TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

TUTANAK DERGİSİ

 

130’uncu Birleşim

6 Ağustos 2014 Çarşamba

 

(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu Tutanak Dergisi’nde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)

 

İÇİNDEKİLER

 

 

I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

II.- GELEN KÂĞITLAR

III.- YOKLAMALAR

IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları

1.- Gümüşhane Milletvekili Kemalettin Aydın'ın, demokrasilerde muhtarların yerine ilişkin gündem dışı konuşması

2.- Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün, üzüm sezonunda üreticilerin taleplerine ilişkin gündem dışı konuşması

3.- Mardin Milletvekili Erol Dora'nın, cezaevlerinde yaşanan olaylara ilişkin gündem dışı konuşması

V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Meclis Araştırması Önergeleri

1.- Batman Milletvekili Ayla Akat Ata ve 21 milletvekilinin, üniversite öğrencileri hakkında başlatılan soruşturma ve kovuşturmalar ile bunların yol açtığı mağduriyetlerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1049)

2.- HDP Grubu adına, Grup Başkan Vekili Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in, Hükûmetin izlediği politikaların yol açtığı siyasal, ekonomik ve toplumsal sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1050)

3.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan ve 21 milletvekilinin, işitme engelli öğrencilerin yaşadıkları sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1051)

B) Meclis Soruşturması Önergeleri

1.-Yalova Milletvekili Muharrem İnce ve 60 milletvekilinin, kendisine verilen MİT raporuna rağmen suç işlediği iddia edilen bazı bakanları görevde tutarak haksız çıkar sağlamalarına ve kamunun zararına neden olduğu, görevleri sırasında suç işlediği iddia edilen bakanların eylemlerini öğrendiği hâlde yetkili mercilere bildirmediği, yürütülmekte olan bazı soruşturmaları etkileyen girişimlerde bulunduğu, oğlunu ve şüpheli sıfatındaki iş adamlarını kayırmaya yönelik fiillerinin bulunduğu, hakkında Meclis soruşturması açılan eski bir bakana Meclis soruşturmasına konu eylemleriyle ilgili talimat verdiği, kamuya açık mal bildiriminde açıklanmayan parayı yasa dışı yollarla elde ettiği; bu eylemlerinin Türk Ceza Kanunu’nun 257’nci maddesinde düzenlenen görevi kötüye kullanma, 279’uncu maddesinde düzenlenen kamu görevlisinin suçu bildirmemesi, 277’nci maddesinde düzenlenen yargı görevi yapanı etkilemeye teşebbüs, 283’üncü maddesinde düzenlenen suçluyu kayırma ve 255’inci maddesinde düzenlenen nüfuz ticareti suçları ile Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu’nun 4 ve 13’üncü maddelerinde düzenlenen haksız mal edinme, mal kaçırma veya gizleme suçlarına uyduğu iddiasıyla Anayasa’nın 100’üncü ve TBMM İçtüzüğü’nün 107’nci maddeleri uyarınca Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkında bir Meclis soruşturması açılmasına ilişkin önergesi (9/10)

VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri

1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S. Sayısı: 156)

2.- Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporları (1/484) (S. Sayısı: 287)

3.- Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Kars Milletvekili Yunus Kılıç ve Amasya Milletvekili Avni Erdemir ile 79 Milletvekilinin; Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Raporu (1/937, 2/2229) (S. Sayısı: 615)

4.- İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin’in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin’in; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı’nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman Milletvekili Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3 Milletvekilinin; Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya Güven ve 34 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Balıkesir Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile 20 Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi'nin; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer'in; Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin Şahin ve Önder Matlı ile 8 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören’in; Denizli Milletvekili Mehmet Yüksel ve Çorum Milletvekili Cahit Bağcı ile 37 Milletvekilinin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkereleri (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) (S. Sayısı: 639)

5.- Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşmeye Ek İhtiyari Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu ve Dışişleri Komisyonu Raporları (1/892) (S. Sayısı: 605)

VII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR

1.- Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın, Kocaeli Milletvekili Haydar Akar’ın 639 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 83’üncü maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı konuşması sırasında AK PARTİ Grup Başkanına sataşması nedeniyle konuşması

2.- Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın sataşma nedeniyle yaptığı konuşması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

3.- Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın, Kocaeli Milletvekili Haydar Akar’ın sataşma nedeniyle yaptığı konuşması sırasında AK PARTİ Grup Başkanına sataşması nedeniyle konuşması

4.- İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi'nin, Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur Bahçekapılı’nın şahsına sataşması nedeniyle konuşması

 

VIII.- AÇIKLAMALAR

1.- Tunceli Milletvekili Kamer Genç'in, 639 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 84’üncü maddesiyle ilgili Giresun Milletvekili Nurettin Canikli ve arkadaşlarının verdiği önergede devleti zarara sokan konular olduğuna ve Başkanlık Divanının önergeleri daha iyi incelemesi gerektiğine ilişkin açıklaması

2.- Tunceli Milletvekili Kamer Genç'in, 639 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 91’inci maddesiyle ilgili Giresun Milletvekili Nurettin Canikli ve arkadaşlarının verdiği önergede yer alan bazı ifadelere ilişkin tekraren açıklaması

3.- Millî Savunma Bakanı İsmet Yılmaz'ın, Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

 

IX.- ÖNERİLER

A) Danışma Kurulu Önerileri

1.- Danışma Kurulunun, Genel Kurulun, 7 Ağustos 2014 Perşembe günü toplanmamasına ve haftalık çalışma günleri dışında daha önceden çalışılmasına karar verilen 8 Ağustos 2014 Cuma günü çalışmamasına ilişkin önerisi

 

X.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın, bir bürokrata ve TBMM Personeli Biriktirme ve Yardımlaşma Sandığına ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Sadık Yakut’un cevabı (7/46731)

2.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın, personele tahsis edilen araçlara ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Sadık Yakut’un cevabı (7/46740)

 

3.- İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün, Kars'ın Selim ilçesindeki bir köyün mera alanının yetersizliğine,

-Adana Milletvekili Ümit Özgümüş'ün, Çukurova'daki kuraklıktan olumsuz etkilenen buğday üretimine,

-Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü'nün, Tekirdağ Muratlı'da etkili yağmur ve dolu sonrası mağdur olan çiftçilere,

-Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, Bingöl, Bitlis ve Batman'da yağan yağmur ve dolu sonrası çiftçilerin yaşadıkları sorunlara,

Van, Siirt ve Adıyaman'da yağan yağmur ve dolu sonrası çiftçilerin yaşadıkları sorunlara,

Erzurum, Gümüşhane ve Bayburt'ta yağan yağmur ve dolu sonrası çiftçilerin yaşadıkları sorunlara,

Kars, Iğdır ve Ağrı'da yağan yağmur ve dolu sonrası çiftçilerin yaşadıkları sorunlara,

Ardahan'da yağan yağmur ve dolu sonrası çiftçilerin yaşadıkları sorunlara,

-İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün, Aras Nehri üzerinde inşa edilmesi planlanan HES'lere,

-Bilecik Milletvekili Bahattin Şeker'in, Bakanlık bütçesinden verilen yardım, destek ve ödeneklere,

-Kastamonu Milletvekili Emin Çınar'ın, hayvancılık projeleri ile ilgili verilen desteklere,

-Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz'ın, besi materyali üretimi için verilecek hibe desteğine

İlişkin soruları ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı (7/46988), (7/46989), (7/46990), (7/46991), (7/46992), (7/46993),  (7/46994), (7/46995), (7/46996), (7/46997), (7/46998), (7/46999)

4.- Gaziantep Milletvekili Mehmet Şeker'in, Gaziantep Şahinbey Esnaf ve Sanatkârlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi Başkanı hakkındaki iddialara ve yapılan denetimlere ilişkin sorusu ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın cevabı (7/47001)

5.-İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler'in, Sulak Alanların Korunması Hakkında Yönetmelik'e ilişkin sorusu ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/47122)

6.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın, gıda ürünleri alımına ve gıda malzemelerinin özel bir lokantaya taşındığı iddialarına ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Sadık Yakut’n cevabı (7/47234)

7.-İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın, personele tahsisli araçlardaki GPRS sistemine ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Sadık Yakut’un cevabı (7/47235)

8.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın, bir bürokratın personele yönelik uygulamalarına ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Sadık Yakut’un cevabı (7/47236)

9.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın, TBMM'ye ait taşınmazlara ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Sadık Yakut’un cevabı (7/47237)

10.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın, bazı çalışanların yaptığı işlere ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Sadık Yakut’un cevabı (7/47238)

11.- Gaziantep Milletvekili Ali Serindağ'ın, Karkamış Gümrük Kapısı'ndan bazı Suriyelilerin özel izinle giriş-çıkış yaptığı iddiasına ilişkin sorusu ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın cevabı (7/47279)

