Yazılı ve Sözlü Sorular Araştırma Komisyonları Soruşturma Komisyonları
                                                                      Son Tutanak Tutanak Sorgu Tutanak Metinleri Gizli Oturum Tutanakları
                                                                                                                                            Uluslararası Komisyonlar Dostluk Grupları
                                                                                      Genel Sekreterlik Mevzuat Telefon Rehberi Etik Komisyon Duyurular

DÖNEM : 21        CİLT : 89       YASAMA YILI : 4

 

 

 

T. B. M. M.

TUTANAK DERGİSİ

 

 

76 ncı Birleşim

20 . 3 . 2002 Çarşamba

 

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

 

  I. – GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

  II. – GELEN KÂĞITLAR

 III. – YOKLAMALAR

  IV. – BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GündemdIşI Konuşmalar

1.– Ardahan Milletvekili Saffet Kaya'nın, Ardahan İlinin sosyal, ekonomik ve tarımsal sorunları ile alınması gereken tedbirlere ilişkin gündemdışı konuşması

2.– Giresun Milletvekili Hasan Akgün'ün, Karadeniz'in çevre kirliliği ile çöp sorunlarına ilişkin gündemdışı konuşması ve Çevre Bakanı Fevzi Aytekin'in cevabı

3.– Edirne Milletvekili Evren Bulut'un, tarım sigortası, prim sistemi ve tarımsal sulamalara ilişkin gündemdışı konuşması

B) Gensoru, Genel Görüşme, Meclİs SoruşturmasI ve Meclİs AraştIrmasI Önergelerİ

1.– Konya Milletvekili Özkan Öksüz ve 23 arkadaşının, Beyşehir Gölündeki kirlenme ve su azalmasının nedenlerinin araştırılarak, gölün ekolojik dengesinin yeniden kurulabilmesi için alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/265)

2.– İstanbul Milletvekili Nazif Okumuş ve 38 arkadaşının, İstanbul İlinin sorunlarının araştırılarak alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/266)

3.– Sakarya Milletvekili Nezir Aydın ve 22 arkadaşının, Marmara depremi sonrasında sağlanan malî kaynakların denetimi ve depremin yol açtığı sosyal sorunların giderilmesi için alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/267)

V.– SORULAR VE CEVAPLARI

A) Sözlü Sorular ve CevaplarI

1.– Bursa Milletvekili Faruk Çelik'in, personel atamalarına ilişkin Dışişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/987)

2.– Bursa Milletvekili Faruk Çelik'in, personel atamalarına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/989)

3.– Bursa Milletvekili Faruk Çelik'in, personel atamalarına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi (6/990)

4.– Bursa Milletvekili Faruk Çelik'in, personel atamalarına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/991)

5.– Bursa Milletvekili Faruk Çelik'in, personel atamalarına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/996)

6.– Bursa Milletvekili Faruk Çelik'in, personel atamalarına ilişkin Kültür Bakanından sözlü soru önergesi (6/1000)

7.– Manisa Milletvekili Mehmet Necati Çetinkaya'nın, yolsuzluklara karşı alınacak tedbirlere ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1024)

8.– Diyarbakır Milletvekili Nurettin Atik'in, ticari sır kavramına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1031)

9.– Ağrı Milletvekili Musa Konyar'ın, batık banka sahibi bir şahsın mali durumuna ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1034) ve Devlet Bakanı Recep Önal'ın cevabı

10.– Konya Milletvekili Özkan Öksüz'ün, bakanlıklarda görev yapan danışman ve müşavirlere ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1400) ve Devlet Bakanı Recep Önal'ın cevabı

11.– Şanlıurfa Milletvekili Yahya Akman'ın, Şanlıurfa'daki cami, imam ve müezzin sayısına ve özlük haklarının iyileştirilmesine ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi (6/1616) ve Devlet Bakanı Recep Önal'ın cevabı

12.– Bursa Milletvekili Ahmet Sünnetçioğlu'nun, Bursa İli ve ilçelerindeki imam ihtiyacına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (H. Hüsamettin Özkan) sözlü soru önergesi (6/1673) ve Devlet Bakanı Recep Önal'ın cevabı

13.– Bursa Milletvekili Ahmet Sünnetçioğlu'nun, sağlık memuru yetiştirme programı ile ilgili çalışmalara ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1037)

14.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, özelleştirme kapsamındaki kurumlarda yapılan tayinlere ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1042)

15.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman ve bazı ilçelerindeki sağlık ünitesi projelerine ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1043)

16.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'daki cami, imam ve müezzin sayısına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi (6/1046)

17.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen projelere ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1047)

18.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen projelere ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1048)

19.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen projelere ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1049)

20.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen projelere ilişkin Orman Bakanından sözlü soru önergesi (6/1051) ve Orman Bakanı İ. Nami Çağan'ın cevabı

21.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen projelere ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1052) ve Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler'in cevabı

22.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun,  Habur Sınır kapısına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1053) ve Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler'in cevabı

23.– Tunceli Milletvekili Kamer Genç'in,  Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu üyeliğine atanan bürokrat hakkındaki iddialara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1109) ve Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler'in cevabı

24.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen projelere ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1056)

25.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman ve bazı ilçelerindeki sanayi sitelerine yönelik çalışmalara ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1057)

26.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'ın öğretmen sorununa ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1058)

27.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'ın eğitim sorunlarına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1059)

28.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen projelere ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1060)

29.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen projelere ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1061)

30.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da hayvancılığın geliştirilmesine yönelik projelere ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1062)

31.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da tarımın geliştirilmesine yönelik projelere ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1063)

32.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman ve çevresinde bulunan tarihî eserlere ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1064)

33.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen projelere ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1065)

34.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen projelere ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1066)

35.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Mahallî İdareler Reformu Yasa Tasarısına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1067)

36.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da boşaltılan köy olup olmadığına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1068)

37.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'a bağlı köylerde yürütülen bazı projelere ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1069) 

38.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen projelere ilişkin Kültür Bakanından sözlü soru önergesi (6/1070)

39.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen projelere ilişkin Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/1071)

40.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Atatürk Barajının korunmasına yönelik projelere ilişkin Çevre Bakanından sözlü soru önergesi (6/1072)

41.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen projelere ilişkin Adalet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1073) ve Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'ün cevabı

42.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, 2000-2001 malî yılı bütçelerinden Adıyaman'daki bazı projeler için ayrılan ödeneklere ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi (6/1076)

43.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen projelere ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/1077) ve Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler'in cevabı

B)YazIlI Sorular ve CevaplarI

1.– Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, Türkiye ve Arjantin'in ekonomik göstergelerine ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Recep Önal'ın cevabı (7/5504)

2.– Tokat Milletvekili M. Ergün Dağcıoğlu'nun, temel ekonomik göstergelere ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Recep Önal'ın cevabı (7/5545)

3.– Diyarbakır Milletvekili Sebgatullah Seydaoğlu'nun, Diyarbakır'ın ekonomik sorunlarına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Recep Önal'ın cevabı (7/5572)

4.– Konya Milletvekili Hüseyin Arı'nın, Konya İli Ereğli İlçesindeki emniyet personeli ihtiyacına ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Rüştü Kâzım Yücelen'in cevabı (7/5855)

5.– Aksaray Milletvekili Ramazan Toprak'ın, Türkiye ve Güney Kıbrıs Rum Kesiminin AB üye adaylığıyla ilgili iddialara ilişkin sorusu ve Dışişleri Bakanı İsmail Cem'in cevabı (7/5896)

6.– Karaman Milletvekili Zeki Ünal'ın, Ayasofya Müzesinin Hıristiyanların ibadetine açılması için bir kampanya başlatıldığı iddiasına ilişkin sorusu ve Dışişleri Bakanı İsmail Cem'in cevabı (7/5902)

7.– Aksaray Milletvekili Sadi Somuncuoğlu’nun, bazı AB üyesi ülkelerin terör örgütlerine karşı yaklaşımlarına ilişkin sorusu ve Dışişleri Bakanı İsmail Cem'in cevabı (7/5925)

8.– Konya Milletvekili Lütfi Yalman'ın, basında çıkan tehdit edildiği hakkındaki açıklamasına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Şuayip Üşenmez'in cevabı (7/5993)

9.– Yozgat Milletvekili Mehmet Çiçek'in, Protestan mezhebi ve Bahailik faaliyetlerine ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Rüştü Kâzım Yücelen'in cevabı (7/6009)

10.– Karaman Milletvekili Zeki Ünal'ın, TBMM KİT Komisyonunca incelenen Emlakbank dosyasının kaybolduğu iddiasına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Recep Önal'ın cevabı (7/6022)

11.– Balıkesir Milletvekili İsmail Özgün'ün, TRT'ye alınan personele ve 2002 bütçesinden ayrılan paya ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Yılmaz Karakoyunlu'nun cevabı (7/6082)

12.– Kırıkkale Milletvekili Kemal Albayrak'ın;

Kırıkkale-Delice İlçesine bağlı bazı köylerin içme suyu sorununa,

Kırıkkale-Delice İlçesine bağlı bazı köylerin kanalizasyon sorununa,

Kırıkkale-Delice İlçesi Dağobası Köyü ile İmirli Köyü Deresinin köprü ihtiyacına,

Kırıkkale-Delice İlçesine bağlı bazı köylerin kanalizasyon, yol bakımı ve onarım ihtiyacına,

Kırıkkale-Delice İlçesine bağlı bazı köylerin yol bakım ve onarım ihtiyacına,

İlişkin soruları ve Devlet Bakanı Mustafa Yılmaz'ın cevabı (7/6085, 6086, 6087, 6088, 6092)

13.– Bursa Milletvekili Orhan Şen'in, TRT-2 Kanalında yayınlanan bir filme ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Yılmaz Karakoyunlu'nun cevabı (7/6097)

14.– Ankara Milletvekili M. Zeki Çelik'in, AB Komisyonu Temsilcisinin basına yansıyan elektronik postalarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı A. Mesut Yılmaz'ın cevabı (7/6133)

15.– Ankara Milletvekili M. Zeki Çelik'in, Basın Kanununu değerlendirmek üzere TRT Genel Müdürlüğü binasında yapılan toplantıya ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Yılmaz Karakoyunlu'nun cevabı (7/6134)

16.– Bursa Milletvekili Faruk Çelik'in, personel atamalarına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Mustafa Yılmaz'ın cevabı (7/6283)

VI.– KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

1.– İzmir Milletvekili Rifat Serdaroğlu'nun; İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı'nın; Amasya Milletvekili Ahmet İyimaya'nın; Ankara Milletvekili Yıldırım Akbulut'un; Şırnak Milletvekili Mehmet Salih Yıldırım'ın; Gaziantep Milletvekili Ali Ilıksoy, Konya Milletvekili Ömer İzgi ve Ankara Milletvekili Nejat Arseven'in; İstanbul Milletvekili Ziya Aktaş ve 42 Arkadaşının; Zonguldak Milletvekili Hasan Gemici'nin ve İzmir Milletvekili Işılay Saygın'ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifleri ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/94, 2/232, 2/286, 2/307, 2/310, 2/311, 2/325, 2/442, 2/449) (S. Sayısı : 527)

2.– Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri  Personeli Eğitim Merkezleri Kanunu Tasarısı ve Adalet ve Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/744) (S. Sayısı : 786)

3.– İstihdamın Teşviki Amacıyla Ücret Dışı Yüklerden Bazılarının Ödenmesinin Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısı ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ve Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/950) (S. Sayısı : 826) 


I. – GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

TBMM Genel Kurulu saat l5.00'te açılarak iki oturum yaptı.

İstanbul Milletvekili Mustafa Murat Sökmenoğlu, İstanbul'da meydana gelebilecek depremin yaratacağı sorunlar ve alınması gereken önlemlere,

Manisa Milletvekili Bülent Arınç, Tarişbank’ın önemi ve ekonomiye yeniden kazandırılmasına,

İlişkin gündemdışı birer konuşma yaptılar.

Ankara Milletvekili Şevket Bülend Yahnici , Çanakkale Deniz Zaferinin 87 nci yıldönümüne ilişkin gündemdışı bir konuşma yaptı; TBMM Başkanvekili Yüksel Yalova da, Çanakkale Şavaşının sıradan bir savaş olmadığına, Türk Milletinin bağımsızlığına son vermek isteyen düşman güçlerine karşı verilmiş bir savaş olduğuna, bu zaferin, Mustafa Kemal Atatürk'ün askerî dehasının ve Türk Milletinin vatan sevgisinin zaferi olduğuna; vatan, millet ve bayrak için bu savaşta 250 000 şehit verildiğine, bu olayın, gelecek nesillere örnek tarihî bir olay olarak aksedeceğine ilişkin görüşlerini açıkladı.

4746 Sayılı Vergi Usul Kanunu, Emlak Vergisi Kanunu ve Harçlar Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun 6 ncı maddesinin (B) fıkrasının (b) bendinin bir daha görüşülmek üzere geri gönderildiğine ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi Genel Kurulun bilgisine sunuldu.

İstanbul Milletvekili Bozkurt Yaşar Öztürk ve 28 arkadaşının, depremden zarar gören ve onarılmayı bekleyen kamu binaları ve kültür varlıkları (10/263),

Konya Milletvekili Lütfi Yalman ve 19 arkadaşının, Konya Ovaları Sulama Projesi (KOP) (10/264),

Konusunda birer Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergeleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemde yerlerini alacakları ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki öngörüşmelerinin, sırası geldiğinde yapılacağı açıklandı.

TBMM Başkanı Ömer İzgi'nin, altı parlamenterden oluşan bir heyetle, Tunus Meclis Başkanı Fouad Mbazaa'nın vaki davetine icabet etmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi kabul edildi.

Saadet Partisi Grubu adına Grup Başkanvekilleri Çorum Milletvekili Yasin Hatiboğlu, Konya Milletvekili Veysel Candan ve Diyarbakır Milletvekili Ömer Vehbi Hatipoğlu'nun, ekonomide IMF'ye bağlı olarak aldığı yanlış kararlar sonucu ülke ekonomisinin kötüye gidişine ve toplumsal huzursuzluğa yol açtığı iddiasıyla Bakanlar Kurulu üyeleri hakkında gensoru açılmasına ilişkin önergesinin (11/26) gündeme alınmasının kabul edilmediği açıklandı.

Gündemin "Sözlü Sorular" kısmının:

1 inci  sırasında bulunan     (6/980),

2 nci     "      "    (6/981)

Esas numaralı sözlü soruların, üç birleşim içerisinde cevaplandırılmadığından, yazılı soruya çevrilerek gündemden çıkarıldıkları açıklandı.

3 üncü sırasında bulunan    (6/987)

4 üncü     "      "     (6/989)

5 inci     "      "     (6/990)

6 ncı       "      "     (6/991)

8 inci      "      "     (6/996)

10 uncu    "      "     (6/1000)

11 inci    "      "     (6/1024)

15 inci  "      "     (6/1031)

16 ncı    "      "     (6/1034)

17 nci     "      "     (6/1037)

19 uncu    "      "    (6/1042)

20 nci     "      "     (6/1043)

Esas numaralı sözlü sorular, ilgili bakanlar Genel Kurulda hazır bulunmadıklarından ertelendi.

7 nci sırasında bulunan       (6/994)

18 inci     "      "     (6/1041)

21 inci     "      "     (6/1044)

Esas numaralı sözlü sorulara, Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler,

9 uncu sırasında bulunan (6/998) esas numaralı sözlü soruya Orman Bakanı İ. Nami Çağan,

12 nci sırasında bulunan     (6/1025)

13 üncü   "      "     (6/1026)

14 üncü   "      "     (6/1028)

Esas numaralı sözlü sorulara Devlet Bakanı Recep Önal,

Cevap verdiler.

20 Mart 2002 Çarşamba günü saat 15.00'te toplanmak üzere, birleşime 19.00'da son verildi.

 

 

Yüksel Yalova

 

 

 

Başkanvekili

 

 

Melda Bayer

 

Lütfi Yalman

 

Ankara

 

Konya

 

Kâtip Üye

 

Kâtip Üye

 


     No. : 105

II.– GELEN KÂĞITLAR

20.3.2002 ÇARŞAMBA

Tasarı

1.– Türkiye Cumhuriyeti ile Yunanistan Cumhuriyeti Arasında Doğal Afetlere Karşı Türk-Yunan Ortak Görev Gücü Kurulmasına İlişkin Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/962) (Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 14.3.2002)

Teklifler

1.– Rize Milletvekili Mehmet Bekaroğlu'nun; 1475 sayılı İş Kanununun 61. Maddesine Bir Fıkra Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifi (2/914) (Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 14.3.2002)

2.– Rize Milletvekili Mehmet Bekaroğlu'nun; İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/915) (Anayasa Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 14.3.2002)

3.– Bursa Milletvekili Ali Arabacı ve 33 Arkadaşının; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi (2/916) (Anayasa Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 14.3.2002)

Raporlar

1.– Olağanüstü Hal Bölge Valiliği İhdası Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı ve Millî Savunma, İçişleri ve Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/847) (S. Sayısı : 835) (Dağıtma tarihi : 20.3.2002) (GÜNDEME)

2.– Erzurum Milletvekili Mücahit Himoğlu'nun, Türk Bayrağı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve İçtüzüğün 37 nci Maddesine Göre Doğrudan Gündeme Alınmasına İlişkin Önergesi (2/411) (S. Sayısı : 836) (Dağıtma tarihi : 20.3.2002) (GÜNDEME)

3.– Kütahya Milletvekili Seydi Karakuş'un, Balıköy Adıyla Bir İlçe Kurulması Hakkında Kanun Teklifi ve İçtüzüğün 37 nci Maddesine Göre Doğrudan Gündeme Alınmasına İlişkin Önergesi (2/756) (S. Sayısı : 837) (Dağıtma tarihi : 20.3.2002) (GÜNDEME)

Sözlü Soru Önergeleri

1.– Eskişehir Milletvekili Mehmet Sadri Yıldırım'ın, 1999-2001 yılları arası Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonundan yapılan yardımlara ilişkin Devlet Bakanından (Hasan Gemici) sözlü soru önergesi (6/1749) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.3.2002)

2.– Eskişehir Milletvekili Mehmet Sadri Yıldırım'ın, vergi oranlarının düşürülüp düşürülmeyeceğine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1750) (Başkanlığa geliş tarihi: 19.3.2002)

3.– Eskişehir Milletvekili Mehmet Sadri Yıldırım'ın, kamu çalışanlarının tümünü kapsayacak bir ücret artışı yapılıp yapılmayacağına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1751) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.3.2002)

Yazılı Soru Önergeleri

1.– Amasya Milletvekili Ahmet İyimaya'nın, kamu görevlilerinin özlük haklarını düzenleyen Bakanlar Kurulu Kararına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/6533) (Başkanlığa geliş tarihi : 18.3.2002)

2.– Bursa Milletvekili Oğuz Tezmen'in, SSK'nın röntgen cihazı ihalesiyle ilgili iddialara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/6534) (Başkanlığa geliş tarihi : 18.3.2002)

3.– İstanbul Milletvekili Ahmet Güzel'in, kamuda çalışan mühendis ve mimarların sayılarına ve maaşlarına ilişkin Devlet Bakanından (Recep Önal) yazılı soru önergesi (7/6535) (Başkanlığa geliş tarihi : 18.3.2002)

4.– Erzurum Milletvekili Aslan Polat'ın, basın kuruluşlarının promosyon yasağının kaldırılarak Devlet vergi geliri kaybına uğratılacağı iddiasına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/6536) (Başkanlığa geliş tarihi : 18.3.2002)

5.– Sivas Milletvekili Abdüllatif Şener'in, Sivas-Altınyayla Hükümet Konağı projesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/6537) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.3.2002)

6.– Ankara Milletvekili Saffet Arıkan Bedük'ün, acil müdahale botu ihalesine ilişkin Devlet Bakanından (Ramazan Mirzaoğlu) yazılı soru önergesi (7/6538) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.3.2002)

7.– Aksaray Milletvekili Ramazan Toprak'ın, Aksaray Stol Havaalanı projesine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/6539) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.3.2002)

8.– Aksaray Milletvekili Ramazan Toprak'ın, Aksaray'da yapımı devam eden Büyükbölcek Sanayi kavşağı üst geçidi inşaatının ihalesine ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/6540) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.3.2002)

9.– Aksaray Milletvekili Ramazan Toprak'ın, müfredatta yasaklanan ve önerilen kelimelere ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/6541) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.3.2002)

10.– Aksaray Milletvekili Ramazan Toprak'ın, azınlıkların çocuklarının dini eğitimlerine ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/6542) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.3.2002)

11.– Aksaray Milletvekili Ramazan Toprak'ın, Aksaray Organize Sanayi Bölgesi İnşaatı ihalesine ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/6543) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.3.2002)

12.– Aksaray Milletvekili Ramazan Toprak'ın, kapalı okullara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/6544) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.3.2002)

13.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, kaymakam adaylarının eğitim programıyla ilgili basında çıkan haberlere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/6545) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.3.2002)

14.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, kapatılan vakıflara ilişkin Devlet Bakanından (Nejat Arseven) yazılı soru önergesi (7/6546) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.3.2002)

15.– Sivas Milletvekili Abdüllatif Şener'in, Sivas-Divriği Höbek Jandarma Karakol binası ve tesisleri projesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/6547) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.3.2002)

16.– Sivas Milletvekili Abdüllatif Şener'in, Trabzon-Araklı Devlet Hastanesi projesine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/6548) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.3.2002)

17.– Sivas Milletvekili Abdüllatif Şener'in, Sivas-Ulaş Hükümet Konağı projesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/6549) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.3.2002)

18.– Sivas Milletvekili Abdüllatif Şener'in, Sivas-Merkez Kurtlapa Jandarma Karakol binası ve tesisleri projesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/6550) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.3.2002)

19.– Sivas Milletvekili Abdüllatif Şener'in, Sivas-Kangal Devlet Hastanesi projesine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/6551) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.3.2002)

20.– Sivas Milletvekili Abdüllatif Şener'in, Sivas-İmranlı Devlet Hastanesi projesine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/6552) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.3.2002)

21.-Sivas Milletvekili Abdüllatif Şener'in, İl Tarım Sitesi (Sivas-Merkez) projesine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/6553) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.3.2002)

22.– Sivas Milletvekili Abdüllatif Şener'in, Sivas-Doğanşar Hükümet Konağı projesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/6554) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.3.2002)

23.– Sivas Milletvekili Abdüllatif Şener'in, Sivas-Akıncılar Hükümet Konağı projesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/6555) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.3.2002)

24.– Sivas Milletvekili Abdüllatif Şener'in, Sivas-Koyulhisar Ortakent Güzelyurt Sağlık Evi projesine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/6556) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.3.2002)

25.– Sivas Milletvekili Abdüllatif Şener'in, Sivas-Gölköy Çataklı Sağlık Evi projesine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/6557) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.3.2002)

26.– Sivas Milletvekili Abdüllatif Şener'in, Sivas-Ulaş Yenikarahisar Sağlık Ocağı projesine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/6558) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.3.2002)

27.– Sivas Milletvekili Abdüllatif Şener'in, Sivas-Çayyurt Sağlık Ocağı projesine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/6559) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.3.2002)

28.– Sivas Milletvekili Abdüllatif Şener'in, Sivas-Gölova Hükümet Konağı projesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/6560) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.3.2002)

29.– Ordu Milletvekili Eyüp Fatsa'nın, M 60 tanklarının modernizasyon ihalesinin İsrail'e verilmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/6561) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.3.2002)

30.– Osmaniye Milletvekili Şükrü Ünal'ın, bazı okul kütüphanelerindeki dini kitapların imha edildiği iddiasına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/6562) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.3.2002)

31.– Gaziantep Milletvekili Nurettin Aktaş'ın, yasal prosedüre uygun olarak nakledilen derilere el konulduğu iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/6563) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.3.2002)

32.– Aksaray Milletvekili Ramazan Toprak'ın, bir futbol müsabakasında İstiklal Marşı okunurken polisin bazı seyircilere müdahale ettiği iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/6564) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.3.2002)

33.– Van Milletvekili Maliki Ejder Arvas'ın, Türk Telekom Van İl Müdürlüğündeki norm kadro uygulamasına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/6565) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.3.2002)

34.– Van Milletvekili Maliki Ejder Arvas'ın, Van Kundura Fabrikasının özelleştirilmesine ilişkin Devlet Bakanından (Yılmaz Karakoyunlu) yazılı soru önergesi (7/6566) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.3.2002)

35.– Kayseri Milletvekili Salih Kapusuz'un, 2001-2004 yılları arasındaki iç ve dış borç ve faizi ödeme planına ilişkin Devlet Bakanından (Kemal Derviş) yazılı soru önergesi (7/6567) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.3.2002)

36.– Gaziantep Milletvekili Nurettin Aktaş'ın, M 60 tanklarının modernizasyonu ihalesinin İsrail'e verilmesi ile ilgili iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/6568) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.3.2002)

37.– Kırıkkale Milletvekili Kemal Albayrak'ın, fen lisesi öğrencilerinin üniversite sınavlarında esas alınan orta öğretim başarı puanlarına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/6569) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.3.2002)

38.– Diyarbakır Milletvekili Osman Aslan'ın, Et ve Balık Ürünleri A.Ş.'nin özelleştirilmesine, GAP'ın tamamlanmasına ve "ihtisas sanayi bölgelerine" ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/6570) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.3.2002)

39.– Bolu Milletvekili İsmail Alptekin'in, Sakarya'nın Pamukova İlçesindeki Hakan Uzan İlköğretim Okulunun Sakarya Üniversitesi Rektörlüğüne devrine ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/6571) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.3.2002)

40.– Karaman Milletvekili Zeki Ünal'ın, sosyal ve ekonomik sorunlara karşı alınan tedbirlere ve kamudaki ücret dengesizliğinin düzeltilmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/6572) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.3.2002)

41.– Karaman Milletvekili Zeki Ünal'ın, Karaman'da Merkez Bankası şubesi açılıp açılmayacağına ilişkin Devlet Bakanından (Kemal Derviş) yazılı soru önergesi (7/6573) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.3.2002)

42.– Karaman Milletvekili Zeki Ünal'ın, DÖSİM'in malî kaynaklarına ve ihaleleri ile ilgili bazı iddialara ilişkin Kültür Bakanından yazılı soru önergesi (7/6574) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.3.2002)

43.– Karaman Milletvekili Zeki Ünal'ın, akaryakıttaki fiyat artışlarına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/6575) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.3.2002)

44.– İstanbul Milletvekili Azmi Ateş'in, 2425 sayılı Kanuna ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/6576) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.3.2002)

45.– Karaman Milletvekili Zeki Ünal'ın, kamu çalışanları arasındaki ücret dengesizliğinin düzeltilmesi çalışmalarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/6577) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.3.2002)

Meclis Araştırması Önergeleri

1.– Konya Milletvekili Özkan Öksüz ve 23 Arkadaşının, Beyşehir Gölü'ndeki kirlenme ve su azalmasının nedenlerinin araştırılarak, gölün ekolojik dengesinin yeniden kurulabilmesi için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/265) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.3.2002)

2.– İstanbul Milletvekili Nazif Okumuş ve 38 Arkadaşının, İstanbul İlinin sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/266) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.3.2002)

3.– Sakarya Milletvekili Nezir Aydın ve 20 Arkadaşının, Marmara depremi sonrasında sağlanan mali kaynakların denetimi ve depremin yol açtığı sosyal sorunların giderilmesi için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/267) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.3.2002)

Süresi İçinde Cevaplandırılmayan Yazılı Soru Önergeleri

1.– Aksaray Milletvekili Ramazan Toprak'ın, haklarında soruşturma izni istenen kamu görevlilerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5117)

2.– Bursa Milletvekili Ali Arabacı'nın, TMSF'ye devredilen bankaların yurtdışı iştiraklerine ve Gümrük vergisi tahsilatının özel bankalarca da yapılmasına ilişkin Devlet Bakanından (Kemal Derviş) yazılı soru önergesi (7/5341)

3.– Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, Kartal Cezaevindeki bir mahkûmun ihmalden öldüğü iddialarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5441)

4.– Konya Milletvekili Lütfi Yalman'ın, Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı hakkında basında yer alan iddialara ilişkin Devlet Bakanından (Kemal Derviş) yazılı soru önergesi (7/5447)

5.– Ankara Milletvekili M. Zeki Çelik'in, IMF yardımlarına ilişkin Devlet Bakanından (Kemal Derviş) yazılı soru önergesi (7/5449)

6.– Sakarya Milletvekili Osman Fevzi Zihnioğlu'nun, bazı Bakanlar Kurulu kararlarının Sakarya İlindeki uygulama sonuçlarına ilişkin Devlet Bakanından (Kemal Derviş) yazılı soru önergesi (7/5453)

7.– İstanbul Milletvekili Celâl Adan'ın, kredi kartı borçlularına ilişkin Devlet Bakanından (Kemal Derviş) yazılı soru önergesi (7/5464)

8.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, IMF ve Dünya Bankasından alınan borçlara ve bankalarla ilgili son açıklamasına ilişkin Devlet Bakanından (Kemal Derviş) yazılı soru önergesi (7/5540)

9.– Tokat Milletvekili M. Ergün Dağcıoğlu'nun, TMSF na devredilen bankalara kaynak aktarımına ilişkin Devlet Bakanından (Kemal Derviş) yazılı soru önergesi (7/5546)

10.– Ankara Milletvekili M. Zeki Çelik'in, bankalara sağlanacak kaynaklarla ilgili açıklamasına ilişkin Devlet Bakanından (Kemal Derviş) yazılı soru önergesi (7/5569)

