TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

TUTANAK DERGİSİ

 

64’üncü Birleşim

                                                                                   25 Mart 2021 Perşembe

 

(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu Tutanak Dergisi’nde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)

 

 

İÇİNDEKİLER

 

 

 

 

I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

II.- GELEN KÂĞITLAR

III.- YOKLAMALAR

IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları

1.- Ordu Milletvekili Metin Gündoğdu’nun, Muhsin Yazıcıoğlu’nun vefat yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması

2.- Ankara Milletvekili Nevin Taşlıçay’ın, 21 Mart Nevruz Bayramı’na ilişkin gündem dışı konuşması

3.- İstanbul Milletvekili Serap Yaşar’ın, Selçuklu devlet armasındaki çift başlı kartalın kadın-erkek eşitliği temalı simgesel anlamına ilişkin gündem dışı konuşması

 

V.- AÇIKLAMALAR

1.- Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır’ın, Uzay Ajansı için ayrılan bütçeye ilişkin açıklaması

2.- İzmir Milletvekili Murat Çepni’nin, Malatya’nın Dedeyazı köyünde yaşanan maden talanının durdurulması gerektiğine ilişkin açıklaması

3.- Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz’un, 2020 öğretmen atama takviminin formasyon konusunda mağduriyet yarattığına ilişkin açıklaması

4.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, Artvin’in Yusufeli ilçesinin Dereiçi köyünde çıkan yangına ilişkin açıklaması

5.- Mersin Milletvekili Ali Cumhur Taşkın’ın, Orman Haftası’na ilişkin açıklaması

6.- Mersin Milletvekili Hacı Özkan’ın, Türkiye’yi yeni küresel, siyasi ve ekonomik düzende hak ettiği noktaya çıkarmakta kararlı olduklarına ilişkin açıklaması

7.- Mersin Milletvekili Baki Şimşek’in, şoför esnafının sorunlarına ilişkin açıklaması

8.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in, çiftçilerin sorunlarına ilişkin açıklaması

9.- Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylan’ın, Çanakkale’nin Biga ilçesindeki çiftçilerin sorunlarına ilişkin açıklaması

10.- İstanbul Milletvekili Hayrettin Nuhoğlu’nun, Millî Eğitim Bakanının başarısız olmuş bir bakan olarak tarihe geçeceğine ilişkin açıklaması

11.- Kayseri Milletvekili Dursun Ataş’ın, pandemi sürecinde sağlıkçıların ve esnafın sorunlarına ilişkin açıklaması

12.- Uşak Milletvekili İsmail Güneş’in, Muhsin Yazıcıoğlu’nun vefatının 12’nci yıl dönümüne ilişkin açıklaması

13.- Konya Milletvekili Halil Etyemez’in, Türkiye’ye beyin göçünü özendiren ve bilim insanlarının ülkemizde kalmasını teşvik eden Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’a teşekkür ettiğine ilişkin açıklaması

14.- Kocaeli Milletvekili Sami Çakır’ın, Muhsin Yazıcıoğlu’nun vefatının 12’nci yıl dönümüne ilişkin açıklaması

15.- Balıkesir Milletvekili Fikret Şahin’in, Ayasofya Başimamı Boynukalın’a, devlet memurluğundan istifa edip siyasete girmesini tavsiye ettiğine ilişkin açıklaması

16.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, Muhsin Yazıcıoğlu’nun vefatının 12’nci yıl dönümüne, AK PARTİ döneminde Merkez Bankasının ihtiyat akçesinin de sıfırlandığına, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kaynaklarının tüketildiğine, Grup Başkan Vekilliği görevine getirilen Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ile Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’a hayırlı olsun dileğinde bulunduğuna, 2022 FIFA Dünya Kupası’nda Hollanda karşısında galibiyet alan Türk Millî Futbol Takımı’mızı tebrik ettiğine ve Hükûmeti Kilis esnafının sorunlarını duymaya davet ettiğine ilişkin açıklaması

17.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç’un, Cumartesi Annelerine açılan davayı demokrasiye indirilmiş ağır bir darbe olarak gördüklerine ve bu durumu kınadıklarına, kısa çalışma ödeneğinin sona erdirilmesinin vahim bir durum olduğuna ve İçişleri Bakanlığı tarafından, anayasal bir hak olan parti kurma hakkının engellendiğine ilişkin açıklaması

18.- İstanbul Milletvekili Engin Altay’ın, Muhsin Yazıcıoğlu’nun vefatının 12’nci yıl dönümüne, 2022 FIFA Dünya Kupası’nda Hollanda karşısında galibiyet alan Türk Millî Futbol Takımı’mızı tebrik ettiğine, Cumartesi Anneleri ile Diyarbakır Annelerini saygıyla andığına ve Türk çiftçisinin sorunlarına ilişkin açıklaması

19.- Çankırı Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu’nun, Muhsin Yazıcıoğlu’nun vefatının 12’nci yıl dönümüne, 2022 FIFA Dünya Kupası’nda Hollanda karşısında galibiyet alan Türk Millî Futbol Takımı’mızı tebrik ettiğine, on sekiz yıl boyunca çiftçinin ve üreticinin yanında olduklarına, Türkiye'nin AK PARTİ iktidarları döneminde 4 kat büyüdüğüne, yeni görev alan arkadaşlarını tebrik ettiğine, 2023 yılında cumhuriyeti yeni bir sivil anayasayla taçlandırmak istediklerine ve gündemlerine hukuk ile ekonomi reformlarını uygulamayla devam edeceklerine ilişkin açıklaması

 

VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Tezkereler

1.- Küresel İklim Değişikliğinin Etkilerinin En Aza İndirilmesi, Kuraklıkla Mücadele ve Su Kaynaklarının Verimli Kullanılması İçin Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu Geçici Başkanlığının, Komisyonun başkan, başkan vekili, sözcü ve kâtip üye seçimini yaptığına ilişkin tezkeresi (3/1570)

 

VII.- ÖNERİLER

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri

1.- İYİ Parti Grubunun, Aksaray Milletvekili Ayhan Erel ve arkadaşları tarafından, Nevşehir’de yaşayan vatandaşların sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla 18/3/2021 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne alınarak ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 25 Mart 2021 Perşembe günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

VIII.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1.- İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu'nun, İzmir'in Bergama ilçesinde bulunan Kozak Çevre Yolu projesine ilişkin sorusu ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu'nun cevabı (7/41813)

2.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın, Bazı çalışanlara mobbing uygulandığı iddiasına ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Süreyya Sadi Bilgiç'in cevabı (7/41887)

3.- Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır'ın, DHMİ'nin havalimanları işletmelerine yönelik açıkladığı destek paketine ilişkin sorusu ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu'nun cevabı (7/41966)

4.- Konya Milletvekili Abdüllatif Şener'in, TBMM Başkanlığının PTT Genel Müdürlüğü ile yaptığı bir anlaşmaya ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Süreyya Sadi Bilgiç'in cevabı (7/42647)

5.- İzmir Milletvekili Murat Bakan'ın, TBMM'de görev yapan personel ve muhabirlere ne zaman Covid-19 aşısı yapılacağına ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Süreyya Sadi Bilgiç'in cevabı (7/42651)

6.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun, Emeklilikte yaşa takılanlarla ilgili TBMM Başkanlığına sunulan kanun teklifi, yazılı soru ve Meclis araştırması önergelerine ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Süreyya Sadi Bilgiç'in cevabı (7/42653)

25 Mart 2021 Perşembe

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 14.00

BAŞKAN: Başkan Vekili Süreyya Sadi BİLGİÇ

KÂTİP ÜYELER: Abdurrahman TUTDERE (Adıyaman), Emine Sare AYDIN (İstanbul)

-----0-----

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 64’üncü Birleşimini açıyorum.(x)

Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.

Gündeme geçmeden önce 3 sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.

Gündem dışı ilk söz, merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun vefat yıl dönümü münasebetiyle söz isteyen Ordu Milletvekili Metin Gündoğdu’ya aittir.

Buyurun Sayın Gündoğdu. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları

1.- Ordu Milletvekili Metin Gündoğdu’nun, Muhsin Yazıcıoğlu’nun vefat yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması

METİN GÜNDOĞDU (Ordu) – Sayın Başkanım, kıymetli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Muhsin Yazıcıoğlu’nun vefat yıl dönümünde onu anmak ve anlamak üzere söz almış bulunuyorum. Milletine ve devletine ömrünü vakfetmiş, milletimizin delikanlısı, Anadolu yiğidi, Sivas’ın yiğidosuydu. Onu, ilk, Mamak zulüm kalesinde 1986 yılında bir ziyaret esnasında gördüm. On yedi yıl onun izinde ve teşkilatlarında görev yaptım. Genel Başkan Yardımcılığı görevinde bulunmuş biri olarak onu anlatmak hiç kolay değil; birilerinin Muhsin Başkanı, birilerinin Genel Başkanı, birilerinin ise Muhsin Ağabeyi, biz ise ona bakınca bu toprağın hüznünü ve neşesini, özlemini ve umudunu, kavgasını ve sevdasını, ağıtını ve zılgıtını, esaretini ve hürriyetini, hülasa bu toprağa ait olan her şeyi görür, duyar, hisseder ve yaşardık. O, bu toprağın yiğit Muhsin Başkanıydı.

Değerli milletvekilleri, 1980 yılında ihtilalden sonra cezaevi yıllarıyla ilgili “On yıla yakın cezaevinde kaldım, beş buçuk yıl hücrede geçti, hiç ceza almadım; ne devletime küstüm ne de kaderime küstüm. İnanmak, iman etmek varsa bir şeye, bedel neyse ona da katlanırım. ‘Ya Rabb’i! Lütfun da hoş, kahrın da hoş.’ derim.” diyor.

Mamak Cezaevinde yazdığı bir şiirin dizelerinde bahsettiği gibi, yarpuzların ve kekik kokularının bol olduğu yerde helikopterinin düştüğü haberini aldık. Ülkemiz ve Türk İslam dünyası bu haberle derinden sarsıldı.

Kıymetli milletvekilleri, siyasi krizlerdeki duruşu millet tarafından her zaman takdirle karşılanmıştır. 28 Şubatta “Namlusunu millete döndüren tanka asla selam durmam.” diyerek millet iradesinin arkasında olmuştur.

Muhsin Başkanı 20 Mart 2009’da Ordu’dan uğurladık. Ordu’daki miting konuşması sanki veda konuşması gibiydi. Kabataş’ta, ilk yıllarından itibaren hayatını özetlerken Güzelyurt beldesinde “Ruh bir saniye ‘küf’ dedi mi, gitti; hiçbirimizin garantisi yok, şurada oturanın da ayakta duranın da.” dedi. Biz o günlerde anlamamıştık veda ettiğini. Tam beş gün sonra, 25 Mart günü beklemediğimiz haberi aldık.

Yine, 28 Şubatta “Türkiye İran olmaz, Türkiye Cezayir olmayacak fakat Türkiye’nin Suriye olmasına da biz asla müsaade etmeyeceğiz.” diyerek postmodern darbenin zihniyetini ifşa etmiştir. Hayatı boyunca dik duran, düz yürüyen, doğru söyleyen biri olmuştur Muhsin Başkan.

Mamak Cezaevinde, işkence olaylarını incelemek üzere Avrupa’dan gelen yetkililere “Türk devleti işkence yapmaz, bu bizim iç sorunumuz.” diye cevap vermiştir.

Birlikte İngiltere ziyareti gerçekleştirmiştik, Lordlar Kamarasında bir konuşma yapmıştı. Basın mensuplarının Türkiye’deki hükûmete dönük sorusuna “Ben bir başka ülkenin parlamento çatısı altında ülkemin iç meselelerini tartışmam ve asla da tartıştırmam.” demişti, devlet adamlığı ve asil duruşunu ortaya koymuştu.