12.- Manisa Milletvekili Hasan Ören'in, 2010-2014 yılları arasında kıymetli ve yarı kıymetli taş ürün ithalatına ilişkin sorusu ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın cevabı (7/47280)

13.- İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi'nin, bir soru önergesine verdiği cevaba ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Sadık Yakut’un cevabı (7/47336)

14.- Kütahya Milletvekili Alim Işık'ın, idari yargıda açılan davalara ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin cevabı (7/47525)

15.- Kütahya Milletvekili Alim Işık'ın, Bakanlık ile bağlı, ilgili ve ilişkili kurum ve kuruluşlar aleyhine açılan tazminat davalarına ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin cevabı (7/47811)

16.- Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın, Kocaeli'nin Dilova ilçesindeki çevre kirliliğine ve alınan önlemlere ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin cevabı (7/47812)

17.- Kütahya Milletvekili Alim Işık'ın, Hükümet tarafından Gülen Cemaatine yönelik hazırlandığı iddia edilen eylem planına ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin cevabı (7/48015)

18.- Kütahya Milletvekili Alim Işık'ın, iade edilen yazılı ve sözlü soru önergelerine ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Sadık Yakut’un cevabı (7/48245)

19.- Kütahya Milletvekili Alim Işık'ın, yazılı ve sözlü soru önergeleri ile ilgili çeşitli verilere ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Sadık Yakut’un cevabı  (7/48246)

6 Ağustos 2014 Çarşamba

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 13.00

BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI

KÂTİP ÜYELER: Fehmi KÜPÇÜ (Bolu), Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın)

----- 0 -----

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 130’uncu Birleşimini açıyorum.

Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.

Gündeme geçmeden önce üç sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.

Gündem dışı ilk söz, demokrasilerde muhtarların yeri hakkında söz isteyen Gümüşhane Milletvekili Kemalettin Aydın’a aittir.

Buyurun Sayın Aydın. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları

1.- Gümüşhane Milletvekili Kemalettin Aydın'ın, demokrasilerde muhtarların yerine ilişkin gündem dışı konuşması

KEMALETTİN AYDIN (Gümüşhane) – Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; demokrasilerde muhtarlarımızın yeri, görev ve sorumlulukları üzerine gündem dışı söz almış bulunuyorum.

Demokrasi, halkın kendi kendisini yönetme biçimidir ve halk kendisini yönetecek kişileri seçer. Muhtarlık da demokrasinin en temel ve en önemli köşe taşlarını oluşturur. Milletin yereldeki ilk temsilcisidir ve kendi alanında demokrasinin sandıkta ilk çıkardığı kişidir. Muhtarlar, Anadolu’da mahalle ve köylerimizde asli ve asil bir görev icra etmektedirler. Köyümüzün ve mahallelerimizin birçok sorununu devletin kapısına, kendi cebinden para pul, arabası ve zamanını harcayarak ulaştırmaktadırlar. Ulaştırdıkları bu sorunlarını çözerken özel idarede, Devlet Su İşlerinde, Tapu Kadastroda ya da birçok noktada bir sürü sorunla uğraşmakla beraber, millete karşı olan sorumlulukları ve milletin onları sandıkta görevlendirmeleri nedeniyle de -hiçbir eziyetle ya da hiçbir güçlükle, zorlukla karşılaşmadan- onları sıkıntı saymadan çözmeye çalışmaktadırlar.

Muhtarlarımız sorunlarını on iki yılda önemli bir oranda aşmış olup, özel idarelerde, Köylere Hizmet Götürme Birliğinde yerelde yönetim anlamında kendilerine görev verilmiş, köylerin tüm sorunlarını, bir bir, devletin kamu idaresiyle aynı masada oturarak çözme çabalarını sarf etmektedirler.

Yine, muhtarlar için önemli bir sorun gibi olan ve devletin kapısına gidip gelirken harcamış oldukları maliyetleri karşılama adına az da olsa maaşlarında bir iyileşme olmuş, 2002’de yaklaşık 100 TL’den 2014’te 870 TL’ye ulaştırılmıştır.

İlimizin muhtarlarıyla da, milletin temsilcisi olan ve bu asli görevi yapan muhtarlarımızla da her yıl siyasi erk olarak bir araya gelip köylerinin ve mahallelerinin sorunları tartışılmış ve devletin kapısında onurlu bir karşılama ile kendilerine muamele edilmesi sağlanmıştır. 30 Mart sonrasında da yeni seçilen muhtarlarımız, 27 Mayıs 1960 darbesinin yıl dönümünde ilimizin muhtarları Ankara’da ağırlanmış olup, Ankara’daki Türkiye Büyük Millet Meclisinde, “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.” yazan bu yüce binada kendilerinin bu görevin içerisinde millet olarak var olduğunu kendileriyle paylaştık. Ayrıca, elbette ki Ankara’nın güzel yerleri olan Çankaya’yı, Anıtkabir’i, Hacı Bayram’ı ve diğer alanları da kendilerine gezdirmiş bulunmaktayız.

Bu arada 28 Şubat sürecinde “Muhtar bile olamaz.” diyerek hem muhtarlık makamını aşağılayan zihniyete hem de o “bile” kelimesindeki şahsiyeti hor görme amacında olunan o sürecin, bin yıl sürecek olan sürecin miadını tamamlamış olduğunu, o “Muhtar bile olamaz.” denilen kişinin milletin adamı olarak milletin en üst makamı ve en büyük muhtariyesi olan Cumhurbaşkanlığı sürecinde değerli muhtarlarımızın da kendi liderlerine sahip çıkacağı bir sürecin içerisindeyiz ve çok sevgili muhtarlarımız bu, milletin adamına, milletin en üst makamına giderken “Türkiye'nin gücüne güç katıyorum.” mantığıyla, biz milletvekili arkadaşlarımızın ve tüm muhtarlarımızın kendi liderlerine sahip olacağı bir 10 Ağustos süreci içerisindeyiz. Yani muhtarlarımızın, 10 Ağustos sürecinde hem milletin temsilcileri olarak, sandıktan çıkan ilk temsilciler olarak son sandık olan Cumhurbaşkanlığı sürecinde üzerlerine düşeni yapacaklarına…

MUSA ÇAM (İzmir) – Ne alakası var, muhtarların şimdi Cumhurbaşkanlığıyla ne alakası var ?

KEMALETTİN AYDIN (Devamla) - …ve kendilerini yönetecek o güçlü lideri seçeceklerine inanıyor ve muhtarlarımızla beraber, bu Meclis salonunda milletin temsilcisi olarak buraya gelmiş olan 313 ak yürekli ve ak alınlı milletvekilleri olarak, milletin adamının millete hizmet yolunda yanında ve arkasında olduğumuzu tüm Türkiye’nin bilmesini arzu ediyor, hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

MUSA ÇAM (İzmir) – Muhtarların sosyal güvenlik primlerini Meclisten çıkartalım. Hadi getirin!

KEMALETTİN AYDIN (Gümüşhane) – Önce muhtar ol! Önce muhtar seçil de gel!

MUSA ÇAM (İzmir) – Muhtarların sosyal güvenlik primleri devlet bütçesinden karşılansın. Hadi bakalım, getirelim! Hadi getirin! Muhtarları konuşuyorsunuz, oy deposu görüyorsunuz.

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri…

MUSA ÇAM (İzmir) – Getirin, sosyal güvenlik primleri devlet bütçesinden karşılansın.

BAŞKAN - Herkes Sayın Çam’ı dinliyor.

Sayın Çam, bitti mi?

MUSA ÇAM (İzmir) – Saygılar efendim.

BAŞKAN - Teşekkür ederim.

Gündem dışı ikinci söz, üzüm sezonunda üreticilerin talepleri hakkında söz isteyen Manisa Milletvekili Sakine Öz’e aittir.

Buyurun Sayın Öz. (CHP sıralarından alkışlar)

2.- Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün, üzüm sezonunda üreticilerin taleplerine ilişkin gündem dışı konuşması

SAKİNE ÖZ (Manisa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; üzüm sezonunun açılmasıyla birlikte üreticilerimizin, ihracatçılarımızın beklentilerini aktarmak, sorunlara doğru ve zamanında çözüm sunmak için söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın milletvekilleri, Manisa’mız için ülkemizin ihracat yaptığı önemli tarım ürünlerinin başında olan Sultaniye çekirdeksiz kuru üzümün hasat mevsimindeyiz. Son yıllarda sofralık cinsleri de ekonomik anlamda piyasalarda yer alsa da bağcının asıl geliri kuru üzüm hasatındadır. Bağcılarımızın ise, son yıllarda, her türlü emeklerle ürettiği üzümünün satış zamanında ne yazık ki yüzü gülmez hâle gelmiştir. Dünya çekirdeksiz kuru üzüm ihracatının yüzde 45’lik payına sahip olan ülkemizde, ürettiğimiz kuru üzümün yaklaşık yüzde 90’ını ihraç ettiğimizi düşünürsek üreticiden ihracatçıya ve TARİŞ’e, yurt ve dünya borsalarında tüketiciye kadar uzanan zincirin denetimi ve şeffaflığa dayalı, küçük üreticiyi ezmeden, spekülasyonlara ve tekelci bir anlayışa geçit vermeden, doğru rekolte tahmini ve düzgün işleyen stok sistemiyle, devlet destekleriyle güçlenip ilerlenmesi gerektiği açıktır. Küçük üreticimizin, dolu, sel, banka kredisi, TARSİM, Türk etiketi vurulmuş İran üzümü gibi, tarımsal sulamadaki elektrik sıkıntıları ve satıştaki sıkıntıları, ürün tesliminden sonra parasını firmalardan tahsil etme gibi sorunları devam ederken devlet desteklemesinden yeterince yararlanamaması, stok kurulunun oluşmaması, TARİŞ’in etkisiz hâle sürüklenmesi, rekolte üzerinden oynanan olası oyunlar, piyasada belli firmaların sivrilmesi üzüm piyasasında adil bir fiyatın oluşmasını engellemektedir.

