TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

                                                                                TUTANAK DERGİSİ

 

                                                                                   114’üncü Birleşim (Olağanüstü)

                                                                                      16 Temmuz 2016 Cumartesi

 

 

(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu Tutanak Dergisi’nde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)

 

                                                                                               İÇİNDEKİLER

 

 

I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

II.- GELEN KÂĞITLAR

III.- ÖLÜM,SAYGI DURUŞU VE TAZİYELER

1.- 15 Temmuz 2016 Cuma günkü darbe girişiminde vefat eden şehitler için bir dakikalık saygı duruşu

 

IV.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI

1.- Oturum Başkanı TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın, 15 Temmuz 2016 Cuma günü yaşanan kalkışmada saldırganlar tarafından öldürülen resmî görevli ve sivil bütün vatandaşlara rahmet, yaralananlara acil şifalar dilediğine, Gazi Meclisi dik duruşuyla millî egemenliğe hakkıyla sahip çıktığı için tebrik ettiğine ve 15 Temmuz demokrasi bayramını kutladığına ilişkin konuşması

 

V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Tezkereler

1.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, askerî darbe girişimi sebebiyle Anayasa’nın 93’üncü ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nün 7’nci maddeleri uyarınca Türkiye Büyük Millet Meclisini 16 Temmuz 2016 Cumartesi günü saat 17.00’de olağanüstü toplantıya çağırdığına ilişkin tezkeresi (3/808)

B) Çeşitli İşler

1.- Başkanlıkça, Genel Kurulu ziyaret eden Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’a “Hoş geldiniz.” denilmesi

2.- Başkanlıkça, Genel Kurulu ziyaret eden Diyanet İşleri Başkanı Profesör Doktor Mehmet Görmez’e “Hoş geldiniz.” denilmesi

 

VI.- ÖZEL GÜNDEM

A) 15 Temmuz Askerî Darbe Girişimine Dair Görüşmeler

1.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, askerî darbe girişimi sebebiyle, Türkiye Büyük Türkiye Büyük Millet Meclisini olağanüstü toplantıya çağırdığına ilişkin tezkeresi üzerinde; Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı ve Meclis Grubu Başkanı Binali Yıldırım, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı ve Meclis Grubu Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı ve Meclis Grubu Başkanı Devlet Bahçeli ile Halkların Demokratik Partisi Grup Başkan Vekili İdris Baluken’in konuşmaları

 

VII.- BİLDİRİLER-DEKLARASYONLAR

1.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ile Adalet ve Kalkınma Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi, Halkların Demokratik Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi siyasi parti gruplarının ortak imzasıyla hazırlanan, millete, millî iradeye, devlete, özellikle de millet iradesinin temsilcisi olan milletvekillerine ve Gazi Meclise yönelik 15 Temmuz gecesi başlatılan ve 16 Temmuz sabahı etkisiz hâle getirilen darbe girişimini ve Meclise yönelik saldırıları şiddetle kınadıklarına ilişkin bildiri

 

VIII.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Adana Milletvekili İbrahim Özdiş'in, kapanan bakkallara ilişkin sorusu ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci’nin cevabı (7/6416)

16 Temmuz 2016 Cumartesi

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 17.00

BAŞKAN: İsmail KAHRAMAN

KÂTİP ÜYELER : Elif Doğan TÜRKMEN (Adana), Zihni AÇBA (Sakarya)

-----0-----

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Anayasa’nın 93’üncü, İç Tüzük’ün 7’nci maddesine göre Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanının çağrısı üzerine olağanüstü toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisinin 114’üncü Birleşimini açıyorum.

Toplantı yeter sayısı vardır.

III.- ÖLÜM,SAYGI DURUŞU VE TAZİYELER

1.- 15 Temmuz 2016 Cuma günkü darbe girişiminde vefat eden şehitler için bir dakikalık saygı duruşu

BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, darbe girişiminde vefat eden aziz şehitlerimiz için sizleri saygımızı ifade etmeye davet ediyorum.

Buyurun efendim.

(Saygı duruşunda bulunuldu)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Sayın milletvekilleri, şimdi İstiklal Marşı’mız okunacaktır.

Sizleri İstiklal Marşı okumaya davet ediyorum.

(İstiklal Marşı) (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

IV.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI

1.- Oturum Başkanı TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın, 15 Temmuz 2016 Cuma günü yaşanan kalkışmada saldırganlar tarafından öldürülen resmî görevli ve sivil bütün vatandaşlara rahmet, yaralananlara acil şifalar dilediğine, Gazi Meclisi dik duruşuyla millî egemenliğe hakkıyla sahip çıktığı için tebrik ettiğine ve 15 Temmuz demokrasi bayramını kutladığına ilişkin konuşması

BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, İstiklal Marşı’mız bir manifestodur. Millî Şairimiz Akif’in 10 kıtadan ibaret olan bu şiirinin ilk 2 kıtasını okuduk. Müsaade ederseniz, bütün toplumumuzun ruhunu, iştiyakını, düşüncesini, kanaatini haykıran bu İstiklal Marşı’mızın geri kalan kıtalarını da sizlerle okumak istiyorum:

“Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım,

Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım.

Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım,

Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

 

Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,

Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.

Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,

Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar?” (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)

Hoş geldiniz Sayın Genel Başkan. (CHP sıralarından ayakta alkışlar, AK PARTİ sıralarından alkışlar)

“Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın,

Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.

Doğacaktır sana vadettiği günler Hakk’ın,

Kim bilir, belki yarın belki yarından da yakın.

 

Bastığın yerleri toprak diyerek geçme, tanı,

Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.

Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır atanı,

Verme, dünyaları alsan da bu cennet vatanı. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?

Şüheda fışkıracak, toprağı sıksan şüheda.

Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hüda,

Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.

 

Ruhumun senden İlahî, şudur ancak emeli:

Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.

Bu ezanlar, ki şehadetleri dinin temeli,

Ebedî, yurdumun üstünde benim inlemeli.

 

O zaman vecdile bin secde eder, varsa taşım,

Her cerihamdan, İlahî, boşanıp kanlı yaşım,

Fışkırır ruhumücerret gibi yerden naaşım,

O zaman yükselerek arşa değer belki başım.

 

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!

Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.

Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet;

Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklal.” (AK PARTİ sıralarından ayakta alkışlar, MHP sıralarından “Sana yok, ırkıma yok izmihlal.” sesi)

Değerli milletvekilleri, bütün bir millet olarak tek vücut hâlindeyiz ve gördüğünüz gibi kordiplomatikten, yargıdan, sivil toplum kuruluşlarından, akademisyenlerden... Dışarıda, içeride büyük ölçüde bütün vatandaşlarımız ellerinde bayraklarla gelmişler. Hepsine, milletimizi temsil eden bütün bu değerli hazıruna iştirak edenlere teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu Başkanı Bendevi Palandöken, TÜRK-İŞ Sendikası Başkanı Ergün Atalay, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu Başkan Vekili Cengiz Delibaş, MEMUR-SEN Sendikası Başkanı Ali Yalçın, HAK-İŞ Sendikası Başkan Vekili Mehmet Şahin, Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanı Sayın Şemsi Bayraktar Beyler buradalar. Yargıtayımızın Değerli Başkanı ve onunla beraber cüppeleriyle gelmiş yargı mensuplarımız buradalar. Yabancı misyon şefleri buradalar. Bütün bir millet buradalar ve biz milletvekilleri olarak hiçbir parti farkı gözetmeksizin yekvücut hâlde bir aradayız. Yine, Danıştay üyelerimiz teşrif etmişler. Hepsine teşekkürlerimizi sunuyoruz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Sayın milletvekilleri, aziz milletimiz; dün akşamdan beri çok üzücü, çok gergin, çok acı verici fakat aynı zamanda çok ibretli saatler yaşamış bulunuyoruz. (AK PARTİ sıralarından ayakta alkışlar)

Sayın Başbakanımız, hoş geldiniz efendim.

Hepimizi duygulandıran bir tablo şu anda ortada yani 15 Temmuz demokrasi bayramının bir güzel tablosuyla karşı karşıyayız. Gönlümüz, birlik ve beraberliğimizin aynı şekilde devam etmesinin sağlanmasıdır.

Demin, Anayasa Mahkemesinin Sayın Başkanı ve üyelerini de eklemeyi unutmuştum, Sayın Yargıtay Başsavcımız da buradalar; onları da yine saygıyla selamlıyorum.

Milletimize bu acıyı yaşatanlar elbette müstahak oldukları cezaya çarptırılacaklardır. Bu kalkışmayı, bu darbe teşebbüsünü, fevri, anlık, Türkiye’de ve dünyada yaşanan diğer gelişmelerden kopuk bir hareket olarak değerlendirirsek doğru değerlendiremeyiz ve anlayamayız. Ne yazık ki Türkiye’mizin iç meselelerinde, kendi halkına, manevi ve millî değerlerine, tarihine, medeniyetine ve kültürüne sadık kalmaya çalışması, Türkiye’yi güdülecek, yönlendirilecek, politikalar dikte edilecek bir kukla ülke olarak görmek isteyen birtakım dış güçleri rahatsız etmektedir.

Aynı zamanda, Türkiye’mizin dış politikaya ilişkin meselelerde, dünya politikasında, uluslararası arenada tarihine, manevi ve millî değerlerine yakışan bir duruş sergileme çabası içinde olması, ülkemizin gelişmesini, ilerlemesini, kalkınmasını istemeyen birtakım güçleri rahatsız etmektedir.

