TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

TUTANAK DERGİSİ

 

62’nci Birleşim

4 Mart 2022 Cuma

 

(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu Tutanak Dergisi’nde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)

 

İÇİNDEKİLER

 

 

I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

II.- GELEN KÂĞITLAR

III.- YOKLAMALAR

IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları

1.- Iğdır Milletvekili Yaşar Karadağ’ın, Iğdır iline son yıllarda yapılan ve yapılacak olan yatırımlar ile ilin sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması

2.- Burdur Milletvekili Mehmet Göker’in, Burdur’un sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması

3.- Kahramanmaraş Milletvekili Ahmet Özdemir’in, şiir ve edebiyatın başkenti Kahramanmaraş’a ilişkin gündem dışı konuşması

 

V.- AÇIKLAMALAR

1.- Kahramanmaraş Milletvekili Sefer Aycan’ın, bakaya durumundaki kişilerin bedelli askerlik talebine ve yükseköğrenimini tamamlayamayan gençlere ilişkin açıklaması

2.- Gaziantep Milletvekili İrfan Kaplan’ın, Nizip Çayı’ndaki kirliliğe ilişkin açıklaması

3.- Balıkesir Milletvekili Fikret Şahin’in, zeytinliklerin talanına ilişkin açıklaması

4.- Mersin Milletvekili Zeynep Gül Yılmaz’ın, bağımlılıkla mücadeleye ilişkin açıklaması

5.- Mersin Milletvekili Ali Cumhur Taşkın’ın, Mersin ilinin Erdemli ilçesine ilişkin açıklaması

6.- Kayseri Milletvekili Çetin Arık’ın, Erciyes Üniversitesinde taşerondan kadroya geçen işçilerin yaşadığı mağduriyete ilişkin açıklaması

7.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in, Tarım ve Orman Bakanının değişmesiyle sorunların çözülmeyeceğine ilişkin açıklaması

8.- Hatay Milletvekili Lütfi Kaşıkçı’nın, Topboğazı Göleti ile Kızılçat Göleti’nin temizlenmesi ve onarılması gerektiğine ilişkin açıklaması

9.- Hatay Milletvekili Suzan Şahin’in, emeklilerin sorunlarına ilişkin açıklaması

10.- Kayseri Milletvekili Dursun Ataş’ın, üniversite mezunu KYK borçlularına ilişkin açıklaması

11.- Adana Milletvekili Orhan Sümer’in, Ukrayna’daki Türk öğrencilerin sorunlarına ilişkin açıklaması

12.- Mersin Milletvekili Alpay Antmen’in, zeytinliklerin maden işletmeciliğine açılmasına ilişkin açıklaması

13.- Mersin Milletvekili Hacı Özkan’ın, Türkiye’nin ihracattaki başarılarına ilişkin açıklaması

14.- Balıkesir Milletvekili Yavuz Subaşı’nın, Paris Büyükelçiliği Çalışma Müşaviri Reşat Moralı ve din görevlisi Tecelli Arı’yı saygı ve rahmetle andığına ve Tarım ve Orman Bakanlığındaki görev değişimine ilişkin açıklaması

15.- Kırklareli Milletvekili Türabi Kayan’ın, Kırklareli ili Lüleburgaz ilçesindeki köprü sorununa ilişkin açıklaması

16.- Balıkesir Milletvekili Mustafa Canbey’in, Tarım ve Orman Bakanlığındaki görev değişimine ilişkin açıklaması

17.- Mersin Milletvekili Baki Şimşek’in, kamudan ihale alan firmaların yaşadığı mağduriyete ilişkin açıklaması

18.- Uşak Milletvekili İsmail Güneş’in, Necmettin Erbakan’ın vefatının 11’inci seneidevriyesine ve 28 Şubat postmodern darbe girişimine ilişkin açıklaması

19.- Kırklareli Milletvekili Vecdi Gündoğdu’nun, enflasyona ilişkin açıklaması

20.- Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin’in, Adana’nın Yüreğir ilçesine bağlı Doğankent Mahallesi’ndeki drenaj kanalı sorununa ilişkin açıklaması

21.- Bursa Milletvekili İsmail Tatlıoğlu’nun, akaryakıta gelen zamlara, Tarım ve Orman Bakanlığındaki görev değişimine, tarımdaki sorunlara, Bursa’nın lojistik merkezi ihtiyacına, Kahramanmaraş Milletvekili Ahmet Özdemir’in gündem dışı konuşmasına ilişkin açıklaması

22.- Denizli Milletvekili Cahit Özkan’ın, Tarım ve Orman Bakanlığındaki görev değişimine, Tarım ve Orman Bakanlığı görevini devralan Vahit Kirişci’nin ve 2002 sonrası dönemde görev yapan Tarım ve Orman Bakanlarının başarılarına, Bursa Milletvekili İsmail Tatlıoğlu’nun yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ve eski Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin orman yangınlarıyla mücadelede gösterdiği performansa ilişkin açıklaması

23.- Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbül’ün, Tokat-Niksar kara yolunda şehit düşen ve yaralanan askerlere, Ukrayna-Rusya arasında yaşanan gelişmeleri takip ederken saldırıya uğrayan gazetecilerimize, Pakistan’ın Peşaver kentinde bir camiye yapılan bombalı saldırıya, Misakıiktisadi’nin kabulünün yıl dönümüne ve 1-7 Mart Yeşilay Haftası’nı ve Yeşilayın kuruluşunun 102’nci yıl dönümünü kutladığına ilişkin açıklaması

24.- Bursa Milletvekili İsmail Tatlıoğlu’nun, Denizli Milletvekili Cahit Özkan’ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

25.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç’un, Denizli Milletvekili Cahit Özkan’ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine, eski Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin tarıma en fazla zarar veren kişi olduğuna, Doğu Perinçek’in beraberindeki heyetle Rusya’ya gerçekleştirdiği ziyarette Ethem Sancak’ın sarf ettiği sözlere ve Danıştay Cumhuriyet Başsavcılığının, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının hukuka aykırı olduğu yönünde mütalaa verdiğine ilişkin açıklaması

26.- Manisa Milletvekili Özgür Özel’in, Tarım ve Orman Bakanlığındaki görev değişimine, eski Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin tarıma verdiği zararlara, Denizli Milletvekili Cahit Özkan’ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine, gaziler arası ayrımcılığa ve Vakıflar Bankası emekçilerinin şikâyetlerine ilişkin açıklaması

27.- Denizli Milletvekili Cahit Özkan’ın, İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç ile Manisa Milletvekili Özgür Özel’in yaptıkları açıklamalarındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

28.- Manisa Milletvekili Özgür Özel’in, Denizli Milletvekili Cahit Özkan’ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

29.- Kütahya Milletvekili Ceyda Çetin Erenler’in, 4 Mart Dünya Kütahyalılar Günü’ne ilişkin açıklaması

 

VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Tezkereler

1.- Cumhurbaşkanlığının, Tarım ve Orman Bakanlığına Vahit Kirişci’nin atandığına ilişkin tezkeresi (3/1879)

2.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, Türkiye-Avrupa Birliği Karma Parlamento Komisyonunda (KPK), İstanbul Milletvekili Özgür Karabat’tan boşalan üyelik için Cumhuriyet Halk Partisi Grubu Başkanlığınca bildirilen Balıkesir Milletvekili Fikret Şahin’in üyeliğinin Başkanlık Divanında yapılan incelemede uygun bulunduğuna ilişkin tezkeresi (3/1880)

 

VII.- ANT İÇME

1.- Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci’nin ant içmesi

 

VIII.- ÖNERİLER

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri

1.- İYİ Parti Grubunun, Grup Başkan Vekili Bursa Milletvekili İsmail Tatlıoğlu tarafından, zeytinliklerin karşı karşıya kaldığı madencilik tehdidinin yanı sıra, zeytincilik sektörünün artan girdi maliyetleri başta olmak üzere, verimlilik ve pazarlama konularındaki sorunların araştırılması ve alınması gereken tedbirlerin tespit edilmesi amacıyla 4/3/2022 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin ön görüşmelerinin Genel Kurulun 4 Mart 2022 Cuma günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

 

IX.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, 2014 yılında yapılan şube müdürü atamalarına yönelik itirazlara,

- Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu'nun, 2017 yılının Ocak ayından itibaren Edirne'de yapılan yurt, pansiyon ve okul denetimlerine,

- İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi'nin, 2018-2022 yılları arasında Bakanlık bütçesi ya da AB programları çerçevesinde Balıkesir için hazırlanan projelere ve ile yapılan yatırımlara,

2018-2022 yılları arasında Bakanlık bütçesi ya da AB programları çerçevesinde Kocaeli için hazırlanan projelere ve ile yapılan yatırımlara,

2018-2022 yılları arasında Bakanlık bütçesi ya da AB programları çerçevesinde Çanakkale için hazırlanan projelere ve ile yapılan yatırımlara,

2018-2022 yılları arasında Bakanlık bütçesi ya da AB programları çerçevesinde Amasya için hazırlanan projelere ve ile yapılan yatırımlara,

2018-2022 yılları arasında Bakanlık bütçesi ya da AB programları çerçevesinde Çorum için hazırlanan projelere ve ile yapılan yatırımlara,

2018-2022 yılları arasında Bakanlık bütçesi ya da AB programları çerçevesinde Antalya için hazırlanan projelere ve ile yapılan yatırımlara,

- Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya'nın, şahsa bağlı ilçe milli eğitim müdürleri ile il millî eğitim müdür yardımcılarının özlük ve mali haklarının iadesine,

İlişkin soruları ve Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer'in cevabı (7/58375), (7/58681), (7/58733), (7/58734), (7/58735), (7/58736), (7/58737), (7/58738), (7/58831)

2.- Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır'ın, TBMM'nin periyodik yayın alımlarına ve haberleşme giderlerine ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Süreyya Sadi Bilgiç'in cevabı (7/58427)

3.- Samsun Milletvekili Neslihan Hancıoğlu'nun, hijyenik ped fiyatlarına ilişkin sorusu ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık'ın cevabı (7/58644)

4.- Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu'nun, maarif müfettişlerinin tamamının Bakanlık maarif müfettişi olarak atanmasına yönelik bir çalışma olup olmadığına,

- Karaman Milletvekili İsmail Atakan Ünver'in, 2012 yılından bu yana okulu terk eden öğrenci sayısına ve okullaşma oranına,

- İzmir Milletvekili Özcan Purçu'nun, KPSS'den alınan başvuru ücretlerinin ve puanların geçerlilik süresine dair kısıtın kaldırılmasına,

- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan'ın, Kocaeli'nin Gölcük ilçesinde yer alan Barbaros Hayrettin Anadolu Lisesi hakkındaki yıkım ve yenileme kararına,

- Adana Milletvekili İsmail Koncuk'un, özel okul öğretmenlerinin mağduriyetlerine,

İlişkin soruları ve Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer'in cevabı (7/58682), (7/58683), (7/58832), (7/58833), (7/58834)

5.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun, asgari ücretle geçinen ailelerin sorunlarına ilişkin sorusu ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık'ın cevabı (7/59642)

6.- İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi'nin, Çanakkale ilinde Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlara ait binaların depreme karşı dayanıklılığına,

Çorum ilinde Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlara ait binaların depreme karşı dayanıklılığına,

Balıkesir ilinde Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlara ait binaların depreme karşı dayanıklılığına,

Kocaeli ilinde Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlara ait binaların depreme karşı dayanıklılığına,

Antalya ilinde Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlara ait binaların depreme karşı dayanıklılığına,

Amasya ilinde Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlara ait binaların depreme karşı dayanıklılığına,

İlişkin soruları ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık'ın cevabı (7/59691), (7/59692), (7/59693), (7/59694), (7/59695), (7/59696)

 

 

4 Mart 2022 Cuma

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 14.01

BAŞKAN: Başkan Vekili Celal ADAN

KÂTİP ÜYELER: Enez KAPLAN (Tekirdağ), Mustafa AÇIKGÖZ (Nevşehir)

-----0----

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 62’nci Birleşimini açıyorum.(x)

Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.

Şimdi, 3 sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.

Gündem dışı ilk söz, Iğdır iline son yıllarda yapılan ve yapılacak olan yatırımlar ile ilin sorunları hakkında söz isteyen Iğdır Milletvekili Yaşar Karadağ'a aittir.

Buyurun Sayın Karadağ. (MHP sıralarından alkışlar)

IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları

1.- Iğdır Milletvekili Yaşar Karadağ’ın, Iğdır iline son yıllarda yapılan ve yapılacak olan yatırımlar ile ilin sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması

YAŞAR KARADAĞ (Iğdır) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Iğdır ilimize son yıllarda yapılan ve yapılacak olan yatırımlar ile Iğdır ilimizin sorunları hakkında gündem dışı söz almış bulunmaktayım. Gazi Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.

Sözlerime başlamadan önce, Azerbaycan'ın başkenti Bakü'yü Ermeni çeteleri ve Rus işgalinden kurtaran, Türk savunma sanayisinin öncülerinden, Kafkas İslam Ordusu Komutanı, büyük Türk âşığı, Bakü Fatihi Nuri Killigil Paşa’yı vefatının 73’üncü yılında saygı ve rahmetle anıyorum.

Değerli milletvekilleri, Iğdır ilimiz ülkemizin en doğusunda, bir depresyon, çöküntü ovasında yer alıyor ve ilimiz Türkiye'de eşi benzeri görülmeyen bir konumda. 3 ülkeyle sınırı, 4 ülkeyle kesişim bölgesi -kuzeyinde Ermenistan, doğusunda Nahçıvan ve güneydoğusunda İran’la sınırı olan- olan ilimiz bir çöküntü ovası içerisinde. Doğu Anadolu’nun ve İç Anadolu’nun en alçak, yükselti bakımından en düşük olan yeri. İklim, hava koşulları ve toprak bakımından da son derece tarıma elverişli, turunçgiller dışında her türlü endüstriyel tarım ürününün yetiştiği, yetiştirilebildiği bir il.

Ben, bugün, Iğdır ilimize son yıllarda yapılan yatırımlar ve planlanan projelerle ilgili konuşmak istiyorum. İlimizin en büyük geçim kaynaklarından biri tarım. Tarımla ilgili en büyük sıkıntımız şu: Tabii ki kuraklıkla birlikte tüm dünyada olduğu gibi ilimizde de sulamayla ilgili problemler yaşamaktayız. Sulamayla ilgili yapılan projeleri değerlendirdiğimiz zaman bir Ünlendi Barajı’mız var; Ünlendi Barajı’mızın toplam proje değeri 730 milyon 928 bin lira, başlama tarihi 2013, bitiş tarihi 2026. Bu proje şu anda yapım aşamasında ancak projeye aktarılacak parayla ilgili, mali destekle ilgili beklentilerimiz var ki, 2026’ya kadar içme suyu kısmı tamamlanmak üzere ama sulama suyuyla ilgili ciddi problemlerimiz var. Bu, büyük oranda sulama problemimizi çözecek.

İkinci en önemli proje, yıllardır Iğdırlı hemşehrilerimizin, çiftçilerimizin beklediği bir projeydi: Tuzluca Depolama Barajı. Bu barajla birlikte ilimizin neredeyse tüm sulama problemi kökten çözülecek ve sulamayla birlikte ilimizin tarımsal potansiyeli çok büyük oranda yükseltilmiş olacaktır. Dediğim gibi, 2022’de gündeme alınan bu proje 2026 yılına kadar tamamlanacak ancak bu proje tamamlanana kadar olan süre içerisinde yapılması gereken çalışmalar var, bunlar özellikle DSİ’nin yapması gereken çalışmalar; o sulama kanallarımızın yenilenmesi ve suyun ulaşmadığı yerlerde en azından sondajla birlikte o çiftçimizin sulama probleminin çözülmesi şarttır.

Saygıdeğer milletvekilleri -bu kısıtlı sürem içerisinde- bir de özellikle ilimizin en büyük beklentilerinden biri, sağlıkla ilgili beklentilerdir. 250 yataklı bir devlet hastanemiz var, bu hastanemizin eğitim ve araştırma hastanesine dönüştürülmesi ilimizdeki insanların en çok beklediği yatırımlardan biridir çünkü ilimizdeki hastaların büyük bir çoğunluğu bazı branşlarda doktor bulunamadığı için 250-300 kilometre ötedeki Erzurum'a, Kars'a gitmek zorunda kalıyor ve bu da çok büyük mağduriyet yaratmaktadır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun.

YAŞAR KARADAĞ (Devamla) – Ben Sağlık Bakanlığımıza ayrıca teşekkür etmek istiyorum. Geçen yıl açılan anjiyo ünitesiyle birlikte en azından bu konudaki problemler büyük oranda çözüldü ama kurulacak bir eğitim ve araştırma hastanesiyle birlikte ilimizde sağlık alanında çok büyük bir yatırım yapılacağı düşüncesindeyim.