Eskiden dönemlik olarak tahsil edilen tarımsal sulama elektriği faturalarının, özelleştirmenin ardından aydan aya kesilmesi, aylık geliri olmayan tüm çiftçimiz gibi üzüm üreticimizi de tam anlamıyla perişan etmiştir. Ürününü henüz bağda toplamadan kapısında borçla karşılaşan çiftçimiz, kesilen elektriği nedeniyle ya faizle borç arayışına girmiş ya da çaresizce ürününü yok olmaya terk etmiştir.

Ödenemeyen faturaların sonucu kesilen elektriğin bağcımızı iyice borç batağına sürüklediğini hatırlatıyor, fatura dönemlerinin eskiden olduğu gibi altı aydan altı aya uzamasını Hükûmetten talep ediyorum.

Sayın milletvekilleri, geçen yıl afet oldu, çiftçimiz mağdur oldu, üstelik piyasada üzüm olmamasına rağmen tarihin en kötü sezonunu geçiren üreticimiz, yılı zararla kapattı.

Birlik ve odaların farklı rekolte tahminleriyle piyasa speküle edilerek üreticimiz mağdur edildi. Rekolte tahminleriyle üzüm piyasasını elinde tutan birkaç yandaş firma, çiftçinin binbir emekle ve umutla ürettiği üzümü, ellerinden yok pahasına yani gerçek değeri 5 liranın üstünde olması gerekirken 2 lira 80 kuruş gibi bir fiyatla topladı. Buna direnen, “Maliyetinin altında satmayacağım.” diyen çiftçiyse yeni sezon başlamasına rağmen elindeki üzümü satamadı, hâlâ elinde bekletmek zorunda kaldı. Çiftçimiz bu yıl da aynı duruma gelmesinin endişesiyle durumu izlemektedir. Manisalı üreticimiz, rekoltenin açıklanması döneminde düşen fiyatların ardından piyasaya olan güvenini yitirmekte, devletin düzenleyen ve denetleyen, destekleme yoluyla kayıpları onaran müdahalesini talep etmektedir.

Değerli milletvekilleri, ben, geçen yıl bu anlık olarak yükselen üzüm fiyatlarından sonra gazetelere ilan veren, bana da mesaj atan “Üzüm 3,5 liranın altına düşerse ben alacağım.” diyen, yalancı pehlivan gibi dolaşan AKP’nin Manisa milletvekillerine sesleniyorum: Manisa çiftçisi sizden sadaka istemiyor, alın terinin karşılığını istiyor. Manisa çiftçisi sizden gemi sahiplerine verdiğiniz ucuz mazotu istiyor, diğer ülkelerde olduğu gibi gübreye destek istiyor. Manisa çiftçisi borcuna sadıktır; ürününü satamadığı için ödeyemediği elektriğinin kesilmesini istemiyor, hangi yanlışınızla hangi şartlarda verdiğinizi bilmediğimiz elektrik özelleştirmesinden mağdur olduğu için ay sonunda elektriğinin kesilmesini istemiyor.

AKP’nin Manisa milletvekilleri, üzüm üreticileri sizlerden sorunlarına sahip çıkmanızı istiyor, kurak geçen yıllarda bağlarının kurumaması için Yeşilkavak barajının yapılmasına destek istiyor.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Öz.

Gündem dışı üçüncü söz, cezaevlerinde yaşanan olaylar hakkında söz isteyen Mardin Milletvekili Erol Dora’ya aittir.

Buyurun Sayın Dora. (HDP sıralarından alkışlar)

3.- Mardin Milletvekili Erol Dora'nın, cezaevlerinde yaşanan olaylara ilişkin gündem dışı konuşması

EROL DORA (Mardin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; cezaevlerinde yaşanan sorunlar hakkında gündem dışı konuşma yapmak üzere söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Cezaevi binalarının insan sağlığı açısından yarattığı olumsuzluklar, riskler, cezaevlerinde kalan tutuklu ve hükümlülerin yaşadıkları hijyen, beslenme, sağlık, aileleriyle görüşebilme imkânları, ağır hasta tutsakların özgün sorunları, kadın mahpuslar ve kadın mahpuslarla birlikte cezaevlerinde kalmak zorunda bırakılan çocuklar, ayrıca çocuk tutuklu ve hükümlüler konularında gerek şahsım gerek diğer milletvekili arkadaşlarım bu kürsüden fırsat bulabildikçe gerek sorunların dile getirilmesi ve gerekse çözüm önerileri konusunda çokça konuşmalar yaptık. Bunun yanında, yine cezaevlerinin durumu ile tutuklu ve hükümlülerin kötü koşullarına ilişkin çok sayıda soru önergesi ve Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergeler verdik. Ne yazık ki bunların neredeyse hiçbiri Hükûmetçe layıkıyla dikkate alınmadı ve sorunlar çözülmedi.

Değerli milletvekilleri, konuşmama Midyat Açık Cezaevinde hâlen devam eden bir soruna dikkatinizi çekerek devam etmek istiyorum. Mardin’in Midyat ilçesinde, Midyat Belediyesinin çöp biriktirme alanının cezaevine çok yakın bir nokta olmasından kaynaklı tutuklu ve hükümlülerin sağlıksız koşulları daha da ağırlaşmış vaziyettedir. Zaman zaman alev alan çöp yığınlarının çıkardığı kötü kokulu dumanın cezaevine girmesi yaz aylarının bunaltıcı havalarıyla birleşince mahpusları büyük çapta rahatsız etmektedir. Tutuklu ve mahkûmların ciddi solunum sorunları yaşadıkları, geceleri kokudan uyuyamadıkları ve mahpusları ziyarete giden ziyaretçilerin de aynı biçimde koku ve dumandan etkilendiği belirtilmektedir.

Değerli milletvekilleri, özellikle yaz aylarında çöp yığınlarında oluşan koku ve yakılan çöplerden çıkan dumanlardan etkilenen başta Midyat Açık Cezaevinde bulunan yaklaşık 250 mahpusun yanı sıra, devlet hastanesinde yatan hastalar ile kentin çeşitli mahallelerinde yaşayan vatandaşlar da ciddi risk altındadır. İstiflenen çöp yığınlarında yangın çıktığında bu yangına müdahale edilmediği ve bu yanma durumunun günlerce devam ettiği bildirilmektedir. Çöp yanmaları süresince koku ve dumandan etkilenen çok sayıda tutuklu ve hükümlünün devlet hastanesine kaldırıldığı da bilinmektedir. Ayrıca, cezaevinde bulunan tutuklu ve hükümlülerin, yetkililere cezaevi etrafında bulunan çöplerin kaldırılması için verdikleri dilekçelere rağmen herhangi bir sonuç alamadıkları da aldığımız bilgiler arasındadır.

Değerli milletvekilleri, uzmanlar, çöp ve katı atıklar aracılığı ile 200 çeşit bulaşıcı hastalığın taşınıp yayıldığını ve çöplüklerin insan sağlığı üzerinde ciddi bir tehdit olduğunu her defasında dile getirmektedir. Çöplerin ayrışmasından dolayı ortaya çıkan karbonmonoksit gazıyla tutuklular temas hâlinde olacak ve bu durumda kronik hastalıklar ortaya çıkabilecektir. Yine uzmanlara göre, çöplerde üreyen böcek ve hayvanlar, özellikle sıtma, ishal ve besin zehirlenmesine yol açabilecektir. Ayrıca, çöplerin içinde kimyasal atık da varsa cezaevinde bulunan insanlar üzerinde uzun dönemde kansere bile yol açabileceği ihtimali uzak değildir.

Değerli milletvekilleri, Türkiye, Avrupa Konseyinin üyesidir. Bu üyeliğin doğal sonucu olarak hem Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin hem de Avrupa İşkencenin ve İnsanlıkdışı veya Onurkırıcı Ceza veya Muamelenin Önlenmesi Sözleşmesi’nin tarafıdır. Bu sözleşme uyarınca, kurulan komitenin temel görevi de, hürriyetinden yoksun bırakılan kişilerin cezaevlerinde uygun koşullarda tutulup tutulmadığını izlemektir. Türkiye’nin bu anlamıyla imzalamış bulunduğu uluslararası sözleşmeler gereğince temel yükümlülükleri bulunmaktadır.

