2/2008) 48.- Zonguldak
Milletvekili Ali Koçal’ın, Talim Terbiye Kurulu Başkanının görevden alınmasına
ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/2207) (Başkanlığa geliş
tarihi: 20/2/2008) 49.- Adıyaman
Milletvekili Şevket Köse’nin, YÖK Genel Kurulunun bir kararına ilişkin Millî
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/2208) (Başkanlığa geliş tarihi:
22/2/2008) 50.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, hizmete açılmayan yatırımlara ilişkin Millî
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/2209) (Başkanlığa geliş tarihi:
22/2/2008) 51.- Hatay
Milletvekili Süleyman Turan Çirkin’in, satışa sunulacak okul arsalarına ilişkin
Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/2210) (Başkanlığa geliş tarihi:
22/2/2008) 52.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, öğretmenlere yönelik sosyal tesislere ilişkin
Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/2211) (Başkanlığa geliş tarihi:
25/2/2008) 53.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, hizmete açılmayan yatırımlara ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2212) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008) 54.- Giresun
Milletvekili Murat Özkan’ın, Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğünün
gelirlerinin Hazineye aktarılmasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2213) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008) 55.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, hizmete açılmayan yatırımlara ilişkin Sanayi ve
Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/2214) (Başkanlığa geliş tarihi:
22/2/2008) 56.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel’in, coğrafi işaret tesciline ilişkin Sanayi ve Ticaret
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2215) (Başkanlığa geliş tarihi: 25/2/2008) 57.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, hizmete açılmayan yatırımlara ilişkin Tarım ve
Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2216) (Başkanlığa geliş tarihi:
22/2/2008) 58.- Antalya
Milletvekili Tayfur Süner’in, gübre fiyatlarındaki artışa ilişkin Tarım ve
Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2217) (Başkanlığa geliş tarihi:
22/2/2008) 59.- Osmaniye
Milletvekili Hakan Coşkun’un, personel politikasında tarım uzmanlığının
gözetilmesine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2218) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008) 60.- Osmaniye
Milletvekili Hakan Coşkun’un, il özel idarelerinin tarım birimlerine ilişkin
Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2219) (Başkanlığa geliş
tarihi: 22/2/2008) 61.- Hatay
Milletvekili Süleyman Turan Çirkin’in, küçükbaş hayvancılığın teşvikine ilişkin
Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2220) (Başkanlığa geliş
tarihi: 22/2/2008) 62.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, ihraç edilen yaş sebze ve meyvede ilaç kalıntısı
analizlerine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2221) (Başkanlığa geliş tarihi: 25/2/2008) 63.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, hizmete açılmayan yatırımlara ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2222) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008) 64.- Ankara
Milletvekili Nesrin Baytok’un, Sivil Havacılık Genel Müdürü hakkındaki
iddialara ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/2223)
(Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008) 65.- İzmir
Milletvekili Ahmet Ersin’in, Isparta’da düşen uçağın enkazına ve Sivil
Havacılık Genel Müdürü hakkındaki iddialara ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı
soru önergesi (7/2224) (Başkanlığa geliş tarihi: 25/2/2008) 66.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, hizmete açılmayan yatırımlara ilişkin Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Cemil Çiçek) yazılı soru önergesi (7/2225)
(Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008) 67.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, hizmete açılmayan yatırımlara ilişkin Kültür ve
Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/2226) (Başkanlığa geliş tarihi:
22/2/2008) 68.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, hizmete açılmayan yatırımlara ilişkin Millî
Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/2227) (Başkanlığa geliş tarihi:
22/2/2008) 69.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, hizmete açılmayan yatırımlara ilişkin Devlet
Bakanından (Kürşad Tüzmen) yazılı soru önergesi (7/2228) (Başkanlığa geliş
tarihi: 22/2/2008) 70.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, hizmete açılmayan yatırımlara ilişkin Devlet
Bakanından (Mehmet Şimşek) yazılı soru önergesi (7/2229) (Başkanlığa geliş
tarihi: 22/2/2008) 71.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, hizmete açılmayan yatırımlara ilişkin Devlet
Bakanından (Mustafa Said Yazıcıoğlu) yazılı soru önergesi (7/2230) (Başkanlığa
geliş tarihi: 22/2/2008) 72.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, hizmete açılmayan yatırımlara ilişkin Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Hayati Yazıcı) yazılı soru önergesi (7/2231)
(Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008) 73.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel’in, hizmete açılmayan yatırımlara ilişkin Devlet
Bakanından (Mehmet Aydın) yazılı soru önergesi (7/2232) (Başkanlığa geliş
tarihi: 22/2/2008) 74.- Şırnak
Milletvekili Sevahir Bayındır’ın, işçilerle toplu sözleşme imzalamayıp üretimi
durduran bir firmaya ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2233) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008) 75.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüz’ün, Gaziantep’teki çiftçilerin sulamada kullanılan
elektrik borçlarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/2234)
(Başkanlığa geliş tarihi: 25/2/2008) Genel Görüşme Önergesi 1.- Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu adına Grup Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Hakkı Suha Okay,
İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu ve İzmir Milletvekili Kemal Anadol’un,
Türk Silahlı Kuvvetlerinin Kuzey Irak Operasyonu konusunda Anayasanın 98 inci,
İçtüzüğün 102 ve 103 üncü maddeleri uyarınca bir genel görüşme açılmasına
ilişkin önergesi (8/4) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2008) Meclis Araştırması Önergeleri 1.- İstanbul
Milletvekili Sebahat Tuncel ve 19 Milletvekilinin, İstanbul’daki kayıt dışı
istihdam, taşeronlaşma ve iş güvenliği sorunlarının araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve
105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/144) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/03/2008) 2.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulan ve 19 Milletvekilinin, Kahramanmaraş’ta Narlı
Ovası’na kurulması planlanan Katı Atık Depolama Tesisinin çevreye etkilerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98
inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/145) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/03/2008) 3.- Isparta
Milletvekili Haydar Kemal Kurt ve 23 Milletvekilinin, Eğirdir Gölü ve
Havzasındaki çevre sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri
uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/146)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/03/2008) 11 Mart 2008 Salı BİRİNCİ OTURUM Açılma Saati: 15.00 BAŞKAN: Başkan Vekili Eyyüp Cenap GÜLPINAR KÂTİP ÜYELER: Yusuf COŞKUN (Bingöl), Murat ÖZKAN (Giresun) BAŞKAN – Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 75’inci Birleşimini açıyorum. Toplantı yeter
sayımız vardır, görüşmelere başlıyoruz. Gündeme geçmeden
önce üç sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim. Gündem dışı ilk
söz, Erzurum’un düşman işgalinden kurtuluşu münasebetiyle söz isteyen Erzurum
Milletvekili Muhyettin Aksak’a aittir. Buyurun Sayın
Aksak. (AK Parti sıralarından alkışlar) III.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR A) MİLLETVEKİLLERİNİN GÜNDEM DIŞI KONUŞMALARI 1.- Erzurum Milletvekili Muhyettin Aksak’ın, Erzurum’un
düşman işgalinden kurtuluşunun 90’ıncı yıl dönümüne ilişkin gündem dışı
konuşması MUHYETTİN AKSAK
(Erzurum) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; dadaşlar diyarı güzel
Erzurum’umuzun düşman işgalinden kurtuluşunun 90’ıncı yıl dönümü münasebetiyle,
istiklal, hürriyet, vatan uğruna canlarını feda eden şehitlerimizi anmak ve
aziz ruhlarını şad etmek üzere yüce Meclise hitap etmekten son derece
bahtiyarım. Yüce Meclisimizi ve temsilcilerini saygıyla selamlıyorum. 12 Mart 1918
günü, Erzurum’un esaretten hürriyete, ölümden hayata kavuştuğu bir gündür.
Bağımsızlığımızın temelleri, Kurtuluş Savaşı’mızdan cumhuriyete giden yolun en
önemli kilometre taşı Erzurum’da atılmıştır. Atatürk, 23 Temmuz 1919’da Erzurum
Kongresi’ni gerçekleştirmiş, üniformasını burada çıkartıp Erzurum’un hemşehrisi
ve Erzurum mebusu olmuştur. Böylelikle, kurtuluşa giden yol 12 Mart 1918’de
kurtarılan Erzurum’dan geçmiş ve Türk Bayrağı göndere Erzurum’dan çekilmiştir.
Ne güzel tesadüftür ki Erzurum’un kurtuluşundan üç yıl sonra, 12 Mart 1921’de
Mehmet Âkif Ersoy’un Mehmetçik’e armağan ettiği şiir İstiklal Marşı olarak
kabul edilmiştir. İstiklal Marşı,
topyekûn Türk milletinin mücadele ruhunu yansıtır. Vatanın bütünlüğü, Türk
milletinin birlik ve beraberliği sonsuza kadar payidar kalacaktır. Her karışı
atalarımızın mukaddes kanlarıyla sulanan aziz vatan Çanakkale’de, Aziziye ve
Mecidiye tabyalarında, Ege’de ve güneyde aynı destanın farklı namelerini
inletti. Her cephede bedenleri küçük, yürekleri büyük kahramanlar medeniyet
canavarlarına insanlık dersi vermiştir. İstiklal
Marşımızın şairi Mehmet Âkif Ersoy, “Bastığın yerleri
toprak deyip geçme tanı, Düşün altında
binlerce kefensiz yatanı. Sen şehit oğlusun
incitme yazıktır atanı. Verme dünyaları
alsan da bu cennet vatanı.” Diyerek verilen
mücadelenin kutsallığını anlatmıştır. Bu şehrin ve bu
ülkenin kurtuluş günlerinin hatırlanması, en az kurtuluş için verilen mücadele
kadar önemlidir. Bu vatan topraklarının kıymetinin hakkıyla bilinmesini ve
bizler için ne kadar değerli olduğunu anlatmak istiyorsak, tarihimizde
milletimizin kazandığı zaferlerin önemini gençlerimize aktarmak, onları
bilgilendirmek, onlara bu duyguları aşılayarak yetişmelerini sağlamamız
gerekir. Bize hür bir vatan bırakmak için mücadele eden, eziyet çeken,
canlarını veren şehitlerimizi, gazilerimizi, vatan kahramanlarımızın adını
gençlerimizin ruhlarına nakşetmemiz bizim tarihî bir borcumuzdur. Yaşlısıyla
genciyle, kadınıyla erkeğiyle destan yazan dadaşı Saadettin Akatay “Bar”
şiiriyle çok güzel anlatmıştır. “Dadaş çelik bir
yaydır, onu germeye gelmez, Çağlayan bir sel
olur, dağlara da baş eğmez. Yayla bulutu gibi
yükselir yavaş yavaş, Sonra birden sel
olur, köpürür coşar dadaş. Doğu’nun sınır
taşı, Erzurum’un dadaşı, Efesi var
İzmir’in, eğilmez Türk’ün başı.” demiştir. Her zaman vatana
kale olan Erzurum’umuz üniversitesiyle, uluslararası havaalanıyla, hayvancılık
ve tarımdaki gelişmeleriyle, köylerimizin KÖYDES projeleri neticesinde
yaşanabilir hâle gelmesiyle, şehrimizi çevreleyen duble yollarıyla, eğitimde,
sağlıkta ve turizmde merkez olma yolundaki çalışmalarıyla, tarihî eserleriyle,
tabiat güzellikleriyle ve Başbakanımızın 2011 Üniversite Kış Oyunları’nı
Erzurum’a kazandırmasıyla dünya şehri olma yolundaki adımlarımız hızlanmıştır. 12 Mart,
Erzurum’un kurtuluş ruhuna uygun olarak yapılan kutlamalar, Erzurum
derneklerimiz vasıtasıyla ülkemizdeki illerde kutlanmakla birlikte, dünyada da
birçok ilde, ülkede kutlanmaktadır. Bütün Erzurumluların ve bütün milletimizin,
90’ıncı kurtuluş yıl dönümünü kutluyor, bu kutlamalarda emeği geçenlere
teşekkür ediyorum. Çanakkale
Zaferi’nin 93’üncü yıl dönümü, İstiklal Marşı’mızın kabul edilmesinin 87’nci ve
Erzurum’umuzun kurtuluşunun 90’ıncı yıl dönümü vesilesiyle aziz şehitlerimizi rahmet
ve minnetle anıyor, yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti ve MHP
sıralarından alkışlar) BAŞKAN –
Teşekkürler Sayın Aksak. Gündem dışı
ikinci söz, milletvekili dokunulmazlığı hakkında söz isteyen Muş Milletvekili
Sırrı Sakık’a aittir. Buyurun Sayın
Sakık. (DTP sıralarından alkışlar) 2.- Muş Milletvekili Sırrı Sakık’ın, milletvekili
dokunulmazlığına ilişkin gündem dışı konuşması ve Adalet Bakanı Mehmet Ali
Şahin’in cevabı SIRRI SAKIK (Muş)
– Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; fezlekelerle ilgili söz talebinde bulundum.
Bu vesileyle kendi adıma ve grubum adına sizleri saygıyla selamlıyorum. Değerli
arkadaşlar, son günlerde özellikle DEP Grubuyla ilgili, fezlekelerle ilgili
kamuoyunda çok olumsuz bir tablo oluşturulmaya başlandı. Anayasa’nın hükmü çok
açık olmasına rağmen sorun DTP olunca, fezlekeler sudan bahaneler de olsa,
kamuoyunda ciddi şekilde tartışılıyor ve konuşuluyor. 1994’lü yıllarda,
DEP sürecinde bile böyle bir fırtına estirilmemişti. 1994’te DEP
milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırıldığı süreçte yargı işleyişi hiç
olmazsa hazırlık komisyonunda, karma komisyonda tartışmaya açılmış ve Genel
Kurula indirilen fezlekeler, Genel Kuruldan sonra yasal işlemler başlamıştır.
Ama ne yazık ki bizim birkaç arkadaşımızın Genel Kurula fezlekeler gelmeden,
tartışılmadan, konuşulmadan Anayasa’nın 14’üncü maddesine dayanılarak,
arkadaşlarımızın yargılama süreci devam etmektedir. Bu, Anayasa’ya aykırıdır ve
son günlerde özellikle bizimle ilgili sekiz fezlekeyle… Ve bunları aldım baktım
sekiz fezlekede ne var? Muş’ta seçim çalışmalarında, arkadaşıma dönmüşüm Kürtçe
demişim: “...”, (*) “Bir bardak su getirin.” Bu bir bardak su, fezleke
oluşturmak için yeterli bir neden! Bir başka
arkadaşımız, Muş Milletvekilimiz Nuri Yaman, Kürtçe “Çok yaşayın.”, “...” (*)
demiş. Bunun hakkında fezleke açılmış. Yani ne demesi gerekiyordu arkadaşlar?
Yani o insanlara “Çok yaşayın.” demek dışında ne diyebilirdi? “Çok ölün.” mü
demesi gerekiyordu? Fezlekelerden biri bu. Tunceli
Milletvekili arkadaşımız “Ben Dersimliyim. Ben emekçiyim. Ben bir Kürt’üm.”
dediği için hakkında dava açılmıştır ve bir başka arkadaşımız, sadece kendi
seçim çalışmalarında Kürtçe müzik çaldırdığı için hakkında dava açılmıştır.
Yine, biz seçim bölgemizde panolara afişler ve resimler astığımız için
hakkımızda dava açılmıştır ve nitekim, o davalar açılmadan önce panolardan
resimler, flamalar indirilmiş, yerine AKP’nin flamaları asılmış, yerine
Başbakanın posterleri asılmış. Bunları da biz tespit etmişiz ama bunların
hiçbiri hakkında da dava açılmamıştır. Takdir edersiniz
ki Kürt coğrafyasında Kürtçe konuşmadan çok fazla siyaseten yol alma şahsı
yoktur. Şimdi, bölge milletvekilleri, özellikle AK Partili arkadaşlarımız,
özellikle Diyarbakır milletvekilleri seçim çalışmalarında sürekli Kürtçeyi kullanmışlardır,
bakanlar dâhil Kürtçeyi kullanmışlardır; bunlarla ilgili tek işlem
yapılmamıştır ve yapılmamalıdır. Ama sorun DTP olunca yargıçlar durumdan vazife
çıkarıyor ve bu durumdan vazife çıkaran yargıçlar, milletvekili arkadaşlarımızı
hedef gösteriyor. Kimi milletvekili arkadaşımız Batman’ın orta sokağında
saldırıya maruz kaldı, kimi güvenlik güçleri fütursuzca partililerimize
saldırıyor ve bu iş, buradan tetikleniyor. Biz, bu noktayı Sayın Meclis
Başkanımızla görüştük, Adalet Bakanımızla görüştük, Anayasa Komisyonu
Başkanımızla görüştük, Adalet Komisyonu Başkanımızla görüştük; bu uygulamanın
haksız olduğunu söylediler. Ama ne yazık ki bu saate kadar bu uygulamayla
ilgili küçük bir şey yapılmadı. Değerli
arkadaşlar, sizleri buraya getiren irade neyse bizi de buraya getiren irade
budur, Anayasa güvencesi sizin için ne kadar geçerliyse bizim için de o kadar
geçerli olmalıdır. Şunu unutmayın: Bugün bizimle ilgili dava açan yargıçlar,
yarın sizinle ilgili de açacaklar. (Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Buyurun
Sayın Sakık. SIRRI SAKIK
(Devamla) – Teşekkür ediyorum. Ve biz bunlara
alışığız, biz hayatın en zor koşullarından geliyoruz ama siz bunları
kaldıramazsınız. Çünkü geçmiş dönemde bizim dokunulmazlıklarımız kaldırıldığı
zaman hepimiz dimdik buradaydık ama Refah Partisinden bir arkadaşımızın
dokunulmazlığı kaldırıldığında dışlanmıştı, tek başına oradaydı. Yarın, bu,
sizin başınıza da gelebilir. Demokrasi hepimiz için gereklidir. Bu vesileyle,
Parlamento, bir an önce meslektaşlarına, hukuka, demokrasiye sahip çıkmalıdır.
Ancak böylelikle kardeşlik sağlanır, ancak iç barışımızı böylelikle
sağlayabiliriz. Gerisi uluslararası platformlarda gidip nutuk atmak… “Kürtçe
üzerinde yasak yok, baskı yok.” diyorsanız o zaman ben şuradan size… “…” (*)
Buyurun, bunun nasıl bir yasak olduğunu… Eğer içinize sindiriyorsanız afiyet
olsun! Teşekkür
ediyorum. (DTP sıralarından alkışlar) BAŞKAN –
Teşekkürler Sayın Sakık. Gündem dışı
konuşmaya Adalet Bakanı Sayın Mehmet Ali Şahin cevap verecektir. Buyurun Sayın
Bakan. (AK Parti sıralarından alkışlar) Süreniz yirmi
dakikadır. (*)
Bu bölümlerde Hatip tarafından, Türkçe olmayan birtakım kelimeler ifade edildi. ADALET BAKANI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) – Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım;
hepinizi saygıyla selamlıyorum. Önce, gündem dışı
konuşmayla Erzurum’un düşman işgalinden kurtuluşuyla ilgili bir değerlendirme
yapan Erzurum Milletvekili arkadaşımız Muhyettin Aksak Bey’in burada dile
getirdiği hususlara aynen katıldığımı ifade etmek istiyorum. Kurtuluş
Savaşı’nda, gerçekten, ülkemizin düşman işgalinden kurtuluşu için, vatanımızın
üstünde bağımsız olarak yaşamamızı temin etmek için kahramanlıklar göstermiş
olan Erzurum halkına ben de minnetlerimi ve saygılarımı sunmayı konuşmamın
başında bir görev biliyorum. Huzurunuzda,
biraz önce sizlerle düşüncelerini paylaşan Demokratik Toplum Partisi Muş
Milletvekili arkadaşımız Sırrı Sakık Bey’in milletvekili dokunulmazlığıyla
ilgili konuşması üzerinde bir değerlendirme yapmak için bulunuyorum. Değerli
arkadaşlarım, milletvekili dokunulmazlığı müessesesi, 1924 Anayasası’nın 17’nci
maddesinde, 61 Anayasası’nın 79’uncu maddesinde ve hâlen yürürlükte bulunan 82
Anayasası’nın da 83’üncü maddesinde düzenlenmiştir. Aslında, parlamenter
demokrasiye sahip olan tüm ülkelerde milletvekilleriyle ilgili bu tür
muafiyetler söz konusudur. Aslında, bu tür muafiyetler, milletvekilinin
şahsından ziyade, parlamentoya tanınmış olan bir haktır; parlamenterlerin
Parlamentoda görevlerini çok sağlıklı şekilde yapmalarını temin için ortaya
konmuş olan bir müessesidir. Anayasa’nın 83’üncü maddesi incelendiğinde, kürsü
dokunulmazlığının birinci fıkrada ve yasama dokunulmazlığının da diğer
fıkralarda düzenlendiğini görürsünüz. Milletvekilleri, şu kürsüde -yani sizler
ve bizler- söylediğimiz sözlerden, ileri sürdüğümüz fikirlerden ve
düşüncelerden dolayı herhangi bir takibata uğramayalım diye 83’üncü maddenin
birinci fıkrası düzenlenmiştir. Adalet Bakanlığı
olarak, 83’üncü maddede düzenlenmiş olan milletvekili dokunulmazlığıyla ilgili
uygulamaların, cumhuriyet savcılıklarımızca, Anayasa’nın 83’üncü maddesinin
ruhuna ve özüne, gerekçesine uygun şekilde yerine getirilmesi konusunda zaman
zaman genelgeler yayımlarız. En son genelge de 2006 yılında 20 Ocakta
yayımlandı. İzin verirseniz bir iki cümlesini sizlerle paylaşmak istiyorum. Tüm
cumhuriyet başsavcılıklarımıza gönderilmiş olan bu genelge aynen şöyledir:
“Bazı yer cumhuriyet başsavcılıklarınca, suç işledikleri ihbar veya şikâyet
edilen Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri hakkında soruşturma yapılmaksızın
yalnızca ihbar veya şikâyeti kapsayan dilekçeler ya da yapılan soruşturma
sonunda kamu davasını açmaya yeterli delil elde edilip edilmediği incelenip
değerlendirilmeden, yahut deliller tam olarak toplanılmadan evrakın; Bakanlığa,
kimi zaman da doğrudan doğruya Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
gönderildiği Bakanlığımıza intikal eden bilgilerden anlaşılmıştır.” Bunu söyledikten
sonra, bu genelge şu beş hususa dikkati çekmektedir. Bu beş hususu sizlerle
değerlendirirken, aynı zamanda Sayın Sakık’ın gündeme getirdiği konuları da bir
şekilde cevaplandırmış olacağım. Bu genelge
cumhuriyet başsavcılıklarımıza şu uyarılarda bulunuyor biraz önce ifade ettiğim
kürsü dokunulmazlığıyla ilgili: “Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, bu arada
Meclis üyesi olmayan bakanların da Meclis çalışmalarındaki oy ve sözlerinden,
Mecliste ileri sürdükleri düşüncelerden, o oturumdaki Başkanlık Divanının
teklifi üzerine Meclisçe başka bir karar alınmadıkça, bunları Meclis dışında
tekrarlamak ve açığa vurmaktan mutlak olarak sorumlu tutulamayacakları göz
önünde bulundurularak, bu tür eylemlerin takibine tevessül edilmemesi,” Adalet
Bakanlığı diyor ki: “Bir milletvekili Meclis kürsüsünde konuşmuş, bununla
ilgili herhangi bir işlem yapamazsınız. Çünkü milletvekili burada mutlak bir
sorumsuzluğa tabidir. Buna riayet edin.” Bu genelgedeki ilk husus budur. İkincisi:
“Görevde bulunan veya görevinden ayrılan Başbakan ve bakanlar hakkında Bakanlar
Kurulunun genel siyaseti veya Bakanlıkların görevleriyle ilgili olarak yapılan
şikâyet ve ihbarların, ancak Anayasa’nın 100’üncü ve Türkiye Büyük Millet
Meclisi İç Tüzüğü’nün 107’nci maddelerine göre işleme tabi tutulacağı, bu gibi
başvuruların belirtilen şartlar oluşmadan TBMM Başkanlığına intikal
ettirileceğine dair yasal bir dayanak bulunmadığı ve Bakanlığımızca da
yapılacak başkaca bir işlem olmadığı cihetle bu tür evrakın Bakanlığımıza
gönderilmemesi,” Yani, görevi
esnasında bir suç işlediği iddia edilen başbakan veya bakanlarla ilgili de
yetki ancak Anayasa’nın 100’üncü maddesine göre Türkiye Büyük Millet
Meclisinindir. Soruşturma komisyonu kurulur ve gerekirse Anayasa Mahkemesine,
Yüce Divana gönderilir. Bunun dışında, cumhuriyet başsavcılıklarının herhangi
bir görevi yoktur, bununla ilgili de herhangi bir işlem yapmayacaksınız
uyarısında bulunuyor. Üçüncü olarak bu
genelge: “Kişisel suç niteliğindeki iddialarda ise, Başbakan, bakanlar ve
milletvekillerinin ifadesine başvurulmadan, –altını çiziyorum, ifadesine
başvurulmadan- soruşturmanın bizzat cumhuriyet başsavcısı ya da cumhuriyet
başsavcı vekili tarafından yapılarak…” Burası da önemlidir. Milletvekilleriyle
ilgili yapılacak soruşturmaları her savcı yapmayacak, ya o yer cumhuriyet
başsavcısı yapacak yahut da başsavcı vekili yapacak. Bu genelge, aynı zamanda,
yaptığımız işin, daha doğrusu milletvekillerinin yaptığı işin önemine binaen bu
sorumluluğu cumhuriyet başsavcılıklarına veya vekillerine vermektedir. “…leh ve
aleyhte eksiksiz olarak toplanan deliller suçun işlendiği hususunda yeterli
şüphe oluşturuyorsa, varsa maktul, mağdur, suçtan zarar gören kişi veya
şikâyetçinin kimliği, yüklenen suçu, işleniş şeklini, delilleri ve suça temas
eden kanun maddelerini de içerecek şekilde yasama dokunulmazlığının
kaldırılmasına ilişkin olarak düzenlenecek fezlekeye bağlı evrakın, Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulmak üzere Bakanlığımız Ceza İşleri Genel
Müdürlüğüne gönderilmesi,” Demek ki kişisel
olarak bir suç isnadı karşısında kalan milletvekiliyle ilgili de tüm deliller
toplanacak eksiksiz olarak; ondan sonra, Adalet Bakanlığı kanalıyla bunu
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına göndereceksiniz diyor. Şimdi dördüncü
hususa geliyorum bu genelgede dile getirilen. Biraz önce, sanıyorum Sayın Sakık
da bu hususla ilgili bir değerlendirme yaptı. “Ağır cezayı gerektiren suçüstü
hâli ve seçimden önce soruşturmasına başlanılmış olmak kaydıyla Anayasa'nın
14'üncü maddesinde belirtilen durumlar sebebiyle soruşturmaya başlanıldığı
takdirde, milletvekillerinin tutulmalarının, sorguya çekilmelerinin,
tutuklanmalarının ve yargılanmalarının Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin
kararına bağlı olmadığının hatırdan çıkartılmayarak, keyfiyetin en süratli
şekilde Türkiye Büyük Millet Meclisine ve Bakanlığımız Ceza İşleri Genel
Müdürlüğüne bildirilmesi, gereksiz yazışmalara ve gecikmelere sebebiyet
verilmemesi,” Değerli
arkadaşlarım, biraz önce ifade ettiğim, Anayasa’nın 83’üncü maddesinin, izin
verirseniz, ikinci fıkrasını okuyorum: “Seçimden önce veya sonra bir suç
işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclisin kararı olmadıkça tutulamaz,
sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz. Ağır cezayı gerektiren suçüstü
hali ve seçimden önce soruşturmasına başlanılmış olmak kaydıyla Anayasanın 14
üncü maddesindeki durumlar bu hükmün dışındadır.” Demek ki değerli
arkadaşlarım, seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir
milletvekili, Meclisin kararı olmadıkça tutuklanamayacak -kural bu- sorguya
çekilemeyecek, tutulamayacak ve yargılanamayacak. Ancak, biraz önce
okuduğum gibi, bunun iki tane istisnası var: Bir tanesi, ağır
cezalık bir suç işlenmiş olması ve suçüstü suçu işleyen milletvekilinin
yakalanmış olması, yani eski tabirle -hukukçu arkadaşlarımız bilirler-
cürmümeşhut hâlinde yakalanmış olması. Bu durumda “Meclisin kararı olmadıkça
tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz.” hükmü uygulanmıyor
bu Anayasa’nın maddesine göre, genelge de zaten bunu hatırlatmış. Bir istisna da
şudur: Anayasa’nın 14’üncü maddesindeki durumlar da bu hükmün dışındadır. Nedir
Anayasa’nın 14’üncü maddesi? Temel hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılmamasını
düzenlemektedir: “Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, –kısaltarak
okuyorum- Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı amaçlayan
faaliyetler biçiminde kullanılamaz.” Peki, devletin ülkesi ve milletiyle
bölünmez bütünlüğünü bozma, bir suç mudur? Suçsa ne suçudur? Değerli
milletvekili arkadaşlarım, bunun da cevabını 3713 sayılı Terörle Mücadele
Kanunu’nun 1’inci maddesinden çıkarıyoruz. Terörle Mücadele Kanunu’nun 1’inci
maddesi, terörün tanımını yapmakta; sadece konuyla ilgili olan bölümü
kısaltarak okuyorum: “Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünü
bozmak amacıyla bir örgüte mensup kişi veya kişiler tarafından girişilecek her
türlü suç teşkil eden eylemler terör tanımı içerisinde değerlendirilir.”