Türkiye’nin ilerleme, kalkınma ve güçlenme yolunda harcayacağı insan kaynaklarını, maddi ve manevi güç ve birikimini, potansiyelini ve müktesebatını iç çekişmeler, iç kavgalar ve güvenlik sorunlarıyla heba etmesini sağlamak isteyenler vardır. Ne yazık ki dün akşam bu hedefe dönük bir darbe girişimiyle, bir kalkışmayla karşılaşıldı ancak siyasi partilerimiz, sivil toplum kuruluşları, devlet kurumlarımız, Türk Silahlı Kuvvetlerimizin darbeye prim vermeyen millî ruh sahibi büyük çoğunluğu, aziz milletimiz ve bu Gazi Meclisimiz ve milletvekillerimiz, vatan hainlerinin bu darbe teşebbüsüne kararlılıkla, metanetle, azimle, cesaretle ve onurla direnmiş ve Cenab-ı Hakk’ın yardımıyla başarılı olmalarına, bu haytaların başarısına izin vermemiştir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Ne yazık ki bu hadiseler sırasında asiler birçok resmî görevlilerin ve sivil vatandaşlarımızın ölümüne ve yaralanmasına da sebebiyet vermiştir. Meclisimiz de dâhil olmak üzere birçok kamu binası saldırıya maruz kalmıştır ve çok üzücü bir hadise, Türkiye Büyük Millet Meclisi bombalanmıştır, bu Gazi Meclise bomba atılmıştır.

Devletimizin ve milletimizin korunması, güvenliğin, hak ve hukukun payidar kılınması için ellerine verilmiş olan silahları devlete ve millete yöneltmişlerdir. Milletin büyüttüğü, beslediği, eline silah verdiği unsurlar milletin bağrına silahlarını dayamışlardır. Bir yabancı güce, bir işgalciye saldırıyormuş gibi halka saldırılmıştır. Bütün milletimize, yetkililerimize ve güvenlik güçlerimize geçmiş olsun diyor, bir daha böyle kara günler yaşanmamasını Cenab-ı Hakk’tan niyaz ediyorum.

Bu, bir tür terördür. Yaşanan bu üzücü kalkışma başarılı olamamış, hak ve hukuk, milletin kararlılığı ve Silahlı Kuvvetlerin kalkışmacılarla ilgisi olmayan kesiminin basireti ve sağduyusu, meydanları dolduran, tankları durduran, tankların üstüne çıkan necip milletimizin de karşı koyuşuyla galip gelmiştir. Devlet bu olayın sorumlularının, iç ve dış uzantılarının ortaya çıkmasını, layık oldukları, müstahak oldukları cezayı almasını inşallah sağlayacaktır, sağlamak için elinden geleni yapacaktır. Bunu hukuk içinde hak ve hukuka riayet ederek yapacaktır, suçların şahsiliği gibi temel hukuk prensiplerine bağlı kalarak yapacaktır. Bu kalkışmayı yapanlar küçük bir azınlıktır. Emir ve komuta zincirinin dışına çıkmış, devlete isyan etmişlerdir. Gereken yapılacaktır ve en ağır şekilde cezalandırılacaklardır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Şimdi metanetimizi, sükûnetimizi, sağduyumuzu koruyarak, kararlılığımızdan hiçbir şey yitirmeden bu meseleyi kökünden halletmek için çalışma zamanıdır, birlik ve beraberlik zamanıdır, yaraları sarma zamanıdır. Bu millet tarihinde pek çok kötü badireler atlatmış ve feci nitelikte muhataralı günler yaşamıştır. Bu günler de geçecektir. Biliyoruz ki zorlukla birlikte kolaylık vardır. Hoşumuza gitmeyen bazı şeyler hakkımızda hayır da olabilir. Dün akşam Büyük Millet Meclisi burada bir demokrasi nöbetinde bulundu. Hiçbir parti farkı gözetmeksizin, aynı ruh, aynı duyguyla bir arada olundu. Ve Adalet ve Kalkınma Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi milletvekilleri, yetkilileri, grup başkan vekilleri buraya geldiler. Halkların Demokratik Partisi Eş Başkanı Selahattin Demirtaş Bey beni Diyarbakır’dan aradı ve bu toplantıya katılacaklarını, her türlü darbeye karşı olacaklarını da ifade ettiler. Nitekim bugün burada her 4 partinin, grubu bulunan 4 partimizin ortak bir metnini birlikte okuyacağız ve topluma sunacağız.

Sözlerimi tamamlarken, tekraren, bu kalkışmada saldırganlar tarafından öldürülen resmî görevli ve sivil bütün vatandaşlarımıza rahmetler diliyorum; yaralananlara da acil şifalar diliyorum ve Silahlı Kuvvetlerimizin dürüst, vatanına, namusuna ve mukaddes değerlerine bağlı kesimine başta olmak üzere, darbeye boyun eğmedikleri, başarısız olmasını sağladıkları için takdir ve şükranlarımı arz ediyorum.

Cumhurbaşkanımızdan halkımıza, parlamenterimize, sivil toplum kuruluşlarımıza kadar gereken tavır ortaya konmuştur. Bu, bir daha böyle bir kalkışmanın olmasının imkânsızlığını ispat eden bir davranış olmuştur ve inanıyor ve ümit ediyorum ki ve ümit ediyoruz ki bir daha böyle bir gün biiznillah olmayacaktır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bu noktada, bütün siyasi partilerimize, sayın genel başkanlarımızın şahsında bütün siyasi partilerimize, milletvekillerimize, bütün halkımıza her ilde meydanları dolduran ve demokrasi nöbeti tutan bütün halkımıza teşekkürlerimizi sunmak istiyorum. Herhangi bir zümreye, herhangi bir silahlı güce egemenlik ait değildir ve duvarımızda yazdığı gibi “Egemenlik millete aittir.” (Alkışlar) Bunu toplum haykırmıştır, ifade etmiştir, demokrasiyi Türkiye benimsemiştir ve özümsemiştir; bunu değiştirmeye kimsenin gücü, hakkı ve haddi olmayacaktır.

Polisimiz büyük bir fedakârlıkla gayret etmiştir, bütün güvenlik güçlerimiz aynı gayreti göstermiştir ve inanıyorum ki çok kısa bir zamanda toplumumuz normal hayatına dönecektir. Nitekim, bugün geldiğiniz yerlerden ve geçtiğiniz yerlerden gördünüz ki hayat normaldir, normal de yürümektedir, geçici bir hadise olarak olmuş ve kalkmıştır. Kısa zamanda bu yaraları saracağımıza inanıyorum.

Ve unuttuğum sayın HSYK üyeleri de var, onları da ifade etmek isterim; toplumumuzun her kesiminden insanlar var, onları da ifade etmek istiyorum.

Tabii, bir aradayız, dışarıda oldukça büyük bir kalabalık var. Vakar içinde herhangi bir şahsi, indi mütalaaya yer vermeksizin bir bütünlük içinde, bu şanlı bayrağımızın altında ülkemizin esenliği, geleceğimiz, mutluluğumuz için bir arada olduğumuzun şuuru içinde olmalıyız, öyle olacağız ve öyle olmaya devam edeceğiz.

Değerli milletvekillerimiz, Gazi Meclisimizi dik duruşuyla millî egemenliğe hakkıyla sahip çıktığı için tebrik ediyorum ve 15 Temmuz demokrasi bayramımızı kutluyorum, hepinize tekrar saygılarımı sunuyorum. (Alkışlar)

Şimdi gündeme geçiyoruz.

Gündemin “Başkanlığın Genel Kurula Sunuşları” kısmında yer alan, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının olağanüstü toplantı çağrı yazısını okutuyorum:

V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Tezkereler

1.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, askerî darbe girişimi sebebiyle Anayasa’nın 93’üncü ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nün 7’nci maddeleri uyarınca Türkiye Büyük Millet Meclisini 16 Temmuz 2016 Cumartesi günü saat 17.00’de olağanüstü toplantıya çağırdığına ilişkin tezkeresi (3/808)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığından Bildirilmiştir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi askerî darbe girişimi sebebiyle Anayasa’nın 93’üncü ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nün 7’nci maddeleri uyarınca 16 Temmuz 2016 Cumartesi saat 17.00’de olağanüstü toplantıya çağrılmıştır. Sayın milletvekillerinin belirtilen gün ve saatte Genel Kurul toplantısına katılmalarını rica ederim.

                                                                                                İsmail Kahraman

                                                                                  Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Bu arada ifade etmek istediğim bir husus daha var. Büyük Millet Meclisimizde Başkanlık yapmış bir önceki değerli başkanlarımızın tamamı telefonla aradılar, bizzat geldiler ve bunun yanında birçok eski dönem milletvekili arkadaşımız, şu anda burada bulunamayan, illerinden buraya ulaşamayan birçok arkadaşımız aynı şekilde burada olduklarını ifade ettiler, beraberliklerini beyan ettiler, onu da ıttılaınıza sunmak istiyorum.

Sayın milletvekilleri, şimdi, Türkiye Büyük Millet Meclisinde temsil edilen siyasi parti gruplarının grup başkanlarına söz vereceğim.

Sayın Genel Başkanlar buradalar, teşrif ettiler. Grup başkanları konuşacaklar.