Değerli milletvekilleri, mahkûm kişilerin sağlık hakkı gibi temel bir haktan yararlanması açısından devletin pozitif yükümlülüğü dışarıdaki yurttaşa göre 2 kat fazladır. Çünkü, bu hakka ulaşması için mahpusun kendi iradesi yeterli olmamaktadır. Mahpus bir anlamıyla devlete emanet edilmiştir. Onun vücut sağlığı ve beden bütünlüğünden birinci derecede devlet sorumludur. Devlet, mahpusun sağlığı konusunda hiçbir bahanenin veya gerekçenin arkasına sığınamaz.

Buradan Midyat Belediyesine sesleniyorum: Derhâl konumuza konu çöp yığınının cezaevinin yanından kaldırılmasını, insan sağlığı konusunda gereken duyarlılığı göstererek gereken önlemleri almasını buradan bütün halkın önünde kamuoyuna bildirmek durumunda kaldım. İnanıyorum ki bundan sonra Midyat Belediyesi de bu konuda gereken duyarlılığı gösterecektir.

Bu duygu ve düşüncelerle tekrar hepinizi saygıyla selamlıyorum, sağ olun, var olun. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Gündeme geçiyoruz.

Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır.

Meclis araştırması açılmasına ilişkin üç önerge vardır, okutuyorum:

V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Meclis Araştırması Önergeleri

1.- Batman Milletvekili Ayla Akat Ata ve 21 milletvekilinin, üniversite öğrencileri hakkında başlatılan soruşturma ve kovuşturmalar ile bunların yol açtığı mağduriyetlerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1049)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Üniversite öğrencileri hakkında başlatılan soruşturma ve kovuşturmaların niteliği, bu soruşturma ve kovuşturmaların yol açtığı mağduriyetlerin tespiti ve bu konuda alınacak önlemlerin tespiti için 98’inci ve İç Tüzük’ün 104 ve 105’inci maddeleri gereğince Meclis araştırması açılması için gereğini arz ederim. 24/9/2012

1)           Ayla Akat Ata   (Batman)

2)           Pervin Buldan (Iğdır)

3)           Sırrı Sakık                              (Muş)

4)           Halil Aksoy                             (Ağrı)

5)           Hasip Kaplan   (Şırnak)

6)           Emine Ayna                            (Diyarbakır)

7)           Altan Tan                               (Diyarbakır)

8)           Esat Canan                            (Hakkâri)

9)           Sebahat Tuncel                      (İstanbul)

10)        Erol Dora                               (Mardin)

11)        İdris Baluken   (Bingöl)

12)        Murat Bozlak    (Adana)

13)        Hüsamettin Zenderlioğlu         (Bitlis)

14)        Nursel Aydoğan                      (Diyarbakır)

15)        Adil Zozani                             (Hakkâri)

16)        Sırrı Süreyya Önder                (İstanbul)

17)        Mülkiye Birtane                      (Kars)

18)        Ertuğrul Kürkcü                      (Mersin)

19)        Demir Çelik                            (Muş)

20)        Nazmi Gür                              (Van)

21)        İbrahim Binici (Şanlıurfa)

22)        Özdal Üçer                             (Van)

Gerekçe:

Üç yılı aşkın bir süredir darbe dönemlerini aratmayacak yoğunlukta devam eden gözaltı ve tutuklamalar, cumhuriyet tarihinde eşine ender rastlanılması sebebiyle emsal teşkil etmektedir. Geniş kapsamlı ve doğası itibarıyla siyasi güdümlü ve zoraki bu müdahalenin haksız ve antidemokratik olması toplumsal barışı da tehdit etmektedir. Toplumun tüm muhalif kesimlerini hedef alan bu operasyonların, özellikle geleceğimiz olarak kabul ettiğimiz çocuklar ve gençler üzerindeki etkileri ise tahminimizin çok üstünde yıkıcı sonuçlar doğurabilecek niteliktedir.

Özellikle uzun ve muğlak bir sürecin "komplo teorisi" hâli ve niteliği kazanmış iddiaları, öğrencileri eğitim hayatlarından kopartmakla kalmayıp taleplerin azaltılması amacı taşıyan kaygı verici bir ortam yaratmıştır.

Toplumun geleceği olan gençlerin demokrasi zemininde siyasal yapı ve yöntemleri eleştirmeleri, gözaltı ve tutuklama işlemleriyle karşı karşıya kalmalarına sebep olmuştur. Haklarında iddia edildiği gibi illiyet ve infial boyutu taşımayan, özgün, fikrî hürriyetin yasal ve vicdani sınırları içerisinde kalan düşüncelerin cezalandırılması, toplumu hukuk devleti olgusunu sorgulama noktasına getirmiştir. Bu sebeple öğrenci ve yurttaş sorunlarını tüm barış ve iyi niyet çabaları ile dile getirmeye çalışan gençlere yönelik antidemokratik uygulamalara tepki ulusal boyutlara ulaşmıştır. Müdahale araçlarını karşılaştıkları silahsız ve saldırısız eleştiri sahiplerine topyekûn uygulamakla sorunlara çözüm bulunamayacağı gerçeği görmezden gelinmemelidir.

Bu uygulamalardaki özensizlik toplumsal hayatın özüne zarar vermekte ve demokratik refleksleri aşınmış bir toplum yaratmaktadır. Toplumun en dinamik kesimlerinden olan üniversite öğrencilerinin apolitik bir noktaya sürüklenmesi demokrasinin işleyişini yüzeyselleştirmektedir. Demokrasi öncellikle siyasal yaşama duyulan ilgiyle paralel biçimde gelişir. Bu gelişimi cezai tedbirlerle durdurmaya çalışmak aynı zamanda toplumun istenmeyen bir noktaya sürüklenmesi anlamına gelecektir.

Tüm bu nedenler göz önüne alındığında yasama organının bu noktada adım atması gerekliliği açığa çıkmaktadır. Üniversite öğrencileri hakkında başlatılan soruşturma ve kovuşturmaların niteliği, bu soruşturma ve kovuşturmaların yol açtığı mağduriyetlerin tespiti ve bu konuda alınacak önlemlerin tespiti için bir Meclis araştırması açmak gereklidir.

2.- HDP Grubu adına, Grup Başkan Vekili Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in, Hükûmetin izlediği politikaların yol açtığı siyasal, ekonomik ve toplumsal sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1050)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Türkiye, AKP Hükûmetinin gerek iç siyasette gerekse de dış siyasette izlediği yanlış politikalar sonucu siyasal anlamda tıkanıklıklar yaşamaktadır. AKP, siyasal tıkanıklıkları gidermek için ise askerî ve güvenlik eksenli politikalar üretmektedir. Bu politikalar sonucunda Türkiye ekonomisi zor günler geçirmektedir. AKP Hükûmeti söz konusu askeri ve güvenlik eksenli politikalarını finanse edebilmek için zam furyası başlatmıştır. Söz konusu zamlar yurttaşların ekonomik tercih ve imkânları düzeyinde ciddi sorunlar yaratmaktadır. AKP Hükûmeti tarafından başlatılan zam furyasının nedenlerinin belirlenmesi, yurttaşların da söz konusu zam furyasından korunmasının yollarının bulunması amacıyla Anayasa'nın 98’inci, TBMM İçtüzüğü’nün 104 ve 105'inci maddeleri uyarınca Meclis araştırması açılmasını arz ederim.

                                                                               İdris Baluken

                                                                Halkların Demokratik Partisi

                                                                                          Grup Başkan Vekili

 

Gerekçe:

AKP'nin neoliberal ekonomi anlayışı, toplumdaki gelir grupları arasındaki farkı arttırıcı etki doğurmaktadır. Deyim yerindeyse, zengin daha fazla zenginleşirken fakir daha fazla yoksullaşmaktadır. Bu yönüyle değerlendirildiğinde; sosyal devlet ilkesi, neoliberal politikalar eşliğinde aşınmaya başlamıştır.

AKP'nin sıcak para girişine ve yabancı yatırımına dayalı piyasa anlayışı, siyasal konjonktürle birleştiğinde büyük bir açmaz yaşamaktadır. Özelleştirme ile gelinen süreçte, kamusal kaynaklarının tüketilmeye yüz tutması, ABD'de başlayıp Avrupa ve tüm dünyaya yayılan ekonomik kriz, Arap Baharı ile başlayan siyasi istikrarsızlığın piyasaları olumsuz anlamda etkilemesi AKP'nin ekonomi tahayyülünde temel dayanak olarak kabul ettiği parametrelerin tıkanmasına neden olmuştur. Bunun yanı sıra, yüz yıllık bir mesele olan ve son otuz yılı çatışmalı sürece evrilen Kürt sorununa yaklaşımda önceki iktidarların refleksif yaklaşımlarına teslim olarak güvenlik eksenli politikaları uygulamaya koyan AKP Hükûmeti, çatışmalı süreçten dolayı savaşa, silaha ve ölüme her geçen gün daha fazla harcama yapmaktadır. Gerek küresel ölçekteki sorunlar gerekse de iç politikadaki güvenlik eksenli politikalar bütçe açığının hızla artmasına neden olmaktadır.

