TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

                                                                                TUTANAK DERGİSİ

 

                                                                                                 51’inci Birleşim

                                                                                         4 Şubat 2015 Çarşamba

 

(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu Tutanak Dergisi’nde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)

 

                                                                                               İÇİNDEKİLER

 

 

 

I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

II.- GELEN KÂĞITLAR

III.- YOKLAMA

IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları

1.- Karabük Milletvekili Osman Kahveci’nin, Karabük iline yapılan yatırımlara ilişkin gündem dışı konuşması

2.- Afyonkarahisar Milletvekili Kemalettin Yılmaz’ın, kapatılan belde belediyelerinde karşılaşılan sorunlar ve çözüm yollarına ilişkin gündem dışı konuşması

3.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, Artvin ilinin Yusufeli ilçesinde kamulaştırmadan kaynaklı yaşanan sorunlara ilişkin gündem dışı konuşması ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

 

V.- AÇIKLAMALAR

1.- Çanakkale Milletvekili Ali Sarıbaş’ın, Çanakkale-İzmir duble yolunun neden çöktüğünü ve sorumlular hakkında soruşturma açılıp açılmadığını öğrenmek istediğine ilişkin açıklaması

2.- İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt’ün, DİSK’e bağlı BİRLEŞİK METAL-İŞ Sendikası işçilerinin başlattığı grevin millî güvenlik gerekçesiyle yasaklanmasına ilişkin açıklaması

3.- Ardahan Milletvekili Orhan Atalay’ın, İskilipli Atıf Hoca’nın 89’uncu ölüm yıl dönümüne ilişkin açıklaması

4.- Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan’ın, Burdur’un Tefenni ilçesinin Hasanpaşa köyünde yapılan Yünüm-Böğet ve Çoban Bayramı Kültür Şenlikleriyle ilgili sergiye bütün milletvekillerini davet ettiğine ve Burdur’daki orman köyü kooperatiflerinin durumuna ilişkin açıklaması

5.- İstanbul Milletvekili Haluk Eyidoğan’ın, İstanbul’da üçüncü havaalanı ve üçüncü köprü çalışmalarının çevreyi ve doğayı olumsuz etkilediğine ilişkin açıklaması

6.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, Balıkesir’in Ayvalık ilçesinin Karaayıt köyünde bulunan maden sahasından sızan zehirli sular konusunda Hükûmetin tedbir alması gerektiğine ilişkin açıklaması

7.- Erzincan Milletvekili Muharrem Işık’ın, Erzincan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği yöneticisi Hasan Sınırtaş’ın tutuklanması konusunda yetkilileri duyarlı olmaya çağırdığına ilişkin açıklaması

8.- Gaziantep Milletvekili Derya Bakbak’ın, kadın sorunlarıyla ilgili yapılan çalışmalara ilişkin açıklaması

9.- Çankırı Milletvekili İdris Şahin’in, İskilipli Atıf Hoca’nın 89’uncu ölüm yıl dönümüne ilişkin açıklaması

10.- Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten’in, Celal Güzelses’in 56’ncı ve İskilipli Atıf Hoca’nın 89’uncu ölüm yıl dönümlerine ilişkin açıklaması

11.- Muğla Milletvekili Nurettin Demir’in, Isparta Kızılay Kan Bağışı Merkezi Müdürü Doktor Şerafettin Kılınçel’in görevden alınmasına ve tıpta uzmanlık sınavlarının neden yazılı olarak yapılacağını öğrenmek istediğine ilişkin açıklaması

12.- Isparta Milletvekili S. Nevzat Korkmaz’ın, Burdur’un Tefenni ilçesinin Hasanpaşa köyünde yapılan Yünüm-Böğet ve Çoban Bayramı Kültür Şenlikleriyle ilgili sergiye bütün milletvekillerini davet ettiğine ilişkin açıklaması

13.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Tokat’ın Zile ilçesinin sorunlarına ilişkin açıklaması

14.- Çorum Milletvekili Salim Uslu’nun, İskilipli Atıf Hoca’nın 89’uncu ölüm yıl dönümüne ilişkin açıklaması

15.- Ankara Milletvekili Levent Gök’ün, Ardahan Milletvekili Orhan Atalay, Çankırı Milletvekili İdris Şahin, Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten ve Çorum Milletvekili Salim Uslu’nun yaptıkları açıklamalarındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

16.- Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal’ın, Ankara Milletvekili Levent Gök’ün yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

17.- Ankara Milletvekili Levent Gök’ün, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal’ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

18.- Samsun Milletvekili Ahmet Yeni’nin, BDDK tarafından Bank Asya’nın yönetiminin değiştirilmesine ilişkin açıklaması

19.- Muğla Milletvekili Tolga Çandar’ın, Muğla’da bulunan 3 termik santralin özelleştirilmesine ve Milas Şenköy’deki Horasanlı Şeyh Bedrettin Türbesi için Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından gönderilen paranın akıbetini öğrenmek istediğine ilişkin açıklaması

20.- Yalova Milletvekili Temel Coşkun’un, İskilipli Atıf Hoca’yı rahmetle andığına ve Yalova’da şiddetli lodos ve fırtına nedeniyle zarar gören üreticilere gereken destek ve yardımın yapılacağına ilişkin açıklaması

21.- Bolu Milletvekili Ali Ercoşkun’un, Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın 683 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 27’nci maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

 

VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Meclis Araştırması Önergeleri

1.- BDP Grubu adına, Grup Başkan Vekili Iğdır Milletvekili Pervin Buldan’ın, lösemili çocukların ve ailelerinin yaşadığı sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1191)

2.- Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek ve 27 milletvekilinin, Kırklareli’nde sel ve taşkın felaketi yaşanmasında DSİ’nin ihmallerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1192)

3.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 22 milletvekilinin, taksi ve minibüs esnafı ile çalışanlarının sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1193)

 

VII.- ÖNERİLER

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri

1.- AK PARTİ Grubunun, gündemdeki sıralama ile bastırılarak dağıtılan (11/43) esas numaralı Gensoru Önergesi’nin, 5 Şubat 2015 Perşembe günkü gündemin “Özel Gündemde Yer alacak İşler” kısmına alınmasına ve gündeme alınıp alınmayacağı hususundaki görüşmelerinin aynı birleşimde yapılmasına, Genel Kurulun bu birleşiminde başka bir iş görüşülmemesine ve gensoru önergesinin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar çalışmalarını sürdürmesine; Genel Kurulun 4 Şubat 2015 Çarşamba günkü birleşiminde 565 sıra sayılı Kanun Tasarısı’na kadar olan işlerin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar çalışmalarına devam etmesine ilişkin önerisi

 

VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri

1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S. Sayısı: 156)

2.- Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporları (1/484) (S. Sayısı: 287)

3.- Ceza İnfaz Kurumları Güvenlik Hizmetleri Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/742) (S. Sayısı: 616)

4.- Türkiye Cumhuriyeti ve Ürdün Haşimi Krallığı Arasında Hükümlülerin Nakline Dair Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/740) (S. Sayısı: 425)

5.- Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Kars Milletvekili Mülkiye Birtane’nin; Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan’ın; Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan’ın Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu (1/1012, 2/423, 2/2309, 2/2481) (S. Sayısı: 683)

6.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Malezya Hükümeti Arasında Serbest Ticaret Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/945) (S. Sayısı: 664)

7.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Birleşik Meksika Devletleri Hükümeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşmasının ve Eki Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/933) (S. Sayısı: 623)

8.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Birleşik Meksika Devletleri Hükümeti Arasında Hava Ulaştırma Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/944) (S. Sayısı: 660)

9.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Birleşik Meksika Devletleri Hükümeti Arasında Gümrük Konularında Karşılıklı İdari Yardım ve Bilgi Paylaşımı Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/934) (S. Sayısı: 632)

10.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Kolombiya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Hava Ulaştırma Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 404)

11.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Arjantin Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kendi Ülkeleri Arasında Hava Hizmetlerine İlişkin Hava Ulaştırma Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/727) (S. Sayısı: 405)

12.- Türkiye Cumhuriyeti ve Federatif Brezilya Cumhuriyeti Arasında Hükümlülerin Nakli Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/575) (S. Sayısı: 253)

13.- Türkiye Cumhuriyeti ile Brezilya Federatif Cumhuriyeti Arasında Ceza İşlerinde Karşılıklı Adli Yardım Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/579) (S. Sayısı: 254)

14.- Türkiye Cumhuriyeti ile Brezilya Federal Cumhuriyeti Arasında Diplomatik Misyon ve Konsolosluk Görevlilerinin Aile Üyelerinin Kazanç Getirici İşlerde Çalışmalarına İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/457) (S. Sayısı: 283)

15.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Şili Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Savunma Sanayi İş Birliği Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/706) (S. Sayısı: 378)

16.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Şili Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Gümrük Konularında İşbirliği ve Karşılıklı Yardım Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/777) (S. Sayısı: 472)

17.- Kültürel İfadelerin Çeşitliliğinin Korunması ve Geliştirilmesi Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/292) (S. Sayısı: 54)

 

IX.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR

1.- Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç’un, Kocaeli Milletvekili Haydar Akar’ın 378 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 2’nci maddesi üzerinde şahsı adına yaptığı konuşması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

2.- Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya’nın, Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç’un sataşma nedeniyle yaptığı konuşması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

 

X.- OYLAMALAR

1.- (S. Sayısı: 425) Türkiye Cumhuriyeti ve Ürdün Haşimi Krallığı Arasında Hükümlülerin Nakline Dair Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı’nın oylaması

2.- (S. Sayısı: 683) Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın oylaması

3.- (S. Sayısı: 664) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Malezya Hükümeti Arasında Serbest Ticaret Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın oylaması

4.- (S. Sayısı: 623) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Birleşik Meksika Devletleri Hükümeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşmasının ve Eki Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın oylaması

5.- (S. Sayısı: 660) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Birleşik Meksika Devletleri Hükümeti Arasında Hava Ulaştırma Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın oylaması

6.- (S. Sayısı: 632) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Birleşik Meksika Devletleri Hükümeti Arasında Gümrük Konularında Karşılıklı İdari Yardım ve Bilgi Paylaşımı Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın oylaması

7.- (S. Sayısı: 404) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Kolombiya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Hava Ulaştırma Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın oylaması

8.- (S. Sayısı: 405) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Arjantin Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kendi Ülkeleri Arasında Hava Hizmetlerine İlişkin Hava Ulaştırma Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın oylaması

9.- (S. Sayısı: 253) Türkiye Cumhuriyeti ve Federatif Brezilya Cumhuriyeti Arasında Hükümlülerin Nakli Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı’nın oylaması

10.- (S. Sayısı: 254) Türkiye Cumhuriyeti ile Brezilya Federatif Cumhuriyeti Arasında Ceza İşlerinde Karşılıklı Adli Yardım Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın oylaması

11.- (S. Sayısı: 283) Türkiye Cumhuriyeti ile Brezilya Federal Cumhuriyeti Arasında Diplomatik Misyon ve Konsolosluk Görevlilerinin Aile Üyelerinin Kazanç Getirici İşlerde Çalışmalarına İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın oylaması

12.- (S. Sayısı: 378) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Şili Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Savunma Sanayi İş Birliği Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın oylaması

13.- (S. Sayısı: 472) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Şili Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Gümrük Konularında İşbirliği ve Karşılıklı Yardım Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın oylaması

 

XI.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın, Bakanlığın akreditasyon uyguladığı basın organlarına ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in cevabı (7/58683)

 

4 Şubat 2015 Çarşamba

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 14.00

BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU

KÂTİP ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır), Dilek YÜKSEL (Tokat)

-----0-----

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 51’inci Birleşimini açıyorum.

III - YOKLAMA

BAŞKAN – Elektronik cihazla yoklama yapacağız.

Yoklama için üç dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.

Gündeme geçmeden önce üç sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.

Gündem dışı ilk söz, Karabük iline yapılan yatırımlar hakkında söz isteyen Karabük Milletvekili Osman Kahveci’ye aittir.

Buyurunuz Sayın Kahveci.

IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları

1.- Karabük Milletvekili Osman Kahveci’nin, Karabük iline yapılan yatırımlara ilişkin gündem dışı konuşması

OSMAN KAHVECİ (Karabük) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Karabük’ün yatırımları üzerine gündem dışı söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Karabük, cumhuriyetimizin ilk yıllarındaki ağır sanayi hamlelerinden birisi olan demir çelik fabrikalarının kuruluşuyla doğmuş, gelişmiş bir cumhuriyet şehridir. On iki yıllık AK PARTİ iktidarlarıyla ülkemizin her alanında yaşanan büyük değişim ve gelişim Karabük’ümüzde de yaşanmaktadır. Bu dönemde, Karabük’te, eğitimden sağlığa, ulaşımdan turizme kadar her alanda yatırımlar yapılmış ve bunların büyük bir kısmı hizmete sunulmuş, bir kısmının da inşaatı proje ve ihale aşamasında devam etmektedir. Bu yatırımların toplam tutarı 3 milyar lirayı aşmıştır; bunun sonucu, Karabük göç alan illerimizden birisi hâline gelmiştir.

AK PARTİ iktidarlarından evvel özelleştirmeyle kapanma noktasına gelen KARDEMİR, AK PARTİ hükûmetlerinin ekonomideki başarılarıyla birlikte ayağa kalkmış, kapasitesini 750 bin tondan 3 milyon tona çıkaran, 1 milyarın üzerinde yeni yatırımlar yapan ve 6.500 kişiyi istihdam eden dev bir kuruluş hâline gelmiştir. Bu dönemde, Karabük’ün dış ticaret hacminde 23 kat, ihracatında ise 16 kat artış gerçekleşmiştir. Sanayi kentlerinin önemli sorunlarından birisi olan hava kirliliği, şehrimize getirilen doğal gaz sayesinde sorun olmaktan çıkmış, doğal gaz kullanım oranı yüzde 95’lere çıkmıştır. Yine bu dönemde, Karabük halkı su temini ve sertlik giderme tesisleriyle kaynak suyu kalitesinde içme suyuna kavuşmuş ve içme suyu sorunu 2040 yılına kadar çözülmüştür.

Eğitim alanında Karabük’e 500’ün üzerinde yeni derslik yapılmış, eğitimde Karabük Türkiye ortalamasının üzerinde bir konuma yükselmiştir. Yine bu dönemde, ilimiz, merkez ve her ilçesinde inşa edilen yüksekokullarıyla, 14 fakülte, 11 yüksekokul ve 42 bin öğrencisiyle yeni bir üniversiteye kavuşmuştur.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ilimizde sağlık alanında 150 milyon liranın üzerinde bir yatırım gerçekleşmiştir. Bu kapsamda, Karabük’e 450 yatak kapasiteli tıp fakültesiyle birlikte modern bir eğitim ve araştırma hastanesi yapılmış ve hizmete sunulmuştur. İlçelerimizde yeni hastane yapımı çalışmaları devam etmektedir. Ayrıca, ağız ve diş sağlığı hastanesi yapımına da bu yıl başlanacaktır.

Duble yollar büyük ölçüde bitirilmiş, Karabük çevre yolu projelendirme çalışmaları başlatılmıştır. Demir yolunda rehabilitasyon çalışmaları son aşamaya getirilmiştir ve önümüzdeki yıldan itibaren Ankara-Karabük-Zonguldak hatlarında hızlandırılmış tren seferleri başlayacaktır. Bölgenin en önemli ihtiyaçlarından birisi olan Filyos Limanı yapımına “start” verilmiş, altyapı çalışmaları ihale edilmiş ve yer teslimi süreci başlamıştır.

Spor alanında 220 milyon lira yatırım yapılmış, bazı yatırımlar hâlen devam etmektedir. Olimpik yüzme havuzu bitirilmiş ve hizmete sunulmuştur. Karabük’ün yıllardır beklediği Keltepe kayak tesisi de bu yıl yatırım programına alınmış ve ihale süreci başlamıştır.

Karabük’te gelişen ve hızla artan sanayi yatırımları nedeniyle 3 bin dönümlük il organize sanayisi de dolmuştur. Yeni yatırımlar için endüstri bölgesine ihtiyaç olmuş ve tespit edilen yer Bakanlığımızın görüşüne sunulmuştur.

Karabük’te tarım ve hayvancılık alanında da büyük gelişmeler yaşanmaktadır. Bu amaçla, 2 adet baraj ve 10 adet sulama göletinin yapımı ve projelendirilmesi çalışmaları devam etmektedir. Bunların devreye girmesiyle birlikte önümüzdeki beş yıl içerisinde Karabük’te sulanabilir alan miktarı 8 kat artırılacaktır.

Karabük sadece sanayi kenti olmayıp tarihî ve doğal güzellikleriyle de ön plana çıkmaya başlamıştır. Dünya kültür mirası kenti Safranbolu’suyla, orman zengini ve eşsiz doğa güzelliklerine sahip Yenice’siyle, Hadrianapolis Antik Kenti’nin bulunduğu Eskipazar’ıyla, yine, doğal güzellikleri ve göletleriyle, Eflani’si, Ovacık’ıyla yerli ve yabancı turistin ilgisini çeken turizm şehirlerinden birisi hâline gelmiştir. Hedefimiz, önümüzdeki beş yıl içinde 1 milyon turisti Karabük’te misafir etmektir. Ülkemiz büyüdükçe ve geliştikçe, diğer illerimiz gibi, Karabük de büyümekte ve gelişmektedir.

Ben emeği geçen herkese teşekkür ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Kahveci.

Gündem dışı ikinci söz, kapatılan belde belediyelerinde karşılaşılan sorunlar ve çözüm yollarıyla ilgili söz isteyen Afyonkarahisar Milletvekili Kemalettin Yılmaz’a aittir.

Buyurunuz Sayın Yılmaz. (MHP sıralarından alkışlar)

2.- Afyonkarahisar Milletvekili Kemalettin Yılmaz’ın, kapatılan belde belediyelerinde karşılaşılan sorunlar ve çözüm yollarına ilişkin gündem dışı konuşması

KEMALETTİN YILMAZ (Afyonkarahisar) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Saygıdeğer milletvekilleri, Büyükşehir Yasası’yla 30 ilde, büyükşehirde bütün beldeler kapatılırken diğer şehirlerde de nüfusu 2 binin altına düştüğünden dolayı, yaklaşık 559 belde köy hâline dönüştürülmüştür. Bu 559 beldeden 49 tanesi seçim bölgem olan Afyonkarahisar’dadır.

Maalesef, bu kapatılma hadisesi gerçekleştirilirken Hükûmet tarafından, siyasiler tarafından çok ciddi vaatler verildi, çok ciddi sözler verildi. Ama, maalesef, gelinen noktada, insanlarımız, bu beldelikten, kasabalıktan köylüğe dönüşen beldelerimiz tekrar aldatılmayla, kandırmayla karşı karşıyalar. Âdeta “Köy olduğunuza dua edeceksiniz, köy olduğunuza çok sevineceksiniz.” diye müjdelerle belediyeler kapatıldı, köyler oluşturuldu. Hatta bir beldede 7-8 tane -büyük beldelerde- muhtarlık varken şimdi belediyeler sadece ama sadece muhtarlıkla idare edilmeye çalışılmakta.

“Belediyelere gelen ödeneklerde hiçbir eksilme olmayacak, hizmetler devam edecek, beş yıl boyunca bütün problemleriniz çözülecek.” denmişti. Bu sene seçim bölgem olan Afyon’a, İl Genel Meclisine bu beldelerle ilgili olarak, beldeden köy hâline dönüştürülen yerlerle ilgili olarak gelen ödenekler ile belediyelere gelmesi gereken ödenekleri karşılaştırdığımızda gerçekten dağ fare doğurmuştur, bir kez daha insanlarımız aldatılmış, bir kez daha insanlarımız oyalanmıştır, kandırılmıştır.

Değerli milletvekilleri, verilen sözlerin mutlaka tutulması lazım. Bu insanların gerçekten hizmet almaları gerekmektedir. Ki, nüfusları 2 binin altına düştüğü için belde hâlinden köy hâline getirildiler ama buralarda özellikle yazın nüfusları 3 bin, 4 bin, hatta 5 bin olan yerlerimiz vardır. Buralardaki temizlik hizmetleri aksamaktadır, çöpler alınmamaktadır. Ki, buraların altyapı sorunları vardır, içme suyu sorunları vardır, kanalizasyon sorunları vardır, yol problemleri vardır. Bir yıl geçmiş olmasına rağmen, “Bu işler aksamayacak.” diye söz verilmiş olmasına rağmen, aksamaması için bölgelerde hizmet noktaları oluşturulacağı sözü verilmesine rağmen, herhâlde siyasi saiklerle veya siyasi rant yaklaşımlarıyla veya eşe dosta, yandaşa kıyak çekmek amaçlandığından dolayı, hâlâ nereye kurulacağı, nasıl yapılacağı belli olmadığından dolayı bu insanlarımız hizmetlerden mahrum olmaktadırlar. Ulaşım problem hâline gelmiştir. Bozulan, kazılan yolların tamiratı problem hâline gelmiştir. Su arızaları giderilemez hâle gelmiştir, kanalizasyonlar çok ciddi problemler hâline gelmiştir. Buraların belediyelerinin personelleri dağıtılmıştır uzak yerlere. İstedikleri yerlere de gitme imkânları olmadığından dolayı beldelerimiz çok ciddi göç verme noktasındadır. Diğer taraftan, araçları vardı, itfaiye aracı, ambulanslar vardı veya kepçesi, kamyonu vardı, bunlar da “İl Özel İdaresi deposuna” adı altında âdeta çürümeye terk edilmiştir ve maalesef, bu araçlar hizmet dışı kalmıştır. Yazıktır, günahtır, kamu kaynaklarının bu kadar israf edilmesine göz yummamak lazımdır.

AKP iktidarının on iki yıldan beri âdeta Türkiye’mizin genleriyle oynadığı bir gerçek yani yönetimle bu kadar oynamanın Büyük Ortadoğu Projesi’nin gereği olduğunu herhâlde herkes biliyor. Türkiye’nin genleriyle oynamaya devam ediyorsunuz. Hani, Büyükşehir Yasası’yla, bölge kalkınma ajanslarıyla, istinaf mahkemeleriyle, açılım projeleriyle, iç güvenlik yasası, MİT Yasası, çözüm sürecindeki uygulamalarla, Anayasa’daki ilk dört maddesiz yeni bir anayasa arayışlarıyla, hâlâ ne olduğu belli olmayan bir başkanlık sistemi dayatmalarıyla ve 2019 seçimlerinde tüm illerde büyütülmüş şehir yapma hazırlıklarıyla, Büyük Ortadoğu Projesi’nin eş başkanlığının yanında, siyasi taşeronluğunu da gayet güzel yaptığınızı bütün millet ibretle izlemektedir.

Değerli milletvekilleri, gerçekten, bu, Türkiye’nin genleriyle oynama noktasında, ne oldukları belli olmayan pek çok sığınmacının kayıtsız kuyutsuz Anadolu’nun pek çok yerine de gönderilmesi suretiyle Türkiye’de ciddi bir kaosun da eşiğine gelinmiştir. Bunların göz ardı edilmemesi gerekir.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Yılmaz.

Gündem dışı üçüncü söz, Artvin’in Yusufeli ilçesinde kamulaştırmalardan kaynaklı yaşanan sorunlar hakkında söz isteyen Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’a aittir.

Buyurunuz Sayın Bayraktutan.

3.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, Artvin ilinin Yusufeli ilçesinde kamulaştırmadan kaynaklı yaşanan sorunlara ilişkin gündem dışı konuşması ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) – Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Özellikle, televizyonu başında bizleri izleyen, Yusufeli’nden bizleri izleyen tüm hemşehrilerimi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, buraya tabutla geldim. Niye buraya tabutla geldim, onu anlatmak istiyorum. Geçen hafta içerisinde Yusufeli’nde, hiçbir siyasal kaygı duymadan, bütün siyasi kimliklerini kenara bırakarak, Yusufeli’nin AKP’li Belediye Başkanı da başta olmak üzere bütün siyasi partilerin temsilcileri, Yusufeli’ni hicvederek, bir tabuta adını yazarak arkasında yürüdüler, binlerce kişi. Neden biliyor musunuz değerli arkadaşlarım? Yusufeli’ni canlı canlı toprağa gömüyoruz.

Ben Yusufeli’ni nasıl tarif edeyim değerli arkadaşlarım? Artvin’in en güzel ilçelerinden bir tanesi. Cezaevi yok, hırsızlık olayı hiç yok. Yusufeli’nden her türlü siyasal düşünce çıkar; sağcısı çıkar, solcusu çıkar, bir tek vatan haini çıkmadı o kadar güzel Yusufeli’nin insanı ama biz bu insanı bir anlamda mağdur ediyoruz. Sayın Bakan burada, biraz sonra inşallah yanıtlar diye düşünüyorum değerli arkadaşlarım.

Yusufeli’nin problemi ne, onu anlatmak istiyorum. Bakın değerli arkadaşlarım, 2008 yılında, kamulaştırmaya ilişkin ciddi anlamda bir problem var. Yusufeli ilçesi komple barajın altında kalıyor. Bir ilçe düşünün, köyleriyle, insanlarıyla, sokaklarıyla, okullarıyla, anılarıyla, mezarlarıyla suyun altında kalıyor. İlçeyi yok ediyoruz değerli arkadaşlarım. 2008 yılında yeni ilçe kurulmasına ilişkin olarak yerleşim yerine ilişkin bir kanun çıkardık. 23’üncü Dönemde bu kanuna, bizim Cumhuriyet Halk Partisinin çekinceleri vardı, milletvekillerimiz muhalefet etti ama Yansıtıcılar bölgesinde yeni bir ilçe kurulacak dedik, saygı duyduk. Aradan yedi yılı aşkın bir süre geçti, sekiz yıl oldu değerli arkadaşlarım, yeni ilçe merkeziyle alakalı olarak bir tek çivi çakılmadı, orada herhangi bir yol yapılmadı, herhangi bir şey yapılmadı. Ne zaman yapıldı biliyor musunuz değerli arkadaşlarım? Cumhurbaşkanlığı seçiminden önceki birkaç gün içerisinde, 30 Mart seçim kampanyasından önceki birkaç gün içerisinde yalandan oraya iş makineleri gönderildi, dozerler gönderildi, hiçbir şey yapılmadı.

Şimdi, Yusufelililere diyorlar ki… 6 tane köyde ciddi anlamda kamulaştırma var, 17 köy komple kamulaştırılıyor, Yusufeli komple kamulaştırılıyor değerli arkadaşlarım. Düşünebiliyor musunuz, bir kenti, bir ilçeyi canlı canlı suyun altına gömüyoruz; o nedenle bu tabutu buraya getirdim, o nedenle bu insanlar tabutla beraber eylem yaptılar. Şimdi, biz, buna rağmen, 6 köyü kamulaştırmış olmamıza rağmen bu yerleşim yerinde herhangi bir şey yapmadığımız için, mezarlıklara ilişkin bir düzenleme bile yapmadığımız için insanlar nereye gideceklerini bilmiyorlar. O nedenle Artvin’i terk ediyorlar, Yusufeli’ni terk ediyorlar değerli arkadaşlarım. Bu konuya buradan dikkat çekmek istedim. Bakın, biraz önce de ifade ettim, kamulaştırma paralarına, kamulaştırma bedellerine ilişkin de ciddi sorunlar var.

Yusufeli’ndeki arazi kıt değerli arkadaşlarım. Türkiye’nin her yerinde toprak bir gayrimenkuldür. Toprağın menkul olması düşünülemez ama Yusufeli’nde toprak o kadar kıt ki toprak aynı zamanda menkul Yusufeli’nde. Yusufeli Cumhuriyet Savcılığına birisi birinin toprağını çalmış diye şikâyette bulunuluyor. Böyle değerli bir yer değerli arkadaşlarım. Ve biz bu ilçeye ilişkin olarak, barajların yüzde 40’ı tamamlanmış olmasına rağmen, 6 tane köyde kamulaştırma işlemleri tamamlanmış olmasına rağmen hiçbir işlem yapmıyoruz, yerleşim yerine ilişkin herhangi bir işlem yapmıyoruz değerli arkadaşlarım.

Burada Hükûmeti şikâyet ediyorum. Sayın Bakan biraz sonra gelecek, burada açıklayacak. Zaten konuşmamdan sonra da bu tabutu götüreceğim, yürütme organının masasına koyacağım değerli arkadaşlar. Bunu anlatmak zorundayız.

Bakın, bütün Yusufeliler bugün bizi dinliyorlar. Geçen hafta içerisinde 5 bini aşkın Yusufelili -biraz önce de ifade ettiğim gibi- siyasal parti kaygısını kenara koyarak “Yusufeli yok ediliyor, Yusufeli insanı mağdur ediliyor.” diye kıyamet koparttılar. En çok oyu da size veriyorlar, o konuda da haksızlık etmeyelim, AKP’ye veriyorlar oyları da ama sizler sahip çıkmıyorsunuz.

Bakın, önceki dönem Başbakan geldi, Yusufeli’nde konuşma yaptı, “Yusufeli insanını mağdur etmeyeceğim.” dedi. Daha sonra, Sayın Bakan geldi, hemşehrimiz Kadir Topbaş geldi. Faruk Çelik geldi, dedi ki: “Bir an evvel bunları halledeceğim, hiçbir kaygı duymayın.” Ama gelinen noktada hiçbir şey yok değerli arkadaşlarım.

Kamulaştırma parasını alanlar Yusufeli’ni terk ediyorlar, Yusufeli’nden uzaklaşıyorlar. Hükûmetin bu anlamda buna mutlaka müdahale etmesi gerekiyor. Özellikle, yerleşim birimiyle alakalı, yerleşim yerine ilişkin bu mağduriyeti bir an evvel ortadan kaldırması gerekiyor, Yansıtıcılar bölgesinin de bir an evvel işlemlerini gerçekleştirmesi gerekiyor.

Ayrıca, kamulaştırma bedellerini Türkiye’deki Kamulaştırma Kanunu’nun o dar çerçevesi içerisinde, sanki bir Konya Ovası’ymış gibi değerlendirmenin dışında özel bir Yusufeli kanununun çıkartılması şarttır değerli arkadaşlarım. “Neden?” diyorsanız, başka bir Yusufeli yok ne yazık ki.

Yusufelililerin Hükûmetten beklediği şu, diyorlar ki: “Gelin, yeni yerleşim yerinin temellerini atın, bir an önce inşaata başlayın.” Hükûmet ne yapıyor biliyor musunuz değerli arkadaşlarım? Geçen hafta Gümrük ve Ticaret Bakan Yardımcısı Artvin’e geldi, bir avukat bürosunun açılışını yaptı değerli arkadaşlarım; sizin Bakan Yardımcınız, bir avukat bürosunun. Kim biliyor musunuz bu avukat? Kendi yeğeni. [CHP sıralarından alkışlar (!)] Sizin Bakan Yardımcınız geldi, Yusufeli’nde avukat bürosunun açılışını yaptı. Biz diyoruz ki: “Yeni yerleşim yerinin açılışını yapın.” Yusufeliler bunu talep ediyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

UĞUR BAYRAKTUTAN (Devamla) – Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Bayraktutan.

(Hatibin elindeki tabut maketini Bakanlar Kurulu sıralarına bırakması)

BAŞKAN - Lütfen…

ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) – Al onu oradan.

BAŞKAN – Hükûmet adına Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu konuşacaktır.

Buyurunuz Sayın Eroğlu. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; saygılarımı sunuyorum.

Ben, özellikle, az önce Yusufeli’yle ilgili konuşma yapan Değerli Artvin Milletvekilinin konuşmasına cevap vermek üzere söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.

Esasen çok kısa konuşacağım çünkü biz laf değil, iş üretiyoruz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) – Barajları anlat, barajları Hocam.

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Bakın, şu anda, şunu belirteyim: Yusufeli için, Türkiye’nin en güzel ilçesini kurmak için çok büyük bir çalışma yaptık. Hatta, mademki, buradan kendisi bahsetti, Yusufeli’nde çok güzel bir alan var, oraya da bir dolgu alanı yaparak alanı genişletmek suretiyle gerçekten dört dörtlük bir ilçe kuracağız. Bir kere, bunun sözünü veriyoruz. İmar planları bitti, her şey bitti, şu anda işe başlıyoruz.

UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) – Sayın Bakan, sekiz yıldır ne bekliyorsunuz? Sekiz yıl geçti, sekiz yıl.

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) - Zaten, şu anda, baraj bitmeden, bütün altyapı, üstyapı, ne gerekiyorsa en güzel şekilde Yusufeli’ne yakışır bir ilçeyi kurmak bizim sözümüzdür, biz de sözümüzün eriyiz. Bunu özellikle buradan ilan ediyorum. (AK PARTİ sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar)

Yusufeli insanları, gerçekten çok çalışkan, vatanına, milletine bağlı, gerçekten güzel insanlar. Onlara da hizmet etmek, onlara yardımcı olmak bizim de boynumuzun borcu; bu bir.

İkincisi, istimlaklerde, orada, biliyorum… Hatta bir hatıramı da anlatayım. Bir tarihte, yeni gelen bir hâkim bir davaya bakıyor, davacı diyor ki: “Benim toprağımı çaldı, tarlamı çaldı.” Tabii, hâkim bilmiyor, orada toprak çok kıymetli, arazi çok kıymetli. Dolayısıyla, kesinlikle Konya Ovası’ndaki fiyatlarla Yusufeli’ndeki fiyatlar aynı değil. Kaldı ki siz de bu kamulaştırmayı en iyi bilen bir kişisiniz. Dolayısıyla, bunu da dikkate alıyoruz. Asla ve asla vatandaşı mağdur etmeyeceğiz, Yusufeli çiçek gibi ilçe olacak. Bunun sözünü veriyoruz. Plan, projeler hazır. Zaten, ben, kısa zamanda gideceğim, Yusufelili kardeşlerimize projeyi göstereceğiz, yapacağımız o dolgu alanını göstereceğim. Muhteşem bir şehir kuracağız.

Bu vesileyle, saygılarımı sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Eroğlu.

Gündeme geçmeden önce sisteme girmiş sayın milletvekillerine birer dakika söz vereceğim.

Buyurunuz Sayın Sarıbaş.

V.- AÇIKLAMALAR

1.- Çanakkale Milletvekili Ali Sarıbaş’ın, Çanakkale-İzmir duble yolunun neden çöktüğünü ve sorumlular hakkında soruşturma açılıp açılmadığını öğrenmek istediğine ilişkin açıklaması

ALİ SARIBAŞ (Çanakkale) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Bir yıl önce AKP iktidarı olarak çok övündüğünüz Çanakkale-İzmir duble yolu çökmüştür. Yapımının üzerinden ancak bir yıl süre geçmesine karşın, yolun 20 kilometrelik bölümü içerisinde sık sık çökmeler ve 30 metre uzunluğunda çatlak oluşması, üç dört yerde de ciddi hasar oluşması bu yolda ciddi mühendislik hatalarının olduğuna işaret ediyor.

Çanakkale’yi İzmir’e bağlayan bu çok önemli bağlantı yolunda, yapımının üzerinden bir yıl süre geçmesine rağmen sık sık ciddi hasarlar meydana gelmesinin sebebi araştırılmış mıdır? Araştırma sonuçları nedir? Sorumlular hakkında soruşturma açılmış mıdır? Bu yolda, yine, bu çökme sonucunda orada bulunan, mevcut İntepe köyümüz de heyelan tehdidi altındadır. Bu yollarda kazaların bugüne kadar olmaması bizler için büyük bir teselli kaynağıydı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Sarıbaş.

Sayın Öğüt…

2.- İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt’ün, DİSK’e bağlı BİRLEŞİK METAL-İŞ Sendikası işçilerinin başlattığı grevin millî güvenlik gerekçesiyle yasaklanmasına ilişkin açıklaması

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Geçen hafta DİSK’e bağlı BİRLEŞİK METAL-İŞ üyesi 15 bin işçi, onurlu bir yaşam ve karınlarını doyurabilmek, çoluk çocuklarının onurlu bir yaşam elde edebilmesi için greve çıktılar. Hükûmetiniz, 12 Eylül faşist yasalarından kalan bir güçle, aldıkları güçle, bu grevi genel güvenlik anlamında, millî güvenlik öne sürerek ertelediler. Bu grevin ertelenmesi tamamen kanunsuzdur. Hükûmetin grev erteleme kararı -metal işçilerinin onurlu direnişini- emekçiden ne denli korktuğunun en büyük göstergesidir. 12 Eylül döneminde bile bu kadar yapılmamıştır. AKP’nin emekçiden korkusu öyle büyüktür ki bunun ardından bile usulsüzlük çıkmıştır. Grev daha başlamadan, birçok bakan yurt dışındayken, sahte veyahut da önceden alınmış imzalarla bu karar alınmıştır. Metal işçileri en büyük yasal haklarının kendilerinden alınmasına karşı onurlu direnişlerine devam ediyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Öğüt.

Sayın Atalay…

3.- Ardahan Milletvekili Orhan Atalay’ın, İskilipli Atıf Hoca’nın 89’uncu ölüm yıl dönümüne ilişkin açıklaması

ORHAN ATALAY (Ardahan) – Teşekkür ederim Başkanım.

Resmî tarihlerin zalimler tarafından yazıldığı, mazlumların ise kendi tarihlerini yazma fırsatı dahi bulamadıkları söylenmiş olsa bile, bir gün hakiki tarihin de yazılacağını ve o tarihin gadre uğramışları aklayacağını ve itibarlarını mutlaka iade edeceği inancımı ifade ederek, dün önünde “istiklal” sıfatı olan, ancak özünde tıpkı bugün Mısır’da 183 masumu en deni bir şenaatle idama mahkûm etmiş bulunan ihtilal mahkemeleri gibi çalışmış, hukuk değil zulüm tarihinde bile emsaline nadiren rastlanan bir şekilde idam edilmiş binlerce mazlumdan birisi olan İskilipli Âtıf Hoca’yı şehadetinin 89’uncu yıl dönümünde rahmetle anıyorum.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Atalay.

Sayın Özkan…

4.- Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan’ın, Burdur’un Tefenni ilçesinin Hasanpaşa köyünde yapılan Yünüm-Böğet ve Çoban Bayramı Kültür Şenlikleriyle ilgili sergiye bütün milletvekillerini davet ettiğine ve Burdur’daki orman köyü kooperatiflerinin durumuna ilişkin açıklaması

RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Burdur) – Sayın Başkan, teşekkür ederim.

Her yıl geleneksel olarak düzenlenen yedi yüz elli yıllık göller, güller ve gönüller diyarı Burdur’umuzun Tefenni Hasanpaşa Yünüm Şenlikleri, tos tos, böğet fotoğraflarıyla, “Toprak ile koyun, gerisi oyun.” diyerek tüm arkadaşlarımızı, vatandaşlarımızı Mustafa Necati Kültür Evinde, Kızılay’da Necatibey’de beklemektedir. Sizleri oraya davet ediyorum.

Ayrıca, Sayın Bakanım, ülkemiz genelinde ve Burdur ilimizde orman köyü kooperatiflerimiz orman içi çalışmalarında ilgili kanunun 40’ıncı maddesi gereği teraslama, sürüm, kesim ve dikim işi yapmaktadırlar. Ancak, yaptıkları işin gereği bazen özel şirketlerden araç kiralayıp işi tamamlamaktadırlar. Ancak bu durumda “İşi başkasına ihale ettiniz.” anlayışıyla ihale feshedilmektedir. İzin ve iyi bir kontrol beklemektedirler. Orman köylülerimizin iyi niyetle bu işi yaptıklarının bilinmesini ve korunmalarını beklemekteyim.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Özkan.

Sayın Eyidoğan…

5.- İstanbul Milletvekili Haluk Eyidoğan’ın, İstanbul’da üçüncü havaalanı ve üçüncü köprü çalışmalarının çevreyi ve doğayı olumsuz etkilediğine ilişkin açıklaması

HALUK EYİDOĞAN (İstanbul) – Teşekkür ederim Başkan.

Geçenlerde bir aktiviteye katılım nedeniyle İstanbul’un üçüncü havaalanı ve üçüncü köprü mahallinde bulundum. Bölgede gerçekten çok vahşi şekilde yürütülen inşaat faaliyetleri var. Sayın Bakan buradayken sormak istiyorum, gerçekten gönlü rahat mı? Rahat mı gerçekten Sayın Bakan? Ya, orada bir şeyler yapılıyor, coğrafya değiştiriliyor, topoğrafya değiştiriliyor, doğanın bütün dengesi değiştiriliyor, su havzaları tehlike altında. Oradaki fauna, flora, hayvanlar ve bitki örtüsü tehlike altında. Su havzaları gerçekten, İstanbul’un geleceğini belirleyen önemli unsurlardan bir tanesi. Çok üzücü, çok vahşi bir inşaat faaliyeti var. Gerçekten rahat mısınız Sayın Bakan?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Eyidoğan.

Sayın Bulut…

6.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, Balıkesir’in Ayvalık ilçesinin Karaayıt köyünde bulunan maden sahasından sızan zehirli sular konusunda Hükûmetin tedbir alması gerektiğine ilişkin açıklaması

AHMET DURAN BULUT (Balıkesir) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Balıkesir’in Ayvalık ilçesinin Karaayıt köyünde Karaayıt madeni, binlerce ağacın kesilmesiyle atıklarının tedbirsiz, denetimsiz vaziyette bir yere doldurulması neticesi, yağan yağmurlarla oluşan akıntının dere marifetiyle alt kısımda bulunan Madra Barajı’na akmasına sebep olmakta. Bu Madra Barajı Altınova, Ayvalık, Gömeç’e kadar geniş bir sahayı sulamaktadır. Orada canlılar, insanlar bu suyu içmekte, tarım yapılmaktadır ve bu zehirli su sebebiyle Altınova Ovası artık ekilemez hâle gelmiştir. Hükûmetin bu konuda bir tedbir almasını ve bu madenin durdurulmasını istiyorum.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Bulut.

Sayın Işık…

7.- Erzincan Milletvekili Muharrem Işık’ın, Erzincan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği yöneticisi Hasan Sınırtaş’ın tutuklanması konusunda yetkilileri duyarlı olmaya çağırdığına ilişkin açıklaması

MUHARREM IŞIK (Erzincan) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Hükûmetin çıkardığı yasalarla kendine muhalif olan herkes gözaltına alınmakta, makul şüpheli olarak tutuklanmaktadır. Topluma gözdağı vermek için, karşısında gördüğü her grubu ve kişiyi mahkûm etmektedir.

Erzincan Pir Sultan Abdal Derneği yöneticisi Hasan Sınırtaş da uygulanan bu politika sonucu tutuklanmıştır. Hiçbir derneğe üye olmadığı hâlde ve Erzincan’da böyle bir örgüt de olmadığı hâlde bu tutuklama gerçekleştirilmiştir.

Hasan Sınırtaş, yalnızca demokratik hakkı olan ve Anayasa’nın 34’üncü maddesine göre basın açıklamasında ve yürüyüşlerde yer almıştır. Yalnızca Pir Sultan Abdal Derneği üyesidir. Tüm Türkiye'de olduğu gibi Erzincan’da da toplumu sindirmek için bu gözaltı yapılmıştır. Arkadaşları şu anda açlık grevindedir. Yetkilileri duyarlı olmaya çağırıyorum. Pir Sultan Abdal Derneği eğer ki yasa dışı bir örgütse neden kurulmasına izin verilmiştir? Bu konuda duyarlı olmaya çağırıyorum herkesi.

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Işık.

Sayın Bakbak…

8.- Gaziantep Milletvekili Derya Bakbak’ın, kadın sorunlarıyla ilgili yapılan çalışmalara ilişkin açıklaması

DERYA BAKBAK (Gaziantep) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kadınlarımızla ilgili bazı konuları sizinle paylaşmak istiyorum.

Son üç yılda kadınlarımızın eğitim düzeyi önemli seviyelere gelmiştir. Bugün üniversitelerimizde eğitim gören 5 milyon öğrencinin yüzde 45’ini kadınlar oluşturmaktadır. Kız çocukları için net okullaşma oranları, ilköğretimde yüzde 99’a, ortaöğretimde yüzde 94’e çıkmıştır. Bu oranlar cumhuriyet tarihinin en yüksek oranlarıdır.

Bakınız, hiçbir kadının savunmasız ve sahipsiz kalmaması adına Türkiye'nin 14 ilinde şiddet önleme ve izleme merkezleri kurduk. Bugüne kadar toplam 22 bin kadın, 6 bin çocuk bu merkezlerden yararlandı.

Bunun yanı sıra, kadın konukevi sayımızı da artırdık. 2011 yılında kadın konukevi sayısı 48 iken, bu sayıyı 2014 yılında 95’e çıkardık.

Kadına yönelik şiddetin sebeplerinin araştırılarak, alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla kurulan…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Bakbak.

Sayın Şahin…

9.- Çankırı Milletvekili İdris Şahin’in, İskilipli Atıf Hoca’nın 89’uncu ölüm yıl dönümüne ilişkin açıklaması

İDRİS ŞAHİN (Çankırı) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Değerli Başkanım, kıymetli milletvekili arkadaşlarım; ben de… Cumhuriyetin ilk yıllarında kurulan istiklal mahkemeleri başta olmak kaydıyla, darbeler sonrasında olağanüstü şartlarda kurulan mahkemelerin kararları her daim tartışmalı olmuş, hukukun üstünlüğü, adil yargılanma hakkının ihlal edildiği süreçler yaşanmıştır. Seksen dokuz yıl önce, istiklal mahkemelerince idam kararı verilen İskilipli Atıf Efendi de adil yargılanmamış, hukukun yok sayıldığı bir mahkeme hükmüyle hayatını kaybetmiştir. Savunduğu fikirler dün olduğu gibi bugün de milletimiz nezdinde karşılık bulunmaktadır. Sevenleri de onu İskilip’te, mezarı başında önceki gün yâd etmişlerdir.

Özellikle ifade ve inanç özgürlüğünün hiçbir kısıtlamaya maruz kalmadan ifade edilebildiği bir sürecin ülkemizde daim olması, gerçek anlamda adaletin tesis edildiği Türkiye’nin…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

İDRİS ŞAHİN (Çankırı) – … ilelebet yaşayabilmesi dileğiyle, İskilipli Atıf Efendi’ye Allah’tan rahmet, kederli ailesine ve sevenlerine tekrar başsağlığı diliyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Şahin.

Sayın İçten…

10.- Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten’in, Celal Güzelses’in 56’ncı ve İskilipli Atıf Hoca’nın 89’uncu ölüm yıl dönümlerine ilişkin açıklaması

CUMA İÇTEN (Diyarbakır) – Sayın Başkan, Diyarbekir 33 medeniyete, peygamberlere, sahabelere, bilime, sanata ve edebiyata on binlerce yıl başkentlik yapmış kadim bir şehirdir. Bundan elli altı yıl önce Diyarbekir’in bu yüzünü tüm dünyaya tanıtan Şark bülbülü, Kürt, Diyarbekirli sanatçımız Celal Güzelses’i saygıyla, rahmetle anıyoruz. Diyarbekir’le özdeşleşen “Ağlama yâr ağlama”, “Fincanın etrafı yeşil”, “Hele yâr, zalim yâr”, “Esmer bugün ağlamış” gibi yüzlerce türkünün söz yazarlığını, bestekârlığını ve seslendirmesini yapmıştır, kendisine Allah’tan rahmet diliyoruz.

Ayrıca, medrese kürsüsünden darağacına çıkıp şahadet şerbetini içen “Mesele şapka meselesi değildir. Mesele bir inancın bütünlüğünün korunmasıdır.” diyen İskilipli Atıf Hocamızın 4 Şubat 1926 yılında şehit edilişinin yıl dönümündeyiz. Düzmece istiklal mahkemelerince şehit edilen tüm insanlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın İçten.

Sayın Demir…

11.- Muğla Milletvekili Nurettin Demir’in, Isparta Kızılay Kan Bağışı Merkezi Müdürü Doktor Şerafettin Kılınçel’in görevden alınmasına ve tıpta uzmanlık sınavlarının neden yazılı olarak yapılacağını öğrenmek istediğine ilişkin açıklaması

NURETTİN DEMİR (Muğla) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Geçtiğimiz günlerde, sosyal medyada iş adamı Reza Zarraf’ı da eleştiren bir karikatür paylaşan Isparta Kızılay Kan Bağışı Merkezi Müdürü Doktor Şerafettin Kılınçel işten atıldı. Yaklaşık altı buçuk yıldır Kızılay’da görev yapan Kılınçel döneminde, Kızılayın resmî istatistiklerine göre kan bağışları yüzde 70 artmıştır. Sürekli birincilikleri olan ve başarılarıyla yerel gazetede manşet olan Kılınçel’in işten atılmasını doğru buluyorlar mı bu arkadaşlarımız? Benzeri durumların Kızılayın başka şubelerinde de yaşandığı iddia edilmektedir. Bu iddiaların gerçeklik payı var mıdır? Ayrıca, Kızılayda birtakım şaibeler ve kadrolaşmanın olduğu belirtilmektedir? Bu konuda bir dış denetim yapılmakta mıdır?

Yine, ÖSYM… Tıpta uzmanlık sınavlarıyla ilgili yazılı sınava geçilecekmiş. Bu haksızlığın…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

NURETTİN DEMİR (Muğla) – …nedeni nedir? 10-12 bin doktor için, yazılı sınav neye göre değerlendirilecektir?

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Demir.

Sayın Korkmaz…

12.- Isparta Milletvekili S. Nevzat Korkmaz’ın, Burdur’un Tefenni ilçesinin Hasanpaşa köyünde yapılan Yünüm-Böğet ve Çoban Bayramı Kültür Şenlikleriyle ilgili sergiye bütün milletvekillerini davet ettiğine ilişkin açıklaması

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Yedi yüz elli yıldır yapılagelen bir Yörük geleneğinden bahsedeceğim. Burdur Tefenni Hasanpaşa köyünde, Yünüm-Böğet Çoban Bayramı etkinlikleri yedi yüz elli yıldır Orta Asya’daki şekliyle yaşatılmaktadır. Otlatma mevsimi bitince koyunların sahiplerine tesliminden önce yıkanması esasına dayanır bu kutlamalar. Bu etkinlikler Türkiye’nin ünlü fotoğrafçılarınca resimlenmiş, Meclisin Mustafa Necati Kültür Evi’nde sergilenmektedir. Burdur milletvekillerimizle birlikte katıldığımız bu açılışta sanatçılarımız Mustafa Yüce, Adem Ağuş, Melik Ejder Tepret, Emel Sarığül, Derya Düzenli, Süleyman Uçan, Mahmut Toprak, Ender Bayındır’la birlikteydik. Herkesi bu sergiye ben de Isparta milletvekili olarak davet ediyorum. Yedi yüz elli yıllık Türk geleneğini yaşatan Hasanpaşalıları ve Tefennilileri de gönülden kutluyorum.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Korkmaz.

Sayın Doğru…

13.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Tokat’ın Zile ilçesinin sorunlarına ilişkin açıklaması

REŞAT DOĞRU (Tokat) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Tokat ili Zile ilçesinde birçok köyde su sıkıntısı mevcuttur. Geçtiğimiz yaz kuraklık çok büyük boyutlara ulaşmış, evlerde içecek su dahi bulunamamıştır, çeşmeler tamamen kurumuştur. Zile ilçesi köylerine özel idareler marifetiyle yeni kuyular açılması, yeni göletler yapılması gerekmektedir. Özel idarelere konuyla ilgili kaynaklar aktarılması gerekir. Devlet Su İşleri ve özel idarelerin konuyu mutlaka önemsemesini istiyoruz çünkü Tokat ili göç veren illerin başında gelmektedir. Bu durum da bir göç sebebidir, köyler boşalmaktadır. Köydeki insanların mağdur olmaması gerekmektedir. Konuyu dile getirmek istedim.

Teşekkür ederim Sayın Başkan.

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Doğru.

Sayın Uslu…

14.- Çorum Milletvekili Salim Uslu’nun, İskilipli Atıf Hoca’nın 89’uncu ölüm yıl dönümüne ilişkin açıklaması

SALİM USLU (Çorum) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Hemşehrim İskilipli Atıf Hoca ve arkadaşları seksen dokuz yıl önce bugün Ankara’da idam edilerek kimsesizler mezarlığına defnedilmişlerdi. Allah’tan rahmet diliyorum.

Savunması, itirazı, temyizi kabil olmayan, oluşumu tartışmalı ve sadece 5 celsede verilen kararla bir hukuk cinayeti işlenmiştir. Sözde yargıcın “sarık, şapka, fes ve bez” benzetmesine karşın merhum Hoca’nın Türk ve İngiliz bayraklarını karşılaştırarak “âdet-alamet” açıklaması hayli düşündürücüdür. İstiklal mahkemeleri kayıtları ve karartılmış gerçeklerin aydınlığa çıkartılmasını sabırsızlıkla bekliyoruz. Atıf Hoca’nın Millî Mücadele ve Kuvayımilliye’yi destekleyen, ayrıca işgale karşı çıkan açıklamaları onun ne kadar yurtsever olduğunu göstermektedir.

Türkiye, geçmişteki acılar ve ayıplarla yüzleşerek toplumsal barışa ivme kazandırmalı; Saidi Nursi, Atıf Hoca, Şeyh Sait, Seyit Rıza gibi nice haksızlığa ve cinayete kurban edilen şahsiyetlere iadeiitibar yapılmalıdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SALİM USLU (Çorum) – Normalleşmenin, demokratikleşmenin, özgürleşmenin gereği budur. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında yeni Türkiye’ye böyle bir atıfet yakışır.

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Uslu.

Sayın Gök…

15.- Ankara Milletvekili Levent Gök’ün, Ardahan Milletvekili Orhan Atalay, Çankırı Milletvekili İdris Şahin, Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten ve Çorum Milletvekili Salim Uslu’nun yaptıkları açıklamalarındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

LEVENT GÖK (Ankara) – Sayın Başkanım, Mustafa Kemal Atatürk’ün kurmuş olduğu cumhuriyete ve onun kurmuş olduğu bu Mecliste Mustafa Kemal Atatürk’e hakaret eden kişilerin savunulmasını ve bunu milletvekili sıfatıyla yapmalarını dehşetle ve üzüntüyle karşıladım. Eğer bu arkadaşlarımız tarihten gelen bilgisizlikle bunları konuşmuşlarsa o ayrı bir sorundur ama parti yöneticileri buradayken İskilipli Atıf Hoca’nın, Teali İslam Cemiyeti Başkanı sıfatıyla Mustafa Kemal ve arkadaşları için “Mustafa Kemal ve Kuvayımilliye maskaraları Yunan askerlerinin önünden kaçıyor. Mustafa Kemal gibi 5-10 eşkıyanın vücudunu ortadan kaldırmak için halkımız gereken fedakârlığı yapmıyor.” diyen bir zatın bu kürsülerden konuşulmasını şiddetle kınıyorum. (CHP sıralarından alkışlar) Partinin sözcülerinin bu arkadaşların sözlerini tavzih etmelerini istiyorum. Böylesine, Mustafa Kemal gibi bir şahsiyete “hain”, “eşkıya” demiş bir şahsiyetin bu milletvekilleri tarafından burada konuşulması ayıptır, rezalettir, skandaldır! Bunun gereği derhâl yerine getirilmelidir. Böyle bir terbiyesizliğe burada müsaade edemeyiz. (CHP sıralarından alkışlar)

İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) – Terbiyesiz sensin!

İDRİS ŞAHİN (Çankırı) – Levent Bey, ne söylediğimizi dahi dinlememişsiniz. Yazık sana ya!

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Gök.

İDRİS ŞAHİN (Çankırı) – Ne söylediğimizi bile dinlememişsin.

LEVENT GÖK (Ankara) – Ne söylediğinizi biliyoruz onların hepsini.

İDRİS ŞAHİN (Çankırı) – Bak, bir hukukçusun sen. Benim ne söylediğimi dinlememişsin. Bir tanesini dinlememişsin.

LEVENT GÖK (Ankara) – Ayıp ediyorsunuz burada. Açıklamalar burada. Buradan size mi kalmış onları söylemek!

İDRİS ŞAHİN (Çankırı) – Özellikle al bu kayıtları, oku!

SALİM USLU (Çorum) - Sayın Başkan, terbiyesizlikle ve bilgisizlikle suçladı. Cevap vermek istiyorum.

LEVENT GÖK (Ankara) – Atatürk’ün kurduğu Mecliste konuşuyorsunuz. Saygılı ol ona! Saygılı olun!

İDRİS ŞAHİN (Çankırı) – Geç onu ya!

Atatürk’ün kurduğu Mecliste ifade hakkımızı kullanıyoruz. Özgürlükleri savunuyoruz, hukukun üstünlüğünden bahsediyoruz.

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen, sakin olunuz.

LEVENT GÖK (Ankara) – Mahir Bey, arkadaşınıza sahip çıkın. Atatürk’e hakaret etmiş İskilipli Atıf Hoca hakkında burada görüş bildiriyorlar. Atatürk’e ihanet eden, Atatürk’e “hain” diyen, “eşkıya” diyen bir kişiyi burada savunuyorlar. Lütfen, müsamaha göstermeyiniz.

SALİM USLU (Çorum) - Öyle bir şey yok.

BAŞKAN – Sayın Gök, lütfen…

LEVENT GÖK (Ankara) – Buna burada izin vermeyiz! Burada biz olduğumuz müddetçe izin vermeyiz buna! Ayıptır bu!

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, burada her şeyi, her konuyu özgürce konuşabilirsiniz, eleştirilere karşı da tahammüllü olmak durumundasınız.

SALİM USLU (Çorum) – Öyle bir söz yok. Öyle bir söz yok. Öyle bir sözünü bulmak zorundasınız. Öyle bir sözü yok.

LEVENT GÖK (Ankara) – Ne iddia ediyorsun sen orada, ne iddia ediyorsun? Otur, Grup Başkan Vekilin konuşacak.

SALİM USLU (Çorum) – O sözü bulmak zorundasınız.

LEVENT GÖK (Ankara) – Otur. Grup Başkan Vekili…

BAŞKAN - Sözlerinizi özgürce söyleme hakkına sahipsiniz. Eleştirileri de sakin bir şekilde karşılamak durumundayız.

SALİM USLU (Çorum) – Öyle bir sözü yok.

LEVENT GÖK (Ankara) – Böyle bir kepazelik olmaz!

MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Buyurunuz efendim.

16.- Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal’ın, Ankara Milletvekili Levent Gök’ün yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) – Burada her milletvekili özgür iradesiyle bu Mecliste kendi düşüncelerini ifade eder. Arkadaşlarımızın İskilipli Atıf Hoca’yla ilgili, merhumla ilgili ifadeleri bir cumhuriyet hesaplaşması değildir.

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Ya nedir?

MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) – Geçmişte yapılan bir yanlışın bugün yâd edilmesi ve o dönemde, istiklal mahkemelerinde 5 celsede doğru düzgün yargılanmadan asılan bir âlimin bugün anılmasıdır. Bunun üzerinden Mustafa Kemal Atatürk’le ilgili bir tartışma, cumhuriyetle ya da cumhuriyetin değerleriyle ilgili bir hesaplaşma söz konusu değildir.

Kaldı ki bu yüce Mecliste, geçmişte, cumhuriyetimizin kuruluş yıllarında ve daha sonrasında yapılan yanlışlarla ilgili her milletvekili kendi özgür iradesiyle bir muhasebe de yapma hakkına sahiptir. Buna da saygı duyulması gerekir.

Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Ünal.

Buyurunuz Sayın Gök.

17.- Ankara Milletvekili Levent Gök’ün, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal’ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

LEVENT GÖK (Ankara) – Sayın Başkan, durum o kadar da Sayın Grup Başkan Vekilinin belirttiği gibi basit değildir. Burada yemin eden her milletvekili Atatürk ilke ve inkılaplarını koruyacaklarına dair yemin ettiler. İskilipli Atıf Hoca, az önce de buradan okuduğum, kendisi Teali İslam Cemiyeti Başkanıyken Mustafa Kemal Atatürk hakkında “eşkıya” demiştir. Mustafa Kemal Atatürk’e “İhanet ediyor.” diye çok ağır sözler söylemiştir. Yani Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu bir Mecliste, AKP Grubuna mensup milletvekillerinin bugün, Atatürk’e ihanet etmeyi ve Atatürk’e karşı olan bir kişiyi savunmaları ve bunun da Grup Başkan Vekili tarafından fikir özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilmesi söz konusu olamaz.

BÜLENT TURAN (İstanbul) – Bu nasıl bir ölçü Sayın Başkan ya! Konuşmayalım o zaman Sayın Başkan.

LEVENT GÖK (Ankara) – Bu, cumhuriyetle hesaplaşmanın adımlarından bir tanesidir. Burada olduğumuz müddetçe bunları size söyletmeyeceğiz.

İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) – Hadi be!

ORHAN ATALAY (Ardahan) – Emredersiniz!

LEVENT GÖK (Ankara) – Atatürk’e hakaret edemezsiniz. Cumhuriyete hakaret edemezsiniz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) – Tamam Levent, tamam… Burası bir hesaplaşma yeri değil.

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Gök.

Bu sıralarda oturan hiçbir milletvekilinin Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuş olan Atatürk’e karşı bu tarz bir düşünceye sahip olacağına inanmak istemem ve inanmam da. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Ve bunun için de dikkatli bir şekilde sözcüklerini her zaman seçeceklerini temenni ediyorum, seçmelerini rica ediyorum. Kimsenin Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla hesaplaşması gibi bir olayın içinde olmamasını da ayrıca diliyorum.

BÜLENT TURAN (İstanbul) – Rüya görüyorlar Sayın Başkan.

LEVENT GÖK (Ankara) – Herkes yeminine sadık kalsın. Ayıptır!

BAŞKAN – Şimdi, Sayın Yeni’ye, son olarak bir de Sayın Çandar’a söz vereceğim.

18.- Samsun Milletvekili Ahmet Yeni’nin, BDDK tarafından Bank Asya’nın yönetiminin değiştirilmesine ilişkin açıklaması

AHMET YENİ (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bankacılık sektörü ekonominin belkemiğidir. Bugün Bank Asya’nın yönetiminde bir değişiklik olmuştur. BDDK Kanunu çerçevesinde talep edilen bilgi ve belgelerin Bank Asya tarafından 15/1/2015 tarihine kadar BDDK’ya verilememesi sonucunda, bugün Bank Asya’da yönetim değişikliği meydana gelmiştir. Şeffaflık sonucu, BDDK Kanunu çerçevesinde, bu yönetim kuruluna, yeni görevi devralan yönetim kuruluna ve Genel Müdüre başarılar diliyorum. Güçlü ekonomi sonucu, Bank Asya’nın yönetiminin değişmesinin sonucunda da ekonomimizde herhangi bir problemin yaşanmamış olması, AK PARTİ iktidarlarının ne kadar güçlü bir ekonomik altyapı oluşturduğunun bir göstergesi olarak da bugün ortadadır.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Yeni.

Sayın Çandar…

19.- Muğla Milletvekili Tolga Çandar’ın, Muğla’da bulunan 3 termik santralin özelleştirilmesine ve Milas Şenköy’deki Horasanlı Şeyh Bedrettin Türbesi için Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından gönderilen paranın akıbetini öğrenmek istediğine ilişkin açıklaması

TOLGA ÇANDAR (Muğla) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Bölgemizde bulunan 3 termik santralin yöre halkının bütün itirazlarına rağmen, işçilerin bütün itirazlarına rağmen özelleştirildiğini biliyoruz. Bu özelleştirmeden sonra yaşanan vahşi bir kadrolaşma bölge halkını son derece germiştir. Bu kadrolaşmanın sadece yöremizden değil, dışarıdan transferle yapılması ayrıca bölge halkını sinirlendirmektedir çünkü termik santrallerin yaydığı gazlardan zehirlenen biziz, kanser olan bölge halkı, bunun her türlü pisliğini, her türlü olumsuz sonuçlarını yaşayan biziz fakat termik santrallerden yararlanmak, termik santrallerden faydalanmak gerektiği zaman da bunu dışarıdan getirdiğiniz kadrolara yaptırmanız bölge halkını son derece germektedir. Bu konuda daha duyarlı olunmasını bekliyoruz.

