TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

                                                                           TUTANAK DERGİSİ

 

                                                                                           78’inci Birleşim

                                                                                         7 Nisan 2020 Salı

 

(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu Tutanak Dergisi’nde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)

 

                                                                                          İÇİNDEKİLER

 

 

I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

II.- GELEN KÂĞITLAR

III.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI

1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Levent Gök’ün, coronavirüs adı verilen görünmez bir düşmanla baş edilmeye çalışıldığına, Genel Kurul Salonu’nda Başkanlık Divanı üyeleri, milletvekilleri ve görevli personelin maske takarak çalışmalarının ve sosyal mesafenin korunmasının zorunlu olduğuna, tüm İslam âleminin ve yurttaşların Berat Kandili’ni kutladığına, verimli ve hayırlı bir çalışma haftası dilediğine ilişkin konuşması

2.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Levent Gök’ün, coronavirüs şüphesiyle hastaneye kaldırılan ve test sonucu negatif çıkan MHP Genel Başkan Yardımcısı İstanbul Milletvekili Feti Yıldız’a geçmiş olsun demek istediğine ilişkin konuşması

3.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Levent Gök’ün, Meclisin gündemine hâkim olduğuna ilişkin konuşması

4.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Levent Gök’ün, demokratik ortamda tepkilerin, eleştirilerin ve her türlü tartışmanın özgürce yapılmasının doğal olduğuna, Meclis Başkan Vekili olarak Genel Kurul gündemine alınmış bir kanun teklifini görüştürmeme yetkisinin bulunmadığına ilişkin açıklaması

 

IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları

1.- Mersin Milletvekili Rıdvan Turan’ın, Covid-19 salgınının tarım sektörüne yönelik olumsuz etkilerine ilişkin gündem dışı konuşması

2.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, insan hakları ihlallerine ilişkin gündem dışı konuşması

3.- Ankara Milletvekili Emrullah İşler’in, Berat Kandili’ne ilişkin gündem dışı konuşması

 

V.- AÇIKLAMALAR

1.- Mersin Milletvekili Baki Şimşek’in, Berat Kandili’ni kutladığına, coronavirüs salgını nedeniyle öğrencilerin uzaktan eğitim gördüğü süreçte internet erişiminin bedava olmasını Ulaştırma ve Altyapı Bakanından talep ettiğine ilişkin açıklaması

2.- Osmaniye Milletvekili İsmail Kaya’nın, Berat Kandili’ne ilişkin açıklaması

3.- Osmaniye Milletvekili Mücahit Durmuşoğlu’nun, Berat Gecesi’nin insanlık için kurtuluşa ve hayırlara vesile olmasını Yüce Allah’tan niyaz ettiğine ve 7 Nisan Dünya Sağlık Günü’nü kutladığına ilişkin açıklaması

4.- Hatay Milletvekili Serkan Topal’ın, Kuveyt’te mahsur olan Hataylı hemşehrilerinin ülkeye getirilmesi hususunda gösterdikleri hassasiyetten ötürü başta Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Levent Gök olmak üzere Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, CHP Grup Başkan Vekili Özgür Özel, AK PARTİ Grup Başkan Vekili Özlem Zengin, TBMM İdare Amiri Kadim Durmaz, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran ve Hatay Milletvekili Hacı Bayram Türkoğlu’na teşekkür ettiğine ilişkin açıklaması

5.- Mersin Milletvekili Ali Cumhur Taşkın’ın, tüm İslam âleminin Berat Gecesi’ni tebrik ettiğine, coronavirüs salgınından kurtulabilmek için sosyal izolasyona uyulması gerektiğine ve salgında hayatını kaybeden vatandaşlara Allah’tan rahmet dilediğine ilişkin açıklaması

6.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, Artvin ili Arhavi ilçesinde yaşanılan mağduriyetin giderilebilmesi için maske satışlarının serbest bırakılması, Eti Bakır AŞ’nin Artvin ili Murgul ve Cerattepe ilçelerindeki işletmelerinde çalışan işçiler ile Yusufeli Barajı inşaatında çalışan işçilerin mağduriyetinin önlenebilmesi ve hijyenik koşulların sağlanabilmesi için ücretli izin işleminin devreye sokulması gerektiğine ilişkin açıklaması

7.- İzmir Milletvekili Murat Çepni’nin, coronavirüs salgını sebebiyle tüm çalışanlar için ücretli izin ilan edilmesi, iktidarın şirketlerin kârını değil halkın sağlığını dikkate alması gerektiğine ilişkin açıklaması

8.- Niğde Milletvekili Selim Gültekin’in, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde uygulanmaya başlanılan Sağlıkta Dönüşüm Programı sayesinde coronavirüs salgınıyla mücadelenin başarıyla yürütüldüğüne, 6 Mayısta ihalesi yapılacak olan 400 yataklı hastanenin Niğde iline kazandırılmasında emeği geçenlere teşekkür ettiğine ve Berat Gecesi’ni tebrik ettiğine ilişkin açıklaması

9.- Mersin Milletvekili Hacı Özkan’ın, Berat Kandili’ne ilişkin açıklaması

10.- İstanbul Milletvekili Hayati Arkaz’ın, Berat Kandili’ni kutladığına, Covid-19’la mücadelede virüse enfekte oldukları için hayatını kaybeden doktorların ve sağlık çalışanlarının şehit sayılması gerektiğine, Profesör Doktor Cemil Taşçıoğlu ve Profesör Doktor Feriha Öz’ün şahsında görevi başında vefat eden sağlık çalışanlarını rahmetle andığına ilişkin açıklaması

11.- Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir’in, küresel iktisadi aktörlerden Fitch Ratings’in “Türkiye son iki yıldır aldığı tedbirlerle bu yıl enflasyonu yüzde 8 düzeyinde tutacak.” tespitine ve başarılarının sırrının hükûmet etme biçimleri olduğuna ilişkin açıklaması

12.- Balıkesir Milletvekili Yavuz Subaşı’nın, Covid-19 salgını nedeniyle hayatını kaybeden vatandaşlara Yüce Allah’tan rahmet dilediğine, salgınla mücadele eden başta Sağlık Bakanı olmak üzere Bilim Kurulu üyelerine, doktorlara ve tüm sağlık çalışanlarına şükranlarını sunduğuna, Berat Kandili’ni tebrik ettiğine ilişkin açıklaması

13.- Gaziantep Milletvekili Ali Muhittin Taşdoğan’ın, zor şartlarda görevini yapmaya çalışan posta dağıtıcıları ile PTT çalışanlarının özlük haklarının iyileştirilmesi gerektiğine ve Berat Kandili’ni tebrik ettiğine ilişkin açıklaması

14.- Denizli Milletvekili Yasin Öztürk’ün, Berat Kandili’ni kutladığına, Meclis Başkanı Mustafa Şentop’un vatandaşlara “23 Nisan saat 21.00’de evlerden İstiklal Marşı okuyalım.” çağrısını desteklediğine ve Diyanet İşleri Başkanlığından Meclisin açılışının 100’üncü yılı vesilesiyle minarelerden de İstiklal Marşı’nın okunması konusunda hassasiyet göstermesini rica ettiğine ilişkin açıklaması

15.- Adana Milletvekili Orhan Sümer’in, Berat Kandili’ni kutladığına, coronavirüs salgını nedeniyle yaşamını yitiren yurttaşlara Allah’tan rahmet dilediğine, minibüs ve servis aracı esnafının mağduriyetlerinin giderilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması

16.- İstanbul Milletvekili Mustafa Demir’in, corona virüsün dünyada ve ülkede tehdit oluşturmaya devam ettiğine, Türkiye’nin üçüncü büyük sağlık projesi olan Başakşehir İkitelli Şehir Hastanesi yol yapımını Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının üstlendiğine ilişkin açıklaması

17.- Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun, milyonların infaz yasasını beklediğine, Türkiye Büyük Millet Meclisinde milletvekillerinin kendilerini maskeyle korurken cezaevlerinde dezenfektesiz kapalı ortamlarda bekleyen insanların ne yapması gerektiğini öğrenmek istediğine ilişkin açıklaması

18.- Ağrı Milletvekili Dirayet Dilan Taşdemir’in, iki yüz seksen sekiz gündür ölüm orucunda olan Grup Yorum üyesi Helin Bölek’in yaşamını yitirdiğine, İbrahim Gökçek ile Mustafa Koçak’ın taleplerine Meclisin seyirci kalmaması ve ölümleri durdurma noktasında sorumluluk alması gerektiğine ilişkin açıklaması

19.- Mardin Milletvekili Tuma Çelik’in, 11 Ocaktan beri kayıp olan Şırnak ili Beytüşşebap ilçesi Mehri köyünde yaşayan Hürmüz Diril ile Şimuni Diril’in bulunması için etkili bir arama çalışması yapılmadığına, 20 Martta Şimuni Diril’in cansız bedenine ulaşıldığına, Hürmüz Diril’in bulunması için harekete geçilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması

20.- Kocaeli Milletvekili İlyas Şeker’in, coronavirüsle mücadelede Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde ve Sağlık Bakanının koordinasyonunda önemli çalışmalar yapıldığına, Kocaeli İl Sağlık Müdürü Operatör Doktor Şenol Ergüney başta olmak üzere ilçe sağlık müdürleri ile ekiplerine ve tüm sağlık çalışanlarına teşekkür ettiğine, Berat Kandili’ni kutladığına ilişkin açıklaması

21.- İstanbul Milletvekili Turan Aydoğan’ın, Ankara Üniversitesi öğrencilerinin bursunu kesen Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumunu sosyal devlet olgusuna ve gençlerin anayasal teminatlarının işletilmesine davet ettiğine ilişkin açıklaması

22.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, Berat Kandili’ni tebrik ettiğine, coronavirüs salgını nedeniyle Ankara ve İstanbul başta olmak üzere birçok büyükşehir belediyesinin başlattığı dar gelirli ve ihtiyaç sahibi ailelere yardım kampanyasının İçişleri Bakanlığınca durdurulmasını kınadıklarına, Et ve Süt Kurumunun depolarındaki 50 bin ton ithal etin bozulduğuna dair duyumlara ilişkin açıklama beklediklerine, salgınla mücadelede en ön safta yer alan sağlık çalışanlarının özlük haklarının iyileştirilmesi ve İYİ PARTİ Genel Başkanı Meral Akşener’in talimatıyla koronavirüs mücadelesinde ölen sağlık çalışanlarının şehit sayılması için verdikleri kanun teklifinin Meclis Genel Kuruluna bir an evvel getirilmesi gerektiğine, Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Levent Gök’e Genel Kurul Salonu’ndaki maske uygulaması için teşekkür ettiğine ilişkin açıklaması

 

 

23.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, MHP Genel Başkan Yardımcısı İstanbul Milletvekili Feti Yıldız’ın coronavirüs testinin negatif çıktığına, endişe edecek bir durumun söz konusu olmadığına ve geçmiş olsun dileğinde bulunduklarına, Berat Kandili’nin tüm İslam âlemi ve insanlık için hayırlara vesile olmasını niyaz ettiğine, 4 Nisan ülkücü hareketin kurucusu Başbuğ Alparslan Türkeş’in vefatının 23’üncü seneidevriyesine, 7 Nisan Dünya Sağlık Günü’nü kutladığına, coronavirüs salgını nedeniyle hayatını kaybeden vatandaşlara Allah’tan rahmet dilediğine, Sağlık Bakanlığının virüsün dünyaya deklare edildiği 10 Ocak 2020 tarihinden önce gerekli çalışmaları başlattığına, müzisyen ve bestekâr Ahmet Şafak’ın şarkı sözleriyle sözlerini tamamlamak istediğine ilişkin açıklaması

24.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç’un, Berat Kandili’nin sağlık, huzur ve barış getirmesini dilediklerine, Mecliste coronavirüsten korunma konusunda gerekli özenin gösterildiğine ancak cezaevlerinde bulunan insanların ve zorunlu olmamasına rağmen üretimin sürdüğü iş yerlerinde çalışan emekçilerin aynı özen ve dikkati gösteremediğine, uluslararası birçok kurum ve kuruluşun cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülerin coronavirüs sebebiyle tahliye edilmesine dair ülkelere çağrıda bulunduğuna, bir hekimin daha corona testinin pozitif çıkması nedeniyle İzmir Şakran Cezaevinde önlemlerin yeterince alınıp alınmadığını öğrenmek istediklerine, Diyarbakır İl Sağlık Müdürlüğünün yaptığı açıklamaya göre yirmi yedi günde Diyarbakır ilinde yapılan toplam test sayısına ve gerçeğin ortaya çıkması açısından yapılan coronavirüs test sayısının önemli olduğuna ilişkin açıklaması

25.- Manisa Milletvekili Özgür Özel’in, coronavirüs nedeniyle hayatını kaybeden vatandaşlara Allah’tan rahmet dilediklerine, salgınla mücadele eden herkese şükranlarını sunduklarına, Berat Kandili’nin tüm insanlığa sağlık ve huzur getirmesini temenni ettiklerine, ceza infaz düzenlemesinin herkesin adalet duygusunu zedelemeyecek şekilde yapılmasının önemli olduğuna, coronavirüs salgınıyla mücadele edilen bir dönemde Kanal İstanbul ihalesine çıkılarak yanlış yapıldığına, Manisa ili Kırkağaç ilçesi Karakurt Mahallesi’nde yaşanılan mağduriyetin giderilmesi gerektiğine, sağlık alanında şiddetin önlenmesine yönelik hazırladıkları kanun teklifinin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergenin oylamasının herkes için samimiyet testi olduğuna, ölüm orucunda olan Grup Yorum üyesi Helin Bölek’in hayatını kaybetmesi üzerine sosyal medya aracılığıyla yapılan açıklamaya İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun verdiği cevaba ilişkin açıklaması

26.- Tokat Milletvekili Özlem Zengin’in, Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Levent Gök’e Genel Kurul Salonu’nda maske takılması konusunda gösterdiği hassasiyet için teşekkür ettiğine, virüs nedeniyle hayatını kaybeden vatandaşlara Allah’tan rahmet, sağlık çalışanlarına kolaylıklar, Ankara ili Elmadağ ilçesi ROKETSAN fabrikasında meydana gelen patlamada yaralananlara şifa dilediğine, 4 Nisan Alparslan Türkeş’i vefatının 23’üncü seneidevriyesinde rahmetle yâd ettiğine, Berat Gecesi’nin herkesin duasının kabul olduğu bir gece olmasını Yüce Allah’tan niyaz ettiğine, Grup Yorum’un konserlerinde terör propagandası yapıldığına, ölüm orucu denilen itiraz yönteminin artık kalmadığına, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun sözlerinin Grup Yorum’un kendi gerçeğini ortaya koymak olduğuna ilişkin açıklaması

27.- Manisa Milletvekili Özgür Özel’in, Tokat Milletvekili Özlem Zengin’in yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

28.- Tokat Milletvekili Özlem Zengin’in, Manisa Milletvekili Özgür Özel’in yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

29.- Diyarbakır Milletvekili Oya Eronat’ın, Diyarbakır ilinde ateş, öksürük ve solunum problemiyle hastaneye başvuran hastaların tomografsinin çekilip, corona testinin yapıldığına, Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile Dicle Üniversitesi Hastanesinde istenirse günde 500 kişiye test yapılabileceğine ilişkin açıklaması

30.- Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer’in, Tarım ve Orman Bakanı tarafından 21 ile stratejik ürünler için yüzde 75 tohum desteği yapılacağının açıklandığına, tohum desteğinin Eskişehir ve kalan diğer illeri de içine alacak şekilde genişletilmesini talep ettiklerine ilişkin açıklaması

31.- Muş Milletvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit’in, İçişleri Bakanlığının kararıyla Muş ili merkez, Varto, Bulanık ve Malazgirt ilçe belediyesindeki 7 HDP’li meclis üyesinin görevlerinden uzaklaştırılmasını kınadıklarına ilişkin açıklaması

32.- Tokat Milletvekili Özlem Zengin’in, İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç’un AK PARTİ grup önerisi üzerinde HDP Grubu adına yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

33.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç’un, Tokat Milletvekili Özlem Zengin’in yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

34.- Manisa Milletvekili Özgür Özel’in, sağlık alanında şiddetin önlenebilmesi için hazırladıkları kanun teklifinin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergenin oylamasına hep birlikte el kaldırmak suretiyle sağlık çalışanlarını Meclis olarak alkışlama fırsatının yaratılması gerektiğine ilişkin açıklaması

35.- Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş’ın, sağlık alanında şiddetin önlenmesi amacıyla hazırlanan yasa teklifine Halkların Demokratik Partisi olarak destek vermeye hazır olduklarına ilişkin açıklaması

36.- Tokat Milletvekili Özlem Zengin’in, hekimlere karşı yapılan şiddeti kabul etmelerinin mümkün olmadığına ve meseleyle alakalı hazırlıklarının bulunduğuna ilişkin açıklaması

37.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, sağlıkta şiddet konusunun gündemlerinde olduğuna ilişkin açıklaması

38.- Manisa Milletvekili Özgür Özel’in, sağlık alanında şiddetin önlenmesi meselesini uzlaşı ortamında değerlendirmek üzere teklifte bulunduklarına ilişkin açıklaması

39.- Manisa Milletvekili Özgür Özel’in, Başkanlık Divanı olarak oylaması bekleyen işlerin işleme alınmasının İç Tüzük ihlali olduğuna ancak coronavirüs şartlarında Meclisin çalışması açısından olabilir gördüklerine ve “Normal şartlardaki müzakerelere örnek teşkil etmemek kaydıyla.” diyerek şerh düşmek istediklerine ilişkin açıklaması

40.- Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş’ın, 207 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılan Komisyon Raporu’nun af kanunu niteliğinde olduğuna ve beşte 3 çoğunluğun aranması gerektiğine, Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Levent Gök’ün Raporu görüşmeye açması hâlinde usul tartışması talep ettiğine ilişkin açıklaması

41.- Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş’ın, 207 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin beşte 3 nisapla kabul edilmemesinin hukuka ve Anayasa’ya aykırı olduğuna, Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Levent Gök’ün tutumunu reddettiklerine ilişkin açıklaması

42.- Manisa Milletvekili Özgür Özel’in, Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbül’ün görüşülmekte olan 207 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin tümü üzerinde MHP Grubu adına yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

43.- Tokat Milletvekili Özlem Zengin’in, Manisa Milletvekili Özgür Özel’in yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ve eleştirilerin belli bir dozda ve ciddiyet içerisinde yapılması gerektiğine ilişkin açıklaması

44.- Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbül’ün, Manisa Milletvekili Özgür Özel’in yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

45.- Manisa Milletvekili Özgür Özel’in, Cumhuriyet Halk Partisinin tavrının adaletten, haktan ve hukuktan yana olduğuna ve Tokat Milletvekili Özlem Zengin’in yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

46.- Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş’ın, Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbül’ün yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ve ilk günden itibaren coronavirüs salgını sebebiyle cezaevlerinin boşaltılması, uygun adli kontrol ve denetimli serbestlik yöntemleriyle önlem alınmasını söylediklerine ilişkin açıklaması

47.- Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbül’ün, Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş’ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

 

VI.- ÖNERİLER

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri

1.- İYİ PARTİ Grubunun, Grup Başkan Vekili Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan tarafından, sağlık merkezlerine ulaşılabilirliğin kolaylaştırılması, hasta yatak sayısının ve ekipmanlarının artırılması, salgın hastalıklarla mücadele ve karantina hastanelerinin oluşturulması, salgın hastalık tehlikesi süresince diğer hastalıkların tedavisinde mağduriyetlerin yaşanmaması için başta kapatılan kamu hastanelerinin açılması olmak üzere gerekli tüm tedbirlerin tespit edilerek ivedilikle uygulamaya geçilmesi amacıyla 7/4/2020 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 7 Nisan 2020 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

2.- HDP Grubunun, İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay Pekgözegü ve 19 arkadaşı tarafından, işçilerin koronavirüs salgınının tıbbi, ekonomik ve sosyal sonuçlarına karşı korunması için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan (10/2752) esas numaralı Meclis Araştırması Önergesi’nin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 7 Nisan 2020 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

3.- CHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi Gündemi’nin “Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler” kısmında yer alan, yeni tip corona virüsün iş ve işçi sağlığı üzerindeki etkilerinin araştırılarak alınacak önlemlerin belirlenmesi amacıyla verilmiş olan (10/2699) esas numaralı Meclis Araştırması Önergesi’nin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 7 Nisan 2020 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

4.- AK PARTİ Grubunun, Genel Kurulun çalışma gün ve saatlerinin yeniden düzenlenmesine; 207 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin kırk sekiz saat geçmeden Gündem’in “Kanun Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının 1’inci sırasına alınmasına ve diğer işlerin sırasının buna göre teselsül ettirilmesine; 207 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesine ilişkin önerisi

 

VII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Önergeler

1.- İstanbul Milletvekili Ali Şeker’in, (2/1133) esas numaralı Türk Ceza Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/73)

 

 

 

VIII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

A) Kanun Teklifleri

1.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Filistin Devleti Hükümeti Arasında Filistin-Türkiye Dostluk Hastanesi’nin Gazze’de Ortak İşletilmesi ve Devri ile Filistin Vatandaşlarının Tıpta Uzmanlık Eğitimini Türkiye’de Almasına Dair Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/1456) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 50)

2.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın Transit ve Ulaştırma İşbirliği Anlaşması (Lapis Lazuli Güzergâh Anlaşması)’nın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/1195) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 24)

3.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kırgız Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Sosyal Güvenlik Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/1460) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 51)

4.- İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Nijerya Federal Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticari ve Ekonomik İşbirliği Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/1589) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 61)

5.- İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Özbekistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Askeri Eğitim Öğretim Alanında İşbirliği Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/1599) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 63)

6.- İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Bangladeş Halk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Askeri Eğitim ve Öğretim İş Birliği Anlaşmasına Dair 1 Numaralı Değişiklik Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/1601) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 65)

7.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Tekirdağ Milletvekili Mustafa Şentop’un Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna Hükümeti Arasında Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna Hükümeti Arasında Gelir ve Servet Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşmasını Değiştiren Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/1800) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 77)

8.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Tekirdağ Milletvekili Mustafa Şentop’un Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Avrupa Bölge Ofisi Vasıtasıyla Dünya Sağlık Örgütü Arasında İnsani ve Sağlık Acil Durumlarına Hazırlıklılık DSÖ Coğrafi Ayrık Ofisi’nin İstanbul Türkiye’de Kurulmasına İlişkin Ev Sahibi Ülke Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/1803) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 78)

9.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Özbekistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Uluslararası Kombine Yük Taşımacılığı Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/1359) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 80)

10.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın Uluslararası Demiryolu Taşımalarına İlişkin Sözleşme (COTIF) Hakkında Kısmi Revizyonun Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/1544) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 81)

 

 

11.- İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Sürücü Belgelerinin Karşılıklı Tanınması ve Tebdiline İlişkin Anlaşma ve Anlaşmada Değişiklik Yapılmasına Dair Notaların Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/1595) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 85)

12.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın Türkiye Cumhuriyeti ile Moğolistan Arasında Sosyal Güvenlik Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/1196) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 107)

13.- Tekirdağ Milletvekili Mustafa Şentop’un Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Sırbistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Hava Ulaştırma Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/2022) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 115)

14.- Tekirdağ Milletvekili Mustafa Şentop’un Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Veri Paylaşımına İlişkin İş Birliği Uygulama Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/2057) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 122)

15.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Denizli Milletvekili Cahit Özkan, Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbül ve Afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkaya ile 57 Milletvekilinin Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2762) ve Adalet Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 207)

 

IX.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER

1.- 207 sıra sayılı Komisyon Raporu’nun işleme alınmasının Anayasa ve İç Tüzük hükümlerine uygun olup olmadığı hakkında

 

X.- OYLAMALAR

1.- (S. Sayısı: 50) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Filistin Devleti Hükümeti Arasında Filistin-Türkiye Dostluk Hastanesi’nin Gazze’de Ortak İşletilmesi ve Devri ile Filistin Vatandaşlarının Tıpta Uzmanlık Eğitimini Türkiye’de Almasına Dair Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi’nin oylaması

2.- (S. Sayısı: 24) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın Transit ve Ulaştırma İşbirliği Anlaşması (Lapis Lazuli Güzergâh Anlaşması)’nın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi’nin oylaması

3.- (S. Sayısı: 51) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kırgız Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Sosyal Güvenlik Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi’nin oylaması

4.- (S. Sayısı: 61) İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Nijerya Federal Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticari ve Ekonomik İşbirliği Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi’nin oylaması

5.- (S. Sayısı: 63) İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Özbekistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Askeri Eğitim Öğretim Alanında İşbirliği Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi’nin oylaması

 

6.- (S. Sayısı: 65) İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Bangladeş Halk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Askeri Eğitim ve Öğretim İş Birliği Anlaşmasına Dair 1 Numaralı Değişiklik Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi’nin oylaması

7.- (S. Sayısı: 77) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Tekirdağ Milletvekili Mustafa Şentop’un Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna Hükümeti Arasında Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna Hükümeti Arasında Gelir ve Servet Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşmasını Değiştiren Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi’nin oylaması

8.- (S. Sayısı: 78) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Tekirdağ Milletvekili Mustafa Şentop’un Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Avrupa Bölge Ofisi Vasıtasıyla Dünya Sağlık Örgütü Arasında İnsani ve Sağlık Acil Durumlarına Hazırlıklılık DSÖ Coğrafi Ayrık Ofisi’nin İstanbul Türkiye’de Kurulmasına İlişkin Ev Sahibi Ülke Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi’nin oylaması

9.- (S. Sayısı: 80) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Özbekistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Uluslararası Kombine Yük Taşımacılığı Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi’nin oylaması

10.- (S. Sayısı: 81) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın Uluslararası Demiryolu Taşımalarına İlişkin Sözleşme (COTIF) Hakkında Kısmi Revizyonun Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi’nin oylaması

11.- (S. Sayısı: 85) İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Sürücü Belgelerinin Karşılıklı Tanınması ve Tebdiline İlişkin Anlaşma ve Anlaşmada Değişiklik Yapılmasına Dair Notaların Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi’nin oylaması

12.- (S. Sayısı: 107) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın Türkiye Cumhuriyeti ile Moğolistan Arasında Sosyal Güvenlik Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi’nin oylaması

13.- (S. Sayısı: 115) Tekirdağ Milletvekili Mustafa Şentop’un Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Sırbistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Hava Ulaştırma Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi’nin oylaması

14.- (S. Sayısı: 122) Tekirdağ Milletvekili Mustafa Şentop’un Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Veri Paylaşımına İlişkin İş Birliği Uygulama Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi’nin oylaması

 

XI.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Yozgat Milletvekili Ali Keven'in, Yozgat'ın Akdağmadeni ilçesinde bulunan kurşun-çinko maden işletmelerinin faaliyetinin durdurulmasına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in cevabı (7/26403)

7 Nisan 2020 Salı

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 15.00

BAŞKAN: Başkan Vekili Levent GÖK

KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Enez KAPLAN (Tekirdağ)

-----0-----

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 78’inci Birleşimini açıyorum.

Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.

III.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI

1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Levent Gök’ün, coronavirüs adı verilen görünmez bir düşmanla baş edilmeye çalışıldığına, Genel Kurul Salonu’nda Başkanlık Divanı üyeleri, milletvekilleri ve görevli personelin maske takarak çalışmalarının ve sosyal mesafenin korunmasının zorunlu olduğuna, tüm İslam âleminin ve yurttaşların Berat Kandili’ni kutladığına, verimli ve hayırlı bir çalışma haftası dilediğine ilişkin konuşması

BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de görülen ve pek çok canın yitirilmesine neden olan görünmez bir düşmanla baş etmeye çalışıyoruz. “corona virüsü” adı verilen bu düşman kimseyi ayırt etmiyor, dikkat etmeyen herkes tehdit altında.

Özellikle, Dünya Sağlık Örgütü ve ülkemizdeki Bilim Kurulunun yaptığı açıklamalar çerçevesinde artık kapalı yerlerde, marketlerde, otobüslerde maske takılması zorunlu hâle geldi, doğrusu da budur.

Bizler de Türkiye Büyük Millet Meclisinde kapalı alanda çalışan ve görev yapmaya çalışan milletvekilleri olarak bu tehditle burun buruna olan kişileriz. Milletvekillerimizin sağlığı önemli. Milletvekillerimizin yaptıkları görev nedeniyle çalışmalarını aksatmamaları, sağlıklarını korumaları ve özellikle sosyal mesafeyi koruyarak da maske takılmasının zorunlu olduğu bir sürecin içerisindeyiz. Bu nedenle, Meclis Başkanlığımız olarak bundan sonraki çalışmalarımızı maske takarak sürdüreceğiz ve özellikle, yine sosyal mesafeyi korumaya özen göstereceğiz.

Milletvekillerimizin ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin maske takarak, sosyal mesafeyi koruyarak yapacağı çalışmalar ayrıca toplumumuz için de önemli olacaktır. Bizler topluma örnek olması gereken insanlarız ve çalışmalarımızı bundan sonra çok daha dikkatli, tedbirlerimizi daha çok artırarak, “Bana bulaşmaz.” mantığının çok ötesinde, herkese bulaşabileceğini bilerek ama tedbirlerimizi alarak çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Bu anlamda, sayın milletvekillerimizin istisnasız, maske takmadan Meclis Genel Kuruluna gelmemelerini rica ediyorum ve sosyal mesafenin korunmasına özen gösterilmesini tekrar tekrar rica ediyorum. Bütün masalarımızda maskeler mevcuttur, kapı girişlerinde maskeler mevcuttur, dezenfekte ilaçları masalarımızda vardır. Bütün bunlara özen göstererek hiçbir milletvekilimizin ve elbette ki bütün yurttaşlarımızın inşallah bu tehlikeden bir an önce kurtulması için özenli bir çalışma sürecini hep beraber götüreceğiz. Ben, bu dikkat ve özeni gösteren bütün üye arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.

Tabii, bu arada, bizleri takip eden basın mensupları ve herkesin maske takmalarının önemini tekrar hatırlatıyorum değerli arkadaşlarım. Salonda bulunan herkesin maske takmasının zorunlu olduğunu arkadaşlarımız lütfen uyararak yerine getirsinler; basın mensupları da bunlara dâhildir değerli arkadaşlarım.(x)

Değerli arkadaşlarım, bugün Berat Kandili. Berat Kandili nedeniyle İslam âleminin ve tüm yurttaşlarımızın Berat Kandili’ni kutladığımı belirtmek istiyorum.

Hepinize verimli ve hayırlı bir çalışma haftası dileyerek çalışmalarımıza başlıyoruz. (Alkışlar)

Değerli arkadaşlarım, gündeme geçmeden önce 3 sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.

Gündem dışı ilk söz, coronavirüs kaynaklı Covid-19 salgınının tarım sektörüne olan olumsuz etkileri hakkında söz isteyen Mersin Milletvekilimiz Sayın Rıdvan Turan’a aittir.

Sayın Turan, süreniz beş dakikadır. (HDP sıralarından alkışlar)

RIDVAN TURAN (Mersin) – Sayın Başkan, sosyal mesafe kuralına uygun. Maske kuralına kürsüde de uyacak mıyız?

BAŞKAN – Bir bakın, bence konuşmalar net duyuluyor. Yani kısa konuşmalarda belki gerek duyulmuyor ama siz nasıl ihtiyaç hissederseniz.

RIDVAN TURAN (Mersin) – Arkadaşlar, sosyal mesafeye uyan bir nokta yani genel olarak bir itiraz yoksa çıkartarak konuşma niyetindeyim.

(“Çıkarma, çıkarma” sesleri)

BAŞKAN – Bence beş dakikalık konuşmalarda dikkat edelim isterseniz Rıdvan Bey, belki daha uzun konuşmalarda arkadaşlarımız çıkarabilirler.

RIDVAN TURAN (Mersin) – Peki, tamam.

BAŞKAN - Çünkü bugün topluma da belirli bir mesaj vereceğimiz için arkadaşlarımızın özen göstermesini hep beraber temin edelim.

Buyurun Sayın Turan.

IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları

1.- Mersin Milletvekili Rıdvan Turan’ın, Covid-19 salgınının tarım sektörüne yönelik olumsuz etkilerine ilişkin gündem dışı konuşması

RIDVAN TURAN (Mersin) – Değerli arkadaşlar, hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. Ekran başında bizleri izleyen halkımızı da en içten duygularımla selamlıyorum.

Coronavirüsün sebep olmuş olduğu pandemi dünyanın her tarafında çok ciddi biçimde etkisini ne yazık ki gösteriyor; ölümler birbiri ardına sıralanmış durumda. Tabii böyle bir durum söz konusu olduğunda insan sağlığı temel mesele, en az onun kadar önemli ve onu etkileyen bir başka mesele de gıda sorunumuz, beslenme sorunumuz, tarım sorunumuz.

Veba salgını 1300’lü yıllarda milyonlarca insanın ölümüne sebep olmuştu fakat ölüme sebep olan yalnızca veba bakterisi değil, aynı zamanda vebanın sebep olmuş olduğu kıtlık süreciydi. Kıtlık ve açlıktan milyonlarca insan vebayla birlikte hayatını kaybetti.

(Uğultular)

BAŞKAN – Sessiz olalım değerli arkadaşlar, lütfen.

RIDVAN TURAN (Devamla) – Değerli arkadaşlar, meseleye bu zaviyeden baktığımızda, böyle bir pandemiyle karşı karşıya kaldığımız günümüzde gıda egemenliğinin, gıda güvencesinin ve gıda güvenliğinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hep beraber görüyoruz. Fakat iktidarın birbiri ardına açıkladığı öneriler, paketler nazarıitibara alındığında bunun içerisinde, tarımı, gıda güvenliğini, gıda egemenliğini ilgilendiren hemen hemen hiçbir şeyin olmadığını üzülerek vurgulamakta fayda var. Örneğin, önlemler paketinde tarıma yer yok. Erdoğan 2020 desteklerinin ödendiğine ilişkin bilgi verdi; bu doğru değil, belli ki danışmanlar tarafından yanıltılmış durumda.

Türkiye'nin tarımsal ürünleri ithal eden bir ülke konumuna gelmiş olması dikkate alındığında ki 81 milyar dolarlık tarımsal ham madde ve ürün ithalatımıza karşı, 13 milyar doların üzerinde bir tarımsal ham madde ihracatımız var. Böylesine bir mutlak ithalatçı pozisyona düşmüş olmamız sebebiyle herhâlde, çok sorgulamamız gereken konuların başında gıda güvencesi geliyor. Hele, 2019 yılında 10 milyon ton buğdayı Rusya’dan aldığımız ve Rusya’nın ithalatı engellemeye başladığı dikkate alındığında sürecin ciddiyeti bir kez daha ortaya çıkıyor.

Arkadaşlar, Türkiye’nin farklı illerinde, 10 farklı ilinde çiftçilerle görüştüm. Herkesin ortak tedirginliği, tedarik zincirinin eskisi gibi kurulamıyor olması. Üretici ürettiği malı büyük kentlere nakledemiyor, bazen zararı pahasına, sırf tarla temizlensin diye toplatıyor. Zaten, girdi fiyatları başta olmak üzere tarımın pek çok problemi vardı, bunun üzerine coronavirüs krizi de eklenmiş oldu. Doku kültürü ve fide üretenlerin en çok kullandıkları eldivenler, maskeler, dezenfektan ürünleri ve diğer şeylerin hemen tümü yeni maliyetler hâline dönüştü.

FAO geçtiğimiz günlerde bir bilgi notu paylaştı değerli arkadaşlar. Bu salgının, gıda tedarik zincirlerini ciddi olarak etkisi altına alacağı ve dünyada bir kıtlığın söz konusu olabileceğine ilişkin önemli bir vurgu yaptı. Şimdi, mesele böyleyse, böylesine kritik bir durumdaysak, birtakım tedbirleri, bir acil eylem planını, iktidarın, Bakanlığın bir an evvel gündeme alması lazım.

Biz Halkların Demokratik Partisi Tarım Komisyonu olarak bu mesele üzerinde yaptığımız çalışmalar sonucunda şu kanaate vardık ve şu önerileri sizlerle paylaşmayı uygun gördük: Corona tehdidi ve kıtlık riskine karşı tarımla ilgili acil olarak bir eylem planı hazırlanmalı ve tarladan tabağa kadar tüm tedarik zinciri güvence altına alınmalıdır. 2019 yılına ait bütün tarımsal desteklemeler hemen ödenmeli, destekleme kapsamına bütün bitkisel ve hayvansal ürünler dâhil edilerek destekler artırılmalıdır. Çiftçilerin üretim yapabilmesi ve tarımın sürdürülebilir olması için tarım girdi fiyatlarının düşürülmesi gerekir, mazot ve diğer girdilerde KDV ve ÖTV’nin kaldırılması lazım. Bütün tarım emekçilerinin hijyenik koşullarda çalışmaları sağlanmalıdır. İşçiler tarlada en az 2 metre fiziksel mesafe olacak şekilde çalışmalıdır ve işçilere özel koruyucu giysi, maske, eldiven ve dezenfektan ürünler ücretsiz verilmelidir. Tarım alanları, virüssüz ortamda tarımsal üretimin sürmesini sağlamak amacıyla yabancıların giriş ve çıkışına kapatılmalı ve karantina alanı ilan edilmelidir. Üreticinin gerçekleştirdiği üretime devlet tarafından alım garantisi verilmelidir. Mevsimlik tarım işçilerinin seyahatleri İçişleri Bakanlığı ve…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Turan.

RIDVAN TURAN (Devamla) – …Tarım ve Orman Bakanlığının koordinasyonuyla coronavirüs faktörü göz önüne alınarak, güvenlik ve hijyen koşulları sağlanarak gerçekleştirilmelidir. Mevsimlik tarım işçileri yola çıkmadan sağlık kontrolleri yapılmalı ve barınacakları yerler normlara uygun olmalı, periyodik olarak dezenfekte edilmelidir. Kırsalda çalışanların tümü sosyal güvenlik kapsamına alınmalıdır. Tahıl ürünleri gibi risk grubundaki ürünlerin ihracatı yasaklanmalıdır. Çiftçilerimizin bankalara ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan borçları kamu borcu olarak devletçe karşılanmalıdır. İcra sebebiyle çiftçinin elinden toprağının alınması yasaklanmalıdır.

Önümüzdeki ramazan ayıyla birlikte, artan gıda talebinden dolayı haksız fiyat artışlarının önlenmesine yönelik önlemler alınmalıdır. Sınırların kapatıldığı, ticaretin askıya alındığı bu kriz döneminde gıda egemenliğinin sağlanması amacıyla yerli atalık tohumun yeniden kullanımı için acil olarak yasal bir düzenleme yapılmalıdır. 90’lı yıllarda yakılan, yıkılan ve boşaltılan köylere üretim amaçlı geriye dönüş özendirilmeli ve halkın tarımsal üretime yeniden başlama çabaları devletçe desteklenmelidir. Bunlar birkaç milyar lirayla hallolacak işler arkadaşlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

RIDVAN TURAN (Devamla) – Son cümle Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Son cümlenizi ve selamlamanızı alalım.

RIDVAN TURAN (Devamla) – Mehmet Cengiz’e 19 milyar liralık ihaleyi veren, sonra da 425 milyon liralık borcu silen iktidar umuyorum ki halkımızın geleceği için bu birkaç milyarı esirgemez.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, tabii sosyal mesafeyi koruyalım derken arkadaşlarımızın arasında mesafeler olup ve konuşmalar da ona göre olunca salonda ciddi bir gürültü var, uğultu var; buna lütfen dikkat edelim.

Ayrıca, değerli milletvekilleri, bugün, belirli aralıklarla birleşime ara vereceğim; bütün arkadaşlarımızın dışarıda hava almasını temin ederek ve ayrıca, Meclis Genel Kurulunun da havalandırılmasını temin etmeye hep beraber çalışacağız.

Gündem dışı ikinci söz, insan hakları ihlalleri hakkında söz isteyen İstanbul Milletvekilimiz Sayın Sezgin Tanrıkulu’na aittir. (CHP sıralarından alkışlar)

Süreniz beş dakika Sayın Tanrıkulu.

(Uğultular)

BAŞKAN – Arkadaşlar, uğultuyu lütfen keselim.

2.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, insan hakları ihlallerine ilişkin gündem dışı konuşması

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum. Yurttaşlarımızın Berat Kandili’ni de kutluyorum ve sağlığa vesile olmasını diliyorum.

Değerli arkadaşlar, zor zamanlardan geçiyoruz, bütün dünya zor zamanlardan geçiyor. Yani herhâlde dayanışmayla, adalet duygusuyla ve bir arada bu zor günleri de aşacağız ancak bu zor günlerde bizden beklenen, bu Parlamentodan beklenen, devletten beklenen çok önemli şeyler var. Öncelikle, yurttaşlarımızın tam da bu dönemde devlete güven duyacakları bir yönetim tarzının olması lazım; keza, adalet duygusunun herkes bakımından eşit uygulandığı bir dönemin olması lazım. En çok yardıma ihtiyacı olan yurttaşlarımıza, yoksullara, emekçilere, işsizlere, işsiz kalanlara, gündelik çalışanlara en fazla devlet elinin, yardımın, dayanışmanın uzanması gereken bir dönemdeyiz aynı zamanda ve tabii ki yaşam hakkı devletin güvencesi altında olan cezaevlerindeki yurttaşlarımızın, tutuklu ve hükümlülerin başta yaşam haklarını ve sağlık haklarını gözetmek durumundayız.

Bugün görüşmelerine başlanacak infaz yasası var yani bir diğer anlatımla af yasası, kısmi bir af yasası, Parlamentonun gündeminde olacak bugün, yarın belki. Şimdi, kulakları bizde olan, gözleri bizde olan binlerce insan var, sadece cezaevinde olan insanlar değil; onların yakınları, kardeşleri, çocukları var.

Bugün bu Parlamentoya gelecek yasa teklifi sadece hükümlülerle ilgili ve kısıtlı bir yasa teklifi ve infaz bakımından eşitliği, adaleti sağlamayacak bir yasa teklifi. Aynı zamanda da bu dönemin ihtiyaçlarını karşılamaya dönük ve infazda eşitliği esas almayan, çağdaş infaz hukukunun asıl hedefi olan suça göre infaz değil, suçun türüne göre değil suçluya göre, suçlunun tehlikeli olup olmamasına, mükerrir olup olmamasına ve toplum için tehlikeli olup olmamasına göre bir infaz sisteminden daha öteye, suç tiplerine göre infaz indirimi sağlayan bir yasa teklifi ve gerçek anlamda adaleti sağlamayan bir yasa teklifi.

