TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

                                                                           TUTANAK DERGİSİ

 

                                                                                            1’inci Birleşim

                                                                                    1 Ekim 2018 Pazartesi

 

(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu Tutanak Dergisi’nde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)

 

 

                                                                                          İÇİNDEKİLER

 

 

 

 

I.- GELEN KÂĞITLAR

II.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI

1.- TBMM Başkanı Binali Yıldırım'ın, 27’nci Dönem İkinci Yasama Yılının milletimiz, ülkemiz ve gönül coğrafyamızda yaşayan bütün kardeşlerimiz için hayırlı olmasını dilediğine ilişkin konuşması

III.- SÖYLEVLER

1.-            Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, 27’nci Dönem İkinci Yasama Yılı açış konuşması

IV.- ANT İÇME

1.- Milletvekillerinin ant içmesi

V.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın, Eski TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ın Genel Kurul locasına girişine ve kendisine tahsis edilen araçla ilgili iddialara ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Mustafa Şentop’un cevabı (7/1)

2.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, 2017 ve 2018 yıllarında meydana gelen akaryakıt kaçakçılığına ilişkin Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'dan sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in cevabı (7/27)

3.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, uyuşturucu ile mücadele kapsamında metruk binaların onarımı yahut yıkımına dair yapılacak çalışmalara ilişkin Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'dan sorusu ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun cevabı (7/30)

4.- İzmir Milletvekili Mahir Polat'ın, İzmir Çukuralan'da bulunan altın madeni sahasının genişletilmesine yönelik ÇED raporuna ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un cevabı (7/44)

5.- Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunç'un, Kahramanmaraş'ta Aksu Çayı'na kimyasal atık bırakan fabrikalara ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un cevabı (7/45)

6.- Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunç'un, Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi'nce işletilen otoparkı su basması nedeniyle zarar gören araçlara ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un cevabı (7/47)

7.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, ad ve soyad düzeltme ve değiştirme işlemlerine ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun cevabı (7/53)

8.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, 2016 ve 2017 yıllarında meydana gelen kaçak kazıların artışına yönelik alınacak önlemlere ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un cevabı (7/54)

9.- Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya'nın, özel yetenek sahibi kişilerin eğitimine yönelik çalışmalara ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un cevabı (7/55)

10.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, kamuda bulunan öğretmen açığı, ataması planlanan öğretmen sayısı ve ücretli öğretmenlik uygulamasının son bulması için yapılan çalışmalara,

Atama bekleyen öğretmenler ile 2018 yılında mezun olacağı öngörülen öğretmen adaylarının sayısı ve durumuna,

İlişkin soruları ve Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un cevabı (7/56), (7/57)

11.- Ankara Milletvekili Gamze Taşcıer'in, internet üzerinden yasa dışı olarak satışı yapılan bazı gıda takviyeleri ve çeşitli ürünlere ilişkin sorusu ve Tarım ve Orman Bakanı Ahmet Bekir Pakdemirli’nin cevabı (7/63)

12.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Niğde'de ve diğer illerde bulunan baz istasyonlarına ilişkin sorusu ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan’ın cevabı (7/66)

13.- Edirne Milletvekili Erdin Bircan'ın, Keşan-Enez karayolu yapım çalışmasına ilişkin sorusu ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan’ın cevabı (7/67)

14.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, TCDD tarafından son 15 yılda kapatılan istasyon ve lojmanlar ile iptal edilen kadrolara ilişkin sorusu ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan’ın cevabı (7/68)

15.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan ancak kadro verilmeyen taşeron şoförlere ilişkin sorusu ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan’ın cevabı (7/69)

16.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, demiryollarında meydana gelen kazalar ve TCDD'ye ilişkin sorusu ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan’ın cevabı (7/70)

 

17.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, makinistlerin ve diğer demiryolu çalışanlarının mesai ücretleri ve statülerine,

TCDD'de çalışan üniversite mezunu işçi ve memur dağılımı ile terfilerine,

İlişkin soruları ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan’ın cevabı (7/71), (7/73)

18.- Ankara Milletvekili Murat Emir'in, AB'nin dördüncü koridor demiryolu projesi kapsamında Türkiye'ye tahsis ettiği iddia edilen hibenin kullanımına ilişkin sorusu ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan’ın cevabı (7/72)

19.- Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer'in, 8 Temmuz 2018 tarihinde Çorlu'da meydana gelen tren kazasına ilişkin sorusu ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan’ın cevabı (7/74)

20.- İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu'nun, Çorlu'da meydana gelen tren kazasını önleyebilecek bakım ve onarım işine ödenek ayrılmadığı iddiasına ilişkin sorusu ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan’ın cevabı  (7/75)

21.- Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran'ın, Batman-Siirt karayolunun asfaltlanması talebine ilişkin sorusu ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan’ın cevabı (7/76)

22.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun, Türkiye'nin internet özgürlüğü bakımından ülkeler arasında 2018 yılındaki yerine ilişkin Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'dan sorusu ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan’ın cevabı (7/84)

23.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun, Türkiye'nin demokrasi endeksinde ülkeler arasında 2018 yılındaki sırasına ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın cevabı (7/86)

24.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Eti Maden İşletmesi Genel Müdürlük binası için ödenen kira tutarı ile yeni hizmet binasının kullanıma gireceği tarihe ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in cevabı (7/100)

25.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, yardım toplama yetkisi verilen ve kamu yararına çalışan derneklere ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun cevabı (7/101)

26.- Adana Milletvekili Ayhan Barut'un, 2002-2018 yılları arasında Adana için yatırım programına alınan projelere ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in cevabı (7/124)

27.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, EÜAŞ'ın Afşin- Elbistan havzası ve Konya- Karapınar sahasında yapmayı planladığı enerji projelerinden önce kültür varlıklarını korumak adına yapılması öngörülen çalışmalara ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in cevabı (7/125)

28.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, EÜAŞ'ın alım ihalelerinde saptandığı öngörülen ve makul olmadığı iddia edilen yaklaşık maliyet ile gerçekleşen ihale fiyatı verilerine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in cevabı (7/126)

29.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, enerji sektöründe üretim tesislerinde yer alan teçhizatta yerli imalatın payının artırılmasına yönelik çalışmalara ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in cevabı (7/127)

 

 

30.- Antalya Milletvekili Aydın Özer'in, ihraç edilen, açığa alınan ve göreve iade edilen personel sayısına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in cevabı (7/128)

31.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, evlerde kullanılan içme sularına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın cevabı (7/158)

32.- Antalya Milletvekili Aydın Özer'in, 15 Temmuz 2016 tarihinden itibaren Bakanlık bünyesinde ihraç edilen, açığa alınan ve göreve iade edilen personel sayılarına ilişkin sorusu ve Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ın cevabı (7/182)

33.- Antalya Milletvekili Aydın Özer'in, ihraç edilen, açığa alınan ve göreve iade edilen personel sayısına ilişkin sorusu ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan’ın cevabı (7/183)

34.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, minibüslere verilen D4 belgesinin alınması için aranan yaş koşulunun düşürülmesi neticesinde oluşan mağduriyetlerin giderilmesine yönelik çalışmalara ilişkin sorusu ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan’ın cevabı (7/184)

35.- İstanbul Milletvekili Yunus Emre'nin, balık çiftliklerinin çevreye etkilerine ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un cevabı (7/204)

36.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, ambalaj atıkları kontrol yönetmeliği çerçevesindeki uygulamalara ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un cevabı (7/205)

37.- Kütahya Milletvekili Ali Fazıl Kasap'ın, Kütahya ili ve ilçelerine yönelik olarak hazırlanan projelere ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in cevabı (7/208)

38.- Kütahya Milletvekili Ali Fazıl Kasap'ın, Kütahya ili ve ilçelerine yönelik olarak hazırlanan projelere ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un cevabı (7/216)

39.-                     Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, yurtdışında öğrenim gören öğrencilere,

Eğitim sisteminde yabancı dil öğretimine,

Okullardaki spor tesislerine,

İlişkin soruları ve Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un cevabı (7/217), (7/219), (7/220)

40.- Kütahya Milletvekili Ali Fazıl Kasap'ın, Kütahya ili ve ilçelerine yönelik olarak hazırlanan projelere ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un cevabı (7/221)