Dolayısıyla, bu nitelikte suç işlediği iddia edilen milletvekilleriyle ilgili
83’üncü maddesinin ikinci fıkrasındaki ilk cümle “Meclisin kararı olmadıkça
yargılanamaz, tutulamaz, sorguya çekilemez.” hükmü uygulanmamaktadır. Bunun
geçmişte de tatbikatı olmuştur. Hatta ben merak ettim geçmişte Meclisin
tatbikatı var mı diye. Mesela, 1935 yılında böyle bir uygulama olmuş. SIRRI SAKIK (Muş)
– O dönemde Terörle Mücadele Yasası vardı, değil mi? ADALET BAKANI MEHMET
ALİ ŞAHİN (Devamla) – Bu, cürmümeşhutla ilgili, yani suçüstü hâli ve ağır
cezalık bir suç. Sinop milletvekili bir zatın -ismi de Recep Zühtü- bir
yaralama sonucu bir kadının ölümüne neden olduğu için, milletvekilliği
dokunulmazlığı kaldırılmadan yargılaması yapılmış. Yine, benim de
burada bulunduğum, sanıyorum 22’nci Dönem Parlamentosunda da böyle bir
uygulamaya tanık olmuştuk. Yine bir milletvekili arkadaşımız, burada, maalesef,
bir kargaşa anında hayatını kaybetmişti. Bir başka milletvekili arkadaşımız da
bu olaydan sorumlu tutulmuştu. Dokunulmazlığı kaldırılmadan, onun hakkında da
ağır cezada dava açılmıştı. Demek ki 14’üncü maddenin istisnalarıyla ilgili
uygulama bizim parlamenter tarihimizde bulunmaktadır. Şimdi, biraz önce
Sayın Sakık’ın gündeme getirdiği konular, Anayasa’nın 14’üncü maddesinin ikinci
fıkrasında ifade edilen “İstisnalar” kapsamına girmektedir. Seçimden önce
işlenmiş ve 14’üncü madde kapsamına girmiş bazı suçlar nedeniyle, bazı
milletvekilleriyle ilgili yargılamaları, cumhuriyet başsavcılıkları, eğer dava
açılmışsa, mahkemeler devam ettirmektedirler. Bunun, Anayasa’ya, Meclis İç
Tüzük’üne ve biraz önce sizlere okuduğum Adalet Bakanlığının tüm cumhuriyet
başsavcılıklarına gönderdiği fezlekeye baktığımızda, yasalara aykırı bir uygulama
olmadığı kanaatindeyim. Şimdi, burada
-aslında elimde liste de var- bu fasılda değerlendireceğimiz, yani bu kapsamda
değerlendirebileceğimiz, milletvekili arkadaşlarımızın hakkında hangi
iddialarla fezleke düzenlenmiş veya 14’üncü madde kapsamında değerlendirilmiş;
herhangi bir polemiğe girmemek için, o dosyalarla ilgili ve yargıda da
bulunduğu için bir değerlendirme yapma ihtiyacını duymuyorum. Ancak biraz önce
Sayın Sakık şöyle bir değerlendirmede bulundu, dediler ki: “Ben bir yerde
Kürtçe su istemiştim, bu nedenle hakkımda bir fezleke düzenlendi.” Bende, Sayın
Sakık’ın buraya gönderilen fezlekeleriyle ilgili dosyalarının özeti var, bir
baktım, Sayın Sakık, 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri
Hakkında Kanun’a muhalefetten dolayı dosyanız sizin. 23’üncü Dönem milletvekili
seçimleri esnasında Muş’ta tüm bağımsız adaylar… Duvar ilanı, bayrak, flama
gibi propaganda araçlarının kullanımında uygulanacak yer, güzergâh ve noktalar
ayrı ayrı usulüne uygun biçimde tespit olunmasına rağmen, adı geçenin bu karara
aykırı şekilde hareket ettiğinden, 298 sayılı Yasa’ya aykırılıktan dolayı
fezleke düzenlenmiş. Bir tane daha var sizin hakkınızda, yine, o da 298
Dolayısıyla sizinle ilgili gelen fezlekeler, benim önümdeki listeye göre, kendi
ana lisanınızla su istediğiniz için değil, 298 sayılı Yasa’ya muhalefetten
dolayı buraya fezleke gönderildiği anlaşılıyor. Ancak biraz önce bir ifadede
bulundunuz, bu doğrusu beni birazcık rahatsız etti, şu cümleyi kullandınız,
“Kürt coğrafyası.” dediniz. Bu, değişik yorumlara sebep olacak bir cümledir.
783 bin kilometrekarelik bu alan Türkiye Cumhuriyeti devleti alanıdır ve
coğrafyasıdır. (AK Parti sıralarından alkışlar) Hepimiz de Türkiye Cumhuriyeti
vatandaşıyız ve dolayısıyla bu tür tabirler… SIRRI SAKIK (Muş)
– Sayın Başbakan “75 Kürt milletvekili.” derken neyi kastediyordu? ADALET BAKANI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) – …son derece yanlış tabirlerdir ve üstelik bizim
günlük hayatımızda herkes ana lisanını konuşabilmektedir. SIRRI SAKIK (Muş)
– Savcıları göreve davet etti Sayın Bakan. Kapalı kapılar ardında öyle
konuşmuyorsunuz! ADALET BAKANI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) – Günlük hayatımızda ana lisanını kullanmayı
yasaklayan herhangi bir yasak da söz konusu değildir. HASİP KAPLAN
(Şırnak) – Nasıl birinci parti oldunuz biliyoruz Doğu, Güneydoğu’da! BAŞKAN – Lütfen
dinler misiniz sayın milletvekilleri. ADALET BAKANI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) – Sayın Başkanım, endişe etmeyiniz ben polemik
içerisine girmem. BAŞKAN – Siz
Genel Kurula hitap edin Sayın Bakan. ADALET BAKANI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) – Özetle ifade etmek istediğim şudur: Şu anda
cumhuriyet başsavcılıkları bir işlem yapıyorsa Anayasa’nın 83’üncü maddesinde
ölçüleri konmuş olan o sınırlar içerisinde işlem yapmaktadırlar. Adalet
Bakanlığı olarak da biz, biraz önce ifade ettiğim genelgeyle, cumhuriyet
başsavcılıklarının nelere dikkat etmeleri gerektiği, nasıl hareket etmeleri
gerektiği konusunda kendilerine uyarıcı anlamda, yol gösterici anlamda
genelgelerle ışık tutmaya çalışıyoruz. İhtiyaç olursa, önümüzdeki dönemde de bu
dönemde de eğer farklı ve yanlış uygulamalar görürsek bunları düzeltici
adımları Adalet Bakanlığı olarak yaparız. Ama sözlerimin sonunda şunu ifade
etmek istiyorum ki: Bu ülke insanının kendilerini temsilen seçerek buraya
gönderdiği milletvekilleri olarak, Türkiye’de, başta Anayasa olmak üzere,
kanunlarımıza tabii ki uyma konusunda herkesten daha çok hassas davranmalıyız.
Yasaları ihlal edici birtakım iddialar hakkımızda olmamalı, olmamalıdır. O
bakımdan, ben milletvekilleriyle ilgili fezlekelerin Meclise çokça gelmiş
olmasından dolayı da üzüntü duyduğumu ifade etmek istiyorum. SIRRI SAKIK (Muş)
– Ama, aynı uygulama içerisinde olan diğerleri hakkında işlem yapılmıyor
diyoruz. ADALET BAKANI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) – Sorumluluk mevkisindeki kişilerin, Türkiye Büyük
Millet Meclisinde görev yapan kişilerin, ülkenin birliği, beraberliği,
bütünlüğü konusunda herkesten daha çok hassas davranmaları gerektiği hususunu
huzurunuzda ifade ediyor ve hepinize saygılarımı sunuyorum efendim. (AK Parti
sıralarından alkışlar) SIRRI SAKIK (Muş)
– Ülke birliği ve bütünlüğüyle ne alakası var Sayın Bakan? BAŞKAN –
Teşekkürler Sayın Bakan. Gündem dışı
üçüncü söz “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” münasebetiyle kadınlarımızın sorunları
hakkında söz isteyen İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaş’a aittir. Buyurun Sayın
Ağırbaş (DSP sıralarından alkışlar) 3.- İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaş’ın, Dünya
Kadınlar Günü dolayısıyla kadınlarımızın sorunlarına ilişkin gündem dışı
konuşması ve Devlet Bakanı Nimet Çubukçu’nun cevabı AYŞE JALE AĞIRBAŞ
(İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; “8 Mart Dünya Emekçi
Kadınlar Günü” sebebiyle emekçi kadınlarımızın sorunlarına ilişkin gündem dışı
söz almış bulunuyorum. Konuşmama başlamadan önce yüce heyetinizi şahsım ve Demokratik
Sol Parti adına saygıyla selamlıyorum. 8 Mart Dünya
Emekçi Kadınlar Günü, çalışan kadınların mücadelesini simgeleyen büyük öneme
sahip bir gündür. Günümüzde Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün tarihsel önemi ve
anlamının içi boşaltılmaktadır. Kapitalist
sömürüye ve eşitsizliklere karşı tepki olan 8 Mart, kadınlara resmî kutlama
mesajları gönderilen bir gün “Sevgililer Günü” gibi bir hoşluğa dönüşmüştür.
Bunun üzüntüsünü derinden hissetmekteyim. Oysa 8 Mart, kadınların insanca yaşam
için isyanının tarihidir. Bugün bu isyanın bir örneği de Tekelde çalışan emekçi
kadınlarımız tarafından verilmektedir. Cumartesi günü,
Kartal Cevizli fabrikasında çalışan Tekel işçilerini ziyaret ettim. Oradaki
emekçilerin, özellikle kadın emekçilerin feryadı içimi dağladı. Ailesiyle
fabrikada eylem yapan, çocuklarıyla fabrikaya kapanan kadınlarımız 8 Mart Dünya
Kadınlar Gününe büyük bir umutsuzluk ve karamsarlık içerisinde girdiler. Sayın
milletvekilleri, 22 Kasım genel seçimlerinden hemen sonra İktidar, 57’nci
Hükûmetin çıkardığı bir yasayı askıya alarak ilk icraatını yapmıştı. Hangi yasa
mıydı? Hani, rahmetli Ecevit’in gece sabaha kadar Hükûmet sıralarında oturarak
çıkmasını sağladığı İş Güvencesi Yasası’ydı. Çalışma yaşamımızda bugün İş
Güvencesi Yasası yoktur. Şayet o yasa yürürlüğe girseydi, bugün, Kartal
Cevizli’deki bu dram yaşanmamış olacaktı. Bu haklı eylemlerinde daima Tekel
işçilerinin yanında olacağımı ifade etmek istiyorum. Özelleştirme
sonucunda, çalışan erkek ve kadın emekçilerin sahip oldukları hakları ellerinden
alınmakta, 4/C maddesine göre daha düşük ücretlerle ve sözleşmeli olarak
çalıştırılmak istenmektedirler. Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; ülkemizde 15-19 yaş grubundaki genç kızların yüzde
47,5’i; 20-24 yaş grubundakilerin yüzde 58,3’ü; 25-29 yaş grubundakilerin yüzde
65,8’i ne öğrenim görmekte ne de çalışmaktadır. Kadınların iş
gücüne katılma oranı 2002 yılında yüzde 26,9’ken, 2007 yılında bu oran 23,4’e
gerilemiştir. Son bir yılda 237 bin kadın iş gücü piyasasından çıkarak evine
çekilmiştir. Çalışan
kadınların ortalama ücretleri erkeklerinkinden düşüktür. Diğer taraftan,
Türkiye, Avrupa ülkeleri arasında “en az kadın sendikalının bulunduğu ülke”
konumundadır. Ülke nüfusunun yarısını oluşturan kadınlar siyasal katılımın
dışına itilmekte, kamu yönetimlerinden dışlanmakta, söz hakları kısıtlanmakta,
emekleri sömürülmektedir. Kadınlar kayıt
dışı işlerde, ücretlerin düşüklüğü, sosyal güvencenin olmaması, örgütsüzlük ve
denetlenme eksikliği gibi nedenlerden dolayı çalışsalar bile yoksulluktan
kurtulamamaktadırlar. Doğum ya da çocuk bakımı gibi nedenlerden işten ayrılan
kadınlar yeniden iş bulmakta zorlanmakta ya da aynı nitelikteki işlere
girememektedirler. Demokrasinin
kökleşmesi, kadınların siyasette, okulda, çalışma hayatında, kısacası yaşamın
her alanında söz ve karar sahibi olmasından geçmektedir. Nitekim bu bilinç
içerisinde, kadın haklarına büyük önem veren Demokratik Sol Partinin
ortaklığındaki 55’inci Hükûmet döneminde tüm engellemelere rağmen çıkardığımız
sekiz yıllık ilköğretimle kız çocukları arasında eğitim düzeyinin yükselmesinin
yolu açılmıştır. Yine 57’nci
Hükûmet döneminde çıkardığımız Medeni Yasa ile Türkiye’de kadın - erkek
eşitliği çok ileri ölçülere varmıştır. Türkiye’yi her
alanda bir kaosa ve karanlığa sürükleyen iktidarın sahip olduğu zihniyet,
yönetim anlayışı, kadınlarımızın eğitim olanaklarından çağdaş yaşama
katılımlarına ve ülke yönetiminde yer almalarına engel olabilecek uygulamalarla
doludur. Özellikle sosyal güvenlik sistemini çökertecek, çalışma yaşamında
barış ve esenliği tahrip edecek olan sözde reform tasarısı ile kadınlarımızın
bu alanda hak ve kazanımları yok edilecektir. 16 milyon 500 bin ev kadını
sosyal güvenlik kapsamı dışında bırakılacaktır. Emeklilik yaşı kadın
sigortalıda altmış beşe yükseltilecektir. Kadınların yüksek oranda istihdam
edildiği mesleklerde fiilî hizmet zammı kaldırılacak, doğum yapan sigortalılara
öngörülen altı ay emzirme yardımı bir aya düşürülecek… (Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Buyurun
Sayın Ağırbaş. AYŞE JALE AĞIRBAŞ
(Devamla) –Teşekkür ederim Sayın Başkanım. Hükûmet kadınları
eve hapsetmek istemektedir. Şunu ifade etmek isterim ki, kadınları eve
hapsetmek hem kadını hem de Türkiye’yi geri götürür. Demokrasinin olmazsa olmaz
şartlarından biri, o ülkedeki kadınların özgür olması, çalışma yaşamına ve
yönetim mekanizmalarına katılabilmesidir. Kadınların
çalışma hayatına katılımı, güvenceli işlere sahip olması, kariyer yapabilmesi
ve yönetici konumuna gelmesinin önündeki engellerin ortadan kaldırılması
dileğiyle, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutlar, Genel Kurulu saygıyla
selamlarım. (DSP, CHP ve MHP sıralarından alkışlar) BAŞKAN –
Teşekkürler Sayın Ağırbaş. Gündem dışı
konuşmaya Devlet Bakanı Sayın Nimet Çubukçu cevap verecektir. Buyurun Sayın
Çubukçu. (AK Parti sıralarından alkışlar) DEVLET BAKANI
NİMET ÇUBUKÇU (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; uluslararası
platformda kadın haklarını 1977 yılında anma günü olarak kabul eden Birleşmiş
Milletlerin bu kararından sonra 8 Mart, Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmaya
başlanmıştır ve bu kabulün altında yatan belki de en önemli nedenlerden birisi…
Sosyal gelişimin, temel insan haklarının geçerli olabilmesi, her şeyden önce
kadın ve erkek arasında cinsiyet eşitliğinin sağlanması, toplumsal yaşama tam ve
eşit katılımlarının sağlanması, bu konuda bilinç ve farkındalık yaratılması ve
bu hakların tanımlanmasıyla mümkündür. Her şeyden önce,
bütün ülkeler toplumsal cinsiyet eşitliği bilincine ve duyarlılığına
ulaştığında, gerçekten o toplumun tam anlamıyla ve gerçek bir demokrasiye
ulaşacağının da kabulü evrensel bir gerçekliktir. Çağdaş bir toplum ancak bilgi
düzeyi yüksek, başkalarının haklarına saygı gösteren kadın ve erkeklerden
oluşan bireylerle yaşatılabilir. Bütün insan
hakları belgelerinde ve uluslararası sözleşmelerde tanımlanan kadın hakları,
bunun karşılığında cinsiyet ayrımcılığı reddedilmiş olmasına rağmen, tüm
dünyada hâlâ daha kadınlara yönelik cinsiyet ayrımcılığının sürdüğünü, kadın ve
erkeklerin eşit fırsatlardan yararlanamadığını, dünyada üretilen değerlerin,
gayrimenkullerin yüzde 99’una sahipken erkekler, sadece, gayrimenkullerin ve
üretilen değerlerin çok düşük bir oranına sahip olan kadınlar, yoksulluğun ve
eşitsizliğin, olanaksızlığın doğurduğu sonuçlardan çok daha fazla pay almaktadırlar.
Dolayısıyla temel
insan hakları belgelerinde de yerini bulan ve insan haklarının vazgeçilmez bir
parçası sayılan kadın hakları, dolayısıyla toplumların gelişmesi ve
demokratikleşmesi için çok önemli, olmazsa olmaz koşullardan birisidir. Uluslararası
platformda, son yirmi beş yılda, dört tane büyük kadın konferansının Birleşmiş
Milletler çatısı altında gerçekleştirilmiş olması ve kadınları eşitlik ve barış
temelinde ortak ülkülerde birleştirmiş olması, aynı zamanda bütün ülkelere
ulusal mekanizmalar kurmak suretiyle bu sorunların çözümü yolunda adım atmaları
istenmiştir. Bildiğiniz gibi,
Türkiye, Birleşmiş Milletler Kadınlara Yönelik Ayrımcılığın Önlenmesi
Sözleşmesi’ne ilk imza koyan ülkelerden biri olup bu konudaki tüm çekincelerini
de kaldırmıştır. Dolayısıyla CEDAW sözleşmesi doğrultusundaki yükümlülüklerimiz
bir yana, bu yükümlülüklerini yerine getirme konusunda da son derece gayretli
ve önemli çalışmalar yapıyoruz. Şöyle ki: Her
şeyden önce, CEDAW’ın bir yükümlülüğü olarak kabul ettiğimiz yasalarımızda
kadın-erkek eşitliğini sağlayacak düzenlemelerin oluşturulması ve bunun
evrensel mekanizmalarla uyumlu hâle getirilmesi ki, dönemimizde, son beş yıllık
dönemde Anayasa’nın 10’uncu maddesinden başlayarak Anayasa’nın 90’ıncı
maddesindeki değişiklikler, Türk Ceza Kanunu’ndaki değişiklikler, İş
Kanunu’ndaki değişiklikler ve Ailenin Korunmasına Dair Kanun olmak üzere çok
sayıda yasal değişiklik bu dönemde gerçekleştirildi. Gerçekten,
konuşmamda da yer vereceğim, çünkü önemsiyorum, geçtiğimiz dönemde de gerçekleştirilen
Medenî Kanun değişikliğini son derece önemsiyorum. Bu değişikliklerin sadece
bir dönemle sınırlı olmadığını… Gerçekten istenmiş olmasına rağmen, önemli bir
gayret sarf edilmiş olmasına rağmen, bütün bu düzenlemelerin de bizim
dönemimizde gerçekleştirilmiş olması AK Partinin bu alanda sorumlu bir Bakanı
olarak bana doğrusu gurur veriyor. İsterdim ki, burada söz alan Sayın
Milletvekilimiz de bu dönemde gerçekleştirilenleri de bu anlamda söylesin.
Çünkü bizim her şeyden önce görevimiz… Bu Parlamentodaki kadınların, kadın
haklarının hangi noktaya geldiğini ve bu ülkenin kadınlarının hakları alanında
ne tür iyileştirmeler yapıldığını her şeyden önce kadınlarımız bilmeli. Çünkü
kadın hakları da diğer bütün insan hakları gibi toplum tarafından bilinmesi ve
talep edilmesi durumunda çok hızla yaygınlaşacaktır. Gerçekten, bu dönemden
önce, cumhuriyetin kuruluşuyla birlikte, kadınlar için belki de en önemli
haklar, toplumun eşit bireyi olarak kabulü döneminden sonra belki de ilk kez ve
çok kapsamlı değişiklikler bizim dönemimizde gerçekleştirildi. Özellikle 1926
yılında Medenî Kanun’un kabulü, 1934 yılında kadınlara seçme ve seçilme
hakkının verilmesi, ülkemiz için birçok ülke karşılaştırmasında çok daha öne
çıkmamıza yol açıyor. Toplumsal
gelişmeler de aynı hızla olsaydı eğer, bugün bu yasal değişikliklerin tekrar
tekrar altını çizme gereğini duymazdık. Özellikle az önce söylediğim gibi,
hakların gerçekleşmesi, tam anlamıyla karşılık bulabilmesi, bu hakların
tanımlanmasından ziyade tanınması, bilinmesiyle çok doğru orantılıdır.
Dolayısıyla bu ülkenin belki de en büyük problemi, yasalarca gerçekleştirilen
bu önemli reform niteliğindeki değişikliklerin hayatımıza geçirilmesi ve
uygulanması. Belki de en büyük problemimiz bu. Biliyoruz ki, yasal değişiklikler,
eğer toplumda bir irade oluşmuşsa Parlamentoya yansıyan bu irade en önemli
yasal değişiklikleri bile Mecliste çok hızlı bir şekilde gerçekleştirebiliriz.
Nitekim, bu söylediğim değişiklikler Mecliste herhangi bir ihtilafa konu
olmadan çok hızlı bir şekilde gerçekleşti. Fakat yasal değişikliklerin
gerçekleştirilmesi kadar, hızlı bir şekilde yasaların hayata geçirilmesi mümkün
olmuyor ve gerçekten bu sadece Türkiye’de değil, dünyanın her yerinde olumsuz
gelenekleri ve yanlış anlayışları değiştirmek, yasaları değiştirmekten çok daha
zor. Biliyoruz ki,
kadın-erkek eşitliğinin gerçek anlamda yasal düzeyde, en ileri ülkelerle eşit
düzeyde sağlandığı ülkemizde “Yasaları çıkardık, ne yapalım, bu bir süre sonra
kendiliğinden benimsenir.” gibi bir anlayışı da uygulamaya koymadık. Tam
tersine, çıkardığımız tüm yasaların uygulama yönetmelikleriyle birlikte
uygulanması konusunda, başta kamu otoriteleri olmak üzere, halkın
bilinçlendirilmesine yönelik çok sayıda kampanya yaptık. Bugün, kız
çocuklarının okullaşmasına yönelik olarak “Haydi Kızlar Okula” kampanyası,
toplumun tüm kesimleri tarafından bilinen ve bu konuda çok yüksek düzeyde bir
duyarlılık geliştirmiştir. Bunun yanı sıra,
yine kadına yönelik şiddetin önlenmesi konusunda, bilinç oluşturulması
konusunda “Kadına Yönelik Şiddete Son” başlığıyla yürüttüğümüz kampanya da yine
toplumun birçok kesimi tarafından geniş bir şekilde anlaşılmıştır. Yine, çıkartılan
tüm yasaların aynı zamanda kamu görevlileri tarafından anlaşılması, öğrenilmesi
için ve uygulamadaki aksaklıkların giderilmesi için, başta emniyet
görevlilerimiz olmak üzere, sağlık görevlilerimiz, din görevlilerimiz hepsiyle
birlikte, bütün bu eşit imkân ve eşit şartların gerçekleşmesi için topyekûn bir
mücadele veriyoruz. Özellikle kız çocukların eğitim düzeyinin yükseldiği ve
2010 yılına kadar hedefimiz olan kız çocukların okullaşma oranını yüzde 100’e
ulaştırma konusunda, son derece başarılı bir şekilde, kız çocukların
okullaşmasına destek kampanyası çerçevesinde, kız çocuklarımız okullara
kazandırılmıştır. Bugün, özellikle
eğitim görme konusunda maddi olanaksızlıklar nedeniyle okullara gönderilmeyen
çocuklarla ilgili uygulanan ve Sosyal Riski Azaltma Projesi çerçevesinde
yürütülen şartlı nakit transferinden -kız çocuklarına ödenen ücret ki, daha
fazla biliyorsunuz- bugüne kadar 1.757.187 çocuğumuz yararlanmıştır. Bu çalışmaların
belki de en önemli hedefi, eğitim kalitesinin artırılmasıyla birlikte, kadın
okuryazarlık oranının yükseltilmesi ve yaygın eğitim programlarıyla yeniden
gözden geçirilmesidir. Bir taraftan
kadınlarımızın ve kız çocuklarımızın okul hayatlarının daha da uzatılmasına
yönelik olarak çaba gösterirken, diğer taraftan da kadınların iş gücüne
katılımı ve toplumsal hayata katılımının olmazsa olmazı kabul ettiğimiz
düzenlemelerdir ki, bugün hepinizin de bildiği gibi, iş yasalarımızda,
kadınların erkeklerle iş gücüne katılımında herhangi bir olumsuz ayrımcılığa
yol açacak bir düzenleme olmadığı gibi, cinsiyet eşitliğini gözetmek konusunda
da bir Başbakanlık genelgesi mevcuttur. Ülkemizdeki kadınların iş gücüne
katılımı ve istihdam oranlarının artırılmasına yönelik olarak da yürütülen
projelerin, her şeyden önce iş gücüne katılım oranları arasındaki dengesizliğin
giderilmesine katkı sağlayacağına inanıyoruz. Benden önce bu
konuda söz alıp konuşan Sayın Milletvekilimize göre, 2003 yılından bu yana
kadın istihdamında bir düşüş var. Evet, kadın istihdamında bir düşüş var ama bu
rakam son on yılın rakamıdır ve son on yılı beş yıla böldüğümüz zaman, yüzde
39’dan yüzde 27’ye düşmüştür. Yani bir önceki dönem beş yıllık periyoda
baktığınız zaman yaklaşık yüzde 12’lik bir kadın istihdamı düşüşü vardır.
Dönemimizde yüzde 27’yle başlayan kadın istihdamındaki düşüşte, son beş yılda
yüzde 3 oranında bir düşüştür. Kaldı ki, kadınların istihdamdan uzaklaşmasını
sağlayacak veya kadınların istihdama katılımını engelleyecek bir düzenleme
yapılmadığı gibi, az önce de söylediğim gibi, başta iş yasaları, doğum öncesi
ve doğum sonrası izinleriyle birlikte sayısız olumlu, pozitif düzenleme
yapılmıştır. Bugün, bir
taraftan kadınların yoksulluğunun azaltılması için mikro kredi uygulamalarıyla
desteklediğimiz, il özel idaresi kaynaklarıyla uyguladığımız projeler, diğer
taraftan eğitim gören ve bir taraftan girişimci olmaya çalışan kadınlara
yönelik destek projelerimizin yanı sıra gerçekten en önemli çalışmalarımızı…
2008 yılını istihdam yılı ilan ediyoruz -kadınlarla ilgili- ve bu alandaki
çalışmalarla, mücadeleyle geçireceğiz. Bilindiği gibi,
ülkemizde eğitim olanaklarından yararlanan üniversite mezunu kadınların
istihdama katılımı Avrupa Birliği üyesi ülkelerin çoğundan ileri. Genellikle,
sermayeye ulaşamayan, herhangi bir nakdî birikimi olmayan, eğitimi olmayan
kadının istihdama katılımı da bir hayli güçlükler arz ediyor. Öncelikle, az
önce söylediğim gibi, temel sorun olan eğitim ve kadınların eğitilerek bir
şekilde istihdama katılımının önündeki engellerin kaldırılmasına çalışıyoruz.
