TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

                                                                           TUTANAK DERGİSİ

 

                                                                                           28’inci Birleşim

                                                                                     11 Aralık 2020 Cuma

 

(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu Tutanak Dergisi’nde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)

 

                                                                                          İÇİNDEKİLER

 

 

I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

II.- GELEN KÂĞITLAR

III.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI

1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Celal Adan’ın, işgal kuvvetleri Polatlı’ya dayanmışken geri adım atmayarak Mehmetçik’in yanında duran Meclisin milletin sesi olduğuna, Suriye’nin Resulayn bölgesinde bombalı saldırı sonucu şehit olan Jandarma Yüzbaşı Yasin Kurt ve Jandarma Uzman Çavuş Oğuzhan Anar’ı rahmetle andığına ilişkin konuşması

2.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Celal Adan’ın, İstanbul Milletvekili Engin Altay’ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin konuşması

 

IV.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

A) Kanun Teklifleri

1.- 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/281) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 230)

2.- 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/280), 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine İlişkin Olarak Hazırlanan 2019 Yılı Genel Uygunluk Bildirimi ile 2019 Yılı Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporu, 190 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay Denetim Raporu, 2019 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve 2019 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/1322) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 231)

A) TİCARET BAKANLIĞI

1) Ticaret Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Ticaret Bakanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

 

B) REKABET KURUMU

1) Rekabet Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Rekabet Kurumu 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

C) HELAL AKREDİTASYON KURUMU

1) Helal Akreditasyon Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Helal Akreditasyon Kurumu 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

Ç) SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI

1) Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

D) GAP BÖLGE KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI

1) GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

E) DOĞU ANADOLU PROJESİ BÖLGE KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI

1) Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

F) KONYA OVASI PROJESİ BÖLGE KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI

1) Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

G) DOĞU KARADENİZ PROJESİ BÖLGE KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI

1) Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

Ğ) KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ İŞLETMELERİ GELİŞTİRME VE DESTEKLEME İDARESİ BAŞKANLIĞI

1) Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

H) TÜRK STANDARDLARI ENSTİTÜSÜ

1) Türk Standardları Enstitüsü 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Türk Standardları Enstitüsü 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

I) TÜRK PATENT VE MARKA KURUMU

1) Türk Patent ve Marka Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Türk Patent ve Marka Kurumu 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

İ) TÜRKİYE BİLİMSEL VE TEKNOLOJİK ARAŞTIRMA KURUMU

1) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

 

 

J) TÜRKİYE BİLİMLER AKADEMİSİ

1) Türkiye Bilimler Akademisi 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Türkiye Bilimler Akademisi 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

K) TÜRKİYE UZAY AJANSI

1) Türkiye Uzay Ajansı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Türkiye Uzay Ajansı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

 

V.- AÇIKLAMALAR

1.- İstanbul Milletvekili Engin Altay’ın, Suriye’nin Resulayn bölgesinde bombalı saldırı sonucu şehit olan Jandarma Yüzbaşı Yasin Kurt ve Jandarma Uzman Çavuş Oğuzhan Anar’ın mekânlarını Allah’ın cennet etmesini dilediğine, Meclisin taziye çadırı olmadığına, Türkiye’nin Suriye politikasında bir yanlışlık olduğunu düşündüğüne, programda Helal Akreditasyon Kurumunun bütçesinin de olduğuna, haramın sadece İslam’ın men ettiği gıdaları tüketmek olmadığına, kul hakkı yemenin, kamu parasını çarçur etmenin, devlet eliyle özgürlüğü kısıtlamanın, yetim hakkı yemenin, israfın, adaletsizliğin, iftiranın, siyasetten zenginleşmenin de haram olduğuna ilişkin açıklaması

2.- Çankırı Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu’nun, Suriye’nin Resulayn bölgesinde şehit olan Mehmetçikleri rahmetle andığına, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nde Ermenistan’ın işgal ettiği Karabağ’ın azat edilmesi kutlamalarında Türkiye Cumhuriyetini temsilen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Mehmetçik’in Azerbaycan’da bulunmasının haklı bir gurur yaşattığına, Suriye’de ve Irak’ta, oluşturulmaya çalışılan terör devletinin yerle yeksan edilmesinin zaruret olduğuna, yerlilikte yüzde 20’lerden yüzde 70’lere çıkmış bir savunma sanayisinin söz konusu olduğuna, ihtiyaç duyulan yoğun bakım solunum cihazını üretebilecek kabiliyette ve kırk beş günde 1.008 yataklı 2 pandemi hastanesi kurabilecek noktada olunduğuna, en büyük haramın yalan ve iftira siyaseti olduğuna ilişkin açıklaması

3.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, Barış Pınarı Harekâtı bölgesinde kontrol noktasına yapılan saldırıda şehit olan 2 askere Allah’tan rahmet dilediğine, güney sınırında Barış Pınarı, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı gibi çok önemli harekâtlar gerçekleştirildiğine, bu mücadelenin Türkiye Cumhuriyeti’nin bekası için verildiğinin idrak edilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması

4.- İstanbul Milletvekili Engin Altay’ın, Çankırı Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu’nun yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

5.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç’un, askerî sınai kompleks geliştikçe aslında başka alanlarda geliştirilmesi gereken teknolojinin geliştirilmediğine, uzaktan eğitimde gereken teknolojinin geliştirilmemesinin sorunlara neden olduğuna, pandemi döneminde yoğun bakımlarda sorun yaşandığına, bir mühendis olarak yerli ve millî otomobil yapılmasını heyecanla beklediğine ilişkin açıklaması

6.- Çankırı Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu’nun, İstanbul Milletvekili Engin Altay ve İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç’un yaptıkları açıklamalarındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

7.- İstanbul Milletvekili Engin Altay’ın, Çankırı Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu’nun yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

8.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç’un, Çankırı Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu’nun yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

9.- Çankırı Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu’nun, Türkiye’nin kendi göbeğini kesen tam bağımsız bir ülke olarak hedeflerine ilerlemekte kararlı olduğuna ilişkin açıklaması

10.- Çankırı Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu’nun, Trabzon Milletvekili Ahmet Kaya’nın 230 sıra sayılı 2021 Yılı Bütçe Kanun Teklifi ile 231 sıra sayılı 2019 Yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin dördüncü tur görüşmelerinde CHP Grubu adına yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

11.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç’un, Çankırı Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu’nun yerinden sarf ettiği bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

12.- Denizli Milletvekili Cahit Özkan’ın, Aydın Milletvekili Aydın Adnan Sezgin ve Erzurum Milletvekili Muhammet Naci Cinisli’nin 230 sıra sayılı 2021 Yılı Bütçe Kanun Teklifi ile 231 sıra sayılı 2019 Yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin dördüncü tur görüşmelerinde İYİ PARTİ Grubu adına yaptıkları konuşmalarındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

13.- İstanbul Milletvekili Engin Altay’ın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın maaşının asgari ücretin 30 katı olduğuna, Azerbaycan’da Ethem Sancak’la 5 tane anlaşma imzalandığına, bunun nasıl bir ilişki olduğunu milletin takdirine bıraktığına ilişkin açıklaması

14.- Denizli Milletvekili Cahit Özkan’ın, vakti gelip tanklar yürüdüğünde Tank Palet Fabrikasıyla ilgili bütün yalanların unutulacağına, ülkenin özellikle stratejik yatırımlarda bağımlılıktan kurtarılması için sağlık teknolojisinde, havacılıkta, savunma teknolojilerinde, yazılımda şeffaf bir şekilde yatırımların hayata geçirildiğine ilişkin açıklaması

15.- İstanbul Milletvekili Engin Altay’ın, Denizli Milletvekili Cahit Özkan’ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

16.- Denizli Milletvekili Cahit Özkan’ın, İstanbul Milletvekili Engin Altay’ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

17.- Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir’in, Erzurum Milletvekili Muhammet Naci Cinisli’nin sataşma nedeniyle yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

18.- İstanbul Milletvekili Engin Altay’ın, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın 230 sıra sayılı 2021 Yılı Bütçe Kanun Teklifi ile 231 sıra sayılı 2019 Yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin dördüncü tur görüşmelerinde yürütme adına yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

19.- Çankırı Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu’nun, İstanbul Milletvekili Engin Altay’ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

20.- İstanbul Milletvekili Engin Altay’ın, Çankırı Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu’nun yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

21.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç’un, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın 230 sıra sayılı 2021 Yılı Bütçe Kanun Teklifi ile 231 sıra sayılı 2019 Yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin dördüncü tur görüşmelerinde yürütme adına yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

22.- Ankara Milletvekili Mehmet Naci Bostancı’nın, İstanbul Milletvekili Engin Altay’ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

23.- İstanbul Milletvekili Engin Altay’ın, Ankara Milletvekili Mehmet Naci Bostancı’nın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

24.- Çankırı Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu’nun, kürsüye çıkan herkesin kendisiyle ilgili konulara cevap verme hakkı olduğuna, bakanların da Anayasa’nın ve İç Tüzük’ün kuralları çerçevesinde kendi haklarını kullandıklarına ilişkin açıklaması

25.- İzmir Milletvekili Dursun Müsavat Dervişoğlu’nun, görevi ve sıfatı ne olursa olsun hiç kimsenin Türkiye Büyük Millet Meclisinin manevi şahsiyetine zarar verecek beyanlarda bulunma hakkı olmadığına, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’a soracakları sorular olduğuna ama üslubu nedeniyle soru sormayacaklarına, rakamların çarpıtılmaması gerektiğine ilişkin açıklaması

26.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, eski sistemde de milletvekili olmadığı halde dışarıdan pek çok bakanın atandığına, atanan bakanların Türkiye Büyük Millet Meclisinde yemin ettiğine, İç Tüzük’e göre görüşmelerin sağlıklı bir şekilde devam etmesinden bütün milletvekilleri ve parti gruplarının sorumlu olduğuna, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle “Yönetimde istikrar, temsilde adalet.” ilkesine kavuşulduğuna ilişkin açıklaması

27.- Çankırı Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu’nun, İzmir Milletvekili Dursun Müsavat Dervişoğlu’nun yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

28.- İstanbul Milletvekili Engin Altay’ın, sıfatı ne olursa olsun kimsenin Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerine saygısızlık yapamayacağına ilişkin açıklaması

 

VI.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR

1.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç’un, Düzce Milletvekili Fahri Çakır’ın 230 sıra sayılı 2021 Yılı Bütçe Kanun Teklifi ile 231 sıra sayılı 2019 Yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin dördüncü tur görüşmelerinde AK PARTİ Grubu adına yaptığı konuşmasında HDP’ye sataşması nedeniyle konuşması

2.- Erzurum Milletvekili Muhammet Naci Cinisli’nin, Denizli Milletvekili Cahit Özkan’ın yaptığı açıklamasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

11 Aralık 2020 Cuma

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 11.03

BAŞKAN: Başkan Vekili Celal ADAN

KÂTİP ÜYELER: Sibel ÖZDEMİR (İstanbul), Mustafa AÇIKGÖZ (Nevşehir)

-----0-----

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 28’inci Birleşimini açıyorum.(x)

Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.

III.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI

1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Celal Adan’ın, işgal kuvvetleri Polatlı’ya dayanmışken geri adım atmayarak Mehmetçik’in yanında duran Meclisin milletin sesi olduğuna, Suriye’nin Resulayn bölgesinde bombalı saldırı sonucu şehit olan Jandarma Yüzbaşı Yasin Kurt ve Jandarma Uzman Çavuş Oğuzhan Anar’ı rahmetle andığına ilişkin konuşması

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Genel Kurulu açarken Suriye’nin Resulayn bölgesinde yol denetimi yapan Mehmetçiklerimize bombalı bir saldırı tertip edilmiş, bu alçak girişimin sonunda 2 askerimiz şehit düşmüş, 8 askerimiz de yaralanmıştır. Tarih boyunca barış ve istikrar getirmek için göğsünü siper eden yiğitlerimiz, cephede ezdikleri hainlerin pusularına da elbette boyun eğmeyeceklerdir.

Bu kutlu Meclis Türk milletinin sesi, kalbi ve ruhudur. Milletin vicdanını muazzep kılan her acı bu Meclisin çatısı altında da dile getirilmelidir. Büyük milletin büyük Meclisi, işgal kuvvetleri Polatlı’ya dayanmışken dahi geri adım atmayarak cephede çarpışan Mehmetçik’in yanında durmuştur. Bugün de dünyanın hangi köşesinde çarpışan bir Türk evladı varsa Türkiye Büyük Millet Meclisi onların yanındadır.

Bahara hasret kalmış bir diyara sulh ve selametin mührünü vuran ay yıldızın gölgesinde bütün mazlumları kucaklayan Türk milleti, radikal terörü de bölücü terörü de Suriye’den kazıyarak atacaktır. Bir cemre gibi, bir tohum gibi topraklara düşen şehitlerimizin hatırası ilelebet yüreklerimizde yaşayacak, silah arkadaşları onların devrettiği sancağı daha ileriye taşıyacaklardır. Bundan dostlarımızın da düşmanlarımızın da kuşkusu olmamalıdır.

Bu vesileyle Resulayn kahramanları olan Jandarma Yüzbaşı Yasin Kurt ve Uzman Çavuş Oğuzhan Anar’ı rahmetle anıyor, Türk milletine başsağlığı diliyorum. (AK PARTİ, CHP, MHP ve İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

Sayın milletvekilleri, gündemimize göre, 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi üzerindeki görüşmelere devam edeceğiz.

Program uyarınca bugün dördüncü turdaki görüşmeleri yapacağız.

Dördüncü turda bütçe ve kesin hesaplarda yer alan kamu idarelerini okutuyorum:

Ticaret Bakanlığı, Rekabet Kurumu, Helal Akreditasyon Kurumu, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, GAP Bölge Kalkınma İdaresi, Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı, Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı, Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı, Türk Standardları Enstitüsü, Türk Patent ve Marka Kurumu, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu, Türkiye Bilimler Akademisi, Türkiye Uzay Ajansı.

IV.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

A) Kanun Teklifleri

1.- 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/281) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 230) (x)

2.- 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/280), 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine İlişkin Olarak Hazırlanan 2019 Yılı Genel Uygunluk Bildirimi ile 2019 Yılı Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporu, 190 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay Denetim Raporu, 2019 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve 2019 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/1322) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 231) (x)

A) TİCARET BAKANLIĞI

1) Ticaret Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Ticaret Bakanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

B) REKABET KURUMU

1) Rekabet Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Rekabet Kurumu 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

C) HELAL AKREDİTASYON KURUMU

1) Helal Akreditasyon Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Helal Akreditasyon Kurumu 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

Ç) SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI

1) Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

D) GAP BÖLGE KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI

1) GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

E) DOĞU ANADOLU PROJESİ BÖLGE KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI

1) Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

F) KONYA OVASI PROJESİ BÖLGE KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI

1) Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

G) DOĞU KARADENİZ PROJESİ BÖLGE KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI

1) Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

Ğ) KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ İŞLETMELERİ GELİŞTİRME VE DESTEKLEME İDARESİ BAŞKANLIĞI

1) Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

H) TÜRK STANDARDLARI ENSTİTÜSÜ

1) Türk Standardları Enstitüsü 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Türk Standardları Enstitüsü 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

I) TÜRK PATENT VE MARKA KURUMU

1) Türk Patent ve Marka Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Türk Patent ve Marka Kurumu 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

İ) TÜRKİYE BİLİMSEL VE TEKNOLOJİK ARAŞTIRMA KURUMU

1) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

J) TÜRKİYE BİLİMLER AKADEMİSİ

1) Türkiye Bilimler Akademisi 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Türkiye Bilimler Akademisi 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

K) TÜRKİYE UZAY AJANSI

1) Türkiye Uzay Ajansı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Türkiye Uzay Ajansı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

BAŞKAN – Komisyon? Yerinde.

Sayın milletvekilleri, alınan karar gereğince, tur üzerindeki görüşmelerde siyasi parti gruplarına ve İç Tüzük’ün 62’nci maddesi gereğince istemi hâlinde görüşlerini bildirmek üzere yürütmeye yetmişer dakika söz verilecek. Bu süreler birden fazla konuşmacı tarafından kullanılabilecek ve şahsı adına yapılacak konuşmaların süresi ise beşer dakika olacaktır. Ayrıca, konuşmalar tamamlanınca soru-cevap işlemi on dakika soru, on dakika cevap olarak yapılacak ve sorular gerekçesiz olarak yerinden sorulacaktır.

Bilgilerinize sunulur.

Dördüncü turda siyasi parti grupları, yürütme ve şahısları adına söz alanların adlarını sırasıyla okutuyorum:

Gruplar adına; Milliyetçi Hareket Partisi: Ahmet Özyürek, Sivas; Ramazan Kaşlı, Aksaray; İbrahim Ethem Sedef, Yozgat; Abdurrahman Başkan, Antalya; Ali Muhittin Taşdoğan, Gaziantep; İbrahim Özyavuz, Şanlıurfa; Esin Kara, Konya; Ümit Yılmaz, Düzce Milletvekilleri.

Halkların Demokratik Partisi Grubu: Garo Paylan, Diyarbakır; Necdet İpekyüz, Batman; Hüda Kaya, İstanbul; Kemal Peköz, Adana; Ayşe Sürücü, Şanlıurfa; Nusrettin Maçin, Şanlıurfa; Murat Çepni, İzmir; Dilşat Canbaz Kaya, İstanbul Milletvekilleri.

Cumhuriyet Halk Partisi Grubu: Aykut Erdoğdu, İstanbul; Orhan Sümer, Adana; İsmet Tokdemir, Hatay; Mahir Polat, İzmir; Abdurrahman Tutdere, Adıyaman; Bedri Serter, İzmir; İsmail Atakan Ünver, Karaman; Çetin Arık, Kayseri; Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, Manisa; Kemal Zeybek, Samsun; Ahmet Kaya, Trabzon Milletvekilleri.

Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu: Bülent Tüfenkci, Malatya; Halil Etyemez, Konya; Fahri Çakır, Düzce; Cengiz Demirkaya, Mardin; Mehmet Ali Cevheri, Şanlıurfa; Yakup Taş, Adıyaman; Ahmet Sorgun, Konya; Kadir Aydın, Giresun; Ahmet Tan, Kütahya; Mustafa Kendirli, Kırşehir Derya Bakbak, Gaziantep; Emine Yavuz Gözgeç, Bursa; Ceyda Çetin Erenler, Kütahya; Zeynep Yıldız, Ankara Milletvekilleri.

İYİ PARTİ Grubu: Bedri Yaşar, Samsun; Aydın Adnan Sezgin, Aydın; Fahrettin Yokuş, Konya; Muhammet Naci Cinisli, Erzurum; İmam Hüseyin Filiz, Gaziantep; Hüseyin Örs, Trabzon; Zeki Hakan Sıdalı, Mersin; Ayhan Altıntaş, Ankara Milletvekilleri.

Şahıslar adına: Lehinde Husret Dinç, Hakkâri Milletvekili; aleyhinde Yaşar Karadağ, Iğdır Milletvekili.

Sayın Milletvekilleri, malumları olduğu üzere, bütçe turları üzerindeki görüşmeler uzun sürmektedir. Bu nedenle, bugünkü görüşmelerde turlar üzerinde söz alan konuşmacıların kendilerine ayrılan sürede konuşmalarını tamamlamalarını rica ediyorum. 2016 yılında alınan mutabakat kararı gereği, konuşmacılara ek süre verilmeyeceğini bilgilerinize sunuyorum.

Sataşmadan söz isteyen Grup Başkan Vekillerine, o siyasi parti grubunun tüm konuşmaları bittikten sonra, iki dakika artı bir dakika sözlerini tamamlamaları için söz vereceğim, bir daha da söz sürelerini uzatmayacağımı baştan belirtmek isterim.

Şimdi, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına ilk söz Ahmet Özyürek’e ait.

Buyurun Sayın Vekilim. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)

MHP GRUBU ADINA AHMET ÖZYÜREK (Sivas) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin Ticaret Bakanlığının Rekabet Kurumu ve Helal Akreditasyon Kurumu bütçeleri üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubum adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle Genel Kurulu ve yüce Türk milletini saygıyla selamlıyorum.

Dün Barış Pınarı Harekâtı bölgesinde hain terör örgütü tarafından düzenlenen bombalı saldırıda şehit olan kahraman askerlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet, yaralı askerlerimize acil şifalar diliyorum.

“İnsan büyür beşikte/ Mezarda yatmak için/ Ve kahramanlar can verir/ Yurdu yaşatmak için” dizelerine sahip büyük Türk milliyetçisi merhum Hüseyin Nihal Atsız’ı vefatının seneidevriyesinde rahmet ve saygıyla anıyorum.

Değerli milletvekilleri -Sayın Bakanım da buradayken- Sanayi Bakanıma buradan arz etmek istiyorum: Sivas’ımız gerçekten sanayisiyle gelişmekte olan bir şehrimiz. Yeni yapılan Demirağ Organize Sanayi Sitemiz var. Burada da 170 tane fabrikamız var hâlihazırda, altyapısı oluşturulmuş, raylı sistem hazır, parsellere bölünmüş. Sayın Bakanımızdan Sivaslı yiğitler hep şunu bekledi bugüne kadar: Yakın iller, hemen yakınımızda olan iller 6’ncı bölgeden faydalanırken aynı kriterlere sahip olan Sivas’ımız da bunlarla eşit ama ne var ki 4’üncü bölgeden faydalanıyordu. Sivaslılar şunu bekliyor: Sayın Cumhurbaşkanımız da bu müjdeyi vermişti, Sayın Sanayi Bakanımız da “Evet, Allah’ın izniyle, inşallah Sivas da bunu hak ediyor, aynı kriterlere sahip. 6’ncı bölge özel teşviklerden tam olarak Sivas da faydalanacak.” demişti. Ben de Sayın Bakanımıza diyorum ki: Artık Allah aşkına Sivaslılar, yiğidolar senin müjdeli haberini bekliyor inşallah, kararnameyi imzalayın.

Çok teşekkür ederim. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Değerli milletvekilleri, aynı zamanda dün Sivasspor’umuz UEFA grup maçını oynamak için İsrail’e gitti. Girişte yaklaşık iki saate yakın bekletildi havalimanında ve oradaki yetkililer Sivassporlular’a dönüşte, gece 01.30’da havalimanının kapatılacağını, uçuşların yasak olduğunu söylediler ama Sivasspor, İsrail havalimanına yaklaşık iki saat öncesinde gelmesine rağmen yaklaşık beş saat boyunca havalimanında bekletildi. Buradan İsrailli yöneticileri kınıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Değerli milletvekilleri, iç ticaret, dış ticaret ve gümrüklere ilişkin politikaların aynı çatı altında faaliyetlerine devam ederek ülkemizde ticaretin hızlı, güvenli ve kaliteli bir şekilde yapılması ticaret politikalarının unsurunu oluşturmaktadır. Dünya ticareti içerisinde ülkemiz kendi konumunu belirleyen bir tutumla değişime uğrayan ve gelişen şartlara karşı ilgili kurumlarla uyumlu hâle getirilmelidir. Pandemiyle birlikte dünya ekonomisi olumsuz etkilenmiş, elbette ülkemiz de bu durumdan nasibini almıştır. Ancak ülkemiz ticaret performansı bakımından pandemi şartlarında önemli bir direnç sergilemiş ve sergilemeye de devam etmektedir.

Böylesi bir zamanda, ülke olarak üretim altyapılarımız ve ihracat kabiliyetlerimiz kendini göstermiştir. Aynı zamanda, küresel tedarik ve değer zincirlerine karşı değişimlerin getirdiği yeni fırsatları en iyi şekilde değerlendirerek küresel ticaretteki rolünü daha da güçlendirme potansiyeline sahip olduğunu ispatlamıştır. Pandemi koşullarında ticaretimizin korunması ve geliştirilmesi için teknolojinin imkânlarından istifade ederek önemli adımlar atılmıştır. Özellikle, Habur, Kapıkule ve Kapıköy gümrük kapılarımızda temassız ticaret uygulaması hayata geçirilmiş, ihracat ve ithalatta işlemler kâğıtsız olarak hızlı ve elektronik ortamda temassız bir şekilde gerçekleşmiştir. Bunun yanında, sanal ticaret heyetleri ve sanal fuar uygulamalarıyla ihracatçılarımızın tanıtılmasına olanak sağlandığını ve ülkemizin dijital ekonomiye adaptasyonu için stratejik öneme sahip e-ticaretin kullanımının yaygınlaştırıldığını görmekteyiz.

Ticaret Bakanlığı, bu yıl ihracatçılarımıza 1,9 milyar TL destek ödemesi gerçekleştirmiştir. İhracatçılarımızın dış pazarda tutunması ve Türk markalarının yeni ülkelere açılarak pazar çeşitlendirmesine gidebilmeleri için markalaşma süreçlerine yönelik ve hizmet sektöründeki firmalar da dâhil olmak üzere destekler oldukça önem teşkil etmektedir.

İhracatı tabana yayma politikasıyla geliştirilen tutumların sonucu, Ticaret Bakanlığının son verilerine göre ekim ayında ihracatçı sayımız geçen seneye göre yüzde 5,8 artışla 43 bini aşmıştır. Öte yandan, yerli üreticilerimizi ithalattan kaynaklı haksız rekabet ve zarara karşı korumak amacıyla damping ve sübvansiyonlara karşı önlemler alınması gerekmektedir.

Yaşadığımız pandemi sürecinde esnafımızın ve sanatkâr kesimin faaliyetlerinin desteklenmesi ve kooperatifçiliğe ilişkin yapılan faaliyetlerin geliştirilmesinin önemi bir kez daha anlaşılmıştır. Millî olanı desteklemek, sosyal hayat kadar ekonomik hayatı da yönlendiren Ahilik kültür ve felsefesinin tanıtılarak yaşatılması, gelecek kuşaklara aktarılması gerekmektedir. Ahilik, Türk toplumumuzun bir parçası olmuş, üretici ve tüketici arasındaki bağı en iyi biçimde düzenleyici rolü üstlenmiştir.

Bu aşamada, esnafımızın istihdamını artıracak adımlar atılmalı, kredi, vergi, prim ve benzeri teşvikler sağlanarak ekonomiye yeni girişimciler kazandırılması ve ürün kalitesi yükseltilerek verimliliğin artırılması gerekmektedir. Ayrıca, kadın ve genç girişimcilere yönelik faaliyetlerle yeni projelerin hayata geçirilmesi ve tanıtılması, iş hayatına sağlam adımlarla giriş yapabilmeleri amacıyla verilen eğitimlerin çeşitlendirilmesi önemlidir. Ticaret Bakanlığının bu husustaki çalışmaları, kadınların ve genç girişimcilerin ekonomik ve sosyal hayatta varlığının tezahürü olarak ülkemizin geleceği için umut vericidir.

Değerli milletvekilleri, bilindiği üzere, ülkemiz de dâhil olmak üzere günümüzde pek çok ülke serbest piyasa ekonomi sistemini benimsemiştir. Piyasa ekonomisinin dayandığı temel ilke ise ekonomik ilişkilerin serbest rekabet odaklı olmasıdır. Rekabetle ilgili hukuk düzenlemelerinin bulunmadığı bir ekonomik düzende gerçek anlamda rekabetçi bir ortamın ve piyasa düzeninin varlığından söz edilemeyecektir. Bunun içindir ki bozulmayacak bir rekabet düzenini temin edebilecek gerekli hukuki altyapının oluşturulmasının gerekliliği toplumun ihtiyacı hâline gelmiştir. Birçok ülke, ekonomik sistemini bir rekabet kanunuyla desteklenmekte ve bu kanunu uygulayacak bir rekabet otoritesi kurmaktadır.

Kartelleşmeyi ve tekelleşmeyi engellemek, tüketicinin faydasına piyasa mekanizmasının sağlıklı bir şekilde işlemesine ve uluslararası rekabet gücünün artırılmasına katkı sağlamak amacıyla kurulan Rekabet Kurumu, çağın gereklerine uygun önlemler alarak faaliyetlerini sürdürmelidir. Rekabet Kurumu, Kurum işlemlerinde en ufak bir ayrım gözetmeden paydaşlarına eşit bir mesafede kalmalı, vermiş olduğu kararlar ile sahip olduğu bilgi ve birikimi belirli bir düzen dâhilinde kamuoyuyla paylaşmalıdır. Kurumun almış olduğu karar ve faaliyetlerine bakacak olursak 2019 yılında birleşme ve devralma kararı alınmıştır. Birleşme ve devralma işlemlerinin 91’inde şirketlerin Türkiye Cumhuriyeti yasaları çerçevesinde kurulan şirketler olduğu görülmektedir. 1 Ocak ile 17 Kasım 2020 tarihleri arasında toplam 177 birleşme ve devralma başvurusu karara bağlanmış olup rekabetin önemli ölçüde azaltılması risklerine karşın 4 devralma işlemi ise nihai incelemeye alınmıştır.

Kamu ve özel sektör kaynaklarının verimli kullanılmasının güvence altına alınması devletimizin bir görevi olduğu gibi, ticari yaşamda faaliyet gösteren vatandaşlarımızın her türlü hakkının teminat altına alınması gerekmektedir. Bu, ancak bağımsız faaliyet gösteren ve karar alabilme yeteneğine sahip organların yardımlarıyla mümkün olabilir. Ülkemizde serbest piyasa rekabetinin gelişmesi ve devamında bu özelliklere sahip Rekabet Kurumu tarafından gerçekleştirilecek hedefler, serbest ticaret ve girişim özgürlüğünü sağlamış olacaktır.

Ticaret Bakanlığının bir diğer ilgili kuruluşu, Türkiye'nin helal alanda akreditasyon yapmaya yetkili tek kurumu olan Helal Akreditasyon Kurumu, yurt içinde ve yurt dışında faaliyette bulunmak, uluslararası platformlardaki çalışmalarında ülkemizi temsil etmek ve yürütülen çalışmaların öncülüğünü üstlenmek üzere kurulmuştur. Kurum, “helal belgelendirme” görevini yerine getirerek tüketicinin hizmetine sunmaktadır. Helal belgelendirme alanında küresel düzeyde güvenilir bir sistem kurulması adına çalışmalar gerçekleştirilmesi önem teşkil etmekle birlikte, bu kapsamda teknik iş birlikler arttırılmalıdır. Kurum resmî olarak başvuru almaya başladığı tarihinden bu yana 15'i farklı ülkelerden olmak üzere 32 akreditasyon başvurusu almıştır. 21 başvurunun ise ilk aşama denetimleri tamamlanmıştır. Helal ürün ve hizmet ticaretinin her geçen gün daha da büyüyor olmasıyla ülkemiz helal ticaretindeki mevcut engelleri tahlil ederek varlığını etkin kılmalıdır. İslam İşbirliği Teşkilatı'na bağlı İslam Ülkeleri Standartlar ve Metroloji Enstitüsüyle yapılan protokoller neticesinde kurumun helal standartlarda eğitim verebilecek merkez hâline gelmesiyle ticaretin önündeki teknik engellerin bertaraf edilmesi sağlanacak ve ticaret belirli bir ivme kazanarak gelişimini sürdürecektir. Umuyoruz ki uluslararası ve bölgesel anlamda kurumun ülkemizi temsil etme potansiyeli ilerleyen zamanlarda kendini daha fazla gösterecektir.

Ticaret Bakanlığının amaç ve faaliyetleri doğrultusunda sunmuş olduğu 6 milyar 585 milyon 834 bin TL bütçe teklifini yerinde buluyor, Bakanlığın ve ilgili kuruluşlarının faaliyet alanını genişletilebilmesi için yapacağı gerekli çalışmaları desteklediğimizi ifade ediyorum. Bütçemizin…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Verecek miydik söz?

AHMET ÖZYÜREK (Devamla) – Hemen kapatıyorum Başkanım.

BAŞKAN – Verecek miydik söz arkadaşlar?

AHMET ÖZYÜREK (Devamla) – Başkanım, zaten hemen hayırlı olsun diyorum. Bir saniye...

BAŞKAN – Ahmet Bey, şimdi, tam iki saat uzatmış olacağız.

AHMET ÖZYÜREK (Devamla) – Yok, on saniye Başkanım, on saniye.

BAŞKAN – Hayır, hayır, toplam… Herkese vereceğim şimdi birer dakika, birer dakika verdiğimizde toplam iki saat vermiş olacağım.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) – Ahmet Bey, tamam, söyledin zaten.

AHMET ÖZYÜREK (Devamla) – Bütçemiz hayırlı olsun. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Ahmet Bey.

Şimdi, söz sırası Ramazan Kaşlı’ya ait.

Buyurun. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)

MHP GRUBU ADINA RAMAZAN KAŞLI (Aksaray) – Saygıdeğer Başkanım…

“Zafer ümit kaynağının bir çeşmesidir.

Zafer birçok gönüllerin birleşmesidir.

Gönülleri birleşenler ölse de bir gün,

Gök kubede kalacaktır seslerinden ün.

Gönülleri birleşenler! Selam sizlere!

Uzaklarda dertleşenler! selam sizlere!” diyen dizelerin sahibi büyük fikir ve dava adamı Adsız atayı ölümünün 45’inci yılında rahmet ve minnetle anıyorum, ruhu şad olsun. Vaktiyle bir Adsız varmış, var olsun. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi’yle 2019 Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin Ticaret Bakanlığı, Rekabet Kurumu ve Helal Akreditasyon Kurumu bütçeleri üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubumuz adına söz almış bulunmaktayım. Gazi Meclisi ve yüce Türk milletini saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, içinde bulunduğumuz 2020 yılında başta Covid-19 salgını, sel baskınları, depremler, orman yangınları ile ekonomik ve siyasi pek çok sorun varlığını hissettirmiş, ülkemizin gündemini meşgul etmiştir. Terör saldırıları, iç ve dış komplolar, ekonomimiz üzerinde yapılmak istenen operasyonlar, Suriye’den Libya’ya, Ege’den Akdeniz’e, Orta Doğu’dan Kafkaslar’a egemenlik haklarımıza yönelik saldırılar, yakın coğrafyamızdaki kaos ortamı içinde bulunduğumuz yıla damgasını vurmuştur.

Covid-19 salgınının ekonomiye olan etkilerinin azaltılması ve tüm toplum kesimlerinin bu süreçten olumsuz etkilenmemesi için bir dizi tedbirler alınmıştır. Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgınına karşı gıpta edilen bir mücadele ortaya konulurken aynı zamanda da hem terörle hem egemenlik haklarımızı koruma kararlılığıyla âdeta yedi düvele karşı çok cephede siyasi ve askerî mücadele verilmektedir. Türkiye ekonomisinde gerekli önlemler zamanında ve cesaretle alınarak yaşanan zorlu dalgalanmalara dik durulmuş, önemli bir kırılma yaşanmamıştır.

Sayın milletvekilleri, piyasa ekonomisinin dayandığı temel ilke, ekonomik ilişkilerin rekabet odaklı olduğu varsayımıdır. İktisadi anlamda rekabet, bir piyasada satıcıların daha fazla müşteri edinerek mal ve hizmet satışlarını, dolayısıyla da kârlarını artırmak için giriştikleri yarıştır. Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’da kendisine verilen yetkileri kullanarak mal ve hizmet piyasalarındaki rekabeti engelleyici, bozucu ve kısıtlayıcı anlaşmaları, karar ve uygulamaları ile piyasaya hâkim olan teşebbüslerin bu hâkimiyetlerini kötüye kullanmalarını önleyerek, gerekli düzenleme ve denetimleri yaparak rekabetin korunmasını sağlamak kurumun misyonunun temel dayanağını oluşturmaktadır. Türkiye ticaretinin daha kolay ve daha güvenli bir şekilde, aynı zamanda, daha hızlı ve kaliteli yapıldığı ülke olmasını temin etmek, ticaret politikalarının ana unsurudur. AVM ve büyük market zincirlerinin şehir merkezinde şube açmaları adil rekabet şartlarını bozmayacak şekilde kurallara bağlanmalıdır. Covid-19 salgınının ve alınan önlemlerin etkisiyle, çalışamayan bakkal, market, tekstilci, ayakkabıcı, kahvehane, lokanta, kafe, berber, kuaför, düğün salonu, kantin, yurt işletmecileri, servisçi, otobüsçü, dolmuşçu gibi nakliyeci esnafımızla birlikte diğer küçük esnafımıza yönelik de ek tedbirler alınmalıdır. Geleneksel sektörlerde yerli üreticilerin rekabet gücü artırılmalı, jeopolitik konumumuzdan faydalanarak lojistik imkânlarımız geliştirilmelidir. Ayrıca, usulsüzlüklere zemin hazırlayan yapıların, düzenleme ve uygulamaların önüne geçilmesi için etkin denetim mekanizması uygulanması gereklidir.

Değerli milletvekilleri, konuşmamın ikinci konusu olan helal akreditasyon, helal uygunluk değerlendirme alanında faaliyet gösteren kuruluşların kurum tarafından ulusal ve uluslararası kabul görmüş teknik kriterlere göre değerlendirilmesini, yeterliliğinin onaylanmasını, düzenli aralıklarla denetlenmesini ve izlenmesini ifade eder. Sağlıklı yaşam koşullarına sahip olma ve beslenme, temel bir insan hakkı ve ihtiyacıdır. Nitekim bu hak İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda yer almıştır. Helal gıda ve hizmet alma hakkı ise inanç özgürlüğüyle irtibatlıdır. Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de “Ey iman edenler! Temiz ve helal olanlardan yiyin.” emredilmektedir. Helal belgelendirme, sağlığın ötesinde inanç sahipleri için de artı bir imkân sunmaktadır çünkü helal belgelendirme, ürün ve hizmette sağlığa uygunluğu ön şart olarak kabul etmektedir. Her insan temiz ve sağlıklı beslenme hakkına sahip olduğu gibi her bir inanç sahibinin de inancı gereği beslenme ve hizmet hakkı vardır. Birincisi temel insan hakkı iken ikincisi ise insan özgürlüğünün gereğidir.

Günümüzde gıda ve hizmet sektörleri inanılmaz derecede büyümüş, çeşitlenmiş ve uluslararası boyutlar kazanmıştır. Ham maddeden katkı maddelerine kadar binlerce ürün gıda üretiminde kullanılırken turizmden ulaşıma, kozmetikten enerjiye birçok yeni hizmet ve tüketim alanları ortaya çıkmıştır. Bütün bu alanların sağlık açısından olduğu gibi İslami açıdan da değerlendirilmesi bir zorunluluk hâline gelmiştir. Bunun en açık şekli ise helal belgelendirmedir. Helal gıda sertifikası genelde İslam dünyası, özelde ise ülkemiz için faydalı ve güzel bir gelişme olmakla birlikte uygulama ve denetimdeki birtakım aksaklıklar bu güzelliğe gölge düşürmektedir. Zira, helal gıda sertifikası kullanılmasının amacı, bir ürün çiftlikten sofraya gelene kadar takip edildiği bir sürecin uygulanıyor olmasıdır. Ancak helal gıda sertifikaları verilirken veya denetlenirken birtakım olumsuzluklar da söz konusu olabilmektedir.

Sayın milletvekilleri, Helal Akreditasyon Kurumu, görev ve yetkilerini etkin bir şekilde gerçekleştirmesi, küresel düzeyde kabul görecek bir helal belgelendirme sisteminin oluşturulması ve helal ürün ticaretindeki teknik engellerin aşılması açısından da önem arz etmektedir. Bu kapsamda, İslam İşbirliği Teşkilatı çatısı altında yer alan İslam Ülkeleri Standartlar ve Metroloji Enstitüsü, bahse konu sistemin oluşturulmasına yönelik düzenleme yapabilecek en uygun forum olarak değerlendirilmektedir. İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelerin katkılarıyla hazırlanan İslam Ülkeleri Standartlar ve Metroloji Enstitüsü, standartların etkinleşmesi ve harmonize bir akreditasyon sisteminin hayata geçirilmesiyle ticaretin önündeki teknik engellerin azalacağı ve böylelikle helal belgeli ticaretin hacminin artacağı belirlenmektedir.

Türkiye’de helal belgelendirme çalışmaları son yıllarda hız kazanmış, sivil toplum örgütleriyle birlikte Türk Standartları Enstitüsü de bu alanda çalışmalar başlatmıştır. Helal belgelendirme uygulamasında İslam Ülkeleri Standartlar ve Metroloji Enstitüsü standardını esas almakta, gerek bilimsel ve gerekse teknik açıdan profesyonel bir yaklaşımla sürece dâhil olmuş bulunmaktadır. Bununla birlikte, ülkemizde sivil gayretlerle bu konuda çalışmalar yapan Dünya Helal Birliği, Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalandırma Araştırmaları Derneği ve Konya Helal Derneği gibi kuruluşlar da bulunmakta olup verdikleri belgelerin denetlenmesi açısından hatırı sayılır mesafe katettikleri görülmektedir.

Kanaatimizce, helal belgelendirme ölçüleri çalışmaları, İslam hukuku alanında yaşanan kanunlaştırma tecrübesiyle kıyaslanabilir. Böyle bir kıyas, fıkıh tarihindeki mezhep ve görüş farklılıklarına bağlı olarak ortaya çıkabilecek sorunlar için bir çözüm olabilecektir, içtihat ve mezhep olgularını reddetmeksizin sağlıklı bir sonuca varabilmeyi sağlayacaktır. Çağımızda bilimsellik açısından uygulanabilir görüşlerin standardize edilmesi, Müslüman toplumlar arasındaki ilişkilerin gelişmesine, birlik ve beraberlik duygularının pekişmesine vesile olacaktır. Kanunlaştırmanın sağladığı hukuk güvenliği ve istikrara mukabil standardizasyon aracılığıyla gıda güvenliği ve ticari istikrar sağlanabilecektir.

2021 yılı bütçemizin Ticaret Bakanlığımıza, ülkemize, milletimize, devletimize hayırlı olmasını diliyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkürler, sağ olun.

Şimdi söz sırası, İbrahim Ethem Sedef Bey’e ait.

Buyurun Sayın Sedef. (MHP sıralarından alkışlar)

MHP GRUBU ADINA İBRAHİM ETHEM SEDEF (Yozgat) – Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; 2021 Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2019 Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin Genel Kurul görüşmelerinde, Ticaret Bakanlığı bütçeleri üzerine Milliyetçi Hareket Partisi adına söz almış bulunmaktayım. Saygıdeğer heyetinizi hürmetle selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, partimiz; bölgesel ve küresel, siyasi ve ekonomik gelişmeleri, tarihî ve kültürel derinlik içerisinde, stratejik bir anlayış ve Türkçe bakış açısıyla değerlendiren köklü bir harekettir. Sadece bugünü değil, geleceğin güçlü Türkiyesini hayal etmekte, ufkun ötesini hesap etmektedir. Genel Başkanımız ve liderimiz Devlet Bahçeli Bey’in “önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben” anlayışındaki tutarlı, ilkeli, dürüst ve ahlaklı siyasetin öncülüğünü yapmaktadır.

Sayın milletvekilleri, sahip olduğumuz imkân, kabiliyetler ile tarihî, kültürel, beşeri değer ve kaynaklar sayesinde Türkiye, Türk ve İslam dünyasının çekim ve cazibe merkezi olabilme kabiliyetine sahip bir ülkedir. Milliyetçi Hareket Partisi, seçim beyannamemizde ifade ettiğimiz gibi Türkiye merkezli ve Türk-İslam kültürüne dayanan bir medeniyet inşa etme ve aziz Türk milletini layık olduğu seviyeye yükseltme kararlılığındadır. Türk milletinin başlatacağı yeni bir medeniyet yürüyüşü, manevi iklimini Türk-İslam kaynaklarından, kültürel temellerini ise kadim değerlerimizden alacaktır. Millî birlik ve bütünlüğü tesis ederek kültürel değerleri ve sosyal yapısını güçlendiren, güçlü bir ekonomiye sahip olan toplumlar, küresel düzenin belirleyici aktörleri olabilmekte ve dünya refahından daha fazla pay alabilmektedirler. Bunun gerçekleştirilebilmesi ise, kalkınma ve demokratikleşme sürecini tamamlamak suretiyle büyük ve köklü devlet geleneğini ve tarihî birikimlerini yeni yüzyılın şartlarında yeniden yorumlamaktan geçmektedir. Üretimin teşvik edildiği, rekabetçi ve hakkaniyetli bir ekonomi politikasının sağlandığı, Türk girişimcisinin dünya ekonomisinde söz sahibi olabildiği bir Türkiye için Cumhur İttifakı olarak her türlü çabayı sürdürüyoruz ve sürdürmeye devam edeceğiz.

Sayın milletvekilleri, Türkiye, bir yandan FETÖ ve diğer terör örgütleriyle amansız bir şekilde mücadele ederken diğer yandan da içeride ve dışarıda FETÖ yandaşı çevrelerin ve Türk düşmanlarının Türkiye’yi ekonomik ve siyasi açıdan köşeye sıkıştırma girişimleriyle karşı karşıyadır. Türk milletinin huzur ve refahını azaltan siyasi ve ekonomik operasyonların önüne geçilebilmesi için gerekli tedbirlerin el birliğiyle alınması kaçınılmazdır.

Rekabetçi piyasa ekonomisini ve serbest teşebbüsü esas alan, kaynakların rasyonel kullanıldığı bir düzeni oluşturmak zorundayız. Teknolojik gelişmeyi, verimliliği, istikrarlı büyümeyi ve istihdam sağlamayı esas alan güçlü bir üretim ekonomisi oluşturmak için yüksek bir çaba sarf etmemiz gerekmekte. Ekonomik ve sosyal politikaları dar ve sabit gelirlileri gözetecek şekilde ahenk içinde uygulamaktan kaçınmamalıyız. Güçlü sanayi, güçlü ekonomi, güçlü demokrasiyle yatırım, üretim ve istihdamı artırarak müreffeh topluma ulaşmanın yollarını aramalıyız. Ekonomide toparlanma ve canlanmayı bir an evvel sağlamalıyız.

Bununla birlikte, siyasi istikrar için de ekonomik büyümemizi sürdürülebilir bir hâle getirmeliyiz. Bilgi çağının gereği olarak bilgi üretimi desteklenmeli, bilgiye hızlı ve kolay ulaşım sağlanmalı, bilginin en etkin tarzda kullanımı gerçekleştirilmelidir. Teknolojik gelişmeyi, yenilikçiliği, verimliliği ve istihdamı esas alan bir üretim ekonomisinin oluşmasını sağlamalıyız. Ekonomimizin dış kaynaklara bağımlılığını azaltarak şoklara dayanıklı hâle getirmek ve kırılganlığı azaltmamız gerekmektedir. Üretim ve ihracatın ithalata bağımlılığını azaltarak rekabet gücü yüksek bir üretim ekonomisi tesisi kaçınılmazdır. Üreten ekonomi programlarıyla enflasyonu kalıcı bir şekilde aşağı çekmek ve toplumun tüm kesimlerini rahatlatmak için gerekli adımları hep birlikte atmalıyız.

Sayın milletvekilleri, ülkemiz bugünlerde âdeta yedi düvele karşı bir mücadele içerisinde. Bu süreçte Milliyetçi Hareket Partisi olarak başta terörle mücadele olmak üzere dış politikada ve Türkiye düşmanı çevrelerin Türkiye’yi ekonomik olarak abluka altına alma girişimleri karşısında devletimizin ve milletimizin sonuna kadar yanında olduk ve olmaya da devam edeceğiz. Cumhur İttifakı olarak 2023, 2053 ve 2071 hedeflerimizin tesisi için gerekli her türlü mücadeleyi vererek kararlı duruşumuzdan taviz vermeyeceğiz.

Ticaret savaşlarının ortaya çıktığı, ekonomik operasyonların kur, faiz, sıcak para üzerinden tetiklendiği bu dönemde ekonomik güvenlik de önceliğe alınmalıdır. Türkiye her alanda üretim şuurunu teşvik etmeli, dış bağımlılığın tutsaklık getireceği akıldan çıkarılmamalıdır. Hedeflerine ulaşmış bir Türkiye’de siyasi, sosyal, ekonomik istikrar sağlanmış, kronik sorunlar çözülmüş, ortak millî ve manevi değerler ekseninde buluşulmuş, millî birliğin siyasi, sosyal ve kültürel temelleri güçlendirilmiş, zengin ortak değerlerin bütünleştiriciliğinde millî şuur oluşturulmuş ve bin yıllık kardeşlik hukuku yüceltilmiş olacaktır.

Değerli milletvekilleri, Covid-19 pandemisi neticesinde, dünya genelinde gözlenen en büyük küresel ekonomik daralmayla karşı karşıyayız. Buna rağmen yılın ilk on ayındaki ihracatımızın 135 milyar 658 milyon dolar seviyelerinde gerçekleştiği ifade edilmektedir. OECD’nin raporlarına göre Türkiye, G-20 ülkeleri arasında, Çin ve Güney Kore’nin ardından gayrisafi yurt içi hasıla değişimleri itibarıyla pandemiden en az etkilenecek ülke konumunda gösterilmektedir.

Sayın Başkanım, değerli milletvekillerim; Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketi çerçevesinde 749.256 esnafımıza otuz altı aya kadar vadeli, yüzde 4,5 faiz oranlı, altı aya kadar ödemesiz destek kredisi kullandırıldı. Pandemi sürecinde doğrudan gelir kaybına uğrayan esnafımızın bugünlerde borçlarının geri ödeme dönemi gelmiş bulunmakta.

Seçim bölgem olan Yozgat’ta her fırsatta bir araya gelmeye gayret gösterdiğim küçük esnaflarımız “Çok sıkıntılı durumda olduklarını” ifade ediyorlar. Covid dolayısıyla esnafımızın sırtındaki yük daha da büyümüş durumda. Yeni uygulanacak paketlerle birlikte esnafımız, bugünlerde yaşadığımız pandeminin ikinci dalgasında da desteklenmeye devam edilmelidir. Kahvehaneciler, lokantacılar, kafeler, kuaför salonları, servis şoförleri, düğün salonları, öğrenci yurdu ve dolmuşçu esnaflarımıza dair ek tedbirler alınmalıdır. Esnaf ve sanatkârımıza sıfır faizli kredi, kredi geri ödemelerinin ertelenmesi ve hibe destekleri, vergi, SGK ve BAĞKUR primlerinin devlet tarafından ödenmesi gibi destekler gündeme alınmalıdır.

Şoför esnafının, ticari akaryakıt desteğine her zamankinden daha çok ihtiyacı olduğu bir gerçektir. Kamyon, otobüs, dolmuş, taksi ve servis hizmeti veren şoför esnafı, alacağı araç ve kullanacağı yakıta ilişkin verginin farklılaştırılması suretiyle desteklenmelidir. Pandemi sürecinde kapalı olan okul kantini işletmecileri ne yapacaklarını bilememektedir. Devlet okul kantinlerinden bir yıl kira alınmaması da düşünülmelidir.

Ve ayrıca esnaflarımız çok acil bir şekilde sicil affı beklemektedir. Küçük esnafımız, ekonomik zorluklarla uğraşırken bir yandan da ülkemizin en ücra köşelerine dahi yayılan marketler zinciriyle uğraşmakta, haksız bir rekabetle mücadele etmektedir. Bu konuda bir düzenleme yapılarak küçük esnafımız için pozitif ayrımcılık yapılmalı, Rekabet Kurumu tekelleşmenin bir şekilde önüne geçmelidir diyorum.

Ticaret Bakanlığının bütçe kalemlerini Milliyetçi Hareket Partisi olarak desteklediğimizi tekrar beyan ediyorum. Her birinize saygı, sevgi ve hürmetlerimi sunuyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Söz sırası, Sayın Abdurrahman Başkan’a aittir.

Buyurun Sayın Başkan. (MHP sıralarından alkışlar)

MHP GRUBU ADINA ABDURRAHMAN BAŞKAN (Antalya) – Sayın Başkanım, Gazi Meclisimizin değerli milletvekilleri; Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu, KOSGEB ve Türkiye Bilimler Akademisi Kurumlarının 2021 yılı bütçesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubumuz adına söz almış bulunmaktayım.

Sözlerime başlamadan önce dün Barış Pınarı Harekâtı bölgesindeki hain saldırıda şehit olan Antalyalı hemşehrimiz Yüzbaşı Yasin Kurt ve tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet, yaralanan askerlerimize acil şifa, aziz Türk milletine başsağlığı diliyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi ve televizyonları başında bizleri izleyen büyük Türk milletini tekrar saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tüm dünyayı etkileyen yeni tip coronavirüsün dünya ve ülkemiz ekonomisine büyük etkisi olmuştur. Son bir yıldır dünya olağanüstü bir dönem yaşıyor. Coronavirüs salgını dünya ekonomisinde 1930’larda yaşanan bunalım döneminden bu yana görülen en sert etkiyi yaratmış dersek sanırım abartmış olmayız. Coronavirüs tehdidi nedeniyle esnafımız ve işletme sahiplerimiz olağandışı günler geçirmektedirler. Muhakkak olağanüstü şartlarla mücadele, olağanüstü tedbirler gerektirmektedir. Salgına karşı verilen mücadelede alınan önlemler ve kısıtlamalardan esnafımız ve işletme sahiplerimiz ciddi şekilde etkilenmiştir. Ancak tüccar, esnaf ve sanayicimizin bu süreçten mümkün olan en az hasarla çıkması için devletimiz, bütün imkânlarını seferber etmektedir. Açıklanan ekonomi paketleriyle bu sürecin esnafımız ve işletme sahiplerimiz üzerindeki etkisini azaltmaya yönelik önlem ve tedbirler alınmış ve gerektiğinde önlemler de alınacaktır.

Değerli milletvekilleri, ekonomik kalkınmışlık düzeyi ne olursa olsun tüm ülkelerde KOBİ’ler gerek sayısal gerekse istihdam yaratma gücü açısından ekonomik ve toplumsal düzenin öncü kuvvetleridir. KOBİ’ler yeni istihdam alanları yaratılmasındaki katkıları, piyasa koşullarındaki değişikliklere uyum sağlama yetenekleri, ekonomik ve sosyal kalkınmanın sağlanmasındaki etkileriyle gelişmiş ve gelişmekte olan ülke ekonomilerinde gün geçtikçe daha vazgeçilmez olmaktadır.

Türk ekonomisinin belkemiği, hiç şüphesiz KOBİ’lerdir. KOBİ’ler, sadece ekonomik hayata değil, aynı zamanda bölgesel gelişmişlik farklılıklarının giderilmesi, mülkiyetin geniş bir tabana yayılması, gelir dağılımında adaletin sağlanması gibi hususlardaki rolleriyle sosyal ve demokratik hayatta da önemli roller üstlenmektedir. Salgın sırasında yaşananlar, günlük ekonomide esnafın, zanaatkârın, tüccarın ve sanayicinin ne kadar önemli ve kritik bir yer tuttuğunu bir kez daha göstermiştir. Doğrudan ya da dolaylı olarak bu kesimlerin karşılaştığı zorluklardan etkilenenlerin sayısı 10 milyonları bulmaktadır. Pek çok ürün ve hizmeti tüketiciye yerinden ve doğrudan sunan bu kesimlerin gerek istihdamın korunması gerekse iktisadi faaliyetlerin devamlılığının sağlanmasındaki önemi bu süreçte bir kez daha ortaya çıkmıştır.

KOBİ’lerin, esnaf ve sanatkârların desteklenmesinin ne kadar önemli olduğu, tartışmasız bir gerçektir. Bu manada KOSGEB faaliyetlerini çok önemsediğimi ve bizzat yaşayarak deneyimlediğimi de ifade etmek istiyorum. KOSGEB’in önemi, esnaf ve KOBİ’ler konusunda uzmanlaşmış bir kamu kurumu olması nedeniyle özellikle bu dönemde çok artmıştır. KOSGEB, katma değerli yerli üretimin desteklenmesini, yüksek teknolojinin KOBİ’ler vasıtasıyla tabana yayılmasını ve yenilikçi ve rekabetçi bir yapıya ulaşmasını sağlamak amacıyla desteklerini artırarak devam etmektedir. KOSGEB, biriktirdiği tecrübe ve birikimiyle KOBİ’lerimizin bu zorlu süreçte en büyük destekçisi durumundadır. KOSGEB’in finansmana erişim noktasında sağladığı katkı da takdire şayandır. Özellikle ülkemizin zor zamanlarında acil destek kredisi programlarıyla KOBİ’lerimizin yanında olmaktadır. Bundan sonraki süreçte de geliştirilecek destek programlarıyla yanlarında olmaya devam edeceğine inanıyoruz.

Tüm bu faaliyetler için KOBİ ve girişimcilerin yenilikçi, teknolojik ve rekabetçi bir yapıya kavuşmalarını hedefleyen KOSGEB’e 2021 yılı merkezî yönetim bütçesinden ayrılan tutarın yüzde 14,7 artarak 2,1 milyar lira olduğunu görüyoruz. Bu artış memnuniyet vericidir. Elbette, olağandışı bir sürecin yaşandığı bu dönemde, bütçenin yetmemesi hâlinde KOSGEB’e KOBİ’lerimiz ve esnafımız için ilave kaynaklar bulmak zorunda kalınabileceği de akılda tutulmalıdır.

Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; 4’üncü sanayi devrimiyle emek yoğun üretimin, yerini bilgi ve teknoloji yoğun üretime bıraktığı bir döneme girilmiştir. Bu dönemde, bilim ve teknoloji politikaları, sürdürülebilir iktisadi ve sosyal kalkınmanın temelini oluşturmaktadır. Bilime yatırım yapmayan, teknoloji üretmeyen ülkeler, uluslararası alanda rekabet üstünlüğü elde edemezler. Yeni dönemin aktörleri; bilim insanları, tasarımcılar, mühendisler, araştırmacılar, kendini yenileyebilen girişimciler olacaktır.

Türkiye'nin bilim ve teknoloji alanındaki öncü kurumları, Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırmalar Kurumu TÜBİTAK ve Türkiye Bilimler Akademisi TÜBA’dır. Kendi bilim ve teknoloji iklimimizin yaratılması, teknolojide dışa bağımlılığın azaltılması, yerli ve millî imkânların oluşturulması ve imalat sanayisinde yapısal dönüşümün sağlanmasında TÜBİTAK ve TÜBA’ya önemli görevler düşmektedir. TÜBİTAK, kuruluşundan bu yana Türkiye'de bilim ve teknoloji alanında çok önemli bir konuma sahiptir. Bu konumu son yıllarda daha da güçlenmiştir. TÜBİTAK’ın savunma sanayisinden uzaya, kutup çalışmalarından astronomiye uzanan geniş bir alandaki araştırma ve geliştirme faaliyetlerini tüm Türkiye olarak gururla takip etmekteyiz. Akademik ve ticari AR-GE projelerine sağladıkları destekle, genç girişimci programlarına sağladıkları kaynakla ülkemizin AR-GE konusundaki ilerleyişine önemli ölçüde liderlik etmekte ve yol göstermektedir. Yenilikçilik ekosisteminde iş birliklerini artırarak yüksek teknoloji ürünlerinin üretilmesini sağlayacak olan Mükemmeliyet Merkezleri Programı ile Sanayi Yenilik Ağ Mekanizması programlarının da güçlü ve müreffeh bir Türkiye'ye ulaşılmasında ciddi etkileri olacağına inanıyoruz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; TÜBİTAK’ın ülkemizin içte ve dışta gücünü ve prestijini artıran savunma sanayisine katkıları asla gözden kaçırılmamalıdır. TÜBİTAK, Savunma Sanayii Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü SAGE’nin geliştirdiği ilk yerli havadan havaya füze olan Bozdoğan ve benzeri yüksek teknoloji ürünlerle ülke savunmamıza ciddi katkılar sunmaktadır. Savunma sanayisinin dışa bağımlılığını azaltacak bu yerli ve millî adımları sonuna kadar destekliyoruz.

TÜBİTAK, elli altı yıldır bilim ve teknolojinin mihmandarlığında Türkiye'nin kalkınmasını destekleyecek adımlar atmaya devam etmektedir. Ortaokul ve lise seviyesindeki özel yetenekli öğrencilere üç yıl boyunca robotikten yapay zekaya, siber güvenlikten nanoteknolojiye kadar kapsamlı ve tamamen ücretsiz teknoloji eğitimleri sunan, Geleceğin Teknoloji Yıldızları Programı ve Deneyap Teknoloji Atölyeleri bunun en güzel örnekleridir. Türk çocuğu, zekidir, çalışkandır; tek yapılması gereken, onları doğru yönlendirmektir. (MHP sıralarından alkışlar) Doğru bir yönlendirmeyle gelecekte onlarca Aziz Sancar, yetiştireceğimize inancım tamdır çünkü Aziz Sancar, disiplinli çalışmanın önemine vurgu yapmıştır.

Türkiye’nin temel bilimler politikasına ilişkin gelecekte yol haritasının belirlenmesiyle ilgili TÜBA’nın çalışmalarını ilgiyle takip ediyoruz. Kasım 2020’de yayınlanan Türkiye Bilim Raporu, önemli analizler ve öneriler içermektedir; emeği geçenlere teşekkürlerimi sunmak istiyorum.

Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; bugüne kadar Gazi Meclisimizde yapılan çalışmalar ışığında bütçe teklifinin genelinin amaç kısmında belirtilen hedeflerine ulaşmakta tutarlı olduğunu değerlendiriyorum. Özel olarak program bütçe sınıflandırmasına göre bakıldığında da araştırma-geliştirme, yenilik için ayrılan toplam kaynağın 6 milyar 842 milyon lira olmasını da olumlu buluyoruz. Bu açıdan TÜBİTAK bütçesinin yaklaşık 2 katı yükseltilmiş olduğunu, KOSGEB bütçesinin artırılmış olduğunu görmek bu alanlara yatırımın artacağını göstermektedir; bu da bizi memnun etmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime son vermeden önce Antalya Milletvekili olarak turizm sektörüyle ilgili kısa bir değerlendirme yapmak istiyorum. Antalya, ülkemizin en önemli turizm kentidir ve bu sektörde ülke ekonomisine büyük ölçüde katkı sağlamaktadır. Ancak küresel salgın sürecinde en fazla etkilenen sektörlerin başında turizm sektörü ve dolayısıyla Antalya ilimiz olmuştur. Turizm sektörü, haziran ayındaki normalleşme adımları kapsamında tekrar ivme yakalamış ve yaz sezonu için kayıpların bir bölümü telafi edilmiş olsa da ne yazık ki geride bıraktığımız sezon, turizm sektörü açısından iyi bir sezon olmamıştır. Yine de bir büyük umutla ifade etmek istediğim husus ise herkesin seyahat etmek için ciddi çekincelerinin olduğu bir dönemde, Antalya’mıza gelen turistlerin sorunsuz, son derece başarılı ve tüm dünyaya örnek teşkil edecek bir şekilde ağırlanmasıdır. Antalya’mız, bu zor süreçte esnafıyla, vatandaşıyla başarılı bir sınav vermiştir. Bu manada yürürlüğe konulan Güvenli Turizm Sertifikası Programı’nın da bu başarıda büyük katkıları olduğunu belirtmekte fayda görüyorum. Verilen başarılı sınavın 2021 yılında güçlü geri dönüşlere vesile olacağını düşünüyor ve ümit ediyorum. Turizm sektörüne yönelik desteklerin önümüzdeki yıl da artarak devam edeceğini düşünüyorum. Antalya’mız da devletimizin desteğiyle bu süreci en az hasarla atlatıp, turizm sektöründe yeni başarı hikâyeleri yazacaktır. Bu manada üzerimize düşen ne varsa teşkilat olarak hazırız.

Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkürler.

Söz sırası, Ali Muhittin Taşdoğan’a aittir.

Buyurun Sayın Taşdoğan. (MHP sıralarından alkışlar)

MHP GRUBU ADINA ALİ MUHİTTİN TAŞDOĞAN (Gaziantep) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin dördüncü tur görüşmeleri kapsamında Türk Standardları Enstitüsü, Türk Uzay Ajansı, Türk Patent ve Marka Kurumunun bütçeleri üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Sözlerime başlamadan önce kıymetli heyetinizi ve ekranları başında bizleri takip eden yüce Türk milletinin her ferdini saygıyla selamlıyorum.

Standartlar, insanoğlu yaratıldığı günden bu yana hayata temas eden her şey için gerekli olan düzeni sağlamak adına ihtiyaç olan çözümler olarak karşımıza çıkmıştır. Çünkü dünyada kısıtlı olan imkânları en uygun ölçüde değerlendirme çabası için standartlar olmazsa olmazdır. Fakat standardizasyon konusunda ekonomik ve sosyal hayatın tümünü içine alacak şekildeki uygulamalar, dünyada son yüzyılın içinde gerçekleşmiştir. Standardizasyon, belirli bir faaliyetle ilgili olarak ekonomik fayda sağlamak üzere tüm ilgili tarafların yardım ve iş birliği ile belirli kurallar ve bu kuralları uygulama işlemi olarak değerlendirilmelidir. Bu bağlamda, ülkemizin sanayi ve teknoloji stratejisinde en önemli başlığı oluşturan millî teknolojiyi yerli ve millî imkânlarla özgün olarak üretme hedefinde standartlar, standardizasyon ve kalite yönetimi çok önemli etkenler olarak karşımıza çıkmaktadır.

Ülkemizin göz bebeği kurumlarından Türk Standardları Enstitüsü, altmış altı yıldır Türk sanayisine bu anlamda değer katan inovasyon faaliyetlerini sürdürmesi ve az maliyetle yüksek kalitede üretim yapmasının sağlanması açısından öncüldür. Bu faaliyetler sonucunda, ülkemizin rekabet gücünü artırmak, ulusal ve uluslararası düzeyde ticaretini kolaylaştırmak ve toplumun yaşam düzeyini yükseltmek amacıyla hizmet vermektedir. TSE, standart ve uygunluk değerlendirme alanında sadece ülkemiz sınırları içinde değil, başta komşu ülkeler olmak üzere, Türkistan coğrafyasındaki bağımsız Türk devletleri ve İslam coğrafyası olmak üzere tüm dünyada aranan bir belgelendirme kuruluşu olma yolunda hızla mesafe katetmektedir. Çeşitli bakanlıklar, kamu kurum ve kuruluşları ve üniversitelerle ortak proje ve çalışmalar yürütmektedir.

Sayın milletvekilleri, günümüz küresel ekonomik düzeninde mal ve hizmetlerin ülkeler arasında dolaşım hızının artmasıyla birlikte ticarette standart test ve belge anlayışında tekli yaklaşım tüm dünyada hızla benimsenmiştir. Özellikle Covid-19 pandemisi sonrasındaki süreçte üretimin standartlara uygunluğu tek başına yeterli olmayacağı gibi, bu durumun belgelendirilmesi, incelenmesi ve muayene hizmet süreçlerinde ciddi yapısal değişikliklerin olması ihtiyaç olarak karşımızda duracaktır. Bu noktada standardizasyon, uygunluk ve değerlendirme konusunda TSE’nin yeni projeksiyon üretme gerekliliğinin oluşacağını düşünmekteyiz. İşte bu noktada standardizasyon ve kalite yönetimiyle ilgili birkaç tavsiyeye dikkatinizi çekmek istiyorum.

Sayın milletvekilleri, kaliteye dayalı yetkin iş gücü kaynağının yetiştirilmesi, katma değeri yüksek ürünlerin üretilmesi, millî markaların rekabet gücünün artırılması, müşteri memnuniyetinin sağlanması, ithal ürünlerin kalitesinin güvence altına alınması, kalite eksikliğinden kaynaklanan ihracat engellerinin aşılması, bilimsel bilginin oluşturulması gibi pek çok faktör, standardizasyon eğitimiyle yakından ilişkilidir. Kaliteden beslenen sürdürülebilir bir ekonomik yapının kurulması, standardizasyon eğitiminin mevcut eğitim sistemine entegre edilmesine ve yeni eğitim programlarının geliştirilmesine bağlıdır. Aksi takdirde bu durum, standart ve standardizasyon hakkında bilimsel bilginin ve uzmanlaşmış personelin eksik olmasına, dolayısıyla millî kaliteyi küresel kalitenin gerisinde bırakmaya mecbur bırakacaktır.

Bunlarla ilgili olarak Çin örneği bizim için çok açıklayıcı olacaktır. Öyle ki 90’lı yıllarda, hepimizin hatırlayacağı gibi Çin çok ciddi bir ürün kalite sorunları yaşamaktaydı. Çin, bunun üzerine geliştirdiği ürün kalitesi ve standardizasyon eğitim programlarının eğitim sistemine eklenmesi sonucu bugün bu problemini büyük oranda bertaraf edebilmiştir. Çin’in şu an bu anlamda hangi seviyeye ulaştığına ve teknolojik çıktılarına hepimiz yakında şahit oluyoruz.

Sayın milletvekilleri, standartları geliştirerek uyarlayacak, yorumlayacak, uygulayacak, yönetecek ve kalite sistemlerini kuracak insan kaynağının yetiştirilmesinin zamanla millî kalite kültürünü de oluşturacağı düşünülmelidir. Ekonomiyi, bilimsel bilgiyi, kaliteyi ve yetkin insan kaynağını sürdürülebilir kılmak için standardizasyon eğitiminin, millî eğitim programlarına hem entegre edilmesi hem de programların açılması yararlı olacaktır.

Sonuç olarak, standardizasyon üzerine branşlaşmış mesleki lise, bölüm, fakülte ve üniversite kurulmalı ya da mevcut bölümlere uygun standardizasyon dersleri eklenmelidir. Ayrıca, geçecek süre zarfında yurt dışına çeşitli öğrenci değişim programları aracılığıyla veya direkt olarak lisansüstü veya doktora seviyesinde öğrenci göndermek suretiyle bu konuda standardizasyona dair nitelikli iş gücü ve bilimsel bilgi kaynağına önemli katkılar yapılabilir. Böylece, kalite gelişimi ve dönüşümü bilime ve profesyonelliğe dayandırılabilir çünkü dünyada dijital dönüşüm ve gelişim, aşama itibarıyla yeni bir versiyona geçmiş durumdadır.

Ülkemizin küresel pastadan payına düşeni alabilmesi için kendi dijital standartlarını geliştirmesi ve yaygınlaştırması gerekmektedir. Özellikle millî imalat sanayisinin güçlü yönlerini öne çıkaran standartlar, küresel pazar payının dağılımının lehimize sonuçlanmasını sağlayabilir. İnsan gücümüz, millî cevherimizdir. Yaşadığımız coğrafi, sosyal ve siyasal meselelerin ve milletimize dayatılan kaderin yırtılıp atılması için bu fırsatı kaçırma ve ıskalama lüksümüz kalmamıştır.

Sayın milletvekilleri, dünyayı etkisi altına alan yeni tip coronavirüs salgınına rağmen Türk Patent ve Marka Kurumuna yapılan patent, marka, faydalı model başvurularında 2020 yılında da artış devam etmektedir. 2020 yılının ilk altı aylık verilerine göre 64.241’i yerli olmak üzere toplam 71.753 marka başvurusunda bulunulmuştur. Yerli marka başvurusu oranı, yüzde 89,5 olarak kayıtlara geçmiştir. Türk Patent, Türkiye’nin coğrafi işaretli ürünlerinin dünyada tanıtılması için çabalar da sarf etmektedir. Özellikle coğrafi işaret tescili ve onayı konusunda da illerimiz arasında tatlı bir rekabet vardır.

Bilindiği gibi, ülkemizde Avrupa Komisyonuna coğrafi işaret tescili için yapılan ilk başvuru, Antep baklavası içindir. Bunun yanı sıra Gaziantep şehrimiz, Antep baklavası, Antep fıstığı, Gaziantep bakır el işlemeciliği ve Gaziantep sedef el işlemeciliği gibi tescilli coğrafi işaretlerle de öncü şehir durumundadır. 2019 yılında 3.619 marka başvurusuyla dikkatleri üzerine çeken marka şehrimiz Gaziantep, yine coğrafi işaret başvurusunda da dikkatleri üzerine çekmiştir. 2020 yılında 55 coğrafi işaret tescili için başvuruda bulunan ilk sıradaki ilimizdir. Nizip nanesi ve Oğuzeli Belediyesi başvurusuyla coğrafi işaret alan geleneksel nar ekşisi gibi ürünlerimizin 27’si, bu yıl içerisinde tescillenerek 2’nci sıraya oturmuştur.

Sayın milletvekilleri, inşallah 25 Aralık 2020 tarihinde Gaziantep’in düşman işgalinden kurtuluşunun 99’uncu yılını kutlayacağız. Gelecek yıl 100’üncü yılını Cumhurbaşkanlığı himayelerinde kutlayacağımız Gaziantep, Kurtuluş Savaşı’ndan gelen millî mücadele gücü, Yesemek, Tilmen, Zeugma, Rumkale gibi eşsiz tarihî mirası, dünyaca ünlü zengin mutfak kültürü, Anadolu sanayileşmesine örnek gösterilen sanayileşme modeli ve en önemlisi girişimci insan profiliyle Türkiye’de bir marka hâline gelmiştir. Bu süreçte büyük fedakârlıklar gösteren, bedelini canlarıyla ödeyen 6.317 şehidimizi ve kahraman gazilerimizi rahmet ve minnetle yâd ediyorum. Markalaşma süresince insanüstü emek veren, gazi şehrimizi şahlandıran tüm hemşehrilerimizi partim ve şahsım adına kutluyorum.

Kıymetli milletvekilleri, büyük dava adamı, mütefekkir, Türk ülküsünün Atsız Ata’sı Hüseyin Nihal Atsız Bey’i özlemle ve rahmetle kendi dizeleriyle anıyorum:

“Hangi ruh anılmakla olmaz ki sarhoş,

Vaktiyle bir Atsız varmış derlerse ne hoş.”

Kutlu Ata’m, durağın en kutlu diyar olsun, vaktiyle bir Atsız varmış, var olsun. (MHP sıralarından alkışlar)

Gaziantep’in adaşı Gazi Meclisimizi saygılarımla selamlarım. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Söz sırası Sayın İbrahim Özyavuz’a ait.

Buyurun Sayın Özyavuz. (MHP sıralarından alkışlar)

MHP GRUBU ADINA İBRAHİM ÖZYAVUZ (Şanlıurfa) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; 2021 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi’nde yer alan GAP ve DAP Başkanlıkları bütçesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubum adına söz almış bulunmaktayım. Gazi Meclisimizi ve bizleri izleyen büyük Türk milletini saygıyla selamlıyorum.

GAP Bölge Kalkınma İdaresi teşkilatı, 27 Ekim 1989 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ve 6 Kasım 1989 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan GAP Bölge Kalkınma İdaresi Teşkilatının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’yle kurulmuştur. Cumhuriyet tarihimizin en kapsamlı projesi olan GAP, bugüne kadar hazırlanan bölgesel kalkınma planları içerisinde en etkin olandır. GAP, entegre bölgesel kalkınma yaklaşımı ve sürdürülebilir insani gelişme felsefesiyle uluslararası literatüre geçen ve marka değeri olan bir projedir. Harran Ovası’nın büyük bir kısmının 1995 yılından itibaren sulanmaya başlanması tarımsal ürün deseninde çeşitliliği, verim ve gelir artışını sağlamıştır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Covid-19 salgınıyla başa çıkabilmek için tüm dünyada seyahat, ticaret, sokağa çıkma gibi yasaklar uygulanmaktadır. Ülkelerin sınırları kapatılmış, insan geçişleri azaltılmıştır. Bu süreçte ülkeler, kendi kendilerine yetebilmek zorunda kalmıştır. Tarım, kendi kendine yetebilen ülkeler için hayati önemdedir. Tarım ve toprak; ekmek ve su demektir. Bu sebeple, tarıma ve tarım işçisine verilen önem artırılmalı, hakları daha iyi korunmalıdır. Bölgemizde tarıma can veren GAP’ın önemi bir kez daha anlaşılmaktadır. Hâl böyle olunca, tarımdan daha fazla verim alabilmek için GAP ve DAP gibi tarıma yönelik benzeri projelerin üzerinde daha çok durulmalıdır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; GAP’ın merkezinde bulunan Şanlıurfa’mda elektrik kesintileri ve düzensiz akımlar her kesimden vatandaşımızı mağdur etmektedir. Yaşanan elektrik kesintileri evlerde cihazların yanmasına, bozulmasına neden olmaktadır. Elektrik kesintileri iş yerlerinde üretimin durmasına, vatandaşlarımızın milyonlarca liralık maddi kaybına sebep olmaktadır. Elektrik şirketi, kesintilerin sebebini kaçak kullanım oranının yüksekliği olarak gösterse de kaçak kullanımı önlemeye yönelik herhangi bir yatırımı bulunmamaktadır.

Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; Şanlıurfa’mızda bulunan, Evren Sanayi Sitesi Yapı Kooperatifi esnafı için hayati önem taşıyan Kuzeybatı Çevre Yolu’nun bitirilememesi esnafımızın mağduriyetine sebep olmaktadır. Hâlihazırda kullanılan Şanlıurfa-Gaziantep kara yolu, 60 bine yakın araç trafiği yükü taşımaktadır. İleride doğacak maddi hasarlı ve hiç istenmeyen ölümlü kazaları önlemek, esnafımızın ve vatandaşımızın mağduriyetini gidermek amacıyla 2018’de bitmesi planlanan Kuzeybatı Çevre Yolu bir an önce tamamlanmalıdır. Bahse konu yolun Çevik Kuvvet Köprülü Kavşağı’yla aynı anda bitirilmesi bölgedeki trafik sorununu büyük ölçüde çözecektir. Ayrıca uzunca bir süre hızlı tren projesine Urfa’nın dâhil edileceği konuşulmuş ancak uygulamada proje dışı bırakılmıştır. Hızlı tren projesinden Urfa’mızın da faydalanması, öğrenci, küçük esnaf, dar gelirli vatandaş ve tarım işçilerimiz açısından son derece önemlidir. İlimiz adına ulaşımda ekonomiyi de olumlu etkileyecek hızlı tren hattı Gaziantep üzerinden Şanlıurfa’ya ve hatta Mardin’e kadar uzatılmalıdır.

Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; 2,5 milyona yaklaşan nüfusuyla Güneydoğu Anadolu’nun en büyük ili olan Şanlıurfa, Sağlık Bakanlığı yatırımlarından daha çok yararlanmalı, Şanlıurfa’da şehir hastanesi tamamlanıp hizmete açılmalıdır. Hastane ve doktor eksikliğinden dolayı hastalar başka illere nakledilmekte, bu durum mağduriyete yol açmaktadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Şanlıurfa, insanlık tarihinin sıfır noktası olarak bilinen, çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmış, değişik dinlere, etnik kökenlere mensup insanların yüzyıllarca hoşgörü içerisinde yaşadığı, İslâm tarihinde çok önemli yeri olan, peygamberler ve evliyalar kenti olarak bilinen, inanç ve turizm potansiyeli yüksek, dünyanın ve Orta Doğu’nun en önemli Türkmen şehirlerinden biridir.

