TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

TUTANAK DERGİSİ

 

91’inci Birleşim

17 Mayıs 2022 Salı

 

(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu Tutanak Dergisi’nde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)

 

İÇİNDEKİLER

 

 

I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

II.- GELEN KÂĞITLAR

III.- YOKLAMALAR

IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları

1.- Iğdır Milletvekili Habip Eksik’in, Iğdır ve Erzurum’un sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması

2.- Batman Milletvekili Ziver Özdemir’in, Batman’ın il oluşunun 32’nci yılına ilişkin gündem dışı konuşması

3.- Kırklareli Milletvekili Türabi Kayan’ın, Kırklareli’nin sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması

 

V.- AÇIKLAMALAR

1.- İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi’nin, itfaiyecilerin problemlerine ilişkin açıklaması

2.- Bursa Milletvekili Erkan Aydın’ın, Bursa’nın Osmangazi ve Büyükorhan ilçelerindeki sulama sorununa ilişkin açıklaması

3.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Akın’ın, fırsatçıların Balıkesir kuzusunu istismar ettiğine ilişkin açıklaması

4.- Mersin Milletvekili Hacı Özkan’ın, 15-21 Mayıs Aile Haftası’na ilişkin açıklaması

5.- Mersin Milletvekili Zeynep Gül Yılmaz’ın, Mersin’e kazandırılan gençlik yatırımlarına ilişkin açıklaması

6.- Mersin Milletvekili Ali Cumhur Taşkın’ın, Rize-Artvin Havalimanı’nın açılışına ve Çukurova Bölgesel Havalimanı’nın bu yıl içerisinde açılacağına ilişkin açıklaması

7.- Adana Milletvekili Ayhan Barut’un, çiftçilerin sorunlarına ilişkin açıklaması

8.- Kırşehir Milletvekili Metin İlhan’ın, Kırşehir’e yapılan kamu yatırımlarının yetersizliğine ilişkin açıklaması

9.- Kayseri Milletvekili Çetin Arık’ın, Akin Mahallesi’nin yol sorununa ilişkin açıklaması

10.- Tokat Milletvekili Yücel Bulut’un, Tokat Havalimanı’na ilişkin açıklaması

11.- Kocaeli Milletvekili Sami Çakır’ın, NATO’ya yeni üyelik taleplerine ve tartışmalarına ilişkin açıklaması

12.- Adıyaman Milletvekili Abdurrahman Tutdere’nin, Adıyaman Çelikhan’da yer alan Askerhan köy halkının yaşadığı mağduriyete ilişkin açıklaması

13.- İstanbul Milletvekili Hayati Arkaz’ın, Silivri-Çatalca-Arnavutköy hattındaki silo ihtiyacına ve geçtiğimiz hafta şehit olan polis ve askerlere Allah’tan rahmet dilediğine ilişkin açıklaması

14.- Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun, İnsan Hakları Derneği Hakkâri Şube Eş Başkanı Avukat Yusuf Çobanoğlu’na telefonla ölüm tehditleri yağdırıldığına ilişkin açıklaması

15.- İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu’nun, Filistinli Gazeteci Şirin Ebu Akile ile barış grubu üyesi ve Dersim Alevilik Akademisi kurucusu Aysel Doğan’ın cenazesine düzenlenen saldırılara ilişkin açıklaması

16.- Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylan’ın, trafik sigortası tavan primine gelen zamma ilişkin açıklaması

17.- Kocaeli Milletvekili İlyas Şeker’in, köy okullarına ilişkin açıklaması

18.- Van Milletvekili Muazzez Orhan Işık’ın, Van Büyükşehir Belediyesindeki taşeron işçilerin mağduriyetine ilişkin açıklaması

19.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in, Niğde ilinde sulama suyu ve hayvan sulama göletlerinin yapımını bekleyen köy ve kasabalara ilişkin açıklaması

20.- Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu’nun, ülkemizde söylenebilen ve söylenemeyen şarkılara ilişkin açıklaması

21.- İzmir Milletvekili Dursun Müsavat Dervişoğlu’nun, Trabzonspor’un şampiyonluğunu tebrik ettiğine, Süper Lig’e yükselen Ankaragücü ve Ümraniyespor’u kutladığına, Meclis Koruma Daire Başkanlığında görevli Polis Memuru Erol Yıldız’ın vefatına, Zonguldak’taki Türkiye Taşkömürü Kurumuna bağlı maden ocağında meydana gelen kazanın 12’nci yıl dönümüne, Atatürk Havalimanı’nın millet bahçesine dönüştürülmesine, yargı bağımsızlığındaki tahribata ve fahiş zamlara ilişkin açıklaması

22.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, 14 Mayıs 2022’de İsveç Dışişleri Bakanının NATO’ya üyelik süreciyle ilgili yaptığı açıklamalara, Rize-Artvin Havalimanı’na, Soma ve TTK Karadon Müessesesi Müdürlüğü maden ocaklarında meydana gelen kazaların yıl dönümlerine, 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü’ne, 14 Mayıs Dünya Eczacılık Günü’ne ve millî sporcularımızın başarılarına ilişkin açıklaması

23.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç’un, Âşık Mahzuni Şerif’in ölümünün 20’nci yıl dönümüne, 15 Mayıs Kürt Dil Bayramı’nda karşı karşıya kaldıkları yasaklara, Aysel Doğan’ın cenazesine yapılan saldırıya ve IŞİD davalarına yönelik soruya CİMER tarafından verilen cevaba ilişkin açıklaması

24.- İstanbul Milletvekili Engin Altay’ın, İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç’un yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine, 14 Mayıs Dünya Eczacılık Günü ile Dünya Çiftçiler Günü’nü kutladığına, Âşık Mahzuni Şerif’in ölümünün 20’nci yıl dönümüne, Mithat Sancar’ın annesinin vefatına, Yargıtayın 12 Mayıs Perşembe günü CHP İstanbul İl Başkanıyla ilgili verdiği karara, Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu’nun yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ve Yeşilköy Atatürk Havalimanı’na ilişkin açıklaması

25.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın, Genel Kurul gündemine, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı’na ve İzmir Milletvekili Dursun Müsavat Dervişoğlu, İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç ile İstanbul Milletvekili Engin Altay’ın yaptıkları açıklamalarındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

26.- İstanbul Milletvekili Engin Altay’ın, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

27.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç’un, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

28.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın, İstanbul Milletvekili Engin Altay ile İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç’un yaptıkları açıklamalarındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

29.- İstanbul Milletvekili Engin Altay’ın, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

30.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç’un, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

31.- Gaziantep Milletvekili İmam Hüseyin Filiz’in, torpilli atamalara ilişkin açıklaması

32.- Gaziantep Milletvekili İrfan Kaplan’ın, yap-işlet-devret sistemiyle yapılan otoyol, köprü, havalimanı gibi işletmelerin ülkemizi borç batağına soktuğuna ilişkin açıklaması

33.- Kırıkkale Milletvekili Halil Öztürk’ün, Fikret Karabudak Stadyumu’na ilişkin açıklaması

34.- İstanbul Milletvekili Hayrettin Nuhoğlu’nun, Kırım Tatar Türklerinin Stalin tarafından sürgün edilişinin 78’inci yıl dönümüne ilişkin açıklaması

35.- Aksaray Milletvekili Ramazan Kaşlı’nın, Aksaray’da meydana gelen şiddetli yağmur ve dolu yağışı sebebiyle çiftçilerin yaşadığı mağduriyete ilişkin açıklaması

36.- Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun’un, akaryakıt istasyonlarına getirilen yeni yükümlülüklere ilişkin açıklaması

37.- Eskişehir Milletvekili Arslan Kabukcuoğlu’nun, köy okullarına ilişkin açıklaması

38.- İstanbul Milletvekili Zeynel Özen’in, ünlü halk ozanı Âşık Mahzuni Şerif’in 20’nci ölüm yıl dönümüne ve Aysel Doğan’ın cenazesinde yaşanan olaylar ile konser yasaklarına ilişkin açıklaması

39.- Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz’un, Mersin Valiliğindeki görev değişimine ve Mersinli futbol takımlarına ilişkin açıklaması

40.- İstanbul Milletvekili Engin Altay’ın, Samsun Milletvekili Yusuf Ziya Yılmaz’ın CHP grup önerisi üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

 

VI.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI

1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Haydar Akar’ın, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın CHP Genel Başkanını yanlış anladığına ve CHP Genel Başkanının yakıp yıkıp beton yapmaya karşı olduğunu Türkiye’nin bildiğine ilişkin konuşması

 

VII.- ÖNERİLER

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri

1.- İYİ Parti Grubunun, Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş ve arkadaşları tarafından, kiracıların kira ödeme zorluğu karşısındaki mağduriyetlerinin giderilmesi, kiracıların barınma sorunu yaşamaması ve kirada oturdukları evlerin depreme karşı denetime alınması ve kiracıların korunması amacıyla 12/5/2022 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 17 Mayıs 2022 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

2.- HDP Grubunun, Adana Milletvekili Kemal Peköz ve arkadaşları tarafından, BOTAŞ başta olmak üzere kaynakların kamu yararına çalışması amacıyla 11/5/2022 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 17 Mayıs 2022 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

3.- CHP Grubunun, Grup Başkan Vekilleri İstanbul Milletvekili Engin Altay, Manisa Milletvekili Özgür Özel ve Sakarya Milletvekili Engin Özkoç tarafından, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığını olumsuz etkileyen unsurların tespiti ve yargıya güvenin artırılması için gerekli önlemlerin belirlenmesi amacıyla 17/5/2022 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin ön görüşmelerinin Genel Kurulun 17 Mayıs 2022 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

 

VIII.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun’un, TBMM’ye temin edilen kolonyalara ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Süreyya Sadi Bilgiç’in cevabı (7/62911)

2.- Manisa Milletvekili Özgür Özel’in, TBMM’ye temin edilen kolonyalara ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Süreyya Sadi Bilgiç’in cevabı (7/62912)

3.- Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya’nın, Zonguldak’ın Kozlu İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü bünyesinde çalışan bir bürokrata yönelik iddialara ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer’in cevabı (7/63147)

4.- Şanlıurfa Milletvekili Ömer Öcalan’ın, Şanlıurfa’nın Eyyübiye ilçesi Kırkmağara Mahallesi’nde bulunan bir okulda sahnelenen gösteriye,

- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in, mevsimlik tarım işçisi olarak çalışan çocuk ve kadınların eğitimlerine devam edebilmesine yönelik çalışmalara,

- Şanlıurfa Milletvekili Ömer Öcalan’ın, Mersin’in Akdeniz ilçesindeki bir ortaokulda görevli öğretmenin görev yerinin değiştirilmesine yönelik iddialara,

İlişkin soruları ve Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer’in cevabı (7/63275), (7/63278), (7/63281)

17 Mayıs 2022 Salı

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 15.01

BAŞKAN: Başkan Vekili Haydar AKAR

KÂTİP ÜYELER: Şeyhmus DİNÇEL (Mardin), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)

-----0-----

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 91’inci Birleşimini açıyorum.

Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.

Gündeme geçmeden önce 3 sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.

Gündem dışı ilk söz, Iğdır ve Erzurum’un sorunları hakkında söz isteyen Iğdır Milletvekili Sayın Habip Eksik’e aittir.

Buyurun Sayın Eksik. (HDP sıralarından alkışlar)

IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları

1.- Iğdır Milletvekili Habip Eksik’in, Iğdır ve Erzurum’un sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması

HABİP EKSİK (Iğdır) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Genel Kurulu ve halklarımızı saygıyla selamlıyorum.

Erzurum’un ve Iğdır’ın birçok sorunu var, burada, beş dakikada tüm sorunlarını anlatabilmem imkânsız tabii; belli başlı birkaç sorununu dile getireceğim. Umarım, diğer sorunlarıyla ilgili iktidar daha doğru, daha uygun projeler, politikalar yürütür ve sorunlarının çözülmesiyle ilgili çaba sarf eder.

Şimdi, Erzurum önemli bir kent, gerçekten çok güzel bir kent; çok ciddi anlamda da büyük sorunları var. En büyük sorunları: Çok uzun bir süredir, Erzurum’la ilgili, iktidarın söz verip de vaat verip de yerine getirmediği projeler var; Söylemez Barajı’nın yapılmaması, temel atma töreninin dahi yapıldığı ama sonradan böyle bir şeyin olmadığı Tekman Tüneli’nin tamamlanmaması sorunu var.

Kayyum atanmasıyla halkın iradesinin gasbedilmesi sorunu var; Karaçoban, Karayazı ve Tekman Belediyelerine kayyum atandı, halkın iradesi gasbedildi. Bu kayyumlar orada halkın kaynaklarını gasbedip maalesef halka hizmet götürmüyorlar.

Soğuk bir kent. Kışın uzun sürmesiyle ilgili ciddi bir sorun var; doğal olarak, doğal gaz ve elektrik faturaları çok şişkin geliyor, kömürün çok ciddi anlamda daha çok harcanması, yakılması ihtiyacı var. O açıdan da Erzurum halkı bu konuda, doğal gaz, elektrik ve kömür gibi alanlarda destek bekliyor.

Hınıs Ovası, Pasinler Ovası ve Sakalıkesik Ovası’yla ilgili, tarımla ilgili sulama sorunları var, tarım zaten girdilerden dolayı bitme noktasına gelmiş.

Hayvancılık büyükbaşa uygun olmasına rağmen bu konu maalesef desteklenmediği için, destekler belli çevrelere aktarıldığı için, yandaşa aktarıldığı için çok ciddi anlamda sorunlar var ve bitme noktasına gelmiş.

AVM’lerin yapılmasına bağlı olarak Erzurum esnafının ciddi anlamda sıkıntıları var, zaten ekonomik kriz kepenk kapatma noktasına getirmiş.

Ayrımcılık durumu söz konusu; Mahallebaşı, Yunusemre Mahalleleri ile Hınıs, Çat, Karaçoban, Karayazı, Tekman gibi ilçelere ayrımcılık durumu söz konusu, Erzurum’da yöneticilerin özellikle Alevi ve Kürt yurttaşlara yönelik ayrımcılığı söz konusu.

Hızlı trenin yapılmasıyla ilgili bir talep var, bu talebin yerine getirilmemesi sorunu var.

Özellikle AKP iktidarı döneminde Erzurum’un uzun süredir cemaatlere teslim edilmesi durumu söz konusu. Daha önce FETÖ’ye teslim edildi, şimdi de belli başlı başka cemaatlere teslim ediliyor ve idareciler maalesef liyakatsiz bir şekilde bu cemaatler tarafından belirleniyor.

İstihdam alanında hiçbir adım atılmıyor. Şehrin en önemli istihdam alanlarından bir tanesi olan şeker fabrikası Albayrak AŞ’ye peşkeş çekildi ve oradan ciddi anlamda yok pahasına satıldı. Yapılan yatırım olarak da cezaevi dışında hiçbir şey yapılmadı, 9 tane cezaevi yapılmış Erzurum’a. Ve aynı zamanda üniversitede 70 bin öğrenci var, barınma, beslenme ve ulaşımla ilgili çok ciddi sorunları var, bu sorunların giderilmemesiyle ilgili çok ciddi anlamda sıkıntıyla karşı karşıya bu öğrenciler.

Ve Erzurum’da gerçekten çok ciddi anlamda ayrımcılığın tetiklenmesi, özellikle Kürt ve Alevi kesime karşı yöneticilerin ayrımcılık sözü, söylemleri mevcut, bu açıdan da çok ciddi sorun var.

Iğdır ilimizle ilgili de çok ciddi sorunlar var. Iğdır, gerçekten jeopolitik ve coğrafik olarak çok önemli bir konumda, 3 ülkeyle sınırı var, Ermenistan sınır kapısı kapalı, İran’la olan sınır kapısı kapalı, Nahçıvan’la olan sınır kapısı tek açık, o da üç beş azınlığın elinde, maalesef ticaret bu şekilde resmen engelleniyor.

Hava kirliliği konusunda Iğdır Avrupa’nın 1’inci en kötü kirli havasına sahip ili olarak tarihe geçti. İktidarın yanlış politikaları, iktidarın özellikle altyapı çalışmalarıyla ilgili -yürütüldüğü zaman- yanlış politikaları çok ciddi anlamda hava kirliliğine sebep oldu. Özellikle HDP belediyeciliği döneminde alınan hibeler bugün AKP yandaşlarına, AKP yandaşı olan firmalara peşkeş çekiliyor ve onlar da Iğdır’ı, Iğdır halkını toza, toprağa, çamura resmen gömmüş durumdalar.

Kayyumla halkın iradesi gasbedildi ve halkın kaynakları âdeta talanvari bir şekilde orada AKP yandaşlarına peşkeş çekiliyor.

Sağlık alanında çok ciddi sorunu var Iğdır’ın. Hastane ve doktor sayısı çok ciddi anlamda sıkıntılı. Branş doktorlarına ulaşmak neredeyse imkânsız. Mesela, KBB doktoru Iğdır’da yok.

İşsizlik, yoksulluk, istihdam konusunda hem Erzurum hem Iğdır çok ciddi anlamda sıkıntı yaşamakta.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayalım lütfen.

HABİP EKSİK (Devamla) – Teşekkürler Sayın Başkan.

İşsizlik ve yoksulluk nedeniyle Iğdır’daki gençler ya metropollere ya da Avrupa’ya göç etmek zorunda kalıyorlar.

Torpil, yolsuzluk, usulsüzlük resmen Iğdır’da alenileşmiş, normalleşmiş, AKP’nin idarecileri tarafından maalesef normal bir hâle gelmiş; alenileştiği hâlde bu konuyla ilgili, yolsuzluklarla ilgili, usulsüzlüklerle ilgili bir soruşturma dahi açılmıyor.

Hayvancılık bitme noktasına gelmiştir çünkü yayla yasakları insanları resmen canından bezdirmiştir.

Ağrı Dağı gibi önemli bir değer var olmasına rağmen, ki Erzurum’da da Palandöken Dağı kayak için çok uygun olmasına rağmen, turistik açıdan değerlendirilmediğini görmekteyiz.

Iğdır tarım alanı olmasına rağmen maalesef desteklemeler belli kesimlere aktarılıyor, ciddi anlamda da yandaşa aktarılıyor, tarım bitme noktasına gelmiştir. Zaten Aras Nehri’nin üzerindeki, Karakurt bölgesindeki HES Iğdır’da tarımı resmen bitirme noktasına getirmiştir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Eksik.

HABİP EKSİK (Devamla) – Uçak, otobüs gibi ulaşım araçlarının bilet fiyatları da had safhaya ulaşmış.

Iğdır’a çevre yolu ve demir yoluyla ilgili verilen sözler de maalesef tutulmadı.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Teşekkürler. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Gündem dışı ikinci söz, Batman’ın il oluşunun 32’nci yılı münasebetiyle söz isteyen Batman Milletvekili Sayın Ziver Özdemir’e aittir.

Buyurun Sayın Özdemir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

2.- Batman Milletvekili Ziver Özdemir’in, Batman’ın il oluşunun 32’nci yılına ilişkin gündem dışı konuşması

ZİVER ÖZDEMİR (Batman) – Teşekkür ediyorum Değerli Başkanım.

Değerli milletvekilleri, Batman'ımızın il oluşunun 32’nci yıl dönümü münasebetiyle gündem dışı söz almış bulunuyorum. Konuşmamın başında, Genel Kurulu ve ekranları başında bizi takip eden vatandaşlarımızı sevgiyle saygıyla selamlıyorum.

Ayrıca, bu sezon 3. Lig’de şampiyon olan Batman Petrolspor'umuzu da tebrik ediyor, 2. Lig’de başarılar diliyorum.

1940 yılında Raman Dağı’nda petrol bulunmasıyla beraber çehresi değişmeye başlayan Batman “İluh” adlı bir köy iken 1937 yılında bucak, 1957 yılında ilçe, 16 Mayıs 1990 tarihinde ise Türkiye'nin 72’nci ili olarak kayıtlara geçmiştir.

Bu yıl, il oluşumuzun 32’nci yıl dönümünü kutladığımız Batman, çok kısa zamanda büyük bir gelişim göstererek yaklaşık 600 bin nüfusuyla nüfus bakımından Türkiye'nin 34’üncü ili durumundadır. Batman ve ilçeleri, on iki bin yıllık tarihî geçmişinde birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, hoşgörülü ve misafirperver insanların yaşadığı, gelenek ve modernitenin bir arada sentezlendiği kozmopolit bir şehir durumunda. Dicle Nehri'nin hayat verdiği topraklarda, her biri farklı doğal güzelliklere sahip olan Beşiri, Gercüş, Hasankeyf, Kozluk ve Sason ilçelerimizle beraber, Gresira, Kaniyexenê, Aviskê, Habizbini/Aynkaf ve Yücebağ (Cacas) beldelerimizle Batman, her geçen gün büyükşehir olma yolunda emin adımlarla yoluna devam etmektedir.

AK PARTİ hükûmetleri döneminde, sosyal, kültürel, ekonomik ve eğitim alanlarında yapılan yatırımlarla beraber Batman büyük bir değişim ve dönüşüm süreci yaşamıştır. Son on yılda Batman’a yeni hastaneler, okullar, kütüphaneler, stadyumlar, kapalı spor salonları, olimpik yüzme havuzları, atletizm pistleri, havalimanı, köprüler, köprülü kavşaklar, bölünmüş yollar ve birçok yatırım yapılarak ilimizin çehresi değişmiş, Batmanlı hemşehrilerimin hayat kalitesi de artırılmıştır.

AK PARTİ’yle beraber Batman’da ulaşım ağının gelişmesiyle organize sanayi bölgelerinin tesis edilmesi, tarım sektörünün yanında sanayi ve hizmet sektörünün de gelişmesini sağlamış ve yeni istihdam alanları da oluşturulmuştur. Hâlihazırda Batman’da sadece tekstil sektöründe yaklaşık 40 bin insanımız çalışmaktadır ve bunların çoğu da daha öncesinde göç ederek büyükşehirlerde yaşayan Batmanlı hemşehrilerimizdir; onlar geri dönerek Batman’da tekstil sektöründe hizmet vermeye devam etmektedirler. Bunun yanında, ikinci organize sanayi bölgesiyle tarıma dayalı ihtisas -hayvancılık- OSB’nin altyapı süreçlerine devam ediyoruz ve bu OSB’lerde de şu anda yoğun talep bulunmaktadır.

TPAO, TÜPRAŞ ve BOTAŞ gibi Türkiye’nin güzide kuruluşlarına bağrını açan ve kuruluşlarla bütünleşen Batman, genç, dinamik ve çalışkan nüfusuyla her geçen gün Türkiye ekonomisine daha fazla katkı sunmaktadır. Genç bir şehir olan Batman’ımız, yer altında petrolüyle, yer üstünde ise genç ve girişimci insan gücüyle Türkiye’nin enerjisi olmaya aday bir şehir olarak devam ediyor.

Türkiye’de yaşayan herkesi Batman’a özellikle davet etmek istiyorum. Sason’daki Mereto ve Helkıs Dağlarını ve yaylalarını görmeye, coğrafi işaret olarak da Sason çileğini ve Gercüş’e özgü mezrone üzümünü tatmaya, Kozluk’ta Hezo Kalesi ile biri üç yüz, biri de beş yüz yıllık olan İbrahim Bey ve Hıdır Bey Camilerini ve tarihî eserlerini görmeye, Beşiri’de Mor Kiryakus Manastırı’nı ziyaret ederek tarihe tanıklık etmeye ve kültür varlıklarıyla, müze-arkeopark alanıyla âdeta açık hava müzesine dönüşen Hasankeyf’i gezmeye davet ediyorum.

Bu vesileyle, Batman’ımızın il oluşunun 32’nci yılını tebrik ediyor, Batmanlı hemşehrilerime mutlu, huzurlu ve refah içerisinde geçirecekleri yarınlar diliyorum.

Değerli Başkanımı ve Değerli Genel Kurulu da saygıyla selamlıyorum.

Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Gündem dışı üçüncü söz, Kırklareli’nin sorunları hakkında söz isteyen Kırklareli Milletvekili Sayın Türabi Kayan’a aittir.

