TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

                                                                           TUTANAK DERGİSİ

 

                                                                                          84’üncü Birleşim

                                                                                      22 Nisan 2022 Cuma

 

(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu Tutanak Dergisi’nde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)

 

                                                                                          İÇİNDEKİLER

 

 

I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

II.- GELEN KÂĞITLAR

III.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları

1.- İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu’nun, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’na ilişkin gündem dışı konuşması

2.- Hatay Milletvekili Serkan Topal’ın, Hatay’ın sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması

3.- Balıkesir Milletvekili Mustafa Canbey’in, sanal dünya “metaverse”e ilişkin gündem dışı konuşması

 

IV.- AÇIKLAMALAR

1.- Konya Milletvekili Esin Kara’nın, Türkiye Büyük Millet Meclisinin kuruluşunun 102’nci yıl dönümü ile 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’na ilişkin açıklaması

2.- İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi’nin, sağlık yönetimi bölümü mezunlarının kadro sorununa ilişkin açıklaması

3.- Malatya Milletvekili Mehmet Celal Fendoğlu’nun, Türk futbolunun son günlerde içinde bulunduğu duruma ilişkin açıklaması

4.- Mersin Milletvekili Ali Cumhur Taşkın’ın, Türkiye Büyük Millet Meclisinin kuruluşunun 102’nci yıl dönümü ile 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’na ilişkin açıklaması

5.- Mersin Milletvekili Hacı Özkan’ın, Türkiye Büyük Millet Meclisinin kuruluşunun 102’nci yıl dönümü ile 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’na ilişkin açıklaması

6.- Balıkesir Milletvekili Fikret Şahin’in, sağlık sistemindeki sorunlara ilişkin açıklaması

7.- Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur’un, Türk vatandaşı olmak için alınacak konut bedelinin yükseltilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması

8.- Antalya Milletvekili Aydın Özer’in, Antalya’nın Serik ve Aksu ilçelerinde yaşanan hortumun yarattığı zararın tazmininde TARSİM’in tutumuna ilişkin açıklaması

9.- Bursa Milletvekili Erkan Aydın’ın, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın 102’nci yıl dönümüne ve çocuk işçiliğine ilişkin açıklaması

10.- Sivas Milletvekili Semiha Ekinci’nin, Türkiye Büyük Millet Meclisinin kuruluşunun 102’nci yıl dönümü ile 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’na ve Suudi Arabistan’da düzenlenen Kur’an-ı Kerim’i ve Ezanı Güzel Okuma Yarışması’nda 1’inci olan Ravza Camisi İmam-Hatibi Muhsin Kara’yı tebrik ettiğine ilişkin açıklaması

11.- Kayseri Milletvekili Çetin Arık’ın, iktidarın ona inananları yarı yolda bıraktığına ilişkin açıklaması

12.- İstanbul Milletvekili Sibel Özdemir’in, taşeron işçilerin yaşadığı mağduriyete ilişkin açıklaması

13.- Mersin Milletvekili Alpay Antmen’in, Mersin Büyükşehir Belediyesinin sosyal belediyecilikte çığır açtığına ilişkin açıklaması

14.- Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel’in, Cumhurbaşkanının açıkladığı YUVAM hesabına ilişkin açıklaması

15.- Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin’in, diş hekimlerinin sorunlarına ilişkin açıklaması

16.- İstanbul Milletvekili Hayati Arkaz’ın, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile 21-28 Nisan Ebeler Haftası’na ilişkin açıklaması

17.- Mersin Milletvekili Cengiz Gökçel’in, Askıda Genç Bilet Kampanyası’na ilişkin açıklaması

18.- Mersin Milletvekili Baki Şimşek’in, Mersin’de yeterli sayıda otel ve turizme hitap edebilecek tesis olmadığına ilişkin açıklaması

19.- Kocaeli Milletvekili Sami Çakır’ın, ABD eski Başkanı Bill Clinton’ın Mecliste yaptığı konuşmaya ilişkin açıklaması

20.- Uşak Milletvekili İsmail Güneş’in, Turgut Özal’ın vefatının 29’uncu yıl dönümüne ilişkin açıklaması

21.- Kahramanmaraş Milletvekili Sefer Aycan’ın, Türkiye Büyük Millet Meclisinin kuruluşunun 102’nci yıl dönümü ile 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’na ilişkin açıklaması

22.- Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz’un, Türk gençliğinin millî şuurla yetişmesini sağlayan Ülkü Ocaklarına teşekkürlerini sunduğuna ilişkin açıklaması

23.- İzmir Milletvekili Dursun Müsavat Dervişoğlu’nun, Pençe-Kilit Harekâtı’nda bugün şehit olan uzman çavuşa Cenab-ı Allah’tan rahmet dilediğine, Hakkâri’nin düşman işgalinden kurtuluşunun 104’üncü yıl dönümüne, Resmî Gazete’de yayımlanan Sağlık Uygulamaları Tebliği’nde yapılan değişikliğe, vatandaşların emeğinin enflasyona karşı korunması adına Hükûmeti vazife almaya davet ettiğine, ülkenin içinde bulunduğu bütün bu olumsuzlukları İYİ Parti iktidarının sonlandıracağına ve millet iradesinin sandıkta tecelli edeceğine ilişkin açıklaması

24.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, ABD Dışişleri Bakanlığının yayınladığı 2021 İnsan Hakları Raporu’na ve Profesör Doktor Erol Güngör’ün vefatının 39’uncu yıl dönümüne ilişkin açıklaması

25.- Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş’ın, Gezi davasına, Osman Kavala’nın serbest bırakılması gerektiğine, 22 Nisan Kürt Gazeteciliği Günü’ne, 21 Nisanda açıklanan CPT’nin raporuna, Nevala Kasaba’ya ve AKP iktidarının “dış mihraklar” söylemine devam ettiğine ilişkin açıklaması

26.- Sakarya Milletvekili Engin Özkoç’un, Kemal Kılıçdaroğlu’nun fahiş elektrik zamlarını protesto ettiğine ilişkin açıklaması

27.- Denizli Milletvekili Cahit Özkan’ın, 11 Nisanda başlayan Mavi Vatan-2022 Tatbikatı’na, Pençe-Kilit Harekâtı’nda şehit olan askerlere Allah’tan rahmet niyaz ettiğine, salgının toplumsal ve ekonomik etkilerini bertaraf etmek üzere ekonomi kalkanı paketleri açıklandığına, başta Cumhurbaşkanı ve Sağlık Bakanı olmak üzere salgınla mücadelede emeği geçen herkese şükranlarını sunduğuna ve Genel Kurul gündemine ilişkin açıklaması

28.- Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş’ın, Batman’ın Timok köyüne uygulanan giriş çıkış yasağına ve Timok köylülerinin yaşadığı mağduriyete ilişkin açıklaması

29.- Amasya Milletvekili Mustafa Levent Karahocagil’in, AK PARTİ’nin yirmi yıllık iktidarı döneminde gerçekleştirdiği yatırımlara ilişkin açıklaması

30.- Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya’nın, cezaevlerinde yaşanan sorunlara ve Aysel Tuğluk’un cezaevinde yatma koşullarını tamamen kaybetmiş olduğuna ilişkin açıklaması

31.- Tokat Milletvekili Kadim Durmaz’ın, Türkiye Büyük Millet Meclisinin kuruluşunun 102’nci yıl dönümü ile 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’na ilişkin açıklaması

32.- Trabzon Milletvekili Ahmet Kaya’nın, Kemal Kılıçdaroğlu’nun, fahiş elektrik zamlarını protesto ettiğine ilişkin açıklaması

33.- İstanbul Milletvekili Turan Aydoğan’ın, Savcı Sayan’ın Belediye Başkanlığındaki Ağrı ilinin ekonomik sorunlarına ilişkin açıklaması

34.- Muğla Milletvekili Süleyman Girgin’in, Muğla’daki kamu hastanelerindeki eksikliklere ilişkin açıklaması

35.- Şanlıurfa Milletvekili Aziz Aydınlık’ın, engelli maaşlarının en az asgari ücret düzeyinde olması gerektiğine ilişkin açıklaması

36.- İstanbul Milletvekili Zeynel Özen’in, Koma Zelal grubu üyelerine açılan davaların yıllardır sürdüğüne ilişkin açıklaması

37.- Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş’un, Konya’da eğitim gören tüm öğrencilerin belediyenin taşıma hizmetlerinden ücretsiz yararlanması gerektiğine ilişkin açıklaması

38.- Gaziantep Milletvekili İmam Hüseyin Filiz’in, yoksulluğun bu milletin kaderi olmadığına ilişkin açıklaması

39.- Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş’ın, Habur Gümrük Kapısı’nda yaşanan mağduriyete ilişkin açıklaması

 

V.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR

1.- Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz’un, Mersin Milletvekili Alpay Antmen’in yaptığı açıklaması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

2.- Mersin Milletvekili Alpay Antmen’in, Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz’un sataşma nedeniyle yaptığı konuşması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

 

 

 

VI.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

A) Kanun Teklifleri

1.- İzmir Milletvekili Fehmi Alpay Özalan, Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Denizli Milletvekili Cahit Özkan ile 92 Milletvekilinin Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi (2/4331) ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 324)

2.- Denizli Milletvekili Nilgün Ök ve 45 Milletvekilinin Bankacılık Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 655 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4389) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 327)

 

VII.- OYLAMALAR

1.- (S. Sayısı: 324) Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi’nin oylaması

22 Nisan 2022 Cuma

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 14.00

BAŞKAN: Başkan Vekili Nimetullah ERDOĞMUŞ

KÂTİP ÜYELER: Abdurrahman TUTDERE (Adıyaman), Rümeysa KADAK (İstanbul)

-----0-----

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 84’üncü Birleşimini açıyorum.(x)

Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.

Gündeme geçmeden önce 3 sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.

Gündem dışı ilk söz, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı hakkında söz isteyen İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu’na aittir.

Buyurun Sayın Yeneroğlu.

III.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları

1.- İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu’nun, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’na ilişkin gündem dışı konuşması

MUSTAFA YENEROĞLU (İstanbul) – Saygıdeğer Başkan, çok kıymetli milletvekilleri, televizyonları başında bizleri izleyen saygıdeğer vatandaşlarımız; DEVA Partisi adına hepinizi saygıyla, muhabbetle selamlıyorum.

Malumunuz, yarın, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, millî iradenin temsilcisi Büyük Millet Meclisinin açılışının 102’nci yılı. Millî Mücadele’nin lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve Anadolu’nun dört bir yanından gelerek Birinci Meclise omuz veren tüm mebusları saygı ve rahmetle anıyorum.

23 Nisan 1920… Paramparça olmuş, başkenti işgal altında bir imparatorluk, on yıllardır cepheden cepheye koşan bir nesil, tarihe yön veren bir millet yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Bunun karşısında ise umudunu yitirmeyen ve milletimizin özgürlüğüne ve istikbaline vurulmak istenen prangayı söküp atmaya kararlı bir avuç insan; en zorlu şartlarda dahi çok seslilikten, ortak akıldan ve istişareden taviz vermeden bir yandan millî mücadeleyi yürütmüş, bir yandan ülkenin geleceğini belirlemişler. Oysa bugün, yüz iki yılı geride bırakmışız ama bu değerler bakımından ve her bir vatandaşımızın derdiyle dertlenen tüm milletin vekili olma şuurundan ne yazık ki Gazi Meclisimizin çok gerisindeyiz.

Aziz milletim, Türkiye, bugün herkesi tehdit eden, baskıcı, otoriter bir anlayış ile yönetilmeye çalışılmaktadır. Kötülük artık sıradanlaşmış, ahlaki yozlaşma, hukuksuzluklar, adam kayırma, yolsuzluk ve bunların neticesinde de yoksulluk her geçen gün daha da artmaktadır. Tüm değerlerin kaybolması, iktidarın aklıselimden uzaklaşıp baskıcı ve keyfî yönetimi benimsemesi yüzünden her geçen gün daha da yoksullaşmaktayız. Enflasyon kontrol edilemez bir boyutta, zamlar hız kesmiyor, hayat pahalılığı dayanılmaz hâle geldi, vatandaşlarımız çaresiz durumda. Mesleklerini yapamayan, atanamadıkları ve gelecek göremedikleri için bunalıma girip intihar eden geçlerimiz var, çoğu yerde esnafımız günü siftahsız kapatmaktadır, pazarlarda yerlerden meyve sebze toplamak zorunda bırakılan vatandaşlarımız var.

Değerli milletvekilleri, hepinizi millî egemenliğin ilan edildiği günün çocuklara hediye edilmiş olması üzerine düşünmeye davet ediyorum. Çocuklarımıza nasıl bir ülke miras bırakacağımızı düşünmeli ve bunun sorumluluğuyla yüzleşmeliyiz. Çocuklarımıza âdeta cezaevini andıran bir ülke mi miras bırakacağız? İnsanın iyice değersizleştirildiği, kötü muamele ve işkencenin sıradanlaştığı bir ülke mi hayal etmiştik biz? Hukuk tanımaz bir devlet anlayışı, beton şehirler, kötü bir eğitim sistemi ve yoksulluk mu miras bırakacağız? Soru sormanın, tartışmanın ve mutlu olacağı hayatın peşinden özgürce gitmenin yasaklandığı bir ülke mi miras bırakacağız? Çocuklarımızın birer yetişkin olduklarında kaçıp gitmek isteyecekleri bir ülke mi bırakacağız?

AB ve OECD’ye üye olan 41 ülke arasında en mutsuz çocukların Türkiye’de olmasını gerçekten hak etmiyoruz. Bugün, Türkiye’de bisiklete binerken panzerlerin altında ezilip can veren çocuklarımız var, boş arazilerde elinde bomba patlayıp paramparça olan çocuklarımız var, annesiyle birlikte hapishanede büyüyen ve daha doğduğu anda alnına terörist damgası vurulan binlerce çocuğumuz var, ailelerine yaşatılan hukuksuzluklar yüzünden hayatı zindan olan yüz binlerce çocuğumuz var. İktidar temsilcileri bu gerçekleri görmeli ve üzerine hep birlikte derin derin düşünmeliyiz.

Değerli arkadaşlar, sözlerimi Aliya İzzetbegoviç’in bir anekdotuyla sonlandırmak istiyorum. 100 binden fazla Boşnak’ın öldürüldüğü, yüz binlerce insanın evsiz kaldığı, camilerin, evlerin, hastanelerin yerle bir edildiği günlerde Aliya şunları söylüyor: “İnsan olmak ve insan kalmak Allah'a ve kendimize karşı sorumluluğumuzdur.”

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurunuz efendim.

MUSTAFA YENEROĞLU (Devamla) – Ona göre bu iki kavram siyasi anlamda, insanlara güven ve huzur veren, adaleti ve hukukun üstünlüğünü varlık sebebi kabul eden devlet kurmaya çalışmak demektir, hiç kimsenin farklılığından dolayı ayrımcılığa ve zulme uğramaması demektir. İnsan olmak ve insan kalmak, herhâlde bundan daha kötü bir kayıp düşünülemez. Emin olma vasfını yitirdikten sonra, etrafına güven ve huzur veremedikten sonra kaybetmekten korkulabilecek bir değer kalır mı acaba? İşte bizler tam da bu karanlık dönemde dert sahibi milyonlarca vatandaşımızın da desteğiyle ülkemizi akıl ve vicdan tutulması yaşayan bu zorba iktidardan kurtarmak için mücadele ediyoruz. Bu mücadelenin tüm toplum için zaferle sonuçlanacağına, kimseyi ötekileştirmeyen ve zulmetmeyen, huzurlu ve mutlu insanların ülkesi Türkiye’yi inşa edeceğimize yürekten inanıyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayınız efendim.

MUSTAFA YENEROĞLU (Devamla) – Güç sarhoşluğu içinde, ülkeyi uçuruma götürdüğünün farkında bile olmayan bu iktidarı ise üzülerek söylüyorum ki sayısız kötülüklerle hatırlayacağız.

Hepinizi DEVA Partisi adına saygıyla, muhabbetle selamlıyorum. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Gündem dışı ikinci söz, Hatay'ın sorunları hakkında söz isteyen Hatay Milletvekili Serkan Topal'a aittir.

Buyurun Sayın Topal. (CHP sıralarından alkışlar)

2.- Hatay Milletvekili Serkan Topal’ın, Hatay’ın sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması

SERKAN TOPAL (Hatay) – Teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinize saygılarımı sunuyorum. Bu kutsal makamdan da ayrıca bütün Hataylı hemşehrilerime selamlarımı, muhabbetlerimi, saygılarımı iletiyorum.

Evet, bugün günlerden Hatay. Bugün günlerden Hatay ama Hatay’ın sorunlarını çözemeyen bir AK PARTİ iktidarı var burada. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar) Değerli Hataylı hemşehrilerim, bakın, bu iktidar, maalesef sorunları çözmüyor; istese çözebilir ama çözmüyor. (CHP sıralarından alkışlar) Şimdi, diyorlar ki: Evet, birkaç şey yaptık. Evet, arkadaşlar, Hatay halkına yapılan her hizmete yerel televizyonda -Sayın Yayman da şahittir- teşekkür ettik; teşekkür etmesini biliyoruz. Ama arkadaşlar, Hatay’ın çok sorunu var. Bakın, mesela, hatırlarsanız ilk 300-400 bin Suriyeli Hatay’a geldi, bombalar Hatay’da patladı, vatandaşlarımız orada öldü. 400-500 bin Suriyeli var. Peki, arkadaşlar, belediyelere bütçeden pay gönderildiği zaman, o 400-500 bin Suriyeli için ek olarak belediyelere neden bütçe göndermiyorsunuz? E, burada belediye başkanlarımız zor durumda kalıyor arkadaşlar. Bakın, her 2 kişiden 1’i işsiz, her 2 kişiden 1’i; her 2 vatandaşımızdan 1’i, maalesef, işsiz. Bununla ilgili, istihdamla ilgili AK PARTİ iktidarı neler yaptı? Hiçbir şey yapmadı. (CHP sıralarından alkışlar)

HÜSEYİN YILDIZ (Aydın) – Hiçbir şey yapmadı; yapmadı, doğru söylüyorsun.

SERKAN TOPAL (Devamla) – Bakın, arkadaşlar, beni öğrenciler arıyor, diyorlar ki: Sayın Vekilim, Suriyeli vatandaşlarımız elini kolunu sallaya sallaya yarın gidecekler bayramda, ailelerini görecekler ama biz kendi memleketimizde, kendi ülkemizde Ankara’dan Hatay’a, İstanbul’dan Hatay’a gidemiyoruz çünkü bilet paraları arttı. Ya, bu mübah mıdır arkadaşlar? Yazık günah değil midir arkadaşlar? Bakın, bir ülkeden başka bir ülkeye vatandaş, sığınmacı gidecek, ailesini görecek; görsün, elbette, bayramda görsün, bütün insanlar bayramda ailelerini görsün ama bizim İstanbul’daki, Ankara’daki Hataylı hemşehrilerimiz Hatay’a gidemiyor. Sebep? Sadece motorine yüzde 150 zam. Dedik ya: Yaparsa AK PARTİ yapar (!) Zaten bu konuda mahir oldunuz, ustalaştınız; zam konusunda ustalaştınız.

Bakın, arkadaşlar, sanırım şu anda Sayın Oktay Hatay’a gelmiş, hoş gelmiş; Hatay’ın sorunlarına da bir baksın, Hatay’ın birkaç sorununu da çözsün. Bakın, buradan Sayın Cumhurbaşkanımıza şu sözünü hatırlatıyoruz, dedi ki: “Amanos tünelini, Hassa tünelini söz veriyorum yapacağım.” Şimdi ben o sözü hatırlatıyorum: Nerede? Niye yapmadınız, niye yapmıyorsunuz? Sayın İsmet Vekilimiz yarın gidecekler sanırım, söylediler, kazma kürekle açılışını o yapacak sanırım. Tabii, bizim iktidarımızda da Allah nasip ederse de biz tamamlayacağız; burada bunun da müjdesini verelim.

Şimdi, arkadaşlar, Ova’da ciddi sıkıntı var. Bakın, geçen bir vatandaşımızın elektriği kesildi.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) – Kimin elektriği kesilmiş Hocam?

HAYATİ ARKAZ (İstanbul) – Elektrik parasını ödeseydiniz kesilmezdi.

SERKAN TOPAL (Devamla) – Bakın, bir torba tohum 1.100 TL, bir ton gübre 15 bin TL, bir ton mazot 21 bin TL. Arkadaşlar, bakın, neden? Bakın, arkadaşlarım, bu çiftçi arkadaşlarımız nasıl üretecek? Artık boş bırakıyor araziyi. Ya, Allah aşkına bir komisyon kuralım; gelin, oradaki çiftçimizi bir görelim ya, Allah aşkına bir görelim ya! Bakın, biz ne diyoruz? Siz hizmet ettiğinizde teşekkür ediyoruz. “Kimin elektriği kesilmiş?” diye laf atıyorsunuz da bütün Türkiye biliyor kimin elektriğinin kesildiğini. Yaklaşık 20 milyon vatandaşımız şu anda elektrik sıkıntısı yaşıyor ya! Siz ne diyorsunuz, laf atıyorsunuz oradan?

Şimdi, bakın, arkadaşlar, Hatay esnafımız, maalesef kredisini ödeyemiyor. Biz bugüne kadar bu kürsüde hep söyledik diğer milletvekili arkadaşlarımızla beraber, dedik ki: “Hataylı esnafımızın kredisini öteleyin, SGK primini lütfen devlet karşılasın.” Pandemi süreci oldu, orada Afrin Harekâtı oldu; ya, bu konuda, maalesef Hükûmetin Hatay’a bugüne kadar hiçbir desteği olmadı, hiçbir desteği. Ne oldu? Bir şey yapmadı.

Bakın, arkadaşlar, Hatay’da ecrimisil sıkıntısı var. Türkiye’de sadece Hatay’da, mevcut olan hazine arazileri vatandaşlarımıza verilemiyor. Neden vermiyorsunuz arkadaşlar, bu ayrımcılık neden arkadaşlar? Artık Hatay halkı ecrimisil...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurunuz.

SERKAN TOPAL (Devamla) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Artık Hataylı hemşehrilerimiz ecrimisil ödeyemez oldu arkadaşlar. Lütfen, bu ayrımcılığı bir an önce giderelim.

Ayrıca, bir yerel gazetecimiz var, Ali Arslan Dadük. Suruç katliamında yaşamını kaybeden bir yurttaşımızın anma törenine katılıyor, habercilik yapıyor, maalesef yargılanıyor, hapis cezası alıyor. Ali Arslan Dadük hapis cezası alıyor arkadaşlar, bir gazeteci. Yani gazeteciler işini yapmasın mı arkadaşlar, olabilir mi böyle bir şey? Unutmayınız ki özgür Türkiye’yi biz kuracağız arkadaşlar.

Buradan Hataylı hemşehrilerime bir kez daha sesleniyorum: AK PARTİ iktidarının sorunları çözmesi için burada sesiniz olmaya devam edeceğiz ama unutmayınız ki AK PARTİ iktidarı bu sorunları çözmüyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SERKAN TOPAL (Devamla) – Son olarak, selamlayabilir miyim Sayın Başkanım?

BAŞKAN – Selamlayın.

SERKAN TOPAL (Devamla) – Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Evet, arkadaşlar, değerli Hataylı hemşehrilerim; Millet İttifakı iktidarında Hatay’ın bütün sorunlarını çözeceğiz. Tamamlanmayan bütün yolları… Hele ki Cumhur İttifakı’nın verdiği bütün sözleri biz yerine getireceğiz, bizim iktidarımızda biz çözeceğiz çünkü bu kadar dile getiriyoruz. Biz “Günlerden Hatay.” diyoruz ama “Hatay’ın sorunlarını görmedim, duymadım, bilmiyorum.” diyen bir AK PARTİ iktidarı var.

Sayın Başkanım, ben, bir kez daha, tolerans gösterdiğiniz için teşekkür ediyorum.

Sayın milletvekili arkadaşlarım, hepinize saygılarımı sunuyorum.

Teşekkür ediyorum. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Biz teşekkür ediyoruz.

Gündem dışı üçüncü söz, sanal dünya “metaverse” hakkında söz isteyen Balıkesir Milletvekili Mustafa Canbey’e ait.

Buyurun Sayın Canbey. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

3.- Balıkesir Milletvekili Mustafa Canbey’in, sanal dünya “metaverse”e ilişkin gündem dışı konuşması

MUSTAFA CANBEY (Balıkesir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri ve ekranları başında bizleri izleyen aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.

Dünyamız tarihte hiç olmadığı kadar hızlı bir değişim, dönüşüm ve gelişim dönemi yaşıyor. 1900’lü yıllarda yaşayan bir insan ile babasının, dedesinin, hatta on kuşak öncesinin yaşantısı arasında çok da bir fark bulunmazken 2000’li yıllara geldiğimizde, bırakın başka kuşakları, baba ile oğul arasında bile yakalanamaz farklarla karşılaşıyoruz. Sadece son yirmi yılda teknolojinin geldiği mesafe baş döndürücü bir boyuta evrilmiş durumda. Yirmi yıl önce siyah beyaz tüplü televizyon kullanan, antenli, tuşlu telefon kullanan insanlığın bugün tek tuşla dünyanın öbür ucuna ulaşabildiği…

MAHMUT TANAL (İstanbul) – AK PARTİ olmadan önce vardı zaten bu.

MUSTAFA CANBEY (Devamla) – … 7 milyar insanın aynı anda etkileşime girebildiği, dünyanın âdeta küresel bir köye dönüştüğü noktaya geldiğini göz önüne aldığımızda, bizlerin yani karar alıcıların ülkemizdeki hukuki altyapıyı değişen ve gelişen dünyadaki bu yeni düzene göre şekillendirmemiz aslında bir zorunluluktur. Dijital dünyanın normal dünyayla iç içe geçtiği, sosyal medya platformlarının hayatın vazgeçilmez birer parçası hâline geldiği günümüzde, bu platformların hukuki ve ahlaki açıdan sınır tanımayan yapıları bile tek başına bu alanda ne kadar odaklanmamız gerektiğinin ispatıdır aslında.

Değerli milletvekilleri, yakın gelecekte kullanılmaya başlanacağı beklenen Web 3.0 teknolojisiyle çok daha kapsamlı, çok daha kuşatıcı, çok daha karmaşık bir teknolojik dönüşümün her alanda etkileriyle karşılaşacağımız kaçınılmazdır. Bugünün Türkçesiyle “sanal evren”, “öte evren” olarak çevirebileceğimiz “metaverse” kavramının üzerinde durmak istiyorum. Metaverse, gerçek dünyayı sanal ortama taşıma vaadiyle günümüzün en çok konuşulan konularından birisi hâline gelmiş durumda. Metaverse, genel olarak tüm sanal dünyaların, internet üzerindeki içeriklerin artırılmış gerçeklik ve blockchain teknolojileriyle birleştirilmesi neticesinde ortaya çıkmıştır. Web 3.0 ve metaverse gibi gelişmeler dijital kültür konusuna artık daha çok odaklanmamız gerektiğine işaret etmektedir.

Konuşmamın başında ifade ettiğim gibi, dünyanın küresel bir köye dönüştüğü günümüzde, tüm insanlığı ilgilendiren ve giderek büyüyen bir dijitalleşme gerçeğini göz önüne alarak tüm dünya için kapsayıcı, yine tüm devletlerin uzlaşmayla kabul edip arkasında duracağı evrensel bir dijital hukuk düzeni oluşturmak yakın gelecekte insanlığın en büyük ihtiyaçlarından birisi olacaktır. Biz, AK PARTİ olarak her zaman yenilikleri destekleyen bir parti olduk ancak bu yeniliklerin kontrollü bir geçişe ve belirli bir regülasyona olan ihtiyacını tüm tarafları korumak adına vurgulamaktan da asla vazgeçmeyeceğiz. Tüm dünyada olduğu gibi biz de bu teknolojileri anlamak istiyoruz. Onları asla dışlamıyor, onların ortaya çıkardığı fırsatlardan ülkemiz adına yararlanırken risklerini de görmezden gelmiyoruz. Vatandaşlarımızı korumak ve devletimizin çıkarlarını savunmak adına bu alanlarda çok ciddi çalışmalar yapıyoruz. Örneğin, vatandaşlarımızın internet ortamındaki haklarını korumak amacıyla 2020 yılında 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’da değişiklik yaparak sosyal ağ sağlayıcılarına yükümlülükler getirmiş ve hukuki temsilci atamalarını sağlamıştık. Başta bizi eleştiren, “sosyal medyaya sansür, baskı” tarzında bakış açıları geliştirenler işin nihayetinde oluşan muhataplık ilişkisinden ziyadesiyle memnun olmuşlardır.

Bakın, bugünlerde, otonom arabalar bir kazaya karıştığında sorumlunun kim olacağı gibi daha önce aklımızın ucundan bile geçmeyecek soru ve sorunlarla karşı karşıyayız. Biz de hem bu dünyaya hazırlanmak hem de bu yakıcı sorulara cevap bulmak adına Cumhurbaşkanlığı bünyesinde Dijital Dönüşüm Ofisi adında bir yapı da oluşturduk. Yine, Türkiye Büyük Millet Meclisi bünyesinde bu alanda çalışmalar yapan, benim de üyesi olduğum, 2020 yılında kurduğumuz Dijital Mecralar Komisyonumuzun amacı da Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ifade ettiği gibi, dijital hukuk düzenini tesis etmektir. Mecliste yaptığımız çalışmaların yanında, AK PARTİ olarak bu dijital çağa adapte olarak partimizin 7. Olağan Kongresinde tüzük değişikliği yaptık ve Bilgi ve İletişim Teknolojileri Başkanlığımızı da kurduk. AK PARTİ Bilgi ve İletişim Teknolojileri Başkanlığımız Türkiye’de siyasi alanda bir ilke imza atarak farklı ortamlardan katılımcılarla siyasi alandaki ilk “metaverse” toplantısını da gerçekleştirmiştir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurunuz efendim.

MUSTAFA CANBEY (Devamla) – Yine, geçtiğimiz günlerde AK PARTİ Bilgi ve İletişim Teknolojileri Başkanlığımız tarafından “Gelecek onu tasarlayana aittir.” mottosuyla düzenlenen Forum Metaverse Toplantısı bu süreci tüm yönleriyle ele aldığımızın örneklerindendir. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın “Önümüzdeki dönemi bir dijital seferberlik dönemi ilan ediyorum.” cümlesi bizim bu alandaki hassasiyetimizin en önemli örneklerindendir. Bakın, şu ana kadar bile yaptıklarıyla gururumuz olan TOGG markamız blockchain şirketi AVAX’la anlaşarak blockchain teknolojisinde önümüzdeki dönemde öncü olacaktır.

Bu risklerini göz ardı etmeden bu alanlarda öncü olma gayretindeyiz. Benzer şekilde “metaverse” kavramını büyük dijitalleşme resminin bir parçası olarak görüyoruz. Şu an somut olarak bu kavramın ne olduğu belli olmasa da on yıllar sonra dünyanın fiziksel ve sanal alanını birleştiren bu yapıya daha çok meyledeceğini tahmin ediyoruz. Türkiye olarak bu konuda önemli adımlar atmanın hazırlıklarını yapıyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayınız efendim, buyurunuz.

MUSTAFA CANBEY (Devamla) – Hem altyapı hem de içerik üretimi yaparak bu teknolojinin sadece tüketicisi olmamayı, üreticisi de olmayı hedefliyoruz. Bu konudaki ufkumuz ise kendi medeniyet birikimimiz ile bu teknolojileri örtüştürmektir diyor, Gazi Meclisimizi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Şimdi, sisteme giren sayın milletvekillerine yerlerinden birer dakika süreyle söz vereceğim.

Sayın Kara…

IV.- AÇIKLAMALAR

1.- Konya Milletvekili Esin Kara’nın, Türkiye Büyük Millet Meclisinin kuruluşunun 102’nci yıl dönümü ile 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’na ilişkin açıklaması

ESİN KARA (Konya) – “Size öyle bir vatan aldım ki ebediyen sizin olacaktır.” Sultan Alparslan, Anadolu’nun kapılarını Türklere ebedi olarak açan Türk hükümdarı.

“Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” Anadolu’nun kapılarını işgal kuvvetlerine kapatan Türk’ün atası Mustafa Kemal Atatürk.

Bizlere Anadolu'yu kıyamete kadar Türk'ün yurdu olarak muhafaza ve müdafaa etme görevi işte, bu 2 büyük Türk'ün vasiyetidir. Türk milleti ve devletinin bekası var olma gayemizdir. Anadolu'yu bize yurt eden tüm şehit ve gazilerimizi rahmetle yâd ediyorum.

Büyük Türk'ün büyük Meclisinin açılışının 102’nci yıl dönümü milletimize ve tüm çocuklarımıza kutlu olsun.

BAŞKAN – Sayın Çelebi…

2.- İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi’nin, sağlık yönetimi bölümü mezunlarının kadro sorununa ilişkin açıklaması

MEHMET ALİ ÇELEBİ (İzmir) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Şu an 146 üniversitede lisans ve ön lisans olarak eğitim ve öğretimine devam eden sağlık yönetimi bölümünde okuyan toplamda 150 bin genç atanamıyor. Neden? Sağlık Bakanlığı son on beş yılda yapmış olduğu alımlarda kendi unvan ve branşlarıyla bu bölüme tek bir kadro dahi vermemiştir. KPSS'de tam puan dahi alsalar bölüme kadro açılmıyor, atanma fırsatı tanınmıyor. Mevcut olarak 50 binden fazla gencimiz lisans ve ön lisans sağlık yönetimi bölümünde eğitimlerine devam etmektedir, ayrıca 100 binden fazla mezun genç bulunmaktadır. Yapılması gereken şudur: Sağlık yönetimi bölümünün adı ve kodu kadro cetvellerine eklenmelidir ve fırsat eşitliği sağlanmalıdır diyorum.

Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – Sayın Fendoğlu…

3.- Malatya Milletvekili Mehmet Celal Fendoğlu’nun, Türk futbolunun son günlerde içinde bulunduğu duruma ilişkin açıklaması

MEHMET CELAL FENDOĞLU (Malatya) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi’ni görüştüğümüz bugünlerde Türk futbolunda son günlerdeki gelişmeler kamu vicdanını rahatsız etmiştir. Şöyle ki: Öncelikle 13 hakemin istifası, daha sonra mahkeme kararıyla geri dönmesi, daha sonra Futbol Federasyonu Başkanının istifası, daha sonra MHK eğitimci hocası Jaap Uilenberg'in görevden ayrılması ve son olarak da MHK Başkanının istifasıyla Türk futbolunda kamu vicdanlarında soru işareti bırakacak bir silsile, istifalar silsilesi gerçekleşmiştir. Bu konuda bu yılki küme düşmenin kaldırılmasını hassaten ve şehirlerimiz adına Sayın Cumhurbaşkanımızdan talep ederim. Altay, Çaykur Rize, Göztepe ve Yeni Malatyaspor’un önümüzdeki dönemde ligde kalmasını temenni ederim.

Teşekkür ederim. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Taşkın...

4.- Mersin Milletvekili Ali Cumhur Taşkın’ın, Türkiye Büyük Millet Meclisinin kuruluşunun 102’nci yıl dönümü ile 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’na ilişkin açıklaması

ALİ CUMHUR TAŞKIN (Mersin) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Türkiye Büyük Millet Meclisinin kuruluşunun 102’nci yılını, Türkiye’nin ve dünyanın tüm çocuklarının Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı en samimi duygularımla tebrik ediyorum.

Türkiye Büyük Millet Meclisinin açıldığı 23 Nisan 1920 “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.” diyerek bağımsızlığımızı ve millî iradenin hâkimiyetini dünyaya ilan ettiğimiz tarihtir. Maziden atiye uzanan şanlı tarihimizin en önemli sembollerinden biri olan Türkiye Büyük Millet Meclisi, yüz iki yıldır olduğu gibi, ilelebet, millî iradenin, millet egemenliğinin, demokrasinin ve bağımsızlığın tecelligâhı olmaya devam edecektir. İstiklal Harbi’mizin Başkumandanı, Türkiye Büyük Millet Meclisinin ilk Başkanı, cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal ve tüm şehit ve gazilerimizle beraber Meclis çatısı altında görev almış, ahirete irtihal eylemiş tüm milletvekillerimizi rahmetle yâd ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – Sayın Özkan...

5.- Mersin Milletvekili Hacı Özkan’ın, Türkiye Büyük Millet Meclisinin kuruluşunun 102’nci yıl dönümü ile 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’na ilişkin açıklaması

HACI ÖZKAN (Mersin) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Hayatta bir çocuğun gülümsemesinden daha büyük bir mutluluk, bir çocuğun kalbinden daha geniş bir dünya yoktur. Çünkü çocuk olmak, coşkulu olmak, dünyaya hep saf, temiz, duru gözlerle bakmak ve yarına o heyecanla yürümek demektir. Geleceğimizin teminatı, yarınlarımızın umudu çocuklarımıza daha huzurlu, daha neşeli, daha adaletli, daha güzel bir dünyayı emanet etmek için çalışmak hepimiz için en temel insanlık görevidir. Türkiye Büyük Millet Meclisimizin 102’nci açılış yıl dönümünde kıymetli çocuklarımızın ve dünyadaki tüm çocukların 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı tebrik ediyor, cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, aziz şehitlerimizi rahmetle ve minnetle yâd ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – Sayın Şahin…

6.- Balıkesir Milletvekili Fikret Şahin’in, sağlık sistemindeki sorunlara ilişkin açıklaması

FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sağlık sistemindeki sorunlar her geçen gün katlanarak artmakta. Sağlık sisteminden ne hastalar ne de hekimler memnun değil. Vatandaşlarımız muayene için hastanelerden randevu alamıyor, röntgen ve laboratuvar tetkiklerini zamanında yaptıramıyor. Tıbbi malzeme eksikliği nedeniyle ameliyatlar erteleniyor, vatandaşlarımızın tedavileri ya gecikiyor ya da hiç yapılamıyor. Hekimler kamu hastanelerinden istifa ediyor, hastaneler boşalıyor, her geçen gün yurt dışına giden hekim sayısı giderek artıyor. Hekimler uzmanlık eğitimi yapmak istemiyor. Sağlıkta şiddet her geçen gün artıyor. Hastalar hastaneye ulaşamadıkları için mağdur, hekimler umutsuz ve mutsuz. AKP’nin Sağlıkta Dönüşüm Programı sağlıkta çöküş programına dönmüş durumda. Sağlık Bakanlığı acil olarak önlem almalıdır.

Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – Sayın Güzelmansur…

7.- Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur’un, Türk vatandaşı olmak için alınacak konut bedelinin yükseltilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması

MEHMET GÜZELMANSUR (Hatay) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Son bir yılda konut fiyatları yüzde 134 arttı, vatandaşımız için ev almak hayal oldu. Vatandaşımızın almadığı konutlar yabancılar arasında kapış kapış satılıyor, T.C. vatandaşlığı da yanında hediye ediliyor. 12 Nisandaki Kabine toplantısından sonra “Türk vatandaşı olmak için alınacak konutun bedeli 250 bin dolardan 400 bin dolara yükseltilecek.” denildi ama aradan on gün geçti, mevzuatta değişiklik yapılmadı. Bu sürede 58 yönetmelikte yapılan değişiklik Resmî Gazete’de yayımlandı, aralarında Türk Vatandaşlığı Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik yok. Ne bekleniyor? “250 bin dolardan 400 bin dolara yükseltirsek yabancılar konut alamaz.” diye mi korkuluyor? Bence iktidar önce Allah’tan, sonra da evsiz kalan vatandaşın sandıktaki hışmından korksun.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Özer…

8.- Antalya Milletvekili Aydın Özer’in, Antalya’nın Serik ve Aksu ilçelerinde yaşanan hortumun yarattığı zararın tazmininde TARSİM’in tutumuna ilişkin açıklaması

AYDIN ÖZER (Antalya) – 1-3 Mart tarihleri arasında, Antalya Serik ve Aksu ilçelerinde seraları hortum vurmuştu. Ziyaretimizde çiftçiler, TARSİM’i şikâyet etmiş çünkü TARSİM yıkılan seraların sigorta ödemesini altı ay önce imzalanan poliçedeki fiyatlara göre yapacaktı yani demirden plastiğe 2 katına çıkan fiyatları hesaba katmayacaktı. O akşam konuyu basına taşıdık, akşam FOX Tv’de haberi görünce sabah Bakanlıktan aradılar, 8 Martta. Tazminatta poliçedeki sigorta bedellerinin esas alındığını, çiftçinin artan fiyatlar için poliçeyi güncellemesi gerektiğini söylediler. İyi ama çiftçi bunu bilmiyordu. İki gün sonra, 10 Martta TARSİM’den telefonuma bir mesaj geldi: “Değerli üreticimiz, mevcut sera sigortası poliçenizdeki sigorta bedelini güncel rayiç değerler üzerinden revize ettirmek için acentenize başvurunuz.” diyordu. Dün de önergemize Bakanın yanıtı geldi: “TARSİM bunu öngörerek mesajla bilgilendirme yaptı.” diyor. Dikkat, lütfen dikkat “Öngördük.” diyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Aydın…

9.- Bursa Milletvekili Erkan Aydın’ın, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın 102’nci yıl dönümüne ve çocuk işçiliğine ilişkin açıklaması

ERKAN AYDIN (Bursa) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Yarın Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’mızın 102’nci yılını kutlayacağız. Büyük Önder Atatürk’ün yüz iki yıl önce temellerini attığı, büyük bir vizyonla, devlet adamı öngörüsüyle bugünleri de görerek çocuklara armağan edilmiş tek bayram olan Çocuk Bayramı’nı hep birlikte kutlayacağız. Ancak biz çocukken kutladığımız o bayramlar maalesef, son yirmi yıllık AKP iktidarında gayet sönük geçiyor. İnşallah, iktidarımızda bunları tekrar canlandıracağız.