Şanlıurfa’mızda, Göbeklitepe, dünyanın ilk üniversitesine sahip Harran Üniversitesi, Bazda Mağaraları, Şuayb Antik Şehri, Han El Barur Kervansarayı, Balıklıgöl, Urfa Kalesi, Hazreti Yakup Kuyusu, Birecik Kelaynak Üretme İstasyonu, Eyyûb Nebi Dergâhı, Saklıkent Halfeti ve adını sayamadığım görülmeye değer birçok tarihî ve kültürel değerimiz sizleri beklemektedir.

Şanlıurfa Haşimiye Meydanı’nda bulunan tarihî Arasa Hamamı’nın restorasyonu ve çevresindeki yapıların yıkılarak kamulaştırılması, 58 Meydanı’na giden 250 metre uzunluğundaki yolun genişletilmesi, tarihî yapıların ortaya çıkması açısından büyük önem arz etmektedir. Yine, Şanlıurfa’da Osmanlı Dönemi’nde 17’nci yüzyılda yapılan, inşa edilen Şaban Hanı ve benzeri hanların restorasyon çalışmalarının bir an önce bitirilmesi gereklidir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İbni Haldun’un “Coğrafya kaderdir.” sözü devletimizin, milletimizin sınırlarını aşan tarihî sorumluluklarımızın referans tanımlamasıdır. Kaderi ve coğrafyamızı kalubeladan itibaren seven, Türk İslam dünyasına gönül vermiş bir Türk milliyetçisi olarak, insanlığın sınandığı Covid-19 salgını, coğrafyamızın getirdiği insani dramlar… Doğu Akdeniz politikamız, Suriye’ye insani yardımlarımız, Libya’daki siyasetimiz, Karadeniz’de enerji arama faaliyetlerimiz ve son olarak yirmi yedi yıl sonra özgürlüğüne kavuşan Karabağ için yaptıklarımız tüm dünya insanlığı tarafından takdir edilmektedir.

Dolayısıyla Cumhur İttifakı, 21’inci yüzyılda esarete başkaldırıdır; Cumhur İttifakı, mazluma umut, haine korkudur; Cumhur İttifakı, sömürü devletlerine karşı Türk’ün çelik iradesidir; Cumhur İttifakı, devlettir; Cumhur İttifakı, millettir. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar) Cumhur İttifakı, Sayın Cumhurbaşkanımızın ve liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin dünyaya karşı dik duruşudur; küresel emperyalistlere, Boğaz’ın iki yakasına tutunan iş birlikçilere ve okyanus ötesine Türk’ün tokadıdır. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Kıymetli milletvekilleri, son günlerde Milliyetçi Hareket Partisi ve Sayın Liderimiz üzerinden siyaset yapanlara buradan seslenmek istiyorum. Hayatını ülkesine ve milletine adayan ülkücü hareketin lideri Devlet Bahçeli, bayrağa içilmiş yemindir. Devlet Bahçeli, vatan sevgisinin timsalidir. Devlet Bahçeli, şühedaya saygıdır, Devlet Bahçeli, millete hizmetkârdır. Devlet Bahçeli, düşmana karşı son kaledir ve illaki vatan hainlerinin bekası için büyük tehdit Devlet Bahçeli’dir. (MHP sıralarından alkışlar)

2021 yılı bütçesinin ülkemize, milletimize hayırlı olmasını diler, yüce Meclisi ve aziz milletimizi saygıyla selamlarım. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Söz sırası Konya Milletvekilimiz Esin Kara’ya ait.

Buyurun Sayın Kara. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)

MHP GRUBU ADINA ESİN KARA (Konya) – Sayın Başkan, büyük Türk milletinin değerli milletvekilleri; Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığının 2021 yılı bütçesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Büyük Türk milletini ve onun büyük Meclisini saygıyla selamlıyorum.

KOP bölgesinin geliştirilmesine yönelik çalışmalar, 2011 yılında çıkarılan 642 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’yle kurulan Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı tarafından yürütülmektedir. Başkanlık, tarım sektörü projeleri başta olmak üzere, enerji, ulaşım, bilişim, sanayi, ticaret, turizm gibi iktisadi sektörler ile kültür, sanat, gençlik ve toplumun dezavantajlı kesimlerine yönelik sosyal sektörlerde de faaliyet göstermektedir.

Aksaray, Karaman, Kırıkkale, Kırşehir, Konya, Niğde, Nevşehir ve Yozgat illerini kapsayan KOP bölgesi, Türkiye toplam yüz ölçümünün yüzde 12,2’sine sahiptir. Bölgede en az yağış alan illerimiz bulunduğu için kurak iklime uygun tarımsal ürünler üretilmekte, bu nedenle de ürün çeşidi kısıtlanmaktadır.

Türkiye’de sulanan alanın yüzde 17’si KOP bölgesinde yer almasına rağmen kullanılabilir su kaynaklarının yüzde 4’ü bölgede bulunmaktadır. Tarımsal sulama çoğunlukla yer altı suları kullanılarak yapılmaktadır. Bu konuda özellikle Konya’mız, yer altı sularının kullanımı nedeniyle ciddi sorunlarla karşı karşıya kalmaktadır. Su miktarında yaşanılan azalma akabinde gerçekleşen obruk oluşumları ve verim düşüşü çiftçilerimiz için birçok sorunu beraberinde getirmektedir. Mevsime bağlı yaşanan kuraklıklar nedeniyle yetiştirilen ürünlerde rekolte düşüşü yaşanmaktadır. Ayrıca yer altı sularının tarımsal sulamada bilinçsiz kullanımı ve yetersiz yağış nedeniyle Beyşehir, Tuz Gölü ve Akşehir Gölü de kuruma tehlikesiyle karşı karşıya kalmaktadır. Yaşanan kuraklığın önlenmesi, sulamada etkinliğin ve üretimde verimliliğin artırılması amacıyla tedbirler alınmalıdır. Mevcut sulama sistemleri rehabilite edilmeli ve basınçlı sulama sistemlerinin yaygınlaştırılmasına yönelik çalışmalar yapılmalıdır. Özellikle, dağlık kırsal alanlarda kış akımlarıyla taşkınlar yapıp yazın tamamen kuruyan dereler üzerinde küçük depolamalar ve sulama tesisleri yapılmasına yönelik çalışmalar artırılarak yürütülmeli, buradan sulama mevsiminde su ihtiyacının karşılanmasının yanı sıra mevcut küçük ölçekli açık kanal sulama sistemlerinin kapalı şebekeye dönüştürülmesi sağlanmalıdır.

Ayrıca, proje kapsamında yöre halkının getirisi yüksek olan ürünlerin ekimi ve dikimine yönlendirilmesi sağlanmalıdır. Bölgenin tarımsal rekabette güçlendirilmesi için arazi toplulaştırma işlemleri gerçekleştirilmeli, sulama projeleri hayata geçirilerek tarımsal altyapı iyileştirilmelidir. Mevcut suyun tasarruflu ve etkin kullanılması, bölgenin su sorununun acil olarak çözülmesi için Kızılırmak Nehri’nden su transferini sağlayacak projeler hayata geçirilmelidir. Verimliliğin artırılması için alınacak tedbirler, Konya Ovası’nın tarımsal geleceği ve ülke gıda güvenliğimiz için hayati önem taşımaktadır. Bölgenin yenilenebilir enerji kaynaklarının enerji arzındaki payının artırılması Türkiye’nin enerji arz güvenliği açısından büyük önem taşımaktadır.

KOP bölgesi, güneşlenme süresi, yatay yüzeye gelen toplam radyasyon değeri ve kullanılamayan geniş düz arazi varlığıyla güneş enerjisinden elektrik enerjisi üretiminde ön plana çıkmaya başlamıştır. KOP bölgesinin sahip olduğu potansiyeli kullanarak tehditleri fırsata çevirerek ülkemizi yeni cazibe merkezi hâline getirmesi mümkündür. Bu amaçla, bölgede topyekûn bir yapısal dönüşüm programının gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Kalkınmış bir KOP bölgesi Türkiye’nin 2023 ve 2021 yılı hedeflerine etkin olarak ulaşmasını sağlayacaktır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Jandarma Yüzbaşı Yasin Kurt, Jandarma Uzman Çavuş Oğuzhan Anar ilk şehidimiz değildir, son da olmayacaktır. Sultan Alparslan’dan Atatürk’e bize miras kalan, kıyamete kadar Türk’ün toprağı olan vatanımız için Türk’ün mücadelesi son ocak sönmeden, son Türk ölmeden bitmeyecektir. Yüce Allah büyük Türk milletini, büyük Türk ordusunu, büyük Türk devletini kıyamete kadar muzaffer kılsın. (MHP, AK PARTİ ve İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün 11 Aralık 2020, bizleri Orta Asya’nın bozkırlarından Çin sarayına koşturan, Açığma-Kün'e, Güntülü'ye meftun edip bir deli kurdun peşine takan Türkçülüğün edebî ve fikrî lideri Hüseyin Nihal Atsız’ın 45’inci ölüm yıl dönümü. Vaktiyle bir Atsız varmış, var olsun; ruhu şâd olsun. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Bütçemizin vatanımıza, milletimize hayırlı olmasını diliyor, Gazi Meclisimizi ve onun büyük Türk milletinin büyük Meclisini saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Söz sırası Sayın Ümit Yılmaz Bey’e ait.

Buyurun Sayın Yılmaz. (MHP sıralarından alkışlar)

MHP GRUBU ADINA ÜMİT YILMAZ (Düzce) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı bütçesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu ve aziz Türk milletini saygıyla selamlıyorum.

Dün, Barış Pınarı bölgesinde PKK/PYD-YPG’li teröristlerce bombalı araçla yapılan saldırı sonucunda şehit olan askerlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize acil şifalar diliyorum.

Ben de Atsız Ata’yı ölümünün 45’inci yıl dönümünde rahmetle yâd ediyorum.

Ülkemiz, 2006 yılında çıkarılan 5449 sayılı Kalkınma Ajanslarının Hizmetlerine İlişkin Kanun’la, kalkınma ajanslarının hukuki altyapısını oluşturmuştur. Avrupa Birliğine üyelik sürecindeki gelişmeler ışığında yürütülen çalışmalar sonucunda, istatistiki bölge birimlerinin sınıflandırılması yapılmış ve “düzey” olarak adlandırılan üç bölge sistemine göre kalkınma ajansları kurulmaya başlanmıştır. Düzey-2 kapsamında 26 adet kalkınma ajansı kurulmuş ve bunlardan biri de Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı olmuştur.

Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi, kısaca DOKAP olarak 2011 yılında kanun hükmünde kararnameyle kurulmuş ve 2012 yılının Nisan ayında ise faaliyetlerine başlamıştır. DOKAP, kurulduğu tarihten sonra diğer illerin katılmasıyla 11 ili kapsamaktadır. DOKAP kendi bölgesinde Amasya, Çorum, Samsun, Tokat illerinde OKA’yla; Artvin, Ordu, Giresun, Gümüşhane, Trabzon, Rize illerinde DOKA’yla; Bayburt ilinde ise KUDAKA’yla iş birliği projeleri yürütmektedir. DOKAP bölgesi içinde kalanların nüfusu Türkiye nüfusunun yüzde 6,7’sini kapsamaktadır, yüz ölçümü ise 76.871 kilometrekareyle ülke yüz ölçümünün yaklaşık yüzde 10’unu oluşturmaktadır. DOKAP, Doğu Karadeniz’de uygulanacak projelerin uygulamalarını yerinde koordine etmek ve bu kalkınma projelerinin uygulandığı illerdeki yatırımların gerektirdiği araştırma, planlama, programlama, projelendirme, izleme, değerlendirme ve koordinasyon hizmetlerinin yerine getirilmesini sağlamıştır. Bölgenin kalkınmasını hızlandıracak projeleri üretmesi amacıyla kurulan DOKAP, kurulduğu yıldan itibaren tarımsal üretime, turizme, hayvancılığa, arıcılığa ve sosyal alanda gelişmelere katkı sağlayacak projelere bölgede bulunan üniversitelerle iş birliği yaparak destek vermiştir.

Değerli milletvekilleri, Doğu Marmara Bölgesi’nde bulunan il merkezlerinin birbirine uzaklığı 50-60 kilometre olmasına rağmen, gelişmişlik düzeyi ve millî gelirden aldıkları pay büyük farklılıklar göstermektedir. Yine Batı Karadeniz’de bulunan illerimiz olan Bolu, Sinop, Karabük, Bartın, Kastamonu hatta Zonguldak’ın millî gelirden aldığı pay oldukça düşüktür. Birbirine bu kadar yakın olan illerin gelişme ve sanayileşmedeki farklılıklarını kapatmak için bölge kalkınma idaresinin kurulması, bölgede bulunan az gelişmiş illere sosyal ve ekonomik olarak büyük katkı sağlayacaktır. Batı Karadeniz ve Orta Karadeniz’de bulunan illerin gelişmesine yardımcı olacak projelerin üretilmesini sağlayacak Batı Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresinin Düzce merkezli olarak kurulması ve koordine edilmesi bölgenin beklentisidir. Batı Karadeniz Bölgesi Bölge Kalkınma İdaresinin MARKA, BAKKA ve KUZKA’yla yapacağı iş birlikleriyle üretilecek projeler, bölgeler arasında iş birliğini geliştirecek ve bölgesel kalkınmaya destek verecektir. Zira, Düzce ve Bolu ilimiz MARKA bölgesinde kalmasına rağmen gelir düzeyi ve sosyal gelişmişlik açısından Sakarya ve Kocaeli ili arasında oldukça büyük farklılıklar yaşamaktadır. Batı Karadeniz Bölgesi, Marmara Bölgesi’yle bitişik olmasına rağmen ekonomik, sosyal ve yatırım farklılıkları, iki bölgenin birbirinden kalın çizgilerle ayrılmasına neden olmaktadır. Batı Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi kısaca “BAKAP” olarak kurulacak kurum, bölgenin tarımdan hayvancılığa, turizmden ulaşıma, arıcılıktan sanayiye kadar birçok alanda projeler geliştirerek ilişkide olduğu ajanslarla birlikte çalışmalar düzenleyecek, Doğu Karadeniz ve Marmara Bölgeleri arasında bağlantıyı sağlayacaktır. Batı Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresinin kurulması neticesinde bölgenin gelişmesi, Marmara Bölgesi üzerinde biriken güç yükünü de kaldıracaktır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÜMİT YILMAZ (Devamla) – Sayın Ticaret Bakanımıza da burada, gümrük il müdürlüklerindeki çalışmalarından dolayı teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Söz sırası Halkların Demokratik Partisi Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan’a ait.

Buyurun Sayın Paylan. (HDP sıralarından alkışlar)

HDP GRUBU ADINA GARO PAYLAN (Diyarbakır) – Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Ekranları başında bizleri izleyen değerli vatandaşlarımızı da saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakanlar, Genel Kurula hoş geldiniz.

Ticaret Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı üzerine konuşacağız değerli arkadaşlar. Sayın Bakanlar veya sayın vekiller hatırlar mı bilmem; 2011 yılında Recep Tayyip Erdoğan, bazı hayalleri anlattı, dedi ki: “Ben, Türkiye’yi 2 trilyon dolarlık bir ekonomiye taşıyacağım.” Bakın “Türkiye’nin gayrisafi hasılası 2 trilyon dolar olacak.” dedi. Hayaller 2 trilyon dolar, gerçekler, bugün yaşadığımız 700 milyar dolar, yani üçte 1’ine ancak ulaşabilmiş bir hedeften bahsediyoruz ve ülkemiz her gün yoksullaşıyor değerli arkadaşlar. Bir hayali daha vardı, Ticaret Bakanımızı ilgilendiriyor: “500 milyar dolarlık ihracat yapacağım.” diyordu 2023 yılında. Hayaller 500 milyar dolar, gerçekler 170 milyar dolar arkadaşlar. Bir hedefi daha vardı: “Enflasyonu yüzde 5’e ve altına düşüreceğim.” diyordu. Hayaller yüzde 5, resmî gerçekler yüzde 15, çarşıdaki gerçeklik yüzde 30. İşsizliği “Yüzde 5’in altına düşüreceğim.” diyordu. Hayaller yüzde 5, gerçek rakam, resmî rakam yüzde 12-13, çarşıdaki, sokaktaki, kahvedeki vatandaşımızın bildiği yüzde 30 arkadaşlar. Yüzde 30 işsizlik var bu memlekette, 10 milyon işsiz var.

Peki, şimdi Sayın Bakanlara soruyorum: Şimdi, kendileri sonuç olarak bir sonucu temsil ediyorlar. Yani bu ülkenin üretimi niye bu kadar az veya niye bu kadar az ticaret yapabiliyor? Niye 500 milyar dolar yerine yalnızca 170 milyar dolarlık ürün satabiliyoruz? Niye 10 milyon vatandaşımız işsiz? Gelin, şapkayı önümüze koyup düşünelim.

Arkadaşlar, Türkiye’nin bir hikâyesi vardı, Türkiye’nin hikâyesi varken herkes bu ülkeye yatırım yapmak istiyordu. Öncelikle Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, sonra da yabancılar bu ülkeye yatırım yapmak istiyorlardı. Türkiye son beş yılda hikâyesini kaybetmiştir arkadaşlar. Bırakın yabancıları -onlar zaten kaçıyor- Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları kendi ülkesine yatırım yapmıyor. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları kendi parasına yatırım yapmıyor ya, kendi parasına! Bankadaki paraların yüzde 60’ı dolarla; yerliler, millîler neredesiniz? Bankadaki paraların yüzde 60’ı dolarla, yastık altındakileri de katın, yüzde 80-90 yerli, millî iddiası olan bir iktidarın yönetimindeki vatandaşlarımız dolara, euroya yatırım yapıyor. Niye böyleyiz? Hadi gelin, şapkayı önümüze koyup düşünelim. Değerli arkadaşlar, çünkü tek adam rejimi yüzünden bu durumdayız. Bakın, tek adam rejimi Türkiye’yi uçuracağım dedi; bakın, baş aşağı çakıldık. Her gün hamaset yapıyor tek adam rejimi ve hamasetin sonucunu burada görüyoruz, karneyi görüyoruz. 170 milyar dolarlık bir ihracatla çakıldık kaldık, üretemeyen bir Türkiye var.

Sayın Mustafa Varank gelip diyecek ki: “Ben üretiyorum arkadaş.” Evet, kendisinin ne ürettiğini biliyoruz, bir Sanayi Bakanlığı sunumu yaptı; zannedersiniz kendisi Genelkurmay Başkanı, zannedersiniz Savunma Bakanı; gelmiş “Tank, top, füze yaptım.” diyor. TEKNOFEST kurmuş, TEKNOFEST’e gidiyorsunuz: Tank, top, füze -efendim- İHA’lar, SİHA’lar. Ya, memleket hayrına, dünya hayrına, insanlık hayrına bir şey üretiyor musunuz arkadaşlar? Ne üretiyorsunuz?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) – İşte onların hepsi memleket hayrına. Hangisi memleket hayrına değil.

GARO PAYLAN (Devamla) – Hoş geldin!

Arkadaşlar, bakın, insanlık hayrına dünyada insanlar bir şeyler üretiyorlar. Bakın, size bir örnek vereceğim ve bu topraklardan örnek vereceğim, bu topraklardan giden insanların neler yaptığını söyleyeceğim. Hani özgür olmayan habitatlarda Sayın Varank tank, top, füze yapıyor, oraya buraya savaş açıyor; içeride, dışarıda istibdat yaratıp barışımızı bozuyor ya arkadaşlar…

UĞUR AYDEMİR (Manisa) – Savaş açmıyoruz, savaş açmıyoruz; işgallere son veriyoruz, işgallere son veriyoruz.

GARO PAYLAN (Devamla) – Bakın, Türkiye’den gitmek zorunda kalan vatandaşlarımız bakın neler yapmışlar.

Değerli arkadaşlar, dünyada 3 tane aşı bulundu, hani şu anda gelişmiş dünyada 3 tane aşı bulundu. Sayın Varank da “Aşı bulacağım.” diye yola çıktı, haziran ayına doğru belki bir aşının 3’üncü fazına girişebilecek, nal topluyor Sayın Varank. (HDP sıralarından alkışlar) Arkadaşlar, niye nal topluyor?

Bakın, arkadaşlar, dünyada özgür habitatlarda, Türkiye’den giden bu toprakların insanları, bakın, Sayın Uğur Şahin ve Sayın Özlem Türeci, gururlarımız, Almanya’da insanlığı Covid’den kurtaracak aşıyı buldular.

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) – Ne zaman gitmişler Garo Bey?

GARO PAYLAN (Devamla) – Arkadaşlar, BioNTech şirketinde yaptılar. Almanya’daki özgür habitatta yapabildiler.

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) – Ne zaman gitmişler?

GARO PAYLAN (Devamla) – Almanya bilime yatırım yaptığı için, insanları özgür bıraktığı için, işte özgür olmayan Türkiye’den özgür bir ülkeye gidip Türkiye’nin insanları orada bilim ürettiler.

SALİH CORA (Trabzon) – Ne zaman gittiler?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) – Bizimkiler de burada üretiyorlar. O, senin hüsnükuruntun.

GARO PAYLAN (Devamla) – Değerli arkadaşlar, bakın, bir örnek daha vereceğim: Moderna, 2’nci aşıyı bulan, o da bu toprakların insanları biliyor musunuz Sayın Varank, bu toprakların insanları. Noubar Afeyan Moderna’yı kurmuş. 1915’te Ermeni halkı bu topraklardan sürülürken Amerika’da kendilerine yer bulmuşlar, Moderna’yı kurmuş üçüncü kuşak bir Ermeni insanlığı Covid’den kurtaracak aşıyı buluyor arkadaşlar.

Bir başka örnek: Pfizer. O da bu topraklardan. Bakın, Pfizer, hani aşıyı buldu ya, o da bu topraklardan, üçüncü kuşak Albert Bourla; üç kuşaktır insanlığın yararına ilaç üretiyorlar ve aşıyı onlar buldu.

Değerli arkadaşlar, bu toprakların insanları bunlar ya. Bu topraklarda kalsalardı Sayın Varank’ın koltuğunda otururlardı, belki bu ülkeye aşı bulurlardı ama Sayın Varank bu koltukta oturduğu için o, tank, top, füze yapıyor arkadaşlar.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) – Aşı bulunmadı mı?

ERKAN AKÇAY (Manisa) – Varank bu toprakların insanı değil mi?

GARO PAYLAN (Devamla) – Ama bakın, bu toprakların insanları başka habitatlarda insanlığın yararına, insanlığı kurtaracak teknolojiler üretiyorlar.

Değerli arkadaşlar, tek adam rejimlerinde -Saddam’ın rejiminde de, Kaddafi’nin rejiminde de- ne görürsünüz? Tanklar, toplar, füzeler görürsünüz.

SALİH CORA (Trabzon) – Amerika top, tüfek yapmıyor; Fransa top, tüfek yapmıyor; Almanya savaş uçağı yapmıyor!

GARO PAYLAN (Devamla) – O ülkeler abat olduysa Sayın Varank bu yolda devam etsin, ben bir şey demiyorum. Bu Meclis karar alsın, bütün kaynakları Sayın Varank’a versin, tank, top, füze üretsin ama Saddam da, Kaddafi de abat olmadı. Irak da, Libya da ülkelerinin bütün kaynaklarını silaha yatırdı ama bu ülkeler abat olmadı.

Bakın, dünyanın en sefil, en yoksul ülkeleri durumuna düştüler ama demokrasiye yatırım yapanlar, bilime yatırım yapanlar, teknolojiye yatırım yapanlar ülkeyi ileri götürüyorlar.

Şimdi, diyecekler ki: “Gaz bulduk arkadaş.” Bak, ben size bir örnek daha vereyim: Sayın Varank, geçen yıl Amerika’da Boston’da Harvard Üniversitesinde Türkiyeli bir vatandaşımızla karşılaştım. Türkiye’de, yakın zamanda bilim üretmeye çalışırken işte o atadığınız rektörler onun önüne taş koymuşlar çünkü kimliğinden dolayı taş koymuşlar atanan rektörler, dekanlar. Burada bilim üretememiş, Harvard’a gitmiş. Arkadaşlar, biliyor musunuz, Harvard’da şeker hastalığının çaresini buldu.

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) – Ne zaman gitmiş?

GARO PAYLAN (Devamla) – Yedi yıl önce gitmiş.

Yedi yıl önce gitmiş ve şeker hastalığının çaresini buldu. İlaca ne değer biçiliyor biliyor musunuz? En az 100 milyar dolar değerinde bir ilaç deniyor arkadaşlar.

SALİH CORA (Trabzon) – Kim gönderdi onu oraya?

HÜDA KAYA (İstanbul) – Dinleyin.

GARO PAYLAN (Devamla) – “Gaz bulduk.” diyordunuz ya 50 milyarlık gaz çıkaracaklar, 40 milyarı da maliyet, 10 milyar dolar kalacak. Bakın, Türkiyeli bir bilim insanı şeker hastalığına çare buluyor, burada tutunamıyor, Amerika’da, Harvard’da -100 milyar dolar değerinde- şeker hastalığının çaresini buluyor arkadaşlar. İşte, özgür habitatlar da bunlar yaratılıyor.

Değerli arkadaşlar, Sanayi Devrimi’nde biz nal topladık, bakın, Sanayi Devrimi’nde nal topladık; arkadan geldik, ülkemizi büyütemedik. Teknoloji devriminde de nal topladık. Hepinizin cebinde iPhone var, hepinizin cebinde Samsung var. Hadi, buyurun, koyun yerli, millî cep telefonunu. Hepiniz Apple bilgisayar kullanıyorsunuz, arkadaşlar, hepiniz. Hani yerlilik, hani millîlik? Ama bakın, teknoloji devriminde de nal topladık. (HDP sıralarından alkışlar)

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) – Böyle bir şey yok ya!

GARO PAYLAN (Devamla) – Şimdi, yeni bir devrim geliyor: Yeşil Yeni Anlaşma, Yeşil Yeni Anlaşma; Amerika da bu yolda, Avrupa da bu yolda, gelişmiş dünya da bu yolda. Biz ne yapıyoruz arkadaşlar? Bakın, onlar teknolojiyi üretecekler ve ekonomilerini 2-3 katına çıkaracaklar. Eğer biz üçüncü devrimi de –yani Sanayi Devrimi’ni kaçırdık, teknoloji devrimini kaçırdık- eğer Yeşil Yeni Anlaşma devrimini de kaçırırsak yine nal toplayacağız. Onlar elektrikli arabalarını 1.000 kilometre götüren pillerle yapacaklar, enerjilerini yeşil enerjilerle üretecekler. Sayın Varank hâlâ termik santral peşinde. Varlık Fonu termik santral kuruyor arkadaşlar. İşte, biz bu yüzden bu durumdayız. Bu yüzden esnaflarımız aç, açıkta, bu yüzden bütçede, Ticaret Bakanlığının bütçesinde esnaflara destek için beş kuruş kaynak yok arkadaşlar.

Bakın, gelişmiş ülkeler bilim, teknoloji üretiyor, kaynaklarını tutuyor arkadaşlar ve günü geldiğinde vatandaşlarına destek olarak veriyor. Biz ne yapıyoruz? Silaha savaşa yatırım yapanlar, dar günde kırk yıldır vergi veren esnafına kırk gün bakamıyor. Sayın Ticaret Bakanı çıkıp söylesin, “Benim bütçemde kaynak var.” desin. Yüzbinlerce esnafın iş yerini kapattınız, onlara beş kuruş destek vermediniz. “Onlar için bütçemde kaynak var.” desin, hiçbir şey demeyeceğim arkadaşlar.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) – Nasıl yalan söylüyor ya? Bu destekler ne peki? Verilen destekler ne?

HÜDA KAYA (İstanbul) – Bağırma, bağırma; dinle, dinle!

GARO PAYLAN (Devamla) – Ama işte, arkadaşlar…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Ek süre vermiyoruz.

GARO PAYLAN (Devamla) – Teşekkür ediyorum arkadaşlar, hepinize saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

SALİH CORA (Trabzon) – Karabağ’da nal topladı, Karabağ’da nal topladı!

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Gerçeklerden rahatsız oluyorsunuz ya!

Sayın Aydemir, siz ve Cora yan yana oturmayın, birbirinizi tahrik ediyorsunuz.

SALİH CORA (Trabzon) – Kendini bu topraklara ait hissetmiyor, kendini bu topraklara ait hissetmiyor, Türkiye düşmanlığı yapıyor.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Siz Türkiye düşmanısınız.

SALİH CORA (Trabzon) – Amerika’da New York Times’a verdiği mülakatı okuyun, ondan sonra...

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, hatibi dinleyelim, Sayın milletvekilleri.

SALİH CORA (Trabzon) – The New York Times’daki röportajını bir oku. Türkiye’yi soykırım yapmakla suçlayan bir vatan hainidir, başka bir şey değildir.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Hadi canım sen de!

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Siz soyuyorsunuz bu ülkeyi, soyuyorsunuz! Vatan haini de sensin!

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) – Ülkeyi parsel parsel sattınız.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Üstelik de kaçıyorsun, kalk da orada söyle bakalım!

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Yüreğin varsa gel buraya!

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Çık orada söyle, çık orada söyle. Hayret bir şey ya!

BAŞKAN – Söz sırası Sayın Necdet İpekyüz’e aittir.

Buyurun Sayın İpekyüz.

HDP GRUBU ADINA NECDET İPEKYÜZ (Batman) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sevgili arkadaşlar, şu anda saat 12.30 ve Türkiye'nin birçok yerinde sağlık emekçileri bir dakikalık saygı duruşunda. Aslında konuşmamdan dolayı ben buradayım yoksa şu anda Sağlık Bakanlığının orada olacaktım. Bir kısım arkadaşlarımız da orada ve birçok sağlık alanında çalışan meslek örgütü orada. Niçin oradalar? Arkadaşlar, bugüne kadar pandemi nedeniyle dokuz ayda sayıları 200’ü geçen sağlık emekçisi yaşamını yitirdi ve ilk başta alkışlanan sağlık emekçilerine ne oldu şu anda? İzin yok, istifa yok, emeklilik yok, tayin yok, özlük hakları yok ve üstüne üstlük defalarca teklif etmemize rağmen, bu kürsüde defalarca gündeme getirmemize rağmen, meslek hastalığıyla ilgili bir düzenleme yok. Siz pandemiyle böyle mi mücadele edeceksiniz? Sağlık emekçilerine böyle mi destek olacaksınız? Buradan, şu anda Bakanlığın önünde eylem yapan, açıklama yapan arkadaşlara saygılarımızı sunuyoruz, onları destekliyoruz. (HDP sıralarından alkışlar)

Arkadaşlar, pandemiden söz ettik, pandemiyle mücadeleden söz ettik. Ben, Plan ve Bütçe Komisyonunda da Sayın Ticaret Bakanına söylemiştim, Rekabet Kurumuna söylemiştim. Hâlâ biz taktığımız maskenin hangi standartta olduğunu bilmiyoruz. Şimdi, ekibe bakın; siz, yardımcılarınız, diğer Bakan, onlara baktığınızda hangisi standart, belli değil. Geçenlerde de söyledim, -zaten KDV alıyoruz- hangi vatandaş hangi maskeyi takacak, televizyonlar açıklama yapıyor. Peki, bu Bakanlık bu düzenlemeyi yapamaz mı? Bu Bakanlık, bununla ilgili bir çalışma yapamaz mı? KDV’yi kaldırmadınız ama ben burada söyledim, Millî Piyango’dan KDV’yi kaldırıyorsunuz ya, Millî Piyango’dan yani kumardan ve özele vermişsiniz. Ya, ayıptır ya!

Peki, maske standartları bilinmiyor. Ücretsiz dağıtın, yok. Destek olun, o da yok. 8 kez değiştirmişsiniz, bir düzenleme yok. Pandemiyle böyle mi mücadele edeceksiniz? Bir taraftan, sağlık çalışanlarına destek olmuyorsunuz, meslek hastalığı saymıyorsunuz; diğer taraftan, mücadeleyi algıyla yapıyorsunuz, televizyonlarınızla yapıyorsunuz, her şey güllük gülistanlık gibi gösteriyorsunuz ama bunlar birer aldatmaca.

Şimdi başka bir aldatmacadan söz edeceğim. Burada bizi televizyonlardan izliyorlar, arkadaşlar, biliyor musunuz bu krizle beraber ne oldu? Markette -gerçi büyük çoğunluk gitmiyor burada- pazarda gramajlar düştü; yağ tenekesi 5 litreydi, şimdi 4,5 litre olmuş, salça 750 gram olmuş -kutu aynı gibi- zeytin 400 gram olmuş. Nasıl yapıyorlar biliyor musunuz arkadaşlar? Bizi şuna alıştırıyorlar. Yakıt almaya gittiğinde her zaman 100 lira ver, gittiğin yol azalsın, mesafen kesilsin ama 100 liraya alıyorsun, sanki yakıtın fiyatı artmıyor. Şimdi oran düşüyor ama şunu bilin: İnanın, insanların boğazından geçen lokma azalıyor, insanların gittiği yol azalıyor. Şu gerçek: Yüzde 99 bunu biliyor, yüzde 1 bunu bilmiyor. Ama yüzde 99 şunu da biliyor: Sizin gittiğiniz yol kısalıyor, gittikçe azaldı, bitiyor bu iş çünkü boğazdan geçen bir şey yok.

Bir diğeri: Arkadaşlar, dünden beri tartışıyoruz; bu iktidar renklerle uğraşıyor ya! Gramajla uğraşmıyorsunuz, başka şeylerle uğraşmıyorsunuz; bundan vazgeçin ya! Rekabet Kurumuymuş, Bakanlıkmış, renklerle uğraşacağınıza insanlar nasıl yemek yiyebilir, onları rekabetten nasıl koruyabiliriz; ona yönelik bir çalışma yürütmeniz lazım. Rengin yaşı, dini, etnik kökeni olmaz; özgürlüklerin olması lazım.

Sevgili Garo epey anlattı; peki, esnaflar? Esnaflarla ilgili sadece borç erteliyorsunuz Sayın Bakan, borç öteliyorsunuz ve diyorsunuz ki: “Kredi veriyoruz.” Ya, kredi dediğiniz faizle veriliyor. Esnafa şimdi de bir yığın kısıtlama getirdiniz, sabah akşam çıkacak… Ya, bunun ev kirası, yanında çalışanı, geçimi, onunla uğraşanlar nasıl geçinecek; o derdiniz değil. Bundan vazgeçtik, Türkiye’de KOBİ’ler… “KOBİ, KOBİ” diyorsunuz, Türkiye’de istihdamın yüzde 75’i KOBİ’lerde, KOBİ’lerin hâli perişan, KOBİ’ler gittikçe rezalet bir sıkıntıyla karşı karşıya. Niçin? Dün biz Halkların Demokratik Partisi olarak borçlanmayla ilgili bir paket açıkladık ve dedik ki, artık Türkiye’de bir diğer, büyüttüğünüz şey -hep “büyük büyük, mega” diyorsunuz, ya- Türkiye’yi borç batağına sürüklediniz; en büyüttüğünüz şey borçlardır. Vatandaş bunu nasıl ödüyor? İcra dosyaları büyüyor; KOBİ’de büyüyor, esnafta büyüyor, evde büyüyor; borcu borçla... Ve bütçenin büyük çoğunluğu faize gidiyor ve borca gidiyor. Bu konuda ne yapılıyor? Hiçbir şey yok, esnafla ilgili bir açıklama yok ama yaptığınız şey şu: 2001,1994 krizlerinden beter sürekli belli bir kesime destek çıkılıyor. Bunu biz Plan ve Bütçe Komisyonunda tartıştık.

Arkadaşlar, bir şey paylaşacağım sizinle, basında da çok çıktı. Hep “yerli” deniliyor ya “millî” deniliyor ya! Kamuda çeşitli ihaleler uluslararası alanda açık, şirketler giriyor; bu ihaleyi bir taraftan öyle açıyorsunuz ama yerliyi desteklemek adına resmî harçtan, vergiden muaf tutabiliyorsunuz, istisna getirebiliyorsunuz. Gazetelere yansıdı, televizyonlara yansıdı; kimi firma 9 milyara yakın ihale alıyor, 9 milyara yakın af getiriyorsunuz ve sizin bu yaptığınız... “Yerli” dediğiniz firmalar ne yapıyor biliyor musunuz? 40 milyon dolara, 42 milyon dolara jet alıyor, İstanbul’dan direkt New York’a uçmak için. Peki, ne oluyor arkadaşlar, bu jetler uluslararası alanda uçarken nasıl oluyor, biliyor musunuz? Aldığı yakıttan ÖTV almıyorsunuz. Ya, çiftçinin mazotundan alacak; çiftçi perişan, vatandaştan alacak; böyle bir şey mi olur? Siz, Rekabet Kurumu olarak bunu yapmadığınız sürece, düzenlemediğiniz sürece biter. Hele, bu dünyanın geliştiği dönemde yerli, millî o firmaların çoğu yurt dışında çalışıyor. Sizin aslında esnafa, KOBİ’ye dönmeniz lazım; dönmediğiniz zaman bu iş biter.

Bir diğer kurum, burada aslında Sevgili Erol Katırcıoğlu bu Rekabet Kurumu konusunda çok detaylı konuşacaktı, anlatacaktı, epey bir emeği var ama şunu ben söyleyeyim: Ya, “Rekabet Kurumu” dediğiniz -belki biz Halkların Demokratik Partisi olarak aslında adil, gerçekten herkesin üretebileceği, herkesin erişebileceği bir ekonomiyi savunduğumuzdan- sizin bu rekabet anlayışınız nedir, biliyor musunuz arkadaşlar? Bize ne söylüyorlar? “Tek adamı getirdik, tekçi yönetimi getirdik, tekçi düşüneceksiniz. Biz sermayede de tekçiliği düşünüyoruz. Sadece 6, 7 firma olacak, holding değil, tröst olacak. Tekel falan da değil, bunlar olacak; siz onlara bakacaksınız. Biz bunlarla her şeyi iyi biliyoruz, siz kötülüyorsunuz.” Rekabet Kurumu herhangi bir düzenleme yapmıyor, herhangi bir itiraz yapmıyor.

Arkadaşlar, Türkiye’de belli firmalar enerjide var, taahhütte var, medyada var. Kiminle dalga geçiyorsunuz ya! Ama yaptığınız bir şey var, o algıyı hep beraber yönetiyorsunuz ve “millîlik” diyorsunuz. Rekabet Kurumu uluslararası piyasada neye dönüşmüş? İnternetteki çeşitli araştırma motorları diyorlar ki: “Hukuksal olarak yapamadıklarını bir vergi salma metoduna dönüştürmüşler.” Rekabete itiraz ettiğiniz için bu düzenlemeyi yapıyorsunuz. Arkadaşlar, belki yönetmeliklere uygundur, belki hukuka uygundur; her hukuka uyan, her yönetmeliğe uyan meşru değildir, meşru olması için kamuoyunun vicdanında, aklında yer edinmesi lazım. Sizin yaptığınız birçok şey meşru değildir ve bunun bir an önce düzeltilmesi lazım düzeltilmediği sürece zaten durum ortada.

Arkadaşlar, vicdana uymayan başka bir işten daha söz edeceğim: Sayın Bakan, baktığınızda, Ticaret Bakanlığının sayfasını da açtığınızda ve birçok çalışma dışında kooperatifçiliğin öneminden söz ediyor ve hele hele kadın kooperatifçiliği konusunda özel bir çalışma yürütüyor. Gerçi orada eleştirimiz şu: Kooperatifçilik, yerel yönetimlerle yapılır, sivil toplum örgütleriyle yapılır; bir market zinciriyle yapılmaz, bir market zincirinin logosuyla kooperatifçilik yapılmaz, onun afişini trene asarak, otobüslere asarak bu olmaz. Destek alınabilir; o Bakanlığı değil, kamuyu desteklemelidir. Marketin ismini vermiyorum. Ama arkadaşlar, Diyarbakır’ın Bismil ilçesi; atanan eş başkanlar 200 dönümlük bir tarlayı üzüm, domates ve çeşitli ürünleri yetiştirmesi için kadınlara tahsis etti ve bu kadınlar yoksuldu ve bu kadınların çocukları vardı, aileleri vardı. Bir taraftan, kadın örgütlenmesini yürütüyordu, bir taraftan da kooperatif, dayanışmayı. Siirt Belediyesi, tekrar buna benzer bir uygulama başlattı, Baykan Belediyesi, tekrar… Suruç’ta “Kibele” diye bir kooperatif kuruldu. Kayyumlar geldiler, ilk ne yaptılar biliyor musunuz? Bu kooperatifleri kapattılar. Siz mi kadın kurumlarını destekleyeceksiniz, siz mi bunu yapacaksınız? İlk yapmanız gereken şey, o kayyumlara diyeceksiniz ki: “Ya, biz buna karşı çıkıyoruz; bu olmaz, buna sahip çıkmamız lazım.” Bunu yapmadığınız sürece siz samimi değilsiniz; o zaman marketlerle gezip kooperatiflerden söz edin. Zaten bakkalı bitirdiniz, esnafı bitirdiniz. Her caddede bir market, her caddede bir market. Ya, siz her şeyde kendinize ait bir düzen mi düşünüyorsunuz? Bunu yapmadığınız zaman samimi değilsiniz.

Peki, bunun çözümü ne? Biz dün açıkladık. Bunun çözümü, Halkların Demokratik Partisi diyor ki: Bu bataklıktan çıkmanın yolu ekonomide adalet. Ekonomide adalet oldu mu toplumsal barış olur. Ama şunu da unutmayın: Toplumsal barış olmadan ekonomide de adalet olmaz.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Birleşime kırk beş dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 12.43

İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 13.39

BAŞKAN: Başkan Vekili Celal ADAN

KÂTİP ÜYELER: Mustafa AÇIKGÖZ (Nevşehir), Sibel ÖZDEMİR (İstanbul)

-----0-----

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 28’inci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Komisyon yerinde.

Şimdi söz sırası Halkların Demokratik Partisi adına Hüda Kaya’ya ait.

Buyurun Sayın Kaya. (HDP sıralarından alkışlar)

HDP GRUBU ADINA HÜDA KAYA (İstanbul) – Sayın Başkan, Sayın Genel Kurul; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

2021 yılı bütçesi Ticaret Bakanlığının Helal Akreditasyon Kurumu hakkındaki bölümü üzerine grubum adına konuşmama başlarken ülkemizin aydınlık ve vicdanlı, adaletli birer neferleri olarak bu zulüm diyarında zindanlara atılmış on binlerce canımızı, haksız yere zindanlarda olan binlerce insanımızı, sürgünlerde olan on binlerce canımızı sevgiyle, hasretle selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, Helal Akreditasyon Kurumunun resmî sitelerinde biraz gezinti yaptığınız zaman kurumla ilgili bir intiba ediniyorsunuz. “Helal” ne demek? Kurumun resmî sitesinde şöyle ifade ediliyor: İslam fıkhı uyarınca izin verilen kurallara uygun bulunan, yapılmasında sakınca görülmeyen anlamına geliyor. “Helal” kavramının kapsamı yalnızca gıda ürünleriyle kapsamlı değil, “helal” kavramı her ne kadar İslami kurallardan doğsa da “tayyip” kavramıyla yakın ve kopmaz bağından ötürü tüm insanlığa hitap eder.

Değerli arkadaşlar, kurumun tüm konuşmalarında, paylaşımlarında ve videolarında “helal”in yanında “tayyip” kelimesi de sık sık vurgulanıyor. Elbette ki “tayyip” kelimesinin manasını bizler de biliyoruz fakat şu imaj var genel çerçevesinde: Helal Akreditasyon Kurumu bir devlet kurumu gibi değil, AKP’nin bir yan kuruluşu gibi faaliyet göstermeye devam ediyor. Şöyle ifade edebilirim: Yurt dışında görev yapan din hizmetleri müşavirlerimiz ve ataşelerle ilgili yapılan çalışmalar gösterilmiş. Yine, yurt dışında çalışma yapanlarla ilgili hizmet içi on-line çalışmalar gösterilmiş. Sadece gıda değil, gıdadan turizme, siyasetten kutlamalara her alanda sözünü paylaşan bir kurum. Burada da helal belgeli, Müslüman dostu turizmcilerle yaptığı bir on-line görüşme var. Fakat bir de farklı paylaşımları da var Helal Akreditasyon Kurumunun. Mesela “Helal cesarettir. Hayırlı cumalar.” demişler, güzel bir paylaşım. Mesela “Helal şefkattir. Hayırlı cumalar.” demişler. “Helal berekettir.” demişler. “Helal güvendir.” demişler Ahilik Haftası’yla ilgili. “Helal barıştır. Hayırlı cumalar." demişler. Elbette ki güven önemli, barış önemli, cesaret önemli. Bize bunlar zaten yabancı değil, biz zaten yaşamımızda, mücadelemizde bunları gerçekleştiriyoruz fakat bir paylaşım daha var yine “Hayırlı cumalar." diye, burada da gördüğünüz gibi Türkçe, Malayca, Endonezya dilinde, Arapça, İngilizce, pek çok dilden “Hayırlı cumalar.” var ama bu ülkede bizim milyonlarca vatandaşımız olan Kürtlerin dilinden bir “Hayırlı cumalar.” yok. Ben de buradan bugün de cuma vaktinde “…”(x) diye Kürt kardeşlerimize de hayırlı cumalar diliyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

Diğer taraftan, insanların en helali, en kutsalı olan yaşam hakkını, düşünme hakkını, rızkını gasbeden, analarının ak sütü gibi helal olan haklarını gasbeden bir haram yönetiminin helali bizim helalimiz olamaz zaten. Ben bir Türk olarak Türkçe ana dilde eğitim hakkım benim için ne kadar helalse Kürtçe ana dilinde de konuşanların veya başka dilde konuşanların da eğitimleri, özgürlükleri ana sütleri kadar helaldir. Kürt’e haram olan Türk’e de haramdır çünkü bu bir Kur’an ve evrensel insan ilkesidir aynı zamanda. Türk’e helal olan her şey Laz’a, Kürt’e, Ermeni’ye, Rum’a da helaldir. Eğer siz sadece tek bir ırkı ve kendi ırkımızı egemen, üstün bir kimlik olarak ele alır da diğerlerine “haram” derseniz Allah’ın “helal” dediğini haram etmiş olursunuz ki bu da zaten ona savaş açmaktır.

Helal Kurumu bu bütçeye nasıl helal diyor? Pek çok şeyde söz söylemiş, sitesine girince görüyorsunuz. Soruyorum buradan Sayın Bakanlara, yetkililere: Helalin orada da vurgulandığı gibi -Müslümanlar, İslam sık sık vurgulanıyor sitede- saray Kur’an-a göre helal midir? İsraf Kur’an-a göre helal midir? Irkçılık Kur’an-a göre helal midir? “İtibarda israf olmaz.” sözü Kur’an-a göre haramdır arkadaşlar, haramdır. “Acımayın, acırsanız acınacak hâle gelirsiniz.” bu söz Kur’an-a göre haramdır. Kur’an-ın değerlerine, ilkelerine savaş açmaktır. (HDP sıralarından alkışlar) Ama işte size bir söz söyleyeceğim. Alın size öz ve öz yerli ve millî helal bir reçete. Alevi kardeşlerimiz iyi bilirler bu sözü, bu ilkeyi. Nedir bu? “Eline, diline, beline sahip ol!” Alın size yerli ve millî helal bir reçete.

Yine, şurada da gördüğünüz gibi hem 1 Mayısla ilgili hem de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’yle de ilgili paylaşımları olmuş, güzel. Güzel paylaşımlar var fakat bir tarafta bu paylaşımlar, tebrikler, kutlamalar yapılırken ama aynı iktidarın meydanlarda bizleri 25 Kasımlarda, 8 Martlarda nasıl şiddete, gaza boğduğunu da biz biliyoruz. Bunlar ne kadar samimi? Hangi Türkiye'de yaşıyoruz, hangi toplumda yaşıyoruz? Biz Türkiye'nin kadınları değil miyiz? Biz meydanlarda kadınların sesini yükseltirken hangi 8 Martın, kimin kadınlarının sadece günü kutlu olsun?

Evet, israf, işkence, yalanlar, yolsuzluklar, iftiralar, gerçekleri çarpıtmalar; bunlar tüm inançlarda haram olduğu gibi evrensel insani değerler noktasında da en gelişmiş toplumlardan en ilkel topluma kadar vazgeçilmez değerlerdir. Yalan söyleyemezsiniz, israf edemezsiniz, hakaret edemezsiniz, iftira edemezsiniz, gerçekleri çarpıtamazsınız; gerçekleri çarpıtıyorsanız, “helal” kelimesini Arapçadan alarak bunu bir din kavramı olarak kullanıyorsanız gerçekleri çarpıtmak, gerçeklerin üstünü örtmek demek, inkâr etmek demek de kâfirlik demek manasına gelir ki bunları söylemek hiç işinize gelmez.

Mutaffifin suresi “Yazıklar olsun o yolsuzluk yapanlara ki kendileri başkalarından alacakları zaman eksiksiz ve noksansız alırlar, isterler ama başkaları için ölçüp, tarttıkları zaman hak yerler…” diye devam ediyor. Keşke bunlardan da biraz nasipdar olabilsek, Türkiye’yi idare edip altını üstünü talan ettikleri bu yurdumuza, bu güzel yurdumuza, güzel insanlarımıza yapılan bu ihanet için keşke biraz, bir zerre düşünülebilse.

Evet, bir tarafta kadınlardan söz açılmışken -vakit de kalmamış- çok önemli konular da vardı, daha saraya giremedim bile. Daha idam…

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Haram… Haram…

HÜDA KAYA (Devamla) – Yani bir taraftan “Tunus’a, 156 ülkeye milyarlarca yardım yapıyoruz.” diye övünülen bir ülkede bizim insanlarımız “iş ve aş” yazarak intihar ediyorlar. Yaşamı haram etmişsiniz, nefes almayı haram etmişsiniz; kalkıp “Helal Akreditasyon” “İslam” “Allah” “Peygamber” “Her şeyin temsilcisi biziz, dinin temsilcisi biziz, ümmetin temsilcisi biziz.” diye ahkam kesmek hakikati çarpıtmaktır.

Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Söz sırası Sayın Kemal Peköz’e ait.

Buyurun Sayın Peköz. (HDP sıralarından alkışlar)

HDP GRUBU ADINA KEMAL PEKÖZ (Adana) – Sayın Başkan, bakanlar, milletvekili arkadaşlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının 2021 yılı bütçesi üzerine grubum adına söz aldım. Bakanlığın 2019 yılı Sayıştay Denetim Raporu sıradan hazırlanmış olsa bile 2 tane bulguya rastladım, onlarla ilgili konuşmak istiyorum. Bulgulardan ilki yatırımlarla ilgili, yatırımlarda devletin desteğiyle ilgili. Devlet bazı yatırımlara destek veriyor fakat bu yatırımlara verdiği desteklerde gerekli çalışmalar yapılıyor mu, gerçekten amacına uygun kullanılıyor mu diye bir kurulun oluşturulması gerektiği söyleniyor ama şu ana kadar böyle bir kurul oluşturulabilmiş değil. Dolayısıyla da alınan desteklerin nerede kullanıldığı, nasıl kullanıldığı konusunda Bakanlığın da bizim de bir bilgimiz, fikrimiz yok.

İkinci bulgu ise 5018 sayılı Kanun’da belirtilen muhasebe yönetmeliklerine göre hazırlanmış olan defter kayıtlarının tutulup tutulmadığını gösteriyor ve bununla ilgili de Bakanlık il temsilcilikleri bazı cezalar kesiyor aslına uygun bir şekilde kullanılmayan destekler için. Ancak bununla ilgili bir kurul da oluşmadığı için, şu ana kadar bu destekler için kesilen cezaların yüzde 66’sı bugüne kadar tahsil edilememiş. Oysaki Bakanlığın bunları takip etmesi gerekir ve bunların tahsili için bir çaba göstermesi gerekir. Tabii, genellikle bu teşvikler verilirken bazı hesaplar yapılıp kendilerine yakın olan kişilere daha çok bu teşvikleri verdikleri için, tahsilat için de çok rahat davranıyorlar, dolayısıyla da tahsil etmek için de özel bir çaba sarf etmiyorlar.

Şimdi, arkadaşlar, dünya yeşil ekonomiye doğru giderken Türkiye nereye gidiyor, biraz ona bakmak istiyorum. Bakanlığın sanayileşme anlayışı, aslında sadece Bakanlığın değil, Hükûmetin bir bütünü olarak… Sanayileşme yaklaşımının, madencilik girişiminde görüldüğü gibi, doğayı talanla, suyu, toprağı, canlıyı yok etmeyle sonuçlanacağına dair çok açık bir tavır sergilemektedir Bakanlık. Sadece bu Bakanlığın değil -dediğim gibi- iktidarın da yaklaşımı bu şekilde çünkü doğayı yeniden üretebilir duruma getirmektense, o an için ihtiyaçları gidermek için doğa hızlı bir şekilde tüketilmektedir. Mesela, karbon salımıyla ilgili bir cezalandırma sistemi yapılması gerekirken yani ülkeyi kirleten çevrelerin cezalandırılması gerekirken tam tersi yapılıyor. Sanki çöplerimizi çok arıtabilmişiz, ayrıştırabilmişiz gibi ülke dışından çöp ithal ediliyor ve biraz da Türkiye onunla kirletilmeye devam ediliyor. Oysaki kendi artıklarımızın bile yüzde 11,8’ini ancak arıtabiliyoruz, onu temizleyebiliyoruz. Bu ithal edilen çöpler de Türkiye’yi biraz daha kirletiyor, ülkemizi biraz daha kirletiyor ama ne gam, onların yandaşları para kazansınlar, ceplerine para girmiş olsun; ülke kirlenmiş, temizlenmemiş, umurunda bile değil.

Bir de ithal yerli otomobil meselemiz var arkadaşlar. 2011 yılında başlamış olan ithal yerli otomobille ilgili -ne zaman olacağı da belli değil, o da ayrı bir mesele, ne zaman gelecek ama- TOGG’un CEO’su Karakaş bir açıklama yapmış, diyor ki: “En temel bileşenlerden biri olan batarya için -bu araba için yani- Çin ağırlıklı 6 firmayla görüştük, bunlardan bir tanesiyle anlaşacağız. Elektrik motoru için Alman firması Bosch’la anlaştık. Araç entegrasyonu konusunda teknoloji partneri olan yine Alman mühendislik firması EDAG’la anlaştık. Mekanik aksamlarda şasi sistemleri için İngiltere firması Myra’yla anlaştık. Tasarım için de İtalyanlarla anlaştık.” Şimdi, 6-7 tane firmayla anlaşılmış yerli otomobilin yapılması için. Peki, bu otomobilin neresi yerli kalıyor, ben onu anlamıyorum doğrusu. Hepimizin hoşuna gider caddelerimizde, sokaklarımızda kaliteli, güzel, seviyeli bir yerli otomobili görmek ama bu hayalden öteye maalesef gidemiyor.

Yerli otomobil konusunda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ilk 2015’te harekete geçmiş ve o zaman İsveç firması Saab’la bir anlaşma yapmış. Şu anda gelinen aşamada Saab firmasıyla ilgili de herhangi bir şey söz konusu değil, başka firmalarla anlaşma yapılmış olacak. Saab firmasına da 40 milyon dolar ödenmiş; bu 40 milyon dolarla Türkiye’de çok daha fazla şey yapılabilirken şu anda bu Saab firmasına ödenen para da doğrusu çöpe gitmiş oluyor, ondan da herhangi bir yarar sağlanamamış oluyor. Yerli otomobil hayalimiz de herhâlde uzunca bir süre hayal olmaya devam edecek ve yerli değil bir “montaj otomobil” olmanın ötesine de geçemeyecektir.

Saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Söz sırası Sayın Ayşe Sürücü’ye ait.

Buyurun Sayın Sürücü. (HDP sıralarından alkışlar)

HDP GRUBU ADINA AYŞE SÜRÜCÜ (Şanlıurfa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ekranları başında bizi izlemekte olan halkımızı ve cezaevlerindeki binlerce yoldaşımızı buradan saygıyla selamlıyorum.

GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı bütçesi üzerine partim adına söz almış bulunmaktayım.

Evet, bütçe görüşmeleri devam ederken, ciddi bütçeler ayırdığınız GAP projesinin kapsam alanında olan bölgede yaşananlara değinmek istiyorum: Enerji ve istihdam başta olmak üzere birçok soruna cevap olması gereken bu projeyle yıllardır bölgenin sorunlarına dair kalıcı çözümler getirilmedi.

Türkiye’nin en büyük barajı olan Atatürk Barajı ülkenin enerji ihtiyacının yüzde 20’sini karşılayabiliyorken Viranşehir, Siverek, Suruç, Hilvan, Halfeti ve bir bütünen Urfa’da ciddi elektrik kesintileri yaşanıyor. Urfa’da yaşanan elektrik kesintilerini defalarca kez gündeme getirdik ancak bugüne kadar hiçbir çözüm getirilmedi.

Atatürk Barajı aynı zamanda GAP bölgesinde bulunuyor ama GAP’ın kapsam alanındaki tarımsal faaliyette çiftçi suya ulaşmak için trafo kurmak, kuyu açmak ve sanayi tipi elektrik faturaları ödemek zorunda kalıyor. Su kanallarının yetersizliği DEDAŞ’a mecbur bırakıyor ve aynı zamanda çiftçinin üretimden vazgeçmesine sebep oluyor. Bir de üstüne, DEDAŞ’a borcu olan çiftçinin desteklemelerine direkt bankadan el konulup DEDAŞ’a aktarılması kararı alınıp Resmî Gazete’de yayımlanıyor ve binlerce yurttaş bu şekilde mağdur ediliyor. Böyle bir örneğe dünyanın hiçbir yerinde rastlayamazsınız. Kısacası, AKP iktidarı Urfa, Mardin ve Diyarbakır’da halkı DEDAŞ eliyle sosyal ve ekonomik açıdan sıkıştırıyor, tarımsal üretimi ve günlük hayatı darbeliyor. Yani sosyal devlet olacağınız yerde şirketlere özel bir devlet anlayışına büründünüz. DEDAŞ’ın bölge halkına, çiftçilere, esnafa yaptıklarından haberdar mısınız, sormak istiyoruz.

Üretmek isteyen çiftçiye karşı ithalat politikalarınız o kadar çığırından çıkmış ki artık kuzey ve doğu Suriye’den de hububat, zeytin ve zeytinyağı getiriyorsunuz. Fakat şunu bilin ki Afrin zeytinlerinin getirilmesi ithalat değildir; en hafif tabirle, tarımsal talandır. Pandemiden dolayı evde eğitim öğretim görmesi gereken öğrenciler, Urfa başta olmak üzere bölgenin birçok kentinde internet ve şebeke altyapısını kurmadığınız için şu an eğitimden ve hatta dünyadan izole bir şekilde yaşamlarını sürdürüyor. Bütçe planlanacaksa bu sorunlar hesaba katılarak planlanmalı.

Yine, bölgede istihdamı sağlamadığınız için her yıl binlerce insan Urfa, Mardin ve Diyarbakır gibi işsizlik oranlarının yüksek olduğu illerden uzak şehirlere mevsimlik tarım işçisi olarak gitmekte. Eğer GAP projesini doğru bir temelde uygulayıp halka cevap olabilseydiniz, Konya Yunak’ta yaşanan trafik kazasında Harranlı mevsimlik tarım işçileri tabutlar içinde Urfa’ya dönmezdi. Evet, o kazada 7 kişi yaşamını yitirmişti. Yine mevsimlik tarım işçiliği yollarında onlarca insan yaşamını yitiriyor, bahsettiğim örnek ise sadece onlardan bir tanesi. Urfa, verimli topraklara sahip büyük bir tarım kentidir. Bunun bilincine varıp bu yönde çözümler sağlanmalıdır.

Bu bütçeyi kadınları, çocukları, mevsimlik tarım işçilerini ve halkı kapsayacak şekilde planlayalım. İnsanlar doğdukları yerde doyabilsinler. Çünkü mevsimlik tarım işçileri, üç mevsimi 25 metrekarelik çadırlara sığdırarak hayatta kalmaya çalışıyorlar. Çocuk mevsimlik tarım işçileri, gelişim çağında eğitim ve sosyal birçok haktan uzakta ailelerinin geçimine katkı sunmaya çalışıyor. İşte, mevcut bütçe bu sorunlara bir karşılık vermiyorsa “Bu bütçe kimin bütçesi?” diye yeniden sormak gerekiyor. Genel çerçeveden yeniden belirtiyoruz ki ülke bütçesini konuşuyoruz fakat STK’ler, çiftçiler, tarım işçileri, sendikalar; kadın, çocuk, engelli ve hayvan hakları savunucularının görüşlerine tam anlamıyla başvurulmamışsa demek ki bu bütçe halkın değil, sarayın, iktidarın, kırk haramiler ve torpilli 5 şirketin -inşaat şirketinin- bütçesidir.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – 5 artı 2.

AYŞE SÜRÜCÜ (Devamla) – Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Söz sırası Nusrettin Maçin’e ait.

Buyurun Sayın Maçin. (HDP sıralarından alkışlar)

HDP GRUBU ADINA NUSRETTİN MAÇİN (Şanlıurfa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Başta Tahir Elçi şahsında tüm barış ve demokrasi şehitlerini saygıyla anıyorum. (HDP sıralarından alkışlar) Eski Eş Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş şahsında tüm özgürlük tutsaklarını saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

Burada, ülkenin bütçesini tartışırken şunu söyleyerek başlamak istiyorum: Şahsen benim buradaki hiçbir milletvekili arkadaşla şahsi problemim yoktur, olamaz da; ancak bizim AKP iktidarıyla problemlerimiz var. AKP iktidarı bana göre meşruluğunu yitirmiş bir iktidardır ve on sekiz yılın sonucunda ülkeyi uçurum kıyısına kadar getirmiştir. Hâliyle meşru olmayan bu iktidarın hazırlamış olduğu bütçe asla meşru değildir. Bu yüzden bütçe üzerine konuşmayacağım ve AKP’yi de eleştirmeyeceğim. Türkiye siyaseten tarihsel olarak ilişkide olduğu ve coğrafik olarak komşu olduğu tüm ülkelerle sorun yaşar hâle geldi. İç siyasette kuvvetler ayrılığı denen bir mekanizma kalmadı. Adalet, hukuk, yasama tamamen tek adamın tekeline girdi. Yasama faaliyetleri, Meclisin ana faaliyet alanı olması gerekirken tek adam rejiminin bürokratları tarafından hazırlanan kanun tekliflerine Mecliste el kaldırıp el indirerek yapılıyor.

Türkiye’de seçimler demokratik işlevini yitirdi. 7 Haziran 2015 seçimlerinde çıkan sonucu kabul etmeyip kendi diktatörlüğünü inşa edebilmek için halklarımızı 1 Kasım seçimine götürdü. 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde Kürt halkının iradesiyle seçilen belediye eş başkanları, hiçbir hukuki gerekçe gösterilmeden gözaltına alındı, tutuklandı ve onların yerine özel yetkili valiler atandı. Türkiye’de barışın, demokrasinin ve özgürlüğün çatı partisi olan HDP’ye yönelik siyasi soykırım operasyonları hiç durmadan devam ediyor. İktidarı eleştiren, hakkını arayan tüm kesimler terörist ilan ediliyor. AKP’ye göre alın terinin peşinde olan işçiler, emekçiler “Geberip gitmek istiyorum.” diyen esnaf, sorgulayan gençler, öğrenciler, hakkını arayan Kürtler, hak mücadelesi veren Kürtler zaten terörist.

İktidar, ülkeyi ekonomik, sosyal ve siyasal olarak nereye getirmiş, buna dair birkaç örnek vermek istiyorum: İşsizler ordusu 12-13 milyona dayandı, atanmayı bekleyen 600 binden fazla öğretmen var; bir de, pandemi sürecinde bütün ülkeler vatandaşlarına destek programları açarken AKP iktidarı halka IBAN gönderdi; tam anlamıyla şah mat. Esnaf “Canıma yetti, gebermek istiyorum…” Konya’da trafik kazasında yaşamını yitiren mevsimlik tarım işçisi Urfalı Mehmet Kuş’un kendisine ait 300 dönüm arazisi varken elektrik ve su maliyetleri yüksek meblağlarda olduğundan dolayı tarlasını ekemiyor ve ailesiyle 80-100 lira yevmiyeyle çalışmak üzere işçi olarak gittiği Konya’da yaşamını yitirdi. Değerli arkadaşlar, “bir düzine ceset, bir düzine ceset.”

Bu ülkede ekonomik yoksunluklardan dolayı toplu intiharlar yaşandı. Evine ekmek götüremeyen ana babalar, öğretmenler, belediye işçileri ve tır şoförlerinin intihar ettiklerine şahitlik ettik. Siyanürle intiharları hatırlarız hepimiz, AKP’ye göre suçlu olan siyanürdü. Belki birileriniz bunları unutmuş olabilirsiniz, biz unutmadık, unutmayacağız.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi kasım ayı iş cinayetleri raporuna göre kasım ayında 294, on bir aya göre de 2.032 işçi hayatı kaybetti. Görünen çok açık; AKP işçiyi, emekçiyi, çiftçiyi, kadını, doğayı ve tüm canlıları nesne olarak görüyor ve sermayenin bunlar üzerinde tahakküm kurmasını doğal hak olarak görüyor. Bu yapılanların başka bir açıklaması yoktur.

Avrupa Birliğinin ekonomik yaklaşımını temsil ettiği kabul edilen Alman Derecelendirme Kuruluşu Scope Ratings, 3 Mayıs 2020 yılı Ülkeler Dış Kırılganlık ve Dayanıklılık Raporu’nu yayınladı. 69 ülke hakkında notlar içeren raporda son sıradaki 3 ülke; Arjantin, Türkiye ve Gürcistan.

Arkadaşlar, bir de bu ülkede gündemden hiç düşmeyen ama bir türlü de çözülmek istenmeyen bir mesele: Kürt meselesi. Peki nedir bu Kürt meselesi? Herkes tarafından farklı tartışılan bu meselenin aslı nedir? Değerli milletvekilleri, bu mesele 1916 Sykes-Picot Anlaşması’yla birlikte, Osmanlı’nın denetiminde olan topraklar cetvelle çizilerek 22 Arap devleti ortaya çıktı. Bu paylaşımla birlikte Kürtlerin coğrafyası da 4 parçaya bölündü. O günden bugüne Kürtler bu anlaşmayla uluslararası düzende statüsüz kaldı. Başta Şeyh Sait hareketi olmak üzere; Ağrı, Dersim, Koçgiri, Zilan, bütün bu hareketlerin temel amacı Kürtlerin kendi kaderini tayin hakkı mücadelesiydi. Bu hareketler Türkiye rejimi başta olmak üzere emperyal güçlerin destekleriyle bastırıldı.

İran’da 1946-47’de kurulan Mahabad Kürt Cumhuriyeti… ABD ve İngiltere tarafından Sovyetler Birliği’nin tehdit edilmesiyle birlikte önce 1945’de Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti daha sonra Mahabad Kürt Cumhuriyeti’nin yıkılmasına destek verdiler ve göz yumdular. Yine, 11 Mart 1970 Kürt bölgesel yönetimiyle Saddam arasında yapılan özerklik görüşmesinde tek sorun olarak Kerkük meselesi kalmışken Baas rejimi, İran rejimiyle anlaşarak 1975’te Cezayir Anlaşması’yla Şattülarap su yolunu İran’la paylaşma anlaşması yapıldı. Birlikte Kürt hareketini bastırdıktan sonra Baas rejimi İran’la yaptığı bu anlaşmaya uymayarak sekiz yıl boyunca İran ve Irak halkından bu Şattülarap su yolu için milyonları aşan insanlar öldü.

Şimdi, yine, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin 25 Eylül 2017’de yaptığı bağımsızlık referandumunda yüzde 92 “evet” çıkmıştı. Orada yaşayan Kürtler “Biz artık bağımsızlık istiyoruz.” diyordu. Ne oldu peki? Türkiye, İran ve Irak’ın ortak konsepti, diğer yandan emperyal güçlerin bu duruma göz yummasıyla bağımsızlığın önüne geçti.

Biz Kürtler olarak 20’nci yüzyılda en fazla, emperyal güçler tarafından ve onların desteğiyle bölge devletlerinin katliamlarına uğrayan bir halkız. Saddam diktatörlüğünü devirmek adına, Kürtlerin çıkarları başta ABD olmak üzere bazı emperyal güçlerle ortaklaştığı için birlikte hareket ettiler. Bugün Rojava’da olan durum da aynen budur.

Şimdi, biz Kürtler olarak bugün kendi coğrafyamız üzerinde komşu halklarla eşit ve özgür koşullarda birlikte yaşamanın mücadelesini veriyoruz, biz barışta ısrar ediyoruz. Türkiye’de Türk ve Kürt halkının eşit ve özgür koşullarda birlikte yaşamasının mücadelesini sürdürüyoruz, sürdürmeye de devam edeceğiz.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, “HDP, Kürtleri bir tek kendisinin temsil ettiğini göstermeye çalışıyor ama Kürtleri bu Meclis temsil ediyor.” dedi. Şimdi söylüyorum: Sayın Fuat Oktay, mademki bu Meclis Kürtleri de temsil ediyorsa gelin, yeni bir Anayasa yapalım, Kürtlerin ve Türkiye’de yaşayan bütün halkların varlığını Anayasa’da güvence altına alalım; bütün halkların kendi ana dillerinde eğitim görmesini sağlayalım; bütün halkların basın-yayın, kültürel ve sanatsal faaliyetlerini destekleyelim, bütçe hazırlarken bu halklara da bütçede yer verelim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

NUSRETTİN MAÇİN (Devamla) - Ama biz çok iyi biliyoruz ki siz Kürt meselesinden inkâr politikasına geri döndünüz. (HDP sıralarından alkışlar) Hepimiz dün gibi hatırlıyoruz, AKP’nin ilk dönemde iktidara gelebilmesi için Kürtlerin oylarına ihtiyacı vardı. Bu yüzden Kürt sorununu gündeme aldı ama başından beri sorunu çözmeye yönelik değil, Kürtleri aldatmaya ve onların kazanımlarını geri düşürmek adına tuzak siyaseti kurduklarını tüm Kürtler biliyor. ( HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Maçin.

NUSRETTİN MAÇİN (Devamla) – Ama Kürtler kendi meselesini gerçekten çözmek istiyordu. Otuz beş kırk yıllık çatışmalı sürecin yaratmış olduğu maddi manevi kayıplar Kürt halkı için çekilmez bir hâl aldı.

BAŞKAN – Sayın Milletvekili…

NUSRETTİN MAÇİN (Devamla) – Binde 1, binde 1 çözüm ihtimali olsa dâhi Kürtler bunun arkasında duracaktı.

Halklarımıza çağrımızdır: Gelin, HDP’nin hazirandaki demokrasi yürüyüşünü önümüzdeki seçimlerde iktidar yürüyüşüne dönüştürelim. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Söz sırası Sayın Murat Çepni’ye ait.

Buyurun Sayın Çepni. (HDP sıralarından alkışlar)

HDP GRUBU ADINA MURAT ÇEPNİ (İzmir) – Teşekkürler Başkan.

Genel Kurul ve değerli halkımız; evet, dün burada iki tane sunum yapıldı. Onlara birkaç şey söyleyerek geçmek istiyorum çünkü bütün bakanlıkların bütçeleri aslında birbirini tamamlayan “puzzle”lar gibi; sermaye istiyor, bakanlıklar büyük bir emekle bunları çıkarmaya çalışıyor. Bakan şunu söyledi: “Eğer bu halkı ve doğayı zehirleyen enerji yatırımlarını yapmazsak lambalarımız üç gün, beş gün, on gün kapalı kalır.” açıklaması yaptı fakat yaptığı açıklamaların içerisinde, yok olan tarım alanlarına dair bir tane bile cümle yoktu, yok olan sulara dair bir cümle yoktu “Şu yatırımı yaparsak şu kadar orman kaybolur, şu kadar su kaybolur.” diye tek bir cümle yoktu; varsa yoksa kâr ve bunun üzerine kurdukları bir model.

Yine, termik santrali bize bir yatırım olarak sundu, bir taraftan da, aynı cümle içerisinde de fosil yakıtların kullanımının ortadan kaldırılmasını hedeflediklerini söylemişti, böylesine tutarsızlıkla dolu bir sunum yaptı. Nükleer santrali yani zehri, bir ihaneti, bir suçu bize burada bir vaat olarak sundu.

Yine, diğer Bakan da sunumun içerisinde -zannedersiniz ki bambaşka bir dünyadan, başka ülkeden değil, başka bir dünyadan geldiğini düşünürsünüz- sendikalaşmanın önünü açtığını söyledi. Ya, bugün Türkiye’de sendikalı olmak bir suç, sendikalı oldu diye işçiler patır patır işten atılıyor. Çayırova Baldur Süspansiyon işçileri, PTT işçileri Çorum’da; metalde, işçiler ve benzeri ve benzeri… Şimdi dolayısıyla böylesi bir tabloyla karşı karşıyayız.

Değerli arkadaşlar, dün Samsun’da bir insanımız “iş ve aş” diyerek intihar etti. Bu intihar ilk ve son değildi, yüzlerce insan bu koşullarda, bu AKP-MHP koalisyonunun, saray koalisyonun yönetimi altında ancak ve ancak ölümü çare olarak bulmak zorunda kaldı; çok üzülerek bunu belirtiyorum. Bu arkadaş İstanbul’da esnaftı, iflas etti ve aldığı kredileri ödeyemez hâle geldi, aldığı kredileri ödeyemez hâle gelmesinden kaynaklı intihar etmeyi seçti. Evet, bu iktidar halka düşman, doğaya düşman, emekçiye, esnafa düşman bir iktidardır. Dolayısıyla gerçek olan şey burada sunulan tozpembe tablolar değil, işte, halkın her gün yaşadığı gerçek tablodur.

Bakın, değerli arkadaşlar, 2002 yılında konut, taşıt, ihtiyaç kredileri kapsamında toplam 6,6 milyar kredi kullanılmış, 2019 yılındaysa bu oran 618,5 milyar TL’ye çıkmış; aradaki farkı düşünün değerli arkadaşlar. Sadece 2020 yılının içerisinde, eylül dönemine kadar 739.756 kişi kredi borcunu ödeyememiş.

Yine, 2002 yılında 6,6 milyar TL hane borcu var, hane başına düşen borç. Bu oran, 2019’da 618,5 milyara çıkıyor, 2020’de Eylül ayı itibarıyla 836,8 milyara çıkıyor; aradaki farkı görün. Son bir yıl içerisinde, kredi borçlusu sayısı 2 milyon 268 bin kişiye çıkmış durumda değerli arkadaşlar.

Evet, şimdi bu tablo içerisinde Karadeniz’e bakacağız; DOKAP yani Doğu Karadeniz’i Kalkındırma Projesi. Bu proje, aslında Doğu Karadeniz’i bitirme, Doğu Karadeniz’i sermayeye peşkeş çekme projesidir. Bu proje ne yapıyor? 2 tane şey yapıyor bu proje: Birisi, Karadeniz’i Arap turizmine peşkeş çekmek, Arap sermayesine peşkeş çekmek, Katar sermayesine peşkeş çekmek, bunun için inşaat projeleri yapmak. Bir diğeri de Yeşil Yol Projesi ki bu Yeşil Yol Projesi, Danıştay tarafından durdurulmasına rağmen sürdürülüyor. Bunun içerisinde ne var? Restoranlar var, benzinlikler var, var da var; ne ararsanız içerisinde var fakat bunlar daha başlangıç, şu anda 38 tane proje var. Peki, sonrasında ne var? DOKAP, Rize’de 19 milyon 755 TL maliyetli Çay Çarşısı Projesi yapmış. Yine, çay üreticisine destek vermek yerine, çay alanlarını revize etmek yerine -paraları akıttığı yerlere bakın- ÇAYKUR’un teknolojisini geliştirmek yerine, çay bahçelerini yenilemek yerine tam olarak yaptığı şey parayı şirketlere çarçur etmekten başka hiçbir şey değil. 2013, 2014, 2015, 2016, 2017, 2018 ve 2019 yıllarında toplam 309 milyon TL yine bu şirketlere, bu projelere aktarılmış değerli arkadaşlar; yani bütün bu yıllarda AKP, bölgedeki şirketlerini boş bırakmamış, ceplerini hep sıcak tutmuş.

Şimdi, bu koşullarda yani Rize’nin en büyük kaynaklarından bir tanesi çay, Karadeniz’in en büyük kaynaklarından bir tanesi çay ve fındık. Yine biliyorsunuz, fındığı İtalyan Ferrero şirketine ihale ettiler, peşkeş çektiler. ÇAYKUR da her yıl zarar ediyor yani ÇAYKUR çayını satamıyor, çayını satmaması için de AKP’li bürokratlar ellerinden geleni yapıyorlar. ÇAYKUR çayını satamasın ki özel şirketler pazar hakimiyetini artırsın, kârlarını artırsın, belki ÇAYKUR’u satmak için bir bahane oluşsun.

Şimdi, aynı şey Konya için de geçerli. Yani Konya’da biliyorsunuz, kalkınma projesi var. Konya Türkiye’deki 25 akarsu havzasından birisi yani burası da büyük bir kuraklık altında, 350 civarında obruk oluşmuş durumda. Burada, Türkiye’nin yeraltı sularının üçte 1’ini barındıran Konya Ovası’nda yeraltı suları tümüyle kontrolsüz kullanmaktan kaynaklı yok olmakla karşı karşıya. Peki, iktidar ne yapıyor? İktidarın yaptığı şu: Havalimanı yapmak, üçüncü köprü yapmak, Osmangazi Köprüsü yapmak ve 5’li çeteye para aktarmak; yaptığı tam olarak bu.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – 5 artı 2.

MURAT ÇEPNİ (Devamla) – Evet, bu proje, bu bütçe üçüncü sınıf bile belki de tanımlanamayacak bir şirketin rant bütçesidir ve her bir bütçe esas olarak halkı yoksullaştırma, halkı işsizleştirme projesidir. Burada bir kötü üretim söz konusu falan değildir, burada bir hata söz konusu falan değildir, burada düpedüz bir tercih vardır; sermayeden, ranttan ve kârdan yana bir tercih vardır. Dolayısıyla biz buradan AKP iktidarına seslenmiyoruz, biz buradan doğrudan halkımıza sesleniyoruz: Bu mücadele alın teri ile alın terinizi çalanların mücadelesidir, bu mücadele yalan ile hakikatin mücadelesidir, bu mücadele faşizm ile özgürlüğün mücadelesidir, bu mücadele çürümeye karşı yeşilleşmenin, yeşilin mücadelesidir değerli arkadaşlar.