Son bir söz: Daha önce verdiğimiz bir önergede para istemiştik Kültür Bakanlığından, Şenköy’deki Horasanlı Şeyh Bedreddin Türbesi için. Bu para geldi ancak ortada yok. Ne oldu bu para, bilmek istiyoruz.

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Çandar.

Sayın Coşkun…

20.- Yalova Milletvekili Temel Coşkun’un, İskilipli Atıf Hoca’yı rahmetle andığına ve Yalova’da şiddetli lodos ve fırtına nedeniyle zarar gören üreticilere gereken destek ve yardımın yapılacağına ilişkin açıklaması

TEMEL COŞKUN (Yalova) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Ben de İskilipli Atıf Hoca’yı rahmetle anıyorum.

Ayrıca, hafta sonu ülke genelinde ama özelde de Yalova’mızda meydana gelen lodos ve fırtınadan dolayı başta tarım üreticilerimiz, seracılar ciddi bir zarara uğramışlardır. Kendilerine geçmiş olsun diyorum. İlimizde Valiliğimizin başkanlığında yapılacak tespitlerden sonra, zarar gören vatandaşlarımıza gereken destek ve yardım yapılacaktır.

Herkesi saygıyla selamlıyorum, tekrar geçmiş olsun diyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Coşkun.

Şimdi gündeme geçiyoruz.

Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır.

Meclis araştırması açılmasına ilişkin üç önerge vardır, ayrı ayrı okutuyorum:

VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Meclis Araştırması Önergeleri

1.- BDP Grubu adına, Grup Başkan Vekili Iğdır Milletvekili Pervin Buldan’ın, lösemili çocukların ve ailelerinin yaşadığı sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1191)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Lösemili çocukların ve ailelerinin yaşadığı sorunların araştırılması ve çözüm yollarının tespiti için Anayasa'nın 98’inci ve İç Tüzük’ün 104 ve 105’inci maddeleri gereğince Meclis araştırması açılmasını saygılarımla arz ederim.

                                                                               Pervin Buldan

                                                                                        Iğdır

                                                                     BDP Grup Başkan Vekili

Gerekçe:

Lösemi, kan hücrelerinin özellikle de akyuvarların normalin üzerinde çoğalmasıyla kendini gösteren bir kanser türüdür. Lösemi hastalarında zedelenmeler ve kanamaların yoğun görülmesi, hastaların kolay enfeksiyon kapmasına neden olur. Savunma mekanizması zayıflar. İleri aşamalarda kırmızı kan hücresi eksikliği anemiye, nefes darlığına neden olabilir. Bunun dışında, zayıflık ve yorgunluk, ateş, bazı nörolojik semptomlar, diş etlerinde şişkinlik ve kanamalar gibi belirtileri de vardır.

Kan kanserinin hücre tipine göre ve hastalığın süresine göre çeşitleri vardır. Bazı tipler daha hızlı ve kötü bir gidiş gösterir. Çocukluk çağında lösemi tipleri diğer kanser tiplerine göre daha sık görülmektedir. Çocukluk çağındaki kanser vakalarının yüzde 35'ini lösemiler oluşturur ve birinci sıradadır. Türkiye'de her yıl 16 yaşın altında 1.200-1.500 yeni lösemili çocuk vakası bildirilmektedir. Lösemi tedavileri yaklaşık üç-üç buçuk yıl gibi uzun bir süre gerektirdiğinden, ilköğretim çağındaki çocuklarımız eğitim öğretimden yararlanamamaktadır. Sınıf tekrarı çocuğun psikolojisini ayrıca etkilemektedir. Bu konuyla ilgili kurulan hastane okulları bir nebze de olsa soruna çözüm olmakla beraber sayıları sınırlı olduğundan, çocuklarımızın hepsi bu hizmetten yararlanamamaktadır. Çocuklar arkadaşları içinde hastalığın tam bilinmemesi nedeniyle dışlanmaktadırlar. Özellikle ebeveynler kendi çocuklarını bu hastalığı yaşayan arkadaşlarından soyutlamaktadırlar. Sorunun çözümü için devletin yetkili organlarının, medya ve okullarımızın toplumu bilinçlendirme anlamında çalışmalar yapması gerekmektedir.

“Kanser” kelimesi bizim toplumumuzda en büyük travma gibi görülmekte ve dönüşü olmayan bir yol olarak algılanmaktadır. Maske yüzünden hastalığın bulaşıcı olduğu düşünülmektedir. Maske takanlarla konuşmak, yanında oturmak, evine gitmek, yemeğini yemek uzak durulan şeylerdir. Lösemili çocuklar sosyal etkinliklere katılmada geri durmaktadırlar. Zira enfeksiyon riskinin fazla olduğu yerler olan sinema, tiyatro gibi yerler bu çocuklar için tehlikelidir. En iyi çözüm, hizmeti ayaklarına getirmektir. Hastanelerde var olan konferans salonlarında, sinema gösterimi ve çocuk tiyatroları sergilenebilir. Tedavileri dışında, bağışıklık sistemi iyi olan çocuklar da yine topluca sinema ve tiyatro gösterilerine getirilebilir. Lösemili çocukların hastalıkları nedeniyle sevdikleri yiyeceklerden, yemeklerden uzak durmaları zorunluluğu, tedavi süresince kan bulmakta zorluk, ailelerin yaşadıkları ekonomik sıkıntılar, para bulmakta zorlanmaları, tedavi süresince çocuklarının yanında, hastanede refakat etmek isteyen ailelerin iş yerlerinden çok sık izin almaları sonucu işlerine son verilmesi çok yaşanan önemli sorunlardan bazılarıdır. Ailelerin lösemi hastası çocuklarını tedavi ettirmek için özellikle tıbbın imkânlarının gelişmiş olduğu illere göç etmek zorunda kaldıkları tespit edilmiştir. Ailelerin zorunlu göç sebebiyle kent yaşamına adaptasyonlarında yaşadıkları sorunlar ve tedavinin zorlayıcı koşulları da bu insanların topluma çözüm üreten bireyler olarak katkıda bulunmalarına engel olmaktadır. Tüm bu nedenlerle, lösemili çocukların ve ailelerinin yaşadığı sorunların tespiti ve çözüm yollarının araştırılması için bir Meclis araştırması açılmasının fayda sağlayacağı kanaatindeyiz.

2.- Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek ve 27 milletvekilinin, Kırklareli’nde sel ve taşkın felaketi yaşanmasında DSİ’nin ihmallerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1192)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Yaşanan sel ve taşkın felaketi nedeniyle seçim bölgem Kırklareli'nin Lüleburgaz ilçesi Büyükkarıştıran beldesinde 4 yurttaşımız hayatını kaybetmiştir. Kırklareli Vize ilçemize bağlı Akıncılar, Çövenli ve Müsellim köyleri ile, Tekirdağ'a bağlı Çerkezköy ve Saray ilçelerinde de dere taşkınları meydana gelmiştir.

6200 Sayılı Kanun’la kurulan Devlet Su İşleri (DSİ) teşkilatının asli görevlerinden biri bataklıkları kurutmak ve arazilerin drenajını sağlamaktır. Bu görevle, mevcut dere yataklarını ıslah etmek veya drenaj kanalları açarak arazilerin tarımsal işlevini oluşturarak erozyonu azaltmak amaçlanmıştır.

1960 yılından itibaren Edirne de bölge teşkilatı hâline gelen DSİ, Trakya Bölgesi’nde sazlık ve bataklık olan birçok alanı açılan drenaj kanallarıyla kurutup tarım alanı hâline getirmiştir. Mevcut dere yataklarının tamamı ıslah edilerek, drenaj kabiliyeti arttırılarak erozyon azaltılmıştır. Dere yataklarında ve drenaj kanallarında kullanılan sallama kepçe olarak adlandırılan ekskavatör sayısı itibarıyla Edirne bölgesi en önde gelmekteydi. 1980'li yıllardan itibaren, açılmış olan drenaj kanalları ve ıslah edilmiş dereler periyodik olarak her yıl kontrol edilerek oluşan rüsubat ve oluşacak ağaçlanmaya göre programlı olarak yılın on ayı çalışabilen ekskavatörlerle temizlenmektedir. Ancak, son yıllarda drenaj kanalları ve dere yataklarına yeterince ilgi gösterilmemektedir. Sazlıdere, Oğulpaşa Deresi, Havsa Deresi gibi bir çok ana dere ağaç ve bitki örtüsüyle dere özelliğini kaybetmiştir. Birçok drenaj kanalı rüsubatla dolmuş ve sazlık hâline gelerek suyun tahliye görevini yapamaz olmuştur. Orman hâline gelen derelerden biri olan Oğulpaşa Deresi, birkaç yıldan beri yağışlı mevsimlerde suyunu drene edemediğinden yatağından çıkıp, taşkın oluşturup karayolu ulaşımını bile keser hâle gelmiştir. Yöremize büyük hizmetleri olan DSİ teşkilatı, geçmiş yıllarda açmış olduğu 350 kilometre drenaj kanalı ve 220 kilometre dere ıslahını eskiden olduğu gibi temizleyip ıslah edecek imkân ve donanıma sahiptir. Bugünlerde devam eden ilkbahar ve sonbahar yağışlarını bile taşıyamayan dere yatakları ve drenaj kanallarından taşan sular arazilere zarar verir hâle gelmiştir. Taşkınlar nedeniyle 4 yurttaşımız hayatını kaybetmiştir.

Ergene kollarını oluşturan derelerin tamamı rüsubat ve sürüntü malzeme ile dolmuş olup dere yatakları ağaçlarla kaplanmıştır. Özellikle Şeytandere, Kayalı derelerinin, Lüleburgaz dereleri ve yan dereleri on yıldan beri hiç temizlenmemiştir. Bu temizlikler yapılmazsa Büyükkarıştıran gibi bazı beldeler, köyler ve yerleşim birimleri su altında kalabilir, can ve mal kayıplarının meydana gelme riski vardır. Kayalıköy, Kırklareli barajları dolu savakları çalışacağı için mansap şartları yeterli olmadığından, aşırı yağışlarda bu barajlardan boşalacak sular dere yatakları dolu olduğu için büyük zararlara yol açabilecektir. Özellikle, her yıl çeltik ekiminden yorulmuş ve bağışıklığı kaybolmuş çeltik ekiminin yapıldığı alanlardaki drenaj kanallarının yeniden ele alınması gerekmektedir. Bu alanların derin drenaja dönüştürülmemesi durumunda aşırı su ve gübre kullanımı yüzünden çok yakında tamamen verimsiz hâle gelecektir.

Yeni felaketlerin yaşanmaması için suya yön veren ve suyu kontrol etmekle görevli kurumlara büyük görev düşmektedir. Trakya'da Ergene ve Tunca nehirleri başta olmak üzere köy arazilerinin korunması için mutlaka dere yataklarının ıslah edilip temizlenmesi gerekmektedir. Ortaya çıkacak yeni felaketlerden DSİ sorumlu olacaktır ancak en önemlisi köylümüz mağdur olacaktır.

Bu nedenlerle, DSİ'nin Trakya Bölgesi’ndeki ihmallerinin tespiti, ortaya çıkarılması ve çözümlenmesi amacı ile Anayasa’mızın 98’inci maddesi, İç Tüzük’ümüzün 104’üncü ve 105’inci maddeleri gereğince bir araştırma komisyonu kurularak konunun tüm boyutlarıyla araştırılmasını saygılarımızla arz ederiz.

1) Turgut Dibek                                                        (Kırklareli)

2) Mehmet S. Kesimoğlu                                           (Kırklareli)

3) Celal Dinçer                                                         (İstanbul)

4) Candan Yüceer                                                     (Tekirdağ)

5) Hülya Güven                                                        (İzmir)

6) Recep Gürkan                                                       (Edirne)

7) Kemal Değirmendereli                                          (Edirne)

8) Veli Ağbaba                                                         (Malatya)

9) Emre Köprülü                                                       (Tekirdağ)

10) Mustafa Sezgin Tanrıkulu                                    (İstanbul)

11) Ramazan Kerim Özkan                                        (Burdur)

12) Ali Sarıbaş                                                         (Çanakkale)

13) İhsan Özkes                                                       (İstanbul)

14) Namık Havutça                                                   (Balıkesir)

15) Ali Serindağ                                                       (Gaziantep)

16) Haluk Ahmet Gümüş                                            (Balıkesir)

17) Rahmi Aşkın Türeli                                             (İzmir)

18) Mevlüt Dudu                                                       (Hatay)

19) Hasan Ören                                                        (Manisa)

20) Hasan Akgöl                                                       (Hatay)

21) Ali Demirçalı                                                      (Adana)

22) Mehmet Ali Ediboğlu                                           (Hatay)

23) Mustafa Serdar Soydan                                       (Çanakkale)

24) Hurşit Güneş                                                      (Kocaeli)

25) Ahmet İhsan Kalkavan                                         (Samsun)

26) Ali Rıza Öztürk                                                   (Mersin)

27) Haluk Eyidoğan                                                  (İstanbul)

28) Osman Aydın                                                      (Aydın)

3.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 22 milletvekilinin, taksi ve minibüs esnafı ile çalışanlarının sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1193)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Taksi ve minibüs işletmecileri ile çalışanları, Türkiye'de şehir içi ulaşımın sağlanmasında önemli bir paya sahiptir ve kamusal bir hizmeti yerine getirmektedirler. Buna rağmen, sayıları yüz binleri bulan bu yurttaşlarımızın yaşadıkları sorunlar yıllardır görmezden gelinmektedir. Çalışma koşullarından yaşam haklarının ihlaline kadar uzanan sorunlarla yüz yüze kalan bu yurttaşlarımızın sorunlarının çözümü hem insanca çalışma haklarına erişmelerini hem de sundukları hizmetlerin daha kaliteli olmasını sağlayacaktır.

Taksi işletmecileri, uzun yıllardır kendilerine verilen sözlerin hayata geçirilmemesi nedeniyle kaçırılma, emeklerinin gasbedilmesi ve bu olumsuzluklara direnmeleri durumunda canlarını kaybetme riskiyle karşı karşıya kalmaktadırlar. Yurttaşların yaşam haklarının korunması devletin temel görevidir ancak hemen her gün gerekli güvenlik önlemlerinin alınmaması sebebiyle taksi işletmecileri gasp, yaralama ve hatta öldürülme riskiyle karşı karşıya kalmaktadır. Türkiye genelinde standart güvenlik tertibatları belirlenmiş araçlarla hizmet vermelerinin sağlanmaması en başta gelen sorundur.

Taksi ve minibüs şoförleri çoğunlukla kayıt dışı çalıştırılmakta ve bu yurttaşlarımız sosyal güvenceden mahrum olmaktadır. Yıllardır sosyal güvencesiz, kayıt dışı çalışmanın en yoğun yaşandığı bir alan olmasına rağmen yetkililer bu soruna kayıtsız kalmaktadır. Taksilerde çalışan emekçiler, sosyal güvencelerden yoksun âdeta "kelle koltukta" yaşam mücadelesi vermektedir. Son yıllarda ülkemizde giderek artan yoksulluk felaketine yenilmemek adına hayatlarını riske atarak, emeklerinin sömürülmesine razı bırakılarak çalışmaya devam etmektedirler. Bu sorunun çözümü için öncelikle taksiciliğin esnaf statüsüne dâhil edilmesi ve çalışanların kayıt altına alınması için teşvik edici ve caydırıcı düzenlemelerin bir an önce hayata geçirilmesi gerekmektedir.

Yine, yüksek akaryakıt ve yedek parça fiyatları, taksi ve minibüs işletmecilerini olumsuz yönde etkilemektedir. Mazot fiyatlarının yüksek olması, özellikle minibüsçüleri piyasalarda "on numara" diye bilinen yakıta yöneltmektedir. Kullanılan bu akaryakıt bir yandan araçların ömrünü kısaltmakta, diğer taraftan çevre kirliliğini artırmaktadır.

Taksici ve minibüs esnafını etkileyen diğer bir olumsuzluk ise süreklilik arz eden yüksek trafik cezalarıdır. Esnaf arasında trafik cezalarının yanlış ve haksız yere kesildiği kanısı giderek yaygınlık kazanmaktadır. Esnaflar, araçlarına, bulunmadığı mahallerde veya trafiğe çıkmadığı tarihlerde ceza kesildiği iddialarını dile getirmektedir.

Değişen çağa ayak uydurmak ve daha iyi bir hizmet sunmak için araçlarını yenilemek isteyen taksi işletmecileri ise âdeta nefes almanın bile ücretlendirildiği sistemde yüksek ÖTV oranlarıyla karşı karşıya kalmaktadır. Taksicilerin daha iyi bir hizmet vermesi, sırtlarındaki yükün kaldırılması adına araç değişimlerinde ÖTV'nin bir an önce kaldırılması ve esnaf statüsünde sayılmaları gerekmektedir.

2918 sayılı Kanun’la yasaklanan korsan taksicilikle ilgili denetim ve kontrollerin yeterince yapılmaması, bu esnafımızın gelir kaybına neden olmaktadır. Denetim görevini yapmayan yetkililer nedeniyle korsan taksicilik faaliyetleri artmakta ve bu durumda taksi işletmecileri, emeklerinin karşılığını alabilmek için emek hırsızlarıyla mücadele etmek zorunda bırakılmaktadır. Ülkemizde, özellikle son on yılda, emek hırsızlığını meşrulaştırma çabası içerisinde olan iktidar nedeniyle korsan taksicilik her geçen gün artarak emek hırsızlığı son sürat devam etmektedir.

Zorunlu trafik sigortaları konusunda taksi ve minibüs esnafı ciddi sıkıntılarla karşı karşıyadır. Günün tüm saati trafik içerisinde olan ve araçlarında hasar olma riski yüksek olan taksicilerimiz için trafik sigortası ücretlendirmeleriyle ilgili iyileştirmeler yapılmalıdır.

Taksi ve minibüs esnafı ile çalışanlarının sorunlarını tespit etmek, taksi ve minibüs işletmecilerine uygulanan baskının ve yaşam tehditlerinin ortadan kaldırılmasına yönelik çözüm önerilerinin belirlenmesi amacıyla Anayasa'nın 98'inci, TBMM İçtüzüğü'nün 104 ve 105’inci maddeleri uyarınca Meclis araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.

1) Mustafa Sezgin Tanrıkulu                                      (İstanbul)

2) Hülya Güven                                                        (İzmir)

3) Veli Ağbaba                                                         (Malatya)

4) Ali Özgündüz                                                        (İstanbul)

5) Ali Sarıbaş                                                           (Çanakkale)

6) Ramazan Kerim Özkan                                          (Burdur)

7) İhsan Özkes                                                         (İstanbul)

8) Celal Dinçer                                                         (İstanbul)

9) Namık Havutça                                                     (Balıkesir)

10) Haluk Ahmet Gümüş                                            (Balıkesir)

11) Ali Serindağ                                                       (Gaziantep)

12) Rahmi Aşkın Türeli                                             (İzmir)

13) Mevlüt Dudu                                                       (Hatay)

14) Hasan Ören                                                        (Manisa)

15) Hasan Akgöl                                                       (Hatay)

16) Ali Demirçalı                                                      (Adana)

17) Mehmet Ali Ediboğlu                                           (Hatay)

18) Mustafa Serdar Soydan                                       (Çanakkale)

19) Hurşit Güneş                                                      (Kocaeli)

20) Ahmet İhsan Kalkavan                                         (Samsun)

21) Ali Rıza Öztürk                                                   (Mersin)

22) Haluk Eyidoğan                                                  (İstanbul)

23) Osman Aydın                                                      (Aydın)

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Önergeler gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki görüşmeler sırası geldiğinde yapılacaktır.

Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve daha sonra oylarınıza sunacağım.

VII.- ÖNERİLER

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri

1.- AK PARTİ Grubunun, gündemdeki sıralama ile bastırılarak dağıtılan (11/43) esas numaralı Gensoru Önergesi’nin, 5 Şubat 2015 Perşembe günkü gündemin “Özel Gündemde Yer alacak İşler” kısmına alınmasına ve gündeme alınıp alınmayacağı hususundaki görüşmelerinin aynı birleşimde yapılmasına, Genel Kurulun bu birleşiminde başka bir iş görüşülmemesine ve gensoru önergesinin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar çalışmalarını sürdürmesine; Genel Kurulun 4 Şubat 2015 Çarşamba günkü birleşiminde 565 sıra sayılı Kanun Tasarısı’na kadar olan işlerin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar çalışmalarına devam etmesine ilişkin önerisi

4/2/2015

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Danışma Kurulu 4/2/2015 Çarşamba günü (bugün) toplanamadığından, İç Tüzük’ün 19’uncu maddesi gereğince, grubumuzun aşağıdaki önerisinin Genel Kurulun onayına sunulmasını arz ederim.

                                                                                  Mahir Ünal

                                                                               Kahramanmaraş

                                                              AK PARTİ Grup Başkan Vekili

Öneri:

Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmında bulunan 664, 623, 660, 632, 404, 405, 253, 254, 283, 378, 472 ve 54 sıra sayılı Kanun Tasarılarının bu kısmın sırasıyla 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16 ve 17’nci sırasına alınması ve diğer işlerin sırasının buna göre teselsül ettirilmesi,

Bastırılarak dağıtılan (11/43) esas numaralı Gensoru Önergesi’nin, 5 Şubat 2015 Perşembe günkü gündeminin "Özel Gündemde Yer alacak İşler" kısmına alınması ve Anayasa’nın 99’uncu maddesi gereğince gündeme alınıp alınmayacağı hususundaki görüşmelerinin bu birleşimde yapılması, Genel Kurulun bu birleşiminde başka bir iş görüşülmemesi ve gensoru önergesinin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar çalışmalarını sürdürmesi,

Genel Kurulun 4 Şubat 2015 Çarşamba günkü (bugün) birleşiminde 565 sıra sayılı Kanun Tasarısı’na kadar olan işlerin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar çalışmalarına devam etmesi;

Önerilmiştir.

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Alınan karar gereğince sözlü soru önergelerini görüşmüyor ve gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmına geçiyoruz.

1’inci sırada yer alan, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri

1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S. Sayısı: 156)

BAŞKAN – Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

2’nci sırada yer alan, Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporlarının görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

2.- Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporları (1/484) (S. Sayısı: 287)

BAŞKAN – Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

3’üncü sırada yer alan, Ceza İnfaz Kurumları Güvenlik Hizmetleri Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

3.- Ceza İnfaz Kurumları Güvenlik Hizmetleri Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/742) (S. Sayısı: 616)

BAŞKAN – Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

4’üncü sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti ve Ürdün Haşimi Krallığı Arasında Hükümlülerin Nakline Dair Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

4.- Türkiye Cumhuriyeti ve Ürdün Haşimi Krallığı Arasında Hükümlülerin Nakline Dair Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/740) (S. Sayısı: 425 (*)

BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet? Yerinde.

22/1/2015 tarihli 46’ncı Birleşimde tasarının tümü üzerindeki görüşmelere başlanılmıştı.

Şimdi, tümü üstünde söz isteyen? Yok.

Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler böylece tamamlanmıştır.

Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

1’inci maddeyi okutuyorum:

TÜRKİYE CUMHURİYETI VE ÜRDÜN HAŞİMİ KRALLIĞI ARASINDA HÜKÜMLÜLERİN NAKLİNE DAİR ANLAŞMANIN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞU HAKKINDA KANUN TASARISI

MADDE 1- (1) 29 Eylül 2011 tarihinde Ankara’da imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti ve Ürdün Haşimi Krallığı Arasında Hükümlülerin Nakline Dair Anlaşma”nın onaylanması uygun bulunmuştur.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi? Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

2’nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN - Söz talebi? Yok.

Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 2’nci madde kabul edilmiştir.

3’üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Şimdi, tasarının tümü açık oylamaya tabidir.

Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Açık oylama için beş dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, açık oylama sonucu toplantı yeter sayısı bulunamadığı için on dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 15.09

İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 15.26

BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU

KÂTİP ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır), Dilek YÜKSEL (Tokat)

-----0-----

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 51’inci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

425 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın tümünün açık oylamasında toplantı yeter sayısı bulunamamıştı.

Şimdi tasarının tümünü tekrar açık oya sunuyorum ve üç dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti ve Ürdün Haşimi Krallığı Arasında Hükümlülerin Nakline Dair Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:

 

“Kullanılan oy sayısı

:

:216

 

 

Kabul

:

:216 (x)

 

 

 

Kâtip Üye

Dilek Yüksel

Tokat

Kâtip Üye

Mine Lök Beyaz

Diyarbakır”

 

Böylece tasarı kabul edilip kanunlaşmıştır.

Şimdi, 5’inci sırada yer alan Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın; Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan'ın Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

5.- Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Kars Milletvekili Mülkiye Birtane’nin; Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan’ın; Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan’ın Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu (1/1012, 2/423, 2/2309, 2/2481) (S. Sayısı: 683) (xx)

BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet? Yerinde.

İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel kanun olarak görüşülen tasarının dünkü birleşiminde ikinci bölümünde yer alan 24’üncü maddeye bağlı geçici 24’üncü maddedeki 2’nci önergenin oylamasında kalınmıştı.

Şimdi, önergeyi oylarınıza sunacağım: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Şimdi, 24’üncü maddeye bağlı geçici 24’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Şimdi, madde 24’e bağlı geçici madde 25’i görüşeceğiz.

Madde üzerinde toplam iki önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 1/1012 Sayılı 3213 Sayılı Maden Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın çerçeve 24 üncü maddesi ile Kanuna eklenen geçici 25 inci maddesinde yer alan “bir yıl” ibaresinin “üç yıl” şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Mehmet Ali Susam                    Turgut Dibek             Doğan Şafak

         İzmir                                 Kırklareli                   Niğde

Ramazan Kerim Özkan                    Muhammet Rıza Yalçınkaya

          Burdur                                                           Bartın

Uğur Bayraktutan                           Kemal Değirmendereli

         Artvin                                                             Edirne

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 683 Sıra Sayılı “Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”nın 24. Maddesinin Geçici 25. Maddesinin ikinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

“Birinci fıkradaki yükümlülüklere uymayan ruhsat sahiplerine ruhsat taban bedeli tutarında idari para cezası uygulanarak üç aylık süre verilir. Bu süre içinde de yükümlülüklerini yerine getirmeyen ruhsat sahasındaki maden işletme faaliyetleri durdurulur.”

Hasan Hüseyin Türkoğlu                                           Yusuf Halaçoğlu

           Osmaniye                                                            Kayseri

Alim Işık                                  Lütfü Türkkan            Mehmet Şandır

Kütahya                                       Kocaeli                       Mersin

                                           Ahmet Duran Bulut

                                                  Balıkesir

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ AHMET ERDAL FERALAN (Nevşehir) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Bulut, buyurunuz efendim. (MHP sıralarından alkışlar)

AHMET DURAN BULUT (Balıkesir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Yine, bir Maden Kanunu görüşüyoruz, bu kaçıncısı bilmiyorum, derli toplu hazırlanmadan, düzenlenmeden gelerek sık sık değiştirilen kanunlardan biri.

Değerli milletvekilleri, halk arasında, işletilen, kandırılan, her denileni yapan, zayıf halka gibi görünenlere “maden” denir. Bu Parlamento, kendini Hükûmet ve bakanları karşısında maalesef bu duruma düşürmektedir. Doğru dürüst bir kanun hazırlayamayan, usulsüzlük, hukuksuzluk, yolsuzluk iddialarını bu yüce Meclisi maden görüp aklatan, paklatan bir Hükûmet ve bakanlarıyla karşı karşıyayız. İktidarıyla muhalefetiyle en üstün mekân yüce Meclistir, arkamızı dönerek konuşamadığımız tek kurumdur.

Meclisin düzeninde de bir hata var: Bakanlar Kurulu neden böyle yüksekte dizayn edilmiş? Sanki milletvekillerinden yukarıda durur gibi bir hâl, bunun da aslında düzeltilmesi lazım. Bu yüce Meclis, bu Gazi Meclis çözüm yeridir, gizli kapılar arkasında yapılan görüşmelere, yapılan pazarlıklara, verilen sözlere alet edilmemelidir. Hırsızın, hukuksuzun, rüşvetçinin, sahtekârın karşısındadır bu Meclis. “Devletin malı deniz, yemeyen domuz.” diyenlere, milletin malını har vurup harman savuranlara geçit vermemeli bu Meclis. Hükûmetten muhalefet değil, iktidar partisi milletvekilleri hesap soramazsa, bırakın bakanlarla görüşmeyi, genel müdürlerle randevu alıp görüşemezler.

Sayın Erdoğan’ın hırsının, ihtirasının sembolü olarak yaptırdığı israf abidesi 1.150 odalı kaçak saraya geçit verirse bu Meclis -bakanların ve Başbakanın kutusuyla, kasasıyla, konuşmasıyla, kaydıyla, parasıyla- rüşvet ve yolsuzluk ve para sıfırlama iddialarını yargıya gönderemezse bu Meclise maden gözüyle bakar Hükûmet, yargıdan kurtulabilmek için Meclisi kullanır. Bu Meclis fakirin fukaranın, garibin gurebanın, tüyü bitmemiş yetimin haklarını koruma yeridir. Bu kürsüden edilen yeminlere sadık kalınmalıdır. Hem milliyetçiliği ayaklar altına alacaksın, Türklüğü yok sayacaksın hem de Türk tarihinin sembolleriyle şov yapacaksın; bu ikiyüzlülüğü nasıl içimize sindirebiliriz? Aleni, belgeli, şahitli iddiaları nasıl görmezden gelebiliriz? Millet ve tarih önünde sorumlu olduğumuzu, bunların hesabını ilahi adalet karşısında vermekten kaçamayacağımızı belirtmek istiyorum. Hem her türlü hırsızlığı, yolsuzluğu yapacak, rüşveti alacaksın, bu yolsuzluğu yapanları ortaya çıkaranları suçlayacaksın… Neymiş? Hükûmete darbe yapıyormuş paralel. Geçin oradan, bu iddialara kendiniz bile inanmıyorsunuz çünkü dünya inanmıyor. Uluslararası Şeffaflık Örgütünün her yıl düzenlediği Küresel Yolsuzluk Endeksi’nde ülkemiz 64’üncü sıradadır.

Ülkeyi terör batağına batırdınız, ekonomiyi dibe vurdurdunuz; çiftçi perişan, esnaf perişan, çaresiz, emekli şaşkın, maden işçisi can derdinde, işsizler ne yapacaklarını bilemez hâldeler, gençler bu ülkeden kaçmanın yollarını arıyorlar. On iki yıldır bu milletin yakasındasınız, düşün artık. 7 Haziran seçimleri AKP’nin sonu, suç işleyenlerin, Meclisten kaçanların da yüce Türk adaletine hesap vermesinin başlangıcı olacaktır.

Önergemin kabulü doğrultusunda karar vermenizi diliyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 1/1012 Sayılı 3213 Sayılı Maden Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın çerçeve 24 üncü maddesi ile Kanuna eklenen geçici 25 inci maddesinde yer alan “bir yıl” ibaresinin “üç yıl” şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Kemal Değirmendereli (Edirne) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ ERCOŞKUN (Bolu) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Değirmendereli, buyurunuz efendim. (CHP sıralarından alkışlar)

KEMAL DEĞİRMENDERELİ (Edirne) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Maden Kanunu üzerine söz almış bulunuyorum.

Maden Kanunu üzerine görüşmeler yapıyoruz ancak ilimiz Edirne’de bugün için çok daha yakıcı bir problemi yaşamaktayız. Sizlerin de haberlerden, televizyonlardan, gazetelerden izlediği gibi, Edirne’miz üç günden beri büyük bir taşkın felaketiyle boğuşmaktadır ve Edirne’de aradan üç gün geçmesine rağmen, 5 bin yurttaşımız hâlâ mahsur durumdadır.

Bu niye böyle oldu? Evet, normalde 370 metreküp/saniye civarında olan Meriç’in debisi 2.149 metreküplere çıktı; bugün öğlen itibarıyla 1.564’lere düştü, bir azalma var.