Her şeyden önce, şu anda kadınların aleyhine bir düzenleme gerçekleştirilmediği
gibi bunun böyle olduğunu iddia etmek de her şeyden önce haksızlık olur diye
düşünüyorum. Bugün, Türk
kadını profesyonel mesleklerde bir çok Avrupalı hemcinslerinden çok ileri
olmakla birlikte seçme-seçilme hakkının verilmiş olduğu 1934 yılından bu yana
ilk kez bu dönemde Parlamentoda bir sıçrama yapılmış ve 50 kadın milletvekili
Parlamentoya girmiştir. Bunu tabii ki yeterli görmüyoruz. Önümüzdeki dönemlerde
artmasını da temenni ediyoruz ama bugün sağlanan sıçramanın da önemli bir
başarı olduğunun altını çizmek istiyorum. Daha önce
bahsettiğim gibi, kadın-erkek eşitliğini sağlamanın ve yasal alanda kaydedilen
gelişmeleri önemsemekle birlikte bunun tek başına yeterli olmadığını, tüm
dünyada olduğu gibi ülkemizde de olumsuz yargıların kadın-erkek eşitliğinin
sağlanmasının önünde son derece önemli bir engel olduğunu biliyoruz ve bu
konudaki mücadeleye yönelik olarak da toplumsal bir zihniyet dönüşümünün
paylaşılması gerekmektedir. Buna yönelik olarak da öncelikle eğitim kurumlarını
başta almak üzere bir zihniyet değişimi ve dönüşümü çabasını da başlattık. Daha önce burada
defaatle dile getirdiğim gibi, kadınların toplumsal fırsatlardan, eşit
olanaklardan yararlanmaları konusunda yaptığımız mücadeleler, bir taraftan da
Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletlerle yürüttüğümüz projelerle sürüyor ve
Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen Birleşmiş Milletler ve
Avrupa Birliği forumlarından yararlanmak üzere yürüttüğümüz projelerin en
önemlisi Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Güçlendirilmesi Projesi’dir ki, bu
projenin alt bileşenlerinden birisi de kadına yönelik şiddetle mücadeledir. Her
iki projede yerel yönetimler, kamu kurum ve kuruluşlarıyla birlikte sivil
toplum kuruluşlarına yönelik hizmet modelleri gibi çok geniş alanları da
kapsamaktadır. Bu alanda, her
şeyden önce kadınlara yönelik alanlarda göstergelerin iyileşmesi ve bu
göstergelerin iyileşmesiyle birlikte toplumumuzun gerçekten demokrasi ve
kalkınma alanında önemli hamleler yapması gerektiğinin farkındayız ve gerçekten
kadınların tam ve eşit olarak katılmadığı bir toplumun gerçek anlamda demokrasi
ve kalkınma olanağını yakalayamayacağının da bilincindeyiz. Bu nedenle, her
şeyden önce bu konuda özellikle, tüm taraflara çok önemli bir sorumluluk
düşüyor ve Hükûmet olarak biz kadınlarımızı toplumsal yaşamın tüm alanlarında
güçlü kılmak üzere iş birliği yaptığımız ve yürüttüğümüz çalışmaların çok daha
iyi bir noktaya geleceği konusunda hiç kimsenin kuşkusu olmamalıdır. YAŞAR AĞYÜZ
(Gaziantep) – Ne lüzumu var, evde oturup çocuk baksınlar! DEVLET BAKANI
NİMET ÇUBUKÇU (Devamla) – Sözlerimi burada tamamlarken kadın ve erkeğin eşit
bireyler olarak paylaştıkları bu dünyada herkesin 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü
en içten şekilde kutlar, sayın heyeti saygıyla selamlarım. (AK Parti
sıralarından alkışlar) BAŞKAN –
Teşekkürler Sayın Bakanım. Sayın
milletvekilleri, gündem dışı konuşmalar tamamlanmıştır. Gündeme
geçiyoruz. Devlet Bakanı
Sayın Mehmet Şimşek, gündemin “Sözlü Sorular” kısmının 1 ve 70’inci
sıralarındaki soruları birlikte cevaplandırmak istemişlerdir. Sayın Bakanın bu
istemini sırası geldiğinde yerine getireceğim. Ulaştırma Bakanı
Sayın Binali Yıldırım, gündemin “Sözlü Sorular” kısmının 2, 15, 19, 20, 21, 24,
29, 34, 38, 44, 46, 53, 69, 80, 101, 103, 138, 147 ve 177’nci sıralarındaki
soruları birlikte cevaplandırmak istemişlerdir. Sayın Bakanın bu
istemini sırası geldiğinde yerine getireceğim. Sayın
milletvekilleri, Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır. Kanun tasarısının
geri alınmasına dair bir tezkere vardır, okutuyorum: IV.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI A) TEZKERELER 1.- Yenilendiği bildirilen (1/1286) esas numaralı Dernekler
Kanunu, Türk Medeni Kanunu ve İçişleri Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında
Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın geri gönderilmesine
ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/359) 6/3/2008 Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına İlgi: 29/11/2007
tarihli ve B.02.0.KKG/196-279/4638 sayılı yazımız. İlgide kayıtlı
yazımız ile yenilendiği bildirilen 1/1286 esas numaralı “Dernekler Kanunu, Türk
Medeni Kanunu ve İçişleri Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”nın Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünün 75 inci maddesine göre geri gönderilmesini arz ederim. Recep
Tayyip Erdoğan Başbakan BAŞKAN – İçişleri
Komisyonunda bulunan tasarı geri verilmiştir. Meclis
araştırması açılmasına ilişkin, üç genel görüşme açılmasına ilişkin önerge
vardır. Önergeleri
okutuyorum: B) MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ 1.- İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel ve 19
milletvekilinin, İstanbul’daki kayıt dışı istihdam, taşeronlaşma ve iş
güvenliği sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/144) Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına “İstanbul’da
Kayıt dışı işçilik ve taşeronlaşma” konusunun Anayasamızın 98., İçtüzüğün 104.
ve 105. maddeleri gereğince araştırılması için bir Meclis Araştırma Komisyonu
kurulmasını arz ve teklif ederiz. Saygılarımızla. 1) Sebahat Tuncel (İstanbul)
2) Ahmet Türk (Mardin) 3) Selahattin Demirtaş (Diyarbakır) 4) Fatma Kurtulan (Van) 5) Emine Ayna (Mardin) 6) Ayla Akat Ata (Batman) 7) Mehmet Nezir Karabaş (Bitlis) 8) Bengi Yıldız (Batman) 9) Sırrı Sakık (Muş) 10) M. Nuri Yaman (Muş) 11) Özdal Üçer (Van)
12) Aysel Tuğluk (Diyarbakır) 13) Pervin Buldan (Iğdır) 14) Gültan Kışanak (Diyarbakır) 15) Akın Birdal (Diyarbakır) 16) İbrahim Binici (Şanlıurfa) 17) Hasip Kaplan (Şırnak) 18) Sevahir Bayındır (Şırnak) 19) Şerafettin Halis (Tunceli) 20) Osman Özçelik (Siirt) Gerekçe: Türkiye
İstatistik Kurumu'nun son verilerine göre Türkiye'de 10 milyon 700 bin kişi,
yani toplam çalışan nüfusun yaklaşık yarısı kayıt dışı olarak istihdam
edilmektedir. Sanayileşme, hızlı ve plansız kentleşmenin bir sonucu olarak
ortaya çıkmış bulunan kayıt dışı ekonomi, İstanbul' un şehir hatları
vapurlarında, banliyö trenlerinde işportacılık yapanlardan, otomobil
tamircilerinde ve deri tabaklama atölyelerinde kaçak çalışan çocuk yaşta
çıraklara, sokak satıcılarına kadar pek çok alanında mevcut bulunmaktadır.
İstanbul'daki sigortasız işçi sayısının %70'lerde olduğu tahmin edilmektedir.
Yüksek maliyet ve ucuz işgücü ile özellikle gıda, deri, tekstil, metal ve kimya
sektöründe üretim yapan işyerleri ruhsatsız ve denetim olmadan çalışmaktadır.
Bugün İstanbul'daki konfeksiyon atölyelerinde çocuk ve kadın yaklaşık 700 bin
işçi sigortasız ve sağlıksız koşullarda çalışıyor. Bilindiği üzere,
İstanbul "merdiven altı" olarak tabir edilen binlerce işyeri
tarafından sarılmış durumdadır. İstanbul'un her iki yakasındaki yüz binlerce
atölyedeki milyonlarca işçinin sağlıksız koşullarda kayıt dışı olarak
çalıştırıldığı bir gerçektir. Öte yandan zor koşullar altında üretim yapan
küçük işyeri sahipleri de işe aldıkları işçilerin sigorta primlerini
ödeyemeyeceklerini belirtmektedir. Kentleşen işgücüne üretken iş sağlamada
yetersiz kalınması, düzenleyici yasalar ve idari yüklerden kaynaklanan
sıkıntılar ve işgücü piyasasına ilişkin mevzuatın eksikliği ve sayıca çok fazla
olan küçük işletmelerin denetimi zorlaştırması gibi nedenlerle kayıt dışı
istihdam ülkemizde belirleyici bir olgu olmaya devam etmektedir. Kayıt dışı ve
düzensiz istihdam konusu pek çok örnekte etnik ve toplumsal cinsiyete dayalı
bir işbölümünü de beraberinde getirmektedir. İstanbul'da işportacılık, tekstil
gibi sektörlerde Anadolu'nun birçok yerinden göç etmek zorunda kalmış yurttaşlarımız,
kadınlar ve çocuklar kaçak olarak asgari ücretin altında ücretlerle çalışmakta,
istenildiği zaman işten çıkarılmaktadır. Öte yandan,
işverenin bizzat ürettiği ürünün belli parçalarını fabrika dışında alt sözleşme
ile başka bir birime devretmesi, üretim sürecinde daha hantal ve daha maliyetli
aşamaların mekansal olarak başka birimlerce yapılmasını olanaklı kılan
taşeronlaşma ilişkileri de kayıt dışı ve düzensiz istihdam olgusunda önemli bir
pay sahibidir. Bu durum, iş sözleşmesinin tanziminde işçilerin herhangi bir
hakkının bulunmaması, işçilerin sendikalaşmaya gittikleri takdirde taşeron
işveren tarafından işlerine son verilmesi, kadrolu işçilerle aynı işi yapan
taşeron işçilerin farklı ücret ve çalışma koşullarına tabi tutularak
ayrımcılığa uğraması, normal çalışma süreleri ve günlerinin dışında yapılan
işlerde fazla mesai ücretinden yoksun bırakılması gibi uygulamaları da
yaygınlaştırmıştır. Ayrıca 2005 yılında Bursa'da kadın işçilerin yanarak can
vermesi, Davutpaşa'daki maytap atölyesinde yaşanan patlamada kaybettiğimiz
yurttaşlarımız ve Tuzla tersanelerinde hâlen devam eden işçi ölümleri gibi acı
örneklerini bildiğimiz iş kazalarında iş sağlığı ve işçi güvenliği konularını
düşük maliyetle üretim yapabilmek adına göz ardı eden taşeron veya ruhsatsız iş
yerlerinin sorumluluğu büyüktür. Kayıt dışı
ekonominin yapısını analiz etmek, bu konuya yönelik politikalar geliştirmek
isteyen yerel siyasetçiler, kent planlamacıları ve ilgili kurumlara önemli
veriler sağlaması açısından konuyla ilgilenen araştırmacıların desteğinin
alınması, yine bu çerçevede ilgili üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarıyla
iş birliği ortamının yaratılması gerekmektedir.Yine kayıt dışı istihdam ve
taşeronlaşma olgusu çalışan bireylerin sosyal güvenlik hakkını ortadan kaldıran,
hatta kimi zaman yaşamlarını tehdit eden bir boyuta ulaşmış durumdadır. Sonuç olarak, bu
konu devletin, iş dünyasının, üniversite ve sivil toplum kuruluşlarının el ele
vererek çözmesi gereken bir olgu olarak karşımızda durmaktadır. Bu hususta
Meclisimizin de üstüne büyük sorumluluk düşmektedir. Meclisin bu sorumluluğu
yerine getirebilmesi için TBMM bünyesinde bir Araştırma Komisyonu kurulması
öneriyoruz. 2.- Van Milletvekili Fatma Kurtulan ve 19 milletvekilinin,
Kahramanmaraş’ta Narlı Ovası’na kurulması planlanan katı atık depolama
tesisinin çevreye etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/145) Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına Kahramanmaraş İli
Pazarcık İlçesi Narlı Ovasına kurulacak olan Katı Atık Çöp Depolama Tesisinin
insan sağlığı başta olmak üzere çevreye, ekolojik dengeye, tarımsal alanlara ve
doğal kaynaklara vereceği zararların araştırılarak, alınması gereken
tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Anayasa’nın 98. TBMM İç Tüzüğü’nün 104. ve
105. maddeleri gereğince Meclis araştırması açılması için gereğini arz ederim. 1) Fatma Kurtulan (Van) 2) Ahmet Türk (Mardin) 3) Selahattin Demirtaş (Diyarbakır) 4) Emine Ayna (Mardin) 5) Ayla Akat Ata (Batman) 6) Sebahat Tuncel (İstanbul) 7) Mehmet Nezir Karabaş (Bitlis) 8) Bengi Yıldız (Batman) 9) Sırrı Sakık (Muş) 10) M. Nuri Yaman (Muş) 11) Özdal Üçer (Van) 12) Aysel Tuğluk (Diyarbakır) 13) Pervin Buldan (Iğdır) 14) Gültan Kışanak (Diyarbakır) 15) Akın Birdal (Diyarbakır) 16) İbrahim Binici (Şanlıurfa) 17) Hasip Kaplan (Şırnak) 18) Sevahir Bayındır (Şırnak) 19) Şerafettin Halis (Tunceli) 20) Osman Özçelik (Siirt) GEREKÇE Türkiye'nin en
verimli ovalarından biri olan Pazarcık-Narlı Ovası'nda, bölgedeki sekiz
belediyeye ait kentsel ve tıbbi atıkların depolanacağı bir katı atık depolama
tesisi kurulması çalışmaları hızla sürmektedir. Ülkemizin doğal, tarihi,
kültürel ve ekonomik zenginliğe sahip seçkin yörelerinden biri olan Narlı
Ovası'na böyle bir tesisin kurulacak olması Kahramanmaraş halkı ve çevre
örgütleri tarafından da tepkiyle karşılanmaktadır. Zengin ve sulak tarım
toprakları ile pamuk, buğday, domates, karpuz, patates başta olmak üzere her
türlü sebze ve meyve yetiştiriciliğinin yapıldığı bu alanın Katı Atık Çöp Depolama
tesisi için kullanılacak olması yöre halkını kaygılandırmaktadır. Son yıllarda
zeytinciliğin Avrupa Birliği'nden alınan teşviklerle hızla yaygınlaşmaya
başladığı, Türkiye'nin toplam biber ihtiyacının yüzde 80'n'inin de karşılandığı
herkesçe bilinen bir gerçektir. Ayrıca bölgede Kurulu Kartalkaya Barajı ve
sulama sistemi ovanın yüzde 90'dan fazlasında sulu tarım yapılmasını
sağlamaktadır. Bu sayede bölgenin neredeyse tamamına yakın bölümü, 1 'inci
sınıf sulanabilir tarım alanı niteliği kazanmıştır. Pazarcık-Narlı Ovası'nda
uluslar arası anlaşmalara göre, korunması gereken bitki ve hayvan türleri de
yaşamaktadır. Çöp tesisi faaliyete başladıktan sonra yörede havanın, suyun ve
toprağın kirlenmesi ve önemli sağlık sorunlarının yaşanması kaçınılmaz olacaktır.
Depolanacak çöplerinden çıkacak metan gazının yakılacak olmasından dolayı çöp
tesisi, doğal iklim koşullarını da olumsuz etkileyecektir. Ayrıca zamanla
verimli tarım arazileri kullanılamaz hale gelecek, yörede tarıma dayalı
endüstri çökecek ve geçimini tarımdan sağlayan yöre halkı bundan olumsuz
etkilenecektir. Katı Atık Çöp Deposu'nun kurulduğu yerde çevreye saçılacak
zararlı gazlar, tarımsal üretimde verimi düşüreceği gibi üretilen ürünleri de
insan sağlığı açısından riskli hale getirecektir. Bununla birlikte tesisin
kurulacağı alanın geçirgen bir toprak yapısına sahip olması nedeniyle,
mikroorganizmaların içme sularına karışması sonucu yöre halkının çeşitli
hastalıklarla karşı karşıya kalacağı aşikardır. Ayrıca bölge
maden sahası olarak kullanılmakta ve şu anda Nil-Ay İnşaat Tic. Tur. San. A.Ş.
krom madeni çıkarmaktadır. Katı Atık Depolama Tesisi kurulacak alan Denizli,
Halkaçayır, Maksutuşağı köylerine çok yakın bir mesafede bulunmaktadır.
Bölgedeki hâkim rüzgar yönü 10 bini aşkın nüfusa sahip Narlı Kasabasına
doğrudur. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 56. maddesinde tüm yurttaşlara
"sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkı" tanınmıştır. Bu proje
bu maddenin açık bir şekilde ihlal edilmesi anlamına gelmektedir. Ayrıca alan
askerî tatbikatlar sırasında girişlere kapatılıyor. Bu sürede çöplerin nasıl ve
nerde bekletileceği de belirsizliğini koruyan bir başka sorun olarak
görülmektedir. Diğer yandan bölgede bir baraj projesi de ihale aşamasındadır.
Kahramanmaraş iline bağlı ilçe, belde belediye başkanları, köy muhtarları ve
sivil toplum örgütleri temsilcileri bu tesisin bu alanda kurulmasına karşı
çeşitli faaliyetlerde bulunmuş ve imza kampanyası başlatmışlardır. Türkiye'nin en
fazla hava kirliliği yaşayan illeri arasında bulunan Kahramanmaraş'ta kurulacak
Katı Atık Çöp Depolama Tesisinin, başta insan sağlığı olmak üzere ilin ekolojik
dengesine; Narlı Ovasının doğal, tarihî, kültürel ve ekonomik zenginliğine
vereceği zararların yerinde tespiti için bir Meclis Araştırma Komisyonu
kurulmasının yararlı olacağı kanaatindeyiz. 3.- Isparta Milletvekili Haydar Kemal Kurt ve 23
milletvekilinin, Eğirdir Gölü ve Havzası’ndaki çevre sorunlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/146) Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına Eğirdir Gölü,
bilindiği üzere Isparta İli sınırları içinde yer alan ve Türkiye'nin ikinci
büyük tatlı su gölü olan bir su kaynağıdır. Dünyadaki su kaynaklarının son
derece kısıtlı olması ve buna karşın suya olan talep baskısının hızlı bir
şekilde artması göz önüne alındığında, su rezervlerinin önemi bir kez daha
anlaşılacaktır. Ülkemizde yer
alan su havzalarında genelde olduğu gibi, Eğirdir Gölü ve Havzasında da; fazla
su tüketimi, evsel, tarımsal ve endüstriyel atıkların yol açtığı kirlilik,
kontrolsüz avcılık, ötrofikasyon tehdidi, su bitkileri ve su canlılarının yok
olma riski gibi sorunlar hızla artarak tehlikeli boyutlara ulaşmıştır. Eğirdir Gölü ve
Havzasında hızla artan ve tehlikeli boyutlara ulaşan kirlilik ve çevre
sorunlarının; 'Havza Bazlı Su Yönetimi' esasları ile tespiti ve çözüm için
gerekli önlemlerin alınması amacıyla Anayasa'nın 98. ve İç Tüzüğün 104. Maddesi
uyarınca bir Meclis Araştırması açılmasını arz eder, Saygılar sunarız. 1) Haydar Kemal Kurt (Isparta) 2) Süreyya Sadi Bilgiç (Isparta)
3) Mehmet Sait Dilek (Isparta)
4) Mustafa Demir (Samsun)
5) Mahmut Dede (Nevşehir)
6) İbrahim Yiğit (İstanbul)
7) Mustafa Ataş (İstanbul)
8) Mehmet Yaşar Öztürk (Yozgat)
9) Kerem Altun (Van) 10) Fehmi Hüsrev Kutlu (Adıyaman) 11) Cemal Taşar (Bitlis) 12) Halil Aydoğan (Afyonkarahisar) 13) Mehmet Mustafa Açıkalın (Sivas)
14) Hasan Kara (Kilis) 15) İkram Dinçer (Van) 16) Edibe Sözen (İstanbul)
17) Cumhur Ünal (Karabük) 18) Sedat Kızılcıklı (Bursa) 19) Ayşe Nur Bahçekapılı (İstanbul) 20) Bayram Özçelik (Burdur) 21) Hasan Fehmi Kinay (Kütahya)
22) Mehmet Ceylan (Karabük)
23) Mehmet Ocakden (Bursa)
24) Murat Yıldırım (Çorum) Gerekçe: Eğirdir Gölü;
Eğirdir ilçesi ve Isparta il merkezinin içme ve kullanma, havzasında yer alan
onlarca belde ve köyün tarımsal sulama ve kullanma suyu talebini karşılayan
ülkemizin ikinci büyük tatlı su kaynağıdır. Eğirdir Gölü
Havzası; sahip olduğu verimli topraklar nedeniyle, yoğun tarım faaliyetlerinin
baskısı altındadır. Tarımsal sulama için gölden aşırı su çekilmesi, yoğun
pestisit ve gübre kullanımı ve bunların bilinçsizce yapılması (ilaç ve gübre
seçimi, kullanım miktarlarının tespiti, uygulama zamanı ve sayısının
belirlenmesi vb.) tarımsal atıkların havzada kontrolsüzce depolanması (yüzey ve
yeraltı su kaynaklarının yakını ve kuru dere yataklarının tercih edilmesi) ve
kontrol-denetlemenin yeterli olmaması hususları bu baskıyı artırmaktadır. Diğer yandan, göl
havzasındaki yerleşimlerin evsel atıkları, havzadaki yüzey ve yeraltı su
kaynakları için tehdit unsuru olmayı artarak sürdürmektedir. Özellikle
yerleşimlerde kanalizasyon sisteminin yeterli olmayışı ve foseptiklerin tercih
edilmesi, arıtma tesislerinin yeterli olmaması, katı atık ve çöp depolama sistemlerinde
yer seçiminin doğru yapılmaması, havzadaki yerleşimIere ilişkin kirliliğin
tetikleyicisidir. Havzada gelişen
endüstriyel faaliyetler sonucu oluşan atıklar da önemli bir sorundur. Sanayi
tesislerine ait arıtma sistemlerinin olmaması veya yetersiz kapasiteyle
çalışması, kontrol ve denetim eksikliği sorunu daha da artırmaktadır. Yine havza içinde
yer alan, göl kıyısındaki sulak alanların kurutularak verimli tarım arazisi
elde etme çabaları, su kalitesi ve havza klimasını olumsuz etkilemektedir.
Ayrıca; su kuşu, balıklar, su kıyısı ve içi bitkilerin yaşam ortamı yok
edilerek biyo çeşitlilik azaltılmaktadır. Eğirdir Gölü'nde
doğal su döngüsüne yapılan müdahaleler, su seviyesinde değişimlere neden
olmuştur. Arazinin eğimli olması ve önleyici tedbir alınmaması; erozyon ve
sediment taşınmasına, kıyı boyunca göl tabanının dolmasına neden olmaktadır. Önceleri, havzada
yaşayan yüzlerce ailenin geçim kaynağı olan balıkçılık; balık türlerinin ve
potansiyelinin giderek azalması nedeniyle ekonomik bir uğraş olmaktan
çıkmıştır. Yukarıda
sıraladığımız ve benzer sorunların çözümü için çeşitli çalışmalar yapılmıştır,
halen devam eden çalışmalar da vardır. (TBMM Dilekçe Komisyonunun 'Eğirdir Gölü
ve Çevresinde Yaşanan Çevre ve Kıyı Sorunlarının Giderilmesi' ile ilgili
çalışmalar, Isparta İl Çevre Orman Müdürlüğü koordinatörlüğünde yürütülen
'Eğirdir Gölü Yönetim Planı' çalışması, Eğirdir Gölü Özel Hüküm Belirleme
Çalışmaları vb.) Ancak, bugüne kadar sorunlar çözülemediği gibi, ağırlaşarak
devam etmektedir. Eğirdir Gölü
Havzası'nda sorunlar kontrolden çıkmakta ve geri dönülemeyecek noktaya
gelinmektedir. Benzer sorunların çözümünde başarılı olan ülkelerin ve AB'nin su
kaynakları yönetiminde hareket noktaları 'Havza Ölçekli Yönetim'dir. (Hatta;
üyelik müzakerelerini yürüttüğümüz AB'nin 'Su Anayasası' sayılan "Su
Çerçeve Direktifi"nin en önemli özelliği, havza ölçekli yönetime
dayanmasıdır.) Eğirdir Gölü ve
havzasından canlı ve cansız çevre için sağlanan faydanın devamı amacıyla; doğal
ortamın yeniden sağlanması, bunun için de; gerekli adımların yeni bir bakış
açısıyla ve daha fazla gecikilmeden atılması gerekmektedir. C) GENEL GÖRÜŞME ÖNERGELERİ 1.- Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Grup
Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Hakkı Suha Okay, İstanbul Milletvekili
Kemal Kılıçdaroğlu ve İzmir Milletvekili K. Kemal Anadol’un, Türk Silahlı
Kuvvetlerinin Kuzey Irak Operasyonu konusunda genel görüşme önergesi (8/4) Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına 17 Ekim 2007
tarihinde hükümetin önerisi üzerine Türkiye Büyük Millet Meclisi büyük bir
çoğunlukla Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Irak'a yönelik bir sınır ötesi operasyon
yapmasına karar vermiştir. Bu konuda alınan kararda Türkiye'nin PKK
teröristlerinin Irak'ın kuzeyindeki mevcudiyetine ve faaliyetlerine son
verilmesi için yoğun siyasi ve diplomatik girişimlerde bulunduğu, bu
girişimlerden beklenen sonuçların alınamaması üzerine, Türk Silahlı Kuvvetleri
unsurlarının Irak'ın kuzeyinden ülkemize yönelik terör tehdidinin ve
saldırılarının bertaraf edilmesi amacıyla Irak'ın PKK teröristlerinin
yuvalandığı kuzey bölgesiyle mücavir alanlarına gönderilmesinin
kararlaştırıldığı belirtilmektedir. Kararda sınır ötesi harekâtın hudut, şümul,
miktar ve zamanının hükümetçe belirleneceği de kaydedilmektedir. Bu metinden
açıkça Türkiye'nin hedefinin PKK teröristlerinin Irak'ın Kuzeyindeki
faaliyetlerine son vermek olduğu anlaşılmaktadır. Esasen daha önce 7 Ekim 2003
tarihinde Mecliste kabul edilen hükümet tezkeresinde de "Türkiye'nin milli
birliğini ve toprak bütünlüğünü tehdit eden terör unsurlarının Irak'ta
yuvalanmalarının önlenmesi Türkiye için birinci öncelikli hayati konudur. Bu
amaçla Irak'ın PKK/KADEK terör unsurlarından temizlenmesinde ve Irak
topraklarının ileride teröristler için melce olmaktan çıkartılması için gerekli
tüm tedbirlerin alınmasında Türkiye kesin kararlıdır" denilmekteydi. Bu
metinlerden hükümetin niyetinin Kuzey Irak'tan PKK'nın tasfiyesi olduğu açıkça
ortaya çıkmaktadır. Hal böyleyken, 22
Şubat 2008 tarihinde başlayan sınır ötesi operasyonun PKK'yı Kuzey Irak'tan
tümüyle tasfiye etme amacının gerisinde kalan, kapsamı, zamanı ve hedefi
sınırlı bir operasyon olarak gerçekleştiği görülmüştür. Operasyonun bitmesinden
çok kısa bir süre önce Amerikan Savunma Bakanı Robert Gates'in bu operasyonun
birkaç gün içinde sonuçlandırılması, aksi takdirde Amerika'nın askeri
istihbaratı keseceği yolunda beyanlarda bulunduğu görülmüş ve Gates'in aynı
görüşleri Ankara'da devlet yetkilileriyle yaptığı görüşmelerde tekrarladığı
anlaşılmıştır. Gates'in Ankara'dan dönerken gazetecilere, operasyonu sona
erdirme talebini dört kere tekrarladığını vurgulaması dikkat çekici olmuştur.
Bu görüşmelerden birkaç saat sonra ABD Başkanı George W. Bush'un da aynı
doğrultuda bir demeç vererek TSK'nın bir an önce Irak'tan çekilmesini istediği
görülmüştür. Operasyonun
Savunma Bakanı Gates'in ziyaretinden ve Başkan Bush'un beyanından birkaç saat
sonra sona erdirilmesi kamuoyunda Amerika'nın etkisiyle bu yola gidildiği
kuşkusunu uyandırmıştır. Türk Birliklerinin 29 Şubat 2008 günü geri çekilmeye
başladıklarının önce Irak hükümet yetkilileri tarafından açıklanması ve
saatlerce Türk hükümet yetkililerinin bu konuda sessiz kalması halkın
kuşkularını arttırmıştır. Neticede, Kuzey
Irak'a yönelik operasyonun PKK'nın tamamen tasfiyesini veya Türkiye'ye bir daha
saldıramayacak derecede etkisiz kılınmasını sağlayacak bir hedefe yönelik
olmadığı anlaşılmaktadır. TSK'nın çetin şartlarda ve çok sayıda şehit verme
pahasına yüksek başarıyla gerçekleştirdiği bu operasyon maalesef hükümetin
hedefi ve kapsamı kısıtlı tutması neticesinde Meclisten yetki alırken dile
getirdiği amaçlara tümüyle ulaşılmasına imkan vermeden sonlandırılmıştır. Hükümetin
Meclisten aldığı yetkiyi niçin sınırlı amaçlı bir operasyonu gerçekleştirmek
için kullandığı, Türkiye'nin müttefiki Amerika'nın niçin PKK'nın Kuzey Irak'tan
tasfiyesi amacına ulaşılmamışken operasyonun sona erdirilmesini talep ettiği,
Irak Hükümetinin Türkiye'nin operasyonuna niçin karşı çıktığı, Gates'in
Ankara'da operasyonun bir an önce sona erdirilmesi talebine devlet
yetkililerinin ne cevap verdikleri gibi konuların TBMM'de kapsamlı olarak
görüşülmesi bir zaruret haline gelmiştir. TBMM'de bu
amaçla, Anayasa'nın 98, İçtüzüğün 102 ve 103 üncü maddeleri uyarınca genel
görüşme açılmasını arz ve teklif ederiz.