Halkımıza buradan bir kez daha sesleniyoruz: Biz Halkların Demokratik Partisi olarak, halka bütçe ve halk iktidarı mücadelesini yükseltiyoruz. Gelin, hep birlikte emekle, cesaretle ve kararlılıkla bu yalan ve talan düzenini, bu haramilerin saltanatını yıkalım. Bizim buna gücümüz var, halk iktidarını kurabiliriz, hep birlikte bu zulüm ve faşizmden kurtulabiliriz diyorum.

Hepinizi selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Söz sırası Dilşat Canbaz Kaya’da.

Buyurun Sayın Kaya. (HDP sıralarından alkışlar)

HDP GRUBU ADINA DİLŞAT CANBAZ KAYA (İstanbul) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri ve ekranları başında bizleri izleyen değerli halkımıza; önce, cezaevlerinde bulunan Eş Genel Başkanlarımız Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş ve tüm tutsak yoldaşlarımıza buradan sevgi ve saygılarımı gönderiyorum ben de. (HDP sıralarından alkışlar)

Sanayi ve Teknoloji bütçesi üzerine söz almış bulunuyorum. Öncelikle, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ı, işçileri güvensiz çalışmaya teşvik eden bir torba yasa teklifinin işçilerin tepkisi, muhalefetin karşısında durmasıyla geri çekilmesi sonrası, patron örgütlerine serzenişiyle hatırlıyoruz. İş dünyasının talebiyle getirilen düzenlemelere ilişkin işçi kesiminin çok yoğun ses çıkardığı dönemde iş dünyasının sessiz kaldığı eleştirisini getirdiği ve “İş dünyasını yanımızda görmek istiyoruz.” sözlerini bir kez daha hatırlatmak istiyorum. İşçi ve emek karşıtı tüm yasa tekliflerinin, patronların çıkarlarına göre düzenlenen bir yönetim politikasının yansıması olduğunu ifade etmek istiyorum. İşte bu, emekçinin, yoksulun çıkarını arka plana atan patronların kârları dışında halkın demokratik sorunlarını görmeyenlerin artık açıktan yaptığı itiraf niteliğinde söylemlerdir.

Sayın milletvekilleri, iktidar 20 Temmuz 2016 tarihinden sonra çıkardığı birçok KHK’yle binlerce bilim emekçisini işsiz ve bilimsel faaliyetini sürdüremez duruma getirmiştir. Birçok bilim emekçisi, ya alanları dışında işlerde oldukça düşük ücretlerde çalışmak zorunda kaldı ya da zorunlu olarak yurt dışına göç etmek zorunda bırakıldı. Ülkede eleştirilen anti demokratik, milliyetçi, ırkçı politik iklim ve ardı kesilmeyen gözaltı, tutuklama terörü, coğrafyamızda da değerli çalışmalar yapacak bilim insanlarını -özellikle genç bilim insanlarını- her gün daha fazla, yurt dışına göç etmek zorunda bırakıyor. Alman Hükûmetinin 2019 Yılı Göç Raporu’na göre Türkiye’den yüksek nitelikli iş gücü, iş göçü ve ilticaların sayında artış sürdürülüyor. Türkiye’den 990 kişi Mavi Kart alırken 10.784 kişi iltica başvurusu yaptı. İstatistiklere göre Türkiye’den Almanya’ya göçlerin sayısı 2018’e göre yüzde 8,8’lik artışla 51.610 kişi olarak gerçekleşti. Bu sadece Almanya’dan gelen veriler ve AB ülkelerine giden Türkiye kökenli göçse daha büyük.

AKP iktidarı, akademide 2016’da başlayan ihraçlar sonrası militan bir çizgi izleyerek rektörlüklerine kendi partililerini atamaktadırlar. Eski AKP vekilleri büyük bir hızla rektör, dekan yapılmıştır. Akademi ve bilimdeki bu partici tutum, bilimsel düşünce ve çalışmaların gelişiminde büyük bir engeldir. Kamuoyu ve sizin de yakından bildiğiniz üzere “barış akademisyenleri” olarak tanınan birçok bilim insanı, fikir ve ifade hürriyetlerini kullandıkları için önce hedef gösterildi sonra ihraç edildi ve haklarında birçok dava açıldı. Gelinen aşamada akademisyenlerin birçoğu bu davalardan beraat etti. Bu nedenle, akademisyenlerin bir an önce görevlerine iade edilmesi gerekmektedir.

Türkiye, savunma ve teknoloji yatırımlarında daha çok savunma sanayi merkezli bir yatırım yapmaktadır. Bilim ve teknolojide yapılan yatırımlar halkın temel sorun ve beklentilerini çözecek şekilde planlanmalıdır. Bakın, pandemi sürecinde birçok öğrenci ve öğretmen telefon, internet, tablet, bilgisayar gibi iletişim araçlarına ulaşamadığı için öğretim yaşamlarından uzak kalmakta ya da nitelikli bir öğretim programına ulaşamamaktadır.

Türkiye, teknolojiyi ithal eden bir ülkedir. Teknolojik birçok şey dolara endeksli olduğu için de ülkemizde halkın çoğunluğunun bunlara ulaşması büyük ekonomik sorunları da beraberinde getirmektedir. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bilime ve teknolojiye yatırım yaparken halkın temel ihtiyacı ve beklentilerini göz ardı etmemelidir. Türkiye ekonomisinin geldiği durum: Bugün, teknoloji ve sanayi alanında da aynı şekilde büyük bir çöküş içerisindeyiz. İktidarın sunduğu bütçe teklifi de bu krize emekçilerin lehine çözüm olan bir teklif olmaktan çok uzakta. İktidarın bütçeyi şekillendirirken referans aldığı kaygılar, halkın temel ekonomik sorunlarını çözmek değildir. Böylesi bir ekonomi politikasının ve bütçe dağılımının halkın temel ihtiyaç ve taleplerini çözmesi de beklenemez zaten.

Emekçileri, kadınları, öğrencileri, esnafı yok sayan, ekolojik krizi görmeyen bir bütçe teklifiyle daha karşı karşıyayız. Bu teklif, geçen yıldan veya önceki yıllardan farklı hiçbir şey sunmuyor. Emekçileri son kuruşlarına kadar sömürerek varlığını devam ettiren bir avuç sermayedarın ihtiyaçlarını merkeze alan böylesi bir bütçe teklifinin, emekçilere ve halka sunacağı hiçbir şey yok.

Bu bütçe teklifi, KYK borcunu ödeyemeyen üniversite mezunu işsiz gençleri, toprağını sürdüğü traktörünü satmak zorunda kalan köylüleri, asgari ücretle geçinmek zorunda bırakılan milyonlarca işçiyi görmemektedir. Bu bütçe teklifi, her gün daha fazla karşılaştığımız, çöpten gıda toplayan insanları görmemektedir. Bu bütçe teklifi, geçinemediği için kendini asan, kendini yakan yoksulları görmemektedir.

Sayın arkadaşlar, herhangi bir semt pazarına akşamüzeri pazar bitiminde giderseniz, pazarda son ürünleri daha ucuza almak isteyen insanlarla karşı karşıya kalırsınız. Bu bütçe de semt pazarında artakalanları toplamak veya daha ucuza almak zorunda kalanların bütçesi değil.

Türkiye’de yoksulluk artık olağanlaşmış durumda. AKP ve MHP iktidarı, işte bu süreklileştirilen yoksulluğun üzerinden kendini var etmektedir. Askıya astıkları ekmek, halka fırlattıkları keyif çayları, sokak ortasında fırçaladıkları köylü; polise, jandarmaya dövdürdükleri işçi, bu sömürü ittifakının gerçek yüzünü ortaya sermektedir.

Ekonominin adaletsiz bölüşümü her geçen gün yoksulu daha da yoksul, zengini daha da zengin yapmaktadır. Adına “kapitalizm” denilen, insanlığın ve doğanın geleceğini adım adım yok eden bu yönetim anlayışı, Türkiye’nin iktisadi bütün meselelerini sonuna kadar işletmektedir. Cumhurbaşkanın abartılı olarak algıladığı, gerçek yoksulların kendilerini kamu binaları önünde yaktığı bir dönemi işaret etmektedir. Milyonlarca yoksulun asgari ücretle geçinmek zorunda olduğu bir ülkede abartı olan “Evimize ekmek götüremiyoruz.” diyen servis şoförünün serzenişi değil, ekonominin yolunda gittiği yalanını söyleyen, maalesef iktidardır.

Bu coğrafyanın emekçileri, gençleri, doğmamış çocukları hiçbir şatafatın, israfın ve rantın faturasını ödemek zorunda değildir. Her gün kârına kâr katan patronlar ve onların iktidardaki temsilcileri yaşadıkları ekonomik ve politik krizin faturasını halka ve emekçilere ödetmek niyetindedirler. AKP Genel Başkanının geçen haftalarda “acı reçete” olarak ifade ettiği şey, tam olarak, halkın cebinde kalan son kuruşa göz dikmenin planlarını ele veriyor. “Bu halk kârınıza ortak mı ki de zararınıza da ortak olsun?” diye soruyoruz. (HDP sıralarından alkışlar) “Acı reçete” biri ya da birilerine yazılacaksa iktidar ve onun desteğiyle kârlarına kâr katan bir avuç patron, bu reçeteyi öncelikle kendilerine yazmalılar ve krizin faturasını kendileri ödemelidirler.

Bugün, coğrafyamızın birçok yerinde hakları için direnişte olan işçiler “çerez parası” dediğiniz, milyonların yüzde 1’inden daha az bir miktardaki alacakları için direnmektedirler. Hakları gasbedilen, güvencesizlikle karşı karşıya bırakılan milyonlarca işçinin haklarının korunması iktidarın sorumluğundadır. Bunlardan birkaç tane işçi direnişini saymak istiyorum: PTT işçileri, Sinbo işçileri, Bimeks işçileri, Atlasglobal işçileri.

Bugün 4’üncü günündeyiz, bütçeyi görüşüyoruz, bakanlıkları görüşüyoruz. Her bakanlık sonunda bir güzelleme, bir ağırlama yapılıyor “Çok güzel bakanlıklar, çok güzel bir bütçe, harika bir bütçe.” diye anlatılıyor. Biz de şunu söylüyoruz: Bugün bu bütçeleri konuşurken dün 8 tane Atlasglobal işçisi polis tarafından gözaltına alındı. “Peki, bu bütçe kimin bütçesi?” demek istiyoruz.

Sözüm çok kalmadı; çok kısaca, dün Cumhurbaşkanın açıklamış olduğu bir demeci söylemek istiyorum. Bu ülkenin on sekiz yıldır hak ve özgürlükler alanında çok iyi bir noktaya geldiğini söylüyor Cumhurbaşkanı. Ben de geldiğiniz demokrasi, özgürlük ve haklar noktası için şunu söylemek istiyorum: Demokrasi açısından evet, çok iyi bir noktadasınız, çığır açtınız(!) Özgürlük ve demokrasinizde her gün kadınlar öldürülüyor. Özgürlük ve demokrasinizde hâlâ Kürtler helikopterlerden atılıyor. Özgürlük ve demokrasinizde gençler gözaltına alınıyor, işçiler gözaltına alınıyor, gazeteciler tutuklanıyor, bugün, vekiller, bu kürsüden konuştuğu için fezlekeler hazırlanıyor, siyasetçiler tutuklanıyor. Evet, özgürlük alanında, demokrasi alanında gelinen aşama bu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

DİLŞAT CANBAZ KAYA (Devamla) – Biz gelinen bu demokrasi aşamasında, bu bütçeyi de kabul etmediğimizi tekrar hatırlatmak istiyoruz. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Altay, buyurun.

V.- AÇIKLAMALAR

1.- İstanbul Milletvekili Engin Altay’ın, Suriye’nin Resulayn bölgesinde bombalı saldırı sonucu şehit olan Jandarma Yüzbaşı Yasin Kurt ve Jandarma Uzman Çavuş Oğuzhan Anar’ın mekânlarını Allah’ın cennet etmesini dilediğine, Meclisin taziye çadırı olmadığına, Türkiye’nin Suriye politikasında bir yanlışlık olduğunu düşündüğüne, programda Helal Akreditasyon Kurumunun bütçesinin de olduğuna, haramın sadece İslam’ın men ettiği gıdaları tüketmek olmadığına, kul hakkı yemenin, kamu parasını çarçur etmenin, devlet eliyle özgürlüğü kısıtlamanın, yetim hakkı yemenin, israfın, adaletsizliğin, iftiranın, siyasetten zenginleşmenin de haram olduğuna ilişkin açıklaması

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sizi ve yüce Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum efendim.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Jandarma Yüzbaşı Yasin Kurt, Jandarma Uzman Çavuş Oğuzhan Anar’ın, Allah’ım mekânlarını cennet etsin, ki öyle olacaktır.

BAŞKAN – Amin.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Milletimizin, ailesinin başı sağ olsun.

Ben hep söylüyorum, biraz önce bir milletvekilimiz de söyledi, “Şehit son olmayacak.” diye. Elbette, vatanımızın bütünlüğüne, bağımsızlığımıza, bayrağımıza, bölgedeki itibarımıza, mavi vatan dâhil coğrafyadaki hak ve menfaatlerimize bir halel gelmesi durumunda buradaki 584 sayın milletvekili dâhil hepimiz şehadet şerbeti içmeye hazırız ama tabii, Hükûmetin kimi yanlış politikalarının bir sebebi olarak olmaması gereken bu acılarla yüzleşmemiz, acıları yaşamamız bizi tabii incitiyor.

Türkiye Büyük Millet Meclisi –her vesileyle söylüyorum- taziye çadırı değildir. Türkiye Büyük Millet Meclisi mümkünse bir Mehmetçik’imizin burnunun kanamaması için -taviz vermemek kaydıyla elbette- bütün tedbirleri alacak kuvvet ve kudrete sahip bir meclistir. Geçmişte bunun örneklerini bu Meclisimiz göstermiştir. Ben, mesela şöyle söyleyeyim: Suriye’deyiz, Fırat’ın doğusunda -bunu Mecliste müteaddit defalar söyledim- Fırat’ın doğusunda coğrafyaya kim hâkim? Amerika Birleşik Devletleri ve PYD hâkim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Son bir dakika…

Fırat’ın… Fırat’ın…

BAŞKAN – Bir dakika…

Buyurun.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Bu bürokratların bana bir garezi var. Benim mikrofonumu bilinçli olarak geç açtıklarını da düşünmeye başladım.

Sayın Başkan, coğrafyaya hâkimiyet bakımından Fırat’ın batısında kim var? Rusya ve Suriye Merkezî Yönetimi var. “Biz orada ne yapıyoruz?” demeyeceğim, istismar edileceğini biliyorum. Bizim Mehmetçik’imiz orada şehit oluyor, elbette vatan için hepimiz şehit oluruz ama ben Türkiye'nin Suriye politikasında bir yanlışlık olduğunu düşünüyorum. Hâl böyle olunca Hükûmet’e de bir uyarı yapmayı gerekli görüyorum.

Sayın Başkan, öte yandan, bugün görüştüğümüz bütçede Helal Akreditasyon Kurumu da var. Arkadaşlar bahsettiler, haram sadece İslam’ın men ettiği kimi gıdaları tüketmek değildir ki.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Mesela kul hakkı haramdır, kamu parasını çarçur etmek haramdır, devlet malını peşkeş çekmek haramdır, devlet işlerinde emaneti ehline vermemek haramdır, devlet parasıyla şatafat haramdır, devlet gücüyle özgürlüğü kısıtlamak haramdır, yetim hakkı yemek haramdır, israf haramdır, gösteriş haramdır, adaletsizlik haramdır, devlet gücüyle yolsuzlukları örtmek haramdır, iftira haramdır ve siyasetten zenginleşmek çok haramdır Sayın Başkan.

Bu vesileyle, Sayın Murat Çepni biraz önce şöyle bir söz etti: “Bu iktidar, halka ve emekçiye düşman.” dedi. Buna katılmıyorum çünkü bu iktidar kendinden olmayan herkese düşman.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Sayın Başkan…

BAŞKAN – Sayın Akbaşoğlu, buyurun.

2.- Çankırı Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu’nun, Suriye’nin Resulayn bölgesinde şehit olan Mehmetçikleri rahmetle andığına, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nde Ermenistan’ın işgal ettiği Karabağ’ın azat edilmesi kutlamalarında Türkiye Cumhuriyetini temsilen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Mehmetçik’in Azerbaycan’da bulunmasının haklı bir gurur yaşattığına, Suriye’de ve Irak’ta, oluşturulmaya çalışılan terör devletinin yerle yeksan edilmesinin zaruret olduğuna, yerlilikte yüzde 20’lerden yüzde 70’lere çıkmış bir savunma sanayisinin söz konusu olduğuna, ihtiyaç duyulan yoğun bakım solunum cihazını üretebilecek kabiliyette ve kırk beş günde 1.008 yataklı 2 pandemi hastanesi kurabilecek noktada olunduğuna, en büyük haramın yalan ve iftira siyaseti olduğuna ilişkin açıklaması

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Çok teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Değerli milletvekilleri, ben de sözlerimin başında, Resulayn bölgesinde din ve devlet, vatan ve millet müdafaası için şehit olan aziz Mehmetçiklerimizi rahmetle anıyorum, yaralılara da acil şifalar diliyorum.

Dün hakikaten milletimiz için çok önemli bir millî gurur günüydü. Ermenistan’ın işgal ettiği Karabağ’ın, Azerbaycan topraklarının otuz yıl sonra azat edilmesi, hürriyetine kavuşması, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nde orada Türkiye Cumhuriyeti devletini ve milletimizi temsilen Sayın Cumhurbaşkanımızın Mehmetçik’imizle bulunması hepimizin tüylerini diken diken eden bir heyecanın, bir coşkunun, haklı bir kıvancın ve gururun yaşanmasına sebebiyet verdi. Bu münasebetle, Başkomutanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde, Mehmetçik’imizin gerçekten hem dışarıda hem içeride millî güvenliğimize yönelik her türlü tehdidi bertaraf etmesi tarihî bir hadisedir. Suriye’de, Irak’ta, gerçekten, oluşturulmaya çalışılan terör devletinin yerle yeksan edilmesi bir millî güvenlik zaruretidir. Dolayısıyla, bu konuda içeride de dışarıda da her türlü terörist, 83 milyon insanımızın geleceğine yönelik her türlü tehdit mutlaka bertaraf edilmiştir ve edilecektir. Bu çerçevede, Türkiye'nin teknolojik üstünlüğünü ve gelişimini gösteren İHA ve SİHA’ların Azerbaycan ordusu tarafından kullanımında nasıl büyük fayda sağladığı bütün dünya tarafından takdir edilmiş ve görülmüştür. Evet, yüzde 20’lerden yüzde 70’lere çıkardığımız bir millî savunma sanayisi sistemimiz söz konusudur. Bununla beraber, sadece buna ilişkin bir teknolojik gelişme içerisinde değiliz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Aynı zamanda, on dört gün gibi kısa bir zaman diliminde, ihtiyaç duyduğumuz ventilatörümüzü, yoğun bakım solunum cihazımızı yapabilecek, tasarlayabilecek ve üretebilecek bir kabiliyette ve donanımdayız elhamdülillah ve kırk beş günde, 1.008 yataklı, her bir odası yoğun bakıma dönüştürülebilecek hastaneleri kurabilecek bir noktayız. Dolayısıyla, kendi haricî mantığı çerçevesinde birtakım dini atıflarda bulunarak farklı farklı değerlendirmelerde bulunanları kendileriyle baş başa bırakıyoruz ancak herkes bilsin ki en büyük haram, yalan ve iftira siyasetidir. Herkesi hakikate ve gerçekliğe davet ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Akçay, buyurun.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Beni açıkça yalan, iftira siyaseti yapmakla itham etti.

BAŞKAN – Sayın Akçay’ı söyledim.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Tamam.

BAŞKAN – Buyurun.

3.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, Barış Pınarı Harekâtı bölgesinde kontrol noktasına yapılan saldırıda şehit olan 2 askere Allah’tan rahmet dilediğine, güney sınırında Barış Pınarı, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı gibi çok önemli harekâtlar gerçekleştirildiğine, bu mücadelenin Türkiye Cumhuriyeti’nin bekası için verildiğinin idrak edilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması

ERKAN AKÇAY (Manisa) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Dün Barış Pınarı Harekât bölgesinde güvenlik güçlerimizin görev yaptığı kontrol noktasına PKK terör örgütü tarafından düzenlenen hain saldırıda 2 askerimiz şehit oldu, 8 askerimiz de yaralanmıştır. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun.

Sayın Başkan, Türkiye Cumhuriyeti Suriye’nin kuzeyinde, güney sınırlarımızda -ki 911 kilometreye tekabül eden sınırdır- Türkiye’nin güvenliği, bölgenin barış ve huzuru için Barış Pınarı Harekâtı, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı gibi çok önemli harekâtlar gerçekleştirmiştir ve bunlar hem terörle bir mücadeledir hem de Türkiye’nin güvenliği kadar bölgenin barışına, huzuruna katkı veren çok önemli operasyonlardır. Dolayısıyla, bunların amasız, fakatsız, lakinsiz, tevilsiz, şeksiz, şüphesiz ve gölgesiz bir şekilde, bir millî politika ve Türkiye Cumhuriyeti’nin bir beka meselesi olarak bu mücadelelerin verildiğini hepimizin idrak etmesi gerekmektedir.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Sayın Altay, “Yalan siyaset haramdır.” dedi…

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Hayır “Yalan ve iftira siyaseti…”

BAŞKAN – Buyurun Sayın Altay.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Kürsüden mi, buradan mı efendim?

BAŞKAN – Buyurun, oradan vereyim.

4.- İstanbul Milletvekili Engin Altay’ın, Çankırı Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu’nun yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Cumhuriyet Halk Partisi yalan söylemez, söylediklerinin arkasındadır. Bir iki basit misal vermek istiyorum: Ayın 7’sinde Genel Başkanımız, 8’inde ben buradan, Beşiktaş şehidimizin babasına 121 lira maaş bağlandığını, sonra bunun dört yıl içinde 192 liraya çıktığını söyledik. AK PARTİ Grubu “Yalan.” diye bağırdı, belgeyi gösterdim; Fuat Oktay “İnceleyip size döneceğim.” dedi, beş gün geçti, daha dönmedi.

Ben bu Mecliste “Covid-19’la mücadele ederken ek performans ücreti olarak bir ambulans şoförümüze 7 lira, bir hemşire kardeşimize 24 lira, bir doktora 32 lira vermek ayıptır; böyle devlet olmaz olsun!” dedim, “Yalan.” dediniz; belge gösterdik, sesinizi kestiniz.

Sayın Genel Başkanımız kendisinin ve bizlerin dinlendiğini söyledi; savcıyı bize adres gösterdi. Hiç fazla söze, savcıya mavcıya gerek yok; Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın kendi beyanıyla cevap verdik ki o beyan şudur: “Ey Kılıçdaroğlu, ben senin aldığın nefesi dinliyorum, biliyorum.” diyen Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır. Gene, dönemin Ulaştırma Bakanına bu soru sorulduğunda “Ya, korkacak bir şeyiniz yoksa dinlenseniz ne var.” diyen AK PARTİ hükûmetlerinin Bakanıdır.

Velhasıl bizde yalan yoktur, bizde yalan yoktur. Ama bu vesileyle şunu söylemek isterim ki yalan söyleme noktasında AK PARTİ yönetimine söylenecek çok sözümüz var, şimdi sürem biteceği için onları söylemiyorum, vakti zamanı geldiğinde… Ama sağlık çalışanlarını, konuşurken görev şehidi sayıp da buradan bunu geçirmemek de millete yalan söylemektir.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Sayın Başkan…

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Sayın Oluç…

5.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç’un, askerî sınai kompleks geliştikçe aslında başka alanlarda geliştirilmesi gereken teknolojinin geliştirilmediğine, uzaktan eğitimde gereken teknolojinin geliştirilmemesinin sorunlara neden olduğuna, pandemi döneminde yoğun bakımlarda sorun yaşandığına, bir mühendis olarak yerli ve millî otomobil yapılmasını heyecanla beklediğine ilişkin açıklaması

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Tabii, bugün gün boyunca bu konuları tartışacağız, ben kısaca birkaç noktaya değinmek istiyorum; Sayın Akbaşoğlu da büyük bir heyecanla bu konudan söz etti. Şimdi “Bir ülkede askerî sınai kompleks ne kadar gelişirse o ülke o kadar gelişir.” diye bir iddia asla kabul edilebilir bir iddia değil, kanıtlanmış bir iddia da değildir nihayetinde. Çünkü sizin askerî sınai kompleksiniz geliştikçe aslında başka alanlarda geliştirmeniz gereken teknolojiyi geliştirmiyorsunuz, yatırımlarınızı yapmıyorsunuz.

Bakın, 2 alandan bahsedeceğim, 2’si de bugün çok güncel sorunlarınıza işaret eden alanlar. Bir tanesi eğitim. Eğitim alanında yaşanmış olan sorunları pandemi nedeniyle bir kez daha yaşadık, eğitim ve teknoloji ilişkisi bağlamında. Uzaktan eğitim meselesinde 19 milyon öğrenci ve öğretmen var Türkiye’de. 1 milyon kişi bağlanmaya çalıştı, EBA çöktü. Yani siz teknolojinizi geliştirmemişsiniz ve o teknolojinin geliştirilmesi için de gerekli herhangi bir yatırımı yapmamışsınız.

İkincisi sağlık alanı. Yine, pandemi vesilesiyle söyleyeceğim. Pandemi vesilesiyle… Mesela mekanik ventilatör alanında hiçbir yatırım yapılmamış. Birdenbire, pandemi çıktı, yoğun bakımlarda yaşanan sorunlar karışında “Biz ne yapacağız?” diye düşünmeye başladık. Neden? Çünkü zihniyet olarak sağlık alanında bu tür yatırımları yapmak üzerine bir siyaset geliştirilmemiş. Ama “Tank yapalım, top yapalım, silah yapalım, füze yapalım, roket yapalım yani ölüm teknolojisini geliştirelim…” Ama “Yaşam teknolojisini geliştirelim.” diye bir zihniyetle bakılmamış bu meseleye.

Şimdi, bir son noktaya daha değineceğim, bunu da gün içinde tartışmaya devam edeceğiz. Çok vaktim olmadığı için fazla uzatamıyorum.

Bu, yerli ve millî otomobil meselesi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun, toparlayın.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Teşekkür ederim.

Şimdi, ben bir mühendisim ve yerli ve millî otomobil yapılmasını çok heyecanla destekliyorum. Böyle bir şeyden asla da uzak bir insan değilim. Anadol yapıldığı zaman Türkiye’de -hani ne kadar yerli ve millî olduğu tartışılır- çok heyecanlanmıştık hepimiz.

Şimdi, bakın, TOGG’un CEO’su diyor ki: “Aracın elektrikli motoru için Bosch’la görüşüyoruz. Çin ağırlıklı 6 firmayla batarya görüşmesi yapıyoruz. Alman mühendislik firması EDAG’ı seçtik. Myra, İngiltere’de kabul gördüğü, özellikle mekanik aksamlarda, şasi konusunda partnerlerimizden birisi. Tasarım için İtalyanlarla anlaştık.” Yerli ve millî otomobil yapıyoruz. Böyle olmuyor, biliyorsunuz. Bunlar yanlıştır diye söylemiyorum. Siz bu yapılan işi yerli ve millî safsatasıyla satmayın; biz otomobil yapalım, üretelim, sokaklarda dolaşsın bu otomobiller ama bunu politik çıkarlarınız için kullanmayın çünkü bunun yerli ve millî olmadığını hepimiz biliyoruz.

Teşekkür ederim. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Akbaşoğlu, gündemimize devam edecek bir şekilde ifadelerinizi kullanırsanız mutlu olurum.

Buyurun.

6.- Çankırı Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu’nun, İstanbul Milletvekili Engin Altay ve İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç’un yaptıkları açıklamalarındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Çok teşekkür ederim.

Vakit kısa, birçok örnek verilebilir ama öncelik olarak yarası olan gocunur. Ben dedim ki: En büyük haram yalan ve iftira siyasetidir, bir.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Evet, evet, biz de katılıyoruz.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – İkinci olarak, Külliye’ye çıkan CHP genel başkanı adayı kamuoyunu meşgul etmişti değil mi? Sonra, bunu haberleştiren gazeteci Sayın Cumhurbaşkanımızdan özür diledi. Sonra, bu olayın nereden tezgâhlandığını kim açıkladı? CHP Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, dedi ki: “Yalanın, iftiranın ve kumpasın merkezi CHP Genel Merkezidir.” Dolayısıyla siz ona cevap verin.

Bu konuyla ilgili, Devrim otomobilini engelleyen zihniyet TOGG’a Allah’ın izniyle el bulaştıramayacak ve 2022’de banttan inerek milletimize tahsis edilecek. Bununla beraber, şunu da ifade edeyim ki, hakikaten ekskavatör noktasında, solunum cihazı noktasında, yerli aşı, ilaç konusunda, AR-GE noktasında, DENEYAP’larla, TEKNOFEST’lerle, doktora ve yüksek lisans çalışmalarıyla, farklı alanlarda binlerce insanın Sanayi Bakanlığımız, Millî Eğitim Bakanlığımız, devletimiz tarafından desteklendiği bir gerçektir. Sanayiyle beraber üniversitelerin, bilim merkezlerinin geliştirilmesine dönük muazzam bir çalışma söz konusudur. Bütün bunları görmezlikten gelerek bu işleri başka noktaya yönlendirmeye çalışmak hakikatleri ıskalamaktır.

Bizim de vazifemiz hakikatleri ortaya koymaktır diyor, hepinize saygılarımı sunuyorum.

BAŞKAN – Peki, teşekkür ediyorum.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) – Millet açlıktan ölüyor ya!

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Efendim, meramımı zatıalinize arz ettim, takdir sizin olsun.

BAŞKAN – Beyler… Buyurun.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Bir kere, şunu doğru bulmuyorum: Doğru olanı her zaman AK PARTİ yapacak diye bir şey yok. Ben sarfınazar edeyim ama…

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Sayın Oluç, devam edelim programımıza, daha sonra…

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Ama Başkanım…

BAŞKAN – Buyurun Sayın Altay.

7.- İstanbul Milletvekili Engin Altay’ın, Çankırı Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu’nun yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Şimdi, Sayın Başkana söylenecek çok şey var, hatta şöyle bir notum var…

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Benim de söyleyeceklerim vardı, söylemedim.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Vardır, laf bitmez.

Yalanla ilgili -biraz sonra size vereceğim bunu- ben şu kadar söyleyeyim: Tekrar ediyorum, siyasetten zenginleşenin Allah belasını versin, Allah belasını versin, Allah belasını versin. (CHP, AK PARTİ, MHP ve İYİ PARTİ sıralarından “Amin” sesleri)

BAŞKAN – Amin.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – İkincisi, insanlar yalan söyleyebilir lakin devlet yalan söylemez. Devlet yedi aydır, sekiz aydır Covid-19’la mücadeleyle ilgili millete yalan söylüyor ve bunun sorumlusu da AK PARTİ Hükûmetidir.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Oluç…

8.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç’un, Çankırı Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu’nun yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Oluç, gündeme girecek…

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Gündeme ilişkin bir şey söyleyeceğim.

Yani, Sayın Akbaşoğlu yine itiraz etti söylediğimize. Bakın, ben rakamlarla bir şey söylemek istiyorum size, derdimi anlatmak için: Yapılan yatırımların yetersiz olduğunu söylüyorum, yanlış olduğunu söylemiyorum, yetersiz. Bakın, Volkswagen’in -Volkswagen, sadece bir firmadan bahsediyorum- AR-GE maliyeti 15 milyar dolardan fazladır. Türkiye’nin TÜİK rakamlarına göre bu alandaki harcama tutarı 8 milyar dolar. Ya, bir firmadan bahsediyorum.

Üniversitelere bakın; Amerika’daki MIT’nin yıllık ödeneği 10 milyar dolardır, Türkiye’deki en önemli üniversitelerden biri ODTÜ’nün merkezî bütçeden yıllık ödeneği -biz burada hep beraber el kaldırıp indiriyoruz- 653 milyon lira ya. Bir tanesi 10 milyar dolar… Ben bundan bahsediyorum yani yatırım yapılacaksa araştırma, geliştirmeye yapılsın ve bu da sağlık ve eğitim alanları için olsun diyorum yoksa yapılmış olanlara itiraz etmiyorum.

Teşekkür ederim. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Peki, ben teşekkür ederim.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Sayın Başkan…

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Konuşmacımız hazır efendim.

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) – Sayın Başkan, çok uzadı gerçekten, yeter.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Bizce de yeter.

BAŞKAN – Sayın Akbaşoğlu, bana göre bu tartışmayı çok yaptık.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Sayın Başkan, şöyle…

BAŞKAN – Ben isterseniz hepinizin adına bir şey söyleyeyim: Hırsızın, arsızın, bölücünün nefesinin kesilmesine inşallah vesile olur çalışmalarımız. (AK PARTİ, CHP, MHP ve İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Buyurun Sayın Akbaşoğlu.

9.- Çankırı Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu’nun, Türkiye’nin kendi göbeğini kesen tam bağımsız bir ülke olarak hedeflerine ilerlemekte kararlı olduğuna ilişkin açıklaması

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Sayın Başkanım, bakın, ben sadece yapılan eleştirilere, doğru olmayan yaklaşımlara cevap vererek savunma durumunda kaldığım için söz alıyorum.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Bizim söylediklerimizin doğru olmadığını ifade ediyor.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Dolayısıyla, bundan daha tabii bir durum yoktur.

Ben şunu söylüyorum, bakın, şunu açıkça ifade edeyim: Türkiye hakikaten her konuda büyük bir gelişme kaydediyor. Bu konuda biraz evvel ifade edilen yaklaşımların hiçbirisini bizim kabul etmemiz mümkün değil, bununla ilgili zaten daha önce de açıklamalar yaptık. Fuat Bey, Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımız -Cumhurbaşkanlığı bütçesinde de burada, kapanışta da burada- bu konuyla ilgili mutlaka cevabını verecek. Bu konuda herhangi bir problem de yok. Dolayısıyla, Türkiye kendi göbeğini kendi kesen, tam bağımsız Türkiye olarak hedeflerine doğru ilerlemekte kararlıdır; bu konuda, teknoloji, sanayi, bilimle ilgili de hakikaten büyük gelişim göstermektedir. Herkes müsterih olsun. Devlet-millet kaynaşmasıyla, gelecek Türkiye'nindir, milletimizindir diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

IV.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

A) Kanun Teklifleri (Devam)

1.- 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/281) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 230) (Devam)

2.- 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/280), 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine İlişkin Olarak Hazırlanan 2019 Yılı Genel Uygunluk Bildirimi ile 2019 Yılı Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporu, 190 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay Denetim Raporu, 2019 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve 2019 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/1322) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 231) (Devam)

A) TİCARET BAKANLIĞI (Devam)

1) Ticaret Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Ticaret Bakanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

B) REKABET KURUMU (Devam)

1) Rekabet Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Rekabet Kurumu 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

C) HELAL AKREDİTASYON KURUMU (Devam)

1) Helal Akreditasyon Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Helal Akreditasyon Kurumu 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

Ç) SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI (Devam)

1) Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

D) GAP BÖLGE KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)

1) GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

E) DOĞU ANADOLU PROJESİ BÖLGE KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)

1) Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

F) KONYA OVASI PROJESİ BÖLGE KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)

1) Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

G) DOĞU KARADENİZ PROJESİ BÖLGE KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)

1) Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

Ğ) KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ İŞLETMELERİ GELİŞTİRME VE DESTEKLEME İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)

1) Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

H) TÜRK STANDARDLARI ENSTİTÜSÜ (Devam)

1) Türk Standardları Enstitüsü 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Türk Standardları Enstitüsü 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

I) TÜRK PATENT VE MARKA KURUMU (Devam)

1) Türk Patent ve Marka Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Türk Patent ve Marka Kurumu 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

İ) TÜRKİYE BİLİMSEL VE TEKNOLOJİK ARAŞTIRMA KURUMU (Devam)

1) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

J) TÜRKİYE BİLİMLER AKADEMİSİ (Devam)

1) Türkiye Bilimler Akademisi 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Türkiye Bilimler Akademisi 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

K) TÜRKİYE UZAY AJANSI (Devam)

1) Türkiye Uzay Ajansı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Türkiye Uzay Ajansı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

BAŞKAN – Şimdi söz sırası Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Aykut Erdoğdu’ya ait.

Buyurun Sayın Erdoğdu. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2021 yılı Türkiye Cumhuriyeti devletimizin bütçesini konuşuyoruz. Bu bütçe konuşmaları sırasında Türkiye ekonomisini yakından ilgilendiren 5 büyük riski sizinle paylaşmak isterim. Eğer bu 5 büyük risk gerçekleşirse bu kadar emek ettiğimiz bütçenin emin olun hiçbir anlamı kalmayacak, ne gelir ne gider ne borçlanma projeksiyonlarını tutturmamız mümkün değil.

Değerli arkadaşlar, önümüzdeki birinci devasa risk bütçe açığıdır. Bakın, 2019 yılında 123 milyar lira bütçe açığı verdik. Ama bu rakam gerçek değil çünkü Merkez Bankasında “kefen parası” dediğimiz ihtiyat akçesinden 120 milyar alınmasına rağmen bu devasa bütçe açığı verildi. İçinde bulunduğumuz 2020 yılının ilk on ayı gerçekleşti. Şu an itibarıyla 145 milyar lira bütçe açığımız var ama bu bütçe açığımız da gerçek değil çünkü 256 milyar lira borçlandık. Normalde açık kadar borçlanmamız gerekiyor. Önümüzdeki yıl 245 milyar lira bütçe açığı öngörüyorsunuz. Değerli arkadaşlar, tutturmanız mümkün değil. Geçen sene itibarıyla, bu millet dediğiniz bütün vergileri ödedi, pandemiye rağmen canı çıktı ve ödedi, gelirlerimiz gerçekleşti. Gider projeksiyonlarımız da hemen hemen gerçekleşti çünkü pandemi olmasına rağmen bu vatandaşa bir şey verilmedi. Peki, arkadaşlar, 2019 yılında 1,3 katrilyon toplam devlet borcu varken 2020 yılında bu rakam 1,9 katrilyon, arada 600 milyar lira var. Bütçe açığı 145 milyar diyorsunuz, arada 600 milyar fark var. Hadi, bir miktar kur farkından kaynaklandığını söyleyelim. Peki, bu aradaki para nereye gitti değerli arkadaşlar? Çünkü ülkeyi Varlık Fonu ve kamu bankaları üzerinden batırdınız. Bu kara deliklere gidiyor bu para. Bizim hesaplayamadığımız, göremediğimiz, göstermediğiniz bu kara deliklere gidiyor. Peki, önümüzdeki yıl ne olacak? Vatandaşın canı kalmadı, vergi verecek canı kalmadı; ek vergiyi falan düşünmeyin. Vatandaş can çekişiyor, işletmeler can çekişiyor. Siz, mecbur, daha fazla borçlanmak zorundasınız. Siz daha fazla borçlandıkça tefeci faizi çok daha yükselecek. Bugün yüzde 15, size söylüyorum, orada durması mümkün değil, bu faiz yüzde 20’yi de geçecek; dünyada yarım puan faiz varken bu devlet yüzde 20’nin üzerinde borçlanmak zorunda. Peki, devlet borçlanırsa ne olacak? Devlet borçlanırsa vatandaşa para kalmayacak, faizler daha çok yükselecek, durgunluk daha fazla artacak, işsizlik daha fazla artacak, talep yönüyle bir baskı göreceğiz, zaten kur yüzünden canımız çıkmış, bir maliyet enflasyonu var, işler çok daha kötüye gidecek.

İkinci büyük risk nedir değerli milletvekilleri? Cari açık. Bakın, eskiden cari açık verip büyüyorduk, bugün küçülürken cari açık veriyoruz. 70 sente muhtaç hâldeyiz. Bugün cari açık rakamı açıklandı. 33 milyar dolar yıllık cari açığımız var. Cari açık birike birike ne oluyor? Dış borç oluyor. Bugün 420 milyar dolar dış borcumuz var. Dünyanın millî gelirine göre en yüksek borcu olan ilk 5 ülkeden biriyiz. Arkadaşlar, bu, büyük bir risktir. Üstelik biz bu cari açığı ve birikmiş dış borcu, anapara ve faiz ödemelerini nereden karşılayacaktık? Merkez Bankası rezervlerinden. O rezerve güveniyorduk değil mi? En azından kısa vadeli dış borçlarımız kadar bizim net rezervimiz olması gerekiyordu, daha fazlası tercih edilir. Bu, 180 milyar dolar demek. Peki, Merkez Bankası kasasında ne var arkadaşlar? Günlük değişebilir, eksi 60 milyar dolara yakın, net olarak Merkez Bankasının içi boşaltılmış durumda. Bu ne demek? Bu şu demek: Dış ödemeler krizinin eşiğinde bekliyoruz demek arkadaşlar, çok tehlikeli bir durumla bu ülke karşı karşıya demek.

Değerli arkadaşlar, bu ülkedeki üçüncü büyük risk bankacılık sektörüdür. Bakın, geçen yıl itibarıyla 2,6 katrilyon bizim kredi hacmimiz var. Bu seneye geldiğimizde ne olmuş? 3,6 katrilyon; yüzde 40 artmış, bu krize rağmen yüzde 40 artmış. Niye? Çünkü Erdoğan ve damadı dediler ki: “Verin krediyi ülke büyüsün, iyi görünelim.” Ya, arkadaşlar, bu kadar basit olsa bütün dünya bunu yapar. Verin krediyi… Ne oldu? Gitti vatandaş, cep telefonu aldı; gitti vatandaş, araba aldı; gitti vatandaş, konut aldı. Ne patladı? Enflasyon ile cari açık. O neyi patlattı? Faiz ile kuru patlattı değil mi? Bugün geldiğimiz noktada Merkez Bankası boşaltılmış durumda. Bankacılık sektörü üstelik aktif rasyosuyla… Bu bankalara döve döve bu kredileri verdiniz. Hangi faizden özellikle kamu bankaları kullandırdı kredileri? Yüzde 7, yüzde 8. Bugün faiz ne? Yüzde 15 Merkez Bankası faizi var, kredide yüzde 20. Yarın ne olacak? Yüzde 30 olacak. Yüzde 8’le kamu bankasından borç alıp yarın götürüp kamu bankasına aynı parayı yüzde 30 mevduatla vereceksiniz; bu, bankaların batması demektir, batması demektir. “Bankalar batsın ne olacak canım, çoğu yabancı...” Öyle bir şey yok, çoğu kamu bankaları bunların. Bugün bankacılıktaki batık kredi oranına ne diyorsunuz? 4,5. Her şey sahte olduğu gibi bu da sahte. Minimum, en iyi hesaplamayla yüzde 15. 3,6 katrilyon var; 150 milyar batık var diyorsunuz, değil; en az 500, 600 milyar lira batık var, 70-80 milyar dolar. Yarın bu kriz devam ederse bu yüzde 20’ye çıkacak, olacak 100 milyar dolar. “Bankalar batsın bize ne.” mi diyeceksiniz? Diyemezsiniz, o bankaları kurtaracaksınız bunu hepimiz… Biz sizin yapınızı biliyoruz. Üstelik bankacılık sektörü bu ekonominin kalbidir. 100 milyar dolar ne olacak? İstanbul yaklaşımı, Anadolu yaklaşımı, Eskişehir yaklaşımı, bir şekilde vatandaşa yaklaşacaksınız. Hazine bu kredileri üzerine almak durumunda kalacak, zaten batık kredilerin çoğu KGF garantisi… KGF’ye 25 milyar koyup 250 milyar garanti veriyorsunuz. Neymiş? Yüzde 5’i batar. Ya batacak kredilerin hepsi KGF içerisinde zaten. 100 milyar dolar yük gelecek üzerinize, eğer önlemleri almazsanız 100 milyar dolar yük gelecek.

Arkadaşlar, dördüncü büyük risk ekonomideki istatistiklerdeki sahteciliktir. Enflasyona yüzde 14,3 diyorsunuz; değil arkadaşlar, AK PARTİ milletvekilleri, değil. Bakın, bizi kandırmaya çalışırken sizi kandırıyorlar. Düşünün ki siz doktorsunuz, hastaya tedavi uygulayacaksınız; şekerini ölçüyorsunuz 280 çıkıyor, size 120 diyorlar; tansiyonu ölçüyorsunuz 18 çıkıyor, size 11 diyorlar; siz buna doğru tedaviyi uygulayabilir misiniz? Aldatılmanıza izin vermeyin rica ederim. Düşünün, işsizlik 12,7 Allah aşkına, telefonunuza gelen mesajlara bakın, etrafınıza bir bakın, İşsizlik 12,7 mi bu ülkede? Şu an işsizlik yüzde 30, üstelik işten çıkarmak yasak.

Değerli arkadaşlar, “6,7 büyüme var.” diyorlar. Ya, Allah’ınızdan korkun, 203 milyar dolar millî gelir 197 milyar dolara düştü “6,7 büyüme var.” dediğiniz dönemde. Üstelik “Bankalar da büyüdü.” diyorsunuz. Bankaların batık kredilerini BDDK yüzdürürse büyümüş görünür elbette; kimi aldatıyorsunuz? Ama bir şeyi kandıramıyorsunuz, iktisadi oyuncular, özellikle yabancılar kanmıyor buna. Faiziniz yüzde 15 -çok daha yükselecek- kurunuzu 7,80’de tutamıyorsunuz, üstelik Adalet Bakanını yanında gezdirirken tutamıyor. Merkez Bankası Başkanı ile yeni Maliye Bakanının çabası var ama tutacağını hiç sanmıyorum çünkü yapısal bir bozukluğunuz var. Bütün bu riskleri çarpan etkisiyle artıran bir pandemiyle, bir bulaşıcı hastalık belasıyla mücadele ediyoruz arkadaşlar. Allah aşkına doğruları söyleyin, doğrudan kimseye zarar gelmez. Bakın, vaka sayısını günde 500 bin artırdınız. Bu yakışıyor mu Türkiye Cumhuriyeti devletine? Geldiniz, aşı alacağız… Aşı nerede belli değil, parası nerede belli değil. Bütün ülkeler siparişini vermiş, boynumuzu büktük aşı bekliyoruz; hastamız var; yaşlımız var; yapmayın, etmeyin.

Değerli arkadaşlar, bu ülkenin önündeki altıncı büyük risk yaptırım riskidir, bütün kalbimle söylüyorum. Türkiye Cumhuriyeti Doğu Akdeniz’de haklı, haklı. Bizi kendi kıyılarımıza gömmeyi bekliyorlar, İzmir kıyılarında balık tutamaz hâle getirmeye çalışıyorlar. Biz burada çok haklıyız ama siz çok kötü bir dış politika götürdüğünüz için, sizin dış politikanızda ne yazık ki liderinizin mal varlığıyla tehdit edildiğimiz için vatan toprakları, mavi vatan tehlikeye giremez arkadaşlar, girmemeli, rica ediyorum. Girmemeli! (CHP sıralarından alkışlar) Bugün bize “CAATSA yaptırımları.” diyorlar. Biz ulusal bağımsızlığı olan bir ülkeyiz, tercih hakkımız var. Bize satmadılar, S-400’ü almak zorunda kaldık ama böylesine berbat bir ilişkide, böylesine inanılmaz, güvenilmez bir ülke hâline geldik ki haklılığımızı paylaşamaz hâle geldik.

Değerli arkadaşlar, bir dakika içinde çözümü anlatayım. Demokrasi ve adalet olmadan bu ülkede çözüm yok, ne ekonomisinde ne de dış politikasında. Demokrasi ve adaletin sizin için bedeli varsa onu ödemek zorundasınız. 2 kişi çıktı -kendileriyle benim hiçbir ilgim yok- size şunu söyledi aslında, Bülent Arınç ve Mehmet İhsan Arslan: “Şu an konkordatodayız, eğer önlem almazsak iflas edeceğiz.” dediler, partinizden uzaklaştırdınız. Ben ikisine de kefalet vermiyorum, sadece sözleri itibarıyla değerlendiriyorum.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Uzaklaştırma yok, yanlış.

AYKUT ERDOĞDU (Devamla) – İkinci meseleye gelince, şeffaflık ve yolsuzlukla mücadele etmek zorundasınız. Eğer bunu yapmazsanız bu ülke ekonomisinin düzelme şansı yok.

Yalana tövbe etmek zorundasınız, başta istatistikler, vaka sayıları. Yalan söylerseniz bu ülkenin bir geleceği yok.

Ve dördüncüsü, kararlı ve tutarlı bir dış politika izleyeceksiniz. Ülkeyi cumhuriyet çizgisinde nereye getirdiysek ona layık, mal varlığımızla tehdit edilmediğimiz, onurlu Türkiye Cumhuriyeti halkının onurunu koruyacak bir dış politikaya ihtiyacımız var.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Orhan Sümer…

Buyurun Sayın Sümer. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA ORHAN SÜMER (Adana) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, Ticaret Bakanlığının 2021 yılı bütçesi üzerine söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

6,5 milyarlık bütçesini tartışacağımız Ticaret Bakanlığı, özellikle içinden geçtiğimiz bu olağanüstü 2020 yılında sınıfta kalmış, başarısız olmuş, talepleri karşılayamamış; en önemlisi, esnafımızı yüzüstü bırakmıştır. Bakanlığın bugün başarısız olmasının nedeni sadece salgın hastalık değildir. Ne yazık ki Ticaret Bakanlığı kötü yönetiliyor. Esnaf faturasını ödemek için 10 lirayı dahi denkleştiremezken KOBİ’lere merhem, küçük esnafa destek, yerli üreticiye dayanak olması gereken Ticaret Bakanlığının kötü yönetilmesinden kaynaklı kayıp milyonlarla ilgili sizlere birkaç örnek vermek istiyorum. Uluslararası katılıma açık kamu ihalelerinde sağlanan vergi, resim ve harç istisnası uygulamalarında hata ve mevzuat eksikliklerinin bulunması nedeniyle zarar 4 milyar 172 milyon dolarlık kamu ihalesi. Yüksek tutardaki muhasebe, hesap, kayıt hataları nedeniyle zarar 3,8 milyar lira. Yap-işlet-devret modeliyle yapılmış gümrük kapılarındaki hesap hatasına dayalı usulsüzlüklerden dolayı zarar 562 milyon dolar. Tohumluk kredilerin envanter, takip, tahsilat ve muhasebe işlemlerinin yapılmaması nedeniyle zarar 65 milyon lira.

Değerli milletvekilleri, az önce bahsettiğim ne yazık ki bunun gibi birçok zarar kalemi Sayıştay raporlarında mevcuttur. Bununla birlikte, Ticaret Bakanlığı, esnafına destek veremediği gibi rekabeti de koruyamamıştır, esnaf can çekişirken görmezden gelmeyi tercih etmiştir. Çünkü iktidar için inşaattaki rant, küçük esnafta yok; üreticiye, tarıma, sanayiye yatırım yapmak, beton ekonomisi kadar kârlı değil; beşli rant çetesine destek olmak, milyarca lira vergi ödemesini tek kalemde silmek, vatandaşa destek olmaktan daha kolay. O yüzden, maalesef, AKP iktidarları için esnaf ve KOBİ’ler değil, saray saltanatının şakşakçıları değer görmektedir. Bizler “İktidar ekonomi yönetimini beceremiyor, ticareti desteklemiyor, üretici zorda, vatandaş darda.” dedikçe, memlekette kriz var, pembe tablolar çizmeye başladılar. Saray iktidarı hiç fark etmedi ama vatandaşın iliklerine kadar hissettiği kriz yüzünden yüz binlerce esnafımız kepenk kapattı. “Kriz yok.” söyleminin hemen ardından birçok esnaf, işletme sahibi, iş insanı borçları yüzünden intihar etti, enflasyon son on sekiz yılın rekorunu kırdı. Üniversiteli arkadaşlarımızın birçoğu işsiz durumda. Mart ayından günümüze neredeyse her ay on bin esnaf iflas ediyor. Ticaret Bakanlığının tüm bunlara çare olması gerekirken övündüğü şey, geri dönüşüm için İngiltere’den çöp ithali. El âlemin İngiltere’deki çöpünü, tohumdaki arpayı, buğdayı, samanı bile ithal eden Türkiye modeli ne yazık ki AKP iktidarlarının eseridir.

AKP iktidarları döneminde yatış garantili hastaneleri, yolcu uçuş garantili hava alanlarını, geçiş garantili köprüleri görmüştük ama maalesef seyirci garantili televizyon kanallarını ilk defa gördük dünyada. BeIN Sports TV kanalının 300 milyon liralık ödemesi devlet eliyle yapılandıktan sonra yabancı yatırımcıya maalesef satılırken Ticaret Bakanlığı burada da sesini çıkarmadı. Burada haksızlık var, burada kendi yandaşını koruma var. Burada “Bakanlık olarak bu ticarete karşı çıkmalıyım.” demedi, diyemedi. Buradan sormak istiyorum: Rekabet Kurumu ne işe yarar? (CHP sıralarından alkışlar)

Sayın Bakan, değerli milletvekilleri; ticareti ve üretimi ayağa kaldıracaksak öncelikli olarak girdi maliyetlerini düşürmemiz, üretime dayalı yatırımları artırmamız gerekir.

2021 yılı bütçesine baktığımız zaman kimileri saraylarındaki şatafatlı yaşamlarından ödün vermezken dar gelirli vatandaş, esnaf, asgari ücretli, emekli yani toplumun büyük bir kesimi kirasını, doğal gaz, elektrik, su faturasını ödeyemez hatta evine ekmek, çocuğuna harçlık veremez durumda. Ülkemizdeki tüm sektörler durma noktasına geldi. Türkiye'deki işletmelerin yüzde 43’ü hizmet sektöründe, yüzde 36’sı ise ticaret sektöründe yer alırken istihdam açısından hizmet sektörü toplam iş alanlarının yüzde 40’ını oluşturmaktadır. Bugün hizmet sektöründe çalışan milyonlarca vatandaşımız işsiz kaldı. İktidar olarak vatandaşlarımızın yanında oldunuz mu? Maalesef hayır. Ticaret Bakanlığı uhdesinde aylık 140 bin lira maaş alan kişiler olduğu ortaya çıkarken, yurt dışındaki yandaş şirketlere aylık 50 bin dolar kira desteği verildiği tespit edilmişken vatandaşa günlük 39 lira 40 kuruş destek vermek ayıptır. Sarayın bütçesini düzenlerken vatandaşın bütçesini bozmak devlet adabına yakışmamaktadır. Ülkemizi liyakatten ve ciddiyetten uzak yönetim anlayışıyla nereye savrulduğu belli olmayan büyük bir ekonomik krize sürüklemektedirler.

2021 yılı bütçesi genel olarak yandaşı, rantçıyı, komisyoncuyu, saray kabinesini, Katarlı ortaklarını mutlu etse de halktan, şeffaflıktan, gelir dağılımı adaletinden uzaktır. Bu bütçe vatandaşın cebine ateş, kemerine delik, sırtına kamburdur, vicdanlara yaradır diyor, iktidarınızın yapacağı son bütçe olmasını diliyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Söz sırası İsmet Tokdemir’e ait.

Buyurun Sayın Tokdemir. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA İSMET TOKDEMİR (Hatay) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Rekabet Kurumu bütçesiyle ilgili Cumhuriyet Halk Partisi grubum adına söz almış bulunmaktayım. Bizleri izleyen vatandaşlarımızı ve yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

Piyasa ekonomisinin dayandığı temel ilke, ekonomik ilişkilerin rekabet odaklı olduğu varsayımıdır. Rekabet Kurumunun görevi, mal ve hizmet piyasalarında rekabeti engelleyici, bozucu, kısıtlayıcı anlaşma, karar ve uygulamalar ile piyasaya hâkim olan teşebbüslerin bu hâkimiyetlerini kötüye kullanmalarını engellemektir. Özü itibarıyla Rekabet Kurumu, güçlü ve egemenlerin yani büyük sermaye sahiplerinin kendi aralarında anlaşarak zayıfı ezmelerini ve sömürmelerini engellemekle yetkili kurumdur. Rekabet kurumları dünyanın her yerinde vardır ve son derece önemli kurumlardır. Rekabet Kurumunun en önemli özelliği bağımsız olmasıdır, bağımsız. Şu anda kurumun bütün üyeleri Cumhurbaşkanı tarafından atanmış, böylelikle kurumun üyeleri tamamen siyasallaşmış, kurum bağımsızlığını yitirmiş ve işlevsiz bir hâle gelmiştir.

Son kanun değişikliğiyle kuruma yapısal tedbir yetkisi verilmiştir. Böylelikle, iktidar, şirketlere müdahale edebilecek ve yandaş şirketler lehine işleyen düzen daha da belirgin hâle gelecektir. Kurum tarafından uygulanan idari para cezası yaptırımlarıyla oluşturulan bu keyfî düzende iktidar, dengeleri kendi lehine oluşturmuştur. Bu tehdit, piyasada denge bırakmamıştır. Türkiye’de kurullar özerkliğini yitirirken başta medya ve ticaret olmak üzere, Rekabet Kurumu piyasadaki büyük çaplı tekelleşmelere yıllarca seyirci kalmıştır.

Rekabet Kurumu özellikle basındaki tekelleşmeyi görmüyor mu? Birbirleriyle ilişkili olan, aynı havuzdan beslenen üç-beş holdingin çıkardığı gazeteler ve televizyonlar Türkiye’deki en büyük tekelleşmeyi oluşturmuştur. Genel Başkanımızın ifade ettiği gibi, Basın İlan Kurumu eliyle devlet zarara uğratılıyor. Bakınız öyle gazeteler var ki tirajı yok, adını bilen de yok ama 50 bin satmış ve 50 binin üzerinden Basın İlan Kurumundan da ödeme alıyor. Bunlarla ilgili bir araştırma, bir soruşturma var mıdır? Türkiye’de şu anda bir rekabet ortamı var mı? Bütün kamu ihalelerini 5 yandaş müteahhit alıyor. Basına karteller hâkim. Bu şirketlerin patronları da aynı zamanda basının patronu. Tam bir hâkimiyet almış başını gidiyor. Bu şirketler denetleniyor mu? Asla denetlenmiyor. Hiç soruşturma yapılıyor mu? Asla yapılmıyor. (CHP sıralarından alkışlar)

Salgını kontrol altına almak, salgının ekonomik ve sosyal etkilerini telafi etmek için yeterince kaynak olmadığını söyleyenler, bugün geçiş ya da hasta garantisi verdikleri projelerin ödemelerini aksatmadan yapıyorlar. Özel sektörün KDV alacaklarını zamanında ödemeyen, biyomedikal sektörün alacaklarını ödemeyen ya da öderken şirketlerden zorla ciddi miktarda iskonto isteyen Hükûmet, garantili projelere musluğu sonuna kadar açıp ödeme yaparak rekabet ortamını bozmaktadır.

Değerli milletvekilleri, bugün tüm ekonomik toparlanma çabaları ya da reformlar yabancı yatırımlar üzerine kurgulanmıştır. Hukuk reformu girişimleri bile yabancı yatırımcının ülkemiz hakkındaki negatif algısını düzeltmeye yöneliktir. Türk ekonomisinin dışa açılımı ve Türk sanayisinin rekabet gücünün artırılması bakımından son derece önemli bir yere sahip olan Rekabet Kurumunun bağımsızlığını sağlamak zorundayız. Tek kişinin hâkim olduğu devlette bu tür kurumların bağımsız, şeffaf ve denetlenebilir olması asla mümkün değildir. (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlar, bakanlar ve bürokratlarda olduğu gibi Rekabet Kurumu Başkanı ve üyeleri de kendilerini bu göreve atayan Cumhurbaşkanının gözünün içine ve ağzından çıkan söze bakmaktadır. Sınırsız denetleme ve cezalandırma yetkileri olan Rekabet Kurumunun bağımsız olması şarttır.

Sözlerimi tamamlarken buradan devlet olmaktansa millet olmayı tercih etmiş, yüreği vatan ve millet sevgisiyle çarpan medeniyetler şehri Hatay’ın bir evladı olarak seslenmek istiyorum: Hatay’ımızda son günlerde Covid-19 artış oranı yüzde 125 oranına ulaşmıştır. Bu artışın sebebi nedir? Hataylı hemşehrilerim Covid-19 artışları nedeniyle çok endişelidir. Test ve filyasyon ekipleri yetersiz, hastanelerin yoğun bakım üniteleri dolu, test sonuçları çok geç açıklanıyor. Hatay’ımızdaki artış oranlarının önüne geçilmesi için Hatay’ın takibe alınması gerekmektedir. Hafta sonu uygulanan kısıtlamalar yetersizdir. Hemşehrilerimiz ekonomik olarak mağdur edilmeden, daha fazla can kayıplarına sebebiyet vermemek için en az iki hafta süreyle tam karantina uygulamasına geçilmelidir.

Her şeyin başı sağlık diyor, Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Söz sırası İzmir Milletvekili Mahir Polat’a ait.

Buyurun Sayın Polat. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA MAHİR POLAT (İzmir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Ticaret Bakanlığının alanı geniş, sorunları büyük, etkisi yok maalesef çözüm konusunda. Sayıştayın bulguları geçtiğimiz yıldan bugüne devam ediyor. Bu yıl da 14 tane muhasebe ve para kullanımıyla ilgili sorun tespit edilmiş, bunların çözümüyle ilgili Bakanlık hiçbir şey geliştirmemiş. Burada hazinenin birliği ve saydamlığı ilkesine aykırı davranan bir Bakanlıkla karşı karşıyayız.

Geçtiğimiz yıl ben Bakanlığa yine sormuştum, buradan yine tekrarlamak isterim. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğiyle yaptığınız gümrüklerin modernizasyonu ve yenilenmesiyle ilgili anlaşmadan doğan Bakanlığın haklarını neden Bakanlık hesaplarına değil de özel bir şirket hesabına yatırdığınızı Sayıştay size soruyor. Siz, Sayıştayın 2015’ten beri sorduğu bu soruya cevap verip bunu düzeltmiyorsunuz. Maalesef durum ortada.

Rifat Hisarcıklıoğlu çokça karşımıza çıkıyor bu günlerde. Değerli arkadaşlar, pandemiden dolayı on dört gün olan karantina uygulamasını on güne düşüren beyefendi, gümrüklerde de göreceğimiz üzere Hükûmete “tak” diyor, Hükûmet “şak” diye onun dediğini yapıyor.

Bakan Hanıma sordum ben bütçe konuşması sırasında gümrük müşavirlerinin sorunlarını, özellikle oda kanunuyla ilgili; 4458 sayılı Yasa’dan kaynaklı olan, geçici 6’ncı maddeden kaynaklı olan gümrük müşavirlerinin oda hakkını bugüne kadar vermediniz, neden vermediniz diye sordum ve belge gösterdim Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu’nun gümrük müşavirlerine bir kastı mı var diye. Bununla ilgili Bakanlığın bana verdiği cevap geçici 6’ncı maddeyi aynen anlatmak oldu.

Sayın Bakan, gümrük müşavirliğiyle ekmeğini kazanan herkes yirmi yıldır geçici 6’ncı maddeyi ezbere bilirler ve sizin bununla ilgili bana gönderdiğiniz cevap ciddiyete yakışmadı. Devlette devamlılık olsaydı, orada Bakan Yardımcısı yerine müsteşarınız olsaydı bana bu cevabı verdirmezdi. (CHP sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar)

Yine, gümrük müşavirlerinin 1615 sayılı Kanun’dan kaynaklı kesintisiz sınav hakkı, sonsuz sınav hakkı vardı. Siz bunu yirmi yıldır 3 sınava endekslediniz; 3 sınav.

Değerli arkadaşlar, burada serbest meslek erbabı olan arkadaşlar var, avukatlar var, muhasebeciler var, hanginizin hayatı 3 sınavla sınanıyor? Bunun da haklarımızın geri verilerek sınırsız sınav hakkına… Yapamıyorsanız bile bu haklarımızın yükseltilmesi gerekiyor.

Yine, Kabahatler Kanunu’ndan dolayı gümrük müşavirlerine ilave cezalar uygulanıyor. Bu, aslında kanunlara aykırı bir durum. Dönemin Bakanı Hayati Yazıcı ile Gümrük Müşavirleri Derneğinin bir araya gelmesi sonucunda, bunun böyle olmayacağını Hayati Yazıcı Bey sağ olsun ifade etmiş ve aynen demiştir ki: “Bir koyundan iki post çıkmaz.” Siz şu anda bir koyundan üç tane post çıkarıyorsunuz. Nasıl? (CHP sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar) 21/5/2020 tarihli yazınızla hem ithalatçı firmaya hem gümrük müşavirine hem de gümrük müşavirinin bağlı olduğu firmalara ceza uyguluyorsunuz. Lütfen, bunu da göz önünde bulundurmanızı, ortadan kaldırmanızı istiyorum.

Bir de sokağa çıkma yasakları döneminde “Dış ticaret açısından gümrükler çalışacak.” demiştiniz. Sayın Bakan, genelgelerde gümrük müşavirleri ve yanında vekâletle çalışan arkadaşların sokağa çıkmasıyla ilgili bir düzenleme yok. Bu düzenlemenin de hızlıca yapılması gerekiyor.

İhracatçılarla ilgili herkes konuşuyor. İhracatın 500 milyar dolara çıkacağını anlatıyoruz falan. Bunlar güzel rakamlar, böyle pembe hayaller. Bunları başarabilmek için ne yapmamız gerekiyor? Türkiye’nin tam kapasitesini kullanması gerekiyor. Kapasite kullanımı yeterli mi? Hayır, katma değeri yüksek ürün ihraç etmemiz gerekiyor. Bunun için katma değeri yüksek ürün üretecek işletmeleri açmamız gerekiyor. Bu yok. Maalesef ihracatçıların da sorunları var, bunlarla ilgilenmenizi istiyoruz. Örneğin, Rusya’ya Türkiye inanılmaz imtiyazlar verdi yani savunma sanayisini, S-400’leri biliyorsunuz. Nükleer enerjiyle ilgili tanıdığımız imtiyazlar da ortadayken ne hikmetse domates ihracatlarının 200 bin ton olan domates kotasını kaldırtamıyoruz Sayın Bakan.

Yine, ihracatçıların DFİF alacaklarıyla ilgili alacakları hak ediliyor, Merkez Bankasına yazılıyor, Merkez Bankası “Fonda para yok.” diye ödeyemiyor. Bununla ilgili de çalışma yapmanız gerekiyor.

Yine, önemli konulardan bir tanesi, Uzak Asya’da “RCEP” diye bir oluşum oluştu, Çin’in, Japonya’nın, Kore’nin içinde bulunduğu, dünya ticaretinin üçte 1’ini yönetecekler. Bunlarla hızlıca temas kurmak zorundasınız ve bunların Batı’ya açılan kapısı biz olabiliriz. Yatırımı ve ticareti çekmek istiyorsanız serbest şehir olarak İzmir’i ilan edebilirsiniz Değerli Bakan. (CHP sıralarından alkışlar)

Yine, ithalatı engelleyerek dış ticaret açığını engelleyemezsiniz. 27 Nisanda bir şifahi uyarıyla tüm ithalatları kırmızı hattan muayeneye gönderdiniz. Burada hem bulaş riskini artırdığınız gibi hem de ithalatla uğraşırken ihracatı da sekteye uğrattığınızı eğer arkanızda bir müsteşar olsaydı size söylerdi Değerli Bakanım.

Kısaca, Helal Akreditasyon Kurumu üzerine de birkaç kelam etmek gerekiyor. 2017’den beri kurulmuş bir kurum, kullandığı bütçe bu yıl itibarıyla 30 milyonu geçecek, vermiş oldukları akreditasyon 4; 400 civarı da belge vermişler. Biz, menşe ispat belgelerine 6 lira ödüyoruz. Bu bütçeyi toplam işe böldüğümüz zaman 60 bin liranın üzerinde birim iş başına bir kaynak çıkıyor.

Değerli arkadaşlar, dikkatinizi çekiyorum, birim iş başına 60 bin lira… Haramzadelerin bütçesinin, Helal Akreditasyon Kurumunun durumu budur diyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Söz sırası Sayın Abdurrahman Tutdere’ye ait.

Buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA ABDURRAHMAN TUTDERE (Adıyaman) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığının bütçesi üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu ve ekranları başında bizi izleyen tüm yurttaşlarımızı saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlar, GAP İdaresi bundan tam otuz bir yıl önce kuruldu. Kuruluş amacı, bölgenin tüm illerini sosyoekonomik anlamda kalkındırmak ve buradaki halkın refah seviyesini yükseltmekti. On sekiz yıllık AK PARTİ iktidarı dönemine baktığımızda, bu Kalkınma İdaresi görevini tam olarak yapmış mı, alınan parayı, verilen bütçeyi yerinde kullanmış mı, buna bir bakmakta fayda var. Sayıştay raporlarına baktığımızda Kalkınma İdaresinin görevini yapmadığını görmekteyiz.

Değerli arkadaşlar, GAP İdaresi, 2014-2018 Eylem Planı’ndaki 2018 projelerinin hiçbirini gerçekleştirememiştir, 2019 Eylem Planı’nı yapmamıştır.

Sayın Bakan, bölgedeki illerin işsizlik oranına baktığımızda Kalkınma İdaresinin başarısız olduğunu görmekteyiz.

Değerli milletvekilleri, Türkiye İstatistik Kurumunun 2019 verilerine göre, bölgedeki illerde işsizlik oranı yüzde 22,4, Türkiye genelindeki işsizlik oranı yüzde 13,7. Bölge illerindeki işsizlik ile Türkiye genelindeki işsizlik arasında tamı tamına yüzde 65 oranından fazla fark var.

Değerli arkadaşlar, Sayın Bakan; kalkınma idareleri artık kamu hizmetlerinin önündeki engel hâline dönmüşlerdir. GAP Kalkınma İdaresi, kendi internet sitesini güncellemekten aciz hâle düşmüştür. Kalkınma ajansları, AK PARTİ iktidarı döneminde artık projeleri takip etmeyen, verdikleri paranın peşinde koşmayan, hantal boş binalara dönmüşlerdir. Buradan bütün milletimiz kalkınma ajanslarından ve Sayın Bakan sizden hizmet beklemektedirler.

Değerli arkadaşlar, GAP, ülkemizin ve cumhuriyetimizin en büyük projesiydi. AK PARTİ iktidarları döneminde GAP’la ilgili verilen sözler tutulmadı. Sayın Cumhurbaşkanı, dönemin Başbakanıyken Diyarbakır’da “Biz, bu projeyi beş yılda bitireceğiz.” dedi. Dönemin Bakanı “Devlet sözü, biz bu projeyi tamamlayacağız.” dedi. Peki, aradan geçen uzunca süreye rağmen iktidar olarak siz bu projeleri tamamladınız mı? Biraz önce konuştuk, “Yalan siyaseti.” dediniz. İşte, siz, devleti de yalancı duruma düşürdünüz, “Beş yılda bitireceğiz.” dediniz ancak bitirmediniz. (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlar, GAP’ı neden bitirmediniz? “Kaynak yok.” diyorsunuz, kaynakları çarçur ettiniz. Sizin özellikle dolara bakmaz, maliyeden anlamaz Bakanınız ve ekonomi yönetiminiz eğer gerçekten kaynakları doğru kullanmış olsaydı bugün GAP da bitmiş olacaktı. Sizin yanlış yönetiminiz nedeniyle bu milletin, fakir fukaranın tam 128 milyar doları heba edildi, buharlaştı, yok oldu. (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli milletvekilleri, eğer 128 milyar dolar heba edilmeseydi, eğer bu 128 milyar dolar yerinde kullanılsaydı bugün Türkiye’de neler olurdu biliyor musunuz? Değerli arkadaşlar, ülkemizin en büyük barajı olan Atatürk Barajı’nın toplam maliyeti 4 milyar dolar. Eğer bu 128 milyar heba edilmeseydi bugün tamı tamına 32 tane Atatürk Barajı yapılacaktı, 32 tane Atatürk Barajı. (CHP sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar) Eğer sizin beceriksizliğiniz olmasaydı bu 128 milyar dolarla tam 4 tane GAP projesi bitirilmiş olacaktı. (CHP sıralarından alkışlar) İşte, siz milletin parasını çarçur ettiniz ve bu projeler de kaynak yetersizliği nedeniyle tamamlanamadı.

Değerli milletvekilleri, bütçeye baktığımızda, bütçede 245 milyar lira açık var, 179 milyar TL faiz giderleri var. Bu bütçeye baktığımızda bütçe ne diyor biliyor musunuz arkadaşlar? “Enflasyonu, işsizliği artıracağım” diyor. “Gelir dağılımını bozacağım.” diyor. “Geçim sıkıntısını artıracağım.” diyor. “Dışa bağımlılığı artıracağım.” diyor “Eğitimde, sağlıkta, teknolojide hiçbir şey yapmayacağım.” diyor. “Türkiye’yi geri bırakacağım.” diyor. Bu bütçe ne diyor biliyor musunuz arkadaşlar? Bu bütçe “Vallahi billahi iktidarınızı ben de kurtaramam.” diyor! (CHP sıralarından alkışlar)

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Bravo!

ABDURRAHMAN TUTDERE (Devamla) – Değerli arkadaşlar, bütçeniz, faiz bütçesidir; bütçeniz, fakiri fukarayı ezen bütçedir; bütçeniz, zengin ve mutlu azınlığı koruyan bütçedir; bütçeniz, devleti soyan bütçedir, israf ve tahribat bütçesidir; bütçeniz, işsizliği artıran, gelir dağılımında adaleti bozan bütçedir, açlığı ve yoksulluğu artıran bütçedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ABDURRAHMAN TUTDERE (Devamla) – Sayın Genel Başkanımızın tabiriyle, bütçeniz, haramzadelerin bütçesidir. (CHP sıralarından alkışlar) Halkın iktidarında halkı üstün tutan bütçeyi inşallah biz yapacağız.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar)

BAŞKAN – Söz sırası Sayın Bedri Serter’e aittir.

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) – Sayın Başkanım, Sanayi Bakanımız yok uzun zamandan beri, kendisi nerede acaba?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR KUVVET ERİM (Aydın) – Gelecek, gelecek, lavaboya gitti.

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) – Yani uzun zamandan beri yok.

HAŞİM TEOMAN SANCAR (Denizli) – Bir saattir yok, bir saattir yok.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Serter. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA BEDRİ SERTER (İzmir) – Teşekkür ederim.

Ben de farkındayım; Sayın Bakana konuşacağız üç yüz altmış beş günde bir gün, bugün yine yok; olmaz. Bakanın burada olması lazım, ben Bakana konuşacağım, lütfen buraya gelsin, lütfen. (CHP sıralarından alkışlar)

Sayın Başkan, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı bütçesi üzerine söz aldım. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

2 şehidimiz var, ciğerimiz yanıyor. Engin Başkanım çok güzel söyledi. Artık son olsun. Evlat büyütmek ve yetiştirmek çok zor ama kaybetmek çok kolay.

Sayın milletvekilleri, KOBİ’nin açılımını aramızda bilmeyen yoktur umarım. En fazla 250 çalışan ve 125 milyon TL ciro yapan işletmelere KOBİ işletmeleri denir. Türkiye’de kurulu yaklaşık 3,9 milyon işletmenin yüzde 99’u KOBİ’dir. Bu KOBİ’lerin, şu anda, iktidarın yaptığı vahim hatalarla ne duruma düştüğünü sizlere izah edeceğim. Dedim ya, KOBİ’lerin sermayesi o kadar büyük değildir. En küçüğü -tarif edeceğim size- bir bakkal dükkanı kadar küçük; en büyüğü, yanında 250 işçi çalıştıracak bir tekstil atölyesi kadardır. Bu KOBİ’lerin sahipleri, öz varlıklarıyla, düğünlerde evlatlarına takılan takıları bozarak, aile ve akrabalarından borç para alarak işletmelerini kurarlar. KOBİ’lerin kurucularının, devletlerinden çok beklentileri yoktur. Onların mutlulukları, yanlarında çalıştırabildikleri ve emekleri karşılığında maaşlarını ödeyebildikleri çalışma arkadaşlarıyla birlikte alın teri döküp onları üretmektir. Bir de neyi önemsiyorlar biliyor musunuz? Devlete olan vergi, SGK, elektrik ve su borçlarını eksiksiz ve zamanında yatırmayı bir namus borcu bilirler. Hükûmetten tek beklentileri Türkiye’yi iyi yönetmeleridir. “Bizler kendi yağımızda kavruluyoruz, bizlere gölge etmeyin, başka ihsan istemiyoruz.” diyorlar.

Bu KOBİ işletmeleri, o kadar hayatın içinde insanlardır ki Hükûmetin yaptığı en küçük bir hatayı gözden kaçırmazlar. Vatanlarını çok severler. Onlar, cumhuriyetin temel ilke ve değerlerini, Büyük Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti’ne neler emanet ettiğini ve neler kazandırdığını çok iyi bilirler. (CHP sıralarından alkışlar) Tüm KOBİ’lerde Büyük Atatürk’ün, Büyük Önder’in resimlerini görürsünüz. Haramı da helali de çok iyi bilirler, hiç gözlerinden kaçmaz. Çünkü en küçük işletme, aileleriyle birlikte 10 kişiye aş, ekmektir; en büyük KOBİ de 1.500 kişiye aş, ekmektir; o yüzden kazançlarını helal bilirler.

KOBİ’lerimiz, salgından önce de birçok olumsuzlukla karşı karşıya kalmışlardı. Covid salgını, KOBİ’lerin çökmesinin tuzu biberi oldu, tablo çok ağırlaştı. Nitekim, pandemi dönemi sonrası çıkan acı tabloyu Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay çok net açıkladı. 11 Mart-22 Kasım tarihleri arası 86 bin iş yeri kapandı. Bu ne demek biliyor musunuz? Ortalama 10 milyon insanın çorbasız ve ekmeksiz kalması. (CHP sıralarından alkışlar) Ama Hükûmet hâlâ bunları göz ardı edip pansuman tedavileriyle günü kurtarmaya çalışmakta.

Hoş geldiniz Sayın Bakan.