Başlangıçta ifade ettiğim gibi, Halkların Demokratik Partisinin Genel Başkanı Diyarbakır’da olduğunu ve ulaşamadığını söylediği için sayın grup başkan vekili konuşacaklar.

Söz sırasını okuyorum:

Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı ve Meclis Grubu Başkanı Başbakan İzmir Milletvekili Sayın Binali Yıldırım. (AK PARTİ ve Bakanlar Kurulu sıralarından alkışlar)

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı ve Meclis Grubu Başkanı İzmir Milletvekili Sayın Kemal Kılıçdaroğlu. (CHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı ve Meclis Grubu Başkanı Osmaniye Milletvekili Sayın Devlet Bahçeli. (MHP, AK PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)

Halkların Demokratik Partisi Eş Genel Başkanı ve Meclis Grubu Başkanı İstanbul Milletvekili Sayın Selahattin Demirtaş yerine Grup Başkan Vekili ve Diyarbakır Milletvekili Sayın İdris Baluken. (Alkışlar)

İlk söz Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı, Başbakan, Meclis Grubu Başkanı İzmir Milletvekili Sayın Binali Yıldırım’a aittir.

Buyurun Sayın Yıldırım. (AK PARTİ sıralarından ayakta alkışlar, CHP, HDP ve MHP sıralarından alkışlar)

Efendim, konuşma sürenizi siz tayin edeceksiniz, belli bir süre koymuyoruz.

Buyurun efendim.

VI.- ÖZEL GÜNDEM

A) 15 Temmuz Askerî Darbe Girişimine Dair Görüşmeler

1.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, askerî darbe girişimi sebebiyle, Türkiye Büyük Türkiye Büyük Millet Meclisini olağanüstü toplantıya çağırdığına ilişkin tezkeresi üzerinde; Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı ve Meclis Grubu Başkanı Binali Yıldırım, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı ve Meclis Grubu Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı ve Meclis Grubu Başkanı Devlet Bahçeli ile Halkların Demokratik Partisi Grup Başkan Vekili İdris Baluken’in konuşmaları

ADALET VE KALKINMA PARTİSİ GENEL BAŞKANI VE MECLİS GRUBU BAŞKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) – Gazi Meclisin Değerli Başkanı, siyasi partilerimizin değerli genel başkanları, yüksek yargının çok değerli başkanları, değerli misafirler, saygıdeğer milletvekilleri; konuşmamın başında şu muhteşem dizeleri bir kez daha sizlerle paylaşmak istiyorum:

“Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!

Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.

Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal.

Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet;

Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklal.” (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; dün gece milletin bağımsızlığını, namusunu korumak için sokağa çıkan, tankların önünde birer kahraman olarak dikilen, o mübarek kanlarıyla bayrağının hürriyetini, milletinin istiklalini muhafaza eden şehitlerimizi rahmetle, minnetle anıyor, mekânları cennet olsun diyorum. Hepsini bu yüce Meclisin çatısı altından saygıyla, şükranla selamlıyorum. O kahramanların ailelerine özellikle sesleniyorum: Üzülmeyin, hüzünlenmeyin, onlar peygamberlikten sonraki en büyük rütbeye, en büyük payeye, şehitlik mertebesine ulaştılar. O kahramanlar düne kadar sizin evlatlarınızdı ancak bugün milletin, hepimizin evlatları oldular. Türkiye Cumhuriyeti var oldukça o kahramanların isimleri de yaşayacak. Kabirleri nur, mekânları cennet olsun. Yaralı kardeşlerimi buradan selamlıyorum; hepsine acil şifalar diliyorum.

Değerli milletvekilleri, millî iradeyi teslim almak isteyenler karşısında sokağı teslim alan aziz milletimi buradan, bu yüce Meclisin çatısı altından yürekten selamlıyor, böyle kahraman bir milletin evladı olmaktan büyük gurur duyuyorum. (AK PARTİ ve Bakanlar Kurulu sıralarından ayakta alkışlar) Cumhurbaşkanımız, Başkomutanımız Recep Tayyip Erdoğan’a dirayetli dik duruşundan dolayı teşekkür ediyorum. (AK PARTİ ve Bakanlar Kurulu sıralarından alkışlar) Siyasi partilerimize, siyasi partilerimizin genel başkanlarına, Meclis gruplarına dayanışmalarından dolayı teşekkür ediyorum. (AK PARTİ ve Bakanlar Kurulu sıralarından alkışlar) Emniyet teşkilatımıza her biri birer Alparslan, her biri birer Fatih, her biri birer Selahaddin Eyyubi olan polislerimin alnından öpüyorum. (AK PARTİ ve Bakanlar Kurulu sıralarından alkışlar) Peygamber ocağı Türk Silahlı Kuvvetlerinin vatanını, milletini, bayrağını seven, demokrasiye gönülden bağlı her subayının, her astsubayının, uzman er, erbaş ve erlerinin alınlarından öpüyorum. (AK PARTİ ve Bakanlar Kurulu sıralarından alkışlar) Darbe karşısında dünyaya örnek olacak bir duruş sergileyen basın-yayın organlarımıza, medya temsilcilerimize buradan özellikle teşekkür ediyorum. (AK PARTİ ve Bakanlar Kurulu sıralarından alkışlar) Sivil toplum örgütlerimize, sabaha kadar kesintisiz ezan ve sela okuyan imamlarımıza, seccadelerinin başında dua eden kardeşlerime teşekkür ediyorum. (AK PARTİ ve Bakanlar Kurulu sıralarından alkışlar) Dünyanın her yerinde bayraklarını alıp sokağa çıkan vatandaşlarımıza, soydaşlarımıza, dost ve kardeş ülkelere teşekkür ediyorum. (AK PARTİ ve Bakanlar Kurulu sıralarından alkışlar)

Değerli milletvekilleri, değerli kardeşlerim; dün gece barikatları aşarak, tankları geçerek, kurşunları savuşturarak Büyük Millet Meclisine geldiniz, ışıkları yaktınız, Genel Kurulu açtınız, “Ya demokrasi ya ölüm.” diyerek bu salonda dimdik durdunuz. (AK PARTİ ve Bakanlar Kurulu sıralarından alkışlar) Milletin Meclisinin üzerine bombalar yağdırmaya başladılar, silahlarla taradılar, bir tek geri adım atmadınız. (AK PARTİ ve Bakanlar Kurulu sıralarından alkışlar) Her birinizin ölümü yanı başınızda hissettiğinizi biliyorum. Dünya parlamentolarına, dünya demokrasilerine örnek bir duruş sergilediniz. Millet sokakta istiklaline sahip çıkarken siz de milletin vekilleri olarak burada istiklalinize, demokrasiye, millî iradeye sımsıkı sarıldınız. Bu tavrınızla tarih bu yüce Meclisi bir daha yazdı. Bu tavrınızla Türkiye’nin talihini değiştirdiniz. Yüzlerce yıl unutulmayacak bir dayanışma, bir kardeşlik, bir iş birliğini sergilediniz. Milletimizden sonra en büyük övgüyü tabii ki bu Gazi Meclis hak ediyor, sizler hak ediyorsunuz değerli kardeşlerim. (AK PARTİ ve Bakanlar Kurulu sıralarından alkışlar) Parti ayrımı yapmaksızın bu yüce Meclisin her bir üyesini, her bir milletvekilimizi selamlıyor, milletim adına sizlere şükranlarımı sunuyorum. Sizleri büyük bir heyecanla alkışlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Büyük Millet Meclisimiz, Gazi Meclis 23 Nisan 1920 sonrasındaki en zor, en uzun, en sıkıntılı gecesini yaşadı. İşgal kuvvetleri Polatlı’ya kadar gelmişlerdi ama bu Meclise dokunamadılar, dokunmadılar. 1960’ta darbe yapanlar millî iradeye, Meclis ruhuna saldırsalar bile Meclisin bedenine saldıramadılar. 12 Eylül cuntacıları Meclisi bombalamadılar. 28 Şubat darbecileri Meclise dokunmadılar ancak dün gece öyle canice, öyle alçakça, öyle pervasızca bir saldırı gerçekleşti ki millet iradesinin tecelli ettiği Meclisin hem ruhunu hem de bedenini hedef aldılar. Bunlar asker değil, bunlar asker kılığında teröristlerdir, canilerdir! (AK PARTİ ve Bakanlar Kurulu sıralarından alkışlar)

Gözleri dönmüştü. Gözlerini kan bürümüştü. Cinnet hâlindeydiler. İhanet ve haşhaş akıllarını teslim almıştı. Ancak, değerli milletvekilleri, bilmedikleri şuydu: Milletin evine dokunanın eli yanar. Milletin evine el uzatanın o eli kırılır. Milletin evine saldıranın ocağı söner. İşte, daha yirmi dört saat geçmeden elleri yandı; o bombalara, o tetiklere basan elleri kırıldı. İnşallah ocakları da ebediyen söndü! (AK PARTİ ve Bakanlar Kurulu sıralarından alkışlar)

Bugün burada tarihe bir not düşmek isterim. Bundan sonra elli yıl, yüz yıl, bin yıl bu milletin evine, millî iradenin tecelli ettiği bu Meclise kim el uzatırsa akıbeti aynı olacaktır. (AK PARTİ ve Bakanlar Kurulu sıralarından alkışlar) Hiçbir darbe, hiçbir darbe girişimi yapanların yanına kâr kalmadı, bundan sonra da kalmayacak.