Sayın milletvekilleri, onun vefatından sonra söylenilenlere baktığımızda, rahmetli Sadık Ahmet’in kızının taziye defterine yazdıkları çok anlamlı “Babama çok selam götür Baba.” diyor. Yıldız Teknik Üniversitesinden Savaş Çalışır “Türk siyasi hayatının en millî şahsiyeti Merhum Yazıcıoğlu’dur. O, İslam’ın değerlerini milletimizin şahsiyetiyle yoğuran, elif gibi dimdik, dosdoğru bir millet adamıydı.” diyor. Kosova Priştine Üniversitesinden Arife Haskuka ise “Sırp katliamına karşı defalarca çözüm üretme yollarına giden Yazıcıoğlu bugün Kosova’daki Türkler için tartışılmaz ve inkâr edilmez şekilde yiğit adam olarak biliniyor; ruhuna Fatihalar, Yasin-i Şerifler okunuyor. Sadece Türkler için mi? Tabii ki de hayır. Ben Kosovalı bir Arnavut’um, tanışamadığım için üzülüyorum.” diyor. Rahmetli Karakoç ise “Helikopter kazası, karlı ve hırçın bir dağ zirvesinde takdiriilahiyle buluşmasıdır.” diyor. Rahmetli Hasan Celal Güzel ise “Muhsin Başkan açıkçası bu devrin adamı değil, ona her bakışımda Ahmet Yesevi’den el almış, kılıcını kuşanmış, atının üzerinde Anadolu’yu aydınlatmak üzere mücadele eden alperenleri, Kara Mürselleri, Sarı Saltukları, Akça Kocaları görür gibi olurum. O, 15 asırlık bir medeniyetin bu topraklardaki bin yıllık kültürüyle abat eden bir milletin gerçek temsilcisiydi.” diyor.

Saygıdeğer milletvekilleri, Muhsin Başkan Kabataş ilçemizde yapmış olduğu konuşmayla “Ayrılıkta azap, birlikte hayır var.” derdi. “İşte biz de ‘Birlik olalım.’ dedik. Kimin birliği? Benim partimdekilerin birliği değil, olsa ne yazar? Ülkücülerin birliği değil, olsa yetmez; ben doğulusu, batılısı, Kürt’ü, Türkmen’i, Alevisi, Sünnisi, bu mübarek toprakta ezan sesiyle ve al bayrağın altında bir olalım, beraber mutlu olalım, birlikte mutlu olalım” diyordu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

METİN GÜNDOĞDU (Devamla) – O çok istemesine rağmen hayatı boyunca büyük birliği gerçekleştiremese de ölümüyle büyük birliği gerçekleştirdi. Taraflı tarafsız herkes onun ölümünde gözyaşı döktü, üzüntüsünü dile getirdi. Rahmetle, minnetle anıyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar; MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Gündem dışı ikinci söz, 21 Mart Nevruz Bayramı münasebetiyle söz isteyen Ankara Milletvekili Nevin Taşlıçay’a aittir.

Buyurun Sayın Taşlıçay. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)

2.- Ankara Milletvekili Nevin Taşlıçay’ın, 21 Mart Nevruz Bayramı’na ilişkin gündem dışı konuşması

NEVİN TAŞLIÇAY (Ankara) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 21 Mart Nevruz Bayramı münasebetiyle gündem dışı söz almış bulunmaktayım. Yüce Meclisi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.

“Yedi kat yerler vücudumdur/ Sular damarımdır/ Gökler çadırımdır/ Arş seyranımdır/ Çarh devranımdır/Yıldızlar meşalemdir.

Bunları dilimiz ve elimizle rencide etmemeliyiz, incitmemeliyiz çünkü onlar rencide olursa bütün varoluş rencide olur.”

Bu çağrı, 14’üncü yüzyılın ikinci yarısından, yaşadığı coğrafyayla bütünleşen, yaşam algısı dünyayı tüketmek üzerine değil, dünyayla bütünleşip yaşamın kendisine bürünmek üzerine olan, dâhil olunmayanın güzelleştirilemeyeceği bilinciyle doğayı hizmetine alarak, ona kendini üstün kılmayı değil, kendisini doğaya katmayı, onunla bir olmayı niyaz eden bir milletin gönül ocağından yetişen Kaygusuz Abdal’dan. Tarih boyunca gök çadırı altında soluyan bu eşsiz bilinç, milletimizin, medeniyetimizin dünyaya bakışının özünü oluşturmaktadır.

Doğayla yaşayanların takvimleri ağaç yapraklarıdır, bu yüzdendir ki ne zaman dalda yaprak baş verir, ne zaman tomurcuklar açar, renklenir, yeni gün o zaman başlar, yeni yıl o zaman kutlanır. Büyük bir gururla divanesi olduğumuz Türklük, oklarını rüzgârlarla ıslık çaldıran, hüznünü mor menevşenin boyun eğmesiyle anlatan; yorgunluğunu, huzursuzluğunu dağ üzerine çökmüş karla, dumanla betimleyen, toprağı sadık yâri gören, mutluluğu güle duyduğu aşkta ötüşen bülbül sesinde duyan ve üzerinde yalın kılıç at koşturduğu yerleri kanıyla sulayıp vatan toprağı sayan ruhtur. Nevruz’un bizde yarattığı coşku, heyecan ve kalplerimize sunduğu ferahlık işte tam olarak doğayla bir olmuş bu kökten neşet etmektedir. Nevruz, Türkiye’yi âdeta bir bahar ikliminde yeşerten Yunus Emre’nin “Her dem yeniden doğarız, bizden kim usanası" dizesine atıf yapar gibi yenilenmenin, yeniden doğuşun, kutlu bir uyanışın adıdır. Nevruz, gece ile gündüzün eşitlendiği tarihte dünya üzerindeki insanların da eşit, hür ve refah içinde yaşaması idealinin daha derin bir nefeste içimize çekildiği, daha uzun soluklu dile getirildiği günün adıdır; yalnızca toprağın değil, gönüllerin de uyanmasıdır; donan gözelerin coşkun ırmaklar olup akması; güneşin gönüllere taptaze umutlar bırakması; Türkistan’dan Balkanlara kadar uzanan geniş bir coğrafyada kendine özgü ritüellerle kutlamalar yapan milletimizin toprağa daha umutlu, daha inançlı bir şekilde basmasıdır; bu tarihte Ergenekon’dan çıkan atalarımızın ötelerimize ışık tutmasıdır. Bu yüzden, isteriz ki “yeni gün” anlamına gelen Nevruz, yüzyıllar sonrasına ulaştıracağımız şanlı adımızı, kutlu tarihimizi yüceltecek gayretlerimizin daha da artmasına vesile olsun.

Dede Korkut meşrepli milletimizin dilinden dökülen dualarla dileriz ki milletimizin karşı yatan yüce dağı yıkılmasın, gölgelice ağaçları kesilmesin, karlı buzlu akan gümrah suları kurumasın, ektiğimiz göversin, diktiğimiz yeşersin; çevremiz biçim biçim ağaç, renk renk çiçek, içimiz huzur dolsun; ak pürçekli analarımız, ak sakallı babalarımız, dünyalar güzeli evlatlarımız ve milletimizin her ferdi mutlu olsun; yuvalarımız şen olsun, ocaklarımızın tüten dumanları daim olsun. Nevruz’da açan çiçekler, bugün çatısı altında bulunduğumuz yüce Mecliste, Meclisimizde bu duayı edebilme özgürlüğüne sahip olmamız için canlarını feda eden şehitlerimize cennet bahçesi olsun.

Bu duygu ve duayla Nevruz Bayramı’mızı kutluyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Gündem dışı üçüncü söz, Selçuklu devlet armasındaki çift başlı kartalın kadın-erkek eşitliği temalı simgesel anlamı üzerine söz isteyen İstanbul Milletvekili Serap Yaşar’a aittir.

Buyurun Sayın Yaşar. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

3.- İstanbul Milletvekili Serap Yaşar’ın, Selçuklu devlet armasındaki çift başlı kartalın kadın-erkek eşitliği temalı simgesel anlamına ilişkin gündem dışı konuşması

SERAP YAŞAR (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Meclis Şeref Holü’nde ünlü çini ustası Sıtkı Usta’nın kızı, sanatçı Nida Olçar’ın eserlerinden oluşan bir çini ve seramik sergisi hâlen ziyarete açıktır. Bugün sizlere sergideki kıymetli eserlerden Selçuklu çift başlı kartalı ve tarihsel anlamı hakkında konuşacağım.

Türk devlet geleneğinin devlet başkanlığı makamıyla ilgili bilinen çok önemli bir özelliği, tahtta devlet başkanının eşiyle birlikte oturması geleneğidir. 921 yılında Abbasi Halifeliği’nin İdil Bulgar Devleti’ne gönderdiği elçinin en hayret ettiği şeylerden biri, Türk hakanının törensel taht üzerinde eşi hatun sultanla birlikte oturması ve elçileri böyle karşılamasıdır. Çünkü bu en üst düzeydeki kadın-erkek eşitliği tablosu, o çağlarda dünyanın başka hiçbir yerinde görülebilecek bir tablo değildir. Otağda kurulan tek bir taht üstünde hakan ve hatun birlikte otururdu. Tahtın bir tane oluşu devletin tekliğinin bir gereği, hakan ve hatunun aynı taht üstünde birlikte oturmaları ise toplumun kadınlar ve erkeklerden oluşmasının “insan” dediğimiz türün ancak iki karşıt cinsin varlığıyla mümkün oluşunun sonucuydu. Bir gövdede iki baş, bir tahtta iki baş demekti. İşte Büyük Selçuklu ve Anadolu Selçuklu Türk devletlerinde ve Türk beyliklerinde resmî bina ve belgelerde gördüğümüz çift başlı kartal, kadını ve erkeği toplumun iki eşit üyesi olarak kabul etme anlayışının bir sonucu olarak hükümdarlık alameti ve devlet arması olmuştur. Böylece, çift başlı kartalda başlar özelde kağanı ve hatunu, genelde kadını ve erkeğiyle bütün toplumu simgeliyordu. Genellikle bir sekizgenin ortasına tasarlanmış olan armanın bu sekizgen çerçevesi ise dört ana ve dört ara yönü yani bütün yönleri, dolayısıyla mekân olarak her yeri simgeliyordu. Böylece, arması çift başlı kartal olan Selçuklu Türk devleti, her yerde, kadın-erkek herkese eşit ve adaletle davranmayı ilke ediniyordu. Bu sebeple, çift başlı kartal damgasına “adalet simgesi” de denilmektedir. Türkiye’deki en güzel örnekleri Sivas Divriği Darüşşifası’nın kapısında, Diyarbakır Surlarında Yedi Kardeşler Burcu’nu çevreleyen Fetih suresinin üstünde, Erzurum Çifte Minareli Hatuniye Medresesi’nin taç kapısında, Hacı Bektaş Veli Dergâhı’nın türbe kapısında, Bitlis’te, Antalya’da, Niğde’de, Kayseri’de, Konya’da, Tokat’ta, İzmir’de, Selçuklu devri Türk yapılarının üstünde yaşamaktadır. Türk devlet yönetimi geleneğinde devleti kadın ve erkek birlikte yönettikleri için bu durumun grafik anlatımında bir gövdede iki baş tasarımı en elverişli simgedir diyebiliriz.

Devlet işlerinden adalet, ekonomi, savunma, dış politika gibi alanları hakan liderliğindeki vezirler, “aksakallılar” denilen danışmanlar topluluğu, beyler ve komutanlar yürütüyordu. Sağlık, eğitim ve sosyal hizmetlerin çoğunluğunun ise hatun liderliğindeki kadınlar topluluğunca yönetildiğini söyleyebiliriz. Selçuklu ve beylikler devri darüşşifalarının, şifaevlerinin hemen hepsinin kadınlar tarafından yaptırılıp yönetildiğini görüyoruz. Selçuklu sarayının ve beyliklerin önde gelen kadınlarıyla halktan kişilerin oluşturduğu kadın baniler çok sayıda medrese, han ve kervansaray, cami, hamam ve türbe yaptırmışlardır. Bu kurumların yaşaması için de gelirler bağlayıp vakfiyeler kurmuşlardır.