Bu tedavilerden biri de KGF kredileriydi. Üç yıl önce KGF kredileri çıktı, tabela şirketlerine 30 milyon, 100 milyon, 200 milyon dağıttılar; sanki babalarının parasını dağıttılar. Sonra ne oldu, hani hesabı sorulmuyordu bunların? Evet, Sayıştay raporlarında dahi bu rakamlar çıkmadı. Çıkmaz yola giren bir iktidarın geldiği son nokta, Merkez Bankası rezervlerinin eksi 60 milyonlara varması. O akşam Merkez Bankası Başkanının kellesi gitti. Sonra ne oldu? “Bu, çok önemli arkadaşlar.” derdi ya damat bakan, damat bakan “Allah sonumuzu hayırlı etsin.” “tweet”iyle çekti gitti. (CHP sıralarından alkışlar) Yok, bilen var mı damat bakan nerede?

Ayrıca bugün gelinen noktada 3 milyon 800 bin KOBİ’nin yani tümünün bankalara borcu var. Kredi borçları 860 milyar lirayı bulmuş, 288 bini takibe girmiş durumdayken, o tabela şirketlerine verilen kredilerin birer milyonu bunlara dağıtılsaydı bu Covid’i mükemmel geçerlerdi, siz de sıkıntı çekmezdiniz.

Yine kime satıldığı belli olmayan 128 milyar dolardan, aldı-sattıyla para kazananlardan gelen rakam, kâr rakamından 1,5 milyon KOBİ’mize destek verilecekti; haram olsun, zıkkım olsun onlara! (CHP sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar) İngiltere’deki tefecilere giden 192 milyar dolar faizle kaç KOBİ’yi kurtarırdık, kaç fabrika yapardık, kaç işletme kurardık? 13 milyon işsizimiz var Sayın Bakan, 13 milyon işsiz gencimiz var, bu paraların oralara gitmesi lazımdı. Peki, bu faizler neden ödenmiştir? Yol, köprü ve yapılacak olan hızlı tren inşaatlarına dış kaynakla gelen paralar üç beş müteahhide verilmiştir, 85 milyon insanımız iliklerine kadar sömürülmüştür. Daha dün Van’dan… A, sürem bitti…

Evet “Artık yeter.” diyor KOBİ’ler, memleketimizin KOBİ’leri “Gelin, bizi kurtarın.” diyorlar. En kısa zamanda geliyoruz iktidara, hep beraber geleceğiz. (CHP sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar)

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) – Hayal, hayal! Rüya, hayal!

BEDRİ SERTER (İzmir) – Geliyoruz, geliyoruz.

BAŞKAN – Söz sırası, İsmail Atakan Ünver’e ait.

Buyurun Sayın Ünver. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA İSMAİL ATAKAN ÜNVER (Karaman) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; KOP Bölge Kalkınma İdaresi bütçesi hakkında söz aldım, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

KOP idaresinin kuruluş amacı dikkate alındığında Türkiye’nin tarım alanlarının beşte 1’ine sahip KOP bölgesinde birinci öncelik, sulanan alanları, böylelikle de tarımsal üretimi artırmak olmalıdır. Mesela, Karaman’da 120 bin dekarında sulu, 130 bin dekarında kuru tarımın yapıldığı tarım alanlarında sulanan alan miktarı artırılmalı ki Karaman’da daha verimli tarım yapılabilsin. Bunu yapabildiniz mi? Hayır, yapamadınız. İki yıldır, gelin, Diyarbakır, Şanlıurfa, Mardin, Siirt, Şırnak, Batman illerinde 2018’den beri yaptığınız gibi tarımsal elektriğe en az beş yıl süreyle yüzde 65, 55, 45, 35, 25 oranında destek verin diyorum, onu da yapmıyorsunuz. O zaman bu KOP idaresini niye kurdunuz? Geçen yıl bütçe görüşmelerinde, KOP bölgesinde projelerin bir türlü bitirilemediğini söylemiştim, bu sene de değişen bir şey yok. Bu bağlamda, Karaman’da bitirilemeyen bazı projelerden bahsetmek isterim.

Karaman-Konya Hızlı Tren Hattı: 2014 yılında başlandı, 2015 yılı sonunda bitirileceği söyleniyordu. O zamandan beri hep “Gelecek yıl.” denildi, 2020 yılının sonuna geldik ama o “gelecek yıl”, hiç gelmedi.

21 kilometrelik Karaman Çevre Yolu: 2014 yılında başladı, 2021’e giriyoruz, daha, 2016’da hizmete alınacağı söylenen birinci etabı hizmete alınamadı. Ulaştırma Bakanlığı, 2019 yılında hazırladığı yatırım dosyasında projenin 2021’de biteceğini açıklamıştı, bitmesi imkânsız.

Karaman-Ermenek Yolu: Karaman’ın Ermenek, Sarıveliler, Başyayla ilçeleriyle doğrudan standart bir kara yolu bağlantısı yok. Bu ilçelerimize, Konya veya Mersin il sınırları içinden yaklaşık 100 kilometrelik bir seyahat yaparak ulaşabiliyoruz. Bu, il olduğumuzdan beri ve son on sekiz yılında AK PARTİ’nin iktidar olduğu otuz bir yıllık bir ayıp. Sanki yenilir bir şeymiş gibi her bahiste “Yol yaptık.” diye övünen AK PARTİ, 107 kilometrelik bu yolu on sekiz yılda tamamlayamadı. Bu yol, Ulaştırma Bakanlığının 2023 yılı bölünmüş yol hedefinde de yok. Bakanlığa sordum, yazılı soru önergeme verdikleri cevapta bitirileceği tarih, yine yok.

Sertavul tünelleri: 2017’de başladı, 2021’de bitirilecekti. Bittiğinde Karaman’dan kırk beş dakikada denize ulaşılabileceği söylense de bugün itibarıyla bunun, oldukça uzun bir süre daha gerçekleşmeyeceği kesin. Tam bir hayal ticareti.

Karaman Lojistik Merkezi: 2016’da ortaya atıldığında, sanki hemen yarın hizmete alınacak ve tüm dertlere çare olacak gibi anlatılıyordu. Ulaştırma Bakanlığının bütçe sunumuna göre, henüz etüt ve planlama aşamasında.

Karaman Havalimanı: Proje, unutuldu gitti, ne başlanacağı ne bitirileceği tarih belli. 2017’de Cumhurbaşkanı Erdoğan, Karaman’a 2 milyon yolcu kapasiteli havaalanı yapılacağı müjdesi verdiğinde, AK PARTİ’li siyasetçilerin çakasından geçilmiyordu, şimdi, kimsede ses hatta tık yok. (CHP sıralarından alkışlar)

Çamlıca Viyadüğü: 2016’da temeli atıldı, 2018 sonunda tamamlanacak ve Türkiye'nin en yüksek köprüsü olacaktı. Şimdi, yerinde sadece temel diye dökülen bir kürek beton var.

Şehir stadyumu: 2017 yılında başlandı, altı yüz elli takvim gününde tamamlanacaktı, 2021’e girmek üzerindeyiz stadyum hâlen bitirilemedi. Kaç takvim günü olmuş? Siz hesaplayın.

Kapalı spor salonu: 24 Aralık 2015’te ihalesi yapıldı, 2017 yılı içerisinde hizmete açılması hedefleniyordu, hâlen hizmete alınamadı.

Kendilerini milletin parasıyla yapılan bu projelerin sahibi olarak görenler, zamanında bitirilme şansı kalmayan bu projelere sahip çıkmalı artık. Bir an evvel bitirilip hizmete sunulmasını, sağlamalarını, en azından bu şekilde zevahiri kurtarmayı denemelerini öneriyorum. (CHP sıralarından alkışlar) Ya da bildikleri yolda devam etsinler. İlk seçimde biz gelince hepsini tamamlar, üzerine de yenilerini ekleriz.

AK PARTİ ve MHP’nin getirdiği tek adam rejimi, Covid-19’un yarattığı yönetsel ve ekonomik kriz altında ve beceriksiz bakanların elinde işçisinden memuruna, esnafından sanayicisine, çiftçisinden emeklisine, öğrencisinden işsizine kadar millet, inim inim inlemektedir. Bilsinler ki bu bütçede onların dertlerine çare yok. Bu konularda sesleri duyulmayan iktidar mensubu siyasetçiler, zaman zaman ulaşabilirlerse bakanlarla fotoğraf çektirip “Sorunları ilettik.” algısı yaratmaya çalışıyorlar. Velev ki öyle olsun; iktidar makamı, rica makamı değildir arkadaşlar; icra makamıdır. Siz sorun üretmeyeceksiniz, çözeceksiniz. Millet menfaatine olmayan yasalara parmak kaldırıp sorunun bir parçası olmayacaksınız. On sekiz yıldır iktidarsınız, bir sorun varsa müsebbibi sizsiniz. (CHP sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar)

Benim bir temennim var: Allah, hiç kimseyi -ve dahi hiçbir siyasetçiyi- TOKİ’nin, müteahhit kafasıyla ve hazinenin imkânlarıyla yapıp vatandaşların parasıyla sattığı daireleri veya bir inat uğruna yapımında ısrar edilen millet bahçeleri ile kıraathanelerini ya da yapılan ve yapılacak cezaevlerini proje ve kentlere “yatırım” diye sunmak durumunda kalan siyasetçi, milletvekili, bakan, Cumhurbaşkanı çaresizliğine düşürmesin.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Çetin Arık…

Buyurun Sayın Arık. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA ÇETİN ARIK (Kayseri) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Gazi Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Yine, içinde bolca rakam olan ama özünde, ekmeğe muhtaç edilen yurttaşın olmadığı bir soygun bütçesiyle karşı karşıyayız. Ülkemizde nasıl bir soygun, nasıl bir vurgun düzeninin oluşturulduğunu ilim Kayseri’nin küçük bir ilçesinden örnek vererek açıklamak isterim. Tomarza, 22 bin nüfuslu küçük bir ilçe, yönetim Adalet ve Kalkınma Partisinde. Nasıl ki ülkemizin kaynakları 5’li çeteye aktarılıyorsa Tomarza’da da benzer bir yapı kurulmuş.

HÜSEYİN ŞANVERDİ (Hatay) – Yalova’dan da bahsedin.

ÇETİN ARIK (Devamla) – Tomarza Belediyesi, 2017 yılının Ocak ayından başlamış, Aralık ayına kadar, Belediye Başkan Yardımcısına ait olan “Sema Yapı” adlı bir firmaya tam 4 trilyon lira para ödemiş. 2016’da, 2018’de, 2019’da, 2020’de ne kadar ödendi, bilemiyorum. Çikolata kutularında milyon dolar alanları büyükelçi olarak atayanlar bu rakamlara gülüyor olabilirler “Bunda da ne var canım!” diyebilirler ama bizim, tüyü bitmemiş yetimin kuruşunu sormak namus borcumuzdur. (CHP sıralarından alkışlar)

Sürem altı dakika, biliyorum ki belediyenin ödediği bu faturaları tek tek anlatmaya vaktim yetmeyecek. Bir yılda yaklaşık 100 tane fatura kesilmiş ama hiçbiri 55 bin lirayı geçmemiş. Çünkü 55 bin lirayı geçerse ihaleye çıkmak zorunda kalacak “Al gülüm, ver gülüm.” diyemeyecek. Bu faturalardan birkaç tane örnek vermek isterim sizlere.

HÜSEYİN ŞANVERDİ (Hatay) – Menemen’den de örnek verir misiniz Beyefendi, Menemen’den?

ÇETİN ARIK (Devamla) – Belediye Başkan Yardımcısı, Dadaloğlu Kayapınar Mahallesi’ne “Yol yaptım.” diyerek 17.500 lira fatura kesmiş. Faturada ne var? Çimento var, briket var, kireç var, yağlı boya var, dış cephe boyası var. Faturada ne yok? Yol yapıyor, kum yok, asfalt yok sayın milletvekilleri. (CHP sıralarından alkışlar) Üstelik yağlı boyanın litresini de KDV hariç 220 liraya fatura etmiş. Bugün en iyi yağlı boyanın litresi 22 lira. AKP’nin Sayın Grup Başkan Vekili, bir milletvekilinizi görevlendirin, beraber gidelim, bir kutu yağlı boya alalım şu anda. Tam üç yıl önce 10 katı fatura kesmiş Sayın Belediye Başkan Yardımcısı.

Yine, bir diğer fatura, “Üçkonak Mahallesi’nin Köy Konağının çatısını onardım.” diye 41 bin liralık fatura kesmiş. Faturada ne var? Çatı yapıyor, bakınız, mantolama, fayans, petek, iç cephe boyası. Faturada ne yok? Kiremit yok. (CHP sıralarından alkışlar) İbrahim Bey, kiremit yok, çatı yapıyorsunuz kiremit yok; yol yapıyorsunuz, asfalt yok. Yol yapımında dış cephe boyası var, çatı yapımında iç cephe boyası var. İşte bir vurgun düzeni, işte bir çürümüşlük.

HÜSEYİN ŞANVERDİ (Hatay) – Hatay Büyükşehirin araç kiralamalarından bahset.

ÇETİN ARIK (Devamla) – Yine, Pusatlı Mahallesi’ne tuvalet yapmış, Sayın Grup Başkan Vekilim, 44 bin liralık fatura kesmiş, tuvalete. Kullanılan malzeme çatıyla aynı, yolla aynı, hiçbir fark yok çünkü! Bakınız, Başkan Yardımcısı hızını alamamış üç ay sonra Pusatlı’ya bir tuvalet daha yapmış ama bu sefer otomatik kapı yok, faturayı da 53 bin lira kesmiş. 53 bin liralık fatura kesmiş, sayın milletvekillerim. Yol yapımında, çatı yapımında, tuvalet yapımında aynı malzeme kullanılıyor, çünkü bu faturalar hayali faturalar. Üstelik Pusatlılı hemşehrilerimin içine edecekleri 100 bin liralık tuvalete de ihtiyaçları yok. (CHP sıralarından alkışlar) Ürünü tarlasında kaldı, Mehmet emminin traktörü hacizli, ahırında ineğinin yiyeceği samanı yok, Ayşe teyzemin bileziğini satıp okuttuğu, öğretmen ettiği çocuk evinde bekliyor, atanamamış. Ali emmimin mühendis olmuş çocuğu, babasından utanıp anasının mutfak harçlığını alıyor. Sayın milletvekilleri, bakın, daha dün Samsun’da 45 yaşındaki bir vatandaşımız, avucunun içine “iş, aş” yazarak intihar etti. İnsanlar ölüyor, insanlar aç, insanlar işsiz.

Değerli milletvekilleri, bu da Belediye Meclis üyesine ait akaryakıt istasyonundan belediyenin LPG’li ve benzinli araçlarına kesilen 46.500 liralık fatura. Belediyede LPG’li araç yok, Belediyede benzinli araç yok; eli nasırlı, alın terini toprağa akıtan Tomarzalı çiftçimize gönderilen haciz de bu; 76 bin lira İbrahim Bey, 76 bin lira. (CHP sıralarından alkışlar) Namuslu, evine ekmek götürmek için Zamantı suyundan tarlasına su çekmiş, 76 bin lira haciz gitmiş. Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana, fakirin sırtından doyan doyana. (CHP sıralarından alkışlar)

Sayın milletvekilleri, bu da Tomarza Belediye Başkanının babasının dükkânından alınan fatura, Işık Market’ten. Belediye Başkanı “çok kirlendik” diye babasının dükkânından 5.500 liraya sıvı sabun almış. Sayın Başkan, ne kadar OMO varsa, ne kadar Tursil varsa, ne kadar Persil varsa alayını Zamantı suyuna dökünüz; 3 değil, 40 defa da yıkansanız gene de temizlenemezsiniz. (CHP sıralarından alkışlar) Çünkü AKP İlçe Başkanının 60 liralık otel parasını Belediyeye ödetecek kadar kirlenmişsiniz! Yazıktır, günahtır, ayıptır! (CHP sıralarından alkışlar)

HÜSEYİN ŞANVERDİ (Hatay) – CHP’li belediyenin fuar alanını sattığından niye bahsetmiyorsunuz Beyefendi?

BAŞKAN – Söz sırası…

HÜSEYİN ŞANVERDİ (Hatay) – Cevap verin, belediye fuar alanını satıyor ama bunu da konuşmuyorsunuz?

BAŞKAN – Sayın Milletvekili…

ÇETİN ARIK (Kayseri) – Faturayı vereyim mi?

BAŞKAN – Sayın Arık, teşekkürler.

Söz sırası, Sayın Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu’na ait.

Buyurun Sayın Bakırlıoğlu. (CHP sıralarından alkışlar)

HÜSEYİN ŞANVERDİ (Hatay) – CHP’li belediye fuar alanını satınca haberiniz olmuyor, siz de konuşmuyorsunuz.

ÇETİN ARIK (Kayseri) – Faturaları inceler misin?

HÜSEYİN ŞANVERDİ (Hatay) – Hatay Büyükşehiri inceleyin, fuar alanını satıyor Hatay Büyükşehir, haberiniz yok. Fuar alanını satıyorsunuz, gidin inceleyin Hatay Büyükşehiri. Araç kiralamalarını inceleyin.

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, hatibi dinleyelim.

Buyurun Sayın Milletvekili.

CHP GRUBU ADINA AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) – Değerli milletvekilleri, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı 2021 bütçesi üzerine söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlarım. (CHP sıralarından alkışlar)

Sanayi sektörünün, ekonominin en önemli sektörlerinden biri olduğu şüphesiz bir hakikat ve sanayinin, bilhassa imalat sanayisinin yapısı, yarattığı katma değer, sanayi üretimindeki büyüme, kapasite kullanım oranları ve verimlilik, hiç şüphe yok ki ülkenin büyümesine, istihdamına, ihracatın ithalatı karşılama oranına ve dolayısıyla cari açığın kapatılmasına büyük katkı yapmaktadır.

Peki, ülkemiz, sanayi üretiminde ne noktada? Durumu daha iyi anlamamız için size birtakım veriler sunmak istiyorum. 2000’li yılların başında ihracattaki yüksek teknolojili ürünlerin payı yüzde 6,73’müş. Yıl 2019 ve bu oran yüzde 3,62’ye düşmüş. 2014 yılında ihraç ettiğimiz emtianın kilogramı ortalama 1,59 dolarmış; sene 2019, bu tutar 1 doların altına inmiş. Türkiye’nin dünya mal ihracatı içindeki payı 2019 yılı itibarıyla yüzde 0,98 ve bu pay yıllardan beri yüzde 1’i aşmıyor.

Rekabet gücümüz günden güne erimekte. Dünya Ekonomik Forumu tarafından hazırlanan 2019 Küresel Rekabetçilik Raporu’na göre Türkiye, 141 ülke arasında 61’inci sırada. 2014 yılında 43’üncü sıradaymışız; sene 2019, 61’inci sıradayız. Alt parametrelerde durum daha da beter. Özetle Türkiye yeni bir teknolojik değişimin evresinde, görece zayıf ulusal inovasyon sistemi ile kuvvetli küresel değer zinciri arasında sıkışmış, katma değeri yüksek ürün üretmekte zorlanan, rekabet gücünü de günden güne yitiren bir ülke.

Değerli milletvekilleri, tüm dünya bir virüsle mücadele etmekte ve bu virüs, dünyada olduğu gibi, ülkemizde de ekonomik olarak bir yıkım meydana getirdi. Ancak ülkemiz burada dünyadan ayrışmakta. Türkiye bu pandemiye dünyanın en kırılgan ekonomisi olarak girdi. Birleşmiş Milletler Kalkınma ve Analiz Bölümünün 2018 yılında hazırladığı rapora göre Türkiye Ekonomik Kırılganlık Endeksi’nde dünyada 1’inci sırada. Yani en kırılgan ekonomiye sahip olan ülke, dünyada şu anda Türkiye. İşte, bu nedenledir ki dünyada bir tek Türkiye Cumhuriyeti, vatandaşına IBAN numarası vermek zorunda kaldı. (CHP sıralarından alkışlar)

İşte, bu sebepten dolayı dünyadaki birçok ülke esnafına, emeklisine, çiftçisine, yurttaşına milyarlarca dolar, milyarlarca avro hibe verirken biz esnafımızı, sanayicimizi, çiftçimizi, yurttaşımızı milyarlarca lira borçlandırdık ve bir de vatandaşın devlete olan SGK ve vergi borçlarını yapılandırdık. Bir yandan pandemi var, ekonomik durgunluk var, kriz var ve bunun için bol bol borç veriyorsun, diğer yandan da bu borç verdiğin insanlara dönüp “Geçmişe ait borçlarınızı yapılandırdım. Bir zahmet ocak, şubat aylarında ödemeye başla.” diyorsun. Ve diğer taraftan da yandaşın milyarlarca liralık borcunu siliyorsun; yetmiyor, bütçe açığını kapatsın diye Tunus’a 5 milyon dolar hibe veriyorsun. Öyle mi? Rahmetli İsmet Paşa’nın bu durumlarda söylediği güzel bir şey var: “Hadi canım sen de! Hadi canım sen de!” Bu olay bile iktidarın gerçeklerden ne kadar kopuk olduğunu bizlere göstermekte.

Konumuz sanayi ise KOBİ’lerden bahsetmeden olmaz. Çünkü ülkemizdeki sanayinin amiral gemisi KOBİ’ler. KOBİ’lerin istihdamdaki payı yüzde 60, ihracat içindeki payı yüzde 55 ve imalat sanayisi üretimindeki payı yüzde 99 ve KOBİ’lerimiz, bu ekonomik buhrandan en çok etkilenen kesimlerin başında geliyor.

Değerli milletvekilleri, yakın zaman önce parti olarak KOBİ’lere ziyaret yaptık. KOBİ’lerimizi dinledik ve çözüm önerilerimizi Genel Başkanımız madde madde anlattı. Salgın döneminde birçok işletmede siparişler düşmüş, cirolar düşmüş, kapasiteler düşmüş, her şey düşmüş ancak maliyetler artmış. İşin kötüsü, maliyet hesabı yapamaz hâle gelmişler. Dolar kurunu takip etmekten işlerini takip edemez hâle gelmiş bizim KOBİ’lerimiz. En kötüsü, ümitlerini kaybetmişler. Onlara göre gelecek karanlık ve artık yeni yatırım yapma iştahları da yok.

Maliyetler arttı demiştik, artan bir diğer şey ise borçları. KOBİ’lerimizin bankalara olan borcu ekim ayı itibarıyla 862 milyar lira, geçen sene ekim ayında bu rakam 618 milyar liraydı. Artış ne kadar biliyor musunuz? Yüzde 40. KOBİ’lerimizin bankalara olan borcu bir yılda tam yüzde 40 artmış; bu, inanılmaz bir rakam. Bankaların alacakları takibe koyma süreleri doksan günden yüz seksen güne çıkarıldı ve bu uygulama 2021 Haziranına kadar uzatıldı. Bu uygulamayla amaç firmaların iflasını engellemek. Dünyadaki diğer ülkeler de buna benzer yöntemler uygulamakta ancak 2021 yılının kışında dünyada büyük bir iflas dalgası beklenmekte. Yapılan çalışmalarda 2021 yılında 2019 yılına göre iflaslar yüzde 35 artacak.

Geçen sene bütçe görüşmelerinde 2020 yılı için “Kara kış değil, nükleer kıştır.” ifadesini kullanmıştık. Görünen o ki: 2021 senesi küresel bir krize gebe ve hâl böyle iken dünyanın ekonomik olarak en kırılgan ülkesi Türkiye ve ne yazık ki tartıştığımız bütçe, yaklaşan bu nükleer kışa karşı KOBİ’lerimizi, esnafımızı, çiftçimizi, işçimizi kısaca yurttaşımızı korumaktan çok çok uzak.

Bu duygularla Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Söz sırası, Samsun Milletvekili Sayın Kemal Zeybek’e aittir.

Buyurun Sayın Zeybek. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA KEMAL ZEYBEK (Samsun) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2021 yılı Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının bütçesi hakkında söz almış bulunmaktayım.

Türkiye, bilime ve teknolojiye verdiği önem kadar yükselebilecektir. Türkiye’nin millî gelirden AR-GE harcamaları için ayırdığı pay, AB ülkelerinde ortalama 2,4 olduğu hâlde Türkiye’de yüzde 1’dir.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının tek adam talimatı, Cumhurbaşkanlığı tarafından ayrılan yaklaşık 12,6 milyar liralık bütçesi, Bakanlığın destekler için ayrılan 4,1 milyarlık bütçesi sanayiciye destekçi olamaz. Bakanlığın yayınladığı Sanayi Strateji Belgesi’nde öngördüğü hedeflerinin millî ve yerli sanayiyle, teknoloji olarak da sanayi hamlesinin Bakanlıkça uygulanan teşvik ve destek uygulamalarıyla ilgisi bulunmamaktadır. (CHP sıralarından alkışlar)

Türkiye ekonomisi, küçük ve orta boy işletmelere dayanıyor. Sanayilerde çalışanların yüzde 60’ı, yüzde 70’i; küçük işletmelerde istihdam ediliyor. Bu işletmelerin destekler olmadan ayakta kalmaları da mümkün değildir Sayın Bakanım. (CHP sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar) Daha vahimi, bu işletmelerin ekonomik faaliyetten çekilmeleri, işsizliğin yüzde 50’yi aşabileceğini söylemek, kehanet sahibi olmak değildir; bu, şimdiden gözüküyor Sayın Bakan.

Değerli milletvekilleri, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının bir başka adı da teşvik Bakanlığıdır. Ülkemizin sanayisinin ve teknolojisinin gelişmesi çok önemlidir. Bakanlığın uyguladığı teşvikler çok fazla mevzuatlarla dolu olup hangi sektöre hangi kuruluşa destek ve teşviklerin verileceği bilinmemektedir. Teşvik sistemi basitleştirilmeli ve mümkün olduğunca tek bir kuruluşta toplanmalıdır Sayın Bakan. Sanayi Bakanı, bütçe kitapçığında belirttiği üzere on yılda 3,2 milyar lira yatırım ve teşviklere kredi faiz destek ödemesi yapıldığını anlatmakta. Son on yılın bütçesini 2020 yılı bütçesiyle eskalasyon yaptığımızda yaklaşık 8 trilyon lira para eder. Böylesine kullanılan bütçede 3,2 milyar lira teşvik faizi desteği verilmesi yeterli değildir, gülünçtür. Yatırım teşvik belgeleri yatırımlarında kullanılan kredilerin faizleri yüzde 100 devlet tarafından karşılanmalıdır. Cumhuriyet Halk Partisi iktidarı da bunu mutlaka yapacaktır. (CHP sıralarından alkışlar)

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) – Rüyanda görürsün, rüyanda.

KEMAL ZEYBEK (Devamla) - Sizin uygulamalarınız üzere, bu desteklerle işsizlik yüzde 20-30’larda devam eder; sanayi gelişmez, yatırımlar yapılmaz, üretim olmaz, dışa bağımlılık artar; her yıl 70-80 milyar dolarlarda cari açıklar devam eder. (CHP sıralarından alkışlar)

Bütçeyi yapan, “Her şeyi ben yaparım, ben bilirim.” diyen tek karar alıcı Cumhurbaşkanına sesleniyorum: Bu bütçeyi siz yaptınız, Bakanın eline de verdiniz. Sanayiciyi destekleyin, yatırımcılara daha çok kredi kullanım miktarları açılsın, kullanılan kredilerin taksit ödeme süreleri uzatılsın, faizlerin yüzde 100 tamamı ödensin, yatırım olsun, istihdam olsun, üretim olsun, insanlar iş bulsun. Karşılıksız para basarak bu ülkeyi borçlandırdınız. Çocuklarımızın geleceğini yok ettiniz. Merkez Bankası aracılığıyla Halk Bankasına, Vakıflar Bankasına, Ziraat Bankasına ülkenin elde etmediği, karşılığı olmayan paraları pompaladınız.

Sayın Bakan, bu ülkede sanayicinin yatırım yapması, işçinin, üreticinin iş bulması, üretim yapması, ülkenin ekonomisinin sağlıklı büyümesi demektir. Bu bütçe, sanayicinin, esnafın, işçinin, çiftçinin, zanaatkârın, memurun, emeklinin, öğrencinin, hakkı yenenlerin bütçesi değildir. (CHP sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar)

Arkadaşlar, dün ilimde bir olay oldu, Canik ilçemizde. Bir yurttaşımız ellerine “İş, aş.” yazarak intihar etmiştir. Kendisine Allah’tan rahmet diliyorum, yakınlarına sabır diliyorum. Çok üzücü bir olay. İşte, eline “İş, aş.” yazıp intihar eden… Bu ülkeyi bu hâle getiren, bu insanların intiharlarına neden olan bu siyasal iktidarı kınıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

Genel kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Evet, söz sırası Sayın Ahmet Kaya’ya ait. (CHP sıralarından alkışlar)

Buyurun Sayın Kaya.

CHP GRUBU ADINA AHMET KAYA (Trabzon) – Genel Kurulu ve ekranları başında bizleri izleyen kıymetli yurttaşlarımızı saygıyla ve hürmetle selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, bütçe görüşmelerindeyiz. Vatandaşlar arıyor “Değerli Vekilim, bütçede bizim için ne var?” diye soruyorlar. “Maalesef istediğiniz hiçbir şey yok.” demek zorunda kalıyorum. Esnaflar arıyor, gençler arıyor, maalesef bunu söylüyorum arkadaşlar. Nasıl olsun? Bakın, bütçe rakamlarına baktım yatırıma 89,1 milyar lira ayrılmış, faiz giderlerine 179,5 milyar ayrılmış. Yani görünen şu ki: Memleketi batırmışsınız, faiz ve borç sarmalının içine sokmuşsunuz. Esnaflarımız dükkânlarını kapatmışlar, esnaflarımız destek bekliyor. Bir genelge yayınladınız, esnaflarımıza dediniz ki: “Dükkânlarınızı kapatın.” Hayhay. Esnaflarımızın tamamı bu genelgenize uyarak hareket etti fakat ondan sonra esnaflarımıza “Hâliniz nicedir, nasıl geçiniyorsunuz, evinize ekmek götürebiliyor musunuz?” diye sormadınız.

Şimdi, arkadaşlar, madem bu genelgelerle bu işler çözülebiliyor, bir genelge daha yayınlayın ve deyin ki: “Esnaflarımızın kirasını biz ödeyeceğiz, esnaflarımızın vergilerini biz ödeyeceğiz. (CHP ve İYİ PARTİ sıralarından alkışlar) Esnaflarımızın kredi borçlarını erteliyoruz”. Bunu esnaflarımız için, milletimiz için yapmak zorundasınız. Dünyanın birçok ülkesinde, birçok ulus -üzülerek söylüyorum- bunu vatandaşlarına yapıyor. Türkiye Cumhuriyeti devleti büyük bir devlettir, bunun gereğini de yapmak zorundasınız. Fakat sizin böyle bir derdiniz yok arkadaşlar, sizin millet diye bir derdiniz yok maalesef.

Bakın, Sayın Cumhurbaşkanı geçenlerde bir açıklama yaptı. Dedi ki: “Bazı ülkelere para desteği veriyoruz, 156 ülkeye de sağlık malzemesi ve ekipman desteği veriyoruz.” Allah’ım sen aklımıza mukayyet ol dedim bu sözleri duyduktan sonra. Arkadaşlar, kriz döneminde bu corona virüsü ortaya çıktıktan sonra IBAN atıp bu milletten para topladınız. Şimdi o paralarla Tunus’a 5 milyon dolar, Somali’ye 3,5 milyon dolar yardım gönderiyorsunuz. Ya memlekette millet aç, esnaf dükkânlarını kapatmış, emekli geçinemiyor, bu kadar sıkıntı varken siz tüyü bitmemiş yetimin parasını hoyratça başka ülkelere gönderiyorsunuz, buna hakkınız yok, bunu bir kere bilmelisiniz. (CHP sıralarından alkışlar) Eğer paramız varsa, eğer imkânlarımız varsa elbette yardım edeceğiz, biz yardımsever bir milletiz ama önce can, sonra canan.

Bakın, bu ülkede insanlar çöpten gıda maddeleri toplayıp yemek yapmaya çalışıyor. Sabahın erken saatlerinde bir sürü insanımız 25 kuruş ucuza ekmek alabilmek için ekmek kuyruklarına giriyor. İntihar edenler var -Kemal Bey anlattı az önce- “aş, iş” deyip intihar eden insanlarımız var, esnaflarımızın dükkânları kapalı, böyle bir şey olamaz arkadaşlar.

Ayrıca, 156 ülkeye sağlık yardımları yaptığımızdan bahsediyorsunuz. Bakın, arkadaşlar bu ülkede SMA’lı çocuklarımız var, geçenlerde anne, babaları geldiler, ağlaya, sızlaya “Yavrularımızı kurtarın.” dediler. Eğer paramız varsa devletin birinci görevi o yavrularımızın canını kurtarmak olmalıdır. (CHP sıralarından alkışlar)

Yine üniversite hastanelerimiz -ben Trabzon milletvekiliyim- Karadeniz Teknik Üniversitesi Hastanesi ve bütün üniversite hastaneleri sıkıntıda. Hastalar ameliyata giriyor, doktorlar -Şu nedir arkadaşlar? Ameliyat eldiveni, 10 kuruş, 20 kuruşluk ameliyat eldiveni- “Ameliyat eldivenimiz yok, eldiven getirin.” diyorlar, üniversite hastanelerimiz bu durumda. Baticon yok üniversite hastanelerimizde, bunun yerine sıvı deterjan kullanıyor bazı hastaneler, belki de bu yüzden insanlar enfeksiyon kapıyor, ölebiliyor. Bu sıkıntılarımız dururken sanki ülkemizde milletimizin, memleketimizin hiçbir derdi, sıkıntısı yok biz ülkelere para yardımı yapmaktan, ülkelere sağlık yardımı yapmaktan bahsediyoruz. Gerçekten akıl diyorum, gerçekten vicdan diyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlar, bakınız, şimdi, yine, az önce Sayın Grup Başkan Vekili de söyledi “Siyaset yalanla yapılmaz, haram olur.” dedi. Evet, arkadaşlar, bakın, bu ülkede yıllardır iktidarda bir siyasi parti var ve maalesef birçok konuda bu millete yalan söylüyor.

Bakın, dediler ki: “Cumhuriyet Halk Partisinin dikili bir ağacı yok.” “Cumhuriyet Halk Partisinin yaptığı bir fabrika yok.” “Cumhuriyet Halk Partisinin çaktığı bir çivi yok.”

Çok özür dileyerek, arkadaşlar, Cumhuriyet Halk Partisinin bu ülkeye yaptıklarını şöylece bir liste hâlinde, sizler de görün arkadaşlar. (CHP sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar)

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) – Hikâye onlar, onların hepsi hikâyeden şeyler, uyduruk şeyler. Ne yapmış, bir tanesini söyle.

AHMET KAYA (Devamla) – Bakın, şu gördüğünüz 15 metrelik liste Cumhuriyet Halk Partisinin bu ülkeye yaptığı fabrikalar, limanlar, sanayi tesislerinin listesidir. Alın, okuyun ve iftira atmayın.

Bakın, arkadaşlar, şu liste de, şu elimdeki liste de AKP’nin on sekiz yılda sattıklarının listesidir; bunu da atıyorum. (CHP sıralarından alkışlar) Bakın, arkadaşlar, 13 metrelik listedir arkadaşlar, AKP’nin sattıklarının listesidir arkadaşlar.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) – Millet hepsini biliyor, onların hepsi hikâye, yazdıklarının hepsi hikâye; hakikatleri millet biliyor. (CHP sıralarından gürültüler)

AHMET KAYA (Devamla) – Cumhuriyet Halk Partisi… Bakın, arkadaşlar, bakın, lütfen dinleyin, bu ülke 70 sentlere muhtaç olduğu günleri gördü, 70 sente muhtaç olduğu günler oldu bu ülkenin ama hiçbir iktidar bu ülkenin 70 kuruşluk malını satmaya tenezzül etmedi ta ki AKP iktidarına kadar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) – Şov yapmayacaksın. Şov değil, gerçekleri konuşacağız, bunlar şov. Şu yazdıklarını oku da görelim hele, CHP ne yapmış bu memlekete?

HÜSEYİN ŞANVERDİ (Hatay) – Şov yapma, şov yapma. Kayyum belediyelerinden bahset.

BAŞKAN – Evet, peki, teşekkür ederim Sayın Milletvekili.

AHMET KAYA (Devamla) – Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Akbaşoğlu, buyurun.

V.- AÇIKLAMALAR (Devam)

10.- Çankırı Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu’nun, Trabzon Milletvekili Ahmet Kaya’nın 230 sıra sayılı 2021 Yılı Bütçe Kanun Teklifi ile 231 sıra sayılı 2019 Yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin dördüncü tur görüşmelerinde CHP Grubu adına yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Çok teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; evet biraz evvel bir şov izledik ama CHP’nin seksen yılda yaptığı…

AHMET KAYA (Trabzon) – İşte, liste burada, buyurun.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – …CHP zihniyetinin seksen yılda yaptığı ancak kürsüden kendi sıralarına kadar geliyor ama AK PARTİ’nin yapmış olduğu hizmetler Edirne’den Kars’a kadar gidiyor. Evet, işte farkımız bu.

RAFET ZEYBEK (Antalya) – Sattıklarınızı kim yaptı? Kimin malını sattınız? Kim yaptı o fabrikaları?

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Değerli arkadaşlar, ne yaptınız… (CHP sıralarından gürültüler)

RAFET ZEYBEK (Antalya) – Her şey ortada.

CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) – Memleketi sattınız, şimdi zorunuza gidiyor.

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri…

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Sayın Başkanım, bir toplansın isterseniz.

BAŞKAN – Sayın Akbaşoğlu, buyurun, siz devem edin.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Şunlar toplansın, insicamımı bozuyor, ondan sonra süremi kullanayım bir zahmet Sayın Başkanım.

KANİ BEKO (İzmir) – Hepsini siz sattınız, hepsini.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Akbaşoğlu.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Şöyle, efendim, fark bu, Cumhuriyet Halk Partisinin seksen yılda yapabildikleri ancak kürsüden kendi sıralarına kadar gelebiliyor ama AK PARTİ’nin yaptıkları Kars’tan Edirne’ye kadar devam ediyor. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Seksen yılda…

BAŞKAN – Peki, teşekkür ederim, sağ olun.

RAFET ZEYBEK (Antalya) – Ne yaptınız? Fabrika satıp yol yaptınız.

KANİ BEKO (İzmir) – Kars’tan Edirne’ye kadar yolsuzluk yaptı bunlar, yolsuzluk, başka bir şey yapmadılar.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Bak, “Ne yaptınız?” diyor. Seksen yılda yapılan 6.100 kilometredir. On sekiz yıllık AK PARTİ iktidarında bu 27 bin kilometreye çıkarılmıştır, işte farkımız bu. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Peki, teşekkür ederim.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Farkımızı bir daha göstereyim: Ufuk farkı nedir? Bir tarafta dünyanın en büyük 3’üncü barajını yapan bir irade, bir tarafta da bizim yapmış olduğumuz, tadil etmiş olduğumuz çeşmeye musluk takan bir zihniyet. İşte fark bu, işte ufuk bu. (AK PARTİ sıralarından alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, milletvekillerimizin salonun havalandırılması konusunda bir talepleri var, salon havalandırılsın.

Birleşime beş dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 16.11

ÜÇÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 16.24

BAŞKAN: Başkan Vekili Celal ADAN

KÂTİP ÜYELER: Mustafa AÇIKGÖZ (Nevşehir), Necati TIĞLI (Giresun)

-----0-----

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 28’inci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.

IV.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

A) Kanun Teklifleri (Devam)

1.- 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/281) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 230) (Devam)

2.- 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/280), 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine İlişkin Olarak Hazırlanan 2019 Yılı Genel Uygunluk Bildirimi ile 2019 Yılı Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporu, 190 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay Denetim Raporu, 2019 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve 2019 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/1322) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 231) (Devam)

A) TİCARET BAKANLIĞI (Devam)

1) Ticaret Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Ticaret Bakanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

B) REKABET KURUMU (Devam)

1) Rekabet Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Rekabet Kurumu 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

C) HELAL AKREDİTASYON KURUMU (Devam)

1) Helal Akreditasyon Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Helal Akreditasyon Kurumu 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

Ç) SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI (Devam)

1) Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

D) GAP BÖLGE KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)

1) GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

E) DOĞU ANADOLU PROJESİ BÖLGE KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)

1) Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

F) KONYA OVASI PROJESİ BÖLGE KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)

1) Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

G) DOĞU KARADENİZ PROJESİ BÖLGE KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)

1) Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

Ğ) KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ İŞLETMELERİ GELİŞTİRME VE DESTEKLEME İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)

1) Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

H) TÜRK STANDARDLARI ENSTİTÜSÜ (Devam)

1) Türk Standardları Enstitüsü 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Türk Standardları Enstitüsü 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

I) TÜRK PATENT VE MARKA KURUMU (Devam)

1) Türk Patent ve Marka Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Türk Patent ve Marka Kurumu 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

İ) TÜRKİYE BİLİMSEL VE TEKNOLOJİK ARAŞTIRMA KURUMU (Devam)

1) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

J) TÜRKİYE BİLİMLER AKADEMİSİ (Devam)

1) Türkiye Bilimler Akademisi 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Türkiye Bilimler Akademisi 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

K) TÜRKİYE UZAY AJANSI (Devam)

1) Türkiye Uzay Ajansı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Türkiye Uzay Ajansı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

BAŞKAN -2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Komisyon? Yerinde.

Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına Sayın Bülent Tüfenkci.

Buyurun Sayın Tüfenkci. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

AK PARTİ GRUBU ADINA BÜLENT TÜFENKCİ (Malatya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Ticaret Bakanlığı bütçesi üzerinde AK PARTİ Grubum adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce Meclisimizi ve ekranları başında bizleri izleyen vatandaşlarımızı sevgi ve saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Sözlerime başlarken 2021 yılı bütçesinin ülkemize, Gazi Meclisimize ve yüce milletimize hayırlar getirmesini Cenab-ı Allah’tan temenni ediyorum.

Biraz önce muhalefetin gerçekten utandığımız bir şovunu izledik. Eğer AK PARTİ’nin hizmetlerini görmek istiyorlarsa doğuya gitsinler AK PARTİ’yi görürler, batıya gitsinler AK PARTİ’yi görürler, kuzeye gitsinler AK PARTİ’yi görürler, güneye gitsinler AK PARTİ’yi görürler. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Köprülerden geçerken AK PARTİ’yi görürler, Marmaray’dan geçerken AK PARTİ’yi görürler, şehir hastanelerine gittiklerinde AK PARTİ’yi görürler, organize sanayilere gittiklerinde AK PARTİ’yi görürler, esnafın yanında AK PARTİ’yi görürler, çiftçinin yanında AK PARTİ’yi görürler. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Salgın nedeniyle küresel ticarette daralma, uluslararası ticarette artan korumacı eğilimler ve ekonomimize yönelik saldırılara rağmen AK PARTİ Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde kararlılıkla çalışmaya devam ediyor. Krizi en az hasarla atlatmamız ve hızlı bir şekilde toparlayabilmemiz için gerekli tedbirleri Cumhurbaşkanlığı Kabinesi aldı, alıyor. Nitekim bunun sonuçlarını da görmeye başladık. Türkiye ekonomisi 3’üncü çeyrekte yüzde 6,7 büyüyerek verisi açıklanan G20 ülkeleri içerisinde en hızlı büyüyen ülke olmuştur. 3’üncü çeyrekte elde ettiğimiz güçlü büyüme oranları ülkemizin hızlı bir toparlanma sürecine girdiğini göstermektedir.

Tekrar uygulamaya konulan salgın kısıtlamalarına rağmen 2020 yılını pozitif bir büyümeyle kapatmayı öngörüyoruz. Satın alma gücü paritesine göre dünyanın en büyük 13’üncü, OECD’nin ise en büyük 7’nci ülkesiyiz. Dünya İş Yapma Kolaylığı Endeksi’ne göre de 2020 sıralaması sadece son iki yılda 27 basamak arttı.

Pandemi nedeniyle tüm dünyanın karşı karşıya kaldığı yakın tarihimizin en ciddi küresel ekonomik daralmasına karşılık Ticaret Bakanlığımız ihracatımızın sekteye uğramaması ve bu süreçten asgari düzeyde etkilenmemiz için çalışıyor. Yeni pazarlar, yeni hedefler ve yenilikçi ihracat yaklaşımları geliştiren Bakanlığımız ülkemizin dış ticaret performansını sürekli artırıyor. Dünyadaki büyük ülkelerin ihracatında düşüş yaşanıyorken ekim ayında 17,3 milyar dolarlık ihracatla sadece 2020 yılının değil, tüm zamanların en büyük aylık ihracat tutarını yakaladık. Türkiye, Covid-19 sürecinde ve sonrasında küresel ticarette önemli bir aktör olmaya devam ediyor. Bakanlığımızın ihracatımızı artırmak adına gösterdiği bu çaba memnuniyet vericidir. Bakanımız Ruhsar Pekcan ve Ticaret Bakanlığında çalışan bütün ekibimizi bu nedenle tebrik ediyorum, kutluyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Bakanlığımız pandemi nedeniyle değişen şartlara hızlı bir şekilde adapte olmuş, etkili çözümler geliştirmiş, başlatılan temassız ticaret uygulaması, sanal ticaret heyetleri ve sanal fuarlar, Kolay İhracat Platformu, dijital gümrükleme, yerinde gümrükleme, hava ve deniz yollarındaki dijital gümrük çalışmalarıyla bu süreci en iyi şekilde atlatmıştır. Baktığımız zaman, uluslararası arenada ihracatçı sayımızı, ihracatımızın rekabet gücünü artırmak, ihracatı tabana yaymak amacıyla gereken destekler verilmekte; bu yıl içerisinde ihracatımıza 2,48 milyar Türk lirası destek ödemesi gerçekleştirilmiştir. TÜRK EXIMBANK yıl içerisinde, geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 5 artışla 37,7 milyar dolar finansman desteği sağlamıştır.

Esnaf ve sanatkârlarımız elbette bu salgından etkilendi. Onlara verilen desteklere baktığımız zaman gerçekten -faiz indirimleri, Halk Bankasının kredileri- bazılarımız bundan da rahatsız oluyorlar. “Niye bu ucuz kredileri sağlıyorsunuz?” diyorlar ama biz bu ucuz kredileri sağlamaya devam edeceğiz, esnafın yanında olmaya her daim devam edeceğiz. (AK PARTİ sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar) Çünkü Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan esnaf dostu bir Cumhurbaşkanı, bir Başkan, bir lider.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BÜLENT TÜFENKCİ (Devamla) – Dolayısıyla halkın içinden gelenler olarak da esnafımızın yanında olmaya devam edeceğiz.

Bütçemizin hayırlı uğurlu olmasını Cenab-ı Allah’tan diliyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Söz sırası Sayın Halil Etyemez’e aittir.

Buyurun Sayın Etyemez. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

AK PARTİ GRUBU ADINA HALİL ETYEMEZ (Konya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Rekabet Kurumunun 2021 yılı bütçesi için AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Şehit askerlerimize Allah’tan rahmet, yaralılara da acil şifalar diliyorum.

Değerli milletvekilleri, AK PARTİ hükûmetlerimizin 19’uncu, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemimizin 3’üncü bütçesi olan ve icraatlarımızın yol haritası olarak gördüğümüz 2021 yılı bütçemiz milletimize en iyi hizmeti en etkin şekilde ulaştırma vizyonuyla hazırlanmıştır. Adaletin tesisi ve kalkınmanın lokomotifini yaparak eğitimden sağlığa, adaletten emniyete, ulaşımdan enerjiye, tarımdan sanayiye, sosyal güvenlikten çevreye kadar her alanda tarihî reformları hayata geçiren Hükûmetimiz, Cumhurbaşkanımız ve Genel Başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde hizmette ve başarıda sınır tanımayan bir anlayış içerisinde ülkemizi aydınlık yarınlara taşımaktadır.

Değerli milletvekilleri, ahlak, insanın özüdür, toplumsal huzurumuzun temelidir. Üstünlüğün en büyüğü güzel ahlaktır. Rekabeti ahlaklı ya da ahlaksız kılan rekabetin kendisi değil, rekabetin hangi değerler, hangi amaçlar ve nasıl gerçekleştirildiğidir. Bunun için, rekabetin formel ve informel kuralları olduğunu, rekabet etmenin de bir ahlak ve hukuku olduğunu bilmemiz şarttır. Piyasaların kendi başına bırakılması piyasadaki teşebbüslerin yarışma yerine toplumsal refahı ve iktisadi gelişmeyi olumsuz etkileyebilecek iş birliklerine gitme riskini artıracaktır. Bu durum, girişim özgürlüğünü de kısıtlayacağı gibi temel demokratik hak ve özgürlükleri sekteye uğratacaktır.

Değerli milletvekilleri, içimizdeki ve dışımızdaki şer odakları, hain terör saldırılarını yapanlar darbe ve işgal girişimleriyle başaramadıklarını ekonomik saldırılar yaparak başarmak istemektedirler. Şer odaklarının iç piyasada manipülasyonlar yaparak, ticari hayatı aksatma girişimlerinde bulunarak ülkemizin ilerlemesinin önüne geçmeyi amaçladıklarını görmekteyiz. İşte, tam da bu noktada, Rekabet Kurumunun önemi ve işlevi bir kez daha ortaya çıkmaktadır. Rekabet Kurumu kartelleşmeyi ve tekelleşmeyi engellemek, tüketici faydasını artırmak, piyasa mekanizmasının sağlıklı bir şekilde işlemesine katkı sağlamak, uluslararası rekabet gücünün artırılmasına katkıda bulanmak misyonuyla çalışmaktadır. Hükûmetimiz döneminde, çağdaş bir rekabet hukuku mevzuatının oluşturulabilmesi, rekabet hukukunda çağdaş düzeyin yakalanması, Rekabet Kurumunun piyasaların ihtiyacını daha iyi karşılayabilmesi amacıyla gerekli düzenlemeler yapılmıştır.

Değerli milletvekilleri, tüketicilerin refahına katkı sağlanmasının en başat koşulu etkin bir rekabetin tesisidir. Verdiği kararlarla ve uyguladığı hizmet modelleriyle, ekonominin kılcal damarlarına kadar sirayet eden Rekabet Kurumunun son bir yıl içerisinde yaptığı çalışmalara baktığımızda; kurum, toplam 34 soruşturmada nihai karar almış, 30 civarı yeni soruşturma başlatmış, 60 civarında rekabet ihlali dosyasını açmış, 170 civarında devralma işlemine yönelik kararlar almıştır. Kurumun yaptığı tüm soruşturma süreçlerinin sonucunda, rekabet ihlallerinin tespitiyle, bu yıl yaklaşık 2,4 milyar lira idari yaptırım uygulanmıştır. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütünün referans metodolojisiyle ölçüldüğünde, Rekabet Kurumu, tüketici faydasını önceleyerek ülke ekonomisine yılda yaklaşık 3 milyar lira refah katkısı sağlamaktadır.

Değerli milletvekilleri, Covid-19 bizlere bir kez daha şunu gösteriyor ki: İyi kurumların başarı kriteri, her türlü risk ve musibete hazır olmasıdır. İyi kurumlar için sürpriz diye bir şey yoktur. Hükûmet olarak, bu süreçte üreticilerimizin, tüketicilerimizin ve girişimcilerin daha az etkilenmesine yönelik politikaları uygulamaya koyduk ve destekleri hayata geçirdik. Kurumlarımız bu anlamda sektör ayrımı ya da yetki kıskançlığı gözetmeden hızla aldığı kararlarla aziz milletimizin yanında olmuştur. Rekabet Kurumu da etkin bir rekabet hukuku uygulamasının ne denli önemli olduğunu bu süreçte bizlere göstermiştir. Ticaretin ve tüketicinin korunması noktasında gayretli çalışmalarına şahitlik ettiğimiz Ticaret Bakanımız Sayın Ruhsar Pekcan’ın nezdinde Bakanlığımıza ve Rekabet Kurumunuza buradan teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Değerli milletvekilleri, temsil ettiğim milletim adına, Hükûmetimizin hiçbir zaman ilerleme yolunda cesaretinden, millî tasavvurundan ve idealizminden ödün vermeyeceğine; bu değerlerin her zaman demokrasimizi ve medeniyetimizi güçlendireceğine vurgu yapıyor, yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar)

BAŞKAN – Söz sırası Sayın Fahri Çakır’a ait.

Buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

AK PARTİ GRUBU ADINA FAHRİ ÇAKIR (Düzce) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlıyorum.

Helal Akreditasyon Kurumu hakkında, grubum adına söz aldım. İnşallah, helal ve haramı kısaca, zamanımın el verdiği ölçüler içerisinde aktarmaya çalışacağım ancak dün Rahmetirahman’a gönderdiğimiz şehitlerimize bir kere daha rahmet diliyorum, gazilerimize acil şifalar temenni ediyorum.

Değerli arkadaşlar, tabii ki helal akreditasyon bir sertifika, bir belgelendirmeyle alakalı. Adında “helal” var, belki dinî bir terminoloji ama ihtiyaç var; zaten yasalar kurumlara, ihtiyaçlara binaen oluşturulur. Dolayısıyla, Müslüman ülkelerin kahir ekseriyeti bir araya gelerek ittifakla, böyle bir kurumun kurulmasına karar verdiklerinde, Türkiye, bunun öncülüğünü yapmış ilk ülke, ilk devlettir. Ben, Ticaret Bakanlığımızı bu hususta tebrik ediyor, bu ihtiyaca cevap verdikleri için kendilerine teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Dolayısıyla, bu, sadece Müslümanları ilgilendiren bir mesele değil, gayrimüslimleri de, Hinduları da, değişik dinlere mensup olan milletleri de ilgilendiren bir kavram. Çünkü artık ticaret hinterlandı öyle bir noktaya gelmiş ki yaklaşık 2 trilyon dolara sâri bir ticaret hacminin içerisinde birçok belgeler artık, ticari metaların, malların alınıp satılmasında aranır hâle gelmiş. O sebepledir ki Musevilerin, özellikle Yahudi ticaret erbabının, üreticilerin de bu şekilde çarşıda, pazarda, uluslararası hinterlantta lazım olan bu ticaret hacmine ulaşmaları için bu belgeleri onlar da uyarlamış, onlar da bu belgeleri oluşturarak -hatta bizim ihracatçılarımızdan dahi- o belgelere müracaat edenler olmuştur, o nedenle ihtiyaçtır. 1,8 milyar Âlemiislam’ı düşündüğümüzde, 2 trilyon dolara sâri bir ticaret hacminin konuşulduğu böyle bir dünyada, hiç şüphesiz, bu kurumlarımıza ihtiyaç vardır.

50 personelden oluşan ve başında bir Başkan -ki genç bir Başkanımız, fevkalade deneyimli- geçmişte bu konuyla alakalı doğrudan irtibatlı kim ve kimselerden oluşan 50 kişilik bir kadro ve 5 kişilik, yine, ehil kişilerden oluşan bir yönetimle ihdas edilmiş bir kurum. İnşallah, bu ülkenin evlatlarına, bu ülkeden ihracat yapacaklara, üretim yapacaklara katkı sağlayarak hayırlı hizmetler verecektir diye söylemek istiyorum.

Değerli arkadaşlar, bu bütçe, tabii ki bu kürsüden çokça lafı edildi, çokça söylendi. İnanın, sadece cevap vermek adına söylüyor değilim, elimizi vicdanımıza koyarak söylemek istediğimizin esası şu olmalıdır diye düşünüyorum: Bu millet, büyük millet; bu millet, sadece 83 milyonla da sınırlı değil. Gönül coğrafyamıza, Âlemiislam’a, tüm bölgesine, sahip olduğu kültür coğrafyasına ve gönül coğrafyasına hitap eden bir millet. Dolayısıyla, bu milletin dünü de bugünü de inşallah, geleceği de aydınlık olacaktır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Dolayısıyla, bu bütçeye, gelip bu kürsüden milletin gözünün içine bakarak “Bu bütçe, savaş bütçesidir.” diyenleri lanetliyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bu bütçe, savaş bütçesi değildir. Bu bütçe, bu milletin anasının ak sütü gibi helal bütçesidir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Dolayısıyla, bugün, dünyada yaklaşık 7,5 milyar insanın yaşadığını düşündüğümüzde, insanların belli bir kısmının çok yemekten obez olduğu, bir kısmının da ekmek, aş bulamadığı için öldüğü bir dünyada yaşıyoruz. Böyle bir dünyada yerini almış bu Türkiye’den herkesin övünmesi, iftihar duyması lazımken bu bütçeye “savaş bütçesi” demek, bu millete en büyük ihanettir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Bakınız, top yaptı bu ülke, tüfek yaptı, tank yaptı, füze yaptı, İHA yaptı, SİHA yaptı diye bu bütçeye özellikle “savaş bütçesi” demek kimin haddine Allah aşkına! Bu milletin eline kendi ürettiği yerli malı silahı veren Sayın Bakanlarımıza, Sayın Kabine üyelerine özellikle teşekkür ediyorum. Sayın Bakanlar, niçin biraz daha mesai harcayarak daha fazla silah üretmediniz? Sayın Bakanlar, niçin bu konuyla alakalı ileri teknolojiyi bir an evvel getirmediniz?

BAŞKAN – Peki, teşekkür ederiz Sayın Milletvekili.

Söz sırası, Sayın Cengiz Demirkaya’ya ait. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

AK PARTİ GRUBU ADINA CENGİZ DEMİRKAYA (Mardin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bütçesi üzerinde grubum adına söz almış bulunuyorum. Sizleri ve ekranları başında bizleri izleyenleri saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Kıymetli milletvekilleri, dünyayı saran pandemi nedeniyle ekonomilerde küçülme yaşanıyor. Biz ise ülke olarak 2023’e giden yoldaki hedeflerimize ulaşmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Millî teknoloji, güçlü sanayi vizyonumuzla katma değeri yüksek üretim öncülüğünde büyümeyi teşvik edecek politikalarımıza hız kazandırdık, kazandırmaya da devam edeceğiz.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız, ileri teknoloji ve inovasyondan dijital dönüşüm hamlesine, yerli otomobilden solunum cihazına, akılı ve sıfır emisyon iş makinasından ülkemizin yarınlarını şekillendirecek teknoloji üssü Bilişim Vadisi’ne, OSB’lerden KOSGEB’e, geleceğin teknoloji yıldızlarını yetiştirmek için Deneyap Türkiye Projesi’yle bilişim ve teknoloji alanında attığı güçlü adımlarla ülkemizi geleceğin yarınlarına taşıyor. GAP, DAP, DOKAP ve KOP bölge kalkınma idarelerimizin ürettiği bölgesel kalkınmayı teşvik eden projelerle yerli üretimi, yerli teknolojiyi sanayicilerimizle buluşturuyoruz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın bağlı kuruluşu olan GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı seçim bölgem Mardin’i de içine alan 9 ilimizi doğrudan etkileyen, cumhuriyet tarihimizin en kapsamlı, en maliyetli bölgesel kalkınma projesini yürütmektedir. GAP bünyesindeki yatırımlar, 2002 yılından itibaren Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğindeki AK PARTİ iktidarları döneminde daha da önemli hâle getirilmiştir.

Değerli arkadaşlar, 2003-2019 döneminde GAP’a günümüz fiyatlarıyla yaklaşık 138 milyar TL kaynak ayrılmış ve bu kaynağın yüzde 89’u nakdî gerçekleşmeyle 123 milyar TL yatırıma dönüştürülmüştür. Yapılan bu yatırımlarla, bugüne kadar 19 baraj ve 14 hidroelektrik santral tamamlanmıştır. Yapılan barajlarda toplanan suyun Mardin ilimizin verimli ve bereketli topraklarıyla buluşması için Şanlıurfa-Mardin arası 221 kilometre uzunluğunda ana sulama kanalı bitirilmiştir. Mardin Merkez, Derik, Kızıltepe ve Nusaybin ilçelerimizdeki arazilerin sulanabileceği Mardin Derik su depolama alanı inşaatı ise bitmek üzere olup fiziki gerçekleşmesi yüzde 86’dır. Bu depolama alanı için 2020 fiyatlarıyla yaklaşık 360 milyon TL harcanmıştır. Bu sayede yıllık yaklaşık 324 milyon TL net gelir artışı çiftçilerimizin cebinde kalacaktır. Bu proje bittiğinde Mardin’de toplam 171 bin hektar alan sulanabilecek olup çiftçilerimiz elektriğe bağımlı kalmayacak, girdi maliyetleri de aşağıya çekilecektir. Sulama şebekelerinin tamamlanması hâlinde elektrik sıkıntısı da ortadan kalkacaktır. Bunun için, hoşgörü ve medeniyetler şehri, taşın ve gümüşün usta ellerde hayat bulduğu kadim şehrimiz Mardin sınırları içerisinde yer alan ve inşaatı devam eden 4 projenin bitirilmesi için, yaklaşık 1 milyar TL’ye ihtiyaç duyulmaktadır. Bakanlığımız bu projeleri en kısa sürede tamamlayarak Mardin çiftçilerimizin hizmetine sunacaktır.

Özetle anlatmaya çalıştığım şudur: GAP projesi sadece barajlar, hidroelektrik santralleri, sulama yapıları gibi fiziksel yatırımlarla sınırlı kalmayıp bunların yanında, birbiriyle eşgüdüm içinde tarımsal gelişme, sanayi, kentsel ve kırsal altyapı, haberleşme, eğitim, sağlık, kültür, turizm ve diğer sosyal hizmetler gibi sosyoekonomik sektörlerin gelişmesine de katkı sağlamıştır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tarihte “bereketli hilal” olarak adlandırılan Mezopotamya’nın kalbi konumundaki bölgemiz, GAP projesi tamamlandığında dünyanın en verimli tarım, hayvancılık, ticaret ve turizm merkezi hâline gelecektir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime son verirken Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın 2021 bütçesinin ülkemize, milletimize, sanayicimize hayırlı olmasını diliyor, Allah’a emanet olun diyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Söz sırası Sayın Mehmet Ali Cevheri’ye aittir.

Buyurun.

AK PARTİ GRUBU ADINA MEHMET ALİ CEVHERİ (Şanlıurfa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kısa adı “GAP” olan Güneydoğu Anadolu Projesi’nin bütçesi üzerinde AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Konuşmama başlarken 2021 yılı bütçemizin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diler ve bütün Meclisi hürmetle selamlarım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Bölge insanı tarafından “Yedi Küpeli Gelin” olarak adlandırılan GAP’ın temeli, 3 Nisan 1977 yılında atıldı. O gün Şanlıurfa’da bir başka bayram vardı. Bereketli hilalin, Yukarı Mezopotamya’nın asırlardır su bekleyen toprakları suya kavuşacak, geniş ovalardan bereket fışkıracak, insanlarımız kendi topraklarında çalışacak, artık analar ve bacılar başlarında kilometrelerce uzaktan su taşımayacaklardı. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) O gün o törende herkes sevinçten ağlarken âdeta Güneydoğu Anadolu Bölgesi için yeni bir medeniyet çağı başlıyordu.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugüne kadar hazırlanan bölgesel kalkınma projeleri arasında en etkin ve geniş çaplı olarak uygulanma şansını GAP bulmuştur. GAP, hem finansal ve hem de teknolojik olarak cumhuriyet tarihinin en kapsamlı projelerinden birisidir. GAP, yaşanabilir şehirler ve sürdürülebilir çevre ekseninde bölgesel gelişmeyi artırmak, insani olarak yaşam kalitesini yükseltmek, bölgeler arası gelişmişlik farklarını azaltmak hedef ve politikalarını içermektedir. Bu yaklaşımıyla GAP, uluslararası literatüre geçen ve marka değeri olan büyük bir projedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; GAP bünyesinde yer alan Adıyaman, Batman, Diyarbakır, Gaziantep, Kilis, Mardin, Siirt, Şanlıurfa ve Şırnak illeri coğrafi alan ve nüfus olarak Türkiye'nin yaklaşık yüzde 10’unu oluşturmaktadır.

GAP projesinde sulama ve enerji yatırımlarının önemli bir paya sahip olduğunu görmekteyiz. Bu proje kapsamında bölgede 22 baraj, 19 hidroelektrik santrali ve Şanlıurfa’dan Cizre’ye kadar uzanan 221 kilometre uzunluğunda kanalın ve sulama şebekelerinin inşası bitirilme aşamasına gelmiştir. 2019 yılı sonu itibarıyla GAP bölgesinde 571.591 hektar arazi sulamaya açılmış ve bunun 403.830 hektarı ise Şanlıurfa’da işletmeye alınmıştır. Ayrıca, Şanlıurfa’da 81.745 hektar arazinin sulama şebekelerinin inşaatı devam etmekte olup 277.874 hektarda ise plan ve proje çalışmaları devam etmektedir. Ancak Şanlıurfa için önemi çok büyük olan 1 milyon 580 bin dekarlık Hilvan-Siverek-Viranşehir projesi hâlâ hayata geçmeyi beklemektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Ilısu Barajı’nın ve hidroelektrik santralinin devreye girmesiyle birlikte enerji projelerindeki gerçekleşme oranı yüzde 91’i geçmiş bulunmaktadır. Bugün GAP bölgesi, üretimiyle, istihdama ve ekonomiye sağladığı katkıyla bölgeyi her alanda yıldız ve öncü yapmıştır. Bölgedeki bazı sosyoekonomik değerlere baktığımızda, bunu çok bariz bir şekilde görmekteyiz. 2002 yılında GAP bölgesinde yapılan ihracat 689,4 milyon dolar iken 2019 yılında 9,2 milyar dolar olmuş ve 13 kattan fazla artış göstermiştir. GAP bölgesinin Türkiye’nin toplam ihracat içindeki payı yüzde 1,9’dan, yüzde 5,3’e yükselmiştir.

Bölgede ulaştırma sektöründe önemli ilerlemeler kaydedilmiş, bölgedeki tüm illerin hava yoluyla ulaşımı sağlanmıştır. 2002 yılında 63 kilometre olan otoyol 294 kilometreye, 304 kilometre olan bölünmüş yol 2.437 kilometreye yükselmiş, bölgenin Mersin ve İskenderun Limanlarına ulaşımı otoyolla sağlanmıştır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; eğitim göstergelerine baktığımızda ise, 2004 yılında derslik başına düşen öğrenci sayısı 50’den; 2018-2019 eğitim öğretim yılında 30’a düşmüştür. Okullaşma oranına baktığımızda, okul öncesi eğitimde yüzde 45,9’a yükselmiş; ilköğretimde yüzde 100’lere yaklaşmış, ortaöğretimde yüzde 92,7 olmuştur. Bölgede 3 adet olan üniversite sayısı, 6 yeni devlet üniversitesinin kurulmasıyla 9’a çıkmıştır.

Yine, sağlık alanında önemli ilerlemeler olmuş, 2000 yılında 63 olan hastane sayısı 2018 yılında 130’a çıkmıştır. 8.223 olan yatak sayısı 20.541, toplam hekim sayısı 2002 yılında 4.430 iken 2018 yılında 11.458 olmuştur.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET ALİ CEVHERİ (Devamla) – Yukarıda belirtmiş olduğum istatistiki verilerde görüldüğü gibi GAP projesi, bölgeye sosyoekonomik alanda çok değerli katkılar sağlamış ve sağlamaya devam edecektir.

Sözlerime son verirken 2020 yılı merkezî bütçemizin ve GAP bütçesinin hayırlı olmasını diler, hepinizi saygıyla selamlarım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Söz sırası Yakup Taş, Adıyaman Milletvekili. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

AK PARTİ GRUBU ADINA YAKUP TAŞ (Adıyaman) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi’nde yer alan Doğu Anadolu Projesi (DAP) Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı bütçesi üzerine AK PARTİ Grubumuz adına söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Dün şehit olan 2 askerimize Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum; milletimizin başı sağ olsun.

Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresinin 2021 yılı bütçesi 96 milyon 666 bin TL olarak belirlenmiştir. AK PARTİ döneminde 2011 yılında kurulan DAP İdaresinin kuruluş amacı, kalkınma çabası içerisinde olan Doğu Anadolu Bölgesi’nin sosyal, ekonomik, çevresel ve kentsel kalkınmasını hızlandırmak, bölgenin gelişmişlik endeksini yükseltmek, yeniden koordine etmek, bölgede yatırımların gerektirdiği araştırma, planlama, projelendirme, izleme, değerlendirme ve koordinasyon hizmetlerini yerine getirmektir.

Ekonomik kalkınmanın bir parçası olarak değerlendirilen bölgesel kalkınma, aynı zamanda toplumsal adaletin sağlanmasında da önemli araçlardan biridir. Bu anlayışla, AK PARTİ hükûmetlerimiz döneminde Doğu Anadolu Bölgesi’ne geçmişle kıyasla daha fazla önem verilmiştir.

DAP İdaresi faaliyete başladığı 2013 yılından itibaren çeşitli sektörlere yönelik programlar uygulayarak bölgede yer alan birçok kamu kurum ve kuruluşunun, yerel yönetimlerin ve üniversitelerin projelerine finansal destek sağlamıştır. Bu kapsamda küçük ölçekli tarımsal sulama, hayvan içme suyu göletleri, bitkisel hayvancılık altyapısının geliştirilmesi, tarihî kent kültürünün canlandırılması, okuma kültürünün geliştirilmesi ve güneş enerjisi gibi başlıca projeleri finansa etmiştir.

Değerli arkadaşlar, DAP İdaresi faaliyetlerine başladığı 2013 yılından itibaren 1.723 adet projeyi destekleme kapsamına almış ve bu projelere toplam 826 milyon TL ödenek tahsis edilmiştir. Küçük ölçekli tarımsal sulama projeleri kapsamında 2013-2020 yılları arasında toplam 849 adet projeyi desteklemiştir. Bu projelerin tamamlanmasıyla 4.245 kilometre kanal inşa edilerek 1 milyon 696 bin hektar alan sulamaya açılmıştır. 2014-2020 yılları arasında Bitkisel Üretim Altyapısının Geliştirilmesi Projesi kapsamında toplam 285 adet makine ekipman desteği sağlanmıştır. Ayrıca, 255 hektar mera alanında göçerlerin yaşam şartlarının iyileştirilmesi, desteklenmesi sağlanmıştır. Bölge çiftçimize 1.277 ton yem bitkisi tohumu dağıtılmış, Doğu Anadolu’da faaliyet gösteren çiftçilerimiz için Atatürk Üniversitesi, Fırat Üniversitesi ve Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi bünyesinde 3 adet çiftçi eğitim merkezi kurulmuştur.

Çok değerli arkadaşlar, 2014-2020 yılları arasında 4 milyon metreküplük su depolama hacmi kapasitesine sahip 244 adet hayvan içme suyu projesine destek verilerek meralarda hayvanların içme suyu ihtiyacı giderilmiştir. Meralarda hayvanların su ihtiyacı için 35.121 adet suvat dağıtılmıştır. Hayvancılığın katma değeri daha yüksek bir şekilde yapılması amacıyla 30 adet canlı hayvan pazarı ve 35 adet kesimhane yapımına da destek sağlanmıştır. Ayrıca, DAP İdaresinin finansman desteğiyle geliştirilen ve Türkiye’de ilk olma özelliğine sahip mobil banyo DAP bölgesinde çiftçilerin kullanımına sunularak DAP İdaresi illerine 1’er adet teslim edilmiştir.

Tarihî kimliğe sahip alanları canlandırmak amacıyla restorasyon çalışmaları için 41 milyon TL bütçeyle 35 adet proje desteklenmiştir. Özellikle, gelir düzeyi düşük kesimlerin bulunduğu yerleşim yerlerinde ikamet eden çocuk ve gençlerin okumaya ilgisini artırmak ve nitelikli hâle getirebilmek için teknolojik, modern mekânlar oluşturulup bu temel anlayışla 154 projeye toplam 28 milyon 950 bin TL kaynak aktarılmıştır. Ülkemizde özellikle önemli bir mesele olan, çözüm bekleyen, bölgeler arasındaki gelişmişlik farkını giderme konusunda idareler ve ajanslar çok değerli işler yapmaktadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Doğu Anadolu’nun gelişmesi adına üreten, teşvik eden, destekleyen, başta Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere Sanayi ve Teknoloji Bakanımıza, Kalkınma Ajansı Genel Müdürümüze, DAP İdaresi Başkanına ve tüm çalışanlara teşekkür ediyor 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi’nin hayırlara vesile olmasını diliyor, hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Söz sırası Sayın Ahmet Sorgun’a ait.

Buyurun Sayın Sorgun.(AK PARTİ sıralarından alkışlar)

AK PARTİ GRUBU ADINA AHMET SORGUN (Konya) – Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; KOP İdaresi Başkanlığı 2021 yılı bütçesi üzerine AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle bütün Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Sözlerimin hemen başında ben de şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyor, yaralılarımıza acil şifalar ve ailelerine de taziyelerimi iletiyorum.

Değerli milletvekilleri, KOP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı bölgenin başta sulama ve temel altyapı ihtiyaçlarının karşılanması, ekonomik ve sosyal gelişimin hızlandırılması, sürdürülebilir ve insan odaklı bir kalkınmayı hedef edinmektedir.

KOP bölgesinin içinde yer aldığı Orta Anadolu, Türkiye’nin ilim, irfan, ahlak bakımından küresel ölçekte değerler üreten bir coğrafyası, bir hoşgörü, bir gönül havzasıdır. Hazreti Mevlâna, Sadreddin Konevî, Muhyiddin Arabî, Hacı Bektaş Veli, Ahi Evran gibi birçok gönül eri insanlığa evrensel mesajlarını bu bölgeden dünyaya duyurmuşlardır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; KOP İdaresi geniş tarım arazilerine rağmen su kaynakları en sınırlı olan ama ülkemizin gıda güvenliği için de stratejik konumda bulunan KOP bölgesinde toprak ve su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı ve kırsal kalkınma önceliğinde faaliyetlerini sürdürmektedir. Hassaten coronavirüs salgınıyla birlikte ortaya çıkan gıda güvenliğinin önemi bu bölgenin cazibesini bir kez daha ortaya çıkarmıştır. KOP İdaresi, bölgenin ekonomik ve sosyal kalkınması için enerji, turizm, sanayi ve beşerî kapasitenin geliştirilmesine yönelik projelerle de destek sağlayarak sosyal kalkınmayı hedeflemiştir. Bugüne kadar KOP İdaresi bölgeye 1,7 milyar liralık destek sağlamıştır.

Bilindiği üzere bütün canlılar sudan yaratılmıştır. İnsan, hayvan ve bitki asla susuz yaşayamaz ama bugüne kadar da suyun bir alternatifi üretilebilmiş değildir. Hâl böyle iken KOP bölgesinin içinde yer alan Tuz Gölü ve Karapınar Havzası 250 milimetre yağışla Türkiye’nin en az yağış alan bölgesidir. Kapalı havzada tarımsal amaçlı olarak yer altından çekilen su miktarı doğal olarak bölgeye düşen su miktarından daha fazladır. Bu sebeple bölgede birçok obruklar oluşmuş ve oluşmaya devam etmektedir. Havzadaki su açığını bir miktar telafi edebilmek için Konya bölgesinin, KOP bölgesinin iki asırlık hayali, ilk olarak II. Abdülhamit Han devrinde, 1900’lerin başında, Osmanlı’nın ilk yap-işlet-devret projesi olarak Beyşehir Gölü’nden Konya Ovası’na su aktarımıyla gerçekleşmiştir.

Havza dışı olarak ikinci su transferi ise AK PARTİ iktidarı döneminde, Sayın Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde, Sayın Bakanımızın gayretleriyle… Veysel Eroğlu Bakanımıza burada hassaten huzurlarınızda şükranlarımı sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) 17.100 kilometrelik Mavi Tünel’le Göksu’dan Akdeniz’e boşalan, boşa akan sular Konya Kapalı Havzası’na aktarılmış, bu 414 milyon metreküp suyun 100 milyon metreküpü şehrin içme, kullanma suyuna ayrılmıştır.

Yine, Ermenek Çayı’ndan ve Aksu’dan ilave su aktarımıyla ilgili çalışmalar devam etmektedir. Bölgede tarımsal hayatın, dolayısıyla doğal su döngüsünün devam edebilmesi için havza dışından ilave su temini, suyun etkin, tasarruflu, verimli kullanımı ve daha az suya ihtiyaç duyan bitki deseninin daha çok desteklenmesi, teşviki önem arz etmektedir.

Çok değerli milletvekilleri, vuslatının 747’nci yıl dönümü arifesindeyiz Hazreti Mevlâna’nın. Bu vesileyle Hazreti Mevlâna’nın yedi öğüdünü ifade ederek sözlerime son vermek istiyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

AHMET SORGUN (Devamla) – Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol. Şefkat ve merhamette güneş gibi ol. Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol. Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol. Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol. Hoşgörülülükte deniz gibi ol. Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Söz sırası Giresun Milletvekilimiz Kadir Aydın’a ait. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

AK PARTİ GRUBU ADINA KADİR AYDIN (Giresun) – Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; kısa adı DOKAP olan Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığının bütçesi üzerine AK PARTİ Grubu adına ve şahsım adına söz almış bulunuyorum. Öncelikle şahsım ve grubum adına yüce heyetinizi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Cumhuriyeti bir rejim, demokratik seçimleri bir iktidar olma yöntemi olarak ülkemize getirerek bu Gazi Meclisi milletimizin yönetim merkezi hâline dönüştüren devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü şükranla anıyorum.

Milletimizin yaktığı bağımsızlık ateşine kendi bedenlerini yakarak katkıda bulunan 42 ve 47’nci Giresun Gönüllü Alaylarını kuranları ve bu alaylarda şehadet şerbetini içenler başta olmak üzere bu topraklarda özgür ve bağımsız olarak yaşamamızı sağlayan aziz şehitlerimizi rahmetle ve gazilerimizi de minnetle yâd ediyorum. Özellikle, Ağustos ayının 22’sinde Giresun’da yaşadığımız sel afetinde yol güvenliği için göreve giderken şehit olan 5 jandarma erimize ve 10 vatandaşımıza, dün Barış Pınarı bölgesinde şehit olan askerlerimize Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Ayrıca, bundan tam üç yıl önce 12 Aralık 2017’de aramızdan ayrılan ve kursağımıza bıraktığı helal lokmayı en büyük mirası kabul ettiğim sevgili babam Topuz’un Mehmet’i de rahmetle anıyorum, yâd ediyorum.

