10 Ocak 2023 Salı

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 15.04

BAŞKAN: Başkan Vekili Nimetullah ERDOĞMUŞ

KÂTİP ÜYELER: Necati TIĞLI (Giresun), İshak GAZEL (Kütahya)

-----0-----

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 47’inci Birleşimini açıyorum.

Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.

Gündeme geçmeden önce 3 sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.

Gündem dışı ilk söz, 7 Ocak Osmaniye’nin düşman işgalinden kurtuluşu hakkında söz isteyen Osmaniye Milletvekili Mücahit Durmuşoğlu’na aittir.

Buyurun Sayın Durmuşoğlu. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)

 

 

 

MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Osmaniye) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye’mizin 80’inci ili olan göz bebeğimiz Osmaniye’mizin 7 Ocak düşman işgalinden kurtuluşunun 101’inci yıl dönümünü geçtiğimiz cumartesi günü büyük bir coşkuyla kutladık. Bugün de Gazi Meclisimizin çatısı altında bu gururu bir kez daha yâd etmek için gündem dışı söz almış bulunmaktayım. Başta Osmaniyeli hemşehrilerim olmak üzere ekranları başında bizleri izleyen aziz milletimizi ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Millî mücadeleye her an hazır, her daim bayrağının, devletinin, ezanının yılmaz bekçileri Osmaniye’nin yiğit evlatları yüz yıldır olduğu gibi bugün de kahramanlıklarını coşkuyla kutlamaya devam ediyor. Günümüzde de süregelen millî mücadelemizde ülkemizin üzerinde oynanan oyunların, kurulan tuzakların, “istemezük”çülerin karşısında duran Cumhurbaşkanımızın yol arkadaşı, Osmaniye’mizin yiğit evladı Sayın Doktor Devlet Bahçeli Beyefendi’ye şükranlarımı sunuyorum. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar) Tarih sahnesinde Türkiye’nin en çok şehit veren Osmaniye’mizin yine başrolde olmasından büyük onur ve şeref duyuyorum. Bu kan o kandır, bu kan vatanın bölünmez bütünlüğünün teminatı olarak her bir ferdiyle vatanına âşık Cebelibereket’in anadan, yârdan, evlattan, serden geçen “Önce vatan, önce Türkiye.” dediği kandır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; “kaleler şehri” olarak anılan her bir köşesinde kadını erkeğiyle ayrı ayrı kahramanları olan Osmaniye’miz şairin ifadesiyle “Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur.” Toprağının her karışından bereket fışkıran tarımın başşehri, büyüyen, gelişen sanayisiyle dikkatleri üzerine çeken konumuyla tarihte olduğu gibi şimdi de İpek Yolu’nun kalbidir. Çukurova'nın Ayasofyası olarak bilinen Ala Camisi, Türkiye'nin en büyük açık hava müzesi Aslantaş’ı ve Kastabalı Antik Kenti, Dumanlı ve Zorkun Yaylaları ve saymakla bitmeyecek eşsiz güzelliklerle Osmaniye bütün hoşgörüsü, misafirperverliğiyle her yıl binlerce misafirini ağırlamaktadır.

Coğrafi işaret belgeli Karatepe kök boya kilimi, muhteşem lezzetiyle yoğurtlu kömbesi, yer fıstığı, turp üretiminin de ana üssü olan Osmaniye, ülkemizin cennet köşelerinden biridir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde 2002 yılından bu yana eğitimde, sağlıkta, tarımda, sanayide, sporda, kültürde, sanatta, altyapı ve toplu konutta Kadirli, Düziçi, Bahçe, Sumbas, Hasanbeyli ve Toprakkale ilçelerimizi tüm Türkiye'ye örnek bir şehir hâline getirmek için gece gündüz çalışıyoruz. (AK PARTİ sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar)

Sağlık, ulaştırma gibi alanlarda aslan payını alan yiğit Osmaniye'miz çok yakında 800 yatak kapasiteli eğitim araştırma hastanemizin de açılışıyla sağlık turizmi olarak bölgenin parlayan yıldızı olacaktır. Aynı zamanda, öğrenci şehri olan Osmaniye’mizde faaliyete geçirdiğimiz 1.350 kişilik kız öğrenci yurdumuz da barınma sorununu ortadan kaldırdık ve millet bahçemizle insanımıza yeni bir soluk alma alanını oluşturduk. Aynı zamanda, vatandaşlarımıza daha iyi hizmet vermek amacıyla Kadirli ve Sumbas ilçelerimizde devletin görünen yüzü hükûmet konaklarımızın inşaat çalışmaları da tüm hızıyla sürmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; milletvekili olarak hizmet etmeye başladığım 2015 yılından bu yana en çok şehit veren şehrimiz için ilçe, belde, köy, mahalle, cadde, sokak ayrımı yapmadan çalışıyoruz. 2023’e girdiğimiz şu günlerde Türkiye vizyonumuzda 2053 ve 2071’e doğru emin adımlarla yürüyen ülkemizde Osmaniye’miz parlayan bir yıldız olarak yerini alacaktır. Şehitler diyarı Çukurova'nın göz bebeği Osmaniye yüz bir yıl önce tarih yazdı. Selam olsun Millî Mücadele’de bedenlerini siper edip düşmana geçit vermeyen Osmaniye’mizi vatan, Osmaniye’mizi yiğit Osmaniye yapan Rahime Hatun’a, Palalı Süleyman’a, Köse Mehmet’e, Yastı Kelle’ye, Mamık Hüseyin'e, Mustafa Kemal Atatürk'e ve ismini sayamadığımız nice kahramanlarımıza! (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurunuz.

MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Devamla) – Teşekkürler Sayın Başkanım.

Cebelibereket’in cesur evlatlarının 7 Ocak Kurtuluş Bayramı’nı kutluyor, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere kurtuluş mücadelemizin kahramanlarına ve aziz şehitlerimize Yüce Allah'tan rahmet diliyor, bu vesileyle tüm gazetecilerimizin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nü kutluyorum.

Sözlerimi tarihin en zor günlerinde milletimize cesaret veren, yarınlarımıza dair umutlarımızı diri tutan İstiklal Marşı'mızla bitirmek istiyorum:

“Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;

Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.

O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;

O benimdir, o benim milletimindir ancak.”

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN –  Gündem dışı ikinci söz, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü münasebetiyle söz isteyen Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer'e aittir.

Buyurun Sayın Çakırözer. (CHP sıralarından alkışlar)

 

 

 

UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü. AK PARTİ Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan geçen hafta Türkiye'de basının yirmi yılda daha bağımsız, daha özgür hâle geldiğini hatta seviye atladığını söylese de gerçekler hiç de öyle değil. Bugün gazetecilerin günü ama ortada kutlanacak bir hâl yok. Çünkü gazeteciler ölüm tehdidi altında. 2022 yılında Ses Kocaeli gazetesi sahibi Güngör Arslan öldürüldü. Kayseri'de, Ordu'da, Konya'da, Mersin'de ve başka yerlerde 18 gazeteci daha saldırıya uğradı ama ne oluyor? Tüm bu saldırılar cezasız kalıyor, sokak ortasında gazeteci dövenler sosyal ilişkisi iyi diye cezasız bırakılıyor. Gazeteci tehdit eden iktidar belediyesinin başkanları 1.300 lira ödeyerek sıyrılabiliyor.

Kutlayamıyorlar çünkü gazeteciler zindanlarda. Geçen yıl tam 505 kez hâkim karşısında haberini yani özgürlüğünü savunmaya mecbur bırakıldılar. İşte bugün 10 Ocak, Ender İmrek hâkim karşısında, gerekçe “Sarayın 13 makam uçağı var da niye yangın uçağı yok?” diye sordu diye.

80 gazeteci gözaltına alındı geçen yıl. Bu sabah Sezgin Kartal evine baskın yapılarak gözaltına alındı. Bir günde 2 kez gözaltına alınan gazeteci gördük bu ülkede. Hani buradan reform çıkarıyoruz diyoruz ya “Artık gazeteciler tutuklanmayacak.” diye, külliyen yalan. Başka her yerde sonuncu ama gazeteci tutuklama işinde dünyada ilk 5’teyiz.

2022’de 30 gazeteci tutuklandı. Diyarbakır'da 16, Ankara'da 9 gazeteci aylardır cezaevlerinde iddianame bekliyor. Belgeselci Sibel Tekin çekimlerinde polis aracı çıktı diye bir aydır Sincan'da. Dezenformasyonu önleyeceğiz diye çıkardığınız sansür yasasının ilk mağduru yine gazeteci oldu. Bitlis'te Sinan Aygül bir hafta tutuklu kaldı. Tüm bu baskılara rağmen iyi ki gazeteciler var.

6 yaşında gelinlik giydirilen kız çocuğuna yaşatılanları gazeteci Timur Soykan olmasaydı nasıl duyacaktık? Cemaat yurdundaki baskılar sonucu yaşamına son veren Enes Kara'nın feryadını Elâzığlı basın emekçisi Faik Akgün olmasa nasıl bilecektik? Ama 2 gazetecinin de ödülü aldıkları sayısız ölüm tehditleri oluyor.

Kutlayamıyorlar çünkü gazetecinin işini yapması şiddetle, copla engelleniyor. 1 Mayıs, 1 Eylül, 25 Kasım, Gezi davası, Cumartesi Anneleri, adalet nöbeti ve onlarca protesto ve toplantıda 100’ün üzerinde gazetecinin görevini yapması polis şiddetiyle engellendi. Kutlayamıyorlar çünkü iktidarın bakanları, saray şürekası hepsi gerçek, hepsi belgeli haberlere siyasi baskı altına aldıkları yargı aracılığıyla dava açıyor, tekzip gönderiyor. Hatta habere de gerek yok, sarayın bir damadı konuğuna sorduğu soru nedeniyle gazeteci Şirin Payzın ve Halk TV'ye 150 bin liralık tazminat davası açtı. Sarayın diğer damadı ise isminin dahi geçmediği haber için tekzip yayınlattı. Tüm bunlara rağmen iyi ki gazeteciler var. İstanbul AK PARTİ’nin elindeyken toplam 847,5 milyon liralık imkân ve desteğin nasıl yandaş vakıf ve derneklere aktarıldığını Çiğdem Toker gibi cesur kalemler olmasa asla öğrenemeyecektik.