Vakıflar Genel Müdürlüğümüzün arşivlerinde ve bilimsel yayınlarda binlerce Türk kadını tarafından kurulmuş Selçuklu ve Osmanlı vakıflarının belgelerini, vakfiyelerini, kadının toplumsal, ekonomik, sosyal hayat içinde bizce doğal, Avrupa’ya kıyasla söylersek kıyası kabil olmayan üstün konumunu görebiliyoruz. Türk kadınının toplum ve devlet hayatındaki saygın yerine işaret etmek için yapılan eserlerden birkaçını saymak istiyorum: Sitti Raziye Hatun Darüşşifası, Gevher Nesibe Hatun Darüşşifası, Turan Melek Hatun Darüşşifası, Haseki Hürrem Sultan Darüşşifası, Atik Valide Darüşşifası, Mahperi Hunat Hatun Camisi ve Külliyesi.

Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Türk toplumunda insan olarak kadının yüksek ve saygın yeri, Selçuklu, Saltuklu, Akkoyunlu, Karamanoğlu, Osmanlı gibi değişen devlet adlarına ve farklı yöneticilere rağmen hiç değişmemiştir çünkü bu saygın yer yasalarla ve devlet adamlarının özel tutumlarıyla elde edilmemiştir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SERAP YAŞAR (Devamla) – Bu statü Türk milletinin insan ve dünya tasavvurundan doğmuştur ve milletimiz var oldukça ebediyen yaşayacaktır.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Selamlama için bir dakika verseniz ne olur Başkanım? Zaten kürsüde kalıyor arkadaşımız. Çok insani bir şey ya!

SERAP YAŞAR (Devamla) – Bu konuya dikkatimi çeken Şair Şaban Abak’a teşekkürlerimi iletiyor, hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum. (AK PARTİ, MHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, şimdi sisteme giren ilk 15 milletvekiline yerlerinden birer dakika süreyle söz vereceğim.

Sayın Başarır…

V.- AÇIKLAMALAR

1.- Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır’ın, Uzay Ajansı için ayrılan bütçeye ilişkin açıklaması

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) – Sayın Cumhurbaşkanı gerek geçtiğimiz şubat ayında gerekse de dünkü kurultayda 2023’te uzayda olacağımızı söyledi ama maalesef eylemleriyle söylemleri pek birbirini tutmuyor. Uzay Ajansı geçtiğimiz günlerde Resmî Gazete’de 4 temizlik görevlisi, 2 güvenlik görevlisi alımı ilanı verdi, dün 5 tane araç, 1’i VIP olmak üzere 2 şoför ilanı verdi ve uzay için ayrılan bütçe 5,4 milyon dolar. Oysa Cem Yılmaz’ın A.R.O.G ve G.O.R.A filmlerine ayırdığı bütçe 13,5 milyon dolar. Maalesef eylem ve söylemler birbirini tutmuyor. Ha, Cem Yılmaz en azından hayal kurdurabiliyor ama Cumhurbaşkanı hayal kurmamıza bile izin vermiyor.

BAŞKAN – Sayın Çepni…

2.- İzmir Milletvekili Murat Çepni’nin, Malatya’nın Dedeyazı köyünde yaşanan maden talanının durdurulması gerektiğine ilişkin açıklaması

MURAT ÇEPNİ (İzmir) – Malatya Dedeyazı köyü maden işgali altında, köyün arazileri ve suyu gasbedilmiş durumda. Köye çok yakın olan maden hem halkı hem de tarım alanlarını zehirliyor. Mezralara ve bahçelere giden köye ait yollar şirket tarafından kapatılıyor. En son Özgür Çelikkaya isimli köylü arazisine gitmek isterken yolu kapatan şirket çalışanları tarafından darbedildi. Yaşananlar kolluk güçlerinin de bilgisi ve gözetimi altında yaşanıyor. Maden şirketleri, devletten aldıkları güçle mafya grupları gibi halkın malına ve canına kastediyorlar. Sorumlu bakanlıklara sesleniyoruz: Bu talanı durdurun, Dedeyazı köyünün sesine kulak verin.

BAŞKAN – Sayın Kılavuz…

3.- Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz’un, 2020 öğretmen atama takviminin formasyon konusunda mağduriyet yarattığına ilişkin açıklaması

OLCAY KILAVUZ (Mersin) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

2020 MEB öğretmen atama takvimi formasyon konusunda mağduriyet yaratmaktadır. 2018 yılından itibaren formasyon uygulamasının kaldırıldığı, yerine tezsiz yüksek lisans düzenleneceği, formasyonsuz adayların ise mağdur edilmeyip sınavı kazananlara belgenin MEB tarafından verileceği ifade edilmiştir. Fakat 2020 MEB atama takviminde bu durum açıklığa kavuşturulamamış, fen ve edebiyat fakültelerinden mezun olup öğretmenlik hayali kuran gençlerimize yönelik bir düzenleme yapılmamıştır. Bu sebepten ötürü, formasyonsuz adayların da hak talep edebilecekleri şekilde kılavuzun güncellenmesi yerinde olacaktır. On binlerce Türk genci bizlerden müjdeli bir haber beklemektedir.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Sayın Bayraktutan…

4.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, Artvin’in Yusufeli ilçesinin Dereiçi köyünde çıkan yangına ilişkin açıklaması

UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Geçtiğimiz günlerde -17 Mart Çarşamba günü- Artvin ili Yusufeli ilçemize bağlı Dereiçi köyümüzde bir evde çıkan yangın, çevredeki evlere de sıçrayarak kısa sürede büyümüştür. 200 haneli büyük bir köy olan Dereiçi köyümüzde bu yangın sonucunda toplamda 34 tane ev, 45 samanlık ve ahır tamamıyla kül olmuştur, 10 büyükbaş hayvan da telef olmuştur. Bu yangın nedeniyle köylü büyük bir tehlike atlatmış bulunmaktadır. Geçen hafta içerisinde köyde bizzat gözlemlerde bulundum, bu yangının tek sevindirici yanı bir can kaybının olmamasıdır. Ben bu vesileyle, bu yangın nedeniyle köyümüze tekrar geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Bir sevindirici yan da köyde evsiz kalan kişilerle alakalı olarak bir tek çadır bile kurulmamış, köylü büyük bir dayanışma örneği göstererek evlerini kaybedenleri, hanelerini kaybedenleri kendi konutlarına misafir olarak almıştır. Bu anlamda köylülerimizi kutluyorum, bir daha böyle bir belanın yaşanmamasını temenni ediyorum, köylülerimize içtenlikle geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Devletin bir an önce üzerine düşen görevleri yerine getirmesini, büyükşehir belediyelerimizin de gerekeni yapacağını…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Taşkın…

5.- Mersin Milletvekili Ali Cumhur Taşkın’ın, Orman Haftası’na ilişkin açıklaması

ALİ CUMHUR TAŞKIN (Mersin) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Faydalarını saymakla bitiremeyeceğimiz ormanlar, bir ülkenin akciğerleri ve en önemli zenginlik kaynağı olarak geleceğimiz açısından çok önemlidir. Bu bilinçle, AK PARTİ hükûmetleri olarak Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Türkiye’nin orman alanı ve ağaç sayısını çoğaltmak, biyolojik çeşitliliğini geliştirmek, çevreyi korumak amacıyla çok büyük yatırımlar yaptık. 2002’de 20,8 milyon hektar olan orman varlığımızı 1,9 milyon artırarak 22,6 milyon hektara çıkardık. 5.400 gelir getirecek köy ormanı tesis ettik, 136 adet şehir ormanı kurduk, mesire yerlerinin sayısını da 1.420 adede çıkardık, 2002’de 33 olan millî park sayısını 45’e çıkarıp alan olarak da 9.700 hektara yükselttik.

İçinde bulunduğumuz Orman Haftası vesilesiyle tüm bu başarıda emeği olan Orman teşkilatının bütün çalışanlarını tebrik ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – Sayın Özkan…

6.- Mersin Milletvekili Hacı Özkan’ın, Türkiye’yi yeni küresel, siyasi ve ekonomik düzende hak ettiği noktaya çıkarmakta kararlı olduklarına ilişkin açıklaması

HACI ÖZKAN (Mersin) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Türkiye’yi, salgınla birlikte hızlanan yeni küresel, siyasi ve ekonomik düzende hak ettiği yere çıkarmakta kararlıyız. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde reform programlarımızı bu hedefimize ulaşmamızı kolaylaştıracak ve hızlandıracak şekilde hazırlıyoruz. Her reform programımız kamudan özel sektöre, sivil toplumdan sosyal kesimlere kadar tüm tarafların görüşleri ışığında oluşturulmuştur. İstikrarı güçlendirmek için ekonomide makropolitikalarımızı yapısal tedbirler ve dönüşümlerle destekliyoruz. Bu kapsamda kamu maliyesi, enflasyon, finans sektörü, cari açık ve istihdam konularının yanı sıra yatırımların teşvikini, iç ticaretin kolaylaştırılmasını içeren somut politikalar geliştiriyoruz.

Ülkemizin hayrına olan bu reformlarımızı kör bir husumetle sabote etmeye çalışanları milletimizin takdirine havale ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – Sayın Şimşek…

7.- Mersin Milletvekili Baki Şimşek’in, şoför esnafının sorunlarına ilişkin açıklaması

BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, şoför esnafımız pandemi süreci içerisinde evlerine helal rızık götürme mücadelesi yapmaktadırlar. Yalnız, değişik sebeplerden dolayı, trafik cezalarından dolayı özellikle kamyonculuk yapan, servisçilik yapan, taşımacılık yapan şoförlerimizin bir kısmının ehliyetlerine el konulmuştur. Defalarca buradan gündeme getirmemize rağmen ehliyet affı bir türlü gündeme alınmamaktadır.

Ben buradan çağrı yapıyorum: Ölümlü kazaya bulaşmamış olan bütün şoför esnafımızdan ehliyet cezası alanlara ehliyet affı mutlaka çıkarılmalıdır. Yine, aynı şekilde, değişik sebeplerden üniversitelerden ilişiği kesilen, harç yatıramama, devam edememe, dersten kalma gibi sebeplerden dolayı üniversitelerden ilişiği kesilen öğrencilerimiz okumak istiyorlar, bunlar için de mutlaka öğrenci affı istiyoruz. Yani ehliyet affı ve öğrenci affı mutlaka Meclis gündemine alınmalı ve bu vatandaşlarımızın problemleri çözülmelidir bir defaya mahsus olmak üzere. Cana kasteden şoförlerle ilgili cezaları varsa çeksinler ama diğer türlü olanların mutlaka af kapsamına alınmasını talep ediyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Gürer…

8.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in, çiftçilerin sorunlarına ilişkin açıklaması

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Tarım kesimi yoğun sorunlarla boğuşmaktadır.

Sekiz ay önce tonu 1.800 lira olan üre gübresi 3.200 liraya kadar çıkmıştır ve zammın arkası kesilmemektedir.

2020 yılı desteklerinin bir ay önce verileceği açıklanmış ancak verilmemiştir. Geçen yılın buğday, ayçiçeği, gübre, mazot destekleri çiftçiye bir an önce ödenmelidir. Destekler zamanında verilmelidir.

Yem fiyatlarındaki artış hayvancılığı bitirecek hızda artmaktadır. Besici, buzağı desteklerini de alamamıştır.

İktidarın, tarım kesiminin sorunlarına karşı vurdumduymaz yaklaşımı kabul edilemez.

Tarım Kredi Kooperatiflerinin durdurduğu hacizler için süre 31 Martta dolmaktadır. Bu süre uzatılmalı, faizler silinmelidir.

Patates depoda çürüme aşamasına gelmiştir. Toprak Mahsulleri Ofisi bir an önce patates alımına girmeli, mağdur çiftçinin sorunlarıyla ilgilenmelidir.