11.– Ankara Milletvekili M. Zeki Çelik'in, personel atamalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5841)

12.– Rize Milletvekili Mehmet Bekaroğlu'nun, HADEP Silopi ilçe başkanı ve bir ilçe yönetim kurulu üyesinin kaybolduğu iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5856)

13.– Rize Milletvekili Mehmet Bekaroğlu'nun, infaz hâkimliklerine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5858)

14.– Rize Milletvekili Mehmet Bekaroğlu'nun, ceza infaz kurumları ve tutukevleri izleme kurullarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5859)

15.– Konya Milletvekili Lütfi Yalman'ın, Yapı Denetim Belgesi başvurusunda arandığı iddia edilen kılık kıyafet şartlarına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/5871)

16.– Konya Milletvekili Lütfi Yalman'ın, Bursa SSK Hastanesinin tadilatıyla ilgili iddialara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5872)

17.– Karaman Milletvekili Zeki Ünal'ın, gençliği tehdit eden kötü alışkanlıklara ve akımlara ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (H. Hüsamettin Özkan) yazılı soru önergesi (7/5878)

18.– Karaman Milletvekili Zeki Ünal'ın, taciz olaylarına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (H. Hüsamettin Özkan) yazılı soru önergesi (7/5882)

19.– Aksaray Milletvekili Ramazan Toprak'ın, ülkemizde bulunan kiliselere ve görevlilerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5884)

 20.– Kahramanmaraş Milletvekili Avni Doğan'ın, Kahramanmaraş'daki bazı yolların karayolu ağından çıkarıldığı iddiasına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/5885)

21.– Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya'nın, satanizmle mücadeleye yönelik çalışmalar yapılıp yapılmadığına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5886)

22.– Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır'ın, yatırım projelerinde kullanılan dış kredilere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5892)

23.– Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır'ın, önemli projelere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5894)

24.– Kayseri Milletvekili Salih Kapusuz'un, GSM ihalelerinin ödemelerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5897)

25.– Kayseri Milletvekili Salih Kapusuz'un, Hazine arazilerinin satışıyla ilgili ihale açılıp açılmadığına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5900)

26.– Ankara Milletvekili M. Zeki Çelik'in, Trabzon'daki bazı yol projelerinin istimlak bedelleriyle ilgili iddialara ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/5905)

27.– İstanbul Milletvekili Azmi Ateş'in, kamudaki araç sayısına ve giderlerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5909)

28.– İstanbul Milletvekili Azmi Ateş'in, sosyal tesislere ve lojmanlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5911)

29.– Erzurum Milletvekili Aslan Polat'ın, götürü bedelli sabit konut inşaatlarına ödenen fiyat farklarına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/5914)

30.– Aksaray Milletvekili Ramazan Toprak'ın, Tuz Gölü havzası içinde kalan arazilerin sahiplerinin sorunlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5930)

31.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, öğrenci intiharlarının nedenlerine ve alınması gereken tedbirlere ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5933)

32.– Adıyaman Milletvekili Mehmet Özyol'un, Türkiye'nin Irak ile ticaretine ABD'nin müdahalesinin bulunduğu iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5934)

33.– İstanbul Milletvekili Mustafa Baş'ın, Darüşşafaka Lisesi binasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5936)

34.– Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, "Her İle Bir Havaalanı" projesi kapsamında yapılan havaalanlarına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/5943)

35.– Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya'nın, 2002 yılında Erzincan İline yapılacak olan yatırımlara ve ödeneklerine ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/5954)

36.– Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya'nın, 2002 yılında Erzincan İline yapılacak olan yatırımlara ve ödeneklerine ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (H. Hüsamettin Özkan) yazılı soru önergesi (7/5969)

37.– Ankara Milletvekili M. Zeki Çelik'in, Bolu Tüneli ve Gümüşova-Gerede otoyol projesine ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/5973)

38.– Erzurum Milletvekili Aslan Polat'ın, İstanbul'daki viyadüklerin takviyesine yönelik bir çalışma yapılıp yapılmayacağına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/5976)

39.– İstanbul Milletvekili Emre Kocaoğlu'nun, boğaz köprüleri, bağlantı ve çevre yolları üzerindeki viyadüklerin depreme dayanıklılığına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/5978)

40.– Ankara Milletvekili M. Zeki Çelik'in, kapatılan havaalanlarına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/5979)

41.– Ankara Milletvekili M. Zeki Çelik'in, Bolu Tüneli inşaatına ve deprem hasarının sigorta bedeli ile ilgili iddialara ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/5983)

42.– Afyon Milletvekili İsmet Attila'nın, bazı kamu bankalarının yönetim, denetim ve tasfiye kurulları üyeleri hakkındaki soruşturmalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5987)

43.– Konya Milletvekili Lütfi Yalman'ın, AB Komisyonu Başkanına bildirildiği iddia edilen yeni terörist örgütlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5988)

44.– Konya Milletvekili Lütfi Yalman'ın, Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkanı hakkındaki bazı iddialara ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (H. Hüsamettin Özkan) yazılı soru önergesi (7/5989)

45.– Konya Milletvekili Lütfi Yalman'ın, Cumhurbaşkanının cezalarını kaldırdığı mahkûmlara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5994)

46.– Konya Milletvekili Lütfi Yalman'ın, tutuklu olarak yargılanan Dinç Bilgin ile Cavit Çağlar'ın hastane tedavilerine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5995)

47.– Konya Milletvekili Lütfi Yalman'ın, THY'nın 1982 yılında yaptığı uçak alım ve kiralama ihalesi ile ilgili iddialara ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/5997)

48.– Konya Milletvekili Lütfi Yalman'ın, kapatılan havaalanlarına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/5999)

49.– Konya Milletvekili Lütfi Yalman'ın, Filistin Devlet Başkanının Türkiye'den yardım talebine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/6000)

50.– Ankara Milletvekili Saffet Arıkan Bedük'ün, şeker pancarı alımında uygulanan prim sistemine ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/6003)

51.– Yozgat Milletvekili Mehmet Çiçek'in, Fener Rum Ortodoks Patriğinin kültür anlaşmaları imzaladığı iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/6008)


BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati : 15.00

20 Mart 2002 Çarşamba

BAŞKAN : Başkanvekili Yüksel YALOVA

KÂTİP ÜYELER : Lütfi YALMAN (Konya), Melda BAYER (Ankara)

ÖMER VEHBİ HATİPOĞLU (Diyarbakır) - Sayın Başkan, yoklama talebimiz var.

BAŞKAN - Bir dakika!.. Toplantıyı açmadım henüz...

Türkiye Büyük Millet Meclisinin 76 ncı Birleşimini açıyorum.

Eğer, üstünüze alınmazsanız, tüm arkadaşlarımdan bir ricam var: Bundan sonra, yoklama talebi ve benzeri taleplerde, lütfen, Parlamento geleneklerine uygun bir talep yöneltimi olsun. İstirham ediyorum...

MUSTAFA MURAT SÖKMENOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, dün, bendenize İstanbul'da muhtemel bir deprem konusunda söz vermenizle ilgili Profesör Işıkara'nın size de teşekkürleri var. Bir de Meclis Başkanının...

BAŞKAN - Sayın Başkan, bir yoklama yapalım; daha sonra talebinizi alacağım...

MUSTAFA MURAT SÖKMENOĞLU (İstanbul) - Bir şey arz edeceğim efendim.

BAŞKAN - Talebinizi alacağım daha sonra...

MUSTAFA MURAT SÖKMENOĞLU (İstanbul) - Profesör Işıkara, Meclis Başkanımız Sayın Ömer İzgi'ye müracaatla, Türkiye Büyük Millet Meclisinde tüm milletvekillerine, hükümete yaptığı gibi bir brifing vermeye hazır olduğunu ifade etti.

Sayın Ömer İzgi Başkanımız da bu konuda birtakım hassasiyetlerini bildirecek efendim.

Arz ederim.

BAŞKAN - Efendim, ben, arz etmeyin demedim. Bir şey söyledim; yoklamayı yapalım, daha çok arkadaşımız da bu talebinizi duyabilsin istedim.

MUSTAFA MURAT SÖKMENOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, idare ederken başka görüyor insan, başka bir gözlükle; burada, milletvekili gözlüğüyle bakmak daha başka oluyor! Özür diliyorum.

III. – YOKLAMA

BAŞKAN - Elektronik cihazla yoklama yapacağız.

Yoklama için 5 dakika süre vereceğim.

Sayın milletvekillerinin, oy düğmelerine basarak salonda bulunduklarını bildirmelerini; bu süre içerisinde elektronik sisteme giremeyen milletvekillerinin, salonda hazır bulunan teknik personelden yardım istemelerini; buna rağmen sisteme giremeyen olursa, yoklama pusulalarını teknik personel aracılığıyla 5 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.

Yoklama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, toplantı yetersayısı az bir eksikle bulunamamıştır.

İSMAİL KÖSE (Erzurum) - 15 dakika ara verin Sayın Başkan...

ÖMER VEHBİ HATİPOĞLU (Diyarbakır) - Kaç dakika isterseniz Sayın Başkan?..

BAŞKAN - 15.25'te toplanmak üzere, birleşime ara veriyorum.

 

Kapanma Saati : 15.11


İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati : 15.25

BAŞKAN : Başkanvekili Yüksel YALOVA

KÂTİP ÜYELER : Lütfi YALMAN (Konya), Melda BAYER (Ankara)

BAŞKAN - Türkiye Büyük Millet Meclisinin 76 ncı Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

III. – YOKLAMA

BAŞKAN - Bundan evvelki oturumda yapılan yoklamada çoğunluk sağlanamamıştı. Şimdi, yoklamayı tekrarlıyorum.

Yoklama için 3 dakika süre vereceğim.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN - Toplantı yetersayısı vardır; görüşmelere başlıyoruz.

Gündeme geçmeden önce, üç arkadaşıma gündemdışı söz vereceğim.

Sayın milletvekilleri, gündemdışı söz vereceğim; ama, bu hareketlilik içerisinde gündemi yürütebilmemiz mümkün değil. Sayın milletvekillerinden, lütfen, yerlerine oturmalarını istirham ediyorum.

Değerli arkadaşlarım, gündemdışı ilk sözü vereceğim; ama, bir kez daha istirham ediyorum; ayakta olan sayın milletvekillerimiz, eğer mutlaka konuşma ihtiyacı içindelerse, lütfen kulise buyursunlar; çalışmalarımızı rahatça yürütmek istiyorum...

Gündemdışı ilk söz, Ardahan'daki çiftçilerimizin sorunları hakkında söz isteyen, Ardahan Milletvekili Saffet Kaya'ya aittir.

Buyurun Sayın Kaya. (DYP sıralarından alkışlar)

Süreniz 5 dakika.

IV. – BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GündemdIşI Konuşmalar

1.– Ardahan Milletvekili Saffet Kaya'nın, Ardahan İlinin sosyal, ekonomik ve tarımsal sorunları ile alınması gereken tedbirlere ilişkin gündemdışı konuşması

SAFFET KAYA (Ardahan) - Sayın Başkan, gündemdışı söz hakkını lütfettiğiniz için size teşekkür ediyorum.

Ardahan İlimizin, serhat Ardahanımızın sorunlarıyla ilgili söz almış bulunmaktayım; Yüce Parlamentoyu saygıyla selamlıyorum.

Bölgemin sorunlarıyla ilgili, doğunun sorunlarıyla ilgili, Yüce Parlamentodan, çok değerli milletvekili arkadaşlarımıza, iktidarına muhalefetine, buradan sorunlarımızı dile getiren ifadelerim oldu; fakat, ne yazıktır ki, görünen o ki, İbni Sina'nın, hiç kimsenin görmek istemeyecek kadar kör olamayacağını ifade eden bir sözünü, özellikle Anasol-M hükümetine atıfta bulunarak söylemek istiyorum; ki, benim Doğum, benim Ardahanım, Karsım, Iğdırım, Erzurumum, maalesef, kaderiyle baş başa bırakılmıştır. Bölge insanı göç halindedir, bölge işsizlikle boğuşmaktadır; bölgede hayvancılık perişan durumdadır ve hayvancılıkla iştigal eden köylümüz âdeta icra kapılarındadır, âdeta yokluğun pençesindedir, âdeta her geçen gün iki lokma ekmeğe muhtaç hale düşürülmüştür. Bu, maalesef, çok basiretsiz bir politikanın sonucudur. Bundan dolayı da, Anasol-M hükümetinin, çiftçimiz üzerindeki, köylümüz üzerindeki bu politikalarını, buradan, özellikle tekrar tenkit etmek istiyorum.

Sayın Bakan çiftçilerimizle ilgili bir açıklama yapıyor ve bu açıklamada ifadesi aynen şöyle: "Çiftçilerimize müjde veriyoruz; çiftçilerimizin borçları affedildi." Bu müjdeyi tüm kanallardan çiftçilerimize duyurmaya çalışan Sayın Bakanımız, umardım ki, burada olsun.

Çiftçimiz perişan, çiftçimizin aldığı 500 000 000 liralık kredi, bugün, kredi faizleriyle birlikte 5 milyar liraya kadar çıkmış. Çiftçi, hayvanını üç yıl önceki fiyatlarla satamaz halde. Üç yıl önce 500 000 000 liraya satacağı hayvanını, bugün 300 000 000 liraya satamaz halde ve bugün gübre fiyatları 36 000 000 lira, benzin bugün 1 200 000 lira ve çiftçimizin girdi maliyeti yüzde 300 artmışken, satacağı ürününü, hayvanını veya diğer mamullerini, maalesef, iki yıl, üç yıl önceki fiyattan satamaz halde. 500 000 000 lira olarak aldığı krediyi 5 milyar lira olarak ödemek durumunda.

Burada, eğer hükümet olarak gerçekten samimî iseniz, çok değerli milletvekillerimiz olarak, özellikle de MHP, DSP, ANAP milletvekillerine seslenmek istiyorum, gelin, bir kanun teklifiyle, çiftçimizin faiz borçlarını erteleyelim ve çiftçimizi gerçekten rahata kavuşturalım. Çiftçimiz çok ciddî bir şekilde perişandır.

Ben, burada, iktidar milletvekillerine, allahaşkına sesleniyorum; gerçekten, bu hükümetin, bu anlayışından, bu tavrından memnun musunuz? Memnun olmanız kesinlikle mümkün değil.

ADNAN FATİN ÖZDEMİR (Adana) - 1991'den 1995'e kadar siz neredeydiniz?!

SAFFET KAYA (Devamla) - Tabiî, halktan korktuğunuz çok açık. Oradan laf atmak falan doğru çözüm değil. Eğer cesaretiniz varsa, çıkarsınız, bunları halka söylersiniz. (DYP, AK Parti ve SP sıralarından alkışlar)

Benim çiftçimi perişan eden anlayışınızı buradan bir kez daha kınıyorum ve iktidar milletvekilleri olarak buna destek vermediğiniz için de, sizlerin vicdanına sesleniyorum: Çiftçi perişandır, çiftçi icralıktır, çiftçi gerçekten mağdurdur, cumhuriyet tarihinin en sıkıntılı dönemiyle karşı karşıyadır; halen daha, burada çiftçimizin sorunlarını anlatırken laf atmaya kalkıyorsunuz. Bu, doğru değil arkadaşlar.

Bu, sadece Ardahan'ın da meselesi değil; bu, Türkiye'deki çiftçimizin meselesidir. Örnek olarak söylüyorum; Hanak İlçemizde, ziraî kredilere borçlu olan 4 200 vatandaşımız var, ancak 100 kişi bundan yararlanabiliyor.  Tosun paraları ödenmedi, hektar paraları ödenmedi. Bunları da Dünya Bankası verdiği halde, daha vatandaşın eline geçmedi.

MURAT AKIN (Aksaray) - Pancar paraları ödenmedi.

SAFFET KAYA (Devamla) - Bu hükümetin yaptığı doğru olan hiçbir şey yok kesinlikle. Çiftçimizin ahı sizlerin vebalidir; kesinlikle iki eli sizlerin yakasında olacaktır. O bakımdan, çiftçimizi perişan eden sizleri bir kez daha uyarıyorum ve Doğru Yol Partisi olarak, buradan, Yüce Parlamentodan tekrar  sesleniyoruz: Yarın iktidara geleceğiz, çiftçi size ders verecek, iktidara geleceğiz ve kesinlikle sizin borçlarınızı biz affedeceğiz. (DYP sıralarından alkışlar) Çiftçinin borcunu biz affedeceğiz ve o çiftçinin borcunu affetmek bize nasip olacak.

Doğudaki esnafımızla ilgili verdiğim bir kanun teklifi var. Diyorum ki: Gelin, esnafımızın vergi borçlarını affedelim, bir yıl ödemesinler. Kanun teklifim burada. İktidara da sesleniyorum: Doğuda vergisini ödeyemeyen esnafımız var; gelin, eğer, bu vatandaşı, esnafı düşünüyorsanız, çiftçiyi düşünüyorsanız, faizlerini erteleyelim, bir yıl vergi almayalım.

RASİM ZAİMOĞLU (Giresun) - Hepsini affedeceğiz.

NECMİ HOŞVER (Bolu) - Affedeceğiz, ne ertelemesi!

SAFFET KAYA (Devamla) - Almayalım; bu, işin bir gerçeği, bundan kaçmayalım; kesinlikle, kaçabilecek hiçbir yanımız yok.

Buradan değerli milletvekillerimize tekrar sesleniyorum: Doğu, kaderiyle baş başa kalmıştır. Doğunun, Ardahan'ın elinden sınır ticareti alınmıştır.

NECMİ HOŞVER (Bolu) - Sadece Ardahan değil, bütün Türkiye öyle.

SAFFET KAYA (Devamla) - Tiflis-Kars Demiryolu Projesi gündemden çıkarılmıştır, Ardahan'da PTT şubeleri kapatılmaktadır...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Son sözlerinizi rica edeyim.

SAFFET KAYA (Devamla) - Bankalar tasfiye edilmektedir. Maalesef, Ardahan'ın elindeki imkânlar birer birer alınmaktadır.

RASİM ZAİMOĞLU (Giresun) -  Karadeniz de öyle, Karadeniz de.

MURAT AKIN (Aksaray) -  Aksaray'da da öyle.

SAFFET KAYA (Devamla) - Ardahan halkı sizleri dinliyor. Bu hükümetin basiretsiz, beceriksiz olduğunu da biliyor. Bu hükümet, cumhuriyet tarihinin en basiretsiz, en beceriksiz hükümetidir ve bu hükümetten mutlaka halk hesap soracaktır!

Saygılarımı arz ediyorum. (DYP sıralarından alkışlar)

ZÜLFÜKAR İZOL (Şanlıurfa) - Doğrudan destek verilmedi.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Kaya.

NİDAİ SEVEN (Ağrı) - Ağrı hakkında bir şey söyledi Sayın Başkan...

Sayın Başkan, Ağrı'ya sataşma var.

BAŞKAN - Hükümet adına yanıt vermek isteyen?..Yok. Peki...

Gündemdışı ikinci söz, Karadeniz'in çöp ve çevre sorunları hakkında söz isteyen, Giresun Milletvekili Hasan Akgün'e aittir.

Buyurun Sayın Akgün.

 Süreniz 5 dakika.

2.– Giresun Milletvekili Hasan Akgün'ün, Karadeniz'in çevre kirliliği ile çöp sorunlarına ilişkin gündemdışı konuşması ve Çevre Bakanı Fevzi Aytekin'in cevabı

HASAN AKGÜN (Giresun) - Sayın Başkan, ben arkadaşıma cevap vermek istiyorum.

NECMİ HOŞVER (Bolu) - Sen veremezsin o cevabı.

HASAN AKGÜN (Devamla) - Bu memlekette, şu memleketi kurtaralım diyen hiç kimse çıkmıyor; sadece, çiftçiyi, bilmem birilerini kurtaralım diyenler çıkıyor.

BAŞKAN - Sayın Akgün, siz kendi konunuzla ilgili konuşur musunuz.

NECMİ HOŞVER (Bolu) - Cevabı siz veremezsiniz, Sayın Bakan verir.

AYDIN TÜMEN (Ankara) - İstediği konu üzerinde konuşur.

NECMİ HOŞVER (Bolu) - Bakan cevap versin... Çağırın Bakanı...

HASAN AKGÜN (Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Karadeniz'de çevre kirliliği ve çöp sorunu hakkında gündemdışı söz almış bulunmaktayım; bu vesileyle, hepinizi saygıyla selamlarım.

Son yıllarda dünya çapında ve Türkiye genelinde yaşanan bazı çevre sorunlarına kısa bir zaman dilimi içerisinde değinip, özellikle Karadeniz Bölgemizin çevre sorunlarından söz edeceğim.

Değerli arkadaşlarım, bildiğiniz gibi, sanayileşmenin arttığı 19 uncu Yüzyılın ikinci yarısından itibaren, dünyayı, son otuz yılda da özellikle ülkemizi çeşitli çevre sorunları sarmıştır.

Karadeniz, farklı bir yapıda olup, deniz konumu olarak kapalıdır. Karadeniz havzasında, Karadeniz'e akan nehirlerin geçtiği tüm bölgeler dahil, 17 ülke bulunmakta ve bu ülkelerde yaklaşık 160 000 000 insan yaşamaktadır.

Karadeniz kentsel yerleşim bölgelerinde transit yol yapılması, sahille ve plajlarla bağlantıyı kesmektedir. Denizin mavisi ile yeşilin buluştuğu kıyı bölgesi tamamen doldurularak, denizin kıyı bölgesindeki zengin flora ve faunalar yok edilmektedir.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; geçtiğimiz günlerde televizyonlara yansıyan görüntülerde, Trabzon'da Reisin Yeri Çay Bahçesinin sahibi olan İsmail Terzi isimli vatandaş, üç yıldır çöplerin çay bahçesinin önüne yığıldığını söyleyerek, ilginç görüntülere sebep olmuş ve çöpü belediye yetkililerinin masasına dökmüştü.

Geçen yıl Giresun çöplüğünde yapmış olduğumuz basın toplantılarında, atıkların cinslerine göre kullanım alanlarına gönderilerek dönüşümlerinin sağlanacağını, doğada ve özellikle denizde yok olması çok uzun yıllar alan atıkların kaynağında kontrol altına alınabileceğini söylemiştik.

Belediyelerimiz, Karadeniz Bölgesi Tehlikeli Atık Yönetimi Bölgesel İşbirliği Birlik Tüzüğüne göre projeler hazırlayıp, uluslararası kredilerden faydalanacaklardır. Bazı belediyelerimizin projeleri mevcut olup, projeleri hazır olmayan belediyelerin de bir an önce hazırlıklarını tamamlamaları bölgemiz açısından önem arz etmektedir. Hükümetimiz ve Bakanlar Kurulumuz, bu tür çalışmaları, önerileri her zaman ciddiyetle ele alarak, uygulanmaları için büyük çabalar göstermektedir.

16.2.2001 tarihinde, Çevre Bakanımız Sayın Fevzi Aytekin'in katılımlarıyla, Karadeniz il valileri ve belediye başkanlarının imzaladıkları Karadeniz Bölgesi Tehlikeli Atık Yönetimi Bölgesel İşbirliği Birlik Tüzüğü bu çalışmaları başlatmıştır.

RASİM ZAİMOĞLU (Giresun) - Sayın Bakan geldi; ama, bir şey olmadı.

HASAN AKGÜN (Devamla) - Yerel çevre bilinci ve önlemleri artırılmalıdır. Belediyelerimiz bu konularda projeler üretmeli ve eğitime önem vermelidir.

Belediyeler çöplerini gelişigüzel alanlara atmakta, halkın sağlığını, doğanın ekolojik dengesini bozmaktadır. Maalesef, bugün, proje üretemeyen bazı belediye başkanları, umursamaz tavırlarıyla doğayı tahrip etme yarışı içerisine girmişler ve gelecek kuşakların yaşamlarını bile ipotek altına almışlardır. Ülkemizde, 3 216 belediyeden ancak 11 tanesinde düzenli depolama alanı bulunması oldukça düşündürücüdür.

Aklımızdan hiçbir zaman çıkarmamamız gereken şey, şehirlerin görüntüsü, o ülkenin ulaştığı medeniyet çizgisinin göstergesidir.

Giresun'da, Sayın Çevre Bakanımızın da çabasıyla, Belediyemiz, şu anda çöpün denizle bağlantısını keserek, çok iyi ve güzel bir çalışma yapmıştır.

Değerli arkadaşlarım, birçok kirletici madde Karadeniz'e akarsular yoluyla dökülmektedir. Sadece Tuna Nehri, azotun yüzde 58'ini, fosfatın yüzde 66'sını denize akıtmaktadır. Karadeniz'in kirlenmesi, Marmara ve Boğazlar üzerinden Ege  ve Akdeniz'i de etkilemektedir.

Bugün, Doğu Karadeniz Bölgesinden başlayarak, Türkiye sahillerinde çöp sorununu uygar ve sistemli biçimde çözmek, ertelenemez, ciddî bir kamu görevi olarak durmaktadır. Sorunun tehdit edici kapsamı ve Türkiye için taşıdığı önem ortadadır.

Türkiye'de yaşamın sağlıklı sürdürülebilmesi için, katı atık sorunu neye mal olursa olsun, çözülmelidir.

Değerli arkadaşlarım, bütün Karadeniz'de çöpler, deniz ve dere kenarlarına dökülmektedir. Dolayısıyla, bütün çöp denizlere ulaşmaktadır.

RASİM ZAİMOĞLU (Giresun) - Doğru...

HASAN AKGÜN (Devamla) - Bu kadar çöpün denize atılması sonucu, Doğu Karadeniz kentlerinde deniz kullanımı hemen hemen sıfıra inmiştir. Üstelik, her fırtınadan sonra, Karadeniz kentlerinin sahilleri, denizin iade ettiği çöplerle dolmaktadır. Bu konularda çözüme gidecek yatırımların planlanarak yapılması gerekmektedir.

Değerli arkadaşlarım, resmî rakamlara göre toksik atıklarla dolu 450'den fazla varil, 1988 yılında Karadeniz sahillerine vurmuştu...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Konuşmanızı sonuçlandırmanızı rica ediyorum.

Buyurun.

HASAN AKGÜN (Devamla) - Bu tehlikeli atıklar, Karadeniz Bölgesinde depolara konulmuştu; 127 varil Sinop'un Soğuksu Köyünde, geri kalanlar ise Bafra, Alaçam ve Ordu'da depolanmıştı.

Değerli arkadaşlarım, devamı var; ama, onları arz edemeyeceğim.

Değerli arkadaşlarım, şair demiştir ki:

"Sırtı lacivert hamsilerin ve mısır ekmeğinin zaferi için,

Hiç kimseden, hiçbir şey beklemeksizin,

Bir şarkı söyler gibi ölebilirdiler..."

Şairin dediği gibi, hamsinin ve mısır ekmeğinin zaferi için ölümü göze alan Karadeniz insanı, el ele vererek, bunların da üstesinden gelmesini bilecektir; umudumuz budur.

Çöpün denize dökülmesi önlenmelidir. Tüm insanlık, bu konuda duyarlı olmalıdır. Çevre ve çöp konusunda vereceğimiz mücadele, günümüzde yaşanan savaşlar kadar önemsenmelidir. Avrupa Birliğine girme sürecinde öncelikli görevimiz, çevre temizliği olmalıdır. Sanırım, üçüncü dünya savaşını çevrenin korunması için yapacağız ve bu savaşı, hep birlikte başaracağız.

Unutmayalım ki, yeşil ve mavi dengesi içerisinde yaşayan insanlarımız, daha mutlu olacak ve daha verimli üretim yapacaklardır.

Doğanın en büyük destekçisi olarak çalışırsak, gelişme trendimizin ivme kazanacağını ümit ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (DSP, MHP ve DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Akgün.

Gündemdışı konuşmayı yanıtlamak üzere, Çevre Bakanı Sayın Fevzi Aytekin; buyurunuz.

RASİM ZAİMOĞLU (Giresun) - Sayın Bakanım, Giresun'un durumu felaket; buna bir dokunalım...

HÜSEYİN ÇELİK (Van) - Sayın Bakanım, bir çevre konferansı verin; çevre diye bir şey kalmadı...

ÇEVRE BAKANI FEVZİ AYTEKİN (Tekirdağ) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Giresun Milletvekilimiz Sayın Hasan Akgün'ün gündemdışı konuşmasına cevap vermek üzere huzurunuzdayım; hepinize saygılar sunuyorum.

Karadeniz Bölgesinin katı atık yönetimine ilişkin kısaca bilgi vermek istiyorum.

Karadeniz Bölgesinin topografik durumunu hepimiz biliyoruz. Dağınık yerleşimi nedeniyle, özellikle katı atık yönetimi belediyeler tarafından yeterli düzeyde yapılamamaktadır; tabiî, coğrafî yapısından dolayı. Bölgede uygun katı atık depolama sahasının bulunmasında büyük zorluklar yaşanmaktadır. Bölgenin çöp bileşeni ve iklim şartları, bertaraf yöntemlerinin uygulanmasında sorunlar çıkarmaktadır. Bölgede, her gün, yüzlerce ton atık, gelişigüzel, deniz kıyılarına ve akarsulara dökülerek bertaraf edilmekte, bu uygulamadan meydana gelen çevre kirliliği, insan ve çevre sağlığı ile deniz canlılarının hayatını tehdit eder duruma ulaşmıştır.