Buyurun Sayın Kayan. (CHP sıralarından alkışlar)

3.- Kırklareli Milletvekili Türabi Kayan’ın, Kırklareli’nin sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması

TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) – Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kırklareli’nin sorunları, Trakya’nın sorunları hakkında söz almış bulunuyorum. Hepinize saygılar sunuyorum.

Değerli arkadaşlar, Trakya bir çiftçi bölgesi. Bu çiftçi bölgesinin verimli toprakları var. Bu verimli toprakları bir taraftan sanayi kuruluşlarıyla biz yok ederken bir taraftan bu sanayi kuruluşlarına sürekli olarak hizmet edecek olan yolları da yok ederken, şehirleri büyütürken şehirlerin aldığı alanları da yok ederken maalesef ve maalesef Türkiye’de iktidar bu arada çiftçiyi de yok etmeye karar vermiş değerli arkadaşlar. Öyle karar vermiş ki çiftçi bugün ektiğinin karşılığını alamıyor, o nedenle de çiftçi tarımı bıraktı.

Değerli arkadaşlar, bugün, 35 milyon dekar yani 3,5 milyon hektar arazi terk edilmiş vaziyette, hiçbir işlem yapılmıyor. Bir taraftan da Cumhurbaşkanı diyor ki: “1 metrekare boş alan bırakmayacaksınız.” Bırakmayacaksınız da para kazanmazsa ne yapacak bu adam? Zarar etmek için mi bu işe girişecek?

Değerli arkadaşlar, şimdi, size kısaca bir maliyet sunacağım. Şimdi, bakın, elimdeki çizelgenin bütün hepsini yeni fiyatlarla hazırladım. Buğdayın dekar başına maliyeti: 20 kilogram 20-20 gübre 10 liradan 200 lira, 25 kilogram tohum 8 liradan 200 lira, 30 kilogram üre 14 liradan 420 lira, 25 kilogram nitrat 8 liradan 200 lira, biçim ücreti 100 lira, 8 litre mazot 25 liradan 200 lira, ilaç 80 lira, kira 450 lira; 1 dekara çiftçinin toplam maliyeti 1.850 lira. Sevgili arkadaşlar, 1 dekara Türkiye ortalaması 300 kilogram buğdaydır. Buğdayın kilogramı bugün ortalama 5 liradır, 300 kilogramı 5 lirayla çarptığınız zaman 1.500 lira para kazanıyor çiftçi ama 1.850 lira masraf ediyor. Bu masrafı eylül ayından bu yana sürekli olarak yapıyor, bugüne kadar dekar başına 350 lira zararı var. Nasıl yapsın bu arkadaş bu çiftçiliği? Birisi bana izah etsin değerli arkadaşlar, mümkinâtı yok bunun. Onun için Türkiye sürekli olarak dışarıdan hububat ithal etmek zorunda kalıyor. Ayçiçeğinde durum aynı, pancarda aynı, pamukta aynı.

Değerli arkadaşlar, tekstil ülkesiyiz, dünyanın en büyük tekstil üreticilerinden biri ülkemiz. Biz pamuğu dışarıdan alıyoruz. Ülkemizin topraklarının 35 milyon dönümü boş kalıyor. Bu nasıl hesaptır? Bu hesabı bilen varsa bana bir anlatsın, biz de öğrenelim değerli arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar)

Sütçülüğe gelince... Değerli arkadaşlar, 1 ineğin normalde bir günlük verimi 20 litre süttür. 20 litre süt için, 10 kilogram süt yemi 6,5 liradan 65 lira, arpanın 2 kilogramı 5 liradan 10 lira, silajın 20 kilogramı 2 liradan 40 lira, yoncanın 2 kilogramı 3 liradan 6 lira, samanın 2 kilogramı 1 liradan 2 lira, işçilik 9 lira, elektrik 2 lira, su 50 kuruş, mazot 2,5 lira. Şimdi, değerli arkadaşlar, 20 litre süt için harcanan para 136 lira. Peki, süt kaç para? 6,5 lira. 20 litre süt ne yapıyor? 130 lira. 20 litre sütte 6 lira zararı var çiftçimizin. Şimdi, ne yapıyor çiftçimiz? Değerli arkadaşlar, çiftçimiz ineğini satıyor, hem de dişi ineğini satıyor, doğuracak ineğini satıyor.

Şimdi, şu anda et problemi gözükmüyor Türkiye’nin. Neden biliyor musunuz? Çünkü doğuracak hayvanlarını satıyorlar. Doğuracak hayvanlar bittiği zaman dana da kalmayacak. Bu sefer tekrar dışarıya mahkûm olacaksınız, Türkiye dışarıya mahkûm olacak. Dışarıda kaç para olacak etin kilosu? Onları artık siz düşünün değerli arkadaşlar. Türkiye’nin çiftçisi, Türkiye’nin üreticisi bu hâlde.

Şimdi, değerli arkadaşlar, biz yıllardan bu yana ne diyoruz? Değerli arkadaşlar, çiftçilik stratejik bir uğraştır, stratejik bir konudur. Siz makine almazsanız, makineniz çalışmazsa bir şekilde yaşamınızı idare edebilirsiniz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

TÜRABİ KAYAN (Devamla) – Sayın Başkan, rica ediyorum…

BAŞKAN – Tamamlayalım lütfen.

TÜRABİ KAYAN (Devamla) – Makineniz yoksa idare edebilirsiniz, eski elbiselerinizle geçinebilirsiniz ama üretmezseniz gıdanızı, yarın aç kalırsınız. Onun için stratejik bir önemdir çiftçilik, tarım; onun için yıllardan beri “Yanlış bir politika yürütülüyor tarımda!” diye biz buradan bas bas bağırıyoruz değerli arkadaşlar.

Şimdi, 5’li çeteye gelince para var, Londra bankerlerine gelince para var.

AHMET AKIN (Balıkesir) – Çiftçiye yok!

TÜRABİ KAYAN (Devamla) – Yirmi yılda 1,65 trilyon dolar para harcadınız, çiftçiyi batırdınız ama bu bahsettiğim bankerler, bu bahsettiğim müteahhitler ceplerine para dolduruyorlar. Türkiye, siz ele aldığınız zaman ülkeyi, 16’ncı sıradaydı dünyanın gelişmiş ekonomilerinde, şimdi 23’üncü sıraya düşürdünüz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

TÜRABİ KAYAN (Devamla) – Bu bahsettiğim yandaşlarınız ceplerini doldurdular, zenginliklerine zenginlik kattılar ama Türkiye fakirleştikçe fakirleşti, fakirleştikçe fakirleşti; sizlere armağan olsun bu, utanın! (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Kayan.

Sayın milletvekilleri, şimdi, sisteme giren ilk 20 milletvekiline yerlerinden birer dakika söz vereceğim.

İlk söz Sayın Çelebi’nin.

Buyurun.

V.- AÇIKLAMALAR

1.- İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi’nin, itfaiyecilerin problemlerine ilişkin açıklaması

MEHMET ALİ ÇELEBİ (İzmir) – Teşekkürler Sayın Başkan.

İtfaiyecilerimiz bize kırgın; çözülmesi gereken problemleri şunlardır:

1) 657 sayılı Kanun’un 36’ncı maddesinde değişiklik yapılarak “itfaiye hizmetleri” sınıfı oluşturulmalıdır.

2) İtfaiye hizmetlerinin yürütülmesine ilişkin bir kanun çıkarılmalıdır.

3) Görevi başında hayatını kaybeden itfaiyeciler şehit sayılmalı, kalıcı şekilde yaralananlar için gazilik hakkı verilmelidir.

4) İtfaiyeciler için özel sağlık ve güvenlik mevzuatı çıkarılmalıdır.

5) İtfaiye vardiya sistemi değişmeli, üçten dört vardiyaya çıkılmalıdır.

6) Fiilî hizmet süresi zammı altmış gündür ve sadece yangınlarda geçirdiği mesai süresi dikkate alınmaktadır, bu haksızlık giderilmelidir.

7) Meslek eğitimi için ulusal itfaiye akademisi kurulmalıdır.

8) İtfaiye kurumu içinde branşlaşma sağlanmalıdır diyorum, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – Sayın Aydın…

2.- Bursa Milletvekili Erkan Aydın’ın, Bursa’nın Osmangazi ve Büyükorhan ilçelerindeki sulama sorununa ilişkin açıklaması

ERKAN AYDIN (Bursa) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Hafta içi, Osmangazi ilçesinde Sulama Kooperatifi Başkanı ve ova köylerimizin muhtarlarıyla birlikteydik. Orada büyük bir sorun var; köylünün, üreticinin sulama motorları, sulama boruları, telleri ve oradaki ürünleri birer birer çalınıyor. Defalarca yerel yöneticilere, belediye başkanlarına gitmelerine rağmen hiçbir çözüm üretilememiş. Bursa’nın en değerli arazileri, en verimli toprakları ancak hiçbir çözüm üretilemiyor ve hızla üretimden kopuluyor. Yine, aynı şekilde Büyükorhan ilçemizde de aynı sorun var; orada da Cuma Barajı’nın sulama motorlarının telleri çalındığı ve bu sorun da giderilmediği için köylünün mahsulü şu anda tarlada kurumakla yüz yüze.

Burada tarımı konuşuyoruz, ithalatı konuşuyoruz ancak kendi üreticimizin sorunlarına bir türlü çözüm bulamıyoruz. Buradan, yetkililere sesleniyorum: Bir an önce bu çalınma sorununu çözün ve köylü üretmeye devam etsin.

BAŞKAN – Sayın Akın…

3.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Akın’ın, fırsatçıların Balıkesir kuzusunu istismar ettiğine ilişkin açıklaması

AHMET AKIN (Balıkesir) – Sayın Başkanım, teşekkürler.

Balıkesir, tarım ve hayvancılığın başkentidir ve bununla birlikte Türkiye'nin dört bir yanında da Balıkesir kuzusu bir markadır ve tescillidir. Balıkesirli besicilerimiz, büyük bir emekle, yüksek maliyetlerle, ekmeğini kazanmak için, bu ekonomik buhranda, yaşanan gıda krizinde büyük bir mücadele verirken, fırsatçılar coğrafyamızın markasını istismar ediyorlar. AK PARTİ iktidarının yarattığı hayat pahalılığını fırsat bilip yükselen et fiyatları karşısında başka bölgelerden hayvan getirip sonra buradan başka bölgelere Balıkesir kuzusu olmadığı hâlde Balıkesir kuzusu diye gönderenler haksız kazanç elde ediyorlar.

Balıkesirli hemşehrilerim adına, Tarım ve Hayvancılık Bakanını, “Fırsatçılık yapanlardan hesap soracağız.” diye açıklamalar yapan AK PARTİ iktidarını acilen göreve davet ediyorum.

Bitirdiniz kuzuları ya!

BAŞKAN – Sayın Özkan…

4.- Mersin Milletvekili Hacı Özkan’ın, 15-21 Mayıs Aile Haftası’na ilişkin açıklaması

HACI ÖZKAN (Mersin) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Muhabbetin, sevginin, hoşgörünün ilk öğrenildiği yer olan aile, sağlıklı bireylerin, mutlu ve güçlü toplum idealinin en büyük dayanağıdır. Biz, aileyi toplumun nüvesi, kilit taşı, mayası olarak gören bir medeniyetin mensuplarıyız; zamana ve ihtiyaçlara göre değişim gösterse de aile kurumunu güçlendirmek ve korumak önceliğimizdir. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde “güçlü aile, toplum” anlayışıyla evlat sahibi olan çiftlerimizi ve aile kurma yolundaki gençlerimizi her zaman destekledik, engelli bireyleri olan ailelerimizin yanında olduk, şehit ve gazi ailelerimizle hep gönül gönüle durduk.

Bu vesileyle 15-21 Mayıs Aile Haftamızı tebrik ediyor, tüm ailelerimize sağlıklı ve huzurlu bir ömür diliyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – Sayın Yılmaz…

5.- Mersin Milletvekili Zeynep Gül Yılmaz’ın, Mersin’e kazandırılan gençlik yatırımlarına ilişkin açıklaması

ZEYNEP GÜL YILMAZ (Mersin) – AK PARTi hükûmetleri olarak “Gençlik, geleceğin tohumudur.” şiarıyla gençlerine sahip çıkan, değer veren ve onlar için yatırım yapan bir politika izliyoruz. Bu kapsamda, Mersin’imize kazandırdığımız gençlik yatırımlarımız da hızla devam ediyor. Mut Gençlik Merkezi’mizden sonra, proje aşamasında bulunan Yenişehir, Akdeniz, Toroslar ve Tarsus Gençlik Merkezlerimiz ile yatırım programına alınan ve ödenekleri gelen Anamur, Gülnar, Erdemli, Silifke Gençlik Merkezlerimiz ve Silifke Spor Salonu’muzun yapımına başlanıyor. Bu yatırımlar en kısa sürede tamamlanarak gençlerimizin hizmetine sunulacaktır. Bozyazı ve Aydıncık ilçelerimize yapılacak gençlik merkezlerimiz için de çalışmalarımız sürüyor. Böylelikle, Mersin’imizde gençlik merkezi olmayan ilçemiz kalmayacak.

Bu değerli yatırımlar için Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile Gençlik ve Spor Bakanımıza teşekkürlerimi sunuyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – Sayın Taşkın…

6.- Mersin Milletvekili Ali Cumhur Taşkın’ın, Rize-Artvin Havalimanı’nın açılışına ve Çukurova Bölgesel Havalimanı’nın bu yıl içerisinde açılacağına ilişkin açıklaması

ALİ CUMHUR TAŞKIN (Mersin) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Dünyada sadece 5 tane olan ve bunların 2’si de Türkiye'de bulunan ve denize dolgu yapılarak inşa edilen havalimanlarından Rize-Artvin Havalimanı’nın açılışına hafta sonu şahitlik ettik. Açılışının Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın Aliyev’in gerçekleştirdiği Türkiye'nin 57’nci havalimanı Rize-Artvin Havalimanı’nın ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum.

AK PARTİ olarak, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın güçlü liderliğinde yürüttüğümüz eser ve hizmet siyasetimizin bir neticesi olarak büyük ve güçlü Türkiye'yi inşa etmeye devam ediyoruz.

Seçim bölgem Mersin Tarsus’ta yapımı hızla devam eden, bittiğinde Mersin ve Adana başta olmak üzere, çevre illere büyük katkı sağlayacak Çukurova Bölgesel Havalimanı’nın açılışını inşallah bu yıl içeresinde Türkiye'nin 58’inci havalimanı olarak hep birlikte gerçekleştireceğiz diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – Sayın Barut…

7.- Adana Milletvekili Ayhan Barut’un, çiftçilerin sorunlarına ilişkin açıklaması

AYHAN BARUT (Adana) – Sayın Başkan, AKP iktidarı, asla ürettirmiyor, üreteni de cezalandırmayı görev biliyor; anlaşılan üretime karşı bir alerjileri var. Nedir bunların çiftçiye, ülke tarımına garazı? Son bir yılda gübre 3 kat arttı, mazot fiyatları fırladı, ülke tarımı için, çiftçilerimiz açısından, cumhuriyet tarihinin rekorlarını kırdılar ama tersinden oldu; 2002 yılında tarımda çalışan kişi sayısı 7,5 milyondu şimdi 4,5 milyona düştü. Çünkü üreten kazanamıyor, hemen tarımdan uzaklaşıyor, borç batağına batan çiftçi çare arıyor ama sesini duyan yok. Bu sene gübre atamayan çiftçi, buğdayını hasat edecek ama ortada ürün yok. Zaten gübresiz ekmişti, üstüne don vurdu, çiftçi ilk kez buğdayını silaj olarak biçmek zorunda kaldı. Hasat başlıyor, taban fiyat 7,5 liradan aşağı olmamalıdır ama henüz fiyat açıklanmadı.

Yönetemiyorlar, hesaplarını sandıkta verecekler.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Sayın İlhan...

8.- Kırşehir Milletvekili Metin İlhan’ın, Kırşehir’e yapılan kamu yatırımlarının yetersizliğine ilişkin açıklaması

METİN İLHAN (Kırşehir) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Yirmi yıllık AKP iktidarı boyunca Kırşehir’in çevre illere göre kamu yatırımlarından yararlanma düzeyi ne yazık ki oldukça düşük olmuştur. İl Özel İdaresinin, Sağlık Bakanlığının, diğer kamu kurum ve kuruluşlarının “web” sitelerine bakarsanız, Kırşehir için mevcut planlanan veya devam eden kamu yatırımlarının hiç de bitecek gibi görünmediğine tanık olacaksınız.

Buradan tüm milletvekillerine ve tüm Türkiye'ye açıklamak istiyorum: Kırşehir'in çevre yolu yok, çok ihtiyaç olmasına rağmen ikinci bir hastanesi yok, yeni bir şehir stadı veya kapalı spor salonu yok, tren yolu yok, otoyolu yok, kamu hizmetlerinin bir arada olduğu bir hükûmet binası bile yok yani bir şehirde olması gereken temel devlet yatırımları maalesef yok. Kırşehir, Türkiye'nin kalbinde kaderine terk edilmiş bir Anadolu şehri olarak durmaktadır ama Kırşehirliler müsterih olsunlar, iktidarımızda bu sorunları kesinlikle çözeceğiz diyorum, Genel kurulu saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN - Sayın Arık…

9.- Kayseri Milletvekili Çetin Arık’ın, Akin Mahallesi’nin yol sorununa ilişkin açıklaması

ÇETİN ARIK (Kayseri) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Şehir merkezine sadece 16 kilometre mesafedeki Akin Mahallesi sakinleri, yıllardır yapılamayan yolları yüzünden isyan etti. Seslerini duymayanlara seslerini duyurmak isteyen mahalle sakinleri, traktörleriyle ve kamyonlarıyla yolu kapatarak eylem yaptı. Halkın yaşadığı sorunlardan bihaber, halkından kopuk milletvekillerine, çocuklarına, gelinlerine, damatlarına, bürokratlarına belediyenin ballı arsalarını parsel parsel yok pahasına dağıtan belediye başkanlarına milletin Meclisinden Muhtarımız Sayın Ethem Arslan'ın feryadını bir kez daha dile getiriyorum: “Muhtar oldum olalı üç senedir uğraşıyorum; dilekçeler verdik, gereken yerlere çıktık. Bir türlü cevap gelmedi.”

Sayın Muhtarım, kıymetli Akinli hemşehrilerim; üç değil otuz yıl da geçse bunlar sorunlarınızı çözemez; sabredin, en fazla bir yıl sonra sorunlarınızı biz çözeceğiz.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Sayın Bulut…

10.- Tokat Milletvekili Yücel Bulut’un, Tokat Havalimanı’na ilişkin açıklaması

YÜCEL BULUT (Tokat) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Tokat ilinde gerçekleşen, cumhuriyet tarihinin en büyük yatırımlarından biri olan Tokat Havalimanı’nın faaliyete geçmiş olması büyük bir memnuniyetle karşılanmıştır. Açıldığı andan itibaren İstanbul-Tokat uçuşlarının gerçekleştirildiği ve uçak seferlerinin tam doluluk kapasitesiyle gerçekleştiği Tokat Havalimanı’nda talep yoğunluğuna rağmen sefer sayılarının sınırlı tutulması ve ek seferlerin devreye sokulmaması nedeniyle hemşehrilerimizin önemli bir kısmı hâlen komşu illerin havalimanlarını kullanmak durumunda kalmaktadır. Bu durum, ciddi bir zaman kaybına ve yorgunluğa neden olmaktadır. Bu nedenle, özellikle İstanbul-Tokat sefer sayılarının artırılması ve saatlerinin daha işlevsel bir şeklide düzenlenmesi ve ayrıca, İzmir ile Antalya seferlerinin de aktarmasız bir şekilde haftada birkaç defa da olsa devreye girmesi bütün hemşehrilerimizin beklentisidir.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Sayın Çakır…

11.- Kocaeli Milletvekili Sami Çakır’ın, NATO’ya yeni üyelik taleplerine ve tartışmalarına ilişkin açıklaması

SAMİ ÇAKIR (Kocaeli) – Sayın Başkan, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlattığı savaş dünya dengelerini altüst etmiş, Amerika-Rusya çekişmesinin zirve yaptığı, içinde bulunduğumuz NATO ittifakını da direkt ilgilendiren yeni bir sürecin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu çerçevede, Finlandiya, İsveç ekseninde NATO’ya yeni üyelik talepleri ve tartışmaları son birkaç günün ana gündemi olmuştur.

Sayın Cumhurbaşkanımızın Yunanistan’ın NATO’nun askerî kanadına dönüşünde yapılan hatayı tekrarlamamaya dair yaklaşımı ve sözde “özgürlükler diyarı” bu ülkelerde terör yuvalanmalarına karşı aleni tepki koyması, ülke menfaatlerini gözetmenin, savunmanın yanında bir o kadar da ittifak üyelerine gerçeği hatırlatması son derece doğru olandı. Yarın ne olur bilemeyiz ama bu ülkenin başına bela olanların cirit attığı ülkelerin kendi konforları için, bir savaş tehlikesini yaşamamak adına çıkış arayışlarını makul görsek bile, beslediklerinin ve desteklediklerinin ülkemize yaşattıklarını görmemizi engellememeli diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – Sayın Tutdere...

12.- Adıyaman Milletvekili Abdurrahman Tutdere’nin, Adıyaman Çelikhan’da yer alan Askerhan köy halkının yaşadığı mağduriyete ilişkin açıklaması

ABDURRAHMAN TUTDERE (Adıyaman) – Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; sizlere Çelikhan ilçemizin Askerhan köyünde yaşayan çocukların, kadınların, annelerin, 80 yaşındaki Abdullah amca başta olmak üzere yaşlıların, kısacası köy halkının yaşadığı bir mağduriyeti aktarmak istiyorum: Askerhan köyümüzde içme suyu yok. Köy, karlı dağlarla, derelerle, pınarlarla çevrili ancak içmeye suyu yok; hizmet yok çünkü ortada iktidar yok. 2022 Türkiyesinde, AKP iktidarının 20’nci yılında, bu köyümüzde çocuklar içmeye su bulamıyor, temel insan hakkı olan temiz içme suyuna erişim hakkından halk yararlanamıyor, bu hak iktidar tarafından açıkça ihlal ediliyor. Köy halkı bu sorunun acilen çözülmesini, verilen sözlerin tutulmasını istiyor. İçme suyunun bulunmaması Adıyaman için ayıptır, halk için zulümdür. Cumhurbaşkanını, AKP iktidarını, Adıyaman Valiliğini ve Çelikhan Kaymakamlığını buradan göreve davet ediyorum.

BAŞKAN – Sayın Arkaz...

13.- İstanbul Milletvekili Hayati Arkaz’ın, Silivri-Çatalca-Arnavutköy hattındaki silo ihtiyacına ve geçtiğimiz hafta şehit olan polis ve askerlere Allah’tan rahmet dilediğine ilişkin açıklaması

HAYATİ ARKAZ (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Seçim bölgem İstanbul’un tarım arazilerini oluşturan ve İstanbul’un tarımsal üretim merkezi olan Silivri-Çatalca-Arnavutköy hattında vatandaşlarımız, ürünlerinin toplanması için daha fazla silo ihtiyacı olduğunu belirtiyorlar. Konuyla alakalı yetkililerin gereken tedbiri almalarını, çiftçilerimizin desteklenmelerini bekliyorum; emeği geçenlere şimdiden teşekkür ediyorum.

Ayrıca, geçtiğimiz hafta, kaza sonucu şehit olan Polis Memuru Hüseyin Duman'a, Gaziantep’te sınır karakoluna yapılan saldırıda şehit olan Piyade Er Oktay Salar'a ve Pençe-Kilit Harekâtı bölgesinde şehit olan Sözleşmeli Er Selman Güler’e Allah’tan rahmet, ailelerine ve kahraman silah arkadaşlarına başsağlığı diliyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – Sayın Gergerlioğlu…

14.- Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun, İnsan Hakları Derneği Hakkâri Şube Eş Başkanı Avukat Yusuf Çobanoğlu’na telefonla ölüm tehditleri yağdırıldığına ilişkin açıklaması

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

İnsan hakları savunucularına yönelik ölüm tehditleri kabul edilemez. İnsan Hakları Derneği Hakkâri Şube Eş Başkanı Avukat Yusuf Çobanoğlu’na gizli bir numaradan teşkilat adına aranarak ölüm tehditleri yağdırılmıştır. Kolluk güçlerinin en çok yaşam hakkı ihlaline neden olduğu bir ildir Hakkâri; böylesi bir ilde hak savunuculuğundan dolayı ölüm tehdidi almak son derece önemlidir. Binlerce faili meçhule, kayba, kaçırılmaya imza atanlar için utançtan başka bir şey kalmamıştır.