41.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Niğde'den geçmesi düşünülen yüksek hızlı tren projesine ilişkin sorusu ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan’ın cevabı (7/232)

42.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Niğde'ye yapılması düşünülen havaalanına ilişkin sorusu ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan’ın cevabı (7/233)

43.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Niğde'ye yapılması düşünülen OSB'ye ilişkin sorusu ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan’ın cevabı (7/234)

 

 

 

44.- Tokat Milletvekili Kadim Durmaz'ın, Tokat Niksar-Akkuş, Akkuş-Ünye yolu projesinin son durumuna,

Çamlıbel Tüneli ihalesinin ne zaman yapılacağına,

Tokat merkezde kuzey çevre yolu yapımına yönelik bir planlama yapılıp yapılmadığına,

Tokat Reşadiye ilçesinden geçen D 100 karayoluna kavşak veya alt geçit yapılması talebine,

Tokat'ın Almus ilçesinde Tufantepe köprüsü yapımına yönelik etüt ve proje çalışmalarına,

Tokat'ın Artova, Sulusaray ve Yeşilyurt ilçelerinin girişlerine kavşak, alt veya üst geçit yapılmasına yönelik bir çalışma yapılıp yapılmadığına,

Tokat Zile-Artova yolunun karayolu ağına alınmasına yönelik bir çalışma yapılıp yapılmadığına,

Tokat'ın Turhal ilçesine çevre yolu yapılmasına yönelik bir çalışma yapılıp yapılmadığına,

İlişkin soruları ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan’ın cevabı (7/235), (7/236), (7/237), (7/238), (7/239), (7/240), (7/241), (7/242)

45.- Kütahya Milletvekili Ali Fazıl Kasap'ın, Kütahya ili ve ilçelerine yönelik olarak hazırlanan projelere ilişkin sorusu ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan’ın cevabı (7/243)

46.- Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu'nun, PTT'nin mobil araç uygulamasına ilişkin sorusu ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan’ın cevabı (7/244)

47.- Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu'nun, Bursa-Ankara Yüksek Hızlı Tren projesinin ne zaman tamamlanacağına ilişkin sorusu ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan’ın cevabı (7/245)

48.- Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunç'un, Kahramanmaraş Dulkadiroğlu Belediyesi'nin ilan ettiği toplu konut kooperatifi konutlarına ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un cevabı (7/264)

49.- Kahramanmaraş Milletvekili Sefer Aycan'ın, Afşin Elbistan Termik Santrali'nin işletme hakkının devredileceği iddialarına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in cevabı (7/265)

50.- Van Milletvekili Bedia Özgökçe Ertan'ın, Van'ın Çaldıran ilçesine kurulması planlanan jeotermal enerji santraline ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in cevabı (7/266)

51.- Mardin Milletvekili Pero Dundar'ın, Mardin'de 18 Mart 2018 tarihinden itibaren yaşanan elektrik kesintilerine ve çiftçilerin mağduriyetinin giderilmesine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in cevabı (7/267)

52.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, verem savaş dispanserlerine ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın cevabı (7/287)

53.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, kalite çevre belgesi ve sertifikası olan imalatçı firmalara ilişkin sorusu ve Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ın cevabı (7/302)

54.- Şırnak Milletvekili Hüseyin Kaçmaz'ın, Cizre-Silopi karayolunun yapımına ilişkin sorusu ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan’ın cevabı  (7/307)

55.- Ankara Milletvekili Murat Emir'in, kamuya açıklanmayan bilgilerin kullanılmasıyla haksız kazanç elde edilen sermaye piyasası işlemleriyle ilgili son on yılda açılan davalara ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün cevabı (7/325)

56.- Şırnak Milletvekili Nuran İmir'in, Dicle Nehri'nde yaşamını yitiren çocuklara ve güvenlik önlemlerine ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un cevabı (7/343)

57.- Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır'ın, Mersin'in Anamur ilçesinde kurulması planlanan balık çiftliklerine ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un cevabı (7/344)

58.- Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş'ın, Botan Vadisi'nde yapımı planlanan barajların akıbetine ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un cevabı (7/345)

59.- Van Milletvekili Bedia Özgökçe Ertan'ın, Van Gölü kıyısındaki sazlık alanın plaja dahil edildiği iddiasına ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un cevabı (7/346)

60.- İstanbul Milletvekili Arzu Erdem'in, elektrik, su ve doğalgaz aboneliği bedellerine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in cevabı (7/350)

61.- Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demir'in, SGK'nın Sayıştay denetimine tabi olduğuna dair hükmün mevzuattan çıkarılmasına ve kurumun denetimine ilişkin sorusu ve Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın cevabı (7/352)

62.- Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş'ın, Siirt'te korucuların kulübesine yapılan bir saldırı hakkındaki bazı iddialara ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun cevabı (7/356)

63.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın, Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi başmüdürünün görevini aksattığına yönelik iddialara ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun cevabı (7/357)

64.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun, Nevşehir Acıgöl Belediyesi çalışanlarının sokak köpeklerini öldürdüğü iddiasına ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun cevabı (7/359)

65.- Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun, yakınlarının yargılamaları nedeniyle pasaport alamayan kişilerin mağduriyetlerinin giderilmesine yönelik düzenlemelere ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun cevabı (7/360)

66.- Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin'in, 703 sayılı KHK ile Devlet Tiyatroları ile Devlet Opera ve Balesi'nin yapı ve işleyişinde meydana getirilen değişikliklere ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un cevabı (7/366)

67.- İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ'ın, Çorlu'da meydana gelen tren kazasına ilişkin sorusu ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan’ın cevabı (7/399)

68.- Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun'un, Çorlu'da 24 vatandaşın hayatını kaybettiği tren kazasına ve TCDD bünyesindeki yeniden yapılanmaya ilişkin sorusu ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan’ın cevabı (7/400)

69.- Adana Milletvekili Ayhan Barut'un, Adana ilinin yatırım programı ve metro projesine ilişkin sorusu ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan’ın cevabı (7/401)

70.- Gaziantep Milletvekili İrfan Kaplan'ın, Gaziantep-Nurdağı karayolundaki problemlere ve yapılması öngörülen duble yolun durumuna ilişkin sorusu ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan’ın cevabı (7/403)

71.- Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş'ın, Siirt Havaalanına ilişkin sorusu ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan’ın cevabı (7/404)

72.- Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş'ın, Siirt ve ilçelerinin karayolu sorununun çözümüne ilişkin sorusu ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan’ın cevabı (7/405)

1 Ekim 2018 Pazartesi

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 14.00

BAŞKAN: Binali YILDIRIM

KÂTİP ÜYELER : Fatma KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli), Rümeysa KADAK (İstanbul)

----0-----

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri…

(Teknik arıza nedeniyle mikrofon açılamadı)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri… (“Mikrofon kapalı, duyulmuyor.” sesleri)

Ses geliyor mu? (“Evet” sesleri)

Sayın milletvekilleri, kimse, Türkiye Büyük Millet Meclisinin sesini kısamaz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

VELİ AĞBABA (Malatya) – Meclis mi kaldı, sesi mi kaldı!

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 27’nci Yasama Döneminin İkinci Yasama Yılının 1'inci Birleşimini açıyorum.

Toplantı yeter sayısı vardır, şimdi gündeme geçiyoruz.

II.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI

1.- TBMM Başkanı Binali Yıldırım'ın, 27’nci Dönem İkinci Yasama Yılının milletimiz, ülkemiz ve gönül coğrafyamızda yaşayan bütün kardeşlerimiz için hayırlı olmasını dilediğine ilişkin konuşması

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, millî iradenin temsilcileri olan bizler, bu yüce çatı altında yeni yasama dönemine başlamış bulunuyoruz. Yeni yasama dönemimizin hayırlı uğurlu olmasını diliyor, hepinizi sevgi ve muhabbetle selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Yeni yasama yılında yapacağımız çalışmaların, alacağımız kararların, çıkaracağımız kanunların milletimiz, ülkemiz ve gönül coğrafyamızda yaşayan bütün kardeşlerimiz için hayırlı olmasını Mevla’mdan niyaz ediyorum.

