TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

                                                                                TUTANAK DERGİSİ

 

                                                                                                   7’nci Birleşim

                                                                                           14 Temmuz 2015 Salı

 

(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu Tutanak Dergisi’nde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)

 

                                                                                               İÇİNDEKİLER

 

 

 

 

I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

II.- BU BİRLEŞİM TUTANAK ÖZETİ

III.- GELEN KÂĞITLAR

IV.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Tezkereler

1.- Cumhurbaşkanlığının, Bakanlar Kurulunun yeniden kurulması için Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 109’uncu maddesi uyarınca Konya Milletvekili ve Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun görevlendirildiğine, seçilecek bakanların atanmaları yapıldıktan sonra Bakanlar Kurulu listesinin ayrıca gönderileceğine ilişkin tezkeresi (3/8)

2.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, Türkiye Büyük Millet Meclisinin tatilde olduğu dönemde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanının başkanlığında siyasi parti grup başkan vekilleriyle yapılan toplantılarda alınan; 1915 olaylarının 100’üncü yıl dönümüne ilişkin parlamenter diplomasi faaliyetleri çerçevesinde milletvekillerinden oluşan bir heyetin Belçika'ya resmî bir ziyaret gerçekleştirmesine ilişkin 13/4/2015; Türkiye-Avrupa Birliği Karma Parlamento Komisyonu Eş Başkanı Afif Demirkıran ve KPK üyesi Oğuz Oyan'ın Avrupa Parlamentosu Türkiye İlerleme Raporu'na ilişkin Avrupa Parlamentosu üyeleriyle temaslarda bulunmak üzere Strazburg'a resmî bir ziyaret gerçekleştirmesine ilişkin 24/4/2015; Avrupa Birliği Uyum Komisyonu Başkanı Mehmet Tekelioğlu'nun Panama Cumhuriyeti'nin başkenti Panama kentinde 15-16 Mayıs 2015 tarihlerinde gerçekleşen Latin Amerika Parlamentosunun Genel Kurula katılımına ilişkin 13/5/2015 tarihli kararlara ilişkin tezkeresi (3/9)

3.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İsmet Yılmaz başkanlığındaki bir heyetin, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı vesilesiyle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sibel Siber'in vaki davetlerine icabet etmek üzere KKTC'ye resmî bir ziyarette bulunması hususuna ilişkin tezkeresi (3/10)

 

B) Meclis Araştırması Önergeleri

1.- İzmir Milletvekili Zeynep Altıok ve 48 milletvekilinin, lezbiyen, gay, biseksüel, trans ve interseks (LGBTİ) bireylerin maruz kaldığı ayrımcılığın, şiddetin ve ötekileştirmenin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1)

2.- Bitlis Milletvekili Mizgin Irgat ve 20 milletvekilinin, Türkiye'de meydana gelen trafik kazalarının nedenlerinin tüm yönleriyle araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/2)

 

C) Genel Görüşme Önergeleri

1.- CHP Grubu adına Grup Başkan Vekili Manisa Milletvekili Özgür Özel'in, mevsimlik tarım işçilerinin ulaşım, barınma, sağlık ve güvenlikle ilgili sorunları konusunda bir genel görüşme açılmasına ilişkin önergesi (8/1)

 

V.- SEÇİMLER

A) Radyo ve Televizyon Üst Kuruluna Üye Seçimi

1.- Radyo ve Televizyon Üst Kurulunda  boşalan üyeliklere seçim

 

VI.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER

1.- Başkanlığın, siyasi parti gruplarının Radyo ve Televizyon Üst Kurulu üyeliğine aday göstermeleriyle ilgili uygulamasının İç Tüzük’e uygun olup olmadığı hakkında

 

VII.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI

1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Mehmet Naci Bostancı’nın, Başkan Vekili seçilmesine ve cümlenin Ramazan Bayramı’nı tebrik ettiğine ilişkin konuşması

 

VIII.- ÖNERİLER

A) Danışma Kurulu Önerileri

1.- Danışma Kurulunun, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 15 Temmuz 2015 Çarşamba gününden başlamak ve 1 Ekim 2015 Perşembe günü saat 15.00’te toplanmak üzere tatile girmesine ilişkin önerisi

14 Temmuz 2015 Salı

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 15.00

BAŞKAN: Başkan Vekili Mehmet Naci BOSTANCI

KÂTİP ÜYELER : Gülizar BİÇER KARACA (Denizli), Sema KIRCI (Balıkesir)

-------0-------

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 7’nci Birleşimini açıyorum.

Toplantı yeter sayısı vardır, gündeme geçiyoruz.

Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır.

Cumhurbaşkanlığının Bakanlar Kurulunun yeniden kurulması için yapılan görevlendirmeye ilişkin bir tezkeresi vardır, okutuyorum:

IV.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Tezkereler

1.- Cumhurbaşkanlığının, Bakanlar Kurulunun yeniden kurulması için Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 109’uncu maddesi uyarınca Konya Milletvekili ve Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun görevlendirildiğine, seçilecek bakanların atanmaları yapıldıktan sonra Bakanlar Kurulu listesinin ayrıca gönderileceğine ilişkin tezkeresi (3/8)

9/7/2015

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Bakanlar Kurulunun yeniden kurulması için, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 109’uncu maddesi uyarınca, Konya Milletvekili ve Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Sayın Ahmet Davutoğlu görevlendirilmiştir.

Seçilecek bakanların atanmaları yapıldıktan sonra Bakanlar Kurulu listesinin ayrıca gönderileceğini bilgilerinize sunarım.

Recep Tayyip Erdoğan

Cumhurbaşkanı

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının bir tezkeresi vardır, okutup bilgilerinize sunacağım.

2.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, Türkiye Büyük Millet Meclisinin tatilde olduğu dönemde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanının başkanlığında siyasi parti grup başkan vekilleriyle yapılan toplantılarda alınan; 1915 olaylarının 100’üncü yıl dönümüne ilişkin parlamenter diplomasi faaliyetleri çerçevesinde milletvekillerinden oluşan bir heyetin Belçika'ya resmî bir ziyaret gerçekleştirmesine ilişkin 13/4/2015; Türkiye-Avrupa Birliği Karma Parlamento Komisyonu Eş Başkanı Afif Demirkıran ve KPK üyesi Oğuz Oyan'ın Avrupa Parlamentosu Türkiye İlerleme Raporu'na ilişkin Avrupa Parlamentosu üyeleriyle temaslarda bulunmak üzere Strazburg'a resmî bir ziyaret gerçekleştirmesine ilişkin 24/4/2015; Avrupa Birliği Uyum Komisyonu Başkanı Mehmet Tekelioğlu'nun Panama Cumhuriyeti'nin başkenti Panama kentinde 15-16 Mayıs 2015 tarihlerinde gerçekleşen Latin Amerika Parlamentosunun Genel Kurula katılımına ilişkin 13/5/2015 tarihli kararlara ilişkin tezkeresi (3/9)

10/07/2015

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Türkiye Büyük Millet Meclisinin tatilde olduğu dönemde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanının Başkanlığında siyasi parti grup başkan vekilleriyle yapılan toplantılarda alınan aşağıdaki kararlar 28/3/1990 tarihli ve 3620 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun'un 2 ve 11'inci maddeleri gereğince Genel Kurulun bilgisine sunulur.

 

İsmet Yılmaz

Türkiye Büyük Millet Meclisi

Başkanı

1) 1915 olaylarının 100’üncü yıl dönümüne ilişkin parlamenter diplomasi faaliyetleri çerçevesinde milletvekillerinden oluşan bir heyetin Belçika'ya resmî bir ziyaret gerçekleştirmesine ilişkin 13 Nisan 2015 tarihli karar. Ziyarete Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkan Vekili Yusuf Halaçoğlu, Türkiye-Avrupa Birliği Karma Parlamento Komisyonu Eş Başkanı Afif Demirkıran, Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu ve Ankara Milletvekili Seyit Sertçelik katılmıştır.

2) Türkiye-Avrupa Birliği Karma Parlamento Komisyonu Eş Başkanı Afif Demirkıran ve KPK üyesi Oğuz Oyan'ın Avrupa Parlamentosu Türkiye İlerleme Raporu'na ilişkin Avrupa Parlamentosu üyeleri ile temaslarda bulunmak üzere Strazburg'a resmî bir ziyaret gerçekleştirmesine ilişkin 24 Nisan 2015 tarihli karar.

3) Avrupa Birliği Uyum Komisyonu Başkanı Mehmet Tekelioğlu'nun Panama Cumhuriyeti'nin başkenti Panama kentinde 15-16 Mayıs 2015 tarihlerinde gerçekleşen Latin Amerika Parlamentosunun Genel Kuruluna katılımına ilişkin 13 Mayıs 2015 tarihli karar.

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Meclis araştırması açılmasına ilişkin iki önerge vardır, ayrı ayrı okutuyorum:

B) Meclis Araştırması Önergeleri

1.- İzmir Milletvekili Zeynep Altıok ve 48 milletvekilinin, lezbiyen, gay, biseksüel, trans ve interseks (LGBTİ) bireylerin maruz kaldığı ayrımcılığın, şiddetin ve ötekileştirmenin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Lezbiyen, gey, biseksüel, transseksüel ve interseks (LGBTİ) bireylere yapılan ayrımcılık bu bireylerin çalışma ve yaşam haklarını ellerinden almaktadır. Bu sorunun çözümü ne radikal ne de karmaşık bir meseledir. Bu, uluslararası insan hakları hukukunun esasını oluşturan iki temel ilkeye dayanmaktadır: Herkesin kanun önünde eşit olduğu ilkesi ve ayrımcılık yasağı. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin 3’üncü maddesi de bunu açıkça ortaya koymaktadır: "Yaşamak, özgürlük ve kişi güvenliği herkesin hakkıdır."