Türkiye’de, başta Kürt sorununun olmak üzere tüm iç dinamik sorunlarının çözümsüzlüğü derinleştiren politikaların sahibi olan ve Orta Doğu'da tüm hesaplarında iflasa uğrayan AKP anlayışı, savaş ve şiddette ısrar ederek askerî yollara başvurmaktadır. Askerî yöntemlerin finanse edilmesi sonucunda bütçe açık vermekte, bütçe açığının tolere edilmesi için de halka yük edilen zam furyaları uygulanmaktadır.

Savaşın finansmanı için son dönemde birçok tüketim kaleminde Hükûmet tarafından gece yarısı zamları gerçekleştirildi. Bu zamlar, akaryakıttan tapu harcına kadar geniş bir skalayı kapsamaktadır. Savunma ve güvenlik alanında 2012 Ocak-Haziran dönemi için toplam harcama 732,7 milyon lira iken, sadece 2012 Temmuz ve Ağustos aylarındaki toplam harcama 846 milyon lira olarak gerçekleşmiştir. Yanlış politikaların değerlendirilmesi sadece bütçedeki kalemler üzerinden değil, aynı zamanda bütçe açığına sebep olan orta vadeli siyasal politikalar ve neoliberal ekonomi politikaları üzerinden de bir değerlendirmeye tabi tutulmalıdır. Yapılan son zamlarda dikkati çeken bir başka nokta ise, toplumdaki varsıl ile yoksul arasındaki farkı artırmaya yönelik adımlar içeriyor olmasıdır. Otomotivde yapılan zamlara bakıldığında, alt ve orta gelirli hanelerin satın alabileceği otomotiv modellerine zam yapılırken, daha yüksek gelirli hanelerin genel olarak tercih ettikleri otomotiv modelleri zamdan muaf tutulmuştur.

Tüm bunlardan hareketle, AKP'nin gerek makroekonomi politikaları gerekse de siyasal politikalarının halk üzerinde yarattığı sorunları belirlemek, örtülü ödenek adı altında savaş bütçesinin yarattığı siyasal, ekonomik ve toplumsal sorunları belirleyip gerekli çözüm yollarının bulunması amacıyla bir Meclis araştırması açılmasını talep ediyoruz.

3.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan ve 21 milletvekilinin, işitme engelli öğrencilerin yaşadıkları sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1051)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İşitsel engelli öğrencilerin yaşadığı sorunlar ve okullarının yetersiz olmasına bağlı olarak işitsel engelliler öğretmenlerinin de yeterli sayıda kontenjan ile istihdam edilememesi nedenleriyle Anayasa'nın 98'inci, İç Tüzük’ün 104'üncü ve 105'inci maddeleri gereğince Meclis araştırması açılmasını arz ederim.

1) Altan Tan                                                              (Diyarbakır)

2) Pervin Buldan                                                       (Iğdır)

3) İdris Baluken                                                         (Bingöl)

4) Sırrı Sakık                                                             (Muş)

5) Murat Bozlak                                                         (Adana)

6) Halil Aksoy                                                           (Ağrı)

7) Ayla Akat Ata                                                        (Batman)

8) Hasip Kaplan                                                        (Şırnak)

9) Hüsamettin Zenderlioğlu                                        (Bitlis)

10) Emine Ayna                                                         (Diyarbakır)

11) Nursel Aydoğan                                                   (Diyarbakır)

12) Adil Zozani                                                          (Hakkâri)

13) Esat Canan                                                         (Hakkâri)

14) Sırrı Süreyya Önder                                             (İstanbul)

15) Sebahat Tuncel                                                   (İstanbul)

16) Mülkiye Birtane                                                   (Kars)

17) Erol Dora                                                            (Mardin)

18) Ertuğrul Kürkcü                                                   (Mersin)

19) Demir Çelik                                                         (Muş)

20) İbrahim Binici                                                      (Şanlıurfa)

21) Nazmi Gür                                                           (Van)

22) Özdal Üçer                                                          (Van)

Gerekçe:

Bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de artık özel eğitim hizmetleri ayrıştırma eğitiminden ziyade bütünleştirme eğitimine doğru gitmektedir. Bu doğrultuda artık engellilerin akranlarıyla birlikte aynı ortamlarda eğitim görmeleri görüşü ağırlık basmaktadır. İşitme engelli öğrencilerin artık işitme engelliler ilköğretim okulu yerine normal ilköğretim okullarında kaynaştırma eğitimine yönlendirilmesi gerekmektedir.

İşitme engelli çocuklar için her ilköğretim okulunda özel alt sınıflar, kaynaştırma sınıfları ve ana sınıfları açılması, bu açılan sınıflarda işitme engelli kalifiye eğitim almalarının sağlanması için işitme engelliler öğretmenlerinin atanmasının sağlanması gerekmektedir. Hem böylece işitme engelli çocukların sadece işitme engelliler için açılmış okullarda işaret diline yönlendirilmemesi ve kamplaşma şekline dönmüş okullarda sosyal hayattan kopmamaları sağlanacaktır.

Bu açılacak olan kaynaştırma sınıflarıyla işitme engelliler öğretmenleri için yeni bir istihdam alanı olabilecek ve sayıları yılda 30 civarı olan atamaların sayısını daha makul bir seviyeye çekmiş olacaktır. Bunun yanı sıra da bu kaynaştırma sınıfları ile bu engelli öğrenciler diğer öğrenciler ile belli saatler içerisinde aynı ortamlarda eğitim alarak gelişimlerini hızlandıracaktır. Toplumdan soyutlanmamalarını sağlayacaktır.

İşitme engelliler öğretmenlerimizin yaşadığı bu kontenjan sorununu çözmek adına bir diğer yol ise bu öğretmenlerin özel eğitimci sıfatlarıyla aldıkları ders kredileri temel alınarak zihinsel engelliler okullarında öğretmen olarak atanabilmeleridir. Bu konularda hem öğrencilerimizin hem de öğretmenlerimizin sorunlarını çözmek için neler yapılabileceği iyice tartışılıp kararlaştırılmalıdır.

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Önergeler gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki görüşmeler sırası geldiğinde yapılacaktır.

Sayın milletvekilleri, bir Meclis soruşturması önergesi vardır. Önerge bastırılıp sayın üyelere bugün dağıtılmıştır.

Şimdi önergeyi okutuyorum:

B) Meclis Soruşturması Önergeleri

1.-Yalova Milletvekili Muharrem İnce ve 60 milletvekilinin, kendisine verilen MİT raporuna rağmen suç işlediği iddia edilen bazı bakanları görevde tutarak haksız çıkar sağlamalarına ve kamunun zararına neden olduğu, görevleri sırasında suç işlediği iddia edilen bakanların eylemlerini öğrendiği hâlde yetkili mercilere bildirmediği, yürütülmekte olan bazı soruşturmaları etkileyen girişimlerde bulunduğu, oğlunu ve şüpheli sıfatındaki iş adamlarını kayırmaya yönelik fiillerinin bulunduğu, hakkında Meclis soruşturması açılan eski bir bakana Meclis soruşturmasına konu eylemleriyle ilgili talimat verdiği, kamuya açık mal bildiriminde açıklanmayan parayı yasa dışı yollarla elde ettiği; bu eylemlerinin Türk Ceza Kanunu’nun 257’nci maddesinde düzenlenen görevi kötüye kullanma, 279’uncu maddesinde düzenlenen kamu görevlisinin suçu bildirmemesi, 277’nci maddesinde düzenlenen yargı görevi yapanı etkilemeye teşebbüs, 283’üncü maddesinde düzenlenen suçluyu kayırma ve 255’inci maddesinde düzenlenen nüfuz ticareti suçları ile Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu’nun 4 ve 13’üncü maddelerinde düzenlenen haksız mal edinme, mal kaçırma veya gizleme suçlarına uyduğu iddiasıyla Anayasa’nın 100’üncü ve TBMM İçtüzüğü’nün 107’nci maddeleri uyarınca Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkında bir Meclis soruşturması açılmasına ilişkin önergesi (9/10)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Anayasa'nın 100’üncü ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nün 107’nci maddeleri uyarınca aşağıda yer alan gerekçeler çerçevesinde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkında Meclis soruşturması açılmasını arz ve teklif ederiz.