Ama bunun da ötesinde, cezaevlerinde binlerce tutuklu var değerli dostlar, değerli milletvekilleri; binlerce tutuklu var. Bunlarla ilgili olarak bir yasal düzenlemeye ihtiyaç yok elbette ki. Sonuçta mahkemelerin, savcılıkların; eğer soruşturma varsa savcılıkların, kovuşturma varsa mahkemelerin, istinaf mahkemelerinin, Yargıtayın ilgili dairesinin bu konularda bir karar vermesi gerekir. Ancak mahkemelerin ve savcılıkların bu konuda adım atmadıklarını görüyoruz. Tutuklama yerine geçen adli kontrol tedbirlerinin tutuklular bakımından uygulanmadığını görüyoruz. Oysa duruşma günlerini beklemeksizin dosyaları resen ele alıp bu konuda karar verebilirlerdi. Bütün Türkiye’nin neredeyse karantina altında olduğu bir dönemde hangi suçlu, hangi tutuklu hangi delili karartacak, hangi tanığı etkileyecek ve nasıl kaçma şüphesi içerisinde olacak, nasıl? Bir şehirden başka bir şehre, bir ilçeden başka bir ilçeye gitmenin bile mümkün olmadığı bir dönemde, bu salgın döneminde nasıl bu gerekçelerle mahkemeler hâlen tutukluluk hâlinin devamına karar veriyor? Hem de başka tedbirlere dönüştürülmesi mümkün olan, eğer mahkûm olsalar mümkün olan tutuklular bakımından; gazeteciler bakımından, aktivistler bakımından nasıl böyle kararlar veriyor?

Ben burada bir çağrıyı da Sayın Cumhurbaşkanına yapmak istiyorum: Sayın Cumhurbaşkanının koyduğu rezerv nedeniyle, tahliye olup sonradan tekrar tutuklanan yurttaşlarımız var, siyasetçiler var, aktivistler var. Tahliye olmuşlardı ama Sayın Cumhurbaşkanının koyduğu rezerv nedeniyle tekrar tutuklandılar. Bunların başında, yıllarca bu Parlamentoda üyelik yapmış meslektaşım Selahattin Demirtaş var; tahliye olmuştu ancak Sayın Cumhurbaşkanı “Nasıl tahliye olur?” dediği için bir daha tutuklandı. Osman Kavala var. Osman Kavala da tahliye olmuştu ama Sayın Cumhurbaşkanının grup toplantısında yaptığı konuşmadan sonra, akşam başka bir suçtan dolayı tekrar tutuklandı. Ahmet Altan var 70 yaşında; tahliye olmuştu, hüküm veren mahkemede tahliye olmuştu ama yapılan kampanya sonrasında yetkisiz bir mahkeme tarafından tekrar tutuklandı. Selçuk Kozağaçlı tahliye edilmişti, tekrar tutuklandı. Bunun gibi onlarca ismini sayamayacağımız insan var. İdris Baluken var; tahliye edilmişti sonra tekrar tutuklandı ve konulan rezerv nedeniyle mahkûm oldu. Böyle birçok siyasetçi var.

Değerli arkadaşlar, bakın, bunların bütün vicdani yükü bu Parlamentonun ve başta Sayın Cumhurbaşkanının üzerindedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Tanrıkulu.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) – Zira bu pandeminin, bu salgının ilk vuracağı yer cezaevleridir, nitekim vurmaya başladı. Biraz önce aldığımız bir bilgiye göre Şakran Cezaevinde ikinci bir cezaevi hekimi daha virüs ön tanısıyla tedavi altına alınmış yani sonuç itibarıyla, bu hekim mutlaka cezaevi ortamından bunu kapmıştır dolayısıyla yaygınlaşması hâlinde bir kırımın meydana gelmesi mümkündür. O nedenle, buradan, bu Parlamentonun hep birlikte aynı zamanda yargıya, yargıçlara, savcılara çağrı yapması lazım. Çünkü bu kararı vermeyen yargıçlar, bu davalar bakımından söylüyorum, ileride olası kasıtla adam öldürme suçunun failleri olabilirler. O nedenle bugün, burada bu görüşmeler başlarken yargıya da mesajlarımızı iletelim ve siyasetçiler de yargının yolunu bu şekilde açsınlar. Hükümlüler bakımından da gelecek yasanın infazda eşitlik ve adaleti sağlayacak bir yasa olması için çaba içerisinde olacağımızı bir kez daha buradan ifade ediyorum. Adalet ve Kalkınma Partisi ile MHP milletvekillerini de bu konuda tutum almaya çağırıyorum.

Hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum ve sağlıkla kalın diyorum. (CHP ve HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Gündem dışı üçüncü söz, Berat Kandili nedeniyle söz isteyen Ankara Milletvekili Sayın Emrullah İşler’e aittir.

Buyurun Sayın İşler.

Süreniz beş dakika.

3.- Ankara Milletvekili Emrullah İşler’in, Berat Kandili’ne ilişkin gündem dışı konuşması

EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; bu anlamlı gecenin mübarek Berat Kandili’nin sizlere, ülkemize ve insanlığa huzur ve barışa vesile olması temennisiyle gündem dışı söz almış bulunmaktayım. Necip milletimiz başta olmak üzere yüce heyetinizi saygı ve muhabbetle selamlıyorum.

Rahmet, mağfiret, bereket ve şifa ayı olan mübarek ramazan ayının habercisi Berat Gecesi’ni bütün dünya ve insanlık ailesi, büyük bir salgın hastalığın sebep olduğu acılarla ve kederlerle karşılıyor. Bu kandil akşamında, Yüce Yaratıcı’ya yeryüzünün dört bir tarafından gelen yakarışlara, yalvarışlara, güzel ülkemizden yükselen ezan sesleriyle, dualarla ve samimiyetle akıtılan gözyaşlarıyla eşlik edeceğiz. Türkiye’mizin bütün hanelerinde, kıvançta ve tasada milletçe birlik ve beraberlik bilincimizin tezahürü olarak hep birlikte, evlerimizden ellerimizi semaya kaldırarak Yüce Allah’ımıza yalvaracak, ondan âciz kullarına acımasını ve acil şifalar lütfetmesini dileyeceğiz.

Berat Gecesi ve müjdecisi olduğu ramazan ayı, ahiretin tarlası hayat yolculuğumuzda, insanlığımızın muhasebesini yapabilme fırsatı veren Yüce Allah’ımızın ikramı olan özel zaman dilimleridir. Berat Gecesi, bizlere, insan olma sorumluluğumuzu nasıl icra ettiğimizi ve bütün bir varlık âlemiyle ilişkimizin nasıl cereyan ettiğini gözden geçirme fırsatını vermektedir. Duralım ve düşünelim; insan olarak ne yaptık, ne yapmaktayız? Bireysel olarak insanlık hâlimiz nasıl? Toplumsal olarak insanlık hâlimiz nasıl? İnsan-insan ilişkimiz ve insan-evren ilişkimiz nasıl? Bu gecede, bu ve benzeri yüksek insanlık sorularına vereceğimiz cevaplar, yaşadığımız bu büyük musibeti ola ki rahmete dönüştürecektir çünkü Berat Gecesi, ilahî sevginin ve şefkatin tecelli etmesiyle bütün âleme yayılan bağışlanmaktır, rahmettir ve şifadır; bütün insanlığı çaresiz bir gelecek endişesinin kapladığı bugünlerde bütün insanlık âlemi için bir ışık ve umuttur. Af, arınma ve kurtuluş olan Berat Gecesi hakkında Sevgili Peygamberimiz (SAV) Yüce Allah’ın “Dünyaya sevgi ve şefkatiyle tecelli ederek fecre kadar bağışlanma dileyen yok mu, onu bağışlayayım! Rızık isteyen yok mu, ona rızık vereyim! Belaya düçar olan yok mu, ona afiyet vereyim!” buyurduğunu bizlere müjdelemiştir.

Devlet yetkililerimizin ve bilim insanlarımızın, insanlığı kasıp kavuran corona virüs mikrobuna çare bulmak için her türlü idari, ilmî ve teknolojik çalışmaları büyük bir gayretle sürdürmeleri, hadisişerifte ifade edilen müjdeye erişmeye bir yol aramaktır. Öte yandan, bu kutsal gecede her birimiz kendi varoluş alanında bu müjdeyi hissetmeye çabalamalı hep birlikte ve içtenlikle Sevgili Peygamber’imizin bu müjdesine kalbî dualarımızla katılmalı ve Yüce Allah’ın merhamet, sevgi ve şefkatine sığınıp yardımını lütfetmesini istemeliyiz.

Aslında, her insanın beratı kendi elinde ve kendi sorumluluğundadır. Her musibette olduğu gibi bu kriz döneminde de sıkıntı ve zorlukları birlikte göğüsler, nimetleri paylaşır, fakir fukaraya sahip çıkar, ihtiyaç sahibini görüp gözetir ve içinde yaşadığımız kâinata, çevreye, tabiata, tüm yaratılmışlara ve bütün insanlara sevgi, şefkat ve merhamet gösterebilirsek inşallah, tüm yeryüzü darüsselama -yani barış ve güvenlik yurduna- dönüşecektir.

Bu zor zamanlarda kalbimizden kin, nefret, haset, öfke ve düşmanlık duygularını atıp sevgi ve barış yolunu tutarsak Yüce Rabb’imiz bizleri bağışlar ve nimetlerini lütfeder. Kendimiz için istediğimiz güzellikleri, başkaları için de isteyebilirsek Cenab-ı Hak bizlere tüm güzellikleri ihsan eyler. Mazlum ve mağdur insanların zorda ve darda kalmış kardeşlerimizin imdadına yetişebilirsek Yüce Rabb’imiz bizlere beratımızı lütfedecektir.

Bu duygu ve düşüncelerle aziz milletimizin, yurt dışındaki millet varlığımızın, gönül coğrafyamızdaki kardeşlerimizin ve tüm İslam âleminin mübarek Berat Gecesi’ni tebrik ediyorum. Bu gece vesilesiyle içinde bulunduğumuz şu zor günlerde yaratılmışların en şereflisi insanı yaşatmak için gece gündüz demeden çalışan sağlık çalışanlarımıza, musibetten kurtulmamız konusunda fedakârca çalışan güvenlik güçlerimize, belediye çalışanlarımıza, bütün kamu görevlilerimize gönülden teşekkürler sunuyorum. Bu kıymetli insanlarımıza yüce Allah’tan sabır, metanet ve gayret vermesini niyaz ediyorum. Bu amansız hastalıktan ölen kardeşlerimize Allah’tan rahmet, kederli ailelerine sabırlar diliyorum,

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayın Sayın İşler.

EMRULLAH İŞLER (Devamla) – Bu hastalığın yayılmaması için “Evde kal” çağrısına hassasiyetle uyan büyüklerimize, gençlerimize ve bütün duyarlı vatandaşlarımıza en kalbî şükranlarımı sunuyorum.

Suriye, Filistin, Yemen, Libya başta olmak üzere dünyanın farklı coğrafyalarında akan gözyaşının bir an önce dinmesini, milletimize zeval vermemesini, Muhammed ümmetini iyiliğe kavuşturmasını, tüm beşeriyeti hidayete eriştirmesini ve ramazanışerife barış, huzur ve güven içinde milletçe kavuşmayı Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyorum.

Bir kez daha, siz değerli milletvekillerinin ve ekranları başında bizleri izleyen necip milletimizin Berat Gecesi’ni tebrik eder, saygılar sunarım.(AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, şimdi sisteme giren değerli milletvekillerimize söz vereceğim. Tabii, bu sürecin zorluklarını bilerek biraz konuşmaları kısa tutmakta yarar var değerli arkadaşlarım. Ben ilk 30 milletvekiline söz veriyordum ama bugün ilk 20’ye söz vereyim diye düşünüyorum. Yani zamanı sizler lehine kullanarak bir an önce sizleri temiz havayla buluşturmak için de hep beraber bir çalışma yürütelim. Bugünler böyle olsun, bunların telafisini daha sonra yaparız hep beraber.

Sayın Şimşek…

V.- AÇIKLAMALAR

1.- Mersin Milletvekili Baki Şimşek’in, Berat Kandili’ni kutladığına, coronavirüs salgını nedeniyle öğrencilerin uzaktan eğitim gördüğü süreçte internet erişiminin bedava olmasını Ulaştırma ve Altyapı Bakanından talep ettiğine ilişkin açıklaması

BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, Berat Kandili’ni kutluyorum, Türk ve İslam âlemine sağlık ve mutluluk getirmesini temenni ediyorum.

Coronavirüs sebebiyle 20 milyona yakın öğrenci okullar tatil edildiği için evlerinde durmaktadır ve bunların birçoğu da uzaktan eğitim görmektedir. Çağrım Ulaştırma Bakanına: Bu süre zarfında bu öğrencilerimizi bir nebze rahatlatacak internetin bedava olması ya da bedava yapılamıyorsa bunun en az yüzde 50 indirimli olarak sunulması. Çünkü toplumun büyük bir kısmı evde, ekonomik seviyeler de ortada, aynı zamanda internet, sosyal medya ve “YouTube” üzerinden de öğrencilerimiz ders görüyorlar. Bu konuda Hükûmetin gerekli kararları alarak bu internet erişimi sağlayan firmalara verilecek talimatlarla, internet erişiminin bu süreç içerisinde bedava olmasını talep ediyor, saygılar sunuyorum.

BAŞKAN - Sayın Kaya…

2.- Osmaniye Milletvekili İsmail Kaya’nın, Berat Kandili’ne ilişkin açıklaması

İSMAİL KAYA (Osmaniye) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Berat Gecesi, biz müminlere Yüce Allah’ın kurtuluş beratı sunduğu, ilahi ve müstesna bir gecedir. Her türlü keder ve sıkıntıdan, insanı inciten hata ve günahtan, insana yakışmayan söz, tutum ve davranıştan kurtulmak için güzel bir fırsattır.

Berat Gecemiz, İslam âlemi ve tüm insanlık için Covid-19 virüsünden kurtuluşa ve hayırlara vesile olacak, dargınlıkları ve küskünlükleri unutup dostluğa, kardeşliğe, barışa, daha da önemlisi birlik ve beraberliğimizi yeniden tesis etmemize vesile olacak müstesna bir gündür. Bu vesileyle, ramazanışerifin habercisi, Allah’ın rahmetinin yeri ve göğü kapladığı Berat Gecesi’nin milletimiz, İslam âlemi ve tüm insanlık için kurtuluşa ve hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Covid-19 virüsünden dolayı vefat eden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, tüm hastalarımıza da acil şifalar dileyerek Berat Kandili’miz mübarek olsun diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – Sayın Durmuşoğlu…

3.- Osmaniye Milletvekili Mücahit Durmuşoğlu’nun, Berat Gecesi’nin insanlık için kurtuluşa ve hayırlara vesile olmasını Yüce Allah’tan niyaz ettiğine ve 7 Nisan Dünya Sağlık Günü’nü kutladığına ilişkin açıklaması

MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Osmaniye) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Bu akşam idrak edeceğimiz, ramazanışerifin müjdecisi, Allah’ın rahmetinin yeri ve göğü kapladığı Berat Gecesi’nin milletimiz, İslam âlemi ve tüm insanlık için kurtuluşa ve hayırlara vesile olmasını Yüce Allah’tan niyaz ediyorum.

Kendini sağlık hizmetine adayıp gecesini gündüzüne katarak her türlü zorluğa ve sıkıntıya göğüs geren doktorundan hasta bakıcısına tüm sağlık çalışanlarımızın 7 Nisan Dünya Sağlık Günü’nü kutluyorum.

Sağlık alanında önemli bir sınav verdiğimiz şu günlerde birçok ülkenin sağlık sistemi çökerken Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde sağlık alanında yapılan dev projeler sayesinde sağlık sistemimizin ne kadar güçlendiği bir kez daha görülmüş oldu.

Bu ülke için özverili ve fedakârca hizmet eden kahramanlarımız sayesinde inşallah bu zorlu süreci atlatacağımıza yürekten inanıyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – Sayın Topal…

4.- Hatay Milletvekili Serkan Topal’ın, Kuveyt’te mahsur olan Hataylı hemşehrilerinin ülkeye getirilmesi hususunda gösterdikleri hassasiyetten ötürü başta Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Levent Gök olmak üzere Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, CHP Grup Başkan Vekili Özgür Özel, AK PARTİ Grup Başkan Vekili Özlem Zengin, TBMM İdare Amiri Kadim Durmaz, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran ve Hatay Milletvekili Hacı Bayram Türkoğlu’na teşekkür ettiğine ilişkin açıklaması

SERKAN TOPAL (Hatay) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, ben her zaman bu kürsüde toplumun sorunlarını dile getiriyorum. Bu sefer teşekkür etmek için söz aldım.

Öncelikle başta size olmak üzere, değerli arkadaşlar; Kuveyt’te mahsur kalan Hataylı hemşehrilerimizin Türkiye’ye getirilmesi noktasında Sayın Dışişleri Bakanımıza, Grup Başkan Vekilimiz Sayın Özgür Özel’e, yine, AK PARTİ Grup Başkan Vekili Sayın Özlem Zengin’e, Türkiye Büyük Millet Meclisi İdare Amirimiz Sayın Kadim Durmaz’a ve yakinen ilgilenen Dışişleri Bakan Yardımcımız Sayın Yavuz Selim Kıran’a, AK PARTİ Hatay Milletvekilimiz Sayın Hacı Bayram Türkoğlu’na çok teşekkür ediyorum ve diğer ülkelerde de aynı hassasiyeti bekliyorum.

Teşekkür ediyorum, saygılarımı sunuyorum.

BAŞKAN – Sayın Taşkın…

5.- Mersin Milletvekili Ali Cumhur Taşkın’ın, tüm İslam âleminin Berat Gecesi’ni tebrik ettiğine, coronavirüs salgınından kurtulabilmek için sosyal izolasyona uyulması gerektiğine ve salgında hayatını kaybeden vatandaşlara Allah’tan rahmet dilediğine ilişkin açıklaması

ALİ CUMHUR TAŞKIN (Mersin) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Öncelikle, başta aziz milletimiz olmak üzere, tüm İslam âleminin Berat Gecesi’ni tebrik ediyorum. Bu mübarek gece vesilesiyle milletimizin ve tüm insanlığın bu ölümcül salgından kurtulmasını Yüce Allah’tan niyaz ediyorum.

Coronavirüse karşı alınması gereken tedbirlere uyulmadığı zaman neler olabileceğini hep beraber görüyoruz. Virüsün yayılımını durdurmak ve tamamen kurtulmak için sosyal izolasyona mutlaka uymalıyız. Kendimizi âdeta karantinaya almalıyız, maske takmalı, sosyal mesafeyi korumalıyız, gerektiğinde ellerimizi usulüne uygun olarak yıkamalıyız.

Müslümanlar olarak, bela ve müsriflikler karşısında duruşumuzun üç temel ilkesi vardır; bunlar, tedbir, tevekkül ve duadır. Alınan tüm tedbirlere titizlikle uyarken bu mübarek gecede ve her zaman tevekkül ve duayla Allah’tan yardım isteyecek, takdire de rıza göstereceğiz.

Salgında hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, tedavisi devam etmekte olan hastalarımıza da acil şifalar diliyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – Sayın Bayraktutan…

6.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, Artvin ili Arhavi ilçesinde yaşanılan mağduriyetin giderilebilmesi için maske satışlarının serbest bırakılması, Eti Bakır AŞ’nin Artvin ili Murgul ve Cerattepe ilçelerindeki işletmelerinde çalışan işçiler ile Yusufeli Barajı inşaatında çalışan işçilerin mağduriyetinin önlenebilmesi ve hijyenik koşulların sağlanabilmesi için ücretli izin işleminin devreye sokulması gerektiğine ilişkin açıklaması

UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Biraz önce telefonda Artvin’in Arhavi ilçesinden ilçe başkanımız Erkan Özyazıcı beni aradı. Arhavi’deki yurttaşlarımız -her ne kadar biz Meclis Genel Kurulunda maske taksak da- eczanelerinde maske olmasına rağmen talimat verildiği için vatandaşlarımız ne yazık ki maskeden yararlanamıyor. Bu konuda derin bir mağduriyet var, bu tehlikenin bir an önce bertaraf edilmesi için ilgili makamların talimat vermesini bekliyor ve maske satışlarının serbest bırakılmasını diliyoruz.

Bunun haricinde yine, Artvin Cerattepe’de, Murgul’da bakır işletmeleriyle alakalı Cengiz Grubu Eti Bakır İşletmeleri birtakım faaliyetlerde bulunuyor. Burada iş güvenliğiyle alakalı, sağlıkla, hijyenle alakalı sorunlar var. Yine aynı şekilde, Yusufeli ilçe merkezinde yürütülen baraj çalışmalarıyla alakalı problemler var. Burada çalışan işçiler görevlerini tamamladıktan sonra il merkezine, ilçe merkezine inmektedirler. Bu nedenle, bu mağduriyetin önlenmesi ve hijyenik koşulların sağlanması için ücretli izin işleminin bir an önce devreye sokulması gerekir. Buradaki ivedilik, acele nedir? Cerattepe’deki bu maden kıyımıyla alakalı bu zor günlerde bile…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Çepni…

7.- İzmir Milletvekili Murat Çepni’nin, coronavirüs salgını sebebiyle tüm çalışanlar için ücretli izin ilan edilmesi, iktidarın şirketlerin kârını değil halkın sağlığını dikkate alması gerektiğine ilişkin açıklaması

MURAT ÇEPNİ (İzmir) – Teşekkürler Başkan.

Tüm dünyada pandemiyle mücadele sürüyor. Ancak Türkiye’de iktidar virüsle değil halkla mücadele için fırsatları değerlendirmekle meşgul. Çalışma hayatı sürerken “Evde kal.” demek tümüyle anlamsızdır. İktidar, 18-20 yaş arasındaki insanlara resmen çalışma izni vermiştir. İzmir Çiğli’de Akar Tekstil’de 20’ye yakın vaka olmasına rağmen Bakanlık ise bu iş yerine çalışma izni vermiştir, 2 bin işçi ölümle karşı karşıyadır; böyle binlerce örnek söz konusudur. Acilen tüm çalışanlar için ücretli izin ilan edilmeli, iktidar şirketlerin kârını değil, halkın sağlığını dikkate almalıdır.

BAŞKAN – Sayın Gültekin…

8.- Niğde Milletvekili Selim Gültekin’in, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde uygulanmaya başlanılan Sağlıkta Dönüşüm Programı sayesinde coronavirüs salgınıyla mücadelenin başarıyla yürütüldüğüne, 6 Mayısta ihalesi yapılacak olan 400 yataklı hastanenin Niğde iline kazandırılmasında emeği geçenlere teşekkür ettiğine ve Berat Gecesi’ni tebrik ettiğine ilişkin açıklaması

SELİM GÜLTEKİN (Niğde) -Teşekkürler Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.” düsturuyla AK PARTİ döneminde, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde uygulanmaya başlanan Sağlıkta Dönüşüm Programı sayesinde bugün coronavirüs salgınıyla mücadelenin özveri ve başarıyla yürütüldüğünü görmekteyiz. Sağlıkta dönüşümün bir örneğini de Niğde’mizde hayata geçiriyoruz. Takibini yaptığımız, 2020 yılı bütçe görüşmelerinde Niğdeli hemşehrilerime müjdesini verdiğim son model teknolojik cihazlarla donatılacak, Niğde’mizin sağlık alanında yakalamış olduğu ivmeyi daha da yükseltecek, şehir ekonomimize ve istihdama büyük katkı sağlayacak; yaklaşık 400 milyon TL maliyetli, modern, 400 yataklı ek hastanemizin ihalesini 6 Mayıs 2020 tarihinde gerçekleştirip inşallah hızlı bir şekilde de inşaatına başlayacağız. Hastanemizin Niğde’ye kazandırılmasında başta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a, Sağlık Bakanımız Sayın Fahrettin Koca’ya ve emeği geçen herkese tüm Niğdeliler adına teşekkür ediyor, hastanemizin Niğde’mize hayırlı olmasını diliyor, ramazan ayının müjdecisi olan mübarek Berat Gecemizi tebrik ediyor, Gazi Meclisimiz ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – Sayın Özkan…

9.- Mersin Milletvekili Hacı Özkan’ın, Berat Kandili’ne ilişkin açıklaması

HACI ÖZKAN (Mersin) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Kulluk yolculuğumuzdaki değişim ve dönüşümün en önemli işaretini resmeden berat, kişinin doğuştan günahlardan beri olduğunu bize haber veren önemli bir müjdedir. Mübarek Berat Gecesi, nurlu gölgesi üzerimize düşmeye başlayan ramazan ayına bizi hazırlayan, diri bir zihin ve berrak bir gönüle aşama aşama kemale ulaştıran, Rabb’imizle itaat zemininde bizleri buluşturan bir yakınlaşmadır. Bu itibarla berat, ruhumuza ağır gelen her türlü keder ve sıkıntıdan, insanı inciten hata ve günahtan, insana yakışmayan söz, tutum ve davranıştan beraat etmek için eşsiz bir fırsattır. Berat Kandili’nizi tebrik ediyor, bu mübarek gece vesilesiyle milletimizin ve insanlığın salgın ve her türlü sıkıntıdan beri olmasını Allah’tan diliyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – Sayın Arkaz…

10.- İstanbul Milletvekili Hayati Arkaz’ın, Berat Kandili’ni kutladığına, Covid-19’la mücadelede virüse enfekte oldukları için hayatını kaybeden doktorların ve sağlık çalışanlarının şehit sayılması gerektiğine, Profesör Doktor Cemil Taşçıoğlu ve Profesör Doktor Feriha Öz’ün şahsında görevi başında vefat eden sağlık çalışanlarını rahmetle andığına ilişkin açıklaması

HAYATİ ARKAZ (İstanbul) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Öncelikle milletimizin Berat Kandili’ni kutluyorum.

Türk milleti olarak Covid-19’la çetin bir mücadele içerisindeyiz. Görünmeyen, sinsi bir düşmanla savaşırken cephedeki kahramanlarımız ise başta doktorlarımız olmak üzere bütün sağlık çalışanlarımızdır. Canlarını siper eden kahramanlarımızdan enfekte olanların sayısı 700’e ulaşmak üzeredir.

Görevi başındayken Hakk’a yürüyen kahramanlarımız milletimizin gözünde birer şehittir. Bu anlamda, yüce Meclisten beklentim, oy birliğiyle, bu virüse enfekte olarak hayatını kaybeden doktorların ve sağlık çalışanlarımızın şehit sayılması kararının alınmasıdır. Profesör Doktor Cemil Taşçıoğlu ve Profesör Doktor Feriha Öz Hocalarımızın şahsında, görevi başındayken vefat eden bütün sağlık çalışanlarımızı rahmet ve minnetle anıyorum.

Unutma Türkiye’m, sağlık çalışanlarımız bizim için hastanede kalıyor, siz de onlar için evde kalın.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – Sayın Aydemir…

11.- Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir’in, küresel iktisadi aktörlerden Fitch Ratings’in “Türkiye son iki yıldır aldığı tedbirlerle bu yıl enflasyonu yüzde 8 düzeyinde tutacak.” tespitine ve başarılarının sırrının hükûmet etme biçimleri olduğuna ilişkin açıklaması

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) – Başkanım, teşekkür ediyorum.

Covid-19 dünyadaki bütün dengeleri altüst etti. İktisadi gelişmelere yön veren kuruluşlar endişeli açıklamalar yapıyorlar. IMF “Dünya derin bir resesyona gidiyor, tarihin en güçlü krizine hazırlanın.” diyor. Bunu görmek için allame olmaya gerek yok, en ümmi olanı dahi farkında.

Ancak bir başka hakikat var, onu da yine küresel iktisadi aktörler ifade ediyorlar. Fitch Ratings’in tespiti şöyle: “Türkiye son iki yıldır aldığı tedbirlerle bu yıl enflasyonu yüzde 8 düzeyinde tutacak.” ve ekliyor: “Merkez Bankasının faizleri indirmeye her an hazır olduğu sinyalini vermesi ekonomisini dirençli kılıyor.” Biz de diyoruz ki: Başarının sırrı hükûmet etme tarzımızdadır. Görmek isteyen, Hazine ve Maliye Bakanlığımızın 2018 yılında ilan ettiği Yeni Ekonomi Programı’ndaki dengelenme, disiplin ve değişim etaplı sürece baksın.

Ve son not: Zaman bizden yanadır Allah’ın izniyle.

BAŞKAN – Sayın Subaşı…

12.- Balıkesir Milletvekili Yavuz Subaşı’nın, Covid-19 salgını nedeniyle hayatını kaybeden vatandaşlara Yüce Allah’tan rahmet dilediğine, salgınla mücadele eden başta Sağlık Bakanı olmak üzere Bilim Kurulu üyelerine, doktorlara ve tüm sağlık çalışanlarına şükranlarını sunduğuna, Berat Kandili’ni tebrik ettiğine ilişkin açıklaması

YAVUZ SUBAŞI (Balıkesir) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Covid-19 hastalığı nedeniyle hayatını kaybeden dün itibarıyla 649 vatandaşımıza Yüce Rabb’imden rahmet, ailelerine ve sevenlerine başsağlığı ve sabırlar diliyorum, hastalarımıza da acil şifalar diliyorum. Bu salgın hastalıkla mücadelede, Sayın Sağlık Bakanımız başta olmak üzere Bilim Kurulu üyelerimize, tüm doktorlarımıza, tüm sağlık çalışanlarımıza fedakârca çalışmalarından dolayı şükranlarımızı sunuyorum. Bu vesileyle, mübarek Berat Kandili’mizi tebrik ediyorum, bu gecenin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Bize bugün bu kolonyayla birlikte sosyal izolasyon imkânı sağlayan Meclis Başkanımıza da teşekkür ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – Sayın Taşdoğan…

13.- Gaziantep Milletvekili Ali Muhittin Taşdoğan’ın, zor şartlarda görevini yapmaya çalışan posta dağıtıcıları ile PTT çalışanlarının özlük haklarının iyileştirilmesi gerektiğine ve Berat Kandili’ni tebrik ettiğine ilişkin açıklaması

ALİ MUHİTTİN TAŞDOĞAN (Gaziantep) – Sayın Başkan, bundan doksan dokuz yıl önce Gaziantep muhasara altındayken telgraf çökmüş, haberleşme için yalnızca posta güvercinleri kalmıştı. Bugün PTT’nin nereden nereye geldiğini görmek muhteşem bir duygudur. Dünyayı corona virüsü baştan başa kuşatmışken, her türlü zor şartlara rağmen görevini yapmaya çalışan posta dağıtıcıları ve tüm PTT çalışanlarını unutmamak gerekiyor. Kimsenin evinden çıkmasını istemediğimiz bugünde dünyayla iletişimimizi sağlayan, 65 yaşın üstündeki insanlarımıza maaş gibi ihtiyaçlarını evine kadar taşıyan, hatta evlere maske taşıyan, bu insanlarımızın bu zor günlerdeki hizmetlerini takdir ediyor, başarılar diliyorum. Bu bela bitince özlük haklarının da düzenlenmesi için devletimizin yetkili kurumlarına hatırlatma yapmak istiyorum.

Bu kuşatmanın beraate vesile olmasını dilediğimiz Berat Kandili’nizi kutlarım.

BAŞKAN – Sayın Öztürk…

14.- Denizli Milletvekili Yasin Öztürk’ün, Berat Kandili’ni kutladığına, Meclis Başkanı Mustafa Şentop’un vatandaşlara “23 Nisan saat 21.00’de evlerden İstiklal Marşı okuyalım.” çağrısını desteklediğine ve Diyanet İşleri Başkanlığından Meclisin açılışının 100’üncü yılı vesilesiyle minarelerden de İstiklal Marşı’nın okunması konusunda hassasiyet göstermesini rica ettiğine ilişkin açıklaması

YASİN ÖZTÜRK (Denizli) – Peygamber Efendimiz’e şefaat hakkının verildiği, hayır kapılarının sonuna kadar açıldığı, bereket ve rahmet gecesi olarak da inandığımız Berat Kandili’nde Cenab-ı Allah’tan bu zor günlerden sağlık, huzur, afiyetle kurtuluşumuzu niyaz ediyor, bütün milletimizin mübarek kandilini kutluyorum.

Bu vesileyle söz almışken Meclis Başkanımız Sayın Mustafa Şentop’un 23 Nisanda vatandaşlarımıza “Saat 21.00’de evlerimizden İstiklal Marşı okuyalım.” çağrısını destekliyorum. Diyanet İşleri Başkanlığımızdan da Meclisimizin açılışının 100’üncü yılı vesilesiyle, minarelerimizden coronavirüs konusunda her gün uyardığı gibi 23 Nisan gecesi saat 21.00’de birlik ve beraberliğimizi pekiştirmek, halkımıza coşku ve moral vermek adına İstiklal Marşı’mızın minarelerimizden okunması konusunda bir hassasiyet göstermesini rica ediyorum.

BAŞKAN – Sayın Sümer…

15.- Adana Milletvekili Orhan Sümer’in, Berat Kandili’ni kutladığına, coronavirüs salgını nedeniyle yaşamını yitiren yurttaşlara Allah’tan rahmet dilediğine, minibüs ve servis aracı esnafının mağduriyetlerinin giderilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması

ORHAN SÜMER (Adana) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Müslüman âleminin Berat Kandili’ni kutluyorum.

Corona virüsü salgını dolayısıyla yaşamını yitiren yurttaşlarımıza Allah’tan rahmet, hasta olanlara da acil şifalar dilerim.

Yaşanılan sürecin zorluklarını elbette biliyoruz ancak minibüsçü ve servisçi esnafımız gibi birçok kesim de acilen yardım ve destek bekliyor. Taşıyacak yolcu bulsa bile araç kapasitesinin yarısı kadar yolcu taşımak zorunda kalan minibüsçülerimiz artık mazot parasını bile çıkaramıyor, zarar etme pahasına da olsa kontaklarını çeviriyorlar. Minibüsçülerin ve servisçilerin taleplerini ben de buradan yetkililere aktarıyorum. Yüzde 18 olan KDV oranı yüzde 1,5’a çekilsin, minibüslerin güzergâhları boyunca kilometre başı mazot yardımı veya mazot indirimi uygulansın, minibüsçü ve servisçi esnafımızın kredi ve kredi kartı borçları sekiz ay faizsiz ertelensin.

BAŞKAN – Sayın Demir…

16.- İstanbul Milletvekili Mustafa Demir’in, corona virüsün dünyada ve ülkede tehdit oluşturmaya devam ettiğine, Türkiye’nin üçüncü büyük sağlık projesi olan Başakşehir İkitelli Şehir Hastanesi yol yapımını Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının üstlendiğine ilişkin açıklaması

MUSTAFA DEMİR (İstanbul) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Coronavirüs dünyada ve ülkemizde tehdit oluşturmaya devam ediyor. On sekiz yıldır sağlık alanında yaptığımız atılımlarla salgında kullanılabilecek 43 bin yoğun bakım ünitesine ve şehir hastanelerine sahip olduk. 2.682 yatak, 456 yoğun bakım ünitesiyle Türkiye'nin üçüncü büyük sağlık projesi olan Başakşehir İkitelli Şehir Hastanesi nisan ortasında açılacak ancak İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yolları bir türlü yapılmadı ve maalesef bunu yapamayacağını yazıyla da Valiliğe bildirdi. Milletin sağlığının söz konusu olduğu şu günlerde siyasi çıkar elde etmenin peşinde koşmak yerine birlik ve dayanışma içerisinde olmamız gerekirken ne yazık ki İstanbullular İstanbul Büyükşehir Belediyesinden gerekli desteği alamadılar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MUSTAFA DEMİR (İstanbul) - En sonunda iş yine ehline kalmış, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla yol yapım çalışmaları Ulaştırma Bakanlığımız tarafından yapılmıştır.

BAŞKAN – Sayın Gergerlioğlu…

17.- Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun, milyonların infaz yasasını beklediğine, Türkiye Büyük Millet Meclisinde milletvekillerinin kendilerini maskeyle korurken cezaevlerinde dezenfektesiz kapalı ortamlarda bekleyen insanların ne yapması gerektiğini öğrenmek istediğine ilişkin açıklaması

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Milyonlar acilen tahliyeyi sağlayacak infaz yasasını bekliyor. Komisyon görüşmelerinde, önemli ihlallere, dramlara çözüm bulacak bir değişiklik olmadı. Legal tavırlara, düşünce özgürlüğü içindeki sözlere “terör” tanımı getirmeyen değişiklik sağlanmadı ve gazeteciler, siyasetçiler maalesef hâlâ cezaevlerinde. Günlerdir, her gün sosyal medyada adil bir yasa için milyonlarca "tweet" atıldı, milletvekillerinin telefonlarına binlerce mesaj geldi, mailler gönderildi; sivil toplum, millet, vekillerinden adaleti, hukuku bekliyor.

Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak şu anda hepimiz maskelerle kendimizi, irademizle, gayet iyi bir şekilde koruyoruz ama ya cezaevlerinde çaresiz, kapalı ortamda susuz, dezenfektesiz bekleyen insanlar ne yapsın soruyorum size?

BAŞKAN – Sayın Taşdemir…

18.- Ağrı Milletvekili Dirayet Dilan Taşdemir’in, iki yüz seksen sekiz gündür ölüm orucunda olan Grup Yorum üyesi Helin Bölek’in yaşamını yitirdiğine, İbrahim Gökçek ile Mustafa Koçak’ın taleplerine Meclisin seyirci kalmaması ve ölümleri durdurma noktasında sorumluluk alması gerektiğine ilişkin açıklaması

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) – Teşekkür ederim Başkan.

Bildiğiniz gibi Grup Yorum üyeleri, konserler üzerindeki baskı ve yasakların son bulması yani özgür bir biçimde sanat yapmak talebiyle başlattığı açlık grevini ölüm orucuna dönüştürmüştür. Grup Yorum üyesi sanatçı Helin Bölek iki yüz seksen sekiz gün boyunca sesini duyurmak için herkesin gözü önünde eriyerek yaşamını yitirdi. Yani bir ülke düşünün ki sanatçılar sanatlarını yapabilmek için bedenlerini açlığa yatırmak zorunda kalıyor. Helin bunun için yaşamını yitirdi ve bu ülke, bu coğrafya tarihine utanç sayfalarından biri olarak girdi. Grup Yorum üyesi İbrahim Gökçek iki yüz doksan beş, adli yargılama talebiyle ölüm orucunda olan Mustafa Koçak iki yüz sekseninci gününde ve yaşamları şu an pamuk ipliğine bağlı diyeceğimiz kadar kritik bir noktadadır. Salgın ortamında hayatta kalmayı bu kadar kutsadığımız bir süreçte, bu insanların ölümüne hiç kimse, özellikle de Meclis seyirci kalamaz. Talepleri, karşılanmayacak talepler asla değildir. Meclisin bir an önce devreye girip ölümleri durdurma noktasında sorumluluk almasını talep ediyorum.

BAŞKAN – Sayın Çelik…

19.- Mardin Milletvekili Tuma Çelik’in, 11 Ocaktan beri kayıp olan Şırnak ili Beytüşşebap ilçesi Mehri köyünde yaşayan Hürmüz Diril ile Şimuni Diril’in bulunması için etkili bir arama çalışması yapılmadığına, 20 Martta Şimuni Diril’in cansız bedenine ulaşıldığına, Hürmüz Diril’in bulunması için harekete geçilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması

TUMA ÇELİK (Mardin) – Teşekkür ederim Başkan.

Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesi Mehri köyünde yaşayan Hürmüz Diril ve Şimuni Diril 11 Ocaktan beri kayıplar. Yaptığımız bütün çağrılara rağmen etkili bir arama çalışması yapılmadı. Açılan soruşturma ciddiye alınmadı, hiçbir açıklama yapılmadı. Kayıp yurttaşların bulunması için devlet hiçbir adım atmadı. Bunun sonucu olarak da 20 Martta Şimuni Diril’in cansız bedeni bulundu. Devlet, yurttaşlarının yaşam hakkını korumak zorundadır. Ancak bugüne kadar bu görevini yerine getirmemiştir. Yetkililerin bu tavrı, bölgede sayıları giderek azalan Süryanilerde endişe yaratmaktadır. Devlet görevini yerine getirmelidir, etkili bir arama kurtarma faaliyeti yapılmalı, olay titizlikle soruşturulmalıdır; soruşturmayı yürüten makamlar da soruşturmaya dair açıklama yapmalıdırlar. Hayatta olduğunu umut ettiğimiz Hürmüz Diril’in bulunması için de acilen harekete geçilmelidir.

BAŞKAN – Sayın Şeker…

20.- Kocaeli Milletvekili İlyas Şeker’in, coronavirüsle mücadelede Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde ve Sağlık Bakanının koordinasyonunda önemli çalışmalar yapıldığına, Kocaeli İl Sağlık Müdürü Operatör Doktor Şenol Ergüney başta olmak üzere ilçe sağlık müdürleri ile ekiplerine ve tüm sağlık çalışanlarına teşekkür ettiğine, Berat Kandili’ni kutladığına ilişkin açıklaması

İLYAS ŞEKER (Kocaeli) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, ülkemizde coronavirüsün yayılmasını yavaşlatmak için Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında, Sağlık Bakanlığımızın koordinasyonunda önemli çalışmalar yapılmaktadır. İlimizde pandemi hastanelerinin oluşturulmasını, yurt dışından getirilen misafirlerin karantina süreçlerini ilimizde konforlu bir şekilde geçirmelerini, coronavirüs hastalarının sevkini ve gerekli sağlık malzemelerinin tedariki ve koordinasyonunu başarıyla sağlayan başta İl Sağlık Müdürümüz Operatör Doktor Şenol Ergüney’e ve ilçe sağlık müdürlerine ve ekiplerine, coronavirüsün teşhis ve tedavisinde her türlü riski göz önüne alarak gecesini gündüzüne katarak fedakârca çalışan başta hastane başhekimlerimiz olmak üzere tüm sağlık çalışanlarımıza teşekkür ediyorum. Bu süreçte siz değerli sağlık çalışanlarımızın özverili çalışmalarını asla unutmayacağız. Allah sizleri korusun diyor, Berat Kandili’nizi tebrik ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – Son olarak, Sayın Aydoğan…

21.- İstanbul Milletvekili Turan Aydoğan’ın, Ankara Üniversitesi öğrencilerinin bursunu kesen Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumunu sosyal devlet olgusuna ve gençlerin anayasal teminatlarının işletilmesine davet ettiğine ilişkin açıklaması

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) – Teşekkür ediyorum Başkanım.

Kredi ve Yurtlar Kurumu, Ankara Üniversitesi öğrencilerinin bursunu kesti. Neden? Çünkü bir gösteri yaptılar ve bu düzeni eleştirdiler. Yani muhalif olanları artık Kredi ve Yurtlar Kurumu da cezalandırıyor. Özellikle salgının olduğu bir dönemde, tüm gençlerimiz, tüm vatandaşlarımız sosyal devlet koruması altında olması gerekirken, aksine öğrencilerin bursunun kesilmesi Gençlik ve Spor Bakanlığının da bakışı altında gerçekleşmiş bir şeydir. Bakanlığı ve Kredi ve Yurtlar Kurumunu sosyal devlet olgusuna, gençlerin anayasal teminatlarının işletilmesine davet ediyorum. Yoksa virüs ve salgın nedeniyle bir dünya edebiyat yapan iktidar, sadece bu olaydan bile sabıkalı hâle gelecektir.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, maskeyle konuşmayı –değil mi- bu aşamada yapabildik yani iyi de oldu. Herkesin sesinin net olarak duyulduğunu görüyorum.