Gerek çiftçiler gerek besiciler ciddi anlamda sıkıntı içindedir. Bakanlık bunlara çözüm üretmek zorundadır. Ne yazık ki…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Ceylan…

9.- Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylan’ın, Çanakkale’nin Biga ilçesindeki çiftçilerin sorunlarına ilişkin açıklaması

ÖZGÜR CEYLAN (Çanakkale) – Sayın Başkan, Çanakkale’mizin Biga ilçesinde hayvancılığın yanında arpa, buğday, çeltik, mısır, kanola, fasulye, ayçiçeği ve yem bitkileri yaygın olarak üretilmektedir.

Tarımsal ürün ticaretinde son dönemde lisanslı depoculuk yaygınlaşmaya başlamıştır. Tarım Bakanı “Hedefimiz, lisanslı depoculuk sisteminin ülke genelinde yaygınlaşmasıyla birlikte, TMO’nun üreticiden yaptığı alımların tamamını lisanslı depolar üzerinden, ELÜS yoluyla gerçekleştirmek.” demişti. Lisanslı depoculuk şirketlerinin girdiği bölgelerde TMO şubeleri, iktidarın siyasal tercihleri doğrultusunda işlevsiz hâle getirilmektedir. Bu depoların sahipleri, işletenleri çoğunlukla tüccar ve sanayicilerdir. Çiftçilerin, çiftçi örgütlerinin kurduğu veya işlettiği bir lisanslı depo olduğunu sanmıyorum.

TMO Biga Ajansının özelleştirileceği yönündeki iddialar dahi bölge üreticisinin motivasyonunu düşürmeye yetmiştir. Gelin, TMO’yu ilk kurulduğundaki gibi “çiftçinin kara gün dostu” olarak hatırlatacak politikalar geliştirin.

Teşekkürler.

BAŞKAN – Sayın Nuhoğlu…

10.- İstanbul Milletvekili Hayrettin Nuhoğlu’nun, Millî Eğitim Bakanının başarısız olmuş bir bakan olarak tarihe geçeceğine ilişkin açıklaması

HAYRETTİN NUHOĞLU (İstanbul) – Teşekkür ederim.

Millî Eğitim Bakanı, AKP iktidarları dönemindeki diğer bakanlar gibi, son derece başarısız olmuş bir Bakan olarak tarihe geçecektir; üstelik, Külliye’den aldığı talimatı Bakana kabul ettiren Bakanlığın hukuk danışmanları eliyle Andımız’ı yasaklatan bir Bakan olarak anılacaktır. Çoktan istifa etmesi gerekirken pişkince o koltukta oturmaya devam ediyor ama açıklanması beklenen yeni Bakanlar Kurulunda yer almayacağı ileri sürülmektedir. Yerine muhtemelen bir tarikat mensubunun gelmesinden önce son fırsatı değerlendirerek hemen bugün Andımız’la ilgili bir açıklama yaparak görevinden istifa etmesi ona hiç olmazsa azıcık bir itibar kazandırabilir. Umarım, bu beklentimiz gerçekleşir.

BAŞKAN – Sayın Ataş…

11.- Kayseri Milletvekili Dursun Ataş’ın, pandemi sürecinde sağlıkçıların ve esnafın sorunlarına ilişkin açıklaması

DURSUN ATAŞ (Kayseri) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Pandemi sürecinde başta sağlıkçılarımız olmak üzere tüm kamu personeli canları pahasına çalışıyor. Vatandaş eve hapsedildi, ekonomik krizle boğuşuyor. Esnaf kepenk kapatmış, siftah yapamıyor, can çekişiyor. AKP ise 81 ilden insanları Ankara’ya toplamış, “Salon lebalep dolu.” diye siyasi şov peşinde koşuyor, kongre yapıyor. Dünyanın hiçbir ülkesinde bu kadar sorumsuzluk ve aymazlık görülmemiştir. Pandemiye karşı verilen mücadelede emeklere yazık değil mi? Sağlıkçılarımızın, esnafımızın ve “Sokakta maske takmıyor, mesafeye uymuyor.” diye ceza kestiğiniz vatandaşımızın yüzüne nasıl bakacaksınız? Bu saatten sonra alınacak bütün önlemler anlamsız, yetkililer tarafından yapılan bütün açıklamalar değersizdir. Salgından dolayı hayatını kaybeden her bir vatandaşımızın vebali üzerinizdedir diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – Sayın Güneş…

12.- Uşak Milletvekili İsmail Güneş’in, Muhsin Yazıcıoğlu’nun vefatının 12’nci yıl dönümüne ilişkin açıklaması

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

“Ey bu sonsuzluğun sahibi.

Sana ulaşmak istiyorum.

Durun, kapanmayın pencerelerim,

Güneşimi kapatmayın,

Beton çok soğuk, üşüyorum.” diyen ve karlı bir kış günü soğukta hayatını kaybeden, vatan ve millet sevdalısı Muhsin Yazıcıoğlu, ilkeli duruşuyla Türk siyasi hayatında iz bırakan liderlerden biri olmuştur. Vefatının 12’nci yılında Muhsin Yazıcıoğlu ve yol arkadaşlarını rahmetle, minnetle anıyorum; mekânları cennet, makamları ali olsun diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – Sayın Etyemez…

13.- Konya Milletvekili Halil Etyemez’in, Türkiye’ye beyin göçünü özendiren ve bilim insanlarının ülkemizde kalmasını teşvik eden Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’a teşekkür ettiğine ilişkin açıklaması

HALİL ETYEMEZ (Konya) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde ortaya koyduğumuz millî teknoloji hamlesi vizyonumuzla ülkemizi teknoloji ve bilimde öncü bir ülke hâline getirmek için çalışıyoruz. Bu kapsamda Türkiye'den dışarıya beyin göçünün olmaması ve dışarıdan Türkiye'ye beyin göçünü özendirmek için projeler hayata geçiriyoruz. Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı’yla 21 farklı ülkeden 127 çok üst düzey araştırmalar yapan lider araştırmacı ülkemize kazandırılmıştır. 2020 yılında, Türkiye’de araştırmalarına devam eden bilim insanları için başlattığımız Ulusal Lider Araştırmaları Programı’yla 42 bilim insanına da destek verilmiştir. Yeni başlattığımız Uluslararası Genç Araştırmacılar Programı’yla bu yıl, gelecek vadeden 100 genç araştırmacıyı ülkemizin bilim ekosistemine dâhil edeceğiz. Türkiye’ye beyin göçünü özendiren ve bilimsel çalışmalar yapan nitelikli insanlarımızın ülkemizde kalmasını teşvik eden Sanayi ve Teknoloji Bakanı Sayın Mustafa Varank’a ve tüm emeği geçenlere teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Sayın Çakır...

14.- Kocaeli Milletvekili Sami Çakır’ın, Muhsin Yazıcıoğlu’nun vefatının 12’nci yıl dönümüne ilişkin açıklaması

SAMİ ÇAKIR (Kocaeli) – Sayın Başkan, bir cesur yüreği kendi dizeleriyle anmak istiyorum.

“Bir coşku var içimde bugün kıpır kıpır

Uzak çok uzak bir yerleri özlüyorum

Gözlerim parke parke taş duvarlarda

Açılıyor hayal pencerelerim

Hafif bir rüzgar gibi süzülüyorum

Kekik kokulu koyaklardan aşarak

Güvercinler ülkesinde dolaşıyor

Bir çeşme başı arıyorum

Yarpuzlar arasında kendimi bırakıp

Mis gibi nane kokuları arasında

Ruhumu dinlemek istiyorum

Zikre dalmış her şey

Güne gülümserken papatyalar

Dualar gibi yükselir ümitlerim

Güneşle kol kola kırlarda koşarak

Siz peygamber çiçekleri toplarken

Ben çeşme başında uzanmak istiyorum

Huzur dolu içimde

Ben sonsuzluğu düşünüyorum

Ey sonsuzluğun sahibi, sana ulaşmak istiyorum

Durun kapanmayın pencerelerim

Güneşimi kapatmayın

Beton çok soğuk, üşüyorum.”

Muhsin Yazıcıoğlu’nu rahmetle yâd ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Şahin...

15.- Balıkesir Milletvekili Fikret Şahin’in, Ayasofya Başimamı Boynukalın’a, devlet memurluğundan istifa edip siyasete girmesini tavsiye ettiğine ilişkin açıklaması

FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Türkiye ve AK PARTİ iktidarı son zamanlarda farklı bir vesayeti yaşıyor; bu vesayetin adı, Ayasofya Başimamı Boynukalın vesayeti. Devlet memuru olan başimamın siyaseti yönlendirme noktasında hemen hemen her konuda görüş ve önerileri var. Sayın Başimam “Laiklik Anayasa’dan kaldırılsın.” diyerek Anayasa’yı dizayn etmeye çalışıyor. “Faiz kaldırılsın.” diyerek ekonomiyi dizayn ediyor. “İstanbul Sözleşmesi feshedilsin.” diyerek kadın haklarını düzenliyor. Her konuda uzmanlığı var; âdeta başimam değil, başuzman.

Kendisine tavsiyemiz, AK PARTİ Grup Başkan Vekilleriyle polemiğe girecek derecede siyasete meraklıysa devlet memurluğundan istifa etmesi ve siyasete girmesidir.

Teşekkür ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, şimdi, Sayın Grup Başkan Vekillerinin söz taleplerini karşılayacağım.

Sayın Türkkan, buyurun.

16.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, Muhsin Yazıcıoğlu’nun vefatının 12’nci yıl dönümüne, AK PARTİ döneminde Merkez Bankasının ihtiyat akçesinin de sıfırlandığına, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kaynaklarının tüketildiğine, Grup Başkan Vekilliği görevine getirilen Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ile Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’a hayırlı olsun dileğinde bulunduğuna, 2022 FIFA Dünya Kupası’nda Hollanda karşısında galibiyet alan Türk Millî Futbol Takımı’mızı tebrik ettiğine ve Hükûmeti Kilis esnafının sorunlarını duymaya davet ettiğine ilişkin açıklaması

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hayatını milletine ve davasına adayan Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun 12’nci ölüm yıl dönümü bugün. Karanlıkta bırakılan bir helikopter kazası sonucu aramızdan ayrılan merhum Yazıcıoğlu’na rahmet diliyorum, kendisini özlemle anıyorum. Merhum Yazıcıoğlu ömrü boyunca, karşılık beklemeden, büyük fedakârlıkla devlete hizmet etmiştir. Muhsin Yazıcıoğlu’nun annesi merhume Fidan Yazıcıoğlu’nun bir sözünü hatırlatmak istiyorum, diyor ki Fidan anne: “Muhsin’imi biliyor musunuz, 2 oğlumdan 1’iydi. Evlatlarım arasında en az onu gördüm. ‘Devlet çağırıyor, millet bekliyor.’ der giderdi. O, devleti bir kere bekledi, onda da devlet gelmedi." Allah her ikisine de rahmet eylesin, mekânları cennet olsun.

Aradan geçen on iki yıla rağmen dava neticelenememiş, kaza mı yoksa suikast mı olduğu ortaya çıkarılamamıştır. Bu cinayetin üstünü örtmek değil, katilleri, gerçek katilleri bulunana kadar devlet gereğini yapmalıdır. Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde işlenen bu cinayetin failleri ortaya çıkarılmadan Muhsin Yazıcıoğlu’nun ruhu rahat etmeyecektir.