Bunun dışında, ilimizin en büyük beklentilerinden biri olan -demin bahsettiğim gibi, 3 ülkeyle sınır- çok büyük bir demir yolu projesi inşallah hayata geçiyor; Kars'tan, Iğdır üzerinden Nahçıvan'a ulaşacak 224 kilometrelik bölünmüş bir demir yolu hattı, yaklaşık 16 milyar bütçeli bir demir yolu hattı. Bununla birlikte de ilimiz, önemli ölçüde lojistik ve ticari merkez konumu almış olacaktır.

Ticaret Bakanlığımızdan en büyük beklentilerimizden biri de ilerleyen yıllarda bir serbest ticaret bölgesinin ve serbest sanayi bölgesinin kurulmasıdır diyor ve Gazi Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Gündem dışı ikinci söz, Burdur'un sorunları hakkında söz isteyen Burdur Milletvekili Mehmet Göker’in.

Buyurun Sayın Göker. (CHP sıralarından alkışlar)

2.- Burdur Milletvekili Mehmet Göker’in, Burdur’un sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması

MEHMET GÖKER (Burdur) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; evet, haftanın bu son iş gününde nükleer enerjiyle ilgili teklifi görüşüyoruz ancak buradaki verilen teklifte, tüm kararların bir kararnameyle tek kişiye verilecek olması inanın akla uygun, bilime uygun bir şey değil.

Burdur'umuzda mermer ocakları son derece fazla ve Burdur beji dünyada bir numaralı alana sahip ama bu mermer alanlarının altından çıkan rehabilitasyon yapılması gereken alanlar -gelin, görün Karamanlı ilçemize, diğer ilçelerimize de- inanın içler acısı. Dağları, rehabilitasyon anlamında yeşile boyamaktan öteye giden bir yapılaşma yok. Bunun denetleyicisi kim? Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı. Peki, yapılıyor mu? Yapılmıyor. Böylesi bir sistemde, denetlenemeyen bir sistemde nükleer enerjiyi tek kişiye vermek inanın akıl, mantık kârı değil.

Evet, iki gün önce Burdur’umuzun komşu ili Antalya’mızda 4,6 büyüklüğünde, şiddetinde bir deprem meydana geldi. Bu da bize bir kez daha Burdur ilinin fay hattında ve depreme her an yakalanabilecek bir il olduğu gerçeğini hatırlattı.

Peki, olası bir depremde meydana gelecek yaralanmalarda ilk başvuracağımız yer neresi? Hastane. İlimde sadece 1 hastane var, o da Burdur Devlet Hastanesi ve Burdur Devlet Hastanesinin günde yaklaşık 3.500 - 4.000 kişiye hizmet veren poliklinik ve yataklı kısmı bilimsel raporlarla da kanıtlandığı üzere depreme dayanıksız. Yani ilk depremde orası da göçecek. Peki, bu, depremde göçtüğünde orada çalışanlar, orada hizmet almaya gelen hastalar ne yapacak? Bu depremde, hastanede, can kaybı yaşarsak bunun hesabını kim, nasıl verecek ya da verebilecek mi?

Evet, yeni bir hastane yapılıyor. Yeni bir hastanenin yapılmış olması bizleri mutlu ediyor ama 2022 yılı bütçe ödeneklerine baktığınızda ayrılan ödeneklerle hastanenin 2022’de bitmesi mümkün değil. Bu anlamda yetkilileri bir kez daha göreve davet ediyorum. Bu projenin, bu hastanenin bitirilmesi için elimizden gelen hızın, katkının verilmesi konusunda kendilerine çağrı yapıyorum.

Yine Burdur’umuz küçük bir il; turizmle beslenen Antalya, sanayiyle beslenen Denizli ve siyaseten alabileceğini almış Isparta’nın arasında küçük bir ilimiz. Geçen sene, 2021 yılında tahakkuk eden 1 milyar 469 milyon liralık verginin sadece 987 milyon lirasını yatırım olarak geri alabilmiş. Yol yapımında ise Kızılkaya ayrımı, Keçiborlu-Korkuteli-Söğüt Bölge Hududu, Burdur-Tefenni-Çavdır yolları, Dereboğazı-Ağlasun yolu, Isparta-Burdur Dostluk Yolu’nun 2022 yatırım programında ayrılan ödeneklerle bitirilmesi mümkün değildir.

Yine, bize sürekli müjde olarak verilen hızlı tren projesi var ki ödeneklerde dahi gözükmüyor, hızlı trenin hızına yetişilmiyor. Bu konuda da yöremizin ihtiyacı olan hızlı tren projesinin hayata geçirilmesi için adım atılmasını istiyoruz.

Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; Burdur’umuz geçen sene ciddi anlamda bir kuraklık yaşadı ve bu kuraklık neticesinde içme suyunda bir sıkıntı yaşadık. Bu sene yağışlarımızın biraz daha iyi olması hasebiyle bu susuzluğun giderileceğini ya da yaşamayacağımızı öngörmekteyiz. Ancak, kuyudan elde edilen bir su yöntemiyle Burdur’umuza içme suyu temin edildiğini göz önüne alırsak bir an önce bunun içme suyu barajıyla desteklenmesi ve yine Senir-Burdur arasındaki içme suyu isale hattının takip edilerek bir an önce bitirilmesi, bu konu da suyun hayati önemde olduğu düşünülürse elzemdir.

Bundan önceki gün mazota ve benzine zam yapıldı, ondan önceki gün de yapıldı, dün de yapıldı ve bugün de geliyor ve AK PARTİ’nin Sayın Grup Başkan Vekili dedi ki: “Biz dünyada mazotu en ucuz alan ülkelerden biriyiz.” Sayın Başkanım, vallahi, bu yer neredeyse söyleyin, biz de gidip oradan alalım. (CHP sıralarından alkışlar) Yani millet pompayı görmekten korkar hâle geldi.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – Buz gönderemem ama bilet göndereyim.

MEHMET GÖKER (Devamla) – Bir diğeri…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET GÖKER (Devamla) – Sayın Başkanım…

BAŞKAN – Buyurun.

MEHMET GÖKER (Devamla) – Bir diğeri, Burdur’umuz tarım ve hayvancılıkla geçimini sağlayan bir ilimiz, memleketimiz. Dün Toprak Mahsulleri Ofisi fiyat açıkladı ve bizim yerli çiftçimizden 2.250 liraya aldığı buğdayı yaklaşık 445 dolara yani Türk lirasıyla 6.300 liraya ihale etti. Yani kendi çiftçimizin cebine 2.250 lira koyarken yabancı çiftçinin cebine 6.300 lirayı niye koyduk? Bunun mantıklı bir açıklaması var mı, bunu çiftçiye ihanet olarak görmüyor musunuz?

Yine, gündelik ithalat rakamları içerisinde Burdur’umuzda kesime giden damızlık sığırlarda ciddi bir rakamsal artış var; bu da yem, gübre ve tabii ki mazot fiyatlarına dayalı olarak gerçekleşmekte.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET GÖKER (Devamla) – Bu konuda da sizleri acil adım atmaya davet ediyorum.

Teşekkürlerimi sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Gündem dışı üçüncü söz, şiir ve edebiyatın başkenti Kahramanmaraş hakkında söz isteyen Kahramanmaraş Milletvekili Ahmet Özdemir’in. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

3.- Kahramanmaraş Milletvekili Ahmet Özdemir’in, şiir ve edebiyatın başkenti Kahramanmaraş’a ilişkin gündem dışı konuşması

AHMET ÖZDEMİR (Kahramanmaraş) – Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Kahramanmaraş’ı anlatacağım size ama biraz farklı. Hepinizin Kahramanmaraş’la ilgili biraz bilgisi vardır. Çok kısa Kahramanmaraş’ın ekonomisiyle ilgili bilgi vereyim ama asıl başka bir gündemim var. Ama şunun da bilinmesini istiyorum, Kahramanmaraş çelik mutfak eşyası ürünlerinin yüzde 60’ını üreten bir şehir.

ALİ CUMHUR TAŞKIN (Mersin) – Maşallah!

AHMET ÖZDEMİR (Devamla) – İplik üretiminin yüzde 35’ine sahip, dokuma kumaş üretiminin yüzde 13’üne, çimentonun yüzde 10’una ve kâğıdın yüzde 25’ine -ki kâğıt en önemli ithal ürünlerimizden biri, bu ithalatı azaltmak için Kahramanmaraş ciddi çalışıyor- ama ben size Kahramanmaraş’ın şiirini ve edebiyatını anlatacağım bugün. Böyle keyif alacağınızı, kimsenin eleştirmeyeceğini zannediyorum.

Kahramanmaraş, şiirin ve edebiyatın başkenti. Biz bu konseptle bir edebiyat şehri olmak için uluslararası alanda da ulusal alanda da çok çalışıyoruz. Abdurrahim Karakoç’un tabiriyle söyleyelim tabii ki, öyle söylersek daha yakışır: “Şiir bir cennet bahçesidir/Girmeyene anlatılmaz/Cennet nedir, bahçe nasıl/Görmeyene anlatılmaz/Şiir toprak kokusudur/Şiir damla damla sudur/Ermişlerin duygusudur/Ermeyene anlatılmaz” der Abdurrahim Karakoç. (AK PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar) Bizim şehrimizde kavga da aşk da sevgi de dava da her şey şiirle ve edebiyatladır ama edeple örülmüş şiirle, ahlakla örülmüş edebiyatladır. Necip Fazıl’ın Gençliğe Hitabe’sinde söylediği o “Kim var?” dediğinde sağına soluna bakmadan “Ben varım!” diyen gençlerin aşkıdır aslında Kahramanmaraş. Erdem Bayazıt’ın davasıdır Kahramanmaraş. Nuri Pakdil’in Kudüs’ü anlatmasıdır aslında Kahramanmaraş. Cahit Zarifoğlu’nun aşkıdır. Kahramanmaraş’ta gurbette çalışan bir işçi sevdasına, eşine, nişanlısına hasretini anlatırken Kahramanmaraş’ta bir anıta sırtını dayayıp şöyle diyebilir: “Ne hasta bekler sabahı/Ne taze ölüyü mezar/Ne de şeytan bir günahı/Seni beklediğim kadar.” Ha, arası bozulmuştur, küsmüştür; hemen anıtın arka tarafına döndüğünde de şöyle söyler, belki kendi bunu duygularıyla ifade edemez ama onun önünde resim çektirip sevdiğine, eşine gönderebilir: “Geçti, istemem gelmeni/Yokluğunda buldum seni/Bırak vehmimde gölgeni/Gelme, artık neye yarar?”

Kahramanmaraş, duygunun, aşkın, sevginin, şiirin, edebiyatın yani kalpten konuşmanın, gönülden sevmenin adıdır aslında. Bununla ilgili çalışıyoruz, biz de Dublin gibi bir edebiyat şehri olmak istiyoruz. Belediye Başkanımız, milletvekillerimiz, teşkilatımızla birlikte bununla ilgili çok ciddi hazırlığımız var ama sadece bir hazırlık tabii ki yeterli değil, Kahramanmaraş’ın her yerinde bu duyguya sahip olunması gerekir. O yüzden, hizmetlerimizi yaparken de, belediyeler hizmetlerini yaparlarken de bu minvalde hizmet etmeye çalışıyoruz. Bizim için şiirin ve edebiyatın anlamı bir başka çünkü Yedi Güzel Adam bir dönemin Türkiyesine, fikir akımına yön vermiş; “Büyük Doğu” düşüncesine, diriliş düşüncesine yön vermiş Yedi Güzel Adam’ın memleketiyiz çünkü biz.

Kendisinin tabiriyle, Bahaettin Karakoç’un “Ihlamurlar çiçek açtığı zaman…” diye anlattığı bir kadına sevdanın adıdır aslında Kahramanmaraş. Sezai Karakoç’la ilgili burada Tarım Bakanımız Sayın Mehdi Eker konuşma yaptı -Diyarbakır doğumlu çünkü- ama o Monna Rosa’ya aşkını yazdığında aslında Kahramanmaraş’tan almıştı bu şiirin membasını, orada tarif ederken “Ellerin, ellerin ve parmakların/Bir nar çiçeğini eziyor gibi/Ellerinden belli olur bir kadın/Denizin dibinde geziyor gibi/Ellerin, ellerin ve parmakların” diyordu. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) “Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa/Henüz dinlemedin benden türküler/Benim aşkım uymaz öyle her saza/En güzel şarkıyı bir kurşun söyler.” Sezai Karakoç’a bunu söyleten tabii ki Kahramanmaraş’tı, Kahramanmaraş’ta yaşadığı duyguydu, Yedi Güzel Adam’la birlikte terennüm etmesiydi. Biz bunlarla gurur duyuyoruz, bunu geliştirmek için de çalışıyoruz.

Nihai söz, şunu da söyleyelim tabii ki:

“Şairin ölümü bir fırtınadır

Bu sarı denizde kopar vaveyla

Kaybolan şiiri bulmak için

Şairler Mecnun’dur sahra bir Leyla

Hasna bir devenin tek vuruşundan

Kaç vezin doğurdun ve de kaç hüzün

Sesini alırım hüma kuşundan

Failatün failatün failin” (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Ahmet Bey, teşekkürler, çok güzel bir konuşma yaptınız.

Sayın Milletvekilleri, şimdi, sisteme giren ilk 20 milletvekiline yerlerinden söz vereceğim.

Sayın Aycan…

V.- AÇIKLAMALAR

1.- Kahramanmaraş Milletvekili Sefer Aycan’ın, bakaya durumundaki kişilerin bedelli askerlik talebine ve yükseköğrenimini tamamlayamayan gençlere ilişkin açıklaması

SEFER AYCAN (Kahramanmaraş) – Sayın Başkan, bazı askerlik yükümlüleri çeşitli nedenlerle bakaya kalmışlardır. 700 bin kişi bakaya durumundadır. Bu kişilerin çoğu 30’lu yaşlardadır, aileleri ve çocukları vardır ve belirli bir işleri vardır. Bu kişiler askerliklerini bedelli olarak yapmak istemektedirler. Verilecek bir bedelli hakkıyla vatan borcunu yerine getirmek istemektedirler.

Diğer yandan, yükseköğrenim görmekteyken çeşitli nedenlerle -terör suçu hariç- eğitimlerini tamamlayamayan, okuluyla ilişkisi kesilen gençler de okullarına dönmek ve eğitimlerini tamamlamak istemektedirler. 500 bin gencin okullarına dönmesi, okullarını bitirmesi gençlerimiz ve ülkemiz için faydalı olacaktır; böylece, gençlerimiz ve ülkemiz kazanmış olacaktır.

Teşekkür ederim, saygılarımla.

BAŞKAN – Sayın Kaplan…

2.- Gaziantep Milletvekili İrfan Kaplan’ın, Nizip Çayı’ndaki kirliliğe ilişkin açıklaması

İRFAN KAPLAN (Gaziantep) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Adaklı, Bedirköy, Salkım köylerinin de bulunduğu 16 köy sınırı içinden geçen Nizip Çayı’nın kirliliği devam etmektedir. Bölgenin önemli bir su kaynağı olan Nizip Çayı, organize sanayi bölgesindeki atıkların dökülmesiyle kirlenmekte ve hem sulama hem de hayvanların su ihtiyacının karşılanmasında tehlike arz etmektedir. Daha önce birkaç kez ıslah edilmesine rağmen yeteri kadar temizlenmediği için Nizip Çayı tarım arazilerinin sulanmasında kullanılmamaktadır. Ayrıca, yaydığı kötü koku nedeniyle de bölge halkından şikâyetler gelmektedir. Gerek tarımsal sulamada gerekse hayvanların su ihtiyacının karşılanmasında büyük bir öneme sahip olan Nizip Çayı acilen ıslah edilmelidir.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Sayın Şahin...

3.- Balıkesir Milletvekili Fikret Şahin’in, zeytinliklerin talanına ilişkin açıklaması

FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Paris İklim Anlaşması’nı 6 Ekim 2021 tarihinde hep birlikte bu Mecliste kabul ettik, üzerinden daha beş ay gibi bir süre geçmeden Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının yayınlamış olduğu genelgeyle zeytinlik alanlarında madencilik faaliyetine izin verilmektedir. Tabii, bu, zeytinin bir ölüm fermanıdır, AK PARTİ’nin ranta kurban vermesidir zeytinlikleri.

Yine, dün atanan Tarım Bakanı Sayın Vahit Kirişçi de 6 Mayıs 2009 tarihinde vermiş olduğu kanun teklifiyle zeytinlik alanlarda sanayi tesisi yapılmasını öngörmektedir. Umarız, Sayın Bakan zeytinlikleri talan için görevlendirilmemiştir; üzerindeki bu kara lekeyi, zeytinliklerle ilgili lekeyi temizler, kendisi göreve gelir gelmez bu yönetmeliğin iptalini sağlar.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Sayın Gül Yılmaz...

