TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

TUTANAK DERGİSİ

89’uncu Birleşim

9 Mayıs 2017 Salı

 

(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu Tutanak Dergisi’nde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)

 

 

İÇİNDEKİLER

 

 

 

 

I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

II.- GELEN KÂĞITLAR

III.- YOKLAMALAR

IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları

1.- Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran’ın, referandum sürecinde yaşanan sıkıntılara ilişkin gündem dışı konuşması

2.- Manisa Milletvekili Mazlum Nurlu’nun, 13 Mayıs 2014’te meydana gelen Soma maden kazasına ilişkin gündem dışı konuşması

3.- Erzurum Milletvekili Mustafa Ilıcalı’nın, Uluslararası Karayolu Güvenliği Trafik Haftası’na ilişkin gündem dışı konuşması

V.- AÇIKLAMALAR

1.- Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı’nın, haksız, hukuksuz ve insanlık dışı bir şekilde ihraç edilen pek çok kamu görevlisinden 2’sinin açlık grevinde olduğuna, keyfî ve hukuksuz işten atmalara son verilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması

2.- İstanbul Milletvekili Sibel Özdemir’in, 9 Mayıs Avrupa Günü’ne ve Türkiye’nin Avrupa Birliği ulusal stratejik hedefinin kısa vadeli iç politikalara ve kişisel siyasal çıkarlara malzeme edilmesine son verilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması

3.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in, bazı bölgelerde hava sıcaklığının mevsim normallerinin altında olması nedeniyle çiçek açan meyve ağaçlarının don ve doludan önemli ölçüde zarar gördüğüne ve Hükûmetin üreticilerin mağduriyetini bir an önce gidermesi gerektiğine ilişkin açıklaması

4.- Trabzon Milletvekili Salih Cora’nın, Vakıflar Haftası’nı kutladığına ilişkin açıklaması

5.- İzmir Milletvekili Murat Bakan’ın, bilgiye erişimin bir insan hakkı olduğuna ve Wikipedia’ya konulan engellemenin kaldırılması için gerekli adımların atılması gerektiğine ilişkin açıklaması

6.- Uşak Milletvekili Özkan Yalım’ın, 9 Mayıs Avrupa Günü’nü kutladığına ve 1 Temmuz 2016’da açılan Osman Gazi Köprüsü’nün ilk altı aylık periyodunda kaç adet aracın geçiş yaptığını öğrenmek istediğine ilişkin açıklaması

7.- Denizli Milletvekili Kazım Arslan’ın, yasanın yürürlüğe girmesine rağmen otuz yıl üzerinden emekli olanlara fazla çalışma ikramiyelerinin neden ödenmediğini, aynı şartlarda emekli olan memurlara farklı emekli ikramiyesi verilmesinin nedenini ve ne zaman öğretmen kadrosu verileceğini öğrenmek istediğine ilişkin açıklaması

8.- Sivas Milletvekili Ali Akyıldız’ın, Sivaslı çiftçilerin iklim koşulları nedeniyle yaşadıkları mağduriyetleri giderecek bir çalışma yapılıp yapılmayacağını öğrenmek istediğine ilişkin açıklaması

9.- Kocaeli Milletvekili Fatma Kaplan Hürriyet’in, Atatürk’e hakaret eden Mustafa Armağan ile Yavuz Bahadıroğlu’nun Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ve Darıca Belediyesi tarafından söyleşi ve kitap fuarına davet edilmelerine ilişkin açıklaması

10.- Kahramanmaraş Milletvekili İmran Kılıç’ın, Vakıflar Haftası ile Trafik Haftası’nı kutladığına ve “anlamak”, “anlatmak”, “anlaşmak”, “anlaşılmak” kavramlarının çok önemli olduğuna ilişkin açıklaması

11.- Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu’nun, son günlerde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e aşağılıkça hakaretlerin yoğunlaştığına ve bunun en önemli sebebinin iktidarın yargıyı siyasallaştırması olduğuna ilişkin açıklaması

12.- İstanbul Milletvekili Gülay Yedekci’nin, hukukun üstünlüğü için mücadele edilmesinin şart olduğuna ilişkin açıklaması

13.- İstanbul Milletvekili Onursal Adıgüzel’in, 685 sayılı KHK’da kurulacağı duyurulan OHAL inceleme komisyonunun aradan geçen dört aya rağmen neden hâlâ faaliyete geçirilmediğini öğrenmek istediğine ilişkin açıklaması

14.- Kayseri Milletvekili Çetin Arık’ın, son dönemde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e hakaret ederek bir yerlere yaranmak isteyen sözde tarihçilerin türediğine ilişkin açıklaması

15.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, aylardır atama bekleyen ziraat mühendislerine, gıda mühendislerine ve su ürünleri mühendislerine müjdeli bir haber verilmesini beklediğine ilişkin açıklaması

16.- Balıkesir Milletvekili Mehmet Tüm’ün, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan’ın 6 Mayıs 1972’de idam edildikleri tarihten bugüne birçok hükûmet değişmesine rağmen siyasal anlayışın değişmediğine ilişkin açıklaması

17.- Samsun Milletvekili Erhan Usta’nın, Doğu Türkistan davasında Hükûmetin duyarlı olmasını talep ettiğine, 9 Mayıs Avrupa Günü’ne, 6-12 Mayıs Kan Haftası ile 10-16 Mayıs Engelliler Haftası’na ilişkin açıklaması

18.- İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demir’in, bu Meclisin, milletvekillerinin dokunulmazlığını kaldıran ve halkın iradesini yok sayan bir Parlamento olarak tarihe geçeceğine, Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan’ın milletvekilliğinin düşürülmesiyle ilgili fezlekenin okunmaması gerektiğine ilişkin açıklaması

19.- Manisa Milletvekili Özgür Özel’in, bir televizyon kanalında Atatürk’e yapılmış hakaretler karşısında Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanının bir tavır alması gerektiğine, 9 Mayıs 1935 Cumhuriyet Halk Partisinin isminde “fırka” yerine “parti” kelimesi kullanılmasının yıl dönümüne, KHK’yle mesleklerinden men edilen 2 öğretmenin açlık grevlerinin 62’nci gününde olduklarına ve bu konuda Başbakan ile ilgili bakanları duyarlılığa davet ettiğine ve Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan hakkındaki fezlekenin okunacak olmasının siyasi bir tutum olduğuna ilişkin açıklaması

20.- Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım’ın, Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan hakkında kesinleşen mahkeme kararına ve iktidarın halkın iradesini siyasi kararla kaldıran bir noktaya düştüğüne ilişkin açıklaması

21.- Hatay Milletvekili Hilmi Yarayıcı’nın, KHK’yla görevlerine son verilen Nuriye Gülmen ile Semih Özakça’nın açlık grevlerinin 62’nci gününde olduklarına ve kamuoyunu onlara destek olmaya çağırdığına ilişkin açıklaması

22.- Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu’nun, Çanakkale Milletvekili Ayhan Gider’in CHP grup önerisi üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

VI.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI

1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ahmet Aydın’ın, Meclis çalışmalarında Anayasa ve İç Tüzük’ün esas alındığına, gelen bir tezkereyi okumak durumunda olduklarına ve Gazi Mustafa Kemal’le ilgili mesnetsiz ithamları ve hakaretleri kınadıklarına ilişkin konuşması

 

 

 

 

VII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Önergeler

1.- Başkanlıkça, Adana Milletvekili Mevlüt Karakaya’nın Kamu İktisadi Komisyonu üyeliğinden istifasına ilişkin önerge yazısı (4/93)

2.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, (2/70) esas numaralı Seçim Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/94)

B) Meclis Araştırması Önergeleri

1.- Mersin Milletvekili Baki Şimşek ve 20 milletvekilinin, PKK’nın maddi kaynaklarının ve yapılan silah yardımlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/519)

2.- Antalya Milletvekili Ahmet Selim Yurdakul ve 20 milletvekilinin, aile hekimlerinin nöbet sorununun araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/520)

3.- Adana Milletvekili Muharrem Varlı ve 21 milletvekilinin, tarımsal üretimde kullanılan gübre fiyatlarındaki artışların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/521)

C) Tezkereler

1.- Başbakanlığın, Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan’ın Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 13/1/2017 tarihli ve E: 2014/153 ve K: 2017/15 sayılı Kararı’yla hapis cezasıyla cezalandırılması nedeniyle Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 84’üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin tezkeresi (3/1004)

2.- Başbakanlığın, (10/392) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonu Başkanlığının süre uzatımına ilişkin tezkeresi (3/1010)

VIII.- ÖNERİLER

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri

1.- HDP Grubunun, 3/5/2017 tarihinde Grup Başkan Vekili İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demir ve Grup Başkan Vekili Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım tarafından, AKP Hükûmetinin yargıda kadrolaşma ve yargıyı tahakküm altına alma iddialarının tüm boyutlarıyla araştırılması amacıyla verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak 9 Mayıs 2017 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

 

2.- CHP Grubunun, 8/5/2017 tarihinde Grup Başkan Vekili Ankara Milletvekili Levent Gök ile Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu tarafından, sebze ve meyve fiyatlarındaki dalgalanmaların araştırılması amacıyla verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak 9 Mayıs 2017 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

IX.- SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Aydın Milletvekili Abdurrahman Öz'ün, kamu personelinin hakları ile ilgili çalışmalara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi (6/20) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

2.- Karaman Milletvekili Recep Konuk'un, hayvansal üretimin artırılması amacıyla geliştirilen projelere ilişkin sözlü soru önergesi (6/29) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

3.- Karaman Milletvekili Recep Konuk'un, organik tarımın geliştirilmesine yönelik çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/30) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

4.- Karaman Milletvekili Recep Konuk'un, son on yılda toplulaştırılan tarım arazisi miktarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/31) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

5.- Bolu Milletvekili Ali Ercoşkun'un, 2002-2015 yılları arasında gerçekleşen tarımsal ihracata ilişkin sözlü soru önergesi (6/32) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

6.- Bolu Milletvekili Ali Ercoşkun'un, tarımsal desteklere ilişkin sözlü soru önergesi (6/33) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

7.- Bolu Milletvekili Ali Ercoşkun'un, 2002-2015 yılları arasındaki tarımsal büyüme düzeyine ilişkin sözlü soru önergesi (6/34) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

8.- Trabzon Milletvekili Haluk Pekşen'in, ÇAYKUR yönetimindeki tasarruflara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/67) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

9.- Balıkesir Milletvekili İsmail Ok'un, et ithalatına ve et üretimine yönelik teşviklere ilişkin sözlü soru önergesi (6/84) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

10.- Balıkesir Milletvekili İsmail Ok'un, Balıkesir'de kurulan bir tesisin tarım arazilerine olası etkilerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/101) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

11.- Balıkesir Milletvekili İsmail Ok'un, son yıllarda tarım arazilerinde meydana gelen azalmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/102) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

12.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, ekmek üretimine yönelik kontrollere ilişkin sözlü soru önergesi (6/112) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

13.- Balıkesir Milletvekili İsmail Ok'un, buğday üretimine yönelik desteklere ilişkin sözlü soru önergesi (6/113) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

14.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, gıda güvenilirliğine ilişkin sözlü soru önergesi (6/150) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

15.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, gıda hijyeni ve güvenilirliği konusunda tüketici duyarlılığının artırılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/151) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

16.- Balıkesir Milletvekili İsmail Ok'un, tarımsal desteklemelerle ilgili etki analizi yapılıp yapılmadığına ilişkin sözlü soru önergesi (6/159) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

17.- Balıkesir Milletvekili İsmail Ok'un, 2010 yılında genel tarım sayımı yapılmamış olmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/160) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

18.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Niğde'deki fasulye üreticilerinin mağduriyetine ilişkin sözlü soru önergesi (6/164) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

19.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Niğde'de uygulanan arazi toplulaştırmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/177) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

20.- Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım'ın, güneş enerjisi santrali yapımı nedeniyle zarar gören tarım arazilerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/211) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

21.- Balıkesir Milletvekili İsmail Ok'un, şap hastalığına karşı alınan önlemlere ilişkin sözlü soru önergesi (6/214) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

22.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Akın'ın, Okul Sütü Projesi'ne ve süt tüketiminin artırılmasına yönelik çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/257) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

23.- Balıkesir Milletvekili İsmail Ok'un, yem ve gübredeki KDV indiriminin fiyatlara yansımamasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/283) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

24.- Balıkesir Milletvekili İsmail Ok'un, süt üreticilerinin sattıkları süt karşılığında yem almaya zorlandıkları iddiasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/290) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

25.- Balıkesir Milletvekili İsmail Ok'un, hayvancılık destekleme ödemelerine ve TÜRKVET bilgi sistemine ilişkin sözlü soru önergesi (6/291) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

26.- Balıkesir Milletvekili İsmail Ok'un, şeker pancarı üreticilerinin sorunlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/300) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

27.- Balıkesir Milletvekili İsmail Ok'un, nişasta bazlı şeker üretim kotasının artırılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/301) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

28.- Balıkesir Milletvekili İsmail Ok'un, şeker pancarı üreticilerinin desteklenmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/302) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

29.- Balıkesir Milletvekili İsmail Ok'un, şeker fabrikalarının üretim ve personel durumuna ilişkin sözlü soru önergesi (6/303) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

30.- Balıkesir Milletvekili İsmail Ok'un, Mera Yönetmeliği'nde yapılan bir değişikliğe ve imara açılan mera alanlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/310) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

31.- Balıkesir Milletvekili İsmail Ok'un, hayvancılıkla uğraşan vatandaşların su borçlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/326) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

32.- Balıkesir Milletvekili İsmail Ok'un, şeker ithalatına ilişkin sözlü soru önergesi (6/327) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

33.- Balıkesir Milletvekili İsmail Ok'un, hayvancılıkla uğraşan vatandaşların sorunlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/328) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

34.- Balıkesir Milletvekili İsmail Ok'un, hibe desteği vaadi ile dolandırılan çiftçilere ve bu konuda alınan önlemlere ilişkin sözlü soru önergesi (6/329) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

35.- Balıkesir Milletvekili İsmail Ok'un, tarımda enerji kullanımına ve enerji verimliliğini sağlamaya yönelik çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/330) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

36.- Balıkesir Milletvekili İsmail Ok'un, hayvancılık sektöründe yaşanan dolandırıcılık vakalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/331) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

37.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Niğde ilinde tarımsal tahmin ve erken uyarı istasyonu kurulmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/341) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

38.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, bazı tarımsal ürünlerdeki fiyat artışına ilişkin sözlü soru önergesi (6/344) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

39.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Niğde'nin Avrupa Birliği Kırsal Kalkınma Programı kapsamına alınmamasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/345) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

40.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Niğde'de yeni mera alanları oluşturulması çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/353) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

41.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, organik ürün belgesi alan firmalara yönelik denetimlere ilişkin sözlü soru önergesi (6/365) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

42.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Niğde'de elma ve diğer meyve ürünleri için paketleme ve depolama tesisleri kurulmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/366) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

43.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Niğde'de patatese eşdeğer ve iklim yapısına uygun alternatif ürünlerin ekiminin özendirilmesi çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/367) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

44.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Niğde'de toprak ve yaprak analizi yapılabilen laboratuvarlara yönelik desteklere ilişkin sözlü soru önergesi (6/369) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

45.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Niğde'de seracılığın geliştirilmesine yönelik çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/372) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

46.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Niğde Narlıgöl'de seracılık ihtisas organize sanayi bölgesi kurulması talebine ilişkin sözlü soru önergesi (6/391) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

47.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, soğuk hava ve don olaylarından etkilenen üreticilerin zararlarının karşılanmasına yönelik çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/405) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

48.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, üreticilerin doğal afetlerden korunmasına yönelik çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/406) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

49.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Niğde'de don olaylarından etkilenen üreticilerin kredi borçlarının ertelenmesine yönelik çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/407) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

50.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, nişasta bazlı şeker üretim kotasının artırılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/411) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

51.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, nişasta bazlı şeker üretim kotasının artırılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/434) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

52.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, şeker pancarı üreticilerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/435) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

53.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Niğde'de don olaylarından etkilenen üreticilere yapılan ödemelerin geri alınmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/438) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

54.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Niğde'nin Çiftlik ilçesine bağlı bazı yerleşim yerlerinin afet alacaklarının ödenmemesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/439) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

55.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Akın'ın, Balıkesir'de gıda güvenliğini sağlamaya yönelik olarak 2014 yılından itibaren gerçekleştirilen kesimhane, kasap ve et satışı yapılan market denetimlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/441) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

56.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Niğde'de entegre bir patates işleme tesisi kurulmasına ve patates üreticilerinin sorunlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/443) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

57.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Nevşehir'de patates üretimi yapmak için bitki pasaportu sistemine kayıt yaptıran çiftçilere ilişkin sözlü soru önergesi (6/453) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

58.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, mevsimsel değişimler ve küresel ısınmadan etkilenen hayvan ve bitki türlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/454) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

59.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Aksaray'da patates üretimi yapmak için bitki pasaportu sistemine kayıt yaptıran çiftçilere ilişkin sözlü soru önergesi (6/455) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

60.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Niğde'de patates üretimi yapmak için bitki pasaportu sistemine kayıt yaptıran çiftçilere ilişkin sözlü soru önergesi (6/456) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

61.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Bolkar Dağlarında bulunan bir karınca türüne ilişkin sözlü soru önergesi (6/468) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

62.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Niğde ilindeki fasulye üreticilerinin sorunlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/503) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

63.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, patates üretiminde pazarlama sorunu yaşanmaması için alınan önlemlere ilişkin sözlü soru önergesi (6/506) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

64.- Konya Milletvekili Mustafa Hüsnü Bozkurt'un, tarımsal sulama amaçlı elektrik kullanan abonelere devlet desteği sağlanmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/544) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

65.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, pamuk üretimine ve pamuk üreticilerinin desteklenmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/599) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

66.-  Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Tarım Sigortaları Kanunu kapsamında sigortalı olan çiftçi sayısına ilişkin sözlü soru önergesi (6/600) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

67.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Çiftçi Kayıt Sistemi ve tarımsal sigorta uygulamasının yaygınlaştırılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/601) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

68.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, tarımsal ürünlerin pazarlama sistemine ilişkin sözlü soru önergesi (6/602) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

69.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Niğde'de tarımsal ürün işleme ve gıda sanayiine yönelik yatırımlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/621) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

70.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, tarım arazilerinin tarım dışı amaçlarla kullanımı nedeniyle uygulanan yaptırımlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/627) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

71.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Niğde'nin tarım ve hayvancılıkta çevre illere sağlanan desteklerden yararlanamamasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/628) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

72.- Mersin Milletvekili Serdal Kuyucuoğlu'nun, Mersin'de kayıtlı çiftçi sayısında ve tarım alanlarının kullanımında meydana gelen değişimlere ilişkin sözlü soru önergesi (6/631) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

73.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Akın'ın, Balıkesir'de organik tarımın geliştirilmesine yönelik yürütülen çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/633) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

74.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Niğde'nin Çamardı ilçesindeki elma üreticilerinin sorunlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/635) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

75.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Niğde'deki üreticilerin borçlarının ertelenmesi ve desteklenmesine yönelik çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/636) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

76.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, TİGEM aleyhine son dört yılda açılan iş kazası davalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/641) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

77.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, TİGEM işletmelerinde taşeron işçi uygulamasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/642) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

78.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, TİGEM'in son yıllarda artan sulama ve mekanizasyon yatırımlarına rağmen buğday ve arpa üretiminin düşmesinin nedenlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/643) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

79.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, TİGEM işletmelerinde yapılan kütlü pamuk ve ayçiçeği üretimine ilişkin sözlü soru önergesi (6/644) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

80.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, TİGEM işletmelerindeki buzağı ölüm oranlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/645) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

81.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, TİGEM'de son beş yılda yaşanan teknik personel istifalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/646) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

82.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, 2014-2016 yılları arasında TİGEM'de meydana gelen iş kazalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/647) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

83.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, TİGEM aleyhine son üç yılda damızlık hayvan ve tohumluk satışları nedeniyle açılan davalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/648) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

84.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, TİGEM'in endüstri ürünleri üretimindeki verimliliğinin artırılmasına yönelik çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/649) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

85.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Genç Çiftçi Projesi kapsamında ithal edilen hayvanlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/661) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

86.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Bakanlık ile bağlı kurum ve kuruluşlar bünyesinde görev yapan müşavirlere ilişkin sözlü soru önergesi (6/703) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

87.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Bakanlığa 2017 yılında alınacak personele ilişkin sözlü soru önergesi (6/704) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

88.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, AB İlerleme Raporu'nda veteriner hekimlik hizmetleri konusunda yer alan bir öneri ile ilgili çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/705) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

89.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, hayvancılık alanında AB kriterlerine uyum çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/706) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

90.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, veteriner halk sağlığı faaliyetlerine ve arazi toplulaştırma uygulamalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/707) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

91.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, veteriner hekimlerin sayısına ve veteriner hekimlik hizmetlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/709) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

92.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Niğde Patates Üretim Enstitüsünün patates konusunda tek tohum üretim merkezi yapılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/710) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

93.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, TİGEM ve Niğde Patates Üretim Enstitüsünün ortak projelerinin olup olmadığına ilişkin sözlü soru önergesi (6/711) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

94.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Uluslararası Cenevre Veteriner Hekimliği Anlaşmasına göre kamu veteriner hekimliği örgütlenmesinin yeniden yapılandırılmasına yönelik bir çalışma olup olmadığına ilişkin sözlü soru önergesi (6/718) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

95.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Veteriner Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliği Taslağı'na ilişkin sözlü soru önergesi (6/719) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

96.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, veteriner hekimlerin maaşlarında düzenleme yapılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/720) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

97.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, TİGEM'in son üç yılda verimlilik açısından ülke ortalamasının altında kaldığı ürünlere ilişkin sözlü soru önergesi (6/721) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

 

 

X.- SEÇİMLER

A) Komisyonlarda Açık Bulunan Üyeliklere Seçim

1.- Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonunda açık bulunan üyeliğe seçim

2.- Adalet Komisyonunda açık bulunan üyeliğe seçim

3.- Avrupa Birliği Uyum Komisyonunda açık bulunan üyeliğe seçim

XI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri

1.- Türkiye Cumhuriyeti Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Azerbaycan Cumhuriyeti Devlet Gümrük İdaresi Arasında Gümrük Alanında Ortak Komite Kurulmasına İlişkin Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/684) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 359)

2.- Türkiye Cumhuriyeti Çevre ve Orman Bakanlığı ile Irak Cumhuriyeti Ulaştırma Bakanlığı Arasında Meteoroloji ve Meteorolojik Araştırmalar Alanlarında Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/606) ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun (S. Sayısı: 358)

3.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Romanya Hükümeti Arasında Meteoroloji ve Hidroloji Alanında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/696) ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun (S. Sayısı: 362)

XII.- OYLAMALAR

1.- (Sıra Sayısı: 359) Türkiye Cumhuriyeti Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Azerbaycan Cumhuriyeti Devlet Gümrük İdaresi Arasında Gümrük Alanında Ortak Komite Kurulmasına İlişkin Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın oylaması

XIII.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, yüksek yargı mensupları, bakanlıklar ve genel müdürlükler için tahsis edilen makam araçlarına ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Naci Ağbal’ın cevabı (7/12406)

2.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, Suudi Arabistan’ın Riyad şehrinde bulunan 25 Türk vatandaşıyla ilgili iddiaya,

Libya’nın Misurata Limanı açıklarında Türk Bayraklı bir geminin batması sonucu kaybolan iki vatandaşın arama kurtarma çalışmalarına,

İlişkin soruları ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun cevabı (7/12696), (7/12697)

3.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, 2003-2017 yılları arasında görev yapan bakanlık müşavirlerine ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin cevabı (7/12850)

4.- Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak’ın, TESKOMB’un esnaf ve sanatkarların kullandığı faizsiz 50 bin TL’lik kredinin kefili olduğuna dair reklam filmine ilişkin sorusu ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci’nin cevabı (7/12866)

9 Mayıs 2017 Salı

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 15.03

BAŞKAN: Başkan Vekili Ahmet AYDIN

KÂTİP ÜYELER: Sema KIRCI (Balıkesir), Emre KÖPRÜLÜ (Tekirdağ)

-----0-----

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 89’uncu Birleşimini açıyorum.

III.- YOKLAMA

BAŞKAN - Elektronik cihazla yoklama yapacağız.

Yoklama için üç dakika süre veriyorum ve yoklama işlemini başlatıyorum.

Pusula veren sayın milletvekillerinin salonda beklemelerini istirham ediyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Toplantı yeter sayısı yoktur.

Birleşime yirmi dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 15.06

İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 15.28

BAŞKAN: Başkan Vekili Ahmet AYDIN

KÂTİP ÜYELER: Sema KIRCI (Balıkesir), Emre KÖPRÜLÜ (Tekirdağ)

-----0-----

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 89’uncu Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

III.- YOKLAMA

BAŞKAN – Açılışta yapılan yoklamada toplantı yeter sayısı bulunamamıştı.

Şimdi yoklama işlemini tekrarlayacağım.

Yoklama için üç dakika süre veriyorum ve yoklama işlemini başlatıyorum.

Sayın milletvekilleri, lütfen, pusula veren sayın üyelerimiz Genel Kuruldan ayrılmasınlar.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.

Gündeme geçmeden önce üç sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.

Yalnız, sayın milletvekillerimizden ricamız, sayın konuşmacıları birazdan kürsüye davet edeceğim, salonda derin bir uğultu var, lütfen konuşmacı arkadaşlarımızın insicamını bozmayalım, ayakta da bekleme yapmayalım.

Evet, gündem dışı ilk söz, referandum sürecinde yaşanan sıkıntılar hakkında söz isteyen Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran’a aittir.

Sayın Başaran, buyurun. (HDP sıralarından alkışlar)

Süreniz beş dakikadır.

Sayın milletvekilleri, sayın konuşmacıyı kürsüye davet ettim, lütfen derin bir sessizlik bekliyoruz.

Teşekkür ediyorum.

Konuşmanızın süresi beş dakikadır.

Buyurun Sayın Başaran.

IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları

1.- Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran’ın, referandum sürecinde yaşanan sıkıntılara ilişkin gündem dışı konuşması

AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Ben özellikle referandum süreci içerisinde gelişen olaylarla ilgili birkaç söz söylemek için aslında burada söz almış bulunuyorum ama bu söze başlamadan önce, 6 Mayıs 1972 tarihinde yine burada, bu sıralardan ellerin kalkmasıyla beraber katledilen Deniz’i, Yusuf’u, Hüseyin’i yani üç fidanı bugün burada saygı ve minnetle anıyorum. Bu, Türkiye tarihi açısından bir kırılma noktasıydı, o açıdan bence hepimizin tarihten ders alıp önümüzdeki süreçlere bakması gerekiyor çünkü özellikle bizim 2016 yılında milletvekili arkadaşlarımızın dokunulmazlığının kaldırılması da idam kararında bu Mecliste ellerin kalktığı gibi yine aslında bir kırılma noktasıydı ve bu kırılma noktasıyla başlayan bir sürecin bize getirdiği bir dönemdi referandum aslında çünkü biliyoruz ki buradan defalarca, bu tasarıyı getirenler, referanduma bizi götüren bu anayasa değişiklik tasarısını getirenler halkın talebi olduğunu, halkın yoğun isteği olduğunu dile getirdiler ama referandum sonucunda da gördüğümüz kadarıyla aslında bu, halkın bir talebi değildi, halka dayatılan bir sistemdi. Sonuçlar bence bunu çok net ortaya çıkardı çünkü şöyle bir plan aslında başlatılmıştı: Bir referandumla yeni bir sistem ama bu sistem demokratik değil ama bu sistem ülkeyi ileriye götürecek bir sistem değil, bu sistem ülkeyi geri dönüşü olmayan bir yola götürecek bir sistemdi ve bu sistemi getirirken ilk yapılması gereken HDP’nin susturulması yani bu Türkiye’de aslında bu sistemin karşısına alternatif getirebilecek, bu diktatöryal sistemin, bu bölen, toplumu kutuplaştıran sistemin karşısında bir arada tutabilen, başka bir alternatifi dile getiren HDP’nin önce susturulması gerekiyordu ve milletvekili dokunulmazlıkları kaldırıldı. Bugün eş başkanlarımız Sayın Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ olmak üzere toplam 10 milletvekili arkadaşımız tutuklu ve biz günaşırı tutuklamalara maruz kalıyoruz. Referandum süresi içerisinde de gözaltı ve tutuklamalara maruz kaldık. Aslında bu referandum çalışması olarak yürütülen bir gözaltı ve tutuklama furyasıydı çünkü bunun hukukla anlatılacak bir tarafı yoktu.

Bakın, bu süreç içerisinde arkadaşlarımız ifade bahanesiyle gözaltına alındılar ve aslında oluşturulan mahkemeler aracılığıyla, bugün artık “AKP’nin mahkemeleri” diyeceğimiz mahkemeler aracılığıyla arkadaşlarımız yargılandı ve Deniz Gezmişlere yapılan gibi şu anda cezaevinde tutuluyorlar. Bunu çok net olarak biz biliyoruz.

Ve yine bu referandum süreci içerisinde bütün medya bize kapatıldı, sürekli bir şeytanlaştırma çabası içerisinde oldu. Toplum şöyle bölündü: “Hayır”a destek olanlar yani teröristler… Artık ülkenin bu teröristlik tanımı o kadar genişletildi ki “hayır” diyenler de terörist ilan edildi, bizim çalışma yapmamız engellendi. Batman’da bizim propaganda yapan aracımız, araç şoförümüz darbedildi silahla, yine bizim referandum şarkımız yasaklandı ve dediğim gibi, il, ilçe yöneticilerimiz, belediyelerimiz sürekli bir hedef hâline getirildi. Yine bu referandum çalışması olarak belediyelere kayyum atandı çünkü belediyeler ve valilikler AKP’nin seçim strateji merkezleri hâline getirildi, tarafsız ve bağımsız olması gereken vali ve kaymakamlar en iyi ihtimalle halkın kulağına üfleyerek “Saflarınızı netleştirin, ayağınızı denk alın, kendinize çekidüzen verin.” tehditlerine maruz kaldılar. Meydan meydan, esnaf esnaf, valiler, kaymakamlar, jandarma, emniyet gezerek insanları “evet”e yönlendirmeye çalıştılar.

Yine “hayır” diyecek olasılığı olan bütün herkes işlerinden aşlarından edildiler, buna belediye çalışanları da dâhil. Bakın, bir köyde köy imamı Kürtçe hutbe okuyor diye görevden alındı. Bu, topluma bir gözdağı vermekti.

Yine, seçim gününde burada özellikle Urfa’da yapılan hak ihlallerini biliyoruz; açık oy kullanmalar, mühürsüz pusulaların kullandırılması, yine Batman’da bizim müşahitlerimizin darbedilerek, dışarıya atılarak bütün pusulaların hepsine “evet” oyunun basılması.

Şimdi, bu kadar hak ihlaliyle, bu kadar saldırı altında gelen bir sistemden hangimize hayır gelecek? Hiçbirimize hayır gelmeyecek. Biliyoruz, söylediklerimizin burada çok bir anlam ifade etmediğini çoğu zaman hissediyoruz ama bakın, bugün, Deniz Gezmişlerin idamına onay verenlerin bırakın kendilerini, artık çocukları, torunu olmaktan bile insanlar utanç duyuyor. Bir gün bu utancı siz de kendinize, çocuklarınıza, torunlarınıza ve gelecek nesillere yaşatmayın. Bu sistem ülkeyi bölen, parçalayan, bir arada yaşama ruhunu tamamen bitiren bir sistemdir. Bence hâlâ geç değil, en kısa sürede bu yanlıştan vazgeçilmesi gerekiyor diyorum.

Teşekkür ederim. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Başaran.

Gündem dışı ikinci söz, Soma maden kazası hakkında söz isteyen Manisa Milletvekili Mazlum Nurlu’ya aittir.

Buyurun Sayın Nurlu. (CHP sıralarından alkışlar)

2.- Manisa Milletvekili Mazlum Nurlu’nun, 13 Mayıs 2014’te meydana gelen Soma maden kazasına ilişkin gündem dışı konuşması

MAZLUM NURLU (Manisa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Soma maden faciasının yıldönümü nedeniyle söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

13 Mayıs 2014… Türkiye’de en büyük iş cinayetinin yaşandığı Soma faciasının üzerinden tam üç yıl geçti. Tarihe en kolay önlenebilir kaza olarak geçen bu faciada 301 madencimiz şehit oldu. Maden şehitlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum.

Hatırlarsak bu kürsüden “Soma’da facia geliyor.” diye haykıran CHP Manisa milletvekillerinin sesini kimse duymak istemedi. Ne Enerji Bakanlığı ne de Türkiye Kömür İşletmeleri Genel Müdürlüğü iş güvenliği tedbirleri için üzerine düşeni yapmadıkları gibi güvenli olmayan madenlerde üretim yapılmasına bile bile göz yumdular. İşveren tarafından seçtirilen sendikacılar işçilerin can güvenliği yerine kendi koltuklarını korumayı tercih ettiler. AKP’nin Manisa mitinginde Soma’dan taşıdıkları sarı baretli maden işçilerini alanlara dizenler kasıt derecesindeki ihmalleriyle 301 madencinin tabutunu da karşımıza dizdiler.