Teşekkür ederim değerli arkadaşlarım hepinize.

Şimdi, Sayın Grup Başkan Vekillerimizin söz taleplerini karşılayacağım.

İlk olarak, İYİ PARTİ Grup Başkan Vekili Sayın Türkkan.

Buyurun.

22.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, Berat Kandili’ni tebrik ettiğine, coronavirüs salgını nedeniyle Ankara ve İstanbul başta olmak üzere birçok büyükşehir belediyesinin başlattığı dar gelirli ve ihtiyaç sahibi ailelere yardım kampanyasının İçişleri Bakanlığınca durdurulmasını kınadıklarına, Et ve Süt Kurumunun depolarındaki 50 bin ton ithal etin bozulduğuna dair duyumlara ilişkin açıklama beklediklerine, salgınla mücadelede en ön safta yer alan sağlık çalışanlarının özlük haklarının iyileştirilmesi ve İYİ PARTİ Genel Başkanı Meral Akşener’in talimatıyla koronavirüs mücadelesinde ölen sağlık çalışanlarının şehit sayılması için verdikleri kanun teklifinin Meclis Genel Kuruluna bir an evvel getirilmesi gerektiğine, Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Levent Gök’e Genel Kurul Salonu’ndaki maske uygulaması için teşekkür ettiğine ilişkin açıklaması

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) ­– Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün Berat Kandili’ni idrak ediyoruz, mübarek olsun, milletimizin kandilini tebrik ediyorum, hayırlara vesile olmasını niyaz ediyorum. Allah, bu salgın hastalık belasından kurtulmamıza vesile kılsın bu mübarek geceyi. Bizleri, beraat eden kullarından eylesin, ülkemizi huzura erdirsin, hepimizin Berat Gecesi mübarek olsun.

Coronavirüs salgınına karşı Ankara ve İstanbul başta olmak üzere birçok büyükşehir belediyesinin öncü olarak başlattığı, dar gelirli ve ihtiyaç sahibi ailelere yardım kampanyası İçişleri Bakanlığınca durdurulmuş. Bu kararı hayretle karşılıyoruz, kınıyoruz. Hükûmet, milyonlarca vatandaşın yardım ettiği ve muhtaç ailelere nefes aldırtacak bir kampanyayı durdurarak ne amaçlamaktadır, anlamak mümkün değil. Ankara Büyükşehir Belediyesine yardım edenler ve Ankara Büyükşehir Belediyesinin yardım ettikleri de bizim vatandaşlarımız değil mi? İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağışta bulunanlar ve İstanbul Büyükşehir Belediyesinin maddi destek verdikleri de bizim vatandaşlarımız değil mi? Böylesine zor günlerde bile bu milleti kutuplaştırmanızdan gerçekten bıktık. Birlik beraberliği sağlamak yerine bölüp ayrıştırmanızdan gerçekten artık sıkıldık. Başımızda tüm dünyayı etkisi altına alan pandemi bir virüs varken ve tüm insanlık bununla mücadelede seferber olmuşken bile siz, sırf “bizden ve bizden değil” diye yapılan yardımları durduruyorsunuz. Yardımları çeşitlendirmek ve her kesime ulaştırmak yerine yasaklar getirmeniz ne akla sığar ne insanlığa ne de vicdana.

Bu noktada bir konuya dikkat çekmek istiyorum. Et ve Süt Kurumu -eskiden Et ve Balık Kurumuydu bu, ismi değişmiş, yeni öğrendim, Et ve Süt Kurumu olmuş- depolarında bekletilen ithal etler var. 50 bin ton ithal etten bahsediliyor orada, karkas et.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Bu, Et ve Süt Kurumu depolarında bekletilen etlerin çürüdüğüne, bozulduğuna dair duyumlar alıyorum, 50 bin ton etten bahsediyorum. Eğer bu duyumum yanlışsa, şimdi tam zamanı, vatandaşa ucuza verin bunları, iyi beslensin vatandaşlar, bağışıklık kazansın, virüse karşı mücadele edebilsin. Niye bekliyorsunuz bunları dağıtmak için? Yoksa bu etlerle ilgili başka bir niyetiniz mi var? Eğer öyleyse söyleyin, biz de öğrenelim. Eğer bu duyumumuz yanlışsa Sayın Bakandan bu konuda bir açıklama bekleyelim.

Hep vurgulanıyor ama ben de buradan bir kez daha vurgulamak istiyorum: Salgınla mücadelede en ön safta yer alan tüm sağlık çalışanlarımız öncelikli olarak korunmalı ve kollanmalıdır. Alkışlamak önemlidir gerçi moral açısından ama yeterli değildir; özlük hakları ve maddi ek prim desteği mutlaka verilmelidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayalım Sayın Türkkan.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Ayrıca, Sayın Genel Başkanımız Meral Akşener’in dile getirdiği gibi, coronavirüsle mücadele ederken Covid-19’a yakalanıp vefat eden tüm sağlık çalışanlarımızın ayrım yapılmaksızın şehit ilan edilmesi gerektiğini savunuyoruz. Çünkü onlar da tıpkı Mehmetçik’imiz gibi bu zor zamanlarda bizler yaşayalım diye kendilerini tehlikeye atıyorlar. İYİ PARTİ olarak, Sayın Genel Başkanımızın talimatıyla, coronavirüs salgınıyla mücadele ederken hayatını kaybeden sağlık çalışanlarının şehit sayılması için vermiş olduğumuz kanun teklifimizin bir an önce Meclis Genel Kuruluna gelmesini istiyoruz. Ülkemizde bu kayıpların hiç yaşanmamasını temenni etmekle birlikte, bahse konu olan sağlık mensuplarımızın ifa ettikleri görevin kutsallığı göz ardı edilmemelidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayalım.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – İçinde bulunduğumuz süreçte salgınla mücadelede tereddüt etmeden görevlerini yerine getiren sağlık meslek mensuplarının vazifelerinin kutsallığını yasallaştırmak ve bu doğrultuda, vefat eden personelin hukuken, görevleri esnasında hayatını kaybeden Silahlı Kuvvetler, Emniyet, Jandarma, Millî İstihbarat Teşkilatı ve ilgili diğer personellerle eş değer statüye sahip olmalarını sağlamak için Gazi Meclisimizin üstüne düşen elzem bir vazifeyi bir an önce yerine getirmesi gerekiyor.

Bu arada, Sayın Başkan, bu maske konusunda bugünkü uygulamanız için sizlere teşekkür ediyorum. İki haftadır bu konuda ciddi anlamda uyarılarda bulunmamıza rağmen biraz gevşek davrandık. Bizim kürsü dokunulmazlığımız var -uzun bir süredir bu da olmamasına rağmen var diye gözüküyor- ama bizim hastalıklar karşısında dokunulmazlığımız yok. Bunu hatırlattığınız için teşekkür ediyorum.

Sağ olun.

BAŞKAN – Ben de sizlere teşekkür ederim.

III.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI (Devam)

2.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Levent Gök’ün, coronavirüs şüphesiyle hastaneye kaldırılan ve test sonucu negatif çıkan MHP Genel Başkan Yardımcısı İstanbul Milletvekili Feti Yıldız’a geçmiş olsun demek istediğine ilişkin konuşması

BAŞKAN - Söz sırası Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkan Vekili Sayın Akçay’da.

Sayın Akçay, öncelikle bir hususta da bir açıklama yapmanızı rica edeceğim. Genel Başkan Yardımcınız ve İstanbul Milletvekilimiz Sayın Feti Yıldız’ın sosyal medyadan duyurduğu, daha sonra sevinerek öğrendiğimiz bir test sonucu oldu. Geçmiş olsun dileklerimle, eğer uygun görürseniz, bu konuda bilgilendirme yapma ihtiyacı duyarsanız ona da seviniriz. Tekrar geçmiş olsun diyorum.

Buyurun.

V.- AÇIKLAMALAR (Devam)

23.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, MHP Genel Başkan Yardımcısı İstanbul Milletvekili Feti Yıldız’ın coronavirüs testinin negatif çıktığına, endişe edecek bir durumun söz konusu olmadığına ve geçmiş olsun dileğinde bulunduklarına, Berat Kandili’nin tüm İslam âlemi ve insanlık için hayırlara vesile olmasını niyaz ettiğine, 4 Nisan ülkücü hareketin kurucusu Başbuğ Alparslan Türkeş’in vefatının 23’üncü seneidevriyesine, 7 Nisan Dünya Sağlık Günü’nü kutladığına, coronavirüs salgını nedeniyle hayatını kaybeden vatandaşlara Allah’tan rahmet dilediğine, Sağlık Bakanlığının virüsün dünyaya deklare edildiği 10 Ocak 2020 tarihinden önce gerekli çalışmaları başlattığına, müzisyen ve bestekâr Ahmet Şafak’ın şarkı sözleriyle sözlerini tamamlamak istediğine ilişkin açıklaması

ERKAN AKÇAY (Manisa) – Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sizin de ifade ettiğiniz gibi Genel Başkan Yardımcımız, İstanbul Milletvekilimiz ve çok kıymetli ağabeyimiz Feti Yıldız Bey’in dün Twitter’den bir paylaşımı oldu. Kendisi de zaten bu coronavirüs salgınından bu yana, bu salgına karşı önlemlere son derece hassasiyetle dikkat eden ve özen gösteren bir ağabeyimizdi fakat yaşı münasebetiyle bazı endişeler de taşımıyor değildi. Hastaneye gitmeden evvel zaten gerekli tetkikler, bu coronavirüs tahlilleri neticesinde ilk tahlil negatif çıkıyor, daha sonraki doğrulama testi de negatif çıkmakla birlikte tabii yaş ve daha evvel yaşadığı tıbbi sorunlar nedeniyle diğer tetkik ve tahlillerinin de yapılması için birkaç gün daha hastanede kalacak. Kendisine buradan tekrar geçmiş olsun dileklerimizi ifade ediyoruz ve endişe edecek bir durumun söz konusu olmadığını da ifade etmek istiyorum.

Sayın Başkan, ramazan ayının müjdecisi, rızık ve şifa kapılarının açıldığı, müminlerin rahmet, bereket ve mağfiret gecesi Berat Kandili’nin milletimiz, İslam âlemi ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını niyaz ediyorum.

4 Nisan 2020 tarihinde, partimizin ve ülkücü hareketin kurucusu Başbuğ’umuz Alparslan Türkeş’in vefatının 23’üncü seneidevriyesini yâd ettik, idrak ettik. Rahmetli Başbuğ’umuzun hatırası aynı tazelikle kalbimizdedir, mücadelesi aynı heyecanla devam etmekte, fikirleri dün olduğu gibi bugün de geleceğimize ışık tutmaktadır. Başbuğ Türkeş, bizlere Türk milliyetçiliği, ülkücülük ve Milliyetçi Hareket Partisi gibi büyük bir miras bırakmıştır.

Alparslan Türkeş, ülkü sahibi bir fikir ve hareket adamıdır. Başbuğ Türkeş şöyle der: “Ülküsüz insan dümensiz, pusulasız bir gemi gibidir.” Genç yaşta gönlüne düşen sevdayı bir fikir hareketine dönüştürmüş, zamanın ve mekânın kervanına katmıştır. Milliyetçilik fikrini siyasi bir program hâlinde siyasetin merkezine oturtmuş, siyasi bir program hâline getirmiştir. Bu siyasetin merkezinde millet ve demokrasi vardır, çok partili demokrasiyi esas alan, kapsayıcı ve bütünleştirici bir temel vardır. Bütün özellikleriyle, topyekûn varlığıyla ayrılık kabul etmeyen “Türk milleti” anlayışı ve siyasetidir bu. Bu nedenle, Milliyetçi Hareket Partisi, milleti bir bütün olarak referans aldığı için etnikçiliğe, ırkçılığa, mezhepçiliğe, cemaatçiliğe karşıdır. Ayrıca, demokrasiyi referans aldığı için de her türlü totaliterliğe karşıdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Devam edin.

ERKAN AKÇAY (Manisa) – Başbuğ’umuzun izinde, liderimizin emrinde ve milletimizin hizmetinde Türk milliyetçiliği meşalesini ilelebet yaşatıp taşıyacağız.

Bu vesileyle, Başbuğ’umuz Alparslan Türkeş’i tekrar rahmet ve şükranla anıyoruz, mekânı cennet “Şahidimdir.” dediği şehitler yoldaşı olsun.

Sayın Başkan, dünya, tarihin farklı dönemlerinde sağlığın önemini salgın hastalıkların hazin sonuçlarıyla tecrübe etmiştir. Sağlıklı bir dünyanın koşulu sağlıklı bir çevre, sağlıklı toplum ve sağlıklı bireylerdir. Sağlığın insan hayatındaki önemini yeniden tecrübe ettiğimiz bugünlerde Dünya Sağlık Günü’nü de kutluyorum.

Corona virüsü salgını nedeniyle hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, tedavisi süren hastalarımıza acil şifalar diliyorum.

Virüs dünyaya 10 Ocak 2020 tarihinde deklare edilmiş, Sağlık Bakanlığı ilan tarihinden önce gerekli çalışmaları yürütmeye başlamıştır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayalım.

ERKAN AKÇAY (Manisa) – Bugün gelinen noktada, devlet kurumlarımız ve milletimiz salgınla mücadelede ciddi mesafe katetmiştir.

Sayın Başkan, bu vesileyle de değerli sanatçımız, müzisyen ve bestekârımız, entelektüel aydın kimliğiyle de temayüz etmiş aziz kardeşimiz Sayın Ahmet Şafak’ın yeni bestelediği şarkısının sözleriyle sözlerimi tamamlamak istiyorum: “Dayan milletim! Geceyi gördük, güneşi de göreceğiz biz/Umudumuzu besleyeceğiz, yarınlara ereceğiz biz/Yine başaklar buğday verecek yine bahar, yaz gelecek/Çocuklar koşup eğlenecek, hep beraber görüp eğleneceğiz biz/Aş olacağız, iş olacağız, yüzlerde gülüş olacağız/Yine, yeniden başlayacağız; mutluluğa varacağız biz/ Yine başaklar buğday verecek yine bahar, yaz gelecek”

Teşekkür ederim Sayın Başkan.

BAŞKAN – Söz sırası Halkların Demokratik Partisi Grubu adına Sayın Oluç’ta.

Buyurun Sayın Oluç.

24.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç’un, Berat Kandili’nin sağlık, huzur ve barış getirmesini dilediklerine, Mecliste coronavirüsten korunma konusunda gerekli özenin gösterildiğine ancak cezaevlerinde bulunan insanların ve zorunlu olmamasına rağmen üretimin sürdüğü iş yerlerinde çalışan emekçilerin aynı özen ve dikkati gösteremediğine, uluslararası birçok kurum ve kuruluşun cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülerin coronavirüs sebebiyle tahliye edilmesine dair ülkelere çağrıda bulunduğuna, bir hekimin daha corona testinin pozitif çıkması nedeniyle İzmir Şakran Cezaevinde önlemlerin yeterince alınıp alınmadığını öğrenmek istediklerine, Diyarbakır İl Sağlık Müdürlüğünün yaptığı açıklamaya göre yirmi yedi günde Diyarbakır ilinde yapılan toplam test sayısına ve gerçeğin ortaya çıkması açısından yapılan coronavirüs test sayısının önemli olduğuna ilişkin açıklaması

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, sayın vekiller; öncelikle sizlerin ve bütün halkımızın Berat Kandili mübarek olsun.

Kandillerdeki iyi niyetlerimizin ve dualarımızın içerisinde her zaman sağlık olmuştur. Bu kandilde de bütün insanlığa en başta sağlık, ardından da en çok ihtiyaç duyduğumuz huzur ve barışın gelmesini diliyoruz. İnsanlığın bu krizi de -corona krizini de- dayanışmayla atlatmasını diliyoruz. Bu bağlamda tüm İslam âleminin ve halklarımızın Berat Kandili’ni kutluyoruz.

Sayın Başkan, çok isabetli bir tutumla bu maske takma meselesini çözmüş olduk; bu, elbette ki önemli. Gerçekten zor günlerden geçiyoruz ama şunu hatırlatmak istiyorum: Bizler Mecliste bu özeni ve dikkati gösterirken -haklı olarak- bu özeni ve dikkati gösteremeyenler var, onları hatırlatmak istiyorum. Bir tanesi, cezaevlerinde bir koğuşta çok sayıda insanın bir arada kaldığı yerlerdir ve bunu bugün, yarın, önümüzdeki günlerde tartışmaya devam edeceğiz. Hiçbir şekilde böyle önlem alma imkânları yoktur. İkincisi de zorunlu olmamasına rağmen üretimin sürdüğü iş yerlerinde çalışan işçiler, emekçiler aynı özeni ve dikkati gösterememektedirler ne yazık ki. Bütün vekillerimizin bu maskeli durumdayken bu yurttaşlarımızın da durumlarını bir kez daha düşünmelerini, hissetmelerini doğrusu istiyoruz.

Şimdi, bütün dünya corona virüsü salgını karşısında yoğun bir mücadele sürdürüyor. Bu mücadele içinde alınan çeşitli önlemler var. Bunların bir kısmını biz de alıyoruz, tartışıyoruz, konuşuyoruz, taleplerimizi dile getiriyoruz. Bir şeyi hatırlatmak istiyorum: Uluslararası kurumların çağrıları var son günlerde özellikle yoğunlaşmış olarak. Hem dünyanın bütün ülkelerine dönük çağrıları var hem de Türkiye’ye dönük çağrıları var.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Devam edelim.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Konu cezaevleriyle ilgili. Örneğin Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, Uluslararası Af Örgütü, Dünya Müslüman Âlimler Birliği, Avrupa Parlamentosu, Dünya İşkence Karşıtı Organizasyonu, İnsan Hakları İzleme Örgütü gibi birçok kurum ve kuruluş uluslararası alanda cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülerin coronavirüs sebebiyle, mücbir bir sebep nedeniyle tahliye edilmelerine ve gereken önlemlerin dışarıda alınması gerektiğine dair açıklamalar yapıyorlar, çağrılar gönderiyorlar. Bunları hatırlatmak istedim, uluslararası kurumların bu çağrılarını. Niye bu önemli şu anda? Bakın, biraz evvel aldığımız bilgilere göre Şakran Cezaevinde, İzmir Şakran Cezaevinde, bir hekimin daha sonuçlarının pozitif çıktığı belli oldu. Beş gün önce de bir hekimde çıkmıştı, ikinci hekim oldu ve bu ikinci hekimin de özellikle son hafta içinde tutuklularla yakın temasta olduğu biliniyor. Dolayısıyla bu konunun önemini bir kez daha vurgulamış olalım.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayalım.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) - Cezaevleri gerçekten son derece sıkıntılı bir durumla karşı karşıya. Bu bağlamda Şakran Cezaevinde de önlemlerin yeterince alınıp alınmadığını elbette ki öğrenmek istiyoruz.

Yine corona virüsüyle ilgili bir noktaya daha değinmek istiyorum. Şüphesiz ki test sayısının çok önemli olduğunu ilk günlerde de tartışıyorduk ve ne kadar çok test yapılırsa gerçeğin o kadar fazla ortaya çıkacağını söylüyorduk, haklı da olduğumuz ortaya çıktı. Şu anda Türkiye’de günde 21 bin teste varıldı. Bu sayının daha da artması gerekiyor. Yani çok düşük sayılarla başlamıştı, 21 bin önemli bir nokta ama daha da artması gerekiyor. Fakat bir gerçeğe de işaret etmeden duramayacağım. Diyarbakır İl Sağlık Müdürlüğü açıklama yaptı, yirmi yedi gün içerisinde Diyarbakır’da yapılan toplam test sayısı 500. Yirmi yedi günde Diyarbakır’da 500 test yapılmış, başka yapılmamış; İl Sağlık Müdürlüğünün açıklaması.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Oluç.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) - Diyarbakır’da 500 test yapılmış ama mesela, Diyarbakır’da hastanelerde şu anda 148 yurttaş tedavide. Yani 500 test karşılığında 148 yurttaşın tedavide olmasının ne kadar vahim bir tablo olduğunu orantısal olarak söylememe herhâlde gerek yok; 9 yurttaş ölmüş. Dolayısıyla Diyarbakır bir örnektir ama mutlaka bu konuda ciddi bir çalışmanın yapılmasına ihtiyaç var, aksi takdirde çok büyük eşitsizliklerin bu konuda da yaşanmakta olduğunu hep birlikte görmüş oluyoruz.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Söz sırası, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Grup Başkan Vekili Sayın Özel’de.

Buyurun Sayın Özel.

25.- Manisa Milletvekili Özgür Özel’in, coronavirüs nedeniyle hayatını kaybeden vatandaşlara Allah’tan rahmet dilediklerine, salgınla mücadele eden herkese şükranlarını sunduklarına, Berat Kandili’nin tüm insanlığa sağlık ve huzur getirmesini temenni ettiklerine, ceza infaz düzenlemesinin herkesin adalet duygusunu zedelemeyecek şekilde yapılmasının önemli olduğuna, coronavirüs salgınıyla mücadele edilen bir dönemde Kanal İstanbul ihalesine çıkılarak yanlış yapıldığına, Manisa ili Kırkağaç ilçesi Karakurt Mahallesi’nde yaşanılan mağduriyetin giderilmesi gerektiğine, sağlık alanında şiddetin önlenmesine yönelik hazırladıkları kanun teklifinin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergenin oylamasının herkes için samimiyet testi olduğuna, ölüm orucunda olan Grup Yorum üyesi Helin Bölek’in hayatını kaybetmesi üzerine sosyal medya aracılığıyla yapılan açıklamaya İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun verdiği cevaba ilişkin açıklaması

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Bütün gruplara ve değerli milletvekillerimize başarılı ve sağlıklı bir çalışma haftası diliyoruz.

Şu ana kadar corona virüsten kaybettiğimiz 649 vatandaşımıza Allah’tan rahmet diliyoruz ve vakaların hızla kontrol altına alınıp kayıpların en kısa sürede durmasını ümit ediyoruz. Bu uğurda da gayret gösteren herkese takdirlerimizi, şükranlarımızı ve dayanışma duygularımızı bir kez daha ifade ediyoruz.

Sayın Başkan, bu akşam Berat Gecesi; II. Selim’in camilerin minareleri arasına kandiller koymak suretiyle müjdelediğinden beri de Berat Kandili olarak kutlanıyor. Tüm Müslümanlara ve insanlığa Berat Kandili’nin sağlık ve huzur getirmesini temenni ediyoruz. Berat, hem kelime anlamıyla hem de bu gecenin önemini idrak açısından, kurtuluş, arınma ve af anlamına geliyor. Hesap verme, suçtan kaçma, özür dileme, af dileme, arınmanın yanında affedici olmanın da öğütlendiği ve kırgınların, küskünlerin birbirini affetmesinin öğütlendiği bir gecenin, 7 Nisan günü Mecliste kamuoyunda af olarak bilinen infaz düzenlemesi kanununun görüşmelerinin başladığı bir güne denk gelmesini de son derece anlamlı buluyoruz. Bu konuda hatiplerimiz, partimizin tutumunu ve maddeler ilerledikçe her maddedeki önerilerimizi, eleştirilerimizi dile getirecek ama affedici olmanın siyasi kategorizasyonlarla ve kendi partisinin siyasi tutumuna göre değil…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Devam edelim.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – …yürekten, gerçekten adalet duygusuna sahip olarak infaz adaletini ve kişilerin iç dünyalarında bu kararı verenlerin de taşıyabileceği bir adalet duygusu ve bu kararın uygulandığı ve uygulanmayacağı herkesin adalet duygusunu zedelemeyecek bir şekilde müzakerelerin yapılması kapsamının belirlenmesinin, kararların verilmesinin son derece önemli olduğunu düşünüyoruz.

Sayın Başkanım, Türkiye coronavirüsle mücadele ediyor. Örneğin, geçtiğimiz haftalarda büyük bir yanlış yapılmıştı: Millet coronavirüsle, canıyla uğraşırken birileri Kanal İstanbul ihalesiyle uğraşıyordu. Türkiye genelinde çok tartışıldı ve siyasi sonuçları da oldu ama bir yandan da daha küçük ölçekte, hepimizin buralarda olduğu, sosyal teması kestiğimiz süreçte, Manisa’nın Kırkağaç ilçesinin eski beldesi, şimdiki mahallesi Karakurt ile Kars’ın Gölesi Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu çerçevesinde arazilerin toplulaştırılması için pilot bölge ilan edilmişti.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Devam edin, tamamlayalım.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Millet canıyla uğraşırken birileri Karakurt’a gitmiş, kazıkları çakmış, arazinin yüzde 70’i zeytinlik olup orada toplulaştırma yapılamayacağına dair görüş, kanaat, karar varken oradan yol getirme bahanesiyle yüzde 2-yüzde 3’lük bir feragat isteyip tapuları yeniden düzenlemiş. Ben gittim -sosyal temasa uyarak- ve İlçe Başkanımızdan Karakurt’taki yüzlerce kişinin imzalı dilekçesini aldım, elimde ve hepsi, bütün Karakurt bunun Mecliste dile getirilmesini istiyor. Şöyle söyleyeyim, Karakurt’u şöyle hatırlatayım AK PARTİ Grubuna özellikle: Biz gittiğimizde siyasi propaganda yaparken –AK PARTİ o kadar güçlü ki orada- bize diyorlardı ki: “Aman, eleştirelim ama AK PARTİ’ye, Cumhurbaşkanına çok fazla bir şey söylemeyelim, burada çok yüksek destek alıyor AK PARTİ.” Böyle bir mahalle, seçim sonuçlarına bir bakın, özellikle, on yedi sene önceki seçim sonucuna bir bakın. Bu Karakurt’ta sorun şu anda şu: Arazi sınırları değişiyor; zeytini olmayan komşuya eski toprak sahibinin zeytini, boş arazisi olana zeytin geliyor, adamın dedesinden kalan altmış yıllık zeytin başkasına geçiyor. Damlama sulama yaptırmış, damlama sulama sistemleri bozuluyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Özel.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Parsel aralarında açılan yollarda binlerce zeytin kalmış. Sosyal barış bitmiş. Bu dönemde Karakurtluların evde izolasyonda bulunmaları gerekirken malının ve zeytininin peşine düşme gibi bir sorunla karşı karşıyalar. Bunu AK PARTİ’nin duyması, görmesi, bu işe müdahale etmesi gerekir diye düşünüyoruz.

Sayın Başkan, bugün coronavirüsle mücadele sırasında, hepimizin takdir ettiği hekimlerimizin, meslek örgütünün, onların kardeş meslek örgütlerinin, sağlık alanında örgütlü sendikaların üzerinde mutabık olduğu ve Ali Şeker Vekilimizin ilk imzasıyla partimizin verdiği hekime karşı şiddet yasası, bugün İç Tüzük 37 kapsamında birazdan gündeme gelecek. Bu konuda Sağlık Bakanı burada dedi ki: “Alkışlayın ama daha fazlasını yapın.” Ben içeride sordum “Sayın Bakan -mesajı doğru almak adına- neyi kastediyoruz?” diye.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayın lütfen Sayın Özel.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Sayın Başkan, biraz da zor oluyor ifade etmek, ondan dolayı süre konusunda her zaman gösterdiğiniz esnekliği daha da cömertçe göstereceğinizi ümit ederek…

Kendisi bana söyledi, Sayın Bakan dedi ki: “Sağlıkta şiddet yasası.” Herkes biliyor, Sayın Bakan bunu istiyor, sağlık çalışanları istiyor, meslek örgütleri istiyor, doktorlar istiyor. Bugün oylanacak, lütfen, vakit varken… Bugün kanunu aynen geçirmeyi oylamayacağız, gündemimize almayı oylayacağız. Bu konuda hepimiz için bir samimiyet testidir bu. Gündeme alınır, uygun gördüğümüz bir günde 1’inci sıraya çeker, önergelerle en doğru hâle getiririz ama bu konuda tüm grupların önemli görevleri olduğunu düşünüyorum.

Sayın Başkanım, son olarak bir hususu, bir haksızlığı milletimize ve Millet Meclisimize şikâyet etmek üzere sözümün bu kısmını kullanacağım. Kendisi, yürütmenin görevinde olan İçişlerinin atanmış Bakanı Süleyman Soylu, geçtiğimiz hafta…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlıyoruz Sayın Özel, son kez.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – ...Grup Yorum üyesi Helin Bölek’in ölümünden sonra bizim bu konuda attığımız bir “tweet”e cevaben -biz “Başka ölümler olmaması için herkes gayret sarf etsin, gençleri toprağa vermeyelim.” dedik- diyor ki: “Hastaneye kaldırıldığı hâlde DHKP-C’nin talimatıyla tedavisini engelleyerek hastaneden çıkartıp ölüme yatıran sizin milletvekilleriniz.” Tek tek bütün milletvekillerimizle konuştuk. Ziyaret yapan milletvekilimiz Ali Şeker salonda. Başhekimin, doktorların varlığında Helin Bölek’le konuşuyor, diyor ki: “Biz CHP olarak ölüm orucunu doğru bulmuyoruz, bunu bırakmanızı tavsiye ediyoruz. Tam teşekküllü bir üniversite hastanesine gitmenizi size teklif etmek, sizi ikna etmek ve size bu konuda yaşama tutunmanız için ricada bulunmak için geldim.” Herkes şahit. Bunu nasıl bırakırsınız?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Özel, son kez.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Geçmişte AK PARTİ’de de birçok milletvekili ölüm oruçlarında aracılık yaptı. Diyor ki: “Tek şartım, coronavirüs salgını geçtikten sonra Grup Yorum konser versin, aletlerimizi alıp parçalamasınlar, haksız gözaltı ve tutukluluk yapılmasın.” Devlet kendisine “Corona geçince bir konser verirsiniz.” dese -oradaki herkesin huzurunda söylüyor- ölüm orucunu bırakacak. Bu söz verilmiyor, Helin hayatını kaybediyor. “Gençler hayatını kaybetmesin.” dedik diye o Süleyman -soyadıyla namütenasip bir şekilde- çıkıyor ve bize diyor ki: “Siz onun tedavi edilmesine engel oldunuz.” Biz, onun üniversite hastanesine alınması için mücadele ettik. Çıkıyor, sonra da paralı trollerle robot hesaplardan Twitter’da yaygınlaştırıp, oradan burada haber yaptırıp CHP’yi suçlamaya çalışıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Özel, tamamlıyoruz, değil mi? Lütfen…

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Bitiriyorum Sayın Başkan.

CHP, DHKP-C’den ve Süleyman Soylu’dan farklı olarak ölümü değil, yaşamı kutsar. Aklını başına al hadsiz Süleyman, aklını başına al! (CHP sıralarından alkışlar) DHKP-C ile senin aranda gencecik bir kadın öldü, yenileri de ölebilir. “Sazımı almasın, kırmasın, beni içeri atmasın. Konser verme sözü…” Bir konser sözü versek yaşayacaktı. Avukatlarının başvurusu üzerine kendisini hastaneden alıp evine götüren şey mahkeme kararı. O kararı desteklemiyoruz. Helin’i ikna etmeye çalıştı arkadaşımız “Üniversite hastanesine git.” diye. Bu yalanı kınıyoruz. Hadsiz Süleyman haddini bilecek, gün gelecek hesap verecek! (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Söz sırası, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına Grup Başkan Vekili Sayın Zengin’de.

Buyurun Sayın Zengin.

26.- Tokat Milletvekili Özlem Zengin’in, Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Levent Gök’e Genel Kurul Salonu’nda maske takılması konusunda gösterdiği hassasiyet için teşekkür ettiğine, virüs nedeniyle hayatını kaybeden vatandaşlara Allah’tan rahmet, sağlık çalışanlarına kolaylıklar, Ankara ili Elmadağ ilçesi ROKETSAN fabrikasında meydana gelen patlamada yaralananlara şifa dilediğine, 4 Nisan Alparslan Türkeş’i vefatının 23’üncü seneidevriyesinde rahmetle yâd ettiğine, Berat Gecesi’nin herkesin duasının kabul olduğu bir gece olmasını Yüce Allah’tan niyaz ettiğine, Grup Yorum’un konserlerinde terör propagandası yapıldığına, ölüm orucu denilen itiraz yönteminin artık kalmadığına, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun sözlerinin Grup Yorum’un kendi gerçeğini ortaya koymak olduğuna ilişkin açıklaması

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – Sayın Başkan, çok değerli milletvekili arkadaşlarım; sizleri saygıyla selamlıyorum, hayırlı haftalar diliyorum.

Aslında, ne kadar özgürmüşüz maskelerimiz yokken. Bu manada, insan, aslında içinde bulunduğu hâlin kıymetini bir taraftan biliyor.

Size çok teşekkür ediyorum gösterdiğiniz hassasiyet için, bu planlama için. Ümit ediyorum, hiçbir arkadaşımızın en ufak bir rahatsızlığına sebebiyet vermeden bu haftayı tamamlarız.

Elbette, ben de konuşmamın başında, şu ana kadar bu virüs nedeniyle hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diliyorum. Zor bir süreç. Sağlık çalışanlarının her birine, doktorundan, hemşiresinden temizlik görevlisine kadar bütün çalışan arkadaşlarımıza kolaylıklar diliyorum, onlara minnetimizi sunuyorum, hatta saygıyla önlerinde eğiliyorum.

Ankara’nın -tabii, çalışmaya devam eden insanlarımız var çünkü Türkiye’de devam eden süreçler var, terör diye bir bela var, oraya da geleceğim biraz sonra- Elmadağ ilçesinde -çok yakın, bir yarım saat içerisinde- ROKETSAN Fabrikasında saat 14.00 gibi bir patlama oldu ve bu patlama neticesinde can kaybımız yok ama yaralılar var, 3 insanımız, çalışanımız yaralandı. Onlara acil şifalar dilemek istiyorum.

Ben de Sayın Türkeş’i vefat yıl dönümünde -4 Nisanda- rahmetle yâd ediyorum. Geçtiğimiz yıl yaptığımız çalışmayı hatırlıyorum Adana’daki üniversiteye kendisinin isminin verilmesini. Bu manada tekrar kendisini rahmetle yâd ediyorum.

Berat Kandili -Sayın Özel ne anlama geldiğini çok güzel ifade ettiler, uzunca anlattılar- tabii, camiamız, İslam camiası acısından çok önemli bir gece. Biz “gece” olarak söylemeyi tercih ediyoruz. Çünkü, bu gecelerde büyük sırlar saklı, ramazana giden bir yol. Biliyorsunuz, 23 Nisanda, o gece ilk sahura kalkılacak. Üç aylar içerisindeki en önemli gecelerden bir tanesi. Bu gecelerde biz bütün…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Devam edelim.

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – Özellikle camilerde muazzam bir şenlik gibi olur neredeyse. Yani insanlar koşar coşkuyla, camilere akın akın insanlar… Sabaha kadar durmayan bir hareketlilik olur. Kadınlar, kadınlar daha çok olur o camilerde. Şu anda camilerimize insanlarımız gidemeyecekler ama ben biliyorum ki aynı heyecanı, aynı aşkı, muhabbeti evlerinde, kendilerinden öte ülkemizdeki insanlar için, dünya insanları için dualarla geçirecekler. Bu manada Berat Gecesi’nin her birimizin duasının kabul olduğu bir gece olmasını tekrar Rabb’imden niyaz ediyorum.

Şimdi, Grup Yorum’la alakalı birkaç şey söylemek istiyorum. Her ölüm hüzünlüdür. Çünkü, ben insanların hesabının vefatla beraber -dünyaya dair hesabın- noktalandığına inanıyorum, hukuk da böyle söylüyor. Davanız varsa düşer, yargılanıyorsanız biter, artık dünyaya dair mesele kapanır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Devam edin Sayın Zengin.

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – Bundan sonrasıyla alakalı meseleyi biz o yüzden -insanlarla ilgili- kapatırız. Yani, ne kadar canımız yanarsa yansın kapatırız meseleyi. Şimdi, bu konuyla ilgili, Grup Yorum’la alakalı mesele gündem olunca ben Grup Yorum’un konserlerine bakma ihtiyacı duydum. Hani söylüyor ya Grup Başkan Vekili arkadaşım: “Bir söz verseydiniz, bir konser sözü.” Eğer vermiş olsaydık -ben merak ettiğim için- nasıl olacaktı bu konser? Bak, konser gibi olmuyor, şöyle oluyor konser: O konsere çıkanlar -hatırlayacaksınız bugün de rahmetle yâd etmek istiyorum- Selim Kiraz’ı, hâkim arkadaşımızı katledenleri yaşıyorlarmış gibi, oradaymış gibi -adlarını ben burada söylemeyeceğim- adlarını alkışlatmak, ailesinden insanları oraya çağırarak “Onlar ölmedi, aramızda.” diye onları alkışlamak, onlara ağıtlar yakmak -hatta yanımda aslında okuyabilirim de- onlardan bir tanesinin adı üzerine…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Devam edelim.

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – Suç işleme ihtimaline binaen değil zaten suç işleniyor. Zaten o konserde -siz görmüyorsunuz- terör propagandası yapılıyor, ben izlemenizi tavsiye ederim. O şarkıları, oradaki tavrı, bunları izlemenizi tavsiye ederim. (HDP sıralarından gürültüler)

BAŞKAN – Arkadaşlar, sessiz olalım lütfen, herkes sakin olsun.

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – Yani siz şunu istiyorsunuz: Devlet mücadele ettiği bir fikriyat için çıkacak söz verecek ve orada bu ülkenin savcısını, hâkimini öldüren insanları alkışlatacak. Bu mudur yani! (HDP sıralarından gürültüler)

BAŞKAN – Arkadaşlar lütfen, lütfen dinleyelim.

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – Bu mudur sizin önerdiğiniz? Ben ve bizim grubumuz Sayın Özel’i hiç kelime etmeden dinledik. Sayın Başkanım, ben arkadaşlarımı sükûnete davet ediyorum, bu da benim fikrimdir.

BAŞKAN – Değerli arkadaşlar, lütfen sessiz olalım.

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – Sayın Özel fikrini söyler ben de fikrimi söylerim.

Bizim itirazımız bunadır. Ha, şunu da söyleyeyim: Doğrusu ölüm orucu denen itiraz yöntemi artık kalmadı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Zengin.

Buyurun.

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – Sayın Başkanım, bunlar daha evvel özellikle İrlanda’da IRA merkezli terörün yöntemlerinden bir tanesiydi.

HÜDA KAYA (İstanbul) – Filistin’de hâlâ devam ediyor.

BAŞKAN – Sayın Kaya…

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – Filistin’i ben gayet iyi biliyorum.

Bu insanlar hapishanelerde çok zorlandı.

BAŞKAN – Siz Genel Kurula hitap edin Sayın Zengin.

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – Yakıldı, mahkûmları yaktılar kendi davaları için. O sebeple biz hiç kimsenin ölüm orucuna yatmasını zinhar istemeyiz, asla, hiçbir arkadaşımız, her birimiz de bundan vazgeçmesi için gayret sarf ederiz, ikna etmeye çalışırız. Bu süreçte daha evvel Filiz Kerestecioğlu Hanım’la bizim çok konuşmalarımız da olmuştur. Bu manada şunu söylemek istiyorum: Bir insanın hayatını kaybetmesinden her daim üzüntü duyarız ama neticede, gelinen noktada, buraya gelmek bir tercih meselesidir ve buradan da yola çıkarak, Sayın Bakanımızla alakalı eleştirinizi yapabilirsiniz ama bir üslup sorunu olduğunu da kabul etmeniz lazım.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayalım.

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – Son bir cümle.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) – Helin Bölek’i öldürene sor...

BAŞKAN – Arkadaşlar, lütfen...

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – Öldürme sorunu olan sizlersiniz. İnsanları katleden...

BAŞKAN – Sayın Zengin, siz Genel Kurula hitap edin.

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – O zaman laf atılmayacak Sayın Başkanım. (HDP sıralarından gürültüler)

BAŞKAN – Değerli arkadaşlar, lütfen...

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – Öyle kafanıza göre laf atıp cevabı ortada bırakmak olamaz, ben buna tahammül edemiyorum.

Bu manada, Sayın Bakanımızın söylediği, Grup Yorum’un kendi gerçeğini ortaya koymaktır. Grup Yorum -sizin savunduğunuz şey- bu ülkenin hâkimini, savcısını katletmiş insanları öven bir gruptur.

Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Sayın Başkan...

BAŞKAN – Sayın Özel, lütfen siz de kısa bir açıklamayla bitirin, gündemimize devam edelim.

27.- Manisa Milletvekili Özgür Özel’in, Tokat Milletvekili Özlem Zengin’in yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Sayın Başkan, bir: Bu ölüm orucu ilk kez Gandi tarafından kullanılmış, IRA tarafından yaygınlaştırılmış, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün İsrail zindanlarında çokça kullandığı bir yöntem. Biz, parti olarak, açlık grevini ve ölüm orucunu insan bedenine karşı da işlenen bir suç olduğu için doğru bir eylem biçimi olarak hiçbir zaman görmedik, rolümüz hep bunun sonlandırılması konusunda oldu ama sıkıntı şurada -ben Sayın Zengin’in vicdanına teslim edeceğim durumu- Süleyman Soylu diyor ki: “CHP milletvekili gitti -Ali Şeker’i kastediyor, başka giden yok- ve onu alıp evinde ölüme götürdü.” Oysa biz, ölüm orucunu bırakması için ricada bulunduk.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayın lütfen Sayın Özel; konuyu kapatalım artık, tamamlayın lütfen.

Buyurun.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Oradaki mesele, Süleyman Soylu, geçmiş dönemlerden Cumhuriyet Halk Partisine duyduğu kin ve husumetle buradaki böyle bir hassas konuyu istismar ederek yalan yoluyla ve kasten itibar suikastı yapmaktadır arkadaşımıza, iftira atmaktadır, özre muhtaç bir durumdur. Yanındaki kamu görevlileri şahittir, ölüm orucunu durdurması için telkinde bulundu arkadaşımız, Süleyman Soylu’nun iftira ettiği gibi değil.

BAŞKAN – Konu kayıtlara geçmiştir, Sayın Özel.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Ayrıca, bir ülkede devriiktidarınızda, 2020’de bir konser verilirse o konseri izleyenlerin bir kısmı suç işleyeceklermiş vehmiyle konser iptalini savunmak çağdaş demokraside olmaz, sizin böyle bir önleyici hizmetiniz, önleyici çabanız olamaz. Konser yapılır, suç varsa o konuda ilgili merciler görevini yaparlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Özel, bitirelim artık. Lütfen değerli arkadaşlar bir cümleyle bitirelim.

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Sayın Zengin, ben size de söz vereyim, siz de bir cümleyle tamamlayın, kapatalım bu konuyu artık.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Sayın Başkan, suç şahsidir, suç işlendikten sonra oluşur, işlenmeden önce öngörülüp engel olunmaya çalışılması demokratik devlet aklı değildir. Suç şahsidir, sazın, sözün, hayatının baharındaki Helin’in olamaz. Helin’i DHKP-C denilen örgüt İle Süleyman Soylu müştereken öldürmüşlerdir.

