Yazılı ve Sözlü Sorular Araştırma Komisyonları Soruşturma Komisyonları
                                                                      Son Tutanak Tutanak Sorgu Tutanak Metinleri Gizli Oturum Tutanakları
                                                                                                                                            Uluslararası Komisyonlar Dostluk Grupları
                                                                                      Genel Sekreterlik Mevzuat Telefon Rehberi Etik Komisyon Duyurular

DÖNEM : 20 CİLT : 27 YASAMA YILI : 2

 

T. B. M. M.

TUTANAK DERGİSİ

96 ncı Birleşim

21 . 5 . 1997 Çarşamba

 

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

  I. – GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

II. – GELEN KÂĞITLAR

III. – BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR

1. – Ordu Milletvekili Müjdat Koç’un, Fiskobirlik’in ve Karadeniz Bölgesi ile Ordu İlinin sorunlarına ilişkin gündemdışı konuşması ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Rıza Gönül’ün cevabı

2. – İzmir Milletvekili Atilla Mutman’ın, özürlülerin sorunlarına ilişkin gündemdışı konuşması

3. – İstanbul Milletvekili Mehmet Ali Şahin’in, Meclisin mehabetini engelleyen konuşmalara ve davranışlara ilişkin gündemdışı konuşması

B) TEZKERELER VE ÖNERGELER

1. – Amerika Birleşik Devletlerine gidecek olan Devlet Bakanı Gürcan Dağdaş’a, dönüşüne kadar, Adalet Bakanı Şevket Kazan’ın vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/804)

2. – Türkmenistan, Özbekistan, Kazakistan ve Kırgızistan Cumhuriyetlerine gidecek olan Devlet Bakanı Namık Kemal Zeybek’e, 17 Mayıs 1997 tarihinden, dönüşüne kadar, Devlet Bakanı Nevzat Ercan’ın vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/805)

 3. – Finlandiya Meclisi Dışişleri Komisyonu Başkanı ve beraberindeki parlamento heyetinin ülkemize davet edilmelerine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/806)

4. – Zonguldak Milletvekili Hasan Gemici’nin, Kamu İktisadî Teşebüsleri Komisyonu üyeliğinden çekildiğine ilişkin önergesi (4/186)

5. – Ankara Milletvekili Hikmet Uluğbay’ın, Plan ve Bütçe Komisyonu üyeliğinden çekildiğine ilişkin önergesi (4/187)

6. – Eskişehir Milletvekili Hanifi Demirkol’un, İçişleri Komisyonu üyeliğinden çekildiğine ilişkin önergesi (4/188)

7. – Devlet Bakanı Bahattin Şeker’in, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine yaptığı resmî ziyarete katılacak milletvekiline ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/807)

IV. – SEÇİMLER

A) KOMİSYONLARDA AÇIK BULUNAN ÜYELİKLERE SEÇİM

1. – Millî Savunma Komisyonunda açık bulunan üyeliğe seçim

2. – İçişleri Komisyonunda açık bulunan üyeliğe seçim

3. – Plan ve Bütçe Komisyonunda açık bulunan üyeliğe seçim

B) KOMİSYONLARA ÜYE SEÇİMİ

1. – (10/162, 163, 164, 175) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonuna üye seçimi

V. – SORULAR VE CEVAPLAR

A) SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI

1. – Burdur Milletvekili Kâzım Üstüner’in, bir beyanına ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi (6/337)

2. – Rize Milletvekili Ahmet Kabil’in, yaş çay bedellerinin peşin ödenmesine ilişkin sorusu ve Davlet Bakanı Ahmet Demircan’ın cevabı (6/339)

3. – Yozgat Milletvekili Kâzım Arslan’ın, sağlık teşkilâtındaki personel kadrolarına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/344)

4. – Yozgat Milletvekili Kâzım Arslan’ın 1997 bütçesinde sağlıkla ilgili tanıtım ve reklam giderleri için bir ödeneğin ayrılıp ayrılmadığına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/345)

5. – Yozgat Milletvekili Kâzım Arslan’ın, meslek yüksekokulu mezunu sağlıkçıların göreve atanmama nedenlerine ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/346)

6. – Tekirdağ Milletvekili Enis Sülün’ün, M. Ereğlisi - Çorlu - Seğmen yol yapımına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sorusu ve Devlet Bakanı Lütfü Esengün’ün cevabı (6/348)

7. – İzmir Milletvekili Atilla Mutman’ın, işçi emeklileri arasındaki aylık farkın giderilmesi ile ilgili tedbirlere ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Necati Çelik’in cevabı (6/349)

8. – Muğla Milletvekili Lâle Aytaman’ın, Gökova Termik Santralinin denize olan olumsuz etkilerinin önlenmesi için alınacak tedbirlere ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/350)

9. – Ankara Milletvekili Aydın Tümen’in, alınan telefon ücretlerinden haksız kazanç sağlandığı iddiasına ilişkin Ulaştırma Bakanından sorusu ve Devlet Bakanı Lütfü Esengün’ün cevabı (6/351)

10. – Burdur Milletvekili Kâzım Üstüner’in, Aczimendilerin Ankara’daki gösterileri sırasında polisin tutumuna ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/352)

11. – Burdur Milletvekili Kâzım Üstüner’in, Burdur İline bağlı köylerin yollarına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/353)

12. – Rize Milletvekili Ahmet Kabil’in, Rize’de meydana gelen afette hasar gören ev, işyeri ve yolların yapımı için tahsis edilecek ödeneğe ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Lütfü Esengün’ün cevabı (6/354)

13. – Yozgat Milletvekili Kâzım Arslan’ın, Ordunun ihtiyacı için et ithal edeceği iddiasına ilişkin Millî Savunma Bakanından sözlü soru önergesi (6/355)

14. – Yozgat Milletvekili Kâzım Arslan’ın, E-88 Karayolunun, Yozgat şehir merkezinden geçen bölümüne çevre yolu geçişi yapılıp yapılmayacağına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sorusu ve Devlet Bakanı Lütfü Esengün’ün cevabı (6/356)

15. – İzmir Milletvekili Atilla Mutman’ın KOBİ’lere verilecek krediler için aranan şartlara ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi (6/357)

16. – Yozgat Milletvekili Kâzım Arslan’ın, yönetim kurulu üyeliklerine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/359)

17. – Muğla Milletvekili Lale Aytaman’ın, Bodrum Havaalanına gelecek yolcuların ulaşım olanaklarının iyileştirilmesi için yapılan çalışmalara ilişkin Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/360)

18. – Muğla Milletvekili Lale Aytaman’ın, Bodrum-Milas karayolu güzergâhı üzerinde raylı bir sistemin kurulmasının düşünülüp düşünülmediğine ilişkin Ulaştırma Bakanından sorusu ve Devlet Bakanı Lütfü Esengün’ün cevabı (6/361)

B) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1. – Tekirdağ Milletvekili Enis Sülün’ün, Topkapı Sarayında bulunan tarihi eserlerin envanterine ilişkin sorusu ve Kültür Bakanı İsmail Kahraman’ın yazılı cevabı (7/2625)

2. – Aydın Milletvekili Yüksel Yalova’nın, Kuşadası Kütüphane Yaptırma ve Yaşatma Kültür ve Sanat Derneğine tahsis edilen salona ilişkin sorusu ve Kültür Bakanı İsmail Kahraman’ın yazılı cevabı (7/2628)

3. – Bartın Milletvekili Cafer Tufan Yazıcıoğlu’nun, bakanlık bütçesinden dernek ve vakıflara yapılan yardım miktarına ilişkin sorusu ve Kültür Bakanı İsmail Kahraman’ın yazılı cevabı (7/2790)

VI. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

1. – 926 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununa Bir Geçici Madde Eklenmesine İlişkin 488 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve Millî Savunma Komisyonu Raporu (1/215) (S. Sayısı : 23)

2. – Muş Milletvekili Necmettin Dede’nin, Karayolları Trafik Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve İçişleri Komisyonu Raporu (2/586) (S. Sayısı : 192)

I. – GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

TBMM Genel Kurulu saat 15.00’te açılarak iki oturum yaptı.

Balıkesir Milletvekili Hüsnü Sıvalıoğlu, Bolu Milletvekili Abbas İnceayan, Zonguldak Milletvekili Veysel Atasoy, Kırklareli Milletvekili Cemal Özbilen ve İstanbul Milletvekili Hüsnü Doğan’ın;

İzmir Milletvekili Metin Öney, Giresun Milletvekili Burhan Kara, Eskişehir Milletvekili İbrahim Yaşar Dedelek, Antalya Milletvekili İbrahim Gürdal, Tokat Milletvekili Metin Gürdere, Konya Milletvekili Mehmet Keçeciler ve Manisa Milletvekili Tevfik Diker’in;

9/13 esas no.lu soruşturma önergesindeki imzalarını geri çektiklerine ilişkin önergeleri okundu; geri alınan imzalardan sonra, İçişleri Bakanı Meral Akşener hakkındaki Meclis soruşturması önergesinde Anayasada öngörülen sayıda imza kalmadığından, önergenin işlemden kaldırıldığı ve gündemden çıkarıldığı;

Gündemin, “Başkanlığın Genel Kurula sunuşları” kısmında yer alan, (2/396) ve (2/504) esas numaralı kanun tekliflerinin, İçtüzüğün 37 nci maddesine göre doğrudan gündeme alınma önergelerinin görüşülmesinin 27 Mayıs 1997 Salı günkü birleşime ertelendiği;

Açıklandı.

20.5.1997 tarihli gelen kâğıtlarda yayımlanan ve bastırılıp dağıtılan; yasadışı örgütlerin Devletle olan bağlantıları ile Susurluk’ta meydana gelen kaza olayının ve arkasındaki ilişkilerin aydınlığa kavuşturulması konusundaki (10/89, 110, 124, 125 ve 126) esas numaralı Meclis Araştırma Komisyonunun 301 sıra sayılı raporunun gündemin “Özel Gündemde Yer Alacak İşler” kısmında yer almasına ve görüşmelerinin Genel Kurulun 27.5.1997 Salı günkü birleşiminde yapılmasına, rapor üzerinde Hükümet ve gruplar adına yapılacak konuşmaların 30’ar dakika olmasına;

17.5.1997 tarihinde bastırılıp dağıtılan; Başbakan Necmettin Erbakan ve Bakanlar Kurulu üyeleri hakkında 11/11 esas numaralı gensoru önergesinin, gündemin “Özel Gündemde Yer Alacak İşler” kısmında yer almasının ve Anayasanın 99 uncu maddesi gereğince, gündeme alınıp alınmaması hususundaki görüşmelerin, Genel Kurulun 20.5.1997 Salı günkü (bugünkü) birleşimde yapılmasına ve bugünkü birleşimde başka konuların görüşülmemesine,

İlişkin Danışma Kurulu önerileri kabul edildi.

Anavatan Partisi Genel Başkanı ve Rize Milletvekili A. Mesut Yılmaz, Demokratik Sol Parti Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Bülent Ecevit ve Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal ile 20 arkadaşının, ülke sorunlarını ağırlaştırdıkları ve cumhuriyetin temel ilkelerini sürekli çiğneyerek toplumu iç çatışmaların eşiğine getirdikleri iddialarıyla Başbakan Necmettin Erbakan ve Bakanlar Kurulu üyeleri hakkında gensoru açılmasına dair önergesinin (11/11) gündeme alınıp alınmamasına ilişkin görüşmeleri tamamlandı; istem üzerine yapılan açık oylama sonucunda, önergenin gündeme alınmasının kabul edilmediği açıklandı.

Rize Milletvekili A. Mesut Yılmaz, Devlet Bakanı Abdullah Gül’ün konuşmasında kendisine sataşması nedeniyle;

Devlet Bakanı Abdullah Gül, Rize Milletvekili A. Mesut Yılmaz’ın, konuşmasında kendisine sataşması nedeniyle;

Birer konuşma yaptılar.

21 Mayıs 1997 Çarşamba günü saat 15.00’te toplanmak üzere birleşime 20.15’te son verildi.

Mustafa Kalemli

Başkan

Ünal Yaşar Mustafa Baş

Gaziantep İstanbul

Kâtip Üye Kâtip Üye

II. – GELEN KÂĞITLAR

21 . 5 . 1997 ÇARŞAMBA No. : 135

Teklif

1. – Van Milletvekili M. Ejder Arvas ve 48 Arkadaşının; Erciş Adıyla Bir İl ve Çelebibağ Adıyla Bir İlçe Kurulması Hakkında Kanun Teklifi (2/807) (İçişleri ve Plan ve Bütçe komisyonlarına)(Başkanlığa geliş tarihi : 14.5.1997)

Rapor

1. – Muğla Milletvekili Zeki Çakıroğlu’nun, 1086 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 9 uncu Maddesine Bir Fıkra Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifi ve İçtüzüğün 37 nci Maddesine Göre Doğrudan Gündeme Alınma Önergesi (2/62) (S. Sayısı : 315)(Dağıtma tarihi : 21.5.1997)(GÜNDEME)

Sözlü Soru Önergeleri

1. – İstanbul Milletvekili Ahmet Güryüz Ketenci’nin, Barolar Birliğine ilişkin Adalet Bakanından sözlü soru önergesi (6/537) (Başkanlığa geliş tarihi : 14.5.1997)

2. – İstanbul Milletvekili Ahmet Güryüz Ketenci’nin, cezaevlerindeki ibadet yerlerine ve hükümlü ve tutukluların eşleri ile görüşmelerine imkân sağlanmasına ilişkin Adalet Bakanından sözlü soru önergesi (6/538) (Başkanlığa geliş tarihi : 14.5.1997)

3. – İstanbul Milletvekili Ahmet Güryüz Ketenci’nin, cezaevlerinin sorunlarını araştırmak üzere bir komisyon kurulup kurulmadığına ilişkin Adalet Bakanından sözlü soru önergesi (6/539) (Başkanlığa geliş tarihi : 14.5.1997)

4. – İstanbul Milletvekili Ahmet Güryüz Ketenci’nin, idam cezalarının kaldırılması konusunda bir çalışma yapılıp yapılmadığına ilişkin Adalet Bakanından sözlü soru önergesi (6/540) (Başkanlığa geliş tarihi : 14.5.1997)

5. – İstanbul Milletvekili Ahmet Güryüz Ketenci’nin, Yüksekova’da narkotik şube açılması gerektiği yolundaki beyanına ilişkin Adalet Bakanından sözlü soru önergesi (6/541) (Başkanlığa geliş tarihi : 14.5.1997)

6. – İstanbul Milletvekili Ahmet Güryüz Ketenci’nin, Bayrampaşa, Ümraniye ve Buca cezaevleri hakkındaki beyanına ilişkin Adalet Bakanından sözlü soru önergesi (6/542) (Başkanlığa geliş tarihi : 14.5.1997)

7. – İstanbul Milletvekili Ahmet Güryüz Ketenci’nin, Bakanlıkça cezaevleri konusunda hazırlanan bir rapora ilişkin Adalet Bakanından sözlü soru önergesi (6/543) (Başkanlığa geliş tarihi : 14.5.1997)

8. – İstanbul Milletvekili Ahmet Güryüz Ketenci’nin, cezaevlerindeki ölüm orucu eylemleri hakkında soruşturma başlatılıp başlatılmadığına ilişkin Adalet Bakanından sözlü soru önergesi (6/544) (Başkanlığa geliş tarihi : 14.5.1997)

9. – İstanbul Milletvekili Ahmet Güryüz Ketenci’nin, Bayrampaşa Cezaevinde görevli gardiyanlara ilişkin Adalet Bakanından sözlü soru önergesi (6/545) (Başkanlığa geliş tarihi : 14.5.1997)

10. – İstanbul Milletvekili Ahmet Güryüz Ketenci’nin, eski Adalet Bakanlarının tutuklularla anlaşma imzaladıkları iddiasına ilişkin Adalet Bakanından sözlü soru önergesi (6/546) (Başkanlığa geliş tarihi : 14.5.1997)

11. – İstanbul Milletvekili Ahmet Güryüz Ketenci’nin, Doğu ve Güneydoğuda görev yapan savcıların polis baskısı altında olduğu yolundaki beyanına ilişkin Adalet Bakanından sözlü soru önergesi (6/547) (Başkanlığa geliş tarihi : 14.5.1997)

12. – İstanbul Milletvekili Ahmet Güryüz Ketenci’nin, mafya ve çeteler konusunda özel bir polis birimi kurulup kurulmayacağına ilişkin Adalet Bakanından sözlü soru önergesi (6/548) (Başkanlığa geliş tarihi : 14.5.1997)

13. – İstanbul Milletvekili Ahmet Güryüz Ketenci’nin, Bayrampaşa ve Metris cezaevlerine ilişkin Adalet Bakanından sözlü soru önergesi (6/549) (Başkanlığa geliş tarihi : 14.5.1997)

14. – İstanbul Milletvekili Ahmet Güryüz Ketenci’nin, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı hakkında hazırlanan fezlekeye ilişkin Adalet Bakanından sözlü soru önergesi (6/550) (Başkanlığa geliş tarihi : 14.5.1997)

15. – İstanbul Milletvekili Ahmet Güryüz Ketenci’nin, İskenderun Cezaevine ilişkin Adalet Bakanından sözlü soru önergesi (6/551) (Başkanlığa geliş tarihi : 14.5.1997)

16. – İstanbul Milletvekili Ahmet Güryüz Ketenci’nin, cezaevlerindeki eylemlerin sorumluları hakkında bir işlem yapılıp yapılmadığına ilişkin Adalet Bakanından sözlü soru önergesi (6/552) (Başkanlığa geliş tarihi : 14.5.1997)

17. – İstanbul Milletvekili Ahmet Güryüz Ketenci’nin, cezaevlerinde görev yapmak üzere atanan din ve ahlâk bilgisi öğretmenlerine ilişkin Adalet Bakanından sözlü soru önergesi (6/553) (Başkanlığa geliş tarihi : 14.5.1997)

18. – İstanbul Milletvekili Ahmet Güryüz Ketenci’nin, cezaevi koşullarının iyileştirilmesine yönelik çalışma yapılıp yapılmadığına ilişkin Adalet Bakanından sözlü soru önergesi (6/554) (Başkanlığa geliş tarihi : 14.5.1997)

19. – İstanbul Milletvekili Ahmet Güryüz Ketenci’nin, Irak’ta uygulanan infaz sisteminin Türkiye’de de uygulanması konusunda çalışma yapılıp yapılmadığına ilişkin Adalet Bakanından sözlü soru önergesi (6/555) (Başkanlığa geliş tarihi : 14.5.1997)

20. – İstanbul Milletvekili Ahmet Güryüz Ketenci’nin, Sıvas davası sanıklarının Kırşehir Cezaevinden Sıvas E Tipi Cezaevine nakledilmesine ilişkin Adalet Bakanından sözlü soru önergesi (6/556) (Başkanlığa geliş tarihi : 14.5.1997)

21. – İstanbul Milletvekili Ahmet Güryüz Ketenci’nin, Uğur Mumcu cinayeti konusundaki bir beyanına ilişkin Adalet Bakanından sözlü soru önergesi (6/557) (Başkanlığa geliş tarihi : 14.5.1997)

22. – İstanbul Milletvekili Ahmet Güryüz Ketenci’nin, gazetecilerin Bakanlığa girişlerinin yasaklandığı iddiasına ilişkin Adalet Bakanından sözlü soru önergesi (6/558) (Başkanlığa geliş tarihi : 14.5.1997)

Yazılı Soru Önergeleri

1. – Bursa Milletvekili Ali Rahmi Beyreli’nin, basına verilen teşviklere ve Türk Telekoma borcu olan televizyon kuruluşlarına ilişkin Devlet Bakanından yazılı soru önergesi (7/2758)(Başkanlığa geliş tarihi : 14.5.1997)

2. – Manisa Milletvekili Hasan Gülay’ın, tütün üreticilerinin sorunlarına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/2759)(Başkanlığa geliş tarihi : 14.5.1997)

3. – İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş’ın, hukuka aykırı ve partizanca uygulamalar yaptığı iddialarına ilişkin Kültür Bakanından yazılı soru önergesi (7/2760)(Başkanlığa geliş tarihi : 14.5.1997)

4. – Çanakkale Milletvekili Ahmet Küçük’ün, yem fiyatlarında KDV oranının düşürülmesine ve et ithalinin serbest bırakılmasına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2761) (Başkanlığa geliş tarihi : 14.5.1997)

5. – İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş’ın, Hakkâri-Çukurca-Sivritepe Jandarma Karakolunda görevli bir jandarma erinin terör örgütünce kaçırıldığı iddiasına ilişkin Millî Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/2762) (Başkanlığa geliş tarihi : 14.5.1997)

6. – İzmir Milletvekili Sabri Ergül’ün, tutukevinde bulunan bir itirafçıya ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/2763)(Başkanlığa geliş tarihi : 14.5.1997)

7. – İzmir Milletvekili Sabri Ergül’ün, Bakanlığa ait taşınmaz malların kullanımına ilişkin Kültür Bakanından yazılı soru önergesi (7/2764)(Başkanlığa geliş tarihi : 14.5.1997)

8. – İzmir Milletvekili Sabri Ergül’ün, bakanlık tarafından satın alınan ve desteklenen yayın, film, sergi ve fuarlara ilişkin Kültür Bakanından yazılı soru önergesi (7/2765)(Başkanlığa geliş tarihi : 14.5.1997)

9. – İzmir Milletvekili Sabri Ergül’ün, tiyatrolara ve kültür ve sanat etkinliğinde bulunan diğer kuruluşlara yapılan yardımlara ilişkin Kültür Bakanından yazılı soru önergesi (7/2766)(Başkanlığa geliş tarihi : 14.5.1997)

10. – İzmir Milletvekili Sabri Ergül’ün, zabıta tarafından ceza ve tutukevlerinden alınan tutuklu ve hükümlülere ve itirafçı sayısına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/2767)(Başkanlığa geliş tarihi : 14.5.1997)

11. – Kırklareli Milletvekili İrfan Gürpınar’ın, Kırklareli’nde sınır ticaretine izin verilip verilmeyeceğine ilişkin Devlet Bakanından yazılı soru önergesi (7/2768)(Başkanlığa geliş tarihi : 14.5.1997)

12. – Kırklareli Milletvekili İrfan Gürpınar’ın, Trakya Bölgesinde sanayileşmenin neden olduğu çevre kirliliğine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2769)(Başkanlığa geliş tarihi : 14.5.1997)

13. – Manisa Milletvekili Tevfik Diker’in, KİT’lerin ve kamu bankalarının reklam verdiği basın kuruluşlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2770)(Başkanlığa geliş tarihi : 14.5.1997)

14. – İstanbul Milletvekili Halit Dumankaya’nın, basın kuruluşlarına verilen teşvik, fon ve kredilere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2771)(Başkanlığa geliş tarihi : 14.5.1997)

15. – İstanbul Milletvekili Halit Dumankaya’nın, basın kuruluşlarına verilen teşvik, fon ve kredilere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2772)(Başkanlığa geliş tarihi : 14.5.1997)

16. – İstanbul Milletvekili Halit Dumankaya’nın, basın kuruluşlarına verilen teşvik, fon ve kredilere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2773)(Başkanlığa geliş tarihi : 14.5.1997)

17. – İstanbul Milletvekili Halit Dumankaya’nın, basın kuruluşlarına verilen teşvik, fon ve kredilere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2774)(Başkanlığa geliş tarihi : 14.5.1997)

18. – Sinop Milletvekili Kadir Bozkurt’un, bir terör örgütünce Roma’da düzenlenen konferansa Ana. P. tarafından temsilci gönderildiği iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2775)(Başkanlığa geliş tarihi : 15.5.1997)

19. – İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak’ın, Sultanahmet’te yapılan bir gösteriye ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2776)(Başkanlığa geliş tarihi : 15.5.1997)

20. – Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş’in, belediyelere yapılan yardımlara ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/2777)(Başkanlığa geliş tarihi : 15.5.1997)

21. – İzmir Milletvekili Sabri Ergül’ün, ceza ve tutukevlerinden zabıta tarafından alınan kişilere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2778)(Başkanlığa geliş tarihi : 15.5.1997)

22. – Adana Milletvekili Erol Çevikçe’nin, bir öğretmeni tartakladığı iddia edilen Adana-Seyhan-Havuzlubahçe İlkoukulu Müdürü hakkında soruşturma yapılıp yapılmadığına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/2779) (Başkanlığa geliş tarihi : 15.5.1997)

23. – Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın, Flash TV’nin kablolu yayından çıkarılmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2780)(Başkanlığa geliş tarihi : 15.5.1997)

24. – Gaziantep Milletvekili Mustafa R. Taşar’ın, Gaziantep İlinin elektrik trafosu ihtiyacına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/2781)(Başkanlığa geliş tarihi : 15.5.1997)

25. – Malatya Milletvekili Miraç Akdoğan’ın, İnönü Üniversitesi-Turgut Özal Tıp Merkezinin kadro ihtiyacına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2782)(Başkanlığa geliş tarihi : 15.5.1997)

26. — İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş’ın, personel atamalarına ilişkin Kültür Bakanından yazılı soru önergesi (7/2783)(Başkanlığa geliş tarihi : 14.5.1997)

Geri Alınan Yazılı Soru Önergesi

1. – Manisa Milletvekili Tevfik Diker, Türkiye İş Bankası hisselerinin satışına ilişkin Başbakana yönelttiği yazılı soru önergesini 20.5.1997 tarihinde geri almıştır. (7/2746)

Süresi İçinde Cevaplandırılmayan Yazılı Soru Önergeleri

1. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Yılmaz’ın, karakollar için alınması planlanan yalan makinalarına ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/2396)

2. – Mardin Milletvekili Süleyman Çelebi’nin, Mardin İlinde teşvik edilen yatırımlara ve kapalı bulunan fabrikalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2401)

3. – Mardin Milletvekili Süleyman Çelebi’nin, Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve Mardin İlindeki sağlık merkezlerinin dağılımına ve sağlık personeli açığına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/2403)

4. – Manisa Milletvekili Tevfik Diker’in, Çevre Bakanının telkinleriyle işadamlarınca bir kişinin hesabına para yatırıldığı iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2406)

5. – Tokat Milletvekili Hanefi Çelik’in, Avrupa’da yatırım yapan vatandaşlara ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/2409)

6. – Muğla Milletvekili Fikret Uzunhasan’ın, doktorların fiili hizmetten yararlandırılmasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/2410)

7. – İzmir Milletvekili Sabri Ergül’ün, Başbakanlık Tanıtma Fonundan yapılan yardım ve harcamalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2412)

8. – Gaziantep Milletvekili Mustafa R. Taşar’ın, Tekirdağ-Çerkezköy ilçe yoluna ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/2417)

9. – Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın, Bursa İli Çevre Düzeni İmar Planına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/2421)

10. – Yozgat Milletvekili Kâzım Arslan’ın, RTÜK’e alınan tıbbî cihazlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2424)

11. – Muğla Milletvekili Zeki Çakıroğlu’nun, Keçiborlu kükürt fabrikasının işletmeye açılmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2427)

12. – Muğla Milletvekili Zeki Çakıroğlu’nun, Gebze-Çayırova Belediye Başkanının görevden uzaklaştırılıp uzaklaştırılmayacağına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2428)

13. – Niğde Milletvekili Akın Gönen’in, Hollanda’nın Lahey kentindeki kundaklama olayına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2430)

14. – Adana Milletvekili Erol Çevikçe’nin Adana Doğu Küçük Sanayi Sitesi Yapı Kooperatifine sağlanan kredilerin faiz oranlarına ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/2431)

15. – Rize Milletvekili Ahmet Kabil’in, 53 ve 54 üncü hükümetler döneminde belediyelere yapılan yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2439)

16. – Niğde Milletvekili Akın Gönen’in, Bulgaristan’a yardım yapılıp yapılmayacağına ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/2442)

17. – İzmir Milletvekili Rıfat Serdaroğlu’nun, Hollanda ve Almanya’da meydana gelen kundaklama olaylarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2444)

18. – Bursa Milletvekili Yahya Şimşek’in, 54 üncü Hükümet dönemindeki personel atamalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2447)

19. – Balıkesir Milletvekili İ. Önder Kırlı’nın, Ziraat Bankasının köylüye verdiği ziraî kredi sistemini değiştirme sebebine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2452)

20. – Manisa Milletvekili Tevfik Diker’in, Ağrı Belediye Başkanının zimmetine para geçirdiği iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2454)

21. – Muğla Milletvekili Zeki Çakıroğlu’nun, bir Devlet bankasında yolsuzluk yapıldığı iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2459)

22. – Manisa Milletvekili Tevfik Diker’in, Mehmet Ağar ve Sedat Bucak hakkındaki fezlekelerin Başbakanlıkta bekletildiği iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2461)

23. – İstanbul Milletvekili Ali Talip Özdemir’in, İncirlik Üssünün askerî çöplük olarak kullanıldığı iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2464)

24. – İstanbul Milletvekili Ali Talip Özdemir’in, duruşmalar sırasında yaşanan şiddet olaylarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/2466)

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati : 15.00

21 Mayıs 1997 Çarşamba

BAŞKAN : Başkanvekili Kamer GENÇ

KÂTİP ÜYELER : Ünal YAŞAR (Gaziantep), Mustafa BAŞ (İstanbul)

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 96 ncı Birleşimini açıyorum.

Sayın milletvekilleri, toplantı yetersayımız vardır; çalışmalarımıza başlıyoruz.

Gündeme geçmeden önce, üç arkadaşımıza gündemdışı söz vereceğim.

III. – BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR

1. – Ordu Milletvekili Müjdat Koç’un, Fiskobirlik’in ve Karadeniz Bölgesi ile Ordu İlinin sorunlarına ilişkin gündemdışı konuşması ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Rıza Gönül’ün cevabı

BAŞKAN – Birinci gündemdışı söz, başta Fiskobirlik olmak üzere, Karadeniz Bölgesinin, özellikle Ordu İlinin sorunlarıyla ilgili söz isteyen Ordu Milletvekili Sayın Müjdat Koç'a verilmiştir.

Buyurun Sayın Koç.

Süreniz 5 dakikadır.

MÜJDAT KOÇ (Ordu) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; başta Fiskobirlik olmak üzere, Karadeniz Bölgesinin, özellikle de Ordu İlinin sorunlarıyla ilgili gündemdışı konuşmak üzere söz almış bulunuyorum; Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Karadeniz Bölgesi, son yirmi yıldır, kalıcı hizmetlerden yoksun bırakılmıştır; her dürüst vatandaş gibi, kazancının vergisini verir; her vatan evladı gibi, severek, isteyerek askerlik görevini yapar.