Bu verilerden hareketle, Dünya Bankası ve Bakanlığımız işbirliğiyle yürütülmüş olan METAP (Türkiye Katı Atık Yönetimi Projesi) kapsamına, Trabzon ve Rize katı atık yönetimi fizibilite çalışması da ilave edilmiştir. Dünya Bankası yönetiminde, GEF fonlarından finanse edilen fizibilite çalışması Ekim 1995'te başlamış ve Nisan 1997'de tamamlanmıştır.

Çalışma alanında yer alan belediyeler, Trabzon ve Rize Merkez Belediyeleri ile Trabzon İline bağlı Akçaabat, Yomra, Arsin, Araklı, Sürmene, Of, Çukurçayır, Akyazı, Yalıncak, Darıca, Kavaklı, Söğütlü, Kıyıcık, Kaşüstü, Yeşilyalı ve Rize İline bağlı Gündoğdu ve İyidere Belediyeleridir.

Projede, çalışma alanındaki katı atıkların toplanması, taşınması ve bertarafı konusunda mevcut problemler tespit edilmiş ve katı atıkların bertarafının geleceğe yönelik olarak çevreyle uyumlu bir şekilde yönetimini sağlamak amacıyla bir katı atık yönetim modeli oluşturulmuştur.

Bu modele göre, Trabzon ve Rize çevresindeki başlıca yerleşim birimlerinden gelen çöp toplama araçları, Rize ve Trabzon'da kurulacak olan transfer istasyonlarına boşaltılacak, buradan da, daha büyük kapasiteli araçlarla, depolama sahasına taşınacaktır. Trabzon'la ilgili katı atık projemizi, Japonlarla yaptığımız çalışma neticesinde, onların kredisiyle, belirli bir noktaya getirdik; ama, İstanbul'da oturan bir vatandaşımızın mahkemeye vermesi neticesinde, maalesef, durum gerçekleşemedi. O yüzden, şu anda onun çalışmaları devam ediyor; ama, mahkeme safhasında.

RASİM ZAİMOĞLU (Giresun) - Sayın Bakan, sadece konuşmada kalıyor. Hiçbir şey yok Karadeniz'de.

ÇEVRE BAKANI FEVZİ AYTEKİN (Devamla) - Onun kredisi çıktı, çalışması da bitti; yani, çöp deponi alanı da tespit edildi; ama, birileri kalkıp mahkemeye verirse, maalesef, mahkemeler de yürütmeyi durdurma kararı alıyor ve yapma imkânımız olmuyor; çünkü, Karadeniz'in coğrafî yapısı itibariyle pek arazisi yok. Bir yer buluyorsunuz; o da mahkeme neticesinde reddedilince, yapacak başka bir alternatif de bulunamıyor.

RASİM ZAİMOĞLU (Giresun) - Devlet sizsiniz Sayın Bakan.

ÇEVRE BAKANI FEVZİ AYTEKİN (Devamla) - Evet, doğru, haklısınız; ama, mahkemeye bir şey yapamayız tabiî. Hukuk tartışılamaz, biliyorsunuz.

Tehlikeli Atıkların Kontrol Yönetmeliğine göre, ağırlıklı olarak sanayiden kaynaklanan ve sahip oldukları kanserojen, zehirli ve enfeksiyonel özellikler nedeniyle insan ve çevre sağlığı üzerinde kısa ve uzun vadede kalıcı etkiler bırakabilen, bu nedenle, diğer atıklardan çok daha sıkı standartlarla yönetimleri gereken tehlikeli atıkların toplanması, taşınması, geri kazanılması ve bertaraflarına yönelik usul ve esaslar, 27 Ağustos 1995 tarihinde Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bununla ilgili tehlikeli atık bertaraf tesislerinin bölgesel olarak planlanıp, yapılması ve işletilmesi gereklidir. Bu amaçla, Çevre Bakanlığı, 26 Ağustos 1999 tarih ve 1999/22 sayılı genelgesiyle bölgelerde koordinatör valiler belirlemiş, bölgelerindeki çalışmaları en kısa zamanda başlatmaları istenmiştir. Bu konuda ilk çalışmalar Zonguldak Valisi tarafından başlatılmış olup, yapılan toplantılarla bir sonuç bildirgesi hazırlanmıştır. Sonuç bildirgesinde yer alan kararlardan ilki ve en önemlisi Karadeniz Çevre Birliğinin kurulmasıdır. Bu doğrultuda, Zonguldak Valiliğince hazırlanan Karadeniz Çevre Birliği Tüzük Taslağı, Bakanlığım koordinatörlüğüyle yapılan toplantıda revize edilmiş olup, toplantıda öne sürülen görüşler doğrultusunda nihaî hale getirilen Karadeniz Çevre Birliği Tüzüğü, 16 Şubat 2001 tarihinde Trabzon İlinde yapılan törenle üye idarelerin imzasına sunulmuş ve koordinatör valilik tarafından, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 127 nci maddesi, 1580 sayılı Belediye Yasasının 134 üncü maddesi, 5442 sayılı İl İdaresi Yasasının 56 ncı maddesi ile Birlik Tüzüğünün 54 üncü maddesi uyarınca, incelenip tasdik olunmak üzere, İçişleri Bakanlığına gönderilmiştir.

Tabiî ki, Karadeniz Bölgesindeki belediyelerimizin durumunu Karadenizli değerli milletvekili arkadaşlarımız biliyorlar. Bazı küçük belediyeler var; tesislerini tek başlarına yapmaları ve yürütmeleri mümkün değil. Mutlaka, birlik adı altında; yani, birlikleri kurarak bunu yürütmemiz lazım. Ayrıca, uluslararası kredi de, birliklere, daha sağlıklı, daha güzel verilebileceğinden, bu birliklerin mutlaka kurulması gerektiğine inandığımız için, bu birlikleri kurma çalışmalarını yürüttük.

4 Ağustos 1988 tarihinde, ilk kez, Samsun Alaçam'da bulunan ve tehlikeli atık içeren variller, 1988 yılı sonuna kadar karaya vurmaya devam etmiştir. İstanbul'dan Rize'ye kadar, Karadeniz sahillerinde karaya vuran varillerin yüzde 80'i Samsun ve Sinop'ta bulunmaktadır. Varillerin sayısı, 152'si boş, 215'i dolu olmak üzere, toplam 367'dir. Söz konusu variller, halen Samsun ve Sinop İllerinde inşa edilen ara depolarda muhafaza edilmektedir. Bununla ilgili tespitler neticesinde -biliyorsunuz, bu variller İtalya'dan geldi ve tekrar İtalya'ya iade edilmesi konusunda Bakanlığımızda bir çalışma yürütülmektedir- İtalya'dan olumlu görüşler aldık. İnşallah, en kısa zamanda bunları iade edip, İtalyan Hükümetine teslim edeceğiz.

Bu nedenle, Sinop Valiliğine, mevcut varillerin yeniden ambalajlanması, taşınması ve nihaî bertarafı amacıyla, Bakanlığımızca malî destek sağlanmış; Valilik, 50 milyar TL'ye ihtiyacı olduğunu belirtmiştir. Bu atıklardan kurtulmamız için, yani daha fazla masraf yapmamak için, İtalya'ya iade etmemiz gerektiğine inanıyorum.

Sinop-Soğuksu mevkiinde bulunan varil geçici deposu müteaddit defalar yerinde incelenmiş olup, 28.5.2000-2001 tarihleri arasında Bakanlığımızca yapılan incelemenin yanı sıra, depo, 2001 yılında, Greenpeace ve Bakanlığımız uzmanlarından oluşan bir heyetçe de, yeniden, yerinde incelenmiştir. Geçtiğimiz günlerde konunun dünya kamuoyuna duyurulması amacıyla, Greenpeace örgütü üyeleri tarafından bir eylem gerçekleştirilmiştir. Biz de bunu desteklediğimizi, zaman zaman, gazetelerde ve televizyonlarda belirttik.

Karadeniz'de, karadan, gemilerden ve atmosferden kaynaklanan kirliliğin önlenmesi amacıyla, 21 Nisan 1992 tarihinde, Karadeniz'in Kirliliğe Karşı Önlenebilmesi Sözleşmesi, Brüksel'de, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu, Karadeniz'e kıyısı olan 6 ülkenin (Bulgaristan, Gürcistan, Romanya, Rusya, Ukrayna ve Türkiye) temsilcileri tarafından imzalanmıştır. Bu sözleşmeye bağlı olarak, Tuna'dan Karadeniz'in kirlendiğinin ve Karadeniz'e kıyısı olan ülkelerden Karadeniz'in kirlendiğinin protokolü imzalanmıştır. Avrupa Birliği ile, Boğazların, gerek Karadeniz'e kıyısı olan ülkelerden gerekse Tuna'dan kirlendiğinin protokolünü yaptık ve bu doğrultuda, bize maddî destek sağlayacaklarını belirttiler.

Şimdi, iki tane havza var; bir tanesi Tuna Havzası, birisi de Karadeniz Havzası. Bu iki havzanın ülkeleri, Karadeniz'in kirlenmesinin bertarafı konusunda gerekli çalışmaları yapıyorlar; ama, maalesef, maddî imkân sağlayamıyorlar. O yüzden, biz, Avrupa Birliğine bu konuyu götürdük. Her iki havzayı birleştirdiler. Monaco'da yapılan toplantıda, her iki havzanın iyileştirilmesi konusunda bir protokol, Avrupa Birliğiyle imzalandı ve Avrupa Birliği, yeni bir proje yapmak suretiyle, Karadeniz'e kıyısı olan ülkelerden ve Tuna'dan meydana gelen kirliliğin bertarafı konusunda maddî destek sağlayacağını belirtti ve bunun protokolünü yaptık. İnşallah, bu projeler en kısa zamanda yürürlüğe girer ve Tuna'dan meydana gelen kirlenme ile Karadeniz'e kıyısı olan ülkelerin kirletmesi bertaraf edilmiş olur ve Karadeniz'de ve Boğazlarımızda kirlenmenin önüne geçilir. 

Bu açıklamaları yapma fırsatı veren değerli milletvekili arkadaşıma çok teşekkür ediyorum.

RASİM ZAİMOĞLU (Giresun) - Sayın Bakan, Avrupa Birliğinden gelecek yardımı ne kadar tahmin ediyorsunuz?

BAŞKAN - Sayın Bakan, siz kendi konuşmanızı yapınız.

Sayın milletvekili, böyle bir usulümüz yok.

ÇEVRE BAKANI FEVZİ AYTEKİN (Devamla) - Efendim, biliyorsunuz, fizibilite raporları çıkmadan bir şey söylememiz mümkün değil. Avrupa Birliği bu konuyu ele aldı, bunun protokolünü yaptık. Fizibilite çalışmalarından sonra maddî destek gelecek. Şu an, o konuda bir şey söyleyemem.

Beni dinlediğiniz için teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (DSP ve MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Çok teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

Gündemdışı üçüncü söz, tarım sigortası, prim sistemi ve tarımsal sulamalar hakkında söz isteyen, Edirne Milletvekili Evren Bulut'a aittir.

Buyurun Sayın Bulut.

3.– Edirne Milletvekili Evren Bulut'un, tarım sigortası, prim sistemi ve tarımsal sulamalara ilişkin gündemdışı konuşması

EVREN BULUT (Edirne) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tarım sigortası, prim sistemi ve tarımsal sulamalar hakkında gündemdışı söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Türkiye'de 2001 yılında buğday ekimi mevsiminde yoğun bir kuraklık yaşandı. Hatta, Konya bölgesi ve Marmara'nın bir kısmı buğday ekemedi; arkasından yoğun bir kış oldu, arkasından da sel oldu. Mersin, Antalya, Karadeniz ve Trakya'da don...

HASAN GÜLAY (Manisa) - Manisa...

EVREN BULUT (Devamla) - Manisa'da, işte, Türkiye'nin aşağı yukarı bütün illerinde bu görüldü.

Ben, on senedir, burada, gelin, sevgili milletvekilleri, sayın bakanlar... 8 tarım bakanı geçti. Genel tarım sigortasını yapmadığımız müddetçe, burada, birer saat, illerimize, elimizde bir şey olmayarak; ancak, geçmiş olsun diyor, şifalar diliyoruz. Kıbrıs'ın, yavru vatanımızın, altı senedir devam eden genel tarım sigortası elimde.

Bu Meclisten biz bunu bir saatte çıkarırız. Bunu anlamış değilim. Bugün, Türkiye'de, eğer, Avrupa Birliği yasalarını sabaha kadar çıkarıyorsak... Zaten, bunu çıkarmadan seni Avrupa Birliğine de almıyorlar. Türkiye'de, işte, bakanlar gidiyor, acil şifalar diliyor... Böyle bir ödeneğin yok. Onun için, ben, milletvekili arkadaşlarımdan, bu tarım sigortasını, gruplar olarak, Tarım Komisyonundan çıkararak şu Meclise getirmelerini diliyorum. Onun için, iktidar-muhalefet demeden birbirimize destek olalım.

MUSTAFA MURAT SÖKMENOĞLU (İstanbul) - Doğru söylüyorsun.

EVREN BULUT (Devamla) - İşte, tarım sigortası benim altı senedir elimde geziyor. Kıbrıs Tarım Bakanı sayın arkadaşım Kenan Akın, müsteşarını dahi buraya gönderdi ve beraberce bizim sistemimize bunu uydurmak için uğraştık. Bunu buraya koyuyorum.

Şimdi, bu tarım sigortasından niye bahsettim?.. Hazineden sorumlu, Dış Ticaretten sorumlu bürokratlarımız, Trakya'da, ayçiçeği yerine kanolayı koydurdular; yani, biz ayçiçeğini kaldıracağız, yerine kanola denilen bir yağ bitkisini ekeceğiz, bir de soya ekeceğiz. Biz bunu yirmi sene denedik. 1980'de, ara dönem hükümetinde, rahmetli Tarım Bakanı Sebahattin Özbek ektirdi bize. Bunun adı rapisa idi, on sene sonra kolza koydular adını ve şimdi de kanola olarak geldi. Yani, marka aynı. Tarım Bakanlığı bütçesinde   -Sayın Tarım Bakanı yok- Trakya'da bunu bize ektirmeyin, bu donar dedim. Maalesef, 30 000 dönüm kanolanın Trakya'da donduğuna dair raporlar elimde. 630 trilyon lira çiftçinin cebinden çıkmış... Kimlere hizmet ettiği belli olmayan, bu kanola ve soyaya 8 sent de prim koymuş benim Hazineden sorumlu Devlet Bakanım. Ayçiçeğinden 6 sent primi kaldırıyorsun, bunun yerine 8 sent vererek kanola ve soyayı teşvik ediyorsun...

MUSTAFA MURAT SÖKMENOĞLU (İstanbul) - Toprağı saksıda görmüş de ondan.

EVREN BULUT (Devamla) - Benim çiftçim 10 000 000 lira gelir desteği aldı diye sevinirken, dekarına 21 000 000 lira masraf etmiş! Bu, Bursa'da da var; tespit ettiğime göre Bursa'da da ekilmiş.

Şimdi, Hazineden sorumlu arkadaşlarıma soruyorum; prim sistemi ve tarım sigortası bu hükümetin programında vardır. Üzerinden üç sene geçmiştir. Başta pamukta...  İşte, Sayın Meclis Başkanvekilimiz Murat Sökmenoğlu da pamuk mağdurlarındandır, o bile bizi savunamıyor.

Şimdi, pamuk, zeytinyağı ve ayçiçeğini koyalı iki sene oldu. Türkiye'de 1 200 000 ton bitkisel yağ kullanıyorsun, bunun 1 000 000 tonuna dolar veriyorsun, altın veriyorsun, yabancı ülkelerin çiftçilerine veriyorsun. Eğer, bizde bu prim sistemini iyi işletsinler... 1988 senesinde -aşağı yukarı 13 il Trakya Birlik bünyesinde, 11 il de Karadeniz Birlik bünyesinde var- Türk çiftçisi 1 250 000 ton ayçiçeği üretmiştir; aradan onbeş sene geçmiştir.

Çeltik üreticisini yok etmek istiyorsunuz. (DYP sıralarından alkışlar) Bugün, Türkiye'de İpsala Ovalarında -ve yüzde 60'ı Edirne İlindedir- aynı İtalya gibi, uçakla ilaçlama, biçerdöverle biçme, kurutmayla 14 randımana getirip depoya koyan bir müstahsil... Devletten 1 lira yardım almayan bu insanlara ithal pirinç getiriyorsun ve bu ithal pirinçleri sizler, yani, benim insanlarım, Amerikan pirincini...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

NECMİ HOŞVER (Bolu) - Sayın Başkan, güzel konuşuyor.

BAŞKAN - Buyurunuz.

EVREN BULUT (Devamla) - Tabiî, bu 3 konuyu, benim, burada dile getirmem mümkün değil.

MUSTAFA MURAT SÖKMENOĞLU (İstanbul) - Söyleyin, söyleyin...

EVREN BULUT (Devamla) - Yalnız Trakya'da 30 tane yağ fabrikasının 26'sı kapanmıştır. Ayçiçeği, aynı pancar gibi, tütün gibi yok edilmek istenmektedir.

Sayın Bakanımız, hükümet adına, isterse konuşur; ama, Trakya'da bir toplantı yapar Sayın Fevzi Aytekin... 26 fabrika... Yağ sanayicilerinin raporu, Trakya ve Samsun, Karadeniz Birliklerinin raporu; bu raporların ikisini de, Sayın Genel Başkanımız ve Başbakan Yardımcımız Mesut Yılmaz kanalıyla hükümete getireceğiz.

Trakya Bakanına da soruyorum. (Gülüşmeler) Zaten, Trakya...

Şimdi, en önemlisi de Türkiye'de on senedir tarımsal sulamaları, yani, bugün petrolle, dolarla tarımsal sulama yapılmadığı için, on senedir -Edirne'den Urfa'ya kadar- yeraltı ve yerüstü sularını, elektrikle yapılmaktadır. Bunu, Enerji Bakanı üç seneye yaydı; fakat, buna 4 kat zam geliyor; yani "bunu da sana yaptırmayacağım" diyor. Şimdi, soruyorum... Benim işim ne burada... Benim, Sayın Bakanımıza "Trakya Bakanı" demem...

İBRAHİM YAŞAR DEDELEK (Eskişehir) - Bölgesel olduğu için...

EVREN BULUT (Devamla) - Bölgesel olduğu için... Bunları, yüzde 80 ayçiçeğini biz yetiştiririz; fabrikaları ve ayçiçeği üreticilerini toplar, Bakanlar Kurulunda bizi savunur diye. Şimdi, bize, bu kanolayı getirdiler, ektirdiler ve dondu.

Eskiden, Trakya'da panayırlar vardı, Sayın Bakan da çok gitmiştir. Malkara panayırı, Şarköy panayırı... Köylü gelirdi panayırdan panayıra. Bir bakardık ki, bir çadır, Afrika'nın yılanları, aslanları, kaplanları... Bizim parayı alıyorlardı, içeriye bir giriyorduk, aaa! bizim, bedava gördüğümüz uyuz tilki!.. Ama, burada da mı aldatacaksınız bizi?! Biz, şimdi, panayırları kaldırdık. Türk çiftçisi, gayet bilinçlenmiştir. Bugün, Kanada, çiftçisine 30 milyar dolar gizli destek vermektedir. Benim değerli arkadaşlarıma, bu tarımsal sulama prim sistemine -3 milyon ton mısır ithal ediyoruz- bunu koymamız lazım, çeltiğe koymamız lazım, pamukta devam etmemiz lazım.

MUSTAFA MURAT SÖKMENOĞLU (İstanbul) - Mazota zam yapıyorlar; çiftçi mazot alamıyor...

EVREN BULUT (Devamla) - 200 trilyon lira olan pamuk, zeytinyağı ve ayçiçeği primlerini, benim Devlet Bakanım Sayın Derviş'in de, nisan ayında  bu çiftçiye ödemesi lazım ki, bu rapisanın yerine pamuğu... Çünkü, nisanda, pamuk ile ayçiçeği devreye girer. Türk çiftçisinin...

MUSTAFA MURAT SÖKMENOĞLU (İstanbul) - Mazot fiyatlarını da söyle...

EVREN BULUT (Devamla) - Tabiî, Ziraat Bankası faizleri devam ediyor. Tarım Krediler, bir çiftçi kuruluşudur, 400 trilyon para dağıtmış -800 000- çiftçisinden 1 katrilyon 400 trilyon istiyor. Bunlar, Galata bankeri!.. Ziraat Bankası, öyle!..

Tabiî, bunlar 5 dakikada olmaz. Ben, işin aciliyetinden dolayı, Çevre Bakanımız Sayın Fevzi Aytekin'in de, yağ sanayicileriyle, çiftçi kuruluşlarıyla -bizler de 12 milletvekili gideriz- bu toplantıyı yapıp... Bizim için, Kars'tan Edirne'ye kadar, Türk tarımı aynıdır.

Hepinize saygılar sunuyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bulut.

Gündemdışı konuşmaya hükümet adına yanıt vermek ister mi acaba Sayın Bakanlarımız?

ÇEVRE BAKANI FEVZİ AYTEKİN (Tekirdağ) - Ne bileyim...

BAŞKAN - Hayır efendim, ben, İçtüzük gereği sormak zorundayım. Bazen, sorduğumuzda, alınan Sayın Bakanlar oluyor; sormadığım zaman, ben, İçtüzüğün amir hükmünü yerine getirmemiş olurum, onun için söyledim.

NİDAİ SEVEN (Ağrı) - Sayın Başkan söz istiyorum.

BAŞKAN - Sayın Seven, bu konuyla mı ilgili?

NİDAİ SEVEN (Ağrı) - Evet.

BAŞKAN - Size 2 dakika süre veriyorum, çok ısrar ettiniz çünkü.

NİDAİ SEVEN (Ağrı) - Sayın Başkanım, çok teşekkür ederim.

Bir hatip, Ağrı çiftçisiyle ilgili bir değerlendirme yaptı. Ben, iki gün evvel Ağrı'dan geldim. Şimdi, Ağrı çiftçisinin yok olduğunu söyleyenlerin 1995, 1996 senelerinde Et ve Balık Kurumunu bitirmemeleri gerekirdi. Ağrı çiftçisinin bittiğini söyleyenlerin kaçak hayvana izin vermemeleri gerekiyordu. Bugün, Ağrı'ya, ayın 27'sinde 25 trilyon doğrudan gelir desteği para giriyor; bunu zabıtlara geçmesi için söyledim.

Teşekkür ederim. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum, sağ olun.

3 adet Meclis araştırması önergesi vardır. Okutmadan önce, Sayın Divan üyesi arkadaşımın oturduğu yerden okuması hususunu oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Teşekkür ediyorum.

Okutuyorum:

B) Gensoru, Genel Görüşme, Meclİs SoruşturmasI ve Meclis AraştIrmasI Önergelerİ

1.– Konya Milletvekili Özkan Öksüz ve 23 arkadaşının, Beyşehir Gölündeki kirlenme ve su azalmasının nedenlerinin araştırılarak, gölün ekolojik dengesinin yeniden kurulabilmesi için alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/265)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Konya İlinin sınırları içerisinde yer alan ve ülkemizin üçüncü büyük tatlı su gölü olan Beyşehir Gölü, aynı zamanda millî park özelliğindedir. Ancak, tarımsal sulama amaçlı çok fazla su çekilmesi nedeniyle gölün su seviyesi çok düşmüştür. Göl içerisinde ve çevresinde ekolojik denge bozulmuştur. Bu nedenle, yöre halkının en önemli geçim kaynağı ve millî park özelliğindeki Beyşehir Gölü yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bulunmaktadır.

Beyşehir Gölünde yaşanan su azalmasının nedenlerinin tespiti, göl çevresindeki ekolojik dengenin yeniden kurulması amacıyla sorunların araştırılması ve gerekli önlemlerin alınması için Anayasanın 98 inci ve İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca araştırma önergesi hazırlamış bulunmaktayız.

Gereğini arz eder, saygılar sunarız. 13.03.2002

1.- Özkan Öksüz                                (Konya)

2.- Faruk Çelik                                (Bursa)

3.- Avni Doğan                                (Kahramanmaraş)

4.- Ali Sezal                                (Kahramanmaraş)

5.- Mahmut Göksu                                (Adıyaman)

6.- İsmail Alptekin                                (Bolu)

7.- Zülfükar İzol                                (Şanlıurfa)

8.- Abdullah Gül                                (Kayseri)

9.- Nurettin Aktaş                                (Gaziantep)

10.- Ertuğrul Yalçınbayır                                (Bursa)

11.- Ali Er                                       (İçel)

12.- Osman Aslan                                (Diyarbakır)

13.- Hüseyin Kansu                                (İstanbul)

14.- Nevzat Yalçıntaş                                (İstanbul)

15.- Şükrü Ünal                                (Osmaniye)

16.- Zeki Ergezen                                 (Bitlis)

17.- Ali Coşkun                                (İstanbul)

18.- Hüseyin Çelik                                (Van)

19.- Sabahattin Yıldız                                 (Muş)

20.- Tevhit Karakaya                                (Erzincan)

21.- Maliki Ejder Arvas                                (Van)

22.- Mehmet Ali Şahin                                (İstanbul)

23.- Osman Pepe                                (Kocaeli)

24.- Kemal Albayrak                                (Kırıkkale)

Gerekçe:

Beyşehir Gölü, büyüklük bakımından ülkemizin üçüncü, tatlı su özelliği bakımından ise ülkemizin en büyük gölüdür.

Beyşehir Gölü, ülkemizin en önemli millî parklarından birisi olup, göl içerisinde bulunan adalardan üçü, aynı zamanda SİT alanı özelliğindedir. Göl sahası içerisinde yaklaşık 2-3 000 000 kadar kuş barınmakta ve beslenmektedir.

Göl sularından Beyşehir İlçesinin su ihtiyacı karşılanmaktadır. Isparta İli tarım sulaması, Kıreli tarım sulaması, Çumra Ovası sulamasıyla gölden tarımsal sulama amaçlı çok fazla miktarda su çekilmektedir. Çarşamba kanalı vasıtasıyla Konya Ovasında yaklaşık 70 000 hektar arazi sulanmaktadır.

Beyşehir Gölü çevresinde yaşayan 4 000 balıkçı, gölden tuttukları levrek, sazan ve kadife sazanı gibi balıkları satarak yaklaşık 20 000 kişiyi beslemektedir. Ayrıca göl kenarlarında bulunan sazlıklardan, yöre halkı, hasır örerek geçimlerini sağlamaktadır. Bütün bu özellikler dikkate alınarak gölün gelecek nesillere bırakılabilecek ender su ekosistemi olması nedeniyle, Bakanlar Kurulu tarafından millî park olarak ilan edilmiştir. Ayrıca Çevre Bakanlığı tarafından A sınıfı sulak alan kategorisine sokulmuştur.

Hem ülkemiz hem de Konya İli için önemli bir değer taşıyan Beyşehir Gölünün çevresindeki ve göldeki ekolojik dengenin bozulması, göl çevresindeki yerleşim alanlarının evsel atıklarının göle boşaltılması, yörede yaşanan kuraklık, tarımsal sulama amaçlı gölden su çekilmesi gibi nedenlerle Beyşehir Gölünün suları alabildiğine kirlenmiştir. Göldeki balık çeşidi azalmıştır. Bu nedenle, 2001 yılı içerisinde balık üretimi önceki yıllara göre 2/3 oranında azalmış, işsizlik oranı artmıştır. Gölden çekilen aşırı su nedeniyle su seviyesi tehlikeli boyutlara ulaşmıştır. Bu nedenle, göl kenarındaki sazlıklar kurumuş, kuş popülasyonunda ciddî bir azalma görülmüştür. Göl sularının çekilmesiyle geniş bir saha karalaşmıştır. Bu alanlarda görülen su erozyonuna bağlı olarak göl tabanı dolmakta ve göl sığlaşmaktadır. Bu da göldeki ekolojik dengenin hızla bozulmasına neden olmakta ve canlı popülasyonunun yok olmasına sebep olmaktadır. Gerekli tedbirler alınmadığı takdirde Beyşehir Gölü yok olma durumuyla karşı karşıya gelmiş bulunmaktadır.

Bu nedenle, Beyşehir Gölünün su seviyesinin korunması, gölde ve çevresindeki ekolojik dengenin yeniden sağlanması, gölün yeniden yöre halkının ekonomik kaynağı haline dönüştürülmesi için gerekli tedbirlerin bir an önce alınması gerekmektedir.

BAŞKAN - Bilgilerinize sunulmuştur.

Önerge gündemde yerine alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki öngörüşmeler, sırası geldiğinde yapılacaktır.

Şimdi, ikinci önergeyi okutuyorum:

2.– İstanbul Milletvekili Nazif Okumuş ve 38 arkadaşının, İstanbul İlinin sorunlarının araştırılarak alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/266)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Tarihten bu yana, dünyanın en önemli merkezlerinin başında Anadolu coğrafyasının yer aldığı, bu coğrafyanın da İstanbul merkezli bir ilgi alanı oluşturduğu bilinmekte ve kabul edilmektedir.

Dolayısıyla, Türkiyemizin gurur duyduğu, insanlığa da "kendi duruşu ve bakışına göre" mutlak surette bir ilgi alanı oluşturan İstanbulumuzun, başta tarihî ve turistik olmak üzere, zengin kültürel ve tabiat varlıkları bulunmaktadır. Sanayii, üretim gücü, insan potansiyeli ve medeniyetler arasındaki köprü konumuyla dikkatleri çeken İstanbul, çağlar boyunca insanlığın iştahını kabartırken, Türklüğün de sembol mekanlarından biri olmuştur.