24 Haziran seçimlerinin ardından iradesi yenilenen Türkiye Büyük Millet Meclisinin doksan sekiz yıl önceki kararlılıkla, heyecanla, inançla ve idealle çalışacağına yürekten inanıyorum. Necip milletimizin birliğinin, kardeşliğinin, dayanışmasının somut bir ifadesi olan Türkiye Büyük Millet Meclisi her zaman çare kapısı olmuştur. Meclisimizde milletin fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür vekilleri görev yapmaktadır. Demokrasinin kalbinin attığı bu çatı altında bütün meseleler konuşulacaktır. Burada sadece sorunlar değil, aynı zamanda, çözüm yolları da konuşulacaktır.

Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi, Meşrutiyet’ten günümüze kadar 142 yıllık bir geleneğe sahiptir. İstiklal Savaşı’nı bizatihi yöneterek gazilik unvanı alan yüce Meclis, aynı zamanda, Türkiye Cumhuriyeti’nin de kurucusudur. 20’nci yüzyılın ilk çeyreği, Türk milletinin en zorlu yılları olmuştur. Ecdadımız, büyük bir alev deryasını andıran o yıllarda, 1912 yılından 1922 yılına kadar on yıl boyunca ayakta kalma mücadelesi vermiştir. Ecdadımız hiçbir zaman yorgunluğu, yokluğu bahane etmemiştir. İşgal ve istila girişimine karşı bütün dünyaya kafa tutup Türk milletini yeniden tarihin öznesi yapmıştır. Kahraman Meclisimiz, İstiklal Savaşı’mızın en zor günlerinde yerinde, isabetli kararlar almıştır. Polatlı’dan atılan top güllelerinin sesi Ankara’da yankılanırken bu Meclis, milletin istiklalini, istikbalini konuşuyordu. Merhum Mehmet Akif “Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak/ Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak” dizeleriyle başlayan İstiklal Marşı’mızı yazdığında bu yüce Meclisin üyesiydi.

“Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.” şiarından hiçbir şekilde uzaklaşmayan Türkiye Büyük Millet Meclisi, zaman zaman darbe, darbe girişimi, muhtıra gibi saldırılara maruz kalmıştır. Meclisi hedef alan, millî iradeyi gasbeden bu saldırıların en alçağı 15 Temmuzda olmuştur. Ülkeyi kaosa sürükleyen, vatanımızı işgal ettirmek isteyen FETÖ’cü hainler o gün akşam saatlerinde tanklar, helikopterler, uçaklar ve ağır silahlarla harekete geçtiler. Devletimizin kurumlarına sinsice sızan bu hainlerin saldırıları karşısında Gazi Meclisimiz o gece dimdik ayakta durmuştur. Üzerinden süpersonik patlamalar çıkararak geçen uçaklar attıkları bombalarla aziz milletimizin temsilcilerini hedef alırken, Genel Kurulda bulunan milletvekillerimiz büyük bir feraset ve cesaretle aziz milletin egemenliğinin sesini o gece yükseltmişlerdir. O gece devletimiz tek vücut olmuş, darbeye karşı koymuştur.

Aziz milletimiz başta olmak üzere Sayın Cumhurbaşkanımız, Türkiye Büyük Millet Meclisi, Hükûmetimiz, vatanını, milletini, bayrağını seven herkes ülkemize ve istiklaline sahip çıkmıştır. O gece hainlerin sıktıkları kurşunlarla 251 kardeşimiz şehit olmuştur, binlerce kardeşimiz yaralanmıştır, gazi olmuştur. Bütün şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum, ruhları şad olsun, mekânları cennet olsun. Gazi kardeşlerimize de hayırlı, uzun ömürler niyaz ediyorum.

Sayın milletvekilleri, Meclisimiz, devletimizin ve milletimizin en zor yıllarında vazife yapmış olmanın inanç ve güveniyle demokrasimize sahip çıkmaya devam edecektir. Bizler gücümüzü milletten alıyoruz. Milletimize, devletimize, demokrasimize yönelen her saldırı, bundan sonra da karşısında bu yüce Meclisi bulacaktır. Çünkü bizler devletimizin varlığı, bağımsızlığı, milletin bölünmez bütünlüğü için çalışacağımıza bu çatı altında namusumuz ve şerefimiz üzerine yemin ettik. Zaman zaman tartışırız, uzlaşamadığımız konular da mutlaka olacaktır, esas olan, müzakere edip görüşleri ortaya koymak ve sonunda doğruyu bulmaktır; bunlar çoğulcu demokrasinin gereğidir. Ancak millî meselelerimizde asla ihtilafa düşemeyiz.

En son kur üzerinden ülkemiz ekonomisine yöneltilen dış kaynaklı saldırıda bu Gazi Meclis bir kez daha millî duruşunu ortaya koymuştur. Karar alana kadar her şeyi konuşuruz, farklı fikirleri müzakere edelim ancak karar aldıktan sonra bir bileğe bağlı parmaklar gibi tek yumruk olalım. İnşallah, üstte gök çökmedikçe, altta yer yarılmadıkça hürriyetimizin, bağımsızlığımızın sembolü al bayrağımız göklerde dalgalanmaya devam edecek, aziz Türk milleti hep payidar olacaktır. (AK PARTİ, MHP ve İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

Sayın milletvekilleri, aziz milletimiz bu çatı altında yaptığımız faaliyetleri büyük bir dikkatle takip etmektedir. Burada yapacağımız çalışmalar Türkiye’nin istikbalini temin edecek öneme sahiptir. Güçlünün hukukunun üstünlüğünün gittikçe yaygınlaştığı eşitsiz bir dünya düzeni görüyoruz. Türkiye, bu düzene itiraz edip mazlumların, masumların haklarını savunmaya devam ediyor çünkü biz, dünyaya söylenecek sözü olan bir milletin evlatlarıyız. Bizler burada çalışırken sınırlarımız içinde ve dışında umudunu bizlere bağlamış gönül coğrafyamızın milyonlarca insanını göz ardı edemeyiz.

Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi, istiklalimizi temin etmek için çalışmalara başladığı günden itibaren çok dinamik bir çalışma yöntemi benimsemiştir. Birinci Dönem, 23 Nisan 1920’de başlamış, 27 Mayıs 1960 darbesinin yaptırıldığı tarihe kadar on bir ayrı dönemde çalışmalarını gerçekleştirmiştir. Silahlı Kuvvetler içindeki bir yapılanma tarafından gerçekleştirilen 27 Mayıs 1960 darbesiyle çalışmalar kesintiye uğramıştır. 15 Ekim 1961’de yapılan seçimlerin ardından Meclis çalışmaları yeniden başlamış ancak bu tarihten itibaren Türkiye Büyük Millet Meclisi, “Millet Meclisi” adını alarak çalışmalarını sürdürmüştür. Millet Meclisi, 25 Ekim 1961’de başlayan çalışmalarını aralıksız 12 Eylül 1980’e kadar devam ettirmiştir. Bu dönemde Millet Meclisiyle Cumhuriyet Senatosu aynı binada çalışmış, bazı birleşimleri de birlikte yapmıştır. 6 Kasım 1983 yılında yapılan seçimlerle yeniden teşekkül eden Türkiye Büyük Millet Meclisi zaman zaman müdahale girişimleri olsa da bugüne kadar görevini kesintisiz sürdürmüştür.

23 Nisan 1920 tarihinden bugüne kadar doksan sekiz yılda geçen sürede Genel Kurulumuz tam 10.986 birleşim gerçekleştirmiştir. Aynı sürede ihtisas komisyonları yasama görevlerini, araştırma soruşturma komisyonlarımız denetim görevlerini, uluslararası komisyonlarımız da dostluk gruplarımızla birlikte parlamenter demokrasi ve temsil görevini yerine getirmişlerdir.

Değerli milletvekilleri, bildiğiniz gibi Türkiye Büyük Millet Meclisinin hazırladığı ilk Anayasa, 1921 Anayasası’dır, daha sonra 1924, 1961, 1982 Anayasaları hazırlanmış ve yürürlüğe girmiştir. Bu Anayasalarda zaman zaman değişiklik yapma ihtiyacı olmuştur. 1982 Anayasası’nda yapılan son ve köklü değişiklik, 16 Nisan 2017’de halkın onayına sunulmuş ve kabul edilmiştir. Anayasa’mızın değiştirilen hükümlerini yürürlüğe koymak ve millî iradeyi yenilemek amacıyla 24 Haziranda yapılan seçimlerle Türkiye yeni bir sisteme geçmiştir. Yeni sistemin adı cumhurbaşkanlığı hükûmet  sistemidir. Yeni sistemin ilk Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Yeni sistemin ilk milletvekilleri de bizler olarak, Türkiye Büyük Millet Meclisinde sistemin ruhuna uygun olarak yasama, denetim odaklı çalışmalarımızı sürdüreceğiz.