Son yıllarda, güneydoğuda, bölücü eşkıyaya karşı yapılan başarılı mücadelede görev alanların önemli bir bölümü Karadeniz'in yiğit uşaklarıdır; doğal olarak, en fazla şehidi veren bölgelerimizden biridir. İlçem Fatsa'da, Kaymakamlığın önderliğinde, halkımızın katkılarıyla görkemli bir şehitlik anıtı yapılmaktadır. Bu vesileyle, tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet, kederli ailelerine sabırlar diliyorum.

Ordu İlimizin sahil ilçeleri, Ordu Merkez, Gülyalı, Perşembe, Fatsa ve Ünye, fındıkçılığın yanında, kısmen balıkçılık ve turizmden de yararlanmaktadır.

Bunun yanında, iç kısımda yer alan Kabadüz, Ulubey, Gürgentepe, Gölköy, Mesudiye, Çamaş, Çatalpınar, Kabataş, Aybastı, Korgan, Kumru, Çaybaşı, İkizce ve Akkuş dahil 14 ilçemiz, hep geri kalmışlığından söz edilen, kalkınması için projeler üretilen doğu ve güneydoğu bölgelerimizden, yer yer daha da geri kalmışlığın izlerini taşırlar. İç kısımdaki köylerimizin durumu içler acısıdır. Büyük çoğunluğu yol ve su hizmetlerinden yoksundur. Okullarının birçoğunda öğretmen, mevcut sağlık ocaklarında ve sağlık evlerinde doktor ve ebe yoktur. Bu bölgelerimiz telefon hizmetlerinden yoksundur.

Özellikle, iç kısımdaki ilçe ve belde belediyelerimizin İller Bankası payından başka hiçbir gelirleri yoktur. Oradan gelen pay da, artacağı yerde, yıllara göre hep azalmaktadır. Aldıkları bu pay, belediyelerin personel ve yakıt ihtiyaçlarını dahi karşılayamamaktadır.

Yerinde inceleme yaptığım Perşembe Büyükağız Beldemize acilen barınak yapılmalıdır; zira, ani çıkan fırtınalarda, bölgede avlanan balıkçılarımız hayatî tehlikeyle karşı karşıya kalmaktadırlar.

Bu arada, bizlerin de çabalarıyla, yaklaşık bir yıl önce trol avcılığı Ordu bölgesinde yasaklanmıştı. Bu yasağa uyulmadığı yönünde şikâyetler vardır.

Hepinizin bildiği gibi, bölgemizin en önemli, belki de tek geçim kaynağı fındıkçılıktır. Yaklaşık 8 milyon nüfus, her yıl, hükümetlerce izlenen fındık politikalarından olumlu veya olumsuz etkilenmektedir.

Bu yıl 2 dolar olarak ilan edilen fındık taban fiyatı isabetli olmuştur. Yalnız, Fiskobirlik tarafından yapılan alımlarda, peşin ödemeler zamanında yapılamamıştır; müstahsil yatırdığı fındığın parasını uzun süre alamamıştır. Paranın peşin ödemesinde aksaklık meydana gelmesi, esas alım satımın yapıldığı serbest piyasada fındığın fiyatını düşürmüştür. Üreticilerimizin büyük çoğunluğu, yaklaşık 350 bin ton fındığı, serbest piyasada kilosu 130 ilâ 150 bin lira arasında değişen fiyatlarla satmak zorunda kalmıştır.

İsabetli bir kararla, Fiskobirlik, şu ana kadar dışsatım yapmadı. Buna paralel olarak, fındık ihraç fiyatı 300 dolardan 500 dolara çıktı, bugün 460 dolar civarındadır. Serbest piyasada, buna bağlı olarak, fiyatlar, kiloda 330 bin liraya kadar çıkmıştır; maalesef, üreticilerimizin büyük çoğunluğu bu fiyatlardan faydalanamamıştır. Fiskobirlik'in artık, fındık ihraç etme zamanı gelmiş, hatta geçmektedir. Elinde binlerce ton içfındık stoku bulunan üç beş spekülatörün, Fiskobirlik'e dışsatım yaptırmadığı iddiaları vardır.

Yeni Sanayi ve Ticaret Bakanı Sayın Ali Rıza Gönül'e, Bakanlık görevinin hayırlı olmasını diliyor, bir an önce bu önemli konuyu incelettirip, Fiskobirlik'e ihracat yapması için talimat vermesini bekliyoruz. Böylelikle, Fiskobirlik, üreticiden aldığı yaklaşık 105 bin ton fındığın yarısını dahi satsa, üreticiye bugüne kadar ödediğini fazlasıyla karşılar.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; şimdi de, bölgem için çözüm önerilerimi sunuyorum:

Fındıktan, son yıllara kadar hükümetlerce kesilen, bugün için trilyonları bulan fonlar, hizmet olarak bölgemize geri dönmelidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Koç, eksüre veriyorum, lütfen tamamlayın.

MÜJDAT KOÇ (Devamla) – Teşekkür ederim.

Şimdiye kadar yapımı geciken Karadeniz sahilyolu projesinin, bilhassa, trafiğin yoğun olduğu, Fatsa Bolaman-Perşembe arasındaki bölümüne bir an önce başlanmalıdır. Bunun yanında, Ordu İlini kolaylıkla İç Anadolu'ya bağlayacak yolların, bir an önce master planları yapılmalıdır.

Ordu ve Giresun valilerinin öncülüğünde, halkın desteğiyle başlanan, iki ilin örnek dayanışması sonucu temel atılma aşamasına gelen Ordu-Giresun Havaalanı Projesine sahip çıkılmalıdır.

Ordu Üniversitesi bir an önce kurulmalıdır.

Hem fındığa alternatif olacağı hem de, özellikle iç kesimdeki ilçelerimizin kalkınmasını sağlayacağı için, Ordu İli, bir an önce, birinci derecede kalkınmada öncelikli iller arasına alınmalıdır. Ordu İline bu imkân tanınırsa, bölgede göç durur, işsizlik tamamen önlenir; Karadeniz'de, yeni bir Gaziantep, Denizli, Çorum örneği kısa zamanda oluşur. Bunun şerefi, bu hakkı tanıyanların olur, karşılığını da ilk seçim sandığında fazlasıyla alırlar.

Ordu Organize Sanayi Bölgesinde, yer sahiplerinin yaklaşık 110 milyar lira alacakları ödenmediği için, burada yatırım yapan sanayicilerimiz tapularını alamıyorlar. Sayın Sanayi ve Ticaret Bakanından, bu konunun ivedilikle çözümünü bekliyoruz.

Bölge esnafımız, Götürü Vergideki basamakların getirmiş olduğu ilave yükten dolayı vergilerini ödemekte zorlanıyorlar. Peşin vergi ve hayat standardı, tüm vaatlere rağmen, devam etmektedir.

KOBİ teşvik politikalarından, Ordu'daki sanayicilerimiz, nedense, şu ana kadar yararlanamamışlardır.

Son olarak, ülkem ve Yüce Meclis için önemli gördüğüm birkaç hususu kısaca belirtip, sözlerime son vereceğim.

2000'li yıllara girerken yapay sorunları ülke gündeminden çıkaralım. Türkiye kamuoyunda ve Yüce Meclisimizde, artık, Avrupa Birliğine girme şartlarını tartışalım; Batıyla entegrasyonu konuşalım; gelir dağılımı adaletsizliğini, hergün artan işsizliği konuşalım. Çözüm önerileri getirip, projeler geliştirip, bunları tartışalım. Rahmetli işadamı Sayın Vehbi Koç'un sürekli işaret ettiği gibi, gelişmemizin önündeki en büyük engellerden birisi olduğuna bizim de inandığımız nüfus artış hızını nasıl önleriz; bunları tartışalım, çözüm önerilerini konuşalım.

Bana, bu konuşma fırsatını verdiği için Sayın Başkana teşekkür ediyor, Yüce Meclise ve bizleri televizyonları başında izleyen halkımıza saygılarımı sunuyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Koç.

Sanayi ve Ticaret Bakanı Sayın Ali Rıza Gönül, gündemdışı konuşmaya cevap vereceklerdir.

Buyurun Sayın Gönül.

Sayın Gönül, biz de Bakanlığınızı kutluyor, başarılar diliyoruz.

SANAYİ VE TİCARET BAKANI ALİ RIZA GÖNÜL (Aydın) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Ordu Milletvekilimiz Sayın Müjdat Koç'un yapmış olduğu gündemdışı konuşmanın Bakanlığımla ilgili bölümlerini cevaplandırmak ve Yüce Kurulunuzu bilgilendirmek için söz almış bulunmaktayım.

Değerli arkadaşlarım, tabiî ki, Karadeniz denilince akla ilk gelen ürün fındıktır. Karadeniz Bölgemizin en önemli gelir ve geçim kaynağı olan fındığın sorunlarını, Fiskobirlik'in, Ordu İlinin ve Karadeniz Bölgesinin sorunlarından ayrı tutmak da, zaten, mümkün değildir.

Bu yıl, gerçekten iyi bir yıl yaşanmıştır; Fiskobirlik, fındığı, iyi bir fiyatla almıştır. Geçen yıl 170 sent karşılığı açılan piyasa, bu yıl, 2 dolar karşılığı, 166 bin liradan açılmıştır. Alımların devamında da, fiyat, 2 dolar karşılığına göre ayarlanmış ve en son olarak da 240 bin lira uygulanmıştır.

Dış piyasa fiyatları düşük, Birlik fiyatları da tatmin edici olunca, Fiskobirlik, takriben 105 bin ton fındık alımı yapmıştır. Bu fındığın yüzde 20'sine yakın miktarı olan 19 943 tonu, Ordu İli ve ilçelerinden alınmıştır. Fiskobirlikçe, Ordu İlindeki üreticilere, ürün bedeli olarak, 4 trilyon 100 milyar lira civarında para ödenmiştir. Fiskobirlik'in Ordu İlindeki iki fabrikasından birisi de faal durumdadır.

Birliğin 21 trilyon 700 milyar lira tutarındaki toplam alımının Birlik malî kaynaklarıyla ödenmesi mümkün olmadığından, Hazine, fındık için, bu yıl 17,5 trilyon lira civarında DFİF kredisi kullandırılmıştır. Bu şekilde, üreticinin parasını alabilmesi mümkün olmuş ve Birliğin, şu an, üreticiye hiçbir borcu kalmamıştır.

Fiskobirlik fazla miktarda fındık aldığı halde, ihraç fiyatlarının ve ülke döviz girdisinin artması için mal satmamıştır. Bu durum, gerçekten, fındık ihraç fiyatlarımızın ve ülke döviz girdilerinin artmasını da sağlayacaktır.

Değerli arkadaşlarım, Sayın Koç'un, özellikle, Ordu Organize Sanayi Bölgesi hakkındaki isteğine ve taleplerine katılıyorum ve yardımcı olmaya çalışacağız. Gerçekten, organize sanayi bölgesi için, gayrimenkulü istimlak edilmiş olan mal sahiplerinin, en kısa zamanda alacaklarının ödenmesi yolunda fevkalade etkin bir şekilde meselenin takipçisi olacağım; arkadaşlarımın bundan emin olmasını istiyorum; inşallah, en yakın zamanda, bunu da ödeyeceğiz.

Tabiî ki, konuşma metni içerisinde geçen barınak, balıkçılık gibi konular bir başka bakanlığımızın görev alanı içerisindedir; diğer değerli bakan arkadaşımız bu konudaki görüşlerini ifade edeceklerdir; ancak, Ordu İlinin, KOBİ Teşvik Kararnamesinden yeterince faydalanmadığı yolundaki bu taleplerine benim verebileceğim cevap şudur: Bunun dağıtımı, doğrudan doğruya Halk Bankası vasıtasıyla yapılmaktadır; değerlendirme de oradadır. Dosyaları ikmal edilmiş olan talep sahiplerine de, ilgili genel müdürlükçe, süratli bir şekilde ödemeler yapılmakta, krediler açılmakta ve yatırımcı desteklenmektedir.

Bilgilerinize arz ediyor, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (DYP ve RP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

Gündemdışı konuşma cevaplandırılmıştır.

2. – İzmir Milletvekili Atilla Mutman’ın, özürlülerin sorunlarına ilişkin gündemdışı konuşması

BAŞKAN – Gündemdışı ikinci söz, özürlülerin sorunlarıyla ilgili olarak, İzmir Milletvekili Sayın Atilla Mutman'a verilmiştir.

Buyurun. (DSP sıralarından alkışlar)

Sayın Mutman, süreniz 5 dakikadır.

ATİLLA MUTMAN (İzmir) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; biliyorsunuz, 10-16 Mayıs tarihleri arası Sakatlar Haftasıydı. Ben, gündemdışı söz isteminde bulundum; ancak, gündemdışı konuşmalar dolu olduğu için, bana söz verilemedi; bir hafta gecikmeli olarak, Özürlüler Haftası sebebiyle söz almış bulunuyorum; Yüce Meclisi saygıyla selamlarım.

Biliyorsunuz, ülkemizde 8 milyon civarında özürlü, sakat vatandaşımız bulunmaktadır. Sakatlık, her ülkede var olan, sosyal, toplumsal bir olay; ancak, ülkemizde ciddî sorunları olmasına karşın, devletimiz, bu konuda etkin ve kararlı devlet politikası oluşturmakta biraz gecikmiş.

Anayasamıza baktığımızda, özürlülerimizle ilgili üç önemli temel hak görünüyor: Eğitim öğretim hakkı, sosyal güvence hakkı, çalışma ve dinlenme hakkı. Anayasamızın bu temel hakları çerçevesinde, Parlamentomuzca çeşitli dönemlerde yasal düzenlemeler yapılmıştır; ama, bunun yeterli olduğunu söylemek mümkün değildir; ayrıca, bu yasalardaki dağınıklığı gidermek, özürlülerimizin mevcut hak ve imkânlarını geliştirmek, derli toplu bir yasa şekline dönüştürmek bizim görevimiz olmalıdır. Geçen dönemde, bu amaca yönelik bir yasa teklifi sunmuştum Meclise; ancak, görüşülmeye bile vakit bulunamadı.

Bu toplumsal olaylar, bütün partilerin, konsensüs biçiminde olaylara yaklaşımıyla çözülebilecek olaylardır. Bu ciddî konuda, acilen, Meclisimizdeki tüm partilerimizin bir araya gelip, 8 milyona varmış olan özürlülerimize, onların sorunlarına yönelik cevapları gündeme getirme gayesiyle bir yasa teklifi hazırlamalarına ihtiyaç vardır.

Biliyorsunuz, 1993 yılında Meclisimizde bir araştırma komisyonu kurulmuştu. Bu Komisyon, çok kapsamlı bir çalışma yapmış ve bu kapsamlı çalışma neticesinde, özellikle, sosyal hizmetlerin dağınık bir biçimde ve yetersiz olduğunu, hizmetler arasında eşgüdüm sağlanması gerektiğini, özürlerin nedenleriyle ilgili halkın bilinçlenmesinde yarar olduğunu vurgulamıştı. Ayrıca, toplumumuzda -biliyorsunuz- yüzde 12 nispetinde bulunan sakat ve özürlü vatandaşlarımız, özel ve kamu kuruluşlarında özürlü personel çalıştırma mecburiyetinin yüzde 2'den yüzde 5'e çıkmasını istemişlerdi; ancak, bu raporda sunulan bu öneriler rafa kaldırılmış ve rapor, Meclis arşivinde beklemektedir. Oysa, o rapor, çok kapsamlı bir rapordu ve tüm mevcut sorunlara o rapor içerisinde yer verilmişti ve Meclise sunulmuştu.

Biliyorsunuz, özürlülerimizin en önemli sorunlarından biri eğitim sorunudur değerli arkadaşlarım. Ülkemizde eğitim hizmetleri nitelik ve nicelik açısından yetersizdir. Ayrıca, aile rehberliğine de gereken önem verilmemiştir.

Özürün tipine göre rehabilitasyon merkezlerinin çoğaltılmasında büyük yarar vardır.

Mekân, fizikî yerleşim yeterli olmasına karşın, uzman ve gelişmiş alet konusunda eksiklikler vardır.

Biz, Demokratik Sol Parti olarak, bu vatandaşlarımızın toplumsal yaşama tam katkıda bulunabilmeleri için elimizden gelen gayreti göstermekte kararlıyız. Biz iktidar olduğumuzda, engelliler bakanlığı kurulacaktır. Bu bakanlık, yerel teşkilatıyla, özürlülerimizin sorunlarını, Ankara'ya gelmeden yörelerinde çözmelerine katkı sağlayacaktır; böylece, öncelikle eğitim kurumları ve programlarına gereken imkân tanınacak, bilgi ve iletişim teknolojisinden istifade edeceklerdir.

3 Aralık 1996 günü, Başbakanlığa bağlı Özürlüler İdaresi Başkanlığı Kurulmasına Dair Yetki Kanunu Meclisimizden geçmiştir; ancak, ilgili yasa tasarısı, daha henüz Meclis gündemine gelmemiştir. Bu haliyle bile bu teşkilat, sakat ve özürlü vatandaşlarımız için acilen yapması gereken işleri yapmakla mükelleftir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Efendim, size eksüre veriyorum; lütfen toparlar mısınız.

ATİLLA MUTMAN (Devamla) – Örneğin, engelli çocukları bulunan ailelere özel vergi indirimi sağlamalıdır. Kendi işyerini kurmak isteyen engellilere, gerekli sermayenin ucuz kredi şeklinde kullandırılması için, idarî ve yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Tabiî ki, hazırlanacak yasal düzenlemeler, Meclisimize, tasarısı halinde gelecektir; ama, bu önemli konuda -geçmişte olduğu gibi- Parlamentomuz hep duyarlı davranmıştır ve duyarlı davranacaktır. Örneğin, geçtiğimiz günlerde, özürlülerimizin özel araç ithal etmesiyle ilgili, Gümrük Müsteşarlığınca izin verilmesine yönelik yasal düzenleme, Meclisimizden bir iki dakika içinde geçmiştir ve ayrıca, yine Meclisimiz, böyle duyarlı konuları -örneğin, Doğal Afetleri Araştırma Komisyonu kurulması gibi- partiler arasında hiç fark gözetmeksizin, acilen çözümlemiştir.

Bundan başka, özürlüler idaresi, yakın akraba evliliklerinin riskleri anlatan programlar yapmalıdır; tüm sosyal ve kültürel etkinliklerde ve ulaşım araçlarında engellilere özel indirim yapılmalıdır; ayrıca, şehiriçi yollar ile kamu hizmet tesisleri, plan-proje açısından, her türlü kolaylığa kavuşturulmalıdır.

Görüyoruz ki, toplulumumuzu yakından ilgilendiren bu önemli sorun, Refah Partisi ve Doğruyol Partisi Koalisyon Hükümeti tarafından çözülecek gibi görünmüyor. Bugüne kadar, Hükümet, maalesef, sorun çözme yerine sorun yaratmıştır.

Unutmamalıyız ki, özürlüler davası bir toplumsal davadır; herkes, her an özürlü olabilir. Kimsenin ebediyen sağlıklı olacağı garantisi yoktur.

Bu önemli meseleye, Meclisimizin duyarlı olacağını umut ediyor, hepinizi, sevgi ve saygıyla selamlıyorum. (DSP ve ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Mutman.

Gündemdışı konuşmaya cevap talebi Hükümetten gelmediği için...

REFİK ARAS (İstanbul) – Hükümet yok ki...

BAŞKAN – Var, var; Hükümet var da...

Gündemdışı konuşmaya Hükümetten bir cevap verme isteği olmadığı için diğer gündemdışı konuşmaya geçiyoruz.

3. – İstanbul Milletvekili Mehmet Ali Şahin’in, Meclisin mehabetini engelleyen konuşmalara ve davranışlara ilişkin gündemdışı konuşması

BAŞKAN – Gündemdışı üçüncü söz, Meclis konuşmaları, mehabbeti engelleyen konuşmalar ve davranışlar hakkında gündemdışı söz isteyen İstanbul Milletvekili Sayın Mehmet Ali Şahin'e verilmiştir.

Buyurun Sayın Şahin. (RP sıralarından alkışlar)

Süreniz 5 dakikadır efendim.

Bu "mehabbeti" kelimesini manasını anlamadım da onun için...

SÜLEYMAN HATİNOĞLU (Artvin) – Kürsüye doğru yürüyorlar. Hem mehabet hem kürsüye yürüyorlar...

MEHMET ALİ ŞAHİN (İstanbul) – Sayın Başkan, onu herhalde daktilocular... "Mehabet" olacak efendim...

BAŞKAN – Biz, cumhuriyet çocuğuyuz; onun için eski Türkçeyi bilmiyoruz. (Gülüşmeler)

Peki efendim, buyurun.

MEHMET ALİ ŞAHİN (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; hepinize sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum.

Türkiye Büyük Millet Meclisinin bir üyesi olmak, şu kutsal çatı altında görev yapıyor olmak, herhalde, şereflerin en büyüğüdür; çünkü, milletvekili, burada, hâkimiyetin kayıtsız şartsız kendisinde olduğu milleti adına bulunmaktadır. Böyle bir sıfatı taşımak, bir şeref olduğu kadar, aynı zamanda da, bizlere herkesten çok sorumluluk yüklemektedir.

Milletin temsilcisi olarak seçilmiş olmakla iş bitmiyor değerli arkadaşlarım, bilakis, başlıyor; hizmet yükümlülüğü başlıyor, dokuz düşünüp bir konuşma yükümlülüğü başlıyor, tavır ve davranışlarımızla örnek insan olma sorumluluğu başlıyor. Türkiye, parlamenter demokrasiyle yönetilen bir ülke; siyasî partiler olacak, seçim olacak, iktidar olacak, muhalefet olacak; bunlardan biri eksik oldu mu, demokrasi de olmaz.

Değerli arkadaşlarım, genel milletvekili seçimleri yapılalı henüz birbuçuk yıl olmadı. Millet iradesi sonucu oluşan Parlamentoda, ancak koalisyonlar çıktı. İşte, şu anda, İkinci Koalisyon Hükümeti on ayı aşkın süredir işbaşında; yaptığı hayırlı işler vardır, yapamadıkları vardır, yapacakları vardır; hataları da olabilir. Kim söyleyecek hatalarını; hiç şüphesiz ki muhalefet söyleyecek. Parlamenter demokrasilerde muhalefet görevi, en az, iktidar kadar önemlidir. Nitekim, muhalefet partileri, Hükümet hakkında yeni bir gensoru önergesi verdiler; daha önce de vermişlerdi; hiç şüphesiz, kendileri takdir etmişlerdir; buna, ancak saygı duyulur. Bu, rejimin çalıştığının da en güzel örneğidir; muhalefet birtakım iddialarda bulunur; hükümet, hükümeti oluşturan siyasî partiler gelirler, bu iddialara cevap verirler ve en sonunda da oylama yapılır. Nitekim, dün de öyle olmuş ve Parlamento, bu Hükümetin arkasında desteğini devam ettirdiğini dünkü oylamayla ortaya koymuştur.

SÜLEYMAN HATİNOĞLU (Artvin) – Başka bir partinin 6 oy desteğiyle...

MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) – Ancak, değerli arkadaşlarım, dün, verilen gensoru önergesinin öngörüşmeleri esnasında yaşadıklarımız, 77 yıllık Meclis geleneğimize, maalesef, hiç yakışmadı.

SÜLEYMAN HATİNOĞLU (Artvin) – Kavgayı çıkaran Refah Partisi...

MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) – Milletimiz, dün, TV'leri başında, gördüklerinden, duyduklarından çok rahatsız oldu, üzüldü. (Gürültüler)

BAŞKAN – Susalım efendim.

MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) – Değerli arkadaşlarım, bu Mecliste, bu kürsüde her bir milletvekili, hiç şüphesiz, konuşma hakkına sahiptir.

SÜLEYMAN HATİNOĞLU (Artvin) – Kavgayı çıkaran o taraf.

MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) – Sayın Hatinoğlu, niye rahatsız oluyorsunuz?

BAŞKAN – Efendim, siz müdahale etmeyin.

MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) – Halbuki, bu Mecliste en sakin olması gereken sizsiniz; dinî terbiye almış, ilahiyat fakültesini bitirmiş bir arkadaşımızsınız. Lüften, konuşanlara saygılı olunuz; en saygılı olması gereken sizsiniz. (Gürültüler)

SÜLEYMAN HATİNOĞLU (Artvin) – O, beni ilgilendirir.

BAŞKAN – Sayın Şahin, siz, gündemdışı konuşmanıza devam edin.

SÜLEYMAN HATİNOĞLU (Artvin) – Hem kürsüye yürüdünüz hem böyle söylüyorsunuz.

BAŞKAN – Efendim, rica ediyorum...

ALGAN HACALOĞLU (İstanbul) – Sayın Başkan, sözünü geri alsın.

BAŞKAN – Bir dakika efendim...

MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) – Değerli arkadaşlarım, ancak böyle bir imkân, bize, buraya çıktığımızda, ağzımıza geleni söyleme hakkı vermemelidir. Biraz önce belirttiğimiz gibi, dokuz düşünüp bir konuşmalıyız. (Gürültüler)

ALGAN HACALOĞLU (İstanbul) – Sayın Başkan, sözünü geri alsın.

BAŞKAN – Bir dakika efendim... Arkadaşımız konuşmasını bitirsin.

İBRAHİM GÜRDAL (Antalya) – Niye müdahale etmiyorsun?

BAŞKAN – Efendim, bir dakika... Rica ediyorum...

ALGAN HACALOĞLU (İstanbul) – Sayın Başkan, sözünü geri alsın. Ne demek dinî terbiye almış olmak?

MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) – Beyefendi, Sayın Hacaloğlu, affedersiniz, ben, sizinle ilgili olumsuz bir beyanda bulunmadım!

ALGAN HACALOĞLU (İstanbul) – Benimle ilgili değil; terbiyeli olmak, imam-hatip mezunu olmak demek değildir.

MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) – Bakın, konuşmamı beğenmeyebilirsiniz, cümlelerim sizi rahatsız edebilir. Eğer size sataşmışsam, Sayın Başkan size söz verir, gelir konuşursunuz. (Gürültüler)

BAŞKAN – Sayın Şahin, konuşmanızı bitirir misiniz efendim.

ALGAN HACALOĞLU (İstanbul) – Yakışmıyor size... Terbiyeli olmak, imam hatip mezunu olmak demek değildir.

BAŞKAN – Sayın Hacaloğlu, yerinize oturur musunuz.

HÜSAMETTİN KORKUTATA (Bingöl) – Bu Meclisi kim idare ediyor?!.

BAŞKAN – Yerinize oturur musunuz.

(Bingöl Milletvekili Hüsamettin Korkutata CHP ve DSP sıralarına doğru yürüdü)

BAŞKAN – Efendim, lütfen... Herkes sinirlerine hâkim olsun. Lütfen oturur musunuz arkadaşlar. (Gürültüler)

CELAL TOPKAN (Adıyaman) – Otur yerine, edepsiz herif!

BAŞKAN – Sayın Korkutata, yerinize oturur musunuz... Burada herkes sinirine hâkim olacak.

MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) – Sayın Başkan...

BAŞKAN – Bir dakikanızı rica ediyorum...

Değerli arkadaşlarım, burada bir hatip konuşuyor; biz, uygulamalarımızda, hatip konuşurken sözünü kesmiyoruz; sözünde anormal bir şey olursa, birisine sataşılmışsa, sataşma için söz veriyoruz; anormal bir durum varsa, onu düzelttiriyoruz. Şimdi, hatip konuşurken siz devamlı müdahale ederseniz bu kürsü nasıl işler?! Rica ediyorum...

AYHAN FIRAT (Malatya) – Sayın Başkan, müsaade eder misiniz?

BAŞKAN – Bir dakika efendim... Söz vermedim; arkadaşımız sözünü bitirsin, ondan sonra. Lütfen oturunuz Sayın Fırat.

Buyurun Sayın Şahin, devam edin.

MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) – Sayın Başkan, süremi değerlendirirseniz sevinirim.

BAŞKAN – Tamam, ben sürenizi vereceğim efendim.

AYHAN FIRAT (Malatya) – Sayın Başkan...

BAŞKAN – Efendim, söz vermedim size... Arkadaşımız sözünü bitirsin...

AYHAN FIRAT (Malatya) – Milletvekilini dövmeye yürüyor, sizin sesiniz çıkmıyor...

BAŞKAN – Efendim, ben sonunda cevap vereceğim ona.

AYHAN FIRAT (Malatya) – Ona değil, ona!..

BAŞKAN – Siz buyurun Sayın Şahin.

MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) – Değerli arkadaşlarım...

AYHAN FIRAT (Malatya) – Adam, milletvekili dövmeye geliyor, sizin sesiniz çıkmıyor...

MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) – Sayın Başkan, konuşabilir miyim?..

BAŞKAN – Efendim, siz buyurun devam edin.

HÜSAMETTİN KORKUTATA (Bingöl) – Dövmeye değil, adam...

AYHAN FIRAT (Malatya) – Otur yerine!

SABRİ ERGÜL (İzmir) – Allah akıl fikir versin...

MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; aslında, benim gündemdışı söz alırkenki konuşma konum, işte, şu gördüğümüz manzara... Bundan rahatsızlığımı dile getirmek için söz aldım... (CHP sıralarından gürültüler)

NİHAT MATKAP (Hatay) – Sen, önce, özür dile... Ne konuştuğunu bilmiyorsun!..

MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) – Hiç şüphesiz, yanlış davranışta bulunan her arkadaşımızın yanlışlığını söylemek bizim görevimizdir. Benim arkadaşlarım da yanlış yapabilir, diğer arkadaşlarım da yanlış yapabilir... (CHP sıralarından gürültüler)

CELAL TOPKAN (Adıyaman) – Yanlışı sen yapıyorsun!..

BAŞKAN – Efendim, müdahale etmeyin, rica ediyorum...

MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) – Ben, izin verirseniz, sözlerime baştan devam etmek istiyorum.

BAŞKAN – Tabiî, tabiî, devam edin...

MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) – Değerli arkadaşlarım, bu Mecliste, bu kürsüde her milletvekilinin konuşma hakkı vardır...

AYHAN FIRAT (Malatya) – Buraya adam dövmeye geliyorlar, Başkanın haberi yok...

Milletvekili dövmeye geliyorlar, görmüyor musun?!

MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) – Üstelik, burada söylediklerimizden dolayı sorumsuzluğumuz da vardır. Ancak, böyle bir imkân, bize, buraya çıktığımızda ağzımıza geleni söyleme hakkı vermemelidir. Biraz önce belirttiğim gibi, dokuz düşünüp bir konuşmalıyız. Meclisimizin saygınlığına yakışır konuşmalıyız, tahrik edici olmamalıyız...