Değerli milletvekilleri, bu acı sadece Soma’yı değil cenazelerin gittiği ülkenin dört bir yanını da yakmıştır. Bu faciadan geriye kalanlar: 432 çocuk babasız kaldı, 255 kadın eşini kaybetti, yüzlerce ana baba acılar içinde evladını toprağa verdi. Kazadan sağ kurtulan birlerce maden işçisi işsiz kaldı, açlığa mahkûm edildi. En acısı ise babası madende ölen çocuklara gelen oyuncak hediyelere özenen bir çocuğun madenci babasına “Baba, keşke sen de ölseydin bize de oyuncak gönderirlerdi.” demesiydi.

Değerli milletvekilleri, Soma faciasından ders aldık mı? Maalesef almadık. Soma’da, Ermenek’te ölen madencilerin, İstanbul’da asansörle yere çakılan işçilerin, Isparta’da, Manisa Gölmarmara’da trafik kazasında yaşamını kaybeden tarım işçisi kadınların adalet önünde hesabı sorulmadığı için maalesef iş cinayetleri hâlâ devam ediyor. Her yıl ortalama 1.800 işçi kazalarda yaşamını yitiriyor. 15 yaşında bir çocuk işçi 1 Mayıs İşçi Bayramı’nda asansör boşluğunda feci bir şekilde can verdi, madenlerde ölümler hâlâ devam ediyor.

Sayın milletvekilleri, maden kazalarını araştırmak için 24’üncü Dönemde bir araştırma komisyonu kurulmuştu; Soma Maden Kazalarını Araştırma Komisyonu. Soma’da facianın yaşandığı maden ocağı başta olmak üzere birçok ilde madenler incelemeye alındı. 1.256 sayfalık bir rapor hazırlandı, çözüm önerileri sunuldu. 240 sayfası Cumhuriyet Halk Partisinin olmak üzere muhalefet partileri, 380 sayfa muhalefet şerhi yazdı ancak nedense bu araştırma komisyonu raporu Meclisin Genel Kurulunda bir türlü görüşülmedi. Tüm partilerin, üniversitelerin, sivil toplum örgütlerinin ortaya koyduğu çözüm önerileri raporun sonunda sadece birkaç sayfa olarak yer alabildi. Kazada sorumluluğu olan, vebali olan kişiler ve kurumlar bu önerileri ciddiye bile almadılar. Ne acıdır ki Soma maden faciasının ardından çıkarılan Madenlerde Uygulanacak İş Güvenliği Yönetmeliği hükümlerinin uygulaması AKP eliyle 2020 yılına ertelendi. Üç yıldır bitmeyen Soma davası arapsaçına dönmüş, mahkemeye baskı iddiaları hep gündemde. Kazada sorumluluğu bulunanlara birileri koltuk çıkarken hiçbir kamu görevlisi istifa etmedi, görevden alınmadı, hakkında soruşturma ve dava açılmadı; şirket sahipleri ise suçu çalışanların üzerine yıkmak için dalavere üstüne dalavere içinde.

Sayın milletvekilleri, geriye tek suçlu kaldı, kazada ölen maden işçileri, gencecik mühendisler, teknik elemanlar.

Bu facia sadece madenciliği değil Soma’nın ekonomisini de altüst etmiştir. Ekonomisi ağırlıklı olarak madenciliğe dayalı Soma ilçemiz bunun acısını çok çekti, hâlâ da çekmeye devam ediyor.

Soma maden faciasının 3’üncü yıl dönümünde Soma başta olmak üzere madenlerde, inşaatlarda, fabrikalarda, yollarda iş cinayetlerinde yaşamını kaybeden, acıları yüreğimizde yaşayan tüm işçilerimizi bir kez daha saygıyla, rahmetle anıyorum.

İş kazalarının son bulması temennisiyle, bir avuç kömür için bir ömür veren madencileri saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Nurlu.

Gündem dışı üçüncü söz, Karayolu Trafik Haftası münasebetiyle söz isteyen, Erzurum Milletvekili Mustafa Ilıcalı’ya aittir.

Sayın Ilıcalı, buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

3.- Erzurum Milletvekili Mustafa Ilıcalı’nın, Uluslararası Karayolu Güvenliği Trafik Haftası’na ilişkin gündem dışı konuşması

MUSTAFA ILICALI (Erzurum) – Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Bilindiği gibi bu hafta Uluslararası Karayolu Güvenliği ve Trafik Haftası. Türkiye Büyük Millet Meclisinde konunun önemine dikkat çekmek, bir farkındalık oluşturmaya katkı sağlamak için söz aldım. Bana söz veren Başkanımıza teşekkür ediyorum. Geçen yıl da önemli bir etkinlik yapmış, onda da Başkanımızın Başkanlığında sivil toplumu, uzmanları, milletvekillerini bir araya getirmiştim. Mayıs ayının ilk cumartesi Trafik Güvenliği Günü, hafta da Trafik Haftası.

Durum çok vahim yani. Buradan bazı rakamlar okuyacağım üzülerek: Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre üç dakikada 1 çocuk olmak üzere saatte 158 kişiyi, bir yılda yaklaşık 1 milyon 250 bin kişiyi trafik kazasında kaybediyoruz. Ülkemizde 2016 yılında yaklaşık 413 bin kazada 7.500’e yakın vatandaşımız hayatını kaybetti, 300 bin yaralı var. Günde 20’nin üzerinde kişi hayatını kaybediyor. Buradan tüm ölenlere Allah’tan rahmet dilerken Türkiye Büyük Millet Meclisinden de bazı değerli milletvekillerimizden, rahmetli milletvekillerimizden bahsetmek istiyorum: 1978 yılında Adalet Partisi Aydın Milletvekili Mutlu Menderes, 5 Şubat 1993’te Adnan Kahveci, 8 Eylül 1999’da Milliyetçi Hareket Partisi Kütahya Milletvekili Kadir Görmez, Fazilet Partisi Gaziantep Milletvekili Mehmet Bedri İncetahtacı, Cumhuriyet Halk Partisi Konya Milletvekili Nezir Büyükcengiz ve en son -yani çok var- eski bakanlarımızdan Mustafa Taşar.

Peki nedir sorun? Baktığımız zaman, yüzde 98 insan hatası olduğunu görüyoruz bu kazalarda. İnsan nasıl oluyor trafikte? Sürücü, yolcu, yaya. Yüzde 98. En kolayı ne? Bu insan hatasını azaltmak. Peki bunun için ne yapabiliriz? Üç tane çok önemli başlık var, bir: Sürekli denetim yapmamız lazım, yani 7/24 sürücüler bilecek ki “Biz denetim altındayız.” Bu manada da, bu kadar ilerlemiş teknolojik imkânlar varken, yeni nesil teknolojiler varken muhakkak bunun denetimini –Emniyet Genel Müdürlüğümüzün de bu yönde çalışmaları var- yapabiliriz.

İkincisi: insanlar üzerinde kalıcı bir eğitim, kalıcı bir bilinç oluşturmamız lazım. Maalesef, bu kadar kaza olduğu hâlde hiç umursamıyoruz, emniyet kemeri takmıyoruz, aşırı hız yapıyoruz. Mesela, kazaların en büyük nedeni, yüzde 50’den fazlası aşırı hız. Şuraya bir bakın, 110 kilometre hızda sanki 15’inci kattan atlıyorsunuz açığa çıkan enerji açısından. İnsan 15’inci kattan atlar mı? Ama gaza basıyoruz. Bu en önemli neden.

Önemli bir başka neden: Kafa kafaya çarpışmalar. Allah’tan son zamanlarda bölünmüş yolların 25 bin kilometreye ulaşmasıyla beraber, uluslararası bir trafik verisine göre ölümlü kazalar yüzde 62 azalmış vaziyette. Emniyet kemeri takmıyoruz; yorgun, alkollü direksiyon başına geçiyoruz.

Şimdi, bunun için de, bu kadar, otuz beş senesini bu işe vermiş bir milletvekili, daha önce bir üniversite hocası olarak ve konunun mağduru bir ailenin mensubu olarak, 3 trafik kazasında 5 yakınını kaybetmiş bir kişi olarak buradan değerli iktidar ve muhalefet partilerine diyorum ki: Bizim birlikte yapacağımız önemli işler var. Neydi? Denetim ve kalıcı eğitim, bilinç. Bu manada, yeni teknolojileri, bu sistemleri ele alacak muhakkak bir trafik yasasını bugün Türkiye Büyük Millet Meclisinden geçirmemiz lazım. Emniyet Genel Müdürlüğümüz bu manada önemli çalışmalar yapıyor. Buradan da Emniyet Genel Müdürlüğümüzün trafikten sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Akdeniz’e teşekkürleri de bir borç biliyorum. Bakın, bizim üniversite olarak teklif ettiğimiz ve Efkan Ala Bey zamanında büyük ilgi gören projemizle ilgili olarak -bugün de Sayın Süleyman Soylu Bakanlığında- Emniyetimiz ile üniversite arasında iki hafta önce protokol imzalandı. İsmi, İUS dediğimiz İnteraktif Uyarı Sistemi. Yoldaki hatayı, hava durumundan dolayı yoldaki olumsuzluğu, herhangi bir kaza olduğu zaman kazayı sürücüye -bugün çok kolay, teknoloji çok ilerledi- bunu bildiriyoruz; ondan sonra da en fazla kaza nedeni olan hız konusunda da İnteraktif Denetim Sistemiyle hızı sürekli, 7/24 ölçüyoruz. Birincide uyarı veriyoruz, ikincide uyarı veriyoruz, üçüncüde istersek ceza yazabiliriz, e-tebligat yoluyla ceza gönderebiliriz. Burada yani bütün bunları yapmak o kadar kolay ki.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MUSTAFA ILICALI (Devamla) – Başkanım, biraz daha… Bir dakika olur mu? Bu kadar önemli konu…

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Verin efendim, iki dakika da verin, kamu düzeni açısından, kamu yararı açısından faydalı.

MUSTAFA ILICALI (Devamla) – Allah razı olsun, çok teşekkür ederim.

BAŞKAN – Bir dakika yerinizden veririm, siz burada bitirin olmazsa.

MUSTAFA ILICALI (Devamla) – Bir cümleyle bağlayayım.

BAŞKAN – Tamam, tamamlayın lütfen, açıyorum.

MUSTAFA ILICALI (Devamla) – Şu anda açık ve net olarak büyük bir sorumluluk; otuz beş yıllık bir hocalık…

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) – Üniversitelerde trafik kürsüsü kurulsun Hocam.

MUSTAFA ILICALI (Devamla) – Mecliste, burada biliyorum ki ana muhalefetin, muhalefet partilerinin hassasiyeti var. Bu kadar yakınlarımızı kaybetmişiz, vekillerimizi kaybetmişiz. Gelin, burada yapacağımız teknolojik projelere, bunlara bağlı olarak çıkaracağımız yasaya hep beraber destek verelim. Bir can kurtarsak ne kadar önemli. Bunları yapabileceğimizi biliyoruz. Niye bu konuda da, bu istatistiklerde de Avrupa’daki diğer ülkelere göre geride kalalım? Birçok konuda, teknolojide sollamışız gitmişiz, yeni nesil teknolojileri en iyi şekilde kullanan ülkelerden biriyiz, bunu trafikte uygulayalım diyorum.

Bana bir dakika da fazla süre verdiğiniz için, destek verdiğiniz için sizlere teşekkür ediyorum.

Kazasız, güvenli, düzenli seyahatler diliyor, saygılar sunuyorum. (AK PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Ilıcalı.

Şimdi sisteme giren sayın milletvekilleri var. İç Tüzük 60’a göre ilk on beş kişiye birer dakika süreyle söz vereceğim.

Sayın Atıcı, buyurun.

V.- AÇIKLAMALAR

1.- Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı’nın, haksız, hukuksuz ve insanlık dışı bir şekilde ihraç edilen pek çok kamu görevlisinden 2’sinin açlık grevinde olduğuna, keyfî ve hukuksuz işten atmalara son verilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması

AYTUĞ ATICI (Mersin) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Değerli arkadaşlar, AKP döneminde hak arayanlar hukuktan ümidini kesme noktasına geldiler. Haksız, hukuksuz ve insanlık dışı bir şekilde ihraç edilen pek çok kamu görevlisinden 2’si bedenlerini ölüme yatırdılar; akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça. Bu insanlar “Canımızı veririz, hakkımızı yedirmeyiz, hukuksuzluğa boyun eğmeyiz.” diyerek yüz seksen gündür oturma eylemi, altmış iki gündür açlık grevi yapıyorlar. Talepleri çok net ve haklı: Bir, olağanüstü hâl uygulaması kaldırılsın; iki, işten atılan ve açığa alınan devrimci, demokrat ve masum kamu emekçileri iade edilsin; üç, keyfî ve hukuksuz işten atmalara son verilsin.

Bir hekim olarak uyarıyorum, açlık grevi bu aşamadan sonra ölüme veya kalıcı hasara neden olabilir. Haklı talepler derhâl dikkate alınmalı ve bu açlık grevleri sona erdirilmelidir.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Sayın Özdemir…

2.- İstanbul Milletvekili Sibel Özdemir’in, 9 Mayıs Avrupa Günü’ne ve Türkiye’nin Avrupa Birliği ulusal stratejik hedefinin kısa vadeli iç politikalara ve kişisel siyasal çıkarlara malzeme edilmesine son verilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Bugün, Avrupa Birliğinin kuruluşunun temeli olan 9 Mayıs 1950 tarihli Schuman Deklarasyonu’nun 67’nci yıl dönümü nedeniyle 9 Mayıs Avrupa Günü olarak kutlanmaktadır. Ancak Avrupa Birliği resmî adayı olan ülkemizde Avrupa bütünleşme hedefimizin gerektirdiği uyumlaştırma ve reformların kesintiye uğraması; ülkemizde demokrasi, hukukun üstünlüğü, temel hak ve özgürlükler, akademik ve basın özgürlüğü alanlarındaki geriye gidişler nedeniyle evrensel Avrupa değerlerinden hızla uzaklaşmaktayız. Türkiye'nin Avrupa Birliği ulusal stratejik hedefinin kısa vadeli iç politikalara ve kişisel siyasal çıkarlara malzeme edilmesine son verilmelidir. Avrupa’yla bütünleşmemizin gereği demokratik işleyen bağımsız kurumlarımızı ve güçlü parlamenter sistemi tekrar inşa etme yolunda bir kez daha çağrıda bulunuyorum.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Sayın Gürer…

3.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in, bazı bölgelerde hava sıcaklığının mevsim normallerinin altında olması nedeniyle çiçek açan meyve ağaçlarının don ve doludan önemli ölçüde zarar gördüğüne ve Hükûmetin üreticilerin mağduriyetini bir an önce gidermesi gerektiğine ilişkin açıklaması

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Bazı bölgelerimizde hava sıcaklığının mevsim normallerinin altında olması nedeniyle çiçek açan meyve ağaçları don ve doludan önemli ölçüde zarar görmüştür. Niğde’de elma ve kayısıda yüzde 90’lara varan zararlar oluşmuştur. 90 bin dekar meyve bahçesi dondan direkt etkilenmiştir. Tek geçim kaynağı olan bahçecilik yapan mağdur üreticinin zarar tespiti bazı bölgelerde yapılmaktadır. Bir an önce üreticilerin ürün kaybı üzerinden destek sağlanmalıdır, borçları ötelenmelidir. Niğde Bor, Çamardı, Altunhisar ve Ulukışla’da dolu ve dondan etkilenen bahçelerde ürün zarar gördüyse Çiftçi Kayıt Sistemi ve TARSİM’e dâhil olmayanlara da destek sağlanmalıdır. Erken uyarı sistemleri ve üretici bilinçlendirme eksiklikleri bu mağduriyetlerin oluşumunda bir nedendir. Hükûmet üreticilerin mağduriyetini bir an önce gidermelidir.

BAŞKAN – Sayın Cora…

4.- Trabzon Milletvekili Salih Cora’nın, Vakıflar Haftası’nı kutladığına ilişkin açıklaması

SALİH CORA (Trabzon) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; vakıflar, insanların sahip oldukları mülklerini, gayrimenkullerini kendi istekleriyle ve bilabedel sonsuza dek sürecek bir hizmete bağışlamalarını sağlayan önemli müesseselerdir. Tarihimiz, insanı, hayvanatı, tabiatı muhafaza eden, onları düşünen, estetik ve diğer duyguların tecessüm ettiği onlarca vakıf eseriyle doludur. Ecdadımızın kurmuş olduğu bu hayır mekanizmalarını yaşatmak maksadıyla AK PARTİ iktidarı döneminde birçok vakıf, abide eseri ihya edilmiştir, muhtaçlara ve öğrencilere yardımlar yapılmıştır. Kültür varlıklarının gelecek nesillere aktarılmasıyla ilgili olarak yurt içi ve yurt dışı faaliyetler sürdürülmekte, birçok eserin bilimsel veriler ışığında orijinali muhafaza edilerek restorasyonu tamamlanmaktadır.

Bu vesileyle, kazanımlarını insanlığa vakfeden hayır sahiplerinin ruhlarının şad olmasını diliyor, vakıf şuurunun güçlenmesi temennisi dileğiyle Vakıflar Haftası’nı kutluyorum.

BAŞKAN – Sayın Bakan...

5.- İzmir Milletvekili Murat Bakan’ın, bilgiye erişimin bir insan hakkı olduğuna ve Wikipedia’ya konulan engellemenin kaldırılması için gerekli adımların atılması gerektiğine ilişkin açıklaması

MURAT BAKAN (İzmir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 29 Nisan Cumartesi günü Bilgi Teknolojileri Kurumu Türkiye’de Wikipeda’ya engelleme koydu. Wikipeda, yüzlerce dilde yayın yapan, küresel, tarafsız ve güvenilir bir bilgi kaynağıdır. Engellemenin devam etmesi durumunda milyonlarca Türk bilgiye erişememiş olacaktır. Bu ceza, gönüllü bir kuruluş olan Wikipeda’ya değil, bilgiye erişimi engellenen Türk halkına verilmiştir. Bazı bilgiler bizi rahatsız edebilir ancak bu topyekûn bir engelleme şeklinde olmamalıdır. En kısa zamanda bu engellemenin kaldırılması için gerekli adımlar atılmalıdır. Hükûmete sesleniyorum: Bilgiye erişim bir insan hakkıdır, Türk halkını bundan mahrum etmeye kimsenin hakkı yoktur.

BAŞKAN – Sayın Yalım...

6.- Uşak Milletvekili Özkan Yalım’ın, 9 Mayıs Avrupa Günü’nü kutladığına ve 1 Temmuz 2016’da açılan Osman Gazi Köprüsü’nün ilk altı aylık periyodunda kaç adet aracın geçiş yaptığını öğrenmek istediğine ilişkin açıklaması

ÖZKAN YALIM (Uşak) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Bugün 9 Mayıs Avrupa Günü, bundan dolayı Avrupa Günü’nü kutluyorum. Ve aynı zamanda, biraz önce değerli arkadaşımızın konuşma yaptığı üzere, Karayolu Trafik Haftası’nı da aynı şekilde kutluyorum.

Bu arada Sayın Ulaştırma Bakanımıza defalarca soru önergesi vermeme ve soru sormama rağmen hâlâ bir cevap alamadım. 1 Temmuz 2016’da açılan Osmangazi Köprüsü’nün ilk altı aylık periyodunda yani 31 Temmuz 2016 ile 31 Aralık 2016 tarihleri arasında kaç adet araç geçiş yapmıştır? Bu konuyla ilgili gereken bilgiyi de rica ediyorum.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Sayın Arslan...

7.- Denizli Milletvekili Kazım Arslan’ın, yasanın yürürlüğe girmesine rağmen otuz yıl üzerinden emekli olanlara fazla çalışma ikramiyelerinin neden ödenmediğini, aynı şartlarda emekli olan memurlara farklı emekli ikramiyesi verilmesinin nedenini ve ne zaman öğretmen kadrosu verileceğini öğrenmek istediğine ilişkin açıklaması

KAZIM ARSLAN (Denizli) – Maliye Bakanına soruyorum.

Bir: Devlet memuru olarak fazla çalışıp da otuz yıl üzerinden emekli ikramiyesi verilenlerle ilgili olan yasa yürürlüğe girmiş olmasına rağmen fazla çalışma ikramiyeleri neden ödenmiyor?

İki: Devlet memuru olarak aynı dereceden emekli olanlara aynı süre fazla çalışmış olmalarına rağmen farklı miktarlarda emekli ikramiyesi verilmesinin sebebi nedir?

Üç: Millî Eğitim Bakanlığının 150 bin öğretmene ihtiyacı olduğu söyleniyor. 400 bine yakın da mezun olmuş öğretmenimiz var. Millî Eğitim Bakanlığı kadro verilmediği için sözleşmeli ve ücretli öğretmen çalıştırmak zorunda olduğunu belirtiyor. Bu durum karşısında öğretmen ihtiyacının giderilebilmesi ve öğretmenlerimizin atanabilmeleri için Millî Eğitim Bakanlığına ne zaman kadro vermeyi düşünüyorsunuz?

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Sayın Akyıldız…

8.- Sivas Milletvekili Ali Akyıldız’ın, Sivaslı çiftçilerin iklim koşulları nedeniyle yaşadıkları mağduriyetleri giderecek bir çalışma yapılıp yapılmayacağını öğrenmek istediğine ilişkin açıklaması

ALİ AKYILDIZ (Sivas) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sivas’ta güz dönemi çok kurak geçtiği için benim Sivaslı çiftçi kardeşim kurak araziye hububat ekimi yapmak zorunda kaldı ve bugün itibarıyla geldiğimiz noktada yüzde 30 civarında bir ürün kaybından bahsedilmektedir. Sayın Tarım Bakanı ve Bakanlık yetkilileri bu konuda benim Sivaslı çiftçi kardeşimin mağduriyetini giderecek bir çalışma yapmayı düşünüyor mu?

TARSİM kuraklık sigortası 24 Nisanda bittiği için, bu konuda da çiftçilerimizin mağduriyet yaşamaması için en azından Sivas ve benzeri iklim özelliklerini taşıyan iller için mayısın sonuna kadar uzatılabilir.

Yine, Tarım Bakanlığı Sivas’ın soğuk ve kurak yapısını da göz önüne alarak yapacağı demonstrasyon çalışmalarıyla benim Sivaslı çiftçi kardeşime ekim yapacağı ürün çeşidini önermeyi düşünüyor mu?

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Sayın Hürriyet…

9.- Kocaeli Milletvekili Fatma Kaplan Hürriyet’in, Atatürk’e hakaret eden Mustafa Armağan ile Yavuz Bahadıroğlu’nun Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ve Darıca Belediyesi tarafından söyleşi ve kitap fuarına davet edilmelerine ilişkin açıklaması

FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Bu ülkeyi küllerinden kuran Mustafa Kemal Atatürk’e hakaretler yağdıran, 17-25 Aralık sonrası dahi FETÖ’yü yere göğe sığdıramayan Mustafa Armağan ve Atatürk ile manevi kızı hakkında çirkin iddialarda bulunan Yavuz Bahadıroğlu bu cesareti kimlerden almaktalar? Ey AKP, niçin bu müptezel FETÖ’cülere sesiniz çıkmıyor? Bu da yetmezmiş gibi, bu ahlaksızlar Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ve Darıca Belediyesi tarafından söyleşi ve kitap fuarına davet ediliyorlar. Bu belediyeler nasıl bir aymazlık içindeler?

Belediye başkanlarına sesleniyorum: Oturduğunuz koltuklar sizin malınız değil, tüm Kocaeli halkına aittir. Derhâl bu yanlıştan dönün ve programları iptal edin. Sabrımızı zorlamayın. Bu ahlaksızlığa ortak olmaya kalkarsanız Gençliğe Hitabe’deki yetkilerimizi kullanır, nefsi müdafaa olarak gereğini yapar FETÖ’cü Atatürk düşmanlarına İzmit ve Darıca’da geçit vermeyiz. Çıkacak olumsuzluklardan da belediye başkanları olarak siz sorumlu olursunuz, bu böyle biline.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Sayın Kılıç…

10.- Kahramanmaraş Milletvekili İmran Kılıç’ın, Vakıflar Haftası ile Trafik Haftası’nı kutladığına ve “anlamak”, “anlatmak”, “anlaşmak”, “anlaşılmak” kavramlarının çok önemli olduğuna ilişkin açıklaması

İMRAN KILIÇ (Kahramanmaraş) – Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hem Vakıflar Haftası’nı hem Trafik Haftası’nı kutluyorum.

“Anlamak”, “anlatmak”, “anlaşmak”, “anlaşılmak” çok önemli kavramlar bunlar. Az anlamak ters anlamaktan iyidir. Anlamayanlar ile anlaşmak mümkün değildir. Anlayışlı kişiler kusuru değil, güzelliği arar. Bir şeyi anlamadan ortaya atılmamalıdır. İyi ifade edilmiş bir sorun yarı yarıya çözülmüştür. Anlamak bilmek, bilmek ise affetmektir. Ne kadar bilirsen bil söylediklerin karşındakinin anlayabildiği kadardır. Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguyu paylaşanlar anlaşır. Önemli olan söylenenin ne olduğu ya da nasıl söylendiği değil, söyleyenin nasıl anlaşıldığıdır. “Anlatışa göre verirler fetvayı.” denilmiştir atasözünde. Kısaca, anlatabilmek yeteneğin kardeşidir, anlaşılabilmek büyük mutluluktur.

BAŞKAN – Sayın Kayışoğlu…

11.- Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu’nun, son günlerde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e aşağılıkça hakaretlerin yoğunlaştığına ve bunun en önemli sebebinin iktidarın yargıyı siyasallaştırması olduğuna ilişkin açıklaması

NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) – Teşekkürler.

Son günlerde, bütün dünyanın saygı duyduğu, ülkemizin ve Gazi Meclisimizin kurucusu, mazlum milletlerin yol göstericisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e aşağılıkça hakaretler yoğunlaştı. Bu hakaretlerin en önemli sebebi, yargıyı siyasallaştıran, hâkimleri emir kulu hâline getiren iktidardır. Atatürk’e hakaret edenler hakkında verilen beraat kararlarının Bursa’da bizzat şikâyetçisiyim. Bu hakaretlerin teşvikçisine de cezasız bırakanlarına da fütursuzca hakaret yağdıranlara da lanet olsun, lanet olsun, lanet olsun diyorum.

BAŞKAN – Sayın Yedekci…

12.- İstanbul Milletvekili Gülay Yedekci’nin, hukukun üstünlüğü için mücadele edilmesinin şart olduğuna ilişkin açıklaması

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Evet, adalet aranıyor. Adalet nerede, hepimiz arıyoruz. “Hayır” oylarının şaibesi ortada. “Hayır” oyları daha yüksek olduğu hâlde YSK’nın devreye girmesiyle bugün seçim sonucu başka şekilde açıklandı ama YSK Başkanıyla ilgili herhangi bir işlem yapılmadı. Atatürk’e gece gündüz hakaret ediliyor herhangi bir işlem yapılmıyor. Ama Mayıs 2014’te bir cemevinde cenazeye katılan Uğur Kurt öldürülüyor ve ceza olarak 12.100 lira ceza veriliyor. Bu ne demektir? Bir kişi öldürülürse karşılığında 12.100 lira mı ödenecektir? Bu emsal teşkil edecek midir? İnsanların canı bu kadar ucuz mudur? İnsanlar cemevinde cenazeye gidemeyecek midir? İnsanların can güvenliğini korumak bu Hükûmetin yetkisinde değil midir? Bir an önce gerekli çalışmaların yapılması, hukukun üstünlüğü için bütün mücadelelerin verilmesi şarttır.

BAŞKAN – Sayın Adıgüzel…

13.- İstanbul Milletvekili Onursal Adıgüzel’in, 685 sayılı KHK’da kurulacağı duyurulan OHAL inceleme komisyonunun aradan geçen dört aya rağmen neden hâlâ faaliyete geçirilmediğini öğrenmek istediğine ilişkin açıklaması

ONURSAL ADIGÜZEL (İstanbul) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Malum, sayın bakanlarımız sorduğumuz soru önergelerine cevap vermeye tenezzül etmedikleri için Hükûmet yetkililerine buradan sormak isterim: Altında imzanız bulunan 685 sayılı KHK’da kurulacağını duyurduğunuz OHAL İnceleme Komisyonu aradan geçen dört aya rağmen neden hâlâ faaliyete geçmedi? Kendi çıkardığınız KHK’ya dahi uymaya neden gerek görmüyorsunuz? Sırf muhalif oldukları için gece yarısı KHK’larıyla ihraç edilen, ekmeğinden işinden edilen binlerce mağdur insana vadettiğiniz komisyon kâğıt üstünde mi kaldı? Bu insanların sesine ne zaman kulak vereceksiniz? Siz zalimin hukukunu geçerli kılmaya çalışırken hukuksuzca ihraç ettiğiniz iki akademisyen -Nuriye Gülmen ve Semih Özakça- altmış iki gündür başkentin göbeğinde günden güne eriyor ama unutmayın tarih zalimlerin değil, ona karşı direnenlerin hukukunu yazar.

BAŞKAN – Sayın Arık…

14.- Kayseri Milletvekili Çetin Arık’ın, son dönemde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e hakaret ederek bir yerlere yaranmak isteyen sözde tarihçilerin türediğine ilişkin açıklaması

ÇETİN ARIK (Kayseri) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Son dönemde, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, Ulu Önderimiz, ebedi Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e hakaret ederek bir yerlere yaranmak isteyen sözde tarihçiler türedi. Hakareti tarih sananlara nasıl yanıt verilir diye düşünürken çok benim tarzım olmasa da Neyzen Tevfik geldi aklıma, bakın Neyzen Tevfik ne demiş?

“Esir iken mümkün müdür ibadet,

Yatıp kalkıp Atatürk’e dua et.

Senin gibi dürzülerin yüzünden,

Dininden de soğuyacak bu millet.

 

İşgaldeki hâli sakın unutma.

Atatürk’e dil uzatma sebepsiz.

Sen anandan yine çıkardın amma,

Baban kimdi bilemezdin şerefsiz.” (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Tanal…

15.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, aylardır atama bekleyen ziraat mühendislerine, gıda mühendislerine ve su ürünleri mühendislerine müjdeli bir haber verilmesini beklediğine ilişkin açıklaması

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, ihtiyaçları olduğu gerekçesiyle asgari 2.500 personel alım sözü verdiği hâlde personel alımı bugüne kadar yapılmamıştır. Ziraat mühendisleri, gıda mühendisleri, su ürünleri mühendisleri, veteriner hekimler, teknikerler aylardır alım olmasını bekliyorlar. Bakanlığın üreticiye daha iyi hizmet verebilmesi için uygulanan tarımsal işletme danışmanlığı mevcut personelle sağlıklı yürümüyor. Bu açıdan, ihtiyaç olmasına rağmen aylardır atama bekleyen ziraat mühendislerine, gıda mühendislerine, su ürünleri mühendislerine müjdeli bir haber vermesini bekliyor, hepinizi saygı ve hürmetle selamlıyorum.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Evet, son olarak Sayın Tüm, buyurun.

16.- Balıkesir Milletvekili Mehmet Tüm’ün, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan’ın 6 Mayıs 1972’de idam edildikleri tarihten bugüne birçok hükûmet değişmesine rağmen siyasal anlayışın değişmediğine ilişkin açıklaması

MEHMET TÜM (Balıkesir) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Bundan tam kırk beş yıl önce Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan 6 Mayıs 1972’de 12 Mart faşistleri tarafından asılarak katledildiler. Tarihe “3 devrimci yürek”, “3 genç fidan” olarak geçen ve hâlâ gönüllerdeki yerini ve acısını koruyan bu devrimci gençler, emperyalizme ve faşizme karşı tam bağımsız ve demokratik bir Türkiye istediler, suçları buydu, bunun için darağacına gönderildiler. Her geçen gün Türkiye halkının ve devrimci gençliğinin onlara olan özlemi artarak devam etmektedir. Zaman Denizleri haklı çıkardı. Çünkü zaman Denizlerin öngörüsünü haklı çıkarmıştır. Günümüzde emperyalizme karşı mücadele daha da büyük bir önem kazanmıştır çünkü bugün Denizlerin ileri sürdükleri talepler geçerliliğini sürdürmekle kalmamış, çok daha önem kazanmıştır. O tarihten bugüne birçok hükûmet, siyasal iktidar değişti ama ne yazık ki siyasal anlayış asla değişmedi, hatta koşulları daha da ağırlaştı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET TÜM (Balıkesir) – Demokrasi ortadan kalktı, OHAL olağan hâle getirildi. Dışa bağlı siyasal bağımlılık her geçen gün biraz daha artmaktadır. Her şey…

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Tüm.

Sayın Usta, sisteme girmişsiniz, iki dakika süreyle söz veriyorum.

Buyurun lütfen.