Yeni dönemde yasama ve yürütme organlarının uyumlu çalışması, içeride ve dışarıda karşılaşacağımız sıkıntıların çözümünü kolaylaştırmada bize yardımcı olacaktır. İbn-i Haldun’un dediği gibi, “Coğrafya, kaderdir.” Biz de zor bir coğrafyada yaşıyoruz. Zaman zaman jeopolitik, jeostratejik kaynaklı sorunlarla karşılaşıyor ve yüzleşmek mecburiyetinde bulunuyoruz.

Son zamanlarda ekonomimizde ağırlıklı olarak küresel kaynaklı bazı sıkıntıların yaşandığını biliyoruz. Ülkemiz, benzeri sıkıntılarla geçmişte de karşılaşmış ve başarıyla üstesinden gelmeyi bilmiştir. Bu sefer de millî dayanışmayla kısa sürede bu ve benzer sorunların üstesinden geleceğimize inanıyorum. Yüce Meclisimiz de bu konuda üzerine düşen görevi en iyi şekilde ifa edecek, milletimizin hak ve menfaatleri doğrultusunda yürütmenin ihtiyaç duyduğu konularda desteğini sürdürecektir.

Bu arada, aziz milletimizin seçilmiş milletvekilleri olarak ülkemizi en iyi şekilde temsil etme görevimizi de sürdüreceğiz. Türkiye’nin çıkarlarını korumak, görüşlerini anlatmak için uluslararası her platformu en etkin şekilde değerlendireceğiz. Avrupa Parlamentosu başta olmak üzere uluslararası kuruluşlar nezdinde ülkemizin itibarını korumak, bizlerin asli görevleri arasında olacaktır. Bu çerçevede, 8-11 Ekimde Antalya’da önemli bir toplantıya ev sahipliği yapıyoruz. Başkanlığını üstlendiğimiz bu toplantıda, Avrasya ülkelerinin parlamento başkanları ile bölgesel ve uluslararası kuruluşların katıldığı önemli bu çok taraflı toplantıda bölge sorunlarını, küresel sorunları ele alacağız. 26 meclis başkanı meclis başkan yardımcıları ve diğerleri olmak üzere 40’tan fazla ülke, 600 civarında katılımcı bu toplantıda olacaktır.

Değerli milletvekilleri, millî iradenin en yüksek düzeyde temsil edildiği bu yasama Meclisinde milletvekili sayımız 600 olmuştur; 4 arkadaşımızın icrada görev alması dolayısıyla ayrılması sonucu bu sayı 596’ya inmiş, 104 kadın milletvekili bu yasama Meclisinde görev almıştır. Bu, şu anlama gelmektedir: 27’nci Dönem yasama Meclisinde kadın temsili, kadın milletvekillerimizin oranı yüzde 25 artmıştır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Gelecekte Türkiye Büyük Millet Meclisinde görev yapan kadın milletvekillerinin seçmen sayısıyla mütenasip olarak artacağına yürekten inanıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

HÜDA KAYA (İstanbul) – Leyla Güven eksik, 1 kişi eksik.

BAŞKAN – Bu arada, milletvekili sayımızın artması sebebiyle hem Genel Kurul salonumuzda hem Halkla İlişkiler Binamızda gerekli düzenleme çalışmaları ihtiyacı doğmuştur. Bu sebeple, 24 Haziran seçimlerinden sonra başlatılan çalışmalar bir yaz boyunca devam etmiş, komisyon salonları ve milletvekili çalışma odalarındaki ihtiyaçlar yasama yılı başlangıcından önce tamamlanmıştır. Yeni sistemin ruhuna uygun bir şekilde Meclisin güçlendirilmesi ve bunun yolunun da güçlü milletvekili profilinden geçeceği gerçeğinden hareketle gerçek anlamda kanun yapımının milletvekillerinin teklifleriyle olacağı aşikârdır. Bu bakımdan gayet tabiidir ki milletvekillerimizin verecekleri tekliflerin eksiksiz, muntazam bir şekilde hazırlanması konusunda Meclis Başkanlığı olarak yasama altyapımızı güçlendirmiş bulunuyoruz.

Sayın milletvekilleri, 27’nci Dönemde yapacak çok işimiz var. Yeni Anayasa’mız, parti gruplarına ve milletvekillerine daha fazla sorumluluk veriyor. Artık Hükûmetten bütçe kanunu dışında kanun tasarısı gelmeyecek. Kanun teklifleri burada, bu yüce çatı altında hazırlanacak. Kanun tekliflerinin hazırlanıp Genel Kurula gelmesi sürecinde parti gruplarımıza ve komisyonlarımıza, şüphesiz, çok büyük işler düşmektedir. Verilecek teklifler konusunda ayrıntılı hazırlık çalışmaları gerekecek.

Bu düşüncelerle Türkiye Büyük Millet Meclisinin ilk Başkanı ve ilk Cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, devletimiz ve milletimiz için hizmet eden, beka âlemine göç eden bütün devlet büyüklerine Allah’tan rahmet diliyorum, hayatta olan büyüklerimize hürmet ve muhabbetlerimi sunuyorum. Millî varlığımızı tehdit eden bölücü terör örgütlerine karşı mücadele ederken şehit olan asker, polis, jandarma, geçici güvenlik görevlisi ve bütün şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyor, kahraman gazilerimize sağlıklı uzun ömürler temenni ediyorum. Etkin ve verimli bir yasama yılı geçireceğimize olan inancımı bir kez daha ifade ediyorum. Bu mübarek çatı altında yaptığımız çalışmaların hayırlara vesile olmasını diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)

Sayın milletvekilleri, yeni yasama yılının açılış konuşmasını yapmak üzere Sayın Cumhurbaşkanımız, şu anda Genel Kurul salonunu teşrif etmektedir. (AK PARTİ sıralarından ayakta alkışlar, MHP sıralarından alkışlar) Kendilerine hoş geldiniz diyor ve şimdi sizleri İstiklal Marşı’na davet ediyorum.

(İstiklal Marşı)

BAŞKAN – Sayın Cumhurbaşkanımızı konuşmalarını yapmak üzere kürsüye davet ediyorum.

Buyurun Sayın Cumhurbaşkanım. (AK PARTİ sıralarından ayakta alkışlar)

III.- SÖYLEVLER

1.-            Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, 27’nci Dönem İkinci Yasama Yılı açış konuşması

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Büyük Millet Meclisinin 27’nci Dönem İkinci Yasama Yılının açılışında sizleri en kalbî duygularımla selamlıyorum.

23 Nisan 1920’den bugüne Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında görev yapmış tüm milletvekillerimizi saygıyla yâd ediyorum.

Meclisimizin ilk başkanı, Kurtuluş Savaşı’mızın başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinden ahirete irtihal edenleri rahmetle anıyorum.

Bin yıldır bu coğrafyada milletimizin bekası uğruna gözlerini kırpmadan hayatlarını feda eden tüm şehitlerimize, gazilerimizden dârıbekaya irtihal etmiş olanlara da Yüce Mevla’dan rahmet diliyorum.

Son dönemde terörle mücadelede ve 15 Temmuzda verdiğimiz şehitlerimizin yakınları ile gazilerimizi buradan ayrıca selamlıyorum.

Sınırlarımızın içinde ve dışında tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet ülküsü için kahramanca mücadele eden yiğitlerimizin her birine ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum.

İki defa gazilik unvanıyla şereflenen yüce Meclisimize ve siz değerli milletvekillerimize yeni yasama yılında hayırlı ve başarılı çalışmalar temenni ediyorum.