Hakkâri Valiliği ve İçişleri Bakanlığına soruyorum: Telefon edip ölüm tehditleri yağdıranlar kimlerdir? İnsan hakları savunucuları yalnız değildir diyorum, İçişleri Bakanlığını göreve davet ediyorum, bu ölüm tehditlerine karşı gereken tedbirlerin alınması gerektiğini söylüyorum.

BAŞKAN – Sayın Kenanoğlu…

15.- İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu’nun, Filistinli Gazeteci Şirin Ebu Akile ile barış grubu üyesi ve Dersim Alevilik Akademisi kurucusu Aysel Doğan’ın cenazesine düzenlenen saldırılara ilişkin açıklaması

ALİ KENANOĞLU (İstanbul) – Sayın Başkan, geçen hafta, dünyada kamuoyu vicdanını yaralayan 2 cenaze ve bu cenazelere yönelik saldırı söz konusu oldu. Birincisi, Filistinli gazeteci Şirin Ebu Akile’nin cenaze törenine İsrail güçleri tarafından saldırı, diğeri de kendi ülkemizde Aysel Doğan’ın yani barış grubu üyesi ve Dersim Alevilik Akademisi kurucusu Aysel Doğan’ın cenazesine saldırı düzenlenmesi. İnancına ve vasiyetine göre evinin önünden uğurlanmak istiyordu, bu engellendi. Tabii, havuz medyasının gazetelerinden Yeni Şafak, İsrail’deki saldırıyla ilgili olarak şöyle haber veriyor, diyor ki: “İsrail’de -cenazeye saldırıya yönelik- saldırıyı gerçekleştiren polislere soruşturma açılmıştır. İsrail Hükûmeti ‘Bu olaydan da ders çıkaracağız.’ demiştir.” Peki, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetinin Bakanları ve kolluk kuvvetleri bu konuda bir özür dileyecek midir?

BAŞKAN – Sayın Ceylan…

16.- Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylan’ın, trafik sigortası tavan primine gelen zamma ilişkin açıklaması

ÖZGÜR CEYLAN (Çanakkale) – Sayın Başkan, gün geçmiyor ki vatandaşı canından bezdiren zam üstüne zam açıklamalarına bir yenisi eklenmesin. Akaryakıt zamları zaten otomatiğe bağlandı; elektrik, doğal gaz ve köprü geçişi ücretlerine arka arkaya gelen zamlar içme suyunu dahi ulaşılır olmaktan çıkardı. Daha 1 Şubat 2022 tarihi itibarıyla trafik sigortası tavan priminde yüzde 20 artış yapan iktidar, bununla yetinmeyerek bugün yayımlanan Resmî Gazete’yle bir zam daha duyurdu; 1 Hazirandan itibaren geçerli olmak üzere uygulanacak azami primler, 2022 yılı Mayıs ayında uygulanan azami primlere yüzde 25 daha eklenerek yani zamlı olarak tahsil edilecek. Taksiciler, servisçiler, otobüsçüler can çekişirken, araç sahipleri arabasının, çiftçi traktörünün deposunu dolduramazken, vatandaş kontak çeviremez hâle gelmişken yapılan bu zam, zulüm değil de nedir?

BAŞKAN – Sayın Şeker…

17.- Kocaeli Milletvekili İlyas Şeker’in, köy okullarına ilişkin açıklaması

İLYAS ŞEKER (Kocaeli) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, 1989 yılında köylerdeki ilkokulların kapatılmasıyla köyler, tarım yapılamayan, meyveleri dalında çürüyen, gençlerin kalmadığı, yaşlıların yaşadığı, sahipsiz görünümlü yerleşim yerlerine dönüştü. Bunun en önemli sebebi ise 1989 yılında Kırıkkale ve Kocaeli’de pilot olarak başlanan, 1991 yılında da tüm ülkede uygulamaya konulan taşımalı eğitimdi. Bu yanlıştan dönmek için, köyleri eski canlılığına ve üretkenliğine kavuşturmak için gençlerin köyde yaşamasını teşvik edici adımlar atılıyor. İşte bu adımların en önemlisini Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Millî Eğitim Bakanlığı attı, köy okullarını yeniden açıyor. Önce ana sınıfları, şimdi de öğrenci sayısına bakılmaksınız ilkokullar açılmaya başlanıyor. Başta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, Millî Eğitim Bakanına ve ekibine teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.

BAŞKAN – Sayın Işık…

18.- Van Milletvekili Muazzez Orhan Işık’ın, Van Büyükşehir Belediyesindeki taşeron işçilerin mağduriyetine ilişkin açıklaması

MUAZZEZ ORHAN IŞIK (Van) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Türkiye’de son yıllarda, mahkemelerce alınan kararların idare tarafından ya uygulanmadığı ya da geciktirildiği yönünde, çok ciddi hak kayıplarına yol açan vakalar yaşanmaktadır. Van Büyükşehir Belediyesinde hizmet alımı, taşeron statüsünde çalışırken 696 sayılı KHK’yle kadroya geçme hakkı tanınan ve başvuru kriterlerini yerine getiren 306 işçi hak ettikleri hâlde kayyum tarafından ısrarla işe alınmamaktadır. İşçiler bu hukuksuzluk karşısında 4 defa mahkemeye gitmiş, mahkemeyi kazanmış ama Van kayyumu hukuksuzlukta ısrar etmekte, mahkeme kararlarını uygulamamaktadır. İstinaf sürecinde de işçiler mahkeme tarafından haklı bulunmuştur. 2018 yılında, tüm ülke genelindeki işçiler gibi işlerine başlamaları gereken 306 işçi hâlâ keyfî bir uygulamayla hak ettikleri işe alınmamaktadır. 696 sayılı KHK ve mahkeme kararı gereği hakları verilmeli, işçiler, belediyedeki işlerine derhâl alınmalıdır.

BAŞKAN – Sayın Gürer…

19.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in, Niğde ilinde sulama suyu ve hayvan sulama göletlerinin yapımını bekleyen köy ve kasabalara ilişkin açıklaması

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) – Teşekkürler Başkan.

Niğde ilinde sulama suyu ve hayvan sulama göletleri yapımı bekleyen köy ve kasabalar vardır. Niğde merkez Bağlama kasabası, 12 bin küçükbaş hayvanın yararlanacağı Kirlendi mevkisi akarsuyunun olduğu yere gölet yapılması istenmektedir. Bir an önce gölet yapılmalıdır. Ulukışla İmrahor köyü ve Bor Halaç köyü gölet inşaatları yarım bırakılmıştır. Göletlerin yapılmasını köylüler beklemektedir. Bor Karanlıkdere köyü, Niğde Himmetli köyüne gölet sözü verilmesine rağmen göletleri yapılmamıştır. Gökbez, Tekneçukur, Beyağıl, Güney, Maden köyleri gölet beklemektedir. Darboğaz, Porsuk, Emirler, Handeresi göletleri; ne yazık ki, gölet var ama göletler yeterli değildir. Bu bağlamda, Niğde’de sulama suyuyla ilgili sorunların bir an önce çözülmesi gerekir; kuru tarım yapılmakta, çiftçiler bu anlamda kayba uğramaktadır. Göletlerin, inşaatları başlayanların bitirilmesi, yeni gölet inşaatlarının…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Kayışoğlu…

20.- Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu’nun, ülkemizde söylenebilen ve söylenemeyen şarkılara ilişkin açıklaması

NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) – Bu ülkede “…”(x) söyleyebiliyoruz, “…”(x) söyleyemiyoruz; bu kadar. (CHP, AK PARTİ ve HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Şarkılar da bizim, türküler de bizim.

Sayın milletvekilleri, sisteme giren Grup Başkan Vekillerimizin söz taleplerini karşılayacağım.

İlk söz, İYİ Parti Grup Başkan Vekili Sayın Müsavat Dervişoğlu’na aittir.

Buyurun Sayın Dervişoğlu.

21.- İzmir Milletvekili Dursun Müsavat Dervişoğlu’nun, Trabzonspor’un şampiyonluğunu tebrik ettiğine, Süper Lig’e yükselen Ankaragücü ve Ümraniyespor’u kutladığına, Meclis Koruma Daire Başkanlığında görevli Polis Memuru Erol Yıldız’ın vefatına, Zonguldak’taki Türkiye Taşkömürü Kurumuna bağlı maden ocağında meydana gelen kazanın 12’nci yıl dönümüne, Atatürk Havalimanı’nın millet bahçesine dönüştürülmesine, yargı bağımsızlığındaki tahribata ve fahiş zamlara ilişkin açıklaması

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) – Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.

2021-2022 yılı Spor Toto Süper Lig Ahmet Çalık Sezonu’nu şampiyon olarak tamamlayan Trabzonspor’u ve Trabzonspor camiasını taraftarlarıyla birlikte tebrik ediyor, önümüzdeki sene ülkemizi temsil edeceği Avrupa kupalarında üstün başarılar diliyorum. Ayrıca, 1. Lig’den Süper Lig’e yükselen Ankaragücü ve Ümraniyespor’u kutluyor, başarılarının devamını diliyorum.

Meclis Koruma Daire Başkanlığında görevli Polis Memuru Erol Yıldız kardeşimiz, geçirmiş olduğu elim bir trafik kazasında hayatını kaybetmiştir. Merhum kardeşimize Allah’tan rahmet diliyor, sevenlerine ve ailesine başsağlığı temennilerimi iletiyorum.

Bundan on iki yıl önce bugün, Zonguldak’taki Türkiye Taşkömürü Kurumuna bağlı maden ocağında meydana gelen patlamada göçük altında kalarak hayatlarını kaybeden 30 işçimize bir kez daha Cenab-ı Hakk’tan rahmet diliyorum. Maden ocaklarında meydana gelen kazaların tekrarlanmaması için İş Güvenliği Yasası tavizsiz uygulanmalı; iktidar, iş ve işçi güvenliğine dair alınacak tedbirleri ciddiyetle denetlemelidir.

Saygıdeğer milletvekilleri, Türk havacılık tarihinde önemli bir yere sahip olan Atatürk Havalimanı, 2 milyar 127 milyon liralık -eski parayla 2 katrilyon 127 trilyonluk- bir ihaleyle millet bahçesine dönüştürülecekmiş. Bu kapsamda iş makineleri yıkım için Atatürk Havalimanı’na girmiş. Herkesin bilmesini istiyorum, bu havalimanı cumhuriyetin bize miras bıraktığı bir millî servettir. AK PARTİ iktidarı, fabrikalar, limanlar ve işleyen devlet kurumlarından sonra şimdi de bu havalimanını gözden çıkararak cumhuriyet tarihinin tüm kazanımlarını yerle bir etme projesini devam ettirmektedir. Yıkım işleminin 19 Mayıs Haftası’na denk getirilmesi ise ziyadesiyle manidardır. Bunlar, Hükûmetin giderayak yaşadığı son çırpınışlardır. Bilinmesini isterim ki İYİ Partinin, millî değerlere kastı olan bu iktidarın yaptıklarını yanına bırakmak gibi bir niyeti yoktur.

Sayın milletvekilleri, demokrasilerin alametifarikası yargı bağımsızlığıdır. Yirmi yıldır ülkemizde yargı sistematik olarak siyasi iktidarın ajandası çerçevesinde tahrip edilmeye devam ediliyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun.

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Pınarhisar'dan Beştepe'ye giden yolda dün mağdur olanlar, bugün maalesef ve maatteessüf, mağrur ve zalim rolü oynamaktadırlar. Yargı, millet adına karar vermek ve adaletin tecellisini temin etmek yerine, iktidar partisinin plan ve programlarına göre siyaset kurumunu sindirme mekanizmasına dönüştürülmüştür. Dosyaların yıllarca buzdolabında saklandığı, yeri ve zamanı geldiğinde siyasetin bir aparatı hâline getirildiği bu yeni vesayetçi düzen İYİ Parti iktidarında son bulacaktır. Çünkü Türkiye'yi ileriye taşıyacak olan, üstünlerin hukukunu değil hukukun üstünlüğünü gözeten ve savunan bir siyasi iktidardır ve onun iradesidir.

Sayın vekiller, döviz kurunun yükselmesi ve enflasyonun her geçen ay yüksek oranlarda artması zamları da beraberinde getirmektedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun.

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Alım gücü düşen toplumun tüm kesimleri fahiş zamların altında ezilmeye devam ediyor; emekli perişan, çiftçi tepkili, esnaf şikâyetçi, memur ve işçi dertlidir. Gübre çeşitlerinde fiyatlar bir buçuk yıldan az bir sürede yüzde 425’e varan oranlarda zamlanmıştır. Otomobil yakıtları bir yılda yüzde 240’a varan oranlarda artmıştır. Bir yıl içerisinde benzine yüzde 216, mazota yüzde 236, LPG’ye ise yüzde 186 oranında zam gelmiştir. Ayçiçeği yağı son beş ayda yüzde 160 oranında yani 2,5 katından fazla zamlanmıştır. Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı Türkiye’yi ayçiçeği yağının otuz altı ay taksitle satıldığı bir ülke hâline getirmiştir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) – Bitiriyorum efendim.

BAŞKAN – Toparlayalım lütfen.

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) – Süt, peynir ve yumurta fiyatlarının son bir yıl içerisinde en fazla arttığı Avrupa ülkesi Türkiye’dir. Avrupa’yla mukayeseler yapıyorsunuz ya, onun için Avrupa’yı örnek veriyorum. Geçtiğimiz senenin mayıs ayındaki et fiyatları ile günümüz fiyatları karşılaştırıldığında yüzde 150’ye varan zamlar görülmektedir.

“Uçacak.” denilen Türk ekonomisi 2018’den günümüze her geçen gün uçuruma doğru sürüklenmektedir. Milletimiz bu çağda ve bunca potansiyeline rağmen kuyruklarda perişan edilmeyi hak etmemektedir. Sayın Genel Başkanımız Meral Akşener'in ifade ettiği gibi, Türkiye’nin çözülemeyecek problemi yoktur.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) – Son cümlem…

BAŞKAN – Tamamlayalım.

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) – İYİ Parti iktidarında kur ve faiz problemi doğru bir para ve maliye politikasıyla en hızlı şekilde çözülecek, ekonomik istikrar sağlanacak, ülkemizin aydınlık ufuklarla buluşması temin edilecektir diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyor, zatıalinize de müsamahası için teşekkür ediyorum efendim.

BAŞKAN – Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkan Vekili Sayın Erkan Akçay.

Buyurun Sayın Akçay.

22.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, 14 Mayıs 2022’de İsveç Dışişleri Bakanının NATO’ya üyelik süreciyle ilgili yaptığı açıklamalara, Rize-Artvin Havalimanı’na, Soma ve TTK Karadon Müessesesi Müdürlüğü maden ocaklarında meydana gelen kazaların yıl dönümlerine, 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü’ne, 14 Mayıs Dünya Eczacılık Günü’ne ve millî sporcularımızın başarılarına ilişkin açıklaması

ERKAN AKÇAY (Manisa) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

14 Mayıs 2022’de, İsveç Dışişleri Bakanı NATO’ya üyelik süreciyle ilgili yaptığı açıklamalarla küresel gündemin hassas sinir uçlarına dokunmuş ve Türkiye’yi tehdit etmeye kalkışmıştır. Rusya-Ukrayna savaşıyla ivme kazanan küresel ve bölgesel gerilimin, gerginliği tırmandıran spekülasyonlarla körüklenmesi kabul edilemez. Türkiye, kalıcı bir barışın sağlanması ve küresel güvenliği tehdit eden terör örgütleriyle mücadele konusunda en çok çaba sarf eden ülkedir.

NATO üyeliği konusunu güvenlik nedeniyle gündeme getiren İsveç, Türkiye'nin güvenlik kaygıları konusunda ikiyüzlü bir tutum sergilemektedir. PKK-YPG terör örgütü 1980’lerden bu yana İsveç'te sivil toplum kisvesi altında faaliyet yürütmekte ve finansal desteklerle semirtilmektedir. İsveç bugüne kadar terör örgütüne 210 milyon dolarlık kaynak aktarmıştır, bu finansal desteğini 2023 yılında 376 milyon dolara çıkaracağı tahmin edilmektedir. Kırk yılı aşkın süredir canımıza, malımıza, vatanımıza kasteden ve enerjimizi içimize hapsettirmeye çalışan alçak terör örgütlerine ve destekçilerine tahammülümüz yoktur.

Türkiye’nin PKK-PYD/YPG terör örgütü ve tüm terör örgütleriyle ilgili temel tezleri gayet açıktır. Uluslararası hukuktan kaynaklanan hak ve yükümlülüklerimiz doğrultusunda yürütülen terörle mücadele operasyonları terör örgütlerinin kökü kazınana kadar devam edecektir. Terör örgütlerini finanse eden, silah, para, kaynak sağlayan, başta ABD olmak üzere bazı Batılı ülkeler, terör örgütleriyle olan tüm ilişkilerini kesip atmalı, Türkiye'nin kararlı ve başarılı terörle mücadelesini desteklemelidir.

Sayın Başkan, 14 Mayısta, Rize’nin Pazar ilçesine Türkiye'nin 2’nci, dünyanın 5’inci deniz üzerine inşa edilen havalimanı olan Rize-Artvin Havalimanı açılmıştır. Bu projenin hayata geçirilmesi, Türkiye'nin yatırım ve kalkınma hamleleriyle cumhuriyetin 100’üncü yılına emin adımlarla ilerlediğinin göstergesidir. Dünya çapında eserlerin milletimize kazandırılması âdeta bir gelenek hâline gelmiştir. Hatırlanacağı üzere, cumhuriyetin 98’inci yılında, 29 Ekim 2021’de, İstanbul’da Atatürk Kültür Merkezi’nin açılışı yapılmıştı. Diğer yandan, dünyanın en büyük orta açıklıklı asma köprüsü olan 1915Çanakkale Köprüsü 18 Martta açılmıştı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun.

ERKAN AKÇAY (Manisa) – Bu vesileyle, ülkemizin sosyal, ekonomik ve turizm potansiyeline önemli katkılar sağlayacak olan Rize-Artvin Havalimanı’nın vatandaşlarımıza, ülkemize hayırlar getirmesini diliyor, emeği geçenleri tebrik ediyoruz.

Sayın Başkan, 13 Mayıs 2022, Soma maden kazasının 8’inci yıl dönümü. 13 Mayıs 2014’te Soma Kömür İşletmelerine bağlı Eynez Maden Ocağı’nda yaşanan faciada 301 madencimiz hayatını kaybetmiş, 486 madencimiz yaralanmıştı. 17 Mayıs 2010’da da Zonguldak’ın Kilimli ilçesindeki Türkiye Taşkömürü Karadon Müessesesi Müdürlüğü maden ocağında meydana gelen grizu patlamasında da 30 madencimiz hayatını kaybetmişti. Soma’da, Zonguldak’ta ve diğer madenlerde meydana gelen elim kazalarda anne ve babalar evlatlarını, kadınlar eşlerini, çocuklar babalarını yitirdi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun.

ERKAN AKÇAY (Manisa) – Bu vesileyle, yerin yüzlerce metre altında bir avuç kömür için bir ömür veren madencilerimizi bir kez daha rahmet ve dualarla anıyor, ailelerine başsağlığı ve sabırlar diliyoruz.

Sayın Başkan, 14 Mayıs, Dünya Çiftçiler Günü’ydü; tarımsal üretimin her kademesinde büyük bir özveriyle çalışan, ülkemizin kalkınması için üreten, alın teriyle toprağa hayat verip emeğiyle yoğuran ve soframıza bereket katan tüm çiftçilerimizin Çiftçiler Günü’nü kutluyor, bereketli bir yıl diliyorum. Çiftçilerimizin sorunlarını, beklentilerini biliyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu sorunların çözülmesinde ve beklentilerin karşılanmasında gereken çalışmaları yapmaya ve gayreti göstermeye devam edeceğiz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Toparlayalım lütfen.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Sayın Başkan, 14 Mayıs aynı zamanda Dünya Eczacılık Günü’ydü. Hastalıklarla mücadelenin en önemli aktörlerinden, sağlık sistemimizin temel yapı taşlarından olan eczacılarımızın bu özel gününü kutluyorum.

Sayın Başkan, son olarak, millî sporcularımız farklı branşlarda, çeşitli uluslararası organizasyonlarda önemli başarılara imza atmaya devam etmektedir. Bulgaristan’da düzenlenen Avrupa Wushu Şampiyonası’nda millî sporcularımız 103 altın, 62 gümüş, 27 bronz olmak üzere toplam 192 madalya kazanmıştır. 1 Mayıs 2022’de Brezilya’da başlayan 24’üncü İşitme Engelliler Yaz Olimpiyatları’nda Türkiye kadın ve erkek voleybol takımlarımız şampiyon olmuştur. Aynı olimpiyatlarda Serbest Güreş Millî Takımı’mız da şampiyonluğu elde etmiştir. Millî sporcularımız, 13-15 Mayıs arasında Antalya’da düzenlenen 24’üncü Uluslararası U20 Şampiyonlar Turnuvası’nda 13 altın, 14 gümüş, 22 bronz olmak üzere toplam 49 madalyayla takım olarak şampiyonluğa ulaşmıştır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayalım.

ERKAN AKÇAY (Manisa) – Ayrıca, 7 Mayıs’ta Türkiye’nin ev sahipliğinde başlayan Dünya Kadınlar Boks Şampiyonası’nda millî boksörlerimiz başarılı mücadeleler vermektedir. Farklı branşlarda elde ettikleri başarılarla ülkemizi gururlandıran tüm sporcularımızı, teknik ve yönetim ekibini tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyorum.

Teşekkür ederim Sayın Başkan.

BAŞKAN – Söz sırası Halkların Demokratik Partisi Grup Başkan vekili Sayın Hakkı Saruhan Oluç’ta.

Buyurun Sayın Oluç.

23.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç’un, Âşık Mahzuni Şerif’in ölümünün 20’nci yıl dönümüne, 15 Mayıs Kürt Dil Bayramı’nda karşı karşıya kaldıkları yasaklara, Aysel Doğan’ın cenazesine yapılan saldırıya ve IŞİD davalarına yönelik soruya CİMER tarafından verilen cevaba ilişkin açıklaması

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın vekiller, bu toprakların yetiştirdiği değerli halk ozanı Âşık Mahzuni Şerif’i ölümünün 20’nci yılında saygı ve rahmetle anıyoruz. Hem muhalif kişiliğiyle hem de dillere destan üretkenliğiyle bugün milyonların gönlünde taht kurmuş değerli ozanımızın bugünü de anlatan şu dizelerini tekrar hatırlatma gereği de duyuyoruz:

“Efendiler, bunun neresi yalan?

Sizde havyar, bizde bulgur aşı var.

Bunca emeğimiz talandır talan.

Yıllar yılı gözümüzün yaşı var.

Bu koltuğa biraz daha yaslanın.

Yiyin, için, doyun, epey yaslanın.

Yeryüzünü size veren aslanın

Ne bir mezarı var ne de taşı var.”

Sayın milletvekilleri, geçtiğimiz hafta sonu 15 Mayıs Kürt Dil Bayramı’ydı. Kürt Dil Bayramı’nda Kürtçeye ilişkin yasaklarla karşı karşıya kaldık. Bir tanesi, Kocaeli Derince Belediyesi eliyle dünyaca ünlü Kürt sanatçı Aynur Doğan’ın konseri yasaklandı. Yine, Kocaeli Çayırova Belediyesi de Amed Şehir Tiyatrosu’nun Don Kişot oyununu yasakladı. Bildiğiniz Don Kişot oyunu, hani hep duyarsınız, izlemişsinizdir, filmlerini de görmüşsünüzdür, hatta kitabını okumuşsunuzdur. Don Kişot oyununu yasakladı Çayırova Belediyesi. Şimdi, bu iki yasağın nedeni aynı aslında, arkasındaki zihniyet aynı aslında. Nedir? Kürt halkına, kültürüne ve diline düşmanlık, başka bir şey değil ve tekçi bir anlayışla bu düşmanlığı bugünkü yasaklar boyutuna taşımış olmak var.