BAŞKAN –
Bilgilerinize sunulmuştur. Önergeler
gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması ile genel görüşme açılıp
açılması konusunda ön görüşmeler, sırası geldiğinde yapılacaktır. Danışma Kurulunun
bir önerisi vardır, okutup oylarınıza sunacağım: V.- ÖNERİLER A) DANIŞMA KURULU ÖNERİLERİ 1.- Genel Kurulun, 11/3/2008 tarihli birleşiminde, bir saat
sözlü sorulardan sonra, (10/3), (10/8), (10/12), (10/28), (10/31), (10/33),
(10/38), (10/42), (10/47), (10/56), (10/59), (10/62), (10/64), (10/65),
(10/68), (10/71), (10/84), (10/87), (10/89), (10/98), (10/101), (10/119),
(10/145) ve (10/146) esas no.lu Meclis araştırması önergelerinin birleştirilerek
görüşülmesine; 12/3/2008 Çarşamba günkü birleşiminde sözlü soruların
görüşülmemesine ve çalışma saatlerinin yeniden düzenlenmesine ilişkin Danışma
Kurulu önerisi Danışma Kurulu
Önerisi No.: 27 Tarihi:
11.3.2008 Genel Kurulun 11.3.2008 tarihli Birleşiminde; bir saat sözlü
soruları müteakiben gündemin “Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına
Dair Öngörüşmeler" kısmının 3, 4, 5, 15, 19, 21, 22, 23, 27, 34, 37, 40,
42, 43, 46, 48, 61, 64, 66, 75, 78, 94. sıralarında yer alan 10/3, 10/8, 10/12,
10/28, 10/31, 10/33, 10/38, 10/42, 10/47, 10/56, 10/59, 10/62, 10/64, 10/65,
10/68, 10/71, 10/84, 10/87, 10/89, 10/98, 10/101 ve 10/119 ve biraz önce okunan
10/145 ve 10/146 esas nolu, çevre ve çevre kirliliğinin önlenmesi ile ilgili
Meclis araştırması önergelerinin birleştirilerek görüşülmesi, 12.3.2008
Çarşamba günkü Birleşiminde sözlü soruların görüşülmemesi, Genel Kurulun;
12.3.2008 Çarşamba günkü Birleşiminde 14.00-23.00 ve 13.3.2008 Perşembe günkü
Birleşiminde 14.00-20.00 saatleri arasında çalışmalarını sürdürmesinin Genel
Kurulun onayına sunulması Danışma Kurulunca önerilmiştir. Köksal
Toptan Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanı
BAŞKAN – Öneri üzerinde söz isteyen? KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, söz istiyorum. BAŞKAN – Sayın Genç, buyurun efendim. Aleyhte değil mi? KAMER GENÇ (Tunceli) – Aleyhte efendim. BAŞKAN – Hayır, belirtelim de, ona göre. Belki şaşarsınız! Buyurun. KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, lehte de konuşabilirim de siz
“aleyhte” deyince, sizi kırmamak için aleyhte dedim. BAŞKAN – Buyurun. Süreniz on dakika. KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinizi saygıyla selamlıyorum. Tabii, Mecliste siyasi parti grupları olan partilerin genel
başkanları, her salı günü grup toplantısı yapar, o haftaki günlük olayları
kamuoyuyla paylaşır. Tabii, bizim gibi tek, bağımsız olunca, biz de bu
vesileyle, Danışma Kurulu önerileri vesilesiyle de olsa ülkedeki sorunları dile
getirme fırsatını yakaladığımız için ve bunları burada dile getirdiğimiz için
arkadaşlarımızın alınmaması lazım, tepki de göstermemeleri lazım. Değerli milletvekilleri, işte, aşağı yukarı dört beş gündür kendi
seçim bölgemde gezdim geldim. Hakikaten, çok büyük sıkıntı var, insanlarımız
çok büyük sıkıntı içinde. Tabii, çok ağır kış şartlarının gelmesi nedeniyle,
oradaki tabii çalışan bürokrat arkadaşlarımızın kusurlarından kaynaklanan bir
hizmet eksikliği değil de ama kış şartlarının getirdiği sıkıntılar nedeniyle
çok büyük yol tahribatları var. İnsanlar son derece yoksul vaziyette. Değerli
milletvekilleri, inanmanızı istiyorum, genç genç çocuklar, genç genç insanlar
ille iş istiyorlar. Yani, böyle, diyor ki: “Sayın Milletvekilim, özel konuşmak
istiyorum. Evime getirecek ekmek parası yok cebimde.” Bakın, bunlar çok önemli.
Bakın, yani Meclisin çalışmasının her şeyden önce bu ülkedeki yoksulluk
meselesine bir çare bulması lazım. Türkiye'nin kaynakları buna elverişli
arkadaşlar. Bakın, hiç olmazsa her aileye asgari ücret seviyesinde bir gelir
seviyesini sağlayabilecek bir düzenleme yapalım. Yani insanları açlığa mahkûm
etmeyelim. Bakın, Tayyip Bey hanımlara diyor ki: “Üç çocuk doğurun.” Üç çocuk
doğurmak kolay ama onların eğitimini yapmak, onlara iş bulmak, onları açlığa
mahkûm etmemek meselesi önemli. Yani siz insanları kaybedecek bir şeyi olmama
durumunda bıraktığınız zaman, o insanlar, o memlekette hakikaten çok sıkıntı
yaratabilir. Onun için, hepimizin Türkiye Cumhuriyeti devleti hudutları
içerisinde yaşayan insanlarımızı asgari, onların geçimlerini sağlayabilecek bir
gelir düzeyine kavuşturmamız lazım. Buna kavuşturacak imkânlar vardır. Eğer
devlet hakikaten kaynaklarını rasyonel bir şekilde kullanırsa, vergiyi rasyonel
bir şekilde tahsil ederse, harcamaları dürüst yaparsa, suistimaller olmazsa
Türkiye’deki kaynaklar, Türkiye’deki birçok insanı, bütün nüfusu, yani bugün 70
milyon nüfusu besler, belki 100 milyonluk nüfusu rahat besler. Ama yeter ki
devleti yönetenler ceplerini doldurma peşinde koşmasınlar, ihalelerde
suistimaller olmasın, herkes gelirine göre vergisini ödesin ve hakça bir gelir
dağılımı meselesi olsun. Eğer bunlar olduğu takdirde, sayın milletvekilleri,
inanınız ki bu memleket, bu nüfusu hem rahat besler hem de bu memlekette kimse
sıkıntı içinde olmaz. İşte, geziyoruz, mesela korucular var, diyorlar ki: “Sayın
Milletvekilim, bakın, biz hayatımızı tehlikeye koyduk, gittik, silahlı
mücadeleye katkıda bulunduk. Peki, bizim durumumuz ne olacak?” Yani, bir
muallaklık içinde. Bekçi, maaşından şikâyet ediyor; polis, maaşından şikâyet
ediyor, hele emekliler “Ya, yani, bizi o kadar bir sefalet ücretine mahkûm
ediyorsunuz ki ve üstelik de tabii, hedef de milletvekillerini gösteriyorlar
hep kendinizi düşünmeyin, biraz da bu dar gelirliyi, emekliyi, yoksulu
düşünün.” diyorlar. Bu itibarla, bu konularda bence Meclisimizin öncelikle bir
düzenleme yapması lazım. Yani, emeklilerin maaşlarının yükseltilmesi, işte,
bekçinin, korucunun statüsünün bir sosyal güvenceye kavuşturulması lazım.
Bunlar Hükûmetin düşünmesi gereken konular. Bu itibarla, bu konularda ciddi
tedbirler almamız lazım, ciddi bir vergi incelemesi yapılması lazım, ciddi bir
vergi reformu getirmek lazım ve bunlarla Türkiye’deki yoksul insanlara
sıkıntılarını giderebilecek durumlar yaratmak lazım. Özellikle siyasi iktidar… Tabii, KPSS yoluyla kamu personeline
memur alınıyor ama işte, bu, birçok yerlerde, bu temizlik işleri, güvenlik
meseleleri özel şirketlere veriliyor ama bu özel şirketlere de, işte, oradaki
mülki idare amirleri… Mesela bir vatandaş gidiyor, işte, farz edelim Ziraat
Bankasının, işte, güvenlik hizmetlerini alıyor ama Hükûmet -iktidar partisi-
diyor ki: “Kardeşim, ille benim göstereceğim kişileri oraya atayacaksınız.” Bu
kişiler kimler? AKP’nin milletvekilleri ile özellikle il ve ilçe
teşkilatlarının gösterdiği kişiler. Bari bunları da hiç olmazsa KPSS’deki bir
sisteme göre oturtursanız sizler de rahat edersiniz hem de bu şaibe de kalkar,
yani ille siyasi iktidarın emrindeki kişiler belirli bir yerlere atanıyor,
ötekilere bir hak tanınmıyor. Bu vesileyle de bu görüntü ortadan kalkar. Bence
eğer AKP, iktidar partisi hakikaten biraz bu yönden adaletli görünmek istiyorsa
bu yolda bir düzenleme yaparsa ülkede birtakım sıkıntılar da yok olur. Sayın milletvekilleri, geçen gün Danıştay bir karar verdi.
Danıştay, özellikle bir vatandaşın açtığı davada Anayasa’nın 24’üncü
maddesindeki hükmü aynen uyguladı, işte, dedi ki… Biliyorsunuz 24’üncü madde
“Din kültürü ve ahlak dersi zorunlu dersler arasındadır. Bunun dışında din
eğitimi, büyüklerin kendi rızalarıyla, küçüklerin de ebeveynlerinin isteği
doğrultusunda olur.” Bu karar kadar doğal, dürüst -zaten temeli dürüst de-
hukuka uygun olan bir karar yok. Ama, şimdi, Anayasa’mızın 136’ncı maddesinde
tarifi yapılan ve çok saygıdeğer bir makam olan Diyanet İşleri Başkanlığımızın…
İşte, Anayasa’da, laiklik ilkesi doğrultusunda, bütün siyasi görüş ve
düşüncelerin dışında kalarak ve milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi amaç edinen
bir kurum Diyanet İşleri Başkanlığı, hakikaten hepimizin de saygı duyduğu bir
kurum, ama, nedense bu kurumun başındaki arkadaş, siyasi iktidara hemen sahip
çıktı: “Efendim, Danıştay böyle bir karar veremez, bize danışması lazım.” Arkadaşlar, şimdiye kadar bir hukuk devletinde hangi konuda
hâkimler gitmiş de ille din bilgisi sahibi olan kişilere sormuş? Böyle bir şey
olamaz yani. Sayın Diyanet İşleri Başkanımıza biz saygı duyuyoruz, o kuruma çok
saygı duyuyoruz, hakikaten çok kutsal bir kurum, ama o kurumun başında bulunan
insanların, siyasi iktidara çok, böyle, onlara fedakârlık yapabilecek davranış
biçiminde olmamaları lazım. Yani, Anayasa’da tarifi yapılmış olan bir kurum
niteliğini koruduğu takdirde, bütün insanlar tarafından saygı görür, saygı
beslenir. Nitekim, bu konuda, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de programları
incelemiş, diyor ki: “Din kültürü, işte, şudur kardeşim. Ahlak dersi şudur.”
Yani, bunlar genel kavramlar. Yani, din kültürü derken, sen tek bir mezhebe
dayalı bir dinin ilkelerini açıklayamazsın. İşte, İslam dininde çok yüce
kişiler var, Pir Sultan Abdal var, Hacı Bektaş Veli var, Mevlânâ var, yani
sayabildiğimiz kadar çok değerli zatlar var. Bunların insanlığa yaklaşımları,
bunların kültür ve ahlak konularında verdikleri genel bilgiler var. İşte, bana
göre en güzel ahlak da “Eline, diline, beline sahip ol.” cümlesinde kendisini
bulan ahlak türüdür. Yani bu tip, bu kadar tarafsız, en azından o memlekette
-yani hadi bırakalım Hristiyanlığı, Museviliği de ama bunun dışında- İslam dini
içindeki bütün güzel fikirleri öğrencilere öğretebilecek bir programla
öğrencilerin karşısına çıkması lazım. Danıştayın da verdiği bu; diyor ki:
“Kardeşim, 24’üncü maddeye uygun program yap.” Yani “Ders kitabını bastır.”
Ama, Danıştay kelimesini duyunca bazıları, hemen, işte kan görmüş boğa gibi
bilmem başlıyorlar şey etmeye, yani belli bir tepki göstermeye başlıyorlar. Bu
da doğru bir şey değil. Bence, burada Danıştayın verdiği karara saygı duymak
lazım. Zaten, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de programı incelemiş, yani
Türkiye’de eğitimde verilen programı incelemiş. Bunun dışında “Din eğitimini vereceksen, eğer zaten on sekiz
yaşından büyükse kendi isteğiyle o din eğitimini alabilir, ama on sekiz
yaşından küçükse ebeveynlerin rızası gerekli.” diyor. O itibarla, bu çok açık
ve netken, buna rağmen çıkıp da birilerinin, efendim “Danıştay bilmem şeyi
kaldırdı.” demesi, yani efendim “Din eğitimi zorunlu değildir.” deme gibi veya
efendim “Anayasa’ya uymak zorunda” demesi kadar bu kararı gaflet ve delalet
sayılabilecek bir düşünce tarzıyla yorumlaması, hakikaten Türkiye’de bazı
çevrelerin olaylara bakış açısının göstergesini göstermektedir ki bu da çok
ilkel bir düşünce tarzıdır. Bu gibi şeylerde bence, hele özellikle bazı kurum
ve kurumun başında bulunan insanların da o kurumlarına zarar vermemesi için
buna dikkat etmesi lazım. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Buyurun Sayın Genç. KAMER GENÇ (Devamla) – Değerli milletvekilleri, yine kendi ilimden
de bir iki cümle daha bahsedeyim. İşte, öğrenci yurdu… Yüksekokula gittim, hâlâ ilimizde bir
pansiyon yok, yurt yok yükseköğretim öğrencilerimizin kalabileceği. İşte, 510
kişilik öğrenci yurdunda… İşte, ancak ev bulabilen, çeşitli kamu kurumlarına
dağılan öğrenciler dışında 150 öğrenci kaydını dondurmuş. Rica ediyoruz,
bunlara sahip çıksın, orada bir yurt yapılsın. Bir de kara yolları… Bizim ilimiz de çok hassas bir bölgedir,
silahlı eylemlerin olduğu bir bölgedir. O kara yollarının muhakkak sağlıklı bir
şekilde asfaltlanması lazım. Eğer sağlıklı bir şekilde asfaltlanmazsa oraya
konulacak bir bombanın orada yaratacağı zayiatın sorumluluğu o hizmeti
yapmayanlara aittir. Buradan Hükûmeti uyarıyorum. Saygılar sunuyorum efendim. BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Genç. Başka söz isteyen var mı lehte veya aleyhte? Söz isteyen yok. Danışma Kurulu Önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir. Sayın milletvekilleri, İç Tüzük'ün 37’nci maddesine göre verilmiş
bir doğrudan gündeme alınma önergesi vardır, okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım. IV.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA
SUNUŞLARI(Devam) D) ÖNERGELER 1.- Şırnak Milletvekili Hasip
Kaplan’ın, Türk Ceza Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi’nin
(2/27) İç Tüzük’ün 37’nci maddesine göre doğrudan gündeme alınmasına ilişkin
önergesi (4/33) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına (2/27) esas numaralı Türk Ceza Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına
İlişkin Kanun Teklifi’nin kırk beş gün içerisinde Adalet Komisyonunda
görüşülemediğinden dolayı İç Tüzük'ün 37’nci maddesine göre doğrudan Genel
Kurul gündemine alınmasını arz ederim. Hasip
Kaplan Şırnak BAŞKAN – Sayın Kaplan, konuşacak mısınız efendim? HASİP KAPLAN (Şırnak) – Evet efendim. BAŞKAN – Buyurun. (DTP sıralarından alkışlar) HASİP KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
301’inci madde Türkiye'de demokrasiyi bire bir ilgilendiren, son yıllarda en
çok tartışılan, Nobel ödülü almış yazarlarımızın, gazetecilerin, bilim
insanlarının yargılandığı ve ne yazık ki bu madde nedeniyle Hrant Dink’in
katledildiği ve toplumsal gerilim kaynağı olan bir maddeyle ilgili teklifimiz
bu maddenin tümden Ceza Yasası’ndan kaldırılmasıyla ilgilidir. Bu Yasa nedeniyle yargılanan isimlere bir kez baktığımızda bile
vahamet ortaya çıkmaktadır. Orhan Pamuk, Elif Şafak, Hrant Dink, Perihan
Mağden, Baskın Oran, İbrahim Kaboğlu, Murat Belge, Haluk Şahin, İsmet Berkan,
Hasan Cemal, Ragıp Zarakolu, Sarkis Seropyan, Arat Dink ve daha nice insanlar
bu nedenle yargılanmışlardır ve bu maddeyle ilgili seksen yıldır Türkiye,
1926’da faşist İtalyan yasasından aldığı, eskiden 159’uncu madde olarak bilinen
bu madde nedeniyle hâlâ düşünce
örgütleme özgürlüğü ihlal edildiği gibi şu an 199 kişiden birçoğunun
yargılandığı bu dava nedeniyle, ne yazık ki, Ergenekon çeteleri, ırkçı bazı
örgütlenmeler, yazarların yargılandığı adliye binalarına saldırılara giderek
gerçekten bu maddeyle ilgili yargılanan yazarlarımıza karşı eylemler
yapmışlardır ve bu madde nedeniyle hem gazetecilerin ihbarcılığa zorlanması hem
yoğun otosansürün kullanılması hem sokak baskısının uygulandığı bir madde
olduğu gibi sadece geçtiğimiz yıl içinde 34 gazeteci, 12 medya organının
saldırıya uğraması, 18 gazeteci, toplam 22 kişinin ve 6 medya organının tehdit
edilmesi, yargı önüne çıkarılan 254 kişiden 55’inin yine bu madde nedeniyle
olması bu maddenin vahametini ortaya koymaktadır. Şimdi, Avrupa Birliği sürecinde bu maddenin kaldırılmasıyla ilgili
ilerleme raporunda yer alan verilere baktığımız zaman, Avrupa Birliği 301’inci
maddenin tamamen kaldırılmasını söylüyor. Evet, bu konuda Hükûmet, AKP de bir
yasa taslağı olduğunu söylüyor. Biliyoruz, ikide bir kamuoyuna açıklamalar
yapılıyor ama nedense bir türlü Meclise getiremiyorlar. ”Niye getirmiyorsunuz?”
diye soracağım… Gülüyor arkadaşımız ama… Yani makyaj yapılarak 301’inci
maddenin Meclise getirilmesi dahi ertelenirken yani şunun şurasında bu yasa
teklifimiz reddedildiği zaman, üstelik AKP oylarıyla reddedilirse İç Tüzük
gereği iki ay süreyle bu yasayı getiremeyeceksiniz. Demek ki iki ay daha
sallamış olacaksınız. Böyle bir niyet gözüküyor. Hâlbuki bu teklifin
görüşülmesinin kabulü karşında siz de teklifinizi getirebilirsiniz,
açabilirsiniz. Bu, burada, Mecliste bunlar birlikte görüşülebilir diye
düşünüyoruz. Şimdi, burada hep Avrupa örnekleri de veriliyor, “Yok bu madde
başka yerlerde var…” Hayır. Size çok açık söylüyorum: Bakın, 301’inci maddenin
kaldırılma gerekçesini ne Avrupa Birliğine ne başka nedenlere bağlıyoruz. Bu
maddeyle ilgili çok çok açık olarak Türk Ceza Kanunu’nun 216’ncı maddesinin
ikinci fıkrasında hüküm var. Farklı kesim, sınıf, ırk, din, mezhep,
cinsiyetleri aşağılamak suç kapsamına alınmış 216’ncı maddede. Aynı şeyi tekrar
301’de tekrarlıyorsunuz. Şimdi, aynı konuda, 299’uncu maddede Cumhurbaşkanına hakaret var,
300’üncü maddede devletin alametlerinin aşağılanması ve egemenliğine yönelik
var, 305’inci maddede temel yararlar var, 311’inci maddede yasama organına
karşı suçlar var, 313’te Hükûmete karşı suçlar var. Şimdi bu kadar kapsam içine
alınmış, Türk Ceza Kanunu’nun kapsama aldığı bir konuda, 301’inci maddede,
İtalyanların dahi vazgeçtiği bu yasada biz hâlâ niye ısrar ediyoruz? Kamuoyu, burada, gerçekten Hükûmet ve AKP tarafından da çok ciddi
bir şekilde, yanlış bir şekilde bilgilendiriliyor, deniliyor ki: “Efendim,
Avrupa devletlerinde bu var.” Avrupa devletlerinde söz konusu maddeyle ilgili
olarak baktığımız zaman, 1926 Mussolini İtalyası’ndaki hükmü bizimkiler
değiştirerek almış kendilerine. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Buyurun Sayın Kaplan. HASİP KAPLAN (Devamla) – Bağlıyorum. İtalya’dan almışlar, kendilerine uydurmuşlar. Bir de Polonya’da
var. Orada da… Polonya ile İtalya’da yer alan bu yasa hükmü, bakıyoruz, diğer
ülkelerde yer almıyor. Nasıl almıyor? Çok açık. Bunun örneklerine baktığımız
zaman, Almanya, Fransa, Portekiz, İspanya, Avusturya, Hollanda’daki mevcut
şekilleriyle bu şekilde yargılama oranlarını koyduğunuz zaman, hiçbirisi
301’inci maddeyle örtüşmemektedir. 301’inci maddeyi biz geçmişten bu yana, cumhuriyetin seksen beş
yılı boyunca 159’uncu madde olarak… Sürekli olarak yazarların, aydınların
yargılandığı, düşünce özgürlüğünün önünün kısıtlandığı, bununla ırkçılık
yapıldığı, ayrımcılık yapıldığı, bunun sonucu olarak oluşan gerginlik sonucu
olarak da Hrant Dink’in öldürülmesine neden olduğu için 301’inci madde katil
bir maddedir. Katil olan bir maddeyle anılan bir Türkiye çağdaş uygarlık
dünyasında yer bulamaz. Bu duygularla, teklifimize desteklerinizi bekliyorum sayın
milletvekilleri. (DTP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Kaplan. Önerge üzerinde, Veysi Kaynak, Kahramanmaraş Milletvekili söz
istemişlerdir. Buyurun Sayın Kaynak. (AK Parti sıralarından alkışlar) HASİP KAPLAN (Şırnak) – Vallahi, saatinde Bengi Bey dilekçe
vermişti. Nasıl oldu Başkanım? Yani… BAŞKAN – Nasıl? Anlamadım. HASİP KAPLAN (Şırnak) – Kanunlar Dairesinden öğrendiğimiz anda
Bengi Bey de dilekçe vermişti. BAŞKAN – Bana gelen liste bu. HASİP KAPLAN (Şırnak) – Yani, vallahi Başkanım, biz de şaşırıyoruz
bazen. Gerçekten de şaşırıyoruz. BAŞKAN – Ben de şaşırırım o zaman, yani öyle bir şey varsa.
(Gülüşmeler) HASİP KAPLAN (Şırnak) – Bizi şaşırtıyorsunuz. Vallahi billahi,
aldığımız anda bunu, dilekçe verdik, arkadaşımız söz istedi. Bu kadar da olmaz
yani. Beş dakikadır hepsi. BAŞKAN – Ben buna bağlıyım efendim, buraya gelen Listeye bağlıyım. SIRRI SAKIK (Muş) – Sayın Bakan, bizim okuduğumuz fezlekelerde
“su” diye bir şeyin olmadığını… Oysaki açık bir şekilde olmasına rağmen,
Parlamentoyu yanıltan bir açıklama yaptı. BAŞKAN – Buyurun Sayın Kaynak. VEYSİ KAYNAK (Kahramanmaraş) – Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın Türk Ceza Kanunu’nda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi’nin Meclisimiz İç Tüzük’ünün
37’nci maddesine göre doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi hakkında
şahsım adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum. Sayın milletvekilleri, Türk Ceza Kanunu’nun 301’inci maddesi
Türklüğü, cumhuriyeti, Türkiye Büyük Millet Meclisini, hükûmeti, devletin yargı
organlarını, askerî veya emniyet teşkilatını alenen aşağılamayı
yasaklamaktadır. SIRRI SAKIK (Muş) - Peki, diğer halklar ne olacak? VEYSİ KAYNAK (Devamla) - Ancak maddenin 4’üncü fıkrası, eleştiri
amacıyla yapılan düşünce açıklamalarını suç saymamaktadır. Değerli milletvekilleri, bu maddeye benzer düzenlemeler esasında
birçok Avrupa Birliği ülkeleri kanunlarında da mevcuttur. AK Parti olarak biz
de 301’inci maddenin tamamen Türk Ceza Yasası’ndan, Türk Ceza Yasası metninden
çıkartılmasına taraftar değiliz, çünkü korumayı amaçladığı değerler, hepimizin
üzerine titrediği hepimizin ortak değerleridir. Ancak bu maddenin
uygulanmasından kaynaklanan bir kısım sıkıntıların, bir kısım problemlerin
varlığını da kabul ediyoruz. Bu sebeple, uygulamadan kaynaklanan bu
sıkıntıların, yorum farklarından kaynaklanan sıkıntıların giderilmesi amacıyla
partimizce de bir kanun teklifi hazırlanmaktadır. Bu sebeple, hazırlanan bu
kanun teklifi Büyük Millet Meclisi gündemimize geleceğinden, Şırnak
Milletvekili Sayın Hasip Kaplan’ın, bu maddenin tamamen Türk Ceza Yasası
kapsamından çıkartılmasına ilişkin önergesine ret oyu vereceğimi belirtiyor,
hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Kaynak. Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge reddedilmiştir. Sayın milletvekilleri, gündemin “Seçim” kısmına geçiyoruz. VI.- SEÇİMLER A) KOMİSYONLARA ÜYE SEÇİMİ 1.- (10/27, 34, 37, 40, 102) esas
numaralı Meclis Araştırması Komisyonuna üye seçimi BAŞKAN - Zeytin ve Zeytinyağı ile Diğer Bitkisel Yağların
Üretiminde ve Ticaretinde Yaşanan Sorunların Araştırılarak Alınması Gereken
Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Genel Kurulun 22/1/2008 tarihli 52’nci
Birleşiminde kurulan (10/27, 34, 37, 40, 102) esas numaralı Meclis Araştırması
Komisyonu üyeliklerine siyasi parti gruplarınca gösterilen adayların listesi
bastırılıp sayın üyelere dağıtılmıştır. Şimdi listeyi okutup oylarınıza sunacağım: Zeytin ve Zeytinyağı ile Diğer Bitkisel Yağların Üretiminde ve
Ticaretinde Yaşanan Sorunların Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin
Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu Üyelikleri Aday
Listesi (10/27, 34, 37, 40, 102) Adı Soyadı Seçim
Çevresi AK Parti (10) Ahmet Ertürk Aydın A. Edip Uğur Balıkesir İsmail Özgün Balıkesir Ali Koyuncu Bursa Mehmet Salih Erdoğan Denizli Abdülhadi Kahya Hatay Hüseyin Devecioğlu Kilis Recai Berber Manisa İbrahim Mete Doğruer Osmaniye İlhan Evcin Yalova CHP (3) Ergün Aydoğan Balıkesir Kemal Demirel Bursa Gürol Ergin Muğla MHP (2) Ali Uzunırmak Aydın İsmet Büyükataman Bursa DTP (1) İbrahim Binici Şanlıurfa BAŞKAN – Listeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir. Meclis araştırması komisyonuna seçilmiş bulunan sayın üyelerin
11/3/2008 Salı günü (bugün) saat 17.30’da Halkla İlişkiler Binası, B Blok 2’nci
kat, 4’üncü bankoda bulunan Meclis Araştırası Komisyonları Toplantı Salonunda
toplanarak başkan, başkan vekili, sözcü ve kâtip seçimini yapmalarını rica
ediyorum. Komisyonun toplantı yer ve saati ayrıca plazma ekranlarında
duyurulacaktır. Sayın milletvekilleri, gündemin “Sözlü Sorular” kısmına geçiyoruz.