Değerli milletvekilleri, ama Edirne’miz bu sorunu son yıllarda sık sık yaşamaktadır, kronikleşmiş hâle gelmiştir; bu konuda yeterli önlemlerin alındığını söylememiz zor.

Biraz önce, gündem dışı konuşmalardan sonra Sayın Orman ve Su İşleri Bakanımız bir konuşma yaptılar, keşke o da burada olsaydı şu an.

Evet, Bulgaristan’la, Yunanistan’la birtakım problemlerimiz oluyor, onlar barajlardaki kapakları açıyorlar, yoğun bir su transferine neden oluyorlar ama bu, bundan sonra da böyle olacak, bizim almamız gereken önlemler var yani biz bu önlemleri maalesef almadık. Bulgaristan’dan gelen suyu önleyecek, Tunca Nehri üstünde kurulacak olan, elli yıldan beri üstünde durulan Suakacağı Barajı’nın yapılamayacağı aşikâr, ortada. Buna önlem, buna paralel olarak planlanmış olan Çömlekköy Barajı… Sayın bakan da “B planı” diyor, “B planı” diyor ama sekiz yıldan beri “B planı” olarak öngörülen Çömlekköy Barajı’yla ilgili herhangi bir adım atılmış değil.

Burada AKP Hükûmeti ne diyor, ballandıra ballandıra anlatıyor arkadaşlar: “İstanbul’a kanal yapacağız, Kanal İstanbul yapacağız.” Kanal İstanbul’u bırakalım, Meriç Nehri 220 kilometre, bunun temizlenmesi gerekiyor, öncelikle bu hazır kanalı temizleyip buradaki on binlerce insanın mağduriyetini gidermemiz gerekiyor. Yani, bu konuda Hükûmeti daha iradeli davranmaya, hızlı adımlar atmaya davet ediyorum.

Bir diğer önemli konu: Daha önceki sellerle birlikte 16 Temmuzda yaşadığımız sel felaketiyle on binlerce insanımız zarar gördü fakat bu zararlar tazmin edilmedi.

Sayın Ramazan Can Bey, siz buradan “Bunları torba kanun kapsamında halledeceğiz.” dediniz. Size ikinci kez, üçüncü kez gene söylüyorum, hâlen hallolmadı. Lütfen, bir yetkiniz, buna bir katkınız olacaksa bu konuda sayın bakanları -söz verdik- siz de uyarın, o 25 bin insanın mağduriyetini giderelim.

Yani, hep sayın bakanlar tatlı tatlı konuşuyorlar burada, iyi şeyler söylüyorlar, iş yapmaya gelince yalnız aynı iradeyi maalesef görmüyoruz değerli arkadaşlar.

Bir diğer önemli konu da Arda Nehri’nden Meriç Nehri’ne baypas kanalının yapılmasıdır. Karaağaç bölgesinde 12 kilometrelik bir baypas kanalının yapılması bizim teknik heyetten aldığımız bilgiye göre pekâlâ mümkün.

Çok çok önemli bir konu değerli milletvekilleri, Edirne Devlet Su İşleri Bölge Müdürlüğünde, AKP iktidarından önce, yirmi yedi yılda 4 tane bölge müdürü değişmiş, bakın, yirmi yedi yılda 4 tane bölge müdürü değişmiş, son dokuz yılda yine 4 tane bölge müdürü değişmiş, son dokuz yılda yine 13 tane bölge müdür yardımcısı değişmiş. Böyle, yılda bir bölge müdürü, yılda bir bölge müdür yardımcısı değiştirirsek tabii gelen insanların buradaki suyu yönetmesi mümkün olmayacaktır. Yani, Hükûmetin, Edirne’nin bu…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

KEMAL DEĞİRMENDERELİ (Devamla) – …yaşanan problemlerine, önerilerimizi dikkate alıp hızlı, ivedilikli bir çözüm üretmesi gerekmektedir.

Bu düşüncelerle yüce Meclise saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Değirmendereli.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.

Madde 24’e bağlı geçici madde 25’i oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir madde 24’e bağlı geçici madde 25.

Madde 24’e bağlı geçici madde 26 üzerinde bir önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 683 Sıra Sayılı 3213 Sayılı Maden Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının çerçeve 24 üncü maddesiyle düzenlenen Geçici 26 ncı maddesinde bulunan "uymak kaydıyla" ibaresinin "tabi olmak şartıyla" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Mehmet Ali Susam                                  Turgut Dibek                                       Ali Serindağ

          İzmir                                              Kırklareli                                           Gaziantep                     Mahmut Tanal    Ramazan Kerim Özkan                                Celal Dinçer

         İstanbul                                              Burdur                                              İstanbul                      Uğur Bayraktutan

          Artvin

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ ERCOŞKUN (Bolu) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet?

BAŞBAKAN YARDIMCISI ALİ BABACAN (Ankara) – Katılmıyoruz.

BAŞKAN – Sayın Bayraktutan, buyurunuz efendim. (CHP sıralarından alkışlar)

UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) – Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Maden Kanunu’na ilişkin bir konuşma yapıyorken Artvin’i konuşmadan geçmek olmaz, Cerattepe’yi konuşmamız gerekir. Aslında ben burada Sayın Bakanın olmasını bekliyordum ama ne yazık ki ben Maden Kanunu’na ilişkin konuşmalara başlayınca Sayın Bakan bir bahane buluyor, terk ediyor Genel Kurulu. Niye böyle acaba, merak ediyorum; şimdi konuşacağım, niye böyle? Bir tesadüf oluyor. İnşallah gelir, kendisine anlatırım bu şekilde.

Şimdi, değerli milletvekilleri, Cerattepe’ye ilişkin olarak Rize İdare Mahkemesi muhteşem bir karar verdi. Artvin’de işlenmek istenen bir cinayet vardı. Cinayete ilişkin olarak daha önce yürütmeyi durdurma kararı vermişti. Arkasından da burada yapılmak istenen maden çalışmasının Artvin’i yok edeceğini, heyelan bölgesi ve içme sularına ilişkin, kent merkezini ilgilendiren bu derin sorunda mahkeme kocaman bir duvar ördü ve projeyi iptal etti. Şimdi, görüldüğü kadarıyla, karşı taraf olan Enerji Bakanlığı ve ilgili şirket tarafından Danıştay aşamasına, temyiz aşamasına gidilecek ama Maden Kanunu’ndaki birtakım kolaylıklardan yararlanılarak, ÇED’deki bazı maddelere ilişkin iyileştirme yapılarak, “Projeye yeniden başlanacak.” şeklinde, ilgili şirket tarafından kamuoyu aldatılmaya çalışılmaktadır. Değerli arkadaşlarım, mahkemenin kararı net, diyor ki: “Artvin’de maden girişimi Artvin’i yok edecek bir cinayet girişimidir. Hiçbir şekilde bunu kabul etmek mümkün değildir.” Değerli arkadaşlarım, Maden Kanunu’nu, yasaları değiştirmekle olmuyor, aslında kafaları değiştirmek önemli. Ne yazık ki bizler de yasaları değiştiriyoruz ama kafaları değiştirmiyoruz. Neden? Bakın, daha öne burada birçok kereler anlattım. Ben hukukçuyum, yirmi beş yılı aşkın süre avukatlık yaptım. Hayatımın hiçbir döneminde bir ihaleye devlet tarafından, devletin yetkili kurumları tarafından -Maden İşleri Genel Müdürlüğünün burada bürokratları var mı, merak ediyorum altında kimin imzası var- bir firmayı tarif eden ihale olur mu diye bana söyleselerdi güler geçerdim değerli arkadaşlarım. 2012 yılında Maden İşleri Genel Müdürlüğü bir ihale şartnamesi yayınlıyor. İhale şartnamesinde sadece firmanın adını vermiyor değerli arkadaşlarım. “Bu ihaleye girebilecek olan firmanın Türkiye’de 500 bin tuvenan, 10 bin ton metal bakır üretecek Türkiye sınırlarında bir tesise sahip olması gerekir.” diyor şartnameye göre. Taner Yıldız’a, Sayın Bakana sordum, dedim ki: Sayın Bakan, ihaleden önce bu şartnameye uygun olan, aynı koşullara sahip olan Türkiye’de kaç tane firma vardır, nerededir, kime aittir? Sayın Bakan altına imza attı, dedi ki: “Bu koşullara uyan, ihale şartnamesinde belirtilen, Artvin Cerattepe ihalesine girebilecek Türkiye’de bir tek tesis vardır, Samsun’da Eti Bakır’a yani Mehmet Cengiz Grubuna aittir.” Dedim ki: Sayın Bakan, bu ihaleyi bu koşullarda yaparsanız devlette, Türk Ceza Kanunu’nda ihaleye fesat karıştırma ve görevi kötüye kullanmanın bütün koşulları vardır. Bir tek firmayı tarif eden bir ihale olur mu? Kıyameti koparttı Sayın Bakan. “Göreceğiz, ihaleyi kim alacak.” dedi. Arkadaşlar, ihaleden önce dedim ki: Bunu tespit yaptıracağım, noterden tespit yaptıracağım. Bakın, Karadeniz otoyol ihalesinde de böyle oldu, ilgili bakanlar o tarihte Yüce Divanda yargılandı, sana da muhtemelen böyle bir şey olabilir. Bakan güldü geçti. İhaleyi başka firma aldı değerli arkadaşlar. Bakan çıktı buraya, dedi ki: “Artvin milletvekili yanıldı, ihaleyi Özaltın Grubu aldı. Siz yanıldınız.” Ben de dedim ki: Bu adam bu ihaleyi, bu bakırı, bu madeni, altını nerede işletecek? Ancak bu firmaya ait olan bir yerde işletebilir.

Değerli arkadaşlarım, aradan bir buçuk ay geçti, bir baktık ki ihaleyi alanlar benim yanıma geldiler Türkiye Büyük Millet Meclisinde. “Bu işlerin üzerine gitme, bu işleri kapat işin kibarcası.” diye. Bir baktık ki aradan zaman geçti, redevans sözleşmesi yapmışlar değerli arkadaşlar, redevans. Bakın, bir duyuru yaptılar. Efendim, bu grup diğer gruba demiş ki… “Ben bir redevansla bu ihaleyi devredeyim.” diye bir duyuru yaptılar. Bakın, burada, orijinali burada, gazetelerde yayınladılar. Ve ihaleyi alan firma, ilk başta benim alacağını söylediğim firmayla yalandan bir redevans sözleşmesi yaparak -yani bu kadar olabilir- yalandan bir redevans sözleşmesi yaparak… Buna “yalan” demeyeyim, hukukta “muvazaa” diyorlar daha kibarcası, “hileli işlem” diyorlar Türkçesi. Hileli işlemle devrettiler.

Şimdi, redevansla asıl firmanın, devreden firmanın kim olduğunu, asıl sahibinin kim olduğunu biliyoruz. Bu işin asıl sahibi Cengiz Gruptur değerli arkadaşlarım. Cengiz Grup tarafından alınmıştır bu ihale.

Bende şimdi buradan Sayın Bakana soruyorum, keşke burada olsaydı: Bu ihalenin bir büyük ortağı var Sayın Başbakan Yardımcısı. Benim size saygım sonsuz. Bir büyük ortak var. Bir büyük ağabey var bu ihalede. Acaba kim? Acaba kim?

OKTAY VURAL (İzmir) – Kim?

UĞUR BAYRAKTUTAN (Devamla) - Sayın Vural, kim acaba?

OKTAY VURAL (İzmir) – Bilmiyorum. Sayın Bakan biliyordur. Fuat Avni biliyordur.

UĞUR BAYRAKTUTAN (Devamla) – Bir tane büyük ağabey var. Özellikle bu ihale korunuyor değerli arkadaşlar. 10 milyar dolar. Pasta da büyük. Pasta çok büyük ama. Yani özel korunuyor. Bir büyük ağabey var.

ALİM IŞIK (Kütahya) - Öyle zor sorular sorma. Zor soru bunlar. Kimse burada cevap veremez.

UĞUR BAYRAKTUTAN (Devamla) – Tabii, tabii… Ben merak ediyorum, CHP Grubunun da merak ettiğini zannediyorum.

Bir büyük ağabey var bu ihalede. Özel korunan. Seydişehir Alüminyumla alakalı yapılan projenin bir başka boyutu var Artvin Cerattepe’de. Ama pasta büyük, 10 milyar dolar değerli arkadaşlarım.

O büyük ağabeye buradan saygılarımı sunuyorum ve diyorum ki: Artvin’de o madeni çıkartamayacaksın. Senin yaşamın, ömrün yetmeyecektir.

Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Bayraktutan.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Madde 24’e bağlı geçici madde 26’yı oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Madde 24’e bağlı geçici madde 27 üzerinde bir önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 683 Sıra Sayılı 3213 Sayılı Maden Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının çerçeve 24 üncü maddesiyle düzenlenen Geçici 27 nci maddesinde bulunan “Genel Müdürlükçe” ibaresinden sonra gelmek üzere “yerinde” ibaresinin getirilmesini arz ve teklif ederiz.

Mehmet Ali Susam                               Turgut Dibek                                     Ali Serindağ

          İzmir                                              Kırklareli                                          Gaziantep

   Mahmut Tanal                           Ramazan Kerim Özkan                             Celal Dinçer

        İstanbul                                             Burdur                                             İstanbul

   Muharrem Işık

       Erzincan

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ ERCOŞKUN (Bolu) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet?

BAŞBAKAN YARDIMCISI ALİ BABACAN (Ankara) – Katılmıyoruz.

BAŞKAN – Sayın Dibek, buyurunuz. (CHP sıralarından alkışlar)

TURGUT DİBEK (Kırklareli) – Teşekkür ediyorum Başkanım.

Maden Kanunu’nda değişiklik yapacak olan tasarının geçici 27’nci maddesi üzerinde verdiğimiz önergeyle ilgili olarak söz aldım. Sizleri saygılarımla selamlıyorum.

Şimdi, Maden Kanunu ve Trakya, Kırklareli birleşince değerli arkadaşlar, biz çok dertliyiz. Diğer vekilimiz de burada, iktidar partisi milletvekili de burada. Yani o da mutlaka Kırklareli’ne geldiğinde işte bölgemizi gezerken benzer şikâyetleri, sıkıntıları yaşıyor.

Şimdi, Kırklareli, Trakya bir planla artık koruma altında; daha doğrusu düzenlendi, planlandı. Trakya alt bölgesi, işte Ergene havzası planı, 1/100.000 ölçekli plan. Bunun 1/25.000’i de onaylandı yetkili kurullar tarafından. Trakya bir anlamda planlandı. Şimdi, bu planlarda neler yapılacak, neler olacak biliyoruz. Bir de, gerçekte bu planların dışında çok sayıda başvuru var, faaliyet var, birtakım girişimler var.

Yani Kırklareli’nde değerli arkadaşlar, nükleer santralden, 1.100 megavatlık termik santrallerden tutun da, işte, kil, maden ocakları, çok sayısız taş ocakları talepleri -zaten birçoğu şu anda onların çalışıyor- altın arama, altın madeni taleplerine kadar çok sayıda talep var Trakya’da.

Şimdi, benim bahsetmek istediğim yeni bir konu ortaya çıktı. Sayın Bakan ayrıldı, belki bir işi var; gerçi olmasını arzu ederdim ama bürokratlar burada, Bakan Yardımcısı burada ve Bakanlığın diğer yetkilileri burada. Onlar da mutlaka bu konuda gerekli notları alacaklardır.

Şimdi, benim Vize ilçemin Topçuköy merkezi ama sadece o köy değil, yaklaşık onunla beraber 5 köyü ilgilendiren bir kömür ocağı, linyit kömürü çıkarma talebi var (TKİ) Türkiye Kömür İşletmelerinin. Topçuköy bize bağlı, Develi, bildiğim kadarıyla Doğanca, Çavuşköy ve Hasbuğa köylerini kapsıyor. 35 bin dekarlık bir alanda yaklaşık benzer projeye baktığımda 31,5 milyon tonluk bir linyit kömürü var. “Bu kömürü çıkaracağız.” diyorlar. Bununla ilgili süreç başlatıldı değerli arkadaşlar yani ÇED süreci başlatıldı. Tabii, o süreç çok sayıda değerlendirmeyi takip edecek. İçerisinde Orman ve Su Bakanlığı var, Tarım Bakanlığı olacak, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olacak, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı olacak.

Şimdi, bizim bu konuyu anlamamız lazım. Trakya olarak bunu anlamaya çalışıyoruz. İşte “Kömür çıksın.” denebilir. Fakat projeye baktığımızda değerli arkadaşlar, şimdi, buradaki kömürün kalorisi 1.800-2.000 kilokalori, yani çok vasıflı olmayan bir kömürden bahsediyoruz. Bu kalorideki kömürü çıkardığınızda ne yaparsınız? Bilen arkadaşlarımız bu konuyu biliyorlar.

Şimdi, bizim Kırklareli’ndeki Çevre Sağlık Kurulunun kent içerisinde kullanılacak olan kömürün kalorisine yönelik değerlendirmeleri var. Mesela “Lüleburgaz’da 4.600 kilokalorilik bir kömürü ancak yakabilirsin.” diyor, “Merkez ilçe ve köylerinde 4 bin kalorilik bir kömürü kullanabilirsin.” diyor, “Bir tek diğer köylerde 3.200 kalorilik bir kömürü kullanabilirsin.” diyor. Şimdi, 1.800 kalorilik bir kömür oradan çıkacak, projede şöyle diyor: “Saray bölgesinde de benzer bir havza var -sanıyorum özel sektör işletiyor orayı- bu kömür oraya nakledilecek, orada zenginleştirilecek ve 3.400 kaloriye getirilecek; ondan sonra da sosyal yardımlaşmada ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza bu kömür dağıtılacak.” şeklinde başvuruda, projede böyle bir açıklama var değerli arkadaşlar.

Şimdi, ben bakıyorum, Trakya’da 3.200 kalorilik, 3.400 kalorilik bir kömürü dahi herhangi bir yerde kullanmak mümkün değil; bir tek köylerde kullanabilirsiniz, yani köydeki ihtiyaç sahibi insanlara verebilirsiniz. Değerli arkadaşlar, “Bu işte başka bir iş olması lazım, başka bir şey olması gerekir.” diye tabii ki orada yaşayan insanlar düşünüyor. Bu 35 bin dekar alanın 20 bin dekarlık alanı tarım arazisi -tapulu, vatandaşın arazisi, tarım yapıyorlar orada, o yüzden Tarım Bakanlığının da mutlaka ilgilenmesi lazım- 15 bin dekarı da orman. Yani orman ve tarım arazisi içerisinden bu alanı alacağız, işte, oradaki kömürü çıkaracağız.

Kaygı şudur arkadaşlar, buradan açıkça söylemek gerekirse: Bir termik santral orada… Çünkü böyle bir niyet var. Yani bu vasıfsız kömür zaten başka bir amaçla kullanılamaz. İşte, Saray ve bu alandaki kömür birleştirilerek… Belki bu bölge için de yeterlidir çünkü -uzmanlar bilir- 1.500 kalorilik bir kömür için yaklaşık 100 megavatlık bir termik santral orada kurulabilir. Yani bunu siz zenginleştirip 2 katına çıkarırsanız yaklaşık 200-250 megavatlık bir termik santrali kurabilirsiniz. Böyle bir kaygı taşımaktayız. Gerçek bu mudur, değil midir; öncelikle bunun anlaşılması gerekir. Eğer ki gerçekten “Efendim, hayır, böyle bir şey yok, kömür çıkaracağız, vatandaşlarımıza dağıtacağız.” diyorsa bakanlıklar, Tarım Bakanlığını uyarıyorum, Orman Bakanlığını uyarıyorum, Çevre ve Şehircilik Bakanlığını uyarıyorum; o bölge tarım ve orman alanlarıdır. Bu kömürü bu şekilde çıkarıp da kullanmak mümkün değildir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

TURGUT DİBEK (Devamla) – Niyet termik santralse de değerli arkadaşlar -Uğur arkadaşım söyledi- Trakya olarak, Kırklareli olarak bizim de buna izin vermemiz söz konusu değil.

Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Dibek.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Madde 24’e bağlı geçici madde 27’yi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Madde 24’e bağlı geçici madde 28’de bir önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 683 Sıra Sayılı 3213 Sayılı Maden Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının çerçeve 24 üncü maddesiyle düzenlenen Geçici 28 inci maddesinde bulunan "üçüncü fıkrasında belirtilen" ibaresinin "üçüncü fıkrası gereğince belirlenmiş olan" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Mehmet Ali Susam                                  Turgut Dibek                                       Ali Serindağ

          İzmir                                              Kırklareli                                           Gaziantep

Ramazan Kerim Özkan                            Muharrem Işık                                     Mahmut Tanal

         Burdur                                              Erzincan                                             İstanbul

      Celal Dinçe

        İstanbul

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİÎ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ ERCOŞKUN (Bolu) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet?

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Işık, buyurunuz. (CHP sıralarından alkışlar)

MUHARREM IŞIK (Erzincan) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, 27 Ocak 2015 Salı günü Erzincan’da Pir Sultan Abdal Derneği yöneticisi olan bir arkadaşımız, Hasan Sınırtaş sabah erken saatlerde gözaltına alındı, daha sonra da akşama doğru saat dokuzda tutuklandı. Perşembe günü de bununla ilgili olarak, Erzincan’daki sivil toplum kuruluşları, örgütleri bir basın açıklaması ve yürüyüş yaptılar ve orada Pir Sultan Abdal Derneğinin Genel Merkez yöneticisi olan bir arkadaşımız da -Erol Yeter- açlık grevine başladı.

Şimdi, tutanaklara baktığımız zaman, hiçbir örgüte bağlı olmadığı hâlde bir örgüt yaratılarak yıllardır bu memlekette uyguladığınız, bu ülkede uyguladığınız makul şüpheli gözüyle bakarak ve toplumun biraz demokratik haklarını talep edenleri, özgürlükleri için mücadele edenleri ve buradaki eylemlerde, buradaki gösterilerde, basın açıklamalarında ön sıralarda giden kişileri bastırmak, susturmak için, bir daha da toplumun karşısına çıkıp herkesi kendine göre bir dizayn etmeyi sağlamak için bu insanları gözaltına aldığınızı görüyoruz.

Hasan Sınırtaş’ın hiçbir örgütle bağlantısı yok. Erzincan’da isnat edilen örgütle ilgili bir örgüt de yok. Hiç başka bir üyesi de yok. Tek üyeliği Pir Sultan Abdal Derneğinin üyesi olması, yöneticisi olması. Pir Sultan Abdal Derneği Bakanlar Kurulu kararıyla kurulan yasal bir dernek ve faaliyetlerini de gösteriyor. Mademki, eğer illegal bir örgütse o zaman önce Pir Sultan Abdal Derneğini kapatın. Ama yok, sizin amacınız o değil. Baskı yapacağım, bana muhalif olan kimse yaşamayacak diyorsanız, o zaman iş başka. Gezi eylemlerine katılmış, oradaki gösterilerde demokratik hakkını göstermiş, “Demokratik eğitim istiyoruz.” diye oradaki basın açıklamasına katılmış, Yavuz Sultan Selim Köprüsü protestolarına katılmış; bunların hepsi yazılmış. Onun da üzerine “örgüt üyesi” diye bir yafta yapıştırılıp Hasan Sınırtaş içeri alınmış. Burada, alınırken özellikle ilginç olan şey, polisteki dosyada örgüt üyeliği yok ama daha sonra örgüt üyeliği yapılıyor. Bununla bir yere gidileceği yok.

Özellikle sizi burada uyarmak istiyorum. Bakın, dikkat edin, eski milletvekiliniz Fevzi İşbaşaran herhâlde, onu bir düşünün, sizden ayrılanları bir düşünün. 17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet, rant soruşturmasının burada oylandığı zamanı düşünün; o zaman vicdanlarının sesini dinleyerek 45-50 milletvekili arkadaşımızın oy verdiğini, gitmeleri yönünde oy kullandıklarını ve bu arkadaşlarımıza içinizdeki bazı kişilerin neler söylediğini de düşünün; Bank Asya’yı daha önce açmak için neler yapıldığını, kimlerin paralarını oraya yatırdığını da düşünün, bugün gelinen durumu düşünün.

Vallahi biz muhalefet olarak zaten, eğer ki… Zaten 7 Hazirandan sonra güle güle diyeceğiz size ama o zamana kadar biz zaten muhalefet olarak alıştık artık. Bundan daha fazla baskıyı muhalefet göremez, bundan daha fazla sindirmeyi de muhalefet göremez. Ama siz yarın ufak bir ters düştüğünüz zaman bu biraz önce söylediğim örnekleri düşünerek kendi başınıza gelenleri düşünün yeter.

Şimdi, getirdiniz, makul şüphe yasasını çıkardınız, insanları içeri tıkıyorsunuz. Zaten normalde polis devlet olan… Tek bir yasaya uymayan maddeleri getirmek için de şimdi iç güvenlik yasasını getireceksiniz ve dolayısıyla, tamamen ülkede diktatörlüğe adım atmış olacaksınız, otoriter bir yönetime geçeceksiniz ama bunun sancılarını herkes çekecek.

Erol Yeter açlık grevinde, kimsenin umurunda değil, hapishanelerde o kadar insan açlık grevinde, kimsenin umurunda olmuyor. Ülkede yaşanan bunca olumsuzluğa karşı eğer sizin muhalefetiniz yaptıysa hiçbirinizin umurunda olmuyor ama bu konuda duyarlı olmanızı istiyorum. İç güvenlik yasasını bu hafta geri çektiniz, umarım toptan geri çekersiniz ama bu ülkede eğer demokrasi istiyorsanız, sözde değil, özde demokratsanız –ki değilsiniz de- eğer öyle olmayı düşünüyorsanız gelin bunları düzeltelim. Hasan Sınırtaş bir örnek, “Erzincan’da Erol Yeter açlık grevi yapmış. Ne olacak? Önemli değil.” demeyin. “Bu toplumda eğer Dicle’nin kenarındaki kuzuyu kurt kaptığı zaman ben mükellefim, ben sorumluyum.” diyorsanız bu konuda da duyarlı olmanızı istiyorum ve bu yapılan haksızlığın bir an önce önüne geçilmesi için gerekli girişimde bulunulmasını istiyorum.

Hepinizi saygılarımla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Işık.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Madde 24’e bağlı geçici madde 28’i oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Madde 24’e bağlı geçici madde 29 üzerinde üç önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 683 Sıra Sayılı 3213 Sayılı Maden Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının çerçeve 24 üncü maddesiyle düzenlenen Geçici 29 uncu maddesinde bulunan "kamu kurum ve kuruluşlarının" ibaresinin madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

Mehmet Ali Susam                                  Turgut Dibek                                       Ali Serindağ

          İzmir                                              Kırklareli                                           Gaziantep

    Mahmut Tanal                               Ramazan Kerim Özkan                                Celal Dinçer

        İstanbul                                              Burdur                                              İstanbul

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 683 Sıra Sayılı "Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"nın 24. Maddesinin Geçici 29. Maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

"Yeraltındaki maden işlerinde maliyet artışlarının ödenmesi:

GEÇİCİ MADDE 29 - Bu Kanun kapsamında yer altındaki maden işlerinde faaliyet gösteren yeraltındaki maden işlerine ilişkin 11/09/2014 tarihi ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla 5/1/2002 tarihli ve 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu kapsamında devam eden sözleşmeler ile bu Kanun kapsamında devam eden rödövans sözleşmelerinde, 4857 sayılı Kanunun 41, 53 ve 63 üncü maddelerinde 10/09/2014 tarih ve 6552 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikler ile bu Kanunun ek 9 uncu maddesiyle sınırlı olmak kaydıyla meydana gelen maliyet artışları fiyat farkı olarak ödenir. Fiyat farkı ödenmesine ilişkin esas ve usuller; 4735 sayılı Kanun kapsamında imzalanan sözleşmeler için Kamu İhale Kurumunun teklifi, özel işletmeler ve rödövans sözleşmeleri için ise Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca belirlenir. "

Hasan Hüseyin Türkoğlu              Alim Işık                Yusuf Halaçoğlu

     Osmaniye                               Kütahya                     Kayseri

                  Lütfü Türkkan                                         Mehmet Şandır

                         Kocaeli                                              Mersin

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 683 sıra sayılı kanun tasarısının, 3213 sayılı Maden Kanuna Geçici Madde eklemeyi öngören 24'üncü maddesinin "GEÇİCİ MADDE 29-" u düzenleyen fıkranın tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

Hasip Kaplan              Faysal Sarıyıldız                     Kemal Aktaş

     Şırnak                         Şırnak                                   Van

                      Adil Zozani                                        İbrahim Binici

                         Hakkâri                                              Şanlıurfa

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ ERCOŞKUN (Bolu) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Gerekçesini okutuyorum:

Gerekçe:

Rödövans sistemi Anayasal ilkelere aykırı olarak kamu kaynaklarının özel sektöre peşkeş çekildiği bir sistemdir. Bu sistemi meşru kılıp yaygınlaştıracak düzenlemeler bugüne kadar büyük sorunları ve işçi katliamlarını ortaya çıkarmıştır.

Ayrıca maden ocaklarında işçi güvenliği için alınacak önlemlerin maliyetlerinin kamu tarafından karşılanması, kamuya getireceği yük açısından kabul edilebilir değildir. Büyük kâr marjlarıyla çalışan maden ocaklarını işleten sermayenin bu maliyetleri yüklenmesini düzenleyecek yasal düzenlemeler ve yaptırımlar yerine, kamuya yeni mali yükler yüklemek adil olmadığı gibi sermayeye verilmiş bir taviz olup kamu vicdanını bir kez daha yaralayacaktır. En son Soma ve Ermenek'te yaşanan işçi katliamları sonrası halkı bu yükü yüklenmek konusunda ikna etmeye çalışmak, emekçi halklarımızı ölümü göstererek ikna etmekten başka bir şey değildir.

Değişiklik ile bu sorunların giderilmesi amaçlanmıştır.

BAŞKAN – Gerekçesini okuttuğum önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 683 Sıra Sayılı "Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"nın 24. Maddesinin Geçici 29. Maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

"Yeraltındaki maden işlerinde maliyet artışlarının ödenmesi:

GEÇİCİ MADDE 29- Bu Kanun kapsamında yer altındaki maden işlerinde faaliyet gösteren yeraltındaki maden işlerine ilişkin 11/09/2014 tarihi ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla 5/1/2002 tarihli ve 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu kapsamında devam eden sözleşmeler ile bu Kanun kapsamında devam eden rödövans sözleşmelerinde, 4857 sayılı Kanunun 41, 53 ve 63 üncü maddelerinde 10/09/2014 tarih ve 6552 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikler ile bu Kanunun ek 9 uncu maddesiyle sınırlı olmak kaydıyla meydana gelen maliyet artışları fiyat farkı olarak ödenir. Fiyat farkı ödenmesine ilişkin esas ve usuller; 4735 sayılı Kanun kapsamında imzalanan sözleşmeler için Kamu İhale Kurumunun teklifi, özel işletmeler ve rödövans sözleşmeleri için ise Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca belirlenir. "

Yusuf Halaçoğlu (Kayseri) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ ERCOŞKUN (Bolu) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Işık, buyurunuz.