Şimdi, bu yasakçı zihniyete bir daha bir şeyi hatırlatmak istiyoruz yani Kürt halkı, dün bu zihniyettekilere karşı diline, şarkısına, “stran”ına, “dengbej”ine nasıl sahip çıktıysa bugün de diline ve kültürüne daha fazla sahip çıkmaktadır ve bu yasaklar karşısında dilinden, kültüründen vazgeçmeyecektir ve onu geliştirmekten de vazgeçmeyecektir; bunu bir kez daha vurgulamış olalım. Kürtçe yaşayacak, Kürt kültürü yaşayacak, Kürtçe ezgiler daha gür çıkacak ama bunu yasaklayanlar tarihte unutulacak ve silinecek. Bir kez daha, Kürtçeye ve Kürt’e düşmanlıktan vazgeçilmesini öneriyoruz.

Sayın milletvekilleri, Aysel Doğan’ı kaybettik geçtiğimiz hafta, onun derin üzüntüsü içindeyiz. Bütün sevenlerine, ailesine, dostlarına ve tanıdıklarına başsağlığı ve sabır diliyoruz. Aysel Doğan uzun yıllar boyunca barışın inşası için mücadele etmiş bir siyasetçiydi, 12 Eylül darbesinde cezaevinde kalmıştı, toplamda on yedi yıl cezaevinde kaldı ama hep demokratik siyaseti ve barışı savundu, 1999 Genel Seçimleri’nde Dersim’de bağımsız aday olmuştu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Ne yazık ki cezaevindeyken kanser oldu, cezaevinden çıktıktan sonra yurt dışına gitti ve kanser tedavisini Avrupa'da gerçekleştirdi, orada hayatını kaybetti. Vasiyeti üzerine cenazesi Dersim'e getirildi ve cenazenin defnedilmesi konusunda ne yazık ki kolluk kuvveti dinî vecibelerin yerine getirilmesini engellemek için elinden geleni yaptı; ailenin cenazeyi evine götürmesini engelledi, cenazeyi kaçırmaya çalıştı, cenaze merasimine katılanlara -vekillerimiz de arasında- saldırdı. Bu saldırıyı, ölülere yapılan bu saygısızlığı ve eziyeti kınıyoruz ve lanetliyoruz. Bunu da bir kez daha söylemiş olalım.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Şimdi, sayın vekiller, ilginç bir durum var. Şöyle bir soru sorulmuş, “Türkiye'de IŞİD davalarında kaç kişi ceza aldı, kaç kişi yakalandı?” sorusu Millî Savunma Bakanlığına yöneltilmiş. Millî Savunma Bakanlığı İçişleri Bakanlığına göndermiş. Oradan da Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Daire Başkanlığına yönlendirilmiş. Son olarak da CİMER’e gitmiş ve CİMER'den de tek cümlelik şöyle bir olumsuz yanıt verilmiş, demişler ki: “Yapılan inceleme neticesinde 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’nun Dördüncü Bölümü kapsamında olumsuz yanıt veriyoruz bu soruya.”

Şimdi, Dördüncü Bölüm kapsamında neler var diye baktık, “Yargı denetimi dışında kalan işlemler” “Devlet sırrına ilişkin bilgi veya belgeler” “Ülkenin ekonomik çıkarlarına ilişkin bilgi veya belgeler” “İstihbarata ilişkin bilgi veya belgeler” filan diye gidiyor, “Ticarî sır” “Fikir ve sanat eserleri” filan diye devam ediyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Teşekkür ederim.

Şimdi “Türkiye'de şu ana kadar IŞİD tarafından kaç saldırı gerçekleştirildi? Saldırılarda kaç kişi yaşamını yitirdi? Türkiye genelinde IŞİD'liler hakkında açılan dava sayısı kaçtır? Kaç IŞİD'li örgüt üyeliğinden yargılanıyor ve kaçı ceza aldı? IŞİD'in Türkiye'de gerçekleştirdiği saldırılara ilişkin kaç kişi ceza aldı? Hâlen aranan IŞİD'li sayısı kaçtır? IŞİD örgütüne ilişkin ana dava açıldı mı? IŞİD saldırılarına ilişkin yargılanan kamu görevlisi sayısı kaçtır ve bunlardan kaçı ceza aldı?” gibi soruların devlet sırrıyla ne alakası olabilir? Devlet sırrı olmakla ya da ticari sır olmakla bir alakası varsa burada başka bir durum vardır demek ki. O zaman, devlet hem ticari anlamda hem istihbari anlamda hem de fiilen bu IŞİD'le ilgili birtakım ilişkilere girmiş demektir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Toparlayalım lütfen.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Dolayısıyla, bu sorulara cevap verilmemesi ve buna “devlet sırrı” denilmesi gerçekten anlaşılır bir durum değildir; bunu bir kez daha vurgulamış olalım.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi adına Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkan Vekili Sayın Engin Altay.

Buyurun Sayın Altay.

24.- İstanbul Milletvekili Engin Altay’ın, İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç’un yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine, 14 Mayıs Dünya Eczacılık Günü ile Dünya Çiftçiler Günü’nü kutladığına, Âşık Mahzuni Şerif’in ölümünün 20’nci yıl dönümüne, Mithat Sancar’ın annesinin vefatına, Yargıtayın 12 Mayıs Perşembe günü CHP İstanbul İl Başkanıyla ilgili verdiği karara, Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu’nun yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ve Yeşilköy Atatürk Havalimanı’na ilişkin açıklaması

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sizi ve yüce Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Saruhan Oluç'a hemen bir şey söylemek istiyorum: IŞİD'le ilişkiler devlet sırrı olur, ticari sır olur tabii, petrol ticareti yapıyorlar beraber; nasıl olmasın?

Sayın Başkan, 14 Mayıs Eczacılık Günü'nü ve Çiftçiler Günü’nü kutluyorum. Büyük halk ozanı Mahzuni Şerif’in aramızdan ayrılışının 20’nci yılında kendisini rahmetle anıyorum ve geçtiğimiz cuma günü anneciğini kaybeden HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar'a ve ailesine başsağlığı diliyorum, merhumeye Allah'tan rahmet diliyorum.

Sayın Başkan, bir yerde demokrasinin olduğunu iddia edebilmek için muhalefetin hareket kabiliyetinin olabiliyor olması lazım yani muhalefeti biber gazıyla, tazyikli suyla, panzerle, copla, dipçikle susturamayan, durduramayan iktidarın yeni taktiği olan muhalefeti sarayda alınan kararları mahkeme salonlarında okutarak durdurabileceğini zannetmesi ham bir hayaldir. Yargıtayın 12 Mayıs Perşembe günü İstanbul İl Başkanımızla ilgili verdiği karar da tam olarak böyledir. On yıl önce attığı birkaç “tweet”ten dolayı İstanbul İl Başkanımıza siyaset yasağı getirmek akla ziyandır.

Ve Yargıtay koridorlarına sesleniyorum: Ey Yargıtay, on-on iki yıl önce AK PARTİ üst düzey yöneticilerinin üçte 2’si FETÖ'yle ilgili, üçte 1’i de PKK’yla ilgili suç işlemişlerdir; gelin, bunlarla ilgili de bir işlem yapın.

On iki yıl önce hem FETÖ'ye hem PKK'ya yani terör örgütlerine methiyeler düzen siyasetçiler siyaset yapmaya devam ediyor; on iki yıl önce bir “tweet” atan, Cumhurbaşkanını eleştiren siyasetçiye siyaset yasağı geliyor. Bu, şudur: İktidarın muhalefeti mahkemeler üzerinden sindirmesi yolun sonunun işaretidir. Biraz önce Bursa Milletvekilimiz Nurhayat Hanım da bir dakikalık konuşmasında söyledi; iktidar türküleri ve tiyatroları yasaklıyorsa da yolun sonuna gelmiştir, iktidar için artık yapabilecek çok bir şey kalmamıştır. Hani doktor “Ne yerse yesin.” der ya, iktidarın durumu tam olarak budur.

Sayın Başkan, dünyanın ilk 10 havalimanı içindeydi, 1912’de kurulmuştu ve İstanbul Havalimanı’na buldozerler, ekskavatörler girdi. Neye göre yapıldı bu iş, İstanbul’a soruldu mu?

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Yanlış söylüyorsun, “Atatürk” diyeceksin, düzelt.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Yeşilköy Atatürk Havalimanı’nın, evet.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Siyasete, yerel yönetime ve 16 milyon İstanbulluya sorulmadan bu kararın alınmasının -düşündüm taşındım- üç sebebi olabilir:

Birincisi: İktidar buradan bir tahrik süreci medet umuyor olabilir ekonomik darboğazı gölgelemek adına. Bunu boşuna ummasın.

İkincisi: İstanbul’un ortasına, Arap dostlarına bir vaha mı yapmak istiyor Tayyip Bey? Çok merak ediyorum. Araplara özel, İstanbul’un göbeğinde, yeşili bol, çok özel bir yerleşke mi kurmak istiyor? Bunu merak ediyorum.

Üçüncüsü: İstanbul Havalimanı’nın satışıyla ilgili görüşmelerin yapıldığına dair bilgiler, duyumlar var. İstanbul Havalimanı’na talip olan Arap sermayesi “Siz Atatürk Havalimanı’nı ortadan kaldırmazsanız, siz iktidardan gidince gelenler orayı işletir, biz zarar ederiz.” diye bir endişeyi mi Hükûmete ilettiler?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Bunu da merak ediyorum. Almanya’da örneği var. Yeşilköy Atatürk Havalimanı’nın pistlerini muhafaza ederek orayı bir kültür kompleksine ve bir yeşil alana dönüştürmek mümkündür ve biz bunu yapacağız.

Ancak, ben bu vesileyle iktidara şunu hatırlatmak istiyorum: 26 Ocak 2022’de aşırı bir kar yağmıştı, devletin İçişleri ve Ulaştırma Bakanları İstanbul Havalimanı'na inemedikleri için Atatürk Havalimanı'na sığınmışlardı. Niye indiniz oraya o zaman? Atatürk'ü o kar yağışında sığınacak bir liman gören AK PARTİ zihniyeti Atatürk'e bir kere daha sığınmıştı, nerede sığınmıştı? 15 Temmuz darbe girişiminin hemen ertesi sabahında AK PARTİ Genel Merkezine bugüne kadar görmediğimiz büyüklükte bir Atatürk posteri asarak sığınmıştı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Toparlayalım lütfen.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Ben, AK PARTİ'yi ve AK PARTİ'den ziyade Erdoğan'ı buradan uyarmak istiyorum: Atatürk'le cebelleşme, Atatürk'le didişme; sana oy veren seçmenlerin de büyük çoğunluğu, kahir ekseriyeti Atatürk'ü benimsemiş, içselleştirmiş ve özümsemiştir. Atatürk Havalimanı’na bugün yaptığınızın tam adı gerçekten ekonomik kazanımları, kültürel birikimi yerle yeksan etmektir, bu husumetten vazgeçin; bu işin, yaptığınız işin tam adı vatana ihanettir.

Sizi ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - AK PARTİ Grup Başkan Vekili Sayın Mustafa Elitaş…

Buyurun Sayın Elitaş.

25.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın, Genel Kurul gündemine, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı’na ve İzmir Milletvekili Dursun Müsavat Dervişoğlu, İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç ile İstanbul Milletvekili Engin Altay’ın yaptıkları açıklamalarındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Genel Kurulu ve bizi izleyen değerli izleyicilerimizi saygıyla selamlıyorum.

Bu hafta, 21 maddelik bir kanun teklifimiz var, onu görüşeceğiz; perşembe günü de 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı'nı idrak edeceğiz. Atatürk'ün Samsun'a ayak bastığı günün anlamına binaen yapılmış bayramın gençlerimize, milletimize hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum.

Siyasi parti Grup Başkan Vekili arkadaşlarımız bugün hayal dünyasında gezerek bazı şeyler ifade etmeye çalıştılar, kendilerini tebrik ediyorum. Hayali olmayanın hedefi olmaz ama ham hayallerle, hamasetle de hedefe ulaşılmaz; bunun da altını çizmek istiyorum.

Bir kere, Sayın Cumhurbaşkanımızın Belediye Başkanlığı döneminde okuduğu bir şiirden dolayı haksız ve hukuksuz bir şekilde Pınarhisar Cezaevinde yatması ve o günden bugüne gelerek siyasette yoğurulmuş, gençliğinden itibaren başlamış birinin Cumhurbaşkanı olması altı çizilmesi gereken en önemli unsurlardan biridir. Ama “Daha dünün mağdurları bugün mağrur ve zalim oldular.” İfadesi, açıkçası yirmi yıldır bu ülkeyi idare eden AK PARTİ iktidarına, Sayın Cumhurbaşkanına ve Cumhurbaşkanına her dönemde 20 milyondan fazla oy vermiş seçmenlere karşı yapılmış en büyük zalimliktir diye ifade etmek istiyorum.

İkinci konu: HDP Grup Başkan Vekili arkadaşımız ifade etti “Bir konser iptal edildi. Nasıl olur? Bunları engelliyorsunuz.” diye. Elimde bir belge var, Derince Belediye Başkanlığının yazısı; muhatabı Gergedan Yapım Organizasyon Şirketi. Az önce söylenen kişiler müracaat etmişler 31 Mart 2022 tarihinde, demişler ki: “Biz şurada şu şeyleri yapmak istiyoruz.” Gösteri Merkezi Kullanım Taahhütnamesi’nin 2’nci maddesinde de diyor ki: “İmza tarihinde, belirtilen organizasyon tarihinde yürürlükte olan mevzuat uyarınca organizasyon konusu herhangi bir makamın iznine tabi olduğu takdirde izin alınması veya sair yükümlülükler organizasyon sahibine aittir.” Belediyeyle hiç alakası olan bir iş değil. “Yükümlülükler varsa, bu ilgili kurum ve kuruluşlardan izin almanız gerekiyorsa izin alın.” diyor. Bu Gergedan Yapımla yapılan sözleşmede Derince Belediye Başkan Yardımcısının imzası var; “İlgi tarihli dilekçenizde… 20 Mayıs 2022 Cuma günü Aynur Doğan konseri için tahsis edilmesi istenmektedir. …bu tahsis uygun görülmüştür. Ayrıca, kalan 4.800 TL’nin programdan bir hafta önce yatırılması ve kira sözleşmesi taahhütnamesinin imzalanması gerekmektedir.”

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Taahhütname imzalanmamış, 4.800 lira para yatırılmamış ve son gün olan 13 Mayıs Cuma günü de 4.800 lira belediye hesabına yatırılmadığından dolayı program gereğince sistem kendiliğinden sözleşmeyi iptal etmiş. Yani 13 Mayıs tarihinde iptal edilen bir sözleşmenin, 20 Mayıs tarihinde yapılacak bir konser meselesinin niye 20 Mayıs veya o günlerde dile getirildiğini, açıkça bunun bir iyi niyet barındırmadığını ve bunu, sanki Kürtçe söyleyen birisinin, Kürtçe konuşmanın ve Kürt düşmanlığının bir unsuru olarak ifade etmeyi haksızlık olarak ifade etmek istiyorum; doğru bir yaklaşım tarzı değildir.

Ben, Aynur Doğan kimdir bilmem ama sorduk, soruşturduk, baktık; PKK’ya sırtını dayamış, PKK propagandasını yapan birisi. (HDP sıralarından gürültüler)

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) – Yazıklar olsun ya, yazıklar olsun ya! Böyle bir şey var mı ya!

ALİ KENANOĞLU (İstanbul) – Hedef gösteriyorsunuz be, hedef gösteriyorsunuz!

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) – Ya böyle hedef gösterilir mi ya Mecliste?

ALİ KENANOĞLU (İstanbul) – Dünyanın her tarafında konser veren, Türkiye’de birçok yerde konser veren bir sanatçı; hedef gösteriyorsun Sayın Başkan.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Açıkçası ben belediye başkanı olsam, PKK’ya sırtını dayamış, Kürtlere zulmeden, insanlarımızı katleden bir terör örgütü üyesinin orada konser vermesine içim rahat etmez…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) – Yarın başına bir şey gelirse sorumlusu sizsiniz Sayın Elitaş!

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – …şehitlerimizin kanı yerde kalır, onların kemikleri sızlar; rahatsız olur, huzursuz olurum. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)

ALİ KENANOĞLU (İstanbul) – Hedef gösteriyorsun Sayın Başkan, hedef gösteriyorsun!

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) – İnsanları hedef gösteriyorsun!

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Ama Belediye Başkanı bunu engellememiş, kendileri parayı yatırmadıkları için engellenmiş.

ALİ KENANOĞLU (İstanbul) – Kendini savcı yerine koydun, soruşturma yok, bir şey yok yani zaten savcı da dinlemiyorsunuz, yargı da dinlemiyorsunuz; kararı siz veriyorsunuz.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) – Bu nasıl bir dildir ya!

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Atatürk Havalimanı meselesine gelince… Ya arkadaşlar, siyasetçinin hafızası güçlü olmalıdır, siyasetçi söylediği bir şeyin arkasında açık ve net durmalıdır. Bakın, Atatürk Havalimanı’yla ilgili artık öyle bir nokta oldu ki… Sosyal medyada hiçbir şey kaybolmuyor, sosyal medyada her şey var. Girin, Haziran 2018 seçimlerinden önce Sayın Kılıçdaroğlu’nun CNN’deki yaptığı konuşmaya bakın, diyor ki “Benim telefonlarımı dinliyorlar.” Ne diyor Sayın Kılıçdaroğlu? “İktidar benim telefonlarımı dinliyor muhakkak.” diyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Toparlayalım lütfen.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – “Dinliyorlar ki benim projemi çalmışlar, o Atatürk Havalimanı’yla ilgili benim projem böyle böyledir. Hatta o milletvekili arkadaşımız o kadar şey hazırlamış ki o projeyi de eğer görebilselerdi onu da uygulayabilirler. Benim projem budur.” diye ifade ediyor. Yani Atatürk Havalimanı’nın millet bahçesi olması konusunda Sayın Kılıçdaroğlu da hemfikir. Ama şu anda bakıyoruz, ya aradan dört yıl geçmiş, dört yıl geçen bir konuda televizyonlar önünde söylediği bir meseleyi şimdi yok sayıp inkâr etmek yani bilemiyorum ne söylemek lazım gelir Sayın Kılıçdaroğlu’na. Sayın Kılıçdaroğlu gitsin danışmanlarına, Genel Başkan Yardımcılarına “Ben geçmişte ne konuştum, ne söyledim; konuşurken beni uyarın, ben bundan sonra böyle şeyleri söylemeyeyim.” desin, hiç değilse böyle bir hataya düşmesin. Bir Genel Başkanın böyle bir hataya düşürülmesine fırsat verenler -ki genel başkanlar belki bunlara ulaşamayabilirler- hataya düşürülmesine izin verenler…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Toparlayalım lütfen.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Aslında bunu sorgulaması gereken Sayın Kılıçdaroğlu’dur; hesap sorulması, kendilerine öz eleştiri yapması gerekenler Genel Başkanın danışmanları ve yardımcılarıdır. Onlar bu hesabı kendilerinden sorsunlar “Niye böyle yaptık?” diye.

İstanbul İl Başkanına gelince… İstanbul İl Başkanı bir kadın; kadın olan bir kişinin -hiç, insana yakışmaz bu, kadına değil- bir partinin liderine, bu ülkede uzun süre Başbakanlık yapmış, sekiz yıl Cumhurbaşkanlığı yapmış birisine Twitter’dan, sosyal medyadan ağza alınmayacak şekilde bir hakarette bulunması, ölmüş anasını farklı bir şekilde itham etmesi bir kere kamu vicdanında, maşerî vicdanda mahkûm olması gereken bir şeydir. Yani böyle bir şey yapan birini kalkıp da “Eleştirdi.” diye, “Böyle böyle yaptı.” diye ifade etmek ve “Saray da böyle bir karar aldı.” diye söylemek büyük bir haksızlıktır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayalım Sayın Elitaş.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Herkes söylediği sözün nereye gideceğini bilmeli. Hiç kimsenin de kimseye hakaret etme, analarına hakaret etme hakkının olmadığını ifade etmek istiyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) – Hedef gösterme hakkı var mı Sayın Elitaş? Siz burada az önce bir sanatçıyı hedef gösterdiniz.

BAŞKAN – Sayın Altay…

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Sayın Elitaş, biraz önce, bizim söylediklerimizle ilgili ham hayal ve hamaset yaptığımızı iddia etti. Şimdi, siyaset hamaset işi değil de asıl, Sayın Genel Başkanımızın 2018’de söylediklerinin arkasında durmadığını söylemek suretiyle sataşmıştır. Ben yerimden ya da oradan, nasıl takdir ederseniz… Buradan olursa daha memnun olurum.

BAŞKAN – Peki, yerinizden verelim, sataşma süresini kullanın.

26.- İstanbul Milletvekili Engin Altay’ın, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Şimdi, on yıl önce İstanbul İl Başkanımız Sayın Cumhurbaşkanıyla ilgili “tweet” atmış. Hakareti biz de doğru bulmayız; kaldı ki biz de birbirimize zaman zaman burada kastı aşan ifadeler kullandığımızda karşılıklı olarak tazminat cezasıyla cezalandırılıyoruz. Ayrıca, İl Başkanımız, sizin biraz önce zikrettiğiniz, benim ağzıma bile almak istemediğim hususla ilgili de “O ‘tweet’ bana ait değildir.” demiştir, diğer “tweet”lerini de sahiplenmiştir. İnsanlar Cumhurbaşkanına kızabilir, sert de yapabilir; bunun yolu o insanı siyasetten men etmek değildir. Tayyip Erdoğan siyasetten men edildiğinde Tayyip Erdoğan’ın siyaset yolunu Cumhuriyet Halk Partisi açmıştır bu Mecliste, şimdi geldiğiniz noktaya bakın; orayı bir söyleyelim.

Şimdi, Atatürk Havalimanı meselesinde, Sayın Genel Başkanımızın 2018’de söylediğinin arkasındayız, altına imza atıyoruz. Sayın Genel Başkanımız 2018’de “Ben o pistleri yıkacağım, sökeceğim.” demedi, Sayın Genel Başkanımız 2018’de “Atatürk Havalimanı’nın binalarını, müştemilatını yerle yeksan edeceğim.” demedi; orayı, pistleri tutmak kaydıyla, bir kültür kompleksi olarak -Almanya’da örneği olan bir havalimanında olduğu gibi- değerlendireceğini söyledi ve sözümüzün arkasındayız. O pistler her zaman lazım; en son 2 AK PARTİ Bakanı oraya inmese uçak denize çakılacaktı ya! Bu pistleri niye yıkıyorsunuz kardeşim, niye yıkıyorsunuz?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayın lütfen.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – İstanbul Havalimanı’yla ilgili hâlâ bir tartışmayı teknik insanlar, teknik adamlar sürdürürken bizim derdimiz şu, tekrar soruyorum: Oraya Araplara bir vaha mı yapacaksınız? Kanal İstanbul’da oluşturamadığınız görsel vahayı Yeşilköy’de Atatürk Havalimanı’nın olduğu yere mi yapacaksınız? Kanal İstanbul’da yerleri sattınız, işi yapamıyorsunuz, Araplar sizi sıkıştırdı, siz Atatürk Havalimanı’nda Araplara sayfiye yeri yapacaksınız; bunu kabul etmek mümkün değil, bunun kamu vicdanında da ciddi bir refleksi olacak. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Siz şunları istiyorsanız “Efendim, biz burayı biraz kaşıyalım, buradan bir tahrik süreci yaratalım.” diyorsanız bunu bilmem; millet ürettiğiniz enflasyonun altında inim inim inliyor “Bunu unutturalım da millet, Atatürk Havalimanı’nı ve Atatürk’ü tartışsın.” diyorsanız onu bilmem ama yaptığınız iş yanlıştır.