Hakkında binlerce kitap ve ansiklopediler yazılan, imparatorluklara başkentlik eden, Türk Milletinin hayat anlayışı ve inanç dünyasında "kutsal mekanlardan biri" olarak yer bulan İstanbulumuzun; böylesine muazzam ve muazzez büyüsünün ardında, bir başka İstanbul gerçeğinin yer aldığı da herkesin malumudur.

Fetih yıldönümlerinde haklı bir coşku ve gururu taşıdığımız İstanbulumuzun bugünkü tablosundan, itiraf etmek gerekir ki, Türk Milletinin şimdiki kuşakları olarak "utanç" duymaktayız. Maksadı aşmak istemeyiz; ama, bu "utanç" duygusundan daha ağır olarak başka herhangi bir duyguyu yaşamamıza bugünkü İstanbul izin vermez; çünkü, son iki üç yüzyılın Türkleri olarak İstanbul'u, dünyanın bu cennet şehrini katlettiğimizi kimseden gizlememiz mümkün değildir.

İstanbul'un sadece Boğaziçi bölgesine uyguladığımız resmî veya gayriresmî beton barbarlığı, en küçük bir güzellik duygusuna sahip her Türk insanının yüzünü kızartacak bir uygarlık ayıbıdır. O Boğaziçi ki, büyük Fatih'in torunları tarafından, önce dünyaya cennetlik bir peyzaj gibi sunulmuş; ama, yine aynı büyük Fatih'in torunları tarafından da bir beton çöplüğüne dönüştürülmüştür.

Böylesine bir İstanbul utancından kurtulmak için gayretlerimizi artırmalıyız. İstanbul'u, ilkelliğin, çirkinliğin, zevksizliğin ve bencilliğin işgalinden kurtarmak eğer ikinci fetih olacaksa, bunun muharebesini vermeliyiz. İstanbul'u bir üçüncü dünya kenti olmaktan kurtarıp, üçüncü binyılın modern kenti haline getirmeliyiz.

İstanbulumuzun feryatlarını, çığlıklarını hepimiz duymaktayız. Anadolu'nun her yöresinden insanı bağrında barındıran İstanbul'a daha fazla el vermeliyiz. Sağlık ve eğitim sorunları, gecekondulaşma ve yetersiz yapıları, gürültü dahil, her türlü kirliliği, çevre ve atık problemleri, Hazine, belediye ve vakıf arazilerinin ve sair kamu mallarının kanunsuz olarak işgal altında bırakıldığı, güvenlik-emniyet ve asayiş meseleleri, altyapı eksiklikleri ve fecaatleri, plansız şehirleşme ve sanayileşmesini sürdürmesi, büyükşehir ve metropol yönetimler arasındaki uyumda zorlanılması, devam eden göçlere sahne oluşu, İstanbul gibi ülkemizin en yoğun nüfus, ticaret, sanayi, kültür, turizm ve tabiat şehrimizin meselelerinin TBMM'de araştırılmasını -hem de vakit geçirilmeden- gerekli kılmaktadır. Mahallî idareden merkezî otoriteye bağlı birimlerdeki eksiklik ve aksaklıkları da giderme açısından bu çalışmanın verimli olacağına inanmaktayız.

İstanbul, gelenek ile geleceği bütünleştirebilen, tarihî; ama, kusursuz anlamda bir büyük kent haline dönüşene kadar, Türk Milletinin bugünkü nesillerinin kör ve bencil hesaplarının işgali altında kalmaya devam edecek ve kurtarılmayı bekleyecektir.

Özellikle, 20 nci Yüzyıl içinde İstanbul'u katledenleri unutmadan, İstanbulumuzu sarıp sarmalamalıyız. Devletimiz ve hükümetimiz, geçen yıl olduğu gibi, bu yıl da, yapılacak toplam 15 katrilyon 533 trilyon 564 milyar liralık yatırım içinde en fazla payı, 1 katrilyon 218 trilyon 364 milyar lirayla İstanbul'a ayırdı. Bunun bilincinde olarak, İstanbul'un meselelerini çözecek ve ortadan kaldıracak, daha iyi yaşanabilir bir kent haline getirebilecek, genel ama detaylı bir çalışmaya ihtiyaç vardır.

Bu itibarla, Anayasanın 98 inci, TBMM İçtüzüğünün de 104 ve 105 inci maddeleri gereğince Meclis araştırması açılmasını arz ederiz.

Saygılarımızla.

1.- Nazif Okumuş                                 (İstanbul)

2.- Murat Sökmenoğlu                                (İstanbul)

3.- Nesrin Ünal                                (Antalya)

4.- İsmail Köse                                (Erzurum)

5.- Ali Gebeş                                (Konya)

6.- Namık Hakan Durhan                                (Malatya)

7.- Orhan Şen                                (Bursa)

8.- Sedat Çevik                                (Ankara)

9.- Ali Keskin                                (Denizli)

10.- Hasan Çalış                                (Karaman)

11.- Hidayet Kılınç                                (İçel)

12.- İsmail Çevik                                (Nevşehir)

13.- Mehmet Kaya                                (Kahramanmaraş)

14.- Mükerrem Levent                                (Niğde)

15.- Mustafa Yaman                                (Giresun)

16.- Mustafa Enöz                                (Manisa)

17.- Şaban Kardeş                                (Bayburt)

18.- Bekir Ongun                                (Aydın)

19.- Osman Müderrisoğlu                                (Antalya)

20.- Kürşat Eser                                (Aksaray)

21.- Yusuf Kırkpınar                                (İzmir)

22.- Hüseyin Kalkan                                (Balıkesir)

23.- Recai Yıldırım                                (Adana)

24.- Ahmet Çakar                                (İstanbul)

25.- Mustafa Verkaya                                (İstanbul)

26.- Mehmet Gül                                (İstanbul)

27.- Basri Coşkun                                (Malatya)

28.- Armağan Yılmaz                                (Uşak)

29.- Abbas Bozyel                                (Iğdır)

30.- Nidai Seven                                (Ağrı)

31.- Hamdi Baktır                                (Kayseri)

32.- Esat Öz                                (İstanbul)

33.- Ahmet Aydın                                (Samsun)

34.- Hüseyin Akgül                                (Manisa)

35.- Bozkurt Yaşar Öztürk                                (İstanbul)

36.- Şevket Bülent Yahnici                                (Ankara)

37.- Yücel Erdener                                (İstanbul)

38.- Mehmet Arslan                                (Ankara)

39.- Mehmet Pak                                (İstanbul)

BAŞKAN- Değerli arkadaşlarım, öncelikle, dün, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Sayın Murat Sökmenoğlu arkadaşım gündemdışı konuşmasında bu konuyu dile getirmişti; sonra, yine, İstanbul Milletvekilimiz Sayın Nazif Okumuş arkadaşım da bu konuda yerinden söz almıştı. Başta, iki arkadaşım olmak üzere, bu önergede imzası olan arkadaşlarıma duyarlılıkları nedeniyle teşekkür ediyorum. Ancak, hoşgörünüze sığınarak söylüyorum, eğer, izin verirseniz, bu önerge içinde "İstanbul katledilmiştir" şeklinde kesin hüküm cümlesi bulunmakta. Sonuçta, Türkiye Büyük Millet Meclisi zabıtlarına giren her belge gibi, bu belgenin de, ileride, iyi niyetle, İstanbul'da daha güzel şeyler yapalım düşüncesini taşırken, başkaları tarafından İstanbul aleyhine kullanılabilmesinden bir an kaygı duydum. Eğer, arkadaşlarımız bu konuda kaygımı paylaşırlar ve o kesin hüküm cümlelerini daha farklı bir şekilde Başkanlığa takdim ederlerse, hem İstanbul hem ülkemiz adına daha doğru bir iş yapmış olacağız diye düşünüyorum. Bunu arkadaşlarımın takdirlerine sunuyorum.

Buyurunuz Sayın Hatiboğlu.

YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Sayın Başkanım, tabiî, önergeyle ilgili takdir tamamen imza sahiplerine aittir; ancak, zatıâlinizin endişeye düşmesini önlemek için, belki, endişenizi hafifletmek için, bir hususu arz edeyim.

Bir kural vardır... Yani "efendim, ben, bugün, 10 milyar insanla güreştim" dersiniz; bu, mümkün olan bir şey değildir; ama, burada kesretten kinaye diye bir kural vardır; yani, çoğunluğu ifade etmek için büyük göstermedir. Orada, zannediyorum, İstanbul'un katlinden söz edilirken, İstanbul'un çok zarar gördüğü kastedilmiş olmalıdır. Zabıtlara da geçmesi açısından arz ettim efendim.

BAŞKAN - Bu, bir katkıdır, ben de teşekkür ediyorum.

Ben, önerge sahibi, imza sahibi hiçbir arkadaşımın aksi düşüncede olduğunu, hiçbir arkadaşım gibi, düşünemem, o hakkı kendimizde göremem; ama, yine de, sonuçta, ne bileyim, arkadaşlarımın ifadelerini niyetleriyle daha doğru orantılı hale getirirsek diye düşündüm.

NECMİ HOŞVER (Bolu) - "İstanbul zarar görmüştür" denilebilir.

BAŞKAN - Sayın Okumuş, bu konuda bilgi vermek isterseniz, buyurun.

NAZİF OKUMUŞ (İstanbul) - Sayın Başkanım, öncelikle, düşüncelerinizi Yüce Meclisimizle paylaştığınız için çok teşekkür ederim; ayrıca, Sayın Hatiboğlu'na da çok teşekkür ediyorum.

İfademizden de net olarak anlaşılacağı gibi "maksadı aşmak istemiyoruz ki" diyerek başlayan bir cümlenin devamıydı. Binaenaleyh, burada, İstanbul'un katledilmesiyle ilgili düşüncelerimiz, tabiî ki, ifade buyurduğunuz şekliyle hiçbir zaman aklımızın ucundan geçmedi. İstanbul'un, özellikle 20 nci Yüzyılda, gerek yönetim açısından gerekse kurumlar arasındaki münasebetsizlik veya koordinasyonsuzluk açısından çok büyük sıkıntılar çektiğini ifade ettik; bugün de, halen, İstanbul'un gelirleriyle... İstanbul'un, yerel yönetimlerinin özellikle sıkıntılarını çok ciddî anlamda hepimiz duymakta ve paylaşmaktayız. Binaenaleyh "katledilmeyi" mecazî anlamda düşünmenizi arzu ediyorum. Zaten, onun dışında bir şeyi, ne imza sahiplerinin ne de Yüce Mecliste yerini alan sayın milletvekili arkadaşlarımızın hiçbirinin düşünmediğini aracılığınızla paylaşmak istiyorum. Hassasiyetinize de ayrıca teşekkür ederek, onun kalabileceğini ve hiçbir düşünce sahibi arkadaşımız tarafından farklı bir şekilde değerlendirilmeyeceğini umut ediyorum.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN - Ben teşekkür ediyorum. Peki...

Bilgilerinize sunulmuştur.

Önerge gündemde yerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki öngörüşmeler, sırası geldiğinde yapılacaktır.

Üçüncü önergeyi okutuyorum:

3.– Sakarya Milletvekili Nezir Aydın ve 22 arkadaşının, Marmara depremi sonrasında sağlanan malî kaynakların denetimi ve depremin yol açtığı sosyal sorunların giderilmesi için alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/267)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Ülkemiz nüfusunun yaklaşık beşte 1'inin yaşadığı bölgede meydana gelen Marmara depremi, büyük can ve mal kaybı yanında, çöken ekonomik hayatın da etkisiyle, bölge halkı üzerinde ihmal edilemeyecek ölçüde psikolojik ve sosyal tahribata yol açmıştır.

Bölgeyi yeniden "yaşanabilir" kılmak için oluşturulan kaynak havuzunun, amaca uygun kullanılıp kullanılmadığının tespiti ve bugüne kadar ihmal edilen deprem felaketinin sosyal ve psikolojik hayata dair sonuçlarının ortaya konulması amacıyla, ekte sunduğumuz gerekçeyle, Anayasanın 98 ve İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca Meclis araştırması açılmasın saygılarımızla arz ederiz.

1- Nezir Aydın                                 (Sakarya)

2- Temel Karamollaoğlu                                 (Sıvas)

3- Yasin Hatiboğlu                                 (Çorum)

4- Cevat Ayhan                                 (Sakarya)

5- M. Zeki Çelik                                 (Ankara)

6- Ahmet Sünnetçioğlu                                 (Bursa)

7- Oya Akgönenç Muğisuddin                                 (Ankara)

8- Mustafa Niyazi Yanmaz                                 (Şanlıurfa)

9- Yaşar Canbay                                 (Malatya)

10- Lütfi Doğan                                 (Gümüşhane)

11- Musa Demirci                                 (Sıvas)

12- Fethullah Erbaş                                 (Van)

13- Süleyman Arif Emre                                 (İstanbul)

14- Ahmet Demircan                                 (Samsun)

15- Sacit Günbey                                 (Diyarbakır)

16- Oğuzhan Asiltürk                                 (Malatya)

17- Hüseyin Karagöz                                 (Çankırı)

18- Mehmet Zeki Okudan                                 (Antalya)

19- Ahmet Karavar                                 (Şanlıurfa)

20- Ahmet Cemil Tunç                                 (Elazığ)

21- Suat Pamukçu                                 (Bayburt)

22- Lütfi Yalman                                 (Konya)

23- T. Rıza Güneri                                 (Konya)

Gerekçe:

17 Ağustos 1999 Marmara depremi, geniş bir alanda etkili olmuş; sonuçları itibariyle, ağır tahribata yol açmış, bölgede yaşam âdeta durmuştur. Deprem zararlarının telafisi, bölgenin ve bölge insanının ihyası amacıyla, bir dizi yasal, idarî ve teknik tedbirler alınmış, uygulamaya konulmuştur. Öncelikle, ağırlıklı olarak "deprem vergilerinin" oluşturduğu çeşitli iç ve dış kaynaklarla da desteklenen "kaynak havuzu" kurulmuş, yaraların sarılması amacıyla, bu havuzdan çeşitli harcamalar yapılmıştır.

Çok geniş bir alanda ve önemli miktarlarda harcamalar yapılan "kaynak havuzunun" toplandığı hesapların denetiminde Sayıştayın devredışı bırakılması kamuoyunda çeşitli şüpheler doğurmuş, yapılan birtakım açıklamalar kafaları iyice karıştırmıştır. Depremzedeler için kullanılması gereken kaynakların "memur maaşlarının ödenmesinde" ya da "bütçe açıklarının kapatılmasında" kullanıldığına dair ortaya konan (ciddî) iddialar kamu vicdanını rahatsız etmiş, halkımızın sosyal yardımlaşma ve dayanışma duygusunu yaralamıştır. Yüce milletimizin, devletine olan güveninin de sarsılmasına fırsat vermeden, konunun Meclis zemininde araştırılması ve doğruların ortaya konmasında büyük yarar görülmektedir.

Ayrıca, yaşanan Marmara depreminin yol açtığı ağır tahribatın bölgede psikolojik ve sosyal yaşama dair etkileri ve sonuçları bugüne kadar gözden kaçırılmıştır. Afet sonrası çöken bölge ekonomisinin yol açtığı işsizliğin de tetiklemesiyle, ailelerde huzur kalmamış, boşanma davalarında anormal artışlar gözlenmiştir. Özellikle yakınlarını kaybedenlerin ve çocukların psikolojik rahatsızlıklarında patlama olmuş, bu vakalarla ilgili rehabilitasyon çalışmaları ihmal edilmiştir.

Deprem yaralarının sarılması için temin edilen kaynakların "sarf edildiği yerler" ve "harcamaların denetimi" ile ilgili kamuoyunda oluşan zihin bulanıklığının giderilmesi, sosyal yardımlaşma ve dayanışma duygusunun zedelenmesine fırsat verilmemesi gerekmektedir. Ayrıca, asrın felaketinin bölge insanına ödettiği faturanın daha doğru tespit edilebilmesi için, psikolojik ve sosyal yaşama dair yol açtığı tahribatın da bütün sonuçlarıyla yeniden değerlendirilmesi, bölgenin yeniden ayağa kaldırılmasında daha etkili politikalar izlenmesine yardımcı olacaktır.

Meclis zemininde yapılacak detaylı bir araştırmanın her an beklenmekte olan yeni depremlerle ilgili atılması gereken adımlar açısından da yol gösterici olacağı düşünülmektedir.

BAŞKAN - Bilgilerinize sunulmuştur.

Önerge, gündemde yerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki öngörüşmeler, sırası geldiğinde yapılacaktır.

Gündemin "Sözlü Sorular" kısmına geçiyoruz.

V.– SORULAR VE CEVAPLARI

A) Sözlü Sorular ve CevaplarI

1.– Bursa Milletvekili Faruk Çelik'in, personel atamalarına ilişkin Dışişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/987)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?... Yok.

Bu önerge üç birleşim içerisinde cevaplandırılmadığından, İçtüzüğün 98 inci maddesinin son fıkrası uyarınca yazılı soruya çevrilecektir.

Önerge gündemden çıkarılmıştır.

2.– Bursa Milletvekili Faruk Çelik'in, personel atamalarına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/989)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?... Yok.

Bu önerge üç birleşim içerisinde cevaplandırılmadığından, İçtüzüğün 98 inci maddesinin son fıkrası uyarınca yazılı soruya çevrilecektir.

Önerge gündemden çıkarılmıştır.

3.– Bursa Milletvekili Faruk Çelik'in, personel atamalarına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi (6/990)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?... Yok.

Bu önerge üç birleşim içerisinde cevaplandırılmadığından, İçtüzüğün 98 inci maddesinin son fıkrası uyarınca yazılı soruya çevrilecektir.

Önerge gündemden çıkarılmıştır.

4.– Bursa Milletvekili Faruk Çelik'in, personel atamalarına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/991)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Bu önerge, üç birleşim içerisinde cevaplandırılmadığından, İçtüzüğün 98 inci maddesinin son fıkrası uyarınca yazılı soruya çevrilecektir.

Önerge gündemden çıkarılmıştır.

5.– Bursa Milletvekili Faruk Çelik'in, personel atamalarına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/996)

BAŞKAN - Sayın Bakan?.. Yok.

Sorunun görüşülmesi ertelenmiştir.

6.– Bursa Milletvekili Faruk Çelik'in, personel atamalarına ilişkin Kültür Bakanından sözlü soru önergesi (6/1000)

BAŞKAN - Sayın Bakan?.. Yok.

Sorunun görüşülmesi ertelenmiştir.

7.– Manisa Milletvekili Mehmet Necati Çetinkaya'nın, yolsuzluklara karşı alınacak tedbirlere ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1024)

BAŞKAN - Sayın Başbakan?.. Yok.

Sorunun görüşülmesi ertelenmiştir.

8.– Diyarbakır Milletvekili Nurettin Atik'in, ticari sır kavramına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1031)

BAŞKAN - Sayın Başbakan?.. Yok.

Görüşülmesi ertelenmiştir.

9.– Ağrı Milletvekili Musa Konyar'ın, batık banka sahibi bir şahsın mali durumuna ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1034)

10.– Konya Milletvekili Özkan Öksüz'ün, bakanlıklarda görev yapan danışman ve müşavirlere ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1400) ve Devlet Bakanı Recep Önal’ın cevabı

BAŞKAN - Sayın Başbakan?.. Yok...

DEVLET BAKANI RECEP ÖNAL (Bursa) - Sayın Başkanım, cevap verecektim.

BAŞKAN - Pardon... Özür diliyorum Sayın Bakan. Dilekçenizde birkaç soruya yanıt vereceğinizden bahisle, 9 uncu soruya da atıfta bulunmuşsunuz; özür diliyorum.

Soruyu yanıtlamak üzere, Sayın Başbakan adına, Devlet Bakanımız Sayın Recep Önal burada. Şimdi, soruyu okutacağım, daha sonra Sayın Bakan yanıtlayacak.

Soru önergesini okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorunun Başbakan Bülent Ecevit tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasına aracılığınızı, saygılarımla rica ederim.

         Musa Konyar

                         Ağrı

Soru:

Batık banka sahiplerinden birisinin izin tarihinde hissedarı olduğu bir başka bankanın zorda bulunduğu bilgisi doğru mudur? Bu veriyi değerlendirmeden, izin vermeye neden olan bakan ve bürokratlar hakkında anayasal ve yasal girişimde bulunacak mısınız?

BAŞKAN - Değerli arkadaşlarım, burada, Sayın Bakan, Sayın Başbakan adına, 9 uncu, 282 nci, 474 üncü ve 528 inci sıralarda yer alan sorulara yanıt verebileceğini ifade etmişler.

Sayın Bakan, isterseniz, uygun görürseniz, ben, 282, 474 ve 528 inci sıralardaki soruları da okutayım, siz, hepsine birlikte yanıt veriniz.

Diğer soru önergesini okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın Bülent Ecevit tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunda gereğini arz ederim.

          Özkan Öksüz

                     Konya

Sorular:

1- Bakanlıklarda bakan danışmanı ve bakanlık müşaviri olarak görev yapan personelin bakanlıklara göre dağılımı nasıldır?

2- Bakanlıklarda görev yapan danışman ve müşavirlerin son on yıl içindeki sayısal dağılımı nasıldır?

3- Bakanlıklarda görev yapan danışman ve müşavirlerin hizmet süreleri ile uzmanlık alanları nelerdir?

4- Başbakanlık olarak, ekonomik bir krizin yaşandığı bugünlerde, bakanlıklarda görev yapan danışman ve müşavirlerin sayısını azaltmak için bir çalışmanız var mıdır? Varsa, fazla olarak kabul edilen personeli ne yapmayı düşünüyorsunuz?

BAŞKAN - Değerli arkadaşlarım, 9 uncu ve 282 nci sıradaki soruları okuttuk. Normal olarak, İçtüzük gereği, sözlü soruları 1 saat görüşebiliyoruz ve o 1 saat içerisinde de, 474 üncü ve 528 inci sıralardaki sorulara gelmemiz mümkün değil. Ben, Sayın Bakandan rica ediyorum; siz, 9 uncu ve 282 nci sıradaki soruları yanıtlayınız, daha sonra, biz, yukarıdan, diğer iki soruyu getirtelim.

Buyurun.

DEVLET BAKANI RECEP ÖNAL (Bursa) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Soruların güncelliğini kaybetmeden cevaplandırılması için bu müracaatı yaptım. Şimdi, iki soruyu, izninizle, cevaplandırmak istiyorum.

Öncelikle, Ağrı Milletvekili Sayın Musa Konyar'ın, batık banka sahibi bir şahsın malî durumuna ilişkin olarak Başbakanımız Sayın Bülent Ecevit'e yönelttiği (6/1034) sayılı sözlü soru önergesinin cevabını arz ediyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; söz konusu bankanın hisselerinin devredildiği dönemde yürürlükte bulunan 3182 sayılı Bankalar Kanununun 5 inci maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde, kurucular ve banka sahibi olacak kişilerde aranması gereken özellikler, hiçbir yoruma bırakılmaksızın, net bir şekilde belirlenmiştir. Bunlar, müflis veya konkordato ilan etmiş veya taksirli suçlar hariç olmak üzere, affa uğramış olsalar dahi, ağır hapis veya beş yıldan fazla hapis yahut zimmet, ihtilas, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlar ile istimal ve istihlak kaçakçılığı dışında kalan kaçakçılık suçları, resmî ihale ve alım satımlara fesat karıştırma veya devlet sırlarını açığa vurma, vergi kaçakçılığı veya vergi kaçakçılığına teşebbüs suçlarından dolayı hüküm giymiş bulunmamasıdır.

Görüleceği üzere, hisse devir izinleri verilirken dikkat edilmesi gereken hususlar, söz konusu kanunda tadadî olarak sıralanmıştır. Bu bağlamda, dönemin mevzuatı çerçevesinde gerçekleştirilen işlemlerde herhangi bir usulsüzlük söz konusu değildir.

Diğer taraftan 4389 sayılı Bankalar Kanunu ile yukarıda sayılan şartlara, hakkında 14 üncü madde uyarınca işlem yapılmakta olan bir bankada, doğrudan veya dolaylı olarak yüzde 10 ve daha fazla oranda veya bu oranın altında olsa dahi, yönetim veya denetim kurullarına üye belirleme imtiyazı veren pay sahibi olmaması, banka kurucusu veya ortağı olmanın gerektirdiği malî güç ve itibara sahip bulunması şartı eklenmiştir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gündemde yer alan sözlü soruların yoğunluğu dikkate alınarak, önergenin güncelliğini yitirmeden cevaplandırılabilmesi amacıyla, burada arz ettiğim cevapların yazılı olarak 18.12.2000 tarih ve 100981 sayılı yazımız ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulmuş olduğunu da, ayrıca bilgilerinize sunuyorum.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Konya Milletvekili Sayın Özkan Öksüz'ün, bakanlıklarda çalıştırılan müşavirlere ilişkin olarak Başbakanımız Sayın Bülent Ecevit'e yönelttiği (6/1400) sayılı sözlü soru önergesinin cevabını arz ediyorum.

Bakanlıklara göre bakanlık müşaviri kadrolarına ilişkin bilgiler 31.12.2001 tarihi itibariyle aşağıda gösterilmiştir. Yeni sayılar önerge tarihinden bugüne getirilmiştir. Buna göre;

Adalet Bakanlığında 11 dolu, 19 boş; İçişleri Bakanlığında 3 dolu, 7 boş; Dışişleri Bakanlığında 29 dolu, 2 boş; Maliye Bakanlığında 12 dolu, 18 boş; Millî Eğitim Bakanlığında 26 dolu, 4 boş; Bayındırlık ve İskân Bakanlığında 14 dolu, 6 boş; Sağlık Bakanlığında 9 dolu, 1 boş; Ulaştırma Bakanlığında 6 dolu, 4 boş; Tarım ve Köyişleri Bakanlığında 29 dolu, 1 boş; Orman Bakanlığında 24 dolu, 6 boş; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığında 20 dolu, 10 boş; Sanayi ve Ticaret Bakanlığında 16 dolu, 4 boş; Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığında 14 dolu, 6 boş; Kültür Bakanlığında 27 dolu, 3 boş; Turizm Bakanlığında 11 dolu, 3 boş; Çevre Bakanlığında 14 dolu, 6 boş; toplam, bakanlıklarda 265 dolu müşavirlik kadrosu, 100 boş olmak üzere, 365 kadro bulunmaktadır.

Bakanlıkların kuruluş ve görevlerine ilişkin 3046 sayılı Kanunun 27 nci maddesinde, bakanlık müşavirlerinin sayısının 30'u geçmeyecek şekilde kuruluş kanunlarında gösterileceği hükme bağlanmıştır. Bakanlık müşavirlerinin sayısı her bakanlığın kuruluş kanununda sınırlandırıldığından, son on yılda bu sayıda önemli bir değişme olmamıştır.

Bakan müşavirleri, genel olarak, bulundukları bakanlığın görev alanına bağlı olarak, karar alma mekanizmasında siyasî otoriteye yardımcı olmak üzere istihdam edilen personeldir. Başbakanlık ve bakanlık müşavirliği kadrolarına ilgili kurum ve kuruluşlardan deneyimli personelin atanması yoluyla bunlardan yararlanma yoluna gidildiği gibi, siyasî otoriteyle birlikte söz konusu kadrolara atanan ve daha sonra da siyasî otoritenin değişmesiyle birlikte müşavirlik görevinden ayrılanlar da olmaktadır. Yasa koyucu, bu kadrolarda istihdam edilen personele, esas itibariyle, siyasî otoriteye karar alma mekanizmasında yardımcı olma görevi verdiği için, bu kadrolarda istihdam edilen personeli diğer memurlara göre daha esnek olarak kurallara bağlamıştır. 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 59 uncu maddesine göre, bu personel, sınavsız olarak bu kadrolara atanacak istisnaî memurlar arasında sayılmıştır. Bu bağlamda, bakanlık müşavirleri için geçerli standart bir hizmet süresi ve uzmanlık alanından söz etme olanağı bulunmamaktadır.

Müşavirlerin etkin ve verimli bir biçimde çalıştırılması konusunda gerekli önlemler ilgili bakanlıklarca alınmaktadır.

Bilgilerinize arz eder, Yüce Meclise saygılarımı sunarım.

BAŞKAN- Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

Şimdi, 474 üncü ve 528 inci sıralardaki soruları okutacağım. Dilerseniz, siz azıcık istirahat buyurunuz; orada bekletmeyelim sizi.

11.– Şanlıurfa Milletvekili Yahya Akman'ın, Şanlıurfa'daki cami, imam ve müezzin sayısına ve özlük haklarının iyileştirilmesine ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi (6/1616) ve Devlet Bakanı Recep Önal’ın cevabı

12.– Bursa Milletvekili Ahmet Sünnetçioğlu'nun, Bursa İli ve ilçelerindeki imam ihtiyacına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (H. Hüsamettin Özkan) sözlü soru önergesi (6/1673) ve Devlet Bakanı Recep Önal’ın cevabı

BAŞKAN - Şimdi, soruları okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki soruların Başbakan Yardımcısı Sayın Hüsamettin Özkan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

         Yahya Akman

                  Şanlıurfa

Türkiye genelinde olduğu gibi, maalesef, ilimizde de ciddî anlamda imam-hatip ve müezzin-kayyım sıkıntısı yaşanmaktadır. Uzun yıllardır bu kadrolara görevli alınmaması nedeniyle çoğu camimiz ya kapalı ya da müsaade edilen ve cemaat imkânlarıyla geçimi temin edilmeye çalışılan fahrî görevliler tarafından kısmen bu ihtiyaçlar giderilme yoluna gidilmektedir. Kaldı ki, kadrolu olan imam-hatip ve müezzin-kayyımlar da, bugün yoksulluk sınırının altında yaşamaktadırlar. Bu çerçevede;

1- İmam ve müezzinlerin özlük haklarının iyileştirilmesi konusunda herhangi bir çalışmanız var mıdır? Varsa ne zaman uygulamaya geçirilecektir?