Değerli milletvekilleri, Türkiye, 16 Nisanda tarihî bir halk oylamasına, 24 Haziranda da yine tarihî bir Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimine şahit oldu. 16 Nisan halk oylaması, yönetim sistemimizi değiştirdiğimiz bir büyük reformun, bir büyük devrimin adıdır. Bu çapta bir dönüşümü, pek çok ülke ve halk, ancak çok büyük çalkantılar yaşayarak ve çok büyük bedeller ödeyerek tamamlayabilmiştir. Biz ise, Türkiye olarak, Türk milleti olarak, demokrasinin kuralları içinde bu önemli değişimi suhuletle gerçekleştirmeyi başardık. Siyaset mühendisliği hesaplarının ürünü olarak değil, tamamen tarihimizin kendi tabii akışı içinde, halkımızın talebi ve rızasıyla gelişen bir sürecin aşamalarını hep birlikte yaşadık.

Esasen, ülkemizde yönetim reformu çabalarının iki yüz yıla yaklaşan bir geçmişi vardır. Osmanlı döneminde Tanzimat’tan Islahat’a pek çok deneme yapılmıştır. İstiklal Harbi'mizin ardından tercihimizi cumhuriyetten yana yaptıktan sonra da bu arayış devam etmiştir. Önce tek partili, ardından çok partili rejimleri denedik. Maalesef, ne yaparsak yapalım darbelere, vesayetlere, krizlere engel olamadık. Bu arayışlar son dönemde de sürmüştür. Özellikte 2007 yılında yaşanan Cumhurbaşkanlığı seçimi krizi, artık yeni bir reformu, yeni bir değişimi kaçınılmaz hâle getirmiştir. Bu krizi aşmak için başlatılan çalışmaların kapısı, yeni bir yönetim sistemine açılmıştır. Milletimiz, 2007 yılından beri adım adım ilerleyen bu sürecin her aşamasında sağduyuyla ve ferasetle hareket etmiştir. Bu kritik dönemde ülkemizi raydan çıkarmak, kaosa sürüklemek, içeride ve dışarıda başarısızlığa uğratmak isteyenlere, hamdolsun, fırsat vermedik. Geçmişten beri sıkça kurulan ve her seferinde Türkiye'nin tökezlemesine sebep olan tuzaklar, bu defa işe yaramadı. Milletimizin birlik ve beraberliğine sahip çıkmasıyla, devletimizin tüm erklerinin sergilediği dayanışmayla, tüm engelleri aşarak bugünlere geldik.

Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak için yapılan her hamle, ülke olarak yaptığımız daha büyük atılımlarla karşılık buldu. Her hâl ve şart altında çareyi milletimizde, demokrasimizde, millî iradenin üstünlüğünde aradık. Ülkemizi vesayet bataklığına itmek istediler, çözümü milletimize gitmekte bulduk. Uluslararası alanda ülkemizi kuşatmaya çalıştılar, gücümüzü milletimizden alarak yolumuza devam ettik. Sokakları karıştırarak halkımızı birbirine düşürmeye çalıştılar, fitneye fırsat vermedik. Terör örgütlerini kullanarak ülkemize diz çöktürmeye çalıştılar, buna da eyvallah etmedik. PKK’sından DEAŞ'ına ve FETÖ’süne kadar hepsinin başını ezdik. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Darbe yapmaya teşebbüs ettiler, milletimizle birlikte göğsümüzü namlulara siper edip istiklalimize ve istikbalimize sahip çıktık. Sınırlarımız boyunca terör koridoru oluşturmaya kalktılar, ardı ardına yaptığımız harekâtlarla bu planı da paramparça ettik. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Gece yarısı operasyonlarıyla ekonomimizi çökertmeye çalıştılar, Allah’ın izniyle bu saldırıyı da atlatma yolunda ilerliyoruz.

Bugüne kadar milletimizle birlikte hareket ettiğimizde üstesinden gelemediğimiz hiçbir sorun olmadı. İnşallah, bundan sonra da aynı başarılara imza atmayı sürdüreceğiz.

Değerli arkadaşlar, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi, yasama, yürütme ve yargı organlarının görev alanlarını daha net bir şekilde belirleyerek demokrasimizi güçlendirmiştir. Milletimizin karşısında yürütmenin tek muhatabı Cumhurbaşkanıdır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Millî iradenin önünde engel oluşturan sistem içindeki tüm vesayet mekanizmaları artık ortadan kalkmıştır. Böylece milletimiz, yetkiyi kime verdiğini ve gerektiğinde kimden hesap soracağını hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde bilmektedir.

24 Haziran seçimlerinde şahsımı Cumhurbaşkanı seçen milletimize karşı görevlerimizi layıkıyla yerine getirmenin gayreti içindeyiz. Bakanlarımızın atamasını yapıp Kabinemizi oluşturduk. Anayasa ve yasalardan aldığımız yetkiler çerçevesinde yayımladığımız Cumhurbaşkanlığı kararları ve Cumhurbaşkanlığı kararnameleri vasıtasıyla milletimize söz verdiğimiz gibi hızlı ve etkili bir icraat gerçekleştiriyoruz.

Elbette, her geçiş dönemi gibi bu süreçte de birtakım sıkıntılar yaşanıyor olabilir. Tespit ettiğimiz her sıkıntıya anında müdahale ediyor ve hemen hâl yoluna koyuyoruz. Ancak ekonomide asla hak etmediğimiz ve ülkemizin gerçek durumunu kesinlikle yansıtmayan dalgalanma bu tür sıkıntıların daha çok göze batmasına yol açıyor. Aldığımız tedbirler, yaptığımız görüşmeler ve geliştirdiğimiz programlarla ekonomimizi yeniden dengeye kavuşturmaya başladık. Gerek milletimizden gerek kurumlarımızdan aldığımız geri bildirimlere göre hem yaptığımız çalışmaları gözden geçiriyor hem de kendimize yeni hedefler belirliyoruz. Siyasi hayatımızın hiçbir dönemi gibi, yeni yönetim sisteminde de lâyüsel olduğumuz düşüncesine asla kapılmadım. Yetkiyi milletimizden alarak attığımız her adımımızda yine milletimize hesap vermek mecburiyetinde olduğumuzun bilinciyle hareket ediyoruz. 2002 yılı Kasım ayından beri ülkemizin yönetimini bize emanet eden milletimize zaden çok büyük bir borcumuz vardı; 15 Temmuzda, milletimize olan vefa borcumuza can borcu da eklendi. Milletimizin itimadına, teveccühüne ve desteğine layık olabilmek için gece gündüz çalışıyoruz.

Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ve kararı seviyesindeki işleri zaten yürütüyoruz ancak bazı konular kanuni düzenleme gerektiriyor. Bildiğiniz gibi, yeni yönetim sisteminde Cumhurbaşkanının Meclise bütçe dışında kanun teklifi veya tasarısı sunma imkânı yok. Kanunlar ancak sizlerin teklifiyle Meclis gündemine gelebiliyor.

Meclisimizin açılmasıyla birlikte, gerek AK PARTİ Grubundaki gerekse diğer partilere mensup milletvekillerimizin kanun teklifleriyle ülkemize çok önemli hizmetler yapacaklarına inanıyorum.

AK PARTİ Grubundaki arkadaşlarımız, hiç şüphesiz, yürütme olarak ihtiyaç duyduğumuz alanlardaki kanun teklifleriyle yasama faaliyetlerine daha çok katkıda bulunacaklardır. Diğer partilere mensup milletvekillerinden de, yürütme organı olarak bize destek olacak, yolumuzu açacak kanun teklifleri bekliyoruz.

Türkiye'nin önündeki sıkıntıları ancak hep birlikte çalışır, omuz omuza verirsek aşabiliriz. Yeni dönemin ruhu birlikte çalışmayı, birlikte inşayı, birlikte başarmayı gerektiriyor. Gelin Türkiye'yi birlikte hedeflerine ulaştıralım. Gelin demokrasimizi birlikte güçlendirelim. Gelin ekonomimizi birlikte büyütelim. Gelin milletimize birlikte hizmet edelim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bu yöndeki gayretleriniz için şimdiden sizlere teşekkür ediyorum.

Değerli arkadaşlar, Türkiye, dünyanın en çalkantılı bölgesinde demokrasisi ve ekonomisiyle gerçek anlamda bir küresel güç olma yolunda ilerlemektedir. Yakın çevremizdeki güvenlik krizleri ve insani trajediler ile bundan beslenen terör eylemleri ülkemizi hedeflerinden uzaklaştırmamış, tam tersine, bu yöndeki kararlılığını daha da güçlendirmiştir.