Kutlayamıyorlar çünkü iş yerleri sansür ve karartma altında. 2022 yılında Halk TV,  Tele 1, KRT, FOX TV ve Flash TV’ye toplam 17 milyon 335 bin lira tutarında 54 ceza verilmiş. İktidarın yanındaki kanallara ise göstermelik 4 ceza. RTÜK nelerle uğraşmadı ki… Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Grup Başkan Vekilimiz Özgür Özel’in açıklamasını verdi diye, sağlıkta şiddet kurbanı doktor Ekrem Karakaya’yla ilgili yayın yaptı diye kanallara ceza kesti. Cemo türküsü için program karartıldı. Sezen Aksu’nun şarkısı yasaklandı. Hayat pahalılığı ve zam haberleri yapılmasın diye uyarı bile gönderdiler. Gazetelere hukuksuz ilan ambargoları devam ediyor. Hukuksuz erişim engelleme kararlarıyla 84 milyonun haber alma hak ve özgürlüğü de yok sayılıyor.

Bakın, Türkiye’de belgeli yüzlerce habere erişemezsiniz çünkü isterler ki AK PARTİ’nin SPK ve Borsa İstanbulda döndürdüğü dolaplar unutulsun. Yüksek Hızlı Tren ihalesindeki belgeli rüşvet iddiaları aman bilinmesin. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu’na hapis cezası verilsin ama hâkim ve savcısının AKP’lilerle fotoğrafları aman ortaya çıkmasın. Bakanlıklardaki üst düzey isimlerin FETÖ bağlantıları zinhar bilinmesin. Cumhurbaşkanının aile bireyleri, avukatları ve bürokratlarıyla ilgili her iddia, her haber aman yok edilsin. Hatta Türkiye’de beyin göçü haberlerine bile erişim yasağı getirdi bu saray.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurunuz efendim.

UTKU ÇAKIRÖZER (Devamla) – Teşekkür ederim.

Gazeteciler kutlayamıyor çünkü işsizler. Her yıl binlerce mezun gazeteci çıkıyor ama onları işe alacak Anadolu gazeteleri, radyoları, televizyonları bir bir yok ediliyor. Şimdi de resmî ilan sopasını kullanarak internet sitelerini yok ediyorlar. Umutsuzluğa asla yer yok. Tüm bu baskılara rağmen Türkiye’de halkın haber alma hakkını her şeyden üstün gören gazetecilerimiz hep var oldu ve var olacak. Buradan o cesur yürekli meslektaşlarımı, emeklerini, çabalarını selamlıyorum. Kimse merak etmesin, 2023’te Türkiye’ye demokrasi gelecek, hukuk gelecek, basın özgürlüğü gelecek. Bu ülkede tüm sansürü, yasakları, karartmaları yok edip aydınlık yarınlara hep birlikte ulaşacağız.

Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Gündem dışı üçüncü söz, Samsun’un sorunları hakkında söz isteyen Samsun Milletvekili Bedri Yaşar’a ait.

Buyurunuz Sayın Yaşar. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)

 

 

 

BEDRİ YAŞAR (Samsun) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Samsun ilimizin sorunlarına yönelik gündem dışı söz almış bulunuyorum. Müteakip defalar, Meclis açıldığından beri, Samsun’un genel sorunlarını bu kürsüden gündeme getirmeye çalıştık ama maalesef istediğimiz mesafeleri katedemedik. Dolayısıyla tarihe not düşmek adına bu son dönem bundan sonraki iktidarımız döneminde bunlara çözüm buluruz ümidiyle inşallah bir sonuç alırız diyorum.

Samsun Anadolu’nun Karadeniz’e açılan en önemli kapılarından biridir. Çoğu ilimizin sahip olmadığı şekilde kara, deniz ve demir yolu ulaşımına sahiptir. Samsun doğal ve kültürel zenginliklerinin yanı sıra nüfus, tarım, sanayi, ticaret potansiyeli bakımından da Karadeniz Bölgesi’nin en önemli illeri arasında yer almaktadır ama buna rağmen maalesef sosyo-ekonomik gelişmişlik sırasında 31’inci sırada, nüfusta 16’ncı sırada, kişi başına gayrisafi yurtiçi hasılada 48’inci sırada yer almaktadır. Hâlbuki “Bugün Samsun’da neler yapılamaz?” dersek inanın bunları saymak daha kolay.

Samsun’un bu sıralamada yerinin yükselmesi için en başta havaalanının, Samsun Çarşamba Havalimanı’nın -Meclis açıldığından beri her seferinde söylüyoruz- buranın muhakkak yenilenmesi lazım. Zaman zaman görüşmeler de yaptık ama bu konuyla ilgili bir mesafe katedemedik. Düşünün, sadece başkente haftada 2 sefer var, onların saatleri de hiçbir şeye uymuyor; ne iş adamlarımızın ne de Samsunlu hemşehrilerimizin Ankara’ya ulaşımı mümkün görünmüyor. Sadece dış hatlarda belli lokasyonlar var, 7-8 lokasyona uçulabiliyor; hâlbuki bugün Samsun’dan gerek Orta Asya’ya gerek Orta Doğu’ya gerekse Avrupa’ya muhakkak bu uçuşların yapılması lazım. Bunu müteaddit defalar milletvekili arkadaşlarımızla beraber gündeme getirmiş olmamıza rağmen ne modernizasyonu ne de uluslararası veya iç hatlarla ilgili istediğimiz sonuçları maalesef alamadık.

Yine, Samsun’un önemli sorunlarından biri trafik problemi. Özellikle doğu-batı aksında ve çevre yolları yapılmadığı için, planlanmadığı için daha çok akıllı kavşak sistemiyle trafik bir nebze rahatlatılmaya çalışılıyor. Bu olabilir ama problemi bir önceki kavşaktan bir sonraki kavşağa aktarmaktan başka bir işe yaramaz. Problemin tamamını çözmediğiniz takdirde sadece düğümlerin yerini değiştirmiş olursunuz. Bu Hükûmetten herhangi bir beklentimiz kalmadı ama ümit ediyorum, önümüzdeki dönemde trafiğin çözümüne yönelik muhakkak ciddi adımlar atılacağını buradan söyleyebilirim.

Yine, önemli  problemlerinden biri, Kurupelit Yat Limanı. Maalesef yat limanı olarak tasarlanmış ama şu an yatların Kurupelit’e girme şansları sıfır; sadece balıkçı tekneleri, o da iteklemeyle buraya girebilmektedir. Ya buranın bir an önce temizlenmesi, hizmete açılması gerekir ya da bu tür yatırımlar yapılırken bilime, teknolojiye dayalı yatırımların yapılması lazım ki bu sorunlar yaşanmasın.

Buna benzer diğer bir problemimiz etnografya müzesi, yılan hikâyesine döndü. Ben milletvekili seçilmeden önce başlamıştı, işte özellikle bu müzede sergilenecek eserlerin çoğu başka depolarda muhafaza ediliyor. Bunların, şu an sağlıklı ortamda muhafaza edildiğine dair bile maalesef şüphelerimiz var, yılan hikâyesine döndü. İnşallah, cumhuriyetin 100’üncü yılında Samsun gibi bir şehrimiz artık etnografya müzesine kavuşur diye ümit ediyoruz.

Buna benzer bir diğer problem Samsun-Ankara Hızlı Tren Projesi. Ne zaman sorsak “Proje aşamasında, düşünüyoruz, şuradayız, buradayız.” Maalesef ve maalesef hâlâ projelendirilmesi bile gerçekleştirilemedi. Samsun bugün Orta Karadeniz’in en büyük vilayeti, en büyük nüfus yoğunluğuna sahip il olmasına rağmen hızlı tren konusunda projesinin bile yapılamayışını biz üzüntü ve esefle karşılıyoruz. Kaldı ki sadece Samsun’a kadar olan yetmez, Samsun-Hopa arası demir yolunun da muhakkak yapılması lazım ki Anadolu’nun Asya’ya açılan kapılarını da hep beraber aşmış olalım. Bu konuda çok da fazla bir beklentimiz yok çünkü biliyoruz ki siz Sivas-Kalın-Samsun arasında cumhuriyet döneminde yedi yılda yapılan bir demir yolunu yedi senede açamadınız. Dolayısıyla, sizden hiçbir beklentimiz yok.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun.

BEDRİ YAŞAR (Devamla) - Bizim aldığımız duyumlara göre onun da 2053 yılında bu hedefe ulaşacağını söylüyorsunuz, bu da çok fazla mümkün görünmüyor.

Yine, yılan hikâyesine dönen problemlerden bir tanesi de Çarşamba Şeker Fabrikası. İnanın, dilimizde tüy bitti; gerek iktidar milletvekilleri gerek muhalefet milletvekilleri olarak KİT Komisyonunda bunu müteakip defalar gündeme getirdik “Bu, Türkiye’nin en genç şeker fabrikalarından biri.” dedik, “Şeker kamışında da Türkiye’de üretim yapan ender fabrikalardan biri.” dedik; biz dedik, biz dinledik. “2021’de açacağız.” dediniz, yok; “2022’de açacağız.” dediniz, onda da bir gelişme yok, şu an ne yapacağınız konusunda bile maalesef bir fikriniz yok. Biz buradan size söz veriyoruz: İktidara geldiğimiz ilk günden itibaren, ilk yüz günde, Allah’ın izniyle, biz Samsun Şeker Fabrikasını devreye almak üzere, elimizden gelen gayreti göstereceğimize burada huzurlarınızda söz veriyoruz.

“Az kaldı.” diyoruz. İnşallah bu ülkeye hizmet etmek için bizlere de bir şans verirsiniz diyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Şimdi sisteme giren sayın milletvekillerine yerlerinden birer dakika süreyle söz vereceğim.