17.- Samsun Milletvekili Erhan Usta’nın, Doğu Türkistan davasında Hükûmetin duyarlı olmasını talep ettiğine, 9 Mayıs Avrupa Günü’ne, 6-12 Mayıs Kan Haftası ile 10-16 Mayıs Engelliler Haftası’na ilişkin açıklaması

ERHAN USTA (Samsun) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

21 Doğu Türkistanlı soydaşımız gözaltına alınarak sınır dışına çıkartılma riskiyle karşı karşıyadır. Bugün Sayın Genel Başkanımız da grup toplantısında bu konuya dikkati çekmiştir.

Biz Türk milleti olarak milyonlarca Suriyeliye bakan bir ülkeyiz, 21 tane kardeşimize mi bakamayacağız, ev veremeyeceğiz, kucak açamayacağız? Bizim hiçbir şekilde soydaşlarımızı Çin zulmüne terk etmememiz gerekir. Doğu Türkistan davası haklı bir davadır, baki bir davadır. Dolayısıyla soydaşlarımız da bizim namusumuza emanettir. Bu konuda Hükûmetimizin duyarlı olmasını talep ediyoruz.

Sayın Başkan, bugün 9 Mayıs Avrupa Günü. Avrupa Birliği üyeliği ülkemiz açısından bir devlet politikasıdır. Avrupa Birliği önemlidir, Avrupa pazarı bizim için önemlidir ancak hiçbir şekilde de vazgeçilmez değildir. Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak, Avrupa Birliğiyle ilişkileri Türkiye için bir kimlik ve kader sorunu olarak görmüyoruz. Ne pahasına olursa olsun Avrupa Birliğinin yörüngesinde sürüklenmeye mecbur, mahkûm ve muhtaç olmadığımızı da buradan ifade etmek istiyorum. Millî onurumuzun zedelenmesine hiçbir şekilde müsaade edilmemelidir.

Diğer taraftan, 6-12 Mayıs Kan Haftası. Biliyorsunuz kanın tek kaynağı insan. Bu hayati sıvının başka bir muadili de yok. Kan bağışlayarak hem insanları kurtarabiliriz hem de kendi sağlığımızı koruyabiliriz. Ülkemizde, son verilere göre 44 milyon kişi kan bağışı yapabilme potansiyeline sahiptir. Bunun yaklaşık yüzde 4,8’i bağış yapmaktadır. Yaklaşık yıllık 2,7 milyon ünite kana ihtiyaç varken bu ihtiyacın da 2,1 milyonu ancak karşılanabilmektedir.

Burada dikkati çeken bir oran da şudur: Kan bağışçılarının yüzde 87’si erkek, yüzde 13’ü kadın. Ben, buradan, Türkiye Büyük Millet Meclisinden kadın bağışçıların sayısının artması için de bir çağrı yapmak istiyorum. Ve dolayısıyla kan vermenin faydasını aslında ifade etmeye gerek yok.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Lütfen bir dakikada toparlayın.

Buyurun.

ERHAN USTA (Samsun) – Diğer taraftan, 10-16 Mayıs da Engelliler Haftası’dır. 10 milyon engelli vatandaşımızın olduğunu biliyoruz. 2002 yılında Milliyetçi Hareket Partisinin de koalisyon ortağı olduğu hükûmet döneminde engellilerle ilgili kapsamlı bir araştırma yapılmış ancak ondan sonra herhangi bir kapsamlı araştırma yapılmamıştır. Bunların sayısına ilişkin, engel durumu, eğitim, sağlık, okuryazarlık, istihdam derken bu konuların kapsamlı bir şekilde araştırılıp politikaların da o konuda yürütülmesi lazım.

Klasik bir söylem vardır: “Hepimiz engelli adayıyız.” Dolayısıyla engelli vatandaşlarımıza karşı tam bir empati geliştirebildiğimizi ben çok da fazla düşünmüyorum. Engellilerle ilgili aslında Hükûmet ciddi de bir bütçe ayırmaktadır ancak buralarda, özellikle özel eğitim kurumlarıyla ilgili olarak ciddi bir etkinlik sorunuyla da karşı karşıya olduğumuz bilinmektedir. Burada sağlıklı bir çalışma yaparak bu çalışmalar çerçevesinde kaynakların kullanılmasının hem engelli vatandaşlarımız açısından hem de toplumumuz açısından çok faydalı olacağını düşünüyorum.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Sayın Kerestecioğlu, size de iki dakika süreyle söz veriyorum.

Buyurun lütfen.

18.- İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demir’in, bu Meclisin, milletvekillerinin dokunulmazlığını kaldıran ve halkın iradesini yok sayan bir Parlamento olarak tarihe geçeceğine, Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan’ın milletvekilliğinin düşürülmesiyle ilgili fezlekenin okunmaması gerektiğine ilişkin açıklaması

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sanıyoruz, birazdan Nursel Aydoğan Vekilimizle ilgili buraya bir sunum yapılması söz konusu olabilir. Ancak bunu defalarca ifade ettik. Bu Meclis tarihe, milletvekillerinin dokunulmazlığını kaldıran ve onların, birpartinin, halkın iradesini yok sayarak, milletvekillerini hapsederek, söz haklarını elinden almaya gayret eden bir Parlamento olarak geçecek. Ya buna hep beraber “Artık dur.” diyeceğiz ve bundan sonrasında devam edilmeyecek ya da gerçekten hep beraber tarihe bu şekilde geçmeyi kabul etmiş olacaksınız.

Zamanında Sayın Cemil Çiçek’in de aynı şey başına geldiğinde “Ben bu Parlamentoda olduğum sürece, Başkan olduğum sürece kimsenin burada milletvekilliğinin düşürülmesine, bu ayıba izin vermem.”demişti ve bu olumlu karşılanmıştı kamuoyunda.

Şimdi, Nursel Vekilimizin söylediği sözlerdenbaşka hiçbir şey yok. Ne dedi Nursel Vekilimiz? “Artık yeter, canlar ölmesin, özgürlük yeşersin.” Şimdi, siz ne diyorsunuz peki? Diyordunuz ki: “Bu kürsüde söyleyemediğiniz söz mü var?” Evet, varmış demek ki bu kürsüde söyleyemediğimiz söz ve sözlerden dolayı yargılandı arkadaşlarımız, sözlerden dolayı içerideler. Selahattin Demirtaş’ın, Eş Genel Başkanımızın hâlâ duruşma tarihi belli değil arkadaşlar, bundan hiç mi rahatsızlık duymuyorsunuz hiçbiriniz? Bir partinin onlarca milletvekilini, üstelik de oyun oynar gibi…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayın lütfen, açıyorum.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - …bir mahkeme bırakıp, arkasından aynı mahkemede hâkimler görevden alınıp, başka mahkeme itiraz edip sürekli, vekillerimizi bir içeri bir dışarı şeklinde yaşatırken bundan hiç mi bir parlamenter üzülmüyor ve sıkıntı duymuyor? Görevinizi yaptığınızı mı düşünüyorsunuz? Biz bir kez daha sesleniyoruz: Bu ülkenin barışa ihtiyacı var ve “Artık yeter, canlar ölmesin, özgürlük yeşersin.” diyen bir insanın fezlekesini buradan okumayın Sayın Başkan. Bunun Başbakanlığa iade edilmesini ve sizin de tarihe bu şekilde geçmemenizi temenni ediyoruz.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Kerestecioğlu.

Sayın Özel, buyurun.

19.- Manisa Milletvekili Özgür Özel’in, bir televizyon kanalında Atatürk’e yapılmış hakaretler karşısında Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanının bir tavır alması gerektiğine, 9 Mayıs 1935 Cumhuriyet Halk Partisinin isminde “fırka” yerine “parti” kelimesi kullanılmasının yıl dönümüne, KHK’yla mesleklerinden men edilen 2 öğretmenin açlık grevlerinin 62’nci gününde olduklarına ve bu konuda Başbakan ile ilgili bakanları duyarlılığa davet ettiğine ve Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan hakkındaki fezlekenin okunacak olmasının siyasi bir tutum olduğuna ilişkin açıklaması

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Sayın Başkan, teşekkür ederim.

Genel Kurulu saygıyla selamlarım.

Öncelikle “Tvnet” adı altında iktidar partisine çok yakın, iktidar partisi tarafından korunan, kollanan, gelişimine katkı sunulan bir televizyon kanalında “Derin Tarih” adlı sözde bir tarih dergisinde yayınlanan bir dizi iftira ve Atatürk’e, değerli eşine ve manevi kızına karşı yapılmış hakaretlerin o televizyona taşınması, iktidar partisinin bu konudaki tepkisizliği bizleri gerçekten üzüyor. Ama burada, sanıyorum, ilk Meclisin seçilmiş ilk Meclis Başkanı olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e sahip çıkma, onun manevi şahsiyetine, hatırasına yapılan bu ağır hakaretler karşısında Türkiye Büyük Millet Meclisinin Başkanının ve oturumu yönetmekte olan Başkan Vekilinin de sorumlulukları ve alması gereken bir tavır vardır diye düşünüyorum.

Konuyla ilgili yaklaşımı, partimizin yaklaşımını Sayın Genel Başkanımız grup toplantımızda en net biçimde ve en sert biçimde ifade etti. Bu konuda gerek kanuni gerek siyasi her türlü imkânı seferber edeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Ama bu Meclisin kurucusu ve ilk Meclis Başkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’le ilgili olarak sizin de ve Meclis Başkanlığının da tavrını netleştirmesini hassaten rica ediyoruz.

Bugün 9 Mayıs 1935’in Cumhuriyet Halk Partisi için önemi büyük. İsmindeki “fırka” kelimesinin yerine “parti” kelimesinin geçtiği, altı okun ayrıntılarıyla tanımlandığı ve bugün partimizin…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayın lütfen.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – …üzerinde siyasetini yürüttüğü, şekillendirdiği temel altı değerin kamuoyuyla açıkça paylaşılarak, âdeta bir tutum belgesi şeklinde, bugünlere kadar devam edecek… O muhteşem kurultayın yıl dönümünde olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyoruz.

Nuriye Gülmen ve Semih Özakça öğretmenler bir gece yarısı hukuksuz bir KHK’yla menedildiler mesleklerinden. Yüz seksen bir gündür öğrencilerine duydukları özlemi vücutlarını açlığa yatırarak kamuoyu gündemine taşımaya çalışıyorlar. Bu açlık grevi her geçen gün… Daha doğrusu, yüz seksen bir gündür oturma eylemi yapıyorlar ve açlık grevleri de 62’nci gününde.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Sayın Başkanım…

BAŞKAN – Tamamlayın lütfen.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Bu konuda hukuksuz bir kanun hükmünde kararnameyle, Meclis yetkisinde olan bir durumun OHAL bahane edilerek ve kişilerin sadece düşüncelerini açıkladıkları için mesleklerinden, öğrencilerinden edildikleri ve bu süreçte sağlıklarıyla ilgili tehlikeler hepimizin gündeminde olmalıdır. Bu konuda Sayın Başbakanı, ilgili bakanları duyarlılığa ve konu hakkında tavır geliştirmeye davet ediyoruz.

Ve son olarak da birazdan okunacak bir kararla Anayasa’nın ilgili maddesinin ikinci fıkrasının işletileceği anlaşılıyor ama daha önce de bunu söyledik, bu Mecliste yerleşmiş bir uygulama var. İktidarınız zamanında yine benzer kararların okutulmadığını, bunun demokrasinin bir gereği olarak kamuoyuyla paylaşıldığını, örneğin Kemal Aktaş kararının okutulmadığını biliyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Bu yüzden bugün, burada, bu kesinleşmiş kararın okutularak bir milletvekilin milletvekilliğinin düşürülmesinin…

Bitiriyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN – Tamamlayın lütfen.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Bir kararın Kemal Aktaş için o gün okutulmamasını bir demokrasi bilinci olarak topluma aktaranların, “Biz burada oldukça bu karar okunmaz.” diyenlerin bugün bir yerlerden gelen talimatla nasıl davranacaklarını dikkatle takip edeceğiz. Ama şunu söyleyelim: “Seni başkan yaptırmayacağız.” diye bir söz olmasaydı, 7 Haziran seçimleri olmasaydı, daha sonra 1 Kasıma giderkenki süreç yaşanmasaydı bugün bu kararın okunmayacağını hepimiz biliyoruz Sayın Başkan. O zaman, burada alınan tutum hukuki değil, Anayasa’nın yerine getirilmesi değil, siyasi bir tutumdur. Biz, meselenin özünden sapmadan, bu konuda bir tutarlılığın olması gerektiğini düşünüyoruz.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Sabrınız için de teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Özel.

VI.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI

1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ahmet Aydın’ın, Meclis çalışmalarında Anayasa ve İç Tüzük’ün esas alındığına, gelen bir tezkereyi okumak durumunda olduklarına ve Gazi Mustafa Kemal’le ilgili mesnetsiz ithamları ve hakaretleri kınadıklarına ilişkin konuşması

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, tabii ki biz Meclisi yönetirken de Meclis çalışmalarımızda da Anayasa ve İç Tüzük’ü esas almak durumundayız. Dolayısıyla Anayasa ve İç Tüzük’ün gereklerini yerine getirmek durumundayız.

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) – Hangi Anayasa?

AHMET YILDIRIM (Muş) – Cemil Çiçek almıyor muydu?

LEYLA BİRLİK (Şırnak) – Anayasa mı kalmış, Anayasa var mı? Anayasa sizin tarafsızlığınızı öngörüyor Başkan

BAŞKAN – Burada, malum, dokunulmazlıklarla ilgili, 376 milletvekilinin, her üç siyasi partiden de milletvekillerinin oylarıyla, sadece belli bir gruba ait değil, 154 milletvekilinin 810 fezlekesine yönelik olarak dokunulmazlığı kaldırılmış.

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) – Kime ait? Başka hangi gruba yaptınız? Hangi gruba yaptınız başka?

BAŞKAN – Tamamlayayım lütfen, tamamlayayım…

AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) – Niye sürekli biz tutuklandık madem öyle?

BAŞKAN – Tamamlayayım…

AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) – Bir gün siz de gözaltına alının da görelim tarafsızlığı ve haksızlığı.

BAŞKAN – Dolayısıyla, burada, dokunulmazlık kaldırıldıktan sonra, tabii, ilgili yargı makamlarının işleyişine bizim yapabileceğimiz hiçbir durum söz konusu olamaz…

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) – Hangi yargı? Hangi yargıdan bahsediyorsunuz ya! O yargıyı esir aldınız. Hangi yargı?

LEYLA BİRLİK (Şırnak) – Yargı mı kaldı? Bu ülkede yargı mı var?

BAŞKAN – …ve burada da Anayasa’nın 76 ve 84’üncü maddeleri çok açık, buraya gelen bir tezkereyi bir şekilde bizim okumak durumunda olduğumuzu sizler biliyorsunuz.

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) – Değilsiniz, değilsiniz. Birazcık vicdanlı olun, vicdanlı!

AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) – Siz tarihe kara bir leke olarak düşeceksiniz.

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) – Biraz vicdanınız var mı? Bu ülkenin barışına dair biraz vicdanlı mısınız?

BAŞKAN – Kemal Aktaş’la ilgili durum ve Sebahat Tuncel’le ilgili durum çok sıkça dile getiriliyor. Kemal Aktaş’la ilgili konu gündeme geldiğinde, biliyorsunuz ki o süreçte, özellikle yargı paketlerinden bir tanesi vardı…

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) – Yeri geldiğinde demokrasi kahramanısınız, yeri geldiğinde böylesiniz.

BAŞKAN – …ve suçun vasfını değiştiren esaslı bir değişiklik vardı. Dolayısıyla, o değişikliğe denk geldiği için o bekletildi, daha sonra da, malum, zaten suç olmaktan çıkmış oldu.

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) – Demek ki günlük değişebiliyormuş, suç olmaktan çıkabiliyormuş.

BAŞKAN – Yine, Sebahat Tuncel’le ilgili Başbakanlık tezkeresi Meclise geldiğinde Meclis zaten tatil sürecindeydi ve ondan sonra Meclis hiç çalışmadı. Seçim dönemine girmişti, dolayısıyla Meclis Genel Kurulu çalışmadığı, tatilde olduğu için de o görüşülmedi, onu özellikle ifade etmek istiyorum.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) – Bu bir tutum, tutum.

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) – Bu utanç sizin yüzünüzde kalacak, bu utanç sizin üzerinizde kalacak. Bu utancı bir grubun üstüne yüklüyorlar.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) – Meclis tatiliyle alakası yok, bu bir tutumdur Sayın Başkan.

BAŞKAN – Yine, değerli arkadaşlar, tabii ki Meclisimizin kurucu Genel Başkanı, kurucu Başkanı ve istiklal mücadelesinin Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal’le ilgili, sizlerin de ifade ettiği gibi, haksız, mesnetsiz bu tür ithamları, hakarete varan söylemleri asla ve asla kabul etmediğimizi, kınadığımızı da buradan ifade etmek istiyorum.

Teşekkür ediyorum.

Gündeme geçiyoruz.

Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır.

Sayın milletvekilleri, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Sayın Faruk Çelik, gündemin “Sözlü Sorular” kısmının 1, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 24, 35, 42, 43, 49, 50, 84, 85, 87, 88, 91, 101, 129, 132, 173, 197, 204, 205, 213, 214, 215, 216, 223, 238, 239, 240, 241, 242, 243, 252, 255, 256, 264, 276, 277, 278, 280, 283, 302, 315, 316, 317, 319, 339, 340, 343, 344, 345, 346, 353, 354, 355, 356, 364, 395, 398, 435, 490, 491, 492, 493, 512, 518, 519, 522, 524, 526, 527, 532, 533, 534, 535, 536, 537, 538, 539, 540, 552, 594, 595, 596, 597, 598, 600, 601, 602, 609, 610, 611 ve 612’nci sıralarında yer alan önergeleri birlikte cevaplandırmak istemişlerdir. Sayın Bakanın bu istemini sırası geldiğinde yerine getireceğim.

VII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Önergeler

1.- Başkanlıkça, Adana Milletvekili Mevlüt Karakaya’nın Kamu İktisadi Komisyonu üyeliğinden istifasına ilişkin önerge yazsı (4/93)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Adana Milletvekili Sayın Mevlüt Karakaya’nın Kamu İktisadi Komisyonu üyeliğinden istifasına ilişkin yazısı 8/5/2017 tarihinde Başkanlığımıza ulaşmıştır.

Bilgilerinize sunulmuştur.

Meclis araştırması açılmasına ilişkin üç adet önerge vardır, ayrı ayrı okutuyorum:

B) Meclis Araştırması Önergeleri

1.- Mersin Milletvekili Baki Şimşek ve 20 milletvekilinin, PKK’nın maddi kaynaklarının ve yapılan silah yardımlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/519)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Son dönemlerde artan terör olayları ülke çapında bir kaosa neden olmakta, saldırılar sebebiyle her gün ülkemizin dört bir yanından şehit haberleri gelmektedir. Ayrıca, bölücü terör örgütü sadece askerî birlikleri hedef almamış sivillere yönelik katliamlar da yapmıştır. Emniyet güçlerimizin PKK'ya yönelik yaptığı operasyonlarda çok sayıda roketatar, zırh delici silahlar ele geçirilmiştir. Bu da gösteriyor ki yapılan silah yardımları ve maddi destekler neticesinde terör örgütü PKK'nın silah çeşitliliği ve mühimmat sayısında ciddi artışlar olmuştur. Bu sebeplerden dolayı, bölücü terör örgütü PKK'nın ekonomik gücünü bitirmek için maddi kaynaklarının araştırılması, PKK terör örgütüne gönderilen silahların nereden temin edildiğinin incelenmesi ve gerekli önlemlerin alınması amacıyla Anayasa'nın 98'inci, İç Tüzük’ün104'üncü ve 105'inci maddeler gereğince Meclis araştırması açılmasını arz ederiz.

1) Baki Şimşek                                                   (Mersin)

2) Erkan Akçay                                                  (Manisa)

3) İsmail Ok                                                       (Balıkesir)

4) Fahrettin Oğuz Tor                                          (Kahramanmaraş)

5) Mehmet Necmettin Ahrazoğlu                            (Hatay)

6) Arzu Erdem                                                    (İstanbul)

7) Kadir Koçdemir                                               (Bursa)

8) Mehmet Erdoğan                                             (Muğla)

9) İsmail Faruk Aksu                                           (İstanbul)

10) Ahmet Selim Yurdakul                                    (Antalya)

11) Ruhi Ersoy                                                   (Osmaniye)

12) Yusuf Halaçoğlu                                            (Kayseri)

13) Emin Haluk Ayhan                                         (Denizli)

14) Saffet Sancaklı                                             (Kocaeli)

15) Nuri Okutan                                                  (Isparta)

16) Oktay Öztürk                                                (Mersin)

17) Ekmeleddin Mehmet İhsanoğlu                         (İstanbul)

18) Mustafa Mit                                                  (Ankara)

19) Mevlüt Karakaya                                           (Adana)

20) Muharrem Varlı                                             (Adana)

21) Celal Adan                                                   (İstanbul)

Gerekçe:

Son dönemlerde artan terör olayları ülke çapında bir kaosa neden olmakta, daha önemli ve acı olanı ise terör saldırıları sebebiyle her gün ülkemizin dört bir yanından şehit haberleri gelmektedir. 26 Temmuz 2015’ten bu yana basına yansıyan haberlere göre 213 askerimiz ve polisimiz şehit olmuştur. Ayrıca, bölücü terör örgütü sadece askerî birlikleri hedef almamış, sivillere yönelik katliamlar da yapmıştır. Diyarbakır’ın Çınar ilçesinde İlçe Emniyet Müdürlüğüne bomba yüklü araç ve uzun namlulu silahlarla saldırı düzenlenmiş ve Valilikten yapılan açıklamaya göre 3’ü çocuk 5 kişi hayatını kaybetmiş, ayrıca 1 polisimiz de şehit olmuştur.

1990’lı yıllarda terör örgütü PKK yalnızca belirli tür ve sayıda silahla çatışırken bugünlerde ise silah çeşitliliği ve mühimmat sayısını giderek artırmıştır. 17/3/2016 tarihinde basında yer alan haberlere göre PKK terör örgütüne yapılan baskında 1 adet kanas avcı tüfeği, 41 adet antipersonel roket mühimmatı, 48 adet antitank roket mühimmatı, 90 roketatar sevk motoru ve çelik yelek delme özelliğine sahip mermiler ele geçirilmiştir. Buradan da anlaşılacağı gibi, PKK terör örgütü maddi kaynakları ve silah akışı kesilmedikçe elinde bulunan silah envanterini çeşitlendirecek ve dolayısıyla terör eylemleri artacaktır.

Önceki yıllarda terör faaliyetlerini kırsalda ve dağlık alanlarda gerçekleştiren PKK terör örgütü, son yıllarda eylemlerini şehir merkezlerine taşımıştır. Kent merkezlerinde PKK’nın yapmış olduğu çatışmalar sebebiyle ev ve iş yerleri büyük hasarlar görmüş, ayrıca şehir merkezinde yaptıkları bombalı saldırılar neticesinde yıkılmış ve yanmış evler teröristler için moral ve güç, devlet için güçsüzlük, halk için ise üzüntü, endişe ve panik kaynağı olmuştur.

PKK terör örgütünün geçmişi incelendiğinde, resmî kaynaklara göre örgütün maddi kaynaklarının kaçakçılık, haraç toplama, hırsızlık ve gasp, dolandırıcılık, uyuşturucu ticareti gibi faaliyetler olduğu bilinmektedir. Bunun parasal karşılığı milyarlarca dolarla ifade edilmektedir. Ayrıca, bu yasa dışı faaliyetlerin yanında yasal görünümlü faaliyetlerle de PKK terör örgütünün kaynak sağladığı görülmektedir.

Bu sebeplerden dolayı, bölücü terör örgütü PKK’nın ekonomik gücünü bitirmek için maddi kaynaklarının araştırılması, yapılan silah yardımlarının incelenmesi ve gerekli önlemlerin alınması amacıyla bir Meclis araştırmasının açılmasını arz ederiz.

2.- Antalya Milletvekili Ahmet Selim Yurdakul ve 20 milletvekilinin, aile hekimlerinin nöbet sorununun araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/520)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Sözleşmeli aile hekimlerinin nöbet sorunu nedeniyle iş akitlerinin feshedilmesi sorununun araştırılması amacıyla, Anayasa’nın 98, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nün 104 ve 105’inci maddeleri gereğince bir Meclis araştırması açılması hususunda gereğini saygılarımızla arz ederiz.

1) Ahmet Selim Yurdakul                            (Antalya)

2) Erkan Akçay                                        (Manisa)

3) Arzu Erdem                                          (İstanbul)

4) Yusuf Halaçoğlu                                   (Kayseri)

5) İsmail Faruk Aksu                                 (İstanbul)

6) Emin Haluk Ayhan                                 (Denizli)

7) Saffet Sancaklı                                    (Kocaeli)

8) Nuri Okutan                                         (Isparta)

9) İsmail Ok                                            (Balıkesir)

10) Ruhi Ersoy                                         (Osmaniye)

11) Atila Kaya                                          (İstanbul)

12) Edip Semih Yalçın                               (İstanbul)

13) Muharrem Varlı                                   (Adana)

14) Kadir Koçdemir                                   (Bursa)

15) Kamil Aydın                                        (Erzurum)

16) Şefkat Çetin                                       (Ankara)

17) Zihni Açba                                         (Sakarya)

18) Baki Şimşek                                       (Mersin)

19) Fahrettin Oğuz Tor                              (Kahramanmaraş)

20) Mehmet Necmettin Ahrazoğlu                 (Hatay)

21) Mustafa Mit                                        (Ankara)

Gerekçe:

2003 yılında kamuoyuna açıklanan Sağlıkta Dönüşüm Programı (SDP) kapsamında bir uygulama olarak başlayan aile hekimliği modeli, Aralık 2010 itibarıyla tüm Türkiye'de uygulanmaya başlamıştır. Bugün gelinen noktada, aile hekimleri, iş yeri kirası, ısıtma-soğutma masrafları, elektrik, su, temizlik, çalışan maaşı, tıbbi giderler, tamiratlar, ofis malzemeleri gibi giderleri karşılamaya mahkûm edilerek bir çeşit ticarethaneye dönüştürülmüşlerdir.

Asgari ücretin 1.300 TL’ye çıkarılmasıyla, aile hekimlerinin kamuya hizmet vermesi için yanlarında çalıştırdığı personelin maliyeti de artmış durumdadır. Aile hekimlerinin cari gider ödeneklerinin bu husus göz önüne alınarak yeniden düzenlenmesine ihtiyaç vardır.

Aile hekimlerinin görevleri, 5258 sayılı Aile Hekimliği Kanunu’nun (işlem tarihindeki adıyla Aile Hekimliği Pilot Uygulaması Kanunu) 2’nci maddesindeki tanımda yer aldığı üzere, aile hekimlerine verilen adli nöbet, defin nöbeti, otopsi nöbeti, acil nöbeti vb görevlerin yok hükmünde olduğu Danıştay kararıyla açıklanmıştır. Aile hekimlerinin nöbet görevlerini yerine getirmediği gerekçesiyle ve ceza puanı dayatmasıyla sözleşmeleri fesih tehdidiyle karşı karşıya bırakılmaktadır.

AKP Hükûmetinin yanlış sağlık politikaları, aile hekimliği sisteminin değerlerine aykırı, koruyucu hekimlik anlayışından uzak ve birinci basamak sağlık sistemini yok etmeye yöneliktir. Sağlığın bir kamu hizmeti olduğu unutturularak koruyucu sağlık hizmetlerinin altı giderek boşaltılmıştır. Sağlıkta Dönüşüm Programı ülkemizin sağlık gereksinimlerini karşılamak açısından yetersizdir ve temel amacı sağlığın ticarileştirilmesi olan Sağlıkta Dönüşüm Programı yeniden değerlendirilmeli, eksik ve zayıf yönleri acilen gözden geçirilerek ticari oluşumlar ve uluslararası girişimler yeniden Türk milletinin lehine düzenlenmelidir.

Sağlık Bakanlığı yaklaşık iki yıl önce aile hekimlerine nöbet uygulamasına geçerek 08.00-20.00 saatleri arasında çalışılmasını, ayrıca aile sağlığı merkezlerinde hafta sonları nöbet tutulmasını talep etmeye başlamıştır. Aile hekimleri birinci basamak sağlık hizmetlerinde daha kaliteli bir hizmet verilebilmesi ve daha birçok nedenle bu uygulamaya karşı çıkmaktadırlar.

Bakanlık ve hekimleri karşı karşıya getiren aile hekimlerinden talep edilen nöbet uygulamasının araştırılması ve olası çözüm yollarının üretilmesi için bir Meclis araştırmasının açılması uygun olacaktır.

3.- Adana Milletvekili Muharrem Varlı ve 21 milletvekilinin, tarımsal üretimde kullanılan gübre fiyatlarındaki artışların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/521)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Tarımsal üretimde kullanılan gübre ve gübre fiyatlarındaki artışların nedenlerinin araştırılması ve gerekli önlemlerin alınması amacıyla Anayasa’nın 98’inci, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nün 104 ve 105’inci maddeleri gereğince Meclis araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.

1) Muharrem Varlı                                               (Adana)

2) Erkan Akçay                                                  (Manisa)

3) Celal Adan                                                     (İstanbul)

4) Emin Haluk Ayhan                       (Denizli)

5) Mustafa Mit                                                    (Ankara)

6) Baki Şimşek                                                   (Mersin)

7) Mevlüt Karakaya                         (Adana)

8) Ruhi Ersoy                                                     (Osmaniye)

9) Zihni Açba                                                     (Sakarya)

10) Mehmet Necmettin Ahrazoğlu       (Hatay)

11) Saffet Sancaklı                         (Kocaeli)

12) Fahrettin Oğuz Tor                                         (Kahramanmaraş)

13) Nuri Okutan                                                  (Isparta)

14) Mehmet Günal                          (Antalya)

15) Mehmet Erdoğan                       (Muğla)

16) Ekmeleddin Mehmet İhsanoğlu     (İstanbul)

17) Yusuf Halaçoğlu                        (Kayseri)

18) Erhan Usta                                                   (Samsun)

19) Ahmet Selim Yurdakul                                    (Antalya)

20) Arzu Erdem                                                  (İstanbul)

21) Zühal Topcu                                                 (Ankara)

22) Kamil Aydın                                                  (Erzurum)

Gerekçe:

Tarım, gelişmişlik düzeyine bakılmaksızın bütün ülkeler için hayati bir öneme sahip, vazgeçilemez, stratejik ve hassas bir sektördür. Millî gelire önemli katkıları yanında, genellikle toplumun gelir düzeyi en düşük kesiminin üretici olarak yer aldığı ve geçimini sağladığı tarım ürünleri itibarıyla hayatı devam ettirmenin en önemli kaynağıdır.

Ülkemiz ekonomisi, sosyal dokusu, nüfus yapısı, coğrafyası, jeopolitik konumu ve yapısal sorunları ile tarımın sağlayabildikleri bir arada düşünüldüğünde sektörün Türkiye için önemi ve vazgeçilmezliği daha kolay anlaşılabilir.

Tarımsal üretimi artırmak ve birim alandan daha çok ürün alabilmek için en önemli etkenlerden birisi de gübrelemedir. Gübrelemenin, ürünün kalite ve miktarındaki artışın iyi bir tohumdan sonraki en önemli unsuru olduğu bilinmektedir.

Gübre fiyatlarının geçtiğimiz yıllarda yaşanan ve yüzde 55 ila yüzde 90'lara varan yüksek artışları üretici kesimi tedirgin etmiş ve çiftçilerimiz bu ürünleri kullanamaz hâle gelmişlerdir. Bu da hem ürünün kalitesi hem de üretim miktarının düşmesine neden olmuştur.

Üreticinin en önemli girdileri arasında yer alan gübrenin her yıl özellikle de çiftçilerimize en lazım olduğu dönemlerde fiyatının artması gübre kullanımının daha da düşmesine neden olmaktadır. Son göstergeler incelendiğinde, çiftçilerimizin gübre kullanımının fiyatların yükselmesi oranından her yıl düştüğü görülmektedir.

Tarımsal faaliyetler konusunda dünyadaki rakiplerine göre üretim girdi maliyetlerinin (mazot, gübre, tohum vs.) altında ciddi ölçüde ezilen üreticilerimiz, en önemli girdi maliyeti olan gübrenin tam kullanım döneminde hiçbir ekonomik kritere uymayacak oranlarla artan fiyatlarla karşılaşmıştır. Bu artış günbegün devam etmektedir.

Ürün maliyetlerinde gübre masraf oranının buğdayda yüzde 12, pamukta yüzde 19, mısırda yüzde 20 dolayında olduğu ve tarımsal üretimin iki temel girdisi olan gübre ve mazotta desteklerin devam etmesine rağmen gübre fiyatlarındaki artış nedeniyle açıklanan destek miktarı yaralara merhem olmamaktadır.