2- Şanlıurfa ve ilçelerinde imamı olmayan cami sayısı kaçtır?

3- Şanlıurfa'daki imam ve müezzin açığını nasıl kapatmayı düşünüyorsunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Hüsamettin Özkan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim. 10.1.2002

                     Ahmet Sünnetçioğlu

                       Bursa

1- Bursa ve ilçelerindeki camilerimizdeki eksik bulunan imam sayısı ne kadardır?

2- Eksik, boş olan bu camilerimize ne zaman imam atamayı düşünüyorsunuz?

BAŞKAN - Sayın Bakanım, lütfen, buyurunuz.

DEVLET BAKANI RECEP ÖNAL (Bursa) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Şanlıurfa Milletvekili Sayın Yahya Akman'ın, Şanlıurfa'daki imam ve müezzin ihtiyacına ve Diyanet İşleri personelinin özlük haklarının iyileştirilmesine ilişkin olarak Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcımız Sayın Hüsamettin Özkan'a yönelttiği (6/1616) esas numaralı sözlü soru önergesinin cevabını vermek üzere huzurlarınızda bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; önerge tarihi itibariyle, imam-hatip ve müezzin-kayyımlar da dahil, Diyanet İşleri Başkanlığı merkez ve taşra teşkilâtında çalışan personelin malî ve sosyal haklarının iyileştirilmesine ilişkin olarak Diyanet İşleri Başkanlığınca yapılan çalışma, Devlet Personel Başkanlığına gönderilmiştir. Devlet Personel Başkanlığınca, halen bu konuda çalışmalar sürdürülmektedir.

Şanlıurfa ve ilçelerinde din görevlisi olmayan cami sayısı 486 adettir. Türkiye genelinde münhal bulunan imam-hatip ve müezzin kayyım kadrolarına merkezî sınav sonucuna göre atama yapılmaktadır. Açık bulunan imam hatip kadrolarına açıktan atama yapılabilmesi için, Başbakanlık Devlet Personel Başkanlığınca ilan edilmek üzere, talepte bulunulmuştur. Devlet Personel Başkanlığınca yerleştirmeyi müteakip gerekli atamalar yapılacaktır.

Ayrıca, taşra teşkilâtında açık bulunan 1 250 adet imam hatip kadrosuna 657 sayılı Kanunun 86 ncı maddesinin üçüncü fıkrasına göre açıktan vekâleten atama yapılmak üzere Maliye Bakanlığınca izin verilmiştir. Bu izne istinaden Şanlıurfa İline 28 adet imam hatibin açıktan vekâleten atanması yapılmıştır.

Bilgilerinize arz ederim.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Bursa Milletvekili Sayın Ahmet Sünnetçioğlu'nun, Bursa İli ve ilçelerinde imam ihtiyacına ilişkin olarak Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcımız Sayın Hüsamettin Özkan'a yöneltilen (6/1673) sayılı sözlü soru önergesinin cevabını arz ediyorum.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; önerge tarihi itibariyle, Bursa İli  merkez ve ilçelerinde, hiç kadrosu bulunmayan toplam 174 cami bulunmaktadır. Ayrıca, kadrosu bulunduğu halde imam hatip atanamayan cami sayısı 70 adettir. Taşra teşkilâtında açık bulunan 1 250 adet imam hatip kadrosuna 657 sayılı Kanunun 86 ncı maddesinin üçüncü fıkrasına göre açıktan vekâleten atama yapılmak üzere Maliye Bakanlığınca izin verilmiş olup, verilen izne istinaden Bursa İline 11 imam hatibin açıktan, vekâleten ataması yapılmıştır.

Diğer taraftan, Türkiye genelinde münhal bulunan imam-hatip kadrolarına, merkezî sınav sonucuna göre, alınacak tercihlere dayanılarak, Devlet Personel Başkanlığınca yapılan yerleştirme sonucu atama yapılmaktadır.

Taşra teşkilâtımızda münhal bulunan imam hatip kadrolarından 1 249 adedine açıktan atama yapılabilmesi için, Devlet Personel Başkanlığınca ilan edilmek üzere talepte bulunulmuş olup, Devlet Personel Başkanlığınca yerleştirme sonucu Bursa İlinde açık bulunan 14 imam hatip kadrosuna atama yapılacaktır.

Ayrıca, münhal bulunan imam hatip kadrolarının vekâleten atama yapılmak suretiyle doldurulması konusunda çalışmalar sürdürülmektedir.

Bilgilerinize arz eder, Yüce Meclise saygılarımı sunarım.

BAŞKAN - Çok teşekkür ediyorum Sayın Bakanım.

13.– Bursa Milletvekili Ahmet Sünnetçioğlu'nun, sağlık memuru yetiştirme programı ile ilgili çalışmalara ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1037)

BAŞKAN - Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

14.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, özelleştirme kapsamındaki kurumlarda yapılan tayinlere ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1042)

BAŞKAN - Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

15.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman ve bazı ilçelerindeki sağlık ünitesi projelerine ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1043)

BAŞKAN - Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

16.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'daki cami, imam ve müezzin sayısına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi (6/1046)

BAŞKAN - Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

MAHMUT GÖKSU (Adıyaman) - Bununla ilgili daha gerideki sorularımı cevaplandırdı ama... Yani, Diyanetle ilgili, Şanlıurfa ile ilgili soruyu cevaplandırdı. Acaba, Sayın Bakan, buna niye hazırlıklı gelmemiş?

BAŞKAN - İlgili Sayın Bakan, cevabını, bir başka Sayın Bakandan rica ederek Yüce Meclise göndermiş, o nedenle yanıtlayabildik. Öyle olsaydı, o sistemi uygulayacaktık Sayın Göksu.

MEHMET ALİ ŞAHİN (İstanbul)- Hazırlığı yok efendim.

17.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen projelere ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1047)

BAŞKAN - Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

18.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen projelere ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1048)

BAŞKAN - Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

19.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen projelere ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1049)

BAŞKAN - Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

20.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen projelere ilişkin Orman Bakanından sözlü soru önergesi (6/1051) ve Orman Bakanı İ. Nami Çağan’ın cevabı

BAŞKAN - Sayın Bakan?.. Burada.

Soruyu okutuyorum; daha sonra Sayın Bakan yanıt verecek.

Buyurunuz.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Orman Bakanı Sayın Prof. Dr. Nami Çağan tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için gereğini arz ederim.

      Mahmut Göksu

               Adıyaman

1- Adıyaman ve ilçelerinde Bakanlığınızca uygulanan projeler nelerdir?

2- Bu yıl bu projeler için ayrılan ödenek ne kadardır?

3- Bu projelerin toplam maliyeti ne kadardır?

BAŞKAN - Soruya yanıt vermek üzere, Orman Bakanı Sayın Nami Çağan.

Buyurunuz Sayın Bakanım.

ORMAN BAKANI İ.NAMİ ÇAĞAN (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Adıyaman Milletvekili Sayın Mahmut Göksu'nun, Orman Bakanlığımızca Adıyaman'da yürütülen projelerle ilgili sorularını yanıtlayacağım.

Adıyaman ve ilçelerinde, Bakanlığımızca, Doğu Anadolu Su Havzası Rehabilitasyon Projesi, Fidan Üretim Projesi, Nemrut Dağı Millî Parkı Projesi, Karadağ Orman İçi Dinlenme Yeri Projesi, Orman Kadastrosu Projesi ile fennî arıcılık, hayvancılık ve el sanatları konularında projeler yürütülmektedir.

Adıyaman İlimiz, özellikle, ağaçlandırma ve erozyon kontrolü açısından birinci öncelikli il konumundadır. Bakanlığımız, büyük bir duyarlıkla Adıyaman'da bu çalışmaları yürütmektedir; çünkü, GAP'la bağlantılıdır. Oraya götürülecek ağaçlandırma hizmetleri, barajlarımızın kurtarılmasına da vesile olmak durumundadır.

Bu projelere ayrılan ödenekler, gerçekleşmeler açısından, 2000 yılının tam gerçekleşme rakamlarını vereyim: Doğu Anadolu Su Havzası Rehabilitasyon Projesi için, 2000 yılı itibariyle 556 milyar lira; fidan üretimi için 72 milyar 13 milyon lira; Nemrut Dağı Millî Parkı için 12 milyar 300 milyon lira; Karadağ Orman İçi Dinlenme Yeri için 11 milyar lira; orman kadastrosu için 2 milyar 300 milyon lira; fennî arıcılık için 29 milyar lira kullanılmıştır.

Bu projelerin toplam maliyeti, Doğu Anadolu Su Havzası Rehabilitasyon Projesinin toplam maliyeti, 3 trilyon 993 milyar 952 milyon liradır. Diğer yatırımlar da, bütçe olanakları çerçevesinde, bütçe ödenekleri sınırları içinde her yıl sürdürülüyor.

2001 yılındaki gerçekleşmeleri, genel bütçe, bakanlık döner sermayesi, döner sermaye toplamı, Orman Genel Müdürlüğü Katma Bütçesi, döner sermaye yatırımlar toplamı olarak arz etmeye çalışayım. Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Projesinde fidan üretiminde 100 000 fidan üretimi için 10 milyar lira; tohum üretimi için 200 milyon lira; Doğu Anadolu Havza Geliştirme Projesinde, 1 500 hektar alanda, 165 milyar lira; erozyon kontrol bakımı için 2 100 hektar alanda, 105 milyar lira; fidan üretimi için, 1 000 000 adet fidan için 20 milyar lira; Millî Park ve Av Yaban Hayatı Projesinde, alan düzenlemesi için 16 milyar 750 milyon lira; Orman İçi Dinlenme Yerleri Projesi, alan düzenleme ve altyapıda, 5 milyar lira; genel bütçe toplamı 321 milyar 950 milyon lira.

Bakanlık döner sermayesinde fidan üretimi için, tohum üretiminde 7 000 kilogram için 28  milyar 500 milyon lira; fidan üretimi için 100 000 adette 15 milyar lira; toplam, 43 milyar 500 milyon lira.

Orman Genel Müdürlüğü katma bütçesinden, orman kadastro projesi orman kadastrosu için,    3 000 hektar alanda 5 milyar lira. Katma bütçe toplamı da 5 milyar lira oluyor.

Orman Genel Müdürlüğü döner sermayesindeyse, orman amenajman projesinde amenajman planı yapımı için, 20 kilometre için 80 milyar lira. Döner sermaye toplamı da 80 milyar lira oluyor.

Yatırımlar toplamı, gerçekleşmeler, 2001 yılında 450 milyar 450 milyon lira. 2002 yılı için de, bu yıl kabul edilen bütçe yasalarında ve biraz önce söylediğim gibi, sadece genel bütçede değil, katma bütçemizde, döner sermaye bütçemizdeki toplamlar. Döner sermaye, hem Orman Genel Müdürlüğünün hem de bakanlık döner sermayesindeki rakamları -Sayın Göksu, zaten, her zaman çok ilgilenen bir arkadaşımız- her zaman çıkarabiliriz.

Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Biz teşekkür ediyoruz Sayın Bakan.

21.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen projelere ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1052) ve Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler’in cevabı

22.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun,  Habur Sınır kapısına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1053) ve Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler’in cevabı

23.– Tunceli Milletvekili Kamer Genç'in,  Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu üyeliğine atanan bürokrat hakkındaki iddialara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1109) ve Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler’in cevabı

BAŞKAN - Üç soruyu, Sayın Bakanın birlikte yanıtlamasını rica edeceğim.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Mehmet Keçeciler tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için gereğini arz ederim.

      Mahmut Göksu

               Adıyaman

1- Bakanlık olarak Adıyaman'da yürüttüğünüz projeler nelerdir?

2- 2000 yılı rakamlarıyla mevcut projelerin toplam bedeli ne kadardır?

3- 2000 yılı itibariyle projelerde gerçekleşen yatırım miktarı ne olmuştur?

4- Projelerin bir an önce tamamlanabilmesi için 2001 yılında ayrılan ödenek miktarı ne kadardır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Mehmet Keçeciler tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için gereğini arz ederim.

      Mahmut Göksu

               Adıyaman

1- Habur Sınır Kapısından son 5 yılda giren yıllık ortalama kamyon sayısı kaçtır?

2- Güneydoğunun ekonomik yapısına çok önemli katkısı olan bu kapı sınır ticaretine (kamyonlara) açık mı? Kapalı ise niçin açılmamaktadır? Açmayı düşünüyor musunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

            Kamer Genç

                    Tunceli

Bilindiği üzere, Ramazan Uludağ, uzun süre Gümrükler Genel Müdürlüğü görevini yaptıktan sonra, yine uzun süre Gümrükler Müsteşarlığını yapmıştır.

Bu görevleri sırasında adının birçok suiistimallere karıştığı iddia edildiği halde, tarafınızdan Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu üyeliğine atandı.

1- Gümrüklerde yapılan suiistimallerle ilgili olarak müfettişlerce düzenlenen ve 500 sayfayı aşan bir raporun Başbakanlığınızda uzun süreden beri bekletildiği doğru mudur?

2- Bu raporun gereği tarafınızdan neden yapılamıyor?

3- Hakkında bu kadar iddialar olan Müsteşar hakkında soruşturma açılması gerektiği halde, bu kişinin Yüksek Denetleme Kurulu üyeliğine atanması doğru mudur?

BAŞKAN - Gündemin 18, 19 ve 69 uncu sıralarındaki sorulara yanıt vermek üzere, Devlet Bakanı Sayın Mehmet Keçeciler; buyurun.

DEVLET BAKANI MEHMET KEÇECİLER (Konya) - Sayın Başkan, değerli üyeler; Adıyaman Milletvekili Sayın Mahmut Göksu'nun Adıyaman'da yürüttüğümüz projeler hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına tarafımdan cevaplandırılmak üzere verdiği sözlü soru önergesi üzerine huzurlarınızı işgal ediyorum; bu vesileyle, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Bakanlığımıza bağlı Gümrük Müsteşarlığının Adıyaman İline yönelik herhangi bir yatırım projesi bulunmamaktadır. Zira, Adıyaman'da gümrüklerle ilgili herhangi bir birimimiz yoktur.

Bilgilerinize arz eder, saygılar sunarım.

Sayın Mahmut Göksu'nun Habur Sınır Kapısına ilişkin olarak sorduğu suale cevap arz ediyorum. Habur Sınır Kapısından 1996, 1997, 1998, 1999 ve 2000 yılı kasım ayı itibariyle giriş ve çıkış yapan araç sayıları şöyledir: 1996'da, kamyon 228 462, TIR 31 763, otomobil 11 291; 1997 yılında, kamyon 335 181, TIR 81 740, otomobil 30 363; 1998 yılında, kamyon 252 815, TIR 82 571, otomobil 39 279; 1999 yılında, kamyon 229 160, TIR 87 377, otomobil 41 506; 2000 yılında, kamyon 230 732, TIR 89 505, otomobil 50 581. Görüldüğü gibi, beş yıl içerisinde, toplam 1 276 350 kamyon, 372 986 TIR ve 173 019 otomobil girişi olmuştur. Genel toplamı verirsek, beş yıl içerisinde 1 822 355 vasıta girişi olmuştur. Buna mukabil, aynı kapıdan, beş yıl içerisinde 1 821 089 vasıta çıkışı olmuştur. Görüldüğü gibi, Habur Sınır Kapısında, herhangi bir şekilde giriş çıkışlar durdurulmuş değildir, giriş çıkışlar devam etmektedir ve artarak devam etmektedir.

Sınır ticaretine ilişkin işlemler, sınır ticaretinin düzenlenmesine ilişkin 10.3.2000 tarihi ve 2000/364 sayılı gizli Bakanlar Kurulu kararı ve bu kararda değişiklik yapan muhtelif kararlar çerçevesinde yürütülmektedir. Habur Sınır Kapısı, Şırnak İli sınır ticaretine açık bulunmaktadır ve Dış Ticaret Müsteşarlığınca tespit edilen kotalar dahilinde, fiilî sınır ticareti de yapılabilmektedir.

Bu vesileyle, değerli milletvekillerimizin bilgilerine saygıyla sunarım.

Şimdi, gündemin 69 uncu sırasında Sayın Kamer Genç'in, Sayın Başbakanımıza tevcih ettiği, Gümrük Müsteşarlığı eski Müsteşarı Ramazan Uludağ'la ilgili sözlü soru önergesine cevap arz ediyorum.

Ramazan Uludağ, Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğünde Daire Başkanlığı görevinde bulunduktan sonra, uzun yıllar Gümrükler Genel Müdürlüğü ve Gümrük Müsteşarlığı görevlerini ifa etmiş, bilindiği gibi, bilahara da, Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu üyeliğine atanmıştır.

Soru önergesinde, gümrüklerde yapılan suiistimallerle ilgili olarak müfettişlerce düzenlenen bir raporun bekletildiği ifade edilmektedir. Gümrük Müsteşarlığınca, Ramazan Uludağ hakkında herhangi bir soruşturma olmadığı gibi, bekleyen herhangi bir rapor da söz konusu değildir. Başbakanlık tarafından ilgili Devlet Bakanlığına intikal eden herhangi bir soruşturma raporu olmadığı gibi, Başbakanlıkta da bu yönde bir rapor bulunmadığı Bakanlığımıza bildirilmiştir.

İki; mevcut olmayan bir raporla ilgili olarak işlem yapılamayacağı da açıktır.

Üç; Gümrük eski Müsteşarı Ramazan Uludağ'ın, Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu üyeliğine atanmasına engel bir husus söz konusu olmadığından, bu atama gerçekleştirilmiştir.

Bilindiği gibi, Yüksek Denetleme Kurulu üyeliğine atanabilmek için en az 3 yıl müsteşarlık, müsteşar yardımcılığı, genel müdürlük görevinde bulunmak gerekir. Bu arkadaşımız 4 yıl  genel müdürlük, 3 yıl da müsteşarlık yaptığı için bu şartları ihtiva etmektedir.

Kaldı ki, bürokraside üst düzey görevlerde bulunan personelle ilgili, bu tür iddialar her zaman gündeme getirilmektedir; ancak, bu konuda, atamanın yapıldığı tarih itibariyle, yargı kararıyla kesinleşen herhangi bir hüküm bulunmamaktadır.

Bilgilerinize saygıyla arz ederim. (ANAP ve DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Çok teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

KAMER GENÇ (Tunceli) - Sayın Başkan, Sayın Bakan kaçıncı soruya cevap verdi?

BAŞKAN - 69 numaralı, zatıâlinizin tevcih ettiği bir soruydu.

KAMER GENÇ (Tunceli) - Gümrük eski Müsteşarının Başbakanlık Yüksek Denetleme Kuruluna atanmasıyla ilgili, değil mi efendim?

BAŞKAN - Aynı konuda başka bir sorunuz yoksa, o.

KAMER GENÇ (Tunceli) - Sayın Başkan, biraz geç geldim, kusura bakmayın. Müsaade ederseniz, bu konuda bir iki şey söyleyeyim.

AYDIN TÜMEN (Ankara) - Daha yeni geldi, ne söyleyecek ki!

TURHAN GÜVEN (İçel) - Efendim, bir gerçeğin ortaya çıkmasının yenisi eskisi mi olur; yani, hakkında soruşturma olan bir kişiyi Yüksek Denetleme Kuruluna tayin etmek doğru mu?

BAŞKAN - Efendim, soru o idi...

KAMER GENÇ (Tunceli) - Hükümete yakışan da o zaten!.. Aslında, onunla ilgili Sayın Başbakan da...

TURHAN GÜVEN (İçel) - Nasıl imza atıyor Sayın Bakan?

BAŞKAN - Sayın Genç'in sorusu o idi ve o şekilde de Sayın Bakan anlayarak soruya yanıt verdi.

KAMER GENÇ (Tunceli) - Efendim, müsaade ederseniz, mikrofonumu açarsanız...

BAŞKAN - Siz açacaksınız, ben sonra izin vereceğim.

KAMER GENÇ (Tunceli) - Peki efendim.

BAŞKAN - Buyurunuz, yerinizden kısa bir açıklama yapabilirsiniz.

KAMER GENÇ (Tunceli) - Sayın Başkan, Sayın Bakan biraz önce soruya cevap verdi de... Ben de, daha önceden... Aslında, birleşimin başında, bu konuda Bakanın gelip Genel Kurula bilgi vermesi lazım; İçtüzük öyle. Tabiî, Sayın Bakan İçtüzüğün gereğini yerine getirmediği için, tam sorulara geçtikten sonra cevap verince... Tabiî, ben de bu sırada... Yani, benim soruma cevap vereceği konusunda bir bilgim yoktu.

Şimdi, o zamanki Müsteşar hakkında Başbakanlıkta bir rapor var; Sayın Bakan bunu inkâr ediyor...

TURHAN GÜVEN (İçel) - Terfi edemez diye rapor var.

KAMER GENÇ (Tunceli) - Terfi edemez, hakkında birtakım soruşturma önergeleri var. Buna rağmen, kendisi Müsteşarlıktan alınıyor ve Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu üyeliğine atanıyor. Peki, bu nitelikteki bir kişi, nasıl gidecek de... Hakkında suiistimalden dolayı bir sürü soruşturma olan bir Müsteşar, oradan alınıyor, yine bir denetim elemanlığı görevine veriliyor; yani verilmemesi lazım. Ama, maalesef bu hükümetin bir tutumu var, her şeyi milletvekillerinden gizliyorlar, milletvekillerine bilgi vermiyorlar; ama, şunu bilsinler ki, ömürleri çok az kaldı, buradaki tutanaklar geleceğe ışık tutuyor, eğer, biz o raporu bulduğumuz anda... Çünkü, böyle bir rapor olduğuna dair bize oradan gelen sağlam bilgi var. Onun için, o zaman kendileri çok mahcup olacaklar.

Bir cümle daha söyleyeyim; 21 Şubatta Merkez Bankasını gece açıp da 5 milyar 200 milyon doları götüren kişilerin isimlerini bir türlü vermiyorlar bize! Mahkeme dosyalarında var; ama, şimdi, geçen gün, Bakan Recep Önal Bey dedi ki...

BAŞKAN - Sayın Genç, ayrı bir konu olduğunu siz de biliyorsunuz.

KAMER GENÇ (Tunceli) - Hayır, hayır... Anladım da.. Hükümetin...

BAŞKAN - Yerinizden, konuya ilişkin kısa bir açıklama imkânı tanıdım.

KAMER GENÇ (Tunceli) -  Tabii.. Tabii..

Ama, şimdi, şöyle: Gerçeği inkâr ederek, milletvekillerine doğru bilgi vermeyerek, milletvekillerinin denetim görevini yerine getirmeye engel olmak, gerçekten, normal bir sorumluluk duygusu içerisinde olması gereken... Bırakınız hükümeti, normal bir kamu personelinin de bu yola girmemesi lazım. Bu itibarla, maalesef, olanlar inkâr ediliyor; ama, bunun hesabı verilecek.

Teşekkür ediyorum efendim.

Sağ olun.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.

Sayın Genç, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili sıfatınızla çok iyi bilirsiniz ki, İçtüzüğü Sayın Bakan uygulamıyor. Onun için, İçtüzüğe aykırı  davrandığı şeklindeki yorumunuza katılamam. Sayın Bakan burada, Meclis Başkanlığına dilekçe verdi, ondan önceki diğer sayın bakanlara uyguladığımız gibi, birden fazla soruya aynı anda cevap verme yöntemini...

KAMER GENÇ (Tunceli) - Hayır, hayır... Sayın Bakan uymadı efendim.

BAŞKAN - Efendim, ben sizi dinledim. Beni dinleyebilirseniz...

Aynı haktan Sayın Bakan Keçeciler de istifade ettiler; 18 inci ve 19 uncu soruyla birlikte zatıâlinizin tevcih ettiği 69 uncu soruya da yanıt verdiler. Siz kendiniz de başta "Sayın Bakan yanıt verirken burada bulunamadım" dediniz. Şimdi...

KAMER GENÇ (Tunceli) - Ama, Genel Kurulu yukarıda, yerimde izliyorum ben.

BAŞKAN - Efendim, Sayın Bakan, Yüce Meclisin kürsüsünde sorunuza ilişkin resmî bir açıklama yapmıştır. Artık, onun hakkındaki yorumunuz size aittir.

Teşekkür ediyorum.

KAMER GENÇ (Tunceli) - Sayın Başkan, İçtüzüğün o maddesinde deniliyor ki, eğer, Bakan birkaç tane soruya cevap verecekse, daha birleşimin başında, bunu oturumu yöneten başkana bir dilekçeyle iletir, Başkan da bunu Genel Kurula açıklar.

BAŞKAN - Sayın Başkan, İçtüzüğün hiçbir maddesinde, soru yönelten soru sahibi milletvekiline önceden bir tebligat yapılır diye bir hüküm yok.

KAMER GENÇ (Tunceli) - Sayın Başkan, ilgili maddeyi okursanız...

BAŞKAN - Milletvekillerinin görevi, bir saatlik süre içerisinde sıranın kendisine gelebileceğini düşünerek burada hazır olmak. Bunu gayet iyi biliyorsunuz Sayın Genç.

KAMER GENÇ (Tunceli) - Sayın Başkan, ben soru önergelerinin sırasına bakıyorum.

BAŞKAN - Peki.

Teşekkür ederim.

24.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen projelere ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1056)

BAŞKAN - Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

Sayın Genç, bakın, somut örnek, şimdi, bir kez daha ortada. Deminden bu yana, belki onuncu kez "Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu" ifadesini kullanıyorum, arkadaşımız buradaydı; şimdi yok.

Birbirimizi bir parça anlayışla karşılayacağız.

MAHMUT GÖKSU (Adıyaman) - Sayın Başkanım, geldim; çağırdınız, hemen icabet ettim.

BAŞKAN - Hoşgeldiniz.

25.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman ve bazı ilçelerindeki sanayi sitelerine yönelik çalışmalara ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1057)

BAŞKAN - Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

26.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'ın öğretmen sorununa ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1058)

BAŞKAN - Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

27.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'ın eğitim sorunlarına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1059)

BAŞKAN - Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

28.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen projelere ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1060)

BAŞKAN - Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

29.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen projelere ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1061)

BAŞKAN - Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

30.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da hayvancılığın geliştirilmesine yönelik projelere ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1062)

BAŞKAN - Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

31.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da tarımın geliştirilmesine yönelik projelere ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1063)

BAŞKAN - Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

32.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman ve çevresinde bulunan tarihî eserlere ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1064)

BAŞKAN - Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

33.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen projelere ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1065)

BAŞKAN - Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

34.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen projelere ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1066)

BAŞKAN - Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

35.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Mahallî İdareler Reformu Yasa Tasarısına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1067)

BAŞKAN - Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

36.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da boşaltılan köy olup olmadığına ilişkin İçişleri Bakanından  sözlü soru önergesi (6/1068)

 BAŞKAN - Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

37.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'a bağlı köylerde yürütülen bazı projelere ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1069)

BAŞKAN - Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.     

38.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen projelere ilişkin Kültür Bakanından sözlü soru önergesi (6/1070)

BAŞKAN - Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.     

MAHMUT GÖKSU (Adıyaman) - Biz buradayız; ama, bakanlar yok Sayın Başkan. 

39.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen projelere ilişkin  Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/1071)

BAŞKAN - Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir. 

40.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Atatürk Barajının korunmasına yönelik projelere ilişkin Çevre Bakanından sözlü soru önergesi (6/1072)

BAŞKAN - Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.     

41.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen projelere ilişkin  Adalet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1073)

BAŞKAN - Sayın Bakan?.. Burada.

Soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Adalet Bakanı Sayın Hikmet Sami Türk tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için gereğini arz ederim.

      Mahmut Göksu

               Adıyaman

1- Bakanlık olarak Adıyaman'da yürüttüğünüz projeler nelerdir?

2- 2000 yılı rakamlarıyla mevcut projelerin toplam bedeli ne kadardır?

3- 2000 yılı itibariyle projelerde gerçekleşen yatırım miktarı ne olmuştur?

4- Projelerin bir an önce gerçekleşmesi için 2001 yılında ayrılan ödenek miktarı ne kadardır?

BAŞKAN - Sorulara yanıt vermek üzere, Adalet Bakanı Sayın Hikmet Sami Türk; buyurun.

ADALET BAKANI HİKMET SAMİ TÜRK (Trabzon) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen projelere ilişkin (6/1073) esas numaralı soru önergesine cevap vermek üzere huzurunuza gelmiş bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Adıyaman Cezaevinin bakım ve onarımı için 700 yapı tesis büyük onarım harcama kaleminden 25 203 490 400 Türk Lirası ödenek ayrılmış ve 2000 yılı içinde harcanmıştır. 2001 yılı için, 700 yapı tesis büyük onarım harcama kaleminden 30 milyar Türk Lirası ödenek ayrılmakla birlikte, onarım işinin ihalesi 24.12.2001 tarihinde yapıldığından, bu amaçla ayrılan ödenek harcanamamıştır. 2002 yılında ayrılan ödenek miktarı ise 100 milyar Türk Lirasıdır.