Türkiye'de LGBTİ bireylere yönelik toplumsal algı, beraberinde büyük bir baskıyı da getirmektedir. Türkiye'de eş cinselliği yasaklayan yasalar yoktur ama Medeni Kanun'da "cinsel yönelim" ve "cinsiyet kimliği" ifadeleri de yer almamaktadır. Siyasal iktidarlar eş cinselliği kamusal alanda ya yok saymışlar ya da eş cinsellere karşı düşmanca tavırlar sergilemişlerdir.

Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temelli ayrımcılığa karşı yeterli yasal korumanın bulunmaması hemen her alanda LGBTİ bireyleri nefret suçlarına maruz bırakmaktadır. LGBTİ bireyler iş hayatında, okullarda, hastanelerde ayrımcılığa uğramakta; kendi aileleri tarafından dışlanmakta ve reddedilmektedirler. Türkiye'deki kentlerin ve kasabaların sokaklarında fiziksel saldırılara hedef olarak dövülmekte, cinsel saldırıya uğramakta, işkence görmekte ve öldürülmektedirler. Trans bireylerin büyük bir çoğunluğu zorunlu olarak seks işçiliği yapmaktadır.

Kaos GL'nin yüz yüze, çevrim içi ve telefonla bildirilen vakalara dayanarak hazırladığı "2014 Yılında Türkiye'de Gerçekleşen Homofobi ve Transfobi Temelli Nefret Suçları Raporu"na göre, raporlanabilen 351 nefret suçu vakasından 118'inin cinayet, cinayete teşebbüs, fiziksel şiddet, silahla yaralama, tecavüz veya diğer cinsel saldırıları içerdiği; 118 vakadan sadece 31'inin polise bildirildiği, 4'ünün de mahkemeye taşındığı bilgileri yer almaktadır. Ayrıca Transgender Europe'un “Trans Cinayetleri Raporu”na göre 2008-2013 yılları arasında Türkiye'de 34 trans birey öldürülmüştür (Kaos GL, 18 Kasım 2013).

“Temel Hak ve Hürriyetlerin Geliştirilmesi Amacıyla Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapan Kanun Tasarısı”nın yasalaşmasıyla "nefret suçu" kavramı Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) tanımlanmıştır ancak mevcut düzenleme ile "cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği" temelli nefret ve ayrımcılığa karşı herhangi bir koruma getirilmemiştir. Ayrımcılıkla mücadele konusunda uluslararası standartlarda hazırlanmış bir mevzuat yürürlüğe girmemiştir. Anayasa Mahkemesi, eş cinsellere “sapkın” demenin nefret söylemi olduğunu kabul etmiştir. Anayasa Mahkemesi kararına rağmen Hükûmete yakın yayın organlarının LGBTİ’leri hedef alan söylemleri artarak devam etmiştir.

Öte yandan Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'nun 3’üncü maddesine göre “Herkes, önceden izin almaksızın, bu Kanun hükümlerine göre silahsız ve saldırısız olarak kanunların suç saymadığı belirli amaçlarla toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.” Buna rağmen, 28 Haziran 2015 Pazar günü İstanbul Beyoğlu’nda “LGBTİ Onur Yürüyüşü” için Taksim Meydanı’nda toplanan ve İstiklal Caddesi’nde yürümek isteyen gruplara polis, Valilik emriyle şiddet uygulamıştır. Polis, biber gazı ve tazyikli suyla insan sağlığını da tehdit ederek müdahale etmiştir. Ayrıca, gün sonunda LGBTİ dernekleri tarafından Beyoğlu’nda bir barda düzenlenen partiyi de polis gaz bombası ve ses bombası atarak dağıtmıştır.

On üç yıldır barışçıl şekilde gerçekleştirilen ve var olma mücadelesi veren LGBTİ bireylerin Uluslararası Onur Yürüyüşü'nü ramazan ayı bahanesiyle engellemeye çalışan zihniyet, 19/6/2015’te yine İstanbul’da gerçekleştiren ve hilafet talebini dile getiren göstericilere müdahalede bulunmamıştır. Hâlbuki Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” başlıklı 216’ncı maddesi şöyle demektedir:

“(1) Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılayan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(3) Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılayan kişi, fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması halinde, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

Buna rağmen, toplumun bir kesimini diğer bir kesimine karşı kışkırtarak siyasi iktidar suç işlemiştir.

28/6/2015 tarihindeki Uluslararası Onur Yürüyüşü'nde polis tarafından uygulanan orantısız şiddet, iç güvenlik yasasının ne amaçla çıkarıldığını da bir kez daha ortaya koymuştur. Bu müdahale taraf olduğumuz uluslararası sözleşmelere de aykırıdır.

Yukarıda belirtilen nedenlerden dolayı LGBTİ bireylerin maruz kaldıkları ayrımcılığın, şiddetin, ötekileştirilmenin giderilmesi için sorunların tespitini ve nedenlerinin siyasi, iktisadi, sosyal ve psikolojik açılardan incelenmesi için Anayasa'mızın 98'inci, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nün 104 ve 105'inci maddeleri gereğince Meclis araştırması açılmasını arz ve talep ederiz.

1) Zeynep Altıok                                                       (İzmir)

2) İlhan Cihaner                                                       (İstanbul)

3) Zeynel Emre                                                         (İstanbul)

4) Selina Doğan                                                       (İstanbul)

5) Aylin Nazlıaka                                                      (Ankara)

6) Özcan Purçu                                                         (İzmir)

7) Gülay Yedekci                                                      (İstanbul)

8) Aykut Erdoğdu                                                      (İstanbul)

9) Mustafa Sezgin Tanrıkulu                                      (İstanbul)

10) Kadri Enis Berberoğlu                                         (İstanbul)

11) Şenal Sarıhan                                                    (Ankara)

12) Mehmet Tüm                                                       (Balıkesir)

13) Eren Erdem                                                        (İstanbul)

14) Ali Haydar Hakverdi                                            (Ankara)

15) Selin Sayek Böke                                                (İzmir)

16) Gaye Usluer                                                       (Eskişehir)

17) Erdoğan Toprak                                                  (İstanbul)

18) Candan Yüceer                                                   (Tekirdağ)

19) Nurhayat Altaca Kayışoğlu                                  (Bursa)

20) Bihlun Tamaylıgil                                               (İstanbul)

21) Şafak Pavey                                                       (İstanbul)

22) Süleyman Sencer Ayata                                      (İstanbul)

23) Ahmet Haluk Koç                                                (Ankara)

24) Veli Ağbaba                                                       (Malatya)

25) Aytun Çıray                                                        (İzmir)

26) Barış Yarkadaş                                                   (İstanbul)

27) Onursal Adıgüzel                                                (İstanbul)

28) Çetin Arık                                                           (Kayseri)

29) Elif Doğan Türkmen                                            (Adana)

30) Gülizar Biçer Karaca                                           (Denizli)

31) Melike Basmacı                                                  (Denizli)

32) Oğuz Kaan Salıcı                                                (İstanbul)

33) Barış Karadeniz                                                  (Sinop)

34) Ceyhun İrgil                                                       (Bursa)

35) Durmuş Fikri Sağlar                                            (Mersin)

36) Didem Engin                                                      (İstanbul)

37) Seyit Torun                                                        (Ordu)

38) Gamze Akkuş İlgezdi                                           (İstanbul)

39) Niyazi Nefi Kara                                                 (Antalya)

40) Cemal Okan Yüksel                                             (Eskişehir)

41) Bülent Yener Bektaşoğlu                                     (Giresun)

42) Ali Akyıldız                                                         (Sivas)

43) Murat Özçelik                                                     (İstanbul)

44) Mehmet Göker                                                    (Burdur)

45) Ahmet Tuncay Özkan                                           (İzmir)

46) Kamil Okyay Sındır                                             (İzmir)

47) Ayşe Gülsün Bilgehan                                         (Ankara)

48) Lale Karabıyık                                                    (Bursa)

49) Orhan Sarıbal                                                     (Bursa)

2.- Bitlis Milletvekili Mizgin Irgat ve 20 milletvekilinin, Türkiye'de meydana gelen trafik kazalarının nedenlerinin tüm yönleriyle araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/2)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Türkiye’de meydana gelen trafik kazalarının nedenlerinin tüm yönleriyle araştırılması ve gerekli önlemlerin alınması hususunda Anayasa’nın 98’inci, İç Tüzük’ün 104’üncü ve 105’inci maddeleri gereğince Meclis araştırması açılması için gereğini arz ve teklif ederiz.