4.- Mersin Milletvekili Zeynep Gül Yılmaz’ın, bağımlılıkla mücadeleye ilişkin açıklaması

ZEYNEP GÜL YILMAZ (Mersin) – Tüm dünyada insan hayatı için büyük bir tehlike oluşturan alkol, tütün, uyuşturucu madde, teknoloji ve kumar bağımlılığı insanlığın kendisine bağlı sorun olarak ne yazık ki varlığını arttırarak sürdürmektedir. Buna karşın Türkiye sağlıklı bir toplum hedefine en kısa sürede ulaşmayı kendisine amaç edinmiş ve önemli gayretler göstermiştir. Zararlı alışkanlıklarla mücadele konusunda devletimizin yanı sıra bireylere, ailelere, medyaya ve sivil toplum örgütlerine önemli görevler düşmektedir. Bu görevi en iyi şekilde ifa eden, bağımlılıkla mücadelede örnek bir kuruluş olan Yeşilay özverili çalışmalarıyla insanlarımızın uyarılması, toplumumuzda belirli bir hassasiyetin oluşması adına samimiyetle ve bilimsel metotlarla mücadelesini sürdürmektedir.

Tüm vatandaşlarımızı sorumluluklarının bilincinde olarak bağımlılıkla mücadeleye katkı vermeye davet ediyor…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Taşkın…

5.- Mersin Milletvekili Ali Cumhur Taşkın’ın, Mersin ilinin Erdemli ilçesine ilişkin açıklaması

ALİ CUMHUR TAŞKIN (Mersin) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Akdeniz’in parlayan yıldızı seçim bölgem Mersin’in öne çıkan ilçelerinden biri de Erdemli’dir. Farklı güzellikleri bünyesinde barındıran Erdemli tarihî, turistik değerleri, uzun sahil şeridi ve yaylalarıyla bir bütün oluşturabilen etkileyici bir doğa, sayfiye şehridir. Kız Kalesi, Kanlı Divane, nekropol, Ayaş, Agora, antik tiyatro, liman, sur kalıntıları, kiliseleri, Akkale, Kocahasanlı Ören Yeri gibi antik çağlardan günümüze pek çok uygarlığa ait tarihî ve turistik değerleri barındıran müstesna bir ilçedir. 60 kilometrelik sahil şeridinin hemen her yerinde denize girebilmek mümkündür. Tarihî ve deniz turizminin yanı sıra Akdeniz’in Toros Dağları’yla buluştuğu ilçemizde yaz kış mesire yapılabilmektedir.

Tüm bu güzellikleri yerinde görmek, hemşehrilerimizin sıcak ev sahipliğinde Mersin lezzetini tatmak için Erdemli sizi çağırıyor diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – Sayın Arık…

6.- Kayseri Milletvekili Çetin Arık’ın, Erciyes Üniversitesinde taşerondan kadroya geçen işçilerin yaşadığı mağduriyete ilişkin açıklaması

ÇETİN ARIK (Kayseri) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Erciyes Üniversitesi Rektörlük bünyesinde taşerondan kadroya geçen arkadaşlarımız büyük bir mağduriyet içerisindeler. Bu kardeşlerimiz farklı bir sendikaya üye oldukları için Kamu Çerçeve Protokolü’ne dâhil edilmediler. Aynı işi yaptıkları arkadaşlarından farklı ücret ve sosyal haklara sahip olmaları, mağduriyet yaşamaları devlet ciddiyetiyle bağdaşmıyor. Milletin Meclisinden yetkililere sesleniyorum: Anayasa’nın eşitlik ilkesini hiçe sayan bu uygulamaya derhâl son verin, bu mağduriyeti giderin, eşit işe eşit ücret verin.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Sayın Gürer...

7.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in, Tarım ve Orman Bakanının değişmesiyle sorunların çözülmeyeceğine ilişkin açıklaması

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Tarım ve Orman Bakanının görevden alınması tarımda sorunların biteceği anlamına gelmez. Bu sistemin tek sorumlusu Cumhurbaşkanı Erdoğan’dır. Değişen, sadece bakanların adıdır. Yirmi yıldır AKP iktidarı tarımda yanlış politikalarla çiftçimizi, besicimizi, süt inekçiliğimizi yapanı bitirmiştir. Bu nedenle, bakanların adı değişir ama tarımda sistem değişmezse; çiftçiye, besiciye, süt inekçiliği yapana doğru destekler verilmezse bundan sonra da tarımın sorunları devam edecektir.

Tarım Bakanının gitmesiyle sorunlar bitmiyor. CAN gübre geçtiğimiz yıl 1.160 liraydı, yüzde 30 indirim sürecinde tonu 5.050 liraya gelmişti, şu an 5.800 lira. Yani, “Gübrede yüzde 30 indirim.” dediler, şimdi fiyatlar tekrar eski duruma geldi. Onun için, yapısal sorunlara el atılmalı. Yapısal sorunlar düzene girmeden de tarımda çözüm oluşmaz.

BAŞKAN – Sayın Kaşıkçı...

8.- Hatay Milletvekili Lütfi Kaşıkçı’nın, Topboğazı Göleti ile Kızılçat Göleti’nin temizlenmesi ve onarılması gerektiğine ilişkin açıklaması

LÜTFİ KAŞIKÇI (Hatay) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Kırıkhan ile Belen ilçelerimizin sınırlarında yer alan, Topboğazı Göleti ile Yayladağı ilçemizde yer alan Kızılçat Göleti’nin bakım, onarım ve işletmesi Hatay Büyükşehir Belediyesine ait. Bu göletlerden biri haznesinde bulunan çamur yüzünden, bir diğeri de gövdesinde bulunan çatlak yüzünden istenilen miktarda su biriktiremiyor. Buradan bir kez daha seslenmek istiyorum: Kırıkhanlı, Belenli ve Yayladağlı çiftçilerimizin tarlalarını sulaması için bu 2 göletin acilen temizlenmesi ve onarılması gerekmektedir. Şayet, Hatay Büyükşehir Belediyesi bunu yapamıyorsa bir dilekçeyle bu 2 göleti Devlet Su İşlerine devretsin, Devlet Su İşleri bu 2 göletin tamiri ve bakımı için hazır.

BAŞKAN – Sayın Şahin…

9.- Hatay Milletvekili Suzan Şahin’in, emeklilerin sorunlarına ilişkin açıklaması

SUZAN ŞAHİN (Hatay) – Türkiye’de 13,2 milyon emekli bulunmakta ve 7,9 milyonu asgari ücretin altında bir aylıkla geçinmeye çalışmakta. Emekli oluş tarihine göre, 2000 yılı öncesi, 2000-2008 arası ve 2008’den sonra maaş alanlar arasında büyük farklılıklar var. Emekli maaşları asgari ücretin net tutarında sabitlenmeli, en düşük emekli aylığı asgari ücret neyse o düzeyde olmalı. Adı üstünde asgari ücret, bunun altında ücret mi olur?

Çalışarak devlete primlerini ödemiş olan emekliler, aç yaşamayı hak etmemektedirler; elektrik, doğal gaz, kira ve gıda gibi temel ihtiyaçlarından 2 kalemi bile ödeyemez durumdalar ve yaşları gereği bir işte de çalışamıyorlar; adı üstünde yaşlı. Yoksa bu kadar zamla asgari ücretli de aç, bulursa ek iş yapıyor. Malullük ve yaşlılık sigortasından ödenen aylıkların en az asgari ücret düzeyine getirilmesi gerekmektedir; bu durum Meclisimize yakışmıyor.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Sayın Ataş…

10.- Kayseri Milletvekili Dursun Ataş’ın, üniversite mezunu KYK borçlularına ilişkin açıklaması

DURSUN ATAŞ (Kayseri) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Ekonomik krizin giderek derinleştiği bugünlerde üniversite mezunu KYK borçlu sayısı 5 milyonu aştı. Yaklaşık 400 bin genç icralık durumda. Geçen yıl 5,5 milyar lira olan KYK borçlarının bu sene 10 milyar liraya yaklaştığı belirtiliyor. Görüldüğü gibi, gençlerimiz bu borçları ödeyemiyor. Durum böyleyken yandaşların ceza borçlarını silen, 5’li çetenin milyarlarca vergisini affeden, Suriyelilere milyar dolarlar harcayan, yabancı ülkelere peşi sıra yardımlar gönderen, yabancı ülkelerin IMF’ye olan borçlarına kadar ödeyen iktidar gençlerimizin KYK borçlarını görmezden gelmektedir. Bu borçlar yüzünden okurken çalışmak zorunda kalan, ülkesinden ve kendi geleceğinden umudunu kesen ülkemizin geleceği bu gençlerimiz için bir adım atılmalı ve yeni bir düzenleme yapılmalıdır diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – Sayın Sümer…

11.- Adana Milletvekili Orhan Sümer’in, Ukrayna’daki Türk öğrencilerin sorunlarına ilişkin açıklaması

ORHAN SÜMER (Adana) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Ukrayna-Rusya savaşının başlamasıyla birlikte birçok vatandaşımız sıkıntılar yaşamış ve savaşın ağır şartlarına maruz kalmışlardır. Ukrayna’da yaklaşık olarak 22 bin Türk öğrencisinin olduğu… Büyükelçiliğimizin vasıtasıyla geri dönüşler için yapılan çalışmaları titizlikle takip etmekteyiz. Ukrayna’ya giden öğrencilerin en fazla başvurduğu bölümler tıp, diş hekimliği ve mühendislik bölümleridir. Yani orada okuyan çocuklarımızın hepsi yetişmiş, kalifiye insan profiline uygun, nitelikli öğrencilerdir. Savaşın ne kadar süreceği, şartların ne zaman normalleşeceği, güvenlik hususları göz önüne alındığında çocuklarımızın eğitim hayatlarına devam edebilmeleri uzun vadede problemli görünmektedir. Zaman kaybetmeden, Ukrayna’daki savaş nedeniyle memleketine gelmiş ve eğitimi yarıda kalmış gençlerimizin, Türkiye’de, okudukları bölümlerle ilgili üniversitelere yerleştirilmesi için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.

BAŞKAN – Sayın Antmen…

12.- Mersin Milletvekili Alpay Antmen’in, zeytinliklerin maden işletmeciliğine açılmasına ilişkin açıklaması

ALPAY ANTMEN (Mersin) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Ranta doymayan, aç maden şirketlerinin yazdırdığı yönetmelikle zeytin ağaçlarına kıyacak AKP zihniyetini esefle kınıyorum. Zeytin ağacı, tüm kutsal kitaplarda kutsallığın, bolluğun, adaletin, sağlığın, gururun, zaferin, refahın, bilgeliğin, aklın, insanlık için en önemli erdem ve değerlerin sembolüdür. İşte, AKP tüm bu değerlere karşıdır, yönetmelik de bunun açık ispatıdır.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Özkan…

13.- Mersin Milletvekili Hacı Özkan’ın, Türkiye’nin ihracattaki başarılarına ilişkin açıklaması

HACI ÖZKAN (Mersin) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Türkiye sağlam altyapısı, sürekli büyüyen üretim kapasitesi, yetişmiş insan gücü, şoklara dayanıklı ve dinamik ekonomisiyle, cesur girişimci ve ihracat potansiyeliyle hedeflerine doğru kararlılıkla ilerlemektedir. İhracatımız, geçtiğimiz yılın şubat ayına göre yüzde 25,4 oranında artışla 20 milyar dolar olmuştur. Bu rakam, tüm zamanların en yüksek şubat ayı ihracat rakamıdır. Bu yüksek performansla Türkiye, verisi açıklanan G20 ülkeleri arasında 2021 yılı genelinde ve yılın son çeyreğinde en hızlı büyüyen ülke olmuştur.

Hükûmetimiz ve iş dünyamız el ele vererek Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın işaret ettiği 2022 yılında 250 milyar dolar ihracat rakamını aşacağımıza hiç kimsenin şüphesi olmasın diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – Sayın Subaşı…

14.- Balıkesir Milletvekili Yavuz Subaşı’nın, Paris Büyükelçiliği Çalışma Müşaviri Reşat Moralı ve din görevlisi Tecelli Arı’yı saygı ve rahmetle andığına ve Tarım ve Orman Bakanlığındaki görev değişimine ilişkin açıklaması

YAVUZ SUBAŞI (Balıkesir) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Mübarek cuma günümüzün hayırlara vesile olmasını diliyorum.

4 Mart 1981 tarihinde, Paris Büyükelçiliği Çalışma Müşavirimiz Reşat Moralı ve din görevlisi Tecelli Arı, Ermeni terör örgütü ASALA’nın hain saldırısı sonucu şehit edilmiştir. Merhum şehitlerimizi saygı ve rahmetle anıyor, Dışişleri Bakanlığımıza ve aziz milletimize başsağlığı diliyorum.

Bugün görevi devralan Tarım ve Orman Bakanımız Profesör Doktor Vahit Kirişci’yi tebrik ediyor, başarılı çalışmalar diliyorum. Görevini devreden Bekir Pakdemirli Bakanımıza yaptığı hizmetler için teşekkür ediyor, Gazi Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – Sayın Kayan…

15.- Kırklareli Milletvekili Türabi Kayan’ın, Kırklareli ili Lüleburgaz ilçesindeki köprü sorununa ilişkin açıklaması

TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Kırklareli ili Lüleburgaz ilçesi 1.200 nüfuslu Turgutbey köyü mezarlık ile köy arasındaki derenin -aynı zamanda köyü 3 köye bağlayan derenin- üzerinde yaklaşık 4 metre yüksekliğindeki köprü bir buçuk yıl önce sel nedeniyle tamamen yıkılmıştır. Şu anda bu yoldan geçiş yapılamıyor ve ancak derenin suyu aşağıya indiği zaman traktörle geçebilecek hâle geldikten sonra buradan geçerek köylüler cenazelerini gömebiliyorlar, defnedebiliyorlar. Köprünün mutlaka yapılması lazım. Ayrıca, Lüleburgaz’ı Hayrabolu’ya bağlayan köprü -yolun üzerinde- Ergene Nehri üzerindeki köprü şu anda tek şerit hâlinde devam etmektedir. Sel nedeniyle ayakları tamamen boşa çıkan köprünün bir an önce yapılması ve çift şerit hâline getirilmesi lazımdır diyorum.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Sayın Canbey…

16.- Balıkesir Milletvekili Mustafa Canbey’in, Tarım ve Orman Bakanlığındaki görev değişimine ilişkin açıklaması

MUSTAFA CANBEY (Balıkesir) – Teşekkürler Sayın Başkanım.

Dün gece Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın tensipleriyle Tarım ve Orman Bakanlığı görevinde bir değişim oldu. AK PARTİ’de bakanlık bir bayrak yarışıdır. Ülkemizde tarımsal gelirimizi 200 milyarın üzerine çıkaran, tarımda net ihracatçı konumumuzu daha da güçlendiren, 2021 yılı küresel orman yangınlarında ABD'de, Rusya’da, İtalya’da günlerce söndürülemeyen yangınlar varken, canla başla çalışarak on beş gün içerisinde ülkemizdeki yangınları kontrol altına alan Bakanımız Bekir Pakdemirli’ye Bakanlığı döneminde yaptığı hizmetlerden dolayı teşekkür ediyorum. Göreve yeni atanan Vahit Kirişci Bakanımızı da tebrik ediyor, çalışmalarında başarılar diliyorum.

BAŞKAN – Sayın Şimşek…

17.- Mersin Milletvekili Baki Şimşek’in, kamudan ihale alan firmaların yaşadığı mağduriyete ilişkin açıklaması

BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, kamudan ihale alan -belediyelerden, özel idarelerden ve bakanlıklardan- birçok firma enflasyon farkı ve fiyat farkı verilmemesi sebebiyle ihalelere ya başlayamamakta ya da işleri durdurma noktasına gelmektedir. Özellikle, Mersin bölgesinde yapılmakta olan içme suyu ve sulama suyu projelerinde firmalar işe başlamamaktadır. Bahar ayıyla beraber bunlara mutlaka yeni bir kararnameyle fiyat farkı ve enflasyon farkı verilmesini -aksi takdirde bu projelerin yürümesinin zor olduğu- Maliye Bakanlığının bununla ilgili mutlaka yeni bir paket açıklamasını ya da bu firmalara sözleşmeyi fesih hakkı tanımasını talep ediyorum.

Saygılar sunuyorum.