İnşallah bugünden itibaren hiç kimse milletin evine ve milletin iradesine el uzatmayı aklından geçiremeyecektir. Ama geçiren de olursa gözünün önüne bugün hayatları sönmüş darbeciler gelecek ve buna asla yeltenemeyeceklerdir. (AK PARTİ ve Bakanlar Kurulu sıralarından alkışlar)

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün yeni bir gün, bugün büyük bir badirenin ardından 79 milyonun tek yürek olduğu gündür. Bugün AK PARTİ’nin, Cumhuriyet Halk Partisinin, Milliyetçi Hareket Partisinin, Halkların Demokratik Partisinin, Meclis dışındaki tüm siyasi partilerin ortak bir sesle “Darbeye hayır!” dedikleri, demokrasiye birlikte sahip çıktıkları gündür. (AK PARTİ ve Bakanlar Kurulu sıralarından alkışlar) Milletimize, istiklalimize, bayrağımıza, devletimize ve Meclisimize yönelik bir saldırıda nasıl bir araya geldiğimizi, nasıl kenetlenebildiğimizi bütün dünyaya bugün gösterdik. Bugün bir milattır.

Gece boyunca sergilenen, bugün burada sergilenen dayanışma, inanıyorum ki yeni bir sürecin de başlangıcıdır. Bu ruhla biz terörü de yeneriz, bu ruhla yaralarımızı da sararız. Bu birliktelik ruhuyla, Allah’ın izniyle, Türkiye’yi Gazi Mustafa Kemal’in işaret ettiği muasır medeniyetler seviyesine de çıkarırız. (AK PARTİ, CHP ve Bakanlar Kurulu sıralarından alkışlar) Bugün, acı bir hadisenin arkasından çoğalan umutların günüdür. AK PARTİ Genel Başkanı, Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı olarak Meclisimizde bugün oluşan birliktelik ruhuna sımsıkı sahip çıkacağımızın sözünü milletimin huzurunda veriyorum.

Vatan Caddesi’nde, Kızılay Meydanı’nda, havaalanlarında, 81 vilayetin her köşesinde AK PARTİ’liler, CHP’liler, HDP’liler, MHP’liler el ele verdiler, tek yürek oldular, tek ortak eylem yaptılar, “Milletin bu mesajını anladık.” dediler, “Milletin kenetlenen mesajını okuduk.” dediler. İhanet ve terör karşısında sarsılmaz birliktelik içerisinde olma talimatını biz milletimizden aldık, bu tarihî dayanışmayı inşallah geleceğe de taşıyacağız.

Bir kez daha, darbe karşısında kahramanca duran milletime şükranlarımı sunuyorum, şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Bir kez daha, partilerimizin genel başkanlarına, grup başkan vekillerine, bütün milletvekillerine teşekkür ediyorum. Diyorum ki: İnadına demokrasi, inadına millî irade, inadına barış, inadına kardeşlik.

Değerli kardeşlerim, millete darbe yapmaya kalkanlar darbe yemiştir, darbeyi kendileri yemiştir! (AK PARTİ sıralarından alkışlar) 15 Temmuz artık demokrasi nöbetinin tutulduğu gündür, bugünün yıl dönümüdür, demokrasi bayramı günüdür.

Hayırlı, uğurlu olsun diyorum. Sağ olun, var olun, Allah’a emanet olun. (AK PARTİ ve Bakanlar Kurulu sıralarından ayakta alkışlar; CHP, HDP ve MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı ve Meclis Grubu Başkanı İzmir Milletvekili Başbakan Sayın Binali Yıldırım Bey’e teşekkür ediyoruz.

V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)

B) Çeşitli İşler

1.- Başkanlıkça, Genel Kurulu ziyaret eden Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’a “Hoş geldiniz.” denilmesi

BAŞKAN - Değerli milletvekilleri, şu anda Genel Kurul salonumuzu değerli Genelkurmay Başkanımız Orgeneral Sayın Hulusi Akar teşrif etmişlerdir. Efendim hoş geldiniz. (AK PARTİ, MHP ve Bakanlar Kurulu sıralarından alkışlar)

2.- Başkanlıkça, Genel Kurulu ziyaret eden Diyanet İşleri Başkanı Profesör Doktor Mehmet Görmez’e “Hoş geldiniz.” denilmesi

BAŞKAN – Ve yine, Diyanet İşleri Başkanımız Sayın Profesör Doktor Mehmet Görmez, hoş geldiniz efendim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

VI.- ÖZEL GÜNDEM (Devam)

A) 15 Temmuz Askerî Darbe Girişimine Dair Görüşmeler (Devam)

1.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, askerî darbe girişimi sebebiyle, Türkiye Büyük Türkiye Büyük Millet Meclisini olağanüstü toplantıya çağırdığına ilişkin tezkeresi üzerinde; Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı ve Meclis Grubu Başkanı Binali Yıldırım, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı ve Meclis Grubu Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı ve Meclis Grubu Başkanı Devlet Bahçeli ile Halkların Demokratik Partisi Grup Başkan Vekili İdris Baluken’in konuşmaları (Devam)

BAŞKAN - Söz sırası, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı ve Meclis Grubu Başkanı İzmir Milletvekili Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nundur. (CHP sıralarından ayakta alkışlar; AK PARTİ, MHP ve Bakanlar Kurulu sıralarından alkışlar)

Sayın Genel Başkan, buyurun efendim.

CUMHURİYET HALK PARTİSİ GENEL BAŞKANI VE MECLİS GRUBU BAŞKANI KEMAL KILIÇDAROĞLU (İzmir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, siyasi partilerimizin saygıdeğer genel başkanları, bizleri televizyonları başında izleyen saygıdeğer yurttaşlarım; Türkiye Cumhuriyeti bize altın tabak içinde sunulmadı. Türkiye Cumhuriyeti devletini acıyla, kanla, göz yaşıyla kurduk. Yeniden bir devlet kurmak için verdiğimiz mücadele, bütün dünyanın saygısını kazandı. Mazlum milletlere örnek bir devlet kurduk. Cumhuriyeti demokrasiyle taçlandırmak da cumhuriyeti kuranların, çocuklarına vasiyetidir.

Değerli milletvekilleri, demokrasiyi oluşturmak, geliştirmek, derinleştirmek kolay değildir. Tarihin her evresinde bunu görürüz. Biz de demokrasi adına ağır bedeller ödedik. Dikkat buyurunuz, hatırlayınız, bu ağır bedeller hep darbe dönemlerinden sonra olmuştur.

Değerli milletvekilleri, açıkça söyleyelim, dün yaşadığımız olay doğrudan bir darbe girişimidir. Cumhuriyetimize, demokrasimize, tarihsel birikimimize yapılmış açık bir saldırıdır. Oysa biz, demokrasimizi güçlendirmek ve baki kılmak için Anayasa’mıza öyle maddeler koyduk ki değiştirilmesi dahi teklif edilemez. Nedir bunlar? Örneğin: “Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir.” diyoruz. İşin anahtarı da aslında burada. (CHP sıralarından alkışlar)

Her koşulda demokrasiyi savunmak, hukukun üstünlüğünü savunmak, laikliği savunmak hepimizin ortak görevi ve ortak paydası olmalıdır. Kuşkusuz, dün demokrasiye yapılan saldırıyı, açık yüreklilikle, grubum adına, bize oy veren bütün kitleler adına, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları adına açıkça lanetliyoruz. (CHP, AK PARTİ ve Bakanlar Kurulu sıralarından alkışlar)

Olay hepimizde derin üzüntü yarattı ve/fakat ne mutlu ki bu süreç, siyasette başından beri olması gereken bir ortak paydada bizleri birleştirdi. Nedir bu ortak payda? Onu da söyleyeyim: Bu ortak payda, cumhuriyet ve demokrasiye olan bağlılığıdır Türkiye Büyük Millet Meclisinin. (CHP sıralarından alkışlar) Demokrasiyi geliştirmek ve derinleştirmek hepimizin ortak paydası oldu. Bu, bize gurur ve onur veriyor ancak bunu sadece dilimizle değil, yüreğimizle de söylemeye devam edeceğiz.

Değerli milletvekilleri, demokrasi, aynı zamanda üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğüdür; demokrasi, aynı zamanda Anayasa ve ettiğimiz yemine bağlılık demektir; demokrasi, aynı zamanda düşünce özgürlüğü demektir; demokrasi, aynı zamanda medya özgürlüğü demektir; demokrasi, aynı zamanda tarafsız ve bağımsız yargı demektir; demokrasi, aynı zamanda güçler ayrılığı demektir; demokrasi, aynı zamanda din ve vicdan özgürlüğü demektir ve demokrasi, aynı zamanda hukuku ve demokrasiyi katledenlere karşı direnme hakkı demektir.

Dün halkımız meydanlara çıktı, darbeye karşı direnme hakkını kullandı. (CHP sıralarından alkışlar) Hukukun çiğnendiği, hukukun üstünlüğünün reddedildiği hâllerde, mesela, demokrasinin darbeyle yok edilmesinin istenmesi hâlinde, direnme hakkının ne kadar meşru olduğunu dün gördük; direnme hakkına bundan daha güzel bir örnek verilemez.