NİHAT MATKAP (Hatay) – Siz yaptınız onu...

MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) – Bir daha birbirimizin yüzüne bakamayacak şekilde sözler sarf etmemeliyiz. Şu çatı altında ayrı ayrı siyasî partilere mensup olabiliriz; partiler, iktidar-muhalefet diye ayrılabilir; ama, bizler, hepimiz, birbirimize muhtacız; birlikte yaşamaya, barış içinde olmaya mecburuz; buradan başka Türkiye yok ve buradan başka Meclis de yok. (RP sıralarından alkışlar) Hırslarımızı, aşırı arzularımızı frenlemeliyiz; bilmeliyiz ki, öfkeyle kalkan zararla oturur. Bu hususlarda en fazla parti liderleri özen göstermelidir, bu hususlara en fazla da, parti liderleri riayet etmelidir; çünkü, onlar, sadece kendilerini temsil etmiyorlar, arkalarındaki grubu temsil ediyorlar, binlerce, milyonlarca insanı temsil ediyorlar.

Dün, gerçekten, Parlamentonun bir üyesi olarak, fevkalade üzüldüm. Özellikle, Anamuhalefet Partisi Lideri -benim, kendisine fevkalade saygı duyduğum- Sayın Yılmaz'ın üslubu, dün, çok sert ve kırıcıydı; maalesef, zaman zaman da tahrik edici oldu; doğrusu, Sayın Yılmaz'ın efendiliğine hiç yakıştıramadım... (ANAP sıralarından gürültüler)

HALİL İBRAHİM ÖZSOY (Afyon) – "Erkekse çıksın" diyecek, ondan sonra da "tahrik etti" diyeceksiniz!..

BAŞKAN – Bir dakika efendim... Bir dakika...

MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) – Hele, değerli arkadaşlarım, zabıtlara geçen bazı ifadeler var ki, bu ifadeleri ben burada söylemeyi doğrusu uygun bulmuyorum, buna edebim müsaade etmiyor.

H.AVNİ KABAOĞLU (Rize)– Sen tahrik ediyorsun...

MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) –Dünkü şu zabıtları milletvekili arkadaşlarım tetkik ettiğinde, benim söylemekten teeddüp ettiğim o hususları öğrenebilirler. Bir -affedersiniz- mahalle kabadayısı üslubuyla konuşmak... Şu ifadeleri kullanmak istemiyorum...(ANAP sıralarından gürültüler)

HALİL İBRAHİM ÖZSOY (Afyon) – Sensin kabadayı.

MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) – Bir siyasî lidere hiç yakışmadı.

HALİL İBRAHİM ÖZSOY (Afyon) – Sayın Başkan, müdahale etsenize...

BAŞKAN –Bir dakika efendim... Bir dakika...

MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) – Anamuhalefet lideri, iktidara en yakın liderdir; dolayısıyla, herkesi kucaklayıcı bir ağırlıkta konuşması gerekir idi.

SÜLEYMAN HATİNOĞLU (Artvin) – Bu ağzı kimse kucaklamaz.

MEHMET ALİ ŞAHİN( Devamla) – Değerli arkadaşlarım, ben bu yakışıksız ifadelerin, Sayın Yılmaz'ın ağzından iradî çıkmadığına inanmak istiyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Şahin, lütfen toparlar mısınız.

MEHMET ALİ ŞAHİN ( Devamla) – Sayın Başkan, bir iki dakika müsaade eder misiniz; bitiriyorum.

BAŞKAN – Peki efendim, buyurun.

MEHMET ALİ ŞAHİN ( Devamla) –... içinde bulunduğu stresli halin bir tezahürü olduğuna inanmak istiyorum; ama, bu ifadeler zabıtlarda kalacak, çıkartmamız da mümkün değil. Hiç olmazsa, Sayın Yılmaz, şimdi pişman olduğunu düşündüğüm bu yakışıksız ifadeler sebebiyle, Meclisimizden, milletimizden özür dileme inceliğini gösterirlerse, ileride zabıtları tetkik edenler, belki, biraz teselli bulabilirler. (ANAP sıralarından gürültüler)

SABRİ ERGÜL (İzmir) – Sayın Başkan, kaç dakika konuşacak?

BAŞKAN – Bir dakika efendim; eksüre verdim arkadaşa.

MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) – Değerli arkadaşlarım, ayrıca hiçbir milletvekili de...

MURAT BAŞESGİOĞLU (Kastamonu) – Sayın Başkan, kaç dakikadır konuşuyor?

MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) – Efendim, söz istersiniz... Söz istersiniz...

Değerli arkadaşlarım...

Bitiriyorum...(ANAP ve DSP sıralarından gürültüler)

BAŞKAN – Efendim, hep müdahale ederek arkadaşın sözlerini kesiyorsunuz. Lütfen oturun...

MURAT BAŞESGİOĞLU (Kastamonu) – Sayın Başkan, onun burada terbiye dersi vermeye hakkı yok.

MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) – Sayın Başesgioğlu, bitiriyorum; söz istersiniz, cevap verirsiniz.(Gürültüler)

BAŞKAN – Sayın Şahin, lütfen, siz de son cümlenizi söyler misiniz.

MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) – Değerli arkadaşlarım, ayrıca, hiçbir milletvekili de tahriklere kapılmamalıdır.

NİHAT MATKAP (Hatay) –Sayın Başkan, kesin şunun sesini; tahrik ediyor.

MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) – Hele, kürsüye yürüme, itişip kakışma gibi davranışlar bize hiç yakışmıyor.

Bunu önce kendim için söylüyorum, sonra Grubumdaki milletvekili arkadaşlarım için söylüyorum, Parlamentodaki tüm arkadaşlarım için söylüyorum.

NİHAT MATKAP (Hatay) – Ne konuşuyorsun?..

Ne konuştuğunu bilmiyor, kesin sözünü.

BAŞKAN – Sayın Şahin, bitirir misiniz...

MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) – Değerli arkadaşlarım, yanlışı yanlışla ortadan kaldırmak mümkün değildir.

EMİN KUL (İstanbul) – Demagoji yapıyor.

MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) – Hepimize itidal yaraşır, olgunluk yaraşır.

EMİN KUL (İstanbul) – Yalan söylüyorsun.

MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) – Sözlerimi şu şekilde tamamlamak istiyorum, şu ulvî sözlerle bitirmek istiyorum...

EMİN KUL (İstanbul) – Yalan söylüyorsun.

MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) – "Muarızlarımıza aşırı husumet beslemeyelim, bakarsınız bir gün onlarla dost oluveririz."

EMİN KUL (İstanbul) – Yalan söylüyorsun.

MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) – "Dostlarımızla da çok aşırı dostlukta ileri gitmeyelim; bakarsınız bir gün onlarla düşman oluveririz."

Hepinize saygılar sunuyorum efendim. (RP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Şahin.

MURAT BAŞESGİOĞLU (Kastamonu) – Sayın Başkan...

BAŞKAN – Bir dakika efendim... Ben, bir iki şey söyleyeyim.

Sayın arkadaşlarım, bakın, şurada, hepimiz aynı çatı altında görev yapıyoruz. Bu görevi karşılıklı anlayış içerisinde yapmamız lazım. (Gürültüler)

HALİT DUMANKAYA (İstanbul) – 10 dakika, 15 dakika süre verdiniz!...

BAŞKAN – Bir dakika efendim... Beni bir dinleyin...

Şimdi, kürsüdeki arkadaşımız konuştuğu zaman, eğer, herkes yerinden müdahale ederse, biz de bu konuşmayı takip edemeyeceğiz; edemediğimiz için, kürsüde söylenenleri ben anlayamıyorum. Rica ediyorum, bakın, burada, her kürsüye çıkan arkadaşa saygı duyalım; bu Meclisi, Meclis usulü ve adabı içinde çalıştırmaya gayret edelim. Şimdi, herkes yerinde oturur da, ondan sonra uluorta müdahale ederse, biz, burada, Meclisi nasıl çalıştıracağız?..

Buyurun efendim.

MURAT BAŞESGİOĞLU (Kastamonu) – Sayın Başkan, konuşmacı, hem burada, dünkü hadiseleri kınıyor hem de yaptığı konuşmayla, burada, yeni bir gergin ortamın doğmasına sebep oluyor.

BAŞKAN – Hayır, bilakis...

MURAT BAŞESGİOĞLU (Kastamonu) – Yani, o "mahalle kabadayısı" laflarını, ben, şiddetle reddediyorum.

BAŞKAN – Evet, ben, onu, arkadaşa düzelttireceğim efendim.

MURAT BAŞESGİOĞLU (Kastamonu) – Sayın Başbakanın, yerinden, "tuh" diye kürsüdeki Genel Başkana yaptığı hakareti kendisi içine sindirebiliyor mu sindiremiyor mu, onu açıklasın bir kere... Yani, burada, kimsenin, kimseye terbiye dersi vermeye hakkı yok. (Gürültüler)

Lütfen, siz de müdahale edin.

BAŞKAN – Sayın Başesgioğlu, efendim, bakın, ben, kürsüde konuşan her arkadaşa müdahale edersem, burayı çalıştıramam ve süreyi artırırız. Ben, Sayın Şahin'in, hakikaten "bir mahalle kabadayısı edasıyla konuşmak" cümlesini...

HALİL İBRAHİM ÖZSOY (Afyon) – Ağzı, ağzı...

BAŞKAN – ...bir hakaret anlamında kullanmadığı inancıyla, yerinden düzeltmesini istiyorum. (Gürültüler)

SABRİ ERGÜL (İzmir) – Sözünü geri alsın!..

BAŞKAN – Arkadaşlar, ne yapalım, yani, herkes...

EMİN KUL (İstanbul) – Sayın Başkan, burada "erkekse gelsin" dediler. Ne demek erkekse gelsin?!

BAŞKAN – Yok, öyle bir şey demedi canım... "Erkeksen" demedi.

EMİN KUL (İstanbul) – Mesut Yılmaz'ın erkekliğini görmek mi istiyor?!.. Ne demek istiyor?!

TEMEL KARAMOLLAOĞLU (Sıvas) – Arkadaşlarımızdan istirhamımız şu: Arkadaşımız, kimseye hakaret kastıyla bir söz söylemiyor; sadece, zabıtları, dünkü zabıtları tetkik etsin arkadaşlarımız...

BAŞKAN – Sayın Karamollaoğlu, ben, size söz vermedim. Tamam, efendim, teşekkür ederim.

Gündemdışı konuşmalar bitmiştir efendim. (Gürültüler)

AYHAN FIRAT (Malatya) – Bir milletvekili vardı...

BAŞKAN – Efendim...

AYHAN FIRAT (Malatya) – Bu arkadaşların üzerine yürüyen milletvekili vardı; siz, ona niye müdahale etmediniz?

BAŞKAN – Efendim, Sayın Korkutata geldi, müdahale etti...

AYHAN FIRAT (Malatya) – Oradan, buraya milletvekili dövmeye geldi, dövmeye...

SABRİ ERGÜL (İzmir) – Elinde sopası eksik, sopası!..

BAŞKAN – Sayın Fırat, şimdi, bakın, siz ve arkadaşlarınız, devamlı yerinizden konuşuyorsunuz; biraz merhamet efendim!.. Yani, ben ne yapayım şimdi; elimde sopa yok ki, hepinizin başına birer sopa vurayım da susasınız!

Efendim, şimdi, Cumhurbaşkanlığı tezkereleri vardır; okutuyorum:

B) TEZKERELER VE ÖNERGELER

1. – Amerika Birleşik Devletlerine gidecek olan Devlet Bakanı Gürcan Dağdaş’a, dönüşüne kadar, Adalet Bakanı Şevket Kazan’ın vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/804)

16 Mayıs 1997

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

19 Mayıs 1997 tarihinde Amerika Birleşik Devletlerine gidecek olan Devlet Bakanı Gürcan Dağdaş'ın dönüşüne kadar; Devlet Bakanlığına, Adalet Bakanı Şevket Kazan'ın vekâlet etmesinin, Başbakanın teklifi üzerine, uygun görülmüş olduğunu bilgilerinize sunarım.

Süleyman Demirel

Cumhurbaşkanı

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Diğer tezkereyi okutuyorum:

2. – Türkmenistan, Özbekistan, Kazakistan ve Kırgızistan Cumhuriyetlerine gidecek olan Devlet Bakanı Namık Kemal Zeybek’e, 17 Mayıs 1997 tarihinden, dönüşüne kadar, Devlet Bakanı Nevzat Ercan’ın vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/805)

17 Mayıs 1997

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi: 6 Mayıs 1997 gün ve Kan. Kar: 39-06-79-97-269 sayılı yazımız.

Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (ECO) Olağanüstü Zirve Toplantısına katılmak ve görüşmelerde bulunmak üzere, 12 Mayıs 1997 tarihinden itibaren Türkmenistan, Özbekistan, Kazakistan ve Kırgızistan Cumhuriyetine giden Devlet Bakanı Namık Kemal Zeybek'in dönüşüne kadar; Devlet Bakanlığına, Devlet Bakanı Işılay Saygın'ın vekâlet etmesi ilgi yazıyla uygun görülmüştü.

17 Mayıs 1997 tarihinden itibaren Devlet Bakanlığına, Devlet Bakanı Nevzat Ercan'ın vekâlet etmesinin, Başbakanın teklifi üzerine, uygun görülmüş olduğunu bilgilerinize sunarım.

Süleyman Demirel

Cumhurbaşkanı

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının bir tezkeresi vardır; okutup, bilgilerinize sunacağım:

 3. – Finlandiya Meclisi Dışişleri Komisyonu Başkanı ve beraberindeki parlamento heyetinin ülkemize davet edilmelerine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/806)

15.5.1997

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

TBMM Başkanlık Divanının 5 Mayıs 1997 tarih ve 42 sayılı Kararı ile, Finlandiya Meclisi Dışişleri Komisyonu Başkanı Sayın Aaltonen ve beraberindeki Parlalento heyetinin 8-11 Haziran 1997 tarihleri arasında ülkemizi ziyareti kararlaştırılmıştır.

Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkındaki 3620 sayılı Kanunun 7 nci maddesi gereğince Genel Kurulun bilgisine sunulur.

Doç.Dr. Mustafa Kalemli

Türkiye Büyük Millet Meclisi

Başkanı

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Komisyonlardan istifa önergeleri vardır; okutuyorum:

4. – Zonguldak Milletvekili Hasan Gemici’nin, Kamu İktisadî Teşebbüsleri Komisyonu üyeliğinden çekildiğine ilişkin önergesi (4/186)

15.05.1997

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Üyesi bulunduğum Türkiye Büyük Millet Meclisi Kamu İktasadî Teşebbüsleri Komisyonundan istifa ediyorum.

Gereğini arz ederim.

Saygılarımla.

Hasan Gemici

Zonguldak

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

5. – Ankara Milletvekili Hikmet Uluğbay’ın, Plan ve Bütçe Komisyonu üyeliğinden çekildiğine ilişkin önergesi (4/187)

16.5.1997

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Plan ve Bütçe Komisyonu üyeliğinden istifa ediyorum.

Gereğini izinlerine saygılarımla sunarım.

Hikmet Uluğbay

Ankara

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

6. – Eskişehir Milletvekili Hanifi Demirkol’un, İçişleri Komisyonu üyeliğinden çekildiğine ilişkin önergesi (4/188)

16 Mayıs 1997

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İçişleri Komisyonu üyeliğinden şahsî sebeplerden dolayı istifa ediyorum.

Gereğini tensiplerinize arz ederim.

Saygılarımla.

Hanifi Demirkol

Eskişehir

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Başbakanlığın, Anayasanın 82 nci maddesine göre verilmiş bir tezkeresi vardır; okutup, oylarınıza sunacağım:

7. – Devlet Bakanı Bahattin Şeker’in, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine yaptığı resmî ziyarete katılacak milletvekiline ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/807)

16.5.1997

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Devlet Bakanı Bahattin Şeker'in, gençlik ve spor alanında yapılacak yardım, işbirliği ve koordinasyon konularında temas ve görüşmelerde bulunmak üzere bir heyetle birlikte 4-6 Nisan 1997 tarihlerinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine yaptığı resmî ziyarete Ankara Milletvekili Yücel Seçkiner'in de iştirak etmesi uygun görülmüş ve bu konudaki Bakanlar Kurulu kararının sureti ilişikte gönderilmiştir.

Anayasamızın 82 nci maddesine göre gereğini arz ederim.

Prof.Dr. Necmettin Erbakan

Başbakan

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Gündemin "Seçim" kısmına geçiyoruz.

IV. – SEÇİMLER

A) KOMİSYONLARDA AÇIK BULUNAN ÜYELİKLERE SEÇİM

1. – Millî Savunma Komisyonunda açık bulunan üyeliğe seçim

BAŞKAN – Millî Savunma Komisyonunda boş bulunan ve Demokratik Sol Parti Grubuna düşen 1 üyelik için, Ordu Milletvekili İhsan Çabuk aday gösterilmiştir.

Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2. – İçişleri Komisyonunda açık bulunan üyeliğe seçim

BAŞKAN – İçişleri Komisyonunda boş bulunan ve Demokratik Sol Parti Grubuna düşen 1 üyelik için, Balıkesir Milletvekili Tamer Kamber aday gösterilmiştir.

Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. (ANAP ve RP sıralarından karşılıklı konuşmalar)

Sayın Kul, Meclis Genel kurulunda oturduğunuzu unutmayın.

Efendim, lütfen... Sayın Kul, rica ediyorum...

Efendim, Genel Kurul salonunda herkes bağırırsa, burada kimse oturmaz.

SAMİ KÜÇÜKBAŞKAN (Antalya) – Siz de müdahale edin Sayın Başkan.

BAŞKAN – Efendim, ben ne bileyim; ben, önümdeki evraka bakıyorum.

EMİN KUL (İstanbul) – Yakışıyor mu sana?!..

MUKADDER BAŞEĞMEZ (İstanbul) – Sana yakışıyor mu?!.

BAŞKAN – Efendim, lütfen arkadaşlar... Lüften efendim...

3. – Plan ve Bütçe Komisyonunda açık bulunan üyeliğe seçim

BAŞKAN – Plan ve Bütçe Komisyonunda boş bulunan ve Demokratik Sol Parti Grubuna düşün 2 üyelik için, Bartın Miletvekili Cafer Tufan Yazıcıoğlu ile Zonguldak Milletvekili Hasan Gemici aday gösterilmişlerdir.

Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

B) KOMİSYONLARA ÜYE SEÇİMİ

1. – (10/162, 163, 164, 175) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonuna üye seçimi

BAŞKAN – TPAO Adlı Petrol Tankerinde Meydana Gelen Yangın Faciasının Nedenleri ve İtfaiye Teşkilatının Sorunları ile Boğazlar ve Marmara Denizinde Uluslararası Seyir Yapan Gemilerin Oluşturduğu Tehlikelerin Araştırılarak, Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla, Genel Kurulun 29.4.1997 tarih ve 86 ncı Birleşiminde kurulan (10/162, 163, 164, 175) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonu üyeliklerine siyasî parti gruplarınca gösterilen adayların listesi bastırılıp, sayın üyelere dağıtılmıştır.

Şimdi, listeyi okutup, oylarınıza sunacağım:

Aday Listesi:

(9)

Adı, Soyadı Seçim Çevresi

RP (3)

Ekrem Erdem İstanbul

Ali Oğuz İstanbul

Hüseyin Olgun Akın Ordu

ANAP (2)

Emin Kul İstanbul

Ali Talip Özdemir İstanbul

DYP (2)

Şamil Ayrım Iğdır

Ömer Demir Kırşehir

DSP (1)

Erdoğan Toprak İstanbul

CHP (1)

Ali Rıza Bodur İzmir

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Meclis Araştırması Komisyonuna seçilmiş bulunan sayın üyelerin 22.5.1997 Perşembe günü saat 14.00'te, Ana Bina Birinci Bodrum Genel Evrak karşısındaki 475 No'lu Meclis araştırması komisyonu toplantı salonunda toplanarak, başkan, başkanvekili, sözcü ve kâtip seçimi yapmalarını rica ediyorum.

Ayrıca, Komisyon toplantı yeri ve saati ilan tahtasına da asılacaktır.

Sayın milletvekilleri, değişen oranlar nedeniyle, Kamu İktisadi Teşebbüsleri Komisyonunda bağımsız sayın miletvekillerine de 1 üyelik düşmektedir; aday olmak isteyen bağımsız milletvekillerinin 27 Mayıs 1997 Salı günü saat 19.00'a kadar Başkanlığımıza başvurmalarını rica ediyorum.

Malumunuz olduğu üzere, alınan karar gereğince salı ve çarşamba günleri 1'er saati sözlü sorulara ayırıyoruz.

Şimdi, gündemin "Sözlü Sorular" kısmına geçiyoruz.

V. – SORULAR VE CEVAPLAR

A) SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI

1. – Burdur Milletvekili Kâzım Üstüner’in, bir beyanına ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi (6/337)

BAŞKAN – Gündemin "Sözlü Sorular" kısmının 1 inci sırasında, Burdur Milletvekili Kâzım Üstüner'in, bir beyanına ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi vardır.

Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan Genel Kurul salonunda mı efendim? Yok.

Sözlü soru üç birleşim içerisinde cevaplandırılmadığı için İçtüzüğün 98 inci maddesine göre yazılı soruya çevrilmiş ve gündemden çıkarılmıştır.

2. – Rize Milletvekili Ahmet Kabil’in, yaş çay bedellerinin peşin ödenmesine ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Ahmet Demircan’ın cevabı (6/339)

BAŞKAN – 2 nci sırada, Rize Milletvekili Ahmet Kabil'in, yaş çay bedellerinin peşin ödenmesine ilişkin, Devlet Bakanından sözlü soru önergesi vardır.

Soruyu cevaplandıracak Bakan var mı efendim? Yok.

Sayın Kabil, konuşacak mısınız?

AHMET KABİL (Rize) – Evet, efendim.

BAŞKAN – İçtüzüğe göre, üç birleşim içerisinde sorusu cevaplandırılmayan milletvekili Genel Kurulda konuşma hakkına sahip oluyor.

Sayın Kabil, gündemdışı konuşma süresi kadar konuşacaksınız.

Buyurun efendim.

AHMET KABİL (Rize) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; biraz önce bu kürsüden, Başbakanlık yapmış bir parti lideri için "sokak kabadayısı" deyimini kullanan arkadaşıma sözlerini aynen iade ediyorum. (ANAP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar; RP sıralarından gürültüler)

BAŞKAN – Sayın Kabil, rica ediyorum, gündeme bağlı konuşun.

RAMAZAN YENİDEDE (Denizli) – Zabıtlardaki kelimeleri oku...

AHMET KABİL (Devamla) – Kendi lideri için aynı üslubu kullansam doğru olur mu? Kendi lideri için "sokak yalancısı" desem, doğru olur mu?..

CAFER GÜNEŞ (Kırşehir) – Seviyenizi göstermiş olursunuz.

BAŞKAN – Rica ediyorum arkadaşlar, susun... Gittikçe bu Meclisi çalışamaz duruma düşürüyoruz arkadaşlar...

AHMET KABİL (Devamla) – Bu davranışlarınızla -Genel Başkanım ne dedi bilmiyorum ama- demek ki, onun konuşmasındaki ifadeler doğrudur.

BAŞKAN – Sayın Kabil...

MUHAMMET POLAT (Aydın) – Bakın "doğrudur" diyor...

AHMET KABİL (Devamla) – Ne konuştu bilmiyorum.

BAŞKAN – Efendim, rica ediyorum... Oturur musunuz yerinize.

Sayın Kabil, bizi zor duruma sokmayın, rica ediyorum sizden efendim; siz yaş çayla ilgili konuşun.

RAMAZAN YENİDEDE (Denizli) – Utanmadan, destekliyor.

AHMET KABİL (Devamla) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Doğu Karadeniz Bölgesinde, Rize çevresinin tek geçim kaynağı çaydır. Çaydan elde edilen gelir, bu bölgede istihdamı sağlarken, son yıllarda verilen düşük fiyat nedeniyle reel alım gücü bir hayli düşmüştür. Rize'de hiçbir asayiş sorunu olmamasına rağmen, Türkiye'de en çok göç veren iller arasındadır. Buna neden... (RP sıralarından gürültüler)

Şevki Bey, çıkarsın buraya, konuşursun; ikide bir sataşma.

...çay taban fiyatının enflasyona göre düşük olması, tarım girdilerinin enflasyondan fazla artmış olması, bunun sebeplerinden biridir.

İkinci sebep; yüksek enflasyon karşısında, yaş çay bedellerinin peşin ödenmemesidir. 1991 yılından sonra -1996 kampanyası hariç- verilen taban fiyatları devamlı enflasyon altında kalmış, dolayısıyla, yaş çay üreticilerinin alım gücü azalmıştır.

Dün, 1997 yaş çay kampanya fiyatı açıklanmıştır. Bu fiyat, son yıllardaki -1996 yılı hariç- en iyi fiyattır. 1991'den sonra, Rize, düzenli bir husumete muhatapken, yatırımlar durdurulmuşken, bu Hükümet, Rize'ye verilen paraları geri almayı beytülmala uzanan el gibi değerlendirmişken, Sayın Bakanın bu cesaretini kutluyorum.

Ben, çaydan sorumlu Sayın Bakanı kutlarken, bir hususu da rica ediyorum; o da, yaş çay bedellerinin peşin ödenmesidir. Kendileri de paranın peşin verileceğini söylemişlerdir. Bugün verilen fiyat, vatandaşın haklı talebini karşılamamış olsa bile, 51 520 lira ortalama fiyatın verilmesi, zannediyorum Bakanın şahsî gayretidir.

Sayın Bakan, bir mukayese vaadinde bulunmamış olsa bile, bazı bölge milletvekilleri 1996 fiyatından daha iyi fiyat vereceklerini söylemişlerdi.

Şimdi, ben, 1996 ile 1997 fiyatlarını mukayese etmek istiyorum. Hatırlarsınız -burada tabloları da var- 1995 enflasyonu yüzde 64,9 ve 1995'te ortalama yaş çay fiyatı 12 166 lira idi. 1996'da verilen fiyat 25 bin lira, yani yüzde 106'lık bir artış var. Toptan eşya fiyatlarına göre enflasyonu yüzde 65 kabul edersek, enflasyon üzerinde yüzde 41 fark verilmiştir. Peki, 1997'de verilen fiyat nedir, bu şartlarda iyi dediğimiz fiyat nedir?

Çay tarımı, yılda üç mahsul olarak değerlendirilir. Yüzde 50'si birinci sürgün, bugün 50 bin lira verildi; yüzde 35'i ikinci sürgün, 52 500 lira ve yüzde 15'i üçüncü sürgün, 55 bin lira olarak fiyat tespit edildi; yani, üreticinin yılda verdiği her 100 kilogram çaydan 50 kilosu 50 bin liradan 2 500 000 lira, 35 kilosu 52 500 liradan 1 837 500 lira ve 15 kilosu da 55 bin liradan 825 000 lira...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen, son cümlenizi söyler misiniz Sayın Kabil.

AHMET KABİL (Devamla) – ...yani 5 162 500 lira eder ki, 51 bin lira olarak değerlendirilirse, buradaki artış yüzde 103'tür. Halbuki, 1996 enflasyonu yüzde 85'tir; burada, enflasyon üzerinde verilen fark sadece yüzde 18'dir; yüzde 41'e karşılık yüzde 18'lik bir fiyat verilmiştir; ama, zannediyorum bundan sonra, Sayın Bakanın iyi niyetiyle, verilen fiyat peşin ödenmek suretiyle vatandaşın mağduriyetine daha çok sebep olunmaz.

Bir de, İktidarın her iki partisi Rize'de istihdamı sağlayacaklarını, diğer paketleme fabrikalarını Rize'ye getireceklerini söylemiş olmalarına rağmen, şimdi duydum ki, yine bu partilerden büyük ortak, Rize'deki paketleme fabrikalarını başka yere taşımak istiyor. Bu da her vaadi gibi kendi vaat ettiklerine ters düşmektedir; ama, ben, burada yine şahıs olarak Sayın Bakanın iyi niyetine güveniyorum...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Efendim, lütfen, son cümlenizi söyler misiniz. Bakın, 2 dakika verdim... Rica ediyorum...

AHMET KABİL (Devamla) – Hepinize sevgi ve saygılar sunarak sözlerime son veriyorum. (ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Efendim, bu soru önergesi de, daha önce iki birleşim cevaplandırılmadığı için...

DEVLET BAKANI AHMET DEMİRCAN (Samsun) – Sayın Başkan...

BAŞKAN – Efendim, baştan cevaplandıracaktınız.

DEVLET BAKANI AHMET DEMİRCAN (Samsun) – Yalnız, konudışı konuştu...

BAŞKAN – Efendim, konudışı değil, yaş çayla ilgili konuştu. Ben, onun konuşmasına ambargo koyamam; kendi takdiri içerisinde konuşmasını yapıyor.

DEVLET BAKANI AHMET DEMİRCAN (Samsun) – Sayın Başkan, paketleme değil ki konu...

BAŞKAN – Efendim, zaten, sözlü sorudan düşürdük onu; yani, bu, sözlü sorudan düşüp, İçtüzüğün 98 inci maddesine göre yazılı soru haline dönüşmüştür. Siz, yazılı sorusuna ayrıca bir cevap verebilirsiniz.

DEVLET BAKANI AHMET DEMİRCAN (Samsun) – Sayın Başkan, yalnız, çayın fiyatları dışında, paketleme fabrikalarıyla ilgili, yanlış anlaşılacak beyanlarda bulundu. Bunu, cevaplandırmam gerekiyor; çünkü, yaş çay fiyatlarıyla ilgiliydi sorusu, konuştuğu konu farklıydı.

BAŞKAN – Neyse, efendim... Şimdi, Sayın Bakan, aslında İçtüzüğümüze göre, önce bakan cevap verir, sonra, ilgili, yerinden buna cevap verir, sonra bakan, buradan, tekrar cevap verebilir.

Bu hükme istinaden, buyurun; size, bir açıklama hakkı veriyorum efendim. (RP sıralarından alkışlar)

HALİT DUMANKAYA (İstanbul) – Ne adaletlisin[!]

BAŞKAN – Bizim özümüzde adalet var.

Buyurun Sayın Bakan.