Bölgenin sahip olduğu potansiyellerin hayata geçirilebilmesi amacıyla, merkezi Giresun ili olan Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2011 yılında kurulmuş ve 2012 yılında faaliyetlerine başlamıştır. Hizmet alanı Rize, Artvin, Bayburt, Giresun, Gümüşhane, Ordu, Samsun ve Trabzon illeri olarak belirlenmiştir. 2016 yılı içerisinde Tokat, 2020 yılı içerisinde Amasya ve Çorum illerimiz de DOKAP bölgesine dâhil edilerek idarenin hizmet bölgesi 11 ile çıkarılmıştır. DOKAP, Doğu Karadeniz Projesi’nin uygulamalarını koordine etmek ve bu kalkınma projelerinin uygulandığı illerdeki yatırımların gerektirdiği araştırma, planlama, programlama, projelendirme, izleme, değerlendirme ve koordinasyon hizmetlerinin yerine getirilmesini sağlayarak bölgenin kalkınmasını hızlandırmayı amaçlamaktadır.

Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; bütçe görüşmeleri başta olmak üzere muhalefetin bu kürsüden söylediklerini hayretle ve bazen de hayranlıkla izlemekten kendimi alamıyorum. Hayretle izliyorum çünkü “tek adam rejimi” dedikleri sistemin adı “Cumhurbaşkanlığı sistemi”dir ve değişim milletin oylarıyla gerçekleşmiş anayasal bir süreçtir. “Tek adam” ve hatta bazılarının ”diktatör” yakıştırması yaptıkları kişi bu ülkenin Cumhurbaşkanıdır ve milletimizin oylarıyla seçilmiştir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Hayranlıkla da izliyorum, zira, kendilerinin dahi inanamadıklarına milleti inandırmak için nasıl da dil dökerler, nasıl da inanmış gibi yaparlar, milletin değerlerine nasıl da itibar suikastı yaparlar! Herkes bilmelidir ki milletin değerlerini ve değer verdiklerini itibarsız kılmaya çalışmak hiç kimseye itibar da irtifa da kazandırmayacaktır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Çünkü herkesin itibarı kendi yaptıklarında ve kendi geçmişinde gizlidir. Bizi hayrete düşüren durumlardan bir tanesi de şudur ki: PKK/PYD, DEAŞ, FETÖ terör örgütlerine meydan okuruz, ses buradan gelir; kendi halkına zulmedip sınır boylarımızı terör yuvasına çeviren Esed’e dokunuruz, ses buradan gelir; Akdeniz’de milletimizin geleceği için Yunan’a, Rum’a dokunuruz, ses buradan gelir; Azeri kardeşlerimizin hukuku için Karabağ’da Ermenistan’a dokunuruz, ses buradan gelir; Hafter’e dokunsak, Kandil’e dokunsak ses buradan gelir; velhasıl devletimizin egemenliği, milletimizin bağımsızlığı için nereye dokunsak, kime dokunsak ses buradan gelir, herkesten değil elbet. İstiyoruz ki Cumhurbaşkanımıza olan karşıtlığınız devleti ve siyaset kurumunu itibarsız kılmasın; istiyoruz ki sesimiz daima devletimizin bekası, milletimizin refahı için yükselsin.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu duygu ve düşüncelerle görevine yeni başlayan DOKAP Başkanımız Sayın Hakan Gültekin’e görevinde başarılar diliyoruz. Gazi Meclisimizin kıymetli üyelerini, huzurla yaşamamız için yirmi dört saat nöbet tutan vatan evlatlarımızı, aynı çatı altında olmasak da kullandığı dil ve üslupla siyasete değer katan bütün siyasi aktörleri, devletimizin bekası, milletimizin refahı için birlikte yol yürüyen ve yedi düvele birlikte meydan okuyan Sayın Devlet Bahçeli ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Söz sırası Sayın Ahmet Tan’a aittir.

Buyurun lütfen. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

AK PARTİ GRUBU ADINA AHMET TAN (Kütahya) – Teşekkür ederim Başkanım.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2021 yılı bütçe görüşmelerinde Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı bütçesi üzerine grubum adına söz almış bulunuyorum. Gazi Meclisimizi ve ekranları başında bizleri izleyen aziz milletimizi sevgiyle, saygıyla, muhabbetle selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Ekonomilerin lokomotifi olma özelliği taşıyan KOBİ’lerin daha az yatırımla daha çok üretim ve ürün çeşitliliği sağlama, düşük yatırım maliyetiyle istihdam oluşturma, büyük sanayi yatırımlarının altyapısını oluşturma, gelir dağılımının tabana yayılmasını sağlama gibi rolleri nedeniyle ekonomik ve sosyal kalkınmadaki yeri oldukça mühimdir. Son yıllarda KOSGEB destek programlarının çeşitliliği, destek tutarı ve KOBİ başına ortalama destek tutarları giderek artmaktadır. Bu kapsamda, daha fazla KOBİ’yi ihracatçı hâle getirmek ve ihracatçı olan işletmelerin kapasitelerinin artırılarak yeni pazarlara açılmalarını sağlamak amacıyla Yurt Dışı Pazar Destek Programı 2020 yılında uygulamaya alınmıştır. 2019 yılında uygulamaya alınan revize destek modeliyle imalatçı girişimcilere üst limiti 375 bin Türk lirasına, geleneksel sektörlerde yer alan girişimcilere ise 65 bin Türk lirasına kadar hibe desteği sağlanmasının önü açılmıştır. Bu desteklerde genç, kadın, engelli, gazi ve birinci derecede şehit yakını girişimcilere ayrıcalık tanınmıştır, pozitif ayrımcılık yapılmaktadır.

KOSGEB tarafından 1990 yılından 2002 yılına kadar on iki yılda 4 bin işletmeye 14,5 milyon Türk lirası destek ödemesi yapılmışken, 2003 yılından günümüze kadar on sekiz yılda 487 bin işletmeye 7,5 milyar Türk lirası destek ödemesi yapılmıştır. Seçim bölgem olan Kütahya’da da durum aynıdır. 1990 yılından 2002 yılına kadar sadece 4 işletmeye 33 bin lira destek ödemesi yapılmışken, 2003 yılından bugüne kadar on sekiz yılda 2.705 işletmeye 41 milyon lira destek verilmiştir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Yani burada şunun altını çizmem gerekiyor: Süre 1,5 kat, on iki yıla on sekiz yıl, aynı süre aşağı yukarı ama Türkiye’de 120 kat fazla işletmeye ulaşmışız; ilim Kütahya’da -seçim bölgemde- 676 kat fazla işletmeye ulaşmışız. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Aynı şekilde, miktar itibarıyla Türkiye’de 500 kat fazla destek sağlamışız; seçim bölgem Kütahya’da 1.250 kat fazla destek sağlamışız. Tabii, arkadaşlarımız, “Bu millet AK PARTİ’yi neden seviyor?” diye zannediyorum on sekiz yıldan beri soru soruyorlar, belki cevaplarını bulamıyorlardır; işte bu yüzden. Milletinin içinden doğan, milletini düşünen bir partinin yine milleti için uygun gördüğü bu destekler milletimizin gönlünde tabii ki yer ediyor. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Derler ki: “Bu paralar nereden geliyor?” Bereket var arkadaşlar, bereket, bereket var. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Ama şehitlerimizin yüzü suyu hürmetine, ama ağzı dualı insanlarımızın yüzü suyu hürmetine Rabb’im bu millete yardım ediyor. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) – Niye IBAN istiyorsunuz ya? Madem bereket var niye IBAN istiyorsunuz?

AHMET TAN (Devamla) – Mevsim artık bahara yön tutmuş durumdadır, her bir gün bundan önceki bir günden çok daha iyi olacaktır. Hiç merak etmesin kimse. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

KOBİ’lerin sanayi üretimine adaptasyonu için AK PARTİ olarak bizler de çalışmaktayız. 2002 yılından beri Kütahya’da 1 adet organize sanayi bölgemiz var idi, şimdi 7 tane organize sanayi bölgemiz var arkadaşlar: 1. Sanayi, 2. Sanayi, Zafer Organize Sanayi, Tavşanlı Organize Sanayi, Gediz Organize Sanayi, Islah Organize Sanayi, İhtisas Organize Sanayi ve şu anda da üzerinde çalıştığımız Simav Jeotermal Seracılık Organize Sanayi Bölgeleri.

İlimiz için çok büyük değer olan ve 6 milyon metrekare alana sahip olan Zafer Organize Sanayi Bölgemiz Zafer Bölgesel Havalimanı’na, yüksek hızlı tren güzergâhına yakınlığı gibi avantajlarıyla ön plana çıkmaktadır.

Bu vesileyle, on sekiz yılda 6 adet organize sanayi bölgesinin ilimize kazandırılmasında desteklerini hiç esirgemeyen Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a, başta Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Sayın Mustafa Varank olmak üzere önceki tüm bakanlarımıza ve emeği geçen herkese Kütahya halkımız adına teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Sözlerimi burada tamamlarken yüce heyetinizi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyor, 2021 yılı bütçesinin hayırlı olmasını temenni ediyor, saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Söz sırası Sayın Mustafa Kendirli’ye ait.

Buyurun Sayın Kendirli. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

AK PARTİ GRUBU ADINA MUSTAFA KENDİRLİ (Kırşehir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımıza bağlı Türk Standardları Enstitüsü bütçesi hakkında AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Sözlerime başlamadan önce sizleri ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Ülkemizin her alanda standartlarını yükselten AK PARTİ, Sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğinde büyüme ve kalkınmayı demokrasi ve hukuk devletinin gerekleriyle destekleyerek Türkiye’yi dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi arasına sokmakta kararlıdır.

İktidarımızın maruz kaldığı her saldırı bizi bu hedeften döndürmeyi amaçlasa da AK PARTİ güçlü ve büyük, müreffeh ve demokrat Türkiye idealinden asla vazgeçmeden yoluna devam edecektir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) AK PARTİ’nin gündeminde hukuk ve ekonomi reformları, tüm dünyayı etkileyen salgın hastalık, dünyanın en girift ve tartışmalı ilişkilerinin yaşandığı bir coğrafyada ülkemizin hak ve hukukunu, menfaatlerini korumak varken, büyük bir üzüntüyle takip ediyoruz ki, muhalefetin gündeminde Türkiye düşmanlarına ülkesinin yöneticilerini şikâyet etmek, ülke gerçeklerinden uzaklaşarak gereksiz gündemler oluşturmak var.

Değerli milletvekilleri, ülkemizin 2023, 2053 ve 2071 hedefleri arasında yer alan dünyadaki ilk 10 ekonomi arasına girme hedefimize ulaşması noktasında üretim ve ihracat seviyesinin yükseltilmesi büyük önem arz etmektedir. Bugün, dünya ticaretinin yüzde 80’den fazlasının standardizasyon ve teknik düzenlemelerden etkilenmekte olduğu ortaya konulmuştur. Bu noktada, küresel ticarette ortak dilin standartlar olduğunu söylemekte bir beis bulunmamaktadır. Dünyadaki eğilim, ülkelerin kendi ulusal standartlarının uluslararası ve bölgesel standart hâline getirilmesi sağlanarak rekabette avantaj sağlanması yönündedir.

Bu bağlamda, Türk Standardları Enstitüsü altmış altı yıldır ülkemizin rekabet gücünü artırmak, ulusal ve uluslararası düzeyde ticaretini kolaylaştırmak, toplumun yaşam düzeyini yükseltmek amacıyla standardizasyon ve uygunluk değerlendirme faaliyetlerini tarafsız, bağımsız, etkin ve güvenilir bir şekilde sürdürmekle beraber, şirin Kırşehir’imde, şehrimde de faaliyetlerini temsilcilik yapılanmasıyla yürütmektedir. Türk Standardları Enstitüsü Kırşehir’de 1 temsilci, 2 kadrolu personel ve 5 tam zamanlı inceleme uzmanından oluşan kadroyla çalışmalarına devam etmektedir. Türk Standardları Enstitüsünün Türkiye sanayisinin gelişmesine yönelik hizmetleri çeşitlilik arz etmekle birlikte, en temel faaliyeti standardizasyon çalışmalarındaki koordinasyon rolüdür. Güncel ihtiyaçlara karşılık hazırlanan standartlarla ürün ve hizmet şartlarının belirlenmesinde enstitü, ekonomimiz için stratejik önemi haiz köklü bir kurumdur. Enstitü, sanayimizin standartlara uygun ürünlerle küresel pazarlara girmesini sağlarken diğer yandan da uluslararası standartların hazırlanması sürecinde gün geçtikçe etkinliğini artırmaktadır.

Türk Standardları Enstitüsü, aynı zamanda, ülkemizin uygunluk değerlendirme alanında ihtiyaç duyduğu tüm sertifikasyon, muayene- gözetim ve test hizmetlerini yerine getirmekle beraber, TSE markasıyla tüketicilerimiz için ürün ve hizmet güvenliğinin garantisi olarak da hizmet vermektedir. Türk Standardları Enstitüsü her yıl yaklaşık 20 bin ürün belgesi, 4 bin yönetim sistem belgesi ve 30 bin hizmet yeterlilik belgesinin denetimini gerçekleştirmektedir. Eğitim programlarıyla da yaklaşık 30 bin kişinin teknik yetkinliğini belgelendirmiştir. 100 binin üzerinde gözetim-muayene işlemi, 85 bini aşkın deney, kalibrasyon raporuyla ulaşım, lojistik alanında 300 binin üzerinde belge düzenlemiştir.

Türk Standardları Enstitüsü, pandemi sürecine yönelik kritik adımları ivedilikle atmıştır. Bunlar; yıkanabilir bez maskeler için TSE K 599 kriterinin belirlenmesi, imalat sanayisinde ve hizmet sektöründe çalışanların sağlığını korumak, üretimde devamlılığı sağlamak için alınması gereken önlemleri içeren kılavuzların hazırlanmasıdır. Türk Standardları Enstitüsü, Kültür ve Turizm Bakanlığından aldığı yetkiyle Güvenli Turizm Belgesi’ni, Millî Eğitim Bakanlığıyla İş Birliği Protokolü imzalayarak okullarımızda “Okulum Temiz” belgelendirme çalışmalarını hayata geçirmiştir. Ayrıca, alışveriş merkezlerine yönelik bir belgelendirme modeli de oluşturarak hayata geçirmiştir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime son verirken Sayın Bakanlarımıza, TSE Başkanımıza, ülkemize ve milletimize 2021 yılı bütçemizin hayırlı olmasını diler, Gazi Meclisimiz ve sizleri saygıyla selamlarım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Söz sırası Sayın Derya Bakbak’a ait.

Buyurun Sayın Bakbak.

AK PARTİ GRUBU ADINA DERYA BAKBAK (Gaziantep) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AK PARTİ Grubum adına Türk Patent ve Marka Kurumu 2021 bütçesi üzerine söz almış bulunmaktayım. Başta aziz milletimizi ve Gazi Meclisimizi saygıyla selamlıyorum, tüm şehitlerimize de Allah’tan rahmet diliyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Türk Patent ve Marka Kurumu patentler, faydalı modeller, markalar, coğrafi işaretler, geleneksel ürün adları, tasarımlar, lisans tescil, kayıt işlemleri, sınai mülkiyet haklarının korunması gibi önemli görevleri yerine getirmektedir. Ayrıca, sınai mülkiyet alanında ulusal ve uluslararası politikalara yön veren Türk Patent ve Marka Kurumu, Türkiye’nin fikrî sermayesinin tescillenmesine, ticarileştirilmesine ve rekabet gücünün artırılmasına hizmet etmektedir.

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın dediği gibi, başta patentler ve markalar olmak üzere sınai mülkiyet hakları, işletmelerin ve ülkelerin buluş ve yenilik performansının en önemli göstergesidir. Bu bilinçle, sınai mülkiyet sistemimizle teknolojik altyapısı güçlü, yüksek katma değere sahip, uluslararası alanda rekabet gücü yüksek, büyük ve güçlü bir Türkiye inşa ediyoruz.

Değerli milletvekilleri, birkaç hususa dikkatinizi çekmek istiyorum: Patent tabanlı teknoloji transfer desteğini hayata geçirdik. KOBİ’lerin inovasyon kapasitelerinin artırılmasına yönelik olarak 2006 yılında Hezarfen Projesi’ni uygulamaya koyduk. 2023 hedefi, 2053-71 vizyonuyla hareket edip “Türkiye’nin Otomobili”nin ön gösterimini yaparak fabrikamızın temelini attık. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Ülkemizin ilk yerli oto şok cihazını üretip ihraç ve hibe etmeye başladık. Yerli aşı çalışmalarımızı sürdürüp, Covid-19’la ilacın etken maddesini yerli ve millî olarak sentezledik. N95, N99 maske filtrelerini yerli olarak geliştirip sanayimize lisansladık. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Millî imkân ve kabiliyetlerle markalarımızı oluşturup Türkiye’nin teknolojideki gücünü herkese gösterdik. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

AHMET TAN (Kütahya) – Bravo!

DERYA BAKBAK (Devamla) – Ardışık delici uçak bombası, HABRAS, Bozdoğan, Gökdoğan hava füzelerimizi geliştirdik. Türkiye’nin ilk yerli ve millî GPS alıcısı KAŞİF’i, millî işlemcisi Çakıl’ı, millî akıllı kart işletim sistemini, lazer silah sistemini yaptık. 83 milyonun göğsünün kabartan HÜRKUŞ, HÜRJET, ATAK, Akıncı, Bayraktar TB2, TCG Anadolu, TÜRKSAT 6A ve millî yazılımlarımızla ülkemiz kendi markalarını üretti. Denizlerin dibinden, uzayın derinliklerine kadar her alanda markamızı oluşturmanın haklı gururunu yaşıyoruz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Bakınız, dosta güven düşmana korku veren İHA’larımızı, SİHA’larımızı, tanklarımızı, tüfeklerimizi yerli ve millî imkânlarla üretmeseydik bugün bölgemizde bu kadar güçlü olabilir miydik? (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı Harekâtı’nda destan yazabilir miydik? (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Sınırımız boyunca kurulmak istenen terör koridorunu boşa çıkarıp terör örgütlerine en ağır darbeleri indirebilir miydik? (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Tüm dünyanın ihtiyaç duyduğu yoğun bakım solunum cihazını çok kısa sürede yapabilir miydik? İşte, Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde geldiğimiz nokta; işte, gurur duyduğumuz Türkiye. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Bakınız, son on sekiz yılda Türkiye uluslararası patent başvurularında 13’üncü, marka başvurularında 8’inci, tasarım başvurularında 5’inci sırada yer almaktadır. Sayın milletvekilleri, 2002’de 1.874 olan patent başvuru sayısı 2020 Eylül-Ocak ayı döneminde 12.628’e, marka başvuru sayısı 116.010’a, tasarım başvuru sayısı 31.650’ye, faydalı model başvuru sayısı 2.581’e, üniversite kaynaklı yerli patent sayısı 2002’de 17 iken 2019’da 17 kat artarak 1.143’e yükseldi. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

FEHMİ ALPAY ÖZALAN (İzmir) – Bravo!

DERYA BAKBAK (Devamla) – Coğrafi işaret tescillerinin toplam sayısı 547’ye yükselmiştir.

Bu arada, Avrupa Komisyonunda Gaziantep’imiz 33 tescilli coğrafi işaretiyle ülkemizin en başarılı 1’inci şehri olup -Antep baklavası da bunlardan biridir- ürün sayısında da 2’nci olmuştur. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Ülkemizin millî teknoloji hamlesine büyük katkı sağlayan TEKNOFEST’e 81 il ve 84 ülkeden 20.197 takım ile 100 binin üzerinde genç müracaat etmiştir. Gururla ifade etmek isterim ki gazi şehrimiz TEKNOFEST için 3.891 proje göndererek rekora imza atmıştır. Bizi güçlü kılan, birlik, beraberliğimiz ile aziz milletimize olan inancımızdır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

DERYA BAKBAK (Devamla) – Biz AK PARTİ olarak inşallah ay yıldızlı bayrağımızı bilim ve teknoloji ışığında en yükseğe çıkaracağız.

Bu duygularla 2021 bütçesinin hayırlı olmasını diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar)

BAŞKAN – Evet, söz sırası Sayın Emine Yavuz Gözgeç’e ait.

Buyurun Sayın Gözgeç. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

AK PARTİ GRUBU ADINA EMİNE YAVUZ GÖZGEÇ (Bursa) – Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu TÜBİTAK bütçesi üzerine söz almış bulunmaktayım. Güçlü bir Türkiye olarak her alanda olduğu gibi teknoloji alanında da millî teknoloji, güçlü sanayi vizyonuyla dünden bugüne başarı hikâyelerine imza attık ve yeni başarı hikâyelerini yazmaya devam edeceğiz inşallah. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Savunmadan sağlığa, uzaydan kutup çalışmalarına, gıdadan çevreye, enerjiden bilişime, birçok alanda kritik araştırmalar gerçekleştiren TÜBİTAK, AR-GE projelerine verdiği milyonlarca hibe destekleriyle işletmelerin AR-GE’ye daha fazla yatırım yapmalarını özendirmiştir. AR-GE merkezlerinde 18 bin proje yürütülmektedir. Tüm dünyanın Covid-19’la mücadele ettiği salgın döneminde bir teknopark firmamız tarafından tasarlanan yoğun bakım solunum cihazının seri üretimi AR-GE merkezi olan sanayi kuruluşlarımızın iş birliğiyle gerçekleştirilmiştir.

Yine, TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi, 49 farklı kurum ve kuruluştan 436 araştırmacının bir araya geldiği Covid-19 Türkiye Platformu'nun aşı ve ilaç geliştirme çalışmalarının koordinasyonunu sağlayarak ekosistemimize önderlik etmektedir. Millî teknoloji hamlemizde “önce insan” anlayışıyla, burs programlarıyla, geleceğin teknoloji yıldızlarını yetiştiren DENEYAP Atölyeleriyle geleceğin bilim insanlarının yetişmesine katkı sağlıyoruz. 2021 yılında bin lisans öğrencimiz Stajyer Araştırmacı Burs Programı’na katılarak TÜBİTAK araştırma projelerinde deneyim kazanabilecektir.

Değerli milletvekilleri, Bursa’mız tarım, turizm, tarih, kültür ve sanayi kenti ancak bunların yanı sıra teknoparkları, AR-GE merkezleri, model fabrikası, Bursa Teknik Üniversitesi Teknoloji Geliştirme Bölgesi, yeni Sanayi Devrimi’nin sembolü TEKNOSAB, BTSO, Bursa Büyükşehir Belediyesi, TÜBİTAK iş birliğiyle yapımı tamamlanan, Avrupa’da en iyi, dünyada ise ilk 9 havacılık ve uzay merkezinden biri olma özelliğine sahip ve ülkemizde bir ilk olan Bursa Gökmen Uzay ve Havacılık Eğitim Merkezi, bir otomobil olmanın ötesinde elektrikli, ağa bağlı, çevreye duyarlı, altmış yıllık hayalimizi gerçeğe dönüştüren “Türkiye’nin Otomobili” TOGG üretim merkezi Bilişim Vadisi’yle Bursa’mızın millî teknoloji üssü hâline geleceğine yürekten inanıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Değerli milletvekilleri, bu bütçe, eğitimden sağlığa, sanayiden teknolojiye “önce insan” diyen, merhamet medeniyetimizden güç alan, toplumun tüm kesimlerini kucaklayan, herkesin kendini bulduğu, bütünleştirici bir bütçedir. Bu bütçe, Sayın Cumhurbaşkanımızın her zaman ifade ettiği gibi “İman varsa imkân vardır.” inancıyla, milletimizin güveniyle yeni hayaller kurma gücü veren bir bütçedir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bu bütçe, bugüne kadar hayata geçirilen reformlarımız gibi, bundan sonra da kalıcı, güçlü reformların habercisi olan “Bizi izlemeye devam edin.” bütçesidir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Bu bütçede kimler kendilerini bulamaz? Her fırsatta kadın haklarından bahsedip hain, alçak -ki alçaklık da bir seviyedir- çukur PKK terör örgütünün dağa kaçırdığı, terörist olmaya zorladığı, hayalleri çalınan kız çocuklarını, tacizleri görmezden gelenler bu bütçede kendilerini bulamaz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) “İktidarın peşinden giden öğretmene ben ‘öğretmen’ demem.” diyerek kendi gibi düşünmeyeni ötekileştiren ayrımcı zihniyet elbette bu bütçede kendini bulamaz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) “Dünya 5’ten büyüktür.” diyerek onurlu ve dik duruş sergileyen Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde hedeflerimize güvenle ilerlerken “Orada ne işim var, burada ne işim var?” deyip mandacı zihniyetle dışarıdan demokrasi dilenenler bu bütçede kendini bulamaz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Ayasofya’nın dirilişiyle Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın ifade ettiği gibi, tüm dünyaya yeni sözlerimiz var bizim. Bizi biz yapan değerlerimizle bağlarımızı güçlendirerek ülkemizin çok daha güçlü geleceğini kadın-erkek hep birlikte inşa edeceğimize inanıyor, saygılarımı sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar)

BAŞKAN – Söz sırası Sayın Ceyda Çetin Erenler’de.

Buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

AK PARTİ GRUBU ADINA CEYDA ÇETİN ERENLER (Kütahya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Bilimler Akademisi Başkanlığı üzerine AK PARTİ Grubumuz adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulumuzu ve ekranları başında bizleri izleyen aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

1993 yılında kurulan Türkiye Bilimler Akademisi, 1851 yılında Osmanlı Devleti tarafından kurulan ilk Türk akademisi olan Encümen-i Dâniş’in devamı olup bilim alanında ülkemizi başarıyla temsil eden bir kurumdur. Bilim ve eğitim çalışmalarını desteklemek, bilimsel çalışmaları ödüllendirmek, gençlerimizi bilime, araştırmaya yöneltmek TÜBA’nın temel hedefleri arasındadır.

Uluslararası bilim dünyasındaki akademik kuruluşların saygın bir üyesi olan TÜBA yaptığı çalışmaları, yurt dışındaki bilim akademileri, çatı kuruluşlar ve bilim insanlarıyla paylaşmaktadır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Cumhurbaşkanlığımızın himayelerinde yürütülen Türk-İslam Bilim Kültür Mirası Projesi kapsamında 29 eser yayımlamıştır. Ayrıca tıp, coğrafya, siyaset ve adabımuaşeret gibi konularda kıymetli bilgiler de içeren 9 müstesna eser ve birçok yayın, akademi tarafından bilim insanlarına ulaştırılmıştır.

TÜBA, bilim insanlarını ve uluslararası düzeyde Türkiye kaynaklı nitelikli proje ve yayınları teşvik etmek amacıyla, 2001 yılından günümüze, çeşitli alanlarda bine yakın ödülü bilim insanlarımızla buluşturmuştur. Ülkemizde bilimsel çalışmaların zenginleşmesi için her türlü desteği sağlayan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, TÜBA ödüllerini de himaye etmektedir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Sayın milletvekilleri, bin yıllık Anadolu medeniyeti, yüzyıllardır yetiştirdiği ilim irfan sahibi gönül erleriyle, âdeta dalları enginlere uzanan ulu bir çınar gibi tüm insanlığın fikir dünyasını kuşatmıştır. Dünyada bilinen en eski üniversite bu topraklardadır. Ülkemizin 81 ili dinamik, yenilikçi ve bilim ağırlıklı üniversitelerimizle AK PARTİ dönemimizde donatılmıştır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) İlim yuvalarımızdan ikisi de güzide şehrimiz, kuruluşun ve kurtuluşun diyarı, çininin başkenti Kütahya’mızdadır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

İSHAK GAZEL (Kütahya) – Bravo!

CEYDA ÇETİN ERENLER (Devamla) – Türkiye’mizin köklü üniversitelerinden olan Dumlupınar Üniversitemiz ve Türkiye’deki üç sağlık bilimi üniversitesinden olan Sağlık Bilimleri Üniversitemizle bilimsel vizyona sahip akademik kadroları ve değerli öğrencileriyle başarılı çalışmalara imza atarak şehrimize, ülkemize ve milletimize katkı sunmaktadır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Topyekûn bir kalkınmanın bilimle ve eğitimle olacağına inanıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yeni Türkiye’yi bilimin, ilmin, inovasyonun aydınlığında inşa ve ihya edeceğiz diyerek yerli ve millî teknoloji hamlesiyle “Dijital Türkiye” hedefiyle çıktığımız yolda gurur duyduğumuz nice başarılara imza atıyoruz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Dünyanın hayret ve kıskançlıkla izlediği, dosta güven düşmana korku veren İHA’larımız, SİHA’larımız, TİHA’larımız, ANKA’larımız, HÜRKUŞ’umuz ve yerli motorumuzla uçacak Gökbey’imiz, AK PARTİ hükûmetlerimizin teknolojiye ve bilime verdiği önemi, bununla da kalmayıp Atatürk’ün “İstikbal göklerdedir.” sözünün lafta değil, icraatta nasıl gerçekleştiğini; kimin iş, kimin laf ürettiğini bir kez daha gözler önüne sermiştir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Kendilerini dünyanın süper güçleri olarak niteleyen Avrupa ülkeleri Covid-19 hastalarına solunum cihazı bulamazken ülkemiz, on dört günde, kendi solunum cihazını üretmiştir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

MÜRSEL ALBAN (Muğla) – Dünyada ilk 10’a girdik, dünyada ilk 10’dayız ya! Covid’te dünyada ilk 10’dayız.

CEYDA ÇETİN ERENLER (Devamla) – Yerli otomobilimizle, uzay ve ilaç sanayisindeki gelişmelerle, gemilerimiz ve denizaltılarımızla ve daha nice başarılarımızla “Tam bağımsız Türkiye” hedefimize doğru emin adımlarla ilerliyoruz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Dünyada, bütün başarıların arkasında azim, cesaret ve mücadele vardır. Hamdolsun, bu ruh milletimizde, gençlerimizde, bilim insanlarımızda mevcut ve AK PARTİ olarak biz de her daim yanlarındayız ve inanıyoruz ki istikbalimiz çok daha parlak olacaktır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Bu düşüncelerle, bütçemizin, ülkemizin bilim gelişimine katkı sunacak, insanlığın ufkunu açacak çalışmalara vesile olmasını temenni ediyor, yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Söz sırası Sayın Zeynep Yıldız’ın.

Buyurun Zeynep Hanım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

AK PARTİ GRUBU ADINA ZEYNEP YILDIZ (Ankara) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, ekranları başından bizleri takip eden çok kıymetli milletimiz; Türkiye Uzay Ajansının 2021 bütçesine ilişkin olarak AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygı ve hürmetlerimle selamlayarak sözlerime başlamak istiyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Aslına bakarsanız, günlük yaşantımız içerisinde, bir anda kafamızı kaldırıp yukarıya baktığımızda gökyüzüyle karşılaşmak büyük bir mucizedir. Sadettin Ökten Hoca bu mucizeyi şöyle tanımlar: “İnsanda var olan sonsuzluk duygusu gökyüzü, çöl ve denizi seyretme ihtiyacı hasıl eder.” der. Aslında her birimiz Allah’ın bir parçası ve bir cüzü olarak içimizde bir sonsuzluk taşıyoruz. Hücrelerimizden galaksilere kadar aslında bu keşfi sürdürmek insanlığın temel meselelerinden biri olagelmiştir. Batılılar uzayı “space” “boşluk” kelimesiyle aslında tanımlarken Müslüman bilim insanları bunu “ilmül heyetül basita” yani “küreler topluluğunun ilmi” yahut “ilmi felek” “çarkların, sarmalların ilmi” olarak tanımlamıştır. Aslında bu bize değerli bir şeyi göstermektedir: Uzay, bizim için bir bilinmezlik, bir boşluk değil, bir farkındalıktır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Dolayısıyla, aslında Türk ve Müslüman bilim insanlarının insanlığın ortak mirasına yaptığı katkılar, dünya tarihinde dev bir paranteze alınmaya çalışılmaktadır, bir öz güvensizlik telkin edilmeye çalışılmaktadır. Biz, bunun böyle olmadığını hem kendimize hem de dünyaya kararlılık ve ciddiyetle anlatmayı sürdürüyor olacağız. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Bu noktada, Türkiye Uzay Ajansı, bizim tarihsel kodlarımız ile geleceğimiz arasında önemli bir köprü kuran kuruluşlardan biri. Hem uzay vizyonumuzu belirlerken hem de uzay alanında çalışan kurumlar arasındaki koordinasyonu sağlayan kuruluş. Dolayısıyla hem şu an görüşmekte olduğumuz bütçe hem de kararnamenin 8’inci maddesinde yer alan ek gelirleri haiz olan bir kuruluş. Bu noktada, Türkiye Uzay Ajansı dünyaya açık olup dünyayla birlikte üretme, uzaya bir iz bırakma vizyonu ortaya koyan kuruluş. Dolayısıyla, bu noktada Türkiye Uzay Ajansı aslında çok değerli iş birliklerine imza attı; APSCO, COSPAR, ISNET, EURISY, IAF ve SpaceX 20’ye üye hâle geldi geçtiğimiz yıldan itibaren. Uluslararası Uzay İstasyonu’nda yapılan çalışmalara Türkiye’nin dâhil edilmesi, Avrupa Uzay Ajansı ve Çin Uzay Ajansı tarafından üretilen uydulara Türk mühendislerin yazılım sağlaması noktasında önemli aslında koordinasyon çalışmaları içerisinde bulundu.

Yine bununla birlikte, TÜRKSAT 5A uydumuz yakın zamanda uzayla buluşacak. Bu noktada, hem yörünge haklarımızı korurken hem de veriye dayalı ekonomi sisteminde veri taşıma kapasitemizi geliştiriyor olacağız. Bununla birlikte, hızlı internet kullanımı noktasında da Ulak ve HTK tarafından sürdürülen, TÜBİTAK tarafından da desteklenen Uçtan Uca Yerli ve Millî 5G Projesi’nin de hızla devam ettiği bilgisini sizlerle paylaşmak isterim.

Tabii kendi imkânlarımızla ürettiğimiz şeyler bunlarla sınırlı değil. Yerli ve millî altyapıyla geliştirilen yüksek çözünürlüklü yer gözlem uydumuz İmece’nin son montaj çalışmaları haziran ayı içerisinde tamamlandı. İlk yerli haberleşme uydumuz TÜRKSAT 6A da bizim yakından takip ettiğimiz gelişmeler arasında.

Tabii, haberleşme sistemlerinin millileşmesi hususunda yazılımlar kadar yerli ve millî imkânlarla uzaya erişim meselesi de çok kritik ve stratejik. Bu noktada, 29 Ekimde ROKETSAN, sıvı yakıtlı roket motorlu teknolojisiyle uzaya erişmeyi başardı, bunu 4’üncü kez yaptı. Mikro uydu fırlatma sistemi geliştirme projesi yine ROKETSAN tarafından devam ediyor.

Ben, bu gelişmeleri bize hediye eden Türk mühendislerine ve onlara alan açan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a huzurunuzda teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Değerli milletvekilleri, geçen sene ben bu kürsüden gençlerin başarılarını anlatmıştım, TEKNOFEST’te 1’inci olan, model uydu yarışmasında 1’inci olan Bülent Ecevit Üniversitesi öğrencilerinden bahsetmiştim. O öğrenciler başarılarını bir adım öteye götürdüler ve “Grizu263” takımı 14 Ocak 2021’de SpaceX’in Falcon X roketiyle aslında tasarladıkları cep uydusunu uzaya gönderecekler. Bu, aslında bize bir şey gösteriyor: Fırsat eşitliği temelinde, millî teknoloji hamlesinin oluşturduğu ekosistem dâhilinde gençler kendi kabiliyetlerini keşfetmeye başladılar, kendi ülkelerinde bunu yapmaya başladılar. Ve bu noktada gençlerin arkasında 2 sermaye var: Biri zekâları ve çalışma azimleri, diğeri de onların başarılarının arkasında sonuna kadar duran Türkiye Cumhuriyeti devleti. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Hani birileri diyor ya hep “Coğrafya kaderdir, coğrafya kaderdir.” diye, bir karamsarlık zerk etmeye çalışıyorlar. Biz de diyoruz ki: Evet, coğrafya kaderdir. Şanlıurfa Harranlı El Battani, biliyorsunuz, 1 yılın 365 gün olduğunu hesap eden kişidir, dolayısıyla bu bizim kaderimize dâhildir. Sibernetiğin babası El Cezeri, Cizrelidir; Ali Kuşçu’nun torunu Mirim Çelebi’yi Edirne yetiştirmiştir. Cacabey’in Kırşehir’i, Kadızade’nin Bursa’sı bizim kaderimizdir, gökyüzü bizim kaderimizdir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Dolayısıyla bu kaderin bir parçası olan gençler bizim kuantum uydularımızı, küp uydularımızı, kendi fırlatma sistemlerimizi tasarlayacaklar, uzay istasyonlarımızı tasarlayacaklar. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bu noktada, bırakın, gençler bu ülkenin gerçek başarılarıyla özgürce gurur duyabilsinler ve ülkelerini olabildiğince sevebilsinler.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar)

BAŞKAN – Söz sırası İYİ PARTİ Grubu…

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Buyurun Sayın Oluç.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Bir sataşma vardı, izin verirseniz kürsüden cevap vermek istiyorum.

BAŞKAN – Buyurun.

OYA ERONAT (Diyarbakır) – Kim sataşmış?

VI.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR

1.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç’un, Düzce Milletvekili Fahri Çakır’ın 230 sıra sayılı 2021 Yılı Bütçe Kanun Teklifi ile 231 sıra sayılı 2019 Yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin dördüncü tur görüşmelerinde AK PARTİ Grubu adına yaptığı konuşmasında HDP’ye sataşması nedeniyle konuşması

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; konuşan hatip dedi ki: “Savaş bütçesi diyenleri lanetliyorum.” O laneti aynen kendisine iade ediyorum, aynen iade ediyorum.

OYA ERONAT (Diyarbakır) – Biz de sana, sana!

HAKKI SARUHAN OLUÇ (Devamla) – Şimdi, bakın, konuşacağız. Burada 2021 bütçesini konuşuyoruz, babanızın parasını harcamıyorsunuz; ki, onu harcarken bile babanız size o parayı nasıl harcadığınızı sorar.

OYA ERONAT (Diyarbakır) – Senin babanın parasını mı harcıyoruz?

HAKKI SARUHAN OLUÇ (Devamla) – Halkın vergilerinden toplanan bir bütçenin halka yeniden nasıl paylaştırılacağını, bunu tartışıyoruz. Elbette ki diyeceğiz “Eğitime daha fazla bütçe ayırın.” Elbette ki diyeceğiz “Sağlığa daha fazla bütçe ayırın.” Elbette ki diyeceğiz “Araştırma geliştirmeye daha fazla bütçe ayırın.” Bundan daha doğal bir şey olabilir mi? Hazineyi boşaltmışsınız, Merkez Bankasını eksiye düşürmüşsünüz, bütçe açığını büyütmüşsünüz, cari açığı büyütmüşsünüz, bütçe borçlanmasını 304 milyar Türk lirasına çıkarmışsınız, 128 milyar doları nereye peşkeş çektiğiniz belli değil; dövizi zıplatmışsınız, Türk lirasını pul etmişsiniz, enflasyonu ve işsizliği zirveye taşımışsınız; biz bunları tartışmayalım, öyle mi? İşçiyi, emekçiyi, köylüyü, esnafı, çiftçiyi, genci, kadını perişan etmişsiniz; biz bunları tartışmayalım, öyle mi? 5 holdinge Türkiye’yi peşkeş çekmişsiniz; biz bunları tartışmayalım, öyle mi? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

Müstafi bir Hazine Bakanının hazırlamaya başladığı -şimdi nerede olduğu belli değil, kimse bilmiyor, ortadan kayboldu- ve şu ana kadar bitiremediği bir bütçeyi başka bir Hazine ve Maliye Bakanıyla tamamlamışsınız; “Ekonomiyi uçuruyoruz.” derken kendisi yere çakılmış; biz bunları tartışmayalım, öyle mi? Her türlü çürümeyi, her türlü kötülüğü içeren bir iktidar politikasıyla karşı karşıyayız; biz bunları tartışmayalım, öyle mi?

Bakın, bütçe en temel demokratik haktır, halkın en temel demokratik hakkıdır. Dolayısıyla demokrasi içinde bunu tartışmak…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HAKKI SARUHAN OLUÇ (Devamla) – Tamamlıyorum efendim.

İki artı bir efendim.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – İki artı birdi Başkanım.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (Devamla) – İki cümlem kaldı efendim.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Sayın Başkanım ama iki artı bir…

BAŞKAN – Bir dakika, ben bu tartışmaya müsaade etmem, veririm ama baştan bunu belirledik. Ben Sayın Oluç’a “Oradan konuşmak ister misiniz?” dedim, “Yok, buradan.” dedi; sataşmalara iki dakika veriyorum.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (Devamla) – Peki…

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Sayın Başkan, uzatmaya gerek yok, sadece kayda geçmesi açısından söyleyeceğim.

BAŞKAN – Buyurun.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Bütün konuşmalara, hepsiyle ilgili eleştiriler yapılabilir ama kendi konuşmacıları haksız, yersiz, hakarete varan birtakım sözler ve birtakım saldırılarda bulununca, kendi söylemlerini kendilerine iletince hakikaten zıplıyorlar. Sonuç itibarıyla, ben konuşmacıya aynen konuşmasını iade ediyorum. Bütün arkadaşlarımızın konuşmalarını tebrik ediyorum, takdir ediyorum; hepsinin grup olarak arkasında olduğumuzu beyan ediyor, teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Sayın Altay…

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Sayın Başkanım, biraz önce konuşan Ankara Milletvekilimiz Zeynep Yıldız’ın konuşması güzel, ümitvar da bir konuşma oldu, teşekkür ederim kendisine.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Bütün konuşmacılarımız öyleydi Sayın Altay.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Ben bir kısmını dinleyemedim efendim.

OYA ERONAT (Diyarbakır) – Dinleyin o zaman, mutlu olursunuz.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Güzel de bir şey söyledi, Büyük Atatürk’ten bir alıntı yaptı. Sayın Milletvekilim, siz gelmeden önce Büyük Atatürk’ün o sözü Türk Hava Yollarının uçaklarında da yazardı, sizden sonra yani AK PARTİ gelince o söz silindi.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Yok, yok.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Silindi, silindi.

Bunu kayıtlara geçirmek istedim.

Teşekkür ederim.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Sayın Oluç, buyurun.

V.- AÇIKLAMALAR (Devam)

11.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç’un, Çankırı Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu’nun yerinden sarf ettiği bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkan Vekili şunu söyleseydi, diğer söylediklerine bir itirazım olmazdı… Bakın, biz burada eleştiri yapıyoruz, sert eleştiri de yapıyoruz birbirimize değil mi? Ama lanetlemek ne ya! Lanetlemek ne! Biz hangi kelimelerle, hangi kavramlarla bu bütçeyi eleştireceğimizi size sormayacağız ki. Biz kendi kavramlarımızla eleştireceğiz, siz de eleştiriye cevap verin, sert cevap verin ama lanetlemek, kahretmek gibi cümlelerle, kavramlarla tartışmaya başlarsak bunun sonu gelir mi? Hiç olmazsa bunu eleştirin “Uygun değil.” deyin; sahipleniyorsunuz.

HÜDA KAYA (İstanbul) – Öyle bir vekillik olmaz, lanetle iş yapılmaz.

BAŞKAN – Teşekkür ederiz.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Açmanıza da gerek yok Sayın Başkanım, tutanaklar için…

BAŞKAN – Buyurunuz.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Şunu ifade ediyorum: Bakın “Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir.” yazıyor, biz bunu yüreğimizde hissediyor ve uygulamalarımızda ortaya koyuyoruz. “İstikbal göklerdedir.” diyor Atatürk, Recep Tayyip Erdoğan da 26 tane havalimanını 56’ya çıkarmak suretiyle bunu gerçekleştiriyor. Hava yolunu halkın yolu olarak gerçekleştirmek suretiyle bu söze imzamızı atıyoruz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

HÜDA KAYA (İstanbul) – Atatürk’ü yanlış anlamış o, göklerden inmiyor, uçak filosu kurmuş.

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Akbaşoğlu.

IV.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

A) Kanun Teklifleri (Devam)

1.- 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/281) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 230) (Devam)

2.- 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/280), 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine İlişkin Olarak Hazırlanan 2019 Yılı Genel Uygunluk Bildirimi ile 2019 Yılı Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporu, 190 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay Denetim Raporu, 2019 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve 2019 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/1322) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 231) (Devam)

A) TİCARET BAKANLIĞI (Devam)

1) Ticaret Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Ticaret Bakanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

B) REKABET KURUMU (Devam)

1) Rekabet Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Rekabet Kurumu 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

C) HELAL AKREDİTASYON KURUMU (Devam)

1) Helal Akreditasyon Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Helal Akreditasyon Kurumu 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

Ç) SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI (Devam)

1) Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

D) GAP BÖLGE KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)

1) GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

E) DOĞU ANADOLU PROJESİ BÖLGE KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)

1) Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

F) KONYA OVASI PROJESİ BÖLGE KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)

1) Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

G) DOĞU KARADENİZ PROJESİ BÖLGE KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)

1) Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

Ğ) KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ İŞLETMELERİ GELİŞTİRME VE DESTEKLEME İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)

1) Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

H) TÜRK STANDARDLARI ENSTİTÜSÜ (Devam)

1) Türk Standardları Enstitüsü 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Türk Standardları Enstitüsü 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

I) TÜRK PATENT VE MARKA KURUMU (Devam)

1) Türk Patent ve Marka Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Türk Patent ve Marka Kurumu 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

İ) TÜRKİYE BİLİMSEL VE TEKNOLOJİK ARAŞTIRMA KURUMU (Devam)

1) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

J) TÜRKİYE BİLİMLER AKADEMİSİ (Devam)

1) Türkiye Bilimler Akademisi 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Türkiye Bilimler Akademisi 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

K) TÜRKİYE UZAY AJANSI (Devam)

1) Türkiye Uzay Ajansı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Türkiye Uzay Ajansı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

BAŞKAN – İYİ PARTİ Grubu adına Sayın Bedri Yaşar. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

İYİ PARTİ GRUBU ADINA BEDRİ YAŞAR (Samsun) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Şehit Yüzbaşı Yasin Kurt ve Uzman Çavuş Oğuzhan Anar’a Allah’tan rahmet diliyorum, kederli ailesine de başsağlığı diliyorum. Ölümünün seneidevriyesinde Hüseyin Nihal Atsız’ı da rahmetle anıyorum, ruhu şad olsun.

Ticaret Bakanlığının 2021 yılı bütçesi toplam 6 milyar 585 milyon 834 bin lira olarak öngörülmektedir. Bu bütçenin yüzde 29’luk bölümü personel ve sosyal güvenlik giderlerine ve yüzde 63’lük bölümü de cari transferlere ayrılmıştır. Hükûmetin bütçeleri ekonomik ve sosyal hedeflerin ortaya konulması açısından çok büyük önem arz etmektedir. Bütçe, toplumun yalnızca belli kesimlerini değil, tamamını kapsamakta ve tüm hane halkını yakından ilgilendirmektedir çünkü bütçeler aslında üretimin, istihdamın, yatırımın habercisi; refahın, bolluğun ve bereketin müjdecisidir. Bu bütçe ne bolluk bütçesi ne refah bütçesi ne de... Maalesef, her kesim için vergi var, faiz ödemesi var; maalesef, ilave olarak bir de bütçe açığı var. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

Pandemiden en çok etkilenen kesimlerden biri 2 milyon 250 bin esnaf ve sanatkâr kesimi olmuştur. Esnaf kesiminde mart ayından bu yana hiç açılamayan veya açılsa bile kazanç sağlayamayan binlerce işletme bulunmaktadır. Bu işletmelerin kiraları, sosyal güvenlik primleri, elektrik ve doğal gaz faturaları ödenemeyecek duruma gelmiştir. Kapanan okullarda, 20 bin okul kantini on aydır kapalı durumda bulunmaktadır.

Yine, Türkiye’nin yüzlerce lokomotif sektöründe siparişler iptal olmuş, çarklar dönmemeye başlamıştır. 350 bin okul ve iş yeri servis aracı şoförleriyle birlikte; yine, 110 bin otel, restoranlar dâhil, lokantacı esnafı; aşçısı, garsonu, komisi işsiz durumdadır. Yarı yarıya yolcu taşıyan halk otobüsü ve minibüs esnafı büyük bir fedakârlıkla, çok zor şartlar altında, zarar ederek çalışmaktadır. 100 bin kıraathane ve kahvehane esnafımız ile çalışanları da aynı şekilde, aylardır mağdur durumdadır. Bu esnaflarımıza hiç olmazsa belli bir oranda aylık maddi yardım sağlansın dedik; maalesef, Hükûmetten duyan olmadı. Hiç olmazsa kişi başına 500 TL veyahut da kurum başına 2 bin TL ödeme yapalım dedik, maalesef duymadınız, işitmediniz. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar) İşletmelerin pandemi zararları bugüne kadar maalesef karşılanmamıştır; sadece, verilen kredilerle borçları ötelenmeye çalışılmıştır ama onun da süresi geçti, altı ay geçti, artık ödemeler de üst üste bindi; SGK ödemeleri, vergi ödemeleri, kredi ödemeleri; ama maalesef pandemide tavan yaptı; gelin çıkın işin içinden çıkabiliyorsanız. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

Değerli milletvekilleri, tabii, burada çıkan iktidar partisinin milletvekilleri hep bütçeyi övdüler, övgüyle bahsettiler. Ben diyorum ki: 2 Bakanımız burada; Ticaret Bakanımız burada, Sanayi Bakanımız burada; bakın, bu bakanlıklara yaptığımız yatırımlar, sağladığımız bütçeler ne olur, biliyor musunuz? Aş olarak geri döner, iş olarak geri döner, istihdam olarak geri döner. Hep alkışladınız, bakın, biz buradan öneriyoruz, diyoruz ki: “Gelin, bu bakanlıkların bütçesini artıralım.” Ama kim var salonda, kim var, salonda kim var? Aslında bu bütçenin bir faydası oldu biliyor musunuz, tanımadığımız arkadaşları tanıma fırsatı bulduk, yakından görme fırsatı bulduk; çoğu milletvekili arkadaşlarımızı da bütçe görüşmesi dolayısıyla kürsüde görme fırsatını yakaladık.

Değerli milletvekilleri, bakın, bugün küçük ve orta boy işletmeler hizmet sektöründe yaklaşık 12 milyonluk bir istihdama sahipler. Türkiye’de yaklaşık 3 milyon 155 bin küçük ve orta boy işletme bulunmaktadır. Ülkemizin ihracatının yaklaşık yüzde 55’ini de bu küçük ve orta boy işletmeler sağlamakta, yine gayrisafi millî hasılanın yüzde 80’lik bölümü de KOBİ’ler marifetiyle sağlanmaktadır. Ama maalesef küçük ve orta boy işletmelerin kredi borçları 2020 yılının Ocak ayı itibarıyla 619 milyar liraya ulaşmıştır. Bu borçların yaklaşık yüzde 10’luk kısmı yani 62 milyar liralık bölümü de takibe düşmüştür. Böylece, takibe düşen küçük ve orta boy işletmelerin sayısı 317.550’ye yükselmiştir. Şimdi, her bütçe öncesinde Sayın Cumhurbaşkanımız acı reçeteden bahsediyor, diyor ki: “Acı reçeteleri uygulamak zorundayız.” İşte on sekiz yılda ülkenin geldiği durum bu. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar) Peki, acı reçetede ne var? Acı reçetede diyecek ki: “Kemer sıkma var, ilave vergiler var, işsizlik var; bunun ötesinde de zamlar var, enflasyon artışları var, bütçe açıkları var.” Peki, bunların üstesinden nasıl geleceğiz? Bunlarla ilgili bir plan var mı, program var mı? İktidardaki konuşan milletvekili arkadaşlarımızın bununla ilgili ne bir tavsiyesini duyduk, ne bir önerisini duyduk. Onlara göre her şey güllük gülistanlık. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar) Onlara göre onların evi düğün evi yani her şey yolunda, hiçbir problem yok, hepsi başarıyla sürdürülüyor, en ufak bir problem yok. Hâlbuki dışarıda işsizlik oranları, gençlerdeki işsizlik oranları yüzde 26; açıklanan rakamlara göre 12’li, 13’lü rakamlarda ortalama işsizliğimiz var. Enflasyon 14-15. Nasıl çözeceğiz bunları? Söyledim, bunların çözüm yolu Sanayi Bakanlığının, Ticaret Bakanlığının bütçesini artırmaktan geçiyor. Biz onların bütçesini artıracağız ki onlar da esnafı, üreticiyi, sanayiciyi desteklesinler, onlar da iş alanları oluştursun; oluşan iş alanlarından da herkes vergisini ödesin, elde edilen vergilerle de devletimiz yatırım yapsın. Ama bununla ilgili hiçbir önerinin olduğunu da görmedik, duymadık.

Tabii, ihracat rakamları var. Nisan ayında…. Özellikle mesela cumhuriyetin 100’üncü yılında 2023 hedefimiz vardı; 500 milyar dolarlık ihracattan bahsediyorduk, tek haneli enflasyondan bahsediyorduk, sabit döviz kurlarından yani 6’lı rakamlardan, daha sonra 8’li rakamlara yükselen döviz kurlarından bahsediyorduk.

Bakın, arkadaşlar, bugün bunların hiçbir tanesinin gerçekleşmeyeceği ortada. Aynı şekilde, biz 2019 yılı için 139 milyar lira bütçe açığı hedeflemiştik, Sayın Bakanımıza yüzde 5, Cumhurbaşkanımıza yüzde 5 ilave artırma yetkisi vermiştik. Maalesef onlar da yeterli olmadı, 200 milyarlara doğru bütçe açığı tırmanıyor. Devam ediyor, bu seneki bütçede de 245 milyar bütçe açığı öngörmüşüz. Ne olacak? Onun da tutacağı konusunda hiçbir fikrimiz yok. Yani Türkiye’de bir de TÜİK diye bir kurum var; inanalım mı, inanmayalım mı, peşinden mi gidelim, ardından mı gidelim, neresinden gidelim, anlamıyoruz. Ya, bir söylediğin de doğru çıksın. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar) Yani görmedik, işitmedik, duymadık.

Ben aslen Gümüşhaneliyim. Rus işgaline uğradı Gümüşhane. Gümüşhane ile Bayburt arasında Kop Geçidi var. Kop Geçidi’nin hemen sağında da Duymadık köyü var. Ne oldu biliyor musunuz? Ruslar Erzurum’dan, Bayburt’tan doğru geldi, Gümüşhane’yi işgal etti; iki sene durdu, geri döndü, bu köy hiç duymadı bunu. Bu köyün adı Duymadık. Şimdi burada da aynen, bakıyoruz arkadaşlar, siz duymadınız, işitmediniz; ne işsizlikten ne istihdamdan ne yatırımdan yani insanların sıkıntısının, caddede sokakta… Siz hiç mi berbere uğramıyorsunuz? Hiç mi kasaba uğramıyorsunuz? Yani hiç mi yolunuz manava düşmüyor? Hiç mi gençlerin arasında dolaşmıyorsunuz? Biraz önce Samsun Milletvekilimiz söyledi, dedi ki: “Dün 29 yaşında bir gencimiz intihar etti. Elinde ‘aş ve iş’ yazılıydı.” Bu hiç mi sizin vicdanlarınızı sızlatmadı mı? Ben boş yere konuşuyorum Başkanım. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlar, bu bütçenin, normal şartlar altında… İşte, geçtiğimiz günlerde baktık; Türkiye 6,7 büyümüş. Yani dünyanın bütün ekonomileri küçülürken nasıl oldu da Türkiye yüzde 6,7 büyüdü? Ben de çok da anlamış değilim ama anlıyoruz ki daha çok, bu, tüketimden kaynaklanan büyümeden bahsediyorsunuz. Tüketime dayalı bir büyümenin hiç kimseye bir faydası yok, yel gibi gelir ve de geçer. Bizim istediğimiz, üretime dayalı bir büyüme, ihracata dayalı bir büyüme, istihdama dayalı bir büyüme ki en azından gençlerimizin önü açılsın, onlar da kendilerine en azından bu ülkede bir gelecek görsünler. Maalesef, gençlerimizin önemli bir kısmı geleceklerini dışarıda arıyorlar. Artık ülkede kendilerine bir alan oluşmadığını düşünüyorlar. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar) Genç nüfusa sahibiz; genç, eğitimli insanlara sahibiz ama maalesef onlara bir gelecek vaat edemiyoruz.

Tabii yeri gelmişken söyleyeyim: Ticaret erbaplarının, özellikle Ticaret Bakanımız buradayken söyleyeyim, ihracatın artırılmasına yönelik belli sıkıntıları var. Bu küçük ve orta boy işletmelerin muhakkak ihracat hacimlerini artırmaları lazım, istediğimiz seviyede değiliz. Aynı şekilde ticaret ataşeliklerinin de onlara kılavuzluk etmesi lazım. Geçtiğimiz dönemde bütçede de söyledim, bugün Çin’in ticaret ataşeliklerinde çalışan personel sayısı kendi büyükelçiliklerinde çalışanlardan daha fazla. Dolayısıyla ticaret ataşeliklerimizi güçlendirerek üreticinin, istihdamın, ihracatçının kesinlikle önünü açmamız lazım.

Tabii yurt dışında çalışanların da belli sıkıntıları var, alacakları var; özellikle Orta Asya’da, Afrika’da çalışan firmalarımız var. Onların alacakları konusunda da -zaman zaman bize intikal ediyor- ciddi mesafeler kat edilmediğini söylüyor arkadaşlarımız. O konuyla ilgili de destek istiyoruz.

Yine, EXIMBANK’ın sağladığı krediler var. Onlarla ilgili de kullanmak için istenen şartların önemli bir kısmını maalesef, ihracat yapan küçük ve orta boy işletmeler bu şartları da karşılayamıyor.

Tabii, Başkanım süre vermeyeceği için, baştan bildiğim için; bir konu var, özellikle belirtmem lazım. O da bizim Samsun’a özgü bir konu; KÖYTÜR meselesi var. Samsun’da bir KÖYTÜR var, 1965 yılından beri faaliyet gösteriyor, bu tesiste yaklaşık 5 bine yakın insan çalışmakta, aileleriyle beraber 12 bin kişi evine ekmek götürmektedir. Bugüne kadar ülkemiz için önemli bir üretim ve istihdam kapısı olmuştur. İşletme, bankalara olan borcundan dolayı maalesef iflas masasına kadar gitmiştir.

Tabii devlet bugün Almanya’da pandemiden dolayı belli şirketlere ortak olup, onları tekrar yürütüp yoluna koyduktan sonra hisselerini de devrediyor, yani “Yolda kalmış bir arabaya bir el atın, yürütelim, düzlüğe çıksın.”dan ibarettir bu. Dolayısıyla Samsun KÖYTÜR’de de yaklaşık 12 bin nüfusu ilgilendiren bir işletmeden bahsediyoruz. Dolayısıyla, orası da devletin bir şefkat elini bekliyor. “Hiç olmazsa, gelsin, borçlarımızı yapılandırsın. Bu, çok ciddi oranda bir nüfusa hitap eden bir işletme. Eğer yapılandırılabilirse hem ihracat açısından hem istihdam açısından çok ciddi katkılar sağlarız." diyor, bu konuyla ilgili bizden de yardım bekliyor. Yoksa bu tür işletmeleri böyle, tek tek kaybedeceğiz. Anadolu’daki işletmelerin önemini belirtmeye hiç ihtiyaç yok, hepiniz zaten bunu biliyorsunuz.

Tabii, ben aynı zamanda Rekabet Kurulundan da bahsetmek istiyorum yani rekabet ortamı… Özellikle bu özelleştirme çabalarından sonra tekelleşme başladı. Bugün Ege’de çimento fiyatları, hazır beton fiyatları… Siz cezaları yazıyorsunuz ama diyor ki: “Cezayı da öderim, aynı fiyatları uygulamaya da devam ederim.” Bence bunun daha ilerisinde bir şey olması lazım. Tabii, rekabet sadece gıda, inşaat malzemeleri sektöründe değil, iş alanlarında da olmalı. Biraz önce Hanımefendi diyordu ki: “Sayın Cumhurbaşkanı diyor ki: ‘Dünya 5’ten büyük.’” Ben de diyorum, Sayın Cumhurbaşkanım, şu senin mahşerin 5 atlısı var ya, Türkiye de o mahşerin 5 atlısından büyük. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar) Eğer siz rekabet ortamı oluşturamazsanız, her sektörde rekabet ortamını oluşturamadığınız takdirde fiyatları aşağı çekemezsiniz. Biz bu ülkede taş üstüne taş koyan herkese Allah razı olsun diyoruz. Savunma sanayisine mesela, olumlu oy verdik Sayın Bakanım; sizin de çalışmalarınız var, teşekkür ediyorum. Biz savunma sanayisi bütçesini de yeterli bulmadık. Ülkenin güvenliği açısından savunma sanayisine yatırım yapılmalıdır. Biz bunu hiçbir zaman savaş bütçesi mavaş bütçesi olarak görmüyoruz; dişimizden artırırız, tırnağımızdan artırırız, bu ülkenin güvenliği için ne gerekiyorsa bunun yapılmasına onay veriyoruz biz. (İYİ PARTİ sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar) Onun için bu konuda her türlü desteğe, katkıya hazırız ama dediğimiz gibi, şu rekabet ortamını inşaat sektöründe de açın, maliyetler düşsün. Yola, köprüye, hastaneye karşı değiliz; maliyetleri yüksek, buna karşıyız. Açın rekabete, göreceksiniz ki devletin çok ciddi tasarrufları olacaktır. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

Ben 2021 yılı bütçesinin Sanayi ve Ticaret Bakanlığımıza hayırlı uğurlu olmasını diliyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Yaşar.

Söz sırası Sayın Aydın Adnan Sezgin’e ait.

Buyurun Sayın Sezgin. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

İYİ PARTİ GRUBU ADINA AYDIN ADNAN SEZGİN (Aydın) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; muhalefet olarak bu kürsüden iktidarı sıklıkla eleştiriyoruz. AK PARTİ’li arkadaşlar da “Sürekli olarak eleştiriyorsunuz, niye böyle yapıyorsunuz?” diye sitemde bulunuyorlar, yakınıyorlar.

2011 yılındaki seçim beyannamenize baktığımızda, teşekkürü neden hak etmediğiniz açık bir şekilde ortaya çıkıyor. Seçim beyannamenize göre, cumhuriyetimizin 100’üncü yılında gayrisafi yurt içi hasıla büyüklüğü bakımından dünyanın ilk 10 ekonomisi içine girecektik. 2019 sonu itibarıyla 19’uncu sırada bulunuyoruz yani geriledik. Kişi başına düşen millî gelirimiz 25 bin doları aşacaktı. Oysa 2019 yılında 9.042 dolar olarak açıklanmıştır bu rakam. 2020’de yani bu yıl için de daha da küçülecektir, bu kesin. On sekiz yıllık iktidarınızda 2 katın biraz üzerinde millî gelir artışı olmuştur. Aynı dönemde Kazakistan’da 5 kat, Romanya’da 6 kat, Sırbistan’da bile 3,5 kat artış olmuştur. “Enflasyon ve faiz oranları, kalıcı biçimde, düşük ve tek haneli rakamlara inecek.” demiştiniz. Oysa enflasyon yüzde 14’ün üzerindedir. Merkez Bankası faiz oranı yüzde 15’e yükseltilmiştir. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar) İhracatımız 500 milyar dolara ulaşacaktı. Oysa kasım ayı itibarıyla yıllık ihracatımız 117 milyar dolarda kalmıştır. Coronavirüs etkisi olmayan 2019 yılında ise ancak 182 milyar dolar düzeyine çıkabilmiştir. Kilogram başına yüksek teknolojili ürün ihracatımız 1,69 dolarla birçok gelişmekte olan ülkenin gerisindedir. İhracat içindeki yüksek teknolojili ürün oranı 2018 yılında ülkemizde yüzde 2,3 iken Brezilya’da yüzde 13, Meksika’da yüzde 21’dir. “Dünya ticaretinden aldığımız pay yüzde 1,5’un üzerinde olacak.” demiştiniz ancak bu pay hâlâ yüzde 1’in altındadır. Ekonomimizin büyüklüğü iktidarın koyduğu 2 trilyon dolar hedefinin ancak 3,1’i civarında kalmıştır. “İşsizlik oranı yüzde 5’e inecek.” demiştiniz, TÜİK rakamlarına göre yüzde 12,7’dir. Bu rakamların gerçekliği de son derece tartışmalıdır. Tarım dışı işsizlik yüzde 15 olmuştur. “İstihdam oranı yüzde 50’ye ulaşacak.” demiştiniz, yüzde 44’te kalmıştır. “AR-GE harcamaları millî gelirin yüzde 3’üne çıkacak.” dediniz, 2019’da yüzde 1,06 olarak gerçekleşmiştir Bu oran İsrail’de yüzde 4,9, Japonya’da yüzde 3,27, İsveç’te ise 3,30’dur. 9 milyon nüfusu olan İsrail AR-GE harcamalarına 16,35 milyar dolar ayırırken Türkiye 8 milyar dolar tahsis edebilmiştir.

Bir de AR-GE harcamalarının yöneldiği alanlar sorunu var. Maalesef bizdeki harcamalar çoğunlukla geleneksel alanlara kayıyor. Yerli uçağımız göklerde, yerli otomobilimiz yollarda, yerli uçak gemimiz denizlerimizde olacaktı. Yerli uçağımız göklerde değil ama performansımız yerlerdedir. Yerli uçak gemimiz yoktur ama Doğu Akdeniz’deki gemilerimize korsan muamelesi yapılmakta, yetkisiz ve izinsiz aramalar yapılabilmektedir. Yerli otomobilimiz hâlâ prototip aşamasındadır, onun da motoru Almanya’dan, bataryası Çin’den, aracın entegrasyonu için teknoloji partneri yine Almanya’dan, şasisi İngiltere’den, tasarımı ise İtalya’dandır.

Tank Palet Fabrikasıyla ilgili faciaya hiç değinmeyeceğim ama 2020 başında ALTAY tankını yerli motorla üreteceğiz sözünüz hâlâ yerine getirilmemiştir. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar) Hülasa sanayi ve ekonomiyle ilgili hiçbir ciddi taahhüt gerçekleştirilmemiştir.

Yıllardan beri devleti tam kontrol altında yönetebilmek için her türlü imkânı elde ettiniz, vesayet dediğiniz ne varsa ortadan kaldırdınız, yıllarca ne istedilerse verdiğiniz FETÖ terör örgütünden de kurtuldunuz, OHAL bahanesiyle çok büyük ekonomik varlıklara el koydunuz, Varlık Fonunu kurarak bütün devlet kurumlarını ona buna ipotek etmeye başladınız; ne kasada ihtiyaç akçesi bıraktınız ne de Merkez Bankası rezervlerinde döviz; muhalefeti, özgür basını, toplumsal tepkileri tehditlerle bastırdınız, sindirdiniz; sivil toplum ve siyasete alan bırakmadınız; neredeyse Çin kadar otoriter bir rejim kurdunuz ve az önce saydığım vaat ve hedeflerin hiçbirini tutturamadınız hatta mevcudun gerisine düştünüz.

Değerli arkadaşlar, her gelişmiş ekonominin ana sütunu sanayi ve teknolojidir. Saydığım hedeflerin tutturulamaması Türkiye’yi sanayi ve teknolojide geriye düşürmüş, diğer ekonomilere avantaj sağlayan yapay zekâ ve robotik gibi inovatif alanların da dışına itmiştir. Büyük Türkiye’den bahsedeceksek evvel emirde bu açığın kapatılması gerekmektedir. Bu da kozmetik tedbirlerle değil sahici yapısal reformlarla olur. Özel sektörümüz, evet, özellikle sanayi sahasının bazı kollarında önemli bilgi ve beceri birikimiyle dünya çapında rekabet edebilecek düzeye erişmiştir. İktidar yanlış politikalarla, yapısal reformları erteleyerek ve hukuktan uzaklaşarak bunların önünü kapamaya devam etmektedir. Endüstri 4.0 ve yüksek teknoloji alanlarında ilerleme için iktidarın köhne yönetim zihniyetinin aşılması gerekmektedir. Sayın Cumhurbaşkanının dijital ekonomiye değinmesiyle dijital ekonomiye geçilmiyor.

Sayın milletvekilleri, bir dönemler Avrupa Birliği sanayi sektörü Türkiye’yi kendi yatırım coğrafyasının doğal parçası olarak görüyordu. Bugün tam aksi bir eğilim mevcuttur. Dünyanın dinamik ekonomileriyle, yüksek katma değer üreten ekonomileriyle aynı istikamete yönelmemiz gerekiyor; bunu bu zihniyetle gerçekleştiremeyeceksiniz, bunu biliyoruz; gelecek seçimlerden sonra bu görev bize düşecek, bunu da biliyoruz. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

Türkiye hem iyi yönetişim hem ekonomiyi teşvik edecek, dönüştürecek ortamın sağlanması hem de hukuk düzeni açısından çok geriye gitmiştir, demokrasi açısından da keza böyledir. Bu koşullarda Türkiye’de ihtiyaç duyduğumuz sanayi ve teknoloji kalkınmasını gerçekleştirmek mümkün değildir.

Bizim sanayi yapımız, büyük tesisler veya KOBİ’ler olsun, Avrupa Birliğiyle anlaşmalarımız ve mevcut gümrük birliği etkisi altında şekillenmiştir. Gümrük birliğinin sonuçta Türkiye ekonomisine yararlı olduğu tüm araştırmalarda ve günlük hayatta net bir şekilde ortaya çıkmaktadır.

Evet, Avrupa Birliği hem kendi içinde hem Türkiye’ye karşı büyük yanlışlar yapmıştır, vizyon hatalarına düşmüştür; son yaptırım kararı da bu hatalar zincirinin parçasıdır, her yönüyle falsodur. Bununla birlikte, Avrupa Birliğine işine geldiğinde husumetle yaklaşmak, onlar ve biz ayrımını istismar konusu yapmak, onları ötekileştirmek, sömürü edebiyatına girmek; işine geldiğinde ise Avrupa Birliğinin Türkiye için ne denli önemli bir proje olduğunu savunmak yani anlık, fevri söylem ve politikalar izlemek topyekûn yanlıştır. Avrupa Birliğinin hatalarını söyleyelim ama kendi tökezlemelerimizi, yapamadıklarımızı, irade eksikliğimizi, ikircikli yaklaşımlarımızı, geri adımlarımızı da görmezden gelmeyelim. Avrupa Birliği, sonuçta, bizim en önemli piyasamız ve partnerimizdir. Karşılıklı çıkarlar açısından Avrupa Birliğiyle gümrük birliğinin derinleştirilmesi ve geliştirilmesi gerekmektedir. Bu çok önemli bir projeydi, maalesef askıya alındı. Türkiye her hâlükârda gümrük birliğinin derinleştirilmesi ve geliştirilmesi projesinin yeniden canlandırılmasına katkı sağlayabilmelidir. Bunun önündeki engel Türkiye'nin hukukun üstünlüğü, insan hakları, temel özgürlükler ve demokrasi kriterlerinden uzaklaşmış olmasıdır. Bunların yeniden tesisi yeni Gümrük Birliği Anlaşması’nın canlandırılmasına imkân verecek ve böylece başta sanayimiz olmak üzere ekonomimizde önemli dinamikleri harekete geçirecektir. Kaldı ki, ABD’de göreve gelecek yeni yönetim Avrupa Birliğiyle yatırımları da içeren gümrük birliği projesi TTIP’i yeniden hareketlendirecektir ve bu projenin gerçekleşmesiyle dünyanın en büyük piyasası ortaya çıkacaktır. Türkiye'nin, vatandaşlarının refahı ve yaşam kalitesinin standartlarının yükseltilmesi ve ekonomisinin potansiyelinin gerektiği gibi gelişebilmesi için, mutlaka ve mutlaka bu yeni oluşuma, eşit bir taraf olarak katılması gerekmektedir. Mevcut zihniyetle bunun gerçekleşmesi çok zordur. Bunun da bir iktidar değişikliğiyle gerçekleşmesi gerektiği açıktır.

Değerli arkadaşlar, önceki gün Ankara Milletvekilimiz Sayın Durmuş Yılmaz’ın konuşmasında sabit yatırımlarla ilgili olarak altını çizdiği ve bugün basına da yansıyan bir hususa ben de bir defa daha değinmek istiyorum. Sayın Yılmaz 2020 yılı üçüncü çeyrek büyümesi rakamlarında yüzde 23 makine ve teçhizat yatırımı bulunduğunu belirterek bu yatırımın nereden geldiği konusunda piyasanın merak içinde olduğunu ifade etmişti. “2020 yılında, şu ana kadar ithal edilen 22 milyar dolarlık altının bu kalem kapsamında değerlendirildiği iddiası bulunmaktadır, bu da yüzde 23’lük makine, teçhizat büyümesinin özünü oluşturuyor.” şeklinde açıklamalar yapılmaktadır. Bu, doğru mudur? Gerçekten sekiz çeyrektir büyüyemeyen Türkiye ekonomisi, yatırım yapamayan Türkiye ekonomisi, bu çeyrekte yüzde 23’lük bir sabit yatırımı yapmış mıdır, yoksa bu büyüme görüntüsünün altında başka bir faktör mü yatmaktadır? Bu sual cevaplandırılmalıdır.

Son olarak, memleketim Aydın’ın hem kamu yatırımları hem de sanayi yatırımları açısından on sekiz yıldır ihmal edildiğini hatırlatmak istiyorum. AK PARTİ’li milletvekili arkadaşlar tarafından gazetelere geçen yıl “2020 Aydın’a yatırım yılı olacak.” şeklinde açıklamalar yapıldığını hatırlıyorum. Gerçi bu arkadaşlar 2019 yılı için de “Aydın’da yatırım yılı olacak.” ifadelerini kullanmışlardı. Her zaman olduğu gibi bu vaatler yine boş çıktı. AK PARTİ’li arkadaşların konuşmalarından aktarıyorum: “Ortaklar-Selçuk Demir Yolu Tüneli, Sarıçay Barajı, Aydın-Denizli Otoyol Projesi, Aydın Adliye Sarayı başlıca takip edeceğimiz projelerdir. Nazilli Organize Sanayi Bölgesi’nde Konteyner Tren Hattı Projesi de gündemimizde olacaktır. Nazilli’de Sümerbank fabrikasını da yeniden çalışır hâle getireceğiz.”

BEKİR KUVVET ERİM (Aydın) – Gündemimizde, yapılıyor hepsi.

AYDIN ADNAN SEZGİN (Devamla) – “Nazilli-Beydağ-Ödemiş kara yolunun yenilenmesi de gündemimizde olacak. Nazilli’de kurulması planlanan Sümer üniversitesi projesini de takip edeceğiz.” Bu yatırımlarla ilgili kayda değer ilerlemeler maalesef yoktur.

BEKİR KUVVET ERİM (Aydın) – Çalışıyoruz, yapıyoruz.

AYDIN ADNAN SEZGİN (Devamla) – Gerekirse cevap verirsin.

Aydın-Denizli Otoyol Projesi’nde ihale yapılmıştır ancak sözleşme tam bir garabet abidesidir. İktidarın sözlerini tutmama alışkanlığı, ulusal düzlemde olduğu gibi yerel düzlemde de istikrarlı bir şekilde devam ediyor. Yerine getirilmeyen vaatlerin tepkisini ilk seçimlerde göreceğinizden şüphem yoktur.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Söz sırası, İYİ PARTİ Grubu adına Fahrettin Yokuş.

Buyurun Sayın Yokuş. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

İYİ PARTİ GRUBU ADINA FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle dün Suriye’de gerçekleştirilen bir terör saldırısı sonucunda şehit verdiğimiz Yüzbaşı Yasin Kurt ve Uzman Çavuş Oğuzhan Anar’a Allah’tan rahmet diliyorum. Türk milletinin başı sağ olsun. PKK terör örgütünü de bir kez daha bu kürsüden lanetliyorum.

Ve yine, bugün, 45’inci ölüm yıl dönümünde andığımız Hüseyin Nihal Atsız Bey’in şu beyitini sizlere sunmak istiyorum: "Saraylarda süremem dağlarda sürdüğümü/ Bin cihana değişmem şu öksüz Türklüğümü." (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

Değerli milletvekilleri, Konya Ovası Projesi’yle ilgili söz almış bulunmaktayım. Konya Ovası Projemiz (KOP) 1985 yılında başlamış, 2016 yılında 4 vilayet daha eklenerek toplam 8 vilayete ulaşmış yani Konya, Karaman, Niğde, Aksaray, Nevşehir, Yozgat, Kırıkkale ve Kırşehir illerini kapsayan bir proje. Bu projenin amacı, bölgenin başta sulama ve temel ihtiyaçları olmak üzere, ekonomik ve sosyal kalkınmasını sağlamak ve sürdürülebilir bir ekonomik düzeni bölgeye sağlayabilmekti. Ancak gelin görün ki KOP projesi 8 vilayete çıkmış olmasına rağmen geçen yıl sadece 118 milyon lira bütçe ayrıldı. Bizim itirazlarımız, bizim tepkilerimiz üzerine bu sene 500 milyon Türk lirasına çıkarmışlar. Aslında 5 milyara çıkarsanız ne olacak? Yine sonuç değişmeyecek çünkü Konya Ovası Projesi ve bu 8 vilayet yılların ihmalini yaşıyor. Bunun ne anlama geldiğini siz çok iyi biliyorsunuz, nasıl ihmal edildiğini hep beraber biliyoruz. Tek ölçüyü söyleyeyim size: 8 vilayetimizin 2002-2019 yılları arasındaki nüfus büyümesi sadece yüzde 10 ama aynı dönemde Türkiye’miz ortalama olarak yüzde 27 büyümüş. Yani bunun anlamı ne biliyor musunuz? KOP bölgesindeki 8 vilayetimiz AK PARTİ iktidarında 680 bin nüfus kaybetmiş, göç vermiş. Allah aşkına, size soruyorum, niye göç vermiş bu kadar? Bu 8 vilayet niye boşalmış? Orta Anadolu niye boşalmış? Çünkü yatırım yapmadınız, sahip çıkmadınız, sanayi ve altyapı yatırımları yapmadınız, tarıma ve besiciliğe hak ettiği değeri vermediniz, en önemlisi, bölgenin yeterince su ihtiyacını karşılamadınız.