Bir başka gerçek de ülkemizdeki çocuk işçiliği konusu. Şu anda 5-17 yaş grubu arasında çalışmak zorunda kalan çocuk sayısı 720 bin. Bunların birçoğu ev halkına katkıda bulunmak için çalışıyor. Sağlığa, barınmaya ve eşit şekilde haklarına ulaşamıyor. Bu konuyu da bu bayram vesilesiyle bir kez daha gündeme alıp çözüm önerilerini hep birlikte tartışalım diyor, saygılar sunuyorum.

BAŞKAN – Sayın Ekinci…

10.- Sivas Milletvekili Semiha Ekinci’nin, Türkiye Büyük Millet Meclisinin kuruluşunun 102’nci yıl dönümü ile 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’na ve Suudi Arabistan’da düzenlenen Kur’an-ı Kerim’i ve Ezanı Güzel Okuma Yarışması’nda 1’inci olan Ravza Camisi İmam-Hatibi Muhsin Kara’yı tebrik ettiğine ilişkin açıklaması

SEMİHA EKİNCİ (Sivas) – Teşekkür ediyorum Kıymetli Başkan.

Türkiye Büyük Millet Meclisimizin 102’nci kuruluş yıl dönümünde ülkemizin ve dünya çocuklarının 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı en içten duygularımla kutluyorum. Bu vesileyle Türkiye Büyük Millet Meclisimizin ilk Başkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile tüm şehit ve gazilerimizi, kuruluşundan bu yana bu çatı altında milletimize hizmet etmiş ve bugün ahirete irtihal eden milletvekillerimizi rahmet, minnetle yâd ediyor, hayatta olanlara hayırlı, uzun ömürler diliyorum.

Yüce Meclisimizde milletimize hizmet etme onurunu bizlere layık gören kıymetli hemşehrilerimize en kalbî duygularla saygı ve selamlarımı sunuyorum.

Ayrıca, geçtiğimiz günlerde Suudi Arabistan’da düzenlenen Kur’an-ı Kerim’i ve Ezanı Güzel Okuma Yarışması’nda ülkemizi ve sultan şehir Sivas’ımızı dünyada en güzel şekilde temsil ederek 1’inci olan Şarkışla ilçemiz Ravza Camisi İmam-Hatibi Muhsin Kara kardeşimi tebrik ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – Sayın Arık…

11.- Kayseri Milletvekili Çetin Arık’ın, iktidarın ona inananları yarı yolda bıraktığına ilişkin açıklaması

ÇETİN ARIK (Kayseri) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Öyle bir iktidar var ki kim ona inandıysa yarı yolda bıraktı, hayallerini yıktı. Biz söylüyoruz dinlemiyorlar ama artık bu iktidara destek verenler de söylüyor. Bakın, HAK-İŞ Kayseri İl Temsilcisi ne diyor: “Gün günü aratıyor. Asgari ücret 2.825 lirayken alım gücü ile şu anki asgari ücretin alım gücü aynı değil. Dolayısıyla bir markete gittiğinizde ciddi manada sendeleme oluyor. Bir de benim gibi Cumhurbaşkanımızın gazına gelip 4 çocuk yapan varsa her gün evinde niza var. Sabah çocukları gönderirken 10 lira veriyorum. ‘Baba sen uzayda mı yaşıyorsun, tavuk dürüm bile 20-25 lira.’ diyorlar. Versen 20 lira, 4 çocuk, 80 lira; her gün 80 lira vermek de sıkıntı oluyor tabii. Hanım zaten kapıda bekliyor.” Sendika Başkanı bunu söylüyorsa varın, asgari ücretlinin hâlini düşünün. Gidiyor gitmekte olan; geliyor gelmekte olan.

Teşekkürler.

BAŞKAN – Sayın Özdemir…

12.- İstanbul Milletvekili Sibel Özdemir’in, taşeron işçilerin yaşadığı mağduriyete ilişkin açıklaması

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

2017 yılında yayımlanan 696 sayılı KHK’yle kamuda çalışan işçilere sürekli kadro verilmesi düzenlenmiş ancak yüz binlerce işçi kapsam dışında tutulmuştu. Yapılan bu yasal düzenleme nedeniyle kamu iktisadi teşekkülleri, özel bütçeli kuruluşlar, sosyal tesisler, yapım ihalelerinde danışmanlık çalışanlarına ve müşavir firma çalışanlarına sürekli kadro hakkı verilmedi. 2021 yılı Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Anlaşma Protokolü’nde kapsam dışında bırakılan taşeron işçilerin, kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilmesiyle ilgili çalışmalara devam edileceği sözü verilmesine rağmen bugüne kadar bir adım atılmadı. Karayolları müşavir işçileri başta olmak üzere kamuda çalışan yaklaşık 350 bin taşeron işçinin sürekli kadroya alınmaları için yeni bir düzenlemeyle mağduriyetlere bir an önce son verilmesi için Meclis Çalışma Komisyonuna ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına ben buradan tekrar çağrıda bulunmak istiyorum.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Sayın Antmen…

13.- Mersin Milletvekili Alpay Antmen’in, Mersin Büyükşehir Belediyesinin sosyal belediyecilikte çığır açtığına ilişkin açıklaması

ALPAY ANTMEN (Mersin) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Bugün basın toplantısında MHP Mersin Milletvekili Sayın Olcay Kılavuz, sosyal belediyecilikte çığır açan Mersin Büyükşehir Belediyesi için “Mersin bu derece rezil bir belediyeciliği hak etmiyor.” dedi.

METİN NURULLAH SAZAK (Eskişehir) – Doğru, doğru.

ALPAY ANTMEN (Mersin) – Ben bu rezilliklerden bahsedeyim: 13.637 öğrenciye burs, 23.057 öğrenciye yardım, 30 mahalle mutfağı, 448.567 yardım paketi, 2,5 milyon okul sütü, 19.952 aileye Halk Kart, 134 bin paket hamile sütü, 141 bin kez evde bakım; 272 yeni otobüs, 256 kilometre kanalizasyon, 127 kilometre yağmur suyu, 1.176 kilometre içme suyu hattı, 3 bin küçükbaş hayvan, 10 bin kaz, 835 bin fide, yollar, köprüler ve bu sayede Mersin’de sosyal belediyecilikte çığır açan Büyükşehir Belediyesine yapılan bu ithamı kabul etmiyoruz.

Teşekkür ederim.

METİN NURULLAH SAZAK (Eskişehir) – İşçileri çıkardı, çıkardığı işçilere bak.

BAŞKAN – Sayın Adıgüzel…

14.- Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel’in, Cumhurbaşkanının açıkladığı YUVAM hesabına ilişkin açıklaması

MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) – Spor kanununu konuşuyoruz. Yabancı sporculardan, boşa akıtılan paralardan, yerli sporculara, kendi insanımıza yeterince imkân verilmeyişinden bahsediyoruz. Ama dün tam da biz burada spor kanununu konuşurken ve kendi insanımızı öne almaktan bahsederken Sayın Cumhurbaşkanı AK PARTİ Grubunda “YUVAM hesabı” diye bir şey açıkladı, buraya dövizini getiren gurbetçilere ve yabancılara yüzde 4 döviz faizi önerdi. Türk vatandaşı döviz hesabına yüzde 1-1,5; yabancıya yüzde 4. Dışarıdan gelen doların üzerinde başka bir şey mi yazıyor arkadaşlar? Mesele dolar rezerviyse buradaki de dolar oradaki de dolar. Önce, dolarsan ne olur, dolmazsan ne olur; işte, sonra da böyle olur.

Bu ülkede sadece Kuvayımilliyenin çocukları, bu ülkenin öz evlatları bu ülkenin nimetlerinden faydalanamadı, kendi topraklarında maraba oldu ama Millet İttifakı iktidarında kuzeyinden güneyine, doğusundan batısına bütün vatandaşlarımız birinci sınıf vatandaş olacak.

Saygılar sunuyorum.

BAŞKAN – Sayın Şevkin…

15.- Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin’in, diş hekimlerinin sorunlarına ilişkin açıklaması

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sağlık, tüm dünyada en temel insan haklarından biridir; ağız ve diş sağlığı da böyledir. Diş hekimlerinin büyük sorunları vardır, sürekli ayakta çalışma nedeniyle pek çok sağlık problemi yaşamaktadırlar. Kamudaki diş hekimlerinin maaş katsayıları yeniden düzenlenmeli ve sayıları artırılmalıdır. Özel sektördeki diş hekimlerinin SGK’li olmasının önü açılmalıdır. Adana’da kamuda sadece 4 çene cerrahı bulunmaktadır, bu sayı artırılmalıdır. Ülkemizde 2.500’e yakın işsiz diş hekimi sağlık sistemine dâhil edilmeli ve cezaevleri ile yurdun her bölgesindeki kamu hastanelerinde diş hekimi sayısı artırılmalıdır. Türkiye’de 104 diş hekimliği fakültesinde 700 DUS kontenjanı bulunmakta; bu, oldukça yetersizdir, bu sayı artırılmalı.

0-14 yaş arası çocukların koruyucu diş hekimliği hizmetlerinin özelden yapılmasının önü açılmalıdır. Yine on beş yıl odaya kayıtlı olanlara yeşil pasaport verilmesinin de önü açılmalıdır.

BAŞKAN - Sayın Arkaz…

16.- İstanbul Milletvekili Hayati Arkaz’ın, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile 21-28 Nisan Ebeler Haftası’na ilişkin açıklaması

HAYATİ ARKAZ (İstanbul) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Ülkemizin en büyük zenginliklerinden biri çocuklarımızdır. Nüfusumuzun yüzde 27’sini çocuklarımız oluşturuyor yani yaklaşık her 4 Türk vatandaşından 1’i çocuk. Dinamik, yaratıcı, mücadeleci ve hayal dünyaları çok zengin çocuklarımız var. Kutlanan ilk çocuk bayramı, aziz Atatürk'ün dünya çocuklarına hediye ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'dır. Onlar ülkemizin geleceğidir ve her şeyin en iyisini hak ediyorlar. Bu vesileyle, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı kutluyor, geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızı sevgiyle kucaklıyorum.

Ayrıca, ebelerimizin 21-28 Nisan Ebeler Haftası'nı kutluyor, ebeler başta olmak üzere hekim arkadaşlarıma ve tüm sağlık çalışanlarına şükranlarımı sunuyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN - Sayın Gökçel…

17.- Mersin Milletvekili Cengiz Gökçel’in, Askıda Genç Bilet Kampanyası’na ilişkin açıklaması

CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Ramazan Bayramı geliyor, üniversite eğitimi alan gençlerimiz bayramda ailelerinin yanına gitmek için otobüs bileti almaya para bulamıyor. Gençlerin ailesiyle birlikte bayramı geçirmesini sağlamak için Cumhuriyet Halk Partisi Gençlik Kollarımız ile TÜLOV vakfı Askıda Genç Bilet Kampanyası başlattı. Bu bayramda gençlerimizin ailelerinin yanlarına gidip bayramlaşabilmeleri için öncelikle yüce Parlamento çatısı altında görev yapan milletvekillerini ve duyarlı vatandaşlarımızı kampanyaya destek olmaya davet ediyorum.

Gençlerimize de seslenmek istiyorum: Genç kardeşim, umudun kırılmasın, aydınlık günler yakındır, Cumhuriyet Halk Partisi olarak her zaman senin yanında olmaya devam edeceğiz. CHP Gençlik Kollarımız ile TÜLOV’a bu kampanya için de çok çok teşekkür ediyorum, umarım hedeflerine ulaşırlar.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Şimşek…

18.- Mersin Milletvekili Baki Şimşek’in, Mersin’de yeterli sayıda otel ve turizme hitap edebilecek tesis olmadığına ilişkin açıklaması

BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) – Sayın Başkan, Mersin 320 kilometrelik sahil şeridi, Tarsus’tan Anamur’a ören yerleri, tarihî ve kültürel değerleriyle inanç turizminin merkezi olmaya aday bir kenttir; Danyal Aleyhisselam'ı, Eshab-ı Kehf'i, St. Paul'ü, Alahan Manastırı’yla eşsiz bir tarih mirasına sahiptir. Yalnız, Mersin’de yeterli sayıda otel ve turizme hitap edebilecek tesisler yoktur. Mersin’de ilan edilen 8 tane turizm bölgesinden en az 2 tanesinin faaliyete geçirilmesi için çalışmaların başlatılması, ayrıca da hem Adana hem Mersin hem de Niğde ve Aksaray’a hitap eden bir konumda bulunan Karboğazı Kayak Merkezi’nin faaliyete geçirilmesini talep ediyor, saygılar sunuyorum.

BAŞKAN – Sayın Çakır…

19.- Kocaeli Milletvekili Sami Çakır’ın, ABD eski Başkanı Bill Clinton’ın Mecliste yaptığı konuşmaya ilişkin açıklaması

SAMİ ÇAKIR (Kocaeli) – Sayın Başkan, ABD eski Başkanı Bill Clinton Meclisimizde yaptığı konuşmada “20’nci yüzyılı anlamak için Türkiye’nin tarihi, bir anahtardır ancak ben inanıyorum ki Türkiye’nin geleceği önümüzdeki bin yılın ilk yüzyılının şekillenmesinde de son derece önemli bir rol oynayacaktır. Amerika’nın, Avrupa’nın veya herhangi birinin sizin geleceğinize yön vermeye hakkı yoktur, bu hakka sadece siz sahipsiniz.” demişti. Yıllar önce bu Mecliste bir yabancı devlet başkanı tarafından dile getirilen bu gerçek yıllardır haykırdığımız, dünyanın bildiği ama kabul etmekte zorlandığı hakikatin tam da kendisi ve özellikle şimdiki Başkanın da anlaması gereken doğru bir tespittir.

Bugün kuzeyde yaşanan kaosun bir dünya savaşı sinyallerini verdiği açmazların giderilmesi adına Türkiye olarak ortaya konan gayret, bu tarihî sürecin ispatı ve gelecekte Türkiye olarak sorumluluğunun çok daha önemli olacağının göstergesidir diyor, Genel Kurulu ve milletimizi saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – Sayın Güneş…

20.- Uşak Milletvekili İsmail Güneş’in, Turgut Özal’ın vefatının 29’uncu yıl dönümüne ilişkin açıklaması

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) – Teşekkür ederim Başkanım.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizde çok partili sistemin hayata geçmesinden itibaren Başbakanlar halk tarafından seçilmiş ve makamlarına oturmuşlardır. Bunlardan bazıları vardır ki halkla gönül köprüleri kurarak halkın gönlündeki tahtlarda yerlerini almışlardır. Gönül tahtlarımızda yer eden; Türkiye’nin modernleşmesine, demokratikleşmesine, sosyalleşmesine ve sivilleşmesine öncülük eden; ülkemizi kapalı ekonomiden açık ve rekabetçi ekonomiye geçirerek dünyayla rekabet eden şirketlerin oluşmasının önünü açan; vesayet sistemine “Dur!” diyebilen ve altyapıyla ülkemizi modernleştiren 45’inci ve 46’ncı Hükûmetler, Başbakanımız ve 8’inci Cumhurbaşkanımız Rahmetli Turgut Özal’dır. Yirmi dokuz yıl önce Rahmetirahman’a kavuşan 8’inci Cumhurbaşkanımız Turgut Özal’ı rahmetle, minnetle anıyor; Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyor, Genel Kurulu ve milletimizi saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – Sayın Aycan…

21.- Kahramanmaraş Milletvekili Sefer Aycan’ın, Türkiye Büyük Millet Meclisinin kuruluşunun 102’nci yıl dönümü ile 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’na ilişkin açıklaması

SEFER AYCAN (Kahramanmaraş) – Sayın Başkan, Türkiye Büyük Millet Meclisimizin açılışını kutluyorum.

23 Nisan 1920’de başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Türk milleti, giydirilmek istenen kefeni yırtmış; ülkesine, kaderine sahip çıkmıştır. Bu hareket tüm emperyalist ülkelere büyük bir isyandır ve tüm dünyaya örnek olmuştur. Başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere 23 Nisan 1920’de Ankara’da toplanan tüm milletvekillerine şükran ve minnetlerimi sunuyorum; Allah hepsinden razı olsun.

23 Nisan aynı zamanda Çocuk Bayramı’dır, Mustafa Kemal Atatürk’ün çocuklara armağanıdır. Çocuklar milletimizin, devletimizin geleceğidir. Çocuklarımızı her yönden iyi yetiştirmeli ve geleceğe hazırlamalıyız.

Çocuklar açısından, sağlıklı bir gebelik ve çocukluk dönemi, fiziksel ve ruhsal sağlığın korunması ve geliştirilmesi çok önemlidir.

Çocuklarımız açısından önemli bir konu da eğitimdir. Temel eğitim yanında yeteneklerine uygun özel eğitimle çocuklarımızı geleceğe hazırlamak konusunda her şeyi zamanında yapmalıyız.

Saygılarımla.

BAŞKAN – Sayın Kılavuz, söz talebiniz vardı efendim.

Buyurun.

OLCAY KILAVUZ (Mersin) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın Antmen’in sataşması üzerine kürsü konuşması istiyorum. Dolayısıyla, şimdi, normal bir dakikalık konuşmamı yapmayı talep ediyorum.

BAŞKAN – Buyurun.

22.- Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz’un, Türk gençliğinin millî şuurla yetişmesini sağlayan Ülkü Ocaklarına teşekkürlerini sunduğuna ilişkin açıklaması

OLCAY KILAVUZ (Mersin) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Türk gençliğinin millî, manevi değerlerle yetişmesi için gece gündüz demeden çalışan, dünyanın en büyük gençlik teşkilatı, gurur ve övünç kaynağımız olan Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı, eğitimden kültüre, spordan sanata, teknolojiden sosyal etkinliklere birçok alanda atılımlar yapan Blokzincir Akademisi ve BilgiOcakta çalışmalarıyla çağın teknolojik imkânlarını aşan çevrim içi deneme sınavları ve ODAK 2023 hızlı okuma programlarıyla Türk gençliğini istikbale hazırlayan, İklim Krizi ve Türkiye Raporu ve Permakültür eğitimleriyle nesillere çevre bilincini aşılayan Türk Büyükleri Okuma Serisi, çalıştaylar ve Ocaktabul gibi hizmetlerle Türk gençliğinin millî şuurla yetişmesini sağlayan Ülkü Ocaklarına teşekkürlerimi ve tebriklerimi sunuyorum, başarılarının devamını diliyorum.

Sağ olun.

BAŞKAN – Sataşmadan söz istediniz efendim.

Buyurunuz efendim.

V.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR

1.- Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz’un, Mersin Milletvekili Alpay Antmen’in yaptığı açıklaması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

OLCAY KILAVUZ (Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bugün yapmış olduğum basın toplantısında; Mersin Büyükşehir Belediyesinde -Mersin’de- Mersinli vatandaşlarımızın ve özellikle birçok insanımızın, belediye çalışanımızın hakkının gasbedildiği ve Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun Mersin’de düzenlemiş olduğu mitingde Mersin Büyükşehir Belediyesinde yapılan 2 milyonluk harcamanın özellikle 50 milletvekilinin bu mitinge katılarak basın toplantısı yapan milletvekillerimizin ve diğer tarafta birtakım misafirlerin ziyaretleriyle, giderleriyle ilgili 2 milyon gibi bir harcamanın yapıldığı, Mersin Büyükşehir Belediyesinin Belediye Meclis toplantılarında da net bir şekilde ortaya çıkmıştır. Tabii, bunlar, her şey açıktır ama bizi yaralayan, bizi derinden sarsan 31 Mart 2019 seçimlerinden günümüze kadar, 3.500 kardeşimiz, özellikle Milliyetçi Hareket Partili, AK PARTİ'li; vatanına, memleketine, devletine samimiyetle bağlı olan insanlar maalesef işten çıkartılmıştır, 6.500’e yakın da işçi alınmıştır. Bu alınan işçilerin içerisinde özellikle PKK'nın paçavrasını paylaşıp “YPJ” denen silahlı terör örgütü uzantısının paçavrasını paylaşıp şu an, hâlihazırda Mersin Büyükşehir Belediyesinde çalışanların olduğunu bugün sizlerle üzülerek paylaşmak istiyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Kılavuz.

HÜSEYİN YILDIZ (Aydın) – İktidar sizin, eliniz ne topluyor? İçişleri Bakanlığı sende, savunmasını yapsın!

METİN NURULLAH SAZAK (Eskişehir) – Dinle! Dinle!

HÜSEYİN YILDIZ (Aydın) – Ayıp ya! Ayıp ya! Yakışıyor mu sana!

NESLİHAN HANCIOĞLU (Samsun) – İftira atmayla olmaz, iftira atıyorsunuz, artık yeter! Aynı şeyleri…

OLCAY KILAVUZ (Devamla) – Size ayıp! Ayıbı bilseniz bu rezil işlerin içerisine girmezsiniz, size ayıp!

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) - İçişleri Bakanı ne güne duruyor?

OLCAY KILAVUZ (Devamla) – Ayıbı siz biliyor musunuz?

NESLİHAN HANCIOĞLU (Samsun) – Siz “İçişleri Bakanı görevini yapmıyor.” diyorsunuz o zaman.

OLCAY KILAVUZ (Devamla) – Mersin Büyükşehir Belediyesinde, dağlarda…

NESLİHAN HANCIOĞLU (Samsun) – Sayın İçişleri Bakanı görev yapmıyor!

BAŞKAN – Sayın Kılavuz… Sayın Kılavuz…

SALİH CORA (Trabzon) – Vatansever genç yok muydu oraya bölücüleri alıyorsunuz? Vatansever gençleri niye işe almıyorsunuz?

OLCAY KILAVUZ (Devamla) – Mersin Büyükşehir Belediyesinde şu an çalışan, dağlarda leş olup öldürülen, hâlâ dağda bulunan, dağda yakalanıp cezaevinde cezalandırılan hainlerin birçok yakını “değer ailesi” adı altında çalıştırılmaktadır.

BAŞKAN – Sayın Kılavuz, süreniz tamamlandı sizin.

OLCAY KILAVUZ (Devamla) – Dolayısıyla Mersin’de birçok insanımızın ekmeğine kan doğrayan...

BAŞKAN – Sayın Kılavuz...

OLCAY KILAVUZ (Devamla) – ...Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Vahap Seçer’i ve CHP zihniyetini kınıyorum, büyük Türk milletinin vicdanına havale ediyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)

HÜSEYİN YILDIZ (Aydın) – İçişleri Bakanı senden, ayıp ya, ayıp!

ALPAY ANTMEN (Mersin) – Sayın Başkan, sataşmadan... Sayın Başkanım, isim vererek...

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) – Sana sataşmadı ki, Vahap Bey’e sataştı.

BAŞKAN – Buyurunuz Sayın Antmen. (CHP sıralarından alkışlar)

2.- Mersin Milletvekili Alpay Antmen’in, Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz’un sataşma nedeniyle yaptığı konuşması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

ALPAY ANTMEN (Mersin) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Şimdi, Sayın Milletvekili elma ile armutları karıştırarak burada hamaset yapıyor. Hamasetin en güzelini yaparız.

OLCAY KILAVUZ (Mersin) – Hamaseti siz yapıyorsunuz.

ALPAY ANTMEN (Devamla) – Şunu söyleyeyim: Siz Türkiye’de, bugüne kadar, 200 binin üzerindeki, Türk vatandaşı olmaması gereken, geçici koruma altındaki Suriye vatandaşları Türk vatandaşlığına alınırken neredeydiniz? Bir. (MHP sıralarından gürültüler)

OLCAY KILAVUZ (Mersin) – Konumuz Suriye değil, konumuz belediyeden işten çıkarılanlar, konumuz Suriye değil!

ALPAY ANTMEN (Devamla) – İkincisi: Siz milliyetçiliği, hamaseti ağzınızdan, dilinizden düşürmüyorsunuz ama burada millî ve manevi değerleri çiğniyorsunuz. (AK PARTİ ve MHP sıralarından gürültüler)

Onun yanında, konuya dönersek değerli milletvekilleri...

(Mersin Milletvekili Cengiz Gökçel ile Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz’un birbirlerinin üzerine yürümeleri; CHP ve MHP sıralarından gürültüler)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri...

ALPAY ANTMEN (Devamla) – O kadar hakaret ederken neden cevap alınca şey yapıyorsunuz?

METİN NURULLAH SAZAK (Eskişehir) – Esasa gelsene! İşi karıştırıyorsun?

ALPAY ANTMEN (Devamla) – Geleceğim. (CHP ve MHP sıralarından gürültüler)

BAŞKAN – Sayın Antmen, bir saniye efendim.

(CHP ve MHP milletvekillerinin birbirlerinin üzerine yürümeleri, gürültüler)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Sayın Kılavuz…

OLCAY KILAVUZ (Mersin) – El kol hareketi yaparak beni tehdit mi ediyorsun?

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) – Kabadayı mısın?

OLCAY KILAVUZ (Mersin) – Ben kabadayı değilim, kabadayılığı siz yapıyorsunuz, el kol hareketi yapıyorsunuz. (CHP ve MHP sıralarından gürültüler)

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) – Bana parmak sallama!

OLCAY KILAVUZ (Mersin) – Bana el sallayan sizin milletvekiliniz.

NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) – Ya 400 bin dolara vatan toprağı satıyorlar, bir şey söylesenize! Allah Allah!

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) – Allah Allah ya!

OLCAY KILAVUZ (Mersin) – Hayır, Cengiz Gökçel’in parmak sallaması, bizi tehdit eder dille hakaret etmesini ben… (CHP ve MHP sıralarından gürültüler)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri… (CHP ve MHP sıralarından gürültüler)

METİN NURULLAH SAZAK (Eskişehir) – Sadede gel sadede Sayın Antmen.

Karıştırıyor işi be!

OLCAY KILAVUZ (Mersin) – Ağabey, biz oturuyoruz; parmak sallıyor bana, böyle el kol hareketi yapıyor. Ben dinliyorum. Konumuz Mersin Büyükşehir Belediyesi.

METİN NURULLAH SAZAK (Eskişehir) – Nerelerden nerelere alıyorsun, soytarılık yapıyorsun be!

ALPAY ANTMEN (Devamla) – Arkadaşlar, nereden nereye getiren sizsiniz.

METİN NURULLAH SAZAK (Eskişehir) – Ne alakası var ya! (CHP ve MHP sıralarından gürültüler)

ALPAY ANTMEN (Devamla) – Bir dakika bekleyin, kürsüde varken ayıp ediyorsunuz ama ayıp ediyorsunuz; vallahi ayıp ediyorsunuz, billahi ayıp ediyorsunuz, ayıp ediyorsunuz!

OLCAY KILAVUZ (Mersin) – Ayıp eden sensin be!

ALPAY ANTMEN (Mersin) – Sayın Başkan, süreyi tekrar başlatırsanız…

BAŞKAN – Baştan alalım.

OLCAY KILAVUZ (Mersin) – Selahattin Demirtaş’ın…

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen… Hatip kürsüde, lütfen.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Selahattin Demirtaş’a laf söyleme. Selahattin Demirtaş’a laf söyleyemezsiniz, öyle kolay değil! Selahattin Demirtaş adını ağzına alma!

ERKAN AKÇAY (Manisa) – Söyleriz, niye söylemeyelim, ne var bunda?

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Hayır, alamazsın! Suçlu mudur ki? Ne diye Selahattin Demirtaş? 4 dönem milletvekilliği yapmış ya!

BAŞKAN – Sizleri hatibi dinlemeye davet ediyorum sayın milletvekilleri. (CHP ve MHP sıralarından gürültüler)

Sayın milletvekilleri…

Buyurunuz efendim.

ALPAY ANTMEN (Devamla) – Teşekkür ederim Değerli Başkan.

Sevgili milletvekilleri, değerli arkadaşlar; bir nefes alıp dinler misiniz? Bakın, Mersin Büyükşehir Belediyesiyle ilgili sayın milletvekili basın açıklamasında bazı iddialarda bulundu, biz de sosyal belediyecilikle ilgili rakamları verdik. “Sataşma var.” dedi, sataşmadan bahsederken işi teröre getirdi. Ben de size yerli ve millîlikten bahsettim. Bunları boş verin. İşin esasına gelelim mi?

Bakın “2 milyon lira para harcandı.” diyorsunuz, bu doğru değil, bir. “3 bin kişi işten atıldı.” diyorsunuz. Belediyenin çeşitli şirketlerinden diğer şirkete geçen, kaydırılan personeli de bunun içine dâhil ediyorsunuz; yazıktır, günahtır. Ama esas en kötüsü, bakın, eğer bir belediye personeli hakkında “Terörle iltisakı vardır.” diyorsanız, bu yanlıştır. Neden yanlıştır biliyor musunuz? Kanuna göre, ilgili kanun hükmünde kararnameye göre, belediyede işe başvuran herkesle ilgili olarak İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü araştırma yapar. Adli sicil kaydına ve vukuatlı adli sicil kaydına bakılır. Ben buna şahidim, Sayın Vahap Seçer tek tek inceliyor işe başvurularda. Eğer terörle iltisaklı birisi varsa bunun belediyede çalışma imkânı ve ihtimali yoktur. Varsa lütfen suç duyurusunda bulunun.

Cezaların da bir kişiselliği ve şahsiyeti vardır arkadaşlar. O kişinin ailesi suçlu diye bu kişinin ailesinden birisini siz suçlayamazsınız, yargılayamazsınız. Daha önce, 2016 alçak darbe girişiminden yakalananları, cezaevinde yatanları biliyoruz; onların bütün sülalelerini mi burada suçlayacağız? Lütfen, biraz dikkat, biraz hassasiyet.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, şimdi…

OLCAY KILAVUZ (Mersin) – Tek bir şey soruyorum: Mersin Büyükşehir Belediyesinde, PKK'nın paçavrasını paylaşan İ.G. isimli şahıs şu an çalışıyor mu çalışmıyor mu?

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) – Böyle bir üslup yok arkadaşım.

OLCAY KILAVUZ (Mersin) – Bunu cevaplayın, buyurun. PKK'nın paçavrasını paylaşan…

CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) – Sen devam et, boş ver ya! Provokatör bu!

OLCAY KILAVUZ (Mersin) – Sensin provokatör!

CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) – Mersin barış kenti, provokatörlere yer yok Mersin’de.

OLCAY KILAVUZ (Mersin) – Provokatörün başı sensin! En büyük provokatör sensin!

CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) – Mersin barış kenti, barış; her zaman barış kentidir, her zaman da olacak barış kenti.

BAŞKAN – Birleşime on dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 14.51

İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 15.00

BAŞKAN: Başkan Vekili Nimetullah ERDOĞMUŞ

KÂTİP ÜYELER: Abdurrahman TUTDERE (Adıyaman), Rümeysa KADAK (İstanbul)

-----0-----

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 84’üncü Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

Şimdi Sayın Grup Başkan Vekillerinin söz taleplerini karşılayacağım.

İYİ Parti Grup Başkan Vekili Sayın Dursun Müsavat Dervişoğlu.

Buyurun Sayın Dervişoğlu.

IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)

23.- İzmir Milletvekili Dursun Müsavat Dervişoğlu’nun, Pençe-Kilit Harekâtı’nda bugün şehit olan uzman çavuşa Cenab-ı Allah’tan rahmet dilediğine, Hakkâri’nin düşman işgalinden kurtuluşunun 104’üncü yıl dönümüne, Resmî Gazete’de yayımlanan Sağlık Uygulamaları Tebliği’nde yapılan değişikliğe, vatandaşların emeğinin enflasyona karşı korunması adına Hükûmeti vazife almaya davet ettiğine, ülkenin içinde bulunduğu bütün bu olumsuzlukları İYİ Parti iktidarının sonlandıracağına ve millet iradesinin sandıkta tecelli edeceğine ilişkin açıklaması

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım. Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.

Sayın Cumhurbaşkanının cuma namazı çıkışı yapmış olduğu açıklamaya göre, Pençe-Kilit Harekâtı sırasında görevli bir uzman çavuşumuz daha şehit olmuş. İsmini henüz öğrenemedik ama şehidimize Cenab-ı Allah’tan rahmet, kederli ailesine ve milletimize başsağlığı diliyorum.

Bugün Hakkâri’nin düşman işgalinden kurtuluşunun 104’üncü yıl dönümünü idrak ediyoruz. Hakkârili vatandaşlarımızın bu özel gününü tebrik ediyor, onları en içten duygularla selamlıyorum.

İstiklal için mücadele eden aziz milletimizi ve şehitlerimizi bir kez daha rahmet ve minnetle yâd ediyorum.

Resmî Gazete’de yayımlanan Sağlık Uygulama Tebliği’nde yapılan değişiklikle, Covid-19 nedeniyle hastaneye veya yoğun bakım servislerine yatırılan hastalar için pandemi bakım ve yoğun bakım hizmet ücreti ödemeleri yürürlükten kaldırıldı. Pozitif vakalar, hastaneye yatışlar ve ölümler devam ederken alınan bu kararı yerinde bulmuyoruz. Aşılama oranı henüz istenilen seviyeye gelmemişken -sanki salgın bitmiş gibi- pandemi olgularına yönelik ücret ödemelerinin yürürlükten kaldırılması özel hastanede tedavi olacak vatandaşlarımızın sırtına yüklenecek yeni bir maddi külfeti de beraberinde getiriyor. Bilinsin ki salgın tam anlamıyla sona ermemiştir, Dünya Sağlık Örgütünden de henüz böyle bir duyuru yapılmamıştır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurunuz efendim.

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Birçok ilimizde hastaneye veya yoğun bakıma yatan Covid-19 vakaları azalsa da azımsanmayacak sayıda yatışlar sürmekte ve kayıplar devam etmektedir. Yaklaşan yaz mevsimiyle birlikte ülkemize gelecek olan turistlerin taşıdığı potansiyel salgın risklerini de göz önünde bulundurarak bu kararın tekrar gözden geçirilmesini öneriyoruz.

Sayın milletvekilleri, yaşadığı ekonomik kriz neticesinde iflasın eşiğine kadar gelen Yunanistan’da, Başbakan Miçotakis, yaptığı açıklamayla enflasyondaki artışın düşük gelirli vatandaşları olumsuz etkilediğini ifade ederek asgari ücrete 1 Mayıstan itibaren ikinci bir zammın yapılacağını duyurmuştur. Yunan resmî kurumları tarafından açıklanan son verilere göre Yunanistan’da enflasyon yüzde 7,2 olarak belirlenmiştir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurunuz efendim.

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Enflasyonu yüzde 7,2 olan Yunanistan’da asgari ücrete yıl içerisinde 2’nci kez zam yapılıyorken TÜİK’in enflasyonunun dahi yüzde 61’i bulduğu Türkiye’de, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Vedat Bilgin, asgari ücrete sene ortasında zam verilmeyeceğini ifade ediyor. İşte, buradan çıkarılması icap eden dersler vardır; her geçen gün derinleşen yoksulluk, kronikleşen hayat pahalılığı ve umutsuzluk bugünkü iktidarın eseridir.

Sayın Genel Başkanımızın daha önce ifade ettiği gibi, asgari ücret düzenlemelerinin üçer aylık periyotlar hâlinde ve enflasyona göre düzenlenmesi gerekiyor, İYİ Parti olarak bu konuda olan ısrarımızı sürdürüyoruz. Vatandaşlarımızın emeğinin enflasyona karşı korunması adına Hükûmeti vaziyet almaya davet ediyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurunuz efendim.

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) – Ülkemizde, bugün, devlet yönetiminde ciddiyetsizliğin ve liyakatsizliğin hüküm sürdüğü, milletimizin göz göre göre enflasyona ezdirilip yoksulluğa terk edildiği bir gerçektir ancak milletimiz şunu iyi bilsin ki bu kalıcı değil, çözülemeyecek bir problem de değil; inşallah, vatandaşlarımızı enflasyon, geçim sıkıntısı ve ekonomik darboğaz üçgenine mahkûm eden bu ucube sistemden kurtulacağız ve bütün bu olumsuzlukları da İYİ Parti iktidarında sonlandıracağız.

“Mart şubattan daha iyi olacak, nisan da marttan daha iyi olacak.” dediniz ama dedikleriniz çıkmadı. “Baz etkisiyle enflasyon zamanla düşecek." dediniz, düşmedi. “2021 Ağustos ayından itibaren enflasyon mutlaka inecek.” dediniz, inmedi; yönetme kabiliyetini ve ehliyetinizi kaybettiniz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurunuz Sayın Başkan.

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) – Teşekkür ederim efendim.

Söylediğiniz sözler eylemlerinizi, eylemleriniz ise kendi varlığınızı tekzip eder hâle geldi. İşte bu sebeple iktidar partisi mensupları milletimizin içine çıkamazken biz milletimizle omuz omuza yolculuğumuzu sürdürüyoruz. Sayın Genel Başkanımız Meral Akşener’in liderliğinde milletimizin dertleriyle hemdert, hâliyle hemhâl olmayı sürdürüyoruz. İYİ PARTİ iktidarında, inşallah, Allah’ın izniyle, milletimize reva gördüğünüz bu çileye son vereceğiz, er ya da geç o sandık bu büyük milletin önüne gelecek ve milletin iradesi tecelli edecektir diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkan Vekili Sayın Erkan Akçay.

Buyurunuz Sayın Akçay.

24.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, ABD Dışişleri Bakanlığının yayınladığı 2021 İnsan Hakları Raporu’na ve Profesör Doktor Erol Güngör’ün vefatının 39’uncu yıl dönümüne ilişkin açıklaması

ERKAN AKÇAY (Manisa) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

12 Nisan 2022’de ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından 2021 İnsan Hakları Raporu yayınlanmıştır. Raporun Türkiye kısmında ülkemiz asılsız itham ve karalama kampanyalarına maruz bırakılmış, gerçekler açıkça saptırılmıştır ve çarpıtılmıştır. Yavuz hırsız ABD, ev sahibini bastırmaya tevessül etmiş, Türkiye'nin terörle mücadeledeki başarılı ve kararlı duruşunu hedef almıştır. ABD, bağımsız ve tarafsız Türk mahkemeleri tarafından yürütülen yargılama süreçlerini hedef alarak ülkemizi uluslararası kamuoyu nezdinde itibarsızlaştırma hevesine düşmüştür. ABD tarafından terör örgütlerinin siparişiyle yazılan, alenen Türkiye düşmanlığı güden, gerçeklerden tamamen uzak bu rapor ayaklarımızın altındadır. ABD, düzmece raporlarla Türkiye düşmanlığı gütmek yerine, Orta Doğu’da, Balkanlarda, Orta Asya’da, Afrika’da işlediği insanlık suçlarının hesabını vermeli ve karanlık siciliyle yüzleşmelidir. ABD, terör örgütlerini eğit donat faaliyetleri kapsamında açıkça desteklemekte, silah, mühimmat ve parayla finanse etmektedir. ABD’nin, Suriye’nin ve Irak’ın kuzeyinde, “besle-büyüt-saldır” politikası kapsamında savaş eğitimi verdiği terörist sayısı 30 bini geçmiştir. ABD, 500 milyon dolarlık 2022 savunma bütçesinin 177 milyon dolarını terör örgütü PKK-YPG’ye hibe etmiştir ve Savunma Bakanlığı 2023 savunma bütçesi için PKK ve PYD/YPG’nin faydalandığı fona 542 milyon dolarlık bir bütçe talep etmiştir. Söz konusu raporda 15 Temmuz hain darbe girişiminin faili FETÖ’nün yalan ve iftiraları geniş yer bulmuş, ABD FETÖ’nün propagandalarına alet olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurunuz efendim.

ERKAN AKÇAY (Manisa) – FETÖ, eli kanlı bir terör örgütüdür, 15 Temmuz 2016’da milletimizin canına kastederek ülkemizi işgal etmeye kalkışmıştır. ABD, FETÖ’cü teröristleri koruyup kollamakta, kukla olarak kullanmaktadır. Türkiye, uluslararası insan hakları kriterlerine en çok riayet eden ülkedir. Başta ABD olmak üzere, bazı Batılı ülkeler ve uluslararası örgütler organize bir şekilde Türkiye aleyhinde propaganda yürütmeyi bırakmalı, kendi karanlık geçmişleriyle yüzleşmelidir.