ALİM IŞIK (Kütahya) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz 683 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın çerçeve 24’üncü maddesine bağlı geçici 29’uncu maddesinin değiştirilmesiyle ilgili vermiş olduğumuz önerge hakkında söz aldım. Bu vesileyle yüce Meclisi ve bizleri izleyen değerli vatandaşlarımızı ve özellikle de madencilik sektöründeki çilekeşleri saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, bu madde bu tasarı içerisindeki en önemli maddelerden birisi ve aleni haksızlığın, hukuksuzluğun yapıldığı, bu hâliyle çıkması hâlinde de Anayasa'ya aykırılık teşkil eden bir madde. Madde, eylül ayında yani 10 Eylül 2014 tarihli ve 6552 sayılı Torba Yasa düzenlemeleriyle uygulamaya konan ve madencilik sektöründe, yer altı maden işletmelerinde ek maliyetlere yol açan düzenlemelerin şimdi kamu lehine yani redevansla iş yapanların lehine düzeltildiği bir madde. Yani, Hükûmet diyor ki: Biz yanlış yaptık, o gün muhalefetin uyarılarını, sektörün uyarılarını duymadık, inanmadık. Sadece Soma’da kaybettiğimiz 301 canın acısını o gün için bastırabilmek adına büyüğümüz söz verdi kamuoyuna. Size 2 kat maaş vereceğiz dedik, onu çıkaracağız. Asgari ücretin 2 katı maaş, sosyal güvenlik primi işveren payının yükseltilmesi, kıdem tazminatının 2 katına çıkması ve geriye yönelik ödenmesiyle ilgili, o torba yasada getirilen düzenlemeler sektörü tıkadı. Dürüst çalışan özel sektör işletmeleri “Biz bu maaşları ödeyemeyiz, maliyetimiz ortalama yüzde 50 arttı, dükkânın kapısına kilit vuruyoruz, sahadan çekiliyoruz.” dedi, dürüst çalışanlar söyledi. Dürüst çalışmayanlar, çalışamayanlar, kapatamayanlar “İşçiye 2 kat ücret veriyorum.” diye imzayı attı, maaşın birini ertesi günü geri aldı, tuvalet izni vermedi, Ermenek’te yeni canların feda edilmesine yol açtı.

Şimdi, kamu anladı, Hükûmet anladı ama kimin için düzeltme istiyor? “Devlet adına redevansla iş yapanların maliyetini biz karşılayalım…” Ne zamandan itibaren? “Kanunun yürürlüğe girdiği 10 Eylül tarihinden itibaren devlet adına iş yapanların parasını biz verelim, özel sektöre ‘Güle güle.’ diyelim. ‘Sahayı boşalt, yeni yandaşlara biz orayı vereceğiz.’ diyelim.” şeklinde bir maddedir bu. Yapmayın bunu. Ya özel sektörü ve kamu adına iş yapanları birlikte, devlet bu şekilde artan yükü karşılayacak biçimde bir düzenlemeye dönüştürelim ya da ikisine de vermeyelim. Burası Türkiye Cumhuriyeti devleti ise hukuk devleti. “Sadece AKP’nin onay verdiği kişiler redevansla devlet adına iş yapıyor. Dolayısıyla, bunların artan maliyetlerini biz karşılayacağız.” şeklindeki düzenlemeye karşı çıkarız, bunu millete anlatamazsınız. Şu anda, 150’ye yakın özel sektör işletmesi sadece bu gerekçeyle, artan yaklaşık yüzde 50 maliyet nedeniyle iş yerini kapattı.

Değerli milletvekilleri, bunları görmeyeceksiniz, bunların çalıştırdığı özel sektördeki 30-35 bin kişiyi göz ardı edeceksiniz, yakında tamamının işsiz kalmasına yol açacak bu düzenlemeyi görmezden geleceksiniz ama TKİ adına, Türkiye Taşkömürleri adına redevansla iş yapanlara “Sen AKP’nin iyi işverenisin. Gel kardeşim, ben senin zararını devlet hazinesinden karşılıyorum.” diyeceksiniz. Kusura bakmayın, bu sadece sizi kurtarır ama Türkiye’yi ve madencilik sektörünü kurtarmaz. Sizi de sizi töhmet altında bırakan işverenlere karşı kurtarır. Ama inanınız bu sizin yakanızdan düşmeyecektir.

Sayın Bakan, bu önerge kamu kurum ve kuruluşlarıyla beraber sektörde yer altında işletmecilik yapan herkesi kapsayan ve yine de özel işletmelerin bu desteğe sahip olabilmesi için Bakanlığın incelemesine yetki veren bir düzenlemedir. Dolayısıyla, kabul edilmesi gereken bir önerge olduğunu düşünüyoruz; değilse, bu hukuksuzluk, bu adaletsizlik ömür boyu yakanızdan düşmeyecek, en azından öbür dünyada, özel sektöre yaptığınız bu haksızlığın karşılığını siz ödemek zorunda kalacaksınız.

Önergemiz bunu kapsamaktadır. Desteğinizi bekliyor, saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Işık.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 683 Sıra Sayılı 3213 Sayılı Maden Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının çerçeve 24 üncü maddesiyle düzenlenen Geçici 29 uncu maddesinde bulunan "kamu kurum ve kuruluşlarının" ibaresinin madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

Mehmet Ali Susam (İzmir) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ ERCOŞKUN (Bolu) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Susam, buyurunuz. (CHP sıralarından alkışlar)

MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Maden Yasası’yla ilgili konuşmaların sonlarına yaklaşıyoruz. Bu yasayla ilgili, Komisyonda uzun süre ne istediğimizi söyledik. Özellikle bu yasa, 2014 yılında 2 tane büyük facia sonucu ortaya çıkan, sektörün içinde bulunduğu zaafları gösteren ama yüzlerce canımızın gittiği, bu yıl içerisinde iş kazalarında binlerce insanımızın öldüğü bir dönemde çıkıyor. Dedik ki iktidara: “Bu yasa çıkarken bu geçmişten dersler çıkartalım. Çıkarttığımız dersler doğrultusunda düzenlemeler yapalım, mağduriyetleri önleyelim ve bu mağduriyetler çerçevesi içerisinde bundan sonra madencilik sektörünün daha iyi işlemesi için sektörün de taleplerini dikkate alıp kamu adına da Parlamentodan yasal düzenlemeler yapalım.”

Bunlarla ilgili söylediğimiz çok önemli şeyler vardı. Birincisi, çalışanlarla ilgili düzenlemeler. Bakınız arkadaşlar, şu ana kadar geldik; Soma’da, Ermenek’te ve diğer maden ocaklarında kaza anında televizyon kameraları mikrofon uzattığında o kazadan kurtulmuş madencilerin söyledikleri bir söz vardı. Diyorlardı ki: “Ben zaten dört aydır maaş alamıyorum.” Dört aydır maaş alamıyor Ermenek’teki kazadan kurtulan insan. Soma’dakiler aynı. Bu kazalarda… Redevansla devlet işletme vermiş Soma’da, öbür taraf da aynı şekilde, benzer uygulamalar. Bu vatandaşlar dört aydır maaş alamıyorlar, hâlâ yer altına çıkıyorlar ve sizin çıkardığınız son torba yasayla da yemeği bile yer altında yiyerek, altı buçuk saatlik çalışma için “zaman kaybetmemeleri” önerilerek maaş almadan çalışıyorlar. Bu insanların vicdanına seslenmek için, en azından kendimizi affettirmek için şunu yapmak zorundayız: Maaşını alamamış, şu an ocakları kapatılmış bütün işçilerin maaşlarını kamu alacağı olarak kabul edip Hükûmet ödemelidir, burada ödemeyi taahhüt etmelidir. Bu, gereklidir, zorunludur, insani ve vicdani görevimizdir. Zaten redevansla işletmelerde devletin bu alacakları var, neden işçilerin alacakları için gerekli olan adımı burada atamıyoruz? Birçok yere para verirken bu insanların alacağına niye vermiyoruz? Niye Kınık’ta bu madenlerden alacağı olan taşımacıların, şoförlerin, esnafın alacağını kamu alacağı noktasına getirmiyoruz? Bu bir eksikliktir.

İkincisi, redevans işleminde şunu yaptınız -az önce Alim Işık da söyledi- kendinizin verdiği redevans sözleşmesiyle işletmeci olanlara “Bundan sonra, sen zarar ediyorsan hiç üzülme, ben her şeyi karşılayacağım.” diyorsunuz, kömür ve maden işletmeciliğini pahalı hâle getiriyorsunuz. Namuslu insanlar “Ben bu şartlarda bu kömürü çıkartıp piyasada satamam.” diyor, ocaklarını kapatıyor. Diğerleri ise “Ne yapayım, devam ettireyim.” dediği gibi bir maaşı geri ver, sekiz saat çalış, her koşula razı oluyor. Bunlara diyorsunuz ki: “Sen yapamazsın.” Özel sektöre “Hayır.” ama benim redevansla verdiğim, bana bu konuda kömür üretip politika yaptığım, sosyal politikalarımda hizmet edenlere “Evet, her yol açık.” Böyle bir anlayış olmaz. Bu anlayışla madencilik gelişmez. Bu anlayışla ancak madenciliği kendi yakınlarınızın yaptığı bir iş hâline getirirsiniz, madenciliği büyütmez, madenciliği sadece kendi yakınlarınıza götürürsünüz. Onun için bu uygulama yanlıştır. Uyarıyoruz, bir daha uyarıyoruz, bu noktada herkesin bu yasadan yararlanması yani özel sektörün de zararının karşılanması noktasında gerekli adımın atılması zorunluluktur, beraber olmalıdır.

Bu anlayışla, bu verdiğimiz önergelerin kabulünü yüce Meclisin takdirine sunuyor, işçilerin aynı şekilde desteklenmesini istiyoruz.

Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Susam.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Madde 24’e bağlı geçici madde 29’u oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Madde 24’e bağlı geçici madde 30 üzerinde bir önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 683 Sıra Sayılı 3213 Sayılı Maden Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının çerçeve 24 üncü maddesiyle düzenlenen Geçici 30 uncu maddesinde bulunan "bir yıl" ibaresinin "iki yıl" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Mehmet Ali Susam                                  Turgut Dibek                                       Ali Serindağ

        İzmir                                                 Kırklareli                                           Gaziantep

Mahmut Tanal                                   Ramazan Kerim Özkan                                Celal Dinçer

   İstanbul                                                   Burdur                                              İstanbul

                                                               Ali Sarıbaş

                                                                Çanakkale

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ ERCOŞKUN (Bolu) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Sayın Sarıbaş, buyurunuz. (CHP sıralarından alkışlar)

ALİ SARIBAŞ (Çanakkale) – Sayın Başkan, çok değerli Meclis üyeleri; Çanakkale Türkiye’nin en güzel yerlerinden; Kaz Dağları, doğası, coğrafyası, birinci sınıf tarım arazileri, denizi, adalarıyla birlikte. Ancak bugün bununla birlikte, üstü bu kadar güzelken aslında altı da değerli tabii, madenleriyle de değerli ama gelin görün ki altı mı üstünden fazla değerli, bunu tartışmak gerekiyor çünkü burada da çok kez konuştum, Sayın Enerji Bakanıma sordum, Çevre ve Şehircilik Bakanıma sordum; “Bundan sonra oraya ve 1/100.000’lik, son yapılan ÇED raporları da dâhil olmak üzere, Bakanlar Kurulunda da karar aldık. Orada kendi madenlerimizin dışında –ki o da Çan’da kurulu- Çan 18 Mart Termik Santrali’nin dışında biz oraya artık enerji anlamında, gerçekten de termik santral iznini vermeyeceğiz.” dediler. Aynen buradan sormuştum. Şimdi gelin görün ki benim kendi ilçem de dâhil olmak üzere, Lapseki’den Karabiga’ya kadar Çanakkale’de kurulmuş mevcut 4 tane termik santral var; 3’ü devam, 3’ü de kurulmuş. Ama gelin, 11 tane daha, mevcut, santral için müracaat var ve bunların hepsi de kendi öz kaynaklarımız, kendi madenlerimiz değil; dışarıdan getirilen, Avustralya ve Rusya gibi diğer başka yerlerden getirilen madenlerle o en güzel coğrafyamızda, en güzel tarım arazilerinde izin vermeye devam ediyoruz. Ama Çanakkale “SOS” diyor. Ve sadece bununla ilgili değil, bakın, Çanakkale Kaz Dağları ve ovaları ayrıca termik santrallerin işgali altında olduğu gibi, yine altın madenlerinin de işgali altındadır.

Bakın, madenlerin çıkarılmasına karşı değiliz ancak… Bir örnek veriyorum: Gelin, Çan ilçesini ve Çanakkale’yi oradan taşıyalım ve Kaz Dağlarının da üstünü, altını talan edin. Çünkü neden? Kaz Dağlarının bütün her tarafı maden için ve özellikle altıncılar üzerinde kapatılmış durumdadır ve burada özellikle kurşun ve diğer ağır metaller üzerinde ruhsatlar verilmiştir.

Şimdi, Çan’ın Dondurma köyünde, Çan’ın Karadağ köyünde, Çan’ın Söğütalan köyünde altın ruhsatı vardır ve bununla ilgili ÇED raporları devam ediyor. Çan’ın merkezinde kömür ocakları devam ediyor, termik santral var ama TKİ’nin terk ettiği ve atıl olarak burada işletilmeyecek küçük ocaklarda bugün kanunların arkasından dolaşarak ve bakanlıklarda ve özellikle Hükûmete yakın anlayış içerisindeki kişilerce, küçücük, gerçekten de orasının geleceğinde madenin rezervinin yetmeyeceğini bildiğimiz yerlerde bu arada termik santraller kurulma aşamasına gelmiş ve ÇED raporu hazırlanıyor. Bir tanesi de Yaya köyü. Yaya köyünde hem bu anlamda mevcut termik santralimizi besleyecek kömürlerin bitmesi aşamasına gelinmesine rağmen ve gene buradaki Çanakkale Çan’ın diğer köyündeki kömür ocağı da dâhil olmak üzere 160 megavatlık 2 tane daha termik santral kurmak için izin veriliyor.

Şimdi, arkadaşlar, Türkiye’nin ve Çanakkale’nin bu kadar plansız, altıyla üstünün, enerjiyle madenin bu kadar dengesiz ve sadece “Ben verdim, ben ettim.” anlayışı içerisinde yönetilmesinin doğru olmadığını söylüyorum. Onun için diyorum ki: Çanakkale “SOS” veriyor. Sadece suları ile yaşam kaynaklarıyla değil; gelin, söylüyorum, burada yaşayan insanları sağlığı hastanelerden, gidin Sağlık Bakanlığına sorunuz. Bu açılan yerlerde son madenlerle birlikte baktığımızda ölüm nedenlerinde birinci dereceye hangi hastalıkların geçtiğini Sayın Bakan, gidiniz inceleyiniz. Buradaki insanlara yazık, onun için doğru bir karar veriniz ve bu kararı verirken orada yaşayanların yaşama hakkını, orada bulunanların altının üstünden değerli olduğu ve çiftçilikle geçinen, o gün bugün Türkiye’nin en güzel meyvesinin yetiştirildiği Türkiye’nin Hollanda’sı dediğimiz araziler içerisinde özellikle buraları kirletmeyiniz. Buna izin vermeyiniz. Bir karar veriniz, ya burasını yok ediniz ya tarım arazisi olarak, yaşanabilir bir yer olarak devam etmeye karar veriniz.

Ama şunu söylüyorum: Çanakkale “SOS” diyor ve bu anlamda da hepinize sevgi ve saygılar sunarken burada doğru bir planlama yapmadığınızı belirtmek istiyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Sarıbaş.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Madde 24’e bağlı geçici madde 30’u oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Madde 25 üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 683 sıra sayılı kanun tasarısının, 3213 sayılı Maden Kanunu'nun 47'inci maddesinde değişiklik öngören 25'inci maddesinde geçen "madde metninden" ibaresinin "ilgili madde metninden" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

     Hasip Kaplan                                   Faysal Sarıyıldız                                    Kemal Aktaş

          Şırnak                                                Şırnak                                                  Van

      Adil Zozani                                                                                               İbrahim Binici

         Hakkâri                                                                                                      Şanlıurfa

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 683 Sıra Sayılı 3213 Sayılı Maden Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının çerçeve 25 inci maddesinde bulunan "altıncı fıkrasının son cümlesi ve ek 6 ncı maddesi yürürlükten kaldırılmıştır." ibaresinin madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

Mehmet Ali Susam                                  Turgut Dibek                                       Ali Serindağ

          İzmir                                              Kırklareli                                           Gaziantep

    Mahmut Tanal                               Ramazan Kerim Özkan                                Celal Dinçer

        İstanbul                                              Burdur                                              İstanbul

                                                              Haydar Akar

                                                                  Kocaeli

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ ERCOŞKUN (Bolu) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Buyurunuz Sayın Akar. (CHP sıralarından alkışlar)

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; evet, Maden Kanunu’nu görüşüyoruz. Ben, arkadaşların yeterince Maden Kanunu’nu anlattıklarını düşünüyorum ama Bakanlığınız hakkında, Enerji Bakanlığı hakkında bazı tespitler yapmak istiyorum.

Enerji Bakanlığına baktığımız zaman, bütün kurumlarıyla, bütün bağlı şirketleriyle özelleştiğini görüyoruz. Ama özelleştirme niçin yapılır Türkiye’de? Bir defa, verimliliği artırmak için yapılır, kaliteyi artırmak için yapılır, maliyeti düşürmek için yapılır, istihdamı artırmak için yapılır. Rekabeti artırmak, teknolojiyi getirmek için, biz, özelleştirme yapıldığını düşünüyoruz; ki 1986’da yola çıkıldığında, sadece bu amaçlar için özelleştirme yapıldığını ifade etmişlerdi.

Şimdi, bu saydığım kriterlerde bir de sizin Bakanlığınıza bakalım. Önce madenlere bakalım: Özelleştirmenin faydalarını görebildik mi? Göremedik. Binlerce canımız madenlerde feda oldu yanlış politikalarınız yüzünden. Termik santrallere bakıyoruz, cumhuriyet tarihinin bütün edinimlerini özel sektöre yok pahasına peşkeş çektiniz. Ayrıca, termik santrallerde üretimi engellediniz. Elektrik üretimine bakıyoruz: Övündüğünüz sadece elektrik üretimi var, onda da özel sektöre yaptırmış olduğunuz 35 bin megavatlık bir üretim artışı var. Elektrik dağıtım hatlarına bakıyoruz -ki biraz sonra o elektrik dağıtım hatlarına geleceğim- yine orada çuvalladığınızı görüyoruz. Türkiye’yi karanlıkta bıraktınız, hatta hani özlemle andığınız, özlem duyduğunuz Osmanlı döneminin o lüksüne, mumuna, kandiline getirdiniz Türkiye’yi. Doğal gaz dağıtım hatlarını özelleştirdiniz, ona da geleceğiz biraz sonra. Asıl önemlisi, Türkiye'nin derelerini özelleştirdiniz ve peşkeş çektiniz diyorum. Özellikle “peşkeş”i kullanıyorum, yaptığınız tüm icraatlarda peşkeş var, yandaşları kayırma var. Bunu da açık bir şekilde söylüyorum.

Bu Enerji Bakanlığının tek övündüğü olay enerji üretimini Türkiye'de arttırmaktır. Enerji üretimini arttırmıştır ama enerjiyi harcayacak, yakacak, tüketecek alanları daraltmıştır, enerjinin insanlara ulaşmasını engellemiştir bu Enerji Bakanı.

Evet, geçen ay bir kar olayı yaşadık, burada yine kürsüde konuştum, 24 ilde aynı durumun olduğunu söyledi. O karda benim on iki gün elektriği kesilen köyümün bu lodosta da, rüzgârda da üç gün elektriği kesildi. Sadece benim evimde, sadece kendi evimde elli dört saat elektrik gelmedi; elli dört saat elektrik gelmedi, ne bir yetkiliye ulaşabildik ne kimseyle konuşabildik.

Şimdi, bunları niçin söylüyorum? Kartepe bölgesinde, Karamürsel bölgesinde, Gölcük bölgesinde hatta İzmit Yeşilova, İzmit’in göbeğinde üç gün elektrik kesintileri oldu ve insanlar ulaşacak merci bulamadı. İşte, getirdiğiniz kalite bu, işte, getirdiğiniz ucuzluk bu, işte, getirdiğiniz verimlilik bu Sayın Bakan, bununla da övünebilirsiniz. Kartepe bir turizm ilçesi, restoranlar var, oteller var. Maşukiye’de, Derbent’te, Acısu’da, Suadiye’de elektrik üç gün boyunca, dört gün boyunca verilemedi. Yine kar yağdığında aynı bahaneleri ürettiniz ama bunun muhatabı kesinlikle bulunmuyor.

2012’de bir soru sordum size, cevabını verdiniz, dediniz ki: “313 milyon TL’lik yatırım yapacağım Kocaeli’ne.” En son geldiğimiz noktada sadece 25 milyonluk bir yatırım yapmıştınız. 25 milyonluk yatırımın karşılığı da elektrik kesintileriyle… Bir sanayi kenti olan, bir göz kırpmaya milyonlarca dolar kaybeden bir kentten bahsediyoruz. Isınmasını elektrikle halleden, doğal gazla halleden, tüm alanını, yaşamını elektriğe bağlamış bir kentten bahsediyoruz. Hem kente verdiğiniz zararı hem Türkiye'ye vermiş olduğunuz zararı ayrı ayrı düşünmek lazım, tek tek irdelemek lazım. “Zarar” diyorum, çünkü bir proje yapmışsınız, önümüze koymuşsunuz, “2015’e kadar yüzde 9’a düşecek kaçak elektrik yüzde 15’ten.” ama gelinen noktada kaçak elektrik 15,4.

Şimdi, diyorsunuz ki: “2019’a kadar yüzde 9’a düşecek.” Ya dün yalan söylüyordunuz ya da bugün yalan söylüyorsunuz ya da bu işi beceremiyorsunuz, bunu da açık açık buradan ifade etmek istiyorum. Çünkü tüm elektriği çalanların parasını Kocaeli halkına ödetiyorsunuz çünkü Avrupa Birliğinin daha altında bir kayıp oranımız var şu anda Kocaeli’nde.

Evet, döneminizde birçok felaket geldi başımıza; seller oldu, depremler oldu, sizin Bakanlığınız döneminde maden kazaları oldu, kar felaketi, rüzgâr felaketi, lodos dedik ama başımıza gelen en büyük felaket sizin Enerji Bakanlığınızdır diyorum.

Hepinize sevgiler, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Akar.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 683 sıra sayılı kanun tasarısının, 3213 sayılı Maden Kanunu'nun 47'inci maddesinde değişiklik öngören 25'inci maddesinde geçen "madde metninden" ibaresinin "ilgili madde metninden" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Hasip Kaplan (Şırnak) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ ERCOŞKUN (Bolu) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Kaplan, buyurunuz.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Hükûmetin gramer hatalarını düzeltiyoruz, inşallah reddedersiniz, bir şey demem. Ama Hükûmeti buradan kutlamak istiyorum. Komisyonda, Soma’da 301 can kaybından sonra, oradaki işçilerimizin durumunu düzeltmek için çalışma saatlerini artırıp, emeklilik yaşını indirip, ücretleri artırdıktan sonra bütün kömür ocaklarında işçilerin işine son verip, bu sefer Hükûmete geldiler. Kim? TKİ’nin kömür ocaklarını redevansla verdiği şirketler. Yani insanların yaşamına neden olan, sebep olanlar geldiler ve dediler ki komisyonda çekilen önergenizi… Daha sonra Meclis Genel Kurulunda torba kanunda bunun tartışması yapıldı, Çalışma Bakanı oturuyordu, burada o önerge çekildi, “Ahlaki değil.” dedik, siz daha 301 maden işçisinin ve işten atılan 3 bine yakın işçinin kıdem ve ihbar tazminatını ödemediniz. “Siz nasıl TKİ’nin redevans sistemiyle bu kadar kâr eden şirketlerine tekrar kâr kazandıracak kamudan aktarım yaparsınız.” dedik, dinlemediler, getirdiler bugün; kanun teklifi verdik, çıkarmadınız, yine getirdiniz, çıkardınız. Ee, helal olsun size! Kendi müteahhidinizi, iş adamınızı iyi koruyorsunuz, iyi koruyan hükûmetsiniz, bu konuda sizi takdir etmek lazım, çünkü burada 301 maden işçisi ölmüş, kime ne? Kimin umurunda? Kıdem tazminatları hâlâ ödenmemiş, ölen işçilerin, işten atılan 3 bin işçinin, kimin umurunda? Burada kârları azalmış redevans sistemiyle çalışanların, kamudan ihale alanların, özelleştirenlerin, taşeronlaştıranların, çalışanların. Ne diyelim? Bu kadar çalışkan bir hükûmeti kutlamak lazım değil mi arkadaşlar? Bakalım bu ne kadar gidecek?

Yine, bir şey daha söylemek istiyorum, Meclisin bilmesini istiyorum arkadaşlar. Bu güvenlik paketi yasasında birileri çıkıyor, diyor ki: “HDP ile AKP arasında pazarlık var, onun için bir hafta sonraya ertelemişler.”

Ya, bıktık bu saçmalıklardan arkadaşlar, bununla alakası yok. Sayın Mumcu bugün Başkandır, muhalif Başkan Vekilidir, öbür hafta da bir muhalif Başkan Vekili olacak; on iki senede de bu iktidar usta oldu, usta, Sayın Yakut ve Sayın Bahçekapılı gelecek, rahat çıkaracaklar, onun için ötelediler bir hafta sonraya. Yani her şeyin altında bir şey aramayın, gerçekten şaşıyorum.

Arkadaşlar, Cumhurbaşkanına söyleyin, fazla konuşmasın. Bakın, bugün konuştu “Merkez Bankası” dedi, dolar 2,44’e fırladı.

Yani bir de “Şu Bank Asya’yı niye beraber açtınız?” demek geliyor içimden. Yani hakikaten bakıyorum, sene 1996, bir resim var, Fethullah Gülen bir tarafta, Çiller bir tarafta, Erdoğan bir tarafta, Sayın Gül bir tarafta; maşallah, bir fotoğraf, Bank Asyayı açıyorlar. Şimdi de birlikte kapatma fotoğrafını çekebilselerdi…

RECEP ÖZEL (Isparta) – Kapanmıyor ki!

HASİP KAPLAN (Devamla) – TMSF el koyuyor değil mi?

RECEP ÖZEL (Isparta) – El koymuyor, yönetiyor.

HASİP KAPLAN (Devamla) – TMSF el koyuyor, evet.

RECEP ÖZEL (Isparta) – Yönetiyor, yönetiyor.

HASİP KAPLAN (Devamla) – Şimdi, bu taraftan…

MEHMET METİNER (Adıyaman) – Sen de mi rahatsız oldun? Bari sen rahatsız olma.

RECEP ÖZEL (Isparta) – Sen de mi milletvekili maaşını götüreceksin oraya?

HASİP KAPLAN (Devamla) – Hayır, şu paralelle ilgili şu Meclise çıkıp doğru dürüst bir cevap verseniz sizi bir takdir edeceğiz ama şu paralelle ilgili kimin hesapları var, diğer bankalarda sizinkilerin ne kadar hesabı var bir çıkarabilseydim ben buradan size anlatırdım.

Ya, Burhan Kuzu’ya söyleyin “Şu başkanlık sistemine karşı çıkanların gırtlağına yapışacağım.” demesin arkadaşlar. Zaten, siz başkanlık sistemini milletin gırtlağına yapışmak için çıkarmıyor musunuz? Bari, Anayasa Komisyonu Başkanı olarak bu Kuzu bunu niye söylüyor? Kuzu kurt olmuş kardeşim, olacak iş değil. Kendinize gelin arkadaşlar, vallahi billahi bu kadar dağıtmak iyi değildir yani benden söylemesi. Bu kadar tehlike, güvenlik yaratmıyor da metal işçileri sendikalarının grevi tehlike yaratıyor, vallahi helal olsun size, ne güzel gerekçeler buluyorsunuz!

Teşekkür ederim Başkanım.

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Kaplan.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Madde 25’i oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde 25 kabul edilmiştir.

Madde 26 üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 683 sıra sayılı kanun tasarısının 26 ıncı maddesinde yer alan “Kanuna bağlı” ibaresinin “Kanunda yer alan” ibaresi ile değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

     Hasip Kaplan                                   Faysal Sarıyıldız                                    Kemal Aktaş

          Şırnak                                                Şırnak                                                  Van

      Adil Zozani                                      İbrahim Binici

         Hakkâri                                             Şanlıurfa

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 683 Sıra Sayılı 3213 Sayılı Maden Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının çerçeve 26 ncı maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

Mehmet Ali Susam                                Haluk Eyidoğan                                Sinan Aydın Aygün

          İzmir                                               İstanbul                                              Ankara

       Sakine Öz                                       Muharrem Işık                               Ayşe Eser Danışoğlu

         Manisa                                              Erzincan                                             İstanbul

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ ERCOŞKUN (Bolu) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Işık, buyurunuz.(CHP sıralarından alkışlar)

MUHARREM IŞIK (Erzincan) – Değerli milletvekilleri, hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, burada, özellikle, her kürsüye çıktığımda Erzincan’la ilgili bir sorunu dile getirmeye çalıştım. Bu fırsatı bulmuşken yine Erzincan’la ilgili, bu sene, yazın… Gerçi biraz kar yağdı ama tabii, kar yağması yetmiyor. Çünkü, sulama sularının çoğu elektrikten olduğu için, maalesef sulama şirketlerinin de parası olmadığından ne yazık ki ödeyemiyorlar. Ondan dolayı da sıkıntı var.

Şimdi, özellikle, Akbulut Sulama Birliği 30/01/2015 tarihinde yapmış olduğu olağanüstü meclis toplantısında -alınan 3 no.lu karar gereği- “P1 ve P2 pompa istasyonlarının 2015 yılı ve daha sonraki yıllarda birliğimiz tarafından işletme bakım faaliyetlerinin sürdürülmesi mümkün değildir.” diye karar almış ve bunu bütün siyasi partilere, ilgili kurumlara göndermiş. “3 no.lu meclis kararı gereği Erzincan Ovası’nda yaklaşık 8 bin ila 9 bin hektar arazi susuz kalacak.” diye de altına not düşmüşler.

Tabii, Erzincan’a özellikle 2009 ve 2011 seçimlerinde Karasu üzerinden, Sansa Boğazı dediğimiz taraftan cazibeli su getirileceği defalarca gündeme getirildi, söz verildi ama ne hikmetse getirilmedi. Hatta o zaman bir firmaya 300 milyar -eski parayla- para verilerek projelerin çizildiği, projelerin yapıldığı ve seçimde gelip seçimde müjdeler vererek… Aynı, geçen Sayın Başbakanın gelip “Müjdeler olsun, hastane yapılacak.” dediği gibi -hâlen yapılması için hiçbir işlem yapılmadığını görüyoruz, inşallah yapılır- müjdeler verildi ama ne yazık ki yapılmadı. Şu anda P1 sulaması için 2014 yılında 900 milyon para gerekmiş, bunu bulamamışlar, birçoğunu da toplayamamışlar zaten. P2 için 1 trilyon 650 milyar -eski parayla- gider varmış; işçi giderleri, masraflar. Onu da ne yazık ki toplayamamışlar ve şu anda Sulama Birliği diyor ki: “Biz bu pompaları bırakıp Devlet Su İşlerine vermek istiyoruz.” Şimdi Erzincan’ın tek geçim kaynağı tarım hayvancılık. Erzincan’ımızda bir şeker fabrikamız var, bu şeker fabrikasını da bu sene seçim var diye şu anda biraz rölantiye aldınız, gerçi 7 Hazirandan sonra o size nasip olmayacak ama kazaen olursa o zaman yine özelleştirme kapsamına sokacaksınız. Ne yazık ki Erzincan’ın tek sanayi kuruluşu şeker fabrikası da gidecek. Dolayısıyla…

SEBAHATTİN KARAKELLE (Erzincan) – Erzincan’dan haberin bile yok senin.

MUHARREM IŞIK (Devamla) – Benim haberim var da haberi olanların ne yaptığını da ben biliyorum. Boş ver sen onları.