Değerli milletvekilleri, şunu hiç kimse unutmasın: Bu Meclis sonuna kadar demokrasiyi savunacaktır, bundan hiç kimsenin endişesi olmasın. Bu Meclis cumhuriyetin değerlerini de sonuna kadar savunacaktır, bundan da kimsenin endişesi olmasın. (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli milletvekilleri, bu Meclise düşen tarihî bir sorumluluk var. Hep birlikte, cumhuriyet ve özgürlükçü demokrasi bağlamında, cepheyi genişletmek zorundayız. Dolayısıyla, benzer olayların tekrarlanmaması için herkes bu tarihî sorumluluğun gereğini yerine getirmek zorundadır.

Öte yandan, bu darbe girişimi bize şunu açık ve net gösterdi: Bu darbe girişimini parlamenter demokratik sistemimizin önlediğini de unutmamamız gerekiyor. (CHP sıralarından alkışlar) Bu, parlamenter demokratik geleneğimizin bize kazandırdığı bir mirastır, bu mirasa sahip çıkmak da hepimizin ortak görevidir. Darbenin bastırılması ayrıca parlamenter demokratik sistemimizin ulaştığı olgunluğu da göstermektedir. Ayrılık yok, gayrılık yok; demokrasi konusunda sonuna kadar birlikte mücadele var. Bu, parlamenter demokrasi sistemimizin olgunluğunu gösteren, hangi noktaya ulaştığımızı gösteren en önemli olaydır değerli arkadaşlarım, Türk siyasal tarihinde. (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli milletvekilleri, ileride “Bu darbe girişimi nasıl önlendi?” diye tarihçiler oturup araştıracaklar. Bu ülkede korkusuz, demokrat ve özgürlükçü kalmış bir medyamız var. Her türlü eziyet ve yasağa rağmen özgürlüğünü korumaya çalışan medya, darbecilerin yolunu kapattı, özgürlüğün yolunu gösterdi. Dün televizyonlarımızın başında otururken bu gerçeği hep beraber gördük, hem de hepimizin gözleri önünde, canlı yayında medya dün halkın doğru bilgilendirilmesini sağladı, halka direnme hakkını kullanma konusunda cesaret verdi. (CHP, AK PARTİ ve Bakanlar Kurulu sıralarından alkışlar) Medyaya bu bağlamda yürekten teşekkür ediyorum. Neden “medya özgürlüğü” diye ısrarla ama ısrarla söylerdik? Medya özgürlüğü, çağdaş demokrasilerde yasama, yargı ve yürütmeden sonra dördüncü büyük güç. Artık bu gücün hepimizin önünde olduğunu da hepimiz bilelim değerli milletvekilleri.

Yalnız eklemek zorundayım: Siyasi partilerin darbe karşısında gösterdiği ortak tavır, cumhuriyete ve demokrasiye bağlılık konusunda öz eleştiri yapma fırsatını da bize sundu. Çünkü demokrasi geliştikçe Türkiye dünyanın saygın ülkelerinden biri olacaktır, bu konuda en ufak bir endişemiz yok. Bu darbe girişimiyle ilgili olarak her siyasi partinin oturup bir öz eleştiri yapması tarihin zorunlu kıldığı bir durumdur değerli arkadaşlar, bir zorunluluktur. Bu darbe girişimiyle ilgili olarak…

Değerli milletvekilleri, her türlü darbeye karşı olmak bu Parlamentonun görevidir. Darbecinin kimliği ve amacı ne olursa olsun teröre karşı nasıl ortak bir tavır koyuyorsak, bir tepki gösteriyorsak, demokrasi üzerindeki vesayete karşı da ortak tavır, ortak hedef koymalıyız ve mücadele etmeliyiz. (CHP sıralarından alkışlar) Demokrasi üzerindeki vesayeti asla kabul etmemeliyiz.

Mademki milletin takdiriyle buraya geldik, mademki milletin oyu çok değerlidir, mademki millî irade çok değerlidir, demokrasi üzerindeki vesayete kim olursa olsun, makamı mevkisi ne olursa olsun, rütbesi ne olursa olsun bu Parlamento asla izin vermemelidir, vermeyecektir de bundan sonra. (CHP sıralarından alkışlar)

Korumaya yemin ettiğimiz demokratik, laik, sosyal hukuk devleti bütün bu sorunlarımızın aslında çözüm anahtarıdır değerli arkadaşlarım. Dün burada her partiden milletvekilimiz el ele, yan yana mücadele ettiler, büyük saldırılara karşı birlikte göğüs gerdiler, patlayan bombalar altında demokrasiye sahip çıktılar. Yarın da hepimiz ortak akılla, uzlaşı kültürü içinde -bir daha söylüyorum, uzlaşı kültürü içinde- Türkiye'nin sorunlarını çözmek için birlikte çalışmak zorundayız. Bu, bizim, halkımıza vereceğimiz, vadedeceğimiz güzel bir olaydır.

Yaşadığımız tüm sorunları, tam demokrasi, daha fazla özgürlük ve adalet içinde çözebiliriz çünkü özgürlüklerin kısıtlanması, adaletin tek taraflı hâle getirilmesi ve demokrasiden taviz verilmesi, sorunların çözümü değil, sorunların kendisidir değerli milletvekilleri. Demokrasiye yönelen her tehdit de Türkiye’ye yönelen bir tehdittir. Bunu da asla unutmamamız gerekiyor.

Anayasa ve hukukun dışına çıkanlar, kim olursa olsun, bunun bedelini mutlaka ödemeliler. (CHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Değerli milletvekilleri, önümüzde çok kritik bir dönem olduğu gerçeğini kabul etmeliyiz. Bu dönemi soğukkanlılıkla, devletin vakarına ve ciddiyetine yakışan bir anlayışla yani hukuk içinde kalarak atlatmamız gerekmektedir. Devletin vakarına saygı göstereceğiz, o anlayışta olacağız, hukuktan vazgeçmeyeceğiz çünkü devlet, hukuk içinde devlettir. Adalet, mülkün yani devletin temelidir. Kim adaletten saptıysa hukukun içinde yargılayacağız; ön yargılardan uzak, adalete teslim edeceğiz. Devletin saygınlığına ve vakarına düşen de budur değerli arkadaşlarım.

Bu duygu ve düşüncelerle, bu saldırılar sırasında hayatını kaybeden bütün vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifa, milletimize de başsağlığı diliyorum.

Halk arasında gerilimi tahrik ve teşvik edici üslup -halk arasında gerilimi tahrik ve teşvik edici üslup- ve girişimlerden kaçınılması gerektiği vurgusuyla Türkiye’nin bir daha böyle acı günler yaşamamasını diliyor, yüce Meclisi demokrasi dileğimle saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından ayakta alkışlar; AK PARTİ, HDP, MHP ve Bakanlar Kurulu sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı ve Meclis Grubu Başkanı İzmir Milletvekili Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na teşekkür ediyoruz.

Şimdi söz sırası Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı ve Meclis Grubu Başkanı Osmaniye Milletvekili Sayın Devlet Bahçeli’dedir.

Buyurun efendim. (MHP sıralarından ayakta alkışlar; AK PARTİ, CHP ve Bakanlar Kurulu sıralarından alkışlar)

MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ GENEL BAŞKANI VE MECLİS GRUBU BAŞKANI DEVLET BAHÇELİ (Osmaniye) - Sayın Başkan, değerli genel başkanlar, Sayın Genelkurmay Başkanı, değerli milletvekilleri; sözlerime başlarken muhterem heyetinizle birlikte bir ferdi, bir sevdalısı olmaktan onur duyduğum aziz milletimizi en içten duygularımla selamlıyorum. (MHP, AK PARTİ, CHP ve Bakanlar Kurulu sıralarından alkışlar) Şu anda ekranları başında pürdikkat bizleri izleyen her bir vatandaşıma şükranlarımı sunuyorum.

Dün gece demokrasiye pranga vurulmak, darbe indirilmek istenmiştir, göz göre göre millet iradesi çok açık saldırı ve suikasta uğramıştır. Türkiye’mizin diz çökmesi, omurgasının kırılması, millî varlığın tümden yıkılması maksadıyla şerefli Türk ordusunun içine sızmış bir avuç düşman iş birlikçisi ortalığa çıkmıştır, Türk milleti tam kalbinden hançerlenmiştir. Şimdiye kadar hiç olmayan bir şey gerçekleşmiş ve Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarından bazıları rehin alınmıştır. Genelkurmay karargâhı ise işgal edilmiştir. Türk Silahlı Kuvvetleri içine yuvalanmış vatan ve millet hasımları dün gecemizi zehir etmiş, tarihimizde eşine az rastlanır bir ihanetin taraf ve failleri olmuşlardır. Türk demokrasisi çok çetin bir imtihandan geçmiştir.

Şu kahredici hususa lütfen dikkat buyurunuz: Çatısı altında bulunduğumuz Gazi Meclis havadan bombalanmıştır. Bu, sözün bittiği püf ve kırılma noktasıdır. Emniyet binaları, devlet televizyonu, özel kanallar, istihbarat kuruluşları, yollar, köprüler, havalimanları, askeri üs ve bölgeler ablukaya alınmış, peş peşe saldırıya uğramıştır. Tanklar sokaklara çıkmıştır. Doksan altı yıllık kutlu bir mazisi olan Türkiye Büyük Millet Meclisinin bombalanması korkunç ve hepimizi dehşete düşüren bir hainliktir.