Sayın Başkan, 24 Nisan 2022 sosyal psikolog, sosyolog, yazar ve fikir adamı Profesör Doktor Erol Güngör’ün vefatının 39’uncu yıl dönümüdür. Erol Güngör, milliyetçilik, tarih şuuru, millî tarih gibi meselelere kendisinden öncekileri hem özümseyen hem de onları çok aşan yorumları olan özgün bir kalemdir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurunuz efendim.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Erol Güngör, kırk beş yıllık ömrüne sığdırdığı onlarca eserle düşünce dünyamıza büyük bir miras bırakmıştır. “Türk Kültürü ve Milliyetçilik” “İslâmın Bugünkü Meseleleri” “Tarihte Türkler” “Kültür Değişmesi ve Milliyetçilik” eserleri başta olmak üzere, tüm eserlerinde tarihî ve sosyolojik tahliller yapmış, çözümler önermiştir. Erol Güngör'ün fikirleri, milletimizin, aydınlarımızın, gençlerimizin düşünce dünyasını beslemeye ve zenginleştirmeye devam edecektir. Bu vesileyle Erol Güngör'ü rahmet ve minnetle anıyorum.

Teşekkür ederim Sayın Başkan.

BAŞKAN - Halkların Demokratik Partisi Grup Başkan Vekili Sayın Meral Danış Beştaş.

Buyurun Sayın Danış Beştaş.

25.- Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş’ın, Gezi davasına, Osman Kavala’nın serbest bırakılması gerektiğine, 22 Nisan Kürt Gazeteciliği Günü’ne, 21 Nisanda açıklanan CPT’nin raporuna, Nevala Kasaba’ya ve AKP iktidarının “dış mihraklar” söylemine devam ettiğine ilişkin açıklaması

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Gezi davasıyla başlamak istiyorum. Şu anda Çağlayan'da Gezi davası devam ediyor. 2 defa beraatle sonuçlanan Gezi davası bir kez daha sona geldi ve savcılık en son esas hakkındaki mütalaasında yine hukukla hiçbir ilgisi olmayan, tamamen siyasi saiklerle bezenen, hınca dayanan bir dava dosyasında cezalandırma istemişti.

Açıkçası, Gezi'yi her zaman savunduk ve savunmaya devam edeceğiz. Hak savunusu asla suç olamaz. Gezi, ülke halklarının taleplerinin gün yüzüne çıktığı, kadından çevreye, özgürlüklerden adalete, barıştan ekonomiye kadar, iktidarın halklara karşı işlediği suçların ifşa edilmesiydi. Bundan önce de dediğim gibi 2 defa beraat ettiler, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı var. Biz bir an önce bu davanın sonlandırılmasını, beraat kararı verilmesini ve Osman Kavala'nın serbest bırakılması gerektiğini ifade etmek istiyoruz.

Bugün Kürt Gazeteciliği Günü. 22 Nisan 1898’de Kahire’de Midhat Bedirhan tarafından basılan ilk Kürtçe gazete olan Kürdistan gazetesinin yayın hayatına başlaması Kürt Gazeteciliği Günü olarak kabul ediliyor. Yüz yirmi dört yıl önce on beş günlük periyotlarla 31 sayı basılan gazete Osmanlı yönetiminin baskıcı uygulamalarından dolayı sürgünde yayın hayatına başladı ve Kürt basınının özgür temellerini atmış oldu. Kürdistan gazetesi, aynı zamanda, hakikat arayışını düstur edinen özgür basın geleneğinin de öncülüğüne dönüştü. Yüz yirmi dört yıldır baskılarla ayakta kalan ve özgür basının öncülüğünü üstlenen gazetecilerin gününü kutluyorum.

Kürt gazetecileri hâlâ baskı altında ve yargı kıskacı altında tutulmaya devam ediliyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurunuz efendim.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Bu vesileyle, mesleklerinden taviz vermeyen, her koşulda halkın haber alma özgürlüğü için canhıraş çalışan gazeteci dostlarımızın da gününü kutlamak istiyorum. “…”(x)

CPT raporu çıktı, evet. CPT raporu hakikaten dehşet verici; Türkiye Rusya’yla işkencede yine yarışıyor. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ geçenlerde -altını çizerek söylüyorum- aynen şöyle dedi: “Türkiye cezaevlerinde işkence, kötü muamele yoktur.” Ertesi gün CPT raporu yayınlandı. Bu raporda Türkiye için bir yılda 30 işkence raporunun hazırlandığı ve Ankara’nın 3 raporu yayınlatmadığı ortaya çıktı. 21 Nisanda açıklanan rapor, dün, Türkiye’de işkencenin en ağır şekilde seyrettiğini gösteriyor. Şimdi, CPT’nin çalışma yöntemi, usulü açısından ani ziyaretler gerçekleştiriliyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurunuz efendim.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – CPT, Türkiye’ye 24 ani ziyaret gerçekleştirmiş ve 30 rapor hazırlamış, bu raporların 27’si yayınlanmış ama 3’ünün yayınlanmasına izin veremiyor çünkü Türkiye'nin, CPT raporlarında, utanç duyacağı, itibarını kıracak birçok verinin olduğunu buradan anlıyoruz. Her gün dile getiriyoruz cezaevlerindeki vahşeti, işkenceyi; CPT de aslında bunları tescilledi.

Türkiye neden engelliyor bu raporu? Çünkü orada işkence notları var. Rusya’yı da örnek vermek istiyorum -yarıştığını söylemiştim- CPT, Rusya’ya da 22 ani ziyaret gerçekleştirmiş ve 4’ünün yayınlanmasına izin vermiş. Akılalmaz işkencelerin ilan edilmesine ne Türkiye ne Rusya izin vermiyor.

Sayın Başkan, burada Nevala Kasaba’yı çok konuştuk ve sanırım konuşmaya devam edeceğiz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun efendim.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Villa projesi yapan VARYAP İnşaat şirketi dün bir açıklama yaptı, garip bir açıklama; isimleri hedef gösteriyor ve bu inşaatı yapmaya, villaları tamamlamaya kararlı olduklarını, bu iddiaların asılsız olduğunu hiç utanmadan, sıkılmadan söylüyor. Oysaki orada toplu bir mezar olduğunu bütün Türkiye biliyor; 89’da oradan 8 cenaze çıktı, bunu da herkes biliyor. Orada toplu bir mezar olduğunu devlet resmî olarak da kabul etti, doğrulandı. Ayrıca, Genelkurmay Başkanlığının resmî kayıtlarına göre 186 kişi buraya atılmış vaziyette, sayının daha fazla olduğunu tahmin ediyoruz.

Açıkçası, AKP’li müteahhitler, bu toplu mezar üzerine villa projesini hayata geçirmek istiyorlar. “Siirt halkı buna izin vermeyecek.” demiştik, aynı görüşümüzü koruyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurunuz Sayın Başkan.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Tabii ki sadece Siirtliler değil, insan haklarından yana herkes buna karşı duracak. İki hafta önce, bölge barolarının da içinde bulunduğu insan hakları kurumları, villa yapılmasına dair çok güçlü bir açıklama yaptılar. O açıklama üzerine biz de 7 milletvekili ve heyetimizle oraya gittik ve maalesef alana girmemize izin verilmedi, suç işlendi. Ama burada, VARYAP İnşaatın, bütün bu olanlardan sonra, iktidara dayandığı ve bu vahşete imza attığı dünkü açıklama itibarıyla ilan edilmiş oldu. Biz şunu söyleyelim: Bu hedef gösterdiği şahısları ben de söylemeyeceğim ama onların kılına zarar gelirse VARYAP İnşaat şirketi ve arkasındaki iktidar gücünü sorumlu tutacağımızı bugünden ilan ediyoruz. Toplu mezarın üzerine inşaat yapılmasına Siirtliler izin vermeyecek, oradan kimse ev almayacak; bu vahşetin hiçbir inançta ve değerde yeri olmadığını söylemek isterim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurunuz efendim.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Sayın Başkan, ekonomi gündemimiz bitmiyor, en büyük çöküşlerden birinin içindeyiz Türkiye’de. AKP iktidarı sorumlusu olduğu bu çöküşte suçu, hep, kim olduklarını kendilerinin bile açıklayamadığı dış mihraklara atıyor. Örneğin, saray rejiminin canhıraş bürokratlarından Fahrettin Altun “Türkiye’nin yükselişi, dış mihrakların ve küresel sömürü düzeni baronlarının kirli oyunlarıyla inkıtaya uğratılmak istenmektedir.” demişti. Eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak yazdığı kitapta Amerikan yatırım bankası Morgan için “Yeni bir finansal saldırının işaret fişeğini yakmıştı.” şeklinde bir değerlendirme yapmıştı, hatta yandaş basın şu ifadeleri kullanmıştı: “Morgan saldırıyla bir duvarı yıkmayı, kurun 10’un üstüne çıkmasının önünde hiçbir engel bırakmamayı sağlamaya çalıştı.” demişti. Gelelim, aradan geçen zamanda ne oldu?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurunuz efendim.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Siyasi iktidar “dış mihraklar” söylemine başvurmaya devam ediyor fakat Hazine ve Maliye Bakanı bu sözlerin geçersizliğini ilan etmeye -bir çelişki olarak- devam ediyor. Önce Londra’ya gitti, orada finans baronlarıyla görüşerek bol keseden vaatler verdi. Dün Bakan Nebati’nin kendi attığı “tweet”e göre ABD’de Morgan tarafından organize edilen yatırımcı seminerinde dünyanın önde gelen portföy yatırımcılarıyla görüştü. Şimdi soruyoruz: Bu halk damada mı, Nebati’ye mi inansın; saraya mı inansın, Nebati’ye mi inansın? Gerçi daha önce Bakan Nebati, AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın “dış güçlerin saldırıları” ifadesini boşa düşüren “Dış saldırı yok.” açıklamasını yapmıştı, o zaman da sormuştuk, cevap verilmemişti.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Bitiriyorum Başkan.

BAŞKAN – Buyurunuz Sayın Başkan.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Londra ve ABD arasında mekik dokuyan, içerideyse “yerli ve millî” propagandası yapan iktidar, sebep olduğu ekonomik çöküşü, yoksulluğu ve işsizliği Türkiye halklarının temel sorunları yapmaya devam ediyor. Ekonomideki çöküşle ilgili gerçekler apaçık ortadayken neden hâlâ “dış güçler” “mihraklar” “operasyonlar” sözlerine yaslanıyorsunuz? Ekonomik çöküşte de erdemli davranmak, halka öz eleştiri vermek ve çekilmek en önemli olandır, spekülasyon yapmak değildir. Aranızdaki çelişkileri bizim gibi, dünya da görüyor, Türkiye kamuoyu da görüyor.

Çok teşekkür ediyorum Başkan, sağ olun.

BAŞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkan Vekili Sayın Engin Özkoç.

Buyurunuz Sayın Özkoç.

26.- Sakarya Milletvekili Engin Özkoç’un, Kemal Kılıçdaroğlu’nun fahiş elektrik zamlarını protesto ettiğine ilişkin açıklaması

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) – Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Genel Başkanımızın evinde dün sabahtan bu yana elektrik yok. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, 2021 yılında elektriği kesilen yaklaşık 4 milyona yakın abonenin, milyonlarca insanımızın hâline ışık tutmak için bu eylemi yaptı. Enerji Bakanı biraz önce yaptığı açıklamada Kemal Kılıçdaroğlu’yla ilgili “Çarpıtma yapıyor, bugün itibarıyla 278 bin abonenin elektriği kesiktir.” diyor. Şimdi, bir kere daha detaylarıyla verelim. Kendi Bakanlığında yapılan işten haberi olmayan Enerji Bakanı tabloyu anlasın istiyoruz. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun resmî verilerine göre 2021 yılında toplam 2 milyon 776 bin 461 mesken abonesinin, 597.980 ticarethanenin, 3.277 sanayi kuruluşunun, 71 bin tarımsal sulama yapan çiftçinin yani 3 milyon 449 bin 344 abonenin elektriği kesildi.

Bir noktanın daha altını çizmek istiyorum ki bu milyonlarca abonenin kesintisi, Genel Başkanımızın protestosuna neden olan yeni yıldaki fahiş zamdan önce yapılan kesintilerdir. Çok daha ağır bir tabloyla şu anda karşı karşıyayız. Yılbaşından bu yana, son dört ayda yani ocak ve nisan ayları içerisinde de sanayi elektriğine gelen zam yüzde 185’tir, hanelere ilk kademe için zam yüzde 37, ikinci kademe zammı da yüzde 105’tir, ticarethanelere yüzde 125’in üzerinde zam yapılmıştır. Bakan, Genel Başkanımızın yıllık verisini çarpıtarak algı yaratmaya çalışıncaya kadar 2022 Türkiyesinde karanlıkta kalan insanlarımızın elektriğini açmanın, onlara yardım götürmenin ve çare olmanın derdine düşmelidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun.

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) – İş yapmak için yol da gösteriyoruz. Genel Başkanımız 3 temel öneri sunmuştur: 1) Temel insan hakkı olan elektriğe ve diğer enerji kalemlerine yapılan zamları geri çekin. 2) Enerjide KDV’yi sıfırlayın. 3) Geliri asgari ücretten düşük olan abonelerin faturasını enerji çekleriyle karşılayın.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkan Vekili Sayın Cahit Özkan, buyurun.

27.- Denizli Milletvekili Cahit Özkan’ın, 11 Nisanda başlayan Mavi Vatan-2022 Tatbikatı’na, Pençe-Kilit Harekâtı’nda şehit olan askerlere Allah’tan rahmet niyaz ettiğine, salgının toplumsal ve ekonomik etkilerini bertaraf etmek üzere ekonomi kalkanı paketleri açıklandığına, başta Cumhurbaşkanı ve Sağlık Bakanı olmak üzere salgınla mücadelede emeği geçen herkese şükranlarını sunduğuna ve Genel Kurul gündemine ilişkin açıklaması

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Sayın milletvekilleri, hamdolsun, Türkiye olarak ülkemizde huzuru, barışı ve refahı inşa etme, güçlendirme gayretini ortaya koyarken gönül coğrafyamızda, mavi vatanımızda istikrarı egemen kılmak için canla başla çalışıyoruz. Bu coğrafyada devlet kurmak tarih boyunca cennet vatanımıza göz dikenlerle mücadele etmeyi de gerekli ve zorunlu kılıyor. Bu anlamda, Silahlı Kuvvetlerimiz her alanda başarılı olduğu gibi, denizcilik alanında da güçlü olmak zorunda. Bunun için, yirmi yıldan beri Deniz Kuvvetlerimizi hem araç gereç hem personel bakımından sürekli geliştirmeye, tahkim etmeye, güçlendirmeye devam ediyoruz.

Vesayetten arındırılmış yerli ve millî silah sistemleriyle kahraman ordumuzu donattık; İHA’lar, SİHA’lar, kendi yerli ve millî fırkateynlerimiz, hava ve deniz araçlarımız dosta güven, düşmana korku veren bir nitelik kazandı. İşte, dünyanın neresinde olursa olsun, Silahlı Kuvvetlerimiz başarılar ortaya koyarken tatbikatlarla da geleceğe hazırlanıyor. İşte, bu tatbikatlardan sonuncusu 11 Nisanda başlayan “Mavi Vatan-2022 Tatbikatı”dır. Deniz Kuvvetleri Komutanlığımızın Karadeniz, Ege ve Doğu Akdeniz’deki unsurlarının diğer kuvvet komutanlıkları ve kamu kurumlarıyla koordinasyon hâlinde yürüttüğü bu tatbikat hamdolsun dün başarıyla sonuçlandı. Tatbikata katılan gemiler, uçaklar, helikopterler, insansız hava araçları ve özel görevli personelimiz her zaman harekâta hazır olduğunu bir kez daha tüm dünyaya gösterdi. Bu vesileyle başta Pençe-Kilit Harekâtı’nda şehit olan askerlerimize ve bütün şehit olan askerlerimize Allah’tan rahmet niyaz ediyoruz; Mehmetçik’imize de başarılar temenni ediyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurunuz efendim.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tabii, son üç yılı pandemiyi konuşarak geçirdik. Başta “epidemi” olarak Wuhan’da başlayan Covid-19 salgını bütün dünyayı çepeçevre kuşattı, pandemiye dönüştü ve güçlü sağlık altyapımız sayesinde, 2002’den beri özel sağlık hastaneleriyle, devlet hastaneleriyle, şehir hastaneleriyle, sağlık ocaklarıyla, ilaç endüstrisinde yaptığımız çalışmalarla, aşı çalışmalarıyla salgının sağlık üzerindeki etkilerinin üstesinden hamdolsun başarıyla geldik. Bunun yanında, dünyanın neresinde olursa olsun ay yıldızlı pasaportu taşıyan tüm vatandaşlarımızı bulundukları ülkelerden cennet vatanımıza ulaştırmak suretiyle sağlıklarına kavuşmalarına vesile olduk.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurunuz Sayın Başkan.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – Ancak artık salgının sağlık üzerindeki etkilerinden ziyade ekonomi ve toplum üzerindeki etkilerini tüm dünyanın konuştuğu bir süreçten geçiyoruz. Bu anlamda, salgının toplumsal ve ekonomik etkilerini bertaraf etmek üzere, Cumhurbaşkanımız liderliğinde Hükûmetimiz ve Cumhur İttifakı olarak yine Mecliste yaptığımız çalışmalarda milletimizin refahı ve selameti için peşi sıra ekonomi kalkanı paketleri açıklıyoruz. Hamdolsun, bugün salgının üstesinden geldiğimizi de Sağlık Bakanımızın yaptığı açıklamasıyla yani “endemi”yi ifade etmesiyle görüyoruz. Artık sağlık ocaklarına, şehir hastanelerine, devlet hastanelerine gelen Covid-19 hastalarımızın hiçbirisinin ağır nitelikte rahatsızlık geçirmediklerini sevinçle görüyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurunuz efendim.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – İnşallah, bu yaz mevsimini ve Ramazan ayının neticesinde kutlayacağımız, idrak edeceğimiz Ramazan Bayramı'nı çok daha birlik, beraberlik, kardeşlik ve sılayırahim anlayışı içerisinde yaşayacağımıza inanıyorum.

Bu bağlamda, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a, Sağlık Bakanımıza ve bu mücadeleye destek veren, gayret gösteren bütün sağlık çalışanlarımıza bir kez daha şükranlarımı sunuyorum.

Evet, Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu hafta spor kulüpleri ve spor federasyonları kanunumuzu inşallah hayata geçiriyoruz. Bu kanunla çok daha güçlü bir sportif başarı; sporcularımızın dünyanın her bir tarafında al bayrağımızı dalgalandırdığı ve İstiklal Marşı'mızı söylettiği, kupalara ve madalyalara kavuştuğu bir spor alanını inşa etmiş olacağız. Ancak, spor kanunu işin bir tarafı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurunuz efendim.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Özellikle son yirmi yılda ortaya koyduğumuz sportif altyapılar bugünkü sportif başarılarının da temelini teşkil ediyor.

Bakın, sadece bir kıyas olsun diye, lisanslı sporcu sayımızı 278 binden 9 milyonun üzerine çıkardık. Tüm sporcularımızı, gençlerimizi tebrik ediyoruz. Kaç kat? Yaklaşık 90 katlık bir lisanslı sporcu artışımız var. Spor kulübü sayımız 6 binden 19 bine, antrenör sayımız 18 bin 600’den 250 bine, spor tesisi sayımız 1.575’ten 3.585’e yükseldi. Tabii, o 1.575’i de tamamen yeniledik, yeniden inşa ettik, ihya ettik. Tüm bu çalışmalar beraberinde bize uluslararası başarıları da getirdi, Tokyo 2020 Yaz Olimpiyat Oyunları'nda, toplamda, tarihî bir rekor kırarak, 28 madalya kazanarak tarihî bir rekora da imza attık.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayınız efendim.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – İnşallah bugün Mecliste kabul edeceğimiz Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Yasa Teklifi’yle de bu sportif başarıları çok daha yukarılara taşıyacak bir spor alanına da kavuşmuş olacağız ve bugüne kadar madalya kazanan, al bayrağımızı dalgalandıran, İstiklal Marşı’mızı okutturan bütün sporcularımıza, şampiyonlarımıza başarılar diliyorum. Genel Kurula yapılan bu çalışmaya destekleri, katkıları için şükranlarımı sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Gündeme geçiyoruz.

Alınan karar gereğince denetim konularını görüşmüyor ve gündemin "Kanun Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmına geçiyoruz.

1’inci sırada yer alan, İzmir Milletvekili Fehmi Alpay Özalan, Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Denizli Milletvekili Cahit Özkan ile 92 Milletvekilinin Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

VI.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

A) Kanun Teklifleri

1.- İzmir Milletvekili Fehmi Alpay Özalan, Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Denizli Milletvekili Cahit Özkan ile 92 Milletvekilinin Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi (2/4331) ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 324) (x)

BAŞKAN – Komisyon? Yerinde.

Dünkü birleşimde İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel kanun olarak görüşülen 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin birinci bölümünde yer alan maddelerin oylamaları tamamlanmıştı.

Şimdi ikinci bölümün görüşmelerine başlıyoruz.

İkinci bölüm 22 ila 44’üncü maddeleri kapsamaktadır.

İkinci bölüm üzerinde söz isteyen İYİ Parti Grubu adına Aksaray Milletvekili Sayın Ayhan Erel.

Buyurunuz Sayın Erel. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)

İYİ PARTİ GRUBU ADINA AYHAN EREL (Aksaray) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, yüce Türk milleti; görüşülmekte olan kanun teklifinin ikinci bölümü üzerine partim İYİ Parti adına söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, yirmi yıla yakın kesintisiz iktidarında AK PARTİ hükûmetleri toplumun pek çok kesimine doğrudan veya dolaylı mağduriyet yaşatmış, insanımız mağduriyetlerinin de sıkıntılarının da çözüm ve deva mercisi olan devlet mekanizmasının bu fonksiyonunu yerine getireceği inancını kaybetmiştir. Toplumumuzun her kesiminden mağduriyetler yaşayan kesimlerin en başında gençlerimiz yer almaktadır. Gençler ülkemizde yaşanan pek çok olumsuzluğun yanı sıra en büyük bedeli ödeyen kesimdir çünkü bugün Türkiye'de gençler ellerinden umudu, hayalleri ve gelecek beklentileri alınan kesimdir.

Geçtiğimiz gün vefatının seneidevriyesi olan Profesör Doktor Oktay Sinanoğlu’nun da dediği gibi “Bir millet her nesilde yeniden doğar.” Siz bu yüce milletin teminatı olan gençlerin hayallerini çalarak bu millete yapılabilecek en büyük kötülüğü yaptınız. Peki, nasıl mı yaptınız? Üniversiteleri, işsizliği dört yıl erteleyen kurumlara çevirdiniz. Misyon ve vizyon kurumu olması gereken, bilim yuvası olması gereken üniversiteler, sizin devriiktidarınızda olması gerekenden oldukça uzakta, vasıfsız ve niteliksiz kurumlara dönüşmüştür. Siz bu ülkede bina inşa ederek eğitime katkı sunulacağını zannettiniz ama o binaları eğitim yuvası yapacak, bilim merkezi yapacak nitelikli gençleri yurt dışına kaçırdınız; kaybettik ve kaybetmeye devam ediyoruz. Siz bu ülkede gençlerin hayallerini çaldınız; nasıl mı çaldınız? Bu ülkede gençler çalışarak, emek vererek, çaba ve emek göstererek bir yere gelinebileceği, bir kuruma atanabileceği hayallerini kuramıyor. Neden? AK PARTİ’li dayım, eniştem, tanıdığım yok üzüntüsünü yaşıyor. Siz bu ülkede gençlerin geleceğe ilişkin ümitlerini tükettiniz. Gençler bu ülkede üniversite eğitimi görmenin kendilerini istihdama dâhil etmeyeceğini biliyor. Bu ülkede gençler kendi mesleklerinde değil, uzmanlık alanlarında değil, kendisiyle ilgisi olmayan, katma değer üretmeyen motokuryelik, kasiyerlik gibi meslek dallarına yönelmek zorunda kalıyor. Sayenizde dünyada en nitelikli, en eğitimli motokuryeler Türk gençlerinden oluşmaktadır.

Değerli milletvekilleri, işte, yarattığınız ve adına “yeni Türkiye” dediğiniz bu sistemde gençler umutsuz, gençler bitkin ve en kötüsü, hayallerinden vazgeçmiş. Gençler, doğup büyüdükleri bu topraklarda kendilerine bir gelecek göremiyorlar. Ülkemizin en iyi okullarında okuyan, en iyi bölümlerini bitiren gençler yurt dışında kendilerine gelecek arıyorlar. Bu geleceği ararken de yine kendi mesleklerinde değil, niteliksiz işlerde çalışmaya razı oluyorlar. İktidar partisine mensup milletvekili arkadaşlarımın kendilerine şu soruyu sormalarını rica ediyorum: Bir insan neden eğitimini aldığı nitelikli meslek yerine yurt dışında niteliksiz işlere razı olmaktadır? Cevap çok basit: Refah, huzur ve özgürlük.

Kanada’ya yüksek lisans ve daha iyi bir hayat için göç kararı alan bir gencimiz sosyal medya hesabındaki mesajında şöyle diyor: “Bugün itibarıyla ben ve eşim yüksek lisans eğitimi ve daha iyi yaşam şartlarına sahip olmak için Kanada’ya göç ediyoruz. Bizim için zor, bir o kadar da heyecan verici karar. Türkiye’nin ne kazandığı ne kaybettiği umurumda değil, zaten öyle bir iddiam da yok. Bu ülke ve zihniyet bizden bir gençlik çaldı, paramızı çaldı ama geleceğimizi ve yüzümüzdeki gülümsemeyi çalamayacak. Son on senedir her geçen gün kötüye giden sosyal, ekonomik hayat ve bariz bir şekilde daha kötü olacağını gösteren olaylar bizim bu kararı almamızda en büyük etken. Liyakatsizlik, adaletsizlik, ahlaksızlık gibi nicesi temelden düzeltilmesi gereken sorunlarla hayatımızı geçirmek istemediğimiz için doğrusunun bu olduğunu düşünüyoruz. Biletimiz tek yönlü, geri dönmeye hiç niyetimiz yok. Umuyoruz, seneler sonra ülkemiz bulunduğu durumdan çok farklı yerde olur ve ilk hedefimiz buraya dönmek olur. İsteyen herkesin yolunun açık olmasını diliyorum. Kaçıp kurtulmak isteyenlere de tavsiyem, acele edin.”

Hayatının baharında gençleri kara kış karamsarlığına sürükleyen, dönüşü olmayan yola çıkmasına neden olan bu sorunları beraberce tartışmak ve çözüm bulmak zorundayız. Zira gençliği olmayan bir milletin geleceğinden bahsetmek mümkün değil ve yapılan araştırmada da AK PARTİ’li gençlerin de yarısından fazlası yurt dışına gitmek istiyor. Bilmem bu durum size bir şey anlatıyor mu? Bu gençler artık biliyor ki yurt dışına bir şekilde gitmeyi başarır ve oralarda bir şekilde iş bulurlarsa burada olduğundan daha huzurlu olacaklar, daha iyi koşullarda yaşayacaklar. Bu gençlere “Gitme.” demeye hakkımız yok, bu gençlere “Neden?” diye sormaya hakkımız yok. Siz, bu ülkede gençlerin özgürce düşünme, özgürce konuşma ve özgürce fikir üretme haklarını elinden aldınız. Siz, sizden olmayanı, sizi eleştireni, size en kibar hâliyle bile olsa “Durun, burada yanlış yapıyorsunuz.” diyenleri ötekileştirdiniz, düşman ilan ettiniz, yeri geldi terörist yaftası yapıştırdınız.

Bakın, daha geçtiğimiz cuma günü İYİ Gençlik Üyesi Alp Emeç evladımız attığı bir “tweet” nedeniyle tutuklandı, hâlen de tutuklu. Bu durum hâliyle içler acısı bir hâldeyken 20 yaşındaki bir genci özgürlüğünden etmek bu vahameti ve trajediyi bir kat daha arttırmaktadır. İşte, sizin bu ülkenin gençlerine reva gördüğünüz özgürlük budur. Sizin düşünce özgürlüğünüzün sınırları, iktidarınıza ve Sayın Cumhurbaşkanına getirilen en basit olumsuz yorumun sınırında kalıyor. Sizin düşünce özgürlüğünden anladığınız, sizden olmayan herkesi susturmak, sizden olana mutlak konuşma, hatta yeri geldiğinde hakaret etme hakkı vermenin önünü açmaktadır. Sayın Genel Başkanımız Meral Akşener’in grup konuşmasında ifade ettiği gibi, Atatürk’ümüzün tüm ümidini bağladığı Türk gençliği bugün ümitsizlikle, umutsuzlukla ve karamsarlıkla boğuşuyor, duyuyor musunuz? Gün geçtikçe vasatlaşan bu ucube sistemin içerisinde, gençler sizden çaldığınız gençliklerini istiyor, duyuyor musunuz?

Sevgili gençler, onlar duymasa da biz duyuyoruz, onlar dinlemese de biz dinliyoruz, onlar umursamasa da biz önemsiyoruz. İktidarın yürüttüğü kutuplaşma siyaseti sizlerin üzerinde işlemiyor biliyoruz çünkü sizin ortak dertleriniz var; güvencesizlik hepimizin derdi, ifade özgürlüğü hepimizin derdi, işsizlik hepimizin derdi, fırsat eşitsizliği hepimizin derdi. Bu dertlerin etrafında birleştiğinizi gören iktidar mensupları sizi kendi aranızda bölemediği için toplumla aranıza set çekmeye çalışıyor, sizi şımarık ilan etmeye, dışlamaya, yok saymaya çalışıyor ama sizin yaşadığınız onca şeye rağmen ülkemize faydalı olmak için çabaladığınızı da görüyoruz. Bu çabanın sizi çok yorduğunu, üzdüğünü, bunalttığını görüyoruz ama önümüzde sadece bir yıl kaldı; üniversitelerin, işsizliği dört yıl öteleyen kurumlar olmaktan çıktığı günlere bir yıl kaldı, güvenliğinize dair kaygılarınızın son bulacağı günlere bir yıl kaldı; demokrasinin, hukuk üstünlüğünün, adaletin tam ve kâmil uygulandığı günlere bir yıl kaldı, geleceğinize umutla bakacağımız günlere bir yıl kaldı; memleketimizin medeniyet yolundaki taşlarını birlikte döşeyeceğimiz günlere bir yıl kaldı; el ele, kol kola, hep beraber ülkemizin geleceğini inşa edeceğimiz günlere, inanın, inanın çok az kaldı.

Değerli milletvekilleri, çiçek gibi gençlerin kalbini kırmayalım, sonra ülkemiz bahara hasret kalır diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Halkların Demokratik Partisi Grubu adına Mersin Milletvekili Sayın Rıdvan Turan.

Buyurunuz Sayın Turan. (HDP sıralarından alkışlar)

HDP GRUBU ADINA RIDVAN TURAN (Mersin) – Sayın Başkan, değerli vekiller ve ekran karşısındaki kıymetli halkımız; ikinci bölüm üzerine söz aldım.

Başlarken şunu ifade edeyim: Bu teklif bir bütün olarak son derece teknik ve sporun toplumsal boyutundan soyutlanarak ele alındığı bir teklif olmuş. İhtiyacımızın olduğu açık yani bu alanı yeniden yapılandırmak için bir kanun teklifine ihtiyaç var, bu hiç tartışmasız. Ancak bu teklif içerisinde son derece futbol merkezli bir açılımın olduğunu görüyoruz. Milyonlarca kadının, sporla uğraştığı hâlde adının geçmemesi bir başka defekti; ırkçılığa, kadın düşmanlığına karşı bir tedbir önermiyor olması başka bir sorun; özerk yapıların merkezîleşmeye yönlendirilmesi bir başka problem; en önemlisi de tabii, toplumsal bağlamından kopartılmış ve son derece teknik tedbirlere indirgenmiş bir niteliğe sahip.

Aslında teklif futbol üzerine kurulmuş ama kanımca, naçizane, yanlış kurulmuş çünkü son kırk senede -aslında İkinci Dünya Savaşı'ndan başlayarak söylemek mümkün ama- futbolda topun şekli haricinde her şey olağanüstü bir dönüşüme uğradı, dolayısıyla meseleyi statik bir biçimde ele alacağımıza, bu değişimi ve dönüşümü değerlendiren bir analize ihtiyaç var. Bu nedir, kısaca ifade etmek istiyorum. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra esasen eğlence ve dayanışma temelli olan kulüpler giderek ticari bir firma hüviyeti kazanmaya başladılar ama özellikle 1970’ler itibarıyla futbol bir meta hâline dönüştü ama meta olması şu anla kıyaslanabilecek düzeyde bir metalaşma yine de değildi çünkü futbol bir meta olarak stadyumda üretilen ve orada tüketilen bir niteliğe sahipti. Ancak 1990’larla birlikte, dijital platformların gelişmesiyle birlikte yine stadyumda üretilen ama eş anlamı dünyanın her tarafında tüketilen bir meta niteliğini aldı. Bu “meta” kavramını özellikle kullanıyorum ve hazzetmediğimi de ifade etmek istiyorum.

2000’li yıllarda ise metalaşmakla birlikte endüstriyel bir muhteva kazanmış olan futbol, 2000’li yıllar itibarıyla finansal bir nitelik kazandı yani endüstriyelleşmenin bir adım daha ötesinde finansal bir içeriğe sahip oldu. Bu nasıl oldu? Futbol zaten üzerinden kâr elde edilen bir niteliğe kavuşmuş ve metalaşmıştı. Bununla birlikte, ilerleyen dönemde artık takımlar, kulüpler finansal enstrümanları kullanmaya başladılar, tahvil ihraç etmeye başladılar, bono kullanmaya, bono çıkarmaya başladılar, halka arza başladılar ve sermaye piyasalarına girmeye başladılar. Ve bu son yirmi yılda bu finansallaşmanın etkisini çok görüyoruz. Bunu neden söylüyorum? Bunu söylememin sebebi şu arkadaşlar: Bu finansallaşmayla birlikte, UEFA'ya üye olan 55 tane ülkenin olduğu düşünülürse özellikle 5 ülke, Avrupa'daki 5 ülke aslan payını almaya başladı; İngiltere, Fransa, Almanya, İspanya ve İtalya. Finansallaşmanın en tepesinde olan bu ligler merkez ligleri oluştururken bunların dışında kalan ligler yani 50 ülkenin ligleri ise perifer ligler hâline geldiler. Ve bu -nerede finansal yoğunlaşma varsa orada yoğun bir sömürü vardır aslında- perifer liglerden merkez liglere doğru kas gücü göçü, para göçü büyük bir yoğunlukla devam etti. Yani aslında burada, 5 büyük ligin temsilcisi UEFA'nın bu sistemin bekçisi, bir finans firması olarak görev gördüğü bu durumda UEFA –bakın, UEFA'yı bir sportif yapılanma olarak nitelendirmiyorum- sportif bir yapı olmasının çok daha ötesinde bu 5 ligin tepede yer almasını sağlayan bir finansal aktöre dönüştü. Milyar euroluk banka hesapları olan ve milyarlarca euroyu dağıtan bir niteliğe sahip.

Aslında biz ne yapmaya çalışıyoruz biliyor musunuz? Bu hiyerarşik sisteme, yapıya itiraz etmeye değil, “Bunun dışında başka bir alternatif futbol, alternatif spor mümkündür.” demeye değil; bu hiyerarşik yapılanmanın bir benzerini Türkiye'de kurmaya çalışıyoruz. Ne yazık ki bu teklif de bu verili durumu ortadan kaldırmıyor, devam ediyor.

Şimdi, artık, öyle bir hâle geldi ki, çevre liglerden birinin Avrupa'da kupa kazanması -ne bileyim- bir işçinin çalışarak patron olması kadar zor bir hâle geldi ne yazık ki ve bizim kronik sorunumuz olan borçlanmanın da geri planında bu var. Yani bizim kulüplerimiz biraz öküze benzemeye çalışan kurbağa gibi, gelişmeye, daha iyi futbolcu almaya, daha iyi altyapıya parayı ancak borçlanarak bulabiliyor çünkü bu bir sömürü sistemi, yukarıdan aşağı, UEFA'nın bekçiliğini yaptığı bir sömürü sistemi ve bizim gibi ülkelerin takımlarına da borçlanmak dışında başka bir finansal araç kalmış durumda değil ne yazık ki.

Şimdi, hâl böyle olunca, insan düşünüyor; ya, bu UEFA normalde herkese eşit mesafede olması gereken bir kurumken… Şimdi, düşünün; herkes Barcelona-Real Madrid maçını izlemek ister çünkü bu maç olduğunda, UEFA oradan olağanüstü paralar kazanır. Bu arada, okurken dikkatimi çekti; Monaco-Porto maçı şu ana kadar en az izlenen Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası maçıymış. Ya, buradan söylemek istediğim şey şu: Kurulmuş olan bu saadet zincirinin, 5 ligle temsil edilen ve UEFA'nın da başında olduğu sistemin bir benzerini Türkiye'de 4 büyüklerle ya da 5 kulüple tekrarlamaya çalışmak ve futbolu daha finansal bir niteliğe kavuşturmaya çalışmak Türkiye futbolunun derdine derman olabilecek bir şey ne yazık ki değil.

Bu süreç içerisinde taraftar da değişti. Bakın, taraftar, giden, keyif alandı; sonrasında ne oldu? Finansal ağlarla takımına bağlı olan oldu. Forma almakla başlayan iş, şimdi, kredi kartlarını kullanmaya kadar geldi, yani aslında taraftar bir nevi müşteri oldu. Futbolcu ne oldu? Futbolcu, işin başında, günün başında bir tür futbol işçisiydi, şimdi ise bir popstara dönüştü. Sahi, bir futbolcu ne üretir? Yani “Eğlence üretir.” denilebilir ama en fazla ideoloji üretir, iktidarların sahip olduğu, devletlerin sahip olduğu ideolojiyi üretir. Bunu bugün için söylemiyorum; bakın, Pinochet’in futbola yaptığı atfın, Franco’nun futbola yaptığı atfın yani “Halkımı yüz binlik beşiklerde uyutuyorum.” demesinin, Portekizli Salazar’ın “Futbol, ‘fiesta’, ‘fado’yla eğliyorum.” demesinin geri planındaki futbol atıflarının hemen tümü, futbolun ne yazık ki geniş kitleler nezdinde, emekçiler nezdinde evine ekmek götüremeyenlerin uyuşturulduğu bir mekanizmaya dönüştüğünü gösteriyor endüstriyel ve finansal futbolun geldiği nokta itibarıyla.

Dolayısıyla artık sahada fiziksel temasa, aslında bir tür savaşa dayalı bir spor organizasyonu görüyoruz. Bakın, dünyanın en büyük palavrası, sporun, futbolun barışı doğuracağıdır. Böyle bir şey yok; finansallaşmanın bu kadar yoğunlaştığı yerde, futbolda başarının “savaş” “muharebe” kavramlarıyla anlatıldığı yerde, futbolun bu kadar kadın cinsini aşağılayan sloganlarla, taraftarlık mantalitesiyle ve ruhuyla yoğurulduğu bir yerde sporun ve futbolun -ayrı bir kategori olarak söylüyorum- barış getirebilmesi falan ne yazık ki mümkün değil. Günün sonunda da tabii ki bu, artık böyle, başta son derece taraf olma, ardından yoğun bir aidiyet hissetme, savaşa hazırlanma, kutsallara dayalı örgütlenme ve neticesinde de eril dilin çok yoğun olarak kullanıldığı bir sektör hâline geldi, dayandı.

Peki, ne olacak? Yani şimdi, hâl bu, hâl bu. Yukarıda bir organizasyon var, bizim gibi ülkeler de gücü başka bir şeye yetmediği için bu organizasyona tabi olmayı doğru politika zannediyor. Yani futbolda da böyle, Türkiye’nin geçmişte IMF’yle kurduğu ilişki, Avrupa Birliğiyle kurmaya çalıştığı ilişki, Dünya Bankasıyla kurduğu ilişki, uluslararası sermaye çevreleriyle kurmaya çalıştığı ilişki de böyle.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurunuz efendim.

RIDVAN TURAN (Devamla) – Yani içinde bulunduğumuz kabın duvarlarından ibaret sandığımız bir dünyada daha iyisini yapmamız mümkün değil kıymetli arkadaşlar. Bu sebeple, sporda da bir defa, güçsüz olandan, eşitsiz olandan yana pozitif ayrımcılık ilkeleriyle donanmış, özellikle futbolda ırkçılığı silecek, atacak, amatörlüğe büyük vurgu yapan, amatörlüğü destekleyen, güçlendiren yeni bir şeyle çıkmak mümkün. Onlara benzemeye çalışarak, bu yukarıdan aşağıya oluşmuş hiyerarşik yapının üyelerinden bir tanesi de biz olalım diyerek, o 5 ligden bir tanesi olmak için çaba sarf ederek -ki olmak mümkün değil, bonservis bedellerine baktığımızda zaten ortada olağanüstü bir eşitsizlik var- daha iyisini yapmak mümkün değil.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

RIDVAN TURAN (Devamla) – Son cümlemi söyleyeyim.