                 Muharrem İnce                                      Engin Altay                               Mehmet Akif Hamzaçebi

                       Yalova                                                Sinop                                               İstanbul

                  Ali Demirçalı                                     Turgay Develi                               Osman Faruk Loğoğlu

                       Adana                                                Adana                                                Adana

                 Ümit Özgümüş                                     Ramis Topal                                     S. Sencer Ayata

                       Adana                                               Amasya                                              Ankara

              Sinan Aydın Aygün                           Ayşe Gülsün Bilgehan                                  İzzet Çetin

                       Ankara                                               Ankara                                               Ankara

           Mehmet Emrehan Halıcı                                 Arif Bulut                                       Osman Kaptan

                       Ankara                                              Antalya                                              Antalya

                 Yıldıray Sapan                                      Ensar Öğüt                                       Osman Aydın

                      Antalya                                             Ardahan                                               Aydın

              Metin Lütfi Baydar                            Haluk Ahmet Gümüş                      Muhammet Rıza Yalçınkaya

                       Aydın                                              Balıkesir                                              Bartın

            Ramazan Kerim Özkan                               İlhan Demiröz                                      Kemal Ekinci

                       Burdur                                                Bursa                                                 Bursa

                    Sena Kaleli                                       Turhan Tayan                                       Ali Sarıbaş

                        Bursa                                                 Bursa                                              Çanakkale

           Mustafa Serdar Soydan                              Adnan Keskin                               Kemal Değirmendereli

                    Çanakkale                                             Denizli                                               Edirne

                 Muharrem Işık                                    Mehmet Şeker                             Selahattin Karaahmetoğlu

                      Erzincan                                            Gaziantep                                        Giresun

                  Hasan Akgöl                                Mehmet Ali Ediboğlu                           Aydın Ağan Ayaydın

                        Hatay                                                 Hatay                                               İstanbul

             Ayşe Eser Danışoğlu                               Haluk Eyidoğan                             Osman Taney Korutürk

                      İstanbul                                             İstanbul                                              İstanbul

                   Sedef Küçük                                  Kadir Gökmen Öğüt                                 Ali Özgündüz

                      İstanbul                                             İstanbul                                              İstanbul

                   İhsan Özkes                                       Şafak Pavey                                    Bihlun Tamaylıgil

                      İstanbul                                             İstanbul                                              İstanbul

                 Binnaz Toprak                                   Erdoğan Toprak                                      Faik Tunay

                      İstanbul                                             İstanbul                                              İstanbul

                    Musa Çam                                        Hülya Güven                                   Mustafa Moroğlu

                        İzmir                                                 İzmir                                                  İzmir

              Mehmet Ali Susam                         Mehmet Şevki Kulkuloğlu                               Sakine Öz

                        İzmir                                                Kayseri                                               Manisa

                  Tolga Çandar                                     Nurettin Demir                                     Doğan Şafak

                       Muğla                                                Muğla                                                Niğde

                   İdris Yıldız                                 Ahmet İhsan Kalkavan                      Mehmet Volkan Canalioğlu

                        Ordu                                                Samsun                                              Trabzon

                                                                         Mehmet Haberal                                            

                                                                             Zonguldak

Gerekçe:

A. Genel Hukuksal Değerlendirme

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın başlangıç bölümünde “Millet iradesinin mutlak üstünlüğü, egemenliğin kayıtsız şartsız Türk Milletine ait olduğu ve bunu millet adına kullanmaya yetkili kılınan hiçbir kişi ve kuruluşun, bu Anayasa’da gösterilen hürriyetçi demokrasi ve bunun icaplarıyla belirlenmiş hukuk düzenine çıkamayacağı;

Kuvvetler ayrımının, Devlet organları arasında üstünlük sıralaması anlamına gelmeyip, belli Devlet yetki ve görevlerinin kullanılmasından ibaret ve bununla sınırlı medenî bir işbölümü ve işbirliği olduğu ve üstünlüğün ancak Anayasa ve kanunlarda bulunduğu” hususlarına yer verilmiş, 2’nci maddesinde ise “hukuk devleti” ilkesi cumhuriyetin temel nitelikleri arasında sayılmıştır.

Anayasa Mahkemesinin yerleşik kararlarına göre hukuk devleti, eylem ve işlemleri hukuka uygun olan, insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştiren, sürdüren, Anayasa’ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukukun üstün kurumlarıyla kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık devlettir.

Yine, Anayasa’nın 10’uncu maddesinin birinci fıkrasında herkesin dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım gözetilmeksizin kanun önünde eşit olduğu belirtilirken; dördüncü fıkrasında “hiçbir kişiye, aileye, zümreye ve sosyal sınıfa imtiyaz tanınmayacağı” kuralına yer verilmiş; 36’ncı maddesinin birinci fıkrasında ise eşitlik ilkesinin bir gereği olarak “Herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.” denilerek adil yargılanma hakkı güvenceye bağlanmıştır.

Bu hükümler yanında, Anayasa’nın 38’inci maddesinin dördüncü fıkrasında masumiyet karinesi yer almıştır. Anılan kurallar birlikte değerlendirildiğinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir hukuk devleti olduğu, herkesin adil yargılanma hakkına sahip bulunduğu, hakkında verilen mahkûmiyet kararı kesinleşinceye kadar sanığın masum sayılacağı, suç işlediği iddia edilen kişiye ayrıcalık tanınmayacağı ve konumu ne olursa olsun yargılanmasının önünün kesilemeyeceği Anayasa’nın temel ilkeleri arasında yer almaktadır.

Öte yandan, Anayasa’nın 71’inci maddesinde kamu görevlileri yanında, yasama ve yürütme organlarında görev alanların da mal bildiriminde bulunmaları zorunlu kılınmıştır. Anayasa’nın 112’nci maddesinin üçüncü fıkrasına göre başbakan, bakanların görevlerinin Anayasa’ya ve kanunlara uygun olarak yerine getirilmesini gözetmek ve düzeltici önlemler almakla yükümlüdür. Anayasa’nın 100’üncü maddesi, başbakan veya bakanlar hakkında, Türkiye Büyük Millet Meclisinin önemli bir denetim mekanizması olan Meclis soruşturmasını, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nün 107-113 maddeleri ise Meclis soruşturmasıyla soruşturma usulünü düzenlemiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nün 107’nci maddesinde Meclis soruşturması açılması önergesi koşulları;

“a) Görevde bulunan veya görevinden ayrılmış başbakan veya bakan hakkında olması,

b) Önergenin Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tam sayısının en az onda 1’inin imzasını içermesi,

c) Suç teşkil eden eylemin görevle ilgili işlerden ve görev sırasında işlendiğinin vurgulanması ve eylemlerin gerekçe gösterilerek maddesi de yazılmak suretiyle hangi kanuna ve nizama aykırı olduğunun belirtilmesi” şeklinde belirlenmiştir.

17 Aralık 2013 ve 25 Aralık 2013 tarihlerinde başlayan rüşvet ve yolsuzluk soruşturmalarıyla ilgili olarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen eski İçişleri, Çevre ve Şehircilik ve Avrupa Birliği Bakanları ile Ekonomi Bakanı hakkında çeşitli suç iddialarını konu alan fezlekeler Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına intikal etmiş ve adı geçen bakanlar için Meclis soruşturma komisyonu kurulmasına karar verilmiştir. Ancak, hakkında en az bakanlar kadar ciddi iddialar olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili herhangi bir suç ihbarı, fezleke Türkiye Büyük Millet Meclisine ulaşmamıştır. Öte yandan, yürütme organının yargı üzerinde kurduğu baskı ve yönlendirmeler dikkate alındığında, söz konusu iddialar nedeniyle bundan sonraki süreçte de Başbakan hakkında cumhuriyet savcılarınca hazırlanacak bir suç duyurusunun, fezlekenin Türkiye Büyük Millet Meclisine intikal etmesi ihtimal dâhilinde görülmemektedir.

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160’ıncı maddesinin (1)’inci fıkrası uyarınca cumhuriyet savcısı tarafından bir suçun işlendiği izleniminin edinilmesi dahi soruşturma açılması için yeterli bulunmaktadır. Anayasa ve TBMM İçtüzüğü'ne göre Meclis soruşturma komisyonu, yapmış olduğu görev nedeniyle bir nevi iddia makamı işlevine sahiptir.

Belirtilen nedenlerle, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkındaki iddialar “bir suç izleniminin” de ötesinde ciddi bulguları içerdiğinden bu önergenin düzenlenmesi gerekli görülmüştür.

B) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Hakkında Meclis Soruşturması Açılmasını Gerektiren Eylemleri

1) 17 Aralık 2013 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca; rüşvet almak ve vermek, resmî belgede sahtecilik, Kaçakçılık Kanunu’na muhalefet gibi suçlardan dolayı gerçekleştirilen soruşturmalar kapsamında gözaltı, arama ve yakalama işlemleri başlatılmış, gözaltı sonrası aralarında görevdeki iki bakanın çocuklarının da olduğu kimi şüpheliler hakkında tutuklama kararları verilmiştir.