Teşekkür ediyorum.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Buyurun Sayın Zengin.

Siz de lütfen kısaca konuyu toparlayın artık, gündemimize devam edelim.

28.- Tokat Milletvekili Özlem Zengin’in, Manisa Milletvekili Özgür Özel’in yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – Sayın Başkanım, çok kısa olarak…

Şimdi, şunu ifade etmek istiyorum: Elbette suç şahsidir fakat bu konserlerde yapılan şeyin hiç kimse suç olmadığını söyleyemez. Ben şu ana kadar mevcut olan, yapılanları söylüyorum, bunlar kayıtlarda vardır. Açılıp izlendiği takdirde o alkışlamaları, aileyle bağlanmayı, o ana övgüleri… Sayın Başkanım, Selim Kiraz’ın vefatı günü ben evine ailesini ziyarete gittim. Annesini, babasını gördüm, eşini gördüm, ne hâlde olduklarını gördüm, nasıl bir ızdırap olduğunu… Hatta bakın şu var: Bunlar mahkeme duruşmalarında var. Ölmeden evvel Grup Yorum’un dinletildiğine dair iddialar var. Şimdi, böyle bakıldığı zaman bunların hiç olmadığını söyleyemezsiniz. Ben vakayı söylüyorum, geleceğe dair değil ve siz ne teklif ediyorsunuz? Böyle davranan bir gruba teklif etseymiş de onlar konser verseymiş. Siz yaptırın konserinizi, biz yaptırmayız. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayın.

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Siz teklif edin, siz yaptırın, biz bunu yaptırmayız.

Bu manada arkadaşlarımıza katil sıfatı yakıştırılıyor. Bunu da zinhar reddediyoruz. Burada ölmeye karar veren, madem adı ölüm orucu, bizatihi kendisidir. (HDP sıralarından gürültüler)

BAŞKAN – Sessiz olalım değerli arkadaşlar.

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Ölmeye karar veren, bu iradeyi ortaya koyan bizatihi kendisidir. Herkes kendi eyleminden mesuldür, başkalarına kimse suç atmasın.

Teşekkür ederim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, bugün sabah da belirttim belirli aralıklarla birleşime ara vereceğim diye, çünkü buna ihtiyaç var. Hem salonun havalandırılması açısından hem de sizlerin sağlıklı bir hava teneffüsü açısından.

Birleşime on dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati:16.29

İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 16.45

BAŞKAN: Başkan Vekili Levent GÖK

KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Enez KAPLAN (Tekirdağ)

-----0-----

BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 78’inci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

Gündeme geçiyoruz.

Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır.

İYİ PARTİ Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.

VI.- ÖNERİLER

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri

1.- İYİ PARTİ Grubunun, Grup Başkan Vekili Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan tarafından, sağlık merkezlerine ulaşılabilirliğin kolaylaştırılması, hasta yatak sayısının ve ekipmanlarının artırılması, salgın hastalıklarla mücadele ve karantina hastanelerinin oluşturulması, salgın hastalık tehlikesi süresince diğer hastalıkların tedavisinde mağduriyetlerin yaşanmaması için başta kapatılan kamu hastanelerinin açılması olmak üzere gerekli tüm tedbirlerin tespit edilerek ivedilikle uygulamaya geçilmesi amacıyla 7/4/2020 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 7 Nisan 2020 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

7/4/2020

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Danışma Kurulu 7/4/2020 Salı günü (bugün) toplanamadığından, grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzük’ün 19'uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.

                                                                                                                                  Lütfü Türkkan

                                                                                                                                        Kocaeli

                                                                                                                              Grup Başkan Vekili

Öneri:

Grup Başkan Vekili ve Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan tarafından, sağlık merkezlerimizin ulaşılabilirliğinin kolaylaştırılması, hasta yatak sayısının ve ekipmanlarının artırılması, salgın hastalıklarla mücadele ve karantina hastanelerinin oluşturulması ve salgın hastalık tehlikesi süresince diğer hastalıkların tedavisinde mağduriyetlerin yaşanmaması için, başta kapatılan kamu hastanelerimizin geri açılması olmak üzere gerekli tüm tedbirlerin tespit edilerek ivedilikle uygulamaya geçilmesi amacıyla 7/4/2020 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne alınarak görüşmelerinin 7/4/2020 Salı günkü birleşimde yapılması önerilmiştir.

BAŞKAN – Önerinin gerekçesini açıklamak üzere İYİ PARTİ Grubu adına Eskişehir Milletvekilimiz Sayın Arslan Kabukcuoğlu konuşacaktır. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

Süreniz beş dakika Sayın Kabukcuoğlu.

İYİ PARTİ GRUBU ADINA ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İYİ PARTİ olarak şehir hastanelerinin yapım sürecinde kapatılan kamu hastanelerinin yeniden açılması hakkında vermiş olduğumuz grup önerisi için söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlarım.

Sözlerime başlarken İslam âleminin mübarek Berat Kandili’ni kutluyorum.

Çin’den başlayıp dünyayı saran Covid-19 salgını milletimizin sağlığı için büyük bir tehdit olmaya devam etmektedir. Sağlık sistemimiz ülkemizde coronavirüs salgınına göre dizayn edilmeye başlanmıştır. Yalnız sağlık sistemi değil sosyal yapı da buna göre şekillenmektedir.

Tüm hastaneler pandemi hastanesi olarak ilan edilmeden önce buradaki hastalara hizmet veren hastanelerimiz vardı, daha doğrusu mevcut sağlık sisteminin hepsi bunlara hizmet veriyordu ve yüzde 70-80 kapasiteyle çalışmaktaydılar. Şu anda, pandemi hastaneleri kurulduktan sonra enfeksiyon hastalıkları uzmanları her hastanede parça parça çalışmaktadırlar. Onlar, şimdilik, corona pozitif olan hastaları orada tedavi etmekte ve orada kontrollerini yapmaktadırlar.

(Uğultular)

BAŞKAN – Biraz sessiz olalım arkadaşlar.

ARSLAN KABUKCUOĞLU (Devamla) – Eğer ki bu hastalar her şehirde, şu an için belirlenecek bir hastanede toplanırlarsa ve doktorlar, personel burada toplanırsa personelin sağlık yükü azalacak, tecrübeleri artacak ve hastalara daha da faydalı olacaklardır.

Şu anda tüm hastanelerin pandemi hastanesi ilan edilmesinden dolayı eski hastalar, bildiğimiz klasik hastalar, rutin hastalar birtakım hizmet kaybına uğramışlardır. En baştan tüm hastaneler enfeksiyon hastanesi, pandemi hastanesi olarak ilan edildiği için, bu hastalar o hastanelere enfeksiyon alacakları korkusuyla gitmek istememektedirler, tedavileri aksamaktadır. Örneğin “miyokart enfarktüsü” geçiren bir hasta “Nasıl olsa ufak tefek ağrım var.” diye evinde kalmakta ve daha sonra bu, önüne geçilmesi, tamir edilmesi, onarılması daha zor durumlara neden olmaktadır.

Şu andaki hastaneler, pandemi hastanesi olarak ilan edilmekle birlikte zaten bunlar tamamen coronavirüs enfeksiyonlarıyla dolu hastaneler değildir. Şu andaki hastanelerin, belli şehirlerdeki belli hastanelerin pandemi hastanesi olarak ayrılması ve diğer hastanelerin rutin hasta hizmetlerini yürütmeleri oradaki hastaların hizmet kaybına engel olacak ve hastalara iyi bir hizmet vermemizi sağlayacaktır. Bu sav, tamamen bir organizasyon yetersizliğidir.

Şehir hastaneleri, modern hastanecilik anlayışının kabul etmediği devasa hastanelerdir; ısıtılması, temizlenmesi, aydınlatılması zordur, ulaşımı zordur. Bu hastaneler hele hele bir enfeksiyon hastanesi olmaya hiç uygun değildir. Her gün hastaneye giden binlerce insan, Covid pozitif ya da Covid negatif olarak gelen giden insanlar birbirlerinden hastalık almaktadır, devlet eliyle bunlara bir nevi enfeksiyon aşılanmaktadır. Son kertede, tüm hastanelerin coronavirüs hastanesi olması olasıdır. Şu anda ülkemizdeki salgının ulaştığı boyut bu seviyede değildir, inşallah buna da ihtiyaç olmaz, inşallah o seviyeye gelmeyiz.

Şehir hastanelerinin ne kadar iyi olduğunu, ihtiyaç giderdiğini anlatmak için yapılan gayretler cılızdır. Atıl tutulan on binlerce yatağa sahip kamu hastaneleri yani devlet hastaneleri ve bunun yanında askerî hastaneler hizmete sokulursa çok büyük bir eksiklik yerine getirilmiş olacaktır. Biz biliyoruz ki bu hastanelerin hiçbir donanımına, içindeki yapısına müdahale edilmedi, personel kapıyı çekti gitti. Bunların bir kısmında hâlâ yataklar ve alet edevat aynen korunmaktadır. Arkadaşlar, bu hastanelerin hizmete girmesi için yapılması gereken, kapısını açıp girmek ve orada hasta kabul etmektir. Bu eski kamu hastaneleri vatandaşın rahatlıkla ulaşabileceği merkezlerdedir. “Bu hastaneler çürüktür, enkazdır.” gibi söylemler bu hastanelere kulp takmaktır. Salgın sürecinde vatandaşın bu hastanelere acil ihtiyacı vardır. Havaalanlarına hastane yaparken, sahra hastaneleri kurulmaya uğraşılırken, bunlar planlanırken mevcut kamu hastanelerinin hizmete sokulmaması olsa olsa bir komedidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayın.

ARSLAN KABUKCUOĞLU (Devamla) - İYİ PARTİ olarak, salgın hastalıklarla mücadele ve karantina hastanelerinin oluşturulması, salgın hastalık tehlikesi süresince diğer hastalıkların tedavisinde mağduriyetin yaşanmaması için başta, kapatılan kamu hastanelerimizin geri açılması olmak üzere gerekli tüm tedbirlerin tespit edilmesi ve ivedilikle uygulanması için Meclis araştırmasını talep ediyoruz.

Saygılarımla. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Kavas arkadaşlarımız, sayın konuşmacıdan sonra lütfen kürsüyü temizleyelim.

Değerli arkadaşlar, her konuşmacıdan sonra kürsüyü bir temizlik işleminden geçiriyoruz. Maske takılsın ama temas oluyor; azami dikkat ediyoruz.

Değerli arkadaşlarım, şimdi söz, önerinin gerekçesi açıklandıktan sonra öneri üzerinde söz isteyen Halkların Demokratik Partisi Grubu adına Muş Milletvekilimiz Sayın Gülüstan Kılıç Koçyiğit’in. (HDP sıralarından alkışlar)

Süreniz üç dakika Sayın Koçyiğit.

HDP GRUBU ADINA GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Ben de sözlerime, ölüm orucunun 288’inci gününde yaşamını yitiren Helin Bölek’i anarak başlamak istiyorum. Biz hep beraber, Meclis olarak Helin’i yaşatamadık ama İbrahim Gökçek ve Mustafa Koçak’ı yaşatabiliriz. Bu anlamda da Meclisi, Mustafa ve İbrahim için harekete geçmeye, yaşamdan yana tavır almaya davet ediyorum.

Değerli arkadaşlar, corona günlerindeyiz, bütün dünya coronayla uğraşıyor ve gerçekten her geçen gün coronanın aslında insanlık tarihine telafisi imkânsız zararlar verdiğini de görüyoruz. Bir yönüyle bizleri yaşadığımız sistemle yüzleştirirken kapitalizmin çarpıklığını gözler önüne sererken bir yandan da içinde bulunduğumuz ulus devlet yapısının aslında böyle salgınlarda nasıl yetersiz kaldığını ve küresel bir salgının karşısında her devletin kendi kaderine terk edilmesinin, her devlette yaşayan halkların kendi kaderine terk edilmesinin de insanlık utancı olduğunu bir kez daha görüyoruz.

Şimdi, ülkemizde ilk önce ne yapılması gerekiyordu? Sağlık Bakanlığının çok hızlı bir şekilde ulusal pandemiyle mücadele eylem planını açıklaması gerekiyordu. Henüz böyle bir eylem planı açıklanmış değil. Bir Bilim Kurulu oluşturuldu. Bu çok doğru ve yerinde bir karardı fakat Bilim Kurulunun her tavsiyesi ne yazık ki “Ben bilirim kurulu”na takılıyor ve “Ben bilirim kurumu” da ne yazık ki aslında alınması gereken önlemleri almıyor. Niye bu önlemleri almıyorlar? Çünkü üretim artsın istiyorlar, çünkü kriz koşullarında da ekonominin çarkları dönsün istiyorlar, çünkü “patronlar kazansın, işçilerin canı önemli değil.” diyorlar değerli arkadaşlar.

Bu, aslında şu anda sağlık çalışanları açısından da geçerli. Bu kürsüden çokça ifade ettim, birkaç şeyin çok hızlı bir şekilde yapılması gerekiyor. Birincisi, sağlık çalışanlarına, belediye çalışanlarına ve zorunlu hizmet kollarında çalışanlara test yapılmalı, çok yaygın test yapılmalı, bu testlerin sonuçları açıklanmalı.

İkincisi, testleri çalışan laboratuvar sayıları artırılmalı; koruyucu ekipman sorunu çok hızlı bir şekilde çözülmeli. Sağlık Bakanlığı kendi ifadesiyle “601 sağlık çalışanı hasta.” dedi; biz biliyoruz ki bu sayıların çok üzerinde sağlık emekçisi, aslında şu anda hasta olmasına rağmen, Covid’li olmasına rağmen çalışıyor.

Üçüncüsü, çalışma saatlerinin düşürülmesi gerekiyor. Yirmi dört saatlik bir çalışma süresi böyle bir salgında insanları kasten öldürmedir. Bu, kabul edilemez. Altı saatlik dilimler hâlinde vardiya usulüyle çalışma olmalı ve bu çalışma aralarında mutlaka dinlenme koşulları da sağlık çalışanlarına sağlanmalıdır.

Ek ödeme, ayrımsız bir şekilde herkese ödenmelidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Devamla) – Tamamlıyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN – Tamamlayın, buyurun.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Devamla) – Teşekkür ederim.

Yani hekime ödenen, hemşireye ödenen ek ödemenin yardımcı sağlık hizmetlerindekilere, ambulans şoförüne, orada çöpleri toplayan arkadaşa ödenmemesi kabul edilemez. Bunun, bir şekilde, hemen önüne geçmek gerekiyor değerli arkadaşlar.

Bunun dışında ne yapmak gerekiyor? Bunun dışında, çok hızlı bir şekilde Bilim Kurulunun önerilerine kulak vermek gerekiyor. Yani ücretli izin hızlı bir şekilde yaşama geçirilmeli. Bakın, akşam Bakanlık bir öneride bulunuyor, Cumhurbaşkanı çıkıyor, açıklama yapıyor; ertesi gün o açıklamanın genelgeyle delindiğini görüyoruz. Neden? Tek bir gerekçeyle: Üretim durmasın diye.

Şimdi 65 yaş üstü, 20 yaş altı değil toplumun tamamı risk altında ve bu tamamının riskini bertaraf etmek de şu anda siyasal iktidarın elinde ama ne yazık ki bunu yapmıyor. Halk, kitlesel ölüm tehdidiyle karşı karşıya. Buradan, bu kürsüden bir kez daha uyarıyoruz bizler de.

Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Öneri üzerinde söz isteyen Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Balıkesir Milletvekilimiz Sayın Fikret Şahin. (CHP sıralarından alkışlar)

Süreniz üç dakika Sayın Şahin.

CHP GRUBU ADINA FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Bugün Berat Kandili, tüm milletimizin Berat Kandili’ni tebrik ediyorum. Umarım bir an önce bu salgın belasından milletçe kurtulmuş oluruz. Yine, hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum, Helin Bölek’e Allah’tan rahmet diliyorum ve tedavileri devam eden vatandaşlarımıza da acil şifalar diliyorum.

Evet, bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de sağlık çalışanlarımız büyük fedakârlıklar yaparak kısıtlı imkânlarla canları pahasına bu coronavirüs salgınıyla mücadele etmeye devam ederken iktidar yetkililerinin bu salgını bir fırsata çevirip şehir hastaneleri üzerinden yapılan kamuya ait zararları ve yolsuzlukları örtbas etme çabalarını ibretle izliyoruz. Özellikle AK PARTİ Genel Başkanının ve AK PARTİ sözcüsünün “Bu şehir hastaneleri olmasaydı bu salgınla nasıl baş ederdik?” gibi ifadeleri belli ki bu şehir hastanelerini aklamaya yönelik bir telaşın ifadesi. Madem şehir hastanelerine bu kadar güveniyordunuz… Şehir hastanesi açarken kapattığınız Zekai Tahir Burak Hastanesini tekrar açmak zorunda kaldınız ve Çin’den tahliye ettiğimiz Türk vatandaşlarını orada karantinaya aldınız. Bunu dahi yani Zekai Tahir Burak Hastanesini -kapattığınız hastaneyi- dahi tekrar açmak zorunda kalmanız, şehir hastanesi kurgulamasının ne kadar yanlış olduğunun büyük bir göstergesidir.

Salgın başladığı andan itibaren hastaneleri ayırmamız gerektiğini defaatle söylemiş olmamıza rağmen, işte böyle devasa tek bir çatı altında yaptığınız hastaneler sebebiyle kronik hastaların başvuracağı hastaneler ile coronavirüslü, salgınlı hastaların başvuracağı hastaneleri maalesef ayıramıyorsunuz.

Bunun da ötesinde hâlen Bakanlık bu şehir hastanelerinin maliyetini açıklayamıyor. Bakınız, önümde, bir soru önergesiyle geldim. Kasım ayında Sağlık Bakanına “Hizmetteki bu şehir hastanelerinin aylık kira ve hizmet bedelleri nedir?” diye soruyorum. Sağlık Bakanının bana verdiği cevap şu: “Maliye Bakanlığından öğrenebilirsiniz.” Maliye Bakanına soruyorum, Maliye Bakanı da bana “Bunun cevabını Sağlık Bakanlığı verecek” diyor. İşte geldiğiniz nokta, şehir hastanelerinde bu noktadasınız ve verdiğiniz resmî rakamlarla bunu itiraf ediyorsunuz. Bu hastaneler için ödemiş olduğunuz bir yıllık kira ve hizmet bedeliyle bu hastaneleri yapabiliyorsunuz. Yani bir yıllık ödediğiniz kira ve hizmet bedeliyle hastaneyi yapacakken siz, maalesef, yirmi beş yıl bu hastanelere ödeme yapıyorsunuz. 2017 yılında bu şehir hastaneleri ilk kez hizmete açıldı. Eğer siz, şehir hastanelerinin modelini tercih etmeyip de klasik şekilde, devlet bütçesiyle bu hastaneleri yapmış olsaydınız şu anda elimizde şehir hastanelerinin en az 2-3 katı miktarda yatak olacaktı ve yoğun bakım yatağı olacaktı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Şahin.

FİKRET ŞAHİN (Devamla) – Şimdi, bakın, sıkıntı yaşıyorsunuz, kapattığınız hastaneleri tekrar açmak zorunda kalıyorsunuz. Efendim, işte, Atatürk Havalimanı’nı hastane hâline getirmeye çalışıyorsunuz. Demek ki bu şehir hastaneleri doğru bir yatırım şekli değil ve muazzam şekilde kamu zararı var ve yolsuzluk var.

Yine, efendim, buradan şunu da söylemek istiyorum. Sizler, hep, ağzınızda, birlik ve beraberlik diye söylüyorsunuz ama maalesef Genel Başkanınız, Cumhuriyet Halk Partisini, ana muhalefet partisini bir fitne odağı olarak nitelendiriyor. Yani bunun çok yanlış olduğunu ifade etmek istiyorum. Cumhuriyet Halk Partisi, bakın bu yüce çatının var olmasının en büyük gerekçesidir. Bu, Türkiye’nin birleştirici gücüdür. Bunu kesinlikle reddettiğimi söylemek istiyorum. Ve yine, biz, bakınız, bu salgın sayesinde, bu getirdiğiniz Cumhurbaşkanlığı yönetim sisteminin, yani bu tek adam yönetim sisteminin ne kadar ucube bir yönetim sistemi olduğunu da gördük. Bu salgın gibi felaket anlarında dâhi Cumhurbaşkanı…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

FİKRET ŞAHİN (Devamla) – Çok az kaldı Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Peki, selamlayın Sayın Şahin.

FİKRET ŞAHİN (Devamla) – Alışmış olduğumuz Cumhurbaşkanlığı sistemi… Bakınız, liderleri yan yana getirip, tüm kurumları bir araya getirip toplu bir şekilde bununla mücadele etmek varken şimdi bu şekilde ayrıştırmanın manası nedir? Hiçbir anlamı yok. Bakın, bu salgının bize öğrettiği çok şey var, elbette bunları daha sonraki süreçte tartışacağız ama gelin, buradan, bu yanlıştan dönün, bu şehir hastaneleri yanlışından dönün. Öncelikle bu şehir hastanelerinin ödemelerini, gelin, Türk lirasına çevirin ve daha sonra da kamulaştırın ve vatandaşımıza, halkımıza mal edin.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Öneri üzerinde söz isteyen, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına Bursa Milletvekilimiz Sayın Mustafa Esgin. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Süreniz üç dakika Sayın Esgin.

AK PARTİ GRUBU ADINA MUSTAFA ESGİN (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime başlamadan önce, rahmet, mağfiret, arınma vesilesi olan Berat Gecemiz’in mübarek olmasını diler, ülkemiz, milletimiz ve tüm insanlığın temize çıkmasını ve feraha ermesini Cenab-ı Allah’tan niyaz ederim.

Değerli arkadaşlar, dünya genelinde 1 milyon 300 bin kişinin enfekte olduğu, 73 bin insanın hayatını kaybettiği coronavirüs salgınıyla ilgili olarak Türkiye, mücadelesini kararlılıkla sürdürmektedir. Coronavirüsle mücadelemizde, hastanelerimizde teşhis ve tedavi konusunda herhangi bir sorun yaşanmamaktadır. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın da ifade ettiği gibi, dünyanın en gelişmiş ülkelerinin dahi çok ciddi bir sorun yaşadığı bu süreçte Türkiye olarak hem hazırlık hem malzeme hem de müdahale konusunda sağlam bir duruş sergiliyoruz. Türkiye, on sekiz yıllık AK PARTİ iktidarıyla birlikte, tüm alanlarda olduğu gibi sağlık yatırımları alanında da cumhuriyet tarihinin en verimli dönemini yaşıyor. Sadece on yedi yılda hastane ve diğer yataklı tedavi kurumlarının sayısını 2.600’den 5.500’e yükselttik. Hastanelerimizin toplam yatak sayısını 3 kat artırarak 240 bine, nitelikli yatak sayısını 20 kat artırarak 145 bine, yoğun bakım yatak sayısını da 20 kat artırarak 40 binin üzerine çıkardık. Doktor sayımızı 92 binden 161 bine, toplam sağlık çalışanı sayısını ise 378 binden 1 milyon 25 bine çıkardık. Sağlık Bakanımız Sayın Fahrettin Koca geçtiğimiz günlerde açıkladı, 32 bin sağlık çalışanını bu süreçte istihdama kazandırarak alımlarını gerçekleştiriyoruz.

AK PARTİ iktidarımızın ilk yıllarında sağlık altyapımızın güçlenmesine büyük ihtiyaç duyulmaktaydı. Mevcut hastanelerimizin yaş ortalaması 49 iken birçoğu da deprem güçlendirmesi ve fonksiyonel açıdan kötü durumdaydı. Bugün hastanelerimizin yaş ortalamasını 49’dan 13’e düşürdük. Bakın, bir yandan dünyayı önemli ölçüde etkileyen coronavirüsle mücadele ederken bir yandan da sağlık yatırımlarımıza ve hizmetlerimize devam ediyoruz. Geçtiğimiz hafta Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesinin ilk etabını tamamladık ve ilk sağlık şehidimiz Profesör Doktor Cemil Taşçıoğlu Hocamızın ismini verdik. İkitelli Şehir Hastanemizi bağlantı yollarıyla 20 Nisanda açıyoruz. Kısa bir süre içerisinde de Yeşilköy ve Sancaktepe’de toplam 2 bin yataklı salgın hastanelerini hizmete açıyoruz.

Seçim bölgem Bursa’da son on yedi yılda toplam 68 sağlık yatırımını -ki bunlardan 26 tanesi hastane yatırımları- hizmete açtık.

Bakınız, grup araştırma önergesinde adı geçen Bursa Devlet Hastanesi -ki benim de gururla hizmet ettiğim bir hastanedir- fiziksel ömrünü yitirmiş bir hastane konumundaydı ve biz evet 2020 programına alarak, Memleket Hastanesi olarak yenilenmiş modern hâliyle…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Esgin.

MUSTAFA ESGİN (Devamla) – Tamamlıyorum Başkanım.

Evet, Memleket Hastanesi ilk adı. Bursalıların 1947’de merkezî hükûmetten bütçe gelmediği günlerde imece usulüyle para toplayarak yaptığı Memleket Hastanesini açmak yine AK PARTİ iktidarına nasip olacaktır değerli arkadaşlar. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Kıymetli milletvekilleri, AK PARTİ olarak Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Hakk’ın ve halkın rızasını kazanacak işler yapmaya devam edeceğiz.

Salgın nedeniyle hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum, tedavisi süren hastalarımıza acil şifalar diliyorum. Coronavirüsle mücadelede, azim ve fedakârlıkla, gece gündüz çalışan tüm sağlık çalışanlarımıza Gazi Meclisimizin çatısı altından bir kez daha teşekkürlerimi sunuyorum.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Öneri kabul edilmemiştir.

Sayın Eronat, az önce, Diyarbakır’daki yetkililerle görüşüp bir açıklama yapmak istediğinizi belirttiniz Diyarbakır’la ilgili ifade edilen hususlarda. Hemen ben size söz vereyim, fazla da zaman geçmeden, lütfen, bu konuda aldığınız bilgiyi iletirseniz sevinirim.

V.- AÇIKLAMALAR (Devam)

29.- Diyarbakır Milletvekili Oya Eronat’ın, Diyarbakır ilinde ateş, öksürük ve solunum problemiyle hastaneye başvuran hastaların tomografsinin çekilip, corona testinin yapıldığına, Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile Dicle Üniversitesi Hastanesinde istenirse günde 500 kişiye test yapılabileceğine ilişkin açıklaması

OYA ERONAT (Diyarbakır) – Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, az önce bir Grup Başkan Vekilimiz Diyarbakır’da bugüne kadar 500 test yapıldığını söyledi ve bu sayının az olduğuna dair bir anlam yükledim ben. Diyarbakır’la yaptığım görüşmede; ateş, öksürük ve solunum sıkıntısı olan hastalar başvurduğu takdirde tomografi çekilip test yapıldığı, vaka sayımızın oldukça düşük olduğu, 28 kişinin taburcu olduğu, yoğun bakımda 6 kişinin yattığı ve makineye bağlı hastamızın olmadığı; ayrıca Diyarbakır’ın günlük test kapasitesinin 500 olduğu, Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile Dicle Üniversitesi Hastanesinde istenirse günde 500 kişiye test yapılabileceği bilgisini aldım.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – Peki, teşekkür ederiz.

Sayın Çakırözer, sizin de bir talebiniz vardı, onu da alalım, ondan sonra diğer partimizin grup önerisine başlayalım.

Buyurun.

30.- Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer’in, Tarım ve Orman Bakanı tarafından 21 ile stratejik ürünler için yüzde 75 tohum desteği yapılacağının açıklandığına, tohum desteğinin Eskişehir ve kalan diğer illeri de içine alacak şekilde genişletilmesini talep ettiklerine ilişkin açıklaması

UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Tarım Bakanlığı dün bir açıklama yaptı ve stratejik ürün olarak kabul ettikleri ürünlerde, 21 ilde, yüzde 75 tohum desteği yapılacağını belirttiler. Ekimi yapılacak ürünler ise buğday, arpa, fasulye, mercimek, mısır, ayçiçeği ve çeltik olarak belirlendi. Bu 21 il arasında, aralarında Eskişehir’in de olduğu birçok ilimiz maalesef bulunmamakta. İç Anadolu’da belki de mısır için, ayçiçeği için, buğday için en fazla üretimin yapıldığı yer Eskişehir’imiz ama Eskişehirli çiftçiler doğal olarak bu karara baktıklarında üvey evlat muamelesi gördükleri düşüncesine kapılıyorlar. Bu nedenle, bu kararın değiştirilmesi, mümkünse tabii ki Eskişehir ve kalan diğer illeri de içine kapsayacak şekilde bu tohum desteğinin genişletilmesini istiyoruz.

Teşekkür ediyorum.

VI.- ÖNERİLER (Devam)

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)

2.- HDP Grubunun, İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay Pekgözegü ve 19 arkadaşı tarafından, işçilerin koronavirüs salgınının tıbbi, ekonomik ve sosyal sonuçlarına karşı korunması için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan (10/2752) esas numaralı Meclis Araştırması Önergesi’nin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 7 Nisan 2020 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

BAŞKAN – Halkların Demokratik Partisi Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.

7/4/2020

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Danışma Kurulu 7/4/2020 Salı günü (bugün) toplanamadığından grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzük’ün 19’uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.

                                                                                                                               Meral Danış Beştaş

                                                                                                                                           Siirt

                                                                                                                              Grup Başkan Vekili

Öneri:

23 Mart 2020 tarihinde İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay Pekgözegü ve arkadaşları tarafından verilen 5937 sıra numaralı, coronavirüs salgınına karşı emekçilere güvence sağlayacak, ekonomik ve sosyal açıdan koruyacak üst düzey önlemlerin alınması amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne alınarak görüşmelerinin 7/4/2020 Salı günkü birleşiminde yapılması önerilmiştir.

BAŞKAN – Önerinin gerekçesini açıklamak üzere Halkların Demokratik Partisi Grubu adına söz isteyen İstanbul Milletvekilimiz Sayın Oya Ersoy. (HDP sıralarından alkışlar)

Süreniz beş dakika.

HDP GRUBU ADINA OYA ERSOY (İstanbul) – Sayın Başkan, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Covid-19 salgınıyla mücadele, tıbbi bir mücadele olduğu kadar aynı zamanda sosyal bir mücadeledir. Salgının sosyal tahribatının önüne geçmek, bu tahribata karşı halkı koruyan önlemler almak öncelikle bu Meclisin görevidir. Bu ülkenin dörtte 3’ü emeğiyle geçiniyor. Halk sağlığını korumak, öncelikle işçileri korumaktan geçiyor ancak ne yazık ki Covid-19’la mücadele, açık bir sınıf ayrımcılığı yaşanarak bu ülkede devam ediyor. İşçiler ve aileleri ölümle burun buruna çalışmaya zorlanıyor.

Diğer yandan, Covid-19 salgını dünyada ve Türkiye’de milyonlarca çalışanın işini ve gelirini kaybetmesine yol açıyor. Türkiye, tarihinin en büyük işsizlik felaketiyle karşı karşıya. Aynı şekilde, geçtiğimiz günlerde Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), bu salgının dünya genelinde yaklaşık 25 milyon kişinin işini kaybetmesine yol açacağını raporladı. Emek ve meslek örgütleri, bugüne kadar defalarca açıklamalar yaptılar ve işçilerin, çalışanların haklarının korunması için neler yapılması gerektiğine dair taleplerini her defasında açıkladılar. Biz, bu taleplere, Meclis olarak kulağımızı kapatamayız.

Ne diyorlar: “Zorunlu ve acil işler dışında mal ve hizmet üretimi salgın süresince durdurulmalı. İşçilere ücretli izin verilmeli, işten çıkarmalar yasaklanmalı ve tüm çalışanların geliri güvence altına alınmalı. Karantina ve sokağa çıkma yasakları nedeniyle işini ve gelirini kaybedenlerin, kendilerinin ve ailelerinin geçimi devlet tarafından sağlanmalıdır. Karantina süresince artan, kadına yönelik şiddete karşı İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Yasa etkin bir biçimde kullanılmalıdır, uygulanmalıdır. Hanelere elektrik, su, doğal gaz parasız olarak verilmeli; tüketici kredisi, kredi kartı, fatura borçları ertelenmelidir. En düşük emekli aylığı asgari ücret düzeyine yükseltilmelidir.”

Şimdi, halk sizden, yani buradan, Meclisten önlem bekliyor. İşçiler, bir yandan salgına yakalanmamak, diğer yandan işlerini kaybetmemek için bir düzenleme bekliyor. Peki, burası ne yapıyor? İktidar ne yapıyor? Halka IBAN atıyorsunuz, kirasını ödeyemeyen, faturasını ödeyemeyen, gıda sorunu yaşayan halktan bağış bekliyorsunuz.

Bakın, sizlerle birkaç rakam paylaşmak istiyorum; Millî Dayanışma Kampanyası’nda 5 Nisan 2020 itibarıyla 1 milyar 70 milyon lira bağış toplanmış. Oysa sadece bu yılın ilk iki ayında yani ocak ve şubat ayında patronlara İşsizlik Sigortası Fonu’ndan 3 milyar 700 milyon lira aktarılmış. 2019’da ne kadar bu rakam, biliyor musunuz? 16 milyar lira. Peki, bu parayla ne yapılabilirdi, düşünebiliyor musunuz? 2 milyon 867 bin işçiye salgın döneminde üç ay boyunca asgari ücret düzeyinde destek sağlanabilirdi.

Siz bu parayı yani işçilerin parasını işçilere vermek yerine patronlara vermeyi tercih ediyorsunuz. Onlar da bir yandan işçileri kapının önüne koyuyor bu salgın nedeniyle, öbür taraftan da sosyal medyada, medyanın karşısında işçilerin parasıyla hayırseverlik şovlarını yapıyor.

Değerli milletvekilleri, bir örnek daha; 20 yaş altına sokağa çıkma yasağı getirildi, hemen ertesi gün bu yasak kaldırıldı ve bu yasaktan 18-20 yaş arası çalışanlar muaf tutuldu. Bunun adı muafiyet değildir, bu düzenlemenin adı hasta olma zorunluluğudur, ailesine virüs taşıma zorunluluğudur.

Soruyorum: Bu ülkenin 811 bin genç çalışana verecek 5,6 milyar lirası yok mu? Çünkü bu çalışanlara, 811 bin kişiye sadece asgari ücret düzeyinde ücret verdiğinizde bunun maliyeti 5,6 milyar lira.

Şimdi, hiç kimse “Kaynak yok.” demesin, kaynak var, bunu defalarca saydık; sizin müteahhitlere, bankalara akıta akıta bitiremediğiniz bu halkın kaynakları var. En başta, İşsizlik Sigortası Fonu’nu işçiler için kullanın; geçmediğimiz köprülerin, kullanmadığımız havalimanlarının, hastanelerin parasını şirketlere ödemekten vazgeçin.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayalım.

OYA ERSOY (Devamla) – Asgari ücreti değil, serveti vergilendirin. Türkiye’de toplam servetin yüzde 42’si, yüzde 1’in elinde. Halkın cebine göz dikeceğinize zenginlerden vergi alın.

“Çarklar dönecek.” dayatmanızın en büyük bedelini bu salgın koşullarında çalışmak zorunda bıraktığınız işçiler ve aileleri ödeyecek. Ancak meselemiz salgındır ve bedel sadece bununla sınırlı kalmayacaktır. Gelin, işçilerin, ailelerin ve dolayısıyla halkın hayatını kurtarmak için gerekli önlemleri almak üzere bir araştırma komisyonu kuralım.

Teşekkür ederim. (HDP ve CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Öneri üzerinde söz isteyen Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Malatya Milletvekilimiz Sayın Veli Ağbaba. (CHP sıralarından alkışlar)

Süreniz üç dakika Sayın Ağbaba.

CHP GRUBU ADINA VELİ AĞBABA (Malatya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, salgın nedeniyle ölen bütün yurttaşlarımıza Allah’tan rahmet, hasta olanların da bir an önce sağlığına kavuşmasını diliyorum.

Değerli arkadaşlar, hem dünya hem de Türkiye herhâlde son elli altmış yılın en büyük kriziyle karşı karşıya. Tabii, bu krizde, böyle bir krizde ne yapılması lazım? Özellikle ülkeyi yönetenlerin “millî birlik, beraberlik” dediklerini -tırnak içerisinde söylüyorum- sağlaması yani insanları ayırmaması lazım.

Değerli arkadaşlar, Cumhurbaşkanı coronayla ilgili bir toplantı yapıyor, corona toplantısında olması gereken birinci kişi, birinci kurum Türk Tabipleri Birliği çağrılmıyor, Türk Eczacıları Birliği çağrılmıyor, Veterinerler Birliği çağrılmıyor, sendikaların bir kısmı çağrılıyor, DİSK çağrılmıyor, KESK çağrılmıyor, BİRLEŞİK KAMU-İŞ çağrılmıyor. Değerli arkadaşlar, elinizi vicdanınıza koyun, bu, doğru mu değil mi bir düşünün. Türk Tabipleri Birliğinin olmadığı bir toplantı ya da Türk Eczacıları Birliğinin olmadığı toplantı kimin içine sinebilir. Yani, bu insanları dışlamanın ne mantığı var, ne anlamı var? Bunu da sizin vicdanınıza bırakıyorum.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Veterinerler Birliği.

VELİ AĞBABA (Devamla) – Veterinerler Birliğini de söyledim.

Yine arkadaşlar, bizim belediyelerimiz geçtiğimiz haftalarda bir bağış kampanyası yaptı, anormal ilgi gördü, İçişleri Bakanlığı gitti, bu bağış kampanyasını, dayanışma kampanyasını yasakladı. Dün Muratpaşa Belediyesinde bir olayla karşılaştık değerli arkadaşlar, insan hakikaten hayret ediyor. Muratpaşa Belediyesi, daha önce var olan aşeviyle ilgili fakir fukara yemek yesin diye, AK PARTİ’lisi, MHP’lisi, CHP’lisi yemek yesin diye, bağış hesabı açıyor ve İçişleri Bakanlığı kararıyla bu bağış hesabı da kapatılıyor. Ya, böyle bir siyasi ahlak, böyle bir vicdan var mı? Bunu da sizin takdirlerinize sunuyorum.

Değerli arkadaşlar, Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nun 83’üncü maddesi “Cebri tecride tabi olarak müessesatta veya evlerinde tecrit edilen kimselerle 76 ncı maddede zikredilen şahıslardan muhtaç olanlarının kendileri ve ailelerinin iaşeleri masarifi Hükümetçe tesviye edilir.” diyor. Ne diyor 76’ncı madde? “Etrafında bulunanlara sari ve salgın hastalıklardan birini nakle vasıta olduğu muhakkak olan kimseler muvakkaten ve bu zail oluncaya kadar meslek san’atlarının icrasından hıfzıssıhha meclisleri karariyle menolunur.” Yani, iş yerleri kapatılır diyor. Kim bunlar? Değerli arkadaşlar, kapatılan berber, kuaför ve güzellik merkezi çalışanlarının sayısı 504 bin; kapatılan kahvelerin sayısı 71.103, çalışan sayısı 213 bin; okullarda, yurtlarda karantina nedeniyle kapatılan kantinlerdeki işsiz sayısı 150 bin kişi. 6 milyon sokak çalışanı var; simitçisi, kestanecisi, seyyar satıcısı, “Toz bezi değil ev emekçisiyiz.” diyen gündelik yevmiyeyle geçimini sağlayan kadınlar var, 1 milyon kişi. İşsiz kalan 500 bin motorlu kurye var değerli arkadaşlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayalım.

VELİ AĞBABA (Devamla) – Yine, AVM’lerde çalışan 523 bin kişi, 42.350 lokanta çalışanı, toplam 350 bin güvenlik görevlisinin 50 bini, Türkiye genelinde 300 bin “amele” dediğimiz pazarda günlük çalışmaya giden insan, okullar kapandığı için okul servisçisi 150 bin kişi, 2.850 özel eğitim merkezinde çalışan 90 bin kişi yani değerli arkadaşlar, daha birçok meslek sahibi var ancak bunların diğer dünya ülkelerinde olduğu gibi mutlaka kiralarının, masraflarının ödenmesi gerekiyor. Bu insanlara “Evde kal.” demek “Evde aç kal, öl.” demektir. (CHP sıralarından alkışlar) O nedenle devletin bunu karşılaması lazım.

Değerli arkadaşlar, bakın, dünyanın en yoksul ülkelerinden Kongo “İki ay boyunca faturaları devlet ödeyecek.” diyor. Almanya’sı, Fransa’sı, İsveç’i, Norveç’i hem çalışanlarına hem de iş yeri sahiplerine iş garantisi vermiş ve “Sizin hiçbirinizi aç bırakmayacağım.” diye taahhüt etmiş.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

VELİ AĞBABA (Devamla) – Başkanım, bitiriyorum.

BAŞKAN – Tamamlayın.

VELİ AĞBABA (Devamla) – Değerli arkadaşlar, biz ne yapıyoruz? Hiç para vermediğimiz esnaftan, el açıyoruz, para istiyoruz.

Değerli arkadaşlar, bakın, bizim gibi kaç ülke var? İflasını ilan eden Lübnan para topluyor, krizin eksik olmadığı Sri Lanka para topluyor ve savaşın eksik olmadığı Irak para topluyor. Türkiye’yi koyduğunuz nokta neresi? Türkiye’yi koyduğunuz nokta Irak’la, Sri Lanka’yla, Lübnan’la aynı nokta. Bakın, hem para vermiyorsunuz hem desteklemiyorsunuz hem de maalesef el açıp para dileniyorsunuz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

BAŞKAN – Sessiz olalım değerli arkadaşlar.

VELİ AĞBABA (Devamla) – Yapacağınız şu: Ahlat’taki sarayı bir an önce durdurun, Marmaris’teki sarayı bir an önce durdurun, bindiğiniz uçakları bir an önce satın ve bu fakir fukarayı bu zor günlerde aç bırakmayın.

Bir şey daha söyleyeceğim: Ayrımcılık yapmayın. Ayıptır, yazıktır günahtır. (CHP sıralarından alkışlar)

YASİN UĞUR (Burdur) – Yalan söylüyorsun.

VELİ AĞBABA (Malatya) – Yalancı sensin.

BAŞKAN – Öneri üzerinde Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına söz isteyen İzmir Milletvekilimiz Sayın Necip Nasır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Sayın Nasır, süreniz üç dakika.

AK PARTİ GRUBU ADINA NECİP NASIR (İzmir) – Teşekkür ediyorum Başkanım.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; HDP grup önerisi üzerine grubum adına söz almış bulunmaktayım.

Öncelikle, ramazanışerifin müjdecisi, Allah’ın rahmetinin yeri ve göğü kapladığı Berat Gecesi’nin milletimiz, İslam âlemi ve tüm insanlık için kurtuluşa ve hayırlara vesile olmasını temenni ediyor, Gazi Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, Çin’in Wuhan kentinde 12 Aralıkta ortaya çıkan coronavirüs çok kısa zamanda tüm dünyayı sardı ve Dünya Sağlık Örgütünce de tüm dünyada pandemi olarak ilan edildi.