Bakınız, KOP bölgesinde bugün öyle sıkıntılar var ki özellikle Konya merkezli. Bu bölge en az yağış alan bölgelerimizin başında geliyor ve bu bölgenin yıllık ekstra su ihtiyacı, 8 vilayetin, yıllık 8 milyar metreküp ama 3 milyar metreküp Konya’da ihtiyaç var. Bu sular kuyulardan çekiliyor ve Konya göçüyor, Konya’nın obrukları katlanarak artıyor. Konya, Karapınar, Cihanbeyli, Kulu, Yunak, Çeltik hattı ne yazıktır ki çölleşiyor. Diyoruz ki: “Gelin, bu bölgeyi kurtaralım; gelin, tarımımızı kurtaralım; gelin, bu bölgeye su getirelim; gelin, şu İç Anadolu’daki göçü durduralım.” Ve bu bölgedeki bütün milletvekili arkadaşlarıma çağrıda bulunuyorum: Israrla “Kanal KOP” diyelim, Kanal İstanbul’a karşı çıkalım. “Ranta hayır, varsa halka olmalı.” diyelim. “Anadolu’ya hizmet.” diyelim. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar) Çünkü bu bölgede yaşayan 5 milyonu aşkın insanımız perişan ve göç veriyor. Tarıma sahip çıkan yok, bölgeye sahip çıkan yok, vatandaşa sahip çıkan yok. Onun için diyorum ki: Bu göçü durdurmanın yolu Dicle-Fırat hattından Konya’ya, Konya Ovası’na yıllık en az 8-10 milyar metreküp su getirmektir, bunu yapacak imkânımız vardır. Kanal İstanbul’un dörtte 1 maliyetine bunu yaparız biz ama tercihiniz Kanal İstanbul ve ranttan olursa İç Anadolu sizi affetmez, bu proje hayata geçmezse Türk milleti sizi affetmez diyorum.

Hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Söz sırası Muhammet Naci Cinisli’ye ait.

Buyurun Sayın Cinisli. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

İYİ PARTİ GRUBU ADINA MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) – Değerli Başkanım, Sayın Bakanlar, değerli milletvekilleri; Doğu Anadolu Projesi ve Güneydoğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlıklarının 2021 yılı bütçeleri hakkında söz almış bulunuyorum. Sizleri ve aziz milletimizi saygıyla selamlarım.

Dün akşam saatlerinde Resulayn’da şehit verdiğimiz kahraman askerlerimize, kardeşlerimize Cenab-ı Hak’tan rahmet dilerim, yaralılarımıza acil şifalar dilerim. Milletimizin başı sağ olsun, devletimiz var olsun.

Bu vesileyle, neredeyse artık toplu ölümlere yol açan ve iktidarın maalesef yeterli önlemleri almadığı Covid-19 hastalığı sebebiyle vefat eden binlerce vatandaşımıza Allah’tan rahmet dilerim, hastalarımıza da şifalar dilerim. Bu amansız hastalıkla insanüstü bir şekilde mücadele veren sağlık çalışanlarımıza minnetlerimi sunarım.

Üzerinde söz aldığım bölgesel kalkınma idaresi başkanlıklarının amacı, kamu yatırımlarının planlanıp hayata geçirilmesiyle bölge halkı gelir düzeyinin ve yaşam kalitesinin yükseltilmesi olarak tanımlanabilir. Ülkemizde Marmara Bölgesi içerisine sıkışmış olan kamu ve özel sektör sanayi yatırımlarının hem sürdürülebilirlik hem de yeterlilik bağlamında diğer bölgelerimizle de paylaştırılması gerekiyor. Marmara Bölgesi’nde birikmiş, taşmış yatırımların Anadolu’ya serpiştirilmesiyle hem nüfusu Anadolu’da tekrar canlandırmamız hem de zenginleştirmemiz icap ediyor. Bu ekonomik transferi planlarken sektörlere göre marka şehirler de inşa edebiliriz.

Diğer yandan, kalkınma idareleri kaynaklarını yönetemiyorlar. Bölgelerindeki yerel girişimlerden ziyade, kendi bütçeleri olmasına rağmen, diğer kamu kurumlarına, özellikle batık AK PARTİ belediyelerine kaynak sağlayan bir işleyişe şu anda sahipler. Özellikle, DAP İdaresinin esas görevinden uzak olan bu tür işlemleri Sayıştay raporlarında da yer alıyor. Bu çerçevede, belirlenen bütçe yılı içerisinde harcanamayan miktarların uygulayıcı kuruluşların banka hesaplarına aktarılmasına ilişkin Sayıştay tespitlerini sizlerle paylaşmak isterim, rapordan okuyorum: Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığının yatırım programında yer alan projeler için 2019 yılı bütçesinin sermaye transferleri tertibine konulan toplam 114 milyon 753 bin lira ödeneğin yılı içinde ancak 21 milyon 465 bin 571 liralık, yüzde 19’luk kısmının harcanabildiği, kalan 93 milyon 287 bin 429 liralık, yüzde 81’lik kısmının ise bütçe gideri yazılarak uygulayıcı kuruluşlar adına açılan hesaplara blokeli olarak aktarıldığı; aktarılan bu ödeneklerin ilgili kamu kurum ve kuruluşlarınca sonraki yıllarda harcandığı, bu kapsamda yapılan harcamalara ilişkin işlemlerin tamamen muhasebe sistemi dışında yürütüldüğü, harcama evraklarının ise ilgili koordinatörlüklerde muhafaza edildiği; aktarma yapıldıktan sonra kullanılamayan veya fazladan aktarıldığı anlaşılan blokeli paraların bir kısmının hâlen iade edilemediği ve iadesinde hukuki sorunların yaşandığı belirtiliyor."

Bu arada bilgilerinize sunmak istediğim bağlantılı diğer husus ise DAP İdaresinin 2019 yılı bütçesinin Genel Kurulumuzca 90 milyon lira olarak kabul edilmesi sonrasında usul ve esasları Sayın Bakan tarafından belirlenmek suretiyle yüzde 30’dan fazla bir artışla 126 milyon liraya çıkarılmış olması. İdarenin 2019 yılı bütçe planlamasında bile öngörülememiş 30 milyon liradan fazla bu artışın sırrı ne olabilir acaba?

Peki, Sayıştay raporlarında belirtilen ve bütçesinin yüzde 81’lik kısmının transfer edildiği uygulayıcı kuruluşlar kimlerdir? Bu sorunun cevabını Plan ve Bütçe Komisyonunda, Sayın Bakanın da bulunduğu toplantıda, AK PARTİ’nin kıymetli Erzurum Milletvekili, değerli hemşehrim İbrahim Aydemir Bey, GAP İdaresi Başkanına ve Sayın Bakana örnekleriyle veriyor. Tutanaklardan okuyorum: “Bizim Erzurum Büyükşehir Belediyesi -işte elimde var- onlarca projeyi size göndermiş. Başka belediyelerimiz var; Palandöken, Yakutiye, Aziziye. Hepsi, size yönleniyor ve o kurumlara da ellerindeki bütçe imkânı kadar destek oluyorlar. Bu çok büyük bir nimet. Dolayısıyla, bunlara gözümüz gibi bakalım diye hususen not düşüyorum değerli Bakanım.” Bakan “Sayın Vekil, ne diyorsunuz siz, böyle bir şey olabilir mi, usulen uygun mu?” diye sormuyor. DAP ve GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlıklarının asli görevleri belediye fonlamak değildir. Bunlar, parti kurumları da değildirler, devlet kurumlarıdırlar. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

Sayın milletvekilleri, durumun vahameti daha da büyük. Sayıştay denetçileri “2019 yılı böyleyse acaba geçmiş yıllar nasıldır?” diyerek son beş yıla ilişkin uygulamaları topluca inceliyorlar. 2015-2019 yıllarında merkezî bütçeden alınan 525 milyon liranın 434 milyon lirasının yılı içerisinde harcanmadığını ve açılan hesaplara aktarıldığını tespit ediyorlar. Bu miktardan, Şubat 2020 itibarıyla, 324 milyar lira harcanmış durumda. Ayrıca idarelerin kaynak sağladıkları projelerin tamamlanma oranlarının da düşük olduğu, raporlara bakılınca hemen fark ediliyor. Bu nedenle bölge kalkınma idareleri geçici, süreli olarak kurulmasına karşın görev süreleri devamlı uzatılıyor. Örneğin, DAP Kalkınma İdaresi. İdare, 2011 senesinde beş yıl süre sınırıyla kurulmuş. Hedeflerine ulaşamadığı için 2019 yılı sonuna kadar görev süresi uzatılmıştı. Daha sonra Cumhurbaşkanlığı kararıyla, idarenin, 2020 yıl sonuna kadar görev süresine sahip olduğu kaydedildi. Son olarak, geçen hafta Sayın Cumhurbaşkanı tarafından alınan bir kararla, idare görev süresinin 8 Haziran 2021 tarihine kadar uzatıldığı duyuruldu. GAP Bölge Kalkınma İdaresinin görev süresi ise direkt 2023 yılı sonuna kadar uzatılmıştır. Buradan Sayın Bakana sormak isterim: Bu tarihler nasıl belirleniyor? DAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığının görev süresinin altı ay uzatılmasına etken olan sebepler nelerdir? İyimser bir düşünceyle yıllarca tamamlanamamış projelerin altı ay içerisinde bitirileceği mi zannediliyor? Yoksa idarelerin 2021 bütçeleri üzerinden batık AK PARTİ’li belediyelere yeni kaynaklar mı oluşturulmak isteniyor? Altı aylığına görev süresi uzatılmış kuruma bir yıllık bütçe hangi niyet ve mantıkla ayrılıyor, bunu da bilmek isteriz.

Değerli milletvekilleri, milletvekili seçildiğim bölge olması nedeniyle, DAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı üzerinden daha fazla örnek veriyor olabilirim. Ancak Anadolu’nun kilit taşı, Doğu Anadolu’nun merkezi, tarih boyunca fedakârlıklar yapmış Erzurum’un dahi bölgeye yaraşır bir yatırım alamaması vatanını, devletini seven her bir hemşehrimi derinden üzüyor. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar) Hele ki AK PARTİ’ye verdikleri vefakâr desteği düşündükçe değerli Erzurumlu hemşehrilerimin kendilerini aldatmış hissetmeleri çok normal. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar) Üzüntüleri öfke sınırına dayanıyor. AK PARTİ’ye ciddi destekler veren Erzurum gibi pek çok doğu şehrimiz aldatılmıştır, insanları küçük düşürülmüştür ve küstahça “Hele sen otur yerine, sesini çıkarma.” denmiştir.

ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) – Bir Erzurum mu? Bütün Türkiye Vekilim, bütün Türkiye.

MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Devamla) – Bu kara kış günlerinde insanımızın yakıp yakamadığı bilinmeyen pahalı doğal gaz, çiftçinin ödenemeyecek boyutlara varan borçları, esnafın ailesinin yüzüne bakmaya çekinecek hâle getirilen perişan hâli…

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) – 30 milyarlık yatırım yapılmış, 30 milyar.

MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Devamla) – İbrahim Bey, buraya gelirsiniz, Erzurum’un sorunlarını anlatırsınız bir gün, biz de dinleriz; bugüne kadar duymadım.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) – “Yapılmamış.” dedin mi olmaz!

MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Devamla) – Yapılmıyor, hayır.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) – 30 milyarlık yatırım yaptık biz ya. Olur mu öyle şey?

MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Devamla) – Bölgede parmakla sayılabilecek kadar azalmış sanayicinin durumu AK PARTİ iktidarının ve siyasilerinin umurunda değildir; bizim Erzurum tabiriyle “Talaşına değildir.” (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar) Bilgisayar sıkıntısından daha vahimi on sekiz senedir ülkeye yaraşır bir internet altyapısı kurulamaması sebebiyle eğitim göremeyen yüzbinlerce çocuk ve gencimizin durumu da AK PARTİ’nin talaşına değildir.

“Doğu Anadolu’da insanlar eksi derecelerde nasıl yaşıyorlar?” diye düşünülmeli. Ekmek, su gibi bir doğal tüketim maddesi hâline gelen doğal gazın yokluğunda yaşamın neredeyse imkânsız olduğu, dokuz ay kış yaşayan Doğu Anadolu’da doğal gaz fiyatlarının makul seviyeye indirilmesi gerekiyor. Önceden vermiş olduğum ama işleme alınmayan kanun teklifimde bölgede doğal gazdan KDV ve ÖTV alınmamasını önermiştim, ciddiyetle dikkate alınmasını rica ederim.

Bu çerçevede, konumuz olan kurumların bütçelerini tartışmaktan ziyade, asıl bölgeyle ilgili zihniyetin değişmesini de tavsiye ederim. Doğu Anadolu Bölgesi’nin toplu hâlde, daha geç olmadan, akılcı bir devlet politikasıyla ele alınmasını umar, heyetinizi saygıyla selamlarım. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Söz sırası Sayın İmam Hüseyin Filiz’e ait.

Buyurun Sayın Filiz. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

İYİ PARTİ GRUBU ADINA İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Gaziantep) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi’nde yer alan KOBİ Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı Bütçesiyle ilgili İYİ PARTİ Grubu adına söz aldım. Yüce Meclisi ve yüce Türk milletini saygılarımla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, TÜİK verilerine göre tüm işletmelerin yüzde 99,8’i yani 3 milyon 800 bini KOBİ’lerden oluşmakta ve toplam istihdamın yüzde 76’sını sağlamaktadır. Bu oranlar ve sayılar ülkemiz ekonomisinde istihdam sağlamada, bölgesel kalkınmada KOBİ’lerin yeri ve öneminin büyüklüğünü çarpıcı olarak göstermektedir.

Değerli milletvekilleri, sürdürülebilir üretim ve yeni yatırımların önünün açılması için mevzuatın basitleştirilmesi, nitelikli personel yetiştirilmesi, yeni pazarlara açılma, adil bir vergi rejimi geliştirilmesi, teknoloji ve yenilikçilik kapasitesinin geliştirilmesi konularında KOBİ’lere destek verilmesi, ülkemiz ekonomisinin büyümesi ve istihdamın artırılması açısından önemlidir.

KOBİ’ler, hâlen birçok sorunla boğuşuyor. Değerli milletvekilleri, bir KOBİ yöneticisinin şikâyetlerini sizlerle paylaşmak istiyorum. Birinci sorun, elektrik ve gaz fiyatlarıyla ilgili. Ortalama 2 CNC tezgâh ve 1 kaynak makinası olan 100-150 metrekare bir atölyenin ısınması için doğal gaz faturası 2 bin TL, elektrik faturası ise makinalar tam çalışır durumda olduğunda 2.500 TL civarında. Bu rakamlar oldukça yüksek, birçok KOBİ bu rakamları ödeyememe noktasında.

Diğer bir sorun ise asgari ücretli bir çalışanın KOBİ’ye maliyeti. İşverenin ödemesi gereken SGK primine ilaveten bir de maaş stopajı ilave edildiğinde net miktar 1,5 katına çıkmaktadır, bu yük KOBİ’lere çok ağır gelmektedir.

Değerli milletvekilleri, bir diğer sorun, tezgâh alımındaki KDV’ler. Mesela konvansiyonel torna tezgâhının KDV’si yüzde 8, CNC dik işleme merkezinin KDV’si ise yüzde 18. Bu ikisinin arasındaki fark, birisinde bir mekanizma var, kesici takımlar orada bulunuyor, başka da bir fark yok. Bu durum ivedilikle düzeltilmelidir.

KOBİ’lerin bir başka sorunu nakit sorunudur, KOBİ’ler yüzde 80 oranında açık hesap veya çekle ticaret yapmaktadır. Ekonomik sıkıntı nedeniyle çeklerin büyük bir kısmı karşılıksız çıkmaktadır. İşletme, elindeki üç aylık çeki mecburen faktoring şirketine götürüyor ve örneğin 10 bin TL’lik üç ay vadeli çeke yaklaşık 3 bin TL komisyon ödemek zorunda kalıyor.

Değerli milletvekilleri, birçok işletme dünyanın en iyi makinasını yapmış olsa da tanıdık, dost, ahbap olmadan projelerine KOSGEB desteği alamadıklarından şikâyetçiler. Değerlendirmeler şayialara meydan vermeyecek şekilde şeffaf yapılmalı, ayrıca projeleri inceleyen bilirkişilerin tarafsızlık ve bilimsel ilkelere dikkat edip etmediği kontrol edilmelidir.

Değerli milletvekilleri, sonuç olarak KOBİ’ler; aşırı vergi, KDV, SGK, stopaj ve benzeri yüksek vergileri ödeyemiyorlar. Biriken borçlar yüzünden iş yerlerini kapatmak zorunda kalmaktadırlar. Sayın Bakanımızdan ve KOSGEB yönetiminden KOBİ’lerin sorunlarına çözüm bulma yönünde gerekli hassasiyeti göstermelerini bekliyoruz.

Değerli milletvekilleri, konuşmamın bu bölümünde GAP’la ilgili birkaç konuya değinmek istiyorum. 1976 yılında başlatılan ve güneydoğu illerimizi kapsayan, cumhuriyet tarihimizin en kapsamlı, en maliyetli projesi olan Güneydoğu Anadolu Projesi hâlâ bitirilemedi. Şimdiye kadar GAP’a dâhil olan barajların önemli bir bölümü bitirilse de hâlen 1 milyon 300 bin hektar arazi su beklemektedir. Bu konu, hayati bir konudur. GAP’la bölgeler arasındaki farklılıkları gidermek ve bölgesel kalkınma yaklaşımıyla ulusal düzeyde ekonomik kalkınma hedeflenmiş olmasına rağmen kişi başına düşen gayrisafi yurt içi hasıla Gaziantep ve Kilis’i bir kenara bırakırsak Mardin, Şırnak, Adıyaman, Batman, Siirt, Diyarbakır ve Şanlıurfa’da Türkiye ortalamasının yarısından azdır. İşsizlik bir sorun olarak devam etmektedir. Mardin, Batman, Şırnak ve Siirt’te işsizlik oranı yüzde 30,9’dur.

Yaşadığımız salgın döneminde tarımın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anladık. Bu yüzden ülkemiz ihtiyacının karşılanması ve bölge insanlarımızın rahat yaşayacakları gelir düzeyine ulaşabilmeleri için en öncelikli işlerimizden birisi sulama projelerini tamamlayarak GAP projesini bitirmek olmalıdır diyor, 2021 bütçesinin hayırlı olması dileklerimle yüce Meclisi saygılarımla selamlıyorum. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Sayın Hüseyin Örs…

Buyurun Sayın Örs. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

İYİ PARTİ GRUBU ADINA HÜSEYİN ÖRS (Trabzon) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı -kısaca DOKAP- bütçesi hakkında konuşmak üzere İYİ PARTİ Grubu adına söz aldım, hepinizi en derin saygılarımla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 13 Mayıs 2020 tarihli ve 2538 sayılı Kararname’ye göre Artvin, Bayburt, Giresun, Gümüşhane, Ordu, Rize, Samsun, Tokat ve Trabzon illerinden oluşan DOKAP’ın görev alanına bundan sonra Amasya ve Çorum illeri de ilave edilerek il sayısı 11’e ulaşmıştır.

Değerli arkadaşlar, bu konuşmayı yapmadan önce 2020 Eylül ayında yayınlanan Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2019 yılı Sayıştay Denetim Raporu’nu okudum. Bu raporda, Doğu Karadeniz Bölgesi Kalkınma İdaresi Başkanlığının görevlerini etkin bir şekilde yerine getirmesini sağlayacak yeterli araçların bulunmadığı, mevzuat düzenlemelerine ilişkin yetersizliklerin DOKAP ve uygulayıcı kuruluşlar arasında etkili bir koordinasyon ve iş birliğinin gerçekleştirilmesini engellediği, kurum ve uygulayıcı kuruluşlar arasında izleme ve değerlendirme görevinin etkili biçimde gerçekleştirilmesini sağlayacak entegre elektronik veri sisteminin kurulmadığı, DOKAP’ın merkezi yönetim ve organizasyonu dâhilindeki konumunun farklı algılanmasından dolayı kaynakların ekonomik kullanılmadığı ifade edilmektedir.

Değerli milletvekilleri, Sayıştay raporunda da görüleceği üzere kuruma yüklenen görevlere rağmen, kurum bu görevleri yerine getirecek yetkiye, personele, kaynağa ve kurumsal kapasiteye sahip değildir. Bu manada kurum fuzuli şagildir yani gereksiz meşguliyet içerisindedir, avara kasnaktır yani motor boşa dönmektedir. Bizim Trabzon deyişiyle bugünkü DOKAP içi boş bir kap olmuştur. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

Değerli milletvekilleri, son olarak şunu da söylemek istiyorum: DOKAP Bölge Kalkınma İdaresinin sayın başkanlarına da dikkatlerinizi çekmek isterim. Şimdi, bakın, DOKAP’ın önceki Başkanı 12 Haziran 2011 seçimleri öncesinde ÇAYKUR Genel Müdürü iken AK PARTİ’den milletvekili aday adayı olmak için görevinden istifa ediyor; olsun ama aday gösterilmiyor. Bu sefer ÇAYKUR’a geri döndürülmüyor, DOKAP başkanlığına getiriliyor ve 2012-2018 yıllarında DOKAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı görevini yapıyor; güzel. Sonra, 24 Haziran 2018 seçimlerinde tekrar istifa ediyor ve AK PARTİ listesinden Sakarya’da 6’ncı sıradan milletvekili adayı oluyor ama seçilemiyor. Bu sefer ÇAYKUR Genel Müdürlüğüne döndürülüyor. 31 Mart yerel seçimleri geliyor, AK PARTİ Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olmak için ÇAYKUR Genel Müdürlüğünden istifa ediyor ve seçiliyor; başarılar dilerim. Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanıyken 24 Ocak 2020 tarih ve (2020/45) sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’yle ÇAYKUR yönetim kurulu üyeliğine atanarak 27 Ocak 2020 tarihinden itibaren -bir koltukta iki karpuz- hem Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı hem ÇAYKUR yönetim kurulu üyeliği görevlerini ifa ediyor. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

Şimdi, gelelim, bugünkü DOKAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanına. Şimdiki Başkanımız da 2002 yılında AK PARTİ Ardeşen İlçe Başkanlığı kurucuları arasında yer alıyor, altı buçuk yıl AK PARTİ Ardeşen İlçe Başkanlığı görevini yürütüyor; olsun. 2009-2013 yılları arasında AK PARTİ Rize İl Başkanlığında İl Teşkilat ve İl Seçim İşleri Başkanlığı görevinde bulunuyor; olsun. 31 Mart 2014 yerel seçimlerinde AK PARTİ’den Ardeşen Belediye Başkanı oluyor; olsun. Ancak 2019 yerel seçimlerinde tekrar aday gösterilmiyor. Peki, sonra ne oluyor? 24 Ekim 2020 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığına atanıyor. Yani 2019 yerel seçimlerinde Ardeşen’e belediye başkan adayı yapılmayan bu arkadaşımız bugün, 11 ili kapsayan ve hedefi, bu illeri kalkındırmak olan bir kurumun başına getiriliyor. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

Son söz olarak Sayın Bakanıma şunu söyleyeceğim: DOKAP artık AK PARTİ’li siyasetçilerin depo makamı olmaktan çıkarılsın, liyakatli ellere teslim edilsin.

Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Söz sırası Sayın Zeki Hakan Sıdalı’ya ait.

Buyurun Sayın Sıdalı. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

İYİ PARTİ GRUBU ADINA ZEKİ HAKAN SIDALI (Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; konuşmama esnaflarımızdan gelen bir taleple başlamak istiyorum. Esnaflarımız zor durumda, gelir yok, gider ise çok. Mülkiyeti belediyeye ait restoran, kafe, düğün salonları gibi işletmeler pandemi süresince iş yapamamaktan dolayı çok büyük zarara uğradı. Belediyelerden kiralanan bu iş yerleri, yaşadıkları zararın bir nebze olsun giderilmesi için kiralarında indirime gidilmesini istiyorlar. Belediye meclislerinin böyle bir yetkisi olmadığından, bu yetkinin verilmesi için gelin, burada düzenlemeye gidelim.

Sayın milletvekilleri, standartlar ve kurallar, ekonomi, hukuk ve demokrasi gibi devletin temel dayanaklarındandır. Denetimi yok sayan, hesap vermenin etrafından dolaşan iktidarlar, gittikçe illiberalleşirler. On sekiz yıllık iktidarınız hızla bu yolda ilerliyor. Belli ki Türk demokrasi standartlarıyla hiçbir alakanız yok.

Bütçesini görüştüğümüz bir diğer kurum olan Türk Patent ve Marka Kurumuna başvurarak bu demokrasiye ziyan yönetim anlayışının patentini geç olmadan alın. Zira, biz gelince böyle bir demokrasi olmayacak, özlenen gerçek demokrasi gelecek. (İYİ PARTİ sıralarından “Bravo” sesi, alkışlar)

Bir iktidar ki Anayasa Mahkemesi kararlarını kabul etmez, yanlış yapıldığında düzeltmek yerine kanunu değiştirip yanlışlığı kanun yapar. Kamu İhale Kanunu’nu 195 kere değiştirir. Gündelik kararlarla keyfine göre denetimsiz alanlar yaratır. Mesela, milletin bütçesini kendinden gizleyen Varlık Fonunu, MUÇEV’i, Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansını kurar. Yetmez, Çevre Bakanlığını, hesap vermeyecek Türkiye Çevre Ajansıyla âdeta kâğıttan kuruma dönüştürür. İktidarın Türkiye’yi getirdiği noktada artık maalesef, cevaplanamayan sorulardan da kötüsü, sorgulanamayan cevaplar var. Bunların hepsini alt alta koyduğumuzda, yakınlarına istihdam yaratan bir sistemsizliği görüyoruz. Yönetim anlayışında kuralsızlık en büyük kural hâline gelmiş.

Değerli milletvekilleri, devletin temel unsuru memur atamalarında da herhangi bir standart kalmadı. Şeffaflığı olmayan bir mülakat sistemiyle adaylara “Sen gel.” “Sen gelme.” denilebiliyor. KPSS’de derece yapıp listeye 1’inci sıradan giren, standart dışı mülakattan sonra bırakın atanmayı yedek listede bile kendine yer bulamıyor. Azdan seçmeli atamaların doğurduğu sorunları vatandaş da hissediyor. Öğretmenin vali, bürokratın rektör, eski vekilin büyükelçi olarak atandığı sistemde işler istenildiği gibi yürümüyor, yürüyemez. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

Bakıyoruz, eğitimde de herhangi bir standardımız yok. Aslında eğitim sistemimizin en büyük sorunu, bir eğitim sisteminizin olmayışı. Neredeyse üç yıl aralıksız devam eden bir program bile yok, standart bir müfredat yok. Hiçbir çocuğumuz başladığı sistemle okulu bitiremiyor. Pandemide bir de EBA çıktı, evlere şenlik.

“Pandemi” demişken, maskeye erişimden tutun da sokağa çıkma yasağının uygulanışına kadar birçok konuda sınıfta kaldınız. Kim corona, kim corona değil; bunda bile standardı tutturamadınız. “Ekonomik istikrar” dediniz, paket üstüne paket açıkladınız ama içinden karşılıksız destek değil, kredi çıktı. Vatandaş, yine, herkesin hesabını ödediği sofradan aç kalktı. Tarımda teşvikleri hasattan hemen sonra açıklayamıyorsunuz. Üretici yeni dönemde ne üreteceğini doğru planlayamıyor, gıda açığı yaratıyorsunuz. Yetmiyor, tam hasat döneminde ithalat yapıyor, âdeta üreticiyi cezalandırıyorsunuz. Burada da bir standart yok.

Değerli milletvekilleri, peki, bugünlere nasıl ve niye geldik? Yönetim anlayışınız ve Cumhurbaşkanlığı sisteminiz yüzünden. Atamalarınızda liyakat gitti, sadakat geldi; standart gitti, keyfiyet geldi. Tüm bunlar, yatırımcıların güvenlerini kaybetmesine sebep oldu. “Gece yarısı Resmî Gazete’de yayımlanacak bir tebliğle her şeyimi kaybedebilirim, yatırımlarım çöp olabilir.” korkusu yaşayan hiç kimse yatırım yapmaz. Bunun siz de farkındasınız. Bu yüzden de dilinize zihniyetini bile kavrayamadığınız bir “reform” kelimesi tutturdunuz. Oysa çözüm bize göre basit, size göre zor; hukukun üstünlüğü, gerçek kuvvetler ayrılığı, üretim ekonomisine yönelmiş, bir merkezin keyfiyetinde değil, kendi kendine yeten ama dünyayla menfaatleri kapsamında ilişkide olan bir ülke olmak.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ZEKİ HAKAN SIDALI (Devamla) – Unutmayın, standartlar ve demokrasi kendi kendine uygulanamaz, liyakatli uygulayıcılar esastır.

Sizin iktidarınızda soldurduğunuz demokrasiyi biz iyiliğin güneşiyle yeniden canlandıracağız diyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Milletvekili.

Söz sırası Sayın Ayhan Altıntaş’ta.

Buyurun Sayın Altıntaş.

İYİ PARTİ GRUBU ADINA AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İYİ PARTİ Grubu adına TÜBİTAK, Türkiye Bilimler Akademisi ve Türkiye Uzay Ajansı bütçeleri hakkında konuşacağım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Bugünün dünyasında bilim ve teknoloji desteklenmeden bir ülkenin kalkınması mümkün değildir. İşlenmiş ve nitelikli ürüne dayalı üretim olması için teknoloji geliştirmek gereklidir. Orta gelir tuzağına takılıp kalan ve hatta çok gerisine düşen Türkiye’nin çıkış yolu genç kuşağın çok iyi eğitilip bilim ve teknolojide etkin olmasından geçiyor. Günlük işlerimizde bile yoğun teknoloji kullanıyoruz. Örneğin bilişim teknolojileri kullanımı Covid-19 pandemisi sürecinde o kadar hızlı ve ani yaygınlaştı ki dokuz ay önce hayal bile edilemeyecek derecede kabullenildi. Öğretimin önemli bir kısmının, toplantıların hemen hepsinin internet üzerinden yapılması normal düzen hâline geldi. Teknoloji sayesinde, hepimizin öğrendiği mottoyla hayat eve sığdı.

Bilimsel ve teknolojik gelişmeleri yıllar önce gören, iktidarın “eski Türkiye” diyerek küçümsediği Türkiye Cumhuriyeti 1963 yılında bilimsel ve teknik araştırmaları desteklemek amacıyla TÜBİTAK’ı kurmuştur. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar) Bakın, TÜBİTAK misyonu ne diyor? “Ülkemizin rekabet gücünü ve refahını artırmak ve sürekli kılmak için toplumun her kesimi ve ilgili kurumlarla iş birliği içinde, ulusal önceliklerimiz doğrultusunda bilim ve teknoloji politikaları geliştirmek, bunları gerçekleştirecek altyapı ve araçları oluşturmaya katkı sağlamak, araştırma ve geliştirme faaliyetlerini desteklemek ve yürütmek, bilim ve teknoloji kültürünü oluşturmakta öncü rol oynamak.” diyor. Bu misyon karşılandı mı? Bakalım: Ülkemizin rekabet gücünü artırdık mı? Dünya Rekabet Gücü Endeksi’nde 2016 yılında 55’inci sıradayız, 2015 yılında 51’dik, 2018 ve 2019’da ise 52’nci sırada saymaya devam ediyoruz. İnovasyonda 2014’te 56’ncı, 2015’de 60’ıncı, 2016’da 65’inci ve 2019’da yine 60’ıncı sıradayız. Buradan bakıldığında, gerçekten, Dünya Rekabet Gücü Endeksi’nde yerimizde saydığımıza şahit oluyoruz. Bütün bunlar aslında bilim, teknoloji ve sanayide rekabet gücü kazanmak için yeni bir stratejik yaklaşıma ihtiyaç olduğunu ortaya koymaktadır.

Bir diğer misyon cümlesi olan teknoloji altyapı ve araçları oluşturup dünyaya ihraç edebildik mi? 2002 yılında yüzde 6,2 olan yüksek teknoloji ürünlerinin ihracat içindeki payı 2015 yılında yüzde 3,9’a düşmüştür. 2019’da ise ihracatta yüksek teknolojili ürünlerin payı yüzde 3,62’ye düşmüştür. Tutar olarak ifade edecek olursak 5,9 milyar dolarlık yüksek teknolojili ürün ihracatına karşılık ithalat 23,6 milyar dolar olmuş. Buna göre Türkiye 2019 yılında yüksek teknolojili ürün ticaretinde 17,7 milyar dolarlık açık vermiş. Yani teknolojiyi hâlâ yurt dışından ithal etmeye devam ediyoruz.

Bir başka misyon cümlesi olan “Araştırma ve geliştirme faaliyetlerini desteklemek ve yürütmek.” hedefine de bakalım. Gayrisafi yurt içi hasıladan AR-GE’ye ayrılan pay 2015 yılında yüzde 1 iken bu rakamı artırmak için hedefler konulmuş. Bu payın 2018 yılında yüzde 1,8, 2023 yılında da yüzde 3 olması hedeflenmiş ama 2018 yılında 1,8 hedefine ulaşmayı bırakın yüzde 1’in bile altına düşmüşüz. 2023 hedefinin yanından geçmek bile artık hayal. OECD’nin ortalamasının yüzde 2,5, Avrupa Birliği ortalamasının yaklaşık yüzde 2 olduğu düşünülürse OECD ve Avrupa Birliği ortalamalarının yarısını bile yakalayamamış görünüyoruz. Son beş yılda da yerimizde sayıyoruz. Güney Kore 1 milyon nüfusla 10 bin araştırmacı rapor ederken biz hâlâ 2 binlerde dolanıyoruz.

Son misyon cümlesi olan bilim ve teknoloji kültürünü oluşturmakta öncü rol oynadık mı? Kısmen evet. İktidarın on sekiz yılında bilim ve teknolojide TÜBİTAK’ın hiçbir şey yapmadığını iddia etmeyeceğim. 1972 yılından beri yani 14 yaşından beri TÜBİTAK’la ilişkisi olan, yıllarca burs ve ödüller aldığım, üst düzey görevler yaptığım bu kurumda başarılı bulduğum pek çok husus bulunmaktadır. Özellikle 2005 yılını takip eden yedi sekiz yılın TÜBİTAK’ın en parlak yıllarını oluşturduğunu söyleyebilirim. Bilimsel araştırmalara olan desteklerin birkaç katına çıkması, projelerin ve araştırmacı sayısının katlanarak artması, beyin göçünün tersine dönmesi, sanayinin AR-GE’ye yönelmesi için teşvik verilmesi çok olumlu adımlar oldu. 2013’ten sonra ise oluşan konjonktür, ekonomik kısıtlamalar, siyasi etkilerin liyakatin önüne geçmesi geriye gidişe neden oldu. AK PARTİ iktidarının kurumları siyasileştirerek liyakat yerine sadakati esas almasından TÜBİTAK da nasibini aldı.

TÜBİTAK’ta ve bağlı enstitülerde yetenekli gençlerimizin bir kısmının FETÖ’ye teslim edilmelerine göz yumuldu, hatta teşvik edildi. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar) Çünkü onlar hukuksuz Ergenekon, Balyoz operasyonlarında kullanıldılar, milletimizin göz bebeği ordumuzun itibarının zedelenmesine katkıda bulundular. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar) Daha sonra 15 Temmuz alçak darbe girişiminde anlaşıldı “Vehbi’nin kerrâkesi.” Sonra ne oldu? Ülkemizin en hassas kripto ve kozmik sistemlerinde söz sahibi olmuş bu kişiler temizlenmek zorunda kalındı. TÜBİTAK’tan 1.500 civarında personel ihraç edildi. Tabii, kurum da çok yıprandı, güvensizlik ortamı oluştu. Bu güvensizlik ortamı, ekonomik sıkıntılar, iç ve dış siyasi çalkantıların yarattığı belirsizlikler sonucunda pek çok bilim ve teknoloji uzmanımız geleceklerini yurt dışında aradılar, arıyorlar. Ülkenin geleceğine güven sağlayamadığınız sürece iyi yetiştirdiğimiz gençlerimiz geleceklerini yurt dışında aramaya devam edeceklerdir. Burada kalanlar arasında da ciddi bir motivasyon eksikliği olacaktır.

Son iki yılda yapılan atamaların ibreyi tekrar olumlu yöne döndürmek için iyi bir fırsat yarattığını düşünüyorum. Yirmi yıldır akademik ortamlardan tanıdığım, özellikle Mühendislik, Akreditasyon ve Değerlendirme Derneğinde ortak görevler yaptığımız Değerli TÜBİTAK Başkanımızın eline imkân verilirse başarılı olacağına inanıyorum. Özellikle bu yıl araştırma bütçesinde yapılan yüzde 100 artış, bilim ve teknoloji araştırmacıları için iyi bir teşvik ve motivasyon olacaktır. Bu bütçe artışı olmasaydı yükselen döviz fiyatları projeleri yapılmaz hâle getirecekti.

Burada proje desteği konusunda TÜBİTAK’ın yapması gereken iyileştirmeler de var; burada kriterin liyakat olması lazım. Proje desteklerinin küçük başlaması, başarılı olan ekiplere artan büyüklükte proje destekleri verilmesi, başarı oranlarının artırılması gerekmektedir. “Her üniversiteye proje verelim.” mantığıyla hareket edilirse yanlış olur. Gelişmekte olan üniversiteleri ve oradaki hocaları bilimsel çalışmalara teşvik etmek gerekiyorsa onlara ayrı bir program açılabilir ama rekabet sadece liyakat üzerine olmalıdır.

TÜBİTAK’ı değerlendirirken bilim ve teknolojide elli yıl önce bizimle aynı düzeyde olan ülkelerle yapılan beynelmilel mukayeselerle değerlendirelim. Herkes mutlaka başarı örneği olarak öne çıkarılacak bir unsur bulabilir ama başka ülkelerle yapılan karşılaştırmalar bize daha doğru ve dengeli bir değerlendirme imkânı verir. Örneğin Kore, Singapur, Finlandiya gibi ülkeler yüksek teknolojide son otuz yılda büyük atılımlar yaptılar ama biz yapamadık, yerimizi korumaktan öteye geçemedik. Kısacası, daha yapacağımız çok iş var.

Saygıdeğer milletvekilleri, kısaca, Türkiye Bilimler Akademisinden de bahsetmek istiyorum. İktidarın siyasileştirme hamlelerinden birini de maalesef bu kurum yaşadı. Kurumun yapısı, üye seçimi 15 Temmuz 2018 tarihli Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle değiştirildi. Yürütmenin TÜBİTAK ve YÖK aracılığıyla üye seçiminde söz sahibi olması benimsendi. Hâlbuki bilimde en temel 3 ilke liyakat, özgürlük ve dürüstlüktür. TÜBA üye seçiminin de liyakate ve özellikle uluslararası nitelikte değerlendirmelere göre yapılması gerekmektedir.

Son olarak, Havacılık ve Uzay Teknolojileri Genel Müdürlüğünün kapatılıp Türkiye Uzay Ajansı kurulmasının kanun teklifiyle değil, Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle yapılmasını yadırgadığımı da belirtmekteyim. Zaten bu ajansın ne yapacağı da belli değildir. Kurulmasının üzerinden iki yıl geçmiştir ama kamuoyuna yansıyan hiçbir icraatı olmamıştır. Uzay teknolojileri konusunda zaten bir TÜBİTAK enstitümüz var. Uydu frekans düzenlemelerini zaten Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, kısa adıyla BTK yapıyor. Doğrusu da tüm frekansların BTK tarafından tek elden yönetilmesidir. Kurumun millî uzay programını hazırlayacağı söyleniyor ama internet web sayfası bile yapım aşamasında görünüyor.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Özkan, buyurun.

V.- AÇIKLAMALAR (Devam)

12.- Denizli Milletvekili Cahit Özkan’ın, Aydın Milletvekili Aydın Adnan Sezgin ve Erzurum Milletvekili Muhammet Naci Cinisli’nin 230 sıra sayılı 2021 Yılı Bütçe Kanun Teklifi ile 231 sıra sayılı 2019 Yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin dördüncü tur görüşmelerinde İYİ PARTİ Grubu adına yaptıkları konuşmalarındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tabii, hatiplerin kürsüden yapmış olduğu konuşmalara, bütçe hakkındaki değerlendirmelerine, eleştirilerine ilişkin sayın bakanlarımız, sırası geldiğinde gerekli açıklamaları yapacaklardır. Ancak AK PARTİ, 19’uncu bütçesini Cumhur İttifakı ve cumhuriyetimizin Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle ilgili 3’üncü bütçesini yapıyoruz. Bütçe demek, milletimizin ekonomik kaynaklarını en verimli şekilde milletimizin hizmetine sunmak demektir. Bu anlamda, özellikle mukayese yaparken bazı ülkeleri örnek verip Çin’le mukayese yapıp sonra “Çin kadar otoriter rejim” ifadesini asla kabul etmiyoruz. Türkiye, demokratik bir hukuk devletidir.

AYLİN CESUR (Isparta) – Görüyoruz onu.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – Diğer taraftan da özellikle bir ilimizden konuşmacıların konuşması neticesinde bazı yoğun telefonlar aldık ve özellikle Erzurumlu vatandaşlarımız biraz önce kürsüden yapılan “Erzurum aldatılmıştır.” ifadesiyle ilgili büyük rahatsızlıklarını bizlere ulaştırdılar.

AYLİN CESUR (Isparta) – Geri kalanları kabul ediyor musunuz?

ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) – Aç bırakıyorsunuz aç.

Nedir onlar, nedir? Millet aç, işsiz.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – Her şeyden önce AK PARTİ ve Cumhur İttifakı olarak bizler şeffaf bir şekilde milletimizin huzuruna çıkıyoruz. Bütün kararlarımızı milletimizle beraber onların çizdiği istikamet ve gösterdiği hedefte hayata geçiriyoruz. Bu bütçe, bu anlamda milletimizin bütçesidir.

Diğer taraftan da yine Erzurumlu vatandaşlarımız çok iyi biliyorlar ki şehirde yaşayanlar orada yaptığımız hizmetlerin gerçek anlamda onların refahını ve huzurunu hayata geçiren, onların standartlarını yükselten hizmetler olarak biliyorlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Son bir dakika veriyorum, 2 artı 1 şeklinde, buyurun.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – Ulaşımda, sağlıkta, eğitimde, bütün alanlarda yaklaşık 40 milyar TL hamdolsun Erzurum’a ulaşmıştır. Özellikle, Erzurumlu vatandaşlarımız, Türkiye'nin 81 ilinde her bir vatandaşımız gibi başımızın tacıdır. Bütün Erzurumlu hemşehrilerimiz, Ovit Tüneli’nden 2’nci üniversiteye, altyapı üstyapı çalışmalarından, kamu binalarının yenilenmesine kadar devletimizin bütçesinden yapılan ve yerel yönetim anlamında Büyükşehir Belediyemizin, ilçe belediyelerimizin de yaptığı çalışmalar nezdinde en fazla teveccüh ve hüsnükabulü göstermişler, o sebepledir ki her seçimde AK PARTİ’ye ve Cumhur İttifakı’na yüzde 70 oy vermişlerdir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Erzurum’a ve 81 vilayetimize şükranlarımızı bu vesileyle bir kez daha ifade ediyorum.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Sayın Altay buyurun.

13.- İstanbul Milletvekili Engin Altay’ın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın maaşının asgari ücretin 30 katı olduğuna, Azerbaycan’da Ethem Sancak’la 5 tane anlaşma imzalandığına, bunun nasıl bir ilişki olduğunu milletin takdirine bıraktığına ilişkin açıklaması

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Teşekkür ederim.

Aslında AK PARTİ Grup Başkan Vekili söz almasa ben de düşünmüyordum, Genel Kurulun mesaisini tasarruflu kullanalım diye.

Şimdi, Sayın Başkan, Çin tabii, çok demokratik görünmeyebilir ama madem bir mukayese aranıyorsa Türkiye’yle bir iki demokratik ülkeyi mukayese etmek isterim. Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun da toplantılar hâlinde olduğu bu dönemde şöyle bir örnek, bir iki mukayese yapmak istiyorum.

Şimdi, Türkiye’de Sayın Başkan, Cumhurbaşkanımızın maaşı, asgari ücretin 30 katı. Bir demokratik ülke bulalım, mesela Belçika’da 11 katı, Belçika Devlet Başkanının maaşı.

ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) – Onlar fakir!

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Başka bulalım efendim, İngiltere’de 9 katı; başka bulalım efendim, İspanya’da 6,9 katı ve İrlanda’da asgari ücretliyle Devlet Başkanı arasındaki maaş farkı 4 kat, 4 kat. Bu örneği vermek istedim, bir.

İkincisi, bugün burada bir sayın hatip, valla hangi partiden konuşuyordu unuttum ama bir “beşli çete” lafı etti. Bunu da kabul etmiyorum Sayın Başkan. Beşli çete yok artık…

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – Hangi…

ENGİN ALTAY (İstanbul) – …5 artı 2 var, 5 artı 2 var.

Şimdi, Ethem Sancak dedi ki: “İlahî bir aşkla Tayyip Erdoğan’a bağlıyım, bunun için ailemi, herkesi feda edebilirim.” Tayyip Erdoğan da dedi ki: “Ya Ethem dur, aileni feda etme, ben sana Türkiye’yi feda edeyim.”(CHP ve İYİ PARTİ sıralarından alkışlar) Ve Türkiye bitti, en son Silivri’de 170 dönüm arsayı Sancak ailesine fiyonklayıp, paketleyip verdik.

ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) – Feda olsun (!)

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Ee, ben tank paleti, BMC’yi… BMC’nin Ethem Sancak’a verilmesi de şöyledir: “Rayiç bedel 935 milyon, Ethem al bunu.” “Efendim alamam.” “Ya Ethem 700’e veririm, al kardeşim.” Ya bakkaldan peynir bile daha ciddi bir şekilde satılır. Böyle bir kepazelik olabilir mi? Yetmedi efendim, Tank Palet… Azerbaycan’a gittik; eşk olsun Azerbaycan ordusuna, İlham Aliyev’e. Azerbaycan halkına buradan sevgilerimizi, saygılarımızı gönderiyoruz. Ethem Sancak’la Azerbaycan’da sanıyorum 5 tane anlaşma yapıldı. Ya bu ülkede Ethem Sancak’tan başka iş adamı yok mu kardeşim? Bu nasıl bir ilişkidir? Ne var bu ilişkinin altında, merak ediyorum, takdiri yüce milletimize ve aziz vekillerimize bırakıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Sayın Dervişoğlu buyurun…

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) – Efendim, sataşma münasebetiyle takdirlerinize sunarım.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – Ben sataşmadım ki. Sataşma yok ki Başkanım, ben sataşmadım.

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Sayın Naci Cinisli’ye 69’uncu maddeye göre söz verirseniz.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Cinisli. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

VI.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)

2.- Erzurum Milletvekili Muhammet Naci Cinisli’nin, Denizli Milletvekili Cahit Özkan’ın yaptığı açıklamasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) – Değerli Başkanım, teşekkür ederim.

Değerli milletvekilleri, Sayın Grup Başkan Vekilinin konuşmasından, fiyakalı, gösterişli konuşmasından anlıyoruz ki AK PARTİ, siyaseti yalnızca seçim kazanmaktan ibaret zannediyor. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar) Hâlbuki bizim siyaset anlayışımız bambaşka, biz siyaseti de Allah rızası için, millet menfaati için yapıyoruz. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

Erzurum’da nasıl seçim kazanıldığını da en iyi ben biliyorum. Hangi iftiralarla, hangi duygu sömürüleriyle seçimin kazanıldığını da en iyi ben biliyorum.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) – Nasıl yapılıyormuş?

MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Devamla) – Şimdi size yatırımlardan bahsedeyim. Erzurum, istihdam yaratan yatırımları, devlet himayesindeki yatırımları 1950 ve 1960 arasında almıştır, hangileridir bu? Tortum Hidroelektrik Santrali, Erzurum’a elektrik getiren santral; Atatürk Üniversitesi, hamdolsun büyük bir şerefle söyleyebilirim ki Demokrat Parti eski Milletvekili ve Bakanı, dedem Profesör Rıfkı Burçak’tır kurucusu. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar) Et kombinası, şeker fabrikası…

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) – Aileye mal ediyorsunuz.

MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Devamla) – Hiç alakası yok, aileye mal etmiyorum, lütfen sesimi kesmeyin, burada gelip konuşun. Şeker fabrikası, daha sonra da merhum Süleyman Demirel zamanında Aşkale Çimento. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar) Bundan sonra yapılan bir yatırım yoktur.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) – Nasıl “Yoktur.” ya?

BEKİR KUVVET ERİM (Aydın) – Ovit Tüneli yeter, Ovit Tüneli.

MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Devamla) – Eğer ki diyorsanız “Atlama kulesi yaptık.” eyvallah. 2 defa yıkıldı, 3 defa yaptınız, eyvallah. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) – Hiçbir şey yapılmazsa Ovit Tüneli yeter, Erzurum’a deniz getirmişiz biz, deniz. Sen ne diyorsun ya?

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Deniz mi getirdiniz Erzurum’a?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) – Aynen öyle, Erzurum’a denizi getirdik biz.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Deniz!

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) – Aynen öyle, bir saat Erzurum’a deniz.

BAŞKAN – Bir dakika, bir dakika, karşılıklı söz atmayalım.

MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Devamla) – Erzurum bugün millî gelirden yüzde 1’in altında pay alıyor. Bu, bir ayıptır; bu, bir utançtır. Erzurum gibi bir şehrin millî gelirden yüzde 1’in altında pay alması ayıptır.

Doğal gaz fiyatlarıyla ilgili hiç konuşanı ben görmedim AK PARTİ sıralarında.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) – Ne demek görmedin? Doğal gazı biz getirmişiz, biz. Bizim zamanımızda gelmiş doğal gaz.

MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Devamla) – Erzurum inim inim inliyor bugün doğal gaz fiyatları yüzünden. Soğuktan dükkânında doğal gaz yakamıyor ki evinde yakabilsin bu insanlar. Bu insanların şeref ve haysiyetleriyle oynamayın lütfen.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) – Bütün yatırımlar bizimle geldi Erzurum’a.

MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Devamla) – Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Evet, buyurun Sayın Özkan, buyurun.

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Erzurum’un köy yolları yapılmamış, çöpleri de toplanmıyor.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) – Bu, tamamen yalan! Bu, tamamen yalan!

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Vallahi ya, gerçekten ya.

BAŞKAN – Sayın Tanal…

Sayın Özkan, buyurun.

V.- AÇIKLAMALAR (Devam)

14.- Denizli Milletvekili Cahit Özkan’ın, vakti gelip tanklar yürüdüğünde Tank Palet Fabrikasıyla ilgili bütün yalanların unutulacağına, ülkenin özellikle stratejik yatırımlarda bağımlılıktan kurtarılması için sağlık teknolojisinde, havacılıkta, savunma teknolojilerinde, yazılımda şeffaf bir şekilde yatırımların hayata geçirildiğine ilişkin açıklaması

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Biraz önce yapılan tartışmanın özüyle hiçbir alakası olmayan Tank Palet Fabrikası ve Silivri’deki plazma üretimine ilişkin yeni iddialar duyduk.

NİHAT YEŞİL (Ankara) – Ama tüm paralar oraya gitti Özkan Bey.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – Bakın, ne kadar çalışırsanız çalışın ne kadar engellemek isterseniz engelleyin, hatırlıyor musunuz, vaktiyle “İHA ve SİHA’lar piknik yapan çocukları katlediyor.” yalanlarını milletin iradesinin tecelligâhı olan bu kürsüden duyduk. Ne oldu? Durdurabildiniz mi İHA, SİHA üretimini? Zinhar.

NİHAT YEŞİL (Ankara) – Kime söylüyorsunuz?

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Kime söylüyorsunuz?

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – İşte Azerbaycan’da, Wall Street Journal’da, Le Monde’da dünyanın bütün uluslararası yayın organlarında “Oradaki zaferin arkasında Türkiye’nin SİHA ve İHA teknolojisi var.” dendi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

NİHAT YEŞİL (Ankara) – Sayın Başkan, bunu kime söylüyor?

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – Bakın, ilan ediyoruz, vakti saati geldiği zaman, o tanklar yürüdüğü zaman ve 72 düvel hizaya girip al bayrağımıza saygı duyduğu zaman Tank Palet Fabrikasıyla ilgili bütün yalanlarınızı unutacaksınız.

NİHAT YEŞİL (Ankara) – Ne zaman yürüyecek?

HÜDA KAYA (İstanbul) – Ama siz olmayacaksınız.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – Bakın, net söylüyorum, hepsini unutacaksınız ama Türkiye’nin alnı açık, başı dik, o yolculuğu Allah’ın izniyle devam edecektir.

HÜDA KAYA (İstanbul) – Siz görmeyeceksiniz ama.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Göreceğiz, biz göreceğiz.

BAŞKAN – Buyurun, toparlayın, son bir dakika.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – Özellikle, Türkiye, katma değerli ürünler ve özellikle stratejik yatırımlar konusunda dünyaya bağımlılıktan kurtulmak için, özellikle sağlık teknolojilerinde, havacılıkta, savunma teknolojilerinde, yazılımda -hamdolsun- hükûmetimizin bütçesinden gerekli destekler yapılarak yine kamuoyunun önünde şeffaf bir şekilde yatırımlar hayata geçiyor ve buradan katma değer, ülkemizin, 83 milyonun birlik beraberliğinin hizmetine sunuluyor. Bu anlamda Tank Palet Fabrikasından -kasideler yazsanız, şiirler düzseniz ne yaparsanız yapın- tankların yürüdüğünü, oradan milletimizin savunma teknolojilerinin ayağa kalktığını göreceksiniz.

NİHAT YEŞİL (Ankara) – Tank nerede?

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – Asla itibarsızlaştırma gayretlerine meydan vermeyeceğiz ve bu kutlu yolculuğu yarınlara taşıyacağız.

Teşekkür ediyorum.

ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) – İnşallah!

BAŞKAN – Sayın Altay buyurun.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Sayın Başkan…

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) – Değerli Başkanım…

BAŞKAN – Söz verdim, söz…

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Sayın Başkan… Ben ayaktayım, söz aldım.

BAŞKAN – Sayın Altay buyurun.

15.- İstanbul Milletvekili Engin Altay’ın, Denizli Milletvekili Cahit Özkan’ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Çok teşekkür ediyorum Cahit Özkan bugün bizi teröristlikle, vatan hainliğiyle, bölücülükle ve hainlikle suçlamadığı için.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – Artık ne anladıysan oradan, anla.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Bunlarda şöyle bir kafa var: “Eğer AK PARTİ’ye karşıysanız teröristsiniz, eğer AK PARTİ’yi eleştirirseniz vatan hainisiniz, eğer AK PARTİ’ye oy vermezseniz bölücüsünüz, eğer AK PARTİ’yi beğenmezseniz normal hainsiniz.”

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) – Onu o gün Kemal Kılıçdaroğlu öğretmenler için söyledi.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Böyle bir tablo var ama ben Cahit Özkan’ın… Bütçenin beşinci günündeyiz bu veda bütçesi AK PARTİ için, ben öyle düşünüyorum, takdir milletin.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – 22, 23, 24, 25… Sonu yok.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Şimdi, şuna cevap versin de görelim: Bakın, elimde bir liste var, asgari ücretin… Bizim derdimiz milletin aşı, işi; karnı aç, sırtı açık milletin.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Son bir dakika.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Devlet başkanıyla asgari ücret mukayesesinde Türkiye'den sonra bu kadar fark, makas bir de Amerika’da var, ondan sonra… Amerika’da da 27 katı başkanın maaşı, Türkiye'de 30; Amerika, Türkiye'yi bu konuda geçememiş; helal olsun Türkiye'ye, aşk olsun Türkiye'ye (CHP sıralarından alkışlar) Ondan sonra, asgari ücret ile devlet başkanı maaşı arasındaki makasın bize en yakın olanı yüzde 16’yla Almanya, ondan sonra yüzde 10’lara iniyor bütün dünyada. Arkadaş, sen bütçeni buraya getirmişsin, yürütme getirmiş, desteklediğin yürütme getirmiş -Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışıyor- hepimiz bu milletin evladıyız, vekiliyiz; çık de ki: “Engin Altay yalan söylüyor.” Bana bunu söyle; tankı, SİHA’yı ne karıştırıyorsun? (CHP sıralarından alkışlar) Bir tank var…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Arkadaşlar, yanlış bir bilgiyi düzeltmemiz lazım: Sakarya’da Katar’a peşkeş çekilen, Ethem Sancak’a peşkeş çekilen tesisin önünde bir tank maketi var, görmediniz mi? (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Peki, teşekkür ederiz.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Sayın Özkan, ben söz vereceğim de, bu konu zaten kamuoyunda çok tartışılan bir konu, dolayısıyla…

ENGİN ALTAY (İstanbul) – HDP’nin de söz talebi var.

BAŞKAN – Sayın Beştaş, söz talebiniz var mı sizin?

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Vazgeçtim.

BAŞKAN – Çok teşekkür ederim.

Buyurun Sayın Özkan.

NİHAT YEŞİL (Ankara) – Tankı getir de biz de görelim Sayın Özkan.

16.- Denizli Milletvekili Cahit Özkan’ın, İstanbul Milletvekili Engin Altay’ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

CAHİT ÖZKAN (Denizli) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Biraz önce Sayın Grup Başkan Vekili, muhtemelen kendi grubunu bile ikna edememiş ki geriye dönüp kendi grubuna Tank Palet Fabrikasını anlatmaya başladı.

ALİ ŞEKER (İstanbul) – Biz ikna olduk.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Bizleri sadece milletimizin takdir etmesi yeter. Biz milletimize dayanıyor, milletimize güveniyor, ondan aldığımız destekle milletimizin bütçesini yapmaya devam ediyoruz. Elbette muhalefet eleştirebilir, itirazı olabilir ancak, biz yine Sayın Grup Başkan Vekilinin ağzından duyduk, ne dedi?

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Asgari ücreti konuş, asgari ücreti.

ALİ ŞEKER (İstanbul) – Asgari ücreti konuş.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - “Ey AK PARTİ; sizler ne kadar doğru iş yaparsanız yapın, milletin menfaatine ne kadar hayırlı ve güzel işler yaparsanız yapın asla sizi alkışlamayacağız.” dedi. Ne oldu? Milletimiz alkışladı, yeter. (CHP sıralarından gürültüler)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Milletimizle beraber yol yürümeye, dostu, refiki, yoldaşı, arkadaşı millet olan, milletin kaderini kendi kaderi olarak gören bir anlayış olarak devam ediyor.

BAŞKAN – Birleşime yirmi dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 19.14

DÖRDÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 19.40

BAŞKAN: Başkan Vekili Celal ADAN

KÂTİP ÜYELER: Mustafa AÇIKGÖZ (Nevşehir), Sibel ÖZDEMİR (İstanbul)

-----0-----

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 28’inci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.

2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Komisyon? Yerinde.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) – Sayın Başkanım…

BAŞKAN – Buyurun.

17.- Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir’in, Erzurum Milletvekili Muhammet Naci Cinisli’nin sataşma nedeniyle yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) – Evet, Değerli Başkanım, çok teşekkür ediyorum.

Şimdi ben tutanakları inceledim, bizim Erzurum Milletvekili Naci Bey konuşmasında özellikle ismimi de açarak bir not düşüyor. Bir garabet var, bir sevimsiz hâl var. O şudur: DAP, Doğu Anadolu Kalkınma Projesi uzun yılları sâri hayat bulmuş ve inşallah uzun yıllar gene kalacak, sahabetliğimizle götüreceğimiz bir kurum. Ona ilişkin benim bütçe konuşmalarında yaptığım esaslı bir kaydı sanki aleyhteymiş gibi almış, Sayın Bakanımıza da ifade etmiş. “DAP, Doğu Anadolu Projesi, KAP mümasil, bütün yapılar şunu yapıyor: Belediyelere proje karşılığı kaynak aktarıyor. Bundan doğal bir şey olamaz. Siz Erzurum’a kaynak aktarılmasın mı demek istiyorsunuz?” Benim söylediğim o, bir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun, bir dakika daha veriyorum.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) – İki, Erzurum’a biz, on sekiz yılda 30 milyarı aşkın yatırım yapmışız, en son geçtiğimiz hafta Ulaştırma Bakanımız geldi, Horasan ile Sarıkamış arasında çok esaslı bir yol açtı. Erzurum’a biz deniz getirmişiz, çok iddialı söylüyorum, Ovit Tüneli’yle beraber Erzurum ile denizin arasını iki saatlik mesafeye indirmişiz. Erzurum’u sağlık kenti yapmışız, Erzurum’u eğitim kenti yapmışız, 2’nci üniversiteyi kurmuşuz. Efendim, yeter mi? Yetmez, Erzurum çok daha fazlasını hak ediyor. Birlikte bunun gayretinde olalım, benim istediğim bu ama inkâr edersek, münkir duruma düşersek Cenab-ı Hak nimetleri de elimizden alır.

Dolayısıyla yapılanı söyleyelim ama isteyelim. Biz defalarca -işte Selami Bey yanımda- doğal gazda indirim istedik. Niye istemeyelim Erzurum için? Erzurum insanı bunları hakikaten hak ediyor ve AK PARTİ, Sayın Cumhurbaşkanımız bunları hakkıyla yerine getiriyor.

Bizim, Kamil Bey kardeşim buradaydı, birlikte Erzurum’u…

BAŞKAN – Ben Erzurum’la ilgili bir şey söyleyeyim, bitirelim konuyu.

KAMİL AYDIN (Erzurum) – 2017’de kanun teklifimiz var, yeni değil, 2017’de var.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) – Taleplerimiz var Değerli Başkanım, bunlara dönük.

MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) – İktidarsınız, halledin o zaman

BAŞKAN – Erzurum Türkiye’nin çimentosudur. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)

IV.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

A) Kanun Teklifleri (Devam)

1.- 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/281) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 230) (Devam)

2.- 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/280), 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine İlişkin Olarak Hazırlanan 2019 Yılı Genel Uygunluk Bildirimi ile 2019 Yılı Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporu, 190 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay Denetim Raporu, 2019 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve 2019 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/1322) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 231) (Devam)

A) TİCARET BAKANLIĞI (Devam)

1) Ticaret Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Ticaret Bakanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

B) REKABET KURUMU (Devam)

1) Rekabet Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Rekabet Kurumu 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

C) HELAL AKREDİTASYON KURUMU (Devam)

1) Helal Akreditasyon Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Helal Akreditasyon Kurumu 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

Ç) SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI (Devam)

1) Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

D) GAP BÖLGE KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)

1) GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

E) DOĞU ANADOLU PROJESİ BÖLGE KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)

1) Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

F) KONYA OVASI PROJESİ BÖLGE KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)

1) Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

G) DOĞU KARADENİZ PROJESİ BÖLGE KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)

1) Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

Ğ) KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ İŞLETMELERİ GELİŞTİRME VE DESTEKLEME İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)

1) Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

H) TÜRK STANDARDLARI ENSTİTÜSÜ (Devam)

1) Türk Standardları Enstitüsü 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Türk Standardları Enstitüsü 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

I) TÜRK PATENT VE MARKA KURUMU (Devam)

1) Türk Patent ve Marka Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Türk Patent ve Marka Kurumu 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

İ) TÜRKİYE BİLİMSEL VE TEKNOLOJİK ARAŞTIRMA KURUMU (Devam)

1) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

J) TÜRKİYE BİLİMLER AKADEMİSİ (Devam)

1) Türkiye Bilimler Akademisi 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Türkiye Bilimler Akademisi 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

K) TÜRKİYE UZAY AJANSI (Devam)

1) Türkiye Uzay Ajansı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Türkiye Uzay Ajansı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

BAŞKAN – Lehinde konuşmacı Husret Dinç.

Buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

HUSRET DİNÇ (Hakkâri) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi’nin dördüncü tur görüşmeleri üzerinde şahsım adına lehte söz almış bulunuyorum. Sözlerime başlamadan önce hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Doğusunda İran, güneyinde Irak’la komşu olan Hakkâri’mizin geçim kaynaklarının başında sınır ticareti ve hayvancılık gelir. Sınır ticareti Irak Savaşı, hayvancılık ise 1984’ten bu yana bölücü terör örgütünden dolayı sekteye uğramıştır. Bu zamana kadar yaptıklarıyla tüm dünyaya örnek olan Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a, on sekiz yıldır verdiği çabalar neticesinde özellikle son üç yılda bölgemizin terörden temizlenmesinden dolayı teşekkür ederiz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Kepçeler, PKK terör örgütü için çukur kazmak yerine yol yapmakta, altyapıyı inşa etmekte kullanıldı. PKK terör örgütünün âdeta enkaza çevirdiği bu güzel şehrimizi hamdolsun süratle ayağa kaldırdık ve devletimizin desteğiyle, vatandaşlarımızı tekrardan tarım, hayvancılık ve ticaret gibi geçim kaynaklarına teşvik ettik.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; DAP Başkanlığı 2021 yılı bütçesi 96 milyon 666 bin TL olarak belirlenmiştir. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız bünyesinde, Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığının destekleriyle, 2013-2019 yılları arasında toplamda 1.483 proje desteklenmiş ve bu projelere toplamda 739 milyon 562 bin 498 TL ödenek sağlanmıştır. 2020 yılında ise 228 proje desteklenip toplamda 84 milyon 400 bin TL ödenek sağlanmıştır. Hakkâri ilimize 49 tarımsal sulama projesi için toplamda 18 milyon 31 bin 322 TL ödenek tahsil edilerek 204 kilometre kanal inşa edilmiş ve 24 bin alan sulamaya açılmıştır. Bu sulama projeleriyle birlikte toplamda 76 proje inşa edilip 26 milyon 239 bin 708 TL harcanmıştır. 2020 yılı proje listemizde Hakkâri Merkez olmak üzere Yüksekova, Derecik, Çukurca, Şemdinli ilçelerimizde toplamda 12 proje inşa edilmiş olup 3 milyon 372 bin TL DAP Başkanlığından ödenek alınmıştır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Allah’ın izniyle 2023 ve daha ilerisi için daha güzel ve daha verimli yatırımlarımızı gerçekleştireceğiz. Doğu Anadolu’nun gelişmesi adına üretim ve teşvikte bulunan ve bu alanı destekleyen başta Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, Sanayi ve Teknoloji Bakanımıza, Kalkınma Ajansı Genel Müdürümüze, DAP İdaresi Başkanına ve çalışanlarına teşekkür ederim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

2021 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi’nin hayırlara vesile olmasını diliyor, hepinizi saygılarımla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Şimdi, söz sırası Sayın Bakanlara ait.

İlk konuşma Sayın Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’a ait.

Buyurun Sayın Pekcan. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

TİCARET BAKANI RUHSAR PEKCAN – Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; 2021 yılı bütçe çalışmalarının ülkemize hayırlı olmasını diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum efendim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Sözlerime başlamadan önce, dün kaybettiğimiz şehitlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına ve bütün milletimize başsağlığı, yaralılarımıza şifalar diliyorum.

Ticaret Bakanlığı olarak ülkemizdeki ticari altyapının geliştirilmesi, ihracatımızın katma değer ve inovasyon odaklı artırılması, gümrüklerimizdeki teknoloji ve etkinlik düzeyinin her geçen gün daha da yükseltilmesi, ürün güvenliği ve tüketici hakları altyapımızın en iyi şekilde korunması ve geliştirilmesi için çalışmalarımızı titizlikle sürdürüyoruz.

Dünyanın her kıtasında, 101 farklı ülkedeki 142 merkezde, 177 müşavir ve ataşemiz görev yapmaktadır. Merkez teşkilatta 3.959, 81 ilimizde ve sınır hatlarımızda 15.780, toplamda 19.916 personelle görev yapmaktayız. Hem yurt dışında hem de yurt genelinde geniş bir teşkilata sahip olmamızı, en önemli özelliklerimizden birisi olarak görüyoruz. Küresel ve yerel tecrübelerimizin tamamını iş süreçlerimizde değerlendirerek iş insanımıza, tüccarımıza, esnafımıza, sanatkârımıza ve vatandaşlarımıza çağdaş hizmet sunma prensibiyle hareket ediyoruz.

Saygıdeğer milletvekilleri, Covid pandemisinin küresel ekonomiye ve ticarete olumsuz etkileri hepinizin malumları. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra gözlenen en büyük küresel ekonomik daralmayla karşı karşıyayız. On gün önce yayınlanan OECD raporunda, küresel ekonominin 2020 yılında yüzde 4,2 gibi ciddi bir küçülme yaşayacağı öngörülmüştür. Küresel ticarette küçülme ise Dünya Ticaret Örgütü tarafından yüzde 9,2 olarak tahmin edilmektedir. Küresel ekonomi ve ticaretteki bu durum karşısında Türkiye ekonomisi önemli bir direnç sergilemektedir. Yıl genelinde, OECD gibi uluslararası kuruluşlar, Türkiye ekonomisini en az daralacak ülkeler arasında göstermektedir. Üçüncü çeyrek büyüme verimiz yüzde 6,7 bu durumu teyit etmiş, pek çok ülkenin aksine yılı pozitif bir büyümeyle kapatma ihtimalimiz artmıştır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Küresel kriz karşısında Türkiye’nin gösterdiği direncin en önemli etkeni, ülkemizin üretim ve ihracat altyapısının oldukça sağlam ve dinamik olmasıdır. Türkiye, bugün, satın alma gücü paritesine göre dünyanın 13’üncü en büyük ekonomisine sahiptir. Bu yılki ihracatımız pandemi nedeniyle gerçek potansiyelinin altında kalmıştır. Bununla birlikte, ihracatımızın, yılın üçüncü çeyreğinde bir önceki çeyreğe kıyasla yüzde 33,8 oranında artmış olduğunun da altını çizmek isterim. Avrupa Birliği Komisyonu sonbahar tahminlerinde, 2020 yılının son çeyreğinde, AB ekonomisinin yüzde 6,6 oranında daralacağını öngörmektedir. En önemli pazarımızdaki bu gerilemeye rağmen ekim, kasım aylarında ihracatımız yüzde 2,3 oranında artışla 33,4 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

İhracatta, 2020 yılı Orta Vadeli Program hedefimizi yakalayacağımızı hatta biraz da geçeceğimizi öngörüyoruz. IMF’ye göre 2020 yılında dünya ihracatının yüzde 11,7 azalması öngörülürken ülkemizdeki ihracat düşüşü bu oranın altında kalacaktır. İlk on bir ayda 23,1 milyar dolarlık altın ithalatımız söz konusu. Bir sermaye aracı olarak altını dış ticaretimizden ayrıştırdığımızda bu yıl ithalatın yüzde 3,6 düştüğünü, ihracatın ithalatı karşılama oranının da yüzde 85,7 gibi önemli bir seviyede gerçekleştiğini vurgulamak gerekir. Geçtiğimiz yıl, toplam küresel ihracattan aldığımız binde 9,6’lık pay bugüne kadar Türkiye’nin, küresel ihracat pazarından aldığı en yüksek paydır. 2020 yılı Ocak-Eylül döneminde ise verisi açıklanan ülkeler itibarıyla toplam ihracattan aldığımız payın ilk defa yüzde 1’i geçerek yüzde 1,04 düzeyine çıktığı görülmektedir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Teknoloji sınıflandırması bakımından ihracatımızdaki en yüksek payı yüzde 35,7’yle orta yüksek teknolojili ürünler almaktadır, yüksek teknolojili ürünlerle birlikte değerlendirildiğinde bu oran yüzde 39,1’e çıkmaktadır. Türkiye, geçmişte olduğu gibi önümüzdeki süreçte de katma değerli ihracat artışı ve yüksek büyümeyle yoluna etkin şekilde devam edecek, küresel ekonominin en dinamik aktörlerinden biri olma özelliğini devam ettirecektir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Saygıdeğer milletvekilleri, Covid’le mücadele kapsamında, özellikle mart ayından itibaren dünya genelinde sınır geçişlerinin kapatılması veya kısıtlanması gibi ciddi tedbirler alındı. Bu kısıtlamalar, uluslararası mal sevkiyatlarının gerçekleştirilmesi için önemli bir zorluğu da beraberinde getirdi. Türkiye olarak, bu duruma çok hızlı reaksiyon göstererek Habur, Kapıkule, Kapıköy gümrük kapılarımızda ve Ro-Ro limanlarımızda temassız ticaret uygulamasını hayata geçirdik. Temassız ticaret ile ticari araçların giriş çıkış işlemleri için bazı tampon bölgeler belirledik; buralarda konteyner, dorse, şoför değişimi yapılmasını sağladık, bu şekilde sürücülerin sınırı geçmelerine gerek kalmadı. Aynı uygulamayı Ro-Ro limanlarında da hayata geçirdik. İran’la temassız ticareti demir yolunda uyguladık. Vagonlar karşılıklı olarak lokomotiflerle itilip çekildi. Hızlı biçimde devreye aldığımız bu operasyonlar sayesinde, sevkiyatların durma noktasına gelmesine engel olduk ve salgın öncesi dönemlere yakın bir sevkiyat akışını temin ettik.

Saygıdeğer milletvekilleri, pandemi sürecinde devreye alınan bir diğer yenilikçi uygulama sanal ticaret heyetleri ve sanal fuarlardır. Mayıs ayında Pazara Girişte Dijital Faaliyetlerin Desteklenmesi Hakkında Cumhurbaşkanı Kararı yayımlanmıştır. Bu karar doğrultusunda, özel sektör kuruluşlarımızca düzenlenen sanal ticaret heyeti ve sanal fuarları Bakanlık olarak destekledik. İhracatçılarımız pandemi koşullarında dahi ürünlerini yurt dışına tanıtmaya ve pazarlamaya devam ettiler. Pandemi döneminde, bugüne kadar, 48 farklı ülkeye yönelik 39 sanal ticaret heyeti faaliyeti gerçekleştirilmiş, firmalarımızın yaklaşık 6 bin ikili iş görüşmesi yapması sağlanmıştır. Bugüne kadar düzenlenen 8 adet sanal fuarda 54 binin üzerinde katılımcı sayısına ulaşılmış olup ilaveten hizmetler sektöründe 5 adet sanal fuar yaklaşık 32 bin katılımcıyla tamamlanmıştır. İhracatçılarımızın sanal etkinliklere büyük rağbet göstermesi memnuniyet vericidir. Bu etkinlikler, ülkemizin ticarette dijitalleşmeye olan yatkınlığını gözler önüne sermiş ve dijital ticari altyapımızın yurt dışına tanıtımı açısından da katkı sağlamıştır. Nitekim bazı fuarlar tamamıyla yerli yazılımla gerçekleştirilmiştir.

Değerli milletvekilleri, dijital ekonomi alanında bir diğer önemli konu ve önceliğimiz e-ticarettir. Bu yıl hizmete açtığımız ve “eticaret.gov.tr” adresi üzerinden erişilebilen E-Ticaret Bilgi Platformu’yla ülkemizde e-ticaretle ilgili gelişmelerin ve resmî verilerin takip edileceği bir bilgi platformunu kurduk. Ülkemizde e-ticaret verilerini buradan paylaşmaya başladık. Aynı zamanda, çok önemli bir on-line eğitim ortamı olan E-Ticaret Bilgi Platformu’ndaki eğitimlerden bugüne kadar yaklaşık 60 bin kişi faydalanmıştır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Keza, Elektronik Ticaret Bilgi Sistemi ve E-ticarette Güven Damgası çerçevesinde uygulamalarımız devam etmektedir. Mayıs, haziran aylarında ülkemizdeki e-ticaret sektörünün tüm ana aktörlerinin katılımlarıyla gerçekleştirilen “E-Ticaret Olarak KOBİ’lerin Yanındayız” kampanyasında 3.761 KOBİ’mizin e-ticaretle tanıştığını vurgulamak isterim. Ayrıca, esnaf ve sanatkârımıza yönelik e-ticaret eğitimleri gerçekleştiriyoruz, bu eğitimlere önümüzdeki dönemde de devam edeceğiz.

Değerli milletvekilleri, bildiğiniz üzere, Ticaret Bakanlığı olarak mal ve hizmet ihracatçılarımıza farklı niteliklerde pek çok destek sağlıyoruz. Esasen, bütçemizin büyük bir bölümünü ihracatçılarımıza sağladığımız destekler oluşturmaktadır. 2021 yılı bütçemizde ihracatçı devlet desteklerinin oranı yüzde 63 olarak öngörülmüştür. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Bu yıl içerisinde bugüne kadar ihracatçılarımıza yaklaşık 2 milyar 750 milyon TL destek ödemesini fiilen gerçekleştirdik. UR-GE ve HİSER programlarımız haricinde, katma değeri yüksek ihracatımızı teşvik etmek üzere yurt dışı birim marka desteklerimiz, TURQUALITY programımız; tasarım, tasarım ofisi desteklerimiz, Küresel Tedarik Zinciri Programı’mız ihracatçılarımıza sunduğumuz desteklerden bazılarıdır. Bu desteklere başvuru ve değerlendirme süreci, Destek Yönetim Sistemi üzerinden 1/1/2020 tarihinden itibaren tamamen on-line ortamda ihracatçımız açısından tamamen şeffaf, kolay ve etkin bir şekilde yürütülmektedir.

Öte yandan EXIMBANK, her zaman olduğu gibi, ihracatçımıza önemli finansman imkânları sunmaya devam etmektedir. EXIMBANK, bu yıl içerisinde geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 6 artışla 41,9 milyar dolar finansman desteği sağlamış, kredi kullandırımları geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 11 artışla 26,7 milyar dolara yükselmiş, salgınla ilgili alınan devlet destekli tedbirler kapsamında 5.471 krediye ilişkin 4,4 milyar dolar vade uzatım talebi karşılanmış, 2020 Kasım ayı itibarıyla müşteri sayısı 12.688’e ulaşmış ve firmaların yüzde 71,8’i KOBİ’dir. Zorlu pandemi şartlarında müşteri sayısı ve müşteri içerisindeki KOBİ oranı korunmuş olup banka ayrıca bu yıl 3 yeni finansal ürünü devreye almıştır.

Saygıdeğer milletvekilleri, elbette bu süreçte Hükûmetimizce iş dünyamız ile esnaf ve sanatkârımıza yönelik önemli destek mekanizmaları hayata geçirilmiştir. Salgından etkilenen sektörlerde mücbir sebep kapsamında muhtasar ve KDV tevkifatı ile SGK primi ödemeleri altışar ay ertelenmiş, pek çok faaliyet alanında KDV yüzde 18’den 8’e, bazı alanlarda yüzde 8’den 1’e indirilmiş, iş yeri kiralarında stopaj yüzde 20’den 10’a düşürülmüş, istihdamın korunması kaydıyla işe devam kredi desteği paketi sağlanmış, kısa çalışma ödeneği sayesinde maaş desteği sağlanmış, esnaf sanatkârımızın kredilerden yararlanabilmesinin önünü açmak için kredi sicillerine mücbir sebep kaydı düşülmesine imkân tanınmıştır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Yine, bilindiği üzere, geçtiğimiz günlerde vergi, SGK primi, kamu alacaklarına yapılandırma imkânı getirilmiş, kısa çalışma ödeneği ve işten çıkarma yasağı iki ay daha uzatılmıştır.