1) Mizgin Irgat                                                                                 (Bitlis)

2) Sırrı Süreyya Önder                                                                    (Ankara)

3) Nursel Aydoğan                                                                          (Diyarbakır)

4) Erol Dora                                                                                     (Mardin)

5) Gülser Yıldırım                                                                            (Mardin)

6) Selma Irmak                                                                                (Hakkâri)

7) İbrahim Ayhan                                                                             (Şanlıurfa)

8) Faysal Sarıyıldız                                                                         (Şırnak)

9) Altan Tan                                                                                     (Diyarbakır)

10) Abdullah Levent Tüzel                                                              (İstanbul)

11) Rıdvan Turan                                                                             (Adana)

12) Hişyar Özsoy                                                                             (Bingöl)

13) Ziya Pir                                                                                      (Diyarbakır)

14) Ahmet Yıldırım                                                                          (Muş)

15) Ayhan Bilgen                                                                             (Kars)

16) Aycan İrmez                                                                              (Şırnak)

17) Meral Danış Beştaş                                                                   (Adana)

18) Leyla Güven                                                                              (Şanlıurfa)

19) Nimetullah Erdoğmuş                                                               (Diyarbakır)

20) Tuğba Hezer Öztürk                                                                  (Van)

21) Edib Berk                                                                                  (Diyarbakır)

Gerekçe:

Türkiye'nin temel sorunlarından biri hiç kuşkusuz trafik kazalarıdır. Emniyet Müdürlüğü Trafik Hizmetleri Başkanlığının verilerine göre 2005 yılından bugüne toplam (Haziran 2015'e kadar) yaşanan trafik kazası sayısı 10 milyon 357 bin 310'dur. Bu kazalarda 2 milyon 264 bin 441 yurttaşımız yaralanırken 42.420 yurttaşımız da yaşamını yitirmiştir.

Trafik Hizmetleri Başkanlığının verilerine göre 2005'ten bu yana her geçen yıl trafik kazalarında artış yaşanmaktadır. 2005 yılında 620.789 trafik kazası yaşanırken 2014 yılında bu rakam yaklaşık yüzde 93 artarak 1 milyon 199 bin 10'a çıkmıştır.

Bu istatistikler Türkiye'de trafik kazalarını önlemeye yönelik kapsamlı bir politika geliştirilemediğini açıkça ortaya koymaktadır. Siyasi sorumluların trafik kazaları karşısında yaptıkları tek düzenleme ise “sürücü kusuru” denilerek trafik ceza ücretlerinin artırılmasıdır. Yapılan bu düzenlemelerin trafik kazalarının azaltılmasına ve yeni acıların yaşanmasına engel olmadığı açıkça ortadadır. 2005 yılından bugüne kesilen cezalarda büyük artışlar olmasına rağmen yukarıdaki rakamlardan da anlaşıldığı üzere kaza sayısı her geçen yıl artarak devam etmektedir. Kaldı ki bilimsel araştırmalar da cezaların artırılmasının trafik kazalarının azaltılması noktasında etkili olmadığını göstermektedir.

Trafik kazalarının asıl nedenlerini tespit edemeyen, ulaşım politikalarındaki kusurları “Yüzde 97 gibi insan kusurudur." diyerek eğitim ve ceza uygulamalarına yönelen Hükûmet yetkilileri, kendi kusurlarını yıllardır örtmeyi temel bir politika hâline getirmiş durumdadırlar. Bu yaklaşım, her yıl binlerce ailenin ocağına ateş düşüren trafik kazalarını çözmediği gibi, kazaların giderek artmasını, ekonomik ve sosyal açıdan katlanılan pek çok maliyeti ve olumsuzluğu da beraberinde getirmektedir.

Trafik kazaları "Acı bir kaderdir." denilerek üstü örtülebilecek bir konu değildir. Ayrıca, gerekli önlemlerin alınmaması nedeniyle ortaya çıkan ölümlü vakalar kaza değil birer cinayettir.

Araştırmalar göstermektedir ki yolcu ve yük taşımacılığının kara yollarındaki ağırlığı arttıkça trafik kazaları da buna paralel olarak artmaktadır. Türkiye'de uygulanan ulaşım politikaları, sadece kara yollarındaki yükü her geçen gün daha da artırmak üzerine kuruludur. Duble yolların, üçüncü köprülerin, tünellerin kazaları engellemediği, kara yollarındaki yükü azaltmadığı ortadadır. 1960'larda kara yollarının ulaşım ve taşımacılıktaki yükü yüzde 60 iken bugün bu oran yüzde 98'e çıkmış durumda. Gelişmiş ülkelerde ise ulaşım ve taşımacılığın önemli bir kısmı deniz, hava ve demir yollarıyla gerçekleştirilmektedir. Bunun en büyük nedeni daha güvenli ve daha ucuz olmasıdır. Bu anlamda kapsamlı bir politika geliştirmeyen hükûmetlerin kara yolu politikalarının, yaşanan tüm olaylarda önemli sorumluluğu söz konusudur.

Bu sorumlulukların yerine getirilmemesi ve gerekli önlemlerin alınmaması nedeniyle yaşanan trafik cinayetleri nedeniyle yitip giden canlar beraberlerinde umudu ve sevinci de götürmektedir.

Bu gerekçelerle, meydana gelen trafik kazalarının nedenlerinin araştırılması ve bu kazaların bir daha yaşanmaması için önleyici tedbirlerin alınması amacıyla bir Meclis araştırmasının açılması elzemdir.

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Önergeler gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki görüşmeler sırası geldiğinde yapılacaktır.

Genel görüşme açılmasına ilişkin bir önerge vardır, okutuyorum:

C) Genel Görüşme Önergeleri

1.- CHP Grubu adına Grup Başkan Vekili Manisa Milletvekili Özgür Özel'in, mevsimlik tarım işçilerinin ulaşım, barınma, sağlık ve güvenlikle ilgili sorunları konusunda bir genel görüşme açılmasına ilişkin önergesi (8/1)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Türkiye'de her yıl yüzlerce mevsimlik tarım işçisi, ulaşım sırasında meydana gelen trafik kazaları sonucu hayatını kaybetmektedir. Özellikle bahar ve yaz aylarında işçilerin çalışmak için başka bölgelere gidişi esnasında ölümlü ve yaralanmalı kazalar sıkça yaşanmaktadır. İşçi Sağlığı ve İş Meclisi (İSİG), yayımladığı son raporunda 2015 yılının ilk altı ayında iş cinayetlerinde en az 794 işçinin hayatını kaybettiğini açıklamıştır. 227 işçi trafik/servis kazalarında hayatını kaybederken, aynı rapora göre tarım ve orman iş kolunda 168 işçi hayatını kaybetmiştir.

6 Temmuz 2015 tarihinde Manisa'nın Gölmarmara ilçesinde yaşanan trafik kazasında asma yaprağı toplamaya giden 15 işçinin hayatını kaybetmesiyle mevsimlik tarım işçilerinin sorunları yeniden gündeme gelmiştir.

Hiçbir güvencesi olmayan ve örgütlülükten yoksun mevsimlik tarım işçileri, ilkel koşullarda, sabahın erken saatlerinden akşamın geç saatlerine kadar çok düşük ücretler karşılığı çalışmaktadır. Özellikle yaşadıkları illerde iş imkânı bulamayan, gittikleri illerde ise sosyal güvenceden yoksun, günlük ortalama 20 liraya çalışan mevsimlik işçiler, ulaşım masraflarını karşılayamadıkları için topluca kamyonet kasalarına bindirilmekte ve trafiğe çıkması uygun olmayan araçlarla yaptıkları yolculuklarda kazalara kurban gitmektedirler. Her yıl bahar ve yaz aylarında mevsimlik tarım işçilerinin ulaşımları sırasında meydana gelen trafik kazaları ile kamuoyunda yer bulan mevsimlik tarım işçilerinin yaşadıkları sorunlar hâlâ çözüme kavuşturulmamıştır. Kapasitesinin üstünde kullanılan minibüslerle tehlikeli yolculuklar yapan bu işçiler ve onların ailelerinin karşı karşıya kaldığı risklerin önüne geçebilmek için kalıcı tedbirler hâlâ alınmamıştır. Bu sebeple, kontrolsüz ve denetimsiz bırakılan bu koşullarda, her yıl onlarca işçimiz trafik kazalarında hayatını kaybetmektedir. Yapılacak daha fazla yol denetimi, ölümlü kazaların önlenebilmesi için gerekli ise de yapısal olan bu soruna ancak geçici bir çözüm sunacaktır. Hâlbuki, ülkenin kanayan yaralarından biri olan mevsimlik tarım işçiliği konusu, devletin doğrudan müdahale etmesi ve yapısal çözümler getirmesi gereken bir alandır.

Nitekim, Kasım 2014 tarihinde Isparta'nın Yalvaç ilçesinde çalışan işçileri Gelendost'a götüren midibüsün kaza yapması ve kazada 17 işçinin ölmesi üzerine 11 Kasım 2014 tarihinde TBMM'de mevsimlik tarım işçilerinin sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırma komisyonu kurulmuş, 13 Ocak 2015 tarihinde görevine başlayan bu komisyon, Mart 2015'te raporunu tamamlamıştır. Ancak 24’üncü Dönem yasama faaliyetlerinin sona ermesi nedeniyle söz konusu komisyonun hazırladığı bu rapor gündeme alınmamış, TBMM'de görüşülme imkânı olmamıştır.