Irak'ta ve Suriye'de ciddi etkinlik kazanan terör örgütleri, her geçen gün mevzi kaybetmektedir. Her ne kadar bu ülkeler kendi iç istikrarlarını sağlamakta zorlansalar da terör örgütlerinin yeşermesine zemin hazırlayan şartlar büyük ölçüde ortadan kalkmıştır. Kuzey Irak'taki bölgesel yönetimin kaotik bağımsızlık çıkışı Türkiye'nin de net tavır koymasıyla boşa çıkartılmıştır. DEAŞ’ın işgal ettiği topraklarda yeniden merkezî yönetimin hâkim olmasıyla Irak büyük bir sorundan kurtulmuştur.

Temennimiz, ülkedeki PKK varlığının da aynı şekilde ortadan kaldırılmasıdır. Türkiye olarak PKK'nın Irak'ta faaliyet gösterdiği yerlerin önemli bir bölümünü kontrol altına aldık. Hedefimiz, çıbanbaşı olarak gördüğümüz Kandil'i ve yeni Kandil olma yolunda ilerleyen Sincar’ı bölücü terör örgütünden tamamen temizlemektir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Irak'ın, mezhepçilik hastalığından bir an önce kurtularak kendi halkı ve tüm bölge için güvenli, huzurlu, istikrarlı ve müreffeh bir ülke hâline gelmesini istiyoruz. Bu doğrultuda yapılan tüm çalışmalara destek olmayı, gerektiğinde öncülük etmeyi sürdüreceğiz.

Suriye'deki durum maalesef çok daha acı, çok daha vahimdir. Bu ülke 7’nci yılını geride bırakan bir iç savaşın pençesinde kıvranmaktadır. Bugüne kadar yaklaşık 1 milyon Suriyeli kardeşimiz hayatını kaybetmiş, 12 milyon Suriyeli de evini barkını terk etmek zorunda kalmıştır. Rejimin kendi halkına yönelik kanlı saldırıları yetmiyormuş gibi bir de DEAŞ ve PYD-YPG denilen alçak örgütler Suriye halkına musallat olmuştur. Ülkedeki istikrarsızlığı fırsat bilen güçler de, vekâlet savaşları yoluyla Suriye'yi parsellemek için âdeta yarışa girmişlerdir. Kimi artık hiçbir meşruiyet zemini kalmayan rejimle, kimi terör örgütleriyle iş tutan bu güçler, Suriye halkının kanı ve gözyaşı pahasına kendi projelerini hayata geçirmeye çalışıyorlar.

Suriye'deki bu gelişmelere, pek çok sebepten dolayı bizim seyirci kalmamız söz konusu olamazdı. Her şeyden önce, bu coğrafya halkıyla bin yılı aşkın müşterek geçmişe, ortak medeniyet ve kültür değerlerine sahibiz. Bunun için, hayatlarını kurtarmak için yaşadıkları yerlerden kaçmak zorunda kalan milyonlarca Suriyeliye kapılarımızı ve gönlümüzü açtık. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Hâlen 3,5 milyon Suriyeli ülkemizde hayatını sürdürüyor. Suriye içinde yaşanan her çatışma, bizim için yeni kitlesel göç dalgalarının habercisidir. Sınırlarımızın hemen yanı başındaki kaos ortamı, ülkemize yönelik terör tehditlerinin en önemli beslenme kaynağı hâline gelmiştir.

Bu tehlikeli gidişin önüne geçmek amacıyla, 2016 yılından itibaren, Suriye içinde güvenli bölgeler oluşturmak üzere harekete geçtik. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekâtlarıyla, 4 bin kilometrekarelik bir alanı DEAŞ’Iı ve PYD-YPG'li teröristlerden temizledik. Bu bölgelere şu ana kadar 260 bin Suriyeli kardeşimiz geri döndü.

Her platformda, ülkede Suriye halkının tamamının kabul edebileceği bir çözüm bulunması için çaba gösterdik. Cenevre sürecinin tıkanması üzerine Astana'da yeni bir çözüm zemini oluşturulmasına öncülük ettik. Astana'da varılan mutabakatların rejim tarafından ihlali üzerine, Rusya’yla yeni arayışlara girdik. Çabalarımız nihayet sonuç verdi. Soçi'de Rusya’yla İdlip çatışmasızlık bölgesindeki 3,5 milyon insanın hayatını doğrudan ilgilendiren bir mutabakata, bir muhtıraya imza attık. Dünyada çok büyük takdirle karşılanan bu mutabakat, aynı zamanda Suriye'de yeni anayasa ve özgür seçimler esasına dayalı bir çözüm için de umutların canlanmasına vesile olmuştur. Böylece, Türkiye en büyük yükünü kendisinin çektiği Suriye krizinde doğrudan sahada inisiyatif alan ve söz söyleyen bir ülke durumuna gelmiştir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

İdlip’te ülkemizin güvenliğini sağlamayı garanti ettiği bölgeye de şimdiden 60 binin üzerinde Suriyeli geri dönmüştür. Suriye’de güvenli hâle getirdiğimiz bölgeleri genişlettikçe, huzuru sürekli hâle getirdikçe ülkemizdeki misafirlerimizin kendi topraklarına dönüşlerinin hızlanacağına inanıyorum. Bundan sonraki hedefimiz Münbiç ve Fırat’ın doğusundaki bölgelerin buraları işgal eden terör örgütünden temizlenerek güvenli hâle getirilmesidir. İnşallah, en yakın zamanda bunu da sağlayacağız.

Değerli arkadaşlar, her devlet gibi Türkiye’nin de kimi ülkeler ve uluslararası kurumlarla ilişkilerinde inişler çıkışlar yaşanabilmektedir. Bilindiği gibi, son yıllarda, ülkemize verdiği çeşitli sözleri yerine getirmemesi ve haksız ithamlarla üzerimize gelmesi sebebiyle Avrupa Birliğiyle ve bazı Avrupa devletleriyle gerilimler yaşadık. Avrupa Birliği tam üyelik sürecinde ülkemize yapılan haksızlıklar ve uygulanan çifte standart karşısında elbette sessiz kalamazdık. Kimi Avrupa ülkelerinin Türkiye karşıtlığını bir iç politika malzemesi hâline dönüştürmesi sıkıntıların derinleşmesine ve yaygınlaşmasına sebep oldu.

Avrupa’yla yaşadığımız bu sıkıntılı süreci yavaş yavaş geride bırakıyoruz. Türkiye'nin, düzensiz göçün önlenmesi başta olmak üzere Avrupa Birliğine tüm taahhütlerini, uğradığı haksızlıklara rağmen yerine getirmeye devam etmesi elimizi güçlendirdi. Ülkemize yönelik ithamların ve tutumların mesnedi kalmayınca, aklıselim galip gelmeye ve diyalog yolları yeniden açılmaya başladı.

En büyük ticaret ortağımız olan, 5 milyon civarında Türk kökenli kardeşimizin, milyonlarca samimi dostumuzun yaşadığı böyle bir coğrafyaya sırtımızı dönmemiz kesinlikle söz konusu olamaz. Bununla birlikte, Avrupa’nın bize yaptığı haksızlıkları düzeltmek, oradaki kardeşlerimizin hukukunu korumak için de sonuna kadar mücadele edeceğiz.

Geçtiğimiz hafta Almanya’ya yaptığımız devlet ziyareti, ilişkilerimizi yeni ve olumlu bir yöne sevk etme irademizin karşılıklı teyidine vesile olmuştur. Yine geçtiğimiz aylarda İngiltere’ye de muhataplarımızla iş birliği zeminimizi güçlendirme konusunda mutabık kaldığımız bir ziyaretimiz olmuştu. Çeşitli Avrupa ülkelerinden Türkiye’yle ilişkiler konusunda yükselen olumlu sesler önümüzdeki aydınlık günlerin bir müjdecisidir. İnşallah yeni dönemde Avrupa’yla siyasi, ekonomik ve insani alanlarda gerçekten mesafe katettiğimiz bir sürece gireceğiz.