Dolayısıyla tek sanayi kuruluşu da gitmiş olacak. Ondan dolayı -işte ben yasa teklifi de verdim- bu Doğu Anadolu’da özellikle sulama birliklerine Devlet Su İşlerinin artık el atması lazım. Devlet Su İşleri eğer sulama birliklerini devralmazsa ne yazık ki sulama birlikleri bunun altından çıkamıyorlar, işçi parasını ödeyemiyorlar, suyu götüremiyorlar, kanallar kapanmış, kanallarda her taraf yıkılmış, güçleri yetmiyor, çiftçi de gidip parasını alıyor, parasını ödeyemiyor çiftçi, haciz kapılarına dayanıyor. Dolayısıyla -yapmamız gereken- sulama birliklerini Devlet Su İşlerine vermemiz lazım. Gene sulama birlikleri işlerini yapsın ama en azından bakım alanları, suyun getirilmesi, yolların yapılması, kanalların düzeltilmesi konularına Devlet Su İşlerinin -bu işe- ciddi bir şekilde el atması lazım. Devlet Su İşleri şu anda görüştüğümüz zaman “Bizim alanımızda değil, bizim yetkimizde değil, o yüzden bir şey yapamıyoruz.” diyor. Araç zaten kalmadı, Devlet Su İşlerini de aynı Karayolları gibi araçsız bıraktınız. Dolayısıyla yapacak bir şey de kalmıyor. Ondan dolayı bu sene çiftçilerimiz yine perişan olacak. Dediğim gibi biraz kar yağması oldu bu sene, Erzincan’da kar var, inşallah su da çok olacak, köylerimize giden sulamada bu sene sıkıntı çekmeyeceğiz ama P1, P2’nin ne yazık ki -ne kadar kar yağarsa yağsın- tek şartı elektrikle çalışması. Dolayısıyla buradaki parayı ödeyemediği için zaten elektriği özelleştirildi, hemen Aras geliyor, kapısına anahtarı vurup kilitliyor ve elektriği bir daha vermediği için de sulama yapılamıyor. Bu konuda gerekli desteği bekliyoruz.

Saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Işık.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 683 sıra sayılı kanun tasarısının 26’ncı maddesinde yer alan “kanuna bağlı” ibaresinin “kanunda yer alan” ibaresiyle değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Hasip Kaplan (Şırnak) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ ERCOŞKUN (Bolu) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Gerekçe…

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum.

Gerekçe:

Değişiklik ile madde metninin daha anlaşılır kılınması amaçlanmıştır.

BAŞKAN – Gerekçesini okuttuğum önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.

Madde 26’yı oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Madde 27 üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 683 sıra sayılı kanun tasarısının 27’inci maddesinde yer alan “fıkrasının” ibaresinin “fıkrasında yer alan” ibaresi ile değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

   Hasip Kaplan                                 Faysal Sarıyıldız                                  Kemal Aktaş

         Şırnak                                               Şırnak                                                 Van

     Adil Zozani                                     İbrahim Binici

        Hakkâri                                           Şanlıurfa

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 683 Sıra Sayılı 3213 Sayılı Maden Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının çerçeve 27 inci maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

Mehmet Ali Susam                            Haluk Eyidoğan                             Sinan Aydın Aygün

          İzmir                                               İstanbul                                             Ankara

      Sakine Öz                                       Tanju Özcan                               Ayşe Eser Danışoğlu

        Manisa                                                Bolu                                               İstanbul

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ ERCOŞKUN (Bolu) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Özcan, buyurunuz efendim. (CHP sıralarından alkışlar)

TANJU ÖZCAN (Bolu) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan yasayla alakalı olduğunu düşündüğüm bir konuda ben de düşüncelerimi ifade etmek istiyorum.

Şimdi, bizim seçim bölgemiz Bolu’da Mengen’e bağlı Gökçesu beldesinin maden ocakları var. Sayın milletvekilleri, bu maden ocaklarında yaklaşık 500 maden işçimiz var ve son derece ilkel koşullarda çalışıyorlar. Daha önce Sayın Bakana arz ettim, Soma faciasından sonra, dedim ki: “Bakın, Sayın Bakanım, bu bölgede 500 kadar işçi çalışıyor. Ama bir maden kazası meydana gelse bu işçilere acil müdahale yapılabilecek bir sağlık ocağı dahi yok elinde en azından ilk müdahaleyi yapabilecek kadar imkânı olan.” Tabii, ben bunu söyledim. Sayın Bakan dedi ki: “Bolu’ya şu kadar mesafede, 50 kilometre mesafede ihtiyaç duymuyoruz.” Ben bunu Gökçesu’da anlattım. Tabii, Gökçesu’da AKP teşkilatına mensup arkadaşlar bana şunu söyledi: “Olur mu canım, siz Sayın Bakana bunu arz etmiş olsaydınız Sayın Bakan bunun gereğini muhakkak yapardı, yaptırırdı.” O yüzden, ben özellikle bu Genel Kurul kürsüsünden de bunu tekrar etmek istedim.

Daha önce Sayın Bakana söyledim: Tehlike geliyorum diyor Gökçesu için. Bir sağlık ocağımız dahi yok Gökçesu’da. Lütfen bunun gereğini yapın. Yarın, bir ay sonra, üç ay sonra burada bir kaza meydana gelirse Sayın Bakan, eğer bu aşamadan sonra bu sağlık ocağı yapılmazsa ilk müdahalenin yapılabileceği, bunun vebali sizin üzerinize kalacaktır.

Tabii, bugün Sayın Bakanla az önce bu konuşmayı yapacağımı ifade ettiğimde Bolu Milletvekilimiz Sayın Ercoşkun da Komisyonda sözcü olarak oturuyor ve dedi ki: “Gökçesu için daha ne yapalım? Belediyeyi bile size verdik.” Doğru, belediyeyi bize verdiniz ama öyle bir belediye verdiniz ki bize, kasada 500 lira para, on yıllık İller Bankası payıyla ödenemeyecek bir borç bıraktınız. Hatta, o kadar kötü yönetilmiş ki, ben daha iyi tutulmuş bakkal hesapları gördüm o belediye hesaplarında. Böyle bir rezillik olabilir mi? Böyle bir belediye teslim etmişsiniz.

Bakın, burada, köyleriyle birlikte Sayın Bakan, 4 bin insan yaşıyor. Bunun 500’ü maden işçisi, bunun aileleri var ve bir tane sağlık ocağı yok. İki gün aile hekimi gelip gidiyor buraya. Niye böyle bir şey yapıyorsunuz? Ne istiyorsunuz bu insanlardan?

Sayın Bakan, sizi burada bulmuşken ben bir soruya da, cevabını bulamadığım bir soruya da cevap arıyorum. Şimdi, Türkiye’de son yıllarda çok sayıda insanın, şirketin altın ruhsatı aldığını görüyoruz. Ama Sayın Bakan, bilim adamları diyor ki: “Bu kadar altın ruhsatı alınıyor ama Türkiye’de bu kadar altın yok.” Şimdi, acaba bu ruhsatları alanlar Türkiye’ye gayrimeşru yollardan giren altını aklamak için yani kara parayı aklamak için mi bu kadar altın ruhsatı alıyor? Ben bunun cevabını da, eğer dinlerseniz, sizden duymak istiyorum.

Sayın milletvekilleri, buraya gelirken bir de beni üzen bir cevap aldım, onu sizinle paylaşmak istiyorum. Bir süre önce Bolu Valiliğine müracaat ederek ilimdeki diyaliz hastalarının ve ilimde sosyal yardım alan vatandaşlarımın ismini rica ettim; milletvekili olarak rica ettim, bir katkı sunabilmek için bu ricada bulundum.

İDRİS ŞAHİN (Çankırı) – Kişisel veriler verilemez.

RECEP ÖZEL (Isparta) – Kişisel veriler var ya, kişisel veriler.

TANJU ÖZCAN (Devamla) – Efendim, şimdi, öyle bir…

İDRİS ŞAHİN (Çankırı) – Kişisel verilerin korunmasına dair kanun geldi, hiç bunları takip etmiyor musun Tanju Bey?

TANJU ÖZCAN (Devamla) – Bakın, bunu ben İl Başkanı olduğum dönemde Valilikten istediğimde bu bilgiler bizimle paylaşılmıştı ama şimdi, ilin milletvekili olduktan sonra, bir anlamda da kamu görevi ifa ettiğimiz hâlde “Bunlar özel verilerdir.” denilip bizimle paylaşılmadı.

RECEP ÖZEL (Isparta) – Doğru yapmışlar.

TANJU ÖZCAN (Devamla) – Burada dert şu değil: Bu ailelerin teşhir edilip edilmemesi değil, kimlerin yardım aldığını bizim göremememiz. Kaç Suriyeli yardım alıyor, kaç yabancı yardım alıyor; bunun içinde haklı olarak yardım alan var mı, haksız olarak yardım alan var mı; bunu denetlememizi engellemek için böyle bir şey yapılıyor.

Arkadaşlar, milletvekili olarak bana verilen bu cevaptan sizlerin utanması lazım. Böyle bir şey olur mu? Arkadaşlar, ben burada bir katkı verebilme adına bu cevapları istedim, ancak, maalesef, Bolu Valiliği bunu yukarıya da sorarak, uzun süre cevap vermeyerek, en sonunda “Bu bilgiler mahrem bilgilerdir.” gibi bir cevap göndermiş.

RECEP ÖZEL (Isparta) – Doğrusunu yapmış.

TANJU ÖZCAN (Devamla) – Ben bunu milletvekili olarak içime sindiremiyorum. Aynı cevap size verilseydi milletin vekili olarak siz bunu içinize sindirebilir miydiniz, onu da merak ediyorum.

Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Özcan.

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ ERCOŞKUN (Bolu) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Buyurunuz Sayın Ercoşkun.

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ ERCOŞKUN (Bolu) – Sayın hatip konuşmasında benim ifademi yanlış bir şekilde aksettirdi, ona iki dakika cevap vermek istiyorum.

BAŞKAN – Yerinizden cevap verebilirsiniz.

Buyurunuz.

TANJU ÖZCAN (Bolu) – Sayın Başkanım, böyle bir usul var mı?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ ERCOŞKUN (Bolu) – Veya sataşmadan da olabilir yani.

BAŞKAN – Buyurunuz efendim, düzeltiniz.

V.- AÇIKLAMALAR (Devam)

21.- Bolu Milletvekili Ali Ercoşkun’un, Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın 683 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 27’nci maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

ALİ ERCOŞKUN (Bolu) – Evet, Sayın Başkanım, çok teşekkür ediyorum.

Sayın hatip konuşmasında Gökçesu Belediyesiyle alakalı bazı konulara da temas etti ve Gökçesu Belediyesini kendilerine verdiğimizi söylediğimi ifade etti. Ben bu şekilde bir beyanda bulunmadım, Gökçesu Belediyesini kazandıklarını ifade ettim. Yoksa bizim tarafımızdan Gökçesu Belediyesinin kendilerine verildiği gibi bir durum söz konusu değildir. Bu konuyu düzeltme ihtiyacını hissettim.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Ercoşkun.

VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)

5.- Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Kars Milletvekili Mülkiye Birtane’nin; Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan’ın; Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan’ın Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu (1/1012, 2/423, 2/2309, 2/2481) (S. Sayısı: 683) (Devam)

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 683 sıra sayılı kanun tasarısının 27’inci maddesinde yer alan “fıkrasının” ibaresinin “fıkrasında yer alan” ibaresiyle değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Hasip Kaplan (Şırnak) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİÎ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ ERCOŞKUN (Bolu) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet?

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Buyurunuz Sayın Kaplan.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; maden ocaklarında yüzlerce işçinin ölümü güvenlik problemi yaratmıyor. Redevans sistemiyle kârlarına kâr katanlar, yine Hükûmetin sayesinde hem işçilerin ölümüne sebep oluyor hem kârlarına kâr katıyor hem öldürerek kazanıyorlar. Bakın, dikkat edin, öldürerek de kazanıyorlar. Şimdi, burada güvenlik problemi yok, asayiş problemi yok. Yani kömür ocaklarında, Soma’da, Zonguldak’ta, Balıkesir’de, Ermenek’te, Afşin’de insanların paramparça olması ülkenin güvenliğini ilgilendirmiyor. Ama 15 bin BİRLEŞİK METAL-İŞ Sendikası üyesi işçi haklarını aradığı için, işçi ücretlerini ve haklarını aradığı için, başta Cumhurbaşkanı olmak üzere, Sayın Bakan da dâhil hepsi bir satırla imzalıyor, “Devletin güvenliğini ve asayişini etkiliyorlar.” Hak aramak devletin asayişini ve güvenliğini etkiliyor ama 301 işçiyi maden ocağında öldürmek etkilemiyor, değil mi? Orada gökdelen dikenler, redevans sistemiyle TKİ’den ihale alanlar, taşeron çalıştıranlar devletin, milletin güvenliğini ihlal etmiyor ama asgari ücretle 900 lira bile alamayan işçiler haklarını arayınca devletin güvenliği ihlal oluyor. Bu nasıl iştir arkadaşlar, bu nasıl mantıktır, bu nasıl yaklaşımdır, bu ne işçi düşmanlığıdır, bu ne emekçi düşmanlığıdır? Bu düşmanlık para için, dolar için, kâr için. Bütün ortaklıklar da bunun için bozuluyor zaten. Dikkat etseniz görürsünüz. Özel sektöre müdahaleler, bankaya müdahaleler, başka türlü müdahaleler; hepsi böyle. Peki, varsa bir suç unsuru, çıkarırsınız ortaya, yargıya intikal ettirirsiniz. Üç senedir martaval dinliyoruz burada: Paralel, paralel… Kaç tane dava var, kaç tane iddianame var? Bana bir tane gösterebilir misiniz doğru dürüst ya! Doğru dürüst, varsa suçlular çıkarın, görelim ya! Her şeyi bulma, kapatmaya…

Başbakan çıkmış, güvenlik paketiyle ilgili, muhalefet partilerinin üçü de karşı diye diyor ki: “Üçüzler Pensilvanya’dan direktif alıyorlar, üst takım.” İnsan bu kadar akıl, izan yoksunu olabilir mi, bu kadar mantalite yoksunu olabilir mi, bu kadar siyasi öngörüsüzlük içinde olabilir mi? Elbette ki getirdiğiniz bir yanlışa üç tane muhalefet partisi ve insanım diyen herkes, bu ülkenin yurttaşı karşı çıkacak. Şimdi, buna karşı çıktık diye, “Efendim, geçmişte şöyle kavga edenler bugün bir araya geliyorlar.” El insaf ya! Memleketi cezaevine çevireceksiniz, insanın can ve mal güvenliğini yok edeceksiniz, ocakta öldüreceksiniz, sokakta öldüreceksiniz, Gezi’de öldüreceksiniz, yürüyüşte öldüreceksiniz; ondan sonra, karşı çıktığımız zaman, muhalefet şerhi yazdığımız zaman da “Efendim, üç parti birleşiyor, üçüzler.” Çok ucuz siyaset bunlar, çok ucuz biliyor musunuz? İnsan olan doğru olana “Doğru.” der ve karşı çıkar.

Bu ülkenin yurttaşlarına hak ve özgürlükleri çok görürseniz, demokrasiyi çok görürseniz, önümüzdeki seçimlerde yüzde 10 barajına mahkûm ederseniz, milletvekilliğinde dahi kendi milletvekili adayını seçme hakkını vermezseniz, millete zorbalık uygularsanız, bunun adı “diktatörlük”tür arkadaşlar. Öyle, millî şeflikle, şeyle kavga etmenin gereği yok. Bu sistemin adı siyasette de seçimde de özel yaşamda da güvenlikte de budur. Bunun adı “fiilî savaş hâli”dir. Elbette karşı çıkacağız buna. Şimdi buna karşı çıktık diye üçüz oluyormuşuz. Vallahi sistem partileri olarak sizin konularınızın ortaklaşan, üçüz noktalarını şu an çıkarsam ortaya, 300 bini bulur burada.

Ben buradan Ürdünlü pilotu cayır cayır yakan IŞİD zulmüne karşı bu Meclisin ortaklaşa bir kınama bildirisi vermesini isterdim. 4 parti grubu olarak bunu da mı yapamayız? Bir Ürdünlü pilotu nasıl cayır cayır yaktıklarını gördünüz, bari bunun kınamasını 4 parti grubu beraber verelim. Bu kadar vahşete karşı hiç olmazsa böyle bir noktada hep beraber birleşemez miyiz? O zaman dördüz mü olacağız arkadaşlar?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HASİP KAPLAN (Devamla) - Yapmayın, siyaseti de biraz seviyesinde tutmakta yarar vardır ama çağrımı yineliyorum: 4 parti grubu olarak Sayın Başkanın başkanlığında böyle benzin yakıp -maden, enerji konuşuyoruz- pilot yakılamayacağını bu Meclis birlikte kınamalıdır. (HDP ve CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Kaplan.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Madde 27’yi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde 27 kabul edilmiştir.

Madde 28 üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 683 sıra sayılı kanun tasarısının 28'inci maddesinin ikinci fıkrasındaki "yer alan" ibaresinin "bulunan" ibaresi ile değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

     Hasip Kaplan                                   Faysal Sarıyıldız                                    Kemal Aktaş

          Şırnak                                                Şırnak                                                  Van

                                  Adil Zozani                                      İbrahim Binici

                                     Hakkâri                                             Şanlıurfa

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 683 Sıra Sayılı 3213 Sayılı Maden Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının çerçeve 28 inci maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

Mehmet Ali Susam                                Haluk Eyidoğan                                Sinan Aydın Aygün

          İzmir                                               İstanbul                                              Ankara

       Sakine Öz                                   Ayşe Eser Danışoğlu                                  Özgür Özel

         Manisa                                              İstanbul                                              Manisa

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ ERCOŞKUN (Bolu) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Özel, buyurunuz. (CHP sıralarından alkışlar)

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlarım.

Önergemiz üzerinde söz almış bulunuyorum.

Maden Kanunu görüşülmeden önce Soma’da ciddi bir ümide dönüşmüştü, şu anda da televizyonları başında başta Soma’daki çok sayıda maden işçisi, Soma esnafı, Soma’da hayatını kaybeden 301 kardeşimizin aileleri, bir umutla, bir son dakika önergesiyle, grupların uzlaşmasıyla büyük bir sorunun çözülmesini ümit ediyorlar. Aslında, geçen hafta yaptığım konuşmada ve ardından yerimden sorduğum bir soruda Sayın Bakana, Soma’daki kıdem tazminatı sorununu, Somalı esnafların, sadece Somalı değil tabii, Kınıklı esnafların, Savaştepeli esnafların, Kırkağaçlı esnafların sorunlarını çözmek için borcu olan herkesin borcunun devlet tarafından ödenip kamu alacağı olarak Soma AŞ’den ve Soma AŞ’nin hissedarlarından tahsil edilip edilmemesi meselesini gündeme getirmiştim. Sayın Bakan “Biz buna karşı olmayız.” gibisinden bir ifade kullandı. Bunun üzerine, “İktidar partisinin değerli grup yöneticileriyle bu sorunu acaba uzlaşıyla çözebilir miyiz?” dedik, açıkçası onların yaklaşımları da ümit verdi bize ama bugün öğreniyoruz ki Sayın Bakan, bunun bir yol açacağını, bütün kıdem tazminatı alacakları olanların bu yoldan taleplerde bulunabileceğini iddia ederek buna sıcak bakmıyor.

Bir kez, aynı anda, aynı gün Obama’ya, Putin’e, Papa’ya ve dünyadaki bütün liderlere Türkiye’deki bir ilçenin adını söyleten, telaffuz ettiren bir büyük faciadan, dünya tarihine damgasını vurmuş bir büyük faciadan bahsediyoruz. Öncesinde şirketle olan ilişkilerinize, o şirkete sözlü kefaletlerinize falan girmeyeceğim ama sonrasında Soma’yı bir başka yere koydunuz ki “Soma’ya özel kanun çıkaracağız.” diyerek, dönemin Başbakanının ağzından, sizin ağzınızdan pek çok vaatler sıralandı ama şimdi gelinen noktada bir kez şunu bilelim: Soma AŞ, işten çıkardığı 2.850 işçinin kıdem tazminatlarının üstüne yatmış durumda. Ayrıca, 301 maden şehidimizin tazminatları Soma AŞ’de duruyor. Siz bu tazminatları ödeyip kamu alacağı olarak tahsil edebilmek için şuraya bir işaret verseniz, Meclis bu sorunu beş dakikada çözecek ama bunu yapmıyorsunuz. Biz, sizi artık vatandaşlarımıza -hangi partiden olursa olsun- o ortak vicdanı Soma’dan sonra seslendiren vatandaşlarımıza şikâyet ediyoruz Sayın Bakan. Eminim, Parlamento grubunuz da diyordur ki: “Böyle bir şeyi niçin yapmıyoruz?” Bu tabii ilk değil. Ermenek’te Uyar Madenciliği vatandaşlarımız ilk kez duydu ama sizin çok yakından tanıdığınız Uyar Madencilik, bundan önce Soma’da benim milletvekilliğim döneminde 9 kazada 11 can almış olan Uyar Madencilik aynı şekilde 850 işçinin tazminatlarını ödemeden kaçmıştı. O sorunu da çözmeye defalarca söz verdiniz hatta görevlendirdiniz. “Bulun onu, Söke’ye gideceğim, Aydın’a gideceğim, Kuşadası’na gideceğim. Söke’de madenleri var, yanıma gelsin.” dediniz. Sonra “Gelmedi, kaçtı.” dediniz. Malını mülkünü de bulamıyorsunuz bunların veya şöyle diyorsunuz: “Biz bu parayı ödersek tahsil kabiliyeti de olmayabilir, sıkıntı.”

Birazdan size kavas arkadaşların yardımıyla, Azim Uyar, Ersin Uyar, İbrahim Uyar’a ait 12 sayfalık mal varlığını, sadece ama sadece bir tanesinin Anamur’da yalı evlerindeki 16 tane tapusunu -12 sayfa tapuyu- yollayacağım. Bu parayı onlar ödeyemiyorlar, durumları yok, siz de onlar adına ödeyemiyorsunuz. Koruduğunuz adamlar 850 kişinin alacaklarının üstünde oturuyorlar; bunlardan biri Ali Kandemir, diğeri İdris Sarıkaya. Üç kuruş ucuz diye önlemsiz taş ocağı tipi dinamit patlattı; birisi eğilmişti iki gözü gitti, öbürünün bir bacağı koptu. Bu çocukların alacaklarını dahi ödemeyen vicdansızların, sizin bulamadığınız 12 sayfalık mal varlığını size kavas arkadaşlar getirecek. Bunun üstüne, umuyorum bu sefer bir şey yaparsınız.

Bülent Arınç bir pazartesi günü akşamüstü saat 17.00-18.00’de çıktı: “Devletimiz güçlüdür, Hükûmetimiz vicdan sahibidir. Bu arkadaşları açta açıkta, kış ortasında bırakmayacağız.” Hani -kış ortasındayız- sorun çözülmüyor. Çözün sorunu, izin alacağım, söz alacağım, bu kürsüye çıkacağım, size yaptığım bu eleştirileri geri alacağım, size de Bülent Arınç’a da teşekkür edeceğim. Sizden bunu bekliyoruz. Vicdanlara sesleniyoruz. Aksi takdirde kamuoyu vicdanına sizi şikâyet ediyoruz. (CHP sıralarından alkışlar)

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Özel.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 683 sıra sayılı kanun tasarısının 28'inci maddesinin ikinci fıkrasındaki "yer alan" ibaresinin "bulunan" ibaresi ile değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Hasip Kaplan (Şırnak) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ ERCOŞKUN (Bolu) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Buyurunuz Sayın Kaplan.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Nostalji bazen iyidir arkadaşlar. Tanıyorsunuz değil mi arkadaşlar? 1996 yılında Bank Asya’nın açılış fotoğrafı.

ALİM IŞIK (Kütahya) – Kim var orada, kim var Hasip Bey?

HASİP KAPLAN (Devamla) – Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan var, Sayın eski Cumhurbaşkanı Gül var, Çiller var, Fethullah Gülen Hoca var. Yani, siz, hakikaten, bazen konuşurken, bize de atarken biraz destekli atın. Yok efendim, güneydoğuda paralel HDP’ymiş, yok bilmem nerede kim paralelmiş… Ondan sonra, özel sektörde rakip olunca birbirinizin bankasına dalarsınız, birbirinizin okuluna dalarsınız, birbirinizin vakfına dalarsınız, öküz ölüp ortaklık bozulunca… Ama, bunun üzerinden bize suçlama yapmayın.

Bakın, Recep uyardı, sağ olsun, işe yarıyor bazen. Yani, bazen dikkatli olmanızda yarar var, ben sadece bunu hatırlatmak istedim. Hakikaten, değişik değişik resimler çıkıyor ortaya.

Maden ocağıyla ilgili, Maden Yasası’yla ilgili, enerjiyle ilgili, İGDAŞ’la ilgili şu an burada görüşme yapıyoruz arkadaşlar. Yukarıda bir torba kanun var, torba kanunda İGDAŞ’la ilgili teklif var. Yani, bu Genel Kurulun yukarıdaki Komisyondan, yukarıdaki Komisyonun bu Genel Kuruldan haberi yok; Bütçe Komisyonu üyeleri hariç, onların burada üyeleri var, gülüyorlar zaten. Hem yukarıda Komisyonda görüşülüyor hem de burada Maden Kanunu görüşülüyor.

On iki senede usta oldunuz, size birisi, bir tane doğru dürüst hukukçu anlatmıyor mu? Ya, buradaki torbaya bir önerge vereceksiniz, niye bizi Komisyonda, yukarıda yoruyorsunuz? Yani, Komisyonu niye boşuna çalıştırıyorsunuz? Yukarıda bürokratları niye boşuna çağırıyorsunuz?

Yukarıda, torba kanunun içine bir tane kanun koymuşsunuz madenle ilgili, enerjiyle ilgili, İGDAŞ’la ilgili, özelleştirdiklerinizle ilgili. Ya, Allah aşkına, bir gün de bu enerji ve redevans konusunda şunu da yapın: Ya, oradaki yerel yönetimlere ve halka, onun kirlettiği, yollarını tahrip ettiği, havasını soluduğu, berbat ettiği o yerleşim alanlarında, Soma’da, Manisa’da, Zonguldak’ta, nerede olursa olsun, redevansı alan TKİ “Bu madende burada yaşayan insanların da hakkı var, bu devlet hakkının bir kısmını onlara verelim.” Niye böyle bir insancıl duygu aklınıza gelmiyor? Hem batıracak hem öldürecek hem iş güvenliğini sağlamayacaksınız hem de ölen işçilerin dahi kıdem tazminatını ödemeyeceksiniz, sonra da bu tedbiri almayan işverenlere gelip burada kanun çıkaracaksınız; bu olmadı arkadaşlar, bu olmadı.

Bank Asyayı da beraber açarsınız, sonra kapatırsınız. Yarın aranız bozulduğunda bu redevans şirketlerine de ne yapacağınızı bilemem ama şunu iyi biliyorum, bir şeyi öğrendiniz: Hasmınızsa, sizin gibi düşünmüyorsa Maliyeyi üstüne göndermeyi, siyaseten sizin gibi düşünmüyorsa, güvenlik paketiyle polisi üstüne göndermeyi, askeri göndermeyi, herkesi üstüne göndermeyi, gitmeyi düşünecek noktaya geldiyseniz iş vahimdir. 99 derecede ısınır su, 100 derecede kaynar. Bakın, dikkat edin, 99 derecedesiniz. Bir kıvılcım, 1 derece, kaynatır suyu arkadaşlar. Onun için, daha dikkatli yasalar yapmanızı öneriyorum.

Saygılarımla. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Kaplan.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Madde 28’i oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde 28 kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, oyunuzun rengini belirtirken lütfen daha net şekilde ellerinizi görmeyi tercih ediyorum, yoksa algılamakta zorlanıyorum.

Madde 29 üzerinde üç önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 683 sıra sayılı kanun tasarısının 29'uncu maddesinde yer alan "tarihinde" ibaresinin "tarihinden itibaren" ibaresi ile değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

     Hasip Kaplan                                   Faysal Sarıyıldız                                    Kemal Aktaş

          Şırnak                                                Şırnak                                                  Van

       Adil Zozani                                      İbrahim Binici

         Hakkâri                                             Şanlıurfa

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 683 Sıra Sayılı "Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”nın 29. Maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

"MADDE 29- Bu Kanun yayımı tarihinden bir yıl sonra yürürlüğe girer.”

Hasan Hüseyin Türkoğlu                       Yusuf Halaçoğlu                                      Alim Işık

       Osmaniye                                             Kayseri                                              Kütahya

    Lütfü Türkkan                                    Mehmet Şandır

         Kocaeli                                               Mersin

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 683 Sıra Sayılı 3213 Sayılı Maden Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının çerçeve 29 uncu maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Mehmet Ali Susam                                Haluk Eyidoğan                                Sinan Aydın Aygün

          İzmir                                               İstanbul                                              Ankara

Ayşe Eser Danışoğlu                                  Sakine Öz                              Muhammet Rıza Yalçınkaya

        İstanbul                                              Manisa                                                Bartın

“Bu Kanun yayımından iki sene sonra yürürlüğe girer.”

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ AHMET ERDAL FERALAN (Nevşehir) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Buyurunuz Sayın Yalçınkaya.

MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA (Bartın) – Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Maden Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı üzerine söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle kendi seçim bölgem olan Bartın’da, Amasra ilçesinde Türkiye Taşkömürü Kurumuna bağlı Amasra Müessese Müdürlüğünün (B) sahasında özelleştirme adı altında kömür çıkarmak amacıyla yapılan çalışmalarla ilgili yüce Meclise bilgi vermek istiyorum.

Türkiye Taşkömürü Kurumuna bağlı Amasra Müessese Müdürlüğünde (B) sahası tabir ettiğimiz alan 2005 yılında HEMA Anonim Şirketine Türkiye Taşkömürü Kurumu tarafından özelleştirme usulü, redevans usulü adı altında verildi. 2005 yılında bu işi alan firma, birinci yıl hazırlık, ikinci yıl hazırlık ve üçüncü yıl sonu itibarıyla 500 bin ton kömürü çıkarma taahhüdünde bulunmuştu; dördüncü yıl ve beşinci yıl, altıncı yılda 2,5 milyon ton, yedinci yıl itibarıyla 3 milyon ton kömür çıkarmayı taahhüt etmişti. Yaklaşık yirmi yılda 56 milyon ton kömür taahhüdünde bulunmuştu. Sene 2005, sene 2015, on sene geçti, bu firma 1 kilo kömür çıkarmadı ama Enerji Bakanlığına bağlı TTK Genel Müdürlüğü, redevans karşılığı taahhüt ettiği bu kömürü çıkarmadığı için bu firmanın sözleşmesini maalesef feshetmiyor. Bir hukuksuzluk var, bir usulsüzlük var. İhaleyi alan firma on senedir kömür çıkarmıyorsa, taahhüdünü yerine getirmiyorsa -herhâlde sizler de hak vereceksiniz arkadaşlar- o firmanın oradan derhâl uzaklaştırılması gerekiyor ama her nedense firma korunuyor, kollanıyor, bütün usulsüzlüklere ve hukuksuzluklara rağmen o firma orada kömür çıkarmadan sahayı işgal ediyor. Şimdi, ben Sayın Bakana sormak istiyorum: Gerçekten, bu firma neden korunuyor, neden kollanıyor? Bu firmayla bir yakınlığınız mı var, bir dostluğunuz mu var, bir hemşehri dayanışması mı yapıyorsunuz? Yani, kömür taahhüdünü yerine getirmemiş, on senedir 1 kilo kömürü çıkarmamış. Artık bu firmanın oradan gitmesi lazım. Bakın, aynı yerde, (A) sahasında devlete ait Amasra Taşkömürü Müessese Müdürlüğü üretim yapıyor. Orada işçi almıyorsunuz, orada yatırım yapmıyorsunuz ama bu tarafta on senedir bir firmayı koruyup kolluyorsunuz. 663 işçiyle devlet kömür çıkarmaya çalışıyor. Sizlere söylüyoruz, yalvarıyoruz, yetkililer dile getiriyor, “Bize üretim işçisi verin.” diyorlar, “Bize yatırım yapın, biz o özel firmanın da çıkaramadığı kömürü çıkaralım, devlete katkı koyalım, ülke ekonomisine kazandıralım.” diyor ama devletin çağrısına cevap vermiyorsunuz. İşçi almıyorsunuz, Amasra’ya yatırım yapmıyorsunuz ama özel sektöre, on senedir taahhüdünü yerine getirmeyen o şirkete sahip çıkıyorsunuz. Gerçekten sizi anlamakta zorlanıyorum Sayın Bakanım. Bu HEMA’nın kömür çıkarmaya niyeti yok. Bu firmanın tek amacı var, Amasra’ya termik santral kurmak. Amasra’ya termik santrali kurma iznini aldığında da ithal kömüre dayalı bir termik santrali orada kurmuş olacak ama sizleri kandırıyor, Bakanlığı kandırıyor, “Kömür çıkaracağım.” diyor, on senedir de kömür çıkarmıyor ve bütün bunlara rağmen, bütün bu olumsuzluklara da siz göz yumuyorsunuz.