Sayın Taşkın…

 

ALİ CUMHUR TAŞKIN (Mersin) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Görevini toplumsal değerlere saygılı, kişisel hak ve özgürlükleri temel alan, tarafsız bir anlayışla yerine getiren tüm basın çalışanlarının 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutluyorum.

Demokratik bir ülkenin vazgeçilmez unsurlarından biri de bağımsız basındır. Basın, milletimizin müşterek sesi, gözü kulağıdır. Çağımızın en dinamik mesleklerinden biri olan gazetecilik, insanlara haber, bilgi akışı sağlamak gibi çok yönlü bir misyonu içermektedir. Her şartta ve her koşulda görevleri peşinde olan gazeteciler, doğal olarak her türlü tehdide ve yıpranmaya da açık olmaktadır.

Cumhurbaşkanımız, Genel Başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın güçlü liderliğinde, son yirmi yıllık AK PARTİ iktidarlarında ülkemiz genelinde hayata geçen reformlar, Türk basınının zenginleşmesine, çeşitlenmesine, daha demokratik ve özgürlükçü bir yapıya kavuşmasına vesile olmuştur.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – Sayın Çepni…

 

 

 

MURAT ÇEPNİ (İzmir) – Teşekkürler Başkan.

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde gazeteciler yine hedefte. Karşı Mahalle ve Can TV çalışanı gazeteci Sezgin Kartal, bu sabaha karşı evinin kapısı koçbaşıyla kırılarak gözaltına alındı. Katliamları, katilleri görmezden gelenler, gazeteciler üzerinden güç gösterisi yapıyorlar. Yalan imparatorluğu, en çok korkusuzca gerçeğin peşinde koşan özgür basından korkuyor. Sezgin Kartal’ı serbest bırakın, özgür basından elinizi çekin, özgür basın susturulamaz.

BAŞKAN – Sayın Karaduman…

 

 

 

 

ABDULKADİR KARADUMAN (Konya) – Sayın Başkan, son zamanlarda dünya çapında olduğu gibi, ülkemizde de kalp krizi vakalarında ciddi artışlar görülmektedir. Herhangi bir sağlık sorunu olmayanların genç yaşta ani kalp krizi sonucunda vefat etmeleri dikkat çekicidir. Amerika ve Avrupa ülkelerinde yapılan bilimsel araştırmalarda pandemi sürecinde uygulanan mRNA aşılarının kalpte, akciğerde ve damarlarda pıhtılaşma sonucu tıkanıklığa sebep olarak, kalp krizlerini tetiklediğine dair birtakım veriler elde edilmiştir. Kalp krizi vakalarının aşı uygulanan bireylerde daha sıklıkla görülüyor olması bu verileri de âdeta doğrular niteliktedir. Bu gelişmeler üzerine, Hükûmetin ve özellikle Sağlık Bakanlığının gerekli açıklamaları yapması ve milletimize bu sürecin hesabının verilmesini acilen bekliyoruz.

BAŞKAN – Sayın Bulut…

 

 

 

 

BURHANETTİN BULUT (Adana) – Teşekkür ederim.

6 Ekimde yayınlanan, her zaman olduğu gibi meslek örgütlerinin görüşü alınmadan hazırlanan, muayenehane hekimlerinin özel hastanelerde ameliyat yapmasına sınırlandırma getiren yönetmelik, hekimlerden gelen yoğun tepkiler üzerine değiştirilmiştir. Hekimlerin “Medipol yönetmeliği” olarak adlandırdığı, büyük çoğunluğu cerrah olan yaklaşık 7 bin kişiyi kapsayan uygulamayla, muayenehanesi olan hekimler kadro kısıtlamasından muaf tutulmuştur. İşin özünde, ağızlarına bir parmak bal çalınarak susturulmak istenmiştir. Yeni muayenehane açacak hekimlere ise kısıtlama getirilmiş, serbest çalışma hakları gasbedilmiştir; kamu hastanelerinde ve özel hastanelerde ucuz iş gücü olarak düşük ücretlere mahkûm edilmiştir. Yönetmelik, hastaları da mağdur ederek hekim seçme özgürlüğünü elinden almıştır. Hekimlerin mesleki bağımsızlığını hedef alan, hiçbir bilimsel ve akılcı gerekçesi olmayan, Anayasa’ya, hukuka ve temel ilkelere aykırı olan Medipol Yönetmeliği bir an önce geri çekilmelidir.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Gaytancıoğlu…

 

 

 

 

OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sağlık Bakanına buradan vatandaşlarımız adına seslenmek istiyorum: Edirne’de vatandaşlarımıza hizmet verecek bir inme merkezi yok, acil olarak kurulması gerekmektedir. Edirne’ye kurulacak bir inme merkezi Trakya’nın diğer illerindeki vatandaşlarımıza da hizmet verecektir. Bölgemizde hiç inme merkezi bulunmadığı için hastalar İstanbul’a gitmek zorunda kalıyor, çoğu zaman da telafisi olmayan kayıplar yaşanıyor. 15’inci yüzyılda şifahanesi olan bir ilin, bugün köklü sağlık geçmişine rağmen bir inme merkezinin olmaması kabul edilemez. Özellikle uzmanlık isteyen alanlarda “Giderlerse gitsinler.” mantığının getirdiği sonuç felakettir, birçok alanda uzman doktor bulunmamaktadır. Edirne’mize bir inme merkezi kurulması gerekmektedir ve bu, acil bir ihtiyaçtır. Tıp fakültemizin veya devlet hastanemizin bünyesinde bu merkezin bir an önce kurulması için Sağlık Bakanını göreve çağırıyorum.

BAŞKAN – Sayın Çakır…

 

 

 

 

SAMİ ÇAKIR (Kocaeli) – Sayın Başkan, İngiliz The Guardian gazetesinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef alan yazısında “Erdoğan bir dönem daha göreve gelmeyi hak etmiyor.” ifadesiyle ahlaksız ve haddini aşan bir değerlendirmeyle akılsız ve basiretsiz bir yaklaşım ortaya koymuş, bunun da muhalefetin birleşmesiyle gerçekleşeceğini ifade buyurmuş. Muhalefetin birleşip birleşmeyeceği onları ilgilendirebilir ama bizi hiç ilgilendirmiyor. Bu çağrının temeli, Türkiye’nin iç ve dış menfaatlerini korumak ve kollamak amaçlı çalışmalarının ve yaklaşımlarının İngiliz tezgâhına uymuyor olmasıdır. Bu ülkenin menfaati için atılan adımlar onları rahatsız etmeye devam edecek. Bu da bizim bu vatan için yapmaya mecbur olduğumuz bir görev ve bunu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hayatı geçirmede başarılı oluyorsa inanıyorum ki dün olduğu gibi bugün de milletimiz onun yanında durmaktan asla vazgeçmeyecektir diyor, Genel Kurulu ve milletimizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Kaya…

 

 

 

İSMAİL KAYA (Osmaniye) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Dünyanın en zor mesleklerinden biri de gazeteciliktir. Toplumların bilgi alma hakkının en önemli uygulayıcılarından olan gazetecilerimizin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutluyorum.

Yazılı ve görsel basının yanı sıra son zamanlarda hayatımızda sıkça yer alan sosyal medya haberciliği ve sosyal medya gazeteciliğine yönelik düzenlemelerle hem vatandaşlarımızın doğru haber almasını hem de  gazetecilerimizin haklarını güvence altına aldık. Toplumlara mihmandar olan değerli gazetecilerimizin her zaman yanında durduk, durmaya da devam edeceğiz diyerek Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – Sayın Bülbül…

 

 

 

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

AKP iktidarı vatanımız için gövdesini siper eden ve bu uğurda canını vermek için gözünü bir an için kırpmayan gazilerimizi maalesef ayrıştırıyor. Gazilerimizin hakları gasbediliyor, sosyal güvencesi olan gazilerin 1968 yılında çıkan şeref aylıkları uygulanmıyor. BAĞ-KUR, SSK ve emekli aylıklarından faydalanan gazilerimize 2.280 TL ücret veriliyor. Hiçbir sosyal güvencesi olmayan gazilere 5.720 TL ödeniyor. 18 Temmuz 1974 yılında vatan için Kıbrıs’ta savaşan gazilerimize yapılan bu ayrım nedendir? Gazilerimizi neden ayrıştırıyorsunuz? Her gazi neden aynı değeri görmüyor? Türkiye Muharip Gaziler Derneğinin Nazilli Şubesindeki gazilerimiz “Üniversite hastanelerine gittiğimizde profesör parası alınıyor, ilaçlar için yüzdelik fark alınıyor. Bizler 2.280 TL’yle nasıl geçineceğiz?” diyerek haklı isyanlarını dile getiriyor. CHP iktidarında gazilerimiz arasındaki ayrım kalkacak, tüm haklarını sonuna kadar alacaklar.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Sayın Güneş…

 

 

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) – Teşekkür ederim Başkanım.

Dün Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde yeni nesil Fırtına obüs teslimatı yapılarak Fırtına obüs sayımız 140’a çıkarılmıştır. Millî savunma sanayisinde tarih yazılarak yerlilik ve millîlik oranının yüzde 80’e, savunma sanayimizde üretim yapan firma sayısının 56’dan 2 binin üzerine çıkması ve ihracat rakamlarının 4 milyar doları aşması bizler için gurur kaynağı olmuştur. Bu alanda faaliyet gösteren firmalarımızı tebrik ediyor, Allah yollarını açık etsin diyorum.