Ülkemiz bu küresel salgına karşı zamanında aldığı kararlı tedbirlerle şu ana kadar çok başarılı bir süreç yönetti ve yönetmeye de devam ediyor. Ülkemizde salgının yayılmasını önleyici politikalar en başta ciddiye alınmış ve uygulamaya konularak bu riskin azalması sağlanmıştır. Sağlıkla ilgili yapılan bu başarılı çalışmaların yanı sıra bununla birlikte sürecin gerektirdiği doğrultuda Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketi hayata geçirilerek vatandaşın mağdur olmaması yönünde çalışmalar uygulamaya konmuş ve eksiklik tespit edildikçe gerekli çalışmalar yapılmaya devam edilmektedir.

Değerli milletvekilleri, elimde Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketi’yle ilgili bir kitapçık var. Tek tek bunları ifade etmeye kalksam uzun zaman alacağından sürem yetmeyeceği için öneri doğrultusunda bazı başlıklara değineceğim. Hem işçinin işini kaybetmemesini hem de işverenin bu süreç içerisinde mali anlamda desteklenmesini sağlayan pasif iş gücü programları arasındaki en etkili uygulamalardan biri olan kısa çalışma ödeneği şartları kolaylaştırılmıştır. Bu kapsamda, net ödeme miktarı yüzde 78’lere ulaşmış olup başvuru sayısı yaklaşık 70 bin firmaya yaklaşmış, 1 milyon çalışanı da geçmiş bulunmaktadır. Üretimine ara veren veya azaltan işletmelerimizdeki çalışanlarımızın ücretlerinin asgari ücreti geçmeyecek şekilde üçte 2’si devlet tarafından ödenecektir. 2 milyondan fazla mükellefin muhtasar, KDV ve prim ödemeleri altı ay ertelenmiş olup gelir vergisi mükellefleri 2 milyona yakın vatandaşımız mücbir sebep hâli kapsamına alınmıştır. İşsizlik ödeneği ödemelerinde getirilen kolaylıkla hak sahipleri vatandaşlara işsizlik ödeneği olarak 1.168 lira ödenecektir. Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda kabul edilen düzenlemeyle 7 milyar liraya yakın asgari ücret desteği verilecektir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayalım.

NECİP NASIR (Devamla) – 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu ile 2022 sayılı Kanun’a istinaden 2 milyon 111 bin haneye biner lira destek ödemesi vatandaşlarımızın ikametgâhlarında teslim edilmektedir. Telafi çalışma süresi iki aydan dört aya uzatılmıştır. Bu zaman zarfında işçimiz dış etkenler sebebiyle çalışmasını devam ettirememişse daha sonraki dört ay boyunca bunu telafi edebilecek, böylelikle ne ücret kaybı yaşanacak ne de iş gücü kaybı olacaktır. 2020 yılı için en düşük emekli aylığı 1.500 lira olarak ödenmeye başlanmıştır. Yeni coronavirüs tedbirleri kapsamında bayram ikramiyesi ödemeleri öne çekilmiş, 12 milyon emeklinin Ramazan Bayramı ödemelerine başlanmıştır. Bakanlığımız tarafından yeni tip coronavirüsle mücadele kapsamında iş yerlerinde alınacak önlemlere ilişkin kılavuz yayınlanmıştır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayalım.

NECİP NASIR (Devamla) - Değerli milletvekilleri, sürecin ilk gününden itibaren süreci hassasiyetle takip eden Sayın Cumhurbaşkanımıza ve bu mücadeleyi en baştan çok başarılı bir şekilde yöneten Kabineye ve sağlık çalışanlarına teşekkür ediyor, şükranlarımı sunuyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Öneri kabul edilmemiştir.

Sayın Koçyiğit, bir talebiniz var, alalım onu.

V.- AÇIKLAMALAR (Devam)

31.- Muş Milletvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit’in, İçişleri Bakanlığının kararıyla Muş ili merkez, Varto, Bulanık ve Malazgirt ilçe belediyesindeki 7 HDP’li meclis üyesinin görevlerinden uzaklaştırılmasını kınadıklarına ilişkin açıklaması

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) – Teşekkür ederim.

Tüm dünya coronavirüsle mücadele ederken, AKP, Kürt halkının iradesini gasbetmeye devam ediyor. Corona günlerinde, seçilmiş belediye eş başkanlarını, belediye meclis üyelerini haksız, hukuksuz bir şekilde görevlerinden alıyor. AKP, corona günlerinde bile Kürt halkına ve HDP’ye yönelik dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş bir düşmanlık politikası yürütüyor. Seçim bölgem olan Muş’ta son iki hafta içinde 7 belediye meclis üyemiz İçişleri Bakanlığının kararıyla görevlerinden uzaklaştırıldı. Görevinden alınan belediye meclis üyelerimizin 3’ü Muş merkez, 2’si Varto, 1’i Bulanık, 1’i de Malazgirt’ten. Bu arkadaşlarımız Muş halkının iradesi ve oylarıyla seçildiler. Halkın iradesine yönelik yapılan bu darbeyi kınadığımızı ve bu kararı tanımadığımızı ifade etmek istiyorum.

Teşekkür ediyorum.

VI.- ÖNERİLER (Devam)

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)

3.- CHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi Gündemi’nin “Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler” kısmında yer alan, yeni tip corona virüsün iş ve işçi sağlığı üzerindeki etkilerinin araştırılarak alınacak önlemlerin belirlenmesi amacıyla verilmiş olan (10/2699) esas numaralı Meclis Araştırması Önergesi’nin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 7 Nisan 2020 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır. Öneriyi okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım:

7/4/2020

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Danışma Kurulu 7/4/2020 Salı günü (bugün) toplanamadığından grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzük’ün 19’uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.

                                                                                                                                     Özgür Özel

                                                                                                                                        Manisa

                                                                                                                              Grup Başkan Vekili

Öneri:

Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler kısmında yer alan yeni tip coronavirüsün iş ve işçi sağlığı üzerindeki etkilerinin araştırılarak alınacak önlemlerin belirlenmesi amacıyla verilmiş olan (10/2699) esas numaralı Meclis araştırması önergesinin görüşmesinin Genel Kurulun 7/4/2020 Salı günkü (bugün) birleşiminde yapılması önerilmiştir.

BAŞKAN – Önerinin gerekçesini açıklamak üzere, öneri sahibi Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına İzmir Milletvekilimiz Sayın Selin Sayek Böke.(CHP sıralarından alkışlar)

Süreniz beş dakika.

CHP GRUBU ADINA SELİN SAYEK BÖKE (İzmir) – Öncelikle, coronavirüs salgını nedeniyle yaşamını yitiren herkese Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyorum. Salgın koşullarında kendi yaşamını hiçe sayarak, toplum için durmaksızın ön cephede serdengeçti olarak virüsle savaşan başta sağlık çalışanları olmak üzere kritik sektörlerdeki tüm emekçilere de bir kez daha minnet duygularımı ifade ediyorum.

Değerli arkadaşlar, ağır bir halk sağlığıyla karşı karşıyayız, bir kriz var, alınacak tüm kararlar bu sağlık sorununu en az insani hasarla atlatmaya odaklanmak zorunda. Böylesi bir krizde öncelik daha çok insanı yaşatmak olmalı, başka her türlü ekonomik sonuç ikincil olarak değerlendirilmeli. Halkın fiziksel sağlığı korunmalı ama halkın ruh sağlığını da koruyacak olan, iş veya işsizlik kaygısına engel olacak adımlar da hemen, vakit kaybetmeden atılmalı. Ülkemizde ne yazık ki vaka sayısı ve can kayıplarımız her gün artıyor. Eğer ilk andan itibaren ekonomik ve siyasi kaygılar değil de insani kaygılar öne alınmış olsaydı, eğer devlet “Halk korunsun.” diyerek ekonomik faturayı görevi olduğu gibi üstlenmiş olsaydı, eğer bilim insanları ve uluslararası deneyimler ciddiye alınsaydı bugün çok daha iyi bir noktada olurduk. Eğer ilk günden itibaren “Evde kal.” diye nasihat etmek yerine herkesi evde tutacak gelir ve iş güvencesi verilseydi kriz bu noktada olmazdı. Eğer ilk günden itibaren sağlık sistemimizin kapasitesi eksikliklerini gidermek için adımlar atılarak düzelseydi, “Sahra hastaneleri oluşturulsun.” diye yırtınıyor olan belediye başkanlarımız daha erken dinlenseydi, canları pahasına emek veriyor olan, mücadele eden sağlıkçılarımızın sağlığını koruyacak adımlar erkenden atılmış olsaydı ve sağlıkçıların temel hakları korunsaydı bugün her şey çok farklı olurdu. Eğer sadece parti devletinin belediye başkanlarıyla değil de bütün halkı temsil eden bütün belediye başkanlarıyla görüşülseydi, eğer kurulan tüm kurullara bütün sağlıkçı meslek örgütleri ve sendikalar davet edilseydi ve Bilim Kurulu, Almanya’daki Robert Koch Enstitüsü gibi bir karar kurulu olabilseydi bugün her şey çok farklı olurdu.

Değerli arkadaşlar, Hükûmet şu anda üç şeyi aynı anda yapmaya çalışıyor: “Salgın yayılmasın.” diyor ama ekonomi olduğu gibi devam etsin istiyor, bir yandan da siyasi algıyı yönetmeye çalışıyor. Bir yandan “Evde kal.” diyor, mangalı ve pikniği yasaklıyor, diğer yandan milyonlarca emekçiyi fabrikalarda, inşaatlarda, madenlerde çalıştırılmak üzere her gün toplu taşımayla işe gitmeye ve dip dibe çalışmaya da mecbur bırakıyor. Mangal yasak ama ölümüne çalışmak zorunlu. Bir yandan “Kaynak gerek.” diyor, diğer yandan halkın güvendiği belediyelerin yardım kampanyalarını engelliyor. Dayanışmak yasak ama parti devletine emekçilerin maaşından kesinti yapmak zorunlu. Bir yandan Anayasa’da “Sosyal devletiz.” diyor, diğer yandan zaten olmayan iş ve işçi güvenliğini evinin kapısında artık hak olarak kaybetmeye mahkûm bırakıyor çalışanları. 18 ile 64 yaş arasında çalışan milyonlarca emekçi için çalışmak zorunlu ama iş ve işçi güvenliğini görevi olduğu için devletten talep etmek hatta dile getirmek yasak. Her şeyden önce bir ekonomist olarak kuvvetle altını çizmek istiyorum: Kısa vadede ekonomi durmasın diye halkın canını tehlikeye atmak, orta ve uzun vadede büyük bir vicdani yük getirecek, çok ağır bir sağlık yükü getirecek ve bununla birlikte ekonomiyi de çökertecek. Hak temelli adımlar bugün atılmazsa yarın bugünden de zor olacak. İş ve işçi güvenliği bir haktır. Hakça bir kazanç haktır. Sağlıkla çalışabilmek haktır. Sağlık ve eğitim haktır. Hak olan her şey de devlet tarafından sunulmak zorundadır. Atılması gereken adımlar belli. Hemen acil ve zorunlu alanlar dışında işe gitme zorunluluğunu ortadan kaldırıp halka gelir ve iş güvencesi verilmeli. Hemen sosyal devlet bütün araçlarıyla hayata geçirilmeli, insanlar kaygısızca evinde kalabilmeli. Temel ve zorunlu ihtiyaçları karşılamak için çalışıyor olan sağlık emekçilerini koruyacak olan sağlıkta şiddet yasası bugün derhâl Meclisten çıkarılmalı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayalım.

SELİN SAYEK BÖKE (Devamla) – Kamu çalışanları, belediye çalışanları, market kasiyerleri, bakkallar, evden eve koşuyor olan kuryeler ve böyle pek çok milyonlarca emekçiyi korumak için iş ve işçi güvenliğini sağlayacak adımlar hemen atılmalı. Daha kamucu, daha halkçı, daha demokratik, daha dayanışmacı bir geleceğin adımlarını hemen atmak zorundayız. Meclisten başlamak zorundayız. Halkla birlikte büyütmek zorundayız. Vakit kaybetmemek zorundayız.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum, herkese sağlıklı ve “corona”sız günler diliyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Öneri üzerinde söz isteyen, İYİ PARTİ Grubu adına Trabzon Milletvekilimiz Sayın Hüseyin Örs. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

Süreniz üç dakika.

İYİ PARTİ GRUBU ADINA HÜSEYİN ÖRS (Trabzon) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi Grubu önerisi üzerinde İYİ PARTİ Grubu adına söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, bugün, toplamda 30 binin üzerinde vaka ve maalesef 649 ölümün yaşandığı ülkemizde bu salgının görülmeye başlanmadığı 30 Ocak 2020 tarihinde Grup Başkan Vekilimiz Sayın Lütfü Türkkan’ın imzasıyla “Küreselleşmeyle birlikte ulaşım teknolojilerinin ve yoğunluğunun son derece arttığı bir dönemde hiçbir ülke, insandan insana hava yoluyla bulaşabilen bir virüs riskinden uzak değildir. Bu sebeple, Türkiye’de olası bir ölümcül salgının önlenmesi için gerekli tedbirler ivedi bir şekilde alınmalıdır.” gerekçesiyle bir araştırma önergesi vermiştik. 30 Ocakta verdiğimiz bu araştırma önergemiz maalesef burada reddedilmişti.

Yine, 11 Şubatta, Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener, İYİ PARTİ grup toplantısında yaptığı konuşmada, dünyayı etkisi altına alan corona belasına dikkat çekerek memleketi idare edenlere uyarılarda bulunmuş ve “Karantina merkezlerimiz var mı? Maske, serum ve ilaç stoku yapılıyor mu? Olası bir salgında hastanelerin kapasitesi yetişmeyebilir, hangi bölgelerde çadır hastaneleri, sahra hastaneleri kurulacak, bunların planları var mı?” diye sormuştu. Bugün 7 Nisan, Sayın Akşener’in bu soruları bundan tam iki ay önce sorulmuştu. Değerli arkadaşlar, bu soruların cevaplarını maalesef bugün yaşayarak öğreniyoruz.

Değerli arkadaşlar, tedbir almak, felaket başa gelmeden çalışmak en kötü senaryoya göre hazırlanmaktır. İYİ PARTİ olarak, ekonomik tedbirleri içeren 8 adet kanun teklifini 31 Mart günü Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunduk. Bu kanun tekliflerimizde, asgari ücretle çalışan vatandaşlarımız gelir vergisinden muaf tutulsun; Kredi ve Yurtlar Kurumuna olan borçlar bir yıllığına faizsiz olarak ertelensin; kısa çalışma ödeneğinden yararlanma şartının kapsamı genişletilsin ve prim yatırma gün sayısı 450 günden 150 güne indirilsin; yap-işlet-devret modeliyle hayata geçirilen köprü ve otoyollar için ödenen garanti geçiş ücreti ödemeleri pandemi süreci geçene kadar durdurulsun yani yükleniciye ödeme yapılmasın; elektrik, doğal gaz ve su fatura tüketim bedelleri 1/7/2020 tarihine kadar ilgili bakanlıklar tarafından karşılansın; elektrik faturalarındaki TRT payı kaldırılsın; elektronik haberleşme ve fatura ödemelerinin gecikmesi hâlinde, verilen hizmet durdurulmasın; salgın sürecinde bütün ürünlerden alınan KDV oranları yüzde 1’e düşürülsün; corona mücadelesinde hayatını kaybeden kahraman sağlık meslek mensuplarımız şehit sayılsın gibi önerilerde bulunduk.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayalım.

HÜSEYİN ÖRS (Devamla) – Bu kanun tekliflerimize de desteğinizi bekliyoruz.

Değerli arkadaşlar, süre çok az, son olarak şunu ifade etmek istiyorum: Milletçe el ele verip büyük bir özenle uzmanların, yetkililerin uyarılarına da uyarak, gerekli önlemleri alıp bu sıkıntının üstesinden geleceğiz inşallah, buna inancım sonsuz ama bu noktada ortak akılla hareket edilmelidir. Buradan, iktidar sahibi arkadaşlarıma, iktidarda bulunan arkadaşlarıma sesleniyorum: En azından içinde bulunduğumuz bu zor süreçte bizlerin uyarılarına kulaklarınızı tıkama alışkanlığından lütfen vazgeçin, yaptığımız önerileri ciddiyetle ele alın diyorum.

Bu duygu ve düşüncelerle, verilen araştırma önergesine destek vereceğimizi ifade ediyor, hepinizi en derin saygılarımla selamlıyorum. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Öneri üzerinde söz isteyen, Halkların Demokratik Partisi Grubu adına Adana Milletvekilimiz Sayın Tulay Hatımoğulları Oruç. (HDP sıralarından alkışlar)

Süreniz üç dakika Sayın Oruç.

HDP GRUBU ADINA TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu pandemi sürecini umuyoruz ki Türkiye halkları ve bütün dünya halkları olarak en az hasarla geçirebiliriz.

Coronavirüs bize şunu göstermiştir: Kapitalizm, aşırı kâr hırsı ve buna dayalı üretim biçimi insanlığı, doğayı katlediyor ve şu an bu virüs bunun açık göstergelerinden biridir; aynı zamanda iktisadi ve siyasi krizdir, tek başına tıbbi bir sorun ya da sağlık sorunu değildir. Sermaye düzeni 2008’den beri ağır bir ekonomik kriz altında. Bu coronavirüsle gerçekten birçok şey büyük bir altüst oluş yaşayacak ve çok büyük bir değişim ve dönüşüm bizleri bekliyor. 14’üncü yüzyılda benzer değişim ve dönüşümü Avrupa kıtasında veba salgını gerçekleştirmişti, şimdi ona benzer bir süreç yaşıyoruz.

Peki, sermaye düzeni ve onun hamiliğini yapan iktidar şunu görüyor mu, görecek mi: Toplum sağlığını hiçe sayarak yerli yersiz yatırımlar, silaha, tanka, topa, şatafata, yandaşa yapılan yatırımlar yerine sağlık sistemine esaslı bir yatırım yapılmış olsaydı şu an sağlık sistemi kumdan kale gibi çöker miydi?

Sermaye krizinin faturasını normal şartlarda da işçiye, emekçiye ödeten bu sistem ve bu iktidarlar şimdi de pandemi sürecinin bedelini işçiye, emekçiye ödetmeye çalışıyor.

Bugün şu çağrıyı yapmak durumundayız: İşçi işine gidecek, asker savaşa devam edecek ama “Evde kal Türkiye.” diyeceksiniz; bu olmaz. Temel üretim tabii ki durmaz, yaşam devam edecek ama orada bir vardiya sistemi düzenlenmeli ve gerçekten üretim diğer anlamlarda durdurulmalıdır. Aynı biçimde, Suriye’de, Irak’ta, Libya’da savaşan asker geri dönmeli; genç ve sağlıklı bir nüfustur, üretime katılmalı, toprağı işlemeli, fabrikalarda üretime katılabilmelidir. Barışa da üretime de ihtiyacımız olan bir dönemden geçiyoruz.

Bugün, Cumhurbaşkanının ağzından düşürmediği Tekâlifi Milliye -10 madde- dönüp dönüp tekrarlanıyor. Burada da şunu görmek durumundayız: Tek adam rejimine biat etmeyen sermayeye bu coronavirüs günlerinde “Ya benim yandaşım olursun ya da senin sermayene -kaşına gözüne acımam, gözyaşına acımam- el koyarım.” demiş oluyor. Burada da corona virüsünden bu iktidarın nasıl faydalanmaya çalıştığını bir kez daha görmüş oluyoruz.

Şu vurguyu yapmak isterim: Az önce söz alan, partimizin ayrıca Tarım Komisyonunda çalışma yürüten değerli milletvekilimiz ayrıntılı ifade etti: “Gıda krizi.” Evet, bu koşullarda gıda krizi kaçınılmazdır. Tedarik zinciri tökezlemeye başlamıştır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayalım.

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Devamla) – Cumhurbaşkanı, açıklamalarında “Stoklarımız var, tedarik zinciri işliyor.” diyor ama bunun gerçeği yansıtmadığını cümle âlem bilir. Marketlerde hızla fiyat artışları ve buna rağmen rafların önemli bir bölümünün nasıl boş kaldığı sanırım hiç kimsenin gözünden kaçmamıştır.

Her zaman olduğu gibi, hele de pandemi döneminde tarım çok önemli. Bu ülkenin tarımsal kaynakları üzerinde bu kürsüden çok vurgular yaptık ve şimdi bir kez daha diyoruz ki: Çiftçiden, topraktan ne alındıysa hepsi geri verilmeli yoksa Türkiye aç kalacak. Bu konuyla ilgili detaylı bir planlamaya girilmek zorundadır.

Teşekkür ederim. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Öneri üzerinde söz isteyen, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına Konya Milletvekilimiz Sayın Halil Etyemez. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Süreniz üç dakika.

AK PARTİ GRUBU ADINA HALİL ETYEMEZ (Konya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına verilen öneri üzerine söz almış bulunmaktayım, Gazi Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle, aziz milletimizin Berat Kandili’ni kutluyorum. Covid-19 nedeniyle hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, tedavi altındaki hastalarımıza acil şifalar diliyorum.

Değerli milletvekilleri, Çin’de ortaya çıkan Covid-19’a karşı Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde gerekli tedbirler ilk andan itibaren alınmaya başlanmıştır. Sağlık Bakanlığımız tarafından 10 Ocakta Bilim Kurulu oluşturulmuş, Bilim Kurulunun aldığı tavsiye niteliğinde kararlar süratle uygulamaya konulmuştur. İnsanlığın karşı karşıya kaldığı bu krizin üstesinden gelebilmek için devletimiz ve aziz milletimizin her bir ferdi fedakârlık yapmaktadır.

Değerli milletvekilleri, çalışma hayatında da diğer alanlarda olduğu gibi önemli tedbirler alınarak işverenlerimiz ve işçilerimizin sağlığı korunmaya çalışılmıştır. Bilim Kurulunun ortaya koyduğu tavsiyelere uyularak iş ve iş sağlığı için önemli adımlar atılmıştır. Bu kapsamda öncelikle alanında uzman sağlıkçıların ve akademisyenlerin yer aldığı 14 kişilik istişare kurulu oluşturulmuş, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızca çalışanların ateşinin ölçülmesi, hassas risk gruplarında yer alanların evden çalıştırılması, iş yerlerine ziyaretlerin kısıtlanması, ekipmanların ortak kullanılmaması gibi 16 maddenin yer aldığı bir çalışma yönergesi hazırlanmış ve uygulanması gereken kurallar ilgili paydaşlarla paylaşılmıştır. Sahada görev yapan toplam 45 bin iş güvenliği uzmanı, iş yeri hekimi ve iş yeri hemşireleri seferber edilmiştir. Ankara, İzmir, Bursa, Kocaeli, Manisa, Adana, Tekirdağ ve Kayseri illerinde salgın kapsamında kullanılan kişisel koruyucu donanımların imalatlarının, ithalatının ve satışının yapıldığı yerlerde denetimler gerçekleştirilmiştir.

Değerli milletvekilleri, alınan tedbirler çerçevesinde kamu kurum ve kuruluşları ile özel sektörde çalışanlara uzaktan çalışma, dönüşümlü çalışma gibi esnek çalışma yöntemleri uygulanmaya başlanmış, ayrıca işletmelerimize kısa çalışma ödeneği verilmesi, istihdamdaki sürekliliği temin etmek amacıyla iki aylık telafi çalışma süresinin dört aya çıkarılması, asgari ücretlimize 7 milyar TL ücret desteğinin sağlanması, salgından etkilenen tüm firmalara işe devam kredisi desteğinin verilmesi, firmaların kredi ödemelerinin asgari üç aya ertelenmesi, nakit akışı bozulan firmalara gerektiğinde ilave finansman desteğinin sağlanması, tüm işçilerimize ve vatandaşlarımıza ücretsiz maske dağıtılması gibi uygulamalar devreye sokulmuştur.

Değerli milletvekilleri, hepimiz vatanımızın geleceğini, milletimizin hayatını tehdit eden sinsi bir düşmanla mücadele ediyoruz. Bu düşmanı birbirimizle kenetlenerek yenebiliriz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayalım.

HALİL ETYEMEZ (Devamla) - Bu süreçte fedakârca gayret gösteren esnafımıza, üretimimizi devam ettiren sanayicimize ve işçilerimize teşekkür ediyor ve hepsini alkışlıyorum. Vatandaşlarımızın “Evde kal.” çağrılarımıza uymalarıyla nice mücadeleyi birlikte yürüttüğümüz gibi bu musibetin de üstesinden geleceğiz.

Bu mücadelede emeği geçen Hükûmetimize, Sağlık Bakanlığımıza ve sağlık çalışanlarımıza buradan tekrar teşekkür ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Öneri kabul edilmemiştir.

Değerli milletvekilleri, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, öneriyi okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.

4.- AK PARTİ Grubunun, Genel Kurulun çalışma gün ve saatlerinin yeniden düzenlenmesine; 207 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin kırk sekiz saat geçmeden Gündem’in “Kanun Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının 1’inci sırasına alınmasına ve diğer işlerin sırasının buna göre teselsül ettirilmesine; 207 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesine ilişkin önerisi

7/4/2020

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Danışma Kurulu 7/4/2020 Salı günü (bugün) toplanamadığından İç Tüzük’ün 19’uncu maddesi gereğince grubumuzun aşağıdaki önerisinin Genel Kurulun onayına sunulmasını arz ederim.

                                                                                                                                   Özlem Zengin

                                                                                                                                         Tokat

                                                                                                                    AK PARTİ Grubu Başkan Vekili

Öneri:

Bastırılarak dağıtılan 207 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin kırk sekiz saat geçmeden gündemin "Kanun Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının 1'inci sırasına alınması ve diğer işlerin sırasının buna göre teselsül ettirilmesi,

Genel Kurulun;

7 Nisan 2020 Salı günkü (bugün) birleşiminde 207 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin birinci bölüm görüşmelerinin tamamlanmasına kadar;

8 Nisan 2020 Çarşamba günkü birleşiminde 207 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar;

8 Nisan 2020 Çarşamba günkü birleşiminde 207 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin görüşmelerinin tamamlanamaması hâlinde 9 Nisan 2020 Perşembe günkü birleşiminde 207 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar;

9 Nisan 2020 Perşembe günkü birleşiminde 207 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin görüşmelerinin tamamlanamaması hâlinde haftalık çalışma günlerinin dışında 10 Nisan 2020 Cuma günü saat 14.00'te toplanması, bu birleşiminde denetim konularının görüşülmeyerek gündemin "Kanun Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer işler” kısmında yer alan işlerin görüşülmesi ve 207 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar çalışmalarını sürdürmesi,

207 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel kanun olarak görüşülmesi ve bölümlerinin ekteki cetvellerdeki şekliyle olması,

Önerilmiştir.

207 sıra sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2762)

BÖLÜMLER

BÖLÜM MADDELERİ

BÖLÜMDEKİ MADDE SAYISI

1. BÖLÜM

1 ila 30 uncu maddeler

30

2. BÖLÜM

31 ila 55 inci maddeler

25

3. BÖLÜM

56 ila 70 inci maddeler

15

 

 

70

BAŞKAN - Önerinin gerekçesini açıklamak üzere Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına Kırıkkale Milletvekilimiz Sayın Ramazan Can. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

AK PARTİ GRUBU ADINA RAMAZAN CAN (Kırıkkale) – Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle İslam âleminin Berat Kandili’ni tebrik ediyorum, İslam âleminin beraatine bütün insanlığın nail olmasını Cenab-ı Allah’tan temenni ediyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; grup önerimizle… 207 sıra sayılı yani AK PARTİ Grup Başkan Vekili Sayın Cahit Özkan, Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkan Vekili Muhammed Levent Bülbül ve AK PARTİ Milletvekili Sayın Ali Özkaya ve arkadaşlarının vermiş olduğu Ceza Kanunu ve İnfaz Kanunu’nda değişiklik getiren bir kanun teklifi… Kamuoyu yakinen takip ediyor, yaklaşık altı aydır, yedi aydır da bu kanun görüşmeleri, kanun teklifi mutfak çalışmaları devam etmektedir. Kamuoyunu yakından ilgilendiren, 207 sıra sayısını alan bu kanun teklifinin gündemin 1’inci sırasına 48 saat geçmeden getirilmesini Genel Kurulun takdirlerine sunuyoruz. Ayrıca bugün, yarın ve perşembe günü bu kanun teklifinin görüşmelerine devam etmeyi planlıyoruz. Perşembe günü bu kanun teklifini bitiremediğimiz takdirde cuma günü saat 14:00’te Genel Kurulun bu kanun teklifinin görüşülmesi noktasında toplanmasını Genel Kurulun takdirine arz ediyor, hepinizi tekrar saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Öneri üzerinde söz isteyen, Halkların Demokratik Partisi Grubu adına İstanbul Milletvekilimiz Sayın Hakkı Saruhan Oluç. (HDP sıralarından alkışlar)

Süreniz üç dakika Sayın Oluç.

HDP GRUBU ADINA HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın vekiller, evet, çok önemli bir konu infaz yasasıyla ilgili görüşmeler. İki nedenle önemli: Bir tanesi, infaz yasası uzun zamandır tartışma konusu olan bir konuydu; çok büyük eşitsizlikleri, çok büyük adaletsizlikleri barındıran bir konu. Fakat şimdiki tartışma infaz yasasındaki eşitsizlikleri ve adaletsizlikleri şimdi ortadan kaldırma konusu değil, olmamalıydı aslında. Neden şimdi infaz yasasını konuşmalıydık? Mücbir sebep var. Neden? Çünkü cezaevlerinde şu anda Türkiye tarihinin en büyük doluluk oranına ulaşılmış; 294 bin kişi var 2020 verilerine göre, Adalet Bakanlığının verilerine göre ve cezaevlerinde 20, 30, 40 kişiye, hatta 100 kişiye varan bazı koğuşlar var. Dolayısıyla mücbir sebeple yani coronavirüs salgını nedeniyle insanlar güvencesiz bir şekilde orada duruyorlar. Tutukluların ve hükümlülerin bu mücbir sebep yüzünden bir an evvel tahliye edilmeleri gerekiyor, esas tartışma buydu. Fakat iktidar fırsatçılık yaptı, bunu tartışmak yerine infaz yasasındaki değişikliği gündeme getirdi ve içinden çıkılmaz bir noktaya vardırdı. Ama şimdi bu konu önemli, biz bunu tartışacağız yani Halkların Demokratik Partisi olarak bu konuyu, şu anda cezaevinde bulunan insanların, tutuklu ve hükümlülerin, yaşlıların ve hasta tutukluların bir an evvel salınabilmesi için, coronavirüs tehlikesiyle karşı karşıya kalmamaları için her türlü tartışmayı en ciddi şekilde sürdüreceğiz. Ama şunu söyleyelim: İç Tüzük’ten doğan bütün haklarımızı bu tartışmada kullanacağız. Yani bize, hani ölümü gösterip sıtmaya razı eder gibi “Cuma da çalıştırırız sizi, bir an evvel bunları bitirelim.” diye bu öneriyi getirdiniz. Evet, önerinizi destekliyoruz, cuma da çalışalım, gerekiyorsa cumartesi-pazar da çalışalım, yeter ki cezaevlerinde olan insanların sağlıklı bir şekilde oradan tahliye edilmelerinin sonucunu hep birlikte ortaya çıkarabilelim. Aksi takdirde bu yasa bu iktidarın getirdiği gibi çıkarsa -ki öyle görünüyor- herhangi bir adım atılmıyor. Bütün muhalefet partilerinin hem Komisyon sürecinde hem Komisyon dışında yaptıkları bütün görüşmeler iktidar partisi tarafından reddedilmiştir; bir kalemle çizilmiştir; ellerinin tersiyle itmiştir iktidar partisi bütün önerileri. Eğer bu şekliyle çıkaracaksanız bu infaz yasasındaki değişiklikleri, şimdiden söyleyelim ki infaz yasasındaki bu değişiklik iktidarın cezaevindeki kendi yandaşlarına af getirme yasasıdır. Dolayısıyla enine boyuna bütün İç Tüzük haklarımızı kullanarak bu yasayı tartışacağız ve en olumlu şekilde çıkabilmesi için, herkesin, tutuklu ve hükümlülerin faydalanabilmesini sağlaması için elimizden geleni yapacağız.

Teşekkür ediyorum dinlediğiniz için. (HDP sıralarından alkışlar)

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – Sayın Başkan, bir söz alabilir miyim? Bir söz rica edebilir miyim, kısa bir söz?

BAŞKAN – Buyurun Sayın Zengin.

V.- AÇIKLAMALAR (Devam)

32.- Tokat Milletvekili Özlem Zengin’in, İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç’un AK PARTİ grup önerisi üzerinde HDP Grubu adına yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – Sayın Başkanım, çok teşekkür ederim.

Şimdi, tabii ki itiraz hakkı, muhakkak herkesin kendi tezleri var fakat şuna cevap vermem muhakkak zaruret hasıl oluyor çünkü Sayın Grup Başkan Vekili aynı ifadeyi açılış konuşmasında da kullandı: “Kendi yandaşları için yapmak.” Şimdi, bu bizim tahammül edemeyeceğimiz bir ifade. Biz içeride... (HDP sıralarından “Öyle, öyle.” sesleri)

BAŞKAN – Arkadaşlar, sessiz olalım lütfen, bir saniye.

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Hiç… Bunu şiddetle reddediyoruz. Yapılan şey herkesin huzurunda oluyor, çok aleni bir şekilde. Hangi suçlarla ilgili olarak neyin ne yapıldığı son derece açık ve netken bunu da aynı kafa içerisinde, bunu da “yandaş” diye tanımlamayı biraz kolaycılık olarak görüyorum. Kendi tezlerinizi lütfen başka argümanlar üzerinden anlatınız. Ben bu ifadeyi reddediyorum grubum adına.

Teşekkür ederim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Oluç…

33.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç’un, Tokat Milletvekili Özlem Zengin’in yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın vekiller, evet, bu lafı kullandım ve kullanmaya da devam edeceğiz çünkü iktidarın gerçekten kendi yandaşları için bu tartışmayı yaptığını ve bu infaz yasası teklifini getirdiğini düşünüyoruz. “Neden?” derseniz: Bakın, kimler yararlanamıyor bu İnfaz Yasası değişikliğinden, sizin teklifinizle getirilmiş olan değişiklikten… (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

OYA ERONAT (Diyarbakır) – PKK, PKK.

RECEP ÖZEL (Isparta) – Teröristler yararlanamıyor.

BAŞKAN – Değerli arkadaşlar, sessiz olalım.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Hayır, hayır, öyle değil.

Ben sizin o bağırışlarınıza pabuç bırakmam, böyle şey olmaz.

BAŞKAN – Sayın Oluç, siz Genel Kurula hitap edin.

Değerli arkadaşlarım, niye seslerinizi yükseltiyorsunuz?

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Biz bu tartışmayı yapacağız, ne kadar bağırırsanız bağırın bu tartışmayı yapacağız.

BAŞKAN – Daha yeni grup önerisini konuşuyoruz değerli arkadaşlar.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Kimler yararlanamıyor bu infaz yasası değişikliğinden? Yararlanamayanlar size muhalif olanlardır, sizin iktidarınızı eleştirenlerdir, gazetecilerdir, siyasetçilerdir, seçilmişlerdir, belediye başkanlarıdır, milletvekilleridir, akademisyenlerdir. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayın lütfen Sayın Oluç.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Efendim, bir dakika… Tamamlayacağım.

BAŞKAN - Arkadaşlar, bu tartışmaları daha sonra yapacağız zaten.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Siz onları susturun. Öyle şey olur mu?

BAŞKAN – Buyurun, tamamlayın.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Dolayısıyla bu tartışmayı yapacağız. Sizin iktidarınıza muhalif olanların faydalanamadığı bir teklifle buraya geliyorsunuz ve bunu söylememizden niye rahatsız oluyorsunuz? Söyleyeceğiz. Siz sadece kendi yandaşlarınıza, kendi söz verdiklerinize af çıkarmak için bu infaz yasası değişikliğini getirdiniz, başka bir şey için değil.

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – Sayın Başkan, o zaman sadece kendi yandaşlarına mı istiyorlar? Bu nasıl bir üsluptur?

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Hayır, biz herkes için istiyoruz, herkes için.

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – Hayır, biz bunu reddediyoruz. Onlar söylüyorsa sonuna kadar biz de reddedeceğiz. Olamaz böyle bir şey. Biz de reddedeceğiz.

BAŞKAN – Değerli arkadaşlarım, sakin olalım, şimdi grup önerisini tartışıyoruz.

VI.- ÖNERİLER (Devam)

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)

4.- AK PARTİ Grubunun, Genel Kurulun çalışma gün ve saatlerinin yeniden düzenlenmesine; 207 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin kırk sekiz saat geçmeden Gündem’in “Kanun Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının 1’inci sırasına alınmasına ve diğer işlerin sırasının buna göre teselsül ettirilmesine; 207 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesine ilişkin önerisi (Devam)

BAŞKAN - Öneri üzerinde söz isteyen, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Grup Başkan Vekili Manisa Milletvekili Sayın Özgür Özel.

Arkadaşlar, bir sessiz olalım lütfen. Grup başkan vekilleriniz var, söz veriyoruz herkese. Rica ediyorum bir sakin olalım.

Buyurun Sayın Özel. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi şahsım ve Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına saygıyla selamlıyorum.

Adalet ve Kalkınma Partisinin kamuoyunda “af” olarak bilinen, infaz indirimini konu alan ve ilişkili 9 kanunda değişiklik yapan kanun teklifinin görüşülmesinin 1’inci sıraya alınmasını görüşüyoruz.

2011 yılından beri Cumhuriyet Halk Partisi Grubu Cezaevleri İzleme ve İnceleme Komisyonu –ki önemli bir döneminde ben de görev yaptım- Türkiye cezaevlerini gezdi, 185 cezaevine 250’den fazla ziyaret yaptı. Sorunu zaman zaman “hasta tutuklu ve yükümlüler” diye zaman zaman “insanlık onuruna aykırı infaz” biçimiyle; nöbetleşe uyuma, nöbetleşe yemek yeme, hatta nöbetleşe nefes alma boyutuyla Türkiye’nin infaz rejimindeki bir sorunu ve buna bir müdahalenin gerekliliğini anlatmaya çalıştık. Bu, zaman zaman 24 Haziran 2018 seçimlerinden önce Milliyetçi Hareket Partisinin gündemindeydi, 23 Haziran 2019 İstanbul’un hukuksuz tekrar seçiminin öncesinde Adalet ve Kalkınma Partisinin Genel Başkanının gündemindeydi. Temmuz ayı içinde “Bunları, bütün sözleri enine boyuna tutalım.” dediğimizde 9 Temmuzda maalesef bu Meclis, bu sorunu görmezden gelerek kapatıldı. Biz o zaman “Nereye gidiyorsunuz?” demiştik ve “1 Ekimde bunu konuşacağız.” denildi, 1 Ekim geldi infaz paketinde yoktu. İkinci infaz paketi sırf içine “infaz” eklenemediği için getirilemedi -geldi ama daha komisyonda görüşülemedi- ama bizim ikna edemediğimiz bir sürece gözün görmediği bir musibet, bir virüs, Parlamentoyu, şimdi hem de kendisini de tehdit edecek bu şartlarda ve bu önerilen yoğun çalışma temposunda çalışmaya mecbur kıldı.

Son söyleyeceğimi baştan söyleyeyim: Burada dışarı çıkmayı bekleyenlerin ailelerinin Cumhuriyet Halk Partisinden endişesi olmasın ama geçmişte hiç içeri girmemesi gerekenlerin ya da bir an önce çıkması gerekip de bu kanun kapsamına alınmayan kişilerin; düşünce suçlularının, gazetecilerin, siyasetçilerin, akademisyenlerin, avukatların ve şiddete bulaşmadığı hâlde sadece düşünce suçu terör kapsamı içinde, “Terör örgütü üyesi olmamakla beraber.” diyerek yargılanıp da düşünce suçundan içeride olanların yakınları da mücadelemizden endişe etmesin. İki uçlu, kararlı, yapıcı, direngen ve etkin bir muhalefeti ortaya koymak ve hep birlikte devlete karşı eline silah alanları, kendine emanet edilmiş bir tankla, bir F-16’yla milletin üstüne yürüyen, bu Meclise saldıranları değil.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Özel.

ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) – Herhâlde o konuda burada kimsenin bir sözü yok ama infaz adaletini, Meclisin yetkilerini, siyasi kinle ve bir fırsatçılıkla 70 maddelik torbanın içine bazı şeylerin konulmasını da görmezden gelip nasıl diyorsanız öyle olsun dememizi de kimse beklemesin. (CHP sıralarından alkışlar) Çok net.

Coronavirüsten cezaevlerini kurtarmak için cezaevinin içinde bulunan kişiler arasında bir ayrım yapma tartışması burada çok konuşulacak ama peki, düşünün ki cezaevine girecek gazete... Efendim, Basın İlan Kurumunun ilan vermediği gazete cezaevine girmesin fırsatçılığı bugünün konusu mu? Ya da açıkça, bakın, Cumhurbaşkanına hakaretten bir yıl civarında ceza almış, normalde erteleniyor, para cezasına çevriliyor erteleniyor ama şimdi, “Yüzde 40’ı yatsın, beş ay içeride yatsınlar.” Hani cezaevi boşaltıyorduk. Cezaevinde örneğin, rüşvet suçundan içeride olanlardan boşalan yere Cumhurbaşkanına hakaret suçuyla doldurmak, coronavirüs mücadelesinin neresinde var bu? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayın lütfen Sayın Özel.

ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) – Nerede vicdan? Nerede akıl? Yeni suçlar, yeni cezalar üzerine normalde çekilmeyen ceza için cezaevine yatsın. Genel Başkanımız, tarafsız Cumhurbaşkanı için yazılmış bir maddeden… O maddeyi istismar ederek artık bir partinin Genel Başkanı hakaret ediyor, iftira ediyor, cevabını aldığında o cevabı “retweet” edenleri de dava ediyor. Bu anlayış fırsatçılıktır.

BAŞKAN – Tamamlayalım.

ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) – Buna karşılık da mücadelemizi sonuna kadar vereceğiz. Olumlu bakıyoruz, yetersiz buluyoruz, kapsam açısından son derece sıkıntılı buluyoruz. İnfaz adaletini savunmaya ve hümanizm ile caydırıcılık dengesinin doğru kurulmasına, eşitliğe ve vicdanları yaralamayacak, fırsatçılık yapmayacak bir metne olumlu oy vermek üzere katkı sağlayacağız, ona evriltmeye çalışacağız, bütün mücadelemiz bunun üzerine olacak.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Adalet ve Kalkınma Partisinin grup önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Öneri kabul edilmiştir.

Değerli milletvekilleri, İç Tüzük’ün 37’nci maddesine göre verilmiş bir doğrudan gündeme alınma önergesi vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.