25 Aralık 2014 günü ise bazı işadamları ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Necmettin Bilal Erdoğan'ın da aralarında olduğu şüpheliler hakkında benzer suçlardan gözaltı, arama ve yakalama işlemlerine ilişkin hâkim kararları verilmesine rağmen, bu kararlar İstanbul Emniyet Müdürlüğünce uygulamaya konulmamıştır.

Öte yandan süreç içinde Millî İstihbarat Teşkilatı'nın 18 Nisan 2013 gün ve 45650928 sayılı ve dağıtım bölümünde "Başbakan" yazan Raporu kamuoyuna intikal etmiş, raporun içeriği gerek Başbakanlık ve gerekse MİT tarafından yalanlanmamıştır.

Üç sayfadan ibaret raporda özetle; "Kapalı Çarşı'da altın-döviz ticareti yapan İran asıllı TC vatandaşı Rıza Sarraf, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ve İçişleri Bakanı Muammer Güler ile yakın ilişkide olup, kardeşi Mohammed Sarraf’ın TC vatandaşlığına kabulü için bazı girişimlerde bulunulduğu, gümrük kaçağı 1,5 ton altına el konması işleminin Bakan Zafer Çağlayan tarafından engellendiği, rüşvet istendiği ve uygun olmayan bu ilişkilerin ortaya çıkması hâlinde durumun Hükûmet aleyhine kullanılabileceği" hususlarına ayrıntıya da girilerek yer verilmiştir.

İki bakanla ilgili oldukça ciddi iddia ve somut verileri içeren ve dağıtım bölümünde “Başbakan” yazan bu raporun Başbakana intikal etmemesi mümkün bulunmamaktadır. Kaldı ki, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturmasının kamuoyuna yansıyan içeriği, sekiz ay kadar önce düzenlenen 18 Nisan 2013 tarihli MİT Raporu’nu birebir doğrular maddi bulgulara sahip bulunmaktadır. Dolayısıyla, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, haklarında Meclis soruşturması açılmasına karar verilen eski bakanların suç ilişkisinden, 17 Aralık soruşturmasının kamuoyuna yansımasından çok daha önce haberdar olmasına rağmen, bilerek ve isteyerek işlem yapmaktan kaçınarak görevinin gereklerini yerine getirmemiştir. Zira kamuoyuna yansımış bilgi ve belgelere göre Rıza Sarraf, Başbakan ile ilişki içinde olan biridir ve eski bakanların bu kişiyle irtibatları Başbakan tarafından bilinmektedir.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bu eylemi suç vasfının nitelendirilmesine göre iki ayrı suçun unsurları oluşturmaktadır. Bunlar; a) Anayasa'nın 104’üncü maddesine göre bakanların görevden alınmasını Cumhurbaşkanından isteme (bakanları azletme) yetki ve görevi olan Başbakanın kendisine verilen MİT raporuna rağmen, görevini yapmayıp adı geçen bakanları görevde tutarak bu kişilerin haksız çıkar sağlamalarına ve kamunun zararına neden olduğu ve bu eyleminin TCK'nın 257’nci maddede tarif edilen "görevi kötüye kullanma" suçu;

b) Yine Başbakan olarak "görev sırasında suç işleyen bakanların eylemlerini öğrendiği halde bu suçu yetkili mercilere bildirmeyerek TCK'nın 279/1 maddesi kapsamına giren "suçu bildirmeme" suçudur.

2) Başbakan, 17 Aralık operasyonunun kamuoyuna mal olmasından bir gün sonra soruşturmayı gerçekleştirenlerle ilgili "çete" ve "paralel devlet" nitelemelerinde bulunmuş ve bu yapının ortaya çıkarılacağını söylemiştir. 19 Aralık günü İstanbul Emniyet Müdürü görevden alınmış ve yeni müdür Selami Altınok Başbakan ile birlikte Ana uçağıyla İstanbul'a gelmiş ve aynı gün göreve başlamıştır.

18 Aralık gününden başlayarak İstanbul Emniyet Müdürlüğünde görevden alma işlemleri gerçekleşmiştir.

Nihayet 25 Aralık 2013 günü Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın oğlu Necmettin Bilal Erdoğan'ın da şüpheliler arasında bulunduğu yeni bir gözaltı, arama ve yakalama kararları infaz edilmek üzere İstanbul Emniyet Müdürlüğüne gönderilmesine rağmen, bu kararların gereği İstanbul Emniyet Müdürlüğü görevlilerince yerine getirilmemiş ve daha sonra İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığında yapılan görev değişikliği sonucunda bu kararlar geri alınmıştır.

Bu kararların geri alınmasında hiç kuşkusuz ki, Başbakanın oğlu ile kendisine yakın iş adamlarının suç soruşturmasından kurtarılmalarını sağlama düşüncesi vardır. Bu yüzden deliller karartılmış ve suç unsuru olabilecek veriler ortadan kaldırılmıştır.

Başbakan, yürütme organının başıdır ve bu olaylar silsilesi içinde soruşturmayı doğrudan etkileyen girişimlerde bulunmuştur. Açıkça soruşturmada yer alan yargı ve kolluk görevlilerine karşı ithamda bulunmuş ve soruşturmadan el çektirilmeleri için gerekli mekanizmayı oluşturmuştur.

Hiç kuşkusuz, kamu görevini ifa sırasında hukuka aykırı bir işlemde bulunan yargı ve kolluk görevlilerinin yasalar önünde hesap vermesi hukuk devleti ilkesinin gereğidir. Lakin bu konuda mevzuatı bir yana bırakarak, soruşturmaya doğrudan etki eden girişimleri aceleyle yerine getirmeye kalkışmak ve bu uğurda hakim kararlarını uygulatmamak için açıkça tavır almak, nihayet yargı işlemi sırasında taraf olmak hukuken kabul edilebilir bir davranış biçimi değildir.

Yolsuzluk soruşturmasının üstünün örtülmesi ve bu amaçla yürürlükteki hukuk sisteminin baypas edilmesine yönelik girişimlerde bulunulması ise tartışmasız bir suçtur.

Dolayısıyla Başbakan Recep Tayyip Erdoğan gerek demeçleri, gerekse idari tasarruflarıyla Türk Ceza Kanunu’nun 277’nci maddesinin 1’inci fıkrasına uygun düşen yargı görevi yapanı etkilemeye teşebbüs; oğlu ile şüpheli sıfatındaki iş adamlarını kayırmaya yönelik olarak da Türk Ceza Kanunu’nun 283’üncü maddesinde tanımlanan "suçluyu kayırma" suçlarını işlemiştir.

3) Eski bakanlardan Erdoğan Bayraktar, 26 Aralık 2013 günü NTV televizyonuna yaptığı açıklamada "Soruşturma dosyasında var olan ve yasalara uygun olarak onaylanan imar planlarının büyük bir bölümünü Sayın Başbakanın talimatıyla yaptığını" belirttikten sonra görevinden istifa ettiğini açıklamış ve sözlerini, "ancak bu millet ve vatanı rahatlatmak için Sayın Başbakanın istifa etmesi gerektiğine inandığımı ifade ediyor, yüce milletimize saygılar sunuyorum" diyerek tamamlamıştır.

Halen Erdoğan Bayraktar ile ilgili, Türk Ceza Kanunu’nun 255 (nüfuz ticareti) ve 257’nci (görevi kötüye kullanmak) maddelerine uygun düşen eylemleri dolayısıyla Meclis soruşturması açıldığına göre, adı geçen eski bakana talimat veren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da nüfuz ticareti ve görevi kötüye kullanma suçlarına azmettiren sıfatıyla katıldığı sonucu ortaya çıkmaktadır.

Zira 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 24’üncü maddesinin 3’üncü fıkrası "Konusu suç teşkil eden emir hiçbir surette yerine getirilemez. Aksi takdirde yerine getiren ile emir veren sorumlu olur" ve aynı kanunun 38’inci maddesinin 1’inci fıkrası da "Başkasını suç işlemeye azmettiren kişi, işlenen suçun cezası ile cezalandırılır" şeklindedir.

4) 25 Şubat 2014 günü elektronik ortama Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile oğlu Necmettin Bilal Erdoğan arasında geçtiği ifade edilen telefon görüşmeleri düşmüştür.

Bu telefon görüşmelerindeki seslerin Başbakan ve oğluna ait olduğu yönünde yaygın bir görüş ortaya çıkmış ise de; konuşmalar, iktidar tarafınca montajlanmış olduğu gerekçesiyle yalanlanmıştır. Lakin bu görüşmelerin montajlanmış olduğu yönündeki iddialara karşılık olarak söz konusu konuşmaların tarafsız uzman bilirkişiler marifetiyle incelenmesi yönündeki kamuoyundan gelen talepler göz ardı edilmiştir.