VII.- SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI 1.- Malatya Milletvekili Ferit
Mevlüt Aslanoğlu’nun, teşvik kapsamında yatırımcılara verilmesi gereken enerji
desteklerine ilişkin Devlet Bakanı Mehmet Şimşek’ten sözlü soru önergesi
(6/196) ve Devlet Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı 2.- Gaziantep Milletvekili Akif
Ekici’nin, yatırımların ve istihdamın teşvikine ve Gaziantep’in durumuna
ilişkin Devlet Bakanı Mehmet Şimşek’ten sözlü soru önergesi (6/360) ve Devlet
Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı BAŞKAN - Devlet Bakanı Sayın Mehmet Şimşek gündemin “Sözlü
Sorular” kısmının 1 ve 70’inci sıralarındaki soruları birlikte cevaplandırmak
istemişlerdir. Şimdi bu soruları sırasıyla okutuyorum: Türkiye Büyük Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Mehmet Şimşek tarafından
sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim. Saygılarımla. Ferit
Mevlüt Aslanoğlu Malatya Teşvik yasası uyarınca yatırımcılara verilmesi gereken enerji
destekleri, 1) Ne zamandan beri
ödenmiyor? 2) Yatırımcıların bugüne
kadar birikmiş ne kadar alacağı vardır? 3) Yatırımcılara ödenmesi
gereken alacakları ne kadardır? 4) Yatırımcıların bu
alacakları için mahsup sistemi getirmeyi düşünüyor musunuz? 5) Bu alacaklar ne zaman
ödenecektir? 6) Yatırımcıların bundan
sonra doğacak alacaklarını aksatmadan her ay ödemeyi düşünüyor musunuz? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Mehmet Şimşek tarafından
sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim. Saygılarımla. Akif
Ekici Gaziantep Uygulamada olan 5084 sayılı Kanunun etkin olmadığı, yatırımcıyı
özendirmek ve yönlendirmek için yetersiz oluşu kamuoyu tarafından kabul
edilmektedir. Bir teşvik sistemi uygulanacaksa sektörel bazda olmalıdır.
Gaziantep gibi son 15 yılda büyük atılımlar gerçekleştirerek 24 milyon m2 den oluşan
4 Organize Sanayi Bölgesi kuran, 65 000 kişiye istihdam sağlayan bir şehir
cezalandırılmıştır. 1) Mevcut teşvik sistemini nasıl değerlendiriyorsunuz? Değişiklik
yapmayı düşünüyor musunuz? 2) Teşvik kapsamındaki illerde yapılan yatırımlar hangi orandadır?
İller bazında ne kadar yatırım yapılmıştır? 3) Gaziantep ve benzeri şehirler, teşvik kapsamı dışında
bırakılarak cezalandırılmıştı. Cezalandırma devam mı edecek? Gaziantep’in
zararının telafisi için nasıl bir uygulama yapılacaktır? BAŞKAN – Sayın Bakan, buyurun efendim. Süreniz on dakika. DEVLET BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) – Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Önce, Malatya Milletvekili Sayın Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun bana
tevcih ettiği (6/196) esas numaralı soru önergesiyle başlamak istiyorum. Bildiğiniz gibi, enerji desteği ödemeleri, Hazine Müsteşarlığınca
hazırlanan Enerji Desteği Tebliği’nin 7’nci maddesinde yer alan “Komisyonca
belirlenen enerji desteği tutarları, genel bütçeden ayrılan kaynaktan Komisyonun
Müsteşarlığa müracaat sırası dikkate alınarak, Müsteşarlıkça Türkiye Cumhuriyet
Merkez Bankası aracılığı ile işletmelerin T.C. Ziraat Bankasındaki hesaplarına
aktarılır.” hükmüne istinaden Maliye Bakanlığınca serbest bırakılan ve nakdî
temin edilen ödenekler çerçevesinde valiliğin Müsteşarlığımıza müracaat sırası
dikkate alınarak her ay yapılmaya çalışılmakta ve yapılan ödemeler valiliğe
düzenli olarak bildirilmektedir. 2004-2007 yıllarını kapsayan dönemde, yaklaşık 470 milyon YTL’lik
bir enerji teşviki desteği yapılmıştır, yani 470 milyon YTL’lik bir ödeme
yapılmıştır. Ocak sonu itibarıyla baktığımızda, yapılan, yani değerlendirmesi
tamamlanan müracaatları dikkate aldığımızda, yatırımcıların yaklaşık 73 milyon
YTL’lik bir alacağı olduğu tespit edilmiştir. Enerji desteği ödemelerine
ilişkin mevzuat nakit ödeme şeklinde düzenlenmiş olduğundan mahsuplaşma imkânı
bulunmamaktadır. Tabii, bu mevcut teşvik sistemi içerisinde, bir bakıma biz
işletme giderlerine ortak konumundayız. İşletmelerin ne kadar enerji tüketeceğini
önceden yüzde yüz tahmin etmek biraz zor olabiliyor. Bu nedenle dönemsel
olarak, geçici olarak ödeneklerden kaynaklanan bazı sorunlar yaşanabiliyor ama
bunlar geçici. Önümüzdeki dönemlerde gecikmenin olmaması ve bu türden
sıkıntıların yaşanmaması için tabii ki bütün ilgili birimler gerekli tedbirleri
alacaklar ve ilgili merciler titizlik içerisinde bu ödemeleri zamanında yapmaya
çalışacaklardır. Buradaki temel sorun, dediğim gibi, bir miktar bir ödenek
ayrılıyor bir yıl öncesinden ama işletme giderlerini biz yüzde yüz tahmin
edemediğimizden dolayı o türden bazı sıkıntılar… Ama bunlar geçici sıkıntılar
ve daha önce de ifade ettiğim gibi, yaklaşık 470 milyon YTL ödenmiş. Şu ana
kadar kalan sadece 73 milyon YTL’lik bir alacak vardır, onu da ödeyeceğiz. Gaziantep Milletvekili Sayın Akif Ekici tarafından tevcih edilen
(6/360) esas numaralı sözlü soru önergesindeki sorulara gelince: Tabii, en iyi
teşvik sistemi, aslında ekonomik istikrarın sağlandığı ve adil rekabet
ortamının oluşturulduğu ülkelerde… Yani bence en iyi teşvik budur. Ama ülkenin
kalkınma stratejisi çerçevesi içerisinde tabii ki birtakım spesifik teşvikler
de vermek gerekiyor. Nitekim, Hükûmetimiz döneminde 5084 sayılı bir Kanun
çıkartılmış ve bu çerçevede bu Teşvik Yasası’nın amaçları zaten orada 1’inci
maddede ifade edilmiş, denilmiş ki: “Bu Kanunun amacı; bazı illerde vergi ve
sigorta primi teşvikleri uygulamak, enerji desteği sağlamak ve yatırımlara
bedelsiz arsa ve arazi temin etmek suretiyle yatırımları ve istihdam
imkânlarını artırmaktır.” Yani temel amaç bu. Yine aynı Kanun’un “Kapsam” başlıklı 2’nci maddesi: “Vergi ve
sigorta primi teşvikleri ile enerji desteği açısından 2001 yılı için belirlenen
fert başına gayri safi yurt içi hâsıla tutarı, 1500 ABD Doları veya daha az
olan iller ile bu iller dışında kalan ve Devlet Planlama Teşkilatı
Müsteşarlığınca 2003 yılı için belirlenen sosyo-ekonomik gelişmişlik
sıralamasına göre endeks değeri eksi olan illeri kapsar.” Şimdi dikkat ederseniz, burada, Gaziantep, bu iki kriteri de o
dönemde ve şu an itibarıyla da tabii ki yerine getiremiyor ve bu nedenle de
Hükûmetimiz, bu kriterleri yerine getiremediği için Gaziantep’i maalesef bu
teşvik sistemi içerisine alamamıştır. Ancak, bilindiği gibi, Hazine
Müsteşarlığınca, Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar uyarınca yatırım
ve işletmeler desteklenmekte olup Gaziantep ilinde yapılacak bütün yatırımlar
için gümrük muafiyeti, katma değer vergisi istisnası sağlanmakta, bunun yanında
KOBİ, ar-ge ve çevre yatırımları için birtakım tabii ki ek faiz desteği de
uygulanmaktadır. Bu geçtiğimiz dönemde, baktığımız zaman, Yatırımlarda Devlet
Yardımları Hakkında Karar kapsamında, 2004-2007 yılları arasını kapsayan
dönemde, 5084 sayılı Kanun kapsamı 49 ilde 3.814 adet yatırım teşvik belgesi
düzenlenmiştir. Bu belgeler çerçevesi içerisinde toplam sabit yatırım tutarı
21,5 milyar YTL’dir ve toplam istihdam yaklaşık olarak 159.500 kişi civarında
öngörülmüştür. 2008 yılı Programı ve 60’ıncı Hükûmet Eylem Planı’nda “Hazine
Müsteşarlığının sorumlu olduğu eylemler arasında yer alan devlet yardımlarının
bölgesel ve sektörel önceliklerinin yeniden tanımlanması için gerekli
çalışmalar yapılacaktır.” ifadesi önümüzdeki dönemde teşvik sisteminin daha
rasyonel bir zemine oturtulması konusunda çalışmaların yapılacağını zaten ifade
etmektedir. Tabii, biz, Hükûmetimizin ikinci döneminde, ülkemizi, hem
uluslararası ölçekte daha rekabetçi bir hâle getirmek için hem de ülke içinde
rekabet ortamını geliştirip bu vasıtayla verimliliği ve yenilikçiliği artırmak
için birtakım reform çabaları içerisindeyiz. Bu reformların başında, bildiğiniz
gibi, bir ARGE Yasası geçtiğimiz bir iki hafta içerisinde yüce Meclisimiz
tarafından kabul edilmiştir. Bence, Türkiye’nin, bilgi yoğun, yüksek teknoloji,
katma değeri yüksek, bir anlamda kâr marjı yüksek ürünlere geçmesi için bu Yasa
çok önemlidir. Bunun ötesinde, bir istihdam paketi üzerinde çalışıyoruz.
Özellikle iş gücü piyasasının bir miktar esnek hâle getirilmesi hem de istihdam
üzerindeki yüklerin aşağıya çekilmesi çerçevesi içerisinde, iş gücüne eğitim
imkânlarının sağlanması çerçevesinde bir reform düzenlemesi üzerinde de
çalışıyoruz. Buna ek olarak, bildiğiniz gibi, tabii ki önümüzdeki dönemde
enerji piyasası reformunun birtakım bileşenlerini de ortaya koyduk. Bundan
sonraki dönemde de enerji piyasasında daha rekabetçi, daha etkin bir yapıya
gidiş için de birtakım çalışmalar yapılacaktır. Yine, eğitim reformu o anlamda
önem kazanmaktadır. Dolayısıyla, baktığımız zaman, teşvik sistemi… Tabii ki spesifik
teşvikler yapılacaktır. Önümüzdeki dönemde, Sanayi Bakanlığımız, sanayi
envanteri çalışmasını bitirdikten sonra, gerek sektörel bazda gerek bölgesel
bazda ve belki de hatta proje bazında bile bakmak gerekiyor. O nedenle, daha
esnek, daha rasyonel, kaynakların daha iyi kullanıldığı bir teşvik sistemine
doğru gitmemiz gerekiyor. O konuda da çalışmalarımız devam ediyor. Gaziantep’in, önümüzdeki dönemde, bu bahsettiğim çerçeve
içerisinde, mutlaka teşviklerden payını alacağına ben inanıyorum. Sorularınız için teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (AK Parti
sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Bakan. Sayın Aslanoğlu açıklama yapacaksınız. Buyurun. FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Kendim için asaleten, Sayın
Ekici için vekâleten konuşacağım. BAŞKAN – Anladım, buyurun. FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Bakanım, bir kere bu
Teşvik Yasası’nın sahibi yok, bunu iyi bilin. Bu Yasa çıktığından beri… Burada
milletvekili arkadaşlarım var. Bu Yasa geri kalmış yörelerde yatırım için
getirildi. Herkes vicdanıyla söylesin, bu Yasa üç dört ile yaradı. Bunların
biri de Malatya’dır. Bunu da ifade ediyorum. Bu Yasa yürümemiştir. Şınnak’ta, Hakkâri’de, Ağrı’da, Tunceli’de
hiçbir tane çöp çakılmamıştır, bir baca tütmemiştir; Yasa gerçek amacına
gitmemiştir. Bir kere bunu söylüyorum. Eğer bu Teşvik Yasası değişmezse sosyal
amaçlı olmayacak… Önemli olan, geri kalmış yörelerimize hiçbir faydası
olmamıştır, tek çivi çakılmamıştır. Dönün, o Yasa görüşülürken bizim
söylediklerimiz neyse bir bakın… Bunu Sayın Başbakan Giresun’da söyledi, değil mi arkadaşlar “Bu
Yasa yürümüyor.” diye? Sayın Bakanım, bu Yasa yürümüyor. İki: Devlet sözünün eri olmalı. Devlet sanayiciye demiş ki: “Ben
sana enerji teşviki vereceğim.” Siz de ifade ettiniz, ortalama 470 milyon, yani
böldüğünüz zaman on bir aylık sanayicinin alacağı duruyor. 73 milyon. Demek
yılda on bir aylık sanayicinin alacağı duruyor sizde. Dün beş aylık ödendi. Ben
söyleyeyim onu size, dün ödendi beş aylık ve kasım, aralık, ocak ve şubat
ödendi. Hangi yılın? 2007’nin Nisanından itibaren -2008 yılı- yine on aylık
alacakları duruyor Sayın Bakanım. Eğer devlet sanayiciye söz verdiyse bunu
ödemelidir. Bir kere bu Yasa’nın sahibi Maliye Bakanlığı değil, siz
olmalısınız. Bu sahipsiz bir yasa. Maliye Bakanlığı ancak vergi almasını bilir,
vermesini bilmiyor. Bir kere siz ve Sanayi Bakanlığı… Antep konusuna gelince: Sayın Bakanım, Antep’te sanayicisiz Antep
Milletvekilisiniz- Antep’te sanayici… (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – İki kelime… BAŞKAN – Sayın Aslanoğlu, bakın, ben size müsamaha ettim. Asaleten
olur da vekâleten böyle bir sistem yok. FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Efendim, bana devretti şeyini. BAŞKAN – Var mı devir belgesi? FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Var efendim, bana devretti. BAŞKAN – Olur mu devrediyor diye, yani herkese devretme şeyi var
mı? FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Devretti, onun için… BAŞKAN - Ben, ispat edin, vereyim size söz. Olur mu böyle şey! Tamam, konuşmanız bitmiştir efendim. Zabıtlara geçmesi açısından söylüyorum. FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Sayın Başkanım, devretti bana. BAŞKAN - Tekrarlanmasın diye, zabıtlara geçmesi açısından bunu
söylüyorum efendim, tekrar olmasın. FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - Devir belgesini getireyim mi
efendim? BAŞKAN – Vekâleten olmaz efendim. Vekâleten varsa buyurun. Sayın Bakanım, tekrar cevap verecek misiniz? DEVLET BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) – Evet. BAŞKAN – Buyurun. Beş dakika süreniz var efendim. DEVLET BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) – Değerli arkadaşlar, size
birtakım rakamlar verdim. Aslında, sadece bir iki değil, aslında epey bir
ilimiz bundan yararlandı. Tabii ki belli bazı bölgelerdeki illerimizde teşvik sisteminin
rasyonel olup olmamasından kaynaklanan problemlerden değil, başka problemler
var o bölgelerde ve geçmişte de verilen birtakım teşvik modelleri çalışmamış.
Yani 80’li yıllarda da 90’lı yıllarda da birtakım teşvik modelleri uygulamaya
konulmuş ve bahsettiğiniz yerlerde çalışmamış. Belki, tamam, çok farklı
bölgesel bir teşvik sistemine geçmek gerekiyor. Nitekim, ben de “Bölgesel
teşvik sistemi üzerinde çalışıyoruz.” dedim. Yine, sektörel bazda teşviklerin
verilmesi konusunda da çalışmalar devam ediyor. Bu teşvik sistemi mükemmel değil, bunu kabul ediyoruz. Dünyanın
hiçbir yerinde aslında mükemmel bir teşvik sistemi yok. Dolayısıyla, biz ne
yapacağız? Önümüzdeki dönemde bu teşvik sisteminin daha rasyonel hâle gelmesi
için, gerek bölgesel bazda gerek sektörel bazda gerekse -belki de diyorum-
proje bazında da büyük projeler bazında da bakmak lazım uluslararası yükümlülüklerimizi
de tabii dikkate alarak. Bu çerçevede, bakın, rakamlar da verdim. Yani verilen
teşvik belgesi üç bin sekiz yüzün üzerinde. 21,5 milyar YTL’lik bir sabit
yatırım öngörülmüş ve ortaya çıkartılan istihdam da az değil, yani yaklaşık 160
bin kişi civarında da bir istihdam öngörülmektedir. Şimdi, gecikmelere gelince: Dediğim gibi, yani birtakım ödenekler
konuluyor bir yıl öncesinden. O ödenekler birtakım tahminlere göre konuluyor ve
maalesef, tabii ki burada biz işletme giderine ortak konumunda olduğumuz için,
kimin, ne kadar enerji tüketeceğini önceden bizim yüzde 100 tahmin etmemizin
imkânı yok. Dolayısıyla, burada aslında, sorunun kökeninde, geçen sene bu
ödeneklerde geçici olarak yaşanan birtakım sıkıntılardan ötürü bir gecikme söz
konusu. Bu gecikmenin giderilmesi için, biz -hem kendim hem de Maliye
Bakanımız- tabii ki elimizden geleni yapacağız. Bu konuda en ufak bir şey
olmasın. Gaziantep’e gelince… Gaziantep -burada da söyledim- yani, sermaye
birikimi açısından, yaratılan katma değer açısından en güzide şehirlerimizden
bir tanesi. FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) – Hepsi gitti. DEVLET BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) – Geldiğimiz günden beri de
şunu söylüyorum: Yani bu teşvik sistemi, tabii ki birtakım unsurlarıyla bazı
yerlerde çok iyi çalışmış, bazı yerlerde de tabii ki bazı olumsuz etkileri de
olabiliyor. Bu çerçevede baktığımız zaman Gaziantep tek başına değil, Denizli
de var, başka taraflar da var. O nedenle, biz, önümüzdeki dönemde bu ortaya koyacağımız daha
kapsamlı, daha rasyonel bir teşvik sistemi çerçevesinde, gerek bölgesel bazda
Antep’in yararlanması gerek sektörel bazda gerekse -dediğim gibi- belki de
proje bazında Gaziantep de bu teşvik sisteminden de hak ettiği katkıyı tabii ki
alacaktır. Burada önemli olan, bizim ekonomik ve siyasi istikrarı koruyarak,
şirketlerimizin gerek ülke içerisinde adil bir ortamda rekabet etmeleri gerekse
küresel ölçekte bir rekabet gücüne kavuşmaları ve dünya markası oluşturmaları. Bizim dönemimize bakın, son beş altı yıldır birçok bölgesel bazda,
hatta artık giderek dünya çapında, şirketlerimiz ön plana çıkmıştır ve bunlar,
tabii ki yapılan bu düzenlemeler, verilen bu destekler sayesinde de olmuştur. Burada bence de en önemli teşvik, bizim ekonomik ve siyasi
istikrar ortamını koruyup, yapacağımız düzenlemelerle özellikle
araştırma-geliştirme, özellikle eğitim, özellikle iş gücü piyasası reformu,
enerji piyasası reformu gibi daha kalıcı, daha uzun soluklu çözümler çerçevesi
içerisinde ülkemizi daha ileri bir noktaya getirmemizdir. Türkiye son birkaç yıldır, bence, tahayyül edilemeyecek düzeyde
bir gelişme göstermiştir. Tabii ki hiçbir sistem mükemmel değildir. Biz de bu
sistemi uygularken ortaya çıkacak aksaklıkları gidermek üzere yeni bir sistem
üzerinde çalışıyoruz. Bu çalışmalardan da ülkemiz faydalanacaktır. Tekrar teşekkür ediyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Bakan. Soru önergeleri cevaplandırılmıştır. 3.- Gaziantep Milletvekili Hasan
Özdemir’in, Gaziantep Havaalanındaki kargo ve uçak seferlerine ilişkin Ulaştırma
Bakanından sözlü soru önergesi (6/231) ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın
cevabı 4.- Aksaray Milletvekili Osman
Ertuğrul’un, Konya-Aksaray bölünmüş yol ihalesine ilişkin Ulaştırma Bakanından
sözlü soru önergesi (6/268) ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı 5.- Giresun Milletvekili Murat
Özkan’ın, Karayolları Genel Müdürlüğüyle iş yapan müteahhitlere verilen bitüme
ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/273) ve Ulaştırma Bakanı
Binali Yıldırım’ın cevabı 6.- Gaziantep Milletvekili Hasan
Özdemir’in, Gaziantep-Şanlıurfa otoyolu ile Gaziantep-Habur bölünmüş yol
çalışmalarına ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/274) ve
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı 7.- Giresun Milletvekili Murat
Özkan’ın, Karadeniz Sahil Yolunun Giresun geçişindeki sinyalizasyon ve
işaretleme eksikliklerine ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi
(6/275) ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı 8.- Karaman Milletvekili Hasan
Çalış’ın, havalimanlarındaki ILS sistemlerine ilişkin Ulaştırma Bakanından
sözlü soru önergesi (6/278) ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı 9.- Karaman Milletvekili Hasan
Çalış’ın, Konya Havaalanına ILS Sistemi alımına ilişkin Ulaştırma Bakanından
sözlü soru önergesi (6/287) ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı 10.- Balıkesir Milletvekili Ahmet
Duran Bulut’un, Edremit-Çanakkale karayoluna ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü
soru önergesi (6/297) ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı 11.- Tunceli Milletvekili Kamer
Genç’in, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünde nitelikli personel istihdamına
ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/302) ve Ulaştırma Bakanı
Binali Yıldırım’ın cevabı 12.- Ordu Milletvekili Rahmi
Güner’in, Ordu’ya havaalanı, liman ve çevre yolları yapımına ilişkin Ulaştırma
Bakanından sözlü soru önergesi (6/315) (Cevaplanmadı) 13.- Balıkesir Milletvekili Ergün
Aydoğan’ın, karayollarındaki bakım ve onarım çalışmalarına ilişkin Ulaştırma
Bakanından sözlü soru önergesi (6/317) ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın
cevabı 14.- Tunceli Milletvekili Kamer
Genç’in, THY’nin Elazığ uçuşlarındaki bir uygulamaya ilişkin Başbakandan sözlü
soru önergesi (6/327) ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı 15.- Tokat Milletvekili Reşat
Doğru’nun, Tokat Havaalanının uçuşlara engel bir risk taşıyıp taşımadığına
ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/354) ve Ulaştırma Bakanı
Binali Yıldırım’ın cevabı 16.- Karaman Milletvekili Hasan
Çalış’ın, PTT çalışanlarına “prestij cezası” verildiği iddialarına ilişkin
Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/373) ve Ulaştırma Bakanı Binali
Yıldırım’ın cevabı 17.- Adana Milletvekili Yılmaz
Tankut’un, Adana-Karataş yoluna ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru
önergesi (6/396) (Cevaplanmadı) 18.- Adana Milletvekili Yılmaz
Tankut’un, Adana-Ankara otoyol projesinin Pozantı-Ulukışla ve Pozantı-
Kemerhisar kısımlarına ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/398)
(Cevaplanmadı) 19.- Manisa Milletvekili Mustafa
Enöz’ün, Türk Telekom’da personelin güvenlik soruşturmalarının yapılıp
yapılmadığına ve haberleşme güvenliğine ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru
önergesi (6/434) (Cevaplanmadı) 20.- Manisa Milletvekili Mustafa
Enöz’ün, Türk Telekom ihale şartnamesi taahhütlerinin yerine getirilip
getirilmediğine ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/443)
(Cevaplanmadı) 21.- Manisa Milletvekili Mustafa
Enöz’ün, Manisa’daki bölünmüş yol çalışmalarına ilişkin Ulaştırma Bakanından
sözlü soru önergesi (6/473) (Cevaplanmadı) BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım
gündemin “Sözlü Sorular” kısmının 2, 15, 19, 20, 21, 24, 29, 34, 38, 44, 46,
53, 69, 80, 101, 103, 138, 147 ve 177’nci sıralarındaki soruları birlikte
cevaplandırmak istemişlerdir. Şimdi bu soruları sırasıyla okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Sayın Binali Yıldırım
tarafından sözlü olarak cevaplandırılması konusunda gereğini saygılarımla arz
ederim. Hasan
Özdemir Gaziantep Büyük gayretler sonucunda terminal binası ve pist çalışmaları
tamamlanmış bulunan Gaziantep Havaalanında kargo seferlerinin başlatılmamış
olmasının yarattığı ekonomik kayıplar devam etmektedir. Havaalanında bulunan eski terminal binasını, kargo gümrük binası
haline getirilmesi mümkünken; bina hâlihazırda boş olarak çürümeye terk edilmiş
durumdadır. Gümrük idaresi kendilerine bir yer gösterildiği takdirde kargo
gümrüklemesinin yapılabileceğini bildirmektedir. Bu durumda sadece ulaştırma
bakanlığının eski terminal binasını bu işe tahsis etmesi yeterli olacaktır. Bu
çerçevede; 1- Sanayi, ticaret ve ihracat potansiyeli ile bölgede önder kent
olan Gaziantep’in havaalanında kargo gümrük binası ile ilgili olarak ne tür
çalışmalar yapılmaktadır? 2- Gaziantep havaalanında kargo seferleri ne zaman başlayacaktır? 3- Gaziantep havaalanının doluluk oranı, yolcu yoğunlu ve
sirkülasyonun en üst düzeyde olduğu bir dönemde uçak seferlerinin üç güne
düşürülmesi uygulaması 10 Aralık’ta son bulacak mı? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımı Ulaştırma Bakanı Sayın Binali Yıldırım
tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için gereğini arz ederim. 27.11.2007 Osman
Ertuğrul Aksaray Soru: - Konya-Aksaray Karayolu Bölünmüş Yol olarak ihale edildi mi? - İhale edildiyse işin keşif bedeli ne kadardır? - İşe başlama ve işin bitiş süresi ne zamandır? - İhale altyapı sanat yapıları ve üstyapıları hepsi birlikte mi
yoksa ayrı ayrı mı yapıldı? - İşin Müteahhidi veya Müteahhitleri kimdir? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması konusunda gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim.
29.11.2007 Murat
Özkan Giresun 1) Karadeniz Sahil yolunda iş yapan müteahhitlere idare malı bitüm
verildi mi? Verildi ise bu bitüm için hakkedişlerde herhangi bir kesinti
yapıldı mı? 2) Karayolları Genel Müdürlüğü ve Bölge Müdürlüklerinde iş yapan
müteahhitlere son beş yıl içinde ne kadar idare malı bitüm verildi? Verilen bu
bitümün parasal tutarı ne kadardır? Bitüm için hakkedişlerden ne kadar kesinti
yapıldı? Bitüm için alınan ödeneğin ne kadarı müteahhitlere idare malı bitüm
verilmesi için kullanıldı? Ödeneğin bu şekilde kullanılması ile ilgili olarak
TBMM bilgilendirildi mi? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Sayın Binali Yıldırım
tarafından sözlü olarak cevaplandırılması konusunda gereğini saygılarımla arz
ederim. Hasan
Özdemir Gaziantep Güneydoğu Anadolu Bölgesinin en önemli kenti Gaziantep’in
şehirlerarası ulaşımını rahatlatacak olan ve sekiz yıl önce ihale edilip,
yapımına 2001 yılında başlanan Gaziantep-Şanlıurfa otoyolunun tamamlanması
bölge için çok önemlidir. Ayrıca, Gaziantep’ten Habur Sınır Kapısına kadar olan
karayolu güzergâhının duble yol hâline getirilmesi çalışmalarının bitirilmesi
de kentimiz ve bölgemiz açısından ayrı bir öneme sahiptir. Bu çerçevede; 1- Gaziantep-Şanlıurfa otoyolu çalışmaları ne aşamadadır? Yolun
bitirilmesi neden bu kadar gecikmiştir? Çalışmalar ne zaman bitirilecek ve yol
ne zaman kullanıma açılacaktır? 2- Gaziantep’ten Habur Sınır Kapısı’na kadar olan karayolu
güzergâhının duble yol hâline getirilmesi çalışmaları ne durumdadır? Çalışmalar
ne zaman bitirilecektir? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması konusunda gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim. Murat
Özkan Giresun Giresun ilimizin, Karadeniz Sahil yolunda il merkezi ile ilçelerin giriş ve
çıkışlarının trafik işaret ve sinyalizasyon sistemi kurulmadan yolun hizmete
açıldığı bilinmektedir. Bugüne kadar 16 insanın hayatına mal olan ve en son
olarak da M. Kemal İlköğretim Okulunda görevli Zafer Taner’in vefatıyla
sonuçlanan trafik kazası meydana gelmiştir. 1) Bu konuyla ilgili 14.08.2007 tarihinde verdiğim yazılı soru
önergesine şu ana kadar cevap verilmedi, sebebi nedir? 2) Bu eksikliklerin giderilmesi hususunda şu ana kadar yapılan
çalışmalar nelerdir? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından
sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim. Hasan
Çalış Karaman İstanbul-Diyarbakır seferini yapan THY uçağı iniş sırasında düştü.
Uçakta yolcu ve mürettebattan 77 kişi hayıtını kaybetti. (Ocak-2003) İstanbul-Isparta seferini yapan World Fokus Havayolları’na ait
Atlasjet Havayolları tarafından kiralanan MD 83 tipi yolcu uçağı iniş sırasında
düştü. Uçakta bulunan yolcu ve mürettebattan 57 kişi hayatını kaybetti.