Bir başka önemli sorun alanımız Amerika’yla ilişkilerimizdir. Stratejik ortak olarak uzun bir geçmişe sahip olduğumuz Amerika Birleşik Devletleri’ndeki mevcut yönetimin, hiçbir mantıki, siyasi ve stratejik tutarlılığı olmayan bir şekilde ülkemizi hedef alması bizi derinden üzmüştür. Ülkemizde darbe girişiminde bulunan terör örgütünün elebaşı ve pek çok mensubu bu ülke tarafından korunup kollanmaktadır. Suriye’de hassasiyetlerimizi ve ikazlarımızı hiçe sayarak bölücü terör örgütüyle iş birliğine giden Amerika, bu olumsuz tavrını ekonomik alana da taşımıştır. Örneğin, Halkbank davası eşi benzeri görülmemiş bir hukuksuzluk örneğidir. Terör örgütleriyle karanlık ilişkileri sebebiyle yargılanan bir rahibi bahane ederek ülkemize yaptırımlar uygulamaya kalkan bu çarpık anlayışla, diplomasinin ve hukukun sınırları içinde mücadele etmekte kararlıyız. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Türkiye'yi demokratik bir hukuk devleti gibi değil de bir kabile toplumu gibi gören bu zihniyete karşı, ülkemizin ve milletimizin hakkını, hukukunu ve onurunu korumak bizim en başta gelen görevimizdir. Amerikan yönetiminin, eninde sonunda, ülkemize yönelik yanlış bakış açısını düzelteceğine inanıyorum. Ülkelerimizin karşılıklı menfaati, aramızdaki ilişkinin sözde değil özde stratejik ortaklık çerçevesinde güçlenerek devam etmesini gerektiriyor.

Geçtiğimiz hafta katıldığımız New York’taki Birleşmiş Milletler toplantısı öncesinde ve toplantı günlerinde Amerikan şirketlerinin temsilcileriyle görüşerek bu konudaki kanaatlerimizi kendileriyle paylaştık. Ayrıca, ilgili tüm arkadaşlarımız da Amerikalı muhataplarıyla temaslarında kendilerine bu konudaki görüşlerimizi aktarıyorlar. Henüz arzu ettiğimiz seviyeye gelmemiş olsa da ortak bir anlayışa ulaşma yolunda ilerleme kaydetmeye başladığımızı söyleyebiliriz. İnşallah, en kısa sürede aramızdaki meseleleri çözüp Amerika’yla yeniden siyasi ve ekonomik alanlarda stratejik ortaklık ruhuna uygun ilişkiler geliştirmeyi ümit ediyoruz.

New York’ta, ayrıca, üç günde 14 liderle görüşerek ülkelerimiz arasındaki ilişkileri ve insanlığın ortak sorunlarını değerlendirdik. Genel Kurulda yaptığımız konuşmada da “Dünya 5’ten büyüktür.” itirazımız başta olmak üzere, Birleşmiş Milletlerin yapısı ve işleyişi ile bölgesel ve küresel gelişmelere ilişkin görüşlerimizi paylaştık.

Değerli arkadaşlar, Rusya’yla her alanda çok sıkı ve hızla gelişen ilişkiler içindeyiz. Suriye politikasından turizme, savunma sanayisinden enerjiye kadar her alanda Rusya’yla ülkelerimizin ortak çıkarına olan projeleri hayata geçiriyoruz.

Biliyorsunuz, bir dönem, Rusya’yla aramızı bozmak için de pek çok provokasyon yapıldı. Karşılıklı olarak sağduyuyu ve soğukkanlılığı elden bırakmayarak bu sıkıntıların üstesinden geldik. İnşallah önümüzdeki dönemde Rusya’yla aramızdaki bu olumlu iş birliği iklimini daha da güçlendireceğiz.

Aynı şekilde, İran’la da gerek Suriye ve Irak politikalarımızda gerek diğer siyasi ve ekonomik konularda yakın temas hâlindeyiz. Bölgenin geleceğiyle ilgili kararlarda İran’ın dışlanmamasına özel önem veriyoruz. Bu ülkeye yönelik yaptırım tehditlerinin de adil olmadığını düşünüyoruz.

Uluslararası kurumların denetimleriyle kolayca çözülebilecek sorunların, yaptırımlar gibi tüm ülke halkının cezalandırılması anlamına gelecek yollarla halledilmeye çalışılması asla doğru değildir. Bu tür adımların hiçbir fayda sağlamadığı geçmiş tecrübelerle de sabittir.

Önümüzdeki dönemde Türkiye, temel ilkelerimiz doğrultusunda, başkalarının taleplerinden ziyade kendi menfaatlerini ve ihtiyaçlarını merkeze alarak politikalarını belirleyecektir.

Ülkemiz için bir başka önemli sorun alanı da Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin haklarını, çıkarlarını, beklentilerini dikkate almayan yaklaşımlardır. Kıbrıs’ta ve Ege’de Türkiye’ye rağmen hiçbir adım atılamayacağını buradan bir kez daha tekrarlamak istiyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bu bölgede bizi yok saymaya kalkışanlar, kendi varlıklarını da topyekûn tehlikeye attıklarını çok iyi bilmelidirler. Bizim her konuda olduğu gibi Kıbrıs ve Ege konusunda da tercihimiz kazan-kazan anlayışından yanadır. Hep birlikte kazanabileceğimiz yöntemler varken işi krize ve hatta çatışmaya götürecek yollara tevessül edenler, bunun hesabını önce kendi halklarına vereceklerdir.

Geçtiğimiz yıl tüm dünyayı endişeye sürükleyen Körfez'deki krizin istenmedik sonuçlara yol açmadan durulmuş olmasından memnuniyet duyuyoruz. Katar'la olan yakın iş birliğimiz, bu ülkenin ülkemize çok büyük meblağlı yatırımlar yapma kararıyla daha da perçinlenmiştir. Bölgedeki diğer devletlerle de iş birliğimizi güçlendirmek istiyoruz. Kimi bölge ülkelerinin Türkiye'ye yönelik düşmanca tutumlarını da bir an önce sona erdirmelerini bekliyoruz. Önümüzdeki dönemde bu konularda da kayda değer ilerlemeler kaydetmeyi umuyoruz.

Kuzey Afrika'nın istikrarı, hem Akdeniz'in hem Orta Doğu'nun hem de Afrika'nın geleceğiyle yakından ilişkilidir. Türkiye olarak, Libya başta olmak üzere, Kuzey Afrikalı kardeşlerimizin yanlarında olmayı, onlara her türlü desteği vermeyi sürdüreceğiz.

Orta Asya ülkeleriyle ilişkilerimiz gün geçtikçe daha da ilerliyor. Kırgızistan’da katıldığımız ve Özbekistan’ın da ilk defa iştirak ettiği Türk Konseyi Zirvesi bu bakımdan önemli bir açılım olmuştur. Azerbaycan’la ilişkilerimiz siyasi, ekonomik ve sosyal bakımdan gerçekten çok iyi bir noktaya gelmiş durumdadır. Kazakistan’ın da Türk dünyasının aksakalı olarak gördüğüm Sayın Nazarbayev’in dirayetli liderliğinde önemli hamleler yaptığına şahit oluyoruz. Özbekistan yeni ve çok büyük bir atılımın eşiğindedir. Türkmenistan’ın istikrarına ve gelişmesine de önem veriyoruz. Orta Asya’daki kardeşlerimiz ne kadar güçlü ve müreffeh olursa Türkiye bundan o derece mutlu olur ve faydalanır. Aynı şekilde, Türkiye'nin gücü ve zenginliği de Orta Asya'daki kardeşlerimiz için önemli bir güvencedir.

Balkanlarda Bosna-Hersek, Sırbistan, Arnavutluk, Makedonya, Kosova, Karadağ gibi hepsini de dost olarak gördüğümüz ülkelerin tamamıyla yakın ilişkiler tesis etmenin gayreti içindeyiz.

Tabii, Bosna-Hersek'in milletimizin gönlünde hem tarihî hem insani olarak ayrı bir yeri vardır. Geçmişte çok büyük acılar yaşayan Boşnak kardeşlerimizin yanında olmayı, merhum Aliya İzzetbegoviç'in vasiyetine sahip çıkmayı boynumuzun borcu olarak görüyoruz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Yunanistan ve Bulgaristan'la, bu ülkelerden de karşılık gördüğümüz sürece iyi komşuluk ilişkilerimizi devam ettirme yönünde güçlü bir iradeye sahibiz. Doğu komşumuz Gürcistan'la da ekonomik ve sosyal ilişkilerimizi siyasi ilişkilerimizle tahkim ediyoruz. Kırımlı kardeşlerimizin huzuru ve esenliği için de mücadele etmeyi sürdürüyoruz.