Cumartesi günü aldığı Merkez Bankası Başkanının değişimi kararıyla ekonomiyi tepetaklak eden Sayın Erdoğan, günler sonra ilk kez dün AK PARTİ kongresinde konuştu, “‘Ekonomi kötü, battık.’ diyenlere inanmayın.” ifadesini kullandı. Sayın Erdoğan gerçekleri milletimizden saklamaya çalışsa da doğru, evet, battık; buradan söylüyorum, battık. Merkez Bankası rezervleri cumhuriyet tarihinde ilk kez eksiye düştü. “Zor gün” parası olarak da adlandırılan Merkez Bankasının ihtiyat akçesi de iktidarınız döneminde sıfırlandı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Devam edin.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Deprem vergileri ve hatta İşsizlik Fonu bile harcandı, Covid-19 gibi toplumun her kesimini etkileyen bir pandemide bile kullanılacak tek kuruş bırakılmadı maalesef. “Batmadık.” diyorsunuz ama bir yıldır borçlanan, işlerini çeviremeyen ve batan esnafımızı kurtaracak maddi kaynağı da sağlayamıyorsunuz. “Batmadık.” diyorsunuz ama işsiz kalan, evine bir yıldır ekmek götüremeyen vatandaşımıza da destek olamıyorsunuz. Vatandaş gelir yetersizliğinden, alım gücünün düşüklüğünden yakınırken enflasyon, faiz ve döviz kurlarının yükselmesini durduramıyorsunuz. Asgari ücretliyi açlığa mahkûm ediyorsunuz; emekliye asgari ücretin bile altında maaş veriyorsunuz. Memuru, işçiyi ve çalışanları, yaptığınız yetersiz zamlarla enflasyona ezdiriyorsunuz. “Batmadık.” diyorsunuz ama iktidara geldiğinizde 125 milyar dolar olan dış borcumuzu bugün 453 milyar dolara yükselttiniz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Devam edin, buyurun.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Genç işsizlik ve beyin göçü, yaşadığımız en sıkıntılı ekonomik buhranlarda bile olmadığı kadar tarihin en yüksek seviyesine çıktı. Yeni kurulmuş cumhuriyetin kalkınmak için zor şartlarla kurduğu fabrikalar kapatıldı, üretim ve istihdam azaldı, ithalat arttı, tarım ve çiftçi bitirildi. Türkiye Cumhuriyeti devletinin kaynaklarını on dokuz yıldır tükettiniz, milletimizi fakirleştirdiniz.

Türk ekonomisi Sayın Erdoğan şoförlüğünde, freni patlamış bir kamyon misali yokuş aşağı sürüklenmeye devam ediyor. Gerçekler acıdır; evet, battık çünkü batırdınız.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; dünkü AK PARTİ kongresinin ardından Grup Başkan Vekilliği görevine getirilen Kahramanmaraş Milletvekili Sayın Mahir Ünal ve Kayseri Milletvekili Sayın Mustafa Elitaş’a buradan hayırlı olsun diyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayın sözlerinizi, buyurun.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Bitiriyorum Başkanım, toparlıyorum.

2022 FIFA Dünya Kupası’na giden yolda güzel bir başlangıç yaparak Hollanda karşısında galibiyet alan Türk Millî Futbol Takımı’mızı tebrik ediyorum, başarılarının devamını diliyorum.

Son olarak Kilis’ten söz etmek istiyorum Sayın Başkan. Ülkemize gelen Suriyelilerin Kilis’e yerleşmesiyle şehrin demografik yapısı gerçek anlamda bozuldu. Yaşanan ekonomik krizle beraber Kilisli esnaf devletten gereken desteği alamıyor ancak iş yeri olan Suriyeli işletme sahiplerine, Alman GIZ kuruluşu ve ülkemizde kurulu “SENED Derneği” adındaki dernek aracılığıyla işletmelerini kayıt altına almaları karşılığında 25 bin liraya kadar destek veriliyor. Dernek yardımları, işe başlama vergi kaydı için 2 bin lira, yemek yardımı ve kira desteğiyle 25 bin liraya kadar çıkıyor.

Kilis yatırımlarda da devlet desteklerinden mahrum bırakıldı. Kilis OSB 6’ncı bölge desteklerden faydalanırken kent geneli 5’inci bölgede değerlendirilmektedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Bitiriyorum Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Tamamlayın, buyurun.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – OSB’ye müracaat edecek olan Türk yatırımcı yer bulamazken 100 dönümlere varan arsalar Suriyelilere verilmekte, bu Suriyeli işletmeler fabrikalarında neredeyse hiç Türk işçi istihdamı yapmamaktadır ve çalışanların tamamına yakını da Suriyelilerden oluşmaktadır. Her 10 personel arasında 1 kişi olan yabancı çalıştırma kontenjanı iş Suriyelilere gelince aranmamakta, devletin bu yanlış politikasının sonucunu da Kilisliler çekmektedir.

Kilis âdeta Suriyelilerin cenneti olmuştur. Ülkemizin 2’nci büyük sınır kapısı olan Öncüpınar Sınır Kapısı güvenlik gerekçesiyle sürekli kapalı tutulmakta ve bu kapının ticari nimetlerinden Kilisliler faydalanamamaktadır. Hükûmeti bu noktalarda Kilislilerin sesini duymaya davet ediyorum.

Sayın Başkan, teşekkür ediyor, yüce Parlamentoyu saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – Sayın Oluç, buyurun lütfen.

17.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç’un, Cumartesi Annelerine açılan davayı demokrasiye indirilmiş ağır bir darbe olarak gördüklerine ve bu durumu kınadıklarına, kısa çalışma ödeneğinin sona erdirilmesinin vahim bir durum olduğuna ve İçişleri Bakanlığı tarafından, anayasal bir hak olan parti kurma hakkının engellendiğine ilişkin açıklaması

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, sayın vekiller; yirmi altı yıl önce ilk kez 27 Mayıs 1995’te İstanbul Galatasaray Meydanı’nda oturma eylemi yapmaya başladı 15-20 kişilik bir grup ve o günden bugüne kadar “Cumartesi Anneleri” “Cumartesi insanları” olarak isimlendirilen, tanımlanan insanlar aslında dünyanın belki de en barışçı eylemini sürdürdüler. Zaman zaman kesintiye uğradı bu eylem, yirmi altı yıldır süren bu eylem. Zaman zaman kesintiye uğrasa da 700’üncü haftasında ağır bir saldırıyla karşı karşıya kaldı -iki buçuk yıl önce yani- ve 700’üncü haftasındaki bu ağır saldırıdan sonra 46 kişiye dava açıldı. Bugün, şu sıralarda o davanın ilk duruşması yapılıyor -iki buçuk yıl sonra- ve aslında dünyanın en barışçı eylemini yapan Cumartesi Anneleri, insanları böyle bir davayla karşı karşıya kaldılar.

Şimdi 835’inci haftaya gelinmiş vaziyette. Ne istiyor Cumartesi Anneleri, insanları? Türkiye’de yaşanmış olan gözaltında kayıpların ve faili meçhullerin sonunda kurban olmuş olan insanların, kendi çocuklarının, kendi yakınlarının akıbetini öğrenmek istiyorlar; bunların arasında öldürülmüş olanlar varsa onların cenazelerine ulaşmak istiyorlar, Yani aslında istedikleri çok insani bir şey ve bugüne kadar da barışçıl gösteri dışında hiçbir şekilde herhangi bir yola başvurmamış bir topluluktan söz ediyoruz.

Şimdi, dayanışmamızı ifade ediyoruz Cumartesi Anneleriyle, insanlarıyla. Son derece haklı, son derece meşru bir talepleri var, son derece insani bir talepleri var.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Devam edin lütfen, buyurun.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Esas itibarıyla yargılanması gerekenler Cumartesi Anneleri ve insanları değil; tam tersine, onların çocuklarını, yakınlarını gözaltında kaybedenlerdir, faili meçhullere kurban etmiş olanlardır. Yani kimler bu suçları işlediyse, bu insanlık suçlarını işlediyse onların bulunup yargılanması gerekirken çocuklarının, yakınlarının akıbetini öğrenmek isteyenlerin yargılanmasını son derece ayıp buluyoruz, demokrasiye indirilmiş ağır bir darbe olarak görüyoruz ve bunu kınıyoruz.

Şimdi, sayın vekiller, bakın -izliyorsunuzdur siz de yakından- pandemi devam ediyor ve şu anda belli ki yeniden bir üçüncü dalganın piki yaşanıyor ya da o pike doğru, o zirveye doğru yaklaşılıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Devam edin lütfen.

Buyurun.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) - Son ilan edilen rakamlara baktığımızda -eğer doğru rakamlarsa bunlar- vaka sayısı 30 bine yaklaşmış vaziyette, belki bugün açıklandığında 30 bini geçmiş olacak; ölüm sayısı 150’ye yaklaşmış vaziyette, belki bugün o sayı da aşılmış olacak.

Son derece ciddi bir durumla karşı karşıyayız. “Kırmızı iller” diye adlandırılan yani salgının hızlı geliştiği illerin sayısı artıyor. Aşı bulunamıyor ve yeterli önlemler alınmıyor. Umuyoruz ki Bilim Kurulu toplanacak, bu önlemler yeniden gözden geçirilecek ve atılması gereken adımlar atılacak ama bir sorun var: Kısa çalışma ödeneğinin 31 Martta sona erdirileceğine dair açıklama yaptı Cumhurbaşkanı. Şimdi, yani beş gün sonra “Bu pandemi döneminde kısa çalışma ödeneği olarak verilmiş olan hak 31 Martta sona erecek.” dedi. Bu, son derece vahim bir durum. Bu konuda -beş gün kaldı- bir kez daha iktidarı uyarmak istiyoruz. Neden vahim bir durum?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sözlerinizi tamamlayın lütfen.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Toparlıyorum efendim.

Çünkü zaten pandemi döneminde sosyal güvence sağlanması açısından son derece zaaflı olan iktidar, kısa çalışma ödeneğini de keserse… Esnafın yaklaşık yüzde 25-30 gibi bir kapasiteyle çalıştığı bir dönemde ve son derece büyük sorunlarla karşı karşıya kaldığı bir dönemde bir de kısa çalışma ödeneğinin kesilmesi demek, milyonlarca insanın mağdur olması demektir. 3 milyondan fazla insan kısa çalışma ödeneğinden faydalandı, aileleriyle birlikte 10 milyonu aşan bir rakamdan söz ediyoruz. 10 milyonu aşkın insan topluluğunun mağdur hâle gelmesi kabul edilemez, bir kez daha gözden geçirilmelidir. Kısa çalışma ödeneğinin 31 Martta sonlandırılmasına da kesinlikle itiraz edilmelidir ve bu değişmelidir.

Son değinmek istediğim bir nokta var, kısaca ifade edeceğim. Şimdi, bakın, anayasal bir hak var. O anayasal hak -hepimiz için geçerli, burada oturan bütün partiler için- parti kurma hakkı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayın lütfen, buyurun.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Şimdi, bu anayasal hak, bir süredir İçişleri Bakanlığı tarafından engelleniyor, bu hakkın kullanılması engelleniyor. Daha evvel ben burada dile getirmiştim, “insan ve özgürlük partisi” kurulmak için başvurmuştu ve bu başvurunun sonunda… Biliyorsunuz partilerin kurulmasının yöntemi; gerekli evrakları tamamladıktan sonra başvurunuzu yaparsınız, “alındı” belgesi verilir ve parti çalışmasına başlar, örgütlenme çalışmasına ve faaliyetlerine başlar. İnsan ve özgürlük partisi üç senedir “alındı” belgesini alamıyordu, bunu daha evvel de dile getirdik. Şimdi, bir partinin başına daha geldi. Yeşiller partisi kuruluş evraklarını bütün usulüne uygun şekilde 21 Eylül 2020’de teslim etmiş ve o günden bugüne kadar “alındı” belgesi verilmiyor, herhangi bir şekilde kendileriyle görüşülmüyor, herhangi bir şekilde aranmıyorlar, geldiklerinde –avukatlar ve kurucular dâhil olmak üzere- randevu verilmiyor, ilgili şahıslar bir türlü yerlerinde bulunamıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Son cümlelerinizi alayım lütfen.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Bakın, 21 Eylül 2020’den bugüne kadar yeşiller partisinin kuruluşu İçişleri Bakanlığı tarafından engelleniyor ve bütün başvurular cevapsız bırakılıyor, tüzel kişilik kazanılamıyor bir türlü. Anayasa’dan kaynaklanan bir haktır -tekrar hatırlatıyorum- örgütlenme hakkı, her yurttaşın bu hakkı vardır ve bu hakkın kullanılması şu anda cebren ve hileyle İçişleri Bakanlığı tarafından engellenmektedir. Bunu bir kez daha dile getiriyorum. Bu konu hem ulusal alanda hem de uluslararası alanda mutlaka ama mutlaka bir hakkın engellenmesi olarak da gündeme gelmeye devam edecektir, bunu da hatırlatıyorum.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Altay.