(Kasım-2007) Her iki uçak kazasında da Diyarbakır ve Isparta Havaalanlarında,
uçakların otomatik olarak indirilmesini sağlayan ILS (Instrument Landing
System)’nin bulunmayışı tartışmalara neden olmuştur. Bu bilgiler ışığında: 1- Ülkemizdeki
havaalanlarımızdan kaçında ILS bulunmamaktadır? Bu havaalanlarına ILS konusunda
bir çalışmanız var mıdır? 2- Bir havaalanına kurulacak
olan ILS’nin maliyeti ne kadardır? ILS bulunmayan havaalanlarımızın toplam
maliyeti ne kadardır? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından
sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim. Hasan
Çalış Karaman ILS (Instrument Landing System) yani aletli iniş sistemi
havaalanları için hayati önem taşımaktadır. ILS, uçakların en kötü hava
şartlarında bile inişini kolaylaştırmaktadır. Bu bilgi doğrultusunda; 1- Konya havaalanına takılmak üzere 3 yıl önce yani 2005 yılında
ILS alımı yapılmış mıdır? Alım yapılmış ise bu cihaz için kaç para ödeme
yapılmıştır? 2- Alımı yapılan ILS, Konya havaalanına takılmış mıdır? Şayet
takılmamış ise niçin takılmamıştır ve 3 yıl bekletilmiştir? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıda yer alan sorularımın Ulaştırma Bakanı Sayın Binali
Yıldırım tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim. 05.12.2007 Ahmet
Duran Bulut Balıkesir Edremit Çanakkale yolunu oluşturan E-87 yolu yıllardır
bitirilememiş durumdadır. Halen yağmurun yağması ve trafiğe açık olması
sebebiyle delik deşik vaziyette ciddi araç hasarlarına, istenmeyen kazalara
sebebiyet vermektedir. 1- E-87 yolu niçin
tamamlanmadı? 2- E-87 yolunun hangi tarihte
tamamlanması planlandı? 3- Küçükkuyu-Ayvacık yolu
yapılacak mı? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın aracılığınızla Ulaştırma Bakanı tarafından
sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 11.11.2007 Kamer
Genç Tunceli Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü 2 Mayıs 2007 tarihinde
hazırladığı raporda, Türk Sivil Havacılığını düzenleyen ve denetleyen
S.H.G.M.’nin personel politikası yetersiz bulunarak Türkiye’nin uluslararası
yükümlülüklerini yerine getirmesi için uygun personel istihdam etmesini
bildirmiştir. Bu uyarı üzerine; 1) Sivil Havacılık Genel Müdürlüğüne siyasi ehliyetsiz yandaş
yerine mesleki ehliyetli personel ataması yapılacak mıdır? 2) 30 Kasımda Isparta’da düşmesinde yeterli bilgiye sahip olmayan
personelin katkısı var mıdır? 3) Uluslararası Sivil Havacılığın bu uyarısı yerine getirilmediği
takdirde Türk uçaklarının Avrupa semalarında yasaklanması halinde bunun
sorumlusu kim olacaktır? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıda yer alan sorularımın Ulaştırma Bakanı Sayın Binali
Yıldırım tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını saygılarımla arz ederim. Rahmi
Güner Ordu Soru1) Ordu ve Giresun halkının ülkemiz ve uluslararası ülkelere
ulaşmasını sağlayacak Ordu havaalanının yapılması için proje dâhil herhangi bir
çalışma yapılıyor mu? Soru 2) Ordu ili Türkiye’nin sayılı ihraç yapan illerindendir.
Ordu Limanı yapılması için çalışmalarınız var mıdır? Ne aşamadadır? Soru 3) Ordu sahil yolu trafik yoğunluğunun artması nedeniyle
sağlık ve trafik açısından tehlikeli durum arz etmektedir. Yine çevre yolunun
geçecek olduğu güzergâhtaki taşınmaz malikleri mağdur duruma düşmüşlerdir. Bu
çevre yolu çalışmalarınız var mıdır? Varsa ne aşamadadır? Soru 4) Ünye çevre yolunun yapımına başlanmıştır. Fakat hiçbir
gelişme yoktur. Yapımın ne aşamada olduğu konusunda bilgi vermenizi arz ederim. Soru 5) Dereyolunun-Topcam beldesinden itibaren Mesudiye ve
Koyunhisar’ı birleştirecek çalışmalarımız var mıdır? Varsa ne aşamadadır? Soru 6) Fatsa ilçemizin sahil yolu Doğu Karadeniz ve Kafkaslar ve
Türki Cumhuriyetlere geçiş sağlayan yoldur. Bu yol trafik kazalarının artması
ve ayrıca sağlık nedeniyle ilçemiz için tehlike arz etmektedir. Fatsa çevre
yolu çalışmalarınız var mıdır? Varsa ne aşamadadır? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Sayın Binali Yıldırım
tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını saygılarımla arz ederim. 06.12.2007 Ergün
Aydoğan Balıkesir Son yıllarda yapılan duble yolların kısa sürede bozulduğu, seyir
hâlinde kazaya sebebiyet veren çukurların meydana geldiği, trafik
işaretlerinin, bariyer ve yol çizgilerinin yetersiz olduğu tespit edilmiştir.
Bu sebeple; 1) Kış mevsimi öncesinde karayollarında can ve mal kayıplarını aza
indirmek amacıyla yapılan çalışmalar nedir? 2) Trafik işaretlerinin yetersiz kaldığı, çukurların oluştuğu
Balıkesir-Ankara karayolu üzerinde hangi çalışmalar yapılmıştır? Yapılmadı ise
yapılması düşünülmekte midir? 3) Hükümetleriniz döneminde yapılan karayollarında bakım ve onarım
çalışmalarının maliyeti nedir? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın aracılığınızla Başbakan tarafından sözlü
olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 19.12.2007 Kamer
Genç Tunceli T.H.Yollarının Yurt içi seferlerinde hemen her yere “Business
Klas” olduğu hâlde Elazığ’a yapılan seferlerde yoktur. 1) Bu ayrımcılık değil midir? 2) Bu ile yapılan seferlere de “Business klas” konulacak mı?
Konulacaksa ne zaman konulacaktır? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorumun Ulaştırma Bakanı Sayın Binali Yıldırım
tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim. Saygılarımla. Reşat
Doğru Tokat Soru: Bir özel havayolu şirketi tarafından Tokat İline yapılmakta
olan uçak seferleri uçuşlar bazı riskler bulunduğu gerekçesiyle durdurulmuştur.
Tokat Havaalanında uçuşlara engel bir risk var mıdır, bugüne kadar yapılan
uçuşlar risklere rağmen mi yapılmıştır, risk yok ise havayolu şirketinin keyfi
tutumu hakkında herhangi bir işlem yapılmış mıdır, Tokat Havaalanına uçak
seferleri tekrar ne zaman başlayacaktır? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından
sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim. Hasan
Çalış Karaman Bazı basın yayın organlarımızda “PTT borç batağına sürüklenen
personeline kurumun prestijini zarara uğrattıkları için disiplin cezası
veriyor. Cezalar maaş kesiminden iş akdinin feshine kadar varabiliyor” şeklinde
haberlere yer verilmektedir. Bu bilgiler ışığında: 1) Her geçen gün biraz daha ağırlaşan hayat şartları kamu
çalışanlarımızı dara düşürmektedir. Elektrik, doğalgaz, motorlu araç, çevre
temizlik, ulaşım vb. zammı karşısında borçlarını ödeyemez duruma gelen PTT
çalışanlarına karşı “prestij cezası” adı altında her hangi bir ceza uygulaması
başlatılmış mıdır? Başlatılmış ise hangi tarihte başlatılmıştır. 2) Uygulama kapsamında bugüne kadar kaç personele disiplin ve maaş
kesme cezası verilmiş, kaç personelin de iş akdi fesih edilmiştir? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Sayın Binali Yıldırım
tarafından sözlü olarak cevaplandırılması konusunda gereğinin yapılmasını
saygılarımla arz ederim. Yılmaz
Tankut Adana Yıllardır hükümetinizin acil eylem planında olmasına rağmen bir
türlü bitirilemeyen Adana-Karataş yolu Adana tarımı ve turizmi açısından son
derece önem arz etmektedir. Bu çerçevede; 1) Bu bölünmüş yol
çalışmaları ne aşamadadır? Yolun bitirilmesi neden bu kadar gecikmiştir? 2) Çukurova’nın hasretle
beklediği bu yol için 30 milyon YTL’lik ödenek gerektiği bildirilmektedir. Bu
kadar bir kaynağı bulamamakta mısınız? 3) Çalışmalar ne zaman
bitirilecek ve yol ne zaman kullanıma açılacaktır? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Sayın Binali Yıldırım tarafından
sözlü olarak cevaplandırılması konusunda gereğinin yapılmasını saygılarımla arz
ederim. Yılmaz
Tankut Adana
Adana-Ankara Otoyol Projesi, Türkiye’nin en önemli projelerinden
biri olup, ülkenin Batısı ile Doğusunu, Güneyi ile Kuzeyini daha ulaşılabilir
kılmaktadır. Bize göre bu Projenin en önemli kısmı Pozantı-Ulukışla bölümüdür.
Bu nedenle özellikle projenin bu kısmına daha çok önem ve öncelik verilmesi
gerekmektedir. Bu çerçevede; 1) Aynı tarihlerde ihale edilen bazı projeler hızlandırılarak
bitime yakın hale getirilirken, Pozantı-Ulukışla, Pozantı-Kemerhisar arasındaki
otoyol neden ihmal edildi? 2) Bu projenin ‘Yılan hikayesinden’ kurtarılıp hangi tarihte
gerçekleştirileceğini söyleyebilir misiniz? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Sayın Binali Yıldırım
tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim. Mustafa
Enöz Manisa Türk Telekom’un %55’i özelleştirme yolu ile 15.11.2005 tarihinde
Dubai Merkezli Oger firmasına devredilmiştir. Türk Telekom’da o tarihten sonra
personel hareketleri yeni yönetim tarafından yapılmaktadır. Sorular 1) Özellikle millî güvenlikle ilgili telefonların haberleşme
güvenliği nasıl sağlanmaktadır? 2) Türk Telekom’da göreve başlatılan personelle ilgili “Türk Telekom
çalışanlarının istihdamında mevcut yasa hükümlerine göre Güvenlik soruşturması
yaptırılır” hükmü uygulanmakta mıdır? 3) Türk Telekom’da yönetim kurulu dâhil olmak üzere yabancı
uzmanların güvenlik soruşturması yapılmakta mıdır? Yapılıyorsa prosedür ne
şekilde işlemektedir? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Sayın Binali Yıldırım
tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim. Mustafa
Enöz Manisa Türk Telekom’un % 55’i özelleştirme yolu ile 15/11/2005 tarihinde
Dubai Merkezli Oger firmasına devredilmiştir. Sorular: 1) Türk Telekom’un % 55’ini alan Oger firmasının ihale şartnamesi,
hisse devir sözleşmesinden kaynaklanan iş planları nelerdir? Oger firması
imzalanmış olan taahhütlerini yerine getirmekte midir? Bu sözleşmelerdeki
taahhütlerin yerine getirilip getirilmediği hakkında denetimler yapılmakta
mıdır? 2) Türk Telekom’un özelleşmeden önce devlete ödediği gelir vergisi
ile özelleştikten sonra devlete ödediği gelir vergisi arasında kamunun lehine
bir gelişme olmuş mudur? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Sayın Binali Yıldırım
tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim. Mustafa
Enöz Manisa Hükûmetinizce ülkemizde bölünmüş yol çalışmalarına büyük önem
verildiği ve çok hızlı bir şekilde bu çalışmaların devam ettiği sık sık dile
getirilmektedir. Manisa ilimizdeki çalışmalara bakıldığında ilimizin bu
çalışmalar kapsamında olduğunu söylememiz mümkün değildir. Sorular: 1) Manisa ili, Kula-Salihli-Manisa Bölünmüş yol çalışması ve
Salihli-Gölmarmara-Akhisar yolu için Bakanlığınız 2008 yılı bütçesinden ne
kadar ödenek ayrılmıştır? 2) Söz konusu yolları ne zaman tamamlamayı düşünüyorsunuz? BAŞKAN – Soruları cevaplandırmak üzere Ulaştırma Bakanı Sayın
Binali Yıldırım. Buyurun Sayın Bakanım. (AK Parti sıralarından alkışlar) ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Sayın Başkan,
Meclisimizin değerli milletvekilleri; milletvekillerimizin sorularını
cevaplandırmak üzere huzurunuzdayım. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. Balıkesir Milletvekilimiz Sayın Ahmet Duran Bulut’un sorusu, E-87
yolunun neden tamamlanmadığı üzerinedir. E-87 yolu üzerinde 77 kilometrelik Havran-Edremit-Ayvacık yolunda
37 kilometrelik kısım tamamlanarak trafiğe açılmıştır. Geri kalan kesim ise
ihaleli olarak çalışmaları devam etmekte olup bitirilmesi için planlanan tarih
2009 yılının sonudur. Yine, bu güzergâhta Ayvacık-Küçükkuyu yolunun 0 ila 3’üncü
kilometresiyle, 35-41 kilometreleri arasında hâlen çalışmalar devam etmektedir.
Bu 3 ve 15 kilometreleri arası 10 kilometrelik kısım tamamlanmıştır. 15-31’inci
kilometreleri arası ise sit, doğal sit alanı olması dolayısıyla çalışmalara
başlanamamış, kurullarla bunların görüşmesi devam etmektedir. Sorun
çözüldüğünde, bu kesimde de çalışmalara başlanabilecektir. Sayın Ergün Aydoğan Milletvekilimizin sorusu, yine Balıkesir
ilimize ait. Soru, kış mevsiminde kar mücadelesi, trafik işaretlemeleri ve
bakım yapım çalışmalarıyla ilgilidir. Karayolları Genel Müdürlüğü her yıl kış programı çerçevesinde kar
yağışı süresince tüm yöneticileri, teknik personeli ve işçisiyle, ağında
bulunan yaklaşık 63 bin kilometrelik yol üzerinde –ki bunlar otoyol, devlet
yolu, il yolu- kar ve buzdan temizlemek ve sürekli trafiğe açık tutmak için
yirmi dört saat esaslı olarak çalışma yapmaktadır. Trafik güvenliği yönünden
can ve mal kayıplarını en aza indirmek bakımından bölünmüş yol, tırmanma şeridi
ilavesi, yolların geometrik standardı ile üstyapısının iyileştirilmesi
çalışmaları da yine kış mevsimi gelmeden önce yapılmaktadır. Öte yandan Balıkesir-Bursa-Ankara devlet yoluda bakım-onarım,
trafik güvenliği yönünden öncelikli olarak ele alınmakta ve yolda sürekli
çalışma yapılmaktadır. 2002 ile 2007 arasında, devlet il yollarında bu
bölgemizde trafik hizmetleri ve yolların trafik güvenliği bakımından
iyileştirilmeleri dahil olmak üzere yaklaşık 2,8 milyon YTL harcama
yapılmıştır. AHMET ERSİN (İzmir) – İzmir-Ankara duble yolu için ne diyorsunuz
Sayın Bakanım? Ne zaman bitecek? ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – İzmir-Ankara oto
yolu… AHMET ERSİN (İzmir) – Duble, duble yol. VEYSİ KAYNAK (Kahramanmaraş) – Bölünmüş yol. ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – İzmir-Ankara bölünmüş
yolu, bu soruda yok ama ona da cevap verelim. AHMET ERSİN (İzmir) - Soruda yok da yani merak ettim. ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – Evet, İzmir-Ankara
yolunda çalışmalar devam ediyor. Ancak çalışmalar, maalesef kaynak
yetersizliğinden istediğimiz düzeyde değil. Ancak biliyorsunuz, bu yol, iki
büyük şehrimiz arasında önemli bir ulaşım ağını oluşturmaktadır. Özellikle
Afyon’dan sonraki kesimde, önümüzdeki, bu yıl da dâhil olmak üzere çalışmalara
hız vereceğiz, buraya biraz daha fazla kaynak ayıracağız eldeki imkânlarla. AHMET ERSİN (İzmir) – İyi olur. ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – Efendim? AHMET ERSİN (İzmir) – Çok yoğun bir yol. ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – Evet, çok yoğun bir
yol, haklısınız. Bu vesileyle şunu söylemekte yarar var: Karayollarının portföyünde
bin yedi yüzün üzerinde proje var. Projelerin başlangıç tarihine baktığımızda
en eskisi otuz beş yıllık, en yenisi de bu sene itibarıyla başlanan yollar.
Dolayısıyla toplam proje tutarı 53 katrilyon. Bu bin yedi yüz proje için
harcanan paraya bakıyoruz, 23 katrilyon harcanmış otuz beş yıl içerisinde.
Geriye kalan miktar 30 katrilyon veya 30 milyar YTL. Eğer biz bunu mevcut bütçe
imkânlarıyla yapmaya gayret edersek ortalama on beş ila yirmi yılda -bu bütçe ayrıldığı müddetçe- ancak yaparız. Onun için, biliyorsunuz, önümüzdeki hafta veya bu hafta yüce
Meclise bir tasarı gelecek; yap-işlet-devret ve katkı payı vermek suretiyle,
özellikle yol ağırlıklı olmak üzere ulaştırma altyapı projelerinin finansmanını
düzenleyen bir tasarı gelecek. Bununla, bir ölçüde, bütçe kaynakları dışında
alternatif imkânlarla yolları yapmayı ve bu süreyi kısaltmayı hedefliyoruz. Bunun yanı sıra da, tabii, bütçe imkânlarımız elverdiği oranda ek
bütçe kaynağını kullanmak suretiyle yıl içinde de bir ilave kaynak oluşturarak
olabildiğince öncelikli olan, bitirilmesi daha kolay olan ve trafik debisi
yüksek olan yollarda çalışma yapacağız. Bu seneki yapacağımız çalışmalarda
koridor oluşturacak şekilde yol güzergâhlarına ağırlık vereceğiz. Bir başka
deyişle, il içinde başlayıp il içinde biten yollar değil, ilden ile devam eden
yol güzergâhlarında daha fazla çalışacağız. Bunları yapmak suretiyle… Gerek
Ankara-İzmir gerekse -aynı şey İzmir-İstanbul arasında var- İzmir-İstanbul
arasındaki yol da maalesef çok yoğun olmasına rağmen, özellikle Balıkesir-Bursa
arası, Susurluk mevkiinde çok ciddi sıkıntılar var. Öncelikle bu yolu bu sene
bitirmeyi hedefliyoruz. K. KEMAL ANADOL (İzmir) – İzmir-Akhisar… ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – İzmir-Akhisar da aynı
şekilde. Hatırlattınız, teşekkür ediyorum. Şimdi, diğer bir sorumuz, Karaman Milletvekilimiz Sayın Hasan
Çalış’ın sorusu, esas itibarıyla, 2003 ve 2007 Kasımında meydana gelen uçak
kazalarıyla ilgilidir. “ILS, yani aletli iniş sisteminin gerek Diyarbakır’da
gerekse Isparta Havaalanı’nda olmamasının, bu kazanın olmasında, meydana
gelmesinde bir etkisi olmuş mudur, olmamış mıdır?” Özü itibarıyla soru böyle. Değerli milletvekilleri, ülkemizde 68 havaalanımız var. Bunların
bir kısmı tamamen sivil, bir kısmı askerî havaalanı, sivil-askerî amaçlı ortak
kullanılan havaalanı, bir kısmı özel, belediye, il özel idareleri tarafından
işletilen, bir kısmı da, 1 tane Savunma Sanayii Müsteşarlığı tarafından
işletilen Sabiha Gökçen Havaalanı ve 2 tane de özel işletilen havaalanımız var;
toplam 68 havaalanı. Bunlardan 20’sinde ILS, yani aletli iniş sistemi mevcut
değil. Peki neden mevcut değil? Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü teknik
dokümanlarında belirtilen kriterlere göre bütün havaalanları incelendi. Bu
havaalanlarından hangilerinde aletli iniş sisteminin olmasının teknik olarak
mümkün olduğu, hangilerinde mümkün olmadığı tespit edildi. Hiçbir şekilde ILS,
aletli iniş sistemi kurulamayacak
havaalanları şunlardır: Adıyaman, Zonguldak Çaycuma, Kahramanmaraş,
Mardin, Siirt, Isparta Süleyman Demirel, Van, Tokat, Erzincan. Bu
meydanlarımızda bugünkü teknolojiye göre aletli iniş sistemi kurmak mümkün
değil. Neden? Yaklaşma sahası içerisinde mânialar var, dağlar var. ŞEVKET KÖSE (Adıyaman) – Adıyaman’da böyle bir mâni yok Sayın
Bakan, ben iyi biliyorum. ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – Efendim, şimdi, mâni
var, yok; teknoloji böyle diyor, senin benim mânia var, yok demem, Sayın
Vekilim, bir şey ifade etmez… ŞEVKET KÖSE (Adıyaman) – Gayet geniş bir alanda, çok geniş sahalar
ve… ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – Şimdi, bu şuna
benziyor: İstanbul süt liman, Bandırma’da feribot yanaşamıyor. Çarşaf gibi
deniz… Şimdi, İstanbul’da yolcu bekleyenler diyor ki: “Yahu bu ne biçim kaptan,
bu havada da gemi seferi iptal olur mu?” Çünkü, orada poyraz var, İstanbul’da
lodos var. Poyrazla lodosun farkını bilmezsek, o zaman bu işe “Vay hâlimize.”
diyeceğim. Çünkü, lodos olduğu zaman İstanbul’u kasıp kavuruyor, poyraz olduğu
zaman Bandırma’yı kasıp kavuruyor. Dolayısıyla, Saygıdeğer Milletvekilim, o iş
teknik bir iş. Yani bizim gözümüzün gördüğü şekliyle değil de, aletler ölçüyor
biçiyor, burada olur diyor yahut olmaz diyor. ŞEVKET KÖSE (Adıyaman) – Bir sorum var efendim. Pist dar,
genişletme imkânı olur mu? ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – ILS olmadı, bir başka
şey! Peki, tamam, onu da izah edeyim. Bazı meydanlarda ise tahditli kurulabilir. Yani tam olarak
görevini yapmasa da, kısmen görev yapacak şekilde bu cihazlardan konulabilir.
Bunlar hangi meydanlara konabilir: Edremit Körfez, Sinop ve Uşak Havaalanları.
Son zamanlara kadar, geçen yıla kadar Diyarbakır Havaalanı’nda tahdit yok idi.
Ancak, askerî meydan olduğu için, askerî amaçlı uçuşlarda seyrüsefer
cihazlarını bu aletli iniş sistemi frekansları bozduğu için konulamıyordu.
Şimdi teknoloji gelişti, özel anten imal edildi, Diyarbakır’a da geçtiğimiz
aylarda ILS, yani aletli iniş sistemi kondu, Diyarbakır’ın sorunu böylece
giderildi. Şu anda aletli iniş sistemi kurulacak üç havaalanında çalışmalar
devam ediyor. Bunun bir tanesi GAP, bir tanesi Hatay, bir tanesi de Elâzığ.
Bunlar da yakın zamanda, bu yıl içerisinde faaliyete geçecek. Bunlar, bu
cihazlar harcıâlem cihazlar değil. Yani, her havaalanının bütün noktalarında
ölçüm yapılıyor, âdeta ısmarlama bir elbise yapar gibi. Oradaki coğrafi
şartlara göre, koordinatlara göre, mânia durumlarına göre tespit yapılıyor ve
bu şekilde imal ediliyor, yaklaşık bir yıl imalatı sürüyor. Tabii, Değerli
Milletvekilimizin belki bu soruda değil, ama buna benzer bir soruda -evet, bir
sonraki soruda- “Bunların bedeli ne kadardır?” diye bir sorusu var, onda cevap
vereceğim. İkinci soru… HASAN ÇALIŞ (Karaman) – Konya Havaalanı’nı söylemediniz. ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – Konya’da konuldu. HASAN ÇALIŞ (Karaman) – Yeni konuldu o zaman. ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – Şimdi oraya
geliyorum, sırayla. Soru nerede sorulduysa, orada cevap vereyim diye
söylemedim. Konya’ya alet alındı ve montajı yapıldı, bu ay sonu çalışmaya
başlayacak. Denilebilir ki niye bu kadar uzun sürdü? Onu da izah edeyim. Konya Havaalanı da bir askerî alan, sivil uçuşlar için ortak
kullanılan bir meydan. Burada, başlangıçta bir yer tespit edildi Hava
Kuvvetleriyle. Daha sonra, Hava Kuvvetleri “Biz buraya taksirut yapacağız.”
dedi, bunun yerini değiştirdi. Bir başka yer verilmesi için biraz zaman geçti.
O zamandan sonra, orası da belirlendi ve bu montaj yapıldı. Zannediyorum
nisanda faaliyete geçecek. Şimdi onu da -yanılmıyorsam- burada göreceğiz. Diğer bir soru, yine Karaman Milletvekilimiz Hasan Çalış Bey’in.
Soru, Konya ILS… Bahsettim… Bilgileri bir daha kontrol edeyim. Mart ayı sonu
itibarıyla bitmesi hedefleniyor, montajı hemen hemen bitmiş. Yani, bu ay sonu,
ifade ettiğim gibi bitmiş olacak. Maliyetleri sormuş: “ILS maliyeti nedir? Bu
alet kaça alınmış? Ne kadar ödeme yapılmış?” diyor Sayın Milletvekilimiz. Bunlar 670 bin YTL -aletin altyapı maliyeti ve üstyapı maliyeti-
aletlerin kendisi de 600 bin YTL. Yani, toplam 1 milyon 270 bin YTL’ye mal
olmuş. Maliyeti ne olursa olsun, değerli milletvekilleri, önemli olan, tabii, fiziki
olarak bu aletin konulup konulamayacağıdır. Yoksa, insan hayatının bedeli
olmaz. Hiçbir zaman, bu aletlerin maliyetlerinden imtina ederek buralara
konulmama gibi bir yol, asla ve asla, geçmiş dönemde de, bu dönemde de
düşünülmemiştir, düşünülemez. Ben size bir misal vereyim: Komşumuz Yunanistan’ın 25 havaalanında
ILS yoktur, çünkü konulamıyor. Amerika’da 3.500 havaalanından 2.400’ünde
yoktur, konulamıyor. Yani bu iş parayla, zenginlikle alakalı bir konu değil,
tamamen teknik bir konu. Kaldı ki, uçakların iniş, seyrüsefer güvenliğini
sağlayan tek alet de bu değildir. Ne var? VOR dediğimiz cihaz var. Ne var? NDB
var. Ne var? DME denen cihaz var. Bu cihazların yanı sıra bu aletli inişi de
koyuyorlar. Daha ziyade, diyelim ki uçak pist başına 300- Evet, diğer bir sorumuz, Gaziantep Milletvekilimiz Sayın Hasan
Özdemir’in sorusu. Gaziantep Havaalanı’yla ilgili üç tane soru var. Kargo
tesisleri ve kargo seferleri ne zaman olacak ve sefer sayılarıyla ilgili
sorular. Bildiğiniz gibi, Gaziantep Havalimanı da önemli sorunları olan bir
havalimanımızdır. Neden? Pistin bir ucu ile diğer ucu arasında Efendim, tabii, şimdi biz havaalanını yapıyoruz, pistlerini
yeniliyoruz, terminalini yeniliyoruz ama unutmayalım ki, devlet eskiden hem
havaalanı yapıyordu hem uçak işletiyordu, uçak şirketi vardı hem gemi
çalıştırıyordu. Şu anda trenden başka devletin yaptığı iş kalmadı, bir tek tren
bizde. O da bizde olmak durumunda, çünkü demir yollarımızın hâlâ çok yapısal
sorunları var. Kimsenin, bu yapısal sorunları, altyapıyı iyileştirmeden burada
gelip iş yapmaya niyeti yok. Onun için, devlet olarak biz, bu kamu hizmetini
vermek durumundayız ama bir yandan da burada yapısal iyileştirmeleri
gerçekleştirmemiz lazım. Dolayısıyla, ne yapmışız? Burada bir de yazılanlardan okuyayım
Hasan Bey, bu anlattıklarım ama bakalım arkadaşlar ne yazmış… Şimdi, Gaziantep Havalimanı eski terminal binasının bir bölümü,
barış şartlarında geçici intikal meydanı, harekât şartlarında ise üs olarak
kullanılmak üzere Hava Kuvvetleri Komutanlığına, bir kısmı ise iç hat kargo
geçiş hizmeti için PTT’ye verildi. Gaziantep Havalimanı’nda yaklaşık 4.042 metrekarelik kısmın, bir
arazinin kargo tesisi yapılarak işletilmeye açılmak üzere, ihale yoluyla kiraya
verilmek üzere, 16 Kasım 2007’de bir ihale yapmışız. Maalesef katılım olmadığı
için herhangi bir gelişme olmamış. Gaziantep Havalimanı’nda hâlihazırda yolcu-kargo seferleri
birlikte yürütülüyor. Ne var? Koltuk altı kargo dediğimiz, yolcuyla beraber
kargo hizmetleri de paralel yürüyor. Birçok meydanda böyle yürüyor. Kargo
seferlerinin artması durumunda, trafiğin artması durumunda, kargonun ayrı
taşınması için bir kargo terminali mutlaka ve mutlaka gerekir ileriki yıllarda.