Bugün, Sayın Genel Başkan söyledi; o işi yapan müteahhit aklını başına alsın.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

ENGİN ALTAY (İstanbul) - O zararı, o pistlerin parasını o müteahhitten ve o emri verenlerden tahsil etmezsek namerdiz, şerefsiziz. (CHP sıralarından alkışlar)

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) – Böyle iktidar olunmaz ki ya! Bu bir proje.

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Ne projesi ya, olanı yıkıyorsunuz.

BAŞKAN – Sayın Oluç…

27.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç’un, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Şimdi, Sayın Elitaş, siz hiç Aynur Doğan'ı dinlediniz mi bilmiyorum, gördünüz mü onu da bilmiyorum.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Görmedim, adını da ilk defa duydum.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) - Tavsiye ederim, bir dinleyin; YouTube'da çeşitli şarkıları var, bir dinleyin.

Şimdi, hakikaten, ne açıdan bakarsanız bakın, haksızca bir suçlamada bulundunuz Aynur Doğan'a ilişkin. Bir kere bunu bir kenara koyalım.

Şimdi, bakın, bu Aynur Doğan 12 Martta, bu yılın 12 Martında -sizin Diyarbakır Belediyesine atadığınız kayyum var ya, ha, işte o aynı zamanda Diyarbakır'ın Valisi- Valinin, o Diyarbakır kayyumunun davetiyle Diyarbakır Belediyesinde konser verdi Aynur Doğan ya; bu mart ayında, bu mart ayında verdi.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) – Hedef göstermeden düşünmek lazım Sayın Elitaş.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) - Şimdi, o zaman, siz, kayyumu onun için mi görevden aldınız, şimdi Diyarbakır kayyumunu onun için mi görevden aldınız? Değil, değil mi? Birincisi bu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – İkincisi: Uluslararası alanda, müzik alanında isim yapmış bir kişidir Aynur Doğan, çok açık; ödül almıştır, çeşitli yarışmalara katılmıştır, herhangi biri değildir. Bu, işin bir yanı. Fakat devam ediyorum. Bakın, Habertürk yazarı röportaj yaptı. Kiminle? Bu Derince Belediyesinin basın ve halkla ilişkilerle ilgili sorumlu kişisiyle. Ve yazar diyor ki: “Ya, Aynur Doğan konserine -ayın 20’sinde diyor- daha dört gün var yani siz de yardımcı olursanız, hızla izin mevzusu hallolur, burada bir sorun olmaz.” Cevap ne? Danışman “Yok, izin alınsa dahi Başkan bu konserin yapılmasını istemiyor.” diyor. Bu diyor; bakın, Habertürk’ü açıp okuyun. Niye? Çünkü Aynur Doğan Kürtçe şarkı, türkü söyleyecek. Mesele bu Sayın Elitaş. Ben demin bir örnek verdim, öbür belediye de Çayırova Belediyesi de Don Kişot’u yasakladı Kürtçe oynanacak diye.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayalım lütfen.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Bitiriyorum efendim, tamamlıyorum.

Ya, Don Kişot ne yani? Bildiğiniz Don Kişot’u yasaklıyor Kürtçe oynanacak diye. Daha çok örnek var da şimdi vakit yetmez daha önceki örnekleri de sizinle konuşsak.

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) – Gergedan kimin, Gergedan?

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Yani, buradaki mesele, bu sizin belediyelerinizin siyasi cesarete sahip olmamasıdır; siyasi cesarete sahip olsalar, insanların kendi dillerindeki kültürel faaliyetlerini engellemekten uzak dururlar, tekçi anlayışta olmazlar; Kürtçenin geliştirilmesini, kültürel olarak da geliştirilmesini ve kullanılmasını teşvik ederler.

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) – Gergedan kimin, Gergedan?

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Bunu yapmıyorlar, ben bunu söylüyorum. Yoksa Aynur Doğan’a haksızlık yapmayın, suçlama da yapmayın; sonra vebal altında kalırsınız, onu da söyleyeyim.

İLYAS ŞEKER (Kocaeli) – İzin almadan bilet satıyor, firmayı konuşun, milleti dolandırıyor ya! İzin almadan bilet satıyor!

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkanım, çok kısa…

BAŞKAN – Sayın Elitaş, buyurun.

28.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın, İstanbul Milletvekili Engin Altay ile İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç’un yaptıkları açıklamalarındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Öncelikle, Sayın Altay’a şunu söyleyeyim: Bakın, Sayın Kılıçdaroğlu’nun CNN Türk’teki konuşmasını iyi izlersen, dinlersen “İktidar beni dinliyor, telefonlarımı dinliyor; benim projemi çalmışlar.” diyor. Yani, o zaman Sayın Kılıçdaroğlu yanlış mı söylemiş?

TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) – Kılıçdaroğlu doğru söylemiş de siz yanlış anlamışsınız; değiştirerek gidiyorsunuz işte.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Kılıçdaroğlu aynen şöyle diyor…

TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) – Değiştirerek millet bahçesine çevirmeye kalkıyorsunuz kültür kompleksini.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Dinleteyim mi buradan, dinleteyim mi? Sayın Kılıçdaroğlu aynen diyor ki: “Bakın, benim projemi çalmışlar, telefonlarımı da dinlemişler.”

(Hatibin cep telefonundan bir ses kaydı dinletmesi)

BAŞKAN – Böyle bir usul yok biliyorsunuz Sayın Elitaş.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Ama türkü söyleme usulü var mıydı burada?

BAŞKAN – Bunun yolunu açmayın lütfen.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Türkü söyleme usulü var mıydı burada?

BAŞKAN – Yani o türküler ve şarkılar bizim, hepimizin.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Genel Başkanınızı konuşturuyorum.

BAŞKAN – Bunu açarsak bunun sonu gelmez.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Tamam, Haydar Bey dedi ki: “Genel Başkanımı konuşturma.” Konuşturmuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Peki, konuşturma.

VI.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI

1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Haydar Akar’ın, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın CHP Genel Başkanını yanlış anladığına ve CHP Genel Başkanının yakıp yıkıp beton yapmaya karşı olduğunu Türkiye’nin bildiğine ilişkin konuşması

BAŞKAN – Engin Bey Genel Başkanın söylediklerini söyleyecektir ama başka bir şey söyleyeyim madem beni dâhil ettiniz: Genel Başkanı gerçekten yanlış anlamışsınız. (CHP sıralarından alkışlar)

Teşekkür ederim.

REFİK ÖZEN (Bursa) – Genel Başkanınızı millet anlamıyor ki zaten, millet anlamıyor sizin Genel Başkanınızı.

BAŞKAN – Siz devam edin, buyurun.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Yani Genel Başkanı öyle anlamışsınız ki “Yıkın, yakın, beton yapın.” diye anlamışsınız. Genel Başkan buna karşıdır, herkes bilir, Türkiye bilir bunu. Beni dâhil etmeyin lütfen yani beni dâhil etmeyin münakaşaya.

REFİK ÖZEN (Bursa) – Millet anlamıyor sizin Genel Başkanınızı, millet; on iki senedir seçim kazanamıyorsunuz.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Elitaş.

V.- AÇIKLAMALAR (Devam)

28.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın, İstanbul Milletvekili Engin Altay ile İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç’un yaptıkları açıklamalarındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması (Devam)

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Şimdi “Türkü söylemek usullere uygun.” dediniz, ben de Genel Başkanınızı burada…

BAŞKAN – “Usullere uygun.” demedim Sayın Elitaş.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Dedi ki: “Genel Başkanımız yanlış söylemiş.” “Yok, siz yanlış söylüyorsunuz.” dedi. Sayın Kılıçdaroğlu diyor ki: “Beni dinliyorlar, iktidar beni dinliyor. O proje benim projem, benim projemi çalmışlar.” Yani şu andaki millet bahçesi projesi eğer Sayın Kılıçdaroğlu’nun dediği doğruysa Sayın Kılıçdaroğlu’nun projesi.

İkinci konum, Aynur Doğan’la ilgili…

YUNUS EMRE (İstanbul) – Ama Sayın Elitaş, havalimanını kaldırmak yok o projede, havalimanını kaldırmak yok.

REFİK ÖZEN (Bursa) – Öyle bir şey demiyor ki Genel Başkanınız, öyle bir şey demiyor ki.

YUNUS EMRE (İstanbul) – Hayır kardeşim, yok, pisti kaldırmak yok.

REFİK ÖZEN (Bursa) – “Pistleri sökmeyeceğiz.” demiyor, “Binaları yıkmayacağız.” demiyor.

BAŞKAN – Arkadaşlar, Grup Başkan Vekiliniz konuşuyor.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Hayır, orayı sustur Sayın Başkan.

BAŞKAN – Buradan başlıyor.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Buradakileri sustur.

BAŞKAN – Sayın Emre…

YUNUS EMRE (İstanbul) – Pisti kaldırmak yok, yalan söylüyorsunuz, pisti kaldırmak yok!

REFİK ÖZEN (Bursa) – Siz yalan söylüyorsunuz!

BAŞKAN – Sayın Emre, müsaade edin lütfen.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Şimdi, ikinci konuya gelince -metni okumadım- bakın okuyorum: Gergedan Yapım Organizasyon Limited Şirketiyle yapılan sözleşme diyor ki…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Son kez mikrofonu açıyorum Sayın Elitaş, toparlayın lütfen, çok uzadı yani.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – 31 Mart 2022 tarihli dilekçede “İlgi tarihli dilekçenizde amfi tiyatronun konser için tahsis edilmesi istenmektedir. 2022 yılı Gelir Tarifesinde belirtilen kiralama bedelinin rezervasyon öncesi yüzde 20 tutarı olan 1.200 TL’nin Vakıflar Bankası Derince Şubesi 19 no.lu hesaba veya belediye veznesine yatırılması sonrası adınıza yukarıda belirtilen tarihte yapılacak gösteri için yer tahsisi ve bir gün önce teslimi uygun görülmüştür.” deniliyor, Derince Belediye Başkan Yardımcısının söylediği söz.

BAŞKAN – Peki.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Ama “Ayrıca, kalan 4.800 TL’nin ise programdan bir hafta önce yatırılması ve kira sözleşme taahhütnamesinin imzalanması gerekmektedir.” deniliyor. Yani 19 Mayıs tarihinde bu Gergedan Yapım Organizasyona eğer edimlerini yerine getirirlerse teslim edecekler. Olay bundan ibarettir.

BAŞKAN – Tamam, anlaşıldı mevzu.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Öbür taraftan, Aynur Doğan’la ilgili sosyal medyadaki paylaşımlar “Ben olsam…” diye başladığım bir iştir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkanım, bir cümle…

BAŞKAN – Bir cümle, peki, buyurun.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Belediye Başkanı… O Kürtçe söylediğiyle ilgili değil, örnek veriyor; kayyum Diyarbakır Valisi Belediye Başkanım, aynı zata, aynı kişiye Kürtçe şarkı söylemesine müsaade ediyor.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) – E, siz az önce hedef gösterdiniz “Sırtını PKK’ye dayamış.” diye, az önce hedef gösterdiniz.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Demek ki AK PARTİ iktidarı döneminde Kürtçe şarkı söylenmesiyle ilgili bir engel yok. Allah aşkına, bu kadar çifte standart olmaz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Saygıyla selamlıyorum.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) – Sayın Elitaş, az önce hedef gösterdiniz ama “Sırtını PKK’ye yaslamış.” dediniz. Nasıl oluyor?

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) – Gergedana dikkat edin, Gergedana.

REFİK ÖZEN (Bursa) – Madem Kürtçe düşmanıyız, Diyarbakır’a niye çağırmış o zaman?

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) – Gergedan her türlü yalanı söyler.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) – Karar verin, vermiş mi vermemiş mi?

BAŞKAN – Sakin arkadaşlar, sakin.

REFİK ÖZEN (Bursa) – Niye Diyarbakır’da konser verdirmişiz?

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, sizin bağırmanız Grup Başkan Vekillerinin eksikliğini gösterir. Onlar sanki bunu, meramlarını anlatamıyor da siz anlatıyormuşsunuz gibi; konu anlaşılmıyor

REFİK ÖZEN (Bursa) – Ne alakası var?

LÜTFİYE SELVA ÇAM (Ankara) – Aynı şeyi kendi grubunuza da söyleyin.

BAŞKAN – Bakın, Grup Başkan Vekilleri şimdi anlaşacaklar, herkes kendi dilinden anlatacak mevzuyu.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Buyurun Sayın Altay.

ENGİN ALTAY(İstanbul) – Sayın Genel Başkanımızın sesini kısmen, kimsenin de anlamadığı şekilde dinleterek bir sürü yanlış anlaşılmaya meydan verecek bir tablo yarattı, cevap vermem gerekiyor.

BAŞKAN – Buyurun, buyurun.

29.- İstanbul Milletvekili Engin Altay’ın, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Şimdi, Sayın Başkan, bu sefer okuma yazma bilen birine anlatır gibi anlatmak istiyorum.

BAŞKAN – Peki.

ERKAN AYDIN (Bursa) – Bilal’e anlatır gibi.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Şöyle: Sene 2018, seçimler öncesi Atatürk Havalimanı’yla ilgili -İstanbul Havalimanı yapıldığı için- burayla ilgili Sayın Genel Başkanımız tane tane diyor ki: Tiyatro, kültür merkezi, yeşil alan ancak pistlerle ilgili bir tasarruf yok. Almanya’da bunun bir örneği var -ismi şimdi aklıma gelmedi- havalimanı çalışmamakla birlikte pistler olduğu gibi duruyor. Burada, Sayın Genel Başkanın projesini keşke hakikaten alsaydınız, böyle bir şey yapsaydınız. Ama siz pistleri yıkarak, yok ederek oraya kimsenin de tam olarak ne olduğunu bilmediği özel bir alan yapıyorsunuz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayalım.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Tekrar altını çiziyorum: Keşke Sayın Genel Başkanın 2018’de söylediğini gerçekten, tam olarak kopyalasaydınız. Siz 2002’de Kemal Derviş’i de kopyaladınız, 2007’de çevirdiniz rotayı ve ülkenin ekonomisi bu hâle geldi. Tekrar şunu söylüyorum: Atatürk Havalimanı’nda, 2018’de Sayın Genel Başkanın anlattığı formatla, ortaya koyduğu proje ile bugün orada yapılan arasında dağlar kadar fark var. Şimdi orada bir kıyım var, bir ekonomik değer ortadan kaldırılıyor. Bunun bir adı da müsrifliktir ve israftır. O binaları yıkıp yerine ne yapacağınızı ya mertçe burada söyleyin ya da başınızı öne eğin kardeşim; bu kadar basit.

BAŞKAN – Peki, teşekkür ediyorum Sayın Altay.

Konu anlaşılmıştır.

Sayın Oluç, lütfen yeni bir sataşmaya mahal vermeden toparlayın.

Sayın Elitaş, maddi yönden yerine getirilmediğini söylüyor, siz artık…

İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) – 8 milyon metrekareden düştü 5 milyon metrekareye; düştü 2 milyon metrekareye. Ne yaptınız? 2 Bakan bile anlaşamıyor. Ya, yediniz adamın 7 milyon metrekaresini.

BAŞKAN – Arkadaşlar, lütfen… Başka nedenlerle izin verilmediğini söylüyorsunuz.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Evet.

BAŞKAN – Aynı şeyleri döndürüyoruz sürekli.

Toparlayalım lütfen; buyurun.

30.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç’un, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Yok, yok, ben aynı şeyleri tekrar etmeyeceğim, sataşma da yapmayacağım zaten; açıklıyorum zaten, durumu açıklamak için konuşuyorum.

Yani verdiğiniz örnek güzel gerçekten. Diyarbakır, Van, Batman’a gidince Aynur Doğan dinliyorsunuz, Genel Başkanınız Batman’a gittiğinde “Dar Hejiroke”yle, Aynur Doğan’la özdeşleşmiş bir şarkıyla karşılanıyor, el çırpıp dinliyor ama Kocaeli’ye geldiğiniz zaman oradaki belediye başkanlarınız tekçi bir anlayışla böyle davranıyor. Bunu anlatmaya çalışıyorum ben zaten, siz de aynı şeyi söylemiş oldunuz dolayısıyla. Aynur Doğan hakkında söylediğinizi de herhâlde bu vesileyle geri almış oldunuz diye düşünüyorum.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Almıyorum.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Almıyorsanız Aynur Doğan’ı hedef göstermeyin Sayın Elitaş.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayalım lütfen.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Kendini hedef yapmasın sırtını dayayarak. Ben ne hedef göstereceğim!

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) – Siz mahkeme misiniz ya?

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Bakın, siz “Ben Aynur Doğan’ı tanımam ve dinlemedim.” dediniz ya; tanımıyorsunuz, dinlememişsiniz ama böyle bir yargıda bulunabiliyorsunuz. Bu, uygun bir tarz değil, bunu söylemeye çalışıyorum. Dolayısıyla, burada bir eksiklik, yanlış var; bunları konuşuyoruz esas itibarıyla.

BAŞKAN – Evet, teşekkür ediyorum.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Yani herhangi birini, özellikle müzikte çok ünlü olmuş bir kişiyi de Kürtçe şarkılarıyla bu şekilde hedef göstermek doğru değildir, bir kez daha vurgulayayım.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Sayın Filiz…

31.- Gaziantep Milletvekili İmam Hüseyin Filiz’in, torpilli atamalara ilişkin açıklaması

İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Gaziantep) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Torpilli atamalar bütün hızıyla devam ediyor. KPSS’den yüksek puan alanların mülakat sınavlarında elenmeleri adayları isyan ettirdi. En son Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının personel alımı için yaptığı mülakatlarda 80’in üzerinde KPSS puanına sahip birçok adayın, mülakatta düşük puan verilip elenmesine rağmen 70-75 alanların atanması kafalarda yine soru işareti oluşturdu. Öğretim elemanlarında da aynı sorun devam ediyor. Bir meslek yüksekokulunda ön elemede ALES’i 92, mezuniyet notu 89’la 1’inci sırada olan yedekte kalıyor; ALES’i 74, mezuniyet notu 66’yla 5’inci sırada olan aday atanıyor. Atamalarda adaletin sağlanabilmesi için tekraren söylüyorum: Mülakatı kaldırmıyorsanız sesli ve görüntülü kaydederek adaya verilmesini kural hâline getirin ki yasal haklarını arayabilsinler.

BAŞKAN – Sayın Kaplan…

32.- Gaziantep Milletvekili İrfan Kaplan’ın, yap-işlet-devret sistemiyle yapılan otoyol, köprü, havalimanı gibi işletmelerin ülkemizi borç batağına soktuğuna ilişkin açıklaması

İRFAN KAPLAN (Gaziantep) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Yap-işlet-devret sistemiyle yapılan otoyol, köprü, havalimanı gibi işletmeler ülkemizi uzun vadede borçlandırıp batağa sokmanın en güncel yöntemidir. Yüksek geçiş maliyetleri sebebiyle vatandaşın kullanmadığı köprü ve otoyollar önümüzdeki onlarca yılı ipotek altına almaktadır. Ülkemizin öz varlıklarıyla yapılması için hiçbir engeli olmayan bu işletmelerin yapım işi belli başlı birkaç şirkete ihale edilmekte ve aynı şirketlere devlet bankalarından kredi verilerek işleyiş sağlanmaktadır. Hem uzun vadeli borç hem de kullanım ücreti ödemek hangi akla ve mantığa sığmaktadır? Vatandaş “Madem borçlanıyoruz; bizim yol, köprü, baraj yapımı için devlete verdiğimiz vergiler nereye gidiyor?” diye sormaktadır.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Sayın Öztürk…

33.- Kırıkkale Milletvekili Halil Öztürk’ün, Fikret Karabudak Stadyumu’na ilişkin açıklaması

HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) – Sayın Başkan, 1977-78 sezonunda bugünkü adıyla “Süper Lig” olan Türkiye 1. Lig’e çıkan ilk ilçe takımı olan Kırıkkalespor o yıllarda maçlarını Fikret Karabudak Stadyumu’nda oynamıştır. 1930’larda inşa edilen stadyum, zamanla rakip takımların kâbusu hâline gelmiştir, Kırıkkalespor taraftarları için de manevi bir anlam kazanmıştır. Toprak olan zemini 2013 yılında sentetik çimle kaplanan stadyumun bu zemini sağlıklı görünmediği için, Kırıkkalespor’un maçları -Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından- atletizm amaçlı olarak inşa edilen Başpınar Stadyumu’na alınmıştır. Ancak Fikret Karabudak Stadyumu’nun şehir merkezinde olması, tarihî ve manevi gücüne inanılması sebebiyle, ivedilikle bu stadyumun yenilenerek hemşehrilerimizin hizmetine sunulmasını Gençlik ve Spor Bakanımızdan talep ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, gündeme geçiyoruz.

Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır.

İYİ Parti Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.

VII.- ÖNERİLER

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri

1.- İYİ Parti Grubunun, Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş ve arkadaşları tarafından, kiracıların kira ödeme zorluğu karşısındaki mağduriyetlerinin giderilmesi, kiracıların barınma sorunu yaşamaması ve kirada oturdukları evlerin depreme karşı denetime alınması ve kiracıların korunması amacıyla 12/5/2022 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 17 Mayıs 2022 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

17/5/2022

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Danışma Kurulu 17/5/2022 Salı günü (bugün) toplanamadığından, grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzük’ün 19’uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.

                                                                                        Dursun Müsavat Dervişoğlu

                                                                                                        İzmir

                                                                                              Grup Başkan Vekili

Öneri:

Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş ve 19 milletvekili tarafından, kiracıların kira ödeme zorluğu karşısındaki mağduriyetlerinin giderilmesi, kiracıların barınma sorunu yaşamaması ve kirada oturdukları evlerin depreme karşı denetime alınması ve kiracıların korunması amacıyla 12/5/2022 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne alınarak görüşmelerinin 17/5/2022 Salı günkü birleşimde yapılması önerilmiştir.

BAŞKAN – İYİ Parti grup önerisinin gerekçesini açıklamak üzere söz talep eden Konya Milletvekili Sayın Fahrettin Yokuş.

Buyurun Sayın Yokuş. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)

İYİ PARTİ GRUBU ADINA FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İYİ Parti Grubumuzun kira fiyatlarındaki artışlarla ilgili olarak vermiş olduğu önerge hakkında söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Anayasa’mıza göre barınma hakkı kamusal bir haktır. Anayasa’mız, herkes temel insani ihtiyaçlarını karşılayabilecek, insan haysiyetine yakışır biçimde konut ve barınma hakkına sahiptir diyor.

Bilindiği gibi, Türkiye’de her geçen yıl ev sahibi olma oranı düşüyor. Örneğin 2014 yılında ev sahibi olma oranı yüzde 61 iken 2020 yılında yüzde 58’e gerilemiştir. TÜİK İnşaat Maliyet Endeksi verilerine göre 2020-2021 Mart ayları arasında inşaat giderlerinde yüzde 32 artış olurken 2021-2022 Mart ayları arasında yani son bir yılda artış 3 kat artmış ve yüzde 102’ye ulaşmıştır. İnşaat malzemelerindeki bu fahiş artışlar kira fiyatlarını tetiklemektedir. Başta İstanbul ve Ankara gibi metropol şehirlerimiz olmak üzere, bir yılda kira artışları yüzde 100’ün üzerine çıkmıştır; bu oran İstanbul’da yüzde 112’yi, Ankara’da ise yüzde 107’yi geçmiştir. TÜİK verilerine göre ülkemizde kirada oturan vatandaşlarımızın oranı yüzde 42’dir.

Değerli milletvekilleri, Türkiye tarihinde bir ilk yaşanıyor. İstanbul gibi büyükşehirlerde evler açık artırmayla kiraya verilmeye başlanmıştır. Bununla birlikte, ev arayan kiracıları bir araya toplayarak kiracı seçme usulüyle evleri kiralamaya çalışan emlakçı ve ev sahipleri de türemiştir. Yine, bazı ev sahipleri tahliye için kiracılara boş kâğıtlar imzalatırken “Ya kirayı artır ya da çık.” baskısı yapanların sayısı her geçen gün artmıştır. Kira fiyat artışları artık kontrolden çıkmıştır. Yüksek kira talepleri kiracıları evsiz bırakma noktasına getirmiştir. Ev sahibi ve kiracı kavgaları başlamıştır. Tüm bu yaşanan olumsuzlukların sebebi, Hükûmetin konut kiralama ve satışını tamamen serbest piyasanın insafına bırakmış olmasıdır. Birçok ilde orta hâlli bir dairenin kirası bile asgari ücretin üstüne çıkmıştır.