18.- İstanbul Milletvekili Engin Altay’ın, Muhsin Yazıcıoğlu’nun vefatının 12’nci yıl dönümüne, 2022 FIFA Dünya Kupası’nda Hollanda karşısında galibiyet alan Türk Millî Futbol Takımı’mızı tebrik ettiğine, Cumartesi Anneleri ile Diyarbakır Annelerini saygıyla andığına ve Türk çiftçisinin sorunlarına ilişkin açıklaması

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sizi ve yüce Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Sayın Türkkan da değindi, Muhsin Yazıcıoğlu on iki yıl önce canice bir suikastla yaşamını yitirdi.

Sayın Başkan, görüşleriyle ilgili, düşüncesiyle ilgili tam bir karşıtlığımız olabilir ama Muhsin Yazıcıoğlu bir siyasi partinin Genel Başkanı idi, hiç şüphesiz bizler gibi vatansever idi. Güya “kaza” diye kamuoyuna ilk etapta duyurulan ama bizce ve kamuoyunca bir siyasi suikast olarak değerlendirdiğimiz Muhsin Yazıcıoğlu cinayetinin, suikastının bugüne kadar, aradan on iki yıl geçmesine rağmen aydınlatılamamış olması bazı kurumları düşündürmeli ve sorgulanması gerekir bazı kurumların. Bunlardan biri Türkiye Büyük Millet Meclisidir, hiç kusura bakmayın; bunlardan biri devlettir. Başka da sorgulanacak bir şey yok. Koskoca devlet, bir Siyasi Parti Genel Başkanına yapılan, ölümle neticelenen bir siyasi suikastın perde arkasını aralayamıyorsa hepimizin başımızı öne eğip düşünmesi gerekir. Bu vesileyle Muhsin Yazıcıoğlu’na ben de rahmet diliyorum, sevenlerine sabır diliyorum.

Millî Takımımız, Türkiye'nin içinde bulunduğu bu zor ve kötü günlerde; bir ekonomik krizin, felaketin yaşandığı, toplumsal barışın her geçen gün biraz daha hırpalandığı, örselendiği bugünlerde hepimizin içine su serpti. Hollanda karşısında alınan bu başarıyı Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak yürekten kutluyor ve daim olmasını diliyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Devam edin, buyurun.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Dileriz ki Allah’tan da niyaz ederiz ki Millî Takımımız 2022 Dünya Kupası sürecinde önce Avrupa elemelerinde çok büyük başarılar elde eder, sonrasında da finallerde Türkiye’ye çok özlediğimiz bir kıvancı, gururu ve mutluluğu yaşatır.

Sayın Başkan, bu vesileyle bugün, Cumartesi Annelerinin duruşması var. Ben ve biz, bütün anaların elleri öpülesi olduğuna inanırız. Devletin de Meclisin de siyasetin de analar arasında, oğullarını, evlatlarını arayan analar arasında bir ayrım yapmasını da asla kabul edemeyiz. Devletin oğlunu arayan bir anneye cop vurup oğlunu arayan başka bir anneciğimize çiçek vermesini de doğru bulmayız. Biz isteriz ki devlet, evladını arayan iki acılı anneye de çiçek versin.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Devam edin, buyurun.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Bu vesileyle Cumartesi Annelerimizi, Diyarbakır Annelerimizi buradan saygıyla anıyoruz, ellerini öpüyoruz.

Sayın Başkan, toplumun bütün kesimleri AK PARTİ hükûmetlerinin uyguladığı yanlış ekonomik politikalardan dolayı büyük sorunlar yaşıyor. Bu büyük sorunları yaşayan bir kesimimiz de Hükûmet tarafından hep unutulan, göz ardı edilen, yok sayılan Türk köylüsüdür. Büyük Atatürk’ün “milletin efendisi” diye nitelendirdiği Türk köylüsü ve Türk çiftçisi çok büyük bir sorun yaşamaktadır. Tam tabiriyle konuşmak gerekirse köylünün ahırdaki öküzü, ineği hacizdedir, köylünün traktörü hacizdedir -köylünün su, elektrik yoluyla elde ettiği- su borçları ve elektrik borçları yüzünden tarlası kurumuştur.

Şimdi, 31 Mart 2021 tarihine kadar Tarım Kredi Kooperatifleri icra işlemleri durdurulmuş idi. Biz de buna iyi dedik.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun, devam edin.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Kanun çıkmadı ama. Meclis bir sürü işle uğraşırken kanun çıkarma konusunda maalesef gereğini yapamadı. Yürütmenin ve sarayın da bir gayreti ve hamlesi olmadı. Bugün ayın 25’i, 31 Marta altı gün kaldı, bugünü de saymazsan beş gün kaldı. Beş gün sonra Türk köylüsü ne yapacak? Yani ahırındaki öküzünü, ineğini, koyununu, keçisini; avludaki traktörünü gidip haciz mi edecek devlet, Tarım Kredi Kooperatifi, Ziraat Bankası?

Niğde Milletvekilimiz Sayın Ömer Fethi Gürer, bu konuyla ilgili bu sorunu dile getiren bir soru önergesini veriyor. Çok enteresan, Hükûmet diyor ki: “Tarım Kredi Kooperatifleri ticari işletme sayılır, bunu bir çiftçi borcu gibi düşünmek doğru değil.”

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayın sözlerinizi lütfen.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Cumhuriyet Halk Partisi olarak, Tekirdağ Milletvekilimiz İlhami Özcan Aygun’un da ve diğer arkadaşlarımızın da bir kanun teklifi vardır. Hükümete… Hükûmet yok da saraya -saray da bir cisim- Erdoğan’a sesleniyorum: Bir işlem yapalım, faizleri silelim. Çiftçinin, köylünün Ziraat Bankasına ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan borcunu yani ana parayı da 5 takside bölelim ve çiftçiye huzurlu bir dönem açalım diyorum. Eğer bu Millet Meclisi gerçekten milletin Meclisiyse -ki bunu sorgulamak için söylemiyorum- küçük köylerde, büyük köylerde çiftçiler haciz kıskacındayken bu Meclisin bakması gereken, yapması gereken ilk işin bu olduğunu düşünüyorum. Güvenlik Soruşturması Kanunu Teklifi’yle uğraşacağımıza çiftçiye rahat bir nefes aldıralım, köylümüzün yanında olalım, köylümüze sahip çıkalım diyorum ve Türk köylüsüne Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak selam, sevgi ve dayanışma dileklerimizi iletiyoruz efendim.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Akbaşoğlu, buyurun.

19.- Çankırı Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu’nun, Muhsin Yazıcıoğlu’nun vefatının 12’nci yıl dönümüne, 2022 FIFA Dünya Kupası’nda Hollanda karşısında galibiyet alan Türk Millî Futbol Takımı’mızı tebrik ettiğine, on sekiz yıl boyunca çiftçinin ve üreticinin yanında olduklarına, Türkiye'nin AK PARTİ iktidarları döneminde 4 kat büyüdüğüne, yeni görev alan arkadaşlarını tebrik ettiğine, 2023 yılında cumhuriyeti yeni bir sivil anayasayla taçlandırmak istediklerine ve gündemlerine hukuk ile ekonomi reformlarını uygulamayla devam edeceklerine ilişkin açıklaması

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Çok teşekkür ederim.

Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; hepinizi hürmetle selamlıyorum.

2009 yılında, on iki yıl önce bugün Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Sayın Muhsin Yazıcıoğlu’nun Kahramanmaraş’ta bir helikopter kazası neticesinde kendilerinin ve dava arkadaşlarının, vatandaşlarımızın -helikopter düşmesi sonucu- şehit olduğunu gerçekten büyük bir teessürle öğrenmiştik. Ben, bu vesileyle, şehit Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşlarına, bütün vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet ve mağfiret, özellikle ailesine sabrıcemil, başsağlığı ve milletimize geçmiş olsun dileklerimi ifade etmek isterim.

Ülkemizin ve aziz milletimizin en zor dönemlerinde millî bir duruş sergileyerek “Namlusunu halka çevirmiş tanka selam durmam.” diyerek ülkesinin ve milletinin yanında olan şehit Muhsin Yazıcıoğlu, hakikaten bu duruşuyla hepimize örneklik teşkil edecek bir duruşu miras bırakmıştır. Bu manada çok anlamlı olduğunu, demokrasiyi koruma ve millî meselelerde hepimizin ortak paydası olması gerektiğini hatırlatmak isterim.

Değerli milletvekilleri, dün Hollanda’ya 4-2 galip gelen Millî Takım oyuncularımızı, yöneticilerini, antrenörlerini, Teknik Direktörümüzü hakikaten tebrik ediyorum; güzel bir başlangıç yaptılar, kendilerine milletimiz adına da başarılar diliyorum.

On sekiz yıl boyunca çiftçimizin, üreticinin yanında olduk ve olmaya devam edeceğiz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Devam edin, buyurun.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Bu minvalde, özellikle mazot ve gübre desteğini yarın itibarıyla 81 ilde ödemeye başlayacağız. Toplam 2 milyon 103 bin 884 çitçimize, 4 milyar 79 milyon 656 bin 503 lira destek ödemesi inşallah yapacağız. Bu vesileyle çiftçilerimize hayırlı olması dileklerimi iletiyorum.

Dün, Sayın Cumhurbaşkanımızın, Genel Başkanımızın tekrar Genel Başkanlığa seçildiği 7’nci AK PARTİ Olağan Kongremizi gerçekleştirdik. Sayın Genel Başkanımız, burada, bütün milletimize 4 başlık altında önemli mesajlar verdi; yerel, ulusal, bölgesel ve küresel anlamda Türkiye'nin durumunu ortaya koydu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Devam edin, buyurun.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Türkiye'nin on sekiz yıllık AK PARTİ iktidarları döneminde hakikaten nasıl büyük bir hamle yaparak 4 kat büyüdüğünü, mukayeselerle ortaya koymak suretiyle bölgesel bir güç hâline gelen Türkiye'nin büyük ve güçlü Türkiye olarak küresel bir oyun kurucu olma noktasındaki hedeflerini, iddialarını ve gerçekten bu manadaki dirayeti, gayreti ortaya koydu.

Ben bu vesileyle yeni görev alan ve alacak arkadaşlarımızı hakikaten tebrik ediyorum, hayırlara vesile olmasını diliyorum. Bu manada yeni arkadaşlarımızla gücümüzü kuvvetlendirdik, saflarımızı sıklaştırdık.

Büyük ve güçlü Türkiye, adil ve merhametli yeni bir dünya yolunda boşa harcayacak ve kaybedecek bir vaktimiz yok diyerek, çok işimiz var diyerek, milletimize hizmet yolunda “Durmak yok, yola devam.” kararını bir kez daha ilan ettik.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayın sözlerinizi.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Bu anlamda, bugüne kadar emeği geçen bütün arkadaşlarımıza, çalışma arkadaşlarımıza, yeni görev alan arkadaşlarımıza canıgönülden teşekkür ediyor ve üstün başarılarının devamını diliyorum.

Değerli arkadaşlar, önümüzdeki dönem için hakikaten hepimizin yeni anayasayla ilgili birtakım yaklaşımları, vaatleri ve teklifleri söz konusu. Cumhur İttifakı olarak yeni dönemde en önem verdiğimiz çalışmaların başında yerli, millî ve sivil yeni bir anayasa gelmektedir. Her anayasa hazırlığında Anayasa’mıza sirayet eden o darbe ruhundan Anayasa’mızı kurtaracak bir anayasanın yapılması herkes tarafından ifade edilmektedir. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılı olan 2023 yılında, inşallah bunu, cumhuriyetimizi yeni bir sivil anayasayla taçlandıralım istiyoruz ve böylelikle 2053 ve 2071 hedeflerimize doğru hep birlikte, milletçe, devletçe yol alalım istiyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayın sözlerinizi lütfen.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Bu konuda bizim anayasa hazırlığında temel düsturumuz aziz milletimizin hassasiyetleri olacaktır ve milletimizin istediği şekilde şekillenmiş bir anayasa bizim istediğimiz anayasadır. En geniş tabanda oluşturulacak bu yeni anayasayı, inşallah milletimizin huzurunu, mutluluğunu, özgürlüğünü, refahını ve bütün dünya milletleri ailesine örnekliğini ortaya koyacak şekilde inşa edelim çağrımızı ben de Meclisten, dün Sayın Genel Başkanımızın, Cumhurbaşkanımızın kongremizde yaptığı çağrıya buradan tekrar karşılık vererek bu çağrıyı bütün partilere, bütün sivil toplum kuruluşlarına, bütün milletimize yineliyorum.