BAŞKAN – Buyurunuz efendim.

RIDVAN TURAN (Devamla) – Daha iyisini bu yoldan geçerek değil, barışa, kardeşliğe, özgürlüğe ve mutlaka amatör olanın desteklenmesine ve güçlenmesine dayalı alternatif bir spor ve futbol anlayışıyla yapabiliriz diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Yozgat Milletvekili Sayın Ali Keven.

Buyurunuz Sayın Keven. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA ALİ KEVEN (Yozgat) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi hakkında Cumhuriyet Halk Partisi Grubumuz adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime başlarken bu sezon BAL liginde mücadele eden, şampiyonluğu çeşitli nedenlerle, çirkin oyunlarla averajla kaybeden Yozgatspor Kulüp Başkanı Sayın Kazım Arslan’ı, teknik heyeti, futbolcularımızı, taraftarlarımızı, Türkiye’nin dört bir yanındaki Yozgatspor tayfalarını sevgiyle saygıyla buradan selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar) Onlara diyorum ki: Mücadele bundan sonra, yarından daha ümitli ve kararlı başlayacaktır; size yılgınlık, ümitsizlik yakışmaz sevgili Yozgatsporlular.

Yine, aynı şekilde, Sorgun Belediyemizi Efeler Ligi’nde temsil eden voleybol takımı da sevgili arkadaşlarım, maddi imkânsızlıklar nedeniyle maalesef liglere katılım hakkını devretti. Sıkıntı, maddi sıkıntı; sıkıntı, bürokrasiyi aşamama sıkıntısı ama buradan, Efeler Ligi’nde üç yıldır Sorgun’u temsil eden Sorgun Belediyespor Voleybol Takımı’nın teknik heyetini, Belediye Başkanını ve Eczacı Sayın Ergin Gül’ü saygıyla sevgiyle selamlıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sporla ilgili yapılacak bir düzenlemenin bütün tarafların katılımıyla yapılması gerekirken yine dayatılan bir kanun teklifi geldi önümüze. Bu teklif hazırlanırken spor hukukçuları, spor kulüplerinin deneyimli uzmanları, spor otoriteleri yani sporun amatör, profesyonel tüm bileşenleri bir araya gelerek çalışma yapsaydı bu ciddi yasa oldubittiye getirilmezdi.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; dolayısıyla bu teklif, Cumhur İttifakı’nın, 2 eski, profesyonel ve millî futbolcumuzun birlikte hazırladığı bir teklif olup Türk sporunu mu yoksa Türk futbolunu mu kurtarmaya yönelik pek anlayamadım. Türk futbolunu ve bağlı federasyonları disiplinize etmek ise eh, bir ölçüde! Amaç belli; Türk sporunu kurtarmak ise bu teklifte amaçlanan, neden okulların spor kolları yok, Türk sporunun omurgası olan amatör kulüpler neden yok, merak ediyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu teklifle spor kulüplerinin tamamı Gençlik ve Spor Bakanlığının seksiyon örgütleri hâline getiriliyor. Sayın Bakan bu yasayla istediği kulübe izin verecek, istemediği, beğenmediği kulübün kongresini iptal edecek; görevden alacak.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yine, aynı şekilde, teklifle, Gençlik ve Spor Bakanı, federasyonların ana statülerini belirlemeye, spor hukuk kurullarını, federasyon genel sekreterini, il temsilcilerini atamaya, spor dallarını belirlemeye, federasyon genel kurullarını yenilemeye, yönetimlerini görevden almaya yetkilendirilmektedir. Sayın Bakan istediği kişiyi seçtirebilmek için federasyonların genel kuruluna delege gönderebiliyor, beğenmezse de genel kurulu yok sayabiliyor. Bu yetkiler federasyonlarımızın bağımsızlığına tamamen gölge düşürecektir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; olumlu olan birçok konunun yanında Sayın Bakana olağanüstü yetkilerin veriliyor olması, spor kuruluşlarını, özel yetkilerle donatılmış Cumhurbaşkanlığı yani tek adam sistemiyle uyumlu hâle getirme projesi gibi görünüyor.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yine, teklifte eksik bırakılan spor sicil affı da kamuoyunun yaygın bir beklentisidir. Yine, ayrıca kanun teklifinde, Anadolu’da zor şartlarda tutunmaya çalışan kulüplerin yaşadığı sorunları çözecek net çözümlerin de olmaması büyük bir eksikliktir. Sporu futboldan ibaret gören, futbolu ise yalnız Süper Lig’den ibaret gören anlayışın da kırılması gerek artık; bu yasa teklifinde bu da yok.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Spor Bakanlığına müfettişlerle sınırsız denetim yetkisi verilmesi, Bakanın direkt kulübü ve federasyonları denetleyebiliyor olması, istediğine suç duyurusunda bulunması yürütme alanında ciddi sorunlar ve çelişkiler yaratabiliyor. Bu çelişkiler mutlaka giderilmelidir çünkü bu yasa teklifiyle bir yanı dernek, bir yanı şirket kulüpler oluşacaktır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu yasa teklifi bu hâliyle yasalaştığında iyi yetişmiş spor yöneticileri bulmakta kulüplerin zorlanacağı bilinmelidir. Aklı başında hiçbir yönetici yöneticilik yapmaz, yapmak istemez çünkü bu yasa teklifiyle kulüp yöneticisi ve başkanlarına getirilen hapis cezaları gerçekten ürkütücüdür.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu yasa teklifinin, Anadolu’da amatör olarak yöneticilik yapan kulüpler ve yöneticileriyle hiçbir ilgisi yoktur; âdeta Anadolu insanı kaderine terk edilmiştir. Eğer bu amatör kulüplerin arkasında kurumsal bir yapı, bir belediye, kurumsal bir firma yoksa bu kulüpler ve sporcuları maalesef ülkemizde dilenci durumuna düşüyor. Bunun da ötesinde, Anadolu’da tesis eksikliği, var olan tesislerin perişanlığı, amatör spor kulüplerine il ve ilçelerdeki spor yetkililerinin ilgisizliği ayrı bir sorun.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu teklif Anadolu’daki amatör kulüplere mutlaka sahip çıkmalıydı, sporun beşiği spor kollarına sahip çıkmalıydı. Bu teklifte beden eğitimi öğretmenleri, hakemler, antrenör dernekleri neden yoktur, merak ediyorum. Bu teklifle amaç kısaca amatörlük değil, genel anlamda profesyonel tüm federasyonların özerkliğini, bağımsızlığını ortadan kaldırarak tam bir baskı ve bağımlılık sistemi oluşturmaktır.

Bu düşüncelerle Genel Kurulu saygıyla selamlar, kanunun hayırlı olmasını dilerim.

Saygılarımla. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Ankara Milletvekili Sayın Sadir Durmaz. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Süreniz on beş dakikadır efendim, şahsınız adına da sözünüz var.

MHP GRUBU ADINA SADİR DURMAZ (Ankara) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi’nin ikinci bölümü üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle Gazi Meclisimizi, yüce heyetinizi ve ekranları başında bizi izleyen aziz Türk milletini saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, bugün üzerine konuşacağımız Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi, isminden de anlaşılacağı üzere sporun tüm branşlarıyla alakalı çeşitli düzenlemeler öngörmektedir. Teklif kanunlaştığı takdirde, profesyonel spor geçmişi bulunan arkadaşlarımızın tabiriyle, Türk spor tarihinin en önemli yasası olacaktır. Öncelikle, söz konusu teklif üzerinde çok uzun zamandır hassasiyetle çalışan milletvekili arkadaşlarıma teşekkür ediyor, emeklerine ve yüreklerine sağlık diyorum.

Değerli arkadaşlar, Türk sporu son yıllarda önemli merhalelerden geçmiş, uluslararası arenada sporcularımız göğsümüzü kabartacak başarılara imza atmıştır. Olimpiyat oyunları başta olmak üzere, pek çok müsabakada Türk evlatları bayrağımızı göndere çekmiş ve İstiklal Marşı’mızı dünyaya dinletmiştir. Geçtiğimiz yaz, Tokyo’da, olimpiyat oyunları tarihimizin en başarılı sonuçları alınmıştır. Bu güzel tabloya katkı sağlayan sporcularımızı, teknik ekiplerimizi, antrenörlerimizi, kulüplerimizi, Gençlik ve Spor Bakanlığımızı bu vesileyle tebrik ediyorum. Söz konusu başarıların birbirinden farklı spor dallarında elde edilmiş olması da ayrıca sevindiricidir.

Kıymetli milletvekilleri, üzerinde yaşadığımız coğrafya, köklü geçmişimiz, kadim kültürümüz ve medeniyetimiz bilime, sanata ve spora her daim önem vermiş, bu alanlarda nice şahsiyetler yetiştirmiş, nice başarılar elde etmiştir. Bugün de Türkiye ata sporumuz güreşten okçuluğa, yüzmeden atletizme kadar her alanda iddia sahibidir fakat teessürle ifade etmek isterim ki diğer branşlarla karşılaştırıldığında Türk futbolunun konumu aynı ölçüde parlak değildir. Bugün futboldan biraz daha fazla bahsedeceğiz çünkü hepinizin bildiği ve Simon Kuper’in de kitabına isim yaptığı gibi, futbol asla sadece futbol değildir.

1990’ların başından itibaren giderek ticarileşen ve bunun sonucunda büyük bir endüstriyel faaliyete dönüşen futbol, bugün spor kulüplerinin taşıyıcı vagonu konumundadır. Futbolun endüstrileşme sürecini sağlıklı bir şekilde yönetebilen kulüpler futbolda söz sahibi olmuş, ülkeleri adına bir katma değer oluşturmuştur, aynı durum ülkeler için de geçerlidir. Örneğin, Dünya Kupası'ndan bizi eleyen Portekiz, İstanbul'un yarısı kadar insanın yaşadığı bir ülkedir. Bu nüfustan 362 profesyonel futbolcuyu ve 112 teknik direktörü yurt dışına ihraç etmiş, ülkesini temsil ettirmektedir, Millî Takımlarındaki 20 futbolcuları Avrupa'nın en üst düzey liglerinde forma giymektedir. Portekiz Millî Takımı, UEFA'nın en iyi 25 takımı arasındadır; Portekiz Millî Takımı, FIFA sıralamasında 6’ncı sıradadır; Portekiz takımı Porto da UEFA'nın en iyi 25 takımından bir tanesidir. Porto, Benfica, Sporting ve Braga son beş yılda 1 milyar euro seviyelerinde artı bütçeye geçmiştir, bizimse başta büyük kulüplerimiz olmak üzere futbol ekonomimiz ortadadır. Bu tabloya rağmen “Dünya Kupası’nda biz bu takımı eleyebilirdik, elimizden kaçırdık.” dediğinizi duyar gibiyim. Evet, doğrudur fakat bu başarı sürdürülebilir miydi yoksa daha öncekiler gibi dönemlik bir başarı olarak mı kalırdı, takdir sizlerin ve milletimizindir.

Değerli milletvekilleri, geçmişten bugüne, dünyada ve ülkemizde futbola karşı ilgi ve destek her geçen gün artarken, futbol gelirleri yükselirken bizim futbol kulüplerimizin borç batağında olması, gerçekten üzerinde düşünülmesi gereken yaman bir çelişkidir. Maalesef kulüplerimizin kahir ekseriyeti, tabiri caizse, batık şirketler hâline gelmiştir. Hepimiz zaman zaman “Futbol kulüpleri ile bankalar masaya oturdu.” “Futbol kulüplerinin borçlarına yapılandırma.” gibi haberlere şahitlik etmişizdir. Yapılandırma ve benzeri iyileştirmeler belki günü kurtarabilir ama sorunun ana kaynağına inilmeden yapılan her düzenleme, sorunları ancak halının altına süpürmek olacaktır.

Değerli arkadaşlar, bugün futbol kulüplerinin mali durumu, yapılandırmalarla, aflarla kurtulacak gibi değildir. Türk futbolunun 4 büyükleri olarak nitelendirilen Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor, son dokuz aylık dönemde, toplam 1 milyar 121 milyon lira zarar ettiklerini açıklamışlardır. Kulüplerin Kamuyu Aydınlatma Platformu’na verdiği bilgiye göre bugün Fenerbahçe’nin 6,2 milyar, Beşiktaş’ın 4,8 milyar, Galatasaray’ın 4 milyardan fazla, Trabzonspor’un 2 milyardan fazla borcu bulunmaktadır. Yüz yılı devirmiş bu camiaların durumları kesinlikle sürdürülebilir değildir ve en acısı, kulüplerimizin mevcut yapılarıyla söz konusu bu borçları ödeme kabiliyetleri de mümkün görünmemektedir.

Geçmişten bugüne kulübünün menfaati için samimiyetle çalışıp ellerini taşın altına koyan, zor zamanlarda sorumluluk alarak kulüplerini daha iyi yönetmenin gayretinde olan kulüp başkanlarını ve yöneticileri tenzih ederek ifade etmek isterim ki yaptıkları yanlış harcamaların, girdikleri borcun sorumluluğunu üstlenmeden çekip giden ve faturayı ortada bırakan yönetimler bugünkü kara tablonun müsebbipleridir. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar) Denetim zincirinden kaçan menajerlik sistemi de bu tabloya eklenince, Türk futbolu üretken bir endüstri yerine kanun dışı ve kayıt dışı bir ekonomiye dönüşmüştür. Çift kontratlar, kapalı kapılar ardında imzalanan anlaşmalar Türk futbolunun saygınlığına zarar vermiştir. Kanuni düzenleme olmayan yerde, takdir edersiniz ki inisiyatif bireylerin tercihine kalmaktadır. Devletimiz bu noktada gereken duruşu göstermeli ve bu konu yasal bir zemine oturtulmalıydı, işte bu yasa teklifi tam olarak bunu hedeflemektedir. Bakanlık yardımlarının kullanım alanları denetlenecek, borç batağındaki kulüpler mali iyileştirmeyi gerçekleştirene kadar kemer sıkacaklardır. Örtülü ödemeler devri kapanacak, tüm ödemeler bankacılık sisteminde görünür olacaktır. Altyapı olarak kriterlere uymayan merdiven altı yapılar “spor kulübü” adı altında faaliyet gösteremeyecektir. Şu anda, futbol dâhil olmak üzere, toplam 65 federasyon vardır. Bu federasyonların her birinin yönetiminde 2 millî sporcumuz yer alacak, geçmişte Türkiye’yi temsil etme şerefine erişen ay yıldızlı millîlerimiz bundan sonra da gençlerimizin aynı başarıları yakalaması için çalışacaklardır.

Kıymetli milletvekilleri, söz konusu teklifin 3 husus esas alınarak hazırlandığı anlaşılmaktadır; şeffaflık, denetim ve denk bütçe. Yönetimde şeffaflığı ve hesap verebilirliği sağlamak elbette demokrasinin de gereğidir. Israrla futbol üzerinden değerlendirilen bu kanun teklifi esasen Türk sporunun tamamına dair düzenlemeler içeriyor fakat yaygın olarak futbol çevrelerinden itirazlar geliyor. Elbette tartışacağız, konuşacağız, en doğruyu hep birlikte bulacağız ama hepimizin önünde gün gibi aşikâr olan gerçeği yani Türk futbolundaki bu kötü gidişatı ve tabloyu öncelikle ve samimiyetle kabul etmemiz gerekiyor.

Değerli milletvekilleri, futbolda marka olmak istiyorsak önceliğimiz kulüplerimizin altyapı yatırımlarına önem vermesi, altyapıdan çıkan gençlerimizin takımlarında daha fazla süre alacakları bir zihniyetin hâkim olması gerekmektedir. Gençlerimizin A takım seviyesine daha hızlı adapte olabilmesi için tüm kulüplerimiz A takım organizasyonuna gösterdiği enerji ve özeni altyapıları için de göstermelidir. Türk futbolunun yabancı cenneti hâline dönüşmüş olması futbolumuza yapılmış ve yapılacak en büyük kötülüklerden biridir. Bizce gençlerimizin hem kendi takımlarında hem de yurt dışında büyük futbol organizasyonlarında yer almamaları için hiçbir neden yoktur. Kimse bizim çocuklardan daha üstün değildir. Fırsat ve imkân verildiğinde bu toprakların çocuklarının neler yapabildiğine hepimiz şahidiz.

Değerli milletvekilleri, bir spor müsabakasını yalnızca bir spor müsabakası olarak değerlendirmemek gerekir. Müsabakalar, milletler arasında köprüler kuran, dostluklar geliştiren birer olgudur ve aynı zamanda, sporcular sahaya çıkarken mensubu oldukları milletin umutlarını da taşırlar. Efsanemiz merhum Naim Süleymanoğlu’nun omuzlarındaki sadece halter setinin ağırlığı değildi, o aynı zamanda Türk dünyasının ümidini, istikbalini de omuzluyordu. Bu topraklarda bazı şeyler asla değişmez. Dün Naim’in yazdığı gurur dolu hikâyeleri bugün başka kardeşlerimiz yazıyor, bayrağı devralan gencecik sporcularımız dünyanın övgüsüne mazhar oluyor. Bizim, bu sevinçleri çoğaltmaya ihtiyacımız var; bizim, Türk futbolunda da tıpkı diğer branşlardaki gibi sürdürülebilir, istikrarlı bir başarı grafiğine ihtiyacımız var. Bunun için hiçbir eksiğimiz yok, bilakis potansiyelimiz, inancımız ve imkânımız var, genç ve yetenekli futbolcularımız var. Biz bu memleketin çocuklarına güveniyor ve inanıyoruz. Bugün Spor Toto Süper Lig’den ve hatta 1. Lig’den Avrupa kulüplerine transfer olmuş oyuncularımız var. Bu potansiyel, doğru yönetim ve yönlendirmeyle elbette başarıyı yakalayacaktır. Güreşte, boksta, jimnastikte, okçulukta destan yazan evlatlarımızla da üstün yetenekleriyle bizi umutlandıran futbolcularımızla da gurur duyuyoruz. Cenab-ı Allah bu memleketin çocuklarının gözüne yaş, ayağına taş değdirmesin. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Büyük Türk münevveri Peyami Safa’nın deyimiyle “Spora vereceğimiz mana, gençliğe vereceğimiz mananın öz kardeşidir.” Türk gençliği nasıl geleceğimizin teminatıysa Türk sporu da aynı ölçüde yarınlarımızdır, istikbalimizdir, umudumuzdur. Bu şiar ve bu şuurla ele alındığında Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi’nin çok daha iyi anlaşılacağına inanıyorum. Yeni spor yasasının Türk milleti ve Türk sporu için hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Sözlerimin sonunda Türkiye Büyük Millet Meclisimizin açılışının 102’nci yıl dönümünü şimdiden kutluyor, sevgili çocuklarımızın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı tebrik ediyorum.

Gazi Meclisimizi ve yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Şahıslar adına Adana Milletvekili Sayın Tulay Hatımoğulları Oruç.

Buyurunuz Sayın Hatımoğulları Oruç. (HDP sıralarından alkışlar)

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; “sivil cuma davası” olarak bilinen dava devam ediyor. Bu davada Din Âlimleri Derneği Başkanı ve çok sayıda üyesi yargılanıyor ve önemli bir bölümü de tutuklu bir şekilde yargılanıyor. Yargılamanın konusu, sivil cuma namazı ve dernek faaliyetleri. Tutuklu yargılanan Mele Enver Emirkulu savunmasında şunu söylüyor: “Namazın suç olduğunu bilmiyorduk. Şu an İsrail, Kudüs’te namaz kılınmasına izin vermiyor. Bu durumun Türkiye'de de olacağını bilmiyordum. Bundan sonra savcı ve hâkimlere ‘Nerede namaz kılabiliriz?’ diye sorup böyle namaz kılarız.” AKP ve MHP iktidarında bu tür şeylere o kadar sık rastlandı ki yani mütedeyyin insanlara saldırılara o kadar sık rastlanmaya başlandı ki…

Ben buradan asla iktidara seslenmiyorum, ben buradan iktidara oy vermiş mütedeyyin insanlara sesleniyorum: Bu insanların çoğunun yaşı ileride ve yaka paça gözaltına alındı, çoğu hâlâ tutuklu. Bu insanların namazlarının sorgulanmasının bir açıklaması var mı? Ben bunun değerlendirmesini mütedeyyin insanların vicdanına bırakıyorum. İsrail’in Mescid-i Aksa’ya, Filistinli Müslümanlara yaptığından ne farkı var bu davranışların? Bunu gerçekten açıklamak durumundalar ve merak ediyoruz. Bu sorum, mazlum Filistin halkına timsah gözyaşı dökenlere değil, yürekten mazlum Filistin halkı için gözyaşı dökenleredir, yürekten onun acısını hissedenleredir.

Peki, din âlimlerini yargılayanlar, namazlarını soranlar bunu hangi hukuki, dinî ve toplumsal saiklerle yapıyorlar? Hiçbir dayanakları yok. Bu tastamam bir düşman hukukudur ve ötesi yoktur. Bu düşman hukuku bu insanlara neden uygulanıyor, biliyor musunuz? Bu âlimler, birincisi, Kürt oldukları için; ikincisi, bu iktidarın din kisvesi altında yürüttükleri zalim politika nedeniyle buna karşı çıkmış oldukları için şu an yargılanıyorlar. Dinine, itikadına, ritüeline bağlı her insanın özgürce verebileceği tepkidir bunlar. Bunun nesi suç? Nerede suç var? Bu suç hangi kitapta yazıyor? Bunu açıklamalılar.

Bakın, Mele Abdurrahman İlkan’ın mahkemede derneklerinin yardımlaşma faaliyetleriyle ilgili sorulan soruya verdiği yanıt: “Hâkim bey, bu bir iddiadır. Derneğimiz, yardımlaşma ve dayanışma derneğidir. Dernekler masasına da defterimizi verdiğimizde hiçbir sorun çıkmadı, iddiaları reddediyorum. Biz insanlarla dayanışma içinde bulunurken gücümüz yettiğince bunu vicdanımıza dayanarak yaptık.” diyor.

Şimdi, biz anamızdan şöyle bir kültürü almış ve öğrenmiş bir toplumuz, birbirimizle dayanışırız. Kapitalizmin bireyselleştiren ve toplumun komün hayatına kasteden sistemine rağmen bu döngüye dâhil olmayan Orta Doğu toplumu, yeterince dâhil olmayan Orta Doğu toplumu bu dayanışma kültürünü hâlâ koruyor. Ayrıca da dayanışma, yardımlaşma Dernekler Kanunu’nda, Vakıflar Kanunu’nda da tanımlanmıştır. Mele Abdurrahman’ın ifade ettiği gibi, yasal program ve tüzüklerinde “yardımlaşma derneği” olan bir derneğin gücü oranında yardımlaşma, dayanışma desteği sağlamasında acaba nasıl bir sorun vardır?

Evet, insanları derin ve artık içinden çıkılmaz bir yoksulluğa itmiş olan AKP anlayışı bu iç dayanışmayı, toplumdaki iç dayanışmayı da -ki bu bizim birbirimizle barışçıl bir şekilde yaşamımız için bir tutkal görevi görür- engellemek istiyor ve dayanışma ağları sadece AKP patentli olsun istiyor. Kamucu anlayışı terk etmiş olan AKP kendi yurttaşıyla rekabet eder bir hâle gelmiş durumda.

Değerli yurttaşlarımız, çok tehlikeli şeyler yapıyor bu iktidar, birleştirici ve manevi olarak toplum için değerli olan bütün değerleri çürütmek üzere adımlar atıyor. Elbette şunu biz gayet iyi biliyoruz: Adaletin gerçek anlamda sağlanabilmesi için bu sistemin kökten değişmesi lazım. Anadolu ve Mezopotamya coğrafyasında dili, dini, ırkı, rengi ne olursa olsun biz toplum olarak birbirimizle ekmeğimizi paylaşırız ama işte bu ekmeği paylaşan insanlar şimdi DİAYDER davasında yargılanıyorlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurunuz.

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Devamla) – Teşekkür ederim.

AKP ve ortağı toplumu çürütüyor ve bunu bu süreçte dini kullanarak, mütedeyyin insanların değerlerini hiçe sayarak yapıyor. Türkiye'de sosyalist hareketin kadim isimlerinden Doktor Hikmet Kıvılcımlı yazılarının birinde şunu söyler: "Allah, bize peygamberlerin kıssalarını anlatırken, peygamberlerin devrimlerinin meydana geldiği toplumları bir tarafta hâkim sınıflar, öte yanında da insanlar yani halklar olmak üzere ikiye böler; Allah, bu çatışmada halkın safındadır.” Yolunu, bilincini halkın safından ayırmış olan bu zalim iktidara ve düzene karşı biz de mazlum halkın saflarında mücadelemizi sürdüreceğiz.

Teşekkür ederim. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – İkinci bölüm üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Şimdi ikinci bölümde yer alan maddeleri, varsa o madde üzerindeki önerge işlemlerini yaptıktan sonra ayrı ayrı oylarınıza sunacağım.

22’nci madde üzerinde 3 önerge vardır, önergeleri aykırılık sırasına göre işleme alacağım.

İlk önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi'nin 22’nci maddesinde yer alan “gerekli görmeleri” ibaresinin “lüzumlu görmeleri” ibaresiyle değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                          Hüseyin Örs                                                                            Ayhan Altıntaş                                                                            Enez Kaplan

                                             Trabzon                                                                                    Ankara                                                                                    Tekirdağ

                                      Hayrettin Nuhoğlu                                                                          Behiç Çelik                                                                             Hasan Subaşı

                                             İstanbul                                                                                    Mersin                                                                                     Antalya

                                                                                                                              Mehmet Metanet Çulhaoğlu

                                                                                                                                             Adana

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Mersin Milletvekili Sayın Behiç Çelik.

Buyurunuz Sayın Çelik. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)

BEHİÇ ÇELİK (Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; spor kulüpleri ve spor federasyonlarıyla ilgili kanun teklifini görüşüyoruz. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Bu vesileyle, 23 Nisan, Atatürk’ümüzün önderliğinde büyük Türk milletinin emperyalizme, işgale ve sömürgeciliğe karşı mücadelesinin başladığı gündür; aziz Atatürk’ü, tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi şu mübarek ramazan ayında rahmetle anıyorum.

Değerli arkadaşlar, genel anlamda spor, bir kişinin yaşamı boyunca yemek içmek gibi temel ihtiyaçlarındandır. Spora önem vermeyen toplumlar sağlıklı nesiller yaratamaz. Sağlıklı nesil, sağlıklı toplum, aynı zamanda sağlam iradenin oluşmasında başlıca etkendir. Unutmamalıyız ki bilgi üretemeyen toplumlar, üreten toplumların daima himayesinde kalmaya, onların emrinde yaşamaya mahkûmdurlar.

Değerli arkadaşlar, bu düşünceden hareketle, ülkemize baktığımızda bir ihmalin, bir kastın, bir arabesk yapının olduğunu gözlemliyoruz. Bir tarafta amatör spor dallarının örgütlü olduğu ama örgütlülüğün sporu halk zeminine yerleştirmede zayıf olduğu herkesçe bilinmektedir. Amatör Spor Kulüpleri Federasyonuna bu vesileyle büyük işler düştüğünü de hatırlatmak istiyorum. Kaynak yetersizliğiyle kıvranan federasyonlar ve spor kulüpleri illerde belediyelere veya valiliklere başvurarak yardım talep etmektedirler. Belediyelerin en büyük sorunlarından biri, hiç kuşkusuz spor kulüplerine kaynak transferidir. Amatör spora yardım yapmak kısmen valilikleri ve belediyeleri rahatlatabiliyor fakat genelde profesyonel futbol kulüplerinin yardım taleplerini karşılamada kulağı tersinden göstermek yoluyla işler yürütülmektedir.

Değerli arkadaşlar, idareciler ve spor kulüpleriyle ilgili daha hukuki ve sağlam bir zeminde idari ve mali meselelere çözüm bulacak bir düzenleme gerekliliği açıktır. Bir diğer konu ise suiniyetle hareket eden bazı yöneticilerin, spor kulüpleri üzerinden maalesef yolsuzluk yapma işleridir. Bu, Türk spor kamuoyuna ve Türk idare yapısına sürülmüş bir lekedir. Profesyonel futbolda futbolcu transferinin her aşamasının açıklık ilkesine göre yürütülmesi bir zorunluluk hâline getirilmelidir. Bunlara dikkat ediliyor mu arkadaşlar, bunlara bakmak lazım. Kuşkusuz hepimiz biliyoruz ki bunlara ne yazık ki dikkat edilmiyor. Nitekim uluslararası camiada spor dünyasında da göreceli olarak -bizim kadar olmasa dahi- benzer gayrimeşru ilişkilerin varlığı bilinmektedir. Basına yansıyan ve global entegrasyon içindeki ünlülerin istifaları ve yargılanmaları herkesçe malumdur. Kitlelerin spora olan ilgilerini hafifletecek her türlü menfi girişimlerin sıfırlanması da hayatidir.

Değerli milletvekilleri, özellikle profesyonel futbol bütün dünyada olduğu gibi Türkiye'de de bir endüstri hâline dönüşmüştür. Spor, eğlence, hobi, ticaret, turizm, siyaset, kültür bu yolla hep iç içe geçmiş, hep birlikte tecelli etmiştir. Profesyonel futbolun kurallar zincirinin halkalarının daima sağlam tutulması büyük önem arz etmektedir. Halkanın birinin kopması demek büyük kargaşaya ve kaosa yol açması demektir, onun için işin şakaya alınacak bir yönü bulunmamaktadır. Diğer taraftan, tüm futbol kulüplerine karşı adil ve eşit bir tutum zorunluluk arz eder, burada da istifhamların önüne geçmek gerekir. Kısaca arkadaşlar, spor, kapsamıyla geniş bir alanı ifade eder; sporu sadece birkaç branşa odaklamak demek, sporu anlamamak demektir.

Değerli arkadaşlar, Federasyon ve Merkez Hakem Kurulu kamuoyunda mütemadiyen tenkit edilmekte ve kararlarına itiraz edilmektedir. Demek ki bir spor ahlakı, centilmenliği, bir sporcu ruhu beklenmektedir. İktidarın sektör üzerinden yandaşlarına bu düzenlemelerle yeni bir talan alanı yaratma düşüncesi varsa spora yazık eder.

Evet, biz her yerde yaygınlaşan güvensizlik, istikrarsızlık, suistimal ve yolsuzluk karşısında bir duvar gibi durmaya geliyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurunuz efendim.

BEHİÇ ÇELİK (Devamla) – Sektörün iyi çalışması temel amacımızdır.

Teklifin 22’nci maddesine gelince: Gençlik ve Spor Bakanlığı ile federasyonların davacılara yardımcı olmak üzere ferî müdahil olabilmelerine imkân tanınmaktadır; bunun iyi bir düzenleme olduğunu düşünüyorum.

Önergemizin kabulünü diler, hepinize saygılar sunarım. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi'nin 22’nci maddesinin (2)’nci fıkrasındaki “Spor kulüpleri hakkında kıyasen uygulanır” ifadesinin “Spor kulüpleri hakkında uygulanmaz” şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz

                                       Mustafa Adıgüzel                                                                        Hüseyin Yıldız                                                                      Vecdi Gündoğdu

                                               Ordu                                                                                       Aydın                                                                                    Kırklareli

                                           Gürsel Erol                                                                                                                                                                   Neslihan Hancıoğlu

                                              Elâzığ                                                                                                                                                                                   Samsun

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Elâzığ Milletvekili Sayın Gürsel Erol.

Buyurunuz Sayın Erol. (CHP sıralarından alkışlar)

GÜRSEL EROL (Elâzığ) – Sayın Başkanım, sayın milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Aslında bugün görüşülen konu Türkiye açısından çok önemli bir konu; özellikle gençlerimizi, şehirlerimizi, illerimizi, kulüplerimizi ilgilendiren bir sorun. Elâzığspor’umuzun da ekonomik anlamında inanılmaz sıkıntıları ve sorunları var. Kaynak yaratmada ve kaynak bulmada spor kulüpleri gerçekten sıkıntı yaşıyorlar ve her ilin spor kulübü o kentin bir değeri, bir marka değeri. Bu anlamda spor kulüplerinin desteklenmesi, onların gelecekle ilgili, yeniden planlamalarıyla ilgili, gençlerin spora katılmasıyla ilgili sürecin planlanması gerçekten önemli.

Ama ben bugün aslında bu konuyla ilgili değil, bu Genel Kurulda bu kürsüden daha önce üç dört defa yaptığım bir konuşmayla -bugün üzülerek söylüyorum- ne yazık ki haklı bir çıktığım bir konuyla ilgili Genel Kurulu bilgilendirmek için karşınızdayım. AK PARTİ Grup Başkan Vekilimiz de karşımızda, burada bir konuşma yaptığımda kendisine de o süreçle ilgili bir dosya vermiştim. Konu Elâzığ Maden’deki bakır sahasının ihalesi. Yaklaşık 30 milyar dolarlık -en az- bir ihale. Bu ihaleyle ilgili bir süreci anlatmıştım. Neler olabileceğini, ihaleyle kimin ilgilendiğini ve kimin alacağı konusunda isim vermeden, firma ismi vermeden dosyaya yazdım, bir örneğini kendi Grup Başkan Vekilime, bir örneğini de AK PARTİ Grup Başkan Vekiline verdim. Ne yazık ki dediğimiz oldu, tahminlerimiz, yorumlarımız bizi haklı çıkardı, rekabet sağlanmadı. Yani biz aslında daha fazla rekabetin olabileceğini beklerken 2 firma katıldı çünkü şartlar çok ağırdı, o şartlarda normal bir rekabetin olması mümkün değildi. Bu süreçte o ihale 2 defa ertelendi. En son dün ihale gerçekleşti ve gerçekten inanılmaz bir kamu zararı var, inanılmaz bir devlet zararı var, inanılmaz bir mağduriyet var kamu adına. Düşünün ki teminat mektubu miktarı 150 milyon dolar, teminat mektubu miktarı 150 milyon dolar. Oradan çıkacak rezerv alanda yapılan hesaplamalar, teknik elemanların hesaplamaları yaklaşık 30 milyar dolarlık bir rezerv alanın olduğunu söylüyor, daha da üstüne çıkabilir. Cumhuriyet tarihimizin en büyük maden rezerv alanı tespit edildi. Ayrıca MTA Genel Müdürlüğüne de teşekkür ederiz böyle bir rezerv alanını tespit ettiklerinden ve sondaj çalışmalarıyla buldukları bu rezerv alandan dolayı. Ama bu kamu yararına kullanılmadı, yine klasik yöntemlerle peşkeş çekildi.

Düşünün ki Sayın Cumhurbaşkanımız 1 milyar, 2 milyar dolar, 3 milyar dolar bulmak için Birleşik Arap Emirlikleri’ne gidiyor. Burada yargılanması gereken hukuk dosyalarımız diğer ülkelere veriliyor para bulmak adına, krizin çözülmesi anlamında, kaynak yaratılması anlamında ama 30 milyar dolarlık bir ihale dün -ne yazık ki üzülerek söylüyorum- rekabet ortamı sağlanmadan, çoğunluk sağlanmadan, şeffaf yapılmadan, katılım yüksek tutulmadan 2 firmanın teklif vermesiyle sonuçlandı ve bu sonuçlanma Elâzığ’ı hiçbir şekilde mutlu etmedi, bizi tatmin etmedi çünkü burada kamu zararı var. 150 milyon teminat mektubu olan yer… 30 milyar dolarlık alan 150 milyon dolara satıldı, toplam 150 milyon dolar. Yani 30 milyar dolarlık bir rezerv alanı 150 milyon dolara satıldı. 150 milyon dolar ne demek biliyor musunuz? Öyle bir işletmenin bir haftalık geliri. Yani bir haftalık geliri. Yani bir haftalık gelirle siz o alanı resmen kamu adına kullanmak adına yine özel şirketlere verdiniz.

AK PARTİ Grup Başkan Vekilinin samimiyetine inanarak söylüyorum, dosyayı açmış okumuşsunuzdur, dün ihaleyi kimin aldığını da biliyorsunuzdur, internetten girip bakabilirsiniz. Ben burada, bir iddianın gerçekleştiğini bu Genel Kurulda kanıtlamak için huzurunuzdayım. Yani şeffaf bir ihale olmadı. İhaleyi kimin alacağı önceden bilindiği hâlde bunu kanıtlamış olduk ve bundan da üzgünüm. Keşke şeffaf bir ihale olsaydı, herkes katılsaydı, katılım yüksek olsaydı. 30 milyar dolar gibi, ülke ekonomisini etkileyecek, ülke ekonomisine katkı verecek, belki krizin çözümüyle ilgili yeni bir süreci başlatacak bir kaynak ne yazık ki kamu yararına kullanılmamıştır, belli şirketlere tekrar peşkeş çekilmiştir. Bu doğru bir yaklaşım değil. Elâzığ bu konuda son derece huzursuz ve buna bütün milletvekillerimizin duyarlı olmasını rica ediyorum. Bu önemli bir kaynak, bu bir millî servet; bu, yalnızca Elâzığ’ın millî serveti değil; bu, ülkemizin millî serveti. Yani Edirne’de, Hakkâri’de, Trabzon’da, Antalya’da, Türkiye’nin 81 ilinde yaşayan yurttaşlarımızın ve vatandaşlarımızın hakkı var burada. Bu bir millî servet, bu ülkenin bir değeri ama bu değer doğru kullanılmadı, bunu buradan ifade etmek isterim. Ve AK PARTİ Grup Başkan Vekilimizden de bu tespitimizle ilgili kendisine verdiğimiz bilgi notunu kamuoyuna açıklamasını rica ediyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 22’nci maddesinde geçen “tahkikat” ibaresinin “soruşturma” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                  Mahmut Celadet Gaydalı                                                                     Kemal Peköz                                                                           Murat Sarısaç

                                               Bitlis                                                                                      Adana                                                                                        Van

                                         Rıdvan Turan                                                                                                                                                         Tulay Hatımoğulları Oruç

                                              Mersin                                                                                                                                                                                    Adana

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Adana Milletvekili Sayın Kemal Peköz.

Buyurun Sayın Peköz. (HDP sıralarından alkışlar)

KEMAL PEKÖZ (Adana) – Sayın Başkan, milletvekilleri; ilgili kanunun 22’nci maddesi üzerine söz aldım, Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Yüz yirmi dört yıl önce “Kürdistan” adıyla yayın hayatına başlayan ve günümüze çeşitli zorluklar ve bedeller ödeyerek gelen hakikat arayışçısı Kürt gazeteciliğinin emekçilerini ve Kürt Gazeteciler Günü’nü kutlamakla başlamak istiyorum.

Değerli arkadaşlar, Adalet Bakanı açıklama yaptı ve “Türkiye'de kötü muamele ve işkence kesinlikle yoktur.” dedi ancak CPT bir yıl içerisinde Türkiye'de zaman zaman haberli ya da habersiz 30 ziyaret yaptı cezaevlerine ve 30 rapor açıkladı. Bu 30 raporun 27’sinin açıklanmasına izin verilmedi çünkü devletlerin böyle bir hakkı var; eğer o ülkeyi veya devleti yaralayıcı, onur kırıcı ya da itibarını zedeleyici bir durum söz konusu ise raporlarda buna izin verilmiyor. Bunun anlamı şudur: Bu 27 raporda işkence var, eziyet var ve kötü muamele var; aksi hâlde bunlar açıklanabilirdi ve rahatça dile getirilmesinde sakınca olmadığı söylenebilir ve “Açıklayın.” denilirdi, bunu yapmamış. Dolayısıyla da belki bununla Adalet Bakanı övünebilir çünkü Rusya’nın arkasından 2’nci sırada ülkemiz maalesef bu konuda; en çok açıklama istemeyen ülke Rusya ve 1’inci sırada Rusya var.

Değerli arkadaşlar, zaman zaman burada cezaevleriyle ilgili sorunları dile getiriyoruz, işkenceyle ilgili sorunları dile getiriyoruz, kötü muameleyle ilgili sorunları dile getiriyoruz ama bugüne kadar bunlar önlenemediği gibi işkence ve kötü muamele devam ediyor. İşkence olması için illa da Filistin askısına asılması ya da elektrik verilmesi gerekmiyor. Yapılan davranışlar da kötü muameleler de aynı zamanda işkence statüsünde değerlendirilebilir pekâlâ.

Bir mektup aldım, ailesi tarafından gönderildi -daha önce ailesiyle de görüşmüştü hükümlü- o mektubu olduğu gibi okumak istiyorum hata olmasın diye. İbrahim Karakaş, Kürkçüler Cezaevinde tutuklu. Şöyle diyor mektubunda: “Son zamanlarda cezaevlerinde yaşanan kayıpların durumu ortada olmasına rağmen uzun yıllardır cezaevinde bulunan arkadaşlarımızın çeşitli kronik ve ağır hastalıkları bulunmaktadır. Kalp, böbrek, mide, bağırsak, astım, KOAH, tümör ve benzeri birçok hastalığı bulunan arkadaşlarımız ve ben defalarca kez kurum ve revir tarafından acil olarak hastaneye sevk edilmemize rağmen dayatılan onursuz uygulamaları kabul etmememizden kaynaklı sevkimiz jandarma personeli tarafından fiilî olarak engelleniyor. Yapılan suç duyuruları ve başvurular, mevzuat gerekçe gösterilerek sonuçsuz bırakılmaktadır. Bu da uygulamayı dayatanlara cesaret vermekte ve daha da baskın bir hâl almalarını sağlamaktadır.