Bu nedenle, mevsimlik tarım işçilerinin başta ulaşım, barınma, sağlık, güvenlik konularında olmak üzere sorunlarının ele alınması, ilgili kurumlara dağıtılan ancak TBMM'de görüşülmeyen 24’üncü Dönem mevsimlik tarım işçilerinin sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla kurulan Meclis araştırma komisyonu raporunun tespit ve önerilerinin değerlendirilmesi, çözüm önerilerinin tartışılması ve yol göstermesi amacıyla, Anayasa’nın 98’inci maddesi ve TBMM İçtüzüğü’nün 101, 102 ve 103’üncü maddeleri gereğince Meclis genel görüşmesi açılmasını arz ve teklif ederiz.

Özgür Özel

Manisa

CHP Grup Başkan Vekili

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Önerge gündemdeki yerini alacak ve genel görüşme açılıp açılmaması konusundaki öngörüşme sırası geldiğinde yapılacaktır.

Gündemin “Seçim” kısmına geçiyoruz.

V.- SEÇİMLER

A) Radyo ve Televizyon Üst Kuruluna Üye Seçimi

1.- Radyo ve Televizyon Üst Kurulunda boşalan üyeliklere seçim

BAŞKAN – Radyo ve Televizyon Üst Kurulunda 14 Temmuz 2015 tarihinde boşalacak olan 3 üyelik için 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un 35’inci maddesi gereğince seçim yapılacaktır.

Siyasi parti grupları tarafından gösterilen adayların adlarını soyadı sırasına göre okutuyorum:

Radyo ve Televizyon Üst Kurulundaki 3 Üyelik İçin Gösterilen Adaylar

Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu Tarafından Gösterilen Adaylar

1) Prof. Dr. İlhan Yerlikaya

2) Murat Zelan

Milliyetçi Hareket Partisi Grubu Tarafından Gösterilen Adaylar

1) Dr. Hayati Bice

2) Esat Çıplak

Halkların Demokratik Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi Grupları Tarafından Gösterilen Adaylar

1) Arif Fırtına (MHP)

2) Filiz Koçali (HDP)

3) Nevruz Uğur (HDP)

4) İsmail Yolcu (MHP)

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Sayın Başkan…

İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, 6112 sayılı Kanun’un 35’inci maddesi gereği, siyasi parti grupları kendilerine düşen üyeliğin 2 katı aday göstermişlerdir. Adayların adları, soyadı sırasına göre birleşik oy pusulası şeklinde düzenlenmek suretiyle basılmıştır. Toplantı ve karar yeter sayısı mevcut olmak şartıyla, seçimde, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu aday listesinden en çok oyu alan 1 aday, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu aday listesinden en çok oyu alan 1 aday ile eşit oranda düşen üyelik için Halkların Demokratik Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi Grupları listesinden en çok oyu alan 1 aday seçilmiş olacaktır.

Devam edeceğim ama önce sayın grup başkan vekillerini dinleyeyim.

Buyurun Sayın Altay.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Sayın Başkan, gerek Anayasa’nın 133’üncü maddesi gerekse 6112 sayılı RTÜK Kanunu çerçevesinde, biraz önce okuttuğunuz listenin (c) bendinde 2 parti tarafından 4 aday gösterilmesi garip bir uygulamadır; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’ne, Anayasa’ya ve 6112 sayılı Kanun’un emrettiği şartlara uygun değildir. Tabii konunun safahatını da biliyoruz, bu konuda artık üyeliklerden kaynaklı olarak yani Halkların Demokratik Partisinin 19 artığı, Milliyetçi Hareket Partisinin 19 artığı eşit olduğundan Türkiye Büyük Millet Meclisinde bu konuda geçmişte gerek komisyon üyelikleri seçimlerinde gerek Başkanlık Divanı üyelikleri seçimlerinde eşitlik hâlinde yapılan usul bellidir. Burada bir kura çekilmek suretiyle hangi partiye düşer ise o partinin göstereceği 2 adayın bu listede Genel Kurulun takdirine sunulması icap eder. Bu uygulamanın emsali de yoktur, Anayasa’nın ve İç Tüzük’ün emrettiği, ilgili kanunun emrettiği hükümlere de çok aykırıdır. Burada direnecek iseniz İç Tüzük’ün 63’üncü maddesine göre bir usul tartışması talep etmekteyiz.

Arz ederim.

BAŞKAN – Sayın Altay, çok teşekkür ediyorum.

İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) – Sayın Başkan…

BAŞKAN - Sayın Baluken, buyurun.

İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) – Sayın Başkan, ben de Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkan Vekili Sayın Engin Altay’ın söylediklerine ek olarak bazı şeyler iletmek istiyorum.

Şimdi, elimde 10/7/2015 tarihinde Halkların Demokratik Partisine Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Sayın İsmet Yılmaz tarafından gönderilmiş olan resmî yazı var. Bu resmî yazıda Sayın Meclis Başkanı 2 siyasi partinin eşit sayıda milletvekili sayısı olması itibarıyla RTÜK’te kalan 1 üyelik için üyelik sayısı oranında Genel Kurulda 2 parti grubunun bildireceği 2 aday arasında seçim yapılması için 1 adayın adının 6112 sayılı Kanun’un 35’inci maddesine göre gerekli niteliklere sahip olarak Halkların Demokratik Partisi tarafından bildirilmesini talep etmişti. Yani demin okumuş olduğunuz listede 4 aday olmuş olabilir ama Meclis Başkanının Halkların Demokratik Partisine göndermiş olduğu resmî yazıda HDP’den 1 üyenin bildirilmesi şeklinde bir talep bize iletilmiştir. Hem bu talebin kendisi hem de şu anda sizin okumuş olduğunuz 4 adayla burada yürütülecek sürecin tamamı hem 6112 sayılı RTÜK Kanunu’na hem de Anayasa’nın 133’üncü maddesine açık bir şekilde aykırıdır çünkü Anayasa’nın 133’üncü maddesinin ek fıkrası bu konuda son derece nettir. Şöyle belirtiliyor: “Üyeler, siyasî parti gruplarının üye sayısı oranında belirlenecek üye sayısının ikişer katı olarak gösterecekleri adaylar arasından, her siyasî parti grubuna düşen üye sayısı esas alınmak suretiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunca seçilir.” Dolayısıyla, hem bu sürecin başlangıcı itibarıyla Meclis Başkanının partimize göndermiş olduğu bu üst yazı, resmî yazı Anayasa’ya aykırıdır hem de sizin bugün 4 adayla burada, Genel Kurulda âdeta adayları yarıştıracak şekilde ortaya koymuş olduğunuz yöntemin kendisi hem yasalara hem de Anayasa’ya aykırıdır.

Daha önce de bu konuda Anayasa’da ya da yasalarda tarif edilmiş alanlarda bir norm boşluğu olunan durumlarda Parlamento hukuku gereği bazı teamüllere başvurulmuştur. Bu teamüllerde hem Başkanlık Divanı için hem komisyon görevlendirmeleri için hem de bugünküne benzer kurumlarda üye belirlenmesi için kura yöntemiyle belirlenmiştir. Dolayısıyla burada eşit sayıda milletvekili sayısı olan 2 siyasi parti arasında kura çekmek suretiyle adilane bir yöntem belirleme seçeneği varken Meclis Başkanlığı ve bugün Genel Kurulu idare eden Başkanlık Divanı olarak açık bir şekilde hem yasalara hem de Anayasa’ya aykırı bir tutum sergiliyorsunuz. Bunun kabul edilemez olduğunu belirtiyoruz, kura yöntemine başvurulması gerektiğini ifade ediyoruz. Eğer bu konuda tutumunuz değişmez ise tutumunuz hakkında usul tartışması açacağız.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Aleyhte söz istiyorum.

MEHMET DOĞAN KUBAT (İstanbul) – Lehte.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Ankara) – Aleyhte.

BAŞKAN – Sayın Baluken, çok teşekkür ediyorum.

Esasen, bahsettiğiniz bu konulara ilişkin, Sayın Altay’ın ifade ettiği gibi -süreci sizler yakından biliyorsunuz- bütün bu tartışmalar yapıldı ama usule ilişkin İç Tüzük çerçevesinde yapmış olduğunuz talebi değerlendiriyor ve bir usul tartışması açıyorum.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Aleyhte.

İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) – Aleyhte.

MEHMET DOĞAN KUBAT (İstanbul) – Lehte.

OKTAY VURAL (İzmir) – Üzerinde.

BAŞKAN – Beşer dakika süreyle her bir konuşmacıya söz vereceğim.

Sayın Kubat, Sayın Altay, Sayın Vural ve Sayın Baluken.

İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) – Sırrı Süreyya Bey konuşacak bizde.

BAŞKAN - Sayın Kubat lehte, Sayın Altay aleyhte, Sayın Vural lehte, Sayın Önder aleyhte.

Önce lehte Sayın Kubat’a söz veriyorum.

Buyurun Sayın Kubat. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Süremiz beş dakika.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – On dakika yapın Başkanım, yetkiniz var, ilk oturumdan bu kadar nekes olunmaz ki.

VI.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER

1.- Başkanlığın, siyasi parti gruplarının Radyo ve Televizyon Üst Kurulu üyeliğine aday göstermeleriyle ilgili uygulamasının İç Tüzük’e uygun olup olmadığı hakkında

MEHMET DOĞAN KUBAT (İstanbul) – Yeter, yeter Başkanım, konu vuzuha kavuştu zaten.

Sayın Başkanım, çok değerli milletvekili arkadaşlarım; açılan usul görüşmesinde Başkanlığımızın tutumu lehinde görüşlerimi ifade etmek üzere söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygılarımla selamlarım.