Diğer taraftan, mesai gözetmeksizin, gece gündüz demeden halkın haber alma hakkı için fedakârca çalışan basın emekçilerimizin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutluyor, meslek hayatlarında mutlu ve başarılı bir yıl geçirmelerini diliyorum. Ebediyete intikal etmiş basın mensuplarını rahmetle anıyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – Sayın Aycan…

 

 

SEFER AYCAN (Kahramanmaraş) – Sayın Başkan, eğitim her çocuğumuzun temel ihtiyacıdır. Çocuklarımızın okula ulaşmasını ve eğitim almasını desteklemek, kolaylaştırmak gerekir. Her çocuğumuzun kendi mahallesinde bir okula gitmesi en uygun olanıdır fakat çeşitli nedenlerle, özellikle kırsal mahallelerde veya köylerde yaşayan çocuklarımızın taşımalı sistem kapsamına alındığı da bir gerçektir. Özellikle ilkokul seviyesinde her mahalle veya köyde ilkokul olması, çocukların kendi köyündeki veya mahallesindeki ilkokula gitmesi uygun olacaktır. Bu kapsamda, köy ilkokullarının tekrar açılmasını destekliyoruz. Okullaşma için ortaokul ve lise düzeyinde ise taşımalı sistemi daha etkili uygulamak, çocuklarımızın tümünün okullaşmasını sağlamak gerekir. Yeteri kadar atama bekleyen öğretmenimiz de vardır. Bu nedenle, yeni yapılacak atamayla ve atama bekleyen öğretmenler ile ücretli öğretmenlerin kadroya geçirilmesiyle öğretmen açığı da rahatlıkla giderilebilir ve öğretmen sorunu yaşamadan bu sorunu halledebiliriz. Köy ilkokullarının tekrar açılması yerinde bir uygulamadır.

BAŞKAN – Sayın İlhan…

 

 

METİN İLHAN (Kırşehir) – Teşekkür ederim Başkanım.

Birinci basamak sağlık kuruluşları içinde çok önemli bir konumu olan aile hekimliği aşılama, gebelik, bebek ve çocuk takipleri, yaş, cinsiyet ve hastalık gruplarına yönelik izlem ve taramalar gibi toplum sağlığı açısından çok önemli işler yapmaktadırlar. Ancak, yıllardır süregelen sorunlar iktidarlar tarafından bir türlü dikkate alınmamış ve bu yaklaşım sebebiyle de aile hekimliği sisteminde büyük sorunlar oluşmuştur. Bakınız, aile hekimlerinin karşı karşıya olduğu yüksek kira bedellerine ek olarak sağlık müdürlükleriyle kira sözleşmeleri konusunda yaşadıkları sıkıntılar, ASM kurulum masraflarının yüksekliği, ortak alan çalışanlarının maaşlarına getirdiği ekonomik yük, ücret kesintisi sebebiyle izinlerini kullanamama, malpraktis davalarında Sağlık Bakanlığıyla yaşanan sorunlar, ayrıca ASM'lerde çalışan ebe, hemşire, temizlik personeli gibi çalışanların yaşadığı özlük ve ekonomik haklarına yönelik problemler ve hekimlerin meslek iş tanımlarının dışında işveren yükümlülüğü ve sorumluluğu altında bırakılmaları gibi acilen çözüm bekleyen…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Kaya…

 

 

AHMET KAYA (Trabzon) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Ey iktidar milletvekilleri, ey saraydaki beyefendi! Bu yıl vergilere, cezalara, harçlara ne kadar zam yaptınız? Tam yüzde 123. Peki, vergilere bu kadar zam yaparken hangi hakla, hangi hesapla, hangi vicdanla memur ve emekli maaşlarına yüzde 30 zam yaparsınız. Bu pahalılıkta yüzde 30’un çok yetersiz olacağını bilmiyor musunuz? Çarşıya, pazara, oralardaki fiyatlara, su faturalarına bir baktığınız zaman sürekli arttıklarını göreceksiniz. Mutfak masrafları bel büküyor, hâl böyleyken memur ve emekli maaşlarına yüzde 30 zam vermek o insanlara yemeyin, içmeyin hatta yaşamayın, ölün demektir. Şunu bilin ki: Kimse yüzde 30’luk maaş zammınızdan memnun değil, memurlar ve emekliler ateş püskürüyor. Aklınızı başınıza toplayın, elinizi vicdanınıza koyun; memurlarımıza ve emeklilerimize sadaka değil, haklarını verin.

BAŞKAN – Sayın Şevkin…

 

 

 

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Bugün 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü. Ne yazık ki basın üzerindeki sansür ve otosansür nedeniyle bu önemli gün anlamını yitirdi. Ulusal ve yerel basın üzerindeki baskıcı politikalar, haksız ceza ve uygulamalar, “dezenformasyon” diye önümüze konulan, medya dünyasına aba altından sopa gösteren yasa nedeniyle basın kuruluşları kapılarına bir bir kilit vurmaya başladı. Yandaş medya devletin tüm olanaklarından yararlanırken, onurlu gazeteciler yek ekmeğe muhtaç edildi.

Cezaevlerinde 60’tan fazla gazeteci bulunuyor, haber takibi yapanlar ya dövülüyor ya gözaltına alınıyor, yüzlerce basın çalışanı mahkeme kapılarında adalet arıyor. Basın özgürlüğü endeksinde 149’uncu sırada yer alan Türkiye’de AKP ve tek adam rejimi Gazeteciler Günü’nü de bitirdi. Basını sermayenin kontrolüne alanlara, düşünceye, ifade özgürlüğüne, haber alma hakkına pranga vuranlara hesabını elbette sandıkta kesecek halkımız.

“Yaşasın onurlu gazeteciler!” diyoruz. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Özdemir…

 

 

 

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak, staj ve çıraklık sigortası mağduru olan çok sayıda vatandaşımızın bu sorunlarını, çözüm beklentilerini her fırsatta gündeme getiriyoruz. Bazı meslek grupları için, örneğin avukatlık stajını yapanlar için, sigortalı olmaksızın doktora ve tıpta uzmanlık eğitimi yapanlar için geriye doğru borçlanma yapabilme hakları vardır ancak mesleki ve teknik lisesi, üniversite ve çıraklık okullarının zorunlu stajını yapanlar için bu hak verilmiyor.

Emeklilikle ilgili, EYT düzenlemesinin Meclis gündeminde olduğu bir süreçte stajyer, çırak, kursiyer ve bursiyer olarak sağlık sigortası başlangıcı olanlara geriye doğru borçlanma yapabilme hakkının verilmesi ve bu sürenin emeklilik hesaplarına dâhil edilmesi konusundaki talepler mutlaka karşılanmalıdır. Yapılacak kanun düzenlemeleriyle bu adaletsizliğin giderilmesi gerektiğini ben tekrar belirtmek istiyorum.

Teşekkür ederim Başkanım.

BAŞKAN – Sayın Sümer…

 

 

ORHAN SÜMER (Adana) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Ziraat Bankası, çiftçimiz 3 taksit ödeyemediği zaman ekili tarlasına, traktörüne, ahırdaki hayvanına haciz uyguluyor ancak talimatla yandaşa verilen kredilerin akıbeti hiç araştırılmıyor.

Sayıştay raporlarında memleketim Adana'yla ilgili bir örnek vermek istiyorum. Adana'da bir firmaya -talimatla- geri ödeyemeyeceği miktarda kredi veriliyor, firma borcunu ödeyemiyor, daha sonra Maliye Bakanlığı borçlarını yapılandırıyor; 543 milyon liralık borç 101 milyon liraya indiriliyor. Yapılandırmaya rağmen firma, borçlarını yine ödemiyor, 449 milyon lira tam dört senedir Ziraat Bankası tarafından tahsil edilemiyor, bekliyor. Çiftçiye, esnafa, emekliye, öğrenciye, KYK borcuna gelince evdeki buzdolabına bile haciz uygulayan Ziraat Bankası yandaşa verilen krediye gelince kılını bile kıpırdatmıyor.

Vatandaşın lokmasına göz diken yirmi yıllık bu rantiye sistemine halkımız sandıkla gerekli cevabı verecektir.

BAŞKAN – Sayın Durmuşoğlu…

 

 

 

MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Osmaniye) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Zaman mefhumu tanımadan büyük bir fedakârlıkla halkımızın doğru haber alması için çalışan basın emekçilerimizin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutluyorum.

Kamuoyunun haber alma ihtiyacını karşılarken meslek ilkelerinin yanı sıra, toplumsal sorumluluk idrakiyle demokratik ve hukuki değerleri koruyan basın mensuplarımızın yorum ve görüşleri siyasiler olarak bizlere de çalışmalarımızda önemli katkılar sağlamaktadır.

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde AK PARTİ olarak her alanda olduğu gibi basınımızın güçlenmesi, medya temsilcilerimizin ve çalışanlarımızın işlerini kolaylaştırmak, günümüz şartlarına göre refah seviyelerini yükseltmek için gerekli tüm adımları atıyoruz ve atmaya da devam edeceğiz.

Bu duygu ve düşüncelerle gazetecilik mesleği ilkelerine eksiksiz bağlı kalarak toplum vicdanının gözü, kulağı ve sesi olan tüm gazetecilerimize başarılar diler, görevi başında vefat eden gazetecilerimize Allah'tan rahmet diliyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – Sayın Karahocagil.

 

 

MUSTAFA LEVENT KARAHOCAGİL (Amasya) – Teşekkür ederim Başkanım.

Yirmi yıldır çiftçimizin yanındayız. Tarım ürünlerini işleyen küçük ve orta boy işletmeleri destekleyecek olan tarımsal KOBİ kredisi üst limiti 15 milyon, yıllık faiz oranı 4,75 olacak. Yatırım kredilerinde on yıla, işletme kredilerinde ise yirmi dört aya kadar vade uygulanacak. Genç ve kadın çiftçi kredi limitleri 500 bin liradan 1 milyon liraya çıkarılacak. Tarım kredisi takipte olan çiftçilerden ana parasını peşin ödeyenlere faiz uygulanmayacak. Ana parayı ödemekte zorlanan çiftçilere gecikme ve temerrüt faizi uygulanmadan taksit imkânı sağlanacak. Güneş batana kadar değil, işi bitene kadar çalışan, toprağın esas sahibi, milletin efendisi olan çiftçilerimize AK PARTİ Hükûmeti olarak her zaman destek vereceğiz.