Çiftçinin zamanında ve yeteri miktarda gübre kullanımının sağlanması için fiyat artışları karşısında destek miktarı da buna paralel artırılmalı ve ödemeler gübrenin yoğun kullanıldığı dönemden önce yapılmalıdır.

Mazot, makine çeki gücü giderlerinin önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Son yıllarda akaryakıt ve gübre fiyatlarındaki hızlı artış dikkate alındığında ürün maliyetlerindeki artışta bu iki girdinin önemli payı olduğu ortaya çıkmakta ve bu nedenle de çiftçiye yapılacak mazot ve gübre desteklerinin önemi açıkça görülmektedir.

1 Ocak 2016 tarih ve 29580 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 2015/8353 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’yla Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından tescil edilmiş gübrelerin ve ham maddelerin KDV oranı 1 Ocak 2016 tarihinden itibaren yüzde 18'den yüzde 1'e indirilmesine rağmen, kimlerin üretici kabul edileceği ya da hangi ham maddelerin bu kapsama gireceğinin açık olarak belirtilmemesi sorun yaşanmasına neden olmaktadır.

Üretimin devamlılığı ve verimin artırılması açısından gübredeki bu fiyat artışlarının Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yakından takip edilmesi ve gerekli önlemlerin hızlı bir şekilde alınması gerekmektedir.

Netice olarak gübreler bitkilerin büyümesi için gerekli gıdayı ihtiva eden maddelerdir. Gübre kullanımı ve gübre fiyatlarındaki artışların nedenlerinin araştırılması ve gerekli önlemlerin alınması amacıyla Meclis araştırma komisyonu kurulmasını arz ederiz.

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Önergeler gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki ön görüşmeler sırası geldiğinde yapılacaktır.

Başbakanlığın Anayasa’nın 84’üncü maddesini göre…(HDP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler) …Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan’ın kesin hüküm giydiğine dair kesinleşen mahkeme kararı hakkında bir tezkeresi vardır, okutup bilgilerinize sunuyorum:

C) Tezkereler

1.- Başbakanlığın, Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan’ın Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 13/1/2017 tarihli ve E: 2014/153 ve K: 2017/15 sayılı Kararı’yla hapis cezasıyla cezalandırılması nedeniyle Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 84’üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin tezkeresi (3/1004)

“4/5/2017

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına…”

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) – Bu ayıp sana yeter, bu ayıp!

AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) – Gelip, izlesinler… (HDP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)

“Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek suçundan…” (HDP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) – Bu ayıp size yeter!

LEYLA BİRLİK (Şırnak) – Nerede AK PARTİ Grubu?

“…Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 13/1/2017 tarihli ve E: 2014/153 ve K: 2017/15 sayılı Kararı’yla hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verilen Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan'ın milletvekilliğinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 84'üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca düşürülmesi için Genel Kurula bildirilmesi gerektiğine dair Adalet Bakanlığından alınan ilgi (a) yazıya eklenmek üzere ilgi (b) yazısı ve ekleri ilişikte gönderilmiştir.

Gereğini arz ederim.

                                                                                     Nurettin Canikli

                                                                             Başbakan Yardımcısı”

(HDP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) – Bunun altında kalacaksınız!

AHMET YILDIRIM (Muş) – Sayın Başkan… Sayın Başkan…

BAŞKAN – Anayasa’nın 76’ncı maddesi kapsamında milletvekili seçilmeye engel bir suç ve ceza süresine ilişkin olan ve Anayasa’nın 84’üncü maddesinin… (HDP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)

AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) – Suç, ceza yok, size muhalefet var, size diz çökmemek var; suç yok.

BAŞKAN - …ikinci fıkrası gereğince bilgiye sunulmuş, kesinleşmiş mahkeme kararı doğrultusunda Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan’ın milletvekilliği düşmüştür.

Bilgilerinize sunulur.

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) – Utan, utan! Sen niye okuyorsun? (HDP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, sıralara vurmanın bir anlamı yok, lütfen.

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) – Vuracağız. (HDP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)

BAŞKAN - Adana’nın Aladağ ilçesinde…

AHMET YILDIRIM (Muş) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Söz talebiniz var mı sizin?

AHMET YILDIRIM (Muş) – Evet, var.

BAŞKAN - Tamam, buyurun.

Sıralara vurmayalım, 60’a göre söz talebiniz varsa buyurun.

V.- AÇIKLAMALAR (Devam)

20.- Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım’ın, Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan hakkında kesinleşen mahkeme kararına ve iktidarın halkın iradesini siyasi kararla kaldıran bir noktaya düştüğüne ilişkin açıklaması

AHMET YILDIRIM (Muş) – Sayın Başkan, okuduğunuz o hukuk garabeti olan kararın bir kısa öyküsünü söyleyeyim. 18 Mayıs 2011, suça konu söz: “Artık canlar ölmesin, özgürlük yeşersin.” Davayı açan savcı: Ahmet Karaca; MİT tırlarını durduran ve bugün 302’den yargılanan savcı. Kararı alan mahkeme, üçü de ihraç. İktidarın arkasına sığınmış olduğu hukuk bu hukuk.

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) – Beraber yol yürüdükleriniz.

AHMET YILDIRIM (Muş) – Tamamı iktidar tarafından terörist olarak nitelendirilen, savcıların ve hâkimlerin arkasına sığınmış bir iktidar gerçekliği ve Başbakanlık tezkeresiyle karşı karşıyayız. Bu utancın bu iktidara yeteceğini düşünüyoruz. İktidar, halkın seçtiği, halkın iradesini, bu şekilde müdahaleyle, siyasi kararla kaldıran bir noktaya düşmüştür. Tamamı teröristlerin almış olduğu kararların arkasına sığınan ve teröristlerden medet uman bir iktidar. İşte Başbakanlık tezkeresi bu.

Ahmet Karaca iyi bir savcıydı da MİT tırlarında niye iyi bir savcı değildi? 302’den müebbetle yargılanıyor. Ahmet Karaca’nın -ısrarla tekrar edeceğiz- iktidar tarafından terörist kabul edilen bir savcının hazırlamış olduğu iddianame ve iktidarın KHK’sıyla ihraç edilmiş 3 hâkimin almış olduğu kararın arkasına, terörizmin arkasına sığınmış bir siyasi iktidara halkın iradesine bu kadar müdahale etme utancı yeter diyoruz, teşekkürler.

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz.

(HDP milletvekillerinin Genel Kurul salonunu terk etmesi)

AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) – Size, bir Kürt’e okuttukları için ayrıca mutlu olun! Tarih sizi affetmeyecek, çocukların bile senden utanacak sonunda!

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) – Bu utanç sana yeter, sana yeter! Bedel ödeyeceksiniz!

BAŞKAN – Herkes yaptığının karşılığını görür arkadaşlar, kusura bakmayın.

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) – Evet, evet, bedel ödeyeceksiniz!

AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) – Aynen öyle! Boşuna kendilerine yaranmaya çalışma! Nihayetinde sen de bir Kürt’sün!

BAŞKAN – Adana’nın Aladağ ilçesinde kız öğrenci yurdunda meydana gelen elim yangın vakasının araştırılması ve benzer acıların bir kez daha yaşanmaması ve kamusal eğitim ve barınma haklarının tüm öğrencilerimiz için güvence altına alınıp yaygınlaştırılması için alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla kurulan (10/392) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonunun görev süresinin uzatılmasına dair bir tezkeresi vardır, okutuyorum:

VII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)

C) Tezkereler (Devam)

2.- Başbakanlığın, (10/392) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonu Başkanlığının süre uzatımına ilişkin tezkeresi (3/1010)

3/5/2017

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

9/2/2017 tarihinde çalışmalarına başlayan Komisyonumuzun 3/5/2017 tarihli toplantısında aldığı karar gereğince, görev süresinin Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nün 105’inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 24/5/2017 tarihinden itibaren bir ay uzatılması hususunda gereğini saygılarımla arz ederim.

                                                                              Fatma Güldemet Sarı

                                                                                            Adana

                                                                                  Komisyon Başkanı

BAŞKAN – İç Tüzük’ün 105’inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Araştırmasını üç ay içinde bitiremeyen komisyona bir aylık kesin verilir.” hükmü gereğince Komisyona bir aylık ek süre verilmiştir.

Şimdi, Halkların Demokratik Partisi Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.

VIII.- ÖNERİLER

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri

1.- HDP Grubunun, 3/5/2017 tarihinde Grup Başkan Vekili İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demir ve Grup Başkan Vekili Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım tarafından, AKP Hükûmetinin yargıda kadrolaşma ve yargıyı tahakküm altına alma iddialarının tüm boyutlarıyla araştırılması amacıyla verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak 9 Mayıs 2017 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

9/5/2017

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Danışma Kurulu 9/5/2017 Salı günü (bugün) toplanamadığından grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzük’ün 19’uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.

                                                                        Filiz Kerestecioğlu Demir

                                                                                          İstanbul

                                                                                Grup Başkan Vekili

Öneri:

3 Mayıs 2017 tarihinde İstanbul Milletvekili Grup Başkan Vekili Filiz Kerestecioğlu ve Muş Milletvekili Grup Başkan Vekili Ahmet Yıldırım tarafından verilen (4466) sıra numaralı AKP Hükûmetinin yargıda kadrolaşma ve yargıyı tahakküm altına alma iddialarının tüm boyutlarıyla araştırılması amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmiş olan Meclis araştırma önergesinin Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak 9/5/2017 Salı günlü birleşimde sunuşlarda okunması ve görüşmelerin aynı tarihli birleşimde yapılması önerilmiştir.

BAŞKAN – Önerinin lehinde ilk söz Meral Hanım’a aitti ama biz Barış Bey’i…

BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) – Değerli milletvekilleri, HDP Grubunun, AKP’nin yargıda kadrolaşma ve yargıyı tahakküm altına alma iddialarına ilişkin vermiş olduğu…

BAŞKAN – Sayın Yarkadaş, isminizi zikrettim ama daha henüz çağırmadım, geldiniz gerçi de… Önerinin sahibi gruptan arkadaşlar olmadığı için biz beş dakika bir ara verelim. İlk sözü onlara verirsek çok daha makul olur diye düşünüyorum.

Beş dakika ara veriyorum birleşime.

Kapanma Saati: 15.34

ÜÇÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 16.48

BAŞKAN: Başkan Vekili Ahmet AYDIN

KÂTİP ÜYELER: Sema KIRCI (Balıkesir), Emre KÖPRÜLÜ (Tekirdağ)

 -----0-----

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 89’uncu Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.

Halkların Demokratik Partisi Grubunun önerisine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Lehinde birinci söz Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş’a ait, yalnız, Sayın Beştaş şu anda olmadığı için lehinde İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş’ı kürsüye davet ediyorum.

Buyurunuz Sayın Yarkadaş. (CHP sıralarından alkışlar)

Süreniz on dakikadır.

BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) – Değerli milletvekilleri, HDP Grubunun AKP’nin yargıda kadrolaşma ve yargıyı tahakküm altına alma iddialarına ilişkin vermiş olduğu grup önerisi üzerine Cumhuriyet Halk Partisi adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlarken kanun hükmünde kararnameyle ihraç edilen akademisyenler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın Meclise sadece 500 metre uzaklıktaki haklı direnişini de selamlıyorum. Tam altmış üç gündür açlık grevinde olan ve haklarını isteyen bu 2 akademisyene sessiz kalınmaması gerektiğini, Türkiye Büyük Millet Meclisinin bu konuya el atarak haksız ihraçları ortadan kaldırması gerektiğini de düşünüyorum.

Sayın vekiller, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın damadı Ömer Kavurmacı tartışmalı bir şekilde tahliye edilmişken ve hastanede tedavi olup olmadığı bile belli değilken yüzlerce tutuklunun cezaevinde ölümle boğuşmasına da dikkat çekmek istiyorum. Bugün aslında bütün konuştuklarımız yargıdaki çürümenin ve yargıdaki kadrolaşmanın nelere yol açtığını göstermesi açısından önem arz ediyor.

Bakın, 26 Aralık 2016 tarihinde avukatlıktan hâkimliğe geçiş sınavı yapıldı. Hükûmet yargıda kadrolaşabilmek için 70 puanlık baraj şartını kaldırarak âdeta AKP il ve ilçe başkanlıklarından gelebilecek tüm avukatların hâkim olabilmesinin önünü açtı. Öyle bir noktaya getirildi ki 5-10 soru yapan bile bu sınavı geçti ama bu sınavı geçip hâkim olabilmek için bir de mülakatı kazanmanız gerekiyor. Mülakat dediysem buradan ciddi bir mülakat yapıldığını, hâkimlerin belli bir teste tabi tutulduğunu falan zannetmeyin. 5 hâkim adayı bir odaya alınıyor, sadece ve sadece kırk beş saniyelik bir soru-cevap yöntemiyle hâkim olup olamayacaklarına karar veriliyor. Peki, ne soruluyor bu hâkim adaylarına? Ana adı, baba adı, evli misiniz, hangi okulu bitirdiniz diye soruluyor. Bu hâkim adaylarının 4.500’ünün sadece 1.341’i 24 Nisan 2017 tarihinde hâkim olmaya hak kazanıyor ve Adalet Bakanlığı kendi sitesinden yaptığı açıklamayla hâkim olmaya hak kazananların listesini yayınlıyor. Ben hem eski bir gazeteci hem de bir milletvekili olarak bu isimler Adalet Bakanlığının sitesinde yayınlandığında oturdum, merak ettim, kimdir bu kırk beş saniyelik mülakatı geçerek sınavı kazananlar diye Google’dan tek tek araştırdım ve karşıma gerçekten çok ilginç bir tablo çıktı. O tabloda daha önce isimlerini açıkladığımın yanı sıra ilk defa buradan da açıklayacağım bazı isimlere rastladım. Örneğin Abdullah Akbaş, AKP Zonguldak eski Gençlik Kolları Başkanı; Berna Seçil Özden, AKP Trabzon Kadın Kolları Yerel Yönetimler Başkanı; Onur Özüer, AKP Mardin Artuklu İlçe Başkan Yardımcısı; Sema Cansu Bozkurt Sütçü, AKP İzmir İl Yöneticisi; Fazıl Pehlivan, AKP Kastamonu Taşköprü İlçe Başkanı; Ercan Poyraz, Ensar Vakfının Ankara Şube Başkanı; Fahrettin Tuğrul, Uşak Hukukçular Derneği Başkanı. Ki, bu dernek 15 Temmuz alçak darbe girişiminin ardından terör örgütü FETÖ’ye yakın olduğu gerekçesiyle kapatılmış.

Şimdi, bütün bu isimlerin yanı sıra daha önce açıkladığım 100’e yakın ismi de alt alta koyduğunuzda tüm hâkim adaylarının neredeyse, âdeta AKP il ve ilçe başkanlıklarından atandığını ve onlara yönelik bir iltimas geçildiğini görüyorsunuz. Peki, kimlerdir bu hâkimler? Adalet Bakanı Bekir Bozdağ 8 Kasım 2016’da şunu söylüyor, diyor ki: “Bir hâkimin sanal dünya üzerinden siyasal, ideolojik paylaşımlar yaptığını gördüğümde fevkalade rahatsız oluyorum. Bir davam olsa o hâkime düşmesini, o savcıya düşmesini asla istemem. Adalet Bakanı olarak ben siyasi görüşünü medyada paylaşan hâkimden de, savcıdan da korkuyorum.”

Peki, şimdi şu tabloya bakalım: Yeni Türkiye’nin yeni atanan hâkimi Kamil Açıkgöz tam da Adalet Bakanının anlattığı bir şekilde siyasi paylaşımlar yapıyor, Cumhuriyet Halk Partisinin Anayasa Mahkemesine gitmesiyle alay ediyor. Ayrıca, neyle alay ediyor bu yeni hâkim, AKP il başkanlığından getirilen ve bir tarikata mensup olduğunu bildiğimiz bu yeni hâkim? Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun telefonunun yasa dışı bir şekilde dinlendiğini açıklıyor. Şimdi, adaletin emanet edildiği bu hâkim Sayın Genel Başkanımızın telefonunun yasa dışı bir şekilde dinlenmesine karşı çıkmak yerine “Tabii ki, telefonlarınız dinlenecek, sizin telefonlarınız dinlemeli.” diye “tweet” atıyor.

Sayın Metiner, böyle bir hâkime Sayın Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın dediği gibi kendinizi emanet eder misiniz? Ben edeceğinizi zannetmiyorum. Çünkü, 17-25 Aralıktan sonra da hiçbir AKP’li “Biz bu yargıya güvenmiyoruz.” diyerek yargıya gitmedi. Şimdi, bizim bu yargıya güvenmemizi ve buradan adalet çıkmasını bekliyorsunuz.

Bitmedi, günlerdir AKP’li hâkimleri yazıyorum, partizan kadrolaşmayı yazıyorum, AKP’li hâkimliğin, partili hâkimliğin adaletin ölüm fermanı olduğunu yazıyorum. Yandaş medya bu konuyu doğal olarak görmezden geliyor, merkez medyaysa korkutulduğu için yokmuş gibi davranıyor ama yine de, bu ülkenin namuslu gazetecileri, onurlu gazetecileri bu konuya parmak basıyor. Parmak basanlardan biri de “memurlar.net” adlı site. AKP’li hâkimlerin kimler olduğunu açıklamamızın ardından bunu haber olarak okurlarına duyuran Türkiye'nin en çok okunan sitelerinden olan “memurlar.net”in “AKP’li Hâkimler Kimlerdir?” başlıklı haberi derhâl sansüre uğruyor ve o sayfa derhâl kapatılıyor. AKP bugüne kadar “Hayır, bu kişiler AKP’li değildir, biz il ve ilçe başkanlıklarımızdan hiç kimseyi atayarak hâkim yapmadık, yargıda kadrolaşmaya çalışmıyoruz, partili Cumhurbaşkanlığından sonra partili hâkimlik müessesini kurmuyoruz.” demedi. Aksine, Adalet Bakanlığı “Biz kimin kazandığına bakmayız.” diye yuvarlık bir cevapla geçiştirmeye çalıştı ama az önce ismini okuduğum kişiler ve bu kişilerin tamamı, AKP il ve ilçe başkanlıklarından getirilerek hâkim yapılan ve âdeta AKP ilçe başkanlığına çevrilen mahkemelerin artık başında oturacaklar ve bu ülkenin gazetecileri, bu ülkenin aydınları, bu ülkenin yazarları mahkemeye gitmek yerine, bir mahkemede yargılanmak yerine âdeta AKP ilçe başkanlığında yargılanacaklar. Biz bu uygulamaları tarihte de gördük. Her kim ki yargıyı kendi denetimi altına almaya çalıştıysa emin olun ki bunun sonu hüsranla sonuçlandı. O yüzden çağrımız şudur: Adalet Bakanlığı 26 Aralık 2016’da yaptığı sınavda kimin yazılıda kaç puan aldığını, mülakatı nasıl geçtiğini derhâl açıklamalıdır. (CHP sıralarından alkışlar) Danıştay Başkanının kızı bu sınavı nasıl kazanmıştır? Adalet Bakanının Özel Kalem Müdürü mülakatı nasıl kazanmıştır? Bu sonuçlar açıklanmadığı takdirde adaletin üzerine gölge düşecektir. Yapılması gereken, sınav sonuçlarının açıklanmasıdır. Eğer açıklayamıyorsanız bu sınavı iptal etmeniz ve bu sınavları yenilemeniz gerekir. Mülakatlar yapılırken mülakatın yapıldığı salona mutlaka ve mutlaka bir kamera konularak kamu vicdanı da rahatlatılmalıdır. Aksi takdirde, bu hâkimin, Cumhuriyet Halk Partisinin Anayasa Mahkemesine gitmesiyle alay eden, bir mahkemenin varlığıyla alay eden hâkimin vereceği kararın hiçbir meşruiyetinin olmayacağını ve kamu vicdanında karşılık bulmayacağını da söylememiz gerekir.

Teşekkür ediyorum.

Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Önerinin aleyhinde ilk söz Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can’a aittir.

Buyurun Sayın Can. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. HDP grup önerisi aleyhinde söz almış bulunuyorum.

Evet, yargıda kadrolaşma, yargının siyasallaşması ve ideoloji, yargının tarafsızlığı, bağımsızlığı, bütün bunlar onlarca yıldır Türkiye’nin gündemini meşgul eden meseleler, ta ki istiklal mahkemelerinden günümüze dek her daim, özellikle 28 Şubat sürecinde hâkimlerin brifing alması, 17-25 Aralık hadisesinde yargıçların darbe teşebbüsünde bulunması. Bütün bunlar değerlendirildiğinde aslında Türkiye’deki problemin ana unsurları, bir, yargıdaki zihniyet dönüşümü; ikincisi ise yasama, yürütme, yargı üç ayağı içerisinde özellikle yasama, yürütmenin tahakkümünde kalması ve yargıyla arasındaki eşgüdümün anayasal çerçevede kâğıt üzerinde kalmasından kaynaklanan problemler olduğunu görüyoruz.

Anayasa “Yargı” başlıklı üçüncü bölümünde 138 ile 160’ıncı maddelerinde mahkemelerin bağımsızlığı, hâkim ve savcıların teminatını düzenlemiştir. Aslında buradaki mahkemelerin bağımsızlığı, hâkimlerin ve savcıların teminatı sadece anayasal bir güvence altına alınmakla birlikte uygulamada ise problemler olduğuna düçar olmuşuzdur. Her daim siyasal konjonktürde değerlendirmeye tabi olan münferit hadiselerden kaynaklanarak değer yargılarına varılmıştır.

Netice itibarıyla, hâkimler kararlarıyla konuşmalıdır. Hâkimler Türk milleti adına karar vermelidir. Tabii ki hâkimin ideolojisi, siyasi fikri olacaktır ancak hâkim cübbesini giydiği anda ideolojisini, görüşünü mahkeme eşiğinde bırakmalıdır. Kararlarını Anayasa’ya, hukuka, ahlaka ve vicdana göre vermelidir. Eğer bunlardan ari bir karar veriyorsa o karar siyasidir, hukuki değildir. Gerek onlarca yıl öncesinde gerekse günümüze dek uzanan bu yargı tartışmalarının ana nedenlerinden biri de deminki söylediğim unsurlardan kaynaklanıyor. Hâkimler ideolojisini, düşüncesini, fikriyatını bir siyaset argümanı olarak değil bir mahkemede ilam hükmünde herkesi bağlayıcı, bütün tarafları bağlayıcı kararlar verdiğinin farkında olmalı. Hukukun üstünlüğünü kendisine şiar edinmeli, Anayasa’yı ve mevzuatı kendisine şiar edinmeli. Demin de söylediğim üzere, kararını verirken siyasi düşüncesi ne olursa olsun alabildiğine tarafsız, alabildiğine bağımsız karar verebilmeli. Cübbesini giydiği andan çıkardığı ana kadar olan süre içerisinde ideolojisini mahkeme eşiğine bırakmalıdır diye düşünüyorum.

Netice itibarıyla, deminki hatip birtakım beyanlarda bulundu bir hâkimle ilgili. Tabii ki bir hâkimin verdiği -demin de söylediğim üzere- karar hukuki olmalıdır, hâkim kararıyla konuşmalıdır dedik, karar haricinde konuştuysa yapmış olduğunu tasvip etmemiz de mümkün değildir.

Netice itibarıyla, özellikle 17-25 Aralık sürecinde alçak FETÖ yargı darbesine kalkışan hâkimler olduğu gibi, 15 Temmuz gecesi de kahramanca duruş sergileyen, Türk milleti adına karar verebilen hâkimlerimiz ve savcılarımız olmuştur. Netice itibarıyla, o darbe sürecinde, darbenin renginin belli olmadığı saatlerde, gerekse biz buradan, Meclisten direniş hareketini başlatırken, aynı şekilde, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, gözaltına alma, yakalama ve hazırlık tahkikatını başlatmak için gerekli talimatları vermiştir. Bu çok önemlidir ve manidardır. Demek ki millî iradeye, demokrasiye, hukukun üstünlüğüne de saygı duyan hâkimlerimiz ve savcılarımız vardır, onlarla da gurur duymalıyız.

Diğer taraftan, hâkimlik mesleğine, savcılık mesleğine avukatlıktan geçişle ilgili -bir avukat olarak konuşuyorum, uygulamadan gelen biri olarak konuşuyorum, gerçek manada uygulamadaki sıkıntıları yaşayan biri olarak söylüyorum- özellikle ciddi derecede hâkim ve savcı açığı olan bir ortamda ve uygulamada problemleri bilen, tatbikata ağırlık veren meslektaşlarımızın hâkimlik mesleğinde daha başarılı olacaklarına inanıyorum. Netice itibarıyla, avukatlık mesleğinden hâkimliğe geçişte ÖSYM bir sınav yapıyor ve bu sınavda belirli bir puan barajı var, o barajın üzerinde de bir sıralama yapılıyor. Bu sıralamada, alınacak eleman, yani alınacak hâkim ve savcı sayısının belli katındaki sıralamaya tabi olanlar sözlü mülakata çağırılıyor ve sözlü mülakatta da Adalet Bakanlığı bürokratları ve HSYK, Yargıtay, Adalet Akademisinden de gerekli komisyon üyeleriyle oluşturulan bir heyet karşısında bu sınav yapılıyor.

Tabii ki sözlü mülakat sınavları, alabildiğine objektif de olsa, bütün sözlü mülakatlar tartışmaya açıktır, tartışılacaktır. Netice itibarıyla, burada ilgili komisyonun, hâkimlik ve savcılık ehliyetini haiz olup olmadığı, mesleki kariyerinin bu meslekteki şiarına etki edebilecek, aleyhe etki etmeyecek aksine lehe etki edecek davranışları da beraberinde barındıranı olumlu anlamda değerlendirmeleri gerektiğini düşünüyorum. Burada isim verilerek bunların nasıl sınavı kazandığından bahsedilmesi tabii ki değerlendirmeciye aittir diye düşünüyorum ama ben doğru bulmuyorum, buna inanıyorum.

Özellikle, avukatlık mesleğinden hâkimliğe geçişi bizim teşvik etmemiz lazım. Gerek alçak FETÖ darbesinden sonra hâkim ve savcı açığının ortaya çıkması gerekse uygulamayı bire bir bilen ve alandaki sıkıntıları, hukuki sıkıntıları bilen ve vatandaşla ihtilaf; dava sahibi, iddia sahibi olanlarla, aynı zamanda müdafi ve avukatlık ilişkisi kuran ve bu iletişimde mahkeme nazarında da kürsüde olma durumunu da içselleştirdiğinden dolayı hem kürsüde olma hem de kürsünün gerisinde avukatlık ve müdafilik durumunda olduğu için empati de yapabilecektir. Bu manada ben avukatlık mesleğinden hâkimlik mesleğine geçişin doğru olduğunu, kolaylaştırılması gerektiğini ve bundan da adalet mekanizmasının ve adaletin faydalanacağını umuyorum.

Uygulamada, mülakatlarda problemler varsa bunların üzerine gidilmelidir diye düşünüyorum ben. Netice itibarıyla, hangi cenahtan, hangi ideolojiden kim gelirse gelsin hâkimlik vakarına, savcılık vakarına yaraşır bir şekilde mesleğini ifa etmelidir diye düşünüyorum.

İdeolojisi ne olursa olsun karar verirken bütün ideolojisini ve düşüncesini mahkemenin eşiğinde bırakarak adalete, hakkaniyete ve nefasete uygun karar vereceklerini umuyor ve bu beklentiler içerisinde HDP grup önerisini takdirlerinize sunuyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Önerinin lehinde ikinci söz, Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş’a aittir; yok.

LEVENT GÖK (Ankara) – Sayın Başkan…

BAŞKAN - Başka da söz talebi olmadığına göre, Halkların Demokratik Partisi Grubu önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Öneri kabul edilmemiştir.

Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun…

LEVENT GÖK (Ankara) – Sayın Başkan, Hilmi Bey’in az önce bir dakikalık söz talebi vardı, bir rica etsem.

BAŞKAN – Pardon, Sayın Yarayıcı’ya söz vermiştik. 60’a göre bir dakikalık söz talebiniz vardı, “Tamam.” demiştim.

Buyurun.

V.- AÇIKLAMALAR (Devam)

21.- Hatay Milletvekili Hilmi Yarayıcı’nın, KHK’yla görevlerine son verilen Nuriye Gülmen ile Semih Özakça’nın açlık grevlerinin 62’nci gününde olduklarına ve kamuoyunu onlara destek olmaya çağırdığına ilişkin açıklaması

HİLMİ YARAYICI (Hatay) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Nuriye Gülmen bir akademisyen, Semih Özakça öğretmendir. İkisi de bir gece yarısı KHK’sıyla haksız, hukuksuz ve keyfî bir şekilde işlerinden edildiler. İktidarın baskılarına boyun eğmeyerek Ankara Yüksel Caddesi’nde yüz seksen bir günden beri oturma eylemi yaparak direniyorlar. “Sadece ve sadece işimi istiyorum.” dediler. Yirmi yedi kez işkenceyle gözaltına alındılar ama yılmadılar ve bugün açlık grevlerinin 62’nci günündeler. Açlık grevi, her an ölümlerin yaşanabileceği kritik bir seviyeye ulaşmıştır. Hükûmeti, ölümler yaşanmadan bu insanların işlerine geri dönmelerini sağlamaya çağırmak isterdim ama biliyorum ki bu iktidar insani duygularını ve vicdanlarını çoktan yitirmiştir. Bu nedenle, adaletsizliğe karşı yaşamı savunmak adına duyarlı kamuoyunu direnen Nuriye ve Semih’e destek olmaya, seslerine ses katmaya çağırıyorum.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

VIII.- ÖNERİLER (Devam)

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)

2.- CHP Grubunun, 8/5/2017 tarihinde Grup Başkan Vekili Ankara Milletvekili Levent Gök ile Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu tarafından, sebze ve meyve fiyatlarındaki dalgalanmaların araştırılması amacıyla verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak 9 Mayıs 2017 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

BAŞKAN - Şimdi, Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Danışma Kurulu; 9/5/2017 Salı günü (bugün) toplanamadığından, grubumuzun aşağıdaki önerisinin, İç Tüzük’ün 19’uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.

                                                                                        Levent Gök

                                                                                           Ankara

                                                                                Grup Başkan Vekili

Öneri:

Ankara Milletvekili ve Grup Başkan Vekili Levent Gök ile Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu tarafından, “sebze ve meyve fiyatlarındaki dalgalanmaların araştırılması” amacıyla 8/5/2017 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırma önergesinin (1177 sıra no.lu), Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak, 9/5/2017 Salı günlü Birleşimde sunuşlarda okunması ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılması önerilmiştir.

BAŞKAN – Önerinin lehinde ilk söz, Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu’na aittir.

Buyurun Sayın Gaytancıoğlu. (CHP sıralarından alkışlar)

OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gıda fiyatlarındaki artışın nedenlerini tespit edebilmek için Cumhuriyet Halk Partisi olarak Meclis araştırma önergesi vermiş bulunmaktayız. Yüce heyetinizi saygıyla selamlarım.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; aynı zamanda bizleri televizyonları başında izleyen sevgili yurttaşlarımız; dünyada gıda fiyatları düşüyor, Türkiye'de ise neden gıda fiyatları hiç düşmüyor, acaba neden? Enflasyon çift haneli rakamlara ulaştı, bunun suçlusu bulundu, domates. Domates fiyatları yüzde 61 artmış. Domates 9 lira, 10 lira. Düğünlerde geline artık domates takılıyor. Bakın, ne diyor: “Küçük altın takacağıma domates takarım. O da çok pahalı nasılsa.” Bu, mizah konusu olsa da Türkiye'nin getirildiği durumu herkesin gözlerinin önüne sermek isterim.

Peki, sadece domates mi suçlu gıda fiyatlarında? Kırmızı eti suçluyorsunuz, çözümü ithalatta buluyorsunuz hem de ne kadar? Son altı yılda tam 4 milyar dolarlık et ithalatı, canlı hayvan ithalatı yapıyor bu ülke. Peki, bu kadar ithalata rağmen et fiyatı düşüyor mu? Kıyma fiyatı 45 lira, 50 lira. Demek ki çözüm ithalatta değil.

Nohudu suçluyorsunuz, mercimeği suçluyorsunuz, kuru fasulyeyi suçluyorsunuz, ithalata başvuruyorsunuz. Sizin iktidarınız döneminde, tam on dört yılda 2,7 milyar dolarlık ithalat yapıldı. Bakın, nohut fiyatı 15 lirayı gördü, kuru fasulye 12-13 lira, mercimek 7 lira, 8 lira. Demek ki çözüm ithalatta değil.

Kanadalılar ilk defa Türkler sayesinde kırmızı mercimeği, yeşil mercimeği tanıdı ve tohumlarını satın almaya başladı. Şimdi biz Kanada’dan mercimek, nohut satın alıyoruz. Türkiye'yi getirdiğiniz durum budur. Bunun yanı sıra Sri Lanka’dan çay, Meksika’dan nohut, Rusya’dan buğday, Brezilya’dan et, İran’dan karpuz ithal ediyoruz.