BAŞKAN – Sayın Güneş…

18.- Uşak Milletvekili İsmail Güneş’in, Necmettin Erbakan’ın vefatının 11’inci seneidevriyesine ve 28 Şubat postmodern darbe girişimine ilişkin açıklaması

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) – Teşekkür ederim Başkanım.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 27 Şubat 2011 yılında Rahmetirahman’a kavuşan ve her türlü engellemelere ve baskılara rağmen “İman varsa imkân da vardır.” diyerek milletine hizmet etmekten geri durmayan, 54’üncü Hükûmetin Başbakanı ve millî görüş lideri Profesör Doktor Necmettin Erbakan Hoca’mızı vefatının 11’inci seneidevriyesinde rahmet ve minnetle yâd ediyor, mekânı cennet olsun diyorum.

Değerli milletvekilleri, bundan tam yirmi beş yıl önce millet iradesiyle iktidara gelmiş Hükûmete karşı 28 Şubat 1997 yılında yapılan illegal ve antidemokratik darbe girişimi yapanları ve destekleyenleri kınıyorum. 28 Şubat postmodern darbe girişimine alkış tutanların bugün demokrasi havarisi kesilmesinin inandırıcı olmadığını belirtiyor, her türlü darbe girişimini kınıyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – Sayın Gündoğdu…

19.- Kırklareli Milletvekili Vecdi Gündoğdu’nun, enflasyona ilişkin açıklaması

VECDİ GÜNDOĞDU (Kırklareli) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

TÜİK’in makyajlı enflasyonuna rağmen üretici fiyatlarındaki artış yüzde 105, tüketici fiyatlarındaki artış ise yüzde 55’e dayandı. Gıda enflasyonunun yıllık artışı yüzde 65’i buldu. Gıda enflasyonundaki artış memura ve emeklilere verilen zammın 2 katını geçti. Tüm rakam oyunlarına, TÜİK Başkanının değişmesine rağmen artık mızrak çuvala sığmaz oldu. Akşam zam, sabah zam; bir doğal gaza, bir elektriğe; bir benzine, bir mazota; bir daha benzine, bir daha mazota. Konuttaki doğal gaza yüzde 58, elektriğe ortalama yüzde 110, benzine yüzde 108, LPG’ye yüzde 157, motorine yüzde 130… Kısacası zam, zam, zam. “Doğal gaz bulduk, milleti iliklerine kadar ısıtacağız.” derken milletin iliklerini kuruttular, iliklerini. Tek adam sebep, enflasyon, pahalılık…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Şevkin…

20.- Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin’in, Adana’nın Yüreğir ilçesine bağlı Doğankent Mahallesi’ndeki drenaj kanalı sorununa ilişkin açıklaması

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Adana'nın Yüreğir ilçesine bağlı Doğankent Mahallesi âdeta Hükûmetin yok saydığı bir yerleşim merkezi hüviyetine büründü. Adana'da tarım ve hayvancılık başta olmak üzere, kent ekonomisine inşaat ve sanayi alanında katma değer yaratan, üreten… Mahalle halkının yıllardan bu yana yaşadığı bir drenaj kanalı sorunu hâlen çözülmüyor. Devlet Su İşlerine ait 4 no.lu drenaj kanalı mahallenin tam ortasından geçiyor ve bakımsızlık nedeniyle çöp, katı ve plastik atık yığınına dönüşmüş durumda. Yazın yoğun sinek üreten, kış aylarında özellikle çocukların korkulu rüyası hâline gelen kanalın yanı başında ilkokul ve ortaokul bulunuyor. Bölgede ağır kokulara ve sağlık sorunlarına neden olan kanal, 1.500’e yakın öğrenci için büyük risk taşıyor. Kanalın mahalle içerisinden geçen bölümü derhâl kapatılmalı, tamamı rehabilite edilmeli; buradan yetkililere sesleniyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, şimdi, sisteme giren, söz talep eden grup başkan vekillerine söz vereceğim.

Sayın Tatlıoğlu, buyurun.

21.- Bursa Milletvekili İsmail Tatlıoğlu’nun, akaryakıta gelen zamlara, Tarım ve Orman Bakanlığındaki görev değişimine, tarımdaki sorunlara, Bursa’nın lojistik merkezi ihtiyacına, Kahramanmaraş Milletvekili Ahmet Özdemir’in gündem dışı konuşmasına ilişkin açıklaması

İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekillerimiz; akaryakıta dün geceden itibaren geçerli olmak üzere yeni bir zam daha geldi ve bugün itibarıyla motorine 1,33 lira ilave edildi. Böylece, son üç günde motorin yaklaşık 3 lira pahalandı, bu anlamda, 20 liraya dayanmış bir fiyat söz konusu. Böylelikle, son dört ayda Türkiye’de akaryakıta gelen zam yüzde 140’a ulaşmıştır. Partili Cumhurbaşkanlığı sistemine geçildikten itibaren asgari ücret karşısında akaryakıt alım gücü ciddi anlamda düşmüştür; 2018 yılından itibaren asgari ücret 2,5 kat artarken akaryakıt 3,5 kat yükselmiştir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun.

İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) – Bundan tam bir yıl önce asgari ücretli yaklaşık 6,5 depo, 384 litre benzin alabilirken bugün, bu, 228 litreye düşmüştür. Bu öngörüsüz ve yanlış politikalar vatandaşlarımızın alım gücünü iyiden iyiye azaltmış; işçinin, memurun ve emeklinin aldığı zamlar henüz iki ayda yüksek fiyatlar karşısında erimiştir. Yapılan zamlarla milletimizin sırtına yüklenen külfet artmıştır, gerçekten, partili Cumhurbaşkanlığı sisteminin dayanılmaz bir ağırlığı hissedilmektedir.

Bir diğer konu: Dün gece yayınlanan Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, geleneksel tabiriyle ve siyasete uygun tanımıyla, görevinden istifa etmiştir. Vahit Kirişci Tarım ve Orman Bakanıdır, hayırlı olsun diyoruz ve başarılar diliyoruz fakat gerçek şu ki yine partili Cumhurbaşkanlığı sistemiyle beraber Bakanlar sekretarya görevini üstlenmektedir. Bakanın kim olduğu değil, hükûmet sisteminin başındaki iradenin stratejisi ve politikaları önemlidir. Bu nedenle, Türkiye, her geçen gün bir tarım ülkesi olma vasfını yitirmektedir. 2002’de 37 milyar lira olan tarım hasılatı 11 kat artmış ve 407 milyar lirayı bulmuştur ama tarımsal kesimin çiftçi borçları tam 87 kat artmış; 2,6 milyardan 227 milyara çıkmıştır. 2003’te millî gelirimizin içindeki payı yaklaşık yüzde 10 olan tarımın payı 2020’de 5,6’ya düşmüş; 2020 yılında ekonomi yüzde 11 büyümüş ama tarım sektörü 2,2 küçülmüştür. O nedenle, gerçekten, dünya tarım fiyatları artarken tarım üretimi düşen bir Türkiye ve bu nedenle de tarımsal anlamda cari açığa olumsuz katkı koyan bir ekonomi.

BAŞKAN – Buyurunuz Sayın Tatlıoğlu.

İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) – Tarımda Bakan değişikliği değil, zihniyet ve sistem değişikliği gerekmektedir.

Son olarak, Türkiye’de işletmeye alınan 12, yapımı devam eden 3, tamamlanan 3, etüt ve proje aşamasında 5 lojistik merkezi arasında Bursa yer almamaktadır. Hâlihazırda tüzel kişilik sıfatını kazanmış 17 adet organize sanayi bölgesine sahip olan Bursa’nın, 3’üncü defa yeniden inşaat çalışması başlayan tren projesiyle devreye girmesi gereken lojistik taşımacılığı için bünyesinde antrepo, parsiyel yük terminali, tehlikeli madde deposu, soğuk hava depoları, sıvı ürün depoları, benzin istasyonu, banka ve araştırma birimleri bulunan bir lojistik merkezine ihtiyaç vardır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun Sayın Tatlıoğlu.

İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) – İşin biraz trajikomik tarafı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının sitesinde bir lojistik merkezi programı, planı ve varlığı gözükmemesine rağmen, Bakanın, böyle bir projenin olduğunu söylemesi, olmadığını öğrenince de “Öyleyse yaparız.” demesidir. Devletin meselelerin neresinden tuttuğunu görmek açısından üzüntü vericidir.

Bu anlamda, Bursa’da temeli yüksek hızlı tren olarak atılan, sonradan standartlı demir yolu olarak değişen ve defalarca ihaleleri iptal edilen demir yolu projesinin, Aralık 2012’de başlayan ve yılan hikâyesine dönen on yıllık serüveninin, 7’nci Bakanı olan Sayın Bakanın bu sözünün takipçisi olmaya devam edeceğiz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun Sayın Tatlıoğlu.

İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) – Sayın Başkan, ayrıca Kahramanmaraş Milletvekilimizin gerçekten, nükte, şiir ve latifenin yoksunu olduğumuz bu dönemde bir şiire zaman ayırması, estetiği ve zaviyeyi kaybettiğimiz, siyaset dilinin nobran ve kabalığa kaydığı bu dönemde gerçekten önemlidir ve değerlidir. Kendisine teşekkür ederim. (İYİ Parti ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Özkan, buyurun.

22.- Denizli Milletvekili Cahit Özkan’ın, Tarım ve Orman Bakanlığındaki görev değişimine, Tarım ve Orman Bakanlığı görevini devralan Vahit Kirişci’nin ve 2002 sonrası dönemde görev yapan Tarım ve Orman Bakanlarının başarılarına, Bursa Milletvekili İsmail Tatlıoğlu’nun yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ve eski Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin orman yangınlarıyla mücadelede gösterdiği performansa ilişkin açıklaması

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Sayın milletvekilleri, kıymetli arkadaşlar; malumunuz olduğu üzere, dün akşam Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın tensip, takdir ve kararlarıyla Tarım ve Orman Bakanlığımızda bir değişiklik olmuş ve bugüne kadar tarım, hayvancılık ve orman faaliyetlerinde büyük hizmetler ortaya koyan, gayretiyle milletimiz nezdinde teveccüh ve tarımsal hasılamızda artış meydana getiren Tarım ve Orman Bakanımız Bekir Pakdemirli görevinden ayrılmış ve yerine 22’nci ve 23’üncü Dönem Adana Milletvekilimiz olan Vahit Kirişci Hocamız Bakan olarak atanmıştır; ülkemize, milletimize, çiftçimize, ülkemizin tarımsal bereketine hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum.

Vahit Kirişci Hocamız, 1960 yılında Kahramanmaraş'ta dünyaya geldi ve ziraat yüksek mühendisi ve aynı zamanda akademik alanda öğretim görevlisi olarak faaliyetler gösterdi, pek çok alanda öğrenci yetiştirdi. Toplam 55 adet makale, kitap, komisyon raporu ve bildiri türünden yayın hayata geçirdi ve yine kendi alanında pek çok sivil toplum kuruluşunda başkan ve yöneticilik yaptı; Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonunda da 22’nci ve 23’üncü Dönemde görev yaptı. Tabii, bugüne kadar, son yirmi yıllık süre zarfında, 2002 sonrası dönemde, hamdolsun, bütün Tarım Bakanlarımız büyük bir gayretle çiftçilerimizin alın terini berekete dönüştürme gayreti içerisinde oldu. 2002’de 23 milyar dolar olan tarımsal hasılamızla Avrupa’nın 4’üncü ülkesiyken, hamdolsun, bu mücadele ve gayret sayesinde aradan geçen süre zarfında 50-55 milyar dolarlara kadar çıktı ve bu, ülkemiz adına, milletimiz adına bir övünç ve gurur seviyesidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Avrupa'nın 4’üncü tarım ülkesi olmaktan -hasıla itibarıyla- 1’inci tarım ülkesi hâline geldik. 2002 yılında tarımsal hasılaya baktığımız zaman, tarımsal ihracatın millî gelire oranına baktığımız zaman düşmüş gibi görünmesinin sebebi...

FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) – Tarım mı çıktı?

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – Evet, Kıymetli Başkan, arka planında ülkemizin sanayi ve teknoloji alanında elde ettiği mesafelere bağlı olduğunu hatırda tutmak lazım.

FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) – Allah, Allah! Yine, matematiği inkâr ediyorsun.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – Sadece filin hortumuna, filin bacağına, göbeğine, dişine bakarak mukayese ve değerlendirme yapılamaz. Bunu da şahsınız adına büyük bir nükte olarak görüyorum.

FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) – Ya, sen büyük tahrifçisin, matematiği inkâr ediyorsun. Yine, matematiği öldürdün!

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – Bizi sabah sabah güldürdünüz, Allah da sizi güldürsün.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) – Kim kimi güldürdü!

İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) – Sayın Başkan...

BAŞKAN – Buyurun, toparlayın Sayın Özkan.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – Diğer taraftan, ülkemizin tarımda net ihracatçı konumunu daha da güçlendirdik.

FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) – Yine, matematiği katlettin ya! Helal olsun ya!

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – 4 milyar dolar olan tarım ve gıda ürünleri toplam ihracatımızı, dikkat buyurun, 20 milyar dolara çıkardık.

FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) – Hadi oradan! Nerede? Sallama, sallama!

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – Türkiye’yi 195 ülkeye 1.690 çeşit tarımsal ürün ihraç eden bir ülke konumuna, hamdolsun, ulaştırdık. Millî Tarım Projesi’ni geliştirdik.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) – Saman ithal ediyoruz, saman!

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – 2002’de 1,8 milyar TL olan tarımsal destekler 2020’de 22 milyar rakamına yükselmiştir. Sertifikalı tohum üretimini 1 milyon tonun üzerinde çıkardık, bu da tarımda millîleşmenin en önemli parametrelerinden biridir. Çiftçilerimize seralarının modernizasyonu için faizsiz kredi desteğinin seviyesini yükselttik.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tarım Bakanlığının bütçesini görüşmüyoruz, değil mi arkadaşlar?

YASİN ÖZTÜRK (Denizli) – Bravo Başkanım!

BAŞKAN – Buyurun.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – Önemli değişim arifesindeyiz Sayın Başkanım.

Hayvancılık destekleri 2002’de 83 milyon iken aradan geçen süre zarfında 6 milyarlık destekleme ödemesini hayata geçirdik. Yine, su ürünleri, kanatlı hayvancılık alanlarında da ülkemiz katlayarak hasılasını artırdı.

Evet, diğer taraftan, görevini tamamlayan Sayın Bakanımız Bekir Pakdemirli’nin, orman yangınları noktasında ortaya koyduğumuz performans noktasında da elbette tebrik, takdir ve şayana muhatap olması, milletimizin nezdinde teveccühe mazhar olması önemlidir. (CHP, HDP ve İYİ Parti sıralarından gürültüler)

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) – Beceriksizliğiniz yüzünden cayır cayır yandı ormanlar.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – Sayın Başkanım, küresel ısınma açısından içinden geçtiğimiz süre, bu konuları da bir cümleyle tamamlamamıza imkân vermeli. Avrupa Orman Yangınları Bilgi Sistemi çerçevesinde EFFIS raporlarına göre, 2020’de yani…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun Sayın Özkan.

ALİ KEVEN (Yozgat) – Bu kadar başarılıysa niye aldınız?

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – Hepsi başarılı, hamdolsun.

TACETTİN BAYIR (İzmir) – Niye aldınız o zaman?

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – …nem oranının düştüğü, sıcaklık seviyelerinin arttığı bir ortamda 2020’de ABD’de yangın başına düşen alan 68 hektar, Kanada’da 76, İspanya’da 20, Fransa’da 7,6 hektar iken bizlerin etkin mücadelesiyle hamdolsun 6,2 hektar olmuştur. Ve yine, Avrupa’dan ve Amerika’dan örnek vereyim: Kaliforniya’da yaklaşık 103 gün sürmüş orman yangını, üç aydan fazla, söndürülememiş. Nasıl sönmüş? Kış gelmiş, yağmur yağmış, kar yağmış, hava soğumuş, sönmüş. (CHP sıralarından gürültüler) Düşünebiliyor musunuz, söndürülememiş. Kanada’da 3 milyon hektar yanmış, iki ay sürmüş. Sibirya’da 2,4 milyon hektar yanmış ve doksan altı gün söndürülememiş.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – Bitiriyorum.

BAŞKAN – Buyurun, toparlayın.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – Yine, kışın rahmetine sığınarak söndürülmüş.

FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) – Sibirya’da mı olmuş? Allah Allah!

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – İtalya’da yetmiş sekiz gün sürmüş yangın.

Son olarak -bitiriyorum- evet, helikopter, uçak, arozöz mü diyorsunuz?

ALPAY ANTMEN (Mersin) – Yoktu Mersin’de.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – Siz oralarda dolaşırken kafanızın üstünde yukarıda uçuyordu, yukarıya baksaydınız görürdünüz.