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü en içten duygularla kutluyor, Gazi Meclisi saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – Sayın Kasap…

 

 

 

ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Seçim bölgem Kütahya'nın Domaniç ilçesi, kuruluşun ilçesi yıllardır ihmal ediliyor. Binlerce ton bor ve sülfürik asitin aktarıldığı yol perişan vaziyette ve yıllardır yapılmadı. Tavşanlı-İnegöl-Domaniç bağlantı yolları yapılmadı, ihmal edildi. Domaniç’te orman köylüleri, Orman bölge müdürlüğünün ve orman şefliklerinin yanlış tutumlarından dolayı sürekli olarak mağdur ediliyor. Hayvancılık da bitti, insanlar gerçekten mağdur. Hastanede doktor kadrosu yeterli değil ve eksik. KYK yurdu başlandı, bitirilemedi. Meslek yüksek okulu var, öğrenciler mağdur durumda. En acısı da kömür yataklarının dibindeki Domaniç’te insanların aylık ısınma giderlerinin 4-5 bin lirayı bulması ve Tavşanlı Tunçbilek’teki kömürlerden yararlanamamaları ve ulaşamamaları. Bu mağduriyet yıllardır devam ediyor, bizim iktidarımızda bitirilecek. Az kaldı diyorum, geliyor gelmekte olan.

Teşekkürler Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Erbay.

 

 

 

BURAK ERBAY (Muğla) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Gazeteciler üzerindeki baskı ve tehditlerin her geçen gün daha fazla artığı, gazetelerin ilan kesme cezalarıyla baskı altına alınmaya çalışıldığı, televizyonların yayın durdurma ya da para cezalarıyla susturulmaya çalışıldığı bir dönemde bütün bu zorluklara rağmen siyasal iktidarın bütün baskı ve sansür politikaları karşısında boyun eğmeden halkın haber alma hakkını savunmaktan geri durmayan ve bu uğurda bedel ödeyen bütün basın emekçilerinin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutluyorum.

Özgür ve bağımsız basının varlığı demokratik toplumların vazgeçilmez bir unsurudur. Biz cumhuriyetin ikinci yüzyılında demokrasiyi ve hukuku yeniden tesis ederken basının üzerindeki bütün baskı ve sansüre de son vereceğiz. Türkiye’de basın yeniden özgür olacak.

BAŞKAN – Sayın Kaynarca.

 

 

TÜLAY KAYNARCA (İstanbul) – Teşekkürler Sayın Başkanım.

Bugün 10 Ocak. 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü. Mesleğini ilkeli, fedakârca ve objektif yapan tüm gazeteci meslektaşlarımın Gazeteciler Günü’nü yürekten tebrik ediyorum.

Haber alma hakkı demokrasilerin vazgeçilmezidir kuşkusuz. Bu yüzden basın mensuplarımızın çalışma şartlarının iyileştirilmesi ve sektörel yeniliklerinin de tamamen desteklenmesi adına birçok yeni adımlar attık ve bu katkıları sürdürmeyi de devam edeceğiz. Gazetecilik mesleğinin güvenini, itibarını ve en çok da niteliğini artıran tüm gazeteci meslektaşlarıma, basın mensuplarımıza şükranlarımı sunuyorum.

Türkiye Yüzyılı aynı zamanda iletişimin de yüzyılı olacak diyor ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Filiz.

 

 

İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Gaziantep) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

“Gazeteciler  kanunun ve umumun menfaatlerinin aksine muamelelere şahit ve vâkıf oldukları takdirde gerekli yayında bulunmalıdır.” diyor Atatürk.

Gazeteci güncel olayları ve haberleri toplayan, veren ve yorumlayan kişidir. Bu görevlerini yaparken yorumlarını birilerinin isteğine göre yapmayan, kalemlerini birilerine satmayan gazetecilerin özgürlükleri kısıtlanmaktadır. Çok zor şartlarda çalışmakta ve zaman zaman fiziksel saldırılara da maruz kalmaktadırlar. Bu bakımdan Türkiye, 2022 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’ne göre 180 ülke içerisinde 149’uncu sıraya kadar gerilemiştir.

Yaşadıkları özlük hakları sorunları ve işsizlik gibi olumsuzluklara rağmen kamuoyunun doğru ve hızlı şekilde bilgilenmesini sağlayan gazetecilerimizin ve özellikle maddi konularda sıkıntılar yaşayan hemşehrim Gaziantepli gazetecilerin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutluyor, selam ve sevgilerimi iletiyor, Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.

BAŞKAN – Şimdi Sayın Grup Başkan Vekillerinin söz taleplerini karşılayacağım.

İYİ Parti…

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – Sayın Başkanım, müsaadenizle önce ben söz alabilir miyim acaba?

BAŞKAN – Efendim?

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – Müsaadenizle önce ben söz alabilir miyim? Mahzuru yoksa ben alabilir miyim?

BAŞKAN – Bizce bir problem yok.

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) – Bence bir mahzuru yok efendim.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Hem sonrasında rahat rahat sataşırız.

BAŞKAN – Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkan Vekili Sayın Özlem Zengin.

Buyurunuz Sayın Zengin.

 

 

 

 

 

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Değerli arkadaşlarım, Özgür Bey çok memnun oldular. Doğrusu sona kalmayı tercih ederdim ama kısa bir konuşma yapıp müsaade edeceğim, görevi Muhammet Emin Akbaşoğlu arkadaşıma bırakacağım.

Değerli arkadaşlarım, bu hafta iki tane üzüntü verici haber var. Bir tanesi, yıllarca teşkilatta beraber görev yaptığım, 22’nci dönem milletvekili aynı zamanda Güngören’de Belediye Başkanlığımızı da yapmış olan Yahya Baş arkadaşımız dün Hakk’ın rahmetine kavuştu, kendisine Allah’tan rahmet diliyorum. Bizim için son derece önemli çalışmalar yapmış, değerli bir siyasetçi büyüğümüzdü kendisi.

Bir diğeri… Tabii, üniversite yıllarında çokça eserlerini, kitaplarını okuduğumuz, bizim fikir dünyamızda fevkalade izleri olan Yaşar Kaplan hayatını kaybetti, bugün kendisinin cenazesi var. Onun dizelerinden bir bölüm okumak istiyorum -özellikle kitaplarını arkadaşlarım eminim okumuşlardır diye düşünüyorum- bugün için de anlamlı olduğu kanaatindeyim bu metnin: “Ey, dostum, tanış dostum, hep ara, bul, tanı ve tanış. Yeni yeni insanlar, yeni yeni Müslümanlar tanı. Boğma kendini küçük kozanda, cesur ol. Yeni bir insan ara, yeni bir öğüt ara, yeni bir ufuk ara, yeni bir sima ara ve yeni bir kelime ara.” Aslında hayatın özü yeni kelimeler aramak üzerine. Pek çok tartışmalar yapıyoruz fakat bu tartışmalar nihayetinde kelimeler üzerinden olsun, meselelerimizi kelimelerle çözelim, halledelim diye istiyorum hem Genel Kurulda hem de Türkiye'de. Bu manada tabii kelimelerin en büyük kullanıcısı gazeteciler, her mecrada çalışan gazetecilerimizin de bu 10 Ocakta, onlara ait bu özel günde de günlerini tebrik ediyorum ve görevlerini en güzel şekilde yapmalarıyla alakalı da tüm desteğimizin onların arkasında olduğunu belirtiyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurunuz efendim.

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

İyi çalışmalar, diğer cevaplarımı daha sonraki zamanda tamamlamak üzere görüşmek üzere diyorum, sağ olunuz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – İYİ Parti Grup Başkan Vekili Sayın Dursun Müsavat Dervişoğlu.

Buyurunuz Sayın Dervişoğlu.

 

 

 

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. Başarılı bir çalışma haftası diliyorum.

Bugün Birinci İnönü Zaferi’nin 102’nci yıl dönümü, kutlu ve mutlu olsun. Mustafa Kemal bu zaferden sonra İsmet İnönü’yü tebrik etmiş “Siz orada sadece düşmanı değil, Türk milletinin makûs talihini de yendiniz.” ifadelerini kullanarak bu zaferin önemine işaret etmiştir. Bu vesileyle, başta Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve Batı Cephesi Komutanı İsmet İnönü başta olmak üzere istiklal mücadelemizin aziz şehitlerini ve gazilerini rahmetle, minnetle yâd ediyorum.

Bilindiği gibi, kamuoyunun aydınlatılması ve bilgilendirilmesi doğrultusunda mesleğin zor şartlarına rağmen, mesai kavramı gözetmeksiniz görevlerini icra eden tüm bağımsız gazetecilerin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutluyorum. Demokrasilerin temel kaidesi, özgür düşünce ve bağımsız medyadır. Yirmi yıldır ülkemizde basın-yayın organları sistemli olarak siyasi iktidar tarafından tahrip edilmiştir. Basın, halkın tarafsız haber alma iradesinden koparılmış, iktidar partisinin propaganda mekanizmasına dönüştürülmüştür. Basın özgürlüğünün iktidarın bir aparatı hâline getirildiği bu vesayetçi düzen, yaklaşan İYİ Parti iktidarıyla birlikte sona erecektir.

Saygıdeğer milletvekilleri, 2023 yılının başlangıcında, iktidarınızın ise son kertesinde; yaptıklarınızın, yapamadıklarınızın ve sebep olduklarınızın muhakemesini yapacağız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurunuz efendim.

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir)  - 2023 yılında işsizliği yüzde 5’e çekecektiniz, işsizlik bugün gerçeklikle tüm bağını koparmış TÜİK rakamlarına göre bile yüzde 10 olarak görülüyor. 2023  yılının başında kişi başına düşen millî gelirimiz 25 bin dolar olacaktı, bugün sadece 9 bin dolar civarında seyrediyor. Yine, 2023 yılında ihracat 500 milyar dolar olacaktı, 250 milyar dolarlık hacim iktidarın başarı hikâyesi olarak sunulmak isteniyor. Millete verdiğiniz vaat IMF’ye borç vermekti, icra ettiğiniz politika sonunda, sonuç, Körfez ülkelerinden para dilenmek oldu. Milletin önüne koyduğunuz hedef Avrupa Birliğiydi, getirdiğiniz noktada Türkiye dünyada en fazla sığınmacı barındıran ülke konumuna düştü.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurunuz efendim.