DEVLET BAKANI AHMET DEMİRCAN (Samsun) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Rize Milletvekili Sayın Kabil, yaş çay fiyatlarıyla ilgili soru önergesinin üç oturum cevaplandırılmaması sonucu sözlü konuşma hakkını kullanırken, yaş çay fiyatlarıyla ilgili olan kısmının dışında, özellikle kamuoyu arasında, bölgedeki kamuoyu arasında yanlış anlamalara mahal verebilecek paketleme fabrikalarıyla ilgili beyanını öncelikle cevaplandırmak istiyorum. Bu amaçla söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Elbette ki, bölgede tek tarım ürünü olan çay yaprağının bölgede işlenmesi, bölgedeki paketleme fabrikalarında paketlenmesi, bölgede artı değerini bırakması bölge ekonomisi için yararlı olacaktır. Ancak, bugüne kadar, yaş çay sadece bölgede üretiliyor; ama, Türkiye'nin tüm sathında tüketiliyor. Yaş çayın dağıtım problemleri de göz önüne alınarak, depolama problemleri de göz önüne alınarak, Ankara ve İstanbul'da da daha önceden yapılmış olan paketleme fabrikalarımız var.

Ülkemizde, kuru çay tüketiminde, bilhassa Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde, yerli çay tüketiminden daha çok yabancı çay hâkimiyeti görülmektedir. Bu yabancı çay hâkimiyetinin kırılabilmesi için, bölgede çay depolanması ve gerektiğinde bölgede de bir ufak, bölgenin taleplerine uygun paketleme imkânlarının araştırılması gündeme gelmişti; bu konuyla ilgili olarak bir çalışma vardı. Bu konu, sadece Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu Bölgelerinin bir kısmında tüketilecek olan çayın, bölgenin talebine uygun bir şekilde paketlenmesiyle ilgili çalışmadır.

Ayrıca, bu konunun dışında, yaş çay fiyatlarıyla ilgili ufak bir iki cümleyle bilgi vermek istiyorum; kamuoyunu bilgilendirmekte, Meclisimizi bilgilendirmekte fayda var. Yaş çay fiyatları, son onbeş yıl içerisinde izlediğimizde görüyoruz ki, 27 sentten başlamış, bir ara 30-34 sentlere kadar çıkmış, dolar bazında; 1994'te 19 sente kadar düşmüş, en son 1996'da 33 sent düzeyine çıkmış bulunmaktadır. Bizim Hükümetimizin iki gün önce beyan etmiş olduğu yaş çay fiyatları -Türk Lirası olarak- birinci sürgün 50 bin, ikinci sürgün 52 500, üçüncü sürgün 55 bin TL kilogramdır. Bunları dolar bazında değerlendirdiğimizde, 38-39 sente ulaşmaktadır ki, son onbeş yıllık çay tarihinde en yüksek düzeydir. Enflasyonla ilgili değerlendirmeyi yaptığımızdaysa, enflasyonun çok çok üzerindeki değer artışıdır.

AHMET KABİL (Rize) – Enflasyonun üzerinde yüzde 41'e karşı yüzde 18 vermişsiniz...

DEVLET BAKANI AHMET DEMİRCAN (Devamla) – Enflasyonu bu sene yüzde 65 olarak belirlemiş olan Hükümetimiz, yüzde 110 ortalama çay fiyatı artışıyla bölge insanına bu imkânı sağlamıştır.

Ödemelere gelince: 1996 yılında, son onbeş yılın en güzel ikinci ödemesi yapılmıştır. Peşin sayılacak bir şekilde, yılı içerisinde, 1997 yılına bir kuruş bırakılmadan, yaş çay paraları ödenmiştir. Bu sene de aynı şekilde, bu uygulama devam edecek, 1998 yılına, üreticinin parası bırakılmayacaktır. Bunu da burada, beyan etmek istiyorum.

Bu imkânı verdikleri için Sayın Başkana teşekkür ediyor, hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. (RP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakan.

Aslında, bu haliyle, tam olarak İçtüzüğe de uymuyor; ama, soruyu da cevaplandırılmış gibi kabul ediyoruz. Sayın Kabil de, zaten, gerekli şeyi etti. Soruyu cevaplandırılmış kabul ediyoruz. Çok istisnai bir durum; çünkü, başlangıçta Sayın Bakan yoktu, Sayın arkadaşımıza söz verdik, çıktı konuştu; ama, o sırada da Bakan geldi. Temenni ederim ki, bundan sonra, Bakanlar soruların başında burada olsunlar.

HALİT DUMANKAYA (İstanbul) – İçtüzüğü ihlaldir bu.

BAŞKAN – Değil efendim. Ben İçtüzüğü ihlal etmem, merak etmeyin. Ben, iyi bir hukukçuyum; size, biraz hukuk dersi veririm.

3. – Yozgat Milletvekili Kâzım Arslan’ın, sağlık teşkilâtındaki personel kadrolarına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/344)

BAŞKAN – 3 üncü sırada Yozgat Milletvekili Kâzım Arslan'ın, sağlık teşkilatındaki personel kadrolarına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi vardır.

Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Soru ertelenmiştir.

4. – Yozgat Milletvekili Kâzım Arslan’ın 1997 bütçesinde sağlıkla ilgili tanıtım ve reklam giderleri için bir ödeneğin ayrılıp ayrılmadığına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/345)

BAŞKAN – 4 üncü sırada, Yozgat Milletvekili Kâzım Arslan'ın 1997 bütçesinde sağlıkla ilgili tanıtım ve reklam giderleri için bir ödeneğin ayrılıp ayrılmadığına ilişkin, Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi vardır.

Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Soru ertelenmiştir.

5. – Yozgat Milletvekili Kâzım Arslan’ın, meslek yüksekokulu mezunu sağlıkçıların göreve atanmama nedenlerine ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/346)

BAŞKAN – 5 inci sırada, Yozgat Milletvekili Kâzım Arslan'ın, meslek yüksekokulu mezunu sağlıkçıların göreve atanmama nedenlerine ilişkin, Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi vardır.

Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Soru ertelenmiştir.

6. – Tekirdağ Milletvekili Enis Sülün’ün, M. Ereğlisi - Çorlu - Seğmen yol yapımına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sorusu ve Devlet Bakanı Lütfü Esengün’ün cevabı (6/348)

BAŞKAN – 6 ncı sırada, Tekirdağ Milletvekili Enis Sülün'ün, Marmara Ereğlisi-Çorlu-Seymen yol yapımına ilişkin, Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi vardır.

Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?..

DEVLET BAKANI LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) – Ben cevaplandıracağım Sayın Başkan.

BAŞKAN – Siz cevaplandıracaksınız; peki efendim.

Soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Bayındırlık ve İskân Bakanı Cevat Ayhan tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunu delaletlerinize saygıylarımla arz ederim.

23.10. 1996

Enis Sülün

Tekirdağ

Uzun yıllardan beri M. Ereğlisi'ni Çorlu'ya bağlayan (Çorlu-Seymen) ayrımı - M. Ereğlisi karayolu ulaşımı zorlukla sağlanmaktadır; özellikle kış mevsiminde ulaşım aksamaktadır. E-5 Karayolunu da rahatlatacak olan yolun ihalesi yapılmıştır. 100 milyar lira proje bedeli, yolun iki yılı aşkın bir süredir ihaleyi alan firma tarafından yapılmaması ve çalışmaların başlamamasının sebebi bilinmemektedir.

Proje bedeli ve ilgili firma belli olmasına rağmen, iki yıldır, adı geçen yolda neden çalışma başlamamıştır? Yöre halkının sıkıntısı ne zaman sona erecektir? Bu konuda bir çalışma var mıdır?

BAŞKAN – Soruya cevap vermek üzere, Devlet Bakanı Sayın Lütfü Esengün; buyurun. (RP sıralarından alkışlar)

Süreniz 5 dakikadır Sayın Bakan.

DEVLET BAKANI LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Tekirdağ Milletvekili Sayın Enis Sülün'ün, biraz önce okunan sualine cevap vermek üzere huzurunuzdayım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Birinci keşif bedeli 39 557 153 370 lira olan Çorlu-Seymen ayrımı - Marmara Ereğlisi devlet yolunun, 0 - 13, 14 kilometre arası tesviye, sanat yapıları, plantmiks, temel, bitümlü sıcak karışım, banket ve sathî kaplama işlerinin ihalesi 23 Ocak 1995 tarihinde yapılmıştır. Yapılan ihale neticesinde iş, yüzde 12,15'le en uygun tenzilatı yapan Makyol İnşaat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketine verilmiştir.

Müteahhit firmayla, 2 Mart 1995 tarihinde imzalanan sözleşme, Sayıştay tarafından, 9 Mart 1995 tarihinde tasdik edilmiş ve yeri de müteahhide, 21 Nisan 1995 tarihinde teslim edilmiştir.

İhale aşamasında, tapuda yola terki yapılan bantta kalmak şartıyla, mevcut yolda sadece üstyapı takviyesi düşünülmüştür. Ayrıca, 1995 yılı içinde, özellikle Marmara Ereğlisi liman inşaatının başlamasıyla beraber, yolda trafik artışı, buna bağlı olarak da aşırı derecede bozulmalar meydana gelmiştir. Bu nedenle, projenin yeniden gözden geçirilmesi ihtiyacı doğmuştur.

Yapılan araştırma ve incelemeler neticesinde, Çorlu-Seymen ayrımı Marmara Ereğlisi yolu projesinde platform genişliği 12 metreye çıkarılarak, ikinci sınıf devlet yolu projesinden birinci sınıf devlet yolu projesine alınmış ve projenin kırmızı kotu 1 metre yükseltilmiştir. Ayrıca, kamulaştırma paftaları tamamlanmış olup, 18 Mart 1997 tarihinde kamulaştırma için kıymet takdiri yapılacaktır.

1997 yılı ödeneği olan 96 milyar lirayla, 3 kilometrelik kısım BSK olarak bitirilecektir. Ödeneği artırılabildiği takdirde, geriye kalan 10 kilometrelik kesimde çalışmalar devam edecektir.

Saygıyla bilgilerinize arz ediyorum. (RP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakan.

Soru sahibi Sayın Enis Sülün?.. Salonda yok.

Soru cevaplandırılmıştır.

7. – İzmir Milletvekili Atilla Mutman’ın, işçi emeklileri arasındaki aylık farkın giderilmesi ile ilgili tedbirlere ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Necati Çelik’in cevabı (6/349)

BAŞKAN – 7 nci sırada, İzmir Milletvekili Atilla Mutman'ın, işçi emeklileri arasındaki aylık farkının giderilmesiyle ilgili tedbirlere ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi vardır.

Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Burada.

Soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorunun, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Necati Çelik tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için gereğini arz ederim.

Saygılarımla.

Atilla Mutman

İzmir

Memur emeklilerinin emekli sandığından aldıkları aylıklar emeklinin eski-yeni oluşuna göre değişmediği halde, işçi emeklilerinde bu fark oluşmuş durumdadır. Tavandan prim ödediği halde eski emekli durumunda olan işçilerin eline bugün son derece düşük emekli ödenekleri geçmekte ve bu emekliler yaşam savaşı içine itilmiş bulunmaktadır.

Hem hak hem de sosyal adalet prensiplerine uymayan bu büyük haksızlığın düzeltilmesi ve eski işçi emeklileri ile yeniler arasındaki giderek büyüyen uçurumun giderilmesi amacıyla bir intibak veya başka bir çözüm için plan veya programınız nedir?

BAŞKAN – Sayın Bakan, buyurun efendim. (RP sıralarından alkışlar)

Süreniz 5 dakikadır.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI NECATİ ÇELİK (Kocaeli) – Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; İzmir Milletvekili Sayın Atilla Mutman tarafından verilen, işçi emeklileri arasındaki aylık farklılıklarının giderilmesiyle ilgili tedbirlere ilişkin sözlü soru önergesini cevaplamak üzere huzurlarına gelmiş bulunuyorum.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, bilindiği gibi, Sosyal Sigortalar Kurumu emekli aylıklarının hesaplanmasında, katsayı ve gösterge sistemi uygulanmakta, göstergeler, Bakanlar Kurulunca belirlenmekte ve devlet memurları aylıklarına uygulanan katsayı esas alınmaktadır.

İlk defa 29.6.1978 tarih ve 2167 sayılı Yasa ile uygulamaya konulan gösterge tablosunun alt ve üst sınırları, değişen ekonomik koşullara göre 10 defa yükseltilmiş ve her defasında, eski emeklilerin göstergeleri, yeni göstergelere intibak ettirilerek yükseltildiğinden gösterge tablosundan aylık bağlananların kendi aralarında eski-yeni emekli farklılığı söz konusu olmamıştır; ancak, 9.7.1987 tarihine kadar alınacak primler ve bağlanacak aylıkların hesaplanmasında tek gösterge tablosu uygulanmaktayken, bu tarihte yürürlüğe giren 3395 sayılı Yasa ile üst gösterge tablosu adı altında ikinci bir gösterge tablosu uygulamaya konulmuş, bu tarihe kadar 1400 olan ek en yüksek gösterge, 6400'e yükseltilmiş ve üst gösterge tablosu üzerinden emekli aylığı bağlanmaya başlanmıştır.

Daha önce göstergelerde yapılan artışlarda, eski emekliler için yapılan intibak işlemi, üst gösterge tablosu yürürlüğe girdiğinde yapılmadığından, bu defa farklı göstergelerden kaynaklanan, eski, yeni emekli grupları ortaya çıkmıştır. Öte yandan, 1.1.1982 tarihine kadar emekli olanların tümünün aylık bağlama oranları yüzde 70 iken, bu tarihte yürürlüğe giren 2422 sayılı Yasayla, emekli aylığı bağlama oranı, 5000 gün prim ödeyenler için yüzde 60'a indirilmiş ve 5000 günden fazla prim ödenen her 240 gün için bu oranın bir puan artırılması esası getirilmiştir.

Değerli arkadaşlarım, böylece, prim ödeme gün sayısı eşit olan sigortalılar arasında, aylık bağlama oranı bakımından, 1982 öncesi ve 1982 sonrası olmak üzere, iki emekli grubu oluşmuştur. Buna göre, 5000 gün prim ödemiş bulunan iki sigortalıdan, 1982 tarihinden önce emekli olanın aylık bağlama oranı yüzde 70 iken, 1.1.1982 tarihinden sonra emekli olan diğer sigortalıya yüzde 76 aylık bağlama oranı üzerinden aylık bağlanabilmiştir.

Ayrıca, 9.7.1987 tarihinden sonra gösterge tablosundan emekli olanların aylık bağlama oranlarıyla ilgili yeni bir düzenleme yapılmazken, üst gösterge tablosundan emekli olanların aylık bağlama oranlarının yüzde 50 ilâ yüzde 59,9 arasında olması yönünde düzenleme yapıldığından, aylık bağlama oranları yönünden yeni bir eşitsizlik ortaya çıkmıştır.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, eşit şartları taşıyan emeklilerin aylıklarının da eşit olması ilkesinden hareketle, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununda bazı değişiklikler yapılması hususunda, Bakanlığımca hazırlanan kanun tasarısında, emeklilerin aylık bağlama oranlarındaki farklılıkları giderecek düzenlemeye yer verilerek, intibak konusunda önemli bir adım atılmıştır. Bu kanun tasarısı Genel Kurul gündemindedir; yani, komisyonlardan geçmiştir.

METİN ŞAHİN (Antalya) – İntibak yok Sayın Bakan...

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI NECATİ ÇELİK (Devamla) – Değerli milletvekili arkadaşlarım, göstergeler arasındaki farklılıkları giderecek ve çok daha büyük bir malî kaynağı gerektiren intibak kanunu tasarısı üzerindeki çalışmalar ise tamamlanmış bulunmaktadır. Birkaç gün içerisinde Bakanlar Kuruluna sevk edilecek ve inşallah, bütün partilerin ittifak ettiği bu tasarı en kısa zamanda sonuçlanacaktır diye düşünüyorum.

Bu fırsatı bana verdikleri için, değerli dostum Atilla Mutman Beyefendiye teşekkür ediyorum; Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (RP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Bakan.

ATİLLA MUTMAN (İzmir) – Sayın Başkan...

BAŞKAN – Buyurun Sayın Mutman. Yerinizden kısa bir açıklama yapabilirsiniz; çünkü, İçtüzük öyle.

ATİLLA MUTMAN (İzmir) – Sayın Bakana, açıklamalarından dolayı teşekkür ediyorum; fakat, bu, yıllara yönelik bir haksızlık içermekte olan bir olay ve Sayın Bakan, göreve başladıktan hemen sonra bu haksızlıkları giderecek girişimlerde bulunacağını ifade etmişti; oysa, onbir ay oldu, daha kanun tasarısı Meclise gelmedi. Bu, hakikaten, işçi emeklileri arasında büyük farklılık arz etmektedir. Yüzlerce işçi emekli dernekleri bu konunun acilen çözülmesini beklemektedir.

Saygıyla Yüce Meclise sunuyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Mutman.

Zaten, Sayın Bakan da gerekli hazırlıkların yapıldığı, Bakanlar Kurulunun imzasında...

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI NECATİ ÇELİK (Kocaeli) – Sayın Başkan, Sayın Mutman'ı tatmin için yerimden...

BAŞKAN – Kürsüye de gelebilirsiniz; İçtüzüğe göre sizin bu hakkınız var; yine 5 dakika konuşabilirsiniz.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI NECATİ ÇELİK (Kocaeli) – Çok önemli; izin verirseniz, kürsüden ifade edeyim.

BAŞKAN – Buyurun efendim.

METİN ŞAHİN (Antalya) – Sayın Başkan, ben, bu konuda, Sayın Bakana bir ufak hatırlatma yapabilir miyim?

BAŞKAN – Efendim, lütfen, sizin şu anda bu soruyla ilgili bir sıfatınız yok.

Sayın Bakan, lütfen, buyurun.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI NECATİ ÇELİK (Kocaeli) – Değerli milletvekili arkadaşlarım, özür diliyorum, tekrar söz alma mecburiyetinde kaldım.

Tabiî, Sayın Mutman'ın da ifade ettikleri gibi, doğrudur; Bakan olduktan hemen sonra, bu konuda bir kanun tasarısı hazırlayacağımızı, sevk edeceğimizi ifade ettim. Emeklilere de sözüm var. Ne var ki, biz, gayet tabiî, Hükümetiz; yaptığımız işten mutlaka herkesin tatmin olması, olabildiğince huzur duyması lazım. Üzülerek ifade ediyorum; bildiğiniz gibi, emeklilerin bir cemiyeti, bir de derneği var. Kendilerine söylediğim şudur: Arkadaşlar, Hükümetimizin bu konuda kararlılığı var, iyiniyeti var; oturun bir formülde uzlaşın, o formülü ben tasarılaştırmaya varım. Ne yazık ki, Sayın Mutman, inanınız, şu ana kadar bu iki cemiyet, bu konuda uzlaşma sağlayamamıştır. Benim bürokratlarım suçlanmıştır bu işi savsaklıyorlar diye. Hazineyi de işin içine katarak, daha adil, ne süper emeklileri ne 1982 sonrası emeklileri rahatsız etmeyecek bir formülde uzlaşılsın istiyorum. Bugüne kadar bu konuda tam bir uzlaşma sağlayabildiklerini, ne yazık ki, söyleyemiyorum; ama, şu noktada kararlıyım, işin sonuna geldik, daha fazla, bu işin beklemeye tahammülü olmadığını ben de sizin gibi düşünüyorum ve nerede uzlaştılarsa o uzlaşma noktalarını tasarı haline getirip, Başbakanlığa ve daha sonra Yüce Meclise getireceğimizi ifade ediyorum; tekrar, Muhterem Heyeti saygıyla selamlıyorum. (RP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakan.

Soru cevaplandırılmıştır efendim.

8. – Muğla Milletvekili Lâle Aytaman’ın, Gökova Termik Santralinin denize olan olumsuz etkilerinin önlenmesi için alınacak tedbirlere ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/350)

BAŞKAN – 8 inci sırada, Muğla Milletvekili Lale Aytaman'ın, Gökova Termik Santralının denize olan olumsuz etkilerinin önlenmesi için alınacak tedbirlere ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi vardır.

Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Genel Kurul salonunda yok.

Soru ertelenmiştir.

9. – Ankara Milletvekili Aydın Tümen’in, alınan telefon ücretlerinden haksız kazanç sağlandığı iddiasına ilişkin Ulaştırma Bakanından sorusu ve Devlet Bakanı Lütfü Esengün’ün cevabı (6/351)

BAŞKAN – 9 uncu sırada, Ankara Milletvekili Aydın Tümen'in, alınan telefon ücretlerinde haksız kazanç sağlandığı iddiasına ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi vardır.

Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Soruyu Sayın Lütfü Esengün cevaplandıracaktır.

Önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim. 30.10.1996

Saygılarımla.

Aydın Tümen

Ankara

Telefon ücretleri belli sürelerde artırılan kontör sayısına göre alınmaktadır. Söz konusu uygulamada önce kontör artırılmakta, sonra süre işlemektedir. Bu durum ise, konuşmasını bitiren abonenin her zaman parasını ödediği halde konuşamadığı sürenin kalmasına neden olmaktadır. Aboneler konuşmalarını, son atan kontör periyodunun herhangi bir yerinde sonlandırmaktadır. Milyonlarca yapılan görüşmelerde ise, bu sonlandırma yeri orta değere yakındır; yani, ortalama olarak her konuşmada yarım kontörlük süre konuşulmamaktadır. Bu yarım kontörün ücreti ise 1 300 Türk Lirasıdır. Yaklaşık 14,5 milyon abone -1996 Ağustos rakamlarına göre 13,7 milyon normal abone artı 700 bin cep ve mobil telefon aboneleri- olduğu ve 1995 ortalamaları olan, her ay abone başına 35 konuşma düşünülürse, korkunç manzara ortaya çıkmaktadır.

Sorular:

1- Bu durumda, telefon faturalarıyla her ay 600 milyarın üzerinde, halktan, konuşmadıkları halde ücret alındığı doğru mudur? Doğru değilse, gerçek rakam nedir?

2- Bu haksız kazançtan, cep telefonu firmaları olan Telsim ve Türkcell pay almakta mıdır? Alıyorsa, ne kadarını almaktadır?

3- Mevcut telefon santrallarının yüzde 95' inden fazlası otomatik olduğuna göre, konuşmanın başlangıç ve bitiş süreleri ile kademelerini tutmak mümkün değil midir? Mümkünse, niçin yapılmamaktadır?

BAŞKAN – Sayın Bakan, buyurun efendim.

Süreniz 5 dakika Sayın Bakan. Biraz teknik bir soru...

DEVLET BAKANI LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Ankara Milletvekili Sayın Aydın Tümen'in biraz evvel okunan sualine cevap arz ediyorum:

Türk Telekomünikasyon Anonim Şirketi Genel Müdürlüğü, tüm hizmetlerinin ücretlendirilmesinde eşitlik ilkesini uygulamaktadır. Telefon konuşmalarında ücretlendirme, konuşmanın başlangıcıyla başlar ve konuşmanın bitiminde de durur. Konuşma süresi içerisinde abonelerin kontörleri, konuşulan yerin mesafesine uygun tarife kademesindeki kontör atışıyla ilerletilir.

Telefon sistemlerimizde, konuşma başlar başlamaz ilk kontör, konuşmanın yapıldığı kademenin gerektirdiği ilk zaman periyodu dolup da ikinci zaman periyodu başladığında ikinci kontör şeklinde devam etme prensibine göre; bir başka ifadeyle, her kontör periyodu için peşin ücretlendirme mantığına göre yapılmaktadır. Bu bahsedilen ücretlendirme sistemi sadece Türkiye'de değil, bütün dünyada aynen uygulanmaktadır.

Ayrıca, GSM şebekesi abonelerine, tarifesine göre tahakkuk ettirilen ücretler, firmalarla, sözleşmede yer alan hükümler dairesinde bölüşülmektedir.

Saygıyla bilgilerinize arz ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

Soru cevaplandırılmıştır efendim.

AYDIN TÜMEN (Ankara) – Sayın Başkan...

BAŞKAN – Yerinizden kısa bir açıklama yapabilirsiniz.

AYDIN TÜMEN (Ankara) – Soruyu, Sayın Ulaştırma Bakanı yanıtlasaydı, tabiî, daha çok memnun olurdum.

Sayın Başkan, telefon ücretlerinin kontörle hesaplanması, ücretlendirilmesi konusu üzerinde soru önergemi verdim. Soru önergemde açıkladım. Konu biraz teknik. Genellikle, konuşmalar, kontör üzerinden hesaplanır, ücretlendirilir. Kontör, konuşma başladığı anda atmaya başlar; ama, konuşma bittiğinde kontör bitmeyebilir. Milyonlarca konuşma olduğu için, bu, istatistikî ortalama olarak yarıya tekabül eder; o zamanki hesaplamaya göre 1 300 liraydı, şimdi, kontör başına 3 sent alınmaktadır. Bu milyonlarca konuşmada her yarım kontör kaldığında, milyarlar, hatta trilyonlar, Türk Telekoma kalmaktadır; bundan, Türkcell ve Telsim de faydalanmaktadır. Bu, yazışmalarda vardır, Sayın Bakan isterse gösterebilirim.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Sayın Bakan, bir şey söyleyecek misiniz efendim?

DEVLET BAKANI LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) – Sayın soru sahibi...

BAŞKAN – Buradan da konuşabilirsiniz...

DEVLET BAKANI LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) – Buradan arz edeyim.

Sayın soru sahibi, sorusunu tekrar etti, ben de cevabımı tekrar ediyorum: Bütün dünyada uygulanan sistem bu. Eğer, başka bir alternatif, çözüm önerisi varsa onu da Ulaştırma Bakanlığımıza arz etsinler.

AYDIN TÜMEN (Ankara) – Ben, çözümleri, zaten...

BAŞKAN – Neyse; çözümleri Hükümetin bulması lazım.

AYDIN TÜMEN (Ankara) – Otomatik santrallar, konuşmanın başlangıcını ve bitimini hesaplayabiliyor. Bu hesaplama yöntemi de alınsın.

BAŞKAN – Yani, konuşma bitince -tabiî, çok teknik konu olduğu için ben bilmiyorum - otomatikman kesilmiyor mu ücret?

AYDIN TÜMEN (Ankara) – Hayır, kesilmiyor; o kontör sonunda..

BAŞKAN – O zaman, herhalde, teknik onu gerektiriyor, o bakımdan... Neyse, çok teknik...

AYDIN TÜMEN (Ankara) – Hayır efendim, otomatik santrallarla hallediliyor bu.

BAŞKAN – Peki; çok teknik bir soru, Sayın Bakan, kendi takdirleri içinde cevap verdiler, daha fazla cevap vermeye zorlayamayacağımıza göre, burada, soruyu cevaplandırmış gibi kabul ediyorum efendim.

10. – Burdur Milletvekili Kâzım Üstüner’in, Aczimendilerin Ankara’daki gösterileri sırasında polisin tutumuna ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/352)

BAŞKAN – 10 uncu sırada, Burdur Milletvekili Kâzım Üstüner'in, Aczimendilerin Ankara'daki gösterileri sırasında polisin tutumuna ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi vardır.

Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan Genel Kurul salonunda olmadığı için soru ertelenmiştir.

11. – Burdur Milletvekili Kâzım Üstüner’in, Burdur İline bağlı köylerin yollarına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/353)

BAŞKAN – 11 inci sırada, Burdur Milletvekili Kâzım Üstüner'in, Burdur İline bağlı köylerin yollarına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi vardır.

Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan Genel Kurul salonunda olmadığı için soru ertelenmiştir.

12. – Rize Milletvekili Ahmet Kabil’in, Rize’de meydana gelen afette hasar gören ev, işyeri ve yolların yapımı için tahsis edilecek ödeneğe ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Lütfü Esengün’ün cevabı (6/354)

BAŞKAN – 12 nci sırada, Rize Milletvekili Ahmet Kabil'in, Rize'de meydana gelen afette hasar gören ev, işyeri ve yolların yapımı için tahsis edilecek ödeneğe ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi vardır.

Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Burada.

Soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Sayın Başbakan tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için gereğini saygılarımla arz ederim. 24.10.1996

Ahmet Kabil

Rize

30 Ağustos 1995 tarihinde Rize'de meydana gelen afette 9 vatandaşımız ölmüş, birçok ev ve işyeri yıkılmış, devlet yolları, il yolları, köy yolları büyük ölçüde hasar görmüştür.

Bu afette, 1995 fiyatlarıyla hasar 800 milyar civarındadır.

Aradan geçen bir yılı aşkın süredir, bu hasar için Rize'ye Acil Destek Fonundan 59 milyar, Köy Hizmetlerinden 125 milyar olmak üzere, sadece 184 milyar yardım yapılmıştır.

Bu defa, 14 Ekim 1996 günü, 19 saatte 179 kilogram/metrekare yağmur yağması neticesi, 144 ev büyük ölçüde hasar görmüş, bazı köyler komple kayma belirtileri göstermiştir.

Soru 1.- 30 Ağustos 1993'te ve 14 Ekim 1996'da hasar gören yollar ve yıkılan evlerin yenilenmesi için gerekli ödenekler ne zaman verilecektir?

Soru 2.- Kayma belirtisi gösteren köyleri korumak için ne gibi bir işlem yapılmıştır?

3. – Ayrı ayrı mahallelerde evleri yıkılan vatandaşlarımızın evleri yenilenecek midir?

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan.

Süreniz 5 dakikadır.

DEVLET BAKANI LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Rize Milletvekili Sayın Ahmet Kabil'in sorusunu cevaplandırmak üzere huzurunuzdayım; hepinize hürmetlerimi arz ediyorum.

Rize İlinde 31 Ağustos 1995 tarihinde meydana gelen su baskını afetinden etkilenip, 7269 sayılı Kanuna göre hak sahibi olan aileler için, 18 yerde 26 konut, 1 işyerinin yeniden yapımıyla; orta hasarlı 3, az hasarlı 4 konutun onarımları 19 milyar 200 milyon lira proje tutarı ve 1996 yılı ödeneğiyle 1996 yılı yatırım programında aynı yıl bitecek şekilde yer almakta olup, ödenekleri iline gönderilmiştir.

Az hasarlı 4 konutun onarımları bitirilmiş, orta hasarlı 3 konutun onarımları ise devam etmektedir. 1995 yılı su baskını afeti nedeniyle Rize İlinin programa girmeyen işi bulunmamaktadır.

13-14 Ekim 1996 tarihinde meydana gelen su baskını ve heyelan afetleri nedeniyle, 7269 sayılı Kanuna göre 72 aile konuttan, 1 aile de işyerinden afetzede kabul edilmiştir. Bu ailelerden talep ve taahhütname alınarak aynı kanuna göre hak sahipliği çalışması yapılması konusunda valiliğe talimat verilmiştir. Bu çalışma sonucunda 7269 sayılı Kanuna göre hak sahibi olacaklara gerekli yardım yapılacaktır.