Öte yandan, Adıyaman E Tipi Cezaevinin oda sistemine dönüştürülmesine yönelik ihale 15.2.2000 tarihinde yapılmış olup, toplam ihale bedeli, 2001 yılı birim fiyatlarıyla 281 587 988 538 Türk Lirasıdır. Söz konusu inşaatın 31.12.2001 tarihinde geçici kabulü yapılmış ve Bakanlığımız İş Yurtları Kurumu bütçesinden 334 499 849 486 Türk Lirası ödenek gönderilmiştir. Kesin kabulü henüz yapılmadığı için, Adıyaman E Tipi Cezaevinin oda tipine dönüştürülmesinin maliyeti belli değildir.

Bilgilerinize, saygıyla arz ederim.

MAHMUT GÖKSU (Adıyaman) - Sayın Başkan, Sayın Bakana bir şey sorabilir miyim?

2001 yılında harcanmayan 30 milyar liralık tahsisat 2002 yılında harcanacak mı; yani, ikisi birlikte 130 milyar lira olarak mı harcanacak?

ADALET BAKANI HİKMET SAMİ TÜRK (Trabzon) - Hayır... 2002 yılı için ayrılan ödenek miktarı 100 milyar Türk Lirasıdır.

MAHMUT GÖKSU (Adıyaman) - 2001 yılında harcanmamış ama...

ADALET BAKANI HİKMET SAMİ TÜRK (Trabzon) - Hayır; o, harcanmayacak; onun yerine, 2002 yılında 100 milyar Türk Lirası ödenek gönderilmiştir.

BAŞKAN - Çok teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

42.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, 2000-2001 malî yılı bütçelerinden Adıyaman'daki bazı projeler için ayrılan ödeneklere ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi (6/1076)

BAŞKAN - Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

43.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen projelere ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/1077) ve Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler’in cevabı

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Burada.

Soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Sayın Cumhur Ersümer tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için gereğini arz ederim.

      Mahmut Göksu

               Adıyaman

1- Bakanlık olarak Adıyaman'da yürüttüğünüz projeler nelerdir?

2- 2000 yılı rakamlarıyla mevcut projelerin toplam bedeli ne kadardır?

3- 2000 yılı itibariyle projelerde gerçekleşen yatırım miktarı ne olmuştur?

4- Projelerin bir an önce tamamlanabilmesi için 2001 yılında ayrılan ödenek miktarı ne kadardır?

BAŞKAN - Sözlü soruya yanıt vermek üzere, Devlet Bakanı Sayın Mehmet Keçeciler; buyurun.

DEVLET BAKANI MEHMET KEÇECİLER (Konya) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Adıyaman Milletvekili Sayın Mahmut Göksu'nun, Adıyaman İlinde Enerji Bakanlığımız tarafından yürütülen projelerle ilgili sorduğu sorulara hükümetimizin cevaplarını arz ediyorum.

Adıyaman İlinde elektrik sektöründe çeşitli proje çalışmaları sürdürülmektedir. Yap-işlet-devret modeli kapsamında Adıyaman Gölbaşı Linyit Santralı (125 megavat) Projesi, Adıyaman Gölbaşı Termik Santral AŞ'nin projeden vazgeçtiğini bildirmesi üzerine, Enerji Bakanlığımız tarafından iptal edilmiştir; ancak, anılan şirket, söz konusu projeyi otoprodüktör statüsünde gerçekleştirmek istediğini Enerji Bakanlığımıza bildirmiştir. Bu proje, kamu yatırımı olmadığı için ödenekli bir proje değildir.

İletim Anonim Şirketi Genel Müdürlüğü 2001 yılı yatırım programı ile 2002 yılı yatırım programı tasarısında 20.D.03.0270 proje numarasıyla Adıyaman TM'de Şalt işi ihale aşamasında olup, 2001 yılında 240 milyar TL ve 2002 yılı tasarısında ise 250 milyar TL yatırım ödeneği bulunmaktadır.

Adıyaman Elektrik Dağıtım Müdürlüğünce yürütülen ve TEDAŞ Genel Müdürlüğü 2000 yılı yatırım programı kırsal dağıtım tesisleri grubunda yer alan Adıçim TM-Tileyli KÖK Enerji Nakil Hattı Projesi bitirilmiş, 2001 yılı yatırım programında Kâhta TM-Damlacık Enerji Nakil Hattı Projesine yer verilmiştir. Şehir şebekeleri grubunda 150 milyar TL ödenekli Besni Projesi ve toplam 500 milyar TL ödenekli Küçük Ek Tesisler ile Diğer Belediyeler Projeleri yer almaktadır. Köy şebekeleri grubunda toplam 29 adet köy elektrik şebekesi projesi bulunmaktadır.

Köy şebekeleri grubundaki projelerden 43 milyar TL yatırım ödeneği bulunan Küçük Ek Tesisler Projesi hariç, diğer projeler ile kırsal dağıtım tesisleri grubunda yer alan Kâhta TM-Damlacık Enerji Nakil Hattı Projesi, Başbakanlığın 2001/19 sayılı tasarruf tedbirleri genelgesi doğrultusunda tasarruf kapsamına alınan projeler arasında yer almaktadır.

Adıyaman Elektrik Dağıtım Müdürlüğünce yürütülen ve TEDAŞ Genel Müdürlüğü 2001 yılı yatırım programında yer alan projelerin 2001 yılı rakamlarıyla; Kâhta TM-Damlacık Enerji Nakil Hattı Projesinin proje tutarı 50 milyar TL, Besni Projesinin proje tutarı 1 trilyon 711 milyar TL ve 29 adet köy şebekesi projesinin proje tutarı 315 milyar TL olmak üzere, toplam 2 trilyon 76 milyar liradır.

Adıyaman Elektrik Dağıtım Müdürlüğünce yürütülen, TEDAŞ Genel Müdürlüğü 2001 yılı yatırım programında yer alan projelerin 2001 yılı toplam yatırım ödeneği 1 trilyon 15 milyar lira olup, eylül ayı sonu itibariyle yapılan harcama, geçici değerlerle 648 milyar liradır.

2002 yılı yatırım programıyla ilgili olarak da, sayın milletvekiline gereken bilgi yazılı olarak arz edilecektir.

Petrol ve gaz sektöründeki projelerin durumlarını özetleyecek olursak; Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı Genel Müdürlüğü, 2001 yılında, Adıyaman İlimizde, sondaj öncesi arama, sondaj, kuyu tamamlama hizmetleri, mevcut TPAO sahalarının geliştirilmesi, makine-teçhizat projeleri kapsamında faaliyetler sürdürülmüştür. Sondaj öncesi arama faaliyetleri kapsamında, eylül sonu itibariyle, Adıyaman İlinde, 2,63 ekip/ay jeolojik saha çalışması ve 1 947 metre sondaj gerçekleştirilmiştir.

2001 yılında mevcut projelerin toplam bedeli, 7 trilyon 468 milyar lira olarak planlanmıştır. 2001 yılı eylül sonu itibariyle, 2 trilyon 745 milyar lira harcama gerçekleştirilmiştir.

BOTAŞ Genel Müdürlüğü tarafından kredili olarak ihale edilen ve 1.2.2001 tarihinde teklifleri alınan Güney Doğalgaz İletim Hattı Projesine ilişkin teknik ve malî alt komisyonlar tarafından değerlendirmeler tamamlanmış olup, sözleşme imzalanma aşamasına gelmiştir.

Güney doğalgaz iletim hattının yapımıyla ilgili olarak, sözleşme imzalanacak firmaların sunduğu kredi tekliflerinin Hazine Müsteşarlığınca sonuçlandırılıp, kredi anlaşmalarının imzalanması sonrasında inşaat çalışmalarına başlanabilecektir. Projenin, kredi anlaşmasının imzalanmasından sonra 24 ayda tamamlanması planlanmaktadır.

Yörede, DSİ Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen projelerin durumu ise şu şekildedir: Büyük su projeleri kapsamında yürütülen, Avrupa Konseyi Sosyal Kalkınma Fonunca da finanse edilen GAP (Adıyaman-Çamgazi) Projesi kapsamında, Doyran ve Kuzgun Dereleri üzerinde inşa edilen Çamgazi Barajından 4 234 hektarı cazibeyle, 2 932 hektarı da pompajla olmak üzere toplam 7 430 hektarlık alanın sulanması hedef alınmış olup, projenin su kaynağı olan Çamgazi Barajı tamamlanmıştır. Çamgazi sulaması ve derivasyon tesisleri işine de 12.2.1996 tarihinde başlanılmış ve yüzde 68 fizikî gerçekleşme sağlanmıştır. Söz konusu işte Çakal derivasyon kanalı ve regülatör inşaatı bitirilmiştir. Kırkgöz derivasyon kanalı ve regülatör inşaatları tamamlanmak üzeredir. Tamamlanmış kısımlardaki 1 400 hektarda deneme işletmesi yapılmaktadır.

Projenin 2001 yılı fiyatlarıyla proje tutarı 92 trilyon 787 milyar lira, 2000 yılı sonu itibariyle harcaması ise 61 trilyon 86 milyar liradır. 2001 yılı için 15 trilyon lira ödenek talep edilmiş, ancak, 2,5 trilyon lira ödenek ayrılabilmiştir. Projeye 2002 yılı için 22 trilyon lira ödenek ihtiyacı tespit edilmiştir.

Güneydoğu Anadolu Projesi kapsamındaki 13 büyük proje içinde yeri olan Adıyaman Kâhta Projesi ile Adıyaman İl sınırları içerisinde Atatürk Barajı Gölünden faydalanarak 21 263 hektarlık sahanın sulanması amaçlanmakta olup, söz konusu projenin master plan aşamasındaki etüt çalışmaları tamamlanmıştır.

Projenin 8 337 hektarlık alanının sulanmasını sağlayacak olan GAP;   Adıyaman-Kâhta, Samsat Pompaj Sulaması Projesi olarak DSİ Genel Müdürlüğü yatırım programında yer almakta olup, 2 806 hektarlık Samsat pompaj sulaması birinci kısım inşaatı 17.12.1997 tarihinde ihale edilmiş, 23.3.1999 tarihinde işe başlanılmıştır. Bugüne kadar 1 485 metrelik ulaşım yolu yapılmış olup, pompa binası beton çalışmaları tamamlanmıştır. 5 729 hektarlık Samsat pompaj sulaması ikinci kısım inşaatının da yüzde 100 kredili olarak gerçekleştirilmesi programlanmıştır.

Projenin 2001 yılı fiyatlarıyla proje tutarı 58,5 trilyon lira, 2000 yılı sonu itibariyle harcaması 1 trilyon 22 milyar liradır. 2001 yılı için 14 trilyon lira ödenek tefrik edilmiştir. Küçük su projeleri kapsamında DSİ Genel Müdürlüğünün 2001 yılı yatırım programında Adıyaman İliyle ilgili olarak cari yıl fiyatlarıyla 1 trilyon 112 milyar lira keşif bedelli 5 adet taşkın koruma, 256 milyar lira keşif bedelli 2 adet taşkın ve rusubat kontrolü, 985 milyar lira keşif bedelli 2 adet yerüstü sulaması ile 550 milyar lira keşif bedelli 1 adet gölet inşaatı olmak üzere toplam 2 trilyon 903 milyar lira keşif bedelli 13 adet iş yer almaktadır. Bu projelere 2000 yılı sonu itibariyle cari yıl fiyatlarıyla toplam 270 milyar lira harcanmıştır.

2001 yılında DSİ Genel Müdürlüğünce ülke genelinde küçük su işleri faaliyetleri kapsamında yürütülen işler için 410 trilyon lira ödenek talep edilmiş; ancak, talebin yüzde 14'ü karşılanabilmiştir.

BAŞKAN - Sayın Bakan, özür diliyorum, daha sürecek mi?..

DEVLET BAKANI MEHMET KEÇECİLER (Devamla) - Bitiriyorum.

Bu ödenek çerçevesinde Adıyaman İlinde yer alan küçük su işi projelerine 435 milyar lira ödenek ayrılabilmiştir.

Görüldüğü gibi, Adıyaman İlinde Enerji Bakanlığımızın pek çok yatırımı bulunmaktadır; bu vesileyle, Yüce Heyetinize saygılar sunuyorum. (ANAP ve DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Çok teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

Efendim, sözlü sorular için ayrılmış bulunan 1 saatlik süre dolmuş bulunmaktadır.

Sayın milletvekilleri, gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmına geçiyoruz.

Önce, yarım kalan işlerden başlayacağız.

VI. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER

1.– İzmir Milletvekili Rıfat Serdaroğlu'nun; İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı'nın; Amasya Milletvekili Ahmet İyimaya'nın; Ankara Milletvekili Yıldırım Akbulut'un; Şırnak Milletvekili Mehmet Salih Yıldırım'ın; Gaziantep Milletvekili Ali Ilıksoy, Konya Milletvekili Ömer İzgi ve Ankara Milletvekili Nejat Arseven'in; İstanbul Milletvekili Ziya Aktaş ve 42 Arkadaşının;  Zonguldak Milletvekili Hasan Gemici'nin ve İzmir Milletvekili Işılay Saygın'ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifleri ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/94, 2/232, 2/286, 2/307, 2/310, 2/311, 2/325, 2/442, 2/449) (S. Sayısı : 527)

BAŞKAN - Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Tekliflerinin görüşülmeyen maddeleriyle ilgili komisyon raporu Başkanlığa verilmediğinden, teklifin görüşmelerini erteliyoruz.

Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri ve Personeli Eğitim Merkezleri Kanunu Tasarısının müzakeresine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

2.– Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri  Personeli Eğitim Merkezleri Kanunu Tasarısı ve Adalet ve Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/744) (S. Sayısı : 786)

BAŞKAN - Komisyon?.. Yok.

Ertelenmiştir.

İstihdamın Teşviki Amacıyla Ücret Dışı Yüklerden Bazılarının Ödenmesinin Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısı ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ve Plan ve Bütçe Komisyonları raporlarının müzakerelerine kaldığımız yerden devam ediyoruz.

3.– İstihdamın Teşviki Amacıyla Ücret Dışı Yüklerden Bazılarının Ödenmesinin Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısı ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ve Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/950) (S. Sayısı : 826) (1)

BAŞKAN - Komisyon?.. Hazır.

Hükümet?.. Hazır.

SACİT GÜNBEY (Diyarbakır) - Karar yetersayısının aranılmasını istiyorum.

BAŞKAN - Ben, karar yetersayısı talebinizi duymazlıktan falan hiç gelmem. Ne zaman böyle bir talep olduysa, hep hukukun emrettiği şekilde davrandım; ama, sizden de bir istirhamım var -bugün, bir grup başkanvekiline "parlamento geleneği" demiştim- lütfen, bundan böyle, bu talebi Başkanlığa yöneltecek arkadaşımdan, hiç değilse, ayağa kalkarak, eliyle işaret usulünü terk ederek, bu talebini dile getirmesini, parlamento gelenekleri adına istirham ediyorum.

3 üncü madde üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştı. Şimdi, 3 üncü maddeyi oylarınıza sunacağım; arkadaşlarımın karar yetersayısı talebi vardır, karar yetersayısını arayacağım.

3 üncü maddeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Karar yetersayısı yok arkadaşlarım; onun için, sayın grup başkanvekilleri, bana, müştereken bir süre önerebilirse, ona riayet etmek isterim.

AYDIN TÜMEN (Ankara) - 10 dakika yeter Sayın Başkan.

İSMAİL KÖSE (Erzurum) - 10 dakika...

İBRAHİM YAŞAR DEDELEK (Eskişehir) - 10 dakika yeterli.

BAŞKAN - Hayhay... Peki...

YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - 15 dakika...

NECMİ HOŞVER (Bolu) - 5 dakika Sayın Başkan.

NİHAT GÖKBULUT (Kırıkkale) - 10 dakika...

BAŞKAN - Efendim, siz "10 dakika" buyurdunuz, sayın başkan "15 dakika" dedi, Bolu diyarından da -Sayın Hoşver'den- bir "5 dakika" sesi çıktı. Ben, grup başkanvekillerine sormuştum.

NECMİ HOŞVER (Bolu) - Ben de o yerde oturduğum için...

BAŞKAN - 17.45'te toplanmak üzere, birleşime ara veriyorum.

Kapanma Saati : 17.30

ÜÇÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati : 17.46

BAŞKAN : Başkanvekili Yüksel YALOVA

KÂTİP ÜYELER : Lütfi YALMAN (Konya), Melda BAYER (Ankara)

BAŞKAN - Türkiye Büyük Millet Meclisinin 76 ncı Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.

826 sıra sayılı tasarının 3 üncü maddesinin oylamasında karar yetersayısı bulunamamıştı.

VI. –KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

3. – İstihdamın Teşviki Amacıyla Ücret Dışı Yüklerden Bazılarının Ödenmesinin Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısı ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ve Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/950) (S. Sayısı : 826) (Devam)

BAŞKAN - 3 üncü maddeyi tekrar oylayıp karar yetersayısını arayacağım.

3 üncü maddeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir; karar yetersayısı vardır.

4 üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 4. - 02/09/1971 tarihli ve 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

"GEÇİCİ MADDE 17.- Bu Kanunun 50 nci maddesine göre belirlenmesi gereken, 01/04/2002 ile 31/03/2003 tarihleri arasında sigortalıların ödeyecekleri primler ve bağlanacak aylıkların hesabına esas gelir basamaklarını ve buna ilişkin usul ve esasları belirlemeye Bakanlar Kurulu yetkilidir."

BAŞKAN - 4 üncü madde üzerinde Saadet Partisi Grubu adına Diyarbakır Milletvekili Sacit Günbey söz istemişlerdir.

Buyurun Sayın Günbey. (SP sıralarından alkışlar)

Süreniz 5 dakika.

SP GRUBU ADINA SACİT GÜNBEY (Diyarbakır) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; 826 sıra sayılı istihdamın teşviki amacıyla hazırlanan kanun tasarısının 4 üncü maddesi üzerinde Saadet Partisi Grubu adına, görüşlerimi sizlerle paylaşmak üzere, söz almış bulunmaktayım; bu vesileyle, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Saygıdeğer milletvekilleri, tasarının bu maddesiyle 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununa geçici madde eklenerek "1 Nisan 2002 ile 31 Mart 2003 tarihleri arasında sigortalıların ödeyecekleri primler ve bağlanacak aylıkların hesaplarına esas gelir basamaklarını ve buna ilişkin usul ve esasları belirlemeye Bakanlar Kurulu yetkilidir" denilmektedir.

 Bu madde, açıkça Anayasaya aykırı gözükmektedir; çünkü, bu madde, kapsamı ve uygulanacak esasları itibariyle tam açık değildir; âdeta bir yetki kanunu gibi Bakanlar Kuruluna yetki vermektedir.

Ayrıca, çalışanların lehine mi aleyhine mi kararlar alınacağı konusunda veya çalışanların durumlarını düzeltme yönünde mi kötüleştirme yönünde mi kararlar alınacağı konusunda bir ifadeye rastlanmamaktadır.

Muhterem milletvekilleri, 57 nci hükümet, maalesef, Parlamentoya getirdiği bütün kanun tasarılarında aynı usulü izlemektedir. Parlamentoya, kanun tasarıları hazırlıksız olarak getirilmekte ve bu kanun tasarıları, burada yapılan tenkitler, ikazlar dikkate alınmadan Parlamentodan geçirilmekte ve bunların çok önemli bir kısmı vetoyla karşılaşmakta veya Anayasa Mahkemesinden geri dönmektedir. Bazılarında da kanunlaştıktan sonra ortaya birtakım komplikasyonlar çıkmakta ve bu komplikasyonları gidermek için, yeniden Parlamentonun önüne getirilerek, tashih edilmektedir.

Muhterem arkadaşlar, 57 nci hükümet, maalesef, istihdamı artırma konusunda birtakım tedbirleri bugün Parlamentonun önüne getirmiştir; ama, Türkiye, 57 nci hükümet döneminde hakikaten perişan edilmiştir. Her hafta sonu, eminim ki, milletvekili arkadaşlarımızın önemli bir kısmı veya tamamı seçim bölgelerine gitmektedirler. Seçim bölgelerimize gittiğimizde, halkın feryat ve figanını duymamamız mümkün değildir.

Bu hükümet döneminde ülkemizdeki işsiz sayısı 15 000 000'a ulaştırılmıştır. Bugün, çalışabilir nüfusun yarısı, maalesef, işsizdir. Özellikle son bir yıl içerisinde, daha önce aşı olan, işi olan 1,5 milyon insan işini kaybetmek zorunda kalmıştır. 150 000-200 000 civarında esnaf kepenklerini kapatmış, onbinlerce fabrika ve atölye, yine, kepenklerini kapatmak zorunda kalmıştır.

Çalışan fabrikalarda ve işyerlerinde, maalesef, kapasite kullanım oranı yüzde 30'lara kadar düşmüştür. Buna rağmen, Türkiye'de, 1992 yılı bütçesinde, yatırımlara ayrılan pay, maalesef, son yılların en düşük seviyesine indirilmiş ve yatırımlara yüzde 4 civarında pay ayrılmıştır. Bu yüzde 4'lük payla değil yatırımları yapmak, bir şantiyeyi kurmak bile maalesef mümkün değildir. Özellikle, toplumun sağlığını ilgilendiren meselelerde Sağlık Bakanlığının bütçesinin de yüzde 2'lere kadar indirildiğini burada ifade etmek istiyorum.

Muhterem arkadaşlar, bununla da yetinilmiyor, 57 nci hükümet döneminde ülkemizin bir yıllık gayri safî millî hâsılası 200 milyar dolardan 148 milyar dolara kadar indirilmiştir ve gayri safî millî hâsıla dikkate alındığında, bu hükümet döneminde, özellikle son iki yıl içerisinde, Türkiye, yüzde 25'ten fazla küçülmüştür. Yine, fert başına düşen millî geliri dikkate aldığımızda göreceğiz ki, Türkiye'de fert başına düşen millî gelir, bu hükümet döneminde ve özellikle son iki yıl içerisinde 3 200 dolardan 2 000 dolara kadar çekilmiştir. Bu kriter dikkate alındığında, Türkiye, son iki yıl içerisinde yüzde 30'dan fazla küçülmüştür, büyüme hızını kaybetmiştir. Yıllık büyüme hızı dikkate alındığında, 1999 yılı içerisinde Türkiye 6,4 küçülmüş; yani, büyüme hızı eksi 6,4 olmuş ve 2001 yılı içerisinde Türkiye'nin büyüme hızı, yine, maalesef...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Bitirirseniz sevinirim.

SACİT GÜNBEY (Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkan.

Sayın milletvekilleri, bu olumsuzlukları, rakamsal olumsuzlukları burada sıralamak veya peş peşe dizmek mümkündür; fakat, şunu söylemek istiyorum: Bu hükümet hakikaten başarısızdır, beceriksizdir; değil yurtdışından bir Derviş getirmek, otuz Derviş getirilse dahi bu hükümetin ortaya koyduğu perişan tabloyu düzeltmek mümkün değildir. Bu hükümetin bir an önce istifa etmesi gerekiyor ve hükümet, başarısızlıklarını örtmek için de özellikle birtakım ajitasyonlar yapmakta ve kız çocuklarımıza yönelik birtakım baskılar uygulamaktadır. Bunların ortadan kalkması için bu hükümetin bir an önce istifa etmesi gerekiyor.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum efendim. (SP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Günbey.

Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına, Van Milletvekili Sayın Hüseyin Çelik; buyurunuz. (AK Parti sıralarından alkışlar)

HÜSEYİN ÇELİK (Van) - Sayın Başkan, içeride müthiş bir uğultu var.

BAŞKAN - Sayın Çelik, içerideki gürültüden ben sizden daha fazla rahatsız oluyorum; çünkü, duyamıyorum, hatibi takip edemiyorum, arkadaşlarımızın da bu noktada dikkatlerini istirham ediyorum.

Buyurunuz.

AK PARTİ GRUBU ADINA HÜSEYİN ÇELİK (Van)- Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan yasa tasarısı, istihdamın teşvikiyle ilgili olarak nispi de olsa bir iyileştirme getirdiği için, biz, AK Parti Grubu olarak, bu yasa tasarısını destekliyoruz.

Ancak, 57 nci hükümetin genel ekonomik politikaları gözönüne alındığı zaman, bu tasarıyla, âdeta, değirmenin dönmesi için bir kova su dökülüyor; ancak, değirmene su taşıyan kanallar tahrip ediliyor.

Değerli arkadaşlarım, bakınız, 18 Ocak 2002 tarihli IMF'ye verilen niyet mektubunda, hükümetimizin IMF'ye olan taahhütleri var. Bu "Ek Yapısal Koşullar" başlığı altındaki tekliflerin, verilen taahhütlerin 24 üncüsünde deniliyor ki "2002 Ekim ayı sonuna kadar ihtiyaç fazlası -burada- atıl işçilerin sayısı üçte 2 oranında azaltılmış olacaktır."

Şimdi, kamu sektöründe çalışan işçilerin toplamına baktığınız zaman ve sizin atıl veya ihtiyaç fazlası olarak tespit ettiğiniz bu rakam, 150 000-200 000 civarında işçiye tekabül ediyor.

Değerli arkadaşlar, bakın, ben, kendi seçim bölgem Van İlinden size bazı örnekler vereyim: Şu anda, Van'da bulunan kundura fabrikasında -ki, bu, Sümer Holdinge bağlıdır- 300 küsur işçi işini kaybetmeyle karşı karşıyadır ve şu anda oturma eylemi yapmaktadırlar.

Şimdi, sizin yaptığınız özelleştirme mantığı, daha önce, ver, kurtul şeklindeydi; şu anda, kapat, kurtul şeklindedir. Beykoz Kundura Fabrikası kapatıldı; Sarıkamış ve Tercan sırada, Van Kundura Fabrikası kapatılıyor.

Ordumuzun, Türk Silahlı Kuvvetlerinin yıllık bot ihtiyacı 3 000 000 çifttir değerli arkadaşlar. Bu 4 fabrikamızın yıllık bot üretme kapasitesi 600 000'dir. Bu fabrikalar, Rus işgalinden sonra falan kalmış fabrikalar değil, bizim insanımızın, bizim ülkemizin kaynaklarıyla yapılmış fabrikalardır; ancak, bunlar, maalesef, ölüme terk ediliyor ve kapatılmayla karşı karşıya geliyor değerli arkadaşlarım.

Bakınız, başta, Van Ticaret Borsası, Van Sanayi ve Ticaret Odası, Esnaf ve Sanatkâr Odaları Birliği Başkanlığı olmak üzere, bütün sivil toplum örgütlerinin imzaladığı bir bildiri var, bir metin var elimde, âdeta feryat ediyorlar ve diyorlar ki: "İlimize katmadeğer sağlayan bu müesseseleri nasıl kapatıyorsunuz?!"

Yine, Van'da Beşinci Bölge Müdürlüğüne bağlı olarak çalışan bir Telekom Müdürlüğü var, orada çalışan 400 işçinin rotasyon kapsamında başka illere gönderilmesi söz konusudur, orası da özelleştirme kapsamındadır.

Sayın Karakoyunlu, şahsiyetine, kişiliğine, bilgisine, kültürüne inandığımız ve saygı duyduğumuz bir insandır, şahsen dostluğumuz vardır, bunu bir tarafa bırakıyorum, kendisine diyorum ki: Sayın Bakan, Van, zaten işsizliğin had safhada olduğu bir ilimizdir. Biliyorsunuz, Doğu ve Güneydoğu Bölgelerinde geçim sıkıntısı had safhadadır. Uygulanan politikalar sayesinde hayvancılık öldürülmüştür, tarım yok edilmiştir.

Biraz önce, doğrudan destekleme yardımı verildiği söylendi, bu, Dünya Bankasının verdiği bir kredidir; bu, kimsenin ihsanı, lütfu falan değildir. Genel ekonomik politikalarla, daha önce bankacılık sektöründe, değişik sektörlerde milyonlarca insan işini kaybetmişken, şimdi, bir de, bu insanın, ülkemiz insanının âdeta büyük fedaârlıklarla inşa ettiği bu fabrikaları, IMF istiyor diye kapatamayız, kapattırmamalıyız değerli arkadaşlar.

Bakınız, IMF bunları bizden talep edebilir. Biz, AK Parti olarak, IMF'yle ilişki kurulmasına karşı değiliz.  Elbette, IMF, bizim de ortak olduğumuz uluslararası bir kuruluştur; ancak, irademizi IMF'ye teslim etmenin yanlış olduğunu söylüyorum. Anayasamızda, bu ülkenin, bu devletin vasıfları sayılırken, bu devletin vasıflarının en önemlilerinden biri sosyal devlet ilkesidir. Sosyal devlet ilkesi, kesinlikle altta kalanın canı çıksın mantığıyla hareket etmenizi engeller. Bugün, maalesef, ülkemizde, gelir dağılımındaki adaletsizlik had safhadadır; bölgeler arasında kalkınma seviyesindeki adaletsizlik had safhadadır. Bütün bunlar ortada iken, Tercan'daki, Sarıkamış'taki, Van'daki fabrikaların kapatılması kesinlikle akılla, mantıkla izah edilecek bir şey değildir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Çelik, sonuçlandırırsanız sevinirim.