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) – Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarında 2023 yılı da bilindiği gibi zamlarla başladı. Zenginliği üretmek, refahı paylaşmak yerine yoksulluğu yönetmeyi tercih ettiniz. Bu siyasi anlayışınızla giderayak da zam üstüne zam yapmaya devam ediyorsunuz. Temel gıda ürünlerine yüzde 29 zam, vergi ve harçlara yüzde 62 ile yüzde 123 arasında zam, ulaşıma yüzde 15 zam, özel okullara yüzde 65 zam, kırmızı ete yılbaşından bu yana bir haftada tam 3 kez zam, simide yüzde 40 zam; netice itibarıyla zam, zam, zam. Hani “Enflasyon yüzde 64.” diyordunuz ya; o hâlde, yönettiğiniz devletin tüm kalemlerinde en azı yüzde 120’ler seviyesine varan bu zamları kim yapmıştır? Makyajlı enflasyon rakamlarının dahi üzerine çıkan oranlardaki bu zammın sorumlusu kimlerdir?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurunuz Sayın Başkan.

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) – Bu sorulara cevap vermenizi istiyoruz ama isterseniz vermeyin. Nasıl olsa sebebi olduğunuz sorunlara çözüm olma vaadinizin millet nezdinde hiçbir kıymetiharbiyesi kalmadı; ilk seçimde bu gerçeği görecek ve idrak edeceksiniz.

Sayın milletvekilleri, iktidar partisinin yanlış politikaları sonucunda ortaya çıkan atanamayan öğretmen sorunu yalnızca toplumsal bir krize değil aynı zamanda siyaset kurumu için bir utanç vesikasına dönüşmüştür, bu memleketin 700 bin evladı atama beklemektedir. Emek verdiler, hak ettiler ve çok müstesna öğretmenlik mesleğini icra edebilmek için kendilerini yetiştirdiler.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurunuz efendim.

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) – Ancak Millî Eğitim Bakanlığı, atanamayan öğretmenlerimizi istihdam etmek yerine 85 bin ücretli öğretmeni geçici olarak görevlendirerek kutsal öğretmenlik mesleği üzerinden bir sömürü düzenini âdeta kendi elleriyle inşa etmektedir. Lafı evirip çevirmeye hiç gerek yoktur, İYİ Parti iktidarında sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik garabetine son verilecektir. Buradan tüm atanamayan öğretmen kardeşlerimize söz veriyoruz: Öğretmen atamaları için uygulanan çoktan seçmeli KPSS'yi yeniden yapılandıracağız, mülakat sistemini ortadan kaldıracağız, cumhuriyetin 100’üncü yılında hemen 100 bin öğretmenimizi atayıp 600 bin atama sorununu da çözeceğiz. İktidarımızla birlikte öğretmenlik mesleğiyle bağdaşmayan ve hakkaniyetsizliklere sebep olan unvan uygulamasına da son vereceğiz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) – Bir husus daha var, onu da müsaadenizle arz etmek isterim: Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü, 4.144 mezunun 2,5 milyon dolarlık bağışıyla inşa edilmiş otuz yıllık Boğaziçi Mezunlar Derneği Sosyal Tesisleri’nin kira sözleşmesini yenilememiş ve mezunları kampüsten uzaklaştırma kararı almıştır. 21’inci yüzyılda Türkiye’nin en değerli eğitim kurumlarını siyasi hesaplaşmanın merkezi hâline getiren bir politik anlayışın Türkiye’ye fayda sağlaması mümkün değildir. Hâlihazırda öğrencilerin ve akademisyenlerin üniversitenin mezunlarıyla birlikte kullandığı bu güzide tesise rektörlük tarafından el koyma girişimini kınıyoruz.

Şimdi, bilindiği gibi Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemine gelen bazı şeyler var.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurunuz Sayın Dervişoğlu.

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) – Yarın dokunulmazlık dosyalarının Karma Komisyonda görüşülmesi durumu söz konusudur. 1.700’ün üzerinde fezleke var Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına iletilmiş. Bunların içinden Kocaeli Milletvekilimiz Sayın Lütfü Türkkan ve Cumhuriyet Halk Partisi Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır’la ilgili dosyalar cımbızlanarak Karma Komisyona getirilmek isteniyor. Biz bu yöntemi doğru ve yerinde bulmuyoruz. Ayrıca bu haksız, hukuksuz, adaletsiz uygulamayı da kınıyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayınız efendim.

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) – Bu konuyla alakalı olarak İYİ Parti Grubu Komisyon üyelerini Karma Komisyonda görevlendirmek suretiyle Komisyonun uygulamalarının ve bu uygulamalara meşruiyet kazandırma arzularının bir aparatı olmamak için Karma Komisyon toplantısına katılmayacağımızı buradan hem Türkiye Büyük Millet Meclisine hem de kamuoyuna duyuruyoruz: Bu toplantıya katılmayacağız. Bu toplantının gerçekleşmesi sürecinde -ki Çarşamba günü bu planlanıyor- ayrıca Adalet ve Kalkınma Partisiyle birlikte Meclis Başkanlığımıza da bazı sunumlarımız olacak. Dilerim ve umarım ki bu yanlış uygulamadan vazgeçerler. Bu süreç içerisinde bir de yapılması düşünülen Anayasa değişikliğine bağlı olarak partimize Adalet ve Kalkınma Partisi Grubundan bir teklif getirildi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurunuz efendim.

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) – Eş zamanlı olarak bir tarafta milletvekilimizin dokunulmazlığının kaldırılmasını konuşacaksınız, öbür taraftan da bizden Anayasa değişikliği için hoşgörü içerisinde randevu talep edeceksiniz. Bu süreçte bu talebi siyasi nezaketle bağdaştırmadığımız için olumlu bulmadığımızı söyledik. Nihai kararımızı Sayın Genel Başkanımız ve yetkili kurullarımızla görüştükten sonra vereceğimizi ifade ettik. Bu hususu yüce Meclisin bilgilerine arz ediyorum, Türk milletini saygılarımla selamlıyorum.

ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) – Milletvekilinin ettiği küfür etik mi?

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) – Anlamadım!

BAŞKAN – Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkan Vekili Sayın Muhammed Levent Bülbül.

Buyurunuz Sayın Bülbül.

 

 

 

 

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Ülkemizin her yerinde zaman ve mekân mefhumu gözetmeksizin doğru, güvenilir ve ilkeli gazetecilik anlayışıyla haber alma ve bilgi edinme hususunda milletimizin gözü ve kulağı olan, yerel ve ulusal basınımızda faaliyet gösteren tüm gazetecilerimizin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutluyor, şehit edilen gazetecilerimizi de ayrıca rahmetle ve saygıyla anıyoruz.

Sayın Başkan, “İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın.” düsturuyla aziz vatanımızın her köşesinde özveriyle milletimize hizmet eden tüm idarecilerimizin 10 Ocak İdareciler Günü’nü kutluyor, çalışmalarında muvaffakiyetler diliyoruz.

Antalya-Denizli kara yolu Serinhisar ilçesinde meydana gelen trafik kazasında 2 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, 15 vatandaşımız da yaralanmıştır. Elim kazada hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralı vatandaşlarımıza da acil şifalar diliyoruz.

Sayın Başkan, AFAD tarafından yapılan açıklamaya göre bu sabah saatlerinde Çanakkale Ayvacık ilçesi açıklarında 5 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiştir. Balıkesir, İzmir gibi çevre illerde de hissedilen deprem dolayısıyla aziz vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor, can ve mal kaybının olmamasını temenni ediyoruz.

Sayın Başkan, dün Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Millî Savunma Bakanımız Sayın Hulusi Akar, kuvvet komutanlarımız ve hemşehrilerimizin katılımıyla, seçim bölgem olan Sakarya Arifiye’de bulunan, Millî Savunma Bakanlığına ait ve BMC şirketi tarafından işletilen, diğer adıyla Tank Palet Tesislerinde üretimi gerçekleşen yeni nesil FIRTINA obüslerinin Türk Silahlı Kuvvetlerine teslim törenine şahitlik etmiş bulunmaktayız. İstiklal ve istikbal meselesi olarak gördüğümüz savunma sanayimizin güçlendirilmesi hususunda atılan kararlı adımlar aziz milletimizle beraber bizlerin de göğsünü kabartmaktadır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurunuz efendim.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) – Savunma sanayisinde yüzde 80’lere ulaşan millî ve yerli ürün kabiliyetimizin bir göstergesi olarak, dün itibarıyla kahraman ordumuzun envanterine 6 yeni nesil FIRTINA obüsü daha dâhil edilmiştir. Proje sonuna kadar 140 yeni nesil FIRTINA obüsünün de aynı tesislerde üretileceği ve ordumuza teslim edileceği ifade edilmiştir. Ülkemizin gücüne güç katan bu projelerin üretiminde teslim aşamasına kadar emeği geçen herkese, özel müteşebbislerimize ve tüm kamu kurumlarımıza teşekkür ediyor, çalışmalarında başarılar diliyor; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – Halkların Demokratik Partisi Grubu adına Sayın Hakkı Saruhan Oluç.

Buyurunuz Sayın Oluç.

 

 

 

 

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, sayın vekiller; 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü, 1961 yılından bu tarafa “Çalışan Gazeteciler Günü” olarak kutlanıyor 10 Ocak ama bugün baktığımızda, gazeteciler gerçekten 1961’den çok daha geri bir koşulda çalışıyor. Yani Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, Basın İlan Kurumu ve Radyo ve Televizyon Üst Kurulu gibi kurumlar aslında basın emekçilerini ve basın kurumlarını hizaya çekmek için çok sayıda antidemokratik uygulamaya imza atıyordu, bu yetmiyor gibi bir de iktidarın acelesiyle ve iktidarın talebiyle Mecliste sansür yasası çıkarıldı. Çalışan gazeteciler aslında bu koşullarda 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutluyor.