VII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Önergeler

1.- İstanbul Milletvekili Ali Şeker’in, (2/1133) esas numaralı Türk Ceza Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/73)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

(2/1133) esas numaralı Kanun Teklifimin İç Tüzük’ün 37’nci maddesi gereğince doğrudan gündeme alınmasını talep ederim.

                                                                                                                                       Ali Şeker

                                                                                                                                        İstanbul

BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, şimdi, önerge üzerinde söz isteyen, teklif sahibi İstanbul Milletvekilimiz Sayın Ali Şeker. (CHP sıralarından alkışlar)

Yalnız, Sayın Şeker, benim Meclis uygulamalarımda sembolik olarak izin veriyorum, selamlayıp hemen çıkartmanızı rica edeceğim. Rica ediyorum, lütfen, lütfen çıkartalım, görüntü verilmiştir, İç Tüzük’e de aykırı davranmamaya dikkat edelim, lütfen. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

BAŞKAN – Arkadaşlar, lütfen sessiz olalım, ben gereğini yapıyorum. Teşekkür ederim.

ALİ ŞEKER (İstanbul) – Her ne kadar önlüğü çıkartsam da hekim kimliğimle konuşacağım, vekil kimliğimle değil.

BAŞKAN – Tabii. Teşekkür ederim, sağ olun.

ALİ ŞEKER (Devamla) – Sağlıkta şiddet yasası çıkana kadar da bu mikrofonda kalsın bu önlüğümüz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

BAŞKAN – Arkadaşlar, bir sessiz olalım lütfen, bir saniye, bir saniye... Bir saniye değerli arkadaşlar, sessiz olalım.

Buyurun Ali Bey.

ALİ ŞEKER (Devamla) – Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

Öncelikle Berat Kandili’nizi kutluyorum.

Yani üç gün biz halk olarak sağlıkçıları alkışladık ama sonrası üç nokta, boşluk. Eğer biz halkla birlikte alkışladığımızın ötesinde, Meclis olarak bu, sağlıkta şiddet yasasını çıkartmayacaksak ne farkımız kaldı sokakta alkış yapandan. Sadece alkış yetmez, biz sorumlulukları yerine getirelim istiyoruz.

Bugün Dünya Sağlık Günü. Bu anlamlı günde kendini halkın sağlığı için feda eden sağlık çalışanlarını emekleri için kutluyor, onlara minnet duygularımı ifade etmek istiyorum.

Konuşmama başlamadan önce, sağlıkta şiddet sarmalının sonucunda, görevi başında katledilen hekimleri bir kez daha saygıyla anmak istiyorum.

Yine, coronavirüse karşı sürdürülen mücadelede kaybettiğimiz değerli hocamız Profesör Doktor Cemil Taşçıoğlu Hocamızı ve yine binlerce patolog yetiştiren Profesör Doktor Feriha Öz Hocamızı da saygı, minnet ve rahmetle anmak istiyorum. Dilerim bu pandemi sürecinde daha fazla can kaybımız olmaz, tedbirler gecikmeksizin alınır ve bundan sonrası kurtarılır diye umut ediyorum.

2018 yılının Ekim ayında vermiş olduğum Türk Ceza Kanunu’nda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, özü itibarıyla, sağlık personeline karşı, sağlık hizmetinden kaynaklanan nedenlerle yapmaması gereken bir işi yapması veya görev alanı içinde olan bir işi yapmaması için emir veren, baskı yapan, nüfuz icra eden ve hukuka aykırı olarak etkilemeye teşebbüs eden kişilerin üç yıldan beş yıla kadar uzayan hapis cezalarıyla cezalandırılmasını içeriyor. Suçun nitelikli hâllerinde de verilen cezanın artırılmasını öngörüyor ve bu suçların karşılığında alınan cezaların da ertelenmemesini içeriyor. Bir buçuk yıldır bu teklif komisyonda bekliyor, hem Sağlık Komisyonunda hem Adalet Komisyonunda ve kırk beş günlük süre geçtikten sonra bizim bu teklifi Genel Kurula getirme ve gündeme alınma talebi hakkımızı kullanarak bugün tam da ihtiyacımız olduğu bir günde bu kanun teklifini huzurlarınıza getirdik.

İki yılda iki defa toplandı sadece Sağlık Komisyonu ve bunlardan birinde “sağlıkta şiddet yasası” diye getirildi, sağlıkçıya çalıştırılmama şiddetini uygulayan bir kanuna dönüştürüldü ve onu da mücadeleyle zararsız hâle getirmeye çalıştık yani düşünün sağlıkta şiddet yasası geliyor, ama içinde sağlıkçıya çalışma yasağı içeriyor. Daha sonra, bizim olağanüstü toplantı talebimizden on gün sonra coronavirüs salgınıyla ilgili bir toplantı yapabildik ve Bakan Bey orada bize bilgilendirme yaptı, biz de alınması gereken tedbirleri orada yapıcı bir şekilde önerdik. Çünkü bu süreçte daha fazla can kaybımız olmasın, daha fazla hasta sayımız olmasın, insanlar hasta kalmasın, sakat kalmasın diye. Bizim bu Komisyondan artık geçmeyen ve Komisyonu toplantıya çağırdığımız hâlde toplamayan Sağlık Komisyonu Başkanı bundan sonra ne dedi? “Dut pekmezi yiyin hiçbir şey olmaz, 15 Marttan sonra kimse hastalanmaz, ‘hastalık’ diye de bir şey kalmaz.” dedi. Bu süreçte -bizim bir buçuk yıllık- bu kanun teklifini verdiğimden bugüne 20 bin sağlıkçı şiddete uğradı ve son yedi yılda 90 bin sağlıkçı şiddete uğradı. 2005 ila 2019 yılları arasında 9 hekim arkadaşımız şifa dağıtırken görevlerinin başında maalesef katledildi. Bu ülkede bu 9 hekim bir rakamdan ibaret değil, bunlar ülkenin değerleri, bu ülkenin canları; bir bir gidiyor.

Sağlıkta şiddet yasasının çıkmaması neticesinde kaybettiğimiz yalnızca hekimlerin hayatı değil, halkın sağlığı, ülkemizin sağlıklı yarınları, sağlıklı geleceği. AKP’nin sağlık politikalarının yarattığı çöküş sonucunda Vandallar “Tutuksuz yargılanıyorum, bana bir şey olmaz.” diyerek her türlü şiddeti uygulamaya devam ediyorlar. Daha geçen hafta bir kişi saldırıyor orada hemşireye, doktora; sonra ifadesi alınıp bırakılıyor, sonra çıkıyor ifadeden, doğru bir daha saldırmaya geliyor, bir daha bırakılıyor. Yani bu yasaların ne kadar yetersiz olduğunun açık itirafı bu, açık işareti burada. Bu kişiler yeterince ceza almadıkları için, beraat ettikleri için bu şiddeti uygulamaya devam ediyorlar. Sağlık çalışanlarının önümüzdeki günlerde daha büyük bir mücadele azmine ihtiyaçları var ve bu sıkışan sağlık kapasitesinden dolayı daha fazla şiddete uğrama durumu söz konusu. Bunun için biz bu görevimizi yapalım ve bu yasayı bir an önce gündeme alıp, yasa teklifimizi yasa olarak buradan çıkartıp halk için mücadele veren sağlıkçılarımıza Meclisten bir moral desteği sağlayalım. Bu coronavirüs pandemi döneminde bize düşen sorumluluk budur.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALİ ŞEKER (Devamla) – Sayın Başkanım...

BAŞKAN – Tamamlayalım.

ALİ ŞEKER (Devamla) – AKP, maalesef, sadece geçici palyatif tedbirlerle bu süreci geçirmeye çalıştı, sağlıkta şiddet yasasıyla ilgili kapsamlı bir düzenleme yapmadı.

Bu süreçte, şu anda 30.217 PCR pozitif Covid-19 hastası var Türkiye’de -bugün akşam açıklanacaklarla muhtemelen bu sayı 3-4 bin daha artacak- ve 649 PCR pozitif kaybımız var. Bunlar sadece testi pozitif olanlar, yaklaşık bir bu kadar da maalesef, kliniği olduğu hâlde testi pozitif çıkmayan hastalarımız var. Bu konuda da herkesin komşusu “covid”liymiş gibi, sokaktaki kişi “covid”liymiş gibi, coronavirüs varmış gibi tedbirini alması gerekiyor ve yirmi gün önce konuştuğumuzda, dünyada vaka sayısı açısından 45’inci sıradaydık şu anda 9’uncu sıraya geldik.

İspanyol gribinden ölenlerin döneminde, o günün yöneticileri yöneticilerin sorumsuzluğuyla hatırlanıyorlar, biz de bugün sorumsuz davranmayalım ve bu yasayı bir an önce çıkartalım, hak ettikleri güvenceyi sağlık çalışanlarına verelim.

Saygılar sunuyorum, teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Sayın Başkanım…

BAŞKAN – Sayın Özel, Sayın Beştaş sizin talepleriniz var.

Sayın Zengin, sizin de bir talebiniz var mı?

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – Var Sayın Başkan.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Özel.

V.- AÇIKLAMALAR (Devam)

34.- Manisa Milletvekili Özgür Özel’in, sağlık alanında şiddetin önlenebilmesi için hazırladıkları kanun teklifinin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergenin oylamasına hep birlikte el kaldırmak suretiyle sağlık çalışanlarını Meclis olarak alkışlama fırsatının yaratılması gerektiğine ilişkin açıklaması

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Oylamadan önce Grup Başkan Vekillerine bu fırsatı vermeniz çok iyi oldu, çok teşekkür ediyoruz.

Şimdi İç Tüzük 37’ye göre oylama yapacağız. Bu, bütün sağlık çalışanlarının istediği, Türk Tabipleri Birliğinin istediği, sağlık meslek örgütlerinin istediği, sağcısı solcusu bütün sağlık çalışanlarının çıkmasıyla kendilerini daha güvencede hissedecekleri bir kanun teklifinin, şu kırmızı kitaba, gündeme girmesine “evet” demenizi bekliyoruz. Yoksa burada “evet” deyince bu kanun geldiği gibi geçmeyecek, gündeme girecek. Örneğin, yarın gruplar anlaşıp diyelim ki af kanunundan sonra gündemin 2’nci sırasını alacak. Günü gelince 1’e alırsak yarın, 2’ye alırsak aftan sonra oturacağız kanunu madde madde görüşeceğiz. Bütün katkılarla ama tabiplerin “evet” dediği, istedikleri bir kanunu tüm yönleriyle müzakere edeceğiz. O yüzden burada “evet” demek, kanun teklifini aynen kabul etmek değil, müzakere için gündeme almak, hatta gündemin şimdi son sırasına, daha sonra öne çekebiliriz.

Bu konuda bütün gruplardan… Yani burada “evet” dersek ne olur? Meclis oy birliğiyle hekime karşı şiddeti gündemine aldı, tüm sağlık çalışanlarına karşı şiddetle ilgili yasayı gündemine aldı, önümüzdeki günlerde müzakere edecek…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayalım.

Lütfen bu konuşmaları bu verdiğim süreden fazla uzatmayalım ki işlemlerimiz var.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Bundan büyük jest, bundan büyük moral olmaz. Soruyorsunuz “Talebiniz ne?” diye “Para pul değil, yasamızı çıkarın yeter.” diyorlar. Bu konuda Sayın Bakanın da yaklaşımı ortada. Tarihî bir fırsat var. Burada ayrışmanın değil, uzlaşmanın, böyle bir meseleye hep birlikte el kaldırmanın ve ardından, kendimizi değil, sağlık çalışanlarını tüm Meclis olarak alkışlamanın bir fırsatı var. Lütfen bu fırsatı milletimizden ve onun kahraman sağlık çalışanlarından esirgemeyin.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Peki.

Buyurun Sayın Beştaş.

35.- Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş’ın, sağlık alanında şiddetin önlenmesi amacıyla hazırlanan yasa teklifine Halkların Demokratik Partisi olarak destek vermeye hazır olduklarına ilişkin açıklaması

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Evet, sağlıkta şiddet yasa teklifiyle ilgili bizim de Halkların Demokratik Partisi olarak görüşlerimizi ifade etmek için söz aldım.

Şu anda, bilindiği üzere, corona salgını sebebiyle toplumun önemli bir kesiminin sağlık emekçilerine karşı her zaman olduğundan çok daha büyük bir sahiplenmesini, bir sempatisini ve destek tablosunu hep birlikte yaşıyoruz. Ama sağlık emekçilerinin, Tabipler Birliğinin, SES’in -Emekçiler Sendikasının- ve daha birçok kurumun talebi sağlıkta şiddet yasasının çıkarılmasıdır. Önümüzde şu anda hâlihazırda bir olanak var. İktidar partisinin getirip başka bir kanuna eklemlemesi, başka bir torbanın içine atması yerine, Genel Kurulun coronavirüs salgınıyla ilgili yapabileceği çok önemli bir olanak şu anda önümüzde duruyor. Yani bunun ertelenmeden yarın gündeme alınmasını ve Genel Kurulun oylarıyla öncelikle görüşme olanaklarını İç Tüzük 37 ve devamı bize sağlıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayın, lütfen, Sayın Beştaş siz de.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Biz de bu sağlıkta şiddet yasasını, özellikle taraflarla, sağlıkçılarla, emekçilerle, tabiplerle, diğer kesimlerle birlikte tartışarak taleplerin karşılanabileceği bir kanunu çıkarabiliriz, buna destek vermeye hazırız diyorum.

Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

BAŞKAN – Sayın Zengin, siz de buyurun.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Siz oradan konuşmasanız! Bir saygılı olun önce ya! Ayıp ya!

BAŞKAN – Arkadaşlar, sesiz olabilir miyiz lütfen.

Bir saniye Sayın Zengin.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Biz “Yağmur yağıyor.” diyoruz onlar “PKK” diyor ya. Ayıp ya! Utanın ya! Başka bildiğiniz bir şey yok mu!

BAŞKAN – Sayın Beştaş, lütfen siz karşılıklı…

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Ama Başkanım, orada biz “sağlıkta şiddet” diyoruz “PKK” diye bağırıyor. İnsan utanır ya!

BAŞKAN – Yani rica ediyorum, lütfen. Siz niye şey yapıyorsunuz Sayın Beştaş. Genel Kurula hitap edelim, lütfen.

Arkadaşlar, karşılıklı olmasın.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Yüzün kızarsın ya! Başka dağarcığınız yok mu sizin, başka bir bilginiz yok mu?

BAŞKAN - Sayın Beştaş, rica ediyorum...

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Bu kadar, genel kültür bu kadar işte!

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – Lütfen arkadaşlar, tartışmayınız artık.

BAŞKAN – Arkadaşlar, bakın, grup başkan vekilleri konuşuyor, rica ediyorum.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Çok ayıp bir şey ya!

BAŞKAN - Buyurun Sayın Zengin.

36.- Tokat Milletvekili Özlem Zengin’in, hekimlere karşı yapılan şiddeti kabul etmelerinin mümkün olmadığına ve meseleyle alakalı hazırlıklarının bulunduğuna ilişkin açıklaması

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – Sayın Başkanım, çok değerli milletvekilleri; Sayın Şeker, konuşmasına başlarken dedi ki: “Hekim kimliğimle konuşmak istiyorum.” Ben de bir doktor annesi olarak konuşmak istiyorum, bir anne olarak. Benim de doktor bir evladım var, ne kadar zor bir iş olduğunu yakinen, evimizden biliyorum. Ben de Meclisteki bütün milletvekillerimizin bu konuda hemfikir olduğunu düşünüyorum. Bu manada hekimlerimize karşı yapılan bu şiddet hareketlerini başından beri kabul etmemiz mümkün değil.

Sayın Cumhurbaşkanımızla, bütün bakanlarımız ve Türkiye'nin önemli STK’lerinin bütün kuruluşlarının başkanlarıyla yaptığımız o ilk toplantıda Sağlık Bakanımızın bizlerden arzu ettiği iki şey vardı: Bunlardan bir tanesi, performans sistemiyle çalışıldığı için bu süreçte en yüksek tavandan ödeme yapılması, bir diğeri şiddetle alakalı bu kanunun çıkarılması. Birincisini zaten gerçekleştirdi Hükûmetimiz, AK PARTİ, öyle diyelim, Bakanlar Kurulu bunu gerçekleştirmiş oldu bu manada, teşekkür ediyoruz. Önemli bir adım bu konuda.

Şimdi, bu meseleyle alakalı bizim zaten bir hazırlığımız var fakat bu işi yaparken hep beraber yapalım istiyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen tamamlayın siz de Sayın Zengin.

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – Burada bir iş yapmayla alakalı bir üslubumuz, bir tarzımız var. Bütün siyasi partilerin ortak katılımı olsun istiyoruz. Gün içerisinde de hazırlığımızı zaten diğer gruplarımızla da paylaştık. O manada biz bu işi hep beraber el birliğiyle yapalım ve bir an evvel bu hafta içerisinde çıkaralım istiyoruz.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Peki.

Sayın Akçay, siz de buyurun.

37.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, sağlıkta şiddet konusunun gündemlerinde olduğuna ilişkin açıklaması

ERKAN AKÇAY (Manisa) – Teşekkür ederim, Sayın Başkan.

Şimdi, sağlıkta şiddet konusu uzun süredir Türkiye'nin gündeminde ve zaman zaman da Parlamentonun, milletvekillerimizin yürüttüğü faaliyetler kapsamında da gündeme getiriliyor ve doğru yapılıyor. Sağlıkta şiddet konusunda belli bir uzlaşmayla, belli düzenlemelerin yapılabileceği kanaatindeyiz. Sayın Özgür Özel’in konuşmasında bir cümlesi vardı, “Şimdi bunu gündeme almak demek, çıkması demek değildir.” dedi. Doğru dedi. Yani gündeme almamak da işte önümüzdeki zaman dilimi içerisinde bir uzlaşma sağlanarak çıkmaması demek de değildir yani cümlenin bir devamı olarak ifade ediyorum. İnşallah, bunu bu şekilde mütalaa edip parti gruplarıyla birlikte bu hadisede belli bir mesafe alınıp neticeye varacağımız kanaatindeyim. Ama bu illa şimdi kabul edilmezse “vay sanki sağlıkta şiddetten yanaymış” gibi bir durum da herhâlde anlaşılmaz yani. O bakımdan gündemimizdedir. Bu konsensüsle, önümüzdeki zaman dilimi içerisinde biz de o konuda gayret göstereceğiz.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Peki, teşekkür ederim.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Sayın Başkan, kısa bir cevap vermek istiyorum.

BAŞKAN – Sayın Özel, bir cümle…

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Bir dakika Sayın Başkan.

BAŞKAN – Bir dakika yani bir dakikada toparlayın lütfen.

38.- Manisa Milletvekili Özgür Özel’in, sağlık alanında şiddetin önlenmesi meselesini uzlaşı ortamında değerlendirmek üzere teklifte bulunduklarına ilişkin açıklaması

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Sayın Başkan, teşekkür ederim.

Zaten meselenin hassasiyetine binaen meseleyi siyasi bir kutuplaşma, siyasi bir tartışmadan ziyade bir uzlaşı ortamında değerlendirmek üzere bir teklifte bulunuyoruz. Kırk beş gündür Komisyon toplanıp da bunu gündemine almıyor. Bugün doğrudan gündeme alınması önerilecek ve günü geldiğinde müzakere edilecek.

Adalet ve Kalkınma Partisinin bir taslağı var, gördüm. Sayın Sağlık Bakanının talebinin yüzde 20’sini bile karşılamıyor. Sağlık Bakanının talebiyle Türk Tabipleri Birliğinin ve bizim verdiğimiz önergenin arasında küçük nüanslar var ama Adalet ve Kalkınma Partisi bu torbaya ya da gelecek torbaya dediği bir paragraflık metin, dağın fare doğurması, beklentinin boşa çıkması. O yüzden enine boyuna iki çalışmayı burada birleştirip gündemimize sağlıkta şiddeti…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – …beş parti alırsa bu teklif CHP’nin teklifi olmaktan da çıkıyor zaten. Bunu bekliyoruz. Böyle bir jesti sağlık çalışanları hak ediyor diye düşünüyoruz.

BAŞKAN – Peki.

VII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)

A) Önergeler (Devam)

1.- İstanbul Milletvekili Ali Şeker’in, (2/1133) esas numaralı Türk Ceza Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/73) (Devam)

BAŞKAN – Değerli arkadaşlarım, herkes görüşlerini ifade etti.

Şimdi Genel Kurulumuz bu konuda bir karar alacak.

Öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Öneri kabul edilmemiştir.

HABİP EKSİK (Iğdır) – Sahtekâr alkışçılar.

BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, gündemin oylaması yapılacak işler bölümüne geçiyoruz.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Sayın Başkan, bir ara versek yani çok yoğun oldu.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Evet Başkanım, bayağı uzun bir süre oldu.

BAŞKAN – Beş dakika… Ben de onu planlıyorum zaten.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Oylamadan önce verirseniz çok da iyi olur.

BAŞKAN – Oylamadan önce veriyorum, evet.

Değerli arkadaşlarım, bir bilgilendirme yapayım ondan sonra kısa bir ara vereceğim.

(Uğultular)

BAŞKAN - Değerli arkadaşlarım, sessiz olabilir miyiz lütfen.

Değerli arkadaşlarım, geçen hafta Meclisimizde kabul edilen 14 uluslararası anlaşmanın oylaması var gündemimizde; bunların oylamaları için kısa süreler vereceğim başladığım zaman yani bilgilendirme yapmak için söylüyorum. Oylamada bulunacak milletvekillerimizin yine sosyal mesafelerini koruyarak oturmalarını özenle rica ediyorum herkesten. Diğer parti gruplarında yeri olmayanlar başka parti gruplarında da yerlerini muhafaza etsinler çünkü sosyal mesafe önemli yani kalabalık olan arkadaşlarımız diğer grupların masalarını da kullanabilirler, sıralarını kullanabilirler. Bu özeni belirtmek için söz aldım ben de.

14 uluslararası anlaşmanın her birini elektronik oylamayla yapacağız; o konudaki kuralları da zaten başlarken hatırlatacağım. Tüm arkadaşlarımızın bu dikkat içerisinde, vereceğim aradan sonra, burada bulunmalarını rica ediyorum çünkü genel bir havasızlık hâkim olduğu konusunda diğer gruplardan da bir öneri geldi; biz de onu dikkate alarak birleşime on dakika ara veriyoruz.

Kapanma saati: 18.26

ÜÇÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 18.42

BAŞKAN: Başkan Vekili Levent GÖK

KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Enez KAPLAN (Tekirdağ)

-----0-----

BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 78’inci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Başkan, bir söz talebim var müsaade ederseniz, bu yapacağımız işlemle ilgili olmak üzere.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Özel.

V.- AÇIKLAMALAR (Devam)

39.- Manisa Milletvekili Özgür Özel’in, Başkanlık Divanı olarak oylaması bekleyen işlerin işleme alınmasının İç Tüzük ihlali olduğuna ancak coronavirüs şartlarında Meclisin çalışması açısından olabilir gördüklerine ve “Normal şartlardaki müzakerelere örnek teşkil etmemek kaydıyla.” diyerek şerh düşmek istediklerine ilişkin açıklaması

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Sayın Başkan, önemli bir husus, şöyle: Şimdi, birden fazla açık oylamanın bir arada yapılmasını düzenleyen, İç Tüzük’ümüzün 145’inci maddesi bu konuda, ikinci fıkrada “Başkanın gerekli görmesi hâlinde açık oylamayı oturumun sonuna veya haftanın belli bir gününe bırakabilir. Ancak, muhtevası itibarıyla çelişki doğurması muhtemel maddeler ayrı ayrı oylanır.” demektedir. Tutanaklara baktığımızda, geçen hafta Sayın Sadi Bilgiç bu yetkisini kullanarak, tabii, corona şartlarında olduğumuzu da göz önünde bulundurarak haftanın perşembe gününe oylamayı bırakmıştır. Ancak perşembe günü de Meclis aç-kapa yaptığı için oylama yapılma imkânı bulunmamış ve otomatikman, oylaması bekleyen işler de Başkanlık Divanı tarafından şu anda işleme alınıyor. Bu, corona şartlarında yapılması gereken bir iştir, ancak bunun normal şartlarda yani toplantı yeter sayısının olmadığı bir oturumda, aynı komisyon varken komisyon kalkmadan bir diğer maddeye geçme, bunu haftanın bir gününe bırakma ama o gün de toplanmama suretiyle bir başka haftaya oylamanın bırakılması açık bir İç Tüzük ihlali olur. Bunu biz, bu şekliyle, bu corona şartlarında Meclisin çalışması açısından olabilir görüyoruz, ancak buna şerhimizi “Normal şartlardaki müzakerelere örnek teşkil etmemek kaydıyla.” diye ifade etmek istiyoruz. Bu konuda siz de riyaset makamı olarak uygun görür, görüşünüzü ifade ederseniz çok memnun oluruz.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN – Peki, teşekkür ederim değerli arkadaşlar.

III.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI (Devam)

3.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Levent Gök’ün, Meclisin gündemine hâkim olduğuna ilişkin konuşması

BAŞKAN - Değerli arkadaşlarım, Meclisimiz kendi gündemine hâkimdir. Meclisimizde geçen hafta görüşülen kanunların oylaması ertelenmiştir ve hepinize gönderilen bu Türkiye Büyük Millet Meclisi Gündeminde Meclis Başkanlık Divanının nasıl çalışacağına dair bölümler bulunmaktadır. “Başkanlığın Genel Kurula Sunuşları”ndan sonraki “Özel Gündemde Yer Alacak İşler” ve “Seçim” maddeleri bulunmadığı için, “Oylaması Yapılacak İşler” kısmı görüşülecek kanun tekliflerinden önce gelmektedir. Bu, Meclis İçtüzüğü’müzün bir gereğidir. Dolayısıyla geçen haftadan kalan bu kanun tekliflerinin sıra da almış bulunduğundan dolayı ve gündemimizi de oluşturmuş bulundurduğundan dolayı şu anda oylamalarını yapmak mecburiyetinde bulunuyoruz. Çünkü Meclis İçtüzüğü bize yapacağımız her işlemin sırasını ve ne zaman yapılacağına dair o takvimi bildiriyor ve dolayısıyla şu anda “Oylaması Yapılacak İşler” kısmında olduğu için bu anlaşmaların da oylamasını şu anda yapmak durumunda olduğumuzu ifade ediyorum.

Değerli milletvekilleri, şimdi süratle seri oylamalar yapacağız.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – İşte, yanlış olan bu.

BAŞKAN – 1’inci sırada yer alan Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Filistin Devleti Hükûmeti Arasında Filistin-Türkiye Dostluk Hastanesinin Gazze’de Ortak İşletilmesi ve Devri ile Filistin Vatandaşlarının Tıpta Uzmanlık Eğitimini Türkiye’de Almasına Dair Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi’nin açık oylamasına başlıyoruz.

VIII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

A) Kanun Teklifleri

1.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Filistin Devleti Hükümeti Arasında Filistin-Türkiye Dostluk Hastanesi’nin Gazze’de Ortak İşletilmesi ve Devri ile Filistin Vatandaşlarının Tıpta Uzmanlık Eğitimini Türkiye’de Almasına Dair Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/1456) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 50) (x)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, şimdi yapacağımız ve bugün bu kısımda yapılacak olan açık oylamaların tamamının elektronik oylama cihazıyla yapılması hususunu oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Açık oylamaya ilişkin hususları her seferinde tekrar etmeyeceğim. Şu anda bilgilerinize sunacağım kurallar bugün yapacağımız bütün açık oylamalar için geçerlidir.

Oylama için verilen süre içinde sisteme giremeyen üyelerin teknik personelden yardım istemelerini, bu yardıma rağmen de sisteme giremeyen üyelerin oy pusulalarını oylama için öngörülen süre içinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.

Değerli milletvekilleri, bu oylamada ve bundan sonra da sisteme giremeyen arkadaşlarımız eğer Başkanlığımıza pusula göndereceklerse lütfen hemen Başkanlığımızın solunda, sizlerin sağında, ileride bir yerde durmalarını seçimin süratlice yapılması açısından rica ediyorum. Arkadaşlarımızın ileriden, uzaktan tekrar gelip gitmelerinin de önünü kesmek istiyoruz.

Şimdi oylama için iki dakika süre veriyorum ve oylama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, oylamasını yaptığımız 50 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin açık oylama sonucunu açıklıyorum:

“Kullanılan oy sayısı                     :           274

Kabul                                            :           273

Ret                                                :               1   (x)

                Kâtip Üye                                                 Kâtip Üye

           Bayram Özçelik                                          Enez Kaplan

                  Burdur                                                    Tekirdağ”

Bu suretle teklif kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.

Değerli milletvekilleri 2’nci sırada yer alan Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın Transit ve Ulaştırma İşbirliği Anlaşması (Lapis Lazuli Güzergâh Anlaşması)”nın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi’nin açık oylamasına başlıyoruz.

2.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın Transit ve Ulaştırma İşbirliği Anlaşması (Lapis Lazuli Güzergâh Anlaşması)’nın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/1195) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 24) (xx)

BAŞKAN - Oylama için bir dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, 24 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin yapılan açık oylama sonucunu ilan ediyorum.

“Kullanılan oy sayısı                     :           263

Kabul                                            :           257

Ret                                                :               3

Çekimser                                       :               3   (x)

                Kâtip Üye                                                 Kâtip Üye

           Bayram Özçelik                                          Enez Kaplan

                  Burdur                                                    Tekirdağ”

Bu suretle 24 sıra sayılı Kanun Teklifi kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.

Değerli milletvekilleri 3’üncü sırada yer alan Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kırgız Cumhuriyeti Hükümeti arasında Sosyal Güvenlik Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi’nin açık oylamasına başlıyoruz.

3.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kırgız Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Sosyal Güvenlik Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/1460) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 51) (x)

BAŞKAN – Oylama için bir dakika süre veriyorum ve oylama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, oylamasını yaptığımız 51 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin oylama sonucunu açıklıyorum:

“Kullanılan oy sayısı                     :           264

Kabul                                            :           260

Ret                                                :               4   (x)

                Kâtip Üye                                                 Kâtip Üye

           Bayram Özçelik                                          Enez Kaplan

                  Burdur                                                    Tekirdağ”

Değerli milletvekilleri, bu şekilde 51 sıra sayılı Kanun Teklifi kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.

Değerli milletvekilleri, 4’üncü sırada yer alan, İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Nijerya Federal Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticari ve Ekonomik İşbirliği Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi’nin açık oylamasına başlıyoruz.

4.- İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Nijerya Federal Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticari ve Ekonomik İşbirliği Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/1589) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 61) (xx)

BAŞKAN – Oylama için bir dakika süre veriyorum ve oylama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Değerli milletvekilleri oylamasını yaptığımız 61 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin açık oylama sonucunu ilan ediyorum:

“Kullanılan oy sayısı                     :           266

Kabul                                            :           262

Ret                                                :               4   (x)

                Kâtip Üye                                                 Kâtip Üye

           Bayram Özçelik                                          Enez Kaplan

                  Burdur                                                    Tekirdağ”

Bu şekilde, 61 sıra sayılı Kanun Teklifi kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.

Değerli milletvekilleri, 5’inci sırada yer alan İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Özbekistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Askeri Eğitim Öğretim Alanında İşbirliği Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi’nin açık oylamasına başlıyoruz.

5.- İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Özbekistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Askeri Eğitim Öğretim Alanında İşbirliği Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/1599) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 63) (XX)

BAŞKAN – Oylama için bir dakika süre veriyorum ve oylama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, oylamasını yaptığımız 63 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin açık oylama sonucunu ilan ediyorum:

“Kullanılan oy sayısı                     :           275

Kabul                                            :           266

Ret                                                :               3

Çekimser                                       :               6   (x)

                Kâtip Üye                                                 Kâtip Üye

           Bayram Özçelik                                          Enez Kaplan

                  Burdur                                                    Tekirdağ”

Bu şekilde 63 sıra sayılı Kanun Teklifi kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.

6’ncı sırada yer alan, İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Bangladeş Halk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Askeri Eğitim ve Öğretim İş Birliği Anlaşmasına Dair 1 Numaralı Değişiklik Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi’nin açık oylamasına başlıyoruz.

6.- İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Bangladeş Halk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Askeri Eğitim ve Öğretim İş Birliği Anlaşmasına Dair 1 Numaralı Değişiklik Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/1601) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 65) (XX)

BAŞKAN – Oylama için bir dakika süre veriyorum ve oylama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, oylamasını yaptığımız 65 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin açık oylama sonucunu ilan ediyorum.

“Kullanılan oy sayısı                     :           272

Kabul                                            :           261

Ret                                                :             11   (x)

                Kâtip Üye                                                 Kâtip Üye

           Bayram Özçelik                                          Enez Kaplan

                  Burdur                                                    Tekirdağ”

Bu şekilde 65 sıra sayılı Kanun Teklifi kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.

7’nci sırada yer alan Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Tekirdağ Milletvekili Mustafa Şentop’un Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna Hükümeti Arasında Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna Hükümeti Arasında Gelir ve Servet Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşmasını Değiştiren Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi’nin açık oylamasına başlıyoruz.

7.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Tekirdağ Milletvekili Mustafa Şentop’un Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna Hükümeti Arasında Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna Hükümeti Arasında Gelir ve Servet Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşmasını Değiştiren Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/1800) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 77) (xx)

BAŞKAN – Oylama için bir dakika süre veriyorum ve oylama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, 77 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin açık oylama sonucunu ilan ediyorum:

“Kullanılan oy sayısı                     :           275

Kabul                                            :           272

Ret                                                :               3   (x)

                Kâtip Üye                                                 Kâtip Üye

           Bayram Özçelik                                          Enez Kaplan

                  Burdur                                                    Tekirdağ”

Bu suretle, 77 sıra sayılı Kanun Teklifi kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.

Değerli milletvekilleri, 8’inci sırada yer alan, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Tekirdağ Milletvekili Mustafa Şentop’un Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Avrupa Bölge Ofisi Vasıtasıyla Dünya Sağlık Örgütü Arasında İnsani ve Sağlık Acil Durumlarına Hazırlıklılık DSÖ Coğrafi Ayrık Ofisi'nin İstanbul Türkiye'de Kurulmasına İlişkin Ev Sahibi Ülke Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi’nin açık oylamasına başlıyoruz.

8.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Tekirdağ Milletvekili Mustafa Şentop’un Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Avrupa Bölge Ofisi Vasıtasıyla Dünya Sağlık Örgütü Arasında İnsani ve Sağlık Acil Durumlarına Hazırlıklılık DSÖ Coğrafi Ayrık Ofisi’nin İstanbul Türkiye’de Kurulmasına İlişkin Ev Sahibi Ülke Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/1803) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 78) (xx)

BAŞKAN -Oylama için bir dakika süre veriyorum ve oylama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, 78 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin açık oylama sonucunu ilan ediyorum:

“Kullanılan oy sayısı                     :           272

Kabul                                            :           270

Ret                                                :               2   (x)

                Kâtip Üye                                                 Kâtip Üye

           Bayram Özçelik                                          Enez Kaplan

                  Burdur                                                    Tekirdağ”

Bu şekilde 78 sıra sayılı Kanun Teklifi kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.

9’uncu sırada yer alan, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Özbekistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Uluslararası Kombine Yük Taşımacılığı Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi’nin açık oylamasına başlıyoruz.

9.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Özbekistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Uluslararası Kombine Yük Taşımacılığı Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/1359) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 80) (xx)

BAŞKAN - Oylama için bir dakika süre veriyorum ve oylama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, 80 sıra sayılı Kanun Teklfi’nin açık oylama sonucunu ilan ediyorum:

“Kullanılan oy sayısı                     :           270

Kabul                                            :           262

Çekimser                                       :               8   (x)

                Kâtip Üye                                                 Kâtip Üye

           Bayram Özçelik                                          Enez Kaplan

                  Burdur                                                    Tekirdağ”

Bu şekilde, 80 sıra sayılı Kanun Teklifi kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.

Değerli milletvekilleri, 10’uncu sırada yer alan, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın Uluslararası Demiryolu Taşımalarına İlişkin Sözleşme (COTIF) Hakkında Kısmi Revizyonun Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi’nin açık oylamasına başlıyoruz.

10.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın Uluslararası Demiryolu Taşımalarına İlişkin Sözleşme (COTIF) Hakkında Kısmi Revizyonun Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/1544) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 81) (x)

BAŞKAN – Oylama için bir dakika süre veriyorum ve oylama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – 81 sıra sayılı Kanun Teklfi’nin açık oylama sonucunu ilan ediyorum:

“Kullanılan oy sayısı                     :           272

Kabul                                            :           261

Ret                                                :               1

Çekimser                                       :             10   (x)

                Kâtip Üye                                                 Kâtip Üye

           Bayram Özçelik                                          Enez Kaplan

                  Burdur                                                    Tekirdağ”

Bu şekilde, 81 sıra sayılı Kanun Teklifi kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.

11’inci sırada yer alan, İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Sürücü Belgelerinin Karşılıklı Tanınması ve Tebdiline İlişkin Anlaşma ve Anlaşmada Değişiklik Yapılmasına Dair Notaların Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi’nin açık oylamasına başlıyoruz.

11.- İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Sürücü Belgelerinin Karşılıklı Tanınması ve Tebdiline İlişkin Anlaşma ve Anlaşmada Değişiklik Yapılmasına Dair Notaların Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/1595) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 85) (x)

BAŞKAN – Oylama için bir dakika süre veriyorum ve oylama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, 85 sıra sayılı Kanun Teklfi’nin açık oylama sonucunu ilan ediyorum:

“Kullanılan oy sayısı                     :           274

Kabul                                            :           274   (x)

                Kâtip Üye                                                 Kâtip Üye

           Bayram Özçelik                                          Enez Kaplan

                  Burdur                                                    Tekirdağ”

Bu şekilde, 85 sıra sayılı Kanun Teklifi kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.

12’nci sırada yer alan, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın Türkiye Cumhuriyeti ile Moğolistan Arasında Sosyal Güvenlik Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi’nin açık oylamasına başlıyoruz.

12.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın Türkiye Cumhuriyeti ile Moğolistan Arasında Sosyal Güvenlik Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/1196) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 107) (x)

BAŞKAN – Oylama için bir dakika süre veriyorum ve oylama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, 107 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin açık oylama sonucunu ilan ediyorum:

“Kullanılan oy sayısı                     :           274

Kabul                                            :           274   (x)

                Kâtip Üye                                                 Kâtip Üye

           Bayram Özçelik                                          Enez Kaplan

                  Burdur                                                    Tekirdağ”

Bu şekilde, 107 sıra sayılı Kanun Teklifi kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.

13’üncü sırada yer alan, Tekirdağ Milletvekili Mustafa Şentop’un Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Sırbistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Hava Ulaştırma Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi’nin açık oylamasına başlıyoruz.

13.- Tekirdağ Milletvekili Mustafa Şentop’un Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Sırbistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Hava Ulaştırma Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/2022) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 115) (xx)

BAŞKAN – Oylama için bir dakika süre veriyorum ve oylama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, 115 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin açık oylama sonucunu ilan ediyorum:

“Kullanılan oy sayısı                     :           283

Kabul                                            :           266

Ret                                                :               2

Çekimser                                       :             15   (x)

                Kâtip Üye                                                 Kâtip Üye

           Bayram Özçelik                                          Enez Kaplan

                  Burdur                                                    Tekirdağ”

Bu şekilde, 115 sıra sayılı Kanun Teklifi kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.

Değerli milletvekilleri, 14’üncü sırada yer alan, Tekirdağ Milletvekili Mustafa Şentop’un Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Veri Paylaşımına İlişkin İş Birliği Uygulama Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi’nin açık oylamasına başlıyoruz.

14.- Tekirdağ Milletvekili Mustafa Şentop’un Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Veri Paylaşımına İlişkin İş Birliği Uygulama Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/2057) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 122) (xx)

BAŞKAN – Oylama için bir dakika süre veriyorum ve oylama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, 122 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin açık oylama sonucunu ilan ediyorum:

“Kullanılan oy sayısı                     :           279

Kabul                                            :           263

Ret                                                :             16   (x)

                Kâtip Üye                                                 Kâtip Üye

           Bayram Özçelik                                          Enez Kaplan

                  Burdur                                                    Tekirdağ”

Bu şekilde, 122 sıra sayılı Kanun Teklifi de kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.

Kabul edilen tüm kanunlarımızın hayırlı olmasını diliyorum.

Özellikle sosyal mesafenin korunması ve Meclisimizin havalandırılmasının temini açısından birleşime on dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 19.24

DÖRDÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 19.49

BAŞKAN: Başkan Vekili Levent GÖK

KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Enez KAPLAN (Tekirdağ)

-----0-----

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 78’inci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.

Alınan karar gereğince, gündemin “Kanun Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmına geçiyoruz.

1’inci sıraya alınan, Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Denizli Milletvekili Cahit Özkan, Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbül ve Afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkaya ile 57 Milletvekilinin Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Adalet Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.

15.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Denizli Milletvekili Cahit Özkan, Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbül ve Afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkaya ile 57 Milletvekilinin Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2762) ve Adalet Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 207) (x)

BAŞKAN – Komisyon? Yerinde.

Buyurun Sayın Beştaş.

V.- AÇIKLAMALAR (Devam)

40.- Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş’ın, 207 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılan Komisyon Raporu’nun af kanunu niteliğinde olduğuna ve beşte 3 çoğunluğun aranması gerektiğine, Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Levent Gök’ün Raporu görüşmeye açması hâlinde usul tartışması talep ettiğine ilişkin açıklaması

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Teşekkürler Sayın Başkan.

İç Tüzük’ün 92’nci maddesine göre, şu anda görüşeceğimiz kanun bir af kanunu niteliğinde; bu nedenle beşte 3 çoğunluğun aranması gerekiyor. Başkanlığınızın bu konudaki görüşünü öncelikle öğrenmek isteriz. Bu çoğunluğu, bu nisabı arayacak mısınız? Aramayacaksanız, usul tartışması açmak istiyoruz.

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) – Lehinde söz istiyoruz.

RECEP ÖZEL (Isparta) – Lehinde.

BÜLENT TEZCAN (Aydın) – Aleyhte.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Önce Başkanın tutumunu öğrenelim. Ne malum yani?

BAŞKAN - Değerli arkadaşlarım, bir saniye…

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Önce Başkanın tutumunu öğrenelim.

BAŞKAN - Yani Sayın Beştaş, kanunun Anayasa’ya uygun olmadığını düşünerek, Anayasa’ya aykırılık iddiasıyla bir usul tartışması açılmasını istiyorsunuz?

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Evet, evet.

BAŞKAN - Değerli milletvekilleri, benim görüşüm -Komisyon yerinde- kanun teklifinin görüşülmesinden yanadır ancak ben usul tartışması açılması talebini karşılayacağım.

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) – Lehinde.

RECEP ÖZEL (Isparta) – Lehinde.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Aleyhte.

BÜLENT TEZCAN (Aydın) – Aleyhte.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Üzülerek aleyhte efendim.