Ayrıca söz konusu sel felaketi nedeniyle devlet ve il yollarımızda meydana gelen hasarlar, zamanında onarılarak trafiğe açılmıştır.

Genel hayata etkili olmuş veya olması muhtemel afetler nedeniyle zarar gören veya görmesinin muhtemel olduğu teknik raporlarla tespit edilmiş yerlerdeki binalar, 7269 sayılı Kanuna göre nakledilmektedir.

Ayrı ayrı mahallelerde evleri yıkılan vatandaşlarımızdan 7269 sayılı Kanuna göre hak sahibi olanların konutları yapılacaktır; ancak, birden fazla mahallede evi olup da, birden fazla evi hasar görenlere, 7269 sayılı Kanuna göre istediği mahallede 1 ev yapılabilmektedir, 1'den fazla ev yapılması kanunen mümkün değildir.

Köy hizmetleriyle ilgili olarak şu cevabı arz ediyorum: Rize İlinde 30 Ağustos 1995 tarihinde meydana gelen sel felaketiyle ilgili hasarlar, 31 Ağustos 1995 tarihinde Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğüne, Rize Valiliğince intikal ettirilmiştir. Rize İl Müdürlüğüne ait 22 dozer, 7 greyder, 11 yükleyici, 5 kompresör ve 44 kamyon olmak üzere, toplam 99 adet iş makinesi, köy yollarında afetin verdiği zararları gidermeye ve menfez, sanat yapısı ve köprülerin onarım çalışmalarına devam etmiştir.

Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğüne bağlı Köy ve Orman Yolları Daire Başkanlığından 2 inşaat mühendisi görevlendirilmiş olup, inceleme raporu hazırlanmıştır. Ekte sunulan inceleme raporunda belirtildiği gibi, il ve bölge imkânlarıyla hizmete açılamayan Çayeli-Beyazsu, Pazar-Güney, Hemşin-Çamlıtepe-Kantarlı, Çayeli-Armutlu köprülerinin proje çalışmaları tamamlanarak ileriki yıllar yapım programlarına alınacaktır.

Afet esnasında yıkılan ve hasar gören evlerin onarımı ve yeniden yapılması, Bayındırlık ve Afet işleriyle ilgili olup, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğüyle ilgisi yoktur. 1996 yılı içinde yapılamayan işlerin, 1997 yılı yatırım programı içerisinde değerlendirilmesi öngörülmektedir.

Bilgilerinize saygıyla arz ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakan.

Sayın Kabil, Sayın Bakan ayrıntılı bir bilgi verdi; anlaşılan devlet bütçesindeki araçlara ayrılan paraların yarısı Rize'ye gitmiş.

AHMET KABİL (Rize) – Hayır, gitmemiş...

BAŞKAN – Sanırım, yerinizden kısa bir açıklama yapacaksınız; buyurun.

AHMET KABİL (Rize) – Sayın Bakan ifade ettiler; yalnız, o 30 Ağustos 1995'teki afette, Çayeli Büyükdere'de 2 çocuğu ve evi sele giden vatandaşımız henüz ev sahibi olmamıştır. Geçen gidişimde -bir ay önce- tekrar telefon edip, faydalı olmadığını ifade ettiler.

Yine il yollarından Pazar-Hemşin, Çayeli-Kaptanpaşa ve Rize-Güneysu yolları, tamamen, zemin olarak normal kotunda değil. Tahkimatlar, sanat yapıları yapılmadan usulen bir geçiş verilmiştir, halen de öyledir. Herhangi bir ilave ödenek gelmemiştir.

Ayrıca, yine, 14 Ekim 1996 tarihinde, Rize-Derepazarı Kirazdağı Köyünde, içerisinde14 ev bulunan 20 dönüm arazi olduğu gibi kaymıştır. Bayındırlık Bakanlığı, onunla ilgili olarak eleman göndermiş; fakat, şu ana kadar müspet netice alınamamıştır.

Yine, her iki hasardan dolayı, beldelerinde zarar gören hiçbir belediye, tutanaklar, 5 Aralık 1992 tarihinde Bayındırlık Bakanlığına gönderilmiş olmasına rağmen, Afet Fonundan bugüne kadar para almamıştır.

Arz ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Kabil.

Sayın Bakan, kısa bir açıklama yapabilirsiniz; buyurun.

DEVLET BAKANI LÜTFÜ ESENGÜN (Devamla) – Sayın Başkan, muhterem arkadaşlar; Sayın Ahmet Kabil'in soru önergesi, 24 Aralık 1996 tarihini taşıyor. Selafeti ise, 30 Ağustos 1995 tarihinde, yani önergenin verilişinden takriben ondört-onbeş ay önce vuku bulmuş ve işin daha önemli ve enteresan tarafı, bu geçen süre içerisinde, Rize Milletvekili Sayın Mesut Yılmaz'ın Başbakan olduğu dört aylık bir Anayol Hükümeti yaşamış bu Türkiye...

AHMET KABİL (Rize) – Gönderdiğimiz paraları geri aldınız. Beytülmala uzanan elleri kırınız.

BAŞKAN – Sayın Kabil, lütfen müdahale etmeyin.

DEVLET BAKANI LÜTFÜ ESENGÜN (Devamla) – O Hükümet zamanında da herhalde hiçbir şey yapılmamış ki, Sayın Kabil, bu soru önergesini verme ihtiyacını duymuş.

Biraz önce arz ettiğim gibi, gerek Bayındırlık ve İskân Bakanlığımız tarafından, gerekse Köy Hizmetlerinin bütün imkânlarıyla, Rize'de afete maruz kalan gerek ev sahibi, gerek işyeri sahibi, gerekse kırsal kesimde yaşayan bütün halkımıza her türlü destek verilmiştir, evleri yapılmıştır; noksanı da varsa, bu sene hepsi yapılacaktır. Rize'de bu afetten dolayı hiç kimse mağdur olmayacaktır.

Saygıyla arz ederim.

BAŞKAN –Teşekkür ederim Sayın Bakan.

AHMET KABİL (Rize) – Sayın Başkan, bir şey arz edebilir miyim?

BAŞKAN – Soru cevaplandırıldı efendim; artık, açıklama hakkınız yok.

AHMET KABİL (Rize) – Efendim, 3,5 aylık dönemde Rize'ye...

BAŞKAN – Efendim, rica ediyorum, polemiğe gerek yok. İçtüzüğü uyguluyoruz Sayın Kabil, lütfen... Rica ederim...

AHMET KABİL (Rize) – Kamu yatırım harcamalarında en düşük payı alan Rize'ye gönderilen parayı geri aldınız. Beytülmala uzanan elleri kırmak gerekir.

BAŞKAN – Sayın Kabil, bakınız, 1995 Aralığında Tunceli'nin Pülümür ve Nazımiye İlçelerinde deprem oldu; hâlâ hasar tespiti yapılamadı.

Biz, daha hiçbir şeyden şikâyet etmiyoruz.

AHMET KABİL (Rize) – Siz de konuşun Sayın Başkan.

BAŞKAN – İşte, biz, şikâyet etmiyoruz.

Bakın, size bir sürü para gitmiş; hâlâ siz şikâyet ediyorsunuz.

13. – Yozgat Milletvekili Kâzım Arslan’ın, Ordunun ihtiyacı için et ithal edeceği iddiasına ilişkin Millî Savunma Bakanından sözlü soru önergesi (6/355)

BAŞKAN – 13 üncü sırada, Yozgat Milletvekili Kâzım Arslan'ın, Ordunun ihtiyacı için et ithal edileceği iddiasına ilişkin Millî Savunma Bakanından sözlü soru önergesi vardır.

Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan Genel Kurul salonunda mı efendim? Yok.

Soru ertelenmiştir.

14. – Yozgat Milletvekili Kâzım Arslan’ın, E-88 Karayolunun, Yozgat şehir merkezinden geçen bölümüne çevre yolu geçişi yapılıp yapılmayacağına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sorusu ve Devlet Bakanı Lütfü Esengün’ün cevabı (6/356)

BAŞKAN – 14 üncü sırada, Yozgat Milletvekili Kâzım Arslan'ın, E-88 Karayolunun, Yozgat şehir merkezinden geçen bölümüne çevre yolu geçişi yapılıp yapılamayacağına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi vardır.

Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Burada.

Soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Bayındırlık ve İskân Bakanı Sayın Cevat Ayhan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını talep etmekteyim.

Gereğini saygılarımla arz ederim. 5.11.1996

Kâzım Arslan

Yozgat

E-88 Karayolunun, Yozgat şehir merkezinden geçen bölümünde aşırı transit ve şehiriçi trafiği yoğunluğu sebebiyle, çok sık trafik kazaları meydana gelmekte; can ve mal kaybına sebep olmaktadır.

1.- Bu sıkışıklığın ve kazaların önlenebilmesi için, anılan bölgede, birçok benzer yerlerde olduğu gibi, çevre yolu geçişi yapılamaz mı?

2.- Bakanlığınızın bu konuda yapılan bir hazırlığı var mıdır?

3.- Yok ise ne zaman yapılabilir?

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan.

Süreniz 5 dakika Sayın Bakan.

DEVLET BAKANI LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Yozgat Milletvekili Kâzım Arslan'ın sözlü soru önergesine cevap vermek üzere huzurunuzdayım.

Karayolları Genel Müdürlüğümüzün, 1996 yılı çalışma programında, bitümlü sıcak karışım kaplama yapımı global projesi detayında yer alan Yerköy ayrımı, Yozgat-Sorgun yolu, Yozgat geçişi dahil, 1990 yılı içerisinde ihale edilmiş olup, çalışmalar halen devam etmektedir.

Projenin 88-685 arası Yozgat geçişi bölünmüş yol olarak projelendirilmiştir. Söz konusu yolun 1997 yılı yatırım programındaki ödeneği 560 milyar liradır.

Mevcut projenin dışında, Yozgat geçişine alternatif olarak, topografik engeller nedeniyle yeni bir çevre yolu projesi çalışması bulunmamaktadır.

Bilgilerinize saygıyla arz ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakan.

Sayın Arslan?..

KÂZIM ARSLAN (Yozgat) – Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Soru, cevaplandırılmıştır efendim.

15. – İzmir Milletvekili Atilla Mutman’ın KOBİ’lere verilecek krediler için aranan şartlara ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi (6/357)

BAŞKAN – 15 inci sırada, İzmir Milletvekili Atilla Mutman'ın, KOBİ'lere verilecek krediler için aranan şartlara ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi vardır.

Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan Genel Kurul salonunda olmadığı için, soru ertelenmiştir.

16. – Yozgat Milletvekili Kâzım Arslan’ın, yönetim kurulu üyeliklerine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/359)

BAŞKAN – 16 ncı sırada, Yozgat Milletvekili Kâzım Arslan'ın, yönetim kurulu üyeliklerine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi vardır.

Soruyu cevaplandıracak Başbakan veya yerine cevap verecek Sayın Bakan?.. Yok.

Sayın Başbakan veya yerine cevap verecek Sayın Bakan Genel Kurul salonunda olmadığı için, soru ertelenmiştir.

17. – Muğla Milletvekili Lale Aytaman’ın, Bodrum Havaalanına gelecek yolcuların ulaşım olanaklarının iyileştirilmesi için yapılan çalışmalara ilişkin Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/360)

BAŞKAN – 17 nci sırada, Muğla Milletvekili Lale Aytaman'ın, Bodrum Havaalanına gelecek yolcuların ulaşım olanaklarının iyileştirilmesi için yapılan çalışmalara ilişkin Turizm Bakanından sözlü soru önergesi vardır.

Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan Genel Kurul salonunda olmadığı için soru ertelenmiştir.

18. – Muğla Milletvekili Lale Aytaman’ın, Bodrum-Milas karayolu güzergâhı üzerinde raylı bir sistemin kurulmasının düşünülüp düşünülmediğine ilişkin Ulaştırma Bakanından sorusu ve Devlet Bakanı Lütfü Esengün’ün cevabı (6/361)

BAŞKAN – 18 inci sırada, Muğla Milletvekili Lale Aytaman'ın, Bodrum-Milas karayolu güzergâhı üzerinde raylı bir sistemin kurulmasının düşünülüp düşünülmediğine ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi vardır.

Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?..

DEVLET BAKANI LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) – Buradayım Sayın Başkan.

BAŞKAN – Soruyu cevaplayacak Sayın Bakan burada.

18 inci sıradaki soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki yazılı sorularımın Ulaştırma Bakanı tarafından, İçtüzüğün 96 ncı maddesi uyarınca, sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Dr. Lale Aytaman

Muğla

Bodrum'da yapılmakta olan uluslararası havaalanının 1997 Mart ayında hizmete açılacağı belirtilmektedir. Bodrum-Milas ve hinterlandının turizm hareketliliğini büyük ölçüde artıracağını umduğumuz bu uluslararası havaalanı açıldığında, büyük uçaklarla zaman zaman arka arkaya bölgeye gelecek olan yüzlerce turistin Bodrum ve Milas istikametlerine taşınmaları, mevcut sadece iki hatlı, gidiş-geliş ve şu andaki trafiği de yetersiz olan karayolundan yapılacaktır.

Bodrum Havaalanı açıldıktan sonra, yolcuların sağlıklı bir şekilde konaklayacakları tesislere ulaştırılmaları için:

1- Muğla Valiliğince önerilen ve DLH tarafından incelenerek uygun görülen bu en önemli turistik güzergâh üzerine raylı bir sistemin kurulması düşünülmekte midir?

2- Bakanlığınızca, bu sistemin dışında da alternatif çalışmalar yapılmakta mıdır?

BAŞKAN – Soruyu cevaplandırmak üzere, Devlet Bakanı Sayın Lütfü Esengün; buyurun efendim.

DEVLET BAKANI LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Sayın Lale Aytaman'ın sorusunu cevaplandırmak üzere söz almış bulunuyorum.

Ulaştırma Bakanlığı DLH Genel Müdürlüğünce, Aydın-Söke-Milas- Bodrum güzergâhından geçen bir demiryolu hattının 25 bin ölçekli haritalar üzerinde önetütleri yapılmıştır. Bu önetüt neticesinde, hat uzunluğu yaklaşık 122 kilometre, minumum kurp yarıçapı 1 000 metre, maksimum eğim binde 16, proje hızı 120 kilometre/saat olarak belirlenmiş olup, güzergâh üzerinde -Söke istasyonu dahil- 7 adet istasyon öngörülmüştür.

Söz konusu hattın yapımı, ancak, yapılacak olan fizibilite etüdünün sonuçlarına göre, önümüzdeki yıllarda bütçe imkânları nispetinde değerlendirilebilecektir.

Diğer taraftan, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Karayolları Genel Müdürlüğünce, 33 kilometrelik Güllük-Bodrum devlet yolunun, Bodrum çıkışındaki mevcut bölünmüş yolun başından itibaren 7 kilometrelik kesimin projesi bölünmüş yol olarak yapıldığı ve yapım çalışmalarına başlandığı, Yalıkavak ayrımı-Güvercinlik geçişi arasındaki 13 kilometrelik kesimin bölünmüş yol olarak projelendirildiği, Koruköy geçişinden itibaren, havaalanı ve Güllük kavşaklarını da kapsayan 7,5 kilometre uzunluğundaki kesimde bölünmüş yol olacak şekilde proje çalışmaları devam etmektedir.

Ulaştırma Bakanlığının, şu anda, raylı sistem olarak, bu yörede bir çalışması bulunmamaktadır.

Saygıyla bilgilerinize arz ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakan.

Sayın Aytaman, bir şey söyleyecek misiniz?

LALE AYTAMAN (Muğla) – Efendim, Sayın Bakana çok teşekkür ediyorum.

Ben, esasen, kendi valilik dönemimde, böyle bir raylı sistemin, oradaki trafik kazalarını engelleyici bir unsur olarak çok yararlı olacağını gündeme getirmiştim. En azından, önetütlerinin yapılmış olmasından dolayı büyük bir memnuniyet duyuyorum; ancak, şu arada havaalanı açılmıştır; yol çalışmaları, maalesef, henüz devam etmektedir. Bu yol çalışmaları, iki gidiş iki geliş hatlı olmak üzere, Güvercinlik'e kadar yapılmaktadır. Aynı şekilde, yol çalışmalarının Bodrum'un içerisine kadar götürülmesinde büyük yarar olacaktır; zira, oraya kadar geniş olan yoldan, aynı trafik akımı, birdenbire daralmış bir şekilde devam edeceği için, büyük tehlikeler arz etmektedir.

Ayrıca, bu raylı sistemin, önetüt çalışmalarından sonra, fizibilite çalışmalarının da bir an evvel yapılmasını temenni ediyorum.

Çok teşekkür ederim.

BAŞKAN – Peki, temennilerinizi Sayın Bakana ilettiniz.

Teşekkür ederim Sayın Aytaman.

Soru cevaplandırılmıştır.

Sayın milletvekilleri, sorulara ayrılan 1 saatlik süre dolmuştur.

Şimdi, gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmına geçiyoruz.

Önce, sırasıyla, yarım kalan işlerden başlayacağız.

VI. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER

1. – 926 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununa Bir Geçici Madde Eklenmesine İlişkin 488 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve Millî Savunma Komisyonu Raporu (1/215) (S. Sayısı : 23)

BAŞKAN – 926 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununa Bir Geçici Madde Eklenmesine İlişkin 488 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle ilgili tasarının müzakerelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Komisyon?.. Yok.

Ertelenmiştir.

2. – Muş Milletvekili Necmettin Dede’nin, Karayolları Trafik Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve İçişleri Komisyonu Raporu (2/586) (S. Sayısı : 192) (1)

BAŞKAN – Muş Milletvekili Necmettin Dede'nin Karayolları Trafik Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin müzakerelerine kaldığımız yerden devam ediyoruz.

Sayın Komisyon ve Sayın Hükümet yerlerini aldılar.

Sayın milletvekilleri, daha önce, teklifin 1, 2 ve 3 üncü maddeleri kabul edilmiş, 4 üncü maddesi okunmuştu.

Şimdi, madde üzerindeki müzakerelere başlıyoruz.

Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Sayın Atilâ Sav, DSP Grubu adına, Sayın Hikmet Sami Türk ve şahısları adına, Sayın Hikmet Sami Türk söz almışlardır.

Sayın Atilâ Sav; buyurun efendim.

Süreniz 10 dakikadır.

CHP GRUBU ADINA ATİLÂ SAV (Hatay) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; sıra sayısı 192 olan, Karayolları Trafik Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 4 üncü maddesi, daha önce, 4199 sayılı Kanunla ve bu kanunun ek 3 üncü maddesiyle düzenlenen ceza hükümlerini yeniden düzenlemektedir.

Trafik Kanununda, 67 maddede ceza hükmü bulunmaktadır. Bu haliyle, Trafik Kanunu, sanıyorum ki, Türk Ceza Kanunundan sonra en çok ceza hükmü taşıyan kanundur. Bu maddede, trafik suçu sayılan 67 eylem hakkında öngörülen cezalar ayrı ayrı, bir madde hükmü içerisinde düzenlenmiştir ve yine bu haliyle, bu madde, herhalde, Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulmuş olan en uzun kanun maddelerinden biri olmaktadır. Bu iki özelliği nedeniyle, anılan maddenin durumu şudur; 4199 sayılı Yasanın ek 3 üncü maddesiyle yapılan düzenlemede bütün cezalar tek maddede toplanmış ve iki alt başlık halinde, para cezaları, yani, idarî para cezaları ile yargı yetkisine giren hafif para cezaları ve hafif hapis cezaları biçiminde iki ana öbekte toplanmışlardı. Bu çok karışık bir düzenlemeydi. Nitekim, uygulamacılara kolaylık olması için hazırlanan el kitaplarında, ister istemez, bu maddede iki ana grup halinde, iki ana öbek halinde toplanmış olan cezalar, her maddenin kendi altına yerleştirilmek suretiyle belirlenmişti. Örneğin, böyle yapılmış bir çalışma var; bu çalışmada, her maddede, önce, eylem saptanıyor, sonra, ek 3 üncü maddeyle düzenlenmiş olan ceza neyse, o, maddenin altında belirtiliyor. Bu haliyle, her değişikliğin, ayrı ayrı, ilgili maddeye işlenmesini kolay kılacak olan yeni teklifteki hüküm, bizce, yerindedir ve 4199 sayılı kanunla yapılmış olan düzenlemeden daha elverişlidir, daha kolay uygulanabilir niteliktedir.

Biz bu değerlendirmeyi yaparken, her cezanın niteliği veya eyleme uygunluğu üzerinde durmuyoruz; sadece, usul bakımından uygunluğunu değerlendiriyoruz.

Sayın milletvekilleri, burada asıl eksik olan husus şudur; bu cezalar, yalnızca caydırıcılık amacıyla ve cezalandırma yoluyla vazgeçme esasına dayanmaktadır; bunun yeterli olmadığı, uygulamayla belli olmuştur. Bu konuda, kimi ülkelerde denenmiş olan ve başarıyla uygulanan bir ceza türü, bir üçüncü ceza türü de, eğitici cezadır. Özellikle trafik eylemlerinde ve trafik suçlarında bu cezanın başarılı sonuç verdiği görülmektedir; yani, mükerrer olarak, birden çok, aynı türde, aynı nitelikte trafik suçu işleyen kişiler için, kamu otoritesi, şoförün, sürücünün ehliyetini bir süre askıya almakta, yeniden eğitime tabi tutmakta, bu eğitimde, hem teknik hem psikolojik hem sosyal eğitim vermektedir. Tabiî, bugünkü ceza hukuku sistemimizde, bu tür bir cezayı koymak ve uygulamak güç gözükebilir. Gerçi, 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun 4 üncü maddesinde, bu tür bir cezayı olası kılan, olanaklı kılan bir düzenleme var; o da, kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezalar yerine uygulanabilecek ceza ve tedbirlerdir. Maddenin üçüncü bendinde, altı ayı geçmemek üzere bir eğitim veya ıslah kurumuna devam etmekten söz edilmekte; dördüncü bentte ise, bir yılı geçmemek kaydıyla muayyen bir yere gitmekten, bazı faaliyetleri veya meslek ve sanatı icradan men etme hükmü getirilmektedir.

Bu hükümlerin, trafik ilkelerine ve trafik eylemlerine uygulanması suretiyle, eğitim kurumlarında sürücülerin eğitimden geçirilmesi cezası uygulanabilir diye düşünüyorum ve bunun, önümüzdeki dönemde, konunun sahibi olan kamu makamlarınca gündeme alınması ve mümkünse, trafik mevzuatımıza, trafik kurallarımıza bu yolda da bir ceza hükmü eklenmesi yerinde olacaktır. Aksi halde, yalnızca para cezalarıyla, idarî cezalarla ya da yargı niteliğinde olmak üzere para ve hapis cezalarıyla trafik suçlarını önlemeye çalışmak yeterli olmamaktadır; mutlaka, bu suçların önlenmesi için, sosyal ve hukukî yeni ve ek tedbirlerin alınması gerekmektedir. Özellikle, kamuoyunu çok yakından ilgilendiren ve 4199 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği tarihten bu yana da, trafikle ilgili eylemlerde en çok yakınmalara yol açan alkollü araç kulanma suçlarında, bu tür bir cezanın daha verimli, daha etkili bir sonuç yaratabileceği düşünülmelidir.

Bu anlayışla ve bu görüşlerle, Yüce Meclisi en içten saygılarımla selamlıyorum efendim.

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Sav.

DSP Grubu adına, Sayın Hikmet Sami Türk; buyurun efendim. (DSP sıralarından alkışlar)

Süreniz 10 dakikadır.

DSP GRUBU ADINA HİKMET SAMİ TÜRK (Trabzon) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İçişleri Komisyonunun kabul ettiği metne göre 67 bentten oluşan teklifin 4 üncü maddesi, ceza hükümlerinde bir sistem değişikliği getirmektedir. 17.10.1996 tarih ve 4199 sayılı Kanunda ceza hükümleri, tek bir maddede düzenlenmişti. Gerçekten, Karayolları Trafik Kanununun çeşitli maddelerindeki ceza hükümlerine dokunmaksızın genelde artırılan idarî para cezalarıyla, yargı yetkisine giren hafif para ve hafif hapis cezaları, ek 3 üncü maddede toplanmıştır. Böylece, ceza hükmü içeren her maddede yeni ceza miktarını öğrenmek için ek 3 üncü maddeye bakmak gerekmektedir. Suç ve cezayı ayrı yerlerde gösteren, yasa tekniğine uymayan bu düzenlemede bazı yollama yanlışları da yapılmıştır. 4199 sayılı Kanunun sistemi, pratik olmadığı gibi yanıltıcı da olabilir. Yeni teklif, Karayolları Trafik Kanununun 67 maddesinde değişiklik yaparak, artırılan cezaları suçun düzenlendiği maddelere işlemektedir. Artık, her trafik suçu ve cezası için iki ayrı maddeye bakmaya gerek kalmayacaktır. Sistem değişikliği yerindedir, olumludur.

Trafik suçları ve cezaları bakımından, Karayolları Trafik Kanunu, bu değişiklikle, daha kolay kullanılabilir bir duruma gelmektedir.

Teklif, temelde, 4199 sayılı Kanunun ek 3 üncü maddesindeki cezaları, Karayolları Trafik Kanununun ilgili maddelerine, bu maddelerin ilgili fıkralarını değiştirmek suretiyle aktarmaktadır. Genel olarak, öngörülen suçlarda değişiklik, konulan cezalarda artış yapılmamıştır; fakat, şu maddelerdeki değişiklikler bu genellemenin dışındadır:

1- Sürücü belgesi almadan araç sürenler için, Karayolları Trafik Kanununun 36 ncı maddesinde öngörülen idarî para cezası, 4199 sayılı Kanunla yapılan değişikliğe göre 7 milyon 200 bin lira olduğu halde, teklifin 4 üncü maddesinin 17 nci bendiyle önerilen yeni metinde bu suç, geçerli sürücü belgesi olmadan trafiğe çıkma suçunda olduğu gibi, ilk tespitte bir ay, tekrarı halinde üç ay hafif hapis cezasına yol açmaktadır.

Bu arada, yürürlükteki metinde anılan ikinci suç için öngörülen hapis de, yeni teklifte hafif hapse dönüştürülmüş bulunmaktadır. Ancak, yeni düzenlemede, ayrıca, her iki suç için her defasında 7 milyon 200 bin lira hafif para cezası da öngörülmüştür.

Böylece, sürücü belgesi olmadan araç sürenlere verilecek cezalar tamamıyla, geçerli sürücü belgesi olmadan trafiğe çıkanlara verilecek cezalar kısmen nitelik değiştirmiştir. Artık, her iki suçta da, tamamıyla yargı yetkisine giren cezalar söz konusudur.

Önerilen düzenlemedeki yeni unsurlarla yeni cezalar getirilmiş, verilecek ceza türleri artmıştır.

2- Sürücü belgeleriyle ilgili 39 uncu madde hükümlerine uymayanlara verilen ceza, 4199 sayılı Kanuna göre, 3 milyon 600 bin lira idarî para cezası olduğu halde, teklifin 4 üncü maddesinin 19 uncu bendiyle önerilen yeni metin, 4 üncü maddenin 17 nci bendinde yeniden düzenlenen 36 ncı maddeye yollama yapmaktadır.

Dolayısıyla, burada da verilen cezaların nitelik değiştirmesi ve yeni cezalar konulması söz konusudur. İdarî para cezası ise, miktar itibariyle bir kat artırılarak hafif para cezasına çevrilmiştir.

3- Karayolları Trafik Kanununun 118 inci maddesine göre, sürücü belgeleri geri alınanlardan, geri alma süresi içinde araç kullandıkları tespit edilenlere verilen ceza 4199 sayılı Kanuna göre 14 milyon 400 bin lira idarî para cezası olduğu halde, teklifin 4 üncü maddesinin 64 üncü bendinde, bu durumda uygulanacak cezalar için yine yeni 36 ncı maddeye yollama yapılmaktadır. Dolayısıyla, burada da, verilen cezaların idarî yetkiden çıkıp yargı yetkisine girmek suretiyle nitelik değiştirmesi ve bir veya üç aylık hafif hapis gibi yeni cezalar konulması söz konusudur. İdarî para cezası ise, miktar itibariyle yarıya indirilmiş bir hafif para cezasına çevrilmiştir.

Benzer suçların, birbirine paralel cezalarla düzenlenmesi yerindedir; fakat, yeni veya artan cezalar, ancak kanunun yürürlüğe girmesinden sonra uygulanabilir. O nedenle, konu, kanunun yürürlük tarihi bakımından da önem taşımaktadır.

4- 4199 sayılı Kanunla getirilen hükümlere göre, toplutaşıma araçlarında sigara içenler hakkında verilecek ceza 1 milyon 800 bin lira idarî para cezası olduğu halde, teklifin 4 üncü maddesinin 24 üncü bendiyle Karayolları Trafik Kanununun 48 inci maddesinin 4 üncü fıkrası olarak önerilen yeni metinde, bu kişiler hakkında 4207 sayılı Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanun hükümlerinin uygulanması öngörülmüştür.

4199 sayılı Kanundan sonra çıkarılan 4207 sayılı Kanun, zaten toplutaşımacılık yapılan her türlü nakil vasıtalarında, tütün ve tütün mamullerinin içilmesini yasakladığı için, iki kanun arasında uyum sağlanması bakımından önerilen değişiklik, ifade paralelliğinin de sağlanması kaydıyla, yerindedir. Ancak, bu değişiklikle de, idarî para cezasının miktarı 4207 sayılı Kanuna yapılan yollamayla 10 milyon liraya yükseltilmektedir. Bu da, kanunun yürürlük tarihi bakımından önem taşıyan bir kanundur.

Teklifin 4 üncü maddesiyle önerilen düzenlemeler ile yürürlükteki madde metinleri arasında gerekçede veya komisyon raporunda hiçbir açıklama yapılmayan bazı farklar dikkati çekmektedir. Bunlar şöyle sıralanabilir:

1– 4199 sayılı Kanunun ek 3 üncü maddesinin (b) bendinin 8 numaralı alt bendinde sıralanan trafik suçları arasında, bozuk cihazları bilerek kullananlara yer verilmeyişi bir eksikliktir.

2– Karayolları Trafik Kanununun 4199 sayılı Kanunla değişik 36 ncı maddesinde, geçerli sürücü belgesi olmadan trafiğe çıkan 18 yaşından küçüklere verilecek bir veya üç aylık hapis cezasının çocuk ıslahevlerinde ıslah edilmek suretiyle yerine getirileceğini öngören hüküm, teklifin 4 üncü maddesinin 17 inci bendiyle önerilen yeni 36 ncı maddeye alınmamıştır. Yeni düzenlemede, hapis cezaları, hafif hapse dönüştürülmekle birlikte, ıslahevlerinin, çocukların ruhsal sağlığı bakımından daha yararlı olacağı açıktır.