Her yıl olduğu gibi, basın meslek örgütleri Çalışan Gazeteciler Günü’nde, mesleklerinin içinde bulunduğu karanlık tabloyu ortaya koyan veriler açıklıyorlar. Dicle Fırat Gazeteciler Derneğinin 2022 Yılı Gazetecilere Yönelik Hak İhlalleri Raporu’na göre geçen yıl 39 gazeteci tutuklanmış, 76 gazeteciye çeşitli cezalar verilmiş. Yine bu rapora göre 132 gazetecinin haber izlemesi engellenirken 65 gazeteci haber izlerken saldırıya uğramış. Yıl içinde 56 internet sitesi kapatılmış, 1.109 habere ve 2.210 içeriğe erişim engeli getirilmiş. Korkunç bir tablo, karanlık bir tablo ve karanlık tablodan en fazla nasibini alanlar da muhalif gazeteciler, özgür basın çalışanları ve elbette ki Kürt gazeteciler. Sadece son altı ayda 27 özgür basın çalışanı tutuklanmış vaziyette. Özellikle Diyarbakır’da ve Ankara’da açık bir şekilde iktidar tarafından Kürt gazetecilerin çalışması engelleniyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurunuz efendim.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Her türlü baskıya, saldırıya, zulme, gözaltına, tutuklamalara, engellemelere, sansüre ve işsizliğe karşı bugünü mücadele gününe dönüştüren basın emekçilerinin Çalışan Gazeteciler Günü’nü bir kez daha kutluyoruz. Çalışamayan, işsiz bırakılan, cezaevinde tutulan özgür basın emekçilerinin ve gazetecilerin yanında olmaya devam edeceğimizi bir kez daha vurguluyoruz.

Tabii, Çalışan Gazeteciler Günü’nü konuşurken yirmi yedi yıl önce 8 Ocak 1996’da Evrensel gazetesi muhabiri olan Metin Göktepe’nin öldürülmesine de değinmeden edemeyiz. “Mutlaka ben izlemeliyim arkadaşlar.” diyerek gittiği haberde yirmi yedi yıl önce gözaltına alındı Metin Göktepe ve polislerce dövülerek katledildi. Metin, Ümraniye E Tipi Cezaevinde öldürülen tutukluların cenazesini izlemek üzere Alibeyköy’e gitmişti ve sarı basın kartı gerekçe gösterilerek ilçeye sokulmamıştı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurunuz efendim.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Haber takibinde ısrarcı davranınca gözaltına alındı, yüzlerce insanla birlikte götürüldüğü Eyüp Kapalı Spor Salonu’nda polislerin şiddetine maruz kaldı ve dövülerek katledildi. Katledilişinin 27’nci yılında Metin Göktepe’yi bir kez daha saygıyla ve minnetle anıyoruz.

İşsizlik verileri bugün TÜİK tarafından açıklandı ve âdeta sarayın hesap makinesi gibi çalışan TÜİK’e göre işçi sayısı 2022 yılı Kasım ayında bir önceki aya göre 23 bin kişi artarak 3 milyon 576 bin kişi oldu. İşsizlik oranı değişim göstermeyerek yüzde 10 seviyelerinde gerçekleşti. Tabii, büyük bir pişkinlik diyeyim. Hazine ve Maliye Bakanı “İstihdama 285 bin kişi katıldı.” açıklamasını yaptı 3 milyon 576 bin kişi işsizken ve bunu da tarihî bir rekormuş gibi sunmaya çalıştı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurunuz efendim. 

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Hâlbuki, bugün, ülkede 3 milyon 576 bin işsiz var ama gerçek işsiz sayısına baktığımızda genişletilmiş işsizlik rakamları içinde 7,8 milyon gerçek işsiz var. İşte, esas tarihî rekor, bu iktidarın kırdığı tarihî rekor budur. 15-24 yaş arası gençlerdeki iş arayan işsiz oranı yüzde 17,8; genç kadınlarda iş arayan işsiz oranı yüzde 24. Böyle bir durumda, işsizlikle ilgili böyle bir gerçekle karşı karşıyayken Hazine ve Maliye Bakanının büyük bir pişkinlikle “Rekor kırdık.” diye açıklaması gerçekten ibret verici bir durum. TÜİK açıklamasında diyor ki: “İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 8,8 iken kadınlarda yüzde 12,9 olarak tahmin edildi.”

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurunuz efendim. 

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Gerçekten TÜİK tahminlerde bulunuyor, gerçekleri bir türlü konuşamıyor.

Edirne’den Kars’a bütün yurttaşlarımız iş aramaya devam ediyor, işsizlik ve yoksulluktan ötürü yurt dışına giden sayısında ciddi artış olmuş vaziyette ama TÜİK hâlâ gerçekleri konuşmaktan uzak duruyor. İşte yeni iktidarın “Yeni Ekonomi Modeli” diye sunduğu ve ifade ettiği model aslında çöktü, “Enflasyonu düşüreceğiz, istihdamı arttıracağız.” diyen iktidarın enflasyonu durduramadığı, işsizliği düşüremediği açıkça ortaya çıktı ve ekonomideki sorunları çözemeyen bir iktidarla karşı karşıya olduğumuzu çok açık bir şekilde görüyoruz. Aslında Adalet ve Kalkınma Partisi sebep, işsizlik sonuçtur; Adalet ve Kalkınma Partisi sebep, enflasyon sonuçtur, net olarak bir kez daha bunu vurgulamış olalım.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkan Vekili Sayın Özgür Özel.

Buyurunuz Sayın Özel.

 

 

 

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Bugün 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü. 212 sayılı Fikir İşçileri Kanunu’nun Resmî Gazete’de yayınlandığı gün olması nedeniyle 10 Ocak, Çalışan Gazeteciler Günü olarak kutlanıyor. Bugün sadece çalışan gazetecileri değil, çalışamayan, işsiz bırakılan, çalışan ama tazminat davalarıyla, ceza davalarıyla boğuşan tüm gazetecilerin gününü kutluyoruz. Çok değil, en fazla altı ay sonra sansürle, davayla, işsizleştirmeyle burun buruna olan tüm gazeteciler için basın özgürlüğünün tam anlamıyla içinin doldurulacağı bir dönem başlayacak. Göreve geldiğimizde gazeteler, televizyonlar rahat olsun, onları yandaşlaştırmayacağız, ayrıştırmayacağız, bazılarını şeytanlaştırmayacağız, başlarına İletişim Başkanlığından hamilikart olan komiserler atamayacağız, örneğin parti sözcümüz konuşmaya başlamadan önce televizyonlara “Canlı yayına geçin.” talimatı verip muhalefet partisi liderleri konuşurken “Çıkın, çıkın, çok uzattınız canlı yayını.” diye telkinlerde, baskılarda bulunmayacağız.

Sayın Başkan, geçen yıl bugün 20 yaşında bir tıp fakültesi öğrencisi Enes Kara kaldığı cemaat yurdunda gördüğü baskı yüzünden intihar etti. Bir gencini barınma problemi nedeniyle kurtaramamış olmanın utancı hepimizin yüzüne vurdu, sırtına binen bir yük oldu.

O dönemde Enes Kara’nın bıraktığı mesaj üzerine “Kendini Enes Kara gibi yalnız hissedenler bize başvursun.” demiştik. O dönem yönetim kurulunda da görev yaptığım, hâlâ mütevelli heyeti üyesi olduğum TÜLOV vakfıyla birlikte aydınlığa çağrı kampanyasını başlatmıştık.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurunuz efendim.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Yüzlerce gencimiz başvurdu, yüzlerce gönüllü başvurdu, onları birbirleriyle eşleştirdik. Bazı belediyelerimizin yurtlarına, bazı özel yurtlara bu arkadaşlarımızı yerleştirmek için büyük çabalar sarf ettik. Gönüllülerin burslarını arkadaşlarımıza verdik ama tabii ki biz ancak ve ancak kıyıya vuran deniz yıldızlarından birkaçını suya geri atabildik. Oysaki bu arkadaşlarımıza “Biz varız, yalnız değilsiniz.” demek bir vakfa düşmemeli, cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir.

En geç altı ay sonra TOKİ’ye vereceğimiz talimatla TOKİ’nin ilk işi ihtiyaç duyan tüm öğrenciler için cumhuriyet yurtları yapmak olacak ve ondan sonra esas Enes Karalar kimsesiz kalmayacak, sahipsiz kalmayacak, ölüme sürüklenmeyecek.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurunuz efendim.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Önümüzdeki seçimlerde oy kullanılırken “Enes Kara çaresiz kalmasın, kimseye muhtaç kalmasın, ölüme sürüklenmesin, ona Türkiye Cumhuriyeti sahip çıksın.” diyenler böylesi bir dönemi kapatıp yeni bir dönemi açacaklar hiç şüphesiz.

Sayın Başkan, özel öğretim kurumlarında iş güvencesi olmadan, çok düşük ücretlerle çalıştırılan öğretmenlerimiz var ama bu sorun nereden kaynaklanıyor diye bakarsak aslında 2014 yılına kadar 5580 sayılı Kanun’da yazıyordu ki: “Özel okullarda yöneticilik ve eğitim öğretim hizmeti yapanlara kademelerine göre dengi resmî okullarda ödenen aylık ile sosyal yardım kapsamındaki ek ödeme tutarından az ücret ödenemez.”

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurunuz efendim.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Sonra bir gece Adalet ve Kalkınma Partisi meşhur gece yarısı önergelerinden birini getirdi ve bu maddeyi iptal etti. O günden beri öğretmenler asgari ücrete muhtaç bırakıldılar. Bu dönemde özel okullar yüzde 65 zam almasına rağmen öğretmenlerin neredeyse tamamına yakını, yüzde 90’ın üzerinde özel okul öğretmeni asgari ücretle çalıştırılıyor. Bunu en kısa sürede hâlletmemiz lazım. Aslında “müjdeler haftası” diye söylenen bir hafta, kanunlarda değişiklik yapılacaksa gelin, özel öğretim kurumlarının öğretmenlerine 2014’te ellerinden aldığınız bu güvenceyi, bu hakkı geri verelim. Yok, yapmazsanız en geç altı ay sonra geleceğiz ve bunu yapacağız; bunun sözünü şimdiden veriyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurunuz efendim.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Emeklilikte yaşa takılanlar ve sözleşmeli personele ilişkin büyük bir beklenti oluştu, hatta 2022’de “Bu sorunları rafa kaldırdık.” diye açıklamalar yaptınız. Sosyal Güvenlik Kurumunun önünde kuyruklar oluştu ama bu Meclise gelen giden bir şey yok.