BAŞKAN – Aleyhte olmak üzere, Sayın Beştaş, Sayın Tezcan; lehte, Sayın Ramazan Can, Sayın Recep Özel.

Lehte konuşmalarla başlıyoruz.

Sayın Ramazan Can, buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Süremiz üçer dakika değerli arkadaşlarım.

MUHARREM ERKEK (Çanakkale) – Beş dakika olsun Başkanım.

BAŞKAN – Değerli arkadaşlarım, İç Tüzük’ün hükümlerini uyguluyoruz, süremiz üç dakika.

IX.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER

1.- 207 sıra sayılı Komisyon Raporu’nun işleme alınmasının Anayasa ve İç Tüzük hükümlerine uygun olup olmadığı hakkında

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle, Anayasa’ya aykırılık itirazı bir iddiadır. İddia, ispatlanmadığı müddetçe soyut bir tanımdır; hukuki tabirdir. Dolayısıyla bir iddiaya karşılık vermek, Türkiye Büyük Millet Meclisinde, komisyonlarda bir kanunun görüşülmemesi gibi bir durum ortaya çıkartır ki bunu kabul etmek de mümkün değildir hukuki açıdan.

Diğer taraftan, Anayasa’ya aykırılık iddiası… Türkiye Büyük Millet Meclisine kanun teklifi sevk edildiğinde Başkanlık, Kanunlar Kararlar, ardından sevkle beraber Komisyon… Komisyon gündemine hâkimdir, Komisyonda da bu konu dile getirilmiştir. Yanlış hatırlamıyorsam, Ağrı Milletvekili, HDP’den bir arkadaşımız bu konuyu sözlü olarak dile getirdi ve Başkanımız Yılmaz Tunç da bunu oylamaya sundu, Adalet Komisyonu da bunu reddetti. Dolayısıyla Anayasa’ya aykırılık itirazı Komisyonda varit olmadı. Bu aşamada maddelerle ilgili de Anayasa’ya aykırılık önergeleri verilebilirdi, verilmedi; verilmiş de olabilir. Dolayısıyla muhalefet, Komisyon raporuna Anayasa’ya aykırılık iddiasını şerh düştü ve o şerhle beraber rapor tanzim edildi, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna sevk edildi.

Başkanımızın inisiyatifinden yanayım. Başkanımız gündemine hâkim. Bu açıdan, kanun teklifi bugün Mecliste AK PARTİ grup önerisiyle sıra sayısı olarak 1’inci sıraya geldi ve görüşülmesine başlandı. Bu manada, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu, milletvekillerinin, grupların Anayasa’ya aykırılık iddialarını, öncelikle görüşmek üzere, önerge şeklinde ele alabilir. Bunu, Anayasa’ya aykırılık iddiasını takdir edecek kimdir? Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu. Buradan da sonuç alınamazsa tabii ki Anayasa Mahkemesine gidilebilecektir. Anayasa Mahkemesinin kuruluş sebebi de zaten budur. Meclis -atıyorum- Anayasa’ya aykırı bir kanun da çıkarabilir; çıkarması doğru değildir, çıkarabilir. Bunun murakabesini de yapacak konum Anayasa Mahkemesine verilmiştir.

Diğer taraftan, burada afla ilgili bir iddiada bulundu HDP Grup Başkan Vekili. Bu, bir af değildir; bu, bir infaz rejimi düzenlemesidir. Burada, infaz rejiminde, lehe olan hükümlerle tahliye olan kişi aslında tahliye edilmiyor af kapsamında olduğu gibi; burada tahliye olan kişi -infaz rejimi devam ediyor- denetimli serbestlikten, koşullu salıvermeden iyi hâli varsa yararlanacak. Burada aynı şartları haiz, infaz rejimine tabi olanların arasında eşitlik iddiası varit olabilir. Farklı infaz rejimine tabi olanların ise aynı şekilde düşünülmesi doğru değildir, bu da eşitlik ilkesine aykırılık teşkil etmez. İnfaz rejimi dışarıda devam edecek; dışarıda devam ederken infaz rejimi, bihakkın tahliye olmadığı için, denetleme bu kişinin üzerinde devam edecektir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Can.

RAMAZAN CAN (Devamla) – Ve bu süreç içerisinde denetimli serbestlik hükümlerinden yararlanan ya da konutta infazına ya da başka bir şekilde infazına devam edilen kişinin bu infaz hükümlerine aykırı davranışları olması hâlinde, infaz rejimlerine ve cezaevine geri dönüş olacak ve infaz hükümlerinden yararlandırılan için koşullu salıverme de yanacaktır tabiri caizse. Bu nedenle, bu bir af değildir. Anayasa Mahkemesinin 4616 sayılı Kanun’un iptal gerekçesinde de bu konu açıkça ortaya çıkmıştır. Bu bir infaz rejimi düzenlemesidir, “taburcu olanlar, tahliye olanlar, salıverilenler” diye düşünürsek bunların infaz rejimi devam etmektedir, bihakkın tahliye olmamışlardır. Bu nedenle Anayasa’ya aykırılık iddiası da yerinde değildir.

Başkanın tutumunun lehinde olduğumu beyan ediyor, Genel Kurulu tekrar saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Aleyhte olmak üzere, Sayın Meral Danış Beştaş, buyurun.(HDP sıralarından alkışlar)

Süreniz üç dakikadır.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; evet, İç Tüzük 92’ye göre, genel veya özel af ilanını içeren tekliflerin Genel Kurulda kabulü üye tam sayısının beşte 3 çoğunluğuna tabidir; bu çok net bir hüküm. Türk Ceza Kanunu 65’inci madde: “Genel af halinde, kamu davası düşer, hükmolunan cezalar bütün neticeleri ile birlikte ortadan kalkar.” (2)’nci fıkrasına dikkatinizi çekmek istiyorum: “Özel af ile hapis cezasının infaz kurumunda çektirilmesine son verilebilir veya infaz kurumunda çektirilecek süresi kısaltılabilir ya da adlî para cezasına çevrilebilir.” düzenlemesi mevcuttur.

Şimdi, Türk Ceza Kanunu İç Tüzük 92’yle birlikte değerlendirildiğinde, geçmişteki uygulamalarda da çok açık bir tablo var. Bu kanun tasarısında “özel af” niteliği bizce hukuken tartışma dışıdır. Bir kısım hükümlülerin sürelerinin, aynen Türk Ceza Kanunu 65’te düzenlendiği üzere, cezalarının çektirilmesi… Hem infaz süresi düşürülüyor hem denetimli serbestlik süresi azaltılıyor ve -bunu biz değil siz söylediniz- 90 bin kişinin tahliyesi öngörülüyor.

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) – İnfaz devam ediyor.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) - Birilerinin, yandaşların, sizi destekleyenlerin dışarı çıkarılması için bu teklifi önümüze getirdiniz, bir de böyle bir dönemde getirdiniz.

ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) – Bunu nasıl tespit ettiniz?

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) – Bu nedenle, beşte 3 çoğunluğun aranması, ayrıca, Anayasa’nın 10’uncu maddesine göre emredici bir düzenlemedir. Anayasa önünde herkes eşittir; bu konuda din, dil, ırk, siyasi düşünce, hiçbir farklılık gözetilmez. Şimdi “infaz adaleti” dediğimiz mesele tam da burada ortaya çıkıyor. Suç ve ceza arasındaki ilişki ile infazın çektirilmesine ilişkin yöntemleri birbirine karıştırmamamız gerekiyor. “İnfazda adalet” dediğimizde, bütün dünyada da bilindiği üzere, cezasını alan bir kişiye, sonuçta, kanunda belirlenen bir nisapla o cezanın çektirilmesi öngörülür. Burada cezanın çektirilmesine ilişkin 3 ayrı rejim öngörüyorsunuz: 1/2’yle af getiriyorsunuz; 3/2’yle uyuşturucu, cinsel dokunulmazlığa karşı suçların infaz süresini azaltıyorsunuz.

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) – Azaltmıyoruz.

ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) – Asla öyle bir şey yok!

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) – Siyasi mahpusları ise dörtte 3’te bırakarak, ayrıca cezaevinde kalış koşullarını ayrı bir cezaya hükmettirerek aslında özel bir rejim düzenliyorsunuz.

Özetle şunu diyorum: Anayasa, Türk Ceza Kanunu ve İç Tüzük gereğince bu Meclisin beşte 3’ünün, özel af niteliğinde olduğu için mutlaka bu nisabın aranması gerekiyor; bu tarihsel bir sorumluluktur, hele hele bu kadar büyük bir afet salgını karşısında bu Meclisin yaşatma görevinin de bir sonucudur diyorum.

Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Lehte olmak üzere, Sayın Recep Özel. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

RECEP ÖZEL (Isparta) – Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Her şeyden önce, Sayın Beştaş’a katılmadığımızı da belirtmek istiyorum. Bu bir af yasası değil; ne genel af yasası ne özel af yasası. Af yasalarındaki temel amaç: Suçun ve suçun neticesinde verilen cezanın bütün neticeleriyle birlikte ortadan kaldırılmasını sağlar.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – O, genel af!

RECEP ÖZEL (Devamla) – Bizim bu düzenlememizin hangi maddesinde suçun ve cezanın tüm sonuçları ortadan kaldırılıyor? Getirilen düzenlemeyle, sadece cezanın neticesindeki hüküm kısmında cezaevinde kalma süreleri düzenleniyor.

Devlet, yasa koyucu farklı suç türlerine karşı, farklı infaz rejimlerine farklı infaz sürelerini getirme hakkına da sahiptir. Daha önce bu, Anayasa Mahkemesinin konusu olmuş. Anayasa Mahkemesinin 2009 yılında vermiş olduğu 2006/103 ve 2009/149 sayılı Kararlarının ilgili bölümünü sizlere okursam Anayasa’ya aykırı bir durumun olmadığını da hep birlikte görmüş olacağız. Anayasa Mahkemesi aynen şunu söylüyor: “Ceza hukukunun toplumun kültür ve uygarlık düzeyi, sosyal ve ekonomik yaşantısıyla ilgisi olması nedeniyle suç ve suçlularla mücadele amacıyla ceza, ceza muhakemesi ve ceza infaz hukuku alanında sistem tercihinde bulunulması devletin ceza siyasetiyle ilgilidir. Bu bağlamda, ceza hukukuna ilişkin düzenlemeler bakımından yasa koyucu, Anayasa’nın temel ilkelerine ve ceza hukukunun ana kurallarına bağlı kalmak koşuluyla soruşturma ve yargılamaya ilişkin olarak hangi yöntemlerin uygulanacağı, toplumda hangi eylemlerin suç sayılacağı, suç sayıldıkları takdirde hangi çeşit ve ölçüde ceza yaptırımlarıyla karşılanmaları gerektiği, hangi hâl ve hareketlerin ağırlaştırıcı ya da hafifletici öge olarak kabul edileceği ve cezaların ne şekilde bireyselleştirilerek hangi yükümlülükle yerine getirileceğinin belirlenmesi gibi konularda takdir yetkisine sahiptir. Bu nedenle, yasa koyucunun, iptal konusu kuralda olduğu gibi hükümlüler arasında cezanın hangi şartlarla mahkemece bireyselleştirileceğine yönelik düzenlemeler yaparak takdir yetkisini bu yönde kullanmasında Anayasa’ya aykırı bir yön bulunmamaktadır.” Getirilmiş olan düzenlemeyle ilgili Adalet Komisyonunda bununla ilgili bir tartışma yaşanmış, oylanmış ve karara bağlanmıştır. İç Tüzük’ün 38’inci maddesi açıkça bunu düzenlemekte; komisyonlar kendilerine havale edilen teklifi ilk önce Anayasa’ya -metin ve ruhuna- aykırı olup olmadığını tetkik etmekle yükümlüdürler. Bu yükümlülüğü Adalet Komisyonu yerine getirmiş, teklifi görüşmüş, oylamış ve Genel Kurulun gündemine girmiştir.

AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) – Meclisi yanlış bilgilendirmeyin.

RECEP ÖZEL (Devamla) – Genel Kurulun gündemine gelen bir konuyla ilgili olarak Başkanlık makamının şu anda takınmış olduğu tavır doğru bir tavırdır. Beşte 3 gibi bir çoğunluk sağlanması gereken bir yasa teklifi -af yasası olmadığından- değildir. Normal yasalar nasıl görüşülüyorsa aynı usullere tabidir diyor, hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Aleyhte olmak üzere Sayın Bülent Tezcan. (CHP sıralarından alkışlar)

BÜLENT TEZCAN (Aydın) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; usul üzerine tartışıyoruz. Herkes çok iyi bilir ki bugün görüştüğümüz teklif bir özel af yasası teklifidir. Anayasa’nın 87’nci maddesi Türkiye Büyük Millet Meclisine genel af ve özel af çıkarma yetkisi tanımıştır ama genel affın ve özel affın ne olduğu Anayasa’da tarif edilmemiştir. Herkes bilir ki -hukuk fakültesinde ilk anlatılan konulardan birisidir bu- genel affın ve özel affın tarifi doktrinde ve aynı zamanda da Türk Ceza Kanunu’nda yapılmıştır.

Genel af, suçu ve cezayı bütün sonuçlarıyla ortadan kaldıran aftır. Sayın Recep Özel, biraz önce söylediğiniz genel aftır. Özel af ise cezayı ortadan kaldıran –suç sabit ama- af düzenlemesidir. Türk Ceza Kanunu’nun 65’inci maddesinin (2)’nci fıkrası da özel affı bu şekilde tarif etmiş ve yasa koyucu, özel afta cezanın çekilmemesini, infaz ettirilmemesini veya belirli bir kısmının infaz ettirilmemesini özel af olarak tarif etmiştir.

Bu getirilen teklifte 1/2, 2/3, 3/4 gibi oranlarda, suç tiplerine göre, infazı ortadan kaldıran uygulamalar vardır. Bunun bir özel af olduğunu aslında siz de biliyorsunuz, herkes biliyor ancak ısrarla “Bu, af değil, infaz düzenlemesi.” diye anlatılmaya çalışılıyor. Bunun sebebi ne? Bunun sebebini de hepimiz biliyoruz. Sebebi, bu meseleyi bir geniş ve büyük uzlaşmayla, oturup gerçekten toplumun vicdanını da rahatlatacak, ihtiyaca uygun bir yasa çıkarmaktan kaçtığınız için, ısrarla bunu basit çoğunlukla geçirebileceğiniz bir kalıba sokmaya çalışıyorsunuz. Bu sebeple de bunu bir “Af değil, infaz indirimi.” diye bize yutturmaya çalışıyorsunuz. Bakın, bunu hiç kimsenin yutması mümkün değil hatta ben size Sayın Genel Başkanınızdan örnek vereceğim: AK PARTİ Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, hatırlarsanız, bundan önce defalarca, infaz indirimiyle ilgili teklifler gündeme geldiğinde çıkıp dedi ki: “Devlet, kendisine karşı işlenen suçları affedebilir ama vatandaşa karşı işlenen suçları affedemez.” O zaman bir af yasası görüşülmüyordu, “Konuşulan af değildi, infaz indirimiydi.” diye konuşuyordunuz ama Sayın Erdoğan bile bunun af olduğunu bilerek çıktı, dedi ki: “Devlete karşı suçları ancak devlet affedebilir.” “İnfaz indirimi” dediğiniz şeyi “Af” diye tarif eden Sayın Erdoğan’ın kendisidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MUHARREM ERKEK (Çanakkale) – Örtülü af.

BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Tezcan, lütfen.

BÜLENT TEZCAN (Devamla) – Bitiriyorum Sayın Başkan.

Buradaki mesele şu: Öyle bir teklif önümüzdeki –maddelere girdiğimizde ayrıntılarını konuşacağız- devlet kendine karşı olan suçları affetmiyor ama vatandaşa karşı olan suçlarda oldukça cömert. Siyasi mahkûmları affetmeyen, düşünce suçlularını affetmeyen hatta “Bırakın onlar cezaevinde coronadan da ölsün, başka şeyden de ölsün, nerede ölürse ölsün.” diyen bir anlayış; örgüt kuran, çete kuran, tecavüzcü, başka, bildiğimiz gaspçı, kim varsa bunları rahatça dışarı çıkarabilmenin hesabı içerisinde. Bugün yaptığımız tartışma bir af tartışması değil aslında; bunu nasıl diğer grupları karıştırmadan, kendi başımıza halledebiliriz, söz verdiğimiz grupları nasıl cezaevinden çıkarabilirizin telaşı içerisindesiniz. Bu nedenle, Başkanlık Divanının tutumunun aleyhine söz aldım. Beşte 3 çoğunlukla karar verilmesi gereken bir özel aftır görüştüğümüz. (CHP ve HDP sıralarından alkışlar)

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Peki, teşekkür ederim.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Tutumunuz değişmediyse oya sunmanız gerekiyor.

BAŞKAN – Sayın Beştaş, ben sizleri dinledim. Dilerseniz ben de bir açıklamamı yapayım, görüşmelere devam edelim.

Yani ben İç Tüzük’ü biliyorum, nerede ne yapılması gerektiğini de biliyorum. Ben konunun hassasiyetini biliyorum, hepinizin hassasiyetini de biliyorum ama ben de toplantıyı yöneten Meclis Başkan Vekili olarak İç Tüzük’ten kaynaklanan yetkilerimi biliyorum.

Sizleri, hepinizi dinledim. Bir usul tartışması açma niyetinizi ifade ettiniz; ona da olanak tanıdık, onu yaptık. Bu tartışmaların her biri kıymetlidir değerli arkadaşlarım. Bunların her birinin kamuoyunda değerlendirilmesinin, herkes tarafından bilinmesinin ve izlenmesinin ben yararlı olduğunu düşünüyorum.

Değerli milletvekilleri, bilindiği gibi şu anda görüştüğümüz kanun teklifi (2/2762) esas numaralı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi olarak Adalet Komisyonunda görüşülüp karara bağlanmıştır. Komisyon Raporu Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulmuş ve Başkanlıkça da 207 sıra sayısıyla bastırılarak milletvekillerine dağıtılmıştır.

Değerli milletvekilleri, komisyon görüşmeleri sırasında İç Tüzük’ümüzün 38’inci maddesine göre kanun tekliflerinin Anayasa’ya aykırılığı iddiasında bulunulması mümkündür ve bunun komisyonda değerlendirilmesi söz konusudur. Yine, Genel Kurulda teklifin tümü üzerindeki görüşmeler sırasında Anayasa’ya aykırılık iddialarının dile getirilmesi mümkündür. İç Tüzük’ün 84’üncü maddesine göre, teklifin belli bir maddesinin Genel Kurulda görüşülmesi sırasında Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle reddini isteyen önergeler diğer önergelerden önce oylanır. Görüldüğü gibi, teklifin Anayasa’ya aykırı görülmesi hâlinde gerek komisyonda gerekse Genel Kurulda reddedilmesine olanak tanıyan İç Tüzük hükümleri bulunmaktadır. Ayrıca, kanun tekliflerinin, Meclisten geçtikten sonra yasal olarak Anayasa Mahkemesince şekil ve esastan denetimi de mümkündür. Meclis Başkan Vekilliğimiz, Meclis Başkanlığınca gündeme alınan ve Genel Kurulca görüşülmesi kabul edilen kanun teklifiyle ilgili olarak, görüşmelerin devamı konusundaki az önce ifade ettiğim görüşümde bir değişiklik yoktur. Bu çerçevede, söz konusu talebe karşı yapılacak bir işlem bulunmamaktadır. Genel Kurulun bilgisine sunulur.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – 60’a göre kısa bir söz istiyorum Sayın Başkan. Sayın Başkan...

BAŞKAN – Bir saniye Sayın Beştaş, rica ediyorum ya, rica ediyorum ama bakın, ben de bir açıklama yapıyorum.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Ben de rica ediyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN – İşlem yapıyorum ama şu anda, vereceğim ben size söz.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Görüşünüzü açıkladınız, bitti, o nedenle söz istiyorum.

BAŞKAN – Ama bakın, ben işlem tesis ediyorum; rica ediyorum.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Bekliyorum.

VIII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

A) Kanun Teklifleri (Devam)

15.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Denizli Milletvekili Cahit Özkan, Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbül ve Afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkaya ile 57 Milletvekilinin Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2762) ve Adalet Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 207) (Devam)

BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, Komisyon Raporu 207 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Alınan karar gereğince bu teklif, İç Tüzük’ün 91’inci maddesi kapsamında temel kanun olarak görüşülecektir. Bu nedenle, teklif, tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanıp maddelerine geçilmesi kabul edildikten sonra bölümler hâlinde görüşülecek ve bölümlerde yer alan maddeler ayrı ayrı oylanacaktır.

Şimdi, teklifin tümü üzerindeki görüşmelere başlayacağız...

Buyurun Sayın Beştaş.

V.- AÇIKLAMALAR (Devam)

41.- Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş’ın, 207 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin beşte 3 nisapla kabul edilmemesinin hukuka ve Anayasa’ya aykırı olduğuna, Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Levent Gök’ün tutumunu reddettiklerine ilişkin açıklaması

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Öncelikle, tutumunuzu kesinlikle kabul edilemez bulduğumu ifade etmek istiyorum bir hukukçu olarak. Hukukçu bir Meclis Başkan Vekili olarak ve daha önce yıllarca Grup Başkan Vekilliği yapmış ve bu sıralardan Meclis Divanının, Başkanlık Divanının kararlarına nasıl tepki verdiğinizi bilen bir yerden söylüyorum; bunu çok üzüntüyle karşıladık, daha fazla bir şey söylemek istemiyorum.

Sizin söylediğiniz maddeleri biz de gayet iyi biliyoruz; 84’ü de 63’ü de 38’i de Anayasa 10’u da özel affı da genel affı da ne anlama geldiklerini naçizane en az sizin kadar biz de değerlendirebiliyoruz, meslektaşız çünkü ama burada çok hayati bir tasarı görüşüyoruz. Şu anda yüz binlerce insanın, bu tasarının kendilerini kapsayıp kapsamayacağını ya da ölüme terk edilip terk edilmeyeceklerini düşündüğü bir afet dönemindeyiz, bir salgın dönemindeyiz. Biz milletvekilleri olarak bu kadar korunaklı, yüzümüzde maskemiz, önümüzde kolonyalarımız, özel araçlarımızla burada dururken orada, 60 kişi içeride temas hâlinde yaşamak zorundalar ve ölüm kapılarını her an çalabilir. Bu yönüyle, sonuçta bu kanunlar belirli bir arka planla yapılıyor, Anayasalar belirli bir arka planla yapılıyor ve özel af kanunlarının Türk Ceza Kanunu’nda da düzenlendiği…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Beştaş, lütfen sözlerinizi tamamlayın çünkü bir işlem tesis ediyoruz.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – İşlem de işlem hayat bitiriyor Sayın Başkan, ben onu söylüyorum.

BAŞKAN – Sayın Beştaş, tamamlayın lütfen.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Tartışmayalım Sayın Başkan bitireceğim zaten.

BAŞKAN – Ama ben görüşümü ifade ettim. Peki, ben saygıyla karşılıyorum.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Şu anda, sizin tutumunuz, bu kanun teklifinin Anayasa’ya aykırı bir şekilde yasalaşmasına yol vermektir. Komisyonda çoğunluğumuz yok, olabilir. Biz Komisyonda da Anayasa’ya aykırılık önergeleri verdik, biz de o yolu biliyoruz; Anayasa Mahkemesine gideceğiz.

Bitiriyorum, son sözlerim. Corona salgını döneminde böyle bir özel affın beşte 3 nisapla kabul edilmemesinin ölüme onay vermek dışında bir anlamı yoktur, hukuka aykırıdır, Anayasa’ya aykırıdır, tutumunuzu reddediyoruz.

Teşekkür ediyorum.

III.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI (Devam)

4.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Levent Gök’ün, demokratik ortamda tepkilerin, eleştirilerin ve her türlü tartışmanın özgürce yapılmasının doğal olduğuna, Meclis Başkan Vekili olarak Genel Kurul gündemine alınmış bir kanun teklifini görüştürmeme yetkisinin bulunmadığına ilişkin açıklaması

BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, ben Meclis Başkan Vekili olarak tartışmalara katılamam ancak az önce görüşümü ifade ettim. Meclis Başkan Vekillerinin de…

(HDP sıralarından basın locasına dönmek suretiyle pankart açılması ve sıra kapaklarına vurmalar)

Bir saniye değerli arkadaşlar, sakin olalım, herkes elbette bir mesajını versin, önemli bir yasa görüşüyoruz, bunların hiçbirinde bir sıkıntı yok.

(HDP sıralarından basın locasına dönmek suretiyle pankart açılması ve sıra kapaklarına vurmalar)

Sayın Oluç, bence yeterlidir, teşekkür ederim.

Değerli arkadaşlar, teşekkür ederim; oturalım isterseniz.

Değerli arkadaşlarım, bakın, Meclisimizde bir demokratik tepkinin de öneminin altını çizerek bunları ifade ediyorum.

Teşekkür ederim hepinize.

Değerli arkadaşlarım, demokratik ortamda bu tepkiler de doğaldır, eleştiriler de doğaldır, her türlü tartışmanın özgürce yapılması son derece doğaldır.

Değerli arkadaşlarım, tabii, bizim Meclis Başkan Vekili olarak, Meclis Başkanlığımızın bastırdığı ve Genel Kurulun gündemine Genel Kurulun onayıyla alınmış olan bir kanun teklifini görüştürmeme gibi bir yetkimiz bulunmamaktadır. Bu kanun teklifi görüşülür. Bu konuda Anayasa’ya aykırılık iddialarının da araştırılacağı ve sonuçlandırılacağı yer Anayasa Mahkemesi olarak belirlenmiştir.

Bu konuda yeterli sayıya ulaşan milletvekillerimizin Anayasa Mahkemesine başvurması doğaldır.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) – Sayın Başkan, Anayasa Mahkemesini...

BAŞKAN – Değerli arkadaşlarım, bakın, ben çok saygın bir şekilde görüşlerimi ifade ediyorum.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) – Anayasa Mahkemesi mi kaldı!

BAŞKAN – Sayın Paylan, rica ediyorum, bakın, ben hepinizi çok iyi anlıyorum ama her görevin de kendine özgü hususiyetleri vardır ve İç Tüzük’ün kuralları var değerli arkadaşlarım. Bu kurallar çerçevesinde görev yapacağız. Benim Meclis Başkan Vekili olarak gelen bir kanun teklifini görüştürmeme gibi bir durumum söz konusu değildir yani böyle bir durumu yapmam söz konusu değildir ama sizin Anayasa’ya aykırılık iddialarını en güçlü bir şekilde dillendirmeniz mümkündür ve bence bunu zaten kamuoyu da takdir edecektir, herkes de takdir edecektir. Görüşmelerin bu çerçevede yürümesinin ben sağlıklı olacağını düşünüyorum. Herkes bence ne düşünüyorsa, hangi hukuki değerlendirmeyi yapıyorsa özgürce belirtsin değerli arkadaşlarım.

VIII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

A) Kanun Teklifleri (Devam)

15.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Denizli Milletvekili Cahit Özkan, Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbül ve Afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkaya ile 57 Milletvekilinin Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2762) ve Adalet Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 207) (Devam)

BAŞKAN – Teklifin tümü üzerindeki görüşmelere başlıyoruz.

İlk olarak, teklifin tümü üzerinde İYİ PARTİ Grubu adına söz isteyen Kocaeli Milletvekilimiz Sayın Lütfü Türkkan konuşacaktır. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

Süreniz yirmi dakika Sayın Türkkan.

İYİ PARTİ GRUBU ADINA LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi üzerinde İYİ PARTİ Grubu adına söz aldım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Kamuoyunun da beklediği, Adalet ve Kalkınma Partisinin uzun süredir üzerinde çalıştığı ve coronavirüs salgını nedeniyle yeniden gündemine aldığı bu kanun teklifi, geçtiğimiz cuma günü Komisyona geldi, saatler süren bir çalışma sonucunda Komisyonda kabul edildi. Sabah beşi yirmi geçiyordu zannediyorum, takip ettim, Komisyonda görüşmeler bitti, bugün de Genel Kurulda görüşmeye başlıyoruz.

Teklifin geneliyle ilgili konuşmadan önce genel bir değerlendirme yapmakta ve bazı noktalara da değinmekte fayda görüyorum. Anayasalarla ilgili hukuk metinleri, kendilerine ihtiyaç duyulduğu ilk günden bu yana belli bir rejimde yöneten gücü dizginlemek ve ehlileştirmek amacı taşımaktadır. İktidarın politik özellik taşıyan takdir hakkı yerine, hukuki meşruluğa göre yönetim icra etmesi manasına gelen ve köklerini 1215’te ilan edilen Büyük Özgürlük Fermanı, Magna Carta’dan alan hukukun üstünlüğü ilkesine göre, idare anlayışında esas amaç, siyasetin hukukla kontrolünün sağlanması, siyasal çoğunluğun belli bir normatif alanın dışına taşmasının engellenmesidir.

Buradan hareketle, hukukun üstün olduğu devletlerde hükûmet ve devlet kurumları birbirinden tamamen ayrıdır. Bizim de önce kendimize sormamız ve cevaplarını vermemiz gereken sorular var; bunların başında, hukukun üstünlüğüne sahip miyiz, yargı bağımsız mı soruları geliyor. Bu soruların cevabını aslında çok iyi biliyoruz. Ülkemizde devlet ve iktidar kavramları siyasi saiklerle birbiriyle özdeşleştirilmiş, bu nedenle hukukun üstünlüğü deforme edilmiştir. Adil yargılanma hakkının insanların elinden alınması buna en iyi örnektir ve iktidar partisi şimdi görüştüğümüz çerçevede düzenlemeler getirerek sorunun aslını görmezden gelmekte, bu yüzden esas sorunlar çözülememektedir.

İçinde yargı bağımsızlığını güçlendiren, yargıçları teminat altına alan bir düzenleme yoksa bu düzenlemenin hukuka yapıcı çözümler getirdiğini nasıl söyleyebiliriz? Bu kararları verecek hâkimler bağımsız değil, bağımsız karar veremiyor, temel sorunumuz bu.

Değerli arkadaşlar, ülkemizde yargı erkinin kurucu fonksiyonlarından biri olan yargı bağımsızlığında yaşanan problem bir yana, en temel yapısal sorunlardan bir diğeri de cezaevlerindeki tutuklu ve mâhkum sayısı. Uzun zamandan beri cezaevleri dolup taşıyor. Ek ranzalar konuyor hatta bazı mâhkumların yerde yattığına dair duyumlar bile alıyoruz, nöbetleşe yatanlar da var.

Tutuklu ve hükümlü sayısına değinmeden önce cezaevlerinden bahsetmek istiyorum. Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde 178 cezaevi açılmış. Yalnız 2019 yılında açılan 14 yeni cezaevi var. Türkiye’deki toplam cezaevi sayısı 375, bunların toplam kapasitesi 219.270 olarak açıklanmış. Tutuklu ve mahkûm sayılarına gelince, Adalet ve Kalkınma Partisinin iktidara geldiği 2002 yılında ülkemizdeki cezaevlerinde bu sayı ne kadardı biliyor musunuz? 60 bin. Bugün ne kadar? 300 bin. Bazı sayıları vererek artışa dikkatinizi çekmek istiyorum: 2003 yılında 64.296, 2006’da 70 bin, 2008’de 103 bin, 2012’de 136 bin, 2016’da 164 bin, bugün ise bu sayı, az evvel söylediğim gibi, yaklaşık 300 bine ulaştı. Bakın, bir ülkede hapisteki insan sayısı hızla artıyorsa bunun iki nedeni vardır. Birincisi: İktidar, suç oranının artmasına neden olacak sosyal politikalar izliyor yani çok fazla suçlu üretiyor demektir. İkincisi: İktidar yeni suçlar icat ediyor demektir. Peki, bizde nasıl? Bizde ikisi de var. Yalnızca cezaevlerinde bulunan hükümlü sayısı dahi on sekiz yıllık iktidarınızın gerek toplumsal politikalar nezdinde gerekse ceza hukuku teorisinin zaruri kıldığı uygulamalar bakımından başarısızlığının ve basiretsizliğinin tezahürü niteliğindedir. Bu başarısızlığı daha iyi izah etmek amacıyla teklifin geneli ve maddeleriyle ilgili görüş beyan etmeden önce cezaevleri ve buralardaki tutuklu ve hükümlü sayılarından bahsetmek istedim çünkü on sekiz yıllık iktidarınızın özetini anlatıyor bu sayılar. Yani cezaevlerindeki mevcut 60 binden 300 bine geldiyse burada kendinizle yüzleşmeniz gereken çok ciddi meseleler var. Böyle Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’da değişikliklerle bu meseleleri halledeceğinizi zannediyorsanız yanılıyorsunuz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türk hukukuna göre infaz hukukunun temel ilkeleri, gücünü Anayasa’nın 2’nci ve 10’uncu maddelerinden alan hukuk devleti, insan onurunun dokunulmazlığı, eşitlik ve sosyal devlet ilkeleridir. Bu doğrultuda, infaz hukukunun amacı ise hükümlünün yeniden suç işlemesine engel olmak, toplumu suça karşı korumak, hükümlünün yeniden sosyalleşmesini teşvik etmek ve hükümlünün üretken, kanunlara saygılı bir yaşam biçimine uyumunu sağlamaktır.

Getirilen bu düzenlemeyle, ceza infaz kurumlarındaki yaklaşık 300 bin hükümlünün 90 bin kişiye yakınının koşullu salıverme veya denetimli serbestlik hükümlerinden yararlanacağı öngörülmektedir.

Kanun teklifi Meclis Başkanlığına sunulmadan önce Adalet ve Kalkınma Partisi heyetiyle yaptığımız görüşmelerde de grubumuz adına düzenlediğimiz basın toplantılarında da kırmızı çizgilerimizi ifade ettik: Bu doğrultuda, kasten yaralama suçunda cezayı artırıcı hâllerin kapsamının genişletilmesi, cinsel saldırı suçlarının kapsam dışında bırakılması, uyuşturucu madde kullanımına, imalatına ve ticaretine ilişkin suçlar ile devlet güvenliğine karşı suçlar, terör suçları da dâhil olmak üzere örgütlü suçlar. Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti devletini, devletin kurum ve organlarını aşağılama ve Atatürk aleyhine işlenen suçlar gibi suçlar, İYİ PARTİ grubu olarak bu kanun değişikliği teklifinin özüne ilişkin kırmızı çizgilerimizi oluşturmaktadır. Ama biliyorsunuz ki bu tip kanun hazırlıklarında bazı maddelerin arasına bazı ceza indirimleri gizlenebilir. Dolayısıyla ciddi olarak tahlil etmek lazım diye düşünüyoruz. Topluma bir taraftan “Biz, kadına şiddet, tecavüz, çocuklara istismar, uyuşturucu satıcılarına ceza indirimini kapsam dışı bıraktık.” dense de diğer maddeleri de iyi incelemek lazım.

Kanun teklifinin 11’inci maddesine baktığımızda, ülkemizde kadına karşı şiddet olaylarında yaşanan hızlı artış ve kadına karşı şiddet vakalarının yalnızca eşe karşı işlenmemesi olgusu göz önüne alındığında, bahse konu şiddet eyleminin kasten yaralama suçundan dolayı cezayı artırıcı nedenlerden biri olarak düzenlenmesi zaruret teşkil etmektedir. Bu nedenle, 5237 sayılı Kanun’un 86’ncı maddesinin (3)’üncü fıkrasına “(g) Kadına karşı…” bendi eklenmelidir kanaatini taşıyoruz. Zira orada eşe karşı işlenen suçlar değerlendirilmektedir. Eş olmayan kadına karşı işlenen suçlar bu kapsama girmiyor. Bakın, uzun zamandır tek bir gündemimiz var, coronavirüs salgını, diğer sorunlar görünmez oldu, hâliyle toplumda dezavantajlı gruplar için hayat daha da zorlaşıyor. Mesela kadınlar, özellikle de şiddete maruz kalan kadınlar, pek çok kadının bu salgını yenebilmek için sığındığı evler onlar için güvenli değil artık. Birleşmiş Milletler Kadın Biriminin “Değişen Dünyada Aile” başlıklı 2019 Dünya Kadın İlerleme Raporu’nda aile içi şiddetin şaşırtıcı derecede yaygınlaştığını gösteren istatistikler, kadınlar için en tehlikeli yerlerden birinin evleri olduğunu ortaya koyuyor.

Geçtiğimiz yıl ülkemizde 474 kadın cinayeti işlendi. Ne yazık ki bu cinayetlerden 12’si, benim de memleketim olan, seçim bölgem Kocaeli’ne aitti. Geçtiğimiz ay Türkiye’de 29 kadın cinayeti işlendi ve bu kadınlarımızın 18’i evlerinde öldürüldü, kendi evlerinde. Ülkemizde kadınlar en çok eşleri, babaları, sevgilileri, kardeşleri gibi yakınlarındaki erkekler tarafından öldürülüyor. Dolayısıyla evde kalmak pek çok kadını korumadığı gibi daha büyük bir ateşe atıyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformunun destek hattına mart ayında gelen başvurular coronavirüs mücadelesinde kadınların gözetilmediğine işaret ediyor. Platforma göre, kadınlar virüsün bulaşma riski yüzünden darp raporu almak için hastaneye gitmekte bile tereddüt yaşıyorlar. En vahimi de kolluk birimleri corona virüsü bahane ederek kadınları şiddetten koruyan 6284 sayılı Kanun kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmeyebiliyor. Bu yüzden, şiddet failleriyle ilgili tedbirlerde aksaklıkla karşılaşma endişesi, kadınları haklarını kullanmaktan vazgeçiriyor. Kadınlarımız “Saldırgan salınırsa şiddetini de artırır.” endişesi taşıyorlar. Bu konudaki hassasiyetimizin temelinde, Genel Başkanlığını bir kadının yaptığı bir partinin milletvekili olarak konuşmuş olduğumu da bildirmek istiyorum.

Geçen yıl temmuz ayındaki trafikte, hem de hamile bir kadının, yol vermediği gerekçesiyle 2 adamın saldırısına uğradığı görüntüleri hatırlayın. Aracın dikiz aynasını kıran, üzerinde zıplayan bu kişiler önce gözaltına alındılar ve sonra da serbest bırakıldılar. İşte bu nedenlerle, gözlerimizin önünde kadınlarımız şiddet görürken mağduru sadece “eş” olarak tanımlayan ceza hukukumuza “kadın” kavramının müstakil olarak girmesini istiyoruz. Bakın, çeşitli kadın derneklerinden sürekli telefonlar, elektronik postalar aldık. Bu düzenleme için ne diyorlar biliyor musunuz? “Adı geçici, tahribatı kalıcı olacak af taslağını kabul etmiyoruz.” diyorlar. Evet, aynen öyle diyorlar. Adı geçici, tahribatı kalıcı olacak af taslağını kabul etmiyoruz. Bu teklife göre, teklifin kanunlaştığı tarihten önce işlenmiş olan suçlardan dolayı mahkûm olunan süre ne olursa olsun, hapis cezalarının infaz sürecinden en fazla üç aylık bir süre kapalı ceza infaz kurumunda bulunan hükümlüler ve açık ceza infaz kurumuna alınan bütün hükümlüler teklif kanunlaştığı tarih itibarıyla geçici süreyle de olsa tahliye edilecek. Evet, açık ceza infaz kurumuna alınan bütün hükümlüler teklifin kanunlaştığı tarih itibarıyla geçici süreyle de olsa tahliye edilecek. Karısının yüzüne kezzap atmış, kızına cinsel saldırıda bulunmuş, öğrencisine cinsel istismar yapmış tutuklular elini, kolunu sallayarak dışarıda gezecekler.

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – Bu doğru değil. Bu doğru değil.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) – Kadın dernekleri soruyor iktidarın bu konuda kime ya da kimlere sözü var? Biraz sonra anlatacağım. Biraz sonra anlatacağım, dinlerseniz.

İYİ PARTİ Grubu olarak kadına şiddetin bedelinin ağırlaştırılması talebimizi sürecin her aşamasında kararlılıkla dile getirdik, getirmeye de devam edeceğiz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yine bir diğer kırmızı çizgimiz olan çocukların cinsel istismarı ve uyuşturucu madde ticareti. Değişiklik teklif edilen 48’inci maddeyle, hükümlülerin koşullu salıverilme sürelerine ilişkin üçte 2’lik genel oran, yarısı olarak belirlenmektedir. İkinci fıkraya eklenen hükümle üçte 2’lik oran bazı suçlar bakımından korunmaktadır. Fıkrada sadece çocuklar hakkında uygulanacak hükümler açıkça belirtilmiş olup diğer hükümler hem çocuklar hem de yetişkinler için uygulanacaktır. Maddenin ikinci fıkrasında yapılan değişikliğe bağlı olarak dördüncü fıkrada yer alan koşullu salıverilme oranı üçte 2 olarak belirtilmiştir. Değişiklikle ihdas edilen ikinci fıkranın 2/3 oranına tabi tuttuğu ve kapsam dışında bıraktığı suçlar arasında TCK 103 var, çocukların cinsel istismarı ve TCK 188, uyuşturucu madde ticareti suçlarının erişkinler tarafından işlenmesi hâlinin de eklenmesi ve bu hâllerin 3/4’lük orana tabi tutulması gereklidir. Bu düzenleme uygulamada bir muğlaklığa sebep vermemeli ve doğrudan 107’nci madde kapsamında düzenlenmelidir. Zira bahse konu suçlar, kamu düzeni tesisi ve toplumsal huzurun sağlanması için ¾’lük oran ile istisna olarak ve koşullu salıverilmeyi düzenleyen 107’nci madde kapsamında tanzim edilmesi gereken suçlardır.

Üç ay önce, Aralık 2019’da, Çanakkale’de 2 çocuğa yönelik cinsel istismar davasında çocukların beyanlarına rağmen fail tutuklanmadı ve hakkında adli kontrol uygulaması kararı verilmedi. Yine, Mersin Tarsus’ta 12 yaşında bir çocuk din eğitimi almak üzere gittiği bir kursta imamın tecavüzüne uğradı. Savcı, imamın cezalandırılmasını istedi, mahkeme reddetti. Sanığın tutuksuz yargılanmasından dolayı aile psikolojik olarak dağıldı. Bunun gibi örnekleri çoğaltmak mümkün. Bu gibi suçlar toplumda infial yaratan, toplumsal huzuru ve kamu düzenini yakından ilgilendiren suçlardır. Biz, bu suçların, uygulamada tereddüde ve karmaşaya mahal vermeyecek bir biçimde, 107’nci madde kapsamında düzenlenmesini ve kamu vicdanının bir nebze de olsa rahatlatılmasını arzu ediyoruz.