Dolayısıyla, bu, daha önce ihaleye çıkılan arazi için, biraz daha şartları da
gözden geçirerek yeniden çıkmayı planlıyoruz. Bunun çalışmalarını yapıyoruz. Gaziantep Havalimanı, 28/10 sol, 28 sağ pisti dış banketlerinde
bir çatlak oluşmasından dolayı, uçuş emniyeti bakımından 31 Ekim-12 Aralık
arası -demek ki bir buçuk ay- bir zorunlu onarım süresi olmuş ve bu süre
içerisinde de “emergency pist” trafiğe açık tutulmuştur. Yani “taksi yolu”
dediğimiz yol, pist, seferler durdurulmayarak trafiğe açık tutulmuştur. Ancak
bunda Türk Hava Yolları, bazı şirketler uçuşa devam etmiş, bazıları etmemiştir
ve bu sürede Türk Hava Yolları, zannediyorum, yanılmıyorsam seferlerini bir
buçuk ay durdurmuştur. Esasen seferlerdeki düzensizliğin ana nedeni budur. Şimdi, şu anda uçuş programında neler var, onlara bir göz atalım:
Türk Hava yolları, Ankara-Gaziantep parkurunda her gün bir sefer,
İstanbul-Gaziantep parkurunda her gün üç sefer yapıyor. Fena değil. Eskiden
bunlar yoktu; Ankara yoktu mesela, İstanbul daha azdı. Pegasus,
İzmir-Gaziantep… İzmir’den Gaziantep’e uçuş mu vardı? Şu anda İzmir-Gaziantep’te
salı günü ve pazar günü… Sabiha Gökçen-Gaziantep parkurunda, yani sadece
İstanbul Atatürk’ten değil, Anadolu yakasından da haftanın birinci, ikinci,
dördüncü, altıncı günleri, yani pazartesi, salı, perşembe, cumartesi günleri
düzenli seferler yapılıyor. Sun Ekspres İzmir-Gaziantep’e salı, çarşamba,
perşembe ve pazar günleri sefer yapıyor. Onur Hava Yolları haftanın her günü
bir sefer yapıyor. Görüyorsunuz, Sayın Vekilim, Gaziantep’e muazzam bir sefer
artışı olmuş. Eskiden bir tek Türk Hava Yollarının, o da haftada her gün olan
ama haftanın iki günü, üç günü yapılmayan böyle bir meydandı. Şimdi şu
saydıklarıma bakıyorum, neredeyse haftada elli seferi geçiyor. Evet, vaziyet
böyle. Geliyoruz ikinci sorunuza: İkinci soru da Gaziantep-Şanlıurfa
otoyolu hakkında, bir de Güney Tetek dediğimiz Habur Kapısı’na giden yol.
Hakikaten bu iki yol da çok önemli yol, bölge için. Buruda ne yapmışız,
isterseniz buradan yazılı olanlardan okuyalım: Gaziantep-Şanlıurfa Otoyolu Projesi 180 kilometresi otoyol, 41
kilometresi bağlantı olmak üzere toplam Gaziantep-Bilecik parkuru toplam Yine, bu yolun devamı, Birecik-Suruç kesiminde toplam 53
kilometrelik bir yol olup bunun 41 kilometresi otoyol, 12 kilometresi de
bağlantı yollarından oluşmaktadır. 41 kilometrelik kısmın 12 kilometresi, batı
bağlantı yolu tamamlanarak devlet yolu standardında ulaşıma açılmıştır. Suruç-Şanlıurfa kesimi toplam 71 kilometredir, bunun 51
kilometresi otoyol, 20 kilometresi ise bağlantı yoludur. Suruç-Şanlıurfa arası
37 kilometresi, Toplam Şimdi bir not geldi, bir milletvekilimizin sorusunu
cevaplandırmamışız. Neyse, sonunda bakarız ona. BAŞKAN – Sayın Bakan, süreniz az kaldı. Onun için, eğer
cevaplandıracaksınız, buyurun. ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – Sayın Başkan, daha
çok soru var. BAŞKAN – Sözlü sorulara bir saat ayrılıyor efendim. ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – Öyle mi? Yoğun gündemimiz yok, eğer tensip buyurursanız şunları
cevaplandırayım. BAŞKAN – Peki, o zaman, buyurun efendim. Yani, ben hatırlatma açısından söyledim efendim. ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – Yani, bilemiyorum,
tabii, takdir yüce heyetinizin. Ben hazır ısınmışken… BAŞKAN – Devam edebiliriz değil mi? OKTAY VURAL (İzmir) – Tamamlayıncaya kadar Sayın Başkan… BAŞKAN – Buyurun efendim. Gayet güzel anlatıyorsunuz ve dinliyoruz efendim. ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – Peki, teşekkür
ediyorum. Efendim, Tunceli Milletvekilimiz Sayın Kamer Genç’in sorusu. Kamer Bey, burada mısınız? KAMER GENÇ (Tunceli) – Buradayım, buradayım. BAŞKAN – Buradalar. ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – Zaten olmazsanız
şaşarım. AHMET ERSİN (İzmir) – Sayın Bakan, yolları mucurla kaplıyorsunuz.
Bu çok sağlıklı değil, mucur kaplamadan vazgeçin. ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – Sorular Sivil
Havacılık Genel Müdürlüğüyle ilgili, personel atamaları hakkında; bir de
Isparta uçağı ile ilgili… (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan, sürenizi uzatıyorum. ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – Çok teşekkür ederim
Sayın Başkan. Efendim, bir de Isparta uçağı ile ilgili… Ben biraz yavaş konuşuyorum; ondan, zamanı… BAŞKAN – Hayır efendim, ben sadece süreyi ikaz ettim, devam
edebilirsiniz. ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – Teşekkür ederim. Üçüncü soruda, sivil havacılığın işte bu uyarılar yerine gelmediği
için Avrupa sahalarına kapanacağı yönünde bir sorunuz var. Soruyu tekrar
okumuyorum zaman kaybı olmasın diye. Şimdi, Ulaştırma Bakanlığı ile bağlı, ilgili kuruluşlarının
tümünde olduğu gibi Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünde de personel atamaları
mevcut mevzuata göre yapılmaktadır ve burada da mesleki ehliyete dikkat
edilmektedir. Siz sorunuzda “ehliyetsiz yandaş” diye bir tabir kullanmışsınız.
Bunu, eğer biraz Sivil Havacılık Kanunu’nu inceleseydiniz, bunun gerçekle
ilgisi olmadığını görürdünüz. AHMET ERSİN (İzmir) – Birazcık var… ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – Çünkü, mevcut
personelden sadece Genel Müdür yenidir, diğerleri, hepsi, orada çalışan
arkadaşlar terfi ettirilmiştir. Bir tek atama yapmışım, o da Genel Müdürdür. AHMET ERSİN (İzmir) – Rüşvet iddiaları var. KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Bakan, her şey genel müdüre bağlı. ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – Eğer her şey genel
müdüre bağlı olsa kurumlarda, bunu siz söylüyorsanız vay hâlimize. Kurumları yöneten birimlerdir. Uzmanlar, şube müdürleri, daire
başkanları, genel müdürler, mutfakta uzmanlar vardır. Genel müdürlük temsil
makamıdır Sayın Milletvekili. KAMER GENÇ (Tunceli) – Direkt emri o verince… ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – Yılların deneyimine
sahip olmanıza rağmen böyle düşünüyor olmanız açıkçası üzücüdür. AHMET ERSİN (İzmir) – Sayın Bakanım, rüşvet iddiaları var Sivil
Havacılık Genel Müdürlüğünde. ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) –Arkadaşlar, Isparta
uçağıyla ilgili kaza tahkik heyeti çalışmalarını hâlen sürdürüyor. Zaman zaman
da kamuoyuyla bunları paylaşıyor. Şimdi, Türk sivil havacılığı ne yaptı son yıllarda, bir bakalım:
2003’te Türkiye'de, yurt içinde uçan vatandaşımızın sayısı 8,3 milyon. 2007
yılında ne olmuş? 32 milyon. Dünya… İç ve dış uçuşların sayısı 32 milyondan
2007’de 73 milyona çıkmış. Artık vatandaşımız uçuyor. Hava yolları halkın yolu
hâline geldi. İmtiyazlı olmaktan ihtiyaç hâline geldi. Bu, bu dönemde
gerçekleşti. Tek, Türk Hava Yolları tarifeli uçuş yaparken, artık, birçok hava
yolu şirketi de uçuş yapıyor. Kapatılan meydanların hepsi teker teker açıldı. Hatay Havaalanı,
yıllarca kaderine terk edilmiş, açtık; şimdi her gün sefer var; dolu; torpille
yer ayırtıyorlar. Daha hangisini sayayım? Adıyaman, Siirt, Tokat -daha burada
liste var- Eskişehir, Çanakkale… Yani, şu anda, 23 meydanda faaliyet varken 41
meydanda faaliyet var; düzenli seferlerin yapıldığı faaliyet var. Şimdi, Türk sivil havacılığı bir kere dünyada eşi ve örneği
olmayacak şekilde büyüdü. Yani bunu ne kadar görmemezlikten gelirsek de bu
insafsızlık olur. Bütün vatandaşlarımız bunun farkında çünkü uçak seyahati
artık her kesimden insanın kullandığı bir seyahat şekli hâline geldi, güzel de
oldu. Peki, emniyete yönelik ne yapmışız? 2006-2007 yılları arasında
Türk uçaklarına ve yirmi üç ayrı ülkenin uçaklarına yedi yüz yirmi sekiz tane
denetim yapmışız ve yaptığımız bu denetimlerle birlikte Türkiye, Avrupa Sivil
Havacılık Örgütünce Avrupa Birliği sıralamasında altıncı olarak yerini
almıştır. Emniyete verdiği ehemmiyet vasıtasıyla ve Avrupa Birliği üyesi
olmadan ECAC yönetim kuruluna seçilen tek ülke olmuştur. Bu vesileyle bunu da
sizlerle paylaşmak istedim. Isparta’da düşen uçağın elverişlilik denetimleri yapılmış, uçuş
emniyeti bakımından herhangi bir tehlike olmadığı tespiti yapılmış ve düşen
uçağın bütün belgelerinin, bütün teknik donanımlarının elverişli olduğu tespit
edilmiştir. Ama hâlen, uçağın düşüşüyle ilgili çalışmalar ekip tarafından
sürdürülmektedir. Diğer bir soru, Sayın Başbakanımıza Sayın Kamer Genç’in yönelttiği
soru: “Türk Hava Yollarının iç hat seferlerinde her yere ‘business class’ var,
Elâzığ’a niye yok?” diyor. Doğrusu ben Elâzığ için… Necati Bey, “business” yok mu Elâzığ’da? KAMER GENÇ (Tunceli) – Yok efendim, Necati Bey’in haberi yok ki! ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – Teyit edelim bakalım. MEHMET NECATİ ÇETİNKAYA (Elâzığ) – Uçuşlar ful olarak devam
ediyor. KAMER GENÇ (Tunceli) – Haberi yok, haberi yok! ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – “Business,” kısmı var
mı? MEHMET NECATİ ÇETİNKAYA (Elâzığ) – Yok. ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – Yok. Tamam, yokmuş. KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Bakan, biz oraya gidip geliyoruz.
Tunceli, Elâzığ… ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – Biliyoruz tamam, sen
gidiyorsun da Sayın Valime de sorayım. Ne var yani? KAMER GENÇ (Tunceli) – Haberi yok ki! MEHMET NECATİ ÇETİNKAYA (Elâzığ) – Hayır, uçuşlar ful. OKTAY VURAL (İzmir) – Her yerde “business” şart mı? ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – Ya tamam, aranızda
muhabbeti bırakın da beni dinleyin; burada daha güzel şeyler söyleniyor. Şimdi, sayın vekillerim, bakın yalnız değilsiniz; bu “business”
hizmetinin verilmediği diğer vilayetler de var. Şanlıurfa, Malatya, Konya,
Kayseri… MEHMET AKİF PAKSOY (Kahramanmaraş) – Kahramanmaraş… ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – Kahramanmaraş’ta da
mı öyle? MEHMET AKİF PAKSOY (Kahramanmaraş) – Evet. ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – Esasen, dünyanın
birçok yerinde artık yurt içi uçuşlarda “business” tamamen terk edilmiştir.
“Business” ne zaman lazım? Üç beş saat, on saat gibi yolculuklar olursa
insanlar… Bizim “business”imiz de “business” değildir, onu söyleyeyim. Bir
paravan perde var, talebe göre arkaya öne hareket eder; koltuklar tamamen
aynıdır. Ön tarafa binilince önce inme şansınız da yoktur, yani uçağın arkası
da önü de aynı zamanda meydana varmaktadır! (Gülüşmeler) Şimdi, bu bizim sivil havacılık çok gelişti ya fıkralar da çok
arttı. Şimdi, yolcular uçağa binmiş, fuldolu. En arkada oturan birisi kesiyor
ön tarafı. En ön koltuktan birisi kalkmış, perdeyi açmış, öne doğru gitmiş.
Bunu görünce koşa koşa geliyor, oraya oturuyor, sağ taraftaki ilk koltuğa
oturuyor. Beş dakika sonra adam geri dönüyor, bakıyor ki koltuk dolu. “Ya
hemşehrim hayrola, burası benim yerim, sen nereden geldin?” diyor. “Ağabey,
ben, sen indin zannettim.” diyor! (Gülüşmeler) Yani, uçak seyahat kültürümüz yeni fıkraları da literatürümüze
soktu. Böyle onlarcası var ama, zamanınızı almayayım. Başkan zaten… Efendim, şimdi, Giresun Milletvekilimiz Sayın Murat Özkan’ın soru
önergesi, Karadeniz sahil yoluyla ilgili. Karadeniz sahil yolunda taahhüdü bulunan müteahhit firmalardan
sözleşmelerinde bitümün idare tarafından verileceği belirtilen işlerde idare,
belirtilmeyen durumlarda da müteahhit kendi temin etmektedir. Dolayısıyla, hak
edişlerde üstyapı yapımında bitüm bedeli ödenmemektedir. Ancak, idare bitüm
vermediği durumlarda da bunun bedelini müteahhide ödemektedir. Şimdi, Çarşıbaşı-Trabzon-Araklı yolunda 3 milyon 98 bin 956 ton,
Piraziz-Espiye-Çarşıbaşı yolunda 5 milyon 77 bin 333 ton bitüm firmanın kendisi
tarafından temin edilmiş, bedeli de Karayollarınca ödenmiştir. Karayolları Trabzon Bölge Müdürlüğü yahut 10. Bölge Müdürlüğünce
yaptırılan işlerde son beş yıl içerisinde 27.490 ton bitüm verilmiş, bunun da
2007 birim fiyatlarıyla bedeli 13 trilyon 744 bin 700 Türk lirasıdır. Bitüm
bedeli için hak edişlerde bitüm bedeli hariç fiyattan ödeme yapıldığından ayrıca
bir kesinti söz konusu değildir. Bilgilerinize sunulur. Giresun Milletvekili Sayın Murat Özkan’ın diğer bir sorusu Giresun
sahil yolu geçişinde trafik güvenliğinin zayıf olduğu ve ölümlerin olduğuna
ilişkin bir sorudur. 2006-2007 yıllarında Bulancak Kavşağı, Espiye Kavşağı,
Tirebolu - Yeni Yıl Bağlantı Kavşağı, Giresun şehir geçişi, Liman Kavşağı,
Bulancak Sanayi Kavşağı sinyalizasyonları tamamlanarak buralarda trafik
güvenliği tamamen gerçekleşmiştir. Valilik Kavşağı’nda ise, orta refüjün
kapatılmasıyla sinyalizasyon sistemi ihtiyacı, sinyalizasyon ihtiyacı tamamen
ortadan kalkmıştır. Giresun şehir geçişindeki Hastane Köprülü Kavşağı ile Polisevi
Kavşaklarının da sinyalizasyona kavuşturulması gereken kavşaklardan olup
bunların yapılması, gerçekleşmesi için ihale yapılmış ve kısa zamanda da bunlar
tamamlanmış, trafik güvenliği sağlanmış olacaktır. Sahil yolunda trafik güvenliğini sağlamak için gereken düşey
işaretlemeler de yapılmıştır, eksik olanlar da yapılmaya devam etmektedir. Kavşakların baş üstü levhaları, (T) ve (L) konstrüksiyon
kullanılarak bilgi levhaları dikilmiştir ve yerlerine montajı gerçekleşmiştir.
Gayet tabii bu yol, sahil yolu olduğu için, iki gidiş, iki geliş, eski yola
göre daha geniş sürücülerimiz, hem sıcak karışım kaplama, otoyol gibi bir
standarda da kavuştuğundan, maalesef tabii hız kurallarına da burada riayet
etmemektedir. Bu, bir etkendir ama bundan daha önemlisi sahil ile sahil yolu
arasındaki bağlantı üst geçitlerle yer yer de alt geçişlerle sağlanmaktadır.
Ama eski alışkanlık, insanlarımız ihmalkârlık ediyor, yoldan geçiyor. Halbuki Efendim, diğer bir sorumuz Aksaray Milletvekili Sayın Osman
Ertuğrul’un sorusu. Yine, kara yollarıyla ilgili bir sorudur. Konya-Aksaray
devlet yolu, 2007 yılı yatırım programında, Konya-Aksaray il sınırı toplam… (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Sayın Bakanım, süreniz, maalesef… Anlatım tarzınız çok
güzel. Hakikaten dinlemek isteriz, ama süre de doldu efendim. Yani, İç Tüzük’ün
verdiği imkânları zorladım. ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – Bir saat oldu mu
Sayın Başkan? BAŞKAN – Efendim, elli dakikayı sadece size ayırdım. Sorular
okundu, Sayın Bakanımız cevap verdiler. Açıklamada bulunmak isteyenler var, o zaman size söz veririm
efendim. ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – Diğer sorular için
-açarsanız- bir açıklama yapayım isterseniz, son bir cümle. BAŞKAN – Peki, iki dakika daha vereyim size efendim. Kusura bakmayın efendim, başka çare yok. ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) – Estağfurullah. Başkan
sizsiniz, bizim diyecek bir şeyimiz olmaz. Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi soru kaldı. Gördüğünüz gibi,
her zaman olduğu gibi zaman yetmedi. Sayın Rahmi Güner, Sayın Reşat Doğru,
Sayın Yılmaz Tankut, Sayın Mustafa Enöz’ün sorularını bizatihi kendilerine
cevaplandıracağım, burada olacağım. Eğer kendileri de uygun olursa bizzat, başa
baş görüşmede cevaplandırırım. Sayın Başkan, teşekkür ediyorum bana gösterdiğiniz müsamaha için
ve yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Bakanım, teşekkür ederiz, sağ olun. Sayın Doğru, yerinizden herhâlde bir açıklama yapacaksınız. Buyurun efendim. REŞAT DOĞRU (Tokat) – Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum. Gerçi Sayın Bakan benim soruma cevap vermedi, ama… Tokat Havaalanı
Isparta uçağının düşmesinden sonra kapatıldı. Daha sonra halkın tepkisiyle
beraber açılma durumuyla karşı karşıya kaldı, şu anda açıktır. Ancak, açılmasında
Tokat Valisi ve Tokat halkı çok büyük bir gayret sarf ettiler. Yalnız, bu
açılma esnasında, apronun kısa olduğu ve uzatılması gerektiği konusu dile
getirildi; apronun uzatılmasını bekliyoruz. Ayrıca, sadece İstanbul’a uçak çalışıyor, bunun dışında, özellikle
Ankara ve dış hatlara da açılması noktasında çalışma yapılabilir mi, bu
konularda bilgi istiyorum. Teşekkür ederim. BAŞKAN – Teşekkürler. Sayın Vural… OKTAY VURAL (İzmir) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım. Sayın Bakan, Balıkesir Milletvekilimiz Ahmet Duran Bulut Bey’in,
Edremit-Çanakkale kara yoluyla ilgili sorusuna cevap verdi, teşekkür ediyorum.
Kendileri açık kalp ameliyatı oldukları için, bu sorunun cevaplandırmasında
burada bulunamadılar, hem kendisi adına hem de Balıkesirliler adına teşekkür
ediyorum, sağ olun efendim. BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Vural. Sayın Genç… KAMER GENÇ (Tunceli) – Teşekkür ederim Sayın Başkan. Sayın Bakan, tabii, sorularımıza cevap verirken dedi ki, efendim,
işte, Sivil Havacılık Genel Müdürü yalnız meslek dışından geliyor. Tabii ki,
genel müdür bir işletmenin beynidir. Bu genel müdürle ilgili basında birtakım
şeyler de çıktı. Tabii, beynin sağlıklı işlemesi lazım ki kurum sağlıklı
çalışsın. O itibarla, her şeyden önce, bu kurumda birtakım siyaset yapıldığı,
yandaşların atandığı konusunda, ciddi, basında yazılar var. Yani, biz bunları
kendimiz üretmiyoruz. Soru da geç sorulduğu için, şu andaki bilgi yanımda
olmadığı için Sayın Bakana bu konuda bir şey söylemiyorum. Elazığ’da “business class” yok, kendisinin de haberi yok,
partisine mensup milletvekillerinin de haberi yok. Şimdi, Elazığ çok önemli bir
ilimiz, Bingöl oraya gidiyor, Tunceli oraya gidiyor, Malatya zaman zaman oraya
gidiyor ve… BAŞKAN – Sayın Genç, açıklamanızı lütfen kısa tutar mısınız. KAMER GENÇ (Tunceli) – Evet, kısa tutayım da… Bu itibarla, yani, Elazığ ilimize de uçan uçaklarda “business
class”ın olması lazım. Aslında soru böyle olmaz da Sayın Bakan, yani 98’inci maddeye göre
Sayın Başkanım, soruların tek tek cevaplanması lazım ve arkasından da milletvekilinin
düşüncesini söylemesi lazım ama siz yanlış uygulama yapıyorsunuz. Peki, teşekkür ederim, çok fazla Sayın Bakanı da üzmeyelim. Saygılar sunuyorum. BAŞKAN – Yine polemik yapmayın, bakın yanlış uygulama yapmıyorum
ben. KAMER GENÇ (Tunceli) – Yanlış yapıyorsunuz. BAŞKAN – Yerinizden kısa bir açıklama diyor, İç Tüzük önünüzde,
okuyun, bakın. Okuyunuz… KAMER GENÇ (Tunceli) – Anladım ama Sayın Başkan, İç Tüzük yanlış
uygulanıyor. BAŞKAN – Tamam, İç Tüzük yanlış, o zaman ne yapalım. Sayın Çalış, buyurun efendim. HASAN ÇALIŞ (Karaman) – Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum. Sayın Bakana, sorularımın ikisine gösterdiği ilgi için teşekkür
ediyorum. Öbür sorumuza inşallah cevap gelecektir diye bekliyoruz. Bu, aletli iniş sistemleriyle ilgili sorumun nedeni, işte Sayın
Bakanın açıklamalarından da anlaşıldığı gibi, gerçekten iniş güvenliği
açısından bu cihazlar son derece önemli. Mümkün olan havaalanlarımıza da
konulması gerekiyordu. Tabii ki Karamanlıların ve Konyalıların merak ettiği bir
konu vardı, o soruyu soruş nedenim oydu, cihazlar alınmış olmasına rağmen üç
yıldır niye monte edilemediği yolunda sorular vardı. Sayın Bakanım bu konuya da
açıklık getirmiş oldu. Teşekkür ediyorum. Bundan sonra inşallah daha güvenli
bir iniş oluşur. Teşekkür ederim. BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Çalış. Buyurun Sayın Özkan. MURAT ÖZKAN (Giresun) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım. Sayın Bakanımız Giresun sahil yolu geçişinin tüm işaretlerinin
tamam olduğunu ifade etti ancak daha sonra sözünün son kısmında ise bunların
tamamlanmadığını, özellikle hastane geçişinin yapılması gerektiğini ifade etti.
Ben sorumda zaten, geçişler yapılmadığı için, bu işaretler yapılmadığı için
kazalara sebebiyet verdiğini ifade ettim. Ayrıca kazaların sebebinin, yol
standardının neredeyse otoyol standardına yakın olduğunu ifade etti. “Demek ki
biz yol standartlarını yükseltirsek can kaybına sebebiyet vereceğiz.” gibi
sakat bir zihniyetle ifade ettiğini üzülerek burada belirtmek istiyorum. İkinci
bir hadise, yol standartları yükselmiş olsa bile, trafik kurallarına uymanın,
uymayanlara da gereken müeyyideleri uygulamanın da devletin görevleri arasında
olduğunu hatırlatmak istiyorum. Diğer bir sorum ise, denetim raporlarında yer alan bitümlü verilen
ihalelerde ayrıca bitüm bedelinin ödendiği kısmı vardı ki, bunu da ifade
etmedi. Bunun da açıklanması gerektiğini huzurlarınızda bir kez daha vurgulamak
istiyorum. Teşekkür ediyorum. BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Özkan. Sayın Bakan, yerinizden çok kısa cevap verebilirsiniz efendim. ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) – Teşekkür ediyorum. Efendim, Sayın Reşat Doğru Milletvekilimizin sorusuna tabii sıra
gelmediği için cevaplayamadık. Tokat’ta, biz geldiğimizde, havaalanı kapalıydı.