Böylesi bir çılgınlığı, böylesi bir hayâsızlığı Millî Mücadele yıllarında yedi düvel bile yapmamış, yapamamıştır. Türk vatanının işgal yıllarında bu barbarlığa, bu gözü dönmüş caniliğe hiçbir muhasım odak cüret ve cesaret dahi edememiştir. Gazi Meclise düşen ve isabet eden her bomba 79 milyon Türk vatandaşına değmiş, millî yüreklerde patlamıştır. Bu şerefsiz kalkışma, bu karanlık darbe girişimi yalnızca seçilmiş hükûmet veya milletvekillerini değil, Türk milletinin tamamını hedef almıştır. Türkiye’nin tarihsel varlığından rahatsız olan, milletimizin birlik ve kardeşlik ruhundan ürken kanı bozuk çevre ve odaklar son kozlarını oynayarak ülkemizi kaosa mahkûm etmeyi amaçlamışlardır. Aslında dün gece yaşananlar darbe teşebbüsü olduğu kadar, aynı zamanda kalleş ve kanlı bir terör saldırısıdır. (MHP, AK PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar) Ve bu saldırı Türk askerinin içinden devşirilmiş, kandırılmış, aklı çelinmiş veya buna çoktan teşne küçük bir grup tarafından icra edilmiştir. Demokrasi uçurumdan dönmüştür, millî iradenin namus ve emanetleri son anda kurtarılmıştır. Millî iradeye sürülmek istenen kara leke yine milletimizin azim ve kararlığıyla temizlenmiş, derin komplo ve kumpas inançla püskürtülmüştür. Unutmayalım ki Halaskâr Zabitanlar dönemi çok geride kalmıştır; ihtilaller, muhtıralar, cunta devirleri tarihin çöplüğüne çoktan atılmış ve üzeri küllenmiştir. Türk milletinin ortak geleceği hukuk ve demokrasidir. Millî birlik ve kardeşliğimizin dayandığı zemin millî ve manevi ilkelere, tartışılmaz esaslara bağlıdır. Hiçbir çete, hiçbir paralel yapı, hiçbir terör örgütü, hiçbir darbe ve dağılma heveslisi mihrak bu zemini çatlatamayacak; nitekim, huzur cellatlarının sonu her daim hüsran olacaktır. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Parti aidiyetimiz ne olursa olsun, siyasi, ideolojik ve dünya görüşümüzün pusulası neyi işaret ederse etsin hepimiz Türk milletinin mensubuyuz, hepimiz bu cennet vatanın korku tanımaz neferleriyiz. Bizim müştereklerimiz zaman zaman bahse konu olan farklılıklardan daha fazladır. Anıda birsek atide de bir ve beraber olacağız. Tarihimiz birse talihimiz de birdir çünkü biz büyük Türk milletiyiz. Başka bir Türkiye yoktur, başka bir vatan coğrafyası da yoktur. Ne yapacaksak, neyi başaracaksak, nereye varacaksak, demokrasinin sınır ve tahammül çemberinde kalarak bunları yapacak ve Allah’ın izniyle de başaracağız.

Muzaffer bir millete hezimet yaşatmaya hiçbir melunun nefesi yetmeyecektir. Türkiye Cumhuriyeti her musibeti defedecek karar, yeterlilik ve kuvvettedir. Gazi Meclise bomba atacak kadar gözü dönmüş çürümüşler de Türk Silahlı Kuvvetlerinin bir parçası, bir üyesi ahlaken ve esasen asla olamayacaklardır. (MHP, AK PARTİ ve Bakanlar Kurulu sıralarından alkışlar) Ülkemize kasteden vatan hainlerinden hesap sormak, bunların yediğini, içtiğini burunlarından getirmek hepimizin namus borcudur. (MHP, AK PARTİ ve Bakanlar Kurulu sıralarından alkışlar)

Demokrasiye sahip çıkarak büyüyeceğiz. Türk milleti müsterih olmalıdır. Kötü, melanet ve şer emellere karşı tam bir kenetlenmeyle huzurlu ve aydınlık dolu geleceğe adım adım yürüyeceğiz. Yanılıp, yenilip bu yürüyüşü durdurmaya yeltenenlerin elbette acıklı akıbetlerine katlanmaktan başka seçenekleri de olmayacak. Devlet tektir, bayrak tektir, dil tektir, ülke tektir, vatan tektir; millet sonuna kadar birdir, diridir, zalimlere karşı da tavizsizdir. (MHP, AK PARTİ ve Bakanlar Kurulu sıralarından alkışlar)

Masum vatandaşlarımıza kurşun sıkan, millî kurum ve kuruluşları bombalayan, bu kapsamda 161 evladımızın şahadetine neden olan darbecileri şiddetle lanetliyorum. Hukukun bu hainlere bir daha gün yüzü göstermemesini temenni ediyorum. (MHP, AK PARTİ ve Bakanlar Kurulu sıralarından alkışlar) 15 Temmuz darbe girişiminde hayatlarını kaybeden şehitlerimize Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. Türk milletine başsağlığı dileklerimi iletiyorum. Rabb’im bizleri her türlü bela ve düşmanca muamelelerden korusun. Kardeşliğimiz, millî ruh ve dayanışmamız yara almasın.

Şunu da hatırdan çıkarmayalım ki, Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesine sirayet etmiş kanserleşmiş hücreleri sökerek, keserek yok etmek ama bunu yaparken de askerimizi tümden zan ve töhmet altında bırakmamak hepimize düşen millî bir sorumluluktur. (MHP, AK PARTİ ve Bakanlar Kurulu sıralarından alkışlar) Hiçbir şeyden haberi olmayan Mehmetçik’i sokaklara çıkaranlar, ardından da linç edilmelerinin önünü açanlar, dahası insanımızı birbirine düşürmeyi planlayanlar işledikleri suçların son zerresine kadar hesabını vermelidir. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Bugünkü ağır provokasyon ortamını fırsata dönüştürmeye çalışanlara karşı son derece dikkat edip uyanık olmak başlıca zorunluluktur. Bu itibarla, aziz milletimiz sabırlı ve soğukkanlı olmalıdır. Altını net olarak çiziyorum ki, millî tercih ve geleceğimizin güvencesi demokrasidir. Bundan da en ufak bir ödün verilmesi mümkün değildir. Millî refleks ve kararımız bin yıllık kardeşliğin idame ve devamıdır. Kararımızdan dönmeyeceğiz. Yerli veya yabancı, bölgesel veya küresel operasyonlara da sağlam ve sarsılmaz bir iradeyle cevap verip, asla geri adım atmayacağımızı bir kez daha ifade etmeyi millî bir görev addediyorum.

Hepimize geçmiş olsun diyorum ve bu darbe girişiminin siyasi ya da şahsi istismar konusu yapılmadan herkesin hissesince düşen dersi çıkarmasını umuyor, yüksek heyetinizi bir kez daha saygı ve muhabbetle selamlıyorum. (MHP sıralarından ayakta alkışlar, AK PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı ve Meclis Grubu Başkanı Osmaniye Milletvekili Sayın Devlet Bahçeli’ye teşekkür ediyoruz.

Şimdi, söz sırası Halkların Demokratik Partisi Eş Genel Başkanı ve Meclis Grubu Başkanı İstanbul Milletvekili Sayın Selahattin Demirtaş’ın yerine Grup Başkan Vekili ve Diyarbakır Milletvekili Sayın İdris Baluken’e aittir.

Buyurun Sayın Baluken. (HDP sıralarından alkışlar)

HALKLARIN DEMOKRATİK PARTİSİ GRUP BAŞKAN VEKİLİ İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) – Sayın Başkan, siyasi parti gruplarının değerli başkanları ve değerli milletvekilleri; dünden beri halkımızın iradesi ve Parlamentoya yönelmiş olan katliamcı darbe girişimi üzerinde Halkların Demokratik Partisinin görüşlerini aktarmak üzere söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, 15 Temmuz akşamı saat 10.00 sularında başlayan ve hâlâ bu saate kadar bir tehdit olarak varlığını devam ettiren, hedefi ve biçimi Türkiye demokrasisi ve kaos yaratmak olan bir darbe girişimiyle karşı karşıyayız. Öncelikle, partim adına bu darbeci anlayışı en sert biçimde lanetlediğimi, kınadığımı ifade etmek istiyorum. Askerî, bürokratik veya sivil hiçbir darbenin tek bir meşru gerekçesinin olamayacağını bir kez daha ifade etmek istiyorum. Parlamentoya ve halk iradesine karşı yapılmış olan her türlü saldırıya karşı tutumumuz bugüne kadar net ve ilkeli olmuştur. Bu darbe girişiminin de kontrol altına alınması partimiz açısından en büyük temenni ve en büyük amaç olarak ortaya konmuştur. Maalesef bu darbe girişiminde ortaya konan pervasız saldırılar sonucu 161 yurttaşımız yaşamını yitirmiş, 1.440 yurttaşımız yaralanmış, halkın iradesini temsil eden Parlamento bile savaş uçaklarıyla bombalanmış, helikopterler tarafından taranmıştır. Bu tablonun kendisi bile ülkemizdeki demokrasinin nasıl büyük bir tehlike altında olduğunu ortaya koyması açısından yeterlidir. Bu kapsamda ben dünkü katliamcı saldırılarda yaşamını yitiren bütün yurttaşlarımıza Allah’tan rahmet, kederli yakınlarına ve tüm halkımıza başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyorum.