Benim sizlerden ricam, gerçekten, Türkiye Taşkömürü Kurumuna sahip çıkmanız, Amasra’daki Türkiye Taşkömürü Kurumuna bağlı 5 müessese müdürlüğünden biri olan Amasra İşletme Müdürlüğüne sahip çıkmanız, oradaki 663 olan üretim işçisi sayısını 1.663’lere, 2.663’lere çıkarmanız, teknolojiyi yenilemeniz, yatırımı artırmanız. Söz veriyoruz, Amasra’daki genel MADEN-İŞ sendikasına bağlı işçiler olarak, orada çalışan mühendis arkadaşlar olarak, Bartın halkı olarak, Amasra halkı olarak; bunları yaptığınızda biz de yatırımımızı gerçekleştirip üretimimizi artıracağız ve ülke ekonomisine katkı sağlayacağız.

Bu duygu ve düşüncelerle hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Yalçınkaya.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 683 Sıra Sayılı "Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”nın 29. Maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

"MADDE 29- Bu Kanun yayımı tarihinden bir yıl sonra yürürlüğe girer.”

Yusuf Halaçoğlu (Kayseri) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ AHMET ERDAL FERALAN (Nevşehir) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Işık, buyurunuz. (MHP sıralarından alkışlar)

ALİM IŞIK (Kütahya) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; söz konusu tasarının yürürlük maddesine geldik ve önergemiz bu yürürlük maddesinin bir yıl daha uzatılmasını içermektedir. Çünkü, yayımı tarihinden itibaren geçecek bir yıllık sürede birçok maddede atıfta bulunulan yönetmeliklerin hazırlanması ve uygulamada yeni yaşanacak sorunlara çözüm bulunabilmesi için bir hazırlık dönemi gerekiyor. Onun için, bu sürenin bir yıl sonraya atılmasının yerinde olduğunu düşünmekteyiz. Bu vesileyle, son dönemde Türkiye’de olup biten ve Maden Kanunu’yla ilgili de olup biteceklere örnek olacak bazı konular üzerinde durmak istiyorum.

2009’da Sayın Cumhurbaşkanının “Ülkede iyi şeyler olacak.” demesiyle başlayan süreçte, maalesef, geldiğimiz noktada Türkiye’de iyi şeyler olmuyor sayın milletvekilleri. Gece saat 12’de bir özel bankaya, katılım bankasına polis güçleriyle müdahale ediliyor ama aynı polis güçleri, emniyet güçleri bu ülkenin güneydoğusunda hendek kazan teröristlere karşı kılını kıpırdatamıyor. Ekonomiye siyasi müdahalede bulunuluyor. Biraz önce değerli milletvekilleri de ifade ettiler, bugün polis koridoru altında tuttuğunuz yerleri siz açtınız. İyi şeyler olmuyor, iyi yapmıyorsunuz.

Aynı şekilde, yurt dışındaki Türk işçilerden izinsiz halka arz yöntemiyle para toplayan holdingleri kolladınız. Defalarca burada gündeme getirdik, o insanların paralarını batırdınız; bunlara müdahale etmiyorsunuz, ses çıkarmıyorsunuz, bunları koruyan Hükûmete destek olmaya devam ediyorsunuz. İhlas Finans mağdurları bas bas bağırdı, hepinizin kapısına geldi ama İhlas Finansın Hükûmete destek olmasından dolayı sesinizi çıkartmıyorsunuz, hâlen çıkartmıyorsunuz. Niye? Havuz medyasına dâhil oldu, sizleri televizyonlara çıkarıyorlar, yağlıyorlar, ballıyorlar ama mağdurları perişan ediyorlar. Yeni mağdurlar yaratacaksınız. Bir bankanın mudilerine siyaseten müdahalede bulunamazsınız. Bu, ülkeye iyi şeyler getirmez, yaptıklarınız çok yanlış.

Aynı şekilde, şimdi bu yasadan sonra madencilerin sahalarına el koyacaksınız. Niye? Siyaseten karşınıza geçti. Dün beraberdiniz, bugün yollarınız ayrıldı. Ne yapalım? 1.224 kişinin bugüne kadar çıkmayan iznini şimdi önce para cezasıyla tehdit edelim, yerine getirmeyenlerin de malına el koyalım. Ama ömrünüz yetmeyecek, göreceksiniz.

Değerli milletvekilleri, bu ülkede iyi şeyler olmuyor. Bir taraftan Garp Linyitleri İşletmesine memur alım ilanı var, diğer taraftan dün bu kanunla tüm TKİ sahalarından kamunun elini çekiyorsunuz, taşeronlaşmanın önünü açıyorsunuz. Hangisi doğru? Özel sektöre peşkeş çektiğiniz mi doğru, yoksa “Ben devlete işçi alıyorum, almaya devam ediyorum.” dediğiniz mi doğru? İkisi birden olmuyor. Sayın Bakanım, lütfen buna müdahale edin. Ya GLİ’nin kesinlikle taşeron ve redevans usulüyle birilerine peşkeş çekilmeyeceği sözünü verin ya da milleti kandırmayın.

İyi şeyler olmuyor. Birçok ilde olduğu gibi, Kütahya’nın da örneğin merkez Ahmetoğlu köyü-Yenice Çiftliğinde altı gündür elektrik yanmıyor, elektrikler kesik ve benzeri birçok mahallede bu sıkıntılar var.

Değerli milletvekilleri, 2012/15 numaralı Başbakanlık Genelgesi Cumhurbaşkanlığı makamından gelen talimatla hâlen yürürlükte ve Sayın Başbakan Davutoğlu bu genelgeyle ilgili irade beyanında bulunamıyor. Bu Meclis bunlara destek olmalı, Başbakan hepimizin Başbakanı. Sayın Cumhurbaşkanı, Başkanlığı çok seviyorduysa, bu genelgeyi kendi uygulamak istiyorsa o zaman Başbakanlığa devam edecekti. Bir şeyler doğru gitmiyor, yanlış olanlara destek vermememiz lazım. Hükûmetin yanlışlarına bu yasama organı destek olmamalıdır.

Dolayısıyla, şu anda, insanlar kıdem tazminatlarının ödenmesini bekliyor. Özel sektör, artan maliyetlerin, işçi başına aylık 578 TL olan Sosyal Güvenlik Kurumu işveren payının ödenmesini istiyor. Redevansçılara verdiğiniz rüşveti, gelin, adam gibi herkese eşit dağıtarak rüşvet olmaktan kurtarın diyorum.

Önergemize desteğinizi bekliyor, saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Işık.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 683 sıra sayılı kanun tasarısının 29’uncu maddesinde yer alan “tarihinde” ibaresinin “tarihinden itibaren” ibaresi ile değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

İbrahim Binici (Şanlıurfa) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ AHMET ERDAL FERALAN (Nevşehir) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

İBRAHİM BİNİCİ (Şanlıurfa) – Gerekçe…

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Değişiklik ile madde metninin daha anlaşılır kılınması amaçlanmıştır.

BAŞKAN – Gerekçesini okuttuğum önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Madde 29’u oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

30’uncu madde üzerinde bir önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 683 sıra sayılı kanun tasarısının 30’uncu maddesinde yer alan “hükümlerini Bakanlar Kurulu” ibaresinin “hükümleri Bakanlar Kurulu tarafından” ibaresi ile değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Hasip Kaplan                         Faysal Sarıyıldız          Kemal Aktaş   

   Şırnak                                        Şırnak                        Van

Adil Zozani                              İbrahim Binici

  Hakkâri                                     Şanlıurfa

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ AHMET ERDAL FERALAN (Nevşehir) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN –Sayın Kaplan, buyurunuz

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Değerli arkadaşlar, Madencilik Kanunu’yla ilgili son maddeyi görüşüyoruz. Bu önergeye, bu kanunla ilgili Halkların Demokratik Partisi olarak neden oy vermediğimizi ve neden Hükûmetin ters şeride girdiğini açıklamak için söz aldım.

Aslında, 3-4 tane çok güzel önerge vermiştik, yasa dilini, grameri düzeltiyorduk ve Komisyon da çok iyi farkında, düzelmesi de gerektiğine inanıyor ama biz verdiğimiz için reddetti, o ayrı bir konu.

Şimdi, maden sektörü, enerji sektörü, kömür, HES’ler, termik, rüzgâr ve özellikle termal, her alanda elde ettiğimiz enerjiyle ilgili, Türkiye'nin hem yer altı zenginliklerini ve yer üstü zenginliklerini değerlendirmek hem doğa dengesini, çevre dengesini, insan dengesini, yaşam dengesini sağlamak hem bunu sürdürülebilir bir duruma getirmek mümkün. Bizim söylemek istediğimiz, birkaç şirket kazanacağına Türkiye'deki 77 milyon kazansın, Türkiye kazansın, hep beraber kazanalım ama ısrarla AK PARTİ hükûmetleri on iki senedir yanlış bir enerji politikası izliyor. Buraya defalarca getirdiğimiz araştırma önergelerini reddettiniz.

4 parti Türkiye'de ulusal bir enerji politikası belirleyebilirdi. Dışa bağımlılık, cari açık, nükleer santraller, bütün bunları konuşabilirdik ve neden bir madencilik bakanlığı kuramıyoruz? Bunun önündeki engeller nelerdir? Her gün çok rahatlıkla bakanlıklar kuruluyor. Bakın, her torba kanunda bir kurul ihdas ediyorsunuz, üniversiteler kuruyorsunuz, kendi arkadaşlarınıza yeni yerler açıyorsunuz. Peki, enerji konusunda… Biliyoruz, enerji açığı var, talep var, özelleştirdiniz, bütün parti yandaşlarınıza da bunları verdiniz, ucuza da verdiniz. Şimdi onların tahsilat sorunlarıyla da ilgileniyorsunuz, bunu da biliyoruz ama bir gerçek daha var, Ilısu Barajı’nda Hasankeyf’in sular altında kalacağını da biliyorsunuz. Munzur Vadisi’nde, Rize derelerinde, Artvin’de, Ege’de, Turgutlu’da; nikelde, altın madenlerinde, siyanürde bu ülkenin insanlarının, çocuklarınızın, torunlarınızın bir geleceği var. Siz, üç beş şirket kazansın diye bu kadar talan edilmesine, sömürülmesine, vahşi kapitalizme bu kadar yol veremezsiniz; bunun bir insani, vicdani yanı da var. Kendi ülkenizin zenginliklerini bu kadar peşkeş çekemezsiniz yabancı şirketlere, bunun da bir sınırı olması lazım. Bizim burada sürekli olarak dile getirdiğimiz politika budur. Halkların Demokratik Partisi olarak, hem enerji açığıyla ilgili, bütçe açığı, cari açıklar, hem bunların kapanması hem kaynaklarımızın verimli kullanılması için ortak bir politika mümkündür. Niye bu Meclis bunu konuşamıyor? Niye iktidar sadece parmak çoğunluğuna dayanarak kendi şirketlerine bunu veriyor? Gün gelir, iktidarlar değişir, değiştiği zaman şirketlerin kaderi de değişir; hatta değişmeden de değişir. İşte, görüyorsunuz, finans sektöründe bile değişiyor; beraber yola çıkıyorsunuz, yollarınız ayrılıyor, birbirinizin boğazına sarılıyorsunuz. Yani enerji sektörü, daha çok birbirinin boğazına sarılacak bir sektördür, çünkü orada acımasızca bir kâr hırsı var; yetmiyor, gözler doymuyor, bunun üzerine devletten de kamudan da milletin vergisinden de ek para isteniyor. Bugün burada bunu yaptınız. Soma’da ölen maden işçilerinin kıdem tazminatlarını, ihbar tazminatlarını -önerge verdik- vermediniz; onların ölümüne neden olan o işverenlere, burada, kamudan, TKİ’den, devletten, milletin cebinden para aktardınız. Bu ayıp size yeter.

Bunu kamuoyuna açıklamak için son söz babında söz aldım, bunu da anlayacağınızı umuyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Kaplan.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

30’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 30’uncu madde kabul edilmiştir.

Böylece ikinci bölümde yer alan maddelerin oylaması tamamlanmıştır ve tasarının görüşmeleri de tamamlanmıştır.

Birleşime on beş dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 17.31

ÜÇÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 17.52

BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU

KÂTİP ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır), Dilek YÜKSEL (Tokat)

-----0-----

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 51’inci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.

683 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın tümü açık oylamaya tabidir.

Açık oylamanın elektronik cihazla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

İki dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:

“Kullanılan oy sayısı          :    214

Kabul                                   :                                                211

Ret                                        :                                                3(X)

Kâtip Üye

Dilek Yüksel

Tokat

Kâtip Üye

Mine Lök Beyaz

Diyarbakır”

Böylece tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.

Şimdi teşekkür konuşması yapmak üzere Sayın Yıldız’ı kürsüye davet ediyorum.

Buyurunuz efendim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; öncelikle tavsiyeleriyle, eleştirileriyle, katkılarıyla bu kanun tasarısının kanunlaşmasında emeği geçen bütün arkadaşlara teşekkür ediyorum.

Yalnızca siyasi olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda değil, aynı zamanda bu kanun tasarısının hazırlanmasında emeği geçen bütün bürokrat arkadaşlarıma, mesai arkadaşlarıma da teşekkürlerimi sunuyorum.

Değerli arkadaşlar, şu ana kadar gerek konuşmalar sırasında gerekse soru-cevaplar kısmında, üç ana bölümde sorularını soran milletvekili arkadaşlarımız oldu. Bunların her birisinin zaman tanınıyor olması hâlinde cevaplarının hazır olduğunu söylemiştim. Belki yarın bir fırsat olur. O yüzden, bu elli küsur soruya aynı şekilde bütün gerçekleriyle beraber, açıklığıyla, şeffaflığıyla beraber cevaplarımızın olduğunu belirtmek isterim.

Tekrar, katkı koyan arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.

Bu kanun tasarısının kanunlaşmasıyla beraber sektörün ilerlemesine, gelişmesine -gerek devlet haklarıyla alakalı gerekse ihracat ve imalatla alakalı- hayırlar getirmesini temenni ediyorum.

Teşekkürlerimi sunuyorum. (AK PARTİ, CHP ve MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Yıldız.

Sayın milletvekilleri, şimdi, 6’ncı sıraya alınan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Malezya Hükümeti Arasında Serbest Ticaret Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.

6.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Malezya Hükümeti Arasında Serbest Ticaret Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/945) (S. Sayısı: 664) (x)

BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Komisyon Raporu 664 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Tasarı üzerinde söz talebi yok.

Böylece, maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

1’inci maddeyi okutuyorum:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE MALEZYA HÜKÜMETİ ARASINDA SERBEST TİCARET ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1 – (1) 17 Nisan 2014 tarihinde Ankara’da imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Malezya Hükümeti Arasında Serbest Ticaret Anlaşması”nın onaylanması uygun bulunmuştur.

BAŞKAN – Sayın Serindağ, şahsınız adına, 1’inci madde üzerinde söz talebiniz var.

Buyurunuz. (CHP sıralarından alkışlar)

Süreniz beş dakika.

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bu tasarı, daha doğrusu bu anlaşma iki ülke arasında aşamalı olarak bir serbest ticaret alanı tesis edilmesini amaçlamaktadır. Tasarıyı, Malezya ile Türkiye arasındaki dış ticaret açığının giderilmesi, dengelenmesi, dış ticaretimizin artırılması ve Malezyalı yatırımcıların Türkiye’ye davet edilmesi bakımından da uygun görüyoruz.

Sayın milletvekilleri, Türkiye'nin AB’yle gümrük birliğinin işleyişine ilişkin kuralları belirleyen 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı’nın bir gereği olarak dış ticaret politikasını, AB’nin ortak ticaret politikasıyla uyumlaştırmaktadır.

Sayın milletvekilleri, şimdi, 16 ülkeyle serbest ticaret anlaşması imzalamıştır Türkiye. Bunların içerisinde hangisi de var biliyor musunuz? İsrail var, İsrail. Siz ikide bir “İsrail” falan diyorsunuz ya, İsrail’le serbest dış ticaret anlaşmanız var. Siz Suriye’yle serbest dış ticaret anlaşmasını askıya almışsınız ama İsrail’le serbest dış ticaret anlaşması yürürlükte. Ve çıkıyorsunuz, diyorsunuz ki: “İşte, efendim, MOSSAD şununla iş birliği yapıyor, bununla iş birliği yapıyor.” Şayet MOSSAD, sizin deyiminizle, paralel yapıyla iş birliği yapıyorsa niye serbest dış ticaret anlaşmasını askıya almıyorsunuz? Niye İsrail’le iş birliği yapıyorsunuz? O zaman…

BÜLENT TURAN (İstanbul) – O ayrı, bu ayrı…

ALİ SERİNDAĞ (Devamla) – O ayrı, bu ayrı değil. İşinize geldiği zaman öyle konuşuyorsunuz, işinize geldiği vakit farklı konuşuyorsunuz. Efendim, neymiş? Davos’taki “one minute”(x) çıkışından sonra MOSSAD ile paralel yapı iş birliği yapmış. Peki, o tarihten bu yana neredeydiniz? Size sormazlar mı? Sizi bu kadar mı kandırdılar? E hani siz dünya lideriydiniz? Ne oldu? Hani ustaydınız? Nerede kaldı bu ustalık?

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – “One minute”ı (x) kime söylediler?

ALİ SERİNDAĞ (Devamla) – Demek ki işinize geldiği zaman böyle davranıyorsunuz, işinize geldiği zaman farklı davranıyorsunuz değerli arkadaşlarım ve her şeyi paralel yapıya bağlıyorsunuz.

Şimdi, hepinizin dikkatine sunuyorum: Unvanı anayasa hukuku profesörü olan Sayın Burhan Kuzu inşallah buradadır. Sayın Burhan Kuzu’nun verdiği röportajda haklarında Meclis soruşturması açılan 4 bakan hakkında niçin oy kullanmadığını okuyun ve vicdanınıza danışın. Acaba nedir bu?

Değerli arkadaşlar, siz bu şekilde ülkeyi bir uçuruma sürüklüyorsunuz. İsrail’le iş birliği yapıyorsunuz ama söylemlerinizde İsrail’i eleştiriyorsunuz. Madem öyledir, işlem yapın. Siz güney sınırımızı kevgire çevirdiniz.

Bakın, Genelkurmay Başkanlığının sitesinde bugün bir açıklama var, diyor ki: “Gaziantep’in Oğuzeli ilçesinde 4 IŞİD mensubu yakalandı, adli tahkikat başlatıldı.” Sorun sadece 4 IŞİD mensubu değil ki, gidin Gaziantep’e, Gaziantep’in Fevzi Çakmak Bulvarı’nda -Gaziantepli milletvekili arkadaşlarım da bilirler- Suriyeli muhaliflerin kullandığı, etrafı çevrili, kendi güvenlik görevlileri tarafından korunan bir bina göreceksiniz. 4 kişinin Oğuzeli’nde yakalanması onların yanında devede kulak. Hep söylüyoruz; Gaziantep’te uyuyan hücreler var, Gaziantep’te IŞİD’e eleman devşiren vakıflar ve dernekler var.

Değerli arkadaşlarım, siz yakalananların nerede barındıklarını, İstanbul’da nasıl barındıklarını, kimlerle görüştüklerini inceler iseniz o zaman bu durumun vahametini görürsünüz. Bu durumun vahametini gördüğünüz vakit de, inanıyorum ki, izlediğiniz bu politikayı da değiştirme gereğini hissedersiniz. Bakın, tekrar ikaz ediyorum: Aksi hâlde Türkiye'nin Pakistanlaşması, güney bölgelerinin -Gaziantep de dâhil- Peşaverleşmesi tehlikesi vardır. İş işten geçmeden bu konuda Hükûmet mutlaka politika değişikliği yapmalı, sınırlarımızı güven altına almalıdır. Efendim, neymiş? E, bin kilometrelik sınır kontrol altına alınamazmış. Devlet olmanın en büyük şartı sınırlarını güven altına almaktır. Bir ülke sınırlarını güven altına alamıyorsa devlet olma vasfını yerine getirmiyor demektir. Bu sizin kulağınıza küpe olsun diyorum; büyük usta nasıl bu duruma düştü, hepinizi düşünmeye çağırıyorum.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Serindağ.

1’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

2’nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 2- (1) Söz konusu Anlaşma’nın eklerine ilişkin değişiklikleri onaylamaya Bakanlar Kurulu yetkilidir.

BAŞKAN – 2’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

3’üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 3- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

4’üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 4- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.

Açık oylamanın elektronik cihazla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

İki dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Malezya Hükümeti Arasında Serbest Ticaret Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:

“Kullanılan Oy Sayısı

:

209

Kabul

:

209(x)

 

Kâtip Üye

Dilek Yüksel

Tokat

Kâtip Üye

Mine Lök Beyaz

Diyarbakır”

Böylece tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.

Şimdi, 7’nci sırada yer alan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Birleşik Meksika Devletleri Hükümeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşmasının ve Eki Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.

7.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Birleşik Meksika Devletleri Hükümeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşmasının ve Eki Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/933) (S. Sayısı: 623) (xx)

BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Komisyon Raporu 623 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Tasarının tümü üzerinde söz talebi yok.

Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

1’inci maddeyi okutuyorum:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE BİRLEŞİK meksİka DEVLETLERİ HÜKÜMETİ ARASINDA GELİR ÜZERİNDEN ALINAN VERGİLERDE ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ ÖNLEME VE VERGİ KAÇAKÇILIĞINA ENGEL OLMA ANLAŞMASININ VE EKİ PROTOKOLÜN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA

DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1 - (1) 17 Aralık 2013 tarihinde Ankara’da imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Birleşik Meksika Devletleri Hükümeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması”nın ve eki “Protokol”ün onaylanması uygun bulunmuştur.

BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

2’nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 2 - (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

3’üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 3 - (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.

Elektronik cihazla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Bir dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN - Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Birleşik Meksika Devletleri Hükümeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşmasının ve Eki Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın açık oylama sonucu:

“Kullanılan Oy sayısı         :    204

                             Kabul                 :                                     204(X)

Kâtip Üye

Dilek Yüksel

Tokat

Kâtip Üye

Mine Lök Beyaz

Diyarbakır”

Böylece tasarı kabul edilip kanunlaşmıştır.

Şimdi de 8’inci sırada yer alan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Birleşik Meksika Devletleri Hükümeti Arasında Hava Ulaştırma Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.

8.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Birleşik Meksika Devletleri Hükümeti Arasında Hava Ulaştırma Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/944) (S. Sayısı: 660) (xx)

BAŞKAN - Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Komisyon Raporu 660 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Tasarının tümü üzerinde söz talebi? Yok.

Tasarı üzerindeki görüşmeler bitmiş ve maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

1’inci maddeyi okutuyorum:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ VE BİRLEŞİK MEKSİKA DEVLETLERİ HÜKÜMETİ ARASINDA HAVA ULAŞTIRMA ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1- (1) 17 Aralık 2013 tarihinde Ankara’da imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Birleşik Meksika Devletleri Hükümeti Arasında Hava Ulaştırma Anlaşmasının onaylanması uygun bulunmuştur.

BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

2’nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

3’üncü maddeyi okutuyorum

MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Şimdi, sayın milletvekilleri, tasarının tümü açık oylamaya tabidir. Bundan sonra da bugün görüşeceğimiz tüm uluslararası anlaşma açık oylamalarının elektronik cihazla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Bir dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Birleşik Meksika Devletleri Hükümeti Arasında Hava Ulaştırma Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:

“Kullanılan Oy Sayısı                      : 207

Kabul                                           :207(x)

  Kâtip Üye                                                               Kâtip Üye

Dilek Yüksel                                                 Mine Lök Beyaz

    Tokat                                                                   Diyarbakır”

Böylece tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.

9’uncu sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Birleşik Meksika Devletleri Hükümeti Arasında Gümrük Konularında Karşılıklı İdari Yardım ve Bilgi Paylaşımı Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlıyoruz.

9.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Birleşik Meksika Devletleri Hükümeti Arasında Gümrük Konularında Karşılıklı İdari Yardım ve Bilgi Paylaşımı Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/934) (S. Sayısı: 632) (xx)

BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Komisyon Raporu 632 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Tümü üzerinde söz isteyen? Yok.

Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

1’inci maddeyi okutuyorum:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE bİrleşİk meksİka devletlerİ hükümetİ arasında gümrük konularında karşılıklı İdarİ yardım ve bİlgİ paylaşımı anlaşmasının onaylanmasının uygun bulunduğuna daİr kanun tasarısı

MADDE 1- (1) 17 Aralık 2013 tarihinde Ankara’da imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Birleşik Meksika Devletleri Hükümeti Arasında Gümrük Konularında Karşılıklı İdari Yardım ve Bilgi Paylaşımı Anlaşması’nın onaylanması uygun bulunmuştur.

BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

2’nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

3’üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Oylama için bir dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN - Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Birleşik Meksika Devletleri Hükümeti Arasında Gümrük Konularında Karşılıklı İdari Yardım ve Bilgi Paylaşımı Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:

“Kullanılan oy sayısı

:

:206

 

 

Kabul

:

:206

 

(x)

 

:

 

 

 

Kâtip Üye

Dilek Yüksel

Tokat

Kâtip Üye

Mine Lök Beyaz

Diyarbakır”

 

Böylece tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.

10’uncu sıraya alınan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Kolombiya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Hava Ulaştırma Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.

10.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Kolombiya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Hava Ulaştırma Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 404) (xx)

BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Komisyon Raporu 404 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Tasarının tümü üzerinde söz? Yok.

Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

1’inci maddeyi okutuyorum:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ VE KOLOMBİYA CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA HAVA ULAŞTIRMA ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1- (1) 18 Kasım 2011 tarihinde Ankara’da imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Kolombiya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Hava Ulaştırma Anlaşması”nın onaylanması uygun bulunmuştur.

BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

2’nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

3’üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Açık oylamayı elektronik cihazla bir dakika süre vererek yapıyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Kolombiya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Hava Ulaştırma Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:

“Kullanılan oy sayısı

:

217

 

 

 

Kabul

:

217

 

(x)

 

 

Kâtip Üye

Dilek Yüksel

Tokat

Kâtip Üye

Mine Lök Beyaz

Diyarbakır

 

Böylece tasarı kanunlaşmıştır.

11’inci sıraya alınan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Arjantin Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kendi Ülkeleri Arasında Hava Hizmetlerine İlişkin Hava Ulaştırma Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.

11.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Arjantin Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kendi Ülkeleri Arasında Hava Hizmetlerine İlişkin Hava Ulaştırma Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/727) (S. Sayısı: 405) (xx)

BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet? Yerinde.

Komisyon Raporu 405 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Tasarının tümü üzerinde söz talebi? Yok.

Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler..: Kabul edilmiştir.

1’inci maddeyi okutuyorum:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ VE ARJANTİN CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA KENDİ ÜLKELERİ ARASINDA HAVA HİZMETLERİNE İLİŞKİN HAVA ULAŞTIRMA ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1- (1) 20 Ocak 2011 tarihinde Ankara’da imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Arjantin Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kendi Ülkeleri Arasında Hava Hizmetlerine İlişkin Hava Ulaştırma Anlaşması”nın onaylanması uygun bulunmuştur.

BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

2’nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

3’üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Açık oylama için bir dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Arjantin Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kendi Ülkeleri Arasında Hava Hizmetlerine İlişkin Hava Ulaştırma Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:

“Kullanılan oy sayısı                            :                      211

Kabul                                                 :                      211 (x)

Kâtip Üye                                                                  Kâtip Üye

Dilek Yüksel                                                              Mine Lök Beyaz

Tokat                                                                        Diyarbakır”

Tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.

12’nci sıraya alınan, Türkiye Cumhuriyeti ve Federatif Brezilya Cumhuriyeti Arasında Hükümlülerin Nakli Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.

12.- Türkiye Cumhuriyeti ve Federatif Brezilya Cumhuriyeti Arasında Hükümlülerin Nakli Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/575) (S. Sayısı: 253) (x)

BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Komisyon Raporu 253 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Tümü üzerinde söz talebi yoktur.

Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

1’inci maddeyi okutuyorum:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ VE FEDERATİF BREZİLYA CUMHURİYETİ ARASINDA HÜKÜMLÜLERİN NAKLİ ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞU HAKKINDA KANUN TASARISI

MADDE 1- (1) 7 Ekim 2011 tarihinde Ankara’da imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti ve Federatif Brezilya Cumhuriyeti Arasında Hükümlülerin Nakli Anlaşması”nın onaylanması uygun bulunmuştur.

BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

2’nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

3’üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Açık oylama için bir dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN - Türkiye Cumhuriyeti ve Federatif Brezilya Cumhuriyeti Arasında Hükümlülerin Nakli Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:

“Kullanılan oy sayısı         : 214

Kabul                                  : 214(X)

Kâtip Üye

Dilek Yüksel

Tokat

Kâtip Üye

Mine Lök Beyaz

Diyarbakır”

Tasarı böylece kanunlaşmıştır.

13’üncü sıraya alınan Türkiye Cumhuriyeti ile Brezilya Federatif Cumhuriyeti Arasında Ceza İşlerinde Karşılıklı Adli Yardım Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.

13. Türkiye Cumhuriyeti ile Brezilya Federatif Cumhuriyeti Arasında Ceza İşlerinde Karşılıklı Adli Yardım Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/579) (Sıra Sayısı: 254)(xx)

BAŞKAN - Komisyon ve Hükûmet? Yerinde.

Komisyon Raporu 254 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Tümü üzerinde söz talebi? Yok.

Maddelere geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

1’inci maddeyi okutuyorum:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE BREZİLYA FEDERATİF CUMHURİYETİ ARASINDA CEZA İŞLERİNDE KARŞILIKLI ADLİ YARDIM ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1- (1) 7/10/2011 tarihinde Ankara’da imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti ile Brezilya Federatif Cumhuriyeti Arasında Ceza İşlerinde Karşılıklı Adli Yardım Anlaşması”nın onaylanması uygun bulunmuştur.

BAŞKAN - Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

2’nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN - Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

3’üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN - Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Açık oylama için bir dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Türkiye Cumhuriyeti ve Brezilya Federatif Cumhuriyeti Arasında Ceza İşlerinde Karşılıklı Adli Yardım Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı oylama sonucu:

“Kullanılan oy sayısı

:

213

 

 

 

Kabul

:

213 (x)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kâtip Üye

Dilek Yüksel

Tokat

Kâtip Üye

Mine Lök Beyaz

Diyarbakır”

Böylece tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.

14’üncü sıraya alınan, Türkiye Cumhuriyeti ile Brezilya Federal Cumhuriyeti Arasında Diplomatik Misyon ve Konsolosluk Görevlilerinin Aile Üyelerinin Kazanç Getirici İşlerde Çalışmalarına İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.

14.- Türkiye Cumhuriyeti ile Brezilya Federal Cumhuriyeti Arasında Diplomatik Misyon ve Konsolosluk Görevlilerinin Aile Üyelerinin Kazanç Getirici İşlerde Çalışmalarına İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/457) (S. Sayısı: 283 (xx)

BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Komisyon Raporu 283 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Tasarının tümü üzerinde söz talebi yoktur.

Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

1’inci maddeyi okutuyorum:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE BREZİLYA FEDERAL CUMHURİYETİ ARASINDA DİPLOMATİK MİSYON VE KONSOLOSLUK GÖREVLİLERİNİN AİLE ÜYELERİNİN KAZANÇ GETİRİCİ İŞLERDE ÇALIŞMALARINA İLİŞKİN ANLAŞMANIN ONAYLANMASININ UYGUNBULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1- (1) 21 Ekim 2010 tarihinde Ankara’da imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti ile Brezilya Federal Cumhuriyeti Arasında Diplomatik Misyon ve Konsolosluk Görevlilerinin Aile Üyelerinin Kazanç Getirici İşlerde Çalışmalarına İlişkin Anlaşma”nın onaylanması uygun bulunmuştur.

BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

2’nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN - Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

3’üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN - Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Açık oylama için bir dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN - Türkiye Cumhuriyeti ile Brezilya Federal Cumhuriyeti Arasında Diplomatik Misyon ve Konsolosluk Görevlilerinin Aile Üyelerinin Kazanç Getirici İşlerde Çalışmalarına İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:

“Kullanılan oy sayısı

:

215

 

 

 

Kabul

:

215

 

(x)

 

 

Kâtip Üye

Dilek Yüksel

Tokat

Kâtip Üye

Mine Lök Beyaz

Diyarbakır”

 

Böylece tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.

15’inci sıraya alınan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Şili Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Savunma Sanayi İş Birliği Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.

15.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Şili Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Savunma Sanayi İş Birliği Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/706) (S. Sayısı: 378) (xx)

BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet? Yerinde.

Komisyon Raporu 378 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Tümü üzerinde söz talebi yoktur.

Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

1’inci maddeyi okutuyorum:

Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Şili Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Savunma Sanayi İş Birliği Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı

MADDE 1 – (1) 10 Mayıs 2012 tarihinde Santiago’da imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Şili Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Savunma Sanayi İş Birliği Mutabakat Muhtırası”nın onaylanması uygun bulunmuştur.

BAŞKAN – Madde üzerinde şahsı adına İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt konuşacaktır.

Buyurunuz Sayın Öğüt.

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Maden Kanunu’nu görüştüğümüz bu günlerde grevi ertelenen BİRLEŞİK METAL-İŞ işçilerinin onurlu direnişi bugünlere damgasını vurdu. Hükûmetin grev erteleme kararı 12 Eylül faşist uygulamalarının başka bir biçimde tezahür etmiş hâli olduğu gibi antidemokratiktir. Ekmeğini emeğiyle kazananlardan ne denli korktuğunun en büyük delaletidir. Hükûmet ülke güvenliğini gerekçe göstererek grev erteleme kararıyla ulusun güvenliğini değil, sermayenin güvenliğini koruma altına almaya çalışmaktadır. Bu tutum bir kez daha AKP’nin emek sömürüsünden yana olduğunu ortaya koymuştur.

Değerli milletvekilleri, grev erteleme kararı tamamen hukuka aykırıdır. Öncelikle, yasa, grevlerin Bakanlar Kurulunca ertelenebilmesi için grevin genel sağlığı veya millî güvenliği bozucu nitelikte olmasını şart koşmuştur. Bakanlar Kurulu kararında, alınan grev kararının millî güvenliği neden ve nasıl bozucu nitelikte olduğu yer, zaman ve olay gösterilerek belirtilmemiştir. Grev daha başlamadan, üstelik birçok bakan yurt dışındayken sahte veya önceden verilen imzalarla alınmış bir kararın bağlayıcılığı da yoktur. Nitekim, metal işçileri ülkenin dört bir yanında en büyük yasal haklarının kendilerinden alınmasına karşı onurlu direnişlerine devam etmektedirler. Çalışma Bakanlığı ve Danıştay önünde bugün basın toplantıları düzenlenmiştir. MESS’e bağlı 4 fabrika MESS’ten ayrılmış ve işçileri haklı bulmuştur, onlarla masaya oturmuştur.

Hiçbir irade ve güç bu ülkenin onurlu işçilerinin mücadelesinden, emeğinden üstün değildir. Onların hak arayışlarına karşı çıkartılan her türlü haksız engel karşılığını mutlaka bulacaktır. Nitekim, bu, bu örgütlü emekçiye yapılan ilk de değildir; iş çevreleri istemekte, AKP uygulamaya koymaktadır. On üç yıllık AKP iktidarında bu 8’inci erteleme kararıdır. Daha önceden de, ne ilgisi varsa, cam iş kolunda KRİSTAL-İŞ Sendikasının üyelerinin grevine erteleme yapılmıştı. Türkiye’de iş kazaları hemen hemen her iş kolunda yaşanmaktayken, diğer iş kollarıyla karşılaştırıldığında inşaat, maden ve metal sektöründeki kaza sayısı, sıklık oranı, ölüm ve yaralanma oranı çok daha yüksektir. Daha AKP metal grevini yasaklamak için karar yayımlarken Gaziantep’te çalışan bir metal işçisi hayatını kaybetmiştir. Bildiğiniz gibi, sendikalı işçilerde iş kazası ve ölümü çok çok az olmaktadır. Dünyada maden kazalarında 1’inci, iş kazalarında 3’üncü olduğumuz gerçeği bir yıl içinde Soma ve Ermenek’te peş peşe yaşanan tarihin en ağır bilançolu maden facialarıyla bir kez daha gün yüzüne çıkmıştır. Her iki facianın ardından da tıpkı diğerlerinde olduğu gibi, onlarca ihmaller zinciri sıralanmış, tüm bu yaşananların arasında ise en çok, zor şartlar altında çalışan madencilerin sahip olması gereken ancak birçoğunun mahrum bırakıldığı sosyal haklar ve sendikalaşma tartışılmıştır.

Sendikalaşma oranları son derece vahim boyutlardadır. Türkiye'de madencilik ve taş ocağı iş kolunda Ocak 2014 resmî istatistiklerine göre çalışan işçi sayısı 190 bindir. Söz konusu iş kolunda çalışan işçilerden ancak ve ancak 38 bini sendika üyesidir. İlaveten, Türkiye'de Ocak 2014 itibarıyla ve resmî istatistiklere göre 190 bin işçiden 42 bini sigortasız çalışmaktadır.

İşçilerin ve çalışanların haklı mücadelesini ve halkın muhalefetini bastırmak için yeni iç güvenlik yasa tasarısını Meclise getirmek için hazırlamaktasınız. Biz, bu diktatörlüğe ve bu maddelere direneceğiz, bu yasaya direneceğiz.

Bu yasa neler getiriyor? Polise yargısız infaz yetkisi veriyor. Araç kiralayanları fişliyor. Atkı, poşu, gaz maskesi takana üç yıl veriyor. Peçe takana ne vereceğinizi çok merak ediyorum. Hâkim kararı olmadan dinlemenin süresi kırk sekiz saate çıkarılıyor. Havai fişek ve sapan için dört yıl hapis isteniyor. Mala zarar tazmini yurttaşa mal ediliyor. Polisin arama yetkisi artırılıyor. Polis aynı zamanda savcılık yapacak hâle getiriliyor. Karakollar evlere taşınıyor.

Bu diktatörlüğü tanımayacağız, buna direneceğiz, bu yasa tasarısı maddelerinin tamamına engel olacağız, bütün bu faşist uygulamaların kalkacağı demokratik bir Türkiye'yi yaratacağız.

Yaşasın işçilerin örgütlü mücadelesi, yaşasın işçi sınıfı.

Sağ olun. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Öğüt.

1’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN – Madde üzerinde şahsı adına Kocaeli Milletvekili Haydar Akar. (CHP sıralarından alkışlar)

Buyurunuz Sayın Akar.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; arkadaşlar böyle oturmaya, dinlemeye alışık değiller, birazdan daralabilirler.

Şimdi, hazır sizi burada bulmuşken pazartesi günü Bartın’da gerçekleştirmiş olduğum bir ziyareti sizlerle paylaşmak istiyorum. Ama yine yarım saat önce burada olsaydınız Bartın Milletvekili Rıza Yalçınkaya’nın bu kürsüden ili için nasıl isyan ettiğini, ili için ne kadar sıkıntı yaşadığını sizlerle paylaştığını görecektiniz.

Evet, Rıza Yalçınkaya neyi paylaştı sizinle? Bartın ki Türkiye’nin en ufak ve en şirin illerinden bir tanesi. Karadeniz’e kıyısı olan Amasra ilçesiyle de Karadeniz’in incisi Bartın. Biliyor musunuz, Bartın’ın nüfusu sadece 2014’ten 2015’e geçerken sadece 6 kişi artmış, üç yıl içerisinde de toplam bin kişilik nüfus artışı olmuş. Yüzde 44’ünün emekli olduğu bir kentten bahsediyoruz. Tek geçim kaynağı ne biliyor musunuz? Tek geçim kaynağı kömür. Ama, sadece bu Enerji Bakanının sayesinde -hazır burada yakalamışken söylüyorum ama çıkmış Enerji bakanı, yetiştiremedik- Bartın’da kömürü bitiriyorlar.

MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA (Bartın) – Orada, orada.

HAYDAR AKAR (Devamla) – 2005 yılında hani çok övündüğü ve Türkiye’ye “Bulduk.” dediği, altın bulmuş gibi üzerine atladığı redevans usulüyle yandaşlarına orada bir maden sahasını peşkeş çekiyor. Üç yıllık hazırlık aşaması, anlaşmalar, sözleşmeler böyle… 500 bin ton kömür üretmesi gerekirken 1 ton kömür dahi vermiyor. Aradan on yıl geçiyor, redevans bedeli olarak ödemesi gereken, vermesi gereken 1 kilogram kömürü vermiyor ve hâlen o sözleşmeleri devam ediyor. O güzelim Amasra’da, o güzelim kentte ne yapmak istiyor biliyor musunuz bu şirket? Bu şirket o güzelim kentte termik santral kurmak istiyor, Karadeniz’in incisinde ithal kömürle termik santral kurmak istiyor.

Sadece bununla da bitmiyor. Orada 2 tane saha var, (A) sahası, (B) sahası. (B) sahasını vermişler, (A) sahasında da TTK var geçen gün KİT Komisyonunda ibra etmediğimiz. Çünkü tüm yolsuzlukların, tüm şaibelerin redevansla fakirlere dağıtılan kömürde bile şaibenin olduğu bir noktada o (B) sahasında HEMA, (A) sahasında da TTK’nın kendi işçileriyle üretim yapılıyor. 3 bin-4 binden 663 işçiye düşmüş. Evet, biz madenlerde teknolojiyi, mekanize olmasını savunuyoruz. Gerçekten de yeni bir teknoloji deniyorlar orada ve mekanize olarak üretimi, verimliliği artırdıklarını söylüyorlar. Ama, başka bir şeyden daha yakınıyorlar; 663 işçiye düşünce yer altında çalıştıracak, kömürü çıkarttıracak, kazma kürekte çalıştıracak işçi bulamıyorlar. Yer üstündeki işçileri yani lojistik hizmetiyle uğraşan, nakliye işiyle uğraşan, kömürün sevkiyatıyla uğraşan işçileri hazırlıksız olarak aşağıya indirmeye çalışıyorlar ve kurumu bu şekilde idare etmeye çalışıyorlar.

Bakan geliyor burada diyor ki: “TTK zarar ediyor.” Oranın milletvekillerinden bir tanesi, iktidar partisi milletvekili diyor ki: “Özelleştirelim kurtulalım.” Hayır, özelleştirmek olmaz, kurtulmak olmaz. Onu verimli hâle getireceğiz. Nasıl verimli hâle getireceğiz? İstihdamı daha da artırarak, teknolojiyi daha çok getirerek, daha çok üretim yaparak verimli hâle getireceğiz.

Bakın, redevansla, hizmet alımıyla TTK’da kömür üretimi artmamıştır. 2000’li yıllardan önce 5 milyon tona yaklaşan kömür üretimi 2002’den sonra, en çok sizin Enerji Bakanlığınız döneminde ve bu Enerji Bakanı döneminde azalmış ve 1,8 milyon tonlara düşmüş, maliyetleri artmış. Niye maliyetleri artmış? Çünkü kaliteli, verimli üretim yapamıyor yeterince istihdam yapmadığı için. Ve talep edilen bakım, talep edilen teknik eleman, talep edilen beyaz yakalı, talep edilen “amele” dediğimiz direkt madenlerde çalışan işçilere ihtiyaç var orada. Bartın bunu bekliyor, Zonguldak bölgesi bunu bekliyor.

Şunu söylüyoruz biz: Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında, 2015’in 7 Haziranında, şunu herkes iyi bilmeli ki Zonguldak havzasına 10 bin yeni işçiyle ineceğiz ve hizmet alımı, redevansı kaldıracağız. Tek kelimeyle bunu söylüyorum. Biz bunu geçmişte Deniz Baykal’ın Enerji Bakanlığı döneminde başardık, yine başaracağız.

Buradan Zonguldaklılara, Bartınlılara selam olsun diyorum. Ve kesinlikle Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında, her ne kadar redevansla, hizmet alımıyla özelleştirilmişse bile madenler tekrar devletleştirilecek diyorum.

Hepinize sevgiler, saygılar sunuyorum. Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Akar.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Anlayamadım.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) – “Bartın’ın iktidar milletvekili ‘Madenleri özelleştireceğiz.’ dedi.” diye şahsıma sataşma var. İç Tüzük 69 gereğince söz istiyorum.

BAŞKAN – Nasıl?

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Tutanaklara bakın.

BAŞKAN – Yani, sataşmadı ki.

MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA (Bartın) – İsim geçmedi ki.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) – Sayın konuşmacı “Bartın’ın iktidar milletvekili ‘Madenleri özelleştireceğiz.’ dedi.” dedi. Benim söylemediğim bir sözü söylemiş gibi ifade etti.

MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA (Bartın) – Yok, öyle bir şey demedi.

BAŞKAN – Tamam, buyurun düzeltin o zaman.

Buyurunuz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

IX.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR

1.- Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç’un, Kocaeli Milletvekili Haydar Akar’ın 378 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 2’nci maddesi üzerinde şahsı adına yaptığı konuşması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

YILMAZ TUNÇ (Bartın) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sataşma nedeniyle söz aldım. Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.

Haydar Bey, Kocaeli Milletvekili. Tabii ben isterdim ki buradan Bartın’ın sorunlarını Bartın Milletvekili gelip anlatsın. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

TURGUT DİBEK (Kırklareli) – Sen dinlememişsin, dinlememişsin!

BAŞKAN – E o anlattı ama, sayın vekilimiz.

Buyurunuz.

YILMAZ TUNÇ (Devamla) – Şimdi, Amasra’ya Haydar Bey’in tabii bir gün gelip Bartın’da neler olup bittiğini öğrenmesi mümkün değil. Her zaman bekleriz, Bartın güzel bir yerdir. Amasra’ya balık yemeye de bekleriz.

Şimdi, şunu ifade etti: Amasra Taşkömürü Müessesesi orada (A) sahası devlet yatırımlarına devam ediyor. (B) sahasında da özel sektör kömür hazırlığı çalışmalarına devam ediyor. Özel sektörün orada üç tane kuyusu var. Bu üç kuyu 800 metre derinliğinde, 8 metre çapında. Kuyu çalışmaları tamamlandı ve galeri sürme çalışmaları devam ediyor. Büyük bir yatırım. Bu yatırım Bartın için önemli bir yatırım. Özel sektörün kömür çıkarma çalışmalarını bir taraftan destekliyoruz, diğer taraftan da TTK’nın işlettiği Amasra (A) sahasında da buranın sanki kapatılacağı, özelleştirileceği yönünde her seçim döneminde bu tür söylentiler çıkar ama bunun gerçek olmadığını seçim sonrasında halkımız da görür. (A) sahasındaki çalışmalar devam ediyor.

Yılbaşı gecesini biz Enerji Bakanımızla yerin 300 metre altında işçilerle beraber geçirdik ve orada modernizasyon çalışmalarına başladık.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – İndirmeyin Bakanı oraya. Soma’da da indirdiniz, felaket oldu. İndirmeyin sakın Bakanı oraya.

YILMAZ TUNÇ (Devamla) – 60 trilyon liralık bir yatırımı orada gerçekleştiriyoruz. 15 trilyon harcadık, bu sene de 27 trilyon lira harcayacağız ve mekanizasyon sistemine geçtik. (A) sahasında devletin yatırımı da devam edecek, özel sektör de devam edecek. Bunu düzeltmek istedim.

“Özelleştirme yapılacak.” şeklinde benim bir söylemim olmadı. Bunu buradan düzeltmek istedim.

Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Tunç.

2’nci maddeyi oylarınıza…

MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA (Bartın) – Efendim, bir dakika…

BAŞKAN – Buyurun.

MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA (Bartın) – Sayın milletvekili kürsüye çıktı dedi ki: “Gönül isterdi ki Bartın milletvekili bu konuları dile getirsin.” Ben aslında görevimi yapmıştım.

BAŞKAN – Ben de söyledim sizin dile getirdiğinizi.

MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA (Bartın) – Ama o, sanki biz orada görevimizi yapmıyoruz gibi ima etti.

BAŞKAN – Yok…

MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA (Bartın) – Lütfen, müsaade ederseniz, iki dakika…

BAŞKAN – Sayın Yalçınkaya, siz gayet güzel savundunuz, dile getirdiniz.

OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın milletvekili hakkını kendisi korusun müsaade edin de.

MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA (Bartın) – Efendim, müsaade edin de ben kendi hakkımı koruyayım. Lütfen… Lütfen müsaade edin.

BAŞKAN – Buyurun, konuşun.

2.- Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya’nın, Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç’un sataşma nedeniyle yaptığı konuşması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA (Bartın) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Bartın Milletvekili Sayın Yılmaz Tunç Arkadaşımız buraya çıktı ve dedi ki: “Gönül isterdi ki Bartın Milletvekili Rıza Yalçınkaya bu konuları dile getirseydi.” E, ben yirmi dakika önce Amasra’da yaşanan bu sıkıntıları dile getirdim.

ALİM IŞIK (Kütahya) – Yoktu o zaman, yoktu.

OKTAY VURAL (İzmir) – Yoktu, Mecliste yoktu.

MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA (Devamla) – Amasra’nın peşkeş çekildiğini söyledim. Özel sektöre peşkeş çekildiğini söyledim.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Yeni geldi Meclise, yeni.

ALİM IŞIK (Kütahya) – Oylamaya geldi, oylamaya.

MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA (Devamla) – Haydar Bey de Bartın’a iki gün önce geldi. Türkiye genelinde partimizin görevlendirdiği milletvekillerinden biri olarak Bartın’a geldi. Türkiye Taşkömürü Kurumuna bağlı Amasra’yı ziyaret etti ve oradaki ilgililerin dile getirdiği konuları, Amasra halkının dile getirdiği konuları burada bir nebze de olsa dile getirdi. Niye buna saygı duymuyorsunuz?

Sonra, siz, o şirketin avukatı mısınız Sayın Yılmaz Tunç? Siz o şirketin avukatı mısınız?

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Bravo… Bravo… İyi para var o işte!

MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA (Devamla) – Yani Amasra Taşkömürü İşletmesine hepimizin sahip çıkması lazım.

Biraz önce burada dile getirdim. Biraz önce Amasra’daki sıkıntıları dile getirdim. Sayın Bakana rica ettim. Amasra’ya işçi alın dedim, Amasra’ya yatırım yapın dedim ve Amasra’daki üretimi artıralım dedim. Hiç alışık olmadığım üslupla karşı karşıya getiriyorsun beni Sayın Yılmaz Tunç. Yapma bunu yani.

Yatırımdan bahsediyorsun. 2014 yılı TTK’nın yatırım programı 64 milyon TL. Bütün TTK’ya harcanan para 18 milyon TL. Sen bir de burada çıkıyorsun “Amasra’ya 60 milyon TL harcadık.” diyorsun ya! Allah aşkına ya, doğruyu konuşmak zorundayız.

Birbirimize sataşarak bizi böyle bir üslupla karşı karşıya getirmeye hakkın yok. Gerçekten Enerji Bakanı da seninle benim kavgamı seyrediyor orada.

Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)

15.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Şili Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Savunma Sanayi İş Birliği Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/706) (S. Sayısı: 378) (Devam)

BAŞKAN – 2’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

3’üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Açık oylama için bir dakika süre veriyorum:

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN - Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Şili Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Savunma Sanayi İş Birliği Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın yapılan açık oylama sonucunu açıklıyorum:

“Kullanılan oy sayısı                          :                      208

Kabul                                                :                      207

Ret                                                   :                          1 (x)

                     Kâtip Üye                                                                       Kâtip Üye

                   Dilek Yüksel                                                                Mine Lök Beyaz

                        Tokat                                                                         Diyarbakır”

Böylece, tasarı kanunlaşmıştır.

Şimdi de, 16’ncı sıraya alınan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Şili Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Gümrük Konularında İşbirliği ve Karşılıklı Yardım Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.

16.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Şili Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Gümrük Konularında İşbirliği ve Karşılıklı Yardım Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/777) (S. Sayısı: 472) (x)

BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Komisyon Raporu 472 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Tasarının tümü üzerinde söz talebi yoktur.

Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

1’inci maddeyi okutuyorum:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE ŞİLİ CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA GÜMRÜK KONULARINDA İŞBİRLİĞİ VE KARŞILIKLI YARDIM ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1- (1) 19 Kasım 2012 tarihinde Ankara’da imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Şili Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Gümrük Konularında İşbirliği ve Karşılıklı Yardım Anlaşması”nın onaylanması uygun bulunmuştur.

BAŞKAN – Madde üzerinde şahsı adına İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz konuşacaktır.

Buyurunuz Sayın Özgündüz.

ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, değerli arkadaşlar; geçen sene temmuz ayında Azerbaycan’ın işgal edilen toprağı olan Kelbecer kasabasında annelerinin mezarını ziyarete giden 3 Azerbaycan yurttaşı Ermeni askerleri tarafından yakalandı. Bir tanesi işkence sonucu öldürüldü, diğer 2 kişi -Dilgem Esgerov ve Şahbaz Guliyev- yargılandı; Esgerov müebbet hapse, Guliyev yirmi iki yıl hapis cezasına çarptırıldı. Bu konu şu anda Azerbaycan için çok önemli bir meseledir. “Biz bir milletiz.” diyoruz, “Azerbaycan ile Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları bir millet, iki devlettir.” diyoruz. Dolayısıyla, şu anda eğer bir millet isek bizim milletten 2 kişi uyduruk bir mahkeme tarafından yargılanarak, bir tanesi müebbet hapse, diğeri yirmi iki yıl hapis cezasına çarptırılmıştır.

Bugün, bu konuyla ilgili olarak, Azerbaycan Uluslararası Diaspora Merkezi Başkanı Birleşmiş Milletlerin Ankara ofisi önünde, bu konunun uluslararası hukuk açısından, uluslararası hukuku ve insan haklarını korumakla görevli Birleşmiş Milletler tarafından dikkate alınması ve insani bir çözüm bulunması yönünde bir açıklama yaptı. Bizim Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetinin Dışişleri Bakanlığının bu konuyla ilgilenmesi gerekmektedir. Yani “Sadece söylemde değil bizim Azerbaycan’la ilişkimiz, gerçekten eylemde de biz bir milletiz, biz kardeşiz.” diyorsak bunu göstermenin en önemli araçlarından, imkânlarından bir tanesi şu anda Dışişleri Bakanlığının elindedir. Bu, haksız yere işgal edilen -ki Birleşmiş Milletler kararlarına göre de orası Azerbaycan toprağıdır- kendi toprağındaki anasının mezarını ziyaret etmeye giden kişiler bu şekilde uyduruk bir mahkemede ağır cezalara çarptırılmıştır. Bu 2 esir Türk kardeşimizin bir an önce Ermenistan hapishanelerinden kurtarılması ve ülkelerine özgürce dönmesi için bizim Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetine önemli görev düşmektedir.

Burada, Sayın Bakanım, sizin aracılığınızla Dışişleri Bakanlığına bir çağrı yapıyorum: Uluslararası kuruluşlar nezdinde lütfen girişimde bulunun. En basit bir insan hakkı ihlalinde dünya ayağa kalkıyor, dolayısıyla bizim bu dünyayı ayağa kaldırmamız lazım. Azerbaycan bizi kardeş biliyor, bizi büyük kardeş biliyor, ağabey biliyor, dolayısıyla Azerbaycan’ı bu meselede yalnız bırakmamalıyız. Azerbaycan’ın sevinci sevincimiz, kederi kederimiz ise bugün Azerbaycan kederdedir, bugün Guliyev’in ve Esgerov’un aileleri kederdedir. Hasan Hasanov rahmetli olmuştur işkence sonucunda, Allah’tan rahmet diliyoruz.

Dolayısıyla da bizim Hükûmetimizi bu konuda göreve davet ediyorum ve bu Parlamentonun iktidarıyla muhalefetiyle “Biz bu konuda Azerbaycan’ın yanındayız, Azerbaycanlı kardeşlerimizin bu haklı talebini destekliyoruz.” şeklinde gür bir ses vermesini talep ediyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Özgündüz.

Şahsı adına, Adana Milletvekili Necdet Ünüvar…

Buyurunuz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

NECDET ÜNÜVAR (Adana) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle, Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ilişkilerin gerçekten dostluk ve kardeşliğin çok ötesinde bir ilişki olduğunu ifade ederek sözlerime başlamak istiyorum.

Konuyu gündeme getirdiği için İstanbul Milletvekili Sayın Ali Özgündüz’e de teşekkür ediyorum. Kendisi aynı zamanda Türkiye-Azerbaycan Dostluk Grubu Yönetim Kurulu üyesidir. Defalarca Azerbaycan’a gidip geldik. O da biliyor ve görmüştür ki Türkiye ve Azerbaycan arasındaki ilişki gerçekten dostluğun çok ötesinde bir ilişkidir. Türkiye ve Azerbaycan problemleriyle ilgili defalarca, zaman zaman Meclis gündeminde konu gündeme geliyor.

Biraz önce Sayın Özgündüz’ün ifade ettiği husus… Esasında Dağlık Karabağ sınırları içerisinde olan, hem Azerbaycan hem Türkiye için son derece önemli olan bölgeye 3 Azeri vatandaşının ziyareti sonucunda 1’i hayatını kaybetmiştir. Cenazesi tam üç ay sonra Ermeniler tarafından Azerbaycan’a verilmiştir. 2 vatandaştan Esgerov ömür boyu, Guliyev de yirmi iki yıl hapis cezasıyla cezalandırılmış. Bu Azerbaycanlı kardeşlerimizin esaretten kurtulması adına gerçekten çok önemli adımlar atılmaktadır. Biz de her zaman Azerbaycan’ın yanında olduğumuzu net bir şekilde ifade ediyoruz.

Burada bir konuyu ifade etmek isterim: AGİT’e bağlı Minsk Grubu var ve Minsk Grubu esasında Dağlık Karabağ’ın, Azerbaycan toprağının yüzde 20’sinin esaret altında tutulduğu toprakların esaretten kurtulması adına adım atmak üzerine kurulmuş bir grup ama yirmi yıldır tek bir adım atmamıştır. Maalesef uluslararası kuruluşlar da bu konuyla ilgili adım atmamaktadır. Ama Türkiye’nin tezi şudur: Bunu Sayın Recep Tayyip Erdoğan hem Başbakan olduğu zaman hem Cumhurbaşkanı olduğu zaman “Dağlık Karabağ kanayan bir yaraysa hem Türkiye’nin hem de Azerbaycan’ın ortak problemidir. Dağlık Karabağ özgürlüğüne kavuşmadığı sürece Türkiye’yle Ermenistan arasındaki kapılar açılmayacaktır.” diye net bir şekilde ortaya koymuştur. Dolayısıyla, burada esir olan Azerbaycanlı vatandaşlar aynı zamanda Türkiye’nin de problemidir. Türkiye bu konuyla ilgili üzerine düşen adımı atmaktadır, bundan sonra da atacaktır.

Umuyorum ki Dağlık Karabağ bir an evvel özgürlüğüne kavuşur, başta Hocalı olmak üzere oradaki bütün reyonlar özgürlüğüne kavuşur. Tam 1 milyon kaçkın veya göçkün şeklinde Azerbaycan topraklarında yaşayan Azeri vatandaşlar da kendi öz vatanlarına, öz yurtlarına dönerler ve bu nevi müessif hadiselerle karşı karşıya kalmayız diyor, buradaki Azerbaycanlı kardeşlerimizin problemini kendi problemimiz olarak görüyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ, CHP ve MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Ünüvar.

1’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

2’nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 2 - (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN – 2’nci madde üzerine şahsı adına Kütahya Milletvekili Alim Işık konuşacaktır.

Buyurunuz Sayın Işık. (MHP sıralarından alkışlar)

ALİM IŞIK (Kütahya) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Şili Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Gümrük Konularında İşbirliği ve Karşılıklı Yardım Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın 2’nci maddesi üzerinde şahsım adına söz aldım. Bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Elbette ki Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu tür uluslararası anlaşmalara katkı yapmaya özen gösteriyoruz ve bugüne kadar da tüm uluslararası anlaşmalar lehinde oy kullanmaya dikkat ettik. Ancak, biraz önce gündeme getirilen ve Ermenistan tarafından esir alınan 2 Azerbaycanlı kardeşimizin ve öldürülen 1 Azerbaycanlı kardeşimizin hakkının korunması elbette ki Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetinin ve tüm vatandaşların da görevidir. Azeri rehinelerden Dilgem Esgerov ve Şahbaz Guliyev’e biz de geçmiş olsun diyoruz ve bu konuda Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetinin gerçekten bugüne kadar Azerbaycan ile Ermenistan arasında yürütülen gergin ilişkileri çözme konusunda bir adım atmasını bekliyoruz.

Biraz önce Adalet ve Kalkınma Partisi adına konuşan değerli Dostluk Grubu Başkanı milletvekili söyledi, “Hükûmet olarak adımlar attık.” dedi ama bundan Türkiye’nin haberi yok, milletvekillerinin haberi yok, milletimizin haberi yok. Ben Sayın Bakana sormak istiyorum: Yani Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki sıkıntıların ve Karabağ’ın işgalinin sona erdirilmesi konusunda Hükûmet bizden habersiz bir şey yaptı da bizim mi haberimiz yok yoksa gizli anlaşmalar orada da mı devam ediyor? Ermenistan’la bir müzakere mi başlattılar? Bunu öğrenmek istiyoruz açıkçası.

Dolayısıyla, bu konuyu Milliyetçi Hareket Partisi olarak bir kez daha kınadığımızı ve Ermenistan’ın Azerbaycanlı kardeşlerimize yapmış olduğu zulmün kabul edilebilir bir tarafı olmadığını ifade etmek istiyor, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP, AK PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Işık.

2’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

3’üncü maddeyi okutuyorum:

Madde 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN - Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Açık oylama için iki dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Şili Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Gümrük Konularında İşbirliği ve Karşılıklı Yardım Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın açık oylama sonucu:

“Kullanılan Oy Sayısı                      :211

Kabul                                             :211(x)

  Kâtip Üye                                                               Kâtip Üye

Dilek Yüksel                                                 Mine Lök Beyaz

    Tokat                                                                   Diyarbakır”

Böylece tasarı kanunlaşmıştır.

Şimdi de, 17’nci sıraya alınan, Kültürel İfadelerin Çeşitliliğinin Korunması ve Geliştirilmesi Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.

17.- Kültürel İfadelerin Çeşitliliğinin Korunması ve Geliştirilmesi Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/292) (S. Sayısı: 54)

BAŞKAN – Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

Alınan karar gereğince, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız hakkında (11/43) esas numaralı Gensoru Önergesi’nin gündeme alınıp alınamayacağını görüşmek için 5 Şubat 2015 Perşembe günü saat 14.00’te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.

Kapanma Saati: 19.12



(*) 425 S.Sayılı Basmayazı 22/1/2015 tarihli 46’ncı Birleşim Tutanağı’na eklidir.

(x)  Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.

(xx) 683 S. Sayılı Basmayazı 28/1/2015 tarihli 48’inci Birleşim Tutanağı’na eklidir.

(X) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.

(x) 664 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

(x) Bu bölümlerde Hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.

 

(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.

(xx) 623 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

(X) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.

(xx) 660 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir

(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.

(xx) 632 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

 

(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.

(xx) 404 S.Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.

(xx)  405 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.

(x)  253 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

 

(X) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.

(xx) 254 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

 

(x)  Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.

(xx) 283 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.

(xx) 378  S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.

(x) 472 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.