Kiracıların daha fazla mağdur olmaması için acil önlemler alınması gerekiyor. Bir an evvel hukuksal düzenlemeler yapılmalıdır, konut kiralarına üst sınır uygulaması getirilerek kiracıların korunması gerekmektedir. Aksi hâlde, evsiz kalma riskiyle karşı karşıya kalacak milyonlarca vatandaşımız olacaktır.

Türkiye’nin de aralarında bulunduğu pek çok ülkede kira zam oranları Tüketici Fiyat Endeksi yani TÜFE’ye göre belirlenmektedir. Fransa’da ise bu oran yani kira bedeli İnşaat Maliyet Endeksi’ne göre tespit edilmektedir. Ülkelerin kiracılar için geliştirdiği bir diğer yöntem ise tavan fiyat sınırlandırmasıdır. Bu yöntemle devletler maksimum kira ücreti belirleyerek kiracıları korumaya yönelmişlerdir. Bu uygulamalarla evin değeri üzerinden yüzdelik bir oranla kira tavan fiyatı belirlenmektedir. Diğer bir yöntem ise kiranın dondurulmasıdır. Bu yöntemde de genellikle artan fiyatların yani yüksek enflasyonun olduğu ülkelerde de bu yapılmaktadır ama ülkemizde bunlar yapılmıyor.

Değerli milletvekilleri, ülkemizde memur, emekli ve işçi ücretlerine resmî enflasyon kadar artış yapılırken -ki bu artışlar da altı ay sonra verilmektedir- kira ücretlerinin hiçbir denetime tabi olmaksızın ve ev sahiplerinin insafına terk edilmesi kabul edilebilir bir durum değildir.

Bugün itibarıyla başta asgari ücretli, işçi, memur, emekli, dar ve sabit gelirlilerin kahir ekseriyeti kirada oturmaktadır. Milyonlarca çalışan ve emeklilerimize yıllık resmî enflasyon artışı yüzde 60 oranında verilecek ama konutlardaki artış bunun 2 katı olacak. Bu artışlar karşısında dar ve sabit gelirli milyonların imdadına yetişmek gerekir, bunlara çare bulmak gerekir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayalım lütfen.

FAHRETTİN YOKUŞ (Devamla) – Teşekkür ediyorum.

Dar ve sabit gelirliler sadece enflasyonun altında ezilmekle kalmamakta, aynı zamanda kira artış oranlarının yüksekliği nedeniyle yoksullaşmaktadırlar. Evi olmayan emekli, memur ve işçilere acilen asgari ücretin 1/4’ü kadar aylık kira yardımı verilmelidir.

Siyasi iktidar, evi olmayana, 2 milyon liraya kadar yüzde 0,99 faizle on yıllık ödemeli kredi vereceğini müjdeliyor. Yine 1 milyon liraya yüzde 0,99 faizle on yıllığına ev sahibi olmalarını salık veriyor. Soruyorum size: Hangi memur, hangi emekli, hangi işçi, hangi dar ve sabit gelirli -aylık 14 bin lira, 28 bin lira- kira öder gibi konutunun parasını ödeyecek? (İYİ Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Yokuş.

Halkların Demokratik Partisi Grubu adına söz talep eden İstanbul Milletvekili Sayın Ali Kenanoğlu.

Buyurun Sayın Kenanoğlu. (HDP sıralarından alkışlar)

HDP GRUBU ADINA ALİ KENANOĞLU (İstanbul) – Sayın Başkan, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Tabii, ciddi bir mesele var şu anda. Özellikle enflasyonun bu kadar yüksek artmasından kaynaklı olarak ev sahibi ve kiracıların yaşadığı sorunlar da toplumsal bir mesele hâline dönüşmek üzere. Çünkü şöyle bir şey var: Kira artışı o kadar yüksek oldu ki önceki kiracılar yani daha önceden kiracı olanlar, TÜFE oranında ya da belirlenen oranlarda artış yapıyorlar ancak bunlar piyasanın genel artışının gerisinde kalıyor ve dolayısıyla da ev sahipleri kira gelirlerini artırmak istiyorlar, güncellemek istiyorlar ve buradan kaynaklı olarak da birçok bahaneyle kiracıyı çıkarmak istiyorlar. Tabii, kötü niyetli ev sahipleri var. Bir taraftan da bir iki tane ya da birikimleriyle oluşturulmuş bir ev üzerinden geçinen ve buradan geçimini sağlayan ev sahipleri de var; tüm ev sahipleri bu niyette değil tabii yani. Ama şunu da biliyoruz; ben Deprem Araştırma Komisyonundaydım, Deprem Araştırma Komisyonunda çok ciddi çalışmalar yaptık, iyi bir rapor ortaya çıkardık. Orada bize sunulan verilerden bir tanesi de şuydu: Depremlerde en çok kiracılar yaşamını yitiriyor. Niye? Çünkü ev sahipleri baktı ki ev tehlikeli bir noktada yani ilk depremle yıkılacak, oraya hafif bir tadilat, tamirat, boya, badana; kendisi kaçıyor, kiracıya veriyor ve oradan kira almaya devam ediyor. Tabii kiracı bu evin durumunu bilmiyor ve -burası da âdeta bir tabut ev niteliğinde- orada yaşamaya başlıyor ve ondan sonra yaşanan ilk hafif sarsıntıda da daha çok yani büyük oranda o kiracıların yaşamlarını yitirdiklerini hem İzmir örneğinde hem de Elâzığ örneğinde görmüştük. Şimdi, dolayısıyla, iktidarın, bu devletin bütün bu sorunlara sosyal devlet anlayışı çerçevesinde bir el atması gerekmektedir.

Sorunun kaynağı ev sahipleri de değildir, sorunun kaynağı kiracılar da değildir; sorunun kaynağı, ülkedeki ekonomi, enflasyon, maliyet artışları ve buradan kaynaklı olarak da gelinen sonucun ta kendisidir. Bunları aşmak gerekiyor ama bu konuda yapılan açıklamalar, örneğin en son Cumhurbaşkanının yaptığı açıklama -dar gelirlilere 0,99 faizle kredi mevzusu- hiçbir dar gelirlinin işine yaramadığı gibi, tam tersine, müteahhitlerin elini ovuşturmasına sebep oldu ve konut fiyatlarının artmasına da sebebiyet verdi yani konut fiyatlarında yüzde 50’ye yakın bir artış meydana geldi. Tabii, bu artışların tamamı kiracıları da kapsıyor ama bunlara çözüm üretmek gerekiyor. Tabii, çözüm noktasında öneriler var yani uzmanların önerileri var, bunları dikkate almak gerekiyor. Bir defa, hakikaten, bu kadar yüksek enflasyonun ve bu kadar yüksek kira artışının olduğu bir yerde mutlaka üst sınır, limit belirlenmeli. Bu limit, çeşitli kriterlere göre belirlenir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayalım Sayın Kenanoğlu.

ALİ KENANOĞLU (Devamla) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Tabii, dünyanın çeşitli ülkelerinde, yüksek enflasyon uygulanan ülkelerde bunun örnekleri var; bunlar araştırılabilir ve mutlaka bir üst sınır belirlenebilir çünkü bunlar ev sahiplerinin insafına bırakılacak durumda değil.

Hakikaten, baktığınız zaman, milletvekili olduğum İstanbul ilinde kiralar şu anda 10 bin lira, 15 bin lira civarlarında yani neredeyse ortalama 10 bin liraya yakın kiraların olduğunu söylemek mümkün; araştırmalar, veriler de bunu gösteriyor. 5 bin liranın, 6 bin liranın altında kiralık yer bulmak mümkün değil; hakikaten korkunç rakamlar. Kiracıların büyük çoğunluğu da ezici çoğunluğu da dar gelirli insanlar, memurlar, öğrenciler ve bunların da bu imkânlarla ayakta durabilmeleri, barınma ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri mümkün değildir. Bunun çözüm yolları vardır, önerileri vardır, dünya üzerinde bunu uygulayan ülkeler vardır; bunların araştırılıp sonuçlandırılması gerekmektedir.

Teşekkür ederim. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Muğla Milletvekili Sayın Burak Erbay.

Buyurun Sayın Erbay. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA BURAK ERBAY (Muğla) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlar; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

AKP’nin her konudaki yanlış ve beceriksiz politikaları sonucu ülkede herkes feryat figan bağırıyor. Kim bağırıyor? EYT’liler bağırıyor, çiftçiler bağırıyor, esnaflar bağırıyor, turizmciler bağırıyor. Daha dün Marmaris’teydik; Marmaris İlçe Başkanımız, Bodrum İlçe Başkanımız, Fethiye İlçe Başkanımız ve yüzlerce turizmciyle, devam eden bu müzik yasaklarıyla ilgili bir çağrı yaptık. Pandemiden dolayı turizmci esnafımız, maalesef, zaten büyük bir yara almış durumda. Şimdi, iyi geçme ihtimali olan bu turizm sezonunda bu müzik yasaklarıyla büyük bir darbe daha alıyorlar. Bizler 1 turist daha –fazla- Muğla’ya gelsin, Yunan adalarına gitmesin, İspanya’ya gitmesin, Londra’ya gitmesin diye uğraşırken bu müzik yasakları yüzünden, maalesef, turizmci umduğunu bulamayacak. Hiçbir turizm sektöründe saat 01.00’de “Otele gidin.” denmez ama bu yasaklar yüzünden bu söylenmek zorunda kalıyor. Bu yasakların bir an önce kaldırılması gerekiyor.

Turizmci bağırıyor, esnaf bağırıyor, şimdi de yaptığınız yanlış politikalar sonucu kiracılar feryat figan bağırıyorlar. Maalesef, ülkenin her kesiminde kiracılar zor durumda. Ülkenin ekonomik durumu malum; açlık sınırının altında yaşayan yaklaşık 26 milyon insan var, yoksulluk sınırının altında yaşayan 51 milyon insanımız var ve istatistiklere göre de yüzde 30 civarı insanımız kirada oturmakta. Açıklanan rakamlara göre de -ne hikmetse- mayıs ayı kira artış oranı yüzde 34,46 ama sektör temsilcilerinin açıklamalarına baktığımızda, bu oran yüzde 50’leri ve yüzde 100’leri bulmakta. Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezinin yaptığı araştırmaya göre de yıllık kira artış oranı İstanbul’da yüzde 112, Ankara’da ise yüzde 106.

Şimdi, bunların sonucunda ne oluyor? Tabii ki insanlar kiralarını ödeyemiyorlar, ciddi hukuki sorunlarla karşılaşıyorlar. Avukatlık yaptığım dönemlerde de -evet, ceza davaları, boşanma davaları gördük ama- bu kadar kira sorunlarıyla karşılaşmazdık. Şimdi oranlara baktığımızda müthiş bir şekilde artan kira tespit davalarını, icra dosyalarını görüyoruz. Yine, Gayrimenkul Hukuku Derneği Başkanı Ali Güvenç Kiraz’ın açıkladığı rakamlarda, sulh hukuk mahkemelerindeki dava yükünün yüzde 30-40 arttığı -bu tahliye davalarının olduğu- gözükmekte. İşte, gene bu yanlış politikalarınızın sonucu bu.

Peki, siz bunu çözmek yerine ne yapıyorsunuz biliyor musunuz? Cumhurbaşkanlığının Ahlat’taki kışlık sarayının yanına bakanlar için 151 milyon liraya 9 tane lüks konut yapıyorsunuz. İşte, anlayışınız maalesef bu, bunun sıkıntısını da vatandaş çekmek zorunda kalıyor. (CHP sıralarından alkışlar) Ne yapıyorsunuz başka?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayalım lütfen.

BURAK ERBAY (Devamla) – Bir gece, Cumhurbaşkanının kararıyla, yurt dışında ülkenin topraklarını, gayrimenkullerini pazarlayan şirketleri destekleme kararı alıyorsunuz. Kendi vatandaşımız ev bulamazken siz, gidiyorsunuz, yurt dışında bizim ülkemizi pazarlayacak şirketleri destekliyorsunuz.

Bakın, arkadaşlar, bunun sonucunda ne oluyor biliyor musunuz? Daha nisan ayında çıkan bir haber; vatandaş Antalya’da kirasını ödeyemediği için çoluğunu çocuğunu ve hanımını memleketine göndermiş, kendisi işten de ayrılamadığı için arabada yatıyormuş arkadaşlar. Artık böyle haberlerle karşılaşıyoruz. İşte o yüzden -az önce, bakın, kurumlar bazı araştırmalar yapmış- gidip odalarda şu anda ne yapıyor AKP’li vekiller, merak ediyorum; iş takibi yapacağına, gelsinler, İYİ Partinin önerisini kabul edelim, gidelim de bu zor durumda olan, kiralarını ödeyemeyen vatandaşlarımızı dinleyelim, onlara ne çözümler bulabiliriz, bunu araştıralım diyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına Kütahya Milletvekili Ahmet Tan.

Buyurun Sayın Tan. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

AK PARTİ GRUBU ADINA AHMET TAN (Kütahya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İYİ Parti Grubunun kiracıların korunması amacıyla Meclis araştırması açılması için vermiş olduğu öneri hakkında grubum adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle, yüce heyetinizi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, kira zammı, kiracılar ile ev sahipleri arasındaki önemli konulardan biridir. Kiradaki yıllık artış ev sahibi ile kiracı arasında imzalanan sözleşmenin şartlarına bağlı olmakla beraber, aynı zamanda yasa gereği Tüketici Fiyat Endeksi’ne ve enflasyon rakamlarına bağlıdır. Mülkün aylık kiralama bedeline TÜFE oranından daha yüksek bir zam uygulanamamaktadır.

Pandemi sonrası dünya genelinde yaşanan ekonomik daralma her sektörde fiyat ve enflasyon artışlarını beraberinde getirmiş, enflasyon oranındaki artışlar ise kira fiyatlarının yükselmesi sonucunu doğurmuştur.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; konuttaki arz ve talep dengelendiği zaman kiralar isteğimiz seviyelere gelecektir. Bu amaçla, beş yıl satılmaması şartıyla TOKİ eliyle önümüzdeki süreçte 81 ilimizde başlatılacak olan sosyal konut projeleri arz ve talebi dengelemede önemli bir rol oynayacaktır. Biliyorsunuz, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından geçtiğimiz hafta açıklanan düşük faizli konut kredisi kampanyasıyla -konut satışlarındaki hareketlenmeyle- ev sahibi olmayan vatandaşlarımızın düşük faizli finansman sayesinde ev sahibi olması amaçlanmıştır. Bu kampanyayla üç önemli adım atılmış olacaktır: İlk evini alacak vatandaşlarımıza 2 milyon Türk lirasına kadar 0,99 faiz oranlı konut kredisi imkânı sağlanacak ve birçok vatandaşımız inşallah konut sahibi olacaktır. Diğeri, inşaat sektöründe mayıs ayı itibarıyla yüzde 40’ı tamamlanmış ve asgari yüzde 50’si satılmamış inşaat projelerinin tamamlanması için 20 milyar Türk lirası kaynak aktarılarak bu sayede konut sektöründeki arz ve talep dengesine önemli bir katkı sağlanmış olacaktır. Bir diğeri ise, konut değerinin en az yarısının 1 Nisan 2022 tarihinden önce açılmış döviz hesapları veya fiziki altınların Merkez Bankasına satılarak karşılanması hâlinde 2 milyon Türk lirasına kadar 0,89 faizli konut kredisi imkânı sağlanacaktır.

Değerli arkadaşlar, vatandaşlarımızın maruz kaldığı sıkıntıları biliyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi, ekonomi programımızın ilk ayağı dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girmekten vazgeçmemektir. İkinci aşama istihdamdır, üçüncü olarak da bir yandan fiyat artışlarını kontrol altına alarak diğer yandan geliri yükseltmektir.

Bu arada istatistiki bir bilgi vereyim: 2012 yılında ev sahipliği oranı yüzde 36 iken şu anda, bu yıl yüzde 69 seviyesine çıkmıştır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayalım lütfen.

AHMET TAN (Devamla) – Sağ olun Başkanım.

İktidar olarak her alanda vatandaşımızın yaşadığı sıkıntıların farkında olduğumuzu belirterek devletimizin bütün kurumlarıyla fahiş fiyat artışları yapanların ensesinde olduğumuzu bir kez daha belirtmek istiyorum.

Yine ifade etmek istiyorum ki hiç kimsenin endişesi olmasın, 2002 öncesi ekonomik yapıyı düzelttiğimiz gibi, bu mevcut durumu düzeltecek olan yine AK PARTİ’dir, yine Cumhur İttifakı’dır, yine Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Konuşmama son vermeden önce, 2. Lig yolunda play-off maçına çıkan Belediye Kütahyaspor’umuza ve şu an oynanmakta olan maçında başarılar diliyor; bu vesileyle, İYİ Partinin Meclis araştırması açılması teklifine aleyhte oy kullanacağımızı belirtiyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – İYİ Parti grup önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.

Birleşime on dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 16.51

İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 17.04

BAŞKAN: Başkan Vekili Haydar AKAR

KÂTİP ÜYELER: Şeyhmus DİNÇEL (Mardin), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)

-----0-----

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 91’inci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

3 sayın milletvekiline yerlerinden birer dakika söz vereceğim.

Sayın Nuhoğlu…

V.- AÇIKLAMALAR (Devam)

34.- İstanbul Milletvekili Hayrettin Nuhoğlu’nun, Kırım Tatar Türklerinin Stalin tarafından sürgün edilişinin 78’inci yıl dönümüne ilişkin açıklaması

HAYRETTİN NUHOĞLU (İstanbul) – Teşekkür ederim.

18 Mayıs, Kırım Tatar Türklerinin Stalin tarafından sürgün edilişinin 78’inci yıl dönümüdür. Yurtlarından koparılarak mallarına el konulan Kırım Türkleri, Sibirya’ya sürgün edilmiştir. 1944’te yapılan bu zulüm, insanlık tarihine kara bir leke olarak geçmiştir. Hayvan vagonlarında aç ve susuz yüz binlerce soydaşımız hayatını kaybetmiş, insanlık tarihinin en acı olaylarından biri yaşanmıştır.

Soykırımın 78’inci yıl dönümünde, şehit edilen soydaşlarımızı rahmetle anıyoruz. Kırım Tatar Türklerinin uğradığı insanlık dışı sürgünü ve soykırımı asla unutmayacağız. 1970’li yıllarda Türk gençliği olarak mücadelelerine destek verdiğimiz Kırım Tatar Türkleri Lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ve bütün Kırımlı önderleri saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – Sayın Kaşlı…

35.- Aksaray Milletvekili Ramazan Kaşlı’nın, Aksaray’da meydana gelen şiddetli yağmur ve dolu yağışı sebebiyle çiftçilerin yaşadığı mağduriyete ilişkin açıklaması

RAMAZAN KAŞLI (Aksaray) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Aksaray’ımızın Sultanhanı ilçesi Yenikent beldesi başta olmak üzere Bayıraltı ve Hasandağı yöremizin bazı köylerinde meydana gelen şiddetli yağmur ve dolu yağışı sebebiyle, ekili olan arazilerdeki çiftçilerimizin ürünleri zarar görmüştür; İl Tarım Müdürlüğümüzün yaptığı ilk tespitlere göre arpa, buğday, pancar, yonca tarlaları büyük oranda olumsuz etkilenmiştir. Değerli çiftçilerimize geçmiş olsun dileklerimi iletiyor, meydana gelen zararın tespitinin yetkililerimizce süratle yapılarak devletimiz tarafından çiftçi kardeşlerimizin zararlarının karşılanmasını talep ediyor ve takipçisi olacağımı belirtiyorum. “Yüce Rabb’im ülkemizi ve milletimizi her türlü afetten korusun.” duası ve temennisiyle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – Sayın Aygun…

36.- Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun’un, akaryakıt istasyonlarına getirilen yeni yükümlülüklere ilişkin açıklaması

İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) – Teşekkür ederim Başkanım.

İktidar daha önce kuyumculardan 500 gram altın istemişti ancak tepkilerimiz üzerine ilgili yönetmeliği geri çekti, şimdiyse gözünü akaryakıt istasyonu sahiplerine dikti.

Ülkemizde yaklaşık 14 bin civarında akaryakıt istasyonu var; cirosunun yüzde 1’i kadar teminat istenmekte, bu da yaklaşık olarak 25 bin liradan başlayıp 500 bin lirayı bulmaktadır. Sözde, kaçakçılığı önlemek için çıkarılan Sıvılaştırılmış Petrol Gazları Piyasası Kanunu çerçevesinde lisanslı istasyonlara yeni yükümlülükler getiriliyor. Kısacası, pandemi ve zamlarla artan fiyatlarla zaten akaryakıt istasyonları zor durumdalar. Esnafımızın, işletmecinin ocağına incir ağacı dikmektesiniz; siz bu ülkenin üreticisinden ne istiyorsunuz?

Yeter artık! Esnafımızın, işçimizin, emeklimizin, iş adamlarımızın, çiftçimizin yakasından düşün; sizin göz bebeğiniz olan 5’li çetenin yakasına yapışın diyor, saygılar sunuyorum.

VII.- ÖNERİLER (Devam)

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)

2.- HDP Grubunun, Adana Milletvekili Kemal Peköz ve arkadaşları tarafından, BOTAŞ başta olmak üzere kaynakların kamu yararına çalışması amacıyla 11/5/2022 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 17 Mayıs 2022 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Halkların Demokratik Partisi Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım:

17/5/2022

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Danışma Kurulu 17/5/2022 Salı günü (bugün) toplanamadığından, grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzük’ün 19’uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.

                                                                                              Hakkı Saruhan OIuç

                                                                                                      İstanbul

                                                                                              Grup Başkan Vekili

Öneri:

11 Mayıs 2022 tarihinde Adana Milletvekili Sayın Kemal Peköz ve arkadaşları tarafından verilen, 18465 grup numaralı, BOTAŞ başta olmak üzere kaynakların kamu yararına çalışması amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne alınarak görüşmelerinin 17/5/2022 Salı günkü birleşimde yapılması önerilmiştir.

BAŞKAN – Halkların Demokratik Partisi grup önerisinin gerekçesini açıklamak üzere söz talep eden Bitlis Milletvekili Sayın Mahmut Celadet Gaydalı.

Buyurun Sayın Gaydalı. (HDP sıralarından alkışlar)

HDP GRUBU ADINA MAHMUT CELADET GAYDALI (Bitlis) – Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; HDP Grubu olarak BOTAŞ hakkında verdiğimiz araştırma önergesi üzerine söz almış bulunmaktayım. Sizleri ve kamuoyunu saygıyla selamlarım.

Değerli milletvekilleri, Boru Hatları ile Petrol Taşıma Anonim Şirketi (BOTAŞ) 1974 yılında Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığına bağlı ortaklık olarak kurulmuştur. 1995 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla TPAO’ya bağlı ortaklık statüsünden çıkarılarak kamu iktisadi teşebbüsü (KİT) olarak yapılandırılmıştır. BOTAŞ hisselerinin tamamı 24/1/2017 tarihinde Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketine devrolmuştur. 2017’de 3,3 milyar lira kâr eden BOTAŞ, Türkiye Varlık Fonuna devredildiğinden bu yana zarar ediyor. Nasıl olur da bu kadar köklü bir şirket bugün ciddi mali krizler içerisinde bulunmaktadır?

BOTAŞ, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa ülkelerinden sıvılaştırılmış doğal gaz alımı için Deutsche Banktan 1 milyar avro kredi almak için yürüttüğü görüşmelerde son aşamaya gelindiğini kamuoyuna yansıtmıştır. BOTAŞ gibi köklü bir yapı, tarihinde ilk kez kredi almak zorunda bırakılıyor. Merkez Bankası, BOTAŞ’a geçtiğimiz yıl boyunca 6,1 milyar dolarlık satış yapmış, 2022 yılının ilk dört ayında da 16 milyar dolarlık satış yapmıştır.