Değerli arkadaşlar, biraz önce grup başkan vekillerimiz, HDP ve Cumhuriyet Halk Partisi… Konunun arka planı biliniyor -gerçekten şu anda hukuki bir zorlukla- aslında hukuki bir boşluk var konuya ilişkin. Ama, bunu boşta da bırakmak, şu andaki seçimin en azından 3’üncü üyelikle ilgili bölümünün ertelenmesi sonucunu doğuracağından dolayı, Meclis Başkanlığı da yine Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından yapılan ve yürütme erkinde bir kurula üye seçimine ilişkin bu idari işlemi birlikte yapma iradesini ortaya koyduğundan dolayı böyle bir karar almış bulunmakta.

Şimdi, Anayasa’nın 133’üncü maddesinde Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun 9 üyeden oluşacağı belirlenmiş. Bu üyelerin de gene Türkiye Büyük Millet Meclisinde milletvekili sayısı baz alınmak suretiyle dağıtılacağı ifade edilmiş. 258 milletvekili AK PARTİ’nin var, 4 üye bize düşüyor; Cumhuriyet Halk Partisine 2 üye düşüyor; Milliyetçi Hareket Partisi ve Halkların Demokratik Partisine birer üye yine sayısal olarak düşüyor; 1 üye boşta kalıyor. Şimdi, bu 1 üyenin hukuki akıbetini, kime, hangi partiye düştüğünü belirlemek için ne İç Tüzük’te ne kanunda ne Anayasa’da bir hüküm yok.

İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) – Teamül var, teamül.

MEHMET DOĞAN KUBAT (Devamla) - Evet, genel teamül ad çekme ama şu da var: Bakın, burada bir hakkın zayisi de söz konusu olabildiği için, ad çekme yöntemi açıkça hukukta tasrih edilmemişse bazen seçimler tekrarlanır; mevzuatta çok çeşitli örnekleri var bunun, şimdi detaya girmiyorum. Yani, burada kanun koyucunun da abesle iştigal ettiğini ileri süremeyiz. Kanun koyucu burada sayılar eşitliğini özellikle dikkate alıp bu ad çekmeyi belirleyebilirdi, böyle bir hüküm de getirmemiş yani bir boşluk var.

ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) – Niye bugün değiştiriyorsunuz?

MEHMET DOĞAN KUBAT (Devamla) – Şimdi, değerli arkadaşlarım, HDP’nin iddiası, eşitlik sebebiyle ad çekmeye başvurulmak suretiyle bu son üyeliğin tahsisi yapıldıktan sonra bu seçim yapılsın, hem de Cumhuriyet Halk Partisi… Milliyetçi Hareket Partisi Grubu da yine kendince hukuki açıdan yabana atılmayacak bir görüş ileri sürüyor. Siyasi Partiler Kanunu’nun 35’inci maddesinde ana muhalefet partisinin belirlenmesinde uygulanan bir kriter var; burada, eğer eşitlik varsa en son seçimlerde en çok oy almış siyasi partinin ana muhalefet olarak değerlendirileceği… Doktrinde de, yine anayasa hukukçuları… Yani bu söylediğimiz şeyler tartışılan konular. “Evet, burada ad çekme uygulansın.” diyenler de var anayasa hukukçularından ama aksini savunanlar da var.

Şimdi, Meclis Başkanlığı bu konuda bence de adil bir formül geliştirmiş, bu son üyelik için 2 üye gösterilmesi lazım; doğru. 1 üye Milliyetçi Hareket Partisinden, 1 üye de Halkların Demokrasi Partisinden bildirilmesini talep etmiş. Aslında 2 üye… Şeklen en azından hukuka uygun bir hâle getirilmişti mesele fakat bir siyasi parti grubumuzun 2 üye vermesi noktasındaki ısrarı üzerine bu 4 üyeli tablo önümüze çıkmış bulunmakta.

Şimdi yapılacak şey, Genel Kurulda bu konuda uygulanacak yöntem şu: Bu usul tartışmasının sonunda Sayın Başkanımız tutumunu oya sunar, bir ilke geliştirir, bundan sonraki seçimlerde bu uygulanır.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Başkanı yönlendirme, Başkanı yönlendirme.

MEHMET DOĞAN KUBAT (Devamla) – Veyahut bu üyelikle ilgili seçimi tehir eder. Önceki 2 üyeyi seçeriz. Arkadaşlar, başka yol yok. Ya da kanuni düzenleme yapacağız.

Dolayısıyla, ben Başkanlığımızın meselenin sürüncemede kalmaması adına buradaki hukuki yorumunun yabana atılmaması gerektiğini çünkü bu konunun ihtilaflı olduğunu, bir kısım anayasa hukukçusunun farklı görüşte olduğunu, siyasi parti gruplarımızın arasında da bu görüş farklılığının olduğunu ve en doğru yöntemin şu anda mevcut aday listesinde olduğu gibi son üyeliğe ilişkin 4 adayın, 2 siyasi parti tarafından bildirilen ikişer adayın, toplam 4 aday adayı arasından bu üyenin seçilmesinin isabetli olacağını düşünüyorum ve bu Başkanlık tutumunun lehinde olduğumu ifade ediyor, yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Kubat, teşekkür ediyorum.

Şimdi, aleyhte Sayın Engin Altay, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkan. Bu vesileyle görevinizi kutluyorum. Tarafsız, adil bir biçimde Türkiye Büyük Millet Meclisini yöneteceğinize olan tam inancımla kürsüyü ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; aslında Sayın Başkanın başımıza ördüğü bir beladır bu. Kendisi Başkanlık Divanındayken Sayın Bostancı’nın getirdiği bir öneri üzerine bir hukuk boşluğu güya böyle doldurulmaya çalışıldı ama bunu yaparken -Sayın Bostancı’yı tanırım dört yıldır, pratiktir, zekidir ama- öyle bir iş yaptı ki, çok affedersiniz “Bir deli bir kuyuya bir taş attı, kırk akıllı çıkaramadı”ya döner bu iş, inanın buna döner.

Şimdi, ne Başkanlık Divanının ne de Genel Kurulun -evet, Genel Kurulun gücüne saygımız çok büyük ama- ne Başkanlık Divanının ne Türkiye Büyük Millet Meclisinin Sayın Başkanının ne de Genel Kurulun bir İç Tüzük ihdas etme yetkisi yoktur arkadaşlar. Burada yapılan çok açık ve aleni bir İç Tüzük ihdasıdır, bir kural ihdasıdır, âdeta kendiliğinden bir kanun ihdasıdır.

Şimdi, buradaki herkes okuduğunu anlayacak kabiliyet ve kapasitede. Sayın Bostancı o konuda hepimize belki beş çeker ama şimdi Sayın Bostancı –tutanaklardan okuyorum, Başkanlık Divanı tutanaklarından- bir öneri yapıyor yani sorun çözülemeyince, “Kura mı çekelim yoksa Siyasi Partiler Kanunu 35’e mi gidelim?” meselesinde anlaşılamayınca bir öneri yapıyor: “O da versin, o da versin, Genel Kurul kimi seçerse seçsin.” Böyle bir şey olmaz! Kaldı ki Sayın Bostancı’nın bu önerisine Türkiye Büyük Millet Meclisi Sayın Başkanı ne diyor biliyor musunuz? “Aslına bakınca çok adil gibi olur da kanuna aykırılık olduğunu ben de söyleyeceğim.” Yani böyle bir şey olabilir mi? Hep söylemişimdir, on üç senedir burada söylüyorum, kanunlar her yerde çiğnenir -keşke çiğnenmese- ancak kanunların hiç çiğnenmeyeceği bir yer varsa ora burası. Yani ele güne mahcup oluruz. Bizle ilgili bir şey de yok. Milliyetçi Hareket Partisi de bizim için saygın bir partidir, Halkların Demokratik Partisi de saygın bir partidir. Kaldı ki Milliyetçi Hareket Partisinin burada, Siyasi Partiler Kanunu 35’e kıyas yaparak “Ana muhalefeti belirlerken alınan oya bakıyorlar.” iddiası bizce makul değildir, kusura bakmasınlar. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak hukuku doğru yorumlamak zorundayız ve doğruyu söylemek zorundayız.

OKTAY ÖZTÜRK (Mersin) – Sana sormuyor ki zaten.

YAVUZ TEMİZER (Elazığ) - Söyledikleriniz doğru değil.

ENGİN ALTAY (Devamla) – Burada geçmiş uygulamalara baktığımızda da bunun çok örnekleri var, Başkanlık Divanında üyeliklerde de var, komisyon üyeliklerinde de var, kura çekilmiş. Kura yeni bir şey değil ama şimdi bu yapılan yeni bir şey Sayın Başkan, yanlış bir şey. Ben bunu bu kayıtlara geçeyim Cumhuriyet Halk Partisi adına da, yarın bunun hesabı sorulursa Anayasa Mahkemesinde, eylemli İç Tüzük iddiasıyla on gün içinde Anayasa Mahkemesine gidilirse bu seçim iptal olur. Arkadaşlar, bakın, Meclisi kapatacağız, yarın tekrar sizi çağırırlar buraya. Eylemli İç Tüzükten gidersek Anayasa Mahkemesi bunu iptal eder. Öbür türlü de gidilebilir yani Anayasa 133’e de aykırı. Bunun için de gidilebilir.