Gündemimizde hukuk ve ekonomi reformlarını uygulama var. Gündemimizde özellikle aile, eğitim…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Son kez açıyorum.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Son olarak efendim, son olarak.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Hadi ya! Bu kaçıncı ya? 16 defa…

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Kongre konuşması yapıyor Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Efendim?

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Kongre konuşması yapıyor.

BAŞKAN – Siz mi söylüyorsunuz bunu Sayın Oluç?

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Gündemimize hukuk ve ekonomi reformlarını uygulamayla devam edeceğiz. Bu manada İnsan Hakları Eylem Planı ve Ekonomi Reformları Eylem Planı’nı inşallah hayata geçirip bu konudaki düzenlemeleri hep beraber Meclis olarak görüşeceğiz. Gündemimizdeki aile, eğitim ve kültür konularında yeni bir millî şahlanış ve yükselişi inşallah gerçekleştireceğiz diyor, bu mealde Meclisimizin yapacağı katkılar münasebetiyle de bütün Meclisimize, milletvekillerimize teşekkürlerimi sunuyor, hepinizi hürmetle, muhabbetle selamlıyorum.

BAŞKAN – Gündeme geçiyoruz.

Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır.

Küresel İklim Değişikliğinin Etkilerinin En Aza İndirilmesi, Kuraklıkla Mücadele ve Su Kaynaklarının Verimli Kullanılması İçin Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonunun Başkan, Başkan Vekili, Sözcü ve Kâtip seçimine dair bir tezkeresi vardır, okutuyorum:

VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Tezkereler

1.- Küresel İklim Değişikliğinin Etkilerinin En Aza İndirilmesi, Kuraklıkla Mücadele ve Su Kaynaklarının Verimli Kullanılması İçin Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu Geçici Başkanlığının, Komisyonun başkan, başkan vekili, sözcü ve kâtip üye seçimini yaptığına ilişkin tezkeresi (3/1570)

23/3/2021

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Komisyonumuz, başkan, başkan vekili, sözcü ve kâtip seçimi için 23/3/2021 Salı günü saat 15.30’da toplanmış ve kullanılan (17) adet oy pusulasının tasnifi sonucu, aşağıda adları ve soyadları yazılı üyeler karşılarında gösterilen oyu alarak, İç Tüzük’ün 24’üncü maddesi uyarınca başkan, başkan vekili, sözcü ve kâtip seçilmişlerdir.

Bilgilerinize arz ederim.

Saygılarımla.

                                                                                       Veysel Eroğlu

                                                                                      Afyonkarahisar

                                                                         Komisyon Geçici Başkanı

Başkan: Veysel Eroğlu (Afyonkarahisar)                                      (14) Oy

Başkan Vekili: Nevzat Ceylan           (Ankara)                            (14) Oy

Sözcü: Semra Kaplan Kıvırcık (Manisa)                                       (13) Oy

Kâtip: Hasan Kalyoncu (İzmir)                                (12) Oy

3 adet boş oy kullanılmıştır.

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

İYİ Parti Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.

VII.- ÖNERİLER

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri

1.- İYİ Parti Grubunun, Aksaray Milletvekili Ayhan Erel ve arkadaşları tarafından, Nevşehir’de yaşayan vatandaşların sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla 18/3/2021 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne alınarak ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 25 Mart 2021 Perşembe günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Danışma Kurulu, 25/3/2021 Perşembe günü (Bugün) toplanamadığından, grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzük’ün 19’uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.

                                                                                      Lütfü Türkkan

                                                                                           Kocaeli

                                                                                 Grup Başkan Vekili

Öneri:

Aksaray Milletvekili Ayhan Erel ve 20 milletvekili tarafından, Nevşehir’de yaşayan vatandaşların sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla 18/3/2021 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne alınarak görüşmelerin 25/3/2021 Perşembe günkü birleşimde yapılması önerilmiştir.

BAŞKAN – Önerinin gerekçesini açıklamak üzere, İYİ Parti Grubu adına Sayın Ayhan Erel.

Buyurun. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)

İYİ PARTİ GRUBU ADINA AYHAN EREL (Aksaray) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, yüce Türk milleti; Nevşehir ilimizle ilgili vermiş olduğumuz araştırma önergemiz üzerine söz almış bulunmaktayım. İYİ Parti adına hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bir turizm şahikası olan Nevşehir’de Avanos, Ürgüp, Göreme, Akvadi, Uçhisar ve Ortahisar Kaleleri, El Nazar Kilisesi, Aynalı Kilise, Güvercinlik Vadisi, Derinkuyu ve Kaymaklı Yer Altı Şehirleri, Çavuşin, Güllüdere Vadisi, Paşabağ, Zelve belli başlı görülmesi gereken yerlerdir. Öte yandan kayalara oyulmuş geleneksel Kapadokya evleri ve güvercinlikler yörenin bariz mimari özelliklerindendir. Burada tabiat en tabii görünümündedir. Bu topraklar pek çok tarihî ve kültürel değeri medeniyetimize kazandırmıştır; Damat İbrahim Paşa, Refik Başaran, Ürgüplü Hayri Efendi, Hacı Bektaş Veli bunlardan bazılarıdır.

Nevşehir’in sorunlarına göz attığımızda, kapanan TASKOBİRLİK, 5 bin üyesi bulunan bir kooperatif idi, 200 kişi buradan ekmek parası kazanmakta, evine ekmek götürmekteydi; önce kapatıldı, daha sonra kiraya verildi, şimdi de icra yoluyla satılık. Bölgenin bağlarında yetişen üzümleri alan ve tarıma büyük bir katkısı olan bu kurumun bir şekliyle tekrar Nevşehir’e kazandırılması gerekiyor. Hem TASKOBİRLİK’in kapanması hem de bağcılıkta yaşanan girdi fiyatları nedeniyle Nevşehir’de bağcılık bitme noktasına gelmiştir.

Nevşehir’de çiftçilerimiz elektrik ücretlerinin yüksek olmasından dolayı tarımdan vazgeçme durumuyla karşı karşıya kalmışlardır. Çiftçilerimiz, başta elektrik olmak üzere girdi fiyatları çok fazla olduğu için artık tarlalarını ekemez hâle gelmiş, zengin toprakların yoksul köylüleri hâline dönüşmüştür. Derinkuyulu çiftçilerimiz, özellikle elektriğe indirim yapılmasını ve indirim sonrasında elektrik borçlarının taksitlendirilmesini beklemektedirler.

Avanos ilçesinde bulunan Kızılırmak Nehri’ne kurulan hidroelektrik santrallerinin su tutmasıyla oluşan çevre kirliliği ve canlı yaşamı açısından büyük tehlike oluşturmasından dolayı çevre halkı mağdur olmuştur.

Avanos’a bağlı Topaklı köyünde yıllık 7 bin ton pancar üretimi yapılmaktadır. Teslim yerinin 200 kilometre uzaklıktaki fabrika olması üreticilerimize artı bir nakliye masrafı çıkarmakta ve mağdur olmaktadırlar.

Ürgüp Devlet Hastanesinde yaşanan doktor yetersizliği vatandaşlarımızı mağdur etmektedir. Özellikle, öğrenci sayısının çokluğu ve turistlerin fazlalığı nedeniyle hem hastane hem de doktorlar yetersiz kalmaktadır.

Salgın sebebiyle saksılara dahi ekim yapılmasını söylemiştiniz. Çiftçimiz size güvendi, ekti fakat ürününü almıyorsunuz; Nevşehir’de, Niğde’de, Aksaray’da, Kayseri’de binlerce ton patates alıcı bekliyor. Artık, depolardaki patates çürümeye yüz tuttu; eğer bu ay içerisinde patates alınmazsa, satılmazsa çöpe dökülecek. Çiftçimiz, 1 liraya mal ettiği patatesi 40 kuruşa vermek istiyor ama yine alan yok ve bu ay içerisinde bu satış gerçekleşmezse, sanırım 2021’de patates ekiminden vazgeçecek.

Beğenmediğiniz, geçmiş dönemlerdeki siyasi irade ne yapıyordu biliyor musunuz? Vatandaşın elinde kalan tüm patatesleri alıp askerî kışlalarda, hastanelerde, yatılı okullarda veya sosyal yardımlaşma, dayanışma vakıfları aracılığıyla yoksul vatandaşlara vererek hem çiftçiyi, tarımı korumakta hem de bir sosyal yardımı yerine getirmekte idi. Keşke siz de böyle yapsanız, vatandaşın bu sıkıntısına çözüm bulabilseniz. Artık Niğde’de, Nevşehir’de, Kayseri’de, Aksaray’da patates üreticileri canından bezmiş, intihar aşamasına gelmiştir. Lütfen bu sese kulak veriniz.

Yine, Ürgüp Göreme’de ev, otel, bağ evleri yıkımları derhâl durdurulmalıdır. Bölge halkı, ekonomik kriz ve salgının sebebiyet verdiği sıkıntılarla uğraşırken bir de 3194 sayılı İmar Kanunu’na eklediğiniz geçici 16’ncı maddeye güvenerek öküzünü sattı, traktörünü sattı, evine -imar barışıyla beraber- bir iskân izni aldı ve maalesef, şimdi, alan yönetimiyle birlikte, daha önce almış olduğu bu izinler yok sayılarak buradaki bağ evleri, bağdaki tarımda kullandığı aletleri koyduğu evler yıkılma aşamasına, oteller… (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Erel.

Halkların Demokratik Partisi Grubu adına Sayın Kemal Bülbül.

Buyurun. (HDP sıralarından alkışlar)

HDP GRUBU ADINA KEMAL BÜLBÜL (Antalya) – Sayın Başkan, değerli Genel Kurul üyeleri; herkese sevgi ve saygılar.

“Guzum.” diyor, “Gadasını aldığım.” diyor, “4 dil bilsen ne olur, Nevşehirli olup da bi ‘Nörüyon?’ demedikten sonra.” “Nörüyonuz sevgili Nevşehirliler?” dediğimizde de “Nörek.” diyorlar. (HDP sıralarından gülüşmeler, alkışlar) İşte, bir tür çaresizlik yani. Neden? Tarım, turizm, hayvancılık, esnaf ve hizmet sektörü üzerine döngüsü olan bir şehir. Tarım konusunda sulamayla ilgili tarım girdileri, elektrik fiyatı, ürün alımı, ürün fiyatı ve benzeri konulardaki ayyuka çıkmış sorunlar zaten biliniyor. Hayvancılık konusunda yeterli destek ve yönlendirmenin olmadığı, otlak sorununun olduğu, Kızılırmak havzasının yeterince değerlendirilmediği -zaten Kızılırmak havzası HES’lerle kuşatılmış vaziyette- ve turizm konusunda -Kapadokya yöresinin tam ortasında Nevşehir, odağında- Kapadokya yöresine dönük geçen yıl bir yasa çıkarılmış idi, buna rağmen Kapadokya’nın reklamının yapılması, Kapadokya’da yönlendirme tabelaları, Kapadokya’nın potansiyelinin değerlendirilmesi… Mesela önergede bir şey var, çok güzel -ben önergeyi veren sevgili arkadaşımdan bütün hepsinin öyle yapılmasını rica ediyorum- denmiş ki: “Avanos’ta bir hapishane var, kullanılmıyor, burası niye değerlendirilmiyor? Burası müze yapılsın.” Aslında Türkiye'deki tüm hapishaneler boşaltılsın, müze yapılsın, iyi olur yani, bu öneri güzel.