Emeklilikte yaşa takılanlar düzenlemesi, çok küçük farklarla kaçıran yeni bir mağdur kitlesi de yarattı. “On sekiz gün geç çalışmaya başladım, on sekiz yıl fazla çalışacağım.” diyenler; bunun binlerce örneği var. Bu konuda akılcı bir düzenlemeye ihtiyaç var, bir kademelendirme gerekiyor. Ayrıca, staj ve çıraklık mağdurları var, onların sigorta başlangıç tarihleri olmasına rağmen hiç değilse onların gününü 18’inci yaş günleri kabul etmemiz gerekiyor. Ama geçen gün Bülent Turan’dan duyduk ki EYT ay sonuna, maaşlar da seçimden hemen önceki aya bırakılıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurunuz efendim.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Bu, doğru bir yaklaşım değil. İlk maaşın sıcaklığıyla yirmi yıldır yedikleri ayazı unutmayacak emeklilikte yaşa takılanlar.

Ama sözleşmeli personele ilişkin olarak başta Aile Bakanlığında ek ders karşılığı çalıştırılan personel ve KİT’lerde çalışan sözleşmeli personel olmak üzere, en kapsayıcı düzenlemenin de bir an önce bu Meclisten geçmesi gerekiyor.

Sayın Başkanım, son husus, Değerli Mevkidaşım Müsavat Dervişoğlu’nun da ifade ettiği konu üzerinedir. Bu hafta Adalet ve Kalkınma Partisi iki şeyi birden yapmak istiyor. Bize dediler ki: “Bir randevu verirseniz Anayasa değişikliğini görüşmek üzere ziyaret etmek isteriz.” Parlamenter demokraside, parlamentolarda bunlar çok şık hareketler; beklersiniz ki gelsinler, el sıkışalım, oturalım, müzakere edelim, anlaşırız, anlaşmayız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurunuz efendim.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Sonra bir baktık ki arkadaşlar, Adalet ve Kalkınma Partisi Sayın Lütfü Türkkan’ın ve Ali Mahir Başarır’ın birer dokunulmazlık dosyasını 1.700’ün üzerindeki dosyanın içinden cımbızlayıp getirmişler. Yarın da diyorlar ki: “Anayasa Komisyonu çalışsın.” Hem “Birlikte Anayasa değiştirelim.” diyorlar, hem Anayasa Komisyonunda dokunulmazlıkları düşürmeye çalışıyorlar. El sıkışmaya balta çekerek gelinmez. Eldeki baltalar, savaş baltaları gömülür, müzakereye öyle gelinir. Bize balta çekenlerle oturup da müzakere yapmamızın beklenmesi kadar abesle iştigal bir şey yok. Ne diyeceksiniz ya topluma? Bunlar öyle bir şey ki biz bunları öbür binada tokatlıyoruz, burada da avutup kandırıyoruz; böyle şey olur mu? O yüzden önce baltayı gömeceksiniz, ondan sonra geleceksiniz. Gelince “Merhaba.” diyeceksiniz ya…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayınız efendim.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – …önce bir elinizdeki oku, mili havaya atıp mil heba deyip merhaba denir. Ok atarak, balta çekerek merhabalaşma olmaz. O yüzden, biz çok üzülerek Sayın Özlem Zengin’in de şahsından üzüntülerimizi bildirdik, bir mevkidaşımızın nazik bir talebini geri çevirdiğimiz için ama geri çevirdiğimiz Özlem Hanım’ın talebi değil, AKP’yi yöneten kötücül saray aklının kurduğu kumpası reddediyoruz.(CHP sıralarından alkışlar) Ayrıca yarın Ali Mahir Başarır ve Lütfü Türkkan’ın ayrı ayrı karma komisyonda ele alınmaya başlanacak dokunulmazlıklarının kaldırılması talebinde bu kötücül saray aklının talimatıyla harekete geçen Komisyon Başkanı başta olmak üzere…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı).

BAŞKAN – Buyurunuz efendim.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Her suç kötüdür, bazı suçlar daha kötüdür. TCK kötülüğüne göre kademelendirmiş. Çok daha ağır suçlar bekler, akbil yolsuzlukları bekler, irtikaplar bekler, rüşvetler bekler, cinayet azmettiriciliklerine dosya bile gelmez ama saraya göre şikâyete bağlı hakaret, saraya göre, efendim, mahkeme binasında söz söylemiş, protesto edip çıkmış olmak daha büyük suçtur. Bazı suçlar büyüktür, saraya göre bazı suçlar daha büyüktür.

1.700 dosyadan cımbız… Buna teslim olmayız, size verecek bir milletvekilimiz, sizi meşrulaştıracak, orada söylenecek bir kelimemiz yoktur. (CHP sıralarından alkışlar)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı).

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Son cümlemdir.

BAŞKAN – Tamamlayınız Sayın Özel.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Anlayışınıza teşekkür ediyorum.

Cumhuriyet Halk Partisi, buradan Enis Berberoğlu’nu tutukladığınızda, ayağa kalkıp “Şimdi biz gidiyoruz, grubumuzu topluyoruz. Mademki buna yeltendiniz, dünya siyasi tarihinin en büyük cevaplarından birine hazır olun.” deyip arkasını dönmüş bu grupla çıkıp gitmiş, ertesi gün de “adalet yürüyüşü”yle… İlk başta “Karşınızdan biz de yürürüz.” diyenler vardı, ilk başta “Kahramankazan’a varmadan döner bunlar.” diyenler vardı; 1 kişi başlayıp 3,5 milyon kişi İstanbul’a girip Maltepe Meydanı’nda dünya siyasi tarihinin en büyük cevabını nasıl verdiysek Ali Mahir Başarır’ın, Lütfü Türkkan’ın dokunulmazlıklarını bu kumpasla kaldırmaya kalktığınızda nasıl bir cevap aldığınızı görürsünüz.

Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Gündeme geçiyoruz.

Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının 5 tezkeresi vardır, ayrı ayrı okutup oylarınıza sunacağım.

Okutuyorum:

                                                                                                      6/1/2023

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Türkiye Büyük Millet Meclisi Dışişleri Komisyonu, İrlanda Parlamentosu tarafından 23-25 Ocak 2023 tarihlerinde anılan ülkeye resmî bir ziyaret gerçekleştirmek üzere davet edilmiştir.

3620 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un 6’ncı maddesi uyarınca söz konusu davete icabet edilmesi hususu Genel Kurulun tasviplerine sunulur.                                                                                                        Mustafa Şentop

                                                         Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı

BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Okutuyorum:

                                                                                                      6/1/2023

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Türkiye Büyük Millet Meclisi Türkiye-Estonya Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı Samsun Milletvekili Sayın Yusuf Ziya Yılmaz’ın, beraberinde Dostluk Grubu üyelerinden oluşan bir heyetle 16-19 Ocak 2023 tarihleri arasında Estonya’ya resmî ziyaret gerçekleştirmesi öngörülmektedir.

3620 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un 6’ncı maddesi uyarınca Türkiye Büyük Millet Meclisi Estonya Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Heyetinin anılan ziyareti gerçekleştirmesi hususu Genel Kurulun tasviplerine sunulur.

                                                                                                Mustafa Şentop

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı

BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Okutuyorum:                                                                                                                                                                                                                           6/1/2023

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Türkiye Büyük Millet Meclisi Türkiye-Madagaskar Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı ve Kilis Milletvekili Ahmet Salih Dal, beraberinde Dostluk Grubu üyelerinden oluşan bir heyetle 21-28 Ocak 2023 tarihleri arasında resmî bir ziyaret gerçekleştirmek üzere Madagaskar Parlamentosu tarafından davet edilmiştir.

Söz konusu davete icabet hususu 3620 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlemesi Hakkında Kanun’un 6’ncı maddesi uyarınca Genel Kurulun tasviplerine sunulur.

                                                                                                Mustafa Şentop

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı

 

 

 

 

 

(CHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Sayın Başkan, bu noktada yoklama talebimiz var efendim.

BAŞKAN – Oylamadan önce yoklama talebi var.

Sayın Özel, Sayın Sümer, Sayın Gökçel, Sayın Altaca, Sayın Aydoğan, Sayın Şevkin, Sayın Özer, Sayın Kaplan, Sayın Barut, Sayın Keven, Sayın Arı, Sayın Şahin, Sayın Emecan, Sayın Bekaroğlu, Sayın Emre, Sayın Tanal, Sayın Karasu, Sayın Tanrıkulu, Sayın Adıgüzel, Sayın Kaboğlu, Sayın Öztunç.

Yoklama için üç dakika süre veriyorum ve yoklama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Toplantı yeter sayısı yoktur.

Birleşime on dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 16.23

İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 16.33

BAŞKAN: Başkan Vekili Nimetullah ERDOĞMUŞ

KÂTİP ÜYELER: Sevda Erdan KILIÇ (İzmir), İshak GAZEL (Kütahya)

-----0-----

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 47’nci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı tezkeresinin oylamasından önce istem üzerine yapılan yoklamada toplantı yeter sayısı bulunamamıştı.

Şimdi yoklama işlemini tekrarlayacağım.

Yoklama için üç dakika süre veriyorum.

Yoklama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklamaya başlandı)

BAŞKAN – Pusula veren sayın milletvekilleri Genel Kuruldan ayrılmasın.

 

 (Elektronik cihazla yoklamaya devam edildi)

BAŞKAN – Toplantı yeter sayısı yoktur.

Yapılan ikinci yoklamada da toplantı yeter sayısı bulunamadığından, alınan karar gereğince kanun teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla görüşmek için 11 Ocak 2023 Çarşamba günü saat 14.00’te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.

Kapanma Saati: 16.37