27 helikopterimiz varken 39 helikoptere, 3 amfibik uçağa, 4 İHA’ya, 18 uçağa çıkarılmış. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

ORHAN SÜMER (Adana) – İbrahim Bey’den başka da alkışlayan yok, inanan yok.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – 162 gözetleme kulesi, 324 termal kamera kullanılarak ilk defa askerî amaçlı İHA’larla -herhâlde siz rahatsız oldunuz- onlarla yangınlara müdahale edilmiş ve müdahale süresi kırk dakikadan on iki dakikaya ulaşmış.

ALİ KENANOĞLU (İstanbul) – Ya, hayret bir şeysin! Resmen komedi ya! Bu sorunlar goygoyla çözülmez ya!

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – Hayırlı, mübarek olsun. Daha büyük müjdelerle, başarılarla milletimizin huzurundayız.

Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) – Neşemizi artırdın vallahi, hep böyle olsan! Anlat, anlat! Anlat yalanları!

BAŞKAN – Sayın Bülbül, buyurun.

ORHAN SÜMER (Adana) – İbrahim Bey’den başka alkışlayan yok sizi, inanan da yok bak; İbrahim Bey’den başka alkışlayan yok.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – Milletimiz alkışlasın yeter, millet alkışlasın.

ORHAN SÜMER (Adana) – Ya, grup alkışlamıyor, grup.

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Grup Başkan Vekiline söz verdim.

Buyurun.

23.- Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbül’ün, Tokat-Niksar kara yolunda şehit düşen ve yaralanan askerlere, Ukrayna-Rusya arasında yaşanan gelişmeleri takip ederken saldırıya uğrayan gazetecilerimize, Pakistan’ın Peşaver kentinde bir camiye yapılan bombalı saldırıya, Misakıiktisadi’nin kabulünün yıl dönümüne ve 1-7 Mart Yeşilay Haftası’nı ve Yeşilayın kuruluşunun 102’nci yıl dönümünü kutladığına ilişkin açıklaması

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Tokat-Niksar Karayolu’nda askerî servis aracının devrilmesi sonucu Uzman Çavuş İsmail Elfin şehit düşmüş, Uzman Çavuşlar Muammer Kurt ve Ali Yiğit yaralanmıştır. Şehidimize yüce Allah'tan rahmet, yaralı askerlerimize de acil şifalar diliyoruz.

Sayın Başkan, Ukrayna-Rusya arasında yaşanan gelişmeleri kaynağından takip ederek ülkemiz ve dünya kamuoyuyla paylaşırken saldırıya uğrayan gazeteciler Orhan Sali, Taha Hazar, Samet Güner ve Caner Emre Kınacı’ya geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor, bu saldırıların tekrarının yaşanmamasını temenni ediyoruz.

Sayın Başkan, dost ve kardeş ülke Pakistan’ın Peşaver kentinde cuma namazı sırasında camiye yapılan bombalı saldırı sonucunda 45 kişinin hayatını kaybettiğini ve 60’tan fazla kişinin de yaralı olduğunu öğrenmiş bulunmaktayız. Masum insanları hedef alan bu menfur terör saldırısını lanetliyor, vefat edenlere yüce Allah’tan rahmet, Pakistan devleti ve halkına başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz.

Sayın Başkan, 17’nci yüzyılda “Devletin şevket ve kudreti askerle, askerin bekası hazineyledir.” tespitlerinde bulunan Koçi Bey’in de belirttiği istikamet üzere, Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Misakımillî’nin Misakıiktisadi’yle mümkün ve daim olabileceğini şu sözlerle belirtmiştir: “Siyasi, askerî zaferler ne kadar büyük olurlarsa olsunlar, iktisadi zaferlerle taçlandırılmazlarsa meydana gelen zaferler devamlı olamaz.” Bu doğrultuda, Gazi Mustafa Kemal Atatürk, İzmir’in kurtuluşunun akabinde, 17 Şubat 1923’te İzmir İktisat Kongresi’ni toplamıştır. Çiftçi, tüccar, işçi ve sanayi kesiminden oluşan 1.135 delegenin katıldığı kongre…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bülbül.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) – …4 Mart 1923’te Misakıiktisadi Kararları’nın kabul edilmesiyle sona ermiştir. Bu kararlarda ülkede yerli malı üretimi ve kullanımının yaygınlaştırılması, teknik eğitimin geliştirilmesi, ham maddesi yurt içinde olan sanayi dallarının kurulması, özel teşebbüse kredi sağlayacak devlet bankasının kurulması gibi önemli kararlar alınmıştır. Bu vesileyle, Misakıiktisadi’nin kabulünün yıl dönümünde, ülkemizi ekonomide daha ileriye taşımanın gayretiyle “mutlu millet ve güçlü devlet” idealine ulaşmayı millî bir vazife olarak görüp bu amaçla çalışmalara devam ettiğimizi Gazi Meclisimize beyan etmekteyiz.

Sayın Başkan, son olarak, Birinci Dünya Savaşı sonrasında, işgal güçlerinin toplumumuzda alkol ve uyuşturucu gibi maddeleri yaygınlaştırmasını önlemek ve işgale karşı mücadele ruhunu diri tutmak amacıyla Profesör Doktor Mazhar Osman ve dönemin aydınları tarafından 5 Mart 1920’de “Hilal-i Ahdar” adıyla Yeşilay Cemiyeti kurulmuştur.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun Sayın Başkan.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) – Kuruluşundan itibaren sağlıklı nesiller için kötü alışkanlıklarla mücadeleyi şiar edinerek çalışmalarına devam eden Yeşilay gönüllülerinin 1-7 Mart Yeşilay Haftası’nı ve Yeşilayın kuruluşunun 102’nci yıl dönümünü kutluyor, Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.

BAŞKAN – Sayın Tatlıoğlu, buyurun.

24.- Bursa Milletvekili İsmail Tatlıoğlu’nun, Denizli Milletvekili Cahit Özkan’ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) – Sayın Başkan, ben, Sayın Grup Başkan Vekilinin bizim konuşmamızı tutanaktan alıp bir bakmasını rica ederim kendisinden.

Bilgi ucuz bir şey değil; söz ucuz da bilgi ucuz bir şey değil.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Halkların Demokratik Partisi Grup Başkan Vekili Sayın Saruhan Oluç, buyurun.

25.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç’un, Denizli Milletvekili Cahit Özkan’ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine, eski Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin tarıma en fazla zarar veren kişi olduğuna, Doğu Perinçek’in beraberindeki heyetle Rusya’ya gerçekleştirdiği ziyarette Ethem Sancak’ın sarf ettiği sözlere ve Danıştay Cumhuriyet Başsavcılığının, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının hukuka aykırı olduğu yönünde mütalaa verdiğine ilişkin açıklaması

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın vekiller, ilginç oldu Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkan Vekilinin konuşması gerçekten. İnsan şunu soruyor: Ya, bu kadar başarılı bir Tarım Bakanıysa neden görevden alındı Allah aşkına? Yani burada görevden alan ile sizin aranızda belli ki bir çelişki var.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – İyinin düşmanı daha iyidir.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Ha, daha iyisini yapsınlar diye.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – Daha iyi, daha iyi, daha iyi… Tek rakibimiz biz.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) - Şimdi, ben onun yaptıklarını anlatacağım, onun daha iyisinin nasıl olduğunu konuşacağız.

BAŞKAN – Sayın Oluç, bir saniye…

Grup Başkan Vekilleri konuşurken karşılıklı görüşmeyi, emin olun, çok büyük bir şeyle takip ediyorum, buna müdahale etmeyi de uygun görmüyorum.

Buyurun Sayın Oluç.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Şimdi, herhâlde, bu Tarım Bakanı, yakın tarihimizde çiftçilerin dertlerini en az anlamış olan Tarım Bakanıdır, en az anlamış olan ve tarımı kuruttu, ormanları çöle çevirdi bu Tarım Bakanı ya. Bunu nasıl konuşmuyorsunuz? Şimdi, çiftçi sayısı inmiş, 2 milyon 100 binden -400 bin azalmış- 1 milyon 700 bine. Bunun teknolojik gelişmeyle filan alakası yok. Çiftçiler iflas etmiş, çiftçiler yaşayamaz duruma gelmiş, tarımı üretemez hâle getirmişler, onun için bu hâle gelmiş. Şimdi, bu Tarım Bakanı işbaşına geldiğinde çiftçi borçları 100 milyar seviyesindeymiş, şimdi dört yılda katlanmış, 225 milyar olmuş; çiftçi borçlarından bahsediyoruz. Batırmış çiftçiyi, bu batırmış çiftçiyi anlamadığı gibi, bir de diyor ki: “Bana borçlu çiftçi gösteremezsiniz, iflas etmiş çiftçi gösteremezsiniz.” Ya, sen nerede dolaşıyorsun da çiftçi arıyorsun Bakan Efendi? Bunu sorduk, onun da cevabını veremedi. Gıda enflasyonu yıllık yüzde 65’e çıkmış, Türkiye gıda enflasyonunda dünya 4’üncüsü olmuş, Tarım Bakanı çok başarılı işler yapmış gibi anlatılıyor. Ya, görevi sırasında gübreye yapılan zammın haddi hesabı yok. Hadi diyelim, bu gübre zammı sizin o müthiş ekonomi tezinizden kaynaklandı -faiz, enflasyon- peki, bu gübre zammıyla karşı karşıya kalmış olan çiftçileri rahatlatacak herhangi bir adım atmış mı Tarım Bakanı, herhangi bir şey önermiş mi? O da yok, anlamıyor. Küçük üreticinin derdini zerre kadar anlamayan bir Tarım Bakanından bahsediyoruz. İktidara geldiğinde mazot 6 liraymış, şimdi olmuş 19 lira.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun Sayın Oluç.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – 2018 yılında Bakan olduğu zaman menemenin maliyeti 8,5 liraymış, şimdi olmuş 40 lira. Bu Tarım Bakanı… Böyle bir Tarım Bakanından bahsediyoruz.

Ya “orman yangınları” diyorsunuz, el insaf! Bakın, 2004-2019 yılları arasında Türkiye’de 37 bin orman yangını olmuş, toplam 141.780 hektar ormanlık alan yanmış. Bu Tarım ve Orman Bakanının görevi sırasında, sadece 2021 yılında 178 bin hektar orman alanı kül olmuş ya! Çok başarılı Tarım ve Orman Bakanına bakın. Yani Bekir Pakdemirli tarım bakanları arasında tarıma en fazla zarar veren kişi olarak ortaya çıkmış, onun için görevden alındı, başarılı olduğu için falan değil.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun Sayın Oluç, toparlayalım.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Toparlıyorum efendim.

“Onun başarıları iyiydi, şimdiki daha başarılı olacak.” diyorsanız, demek ki gelenin üzerine öyle bir yük bindirdiniz ki adam şimdi “Bunun başarısızlığından daha fazlasını nasıl yapacağım?” diye uğraşacak. Böyle bir şey olabilir mi? Neyi savunuyorsunuz?

İthalatın en fazla yapıldığı -tarım alanında- gıda egemenliğinin, gıda güvencesinin ve gıda güvenliğinin zerre kadar ciddiye alınmadığı, tarım bürokratlarının en fazla maaş aldığı ve çiftçilerin yerine çok uluslu şirketlerin kâr ettiği bir Tarım Bakanı döneminden bahsediyoruz.

Bir de bu kadar değil ha, Sayıştay raporlarına yansıdı, yaptığı usulsüz atamalar ve görevlendirmeler nedeniyle, hukuksuzları nedeniyle Sayıştay raporlarında da yer aldı bu Tarım Bakanı. Dolayısıyla, bu Tarım Bakanının savunulacak hiçbir yanı yok, onun için savunarak kendinizi de zora sokmayın.

Sayın vekiller, değinmek istediğim bir konu daha var: Şimdi, sizin bu Cumhur İttifakı’nın ortağı var Doğu Perinçek, Vatan Partisi, bir heyetle beraber ortağınız Rusya’ya gitmiş.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun Sayın Oluç.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) - Teşekkür ederim.

Heyetin içinde Ethem Sancak da varmış. Ethem Sancak’ı siz benden daha iyi tanıyorsunuz. Biz onun geçmişini biliyoruz tabii, niye bu heyetin içinde yer aldığını da biliyoruz. Şimdi, orada konuşmuş, demiş ki: “Bu Bayraktarları Ukrayna’ya satarken böyle kullanılacağını bilmiyorduk.” Nasıl kullanılacağını düşünüyordunuz? Bayraktarları Ukrayna’ya satarken desteklediniz, sonra, şimdi, Rusya’ya gidip “Ya, öyle kullanacaklarını bilmiyorduk.” diyorsunuz. Ne yapacaklardı, onlarla balık mı tutacaklardı? Ne yapacaklardı onlarla? “Rusya’yla müttefikiz, S-500 yapacağız, uzaya çıkacağız.” Bunları Ethem Sancak söylemiş, ünlü Ethem Sancak. Herhâlde sizi de bağlayan şeylerdir bu söylenenler, onu da belirtmiş olalım.

Sayın Başkan, izin verirseniz son bir şey belirtmek istiyorum: Şimdi, 8 Mart haftasındayız, gelecek hafta 8 Mart Dünya Kadınlar Günü.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun Sayın Oluç.

Toparlayalım.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Bitiriyorum.

Şimdi, 8 Marttan önce ilginç bir karar çıktı, daha doğrusu bir mütalaa çıktı, Danıştay Cumhuriyet Başsavcılığı, İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararının hukuka aykırı olduğu yönünde mütalaa verdi. Biliyorsunuz, İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmeyle ilgili Danıştaya başvuru yapılmıştı ve “Bu, hukuka aykırıdır.” dendi. Bu mütalaayı okuduk “Sözleşmenin onaylanması ve tatbikinin durdurulması ya da sonlandırılmasının Meclis kararıyla mümkün olduğunu tespit ediyoruz.” diyor, mütalaa bunu söylüyor esas itibarıyla. Niye bunu hatırlatıyoruz? 8 Marta birkaç gün kaldı ve biz hep söylüyorduk, “İstanbul Sözleşmesi’nden hukuksuz yere, bir kişinin imzasıyla çıkıldı ve Meclisin iradesi bir kez daha gasbedildi.” diyorduk. Danıştay Cumhuriyet Başsavcılığı da bu yönde bir mütalaa vermiş oldu, bunu da dikkatinize sunuyorum.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Sayın Özel, buyurun.

26.- Manisa Milletvekili Özgür Özel’in, Tarım ve Orman Bakanlığındaki görev değişimine, eski Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin tarıma verdiği zararlara, Denizli Milletvekili Cahit Özkan’ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine, gaziler arası ayrımcılığa ve Vakıflar Bankası emekçilerinin şikâyetlerine ilişkin açıklaması

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Ben de Tarım Bakanının değişmesiyle ilgili sözlerime başlamak isterim. Tabii, nezaketen gidene teşekkür, gelene başarılar diliyoruz. Ama gelenin ve gidenin bir şeyi değiştirmeyeceğini, rejimin, tek adam rejiminin ortaya bıraktığı alan içinde yapılacakların hiçbir fayda etmeyeceğini ve bütün anketlerde AK PARTİ’nin en başarısız olduğu üç alandan ve en başarısız Bakan olarak çıkan, değişimi altı aydır beklenen bir Bakanın değişiminden sonra burada yazılmaya çalışılan gerçek dışı bir başarı hikâyesinin toplumsal bir karşılığı olmadığını da biliyoruz.

Rejim şöyle bir noktada: Bakan, görevinden affını talep etmiş, o da kabul edilmiş; böyle istifa edemezsiniz. “Görevden aldım.” da demezler, “O affını talep etti, ben uygun gördüm.” Bakın, beyler, bakın, bugün Sayın Binali Yıldırım’la beraber sabahleyin 9.30’da ineceklermiş, Erzincan’da gün boyu faaliyet yapacaklarmış. Kendisi sosyal medyadan bugün Erzincan programını duyuruyor, akşamleyin Resmî Gazete’de af talep etmişti, bunu yaptı. Af talep edecekse niye program duyuruyorlar? Vatandaş bu çağrıya uysa sabahleyin “Selamsız Bandosu” gibi Erzincan Havalimanı’nda, Bakan o saatlerde devir teslim yapıyor. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar) Öbür Bakana birazdan burada kürsümüzü emaneten vereceğiz çünkü bu Meclisten yetki almadı, bu Meclise karşı sorumlu değil, soru önergelerini yanıtlamak için gelmeyecek, gensoru veremeyeceğiz, kendisini savunmaya gelmeyecek, görevden alamayacağız; bir kürsü emanet edeceğiz, yemin edecek, değişen hiçbir şey olmayacak.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – O af talep etmiş, beyefendi affını kabul etmiş; millet affetmeyecek, sandıkta affetmeyecek, biz affetmeyeceğiz. Özellikle “Orman yangınları için uçak lazım.” denildiğinde “Bu coğrafyaya uçak lazım değil.” deyip yangınların 3’üncü günü fellik fellik uçak aramamızı unutmayacağız. Bu ülkede tarıma bu kadar zarar veren ve çiftçiye bu kadar borçlanılan bir dönem olmadı, bunu unutmayacağız.