Değerli milletvekilleri, esnaf ve sanatkârımız yüzde 50 ve yüzde 100 faiz indirimli kredilerle desteklenmeye devam edilmektedir. 2020 yılı içinde geçen yıllardan devirler hariç 962.302 esnaf ve sanatkârımıza toplam 40,3 milyar TL tutarında faiz indirimli kredi kullandırılmıştır. Faiz indirimli kredilerin toplam bakiyesi 66,8 milyar TL’ye ulaşmıştır. Ekonomik İstikrar Kalkanı Tedbir Paketi çerçevesinde yüzde 4,5 faiz oranlı, altı aya kadar ödemesiz uygulanabilen kredi imkânlarından 751.721 esnaf ve sanatkârımız yararlanmış, toplamda 18,6 milyar TL kredi kullandırılmıştır. Finansal zorluklar yaşayan esnaf ve sanatkârımızın Halkbanka olan kredi geri ödemeleri 2020 yılı içerisinde 2 kez ertelemeye tabi tutulmuş olup bu kapsamda toplam 5,8 milyar TL kredi taksitlendirilmiş, ayrıca kredi ve kefalet kooperatiflerine olan gecikmiş borçları için yapılandırma imkânı sağlanmış, 30 bin esnafımızın toplam 650 milyon tutarındaki gecikmiş borcu yapılandırılmış, üç aya kadar ödemesiz, on iki aya kadar vadeli olarak kullanabilecek şekilde düzenlenen esnaf kredi kartı sayısı 555.736’ya ulaşmış, bu kapsamda tahsis edilen kredi kartı limiti 10,5 milyar TL olarak gerçekleşmiş. Bankalarla yapılan protokol çerçevesinde TOBB ve oda, borsa mevduatlarının ilgili bankalara yatırılması suretiyle oluşturulan kaynaktan tacirlerimizin düşük faizli kredi kullanmalarına imkân sağlanmış, bugüne kadar 50 bin firmaya 3 milyar TL nefes kredisi tahsis edilmiştir.

Bunların dışında, meydana gelen afetler nedeniyle Elâzığ, Malatya, Adıyaman, Giresun, İzmir’de faaliyet gösteren esnaf ve sanatkârımıza sıfır faizli kredi, kredi geri ödemelerinin ertelenmesi, hibe destekleri sağlanmıştır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Tüm bu destekleri bir arada ele aldığımızda, esnaf ve sanatkârımıza yönelik bugüne kadar pek çok vergi kolaylığı, kredi ve finansman imkânının devreye alınmış olduğu görülmektedir. Toplumumuzun belkemiğini oluşturan esnaf ve sanatkârımıza yönelik çalışmalarımız, Hükûmetimizce sağlanan destekler etkinlikle sürecektir. Bu çerçevede, başta TESK ve TESKOMB olmak üzere tüm esnaf kuruluşlarımızla yakın iletişim ve iş birliği hâlinde çalışmalarımıza devam edeceğiz.

Saygıdeğer milletvekilleri, şu ana kadar özellikle pandemiyle mücadele çerçevesinde gerçekleştirilen veya devam eden faaliyetlerden bahsettim. Bunların haricinde, Bakanlığımızın öne çıkan diğer proje ve faaliyetlerine değinecek olursam, 28 Ağustos tarihinde çok iddialı bir dijital platform olan Kolay İhracat Platformu’nu ihracatçılarımızın kullanımına açtığımızı belirtmek isterim. www.kolayihracat.gov.tr adresinden erişilebilen Kolay İhracat Platformu çağımızın yapay zekâ ve makine öğrenmesi gibi teknolojilerini kullanarak ihracatçımıza kapsamlı bir dijital danışmanlık hizmeti sunmaktadır. İhracatçılarımız bu dijital danışmanı ücretsiz kullanarak ülke bazında, pazar bazında, ürün bazında somut bilgi ve öneriler alabilmektedirler. Platformumuz dünyadaki benzerlerine kıyasla en kapsamlı, en gelişmiş, en fazla kullanıcı dostu dijital ihracat destek platformudur. Platform ağustos ayından bugüne kadar 75 bin kişiye hizmet vermiştir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Yatırımların geleceği açısından bir diğer önemli gelişme, ihtisas serbest bölgesi modelini hayata geçirmiş olmamızdır. Katma değerli üretimde önemli rol üstlenen mevcut serbest bölgelerimize ilave olarak haziran-ağustos aylarında yayımlanan ilgili Cumhurbaşkanlığı kararları çerçevesinde, ihtisas serbest bölgeleri olarak belirlenen veya belirlenecek bölgelerdeki firmaların desteklenmesinin önü açılmıştır. Bürokrasinin azaltıldığı ve tek durak hizmet sunumunun olacağı ihtisas serbest bölgelerimizle katma değeri yüksek sektörlerde ihracat hedefiyle faaliyet gösterecek firmalarımıza yeni teşvik ve destekler sunulacaktır.

Çok önemli bir diğer karar olan, Yurt Dışı Lojistik Merkezlerin Desteklenmesi Hakkında Karar geçtiğimiz ekim ayında Resmî Gazete’de yayımlanmıştır. Bu karar çerçevesinde, yurt dışındaki stratejik noktalarda kurulacak lojistik merkezlerimiz Bakanlığımızca desteklenecek, yurt dışı lojistik merkezler önümüzdeki yıllarda Türk ihracatçısının yurt dışı tedarik ve dağıtım kanallarına erişiminde önemli katkı sağlayacak altyapıların kurulmasına imkân verecektir. Bu merkezler aynı zamanda, ülkemizin ihracat potansiyelinin açığa çıkarılmasını kolaylaştıracak ve ülkemiz e-ticaret sektörü aktörlerine önemli fırsatlar sunacaktır.

Saygıdeğer milletvekilleri, Bakanlık olarak önem verdiğimiz bir diğer husus da ihracatçı tabanımızı genişletmek. 2018 yılında ilk kez ihracatçı sayımız ithalatçı sayımızı geçmiştir. 2020 yılı Ocak-Kasım döneminde ihracatçı firma sayımız geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3,1 artışla 84.344 olmuştur. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) İhracatçı tabanımızı daha da genişletmek ve KOBİ’lerimizi ihracatçı yapmak için 81 İlde İhracata İlk Adım Programı’nı başlattık. Tüm Türkiye’ye yönelik bir analiz gerçekleştirerek ihracat potansiyeline rağmen henüz ihracat yapmamış firmalarımızı belirledik. Bu firmalarımızı sürdürülebilir şekilde ihracatçı yapmak için kendilerine firma özelinde mentörlük hizmeti vereceğiz. 76 ilde 15.770 firmamızı tespit ettik, önümüzdeki süreçte 81 ilimizin tamamında bu programımızı hayata geçireceğiz.

Öte yandan, kadın ve genç girişimcilere eğitim, mentörlük, “network” sağlamaya yönelik programımızın devam ettiğini, hatta bu programımızın Uluslararası Ticaret Merkezinin “SheTrades Outlook” platformu tarafından dünyadaki iyi uygulama örnekleri arasında gösterildiğini de memnuniyetle paylaşmak isterim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Bu sene kadın kooperatiflerini önceliklendirdiğimiz KOOP-DES, Kooperatiflerin Desteklenmesi Programı’mızda bugüne kadar 27 ilimizden 133 kadın kooperatifimiz, 143 farklı proje kapsamında, Bakanlığımızdan yaklaşık 13,6 milyon Türk lirası hibe desteği almıştır. Kooperatiflerimizi özellikle yerelde üretim ve ihracatımızın arttırılması için önemli değerlerimiz olarak görüyoruz, kooperatiflerimizi desteklemeye devam edeceğiz.

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) – HDP’li belediyelerin kooperatiflerini kapattınız Sayın Bakan, çok inandırıcı değil, kooperatifleri desteklemeniz.

TİCARET BAKANI RUHSAR PEKCAN (Devamla) – İhracatçı tabanımızı genişletme açısından eğitim faaliyetlerine çok büyük önem veriyoruz. Mart ayında devreye aldığımız “akademi.ticaret.gov.tr” adresinden erişebilen sanal ticaret akademisi; dış ticaret, iç ticaret, girişimcilik alanlarından vatandaşlarımıza “on-line” ve ücretsiz eğitim vermeye devam etmektedir. Bugüne kadar 29 bin kullanıcı akademiye erişim sağlamış, 4.864 sertifika verilmiştir.

Saygıdeğer milletvekilleri, bildiğiniz üzere, Bakanlığımızın görev yetki alanının önemli bir boyutunu da ticaret diplomasisi, uluslararası ticaret hukukundan kaynaklı haklarımızın korunup kollanması oluşturmaktadır. Uluslararası ticarette özellikle son iki yılda korumacı politikalarda bir yükselme görülmektedir. Türkiye, prensip olarak küresel ölçekte adil, serbest rekabetten yanadır, çok taraflılık üzerine inşa edilen küresel ticaret sistemini destekliyoruz. Öte yandan, üreticimiz ve ihracatçımızın hak ve menfaatlerini gözetmek adına ticaret politikası, önlem ve uygulamaları başta olmak üzere uluslararası ticaret hukuku çerçevesindeki faaliyetlerimizi etkinlikle yürütüyoruz. Ülkemiz, yürürlükteki önlem sayısı bakımından Dünya Ticaret Örgütü üyeleri arasında 3’üncü sıradadır. Uyguladığımız ticaret politikası önlemlerinin, toplam ithalatımız içindeki payı yüzde 25,3’tür.

Pandeminin baş göstermesiyle birlikte özellikle maske üretiminde kullanılan kumaş, maske, solunum cihazı, koruyucu tulum gibi pek çok kritik malzeme ve ekipmanlarla ilgili gerekli tedbir ve önlemler alınmış, bu ürünlerin tedarikinde sorun yaşanmamıştır.

Dünya Ticaret Örgütündeki dava süreçlerimizde, yakın zamanda ABD ve Fas’a karşı çelik ürünlerine ilişkin davaları kazandık, Tayland’ın klimalarla ilgili açtığı davada ülkemizin haklılığı teyit edildi. ABD’nin çelik, alüminyum sektöründe başlattığı vergi artışlarına karşı yürüttüğümüz hukuki süreçle, Avrupa Birliğinin ilaç sektörünün ülkemize karşı başlattığı dava süreçlerinde olumlu sonuçlar alacağımıza inanıyoruz. Türk çelik sektörü açısından haksızlığa yol açan AB’nin çelik ithalatındaki önlemlerini de Dünya Ticaret Örgütüne taşıdık.

Avrupa Komisyonu ve AB üyelerinden muhataplarımızla 2020 yılı içerisinde ben ve Bakan Yardımcılarım toplam 54 üst düzey görüşme gerçekleştirdik, bu görüşmelerin 37’sini ben bizzat gerçekleştirdim. Görüşmelerimizde ağırlıklı olarak, çelikte uyguladıkları haksız koruma önlemini, Türkiye-AB arasındaki gümrük birliğinin güncellenmesini; ayrıca, Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde finansal imkânlara Türkiye’nin erişimi noktasındaki talebimizi ilettik. Gümrük birliğinin güncellenmesi konusu tüm tarafların çıkarına olan ve bizim de önem vermeye devam edeceğimiz gündem konusu.

Brexit bağlamında, ülkemiz ile Birleşik Krallık arasında serbest ticaret anlaşması imzalanmasına yönelik müzakereler gerçekleştirilmiş, bugüne kadar teknik düzeyde yaptığımız görüşmelere ilaveten, AB ile Birleşik Krallık arasında devam eden görüşmeleri yakinen takip ediyor ve bu doğrultuda ülkemiz ile Birleşik Krallık arasında yeni bir ticaret anlaşmasını imzalamayı öngörüyoruz.

Birleşik Krallık haricinde Japonya, Ukrayna, Tayland, Endonezya’yla serbest ticaret anlaşması müzakerelerimizi sürdürüyor; Malezya, Gürcistan’la olan anlaşmaları güncellemeyi hedefliyor; Rusya’yla hizmet yatırım anlaşması müzakerelerimiz devam ediyor, Azerbaycan’la tercihli ticaret anlaşması imzaladık ve Özbekistan’la imza aşamasına geldik.

Değerli milletvekilleri, fiziki kısıtlamalara rağmen yıl genelinde, çoğu video konferans yoluyla olmak üzere 64 tanesi yüz yüze bakan ve bakan yardımcıları seviyesinde 164 üst düzey ikili resmî görüşme gerçekleştirdik. 11 ülkeyle Karma Ekonomik Komisyon, Ekonomik ve Ticari Ortaklık Komite toplantılarını on-line olarak gerçekleştirdik, sınır komşularımızla gümrükler alanında iş birliği alanında 13 görüşme gerçekleştirdik. Ayrıca, ABD’yle ortak konferans, Güney Kore’yle İş Yatırım Forumu, Afrika ülkeleriyle Türkiye-Afrika Ekonomi ve İş Yatırım Forumu gibi yabancı bakanların, iş insanlarının geniş katılımlarıyla önemli etkinlikleri çevrim içi gerçekleştirdik.

Gümrüklerdeki altyapımız, gümrük süreçlerindeki etkinliğimiz dış ticaretimizin gelişimi açısından kritik önemdedir. Gümrüklerimizle ilgili bu yıl Kapıkule, Hamzabeyli, Öncüpınar Gümrük Kapılarında yenileme çalışmalarını tamamladık; Habur, İpsala Gümrük Kapılarının modernizasyon çalışmalarını 2021’de bitiriyoruz; Gürbulak, Türkgözü, Pazarkule’yle ilgili çalışmaları başlatıyoruz.

Altyapı yatırımlarının yanı sıra dijitalleşme, millî teknoloji imkânlarının geliştirilmesiyle ilgili çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Dış ticarete konu eşya için gerekli belgeleri elektronik ortamda aktarma çalışmalarımız devam ediyor. Belge sayımızı 187’ye, “tek pencere” kapsamındaki elektronik belge sayımızı 159’a çıkardık. Yetkilendirilmiş yükümlülük 534’e çıkmış olup toplam ithalatımızın yüzde 34’ünü, ihracatımızın da yüzde 29’unu bu firmalar gerçekleştirmektedir. Menşe İspat Dolaşım Belgeleri’nin elektronik olarak düzenlenebilmesini sağladık. Gümrük rehberi, gümrük tarife arama motoru, GET-APP, SHIP dijital uygulamalarımızla ilgili tüm aktörlerin, vatandaşlarımızın işlerini kolaylaştırdık.

Savunma Sanayii ve TÜBİTAK’la ortak çalışmalarla millî tarama ve X-ray projelerini hayata geçiriyoruz. Bütünleşik veri analitiği çözümü için Veri Madenciliği Programı’mız kapsamında risk analiz çalışmalarımızın seçiciliğini artırdık. Veri Analitiği Mükemmeliyet Merkezinin çalışmalarının 2 fazını bitirdik, en kısa zamanda tamamlamayı hedefliyoruz.

Gümrüklerimizde tasfiyelik hâle gelen eşya ve araçların satışının tüm vatandaşlarımızın katılımına açık ihaleyle “eihale.gov.tr” adresinden mobil uygulamadan yapılmasına devam edilmekte. Bu yıl içerisinde on bir ayda araç satışlarından geçen yıla göre yüzde 19 artışla 286 milyon, eşya satışlarından yüzde 27 artışla 112 milyon hasılat elde ettik.

Kaçakçılığa karşı mücadelemizi kararlılıkla yürütüyoruz. Bu mücadelede operasyonlarımızı planlarken ulusal, uluslararası istihbaratın yanında az önce bahsettiğim risk analiz teknoloji metotlarına dayalı yazılımlardan istifade ediyoruz. 2020’de 8 uluslararası operasyon gerçekleştirdik ve 3’ü rekor niteliğinde olmak üzere 260 operasyonda 8,2 ton uyuşturucu, 1.879 ton kaçak akaryakıt ele geçirdik. Diğer kaçak eşyaların tutarı da 3,7 milyar.

Saygıdeğer milletvekilleri, bildiğiniz üzere ülkemizdeki iş ve yatırım ortamının iyileştirilmesine yönelik Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımız riyasetinde Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Koordinasyon Kuruluna katkı veriyoruz ve Dünya Bankası İş Yapma Kolaylığı Endeks’inde son iki yılda 27 basamak yükselerek 33’üncü sıraya geldik. Ülkemizde kurulan şirket sayısı son on bir ay itibarıyla yüzde 22 artarken kapanan şirket sayısı yüzde 10,6 artmıştır. Esnaf, sanatkâr iş yeri 2019’da 238.416 tescil, 114.977 terkin varken bu sene on bir ayda 336.529 tescil, 86.499 terkin yapılmıştır.

Merkezi Kayıt Sistemi, MERSİS’in kapsamı genişletilmiş, elden başvuru ihtiyacını ortadan kaldıran e-belge, e-ilan uygulamaları devreye alınmış, 2021 yılında da çek, bonoların elektronik ortamda düzenlenmesine, kambiyo işlemlerine konu edilmesine imkân sağlayacak sistemi hayata geçirmeyi hedefliyoruz.

Bildiğiniz üzere emlakçılık, galericilik faaliyetlerinin yalnızca yetki belgesine sahip işletmeler tarafından yapılmasının altyapısını hayata geçirdik. Araç satış bedeliyle taşıt mülkiyetinin eş anlı değiştirilmesini sağlayan güvenli ödeme sistemini devreye aldık.

Sebze meyve ticaretiyle ilgili komisyoncu tüccarın e-fatura, e-irsaliye, e-müstahsil makbuzu uygulamalarını 1 Ocak 2020 itibarıyla zorunlu hâle getirdik. Lisanslı depoculuk ürün ihtisas borsasıyla ilgili çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Tüketicinin korunmasıyla ilgili “ALO 175” ve mobil tüketici üzerinden 460 bin başvuru geldi ve bunların yüzde 50’sini e-devlet üzerinden gerçekleştirerek… 544 bin tüketici hakem heyetine başvuru olmuş, yüzde 59’u tüketici lehine sonuçlanmıştır.

Bu yıl içerisinde satış sonrası hizmetler, garanti belgesi, tanıtma kullanma kılavuzu gibi yönetmeliklerde yaptığımız değişikliklerde tüketiciyi koruma alanı genişletilmiş. Vatandaşlarımızın yetkili servislerin bilgilerine kolay ve güvenli şekilde ulaşabilmesi için servis.gov.tr adresi erişime açılmıştır. Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu, Reklam Kurulu, fahiş fiyat artışları, stokçuluk, tüketiciyi yanıltıcı uygulamalara karşı yaptırımlarda bulunmuştur.

İkinci el cep telefonu ve tabletlerin yenilenerek ekonomiye kazandırılması, garantili, sertifikalı şekilde satışa sunulması için yenilenmiş ürünlerin satışı hakkında yönetmelik yayınlanmıştır. Yenilenmiş ürünler israfın ve ithalatın azalmasını sağlayacaktır.

12 Mart tarihinde 7223 sayılı Ürün Güvenliği Teknik Düzenlemeler Kanunu’yla firmaların izlenebilirliği, ürün sorumluluğu tazminatı, ürünlerin tüketiciden geri çağrılabilmesi, ihracatta Türk malı imajının güçlendirilmesi, e-ticaret hususlarında önemli yenilikler getirilmiştir.

Helal Akreditasyon Kurumu 2020 yılı içerisinde 15 farklı ülkeden 33 akreditasyon başvurusu almış, 4’ünün akreditasyon işlemleri sonuçlandırılmış, bunun dışında 538 helal belgesi akreditasyon kapsamına alınmış, 3 başvuruyla ilgili sonuçlar da son aşamaya gelmiş. Bu suretle milyarlarca dolarlık ürüne karşı gelen helal belgeleri temin edilmiştir, çalışmaları artarak sürmektedir.

Saygıdeğer milletvekilleri, konuşmamı tamamlamadan önce, bütçemizi takdim etmeden önce şu hususun altını çizmek istiyorum: Pandemi nedeniyle küresel ekonomide, özellikle küresel tedarik zincirlerinde belli değişim ve dönüşümler yaşanacaktır. Önümüzdeki süreçte Türkiye, kilit pazarlara coğrafi yakınlık, nitelikli iş gücü, rekabetçilik, uluslararası norm ve standartlara uygun üretim kabiliyeti gibi avantajlarını da kullanarak küresel değer zincirlerinde daha öne geçebilecek güce ve potansiyele sahiptir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Yatırım ve ticaret alanlarındaki yeni fırsatları değerlendirerek küresel değer zincirleri içinde daha da belirleyici bir aktör olabileceğimize ve yolumuza güçlenmiş bir şekilde devam edeceğimize inanıyoruz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Ticaret Bakanlığı olarak tüm özel sektörümüz ve ilgili kuruluşlarla iş birliği hâlinde çalışma ve çabalarımızı bu doğrultuda sürdüreceğiz.

Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Ticaret Bakanlığımızın sizlere takdim olunan amaç ve faaliyetleri doğrultusunda kullanılmak üzere 2021 yılı bütçesi toplam 6 milyar 585 milyon 834 bin TL’dir. Bunun 4,1 milyar TL’si, yüzde 63,2’si ihracatçılarımızın desteklenmesiyle ilgili giderlere tahsis edilmiştir. Bakanlığımız için ayrılmış olan ödenek hedeflerimize ulaşmamızla birlikte çalışacağımız tüm paydaşlarımıza ve vatandaşlarımıza daha kaliteli hizmet sunabilmek amacıyla etkinlikle kullanılacaktır.

Bakanlığımızın bütçesinin hayırlı olmasını diliyor ve yüce Meclisimizi, hepinizi saygıyla selamlıyorum. Sağ olun. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)

MAHİR POLAT (İzmir) – Sayın Bakanım, geçici 6’ncı madde…

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) – Sayın Bakan, kooperatifler…

TİCARET BAKANI RUHSAR PEKCAN – Kooperatiflerin kapanmasıyla ilgili Bakanlığımızın hiçbir yetkisi yok. Kooperatifler sadece kendi kooperatif genel kurulları kararıyla kendi kendilerini tasfiye edebiliyorlar.

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) – Kayyumlar kapattı Sayın Bakan, siz kooperatifleri savunuyorsunuz kayyumlar kapatıyor.

TİCARET BAKANI RUHSAR PEKCAN – Teşekkür ederim. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakanımız.

Şimdi söz sırası Sanayi ve Teknoloji Bakanı Sayın Mustafa Varank’a ait.

Buyurun Sayın Bakan. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK – Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız ile bağlı ve ilgili kuruluşlarımızın bütçe görüşmeleri için söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle Gazi Meclisimizin değerli üyelerine, ekranları başında bizleri izleyen aziz milletimize sevgi ve saygılarımı sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

2021 yılı bütçe görüşmelerinin ülkemiz için hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum.

Sözlerimin hemen başında, dün PKK/PYD terör örgütü tarafından şehit edilen 2 askerimize Allah’tan rahmet diliyor, ailesine sabırlar diliyorum, milletimizin başı sağ olsun.

Saygıdeğer milletvekilleri, dünya yakın tarihte benzerini yaşamadığı küresel bir kriz döneminden geçiyor. Salgın, insan sağlığına olan etkilerinin yanında çöken üretim ve tüketim kanallarıyla ülkelerin ekonomik dengelerini altüst ediyor. Uluslararası kuruluşlar küresel büyüme, ticaret ve doğrudan yatırımlarda son altmış yılın en ciddi daralmasını bekliyor. Tüm dünyada başta turizm olmak üzere hizmetler sektörünün durumu ortada. Niyetim sizleri ve ekranları başında bizi izleyenleri karamsarlığa sürüklemek değil, olağanüstü zamanlardan geçtiğimizin altını çizmek istiyorum. Peki, umut ışığı yok mu? Elbette var. Aşı ve tedavi konusunda başarıya ulaşan her adım aslında bizi çok hızlı bir küresel toparlanmaya götürecek ve bu senaryonun gerçekleşmesi durumunda ertelenmiş talebin de etkisiyle son yılların en dikkat çekici küresel, ekonomik performansına şahit olabiliriz.

Tabii, tüm bu gelişmeler Türkiye ekonomisini de etkiliyor. Biz bu dönemi değişikliklere hızla adapte olabilen sanayimiz sayesinde başarılı bir şekilde yönettik. Normalleşme adımlarının da etkisiyle üçüncü çeyrekte yüzde 6,7’lik bir büyüme gerçekleşti. Bu performansta sevindirici olan taraf yatırımlardaki yüzde 22,5’luk artış. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Yatırımın alt kalemlerine baktığımızda; makine teçhizatta yüzde 23,5’luk bir büyüme görüyoruz; inşaat yatırımlarındaysa yüzde 14,7’lik bir artış var. Dördüncü çeyreğe ilişkin öncü göstergeler üçüncü çeyreğe kıyasla bir miktar yavaşlamaya işaret etse de yatırımlar cephesinde hız kesilmeden bu ivmenin devam ettiğini görebiliyoruz.

Genel Kurul toplantılarını ilk günden itibaren büyük bir dikkatle takip ediyor ve yapıcı eleştirileri de not alıyorum. Hakikaten anlamakta zorlandığım konuşmalar da oluyor; on sekiz senede tek bir fabrika kurulmadığını iddia eden konuşmacılar var. El insaf diyorum. Rakamlar gün gibi ortada. Sadece ocak-kasım döneminde organize sanayi bölgelerinde 851 yeni fabrika üretime başladı. (AK PARTİ sıralarından “Görmezler, görmezler” sesleri ve alkışlar) 13.546 imalat sanayi tesisi Sanayi Sicil Belge Sistemi’ne kaydolarak üretime başladı. Bugün itibarıyla, sanayi bölgelerinde 4.069 tesisin inşaatı devam ediyor. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Burada konuşan muhalefet milletvekillerinin ısrarla görmek istemedikleri, görse bile kabullenmek istemedikleri işte gerçek tablo bu. Ben hemşehrimin biraz önce yaptığı gibi büyük puntolarla, bol boşluklarla yazılmış rulo kağıtları fırlatmayacağım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

AHMET KAYA (Trabzon) – Buyur Sayın Bakan!

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) – Eğer Sayın Cumhurbaşkanımızın vizyonuyla on sekiz yıldır…

AHMET KAYA (Trabzon) – Siz de yapın. Hikâye anlatmayın!

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) –…yaptıklarımızı anlatmaya kalksak buna “terabayt”lar yetmez, veri merkezleri yetmez. (AK PARTİ sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar)

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) – “Terabayt”lar yetmez!

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) – Hemşehrime önerim, bir an önce kendini güncellesin, dijitale geçsin. (AK PARTİ sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar)

AHMET KAYA (Trabzon) – Siz geçin siz! Nasihate ihtiyacımız yok. Dijitali anlıyoruz da size anlatmak dijitalden olmuyor.

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) – Ben sizlere Nuri Killigillerden, Nuri Demirağlardan CHP’nin kapattığı fabrikalardan, baltaladığı projelerden de bahsetmeyeceğim.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) – Bir tane söyle, bir tane söyle!

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) – Zaten bahsetmeye kalksam ne kalem yeter, ne kâğıt yeter. (AK PARTİ sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar)

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) – Bir tane söyle!

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) – Ben sizlerin aksine somut konuşacağım.

AHMET KAYA (Trabzon) – Yaptığınız yolsuzlukları, yaptığınız usulsüzlükleri…

CAVİT ARI (Antalya) – Bir tane örnek ver.

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) – Bakınız, yalnızca son iki senede Orta Doğu ve Kuzey Afrika’nın ilk ve tek endüstriyel enzim fabrikasını…

AHMET KAYA (Trabzon) – Memlekette millet aç. Bu milletin parasını…(Gürültüler)

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) – Sayın Başkan, Sayın Başkan, senede bir kere buraya geliyoruz, konuşma yapıyoruz, lütfen demokratik usulleri salona hatırlatırsanız sevinirim.

AHMET KAYA (Trabzon) – Polemik yapmayın! Öyle laf kalabalığıyla olmuyor bu işler.

BAŞKAN – Evet buyurunuz Sayın Bakan.

Buyurun.

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) – Bakınız, yalnızca son iki senede Orta Doğu ve Kuzey Afrika’nın ilk ve tek endüstriyel enzim fabrikasını… Avrupa’nın tek çatı altındaki en büyük entegre ve akıllı kompresör fabrikasını…

AHMET KAYA (Trabzon) – O fabrikaları yaparken 1 lira borç almadan yapmıştık, 1 lira.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) – Sen mi yaptın? Sen mi yaptın?

AHMET KAYA (Trabzon) – Memleketin borcunu 5 kat artırdın!

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) – Türkiye'nin ilk alüminyum hibrit motor fabrikasını…

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) – Sen mi yaptın o kadar bir şeyi? Sen mi yaptın?

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) – Türkiye'nin en büyük aydınlatma fabrikasını…

AHMET KAYA (Trabzon) – Ayda yılda bir gün buraya gelip…

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) – … dünyanın 3’üncü büyük işletme tesisini bizzat ben açtım. (AK PARTİ sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar)

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) – Sen mi yaptın?

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) – Bunlarla birlikte ülkemizin ilk medikal beslenme fabrikasını…

AHMET KAYA (Trabzon) - Alın okuyun, öğrenin!

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) - … Orta Doğu ve Avrupa’nın en büyük yapıştırıcı ve tutkal fabrikasını… (Gürültüler)

RAVZA KAVAKCI KAN (İstanbul) – Dinlemeyi öğrenin!

BAŞKAN – Bir dakika Sayın Bakan, bir dakika... (Gürültüler)

HALİL ETYEMEZ (Konya) – Bu kadar da olmaz ya! Bakan konuşuyor.

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) – AKP’li vekiller konuşturmuyor ya Sayın Bakanı!

BAŞKAN - Sayın Bakanım, bir saniye…

Değerli milletvekilleri…

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Sayın Başkan…

BAŞKAN - Bir dakika Sayın Altay.

AHMET KAYA (Trabzon) – Sayın Bakan sataşıyor Sayın Başkan.

BAŞKAN – Ahmet Bey bir dakika.

HALİL ETYEMEZ (Konya) – Sen konuşurken sataşıyorsun!

AHMET KAYA (Trabzon) – Ne diye bize sataşıyor Başkanım?

BAŞKAN – Sayın Milletvekilleri, arkadaşlar… Beyler, sayın milletvekilleri, arkadaşlar… (Gürültüler)

Sayın milletvekilleri, bize saygı duymazsanız biz de size saygı duymayız; bu da Türk milletine hakaret olur. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)

Dolayısıyla, Cumhuriyet Halk Partisinin çok deneyimli Grup Başkan Vekili notlarını alıyor. Söz atmanın, birbirine laf atmanın ne size faydası var, ne millete faydası var.

Sayın Bakan buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) – Sayın Başkanım, burada hiçbir konuşmacının sözü bu şekilde kesilmedi.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Sayın Başkan, bu tavrımıza devam edeceğiz, şu açıdan: Sayın Başkan, yeni sistemde…

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) – Lütfen, senede bir kere şu kürsüye gelip konuşan, yürütmenin bir üyesine, burada yemin eden, yürütmenin bir üyesine saygı göstersinler. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Bir dakika, gerekli uyarıyı yapayım ben.

Buyurun, siz buyurun.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Sayın Bakan bu üslubunu sürdürürse biz İç Tüzük kaynaklı haklarımızı kullanırız. Biraz önce bir saygıdeğer Bakan konuştu, dinledik. Sayın Bakan burada bütçesine destek ister, yaptıklarını anlatır, yapacaklarını anlatır, eleştirilere cevap verir. Sayın Bakan seçilmiş değildir. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Burada milletin vekilleriyle polemik yapamaz, yaptırmam. (CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)

BAŞKAN – Sayın Bakan, buyurun.

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) – Orta Doğu ve Avrupa’nın en büyük yapıştırıcı ve tutkal fabrikasının, Türkiye’nin ilk çinko izabe tesisinin temellerini de bizzat ben attım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Tamam yap.

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) – Bunlara inanmıyor musunuz? Gelin sizi sahaya götürelim, şöyle OSB havası alın, sanayicinin, üreticinin nabzını gelin, birlikte tutalım.

AHMET KAYA (Trabzon) - Biz oradan çıkmıyoruz, oradan çıkmıyoruz. Saraylardan çıkın da siz gidin oralara.

RAVZA KAVAKCI KAN (İstanbul) – Bağırmayın!

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) – Biz elbette her şey güllük gülistanlık demiyoruz. Eksikleri de, varsa hataları da görüyoruz ama sizin görmezden geldiğiniz fabrikalar sayesinde bu ülkede ihracat rekorları kırılıyor.

MAHİR POLAT (İzmir) - Milletin malıyla yapılana “Ben yaptım” diyemezsin.

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) – Hiç kuşkusuz önümüzdeki dönemde istihdam oranlarına da yansıyacak. Milletimiz müsterih olsun…

AHMET KAYA (Trabzon) - Müsterih olsun tabii. Yurt dışına yatırdınız milletin paralarını.

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) – …riskleri takip edecek, kırılganlıkları gidereceğiz, beklentileri karşılayacak politikaları yeni dönemde çok daha güçlü bir şekilde uygulayacağız. Ekonomi yönetimi olarak reformcu bir vizyonla Türkiye’yi salgın sonrası dönemin kazananı hâline getireceğiz.

MAHİR POLAT (İzmir) – Bu memleketin kaynaklarını bitirdiniz Sayın Bakan.

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; imalat sanayi alt sektörlerinde bu sene önemli başarılara imza attık. Makine sektörümüz 1,7 milyar dolarlık ihracatla cumhuriyet tarihinin ekim ayı rekorunu kırdı. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Çelik sektörü yılın ilk on ayında Almanya’yı geride bırakarak Avrupa’da 1’inci, dünyada 7’nci sıraya yükseldi.

MURAT ÇEPNİ (İzmir) – On sekiz yılda hangi kamu değerleri satılıyor?

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) – Sadece son üç aylık süreçte, bugüne kadar ülkemizde üretilmeyen sıvı paslanmaz çelik ve külçe çinkoda ilk ürünleri elde etmenin gururunu yaşıyoruz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Gemi inşa sektörümüz, tam elektrikli ve hibrit gemiler başta olmak üzere dünyada oluşabilecek tüm talepleri karşılayabilecek bir yetkinliğe kavuştu.

AHMET KAYA (Trabzon) – Millet “Açız.” deyip intihar ediyor. Hikâye anlatıyor.

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) – Pek çok yerli tedarikçinin katkılarıyla TÜVASAŞ fabrikasında üretilen ilk millî elektrikli tren setini gururla raylarda buluşturduk, testleri devam ediyor.

MURAT ÇEPNİ (İzmir) – Sayın Bakan, Türkiye’de üretilen bir tane ürün söyleyin, hepsi ithal.

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) – Elbette bunlarla yetinmeyeceğiz. Millî teknoloji, güçlü sanayi vizyonumuzla her alanda üretim gücümüzü tahkim ederek milletimizin refahını yükselteceğiz. Türk sanayisi her türlü ürünü üretebilecek kapasiteye sahip olmakla birlikte, ithal ara malına bağımlılığı yapısal bir problem. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) – Size rağmen. Bunları size rağmen başardık.

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) – Biz bu sorunun üzerine kararlı bir biçimde giderek Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı’nı başlattık. Yaptığımız detaylı analizler sonucunda, Türkiye’de üretebileceğimiz, bize rekabet gücü kazandıracak ürün grubu listelerini oluşturduk, ilk aşamaya da çağrıya çıktığımız makine sektöründe titiz bir değerlendirmeyle 20 proje için destek kararı aldık. Servo motorlar, CNC tezgâhlar, robotlar, eklemeli imalat makineleri ve daha pek çok yüksek teknolojili ürün hamle programı sayesinde yerli ve millî olarak üretilecek.

ÖZCAN PURÇU (İzmir) – On sekiz yılda…

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) – Çok yakında kimya, eczacılık, ilaç, tıbbi cihaz, ulaşım ve elektronik gibi yüksek teknolojili diğer sektörlerde de yeni çağrılara çıkacak, uçtan uca tasarladığımız destek mekanizmasıyla katma değer üretmek isteyen müteşebbislerin yanında olacağız.

Ekonomi güvenliği, üzerinde hassasiyetle durduğumuz bir başka alan. Yerli üretimin ve teknolojik kabiliyetlerin geliştirilmesini sağlayacak politikaları en üst düzeyde belirlemek için Sanayileşme İcra Komitesini kurduk. Uluslararası rekabet gücümüzü artıracak kararları bu komitede, Sayın Cumhurbaşkanımızın Başkanlığında ilgili bakanlarla birlikte vereceğiz. Kamu alımları çıpasını kullanarak, ürün gamımızı katma değerli ürünler başta olmak üzere çeşitlendirerek sanayimize ölçek kazandıracağız.

Değerli milletvekilleri “Türkiye'nin Otomobili”ni milletimizin beğenisine sunduk, fabrikamızın temellerini attık. (AK PARTİ sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar)

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) – Ne anlatıyorsunuz Sayın Bakan?

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) – Uçak lazım Sayın Bakan, Uçak.

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) – Hep söylüyorum, söylemeye de devam edeceğim, Türkiye'nin Otomobili Projesi bir araba üretmenin çok daha ötesinde bir vizyona sahip. Otomobillerin artık sadece ulaşım aracı olmaktan çıkıp elektrikli otonom ağa bağlı ve akıllı cihazlara dönüştüğü bu dönemde TOGG Türkiye'nin gururu oldu. Biliyorsunuz, batarya üretimi için de bir iş birliğine imza atıldı. Tabii, burada yapılan iş birliği sadece otomobil sektöründe değil, enerji depolama sistemlerinde de Türkiye'yi çok daha ileri noktalara götürecek. Özellikle elektrikli araçların yaygınlaşmasıyla bu araçlarda enerji depolamak için kullanılan bataryalar evlerde de kullanılabilecek.

“Türkiye'nin Otomobili” tersine beyin göçünü de ciddi manada teşvik ediyor. Küresel tecrübesi olan genç mühendislerimiz, yazılımcılarımız, yöneticilerimiz yurt dışındaki işlerini bırakıp “Türkiye'nin Otomobili” için vatanlarına döndüler. Ne yazık ki bu gayret ve özveriyi hiçe sayıp Türkiye'nin Otomobili Projesi’ne kulp takmak için kendilerini komik duruma düşürenler var. “TOGG’un şu parçası buradan alınıyormuş, bu parçası şuradan alınıyormuş.” diyerek âdeta cehaletlerini sergiliyorlar.

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) – Peki nereden alınıyor?

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) – “Fikrî mülkiyet hakkı nedir?” diye sorsanız inanın bunlar bilmezler. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) – Biz biliyoruz.

MAHİR POLAT (İzmir) – Senden daha iyi biliriz Sayın Bakan.

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) – Aslında, biz bu tavra yabancı değiliz. Biliyorsunuz, teröristlere kök söktüren SİHA’larımız için de motoru yerli değil diye yaygara koparıyorlardı. (CHP sıralarından gürültüler)

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Haddini bil, haddini!

BAŞKAN – Bir dakika… Bir dakika…

Sayın milletvekilleri…

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Edepli konuş, edepli! (AK PARTİ ve CHP sıralarından gürültüler)

EYÜP ÖZSOY (İstanbul) – Otur yerine, otur!

ENGİN ALTAY (İstanbul) - “Bunlar bilmez.” ne demek? Sen kimsin!

İSMAİL KAYA (Osmaniye) – “Sen kimsin!” diyemezsin!

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, bir dakika…

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) – Sakin olun, sakin, sakin. Niye heyecanlanıyorsunuz? Herkes konuşuyor burada, niye heyecanlanıyorsunuz?

(AK PARTİ ve CHP sıraları arasında karşılıklı laf atmalar)

BAŞKAN – Bir dakika… Bir dakika…

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Sayın Bakan, devam edin…

AHMET KAYA (Trabzon) – Milletin seçilmiş vekillerine “Bilmiyorsun.” diyemezsiniz!

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, bir dakika… Bir dakika…

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Yalan söylüyorsun, bir de “Bunlar bilmez.” diyorsun.

BAŞKAN – Bir dakika… Bir dakika…

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Sayın Başkan, yeni sistemde Bakan Meclise bütçe istemeye gelir, milleti terbiye edemez.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Sayın Bakan, devam edin…

ENGİN ALTAY (İstanbul) - “Bunlar bilmez.” ne demek? Onu bu söyler, bu söyleyemez! (AK PARTİ sıralarından “O da söyler.” sesleri)

Hiç kusura bakmayın!

Muhammet Bey, sen bana söylersin, o söyleyemez! Haddini bileceksin!

(AK PARTİ ve CHP sıraları arasında karşılıklı laf atmalar)

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) – Ben haddimi biliyorum, siz haddinizi bilin! Ben haddimi biliyorum. (CHP sıralarından gürültüler)

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Terbiyeli konuşacaksın!

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) – Herkes izliyor, burada terbiyesini bilmeyen kim, herkes izliyor. (CHP sıralarından gürültüler)

BAŞKAN – Bir dakika Sayın Bakan.

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Bana kimse “Bu.” demedi burada.

HASAN ÇİLEZ (Amasya) – Öyle bir olay yok. Millet kabul etti, millet.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, bir dakika…

AHMET KAYA (Trabzon) – Sayın Bakan, buraya 5 Bakan geldi, hiçbirisi sizin yaptığınızı yapmadı.

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) – Benim tarzım bu.

BAŞKAN – Sayın Bakan, bir dakika…

(AK PARTİ ve CHP sıraları arasında karşılıklı laf atmalar)

BAŞKAN – Beyler… Sayın milletvekilleri…

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Sayın Bakan, devam edin…

BAŞKAN - Akbaşoğlu…

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Ne oldu, bizi mi döveceksiniz?

HASAN ÇİLEZ (Amasya) – Hep aynı hikâye, bırak ya!

BAŞKAN - Bir dakika sayın milletvekilleri, bunu bağırmakla. çözemezsiniz.

HASAN ÇİLEZ (Amasya) – Hep aynı şeyi yapıyorsunuz. Olmaz bu!

BAŞKAN – Bir dakika… Sayın Bakanın kürsüde konuşmasını durduracak güç yoktur. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Ancak, bir şey söylüyorum ben…

HASAN ÇİLEZ (Amasya) – Millet kabul etti, millet. O bakanlar burada yemin etti.

BAŞKAN - Değerli milletvekilleri… Bir susar mısınız arkadaşlar.

Sayın Bakan, bir dakika…

HASAN ÇİLEZ (Amasya) - Cumhurbaşkanının takdiriyle Bakan oldu.

BAŞKAN – Ya, arkadaş, Amasya Milletvekili, sus be kardeşim! Ya, bir susar mısınız.

HASAN ÇİLEZ (Amasya) – Sayın Başkanım, bir haftadır aynı şey ama ya!

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Başkan Bey, böyle olur mu ya!

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri…

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) – Engin Bey, maskenizi takar mısınız.

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Siz de Bakanlık yaptınız, böyle hadsiz konuşma yaptın mı sen?

BAŞKAN - Sayın Bakan, siz Meclise hitap ediniz.

Buyurun Sayın Bakan.

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) –Biliyorsunuz, teröristlere kök söktüren SİHA’larımız için de “Motoru yerli değil.” diyerek yaygara koparıyorlardı. Çok açık konuşacağım bu tavır çok sığ. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

MAHİR POLAT (İzmir) – Diğer ürünlerini de alıyorsun.

HASAN ÇİLEZ (Amasya) – Ya, niye müdahalede bulunuyorsun kardeşim?

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) – Tam da burada size çarpıcı bir örnek göstermek istiyorum. Bu bir elektronik kontrol ünitesi, Mercedes kamyonlarda kullanılıyor. Kocaeli’de bir firmamız bu elektronik kontrol ünitesini geliştirdi, üretti ve Mercedes’e satıyor. (AK PARTİ sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar) Bu Türk malı ürün Mercedes kamyonlarda kullanılıyor. Peki, siz başka ülkelerde buna benzer bir tartışmaya şahit oldunuz mu?

HÜDA KAYA (İstanbul) – Sizler kadar yalancı yok ki hiçbir yerde, sizler kadar yolsuzluk yapan yok ki!

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) –Mesela, Alman Parlamentosunda milletvekilleri “Mercedes kamyonlarda Türk ürünleri kullanılıyor, Mercedes yerli ve millî değil, Mercedes Alman markası değil.” dediğini hiç duydunuz mu? (AK PARTİ sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar) Duyamazsınız.

AYLİN CESUR (Isparta) – Hatamız varsa sizler kadar…

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) – Mercedes’i Almanlar yaptı, sen mi yaptın?

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) –Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir tavra şahit olamazsınız ama Türkiye’deki muhalefetten her gün bunları duyabilirsiniz çünkü bunlar üretim cahili, üretim. (AK PARTİ sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar)

HÜDA KAYA (İstanbul) – Yalan söylüyorsunuz!

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) – “Motor, motor.” diyerek milletin Meclisinde ülkemizi küçümsemeye kalkanlar yine bunlar.

ÖZCAN PURÇU (İzmir) – Sayın Bakanım, bunlar hiç yakışmıyor size.

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) – Tabii, buna en güzel cevabı mühendislerimiz veriyor. Bakınız, sadece TEI’de son yedi yılda 10 farklı millî motor geliştirildi.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Siz bize üretim cahili diyemezsiniz!

ÖZCAN PURÇU (İzmir) – Üretim cahili diyemezsiniz!

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) – Daha geçen hafta TEI’nin ürettiği ilk millî helikopter motorunu TUSAŞ’a teslim ettik. (CHP sıralarından gürültüler) Yalnızca deniz, hava, kara değil, uzay araçlarının da motorlarını geliştiriyoruz. (AK PARTİ sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar)

MAHİR POLAT (İzmir) – Sanırsın Mars’a gitmiş.

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) –Gururla söylüyorum, TÜBİTAK Uzay Enstitümüzde uyduların manevra yapmasını sağlayan hall etkili itki motorunu geliştirdik. (CHP sıralarından gürültüler) TÜRKSAT 6A millî haberleşme uydusunda bu itki sistemini kullanacağız, bunu başarabilen nadir ülkelerden bir tanesiyiz. (AK PARTİ sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar)

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizin katma değer üssü sanayi bölgeleri, çevre dostu üretimle Türkiye’nin ekonomisini büyütüyor. 2020 yılında kurulan 11 OSB’yle toplam OSB sayısı 325’e, kredi desteği verdiğimiz sanayi sitesi sayısıysa 480’e ulaştı. Üretime geçen bu bölgelerde yaklaşık 2,5 milyon vatandaşımızı istihdam etme imkânı sağladık. Yıl sonu itibarıyla 13 OSB ile 3 sanayi sitesi projesini, 2021 yılındaysa 19 OSB ile 6 sanayi sitesi projesini tamamlayacağız. Endüstri bölgelerimizin sayısı 22’ye, bu bölgelerdeki istihdam 13 bine ulaştı.

Tabii, burada bir noktaya değinmeden geçemeyeceğim: Daha geçen hafta CHP milletvekillerinin başlattığı bir çarpıtmayla yatırım gündemimiz âdeta sabote edilmeye çalışıldı.

AHMET KAYA (Trabzon) – Ne zoru var CHP’nin!

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) – Yıllardır atıl durumda bekleyen Filyos bölgesine yatırımcı bulmak için verdiğimiz mücadele sonunda, köklü bir firmamız bu bölgede yatırım yapma kararı aldı. Yüce Meclisimizin onayladığı Endüstri Bölgeleri Kanunu’na dayanarak Filyos endüstri bölgesine yönetici şirket atamasını gerçekleştirdik ama sanki bu usulsüz bir işlemmiş gibi, sanki birilerine ihalesiz bir iş veriliyormuş gibi bir algı oluşturmaya çalıştılar. Zonguldak vekillerimiz burada, süreci başından sonuna kadar biliyorlar. Bizim o bölgeye yatırımcı çekmek için verdiğimiz mücadeleye o bölge şahit.

Şimdi ben bir Sanayi Bakanı olarak bu yatırım düşmanı zihniyeti Meclisimizin kürsüsünden milletimize şikâyet ediyorum. (AK PARTİ sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar; CHP sıralarından gürültüler)

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Edepsiz!

MAHİR POLAT (İzmir) – Memleketi sata sata bıkmadınız be!

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) – Kritik sektörlerden birinde üretim yapacak, cari açığımızı azaltacak, istihdam oluşturacak bir yatırıma yalanlarla, iftiralarla saldırmak itibar suikastinden başka bir şey değildir. (CHP sıralarından gürültüler)

MAHİR POLAT (İzmir) – Yalancı sensin!

ÖZCAN PURÇU (İzmir) – Yalancı sensin!

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) – Bakınız, sekiz yılda 2.745 yatırıma yatırım yeri tahsisi yaptık. Son iki senede Bakanlık kredisi kullanan OSB’lerde 1.265 yatırım tamamen veya kısmen bedelsiz arsa tahsisinden faydalandı.

ÖZCAN PURÇU (İzmir) – Bir Bakan böyle konuşamaz!

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) – Biz başvuran hiçbir yatırımcıya ayrımcılık yapmıyor, şartları sağlayan herkese bu destekleri veriyoruz ama muhalefet yalan yanlış bilgilerle yatırımcılara ve bize sürekli iftira atmanın derdinde. (AK PARTİ sıralarından alkışlar; CHP sıralarından gürültüler, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)

Biz yatırımcı bulmak için gecemizi gündüzümüze katacağız, bürokrasiden araziye varıncaya dek tüm engelleri ortadan kaldıracağız. (CHP sıralarından gürültüler, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)

BAŞKAN – Siz devam edin, devam edin Sayın Bakan.

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) - Ama birileri çıkacak kirli siyasetleri için bu yatırımcılara saldıracak biz de susup bekleyeceğiz, böyle bir… (CHP sıralarından "Yuh!" sesleri, gürültüler, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)

BAŞKAN – Devam edin Sayın Bakan, devam edin.

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) - Kimse kusura bakmasın, biz yatırımcımızı kimseye yedirmeyiz. (AK PARTİ sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar; CHP sıralarından gürültüler, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)

ŞAHİN TİN (Denizli) – Ayıp! Çocuk bunlar, yemin ediyorum.

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) – Nasıl konuşacağım Sayın Başkan?

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri… Sayın Altay, sizin ne yapmak istediğinizi anlıyorum ama emin olun…

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Bakana söyle, Bakana.

AHMET KAYA (Trabzon) – Bakanın ne yapmak istediğini anlayın Sayın Başkan.

BAŞKAN – Bakın, size samimi bir şey söyleyeyim, siz bir kere…

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Edeple konuşacak!

BAŞKAN – Sayın Milletvekili ya…

AHMET KAYA (Trabzon) – Sayın Bakanın ne yapmak istediğini lütfen anlayın.

BAŞKAN – Bakın, siz kendinizi televizyonda izleyin, çok üzülürsünüz ya.

MAHİR POLAT (İzmir) – Biz üzülmeyiz, o üzülecek.

BAŞKAN – Size söylüyorum, yapmayın etmeyin yani...

MAHİR POLAT (İzmir) – O üzülecek!

BAŞKAN – Çok rica ediyorum…

AHMET KAYA (Trabzon) – Asıl, Sayın Bakanın ne yapmak istediğini bir anlayalım.

BAŞKAN – Sayın Bakan, buyurun. (CHP sıralarından gürültüler, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)

ŞAHİN TİN (Denizli) – Ayıp yaptığınız ya…

BAŞKAN – Şimdi, şu anda vatandaş evinde izlerken şu yaptığınız protestoyu ne diye değerlendirecek? (CHP sıralarından gürültüler, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)

Sayın Bakan, Meclise hitap ediniz.

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) - Türkiye için alın teri döken kim olursa olsun sırtımızda taşırız. Nitekim, her platformda gururla adını zikrettiğim, defalarca ziyaret ettiğim, destek olduğum üreticilerin, yatırımcıların arasında muhalefet partilerinde aktif siyaset yapanlar var, hatta bunların içinde CHP’liler var. (CHP sıralarından gürültüler, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)

AHMET KAYA (Trabzon) – CHP kadar taş düşsün başına!

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) - Acaba siz bu firmaları bir kere olsun ziyaret ettiniz mi? Hiç zannetmiyorum. Üretim yapmanın, istihdam oluşturmanın ne kadar zorlu ve fedakârlık isteyen bir iş olduğundan haberiniz yok. Eğer olsaydı bizim yaptığımız gibi… (AK PARTİ sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar; CHP sıralarından "Yuh!" sesleri, gürültüler, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)

ŞAHİN TİN (Denizli) – Yuh, size yuh!

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Yuh sana! Böyle Bakanlık olmaz, burası Meclis, buraya saygı göstereceksin!

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) – Ben yüce Meclisimize saygı gösteriyorum.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Edepli konuşacaksın!

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) - Demokrasi önce dinlemeyi öğrenmekten geçer. (AK PARTİ sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar; CHP sıralarından gürültüler, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Ara ver, ara ver ya…

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, dünyayı yaksanız durdurmam, devam edin. Ne demek ya! (AK PARTİ ve MHP sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar)

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) – Üretim yapmanın, istihdamı oluşturmanın ne kadar zorlu ve fedakârlık isteyen bir iş olduğundan haberiniz yok. Eğer olsaydı bizim yaptığımız gibi ülkemizde katma değer ve istihdam oluşturan, yerli ya da yabancı fark etmez, her yatırımcıyı koruyup kollardınız. Ama siz türlü çarpıtmalarla “Yok şu ülke, yok bu ülke.” diyerek hem ülkenin hem Meclisin gündemini meşgul ediyor, bu ülkenin enerjisinden çalıyorsunuz. (AK PARTİ sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar; CHP sıralarından “Yuh!” sesleri, gürültüler, sürekli sıra kapaklarına vurmalar) İdeolojik saiklerle sermaye düşmanlığı yapan siyasi grupların dünyanın her yerinde olduğunu görebiliriz.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Biz hırsızların düşmanıyız, hırsızların. Hırsızların düşmanıyız biz, sermayenin değil. Senin sermayen 5’li çete.

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) – Ama ırkına, diline, dinine, kimliğine göre sürekli sermaye faşistliği yapan bir siyasi anlayış maalesef bir tek Türkiye’de mevcut. (CHP sıralarından gürültüler, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)

RAFET ZEYBEK (Antalya) – Rüşvete karşıyız, rüşvete!

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) – Ama bu normal, eğer ortada “Bize oy veriyorsanız öğretmensiniz ama Cumhur İttifakı’na oy veriyorsanız öğretmen değilsiniz.” diyen faşist bir Genel Başkan varsa bu tavır normal. (CHP sıralarından gürültüler, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Faşist sensin, faşist sensin!

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) – Hiç merak etmeyin, biz size karşı idmanlıyız. Her şeye rağmen, özellikle de muhalefete rağmen Türkiye’yi yatırımların cazibe merkezi yapmak için tüm gayretimizle çalışıyoruz. (CHP sıralarından “FETÖ’cü!” sesleri, gürültüler, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Edepsiz! Politika yapacaksan milletvekili ol. Sayın Başkan, sana da yazıklar olsun!

BAŞKAN – Devam et, devam et, Sayın Bakan, devam et.

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yatırımcıların önünü açacak politikalar uyguluyoruz. Yatırım teşvik sistemimizi sahadan aldığımız geri bildirimlerle sürekli iyileştiriyoruz. Yıllardır beklenen ilçe bazlı bölgesel teşvik sistemini ocak ayından itibaren uygulamaya başlıyoruz. (CHP sıralarından “FETÖ dışarı!” sesleri, gürültüler, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)

Buradan başörtülüleri attığınız zamanlar aklınıza geldi herhâlde. (CHP sıralarından “Yuh!” sesleri, gürültüler, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Terbiyesizlik yapma!

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) – Bu noktada, savunma sanayisinden başka bir sektörü teşvik etmediğimizi söyleyenler öğrensin diye ifade etmek istiyorum. Düzenlediğimiz 47.285 teşvik belgesinin sadece yüzde 1’i savunma sanayisine aittir. Ülkemizin AR-GE ve yenilik kapasitesini de güçlendiriyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın vizyonuyla âdeta sıfırdan inşa ettiğimiz AR-GE ve Yenilik Ekosistemi bugün en parlak dönemini yaşıyor. Ülkemizde AR-GE ve tasarım merkezi sayısı 1.611’e, bu merkezlerde çalışan personel sayısı 74 bine ulaştı. 87 teknoparkımızda 7 bine yakın firma yenilikçi işlere imza atıyor. Teknoparklardaki genç girişimcilerimizin dünya çapında ses getiren başarılarına gururla şahitlik ediyoruz. İşte, 1,8 milyar dolar değerlemeye sahip Türkiye’nin ilk “unicorn”u olan Peak Games’in tohumları bir teknoparkta atıldı. (CHP sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar)

Saygıdeğer Başkan...

BAŞKAN – Devam edin, devam edin; siz devam edin.

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) – Ama sesim kısılıyor.

HASAN ÇİLEZ (Amasya) – Sayın Bakanım, durmak yok yola devam.

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin teknik personelinden gelen bilgiyi aktarıyorum: Sisteme zarar veriyorsunuz şu anda. Yapmayın. Bakınız, biraz sonra Engin Altay... Bir dakika, bir dakika... Bir susar mısınız ya? (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar; CHP sıralarından gürültüler, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)

Sayın milletvekilleri, biraz sonra Engin Altay çıkıp cevap verecek. Dolayısıyla, sizin bu yaptığınız doğru değil. Orayı yıksanız da devam edecek.

Buyurun.

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) – Yine, Türkiye’nin en büyük oyun geliştirme firması teknoparkta faaliyet gösteriyor. Yerli yoğun bakım solunum cihazımız yine bir teknopark ürünü.

Biraz önce, bu kürsüye Sayın Garo Paylan çıktı; Batı’yı, sözüm ona, özgür, büyük ekosistemini yere göğe sığdıramadı. Neymiş? Almanya’da aşı üretiliyormuş, ABD’de aşı üretiliyormuş; Türkiye’de SİHA, tank, tüfek üretiliyormuş. Emperyalist Batı hayranlığı gözünü öylesine bürümüş ki örnek verdiği ülkelerin dünyanın en büyük silah endüstrisine sahip olduğunun farkında bile değil. (AK PARTİ sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar; CHP sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar)

Ben şimdi soruyorum: Çıkıp “Almanya niye tank üretiyor? Amerika niye SİHA üretiyor?” diye soruyor musunuz? Hayır, sormuyorsunuz ama mevzubahis Türk SİHA’ları olunca aniden antiemperyalist kesiliyorsunuz, sosyalistliğiniz aklınıza geliyor. Şimdi ben sizlere soruyorum: Dağlık Karabağ’daki otuz yıllık işgale son verdiği, Azeri kardeşlerimizi koruduğu için mi SİHA’lardan rahatsızsınız? (AK PARTİ sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar; CHP sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar)

Sınırımızda kurulmak istenen terör koridorundaki teröristlere bomba yağdırdığı için mi SİHA’lardan rahatsızsınız? (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Bayrağımızı gökyüzünde gururla dalgalandırdığı için mi SİHA’lardan rahatsızsınız? (AK PARTİ sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar)

Eğer öyleyse rahatsız olmaya devam edebilirsiniz.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Sen Millî Savunma Bakanı mısın!

HÜDA KAYA (İstanbul) – Hırsızlığınızı örtemeyeceksiniz!

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) – Bakın, teknolojinin kendisini “insanlık yararına/zararına” diye ayıramazsınız.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Siz Genelkurmay Başkanı sandınız kendinizi herhâlde!

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) – Eğer bir zulmü dindiriyorsanız, eğer ülkenizi savunmak için kullanıyorsanız, o teknoloji insanlık yararınadır.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Bize bakmayın, bakmayın. Bize bakamazsınız bu şekilde!

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) – Savunma sanayimizde kazandığımız mühendislik kabiliyetleri aslında sadece SİHA’larda kullanılmıyor. İşte yoğun bakım solunum cihazımız. Bakanlığımız destekleriyle kurulan “Biosys” isimli “startup” yine Bakanlığımız koordinasyonunda 3 firmayla bir araya gelerek bu cihazı üretti. (AK PARTİ sıralarından alkışlar, CHP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, HDP sıralarından gürültüler) Hangi firmalar bunlar? BAYKAR, bir savunma sanayisi firması; ASELSAN, bir savunma sanayisi firması; Arçelik, bir teknoloji şirketi ama holdinginin savunma sanayisi firması var.

Solunum cihazı için o hayranlık duyduğunuz Batı ülkeleri birbirine girdi. Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Twitter’dan bu cihazı üretecek sanayicilere talimatlar yağdırdı. Meşhur Elon Musk “Ben üretirim.” dedi, üretemedi, gitti Çin’den aldı. Peki biz ne yaptık? On dört günde bu cihazı seri üretim aşamasına getirdik. (AK PARTİ sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar; CHP sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar)

Bakın, bu fotoğraf çok değerli bir fotoğraf. Burada gördüğünüz gençler, bu şirketlerin yöneticileri bir ay boyunca günde sadece iki saat, üç saat uyuyarak bu cihazları ürettiler. Burada sadece bütçeyle, sadece parayla bu işler olmuyor, yürekle oluyor, yürekle! (AK PARTİ sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar)

Biz bu cihazla sadece ihtiyaçlarımızı karşılamakla kalmadık, 5 bin cihazı ihraç ettik. Afrika’da tek bir solunum cihazı olmayan ülkelere bu cihazları gönderdik. Çıkıp “Helal olsun, Türkiye, dünyanın yapmadığını yaptı.” dediniz mi? Demediniz. O hayran olduğunuz Batılı ülkeler dönüp Afrika’nın yüzüne bile bakmadı. (CHP sıralarından gürültüler, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)

RAFET ZEYBEK (Antalya) – Türkiye’ye yalan söylettiniz, yalan! Türkiye Cumhuriyeti’ne yalan söylettiniz, yalan söylettiniz devlete!

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) – Ama biz, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın kıtaları aşan vizyonu sayesinde dünyaya nefes olduk, olmaya da devam edeceğiz. (AK PARTİ sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar)

Değerli milletvekilleri, teknolojide yaşanan hızlı dönüşümü yakından takip ediyor, politikalarımızı buna göre kurguluyoruz. (CHP sıralarından gürültüler, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)

Gerçekten, biraz demokrasiyi özümsemenizi bekliyorum. Bir konuşmacı böyle susturulmaz, herkes izliyor herkes. (CHP sıralarından gürültüler, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)

RAFET ZEYBEK (Antalya) – Demokrasiden ne anlarsın sen? Demokrasinin “d”sini bilmezsin “d”sini!

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) –Sanayimizin dijital dönüşümüne katkı sunacak Dördüncü Sanayi Devrimi Merkezinin resmî açılışını dün gerçekleştirdik. Başta KOBİ’lerimiz olmak üzere, işletmelerimizin yalın üretim ve dijital dönüşüm süreçlerini modern fabrikalarımızda hızlandırıyoruz. Ankara ve Bursa’dan sonra İzmir, Gaziantep, Mersin, Konya ve Kayseri’deki modern fabrikaları açtık. Modern fabrikalardan eğitim ve danışmanlık hizmeti alan firmalarda eskiye göre yüksek düzeyde verimlilik artışları görüyoruz. Modern fabrikalardan gençlerin faydalanmasını da çok önemsiyoruz. Verdiğimiz eğitimlerle gençlerin hem sanayi ortamını deneyimlemelerini hem de dijital dönüşümde farkındalık kazanmalarını sağlıyorsunuz. (CHP ve HDP sıralarından gürültüler, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)

Biliyorsunuz, yapay zekâ, tüm alanları kesen büyük bir etki gücüne sahip. TÜBİTAK bünyesinde kurduğumuz Yapay Zekâ Enstitüsünde yeni bir iş birliğiyle birlikte, yeni bir modeli de hayata geçirdik. Enstitümüz, özel sektöre yol gösteriyor, yapay zekâ konusunda yetkin araştırmacıların güç birliği yapmasını sağlıyor. (CHP ve HDP sıralarından gürültüler, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)

Yazılım ekosistemini geliştirmek için ülkemizin en büyük AR-GE firmalarıyla birlikte Türkiye Açık Kaynak Platformu’nu kurduk. Bu platform çatısı altında yenilikçi eğitim modellerini benimseyen iki yeni yazılım okulu açıyoruz. Küresel boyutta kendinden söz ettirecek, Türkiye’nin en kapsamlı Akıllı Şehir Projesi’ni Esenler’de yürütüyoruz. Bu proje, akıllı şehir uygulamalarında yerli ve millî teknolojilerin geliştirilip sahada test edilmesine imkân sağlayacak. (CHP ve HDP sıralarından gürültüler, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)

Girişimciliği, millî teknoloji hamlesinin sürükleyici gücü olarak görüyoruz. Teknoloji tabanlı girişimlerin uzun vadeli finansman sorunlarını, bankalar yerine sermaye yatırımı yoluyla çözmelerini önemsiyoruz. Bu amaçla, yenilikçi finansman mekanizmalarını devreye aldık. Tech-InvesTR, Bölgesel Kalkınma Fonu, Teknoloji ve İnovasyon Fonu ile Bilişim Vadisi Girişim Sermayesi Yatırım Fonu erken aşama girişimlere yatırım yapacak. (CHP ve HDP sıralarından gürültüler, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)

Sayın Başkan…

BAŞKAN – Devam edin siz, devam edin.

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) - Devletimizin bütçesinden bu sıraların yenilenmesi için milyonlar harcandı. Milletimiz bu sıralara nasıl tahribat yapıldığını lütfen güzel izlesin. (AK PARTİ sıralarından alkışlar; CHP ve HDP sıralarından gürültüler, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)

ALİ KENANOĞLU (İstanbul) – Haddini bil, haddini!

RAFET ZEYBEK (Antalya) – Sarayla karıştırma.

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) – Milyonlar harcandı o sıralara, milyonlar harcandı.

AHMET KAYA (Trabzon)– Sarayı söyle, sarayı.

RAFET ZEYBEK (Antalya) – Sarayı söyle.

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) – Ülkemizin en değerli varlığı, bilgi üreten insan kaynağımızdır. 30 ilimizde millî teknoloji hamlesinin itici gücü olacak DENEYAP Teknoloji Atölyelerini de hayata geçirdik. Edirne’den Hakkâri’ye, İstanbul’dan Ağrı’ya aynı imkân ve fırsatları sunarak kurduğumuz bu atölyelerde eğitim alan öğrencilerimiz geleceğin teknoloji yıldızları olacak.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) – Sayın Başkan, on dakikaya daha ihtiyacım var.

BAŞKAN – Buyurun, toparlayın.

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) – 81 ilimizde 100 DENEYAP Teknoloji Atölyesi kurarak 2023’e kadar 50 bin özel yetenekli öğrencimize bu eğitimleri vereceğiz. (CHP ve HDP sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar)

Üçüncüsünü düzenlediğimiz dünyanın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivali TEKNOFEST kapılarını bu sene Gaziantep’te açtı. Bu seneki yarışmalara 100 binin üzerinde gencimiz başvurdu. Roket, elektrikli araç, insansız su altı sistemleri, biyoteknoloji inovasyon, jet motor ve helikopter tasarımı gibi yarışmalarla gençlerimizi geleceğin teknolojileriyle buluşturuyoruz. (CHP ve HDP sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar)

Sanayinin ihtiyaç duyduğu yetkin insan kaynağını yetiştirmek için TÜBİTAK Sanayi Doktora Programı’nı başlattık. 49 üniversiteyle, 210 sanayi kuruluşunun iş birliğiyle geliştirilen projelerde 1.162 doktora öğrencisi yetiştiriyoruz. (CHP ve HDP sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar)

Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı’yla kritik projelerde görev almak üzere dünyanın her yerinden araştırmacıları, nitelikli bilim insanlarını ülkemize getirdik. Bu araştırmacılar ileri düzeyde uzmanlık gerektiren alanlarda doktora öğrencileri yetiştiriyor. Gururla yürüttüğümüz bu program kapsamında 2021 yılında açacağımız yeni çağrıyla en az 100 üst düzey araştırmacıyı daha ülkemize kazandıracağız. (CHP ve HDP sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar)

Tabii, biz burada bir bilim diplomasisi yürütüyor, bir vizyon ortaya koyuyor, tersine beyin göçü için çalışıyoruz. Peki, ana muhalefet partisinden bir milletvekili bu araştırmacılarımız için ne diyor biliyor musunuz? “İthal araştırmacılar.” (CHP ve HDP sıralarından gürültüler, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)

ŞAHİN TİN (Denizli) – Ayıp ayıp!

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) - Bakınız, muhalefetin kafası karışık, yurt dışına eğitime gidenlere “beyin göçü” diyorlar, yurt dışından getirdiğimiz araştırmacılara “ithal araştırmacı” diyorlar. Ben, bu zihniyetinizi de milletimizin takdirine sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Bakan, artık toparlayın, buyurun.

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) – Başkanım, 6 sayfam var, 6 sayfam.

BAŞKAN – Toparlayın, buyurun.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Hani uzatma vermiyordunuz, bu ne ya? (CHP ve HDP sıralarından gürültüler, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) – Değerli milletvekilleri, kalkınma ajanslarımızla şehirlerimizin potansiyelini açığa çıkarıyoruz. Türkiye’nin doğusunu batısına, kuzeyini güneyine cumhuriyet tarihi boyunca hiç olmadığı kadar yakınlaştırdık. Kalkınma ajanslarımız ve bölge kalkınma idarelerimiz, terörle anılan şehirlerin artık üretimle, istihdamla ve yenilikle anılmasını sağlıyor. Kadınlar ve gençler, yer aldıkları projelerle yerel potansiyelin sürükleyicisi oluyor. Ajanslarımız bugüne kadar 22 bin projeye 9,2 milyar lira mali destek sağlayıp 15,7 milyar liralık yatırım hacmi oluşturdu. (CHP ve HDP sıralarından gürültüler, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)

Tabii, hızlı geçiyorum değerli milletvekilleri. KOSGEB, kapsamını genişlettiği desteklerle güçlü KOBİ’lerimizin sayısını artırıyor. Yılbaşından bu yana 63 bin KOBİ’ye 1,3 milyar liralık destek sağladık.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Bakan, toparlayın Sayın Bakan.

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) – AR-GE ekosistemine yön veren TÜBİTAK, bu sene üniversite araştırma kurulları ve teknoparklarda geliştirilen patentli teknolojilerin ticarileşmesi için Patent Tabanlı Teknoloji Transferi Programı’na başladı. (CHP sıralarından gürültüler, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)

Covid-19’la mücadelede AR-GE ve yenilik ekosistemimizde bugüne kadar görülmemiş bir seferberlik ruhunu harekete geçirdik. TÜBİTAK Covid-19 Türkiye Platformu çatısı altında aşı ve ilaç alımında 17 proje başarıyla sürdürülüyor. (CHP sıralarından gürültüler, sürekli sıra kapaklarına vurmalar) Hayvan deneylerini tamamlayan 4 aşı adayımız var, bu aşıların üretileceği 2 tesis insan deneylerine geçmek için gerekli olan güvenli üretim onayını Sağlık Bakanlığımızdan aldı. Tekirdağ ve Adıyaman’da bulunan bu tesislerde üretilecek inaktif ve adenovirüs tabanlı aşılarla Faz 1 insan klinik çalışmaları başlatılacak. Bu seferberlik ruhu sayesinde Türkiye artık dünya standartlarında modern aşı geliştirme ve üretme kapasitesine sahip bir ülke konumuna geldi. (CHP sıralarından gürültüler, sıra kapaklarına vurmalar)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Bakan, son sözlerinizi söyleyin.

Uzattım ben, beş dakika verdim size.

Buyurun toparlayın.

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) – Burada bir milletvekili çıkıp dedi ki “Sayın Bakan aşı geliştiriyordu ama nal topluyor.” Ben gerçekten bu ifadeyi kınıyorum. Aşıyı ben geliştirmiyorum, Türkiye’nin bilim insanları geliştiriyor, bilim insanları. (AK PARTİ sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar; CHP sıralarından gürültüler, sürekli sıra kapaklarına vurmalar) 500’ten fazla bilim insanı gecesini gündüzüne katıp çalışıyor; hadi bana saygınız yok, bilim insanlarına saygı duyun.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye ekonomisini katma değerli üretim, inovasyon ve girişimcilik öncülüğünde yeni dönemin ruhuna uygun, reformcu bir anlayışla büyüteceğiz. Gözü kara girişimcilerin, Türkiye’nin geleceğine güvenen sanayicilerin, bilim insanların ve emekçilerin yol arkadaşlığında ülkemizi dünyanın en büyük ekonomileri arasına sokacağız. On Birinci Kalkınma Planı’ndaki hedeflerimizle uyumlu olacak şekilde, Sayın Cumhurbaşkanımızın tensipleriyle, Bakanlığımızın AR-GE bütçesi 2 kat ve organize sanayi bölgeleri bütçesi 5 kat arttı. (CHP sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar)

Milletimizin bize emaneti olan bütçenin her bir kuruşunu verimli bir şekilde kullanacağımızı belirtmek istiyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar; CHP sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar)

Meclisin masalarına zarar vererek vatandaşın paralarını çarçur etmeyeceğimize buradan söz veriyorum. (AK PARTİ sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar; CHP sıralarından gürültüler, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)

Değerli milletvekilleri, 2021 bütçemizin hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum. İnşallah, Türkiye’yi çok daha güzel bir gelecek bekliyor. (AK PARTİ sıralarından ayakta alkışlar, MHP sıralarından alkışlar; CHP sıralarından “Yuh!” sesleri, gürültüler, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)

BAŞKAN – Birleşime beş dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 21.03

BEŞİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 21.14

BAŞKAN: Başkan Vekili Celal ADAN

KÂTİP ÜYELER: Mustafa AÇIKGÖZ (Nevşehir), Sibel ÖZDEMİR (İstanbul)

-----0-----

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 28’inci Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.

2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Komisyon yerinde.

Sayın milletvekilleri, aleyhte Yaşar Karadağ...

Buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)

YAŞAR KARADAĞ (Iğdır) – Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; 2021 yılı bütçesi görüşmelerinin dördüncü turunda şahsım adına söz almış bulunmaktayım. Gazi Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.

“Kutlu Atam durağın, en kutsal diyar olsun/Vaktiyle bir Atsız varmış, var olsun.” Ruhu şad olsun. (MHP sıralarından alkışlar) Vefatının 45’inci yıl dönümünde büyük Türkçü dava ve fikir adamı Hüseyin Nihal Atsız’ı rahmet ve saygıyla anıyorum.

Değerli milletvekilleri, Türkiye’nin ticaretinin daha kolay ve daha güvenli bir şekilde, aynı zamanda daha hızlı ve kaliteli yapıldığı bir ülke olmasını sağlamak, gümrük ve ticaret politikalarının ana unsurudur. Ülkemiz dünya ticareti içerisindeki payını her geçen gün artırmaktadır. Dünya ticaretinde değişen şartlarla, ülkemizin de uyumunu teminen ilgili kurumların hukuki, idari, fiziki, teknik ve mali kapasitelerinin dünyadaki gelişmelere uyumlu hâle getirilmesi gerekmektedir. Türk markasını ve Türk üreticisini koruyacak önlemlerin alınması şarttır. Tüketicinin korunmasına ilişkin mevzuat güncellenmeli, piyasa gözetim ve denetim faaliyetlerinin etkinlikleri artırılmalıdır.

Değerli milletvekilleri, Covid-19 salgınının ve alınan önlemlerin etkisiyle çalışmayan küçük esnafa, ticari işletmelere yönelik ek tedbirler alınmalıdır. Geleneksel sektörlerde yerli üreticinin rekabet gücü artırılmalı, jeopolitik konumumuzdan faydalanarak lojistik imkânlarımız geliştirilmelidir. Türkiye sahip olduğu kıtalar arası geçiş noktasındaki konumuyla lojistikteki bölgesel bir üs olmak potansiyeline sahiptir. Ülkemizin lojistik performansının iyileştirilmesi için, gümrük hizmetlerini hızlı ve etkin bir şekilde sürdürmek ve kapılardaki beklemeleri en aza indirmek için insan gücü ve teknik kapasitesini artırması gerekmektedir.

Değerli milletvekilleri, Sovyet Rusya’nın dağılmasıyla birlikte çift kutuplu dünya düzeni belli bir dönem tek kutuplu bir hâl aldı ve değişen şartlarla birlikte şu anda dünya çok kutuplu bir düzene doğru gitmektedir. Bu şartlar altında Türkiye bölgesel bir güç olmak zorundadır. Bu bağlamda, özellikle ülkemizin coğrafi konumu ve potansiyeli göz önünde bulundurulduğunda, bu değişen şartlarla birlikte Türkiye’nin bulunduğu coğrafyada jeopolitik önemi nedeniyle bu kabuğunu kırması ve kendine ait bir sanayisini oluşturması, kendine ait bir yerli, millî bir silah sanayisini oluşturması, millî bir ekonomisini oluşturması özellikle emperyal güçler tarafından, Türkiye’nin bu bölgede bir güç merkezi olmasını istemeyen güçler tarafından bir tehdit olarak görülmektedir. Biz, bunun en güzel örneklerine baktığımız zaman, hemen sınırlarımızın ötesindeki terör faaliyetleri, “mavi vatan” dediğimiz Doğu Akdeniz’de karşılaştığımız problemler ve devamında, bakıyoruz, Karabağ’daki Azerbaycan’ın karşı karşıya kaldığı problem ve yaklaşık iki yüz yıldır süren oradaki zulümle birlikte, katliamlarla birlikte yetinilmemiş; aksine, Karabağ üstüne üstlük işgal edilmişti. İşte, Türkiye’nin güçlü olması bu açıdan çok çok önemli. Türkiye güçlü olunca, ben buradan Azerbaycan’ın zaferini kutlamakla birlikte, güçlü Türkiye’nin özellikle teknolojik alanda İHA’larıyla, SİHA’larıyla Azerbaycan’ın zaferine yapmış olduğu o katkıdan dolayı tüm yetkililere, özellikle TÜBİTAK’a olsun -bunun dışında- TAI’ye olsun, Bayraktar’a olsun, HAVELSAN’a ve ASELSAN’a huzurlarınızda bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar) Çünkü güçlü Türkiye, beraberinde Türkiye’yi bir güç odağı hâline getirecek ve etrafındaki mazlumların da bir yerde kurtuluş kapısı olacak.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

YAŞAR KARADAĞ (Devamla) – Biz bunları görmezlikten gelerek, olayları farklı boyutlara çekerek hiçbir şey elde edemeyeceğimizi söylemek istiyorum.