Çeltik fiyatları çok düşük, Edirne’mizin temel ürünlerinden bir tanesi ama pirinç fiyatları markette çok yüksek. Siz ne yapıyorsunuz? İktidarınız boyunca çözümü yine ithalatta arıyorsunuz. İktidarınız boyunca tam 2 milyar dolarlık pirinç ithalatı yaptınız. Peki, pirinç fiyatları düşüyor mu? Üreticide 2 lira, markette yine 7 lira.

Buğday fiyatları son on yıldır neredeyse hiç artmıyor, un fiyatları sürekli artıyor. Siz ne yapıyorsunuz? Üreticiyi desteklemek yerine çözümü ithalatta arıyorsunuz. İktidarınız boyunca tam 40 milyon ton buğdaya 11 milyar dolar ödedik. Yani Türk çiftçisine vermediğiniz parayı başka ülkelerin çiftçilerine verdiniz.

İktidarınız boyunca pamuk ithalatına 16 milyar dolar, mısır ithalatına 3 milyar dolar ödedik. Yağlı tohumlu bitkilerde yerli üretimi desteklemek yerine ithalatı teşvik ediyorsunuz. Fiyatlar düşüyor mu? Hayır. Rus çiftçisine, Ukrayna çiftçisine, Arjantin çiftçisine geçtiğimiz yıl tam 3,5 milyar dolar ödedik. Sizin iktidarınız döneminde yağlı tohumlu bitkilere ve bitkisel yağlara toplam 35 milyar 754 milyon dolar ödedik.

Şeker pancarı üretimine kota koyuyorsunuz, nişasta bazlı şekerin önünü açıyorsunuz. Geçtiğimiz yıl beyaz şeker açığı oldu, onu da ne yaptınız? 80 bin ton beyaz şeker ithalatıyla çözmeye çalışıyorsunuz. Çözüm bu değildir. Çözüm nedir? Adında adalet olan iktidar partisi, Atatürk’ün efendisi olan çiftçiye adaletli davranmadığı için bizde fiyatlar düşmüyor. Siz üretime dayalı, nitelikli bir tarım politikası uygulamıyorsunuz. Günübirlik politikayla bu işler olmaz. Bizi hiç dinlemiyorsunuz. Bakın, bizi biraz dinleyin.

Bu, bizim çay raporumuz; çay raporumuzu okusaydınız eğer Sri Lanka’dan -Seylan’dan- çay ithal etmezdiniz, kaçak çayı ülkeye sokmazdınız, ÇAYKUR’u Varlık Fonu’na devretmezdiniz. Bu, bizim fındık raporumuz; fındık raporumuzu okusaydınız fındık üreticisini referandum öncesi kandırarak oyunu almayı düşünmezdiniz. Fındıktan 3 milyar dolar yerine nasıl 15 milyar dolar para kazanırız, burada bunlar yazıyor. Şeker pancarı raporumuzu okusaydınız cumhuriyetin kuruluşunda çok önemli rol oynayan şeker fabrikalarını ihmal etmez, şeker pancarına kota koymazdınız, çözümü ithalatta aramazdınız.

Bakın, Adana Çukurova raporumuz var; bunu okumadığınız için Çukurova çiftçisi göç ediyor. Sulama yatırımlarını yapmadığınız için işte bugün konuştuğumuz domates fiyatındaki artışı, biber fiyatlarındaki artışı konuşuyoruz. Yani meyve sebze fiyatlarını düşüremiyorsunuz, çözümü ithalatta arıyorsunuz.

Bunu da son yazdık, daha kontrolü bile yapılmadı; küçük baş hayvan raporu, bunu hepinize göndereceğim, internette de var. Bari bunu okuyun ithalat yapmazsınız. Türkiye arpa ithal ediyor, ithalattan başka bir şey bilmiyorsunuz. Dolar artıyor, ithal fiyatları artıyor, girdi fiyatları yüksek, tarımdan çok fazla dolaylı vergi alıyorsunuz, tabii ki bu şekilde gıda fiyatları düşmez. Yat sahibine 1 lira 70 kuruştan mazot veriyorsunuz, çiftçiye 4,5 liradan mazot. Bakın, hep karikatürler sizinle ilgili, ne diyor: “Traktöre tekne süsü verdim gardaş, belki böyle bana da ucuz mazot verirler.”

Çözüm nedir? Çözüm, çiftçiye hak ettiği desteği vermektir. 2006 yılında Tarım Kanunu çıkardık, biz de size destek verdik. Tarım Kanunu’nda yazar “gayrisafi millî hasılanın yüzde 1’i…” bunu mutlaka vermek zorundasınız. Bunu bir verin, bakalım neler oluyor. Vermeyince ne oluyor? Çiftçi 80 milyar lira borçlu. Peki, çiftçinin borcunu yapılandıracak mısınız? Yapılandırmayla ilgili bugün yarın torba yasa gelecek, yine çiftçiye bir şey yok. Peki, çiftçi ne yapıyor? Çiftçi elektriği kesik bir şekilde tarlasını sulamaya çalışıyor. Siz ne yapıyorsunuz? Örneğin, Başbakan ve Tarım Bakanı Türkiye-Afrika Tarım Bakanları Birinci Toplantısı’nı yapıyorlar, Afrika’yı hedefliyorlar, güzel. Başbakan ne diyor? “Afrika’yı, Afrika’yla birlikte kalkındırmak istiyoruz.” Sen Türk çiftçisini kalkındırdın mı da sıra Afrika çiftçisine geldi! Efendiye yani çiftçiye vermediğiniz destekleri başka ülkelerin çiftçilerine avuç avuç veriyorsunuz. Tam 26 milyon dönüm arazi şu anda Türkiye'de boş yani Belçika büyüklüğündeki arazi boş, siz bu arazileri işlemek yerine, gidiyorsunuz, Rusya’yla domates pazarlığına giriyorsunuz. Sonra da ne yapıyorsunuz? Türkiye, Fransa hayvancılığına destek verdiği için, katkı verdiği için Tarım Bakanımıza ne takıyor? Madalya takıyor. Demek ki sizin döneminizde bunlar hep oldu. Sizin döneminizde saman bile ithal edildi. Meraların yarısını kaybettik, birçoğunu TOKİ’lere peşkeş çektiniz. Nerede şehir kenarına yakın bir mera gördüyseniz allem edip kallem edip betonlaştırdınız.

Ürettiği para etmeyen, gübre, mazot zamlarına yetişemeyen, çocuğunu çiftçi yapmak istemeyen bir efendi kitlesi yarattınız. Hâlbuki o efendi kimdir? Köylü milletin efendisidir ama efendi o kadar efendi oldu ki bu kadar sıkıntı çekmesine rağmen sesi çıkmıyor, televizyonu seyrediyor, açıyor televizyonu, düzen aleyhine birazcık konuşanları ne yapıyorlar? Efendi bunu görüyor ve susuyor, “Aman beni de içeri alabilirler, sakın bir yerde görüşlerimi açıklamayayım." diyor.

Türkiye sizin sayenizde dünyada en pahalı mazotun satıldığı bir ülke olarak bilinirken artık, en pahalı etin, en pahalı nohudun, en pahalı domatesin satıldığı bir ülke olarak da biliniyor. Türkiye tarımına yön verecek binlerce atanamayan ziraat mühendisi, gıda mühendisi, su ürünleri mühendisi, veterinerler var ama hâlâ boştalar. Tarım Bakanı diyor ki: “Evet, 2.500 atama yapacağım. Maliye Bakanına sorun.” Maliye Bakanına soruyoruz, “Böyle bir yazı gelmedi.” Bu ne biçim şey? Nasıl devlet yönetiyorsunuz, bu da belli olmuyor. Ama merak etmeyin bizleri televizyonlarının başında izleyen sevgili yurttaşlar, bu düzen gidecek, Atatürk’ün kurduğu bir parti var, o parti efendiyi çok önemsiyor, efendiyle ilgili kitaplar yazıyor, fikirler öne sürüyor; lütfen bunları okuyun. O parti senin çiftçini yeniden efendi yapacak çünkü o parti üreten bir Türkiye, hakça bölüşen bir ülke istiyor.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Gaytancıoğlu.

Cumhuriyet Halk Partisi Grubu önerisi aleyhinde ilk söz, Adana Milletvekili Muharrem Varlı’ya aittir.

Buyurun Sayın Varlı. (MHP sıralarından alkışlar)

MUHARREM VARLI (Adana) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan anons ederken aleyhinde dedi ama usulen aleyhinde söz aldık, tabii ki böyle bir konunun aleyhinde olmak mümkün değil. Ben bir çiftçiyim.

LEVENT GÖK (Ankara) – Onu biliyoruz Muharrem Bey.

MUHARREM VARLI (Devamla) - Çiftçinin ve çiftçiyi savunan herkesin de lehinde konuşacağız inşallah.

Burada belirtilmek istenen şey, çiftçinin ürettiğini yeterince değerlendirememiş olması ve bu ürettiklerinden para kazanamadığı için, yeterince değerlendiremediği için de üretimin düşmüş olması, dolayısıyla da Türkiye’nin bir açıkla karşı karşıya kalıp dışarıdan ithalata zorlanmış olması.

Şimdi, değerli milletvekilleri, bizim ülkemiz o kadar güzel bir ülke ki topraklarımız o kadar verimli ve güzel topraklar ki bu ülkede bizim her şeyimizle kendi kendimize yetebilecek imkânlarımız var. Türkiye’nin 3,5 milyon ton kütlü pamuğa ihtiyacı var; bunu üretebilecek toprağımız var, suyumuz var. Türkiye’nin 6 milyon, 6,5 milyon ton mısıra ihtiyacı var; bunu üretecek toprağımız da var, ovamız da var, suyumuz da var. Türkiye’nin ayçiçeği, efendim, soya fasulyesi gibi ham yağı fazla olan bitkileri üretmeye ihtiyacı var ama Türkiye’de bunları teşvik edecek, bunları planlayacak, bunların bir şekilde, efendim, bir arada toplanıp ekilmesini sağlayacak bir ne yazık ki şu ana kadar ortaya tablo konulamadı.

Bakın, burada defalarca, her defasında söyledim, pamukçuluğu Türkiye’de teşvik etmemiz lazım. Çünkü Türkiye yıllardır başka ülkelerin çiftçilerine kendi paramızı hediye ediyor resmen. Yani toprağımız var, iklimimiz müsait, suyumuz var, ekecek çiftçimiz var ve pamuk konusunda çok tecrübeliyiz ancak pamuğu ne yazık ki yeterince ekmiyoruz. Neden? Çünkü çiftçi pamuktan para kazanamadığı için ekmiyor.

Sayın Bakana buradan yüz yüze de söyledim, buradaki konuşmalarımda da söyledim, dedim ki: “Gelin, pamuğu ekmeyi teşvik edelim.” Nasıl? Prim desteğini artırarak yapacağız bunu ve serbest piyasada pamuğu korumamız lazım. Nasıl koruyacağız? İşte, birlikler sayesinde pamuk fiyatının düşmesini engelleyeceğiz. Eğer biz bunu yaparsak Türkiye'de 3,5 milyon ton kütlü pamuğu üretmemek için hiçbir sebebimiz yok. Çukurova ve Ege, Urfa’daki Harran Ovası yeter zaten buna. Diğer taraflarda, efendim Konya Ovası’nda, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin Urfa hariç diğer taraflarında rahatlıkla mısır yetiştirip bu ülkenin mısır ihtiyacını karşılayabiliriz. Yine, Trakya’da, Çukurova’nın kırsalında ve İç Anadolu’nun kırsalında ayçiçeği yetiştirerek bu ülkenin ham yağ ihtiyacını karşılayabiliriz. Ama, bunları planlayacak, bunları destekleyecek ve çiftçimize bunları ektirecek bir zekâ lazım ve bunu destekleyecek bir güç lazım, siyasi irade lazım. Ne yazık ki şu ana kadar bu siyasi irade ortaya konulamadı, bundan dolayı da aşırı derecede muzdariplik yaşıyoruz.

Bakın, Türkiye zeytin üretiminde, zeytin yağı üretiminde de aslında kendine yetebilecek durumda. Meyvecilikte zaten dünyada en önde giden ülkelerden bir tanesiyiz. Bugün narenciye konusunda, diğer meyvelerin, sert çekirdekli meyvelerin üretiminde Türkiye çok iyi durumda ancak bunları da değerlendiremiyoruz yeterince. Şimdi, çiftçi para kazanamayınca ekmekten vazgeçiyor, üretimden vazgeçiyor dolayısıyla da piyasada birdenbire fiyatlar yükseliyor ve sanki mal bulmuş mağrip gibi bizim Hükûmetin yetkilileri de hemen “İthal edelim efendim. Dışarıdan getirelim efendim.” Ya, sen dışarıya ne satıyorsun be kardeşim? Uçak mı satıyorsun, savaş gemisi mi satıyorsun, füze mi satıyorsun ki dışarıdan buğday getireceksin? Ne satıyorsun sen dışarıya? Satsan satsan tarım ürünlerini satacaksın en iyi şekilde, Türkiye'nin en fazla pazarlayabileceği, en çok para kazanabileceği tarım ürünlerini satacaksın, onda da yoksun. Yani, böyle bir zekâ, böyle bir mantık neye hizmet ediyor ben bunu anlamış değilim. Bir çiftçi olarak, yüreği yanan bir kardeşiniz olarak burada bunları dillendiriyorum.

Değerli arkadaşlarım, bakın, domates meselesi… İşte, Sayın Cumhurbaşkanı gittiğinde domatesle alakalı konu da gündeme geliyor. Rusya, domates hariç diğerlerini Türkiye'den alacağını söylüyor ama domates almayacağını söylüyor. Geçen yıl Rusya domates almayacağını söylediği için Antalya bölgesinde sera domates üretimi yapan, Çukurova’da sera domates üretimi yapan çiftçilerimizin birçoğu domates ekmekten vazgeçtiler. Dolayısıyla, domates ekilmeyince de hem iç piyasada bir talep oluştu hem de birdenbire fiyatlar yükseldi.

Bakın, şu anda domatesin fiyatı marketlerde 10 lira, 12 liraysa inanın ki bu yine üreticinin cebine gitmiyor. Kim kazanıyor biliyor musunuz? Aracılar kazanıyor, tefeciler kazanıyor. Keşke üreticinin cebine gitse bundan memnuniyet duyacağım ama yok, üreticinin cebine gitmiyor. Hep o bahsettiğiniz faiz lobisi var ya onlar kazanıyorlar parayı, onlar götürüyorlar bu parayı, çiftçinin alın terini kullanıyorlar ama Hükûmetin buna müdahale etmesi lazım; yok, sessiz sessiz seyrediyorlar. Et bitti, dışarıdan et getirelim; sap bitti, dışarıdan sap getirelim; buğday bitti, dışarıdan buğday getirelim, oh ne âlâ ya, oh ne âlâ! Yani ne zamana kadar gidecek bu böyle, ne zamana kadar sürecek bu böyle?

Değerli arkadaşlarım, bakın, kendi kendimize yeten bir ülkeyken yarın bir gün bir de bu tarım ürünlerinde sıkıntı yaşamaya başlarsak vay Türkiye'nin hâline, vay milletimizin hâline! Şimdi, her defasında buraya çıkıyoruz “Çiftçiyi koruyalım, çiftçiyi destekleyelim.” diyoruz. Ya, mazot fiyatları 4,5 lira. Çiftçi traktörüne 4,5 liraya mazot koyuyor, Allah'tan reva mı bu? Yat sahibi… Yatı kim alır? Herhâlde milyon dolar parası olan insanlar alır yatı yani benim gibi gariban veya 50 dönüm, 100 dönüm tarla işleyen insanın gidip yat, kotra alacak hâli yok. Yat, kotra sahipleri 1,2 liradan mazot koyuyorlar yatlarına, kotralarına; çiftçi 4,5 liradan mazot koyuyor. E, Allah'tan reva mıdır bu ya? Hiç düşünmüyor musunuz bunu? Yani bu noktada çiftçiyi destekleyelim. Sayın Bakan dedi ki: “Yarısını vereceğiz.” Sayın Başbakan da söyledi. Şu ana kadar daha ortada bir şey yok. E, ne zaman vereceksiniz? Ne zaman bu çiftçiyi kollayacaksınız?

Değerli arkadaşlarım, bakın, çiftçi üretmezse bu ülkede inanın hepimiz bunun sıkıntısını yaşarız.

Defalarca söyledim, yine söyleyeceğim: Sabahleyin oturuyorsunuz kahvaltıya, o mis gibi kokan salatalık, domates, peynir, zeytin, sıcacık ekmek, bunlar nereden geliyor sizin sofranıza? Nereden geliyor? Nasıl geliyor? Hiç düşünüyor musunuz bunları? Yok. Çiftçi sabah demiyor, akşam demiyor, yağmur demiyor, çamur demiyor çalışıyor üretiyor, beş kuruş para kazanamıyor. Değerli arkadaşlarım, çiftçiyi korumamız lazım.

Bakın, yine, bu bakliyatla ilgili konuya gelelim. Eskiden Türkiye'nin nohut fazlası olurdu fasulye fazlası olurdu, hatta birçok insan kendi bahçesinde yetiştirirdi bunu. Ya, şimdi dışarıdan nohut, bakliyat, fasulye ithal ediyoruz hatta kuru fasulyenin, nohudun fiyatı 10 lira, 12 lira, 13 lira serbest piyasada. E, adam ekiyor 3 liraya satamıyor tarlasından ürettiği nohudu. Kim kazanıyor? Yine aracılar kazanıyor, tefeciler kazanıyor. İşte bunu engellememiz lazım, bunu önlememiz lazım, bunu önleyecek de Hükûmettir arkadaşlar, buna bir çözüm bulmak lazım. Değerli arkadaşlarım, bakın, bunları söylerken afaki nutuk atmıyorum ben size, bizzat bu işin içerisinde yaşayan bir kardeşiniz olarak söylüyorum.

Şimdi, gübre fiyatlarına gelelim. Bakın, üç ay önce ürenin fiyatı 700 liraydı eski rakamla. Şimdi ne kadar? 1 milyon 100 bin lira. Üç ay önce DAP gübresinin fiyatı 800-850 liraydı eski rakamla. Şimdi ne kadar? 1 milyon 300 bin lira. Ya, o rakam o zaman kurtarıyorsa şimdi niye bu kadar? Ha, çiftçiye lazım ya, çiftçi alıp atması lazım şu anda bu gübreyi, onun için faiz lobileri yükseltiyor. Engel ol kardeşim, elli defa söyledim burada. Tarım kredi ne yapıyor? Niye devreye girmiyor tarım kredi? Niye gübre fiyatlarını sübvanse etmiyor? Yok. Buradan giriyor, buradan çıkıyor. Ha söyle de söyle. Yani değerli arkadaşlarım, bakın, burada üreten insanımızı korumazsak vallahi onlara yazık ederiz.

Yine, bu hazine arazilerine gelelim. Bir ilçede 350 liraya kiraya veriyor, öbür ilçede aynı şartlarda sulak araziyi 150 liraya kiraya veriyor. Ya, serbest piyasada 350 lira zaten tarlanın kiralanması. Allah’tan reva mıdır bu ya? Yani bunun prim desteğini alamıyor, öbür teşviklerini alamıyor. E, düşürün diyoruz. Efendim, serbest piyasada bu kadarmış. E serbest piyasada o kadarsa sen de bu çiftçiyi korumakla mükellef değil misin? Yani bir miktar serbest piyasanın altında yapsan ne olur, ölür müsün? Her şeyde herkese veriyorsun, bir çiftçiye geldi miydi “Yok, veremeyiz.” Çiftçi üvey evlat. Yapmayın bunu arkadaşlar. Yapmayın. Allah rızası için çiftçiyi koruyalım, çiftçiyi yaşatalım, yüceltelim.

Hepinize teşekkür ederim. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Varlı.

Önerinin lehinde ikinci söz, İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu olmadığından yerine söz talebinde bulunan Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak’ın.

Buyurun Sayın Budak. (CHP sıralarından alkışlar)

ÇETİN OSMAN BUDAK (Antalya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Yaş sebze meyve fiyatlarındaki dalgalanmayla ilgili söz aldım. Tabii, ana, temel konu yaş sebze meyve fiyatlarındaki dalgalanma değil, ekonomi doğru yönetilmiyor. Ekonomide -on beş yıldır dilimizde tüy bitti- bir planlama, bir envanter çalışması yapılması gerektiğini ve doğru desteklerin verilmesi gerektiğini her platformda söyledik.

Geçen gün Sayın Başbakan bir açıklama yaptı, “Gayrisafi millî hasılamız 2023 yılında 2 trilyon dolar olacak.” dedi. Ya buna kargalar güler. Bugünkü gayrisafi millî hasıla TÜİK’in yeni verilerine göre, düzenlemeler yapılmasına rağmen 800 milyar doları bile bulmamış. Yani geriliyoruz, dolar bazında gayrisafi millî hasıla geriliyor ve Sayın Başbakan diyor ki: “2 trilyon dolar gayrisafi millî hasılaya çıkacağız yedi yılda.” Oturdum hesapladım, her yıl yüzde kaç büyümemiz gerekir diye bir hesap yapmaya gayret ettim. Her yıl üst üste yüzde 12 büyüme sağlarsak 2 trilyon doları gene bulamıyoruz. 1,7-1,8 trilyon civarında kalıyor. Bu hangi hesaba dayanıyor? Onun için AKP iktidarının bütün hesapları böyle. Orta vadeli plan açıklaması orta vadeli plan açıklaması yapılıyor. Orta vadeli planda bakıyorsunuz “Yüzde 5 büyüyeceğiz, enflasyon yüzde 5 olacak.” deniyor. Dönüyorsunuz, revize ediyorsunuz. Enflasyon şu anda yüzde 11. Büyüme rakamlarımız da sizin söylediğinize göre yüzde 3-3,5 civarında kalacak. Bu büyüme rakamlarıyla Türkiye'nin kalkınması mümkün mü? Soru bu.

İkincisi, yaş sebze meyve fiyatlarındaki dalgalanmayla ilgili her sene bu hikâye okunur. Bakarsınız kış aylarında bir gün en büyük suçlu kabak olur, öbür ay bakarsınız biber olur, bir ay bakarsınız salatalık olur ama asıl temeldeki sorunlara hiç kimse bakmaz. Şimdi de domates suçlu. Enflasyonla ilgili domates suçlanıyor. Ve diplomatik ayıplar yapılıyor arkadaşlar. Rusya’ya görüşmeye giden Türk heyeti, heyetimiz, Rusya’da görüşmeleri yapıp Twitter’larından domates gönderip “Büyüksün domates.” diye “tweet” atabiliyor. Olmaz. Olmaz. Neden olmaz? Şimdi, eğer dış politikayı domatese indirgerseniz hiç ciddiyeti kalmaz bu işin.

Geçen yıl, 2015 yılı Kasım ayında Rus uçağının düşürülmesinden sonra ekonomiyle ilgili çok ciddi gelişmeler oldu çünkü Türkiye pazarında bir, turizm; iki, tarım Rusya’ya bağlı, yaş sebze meyvede özellikle. Sadece bir domates üzerinden fırtına koparılıyor.

Bakın, şurada net olarak söyleyeceğim: Takip edin fiyatları, on beş gün sonra domatesin fiyatı 1,5 lira ya da 2 liraya düşecek. Bu, üretim planlamasıyla alakalı arkadaşlar. Üretim planlamasında maalesef biz sınıfta kalıyoruz. Bir türlü bu planlamayı yapamadık. Bir -biraz önce Okan Vekilim söyledi- gayrisafi millî hasılanın yüzde 1’inin tarım sektörüne sübvansiyon olarak, destek olarak verilmesi gerekiyor. On beş yıllık rakamlara baktım, yüzde 1’in karşılığı aşağı yukarı 8 milyar dolardır, bunu 3,5’la çarparsanız 25 milyar dolar yapar ve dönün bakın arkadaşlar, hiçbir yıl bunun yarısını vermemişiz. Yani buradan söylüyorum çiftçilere, televizyonda izleyen çiftçi kardeşlerime: Sizin bu iktidardan, on beş yıl boyunca ortalama 10 milyar TL deseniz -yani 10 katrilyon- sizin şu anda alacağınız 1,5 katrilyon para var. Bu çünkü Tarım Kanunu’nda yazıyor, bunu talep edin. Bu destekler olmadığı sürece biz aç kalırız.

Bakın, iki Trakya büyüklüğünde tarım alanı ekilemiyor. Nadasa bırakanlarla falan baktığınız zaman 10 milyon hektar gibi bir alan Türkiye’de ekilemiyor. Gidin, bakın Anadolu’daki köylere -hepiniz gidiyorsunuz, daha yeni seçimden çıktık- o Anadolu köylerinde, o Toroslarda artık genç nüfus kalmadı. O tarlaları ekip biçecek önümüzdeki üç beş sene içinde adam da bulamayacağız. Onlar kente geliyorlar ve kentte işsizler… Bugün yüzde 13 seviyesine çıkmış işsizlik var. Bu nasıl ekonomi yönetimi? İnsanlar aç, insanlar susuz, insanlar işsiz kaldığı zaman yapabilecekleri hiçbir şey yok. İnsanlar intihar ediyorlar artık. İnsanlar evine ekmek götüremiyorlar. 4 gençten 1’i Türkiye’de işsiz. Üniversite mezunlarından 4 mezundan 1’i işsiz. Bu nasıl adalet, bu nasıl vicdan?

Onun için, başta planlama ve bir strateji geliştirmek… Sanayi strateji belgeleri çıkararak sanayi geliştirilemez. Birincisi, hukuk. Herkesin yaptığının karşılığını alabilecek güvende kendini hissetmesi gerekir. Hem tarımda hem sanayide hem ticarette hem hizmet sektöründe eğer üretim yatırımı yapılması isteniyorsa önce demokrasi gerekiyor arkadaşlar, önce demokrasi; sonra hukukun üstünlüğü, sonra iş ve aş. Bunlar olmadığı zaman insanlar yatırım yapmazlar. Yabancı sermayeyi getirmek istiyorsunuz, getirmek istiyoruz, hep beraber istiyoruz ama yabancı sermayenin gelir elde eden kârlı şirketleri satın almaya değil sıfırdan yatırıma gelmesi gerekiyor. Dönün bakın, son on beş yılda, Sayın Başbakan, Sayın Cumhurbaşkanı Türkiye'nin her yerinde açılış yapıyor, 10 bin kişiye istihdam sağlayacak, 5 bin kişiye istihdam sağlayacak 1 milyar dolarlık orta yüksek teknolojide ya da yüksek teknolojide bir sanayi kuruluşunun kurdelesi kesilmiş mi? Dönün bakın, varsa buyurun, çıkın söyleyin. Sadece betona yatırım yaparak bu ülkede ne istihdamı sağlayabilirsiniz ne zenginleştirebilirsiniz. Bir de üstüne üstlük tek adam iktidarını istediniz, tek adam rejimini istediniz, şimdi hukuk da yok, adalet de yok. Hukukun olmadığı yerde, adaletin olmadığı yerde zenginlik de olmaz. Hiç kendimizi kandırmayalım, 2014’ten beri ülkede fiilî olarak tek adam rejimi yaşanıyor. Dönün bakın rakamlara; büyüme yüzde 3 seviyesinde kalmış, döviz rakamları 2014’ten itibaren bakarsanız yüzde 35 artmış. Dolayısıyla tarımda da ithalatçı olduğumuz için tarım ürünlerinin tamamının fiyatlarına resmen büyük zamlar gelmiş. Yani yoksul halkın ümidi olan, yoksul halkın sofrasından eksik olmayan ürünlerin tamamı ithal artık. Biraz önce söylendi; nohut ithal, mercimek ithal, kuru fasulye ithal, et ithal. Buradan şu çıkmıyor mu: Yönetemiyorsunuz, ekonomiyi yönetemiyorsunuz. Artık dönün, hiç olmazsa burada muhalefetin söylediklerine kulak verin.

Bakın, turizmle ilgili de durum aynı. Turizmle ilgili tarım bağlantısı nedir? Tarım bağlantısı şudur: Antalya’ya gelen turist sayısı 2014 yılında 12 milyondu, 12 milyon turist 110 milyon geceleme yaptı, 110 milyon geceleme toplam 110 milyon gün yapar; 1 domates 110 milyon domates demek, 1 elma 110 milyon elma demek. Turizmi de bitirdik. Bir uçak krizi, arkasından Avrupa’yla kavgalarımız; şimdi Avrupa’dan turist gelmiyor, artık Rusya’dan da gelip gelmeyeceği belli değil.

Dış politikada hata, iç politikada hata, ekonomide plansızlık ve bugün geldiğimiz noktada resmen bir çöküş yaşıyor ülke. Biraz önce söylendi, eğer hukukta ve demokraside geri gidersek, yargıyı siyasallaştırırsak, yargıyı yandaşlardan hâkim atayarak yaparsak bu ülkede daha karanlık günler bizi bekliyor ve önümüzdeki dönem için de bunu lütfen bir uyarı olarak alın.

Bakın, turizm dedik, turizmde yine ilk üç ay rakamları yüzde 5,5 eksi yazıyor. Bu, Türkiye’nin acı bir gerçeğidir. Turizm sektörü en çok istihdam sağlayan, doğrudan döviz kazandıran ana sektörlerden biri ve 500 bin kişi geçen sene işsiz kaldı. Bir siyasi hata, dış politikadaki yanlışlarınız 500 bin kişiyi işsiz bıraktı. Bu yıl hâlâ devam ediyor, geçen seneye göre yüzde 5 eksi ama gelirlere bakıyorsunuz, 800 dolardan 700 dolara düşmüş, çok ağır bir gelir kaybına da sebep olmuş. E tabii ki tarımı da vuracak, ayakkabı boyacısını da, yumurta üreticisini de, aklınıza gelebilen… 54 sektörü destekleyen sektördür turizm, dönüp hiç bakmadınız çünkü turizm politikanız yok; sanayi politikanız, tarım politikanız olmadığı gibi turizm politikanız da yok. Bugün yaşananlar, yanlış yönetim, geleceği görememek ve kendinizden başka hiç kimseyi dinlememek bizleri bugüne getirdi. İnşallah bu yanlışlardan dönersiniz.

Hepinize saygılar, sevgiler sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Budak.

Öneri aleyhinde ikinci ve son konuşma Çanakkale Milletvekili Ayhan Gider’e aittir.

Buyurun Sayın Gider. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

AYHAN GİDER (Çanakkale) – Sayın Başkan, Türkiye Büyük Millet Meclisinin değerli üyeleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Cumhuriyet Halk Partisi tarafından verilmiş olan “tarımın sorunları” konulu önergenin aleyhinde söz almış bulunuyorum.

Tarım yıllık 59,4 milyar dolar gayrisafi yurt içi hasılaya sahip bir sektör. Dolayısıyla neresinden alsanız, neresinden tartışsanız dolu bir sektör çünkü Türkiye için çok büyük önemi haiz. Bitkisel üretimden hayvansal üretime, su ürünlerine, mekanizasyonuna varana kadar da çok geniş alanı ilgilendiren bir sektör.

Bu anlamda biz neler yaptık? Herhâlde herkes kabul eder ki tarım konjonktürel gelişmelerle, domatesin günlük fiyatlarıyla değil de temel sorunlarıyla tartışılması gereken bir konu ve tarımın sorunlarını günlük sorunlar olarak algılamak kadar yanlış hiçbir şey olamaz. Tarımın sorunları temel sorunlardır ve temel sorunlar da köklü değişimlerle ele alınmak zorundadır. AK PARTİ olarak iktidara geldiğimiz günden beri bu bilinç içerisinde tarıma yaklaştık. Tarım Kanunu’nu bu kapsamda çıkardık; Tarım Sigortaları Kanunu, Üretici Birlikleri Kanunu, Toprak Kanunu, Tohumculuk Kanunu, Lisanslı Depoculuk Kanunu ve diğer 15 kanunu bu kapsamda çıkardık ki tarıma günlük müdahalelerle değil, köklü yaklaşımlarla çözüm bulabilelim diye. Bu anlamda, mazot, fidan, tohum desteklemeleri ilk defa bizim dönemimizde başlamıştır. Gübre desteği doğrudan üreticiye verilmeye bizim dönemimizde başlamıştır. Su ürünleri, organik tarım ve iyi tarım gibi, şu anda saymanın çok anlamı olmayan onlarca destekleme bizim dönemimizde çiftçiyle buluşturulmuştur.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) – Çiftçiyi mecbur destekliyorsunuz.

AYHAN GİDER (Devamla) – Şu anda da Millî Tarım Projesi’yle stratejik ürünleri havza bazlı desteklemeye başladık. Mazot ve gübrenin yüzde 50’sini destekleyeceğiz, mazot ve gübrede yüzde 50 destekleme sağlayacağız. Hayvancılıkta mera hayvancılığını geliştiriyoruz, damızlık işletmeleri artırıyoruz. Sadece Trakya’yı değil, tüm Türkiye'yi hastalıktan ari işletmelerle dolduracağız.