Teklifin 53’üncü maddesinin (5)’inci fıkrasıyla, açık cezaevinde bulunan tüm hükümlüler coronavirüs nedeniyle yıl sonuna kadar izinli sayılacak. Bu kapsama cinsel suçlar ve kasten öldürmeden mahkûm olanlar da eklendi. O oylarıyla geldiğimiz insanlar şimdi ne diyor size biliyor musunuz? “Önce uyuşturucu bağımlısı bir gencin annesine, tecavüze uğrayan bir çocuğun babasına ‘Biz sizin evlatlarınızın hayatını karartanları affetmek istiyoruz.’ deyin sonra gelip bizden bu tasarıyla ilgili destek istersiniz.” diyorlar. Ne kadar acı gerçekten.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu düzenlemeye göre, Terörle Mücadele Kanunu kapsamında bir suç işleyen, örneğin basit bir gösteri ve yürüyüşe katılan, bir derneğe bağış yapan, kitap yazan veya “tweet” atan kişi bu indirimlerden faydalanamayacak. Bu konuda sosyal medyada yalnızca attığı “tweet” ya da yazdığı bir yazı nedeniyle sadece size ve sisteminize muhalif diye cezaevine attığınız insanlar var. Bakın, Adalet Bakanlığının açıkladığı verilere göre Cumhurbaşkanlığına hakaret davalarında, Sayın Recep Tayyip Erdoğan döneminde, çok büyük bir artış görülüyor. 11’inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül döneminde 848 sanığa dava açılırken Erdoğan döneminde bu sayı 17.406’ya çıkmış. 1986 ile 2018 yılları arasında açılan davaların sayısına baktığınız zaman, Erdoğan’ın dört yıllık dönemindeki büyük artış biraz daha dikkat çekiyor. Söz konusu tarih aralığında 19.122 sanık için dava açılmış, bunun 17.406’sını Sayın Erdoğan açmış. Düşünebiliyor musunuz, 19.122 sanıkla ilgili açılan davadan 17.406’sı Erdoğan tarafından açılmış. Bu rakamlar, açılan toplam davaların yüzde 91’ini teşkil ediyor. Cumhurbaşkanının açtığı davalardaki sanık sayılarına bakarsak Türkiye Cumhuriyeti’nin 7’nci Cumhurbaşkanı olan, dikta rejiminin kanlı paşası Kenan Evren’in döneminde davalardaki sanık sayısı 340, Özal döneminde 207, Demirel döneminde 158, Sezer döneminde 163, Abdullah Gül döneminde yüzde 420 artmış, o da 848 olmuş ama esas dikkat çeken sayı, bu ucube sistemin gelmesinden sonra 12’nci Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’la ilgili sayılar. Niye? Parti Genel Başkanı Sayın Cumhurbaşkanı. Parti genel başkanları eleştirilir. Parti genel başkanlarını eleştirmiyor muyuz? Hepimiz eleştiriyoruz diğer partilerin de genel başkanlarını… Ama hayır, “Ben Cumhurbaşkanıyım.” diyor Sayın Cumhurbaşkanı.

İSMAİL KAYA (Osmaniye) – Eleştirene bir şey yok Başkanım, küfrediyor adam, hakaret ediyor.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) – İyi de, bakın, bir şey söyleyeceğim: Bu eleştiri ile, sizin dilinizdeki eleştiri ile evrensel kaideler arasındaki eleştiri çok farklı. Siz eleştirilmemek üzere bir düzen kurmak istiyorsunuz, o düzenin ismi diktatörlük. Demokrasilerde böyle bir düzen yok, böyle bir sistem yok. Dolayısıyla demokrasi ile diktatörlük arasındaki o çizgi çok kalın bir çizgi, onu sakın aşmayın.

YUSUF BAŞER (Yozgat) – Hakaret etmeden…

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu düzenlemede, özellikle ifade hürriyeti kapsamında kalan birtakım isnatlarla cezaevinde olan gazetecilerin durumuyla ilgili hiçbir adımın atılmadığını da görmüş olduk. Oysaki toplumun en fazla beklenti içinde olduğu ve basın özgürlüğü noktasında yine en fazla tartışma yaratan konuyu bu konu oluşturuyordu. Aranızda cezaevinde yatan ve cezasını tamamlayıp Parlamentoya dönen gazeteci arkadaşlarımız var, onlar da kuşkusuz, yapacakları konuşmalarda bu konuya değineceklerdir ama ben bir şey söylemek istiyorum: Murat Ağırel, Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu ve burada sayamadığım birçok gazeteci daha sizin haksız, hukuksuz uygulamalarınız yüzünden, sadece haber yaptıkları için cezaevindeler. Türkiye’nin adı cezaevindeki gazetecilerle ya da fikir suçlarıyla anılmamalı arkadaşlar. Bu bizim ayıbımız olur sadece sizin değil, ülke olarak bizim ayıbımız olur. Son dönemde gazetecilere yönelik yürütülen adli süreçlere ilişkin ifade hürriyetini öne çıkaran ilerici adımların atılması gerekiyor. Sadece infaz sisteminde değil, diğer kanunlarda da bunu sağlayacak adımların atılması gerekiyordu.

Soma maden faciası gibi, ayrıca Çorlu gibi hızlı tren facialarının faillerinin cezaevinden çıkması ama sadece yaptıkları haber yüzünden yatan gazetecilerin cezaevinden çıkmaması toplum vicdanını yaralar, bunu unutmayın. Birden çok insanın ölümüne yol açan taksirli insan öldürme suçu paket dışında tutulmalı, getirilen düzenlemeye dâhil olmamalıdır.

Sözlerime son vermeden önce şunu ifade etmek istiyorum: Asıl çare toplumda net, sürekli değişime izin vermeyen düzenlemeler yapmaktır. Adalet, onu sağlayacak yargı sistemi, iktidarın kendi bekasını korumak için kullanacağı bir araç değildir. Bu sistem güçler karşısında güçsüzlere güç vermek içindir. Yargı bağımsızlığı, yargıçlık teminatı ceza hukukunun temel ve evrensel prensipleri, hukuk devleti, erkler ayrılığı, makul sürede yargılanma gibi yargı erkinin temel yapısal sorunları temele alınarak bunlardan kaynaklanan uygulamaların bir an önce çözülmesi gerekmektedir.

Yüce Parlamentoyu saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teklifin tümü üzerinde söz isteyen Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına MHP Grup Başkan Vekili Sakarya Milletvekilimiz Sayın Muhammed Levent Bülbül. (MHP sıralarından alkışlar)

Süreniz yirmi dakika Sayın Bülbül.

MHP GRUBU ADINA MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 207 sıra sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin tümü üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

31 Mart 2020 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulmuş olan ve 70 maddeden oluşan kanun teklifinin öncelikle ülkemize ve milletimize hayırlar getirmesini temenni ediyorum.

Bilindiği üzere, 2018 yılı Mayıs ayında, Sayın Genel Başkanımız, 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrasında ortaya çıkan siyasi ve sosyal ortamda cezaevlerinin kapasitesinin oldukça üzerinde bir doluluğa sahip olmasının endişe verici olduğunu ifade etmiştir. Genel Başkanımız, cezaevlerindeki durumun, burada bulunan mahkûm ve tutuklular açısından insanca ve sağlıklı yaşamayı imkânsız kıldığını; yine, ülke ve millet düşmanı yapılar tarafından cezaevindeki koşulların istismar edilerek bunun üzerinden bir kaos planının yürürlüğe konulabileceğini önemle vurgulamıştır. Tespit edilen bu hassasiyetler çerçevesinde, cezaevlerindeki sıkıntıları gidermek maksadıyla bir kanun teklifi hazırlanması talimatı üzerine, 24/9/2018 tarihinde, hukuk ve seçim işlerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcımız İstanbul Milletvekili Sayın Feti Yıldız Bey’in ilk imza sahibi olduğu ve kamuoyunda “şartlı ceza indirimi kanun teklifi” olarak bilinen teklifimiz Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulmuştur.

Kanun teklifinin Meclise sunulduğu tarihten bu yana, gerek mahkûmlarda gerekse mahkûm yakınlarında ciddi bir beklenti oluşmuş, kanun teklifinin Mecliste görüşülmesi ve yasalaşması toplum kesimlerince talep edilir hâle gelmiştir. Başından beri, cezaevlerindeki mevcut sıkıntıların ortadan kaldırılmasının sadece Milliyetçi Hareket Partisinin inisiyatif almasıyla mümkün olamayacağını ifade etmiş bulunmaktayız. Bu konuda, Mecliste 1’inci parti durumunda bulunan ve Cumhur İttifakı’nı birlikte oluşturduğumuz Adalet ve Kalkınma Partisiyle bir anlayış birliğinin ve uzlaşma ortamının temin edilmesi hâlinde bir yasal düzenlemenin hayat bulabileceğini de ayrıca süreç içerisinde birçok defa dile getirmiş bulunmaktayız.

Yargı Reformu Strateji Belgesi ve Yargı Vizyonu ortaya çıktıktan sonra, yargıda reform niteliğini taşıyacak çalışmaların başlaması ve yargı paketlerinin Meclise gelmesiyle birlikte, Sayın Cumhurbaşkanımız ile Genel Başkanımız arasında oluşan fikir birliği çerçevesinde, iki parti grubunun temsilcileri bir araya gelerek toplumsal hassasiyetler ve millî manada müşterek kırmızı çizgiler göz önüne alınarak bir uzlaşma ortaya çıkmış, Cumhur İttifakı olarak iki partinin de imzasıyla şu anda görüşmekte olduğumuz kanun teklifi Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulmuştur. 70 maddeden oluşan kanun teklifinde, ceza infaz hukukuna dair önemli kalıcı düzenlemelerin yanında, bir defaya mahsus olmak üzere uygulanacak geçici düzenlemeler de bulunmaktadır.

Kanun teklifi, infaz hukukuna ilişkin birçok yeni ve yerinde düzenlemeler içermektedir. Bunlardan biri, infaz hâkimliğiyle ilgili düzenlemelerdir. Ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazına dair mevzuat gereğince belirlenmiş olan usul ve esaslar çerçevesinde icrai mahiyette olan hükümlülerin infazı söz konusu olmaktadır. Bu çerçevede kesinleşmiş hükümlerle birlikte Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre başvurulan koruma tedbirleri de infaz hukukunun görev ve yetki alanına girmektedir. Mahkeme ve hâkimliklerin kendi yetki alanında uzmanlaşmış olması gayesiyle ihdas edilmiş olan infaz hâkimliğinin kanun teklifiyle görev alanı genişletilmektedir. Yargılama neticesinde ortaya çıkan ceza ve güvenlik tedbirlerinin yerine getirilmesine ilişkin infaz işlemlerinin tek bir mercide toplanmış olması, kuşkusuz bu işlemlerin isabetinde artışa neden olacaktır. Özellikle infaz işlemlerinin ülkemizde oldukça farklılık arz ettiği ve uyumlu olamadığı bir düzende öngörülen değişiklikler ve yenilikler birçok mağduriyeti önleyecek, mahkemelerin iş yükünde de azalmaya sebep olacaktır.

Değerli milletvekilleri, görüşmekte olduğumuz kanun teklifiyle, denetimli serbestlik tedbirine ilişkin kalıcı ve geçici düzenlemeler getirilmektedir. Teklifin 46’ncı maddesiyle, kanunun yürürlük tarihinden sonra işlenen suçlar bakımından, denetimli serbestlik süresi yeniden belirlenmektedir. Malum olduğu üzere, hâlihazırda denetimli serbestlik süresi maktu olarak bir yıldır. Kanun teklifi, mevcut uygulamadan farklı olarak denetimli serbestlikte, maktu yerine nispi bir sistem öngörmektedir. Buna göre hükümlüler, açık ceza infaz kurumunda bulunan ve koşullu salıverme için ceza infaz kurumlarında geçirilmesi gereken sürenin beşte 4’ünü açık veya kapalı ceza infaz kurumunda geçireceklerdir. Hükümlüler, hesaplanan koşullu salıverme -yani şartlı tahliye- tarihine kadar olan 1/5’lik kısmını ise denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infaz edilecekler. Her hâlde denetimli serbestlik süresi azami üç yıl olabilecektir.

Aynı madde kapsamında, 0-6 yaş grubunda çocuğu bulunan kadın hükümlüler ile maruz kaldığı ağır bir hastalık, engellilik veya kocama nedeniyle hayatlarını yalnız idame ettiremeyen hükümlüler, koşullu salıverme için ceza infaz kurumlarında gereken sürenin beşte 3’ünü ceza infaz kurumunda geçirmeleri hâlinde denetimli serbestlik tedbirinden faydalanabileceklerdir. Her iki durumda da denetimli serbestlik süresi dört yılı geçemeyecektir. Denetimli serbestlik hususunda öngörülen bu değişikliklerin yanında, geçici maddelerde de birtakım düzenlemeler yapılmıştır. Teklifin 52’nci maddesiyle, 30 Mart 2020’ye kadar işlenen suçlar bakımından, mevcut kanunda bir yıl olarak düzenlenen denetimli serbestlik süresi, bir defaya mahsus olmak üzere üç yıla çıkarılmaktadır. Belirtmek gerekir ki, üç yıllık denetimli serbestlik imkânından, bazı suçlardan hüküm giyenler faydalanamayacaklardır.

Kasten adam öldürme suçunu işleyenler, üst soya, alt soya, kardeşe, eşe karşı kasten yaralama suçunu işleyenler, işkence, eziyet ve cinsel dokunulmazlığa karşı suç işleyenler, özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu işleyenler, uyuşturucu madde imal ve ticareti suçunu işleyenler, devletin güvenliğine, anayasal düzene, millî savunmaya ve devlet sırlarına karşı suç işleyenler ile terör suçluları üç yıllık denetimli serbestlik uygulamalarından yararlanamayacaklardır.

Yine, 0-6 yaş arası çocuğu bulunan kadın hükümlüler ile 70 yaşını bitirmiş olan hükümlülerin denetimli serbestlik süresi dört yıla çıkarılmakta. Maruz kaldığı ağır bir hastalık, engellilik veya kocama nedeniyle hayatını yalnız idame ettiremeyen ve 65 yaşını bitirmiş olan hükümlüler ise usulüne uygun şekilde durumlarını tespit ettirdikleri takdirde denetimli serbestlik imkânından faydalanabileceklerdir.

Değerli milletvekilleri, kanun teklifinin 48, 49 ve 66’ncı maddeleriyle koşullu salıvermeye ilişkin düzenlemeler yapılmaktadır. Koşullu salıverme, hükümlünün, cezasının infaz edildiği süreçte belirli bir oranda hapis cezası infaz edildikten sonra tutum ve davranışları değerlendirilerek ceza infaz kurumundan şartla tahliye edilmesi demektir.

Teklifle, süreli hapis cezaları için öngörülmüş olan 2/3’lük koşullu salıverme oranı, istisnalar hariç olmak üzere, ½ oranına indirilmektedir. Kasten öldürme suçlarından süreli hapis cezasına mahkûm olanlar, işkence suçundan ve eziyet suçundan süreli hapis cezasına mahkûm olanlar, cinsel saldırı, reşit olmayanla cinsel ilişki, cinsel taciz suçlarından süreli hapis cezasına mahkûm olanlar, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlardan hapis cezasına mahkûm olan çocuklar, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal veya ticareti suçundan hapis cezasına mahkûm olan çocuklar, devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk suçlarından süreli hapis cezasına mahkûm olanlar, özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı işlenen suçlardan hapis cezasına mahkûm olanlar, suç işlemek için örgüt kurmak veya yönetmek ya da örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlardan mahkûm olan çocuklar, Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlardan mahkûm olan çocuklar, suç işlemek için örgüt kurmak veya yönetmek ya da örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçtan dolayı mahkûmiyet hâlinde süreli hapis cezasına mahkûm edilmiş olanlar ve mükerrirler bakımından süreli hapis cezalarına mahkûm olanların koşullu salıverme oranı 2/3 olarak belirlenmiştir yani infaz kanunumuzun 107’nci maddesinde belirtilen sürelerdir, istisnai sürelerdir. Bunlar ½ oranında indirimden faydalanmamaktadırlar.

Yine, Türk Ceza Kanunu’nun 102’nci maddesinin (2)’nci fıkrasında tanımlanan cinsel saldırı suçundan mahkûm olan yetişkinler, 103’üncü maddesinde tanımlanan çocukların cinsel istismarı suçundan mahkûm olan yetişkinler, 104’üncü maddesinin (2)’nci ve (3)’üncü fıkrasında tanımlanan reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan mahkûm olan yetişkinler, yine 188’inci maddede tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunu işleyen yetişkinler, terör suçlarından mahkûm olan yetişkinler açısından koşullu salıverme oranı yine 3/4 olarak muhafaza edilmiştir. Burada, ciddi birtakım çarpıtmaların olduğunu görmekteyiz. Bu kanunla, hiçbir şekilde, bahsettiğimiz şekilde cinsel suçlardan cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar, uyuşturucu imal ve ticaretine ilişkin suçlar, terör suçları ve devlet aleyhine ve anayasal düzenin aleyhine işlenen suçlar hiçbir şekilde infaz indirimine tabi değildir ve aynı zamanda denetimli serbestlik sürelerinin üç yıla çıkması imkânından faydalanamayacaklardır. Bunun dışında yapılan her açıklama, bu kanun teklifine aykırıdır, kanun teklifine âdeta iftira atılır nitelikte ifadeler olacaktır.

Değerli milletvekilleri, kanun teklifinin 50’nci maddesinde, özel infaz usullerine ilişkin düzenlemeler yer almaktadır. Kanun teklifiyle özel infaz usullerinin kapsamı genişletilmekte ve geceleyin infaz ile hafta sonu infaz bakımından geçerli altı aylık sınır, kasten işlenen suçlarda bir yıl altı ay, taksirle öldürme suçu hariç olmak üzere, taksirle işlenen suçlarda ise üç yıl olarak belirlenmektedir. Özel infaz usullerine karar verme yetkisi infaz hâkimine verilmektedir. Konutta infaz usulünün kapsamı genişletilmekte ve çocuk hükümlüler de bu kapsama alınmaktadır. Kadın, çocuk ve 65 yaşını geçmiş kişilerin mahkûm oldukları toplam bir yıl, 70 yaşını bitirmiş kişilerin mahkûm oldukları toplam iki yıl, 75 yaşını bitirmiş kişilerin mahkûm oldukları toplam dört yıl veya daha az süreli hapis cezasının konutunda çektirilmesine infaz hâkimi tarafından karar verilebilecektir. Ancak terör suçları ile örgüt kurmak ve yönetmek ve örgüte üye olmak suçlarından ya da örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlardan mahkûm olanlar, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlardan mahkûm olanlar, adli para cezası infaz sürecinde hapis cezasına çevrilenler, koşullu salıverme kararının geri alınması nedeniyle cezası aynen infaz edilenler hakkında yukarıda sayılı özel infaz usulleri uygulanmayacaktır.

Toplam beş yıl veya daha az süreli hapis cezasına mahkûm olan veya adli para cezası infaz sürecinde hapis cezasına çevrilen hükümlülerden maruz kaldığı ağır bir hastalık veya engellilik nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremeyeceği tespit edilenlerin cezasının konutunda çektirilmesine infaz hâkimi tarafından karar verilebilmesine imkân tanınmaktadır. Maruz kaldığı ağır hastalık veya engellilik durumu, Adli Tıp Kurumunca düzenlenen ya da Adalet Bakanlığınca belirlenen tam teşekküllü hastanelerin sağlık kurullarınca düzenlenip Adli Tıp Kurumunca onaylanan rapor kapsamında tespit edilmektedir.

Doğum yaptığı tarihten itibaren altı ayı geçen ve toplam üç yıl ve daha az süreli hapis cezasına mahkûm olan ya da adli para cezası infaz sürecinde hapis cezasına çevrilen hükümlü kadınların cezasının konutunda çektirilmesine infaz hâkimi tarafından karar verilebilecektir.

Özel infaz usullerinden yararlanan hükümlüler 105/A maddesi kapsamında denetimli serbestlik hükümlerinden yararlanamayacaklardır.

Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde görülmüş olması sebebiyle açık ceza infaz kurumlarında bulunanlar ile kapalı ceza infaz kurumunda bulunup da açık ceza infaz kurumlarına ayrılmaya hak kazanan hükümlüler 31/5/2020 tarihine kadar izinli sayılacaklardır. Salgının devam etmesi hâlinde bu süre Sağlık Bakanlığının önerisi üzerine Adalet Bakanlığı tarafından her defasında iki ayı geçmemek üzere 3 kez uzatılabilecektir. Burada, bu şekilde izne ayrılacak olanlarla ilgili olarak da ayrıca bir spekülatif durum söz konusu. Bu noktada şunu bilmek gerektiği kanaatindeyiz: Açık cezaevinde bulunan bu hükümlüler, zaten her üç ayda bir toplamda yedi gün izin hakkına sahip olan kişilerdir. Dolayısıyla bunlar hiçbir şekilde elektronik kelepçe, karakollara gidip imza atma mecburiyeti gibi birtakım yükümlülüklere tabi değillerdir, serbestçe üç ayda bir yedi gün izne çıkarılmaktadırlar yani bir yıl içerisinde toplam bir ay süreyle izin hakkına sahip olan kişilerdir ve bu izin hakkını kullanan kişilerdir yani bunlar, bu manada, topluma karışan kişilerdir. Bunların izin imkânlarının Covid-19 sebebiyle iki aya çıkarılması söz konusudur bu kapsamda. Dolayısıyla kamuoyunda bunların sanki, bu zamana kadar cezaevinde tutulan, hiçbir şekilde izin uygulamasından, izin imkânından faydalanmayan kişilermiş gibi gösterilmesi de ayrıca haksız değerlendirmelere sebep olmaktadır. Bunun da burada altını çizmek gerektiği kanaatindeyiz.

Yine, Covid-19 salgın hastalığı nedeniyle açık cezaevlerinde bulunan hükümlülerin izinli olarak ayrılması sonrasında devlet ve anayasal düzen aleyhine işlenen suçlar, Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar ve örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar hariç olmak üzere toplam hapis cezası on yıldan az olanlar bir ayını, on yıl ve daha fazla olanlar ise üç ayını kapalı ceza infaz kurumunda geçirmiş olan iyi hâlli hükümlülerden açık ceza infaz kurumlarına ayrılmalarına bir yıl veya daha az süre kalanlar açık ceza infaz kurumunda barındırılacaklardır.

Saymış olduğumuz bu değişikliklerle birlikte 11 ayrı kanunda değişiklik öngören kanun teklifinin spekülasyonlardan ve provokasyonlardan uzak olabilmesi için azami gayret gösterilmiş, millî ve toplumsal hassasiyetler azami ölçüde gözetilmiştir.

Cezaevlerinin mevcut durumu sürdürülebilir değildir. Birçok risk ve birçok tehlikeli senaryodan bahsedebilmek mümkündür. Burada sanki cezaevlerinden bir kısım insan kurtarılacak, geri kalanlar da… Cezaevleri sanki habis bir şekilde virüsün kol gezdiği ve insanların ölüme terk edileceği bir yermiş algısı yaratılmasını da oldukça haksız ve yanlış bulmaktayız. Belki cezaevinden çıkanlar salgın hastalığa yakalanacak ve zarar görecek, belki de bunun tam tersi, cezaevinin seyrelmesi, yoğunluğun azalması sebebiyle cezaevinde kalanlar belki sağlıklı bir şekilde hayatlarına devam edebileceklerdir, bunu bilemeyiz. Bu noktada, sanki cezaevlerinin bu manada bir virüs yuvası gibi gösterilmesi son derece yanlıştır. Burada ihtiyaç olan şey ve acil olan şey, cezaevlerindeki yoğunluğun düşürülmesi ve cezaevindeki temas ihtimalinin azaltılmasıdır. Şu anki siyasi koşullar içerisinde, şu anki durumda, siyasi partilerin bir araya gelerek bütün bu meselelerde bütün talepleri, özellikle CHP’nin ve HDP’nin taleplerini tamamen birlikte, beraber bir şekilde kabul etmesi imkânsızdır. Bu siyasi koşulları görmemek de büyük bir hatadır. Bu şartlar altında bunun kabulünün mümkün olmadığı, ay ile güneş yan yana gelse olmayacak şeylerin üzerinde durup, bunun üzerinde diretip bu görüşmeleri bloke etmek veya akamete uğratmak noktasındaki faaliyetler ancak ve ancak cezaevinde şu an bulunan bütün mahkûm ve tutuklulara zarar vermekten başka bir şeye sebep olmayacaktır; bunu bütün samimiyetimle ifade etmek istiyorum. Bugün, burada geçirdiğimiz her bir saat, fazladan geçirdiğimiz her bir saat mevcut temas ve yoğunluğun had safhada olduğu cezaevleri açısından asıl tehdittir.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) – Niye bu saate bıraktınız?

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Devamla) – Bu noktada, cezaevinden ayrılacaklar veyahut da cezaevinde kalacaklar noktasında bir ayrım yapmak yanlıştır; önemli olan, sağlıklı koşulların temin edilmesidir. (MHP sıralarından alkışlar, CHP ve HDP sıralarından gürültüler)

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) – O zaman siyasileri çıkaralım, öbürleri kalsın.

BAŞKAN – Sessiz olalım değerli arkadaşlar.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Devamla) – Şu an koşullar sağlıklı değildir, acilen tedbir alınması gerekmektedir.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) – İki senedir neredeydiniz?

BAŞKAN – Arkadaşlar, sakin olalım, sessiz olalım.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Devamla) – Küresel ölçekte dünyayı ve ülkemizi etkileyen salgın hastalığın meydana getirmiş olduğu ilave hassasiyetler de göz önüne alındığında Genel Kurul gündemine gelmiş olan infaz paketi yalnızca cezaevinden tahliye olacaklar veya izinli ayrılacaklar açısından değil, cezaevinde kalmaya devam edecekler açısından da son derece önemlidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) – Veballeri boynunuzdadır.

BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Bülbül.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Devamla) – Bu açıdan, kanun teklifinin herhangi bir şekilde siyasi hesaplaşmaya malzeme yapılmadan ivedilikle yasalaşması ülkemiz ve milletimiz açısından hayati önem arz etmektedir.

Son olarak, idrak etmekte olduğumuz Berat Kandili’nin ülkemize, Türk milletine, İslam âlemine ve bütün dünyaya sağlık ve huzur getirmesini temenni ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Buyurun Sayın Özel.

V.- AÇIKLAMALAR (Devam)

42.- Manisa Milletvekili Özgür Özel’in, Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbül’ün görüşülmekte olan 207 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin tümü üzerinde MHP Grubu adına yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Sayın Başkan, konuşmanın sonunda, anlam veremediğimiz bir sataşma oldu. Meselenin önemine ve ciddiyetine binaen birazdan veya yarın -ümit ediyorum- grubumuz adına konuşma yapıldığında da grubumuzun yaklaşımı görülecek. Biz, suçtan hareketle bir infaz yasasının olmayacağını, suçludan hareketle yani suça göre değil, suçluya göre bir adil infaz yasası olması gerektiğini geniş platformlarda hep anlattık. Ancak bu tartışma… Yani biz diyoruz ki: Bir kişi rüşvetten altı yıl almışsa çıkacak ama rüşveti haber yapan gazeteciye majestelerinin bir aklıevvel yargıcı demişse ki: “Sen bunu devletimizi yıpratmak, filanca terör örgütüne destek sağlamak için yaptın.” O içeride üç buçuk sene yatacak. Bu, adalet değil. Gazetecinin içeride tutulmasını savunan, aydınların içeride tutulmasını savunan, hukukçuların, avukatların içeride tutulmasını savunan bir anlayışın Meclis kayıtlarına geçmesi ibretlik olmuştur.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Son sözlerinizi alalım Sayın Özel.

Buyurun.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Biz çıkıp da burada size “Bakın, kimleri salıyorsunuz.” diye kapsama aldığınız suçları ve almadıklarınızı saydığımızda o zaman başka bir ruh hâline bürünürsünüz. Bizim tercih ettiğimiz özenli dile karşı bu saldırgan ve özensiz dili kınadığımızı ifade etmek istiyorum.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – Sayın Başkanım, ben de bir söz istiyorum.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Sayın Bülbül, Sayın Zengin’e söz veriyorum.

ERKAN AKÇAY (Manisa) – Durum tespiti yapıldı burada ya, bir şey yok yani.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Ben de bir hakaret ederim, durum tespiti derim MHP için, olacak şey mi?

ERKAN AKÇAY (Manisa) – Neye hakaret edersin sen! Hakaret olmadı ki.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Hakaret ediyorsunuz.

ERKAN AKÇAY (Manisa) – Nasıl hakaret ediyoruz?

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – İftira atıyorsunuz, iftira; hakaretten de kötü.

BAŞKAN - Değerli arkadaşlarım, lütfen, Sayın Zengin’e söz verdim.

Size sonra vereceğim Sayın Bülbül.

Buyurun.

43.- Tokat Milletvekili Özlem Zengin’in, Manisa Milletvekili Özgür Özel’in yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ve eleştirilerin belli bir dozda ve ciddiyet içerisinde yapılması gerektiğine ilişkin açıklaması

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – Sayın Başkanım, şimdi, uzunca tartışmalarımız olacak ama özenli bir üsluptan bahsetti Sayın Özgür Özel. Özenli üslup şu mudur: Bu ülkenin hâkimlerine, savcılarına “majestelerinin yargısı” mı demektir, “hâkimi, savcısı” mı demektir? Bu nedir yani? (CHP sıralarından “Gerçek” sesi) Neresi gerçek? Neresi gerçek? Ben otuz yıldır avukatım yani. (CHP sıralarından gürültüler)

BAŞKAN – Arkadaşlar, bir sakin olalım; değerli arkadaşlar, herkes bir açıklamasını yapsın.

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – O yüzden, Sayın Başkanım, hakikaten bugün gün içerisinde de vardı, birbirimize eleştirileri yaparken adımızdan, soyadımızdan, tipimizden, yüzümüzden “majeste” “kral” ne kadar meraklısınız yani bu ifadeleri kullanmaya? Bunları bize çocukken öğrettiler, böyle saldırı yapmayalım diye. Biraz lütfen, eleştirilerimizi belli bir dozda ve ciddiyet içerisinde yapalım.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Sayın Bülbül, buyurun.

44.- Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbül’ün, Manisa Milletvekili Özgür Özel’in yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) – Sayın Başkan, ben konuşmamda son derece özenli bir dil kullandığımı düşünüyorum. Bu noktada, siyasi değerlendirmemden alınganlık göstermek başka bir şey ama hakaret ettiğimi ifade etmek veya özensiz bir dil kullandığımı söylemek de ayrıca başka bir şey.

Şimdi, ben bunu kesinlikle kabul etmiyorum, benim dediğim şey aynen şu: Yani mevcut durumda, siyasi bir uzlaşmanın bu manada temin edilmesinin imkânsız olduğu bir ortamda görüşmelerin uzaması ve akamete uğramasının hiç kimseye, özellikle tutuklular ve hükümlüler açısından hizmet etmeyeceği kanaatimizi ifade ettik. Orada ben “CHP” ile “HDP” ismini tekrar ettim, sizlerin özellikle “siyasi suçlular” ifadesiyle ve gazeteciler üzerinden yürüttüğünüz siyasetinizle ve politik tavrınızla alakalı olarak bir değerlendirme yaptım. Bunun dışında, bizim hakaret ettiğimiz ve özensiz bir dil kullandığımız noktasında bizi kınamanızı çok haksız ve yanlış görüyorum. Bu noktadaki tavrınız devam ederse biz sizi kınıyoruz, bunu ifade edeyim.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Peki, bu tartışmaları bitirelim ama artık.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Siz bilirsiniz Başkanım. Tamam, olur Başkanım.

BAŞKAN – Tartışmaları bitirelim. Birer cümleyle söz vereceğim.

Buyurun.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) – Şimdi sataştım mı Allah aşkına? Neresi sataşma bunun?

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Sayın Başkanım, iki sayın mevkidaşımızdan…

BAŞKAN – Buyurun ama gündem de yoğun tabii Sayın Özel.

45.- Manisa Milletvekili Özgür Özel’in, Cumhuriyet Halk Partisinin tavrının adaletten, haktan ve hukuktan yana olduğuna ve Tokat Milletvekili Özlem Zengin’in yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Sayın Başkan…

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – Siz bize sataştınız Sayın Özel. Hem sataşıyorsunuz hem ondan sonra cevap verince…

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Şunu tamamlayayım, şunu tamamlamama izin verin.

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – Ben de cevap istiyorum yani hem sataşılıyor hem cevap veriliyor hem bir daha cevap yani. Ben de cevap istiyorum, ben de cevap istiyorum.

BAŞKAN – Sayın Zengin, Sayın Zengin, ben zaten arzu ettiğiniz zaman söz veriyorum ama bakın, görüşmelerin yürümesi açısından da belli bir zaman dilimi içerisinde kesmemiz lazım bu tartışmaları.

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – Ya, bırakacaktık yarına ama yani anlamı yok ki yarına bırakmanın. Ya, ben iyilik istiyorum, lütfen, bırakalım şu işi artık.

BAŞKAN – Sayın Özel, buyurun siz.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Sayın Başkan, Cumhuriyet Halk Partisinin tavrı adaletten, haktan hukuktan yana bir tavırdır. Biz ilk konuşmamızda da şunu söyledik, “Şu anda içeriden çıkmayı bekleyen kimsenin yakınları ya da kendisi bizden endişe etmesin. Ama olmaması gerektiği hâlde içeriye atılanlar –onları saydım- ve bir an önce çıkması gerekenler de mücadelemizden şüphe etmesin.” bizim çizgimiz bu, daha fazla uzatmayayım.

BAŞKAN – Peki.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Majestelerinin yargıcı hususuna gelince, tutanaklar açık ki çıkar, bir tane majestelerinin yargıcı “Rüşvet alma haberi yaptı diye bir gazeteciye, bu haberle filanca terör örgütüne yardım ederek Hükûmeti yıpratmaya çalıştı.” der ki diyorlar -böyle yüzlerce örnek getiririm yarın buraya- ben o zatı eleştirdim. Bütün bir yargıyı, bütün savcıları, hâkimleri eleştirmedim; hukuktan yana, vicdandan yana karar verenlerin önünde saygıyla eğiliyoruz, sarayın, majestelerinin yargısı gibi davrananların da sonuna kadar karşısındayız. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Sayın Başkan…

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – Sayın Başkanım, bir cevap vermek istiyorum.

BAŞKAN – Bir saniye… Sayın Beştaş’ın bir talebi olmuştu Sayın Zengin.

YUSUF BAŞER (Yozgat) – Cevap versin.

BAŞKAN – Verecek ama bir Grup Başkan Vekili de söz almıştı Sayın Başer.

Buyurun.

46.- Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş’ın, Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbül’ün yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ve ilk günden itibaren coronavirüs salgını sebebiyle cezaevlerinin boşaltılması, uygun adli kontrol ve denetimli serbestlik yöntemleriyle önlem alınmasını söylediklerine ilişkin açıklaması

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Şimdi, bizim de adımız zikredildi, partimizin adı. Öncelikle şunu özen göstererek söyleyeyim: Nasıl bir pişkinlik olduğunu tarif etmem mümkün değil.

ERKAN AKÇAY (Manisa) – Bu, hakaretamiz bir ifadedir.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Bir kere bizim durduğumuz yer, birileri cezaevinde kalmaya, ölümle burun buruna yaşamaya devam etsin değil. İlk günden itibaren, corona salgını sebebiyle cezaevlerinin tümünün boşaltılmasını ve uygun adli kontrol ve denetimli serbestlik yöntemleriyle bazı suç tipleri açısından önlem alınmasını söylemiş bir partinin Grup Başkan Vekiliyim. Bize, şu anda, daha ilk günden “Efendim, bu uzarsa birileri cezaevinde kalmaya devam edecek.” demelerini kesinlikle gerçekleri çarpıtma olarak görüyoruz.

ERKAN AKÇAY (Manisa) – Engellemeye çalışıyorsunuz.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Biz “Birileri cezaevinde kalmaya devam etsin.” demiyoruz, “Hepsi birden çıksın.” diyoruz.

CEMAL ENGİNYURT (Ordu) – Olmaz! Olmaz!

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Çünkü şu anda “Evde kal.” kampanyası ve kendilerini başta koruma yöntemlerine bakılırsa hiç kimsenin evladı üzerinden….

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Beştaş, lütfen.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Hiç kimsenin evladının ölüme gitmesine seyirci kalmamızı beklemesinler. Biz, yaşatma siyasetinin sahibiyiz, biz yaşam siyasetinin sahibiyiz, onlar ise ölüm ve öldürme üzerine bir siyasetin sahibi olarak konuşuyorlar.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Değerli arkadaşlarım, ben bütün Grup Başkan Vekillerimizin son derece ehliyetli ve bilinçli olduklarını en iyi bilen arkadaşlarınızdan bir tanesiyim. Ama bir tartışma başlayınca da artık bir, iki turdan sonra da bitirmenin gerekli olduğuna inanıyorum.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Vereceğim, vereceğim.

Yani sizlerin bu konuşmaları tamamlarken karşılıklı ithamın ötesinde bir tamamlayıcı noktada bulunarak tamamlamanızı rica ediyorum.

(HDP ve MHP sıraları arasında karşılıklı laf atmalar, gürültüler)

BAŞKAN – Arkadaşlar, lütfen… Genel Kurul bu tarafta değerli arkadaşlarım. Değerli arkadaşlarım, Sayın Bülbül’e söz vereceğim, lütfen... Yani bu, Meclisimize yakışan bir…

(HDP ve MHP sıraları arasında karşılıklı laf atmalar, gürültüler)

BAŞKAN – Lütfen, lütfen arkadaşlar… Bakın, Grup Başkan Vekilleri söz alıyor, hepsi partinizi temsil ediyor yani onlara saygı gösterelim. Rica ediyorum…

Sayın Bülbül, buyurun. Ama lütfen, az önce belirttiğim bu çerçeve içerisinde bir toparlayalım artık konuşmayı. Arkadaşlar yani bir yerde bitirelim bunu artık.

47.- Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbül’ün, Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş’ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) – Sayın Başkan, ben o noktada özen göstermeye çalışacağım.

Bir defa, Grup Başkan Vekilinin işte bizim konuşmamızı “pişkinlik” olarak ifade etmesini şiddetle kınıyorum. Asıl hakaretamiz ifade budur. Bu kabul edilebilir bir ifade değildir, aynen kendisine iade ediyorum.

Şimdi, burada konuşurken bizim yaptığımız konuşmalarda “Bu tavır uygun bir tavır değildir ve kimseye hizmet etmez.” demenin böyle bir siyasi analiz yapmanın, bir değerlendirme yapmanın neresi bu şekilde bir kelimeyle muhatap olunacak bir iş? Nasıl bir değerlendirme şekli bu?

Şimdi, biz ölümün yanında olacağız, onlar hayatın yanında olacaklar!

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) – Evet.

ERKAN AKÇAY (Manisa) – Var mı böyle bir şey!

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) – Sizin ağzınızdan “ölüm” hiç düşmüyor.

BAŞKAN – Arkadaşlar, lütfen…

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) – Hayatları boyunca ölümün yanında olanlara, ölüm kusturanlara, bu millete zulmedenlere, bu milletin kanına girenlere karşı…

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) – Kendinizi tarif ediyorsunuz, kendinizi tarif ediyorsunuz.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) – …bir defa kınamamış olanların…

AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) – Her şey kınayınca düzeliyor zaten!

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) – …bunu terör örgütü saymamış olanların “ölümün yanında” olarak bizi ifade ediyor olmasının asla ve asla kabul edilebilir bir yanı yoktur. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Toparlayın Sayın Bülbül.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) – Toparlıyorum, bir saniye…

Bakın, şimdi, cezaevinden çıkacak olanları yandaş, kanun teklifi sahiplerinin yandaşı, içeride kalacak olanları da düşman ilan etmek, asıl kınanması gereken tavır budur.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayın ve bitirelim lütfen Sayın Bülbül.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) – Biz böyle bir değerlendirme içerisinde değiliz. Bunun karşısında, bunun dışında yapılan bütün değerlendirmeleri şiddetle reddediyoruz.

Saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Peki, teşekkür ederim.

Değerli arkadaşlarım, konuşmaların gelinen bu aşamasında ben bir beş dakika birleşime ara vereceğim.

Sayın Grup Başkan Vekillerini odama bekliyorum.

Kapanma Saati: 21.09

BEŞİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 21.26

BAŞKAN: Başkan Vekili Levent GÖK

KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Enez KAPLAN (Tekirdağ)

-----0-----

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 78’inci Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.

207 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin görüşmelerine devam ediyoruz.

VIII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

A) Kanun Teklifleri (Devam)

15.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Denizli Milletvekili Cahit Özkan, Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbül ve Afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkaya ile 57 Milletvekilinin Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2762) ve Adalet Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 207) (Devam)

BAŞKAN - Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

Gündemimizde başka bir konu bulunmadığından, alınan karar gereğince kanun teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla görüşmek için, 8 Nisan 2020 Çarşamba günü saat 14.00’te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.

Kapanma Saati: 21.27



(x) 7/4/2020 tarihli 78’inci Birleşimden itibaren coranavirüs salgını sebebiyle Genel Kurul Salonu’ndaki Başkanlık Divanı üyeleri, milletvekilleri ve görevli personel maske takarak çalışmalara katılmaktadır.

(x) 50 S. Sayılı Basmayazı 31/03/2020 tarihli 75’inci Birleşim Tutanağı’na eklidir.

(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.

(xx) 24 S. Sayılı Basmayazı 31/3/2020 tarihli 75’inci Birleşim tutanağına eklidir.

(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.

(x) 51 S.Sayılı Basmayazı 31/3/2020 tarihli 75’inci Birleşim tutanağına eklidir.

(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.

 (xx) 61 S.Sayılı Basmayazı 31/3/2020 tarihli 75’inci Birleşim tutanağına eklidir.

(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.

(XX) 63 S.Sayılı Basmayazı 31/3/2020 tarihli 75’inci Birleşim tutanağına eklidir.

(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.

(XX) 65 S. Sayılı Basmayazı 31/3/2020 tarihli 75’inci Birleşim Tutanağı’na eklidir.

(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.

 (xx) 77 S.Sayılı Basmayazı 31/3/2020 tarihli 75’inci Birleşim Tutanağı’na eklidir.

(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.

(xx) 78 S.Sayılı Basmayazı 31/3/2020 tarihli 75’inci Birleşim Tutanağı’na eklidir.

(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.

(xx) 80 S. Sayılı Basmayazı 31/3/2020 tarihli 75’inci Birleşim Tutanağı’na eklidir.

(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.

(x) 81 S. Sayılı Basmayazı 31/3/2020 tarihli 75’inci Birleşim Tutanağı’na eklidir.

(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.

(x) 85 S. Sayılı Basmayazı 1/4/2020 tarihli 76’ncı Birleşim Tutanağı’na eklidir.

(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.

(x) 107 S.Sayılı Basmayazı 1/4/2020 tarihli 76’ncı Birleşim Tutanağı’na eklidir.

(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.

(xx) 115 S. Sayılı Basmayazı 1/4/2020 tarihli 76’ncı Birleşim Tutanağı’na eklidir.

(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.

(xx) 122 S. Sayılı Basmayazı 1/4/2020 tarihli 76’ncı Birleşim Tutanağı’na eklidir.

 

(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.

(x) 207 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.