Hepinize çok çok teşekkür ediyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Altay, buyurun.

V.- AÇIKLAMALAR (Devam)

18.- İstanbul Milletvekili Engin Altay’ın, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın 230 sıra sayılı 2021 Yılı Bütçe Kanun Teklifi ile 231 sıra sayılı 2019 Yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin dördüncü tur görüşmelerinde yürütme adına yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Az önceki olumsuz tutumunuza rağmen sizi ve yüce Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. Zira Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nün 68’inci maddesi çok açıktır. Bunu bilmediğinizi düşünemem, artık kıdemli bir Meclis Başkan Vekilisiniz. Tutumunuzu garipsediğimi, yadırgadığımı belirtmek istiyorum; bununla da yetinmek istiyorum. (CHP sıralarından alkışlar) Zatıalinize olan saygımdan dolayı da bu konuyu daha fazla uzatmak istemiyorum.

Sayın Başkan, yeni sistemle 3’üncü bütçeyi yapıyoruz ve ben arzu ederim ki Türkiye Büyük Millet Meclisinin, gerçekten, 15 Temmuz hain darbe girişimini gerçek anlamda aziz milletimizle birlikte püskürten bu yüce Meclisin ve siz saygıdeğer üyelerinin saygınlığı, sizin saygınlığınız da benim için çok kıymetli ve önemli değerli arkadaşlar. Bu yeni sistem, yeni vekil olanlar var, ben on dokuz yıldır buradayım; eski sistemde hükûmet bu yüce Meclisin içinden çıkar idi ve çok çetin tartışmalar yapardık, sayın bakanlardan bize, bizlerden sayın bakanlara.

Kıymetli milletvekilleri, bu sistem…

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) – Dışarıdan atanan bakanlar…

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Onlar öyle hort zort konuşmazdı kardeşim. Şimdi, biraz önce gördüğümüz gibi.

Bu sistem öyle değil. Bu sistemde millet yürütme yetkisini bir kişiye veriyor, yasama yetkisini 600 milletvekiline veriyor. Dolayısıyla, yürütme buraya niye geldi, beş gündür yürütme niye burada değerli milletvekilleri? Beş gündür, yürütme bizden para istemek için burada. Biz bu anda bütçe görüşmelerinde, veren eliz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Aziz milletimizden topladığımız, toplanan vergilerin bihakkın, layıkı veçhile harcanmasını denetlemek ve ne kadar harcanacağını da tayin ve tespit etmek için buradayız. Hâl böyle olunca bugün, bu akşam iki bakan, iki kişilik ve iki ahlak izledik burada. Eğri oturup doğru konuşalım. Ahlaktan hemen… Kimseyi ahlaksızlıkla itham etmedim. Biraz önce… (AK PARTİ sıralarından gürültüler) İstediğin kadar araya gir, laf at. Hep birlikte masalara da vurabilirsiniz, hiç sorun değil, hiç sorun değil. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

BAŞKAN – Bir dakika Sayın Altay…

Değerli milletvekilleri, biraz evvel…

HAMZA DAĞ (İzmir) – Ya, laf atıyorsunuz resmen!

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Atın kardeşim, laf atmak ritüeldir ya, atın ya!

BAŞKAN – Bir dakika, laf atmayın.

Sayın Grup Başkan Vekilini dinleyelim değerli milletvekilleri.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Bir Saygıdeğer Bakan, Ticaret Bakanımız konuştu edebiyle, adabıyla, yüce Meclise saygısıyla bütçesini anlattı, yaptıklarını anlattı, yapacaklarını anlattı, eleştirilere cevap verdi. Önünde saygıyla eğiliyorum. (CHP ve İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Altay, buyurun.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Sonra bir başka Bakan geldi, ben de onu da aynı niyetle arkadaşlarımla beraber dinleme eğilimi içindeydim ve ilk bir iki dakika dinledim ama Sayın Varank’ın geçen bütçeden de böyle bir sicili var. Hemen polemik! Polemik yapacak adam burada ya da kadın burada. Polemiği burası yapacak.

ŞAHİN TİN (Denizli) – Ama siz laf attınız!

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Etmeyin eylemeyin. Hiç, polemiğe girene kadar ağzımızı açmadık ve arkadaşlarıma söyledim “Polemik yapmazsa sessizce dinleyeceğiz.” dedim. Fakat şunu… Tabii, şöyle: Söylediklerine, bizim grubumuza söylediklerine baktığımda, bir arkadaşım dedi ki: “Yahu, ak trol kurucusundan bakan olursa böyle olur.” (CHP sıralarından alkışlar)

Bakın, karşımızda bir bakan yok, karşımızda Recep Tayyip Erdoğan’a selam gönderen, Recep Tayyip Erdoğan’a bağlılığını, biatini… Niye bu kadar ihtiyaç duyuyorsa…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ENGİN ALTAY (İstanbul) – 15 Temmuzdan önce, 17-25 Aralıktan önce bir kusuru mu var, ben onu bilmem ama böyle kendini parçalamasının tek sebebi olabilir. Önce şunu söyleyeyim… (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

HAMZA DAĞ (İzmir) – Ne alakası var ya! 15 Temmuzda abisi şehit olan adama “Kusuru ne?” diyor. Ayıp da bir şey! Abisi şehit oldu. Abisi şehit olmuş birine söylenmez bu Sayın Grup Başkan Vekili.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Şimdi, biz Meclisin masalarına…

BAŞKAN – Sayın Altay, bir dakika.

Şimdi, değerli milletvekilleri, Sayın Altay, Bakanın…

SALİH CORA (Trabzon) – Kardeşi 15 Temmuzda şehit olmuş, siz ne diyorsunuz.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Allah’ım rahmet eylesin. Suçların şahsiliği prensibi vardır.

BAŞKAN – Bir dakika Sayın Altay.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Kardeşini ben de rahmet ve minnetle anıyorum.

BAŞKAN – Sayın Grup Başkan Vekili, bir dakika beni dinler misiniz bir zahmet.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) – Sayın Başkanım, Bakanımıza hakaret ediyor yani.

BAŞKAN – Bir dakika.

Değerli milletvekilleri, sizin laf atmanız doğru değil. Biraz evvel arkadaşlarımızın yaptığı da bana göre doğru değildi. Bırakın, Sayın Altay düşüncelerini anlatsın.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) – Hakaret etmeden anlatsın.

BAŞKAN – Laf atmayın.

ŞAHİN TİN (Denizli) – Ama hakaret ediyor. Hakaret etmesin.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Altay.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Bu kürsü milletin vekillerine hesap sorma değil, millete hesap verme kürsüsüdür; yarın sizin de başınıza gelir. (CHP sıralarından alkışlar)

Şunu söylemek istiyorum: Kardeşinin mekânı cennet olsun, Allah’ım nur gölünde yatırsın. Ama tersi de var bu işin: Kardeşi FETÖ’den hapiste, abisi büyükelçi -siz yaptınız- nasıl olacak şimdi, nasıl olacak? (CHP sıralarından alkışlar)

Bakan -bütün eleştirilere cevap vererek Başkanın toleransını istismar etmeyeceğim ama- şu kadarını söylemem lazım ki rekorlarla övündü, rekorlarla… “Şunu yaptık, bunu yaptık…” İhracat vesaire, bunlara girmekle zaman kaybedemeyiz, öyle görünüyor.

Bir şey söyleyeceğim: Asgari ücret komisyonu toplandı; Hükûmetin iki üyesi burada. Türkiye’de bir asgari ücretlinin maaşının 30 katını alıyor Cumhurbaşkanı, milletvekili de 20 katını alıyor. Peki, dünyanın başka ülkelerinde bu böyle mi? (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Niye hopluyorsunuz asgari ücret deyince, niye hopluyorsunuz? Bu kadar büyüdüysek ben de şapka çıkaracağım, baş eğeceğim, boyun eğeceğim. Yapın asgari ücreti 4 bin lira ben de burada anlattığınız palavralara inanayım. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Altay.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Son olarak, biz sermaye düşmanı değiliz. Cumhuriyet Halk Partisini sermaye düşmanı itham etmek için insanın Allah’tan korkması lazım. Ama siz 5’li çetenin, 5+2’nin dışında Türkiye’de hem sermayenin hem çalışanın düşmanısınız.

ŞAHİN TİN (Denizli) – Yerli otomobil düşmanısınız.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Daha vahimi var: Siz doğanın, çevrenin de düşmanısınız. Bunun için politikalarınıza karşı çıkıyoruz.

ŞAHİN TİN (Denizli) – Yerli otomobil düşmanısınız.

BAŞKAN – Peki, teşekkür ederim.

III.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI (Devam)

2.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Celal Adan’ın, İstanbul Milletvekili Engin Altay’ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin konuşması

BAŞKAN - Sayın Altay, biraz evvel düşüncelerinizi ifade ettiniz. Burada bir Cumhuriyet Halk Partili veya herhangi bir partili konuşunca deminki protestolarla onun sözünü kesmem mümkün değildir, ara vermem de mümkün değildir. Meselenin böyle değerlendirilmesi lazım. Benimle ilgili düşüncelerinizden dolayı ayrıca son söylediklerinizden dolayı teşekkür ediyorum.

Sayın Oluç’a söz vereceğim, uzun süredir söz istiyor.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Buyurun, kısa bir değerlendirme yapın.

Buyurun.

V.- AÇIKLAMALAR (Devam)

19.- Çankırı Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu’nun, İstanbul Milletvekili Engin Altay’ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Çok teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Değerli milletvekilleri, öncelikli olarak tutum ve davranışınız gerçekten Meclisin mehabetine, kürsünün dokunulmazlığı mehabetine uygundur. O sebeple tebriklerimi ve teşekkürlerimi sunuyorum.

İkinci olarak, eski sistemde evet, Meclisten hükûmet çıkıyordu, millet iradesiyle sistem yenileşti. Meclisi de yürütmeyi de doğrudan millet seçiyor, Cumhurbaşkanı yürütmeyi temsil ediyor.

ŞENOL SUNAT (Ankara) – Yürütmeyi millet seçmiyor.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Ve bakanlar da Anayasanın 8’inci maddesi, İç Tüzük’ün 62’nci maddesi gereğince burada yürütmeyi temsilen, Cumhurbaşkanını temsilen burada bulunup Anayasa ve İç Tüzük çerçevesinde ortaya konulan hukuki statü gereğince milletvekilliği dokunulmazlığıyla beraber, kürsü masuniyetiyle beraber kendi fikirlerini burada açıklıyor.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Eyvallah… Bitir, eyvallah.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Sonuç itibarıyla her iki Bakanımız da hakikate, millete saygısından dolayı hakikatleri ortaya koyarak bir konuşma yaptı. Bundan dolayı gocunmamak gerekiyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Peki, teşekkür ederim.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Buyurun.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Fikirler fikirle çürütülebilir, fikirler gürültüyle bastırılamaz; bu, ancak, olsa olsa faşizan bir yaklaşım olabilir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Ancak biz hiçbir zaman faşist yaklaşımlara pabuç bırakmadık ve asla bırakmayacağız. Bundan herkesin emin olması lazım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Ayrıca Sayın Bakanımız 15 Temmuzda da herkes gibi, bizler gibi sahada FETÖ’nün karşısında mücadele etmiş, yiğit bir insandır ve 17-25 Aralıkla ilgili FETÖ’nün tezlerini bu kutsal çatı altında, grup toplantılarında dile getirenler ancak CHP Grubu sözcüleri olmuştur. Dolayısıyla kendi suçlamalarını kendileri icra etmişlerdir ancak bunlar da milletimizin gözü önünde cereyan etmiştir. Bu suçlamaların hiçbirisini kabul etmediğimizi, her türlü suçlamayı iade ettiğimizi hatırlatıyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Bir iki sene tartışılan bir konuyu konuşuyoruz ya!

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Sayın Başkan… “Fikirler fikirle çürütülür.” dedi.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Altay.

20.- İstanbul Milletvekili Engin Altay’ın, Çankırı Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu’nun yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Herhâlde Sayın Akbaşoğlu beni dinlememiş.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Dinledim, dinledim.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Ben Bakanın fikrini söylemesine, kendini savunmasına, eleştirilere cevap vermesine şapka çıkarırım. Ama Bakan sana da hakaret edemez, bana da edemez. Hiçbir sayın milletvekiline de…

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Sayın Bakan kimseye hakaret etmedi.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Yazıklar olsun sana! Vallahi yazıklar olsun! Ayıp ediyorsun ya!

BAŞKAN – Sayın Altay, teşekkür ediyorum.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Asla ve kata, Bakan Bey hiçbir kimseye hakaret etmedi.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Bu ülkede…

BAŞKAN – Sayın Altay… Rica ediyorum… Buyurun.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Kendisine yöneltilen siyasi eleştirilere cevap verdi. Dolayısıyla hatibin bunu ortaya koymasından dolayı niçin rahatsız oluyorsunuz? Siz eleştireceksiniz, eleştirilere cevap veremeyecek Sayın Bakan; işte bu ancak faşizan bir yaklaşımdır. (CHP sıralarından gürültüler)

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Bu ülkede bir genel başkan faşistlikle suçlanacaksa son parti CHP olur. Bu ülkede kimin faşizan, diktatör uygulamalar yaptığı çok açık ortadadır.

BAŞKAN – Peki.

Sayın Oluç, buyurun.

21.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç’un, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın 230 sıra sayılı 2021 Yılı Bütçe Kanun Teklifi ile 231 sıra sayılı 2019 Yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin dördüncü tur görüşmelerinde yürütme adına yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın vekiller, şimdi bu konuşmayla ilgili üslup vesaireye çok girmeden, o konu tartışıldı, birkaç noktaya değinmek istiyorum. Bir tanesi, şimdi, Sayın Bakan, bize yönelik bir söz söyledi, “Emperyalist Batı hayranlığı” diye.

AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) – Doğru.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Bakın, tamam, ben şimdi size onu anlatacağım.

BAŞKAN – Şimdi oradan “Doğru.” diye bağıran bizim vaktimizi alıyor, yani yapmayın, etmeyin artık.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Şimdi, bugün Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Erdoğan yani sizin Başkanınız demiş ki: “Gerek Amerika Birleşik Devletleri gerekse Avrupa Birliğiyle her iki tarafın da asla görmezden gelemeyeceği, kaybetmeyi kesinlikle istemeyeceği çok köklü siyasi ve ekonomik ilişkilerimiz vardır. Türkiye olarak bu ilişkilerin ruhuna halel getirecek hiçbir adım atmadık, atmayız.” Geçen gün yaptığı konuşmada dedi ki: “Geleceğimiz Avrupa Birliğinde ve Batı’dadır.” Siz hangi emperyalist Batı hayranlığından bahsediyorsunuz, hangisinden? (HDP sıralarından alkışlar)

HAMZA DAĞ (İzmir) – Ya, bizim böyle sorunumuz yok, siz çeliştiniz.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Şimdi, ya siz Cumhurbaşkanı sıfatıyla Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanının söylediklerini dinlemiyorsunuz, okumuyorsunuz ya da ona karşı politika geliştiriyorsunuz.

HAMZA DAĞ (İzmir) – Siz anlamamışsınız anlaşılan, çeliştiğinizi söylüyor.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Hangisinden bahsediyorsunuz? Birincisi bu. (HDP sıralarından alkışlar)

İkincisi: Şimdi, Sayın Bakan, bakın, Mercedes’ten örnek verdiniz. Ben size anlatayım Mercedes’ten örneği, çünkü hani “üretim cahili” dediniz ya orada, üretim cahilliği nasıl oluyor. Bakın, Mercedes firması her türlü ürününü yaparken teknolojik maddeleri, ürünleri dünyada en ucuz nerede üretebiliyorsa orada üretir, satın alır, getirir montajını yapar ve Mercedes olarak –mesela- Almanya’da satar, değil mi? Ama bunda bir gariplik yok çünkü özellikle küreselleşme döneminde…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Bir dakika, bir dakika… Buyurun Sayın Oluç.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – …sistemin böyle işlediği herkes tarafından bilinmektedir, bu yeni icat edilen bir durum değil. Şimdi, durum böyleyken ben bugün burada konuşurken dedim ki: Yahu siz yerli otomobil diyorsunuz… Hani, iyi güzel, otomobil üretilmesine bir itirazımız yok. Bakın, anlattım, elektrikli motor Bosch’tan, batarya Çin’den, Alman mühendislik firmasını teknoloji partneri seçmişsiniz, İngiltere Myra şasi sistemleri, tasarımı İtalya. Ben dedim ki: “Bu iyi güzel de bunu niye ‘yerli ve millî’ diye satıyorsunuz, kimi kandırıyorsunuz?” Yoksa “Otomobil üretilmesin burada.” demedim. Ben sizin politik söyleminize, iktidarınızın halkı aldatan politik söyleminize bir eleştiri yönelttim. Dolayısıyla, Mercedes’le ilgili verdiğiniz örnek gerçekten üretim cehaletidir, kusura bakmayın. Bize değil, kendinize bakın. (HDP sıralarından alkışlar)

Üçüncü de…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Peki, teşekkür ederim.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Sayın Başkanım, toparlıyorum.

BAŞKAN – Buyurun.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Teşekkür ederim.

Çok tuhaf bir durumla karşı karşıyayız. Neden? Ya, biz Komisyonda da, burada da, bugün ben yaptığım konuşmamda da araştırma geliştirme, teknoloji geliştirme çok önemlidir, dolayısıyla Sanayi Bakanlığının bütçe payı artmalıdır, araştırma geliştirmeye daha fazla bütçe ayrılmalıdır diyorum, Sanayi Bakanı bizi eleştiriyor. Ya, siz niye bizi eleştiriyorsunuz? Biz sizin Bakanlığınız önemlidir, payınız artsın diyoruz, siz bize yönelik eleştiri yapıyorsunuz. Diyoruz ki: Bakın, örnek verdim. Siz şimdi anlatıyorsunuz yoğun bakım cihazlarıyla ilgili. Ne zaman bu gündeme geldi? Covid salgını, pandemisi karşımıza çıkınca gündeme geldi Türkiye'de yoğun bakım cihazlarında sorun yaşandığı ve üretim yapılmaya çalışıldı. Ben de dedim ki: Zihniyet eğer, iktidarın zihniyeti, eğitimde, sağlıkta halkın, toplumun çıkarlarına dönük olarak ağırlıklı bir bütçe…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Oluç…

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Toparlıyorum, bitiriyorum.

BAŞKAN – Buyurun.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Ağırlığı içerikle ilgili konuşuyorum, o yüzden.

BAŞKAN – Buyurun, buyurun.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Dolayısıyla, eğer sizin iktidarınızın bütçesi sağlık, eğitimde halkın ihtiyaçlarına dönük olarak pay ayrılmasını öngörseydi Covid’le karşı karşıya kalmadan önce yerli yoğun bakım cihazı üretilip ihraç da edilirdi aynı zamanda. Ben bunu eleştiriyorum, siz niye buna karşı çıkıyorsunuz ben onu anlamıyorum. Mesele bu. Yani hangi zihniyetle bütçedeki payları ayırıyorsunuz?

BAŞKAN – Peki…

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Son cümlem efendim şudur: Yani “Demokrasiyi özümsemediniz." dediniz. Ya, kusura bakmayın, bu Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi denen ucube Türkiye'deki demokrasiyi, demokratik hak ve özgürlükleri, hukukun üstünlüğünü, her şeyi, kuvvetler ayrılığını ortadan kaldırdı, siz onun temsilcisi olarak gelmiş bize demokrasi anlatıyorsunuz. Hadi canım siz de! (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

MEHMET NACİ BOSTANCI (Ankara) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Naci Hocam söz istiyor.

Buyurun Sayın Bostancı.

22.- Ankara Milletvekili Mehmet Naci Bostancı’nın, İstanbul Milletvekili Engin Altay’ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

MEHMET NACİ BOSTANCI (Ankara) – Sayın Başkanım, değerli arkadaşlar…

ŞAHİN TİN (Denizli) – Özgürlük var ki konuşuyorsun ya!

HÜDA KAYA (İstanbul) - Ne demek ya!

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) – Sen mi veriyorsun bu hakkı? Sen mi veriyorsun bu hakkı?

BAŞKAN – Şimdi, oradan bağırarak neyi çözüyorsunuz arkadaşlar? Ya, bir dakika… Neye laf atıyorsun? Geç arkada otur Allah’ını seversen.

HÜDA KAYA (İstanbul) – Hepimiz buraya seçilip geldik. Ne biçim konuşuyorsun? (AK PARTİ ve HDP sıralarından gürültüler) Ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu senin?

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Bizim il binamıza…

BAŞKAN – Grup Başkanlığı söz istemiş, laf atıyorsunuz ya!

Bir dakika, sayın milletvekilleri…

Buyurun Sayın Bostancı.

MEHMET NACİ BOSTANCI (Ankara) – Sayın Başkanım, yüce Meclisin takdirine 2 hususu sunmak için söz aldım. Bunlardan birincisi, Mecliste konuşma hakkına sahip olanlar, aslında konuşma hakkı bakımından da eşit haklara sahiptirler. Mecliste insanların nasıl konuşacağına ilişkin husus sadece İç Tüzük’te belirlenmez -İç Tüzük’te vardır da ona ilişkin müeyyideler de vardır- aynı zamanda, Meclisin toplam retoriğinde, toplam konuşmasında tayin edilir. Bu kubbenin duyduğu sözleri hatırlamak lazım. Eğer polemik yapmak ayıp bir şeyse “O ayıbı siz yapmayın, o ayıbı biz yapalım.” demek doğru olmaz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Polemik demiyorum Sayın Bostancı. Çok ayıp, çok!

MEHMET NACİ BOSTANCI (Ankara) – Eğer, yani belli bir ifade biçimi, belli bir konuşma tarzı yanlışsa, ayıpsa, hatalıysa “Bunu milletvekilleri yapabilir.” gibi anlaşılacak -herhâlde düzeltirsiniz eğer öyle değilse- şekilde takdim etmek doğru olmaz.

İkinci husus şu: Sayın Engin Altay bugün iki kere -bilmiyorum arada başka söyledi mi- şu asgari ücret mukayesesini yaptı.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Evet.

MEHMET NACİ BOSTANCI (Ankara) – Herhâlde daha sonra da yapmayı planlıyorsunuz.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Artırın, verin 4 bin lirayı…

MEHMET NACİ BOSTANCI (Ankara) – Şimdi, ben rakamlara baktım.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Evet, buyurun.

MEHMET NACİ BOSTANCI (Ankara) – Teknik bir bilgi vereceğim. 2003 yılında Cumhurbaşkanı maaşı ile asgari ücret arasındaki fark 70 kattır -Türkiye'nin gerçekliği- bugün 40 kattır arkadaşlar, 40 kat. Yani ikisi arasındaki mahiyet farkını Sayın Engin Altay şüphesiz takdir eder, rakam bilen herkes eder. Biz, 100-150 dolar civarında almışız asgari ücreti, 300-400 dolar bandına taşımışız. Yani enflasyon çerçevesinde aşağı doğru inebiliyor, sonra yeniden o artırılıyor. Emin olun, gönül ister ki asgari ücreti bin dolar yapalım, 2 bin dolar yapalım.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) – TL… TL…

MEHMET NACİ BOSTANCI (Ankara) – İnşallah Türkiye büyür, güçlenir, zenginleşir, asgari ücreti daha yukarılara çıkarırız. Eğer muhalefetin, Türkiye'nin toplam kaynakları, imkânları, kapasitesi çerçevesinde bütün unsurları hesaba katarak, her türlü unsuru değerlendirerek asgari ücretin daha yukarıda olmasını temin edecek fikirleri varsa bunları duymaktan memnuniyet duyarız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun Hocam, buyurun.

MEHMET NACİ BOSTANCI (Ankara) – Bizim elimizden 100-150 dolardan 300-400 dolar bandına çıkarmak gelmiş, fırsat bulurlarsa yahut da fikirleri varsa söylesinler, hep birlikte daha yukarı çıkarmak için çaba gösterelim.

Teşekkür ederim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Altay, bir sataşmaya meydan vermeden bir değerlendirme yapın.

Buyurun.

23.- İstanbul Milletvekili Engin Altay’ın, Ankara Milletvekili Mehmet Naci Bostancı’nın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Ben, Sayın Bostancı’nın bu değerlendirmesini bunca birikimine yakıştıramadım, önce onu söyleyeyim.

Bir kere, polemik de nezaket ve makul bir üslup içinde elbette olur. Burada mesele, dışarıdan yani Cumhurbaşkanının tayin ettiği bir memurun gelip Mecliste milletvekillerine hakaret etmesidir, hakaret etmesidir. (AK PARTİ sıralarından “Bakan… Bakan…” sesleri)

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Memur değil, memur değil; Bakan, memur değil.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Biz öyle görüyoruz efendim.

HAMZA DAĞ (İzmir) – Biz görmüyoruz, fark burada.

BAŞKAN – Arkadaşlar, bir dakika…

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Sayın Bostancı, birinin size “cahil” demesine ben müsaade etmem, birinin size “servet düşmanı, sermaye düşmanı” demesine müsaade etmem, birinin size “faşist” demesine de müsaade etmem. Dışarıdan…

HAMZA DAĞ (İzmir) – Vallahi, Genel Başkanınız grupta söylüyor, Genel Başkanınıza karşı olsaydınız.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Türkiye'de bir faşist genel başkan arıyorsan nereye bakacağını çok iyi biliyorsun sen. (CHP sıralarından alkışlar)

HAMZA DAĞ (İzmir) – “Allah’ın cahili” dedi Genel Başkanınız. Genel Başkanınız söylüyor.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Yalnız, burada pembe tablolar çizerek, bir sürü yanlış rakam vererek…

HAMZA DAĞ (İzmir) – Sayın Altay, aynı dürüstlüğü sizden bekliyorum; aynı şeyi söyledi Genel Başkanınız.

ENGİN ALTAY (İstanbul) - …bunca yalan söyleyen Hükûmete şunu iletmeyi de görev sayarım: Tayyip Bey, kendisi “daktilo” diyor da yazar kasa atılmıştı Başbakanlığa. Tayyip Bey de bunu eleştirmişti, 2017’de. Çok şükür o günler geride…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun Sayın Altay, açıyorum.

Toparlayın.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Keşke gene yazar kasa atılsa ya da Tayyip Bey’in tabiriyle “daktilo” atılsa. Şimdi, insanlar açlıktan köprülerde kendini asıyor. Bu kusur AK PARTİ’nindir, AK PARTİ hükûmetlerinindir. Daha ne söyleyeyim ben size. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Peki.

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) – Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Müsavat Bey, Akbaşoğlu söz istemişti.

İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) – Sayın Başkanım, Bakanlığın görüşmesine bütün Grup Başkanları cevap veriyor.

BAŞKAN – Peki, Buyurun Akbaşoğlu.

24.- Çankırı Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu’nun, kürsüye çıkan herkesin kendisiyle ilgili konulara cevap verme hakkı olduğuna, bakanların da Anayasa’nın ve İç Tüzük’ün kuralları çerçevesinde kendi haklarını kullandıklarına ilişkin açıklaması

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Teşekkür ediyorum

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şunu ifade etmek istiyorum: Bakın, burada kürsüye çıkan herkes kendisiyle ilgili konulara cevap verme hakkına sahiptir, bir.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Biz vermesin mi dedik ya?

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – İkinci olarak, bazıları kısıtlı söz hakkına sahiptir, biz ağızımıza gelen her şeyi söyleriz, biz genel yetkiye sahibiz diye bir yaklaşım yok. Dolayısıyla, bu konuda herkes fikirlere fikirlerle cevap verecek ve o işlem yapılmıştır; Anayasa’nın, İç Tüzük’ün kuralları çerçevesinde Sayın Bakanlarımız da kendi haklarını kullanmışlardır.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ederim, sağ olun.

Sayın Dervişoğlu, buyurun.

25.- İzmir Milletvekili Dursun Müsavat Dervişoğlu’nun, görevi ve sıfatı ne olursa olsun hiç kimsenin Türkiye Büyük Millet Meclisinin manevi şahsiyetine zarar verecek beyanlarda bulunma hakkı olmadığına, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’a soracakları sorular olduğuna ama üslubu nedeniyle soru sormayacaklarına, rakamların çarpıtılmaması gerektiğine ilişkin açıklaması

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) – Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.

Kapanırsa devam edeceğim efendim.

Teşekkür ederim.

Şimdi çok anlamsız bir tartışmanın içinde bulduk kendimizi, sabahtan beri de yoğun bir tempoyla çalışıyoruz, yorgunluklarımız da var. Belki sinirler de gerildi ama doğruyu bulmak, ortayı bulmak gibi bir sorumlulukla da karşı karşıya bulunduğumuz aşikârdır. Sayın Sanayi ve Teknoloji Bakanımız kürsüye gelmeden önce Sayın Ticaret Bakanımız konuşmalarını yaptılar ve bu yüce Meclisin çatısı altında bir Bakana gösterilmesi gereken azami nezaket kendisine gösterildi. Dolayısıyla, Sayın Ticaret Bakanımıza nezaket gösteren ve onu saygıyla dinleyen Meclise dışarıdan adam gelmedi. Bir sonraki Bakanın konuşması da tepkiyle karşılandığına göre, Sayın Bakanın ifadelerinin arasında tepki çekmesi muhtemel sözlerinin olduğunu da kabullenmek lazım. Görevi, sıfatı ne olursa olsun hiç kimsenin Türkiye Büyük Millet Meclisinin manevi şahsiyetine zarar verecek ve onun üyelerini istiskal edecek beyanlarda bulunma hakkı yoktur.

Biz İYİ PARTİ olarak her zaman doğru bir dil tercihinde bulunulmasını Türkiye Büyük Millet Meclisinde dile getirdik ama Sayın Bakanın -üzülerek ifade ediyorum ki- konuşması, irticalen bir konuşma da değil, hazırlanmış bir konuşma olması bakımından da tarafımızdan dikkat çekici bulundu bu ifadeler.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) – Görevli gelmiş görevli.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Dervişoğlu.

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) – Kendisine yönelteceğimiz birtakım sorularımız vardı ama üslubu münasebetiyle yeni tartışmalara vesile olur diye Sanayi ve Teknoloji Bakanına soru sormayacağımızı buradan ifade ediyor, bir hususa vurgu yapıyorum. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)

Rakamları çarpıtmamak lazım, bu ülke hepimizin, konuşuyoruz ya “Zor zamanlarda hepimiz aynı gemideyiz.” o zaman bu gemiyi yüzdürmemiz lazım. Çıkıyoruz, işte “Biz kötü yüzdürüyor olsaydık bu gemiyi, millet bize şu kadar zamandır oy vermezdi.” diyoruz. Ben sizin bu ifadenize rahmetlik Dündar Taşer’in bir sözüyle cevap vereyim: “Yolcuların çoğu tarafından beğenilmek insanı kaptan yapmaz.” (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)

Sayın Cumhurbaşkanımız, 2014 ile 2019 yılları arasında 2 istihdam kampanyası yapmıştır malumunuz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun.

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) – Bitiriyorum Başkanım.

Bu dönemde, bu beş yıllık dönem içerisinde toplam istihdam artışı 1 milyon 343 bindir ve kamu istihdamındaki artış da 1 milyon 296 bindir. Yani özel sektör bu geride bıraktığımız beş yıllık zaman diliminde 47 bin kişilik bir istihdam sağlamıştır. Bu da yüksek bir performans olarak tarif edilemez. Yani havada uçan uçaklardan, yürüteceğimiz arabalardan bahsetmemiz mümkündür ama rakamları çarpıtabilmek mümkün değildir. Ben Sanayi ve Teknoloji Bakanımızı tebrik ediyorum. Demek ki biz sanayi de 4.0’a erken geçmişiz ve insansız fabrikalar çalıştırıyormuşuz.

Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum efendim. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Akçay buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)

26.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, eski sistemde de milletvekili olmadığı halde dışarıdan pek çok bakanın atandığına, atanan bakanların Türkiye Büyük Millet Meclisinde yemin ettiğine, İç Tüzük’e göre görüşmelerin sağlıklı bir şekilde devam etmesinden bütün milletvekilleri ve parti gruplarının sorumlu olduğuna, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle “Yönetimde istikrar, temsilde adalet.” ilkesine kavuşulduğuna ilişkin açıklaması

ERKAN AKÇAY (Manisa) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Genellikle Sayın Bakanlara “atanmış bakan” diye -tırnak içerisinde- ifade edildi. Şunu unutmayalım ki eski sistemde de, milletvekili olmadığı hâlde, Meclis dışından, pek çok hükümetlerde, pek çok bakan atanmıştır. Eski sistemde de yeni sistemde de atanan bakanlar Türkiye Büyük Millet Meclisinde yemin etmektedirler, anayasal olarak, gerektiğinde Yüce Divanla muhatap olmaktadırlar ve statüsü Türkiye Büyük Millet Meclisinde yeminle başlamaktadır. Bakanlar bürokrat değildir, aynı zamanda siyasi şahsiyetlerdir, siyasi eleştirilere de cevap vermek en doğal haklarıdır.

İç Tüzük’ün 68’inci maddesi hatırlatıldı. Tabii, İç Tüzük’ümüzün başka maddeleri de var. Genel Kurulun sağlıklı bir şekilde görüşmelerine devam etmesinden bütün milletvekilleri ve bütün parti grupları olarak hepimize sorumluluk yükleyen maddeleri de vardır. Biraz önce gördük ki Sayın Varank’ın konuşması engellenmeye çalışılmıştır. Oysa 5 parti grubu da yetmişer dakika, kürsüden, Bakanlıkların bütçeleriyle ilgili görüşlerini söylediler ve her türlü eleştiriler de yapıldı ve Sayın Bakanlar da son derece sükûnetle dinlediler ve en tabii hakları olan cevap verme haklarını da kullandılar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun.

ERKAN AKÇAY (Manisa) – Sayın Altay konuşurken geçen yılki bütçe görüşmelerini -tam bir yıl evvel- hatırladım. Şöyle cereyan ediyordu: Yapılan eleştirilere AK PARTİ Grup Başkan Vekili cevap verdiğinde yine Cumhuriyet Halk Partisi Grubu itiraz ediyordu “Sen cevap veremezsin, otur yerine. Yürütme cevap versin.” Bunun üzerine AK PARTİ de sabırla akşama kadar bekledi, cevap verecek. Yürütme cevap verirken bu defa da yürütmeye tepki gösterdiler “Sen bize cevap veremezsin, AK PARTİ Grubu cevap verecek.” (AK PARTİ sıralarından “Aynen böyle oldu.” sesleri, MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Allah Allah! Allah Allah!

ERKAN AKÇAY (Manisa) – Aynı tutumun yine devam ettiğini görüyoruz, bu da bir hakikat yani. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi de “Yönetimde istikrar, temsilde adalet.” ilkesine de kavuşmuştur, iki yıldır da Türkiye Büyük Millet Meclisinde tecessüm etmiştir.

Şimdilik söyleyeceklerim bunlar.

Teşekkür ederim. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Peki, teşekkür ederim.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Ne yapacağım, edeceğim; bu sefer en son Akbaşoğlu konuşamayacak.

BAŞKAN – Hayır, şu anda niye söz istiyorsunuz, ben anlamadım.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Adımdan bahsederek, geçen sene…

BAŞKAN – Buyurun Sayın Altay, bir cümleyle, böyle ferasetli bir…

ERKAN AKÇAY (Manisa) – Bir şey demedim Sayın Altay.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Erkan ağabey, demedin de beni hiç anlamamışsın ama ya! Ya da hiç dinlemişsin yani. Konuşmama da şöyle başladım ya, dedim ki: Bakan çıkar, yapacaklarını anlatır, yaptıklarını anlatır, eleştirilere cevap verir. Böyle söyledim ya! Cevap verir dedim ya, vermez demedim ki! Ama Bakan çıkıp burada polemik -hadi polemikten geçtim- hakaret edemez, ben ettirmem. Sen istiyorsan ettir, ben ettirmem. Böyle söyledim ya!

ŞAHİN TİN (Denizli) – Memur dedin, memur!

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Yani, şimdi ne söyleyeceksiniz merak ediyorum.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Ben de merak ediyorum ya! İlla en son, yani…

BAŞKAN – Buyurun Sayın Akbaşoğlu.

27.- Çankırı Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu’nun, İzmir Milletvekili Dursun Müsavat Dervişoğlu’nun yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Daha önce Sayın Dervişoğlu’nun birtakım konuşmaları oldu, onunla ilgili el kaldırmıştım, ona dair birkaç cümle söyleyeceğim. Bir polemik niyetinde değilim, polemik babında değil, açıklama babında.

Şunu söyleyeceğim: Türkiye Cumhuriyeti devletinin Bakanına herkesin saygı göstermesi anayasal bir zorunluluktur.

BAŞKAN – Biraz evvel söylediniz aynısını.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Bakın, Cumhuriyet Halk Partisi, İYİ PARTİ sözcüleri, HDP sözcüleri konuştular. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemini millet referandumla, kendi iradesiyle kabul etti ve yürütme yetkisi de Cumhurbaşkanına ait.

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) – Bu bilinen bir şey zaten.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) – Yeni bir şey söyleyin, yeni bir şey.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Cumhurbaşkanını temsilen burada bulunan Bakanların bugün tam iki yüz on dakika boyunca kendilerine eleştirileri otuz beş dakikalık bir süre içerisinde cevaplamasından daha doğal bir şey yoktur. Bu, Anayasa ve İç Tüzük’ün gereğidir diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından gürültüler)

BAŞKAN – Evet, peki, teşekkür ediyorum.

Sayın Altay…

Beyler…

28.- İstanbul Milletvekili Engin Altay’ın, sıfatı ne olursa olsun kimsenin Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerine saygısızlık yapamayacağına ilişkin açıklaması

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Ben bir şey söylüyorum, Bu Mecliste şu yol olmayacak, son konuşmayı hep Akbaşoğlu yapmayacak, bir kere onu söyleyeyim.

BAŞKAN – Peki söyledin, tamam konuştunuz.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Akbaşoğlu da şunu bilecek: Sıfatı ne olursa olsun kimse Türkiye Büyük Millet Meclisinin sayın üyelerine de saygısızlık yapmayacak. (CHP sıralarından alkışlar)

IV.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

A) Kanun Teklifleri (Devam)

1.- 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/281) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 230) (Devam)

2.- 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/280), 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine İlişkin Olarak Hazırlanan 2019 Yılı Genel Uygunluk Bildirimi ile 2019 Yılı Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporu, 190 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay Denetim Raporu, 2019 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve 2019 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/1322) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 231) (Devam)

A) TİCARET BAKANLIĞI (Devam)

1) Ticaret Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Ticaret Bakanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

B) REKABET KURUMU (Devam)

1) Rekabet Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Rekabet Kurumu 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

C) HELAL AKREDİTASYON KURUMU (Devam)

1) Helal Akreditasyon Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Helal Akreditasyon Kurumu 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

Ç) SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI (Devam)

1) Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

D) GAP BÖLGE KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)

1) GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

E) DOĞU ANADOLU PROJESİ BÖLGE KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)

1) Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

F) KONYA OVASI PROJESİ BÖLGE KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)

1) Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

G) DOĞU KARADENİZ PROJESİ BÖLGE KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)

1) Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

Ğ) KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ İŞLETMELERİ GELİŞTİRME VE DESTEKLEME İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)

1) Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

H) TÜRK STANDARDLARI ENSTİTÜSÜ (Devam)

1) Türk Standardları Enstitüsü 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Türk Standardları Enstitüsü 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

I) TÜRK PATENT VE MARKA KURUMU (Devam)

1) Türk Patent ve Marka Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Türk Patent ve Marka Kurumu 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

İ) TÜRKİYE BİLİMSEL VE TEKNOLOJİK ARAŞTIRMA KURUMU (Devam)

1) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

J) TÜRKİYE BİLİMLER AKADEMİSİ (Devam)

1) Türkiye Bilimler Akademisi 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Türkiye Bilimler Akademisi 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

K) TÜRKİYE UZAY AJANSI (Devam)

1) Türkiye Uzay Ajansı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

2) Türkiye Uzay Ajansı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, dördüncü turdaki konuşmalar tamamlanmıştır.

Şimdi soru ve cevap işlemlerine geçiyoruz.

Sayın Kılıç…

İMRAN KILIÇ (Kahramanmaraş) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Şehitlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize acil şifalar, milletimize başsağlığı diliyorum. Bütçemizin hayırlı olmasını temenni ediyorum.

Kahramanmaraş’ımız kendi şartlarında bir tarih, kültür, turizm, tarım, sanayi ve ticaret şehridir. Türkiye tekstil sektörünün lider kentlerinden biridir. Pamuk ipliğinin yüzde 36’sı, dokuma kumaşın yüzde 15’i, denim kumaşın yüzde 30’u ile metal mutfak eşyaların yüzde 65’i, kâğıdın yüzde 20’si, çimentonun yüzde 10’u, elektriğin yüzde 8’i ilimizde üretilmektedir.

Kuyumculukta ve bayan ayakkabısı üretiminde Türkiye’de 2’nci sıradayız. En büyük sanayi kuruluşları sıralamasında 26 şirketle Türkiye’nin en başarılı 8’inci iliyiz.

KMTSO’nun Eylül 2020 verilerine göre, pandemi şartlarına rağmen ilimizde istihdam artmış ve 154.100 kişimiz şu anda fiilen istihdamdadır.

BAŞKAN – Sayın Kenanoğlu…

ALİ KENANOĞLU (İstanbul) – Sayın Ticaret Bakanı, tüm dünyada gelişmekte olan ve gelişmiş ülkelerde kooperatifçiliğin önemi iyi bilinmekte ve kooperatifler için özel yasa ve düzenlemeler yapılmaktadır. Türkiye’de ise ciddi karışıklıklar söz konusudur. 3 farklı Bakanlık, 3 farklı yasa, 3 farklı vergi mevzuatıyla kooperatifçilik icra edilmeye çalışılmaktadır; bu da kooperatifçiliği zorlaştırmaktadır. Ticaret Bakanı olarak mevzuatı kolaylaştırmak için tek bir kooperatif yasası, bir kooperatif bankası ve bir kooperatif bakanlığı kurulması konusunda bir çalışmanız olacak mıdır?

BAŞKAN – Sayın Öztürk…

HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) – Sanayi ve Teknoloji Bakanımıza… Sayın Bakanım, Kırıkkale bölgesi teşvik uygulamalarında 4’üncü bölgedeyken başkentin yanı başında olmasına rağmen yeterli yatırımı alamıyordu. Şimdi 3’üncü bölgeye alındı. Bizler Kırıkkale’nin her yerinin -ilçeler dâhil- 6’ncı bölgeye alınmasını talep ediyoruz. Bize bu konuda destek olur musunuz?

Yine, çok çok önemli olduğuna inandığımız yazılım geliştirme bölgesi kurmak için kanun teklifi verdik. Bakanlığınızın bu yönde bir çalışması var mıdır? Bu konuda bize katkı koyup Kırıkkale’den başlamak ister misiniz?

Diğer taraftan, Kırıkkale Silah Sanayi İhtisas OSB’ye 2021’de yerli ve yabancı yatırım gelmesi noktasında hangi adımlar atılacaktır?

Ticaret Bakanımız Sayın Pekcan’a sormak istiyorum: Kırıkkale’de esnaflarımızın aralıkta sona erecek olan ilave 6 puanlık SGK prim desteği süresi uzatılacak mıdır?

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Sayın Çepni…

MURAT ÇEPNİ (İzmir) – Teşekkürler Başkan.

Sanayi Bakanına birkaç sorum olacaktı fakat Bakanlık ciddiyetinden uzak, ergen bir trol üslubuyla yapılan sunumdan sonra sorum yok. Burada Bakan değil, ergen bir trol tutumu olduğu için soru sormuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Sümer…

ORHAN SÜMER (Adana) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sorum Ticaret Bakanına. Sayın Bakan, daha önce bu soruyu yazılı soru önergesi olarak sordum, maalesef cevap alamadım. Sayıştay raporlarına yansıyan, Ticaret Bakanlığı uhdesinde, tasarım desteği kapsamında 140 bin lira maaş alan personel olduğu ortaya çıkmıştır. Bu personel kimdir, liyakati nedir? Tasarım desteği kapsamında kaç kişi çalışmaktadır? Bu kişilerin aldıkları maaşlar ne kadardır? Hangi işleri icra etmişlerdir? Maaş belirleme kıstasları nelerdir?

BAŞKAN – Sayın Şeker…

ALİ ŞEKER (İstanbul) – Sayın Ticaret Bakanına soruyorum: Kapanan şirket sayısı ilk on ayda yüzde 12,67 arttı, kişi ticari işletme sayısı da yüzde 16,61 arttı, geçen senenin ilk on ayına göre. Bu kadar şirket kapanıyorken diğerleri de can çekişiyor, kapanmamak için uğraşıyor. Sizler bakkallara, tekel bayilerine, kuru yemişçilere satış yasakları getirerek, halkın yaşam tarzına dayatmada bulunarak onların da kapanmasını mı istiyorsunuz? Siz “Büyük marketler şehir dışına çıkacak.” demiştiniz. Siz bakkalları, tekel bayilerini, kuru yemişçileri iş yapamaz hâle getirdiniz. 1,8 trilyon euro destek açıkladı Avrupa Birliği, bu da 17 trilyon lira ediyor. Japonya 5,5 trilyon lira destek açıkladı. Siz ne kadar destek vereceksiniz kapanan, can çekişen işletmelere?

BAŞKAN – Sayın Özkan…

YÜKSEL ÖZKAN (Bursa) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Onlarca soru önergeme cevap verilmedi. İlgili bakanlıklara bu soruların bir kısmını tekrar sormak istiyorum, hatırlatmak istiyorum.

Sayın Maliye Bakanına iletmek üzere… Tıbbi cihaz ve medikal firmalara vadesi geçmiş ödenecek toplam borç ne kadardır? Alacaklarından yüzde 25 feragat etmeleri için baskı yapıldığı doğru mudur? Bu firmaların iflasının önüne geçmek için bir çalışmanız var mıdır?

Yine, Sayın Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına iletilmek üzere… Bulgaristan doğumlu yaşlıların 2022 muhtaç aylığı kesildiği doğru mudur, doğruysa sebebi nedir?

Diğer bir soru yine aynı Bakanlığa. Askerlik borçlanma hakkı tanıdığınız Bulgaristan doğumlu vatandaşlarımızın bu haklarını neden geri aldınız? Hâlâ sebeplerini açıklamadınız.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Sayın Aydın…

İBRAHİM AYDIN (Antalya) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Günümüz koşullarına uygun şekilde sanayicimize enerji, çevre ve ulaşım gibi ihtiyaç duyulan konularda dünya standardında yatırım ortamı sunan OSB’lerimiz, son olurunuzla kurulan Manavgat Organize Sanayi Bölgesi’yle 325’e çıkmıştır. Manavgatlı hemşehrilerimiz adına teşekkür ediyorum.

Sorum, Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Sayın Mustafa Varank Bey’e. Sanayi iş birliği projelerinin kamu alımlarında yerli üretime ve teknolojik dönüşüme verdiği katkı çok büyük. Sayın Bakanım, sanayi iş birliği kapsamında yürütülen projeler nelerdir, önümüzdeki döneme dair bilgi verebilir misiniz?

Bütçelerimiz hayırlı uğurlu olsun, teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum.

BAŞKAN – Sayın Güzelmansur…

MEHMET GÜZELMANSUR (Hatay) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sorum Sayın Ticaret Bakanına: Suriye krizinden etkilenen illerin başında Hatay geliyor. Hatay’da konkordato nedir bilinmezken son yıllarda bir sürü firma konkordato ilan etmek zorunda kaldı. Hatay’da icra takip oranları Türkiye ortalamasının çok üstünde. Esnaf, sanayici, ticari erbap kan ağlıyor. Hatay’da İskenderun, serbest bölge için en uygun yerlerden biri ve İskenderun’a serbest bölge neden kurulmuyor? Yoksa Hatay’a üvey evlat muamelesi yapmaya devam mı edeceksiniz?

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Sayın Osmanağaoğlu…

TAMER OSMANAĞOĞLU (İzmir) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Özellikle bulaş sürecinde Türkmenistan’ın sınırlarını tüm ülkelere kapatmasıyla kara yolu taşımacılığı sektörü temsilcilerimiz için tek güzergâh Kazakistan-Rusya güzergâhı kalmıştı. Ancak bu sefer de Kazakistan’ın, Türkiye Cumhuriyeti plakalı araçlara Hazar deniz yolu güzergâhını kullanmayı şart koşması kara yolu taşımacılık sektörünü olumsuz etkilemişti. Kullandırılmayan alternatif güzergâha göre on beş gün zaman kaybına ve 2.500 dolar zarara sebep olan söz konusu güzergâhın dayatılması, ihracatımızın yabancı plakalı tırlar tarafından yapılmasına sebep olmuştu. Bakanlığımızın bu sorunun çözümü için çaba sarf ettiğini biliyorum, sizden son durumu paylaşmanızı rica ediyorum.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Sayın Yılmaz…

ÜMİT YILMAZ (Düzce) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sorum Ticaret Bakanımız Sayın Pekcan’a. Geçen yıl 780 bin ton olan fındık rekoltesi bu yıl 600 bin ton civarındadır. Geçen yıl TMO’nun devreye girmesiyle fındık üreticisi mahsulünü tüccara 3 dolar civarında satmıştır. Bu yıl rekoltede geçen yıla göre yüzde 25’lik kayıp olmasına rağmen, fındık bu yıl 2,7 dolar civarında satılmaktadır. Küresel piyasalarda Covid-19 dolayısıyla tarım emtia fiyatları artarken fındık fiyatı üzerine oyun oynayan şirketlerin Bakanlığımız tarafından tespiti bütün üreticilerimizin beklentisidir. Bu şirketlerin araştırılarak fındık üreticilerine doyurucu bir açıklama yapmanızı sizden bekliyoruz.

BAŞKAN - Sayın Hasan Baltacı…

Sayın Güzel…

SEMRA GÜZEL (Diyarbakır) – Sorum Ticaret Bakanına: Pandemi sürecinde derinleşen, ekonomik krizle artan işsizlik ve hayat pahalılığı halkın, emekçilerin, işçilerin gündeminin en başında yer almaya devam ediyor. İktidar, sürecin en başından beri iş birliği içerisinde olduğu büyük ölçekli sermaye odaklarına yönelik tedbirler almış ancak salgından en çok etkilenen kesimlerin başında gelen küçük ölçekli işletme ve esnafın sorunlarına gözünü, kulağını kapatmıştır. Bu süreçte 700 bin esnaf dükkânını kapattı, onlarca esnaf geçinemediği için intihar etti. Diyarbakır’da esnaflar bir bir kepenk kapatmaya devam ediyor. Bu bağlamda pandemiden olumsuz etkilenen küçük ölçekli işletme ve esnafların mağduriyetini gidermeye yönelik ne gibi çalışmalar yapılmaktadır? Nisan-Kasım 2020 tarihleri arasında illere göre kapanan işletme sayısı kaçtır?

BAŞKAN – Sayın Şahin…

FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) – Sayın Başkan, teşekkür ederim.

Teknik bir aksaklık oldu, soracağım soru da tabii karıştı ama ben öncelikle Sayın Ticaret Bakanına hem bu yıl hem geçen yılki nezaketi ve Türkiye Büyük Millet Meclisine olan saygısından dolayı teşekkür ediyorum bir muhalefet milletvekili olarak. Umarım diğer gençlerimize de bu örnek olur.

Teşekkür ediyorum, sağ olun.

BAŞKAN – Şimdi soruları cevaplamak üzere sözü Komisyona ve yürütmeye veriyorum.

Süreniz on dakika.

Buyurun.

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK – Sayın Başkanım, bana çok fazla soru gelmedi ama şunun altını çizerek başlamak istiyorum: Kesinlikle Meclisimizin şahsımanevisine karşı hiçbir Kabine üyesinin olumsuz bir tutumu, davranışı olamaz.

FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) – Geçen sene de yaptın bunu, geçen sene.

ALİ KENANOĞLU (İstanbul) – Aynısını geçen sene de yaptın. Hadi oradan!

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK – Biz yüce Meclisimize nasıl saygı gösterilmesi gerektiğini biliyoruz.

SALİHA SERA KADIGİL SÜTLÜ (İstanbul) – Özür dile.

FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) – Özür dile o zaman.

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK – Bunu da her zaman gösteriyoruz. Yüce Meclisin şahsımanevisine karşı hiçbir tutum olmamıştır.

Bana üç tane soru geldi, bir tanesi sanayi iş birliği projeleriyle ilgili. Kamu alımlarında yerli üretime ve teknolojik dönüşüme gerçekten sanayi iş birliği projeleriyle katkı sağlıyoruz. Bu kapsamda… (CHP sıralarından gürültüler)

Sayın Başkanım, sürekli sözüm kesiliyor, lütfen bunu dikkate almanızı rica ediyorum.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan.

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK – Sanayi iş birliği projeleriyle Adalet Bakanlığımızla birlikte millî elektronik izleme sistemi ünitelerinin tasarım ve üretimini gerçekleştirdik. Böylece önümüzdeki üç yılda büyüklüğü 1,3 milyar avroya ulaşması beklenen dünya elektronik izleme sistemi pazarından pay almayı başaracağız. Yine sanayi iş birliği projeleriyle özellikle raylı sistemlerin yerli ve millî üretilmesiyle ilgili projeleri takip ediyoruz. Yine, Enerji Bakanlığımızla yaptığımız projeler var. İlginç bir örnek vermek istiyorum: Gençlik ve Spor Bakanlığımızla, özellikle ithal spor malzemelerinin yerlileştirilmesiyle ilgili bir sanayi iş birliği projesi yürütüyoruz. Bu kapsamda modern pentatlon sporu, Lazer Silah ve Hedef Sistemi Geliştirilmesi Projesi’ne devam ediyoruz, çok ilginç sonuçlar elde edebileceğimizi görüyoruz.

Kırıkkale’yle ilgili talepler geldi. Şunun altını çizmek istiyorum: Özellikle şu anda uyguladığımız bölgesel teşvik sistemi, sosyoekonomik gelişmişlik endeksine göre yapılıyor. Şehirlerin sosyoekonomik gelişmişlik endeksleri çok farklı kategorilerdeki puanlamalara göre değerlendiriliyor ve şehirler bir sıralamaya tabi tutuluyor. Buradaki sıralamaya göre, doğal kırılımlara göre de 6 bölgesel teşviği illerimize uyguluyoruz. Bu sene bir yenilik başlattık -bize gelen önemli bir talepti- ilçe bazlı teşvik sistemini hayata geçirdik, burada da SEGE’yi uyguluyoruz. Dolayısıyla, bize çok sık böyle talepler geliyor “Bu ilimizi alabilir misiniz? Şu ilimizi teşvik bölgesine alabilir misiniz?” diye. Bizim gerçekten burada siyasi bir karar verme şansımız yok. Sosyoekonomik Gelişmişlik Endeksi ne diyorsa biz teşvik sistemini ona göre yapıyoruz. Bunun tek istisnası var, endüstri bölgeleri. Eğer bir şehirde endüstri bölgesi ilan edersek orada farklı bir teşvik modeli uygulama şansımız oluyor. Sivas’ta da Nuri Demirağ OSB’de söz verdiğimiz gibi altyapı çalışmalarını tamamladıktan sonra endüstri bölgesini ilan ettiğimizde bunu uygulayacağız.

Bana gelen başka bir soru yoktu. Bir şeyin tekrar altını çizeyim Sayın Başkanım, kürsüde ifade ettim ama çok gürültü olduğu için duyulmamış olabilir. Bu sene AR-GE bütçemiz 2 kat, organize sanayi bölgelerine kullandırabileceğimiz, sanayi sitelerine kullandırabileceğimiz bütçemiz 5 kat artırıldı. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Dolayısıyla ben sadece Cumhur İttifakı’nın üyelerine değil, Meclisimizin bütün üyelerine seslenmek istiyorum: Şehirlerinizde, bölgelerinizde OSB projeleriniz, sanayi sitesi projeleriniz varsa lütfen gelin, bu artırdığımız kaynağımızla oralara destek verelim, yatırımların önünü açalım, inşallah Anadolu’da bir kalkınma hamlesini başlatalım diyorum.

Tekrar her birinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan.

TİCARET BAKANI RUHSAR PEKCAN – Evet, gelen soruları eğer burada yetiştiremezsek yazılı olarak cevap vereceğiz zaten. Bunun dışında Plan ve Bütçede sorulan sorulardan orada yetiştiremediklerimize biz yazılı olarak cevap vermiştik. Soru önergelerine cevap vermek için de özellikle hassasiyet gösteriyoruz Bakanlık olarak.

Şimdi, öncelikle, bu Sayıştay raporlarıyla ilgili gelen sorular vardı. 2019’da Bakanlığımızın hesap işlemlerini incelediği Sayıştay raporunda Sayın Mahir Polat’ın dediği gibi kamu zararı yok. Raporda aynen şöyle diyor: “Kamu zararı olarak ifade edilebilecek hiçbir tespit bulunmamaktadır.” Aynı zamanda Bakanlığımızın iç kontrol sisteminin mevzuata uygun olarak oluşturulduğunun ve işleyişinin de etkin olduğunun görüldüğü ifade edilmektedir. Bakanlığımız mali rapor ve tablolarının tüm önemli yönleriyle doğru ve güvenilir bilgi içerdiği de vurgulanmaktadır. Bu Sayıştay bulgularından şu an itibarıyla 16 tanesi hâlihazırda tamamlanmıştır. Muhasebede sehven yapılmış bazı işlemler de var bunların arasında. 13 bulgudan 6 tanesi diğer bakanlıkların da görev alanına girdiği için onlarla koordinasyon üzerinde tamamlanmaktadır.

En çok gelen sorulardan birisi de vergi, resim, harç istisnası üzerine. Herhangi bir kuruma, şirkete veya kimseye, dayanağını açıkça Anayasa ve kanunlardan almayan bir vergi istisnası veya muafiyet tanınması imkân dâhilinde bile değildir. Bizim Bakanlığımız yatırımcı bir Bakanlık olmayıp ihale yapmamaktadır. Uluslararası ihaleleri, ihaleleri yapan kurumlar Bakanlığımıza ilgili evrakları yazılı olarak bildirmektedirler. Ayrıca hiçbir şekilde sözleşme bedeli kadar vergi, resim, harç istisnası ödenmesi de mümkün değildir. Bunun üst limiti, damga vergisi istisna tutarının üst limiti olan, kanunen 2020 yılı itibarıyla 3 milyon 239 bin 556 lira 40 kuruştur. Bunun ne kadarının kullanılacağı belge, işlem tamamlandıktan sonra belli olduğu için, baştan belli olmadığı için ilan edilememektedir ama maksimumu budur, genelde bu seviyeye de ulaşmamaktadır.

Evet, onun dışında, yap-işlet-devret modeliyle yaptırılan gümrük kapılarının işletmeleri 3996 sayılı Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun’a tabidir; 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’na ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu’na tabi değildir.

Tohumluk kredilerle ilgili envanter takip sistemi... Bu, zamanında Ziraat Bankasından verilmiş ama bir dönem bizim DFİF ödemelerine aktarılmış. Şu anda kullanılmayan, atıl duran bir para var ve bunu Hazine ve Maliye Bakanlığıyla, Tarım ve Orman Bakanlığıyla beraber Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’yla nasıl çözebileceğimizi konuşuyoruz bu şeyden de kurtulmak için.

Diğeri, Bakanlığımızın katma değeri yüksek ihracatı teşvik etmek amacıyla tasarım desteği ve tasarım ofisleri desteği var. Hiçbir şekilde kamuda 140 bin lira gibi bir ücret söz konusu değildir. Sadece tasarım ve tasarım ofisleri desteği ihracatçı birlikleri tarafından kontrole tabi, sonra Bakanlığımıza müracaat edilmektedir. Tasarım desteği alan bir firmamızın uluslararası çok ünlü markalara çalışmış bir tasarımcısına işten ayrılırken yapılan ödeme, sehven yapılmış bir ödeme, ihbar tazminatı da yapılmış ama bilahare o ihracatçı birliğine de uyarı cezası giderek bu rakam düşürüldü, olması gereken matbu rakama geldi. Bunları yazılı olarak da sizlere daha detaylı olarak zaten bildireceğiz.

CAVİT ARI (Antalya) – Verilen para geri alındı mı?

TİCARET BAKANI RUHSAR PEKCAN – Evet, evet, kesinlikle. Onu da ispatlayabiliriz.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Teşekkür ederiz.

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Bakan.

TİCARET BAKANI RUHSAR PEKCAN – Ben teşekkür ederim.

BAŞKAN – Şimdi sırasıyla dördüncü turda yer alan kamu idarelerinin bütçeleri ile kesin hesaplarına geçilmesi hususu ile bütçeleri ve kesin hesaplarını ayrı ayrı okutup oylarınıza sunacağım.

Ticaret Bakanlığının 2021 yılı merkezî yönetim bütçesine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Genel toplamı okutuyorum:

TİCARET BAKANLIĞI

1) Ticaret Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

ÖDENEK CETVELİ

 

 

 

                                                                                                                GENEL TOPLAM    6.585.834.000

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Ticaret Bakanlığının 2021 yılı merkezî yönetim bütçesi kabul edilmiştir.

Ticaret Bakanlığının 2019 yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Genel toplamları okutuyorum:

2) Ticaret Bakanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

(A)   CETVELİ

 

 

Toplam Ödenek                                                                                                                   5.310.915.108,50

Bütçe Gideri                                                                                                                        5.118.334.237,57

İptal Edilen Ödenek                                                                                                                179.922.699,90

Ertesi Yıla Devredilen Ödenek                                                                                                 15.260.598,40

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Ticaret Bakanlığının 2019 yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümleri kabul edilmiştir.

Rekabet Kurumunun 2021 yılı merkezî yönetim bütçesine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Genel toplamı okutuyorum:

REKABET KURUMU

1) Rekabet Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

ÖDENEK CETVELİ

 

 

 

                                                                                                                GENEL TOPLAM       137.500.000

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Gelir cetvelinin toplamını okutuyorum:

GELİR CETVELİ

 

 

 

                                                                                                                                  TOPLAM   137.500.000

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Rekabet Kurumunun 2021 yılı merkezî yönetim bütçesi kabul edilmiştir.

Rekabet Kurumunun 2019 yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Genel toplamları okutuyorum:

2) Rekabet Kurumu 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

(A)   CETVELİ

 

 

Toplam Ödenek                                                                                                                      122.720.000,00

Bütçe Gideri                                                                                                                           100.277.522,97

İptal Edilen Ödenek                                                                                                                  22.442.477,03

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelininin genel toplamlarını okutuyorum:

(B)    CETVELİ

 

 

Bütçe Geliri Tahmini                                                                                                                96.190.000,00

Tahsilat                                                                                                                                   113.078.727,40

Ret ve İadeler                                                                                                                                455.821,98

Net Tahsilat                                                                                                                            112.622.905,42

BAŞKAN – Kabul edenler… Etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Rekabet Kurumunun 2019 yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümleri kabul edilmiştir.

Helal Akreditasyon Kurumunun 2021 yılı merkezî yönetim bütçesine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Genel toplamı okutuyorum:

HELAL AKREDİTASYON KURUMU

1) Helal Akreditasyon Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

ÖDENEK CETVELİ

 

 

 

                                                                                                                GENEL TOPLAM           6.455.000

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Gelir cetvelinin toplamını okutuyorum:

GELİR CETVELİ

 

 

 

                                                                                                                                  TOPLAM       6.355.000

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Helal Akreditasyon Kurumunun 2021 yılı merkezî yönetim bütçesi kabul edilmiştir.

Helal Akreditasyon Kurumunun 2019 yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Genel toplamları okutuyorum:

2) Helal Akreditasyon Kurumu 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

(A)   CETVELİ

 

 

Toplam Ödenek                                                                                                                          7.967.500,00

Bütçe Gideri                                                                                                                               6.469.313,39

İptal Edilen Ödenek                                                                                                                    1.498.186,61

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelininin genel toplamını okutuyorum:

(B)    CETVELİ

 

 

Bütçe Geliri Tahmini                                                                                                                  3.876.000,00

Tahsilat                                                                                                                                       5.400.488,09

BAŞKAN – Kabul edenler … Etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Helal Akreditasyon Kurumunun 2019 yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümleri kabul edilmiştir.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının 2021 yılı merkezî yönetim bütçesine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Genel toplamı okutuyorum:

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI

1) Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

ÖDENEK CETVELİ

 

 

 

                                                                                                                GENEL TOPLAM  11.918.182.000

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının 2021 yılı merkezî yönetim bütçesi kabul edilmiştir.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının 2019 yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Genel toplamları okutuyorum:

2) Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

(A)    CETVELİ

 

 

Toplam Ödenek                                                                                                                   9.469.412.046,67

Bütçe Gideri                                                                                                                        9.214.083.984,68

İptal Edilen Ödenek                                                                                                                255.328.061,99

Ertesi Yıla Devredilen Ödenek                                                                                               178.915.984,50

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının 2019 yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümleri kabul edilmiştir.

GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığının 2021 yılı merkezî yönetim bütçesine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Genel toplamı okutuyorum:

GAP BÖLGE KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI

1) GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

ÖDENEK CETVELİ

 

 

 

                                                                                                                GENEL TOPLAM         95.866.000

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Gelir cetvelinin toplamını okutuyorum:

GELİR CETVELİ

 

 

 

                                                                                                                                  TOPLAM     94.616.000

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığının 2021 yılı merkezî yönetim bütçesi kabul edilmiştir.

GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığının 2019 yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Genel toplamları okutuyorum:

2) GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

(A)    CETVELİ

 

 

Toplam Ödenek                                                                                                                        88.330.200,00

Bütçe Gideri                                                                                                                             76.731.325,89

Ödenek Üstü Gider                                                                                                                     4.991.329,89

İptal Edilen Ödenek                                                                                                                  16.590.204,00

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelinin genel toplamlarını okutuyorum:

 (B) CETVELİ

 

 

Bütçe Geliri Tahmini                                                                                                                88.199.000,00

Tahsilat                                                                                                                                     69.552.761,13

BAŞKAN – Kabul edenler… Etmeyenler… Kabul edilmiştir.

GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığının 2019 yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümleri kabul edilmiştir.

Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığının 2021 yılı merkezî yönetim bütçesine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Genel toplamı okutuyorum:

DOĞU ANADOLU PROJESİ BÖLGE KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI

1) Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

ÖDENEK CETVELİ

 

 

 

                                                                                                                                  TOPLAM     96.666.000

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Gelir cetvelinin toplamını okutuyorum:

GELİR CETVELİ

 

 

 

                                                                                                                                  TOPLAM     96.366.000

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığının 2021 yılı merkezî yönetim bütçesi kabul edilmiştir.

Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığının 2019 yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Genel toplamları okutuyorum:

2) Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

(A)    CETVELİ

 

 

Toplam Ödenek                                                                                                                      126.130.000,00

Bütçe Gideri                                                                                                                           119.811.670,97

İptal Edilen Ödenek                                                                                                                    6.318.329,03

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelinin genel toplamlarını okutuyorum:

(B) CETVELİ

 

 

Bütçe Geliri Tahmini                                                                                                                89.950.000,00

Tahsilat                                                                                                                                     84.397.411,04

BAŞKAN – Kabul edenler… Etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığının 2019 yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümleri kabul edilmiştir.

Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığının 2021 yılı merkezî yönetim bütçesine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Genel toplamı okutuyorum:

KONYA OVASI PROJESİ BÖLGE KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI

1) Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

ÖDENEK CETVELİ

 

 

 

                                                                                                                GENEL TOPLAM       129.979.000

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Gelir cetvelinin toplamını okutuyorum:

GELİR CETVELİ

 

 

 

                                                                                                                                  TOPLAM   128.979.000

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığının 2021 yılı merkezî yönetim bütçesi kabul edilmiştir.

Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığının 2019 yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Genel toplamları okutuyorum:

2) Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

(A) CETVELİ

 

 

Toplam Ödenek                                                                                                                      127.238.000,00

Bütçe Gideri                                                                                                                           120.109.466,56

İptal Edilen Ödenek                                                                                                                    7.128.533,44

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelinin genel toplamlarını okutuyorum:

(B) CETVELİ

 

 

Bütçe Geliri Tahmini                                                                                                              117.343.000,00

Tahsilat                                                                                                                                   126.072.389,85

BAŞKAN – Kabul edenler… Etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığının 2019 yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümleri kabul edilmiştir.

Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığının 2021 yılı merkezî yönetim bütçesine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Genel toplamı okutuyorum:

DOĞU KARADENİZ PROJESİ BÖLGE KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI

1) Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

ÖDENEK CETVELİ

 

 

 

                                                                                                                GENEL TOPLAM         95.506.000

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Gelir cetvelinin toplamını okutuyorum:

GELİR CETVELİ

 

 

 

                                                                                                                                  TOPLAM     95.206.000

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığının 2021 yılı merkezî yönetim bütçesi kabul edilmiştir.

Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığının 2019 yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Genel toplamları okutuyorum:

2) Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

 (A) CETVELİ

 

 

Toplam Ödenek                                                                                                                        87.078.000,00

Bütçe Gideri                                                                                                                             85.484.230,97

İptal Edilen Ödenek                                                                                                                    1.593.769,03

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelinin genel toplamlarını okutuyorum:

 (B) CETVELİ

 

 

Bütçe Geliri Tahmini                                                                                                                85.893.000,00

Tahsilat                                                                                                                                     87.544.411,42

BAŞKAN – Kabul edenler… Etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığının 2019 yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümleri kabul edilmiştir.

Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığının 2021 yılı merkezî yönetim bütçesine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Genel toplamı okutuyorum:

KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ İŞLETMELERİ GELİŞTİRME VE DESTEKLEME İDARESİ BAŞKANLIĞI

1) Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

ÖDENEK CETVELİ

 

 

 

                                                                                                                GENEL TOPLAM    2.069.007.000

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Gelir cetvelinin toplamını okutuyorum:

GELİR CETVELİ

 

 

 

                                                                                                                                  TOPLAM                                                                                                                                                   2.069.007.000

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığının 2021 yılı merkezî yönetim bütçesi kabul edilmiştir.

Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığının 2019 yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Genel toplamları okutuyorum:

2) Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

(A) CETVELİ

 

 

Toplam Ödenek                                                                                                                   2.787.159.900,00

Bütçe Gideri                                                                                                                        2.748.572.006,20

İptal Edilen Ödenek                                                                                                                  38.587.893,80

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelinin genel toplamlarını okutuyorum:

(B) CETVELİ

 

 

Bütçe Geliri Tahmini                                                                                                           2.248.591.000,00

Tahsilat                                                                                                                                2.718.969.725,56

Ret ve İadeler                                                                                                                                 164.631,03

Net Tahsilat                                                                                                                         2.718.805.094,53

BAŞKAN – Kabul edenler… Etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığının 2019 yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümleri kabul edilmiştir.

Türk Standardları Enstitüsünün 2021 yılı merkezî yönetim bütçesine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Genel toplamı okutuyorum:

TÜRK STANDARDLARI ENSTİTÜSÜ

1) Türk Standardları Enstitüsü 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

ÖDENEK CETVELİ

 

 

 

                                                                                                                GENEL TOPLAM       620.425.000

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Gelir cetvelinin toplamını okutuyorum:

GELİR CETVELİ

 

 

 

                                                                                                                                  TOPLAM   549.660.000

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Türk Standardları Enstitüsünün 2021 yılı merkezî yönetim bütçesi kabul edilmiştir.

Türk Standardları Enstitüsünün 2019 yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Genel toplamları okutuyorum:

2) Türk Standardları Enstitüsü 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

(A)    CETVELİ

 

 

Toplam Ödenek                                                                                                                      567.849.270,00

Bütçe Gideri                                                                                                                           486.422.558,40

İptal Edilen Ödenek                                                                                                                  81.426.711,60

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelinin genel toplamlarını okutuyorum:

 (B) CETVELİ

 

 

Bütçe Geliri Tahmini                                                                                                              453.533.000,00

Tahsilat                                                                                                                                   452.910.478,36

Ret ve İadeler                                                                                                                             3.229.918,01

Net Tahsilat                                                                                                                            449.680.560,35

BAŞKAN – Kabul edenler… Etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Türk Standardları Enstitüsünün 2019 yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümleri kabul edilmiştir.

Türk Patent ve Marka Kurumunun 2021 yılı merkezî yönetim bütçesine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Genel toplamı okutuyorum:

TÜRK PATENT VE MARKA KURUMU

1) Türk Patent ve Marka Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

ÖDENEK CETVELİ

 

 

 

                                                                                                                GENEL TOPLAM       146.162.000

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Gelir cetvelinin toplamını okutuyorum:

GELİR CETVELİ

 

 

 

                                                                                                                                  TOPLAM   205.334.000

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Türk Patent ve Marka Kurumunun 2021 yılı merkezî yönetim bütçesi kabul edilmiştir.

Türk Patent ve Marka Kurumunun 2019 yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Genel toplamları okutuyorum:

2) Türk Patent ve Marka Kurumu 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

(A) CETVELİ

 

 

Toplam Ödenek                                                                                                                      112.512.500,00

Bütçe Gideri                                                                                                                           105.958.963,85

İptal Edilen Ödenek                                                                                                                    6.553.536,15

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelinin genel toplamlarını okutuyorum:

(B) CETVELİ

 

 

Bütçe Geliri Tahmini                                                                                                              214.969.000,00

Tahsilat                                                                                                                                   162.516.073,30

Ret ve İadeler                                                                                                                                562.833,40

Net Tahsilat                                                                                                                            161.953.239,90

BAŞKAN – Kabul edenler… Etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Türk Patent ve Marka Kurumunun 2019 yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümleri kabul edilmiştir.

Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumunun 2021 yılı merkezî yönetim bütçesine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Genel toplamı okutuyorum:

TÜRKİYE BİLİMSEL VE TEKNOLOJİK ARAŞTIRMA KURUMU

1) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

ÖDENEK CETVELİ

 

 

 

                                                                                                                GENEL TOPLAM    5.251.272.000

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Gelir cetvelinin toplamını okutuyorum:

GELİR CETVELİ

 

 

 

                                                                                                                                  TOPLAM                                                                                                                                                   5.249.772.000

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumunun 2021 yılı merkezî yönetim bütçesi kabul edilmiştir.

Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumunun 2019 yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Genel toplamları okutuyorum:

2) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

(A)    CETVELİ

 

 

Toplam Ödenek                                                                                                                   5.787.914.451,95

Bütçe Gideri                                                                                                                        5.219.081.902,64

İptal Edilen Ödenek                                                                                                                568.832.549,31

Ertesi Yıla Devredilen Ödenek                                                                                                 49.518.605,86

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelinin genel toplamlarını okutuyorum:

 (B) CETVELİ

 

 

Bütçe Geliri Tahmini                                                                                                           3.072.986.000,00

Tahsilat                                                                                                                                5.298.479.514,09

Ret ve İadeler                                                                                                                                956.480,27

Net Tahsilat                                                                                                                         5.297.523.033,82

BAŞKAN – Kabul edenler… Etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumunun 2019 yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümleri kabul edilmiştir.

Türkiye Bilimler Akademisinin 2021 yılı merkezî yönetim bütçesine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Genel toplamı okutuyorum:

TÜRKİYE BİLİMLER AKADEMİSİ

1) Türkiye Bilimler Akademisi 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

ÖDENEK CETVELİ

 

 

 

                                                                                                                GENEL TOPLAM         22.444.000

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Gelir cetvelinin toplamını okutuyorum:

GELİR CETVELİ

 

 

 

                                                                                                                                  TOPLAM     22.394.000

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Türkiye Bilimler Akademisinin 2021 yılı merkezî yönetim bütçesi kabul edilmiştir.

Türkiye Bilimler Akademisinin 2019 yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Genel toplamları okutuyorum:

2) Türkiye Bilimler Akademisi 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

(A) CETVELİ

 

 

Toplam Ödenek                                                                                                                        17.387.600,00

Bütçe Gideri                                                                                                                             15.350.860,41

İptal Edilen Ödenek                                                                                                                    2.036.739,59

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelinin genel toplamlarını okutuyorum:

 (B) CETVELİ

 

 

Bütçe Geliri Tahmini                                                                                                                16.900.000,00

Tahsilat                                                                                                                                     17.145.024,10

BAŞKAN – Kabul edenler… Etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Türkiye Bilimler Akademisinin 2019 yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümleri kabul edilmiştir.

Türkiye Uzay Ajansının 2021 yılı merkezî yönetim bütçesine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Genel toplamı okutuyorum:

TÜRKİYE UZAY AJANSI

1) Türkiye Uzay Ajansı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi

ÖDENEK CETVELİ

 

 

 

                                                                                                                GENEL TOPLAM         38.071.000

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Gelir cetvelinin toplamını okutuyorum:

GELİR CETVELİ

 

 

 

                                                                                                                                  TOPLAM     38.071.000

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Türkiye Uzay Ajansının 2021 yılı merkezî yönetim bütçesi kabul edilmiştir.

Türkiye Uzay Ajansının 2019 yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Genel toplamları okutuyorum:

2) Türkiye Uzay Ajansı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı

(A) CETVELİ

 

 

Toplam Ödenek                                                                                                                          1.000.000,00

Bütçe Gideri                                                                                                                                  298.377,80

İptal Edilen Ödenek                                                                                                                       701.622,20

BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(B) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:

(B) CETVELİ

 

 

Bütçe Gelir Tahmini                                                                                                                                      0

Tahsilat                                                                                                                                   147.096.529,61

BAŞKAN – Kabul edenler… Etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Türkiye Uzay Ajansının 2019 yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümleri kabul edilmiştir.

Böylece dördüncü turda yer alan kamu idarelerinin bütçeleri ve kesin hesapları kabul edilmiştir.

Hayırlı olmalarını temenni ederim.

Sayın milletvekilleri, dördüncü tur görüşmeleri tamamlanmıştır.

Programa göre kamu idarelerinin bütçe ve kesin hesaplarını sırasıyla görüşmek için 12 Aralık 2020 Cumartesi günü saat 11.00’de toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.

Kapanma Saati: 22.32



(x) 7/4/2020 tarihli 78’inci Birleşimden itibaren, coronavirüs salgını sebebiyle Genel Kurul Salonu’ndaki Başkanlık Divanı üyeleri, milletvekilleri ve görevli personel maske takarak çalışmalara katılmaktadır.

(x) 230, 231 S. Sayılı Basmayazılar ve Ödenek Cetvelleri 7/12/2020 tarihli 24’üncü Birleşim Tutanağı’na eklidir.

(x) Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.