Bu Bakanın karnesine bakarsanız, çiftçiye 47 milyar TL bu sene borçlu gidiyor ama AK PARTİ’ye bakarsanız, 400 milyar TL borcunuz var. Kanunun çıktığı tarihten itibaren millî gelirin yüzde 1’ini değil de en yüksek olduğu yıl yüzde 0,61’ini verdiniz, bu sene yüzde 0,33’ünü veriyorsunuz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun Sayın Özel.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Yani ödemeniz gerekeni o tarihten bugüne kadar sadece enflasyon hesabına vuracak olursak ödenmesi gereken destekleme 804 milyar TL, ödenen 228 milyar TL; aradaki farkı siz çiftçiye değil, başkalarına verdiniz, para kenarda durmadığına göre, tamtakır kuru bakır. Eğer, dolar üzerinden hesaplasaydınız 960 milyar TL destekleme vermeniz gerekiyordu, verdiğiniz destekleme 228 milyar TL. Bu durumda, çiftçinin, bu dünyada da öbür dünyada da iki eli yakanızdadır. “O af talep etti, biz affettik.” onu affedeni affetmeyecek, bugünkünü atayanı affetmeyecek, hakkını sizde bırakmayacak, sandıkta da hesabını sizden soracak. (CHP sıralarından alkışlar)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun Sayın Başkan.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – İkinci bir mesele: Cahit Özkan öyle şeyler anlatıyor ki ya -Cahit Özkan’ın bu anlattıklarında- hakikaten insan istiyor ki Meclis olarak gizli oturum yapalım, dünyaya rezil olmayalım. Türkiye'de işler böyle gidiyor mu? Buna kim bakacak? Bütün dünyada bir şey var, ülkelerin kredi risk primleri var; CDS. Bir ülkeye para verirken ona bakıyorlar. Türkiye'nin risk pirimi bugün 30 puan daha artarak 650’ye geldi, tarihinin en yüksek risk primlerinden birini yaşıyor. Bugün için Türkiye Eurobond’la borçlanırken yüzde 8,5’la para veriyorlar, Amerika'ya yüzde 1,7; Almanya'ya eksi 0,23. Şimdi, Türkiye'ye borç verirken yüzde 8,5; dünyanın en yüksek oranı yani bugün Türkiye'yi…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Toparlayalım Sayın Özel.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Sayın Başkanım, dünyada savaş var, bütün dünya ülkeleri için var; corona var, bütün dünya ülkeleri için var, bütün dünyada risk primi en çok artan ve en pahalıya borçlanabilen ülke biziz. Bu durumda hâlen daha, o eşsiz çabayla bir başarı hikâyesi anlatmaya çalışmak, ancak ve ancak bizleri olduğu gibi, Türkiye’ye de dünyayı güldürür. Bu risk primini düşürecek doğru bir ekonomi yönetimine, doğru bir güvene ihtiyaç var.

Meclisle ilgili bir iki şey söylemek mecburiyetindeyiz, gaziler arası ayrımcılık. Sayın Başkanım, Kıbrıs gazileri 1.650 TL alıyor. Dün aramış Kıbrıs gazimiz beni “1.400’den 1.650’ye çıktı.” arkada kavas arkadaşların odasında o yakındı, ben dinledim; mikrofon açıktı, herkes duydu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun, toparlayın Sayın Özel.

ÖZGÜR ÖZEL (İstanbul) – Bugün için, 15 Temmuz gazilerine 4 bin liranın üzerinde veriliyor, hiçbirini fazla bulmayız ama Kıbrıs gazisini 15 Temmuz gazisinden geriye koymanız doğru değil.

Sayın Başkanım, ben askerliği denizci yaptım. Çıkarma gemilerimiz var bizim; kapak atacağımız yerleri tespit ederken Kıbrıs Savaşı’nı anlatan komutanlardan bir şey duydum, tüylerim diken diken oldu. Bütün dünyada çıkarma gemileri sahile yaklaşırken asker geriye yaklaşır; orayı tahkim ediyorlar, yıkmasın diye arkayı. Bir tek bizim gemilerde öne yaslanıyorlar, o harekâtta en önde çıkmak için. Orada çıkmış, hayatını kaybetmiş, yanı başında vurulmuş, yaralanmış; 1.650 lirayı layık göremez bu Meclis. Buna hep beraber el koyalım. (CHP sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar)

BAŞKAN – İnşallah.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Kıbrıs gazisine 1.650 lira veriliyorsa…

BAŞKAN – Buyurun Sayın Özel.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Tamam, Tarım Bakanını varsın, o atasın; Merkez Bankası Başkanını varsın, o atasın; onu affetsin, bunu taltif etsin, bunu bilmem ne yapsın. Ya, Kıbrıs gazisine biz sahip çıkamazsak, bu Meclis bir önergeyle “En yüksek gazi maaşı bütün gazilerin maaşıdır.” diyemiyorsa yazıklar olsun bize.

Sayın Başkanım, son olarak…

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – Ne kadar gidecek bu Başkanım?

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Senin kadar gider en fazla, daha fazla gitmez.

YUSUF BAŞER (Yozgat) – Böyle bir şey yok ya. Başkan, böyle bir usul yok ya.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – Nereye kadar gidecek? Ya, Başkanım, yoksa bizde konuşacağız. Yani bize Başkanım…

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Neden rahatsız oldun?

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – Hayır, verelim de…

BAŞKAN – Bir dakika beyler, bir dakika…

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Sayın Başkan takdir eder onu.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – Mutlaka Başkan takdir eder. On beş dakika, yirmi dakika gidelim, ona da herhâlde uyarmayı yapmamız lazım.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Özel, toparlayalım.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Sayın Başkanım…

EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Kronometre koyun bakalım ya, böyle bir adalet mi olur? Buranın bir adaleti var ya!

YUSUF BAŞER (Yozgat) – Adaletten bahsediyor, kendi adaletsizlik yapıyor ya! Gitsin… Gitsin basın toplantısı yapsın ya! Allah Allah!

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Vakıflar Bankası emekçilerinden çok sayıda şikâyet alıyoruz. Taşeron düzenlemesi çıktığında bir gecede özel bankaymış gibi bu düzenlemeden yararlandırılmadılar. Geçen yıl asgari ücretin yüzde 30 üstünde alıyorlardı, bu sene zam…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Bitiriyorum Başkanım.

YUSUF BAŞER (Yozgat) – Devam etsin ya Başkanım, böyle bir şey yok.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Tabii, edeceğim devam.

EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Devam et! Devam et! Akşama kadar devam et!

TACETTİN BAYIR (İzmir) – Sana mı soracağız!

EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Hak gasbediyorsun ya! Bizden bir ayrıcalığın yok! Yeter artık ya!

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Tabii edeceğim! Milletin sorununu anlatıyoruz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Geçen yıl asgari ücretin yüzde 30 üstünde alıyorlardı, bu sene artış almadılar, asgari ücretle çalışıyorlar. Ziraat Bankası ve Halk Bankasındakiler kadroya geçti, bu arkadaşlar geçemediler. 4 bin kadar kişinin taşeron statüsünden kadroya geçirilmesini istiyorlar ve bu konuda Meclisten beklentileri var. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu beklentilere yönelik bir düzenlemeyi getireceğiz. Bu konuda bütün milletvekillerimizden, bütün parti gruplarımızdan destek bekliyoruz.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkan. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Özkan, buyurun…

TACETTİN BAYIR (İzmir) – Şimdi, senin yaptığını ben de senin Grup Başkan Vekiline yapacağım.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Yapmayın.

EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Süreyi on kere aşarsa yap.

YUSUF BAŞER (Yozgat) – On dakika konuşsun ondan sonra yap!

ORHAN SÜMER (Adana) – Biz yapmayalım, boş verin.

TACETTİN BAYIR (İzmir) – Yakışıyor mu?

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Sayın milletvekilleri…

BAŞKAN – Bir dakika, bir dakika… Ya, laf atmayın arkadaşlar.

Sayın Özkan, buyurun…

YUSUF BAŞER (Yozgat) – On dakika konuşsun ondan sonra yap ya!

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – Ya biz ne yaptık? Biz bir şey demedik…

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Sen kaç dakika konuştun, ben kaç dakika konuştum?

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – Bakalım ona, ona bakalım.

TACETTİN BAYIR (İzmir) – Biz hiç açtık mı ağzımızı siz konuşurken?

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - O değil… Ya ettik mi biz ya, Özgür Başkan ettik mi biz?

TACETTİN BAYIR (İzmir) – Ama biz ağzımızı açtık mı siz konuşurken?

BAŞKAN – Şimdi, neyi…

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – Sayın Başkan, biz bir şey söyledik mi?

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Hayır “Daha ne kadar konuşacak?” diyorsun ya! Senden az konuşmuşum; dün de öyle, ondan önceki gün de öyle.

İSMAİL BİLEN (Manisa) – Bu, kavga edilecek bir mevzu değil Özgür Bey.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – Kayıtları alalım Başkanım.

BAŞKAN – Bir dakika…

Sayın Özkan, buyurun.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – Sessizlik istiyorum Sayın Başkanım.

TACETTİN BAYIR (İzmir) – Arkadaşlarınızı kontrol edin.

İSMAİL BİLEN (Manisa) – Kavga edilecek bir mevzu değil.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Hayır, kendisi yapıyor ya. Kıbrıs gazisine destek vereceğine “Daha ne kadar konuşacak.”

BAŞKAN – Ya, şimdi…

YUSUF BAŞER (Yozgat) – Konuşma be!

BAŞKAN – Arkadaşlar, bir dakika… Sayın Özkan…

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – Burada mı konuşacağım Başkanım, bu ortamda mı!

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Bu ortamda!

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – Bu ortamda mı konuşacağım!

TACETTİN BAYIR (İzmir) – Demin o öyle konuştu, senin arkadaşların yüzünden öyle konuştu.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – Ya, yok dinledik biz.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Eski Bakan var orada, bak…

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – Sayın Başkan, bu ortamda mı konuşacağız?

BURHANETTİN BULUT (Adana) - Söz verdiler, konuş, sataşma!

YUSUF BAŞER (Yozgat) – Ya, sen vır vır ediyorsun, adam cevap veriyor, bu kadar.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Değiştirtmeseydiniz de Bakan kalaydı.

BAŞKAN – Şimdi, arkadaşlar…

EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Senin hakkın var mı konuşmaya!

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Var tabii!

EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Milletvekillerinden farkın ne, ayrıcalığın ne! Burada hak gasbediyorsun! Herkesin saatlerini alıyorsun be!

YUSUF BAŞER (Yozgat) - Otur yerine be!

ORHAN SÜMER (Adana) – Sen otur yerine!

EMRULLAH İŞLER (Ankara) –Utanmıyor musun! Hayret bir şey ya!

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Sana ne oluyor? Sen kimsin! Vır vır vır konuşuyorsun!

CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) – Bakanlık yaptıysan Bakanlığını bil ya!

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Biz sana saygıda kusur ediyor muyuz?

ORHAN SÜMER (Adana) – Bakanlık yaptıysan, Bakanlığını bil ya! Ayıp ya!

EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Ben herkese saygı duyuyorum.

Sayın Başkan, Grup Başkan Vekillerinin İç Tüzük’e göre bir ayrıcalığı yoktur. Yeter artık ya, yeter! Her gün iki saat, iki saat…

YUSUF BAŞER (Yozgat) – Kimsin sen ya!

BURHANETTİN BULUT (Adana) – Sen kimsin!

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Sen kimsin!

YUSUF BAŞER (Yozgat) – Kimsin sen!

(AK PARTİ ve CHP milletvekillerinin birbirlerinin üzerine yürümeleri ve gürültüler)

EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Terbiyesizliğin lüzumu yok! Yeter artık ya!

CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) – Kime bağırıyorsun! Mecliste milletvekili konuşacak! Başka nerede konuşacak milletvekili?

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, daha önce de söylemiştim ben, şimdi de söylüyorum…

YUSUF BAŞER (Yozgat) – Söyleme Başkan ya!

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Senin yüzünden oldu!

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – Ya, tamam da yüz kere uyardım.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sana mı kaldı bunu söylemek?

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – Başkan, dinledik ya, öyle deme ya.

BAŞKAN - Sayın Özkan, bir dakika oturur musunuz.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) – Burada izleyiciler var Sayın Başkan.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Biz ona her seferinde “Sayın Bakanım, Sayın Bakanım” Bu adam bar bar bağırıyor.

EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Konuşma ya! Seni mi dinleyeceğiz saatlerce, var mı böyle bir hakkın senin?

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Biz sana bir kere saygısızlık yaptık mı?

EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Yapıyorsun işte.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Bu nasıl bir şey ya, bu nasıl bir şey ya?

EMRULLAH İŞLER (Ankara) – En büyük saygısızlık bu ya, bütün insanlara yapıyorsun bu saygısızlığı, böyle bir şey var mı ya?

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Biz bir kere bu devlette görev yapan adama ömür boyu “Sayın Bakanım” diyoruz, Bakan gibi saygı gösteriyoruz.

EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Sen İç Tüzük’e göre konuş, İç Tüzük’te senin bir ayrıcalığın var mı?

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Senin haddine mi İç Tüzük hatırlatmak! Sen kendi Grup Başkan Vekiline hatırlat.

EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Zorunuza gitti değil mi, İç Tüzük’ü hatırlatmak zorunuza gitti değil mi?

BAŞKAN – Bir dakika ya, beyler.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Grup Başkan Vekili... Havalı Bakan! Bundan sonra hak ettiğin gibi muamele ederiz.

EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Tamam canım, senden de saygı beklemiyorum zaten.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Hadi oradan! Sen kendi Grup Başkan Vekilini eziyorsun.

YUSUF BAŞER (Yozgat) – Konuşma be sen, kendine bak.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – Ya, tamam arkadaş ya! Ayakta kalan sizsiniz, biz geçelim başlayalım.

RECEP ÖZEL (Isparta) – Otursunlar efendim.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Böyle şey mi olur ya?

YUSUF BAŞER (Yozgat) – Sen de Tüzük’e uygun davran kardeşim ya! Tüzük’e uygun davran sen de, nerede yazıyor bu?

BAŞKAN – Arkadaşlar... Sayın milletvekilleri, bir dakika.

Sayın milletvekilleri, biz size saygı duyuyoruz, siz de bize saygı duyun. Daha önce de söyledim, şimdi oradan birisi bağırıyor, buradan birisi. Bağıracağınıza şu arkadan dışarı çıkın konuşun. (MHP sıralarından alkışlar) Dışarıda ne yaparsanız yapın, araya 50 kişi giriyor, 30 kişi giriyor, dövüş, şimdi laf atıyor. Özgür Bey konuşurken... Sayın Özkan bana diyor ki haklı olarak “Laf atıyorlar.” Yanınızda oturan değerli milletvekili laf atıyor, o ona laf atıyor. Laf atmayı bırakın. Biraz evvel bir Grup Başkan Vekili kendisine yapılan sataşmayla ilgili bir tek cümle değil, 2 kelimeyle kendisini ifade etti. Dolayısıyla, çok zekice, güzel cümlelerle birbirinize cevap verin. Burası şov alanı değil, buradaki bağırmanın, çağırmanın partilere de faydası yok. Tarım Bakanıyla ilgili öz eleştirisini yaptı. Grup Başkan Vekillerinin sözlerine Parti Genel Başkanlığını, partinin kurumsal yapılarını temsil ettiği için bir opsiyon tanıyoruz, temayülüm bu. Daha önce de Meclis Başkanlığında yapılan toplantıda buna bir sınırlama getirilmesi istendiğinde “Burası sıkı yönetim komutanlığı değil.” dedik. “Grup Başkan Vekili, milletvekillerini de rahatsız etmeyecek, kendi düşüncelerini bir çerçevede anlatmasına izin verelim.” dedik. Bağırmayın çağırmayın, bağırma çağırma on beş dakikamızı yedi.

Buyurun Sayın Özkan.

27.- Denizli Milletvekili Cahit Özkan’ın, İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç ile Manisa Milletvekili Özgür Özel’in yaptıkları açıklamalarındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Sayın milletvekilleri, tabii, bizim burada barışçıl uzlaşıyla ülkemizin meselelerini müzakere etmemiz her şeyden daha önemli.

TAHSİN TARHAN (Kocaeli) – Savaş mı var sanki ya!