HÜSEYİN ÇELİK (Devamla) - Değerli milletvekilleri, bakınız, Van Yün, vilayet tarafından devralındı; o da, âdeta, can çekişiyor. Çimento fabrikamız vardı, satın alındı bir şirket tarafından, şu anda kapasitesinin neredeyse onda 1'iyle çalışıyor. Bir şeker fabrikası var Erciş'te. Bu şeker fabrikası özelleştirme kapsamında, oradaki işçilerimiz de çok büyük çapta tedirgin vaziyettedir.

Şimdi, bir yandan istihdamı artırıyoruz diye bazı iyileştirmeler getirmenizi biz destekliyoruz, bunun güzel bir şey olduğunu söylüyoruz; ama, öte taraftan, bir yeri küçük çapta abat ederken, diğer tarafı berbat etmenin sosyal politikalarla, gerçekten, sosyal devlet ilkesiyle alakası olmadığını düşünüyorum. Hükümetimizin, özellikle, işsiz, çaresiz, dargelirli insanlarla ilgili olarak çok ciddî tedbirler alması gerektiğini düşünüyoruz.

Bakın, bugün, en büyük işçi konfederasyonumuzun başkanı Sayın Meral bir basın toplantısı yaptı ve bu basın toplantısında şunu söylüyor: "Çokuluslu şirketlere geldiği zaman hazırol vaziyetine geçen hükümet, kendi vatandaşına geldiği zaman aslan kesiliyor." Yerden göğe kadar doğru söylüyor, bu sözlerine katılıyorum.

Yurt dışında ülkenin millî menfaatları söz konusu olduğu zaman âdeta susturulan; fakat, kendi halkını, kendi insanını susturan bir hükümet anlayışıyla karşı karşıyayız. Bu politikalarınızı lütfen gözden geçiriniz. Bu ülkeyi, bu ülkenin insanını daha fazla açlığa ve yoksulluğa mahkûm etmeye hiç kimsenin hakkı olmadığını düşünüyorum.

Yüce Meclisi saygılarımla selamlıyorum efendim. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Çelik.

Doğru Yol Partisi Grubu adına, Samsun Milletvekili Kemal Kabataş.

Buyurunuz Sayın Kabataş. (DYP sıralarından alkışlar)

DYP GRUBU ADINA KEMAL KABATAŞ (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 826 sıra sayılı tasarının 4 üncü maddesi üzerinde söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, 1999 yılı yazında, büyük iddialarla ortaya koyduğumuz, Türkiye Büyük Millet Meclisinin âdeta olağanüstü hal şartlarında çalışarak kabul ettiği büyük sosyal güvenlik reformunun "reform" diye tanımladığımız ana düzenlemelerinden teker teker geri adım atıyoruz. Bu düzenlemelerin yanlış olduğunu, Türkiye ihtiyaçlarıyla uyumlu olmadığını; Türkiye'deki sosyal güvenlik kurumlarını ve bu kurumlarla bağlantılı yaklaşık 8 000 000 çalışanı ve emekliyi ilgilendiren düzenlemelerin, Türkiye ihtiyaçları dışında olduğunu, ısmarlama olduğunu, basmakalıp olduğunu, uygulanamaz olduğunu bu değişikliklerle yeniden teyit ediyoruz değerli arkadaşlarım.

Bakınız, o gün, bizim itirazlarımız vardı; Türkiye'de gelecekle ilgili kararları düne rakam olarak endekslemeyin, otomatik endekslemeden vazgeçin, Türkiye'de yönetim esnekliklerini yok etmeyin diyorduk. Bugün, 1 Nisanın yaklaştığı şu günlerde, hükümet, bu vahim hatanın ne anlama geldiğini, düne bakarak, matematikçilerin, istatistikçilerin ilan ettiği rakamlarla devleti yönetmenin mümkün olmadığını yaşayarak ortaya koydu; hepimiz de, yeniden bunu teyit ediyoruz; Türkiye Büyük Millet Meclisi yeniden başa dönüyor bir şekilde.

Nedir yapılmak istenen? Bağ-Kurda prim ödemelerine esas gelir basamakları ve emekli aylıklarının ödenmesine esas gelir basamakları, her yıl, tüketici fiyat endekslerine ya da kanunda tanımlanan otomatik endekse göre artırılmak durumunda. Bu artırımı yaptığınızda, zaten zor durumda olan geniş esnaf kesimi fevkalade tepkili, fevkalade zor bir görüntü içine giriyor; çünkü, zaten üst üste yapılan yüzde 100'lük, yüzde 200'lük zamların üzerine, yüzde 70 daha zam yapmak gibi bir durum yarattığınız zaman tanıma uygun olarak, bunun ödenemez olduğunu, bunun taşınamaz olduğunu, bunun sistemi yok etmek olduğunu, artık, herkes kabul ediyor.

 Bu katı gerçeği, bu yanlış düzenlemeden doğan sonucu, hükümet de, nihayet, kabul etmek, Türkiye Büyük Millet Meclisine bu yönde bir değişiklik getirmek zorunda kaldı. Nedir getirilen değişiklik; önümüzdeki bir yıllık süre içinde, 1 Nisan tarihinden itibaren, bu otomatik artırma, enflasyona endeksleme, geriye dönük endeksleme uygulamasından vazgeçiyor, bu konudaki artışları, yine, makulü bulabilirim mantığıyla, Bakanlar Kuruluna bırakıyor. Bakanlar Kurulu, Türkiye'deki şartlara bakacak, 1 Nisan 2002'den itibaren, gelecek bir yıllık dönemde, prim tahsilatına ve emekli aylığı ödemelerine esas olacak basamaklardaki artışı, Türkiye şartlarına ve Bağ-Kurun kaynak durumuna uygun olarak, yeniden belirleyecektir. Evet, Türkiye'de bu konjonktür muhtemelen devam edecek, 2003 yılında bu düzenlemeyi yeniden yapmak zorunda kalacak hükümet; çünkü, getirilen düzenlemenin, sadece, Bağ-Kura prim geliri sağlama mantığı var, ekonomiye yansıması, esnaf kesimine, KOBİ'lere yansıması, çalışanlara ve emeklilere yansıması kesinlikle gözden kaçırılıyor, kesinlikle dikkate alınmıyor.

Bu bölgelerdeki feryat, bu geniş kitlenin, kendi nam ve hesabına çalışan kitlenin, Bağ-Kurlu geniş kitlenin sorunları otomatik tanımlarla aşılmak isteniyor; ama, aşılamayacağının, bu konuda basmakalıp düşüncelerin işe yaramayacağının en güzel örneği, Yüce Meclisin şu anda gündeminde olan bu düzenlemedir. Bu yanlıştan dönüş ve 1 Nisana yetiştirilmek üzere yapılan düzenleme, doğru ve yerinde bir düzenlemedir. Bundan geri adım atmak zorundaydı hükümet; çünkü, getirilen, büyük reform iddiasıyla ortaya konan düzenleme yanlıştı. Bu düzenleme, geçici değil, kalıcı bir düzenleme olmalıydı; zaten, olmazsa da, gelecek sene, muhtemelen, kalıcı düzenleme haline getirilecek, bunun başka çaresi yok. Hükümetin, ısmarlama formüllerle ülkeyi yönetemez olduğunu gösteren en somut kanıtlardan, örneklerden birini oluşturuyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Lütfen bitirir misiniz.

KEMAL KABATAŞ (Devamla) - Her şeye rağmen, bir yıllık bir süre için de olsa, geniş esnaf ve sanatkâr kesimine, Bağ-Kur camiasına nefes alma fırsatını yaratıyor. Hükümet, bunu, sağlıklı ve yerinde kullanırsa, bu camiadan, gerçekten teşekkür alır; ama, geçici bir süre için. İşin esasını değiştirmek zorundayız.

Teşekkür ediyor, inşallah, lehte olacak bu düzenlemenin, tüm Bağ-Kur camiasına, çalışanlarına ve emeklilerine hayırlı olmasını diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Kabataş.

Gruplar adına başka söz talebi?.. Yok.

Hükümetin söz talebi?.. Yok.

Madde üzerinde önergeler var; ama, Sayın Ömer Ertaş arkadaşım geri aldı diye bir bilgi ulaştı.

Sayın Dedelek, Sayın Ömer Ertaş tarafından verilen önergelerin geri alındığı şeklinde Başkanlığa bir bilgi ulaştı; doğru mudur?

İBRAHİM YAŞAR DEDELEK (Eskişehir) - Evet, doğrudur.

BAŞKAN - Peki efendim.

ASLAN POLAT (Erzurum) - Kendisi nerede? Sayın Başkanım, kendisi olmadan nasıl oluyor yani?! Ne demek, kendisi olması gerekir?!

MEHMET ALİ ŞAHİN (İstanbul) - Kendisi yok mu? Böyle olur mu?!

BAŞKAN - Yazılı bir belge olursa, bu, bana bu şekilde söylenirse Sayın Polat "ne demek, kendisi" diye sizin oradan bağırmanıza gerek kalmaz.

ASLAN POLAT (Erzurum) - Ama, kendisi olmayacaksa, önergeyi niye yazmış, göndermiş Sayın Başkanım?

MEHMET ALİ ŞAHİN (İstanbul) - Kendisi yazılı bir belge vermiş mi efendim?

BAŞKAN - Önergeleri, geliş sırasına göre okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 826 sıra sayılı kanun tasarısının 4 üncü maddesiyle değiştirilmek istenen geçici 17 nci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Saygılarımla.

              Ömer Ertaş

                    Mardin

"Geçici Madde 17.- Bu Kanunun 50 nci maddesine göre belirlenecek olan, 01.04.2002 ile 31.03.2003 tarihleri arasında sigortalıların ödeyecekleri primler ve bağlanacak aylıkların hesabına esas gelir basamaklarını ve bununla ilgili usul ve esasları tespit etmeye Bakanlar Kurulu yetkilidir."

BAŞKAN - Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 826 sıra sayılı kanun tasarısının 4 üncü maddesiyle değiştirilmek istenen geçici 17 nci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Saygılarımla.

              Ömer Ertaş

                    Mardin

"Geçici Madde 17.- Bu Kanunun 50 nci maddesine göre belirlenmesi gereken, 01.04.2002 ile 31.03.2003 tarihleri arasında sigortalıların ödeyecekleri primler ve bağlanacak aylıkların hesabına esas gelir basamaklarını ve buna ilişkin usul ve esasları tespit etmeye Bakanlar Kurulu yetkilidir."

BAŞKAN - Diğer önergeyi, en aykırı önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 826 sıra sayılı kanun tasarısının 4 üncü maddesiyle değiştirilmek istenen geçici 17 nci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Saygılarımla.

              Ömer Ertaş

                    Mardin

"Geçici Madde 17.- Bu Kanunun 50 nci maddesine göre belirlenecek olan, 01.04.2002 ile 31.03.2003 tarihleri arasında sigortalıların ödeyecekleri primler ve bağlanacak aylıkların hesabına esas gelir basamaklarını ve buna ilişkin usul ve esasları tespit etmeye Bakanlar Kurulu yetkilidir."

BAŞKAN - En aykırı olduğunu ifade ettiğim bu önergeyi işleme alıyorum.

Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hükümet önergeye katılıyor mu?

DEVLET BAKANI MEHMET KEÇECİLER (Konya) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Sayın Ertaş olmadığına göre, gerekçesini okutuyorum:

Gerekçe:

Kanun tekniğine uygun olması bakımından bu değişiklik yapılmıştır.

BAŞKAN - Komisyonun ve Hükümetin katılmadığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum ve işleme alıyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 826 sıra sayılı kanun tasarısının 4 üncü maddesiyle değiştirilmek istenen geçici 17 nci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Saygılarımla.

              Ömer Ertaş

                    Mardin

"Geçici Madde 17.- Bu Kanunun 50 nci maddesine göre belirlenmesi gereken 01.04.2002 ile 31.03.2003 tarihleri arasında sigortalıların ödeyecekleri primler ve bağlanacak aylıkların hesabına esas gelir basamaklarını ve buna ilişkin usul ve esasları tespit etmeye Bakanlar Kurulu yetkilidir."

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hükümet önergeye katılıyor mu?

DEVLET BAKANI MEHMET KEÇECİLER (Konya) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Gerekçesini okutuyorum:

Gerekçe:

Kanun tekniğine uygun olması bakımından bu değişiklik yapılmıştır.

BAŞKAN - Komisyonun ve Hükümetin katılmadığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

ASLAN POLAT (Erzurum) - Sayın Başkan, arkadaşlar gelsinler, şimdi karar yetersayısının aranılmasını isteyeceğim. Gelsinler, otursunlar buraya...

BAŞKAN - Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 826 sıra sayılı kanun tasarısının 4 üncü maddesiyle değiştirilmek istenen geçici 17 nci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Saygılarımla.

              Ömer Ertaş

                    Mardin

"Geçici Madde 17.- Bu Kanunun 50 nci maddesine göre belirlenecek olan 01.04.2002 ile 31.03.2003 tarihleri arasında sigortalıların ödeyecekleri primler ve bağlanacak aylıkların hesabına esas gelir basamaklarını ve bununla ilgili usul ve esasları tespit etmeye Bakanlar Kurulu yetkilidir."

VEYSEL CANDAN (Konya) - Karar yetersayısı...

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hükümet önergeye katılıyor mu?

DEVLET BAKANI MEHMET KEÇECİLER (Konya) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Kanun tekniğine uygun olması bakımından bu değişiklik yapılmıştır.

ASLAN POLAT (Erzurum) - Karar yetersayısını arayalım.

BAŞKAN - Komisyonun ve Hükümetin katılmadığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

ASLAN POLAT (Erzurum) - Karar yetersayısının aranılmasını istedik ya Sayın Başkan...

BAŞKAN - Demin bir istirhamım olmuştu Sayın Polat; eğer, ona riayet ederseniz, ben de gerekeni yapacağım.

4 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Değerli arkadaşlarım, geçici 1 inci maddeden önce işleme konulması istenilen bir önerge var; onu işleme alacağım, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan İstihdamın Teşviki Amacıyla Ücret Dışı Yüklerden Bazılarının Ödenmesinin Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısı ile Sosyal Sigortalar Kanunu ve Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısına; aşağıdaki maddenin 5 inci madde olarak eklenmesi ve mevcut 5 ve 6 ncı maddelerin 6 ve 7 nci maddeler olarak teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Aydın Tümen

Koray Aydın

İsmail Köse

 

Ankara

Ankara

Erzurum

 

Nihat Gökbulut

 

İbrahim Yaşar Dedelek

 

Kırıkkale

 

Eskişehir

 

MADDE 5. - 4/7/2001 tarihli ve 631 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 2 nci Maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

"Ancak Bakanlar Kurulu ödeme çeşitlerini ve mahsup miktarlarını dikkate almak suretiyle ödenecek asgarî görev tazminatı miktarını belirlemeye yetkilidir."

BAŞKAN - Değerli arkadaşlarım, önerge üzerinde İçtüzük açısından bir değerlendirmemiz var; onun için, önerge sonrasında ona baktım. İçtüzüğümüzün "Değişiklik önergeleri" başlıklı 87 nci maddesinin dördüncü fıkrasında "Görüşülmekte olan tasarı veya teklife konu kanunun, komisyon metninde bulunmayan, ancak, tasarı veya teklif ile çok yakın ilgisi bulunan bir maddesinin değiştirilmesini isteyen ve komisyonun salt çoğunlukla katıldığı önergeler üzerinde yeni bir madde olarak görüşme açılır" hükmü var.

Komisyonumuza baktığım vakit, tüm siyasî parti gruplarının temsilcilerinin komisyonda yer aldığını görüyorum. Salt çoğunluğu sağlamakla birlikte, salt çoğunluğun, 6 siyasî partimize mensup milletvekilleri tarafından teşkil edildiği şeklinde görüyorum. Bu noktada, sayın grup başkanvekillerimizin, önce, elbette, Sayın Komisyon Başkanının görüşünü almak isterim.

YASİN HATİBOĞLU (Çorum)- Sayın Başkanım, bir dakikanızı rica ediyorum.

BAŞKAN- Sayın Hatiboğlu, bir saniye, vereceğim; Sayın Komisyon Başkanına söz verdim.

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya)- Sayın Başkanım, teşekkür ederim.

Burada yeni madde ilavesinden maksadımız... Kamuoyunda da takip edildiği üzere, geçtiğimiz hafta sonunda, Bakanlar Kuruluna daha önce verilmiş bir yetkiye istinaden, kamu çalışanlarına yönelik "görev tazminatı" adı altında yeni bir düzenleme yapılmıştı. Bu düzenlemede sağlık personeliyle ilgili bölümde, görev tazminatı almanın yanında, diğer taraftan döner sermayeden de birtakım ödemeler yapılıyor. Bunun mahsuplaşmasına yönelik yapılan ifadede bir eksiklik meydana gelmiş, bu, hükümetin mevcut kararname yetkisiyle düzenlenebilir mi gibi bir tereddüt oluşmuş. Kararname yayımlanıp, fiilen bittiği için, yetki de kalmadığı düşüncesinden dolayı, yine sadece bu ifadeyle sınırlı kalmak üzere, Bakanlar Kuruluna, düzeltme anlamında yetki isteyen bir madde önerimizdir efendim.

Bu konuda, ben, muhalefetteki arkadaşlarımızı, komisyondaki arkadaşlarımızı bilgilendirdim. Bir kısmı aramızda oturuyorlar, bir kısmının da sözlü muvafakatleri var, yerlerinde oturuyorlar efendim.

Arz eder, saygılar sunarım efendim.

BAŞKAN - Salt çoğunluğunuz var değil mi Sayın Başkan?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) - Var efendim.

BAŞKAN - Peki.

Sayın Hatiboğlu, buyurunuz efendim.

YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Sayın Başkanım, önerge kimin önergesi efendim?

İSMAİL KÖSE (Erzurum) - Bizim...

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) - Grup başkanvekillerinin...

YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Değerli Başkanım, biz bunun muhtevasına karşı falan değiliz. Biz hep öteden beri, İçtüzüğün rafa kaldırılmış olmasına, muhalefet partilerine itibar edilmiyor olmasına karşı çıkıyoruz. Yani, düşünebiliyor musunuz, bir kanun tasarısı günlerce konuşuluyor, Genel Kurula geliyor, tartışılıyor; tam biteceği noktada beş imza ile bir önerge getiriliyor ve bir madde getiriliyor.

Komisyonlar niye kurulur, komisyonlara niye süre verilir, komisyonlarda 48 saat önce konuşulma yasağı niye getirilir bunu anlamak zor. Bu, doğru değildir, hükümetin bu yaptığı doğru değildir. Yani, mirastan mal kaçırır gibi!.. Yapmayın efendim, yapmasınlar... Siz de işleme koymayın bunu efendim. Sayın Komisyon geri çeksin; toplasın komisyonunu enine boyuna tartışsınlar! Biz, muhtevasına karşı değiliz, onu açık ifade ediyorum; ama, kanun yapma yöntemini tarumar ettik burada.

Ben, bu kadar maruzatta bulunuyorum. Elbette, sizin önünüze gelmiş bir teklif vardır; 87 nci maddeye bakacaksınız, konuyla uzak-yakın ilgisi var mı, varsa çoğunluk "olur" diyor mu; bunu kontrol edeceksiniz, sizin yapabileceğiniz başka bir şey yok, ben bunun farkındayım. On sene o kürsüde bu işlerle meşgul oldum; ama, yani, bu hükümet bu Parlamentoyu varsaysın lütfen.

Teşekkür ediyorum, saygı arz ediyorum.

BAŞKAN - Peki, Sayın Hatiboğlu, katılıyorum görüşünüze. Yasa yapma sürecinde, yasama teknolojisinde meşruiyeti daha bir artırıcı bir öneridir zatıâlinizin önerisi; elbette, her zaman paylaştığımız bir fikir. Benim az önce Genel Kurula arz ettiğim fıkra çerçevesinde, komisyonun salt çoğunluğu, ki, sadece iktidar partisi mensupları değil- onu, az önce Sayın Başkana açıklıkla sordum- eğer, komisyon sıralarında oturan 6 siyasî partiye mensup arkadaşlarımız, bize bu önergenin işleme alınmasını uygun gördüklerini belirtirlerse, genel olarak sizin söylediğiniz doğru konusunda bizim de bir ikazımız olsun diyerek işleme almamızı uygun görür müsünüz? Kanaatinizi...

YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Sayın Başkan, bendeniz, meselenin prensibindeyim, ben sayıya bakmıyorum.

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) - Sayın Başkanım, affedersiniz, bir şey söyleyeceğim Başkana, müsaadenizi istiyorum, bir saniye...

YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Tabiî, buyurun.

BAŞKAN - Sayın Hatiboğlu, Sayın Komisyon Başkanının sözlerini, izninizle, belki ışık tutar düşüncesiyle tüm Genel Kurulun bilgisine sunmak durumundayım. "Bizim, komisyon olarak yarın saat 10.00'da, 11.00'de zaten gündemimiz var, toplanacağız. Toplantımız sırasında bunu da değerlendirebiliriz" dedi Sayın Başkan.

MEHMET DÖNEN (Hatay) - Yani, önergeyi çekiyor mu?

YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Yani, teknik olarak geri çekeceklerini mi ifade ediyorlar?

MEHMET DÖNEN (Hatay) - Yarın görüşecekse geri çekiyor...

BAŞKAN - "Yarın nasılsa bizim komisyonumuzun görüşmesi var, bunu da alabiliriz, bu şekilde bir yol izleyebiliriz" dediler. Ben de kendilerine şunu söyledim, ısrarla aynı noktadayım: 87 nci maddenin dördüncü fıkrası...

87 nci maddenin üçüncü fıkrasını önce bütün arkadaşlarımın bilgisine sunayım: "Görüşülmekte olan tasarı veya teklifin konusu olmayan sair kanunlarda ek ve değişiklik getiren yeni bir kanun teklifi niteliğindeki değişiklik önergeleri işleme konulmaz" diyor İçtüzüğümüz.

Ancak, bir sonraki fıkrada "Görüşülmekte olan tasarı veya teklife konu kanunun komisyon metninde bulunmayan, ancak tasarı veya teklif ile çok yakın ilgisi bulunan bir maddesinin değiştirilmesini isteyen ve komisyonun salt çoğunlukla katıldığı önergeler üzerinde yeni bir madde olarak görüşme açılır" hükmü var.

Şimdi, İçtüzük, komisyonun salt çoğunluğuna, bir hususa ilişkin katılma ya da katılmama yetkisini tanımışsa, bizim Başkanlık Divanı olarak İçtüzüğün kendilerine tanıdığı bu yetkiyi ortadan kaldırma yetkimiz olamaz. Sayın Başkana onu ifade ettim.

YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Sayın Başkanım, ben Divanın, burada herhangi bir suitaksirinin olmadığını peşinen arz ettim.

BAŞKAN - Biliyorum efendim.

YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Ancak, Sayın Komisyon Başkanımızın da "biz, bunu, yarın görüşebiliriz" deyişinden anlıyorum ki, Sayın Başkanımızın da bu konuyla ilgili tereddütleri var. Evvela, acaba, verilen önerge 87 nci maddenin üçüncü fıkrasına mı giriyor, 87 nci maddenin dördüncü fıkrasına mı giriyor? Komisyon üyeleri bunu tartıştılar mı tartışmadılar mı? Peki, ya 87 nci maddenin dördüncü fıkrasına değil, üçüncü fıkrasına giriyor ise, bu yanılmayı sonra nasıl düzelteceğiz?

BAŞKAN - Çok iyi bildiğiniz gibi, o noktada -özür diliyorum- Komisyonun takdir yetkisi yok. Yakın ilgi meselesi Başkanlığın... Ben, sadece, yarın görüşerek, arkadaşlarıyla, daha doğrusu, yarın gündeme alarak arkadaşlarını bilgilendirme arzusunun, eğer, şimdi, daha önce kendilerine bilgi vererek gerçekleştirilmiş olması halinde, bir basit vakit kaybıyla karşı karşıya kalacağımız düşüncesiyle böyle söyledim. Eğer, uygun görürseniz, 10 dakika ara vereyim. Sayın Grup Başkanvekillerimiz, lütfedip buyursunlar, Sayın Komisyon Başkanımızla...

Ben, şunu söylüyorum: Eğer, salt çoğunluğu komisyonumuzun ki, nihayet oylama sırasında takdir buyuracaklardır salt çoğunluk...

MEHMET DÖNEN (Hatay) - Niye ara veriyorsun?! Sayın Başkan, niye ara veriyorsun?! Ne var ara verecek?!

BAŞKAN - Sayın Dönen, böyle bir üslup yok.

MEHMET DÖNEN (Hatay) - Ne var ara verecek?!

BAŞKAN - Meclis Başkanlık kürsüsüne konuşuyorsunuz. Böyle bir üslup yok! İstirham ediyorum...

MEHMET DÖNEN (Hatay) -  Sayın Başkan... Ama, niye ara verdiğinizi söyleyin!

BAŞKAN - Neyi aradığımızı söylüyorum. Sayın Hatiboğlu, yüzde yüz katıldığım bir eleştiri getirdi. Bu yasa yapma işlerinde dışlandıklarını, aslında kendilerinin katılımının sağlanmasıyla daha sağlıklı olabileceğini söyledi. Şimdi, böyle bir noktada, komisyonun salt çoğunluğu "evet" mi diyor "hayır" mı diyor, basit bir oylama içinde belli olabilecek bir husus. Eğer, komisyonumuzun salt çoğunluğu "evet" diyorsa, yarına ertelemek vakit kaybından başka bir şey değil; onu arz ettim.

YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Sayın Başkanım, ben, hemen bitiriyorum.

Eğer, zatıâliniz, bu gelen önergenin 87 nci maddenin dördüncü fıkrasına girdiğinde bir tereddüdünüz yoksa...

BAŞKAN -Yok efendim...

YASİN HATİBOĞLU (Çorum)- Tamam...

2.- Sayın Başkanımız nezaket gösterdiler, yarın bilgi sunacaklar... Onun bir anlamı yok. Şimdi tasarıyı  çekebiliyorlarsa, tasarıyı çeksinler; yoksa, teknik açıdan bizim de yapacağımız bir şey yoktur. Sizin uygulamanız doğrudur; gereğini takdirlerinize sunuyorum.

BAŞKAN - Sağ olun.

Sayın Başkan, bir şeyi unuttum, özür dilerim. "Arkadaşlarımın çoğuna şifahi olarak bilgi vermiştim, burada da bilgi sundum "dedi Sayın Komisyon Başkanı; ona güvenerek, ben, arkadaşlarımın da burada varlığını bir kanıt olarak gördüm.

YASİN HATİBOĞLU (Çorum)-Sayın Başkan, bilgi sunmak başka şey, tartışmak başka şey;.siz çok iyi bileceksiniz bunu.

BAŞKAN - Şöyle söyleyeyim: Bir de hukuken şu durumdan yola çıkıyorum Sayın Başkan. Salt çoğunluk daha önceki maddelerde oluşturulmamış idi. Bu önerge münasebetiyle salt çoğunluk burada hazır bulunmuşsa, ben, Komisyonumuzun salt çoğunluğunun burada bulunuşunu da zımnî bir katılım olarak algılamak zorundayım. Değilse, arkadaşlarım iki önceki maddeye kadar bulunmadığından şimdiki bulunuşlarını hiçe saymışım gibi bir doğal konsekans (consequence) çıkar ki, o, saygısızlık  olur, onu ben yapmam.

Hükümetin verdiği, Komisyonun salt çoğunlukla katıldığı önerge  üzerinde, yeni bir madde olarak görüşme açıyorum.

Madde üzerinde, varsa, gruplar adına söz isteyen arkadaşlarımı istirham edeyim?..

YASİN HATİBOĞLU (Çorum)- Efendim, biz söz  almıyoruz.

BAŞKAN -Çok teşekkür ediyorum.

ALİ RIZA GÖNÜL (Aydın)- Biz de  istemiyoruz.

BAŞKAN - Sayın Gönül, size de çok teşekkür ediyorum.

MEHMET ALİ ŞAHİN (İstanbul)- Biz de istemiyoruz.

HÜSEYİN ÇELİK (Van) - İstemiyoruz efendim.

BAŞKAN  - Sayın Şahin, Sayın Çelik, size de teşekkür ediyorum.

Yeni 5 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Geçici 1 inci maddeyi okutuyorum:

GEÇİCİ MADDE 1. - 01/06/2000 tarihli ve 4572 sayılı Tarım Satış Kooperatif ve Birlikleri Hakkında Kanun kapsamındaki kooperatif ve birliklerin, 17/07/1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun Ek 24 üncü maddesine göre 16/06/2000 tarihine kadar tahakkuk ettirilen sosyal yardım zammı ve buna ilişkin gecikme zammı ve faizleri terkin edilir.

BAŞKAN - Geçici 1 inci madde üzerinde, Saadet Partisi Grubu adına, Erzurum Milletvekili Sayın Aslan Polat konuşacaktır.

Buyurun Sayın Polat.

Süreniz 5 dakika.

SP GRUBU ADINA ASLAN POLAT (Erzurum) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlarım.

Esasında, getirilen bu kanun tasarısına, komisyonlarda, prensip olarak biz de karşı çıkmadık, yalnız, yetersiz olduğunu söyledik.