Peki, bunca çalışma sonuç veriyor mu, semere veriyor mu? Muhalefet olmanın belki burası çok güzel, bugün domates fiyatını alıp sadece on dakika değil, yarım saat de konuşabilirsiniz ama ne yazık ki rakamların yalan söylememe diye bir huyu var. Bakın, 2002’de tarımsal kredi faiz oranları yüzde 59’du.

OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) – Enflasyon kaçtı o zaman?

AYHAN GİDER (Devamla) – Bugün geldiğimiz noktada 8,25’tir. Ne kadar kredi kullanılmış o zaman? 530 milyon. Şu anda? 30 milyar. Şu yaklaşım da doğru olur: Çiftçinin durumu o kadar kötü ki 530 milyondan 30 milyara çıkmış. İnsanın da gözleri ışıldar hele ki muhalefetse. Ancak bir rakam daha var, geri dönüş oranı. 2002’de yüzde 38 kredilerin geri dönüş oranı -Ziraat Bankası kredilerinden bahsediyorum, Tarım Kredi kredilerinden bahsediyorum- bugün yüzde 95,8.

OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) – Bu mudur yani başarı?

AYHAN GİDER (Devamla) – 2017’de 12,8 milyar lira destekleme vermişiz. Üretime bakıyorsun, nerelere gelmiş. Bakın, rakamdan bahsetmiyorum -hocam oradan “enflasyon” diyor ya- reel tondan bahsedelim, üretimden bahsedelim; bitkisel üretim 98 milyon tonken 116 milyon tona çıkmış.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) – Köyler niye boşalıyor, köyler?

AYHAN GİDER (Devamla) – Hayvansal üretim 10,3 milyon tondan 22,8 milyon tona çıkmış.

MELİKE BASMACI (Denizli) – Tohum nereden geliyor?

AYHAN GİDER (Devamla) – Su ürünleri üretimi 61 bin tondan 240 bin tona çıkmış.

Bu rakamları ben yazmadım, bunlar TÜİK’in rakamları, girer bakarsınız.

Tarımsal gayrisafi hasıla… Hadi enflasyon anlaşılmasın diye dolar bazında söyleyeyim. Aslında TL bazında da konuşabiliriz ama dolar bazında söyleyeyim ki enflasyondan arındırılmış olduğunu görelim. 2002 ile 2016 arasında yüzde 115 artmış. Bakın, 24,3 milyar dolardan 59,4 milyar dolara çıkmış.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) – Niye fasulye alıyoruz dışarıdan?

AYHAN GİDER (Devamla) – Dediğim gibi, domatesten, fasulyeden girip sadece on dakika değil, bir buçuk saat de hepimiz konuşabiliriz çünkü bu kadar geniş bir konudur.

MELİKE BASMACI (Denizli) – Ama onu yiyor zaten insanlar. Eti söylemiyoruz, sütü söylemiyoruz, fasulye, domatesle doyuyor insanlar.

LEVENT GÖK (Ankara) – Gerçek rakamları konuşalım, gerçek rakamları Ayhan Bey.

AYHAN GİDER (Devamla) – Evet, bu rakamlar TÜİK’in rakamlarıdır.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) – Tarım bitik, tarım bitik.

LEVENT GÖK (Ankara) – Halkın rakamlarını burada konuşalım.

MELİKE BASMACI (Denizli) – Pazar ile AVM farkı galiba.

AYHAN GİDER (Devamla) – Bu üretimi yaparken, bu desteklemeleri yaparken en çok sevdiğimiz, hani sizin köy köy gezip anlattığınız, çevreyi korumak, tarım topraklarını korumak, tarım havzalarını korumak…

MELİKE BASMACI (Denizli) – Her yıl bir Trakya büyüklüğü toprağı ekmekten vazgeçiyoruz.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) – Sudan’dan çiftlik alıyoruz.

MELİKE BASMACI (Denizli) – 8 dönüm…

AYHAN GİDER (Devamla) – Bugün, AK PARTİ iktidarına kadar derme çatma bir yönetmelikle idare edilen topraklar şu anda toprak kanunuyla korunmaktadır ve yeni olarak da tarımsal sit kanunu olarak algılanabilecek havzaların korunması kanunu çıkmıştır. 115 yerde büyük ovalar belirlenerek bunlar, 141 tane ova koruma altına alınmıştır.

Değerli arkadaşlar, değerli milletvekilleri; gönül ister ki bu gayrisafi tarımsal hasılayı biz 4 katına, 5 katına, 10 katına çıkaralım. Çünkü tarım Türk ekonomisinin lokomotifidir, sadece tarımsal kesimi ilgilendiren bir lokomotif de değildir. Şehirde yaşayan insanları da doğrudan değil direkt olarak ilgilendiren, sadece satış fiyatlarıyla değil üretim anlamında da doğrudan ilgilendiren bir sektördür. Çünkü, bizim, şehirde yaşayan nüfusumuz üç kuşaktır, beş kuşaktır şehirli değildir, hepimiz köy çocuğuyuz. Nerede yaşarsak yaşayalım köy çocuğuyuz ve tarımsal üretimin gelişmesi hepimizi en az köydeki kişi kadar ilgilendiriyor. Bu anlamda, bu bir millî politika olarak yürütülmek zorundadır ve bizim de iktidar olarak millî tarım politikasında hedeflediğimiz budur. Eğer siz tohumculuğu destekleyemiyorsanız, fidancılığı destekleyemiyorsanız; eğer damızlık hayvancılık üretimini destekleyemiyorsanız; hastalıktan ari işletmeleri destekleyemiyorsanız bugün ihracatla veya diğer rakamlarla oynamanız hiçbir işe yaramaz. İşte bugün itibarıyla Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımızın yaptığı da budur. Damızlık işletmelerini destekleme, tohumculuğu destekleme, fidancılığı destekleme.

İki, Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilimizin ikisi de raporlarını bizim okumadığımızdan bahsetti, söz veriyorum ben okuyacağım ama biliyorum ki her seçimde, milletimiz bizim raporları da sizin raporları da okuyor ve kararını veriyor.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Buyurun Sayın Gaytancıoğlu.

OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) – “Hocam.” dedi, ben de hocayım.

BAŞKAN – Hocam, ben de “hocam” dedim, benden dolayı da sataşmadan söz istemeyin de… Ben yerinizden bir dakika söz vereyim size 60’a göre, buyurun.

V.- AÇIKLAMALAR (Devam)

22.- Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu’nun, Çanakkale Milletvekili Ayhan Gider’in CHP grup önerisi üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; arkadaşımız, tabii iyi niyetle “Nasıl kamufle edeyim.” diye uğraşıyor ama ne yaparsanız yapın bazı gerçekleri örtemezsiniz. Yani bazı gerçeklerden ne var? Örneğin, tarımsal kredi geri ödemelerinin başarısından bahsetti ama ben çok yakından biliyorum, daha geçen konuşmamda da söyledim, televizyonlar da çektiği için söyleyeyim: Bakın, bunlar da televizyonlara yansıyan şeyler. Çiftçi böbreğini satıyor yani borcunu ödeyebilmek için. Bizim insanımız borcuna ne kadar sadık.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Pardon… Açalım tekrar, buyurun.

OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) – E, artı bir dakika daha alırız.

Borcunu ödeyebilmek için böbreğini satıyor, traktörünü satıyor, tarlasını satıyor, gidiyor, başka bir bankadan borç alıyor, tekrar borcunu ödemeye çalışıyor. Bu bir iyi niyettir ama siz de biraz görün ki destek miktarını artırın.

Bakın, verdiğiniz krediler nereye gidiyor? Bu bir çiftlik, böyle yüzlerce çiftlik var. İnternete girin, satılık çiftlik yazın, bakalım kaç tane çıkacak? Verdiğiniz krediler, sıfır faizli krediler buraya gidiyor.

Bir de bitkisel üretim rakamlarını öyle toplayarak veremezsiniz. Bize ilkokulda da öğretmişlerdi, bu elma mıdır, armut mudur, elmalar ile armutlar toplanmaz. Yani buğday rakamlarına bakalım, ekiliş rakamlarına bakalım, ekilişte düşüş mü var, artış mı var. Neden o zaman ithalat yapıyoruz? Neden Türkiye’de 12 milyar dolar ithalat var? Neden şunu söylemiyorsunuz: “Ya, biz burada başarısızız, ciddi anlamda sıkıntılar var. Evet, Türkiye’de çiftçiye destek vermiyoruz -ya da- veremiyoruz?” Onu söylemiyorsunuz.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Gaytancıoğlu.

VIII.- ÖNERİLER (Devam)

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)

2.- CHP Grubunun, 8/5/2017 tarihinde Grup Başkan Vekili Ankara Milletvekili Levent Gök ile Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu tarafından, sebze ve meyve fiyatlarındaki dalgalanmaların araştırılması amacıyla verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak 9 Mayıs 2017 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

BAŞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Öneri kabul edilmemiştir.

İç Tüzük’ün 37’nci maddesine göre verilmiş bir doğrudan gündeme alınma önergesi vardır, okutup işleme alacağım, oylarınıza sunacağım.

VII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)

A) Önergeler (Devam)

2.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, (2/70) esas numaralı Seçim Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/94)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

(2/70) esas numaralı Kanun Teklifi’min İç Tüzük’ün 37’nci maddesine göre doğrudan Genel Kurul gündemine alınmasını arz ederim.

Saygılarımla.

                                                                        Mustafa Sezgin Tanrıkulu

                                                                                          İstanbul

BAŞKAN – Önerge üzerinde teklif sahibi olarak İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu konuşacaktır.

Buyurun Sayın Tanrıkulu. (CHP sıralarından alkışlar)

Süreniz beş dakikadır.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

İç Tüzük’ün 37’nci maddesi uyarınca Milletvekili Seçimi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi üzerine söz almış bulunmaktayım. Hepinizi yeniden saygıyla selamlıyorum.

Tabii, Milletvekili Seçimi Yasası’yla ilgili söz aldım ama bugün burada bir milletvekilinin milletvekilliği düşürüldü. Milletvekilliği düşürülmüş bir milletvekilinden sonra burada konuşmayı kendi açımdan hakikaten de zül sayıyorum. Ancak size bir hatırlatmada bulunmakta fayda var, o da şu değerli arkadaşlar: Bakın, 3 Kasım 2002 seçimleri yapıldı, Sayın Recep Tayyip Erdoğan milletvekili seçilemedi. Halkı kin ve düşmanlığa tahrikten ceza almıştı. Bana göre ifade özgürlüğü kapsamındaydı, o cezayı almaması lazımdı, Yargıtayın onaylamaması lazımdı ve milletvekilliği yeterliliği de olması lazımdı ama milletvekili seçilemedi, 3 Kasımda, milletvekili olamadı.

Bu Parlamento oluştuktan sonra, hemen sonra, sadece 27 Aralıkta, yaklaşık bir ay sonra bu Parlamento Anayasa’yı değiştirdi, halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçunu Anayasa’nın 76’ncı maddesinden düşürdü ve Sayın Erdoğan’a milletvekilliği yolu açıldı. Siirt’te seçimler iptal edildi ve Parlamentonun dışında kalan bir genel başkan Cumhuriyet Halk Partisinin iradesiyle Parlamentoya geldi, milletvekili oldu, Başbakan oldu, şimdi Cumhurbaşkanı. Bu Parlamento bunu yaptı değerli arkadaşlar. Ve Adalet ve Kalkınma Partisinin Genel Başkanı için bunu yaptı. Ama şimdi siz neye el kaldırdığınızı bilmeden başka bir milletvekilinin o gün değiştirilen hükümlere göre milletvekilliğini düşürdünüz.

Sizin gerçekten demokrasi anlayışınız bu mu değerli arkadaşlar? Demokrasi anlayışınız bu mu? Bu mu sizin demokrasi anlayışınız? Yargıya bu Parlamento teslim mi olacak? Kaldı ki iddianameyi yazan savcının kim olduğunu biliyoruz; MİT iddianamesini yazarken FETÖ’cü, düşünce ve ifade özgürlüğüyle ilgili iddianame yazarken cumhuriyetin savcısı, öyle mi? Buna kim inanacak? Kim sizin demokratlığınıza inanacak?

İkinci olarak değerli arkadaşlar, bakın, başörtüsüyle ilgili olarak çok büyük mücadele ettim, çok büyük mücadele ettim baro başkanı olarak. Kamuda çalışmaları bakımından mücadele ettim, inanç özgürlüğü dedim, düşünce özgürlüğü dedim. Şimdi, düşüncelerinden dolayı, ifadelerinden dolayı kamudan ihraç ettiğiniz yüz binlerce personel var, yüz binlerce. Bunun ne farkı var bana söyler misiniz?

2 tane kamu emekçisi, darbeyle bir alakaları yok, haklarında hiçbir dava yok, hiçbir dava yok haklarında, tam yüz yirmi gün oturma eylemi yaptılar, altmış iki gündür değerli arkadaşlar, açlık grevi yapıyorlar. Sadece ve sadece işlerini istiyorlar, işlerini. Öğretmenler, öğretim üyeleri, altmış iki gün, sadece 600 metre ötemizde, yaşamları tehlike altında ama sizler bunlara duyarsızsınız. Başörtüsüne gösterdiğiniz duyarlılığın onda birini, yüzde birini başkalarının ifade özgürlüğü için göstermiyorsunuz. Bu konuda tutarlı değilsiniz, hiçbir konuda olmadığı gibi.

Söyler misiniz değerli arkadaşlar, 130 bin kamu görevlisi neden ihraç edildi? 5.400 akademisyen neden ihraç edildi, söyler misiniz? Söyler misiniz değerli arkadaşlar, ne yapıyor bu arkadaşlar? Dava yolu yok, komisyon yok, yargıya gidemiyorlar, ne yapsınlar? Ne yapsınlar, söyler misiniz? Dava yolunu kapatmışsınız, Türkiye’yi anayasasız hâle getirmişsiniz. Ne yapacaklar? Ne yapsınlar? Sivil itaatsizlik eylemi yapıyorlar ve ölüme gidiyorlar ama sizler burada ihale takip etmekten, iş takip etmekten başka hiçbir iş yapmıyorsunuz, hiçbir iş. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) - Doğru konuş!

NAZIM MAVİŞ (Sinop) – Adam gibi konuş!

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) – Değerli arkadaşlar, söyleyin, gelin bu konuştuklarıma burada itiraz edin. Gelin, bu konuştuklarıma burada itiraz edin.

SAİT YÜCE (Isparta) – İhaleyi sen takip ediyorsun.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Değerli arkadaşlar, son sözüm size şu: Bakın, yirmi yıldır Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesinin (CPT) bütün raporları Hükûmetin isteğiyle yayınlandı. Kasım 2016’da rapor var gözaltı merkezleri ve cezaevleriyle ilgili olarak, neden Hükûmet rezerv koymuş ve yayınlamıyor? Hani işkence yoktu? Eğer yüreğiniz yetiyorsa Hükûmetinize söyleyin, o raporu yayınlatsın.

NAZIM MAVİŞ (Sinop) – Boş konuşma, boş!

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - İşkence boş, değil mi? Boş değil mi işkence? Boş değil mi işkence?

NAZIM MAVİŞ (Sinop) – “İhale takipçiliği yapıyor.” diye kimi suçluyorsun sen?

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) – Sen boş konuşuyorsun! Kendine gel! Kendine gel!

Teşekkür ediyorum.

NAZIM MAVİŞ (Sinop) – Koskoca bir grubu ihale takipçiliğiyle nasıl suçlarsın? Ayıp!

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) – Boş konuşma!

İLYAS ŞEKER (Kocaeli) – Aynada kendini görüyorsun herhâlde!

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) – Çıkın, burada cevap verin.

NAZIM MAVİŞ (Sinop) - Terbiyesizlik yapıyorsun. Sana ne cevap vereceğiz? Hangi cümlen cevap vermeye değiyor senin?

BAŞKAN – Önerinin üzerinde, bir milletvekili adına İstanbul Milletvekili Eren Erdem konuşacaktır.

Sayın Erdem, buyurun.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) – Çıkın, burada cevap verin.

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) – Kim ihale takip ediyor, söyle o zaman? Ne konuşuyorsun?

NAZIM MAVİŞ (Sinop) – Utanmıyor musun bu kadar insanı töhmet altında bırakmaya? Utanmıyor musun bunu söylemeye?

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) – Çık, oradan cevap ver. Çık, oradan cevap ver.

NAZIM MAVİŞ (Sinop) – Ne cevap vereceğiz sana!

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) – Uzatmayın işte, niye rahatsız oluyorsunuz doğrulardan?

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) – Sen kendine bak! Senin ne olduğunu biliyorlar.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, sayın hatibi kürsüye davet ettim, lütfen…

Buyurun Sayın Erdem.

EREN ERDEM (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle altmış iki gündür Ankara’da hangi gerekçeyle görevinden uzaklaştırıldığını kendisinin dahi bilmediği bir şekilde görevinden uzaklaştırılan öğretmenlerin açlık grevi devam ediyor. Altmış iki gün arkadaşlar… Açlık grevine devam eden Nuriye Gülmen ve Semih Özakça hayati tehlike noktasına gelmiş durumda. Burada birçok kişi zannediyorum ki bu ihraçların nedeninden habersiz. Bugün ihraç edilen insanların büyük bir kısmı Barış Bildirisi’ne imza attığı için ihraç edildiler. OHAL’i niye çıkardınız? FETÖ'yle mücadele için. Bu bildiriyle FETÖ’yle mücadelenin ne alakası var? Birbiriyle ilişkisi olan konular mı? Değil. Yapılan iş vicdanınızı sızlatıyor mu? Bu insanların ölmesine bu Parlamento göz mü yumacak? Buna derhâl müdahale edilmelidir.

Değerli arkadaşlar, bakınız, size bir haber başlığı göstermek istiyorum. Çok ilginç, benim dikkatimi çekti, zannediyorum sizin de dikkatinizi çekecektir: “FETÖ sanığını serbest bırakan hâkimi FETÖ’den rüşvet aldı diye tutuklayan hâkim FETÖ’den tutuklandı.” Cümleyi anlayabildik mi arkadaşlar?

LEVENT GÖK (Ankara) – Bir daha oku Eren, bir daha, tane tane oku.

EREN ERDEM (Devamla) – Tekrar okuyorum: “FETÖ sanığını serbest bırakan hâkimi FETÖ’den rüşvet aldı diye tutuklayan hâkim FETÖ’den tutuklandı.”

LEVENT GÖK (Ankara) – Yine anlamadık vallahi.

EREN ERDEM (Devamla) – Şimdi, çok ilginç, değil mi? Yani, şu anda yaşadığımız ortamı özetleyen bir başlık.

Arkadaşlar, bakın, şu anda, bugün burada bir karar verildi, o karar üzerine de bir şey söylemek istiyorum. FETÖ’den dolayı tutuklanan bir hâkimin verdiği kararla bir milletvekilinin milletvekilliği düşürüldü. Şimdi, ben de benzer bir olay yaşamış bir arkadaşınızım. FETÖ’nün Selam Tevhid kumpas davasında örgüt yöneticiliğinde benim adım geçiyor. Halis Bey’in de adı geçiyor, o da bir kumpas. Şimdi, 17-25 Aralıktan sonra bu dosya düştü, bizim bütün soruşturmalarımız kapandı. Benim güzel yüzümün hatırına yapmadınız, içinde sizin arkadaşlarınızın ismi geçtiği için yaptınız. Eğer sizin arkadaşlarınızın o dosyada ismi geçmeseydi muhtemelen biz o dosyadan dolayı yargılanıyor olacaktık. E, bugün yapılan milletvekilliği düşürülme durumu tamamen böyle bir şeydir. Kadük olmuş, boşa çıkmış, hükümsüz bir davayı gerekçe göstererek Parlamento karar alıyor. Bu, hukuka aykırıdır, yanlıştır değerli arkadaşlar.

Arkadaşlar, bakın, obur iktidarlar hazımsızlıktan ölür. İktidarın güç ve tabiri caizse, iktidarın, o elinde sopa tutma ihtirasını yaşamaya devam ettiğiniz sürece bu, sizi çok daha kötü noktalara götürecek.

Bakın, bir seçim yaptınız, seçim boyunca terör estirdiniz, insanların pankart asmasını engellediniz. Yahu seçimin sonucunda… Bakın, ben burada sizin desteklediğiniz Sabah gazetesinin sitesinden aktarıyorum: “Singapur Cumhuriyeti’nde katılım oranı yüzde 106,95; seçmen sayısı 604, kullanılan oy 646.” Neresinden tutsak elimizde kalacak, şaibeli, mühürsüz bir YSK darbesinin ardına bir rejim inşa etmeye çalışıyorsunuz. Şimdi, inşa etmeye çalıştığınız rejimin içerisinde, bu Parlamentoda, şu anda Sayın Başkanın makamında oturmuş olan Mustafa Kemal Atatürk’e saygı, sevgi, muhabbet yok mu değerli arkadaşlar? Sayın Başkanımız, tamam “Ben kabul edemem.” dedi ama neden burada Mustafa Kemal Atatürk’ün özel hayatıyla ilgili aleni bir şekilde alçakça bir iftiranın yapılmasına karşı topyekûn bir tavır koymadınız? Kaç taneniz bununla ilgili…

NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) – Mahkemeye başvursaydın.

EREN ERDEM (Devamla) - Ben tavır koydum, dava da açtım, senin bugün partili hâkimin benim davama da takipsizlik verdi. Gel sen aç, takipsizliği de kaldırt. Basın özgürlüğüymüş, ne basın özgürlüğü? Senin hâkimin takipsizlik verdi. Yakışıyor mu? Gelin, hep beraber gidelim, milletvekilleriyle beraber dava açalım. Aynı hakaret -hiçbir şekilde kabul etmeyiz bu hakaretin Cumhurbaşkanı için yapılmasını- Cumhurbaşkanı için yapılsa her biriniz Twitter’ı yıkarsınız be, Twitter’ı yıkarsınız! Bu kadar ahlaksızca bir tutum karşısında tavır koydunuz mu, niye koyamıyorsunuz? Kurmak istediğiniz rejimin ana hatlarını ifşa ettiniz. Dolayısıyla sizi bu çelişkilerle baş başa bırakıyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – İç Tüzük 37’ye göre verilmiş olan önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Birleşime on dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati:18.02

DÖRDÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 18.17

BAŞKAN: Başkan Vekili Ahmet AYDIN

KÂTİP ÜYELER: Sema KIRCI (Balıkesir), Emre KÖPRÜLÜ (Tekirdağ)

 -----0-----

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 89’uncu Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.

Gündemin “Sözlü Sorular” kısmına geçiyoruz.

 

IX.- SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI(x)

1.- Aydın Milletvekili Abdurrahman Öz'ün, kamu personelinin hakları ile ilgili çalışmalara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi (6/20) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

2.- Karaman Milletvekili Recep Konuk'un, hayvansal üretimin artırılması amacıyla geliştirilen projelere ilişkin sözlü soru önergesi (6/29) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

3.- Karaman Milletvekili Recep Konuk'un, organik tarımın geliştirilmesine yönelik çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/30) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

4.- Karaman Milletvekili Recep Konuk'un, son on yılda toplulaştırılan tarım arazisi miktarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/31) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

5.- Bolu Milletvekili Ali Ercoşkun'un, 2002-2015 yılları arasında gerçekleşen tarımsal ihracata ilişkin sözlü soru önergesi (6/32) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

6.- Bolu Milletvekili Ali Ercoşkun'un, tarımsal desteklere ilişkin sözlü soru önergesi (6/33) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

7.- Bolu Milletvekili Ali Ercoşkun'un, 2002-2015 yılları arasındaki tarımsal büyüme düzeyine ilişkin sözlü soru önergesi (6/34) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

8.- Trabzon Milletvekili Haluk Pekşen'in, ÇAYKUR yönetimindeki tasarruflara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/67) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

9.- Balıkesir Milletvekili İsmail Ok'un, et ithalatına ve et üretimine yönelik teşviklere ilişkin sözlü soru önergesi (6/84) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

10.- Balıkesir Milletvekili İsmail Ok'un, Balıkesir'de kurulan bir tesisin tarım arazilerine olası etkilerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/101) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

11.- Balıkesir Milletvekili İsmail Ok'un, son yıllarda tarım arazilerinde meydana gelen azalmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/102) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

12.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, ekmek üretimine yönelik kontrollere ilişkin sözlü soru önergesi (6/112) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

13.- Balıkesir Milletvekili İsmail Ok'un, buğday üretimine yönelik desteklere ilişkin sözlü soru önergesi (6/113) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

14.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, gıda güvenilirliğine ilişkin sözlü soru önergesi (6/150) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

15.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, gıda hijyeni ve güvenilirliği konusunda tüketici duyarlılığının artırılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/151) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

16.- Balıkesir Milletvekili İsmail Ok'un, tarımsal desteklemelerle ilgili etki analizi yapılıp yapılmadığına ilişkin sözlü soru önergesi (6/159) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

17.- Balıkesir Milletvekili İsmail Ok'un, 2010 yılında genel tarım sayımı yapılmamış olmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/160) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

18.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Niğde'deki fasulye üreticilerinin mağduriyetine ilişkin sözlü soru önergesi (6/164) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

19.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Niğde'de uygulanan arazi toplulaştırmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/177) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

20.- Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım'ın, güneş enerjisi santrali yapımı nedeniyle zarar gören tarım arazilerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/211) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

21.- Balıkesir Milletvekili İsmail Ok'un, şap hastalığına karşı alınan önlemlere ilişkin sözlü soru önergesi (6/214) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

22.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Akın'ın, Okul Sütü Projesi'ne ve süt tüketiminin artırılmasına yönelik çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/257) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

23.- Balıkesir Milletvekili İsmail Ok'un, yem ve gübredeki KDV indiriminin fiyatlara yansımamasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/283) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

24.- Balıkesir Milletvekili İsmail Ok'un, süt üreticilerinin sattıkları süt karşılığında yem almaya zorlandıkları iddiasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/290) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

25.- Balıkesir Milletvekili İsmail Ok'un, hayvancılık destekleme ödemelerine ve TÜRKVET bilgi sistemine ilişkin sözlü soru önergesi (6/291) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

26.- Balıkesir Milletvekili İsmail Ok'un, şeker pancarı üreticilerinin sorunlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/300) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

27.- Balıkesir Milletvekili İsmail Ok'un, nişasta bazlı şeker üretim kotasının artırılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/301) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

28.- Balıkesir Milletvekili İsmail Ok'un, şeker pancarı üreticilerinin desteklenmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/302) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

29.- Balıkesir Milletvekili İsmail Ok'un, şeker fabrikalarının üretim ve personel durumuna ilişkin sözlü soru önergesi (6/303) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

30.- Balıkesir Milletvekili İsmail Ok'un, Mera Yönetmeliği'nde yapılan bir değişikliğe ve imara açılan mera alanlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/310) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

31.- Balıkesir Milletvekili İsmail Ok'un, hayvancılıkla uğraşan vatandaşların su borçlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/326) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

32.- Balıkesir Milletvekili İsmail Ok'un, şeker ithalatına ilişkin sözlü soru önergesi (6/327) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

33.- Balıkesir Milletvekili İsmail Ok'un, hayvancılıkla uğraşan vatandaşların sorunlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/328) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

34.- Balıkesir Milletvekili İsmail Ok'un, hibe desteği vaadi ile dolandırılan çiftçilere ve bu konuda alınan önlemlere ilişkin sözlü soru önergesi (6/329) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

35.- Balıkesir Milletvekili İsmail Ok'un, tarımda enerji kullanımına ve enerji verimliliğini sağlamaya yönelik çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/330) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

36.- Balıkesir Milletvekili İsmail Ok'un, hayvancılık sektöründe yaşanan dolandırıcılık vakalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/331) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

37.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Niğde ilinde tarımsal tahmin ve erken uyarı istasyonu kurulmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/341) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

38.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, bazı tarımsal ürünlerdeki fiyat artışına ilişkin sözlü soru önergesi (6/344) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

39.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Niğde'nin Avrupa Birliği Kırsal Kalkınma Programı kapsamına alınmamasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/345) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

40.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Niğde'de yeni mera alanları oluşturulması çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/353) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

41.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, organik ürün belgesi alan firmalara yönelik denetimlere ilişkin sözlü soru önergesi (6/365) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

42.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Niğde'de elma ve diğer meyve ürünleri için paketleme ve depolama tesisleri kurulmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/366) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

43.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Niğde'de patatese eşdeğer ve iklim yapısına uygun alternatif ürünlerin ekiminin özendirilmesi çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/367) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

44.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Niğde'de toprak ve yaprak analizi yapılabilen laboratuvarlara yönelik desteklere ilişkin sözlü soru önergesi (6/369) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

45.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Niğde'de seracılığın geliştirilmesine yönelik çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/372) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

46.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Niğde Narlıgöl'de seracılık ihtisas organize sanayi bölgesi kurulması talebine ilişkin sözlü soru önergesi (6/391) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

47.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, soğuk hava ve don olaylarından etkilenen üreticilerin zararlarının karşılanmasına yönelik çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/405) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

48.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, üreticilerin doğal afetlerden korunmasına yönelik çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/406) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

49.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Niğde'de don olaylarından etkilenen üreticilerin kredi borçlarının ertelenmesine yönelik çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/407) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

50.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, nişasta bazlı şeker üretim kotasının artırılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/411) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

51.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, nişasta bazlı şeker üretim kotasının artırılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/434) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

52.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, şeker pancarı üreticilerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/435) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

53.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Niğde'de don olaylarından etkilenen üreticilere yapılan ödemelerin geri alınmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/438) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

54.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Niğde'nin Çiftlik ilçesine bağlı bazı yerleşim yerlerinin afet alacaklarının ödenmemesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/439) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

55.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Akın'ın, Balıkesir'de gıda güvenliğini sağlamaya yönelik olarak 2014 yılından itibaren gerçekleştirilen kesimhane, kasap ve et satışı yapılan market denetimlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/441) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

56.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Niğde'de entegre bir patates işleme tesisi kurulmasına ve patates üreticilerinin sorunlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/443) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

57.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Nevşehir'de patates üretimi yapmak için bitki pasaportu sistemine kayıt yaptıran çiftçilere ilişkin sözlü soru önergesi (6/453) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

58.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, mevsimsel değişimler ve küresel ısınmadan etkilenen hayvan ve bitki türlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/454) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

59.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Aksaray'da patates üretimi yapmak için bitki pasaportu sistemine kayıt yaptıran çiftçilere ilişkin sözlü soru önergesi (6/455) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

60.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Niğde'de patates üretimi yapmak için bitki pasaportu sistemine kayıt yaptıran çiftçilere ilişkin sözlü soru önergesi (6/456) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

61.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Bolkar Dağlarında bulunan bir karınca türüne ilişkin sözlü soru önergesi (6/468) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

62.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Niğde ilindeki fasulye üreticilerinin sorunlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/503) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

63.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, patates üretiminde pazarlama sorunu yaşanmaması için alınan önlemlere ilişkin sözlü soru önergesi (6/506) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

64.- Konya Milletvekili Mustafa Hüsnü Bozkurt'un, tarımsal sulama amaçlı elektrik kullanan abonelere devlet desteği sağlanmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/544) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

65.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, pamuk üretimine ve pamuk üreticilerinin desteklenmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/599) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

66.-  Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Tarım Sigortaları Kanunu kapsamında sigortalı olan çiftçi sayısına ilişkin sözlü soru önergesi (6/600) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

67.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Çiftçi Kayıt Sistemi ve tarımsal sigorta uygulamasının yaygınlaştırılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/601) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

68.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, tarımsal ürünlerin pazarlama sistemine ilişkin sözlü soru önergesi (6/602) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

69.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Niğde'de tarımsal ürün işleme ve gıda sanayiine yönelik yatırımlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/621) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

70.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, tarım arazilerinin tarım dışı amaçlarla kullanımı nedeniyle uygulanan yaptırımlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/627) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

71.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Niğde'nin tarım ve hayvancılıkta çevre illere sağlanan desteklerden yararlanamamasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/628) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

72.- Mersin Milletvekili Serdal Kuyucuoğlu'nun, Mersin'de kayıtlı çiftçi sayısında ve tarım alanlarının kullanımında meydana gelen değişimlere ilişkin sözlü soru önergesi (6/631) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

73.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Akın'ın, Balıkesir'de organik tarımın geliştirilmesine yönelik yürütülen çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/633) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

74.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Niğde'nin Çamardı ilçesindeki elma üreticilerinin sorunlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/635) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

75.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Niğde'deki üreticilerin borçlarının ertelenmesi ve desteklenmesine yönelik çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/636) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

76.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, TİGEM aleyhine son dört yılda açılan iş kazası davalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/641) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

77.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, TİGEM işletmelerinde taşeron işçi uygulamasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/642) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

78.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, TİGEM'in son yıllarda artan sulama ve mekanizasyon yatırımlarına rağmen buğday ve arpa üretiminin düşmesinin nedenlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/643) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

79.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, TİGEM işletmelerinde yapılan kütlü pamuk ve ayçiçeği üretimine ilişkin sözlü soru önergesi (6/644) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

80.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, TİGEM işletmelerindeki buzağı ölüm oranlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/645) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

81.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, TİGEM'de son beş yılda yaşanan teknik personel istifalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/646) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

82.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, 2014-2016 yılları arasında TİGEM'de meydana gelen iş kazalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/647) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

83.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, TİGEM aleyhine son üç yılda damızlık hayvan ve tohumluk satışları nedeniyle açılan davalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/648) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

84.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, TİGEM'in endüstri ürünleri üretimindeki verimliliğinin artırılmasına yönelik çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/649) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

85.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Genç Çiftçi Projesi kapsamında ithal edilen hayvanlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/661) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

86.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Bakanlık ile bağlı kurum ve kuruluşlar bünyesinde görev yapan müşavirlere ilişkin sözlü soru önergesi (6/703) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

87.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Bakanlığa 2017 yılında alınacak personele ilişkin sözlü soru önergesi (6/704) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

88.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, AB İlerleme Raporu'nda veteriner hekimlik hizmetleri konusunda yer alan bir öneri ile ilgili çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/705) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

89.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, hayvancılık alanında AB kriterlerine uyum çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/706) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

90.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, veteriner halk sağlığı faaliyetlerine ve arazi toplulaştırma uygulamalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/707) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

91.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, veteriner hekimlerin sayısına ve veteriner hekimlik hizmetlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/709) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

92.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Niğde Patates Üretim Enstitüsünün patates konusunda tek tohum üretim merkezi yapılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/710) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

93.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, TİGEM ve Niğde Patates Üretim Enstitüsünün ortak projelerinin olup olmadığına ilişkin sözlü soru önergesi (6/711) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

94.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Uluslararası Cenevre Veteriner Hekimliği Anlaşmasına göre kamu veteriner hekimliği örgütlenmesinin yeniden yapılandırılmasına yönelik bir çalışma olup olmadığına ilişkin sözlü soru önergesi (6/718) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

95.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Veteriner Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliği Taslağı'na ilişkin sözlü soru önergesi (6/719) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

96.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, veteriner hekimlerin maaşlarında düzenleme yapılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/720) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

97.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, TİGEM'in son üç yılda verimlilik açısından ülke ortalamasının altında kaldığı ürünlere ilişkin sözlü soru önergesi (6/721) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in cevabı

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, soru-cevap işlemine ayrılan süreyi daha verimli kullanmak için önergelerin okunması işlemi yapılmayacaktır. Önergeler tam metin hâlinde tutanak dergisinde bastırılmıştır. Ayrıca, cevaplanacağı önceden bildirilen soru önergelerinin özet bilgilerini içeren liste gruplara dağıtılmıştır.