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – Açıkçası, bu anlamda bütün siyasi parti grupları olarak genel anlamda ülkemizin bütün meselelerine müzakereci, barışçıl bir anlayışla yaklaştığımıza inanıyorum ve genelde de bu şekilde çalışmalarımız yürüyor.

Onun dışında, tabii, sayın hatiplerin, Grup Başkan Vekillerimizin değerlendirmeleri oldu, saygı duyarım. Ancak özellikle bir mukayese yapacaksak, hem dün ve bugün hem Türkiye'nin diğer dünya ülkeleri ve bölgeleriyle pahalılık, millî gelir, refah, satın alma, risk primleri itibarıyla bunları değerlendirme yapacaksak belirli ortak parametreler üzerinden yapılması lazım. Yani bir mesele…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun Sayın Özkan.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – Elbette, burada diğer Grup Başkan Vekillerinin bahsettiği hususlar da -gübrenin fiyatının artışı noktasında, mazot fiyatının artışı noktasındaki değerlendirmeleri- doğru, objektif değerlendirme zaten tespitlerdir; orada bir itirazımız yok. Zaten Eski, Antik Çağ’dan beri demokrasiyle ilgili yapılan değerlendirmelerde şu soru sorulur: Bir ayakkabının ayağı sıktığını giyen mi bilir, satan mı bilir? Bunun dünyada cevabı tektir ve giyen bilir. Bu anlamda, çiftçilerimizin ve vatandaşlarımızın küresel anlamda emtia fiyatlarındaki artışa bağlı… Yani Kanada'daki, Amerika'daki, Almanya'daki, Rusya'daki, Çin'deki çiftçilerin de bu maliyet artışlarından etkilendiğini hatırda tutmak lazım.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Son olarak, risk prim oranı itibarıyla 2002’de yüzde 15 seviyelerinde olan bu oran, 2010’lu yıllarda 4’lere düşmüş, risk primi daha sonra yüzde 8’lere çıkmış ancak bundan yirmi yıl evvel yüzde 15’ler seviyesinde olan bir risk prim oranından bahsediyoruz.

Yine, ülke olarak satın alma gücü itibarıyla bugün dünyanın 13’üncü ülkesiyiz. Bu, ülkemiz açısından bir şanstır. Niçin? Hani “cennet vatan” diye tabir ettiğimiz ülkemizin yer altı, yer üstü kaynaklarıyla bir tarım ülkesi ve bu tarımını berekete dönüştüren bir ülke olması hasebiyle verimli bir ülkedir.

Bu anlamda, değerlendirmeleri tek bir parametre üzerinden yaparsak uluslararası alandaki mukayeseyi çok daha doğru yapabileceğimize inanıyorum. Yani 3 kişi konuşurken birisinin Fransızca, birisinin İngilizce, birisinin Almanca konuşarak anlaşması mümkün değil. Mademki onu konuşuyoruz, tek bir dil üzerinden, Türkçe üzerinden farklı meseleleri değerlendirirsek aynen ekonomide de doğru rakama ulaşabileceğimize inanıyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Sayın Başkanım…

BAŞKAN – Artık…

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Hayır, hayır; ne münasebet? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

BAŞKAN – Hayır, size ne söyledi Özgür Bey?

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Ben buna teslim olursam o olmaz.

BAŞKAN – Ne söyledi, hayır, ne söyledi size?

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Bana cevap mı verdi o?

BAŞKAN – Ne dedi yani?

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Risk primini söyledi, doğrusunu okuyacağım o kadar.

BAŞKAN – Buyurun.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Ben teslim olmam öyle kaba kuvvete. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) – Sizi teslim almak isteyen yok.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Hiç, hiç; asla ve asla, öğle bağırana çağırana...

RECEP ÖZEL (Isparta)– Özgür, seni teslim almak isteyen yok.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – Ya, arkadaşlar, sakin…

HASAN ÇİLEZ (Amasya)– Ya, Özgür Bey, sizi teslim almak isteyen yok ya! Sizi teslim almak değil…

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – Ya, arkadaşlar, sakin…

Ya, Hasan, tamam, gerek yok.

HASAN ÇİLEZ (Amasya)– Ya, teslim almak isteyen yok, öyle bir şova da gerek yok ya! Terbiyesizlikten başka bir şey değil yaptığın ya!

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Ben bu Mecliste bir kişi konuşurken “Az konuşsun.” dememişimdir, bir kişiye…

BAŞKAN – Buyurun Sayın Özel.

28.- Manisa Milletvekili Özgür Özel’in, Denizli Milletvekili Cahit Özkan’ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Başkan, risk primiyle ilgili diyor ki “Bundan on dört yıl önce yüzde 15’lerdeydi.” Risk primi dediğiniz şey bugün 650, bunun yüzde 15’i olmaz. Dediği tarihte risk primi küresel kriz varken bile 620’ydi. Tüm zamanların en yüksek risk primiyle karşı karşıyayız. Küresel finans krizinde bütün dünyada yüksekken onların hepsinin şimdi düşük, Türkiye en yüksek riskli, en pahalı borçlanan ülke çünkü ekonomi kötü yönetiliyor.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Gündeme geçiyoruz.

Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır.

Cumhurbaşkanının bir tezkeresi vardır okutup bilgilerinize sunacağım.

VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Tezkereler

1.- Cumhurbaşkanlığının, Tarım ve Orman Bakanlığına Vahit Kirişci’nin atandığına ilişkin tezkeresi (3/1879)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 104 ve 106’ncı maddeleri gereğince Tarım ve Orman Bakanlığına 3/3/2022 tarihli ve (2022/86) sayılı kararla Vahit Kirişci atanmıştır.

Bilgilerinize sunarım.

                                                                             Recep Tayyip Erdoğan

                                                                                      Cumhurbaşkanı

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, okunan tezkereye göre, Sayın Vahit Kirişci Tarım ve Orman Bakanı olarak atanmıştır.

Anayasa'nın 106'ncı maddesi gereğince, Sayın Bakanın Anayasa'nın 81'inci maddesinde yazılı şekilde Türkiye Büyük Millet Meclisi önünde ant içmesi gerekmektedir.

Sayın Bakanı ant içmek üzere Genel Kurul Salonu'na davet ediyorum.

Buyurun Sayın Bakan. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)

VII.- ANT İÇME

1.- Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci’nin ant içmesi

(Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci ant içti)

(AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Bakan, hayırlı olsun.

Birleşime on dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 15.25

İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 15.41

BAŞKAN: Başkan Vekili Celal ADAN

KÂTİP ÜYELER: Enez KAPLAN (Tekirdağ), Mustafa AÇIKGÖZ (Nevşehir),

-----0----

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 62’nci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının bir tezkeresi vardır, okutup bilgilerinize sunacağım.

VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)

A) Tezkereler (Devam)

2.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, Türkiye-Avrupa Birliği Karma Parlamento Komisyonunda (KPK), İstanbul Milletvekili Özgür Karabat’tan boşalan üyelik için Cumhuriyet Halk Partisi Grubu Başkanlığınca bildirilen Balıkesir Milletvekili Fikret Şahin’in üyeliğinin Başkanlık Divanında yapılan incelemede uygun bulunduğuna ilişkin tezkeresi (3/1880)

4/3/2022

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Türkiye-Avrupa Birliği Karma Parlamento Komisyonunda (KPK) İstanbul Milletvekili Özgür Karabat’tan boşalan üyelik için 28/3/1990 tarihli ve 3620 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un 2’nci maddesine göre Cumhuriyet Halk Partisi Grubu Başkanlığınca bildirilen ve anılan kanunun 12’nci maddesi uyarınca Başkanlık Divanında yapılan incelemede uygun görülen Balıkesir Milletvekili Fikret Şahin’in Türkiye-AB KPK üyeliği Genel Kurulun bilgilerine sunulur.

                                                                                      Mustafa Şentop

                                                                    Türkiye Büyük Millet Meclisi

                                                                                           Başkanı

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

İYİ Parti Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım, oylarınıza sunacağım.

VIII.- ÖNERİLER

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri

1.- İYİ Parti Grubunun, Grup Başkan Vekili Bursa Milletvekili İsmail Tatlıoğlu tarafından, zeytinliklerin karşı karşıya kaldığı madencilik tehdidinin yanı sıra, zeytincilik sektörünün artan girdi maliyetleri başta olmak üzere, verimlilik ve pazarlama konularındaki sorunların araştırılması ve alınması gereken tedbirlerin tespit edilmesi amacıyla 4/3/2022 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin ön görüşmelerinin Genel Kurulun 4 Mart 2022 Cuma günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

4/3/2022

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Danışma Kurulu 4/3/2022 Cuma günü (bugün) toplanamadığından, grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzük’ün 19’uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını arz ve teklif ederim.

                                                                                         Erhan Usta

                                                                                           Samsun

                                                                                 Grup Başkan Vekili

Öneri:

Bursa Milletvekili ve Grup Başkan Vekili İsmail Tatlıoğlu tarafından, 1/3/2022 tarihli ve 31765 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan ve Maden Yönetmeliği'nin 115’inci maddesinde yapılan değişiklikle, tapuda zeytinlik olarak kayıtlı olan alanlarda elektrik ihtiyacını karşılamak amaçlı madencilik faaliyetlerinin gerçekleştirilebilmesinin önü açılmıştır. Yapılan yönetmelik değişikliğiyle zeytinliklerin karşı karşıya kaldığı madencilik tehdidinin yanı sıra, zeytincilik sektörünün artan girdi maliyetleri başta olmak üzere, verimlilik ve pazarlama konularındaki sorunların araştırılması ve alınması gereken tedbirlerin tespit edilmesi amacıyla 4/3/2022 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne alınarak görüşmelerin 4/3/2022 Cuma günkü birleşimde yapılması önerilmiştir.

BAŞKAN – Önerinin gerekçesini açıklamak üzere İYİ Parti grubu adına Muğla Milletvekili Sayın Metin Ergun.

Buyurun. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)

İYİ PARTİ GRUBU ADINA METİN ERGUN (Muğla) – İYİ Parti Grubu olarak verdiğimiz önerge üzerine söz almış bulunuyorum, bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Muhterem milletvekilleri, malumunuz olduğu üzere, bu hafta başında bir yönetmelik değişikliği yapıldı; kamuoyu vicdanını derinden yaralayan bu yönetmelik değişikliğiyle, zeytin ve zeytinlikler yeniden gündeme geldi.

Bu meselenin detaylarına değinmeden önce, müsaadenizle, zeytinin insanlığın ortak hafızasında ne ifade ettiğinden bahsetmek istiyorum. Bildiğiniz gibi, insanlık tarihinde zeytin ve zeytin ağacı kadar önem atfedilen başka bir ağaç yoktur. Zeytin, antik medeniyetlerin değer sistemlerinden başlayarak binlerce yıldır neredeyse tüm dinlerin ve kültürlerin kutsal saydığı bir ağaçtır. Zeytin ağacı, barışın ve bereketin sembolü olduğu gibi, aynı zamanda ölümsüzlüğün de simgesidir. Bu nedenle, Akdeniz medeniyetlerinde her zaman saygı duyulması ve korunması gereken bir bitki olarak görülmüştür. Açıkçası, sayısız nebatat arasında zeytin ağacının yeri birçok medeniyet ve kültürde benzersizdir ve çok kıymetlidir. Bizim yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim'de de En’am, Nahl, Nur ve Tin surelerinde zeytinle ilgili toplam 6 ayet vardır. Diğer semavi dinler de zeytine aynı şekilde büyük önem atfetmişlerdir. Yine, benzer şekilde, kadim zamanlardan bu yana sanat ve edebiyatta da zeytinin ayrıcalıklı bir yeri vardır. Örneğin, İlyada Destanı’nda zeytinden “ölümsüzlük ağacı” olarak bahseden Antik Çağ’ın İyonyalı ozanı Homeros bir hikâyesini şöyle nakleder, bir gün bir zeytin ağacı Homeros’un kulağına şöyle fısıldamıştır: “Ben hem herkese aitim hem hiç kimseye ait değilim. Senden önce de vardım, senden sonra da burada olacağım.” Homeros’un hikâyesine atıfla ben de zeytinlikler ne sadece bizim neslimize aittir ne de önceki nesle aittir; bizden önce de vardı, bizden sonra da olacaktır diyor ve iktidara zeytinliklerden elini çekme çağrısını yapıyorum.

Muhterem milletvekilleri, böylesine kutsal sayılan zeytin ağaçları ve zeytinlikler ülkemizde yıllardan beri rant ve talan tehdidi altındadır, sebebi de maalesef iktidarın ekonomik tercihleridir. Çünkü mevcut iktidar “Zeytin mi, rant mı, talan mı?” sorusuna her zaman “Rant ve talan.” diye cevap vermiştir. İktidar, bu hafta başında yaptığı hukuka aykırı bir yönetmelik değişikliğiyle bir kez daha tercihinin bu olduğunu göstermiştir. İktidar, fosil yakıtlara dayalı, verimsiz enerji santrallerini yaşatmak için zeytinlikleri feda etmiştir. Anayasa’nın ve kanunların koruması altında olan zeytinlikleri belirsiz bir kamu yararı gerekçesiyle madencilik faaliyetlerine açmıştır. Üstelik, bunu da hukukun temel prensiplerine ve normlar hiyerarşisine aykırı bir şekilde yapmıştır. Bu hususta, İYİ Parti olarak zeytinliklerimizin rant için yok edilmesine kayıtsız kalmayacağımızın bilinmesi gerekir çünkü zeytinlikleri korumak bizim gelecek nesillere karşı bir sorumluluğumuzdur.

Muhterem milletvekilleri, ülkemizde zeytinciliğin maruz kaldığı tehdit ve sıkıntılar sadece rant ve talan siyasetinden ibaret değildir, zeytincilik ve zeytinyağı sektörü artan girdi maliyetlerinin altında ezilmektedir; gübre, akaryakıt, sulama ve budama gibi kalemlere gelen fahiş zamlar üreticileri perişan etmiş durumdadır. Tüm bu girdi maliyetlerini bir nebze olsun hafifletmek için zeytinciliğe yönelik destek ve sübvansiyonların artırılması gerekmektedir. Zeytin ve zeytinyağı kalitesinin artırılması ve markalaşma için de ciddi bir zeytin politikasına ihtiyacımız vardır.

Konuşmama son verirken iktidara bir kez daha “zeytinlikleri madenciliğe açan yönetmeliğin iptal edilmesi” çağrısı yapıyor, her birinizden önergemize destek olmanızı talep ediyorum.

Yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Halkların Demokratik Partisi Grubu adına İstanbul Milletvekili Sayın Ali Kenanoğlu.

Buyurun Sayın Kenanoğlu. (HDP sıralarından alkışlar)

HDP GRUBU ADINA ALİ KENANOĞLU (İstanbul) – Sayın Başkan, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Tabii, zeytinle ilgili en güzel şiirler iki gündür söyleniyor burada. Ben de “Zeytin gözlüm sana meylim nedendir” şarkısını söylemek isterdim ama inanın sesim hiç güzel değil, vallahi kimse kalmaz burada. O yüzden burada bırakalım.

Tabii, işin şakası bir tarafa, konu ciddi arkadaşlar ve ben şuna inanıyorum -deneyimlerimiz de onu gösteriyor en azından bu dönem içerisindeki vekilliğimiz esnasında- bu yönetmelik kişiye özel çıkarılmış bir yönetmeliktir. Şimdi, bunu nereden biliyoruz? Biz, Ekim 2020 tarihinde Maden Yasası’nda birtakım değişiklik görüşmesi yaptık ve orada, Komisyonda görüşmeler yapılırken -zaten kamuoyunun yığınla tepkisi varken kanuna ve düzenlemeye- bir 6’ncı madde hikâyesi getirildi; meşhurdu o tarihte, şimdi dönüp hafızasını yoklayanlar hatırlar. Ve burada madenlik alanlara komşu parsellere, ormanlık alanlara, zeytinliklere ve benzeri tarım alanlarına tesis kurulmasıyla ilgili bir maddeydi bu. Tabii, dedik ki: “Ya, bu kadar tartışmanın arasında zaten diğer maddelerle ilgili yoğun bir kamuoyunda tartışma varken ne diye bunu getirdiniz?”. Kem küm derken işin arka planını araştırdık, meğer bir şirketin yani bir şahsın böyle bir sorunu varmış, o sorunu çözmek için kanuna madde koyuyorlar yani bir kişi için kanun çıkarıyoruz. Dedik: “Bu olmaz ya, mümkünatı yok böyle bir şeyin ve biz bunu kabul edemeyiz.” Akabinde, yine kamuoyundaki tepkiler nedeniyle bu çıkarıldı.