3– Alkollü olarak yol açılan ölümlü ya da yaralanmalı trafik kazaları için Karayolları Trafik Kanununun 48 inci maddesine, 4199 sayılı Kanunla eklenen beşinci fıkradaki ağır kusur karinesi, teklifin 4 üncü maddesinin 24 üncü bendiyle önerilen yeni düzenlemeye alınmamıştır. Oysa, alkollü olarak araç kulanmanın önlenmesi bakımından böyle bir karine yararlı olabilir..

4– 4199 sayılı Kanunla eklenen 3 üncü maddenin (b) bendinin 9 numaralı alt bendinde, sürücü belgeleri iptal edildiği halde araç kullandığı tespit edilenlerle, değiştirme süresi içinde sürücü belgelerini değiştirmeden araç kullananlar hakkındaki ceza hükmü, teklifin 4 üncü maddesine alınmamıştır. 4 üncü maddenin 17 inci bendiyle düzenlenen yeni 36 ncı maddenin, bu durumu kapsayıp kapsamadığı ileride tartışmaya yol açabilir; konuya açıklık kazandırılmasında yarar vardır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; teklifin 4 üncü maddesinde terminoloji bakımından birbiriyle uyumlu olmayan bazı ifadeler vardır. Örneğin; sürücünün araç sahibi olmaması durumuna ilişkin hükümlerde şu ifade farkları dikkati çekmektedir:

1– Bazı maddelerde, tescil plakasına da aynı miktar için ceza tutanağı düzenleneceği öngörülmüştür.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Türk, süreniz bitti.

Gruplar adına başka söz isteyen var mı?..Yok.

Söz isteyen olmadığına göre, kişisel olarak, size, 5 dakika süre veriyorum Sayın Türk; buyurun.

HİKMET SAMİ TÜRK (Devamla) – 4 üncü maddenin 13 üncü bendiyle değiştirilen 31 inci maddeyle, 66 ncı bentle değiştirilen ek 1 inci madde böyledir.

2– Bazı maddelerde araç sahibine de aynı miktar hafif para cezası uygulanacağı belirtilmiştir. 4 üncü maddenin 17 nci bendiyle değiştirilen 36 ncı maddede bu ifade kullanılmıştır.

3– Bazı maddelerde ise, araç sahibine, ayrıca, işleten veya teşebbüs sahibine de ceza tutanağı düzenleneceği hükme bağlanmıştır. 4 üncü maddenin 25 inci bendiyle değiştirilen 49 uncu madde böyledir.

Yasalarda aynı içeriğe sahip hükümlerin farklı sözcüklerle ifade edilmesi doğru değildir. Örnek olarak sıraladığımız hükümlerde ise, sorumlunun kişi olarak belirtilmesi gerekir.

4– Uyumsuzluk, bazen yollama yapılan yasa açısından ortaya çıkmaktadır. Örneğin; 4 üncü maddenin 24 üncü bendiyle değiştirilen 48 inci maddenin dördüncü fıkrasında, toplutaşım araçlarında sigara içme yasağı düzenlenmektedir. Sigara, puro ve pipo gibi diğer tütün mamullerini kapsamayan bir sözcüktür. Aynı fıkrada yollama yapılan 4207 sayılı Kanun ise, belirli yerlerde, bu arada, toplu taşımacılık yapılan her türlü nakil vasıtaları ve bunların bekleme salonlarında, tütün ve tütün mamullerinin içilmesini yasaklamaktadır. Sözü edilen fıkra, sigara ve diğer tütün mamullerini kapsayacak biçimde düzeltilerek, iki kanun arasında uyum sağlanmalıdır.

Teklifin 4 üncü maddesinde, dizgiden kaynaklanabilecek bazı yanlışlar vardı; ancak, bu yanlışlar, teklif burada okunurken düzeltilmiştir. O düzeltmelerin, komisyon metnine uygun olarak yapıldığı düşüncesiyle, o noktalara değinmeye gerek görmüyorum.

Bu düşüncelerle, Yüce Meclisi, Demokratik Sol Parti Grubu ve şahsım adına saygıyla selamlıyorum. (DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Türk.

Madde üzerinde konuşmalar bitmiştir.

Maddeyle ilgili önergeler var; ancak, ben Komisyondan veya Hükümetten bir şey sormak istiyorum: Şimdi, bu getirilen para cezaları, 7 milyon 200 bin veya 3 milyon 600 bin. Malum olduğu üzere, dağ başında, trafik polisi sizi yakaladı; kardeşim, sen, 3 milyon 600 bin lira ceza vereceksin dedi. Şimdi, 3,5 milyonu bulmak kolay da 100 bini bulmak çok zor veyahut da 7 milyonu bulmak kolay da 200 bini bulmak zor; para kupürleri itibariyle.

AYHAN FIRAT (Malatya) – Üstü kalsın...

BAŞKAN – Bazen de "üstü kalsın" gibi de oluyor. Yani, bunları da düşünmemiz lazım. Acaba, o 7 milyon 200 bin lirayı 7 milyon yapmak, 3 milyon 600 bin lirayı 3,5 milyon yapmak, 1 milyon 800 bin lirayı 2 milyon yapmak mümkün mü? Yani, bunu, ödemede kolaylık sağlamak ve müşteri ile polis arasında ihtilaf yaratmamak için teklif ediyorum. Bu konuda, kendileri, eğer, benim bu düşünceme katılıyorlarsa, bir redaksiyon yapar veya bir önerge verirlerse, memnum olurum efendim. Eğer, Komisyon buna katılıyorsa -sizler de biliyorsunuz- bu konuda bir düzeltme yaparsak, hakikaten daha iyi olur.

Maddeyle ilgili 5 önerge vardır...

EYÜP AŞIK (Trabzon) – Sayın Başkanım, müşteri dediğiniz ne oluyor?

BAŞKAN – Efendim, işte, sürücü ile kamu görevlisi arasındaki ihtilaf...

EYÜP AŞIK (Trabzon) – Ne müşterisi?.. O tabir yanlış...

BAŞKAN – Yok canım... Yani, bir yerde bir müşteri var, bir de, işte, satıcı var... Neyse...

MURAT BAŞESGİOĞLU (Kastamonu) – Bu tabir yanlış; düzeltelim Sayın Başkan.

BAŞKAN – Evet, önergeleri geliş sırasına göre okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 192 sıra sayılı kanun teklifinin çerçeve 4 üncü maddesine bağlı 40 ıncı sırası ile değiştirilen 2918 sayılı Kanunun 65 inci maddesinin 5 inci fıkrasının sonuna aşağıdaki hükmün eklenmesini arz ve teklif ederiz.

Salih Kapusuz Saffet Arıkan Bedük Kâzım Arslan

RP Grubu Başkanvekili DYP Grubu Başkanvekili Yozgat

Mustafa Yünlüoğlu Muhammet Polat

Bolu Aydın

"Ancak, maden ocaklarından çıkarılan, tartılamayan, dökme ve blok yüklerin ve ziraî ürünlerin stok mahalline ve kısa mesafeli taşınmalarında, araçların istiap hadlerini yüzde 15 oranında aşabilmeleri mümkündür."

BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 192 sıra sayılı Muş Milletvekili Necmettin Dede'nin "Karayolları Trafik Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi" ile ilgili İçişleri Komisyonunun kabul ettiği metnin 4 üncü maddesi 17 nci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Mehmet Gözlükaya Hüsamettin Özkan Cumhur Ersümer

DYP Grubu Başkanvekili DSP Grubu Başkanvekili Çanakkale

Oğuzhan Asiltürk Hüsamettin Korkutata

Malatya Bingöl

17) 36 ncı maddenin üçüncü ve dördüncü fıkraları birleştirilmek suretiyle üçüncü fıkra olarak:

"Sürücü belgesi sahibi olmadan trafiğe çıkanlara, ilk tespitte, 1 aydan 2 aya kadar, tekrarı halinde 2 aydan 3 aya kadar hafif hapis cezası verilir. Ayrıca, bu kişiler, her defasında 7 200 000 TL hafif para cezasıyla da cezalandırılırlar. Bu kişilerin kazaya neden olması halinde, bu cezaların uygulanması, diğer cezaların uygulanmasına engel teşkil etmez. Sürücü, aynı zamanda, araç sahibi değilse, ayrıca tescil plakasına da aynı miktar için ceza tutanağı düzenlenir."

BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun teklifinin 4 üncü çerçeve maddesiyle düzenlenen 20 numaralı bentte geçen "iki ay" ibaresinin "iki aydan üç aya kadar"; 24 numaralı bentte geçen "1 aydan" ibaresinin "1 aydan 2 aya kadar"; 26 numaralı bentte geçen "iki ay" ibaresinin "iki aydan üç aya kadar" biçiminde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Hikmet Uluğbay Saffet Arıkan Bedük Hüsamettin Korkutata

Ankara DYP Grubu Başkanvekili Bingöl

Tayyar Altıkulaç Muhammet Polat

İstanbul Aydın

BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 192 sıra sayılı Muş Milletvekili Necmettin Dede'nin Karayolları Trafik Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile ilgili İçişleri Komisyonunun kabul ettiği metnin 4 üncü maddesinin 65 inci fıkrasından sonra gelmek üzere 66 ncı fıkranın eklenmesini ve diğer fıkra numaralarının buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.

Oğuzhan Asiltürk Cumhur Ersümer Hüsamettin Özkan

Malatya Çanakkale DSP Grubu Başkanvekili

Mehmet Gözlükaya Hüsamettin Korkutata

DYP Grubu Başkanvekili Bingöl

"66) 125 inci maddenin üçüncü fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir:

...Bu fıkra hükümlerine uymayan ulusal, bölgesel, yerel radyo ve televizyonlar hakkında, 13.4.1994 tarih ve 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun hükümleri uygulanır."

BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 192 sıra sayılı Muş Milletvekili Necmettin Dede'nin "Karayolları Trafik Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi" ile ilgili İçişleri Komisyonunda kabul edilen metnin çerçeve 4 üncü maddesinin 32 nci bendi ile değişik 57 nci maddeye ilişkin değişikliğin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

"32. 57 nci maddesine aşağıdaki (d), (e) ve (f) bentleri eklenmek suretiyle son fıkrası.

d) Işıklı trafik işaretleri izin verse bile, trafik akımı; kendisini kavşak içinde durmaya zorlayacak veya diğer doğrultudaki trafiğin geçişine engel olacak ise, sürücülerin kavşağa girmeleri yasaktır.

e) Trafik zabıtası, yetkili kişi veya trafik ışıklı işareti ile yönetilen kavşaklarda, sürücüler, kavşağı en kısa zamanda geçmek zorundadırlar. Sürücülerin gereksiz olarak yavaşlamaları, durmaları, taşıttan inmeleri, taşıt veya araçların motorlarını durdurmaları yasaktır.

f) Aksine bir işaret olmadıkça, bütün kavşaklarda, araçlar, ray üzerinde hareket eden taşıtlara ilk geçiş hakkını vermek zorundadır.

Bu madde hükümlerine uymayan sürücüler 1 milyon 800 bin lira para cezasıyla cezalandırılırlar.

Mehmet Gözlükaya Saffet Arıkan Bedük Temel Karamollaoğlu

Denizli Ankara Sıvas

İsmail Yılmaz Atilâ Sav Yalçın Gürtan

İzmir Hatay Samsun

BAŞKAN – Şimdi, önergeleri, aykırılık derecesine göre tekrar okutup işleme koyacağım.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 192 sıra sayılı kanun teklifinin çerçeve 4 üncü maddesine bağlı 40 ıncı sırasıyla değiştirilen 2918 sayılı Kanunun 65 inci maddesinin beşinci fıkrasının sonuna aşağıdaki hükmün eklenmesini arz ve teklif ederiz.

Salih Kapusuz (RP Grup Başkanvekili) ve arkadaşları

"Ancak, maden ocaklarından çıkarılan, tartılamayan, dökme ve blok yüklerin ve ziraî ürünlerin stok mahalline ve kısa mesafeli taşımalarında araçların istiap hadlerini yüzde 15 oranında aşabilmeleri mümkündür."

BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu efendim önergeye?

İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI M. NECATİ ÇETİNKAYA (Konya) – Katılıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Tabiî, aslında, Komisyon Başkanı çoğunluk olmayınca önergeye katılamaz, raporun aksine bir düşünce beyan edemez; ama...

İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI M.NECATİ ÇETİNKAYA (Konya) – Sayın Başkan, çoğunluğumuz olmadığı için katılamıyoruz; fakat, prensipte katılıyoruz.

BAŞKAN – Peki.

Hükümet?..

DEVLET BAKANI SACİT GÜNBEY (Diyarbakır) – Katılıyoruz efendim.

BAŞKAN – Hükümet katılıyor.

AKIN GÖNEN (Niğde) – Sayın Başkan, Hükümete sorabilir miyiz; bu konuda Karayollarının görüşü alınmış mı?

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Evet efendim.

BAŞKAN – Bilmiyorum.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Sayın Başkan, yerimden bir şey arz edebilir miyim...

BAŞKAN –Evet...

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Karayollarındaki yetkili arkadaşlarla görüştük. Aslında, bu rakam daha yüksekti. Burada zarurî durumlar söz konusu olması münasebetiyle, yüzde 15'i olabileceği konusunda sözlü görüş aldık efendim.

BAŞKAN – Peki, o kısa mesafenin bir kıstası var mı?..

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Bu, zaten, zorunlu hallerdedir ve bölgelere münhasıran, o bölgenin takdirine...

BAŞKAN – Yani, burada takdir hakkını idare veya...

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Takdir hakkını idareye veriyoruz efendim.

BAŞKAN – Takdir hakkını kullanırken, kısa mesafenin de azami ölçüsünü koymak lazım.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Azamî...

MURAT BAŞESGİOĞLU (Kastamonu) – Bir cevap verilecekse Hükümet versin. Yani, grup başkanvekilinin burada Hükümet adına cevap vermesi...

BAŞKAN – Ama, önerge sahibi olarak...

MURAT BAŞESGİOĞLU (Kastamonu) – Soruyu Hükümete soruyor ama...

BAŞKAN – Sayın Başesgioğlu, önergeye Komisyon katılmadığına göre, önerge sahibinin konuşma hakkı var.

MURAT BAŞESGİOĞLU (Kastamonu) – Hükümete sorulan sorulara grup başkanvekilleri cevap veremez.

BAŞKAN – Efendim, bir dakika... Rica ediyorum... Niye böyle düşünüyorsunuz; önerge sahibinin konuşma hakkı var.

MURAT BAŞESGİOĞLU (Kastamonu) – Sayın milletvekili Hükümetten soruyor... Grup başkanvekilerinin açıklama yapması alışkanlık haline geldi.

AYHAN FIRAT (Malatya) – Komisyon katılmıyorum demedi ki...

BAŞKAN – Efendim, Komisyon çoğunluğu olmadığı için katılamaz.

AYHAN FIRAT (Malatya) – Çoğunluğu olmadığı için...

BAŞKAN – Rica ediyorum Sayın Fırat, herkes bir şey koymasın ortaya.

Gerekli açıklama yapıldı.

Şimdi, önergeye Komisyon çoğunluğu olmadığı için katılmıyor, Hükümet katılıyor.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 192 sıra sayılı Muş Milletvekili Necmettin Dede'nin Karayolları Trafik Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifiyle ilgili İçişleri Komisyonunda kabul edilen metnin çerçeve 4 üncü maddesinin 32 nci bendi ile değişik 57 nci maddeye ilişkin değişikliğin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

"32. 57 nci maddesine aşağıdaki (d), (e) ve (f) bentleri eklenmek suretiyle son fıkrası:

d) Işıklı trafik işaretleri izin verse bile, trafik akımı; kendisini kavşak içinde durmaya zorlayacak veya diğer doğrultudaki trafiğin geçişine engel olacak ise, sürücülerin kavşağa girmeleri yasaktır.

e) Trafik zabıtası, yetkili kişi veya trafik ışıklı işareti ile yönetilen kavşaklarda, sürücüler, kavşağı en kısa zamanda geçmek zorundadırlar. Sürücülerin gereksiz olarak yavaşlamaları, durmaları, taşıttan inmeleri, taşıt veya araçların motorlarını durdurmaları yasaktır.

f) Aksine bir işaret olmadıkça, bütün kavşaklarda, araçlar, ray üzerinde hareket eden taşıtlara ilk geçiş hakkını vermek zorundadır.

Bu madde hükümlerine uymayan sürücüler 1 800 000 lira para cezasıyla cezalandırılırlar.

Temel Karamollaoğlu (Sıvas) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI M. NECATİ ÇETİNKAYA (Konya) – Sayın Başkan, çoğunluğumuz olmadığı için katılamıyoruz; fakat, prensipte katılıyoruz.

BAŞKAN – Hükümet?..

DEVLET BAKANI SACİT GÜNBEY (Diyarbakır) – Katılıyoruz.

BAŞKAN – Önergeye Hükümet katılıyor, Komisyon çoğunluğu olmadığı için katılmıyor.

Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 192 sıra sayılı Muş Milletvekili Necmettin Dede'nin Karayolları Trafik Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile ilgili İçişleri Komisyonunun kabul ettiği metnin 4 üncü maddesi 17 nci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Hüsamettin Özkan (DSP Grubu Başkanvekili) ve arkadaşları

"17. 36 ncı maddenin üçüncü ve dördüncü fıkraları birleştirilmek suretiyle üçüncü fıkra olarak:

Sürücü belgesi sahibi olmadan trafiğe çıkanlara, ilk tespitte 1 aydan 2 aya kadar, tekrarı halinde 2 aydan 3 aya kadar hafif hapis cezası verilir. Ayrıca, bu kişiler, her defasında 7 200 000 TL hafif para cezasıyla da cezalandırılırlar. Bu kişilerin kazaya neden olması halinde, bu cezaların uygulanması, diğer cezaların uygulanmasına engel teşkil etmez. Sürücü, aynı zamanda, araç sahibi değilse, ayrıca tescil plakasına da aynı miktar için ceza tutanağı düzenlenir."

BAŞKAN – Evet, Sayın Hüsamettin Özkan, Sayın Mehmet Gözlükaya ve arkadaşlarının önergesine Komisyon katılıyor mu efendim?

İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI M.NECATİ ÇETİNKAYA (Konya) – Çoğunluğumuz olmadığı için katılamıyoruz, prensipte katılıyoruz.

BAŞKAN – Hükümet?..

DEVLET BAKANI SACİT GÜNBEY (Diyarbakır) – Katılıyoruz efendim.

BAŞKAN – Katılıyorsunuz.

Şimdi, burada deniliyor ki, "ayrıca tescil plakasına da aynı miktar için ceza tutanağı düzenlenir." Bu, biraz kapalı bir ifade; "ayrıca tescil plakasına da..." deniliyor. Tescil plakasına nasıl bir ceza verilecek? Orada bir açıklık olsun, pek anlaşılmadı da.

İSMAİL YILMAZ (İzmir) – Araç sahibine...

İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI M.NECATİ ÇETİNKAYA (Konya) – Araç sahibi değilse efendim...

BAŞKAN – Tamam, diyor ki, "sürücü, aynı zamanda, araç sahibi değilse, ayrıca tescil plakasına da aynı miktar ceza uygulanır."

İSMAİL YILMAZ (İzmir) – Araç sahibine efendim.

BAŞKAN – O zaman "araç sahibine" diyelim, niye...

İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI M.NECATİ ÇETİNKAYA (Konya) – Sayın Başkanım, şimdi, bu, teknik bir tabir, 116 ncı maddede de aynı durum var. Onun için, kanunun tekniği bakımından koyuyoruz onu.

BAŞKAN -Yani, burada araç sahibi kastediliyor değil mi efendim?

İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI M.NECATİ ÇETİNKAYA (Konya) – Evet Sayın Başkan.

BAŞKAN - Yani, maksat anlaşılsın da...

NECMETTİN DEDE (Muş) – Araç sahibi olmadan plakasına verilmesi konusu.

BAŞKAN – Evet, tamam efendim.

Şimdi, önergeye Hükümet katıldı, Komisyon çoğunluğu olmadığı için katılmadı.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun teklifinin 4 üncü çerçeve maddesiyle düzenlenen 20 numaralı bentte geçen "iki ay" ibaresinin "iki aydan üç aya kadar"; 24 numaralı bentte geçen "1 ay" ibaresinin "1 aydan 2 aya kadar"; 26 numaralı bentte geçen "iki ay" ibaresinin "iki aydan üç aya kadar" biçiminde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Saffet Arıkan Bedük (DYP Grup Başkanvekili) ve arkadaşları

BAŞKAN – Efendim, önergeye Komisyon katılıyor mu?

İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI M.NECATİ ÇETİNKAYA (Konya) – Sayın Başkan, çoğunluğumuz olmadığı için katılamıyoruz, prensipte katılıyoruz.

BAŞKAN – Hükümet?..

DEVLET BAKANI SACİT GÜNBEY (Diyarbakır) – Katılıyoruz efendim.

BAŞKAN – Önergeye Hükümet katılıyor; Komisyon çoğunluğu olmadığı için katılamıyor, prensipte benimsiyor.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.

Efendim, bir önerge daha var ve bu önergede yeni bir madde teklifi var. Malumunuz, İçtüzüğümüze göre, teklif veya tasarıda olmayan yeni bir madde öneriliyorsa, yani, müzakere edilen kanunla ilgili olarak bir madde öneriliyorsa, o zaman, komisyon sıralarında salt çoğunluğun olması lazım. Salt çoğunluk olmadığı için...

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Hangi konuda Sayın Başkan?..

BAŞKAN – Efendim "bu fıkra hükümlerine uymayan ulusal, bölgesel, yerel radyo ve televizyonlar hakkında, 13.4.1994 tarih ve 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun hükümleri uygulanır" şeklindeki teklif...

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – İçişleri Komisyonu üyelerimiz yeterli sayıda var efendim.

İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI M.NECATİ ÇETİNKAYA (Konya) –Sayın Başkanım, üyelerimiz burada efendim.

BAŞKAN – Efendim, bulalım da, usulüne göre yapalım. Yarın öbür gün bize dersiniz ki, şu önergede bunu uygulamadınız... Varsa, Komisyon üyeleri, lütfen, yerlerini...

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Arkadaşlarımız şuraya gelsinler...

BAŞKAN – Efendim, 13 kişilik komisyon istiyorum...

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Var efendim, var...

BAŞKAN – Hayır, hayır; şöyle de geçebilirler, arkadaşların hepsinin buraya gelmesine gerek yok.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Komisyon üyeleri burada efendim.

BAŞKAN – Yani, salonda bir itiraz yoksa, o zaman önergeyi...

HALİL İBRAHİM ÖZSOY (Afyon) – Meclisi keyfî idare ediyorsunuz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Yeni bir önerge; Komisyonun salt çoğunluğu olduğu için önergeyi işleme koyuyorum efendim.

Önergeyi önce okuyacağız, Komisyon katılırsa, yeni bir fıkra olarak müzakereye açacağım efendim.

Önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 192 sıra sayılı Muş Milletvekili Necmettin Dede'nin Karayolları Trafik Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklif ile ilgili İçişleri Komisyonunun kabul ettiği metnin 4 üncü maddesinin 65 inci fıkrasından sonra gelmek üzere 66 ncı fıkranın eklenmesini ve diğer fıkra numaralarının buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.

Oğuzhan Asiltürk (Malatya) ve arkadaşları

66) 125 inci maddenin üçüncü fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir:

... Bu fıkra hükümlerine uymayan ulusal, bölgesel, yerel radyo ve televizyonlar hakkında, 13.4.1994 tarih ve 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun hükümleri uygulanır.

BAŞKAN – Şimdi, efendim, aslında bu konuyla ilgili olarak İçtüzüğümüzün 87 nci maddesinde diyor ki: " Görüşülmekte olan tasarı ve teklife konu kanunun, komisyon metninde bulunmayan, ancak tasarı veya teklif ile çok yakın ilgisi bulunan bir maddesinin değiştirilmesini isteyen ve komisyonun salt çoğunlukla katıldığı önergeler üzerinde yeni bir madde olarak görüşme açılır."

Şimdi, isterseniz biz bu maddeyi oylayalım, bunu, müteakip bir madde olarak nazara alalım... Ama, şöyle de yapılabilir: İçtüzükte "madde" demiş; ama, fıkra olarak da... Çünkü, maddeye bir fıkra eklenme isteniyor.

İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI M.NECATİ ÇETİNKAYA (Konya) – Sayın Başkanım, izin verirseniz...

BAŞKAN – Bir dakika.

NECMETTİN DEDE (Muş) – Sayın Başkan, maddeye fıkra olarak eklensin.

BAŞKAN – Neyse, burada fıkra olarak nazara alıyoruz efendim; çünkü, değişiklik önergeleriyle, yeni bir madde, yeni bir fıkra veya bir bent eklenebilir.

Komisyonun, salt çoğunluğu Genel Kurulda var.

Komisyon benimsiyor mu?

İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI M.NECATİ ÇETİNKAYA (Konya) – Sayın Başkanım, benimsiyoruz.

İzin verirseniz bir hususu açıklamak istiyorum. Bu maddeyi koyduğumuzda, bu, tamamen yeni bir maddeydi; hakikaten, gelişen şartlara uygun olarak hazırlanan bir maddeydi. Trafik Kanununda getirilen yeniliklerin vatandaşlarımız tarafından caydırıcılığının kabul edilebilmesi için, gerek radyo ve televizyonlarda gerek yayın organlarında, mutlaka bu yönde eğitimlerin yapılması lazımdı; haftalık eğitim programında 30 dakikalık bir eğitim yapılması icap ediyordu; fakat, biz bunu yaparken müeyyidesini koymamıştık. Müeyyidesiz, takdir buyurursunuz ki, bir maddenin uygulanması oldukça zorluk teşkil ediyordu ve gördüğümüz uygulamalarda da, bazı radyo ve televizyonların bu şartlara uymadığı gözlendi. Bunu, arkadaşlarımız da hatırlattılar ve bu ihtiyacı göz önünde bulundurarak, müeyyideyi bu şekilde getirmiş olduk ve radyo ve televizyon kuruluşlarına da "bu yayınlar hakkında kanun hükümleri uygulanır" demekle, bu yetkiyi vermiş olduk.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Komisyon Başkanı.

Önergeye, Komisyon, çoğunluğuyla katıldı. Bunun, yeni bir fıkra olarak madde metninde yer alması hususunu oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Bu maddenin oylanmasından önce, çerçeve 4 üncü maddenin ilk fıkrasında "4199 sayılı Kanunun 47 nci maddesinin ikinci fıkrası yürürlükten kaldırılmış; 2918 sayılı Kanunun, 4199 sayılı Kanunun 47 nci maddesi ile.." denmiş. Burası, bir redaksiyon düzeltmesiyle şöyle olacak: "4199 sayılı Kanunla değiştirilen 47 nci maddesi..."

Maddeyi, bu redaksiyonla ve kabul edilen önergeler doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler.

Madde, bu redaksiyon ve kabul edilen önergeler doğrultusunda oylarınıza sunulmuştur; ancak, ben, biraz önce, bu para miktarlarının yuvarlak hale getirilmesi konusunda bir temennide bulunmuştum; ama, Komisyon ve Hükümetten bir şey gelmedi...

İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI M.NECATİ ÇETİNKAYA (Konya) – Sayın Başkanım, tabiî, şu anda, o belirttiğiniz hususu göz önünde bulundurarak yeni bir uygulamaya girdiğimiz takdirde, fevkalede önemli değişikliklere girmemiz lazım. İleride, göz önünde bulundurularak, belki değişiklik yapılabilir.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Peki efendim.

Teşekkür ederim.

4 üncü madde kabul edilmiştir.

5 inci maddeyi okutuyorum:

MADDE 5. – 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa 4199 sayılı Kanunla eklenen ek 3 üncü madde aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

Ek Madde 3. – 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunundaki fiiller için, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere önceki yılda uygulanan mutlak ceza tutarları, o yıl için Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca tespit ve ilan olunan yeniden değerleme oranında artırılır.

Bu suretle hesaplanacak ceza tutarlarında 100 000 liraya kadar olan kesirleri dikkate alınmaz.

Bu Kanun hükümlerine göre faillere uygulanan hafif para cezaları tecil edilemez.

Bu fiil 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun idarî para cezasını gerektiren muhtelif yasaklarını ihlal eder nitelikte ise faile, en ağır idarî para cezası uygulanır.”

AYHAN GÜREL (Samsun) – Sayın Başkan, sondan üçüncü satırdaki "tescil" kelimesi "tecil" olacak; yani, erteleme...

BAŞKAN – Evet efendim "tecil" olacak; burada da "tecil" olarak düzeltilmiş zaten.

Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Sayın Atilâ Sav...

ATİLÂ SAV (Hatay) – Vazgeçtik efendim.

BAŞKAN – Peki.

DSP Grubu adına, sayın Yalçın Gürtan; buyurun. (DSP sıralarından alkışlar)

Sayın Gürtan, süreniz 10 dakikadır.

DSP GRUBU ADINA YALÇIN GÜRTAN (Samsun) – Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; 4199 sayılı Kanun, cezalara caydırıcılık ve etkinlik özelliği kazandırmak amacıyla, trafik cezalarında yeni bir sistem kurmuştur. Bütün ceza maddeleri, 4199 sayılı Kanunla yeniden düzenlenmiştir. Bu düzenlemede, 2918 sayılı Kanunun sistematiğinden dolayı, maddeler arasında uyumsuzluklar doğmuştur. Yapılan teklifle, bu uyumsuzlukların giderilmesi amaçlanmıştır.

4199 sayılı Kanun, 27.10.1996 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe girmiştir; ancak, Kanunun 47 nci maddesi, ek 3 üncü maddenin yürürlük tarihini 1.1.1997 olarak değiştirmiştir. Ek 3 üncü madde, yeni trafik suç ve cezalarını düzenlemektedir. Ek 3 üncü maddenin yürürlük tarihinin, kanunun yürürlük tarihi olan 27.10.1996 yerine, 1.1.1997 olarak belirlenmesinin amacı şudur: 4199 sayılı Kanun, cezaların enflasyon karşısında erimesini ve böylece, caydırıcılık ve etkinliğinin azalmasını önlemek için katsayı esasını belirlemiştir; buna göre, trafik cezalarının, her yıl, Vergi Usul Kanununa göre belirlenecek değerlendirme katsayısı oranında artırılmasını amaçlamaktadır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi, cezaların çok kısa bir dönem içinde ikinci kez artırılmasını önlemek için, bu maddenin yürürlüğe giriş tarihini 1.1.1997 olarak belirlemişti.