Hep söylediğim gibi, Kudüs meselesi, bizim de ümmetin de kırmızı çizgisidir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Kudüs'ün mahremiyetine halel getiren, Filistinli kardeşlerimizin temel hak ve özgürlüklerine saldırı anlamı taşıyan hiçbir davranışa, hiçbir emrivakiye müsamaha gösteremeyiz. Türkiye olarak, sonuna kadar Kudüs davasının takipçisi olacağız.

Görüldüğü gibi, uluslararası alanda çok önemli süreçleri aynı anda, aynı hassasiyetle ve aynı kararlılıkla yürüterek ülkemizi aydınlık geleceğine hazırlıyoruz.

Değerli arkadaşlar, Başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak ülkemizin yönetiminde sorumluluk sahibi olduğumuz tüm dönemlerde ekonomi hep özel önem verdiğimiz bir konu olmuştur. Türkiye’yi 3,5 kat büyütürken ve zenginleştirirken bundan milletimizin her kesiminin faydalanmasını sağladık. Çalışan, yatırım yapan, üreten, ihraç eden, istihdam oluşturan bir ülke olarak âdeta yepyeni bir kalkınma modeli ortaya koyduk.

Ülkemiz son beş yıldır gerçekten çok büyük, çok önemli, çok tarihî hadiseleri ardı ardına yaşamıştır. İçinden geçtiğimiz bu kesintisiz mücadele dönemi bize daha güçlü olmamız gerektiğini bir kez daha göstermiştir. Milletimizin çok büyük fedakârlıklar yaparak, gerektiğinde çok büyük cesaret sergileyerek bu mücadeleye verdiği destek meselenin herkes tarafından kavrandığına işaret ediyor. Bu süreçte kısır düşünenler, sorumsuzca davrananlar, hırslarının kurbanı olanlar, nefsinin peşinde gidenler milletimiz tarafından tasfiye edilmişlerdir; verilen mücadeleye destek olanlar ise diğer farklılıklara bakılmaksızın milletimiz tarafından el üstünde tutulmuştur.

Ekonomide içinden geçtiğimiz hassas dönem herkes açısından çok daha büyük bir imtihan, çok daha büyük bir ayrıştırma vesilesi hâline dönüşmüştür. Türkiye’nin ekonomi konusunda ihtiyacı olan reformların neler olduğunu en iyi biz biliyoruz ancak bir süredir yaşadığımız ve kurdaki yükselişin sebep olduğu hadiselerin ülkemizin ekonomik gerçekleriyle, eksikleriyle ilgisi olmadığı çok açıktır.

Amerikan yönetimi, aramızdaki siyasi ve hukuki sorunları diyalog yerine tehdit ve şantaj diliyle çözmeye çalışmak suretiyle bu yanlış yola girmiştir. Güya bize bedel ödetmeyi amaçlayan bu yöntem, aslında en büyük zararı orta ve uzun vadede Amerika’ya vermektedir. Çin ve Avrupa Birliği başta olmak üzere, pek çok ülkeyle âdeta bir ticaret savaşına tutuşan Amerika, Türkiye’ye yönelik ekstra uygulamalarıyla güvenilirliğini iyice yitirmiştir.

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Ekonomi yönetimini niye Amerika’ya teslim ettiniz?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN – Bizim yaşadıklarımızdan sonra dünyada hiçbir ülkenin Amerika’yla ilişkilerinin geleceğine güvenle bakması artık mümkün değildir. Türkiye ekonomisi bu tür tehditler ve saldırılarla yıkılmayacak kadar güçlüdür. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Kurdaki yükselişin yol açtığı belirsizlik yavaş yavaş ortadan kalkıyor. Bütçe disiplininden en küçük bir taviz vermiyoruz. Ülkemizin uluslararası piyasalardaki görünümünü güçlendirecek adımları birer birer atıyoruz.

Türkiye kimseden para talep etmiyor. Bizim tüm çabamız, uluslararası sermayenin ülkemizde yatırım yapmasını sağlamaktır. Bunun için gereken her türlü desteği, her türlü güvenceyi veriyoruz. Ekonomimizin dengelerini, finanstan yatırımlara kadar her alanda tahkim etmeye yönelik programları dikkatle hayata geçiriyoruz. Yeni ekonomi programı bunun en önemli adımlarından biridir.

Sanayicimizin, tüccarımızın, esnaf ve sanatkârımızın, tarım sektörümüzün, ücretli kesimin, velhasıl milletimizin yaşadığı sıkıntıları biz gayet iyi biliyoruz. Faizlerden, enflasyondan, döviz kurundan, bütün bunlardan bunalan, işini çevirmekte zorlanan herkesin yaşadıklarını yakından takip ediyoruz.

Bankacılık sektörünün hareket alanının daralmasından kaynaklanan finans sıkışıklığının yol açtığı zincirleme sorunların öneminin ve aciliyetinin de farkındayız. Tüm bu sıkıntıların çözümüne yönelik hazırlıklarımız, çalışmalarımız var.

Hiçbir sanayicimizi, hiçbir tüccarımızı, hiçbir çalışanımızı, hiçbir vatandaşımızı vicdan ve ahlak yoksunu tefecilerin, iyi günde ortaya çıkıp kötü günde kaybolan fırsatçıların insafına terk etmeyeceğiz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Serbest piyasa ekonomisi kurallarından taviz vermeden gereken her türlü tedbiri alıp uygulayacağız. Dengeleme, disiplin ve değişim üzerine kurulu yeni bir ekonomik program hazırladık. Kredi imkânlarını genişletip kolaylaştıracak, yatırımları teşvik edecek, üretime, istihdama ve ihracata öncelik verecek bir ekonomi anlayışıyla Türkiye’yi yeniden yükselişe geçirmekte kararlıyız. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Milletimizden biraz daha sabırlı olmasını, ülkesine ve yönetimine güvenmesini istiyorum. En zorunu geride bıraktık, inşallah bundan sonra her şey daha kolay olacak. Bugüne kadar nasıl her sıkıntıyı milletimizle kol kola, omuz omuza vererek aştıysak bugünleri de inşallah, aynı şekilde geride bırakacağız. Çıktığımız bu uzun ve zorlu yolculukta Meclisimizle, siz değerli milletvekillerimizle birlikte yürüyecek, mücadeleyi birlikte verecek, başarıyı birlikte yakalayacağız. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Yeni dönemde Meclisimizin yeni bir anlayışla çalışması ülkemizin en büyük kazanımı olacaktır. Gerekiyorsa Anayasa’yı, gerekiyorsa İç Tüzük’ü değiştirerek Meclisimizin etkinliğini ve itibarını artırmamız hem demokrasimiz hem milletimizin morali bakımından çok ama çok önemlidir. Bu konuda ben siz değerli milletvekili arkadaşlarıma güveniyorum.

Bir kez daha 27’nci Dönem İkinci Yasama Yılının hayırlara vesile olmasını Allah’tan diliyor, hepinize sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum.

Kalın sağlıcakla. (AK PARTİ ve MHP sıralarından ayakta alkışlar)

BAŞKAN – Konuşması sebebiyle Sayın Cumhurbaşkanımıza teşekkür ediyoruz.

Değerli milletvekilleri, birleşime on beş dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 15.06

İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 15.24

BAŞKAN: Başkan Vekili Mustafa Şentop

KÂTİP ÜYELER : Fatma KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli), Rümeysa KADAK (İstanbul)

-----0-----

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 1’inci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

IV.- ANT İÇME

1.- Milletvekillerinin ant içmesi

BAŞKAN – İstanbul Milletvekili Sayın Kadri Enis Berberoğlu’nu ant içmek üzere kürsüye davet ediyorum.

Buyurun Sayın Berberoğlu. (CHP, HDP ve İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

(İstanbul Milletvekili Kadri Enis Berberoğlu ant içti) (CHP, HDP ve İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, bugünkü gündemimizde başka bir konu bulunmadığından, gündemimizde bulunan işleri sırasıyla görüşmek için 2 Ekim 2018 Salı günü saat 15.00’te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.

Kapanma Saati: 15.26