Böylesi saldırılar ne dün ne bugün ne de yarın asla başarıya ulaşamayacaktır. Bu tarz saldırıları yapanlar veya yapmaya niyeti olanlar Türkiye'de halkın iradesine yönelik herhangi bir şekilde darbe yapmak isteyenler bilmelidir ki, Türkiye halkları darbeye asla prim vermedi, boyun eğmedi, bundan sonra da asla boyun eğmeyecektir

Türkiye demokrasi mücadelesi 1960, 1971, 1980 darbelerinde, 28 Şubatta ve e-muhtıralarında görüldüğü üzere askerî veya başka yollarla gerçekleşen her darbeye karşı bugüne kadar dimdik durmuştur. Bizler de HDP şahsında bu demokrasi mücadelesinin bir parçası olmanın onurunu bir kez daha bütün halklarımızla buradan paylaşmak istiyoruz. Demokratik siyaseti kesintiye uğratmaya çalışan her girişime karşı HDP bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da tarihî direnişin bir temsili olarak kendi misyonunu, görevini, rolünü oynamaya devam edecektir. Bu kapsamda, barış, demokrasi, insan hakları ve hukuk devleti temelinde her türlü siyasi iş birliğini gerçekleştireceğimizi halkımıza açık ve net bir şekilde burada ifade ediyoruz. Demokratik siyaset dışında siyaseti dizayn etmeye çalışan hiçbir yol ve yöntem partimiz tarafından asla kabul edilmeyecektir.

Değerli milletvekilleri, dün akşam 10.00 sularında başlayan ve sabah saatlerine kadar da şiddetini artırarak devam eden; halka, resmî ve özel kurumlara, siyasetçilere, millet egemenliğinin temsil edildiği Meclise, havaalanlarına, basın-yayın kuruluşlarına ve ülkenin birçok noktasına dönük olarak gerçekleştirilen saldırılar ülkemiz siyaset tarihi açısından bir kırılma noktası olarak tarihe geçecektir. 1960 ve 1980 askerî darbeleri, 28 Şubat ve e-muhtıra örnekleri tipik birer askerî darbeydi ancak dün akşamki darbe girişimi ise, Parlamentonun bombalanması, yüzlerce sivil insanın sokak ortasında katledilmesi, kurum ve kuruluşlara yönelik yapılan baskınlar ve havadan yapılan bombardımanlarla tipik bir askerî darbeyi aşan, vahşet, katliam ve kaosu hedefleyen çok komplike bir planlamayla karşı karşıya olduğumuzu ortaya koymuştur. Belli ki, bu saate kadar süren saldırılar Türkiye’de siyaset kurumunu ve kamu işleyişini ortadan kaldırıp bir grup çıkar odağının Türkiye'de halka ve kurumlara tahakküm etmesini amaçlamaktadır. Bu yönüyle, hedeflenenin, 78 milyonun tamamının siyasi iradesi olduğunu bir kez daha altını çizerek ifade etmek istiyorum.

Değerli milletvekilleri, Türkiye'de devleti ele geçirmeye çalışan iktidar kavgaları ve bunun yarattığı toplumsal kutuplaşmalar ülkeyi uçurumun kenarına doğru uzunca bir süreden beri sürüklemekteydi. Bu siyasi ve toplumsal gerginliğe karşı tek çıkış noktasının, Kürt meselesi başta olmak üzere Türkiye'nin köklü sorunlarının çözülmesi, hukuk devletinin güçlendirilmesi ve demokratik siyasetin tahkim edilmesi gerekliliğini, halklarımıza ve tarihe karşı olan sorumluluğun bir gereği olarak, bugüne kadar bulunduğumuz her platformda ifade ettik. Bu çözüm önerilerimizin dikkate alınmaması durumunda da işleyen darbe mekaniğinin, Türkiye demokrasisini toptan ortadan kaldırmaya yöneleceği hususunda gerekli uyarıları Halkların Demokratik Partisi olarak yapmaya çalıştık. Bütün uyarılarımıza rağmen, bugüne kadar işbaşında olan tüm iktidarlar, Türkiye'nin temel meselelerinin çözülmesi, demokratikleşme hamlelerinin gerçekleştirilmesi ve ülkeyi bir darbe anayasasından kurtarma noktasında, maalesef, halkımızın beklentilerini tam olarak karşılayamamıştır.

Yine, özellikle 2013 yılına kadar yanlış politikalarla güçlendirilen paralel yapının durumu, 7 Haziran seçimlerinden sonra ortaya çıkan halk iradesinin tanınmaması, bu Parlamento eliyle seçilmiş siyasetçilerin dokunulmazlıklarının alınarak askere dokunulmazlığın verilmesi, halk iradesini temsil eden seçilmiş siyasetçilerin cezaevlerine gönderildiği birtakım siyasi operasyonlar, maalesef, demokratik siyaset alanını olabildiğince daraltmış ve siyaset kurumunu bir bütün olarak darbecilerin açık hedefi hâline getirmiştir.

Bizler, HDP olarak, halkı hedef alan bu darbe girişimine zemin hazırlayan en önemli tarihsel gerçekliklerden birinin de özellikle 7 Hazirandan sonra devreye konan çatışma ve savaş politikaları olduğunu ifade etmekteyiz. Çatışmalı ortam, demokratik siyaset zeminini zayıflatmış, tankların şehirlere inmesi toplum ile şiddet arasındaki kötülüğü sıradanlaştırmış, demokrasi dışı güçlere yasal ve fiilî güçler katarak maalesef darbe mekaniğini canlı ve diri tutmuştur. Çatışmalı ortamın olduğu kentlerde inisiyatif sivil iradeden askerî iradeye geçmiş ve darbe mekaniğine can suyu veren birtakım antidemokratik uygulamalar da maalesef bütün halklarımızın önüne gelmiştir. Bir ülkede darbe mekaniği, demokratik siyasetin ve hukukun, adaletin, eşitliğin ve özgürlüğün sağlanmadığı ortamda işler. Bu açıdan, darbe ihtimali üzerinden düşündüğümüzde, 15 Temmuzda yaşanan bu darbe girişimi darbelere yol veren zemin yok edilmeden, demokrasi ve özgürlükler geliştirilmeden asla ve asla sonlanmayacaktır.

15 Temmuz saldırısı ve darbe girişimi çok şükür ki umduğunu bulamamış, bilakis halklarımızın, siyaset kurumunun doğru tavırlarıyla, güçlü demokrasi mesajlarıyla alt edilmiştir. Bugün itibarıyla, siyasi iktidar başta olmak üzere bütün siyaset kurumuna önemli görev ve sorumluluklar düşmektedir. Özellikle bu saldırının ortaya çıkmış olduğu zemin üzerinden siyaset kurumunun şapkayı tekrar önüne koyması ve temel politikaları tekrar tartışmaya başlamasının hayati olduğunu düşünmekteyiz.

Dün olduğu gibi bugün de ve gelecekte de darbenin panzehrinin barış ve demokrasi olduğunu bir kez daha ifade etmek istiyoruz. Barış ve demokrasinin tesis edilmediği bir yerde darbe ihtimali her zaman vardır ve maalesef var olmaya devam edecektir. Dün Ankara’da tankları ve savaş uçaklarını ortaya çıkaran tehlikeyi bu bakış açısı üzerinden değerlendirmemiz gerekiyor. Demokratik siyaset esas hâline getirilmediği sürece, ağustos ayından beri bu Meclis kürsüsünde de defalarca ifade ettiğimiz, Cizre’de, Sur’da, Nusaybin’de, Şırnak’ta, Silopi’de, Silvan’da, Lice’de, Yüksekova’da yaşananların Ankara’da, İstanbul’da, İzmir’de, İç Anadolu’da, Karadeniz’de, Ege’de, Akdeniz’de yaşanma ihtimaline hep dikkat çektik; ne yazık ki bunu anlamamız için dünkü darbe girişiminin gerçekleşmesi beklendi. Ancak 15 Temmuzda haklarımızın, kimsenin kimliğine bakmadan, ırkına, diline, dinine sorgulama yapmadan eşitlikçi bir tavır sergilemesi ve demokrasiden yana duruşu gelecek açısından hepimizde büyük bir umut yaratmıştır. Bu kapsamda, başta siyasi iktidar olmak üzere tüm siyaset kurumları Türkiye'nin demokratikleşmesine dair bu hayati aciliyeti bir an önce gündemlerine almalıdır. Tüm siyaset kurumları ve sorumluluk makamları ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı dilden vazgeçmek, insan hakları ve özgürlüğüne dayanan bir hukukun oluşması, siyasi operasyonlara son verilmesi, antidemokratik arayışların sonlandırılması, ülkeye refah, barış ve huzur getirilmesi için üzerine düşen sorumluluğu bir an önce yerine getirmelidir.

Değerli milletvekilleri, 15 Temmuzda gerçekleşen bu demokrasi karşıtı darbeyi ve bu katliamcı saldırıları bir kez daha “ama”sız, “fakat”sız ve “ancak”sız şiddetli bir şekilde kınıyoruz. Hükûmetin bugünden tezi yok tüm ülkede demokratik siyasetin güçlendirilmesi hususunda muhalefet partileriyle birlikte hareket etmesi, dünden bu yana yaşananları halkımıza ve kamuoyuna bütün gerçeklikleriyle birlikte açığa çıkararak aktarması son derece önemlidir. Ülkemizi darbeler sarmalından çıkarıp demokrasi adasına dönüştürmek için önemli bir milatla karşı karşıyayız. Bu miladın gerçekleşmesi ve dün yaşananlardan ötürü siyasi parti ve şahıs çıkarlarının arka planda tutulması hususunda tüm siyasetin, sivil toplumun, emek güçlerinin duyarlı tavrını olumlu bulduğumuzu ve bu tavrın sonuna kadar devam etmesi gerektiğini bir kez daha ifade etmek istiyorum.