4199 sayılı Kanun, 2918 sayılı Kanundaki cezaları yürürlükten kaldırmaktadır. Bu amaçla da, aradaki iki aylık zamanın boşluğunu doldurmak için, bu süre içinde, 2918 sayılı Kanundaki eski cezaların uygulanması amaçlanmıştır.

Bir diğer uyumsuzluk ceza maddelerinde görülmektedir. Teklifin 4, 5 ve 6 ncı maddeleri, ceza maddelerindeki uyumsuzluğu gidermeyi amaçlamaktadır. 4199 sayılı Kanunla getirilen cezalar sistematik kanun tekniğine uygun değildir. 4, 5 ve 6 ncı maddelerde yapılan düzeltmelerin gözden kaçabilecek başka uyumsuzluklara yol açabileceği düşüncesinden hareketle, 4199 sayılı Kanundaki sistematik değiştirilmiştir. Bu arada, ceza hükmü taşıyan bütün maddeler taranarak ayıklanmış ve ek 3 üncü maddedeki cezalar bu maddeden çıkarılarak, ilgili maddelerin içine yerleştirilmiştir. 4, 5 ve 6 ncı maddedeki değişikliklerin tümü, yeni 4 üncü madde olarak kabul edilmiştir.

Teklifin 7 nci maddesi, cezaların yürürlüğüyle ilgili olarak birtakım boşlukları gidermeyi amaçlamaktadır. Bu amaçla, 2918 sayılı Kanuna geçici bir madde eklenmesi öngörülmüştür; fakat, cezaların tek maddede toplanması yerine, ilgili maddelerin içine yerleştirilmesi yöntemi benimsenmiştir. 7 nci madde, çerçeve maddeden çıkarılarak, teklifin geçici 1 inci maddesi olarak düzenlenmiş ve içeriği de, amacı sağlayacak biçimde kanun tekniğine uygun hale getirilmiştir.

Biz, henüz altı ayını bile doldurmamış bulunan Trafik Yasasının uygulanarak işlerlik kazanması gerektiğini düşünüyoruz.

Demokratik Sol Parti olarak, tüm sürücülere, kazasız belasız trafik yaşamı diliyor; hepinizi saygıyla selamlıyorum. (DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Gürtan.

Şahsı adına, Sayın Hikmet Sami Türk; buyurun.

Süreniz 5 dakika Sayın Türk.

HİKMET SAMİ TÜRK (Trabzon) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Karayolları Trafik Kanununa 4199 sayılı Kanunla eklenen ek 3 üncü maddenin ceza hükümleri ilgili maddelere işlendikten sonra geriye kalan hükümler, yeni teklifte de ek madde 3'te toplanmış bulunmaktadır. Bu hükümler içerisinde, önce, para cezaları için 4199 sayılı Kanunla getirilen sistem değişikliğine uygun olarak, yeniden değerleme oranlarının esas alınması hükme bağlanmaktadır.

Para cezalarında karşılaşılan en önemli sorun, Türkiye gibi, yıllardan beri kronik bir enflasyon yaşayan ve bir türlü makul oranlara çekilemeyen bir ekonomi içerisinde, ceza kanunlarında yer alan para cezalarının, zamanla caydırıcılığını yitirmeleridir. Bundan önce, Karayolları Trafik Kanunu bakımından, Türk Ceza Kanununun ek 1 ve ek 2 nci maddelerinde yer alan hükümler uygulanmaktaydı; ancak, o hükümler, Karayolları Trafik Kanununun kabul edildiği tarih itibariyle orada yer alan cezaların bir miktar artırılmasını, ondan sonra da Bütçe Kanununda yer alacak memur maaşlarındaki artış katsayısıyla bağlantılı olarak artırılmasını düzenlemekteydi.

Şimdi, bu sistem terk edilmekte ve onun yerine, Vergi Usul Kanununda öngörülen yeniden değerleme oranlarına paralel bir düzenleme getirilmektedir. Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesinin 10 uncu bendine göre, yeniden değerleme bakımından bir hesap dönemi sonu itibariyle öngörülecek olan oran "yeniden değerleme yapılacak yılın ekim ayında, bir önceki yılın aynı dönemine göre, Devlet İstatistik Enstitüsünün Toptan Eşya Fiyatları Genel İndeksinde meydana gelen ortalama fiyat artışı oranı olarak tanımlanmaktadır. Bu oran, her yıl, Maliye ve Gümrük Bakanlığınca, Resmî Gazetede aralık ayında ilan edilmektedir. Demek ki, bundan sonra, Karayolları Trafik Kanununda yer alan para cezaları bu orana göre artırılacaktır. Bunu, objektif bir sistem olarak yerinde görmekteyiz; zaten, 4199 sayılı Kanunla da bu benimsenmişti.

Üçüncü fıkrada yer alan "tescil" sözcüğü sanıyorum ki "tecil" olarak düzeltilecektir...

BAŞKAN – Evet, düzelttik onu efendim.

HİKMET SAMİ TÜRK (Devamla) – Bu yapılmıştır.

Dördüncü fıkrada ise, eğer, Karayolları Trafik Kanunundaki idarî para cezasını gerektiren muhtelif yasakları ihlal eder nitelikte bir fiil söz konusuysa, faile, en ağır idarî para cezasının uygulanacağı belirtilmektedir. Aslında, 4199 sayılı Kanunun bundan önceki metninde, sadece hafif para cezaları bakımından bu hükme yer verilmişti. Şimdi ise, hafif para cezalarının buradan çıkarıldığını görüyoruz. Türk Ceza Kanununun 79 uncu maddesine göre, "işlediği bir fiil ile kanunun çeşitli hükümlerini ihlal eden kimse o hükümlerden en şiddetli cezayı gerektiren maddeye göre cezalandırılır; bu, ceza hukukunun temel ilkelerinden biridir. Burada, o hükmün, bu ilkenin uygulanması söz konusudur; ancak, maddede hafif para cezalarına yer verilmeyişi bir eksiklik olarak düşünülebilir. Bu eksiklik tamamlanmadığı takdirde Ceza Kanununun 79 uncu maddesinin, hafif para cezaları bakımından uygulamada dikkate alınması gerekecektir. Uygulamada açıklık sağlamak bakımından hafif para cezalarının da burada belirtilmesi uygun olacaktır düşüncesindeyim. Bu düşüncelerle Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Türk. (DSP sıralarından alkışlar)

Efendim, madde üzerindeki konuşmalar bitmiştir.

Madde üzerinde önerge yok.

Yalnız, burada, bu ikinci fıkrada "Bu suretle hesaplanacak ceza tutarlarında 100 000 lira kesirleri dikkate alınmaz" deniliyor. Komisyona sormak istiyorum. Biraz önce kabul ettiğimiz maddede mesela "3 600 000 lira" rakamı vardı...

Sayın Komisyon, dinler misiniz; önemli şeyler bunlar -çünkü, ben maliyeci de olduğum için- uygulamada çok tereddüt getiriyor. Aynen şu şekilde yazılmış: "Bu suretle hesaplanacak ceza tutarlarında 100 000 lira kesirleri dikkate alınmaz." Yani, 100 000 liraya kadar olan miktarlar mı nazara alınmaz; yoksa 100 000 liralar mı atılır? Eğer, 100 000 liralar atılırsa, bir önceki maddede 3 600 000 lira para cezasını getirdik. O zaman, orada 100 000 lirayı atacak mıyız? Yani, burada bir açıklık olsun; çünkü, uygulama çok önemli.

EYÜP AŞIK (Trabzon) – 100 000'den az olarak...

BAŞKAN – Ama, yok, öyle demiyor; "100 000 lira kesirleri dikkate alınmaz" diyor.

HALİT DUMANKAYA (İstanbul) – "100 000 liraya kadar" demek lazım.

BAŞKAN – "100 000 liraya kadar olan kesirler dikkate alınmaz" şeklinde mi olacak? Onu bir düzeltelim efendim.

HİKMET ULUĞBAY (Ankara) – Doğrudur, öyle olması gerekir.

BAŞKAN – Efendim, komisyon cevap verirse memnun olurum.

BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Buyurduğunuz doğrudur efendim.

BAŞKAN – Bakın, arkadaşlar "100 000 lira kesirleri dikkate alınmaz" diyor. 100 bin lira kesirleri olunca, mesela 3 800 000 lira veya 1 800 000 liralık cezalar var...

BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – 100 000 liraya kadar olan...

BAŞKAN – Hayır efendim, düzeltelim; ben de öyle diyorum.

Sayın Komisyon, bunu 100 000 liraya kadar mı alalım?.. Allah Allah, komisyondan hiç ses gelmiyor.

MEHMET KEÇECİLER (Konya) – Müzakere ediyorlar.

İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI M. NECATİ ÇETİNKAYA (Konya) – Sayın Başkan "100 000 liraya kadar alınmaz" şeklinde komisyonun teklifi...

BAŞKAN – O zaman, ona "100 000 liraya kadar kesirler dikkate alınmaz" diyelim; değil mi efendim?

İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI M. NECATİ ÇETİNKAYA (Konya) – Doğrudur; 100 000 liraya kadar olanlar...

BAŞKAN – Yani, bu suretle hesaplanacak ceza tutarlarında 100 000 liraya kadar olan kesirler dikkate alınmaz...

İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI M. NECATİ ÇETİNKAYA (Konya) – 100 000 liranın üstünde olanlar dikkate alınır.

BAŞKAN – Tamam efendim. Yani, 100 000 liraya kadar olan kesirler dikkate alınmaz, 100 000 liradan fazla olursa dikkate alınır.

İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI M. NECATİ ÇETİNKAYA (Konya) – Doğrudur.

BAŞKAN – Maddeyi düzeltilmiş bu haliyle oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

Geçici 1 inci maddeyi okutuyorum:

GEÇİCİ MADDE 1. – Bu Kanunun 4 ve 5 inci maddeleri hükümleri yürürlüğe girinceye kadar 2918 sayılı Kanundaki ceza hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.

BAŞKAN – Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi adına, Sayın Atilâ Sav; buyurun efendim.

Konuşma süreniz 10 dakika Sayın Sav.

CHP GRUBU ADINA ATİLÂ SAV (Hatay) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; geçici madde bu haliyle Anayasaya aykırıdır; çünkü, bu Kanunun 4 ve 5 inci maddeleri hükümleri, esasen, 4199 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesiyle hükümden düşmüştür, yani, yürürlükten kalkmıştır, ilga olmuştur. 4199 sayılı Yasa, 17 Ekim 1996 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabul edildi, 27 Ekim 1996 tarihinde Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi bu Yasanın yürürlüğe girmesiyle birlikte, 2918 sayılı Kanundaki ceza hükümlerinin hepsi yürürlükten kalktı ve 4199 sayılı Yasada yapılan bir yanlışlık nedeniyle ek 3 üncü maddeyle getirilen ceza hükümleri 1.1.1997 tarihinde yürürlüğe girdi; bunu da 4199 sayılı Kanunun yürürlüğü gösteren 48 inci maddesini incelediğimizde görüyoruz. 4199 sayılı Kanunun 48 inci maddesi yürürlük hükmünde şöyle deniliyor: "Bu Kanunun 42 nci ve ek 3 üncü maddesi 1.1.1997 tarihinde, diğer maddeleri yayımı tarihinde yürürlüğe girer. "Diğer maddeleri arasında cezaları gösteren hükümler bulunmaktadır. Binaenaleyh, o hükümler kalkmıştır; ek 3 üncü maddeyle getirilen yeni ceza hükümleri ise, 1.1.1997 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Nitekim mahkemeler de uygulamalarında, 27.10.1996 ilâ 1.1.1997 tarihleri arasındaki sürede, Trafik Kanununda belirtilen ve suç sayılan eylemlerin cezası olmadığını kabul etmiş ve bu dönem içinde işlenen suçlara ceza vermemiştir.

Şimdi, bu maddeyle, geçici madde 1 ile yapılmak istenen şey, boşlukta kalan o iki aylık süreyi -yani, 27 Ekim 1996 ilâ 31.12.1996 arasındaki süreyi- tekrar ceza hükmünü geriye işleterek doldurmaktır. Bu, Anayasamızın 38 inci maddesine açıkça aykırıdır; çünkü, bilindiği üzere, Anayasamızın 38 inci maddesinde, işlendiği zaman bir cezayı gerektirmeyen suça ceza verilmeyeceği öngörülmektedir. Oysa, burada, bu düzenlemeyle, işlendiği zaman yürürlükte olmayan, yürürlükte bulunmayan biz ceza hükmünün uygulanıyor sayılması, uygulanmasına devam olunur şeklinde yürürlüğe getirilmek istenmektedir. Bu haliyle bu madde Anayasaya aykırıdır; maddenin metinden çıkarılması yerinde olacaktır, uygun olacaktır. Aksi halde, gereksiz bir biçimde, bilerek Anayasaya aykırı bir hükmün Türkiye Büyük Millet Meclisinden çıkması ve yasalaşmasına yol açılmış olacaktır.

Biz bu konuda bir önerge sunduk. Yüce Meclisin önergemizi dikkate almasını ve yeni bir Anayasaya aykırılığa yol açmamasını diliyor; Yüce Meclisi en içten dileklerimle ve saygılarımla selamlıyorum efendim. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Sav.

DSP Grubu adına, Sayın Hikmet Sami Türk; buyurun efendim. (DSP sıralarından alkışlar)

DSP GRUBU ADINA HİKMET SAMİ TÜRK (Trabzon) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sanıyorum ki, artık gereği kalmamış bir madde üzerinde konuşuyoruz; çünkü, İçişleri Komisyonunun raporunu düzenleme tarihine baktığınız zaman, bunun 16.12.1996 olduğunu görürsünüz. Komisyon, bu geçici maddeyi kaleme alırken, kanunun uygulanmasında, ceza hükümlerinin uygulanmasında bir boşluk meydana gelmemesini dikkate almıştı; oysa, bu artık geride kalmıştır.

Üstelik, burada hatalı bir yollama yapılmaktadır; deniliyor ki: "Bu Kanunun 4 ve 5 inci maddeleri hükümleri yürürlüğe girinceye kadar 2918 sayılı Kanundaki ceza hükümlerinin uygulanmasına devam olunur." Oysa, 4199 sayılı Kanunun 47 nci maddesinin ikinci fıkrasıyla, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunundaki eylemler için öngörülen cezalar yürürlükten kaldırılmıştır; yani, kaldırılmış olan hükümleri burada tekrar uygulamak istiyoruz. Buna gerek de kalmamıştır, böyle bir hukukî yanlışlığa meydan vermek için hiçbir neden bulunmamaktadır.

Üstelik 4 ve 5 inci maddelerin uygulanması bakımından, 6 ncı maddeye sıra geldiği zaman, yine, bazı itirazlarımız olacaktır; çünkü, o 4 ve 5 inci maddelerde bazı ceza hükümleri artırılmış bulunmaktadır. Oysa, Anayasamızın 38 inci maddesine göre böyle bir hükmün geriye dönük olarak; yani, 1.1.1997 tarihinden itibaren uygulanması Anayasaya aykırı olacaktır.

Kısacası, geçici 1 inci madde, artık hiçbir gereği kalmayan, üstelik yürürlükten kalkmış olan bir maddeyi uygulamak amacına yönelik olan bir düzenlemedir; çünkü, 4199 sayılı Kanunda bir hata yapılmıştı; bir yandan Karayolları Trafik Kanunundaki ceza hükümleri yürürlükten kaldırılırken, öbür yandan yeni hükümlerin 1.1.1997 tarihinde yürürlüğe gireceği öngörülmüştü. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunundaki eylemlere bu Kanunla eklenen 3 üncü madde hükümlerinin uygulanacağı, 47 nci maddenin ikinci fıkrasında belirtilmiş olmakla birlikte, ek 3 üncü maddenin 1.1.1997 tarihinde uygulanacağını öngören 48 inci madde yüzünden, 4199 sayılı Kanunla getirilen ceza hükümlerinin uygulanması olanağı yoktu. İşte, bu boşluğu gidermek için böyle bir geçici madde düşünülmüştür; ama, şimdi, bu boşluk artık söz konusu değildir; yeni kanunun yayımı tarihinden itibaren yürürlüğe girmesi yeterli olacaktır. O nedenle, geçici 1 inci maddenin tamamıyla tekliften çıkarılmasını öneriyoruz.

Bu düşüncelerle, Demokratik Sol Parti Grubu ve şahsım adına, Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Türk.

Sayın Dede, kişisel söz mü istiyorsunuz?

NECMETTİN DEDE (Muş) – Evet efendim.

BAŞKAN – Peki, buyurun efendim.

Süreniz 5 dakikadır.

NECMETTİN DEDE (Muş) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; verilen teklifteki geçici 1 inci maddenin görüşülmesi konusundaki noksanlıkların başında, kanun teklifini arz ettiğimiz zaman, 2918 sayılı Yasanın gündemden çıkarılıp 4199 sayılı Yasayla değiştirilmesindeki zaman zarfında bir boşluk meydana gelmişti; bu boşluk zamanında tahakkuk eden cezalar, daha sonra mahkemelere intikal etmiş, mahkemeler bu cezaların uygulanmaması kararını vermiştir. Teklifimiz, maddeleri, adlî mercilerce uygulanamayan bir Yasanın boşluğunu ortadan kaldırma zaruretinden hâsıl olmuştu. O zaman verilen bu maddenin gerekliliği vardı; fakat, Kanun, 1 Ocak 1997 tarihinden itibaren meriyete girdiği için, şu anda bu boşluk ortadan kalkmıştır. Zaten, önerge sahibi Demokratik Sol Partili sayın konuşmacımız da önergesini geri aldığından, özellikle bu da bizim teklifimiz dışına çıkmıştır. Eski Yasaya göre, 4199 sayılı Yasaya göre, kanun maddesi olarak şu andan itibaren yürürlüğe girmiştir; bir sıkıntımız yoktur.

Arz ederim Sayın Başkan.

BAŞKAN – Yani, sizce, bu geçici maddeye gerek yok mu?

NECMETTİN DEDE (Devamla) – Gerek yoktu, Sayın Başkanım.

BAŞKAN – İyi, o zaman mesele yok.

Teşekkür ederim.

Madde üzerindeki müzakere bitmiştir.

Maddeyle ilgili iki önerge vardır; birincisini okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Sıra sayısı 192 olan Karayolları Trafik Kanunu teklifinin geçici 1 inci maddesi Anayasaya aykırı bulunmaktadır; metinden çıkarılmasını öneririz.

Saygılarımızla.

Atilâ Sav Oya Araslı Nihat Matkap

Hatay İçel Hatay

Orhan Veli Yıldırım Hikmet Çetin

Tunceli Gaziantep

BAŞKAN – Öteki önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun teklifinin İçişleri Komisyonunca kabul edilen metninden geçici madde 1'in çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

Hüsamettin Korkutata Saffet Arıkan Bedük Akın Gönen

Bingöl Ankara Niğde

İsmail Yılmaz Abdulhaluk Mutlu

İzmir Bitlis

BAŞKAN – Şimdi, aykırılık derecelerine göre önergeleri işleme koyacağım...

İSMAİL YILMAZ (İzmir) – İkisi de aynı mahiyette efendim.

BAŞKAN – Aynı da; yalnız, birisi Anayasaya aykırılıkla ilgili. Aslında, önce, Anayasaya aykırılıkla ilgili önergenin işleme konulması lazım; ama, öteki de maddenin metinden çıkarılmasıyla ilgili. Zaten, maddeyi metinden çıkarırsak, Anayasaya aykırılık hali kalmayacak. Onun için, önce, maddenin metinden çıkarılmasıyla ilgili önergeyi işleme koyalım.

Önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun teklifinin İçişleri Komisyonunca kabul edilen metninden geçici madde 1'in çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

Hüsamettin Korkutata (Bingöl) ve arkadaşları

BAŞKAN – Evet, maddenin metinden çıkarılacağı izlenimini edindiğimiz için...

Komisyon önergeye katılıyor mu?

İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI M. NECATİ ÇETİNKAYA (Konya) – Katılıyoruz.

BAŞKAN – Hükümet?..

KÜLTÜR BAKANI İSMAİL KAHRAMAN (İstanbul) – Katılıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Komisyon ve Hükümet önergeye katılıyorlar.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Geçici 1 inci madde, teklif metninden çıkarılmıştır.

Şimdi, yeni geçici madde ilaveleriyle ilgili önergeler vardır; önce, bunları okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 192 sıra sayılı kanun teklifine aşağıdaki geçici maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

Temel Karamollaoğlu Saffet Arıkan Bedük

Sıvas Ankara

RP Grubu Başkanvekili DYP Grubu Başkanvekili

Murat Başesgioğlu İsmail Yılmaz

Kastamonu İzmir

ANAP Grubu Başkanvekili

Erdoğan Toprak Hasan Hüsamettin Özkan

İstanbul İstanbul

CHP Grubu Başkanvekili DSP Grubu Başkanvekili

Yalçın Gürtan Mehmet Aykaç

Samsun Çorum

Geçici Madde 1.- 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 41 inci maddesinin 4199 sayılı Kanunla değişik (b) bendinde öngörülen A1, A2, B, C, D ve E sınıfı sürücü belgesi alacak olanlarda aranan en az ortaokul veya sekiz yıllık temel eğitimi bitirmiş bulunmaları şartı, 31.12.1999 tarihine kadar aranmaz, ilkokul mezunu olmaları yeterli sayılır.

BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 192 sıra sayılı kanun teklifinin sonuna aşağıdaki maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

Saffet Arıkan Bedük Mehmet Gölhan Biltekin Özdemir

Ankara Ankara Samsun

Temel Karamollaoğlu Yıldırım Aktürk Muhammet Polat

Sıvas Uşak Aydın

Mustafa Çiloğlu

Burdur

Geçici madde: 237 sayılı Taşıt Kanununa ekli (1) sayılı cetvele "Rekabet Kurulu Başkanı" ile "Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Başkanı" dahil edilmiştir.

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, İçtüzüğün 87 nci maddesinde aynen şöyle deniliyor: "Görüşülmekte olan tasarı veya teklifin konusu olmayan sair kanunlarda ek ve değişiklik getiren yeni bir kanun taklifi niteliğindeki değişiklik önergeleri işleme konulmaz."

Şimdi, bizim burada müzakare ettiğimiz 2918 sayılı Kanun ve değişiklikleridir. Burada yapılması istenilen, 237 sayılı Taşıt Kanunuyla ilgili bir değişikliktir. İçtüzük hükmü çok açık olduğu için, bu önergeyi işleme koymuyorum; yeni bir kanun teklifi niteliğindedir.

Diğer önergeyi okutup, işleme koyacağım efendim.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 192 sıra sayılı kanun teklifine aşağıdaki geçici maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

Temel Karamollaoğlu (Sıvas) ve arkadaşları.

Geçici Madde 1.– 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 41 inci maddesinin 4199 sayılı Kanunla değişik (b) bendinde öngörülen A1, A2, B, C, D ve E sınıfı sürücü belgesi alacak olanlarda aranan en az ortaokul veya 8 yıllık temel eğitimi bitirmiş bulunmaları şartı 31.12.1999 tarihine kadar aranmaz, ilkokul mezunu olmaları yeterli sayılır.

BAŞKAN – Önergeye Komisyon katılıyor mu efendim?

İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI M. NECATİ ÇETİNKAYA (Konya) – Katılıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükümet?..

KÜLTÜR BAKANI İSMAİL KAHRAMAN (İstanbul) – Katılıyoruz efendim.

BAŞKAN – Hükümet ve Komisyon önergeye katılıyor.

Onu yeni bir madde olarak (geçici madde 1 olarak) işleme koyacağız.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge, geçici 1 inci madde olarak kabul edilmiştir efendim.

6 ncı maddeyi okutuyorum:

MADDE 6.– Bu Kanunun 4 ve 5 inci maddeleri 1.1.1997 tarihinde, diğer maddeleri yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN – Bu madde üzerinde, DSP Grubu adına Sayın Yalçın Gürtan söz istemiştir.

Sayın Gürtan, yürürlük maddesiyle ilgili olarak konuşmak istiyor musunuz?

YALÇIN GÜRTAN (Samsun) – Hayır.

BAŞKAN – İstemiyorsunuz.

Madde üzerinde başka söz isteyen?.. Yok.

MEHMET KEÇECİLER (Konya) – Sayın Başkan, madde üzerinde düzeltme önergesi var mı?

ATİLÂ SAV (Hatay) – Sayın Başkan...

İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI M. NECATİ ÇETİNKAYA (Konya) – Hayır, zaten, düzeltme değil, aynen bu şekilde bırakıyoruz.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Sayın Başkan, önerge var.

BAŞKAN – Sayın Sav, konuşmak istiyor musunuz?

ATİLÂ SAV (Hatay) – Sayın Başkan, CHP Grubu adına söz istiyorum.

BAŞKAN – Buyurun efendim.

Bu konuda şöyle bir önerge var: "...değişiklik yapılması hakkında kanun teklifiyle ilgili İçişleri Komisyonunun kabul ettiği metnin 6 ncı maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ederiz.

Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer" deniliyor.

Siz buna katılıyor musunuz?

ATİLÂ SAV (Hatay) – Evet efendim, ben de aynı şeyi söyleyecektim.

BAŞKAN – Peki, o zaman kısa bir açıklama yapın lütfen.

ATİLÂ SAV (Hatay) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; geçici 1 inci maddeyle ilgili açıklamalarımızda da belirttiğimiz gibi, bu Yasanın 4 ve 5 inci maddelerinde ceza hükümleri düzenlenmektedir. Bu hükümlerin, bugün 21 Mayıs 1997'de bulunduğumuza göre, 1.1.1997 tarihinden itibaren yürürlüğe girmesi, bu ceza hükümlerinin geçmişe yürütülmesi sonucunu doğurur; bu da Anayasanın 38 inci maddesine uygun değildir diyecektik; ama, mademki böyle bir önerge var; biz de o önergeye katılıyoruz, destekliyoruz.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Sav.

HİKMET ULUĞBAY (Ankara) – Sayın Başkan, DSP Grubu adına Sayın Hikmet Sami Türk konuşacak.

BAŞKAN – Sayın Türk, önergeyi söyledim, "yayımı tarihinde" diye. Yani, herhalde "yayımı tarihinde" olmasını Sayın Genel Kurul kabul edecek. Buna rağmen, konuşmak istiyor musunuz?

HİKMET SAMİ TÜRK (Trabzon) – "Yayımı tarihinde" diyorsanız, "4 ve 5 inci maddeler 1.1.1997'de yürürlüğe girer" ibaresi kaldırılıyorsa, katılıyoruz.

BAŞKAN – Peki efendim.

Madde üzerindeki konuşmalar bitmiştir.

Maddeyle ilgili bir önerge var; okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 192 sayılı Muş Milletvekili Necmettin Dede'nin "Karayolları Trafik Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi" ile ilgili İçişleri Komisyonunun kabul ettiği metnin 6 ncı maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Cumhur Ersümer Mehmet Gözlükaya Hüsamettin Özkan

Çanakkale Denizli İstanbul

Oğuzhan Asiltürk Hüsamettin Korkutata

Malatya Bingöl

MADDE 6 – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN – Başka önerge olmadığı için bir daha okutmaya gerek...

SABRİ ERGÜL (İzmir) – Bunları Komisyon görmüyor mu Sayın Başkan? Komisyon uyuyor mu, bunun Anayasaya aykırı olduğunu bilmiyor mu?

BAŞKAN – Sayın Sabri Ergül, kimin uyuduğu belli zaten şimdi Genel Kurulda.

Bu önergeye Sayın Komisyon katılıyor mu?

İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI M. NECATİ ÇETİNKAYA (Konya) – Katılıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Hükümet?..

KÜLTÜR BAKANI İSMAİL KAHRAMAN (İstanbul) – Katılıyoruz.

BAŞKAN – Komisyon ve Hükümet...

Aslında Komisyon çoğunluğu olmadığı için katılamaz da...

İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI M . NECATİ ÇETİNKAYA (Konya) – Çoğunluk var Sayın Başkan, çoğunluk var...

SALİH KAPUSUZ (Kayseri)– Sayın Başkan, çoğunluk var.

BAŞKAN – Var mı?

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Var efendim...

BAŞKAN – Doğru, doğru, biraz önce çoğunluk buldu, doğru; Komisyon raporu önemli çünkü.

Komisyon ve Hükümet önergeye katılıyor.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.

Maddeyi kabul edilen bu önerge doğrultusundaki değişik şekliyle oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

7 nci maddeyi okutuyorum efendim.

MADDE 7.– Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteyen?..Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

ATİLÂ SAV (Hatay) – Sayın Başkan, redaksiyonla ilgili bir yetki aldınız mı?

BAŞKAN – Almadık efendim.

Biliyorsunuz, 85 inci madde maddî hataların düzeltilmesiyle ilgili bir şey.

ATİLÂ SAV (Hatay) – 4 üncü maddeye eklenen bir fıkra var. Sayın Gözlükaya, Sayın Özkan ve arkadaşlarının önergesinde "4 üncü maddenin 17 nci fıkrasında, "36 ncı madde değiştirilmek suretiyle..." denildikten sonra "sürücü belgesi olmadan trafiğe çıkanlara ilk tespitte şu kadar, tekrarı halinde..." deniliyor. Doğru, hukukî terim "tekerrürü"dür; bunun bu şekilde düzeltilmesini belirtmek istemiştim.

BAŞKAN – Efendim, artık, o, anlaşılır.

Peki, teşekkür ederim.

Sayın milletvekilleri, teklifin tümünün oylanmasından önce Komisyon Başkanı ve Sayın Bakan şöyle bir önerge göndermişler:

"Görüşülmekte olan kanun teklifinin 4 üncü maddesinin alkolle ilgili hükmünün caydırıcılık niteliğine kavuşturulması amacıyla, İçtüzüğün 89 uncu maddesi uyarınca yeniden görüşülmesini arz ve teklif ederiz" diyorlar.

Bizim İçtüzüğümüzde, 89 uncu maddede böyle bir imkân var; ancak, bu istem, Danışma Kurulunun görüşü alındıktan sonra Genel Kurulca görüşmesiz kabul edilebilir. Danışma Kurulunun da, bana, şimdiye kadar intikal eden bir kararı olmadığı için, bu istemi yerine getirmiyorum.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Sayın Başkan, bir şey arz edebilir miyim?

BAŞKAN – Teklifin tümünü oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...

KÜLTÜR BAKANI İSMAİL KAHRAMAN (İstanbul) – O halde ara veriniz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Kabul etmeyenler... Teklifin tümü kabul edilmiştir; hayırlı, uğurlu olsun.