(Uğultular)

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Sayın Başkan, o kadar uğultu var ki…

KEMAL PEKÖZ (Devamla) – Üzeri tellerle kapalı odalarda tutularak bir nevi tecrit edilmekteyiz. Tüm odalarımız birbirinden ayrı ve uzak mesafelere konulup bulunduğumuz koridor, duvar komşusu olan avlularımızda da DAİŞ ve FETÖ gibi zıt gruplarla tutuluyoruz. Bu durum çoğu zaman provokasyon zemini yarattığı gibi, ailelerimizin görüş sırasında sorun yaşamasına ve can güvenliği yaşamasına da sebep oluyor. Konuyla ilgili yaptığımız başvurular keyfî gerekçelerle reddedilmekte. Bilindiği gibi, çoğu arkadaşımız uzun yıllardır zindanlarda olup keyfî sürgünlerle ailelerinden kilometrelerce uzaktaki cezaevlerine nakledilmekte. Bu durumun hem tutsaklara hem ailelere maddi ve manevi zorluk yarattığı yetmezmiş gibi, cezaevinde idarenin düzenlediği odalara konulmaktadırlar. Bu ve benzeri birçok mağduriyet belirtilmesine ve belgelendirilmesine rağmen -psikolojik bir baskı aracı olarak kullanılan- oda değişim talepleri keyfî gerçeklerle kabul edilmeyip mağduriyetlerin büyümesine yol açılmaktadır. Yaşanan mağduriyetten ötürü isteğe bağlı nakil talepleri de verilen disiplin cezaları -ki çoğu keyfî olarak verilmektedir- gerekçe gösterilerek reddedilmektedir.

Son dönemlerde yukarıda bahsettiğimiz konseptle beraber devreye giren, cezaevi girişinde mahkûm kabul bölümünde yapılan muameleler… Şöyle ki: Cezaevine başka yerden sevk gelen veya yeni tutuklanan arkadaşlarımıza ilgili yasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında da açıkça işkence yöntemi olarak kabul edilen çıplak arama dayatılmakta ve buna zorlanılmaktadır. Bu insanlık suçunu kabul etmeyen arkadaşlarımıza fiziki ve sözlü olarak fiilen müdahale edilerek onursuzluk dayatılmak istenilmektedir. Buna karşı koyan ve bu uygulamaya direnen arkadaşlarımız hakkında tutanak tutulup disiplin cezaları verildiği gibi, talimatı veren ve yer alan ilgili personel hakkında yaptığımız suç duyuruları da ‘Kovuşturmaya yer yoktur.’ gerekçesiyle reddedilmekte ve işlem yapılmamaktadır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurunuz efendim.

KEMAL PEKÖZ (Devamla) - Son olarak, yukarıda belirttiğimiz üzere, ciddi sorun olarak karşımızda duran anayasal hakkımız olan can güvenliğimiz, hastane ve tedavi haklarımız engellenmek istenmekte, bir biçimde bu haklarımız ihlal edilerek zamana yayan bir öldürme biçimi olarak karşımızda durmaktadır. Son aylarda zindanlarda, tedavi hakkının engellenmesinden ötürü birçok siyasi tutsak hayatını kaybediyor.

Siz değerli basın emekçileri aracılığıyla sesimizi duyurmak istiyoruz. Konuyla ilgili gereken hassasiyet ve duyarlılığı da sivil toplum örgütlerinin ve siyasi partilerin de göstermesi gerektiğine inanıyoruz.

Tabii bu sorunları aktarırken zindanlardaki tutsaklar gibi bizler de tutsak gazeteciler olarak aynı sorunları yaşamaya devam ediyoruz.”

Cezaevleri kangren olmuş durumda. Cezaevlerinde kangren olan bu sorun çözülmediği sürece Türkiye’de de aynı zamanda huzurun tesis edilmesi söz konusu olamayacaktır.

Bir an önce cezaevleriyle ilgili bu sıkıntıları göz önüne alalım, mutlaka ve mutlaka işkence ve benzeri kötü muamelelerden vazgeçelim ve insanların ailelerine yakın olan bir yere sevklerini istemeleri hâlinde de disiplin cezalarını gerekçe göstererek sevklerini engellemeyelim diyorum.

Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.

22’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 22’nci madde kabul edilmiştir.

23’üncü madde üzerinde 3 önerge vardır, önergeleri aykırılık sırasına işleme alacağım.

İlk önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi’nin 23’üncü maddesinin (1)’inci fıkrasının son cümlesinin madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

                                         Yıldırım Kaya                                                                             Suat Özcan                                                                       Mustafa Adıgüzel

                                              Ankara                                                                                     Muğla                                                                                       Ordu

                                            Ali Keven                                                                            Ömer Fethi Gürer                                                                        Burcu Köksal

                                              Yozgat                                                                                     Niğde                                                                              Afyonkarahisar

                                      Okan Gaytancıoğlu                                                                                                                                                                 Vecdi Gündoğdu

                                              Edirne                                                                                                                                                                                  Kırklareli

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ORHAN ERDEM (Konya) – Katılmıyoruz Başkanım.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Edirne Milletvekili Sayın Okan Gaytancıoğlu.

Buyurunuz Sayın Gaytancıoğlu. (CHP sıralarından alkışlar)

OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; nüfusumuz 50 milyon iken “Tesis yok, çim sahamız yok, kapalı yüzme havuzumuz yok, spor salonumuz yok.” diye kendimizi avutuyorduk. Atletizmde hiç yoktuk, güreşte madalya kazanıyorduk, başka başarımız yoktu ancak mahalle aralarından futbolcular çıkıyordu, bunlardan birisi de benim; 1. Amatör’de de oynadım, 3. Lig’de de oynadım, voleybol da oynadım, okul takımlarında da oynadım, üniversite takımında da oynadım. Herkes de Galatasaray'ın, Fenerbahçe’nin, Beşiktaş'ın, Trabzonspor'un yani dört büyüklerin kadrolarını ezbere biliyordu. TRT naklen yayın yapıyordu, radyodan maç dinliyorduk. Hatta bir kardeşimiz bana “Ben radyodan kaleciliği öğrendim.” dedi. “Ya, olur mu böyle bir şey?” dedik ama bunlar aramızda konuşuluyordu. TRT'nin tek kanalında “Beyaz Gölge” isimli bir dizi vardı, buradan herkes basketbolu sevmişti. Olimpiyatlarda madalya alamıyorduk, ancak 3-4 sporcuyla katılıyorduk, bunlar da Afrikalı değildi yani devşirme değildi, hepsi yerliydi. Sonra Derwall geldi ve Mustafa Denizli, Fatih Terim, Şenol Güneş gibi dünya çapında antrenörler çıkardık. Schumacher geldi, Hagi geldi, Alex geldi, Amokachi ve Taffarel gibi kaliteli yabancılar geldi -Naim Süleymanoğlu bize halteri sevdirdi- UEFA şampiyonluğu geldi, dünya 3’üncülüğü geldi. Eskiden taç kazanıyorduk, taç; sonra, hücum futbolu oynamaya başladık. Basketbolda ise 12 Dev Adam Avrupa Şampiyonası’nda başarılar elde etti. Akdeniz Oyunları'nda birçok madalya aldık. Şimdi 84 milyon olduk yani nüfusumuz arttı, başarıların da artması lazım ama tam tersi.

Nerede Atatürk stadı varsa hepsinin ismini değiştirdiniz, çoğunu “arena” yaptınız. Nedense Edirne'ye söz verdiğiniz 22 bin kişilik stadı yapmadınız. Artık mahalle aralarından sporcu, futbolcu çıkmıyor çünkü bütün mahalle aralarını dümdüz yaptınız, her yer betonlaştı. Köyler arası futbol turnuvaları düzenlenirdi; köy kalmadı, turnuvalar bitti. Futbol Federasyonunun başına tüpçü geldi, inşaatçı geldi; kısacası, futbolla ilgisi olmayan kişileri getirdiniz. Kaliteli yabancılar yerine emekliliği gelmiş yabancıları getirdiniz.

Okullarda beden eğitimi dersleri yetersiz. Beden eğitimi öğretmen adayları işsiz; çoğunluğu ya polis oluyor ya güvenlik görevlisi oluyor. Genç oyuncu çıkmıyor, çıkana da sahip çıkılmıyor. Eğer, Almancılar olmasa, genç futbolcuları Millî Takım’da bile oynatamayacağız. Hele hele amatör sporlar iyice öldü, AKP futbolda inanın “belediyespor”dur yani başka bir icraatınız yok.

Seyircisiz, kamu kaynaklarıyla büyütülen ve sonunda birilerine devredilen kulüpler… Hele hele lig maçları naklen yayınlanıyor ya, maçlar başlamadan önce İstiklal Marşı’mız okunuyor ya, o zaman kahroluyorum; neden? İstiklal Marşı’nı söylüyoruz gururla ama İstiklal Marşı’nı sadece hakemler mırıldanıyor, 11 yabancı futbolcu İstiklal Marşı’nı da bilmiyor; futbolu bu hâle getirdiniz. Katar’daki Dünya Kupası’na keşke polisleri değil, A Millî Takım’ı gönderebilseydik. (CHP sıralarından alkışlar)

Evet, tamamen bir başarısızlık hikâyeniz var. Yirmi yılda tüm spor branşlarının geleceğini mahvettiniz. Ne genç oyuncu çıkıyor ne de başarılar elde edebiliyoruz. Ne UEFA’da varız, ne Şampiyonlar Ligi’nde varız; hiçbir yerde yokuz. Gençler çıkmıyor, kimse spora yönelmiyor. Bir de, bu hafta Millî Egemenlik ve Çocuk Bayramı haftası. Yarın çok önemli bir bayramı kutlayacağız. Bakın, burada ne yazıyor? “Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir.” Bu haftayla ilgili de hiçbir etkinlik yapmıyorsunuz, bize bunları unutturmak istiyorsunuz ama az kaldı, seneye göreceksiniz nasıl coşkuyla, nasıl mutlulukla bu bayramları güzel bir şekilde kutlayacağız.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.

Sayın Beştaş, buyurunuz.

IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)

28.- Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş’ın, Batman’ın Timok köyüne uygulanan giriş çıkış yasağına ve Timok köylülerinin yaşadığı mağduriyete ilişkin açıklaması

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Ya, bir köyle ilgili, Batman’ın Timok köyüyle ilgili hâlâ yasak var. Operasyon gerekçesiyle yirmi dört gündür köye giriş çıkış yasak. Açıkçası bu köyü daha önce de ifade etmiştik, bugün yine aradılar. Yahya Karabaş, özellikle ağır işkenceler sonucunda, kamuoyuna yansımıştı; 2 defa gözaltına alınıp serbest bırakıldı. Fakat bugün yaptığımız görüşmelerde hâlâ köye hiç kimsenin giriş çıkışına izin verilmediğini söyledik. Toplamda 3 kişi tutuklandı. En son tutuklanan Beşir Yıldırım; yine, işkence gören Yahya Karabaş da var içinde. Beşir Yıldırım 80 yaşında ve açıkçası hiçbir ihtiyacını karşılayamayacak durumda. Batman Valiliği ise aradan yirmi gün geçtikten sonra Timok köyüne ilişkin işkenceyi reddetti ve garip bir şey söyledi: “Bu iddialar jandarmanın moralini bozmaya yöneliktir.”

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurunuz efendim.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Valilik, yaptığı açıklamada, Timok köyünde yaşanan işkencenin açıklanmasının jandarmanın moralini bozmaya dönük olduğunu söyledi. Bu açıklamayı neresinden tutalım? İşkence suç değil mi? İşkence, insanlığa karşı bir suç; bunu kim yaparsa yapsın bunu deşifre etmek, cezalandırmak bu ülkede bütün yetkililerin görevidir. Valilik de işkenceye karşı olmak zorundadır, eğer işkenceyi destekliyorsa çıkıp açıklasın. Bu sorumluluk, iktidarda olanların görevlendirdiği valilerdedir ve açıkçası -Grup Başkan Vekili burada- ben bu konuyu araştırmasını ve bu giriş çıkış yasağının neden olduğunu, bu köylülerin bu mağduriyetinin önlenmesi için ne yapılabileceğini tespit etmelerini ve bilgi vermelerini talep ediyorum.

Teşekkür ediyorum.

VI.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

A) Kanun Teklifleri (Devam)

1.- İzmir Milletvekili Fehmi Alpay Özalan, Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Denizli Milletvekili Cahit Özkan ile 92 Milletvekilinin Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi (2/4331) ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 324) (Devam)

BAŞKAN – Şimdi okutacağım 2 önerge aynı mahiyette olup birlikte işleme alacağım.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 23’üncü maddesinde geçen “belirlenir” ibaresinin “tespit edilir” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                          Kemal Peköz                                                                    Tulay Hatımoğulları Oruç                                                    Mahmut Celadet Gaydalı

                                              Adana                                                                                      Adana                                                                                       Bitlis

                                         Murat Sarısaç                                                                            Rıdvan Turan                                                                            Ayşe Sürücü

                                                Van                                                                                       Mersin                                                                                    Şanlıurfa

Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza sahipleri:

                                          Hüseyin Örs                                                                              Enez Kaplan                                                                          Ayhan Altıntaş

                                             Trabzon                                                                                   Tekirdağ                                                                                    Ankara

                                Mehmet Metanet Çulhaoğlu                                                              Hayrettin Nuhoğlu                                                                        Hasan Subaşı

                                              Adana                                                                                     İstanbul                                                                                    Antalya

                                                                                                                                   İmam Hüseyin Filiz

                                                                                                                                          Gaziantep

BAŞKAN – Komisyon aynı mahiyetteki önergelere katılıyor mu?

MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ORHAN ERDEM (Konya) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Aynı mahiyetteki önergeler üzerinde ilk konuşmacı Şanlıurfa Milletvekili Sayın Ayşe Sürücü.

Buyurunuz Sayın Sürücü. (HDP sıralarından alkışlar)

AYŞE SÜRÜCÜ (Şanlıurfa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; konuşmama başlamadan önce cezaevlerinde rehin tutulan tüm yoldaşlarımızı buradan sevgiyle selamlayarak sözlerime başlamak istiyorum.

Evet, değerli arkadaşlar, Türkiye cezaevlerinde akıl almaz uygulamalar, hukuksuzluklar, keyfî tutumlar, insan hakkı ihlalleri yaşanmaya devam ediyor. Cezaevlerinde dört duvar arasında tutulan mahpuslara karşı psikolojik işkence, darbetme, intihara sürükleme, keyfî infaz yakma gibi çok ağır hak ihlalleri yaşanmaktadır. Cezaevinden her gün tabutlar çıkıyor, “İntihar.” denilen şüpheli ölümler yaşanıyor, ağır hasta mahpusların hem infazı ertelenmiyor hem de cezası bitenlerin infazı keyfî bir şekilde yakılıp tahliye edilmiyorlar. Örneğin, Urfa Hilvan 2 Nolu Cezaevinde, Yukarı Göklü eski Belediye Başkanımız Bazo Yılmaz halkın oylarıyla seçilmiş bir kişidir. Kendisi ağır KOAH hastası ve oksijen tüpüne bağlı olup cezaevinde yaşayamayacak durumdayken ısrarla infazı ertelenmeyip tahliye edilmiyor. Bu saatten sonra yaşanacak tüm olumsuzluklardan Adalet Bakanlığı ve AKP iktidarı sorumludur. Yine, Urfa Hilvan 1 Nolu Kapalı Cezaevinde bulunan 70 yaşındaki mahpus Celal Ercan’ın tek bir dişi dahi yok, uzun süredir protez diş yapılması için cezaevi idaresiyle görüşen mahpusa hiçbir dönüş yapılmamış ve tedavisi için hiçbir destek sunulmamıştır, diş reviri yok ve 70 yaşındaki mahpus bu hâliyle ortada bırakılmıştır.

Ayrıca, cezaevi yönetimi, gardiyanlar, cezaevi savcısı tarafından da mahpuslara hukuksuz, keyfî ve insanlık onurunu çiğneyen uygulamalar yaşatılmaktadır. Cezaevi yönetimi kargolara el koyma, görüşleri engelleme, koğuşlara keyfî bir tutumla baskın yaptırma ve mahpusları darbetme, revir sağlamama, sosyal faaliyetleri kısıtlama, infaz yakma gibi hak ihlallerini rutin bir hâle getirmiştir; bunu hukukla, kurallarla açıklayamazsınız. Bu durum AKP iktidarının bilinçli bir şekilde cezaevlerinde bulunan mahpusları sindirme, çöktürme ve iradesizleştirmeye dönük yürüttüğü bir politikadır. Urfa Hilvan Kapalı Cezaevi savcısının mahpusları tehdit ettiği iddiası basına yansımıştır. Savcının bir mahpusa “Ben olsam seni idam ederdim.” dediği iddiası var, bu iddia basına da yansımıştır. Koğuşlara gelip, ayağını sertçe yere vurup “Pişeceksiniz.” tehdidinde bulunduğu da iddialar arasında yer almaktadır. Soruyoruz: Bu savcının başka bir işi yok mu? Sanıyoruz ki kendisi dört duvar arasındaki mahpuslara güç gösterisi yapmanın peşindedir. Biz buradan sesleniyoruz: Bu tutumu sergilemeye hiç kimsenin hakkı yoktur. Urfa Hilvan Cezaevi esir kampı mıdır, Orta Çağ zindanı mıdır? Mahpusları tehdit edecek kadar bu gücü kimden ve nereden almaktasınız? Savcı çıksın açıklama yapsın; psikolojisi iyi değilse tedavi görsün, destek alsın. Bu tehdit aynı zamanda demokrasi ve hukuk mücadelesi verenlere dönük de bir tehdittir. Bu yaklaşım hiçbir şekilde kabul edilemez.

Bir örnek daha verelim: DBP önceki dönem Eş Genel Başkanımız Sebahat Tuncel’in kardeşi Erdal Tuncel’e verilen on üç yıl altı ay hapis cezası bitmesine rağmen infazı yakılarak tahliye edilmedi. Erdal Tuncel’in ailesi oğullarını almak üzere 16 Martta Bolu’ya gittiklerinde durumu öğrenmiştir. Disiplin suçu olarak belirttikleri hususlar ise fazla su ve elektrik tüketmiş olmak ve arkadaşlarından ayrı kalmamış olmak. Son dönemlerde oluşturduğunuz gözlem kurullarının keyfî pratiği işte böyle. Fazla su harcadığı için bir mahpusun, bir insanın infazı yakılabilir mi? Yani Bolu Cezaevi Gözlem Kurulu hukuku, insan haklarını, kısacası Anayasa’yı tanımıyor. İşte, bu örnek Türkiye cezaevlerinde yaşanan keyfî uygulamaların bir özetidir. Türkiye cezaevleri Orta Çağ zindanlarına dönüştürülmüşken devletin Adalet Bakanı çıkıp diyor ki: “Cezaevlerimiz aslında gül bahçesi, hiç problem yok, insan hakları çiğnenmiyor, kötü muamele yok, işkence yok.” Adalet Bakanı “Bulaşıcı hastalıktan öldü.” denilen mahpusun yoğun bakım fotoğrafına gözünü kapatmış, cezaevlerinden çıkan tabutlara, ailelerin acılarına kulaklarını kapatmış bir vaziyette Adalet Bakanlığını yürütüyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurunuz efendim.

AYŞE SÜRÜCÜ (Devamla) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Hiç basını takip etmiyor mu? Bizim ona yolladığımız yüzlerce önergeyi de görmüyor, incelemiyor mu ya da bu ülkede yaşamıyor mu? Bakana sesleniyoruz: Yetki ve sorumluluklar paraleldir; sizi sorumluluk alanınızdaki tabutlara, intiharlara, ağır hasta mahpuslara, hak ihlallerine ve cezaevlerindeki bu uygulamalara son vermeye çağırıyoruz.

Tekrardan tüm halkımızı saygıyla selamlıyoruz. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Aynı mahiyetteki diğer önerge üzerindeki konuşmacı Gaziantep Milletvekili Sayın İmam Hüseyin Filiz.

Buyurunuz Sayın Filiz. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)

İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Gaziantep) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 324 sıra sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi’nin 23’üncü maddesi üzerinde İYİ Parti adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, bu maddede spor dallarında profesyonel olarak spor faaliyetinde bulunma şartları tanımlanarak spor faaliyetinin sporcunun mesleği olarak kabul edileceği belirtilmektedir. Ayrıca spor kulüpleri ve spor anonim şirketlerinin profesyonel şube açabilmesi imkânı verilmiştir. Bu düzenlemeleri olumlu bulmaktayız.

Değerli milletvekilleri, bu konuşmamda AK PARTİ iktidarının gidişatından memnun olmayan vatandaşlarımızın sahadan aldığımız tepkilerini dile getirmek istiyorum. Vatandaşlar şikâyetlerinde AK PARTİ hükûmetlerinin atamalarda yıllardan beri liyakati ve ahlakı esas almadığını, devlete yol gösterici rolleri olan önemli kurumları kapattığını ya da işlevsiz hâle getirdiğini; takip ettikleri ekonomi, tarım, siyasi politikaların yanlış olduğunu; kendi çiftçilerimize verecekleri destek yerine ithalat yoluyla yabancı çiftçilere destek verdiklerini, çiftçilerimizi Tarım Kredi Kooperatiflerinin ve Ziraat Bankasının eline bırakarak canından bezdirdiklerini; vatandaşlar arasında ayrım, ötekileştirme yaptığını, eşe dosta ise özel ayrıcalık tanındığını; devletin birçok kurumlarını cemaatlerin menfaatine çalışan kişilere teslim ettiğini; yıllardan beri kamu kaynaklarını israf ettiklerini; eğitimin niteliği konusunda gereğini yapmadıklarını, mesleki ve teknik eğitime yeteri kadar önem vermeyip gençlerimize istihdam imkânı sağlamadıklarını; gerekli altyapı olmadan üniversiteler açıldığını, 127 devlet üniversitesinin yarısından fazlasına bilimsel nitelikleri yetersiz profesörlerin rektör olarak atandıklarını; keyfî yönetimle devletin parasının çarçur edildiğini, kadrolarının ise adrese teslim ilanlarla yandaşlara verildiğini; işsizliğe çare bulamadıklarını, 10 milyonun üzerinde işsizler ordusu olduğunu, 1 milyon 500 bine yakın üniversite mezununun işsiz olduğunu; yandaş 5 müteahhide her türlü desteği verdiklerini ancak esnafa, köylüye, memura, çiftçiye acı reçete sunduklarını ve sabır tavsiyesinde bulunduklarını; atama bekleyen öğretmenlerin bunalıma girerek intihar ettiklerini; asgari ücret konusunda açlık sınırını esas alarak çalışan nüfusun yüzde 45’ini teşkil eden asgari ücretlileri mağdur etmeye devam ettiklerini; imalat sanayimizin belkemiğini oluşturan KOBİ'lerin önemli bir bölümünün ayakta durmakta zorluk çektiklerini; tek cümleyle, hakkı, hukuku gözetmediklerini dile getiriyorlar.

Değerli milletvekilleri, had safhadaki işsizliğin sonucu olarak yankesicilik, hırsızlık, uyuşturucu kullanımının arttığı, psikolojik sorunlarla boğuşan bir gençlik ve huzursuz bir toplum olduk. Türkiye'nin dışarıdan görünen tablosu da kötü. Uluslararası endekslere göre yolsuzlukların önlenmesi sıralamasında, yönetimde şeffaflık sıralamasında, temel haklarda geri sıralara düştük. İşsizliğe çare yok; pahalılığa, enflasyon artışına çare yok; esnafa, çiftçiye, köylüye, emekliye yeteri kadar destek yok.

Değerli milletvekilleri, daha önce söz verilen EYT'lilere de çare yok; öğretmenlere, din görevlilerine, polislere ve sağlık çalışanlarına 3600 ek gösterge de yok. Bölgesel kalkınma projeleri GAP, KOP, DAP, DOKAP'la ilgili bir gelişme yok. Her yıl tahsis edilen 100 ila 130 milyon lira arasındaki bütçelerle projeler bitecek gibi de değil. Bu projeler Türkiye'nin tarımda can damarıdır; bir an önce bitirin ki bölgemizdeki insanlarımız rahat etsin, göç dursun ve Türkiye tarım ürünleri ihracatında Hollanda’ya yetişsin, bölgeler arası gelir dengesizliği azalsın -diğer bir deyişle- millî gelirden aldıkları pay artsın.

Değerli milletvekilleri, toplumun önemli hastalıklarından biri olan gösteriş, lüks ve israf devam ediyor. Toplumda dikkat edilmesi gereken bir diğer hastalık ise çıkar ve yarar beklediği ya da kendisinden çıkar sağladığı yetki sahiplerine doğrusuna eğrisine bakmadan yaranmak isteyenlerin mevcudiyeti. Değerli milletvekilleri, unutmamak gerekir ki Osmanlı da dâhil olmak üzere devletlerin çöküşünü hazırlayan hep bu yalakalar olmuştur. Bu yalakalara değil, hatalarınızı dillendirenlere itibar edin diyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurunuz efendim.

İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Devamla) – Konuşmama son verirken Türkiye Büyük Millet Meclisinin kuruluşunun 102’nci yıl dönümünü ve 23 Nisan Millî Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutluyor, Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Aynı mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.

23’üncü maddeyi oylarınızı sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 23’üncü madde kabul edilmiştir.

24’üncü madde üzerinde 2 önerge vardır, önergeleri aykırılık sırasına göre işleme alacağım.

İlk önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi’nin 24’üncü maddesinin teklif metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

                                         Yıldırım Kaya                                                                         Vecdi Gündoğdu                                                                   Sevda Erdan Kılıç

                                              Ankara                                                                                   Kırklareli                                                                                     İzmir

                                     Ali Haydar Hakverdi                                                                       Burcu Köksal                                                                   Neslihan Hancıoğlu

                                              Ankara                                                                                Afyonkarahisar                                                                               Samsun

                                                                                                                                     Onursal Adıgüzel

                                                                                                                                           İstanbul

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ORHAN ERDEM (Konya) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen İstanbul Milletvekili Sayın Onursal Adıgüzel.

Buyurunuz Sayın Adıgüzel. (CHP sıralarından alkışlar)

ONURSAL ADIGÜZEL (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; teklifin 24’üncü maddesi üzerine söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, sonunda “Ha, bugün; ha, yarın.” denilen spor yasası teklifini hep birlikte Mecliste değerlendiriyoruz. Tabii, 59 maddelik yasa teklifini görünce heyecanlandık, beklentilerimiz çok yükseldi, dedik ki: Sporun bütün sorunlarını çözeceğiz. Ama görüyoruz ki sporun sorunlarını çözmek yerine daha büyük sorunları ortaya çıkaracak, hatta sporun bağımsızlığını ve tarafsızlığını da ortadan kaldıracak bir yasa teklifi karşımızda ve en vahim olanı, sporun sadece bir branşına indirgenmiş durumda bu yasa teklifi; diğer branşları, dezavantajlı grupları, altyapıyı, turnuvaya gitmek için sponsor arayan genç yetenekleri yok sayan bir yasa teklifiyle baş başayız değerli arkadaşlar.

Tabii ki AKP sözcüleri buraya çıkıyor, diyorlar ki: “Bu yasa teklifi sporun bütün dallarına çözüm üretiyor.” Hayır, bu, sadece futbola odaklanmış bir yasa teklifi. Tabii ki futbol Türkiye'nin yediden yetmişe sevdiği bir spor dalı fakat Adalet ve Kalkınma Partisinin bakış açısıyla, siyasallaştırmasıyla artık siyasilerin oyuncağı hâline gelmiş durumda. Futbol aslında sadece futbol değil, futbol Adalet ve Kalkınma Partisinin güç mücadelesi verdiği bir alan hâline gelmiş ve bu yasa teklifi sporu, futbolu ne yazık ki sarayın arka bahçesi hâline getiriyor ve bugün bu teklif gün gibi bunu ortaya koyuyor.

Değerli arkadaşlar, ben de isterdim ki bugün Millî Takım’ın başarılarını konuşalım, spordaki başarılarımızı konuşalım ama biz bugün neyi konuşuyoruz? Kulüplerin borçlarını konuşuyoruz değerli arkadaşlar. Her fırsatta “Ben spordan geliyorum. Ben futbolcuyum.” diyenler bugün futbol kulüplerini borç batağının içine sokmuş durumda. Spor kulüplerinin 30 milyar borcu var. Sadece 4 kulübün 17 milyar borcu var, art arda kur atakları geliyor, spor kulüplerimiz can çekişiyor. Tabii ki eskiden, biliyorsunuz, Türkiye’de futbol ligi “En güçlü 5 lig arasına girecek.” diye anılırdı. Bugün yayıncı bulamıyoruz ki üçte 1 fiyatına kendi maçlarımızı yayınlatalım. Tabii, Adalet ve Kalkınma Partisinin yirmi yılda futbolu getirdiği noktayı size şöyle özetleyeyim değerli arkadaşlar: Federasyonda başkan yok, Türkiye’nin en büyük kulüplerinden birinde başkan yok, sahaya çıkacak hakem yok, antrenör yok. Vallahi, mahalle turnuvasında bunların hepsi belli ama Türkiye Süper Lig’inde belli değil. Bunun sorumlusu kim? Bunun sorumlusu, Türkiye’yi yirmi yıldır yönetenler. Şimdi, burada diyorlar ki: “Biz bu şirketleri borçtan kurtarıyoruz.” Peki, bir öz eleştiri yapıyor musunuz acaba, bu şirketler nasıl bu borç batağına girdi? Sizin liyakatsiz ve siyasi atamalarınız yüzünden bu şirketler borç batağının içine girdi. Liyakat sahibini değil; yandaşı sporun her dalına, her kadrosuna atadığınız için bugün bu şirketler bu hâldeler.

Değerli arkadaşlar, şöyle hafızalarımızı tazeleyelim: Türkiye’de federasyon başkanlığında, yönetimlerde iki çözüm var; ya yandaş müteahhit iş adamı olacaksın, servetine servet katacaksın, itibar verecekler ya da eski AK PARTİ’li yönetici olacaksın. Nasıl oluyor bu durum? İşte, Ziraat Bankasına 750 milyon dolar borcu ödemeyen tüpçüyü federasyon başkanı yapıyorsun, federasyon başkanıyken de İddaa ihalesi veriyorsun; onu gönderiyorsun, o kazanacağını kazandı; bu sefer de 5’li çeteden bir müteahhit getiriyorsun, onu 20 kat daha zenginleştiriyorsun ve onu da gönderiyorsun; yetmiyor, arada Sancaktepe’de iki dönem Belediye Başkanlığı yapmış şimdi AKP Ataşehir İlçe Başkanı olan arkadaşı da Yönetim Kurulunda engelli sporlarından sorumlu yapıyorsun. Hangi liyakatle acaba bu arkadaşımız engelli sporlarından sorumlu olmuş sormak isterim.

Değerli arkadaşlar, bu yasada bir de diyorlar ki: “Futbol Federasyonu Başkanı olmak için engel maddeler…” Ben size söyleyeyim, Futbol Federasyonu Başkanı olmak için bir maddeye ihtiyaç var: Saraydan icazet almak değerli arkadaşlar, öyle uzun uzun yazmaya gerek yok.

Tabii, futbol kadar Basketbol Federasyonu da bizim için çok önemli bir federasyon. Federasyonda basketbolun içinden geldiğini iddia eden arkadaşlar var ama basketbolumuzun durumu da içler acısı. Basketbol Federasyonu, 12 Dev Adam’ımız bugün olimpiyatlara katılamıyor…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ONURSAL ADIGÜZEL (Devamla) – Bir dakika daha…

BAŞKAN – Buyurunuz.

ONURSAL ADIGÜZEL (Devamla) – Bundan yirmi yıl önce Avrupa 2’ncisi olan, dünya 2’ncisi olan 12 Dev Adam, Türkiye’yi tek yürek hâline getiren 12 Dev Adam olimpiyatlara gidemiyor. Peki, bunun sebebi ne? Yirmi yıldır Türkiye’yi sadece siyasetle yönetenler değerli arkadaşlar, sadece yandaş mantığıyla yönetenler. Yani başarılı olanı ödüllendirenler değil, yandaşı ödüllendirenler bugün Türkiye basketbolunu da bu hâle getirmiş durumdalar. Tabii, siz eğer sarayda danışmansanız, arada sırada Cumhurbaşkanıyla basketbol oynuyorsanız başka bir özelliğinizin olmasına gerek yok, federasyon başkanı olabilirsiniz ama Türkiye basketbolunun hâlini sizler de çok iyi biliyorsunuz. Ben de basketbolun içinden gelen bir kardeşinizim. Eskiden basketbol oynayan gençlerimiz teşvik görürdü, turnuvalara giderken masrafları karşılanırdı; şimdi ne yazık ki masrafları bile karşılanmıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ONURSAL ADIGÜZEL (Devamla) – Ama gençlerimiz üzülmesin, Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında bu sorunlar çözülecek ve bütün gençlerimiz sağlıklı nesiller ve sağlıklı zihinler için ücretsiz sporla buluşacak. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 24’üncü maddesinde geçen “nezdindeki” ibaresinin “gözetimindeki” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                          Kemal Peköz                                                                    Tulay Hatımoğulları Oruç                                                    Mahmut Celadet Gaydalı

                                              Adana                                                                                      Adana                                                                                       Bitlis

                                         Murat Sarısaç                                                                            Rıdvan Turan                                                                           Musa Piroğlu

                                                Van                                                                                       Mersin                                                                                     İstanbul

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) - Katılamıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Önerge üzerinde söz isteyen İstanbul Milletvekili Sayın Musa Piroğlu.

Buyurunuz Sayın Piroğlu. (HDP sıralarından alkışlar)

MUSA PİROĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, ben kalabalık bir ailede büyüdüm, köyde yetiştim. Köyde büyüyen kalabalık ailelerin hepsi bilir, sofra ortaya kurulur, yemek de tek tabağa konulur, sofradan birileri aç kalkıyorsa kesin bir başkası fazla yiyordur; evde çocuklardan biri şişmansa, diğerleri zayıftır, çalmıştır. Ülkede halkın yüzde 80’i yoksullukla uğraşıyorsa, sefaletle boğuşuyorsa bunun bir tane sebebi vardır: Birileri sofradan fazla yiyordur. O 4 milyon o 80 milyonun hakkını çaldığı için zenginleşir. Birileri servet biriktirmeye devam ediyor, bankalar milyarlık cirolar açıklıyor, holdingler milyarlık cirolar açıklıyor; ahtapotun beş kolu kan emer gibi halkın kanını emiyor, milyarlık cirolar ve ihaleler açıklamaya devam ediyor ama halk ağır bir yoksullukla, ağır bir sefaletle boğuşmaya devam ediyor ve bunun bir tane sebebi var: Servetin, zenginliğin tek sebebi, yoksuldan ve halktan çalmaktır. Bilinmelidir ki bu coğrafyada hiç kimse çalışarak hakkıyla zengin olmaz, zenginliğin iki kaynağı vardır: Bir, işçinin kanını emersiniz; iki, halkın servetini, birikimlerini yağmalarsınız. Bu 5’li çete nasıl zengin olunduğunun basit göstergesidir; ülkenin bütün değerlerini yağmalamışlardır, işçinin kanını emerek bu servetlerine servet eklemeye devam ettiler ve bu iktidar halkın yoksulluğunun temel sorumlusu.

Bir AKP milletvekili bir yerde dedi ki: “Seçmenimizin yüzde 70’i yoksullardan oluşuyor.” Ben, AKP’ye oy veren o yoksullara sesleniyorum: Sizin seçtiğiniz iktidar, sizin seçtiğiniz Hükûmet size ihanet ediyor; zenginleri zengin etmeye, sizi yoksul etmeye, yoksul kılmaya devam ediyor ve bu iktidar kaldığı sürece bu yoksulluk büyümeye, derinleşmeye devam edecek.

Ülkede yoksulluktan söz ediyorsanız bir başka gerçeği daha konuşmak zorundasınız: Savaş gerçeği. Bu iktidarın ortakları, bunların yöneticileri yoksulluk ile savaş arasındaki ilişkiyi kendileri anlattılar. Cumhurbaşkanı bir yerde çıktı, dedi ki: “Domates, biber fiyatlarını boş verin, merminin tanesi kaç para?” Bir başkası dedi ki: “Obüs fiyatları ne kadar?” yine bir yerde dediler ki: “Kalkan uçağın ne kadar para yaktığını biliyor musunuz?” Savaşa karşı çıkmadan, askerî operasyonlara karşı çıkmadan yoksulluğa itiraz edemezsiniz. Yıllardır bu ülkenin değerleri, bu ülkenin maddi kaynakları, insani kaynakları savaşa ve askerî operasyonlara akıtılıyor. Milyarlarca lira, trilyonlarca lira ne yazık ki buralara akmaya devam ediyor. Ve savaş sadece yoksulluğa yol açmıyor; savaş aynı zamanda bu ülkedeki baskının, bu ülkedeki zulmün de temel sebebi oluyor. Savaştan çıkarılan, Kürt halkına karşı düşmanlık siyasetinden beslenen “terör” kavramı kadınlar sokağa çıktığında, işçiler sokağa çıktığında, üniversite öğrencileri sokağa çıktığında, her kim hakkını aramaya kalktığında onun karşısına dikiliveriyor. Ve insanlar çok basit bir şeyle, “terör” kavramıyla yaftalanıyor ve düşman hukukuna maruz bırakılıyor çünkü iktidar yıllardır süren bu savaşla beraber Kürt halkına karşı düşman hukukunu uygulamayı çok meşru ve kendinde hak olarak görüyor ve kendinin dışındaki herkesi düşmanlaştırmaya devam ediyor.

Savaş başka bir şeye daha yol açıyor. Bu son operasyonlar ve savaş politikaları, herkes biliyor ki, iktidarın kendini kalıcı kılmak için yürüttüğü bir politikadır. Beka meselesi ülkenin meselesi değildir; beka meselesi iktidarın sorunudur. Oy kaybeden, seçmenlerini kaybeden, hegemonyasını kaybeden iktidar askerî operasyonlara sığınarak hem ülkede baskıyı artırmayı hem de kendini kalıcı kılmayı hedefliyor ve bu yüzden, savaşa karşı çıkmadan, savaşın karşısında barış siyasetini savunmadan yani Kürt halkıyla yan yana gelmeden yoksulluğa karşı çıkmak içi boş bir karşı çıkıştır. Eğer yoksulluğu engelleyeceksek savaşın karşısında da durmayı bilmemiz gerekir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurunuz Sayın Piroğlu.

MUSA PİROĞLU (Devamla) – İkinci bir nokta: Neredeyse ülkede herkes iktidarın nasıl devrileceğini tartışıyor. Bloklar kuruluyor, anketler yapılıyor ve bütün hesap iktidarın nasıl yıkılacağı üstüne kurgulanıyor ama ne yazık ki burada da aynı sorun yaşanıyor. Savaş siyaseti, askerî operasyonlar iktidarın bir işine daha yarıyor. Muhalefeti olduğu gibi arkasına diziyor ve savaşın arkasına geçip savaşla beraber iktidarın arkasına dizilip savaş yanlısı siyaset uyguladığı sürece bu muhalefet bilmelidir ki Erdoğan’ı da sarayı da devirme şansı yok. Ben buradan halklara sesleniyorum: Bu muhalefetin yaptığı gaflete düşmeyin. Savaşa karşı barışın yanında, iktidara karşı hep beraber, omuz omuza yoksulluğa ve sefalete karşı birlikte mücadeleyi büyütelim. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.

24’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 24’üncü madde kabul edilmiştir.

25’inci madde üzerinde 3 önerge vardır, önergeleri aykırılık sırasına göre işleme alacağım.

İlk önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi’nin 25’inci maddesindeki “spor kulüpleri hakkında 4721 sayılı Kanun ile 5253 sayılı Kanun;” ifadesinin ve “ise” ibaresinin madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

                                         Yıldırım Kaya                                                                         Vecdi Gündoğdu                                                                   Sevda Erdan Kılıç

                                              Ankara                                                                                   Kırklareli                                                                                     İzmir

                                     Ali Haydar Hakverdi                                                                       Burcu Köksal                                                                   Neslihan Hancıoğlu

                                              Ankara                                                                                Afyonkarahisar                                                                               Samsun

                                                                                                                               Nurhayat Altaca Kayışoğlu

                                                                                                                                             Bursa

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) - Katılamıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Önerge üzerinde söz isteyen Bursa Milletvekili Sayın Nurhayat Altaca Kayışoğlu.