Pancar üreticilerinin sorunları var. Efendim, Kozaklı, Avanos, Gülşehir, Acıgöl, Derinkuyu, Ürgüp ve bir ilçe daha var, Hacıbektaş; Aleviliğin serçeşmesi Hacıbektaş… Görmezden gelinen, sadece 16-17-18 Ağustosta böyle göstermelik birtakım şeylerin yapıldığı, Hacı Bektaş dergâhının müze olarak kullanıldığı -bakın Alevi toplumunun serçeşmesi, ibadethanesi ve burası müze olarak kullanılıyor, müze olarak değerlendiriliyor- bozkırın ortasında küçücük bir köyken (Suluca-Karahöyük) Hacı Bektaş’ın himmet ve hikmetiyle büyüyen, ilçeye dönüşen bu yere devlet çok mesafeli, hatta görmezden geliyor, sorunlarıyla ilgilenmiyor. Hacı Bektaş’a olan bu ilgiyle dünyanın dört bir tarafından gelen, oraya gelmeyi bir tür hac kabul eden Alevi toplumunun orada yaşadığı ciddi sorunlar; mesela konaklama sorunu var, mesela temizlik sorunu var, mesela tuvalet sorunu var, biz Hacı Bektaş anmalarına gittiğimizde bire bir bununla karşılaşıyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

KEMAL BÜLBÜL (Devamla) - Ülkedeki tüm şehirlerin sorunlarıyla ilgilenilmesi gerekiyor ama söz konusu bugün Nevşehir olduğu için bir kere daha Nevşehir’e sevgi ve saygılar. (HDP ve CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Sayın Faruk Sarıaslan.

Buyurun Sarıaslan.

CHP GRUBU ADINA FARUK SARIASLAN (Nevşehir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. İç Anadolu’nun sevdiği bir türkü var “Dert bir değil, elvan elvan” diye, Nevşehir’in sorunları çok, anlatacak zaman kısıtlı.

Şimdi, biz buradan hep “üreten bir toplum” diyoruz “Çiftçilerimiz üretsin.” diyoruz; çiftçilerimiz üretiyor, Nevşehir’de şu an binlerce ton patates üretilmiş, vatandaş bu patateslerini satamıyor. Ben bu kürsüden dile getirdim, Bakana soru önergesi verdim, dedim ki: Sayın Bakanım, çiftçilerimizin elinde binlerce ton patates var. Bu patatesi maliyetine satmak istiyorlar, gelin, bu patatesi alın, şehirlerdeki yoksul vatandaşlarımıza dağıtın -demin İYİ Partili milletvekili arkadaşım söyledi- askeriyeye dağıtın, yani vatandaşın elinde patates kalmasın. Üzülerek söylüyorum ki devlet hiçbir şekilde vatandaşın elindeki patatesi almadı. Şu an eldeki patatesler bozuldu, kokmak üzere. Şimdi bu patatesleri nereye koyacak? Doğaya bırakacak. Doğaya bıraktığında da bu sefer devlet gelecek “Doğayı kirlettin.” diye patatesle ilgili bu vatandaşlara ceza kesecek. Şimdi buradan bir defa daha sesleniyorum: Devletin kurumları var, bu kurumları vasıtasıyla Nevşehir’de bulunan binlerce ton patatesi satın alın, gelin, şehirlerdeki yoksul vatandaşlara dağıtın. Zaten bu, sosyal devletin de görevlerinden bir tanesi.

Bu kürsüden defalarca söyledim: Nevşehir’deki sanayide doğal gaz yok. Milletvekili arkadaşım burada, şimdi ben bu sorunu dile getiriyorum, diyorum ki: Nevşehir’deki sanayide doğal gaz yok, maliyeti çok yüksek, gelin, buna bir çözüm getirelim, çok da maliyetli bir şey değil. Benim bu konuşmam üzerine 2 milletvekili, 1 de AK PARTİ’li belediye başkanı geliyorlar bakanın yanına, son geldiklerinde valiyi de yanlarına almışlar “Vali bize söz verdi, buradaki, sanayideki doğal gaz sorununu çözeceğiz...” Çözüyor musunuz? Hayır, basında bir manşet. Ben her gittiğimde de soruyorlar: “Ne oldu Vekilim, Bakan söz vermişti?” Geçenlerde yine Nevşehir merkezde bulunan Küçük Sanayi Sitesi’ni gezdim. Küçük Sanayi Sitesi’ndeki arkadaşlar diyor ki: “Milletvekili seçiminde ve belediye başkanlığı seçiminde AK PARTİ’liler bize gelir, ‘Size bir site yapacağız, belediye olarak arsanızı bedava vereceğiz.’ derler, bizi ümitlendirirler, giderler, bırakın arsa vermeyi yanımıza dahi uğramazlar.”

Değerli Nevşehirli hemşehrilerime buradan sesleniyorum: Değerli hemşehrilerim, siz AK PARTİ’ye oy veriyorsunuz, AK PARTİ de size hizmet vermiyor. Umarım, bu ilk seçimde AK PARTİ’ye gereken dersi verecek, AK PARTİ’ye verdiğiniz oyları geri alacaksınız.

Hepinize saygılar, sevgiler sunuyorum.

Teşekkür ediyorum. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına Sayın Yücel Menekşe.

Buyurun Sayın Menekşe. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

AK PARTİ GRUBU ADINA YÜCEL MENEKŞE (Nevşehir) – Sayın Başkan, Gazi Meclisimizin çok değerli milletvekilleri; İYİ Parti Grubu önerisi hakkında söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle hepinizi sevgi, saygı, muhabbetle selamlıyorum.

Sözlerime başlamadan önce, vefatının 12’nci yıl dönümü münasebetiyle, bu vatan topraklarının yetiştirmiş olduğu yiğit evladımız Sayın Muhsin Yazıcıoğlu’nu rahmetle anıyorum, mekânı cennet olsun diyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; aslında hatiplerin Nevşehir’le ilgili söylemiş oldukları sorunlara, keşke zaman olsa da -yirmi dakika falan- ben tek tek hepsine cevap verebilme imkânı bulabilmiş olsam. Çiftçilerimizle ilgili sorunlar dile getirildi.

Evet, enerjide, mazot ve gübrede, devletimiz, cumhuriyet tarihinde olmayan desteği şu an Hükûmet olarak çiftçilerimize vermek durumunda. Bugün patatesle ilgili sorun gündeme geldi. Keşke hatipler bize sormuş olsalardı, biz bunların cevabını çok net bir şekilde verebilirdik.

ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) – Sordu işte.

YÜCEL MENEKŞE (Devamla) – Evet, biz, bu konuda Hükûmet olarak Azerbaycan, Gürcistan… Bu sadece bizim yerel mücadelemiz değil. Ticaret Bakanlığımız, Tarım Bakanlığımız, Sanayi Bakanlığımız hepsiyle yaptığımız görüşmelerde inşallah en kısa zamanda bunun çözümünü de bulacağız diyorum.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) – Patates çürüyor, Toprak Mahsulleri Ofisi alsın Sayın Vekilim.

YÜCEL MENEKŞE (Devamla) – Evet, nakliye ücretini dahi devletimiz şu an karşılıyor. Artı, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı olsun, yerel yönetimler olsun bu konuya el atmış durumdayız, dolayısıyla şu an depodaki patateslerimizi…

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) – Patates çürüyor, ne zaman alacaksınız?

YÜCEL MENEKŞE (Devamla) - …inşallah en kısa zamanda çıkarmak için mücadele ediyoruz.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) – Toprak Mahsulleri Ofisi alsın.

BAŞKAN – Sayın Gürer, rica ediyorum. Bakın, sizin isminizi biliyorum, görüyorsunuz.

YÜCEL MENEKŞE (Devamla) – Sayın milletvekilleri, lütfen, sorunuzu sordunuz, o zaman dinlemeyi bileceksiniz; kusura bakmayın, cevabını verecek olan benim.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) – Şu an patates çürüyor.

BAŞKAN – Bakın, Sayın Menekşe’nin vaktini çalıyorsunuz, lütfen.

Sayın Menekşe, siz Genel Kurula hitap edin, Sayın Gürer’i boş verin.

YÜCEL MENEKŞE (Devamla) – Hacıbektaş’la ilgili –kısaca, keşke dediğim gibi zaman uzun olsa- sorunları dile getirdiniz. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gerçekten, Hacıbektaş’ta dahi cumhuriyet tarihinde yapılmayan hizmetleri… Ben yerel yönetimlerden gelen bir insanım, dolayısıyla her yıl Hacıbektaş’a hizmet etmek için verdiğimiz mücadeleyi yerelde bir görseniz, çıkıp bu kürsüden Hacıbektaş’la ilgili olumsuz ifadeler kullanmazsınız.

FARUK SARIASLAN (Nevşehir) – Bir tane göster, bir tane.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) – CHP’li belediyeler yardım etmezse Hacıbektaş’a bakım yok.

YÜCEL MENEKŞE (Devamla) – Kesinlikle, Hükûmetimiz Hacıbektaş noktasında o kadar kararlı adımlar attı ki o kadar mücadele verdi ki, siz önce yerel yönetimlere hesap sorsanız daha iyi olur diyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

YÜCEL MENEKŞE (Devamla) – Dün yapılan 7’nci Olağan Kongre’mizin Türkiye’mize, ülkemize, milletimize hayırlı olmasını diliyorum.

Hepinize saygı, sevgi ve muhabbetlerimi sunuyorum. Sağ olun, var olun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

III.- YOKLAMA

(CHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Sayın Başkan, yoklama talep ediyoruz.

BAŞKAN – Evet, İYİ Parti’nin grup önerisini oylarınıza sunacağım ama öncesinde bir yoklama talebi vardır, onu gerçekleştireceğim.

Sayın Altay, Sayın Göker, Sayın Öztunç, Sayın Gökçel, Sayın Zeybek, Sayın Gürer, Sayın Beko, Sayın Kaya, Sayın Başarır, Sayın Emir, Sayın Şahin, Sayın Keven, Sayın Tanal, Sayın Taşcıer, Sayın Ünlü, Sayın Yeşil, Sayın Ünver, Sayın Sarıaslan, Sayın Hakverdi, Sayın Tarhan.

Evet, yoklama için üç dakika süre veriyorum ve yoklama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklamaya başlandı)

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Sayın Başkan, sizin Başkanlığınızda AK PARTİ milletvekilleri gelmiyor, neden?

BAŞKAN – Sayın Tanal, ben de bir çözsem.

(Elektronik cihazla yoklamaya devam edildi)

BAŞKAN – Toplantı yeter sayısı yoktur.

Birleşime on beş dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 15.23

İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 15.40

BAŞKAN: Başkan Vekili Süreyya Sadi BİLGİÇ

KÂTİP ÜYELER: Abdurrahman TUTDERE (Adıyaman), Emine Sare AYDIN (İstanbul)

-----0-----

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 64’üncü Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

III.- YOKLAMA

BAŞKAN – İYİ Parti grup önerisinin oylamasından önce, istem üzerine yapılan yoklamada toplantı yeter sayısı bulunamamıştı.

Şimdi yoklama işlemini tekrarlayacağım.

Yoklama için üç dakika süre veriyorum.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Pusula verenler gitmesin Başkanım.

BAŞKAN – Pusula veren arkadaşlar lütfen Genel Kurul Salonu’ndan ayrılmasınlar.

Yoklama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı yoktur.

Meclis, 2 eksikle kapandı.

Yapılan ikinci yoklamada da toplantı yeter sayısı bulunmadığından, alınan karar gereğince, kanun teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla görüşmek için, 30 Mart 2021 Salı günü saat 15.00’te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.

Kapanma Saati: 15.45



(x) 7/4/2020 tarihli 78’inci Birleşimden itibaren, coronavirüs salgını sebebiyle Genel Kurul Salonu’ndaki Başkanlık Divanı üyeleri, milletvekilleri ve görevli personel maske takarak çalışmalara katılmaktadır.