BOTAŞ’ın içinde bulunduğu mali kriz giderek daha da derinleşmektedir. Atılan adımlar, yapılan yasal düzenlemeler dahi bu derin mali krizin önüne geçemiyor. Bakıldığı zaman, 22/12/2021 tarihinde yapılan düzenlemeyle 4646 sayılı Doğal Gaz Piyasası Kanunu’na eklenen geçici 6’ncı maddeyle Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ’nin konut tüketicileri için düşük fiyattan sattığı gazdan kaynaklanan görev zararı hazineden karşılanmıştır. Yapılan düzenlemeyle beraber, BOTAŞ’ın 50 milyar liralık görev zararı hazineye aktarılmış, karşılığında 32,3 milyar liralık vergi borcu silinmiştir.

Hazine ve Maliye Bakanlığının mart ayıyla ilgili 15 Nisan 2022 tarihinde açıkladığı merkezî yönetim bütçe verilerine göre ise “görevlendirme giderleri” olarak adlandırılan görev zararı, mart ayında 14,7 milyar lira, son üç ayda ise 41,8 milyar liradır. Fakat tüm bu zararlara rağmen, enerji tüketiminde artan maliyetler; yurttaşlar, üreticiler ve işletmeler tarafından karşılanamayacak kadar artmıştır. Yani hem yurttaş ve üretici işletme düzeyinde hem de ilgili kamu kurumları düzeyinde bir çöküşün eşiğine gelinmiştir. Âdeta içine ne kadar atılırsa yutan bir kara deliğe dönüşmüştür. Bu mali çöküş, iktidar tarafından gizlenmek isteniyor; buna çözüm olarak da: “Avrupa’nın en ucuz gazını biz veriyoruz.” propagandasını yapmak. Ortada ucuz gaz falan yok. Bakıyorsunuz, Avrupa’da 1 standart metreküp doğal gazın birim fiyatı TL cinsine çevriliyor: Biz 3 TL’ye veriyoruz, onlar 10 TL’ye” BOTAŞ’ın 2020 Faaliyet Raporu’nda da olduğu gibi; Amsterdam, Berlin, Londra, Roma ve Sofya’nın, kısaca euro ve sterlin geliri olan ülkelerin para birimi TL’ye çevrilerek “Onlarda 1 standart metreküp doğal gazın birim fiyatı 10 TL, bizde 2,13 TL” diye rapor hazırlanmış. Siz asgari ücretliye 1.000-1.500 avro karşılığını verin, değil 10, biz de 20 lira ödemeye hazırız. Sadece kelime oyunlarıyla illüzyon denemeleri yapıyorsunuz.

Enerjide dışa bağımlılık hususu, su götürmez bir gerçektir. Üretmediğiniz bir enerjiyi “Biz en ucuza veriyoruz.” diyorsanız, ya çalmışsınızdır ya da bedava bir kaynak bulmuşsunuzdur. Biz sizin sadece seçimler yaklaştıkça gaz bulduğunuzu biliyoruz. Gaz ithalatını yaptığımız ülkeler vanayı yarım tur çevirse ülke olarak kriz yaşıyoruz ve hâlâ bu halka masallar anlatılıyor: “Doğal gaz bulduk, ucuzlayacak!” Siz o gazı çıkartmak, iletmek ve dağıtmak için yine milyon dolarlar harcayacak, bunu da halka fatura edeceksiniz. Bu halkı gaz bulduğunuza, bulacağınıza pişman edeceksiniz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MAHMUT CELADET GAYDALI (Devamla) – Tamamlıyorum Başkanım.

BAŞKAN – Tamamlayın lütfen.

MAHMUT CELADET GAYDALI (Devamla) – Boru Hatları İle Petrol Taşıma Anonim Şirketinin -BOTAŞ’ın- içinde bulunduğu durum da dikkate alınarak enerji alanında yaşanan sorunların açığa çıkarılması; enerji alanında yurttaşların, üreticilerin ve işletmelerin maliyetlerinin düşürülmesiyle ilgili çalışmalar yapılması ve BOTAŞ başta olmak üzere kaynakların kamu yararına çalışması için yapılabileceklerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırma komisyonu kurulmasını öneriyor ve desteklerinizi bekliyoruz. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – İYİ Parti Grubu adına söz talep eden Ankara Milletvekili Sayın Ayhan Altıntaş.

Buyurun Sayın Altıntaş. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)

İYİ PARTİ GRUBU ADINA AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; enerji alanında yaşanan sorunların araştırılması hakkında HDP Grubu önerisi üzerine İYİ Parti Grubu adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

1 Nisan 2022 tarihli bir gazete haberine göre son bir yılda konutlara verilen doğal gazın birim fiyatında yüzde 93’lük artış yaşandı. Sanayiye verilen doğal gazda yıllık zam oranı yüzde 552’yi, elektrik üretiminde kullanılanda ise yüzde 637’yi buldu. Peki, son bir yılda vatandaşın geliri ne kadar arttı? Örneğin, asgari ücret bu süreçte yüzde 50 arttı; dolayısıyla vatandaşın 100 liralık geliri 150 liraya çıktı ama 100 liralık doğal gaz gideri 193 lira oldu yani 100 birim yerine 77 birim doğal gaz alabilecek duruma geldi.

Ayrıca, doğal gaz zammını konutlarda düşük tutabilmek için sanayi ve elektrik üretimindeki doğal gaza aşırı zam yapıldı. Bu da hem elektrik fiyatlarını hem de sanayi ürün fiyatlarını etkiledi. Hükûmetin bu konudaki savunması ne? Birincisi “Doğal gaz fiyatı dünyada da arttı.” diyorlar ama zaten sanayi ve elektrik üretimindeki zamlar dünyaya paralel gidiyor. Konutlardaki artış düşük tutuluyor ama vatandaş, elektriğe yansıtıldığı için bu zammın bir kısmını elektrikten görüyor.

İkinci savunma ise “2023’te kendi doğal gazımızı çıkaracağız.” iddiası. Kesinlikle benzetme amacında değilim ama bu sözleri duyunca -hepimizin bildiği- Nasrettin Hoca’nın “Yaz gelince sana arpa vereceğim.” sözlerindeki avutma ifadesi aklımıza geliyor.

Temel sorun, hem dışa bağımlı olmak hem de ani fiyat oynamalarına karşı tedbir almamak. Uzun vadeli kontratlar yapılabilirdi, enerji özelleştirmelerinden elde edilen paralar bir fona konulup acil durumda kullanılabilirdi. Hâlbuki Hükûmet ne yapıyor? Uzun vadeli planları burada değil, kamu-özel iş birliği projeleriyle vatandaşın geleceğine ipotek koyarken yapıyor. “Doğal gaz depo kapasitesini derhâl artırın.” diye iki yıldır söylüyoruz, çok yavaş ilerliyor, hâlen olması gereken kapasitenin dörtte 1’indeyiz. Hiçbir tedbir almazsanız, rüzgârdaki yaprak gibi oradan oraya savrulursunuz; nitekim, maalesef, o durumdayız.

Kısacası, dünyadaki şoklara açık, dışa bağımlı enerji politikaları duvara tosladı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayalım lütfen.

AYHAN ALTINTAŞ (Devamla) - Enerji ithalatına 2021 yılının tamamında 50 milyar dolar harcamışken 2022 yılının sadece ilk üç ayında 32 milyar dolar harcamışız. Bu rakam, tek başına, ne kadar dışa bağımlı olduğumuzun göstergesidir.

BOTAŞ, geçen yıl 55 milyar lira görev zararı açıkladı. BOTAŞ’ın borcunu 84 milyon ödüyor yani doğal gazı kullanmayan da ödüyor. Bugün çaya, şekere, süte gelen zamların arkasında yanlış enerji politikalarının etkisi var. Dolayısıyla, enerji politikalarının irdelenerek, Meclis yoluyla araştırılarak uygun çözüm önerilerinin bulunmasını destekliyoruz.

Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz talep eden İzmir Milletvekili Sayın Ednan Arslan.

Buyurun Sayın Arslan. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA EDNAN ARSLAN (İzmir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizin içinde bulunduğu derin ekonomik kriz, kendisini her alanda yoğun bir şekilde göstermektedir. Vatandaşlarımızın en temel ihtiyaçlarından olan elektrik, doğal gaz ve akaryakıt gibi giderlerde maalesef fahiş artışlar yaşanmaktadır. Sanayide önemli bir girdi kalemi olan enerjiye gelen zamlar, vatandaşımıza hayat pahalılığı olarak yansımaktadır çünkü enerjiye zam demek, iğneden ipliğe her şeye zam demektir. Üstüne üstlük, bir de enerjide dışa bağımlıysanız ve yanlış ekonomik tercihler nedeniyle dolar kurunuz 15-16 lira seviyesine yükselmişse topluma içireceğiniz reçete daha da acı olur.

4 kişilik bir ailenin Mart 2021 tarihindeki enerji faturaları ile Mart 2022 tarihli faturalarını karşılaştırdığımızda özetle şu durum ortaya çıkmaktadır: 2021 Mart ayında elektrik, doğal gaz ve bir depo dizel akaryakıt alan 4 kişilik bir ailenin toplam gideri 1.060 TL iken 2022 Martında maalesef bu, 2.075 TL’ye yükselmiştir. Bunu asgari ücret üzerinden anlatacak olursak, Mart 2021 yılında bu üç kalem harcama için, bütçenin, asgari ücretin yüzde 37,5’unu harcarken maalesef Mart 2022’de asgari ücretin yüzde 49,5’unu harcıyoruz.

2021 yılında elektrik faturasını ödeyemeyen yaklaşık 3,5 milyon abonenin elektriği, 1,1 milyon abonenin ise doğal gazı kesilmiştir.

Enerjinin pahalı olmasının üç temel sebebi vardır: Birincisi, enerjide yüksek oranda dışa bağımlı olmak. İkincisi, dolar kurunun yanlış ekonomik politikalar nedeniyle çok yüksek olması. Üçüncüsü ise kamunun üretimdeki payının azalmış olmasıdır.

Bu elimdeki grafik, kamunun enerji üretimindeki, elektrik üretimindeki payının azalması sonucunda dolar kurunun artmasıyla birlikte tarifelerin artışını göstermektedir. 2008 yılında yüzde 50 oranında kamuda elektrik üretimi varken 12,65 kuruştu 1 kilovat enerji, doların artması belli bir süreye kadar -kamu bu işi sübvanse ederken- pek bu durumu etkilemiyordu ama son gelişmelerle birlikte kamunun payı yüzde 13,5’lara düşmüş, maalesef doların artmasıyla birlikte de tarifeler korkunç bir şekilde artmaya başlamıştır. Bu durumdan kurtulmanın yolu kamudaki payımızı arttırmaktan ve dışa bağımlılıktan bir an önce kurtulmaktan geçer.

Sayın milletvekilleri, BOTAŞ özelinde de bir şeyler söylemek gerekirse iktidar -bildiğiniz gibi- yapmış olduğu düzenlemeyle 100 milyar TL civarında bir borcunu geçen yıl silmişti ama Türkiye Varlık Fonu bünyesindeki BOTAŞ, maalesef yine borç batağındadır

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

EDNAN ARSLAN (Devamla) - Sadece Ocak ve Mart 2022 döneminde 52,5 milyar TL BOTAŞ'a aktarılmıştır. Hepimizin bildiği gibi, 2021 yılının Aralık ayında BOTAŞ’ın yaptığı uzun süreli boru gazı anlaşmaları bitecekti, bunu bilmesine rağmen AKP iktidarı gerekli anlaşmaları yapmamış ve 2022 yılında, maalesef doğal gaza, sanayide yüzde 50, konutlarda yüzde 35; 2021 yılında ise -son bir yılda yani- santrallerde yüzde 638, sanayide yüzde 549, konutta ise yüzde 93 oranında bir artış yapmıştır. Türkiye'nin doğal gaz alanındaki güvenliği, spot dış alım payının artırılmasıyla daha kırılgan bir yapıya dönüştürülmüştür. Spot piyasalardaki artan fiyatlar karşısında Türkiye'nin gaz temini sıkıntısı giderek artmaktadır. Tekrar kış gelmeden, doğal gaz kesintilerini yaşamamak için iktidarı tedbirleri almaya davet ediyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına söz talep eden Zonguldak Milletvekili Sayın Ahmet Çolakoğlu.

Buyurun Sayın Çolakoğlu. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

AK PARTİ GRUBU ADINA AHMET ÇOLAKOĞLU (Zonguldak) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; HDP grup önerisi üzerine söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.

Sözlerime başlamadan önce, Zonguldak Karadon Müessese Müdürlüğü maden ocağında 17 Mayıs 2010’da meydana gelen grizu patlamasında yaşamını yitiren 30 madenci şehidimizi on iki yıl aradan sonra tekrar saygıyla ve rahmetle anıyorum.

Enerji piyasaları özellikle son iki yılda elli yıldır yaşanmadığı kadar ciddi sorunlarla karşı karşıyadır. Geçen yılın ocak ayında 120 dolar seviyesinde olan doğal gaz fiyatları, 2022 yılına girerken 1.400 dolar seviyesini gördü. Küresel piyasalarda 1.000 metreküp doğal gazı 800 ile 1.000 dolar arasında yurt dışından tedarik ederek halkımızın hizmetine sunma konusunda, 1.000 metreküpünü yaklaşık 200 dolar seviyesinde vererek yüzde 70 oranında sübvanse etmekteyiz. Vatandaşlarımızın mağdur olmaması ve onların bütçelerine katkı sağlamak amacıyla doğal gazı ucuz fiyata, zarar etme pahasına halkımızın hizmetine sunmaktayız, sanayicilerimize de aynı şekilde destek vererek üretimlerinin devam etmesini sağlamaktayız.

Değerli milletvekilleri, önergede bahsedilen Avrupa başkentlerine baktığımızda, asgari ücretler ile doğal gaz fiyatları karşılaştırıldığında yapılan desteklerle ülkemizde doğal gazın daha ucuz olduğu görülecektir. Örnek olarak, Ankara’da net asgari ücretle 1.156 standart metreküp doğal gaz satın alınabilirken Berlin’de 760 standart metreküp doğal gaz, Amsterdam’da 474 standart metreküp doğal gaz alınabilmektedir. Karşılaştırma yapılan Avrupa başkentlerinde doğal gaz fiyatlarında ise son bir yılda yüzde 400 oranında zam yapılmıştır. Bu hizmeti sağlayan kamu iktisadi teşebbüsü olan BOTAŞ’ın bilançosundan bahsedildiğinde bu rakamların ortaya çıkması da kaçınılmaz olmuştur.

AK PARTİ, iktidarı süresinde 81 il ve 648 yerleşim merkezine doğal gazı ulaştırdı. Nüfusumuzun yüzde 80’ine tekabül eden yaklaşık 19 milyon konuta doğal gaz ulaştırdık, 2023’e kadar 900’ün üzerinde yerleşim merkezine doğal gazı da ulaştırmayı hedefliyoruz.

Doğal gazın yüzde 99’unu ithal eden ülkemizi bu dışa bağımlılıktan kurtaracağız. Karadeniz gazının 2023’te sisteme dâhil edilmesi için çalışmalarımız Zonguldak Filyos bölgesinde tüm hızıyla devam etmektedir. Keşfedilen toplam 540 milyar metreküp doğal gazın halkımıza ulaşmasını sağlayacak boru hattının ilk etabı kasım ayında tamamlanarak Filyos Limanı'ndan karaya çıkarılacak, ulusal gaz iletim şebekesine bağlantısı inşallah gerçekleştirecektir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayalım lütfen.

AHMET ÇOLAKOĞLU (Devamla) – Değerli milletvekilleri, milletimizin teveccühüyle, yirmi yıldır olduğu gibi, AK PARTİ iktidarı olarak Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında, Cumhur İttifakı’yla, inşallah, 2023 seçimlerinde kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Halkların Demokratik Partisi grup önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.

Sayın Kabukcuoğlu…

V.- AÇIKLAMALAR (Devam)

37.- Eskişehir Milletvekili Arslan Kabukcuoğlu’nun, köy okullarına ilişkin açıklaması

ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) – Teşekkür ederim Başkanım.

Millî Eğitim Bakanlığı, yönetmelik değişikliğiyle, köy yerlerinde en az 5 çocuk bulunması hâlinde ana sınıfı, öğrenci sayısına bakılmaksızın ise ilkokul açılacağını belirtmiştir; okul öncesi eğitim kurumlarının açılabilmesi için birtakım zorlayıcı şartlar getirmiştir. Türkiye’de 2006 eğitim yılında köylerde 8.392 olan okul sayısı, AK PARTİ yönetiminde, günümüzde 701’e gerilemiştir. Köy okulları kapatılarak yapılan yanlış geç de olsa fark edilmiştir. Köylerimizde 1 çocuğumuz yaşasa dahi onu eğitimden mahrum bırakamayız. Ülkemizi geleceğe hazırlamalıyız. İnsanları köylerde tutmamızın, çiftçileri kalkındırmamızın son derece önemli olduğu bugünlerde Millî Eğitim Bakanlığı eğitimi öncelemeli, AK PARTİ Hükûmeti yaptığı hataları tamir etmelidir.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Sayın Özen…

38.- İstanbul Milletvekili Zeynel Özen’in, ünlü halk ozanı Âşık Mahzuni Şerif’in 20’nci ölüm yıl dönümüne ve Aysel Doğan’ın cenazesinde yaşanan olaylar ile konser yasaklarına ilişkin açıklaması

ZEYNEL ÖZEN (İstanbul) – Teşekkür ederim Başkanım.

Bugün, ünlü halk ozanımız Mahzuni Şerif’in 20’nci ölüm yıl dönümü; saygıyla anıyorum, devri daim olsun. Ayrıca, yarın, ser verip sır vermeyen devrimci önder İbrahim Kaypakkaya’nın şehit edilmesinin yıl dönümü; mücadelesi önünde saygıyla eğiliyorum.

İktidar, Kürt düşmanlığında sınır tanımıyor. Aysel Doğan’ın cenazesi kaçırıldı, halka gaz ve su sıkıldı. Sadece Kürtçe parça söyledikleri için Aynur Doğan ve Metin-Kemal Kahraman kardeşlerin konserleri yasaklandı. Şunu buradan belirteyim: Aynur Doğan siyasi parçalar söylemiyor, uluslararası bir sanatçıdır. Bu Kürt düşmanlığını kınıyorum, buna bir an önce son verin.

BAŞKAN – Sayın Kılavuz…

39.- Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz’un, Mersin Valiliğindeki görev değişimine ve Mersinli futbol takımlarına ilişkin açıklaması

OLCAY KILAVUZ (Mersin) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle güzel Mersin’imize Vali olarak atanan Şırnak Valimiz Sayın Ali Hamza Pehlivan’a hayırlı olsun dileklerimi iletip görevinde başarılar diliyorum. Cenab-ı Allah Mersin’imize hayırlı hizmetler yapmasını nasip eylesin.

Mersin’imizde görevi tamamlanarak Diyarbakır Valiliğine atanan Sayın Valimiz Ali İhsan Su’ya Mersin’imize yapmış olduğu hizmetlerden dolayı teşekkürlerimi sunuyorum.

2. Lig’e çıkma yolunda bugün Mersin Arena Stadyumu’nda karşılaşması olan, şehrimizin güzide kulübü İçel İdmanyurdu’muza başarılar diliyor, 1. Lig’e çıkma mücadelesinde rakibini eleyen şehrimizin asırlık kulübü Tarsus İdman Yurdu’muzu yürekten kutluyorum. Mersinli hemşehrilerimizi başarılarıyla göğsümüzü kabartan takımlarımıza destek olmaya davet ediyor, teşekkür ediyorum.

VII.- ÖNERİLER (Devam)

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)

3.- CHP Grubunun, Grup Başkan Vekilleri İstanbul Milletvekili Engin Altay, Manisa Milletvekili Özgür Özel ve Sakarya Milletvekili Engin Özkoç tarafından, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığını olumsuz etkileyen unsurların tespiti ve yargıya güvenin artırılması için gerekli önlemlerin belirlenmesi amacıyla 17/5/2022 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin ön görüşmelerinin Genel Kurulun 17 Mayıs 2022 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

BAŞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.

17/5/2022

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Danışma Kurulu 17/5/2022 Salı günü (bugün) toplanamadığından, grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzük’ün 19’uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.

                                                                                                   Engin Altay

                                                                                                      İstanbul

                                                                                              Grup Başkan Vekili

Öneri:

İstanbul Milletvekili Grup Başkan Vekili Engin Altay, Manisa Milletvekili Grup Başkan Vekili Özgür Özel ve Sakarya Milletvekili Grup Başkan Vekili Engin Özkoç tarafından, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığını olumsuz etkileyen unsurların tespiti ve yargıya güvenin artırılması için gerekli önlemlerin belirlenmesi amacıyla 17/5/2022 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin (3445 sıra no.lu) diğer önergelerin önüne alınarak görüşmelerinin 17/5/2022 Salı günkü birleşimde yapılması önerilmiştir.

BAŞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisinin gerekçesini açıklamak üzere söz talep eden İstanbul Milletvekili Sayın Zeynel Emre.

Buyurun Sayın Emre. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA ZEYNEL EMRE (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, Türkiye’de bağımlı yargının bizlere, ülkemize verdiği zararları her platformda dile getiriyoruz. Bizim, Cumhuriyet Halk Partisi olarak en son karşılaştığımız çok büyük bir adaletsizlik, çok büyük bir hukuksuzluk olan, vicdanları kanatan İl Başkanımız Canan Kaftancıoğlu hakkındaki kararla ilgili, gerçekten hukuka inanan, pozitif bilime inanan, gerçekten vicdan sahibi olan, duymak isteyen kulaklar duysun, görmek isteyen gözler görsün diye, buradan tane tane yaşanan hukuksuzluğu dikkatinize sunacağım değerli arkadaşlar.

Sayın İl Başkanımız il başkan adaylığını açıkladıktan sonra -ki o zaman parti meclis üyesi, daha öncesinden il başkan yardımcısı olarak görev yapıyor- kendisi hakkında bir araştırma tutanağı düzenleniyor 15/12/2017 tarihli. Niye? Geçmiş tarihli atmış olduğu “tweet”ler gerekçe gösterilerek. Bunun hukukta bir karşılığı yok esasında ama böyle bir araştırma tutanağı var dosyada. Devam ediyoruz; daha sonra bekleniyor, İstanbul İl Başkanı seçildikten sonra Cumhurbaşkanının avukatları tarafından kendisi hakkında şikâyet dilekçeleri veriliyor, 2018’in ilk ayından itibaren tartışmalı “tweet”lerin hepsi dosya içerisine konuluyor ve bir dosya hazırlığı yapılıyor. Bu süreden sonra, acaba hangi karar AKP iktidarının işine yarar, hangi karar Erdoğan’ın işine yarar, hangisi yaramaz diye bekliyorlar değerli arkadaşlar. Dosya 2018’in 5’inci ayında hazır, zaten iddianame tarihi de onu gösteriyor ama davayı açmıyorlar, davayı bekletiyorlar, aylarca dosya bekliyor, üç ay, beş ay, yedi ay, sekiz ay, on ay. İstanbul seçimlerine gidiliyor, İstanbul seçimlerinde büyük bir seçim başarısı elde ediliyor ve İstanbul örgütü Canan Kaftancıoğlu öncülüğünde tek bir oyun çalınmasına dahi müsaade etmiyor ve tekrar edilen seçime giderken iddianame ağır ceza mahkemesine sunuluyor. 5’inci ay… Mart ayında, 31 Martta seçim var, haziranda tekrarı, arada dosya sunuluyor. Tekrar edilen seçim 24 Haziran 2019 tarihli, beş gün sonrasında duruşma günü, ağır cezada sanık Canan Kaftancıoğlu’na -bilmem- yirmi yıla kadar ceza isteniyor ve dosyada terörün “t”siyle alakası olmamasına rağmen -ki Yargıtay bu hâliyle bile onu bozmak zorunda kaldı- terör örgütü propagandasını gerekçe göstererek ağır ceza mahkemesinde kendisi sanık yapılsın ve bütün şaibeli kararların altında imzası bulunan Akın Gürlek’in önüne gitsin diye, o gezen Heyet Başkanının önüne gitsin diye ağır ceza mahkemesinde dava açılıyor. Topu topu 3 celse, dokuz yıl sekiz aylık karar.