Buyurun Sayın Altaca Kayışoğlu. (CHP sıralarından alkışlar)

NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şu anda Meclis bahçesinde bir maç oynanıyor -ve bitmek üzere, bir dakika kaldı galiba- Mahallede Maç Var etkinlikleri kapsamında Bursa Arabayatağı Spor Kulübümüzün çocukları ile Mersin’deki çocuklarımız oynuyorlar, 1-0 öndeyiz, herhâlde Bursa Arabayatağıspor bu maçın galibi olacak; ben şimdiden tebrik edeyim maçın son düdüğü çalmamış olduğu hâlde. Bütün çocuklarımızla gurur duyuyoruz, tabii, burada etkinliğe katılan bütün çocuklarımızla gurur duyuyoruz.

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) – Bayanlarda Denizli’yi tebrik ediyoruz.

NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Devamla) – Kadın futbolcularda da Denizli kazandı, Denizli’yi de tebrik ediyoruz.

FEHMİ KÜPÇÜ (Bolu) – Diğerlerini de tebrik ediyoruz.

NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Devamla) – Bütün katılanları tebrik ettim.

Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi hakkında söz aldım grubum adına.

Komisyonda da -katıldım, biraz takip etmeye çalıştım- çokça söylendi; evet, Bakanlığa çok aşırı yetki veriliyor. Her konuşmada diyor ki bu teklifi hazırlayanlar: “Spor siyasetüstüdür, bunu böyle hazırladık.” Keşke öyle olsa, keşke bu kanunun içeriği de öyle olsaydı, siyasetüstü olsaydı. Yine de yapılan olumlu şeylerle ilgili, tabii, tebrik ediyoruz ama zaten biz, AKP iktidara geldiğinden beri cumhuriyetin kurucularıyla, cumhuriyetin değerleriyle hesaplaşma hırsıyla yaklaşıp sporu da siyasete maalesef, alet ettiği için -ve bunun mağdurlarından biri de Bursa- “Atatürk” adı geçen stadyumları yıktığı için biz bu konudaki samimiyetine elbette ki güvenmiyoruz; onu baştan söyleyeyim.

Şimdi, “spor” denilince hep futbol konuşuldu, 2002 yılını hatırladım ben de. Dünya Kupası maçları var, avukatlık yapıyoruz, arkadaşlarla ofiste hep beraber toplanıyoruz, öğlen yediden yetmiş yediye herkes büyük bir heyecanla, gururla maçları izliyor, o ortak duyguyu taşıyordu ama şimdi soruyorum, ben kendi adıma kendime de soruyorum ve düşünüyorum: En son millî maç ne zamandı? Kiminleydi? Vallahi bilmiyorum, birçok insan da bilmiyordur galiba. Maalesef futbolu yanlış politikalar, liyakatsiz politikalar bu hâle getirdi. Bu da siyasetin karışmasından kaynaklandı elbette. Bir örneğini daha söyleyeyim. Geçenlerde -adını vermeyeyim- bir federasyonun seçimleri vardı, birisi aradı beni, dedi ki: “Ben bakanın desteklediği kişiye oy vereceğim.” Niye dedim, “E, öyle daha iyi olur.” dedi. Böyle bir bakış açısıyla yaklaşılırsa değerli arkadaşlar yani “Bakan kimi destekliyorsa ona oy vereyim.” diye yaklaşılırsa sporda başarı elde edilir mi sizce? Elbette ki edilemez.

Şimdi, ben hukukçu olarak biraz da ceza hukuku açısından kanun metnini inceledim. 47’nci maddeyle ilgili özellikle çalıştım. Şunu söyleyeyim: Şimdi, (1)’inci fıkrasına şöyle bir ekleme yapmak lazım: Borçlanma sınırlarının önemsiz miktarda aşılması hâlinde ceza verilmeyeceğine ilişkin bir düzenleme yer alabilirdi. Zarar meydana gelmediği takdirde ceza indirimi yapılması; yine, etkin pişmanlık hükümleri Türk Ceza Kanunu’yla uyumlu olsun diye, ceza adaleti sağlansın diye düzenlenmesi gerekirdi. (5)’inci fıkraya bakıyoruz, Türk Ceza Kanunu’yla ilgili, zimmet ve güveni kötüye kullanma suçuna paralel düzenlenmiş ama orada etkin pişmanlık olduğu hâlde burada yok yani yine eşitlik, ceza adaleti söz konusu değil. 47’nci maddenin (2)’nci fıkrasında ve (9)’uncu fıkrasında hemen hemen aynı suç tanımı var, o da ne biliyor musunuz? 20’nci maddede “Spor kulüpleri veya spor anonim şirketleri adına veya hesabına yapılan tüm ödeme veya tahsilatların spor kulüpleri veya spor anonim şirketlerinin defter ve kayıtlarında gösterilmesi gereklidir.” diyor. Bunu ihlal ederse bir fıkrada adli para cezası düzenleniyor, bir fıkrada idari para cezası düzenleniyor. Burada bir uyumsuzluk var, bir suça iki ceza olmaz biliyorsunuz; ikisinin başvuru yolları, süreçleri çok farklı.

Bir de hani “Torba yasa yapmadık.” diye övünüyorsunuz, ilk defa ama bu 47’nci maddeyi hakikaten bu yasanın içine bir torba madde gibi koymuşsunuz, her şey var; adli para cezası var, hapis cezası var, idari para cezası var; ki dediğim gibi, idari para cezaları ile adli para cezaları arasında farklılıklar var hem itiraz yolları bakımından hem de yetkili kişiler bakımından.

Bir konu daha çok önemli. Yine, bu 47’nci maddedeki 17’nci fıkra burada Bakanlığa bir takdir hakkı tanıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Devamla) – Şu 17’nci fıkraya hemen değinmem lazım Sayın Başkanım, ek süre alabilirsem.

BAŞKAN – Buyurunuz efendim.

NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Devamla) – Burada diyor ki: “Bu Kanunda tanımlanan veya atıfla bulunulan suçlara ilişkin delil veya emarelerin tespiti hâlinde Bakanlık, doğrudan Cumhuriyet başsavcılığına başvuruda bulunabilir.” Takdir hakkı. Şimdi, Türk Ceza Kanunu'nda da benzer bir madde var, diyor ki: Kamu görevlileri kendi görevleriyle ilgili bir suçu öğrendiklerinde eğer bu suçu bildirmezlerse suç işlemiş oluyorlar ve hapis cezası söz konusu. Şimdi bütün kamu görevlilerine “suçu bildirmeme suçu” nedeniyle hapis cezası öngörüyorsunuz Türk Ceza Kanunu'nda ama burada Spor Bakanlığına takdir hakkı veriyorsunuz; bu, eşitlik ilkesine aykırı. Yani Bakanlık bir suçu öğrendiğinde -ki delil ve emare gibi belirsiz şeyler de var- yandaşsa savcılığa başvurmayıp yandaş değilse başvuruda mı bulunacak? Bakanlık şike mi yapacak? Bu madde de hakikaten çok anlamsız. Zaten Türk Ceza Kanunu'nda var suçu bildirmeme suçu. Bakanlığa böyle bir yetki verilmesi doğru değil, siyasetin bulaşması doğru değil diyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan “Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi”nin 25’nci maddesinde yer alan “uygulanır” ibaresinin “tatbik edilir” ibaresiyle değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                          Hüseyin Örs                                                                              Enez Kaplan                                                                          Ayhan Altıntaş

                                             Trabzon                                                                                   Tekirdağ                                                                                    Ankara

                                Mehmet Metanet Çulhaoğlu                                                               Hayrettin Nuhoğlu                                                         Muhammet Naci Cinisli

                                              Adana                                                                                     İstanbul                                                                                    Erzurum

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Erzurum Milletvekili Sayın Muhammet Naci Cinisli.

Buyurunuz Sayın Cinisli. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)

MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulumuzu saygıyla selamlarım.

Günlerdir görüştüğümüz kanun teklifiyle spor kulüplerinin dernek vasfını sonlandırıyoruz. Kulüplerin, Gençlik ve Spor Bakanlığına tescilleriyle tüzel kişilik kazanmaları düzenleniyor. Ayrıca, kulüplerin idari ve mali faaliyetlerinin Bakanlık tarafından denetlenmesi de öngörülüyor. Parti tahakkümlü belediye takımları alışkanlığı, parti tahakkümlü kulüpler ve ligler statüsüne devşiriliyor, Türkiye’mizde sporun tadı da böyle böyle maalesef kaçıyor.

Teklifin geneline bakıldığında Bakanlığın karar alıcı olarak konumlandırıldığı anlaşılıyor. Bakanlığa verilen yetkiler mali konuların oldukça ötesinde. Bu durum, teklifin gerekçesinde belirtilen amacı bir hayli aşıyor. Sporun özerkliği üzerine gölge düşürülüyor, hâlbuki federasyonların özerkliği ve bağımsızlığı teşvik edilmeliydi. Örneğin, Bakanlığa federasyon yönetimini yeterli bulmadığı durumlarda olağanüstü genel kurul toplama yetkisi veriliyor. Bu yetki, Sportif Değerlendirme ve Geliştirme Kurulu görüşüne bağlansa da Kurul üyeleri Bakanlık tarafından belirlenmekte. Spor federasyonlarının genel kurullarında Bakanlık için öngörülen yüzde 10’luk delege oranı, ülkemizdeki spor faaliyetlerinin siyasetüstü bir yapıya kavuşturulmasına engel olur. Bu nedenle, oranın yüzde 5 olarak değiştirilmesi yönünde Komisyonda verdiğimiz önerge maalesef reddedildi.

Değerli milletvekilleri, Türkiye’de spor faaliyetleri hem Anayasa’mız gereği hem de toplum sağlığı ve eğitime katkı nedeniyle kamu hizmeti sayılıyor. Anayasa’mızın 59’uncu maddesi “Devlet, her yaştaki Türk vatandaşlarının beden ve ruh sağlığını geliştirecek tedbirleri alır.” hükmünü içerir fakat ülkemizin spor alanında eksiklerinin bulunduğu da tartışılmaz. Eksikleri gidermeye, çocuklarımızın bedensel yeteneklerinin gelişebilmesi için spora ve spor eğitimine gerekli önem ve özeni göstererek başlayabiliriz.

Spor, çocukların sağlıklı bir bedene sahip olmasını sağlamakla beraber, analitik düşünce ve efor esnasında hızlı karar alabilme yeteneğini de geliştiriyor. İlköğretim kurumlarımızdan başlayarak çocuklarımızın sportif yeteneklerinin keşfedilmesini amaçlayan bir kanun teklifimin bulunduğunu dikkatlerinize sunmak isterim. Üstelik, bu sayede sporcu geleceğimizin ana kaynağını da sağlamış oluruz. Ayrıca, ülkemizin spor altyapı haritası da oluşturulmalı. İllerde ve coğrafi bölgelerimizde hangi spor dallarının baskın olduğu, taramaya katılan çocuklarımızın hangi sporlara yeteneklerinin bulunduğu tespit edilmeli. Örneğin, memleketim Erzurum’da bütün kış sporları yapılabiliyor. Karla iç içe geçen bir yaşam nedeniyle doğal bir yeteneğe kavuşmuş, potansiyeli oldukça fazla genç bir nüfusa sahibiz. Yapılan tesisler, boş binalar olmaktan öteye geçirilmeliler. Anayasa’mızda belirtildiği üzere, sporun kitlelere yayılmasını teşvik etmeli, başarılı sporcuları korumalıyız. Tesislere ruh kazandırmalı, sporun özünü yaşatmalıyız. Engelli çocuklarımız dâhil olmak üzere ilköğretim çağında bulunan öğrencilerimizi sporla tanıştırmalıyız. Spora başlama yaşlarında olan yetenekli çocukları tespit edip ilgili spor dallarına yönlendirmek, üst düzey sporcu yetiştirilmesini sağlamak, yasa yapıcı olarak Meclisimizin de görevi olmalı.

İnsanlar hayatları boyunca doğayla karşılıklı bir etkileşim içinde bulunuyorlar, yaşam ve çevre birbirlerine bağlı ve bir denge içinde. Öğrencilerimize genç yaşlarından itibaren içinde yaşadığımız çevrenin bir parçası oldukları da öğretilmeli.

Değerli milletvekilleri, ayrıca, gündeme getirmek istediğim bir başka konuyu burada ifade etmek isterim. Çocuklarımız için oldukça cazip görünen gölet, sulama kanalı ve süs havuzlarındaki boğulma vakaları içimizi derinden yakıyor. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığına göre her yıl, yaklaşık 900 kişi boğulma sonucu hayatını kaybediyor. Boğulma vakaları sahil kentlerinden ziyade en çok iç bölgelerimizde görülüyor. Suda boğulmalar önlenebilir kazalar sınıfında tanımlanır, çocuklarımızın kendi hayatlarını idame ettirebilecek şekilde yetişmelerini sağlamamız lazım. Bu bağlamda, çocuklarımıza temel yüzme eğitimi verilmesini de biraz önce bahsettiğim kanun teklifimde önermiştim. Avrupa Birliğine üye devletlerdeki eğitim sistemi incelendiğinde yüzme bilmeyen ilköğretim öğrencisinin olmadığı, yüzmenin zorunlu veya seçmeli dersler arasında yer aldığı görülüyor. Bu çerçevede, beden eğitimi ders saatlerinde yüzme dersi en azından seçmeli hâle getirilmeli. Çocuklarımızın hem sağlıklı bireyler olarak yetişmesi hem de yüzme bilmeyip boğulmalarının önüne geçilmesi lazım.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurunuz, efendim.

MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Devamla) – Teşekkür ederim.

Bu vesileyle, üyesi olmaktan onur duyduğum Türkiye Büyük Millet Meclisimizin açılışının 102’nci yıl dönümünde ilk Meclis Başkanımız, büyük devlet adamı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve kurucu iradeyi rahmetle, minnetle anıyorum.

Aziz milletimizin 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutlar, Genel Kurulumuzu saygıyla selamlarım. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 25’inci maddesinde geçen “hükümleri” ibaresinin “maddeleri” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                          Kemal Peköz                                                                    Tulay Hatımoğulları Oruç                                                    Mahmut Celadet Gaydalı

                                              Adana                                                                                      Adana                                                                                       Bitlis

                                         Rıdvan Turan                                                                                                                                                                         Murat Sarısaç

                                              Mersin                                                                                                                                                                                      Van

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Bitlis Milletvekili Sayın Mahmut Celadet Gaydalı.

Buyurunuz Sayın Gaydalı. (HDP sıralarından alkışlar)

MAHMUT CELADET GAYDALI (Bitlis) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 25’inci maddesi üzerine söz almış bulunmaktayım. Sizleri ve kamuoyunu saygıyla selamlarım.

Değerli milletvekilleri, sporla ilgili konuya geçmeden önce bir hususu sizlerle paylaşmak istiyorum. Dün, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci Bitlis’te tarım sektör toplantısı gerçekleştirmiş. Sayın Bakan, açıklamasında Bitlis’te orman varlığının yüzde 22 olduğunu, bu rakamın Türkiye geneline göre orman varlığı bakımından düşük olduğunu söylemiş; Bakan dünyadan bihaber, yanında Bitlis Valisi oturuyor, sor bakalım “Bitlis’te orman varlığı neden düşük?” diye. Bir bakanın bilgi almadan Bitlis’te olan bitenden haberi yokmuşçasına böyle bir açıklama yapıyor olması gerçekten trajikomik bir durumdur.

Sayın Bakan, yanınızda oturan Valinin ve bundan önce o koltuğa “vali” sıfatıyla oturmuş kişilerin güvenlik gerekçeleriyle yaktığı, kestiği, bunlar yetmiyormuş gibi, jandarmayla köylülere baskı yaparak ağaç varlığını yok ettirmeye çalıştığı, iş makineleriyle meşe ağaçlarının kökten sökülüp kökünün de toprağa tersten gömülmesinden dolayı bugün orman varlığımız Bitlis ve çevre illerde azalmaktadır. Neymiş efendim? Orman yangını varmış, yangınları söndürecek araç gereç sıkıntısı da yokmuş. Ormanlar yanmıyor Sayın Bakan, ormanlar yakılıyor, hem de bilinçli olarak yakılıyor. Keşke Sayın Valiye son on yılda mevcut ormanlara ne kadar zarar verilmiştir bunun yüzdesini sorup da açıklama yapsaydınız. Yanlış bilgi vermez, dürüst davranırsa yanı başınızda oturan Vali gerçek bilgileri verebilirdi. Yangını söndürecek araç gereç var fakat halkın dahi yangını söndürme girişimini engelleyen bir zihniyet var. Sayın Bakan diyor ki: “Bu ülke için üreten eli öpülesi üreticilerimizin emeği çok kıymetli.” Evet, haklısınız Sayın Bakan, bu yüzden, sizden ricam bir daha Bitlis’e gittiğinizde, Karayolları tarafından tapulu tarım arazilerine polis zoruyla girilip yol yapılan Dalda köyünü ziyaret edin, merası Okçular Vakfı tarafından gasbedilen Ahlatlı üreticileri ziyaret edin, Tatvan’da binlerce dönüm tarım arazisi ve merası pomza ocağı yapılmak istenen köylüleri ziyaret edin, siyasi baskılarla yolu kar yağdığında açılmayan ve 2.200 litre sütü bozulan Bitlisli üreticimizi ziyaret edin, merası yasaklanan köylüleri, depoda patatesi çürümeye bırakmak zorunda kalan üreticiyi, tütünü elinden alınmış toprak emekçilerini ziyaret edin. Bu yanlış ve yanlı politikalarınızla insanları aldatamazsınız.

Değerli milletvekilleri, 2018-2019 Türkiye Satranç Şampiyonası kapsamında 11-12 Mayıs 2019 tarihinde Bitlis'te yöre turnuvası gerçekleştiriliyor. Şimdi, bu turnuvada 7 hakemden 5’i hem hakem hem de turnuvaya katılan sporcu; birileri de hem yönetici hem hakem hem de sporcu; hem hakem hem sporcu hem yönetici olduğunda bir de rakip gerekiyor tabii, rakibi de turnuvaya katılmayan sporculardan seçerseniz salak değilseniz yüzde 100 kazanırsınız. Evet, utanmadan müsabakaya katılmayan sporcuların müsabakaya katılmış gibi isimleri yazılmış. Yetmemiş, iki gün sürmesi beklenen turnuvanın alelacele tamamlanması için de tutanak hazırlamışlar. Tabii, bu turnuvanın maddi geliri de var, paralar ödenmiş, alınmış. Vicdan sahibi, turnuvaya katılmadığı hâlde adı yazılan sporculardan biri, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü ve Cumhuriyet Savcılığına şikâyette bulunuyor. Gençlik ve Spor Bakanlığı Rehberlik ve Denetim Başkanı, bu şikenin, bu ikiyüzlülüğün, bu hırsızlığın üzerini örtmeye çalışıyor.

Şimdi, Sayın Saffet Sancaklı diyor ya: “Kulüpleri yönetecek 500 namuslu kişi bulamaz mıyız?” diye. Sayın Sancaklı, kulüpleri yönetecek çok namuslu kişi bulursunuz fakat bürokraside yer alan namuslu kişileri nasıl bulacaksınız?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun efendim.

MAHMUT CELADET GAYDALI (Devamla) – Bu çürümüş düzene “Dur.” diyecek bürokratları nereden bulacaksınız? Devlet kademelerini özellikle spor alanında arpalığa çevirmiş bu ve buna benzer insanlar olduğu sürece, bu ülkede değil bir kanun, bin kanun da hazırlasanız karşılığını alamazsınız.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.

25’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 25’inci madde kabul edilmiştir.

26’ncı madde üzerinde 2 önerge vardır, önergeleri aykırılık sırasına göre işleme alacağım.

İlk önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 26’ncı maddesi (1)’inci fıkrasının teklif metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

                                          Kemal Peköz                                                                    Tulay Hatımoğulları Oruç                                                    Mahmut Celadet Gaydalı

                                              Adana                                                                                      Adana                                                                                       Bitlis

                                         Murat Sarısaç                                                                            Rıdvan Turan                                                                               Sait Dede

                                                Van                                                                                       Mersin                                                                                     Hakkâri

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Katılamıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen, Hakkâri Milletvekili Sayın Sait Dede.

Buyurunuz Sayın Dede. (HDP sıralarından alkışlar)

SAİT DEDE (Hakkâri) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun teklifinin 26’ncı maddesi üzerine söz almış bulunmaktayım.

Şu an, bütün milletvekili arkadaşların sıklıkla karşı karşıya kaldığı ve çoğu zaman çözüm bulmakta çok zorlandığı sağlıkta yaşanan sorunlardan bahsetmek istiyorum. Dünya Sağlık Örgütünün en baş sağlık tanımı “Bedence, ruhça ve sosyal yönden tam bir iyilik hâli.” şeklindedir. İşte, bu sebeple belirleyici olan parametre yalnızca tıbbi hizmetlerin sunumu değildir. Barışçıl bir ortam, insanların kendilerini gerçekleştirebilecekleri güvenli bir iş, insanca yaşamını sürdürebilecekleri bir gelir, iyi bir eğitim, sosyal güvence, dengeli beslenme, barınma hakkı, sağlıklı altyapı, sosyal yaşam alanları sağlıkla doğrudan ilişkilidir. İşte bu sebeple sağlık için demokrasi şarttır, sağlık hakkının varlığı için demokratik bir ortamın varlığı esastır. Bir muayene veya bir tetkik için Ankara’da tanıdık bir bürokrata ihtiyaç olmaması hâlidir aynı zamanda sağlık.

Sağlıkta başarı demek, açılan hastane sayıları ve benzeri istatistikler demek değildir; bu çağ dışı yaklaşımda dahi başarısız olan bir iktidarla karşı karşıyayız. Bakın, AVM şeklindeki devasa beton yığınlarını sürekli öve öve bitiremiyorlar. Oysa o devasa beton yığınlarının içinde tıbbi teçhizat yetersizliğinin yanı sıra ne uzman ne pratisyen hekim bulamıyorsunuz.

Biliyorsunuz, hastanelerin hâli dayatılan yanlış politikalardan dolayı içler acısı. İnsanlar aylarca randevu sıralarında beklemek zorunda kalıyor. On dakikalık muayene dayatması yüzünden sağlıklı bir hasta-doktor iletişimi kurmak neredeyse imkânsızlaşıyor. Randevu alamıyorsunuz, randevu alsanız doktor bulamıyorsunuz; doktora muayene olacak kadar şanslıysanız reçetede verilen ilacı bulamıyorsunuz bu sefer. Bakın, sağlık sistemi normal ülkelerde yüzde 5-6 olan acil servislere başvuru oranı, sağlık politikaları nedeniyle ülkemizde neredeyse yüzde 40’lara varmıştır. Yurttaşlar randevu alamadığından ya da çok uzak tarihlere randevu verildiğinden acil servislere başvurmak zorunda kalıyor. Uzman doktor veya tıbbi teçhizat eksikliğinden dolayı yurttaşlarımız ülkenin birçok şehrinden, kasabasından tedavi olabilmek için Ankara başta olmak üzere büyükşehirlere gitmek zorundalar. Sağlık hizmetleri çökmüş durumda, başka şehirlere sevk edilen hastalara hastanelerde yer bulmakta çok ciddi sıkıntılar yaşanıyor, bir radyolojik tetkik için bile aylar sonrasına gün veriliyor.

Sayın Başkan, seçim bölgem olan Hakkâri’de hem tıbbi ekipman anlamında hem de hekim anlamında çok ciddi sorunlar yaşanmaktadır. Birçok bölümde uzman hekim yok, birçok tetkik için yurttaşların gitmesi gereken en yakın mesafe Van, o da 200 kilometreden fazla. Muayene için uzun kuyruklar oluşmakta. Bu konuda şikâyet almadığımız tek bir gün bile yok ama işte, halka reva görülen sağlık hizmeti bu; tıka basa, hınca hınç dolu koridorlar ve bu yoğun iş temposunda çalışan sağlık emekçileri.

Sayın milletvekilleri, sağlıkta yaşanan tüm bu sorunlara ek olarak Covid 19 pandemisi hâlen devam etmektedir. Sağlık Uygulama Tebliği’nde yapılan değişiklikle Covid 19 nedeniyle hastaneye ve yoğun bakım servislerine yatırılan hastalar için Sosyal Güvenlik Kurumunun hastanelere sadece pandemi süresince pandemi uygulamalarına yönelik ödediği pandemi bakım ve yoğun bakım hizmet ücreti ödemeleri yürürlükten kaldırıldı. Oysa hâlâ ne yazık ki can kayıpları devam etmekte, yoğun bakımda hastalar tedavi görmektedir, pandemi bitmiş değildir. Pandemi bakım hizmeti için Sosyal Güvenlik Kurumu hasta başına hastanelere gecelik 1.124 TL ödeme yapıyordu. Şimdi, özel hastaneler yoğun bakımda yatacak hastalara bakmayı tercih etmeyeceği için bu fatura hastaya direkt yansıtılacaktır. Hasta ve hasta yakınları salgının başında olduğu gibi özel hastanelerin insafına terk edilmiş olacaklar. Aynı zamanda, bu uygulamayla iktidar, sosyal devlet ilkesinin iflasını ilan etmiştir. Derhâl bu uygulamalardan vazgeçilmeli ve insanların yaşam hakları başta olmak üzere, sağlığa erişim hakkı korunmalıdır.

Sayın Başkan, Türk Tabipleri Birliği geçtiğimiz aylarda uyararak ilaç tedarikinde yaşanan bir diğer önemli sorunu dile getirdi. Tabipler Birliği son zamanlarda bazı üniversite ve devlet hastanelerinde ilaç ve medikal malzeme sıkıntısının baş gösterdiğini, bu nedenle çoğu ameliyatın yapılmadığını ve bazı malzemelerdeki fiyat artışlarının hastaların daha fazla katkı payı ödemesine yol açtığını, Türkiye’deki ortopedi ve omurga cerrahi alanında tıbbı cihaz üretimi yapan firmaların, Sağlık Bakanlığı ve üniversite hastanelerinden iki yıla aşkın süredir ödeme alamadıklarını vurguladı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurunuz Sayın Dede.

SAİT DEDE (Devamla) – Tamamlıyorum Başkanım.

Tabipler Birliği yaptığı açıklamada, tıbbı cihazların temin edilememesinden dolayı bazı ameliyatların yapılmadığı bilgisini kamuoyuyla paylaşmıştı. İthal ilaçların fiyatlamasında kullanılan döviz kuruyla piyasadaki döviz kuru arasındaki makasın açılmasından kaynaklı olarak ilaç temininde büyük sıkıntılar yaşanmaktadır. Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu, 14 Şubat 2022 tarihli Fiyat Değerlendirme Komisyonunda “Beşeri Tıbbi Ürünlerin Fiyatlandırılmasına Dair Karar’ın 2 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 2022 yılı için beşeri tıbbi ürünlerin fiyatlandırılmasında kullanılan 1 (bir) Avro değeri 4,5786 TL’den 6,2925 TL’ye artırılmıştır.” Peki, 1 euro şu an ne kadar? 16 TL civarında. Peki, madem bu kadar yiğitsiniz, madem bu kadar cevvalsiniz gelin o zaman, yap-işlet-devret yönetimiyle yandaşa yaptırılan, geçiş garantisi verilen otoyollar, köprüler ya da hasta garantisi verilen şehir hastaneleri için de toplanıp kuru sabitleyin, euroyu 6,2 TL yapın. Tabii yapamayacaksınız.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi’nin 26’ncı maddesinin (1)’inci fıkrasının “(1) Spor federasyonları, spor dalı ile ilgili faaliyetleri yürütmek üzere kanunla kurulur ve kanunun Resmî Gazete’de yayımlanması ile tüzel kişilik kazanır.” şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                         Yıldırım Kaya                                                                         Vecdi Gündoğdu                                                                   Sevda Erdan Kılıç

                                              Ankara                                                                                   Kırklareli                                                                                     İzmir

                                     Ali Haydar Hakverdi                                                                       Burcu Köksal                                                                   Neslihan Hancıoğlu

                                              Ankara                                                                                Afyonkarahisar                                                                               Samsun

                                                                                                                                       Ünal Demirtaş

                                                                                                                                          Zonguldak

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Zonguldak Milletvekili Sayın Ünal Demirtaş.

Buyurunuz Sayın Demirtaş. (CHP sıralarından alkışlar)

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, ülkemizde spor dünyasının yıllardır beklediği ve sorunlarını çözecek bir yasal düzenlemeye ihtiyaç vardı. Aslında bu kanun teklifi bazı yönleriyle olumludur. Olumlu yönlerine herhangi bir itirazımız yoktur ancak teklifin tamamına baktığımızda, spor dünyasının ihtiyaçlarını karşılamadığı açıkça görülmektedir. Teklifte bazı önemli eksiklikler ve yanlışlıklar vardır. Bunun da en önemli sebepleri kanunun yapım aşamasında spor kulüplerinin ve federasyonlarının etkin olarak sürece dâhil edilmemeleri, spor paydaşlarından alınan görüşlerin kanun metnine yansıtılmaması, spor dünyasını tamamen siyasetin vesayeti altına alma amacıyla konulan maddelerin teklifte bulunmasıdır.

Teklifte, Spor Bakanlığına kulüplere mali yönden denetim yetkisi verilmekle yetinilmemiş, mali denetimin dışında da “her türlü işlem ve faaliyetler” ifadesi kullanılarak ucu açık, geniş bir yetki verilmiştir. Bu şekilde de kulüplerin iktidarca denetlenmesinin önü açılmıştır. Bakanlığa yani siyaset kurumuna verilen bu yetkiler ise kulüplerin bağımsızlığını ve özerkliğini ağır bir şekilde zedeleyeceği gibi, kulüpler üzerinde de büyük bir siyasi baskı oluşturabilecek niteliktedir. Oysa olması gereken, siyasetin elini sporun içinden tamamen çektiği, spor dünyasının tam bağımsızlığını ve özerkliğini sağlayan bir düzenleme olmalıydı. Nitekim, Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Sayın Ali Koç, dün yaptığı açıklamada “Özellikle Süper Lig kulüpleri olarak buradaki düşüncelerimizi, endişelerimizi, kaygılarımızı anlattık. Evet, görüştük. Dinlendik mi? Hayır. Siyasetçilerimiz ‘Kulüplerin görüşlerini aldık.’ diyebilirler. Evet, aldınız. Uyguladınız mı? Hayır. Nihai taslakta bizim görüşlerimiz var mı? Hayır. Biz kulüplerde spor yasasına karşı değiliz ama bu şekilde ele alınmasının, bu şekilde çıkmasının ileride çok büyük sakıncalar doğuracağından şüpheniz olmasın.” demiştir. Bu açıklamadan kanun teklifine kulüplerin görüşlerinin yansıtılmadığı, kulüplerin bu tekliften rahatsız olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Sayın Ali Koç da yanlışlardan dönülmesi için uyarma ihtiyacı hissetmiştir. Teklifin imza sahipleri Sayın Alpay Özalan ve Sayın Saffet Sancaklı Vekillerimize de söylüyorum, bakın: Teklifin antrenman kısmı biraz zayıf kalmış, iyi antrenman yapamamışsınız. Dün, Sayın Sancaklı Vekilimiz “60 maddenin 38’inde muhalefet partilerinin istediği oldu yani kulüplerin size gelip söyledikleri istekler kondu bu maddelere.” diyerek aslında iyi antrenman yapamadıklarını ikrar etti zaten.

Değerli milletvekilleri, ben Fenerbahçeliyim, tabii, aynı zamanda da Zonguldakspor’u da tutuyorum. Futbolcu oldukları dönemde Saffet’in de Alpay’ın da futbolculuğunu beğenirdim. Bana kızmayın ama ikinizin de siyasetçiliğini hiç beğenmiyorum. Alpay futbolculuğu sırasında iyi takımlarda oynadı ama bugün, Sayın Alpay Bey ülkemizi hem ekonomik olarak hem de sportif olarak küme düşüren siyasi takım olan AK PARTİ’de oynuyor.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – Dünya yıldızı, dünya yıldızı.

HALİL ETYEMEZ (Konya) – Biz beğeniyoruz.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Devamla) - Bakın, Türkiye bu sene G20’den… Bakın “İlk 10’a gireceğiz.” derken, 2000 yılında 17’nci sıradayken 23’üncü sıraya düştük. AK PARTİ ekonomide ülkemizi maalesef küme düşürdü; Alpay da maalesef ülkemizi küme düşüren bir takımın oyuncusu.

Değerli milletvekilleri, tabii ki ekonomide küme düştük ama peki sporda durum nasıl; futbolda nasıl? Bakın, yirmi yıldır siyasetin eli yani AK PARTİ'nin eli sporun içinde ve o siyasi el maalesef Türk sporunu başarısızlığa doğru itiyor. Sonuç, yine ekonomide olduğu gibi sporda da küme düştük. Bakın, iktidara geldiğinizden beri Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı 9 defa değişti. Sizin atadığınız güdümlü başkanlarla sonuç her zaman için fiyasko oldu çünkü AK PARTİ olarak spora sürekli müdahale ettiniz; oysa spor siyaset dışıdır, öyle olmalıdır. Bakın 2002’de Dünya Kupası'na katılan Millî Takım’ımız varken, sizin döneminizde ise 5 dünya kupasını evinden televizyonda izleyen bir Millî Takım’ımız oldu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurunuz.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Devamla) – Bakın, maalesef yirmi yıldır dünya kupasına katılamadık, üzülüyoruz. Avrupa Şampiyonası'nda ne oldu? Bakın, 2004’te play-off baraj maçlarında, 2008’de yarı finalde, 2012’de play-off'ta, 2016’da grup maçlarında 3 puanla elendik. Son Avrupa Şampiyonası’ndaysa Millî Takım’ımız eleme grubunda puan alamadı ve turnuvaya veda etti. Bakın, bu sonuçla Türkiye maalesef 0 puan ve eksi 7 averajla EURO 2021’in en başarısız takımı oldu. Sonuç maalesef yine fiyasko. Bu fiyaskonun sorumlusu kim peki? Elbette ki AK PARTİ. Zarar gören kim oldu? Türk sporu ve Türkiye zarar gördü değerli arkadaşlar. Maalesef bu teklifle de Türk sporu küme düşmeye devam edecektir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÜNAL DEMİRTAŞ (Devamla) - Değerli milletvekilleri, 26’ncı maddeyle de Cumhurbaşkanına federasyon kurma yetkisi veriliyor, bunu da kabul etmemiz mümkün değildir.

Saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.

26’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 26’ncı madde kabul edilmiştir.

27’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 27’nci madde kabul edilmiştir.

Sayın Karahocagil…

IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)

29.- Amasya Milletvekili Mustafa Levent Karahocagil’in, AK PARTİ’nin yirmi yıllık iktidarı döneminde gerçekleştirdiği yatırımlara ilişkin açıklaması

MUSTAFA LEVENT KARAHOCAGİL (Amasya) – Teşekkür ederim Başkanım.

2022 yılı itibarıyla, AK PARTİ Hükûmetinin, lideri Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde gerçekleştirdiği çalışmaları anlatmaya devam ediyorum. Zonguldak, Aydın, Karaman, Trabzon, Giresun ve Tokat illerinde eğitimden sağlığa, ulaşımdan tarıma, spordan enerjiye, fabrikalardan konutlara kadar yapımı tamamlanan projelerin toplu açılışları gerçekleştirilmiştir. AK PARTİ yirmi yıllık iktidarı döneminde sadece okul, hastane, yol, tünel, köprü, baraj, elektrik santrali, spor tesisi inşa etmekle kalmamıştır; bilgi ve iletişim teknolojilerinin yaygınlaşmasını da biz sağladık. Ülkemizde sadece 3 bin olan geniş bant internet abonesi sayısını 87,5 milyona çıkardık, mobil telefon abone sayısını 23 milyondan 87 milyona, fiber hat uzunluğunu 81 bin kilometreden 455 bin kilometreye, elektronik devlet hizmetlerinin kullanıcı sayısını sıfırdan...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Kaya...

30.- Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya’nın, cezaevlerinde yaşanan sorunlara ve Aysel Tuğluk’un cezaevinde yatma koşullarını tamamen kaybetmiş olduğuna ilişkin açıklaması

YILDIRIM KAYA (Ankara) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Adana Sarıçam F Tipi Cezaevinde yatan Fatih Özgür Aydın, Ercan Yıldız, İbrahim Algan, Cengizhan Pilav, Fikret Kara’dan cezaevlerinde yaşanan sorunları anlatan acı bir mektup aldım. Mektupta Sincan Cezaevinde yüz otuz gündür açlık grevinde olan KHK'li Sibel Balaç, Tekirdağ Cezaevinde yatan Gökhan Yıldırım ölümün pençesinde oldukları için bizden onların sesine ses olmamız, kulak vermemiz isteniyor. Gelin, hep birlikte bu insanlara can olalım, ölümlere seyirci kalmayalım.

Aysel Tuğluk cezaevinde yatma koşullarını tamamen kaybetmiş bir insandır, bu konu defalarca dile getirildi ama şu ana kadar çözüm olmadı. Bu sorunların çözülmesi insanlık adına bir gerekliliktir. Bu konuda Türkiye Büyük Millet Meclisinin üzerine düşen...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Durmaz...

31.- Tokat Milletvekili Kadim Durmaz’ın, Türkiye Büyük Millet Meclisinin kuruluşunun 102’nci yıl dönümü ile 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’na ilişkin açıklaması

KADİM DURMAZ (Tokat) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Bugün, Türk milletinin idare şekli kuvvetler birliği esasına dayanır. “Hâkimiyet -birdir- kayıtsız şartsız milletindir.” diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’le savaşlara, işgallere, isyanlara; darbelere karşı durmuş Gazi Meclisimizin 102’nci kuruluş yıl dönümüdür. Bugün 23 Nisan 1920’de yeni bir Türk devletinin kuruluş temelinin atıldığı, millî iradenin saraydan alınıp aziz milletimize verildiği, “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.” sözünün tarihe geçtiği gündür. Çocukların yatağa aç girmediği, ağlamadığı, barış ve kardeşliğin hüküm sürdüğü bir dünya düşüyle 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutluyoruz. Kutluyoruz çünkü bu bayram karanlığa karşı aydınlığı savunanların, tek adam rejimine karşı demokrasiyi savunanların; insanı, doğayı, vatanı, yaşamı ve demokrasiyi savunanların bayramıdır. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nız kutlu olsun. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Buyurunuz Sayın Kaya.

32.- Trabzon Milletvekili Ahmet Kaya’nın, Kemal Kılıçdaroğlu’nun, fahiş elektrik zamlarını protesto ettiğine ilişkin açıklaması

AHMET KAYA (Trabzon) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, zamlar nedeniyle elektrik faturalarını ödeyemeyen emeklilerin, asgari ücretlilerin, işsizlerin, yoksulların sesi olmak için elektrik faturasını ödemeyerek, kesilen elektrikleri nedeniyle zor şartlarda yaşam mücadelesi verenlerin dramını tüm Türkiye'nin gündemine taşıdı. Ülkemizde sadece 2021 yılında 4 milyon abonenin elektriği kesildi. Bir hanede 4 kişinin yaşadığını düşündüğümüzde, bu, 15-16 milyon insan ediyor. 2022’de bu sayı daha da katlandı. Peygamber Efendimiz “Komşusu açken tok yatan bizden değildir.” demişti. Allah aşkına, dönün, bir etrafınıza bakın; millet aç, siz saraylarda zevküsefa içinde yaşıyorsunuz. Sizin yüzünüzden çocuklar yataklarına aç giriyor, evlerinde ışık yanmıyor; artık vicdana gelin, elektrik ve doğal gazdaki zamları geri çekin, asgari ücrete ek zam yapın, en düşük emekli maaşını ve bayram ikramiyelerini asgari ücret düzeyine çıkarın. Yapamıyorsanız sandığı getirin, biz yapacağız. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Aydoğan…

33.- İstanbul Milletvekili Turan Aydoğan’ın, Savcı Sayan’ın Belediye Başkanlığındaki Ağrı ilinin ekonomik sorunlarına ilişkin açıklaması

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Ağrı Belediye Başkanı Savcı Sayan, Genel Başkanımızın elektrik faturasını karşılayacağı hadsizliğinde bulunmuş ama haklı; Genel Başkanımızın söylediği ortalama zekâya yönelik bir söylemdir, anlayamamış olmasını doğal karşılıyorum. Kendisine bir hatırlatmada bulunacağım: Belediye Başkanı bulunduğu Ağrı ili, 2020 yılı sonu itibarıyla kişi başına millî gelir sıralamasında sonuncu sırada yer alıyor, kişi başına ortalama millî geliri 2 bin doların altında. Umarım bunu anlayabilecek mutat ve makul bir zekâya sahiptir.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Girgin…

34.- Muğla Milletvekili Süleyman Girgin’in, Muğla’daki kamu hastanelerindeki eksikliklere ilişkin açıklaması

SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Sağlık Bakanlığına: Muğla’mızın Köyceğiz, Ortaca, Dalaman ilçelerinde toplam nüfus 132 bin olup yazın ise nüfus en az 500 bine ulaşmaktadır. Böylesine bir nüfusa sahip bölgede kamu hastanelerinde sadece 1 çocuk doktoru vardır ve vatandaşlarımız bundan dolayı mağduriyet yaşamaktadır. Muğla ili ve ilçelerimizde hastanelerin personel dağıtım cetveli oluşturulurken bölge nüfusu dikkate alınmakta mıdır? Bölge hastanelerinde çocuk doktoru açığı ne zaman giderilecektir? Yaz trafiğinin yoğunluğu, bölgenin coğrafi yapısı gereği ölümcül motosiklet kazaları bu bölgemizde yüksektir ancak 3 hastanemizin hiçbirinde beyin cerrahi uzmanı yoktur. Bölgede hiç kardiyolog da yoktur. Bölgedeki kamu hastaneleri için tıbbi malzeme, ekipman, fiziki donanım ve personel artırımı konusunda bir çalışmanız var mıdır?