Havaalanını elden geçirdik, tekrar seferleri başlattık ve uzun süre de seferler
devam etti. Daha sonra, bir ara bir haber çıktı, orada -sefer yapan kaptanlar-
havaalanının civarındaki bir minarenin, inişi, kalkışı tehlikeye soktuğu
yönünde. Bunun gerçekle alakası yoktu ve nitekim, firma uyarıldı, 1 Ocakta
kapatılan seferler 7 Ocakta tekrar başladı. Bir yanlış böylece önlenmiş oldu. Sayın Murat Özkan’ın Giresun’la ilgili konusuna gelince: Ben
burada izah ettim ama herhâlde yanlış anlaşıldı. Yani güvenliği artırıcı gerek
geometrik düşey, yatay işaretlemenin gerek sinyalizasyonun büyük oranda
yapıldığını ve yapılmayanların da yapılmaya devam ettiğini söyledikten sonra,
burada yayalara da düşen görevler olduğunu ifade ettim. Yani siz, eğer
yayaların geçeceği alt ve üst geçişleri, yaya geçitlerini kullanmazsanız,
hayatınızı riske atarsınız. Yoksa, kabahati ölenlere yahut yayalara bulmak gibi
bir niyetim asla olamaz, böyle bir şeyi de ifade etmedim, bunu düzeltmek
istiyorum. İkincisi: Yine, bu bitümlü ihaleyi, bitümsüz ihaleyi de tamamen
çok net, nokta virgül izah ettim. Buna rağmen siz ikna olmadıysanız, daha
fazlasını Bakanlığımızdaki dosyaları inceleyerek kendiniz de
belirleyebilirsiniz, size her zaman açıktır. Teşekkür ediyorum. Efendim, Kamer Bey’e diyecek bir şey yok. Maalesef bu şartlar
altında “business” seyahat veremeyeceğiz, çünkü halkın vekili halkın arasında
beraber seyahat eder, “businessle” gitmesine gerek yok. (AK Parti sıralarından
alkışlar) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım. BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Bakanım. Sorular böylece cevaplandırılmıştır. Gündemin “Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair
Öngörüşmeler” kısmına geçiyoruz. Alınan karar gereğince; 3’üncü sırada yer alan Kahramanmaraş
Milletvekili Durdu Özpolat ve 20 milletvekilinin, termik santrallerin çevreye
verdiği zararların; 4’üncü sırada yer alan Tekirdağ Milletvekili Enis Tütüncü
ve 38 milletvekilinin, Trakya ve İstanbul ilinde çevre konularındaki
gelişmelerin Ergene çevre düzeni havza planına etkilerinin; 5’inci sırada yer
alan Kırklareli Milletvekili Tansel Barış ve 23 milletvekilinin, Kırklareli ili
Vize ilçesindeki bir araziyle ilgili iddiaların ve bu arazi üzerinde kurulması
planlanan çimento fabrikasının çevre üzerindeki muhtemel etkilerinin; 15’inci
sırada yer alan Adana Milletvekili Nevin Gaye Erbatur ve 23 milletvekilinin,
Adana’daki lagünlerin karşı karşıya bulunduğu çevresel risklerin; 19’uncu
sırada yer alan Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya ve 22
milletvekilinin, Bartın’da kurulması planlanan termik santralin olumlu ve
olumsuz etkilerinin; 21’inci sırada yer alan Çanakkale Milletvekili Ahmet Küçük
ve 22 milletvekilinin, Kaz Dağlarındaki madencilik faaliyetlerinin; 22’nci
sırada yer alan Konya Milletvekili Hasan Angı ve 19 milletvekilinin, Konya
Kapalı Havzasındaki su kaynaklarının karşı karşıya bulunduğu sorunların;
23’üncü sırada yer alan Konya Milletvekili Orhan Erdem ve 28 milletvekilinin,
Akşehir ve Eber Göllerindeki kirlilik ve diğer çevre sorunlarının; 27’nci
sırada yer alan Çanakkale Milletvekili Mustafa Kemal Cengiz ve 27
milletvekilinin, Kaz Dağlarındaki madencilik faaliyetlerinin; 34’üncü sırada
yer alan Aydın Milletvekili Ahmet Ertürk ve 21 milletvekilinin, Büyük Menderes
Nehrindeki kirliliğin ve çevreye etkilerinin; 37’nci sırada yer alan İzmir
Milletvekili Selçuk Ayhan ve 25 milletvekilinin, balık çiftliklerinin çevreye
ve turizme olumsuz etkilerinin; 40’ıncı sırada yer alan Afyonkarahisar
Milletvekili Halil Ünlütepe ve 23 milletvekilinin, Eber Gölü’ndeki çevre
kirliliğinin; 42’nci sırada yer alan İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam ve 29
milletvekilinin, altın arama faaliyetlerinin hukuki durumu ile çevreye
etkilerinin; 43’üncü sırada yer alan, Adıyaman Milletvekili Şevket Köse ve 23
milletvekilinin, Van Gölü’ndeki kirlenmenin önlenmesi ve Van ilinde turizmin
geliştirilmesi konusunun; 46’ncı sırada yer alan İzmir Milletvekili Bülent
Baratalı ve 26 milletvekilinin, Küçük Menderes Nehri’ndeki kirliliğinin;
48’inci sırada yer alan Artvin Milletvekili Metin Arifağaoğlu ve 24
milletvekilinin, Artvin-Cerattepe’deki madencilik faaliyetlerinin çevreye
etkilerinin; 61’inci sırada yer alan Afyonkarahisar Milletvekili Abdülkadir
Akcan ve 21 milletvekilinin, Eber Gölü’ndeki çevre sorunlarının; 64’üncü sırada
yer alan Van Milletvekili Kayhan Türkmenoğlu ve 19 milletvekilinin, Van
Gölü’ndeki çevre sorunlarının; 66’ncı sırada yer alan Kahramanmaraş
Milletvekili Mehmet Akif Paksoy ve 23 milletvekilinin, başta Afşin-Elbistan
olmak üzere termik santrallerin çevreye etkilerinin; 75’inci sırada yer alan
Isparta Milletvekili Mevlüt Coşkuner ve 25 milletvekilinin, Isparta ilindeki
göllerin çevre sorunlarının; 78’inci sırada yer alan İzmir Milletvekili Ahmet
Ersin ve 22 milletvekilinin, balık çiftliklerinin çevre ve turizm üzerindeki
etkilerinin; 94’üncü sırada yer alan İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu
ve 39 milletvekilinin, denizlerdeki kirliliğinin araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla ve bugün okunarak bilgiye sunulan Van
Milletvekili Fatma Kurtulan ve 19 milletvekilinin, Kahramanmaş’ta Narlı
Ovası’na kurulması planlanan katı atık depolama tesisinin çevreye etkilerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla, Isparta
Milletvekili Haydar Kemal Kurt ve 23 milletvekilinin, Eğirdir Gölü ve
havzasındaki çevre sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98’inci, İç Tüzük’ün 104 ve 105’inci maddeleri
uyarınca Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergelerin birlikte yapılacak
ön görüşmelerine başlıyoruz. VIII.- MECLİS ARAŞTIRMASI A) ÖN GÖRÜŞMELER 1.- Kahramanmaraş Milletvekili
Durdu Özbolat ve 20 milletvekilinin, termik santrallerin çevreye verdiği
zararların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/3) 2.- Tekirdağ Milletvekili Enis
Tütüncü ve 38 milletvekilinin, Trakya ve İstanbul ilinde çevre konularındaki
gelişmelerin Ergene Çevre Düzeni Havza Planı’na etkilerinin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/8) 3.- Kırklareli Milletvekili Tansel
Barış ve 23 milletvekilinin, Kırklareli ili Vize ilçesindeki bir arazi ile
ilgili iddiaların ve bu arazi üzerinde kurulması planlanan çimento fabrikasının
çevre üzerindeki muhtemel etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/12) 4.- Adana Milletvekili Nevingaye
Erbatur ve 23 milletvekilinin, Adana’daki lagünlerin karşı karşıya bulunduğu
çevresel risklerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/28) 5.- Bartın Milletvekili Muhammet
Rıza Yalçınkaya ve 22 milletvekilinin, Bartın’da kurulması planlanan termik
santralin olumlu ve olumsuz etkilerinin araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/31) 6.- Çanakkale Milletvekili Ahmet
Küçük ve 22 milletvekilinin, Kaz Dağları’ndaki madencilik faaliyetlerinin
araştırılarak çevreye olumsuz etkilerinin önlenmesi için alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/33) 7.- Konya Milletvekili Hasan Angı
ve 19 milletvekilinin, Konya Kapalı Havzası’ndaki su kaynaklarının karşı
karşıya bulunduğu sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/38) 8.- Konya Milletvekili Orhan Erdem
ve 28 milletvekilinin, Akşehir ve Eber Göllerindeki kirlilik ve diğer çevre
sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/42) 9.- Çanakkale Milletvekili Mustafa
Kemal Cengiz ve 27 milletvekilinin, Kaz Dağları’ndaki madencilik
faaliyetlerinin araştırılarak çevrenin korunması için alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/47) 10.- Aydın Milletvekili Ahmet
Ertürk ve 21 milletvekilinin, Büyük Menderes Nehri’ndeki kirliliğin ve çevreye
etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/56) 11.- İzmir Milletvekili Selçuk
Ayhan ve 25 milletvekilinin, balık çiftliklerinin çevreye ve turizme olumsuz
etkilerinin araştırılarak su ürünleri yetiştiriciliğinin çevreyle uyumlu
gerçekleştirilmesi için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/59) 12.- Afyonkarahisar Milletvekili
Halil Ünlütepe ve 23 milletvekilinin, Eber Gölü’ndeki çevre kirliliğinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/62) 13.- İzmir Milletvekili Mehmet Ali
Susam ve 29 milletvekilinin, altın arama faaliyetlerinin hukuki durumu ile
çevreye etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/64) 14.- Adıyaman Milletvekili Şevket
Köse ve 23 milletvekilinin, Van Gölü’ndeki kirlenmenin önlenmesi ve Van ilinde
turizmin geliştirilmesi için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/65) 15.- İzmir Milletvekili Bülent
Baratalı ve 26 milletvekilinin, Küçük Menderes Nehri’ndeki kirliliğin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/68) 16.- Artvin Milletvekili Metin
Arifağaoğlu ve 24 milletvekilinin, Artvin Cerattepe’deki madencilik
faaliyetlerinin çevreye etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/71) 17.- Afyonkarahisar Milletvekili
Abdülkadir Akcan ve 21 milletvekilinin, Eber Gölü’ndeki çevre sorunlarının
araştırılarak gölün korunması için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/84) 18.- Van Milletvekili Kayhan
Türkmenoğlu ve 19 milletvekilinin, Van Gölü’ndeki çevre sorunlarının ve gölün
potansiyelinin araştırılarak korunması ve değerlendirilmesi için alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/87) 19.- Kahramanmaraş Milletvekili
Mehmet Akif Paksoy ve 23 milletvekilinin, başta Afşin Elbistan olmak üzere
termik santrallerin çevreye etkilerinin araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/89) 20.- Isparta Milletvekili Mevlüt
Coşkuner ve 25 milletvekilinin, Isparta ilindeki göllerin çevre sorunlarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/98) 21.- İzmir Milletvekili Ahmet
Ersin ve 22 milletvekilinin, balık çiftliklerinin çevre ve turizm üzerindeki
etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/101) 22.- İzmir Milletvekili Ahmet
Kenan Tanrıkulu ve 39 milletvekilinin, denizlerdeki kirliliğin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/119) 23.- Van Milletvekili Fatma
Kurtulan ve 19 milletvekilinin, Kahramanmaraş'ta Narlı Ovası'na kurulması
planlanan katı atık depolama tesisinin çevreye etkilerinin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/145) 24.- Isparta Milletvekili Haydar
Kemal Kurt ve 23 milletvekilinin, Eğirdir Gölü ve Havzası’ndaki çevre
sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/146) Hükûmet burada. Meclis araştırması önergeleri sırasıyla Genel Kurulun, 2/10/2007
tarihli 2’nci, 3/10/2007 tarihli 3’üncü, 23/10/2007 tarihli 10’uncu, 1/11/2007
tarihli 15’inci, 6/11/2007 tarihli 16’ncı, 7/11/2007 tarihli 17’nci, 8/11/2007
tarihli 18’inci, 14/11/2007 tarihli 20’nci, 15/11/2007 tarihli 21’inci, 27/11/2007
tarihli 25’inci, 28/11/2007 tarihli 26’ncı, 29/11/2007 tarihli 27’nci,
30/11/2007 tarihli 28’inci, 25/12/2007 tarihli 41’inci, 26/12/2007 tarihli
42’nci, 8/1/2008 tarihli 46’ncı, 9/1/2008 tarihli 47’nci, 10/1/2008 tarihli
48’inci, 17/1/2008 tarihli 51’inci, 22/1/2008 tarihli 52’nci ve 7/2/2008
tarihli 60’ıncı ve bugünkü birleşimlerinde okunduğundan tekrar okutmuyorum. İç Tüzük’ümüze göre Meclis araştırması açılıp açılmaması hususunda
sırasıyla Hükûmete, siyasi parti gruplarına ve önergelerdeki birinci imza
sahibine ve onların göstereceği bir diğer imza sahibine söz verilecektir.
Konuşma süreleri, Hükûmet ve gruplar için yirmişer dakika, önerge sahipleri
için onar dakikadır 102, 104 ve 60’ıncı maddeler hükümlerine göre. Şimdi, söz alan sayın üyelerin isimlerini okuyorum: Hükûmet adına
Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu. Buyurun Sayın Eroğlu. Süreniz yirmi dakika. ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Değerli
Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Özellikle
çevre konusunda verilen araştırma önergeleri hakkında yüce Meclise bilgi arz
etmek konusunda söz aldım. Önergeleri bir araya getirdiğimiz zaman, bunların genelde balık
çiftlikleri, termik santrallerin çevreye tesirleri, maden arama faaliyetleri ve
su kaynaklarının kirlenmesiyle alakalı olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla, ben de
bu konularda yüce Meclise, değerli milletvekillerimize bilgi arz edeceğim. Önce balık çiftlikleriyle alakalı önergeler var, onlara kısaca
cevap vermek istiyorum: Bilindiği üzere, balık çiftliklerinin, ülkemizde balık
üretimi ve aynı zamanda balıkların ihracatından elde edilen gelirler konusunda
büyük bir katkısı var. Esasen, biz Çevre ve Orman Bakanlığı olarak balık
çiftliklerine karşı değiliz ancak balık çiftliklerinin uygun yerlerde, uygun
alanlarda yapılması, çevreyi kirletmeden yapılması konusunda bir hassasiyetimiz
var. Yoksa balık çiftliklerinin gerçekten ülke ekonomisine büyük katkısı var. Şimdi, bilindiği üzere, bu konuda 24 Ocak 2007 tarihinde, balık
çiftliklerini bir düzene sokmak maksadıyla bir genelge yayınlandı, daha doğrusu
tebliğ. Bu tebliğin adı: “Denizlerde Balık Çiftliklerinin Kurulamayacağı Hassas
Alan Niteliğindeki Kapalı Koy ve Körfez Alanlarının Belirlenmesine İlişkin
Tebliğ.” Bu tebliğ doğrultusunda, gerçekten, Çevre ve Orman Bakanlığımız, Tarım
ve Köyişleri Bakanlığımızın uzmanları, yetkilileri, Ulaştırma Bakanlığımızın
-bilhassa Denizcilik Müsteşarlığı- Kültür ve Turizm Bakanlığımızın elemanları,
valiliklerle birlikte, biz, özellikle bu yıl şubat ayı içinde her ilde
toplantılar yaptık. Neticede yaptığımız çalışmalarda, özellikle balık
çiftlikleri için uygun olan alanlar ve uygun olmayan alanlar teker teker
belirlendi ve neticede mutabık kaldık: Bu balık çiftliklerinden uygun olmayan
yerlerde olanların, bakanlıklar tarafından, bu koordinasyon ekibi tarafından
belirlenen alanlara taşınması kararlaştırıldı. İnşallah önümüzdeki turizm
mevsimine kadar bunlar tamamen yerlerine taşınmış olacaklardır. Hatta, biz
-kolaylık olmak üzere- bunların taşınacakları yerlerde ortak ÇED çalışmaları
yapmalarına da imkân sağladık. Böylece taşınmaları kısa sürede gerçekleşecek
diye düşünüyorum. Bunun dışında, termik santrallerle ilgili kısa bir bilgi arz etmek
istiyorum. Değerli milletvekilleri, termik santraller, tabii, ülkemizin bir
ihtiyacı. Bilindiği üzere, ülkemizde enerji ihtiyacı her yıl yüzde 7 ile 8
arasında bir artış gösteriyor. Yıllık artış hızı dünya ortalamasının çok
üzerinde. Yani geçen yıl yüzde 8,3’tü. Dolayısıyla, bu enerji ihtiyacının
karşılanması için, tabii ki değişik enerji kaynakları var. Bunlardan
hidroelektrik enerji santralleri, bilindiği üzere, doğal gaz çevrim santralleri
-doğal gazdan, aynı zamanda- bunun dışında kömür santralleri ve diğer termik
santraller -kömüre bağlı veya doğal gaza bağlı termik santraller- ve nükleer
santraller önemli oluyor bildiğiniz üzere. Bu ihtiyacın karşılanması için,
tabii ki biz, hidroelektrik enerji kaynaklarını sonuna kadar kullanmayı,
rüzgâr, güneş gibi birtakım yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmayı arzu
ediyoruz. Fakat maalesef, sadece yenilenebilir enerji kaynakları, gerek rüzgâr
gerekse hidroelektrik santraller ihtiyaca kâfi gelmiyor. Dolayısıyla, mutlaka ülkemizin elektrik ihtiyacının karşılanması
maksadıyla termik santrallere ihtiyaç var. Ancak Çevre ve Orman Bakanlığı
olarak bizim talebimiz şu: Bu termik santrallerin kurulacağı yerlerin gerek
iklim özellikleri, topoğrafik özellikleri, rüzgâr açısından, coğrafi konum
açısından uygun alanlarda olması lazım. Ayrıca, gerek baca gazlarını, kontrollü
şekilde, mutlaka standartları sağlayacak şekilde gerekli tedbirlerin, baca
gazlarıyla birtakım toz tutma ve diğer gazları tutma tesislerinin mutlaka
yapılması gerektiği kanaatindeyiz. Nitekim, bilindiği gibi, son yıllarda, özellikle bu termik
santrallerin, gazların ve tozların kontrolü maksadıyla çok ileri teknolojiler,
çevre koruma teknolojileri geliştirilmiştir. Bunlar kullanıldığı takdirde,
özellikle, problem olmayacaktır. Ama yeteri kadar tedbir alınmadığı zaman,
arıtma tesislerini, baca gazı arıtma veya toz giderme tesislerini kullanmadığı
zaman problem olacaktır. Bu maksatla Bakanlığımız, Türkiye genelinde, hava
kirliliğinin izlenmesi maksadıyla, ulusal hava kalitesi izleme istasyonları
ağının yapım çalışmalarını seksen bir ilde tamamlayarak hizmet almıştır. Dolayısıyla,
bunları, bu ölçümleri, daha doğrusu ölçüm istasyonlarından elde ettiğimiz bu
değerleri Bakanlığımızın web sitesinde her an görmek mümkündür. Bir diğer husus da maden arama faaliyetleri: Saygıdeğer
milletvekilleri, eğer maden çevreyle uyumlu bir şekilde işletilmezse, çevreyi
tahrip ederse tabii böyle bir vahşi madenciliğe hepimiz karşıyız. Ancak tabii
ki ülkemizin ekonomik kalkınması, aynı zamanda madenlerin en azından ekonomik
hayatta, ekonomik faaliyetlerde kullanılması, üretimde kullanılması bakımından
bu madenlerin de çıkarılması ve bunların ekonomik olarak faydaya dönüştürülmesi
gerektiği de izahtan varestedir. Bu maksatla, biz, Çevre ve Orman Bakanlığı olarak şöyle bir slogan
geliştirdik: “Çevreyle uyumlu madenciliğe evet, vahşi madenciliğe hayır.”
Sloganımız bu. Bu maksatla, bilindiği üzere, birincisi: Madenle ilgili faaliyet
göstermek isteyenler eğer orman sahasında faaliyet göstermek istiyorlarsa,
malumunuz olduğu üzere, 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 5177 sayılı Kanun’la
değişik 16’ncı maddesi gereğince izin verilmekte. Özellikle şunu ifade etmekten fevkalade mutlu olduğumu burada
belirtmek istiyorum: Biz şu anda bütün madencileri toplayarak, derneklerini ve
birliklerini toplamak suretiyle, bundan böyle, artık, vahşi madenciliğe müsaade
etmeyeceğimizi, bilhassa ormanlık alanlarda izin verildiği zaman bunların
mutlaka izin talebiyle beraber, rehabilitasyon yani ıslah planlarını vermeleri
gerektiğini ifade ettik ve 1 Ocak 2008 tarihinden itibaren, izin talebinde
bulunan bütün madencilere böyle bir rehabilitasyon planı vermeleri şartı
koyduk. Hakikaten çok faydalı oldu. Çünkü bu arada gerçekten çevreyle çok
uyumlu bir şekilde maden işletmeciliği yapan firmalar var. Ama bazen, maalesef,
çevreye uymayan, çevreyle uyumlu faaliyet göstermeyen, ormanları ve tabiatı
tahrip edip ıslah yapmayan madenciler de var. Böyle az da olsa bu şekildeki
madenciler diğer uygun faaliyet gösteren madencileri de töhmet altında
bırakıyor. Buna müsaade etmemek için, biz, az önce arz ettiğim üzere, 1 Ocak
2008 tarihinden itibaren, mutlaka rehabilitasyon planlarını veya termin planını
talep ediyoruz, buna göre işlem yapılacak. Bundan sonra sıkı bir şekilde
kontrol edeceğimizi ifade etmek isterim. Bunun dışında su kaynaklarının korunması konusunda: Bilindiği
üzere, bu konuda bir kere, su kaynaklarını korumak için zehirli-zararlı
atıkların, evsel atıkların, katı atıkların yani çöplerin -evsel çöp, sanayi
çöplerinin- bir defa, uygun şekilde toplanması, bertaraf edilmesi gerekiyor.
Bakanlık olarak katı atık eylem planı hazırladığımızı ifade etmek isterim. Şu
ana kadar yaklaşık olarak otuz iki katı atık düzenli depolama tesisinde 28
milyonluk bir nüfusun katı atıkları ayrı olarak toplanarak uygun şekilde
bertaraf edilmektedir. Ancak bizim 2012 yılı sonuna kadar hedefimiz şudur: 51
milyon kişinin katı atıklarını düzenli olarak toplayarak bertaraf edecek olan
sistemi geliştirmektir. Böylece, bildiğiniz gibi, gerek evsel katı atıklar,
çöpler veya tıbbi atıklardan kaynaklanan su kirlenmesi gerek yüzeysel suların
kirlenmesi gerekse yer altı sularının kirlenmesinin katı atıklar açısından
önüne geçilmiş olacaktır. Bunun dışında bir diğer husus da atık su arıtma tesislerinin bir
an önce inşa edilmesidir. Biliyorsunuz, bu konuda süreler, iş termin planları
belediyeler tarafından verilmiştir. Bu sıkı bir şekilde takip edilmektedir ve
bu konuda da çok hassas olduğumuzu belirtmek istiyorum. Burada, önergelerde isim geçtiği için birkaç havzadan da
bahsetmeden geçemeyeceğim. Bunlardan birisi Trakya’daki Ergene Havzası. Ergene
Havzası’nın kirliliğinin önlenmesini, bu konuda gerekli yatırımlar yapılmasını
çok önemsiyoruz ve zaten o bölgedeki, Ergene Havzası’ndaki ilgili muhtarlar,
sivil toplum kuruluşlarıyla Bakanlığımızda toplantı yaptık. İnşallah,
önümüzdeki aylarda Trakya’da Ergene Havzası’na giderek bu konuda gerekli
çalışmaları hızlandıracağımızı buradan ifade etmek istiyorum. Ayrıca, Ergene
Havzası’nda, gece saatlerinde veya cumartesi, pazar günlerinde kaçak olarak,
arıtma tesislerini işletmeden alıcı ortama atık sularını veren kuruluşlar hakkında
da gerekli işlem yapılıyor. Hatta bu konuda Bakanlığımızda özel bir ekip
kurduk, anlık baskınlar yapılmakta. Bu, gerçekten çok faydalı olmuştur çünkü
daha önce, geçtiğimiz haftalara kadar, maalesef, mesai saatleri içinde kontrol
yapılıyordu ancak bunu biz değiştirdik. Merkezde oluşturduğumuz ve illerde
oluşturduğumuz ekipler vasıtasıyla herhangi bir saatte, gecenin yarısında veya
cumartesi, pazar günü herhangi bir saatte kontrolleri yapacağız.
Sanayicilerimizin, buradan ifade ediyorum, dikkatli olmaları lazım. Kimsenin
çevreyi kirletmeye hakkı yoktur. Dolayısıyla, arıtma tesislerini düzgün
şekilde, her saat, gece gündüz, cumartesi, pazar çalıştırmaları mecburiyeti
vardır. Çalıştırmayanlar hakkında gerekli kanuni işlemler yapılacaktır,
cezaları verilecektir. Ayrıca, atık su arıtma tesislerinden çıkan çamurların da
uygun şekilde bertaraf edilip edilmediğini de kontrol etmeye başladığımızı
ifade etmek istiyorum. Bu arada, zamanım çok sınırlı olduğu için çok hızlı şekilde, Büyük
Menderes Havzası’yla ilgili, Avrupa Topluluğu Eşleştirme Projesi’yle ilgili bir
proje başlattığımızı, bu konuda da bilindiği üzere, ihaleyi kazanan ekibin
çalışmaya başladığını ifade etmek istiyorum. Ayrıca, Akşehir Gölü ve Eber Gölü’yle ilgili de, bilindiği üzere,
bir eylem planı hazırladık. Bu konuda detaylarını, ben, ileride araştırma
komisyonu kurulduğu zaman onlara da arz edeceğimi ifade etmek isterim. Konya Kapalı Havzası’yla ilgili soru soruldu. Ben çok özetle şunu
söylemek istiyorum: Bilindiği üzere -Konya milletvekillerimiz de bilir-
Konya’yla alakalı, Konya Ovası Projesi yani “KOP projesi” adıyla anılan bir
proje vardı. Bu proje gerçekten çok ciddi bir şekilde ele alınmıştır. Bunların
“KOP” projesi dediğimiz Konya Ovası Projesi -ki GAP’tan sonraki en büyük
projelerden birisidir… Bu maksatla Bakanlığıma bağlı Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğü gerek Beyşehir Gölü’nü kurtarmak, Konya Ovası’ndaki su eksikliğini
gidermek maksadıyla ciddi yatırımlar yapmıştır, bir kısmının da ihalesi
yapılmıştır. Misal olarak, bilindiği üzere, Beyşehir Gölü’nü kurtarmak
maksadıyla Derebucak mevkisinde Profesör Doktor Yılmaz Muslu Barajı inşaatı
tamamlanmıştır. 6 Temmuz 2007 tarihinde buradaki sular bir Gembos derivasyonu
vasıtasıyla bir tünelden geçirilmek suretiyle Akdeniz’e boşa akacak olan sular Beyşehir
Gölü’ne yönlendirilmiştir. Böylece, yılda 130 milyon metreküp su Beyşehir
Gölü’ne 6 Temmuzdan itibaren akmaya başlamıştır. Bununlada iktifa etmiyoruz,
bilindiği üzere “BSA Kanalı” adıyla büyük, muazzam bir kanal inşa ediliyor
Beyşehir, Seydişehir, Suğla, Apa istikametinde. Bu kanalın inşaatını da
inşallah önümüzdeki yıl tamamlayacağız. Bunun dışında Konya Ovası’nda -tabii, Karaman, Konya Ovası’nda-
yağışlar az -Türkiye’de en az yağış düşen yerlerden birisi- dolayısıyla talep
fazla fakat gelen yağış miktarı az olduğu için, bu eksikliği tamamlamak için
iki yol takip ettik: Birincisi, Akdeniz’e boşa akan suları buraya yönlendirerek
eksiği kapatmak. Bir diğer önemli adım da kullanılan suların en uygun şekilde,
optimum şekilde kullanılmasını sağlamak. Bu maksatla, biz, Karaman ve Konya’da
pilot bölge ilan etmek suretiyle tamamen damlamalı veya yağmurlama sistemlerine
açık sulama sistemlerinin dönüştürülmesi yönünde büyük adımlar atıyoruz. Şu
anda hızlı bir dönüşüm başladı. İnşallah birkaç yıl içinde tamamen açık
kanallarda sulamak yerine bilhassa yer altı suyundan sulanan bütün şebekeler,
sulama tesisleri kapalı sisteme dönüşmüş olacak. Böylece damlamalı ve
yağmurlama sulamasıyla önemli miktarda tasarruf yapmış olacağız. Tabii, bir diğer eksikliği tamamlamak için Konya Kapalı
Havzası’nda, bilindiği gibi, asırlık rüya olan Mavi Tünel Projesi de
başlatılmıştır. Bu maksatla, bilindiği gibi, Bağbaşı Barajı ve Van Gölü’yle ilgili de çalışmalarımız devam ediyor. Şu anda,
hakikaten bu Van Gölü’nün etrafındaki kirliliklerin azaltılması, özellikle Van
vilayetimizin turizme açılması açısından Bakanlığımız da şu anda ciddi bir
çalışma içerisinde. Bunu da burada arz etmek istiyorum. Kaz Dağlarıyla ilgili kısa bir bilgi arz edeyim: Kaz Dağlarında
altın aranan yer tamamen millî parklar alanı dışındadır. Özellikle Kaz
Dağlarındaki millî parklar alanında bir santimetrekarelik dahi bir alan altın
aramak veya altın madeni işletmek maksadıyla müsaade edilmemiştir. Zaten bu
konuda Sayın Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanımız da bildiğiniz gibi geçtiğimiz
yıl bizzat bölgeye giderek incelemeler yapmıştır. Ayrıca, ben de özel bir ekip
göndererek tabiatın tahrip edilmemesi, bu Kaz Dağları Millî Parkı’nın mutlak
suretle en iyi şekilde korunması, oraya tecavüz edilmemesi konusunda gerekli
kontrolleri sürekli olarak yaptığımızı ifade etmek istiyorum. Bunun dışında, Küçük Menderes ve Gediz’le alakalı da sualler
vardı, onu da cevaplandırmak istiyorum: Özellikle Küçük Menderes’in ve Gediz’in
kirlenmesi gerçekten had safhada. Bu konuda, zaten, bundan iki ay önce İzmir ve
Manisa’ya gittiğim zaman orada Bakanlığıma bağlı ve diğer bakanlıklara bağlı
bütün ekipleri toplayarak mart ayı sonunda, Gediz’le alakalı çalışmaların
değerlendirileceği, alınacak tedbirlerin bir an önce uygulamaya konulması için
bir çalışma yapacağımızı belirlemiştik. Bu ay sonunda, İzmir’e bütün Çevre ve
Orman Bakanlığı ekipleriyle beraber giderek civarda ilgili valiliklerdeki
elemanları, sayın valilerimiz ve ilgili belediye başkanlarını da davet etmek
üzere, İzmir’de bu ay sonunda bir hafta sonunda toplantı yapacağız ve inşallah,
buradan çok önemli neticeler alınacak ve Gediz’i de kurtarmanın, Küçük
Menderes’i de Büyük Menderes’le beraber kurtarmanın, inşallah, mutluluğunu hep
birlikte yaşayacağız. Bu konuda kararlıyız. Sizlerin de bu mevzuda
yardımlarınızı talep ediyorum. Özellikle bu önerge… (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Hemen
toparlıyorum. BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakanım. ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Söylenecek çok şey
var ancak gerçekten bu önergeler çok faydalı. Yani Bakanlığımıza verilecek
birtakım bilgiler, birtakım tenkitler, tavsiyeleri çok önemsediğimi burada
ifade etmek istiyorum. Bütün bu araştırma önergelerinin bir araya çevre araştırma
önergesi olarak toplanmasının çok faydalı olduğunu ben mütalaa ediyorum.
İnşallah, çevreyi hep birlikte, bütün milletvekillerimizin gayretiyle, sizlerin
tenkit ve tavsiyeleriyle korumaya gayret edeceğiz. İnşallah, ben, bu araştırma önergelerinin bir araya toplanıp çevre
araştırma önergesi şeklinde görüşülmesinin çok faydalı olacağını, bundan
gerçekten istifade edeceğimizi, bu konuda kendimizi daha da gayrete getirmek
suretiyle çevre konusunda ciddi adımlar atacağımızı ifade etmek istiyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Ayrıca, önerge veren değerli milletvekillerimize de teşekkür
ediyorum. Onları teker teker okudum. İstifade ediyoruz. Yaptıkları güzel
değerlendirmelerden, bizlere verdiği katkılardan dolayı şükranlarımı sunarım. Saygılarımla efendim. (AK Parti sıralarından alkışlar) Teşekkür ediyorum. BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Bakan. Sayın milletvekilleri, çalışma süremize çok az kaldığından
gruplara söz veremiyorum. Bu bakımdan, alınan karar gereğince, kanun tasarı ve tekliflerini
sırasıyla görüşmek için, 12 Mart 2008 Çarşamba günü saat 14.00’te toplanmak
üzere, birleşimi kapatıyorum. Kapanma Saati: 18.53 |
|