Şimdi, değerli arkadaşlar, 2’nci celsenin çıkışında, Canan Kaftancıoğlu adliyenin çıkısında basın mensuplarına bir şiir okuyor. Bu şiirin şikâyetçisi yok, başvuranı yok, bir sonraki duruşmaya gittiğimizde mahkeme diyor ki: “Sanığın adliye dışına gittikten sonra şiir okuduğu görülmüştür.” Diyoruz ki: “Kardeşim, size bir başvuru var mı?” “Yok.” Peki, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 22’nci maddesinin son fıkrası açık değil mi? Bir kimse hem tanık hem yargıç nasıl olur? Bu davadan çekilme sebebi. “Yok, bizde böyle, biz böyle yapıyoruz.” Kaftancıoğlu duruşmada diyor ki: “İl Başkanlığı yapıyorum, kritik bir seçime gidiyoruz, savunma için süre istiyorum, ilk defa süre istiyorum, yasal hakkım.” “Sanığın savunma için süre isteme talebinin reddine.” E, mecbursun. O zaman reddihâkim talebinde buluyoruz. Reddihâkim talebini, bunu karara bağlamadan katılma taleplerini karara bağlıyor; mutlak hukuksuzluk, yapamazsın. Peki, reddihâkim talebinde bulunuyoruz, üstünden bir zaman geçiyor, sanığa savunma için süre verilmesi. Bakın, hepsi mahkemede gerçekleşen işler. 62’nci maddenin uygulanmaması, hiçbir gerekçesi yok, örnek bütün Yargıtay kararları sunuldu, takdiri indirim sebebi olarak izah edilemez. Bizim hukukumuzda -bakın, sadece usul sayıyorum şu anda- bir sanığa hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını uygularsın veya uygulamazsın. Sormakla yükümlüsün, mahkeme sormamış ve buna ilişkin yüzlerce Yargıtay kararı var, hepsini sunduk.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ZEYNEL EMRE (Devamla) – Sayın Başkan, müsaade ederseniz tamamlayacağım.

BAŞKAN – Tamamlayalım lütfen.

ZEYNEL EMRE (Devamla) – “Bizde böyle, biz bunu yapmıyoruz.”

Peki, kardeşim, soruşturmayı sanal devriyeyle yapmışsın. Sanal devriyeyi -Polis Vazife ve Salâhiyet Kanunu 6’ncı maddesine ilave edilmiş- Anayasa Mahkemesi iptal etti. “E, bizde böyle.”

Peki, Anayasa'nın 2’nci maddesine göre Türkiye bir hukuk devletidir, eşitlik ilkesi vardır, kanuna aykırı delil kullanılamaz. Sayın Kaftancıoğlu diyor ki: “Benim Ermeni soykırımı, 1915, Taksim gibi ‘tweet’lerim yok, benzeri ‘tweet’lerim yok, diğer bütün ‘tweet’leri kabul ediyorum. Bunun için bilirkişi incelemesi ve araştırma talep ediyorum.” “Talebin reddine, biz böyle karar verdik.”

Değerli arkadaşlar, eşitlik yoksa hukuk yoktur. Diğer iddiaların hepsi düştüğü için ona, onlara bir şey söylemeyeceğim sürem itibarıyla ancak bir hususu özellikle hepinizin vicdanına sunuyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ZEYNEL EMRE (Devamla) - Sayın Başkanım, burası önemli. Sözümü tamamlamam için mikrofonu bir açarsanız…

BAŞKAN - Devam edin siz.

ZEYNEL EMRE (Devamla) – Bakın, bugün “Tayyip Erdoğan hakkında hakaret” diye 35 bin kişi mahkûm oldu, 165 bin kişi soruşturma geçirdi.

Peki, aynı Erdoğan’ın, aynı AKP'lilerin söylediği sözlerden bazıları ve hiçbir şey olmuyor: “Ulan ahlaksızlar, adiler, cibilliyetsizler, tezek, çamur, mankafa, alçak, affedersin Ermeni, şerefsiz, edepsiz, yalaka, geri zekâlı, soysuz, rezil.” vesaire vesaire. İçişleri Bakanı: “Edepsiz, çirkef, sahtekâr, düzenbaz, yalancı, şerefsiz, alçak.” Genel Başkanımıza “Uzaylı yaratığa benziyor.” Diğer partililerimize yine içinizdeki AKP milletvekillerinin ettiği küfürler, bir milletvekilinizin polise yönelik “Terbiyesiz, şerefsiz!” ifadesi, benzeri ifadelerin hepsinde hiçbir şey olmuyor. Çıkıp da bize burada şunu demeyin: “Efendim, biz o sözleri de doğru bulmuyoruz.”

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

ZEYNEL EMRE (Devamla) – Burada mutlak bir kumpas var, hukuksuzluk var; biz Sayın Kaftancıoğlu’nun yanındayız, bütün bu adaletsizlerin de Meclis eliyle araştırılmasını talep ediyoruz. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – İYİ Parti Grubu adına söz talep eden Antalya Milletvekili Sayın Feridun Bahşi.

Buyurun Sayın Bahşi. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)

İYİ PARTİ GRUBU ADINA FERİDUN BAHŞİ (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; CHP grup önerisi üzerine İYİ Parti adına grubumuzun görüşlerini açıklamak üzere söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, demokrasi, yasama, yürütme ve yargı erklerinin birbirinden ayrıldığı, aralarında net bir denge ve denetim mekanizmasının kurulduğu sistemin adıdır ve bu sistemde bu erklerin denetlenmesi yargı organı eliyle yapılır ancak günümüze baktığımızda, ortada ne bağımsız bir yargı kalmış ne hukuk ne de uygulanabilir bir yasa. AK PARTİ iktidara geldiği ilk andan itibaren yargıyı ele geçirmek amacıyla kadrolaşma yapmaya başlamıştır. 2008 yıllarında ise FETÖ yandaşlığıyla belli bir güce erişince, önce Türk Silahlı Kuvvetlerini etkisizleştirip gücünü kırmak için hukuk dışı delillerle Ergenekon kumpas davalarını devreye sokmuştur. O günden bu yana yaşanan hukuk rezaletleri hepimizin malumu. Bu sistemle ülkede ikili hukuk sistemi uygulamasına geçilmiştir; yandaşlara ayrı bir hukuk, muhaliflere ya da kendileri gibi düşünmeyenlere ayrı bir hukuk. Ergenekon kumpas davalarıyla ortadan kaldırılan hukuk, 12 Eylül 2010 tarihli referandumla, tüm kurumlar gibi FETÖ'ye teslim edilmiştir. 17-25 Aralıkta, iktidar mücadelesine giren FETÖ, AK PARTİ’nin tüm hırsızlık ve yolsuzluklarını ortaya dökünce iç mücadele başlamış, büyüttükleri hain FETÖ, ihanetle, 15 Temmuz darbe girişimine dahi kalkabilmiştir.

Değerli arkadaşlar, 15 Temmuzda millet devleti sokaktan toplamışsa da sonrasında AK PARTİ yine akıllanmamış, bu defa da başka cemaatlerle iş birliği yapmış, bu paylaşımdan yargı da payını almıştır. Gelinen noktada ikili hukuk sistemi uygulanmasına devam edilmektedir. Ha, bu arada, iktidarlarına bağladıkları yargının soruşturmasından kurtulmak için hukukta asla yeri olmayan milatlar uydurup 17-25 Aralık öncesi işledikleri silahlı terör örgütü yöneticiliği ve üyeliği suçlarından şimdilik kendilerini kurtarmışlar ancak kendilerinden görmedikleri kişilerle ilgili yargılamalara müdahale edip ağır cezalar almalarına sebep olmuşlardır.

Değerli arkadaşlar, en son 2 karardan biri Kavala, diğeri Kaftancıoğlu kararı. Her 2 karar da hukuk adına kabul edilebilir değildir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayalım lütfen.

FERİDUN BAHŞİ (Devamla) – Üstelik “17-25” saçmalığıyla, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası öngörülen fiilleri işleyenler hakkında tek bir soruşturma dahi açılmamışken, FETÖ lideriyle fotoğraf çektirenler milletvekili, bakan yardımcısı, vali, büyükelçi yapılırken, FETÖ liderini meydanlarda defalarca övenler tekrar tekrar bakan yapılırken verilen bu kararları hukuk adına kabul etmemiz mümkün değildir. Bu sebeple Cumhuriyet Halk Partisinin bu önergesini destekliyor “evet” oyu vereceğimizi buradan açıklıyorum.

Bu vesileyle Gazi Meclisi ve büyük Türk milletini saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Halkların Demokratik Partisi Grubu adına söz talep eden Muş Milletvekili Sayın Gülüstan Kılıç Koçyiğit.

Buyurun Sayın Koçyiğit. (HDP sıralarından alkışlar)

HDP GRUBU ADINA GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, sayın vekiller ve ekranları başında bizi izleyen değerli halklarımız; hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.

Şimdi, tabii, ikili yargı sistemi ve Türkiye'deki her geçen gün araçsallaşan, her geçen gün bağımlılaşan ve AKP iktidarının aslında muhaliflerini tasfiye etme, demokratik siyaseti dizayn etme, aslında neredeyse iktidarda kalmasının aracı hâline dönüşen yargı meselesini konuşacaksak, tabii, üzerine saatlerce konuşmamız gerekir; ne buradaki üç dakika ne de bir önerge aslında bu meselenin çözümü için yeterli değildir.

Şimdi, değerli arkadaşlar, Türkiye Cumhuriyeti devleti, her zaman özel bir yargıyla, yargısal rejimle yönetildi. Bu yargısal rejim, istiklal mahkemelerinden başladı, DGM’lerle devam etti, özel yetkili mahkemeler eklendi buna ve şimdi de sulh ceza mahkemeleri sürekli olarak bu ülkedeki Kürtlerin, Alevilerin, muhaliflerin başında Demokles'in kılıcı gibi sallandı. Bu ülkede nice solcu, nice devrimci, nice demokrat insan işkence tezgâhlarından geçirildi ve adına “yargı” denilen o apoletli yargının kendisi o insanları idam cezasına mahkûm etti ve o idam cezaları bu ülkede uygulandı. Bugün yaşadığımız yargı krizinin de temelinde aslında bu tek tipçi “Ne olursa olsun, söz konusu devletse gerisi teferruattır.” diyen; insanı, yaşamı, doğayı, kadını, hakkı hukuku, demokrasiyi hiçe sayan bir bakış açısının etkin olduğunu görüyoruz.

Şimdi, AKP Hükûmeti ne yapıyor? Zaten şöyle: “Alo, hâkim bey; alo hâkime hanım, şu karar çıksın.” Mesele buraya kadar gelmiş durumda; hem en son Sayın Canan Kaftancıoğlu şahsında ama oraya gelmeden önce, verilen bütün kararlara da baktığımızda hukukla açıklanacak bir durum olmadığını görüyoruz. Sayın Demirtaş'ın, Sayın Osman Kavala'nın AİHM'den kararları bozulmasına rağmen, adil yargılanmadıkları, siyasi saiklerle cezalandırıldıkları tespit edilmesine rağmen Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne taraf olan Türkiye hâlâ bu kararı yerine getirmiyor. Neden? Çünkü iktidarda AKP var, çünkü yargı AKP'nin emrinde, çünkü yargının içine, FETÖ'cüleri tasfiye ettikten sonra, kendi il, ilçe örgütlerinde çalışan avukatları, aday adayı olanları getirdiniz, doldurdunuz; şimdi, o kişiler hâkim olarak, savcı olarak koltukta oturuyorlar ve biz muhalifleri sözde yargılamaya çalışıyorlar. Bakın, şurada, yanı başımızda, Sincan'da kurduğunuz Kobani kumpas davası çöktü. İkinci hamleyi yapmaya çalıştınız, o da elinizde patladı. Derdiniz ne? Derdiniz, muhalifleri tasfiye etmek.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayalım, lütfen.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Devamla) – Teşekkür ederim.

Derdiniz, sizi 7 Haziranda iktidardan düşüren HDP'yi siyasetten tasfiye etmek. Derdiniz “Seni başkan yaptırmayacağız.” diyen Sayın Demirtaş'ı cezaevinde rehin tutmak ve derdiniz, ne olursa olsun bu antidemokratik, rantçı, talancı düzeninizi ayakta tutmak.

Az önce, burada, hiçbir şekilde kabul edilemeyecek bir olay oldu ve bir Grup Başkan Vekili bir sanatçıyı hedef gösterdi. Sayın Aynur Doğan’ın başına gelecek her şeyden Sayın Elitaş’ın sorumlu olduğunu bu kürsüden ifade etmek istiyorum. Hem götürüp kayyum salonunda konser verdireceksiniz hem de gelip burada “Sırtını PKK’ye yasladı.” diye hedef göstereceksiniz. Her hukuksuzluğunuzun üstünü PKK’yle kapatamazsınız, her yandaş fikrinizi PKK’yle kapatamazsınız. Ya hakka uyacaksınız, hukuka uyacaksınız ya da oturacaksınız.

Saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

SALİH CORA (Trabzon) – Yazıklar olsun sana böyle bir mesaj verdiğin için, yazıklar olsun! Hiç utanmıyorsun!

BAŞKAN – Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına Samsun Milletvekili Yusuf Ziya Yılmaz.

Buyurun Sayın Yılmaz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Ya, bir kadına böyle konuşulur mu Salih ya! Ne demek “Yazıklar olsun!” ya!

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) – Niye utanayım? Nasıl konuşuyorsunuz ya, nasıl konuşuyorsunuz!

SALİH CORA (Trabzon) – Hiç utanmıyorsun, çok ayıp ya!

BAŞKAN – Sayın Koçyiğit, oturalım lütfen.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) – Sayın Başkan, orada hakaret ediyor.

BAŞKAN – Sayın Cora…

SALİH CORA (Trabzon) – Ne hakareti? Sen hakaret ediyorsun ya! PKK’yı övüyorsun burada ya, ayıptır ya!

BAŞKAN – Sayın Cora… Sayın Cora, konuşmacı kürsüde. Sayın Cora…

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) – Her edepsizliğinizi onunla örtemezsiniz diyorum.

SALİH CORA (Trabzon) – Ayıp ya! Haddinizi bilin ya!

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Lanet olsun PKK’ya ve yandaşlarına!

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) – Duydun mu, duydun mu söylediğimi?

BAŞKAN – Evet, arkadaşlar, müsaade ederseniz…

SALİH CORA (Trabzon) – PKK’yı övüyorsun burada. Buna hakaret diyorsun ya! İşine bak ya!

BAŞKAN – Sayın Cora…

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) – Götürüp konser verdirip burada hedef gösteremezsin diyorum.

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) – Hatip konuşuyor!

SALİH CORA (Trabzon) – PKK’yı övüyorsun burada ya!

BAŞKAN – Sayın Cora…

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) – Hedef göstereceksin, dün de konser verdireceksin, yok öyle bir dünya!

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) – Başkanım, süreyi yeniden başlatın.

BAŞKAN – E, oradan laf yetiştiriyor, onu gösteriyorsun bana.

SALİH CORA (Trabzon) – Yazıklar olsun ya, yazıklar olsun!

BAŞKAN – Sayın Cora, lütfen, rica ediyorum, sizin konuşmacınız kürsüde.

SALİH CORA (Trabzon) – Başkanım, özür diliyorum sizden, kusura bakmayın. Sizden özür dileriz ama buna müsaade etmeyiz.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Yılmaz.

AK PARTİ GRUBU ADINA YUSUF ZİYA YILMAZ (Samsun) – Sayın Başkan, çok saygıdeğer milletvekillerimiz; bizi ekranları başlarında izleyen aziz milletimizi en kalbî, en içten duygularımla, sevgiyle saygıyla selamlayarak sözlerime başlamak istiyorum.

CHP grup önerisi üzerinde söz almış bulunmaktayım. CHP grup önerisine yönelik değerlendirmemiz ret doğrultusundadır, sebebi de şudur: Çok partili hayatın başladığı 1950’li yıllardan bu yana demokrasimiz, kuvvetler ayrımı sistemi yani yasamanın, yürütmenin ve yargının ayrılığıyla ilgili ve bu güçlerin birbirinin görev alanları içerisine müdahale etmemesiyle ilgili hassasiyet ta 1950’den bu yana -1950 öncesi için bir şey diyemiyorum- çok partili hayatımız boyunca demokrasimizin mücadelesini verdiği bir unsurdur. Ne kadar mesafe katettiğimiz tartışılır ama bunun en güç, en sıkıntılı dönemleri AK PARTİ’nin iktidara geldiği 2000’li yılların başında yani 2002’yi takip eden zamandadır. AK PARTİ’nin kuvvetler ayrımı meselesiyle ilgili hassasiyetinin dorukta olmasının sebebi de AK PARTİ'nin uğradığı mağduriyetlerdir. Bunların başında, hepinizin çok iyi bildiği gibi bürokratik oligarşi de vardır, askerî müdahaleler de vardır, 367 garabeti vardır, kapatma davaları vardır, vardır da vardır. Bunların hepsiyle mücadele ede ede gelen bir siyasi hareket, bir siyasi parti, bir siyasi duruş hiçbir zaman için yargıya müdahale etme, yargı kararlarını alıp da karşısında yönlendirme yönünde bir davranışa asla girmemiş, asla girmeye teşebbüs de etmemiştir.

Değerli arkadaşlarım, bu değerlendirmeyi yaptıktan sonra, ben, bir Samsun Milletvekili olarak size, Samsun'da uzun süre belediye başkanlığı yapmışlığın da verdiği bir şeyle, yarın değil öbür gün kutlayacağımız 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’mızla ilgili birtakım şeyler söylemek istiyorum. Değerli arkadaşlarım, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı, Samsun'da Türkiye'nin 81 ilinden çok daha fazla heyecan duyularak kutlanan bir bayramdır. Sebebi de Atatürk'ün Samsun'a 19 Mayıs 1919 sabahı çıkışı ve onu takip eden zaman içinde Nutuk'ta da Samsun'la ilgili söylediği, özellikle Samsun halkını ve Samsunlu hemşehrilerimi övgüye yönelik sözleridir. Bu sözleri bir tekrarlamak istiyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayalım lütfen.

YUSUF ZİYA YILMAZ (Devamla) – Atatürk “Ben Samsun'u ve Samsun halkını gördüğüm zaman, memlekete ve millete ait bütün düşünce ve kararlarımın yerine getirilebileceğine dair bir kanaat tarafımdan oluştu ve her zaman kurtuluş mücadelesiyle ilgili mücadelede başarı şansımızı, başaracağımıza dönük heyecanı Samsun halkının gözlerinde gördüm.” mealinde sözler söylemiştir. Bunu takip eden zaman içerisinde de Atatürk, Samsun'da iki gün kadar bir süre kalmış, oradan Havza'ya geçmiş, bildiğiniz gibi, on yedi gün Havza’da kaldıktan sonra, daha doğrusu ordu müfettişliğinden de Havza’da istifa ederek onu takip eden Amasya, onu takip eden Erzurum ve Sivas Kongrelerini yapmak üzere kurtuluş mücadelesini başlatmıştır.

Değerli milletvekilleri, bizler, Samsun'da hakikaten bu aziz hatıraya layık olacak şekilde Atatürk'ün 19 Mayıs hatırasının Samsun’daki izdüşümlerini, Samsun'daki mekânsal düzenlemeleri hep önemsemişizdir. Bandırma Müze Gemi, Atatürk'ün Samsun'a çıkışıyla ilgili iskele ve kurtuluş yolu mücadelesinin sahnelendiği Kurtuluş Yolu düzenlemeleri vesaire gibi olayları yapmakla kalmayıp bir de Atatürk’ün Samsun’dan…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

YUSUF ZİYA YILMAZ (Devamla) – Bitirmek üzereyim.

BAŞKAN – Tamamlayın lütfen.

YUSUF ZİYA YILMAZ (Devamla) – Bir de değerli milletvekili kardeşlerim, arkadaşlarım: hepinizin bildiği gibi Atatürk'ün Samsun'dan Havza'ya, Havza'dan Amasya'ya kadar katettiği yol bugün devlet yolu olarak kullanılan bir yol değildir, eski Mamur Dağı güzergâhıdır, orayı da bir tarihî izlek, tarihî rota olarak düzenledik. Güzergâh üzerinde, Atatürk'ün geçerken kullandığı mekânlar, hanlar, çeşitli kır kahveleri vesairenin hepsini yaşamak ve görmek mümkündür. Eğer 19 Mayıs ve o günü takip eden günlerde Samsun'a gelirseniz, Samsun'dan Ankara'ya devlet yolundan değil de Atatürk'ün kullandığı Kurtuluş Yolu güzergâhını gezerseniz bir tarihi izlersiniz, bütün güzelliklerini, hatıralarını orada yaşayabilirsiniz diye düşünüyorum.

Değerli Meclisi saygıyla selamlıyorum.

19 Mayıs Bayramı’mız kutlu olsun. (AK PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Buyurun.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Efendim, grup önerimizin oylanmasından önce yoklama talebi yapacağız ama pek kısa bir yorum yapmak istiyorum sayın hatibin konuşmasıyla ilgili.

BAŞKAN – Peki, buyurun.

V.- AÇIKLAMALAR (Devam)

40.- İstanbul Milletvekili Engin Altay’ın, Samsun Milletvekili Yusuf Ziya Yılmaz’ın CHP grup önerisi üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Yusuf Ziya Bey’in Atatürk’e bağlılığını biliriz, eksik olmasın fakat Atatürk'e çok bağlı olduğu için Samsun Büyükşehirde aday yapılmadı diye de düşünmüyor değiliz yani. (Gülüşmeler)

VII.- ÖNERİLER (Devam)

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)

3.- CHP Grubunun, Grup Başkan Vekilleri İstanbul Milletvekili Engin Altay, Manisa Milletvekili Özgür Özel ve Sakarya Milletvekili Engin Özkoç tarafından, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığını olumsuz etkileyen unsurların tespiti ve yargıya güvenin artırılması için gerekli önlemlerin belirlenmesi amacıyla 17/5/2022 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin ön görüşmelerinin Genel Kurulun 17 Mayıs 2022 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)

BAŞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisini oylarınıza sunmadan önce bir yoklama talebi var. Yoklama talebini karşılayacağım.

 

III.- YOKLAMA

(CHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Yoklama istiyoruz.

BAŞKAN – Sayın Altay, Sayın Emre, Sayın Karabat, Sayın Aydın, Sayın Zeybek, Sayın Aygun, Sayın Kaya, Sayın Köksal, Sayın Özer, Sayın Tuncer, Sayın Taşcıer, Sayın Kayışoğlu, Sayın Ünver, Sayın Kayan, Sayın Tokdemir, Sayın Kesici, Sayın Ünsal, Sayın Sarıbal, Sayın Gündoğdu, Sayın Şaroğlu.

Üç dakika süre veriyorum ve yoklamayı başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Toplantı yeter sayısı yoktur, birleşime beş dakika ara veriyorum.

Kapanma saati: 17.57

ÜÇÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 18.03

BAŞKAN: Başkan Vekili Haydar AKAR

KÂTİP ÜYELER: Şeyhmus DİNÇEL (Mardin), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)

-----0-----

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 91’inci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.

III.- YOKLAMA

BAŞKAN - Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisinin oylamasından önce, istem üzerine yapılan yoklamada toplantı yeter sayısı bulunamamıştı.

Şimdi yoklama işlemini tekrarlayacağım.

Yoklama için üç dakika süre veriyorum.

Yoklama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklamaya başlandı)

BAŞKAN - Pusula veren arkadaşlar Genel Kuruldan ayrılmasınlar, bunu da hatırlatmak istiyorum.

(Elektronik cihazla yoklamaya devam edildi)

BAŞKAN – Yapılan ikinci yoklamada da toplantı yeter sayısı bulunamadığından…

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Muhalefet Genel Kurulu çalıştırmak istemiyor.

BAŞKAN - …alınan karar gereğince, kanun teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla görüşmek için 18 Mayıs 2022 Çarşamba günü saat 14.00'te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.

Kapanma Saati: 18.07



(x) Bu bölümlerde hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.