Gene bu Meclisten çıkmış olan 6112 sayılı Kanun’un 35’inci maddesine de çok açık aykırı. Bakın, şimdi önünüze geldi. Şunu görebiliyor musunuz? Böyle şey olur mu? Kanun demiş ki: Siyasi parti gruplarına düşen üyelikler için her parti kendine düşen için 2 katı aday gösterir. Bizim milletvekillerimiz, şimdi, Adalet ve Kalkınma Partisinin gösterdiği, A bölümünde, Adalet ve Kalkınma Partisinin arzu ettiği adaya da oy verecekler, vereceğiz. Milliyetçi Hareket Partisinin gösterdiği bölümde de onların arzu ettiği adaya oy vereceğiz, hiçbir tereddüt yok. Ama aşağıda, şimdi bir şey yapıyoruz, aşçı tabağı gibi, “Halkların Demokratik Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi grupları tarafından gösterilen adaylar.”

Sayın Başkan, Allah hayırlı uğurlu etsin, oraya oturdunuz. İlk gün yanlış yapmayın. İlk gün kanunu ihlal etmeyin. (CHP ve HDP sıralarından alkışlar) İlk gün Anayasa’nın çiğnenmesine alet olmayın, olmayın. Ben bunu söylüyorum. Cumhuriyet Halk Partisi kurulduğu günden beri hukuka saygılı, kanunlara saygılı, hukukun üstünlüğüne inanan bir partidir. Buradaki kastımız üyelik MHP’de kalsın, HDP’de kalsın değildir. Biz, burada, hukuku ve Anayasa’yı savunmak zorundayız, bunun için buradayız. Biraz sonra belki Genel Kurulda bir oylama ihtiyacı olabilir. Sayın milletvekillerine de rica ediyorum… Hepinize tekrar hayırlı uğurlu olsun, 25’inci Dönem inşallah huzur içinde geçsin. Siyaset bir nezaket ve vicdan işidir. Bu çerçevede, gelin, ilk günden, siftah, bir kanunu ayaklarımızın altına alarak, Anayasa’yı yok sayarak “Ben yaptım, oldu.” mantığıyla iş yapmayın, yarın çok üzülürsünüz.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP ve HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Altay’a temennileri, ikazı, eleştirileri için ve aynı zamanda övgüleri için ve övgülerin arasına yerleştirilmiş olan “kuyuya taş atma” metaforu üzerinden yapmış olduğu göndermeyi de, halk irfanı bağlamında “deli-veli” benzetmesi üzerinden okuyarak çok teşekkür ediyorum.

Şimdi, lehte, Sayın Vural, buyurun efendim. (MHP sıralarından alkışlar)

OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle, bu yeni dönem çalışmalarının hayırlara vesile olmasını diliyorum. Allah, bizi, hepimizi milletimize karşı, bizi buraya getirenlere karşı utandırmasın.

Aslında, bugün buraya gelen tartışma, değerli milletvekilleri -bütün milletvekillerine sesleniyorum- çok anlamsız bir tartışma. Bugün burada usul tartışmalarıyla ilgili sunulan nedir biliyor musunuz? Şans, kader oyununa mı devam edelim yoksa millî irade mi olsun? Şimdi, böyle bir tercih yapılabilir mi? Elimizi vicdanımıza koyalım. Biz, eşit milletvekilimiz olan partilerden daha fazla oy aldığımız için şu ya da bu komisyonda fazla bir üyemiz olsun iddiasında değiliz. Başkanlık Divanına bu konu geldi “18’le mesele çözülüyor.” dedik. Bizim bu konuyla ilgili bir itirazımız olmayacağını söyledik. RTÜK üye sayısı artırılamadığı için artık üyenin hangi partiye gireceği sorunuyla karşı karşıyayız. Şimdi böyle bir sorunla karşı karşıyaysak… Hepimiz millî iradeyi temsil ediyoruz. Bizi millet getirdi buraya, milletin oyları getirdi buraya. Milletin oylarıyla bir parti diğer partiyle eşit milletvekili çıkarttı fazla oy almasına rağmen; buna da bir şey demiyoruz. Nitekim 26 üyeli komisyonlarda eşit olacak, 18’de eşit olacak ama 9, 10, 11 ya da 17 olduğu zaman 1 üyeyi nasıl dağıtacağız sorunuyla karşı karşıyayız.

Değerli kardeşim, Engin Bey, kanun -35’inci madde- diyor ki: Ana muhalefet partisi, milletvekili sayısı eşit olduğu zaman ne yapacağız? Diyor ki: O zaman son genel seçimdeki muteber oy sayısına bakalım. İlk hâlinde ne var biliyor musunuz? Muteber oy sayısı eşit olduğu zaman kuraya başvuralım. diyorlar. Anayasa Komisyonu diyor ki: “Böyle saçma bir şey olur mu? Böylesine ciddi bir konuda keyfîlik olur mu?” Ya, bir taraftan “Millet iradesi, kanun”, bir taraftan diyorsunuz ki “Getirelim, Nimet Abla, bahis oyunları…”

OKTAY ÖZTÜRK (Mersin) – Alışkanlık.

OKTAY VURAL (Devamla) – Ee, bahis oyunlarını buraya getirmemizin anlamı yok. (MHP sıralarından alkışlar)

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Kanun öyle Sayın Vural.

OKTAY VURAL (Devamla) – Hayır efendim, kanunda yazmıyor.

Bakın, kanunda yazmıyor. Bakın, kanunda yazmıyor. Nereye başvuracağız? Anayasa’da hüküm yoksa yok, İç Tüzük’te hüküm yoksa yok ama biz hepimiz Siyasi Partiler Kanunu’na göre görev yapıyoruz, 20 milletvekili olan grup kuruyor. Nerede yazıyor? Siyasi Partiler Kanunu’nda yazdığı için biz grup kuruyoruz.

O bakımdan, Siyasi Partiler Kanunu hepimizi bağlıyor. Burada objektif bir ölçüt getirmiş. Şimdi, böylesine bir ölçütü keyfîliğe getirmek, indirgemek doğru bir şey değil. Gerçekten lüzumsuz bir tartışma. Bizim meselemiz bir partiden bir fazla şey çıkartmak değil. Artırabiliyorsak artıralım, bunlar önemli şeyler değildir ama milletin iradesi ne olacak? Şimdi siz diyorsunuz ki: “Örnekleri var.” Hiçbir örneği yok.

Bakın, değerli arkadaşlarım, Cumhuriyet Halk Partisinden Yaşar Nuri Öztürk istifa ediyor. Yaşar Nuri Öztürk’le bağımsızlar… Plan Bütçe Komisyonunda 1 üyeliğin Cumhuriyet Halk Partisi ya da bağımsızlara verilmesi konusu tartışma konusu. Artık oya bakılacak, artık orana bakılacak. Artık oran bağımsızlarla Cumhuriyet Halk Partisinin eşit.

ENGİN ALTAY (İstanbul) – Aynı, öyle oldu ama.

OKTAY VURAL (Devamla) – Şimdi, Cumhuriyet Halk Partisiyle bağımsızların oylarını bir araya getirip değerlendirebilir misiniz? Orada kuradan başka tabii bir şey olur mu yani? Bir bağımsız grup, bir de Cumhuriyet Halk Partisi oy almış parti olarak; bu 2 partinin oylarının mukayesesi diye bir şey olmaz zaten.

Bu bakımdan, bu tartışmalarla… Gerçekten bunlar enerjimizi boşa tüketen tartışmalar. Hukuk buna çözüm bulmuş. Biz aslında bunu gönülden isterdik yani Başkanlık Divanında, Divana gelmiş insanlar, herkes, hep beraber birlikte… Yahu, kura yazıyor mu bir yerde? Yazmıyor. Peki, başka bir ölçüt var mı? Var. O zaman bu ölçütü kullanalım, diyerek meseleyi çözmek gerekirken bu konuyu buralara kadar taşımak doğru değildi. En baştan, muteber oy sayısı fazla olana eğer artık 1 üyelik söz konusuysa olur.

Bakın, burada üye sayısını artırarak bu eşitliği devam ettirmek gibi bir formülü biz de yadırgamayız, yadırgamadık. İşte, 18 üyeli, Danışma Kuruluyla, Başkanlık Divanı oluşturduk. Bu bakımdan, bugün, burada yaptığımız bu usul tartışması, esasen daha önce çözümlenmesi gereken bir husus.

Sayın Meclis Başkanı bir yöntem buldu, işte, birer üye… Birer üye olmadı, daha sonra bizden şifahi talimatla ikişer üye istendi. 1 üyeyi seçeceğiz. Eğer Anayasa’da lafzi yorumla 2 aday gösteriliyorsa her bir parti de 2 aday göstermiştir, lafzi yoruma da uygundur.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OKTAY VURAL (Devamla) – Bu durumda bir iradeye ihtiyacımız var. Ama elimizi vicdanımıza koyalım. Değerli kardeşlerim, Siyasi Partiler Kanunu objektif bir ölçüt getirmiştir. Bu ölçütü kullanma konusunda tereddüt göstermeyi gerçekten anlayamadım.

Bu bakımdan, değerli milletvekillerinin millî iradenin belirlediği bu ölçüt çerçevesinde iradelerini kullanmaları ve bu sorunu bu şekilde çözmeleri gerektiğini düşünüyorum.