Şimdi, bu yönetmeliğe de baktığınız zaman, yönetmeliğin içeriğine, muhteviyatına baktığınız zaman, bu yönetmelik de aynı bir kişiyi kapsayan bir yönetmelik. Demek ki bir kişinin böyle bir ihtiyacı var ve buna yönelik kanun çıkarılıyor ya da yönetmelik çıkarılıyor. Şimdi, şöyle bir anlayış var yani AKP iktidarı bu şekilde bakıyor meselelere: Kanunların kapsayıcılığı, toplumsallığı, geneli ilgilendirmesi falan, bunların hiçbirinin önemi yok. Ranta hizmet ediyorsa, çıkara hizmet ediyorsa, yandaşa hizmet ediyorsa kişiye özel kanun da çıkar, yönetmelik de çıkar. Zaten şöyle bir bakış açısı var AKP iktidarının: Devleti şirket olarak görüyor. Demedi mi zaten Cumhurbaşkanı, AKP Genel Başkanı “Ben şirket gibi yöneteceğim bu ülkeyi." diye? Devleti şirket gibi gören anlayış şirketlerin talanı karşısında topraklarını, doğasını, ormanını, zeytinliklerini savunan halka karşı ülkenin polisini ve jandarmasını şirketlerin bekçisi olarak görüyor. Yasaların, Anayasa Mahkemesinin, idare mahkemesinin iptal ettiği yönetmelikler ve kanunlar karşısında milletvekillerini de şirketlerin vekili olarak görüyor. Niye? “Getiririm Meclise, nasıl olsa oradan çıkarırım eğer iptal edilirse." diyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun.

ALİ KENANOĞLU (Devamla) – Yani şirketlerin vekili olarak görüyor. Bu anlamıyla bu anlayışı tümden reddediyoruz arkadaşlar, tümden reddediyoruz. Biz, halkın vekilleri olarak şirketlerin değil, halkın çıkarları doğrultusunda kanunlar çıkarılmasını, yönetmelikler hazırlanmasını savunuyoruz ve bunun mücadelesini veriyoruz. Biz şirketlerin vekili değiliz, halkın vekiliyiz ve halkın vekili olmaya da devam edeceğiz. (HDP ve CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Mersin Milletvekili Sayın Cengiz Gökçel. (CHP sıralarından alkışlar)

Buyurun Sayın Gökçel.

CHP GRUBU ADINA CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

AKP’nin yirmi yıllık talan politikası artık yıkım politikasına dönüşmüştür. Türkiye zeytinyağı üretiminde dünyanın ilk 5 ülkesi arasında yer alırken zeytinyağı ihracatımızı yasaklıyorsunuz, Afrin’den zeytinyağı getiriyorsunuz. AKP yine yabancı çiftçiye çalışıyor. Bu da yetmezmiş gibi, hukuka aykırı olan bir şekilde, Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan bir kararnameyle, “yaptım oldu” zihniyetiyle ülkemizin doğasını, geleceğini katlediyor.

Değerli arkadaşlar, “maden araması” adı altında zeytinliklerin katledilmesini kabul etmiyoruz. Zeytin zaten bir madendir bilene. İnsanların tarih boyunca hem yiyecek olarak faydalandığı hem gerektiğinde ısınacak, yakacak olarak faydalandığı hem karbon salımına katkı yapan bir madendir zeytinyağı. Değerini bilirseniz zeytin madendir. İnşallah, bunun değerini de vatandaş size öğretecek.

Aslında sizin derdiniz bu ülkenin kıymetleriyle, kıymetli varlıklarıyla uğraşmak, bunu yok etmek yani gerçekten talanın üstüne yıkım yapmak için siz bu kararları alıyorsunuz. (CHP sıralarından alkışlar) Türkiye Büyük Millet Meclisine defalarca bu kanun teklifi geldi. Halkımızın seçtiği milletvekilleri bu teklifleri her seferinde reddetti, zeytinleri katletmenize izin vermedi Parlamento. Bu kez de zeytinlerimizi topraktan size söktürmeyeceğiz. İktidar “Maden çalışması yapılacak alandaki zeytin ağaçları taşınacak.” diyor. Bu kadar akılsızca bir şey olmaz. Zeytinlik zaten yetiştiği ortamda zeytinlik olmuştur. Kimi kandırıyorsunuz? 200 yaşında, 300 yaşında zeytini hangi babayiğit, hangi şekilde söküp, taşıyıp, başka bir yere dikecek ve onu tekrar yeşertecek? Bu mümkün değil.

Şöyle etrafınıza bir bakın, maden arama ruhsatı verilmiş, maden ocağına çevrilmiş neresi yeşermiş? Söktüğünüz hangi ağaç yeşermiş? Maden sahası yapılan hiçbir alanda ot bitmemiş, ot. Siz, öyle bir iktidarsınız ki dokunduğunuz yer kuruyor, ormanları yakıyorsunuz. Siz, her ağacı, her damla suyu birilerine peşkeş çekmeye kalkıyorsunuz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun.

CENGİZ GÖKÇEL (Devamla) – Değerli arkadaşlar, zeytin sektöründe dünyanın en büyük 5 üreticisinden biri olan ülkeyi siz ithalatçı yaptınız. İhracat bitti, sektör kan ağlıyor, her gün ithalat artıyor. Tüm dünya “gıda krizi” diyor, gıda üretimine yatırım yapıyor, destek veriyor; siz zeytinlikleri talana ve yok etmeye kalkıyorsunuz. Doğamızı, ağaçlarımızı, çevremizi, zeytinlik alanlarımızı yok ediyorsunuz. Zeytinlerimize dokunmayın, zeytinlerimiz bize çocuklarımızın emaneti. Gelecekte küresel iklim değişikliği nedeniyle biyolojik çeşitlerin ortadan kalkacağı ve biyolojik çeşitleri geleceğe taşıyan ülkelerin aslında hem bölgesinde hem ülkesinde söz sahibi olacağı da bir gerçek diyorum.

İYİ Partinin araştırma önergesine destek verelim. Bu ülkeye çok hayırlı bir iş yapmış olacağını buradan söylüyorum.

Yüce Meclisi sevgiyle selamlıyorum. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Erenler…

Ceyda Hanım, buyurun.

V.- AÇIKLAMALAR (Devam)

29.- Kütahya Milletvekili Ceyda Çetin Erenler’in, 4 Mart Dünya Kütahyalılar Günü’ne ilişkin açıklaması

CEYDA ÇETİN ERENLER (Kütahya) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Dünyanın her neresinde olursa olsun kuruluşun ve kurtuluşun şehri Kütahya’mızı hep yüreğinde taşıyan, gönlü daima bizimle olan, duası, sevdası Kütahya olan tüm kıymetli hemşehrilerime selamlarımı ve sevgilerimi sunuyor, 4 Mart Dünya Kütahyalılar Günü’nü tebrik ediyorum.

Çininin ve termalin başkenti, şehzadeler şehri; tarihin, kültürün, sanatın kadim kenti; doğa, sağlık, lezzet diyarı; ecdadımızın hâlâ duyulan kalp atışıdır Kütahya’mız. Friglerden Roma’ya, Bizans’tan Selçuklu’ya, Germiyanoğullarıdan Osmanlı’ya, Aizanoi Antik Kenti’nden tarihî Kütahya Kalemize, Kütahyalı Ezop’tan Evliya Çelebi’ye, her köşesi cevher olan, ayrı güzel olan Kütahya’mız tüm insanlık için keşfedilmeyi bekleyen bir hazinedir.

Kütahya’mıza hizmet, bizler için medarıiftihar kaynağıdır diyor, yüce Meclisimizi ve tüm hemşehrilerimi saygıyla selamlıyorum.

VIII.- ÖNERİLER (Devam)

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)

1.- İYİ Parti Grubunun, Grup Başkan Vekili Bursa Milletvekili İsmail Tatlıoğlu tarafından, zeytinliklerin karşı karşıya kaldığı madencilik tehdidinin yanı sıra, zeytincilik sektörünün artan girdi maliyetleri başta olmak üzere, verimlilik ve pazarlama konularındaki sorunların araştırılması ve alınması gereken tedbirlerin tespit edilmesi amacıyla 4/3/2022 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin ön görüşmelerinin Genel Kurulun 4 Mart 2022 Cuma günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)

BAŞKAN – Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına Kars Milletvekili Sayın Yunus Kılıç.

Buyurun Sayın Kılıç. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

AK PARTİ GRUBU ADINA YUNUS KILIÇ (Kars) – Saygıdeğer milletvekilleri, hepinizi saygılarımla selamlıyorum. Tarım Bakanımıza da başarılar diliyorum.

Arkadaşlar, İYİ Parti Grubunun Meclis araştırması önergesini, tabii, arkadaşlar anlatırken aslında kendileri bu yönetmeliğin amacıyla yani gerekçesiyle alakalı hiçbir şey söylemediler.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Nereden bilecekler ki?

YUNUS KILIÇ (Devamla) – Şimdi, izin verirseniz ben de bununla alakalı birtakım şeyler anlatayım. Yönetmeliğin çıkış gerekçesi elektrik üretimi. Şimdi, bir taraftan, özellikle bu pandemiden sonra dünyada artan enerji fiyatları tabii ki ülkemize de yansıyor. Haklı olarak, enerji fiyatlarından, elektrik fiyatlarından şikâyetçi, toplum şikâyetçi, Genel Başkanlar da şikâyetçi yani “Elektrik fiyatları böyle olduğu takdirde bunun parasını ödemeyeceğim.” diyorlar. E peki, bir taraftan da enerjiyi dışardan almaya devam ediyoruz, enerji fiyatları her geçen gün artıyor ve gelecek yıllarda daha da artacağı ortada. Peki, biz de diyoruz ki: Bu enerjiyi kendi ülkemiz kaynaklarıyla üretelim ve insanımıza bunu daha ucuz fiyatlarla ulaştıralım. Peki, bir taraftan, parayı ödemeyeceğiz, bir taraftan da “Enerji üretmeyin.” diyorsunuz; bunların çok tutarlı olmadığını öncelikle izah etmek isterim.

MURAT EMİR (Ankara) – Zeytine gel, zaten üç dakikan var ya, zeytini söyle sen!

YUNUS KILIÇ (Devamla) – Arkadaşlar, Türkiye elektrik enerjisinin yüzde 51’lik kısmını yerli kaynaklardan, yaklaşık yüzde 49’luk kısmını ithal kaynaklardan elde ediyor. Yine, biliyorsunuz ki Türkiye, 2022 rakamlarıyla, enerji için dışarıya yılda 55 milyar dolar para ödüyor.

MURAT EMİR (Ankara) – Yanlış konuşmayı vermişler, yanlış konuşmayı vermişler.

YUNUS KILIÇ (Devamla) – Peki, bu fiyatlar böyle artmaya devam ederse gelecek sene bunun 75-80 milyar dolarlara çıkacağı konuşuluyor.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) – Bütün dünya termik santralleri kapatıyor.

YUNUS KILIÇ (Devamla) – Peki, bizim kendi kaynaklarımıza dönmemiz gerekmiyor mu?

Arkadaşlar, zeytin alanlarının tahrip edilmesini kimse savunamaz. Zeytin alanlarının azaltılmasıyla da alakalı bir savunmamız olamaz. AK PARTİ geldiğinde zeytin ağacı sayısı Türkiye’de 100 milyondu, şu anda 190 milyonu geçti. Dolayısıyla zeytinciliğe; sofralık zeytine, zeytinyağına, zeytinliklerin yeniletilmesiyle alakalı budama faaliyetlerine -zeytinciliğin kullanacağı kredilere- üzerinde kurulacak işletmelere sübvansiyonları, kredileri veren biziz yani zeytinciliği ayakta tutan AK PARTİ hükûmetleri; yirmi yıldır da bunu istikrarlı bir şekilde sürdürüyoruz.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) – Keşke başkasını çıkarsalardı.

ALİ KENANOĞLU (İstanbul) – Tabii canım, siz yokken zeytin de yoktu zaten(!)

YUNUS KILIÇ (Devamla) – Peki, bu şekilde gözü gibi baktığı ve koruduğu bir alanı AK PARTİ kendi elleriyle sıkıntıya sokar mı? Merak etmeyin, asla sokmaz.

Arkadaşlar, bakın, bu yönetmeliğe o kadar güzel şartlar konulmuş ki; birincisi, elektrik üretimi olacak.

ALİ KENANOĞLU (İstanbul) – Aman ne güzel(!)

YUNUS KILIÇ (Devamla) – İkincisi: Bu faaliyetlerin başka alanlarda yapılabilirliği olmayacak, bu faaliyetler sınırlı olacak.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun, toparlayın.

YUNUS KILIÇ (Devamla) – Teşekkür ederim.

Bakın, ebedibillah değil; alacak, oradaki enerjiyi elektrik enerjisine dönüştürecek, insanına daha ucuz enerji sağlayacak, faaliyetlerden sonra bu alanı rehabilite edecek.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) – Rehabilite ettikleri bir tane alan yok şu ana kadar madencilerin. Gelin Turgutlu’ya bakın, Çal dağı’na bakın, Cehennem Çukuru orada duruyor; bir tane örnek gösterin rehabilite edilen.

YUNUS KILIÇ (Devamla) – Sökülebilecek her ağaç için 5 tane fidan dikecek ve bunlar Tarım Bakanlığının gözetimi, izni, rızası ve denetimiyle olacak.

YASİN ÖZTÜRK (Denizli) – Başkanım, sen hiç zeytin ağacı gördün mü? Zeytin ağacı gördün mü sen hiç Başkanım?

YUNUS KILIÇ (Devamla) – Yani aslında o kadar güzel şartlar var ki… Ama genel kaygınızı, genel endişenizi anlayışla karşıladığımı ifade etmek isterim.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) – Bin yaşındaki bir ağacı nasıl söküp de…

YUNUS KILIÇ (Devamla) – Buraya konulan şartların yerine getirilmesi durumunda, emin olun, zeytinliklerimizde bir azalma olmayacağı ve bu alanların rehabilite edilebileceği gerçeği ortadayken elektrik enerjisi üretiminde buna karşı çıkmanın ülke gerçekleriyle, ülke menfaatleriyle alakası olmadığını ifade etmek isterim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) – Biz termik santrale karşı çıkıyoruz. “Yeşil enerji” diyorsunuz, “Türkiye’de yeşil enerji” diyorsunuz, termik santrallerin önünü açıyorsunuz; yazıktır, günahtır!

YUNUS KILIÇ (Devamla) – Üstün kamu yararı olması durumunda bu faaliyetlerin önünün açılacağını ifade ediyor, yüce Meclisimizi saygılarımla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

OYA ERSOY (İstanbul) – Şirketleriniz de sizden öğrendi, köylüyü tehdit ediyor ya “Elektriksiz kalırsınız.” diye.

BAŞKAN – Öneriyi oylarınıza…

III.- YOKLAMA

(CHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Sayın Başkan, yoklama talep ediyoruz.

BAŞKAN – Yoklama talebi var.

Yoklama talebinde bulunan arkadaşlarımızın isimlerini tespit edeceğim: Sayın Özel, Sayın Tarhan, Sayın Bayır, Sayın Şevkin, Sayın Emir, Sayın Bakırlıoğlu, Sayın Antmen, Sayın Yeşil, Sayın Keven, Sayın Ünsal, Sayın Kayan, Sayın Gökçel, Sayın Sümer, Sayın Hakverdi, Sayın Tokdemir, Sayın Demirtaş, Sayın Şahin, Sayın Sarıaslan, Sayın Ünver, Sayın Zeybek.

Yoklama için üç dakika süre veriyorum ve yoklama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Toplantı yeter sayısı yoktur.

Birleşime on dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 16.07

ÜÇÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 16.18

BAŞKAN: Başkan Vekili Celal ADAN

KÂTİP ÜYELER: Enez KAPLAN (Tekirdağ), Mustafa AÇIKGÖZ (Nevşehir)

-----0----

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 62’nci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.

III.- YOKLAMA

BAŞKAN – İYİ Parti grup önerisinin oylamasından önce, istem üzerine yapılan yoklamada toplantı yeter sayısı bulunamamıştı.

Şimdi yoklama işlemini tekrarlayacağım.

Yoklama için üç dakika süre veriyorum ve yoklama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Toplantı yeter sayısı yoktur.

Yapılan ikinci yoklamada da toplantı yeter sayısı bulunamadığından, alınan karar gereğince kanun teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla görüşmek için, 5 Mart 2022 Cumartesi günü saat 14.00’te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.

Kapanma Saati: 16.22



(x) 7/4/2020 tarihli 78’inci Birleşimden itibaren, coronavirüs salgını sebebiyle Genel Kurul Salonu’ndaki Başkanlık Divanı üyeleri, milletvekilleri ve görevli personel maske takarak çalışmalara katılmaktadır.