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Sayın Aydınlık…

35.- Şanlıurfa Milletvekili Aziz Aydınlık’ın, engelli maaşlarının en az asgari ücret düzeyinde olması gerektiğine ilişkin açıklaması

AZİZ AYDINLIK (Şanlıurfa) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Ülkemizde iktidar ve yandaşları hariç herkes geçim sıkıntısını yaşıyor, bunlardan biri de engelli vatandaşlarımız. Yüzde 40 ve yüzde 69 arasında engeli bulunanlar 2021’de 662 TL alırken 2022’de 843 TL alıyor. Yüzde 70 ve üzeri engeli olanlar 1.265 TL alıyor. Urfalı bir kardeşimiz aynen şunları söyledi: “Sayın Vekilim, 32 yaşındayım, yüzde 45 engelliyim, aldığım para 850 TL, ailemle yaşamama rağmen hiçbir ihtiyacıma yetmiyor; sokağa bile çıkamıyorum, evlenemiyorum, anneme babama bir şey olursa ne yaparım bilmiyorum.” Şimdi, tüm engellilerimiz adına maaşların en az asgari ücrete yükseltilmesini talep ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – Sayın Özen…

36.- İstanbul Milletvekili Zeynel Özen’in, Koma Zelal grubu üyelerine açılan davaların yıllardır sürdüğüne ilişkin açıklaması

ZEYNEL ÖZEN (İstanbul) – Teşekkürler Başkan.

Kürtçe Kurmanci “…”(x) insanların yüreğine dokunan Koma Zelal grubu üyeleri ana dilleriyle sanat icra ederken haklarında çeşitli iddialarla 2019 yılında açılan davalar ertelemelerle yıllardır sürmektedir. Başlangıçta savcılığın yurt dışına çıkış yasağı verdiği Koma Zelal grubunun sanatçıları Şexo Bezgingöl, Veysel Çıdık, Tayfur Kozludere, Tahir Kozludere'yle ilgili karar kaldırılmıştır. Haklarındaki yasak kaldırılmasına rağmen İçişleri Bakanı keyfî bir kararla bu yasağı sürdürmektedir. Sanatçılarımız yurt içi ve yurt dışı konserlerle geçimini sağlamaktadır. Bu keyfî yasak geçimlerini sağlamalarına engel olmaktadır. Seyahat özgürlüklerinin hukuk dışı yöntemlerle ellerinden alınması kabul edilemez. Yetkilileri bir an önce bu hak gasplarından vazgeçip görevlerini yapmaya davet ediyorum.

Teşekkürler.

BAŞKAN – Sayın Yokuş...

37.- Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş’un, Konya’da eğitim gören tüm öğrencilerin belediyenin taşıma hizmetlerinden ücretsiz yararlanması gerektiğine ilişkin açıklaması

FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Konya'mızda 5 üniversitemizde toplam 126.571 öğrenci eğitim görmektedir. Bu öğrencilerin 5.101’i çeşitli ülkelerden gelen yabancı uyrukludur. Konya Büyükşehir Belediyesi yabancı uyruklu öğrencilere şehir içi ulaşım hizmetlerini ücretsiz olarak vermektedir. Türk vatandaşı 121 bin öğrenci ise belediyenin taşıma hizmetlerinden ücretli olarak yararlanmaktadır. Bu uygulama ayrımcılıktır, kabul edilemez. Büyükşehir Belediyesinin yapmış olduğu bu ayrımcılığı bir an önce düzeltmesini, Konya'da eğitim gören tüm öğrencilerimizin belediyenin taşıma hizmetlerinden ücretsiz yararlanmasının sağlanmasını önemle rica ediyorum.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Sayın Filiz…

38.- Gaziantep Milletvekili İmam Hüseyin Filiz’in, yoksulluğun bu milletin kaderi olmadığına ilişkin açıklaması

İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Gaziantep) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Mübarek ramazan ayındayız. Hayat pahalılığı, enflasyon sebebiyle emekli, dar gelirli ve işçilerimiz “Bugünü nasıl geçireceğim, iftarımı nasıl açacağım?” diye düşünürken; domatesi, biberi, patlıcanı taneyle bile alamazken diğer tarafta yine lüks, şatafatlı iftar sofraları kuruluyor, bu manzara yakışmıyor. Yüce Allah “Yiyiniz, içiniz ama israf etmeyiniz.” buyuruyor.

İtibarı lüks ve şatafatlı iftar sofralarında arayanlara söylüyorum: Ettiğiniz israfın her kuruşunda yetim hakkı olduğunu unutmayınız, sade bir hayat yaşayarak vatandaşın durumunu hissetmeye çalışın.

“Peygamber’imiz de fakirdi.” diyerek sabır telkin eden ama kendileri Karun kadar zengin olanlara da bir çift sözüm var: Yoksulluk bu milletin kaderi değildir; bizim milletimizin de mutlu, müreffeh bir hayat yaşama hakkı vardır. Bu kaderi biz değiştiririz, biz hazırız diyor, Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.

BAŞKAN – Birleşime beş dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 17.57

ÜÇÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 18.12

BAŞKAN: Başkan Vekili Nimetullah ERDOĞMUŞ

KÂTİP ÜYELER: Abdurrahman TUTDERE (Adıyaman), Enez KAPLAN (Tekirdağ)

-----0-----

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 84’üncü Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.

VI.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

A) Kanun Teklifleri (Devam)

1.- İzmir Milletvekili Fehmi Alpay Özalan, Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Denizli Milletvekili Cahit Özkan ile 92 Milletvekilinin Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi (2/4331) ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 324) (Devam)

BAŞKAN – 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin görüşmelerine devam ediyoruz.

Komisyon? Yerinde.

28’inci madde üzerinde 3 önerge vardır.

İlk okutacağım 2 önerge aynı mahiyettedir; bu önergeleri okutup birlikte işleme alacağım.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 28’inci maddesinin (5)’inci fıkrasının (a) bendinin madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

                                          Kemal Peköz                                                                    Tulay Hatımoğulları Oruç                                                    Mahmut Celadet Gaydalı

                                              Adana                                                                                      Adana                                                                                       Bitlis

                                         Rıdvan Turan                                                                                                                                                                         Murat Sarısaç

                                              Mersin                                                                                                                                                                                      Van

Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza sahipleri:

                                          Hüseyin Örs                                                                              Enez Kaplan                                                                          Ayhan Altıntaş

                                             Trabzon                                                                                   Tekirdağ                                                                                    Ankara

                                         Hasan Subaşı                                                                         Hayrettin Nuhoğlu                                                                         Dursun Ataş

                                             Antalya                                                                                    İstanbul                                                                                    Kayseri

BAŞKAN – Komisyon aynı mahiyetteki önergelere katılıyor mu?

MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Aynı mahiyetteki önergeler üzerinde ilk konuşmacı Van Milletvekili Sayın Murat Sarısaç.

Buyurunuz Sayın Sarısaç. (HDP sıralarından alkışlar)

MURAT SARISAÇ (Van) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Genel Kurulu ve halklarımızı saygıyla selamlıyorum.

Evet, bugün Kürdistan gazetesinin yıl dönümü; tam yüz yirmi dört yıl önce bugün yayın hayatına başladı. Mithat Bedirhan'ın 22 Nisan 1898’de Kahire'de çıkardığı bu gazete Kürtçe gazetecilik serüvenini de başlattı. Bu nedenle 22 Nisan her yıl Kürt Gazetecilik Günü olarak kutlanır. Ben de burada sizlerin huzurunda Kürt Gazetecilik Günü’nü kutluyorum. “…”(x) Mithat Bedirhan’la başlayan Kürtçe basın serüveni şiddet cenderesine rağmen 20’nci yüzyıl boyunca Roji Kurd’ten Hawar’a, Ronahi’den Welat’a, Azadiya Welat’tan Xwebun’a bir mücadeleyle geçmiştir. Ape Musa ve onunla dayanışma içinde olanların yargılandığı 49’lar davası bugün Özgür Gündem gazetesiyle dayanışmak için nöbetçi genel yayın yönetmeni olan aydınların yargılandığı davalarla kesişmiştir. 1990’lı yıllarda Özgür Ülke gazetesinin bombalanmasının yansıması bugün kapatma, sansür, gözaltı ve tutuklanma şeklinde vücut bulmuştur. Siyasi iktidarların Kürtçeye, Kürt aydınına düşmanlığına rağmen devam eden Kürt basını literatüre “özgür basın geleneği” kavramını da kazandırmıştır. Bu gelenek, AKP’nin de KHK’lerle Azadiya Welat ve Özgür Gündem başta olmak üzere, Kürtçe basın-yayın organını kapatmasına rağmen hakikati yazmaya devam ediyor. Bedirhan kardeşlerin, Piremerdlerin, Ape Musaların ve Osman Sebrilerin mücadelesi ilham olmaya devam ediyor. Bu nedenle bu yolda hayatını kaybeden basın emekçilerini ve özgür basın şehitlerini saygıyla anıyorum.

Evet, değerli arkadaşlar, biliyorsunuz, cezaevlerinde olan mevcut hukuksuzlukları her gün dile getiriyoruz, dile getirmeye de devam edeceğiz çünkü bu insanlık dışı uygulamalar devam ettiği müddetçe de bunu dile getirmekten hiçbir zaman geri durmayacağız. Her ne kadar bugün Sayın Adalet Bakanı açıklama yapsa da “Bizim cezaevlerimizde işkenceye sıfır tolerans var.” dese de bu uygulamanın olmadığını çok iyi biliyoruz çünkü bugün yüzlercesi ağır olmak üzere binin üstünde hasta tutsak bulunuyor ve bu hasta tutsaklarla ilgili hiçbir adım atılmamasına rağmen üstüne üstlük bir de bu hastalarımızın cezaevlerinde ölüme terk edilmesi durumu var. Şimdi, eğer Nazi kafasıyla bakarsak elbette ki işkenceyi farklı bir şekilde yorumlama gibi bir durumumuz olacak çünkü işkenceye baktığımızda, “İşkence yoktur.” dediğinizde işkenceden ne anladığınızla da ilgili bir durum ortaya çıkıyor. Evet, “işkence” deyince sadece kaba kuvvet veya dövülmenin anlaşılmaması gerekiyor. Bugün, eğer bir anneye siz kargoyla evladının kemiklerini bir kutunun içerisinde gönderiyorsanız da bir işkence vardır ya da cezaevlerinde sadece siyasi tutsaklara zorla onları ayağa kaldırıp saydırma da bir işkencedir, tecrit de bir işkencedir ama bunların hiçbiri ne yazık ki iktidar tarafından işkence olarak kabul edilmiyor. Bu yüzden de her türlü zulüm kendi muhaliflerine reva görüldüğü için de normalinde işte işkence olmamış oluyor, bunların örneklerini çoğaltmak çok mümkün. Daha önce de ben, yine diğer arkadaşlarım sizinle birlikte aynı bu sıralarda oturan Sayın Aysel Tuğluk’tan bahsetmiştik. Sayın Aysel Tuğluk’un rahatsızlığı hepinizin malumu iken hâlâ cezaevinde tutulabiliyorsa burada, elbette ki işkenceden bahsetmek mümkün ve ne yazık ki işte burada herkes gözünü buna kapatıyor, herkes bunu görmezden geliyor ve Aysel Tuğluk gibi yine, binlerce hasta tutsak bugün cezaevlerinde ölüme terk ediliyor. Sadece bir tane örnekle bile bunu sizlere sunmak mümkün. Cezaevinde ben de kendisiyle kaldım; 1997 doğumlu, 25 yaşında ve 18 yaşından beri cezaevinde olan Fırat Nebioğlu, bugün, bütün raporlara göre, hem Elâzığ Araştırma Hastanesinin hem de Batman Araştırma Hastanesinin verilerine göre yüzde 60 engelli; işitme duyusunu tamamen kaybetmek üzere, iki böbreğini kaybetmek üzere.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayınız efendim.

MURAT SARISAÇ (Devamla) – Adli Tıp Kurumuna bu yönde raporlar gitmesine rağmen Adli Tıp Kurumu her seferinde, yine, siyasal iktidarın bir aygıtı gibi davranarak “Cezaevinde kalabilir.” raporu veriyor tıpkı Aysel Tuğluk’ta olduğu gibi, tıpkı binin üstündeki hasta tutsakta olduğu gibi.

Evet, başta da söylemiştim: Nazi kafasıyla baktığınız zaman bunlar çok normal şeyler çünkü biliyorsunuz “reis ilkesi”… 1933 yılında Hitler döneminde mecliste çıkan bir yangını, o dönemin Nazi anlayışı “Bunu komünistler yaptı.” deyip artık ülkeyi OHAL’le yönetir hâle gelmişlerdi ve ondan sonra da artık Hitler, KHK’lerle ülkeyi yönetmiş, o KHK’lerle yönettiği ülkede de Hitler asla anayasadan sorumlu olmamıştı ve o dönem Goebbels, hâkimlere “Siz, karar alırken ‘Führer bu konuda ne düşünür?’ diye düşünmek zorundasınız ve kararlarınızı ona göre almak zorundasınız.” demişti.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MURAT SARISAÇ (Devamla) – Şimdiki Hükûmetin de uyguladığı tam olarak budur. “Reis bu kanun hakkında ne der?”

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Sarısaç.

MÜŞERREF PERVİN TUBA DURGUT (İstanbul) – Terör örgütü vesayetinde siyaset yapıp bize demokrasi dersi veremezsiniz.

MURAT SARISAÇ (Devamla) – “Siz hukuku değil, siz politikayı değil, siz Führer’i esas alın.”

MÜŞERREF PERVİN TUBA DURGUT (İstanbul) – Terör örgütü vesayetinden çıkın önce de sonra demokrasi dersi… Hadi, hadi! Demokrasiyi sizden mi öğreneceğiz?

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – “Führer” Kandil’de, Kandil’de!

MURAT SARISAÇ (Devamla) – Adli Tıp Kurumu da tamamen buna göre davranarak hareket ediyor. Bu yüzden, ben…

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Sarısaç.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – Biz, milletin adamı Recep Tayyip Erdoğan’ın yanındayız. Yaşa!

MURAT SARISAÇ (Devamla) – Tabii ki.

MÜŞERREF PERVİN TUBA DURGUT (İstanbul) – Terör ile demokrasi ne zaman birleşmiş?

MURAT SARISAÇ (Devamla) – Senin şu anda sadece eksik olan da aklın. Bence aklını da al, bir tur da at oradan slogan at.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Recep Tayyip dediği için yapıyoruz, var mı diyeceğin?

MURAT SARISAÇ (Devamla) – Ben sana burada hasta tutsaklardan bahsediyorum. Sen, hani, demokratik insansın ya, hani, vicdandan bahsediyorsun ya, bence…

MÜŞERREF PERVİN TUBA DURGUT (İstanbul) – Terörün vesayetinden çık da kendi adına siyaset yap.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Birileri Kandil dedi diye yapadursun, biz Recep Tayyip Erdoğan’la yol yürüyoruz.

MURAT SARISAÇ (Devamla) – Sayın Özkan, atla dolaşın, slogan atın. (HDP sıralarından alkışlar)

MÜŞERREF PERVİN TUBA DURGUT (İstanbul) – Tabii, tabii… Hem örgüt vesayetindesin hem de demokrasi dersi veriyorsun, bravo (!) İroniye bak!

BAŞKAN – Aynı mahiyetteki önergeler üzerinde ikinci konuşmacı Kayseri Milletvekili Sayın Dursun Ataş.

Buyurunuz Sayın Ataş. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)

DURSUN ATAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 28’inci maddesi üzerine partim adına söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti AKP’nin yanlış politikaları yüzünden tarihin en zor dönemlerinden birini yaşamaktadır. AKP’nin hemen hemen her alandaki politikaları iflas etmiş, bu da milletimiz açısından acı sonuçlar doğurmuştur. Bu kötü ve yanlış politikaların başında da artık ülkemizin beka meselesi hâline dönüşen, demografik yapısını bozan Suriyeliler meselesi başta olmak üzere düzensiz göçmen ve sığınmacı politikaları gelmektedir.

Değerli milletvekilleri, AKP 2002 yılında iktidara geldiğinde en büyük vaatlerinden biri komşularla sıfır sorun politikasıydı. 1998’de Adana Mutabakatı’yla düzelmeye başlayan Suriye-Türkiye ilişkileri, sıfır sorun politikasıyla daha da sıcak hâle gelmişti. İki ülke Ekim 2009’da karşılıklı olarak tüm pasaportlara vize serbestisi tanımış, yine ortak tatbikatlar yapılmış, iki ülkenin Bakanlar Kurulu birlikte toplanmış, hatta Sayın Erdoğan ve Esad aileleri birlikte tatil bile yapmıştı. Ancak AKP dış politikada ülke menfaatlerini değil de şahsi dostluk ve düşmanlıkları esas alması nedeniyle komşularıyla sıfır sorun politikasından vazgeçmiş, Suriye’yle dostluk da kısa sürmüştür. 2010 yılında başlayan Arap Baharı’ndan etkilenen Suriye’de iktidar karşıtı gösteriler düzenlenmeye başlamış, Esad Hükûmetinin muhalifler üzerine yaptığı operasyonlardan kaçan 3 bin civarında Suriyelinin Türkiye’ye sığınmasıyla başlayan süreç hızlanarak devam etmiştir. Bugün gelinen noktada, resmî verilere göre Türkiye’deki kayıtlı Suriyeli sayısı 3,5 milyondur, kayıtsızlarla beraber toplam sığınmacı sayısı 8 milyonu bulmaktadır yani Türkiye, nüfusunun yüzde 10’u kadar Suriyeliye bakmak zorunda kalmıştır. Bu, hiçbir ülkenin kabul edemeyeceği bir orandır. Suriyeliler nedeniyle toplumsal olaylar çoğalmış, ülkenin nüfus yapısı bozulmuş, işsizlik artmış, milletimizin sırtındaki yük ise artık taşınamaz boyutlara ulaşmıştır. Sonuç olarak, sorun millî bir beka meselesine dönüşmüştür.

Ayrıca, 200 binin üzerinde Suriyeliye vatandaşlık verildiği bizzat İçişleri Bakanı tarafından sanki marifetmiş gibi anlatılmaktadır. Sayın Soylu’ya soruyorum: Türk pasaportu bu kadar ucuz, Türk vatandaşlığı bu kadar kolay mı?

Değerli milletvekilleri, milletimizin hayat pahalılığı, işsizlik, yüksek enflasyon, kur şoklarıyla mücadele ettiği bir zamanda Suriyelilere harcanan para 100 milyar doları geçmiştir. Ayrıca, Suriyelilere yapılan yardımlar konusunda şeffaf olunmaması, vatandaşa yapılması gereken yardımların el altından Suriyelilere gönderilmesi nedeniyle kendi vatandaşını açlığa mahkûm eden AKP’nin Suriyelilere harcadığı paranın tam hesabı bile yapılamamaktadır. Ayrıca, bu durumun ülkemize maliyeti sadece doğrudan Suriyelilere harcanan parayla sınırlı kalmamıştır. Suriye’yle kopan ilişkiler, sığınmacı akını, iki ülke arasındaki ticaretin tamamen durması ve güvenlik harcamalarıyla Türkiye’ye maliyeti 250 milyar doları geçmiştir ve bu maliyet gün geçtikçe artmaktadır. Suriye’yle ilişkilerimizin iyi olduğu dönemde yılda 110 bin tırla Suriye’ye ve Suriye üzerinden 11 ayrı ülkeye ihracat yapıyorduk. 2011 yılından beri bu ticaret hacmi kaybedilmiştir. Sonuç olarak, AKP’nin Emevi Camisi’nde namaz kılma rüyası yüzünden milletimiz ağır bedeller ödemiş ve ödemeye de devam etmektedir.

Değerli milletvekilleri, seçim bölgem Kayseri’de de 110 bini aşkın sığınmacı bulunmaktadır yani Kayseri nüfusunun yaklaşık yüzde 10’unu yabancı uyruklu kişiler oluşturmaktadır. Şehrimizin yaşadığı sorunlara bir de sığınmacıların sorunları eklenmekte, şehrimizde hayat her geçen gün zorlaşmaktadır. Sadece birkaç ay içinde Kayseri’de 12 sığınmacı Suriye ve Irak’ta bulundukları dönemde terör örgütü üyesi oldukları gerekçesiyle gözaltına alınmıştır. Üstelik bu sadece tespit edilenlerdir, tespit edilemeyen daha yüzlerce teröristin Kayseri’de yaşadığını tahmin ediyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

DURSUN ATAŞ (Devamla) – Bitiriyorum Başkanım.

BAŞKAN – Buyurunuz efendim.

DURSUN ATAŞ (Devamla) - Öncelikle Suriyeli sığınmacıların yarattığı asayiş olayları da durumun vahametini gözler önüne sermektedir. Öyle ki Kayseri’de Suriyelilerin olay çıkarmadığı gün dahi yoktur fakat basın, bu olayları iktidarın baskısı ve uyarılarından dolayı bir türlü gündeme getirememektedir. Kayserili hemşehrilerim çocuklarını sokağa çıkarmaya korkar hâle gelmiştir. Artık millî güvenlik sorununa dönüşen bu sorunun bir an önce çözülmesi gerekmektedir.

Sayın Genel Başkanımız Meral Akşener’in ifade ettiği gibi, Suriyeli göçmenleri memleketlerine barış içinde göndermeliyiz diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Aynı mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 28’inci maddesinin (5)’inci fıkrasının (a) bendinin madde metninden çıkarılmasını, diğer bentlerin buna göre teselsül ettirilmesini ve maddenin (8)’inci fıkrasının son cümlesinde yer alan “beşinci fıkranın (b) ve (c) bentlerinde” ibaresinin “beşinci fıkranın (a) ve (b) bentlerinde” şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                          Cahit Özkan                                                                              Erkan Akçay                                                        Dursun Müsavat Dervişoğlu

                                              Denizli                                                                                     Manisa                                                                                      İzmir

                                     Meral Danış Beştaş                                                                                                                                                                       Engin Özkoç

                                               Siirt                                                                                                                                                                                     Sakarya

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen yok.

Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Önergeyle, olağanüstü genel kurulun yapılmasına ilişkin yeniden düzenleme yapılmaktadır.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

28’inci maddeyi kabul edilen önerge doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 28’inci madde kabul edilmiştir.

29’uncu madde üzerinde 1 önerge vardır, okutup işleme alacağım.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi’nin 29’uncu maddesinin (5)’inci fıkrasında yer alan “yüzde onu” ibaresinin “yüzde beşi” ibaresiyle değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                          Hüseyin Örs                                                                              Enez Kaplan                                                                          Ayhan Altıntaş

                                             Trabzon                                                                                   Tekirdağ                                                                                    Ankara

                                         Hasan Subaşı                                                                                                                                                                   Hayrettin Nuhoğlu

                                             Antalya                                                                                                                                                                                  İstanbul

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER – Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Trabzon Milletvekili Sayın Hüseyin Örs.

Buyurunuz Sayın Örs. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)

HÜSEYİN ÖRS (Trabzon) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz kanun teklifinin 29’uncu maddesi üzerinde İYİ Parti Grubu adına söz aldım. Genel Kurulu ve ekranları başında bizleri izleyen aziz milletimizi saygılarımla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, kanun teklifinin 29’uncu maddesinde Genel Kurulun toplantı usulü ve karar sürecine ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir. Bu maddede “Genel kurulun delege sayısının yüzde onu Bakanlık tarafından belirlenir.” hükmü vardır. Komisyon görüşmelerinde yüzde 10 oranının yüzde 5’e düşürülmesinin demokratik bir genel kurul zemini oluşturması açısından daha iyi olacağını söyledik, bununla ilgili önerge, değişiklik önergesi verdik ama maalesef, iktidar mensuplarınca bu önergemiz reddedildi. Bu hususu da burada tekrar ifade etmek isterim.

Değerli arkadaşlar, bu kanun teklifine baktığımızda çok şey var. Evet, bu kanun teklifinde çok şey var ama okul sporları yok arkadaşlar, okul sporları bu kanun teklifinde hiç yer almamış. Ülkemizde yaklaşık 20 milyon çocuk ve gencimiz ana sınıfı, anaokulu, ilkokul, ortaokul, lisede öğrenim hayatını sürdürmektedir. Millî Eğitim Bakanlığımız ile Gençlik ve Spor Bakanlığımız arasında 2010 yılında yapılan iş birliği protokolüyle okul spor faaliyetlerinin Gençlik ve Spor Bakanlığımız eliyle yürütüldüğünü biliyoruz ancak Millî Eğitim Bakanlığımızda bu anlamda bir koordinatör yapının kurulmaması, kurulamaması yapılan iş birliğinde birçok sorunları beraberinde getirmektedir.

Değerli arkadaşlar, spor okulda başlar. Eğitim ve sporu bir elmanın iki yarısı gibidir diye düşünmeliyiz. Okul çağında birçoğumuzun hayali, hepimizin hayali okul takımında yer almaktı; o güzel günleri şöyle hatırladığımız zaman bana katılacağınızı biliyorum.

Değerli arkadaşlar, gelişen teknolojik hayat gençlere avantajı olduğu kadar dezavantajları da beraberinde getirmiştir. Son zamanlarda gençlerin yaygın bir şekilde kullandığı dijital oyunlar çocuk ve gençlerde hareket yetisinin azalmasına hatta kaybolmasına neden olmaktadır. Gençlerde obezite sorunu ülkemizde ciddi boyutlara ulaşmıştır.

Değerli arkadaşlar, okullarımızda beden eğitimi derslerine yeterince önem verilmediği konusunda ciddi eleştiriler vardır. Okullarımızda tesis ve spor malzemesi eksikliği mevcuttur. Ben derim ki gelin, sene başında her öğrenciye spor kıyafetlerini ücretsiz verelim, bununla ilgili düzenlemeler yapalım, gerekirse bununla ilgili bütçe ayıralım, çocuklarımızı spora teşvik edelim. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)

Başka bir konu daha gündeme getirmek istiyorum; okul yarışmalarında ciddi ekonomik sıkıntılar var arkadaşlar, verilen 62 TL’lik harcırah bu kapsamda yeterli değildir. Maddi imkânsızlıklar nedeniyle birçok okulumuz yarışmalara katılamamaktadır, bunu da burada belirtmek isterim.

Değerli arkadaşlar, şimdi size bir fotoğraf göstereceğim. Değerli arkadaşlar, bu fotoğrafta gördüğünüz bıyığı terlememiş delikanlı, bugün dünya yıldızımız olan, sadece Trabzon’un değil, Türkiye'nin de gurur duyduğu evladımız, millî oyuncumuz Yusuf Yazıcı’dır ve bu fotoğraf 2015 yılında çekilmiştir arkadaşlar. Niçin bu fotoğrafı gösterdim, onu da şimdi sizlere söyleyeceğim. 2015 yılında Trabzon Erdoğdu Anadolu Lisesi takımında futbol oynayan Yusuf, ülkemizi uluslararası Dünya Okul Sporları Şampiyonası’nda temsil eden ve Türkiye'ye dünya şampiyonluğunu getiren lise takımımızın kaptanlığını yapmıştır. Yani bu bıyığı terlememiş delikanlı bugün dünya yıldızı, altı yedi yıl evvel bir lise takımının kaptanıydı.

SALİH CORA (Trabzon) – Hocam, o takımın kafile başkanı bendim.

HÜSEYİN ÖRS (Devamla) – Okul takımından dünya liglerine giden, bugün bir dünya yıldızı olan sporcumuz okul çağında geleceğini ve başarısını planlamıştır. Yusuf kardeşime de buradan başarılar diliyorum, gözlerinden öpüyorum.

SALİH CORA (Trabzon) – O takımın kafile başkanı bendim Hocam, bize de teşekkür et, bize de teşekkür et.

HÜSEYİN ÖRS (Devamla) – Değerli arkadaşlar, bu noktada…

MÜŞERREF PERVİN TUBA DURGUT (İstanbul) – Salih Cora’ya bakın Sayın Vekilim.

HÜSEYİN ÖRS (Devamla) – Ya, Salih, burada laf atma kardeşim ya, burada laf atma ya.

SALİH CORA (Trabzon) – O takımın kafile başkanıydım.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – Desteklemek için o, destek veriyor, destek.

MÜŞERREF PERVİN TUBA DURGUT (İstanbul) – Salih Bey teşekkür istiyor.

HÜSEYİN ÖRS (Devamla) – Bu noktada bir hususu da dile getirmek isterim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun efendim.

HÜSEYİN ÖRS (Devamla) – Ne yazık ki mevcut ödül yönetmeliğinde okul sporlarında başarı gösteren sporcularımızın ödüllendirilmesiyle ilgili madde yoktur. Bu eksiklik giderilmeli, okul sporlarında ayrı bir ödül yönetmeliğiyle başarılı okul sporcularımız teşvik edilmelidir.

Çok az zamanım var, biliyorum, son olarak da şunu söylemek istiyorum: Ülkemizde atanamayan beden eğitimi öğretmenlerinin spor sisteminin içerisine çekilmesi gerekir diye düşünüyorum. Eminim ki bunların, atanamayan beden eğitimi öğretmenlerimizin enerjileri, ülkemizde sporun gelişmesine önemli katkılar verecektir.

Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar)

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) – Kafile başkanı var burada.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.

29’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 29’uncu madde kabul edilmiştir.

30’uncu madde üzerinde 2 önerge vardır, önergeleri aykırılık sırasına göre işleme alacağım.

İlk önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi’nin 30’uncu maddesinde yer alan “kurulmasına” ibarelerinin “oluşturulmasına” ibaresiyle değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                          Hüseyin Örs                                                                              Enez Kaplan                                                                          Ayhan Altıntaş

                                             Trabzon                                                                                   Tekirdağ                                                                                    Ankara

                                         Hasan Subaşı                                                                                                                                                                   Hayrettin Nuhoğlu

                                             Antalya                                                                                                                                                                                  İstanbul

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Tekirdağ Milletvekilli Sayın Enez Kaplan.

Buyurunuz Sayın Kaplan. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)

ENEZ KAPLAN (Tekirdağ) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yarın kutlayacağımız 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile Türkiye Büyük Millet Meclisimizin açılışının 102’nci yılını kutluyorum.

Görüşülmekte olan Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi’nin 30’uncu maddesi üzerinde verilen değişiklik önergesi üzerine İYİ Parti Grubu adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, muhalefet şerhimizde de belirttiğimiz gibi, bu kanun teklifinin, ilgili komisyon haricinde, tali komisyon olarak Plan ve Bütçe Komisyonu ile Adalet Komisyonunda görüşülmesini belirtmemize rağmen görüşülmemiştir. Daha fazla ve farklı görüşün alınmasıyla teklifin daha etkin ve kaliteli olacağından hiç kuşkumuz yoktur fakat daha kısa sürede, kapsamı sınırlı bir görüşme yapılarak hazırlandığı görülüyor; bu tip yaklaşımları iktidar partisi hep yapıyor.

Kanun teklifinin çoğu, futbol camiasıyla ilgili düzenlemelerdir. Spor sadece futbol değildir, futbol da sadece Süper Lig değildir. Anadolu ve amatör takımlarımız da vardır, onların da altyapı ve tesisleri yeterli değildir. Bu kanun teklifinde amatör sporlarla ve altyapıyla ilgili düzenleyici bir madde bulunmuyor. Türkiye 84 milyon nüfusa sahip bir ülke. Ülkemizin nüfusunun yüzde 15’i genç nüfusudur. Spor alanlarında başarıya ulaşacak çok gencimiz olduğuna inanıyorum. Bu teklifte gençlerimizi kötü yollardan uzak tutacak, onları spora teşvik edecek, özendirecek bir madde göremiyorum. Bu teklif, bu tür problemlere çözüm getirmeyecektir.

Bu kanun teklifi, spor kulüplerinin ekonomik sorunlarından kaynaklanan problemleri gidermekte, hukuki ve finansal durumlarıyla daha ilgili konuları düzeltmektedir. Futbol ekonomik anlamda çok büyük bir endüstridir. Özellikle yabancı oyuncu sayısının artışı, ödemelerin döviz cinsinden yapılması, buna rağmen spor kulüplerinin gelirlerinin TL cinsinden olması, aradaki farkın kulüpleri olumsuz etkilemesi de kaçınılmazdır. Dövizin düzensiz ve kaygan zeminde olması her alanda olduğu gibi spor camiasında da olumsuzluklara neden olmaktadır. Yabancı oyuncu sayısının artışının kısıtlanması, sporcu ücretlerinde tavan belirlenmesi, altyapı oyuncularının sayılarının belirlenmesi ve denetlenmesi konularındaki sorunların yasaya gerek kalmadan Türkiye Futbol Federasyonu tarafından düzenlenmesi mümkündür.

Değerli milletvekilleri, şimdi de Tekirdağ ilimin ulaşım sorunlarına değinmek istiyorum. Büyük yatırımlarla yaptığımız Şehir Hastanesi ve Tekirdağ Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesini şehrimize bağlayan köprü bağlantı yollarının yapılmaması vatandaşlarımızı hastaneye ulaşımı açısından zor durumda bırakmaktadır. Ayrıca, zamanla yarışan ambulansın hastayı Şehir Hastanesine getirmesi bu şartlarda oldukça zor olmaktadır. Süleymanpaşa ilçemizin çevre yolunda Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından yapılması gereken söz konusu hastanelerin köprü bağlantıları hâlen yapılamadı. Hastaneye gitmek isteyen vatandaşlar çevre yolunu dolaşıyorlar ya da tali yollardan hastaneye ulaşmaya çalışıyorlar. Bu hastaneleri yaparken Sağlık Bakanlığı ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı bu konuda görüş alışverişi ve fizibilite raporları hiç yapmadı mı?

Değerli milletvekilleri, Tekirdağ'ımızın kanayan yaralarından biri de toplu taşıma araçlarının, kamyonların, tırların, tarım araçlarının yoğun olarak kullandığı Süleymanpaşa-Hayrabolu yoludur. Tekirdağ halkı arasında “ölüm yolu” olarak adlandırılan bu yolda son beş yılda 50 ölümlü trafik kazası gerçekleşmiştir. Yılan hikâyesine dönen, üç yılda bitirilmesi planlanan Hayrabolu yolu hâlâ bitirilemedi. Konuyla ilgili yazılı soru önergemize Bakanlık “2021’de bitecek.” dedi ama 2022 oldu, yol hâlâ bitmedi; 2022’de değil, 2023’te de bitmesi söz konusu değil. Bu arada, Sayın Bakan “Bu yollar bitti.” diye 2 sefer de açılış yaptı arkadaşlar. Ayrıca, Tekirdağ'ımızın turizm bölgesi olan Altınova-Barbaros-Kumbağ ile Türkiye’nin en büyük ve en fazla ihracat yapılan Asyaport Limanı’na bağlantı yolu sekiz yıldır tamamlanamadı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayınız.

ENEZ KAPLAN (Devamla) – Hasta garantili hastaneler, araç garantili yollar, köprüler, yolcu garantili havalimanları yaptınız. Şimdi sormak istiyorum: Tekirdağ’ımızın yollarının tamamlanmamasının sebebi buralara HGS gişeleri koymadığınız ve rant sağlayamadığınız için mi? Tekirdağlı hemşehrilerimi cezalandırıyor musunuz?

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 30’uncu maddesinin (1)’inci fıkrasının (h) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki bendin eklenmesi ve diğer bendin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.

"ı) Faaliyet raporu ve yönetim kurulunun ibra edilip edilmemesi kapsamında değerlendirilmek üzere; Sportif Değerlendirme ve Geliştirme Kurulunca yönetim kurulunun federasyonun yönetimi ve temsili hususunda yeterli bulunmadığına ilişkin olarak düzenlenen raporu görüşmek.”

                                          Cahit Özkan                                                                              Erkan Akçay                                                                             Engin Özkoç

                                              Denizli                                                                                     Manisa                                                                                     Sakarya

                                Dursun Müsavat Dervişoğlu                                                                                                                                                        Meral Danış Beştaş

                                               İzmir                                                                                                                                                                                      Siirt

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen yok.

Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Önergeyle olağanüstü genel kurul sebepleri arasında yer alan federasyonun yönetimi ve temsili hususunda yeterli bulunmadığına ilişkin olarak Sportif Değerlendirme ve Geliştirme Kurulu tarafından hazırlanan raporun olağanüstü genel kurul sebepleri arasından çıkarılarak ibra müessesesi kapsamında genel kurul tarafından görüşülmesinin sağlanması ve bu şekilde spor federasyonlarının idari anlamda güçlendirilmesi amaçlanmaktadır.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda 30’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 30’uncu madde kabul edilmiştir.

31’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

32’nci madde üzerinde 1 önerge vardır, okutup işleme alacağım.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 32’nci maddesinin (4)’üncü fıkrasında yer alan “ikincil mevzuatla” ibaresinin “Bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelik veya spor federasyonları tarafından çıkarılacak talimatla” şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                          Cahit Özkan                                                                              Erkan Akçay                                                        Dursun Müsavat Dervişoğlu

                                              Denizli                                                                                     Manisa                                                                                      İzmir

                                     Meral Danış Beştaş                                                                                                                                                                       Engin Özkoç

                                               Siirt                                                                                                                                                                                     Sakarya

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen yok.

Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Önergeyle, hukuki belirlilik ilkesine riayet edilmesi amacıyla teknik düzenleme yapılmaktadır.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda 32’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 32’nci madde kabul edilmiştir.

33’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 33’üncü madde kabul edilmiştir.

34’üncü madde üzerinde 1 önerge vardır, okutup işleme alacağım.

Türkiye Büyük Milet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 34’üncü maddesinin (1)’inci fıkrasının (ç) bendine “kaçakçılık” ibaresinden sonra gelmek üzere “nefret ve ayrımcılık,” ibaresinin eklenmesini ve fıkranın (d) bendinde yer alan “on beşinin” ibaresinin “onunun” şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                          Cahit Özkan                                                                              Erkan Akçay                                                        Dursun Müsavat Dervişoğlu

                                              Denizli                                                                                     Manisa                                                                                      İzmir

                                     Meral Danış Beştaş                                                                                                                                                                       Engin Özkoç

                                               Siirt                                                                                                                                                                                     Sakarya

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen yok.

Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Önergeyle, nefret ve ayrımcılık suçlarından mahkûm olanların da federasyon başkanı ile federasyon yönetim, denetim ve disiplin kurulu üyesi olamayacakları hususu düzenlenmektedir. Ayrıca, önergeyle, demokratik katılımın artırılması amacıyla federasyon başkanı adaylığı için genel kurul delegelerinin yüzde 15’inin yazılı desteği şartının yüzde 10’a düşürülmesi amaçlanmaktadır.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

34’üncü maddeyi kabul edilen önerge doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 34’üncü madde kabul edilmiştir.

35’inci madde üzerinde 1 önerge vardır, okutup işleme alacağım.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 35’inci maddesinin (2)’nci fıkrasının ikinci cümlesinin madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

                                          Cahit Özkan                                                                              Erkan Akçay                                                        Dursun Müsavat Dervişoğlu

                                              Denizli                                                                                     Manisa                                                                                      İzmir

                                     Meral Danış Beştaş                                                                                                                                                                       Engin Özkoç

                                               Siirt                                                                                                                                                                                     Sakarya

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR VE GENÇLİK KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen yok.

Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Önergeyle, spor federasyonlarının talebi üzerine Gençlik ve Spor Bakanı tarafından genel sekreter atanması usulünün kanun teklifi metninden çıkarılması amaçlanmaktadır.

BAŞKAN – Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

35’inci maddeyi kabul edilen önerge doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 35’inci madde kabul edilmiştir.

36’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 36’ncı madde kabul edilmiştir.

37’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 37’nci madde kabul edilmiştir.

38’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 38’inci madde kabul edilmiştir.

39’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 39’uncu madde kabul edilmiştir.

40’ıncı madde üzerinde 1 önerge vardır, okutup işleme alacağım.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 40’ıncı maddesinin (1)’inci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

“(1) Spor federasyonlarının malları Devlet malı hükmündedir ve haczedilemez. Spor federasyonu mallarının haczedilmesine ilişkin talepler icra müdürlüğünce reddedilir.”

                                          Cahit Özkan                                                                              Erkan Akçay                                                        Dursun Müsavat Dervişoğlu

                                              Denizli                                                                                     Manisa                                                                                      İzmir

                                     Meral Danış Beştaş                                                                                                                                                                       Engin Özkoç

                                               Siirt                                                                                                                                                                                     Sakarya

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen yok.

Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Önergeyle, spor federasyonlarının haczedilemezliği ile buna ilişkin haciz taleplerinin icra müdürlüklerince reddedilmesine ilişkin düzenleme yapılmaktadır.

BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

40’ıncı maddeyi kabul edilen önerge doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 40’ıncı madde kabul edilmiştir.

41’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 41’inci madde kabul edilmiştir.

42’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 42’nci madde kabul edilmiştir.

43’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 43’üncü madde kabul edilmiştir.

44’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 44’üncü madde kabul edilmiştir.

İkinci bölümde yer alan maddelerin oylamaları tamamlanmıştır.

Şimdi üçüncü bölümün görüşmelerine başlıyoruz.

Üçüncü bölüm, geçici madde 1 ve geçici madde 2 dâhil, 45 ila 59’uncu maddeleri kapsamaktadır.

Üçüncü bölüm üzerinde söz isteyen Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Muğla Milletvekili Sayın Suat Özcan.

Buyurunuz Sayın Özcan. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA SUAT ÖZCAN (Muğla) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi’yle ilgili olarak üçüncü bölümü üzerinde değerlendirmeler yapmak üzere grubum adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Spor kulüplerini ve federasyonlarını mali ve idari disipline alacak yasal düzenleme uzun süredir spor kamuoyunun ve sporseverlerin beklediği önemli bir olgudur. Bu kanun teklifinin Meclise gelmesi bizce de gereklidir, olumludur. Spor Kanunu Teklifi 84 milyonluk nüfusumuzun tamamı ile yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızı ve onların çocuklarını da ilgilendirmektedir. Teklifin Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonuna geldiği şekliyle, kanun teklifinin hazırlanmasında sporun ilgili paydaşları olan federasyonlar, spor kulüpleri, siyasi partiler ve alanla ilgili sivil toplum örgütlerinin birçoğuyla görüşüldüğünü, iletişim sağlandığını anlıyoruz. Ancak bu görüşmeler sonucunda teklifle ilgili görüşlerin ve önerilerin çok dikkate alınmadığını, önemsenmediğini de gördük. Zaten Komisyon üyeleri olarak ilgilendiğimiz, takip ettiğimiz bir durum olması sebebiyle, teklife katkı koymak isteyenlerin görüşlerinin dikkate alınarak maddeler üzerinde düzenlemeler yapılması konusunda talep ve önerilerimizi ilettik. Kanun teklifinin, genel olarak, Genel Kurula gelip görüşmelerin başlamasına kadar, çok sayıda maddesiyle ilgili görüş birliği oluştu, bunda emeği olan herkesi kutluyorum. Ancak teklifle, kamuoyunun beklentisini kullanarak sporun sevk, idare ve finansmanında Spor Bakanlığına özel yetkiler verilmek istenmesi… Zaten ülkemiz sporu üzerindeki siyaset baskısı hiçbir dönemde olmadığı kadar fazla iken bu teklifin yasalaşmasıyla beraber spora siyasetin baskısının Bakanlık eliyle daha da artacağıyla ilgili kaygılarımızı, görüşlerimizi belirttik; söylemeye de ifade etmeye de devam ediyoruz.

Spor hukukunun kamu hukukundan giderek ayrışması, özerk ve bağımsız yapılması için tüm dünyadaki gelişmelere paralel olarak ülkemizde de özellikle 90’lı yılların sonundan itibaren ciddi hukuki ve idari adımlar atılmıştır. Bugün, bu teklifin ilk hâli geriye gidiş ve başa dönüşe sebep olabilecek niteliktedir. Getirilen yasa teklifi, bağımsız ve özerk olan tüm federasyonların bağımsızlığını ortadan kaldırabilir.

Teklifle spor kulüpleri dernek vasfından ve Dernekler Kanunu hükmünden çıkarılırken, yine, teklifin birçok maddesinde tekrar dernek vasfı üzerinden işlem yapılacağı anlaşılmaktadır hatta spor yönetimiyle ilişkisiz İçişleri Bakanı tarafından Dernekler Kanunu kullanılarak kulüp başkanı ve yönetimlerinin görevden alınıp yarışmalardan men edilebilmesi yönünde düzenleme içermektedir.

Diğer yandan, Türkiye Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu, AİHM ve Türkiye Futbol Federasyonu Olağan Genel Kurulunun 28 Temmuz 2021 tarihindeki statü değişikliğine rağmen seçimli olmaktan çıkarılıp tekrar atamayla belirlenmektedir. Spor Tahkim Kurulunu zaten Bakan atamaktadır.

Spor kulüplerini ve federasyonlarını mali ve idari disipline almak gerekçesiyle getirilen bu teklifin siyasi bir kişilik olan Spor Bakanına ve yıllardır sporun asıl sorunlarından biri olan spor bürokrasisine ilave yetkiler vererek sporun üzerindeki olumsuz gücünü artıracağı, sporda adil yarışma ve rekabete gölge düşüreceği kaygısı içerisindeyiz.

Bu kanun teklifinin Meclise gelme gereksinimi ne kadar acil ve gerekli ise yirmi yıldır ülkeyi yöneten iktidar yönetimiyle ülkemiz sporunun başarı seviyesini de göz önünde bulundurmalıyız. Kaç bakan, kaç federasyon başkanı değişti; anlayış değişti mi? Yasaları çıkarabiliriz, tamam, sonra ne olacak? Yandaşlığa prim verilecek midir? Liyakat dikkate alınmadan, yandaş yöneticilerin işbaşına gelmelerinde yine siyaset baskısı öne çıkacak mıdır? Örneğin, Futbol Federasyon Başkanlarının göreve gelişleri ya da görevden ayrılışlarında bakanlık eliyle siyasetin olumsuz etkilerini bu kanun teklifi önleyecek midir?

Süper Lig futbol takımlarının borçlarının 30 milyarı aştığı söyleniyor. Bunda yirmi yıldır ülkeyi yöneten iktidarın Spor Bakanlarının, yandaş iş adamı yöneticilerin payı yok mudur? Bu yöneticiler, kendi firmalarına iktidardan aldıkları ihalelerle kamuoyunca zaten hep tartışılmaktadırlar. Futbol Federasyonu, Süper Lig yayıncı kuruluşuyla ilgili ihaleyi kulüplerimiz ve sporseverler yararına gerçekleşmesini sağlayamamıştır. Federasyon başkanlarının, aynı anlayıştaki yöneticilerinin yıllardır yönetimleri sonucu sportif sonuçlar 84 milyonun beklentisinin çok uzağında kalmıştır. Kulüplerin borç yüklerinin yıllardır yanlış, hesapsız transferlerle altından kalkılamaz hâle geldiğini söylüyoruz, doğru ancak yirmi yıldır sporu yöneten iktidar olarak değirmene su taşımadınız mı? Süper Lig takımlarının yabancı sayısı, takımlarımızın kamp kadrolarının yarısından fazla değil miydi? İşbaşına getirdiğiniz iş insanı, ihaleci federasyon başkanları ve yönetim kurullarıyla gelinmedi mi? Ya yandaş kulüplere ya da yeni kurulan yandaş kulüplere harcadığınız milyonların, milyarların hiç mi payı yok bu borç yüklerinde?

“Fair play” ve spor ahlakını hiç düşündünüz mü? Amatör spora, branşlara üvey evlat muamelesi yapılmadı mı? Yani siyaset ve spor iç içe değil mi? Geçtiğimiz yaz 2020 Tokyo Olimpiyatları sonuçları, 15 branşta katılımla 2 altın, 4 gümüş, 9 bronz madalya ne nüfusumuza ne de ekonomik büyüklüğü dünyanın ilk 20 ekonomisinde olduğu belirtilen ulusal ekonomimize yakışmamaktadır. Çin 96 altın madalyayla 1’inci, Büyük Britanya 2’nci, ABD 3’üncü, ülkemiz ise 42’nci olmuştur. Ekonomik büyüklüğümüz 20’nci sırada, nüfusumuz 84 milyon olmasına rağmen başarıda 42’nci sıra; sonuçlar ülkemizi memnun etmiyor. Ayrıca güreşin ata sporu olmaktan her geçen gün uzaklaştığını da görmekteyiz.

A Millî Futbol Takımı’mız şampiyonalarda nasıl başarılı olacaktır? Futbolun dışında, örneğin, basketbolda elemeleri geçemeyecek duruma gelmemiz nasıl düzeltilecektir? Sorun hep antrenörlerde midir? Bireysel ve takım sporlarında dünyadaki sıralamamız daralacak bütçelerle nasıl yukarı çıkacaktır? Cumhuriyet tarihinin en derin ekonomik krizini yaşadığımız süreçte, hayat pahalılığı, enflasyon, döviz kurundaki aşırı yükselmeler sonucu çocuklarımızı ve gençlerimizi sporun içinde nasıl tutacağız?

Ben de birçok değerli milletvekili gibi sporun içinde bulundum. Amatör sporcu, antrenör ve yöneticilik yapmış birisi olarak faal olduğum dönemlerde esnafa, iş adamlarına, belediye başkanlarına destek olmaları için hep gittik. Stadyumlar, salonlar yapıldı; evet, teşekkür ediyoruz. Spora sistemsel olarak bakabildik mi? Amatör spora, sporcuya, antrenörlere bölgesel ve dünya ölçeğinde yeterli yatırımlar yapıldı mı? Şu an için amatör spor, iş adamlarının ve belediyelerin desteği olmadan yürümüyor; bu yıllardır da böyle. Bu yasa teklifi amatör spora ve branşlara yeni bir çözüm getiriyor mu?

Seçim bölgem Muğla'da belediyelerimizin de destekleriyle futbolda faaliyet gösteren 2. Lig takımları, BAL Ligi takımları, Süper Amatör Lig takımları parasal sıkıntılarla da olsa zorlukla faaliyetlerini sürdürmektedirler. İlimdeki stadyumlar günün koşullarına uygun hâle getirilmelidir. Yine, voleybol, basketbol, hentbol liglerinde faaliyet gösteren değerli kulüplerimiz vardır; her türlü zorluklara rağmen ilimizi, ilçelerimizi başarıyla temsil etmektedirler. Amatör olarak güreş, okçuluk, masa tenisi, yelken, yamaç paraşütü gibi daha birçok branşın yanı sıra okullar düzeyinde de sportif faaliyetler yürütülmektedir. Hepsini kutluyor, teşekkür ediyorum. Sporu yarışmacı olarak çok zor koşullarda yapıyorlar, yerine getiriyorlar.

Daralacak bütçeler nedeniyle aslan payının hep futbolda olması alt ligleri olumsuz etkileyecektir. Ayrıca basketbol, voleybol, hentbol, atletizm, güreş, yüzme gibi branşlara ulusal ve uluslararası rekabet için bütçelerin nasıl ayrılacağı düşündürücüdür. Bazı kulüplerin birçok branşı kapatacağı endişesi içindeyim. Bu yasayla kulüplerin, Futbol Federasyonunun özerkliği ve diğer federasyonların bağımsızlığı ortadan kalkıyor mu? Bu yasa teklifi, denetim yollarının belirlenmemiş olması nedeniyle kulüpleri ve federasyonları Bakanlığa bağımlı hâle getirecek mi? Kulüp başkanlarına ve yöneticilerine mali açıdan getirilen yaptırımlar sonucu teknik iflasla karşı karşıya kalınabilir mi?

Seçim bölgem Muğla’da hem Büyükşehir Belediyesi hem ilçe belediyelerimiz ve Spor Bakanlığı spor tesisleri yapmaktadır. Spora bütüncül bir bakış açısıyla bakmak zorundayız. Salon, stadyum yapılmadan önce yerel yönetimlerle, spor kuruluşlarıyla, sivil toplumla iletişim ve paylaşımlarla doğru tesislerin doğru yerlere yapılması, imar ve çevre düzenlemeleri için iş birliği yapılması tesisin zamanında hizmete açılmasını sağlayacaktır.

Bu yasa teklifinin eğitim ayağı eksik kalmıştır. Avrupa’nın en genç nüfusuna sahip olmakla övünüyoruz; Millî Eğitim Bakanlığını, üniversiteleri, spor yüksekokullarını, beden eğitimi öğretmenlerini, sivil toplum örgütlerini işin içine katamıyoruz. Amatör sporlar ve sporcular için bir fon oluşturulmasının yararı olacaktır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayınız efendim.

SUAT ÖZCAN (Devamla) – Birçok sporcunun sporu bıraktıktan sonra ekonomik zorluklar içinde yaşamını sürdürdüğünü görüyoruz. Sporcuların, antrenörlerin, spor çalışanlarının özlük haklarının takip edileceği, haklarının aranabileceği sendikal örgütlenmenin önü açılmalıdır. Bu yasa teklifiyle, sporcu sağlığını özellikle amatör sporlarda göz önünde bulundurmuyoruz. Amatör spor maçlarında yeterli personel eksikliği her zaman karşılaştığımız bir sorundur.

Sonuç olarak, çıkacak olan bu yasanın sporumuza başarılar getirmesini diliyorum. Sporun tüm sorunlarının bu yasa teklifiyle çözüleceğini beklemiyoruz elbette ancak Millet İttifakı’nın iktidarında tüm kapsamıyla, sporun tüm sorunlarını çözecek, sportif başarıların önünü açacak bir spor yasasını çıkaracağız diyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayınız.

SUAT ÖZCAN (Devamla) – Konuşmamın sonunda, yarın kutlayacağımız 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’mızı kutluyorum. Kurtarıcımız ve kurucumuz, Büyük Önder’imiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve mücadele arkadaşlarını saygı, rahmet ve minnetle anıyorum.

Genel Kurula saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Üçüncü bölüm üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Şimdi üçüncü bölümde yer alan maddeleri, varsa o madde üzerindeki önerge işlemlerini yaptıktan sonra ayrı ayrı oylarınıza sunacağım.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Sayın Başkan, çok kısa…

BAŞKAN – Sayın Danış Beştaş…

IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)

39.- Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş’ın, Habur Gümrük Kapısı’nda yaşanan mağduriyete ilişkin açıklaması

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Teşekkürler Başkan, hoşgörünüz için teşekkür ediyorum.

Ya, Şırnak Vekilimizin iletisi; şu anda Habur Gümrük Kapısı’nda yüzlerce araç yaklaşık on saatten beridir bekliyor ve açıkçası, bu ramazan ayında çok büyük bir mağduriyet yaşıyorlar. Aldığımız bilgilere göre bilinçli de olabilir, bir yavaşlatma ya da eleman eksikliği; hani, memur eksikliği olabilir. Yani tarif etmem gerekirse Irak Federal Kürdistan Bölgesi ile Türkiye arasındaki köprüde bu yoğunluk yaşanıyor. Tuvalet yok, ihtiyaçlarını giderebilecekleri hiçbir şey yok. Bu soruna iktidar grubunun çözüm bulması için bir an önce harekete geçmesini ifade ediyoruz. Bu mağduriyeti giderelim.

Teşekkür ediyorum.

VI.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

A) Kanun Teklifleri (Devam)

1.- İzmir Milletvekili Fehmi Alpay Özalan, Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Denizli Milletvekili Cahit Özkan ile 92 Milletvekilinin Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi (2/4331) ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 324) (Devam)

BAŞKAN – 45’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 45’inci madde kabul edilmiştir.

46’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 46’ncı madde kabul edilmiştir.

47’nci madde üzerinde 1 önerge vardır, okutup işleme alacağım.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 47’nci maddesinin (13)’üncü fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkranın eklenmesini ve diğer fıkraların buna göre teselsül ettirilmesini ve mevcut (15)’inci fıkrasında yer alan “dördüncü fıkrasının (b) bendine” ibaresinin “dördüncü fıkrasına” şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

“(14) Spor kulübünün veya spor anonim şirketinin bu maddede düzenlenen suçlardan dolayı oluşan zararının, soruşturma başlamadan önce tazmin suretiyle tamamen giderilmesi halinde verilecek cezalar üçte bir oranında indirilir.”

                                          Cahit Özkan                                                                              Erkan Akçay                                                        Dursun Müsavat Dervişoğlu

                                              Denizli                                                                                     Manisa                                                                                      İzmir

                                     Meral Danış Beştaş                                                                                                                                                                       Engin Özkoç

                                               Siirt                                                                                                                                                                                     Sakarya

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen yok.

Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Önergeyle, kanun teklifi kapsamında yer alan suçlara ilişkin oluşan zararların soruşturma başlatılmasından önce tazmininin verilecek cezada indirim sebebi olarak düzenlenmesi ve ilgili maddede yer alan atıf düzeltilerek uygulanacak yaptırım hususunda tereddüt oluşmaması amaçlanmaktadır.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

47’nci maddeyi kabul edilen önerge doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 47’nci madde kabul edilmiştir.

BAŞKAN – Birleşime beş dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 19.03

DÖRDÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 19.12

BAŞKAN: Başkan Vekili Nimetullah ERDOĞMUŞ

KÂTİP ÜYELER: Abdurrahman TUTDERE (Adıyaman), Rümeysa KADAK (İstanbul)

-----0-----

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 84’üncü Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.

324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin görüşmelerine devam ediyoruz.

Komisyon yerinde.

48’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 48’inci madde kabul edilmiştir.

49’uncu madde üzerinde 1 önerge vardır, okutup işleme alacağım.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 49’uncu maddesiyle değiştirilen 21/5/1986 tarihli ve 3289 sayılı Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanunu’nun ek 9’uncu maddesinin onuncu fıkrasının üçüncü cümlesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

"Tahkim Kurulu, Bakanlık spor disiplin kurulları, ulusal veya uluslararası spor federasyonlarının disiplin kurullarından son beş yıl içinde bir defada altı ay veya toplamda bir yıl hak mahrumiyeti cezası almış olanlar ile kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile; Devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama, terörün finansmanı, kaçakçılık, nefret ve ayrımcılık, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar, fuhuş, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak, şike veya teşvik primi, kanuna aykırı olarak spor müsabakalarına dayalı bahis ve şans oyunlarını oynatma, oynatılmasına yer ve imkân sağlama, reklamını yapma, para nakline aracılık etme veya Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanununun 20 nci maddesine muhalefet etme suçlarından mahkûm olanlar Tahkim Kurulu üyesi olamaz.”

                                          Cahit Özkan                                                                              Erkan Akçay                                                        Dursun Müsavat Dervişoğlu

                                              Denizli                                                                                     Manisa                                                                                      İzmir

                                     Meral Danış Beştaş                                                                         Engin Özkoç                                                                  Fehmi Alpay Özalan

                                               Siirt                                                                                      Sakarya                                                                                      İzmir

                                         Özlem Zengin                                                                                                                                                                  Akif Çağatay Kılıç

                                               Tokat                                                                                                                                                                                    İstanbul

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen yok.

Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Önergeyle, Kanun Teklifi’nin 49’uncu maddesiyle değiştirilen 21/5/1986 tarihli ve 3289 sayılı Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanunu’nun ek 9’uncu maddesinin onuncu fıkrasıyla Tahkim Kurulu üyeliğine ilişkin sportif disiplin cezasına veya hapis cezasına mahkûm olmama şartları yeniden düzenlenmektedir.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

49’uncu maddeyi kabul edilen önerge doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 49’uncu madde kabul edilmiştir.

50’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 50’nci madde kabul edilmiştir.

51’inci madde üzerinde 1 önerge vardır, okutup işleme alacağım.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 51’inci maddesiyle 3289 sayılı Kanun’a eklenen ek 15’inci maddenin başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

“Olimpik, paralimpik ve deaflimpik sporcu yetiştirme

EK MADDE 15- Bakanlık tarafından; yaz ve kış olimpiyat ve paralimpik oyunları ile deaflimpik oyunlarına hazırlanmak amacıyla yetiştirilecek olimpik, paralimpik ve deaflimpik sporculara yapılacak ödemeler damga vergisi hariç herhangi bir vergi ve kesintiye tabi tutulmaksızın ödenir ve bu ödemeler haczedilemez.”

                                          Cahit Özkan                                                                              Erkan Akçay                                                                  Fehmi Alpay Özalan

                                              Denizli                                                                                     Manisa                                                                                      İzmir

                                         Ramazan Can                                                                           Semiha Ekinci                                                                          Erol Kavuncu

                                            Kırıkkale                                                                                    Sivas                                                                                      Çorum

                                         Halil Etyemez                                                                          Abdullah Güler                                                                           Engin Özkoç

                                              Konya                                                                                     İstanbul                                                                                    Sakarya

                                                                                                                                       İbrahim Aydın

                                                                                                                                            Antalya

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen yok.

Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Önergeyle 3289 sayılı Kanun’a eklenen ek 15’inci maddenin deaflimpik sporculara yapılacak ödemeleri de kapsaması amaçlanmaktadır.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

51’inci maddeyi kabul edilen önerge doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 51’inci madde kabul edilmiştir.

52’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 52’nci madde kabul edilmiştir.

53’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 53’üncü madde kabul edilmiştir.

54’üncü madde üzerinde 1 önerge vardır, okutup işleme alacağım.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 54’üncü maddesiyle 5894 sayılı Kanun’a eklenen ek 2’nci maddeye “Menajerlik” madde başlığının eklenmesini ve maddenin (9)’uncu fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

“(9) Spor kulübü ve spor anonim şirketi başkan, yönetim kurulu üyeleri ve yöneticileri, maddede belirtilen ücret sınırlamalarına uymamaları durumunda bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

                                          Cahit Özkan                                                                              Erkan Akçay                                                        Dursun Müsavat Dervişoğlu

                                              Denizli                                                                                     Manisa                                                                                      İzmir

                                     Meral Danış Beştaş                                                                                                                                                                       Engin Özkoç

                                               Siirt                                                                                                                                                                                     Sakarya

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Yeterli çoğunluğumuz vardır, katılıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen yok.

Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Önergeyle ilgili maddeye madde başlığı eklenmekte ve kanunun diğer maddeleriyle bütünlüğünü sağlamak açısından (9)’uncu fıkrasında düzenleme yapılmaktadır.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

54’üncü maddeyi kabul edilen önerge doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 54’üncü madde kabul edilmiştir.

55’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 55’inci madde kabul edilmiştir.

56’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 56’ncı madde kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, yeni madde ihdasına dair bir önerge vardır. Malumları olduğu üzere, görüşülmekte olan teklife konu kanunun, komisyon metninde bulunmayan, ancak teklifle çok yakın ilgisi bulunan bir maddesinin değiştirilmesini isteyen ve komisyonun salt çoğunlukla katıldığı önergeler üzerinde yeni bir madde olarak görüşme açılacağı İç Tüzük’ün 87’nci maddesinin dördüncü fıkrası hükmüdür. Söz konusu önerge bu mahiyette olmamakla birlikte, siyasi parti gruplarından bir itirazın bulunmaması nedeniyle emsal teşkil etmemek üzere önergeyi işleme alıyorum.

Şimdi söz konusu önergeyi okutup Komisyona soracağım, Komisyon önergeye salt çoğunlukla, 14 üyesiyle katılırsa önerge üzerinde yeni bir madde olarak görüşme açacağım. Komisyonun salt çoğunlukla katılmaması hâlinde ise önergeyi işlemden kaldıracağım.

Şimdi önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’ne aşağıdaki maddenin eklenmesini ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.

Madde 57- 27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

"GEÇİCİ MADDE 40- (1) 2/7/2018 tarihli ve 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 11 ve 12 nci maddeleri çerçevesinde Gençlik ve Spor Bakanlığının yeniden yapılandırılması sonucunda tüzel kişilikleri kaldırılan mülga Spor Genel Müdürlüğü ile mülga Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğünde en az 2 yıl süreyle görev yapan il müdürlerinden 9/7/2018 tarihinden bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar olan dönemde mülga ek 18 inci madde uyarınca araştırmacı kadrolarına atananlar, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir ay içerisinde talepte bulunmaları halinde, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 36 ncı maddesinin "Ortak Hükümler” bölümünün (A) fıkrasının (11) numaralı bendinde sayılan Gençlik ve Spor Bakanlığı bünyesindeki uzman kadrolarına atanırlar. Bu kadrolar, atama işleminin gerçekleşmesi ile birlikte başka hiçbir işleme gerek kalmaksızın ihdas edilmiş ve Bakanlığa ait kadro cetvellerinin ilgili bölümlerine eklenmiş sayılır. Bu şekilde ihdas edilmiş kadrolarda herhangi bir sebeple boşalma olması halinde bu kadrolar, başka hiçbir işleme gerek kalmaksızın iptal edilir.”

                                     Fehmi Alpay Özalan                                                                        Erkan Akçay                                                                             Cahit Özkan

                                               İzmir                                                                                      Manisa                                                                                     Denizli

                                         Ramazan Can                                                                            Erol Kavuncu                                                                         Abdullah Güler

                                            Kırıkkale                                                                                   Çorum                                                                                     İstanbul

                                         Yıldırım Kaya                                                                         Mustafa Adıgüzel                                                                        Halil Etyemez

                                              Ankara                                                                                      Ordu                                                                                       Konya

                                          Engin Özkoç                                                                            Semiha Ekinci                                                                   Akif Çağatay Kılıç

                                             Sakarya                                                                                     Sivas                                                                                      İstanbul

BAŞKAN – Sayın Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılıyor musunuz?

MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Salt çoğunluğumuz vardır, katılıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılmış olduğundan önerge üzerinde yeni bir madde olarak görüşme açıyorum.

Söz isteyen yok.

Yeni maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Yeni madde kabul edilmiş ve teklife yeni bir madde eklenmiştir.

Herhangi bir karışıklığa mahal vermemek için teklifin görüşmelerine mevcut sıra sayısı metnindeki madde numaraları üzerinden devam edilecek, kanun yazımı esnasında madde numaraları teselsül ettirilecektir.

57’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 57’nci madde kabul edilmiştir.

Geçici 1’inci madde üzerinde 1 önerge vardır, okutup işleme alacağım.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin geçici 1’inci maddesinin (7)’nci fıkrasının üçüncü cümlesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

“Spor federasyonları, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra yapılacak ilk olağan genel kurullarında hukuki yapılarını bu Kanuna uygun hale getirirler.”

                                          Cahit Özkan                                                                              Erkan Akçay                                                        Dursun Müsavat Dervişoğlu

                                              Denizli                                                                                     Manisa                                                                                      İzmir

                                     Meral Danış Beştaş                                                                                                                                                                       Engin Özkoç

                                               Siirt                                                                                                                                                                                     Sakarya

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Yeterli çoğunluğumuz vardır, katılıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen yok.

Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Spor federasyonlarının, 2024 Yaz Olimpiyat Oyunları ile 2025 Kış Olimpiyat Oyunları sonrasında yapılacak olağan genel kurullarında gerekli hukuki değişiklikleri yaparak hukuki yapılarını bu kanuna uygun hâle getirmek zorunda olduklarına ilişkin düzenleme yapılmak suretiyle, sadece bu kanunda öngörülen değişiklikler için önemli ölçüde maliyet gerektiren başka genel kurulların yapılmasının önüne geçilmesi amaçlanmış olup; aksi takdirde sadece bu kanunda öngörülen değişiklikler için tüm federasyonların genel kurullarını yapma zorunluluğu doğacaktır.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Geçici 1’inci maddeyi kabul edilen önerge doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Geçici 1’inci madde kabul edilmiştir.

Geçici 2’nci madde üzerinde 1 önerge vardır, okutup işleme alacağım.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin geçici 2’nci maddesinin (1)’inci fıkrasının ikinci ve üçüncü cümlelerinin sırasıyla aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

“Bildirilen bu borçlar ve bu borçlara ilişkin oluşan dönem faiz giderlerinin yüzde ellilik kısmı Kanunun 20 nci maddesinde belirtilen sınırlamalara Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren on yıl süreyle tabi değildir.”

“Bildirim tarihinden itibaren bu borçların işleyecek dönem faizinin yüzde ellilik kısmı, cezai şart, tazminat ve benzeri her türlü ferileri Kanunun 20 nci maddesinde belirtilen sınırlamalara tabidir.”

                                          Cahit Özkan                                                                              Erkan Akçay                                                        Dursun Müsavat Dervişoğlu

                                              Denizli                                                                                     Manisa                                                                                      İzmir

                                     Meral Danış Beştaş                                                                                                                                                                       Engin Özkoç

                                               Siirt                                                                                                                                                                                     Sakarya

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Yeterli çoğunluğumuz vardır, katılıyoruz.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen yok.

Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Önergeyle, spor kulüpleri ve spor anonim şirketlerinin bildirecekleri anapara borçlarına işleyecek faizlerin “on yıl süreyle ve yüzde 50 oranında” sınırlamaya tabi olmayacağı düzenlenerek spor kulüplerinin mali yapılarını düzeltmelerinde kolaylık sağlanması amaçlanmaktadır.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Geçici 2’nci maddeyi kabul edilen önerge doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Geçici 2’nci madde kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, yeni geçici madde ihdasına dair 1 önerge vardır. Malumları olduğu üzere, görüşülmekte olan teklife konu kanunun, komisyon metninde bulunmayan, ancak teklifle çok yakın ilgisi bulunan bir maddesinin değiştirilmesini isteyen ve komisyonun salt çoğunlukla katıldığı önergeler üzerinde yeni bir madde olarak görüşme açılacağı İç Tüzük’ün 87’nci maddesinin dördüncü fıkrası hükmüdür.

Şimdi söz konusu önergeyi okutup Komisyona soracağım, Komisyon önergeye salt çoğunlukla, 14 üyesiyle katılırsa önerge üzerinde yeni bir madde olarak görüşme açacağım, Komisyonun salt çoğunlukla katılmaması hâlinde ise önergeyi işlemden kaldıracağım.

Şimdi önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’ne aşağıdaki geçici maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

“GEÇİCİ MADDE 3 – Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce yürürlükte bulunan yönetmelik ve diğer düzenleyici işlemlerin bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri; Bakanlık ve spor federasyonları tarafından çıkarılması öngörülen alt düzenlemeler yürürlüğe girinceye kadar geçerliliğini sürdürür.”

                                          Engin Özkoç                                                                             Erkan Akçay                                                        Dursun Müsavat Dervişoğlu

                                             Sakarya                                                                                    Manisa                                                                                      İzmir

                                     Meral Danış Beştaş                                                                                                                                                                       Cahit Özkan

                                               Siirt                                                                                                                                                                                     Denizli

BAŞKAN – Sayın Komisyon, önergeye salt çoğunlukla katılıyor musunuz?

MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Salt çoğunluğumuz vardır, katılıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılmış olduğundan önerge üzerinde yeni bir madde olarak görüşme açıyorum.

Söz isteyen yok.

Yeni geçici maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Yeni geçici madde kabul edilmiş ve teklife yeni bir madde eklenmiştir.

Herhangi bir karışıklığa mahal vermemek için teklifin görüşmelerine mevcut sıra sayısı metnindeki madde numaraları üzerinden devam edilecek, kanun yazımı esnasında madde numaraları teselsül ettirilecektir.

58’inci madde üzerinde 1 önerge vardır, okutup işleme alacağım.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi’nin 58’inci maddesindeki “yayımı tarihinde” ifadesinin “yayımlandığı tarihte” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                   Ali Muhittin Taşdoğan                                                                     Saffet Sancaklı                                                            Mehmet Celal Fendoğlu

                                            Gaziantep                                                                                   Kocaeli                                                                                    Malatya

                                          Baki Şimşek                                                                       Metin Nurullah Sazak                                                                    Nevin Taşlıçay

                                              Mersin                                                                                    Eskişehir                                                                                    Ankara

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Kocaeli Milletvekili Sayın Saffet Sancaklı.

Buyurunuz Sayın Sancaklı. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)

SAFFET SANCAKLI (Kocaeli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; teşekkür etmek için çıktım; hepinize teşekkür ederim, bütün parti gruplarına ayrı ayrı teşekkür ederim; emeği, katkısı bulunan Komisyondaki bütün milletvekillerine teşekkür ederim; başta Spor Bakanımız olmak üzere Spor Bakanlığımızın bütün bürokratlarına, Bakan Yardımcılarımıza da teşekkür ederim; Komisyondaki bütün arkadaşlara da teşekkür ederim. Gerçekten 60 maddeli bir taslakta 38 madde değiştirilerek bir kanun çıkıyor, bütün partilerin ortak kararıyla çıkıyor ve 38 maddede verilen önergelerin hepsinde de 5 Grup Başkan Vekilinin imzası var; bunun için de teşekkür ediyorum size.

Bu yasa inşallah uzun vadede Türk sporunu düzene sokacak ve büyük başarılara vesile olacak. Hiçbir yasa kusursuz değildir, hiçbir yasa mükemmel değildir. Yasayı çıkartıyoruz şimdi, bakarız sonra; daha fazla bir şeyler eklememiz gerekiyorsa, azaltmamız gerekiyorsa, Türk sporunu düzene sokmak için hepimiz buradayız, gene müdahale ederiz.

Son olarak, bu yasa hakikaten hayırlı bir yasa; bir de denk geldiği zamana bak: Ramazandayız, cuma akşamındayız, iftar saatindeyiz, bayram öncesindeyiz. Hayırlı olsun. Hepinizi alkışlıyorum; sağ olun, var olun. Teşekkür ederim efendim. (MHP, AK PARTİ, CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.

58’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 58’inci madde kabul edilmiştir.

59’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 59’uncu madde kabul edilmiştir.

Üçüncü bölümde yer alan maddelerin oylamaları tamamlanmıştır.

Teklifin tümünün oylamasından önce, İç Tüzük’ün 86’ncı maddesine göre oyunun rengini belli etmek üzere 2 milletvekiline söz vereceğim.

İlk söz, lehte olmak üzere Amasya Milletvekili Hasan Çilez’e aittir.

Buyurun Sayın Çilez. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Süreniz beş dakikadır.

HASAN ÇİLEZ (Amasya) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

İftar saati yaklaştı, böyle hayırlı ve güzel bir kanunun çalışmasını da -Saffet kardeşimin dediği gibi- bereketli bir anda inşallah nihayetlendiriyoruz. Öncelikle, bu yasanın çalışmasında emek veren, yıllarca Millî Takım’ın formasını terletmiş Saffet Sancaklı kardeşimize; Grup Başkan Vekilimiz Cahit Bey bu konuda çok çalıştı, kendilerine… 92 milletvekilimiz imzaladı, bütün parti gruplarımız burada destek verdi. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)

YUSUF BAŞER (Yozgat) – Alpay… Alpay…

HASAN ÇİLEZ (Devamla) - Yani spor hepimizi yine birleştirdi ve bu yasa çalışmasında, aslında üç yıldır sürekli de bu yasayı konuştuğumuz bir arkadaşımız vardı, Alpay Özalan kardeşimiz. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar) Evet, kendisi Millî Takım formasını en çok giymiş, dünyanın en büyük liglerinde top oynamış ve ülkemizi başarıyla temsil etmiş, sporda yaptığı başarılarla kendisi Üstün Hizmet Madalyası almış, bugün de Meclisimizde İzmir Milletvekilliği yapan ve Meclis İdare Amiri olan, birlikte hizmet ettiğimiz Değerli Alpay Özalan kardeşimizle de aslında üç yıllık çalışmanın neticesinde ortaya koymuş bulunuyoruz. Allah emeği geçenlerden razı olsun.

Değerli arkadaşlar, spor hakkında şunu söylemek istiyorum: Ben spor yaptığım süreç içerisinde tesisleşmenin büyük sıkıntısını yaşamış bir kardeşinizim ama Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın da -kendisi iyi bir sporcuydu gençliğinde- tesisleşmeye verdiği büyük önemle birlikte bugün, Allah’a şükürler olsun, ülkemizin her yanında bütün branşlarda büyük tesisler yapıldı. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – Arsada oynuyorduk, maçı arsada oynuyorduk, maçları arsada yapıyorduk.

HASAN ÇİLEZ (Devamla) - Yapılan bu tesislerden mütevellit, ben özellikle Spor Bakanımıza Amasya ilimize, Amasya'mıza yaptığı büyük hizmetlerden dolayı -ülkemizin her tarafında yapılıyor bunlar- çok büyük teşekkür ediyorum.

Bugün önemli, bununla alakalı bir sevincimi de paylaşmak istiyorum. Bugün Amasyaspor’umuz da BAL liginden 3. Lig’e çıktı. Ben Amasyaspor’umuzun sporcularını, yöneticilerini, teknik heyetini, emek veren herkesi tebrik ediyor, kutluyorum, Amasya’mıza iki bayram sevinci yaşattılar ve kanunumuzun ülkemize, Türk sporuna büyük başarılar getirmesine mesnet olmasını, dayanak olmasını diliyor, hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum.

Şimdiden 23 Nisanınızı ve Ramazan Bayramı’nızı tebrik ediyorum, saygılar sunuyorum. (AK PARTİ, CHP, MHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Şimdi söz sırası, aleyhte olmak üzere Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya’ya aittir.

Buyurun Sayın Kaya.

YILDIRIM KAYA (Ankara) – Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; spor, barıştır, kardeşliktir, sevgidir, dostluktur. Barışı, kardeşliği, sevgiyi ve dostluğu gerçekleştirmemize yardımcı olan öncelikle 5 siyasi partinin Grup Başkan Vekillerine şükranlarımı sunuyorum. Gerçekten onların büyük emekleri oldu, büyük katkıları oldu. İmza sahibi arkadaşlar “Biz imzaladık, getirdik, getirdiğimiz teklif olduğu gibi geçsin.” diye bir direniş göstermediler. Hem Komisyonda yaptığımız katkıların hem de Komisyon sonrası Genel Kurulda yaptığımız katkıların önemli bir bölümü kabul edildi. Bizim 18 madde üzerinde şerhimiz vardı fakat bunun 16’sı kabul edildi; 11’i kritikti, ek madde önerdik, o da kabul edildi. Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak bugüne kadar toplumun yararına ne varsa, toplumun yararına olabilecek her şeyin altına imzamızı atıyoruz çünkü biz kimin getirdiğine bakmıyoruz, “84 milyon bundan yararlanacak mı yararlanmayacak mı?” buna bakıyoruz. (CHP sıralarından alkışlar) Dolayısıyla, bu konuda katkılarımıza kapılarını açan imza sahibi arkadaşlarıma da çok teşekkür ediyorum.

Tabii ki şerhimiz var, 2 tane kaldı; o da nazar boncuğu olsun, o da bizim iktidarımızda gerçekleştireceğimiz madde olsun diyoruz. (CHP sıralarından alkışlar)

Ben, konuşmamda sicil affı konusunda bir müjde vermiştim. Cahit Özkan, kızlarda Ankara takımını bugün Denizli takımı yendi.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Denizli takımını alkışlıyorum.

YILDIRIM KAYA (Devamla) – Ben Denizli kız takımını kutluyorum ama Cahit Özkan’ın son dakika o sicil affı konusundaki önerimize yanaşmamasını, son dakika golünü de unutmadım. Mutlaka bunu unutmadığımızı bilmenizi istiyorum. Çok açık, amatörler, hakemler, antrenörler, ataması yapılmayan beden eğitimi öğretmenleri size sözümüz olsun, sizin de sorunlarınızı mutlaka çözeceğiz. (CHP sıralarından alkışlar)

Yarın 23 Nisan, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nız kutlu olsun. Kadir Gecemiz ve Ramazan Bayramı’nızı şimdiden kutluyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum, hepinizi alkışlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teklifin tümü açık oylamaya tabidir.

Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Oylama için üç dakika süre vereceğim. Bu süre içerisinde sisteme giremeyen üyelerin teknik personelden yardım istemelerini, bu yardıma rağmen de sisteme giremeyen üyelerin oy pusulalarını oylama için verilen süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.

Oylama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – 324 sıra sayılı İzmir Milletvekili Fehmi Alpay Özalan, Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Denizli Milletvekili Cahit Özkan ile 92 Milletvekilinin Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi açık oylama sonucu:

“Kullanılan oy sayısı                                                  :                          265

Kabul                                                                       :                          264

Çekimser                                                                  :                             1    (x)

                                                               Kâtip Üye                                                                                                Kâtip Üye

                                                        Abdurrahman Tutdere                                                                                     Rümeysa Kadak

                                                               Adıyaman                                                                                                 İstanbul”

Teklif kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.

2’nci sırada yer alan 327 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin görüşmelerine başlıyoruz.

2.- Denizli Milletvekili Nilgün Ök ve 45 Milletvekilinin Bankacılık Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 655 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4389) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 327)

BAŞKAN – Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

Gündemimizde başka bir iş bulunmadığından, alınan karar gereğince, Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılışının 102’nci yıl dönümünün ve Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın kutlanması, günün anlam ve öneminin belirtilmesi amacıyla yapılacak görüşmeler için 23 Nisan 2022 Cumartesi günü saat 14.00’te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.

Kapanma Saati: 19.41



(x) 7/4/2020 tarihli 78’inci Birleşimden itibaren coronavirüs salgını sebebiyle Genel Kurul Salonu’ndaki Başkanlık Divanı üyeleri, milletvekilleri ve görevli personel maske takarak çalışmalara katılmaktadır.

(x) (x) Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.

(x) 324 S. Sayılı Basmayazı 19/4/2022 tarihli 81’inci Birleşim Tutanağı’na eklidir.

(x) Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan kelime ifade edildi.

(x) Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.

(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.