Teşekkür ediyorum, saygılarımı arz ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Vural, çok teşekkür ediyorum.

Şimdi, aleyhte Sayın Sırrı Süreyya Önder, buyurun. (HDP sıralarından alkışlar)

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Ankara) – Sayın Başkan, öncelikle size görevinizde başarılar diliyorum.

Değerli üyeler, kamu hukuku bir anlamda bir statü hukukudur, burada da kıyas kabul edilmez. Bunu bilmeyeni de hukuk fakültesi 1’inci sınıfından 2’nci sınıfına geçirmezler. Yani gel edilecek bir şey değildir. Orada bir statü tarif ediliyor, burada konuştuğumuz bambaşka bir şeydir.

Şimdi, farkında mısınız tetiklenen vahamet zincirinin? Bütün lehte aleyhte konuşan parti temsilcileri bunun Anayasa’ya ve İç Tüzük’e aykırı olduğunda hemfikir. Yani yaptığımız iş, şu an Başkanlığın bize dayattığı iş Anayasa 133’e de, İç Tüzük’e de aykırı bir işlem. Peki, bundan daha vahim bir şeyi şu an oturumumuzu yöneten Sayın Başkan Vekilinden ilhamla söyleyeyim. Orada Anayasa’da tarif edilmiş şekilde seçilen değerli RTÜK üyeleri var fakat bizim şimdi göndereceğimizin statüsü değişecek farkında mısınız? Burada siyasi partiyi tarif etmiş Anayasa, onun iki katı kadar aday gösterilir demiş, Genel Kurula da siz bu siyasi partiye düşen 2 aday arasından 1’ini seçin demiş. Şimdi, biz Genel Kurula diyoruz ki: MHP’yi mi, HDP’yi mi tercih edeceksiniz? Diyelim ki MHP’yi, diyelim ki HDP’yi tercih ettiler. O, RTÜK’e gittiği zaman diğerlerinden statüsü farklı olacak. “Ben MHP’ye galip gelerek geldim ya da ben HDP’ye galip gelerek geldim.” diyecek. Dolayısıyla, zincirleme bir usulsüzlüğü tetiklemiş olacağız bu oylamayı kabul etmekle. Yoksa elbette Milliyetçi Hareket Partisinden de seçilebilir. Eğer bizi flu görmeyip biraz net görmeye başlasalardı, bizle gelip konuşsalardı buna bir yol, yordam, adalet duygusunu incitmeden bulunurdu fakat flu gördükleri için mesele buraya kadar geldi değerli vekiller.

Burada esas olarak odaklanılması gereken mesele bir Anayasa ihlaliyle işe başlayacak mıyız başlamayacak mıyız? Sayın AK PARTİ grup başkan vekili bizden Anayasa’yı çiğnememizi istedi. Vallahi, kusura bakma Doğan Bey, ben bir kere çiğnedim, on iki yıl ceza aldım. Bu grubun neredeyse üçte 2’si Anayasa’yı tagyir, tebdil, ilgaya şöyle ya da böyle teşebbüsten yıllarca zindanlarda çürümüş insanlar. Bize Anayasa’yı çiğnettiremezsin Doğan Bey. O yüzden bu konuda çok titiziz, hassasız, Anayasa hepimizin anayasası. Burada yapılacak olan, bu usulsüzlüğün geri çekilmesidir. Ana muhalefet Anayasa’yla belirlenen protokoler de bir statüdür.

Burada Milliyetçi Hareket Partisinin önerisi şöyle kavranabilir arkadaşlar; bir kriter getiriyor, diyor ki: “Oy sayısının çokluğu.” Eşitlik olur, olmaz; yasa bununla ilgili değildir. Eğer, biz, Milliyetçi Hareket Partisinin bu önermesini bir kriter olarak benimsersek -AK PARTİ’liler ayıkmadılar duruma- ortaya ilginç bir şey çıkıyor, o zaman da bu üyelik Adalet ve Kalkınma Partisine düşüyor eğer bunu kriter olarak kabul edersek. İşin dağılımı, tıpkı, Davut Dursun’un kendisi gitmeden RTÜK’ü düzenleme gayretkeşliğinde Meclis Başkanını zorladığı formüle iltihak etmek gerekir, bunun yolu oraya kadar gider.

Onun için, keşke diyalogla bu sorun halledilebilseydi. Kura teamüldür, defalarca uygulanmıştır -adil olur, olmaz- iki taraf için eşit olan ihtimal daima tartışmalı bir oylamaya sunmaktan daha adildir.

Hepinize teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Önder, çok teşekkürler.

Sayın milletvekilleri, Başkanlığımızın tutumunu açıklıyorum:

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına gönderilen 7 Mayıs 2015 tarihli yazıda Radyo ve Televizyon Üst Kurulunda 3 üyenin görev süresinin 14 Temmuz 2015 tarihinde sona ereceği belirtilmiştir.

Üyeliği sona eren üyelerin 2’si Adalet ve Kalkınma Partisi Grubundan, 1’i Milliyetçi Hareket Partisi Grubu kontenjanından seçilmişlerdir.

6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un "Boşalan üyeliklerin siyasi parti gruplarına dağılımı, ilk seçimde siyasi parti grupları kontenjanından seçilen üye sayısı ve siyasi parti gruplarının hâlihazırdaki oranı dikkate alınmak suretiyle yapılır." hükmü doğrultusunda Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı 7 Haziran 2015 tarihindeki genel seçimden sonra oluşan Meclisteki parti gruplarının üye sayısı oranlarına göre boşalacak olan üyeliklerin dağılımını belirlemiştir.

Buna göre, RTÜK'te boşalacak 3 üyelikten 1 üyeliğin Adalet ve Kalkınma Partisi Grubuna, 1 üyeliğin Milliyetçi Hareket Partisi Grubuna düştüğü belirlenmiştir. 1 üyeliğinse Halkların Demokratik Partisi Grubu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grubu arasında üye sayısı eşitliğinden dolayı aynı oranda dağıldığı görülmüştür.

Kanunda, RTÜK üyeliği seçiminde, üye sayısı oranında eşitlik hâlinde üyeliğin hangi parti grubuna verileceğine ilişkin bir düzenleme olmayıp uygulamada da daha önce yaşanmış bir örnek bulunmamaktadır. Öte yandan, siyasi parti gruplarının yüzde oranlarında eşitlik olması durumunda ne yapılacağı hususunda İç Tüzük'te bir düzenleme yer almamaktadır.

TBMM İçtüzüğü’nün 13’üncü maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan "Başkan, kendisine ait görevlerin yerine getirilmesi bakımından gerekli görürse Divanının görüşünü alabilir." hükmü uyarınca konunun değerlendirilmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı tarafından 9 Temmuz 2015 tarihinde Başkanlık Divanı toplantıya çağrılmıştır. Divan üyelerinin görüşlerini paylaştığı toplantı sonunda Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı anayasa hukuku akademisyenlerinden görüş alınacağını ifade etmiştir. Alınan akademik görüşlerin paylaşılması için 13 Temmuz 2015 tarihinde Başkanlık Divanı tekrar toplantıya çağrılmıştır. Bu görüşlere bakıldığında kura yönteminin uygulanması ile Siyasi Partiler Kanunu’nun 35'inci maddesinde yer alan, ana muhalefet partisinin belirlenmesinde partilerin üye sayısında eşitlik olması hâlinde en fazla geçerli oy kriterinin esas alınması şeklinde iki ayrı görüş ortaya çıkmıştır. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı 10 Temmuz 2015 tarihinde siyasi parti gruplarından yazıyla aday bildirmelerini talep etmiştir. Eşit üye dağılımının söz konusu olduğu, 1 üyelik için Halkların Demokratik Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi gruplarından RTÜK’te kalan 1 üyelik için üye sayısı oranında eşitlik olduğundan Genel Kurulda 2 parti grubunun bildireceği 2 aday arasından seçim yapılması için birer adayın bildirilmesi istenmiştir.

Halkların Demokratik Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi gruplarınca eşit oranın söz konusu olduğu 1 üyelik için ikişer adayın bildirilmesi üzerine Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığınca birleşik oy pusulası buna göre düzenlenmiştir. 2 siyasi parti grubu arasında eşit üye oranının söz konusu olduğu, 1 üyelik için üyeliğin her 2 siyasi parti grubuna birden düştüğü varsayılarak her 2 grubun bildirdiği ikişer aday arasından 1 üyenin seçiminin yapılması TBMM Başkanlığınca uygun bulunmuştur. Seçim bu şekilde gerçekleştirilecektir.

Başkanlığın tutumunda herhangi bir değişiklik yoktur.

V.- SEÇİMLER (Devam)

A) Radyo ve Televizyon Üst Kuruluna Üye Seçimi (Devam)

1.- Radyo ve Televizyon Üst Kurulunda boşalan üyeliklere seçim (Devam)

BAŞKAN – Şimdi, kıymetli arkadaşlar, oylamanın ne şekilde yapılacağını arz ediyorum:

Komisyon ve Hükûmet sıralarında yer alan kâtip üyelerden komisyon sırasındaki kâtip üyeler Adana'dan başlayarak Denizli'ye kadar -Denizli dâhil- ve Diyarbakır'dan başlayarak İstanbul'a kadar -İstanbul dâhil- Hükûmet sırasındaki kâtip üyeler ise İzmir'den başlayarak Mardin'e kadar -Mardin dâhil- ve Mersin'den başlayarak Zonguldak'a kadar -Zonguldak dâhil- adı okunan milletvekilinin adını defterden işaretleyeceklerdir. Adı işaretlenen milletvekiline mühürlü birleşik oy pusulası ve zarf verilecektir. Oyunu kullanan milletvekili, oy pusulasını içeren zarfı Başkanlık Divanı kürsüsünün önüne konulmuş olan oy kutusuna atacaktır.