Bu tasarıda da, bundan bir müddet önce, yani, 1.6.2000 tarihinde, tarım satış kooperatif ve birliklerinin etkin ve sürdürülebilir bir şekilde özerk ve malî yönden bağımsız kılınması için, 4572 sayıyla, Tarım Satış Kooperatif ve Birlikleri Hakkında Kanun çıkarılmıştı. Buna bağlı olarak, bu birliklerin "...16.6.2000 tarihine kadar tahakkuk ettirilen sosyal yardım zammı ve buna ilişkin gecikme zammı ve faizleri terkin edilir" denilmektedir; biz, bunu da doğru buluyoruz. Zaten, tarım satış kooperatiflerine özerklik veriyoruz; o halde, bunları bu maddî külfetlerden kurtarmak ve bunlara yeni bir çalışma şekli aşılamak doğrudur. Yalnız, siz, getirdiğiniz bu tasarılarla, hem bu tarım satış kooperatiflerini hem de Türk ekonomisini mahvettiniz. Yani, böyle ufak tefek pansuman tedbirlerle bir neticeye varamazsınız, biz bunu ikaz etmek istiyoruz.

Sayın Başkan, biraz önce, ben yerimde de oturmadım, önce kalktım; ama, yarım kalktım, belki siz tam dikkat edemediniz, karar yetersayısının aranılmasını isterken, biz, bu tasarıya karşı olduğumuz için istemiyoruz. Hükümet, şimdi, bir taraftan "milyonlarca insan bizi bekliyor, kanun tasarısı getiriyoruz" diyor; bir taraftan da kendi getirdiği tasarıyı, burada, 139 kişiyle oturup dinleme zahmetinde bile bulunmuyor. Biz, buna itiraz ediyoruz; diyoruz ki, getirdiğiniz tasarıyı savunmasanız bile, şurada oturun bir dinleyin, ne getirdiğinize bakın.

Sayın Başkanım, daha bugün, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanının internet sayfalarında bir bildirisi var, çok açık olarak "milleti yanıltmayın, şu anda şubat krizinden daha kötü bir durumdayız" diyor. Bunu kim diyor; Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı (TİM Başkanı) söylüyor. Aynı şekilde, dün, İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Mehmet Yıldırım "hâlâ 22 000 tane firmamız -şu an İstanbul için söylüyor- bankaların kıskacı altında, kapanma tehlikesiyle karşı karşıya" diyor. Şimdi, Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı figan ediyor, İTO Başkanı figan ediyor ve "biz, şu anda şubat krizinden daha kötü durumdayız" diyorlar, sizden birtakım ciddî tedbirler istiyorlar; fakat, siz, ciddî bir tedbir getirmiyorsunuz; sadece, işverenlerden alınacak bir miktar primi bir yıllığına erteliyorsunuz. Evet, bunun bir avantaj getirdiğinin biz de farkındayız; ama, yetersiz olduğunu söylüyoruz.

Bakın, bu tasarının 4 üncü maddesinde diyorsunuz ki... Plan Bütçe Komisyonunda, Çalışma Bakanı Sayın Yaşar Okuyan çok açık olarak "benim, bu maddeye göre, prim miktarında azaltma yapabilmem, Sayın Kemal Derviş'in para bulmasına bağlıdır; o, para bulursa indiririm, bulamazsa indirmem" dedi. Şimdi, burada neyi söylemek istiyorum; şunu söylemek istiyorum: Bütün millet, şu anda, burada, 1 Nisan'da, sizden açık beyanat bekliyor. Ne kadar indirmeyi düşünüyorsunuz, ne kadar indireceksiniz diyoruz. Biz bunun miktarını, ne Plan Bütçe Komisyonunda öğrenebildik ne de bugün, şu Mecliste ciddî bir beyanat verebildiniz. Şu kadar indireceğiz demiyorsunuz. Bir yetki alalım... Biz, size bir yetki daha vermiştik, memur maaşlarında adaleti sağlayın diye; sadece 70 000 personelin maaşında bir artış sağladınız, diğerlerinde artış sağlamadınız; bu, adalet değil ki. Yine, aynı böyle bir uygulama yapabilirsiniz diyoruz. Onun için, muhalefet olarak hükümetten istediğimiz, bize, net, açık beyanat verilmesidir.

Bakın, şimdi, size, işsizlikle ilgili bir iki rakam vereyim; Türkiye'de en büyük istihdam yapan yer KOBİ'lerdir. 1997 yılında; yani, MHP'liler, benim güvenoyu verdiğim hükümet, Türkiye'de, 1997 fiyatlarıyla, KOBİ'lere 37 trilyon lira kredi ayırmıştı. 2001 yılında, yani, sizin güvenoyu verdiğiniz hükümet tarafından bu kredi miktarı 15 trilyon 325 milyar liraya düştü; yani, yarıdan daha fazla azaldı. 1997 ile 2001 arasında, sadece bayındırlık birim fiyatlarıyla 5,44 fiyat farkı olduğunu düşünürseniz, 1997 ile bugün arasında tam 13 kat, kredi vermede bir fark vardır.

KOBİ'lerde işçi istihdamı bakımından 1997'de 14 974 kişi teşvik belgelerine göre istihdam edilirken, 2001 tarihinde bu 674'e düşmüştür. Şu anda, Türkiye'de, ne KOBİ'lere kredi verebiliyorsunuz ne istihdam sağlayabiliyorsunuz; ama, bunu dinlemek istemiyorsunuz. IMF, size, "60 000 kişiyi işten çıkarın" dedi; siz, 20 000 kişiyi işten çıkardınız. Bugün, haziran sonuna kadar 40 000 kişiyi daha işten çıkaracaksınız" diyor. Şimdi, Türkiye'de milyonlarca insan işsizken, 40 000 kişiyi daha işten çıkarma yollarını arayan bu hükümetiniz, hangi çalışanın derdine çare bulacak, hangi işverenin derdine çare bulacak ki, bu tasarılarla bir iş yaptığımızı zannedeceğiz. Biz bunlara itiraz ediyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ASLAN POLAT (Devamla) - Sayın Başkan, 1 dakika müsaade ederseniz bitireceğim.

BAŞKAN - Peki Sayın Polat, lütfen bitiriniz.

ASLAN POLAT (Devamla) - Siz, hep burada özelleştirmeyi savunuyorsunuz; ama, özelleştirmenin en büyük oyuncularından George Soros bile, aynen şu ifadeyi kullanıyor, diyor ki: "Piyasa, sadece özel oyuncuların elinde ve hâkimiyetindeyse, çok doğal olarak, bu özel oyuncular piyasayı kendi çıkarları için kullanır. O zaman, piyasa, sadece özel üretime dönük işler. Halbuki, ekonomik ve sosyal yapı, kamusal üretim olmadan ayakta durmaz. Bu açıdan, piyasadaki ahlakî ve sosyal bozulmayı önleyecek, boşluğu dolduracak bir müdahaleci otoriteye ihtiyaç vardır." Bir zamanlar bunu sosyal demokratlar çok söylerdi; ama, sosyal demokratlar, iki üç yıldan beri bu söylemleri unuttunuz siz.

Son olarak size bir şey daha söyleyeyim. Yine, gazetelere yansıdığına göre, 2001 yılında satışlar yüzde 29, kârlılık yüzde 96 azaldı. Satışın olmadığı, kârlılığın olmadığı, işyerinin açılmadığı, IMF emriyle sürekli işçi çıkarıldığı bir ülkede, siz, işçilerin, işverenlerin hangi işini halledeceksiniz, bunu düşünüyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (SP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Çok teşekkür ediyorum Sayın Polat.

Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına, Balıkesir Milletvekili İsmail Özgün; buyurunuz Sayın Özgün. (AK Parti sıralarından alkışlar)

Süreniz 5 dakika.

AK PARTİ GRUBU ADINA İSMAİL ÖZGÜN (Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şahsım ve AK Parti Grubu adına, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Geçici 1 inci madde, 1 Haziran 2000 tarihli ve 4572 sayılı Tarım Satış Kooperatif ve Birlikleri Hakkında Kanun ile  506 sayılı Kanunun sosyal yardım zammına ilişkin hususları düzenleyen Ek 24 üncü maddesi kapsamından çıkarılan birlik ve kooperatiflerin, 16 Haziran 2000 tarihine kadarki birikmiş sosyal yardım zammı, gecikme zammı ve faizlerin terkinine imkân veren bir düzenlemedir.

Bizim yaptığımız hesaplara göre de, bu yapılacak olan terkin 4,3 trilyon civarındadır.

Esas itibariyle, hükümetin getirmiş olduğu bu tasarıya karşı değiliz; ancak, şurada ifade etmemiz lazım gelir ki, bu gibi ufak tefek tasarılarla Türkiye'nin sorunlarını çözmek, özellikle üreten kesimin sorunlarını çözmek, sanayicinin, esnafın, sanatkârın, çiftçinin sorunlarını çözmek mümkün değildir.

Gerçekten, bugün, Türk ekonomisinde yaşanan zorluklara ve olumsuzluklara rağmen, üretim ve istihdam konusunda yoğun bir gayret gösteriyor reel sektör. Bütün sıkıntılara rağmen üretmek, satmak ve istihdam yaratma noktasında büyük bir gayret içindeler; ama, çok büyük sıkıntılarla karşı karşıyalar. Sanayi odaları, ihracatçılar, esnaf ve sanatkâr odaları, gerçekten, son günlerde feryat ediyorlar, haykırıyorlar, hükümete seslerini duyurmaya çalışıyorlar.

Geçtiğimiz günlerde, Balıkesir Sanayi Odası Başkanı Sayın Rona Yırcalı, özellikle 1 Nisan itibariyle yürürlüğe girecek olan yeni SSK primlerine esas olacak olan taban konusunda... Bakın, elimde, Burhaniye Ticaret Odasının bir yazısı var. Burada da, aynı şekilde, üreten kesimi, reel kesimi 1 Nisandan itibaren büyük bir tehlikenin beklediğini ifade ediyorlar. Sigorta primlerinde, artık, sanayici tarafından, işveren tarafından, üretici kesim (reel sektör) tarafından daha fazlasının yüklenilemeyeceği, sigorta primlerinde, çok önemli, fahiş artışlar ortaya geldiği takdirde, bunun, istihdamı artırmak değil; aksine, istihdamı daraltmak anlamına geleceği ve zaten büyük bir işsizliğin olduğu günümüzde yeni birtakım işsizlik sorunlarının orta yere çıkacağı ve şu anda iş sahibi olan insanların da işlerini kaybedecekleri burada ifade edilmektedir.

O bakımdan, ben, Burhaniye Ticaret Odasının bu yazısını uzun uzun burada okumak istemiyorum; ama, burada söylenilmeye çalışılan husus, 1 Nisan tarihi itibariyle sigorta primlerindeki artışın kesinlikle fahiş miktarlarda olmaması, normal, kanunî, asgarî ücret düzeyinde, bu sigorta prim taban ücretlerinin de o düzeyde tutulması gerektiğidir. 506 sayılı Kanunda, 4447 sayılı Kanunla değişiklik yapıldı, bu taban ücretin artırılması, enflasyon ve büyüme oranında artırılmasına bağlandı. Eğer, bu, bu şekilde gerçekleşecek olursa, gerçekten, üreten kesimin altından kalkamayacağı gibi bir durumla ileride karşı karşıya kalınacaktır. O bakımdan, hükümetin, 1 Nisan tarihi itibariyle, üreten kesimimizi böyle bir sıkıntıyla karşı karşıya bırakmaması gerektiğini ben de burada ifade etmek istiyorum; çünkü, gerçekten, bugün, dargelirli kesimler büyük sıkıntı içerisinde, esnaf, sanatkâr, sanayici büyük sıkıntı içerisindedir.

Bakınız, burada, çiftçilerimiz için doğrudan destek ödemelerinden bahsedildi. Ben, şimdi, Balıkesirli çiftçilerden, ziraat odalarından sürekli telefon ve fakslar alıyorum. Balıkesir çiftçisinin kabahati nedir ki, bugüne kadar bu doğrudan gelir desteği ödenmemiştir?! (MHP sıralarından "sırayla" sesi)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN -Sayın Özgün, bitirir misiniz; çünkü, konu değişti.

İSMAİL ÖZGÜN (Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkan.

Balıkesir, tarım ve hayvancılık bakımından Türkiye'nin önde gelen illerinden birisidir; ama, bugüne kadar, bu noktadaki ödemeler yapılamamıştır. Bir arkadaş "sırayla" diye oradan söylüyor. Bir an evvel Balıkesir'e de sıra gelsin; benim başka söyleyecek bir şeyim yok; çünkü, çiftçiler "biz cezalandırılıyor muyuz; neden bizimki ödenmiyor, başka vilayetlere ödeniyor" diye haykırıyorlar.

Saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Çok teşekkürler Sayın Özgün.

Doğru Yol Partisi Grubu adına, Hatay Milletvekili Mehmet Dönen; buyurun. (DYP sıralarından alkışlar)

Süreniz 5 dakikadır.

DYP GRUBU ADINA MEHMET DÖNEN (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz tasarının geçici 1 inci maddesi üzerinde söz almış bulunuyorum.

Değerli arkadaşlarım, tabiî, burada, çok vakit harcıyoruz. Meclis olarak, ciddî bir şekilde çalışıyoruz ve yasa çıkarıyoruz; ama, çıkardığımız yasaları, daha bir yıl geçmeden yeniden düzeltmeye yönelik yeni çalışmaları burada ele alıyoruz. Gerçekten, çıkardığımız bütün yasaları tekrar burada düzenleme görevi bize düşüyor. Niye; çünkü, bu yasaları gereğince incelemiyoruz, gereğince bu yasalar tetkik edilmiyor, alelacele geliyor, burada, muhalefet olarak biz bunları söylüyoruz, eleştiriyoruz, bunları böyle yapmayın, yarın bu yasaları tekrar değiştirirsiniz diyoruz; ama, burada dinlenmiyor, parmaklar kalkıyor, yasa çıkıyor; ama, sonra, yine, tekrar, gelip, burada yeniden düzenlemek zorunda kalıyoruz, yeniden zaman israfına neden oluyoruz.

Az önce, burada, özellikle "eşit işe, eşit ücret" adı altında çıkarılan kararnameye bir madde ekledik.

Değerli arkadaşlar, bir kararname çıkıyor, eksik çıkıyor ve uygulamada büyük sıkıntılar var. Özellikle sağlık personelinin bu ödemeleri alabilmeleri için yeni düzenlemeyi yapamıyor Bakanlar Kurulu; yeniden, bunu, burada düzenliyoruz.

Sayın Başkan geldi, bizlere anlattı. Bu, daha önce, Bakanlar Kurulunda görüşülürken, enine boyuna tartışılıp düzenlenmesi gerekirken, şimdi, aksaklık çıktıktan sonra "istim arkadan gelsin" misali, yeniden burada ele aldık, düzenledik.

Biz, buna, burada muvafakat verdik ve çıkması konusunda da, Doğru Yol Partisi olarak hiçbir itirazımız olmadı; çünkü, bundan yararlanacak olan birtakım sağlık personelinin yararlanmaması diye bir düşüncemiz yoktu; ama, buradaki tartışmalar öyle uzadı, öyle uzadı ki, çıkacak olan bu yasayı bekleyen, özellikle sanayi kesiminde bekleyen insanlar -bir saat ara verelim, yarım saat ara verelim, 10 dakika ara verelim- bu yasanın çıkmasını bekleyenler, artık, bu yasadan umudunu kesmeye başladı. Onun için, biz, burada, muhalefet olarak, olumlu yasaların çıkması için elimizden geleni yapıyoruz; ama, bunların, özellikle iyi tetkik edilmesi gerekir.

Bakın, şimdi, bu madde neyi içeriyor; bu, bir af maddesi. Nedir; sosyal yardım zammı. Bunun faizi ve gecikme faizi bütünüyle tarım satış kooperatiflerinin ve birliklerinin, özellikle 16 Haziran 2000 tarihine kadar olan birikmiş bütün ödemelerini -sonuç olarak bunların sigortaya ödenmesi gerekir- affediyoruz.

Ee, kardeşim, şimdi, 1 Haziran 2000 tarihinde, tarım satış kooperatifleri ve birliklerinin yeniden yapılanmasıyla ilgili yasa burada görüşülürken, 4572 sayılı Yasa burada görüşülürken, bunların tümünü burada konuşmadık mı; konuştuk. "Tarım satış kooperatiflerinin üzerinde var olan bu yükleri ortadan kaldıralım; çünkü, bu yükler, tarım satış kooperatiflerinin ve birliklerinin kendi icraatlarından kaynaklanan yükler değil; devlet, buralarda ciddî bir tahribat yapmış. Var olan bu tahribatı ortadan kaldırmadan, malın sahibine, bunu, geri teslim edemezsiniz. Gelin, bütün yüklerini kaldıralım bunların" dedik; ama, o gün, bizi dinlemediler. O gün, alelacele buradan yasa geçti. Aradan iki yıl geçti, tarım satış kooperatifleri çok büyük sıkıntılara girdi ve şimdi, geri dönüyoruz, bunu düzeltme yoluna gidiyoruz.

Olumlu bir madde, çıkması gereken  bir madde; ama, geç kalınmış bir madde olarak telakki ediyoruz bunu.

Değerli arkadaşlarım, tarım satış kooperatifleri ve birliklerine değinmişken, burada, bir uyarı daha yapmak istiyorum. Özellikle, Ege'de, Tarişbanka el koyan BDDK'nın kararını yargı iptal etti. Bu banka, Tarişe iade edildi; ancak, BDDK, tekrar, oraya yönetim atadı. "Ben buraya kaynak koydum, bunları hemen ödeyin; ödemezseniz, tekrar..."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Dönen.

MEHMET DÖNEN (Devamla) - ... gibi, hiçbir yasal dayanağı olmayan, bir başkasının yaptığı zararı, bir başkasının yaptığı hasarı, tahribatı Tarişe ödetecek olan bir anlayışı, bizim, burada, yadırgamamız gerekir.

İşte, bakın, burada, bağımsız kuruluşlar kurulurken söyledik "bunlar, bir yere karşı sorumlu olsun, Türkiye Büyük Millet Meclisine hesap versinler, Türkiye Büyük Millet Meclisi, halkın adına bunları denetlesin" dedik, kabul ettiremedik. Haydi bakalım, geldiğimiz noktada, bu tür sıkıntıları nasıl çözeceğiz, nasıl aşacağız; buna siz karar verin!

Teşekkür ediyorum. (DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Dönen.

Efendim, Gruplar adına başka söz isteyen?.. Yok.

Esasen, Milliyetçi Hareket Partisi Grubumuz adına, Aydın Milletvekili Sayın Ali Uzunırmak arkadaşım söz istemişti; ama, 19.00'da çalışma süremiz biteceği için anlayış gösterdi; kendisine, huzurlarınızda teşekkür ediyorum.

Geçici 1 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

5 inci maddeyi, 6 ncı madde olarak okutuyorum:

MADDE 6.- Bu kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

7 nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 7.- Bu kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

İçtüzüğümüzün 86 ncı maddesine göre, oyunun rengini belli etmek üzere, lehinde, İstanbul Milletvekilimiz Sayın Erol Al; buyurunuz. (DSP sıralarından alkışlar)

EROL AL (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 826 sıra sayılı kanun tasarısı üzerinde kişisel görüşlerimi arz etmek üzere lehte söz aldım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, Türkiye'nin en önemli sorunlarından biri olan istihdam konusuna katkı yapabilecek bir tasarıyı görüşüyoruz ve sonuna geldik. Bu tasarının, reel sektörün önünü açmada önemli bir etki yapacağı açıktır; o nedenle, destekliyoruz.

Bu arada, yasa çalışmalarımıza gelecekte ışık tutabilmesi açısından, bilgilendirme maksadıyla, kısaca, Sosyal Sigortalar Kurumu uzmanlarının hazırladığı bir çalışmadan bazı notlar aktarmak istiyorum.

Değerli arkadaşlarım, Sosyal Sigortalar Kurumunun da içinde bulunduğu üç sosyal güvenlik kuruluşumuzun 2001 yılındaki açıklarının toplamı 5 katrilyon 112 trilyon liradır; yani, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin toplam personel giderlerinin -14,5 katrilyon liradır- yüzde 35'i kadar, bu üç kurumumuz açık vermektedir ve hazinemiz, bu üç kuruma, personel giderlerinin üçte 1'inden fazla kaynak aktarmaktadır. Bu, çok büyük bir yaradır. Bunun giderilebilmesi için, çalışan sayısının aktif-pasif dengesinin giderilmesi gerektiği çok açıktır. Bu nedenle, sigorta primlerini artırarak bunun önüne geçilemediği de son iki yıldaki uygulamadan, çok açık bir şekilde ortaya çıkmıştır.

Bakın, sigorta uzmanları şöyle diyorlar: Türkiye'de 4,5 milyon kişi kayıtdışı çalıştırılıyor; yani, işverenleri, ne sigorta primi ödüyorlar ne de vergi ödüyorlar. Bunun Türkiye'ye maliyeti nedir; yani, ne kadar kaynak kaybediyoruz; 4 katrilyon lira civarında sigorta primi, 1,5 katrilyon lira civarında da vergi kaybı; yani, 5,5 katrilyon liradır. Bunun Türkçesi şudur: Sadece Sosyal Sigortalar Kurumunun, kayıtdışı istihdamı önleyebilecek çalışmaları yapabilmesi halinde, üç sosyal güvenlik kurumunun açıkları telafi edilebilmektedir. Bu durumda yapılacak iş, vergileri ve sosyal güvenlik primlerini sürekli artırmak değil, kayıtdışı istihdamı önleyici tedbirleri hızla almaktır. Bu yasanın bu konuda katkıda bulunacağına güveniyoruz.

Hükümetimize başarılar diliyoruz bundan sonraki çalışmalarında.

Teşekkür ediyorum. (DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Çok teşekkürler Sayın Al.

Aleyhinde olmak üzere, Konya Milletvekilimiz Sayın Lütfi Yalman; buyurun.

YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Sayın Başkan, süre uzatımı alırsanız...

BAŞKAN - Alacağım; onu yapacaktım Sayın Başkanım. Ayrıca, hassasiyetinize teşekkür ediyorum.

Sayın Yalman, bir saniye, izninizle...

İçtüzüğümüzün 55 inci maddesine dayanarak, tasarının bitimine kadar sürenin uzatılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Buyurun Sayın Yalman.

LÜTFİ YALMAN (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; 826 sıra sayılı tasarı üzerinde aleyhte söz aldım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Tabiî ki, bu tasarı, hepimizin bildiği gibi, istihdamın teşviki amacıyla, SSK işveren primi, işsizlik sigortası işveren primi ve yeni istihdam edilenlerin muhtasar vergilerinin bir yıl süreyle ertelenmesini ihtiva ediyor. Bunlar kötü şeyler değil, doğru şeyler; yanlış değil, iyi şeyler; ama, şu gerçeği hepimizin bilmesi lazım: İstihdamın köklü çözümü konusunda yeterli değil. Üzerinde durmamız gereken konu budur.

Değerli arkadaşlar, 2000 yılından itibaren uygulanan IMF destekli programların hepsi, ekonomide ciddî daralmalara -ki, şu anda yüzde 10 civarında ekonomide bir daralma var- büyük boyutlarda işgücü kaybına, krizler neticesinde çok sayıda işyerinin kapanmasına sebep olmuştur. Bunların neticesinde, milyonlarca insanımız işten çıkarılmıştır; yani, işsizler ordusuna yenileri katılmıştır.

Şimdi, bunun çözümü nedir; tabiî, sebepleri üzerinde de aslında durmak lazım. Yatırım ve üretim artırılmadan, hepimiz biliyoruz ki, istihdamın artmasına imkân yoktur. Ekonomide küçülme devam ediyor eksiler boyutunda, hepimizin bildiği gibi. Küçülmeler devam ederken istihdamın artmasına imkân yoktur. Ayrıca, 65 milyonun borçlanması neticesinde alınan krediler, hepimizin bildiği gibi, sekiz bankaya verildi. Bunlarla da istihdamı artırma imkânı yok; çünkü, reel sektöre direkt olarak aktarılmıyor.

Değerli arkadaşlar, bunların neticesinde de hâlâ işyerleri kapanmaya devam ediyor. O halde, ne yapılmalı acilen?.. İktisadî sıkıntının temel sebebi, hepimizin  bildiği gibi, yatırım ve üretimin gerilemesidir. O halde, yatırım ve üretimin artırılması, istihdamın artırılması konusunda en önemli faktördür.

Yine, SSK primlerinin artırılması, iş dünyasını da oldukça olumsuz etkilemekte. "SSK primleri enflasyona göre artırılacak" diyorsunuz. Gerçi, bu tehir edildi; ama, ne olursa olsun, şu anda enflasyon yüzde 90'lar civarında. Sonra da SSK primleri bu enflasyona göre ayarlanırsa, tabiî, iş dünyasının büyük sıkıntılara düşeceği hepimizin malumudur. İş dünyasına ve reel sektöre çok fazla destekler sağlanmadığından dolayı, iş dünyasından, primlerin artırılması veya istihdamın artırılması konusunda çok şey bekleme hakkımız da yok.

Bir başka önemli ve çelişkili konu du şu bu tasarı üzerinde:

Değerli arkadaşlar, 30 Nisan 2001 tarihinde istihdam edilen personel sayısı dikkate alınarak bir erteleme yapılacak. Halbuki, bu tarih, krizin, iş dünyası ve iş hayatına yeni yansıdığı ve etkilerinin yeni yeni hissedildiği bir tarihtir. Asıl bundan sonra kriz hissedilmiş; asıl bundan sonra çok sayıda işyeri kapatılmıştır. O halde, bu tarihin, keşke geriye alınması, en azından 2001 yılı sonuna alınması sağlanabilseydi, iyi olurdu.

Ayrıca, teşvik olması açısından bugünlere kadar sarkıtılması, belki daha da faydalı olurdu diye düşünüyorum.

Bu gerekçelerle aleyhinde söz aldım; hepinizi saygıyla selamlıyorum. (SP ve ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Çok teşekkür ediyorum Sayın Yalman.

Efendim, tasarının tümü üzerindeki görüşmeleri bitirmiş bulunmaktayız.

Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.

Tasarının tümünü açık oya sunmadan önce, yeni 5 inci maddenin  kabul edilmesiyle tasarı başlığının yeniden düzenlenmesiyle ilgili hükümetin bir önergesi vardır; okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 826 sıra sayılı kanun tasarısının başlığının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

   Mehmet Keçeciler

         Devlet Bakanı

"İstihdamın Teşviki Amacıyla Ücret Dışı Yüklerden Bazılarının Ödenmesinin Ertelenmesi İle Sosyal Sigortalar Kanunu, Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu ve 631 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe: Metne, 631 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede değişiklik öngören bir maddenin ilave edilmesinden dolayı söz konusu değişiklik önerilmiştir.

BAŞKAN - Komisyon?..

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) - Çoğunluğumuz hazır değil; ancak, olumlu görüşle takdire bırakıyoruz efendim.

BAŞKAN - Komisyonun takdire sunduğu...

YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Sayın Başkanım, özür diliyorum efendim; komisyonlarımızın, bu hususta uygun görüş bildirme yetkisi yoktur...

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) - Takdire bıraktık.

YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Hayır.

Gerek 45 inci madde gerekse 87 nci madde gayet açıktır. Katılıp katılmadıkları sorulur; komisyon, ya "katılıyorum" der ya "katılmıyorum" der.

BAŞKAN - Evet; Sayın Hatiboğlu'nu burada dinlemekte fayda var.

Komisyon katılıyor mu, katılmıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) - Takdire bırakıyoruz Sayın Başkanım.

YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Doğru cevap değil efendim; İçtüzük açık; buna hakkı yok.

BAŞKAN - Komisyonun takdire bıraktığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.

Açık oylamanın şekli hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.

Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Oylama için 5 dakika süre vereceğim. Bu süre içerisinde sisteme giremeyen üyelerin, teknik personelden yardım istemelerini; bu yardıma rağmen de sisteme giremeyen üyelerin, oy pusulalarını, oylama için öngörülen 5 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.

Ayrıca, vekâleten oy kullanacak sayın bakanlar varsa, hangi bakana vekâleten oy kullandığını, oyunun rengini ve kendisinin ad ve soyadı ile imzasını da taşıyan oy pusulasını, yine oylama için öngörülen 5 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.

Oylama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, kanun tasarısının yapılan açık oylamasına 198 sayın milletvekili katılmış, 187 kabul, 3 ret, 1 çekimser, 7 mükerrer oy kullanılmıştır.

Böylece, tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır. Emeği geçen tüm arkadaşlarıma ayrı ayrı teşekkür ediyorum.

MUSTAFA MURAT SÖKMENOĞLU (İstanbul) - Biz de size teşekkür ederiz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Bu Yasanın içerisinde, yıllardır haksızlığa uğrayan kurumlar vardı; bu haksızlık giderilmiş oldu.

MUSTAFA MURAT SÖKMENOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, siz olmasaydınız çıkmazdı; size teşekkür ediyoruz.

BAŞKAN - Ben olmasaydım da çıkardı, siz de olsaydınız...

MUSTAFA MURAT SÖKMENOĞLU (İstanbul) - Çıkmazdı... Zor...

BAŞKAN - Öyle mi... Peki, çok teşekkür ediyorum.

MUSTAFA MURAT SÖKMENOĞLU (İstanbul) - Sezar'ın hakkını Sezar'a vermeli.

BAŞKAN - Değerli arkadaşlarım, kanun tasarı ve tekliflerini sırasıyla görüşmek için, 21 Mart 2002 Perşembe günü saat 15.00'te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.

 

Kapanma Saati : 19.11

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi Resmi internet Sitesi
© 2009 T.B.M.M.