Sözlü soru önergelerini cevaplandırmak üzere Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Sayın Faruk Çelik’i kürsüye davet ediyorum.

Buyurun Sayın Bakan. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Bakanlığıma tevdi edilen sözlü sorulara cevap vermek üzere huzurlarınızdayım. Bu vesileyle yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.

Aydın Milletvekili Sayın Abdurrahman Öz’ün eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Soylu’ya yönetmiş olduğu (6/20) esas numaralı sorusunun cevabı: Kamu personelinin haklarıyla ilgili çalışmalara ilişkin olarak 13/2/2011 tarihli 6111 sayılı Kanun’la, aylıksız doğum izin hakkı yirmi dört aya çıkarılmış, bu haktan eşi doğum yapan memurların da yararlanması sağlanmıştır. Kadın memura doğumdan itibaren bir yıl süreyle verilen günlük bir buçuk saat süt izni, doğum izni bitiminden itibaren ilk altı ayda günde üç saate, ikinci altı ayda günde bir buçuk saate çıkarılmıştır. Babalık izni üç günden on güne, ölüm izni beş günden yedi güne çıkarılmış, refakat sebebiyle verilen aylıksız izin süresi on iki aydan on sekiz aya çıkarılmıştır. İstek üzerine verilen aylıksız izin süresi altı aydan bir yıla çıkarılmış, evlat edinme hâlinde memura yirmi dört aya kadar aylıksız izin verilmesine ilişkin yeni bir izin hakkı oluşturulmuştur.

Daha sonra, 29/1/2016 tarihli ve 6663 sayılı Kanun’la, 657 sayılı Kanun’da son derece önemli haklar ihtiva eden değişiklikler de yapılmıştır. Ayrıca, 2010 yılında yapılan Anayasa değişikliğiyle, kamu görevlilerine toplu sözleşme hakkı tanınmış ve 2012 yılında 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu’nda yapılan değişiklikler sonucunda kamu görevlilerinin toplu sözleşme hakkı hayata geçirilmiştir. Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık Kıyafetine Dair Yönetmelik’te ise yapılan değişiklikle, kadın memurların arasındaki ayrım, başörtüsüyle ilgili ayrım da ortadan kaldırılmıştır.

Değerli milletvekilleri, Karaman Milletvekili Sayın Recep Konuk’un (6/29), Balıkesir Milletvekili Sayın İsmail Ok’un (6/84), (6/159), Balıkesir Milletvekili Sayın Ahmet Akın’ın (6/257) ve Bolu Milletvekili Sayın Ali Ercoşkun’un (6/33) esas numaralı sorularının cevabı: Hayvansal üretimin artırılması için yaptığımız çalışmaları şu şekilde özetleyebiliriz: Hayvancılığa 2003-2016 yılları arasında yaklaşık 22 milyar TL destek sağladık, sadece 2016 yılında 3 milyar TL destek sağlandı, 2017 yılında ise 3,8 milyar TL destek vereceğiz.

Hayvancılığın gelişmesi için, 2016 yılında yeni destekleri devreye koymuş bulunuyoruz. Dört ay ve üzeri buzağı ilk kez destek kapsamına alındı ve 350 TL ile 750 TL arasında destek vermeye başladık. Hayvancılık desteklerinin üreticilere doğrudan ödenmesini gerçekleştirdik, birliklere ayrıca kendi prim payları ödenmektedir.

Hayvan ithalatında ESK tek alıcı olduğu için, dış piyasalarda fiyatların aleyhimize oluşması önlendi. ESK, ilk kez Mart 2016’da uygun fiyata süt alımına başladı ve regülasyon görevini yaparak piyasadaki süt fiyatlarının düşmesine engel oldu.

Yemde yüzde 8 olan KDV kaldırıldı. Millî Tarım Projesi kapsamında hayvancılıkta yerli üretimi destekleme modelini başlattık. 30 ili mera hayvancılığı yetiştiriciliği bölgesi olarak belirledik ve bu 30 ilde meraları ıslah etmek ve hayvancılık yapmak şartıyla çok cüzi bedelle meraların hayvancılığa tahsisi sağlanacaktır. Et sığırcılığına uygun 200 başa kadar düve alımında ise yüzde 30 hibe verilecektir. Yıllık 400 bin baş buzağı ölmektedir Türkiye’de, bu ölümleri önlediğimiz zaman şu anda gerçekleştirdiğimiz ithalatın da söz konusu olmayacağını belirtme adına bu desteklerimizi bu kaleme çevirmiş bulunmaktayız.

38 ilimiz de damızlık düve üretim merkezi olarak belirlendi, en az 500 baş kapasiteli damızlık gebe düve üretim merkezleri için inşaat yatırımlarına, alet, ekipman ve damızlık düve alımlarına yüzde 50 hibe vermekteyiz. Ayrıca, 31 ilimiz de damızlık koç, teke üretim merkezi olarak belirlendi. Burada da yine aynı şekilde 500 baş kapasiteli damızlık koç, teke, gebe üretim merkezleri için ağıl yapımına, alet-ekipman alımına ve erkek damızlık hayvana yüzde 50 hibe vermekteyiz. 13 ilimizde de damızlık manda üretim merkezi kurmuş bulunmaktayız. Böylece hayvancılıkta bir distribütör şeklinde değil, bir bayilik şeklinde, yurt dışından getirip hayvanları burada altı yedi ay besleyip kesime gönderme anlayışından çıkan, kendi hayvan varlığını ve kendi besi varlığını kendi bünyesinde üreten bir yapıya hızlı bir şekilde kavuşacağımızı burada belirtmek istiyorum.

Türkiye’nin tamamının şap hastalığından ari olması için aşı kampanyası başlattık ve yüzde 100 aşılama gerçekleştirildi. Ayrıca 7 ayrı noktada, Adana, Afyonkarahisar, Amasya, Ankara, Edirne, Kayseri, Sivas illerimizde hayvan dinlenme ve kontrol merkezleri şu anda gerçekleştirilmektedir.

Tarımsal destekler ilin veya ilçenin tarımsal potansiyeline göre değişmektedir. 2016 yılında 11,2 milyar TL tarımsal destek ödedik. 2003-2016 yılları arasında 90 milyar TL destek ödemiş bulunuyoruz. İç Anadolu Bölgesi’ne 18 milyar, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne 16 milyar, Karadeniz Bölgesi’ne 14 milyar, Ege Bölgesi’ne 12 milyar 800 milyon, Marmara Bölgesi’ne 12 milyar 500 milyon, Akdeniz Bölgesi’ne ise 9 milyar 400 milyon, Doğu Anadolu Bölgesi’ne ise 7 milyar 700 milyon TL’lik tarımsal destekler on dört yılda gerçekleşmiş bulunmaktadır. 2017 bütçemiz 12,8 milyar TL’dir ve 2017’nin ilk dört ayında da 7,7 milyar TL’lik destek ödemeleri gerçekleşmiş bulunmaktadır.

Millî Tarım Projesi kapsamında 2017 yılında havza bazlı tarımsal üretim destekleme modeline geçmiş bulunuyoruz. 21 ürünü 941 havzada destekliyoruz. Bu ürünlerin en iyi yetiştiği havzalar da su kısıtı ve ekim nöbeti göz önüne alınarak desteklenecektir. Havza bazında desteklenecek ürünler üç yıllık olarak açıklanacak, yılda tek başvuru ve iki ödeme, nisan-mayıs ve eylül-ekim aylarında ödemeler gerçekleşmiş olacaktır.

İthal edilen küçükbaş ve büyükbaş hayvan sayısı ve et ithalatıyla ilgili olarak et ve canlı hayvan geçmişte de yoğun şekilde ithal ediliyor idi. 1970 yılında 1,4 milyon dolarlık canlı hayvan, 1980’de 6 milyon dolarlık canlı hayvan, 1990’da 123 milyon dolarlık canlı hayvan, 1993’te ise 420 milyon dolarlık canlı hayvan… Görüldüğü gibi, bu ithalat geçmişte de söz konusu idi. 2006 yılında 350 bin başlık besilik sığır, 110 bin başlık ise damızlık ve 22 bin başlık da kasaplık sığır ithalatı gerçekleşmiş bulunmaktadır.

Okul Sütü Programı, eğitim öğretim dönemlerinin ikinci yarısında, haftada üç gün dağıtılacak şekilde devam edecektir. Okul Sütü Programı kamu spotu yayınlanmakta ve programa ait afişler okullara asılmaktadır.

Evcil hayvanların genetik kodlarının korunması kapsamında yürütülen faaliyetlerimiz: Bakanlık olarak ülkemizin biyolojik zenginliğini korumak için azami gayret gösteriyoruz. Starter Kültür Gen Bankası, bakteri maya bankasını 2016 yılında Bursa’da hizmete açtık. Bu yıl dünyanın 3’üncü büyük zeytin koleksiyon ve gen bankasını İzmir’de, su ürünleri gen bankasını Trabzon’da hizmete açacağız.

Ulusal Türkiye evcil hayvan genetik kaynakları bilgi sistemini kurmuş bulunmaktayız ve Türkiye hayvan genetik kaynaklarına ait veriler, Avrupa Çiftlik Hayvan Biyoçeşitliliği Bilgi Sistemi’nde düzenli olarak güncellenmektedir.

Karaman Milletvekili Sayın Recep Konuk’un (6/30), Sayın Ömer Fethi Gürer’in (6/365) ve Sayın Ahmet Akın’ın (6/633) no.lu önergeleri: Organik tarımın geliştirilmesine yönelik projelere ilişkin olarak 5262 sayılı Organik Tarım Kanunu 2004 yılında yürürlüğe girdi. Organik Tarım Stratejik ve Eylem Planı hazırlandı. Organik Tarım Bilgi Sistemi, OTBİS gerçekleştirildi. Organik tarıma 2016 yılında 58,3 milyon TL destek vermiş bulunmaktayız. Son on beş yılda organik tarım alanı 90 bin hektardan 515 bin hektara, organik üretim 310 bin tondan 1,8 milyon tona yükselmiş bulunmaktadır.

Gökçeada ve Bozcaada projelerinde gelinen aşamaya gelince: Gökçeada ve Bozcaada’da organik zeytin ve zeytinyağı, arıcılık ve bal, bağcılık, meyve-sebze ve büyükbaş-küçükbaş hayvan yetiştiriciliği, su ürünleri üretimi konularında faaliyetler yürütülmektedir.

Organik tarım kapsamında Balıkesir’e bugüne kadar 1,5 milyon TL destek verilmiştir. Balıkesir’de 2016 yılında 145 üreticiye organik tarım eğitimi verilmiştir. 5262 sayılı Organik Tarım Kanunu ve yönetmelik hükümlerine göre, organik ürününün veya girdinin tüm aşamaları kontrol edilerek sertifikalandırılmaktadır. Sertifikalar bir yıl geçerli olup faaliyetler her yıl kontrol edilerek sertifika yenilenmektedir. Organik tarım faaliyeti yapılan arazi ya da işletmeler yılda en az 1 kez, risk durumuna göre birden fazla sertifikasyon kuruluşunca kontrol edilmektedir. 2006-2016 tarihleri arasında organik ürün üreten, pazarlayan 63 müteşebbise yönelik idari para cezaları uygulanmıştır.

Karaman Milletvekili Sayın Recep Konuk’un (6/31), Balıkesir Milletvekili Sayın İsmail Ok’un (6/102), Sayın Ömer Fethi Gürer’in (6/627) no.lu soru önergeleri: Tarım arazilerinde meydana gelen azalmalar ve tarım arazilerinin tarım dışı kullanımının önlenmesi ve korunmasına yönelik olarak 2014 yılında yapılan yasal düzenlemeyle, miras yoluyla tarım arazilerinin bölünmesine son verilmiştir. Millî Tarım Projesi kapsamında 300 ova belirlenmiş ve 141 ova Bakanlar Kurulu kararıyla sit alanı olarak ilan edilmiştir. Bu konudaki çalışmalarımız, önümüzdeki süreçte de yoğun bir şekilde devam edecektir. Tarım arazilerinde gerekli izin alınmadan yapılan tüm tarım dışı kullanımlar için cezai işlemler uygulanmaktadır.

Tarım arazilerinin toplulaştırılmasına yönelik olarak ise 1961-2002 yılları arasında 500 bin dekar toplulaştırma gerçekleştirilirken 2003-2016 döneminde 5 milyon hektar alanda toplulaştırma tamamlanmıştır. 2023 yılına kadar ise devam etmekte olanlarla birlikte 7 milyon hektar araziyi de toplulaştırarak toplam 14 milyon hektar arazinin toplulaştırılması gerçekleştirilmiş olacaktır.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) – Kaç tane dava vardır toplulaştırma konusunda Sayın Bakan?

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) – Yabancılara satılan tarım arazilerine ilişkin soruyla ilgili olarak da şunu ifade edebilirim: 2644 sayılı Tapu Kanunu’na göre yabancı uyruklu kişiler tarımsal proje yapılması şartıyla tarım arazisi edinebilmektedir ancak yabancı gerçek kişiler, ilçe bazında özel mülkiyete konu arazilerin yüzde 10’unu geçemeyecek şekilde, 30 hektara kadar tarım arazisi edinebilmektedir.

Tarımsal proje verilmediği, verilen projenin gerçekleşmediği veya amaç dışı kullanımı hâlinde yabancı kişilerin arazisi Maliye Bakanlığınca tasfiye edilmektedir.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) – Ortak olduğunda da aynı mı Sayın Bakan, ortaklıkta da aynı mı?

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) – Çok tartışmak isterim de şimdi konunun hassasiyetine binaen zamanı iyi kullanma adına, müsaade ederseniz daha değişik bir zamanda ayrıntılı bir şekilde tartışabiliriz.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) – Ama ortaklıkta değişiyor o.

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) – Kanunun çıktığı 2012 yılından bugüne kadar Bakanlığımız iznine tabi olarak 23 yabancı ülkeden, 85 yabancı uyruklu kişi, 20 ilde 2.159 dekar tarımsal arazi edinmişlerdir.

Gübre, tohum, ilaç ve yem ham maddeleri gibi tarımsal girdilerde dışa bağımlılığı önlemek için yapılan çalışmalara ilişkin, gübrede yüzde 18, yemde yüzde 8 olan KDV 2016 Şubat ayında kaldırılmış, yem bitkileri destekleri havza bazlı model kapsamına dâhil edilmiş ve dâhil edilmiş olduğu destekler devam etmektedir.

Öncelikli Dönüşüm Programı içinde İthalata Olan Bağımlılığın Azaltılması Programı Eylem Planı kapsamında gübre kullanımında etkinliğin ve tarımsal verimliliğin artırılması ve yurt içi üretim kapasitesinin geliştirilmesi desteklenecektir. Eylem planıyla ilgili olarak Bakanlığımız koordinatörlüğünde çalışmalarımız devam etmektedir.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) – Gübrenin hepsi yabancı.

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) – Tohumculukta çeşit geliştirme çalışmalarına verdiğimiz desteği 10 kat artırmış bulunuyoruz. Yani AR-GE çalışmaları proje bazlı 300 bin TL’den 3 milyon TL’ye çıkarılmış bulunmaktadır ve AR-GE’de özel sektörle iş birliği yapıyoruz. Burası son derece önemli, tüm enstitülerimizi özel sektöre açmış bulunuyoruz. Bakanlık olarak özel sektörün AR-GE yatırımlarına 630 milyon TL destek vereceğiz, 900 milyon TL de özel sektörün yatırım yapmasını bekliyoruz, toplam AR-GE yatırımlarının tarımda 1,5 milyon TL’ye çıkması konusunda gerekli altyapıdaki tüm imkânlarımızı seferber etmiş bulunmaktayız.

Bolu Milletvekili Sayın Ali Ercoşkun’un (6/32), (6/34) no.lu tarımsal ihracata ilişkin önergeleri: 2002’de 3,8 milyar dolar olan tarımsal ihracatımız 2016’da 16,3 milyar dolara çıkmıştır, 2016 ithalatımız 11 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Türkiye tarım ve gıda ürünlerinde net ihracatçı bir ülkedir. Son on beş yılda toplam 58 milyar dolar dış ticaret fazlası verdik. 2016 yılında 195 ülkeye tarım ve gıda ürünü ihracatı yapılmıştır. Tarım sektörümüz 2002-2015 yılları arasında ortalama yüzde 3,2 büyüme göstermiş bulunmaktadır. 2002-2015 döneminde 28 AB ülkesinde tarım ortalama binde 5 olarak büyüdü, 2016 dâhil edildiğinde AB büyümesi yüzde 0,4. 2002-2015 döneminde OECD ülkeleri tarımı ise ortalama yüzde 1,1 seviyesinde büyüme göstermiştir.

Trabzon Milletvekili Sayın Haluk Pekşen’in (6/67) no.lu soru önergesinde ÇAYKUR Genel Müdür Yardımcılığına Trabzonlu birisinin atanmasına ilişkin talebine dönük cevabımız: Yönetici atamaları 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ve ilgili mevzuatlar çerçevesinde liyakat esasına göre yapılmaktadır.

Balıkesir Milletvekili Sayın İsmail Ok’un (6/101) no.lu önergesi, Muş Milletvekili Sayın Ahmet Yıldırım’ın (6/211) no.lu önergesi; Balıkesir’de kurulan bir tesisin -kâğıt üretim tesisi- ve enerji santralinin tarım arazilerine olası etkilerine ilişkin soru önergeleri: İller Bankasınca 11/11/1986 tarihinde onaylanan 1/1.000 ölçekli uygulama imar planı gereğince, tarım dışı amaçla kullanıma ayrılmış alanlar içinde kaldığı tespit edilmiştir. Dolayısıyla 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu kapsamı dışında değerlendirilen alanlar içerisinde bu mevcut alan yer almaktadır.

Güneş enerjisi santrali yapımı nedeniyle zarar gören tarım arazilerine ilişkin, güneş enerjisi üretimi santralleri kurulum, iletim ve teknoloji olarak çevreye zarar verici özellik taşımamaktadır.

Niğde Milletvekili Sayın Ömer Fethi Gürer’in (6/112), (6/150) ve (6/151) no.lu önergeleri; Balıkesir Milletvekili Sayın Ahmet Akın’ın (6/441) no.lu soru önergesi: Gıda güvenliğine ilişkin 2016 yılında Türkiye genelinde 894 bin gıda denetimi gerçekleşmiştir. Bu denetimlerde 14.075 işletmeye idari para cezası verilmiş, takriben 74 milyon TL; 102 işletme için savcılığa suç duyurusu yapılmıştır. Ayrıca, bugüne kadar 642 firmanın 1.323 farklı parti ürünü kamuoyuna duyurulmuştur.

İnsan sağlığını tehdit eden gıdaları üreten, taklit veya tağşiş yapan firma veya kişilere verilen cezaların kademeli olarak daha da artırılmasına, cezaların ağırlaştırılmasına yönelik tasarımız da Başbakanlıkta bulunmaktadır.

Ekmek üretim yerlerine yapılan denetimlere ilişkin olarak, 2016 yılında ekmek ve ekmek çeşitleri üretim yerlerine toplam 36.787 denetim yapılmıştır. Denetim sonucu 910 adet idari para cezası uygulanmış, işletmeler için savcılığa suç duyurusunda bulunulmuştur.

2017 yılı ilk üç ayı itibarıyla ekmek çeşitleri üretim yerlerinde toplam 11.381 denetim yapılmış ve 137 adet idari para cezası uygulanmıştır.

Gıda hijyeni ve güvenliği konusunda tüketici duyarlılığının artırılmasına ilişkin Bakanlığımız tarafından hazırlatılan kamu spotları yerel ve ulusal radyo ve televizyon kanallarında prime time saatlerde yayınlanmaktadır ve tüketicilerin bilgilendirilmesi amacıyla hazırlanan dokümanlara Bakanlığımızın resmî “web” sayfasında yer verilmektedir. Ayrıca, il müdürlüklerimizce tüketiciyi bilinçlendirmeye yönelik bilgilendirme toplantıları da düzenlenmektedir.

Okullarda gıda hijyeni ve güvenliği konusunda bir çalışma olup olmadığına dair soru: Okullar, yaz okulları, kamplarda bulunan kantin ve yemekhaneler yılda en az iki kez denetlenmektedir. 2016-2017 eğitim öğretim yılında bugüne kadar 29.901 denetim gerçekleştirilmiş olup mevzuata uygun olmayan 130 işletmeye idari yaptırım kararı uygulanmıştır.

Balıkesir ilinde gıda üretim, satış ve toplu üretim yerlerine yönelik gıda denetimlerine ilişkin olarak 2016’da toplam 21.085 denetim yapılmış ve 329 işletmeye idari para cezası verilmiş, 9 işletme için savcılığa suç duyurusu yapılmış, denetimlerin 4.299’u kasap, market, şarküteri, kesimhane ve parçalama tesislerine yapılmıştır.

Balıkesir Milletvekili Sayın İsmail Ok’un (6/113) no.lu soru önergesi buğday üretimine yönelik politikalar ve desteklere ilişkin. 2016 yılında üretilen buğday için fark ödemesi desteği 5 kuruş/kilogram, mazot ve gübre desteği 11 TL/dekar, sertifikalı tohum kullanım desteği 8,5 TL/dekar, sertifikalı tohum üretim desteği 10 kuruş/kilogram destek ödemesi yapılmaktadır. Sağlanan destekler ve yapılan çalışmalar sonucunda 2002-2016 yılları arasında buğday üretimi yüzde 28 artmıştır. TÜİK verilerine göre buğday üretiminde yeterlilik oranımız yüzde 114’tür. Havza bazlı destekleme modeli içinde stratejik ürün olan buğday tüm havzalarda desteklenmektedir.

Lisanslı depoculuk ve ürün borsalarına ağırlık vermekteyiz ve bu kapsamda özel sektöre 3 milyon ton kapasiteli lisanslı depolar yaptırılmaktadır.

Balıkesir Milletvekili Sayın İsmail Ok’un (6/160) no.lu önergesi, Niğde Milletvekili Sayın Ömer Fethi Gürer’in (6/601) no.lu önergesi: Bakanlığımız ve TÜİK’in bağlı olduğu Kalkınma Bakanlığı arasında imzalanan protokol kapsamında 2014 yılında Tarımsal Üretim Kayıt Sistemi (TÜKAS) çalışmaları başlatılmıştır. Bu sistemle, daha önce her on yılda bir yapılan tarım sayımları yerine, tarımsal tüm verilerin anlık ve güncel olarak belirlenmesi amaçlanmaktadır. Veri girişleri, işletme bazlı danışmanlık sisteminde görevli personel tarafından yerinde ve anlık olarak yapılmaktadır.

Niğde Milletvekili Sayın Ömer Fethi Gürer’in (6/164), (6/344), (6/367), (6/443), (6/503), (6/506), (6/602), (6/635) ve (6/636) no.lu önergeleri: Tarımsal ürünlerdeki fiyat dalgalanmaları ve üreticilerin pazarlama sorunlarına ilişkin olarak Bakanlığımızca önergelerde bahsedilen patates, kuru fasulye, elma, narenciyenin de dâhil olduğu tüm ürünlere yönelik üretim, tüketim, stok durumu, fiyat, maliyet ile dış ticaret verileri takip edilmektedir. Bakanlığımızın da üyesi olduğu Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi çalışmalarını yürütmektedir. Tarım ürünleri piyasasının izlenmesi ve değerlendirilmesi çalışmaları kapsamında Tarım Ürünleri Fiyat İzleme Sistemi (TÜFİS) 20/2/2017 tarihi itibarıyla 81 il ve ilçelerde uygulamaya geçmiştir. TÜFİS ile kuru fasulye, patates de dâhil olmak üzere birçok tarımsal ürünün fiyatı üretici, aracı, hal, pazar ve market fiyatları olarak izlenebilmektedir.

Baklagil ürünlerinin desteklenmesine ilişkin 2016 yılı itibarıyla kuru fasulyenin de içinde olduğu baklagil ürünlerine yönelik destekler bir önceki yıla göre yüzde 50 artırılarak 30 kuruş/kilograma çıkarılmıştır. 2017 yılında başlayan havza bazlı destekleme modeli kapsamında patates, fasulyenin de içinde olduğu 21 ürünün ilgili havzalarda desteklendiğini de ifade etmek istiyorum.

Niğde’de patatese eş değer ve iklim yapısına uygun alternatif ürünlerin ekiminin özendirilmesi çalışmalarına ilişkin soru önergesine gelince, Niğde’nin de içinde olduğu 14 ilimizde güvenlik kuşağına alternatif ürün olarak aspir, kanola, soya, yağlık ayçiçeği ile yem bitkileri yetiştiren üreticilere, aldığı prim ve yem bitkileri desteğine yüzde 50 ilave destek ödenmektedir.

Kredi borçlarının ertelenmesine ilişkin olarak, 2016 yılında meydana gelen doğal afetlerden dolayı Ziraat Bankası ve tarım kredi kooperatifleri tarafından kullandırılan krediler bir yıl ertelenmiştir. 8/3/2017 tarihinde yapılan yasal düzenlemeyle üreticilerin 31/12/2016 tarihi itibarıyla takibe düşen Ziraat Bankası ve tarım kredi kooperatiflerine olan tarımsal kredi borçları beş yıl vadeye yayılarak ve taksitlendirilerek yeniden yapılandırılmış bulunmaktadır.

Niğde Milletvekili Sayın Ömer Fethi Gürer’in (6/177) no.lu soru önergesi: Niğde’de toplulaştırma çalışmaları kapsamında arazi dağılımına yönelik iddialara ilişkin Niğde ili merkez ilçesi Konaklı ve Ovacık köyleri, Bakanlığımız yatırım programındaki Misli I. Kısım Arazi Toplulaştırma ve Tarla İçi Geliştirme Hizmetleri Projesi kapsamında yer almaktadır. Bu 2 mahallede de yasal parselasyona bağlı askı süreçlerinde sona gelinmiş olup bilgilendirme askıları yapılmaktadır.

Aşlama köyü parselasyon çalışması tamamlanmış olup yer teslimleri yapılarak projenin son aşaması olan tescil işlemleri başlamış bulunmaktadır.

Balıkesir Milletvekili Sayın İsmail Ok’un (6/214) no.lu önergesi şap hastalığına karşı alınan önlemler ve şaptan ölen hayvan sayılarına ilişkin. Büyükbaş hayvan ilkbahar ve sonbahar döneminde yılda iki defa aşı bedeli alınmadan aşılanmaktadır. Aşı ihtiyacı Şap Enstitüsü tarafından en kısa sürede karşılanmaktadır. 2016 yılında 12,5 milyon adet büyükbaş hayvan iki kez ve 6 milyon adet küçükbaş hayvan aşılanmıştır.

29 Eylül 2015 tarihinde A tipinin yeni bir alt tipi virüs tespit edilmiş, derhâl aşısı üretilerek tüm illere, mücadelesinde kullanılmak üzere gönderilmiştir.

Hastalık çıkan mihraklarda her türlü hayvan hareketleri kısıtlanmakta, hayvan pazarları kapatılmakta, kordon ve karantina tedbirleri alınmaktadır.

Türkiye'nin şap hastalığından ari hâle gelmesi amacıyla aşı seferberliği başlatmış bulunuyoruz.

Balıkesir Milletvekili Sayın İsmail Ok’un (6/283) no.lu önergesi yem ve gübredeki KDV indirimlerinin fiyatlara yansımamasına ilişkin. Rakamlara baktığımız zaman, gübrede fiyatlara yansıdığını görüyoruz. Yani amonyum sülfatta, kalsiyum amonyum nitratta, üre ve DAP’ta yüzde 19’lara, yüzde 9, yüzde 5’lere varan bir düşüş söz konusudur. Ama yem için aynı şeyi söylememiz mümkün değil. Yem fiyatlarında bir düşüş söz konusu değil; yüzde 7’lik, 8’lik, 5’lik bir artış söz konusudur. Bunda da döviz kurunun yükselişinin etkisi olduğu söylenebilir ama şunu da ifade edeyim, Tarım Bakanlığı olarak hayvancılık alanında özellikle gündemimizin ana konularının başında yem ve süt tozu meselesi olduğunu çünkü iki konuyu çözdüğünüz an, köklü bir çözüme kavuştuğu an hayvancılık sorununun kökten çözüleceğini bu vesileyle de vurgulamak istiyorum.

Balıkesir Milletvekili Sayın İsmail Ok’un (6/290) no.lu önergesi süt üreticilerinin sattıkları süt karşılığında yem almaya zorlandıkları iddiasına ilişkin. Bu tür şikâyetler Bakanlığımızca yakından takip edilmektedir. Eğer yem ihtiyacınız varsa karşılıklı bu ticaret yapılabilir, saygın ama piyasanın üzerinde bir yem dayatması söz konusu ise bunun kabul edilmesi mümkün değildir diye bir kez daha burada da ifade etmiş oluyorum.

Süt fiyatları Ulusal Süt Konseyinin açıkladığı tavsiye fiyatı 1,21 TL/litrenin altına indiğinde ESK müdahale etmektedir.

Balıkesir Milletvekili Sayın İsmail Ok’un (6/291) sayılı soru önergesi Güneydoğu Anadolu Bölgemizde büyükbaş ve küçükbaş hayvan sayısındaki TÜRKVET kayıtları ile mevcut durum arasındaki farklılığı ifade ediyor. Doğrudur, büyükbaş 1 milyon 173 bin 361, küçükbaş hayvan ise 10 milyon 99 bin 829. TÜİK verilerinde ise 1 milyon 118 bin ve 7 milyon 405 bin yani aradaki fark büyükbaşta 55 bin, küçükbaşta ise 2 milyon 694 bin civarındadır. TÜİK ve TÜRKVET kayıtlarındaki fark, hayvan sahiplerinin cezadan dolayı küpe kayıtlarını güncellememesinden kaynaklanmaktadır. Bu sorunu 2017 Nisan ayında yapılan yönetmelik düzenlemesiyle kökten çözmüş bulunuyoruz.

Balıkesir Milletvekili Sayın İsmail Ok’un (6/300), (6/301), (6/302), (6/303), (6/327) no.lu önergeleri; Niğde Milletvekili Sayın Ömer Fethi Gürer’in (6/411), (6/434) ve (6/435) no.lu önergeleri: Şeker piyasasıyla ilgili düzenlemeler 19 Nisan 2001 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 4634 sayılı Şeker Kanunu kapsamında Bilim ve Sanayi Bakanlığının ilişkili kuruluşu olan Şeker Kurumu tarafından yürütülmektedir. Millî Tarım Projesi çerçevesinde şeker pancarının üretim alanları, en uygun havzalar da Bakanlığımız tarafından belirlenecektir.