Birleşik oy pusulasında Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu aday listesinden 1 adayın, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu aday listesinden 1 adayın, eşit oranda düşen üyelik için Halkların Demokratik Partisi Grubu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grubu aday listesinden 1 adayın isimlerinin karşısındaki kare çarpı işaretiyle işaretlenecektir. Birleşik oy pusulasında yer alan üç ayrı aday listesinin her birinden birden fazla adayın işaretlendiği oy pusulaları geçersiz sayılacaktır. Bu hususlar birleşik oy pusulasında da dipnot olarak belirtilmiştir.

Sayın milletvekilleri, oylamanın sayım ve dökümü için ad çekme suretiyle 5 kişilik bir tasnif komisyonu tespit edilecektir. Kâtip üyelerimizin isimlerini çektiği, tasnif komisyonuna seçilen üyeler oylama işlemi bittikten sonra komisyon sıralarında yerlerini alacaklardır.

Sayın Mehmet Erdoğan, Gaziantep? Burada.

Sayın Yılmaz Tezcan, Mersin? Burada.

Sayın İhsan Şener, Ordu? Yok.

Sayın Orhan Karasayar, Hatay? Yok.

Sayın Barış Yarkadaş, İstanbul? Burada.

Sayın Mustafa İbrahim Turhan, İzmir? Yok.

Sayın Ahmet Eşref Fakıbaba, Şanlıurfa? Burada.

Sayın Kadir Koçdemir, Bursa? Burada.

Sayın kâtip üyelerin yerlerini almalarını, oy pusulalarıyla zarfların da teslim edilmesini rica ediyorum.

Oylamaya Adana ilinden başlıyoruz.

(Oylar toplandı)

BAŞKAN – Efendim, oyunu kullanmayan sayın üye var mı? Yok.

Oy verme işlemi tamamlanmıştır.

Tasnif Komisyonu üyeleri lütfen yerlerini alsınlar.

Tasnif Komisyonu üyelerinin isimlerini okutuyorum:

Kadir Koçdemir, Bursa Milletvekili; Mehmet Erdoğan, Gaziantep Milletvekili; Barış Yarkadaş, İstanbul Milletvekili; Yılmaz Tezcan, Mersin Milletvekili; Ahmet Eşref Fakıbaba, Şanlıurfa Milletvekili.

(Oyların ayrımı yapıldı)

BAŞKAN – Saygıdeğer milletvekilleri, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu üyelikleri için yapılan seçime ilişkin Tasnif Komisyonu tutanağı gelmiştir, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Radyo ve Televizyon Üst Kurulundaki 3 üyelik için yapılan seçime 471 üye katılmış, kullanılan oyların dağılımı aşağıda gösterilmiştir.

Saygıyla arz olunur.

Tasnif Komisyonu

                         Üye                                                   Üye                                                   Üye

               Kadir Koçdemir                               Mehmet Erdoğan                               Barış Yarkadaş

                       Bursa                                            Gaziantep                                           İstanbul

 

                         Üye                                                                                                            Üye

                Yılmaz Tezcan                                                                                    Ahmet Eşref Fakıbaba

                      Mersin                                                                                                     Şanlıurfa

 

Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu Aday Listesi:

Prof. Dr. İlhan Yerlikaya                                                             327 oy

Murat Zelan                                                                                19 oy

Milliyetçi Hareket Partisi Grubu Aday Listesi:

Dr. Hayati Bice                                                                           28 oy

Esat Çıplak                                                                                 368 oy

Halkların Demokratik Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi Grupları Aday Listesi:

Arif Fırtına (MHP)                                                                       295 oy

Filiz Koçali (HDP)                                                                      157 oy

Nevruz Uğur (HDP)                                                                    5 oy

İsmail Yolcu (MHP)                                                                    4 oy

Boş                                                                                             1

Geçersiz                                                                                     3

BAŞKAN – Buna göre, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu aday listesinden Profesör Doktor İlhan Yerlikaya, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu aday listesinden Esat Çıplak, eşit oranda düşen üyelik için Halkların Demokratik Partisi Grubu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grubu aday listesinden Arif Fırtına Radyo ve Televizyon Üst Kurulu üyeliklerine seçilmişlerdir.

Hayırlı olmasını diliyorum. (AK PARTİ, CHP ve MHP sıralarından alkışlar)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının bir tezkeresi vardır, okutup oylarınıza sunacağım:

IV.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)

A) Tezkereler (Devam)

3.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İsmet Yılmaz başkanlığındaki bir heyetin, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı vesilesiyle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sibel Siber'in vaki davetlerine icabet etmek üzere KKTC'ye resmî bir ziyarette bulunması hususuna ilişkin tezkeresi (3/10)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İsmet Yılmaz Başkanlığındaki heyetin 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı vesilesiyle, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Mustafa Akıncı ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Sibel Siber'in vaki davetlerine icabet etmek üzere KKTC'ye resmî ziyarette bulunması hususu, 28/3/1990 tarihli ve 3620 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun'un 6’ncı maddesi uyarınca Genel Kurulun tasviplerine sunulur.

İsmet Yılmaz

Türkiye Büyük Millet Meclisi

Başkanı

BAŞKAN - Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Saygıdeğer milletvekilleri, Danışma Kurulunun önerisi vardır, ona geçmeden önce kısa bir açıklama yapmak istiyorum.

VII.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI

1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Mehmet Naci Bostancı’nın, Başkan Vekili seçilmesine ve cümlenin Ramazan Bayramı’nı tebrik ettiğine ilişkin konuşması

BAŞKAN - Efendim, bugün, Meclis Başkan Vekili olarak ilk günüm. 2011 yılında Meclise Amasya Milletvekili olarak seçildim, dört yıl boyunca bu Mecliste görev yaptım, Meclisin çeşitli zeminlerinde görevimi sürdürdüm. 2015 seçimlerinde yine Amasya Milletvekili olarak seçildim. Gereken prosedürlerinden sonra Meclis Başkan Vekili olarak huzurunuzdayım.

Bu süreden bahsetmemin nedeni, Meclisin nasıl çalıştığına ilişkin gözlem yapma imkânım oldu. Benim gördüğüm şudur: Değerli Meclisimiz Anayasa, yasalar ve kurallar konusunda ortak bir karar ve irade sahibidir. Bunlara ilişkin kimi zaman görüş farklılıkları olsa dahi, bu görüş farklılıklarını zarafetle, olgunlukla, demokratik müktesebatına uygun bir şekilde tartışmakta ve nihai olarak Meclise yaraşır vakar içerisinde kararlarını vermektedir.

Siyaset biliminde “En iyi yönetim en az yönetimdir.” derler. Ben bugün de bir örneğini gördüğümüz bu zarif ortam dolayısıyla Meclis Başkan Vekillerine çok fazla yük düşmeyeceği kanaatine bir kez daha sahip oldum. Dolayısıyla, buradaki görevimizin prosedürel bir görev olacağı temennisini, inancını ve bu Meclise layık bir şekilde görev yapacağımız hususundaki karar ve irademizi kendi adıma ve muhakkak arkadaşlarım adına bir kez daha beyan etmek isterim.

Çok teşekkür ediyorum.

Bu vesileyle cümlenin mübarek Ramazan Bayramlarını da tebrik ediyorum.

Danışma Kurulunun bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.

VIII.- ÖNERİLER

A) Danışma Kurulu Önerileri

1.- Danışma Kurulunun, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 15 Temmuz 2015 Çarşamba gününden başlamak ve 1 Ekim 2015 Perşembe günü saat 15.00’te toplanmak üzere tatile girmesine ilişkin önerisi

Tarih: 14/07/2015

Danışma Kurulu Önerisi

Danışma Kurulunun 14/07/2015 Salı günü yaptığı toplantıda TBMM’nin 15 Temmuz 2015 Çarşamba gününden başlamak ve 1 Ekim 2015 Perşembe günü saat 15.00’te toplanmak üzere tatile girmesi önerisinin Genel Kurulun onayına sunulması uygun görülmüştür.

İsmet Yılmaz

Türkiye Büyük Millet Meclisi

Başkanı

           Mehmet Doğan Kubat                             Engin Altay

                  Adalet ve Kalkınma Partisi                Cumhuriyet Halk Partisi

                       Grubu Başkan Vekili                       Grubu Başkan Vekili

                                İstanbul                                         İstanbul

                  Oktay Vural                                   İdris Baluken

                    Milliyetçi Hareket Partisi              Halkların Demokratik Partisi

            Grubu Başkan Vekili                       Grubu Başkan Vekili

                       İzmir                                          Diyarbakır

BAŞKAN - Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, gündemimizde başka bir konu bulunmadığından, alınan karar gereğince, gündemimizde yer alacak konuları görüşmek üzere 1 Ekim 2015 Perşembe günü saat 15.00’te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.

Kapanma Saati: 17.13