Son olarak, buradan bütün halklarımıza çağrı yapıyoruz: Karşı karşıya olduğumuz demokrasiye saldırı girişiminin amaçlarından biri toplumdaki kutuplaşmayı artırmak, kaos yaratarak iç savaşın kapılarını aralamaktır. Bu kapsamda, kaos isteyenlerin amaçlarına hizmet etmemek için hiç kimse bir diğerine şiddet ve zor yöntemlerini kullanmamalıdır. Demokratik tepkilerini alabildiğince ortaya koyan halkımızın duruşu ne kadar önemliyse bu şekilde ülkemize de yakışmayacak olan birtakım şiddet manzaralarının ortaya çıkması da o düzeyde yanlış ve tehlikeli olacaktır. O nedenle, önümüzdeki dönem açısından her birimizin bu bilinçle, bu sorumlulukla kendi söylemlerine ve kendi pratiklerine dikkat etmesi gerekir. Demokrasi halkın yönetimi demektir, kaos ise demokrasi karşıtlarının amacı.

Tüm sorunlarımızın yegâne çaresinin demokrasi ve barışta olduğunu bir kez daha ifade etmek istiyorum ve bu vesileyle de Parlamento bünyesinde bu darbe sürecini tüm ayrıntılarıyla ortaya çıkaracak ve geleceğe dair gerekli demokratik önlemleri alacak her türlü bilgi ve belgeye ulaşmaya, araştırma yapmaya tam yetkili, her siyasi partiden eşit sayıda olmak kaydıyla geniş katılımlı bir komisyonun kurulmasının önemini hatırlatır, hepinize bir kez daha saygılarımı sunarım. Bütün halklarımıza da buradan bir kez daha geçmiş olsun dileklerimi iletirim.

Sağ olun. (HDP ve CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Halkların Demokratik Partisi Meclis Grup Başkan Vekili Sayın İdris Baluken’in konuşmasıyla yapılmış olan konuşmalar neticesinde partilerimiz görüşlerini serdetmiştir.

Her hadiseden bir ders alınır. Burada da alacağımız dersler var. Bunlardan birisi de Türkiye’mizin daha önceki darbe dönemlerindeki gibi iletişimden mahrum, ne olduğunu bilmeden bir sele kapılmasıydı. Artık o dönemler kapanmıştır. Bir diğeri de toplumumuzun demokrasiyi özümsediğini ortaya koymuştur. Bir diğer husus da Türkiye’nin bölünmesini hedefleyenlerin heveslerinin kursaklarında kaldığının ispatıdır. Türkiye bölünmeyecektir, parçalanmayacaktır, bütünlük içinde yürüyecektir. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar) Tek millet, tek devlet, tek vatan, tek bayrak; bunu hiç kimsenin önlemeye veya aksatmaya hakkı yoktur, gücü yoktur, gücü yetmeyecektir. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)

Meclisimizin kavgasız, meselelerimize eğilen bir yapıda çalışmalarına devam etmesi de bir diğer temennimiz olmuştur. Tabii, Meclisimizdeki barış ortamının toplumumuza yansıyacağı muhakkaktır ve kardeşliğin ve barışın gelişmesine yansıyacağı ortadadır. Kavgacı bir toplum olmadan tek yürek hâlinde çalışmalarımızı devam ettireceğiz.

Sayın milletvekilleri, Başkanlığımızın ve dört siyasi parti grubunun ortak imzasıyla hazırlanan bildiri metnini okuyorum:

VII.- BİLDİRİLER-DEKLARASYONLAR

1.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ile Adalet ve Kalkınma Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi, Halkların Demokratik Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi siyasi parti gruplarının ortak imzasıyla hazırlanan, millete, millî iradeye, devlete, özellikle de millet iradesinin temsilcisi olan milletvekillerine ve Gazi Meclise yönelik 15 Temmuz gecesi başlatılan ve 16 Temmuz sabahı etkisiz hâle getirilen darbe girişimini ve Meclise yönelik saldırıları şiddetle kınadıklarına ilişkin bildiri

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin Ortak Bildirisi

Bizler, Adalet ve Kalkınma Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi, Halkların Demokratik Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi grupları olarak aziz milletimizin kendisine, millî iradeye, devletimize, özellikle de millet iradesinin temsilcisi olan milletvekillerine ve Gazi Meclise yönelik 15 Temmuz gecesi başlatılan ve 16 Temmuz sabahı etkisiz hâle getirilen darbe girişimini ve Meclise yönelik saldırıları şiddetle kınıyoruz. (Alkışlar)

Milletimiz, bütün dünyaya örnek olacak şekilde darbenin karşısında durmuş ve kanlı darbe girişimini engellemiştir. Türkiye Cumhuriyeti’ni ve kurumlarını canı pahasına koruyan bu aziz millet her türlü övgü ve takdiri ziyadesiyle hak etmektedir. (AK PARTİ, CHP ve MHP sıralarından alkışlar) Bu uğurda canlarını veren şehitlerimize milletçe minnettarız ve o kahramanlarımızı da asla unutmayacağız.

Türkiye Büyük Millet Meclisi, bu aziz ve kahraman milletin temsilcisi olarak milletimizin verdiği yetkiyle bombaların ve kurşunların altında görevini ifa etmiş, bir kez daha milletine layık bir Meclis olduğunu göstermiştir.

Unutulmamalıdır ki, TBMM, Kurtuluş Savaşı’nı yöneten, Türkiye'nin demokrasiye geçişini gerçekleştiren, demokratik parlamenter sistemi yıllar içinde geliştirmiş, bir milleti yokluk ve yoksulluktan alıp muasır medeniyet seviyesine çıkarmanın mücadelesini vermiş bir Meclistir.

Meclisimiz tek yürek, tek vücut olarak büyük bir cesaretle darbeye karşı haysiyetli bir duruş sergilemiştir. Darbecilere gereken cevabı, dünyaya da gereken mesajı vermiştir.

TBMM'nin, meşum darbe girişimine karşı sergilediği kararlılık, Türkiye'de demokrasinin daha da yerleşmesi ve gelişmesi adına da son derece değerlidir.

Herkes bilmelidir ki, bugün olduğu gibi gelecekte de milletimize, millî iradeye, Gazi Meclise uzanacak her el, karşısında TBMM'nin çelikten iradesini bulacaktır. (AK PARTİ, CHP ve MHP sıralarından alkışlar)

TBMM milletin demokrasiye sarsılmaz inancını yansıtmayı sürdürecektir.

Meclisimizde bulunan tüm parti gruplarının darbe girişimine ortak bir tavır ve ortak bir dille karşı durmaları değerlidir ve tarihe geçecektir. Bu ortak tavır ve ortak dil, milletimizi ve millî iradeyi daha da güçlendirecektir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi tek yürek hâlinde görevinin başındadır.

Milletin Meclisi, millete ve egemenliğine yönelik bu saldırıya girişenlere bedelini hukuk içinde en ağır şekilde ödetecektir.

Türkiye'de hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağının en somut ispatı da işte bu ortak bildiridir.

Dört parti olarak farklı görüşlerimiz olsa da hepimiz, tüm milletvekillerimizle, tüm teşkilatlarımızla milli iradenin yanındayız, milli iradeye hep birlikte sahip çıkıyoruz ve ebediyen sahip çıkacağız.

Milletimiz müsterih olsun.

Milletin Meclisi ve milletvekilleri milletin emanetini yere düşürmemiştir ve düşürmeyecektir.

Bir kez daha demokrasimize, milletimize, milli iradenin tecelligâhı TBMM’ye saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Demokratik tepki sınırlarını aşan, ülkemize yakışmayan şiddet eylemlerinden uzak durulmasını halkımızdan rica ediyoruz.

Darbeye direnirken vefat eden şehitlerimizi saygı, minnet ve rahmetle anıyoruz. Yaralılarımıza acil şifalar diliyor, milletimize geçmiş olsun diyoruz.

Bu zor anımızda Türkiye'nin ve aziz milletimizin yanında duran, destek mesajlarını ileten tüm dost ve kardeş ülkeleri de buradan selamlıyoruz.

                                                                                                                    İsmail Kahraman

                                                                                                           Türkiye Büyük Millet Meclisi

                                                                                                                          Başkanı

               Binali Yıldırım                                                                                          Kemal Kılıçdaroğlu

       Adalet ve Kalkınma Partisi                                                                              Cumhuriyet Halk Partisi

                Grup Başkanı                                                                                              Grup Başkanı

                Devlet Bahçeli                                                                                              İdris Baluken

        Milliyetçi Hareket Partisi                                                                           Halkların Demokratik Partisi

                Grup Başkanı                                                                                          Grup Başkan Vekili

(Alkışlar)

Değerli milletvekilleri, alınan karar gereğince kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla görüşmek için 19 Temmuz 2016 Salı günü saat 15.00’te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.

Kapanma Saati: 18.31