Balıkesir Milletvekili Sayın İsmail Ok’un (6/310) no.lu önergesi, Niğde Milletvekili Sayın Ömer Fethi Gürer’in (6/353) no.lu önergesi Mera Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikle meraların imara açılması ve saman ithalatının artması konularına ilişkin. 4342 sayılı Mera Kanunu’na göre mera tahsis değişikliği il mera komisyonu ve defterdarlığın uygun görüşü üzerine valilik onayıyla gerçekleşmektedir. 30 Ekim 2015 tarihinde Mera Yönetmeliği’nde yapılan söz konusu değişiklikle tahsis amacı şartları ağırlaştırılmış ve meraların etkin korunması sağlanmıştır.

Saman ithalatını ise saman alevi gibi bir laf diye söyleyebilirim. Yani 2014’te 20 bin ton, 2016’da 12 bin ton, 2015’te 22 bin ton saman ihraç eden bir ülkeyiz. Bu konuda ihracatçı olduğumuzu belirtmek isterim. Dönemsel olarak, cüzi olarak, bin ton, 500 ton civarında alınan samanların “saman ithalatçısı” şeklinde takdiminin son derece yanlış olduğunu ifade etmek istiyorum. En son olarak 12.800 ton saman ihraç etmiş bulunuyoruz 2016’da.

Niğde’de yeni mera alanları oluşturulması çalışmalarına ilişkin Niğde ilinde bugüne kadar 61.318 hektar alan meraya kazandırılmıştır. Meralar atıl bırakılmayacaktır, hayvancılık yapmak ve ıslah etmek şartıyla uzun süreli hayvancılık yapanlara kiraya verilecektir.

Balıkesir Milletvekili Sayın İsmail Ok’un (6/326), (6/328), (6/329) ve (6/331) no.lu önergeleri hayvancılıkla uğraşan vatandaşların su borçlarına ilişkin. Bu, büyükşehir belediyeleri İçişleri Bakanlığına bağlı olduğu için onların görev alanlarına girmektedir ve hayvancılıkla uğraşan çiftçilerimizin bu kapsamdaki sorunlarıyla da Tarım Bakanlığı olarak ilgilendiğimizi özellikle vurgulamak istiyorum, ilgili bakanlık ve ilgili birimler nezdinde.

Hayvancılıkla uğraşan vatandaşlarımızın icra yoluyla satışa çıkarılan büyükbaş, küçükbaş hayvan sayısıyla ilgili olarak, icrayla ilgili konular Bakanlığımızın görev, yetki, sorumlulukları alanında olmadığından bu vakalara ilişkin sayı, meblağ ve benzeri bilgiler mevcut değildir.

Bakanlığımızın merkez ve taşra teşkilatlarınca, tarımsal destekleme ve diğer konularda üreticilerin dikkatli olması ve gerekli başvuru ve destek bilgilerini resmî kurumlardan alması konusunda uyarılar yapılmaktadır. Yani bu soru da hibe vaadiyle dolandırıcılık yapanlarla ilgili olarak vatandaşlarımızın uyarılması adına Bakanlığımız bünyesinde yaptığımız çalışmalar… Özellikle IPARD hibelerinden destek vaadiyle dolandırılan tüketicilere yönelik olarak Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumunun internet sayfasında uyarı amaçlı duyurular kamuoyunun bilgisine sunulmaktadır. Ayrıca Bakanlığımızın taşra teşkilatı tarafından potansiyel başvuru sahiplerini bilinçlendirmeye yönelik yayın ve bilgilendirme faaliyetleri kapsamında toplantılar ve duyurular gerçekleştirilmektedir.

Balıkesir Milletvekili Sayın İsmail Ok’un (6/330) no.lu önergesi tarımda enerji kullanımı, miktarı ve enerji verimliliğini sağlamaya yönelik çalışmalara ilişkin. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığından alınan bilgiye göre, 2015 yılında tarım ve hayvancılık sektöründe 3 milyon 974 bin ton eş değer petrol enerji kullanılmıştır. Toplam birincil enerji arzı içerisindeki oranı da yüzde 3,1 olarak gerçekleşmiştir. Ayrıca Bakanlığımızca Jeotermal Seracılık Ulusal Strateji ve Eylem Planı hazırlanmış bulunmaktadır.

Niğde Milletvekili Sayın Ömer Fethi Gürer’in (6/341) no.lu önergesi: Niğde ilinde meyveciliğin yoğun olduğu bölgelerde elma içi kurdu ve kara leke hastalığı ilaçlama tarihlerinin tespitinde kullanılan 6 adet tahmin ve erken uyarı istasyonu bulunmaktadır.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) – Yetersiz ama Sayın Bakan, memleketin durumu ortada.

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) – Bu istasyonların 2’si 2016 yılında kurulmuştur. Ayrıca 2017’de Ulukışla’da 1 adet yeni istasyon kurulacaktır.

Bakanlığımın uygulamaya geçirdiği Tarımsal İşletme Danışmanlığı Projesi’yle her işletmemize ziraat mühendisi, veteriner hekim görevlendirilmiş bulunmaktadır.

Niğde Milletvekili Sayın Ömer Fethi Gürer’in (6/345), (6/366), (6/621) ve (6/628) no.lu önergeleri Niğde’nin IPARD kapsamına alınmasıyla ilgili. IPARD Programı kapsamında illerin seçimi 2007 yılında AB Komisyonu tarafından gerçekleşmiştir. Bakanlığımızca 42 ilin dışında kalan 39 ilde Ulusal Bütçeli Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı’nın kapsamı genişletilmiş ve IPARD kapsamındaki konular da dâhil edilmiştir. Niğde ilimizde ulusal bütçeli kırsal kalkınma destekleri, ekonomik yatırımlar kapsamında 80 proje tamamlanmış ve bu projelerle ilgili 22 milyon TL hibe desteği Niğde ilimizde gerçekleşmiş bulunmaktadır.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) – Ama IPARD kapsamında değil. IPARD kapsamına niye alınmadı Sayın Bakanım?

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) – Dedim, 2007’de belirlemiş AB Komisyonu diyorum.

17 adet soğuk hava deposu için toplam 4,5 milyon TL, 31 adet bitkisel üretim işleme ve paketleme tesisinin yapımı için ise 8 milyon TL hibe desteği Niğde ilimize sağlanmıştır.

Niğde’de elmada görülen acı benek ve iç kararması hastalığına karşı alınan önlemlere ilişkin, elmada acı benek ve iç kararması gibi olumsuzlukların önlenmesi için il ve ilçe müdürlüklerimizin teknik personelleri tarafından toprak ve yaprak numuneleri alınmakta ve ilgili laboratuvarlarda analiz edilerek sonuçlarına göre gübreleme programları önerilmektedir.

Niğde Milletvekili Sayın Ömer Fethi Gürer’in (6/369) no.lu önergesi…

Bugün size çalışıyoruz Sayın Gürer.

LEVENT GÖK (Ankara) – Bundan sonra da öyle, bundan sonra da öyle, sadece bugün değil.

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) – Hep Niğde’yi mi konuşacağız?

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) – … Niğde’de toprak ve yaprak analizi yapılabilen laboratuvarların kuruluş ve örgütlenme aşamasında desteklenip desteklenmediğine ilişkin. Bakanlığımızın toprak, sulama suyu ve yaprak analizlerinin yapılabileceği laboratuvarların kuruluş ve örgütlenme aşamasına herhangi bir desteği bulunmamaktadır.

Yine, Niğde Milletvekili Sayın Ömer Fethi Gürer’in (6/372), (6/391) no.lu önergeleri Niğde ilinde seracılığın gelişmesine yönelik çalışmalar ile örtü altı üretimine sağlanan destek ve teşviklere ilişkin. Seraların modernizasyonu 2016 yılında sübvansiyonlu kredi kapsamına alınmış olup 2017 yılında da devam etmektedir. Sera modernizasyon kredisinde yatırım için sıfır faizli, işletme için yüzde 50 faiz indirimli kredi kullandırılmaktadır.

Genç çiftçi projelerinin desteklenmesine ilişkin, Bakanlar Kurulu kararı gereğince örtü altı üretim yapmak isteyen genç çiftçilere 30 bin TL hibe desteği sağlanmaktadır.

Niğde Narlıgöl’de seracılık ihtisas ve organize sanayi kurulması talebine ilişkin, ihtisas ve organize sanayi bölgesi kurulmasıyla ilgili çalışmalar devam etmektedir.

Yine, Niğde Milletvekili Sayın Ömer Fethi Gürer’in (6/405), (6/406), (6/407), (6/438), (6/439) ve (6/600) no.lu önergeleri: Tarım sigortaları, doğal afetler ve kredi borçlarının ertelenmesine yönelik çalışmalar ile Niğde ilinde 2014 yılında meydana gelen don olayı sonucu yapılan ödemelerin geri alınmasına ilişkin olarak, Türkiye Tarım Sigortaları Sistemi (TARSİM) uygulamalarında, poliçedeki prim tutarının yüzde 50’si devlet tarafından karşılanmaktadır. Açık alanda yetiştirilen meyvelerde sadece don riski için prim desteği oranı yüzde 67’ye çıkmaktadır. 2017 yılında tarım sigortalarının kapsamını genişlettik, buğdayda 81 ilimizde havza bazlı kuraklık verim sigortasına geçmiş bulunuyoruz.

Niğde ilinde -TARSİM’de- 1 Haziran 2006 tarihinden 31 Aralık 2016 tarihine kadar toplam 27.178 adet poliçe düzenlenmiş ve 32,3 milyon TL devlet prim desteği; 33,8 milyon TL de hasar teminatı ödenmiştir. Niğde ilinde, 1 Ocak-31 Aralık 2016 tarihleri arasında don, dolu ve fırtına risklerinden kaynaklı hasarlar nedeniyle TARSİM’e elma ve kayısı için 950 adet hasar ihbarı yapılmıştır. Bunların tamamında hasar tespit işlemleri sonuçlandırılmış ve 4,9 milyon TL tutarında hasar teminatı ödemesi yapılmıştır. Niğde ilimizde 2014 yılında meydana gelen don olayı sonucu 2090 sayılı Kanun kapsamında işlemler yapılmıştır.

BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun) – Bazıları geri alınmış.

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) – Niğde’nin Çiftlik ilçesine bağlı bazı yerleşim yerlerinin afet alacaklarının ödenmemesine ilişkin olarak, Bakanlığımız tarım alanlarını etkileyen afetlere ilişkin tespit yapmakta olup İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü tarafından yapılan hasar tespitine ilişkin ödemeler konusunda Maliye Bakanlığı yetkilidir. Konuyla ilgili olarak ilgili ilçenin belediye başkanıyla görüşülmüş ve belediye başkanı tarafından 2016 Aralık ayında ödemenin yapıldığı bizzat ifade edilmiştir.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) – Beldelerde yapılmadı.

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) – Niğde Milletvekili Sayın Ömer Fethi Gürer’in (6/453), (6/455) ve (6/456) no.lu soru önergeleri; Nevşehir, Aksaray, Niğde illerinde patates üretimi yapmak için Bitki Pasaportu Sistemi’ne kayıt yaptıran çiftçi sayısına ilişkin soru önergeleri: 2017 Nisan ayı itibarıyla Nevşehir’de 90, Aksaray’da 148, Niğde ilinde ise 526 çiftçi patates üretimi yapmak için Bitki Pasaportu Sistemi’ne başvuru yapmış olup her 3 ilde kayıtlar üretim sezonu boyunca devam etmektedir. 2016 yılı patates üretimi Niğde ilinde 892.297 ton…

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) – Kayıt dışı hariç ama.

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) – …Nevşehir’de 255.773 ton, Aksaray’da 210.900 ton olarak gerçekleşmiş bulunmaktadır.

Niğde Milletvekili Sayın Ömer Fethi Gürer’in (6/454) no.lu önergesi: Mevsimsel değişimler ve küresel ısınmadan etkilenen hayvan ve bitki türlerine ilişkin Bakanlık merkezinde Tarımsal Kuraklık Yönetimi Koordinasyon Kurulu kurulmuş, bu kurula bağlı olarak çalışan İzleme ve Erken Uyarı Tahmin Komitesi ve Risk Değerlendirme Komitesi oluşturulmuş, 2013-2017 dönemini kapsayan beş yıllık Türkiye Tarımsal Kuraklıkla Mücadele Stratejisi ve Eylem Planı uygulamaya konulmuştur. İllerde valiler başkanlığında tarımsal kuraklık kriz merkezi oluşturulmuş, Konya’da Bitkisel Kuraklık Test Merkezi, Erzurum’da Soğuğa Dayanıklılık Test Merkezi kurulmuştur. Konya’da 2 adet kuraklığa dayanıklı buğday çeşidi de geliştirilmiştir.

Niğde Milletvekili Sayın Ömer Fethi Gürer’in (6/468) no.lu önergesi, Niğde’de Bolkar Dağları’nda kanseri yok ettiği iddia edilen bir karınca türünün varlığına ilişkin olarak: Söz konusu karıncalarla ilgili bilimsel bir veriye rastlanmamıştır.

Konya Milletvekili Sayın Hüsnü Bozkurt’un (6/544) no.lu önergesi, Tarımsal sulama amaçlı elektrik kullanan abonelere devlet desteğinin sağlanmasına ilişkin olarak: Elektrik piyasasıyla ilgili hususlar Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının görev alanında bulunmakta olup bu kapsamda yapılacak çalışmalara Bakanlığımız görev alanı içerisinde gerekli katkıları ve destekleri sağlamaktadır.

Niğde Milletvekili Sayın Ömer Fethi Gürer’in (6/599) no.lu önergesi, pamuk ekim alanlarının azaldığı iddiaları ve pamuk üreticilerinin desteklenmesine ilişkin olarak: 2015 yılında pamuğa kilogram başına verilen prim desteği 65 kuruş iken 2016 yılında yüzde 15 artışla 75 kuruşa çıkarılmıştır. Ayrıca pamuk üreticilerine verilen prim desteğinin yanında mazot, kimyevi gübre, sertifikalı tohum, organik tarım desteği de sağlanmaktadır. Pamuk havza bazlı destekleme modeli kapsamında yer almaktadır. 2002’de 720 bin hektar alanda 2,5 milyon ton pamuk üretilirken 2016 yılında 416 bin hektar alanda 2,1 milyon ton üretilmektedir.

Mersin Milletvekili Sayın Serdal Kuyucuoğlu’nun (6/631) no.lu önergesi, Türkiye geneli ve Mersin ilimizde çiftçi sayısı ve Mersin’de tarım alanının azalma oranı: Türkiye genelinde ÇKS’ye kayıtlı işletme sayısı 2015 yılında 2 milyon 197 bin 319 iken 2016 yılında 2 milyon 267 bin 176’ya yükselmiştir. Mersin ilinde ÇKS’ye kayıtlı işletme sayısı 2015 yılında 35.728 iken 2016 yılında 38.411’e yükselmiştir. TÜİK verilerine göre Mersin’de tarım alanı yüzde 1,6 azalmıştır. 2002 yılında 3 milyon 988 bin 620 dekar iken 2016 yılında 3 milyon 823 bin 3 dekara gerilemiştir. Ama bu arada -az önce de ifade ettim- Anamur, Mersin ve Silifke ovaları da tarımsal sit alanı olarak ilan edilmiş ve buralara bir çivi dahi çakılamayacaktır, onu da belirtmiş olayım.

Niğde Milletvekili Sayın Ömer Fethi Gürer’in (6/641), (6/642), (6/643), (6/644), (6/645), (6/646), (6/647), (6/648), (6/649), (6/710), (6/711), (6/721) no.lu önergeleri: TİGEM aleyhine son dört yılda açılan iş kazası davalarına ilişkin… Son dört yılda TİGEM aleyhine 32 iş kazası yargıya intikal etmiştir, 2 dava TİGEM aleyhine sonuçlanmış ve 250 bin TL ödeme yapılmıştır, 30 dava süreci devam etmektedir.

Süreklilik arz eden asıl işlerin daimî işçiler eliyle yapılması yönünde ihtiyaç duyulan sayıda işçi alımına ilişkin çalışmalar Hazine Müsteşarlığı nezdinde TİGEM açısından devam etmektedir. Yüklenici tarafından hizmet alımıyla çalıştırılan işçilerin bir önceki ay için ödeme beyannamesi görülmeden istihkakları ödenmekte ve şirket tarafından ödenmeyen alacak söz konusu olmamaktadır.

TİGEM’in 2009 yılında 210 bin dekar alan sulu tarım alanları dörde katlanarak 879 bin dekara çıkarılmıştır. 2016 yılında TİGEM’in buğday verimi Türkiye ortalamasından yüzde 36, arpa verimiyse Türkiye ortalamasından yüzde 7 daha fazla olmuştur.

Aynı şekilde, 2016 yılında TİGEM Ceylânpınar İşletmesinde verimler Şanlıurfa verim ortalamasına göre mercimekte yüzde 44, dane mısırda yüzde 2 daha fazla olmuştur. TİGEM’in yağlık ayçiçeği üretiminde yüzde 73’ü gerçekleştiren Şanlıurfa Ceylânpınar İşletmesinin yağlık ayçiçeği verimleri Şanlıurfa ili veriminden yüzde 10 daha fazla gerçekleşmiştir. Sertifikalı tohum üretimi amacıyla Şanlıurfa Ceylanpınar işletmesinde 2013 ve 2014 yıllarında deneme amaçlı küçük alanlarda pamuk ekimi yapılmıştır.

Çok ayrıntılı rakamlar var. Buğday verimi 2007’de Türkiye genelinde dekar başı 220 kilogram iken 2016’da 266 kilograma, arpa verimi 220 iken 2007’de 245’e; TİGEM’e baktığımız zaman, 164’ten 263’e, buğdayda ise 298’den 361’e yükselmiş bulunmaktadır.

TİGEM işletmelerindeki buzağı ölüm oranlarına ilişkin TİGEM hayvancılık işletmelerinde buzağı ve dana ölüm oranı 2015 yılında yüzde 9 iken 2016’da yüzde 6,4’e gerilemiştir.

TİGEM’de son beş yılda yaşanan teknik personel istifalarına ilişkin olarak, işletmelerin şehir merkezinden uzak olması, sosyal imkânların kısıtlı olması, tarım sektörünün özelliği nedeniyle günlük sekiz saatlik mesai dışında faaliyetlerin hafta sonu tatilleri de dâhil yirmi dört saat boyunca takip gerektirmesi gibi nedenlerle bir kısım personel görevlerinden ayrılmıştır. Bu olumsuzlukları engellemek için işletmenin gerek sosyal imkânları gerek lojman imkânları bu konuda geliştirilmektedir ve geliştirilmeye devam edecektir.

TİGEM aleyhine son üç yılda damızlık hayvan ve tohumluk satışlar nedeniyle açılan davalara ilişkin… TİGEM için damızlık hayvan ve tohumluk satışlar nedeniyle son üç yılda açılan dava sayısı 2 adettir. Davanın birisi mahkeme tarafından reddedilmiş, diğerine ilişkin mahkeme süreci devam etmektedir.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) – Sayıştay rakamlarıyla bunlar çelişiyor yalnız.

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) – TİGEM’e bağlı olarak faaliyet gösteren Patates Araştırma Enstitüsü Müdürlüğünün TİGEM’le ortak bir projesi devam etmektedir. Niğde Patates Araştırma Enstitüsünün görev alanı ülkemizin patates yetiştirilen tüm alanlarıdır. Bakanlığımıza bağlı enstitüler içerisinde yürütülen patates ıslah çalışmalarının ülkesel koordinatörlüğünü Niğde’deki enstitü yapmaktadır.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) – Destekleyin ama çok önemli, destekleyin.

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) - Havza bazlı tarımsal üretimi destekleme modelinde desteklenecek ürünler arasında patates de yer almaktadır, bu da ilk kez olmaktadır.

Niğde Milletvekili Sayın Ömer Fethi Gürer’in (6/661) numaralı önergesi, Genç Çiftçi Projesi kapsamında ithal edilen hayvanlara ilişkin. Genç çiftçilere hibe projesi kapsamında ithal edilen hayvanlarda uyumsuzluk nedeniyle herhangi bir telef olmamıştır. Genç Çiftçi Projesi kapsamında ithal edilen ve dağıtılan hayvan sayıları da şöyledir: İthal edilen küçükbaş hayvan sayısı 11.709, yurt içinden temin edilen hibe hayvan sayısı 95.443. İthal edilen büyükbaş hayvan sayısı 51.084, toplamda ithal edilen 62.793 baş hayvan, yurt içindeyse 95 bin hayvan hibe amaçlı, üreticilerden alınıp hibe edilmiştir.

Niğde Milletvekili Sayın Ömer Fethi Gürer’in (6/703) numaralı önergesi, Bakanlık ile bağlı ve ilgili kuruluşlar bünyesinde görev yapan müşavirlere ilişkin. Bakanlığımızda 179 müşavir bulunmaktadır, ilgili kuruluşlarda 54 müşavir bulunmaktadır. Bütün müşavirlerimiz şu anda işletme bazlı danışmanlık görevini yürütmektedirler. Yani bütün atıl kapasiteler çok faal bir şekilde çalışmaktadırlar. Her danışmanımız bir ilden sorumlu. İki danışmanımız; biri veteriner, biri bitkisel üretimden sorumlu olan teknik arkadaşlarımız. İki kişi bir ilden sorumlu olmak üzere illerindeki bütün gelişmeleri dercetmektedirler.

Niğde Milletvekili Sayın Ömer Fethi Gürer’in (6/704) sayılı önergesi, Bakanlığa 2017 yılında alınacak personele ilişkin. Bakanlığımız personel talebi ilgili bakanlıklarla müzakere edilerek Başbakanlığa iletilmiştir.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) – Kaç kişi Sayın Bakan?

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) – Biz 2.500 kişi talepte bulunduk.

Bağlı ve ilgili kuruluşların almayı planladığı personeller var. ÇAY-KUR geçici olarak 1.500 işçi talep etmektedir, şu anda bunun duyurusunu yaptı. Ayrıca, 71 memur ve sözleşmeli personel alımı gerçekleştirecek. Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumumuz 2.200 personel, Et ve Süt Kurumu 32 personel aldı, 32 personel daha alacak ve Tarım Kredi Kooperatiflerine ise yaklaşık 500 personel ilgili birimlerde istihdam edilmek üzere alınacaktır.

Niğde Milletvekili Sayın Ömer Fethi Gürer’in (6/705), (6/706) no.lu önergeleri; AB ilerleme raporunda yer alan veteriner hekimlik hizmetlerinin uyumlaştırılmasıyla ilgili soru… Bakanlığımızla ilgili 3 fasıl vardır: Fasıl 11, 12 ve 13. 11’inci Fasıl, Tarım ve Kırsal Kalkınma; 12’nci Fasıl, Gıda Güvenliği, Veterinerlik ve Bitki Sağlığı; 13’üncü Fasıl ise Balıkçılık. AB’ye Katılım İçin Ulusal Eylem Planı kapsamında Fasıl 12 Başkanlığında 2016-2019 döneminde gerçekleştirilmesi gereken 72 adet ikincil mevzuat ve 8 adet kurumsal yapılanma taahhüdü bulunmaktadır. Bunlardan 10 taahhüt, ikincil mevzuat düzenlemesi gerçekleşmiştir. 7 tanesi gıda ve yem güvenliği alanında, 3 tanesiyse veterinerlik alanındadır.

Ayrıca, Veteriner Strateji Belgesi tamamlanmıştır. Ancak AB, hayvan sağlığı, bitki sağlığı ve gıda konusunda 2016 ve 2017’de kanuni değişiklikler yaptılar, biz de bu değişikliklere göre güncelleme çalışmalarını gerçekleştiriyoruz.

Sayın Ömer Fethi Gürer’in (6/707) no.lu önergesi, Dünya Sağlık Örgütü tarafından yayımlanan raporlarda üye ülkelere tavsiye edilen veteriner halk sağlığıyla ilgili organizasyonun oluşturulmasına ilişkin… Bu çalışma grubumuz gıda kaynaklı zoonozların izlenmesi konusunda Sağlık Bakanlığı ve üniversitelerle beraber ortak çalışmalar yürütmektedir. Arazi toplulaştırılmasıyla ilgili 308 adet proje yürürlükte olup 132 adet proje tamamlanmış, 176 adet proje ise hâlen devam etmektedir. Bu projelerde mahkemeye intikal eden konuların başında parselasyonla ilgili çalışmalar gelmektedir. Bu davaların yüzde 1’i malik lehine, geri kalan davalar ise idare lehine sonuçlanmaktadır.

Sayın Ömer Fethi Gürer’in (6/709), (6/718), (6/719) ve (6/720) no.lu önergeleri…

Veteriner hekimlerin sayısına ve veteriner hekimlerin hizmetlerine ilişkin olarak: Ülkemizde 14.830 veteriner hekim hayvan sağlığı alanında hizmet vermektedir. Bunlardan 8.130’u Bakanlığımızda, 6.700’ü ise serbest olarak muayene, poliklinik ve hayvan hastanelerinde mesleğini icra etmektedir.

Veteriner hizmetleri ağırlıklı olarak Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğüne verilmekle beraber, konu bazında Hayvancılık Genel Müdürlüğü ile Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğüne bir kısım veteriner konularıyla ilgili sorumluluklar verilmiştir.

Veteriner Hekimlikte Uzmanlık Yönetmeliğine ilişkin: Bu konuda, Yükseköğretim Kurulu, diğer bakanlıklarla ilgili meslek kuruluşları olan Türk Veteriner Hekimleri Birliği ve Veteriner Hekimler Derneğinin görüşleri istenmiştir. Gelen görüşler değerlendirilmekte ve yönetmelik çalışmaları devam etmektedir.

Veteriner hekimlerin maaşlarında düzenleme yapılması ve fiilî hizmet zammına yeniden kavuşmalarıyla ilgili olarak: Memurlarımızın, emeklilerimizin, işçilerimizin özlük hakları bütçe imkânları doğrultusunda iyileştirilmektedir. Ayrıca, toplu sözleşme çerçevesinde bu konular ele alınıp ilgili yetkili sendika ve Hükûmeti temsilen taraflar arasında yapılacak müzakerelerde ortaya çıkacak olan hususlar olduğunu belirtmek istiyorum.

En düşük veteriner hekim maaşı -derece ve kademesi 8/2- Temmuz 2003’te 699 TL iken 2017’de 8/2’deki bir veteriner hekimin maaşı 3.789 TL; artış yüzde 442, aynı dönemde enflasyonun yüzde 233 olduğu dikkate alınırsa enflasyonun çok çok üzerinde, tüm kamu çalışanlarında olduğu gibi veterinerlik hizmeti gören hekimlerimizin de ücretlerinde artışlar olduğunu çok rahat bir şekilde ifade edebiliriz.

Çok hızlı bir şekilde bu soruların cevaplarını sizlere takdim etme gayreti içerisinde olduk. Tabii, gün boyu araştırma önergesi çerçevesinde burada çok önemli görüşler serdedildi. Tarım tabii, bir gayya kuyusu gerçekten. Tarımla ilgili çok şey söylenebilir, çok şey konuşulabilir ama şunu ifade edeyim, bunların hepsinin cevaplarının olduğunu da herkesin bilmesini istiyorum. Millî Tarım Projesi çerçevesinde Türkiye tarımda son derece önemli noktalara gelmiş bulunuyor ve bundan sonra gerek hayvancılıkta gerek bitkisel üretimde alınan temel köklü önlemler çerçevesinde de yürüyüşümüzü sürdüreceğimizi, çiftçimizin yüzünü güldüreceğimizi ifade ediyorum. Soru soran bütün arkadaşlara tekrar teşekkür ediyorum.

Yüce heyetinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

Sayın Gürer, sisteme girmişsiniz, lütfen bir dakikada bu işi bitirelim.

Buyurun.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) – Sayın Bakana teşekkür ediyorum ancak verdiği yanıtlar tabii bizi tatmin edici yanıtlar olmadı. Şu anda köylerimiz boşalıyor, çiftçilerin sorunları var, plansızlık tarımın politikası oldu. Çünkü on dört yılda tarımla ilgili sık sık proje açıklanıyor, uygulama değiştiriliyor. Şu anda kuru fasulyenin ithalatına izin verildi ama Niğde’de üretici bu dönemde ekime başlıyor. Doğal olarak ekime başlayan üreticide büyük kaygı var. 2 liraya zor sattığı fasulyeyi -ithalatla yurt içine yurt dışından girmesi sonucunda- bu yıl ekeyim mi ekmeyeyim mi diyor. Yani planlamada ciddi bir sorun var.

Bunun yanında, ürün güvenilirliği bu ülkede ciddi sorun. Dışa bağımlılık giderek artıyor. Gübresi ithal. Sulamasında sorunlar devam ediyor. Özellikle bizim bölgede elektrikte -çıkarılan suda- mazot gibi indirim desteği bekliyor çiftçi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) – Şu anda toplulaştırmayla da ilgili sorunlar var.

Bir saat konuşulan şeye bir dakikada ancak bu kadar cevap veriyorum.

Teşekkür ediyoruz.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Gürer, çok sağ olun.

Sayın Bakan, teşekkür ediyorum.

Evet, böylece soru önergeleri cevaplandırılmıştır.

Şimdi, gündemin “Seçim” kısmına geçiyoruz.

X.- SEÇİMLER

A) Komisyonlarda Açık Bulunan Üyeliklere Seçim

1.- Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonunda açık bulunan üyeliğe seçim

BAŞKAN – Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonunda boş bulunan ve Cumhuriyet Halk Partisi Grubuna düşen üyelik için Adana Milletvekili Elif Doğan Türkmen aday gösterilmiştir.

Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2.- Adalet Komisyonunda açık bulunan üyeliğe seçim

BAŞKAN - Adalet Komisyonunda Milliyetçi Hareket Partisine düşen bir üyelik için Bursa Milletvekili Kadir Koçdemir’in yerine İstanbul Milletvekili İsmail Faruk Aksu aday gösterilmiştir.

Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3.- Avrupa Birliği Uyum Komisyonunda açık bulunan üyeliğe seçim

BAŞKAN - Avrupa Birliği Uyum Komisyonunda Milliyetçi Hareket Partisine düşen bir üyelik için Bursa Milletvekili Kadir Koçdemir’in yerine Ankara Milletvekili Zühal Topcu aday gösterilmiştir.

Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Gündemin “Oylaması Yapılacak İşler” kısmında yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Azerbaycan Cumhuriyeti Devlet Gümrük İdaresi Arasında Gümrük Alanında Ortak Komite Kurulmasına İlişkin Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın açık oylamasına başlıyoruz.

XI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri

1.- Türkiye Cumhuriyeti Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Azerbaycan Cumhuriyeti Devlet Gümrük İdaresi Arasında Gümrük Alanında Ortak Komite Kurulmasına İlişkin Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/684) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 359) (x)

BAŞKAN - Daha önce, açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılması kabul edilmişti.

Şimdi, oylama için iki dakika süre veriyorum ve oylama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Toplantı yeter sayısı yoktur, birleşime iki dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 19.21

BEŞİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 19.24

BAŞKAN: Başkan Vekili Ahmet AYDIN

KÂTİP ÜYELER: Sema KIRCI (Balıkesir), Emre KÖPRÜLÜ (Tekirdağ)

 -----0-----

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 89’uncu Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.

339 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın oylamasında toplantı yeter sayısı bulunamamıştı.

Şimdi açık oylama işlemini tekrarlayacağım.

Oylama için iki dakika süre veriyorum ve oylama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN - Türkiye Cumhuriyeti Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Azerbaycan Cumhuriyeti Devlet Gümrük İdaresi Arasında Gümrük Alanında Ortak Komite Kurulmasına İlişkin Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:

“Kullanılan oy sayısı : 227

 Kabul                         : 227(x)

                      Kâtip Üye                                      Kâtip Üye

                   Emre Köprülü                                   Sema Kırcı

                       Tekirdağ                                      Balıkesir”

Böylece tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.

Alınan karar gereğince diğer denetim konularını görüşmüyor ve gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmına geçiyoruz.

1’inci sırada yer alan, 358 sıra sayılı Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlıyoruz.

2.- Türkiye Cumhuriyeti Çevre ve Orman Bakanlığı ile Irak Cumhuriyeti Ulaştırma Bakanlığı Arasında Meteoroloji ve Meteorolojik Araştırmalar Alanlarında Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/606) ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun (S. Sayısı: 358)

BAŞKAN – Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

2’nci sırada bulunan, 362 sıra sayılı Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlıyoruz.

3.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Romanya Hükümeti Arasında Meteoroloji ve Hidroloji Alanında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/696) ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun (S. Sayısı: 362)

BAŞKAN – Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

Bundan sonra da komisyonların bulunamayacağı anlaşıldığından, alınan karar gereğince kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla görüşmek için 10 Mayıs 2017 Çarşamba günü saat 14.00’te toplanmak üzere birleşimi kapatıyor, hayırlı akşamlar diliyorum.

Kapanma Saati: 19.28



(x) Sözlü soru önergeleri Genel Kurulda okunmamış olup tutanağa eklidir.

(x) 359 S. Sayılı Basmayazı 4/5/2017 tarihli 88’inci Birleşim Tutanağı’na eklidir.

(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.