Efendim, zamanında getirin.

Biraz da, sürücüler fazla alkol içmezler... (Alkışlar)

KÜLTÜR BAKANI İSMAİL KAHRAMAN (İstanbul) – Bütün gruplar talep ediyor Sayın Başkan, grupların ittifakı var.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Biz, gruplar olarak bir mutabakat sağladık; dolayısıyla, böyle bir düzenlemeye ihtiyaç duyulduğuna kanaat getirdik; onun için bunu talep ettik.

BAŞKAN – Sayın Kapusuz, Danışma Kurulundan karar getirseydiniz işleme koyardım; Danışma Kurulundan karar gelmediğine göre...

Bir şey olmaz canım. Yani, az alkol kullananlara da yasaklamayalım bunları.

Evet, teklifin tümü kabul edilmiştir; hayırlı ve uğurlu olsun efendim.

MURAT BAŞESGİOĞLU (Kastamonu) – Yeni bir kanun alırsak, yetişmeyebilir Sayın Başkan.

BAŞKAN – Efendim, bana göre, daha iki üç tane kanun kabul edebiliriz; yeter ki gruplar bize teklif getirsinler.

HİKMET ULUĞBAY (Ankara) – Grupların mutabakatı var Sayın Başkan.

BAŞKAN – Arkadaşlar, mesaimizin bitmesine daha bir saatlik zaman var.

MURAT BAŞESGİOĞLU (Kastamonu) – Yetişmez Sayın Başkan.

BAŞKAN – Efendim, yetişir, yetişmez...

Bakın, Meclisin zamanını ben sonuna kadar kullanmak istiyorum. Arkadaşlarımız çalışmak istiyorlarsa, çalışsınlar; daha bir saatlik zamanımız var. Meclisin çalışmasında, bir saat, çok büyük bir zaman. Onun için, isterseniz çalışmalara devam edelim.

HİKMET ULUĞBAY (Ankara) – Sayın Başkan, bütün gruplar mutabık.

BAŞKAN – Efendim, ben, İçtüzük hükümlerine uymak zorundayım. İçtüzük ne diyor: Meclisin çalışma süresi saat 15.00'te başlar, saat 19.00'da sona erer. Eğer, komisyon ve Hükümeti bulamazsak, çalışmalara son veririz tabiî. Bir şey diyemem.

MEHMET KEÇECİLER (Konya) – Sayın Başkan, gruplar mutabakat halinde. Şimdi, yoklama istenecek, netice itibariyle...

BAŞKAN – Efendim, isteyin de... Sayın Keçeciler, bakın, bu Meclisin çalışma sürelerine riayet edelim.

Evet efendim, gruplar çalışmayı istemiyor mu?

SABRİ ERGÜL (İzmir) – Hayır efendim, çalışalım.

MUSTAFA RÜŞTÜ TAŞAR (Gaziantep) – Anlaşma yaptık, böyle karar aldık.

BAŞKAN – Efendim, birisi "çalışalım" diyor, birisi "çalışmayalım" diyor.

SABRİ ERGÜL (İzmir) – Çalışalım efendim, çalışalım...

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Genel Kurulda bulunan grup temsilcilerinin -Başkanlık Divanı olarak bizim çalışma isteğimize rağmen- yeni bir kanun teklifinin ve tasarısının görüşülmemesi konusunda mutabakat sağladıkları anlaşılmaktadır. Biz Başkanlık olarak çalışmak istiyoruz; ama, tabiî, çalışabilmemiz için grupların bizi desteklemesi lazım. Bu itibarla...

MURAT BAŞESGİOĞLU (Kastamonu) – Sayın Başkan, yorum yapmaya gerek yok.

BAŞKAN – Efendim, biz yorulmuyoruz; birileri yorulacak ki, bu memlekette birtakım kanunlar çıkacak, yoksa...

MURAT BAŞESGİOĞLU (Kastamonu) – Fazla uzatmaya gerek yok Sayın Başkan; üç dört defa söylediniz. Millî Eğitim Bakanı yok; hangi kanunu görüşeceksiniz?

BAŞKAN – Efendim, burada o kadar çok kanun var ki, birincisi yoksa ikincisine, o yoksa üçüncüsüne, o yoksa dördüncüsüne geçeriz.

Halbuki, ben de beklerdim ki, gruplar, çalışmak için birbirleriyle yarışsınlar.

ALGAN HACALOĞLU (İstanbul) – Nedeni, Hükümetin olmaması; doğru tespit edin.

MUSTAFA RÜŞTÜ TAŞAR (Gaziantep) – İstismar etme Sayın Başkan!

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, kanun tasarı ve tekliflerini görüşmek için, 22 Mayıs 1997 Perşembe günü saat 15.00'te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.

Kapanma Saati: 18.05

V. – SORULAR VE CEVAPLAR (Devam)

B) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1. – Tekirdağ Milletvekili Enis Sülün’ün, Topkapı Sarayında bulunan tarihi eserlerin envanterine ilişkin sorusu ve Kültür Bakanı İsmail Kahraman’ın yazılı cevabı (7/2625)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Kültür Bakanı İsmail Kahraman tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunu delaletlerinize saygılarımla arz ederim.

Enis Sülün

Tekirdağ

1. Topkapı Sarayında yeni bir demirbaş sayımı yapmayı düşünüyor musunuz?

2. Fatih Kütüphanesindeki nadide el yazmalarının bodrumlarda nemli ortama terk edildiği, eserlerin koruma sıkıntısına düşürüldüğü iddia edilmektedir, doğru mudur?

3. Kültür Bakanlığının kullanım inisiyatifinde olan sarayların bazı mekanlardan, bazı kuruluşların faydalandırıldığı bilinmektedir. Yıldız Sarayı gibi millî abidelerimizin kullanıma açılması ve kullanım uygulamalarını belirleyen bir sözleşme var mıdır?

4. Yurt dışında bulunan tarihî Türk eserlerinin envanterlerinin çıkarılması ve rolevelerin yapılması konusunda bir çalışma var mıdır?

5. Bakanlığınız uhdesinde bulunan binlerce halı, kilim, kumaş ve benzeri emtianın korunmasına ilişkin çalışma yapılmakta mıdır?

T.C.

Kültür Bakanlığı 21.5.1997

Araştırma, Planlama ve Koordinasyon

Kurulu Başkanlığı

Sayı : B.16.0.APK.0.12.00.01.940-236

Konu : Yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : a) T.B.M.M. Başkanlığının 13.8.1996 gün, KAN.KAR.MÜD. A.01.0.GNS.0.10.00.02. 6/320-3153/8292 sayılı yazısı.

b) T.B.M.M. Başkanlığının 5.5.1997 gün, KAN.KAR.MÜD. A.01.0.GNS.0.10.00.02.7/2625-3153/8292 sayılı yazısı.

Tekirdağ Milletvekili Sayın Enis Sülün’ün (6/320) “Topkapı Sarayında bulunan tarihî eserlerin envanterine ilişkin” ilgi (a) yazı eki sözlü soru önergesi ile (b) yazıyla yazılı soru önergesine çevrilmiş olup, sözkonusu önergenin cevabı ekte gönderilmektedir.

Bilgilerinize arz ederim.

İsmail Kahraman

Kültür Bakanı

Cevap 1. Bakanlığımıza bağlı müzelerin envanterlerine kayıtlı eserlerin ayniyat talimatnamesi uyarınca oluşturulan komisyonlar marifetiyle her yıl düzenli olarak sayımları yapılmaktadır.

Cevap 2. İstanbul’da Fatih semtinde, Bakanlığımıza bağlı “Millet Kütüphanesi” ve “Murat Molla Halk Kütüphanesi” olmak üzere, iki kütüphanemizde yazma eser koleksiyonu bulunmaktadır.

Fatih Millet Kütüphanesi, Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait tek katlı taş binada hizmet vermektedir. Toplam 1 804 m2’dir ve 14 oda, iki salondan oluşmaktadır. Kaloriferlidir. Kütüphanenin 8 847 adet yazma eser koleksiyonu vardır. Yazma eserler odalarda muhafaza edilmektedir. Rutubet yoktur.

Fatih Murat Molla Halk Kütüphanesinde de 1 853 yazma eser mevcuttur. Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait 446 m2’lik iki katlı bir taş binada hizmet vermektedir. İki salon ve 2 odadan müteşekkildir. Kaloriferlidir. Bu kütüphanemizde de yazma eserler odalarda muhafaza edilmekte ve rutubet yoktur.

Cevap 3. Müze ve örenyerlerimiz kamu kurum ve kuruluşları ile özel ve tüzel kişilere ücret karşılığı kültürel, bilimsel ve benzeri faaliyetler için “Tahsis Yönergesi” doğrultusunda kısa süreli tahsisleri yapılmaktadır. Bahsi geçen yönergenin 10 uncu maddesi gereğince tahsis isteyen kişi ve kuruluş ile Müze Müdürlüğü arasında bir protokol düzenlenmektedir.

Yıldız Sarayının Bakanlığımızca kullanılmakta olan bölümleri bakım ve onarım çalışmaları nedeniyle şimdilik tüm faaliyetlere kapatılmıştır.

Cevap 4. Bakanlığımız 1995 Yılı Yatırım Programı kapsamında;

– Libya’nın Trablus şehrindeki Turgut Reis Türbesi ile Bingazi’deki Al-Barka Kışlasında yerel etüt,

– Türkmenistan, Köhne Ürgenç’teki eserlerin yapılması düşünülen restorasyon ve kazı çalışmalarına ilişkin tespit ve incelemeler,

– Sudan Hartun’da bulunan Ahmet ve Musa Paşa Türbeleri ile Suakin’deki anıtsal nitelikli yapıların tespitine yönelik incelemeler,

– Mısır’da Osmanlı Dönemi Türk Eserlerinin incelenmesi, tespit ve envanterlenmesine yönelik yerel etüt, Bosna-Hersek’teki Mostar Köprüsünün onarımına yönelik önçalışmalar gerçekleştirilmiştir.

Bakanlığımız 1996 Yılı Yatırım Programında 93H040040 proje numarası ile “Yurtdışında Bulunan Eski Türk Eserleri ile Taşınmaz Kültür Varlıklarının Envanterlenmesi, Röleve ve Restorasyon Projelerinin Yapılması” Projesinin Devlet Planlama Teşkilâtınca uygun görülen altprogramında öncelikli olan projeler aşağıda belirtilmiştir.

– Bosna-Hersek’teki eski Türk eserlerinin onarımı, (Mostar Köprüsünün onarımı),

Bosna-Hersek topraklarında bulunan ve savaş sırasında tahrip edilen Türk kültür varlıklarından biri olan Mostar Köprüsünün onarımı Bakanlığımız Yatırım Programına alınmış olup, 1996 yılı ödeneği 1,9 milyar TL., 1997 yılı ödeneği ise 11,4 milyar TL. dir.

Konu 30-31 Mayıs 1996 tarihleri arasında Kültür Mirasından Sorumlu Avrupa Bakanları Konferansında dile getirilerek, konunun konferans deklarasyonunda yer alması sağlanmıştır.

Bu çerçevede Neretva Nehri üzerinde yer alan Mostar Köprüsünün, “Barış Kültürünün” bir sembolü olarak tarihî “Halebiye ve Tara kuleleriyle ve Sultan Selim Mescidiyle” birlikte ele alınıp, onarımının sağlanması planlanmış olup, projenin yaklaşık maliyeti 10 milyon Amerikan doları olarak belirlenmiştir.

Bakanlığımızın kendi bütçe imkânları çerçevesinde sözkonusu projenin hayata geçirilmesi güç olduğundan, “Mostar Köprüsü İçin Bir Taş Da Benden” adı altında bir bağış kampanyası düzenlenmiştir.

Kampanya kapsamında Mostar Köprüsü onarımı için Bakanlığımız tarafından 1996 yılında Türkiye Diyanet Vakfı Genel Müdürlüğüne 10 000 000 000 TL. ödenek aktarılmıştır.

– Macaristan’daki eski Türk eserlerinin onarımı (Eğri’deki Valide Sultan Hamamı onarımı),

– Makedonya, Üsküp Kültür Varlıkları Rölove ve Restorasyonu;

Bakanlığımız 1996 yılı yatırım programında yer alan “Yurtdışında Bulunan Eski Türk Eserleri, Taşınmaz Kültür Varlıklarının Envanterlenmesi, Rölove ve Restorasyon Projelerinin Yapılması” projesi kapsamında buluna “Makedonya, Üsküp Kültür Varlıkları Rölove ve Restorasyonu” projesi kapsamında, Makedonya’daki kültür varlıklarının korunmasına yönelik öngörüşmeler 16-20.6.1996 tarihleri arasında yapılmıştır.

Çalışma sonucunda hazırlanan raporda, Kalkandelen’de bulunan Harabati Baba Tekkesinin şadırvanın yok olma tehlikesi altında bulunduğu belirtilerek Makedonya Kültür Anıtlarını Koruma Kurulu yetkililerinin önerisi de dikkate alınarak Bakanlığımızca öncelikle ele alınması önerilmekte olup, sözkonusu rapor doğrultusunda uygulama yapılacaktır.

“Makedonya Üsküp Kültür Varlıkları Rölove ve Restorasyonu” projesi için çalışmalar yapmak üzere Makedonya’ya iki kişilik bir heyet gönderilmiş ve gerekli incelemeler yapılmıştır.

Cevap 5. Bakanlığımıza bağlı müzelerde bulunan kültür varlıklarımızın çeşitli fiziksel ve kimyasal yöntemlerle korunması yapılmaktadır. Halen bu konularla ilgili İstanbul’da Restorasyon ve Konservasyon Merkez Laboratuvarı Müdürlüğü bulunmaktadır.

Sözkonusu Müdürlük tarafından zaman zaman kurslar düzenlenerek müze personeli eğitimden geçirilmektedir. Şayet kültür varlıklarımızın bakım ve korunması Müze Müdürlüğünün imkânlarını aşacak olursa bahsi geçen merkezimizden eleman görevlendirilmekte ya da laboratuvara gönderilerek orada müdahadele edilmektedir.

2. – Aydın Milletvekili Yüksel Yalova’nın, Kuşadası Kütüphane Yaptırma ve Yaşatma Kültür ve Sanat Derneğine tahsis edilen salona ilişkin sorusu ve Kültür Bakanı İsmail Kahraman’ın yazılı cevabı (7/2628)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Kültür Bakanı Sayın İsmail Kahraman tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını tensiplerinize arz ederim.

Saygılarımla.

29.4.1997

Dr. Yüksel Yalova

Aydın

Aydın-Kuşadası İlçemizde 1995 yılında, karşılıklı kabul ve imza edilen bir protokolle, Kuşadası Kütüphane Yaptırma ve Yaşatma Kültür ve Sanat Derneğine (KÜKSAD) tahsis edilen 150 kişilik salonun, İl Kültür Müdürlüğü yetkilileri tarafından geri alınmak istenmesi, Kuşadası’nda tüm demokrasi yanlısı siyasî parti ve demokratik kitle örgütlerinde ve halkında büyük bir infiale sebep olmuştur.

1. Hiçbir gerekçe göstermeden ve yürürlükteki protokol gerekleri yerine getirilmeden mevcut anlaşmanın tek taraflı olarak iptal edilmesinin sebebi nedir?

2. Ülkemizin en büyük döviz girdisi sağlayan turistik yörelerinden biri olan Kuşadası, kültürel yapılaşma ve faaliyetler açısından desteklenmeyi fazlasıyla hak eden bir ilçemiz olduğu halde, mevcut salonun geri alınması, Kuşadası halkını ve Kuşadası’nda tatilini geçiren vatandaşlarımızı cezalandırmaktan öteye bir kültür düşmanlığı değil midir?

3. “Beni buraya bizzat Başbakanım tayin etti, misyonumun gereğini yapmak benim kutsal görevim” diyen bir il müdürünün ve aynı zihniyetin hizmetkârı yardımcısının, hukuka aykırı, sanata ve kültüre düşman bu fiilî hareketlerinin ardında yatan gerçek sebep, salonun Millî Gençlik Teşkilâtı Kuşadası Şubesi mensuplarına tahsis edilmesi arzusu mudur?

4. Bakanlık görevinizi, Millî Nizam Partisinin programında yer alan kültür ve sanata bakışınız doğrultusunda mı sürdürecek; yoksa Kültür Bakanlığı Teşkilât Kanununda belirtilen çerçeve içinde mi yürüteceksiniz?

T.C.

Kültür Bakanlığı 21.5.1997

Araştırma, Planlama ve Koordinasyon

Kurulu Başkanlığı

Sayı : B.16.0.APK.0.12.00.01.940-238

Konu : Yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : T.B.M.M. Başkanlığının 7 Mayıs 1997 gün, KAN.KAR.MÜD. A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/2628-6488/17924 sayılı yazısı.

Aydın Milletvekili Sayın Yüksel Yalova’nın “Kuşadası Kütüphane Yaptırma ve Yaşatma Kültür ve Sanat Derneğine tahsis edilen salona ilişkin” yazılı soru önergesinin cevabı ekte gönderilmektedir.

Bilgilerinizi arz ederim.

İsmail Kahraman

Kültür Bakanı

Aydın-Kuşadası İlçe Halk Kütüphanesi Müdürlüğüne ait çok amaçlı salonun işletmesi 2.1.1995 tarih ve 2 sayılı Bakanlık onayı ile Kuşadası İlçe Çocuk Halk Kütüphanesi Yaptırma ve Koruma Derneğine bir protokol ile geçici olarak devredilmiştir. Aydın Valiliğinin 2.1.1997 gün ve 200-04 sayılı yazıları ile sözkonusu protokolün feshi istenmiş, yapılan bu teklif Bakanlığımızca uygun görülerek 27.2.1997 gün ve 37 sayılı Bakan Oluru ile çok amaçlı salon kültürel amaçlı faaliyetlerde kullanılmak üzere sözkonusu derneğe olan tahsis iptal edilerek Bakanlığımız tasarrufu kullanılmıştır.

Bu tahsisin iptal edilmesi Aydın-Kuşadası İlçe merkezinde yapılacak olan kültürel faaliyetlere engel olmayıp, bilakis bu tür salonlar bir plan ve program dahilinde değişik kamu kurum ve kuruluşlarca kültürel faaliyetlerde kullanılabilmektedir.

21.9.1981 tarih ve 17465 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Kütüphanelerde Eğitici ve Kültürel Faaliyetler Yönetmeliğinin14 üncü maddesi gereğince Bakanlığımıza ait bu tür salonlardan önceden haber vermek ve izin almak kaydıyla çeşitli kuruluşların yararlanmaları mümkün olmaktadır.

Sözkonusu önergede bahsedilen derneğin adı “Kuşadası Kütüphane Yaptırma ve Yaşatma Kültür ve Sanat Derneği” olmayıp “Kuşadası İlçe Çocuk Halk Kütüphanesi Yaptırma ve Koruma Derneği”dir.

3. – Bartın Milletvekili Cafer Tufan Yazıcıoğlu’nun, bakanlık bütçesinden dernek ve vakıflara yapılan yardım miktarına ilişkin sorusu ve Kültür Bakanı İsmail Kahraman’ın yazılı cevabı (7/2790)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Sayın Kültür Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ve talep ederim.

Cafer Tufan Yazıcıoğlu

Bartın

Soru : Kültür Bakanlığınca 1996 yılında Bakanlık bütçesinden hangi dernek ve vakıflara ne kadar yardım yapılmıştır?

T.C.

Kültür Bakanlığı 21.5.1997

Araştırma, Planlama ve Koordinasyon

Kurulu Başkanlığı

Sayı : B.16.0.APK.0.12.00.01.940-237

Konu : Yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : a) T.B.M.M. Başkanlığının 10 Ekim 1996 gün KAN.KAR.MÜD. A.01.0.GNS.0.10. 00.02-6/330-3608 /10168 sayılı yazısı.

b) T.B.M.M. Başkanlığının 12 Mayıs 1997 gün KAN.KAR.MÜD. A.01.0.GNS.9.10.00.02-7/2790-3608/10168 sayılı yazısı.

Bartın Milletvekili Sayın Cafer Tufan Yazıcıoğlu’nun (6/330) “Bakanlık bütçesinden dernek ve vakıflara yapılan yardım miktarlarına ilişkin” ilgi (a) yazı eki sözlü soru önergesi ilgi (b) yazıyla yazılı soru önergesine çevrilmiş olup, sözkonusu önergenin cevabı ekte gönderilmektedir.

Bilgilerinizi arz ederim.

İsmail Kahraman

Kültür Bakanı

Bütçenin yıllık olması ve 196 yılında Kültür Eski Bakanlarından Sayın D. Fikri Sağlar döneminde 10 adet derneğe 3 milyar 372 milyon TL., 12 adet vakfa 6 milyar 308 milyon TL., Sayın Agâh Oktay Güner döneminde 5 adet derneğe 2 milyar 75 milyon TL., 4 adet vakfa 13 milyar 250 milyon TL., göreve geldiğim tarihten 1996 yılı sonuna kadar 10 adet derneğe 1 milyar 650 milyon TL., 12 adet vakfa da 33 milyar 575 milyon TL. ödenek yardımı yapılmıştır.

Bu sebeple, kültür ve sanat faaliyetleri için 25 adet derneğe 7 milyar 97 milyon TL., 28 adet vakfa 53 milyar 133 milyon TL. olmak üzere, toplam 60 milyar 230 milyon TL. ödenek yardımı yapılmıştır.

Kültür Eski Bakanları ve tarafımdan kültür ve sanat faaliyetleri için 1996 yılında yardım yapılan dernek ve vakıfların listesi ektedir.

1996

VAKIFLAR

1. Sosyal Hizmetler Araştırma, Belgeleme Eğitim Vakfına (SABEV)

Oğuz Tansel’i anma günü için 100 000 000

2. Film Sanayii ve Tüm Sanatçıları Güçlendirme Vakfına (FİLM-SAN)

Türk kültürünün tanıtımı amacıyla sanatsal faaliyetler için 1 000 000 000

3. Bilimsel ve Kültürel Araştırmalar Vakfına (BİL-KAV)

Eğitim ve kültür çalışmaları konulu proje için 500 000 000

Kültür etkinliklerin yayın giderleri için 100 000 000

4. Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfına (um:ag)

Kültür etkinlikleri için 1 000 000 000

5. Kültür ve Sanat Vakfına (KÜLSAN)

“İstanbul Yılı” etkinlikleri için 300 000 000

6. İzmir-Selçuk Efes 2000 Vakfına

Türk kültür varlıklarını koruma ve tanıtmak için 500 000 000

7. Antalya Altın Portakal Kültür ve Sanat Vakfına

2 nci Antalya Altın Portakal Uluslararası Kısa Film ve Video Festivali için 500 000 000

8. Türkiye Güzel Sanatları Geliştirme Vakfına

Türk kültür varlıklarını tanıtmak amacıyla yapılacak kültür ve sanat etkin-

likleri için 275 000 000

Çeşitli kültür ve sanat etkinlikleri için 400 000 000

9. Türk Kültürüne Hizmet Vakfına

Türk Tarihi Coğrafya Millî Parkı projesi için 250 000 000

10. Türk Demokrasi Vakfına (TDV)

Kültür ve demokrasi adı altında yapılacak etkinlikler için 750 000 000

11. Ankara-Hacıbektaş-ı Veli Anadolu Kültür Vakfına

Vakfın kültürel çalışmaları için 150 000 000

12. Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfına (ÇEKÜL)

İstanbul Yılı çalışmaları çerçevesinde yapılacak etkinlikler için 483 000 000

13. Türk Edebiyatı Vakfına

Dede Efendi Yılı sebebiyle hazırlanacak Dede Efendi Piyesi projesi için 400 000 000

14. Türkiye Güzel Sanatları Geliştirme Vakfına

Türk kültür varlıklarını yurt dışında tanıtmak amacıyla, mehter takımının

harcırahları için 3 750 000 000

15. Türk Kültürüne Hizmet Vakfına

Türk Tarihi Coğrafya Millî Parkı Projesi için 8 500 000 000

16. Bilecik-Ertuğrul Gaziyi Anma ve Söğüt Şenliği Vakfına

715 inci Ertuğrul Gaziyi Anma ve Söğüt Şenlikleri için 600 000 000

17. Kubbealtı Akademisi Kültür ve Sanat Vakfına

Çeşitli yayın giderleri için 250 000 000

18. Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Vakfı Ankara Şubesine

“Nasrettin Hoca’yı Anma Yılı”na katkıda bulunmak amacıyla, “Molla

Nasreddin” oyununun sergilenmesi için 1 000 000 000

19. Anadolu Medeniyetlerini Araştırma ve Tanıtma Vakfına

Türk kültür varlıklarını yurt dışında tanıtmak amacıyla, Tacikistan’da

Enver Paşanın mezarının bulunduğu yerde bir anıt yapılması için 1 000 000 000

20. Bayburt’a Hizmet Vakfına

Çeşitli kültür faaliyetleri için 1 000 000 000

21. Erzurum-Pasinler İbrahim Hakkı Hz. Cami ve Külliyesi Vakfına

Erzurumlu İbrahim Hakkı Hz. ni anma törenleri için 75 000 000

22. Şanlıurfa İli Kültür Eğitim Sanat ve Araştırma Vakfına (ŞURKAV)

6 ncı Kültür ve Sanat Haftası için 250 000 000

23. İstanbul -Birlik Vakfına

Vakfın 10 uncu kuruluş yıldönümü faaliyetlerinin kitap haline

getirilmesi için 450 000 000

24. Ankara-Yoksullara Yardım ve Eğitim Vakfına (YOYAV)

4 üncü Yoksullara Dayanışma Haftası için 50 000 000

25. Eskişehir-Zeytinoğlu Eğitim, Bilim ve Kültür Vakfına

II nci Uluslararası Eskişehir Festivali için 500 000 000

26. HAKYOL Eğitim Yardımlaşma ve Dostluk Vakfı Ankara Şubesine

Büyük Alim Mehmet Zahid Kotku’nun vefatının 16 ncı yıldönümü

münasebetiyle yapılacak olan anma faaliyetleri için 150 000 000

27. Türkiye Diyanet Vakfı Genel Merkezine

Ülke düzeyinde gerçekleştirilecek çeşitli kültür ve sanat faaliyetleri için 7 850 000 000

Türk kültür varlığını koruma ve tanıtma giderlerine ilişkin faaliyetlerle

ilgili olarak yazdırılacak tiyatro ve film senaryosu giderleri için 17 000 000 000

Kültür ve sanat faaliyetlerinin özendirilmesine yönelik çalışmalar için 3 250 000 000

28. Türkiye Güzel Sanatları Geliştirme Vakfına

Türk kültür varlıklarının tanıtımı amacıyla, İstiklâl Marşımızın bastı-

rılması için 750 000 000

TOPLAM 53 133 000 000

1996

DERNEKLER

1. Devlet Konservatuvarları Mezunları Dayanışma Derneğine

Dernekçe sahneye konulacak beş temsillik bale gösterisi için 500 000 000

2. Karikatürcüler Derneği Ankara Temsilciliğine

Karikatür Ustaları Onur ve Gecesi için 350 000 000

3. Edebiyatçılar Derneğine

Aziz Nesin günleri için 300 000 000

4. Atatürkçü Düşünce Derneği Yenimahalle Şubesine

Kültürel etkinlikler için 150 000 000

5. Çağdaş Gazeteciler Derneğine

“Bir Gazeteci Ailesi US”lar adlı yapıtın hazırlanması için 150 000 000

6. Erzincan Hacı Bektaş-ı Veli Kültürünü Tanıtma Derneğine

Kültür ve sanat etkinlikleri için 200 000 000

7. Bosna Sancak Kültür ve Yardımlaşma Derneğine

Kültür ve sanat etkinlikleri için 50 000 000

8. Tokat-Almus-Görümlü Köyü Kul Himmet Kültür, Sevgi ve Dostluk

Derneğine

Türk kültür varlıklarını tanıtmak amacıyla 65 000 000

9. Müzeciler Derneğine

Müze evleri konulu fotoğraf sergisi için 107 000 000

10. Uluslararası Plastik Sanatlar Derneğine

İstanbul Yılı çalışmaları çerçevesinde yapılacak etkinlikler için 1 000 000 000

11. Eskişehir-Şücaattin Veli Turizm ve Tanıtma Derneğine

Seyit Sultan Şücaattin Veli Dostluk ve Sevgi Günü törenleri için 25 000 000

12. Millî Kütüphaneye Yardım Derneğine

“Kuruluşunun 50 nci Yılında Ulusaldan Evrensele Türk Millî Kütüp-

hanesi” konulu uluslararası bir sempozyum için 250 000 000

13. Erzurum-Altı Nokta Körler Derneğine

Sakatların sorunları ve çözüm yolları konulu panel için 50 000 000

14. Türkiye Tarihî Evleri Koruma Derneğine

Türk kültür varlıklarının tanıtımı amacıyla Hammamizade Dede

Efendi Evi projesi için 1 500 000 000

15. Yugoslavya-Prizren Doğru Yol Kültür ve Sanat Derneğine

Prizren türkülerinden oluşan bir ses kasetinin hazırlanması için 250 000 000

16. Yunus Emre Derneğine

Isparta-Gönen İlçesinde “Yunus Emre” kültür faaliyetleri için 100 000 000

17. Ankara-Türk Felsefe Derneğine

Felsefe Kongresi için 200 000 000

18. Türk Kadınları Kültür Derneğine

Kültür ve sanat faaliyetleri için 200 000 000

19. Ankara-Hacıbektaş Derneğine

7 nci Geleneksel Hacı Bektaş-ı Veli Hoşgörü ve Semah Kültür

etkinlikleri için 100 000 000

20. Konya Kültür ve Turizm Derneğine

31 inci Geleneksel Türkiye Aşıklar Bayramı için 150 000 000

21. Erzurum-Halk Ozanları Kültür Derneğine

7 nci Geleneksel Türkiye Aşıklar Yarışması için 50 000 000

22. Elazığ Folklor ve Sanat Derneğine (EFSAD)

Çeşitli kültür ve sanat faaliyetleri için 50 000 000

23. Genç Erenler Derneğine

“Hacı Bektaş-i Veli’yi Anma Törenleri” kültür faaliyetleri için 100 000 000

24. Ankara-Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneğine

Kültür faaliyetleri için 300 000 000

25. Hollanda-Amsterdam-Türkevi Derneğine

Türk kültürüyle ilgili Amsterdam’da, Hollandalı ve Türklere

yönelik “1997 Çok Yönlü Ramazan Etkinlikleri” hazırlık çalışmaları

için 400 000 000

TOPLAM 7 097 000 000

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi Resmi internet Sitesi
© 2009 T.B.M.M.