Ancak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 22 Nisan 2014 günü Adalet ve Kalkınma Partisinin grup toplantısında "Bunların elinde, hep söyledim, meydanlarda da söyledim, şantaj kasetleri var. Bu devletin en tepesinden en aşağısına kadar. Kaç kere söyledim. Cumhurbaşkanının da şantaj kaseti bunlarda var, benim de vardı. Genelkurmay Başkanının da. Ama ben diyorum ki, benimle ilgili varsa çıkın açıklayın diyorum, açıklamazsanız namertsiniz diyorum, açıklayın diyorum. Tabii şahsımla alakalı aradıklarını bulamadılar, bulamayacaklar. Benim bakanlarımla yaptığım görüşmeleri ancak verebildiler veya eşimle, çocuğumla yaptıklarımı verebildiler; veremeyecekler, bulamayacaklar. Çünkü bunlarda o şeref yok. Geçenlerde konuşmamda da söyledim ya, düşman bile bu şerefsizliği yapmaz, bunlar bunu yaptılar.” demek suretiyle oğlu ile yaptığı ve yukarıda belirtilen görüşmeleri kabul etmiş bulunmaktadır.

Öte yandan TBMM Başkanlığı da 03/06/2014 tarihli ve 180855 sayılı yazısında, Anayasa'nın haberleşmenin ve özel hayatın gizliliği ilkeleri karşısında söz konusu dinleme kayıtlarının açıklanamayacağını vurgulayarak, konuya ilişkin ilk Meclis soruşturma önergesini işleme koymayacağını bildirerek bu görüşmelerin doğruluğunu kabul etmiş bulunmaktadır.

Telefon görüşmelerinin tümünün incelenmesi sonucu dikkati çeken bazı hususlar vardır.

Başbakanın oğlunun evinde bulunan paranın Başbakana ait olduğu, bu para miktarının Başbakanın olağan gelirleriyle uyumlu olmayacak tutarda bulunduğu;

Yine bu paranın dışında, Başbakanın İstanbul'daki diğer evlerinde, çocuklarında, damadında ve kardeşinde de yüklü miktarda paraların saklandığı;

Konuşmalarda paraların Başbakanın talimatıyla Faruk, Mehmet Gür, Tunç, Ahmet Çalık, Faik Işık ile Mehmet adlı kişilere gönderildiği ve konutlarda bulunan paraların tümüyle başka yerlere aktarılması için Başbakanın "sıfırlanması" yönünde talimat verdiği;

17 Aralık 2013 günü saat 15.39'da yapılan görüşmede, paraların tahliye işlemlerinin saatlerdir sürmesine rağmen tamamlanamadığı ve bütünüyle taşıma için havanın karanlık olmasının beklendiği;

Yine aynı gün, saat 23.15'te, yani ilk görüşmeden yaklaşık 15 saat sonra dahi evde kaldığı belirtilen para miktarının 30 milyon euro olduğu, paranın bir türlü eritilemediği, örneğin Tunç adlı kişinin fazla yer kaplaması nedeniyle 10 milyon euro parayı ancak kabul edebildiği;

Ertesi gün dahi paranın tahliye işleminin sürdürüldüğü, Başbakan tarafından sıkça telefonla konuşulmamasının tembih edildiği;

anlaşılmaktadır.

Her şeyden önce, bir Başbakan bazı bakan çocuklarına yönelik bir soruşturma dolayısıyla tedirgin biçimde, kendisi ve yakınlarının uhdesinde bulunan paraları taşıtma gereğini neden görür? Neden bir Başbakan, bankalar dururken, konutta para saklamaya kalkışır? Neden bir Başbakan, işadamlarına milyonlarca euroluk para aktarımını alelacele yaptırmaya girişir? Keza neden bir Başbakan, verdiği talimat doğrultusunda paranın tahliyesi için kızını apar topar İstanbul'a gönderir?

Basına intikal eden bilgilerde, o tarihte taşınan paranın 1 milyar ABD dolarının üzerinde olduğu belirtilmektedir. Hatta bu tahliye sürecinin görüntülü kayıtlarının olduğu öne sürülmüştür. Böylesi miktarlardaki paraları, Başbakan'ın olağan gelirleriyle izah etmek mümkün bulunmamaktadır.

Öte yandan eski bakanlarla olağan sayılamayacak ilişki içinde olduğu anlaşılan İran asıllı Türk vatandaşı Rıza Sarraf ile Başbakan arasındaki bağ da inkâr edilemeyecek düzeydedir.

Nitekim, Başbakan, Rıza Sarraf’ı hayırsever bir iş adamı olarak tanıdığını söylemektedir. Rıza Sarraf’ın, cari açığı kapatma adına daha fazla ihracat yapmak için çalıştığını, çünkü Başbakana söz verdiğini Halkbank eski Genel Müdürü Süleyman Aslan ile yaptığı bir telefon görüşmesinde belirtmektedir.

Yine Rıza Sarraf’ın kuryesi tarafından, Başbakanın çocuklarının yöneticisi oldukları TURGEV'e para götürdüğü, M. Zafer Çağlayan'ın telefonla para nakline aracılık ettiği görüntü ve telefon döküm tutanaklarıyla basında yer almıştır. 1996 yılında kurulan İSEGEV (İstanbul Eğitim ve Gençliğe Hizmet Vakfı), 2012 yılında adını TURGEV olarak değiştirmiş olup, mütevelli heyetinde Başbakanın çocukları yer almaktadır.

Keza Royal Protocol adlı bir yurtdışı kuruluştan, bu Vakfa yapılan bağış hem miktar ve hem de gönderen açısından dikkat çekicidir. Zira 26 Nisan 2012 günü 99.999.990 dolar parayı bağış adı altında gönderen bu kuruluşun adının Rıza Sarraf’ın Türkiye'deki işletmelerinin adı olan Royal ile başlaması akla kuşkulu bir para akışını getirmektedir.

Bu noktadan bakıldığında, Rıza Sarraf ile ilişkisi nedeniyle hakkında Meclis soruşturması açılan eski bakan M. Zafer Çağlayan ile Başbakan arasında bir fark bulunmamaktadır.

Tüm bu kanıtlar birlikte değerlendirildiğinde "sıfırlanmak" istenen ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Mal Bildiriminde yer almayan söz konusu paraların, yasadışı yollardan edinildiği sonucu kendiliğinden ortaya çıkmaktadır.

19.4.1990 tarihli ve 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu'nun 4’üncü. maddesinde, "Kanuna veya genel ahlaka uygun olarak sağlandığı ispat edilmeyen mallar veya ilgilinin sosyal yaşantısı bakımından geliriyle uygun olduğu kabul edilemeyecek harcamalar şeklinde ortaya çıkan artışlar, bu Kanunun uygulanmasında haksız mal edinme sayılır." denilmiş; 13’üncü maddesinde ise "Kanunun daha ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde haksız mal edinene üç yıldan beş yıla kadar hapis ve beş milyon liradan on milyon liraya kadar ağır para cezası verilir. Haksız edinilen malı kaçıran veya gizleyene de aynı ceza verilir." kuralına yer verilerek, haksız mal edinme ve haksız edinilen malı kaçırma veya gizleme cezai yaptırıma bağlanmıştır.

Bu itibarla, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, sakladığı evlerden bir başka adrese kaçırmak suretiyle sıfırlamak istediği paraları, olağan gelirleriyle elde etmesi mümkün olmadığı ve Başbakanlığın İnternet sitesinde kamuya açılmış olan mal bildiriminde de yer almadığı için yasadışı yollardan elde ettiği açık olduğundan, elde etme biçimine ilişkin suçlar saklı kalmak üzere bu bölümdeki eylemleri, 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu'nun 4’üncü maddesinde tanımlanan haksız mal edinme kapsamına girdiğinden aynı Kanun’un 13’üncü maddesinde yer alan haksız mal edinme, mal kaçırma veya gizleme suçuna uygun düştüğünden, hakkında Meclis soruşturması açılmasına karar verilmesi gerekmektedir.

C) Sonuç

Yukarıda belirtilen gerekçelerle;

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın görevi sırasında ve görevindeki işlerden dolayı işlediği fiilleri; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 257 (görevi kötüye kullanma), 279 (kamu görevlisinin suçu bildirmemesi), 277 (yargı görevini yapanı etkilemeye teşebbüs), 283 (suçluyu kayırma), 255 (nüfuz ticareti) maddeleri ile 3628 sayılı Kanun’un 4’üncü ve 13’üncü maddelerinde tanımlanan (haksız mal edinme, mal kaçırma, gizleme) suçlarına uygun düştüğünden, söz konusu eylemlerin soruşturulması için hakkında Anayasa'nın 100’üncü ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nün 107’nci maddeleri gereğince Meclis soruşturması açılmasını arz ve teklif ederiz.

BAŞKAN – Anayasa’nın 100’üncü maddesindeki “Meclis, bu istemi en geç bir ay içinde görüşür ve karara bağlar.” hükmü uyarınca, Meclis soruşturması önergesinin görüşülme gününe dair Danışma Kurulu önerisi daha sonra Genel Kurulun onayına sunulacaktır.

Sayın milletvekilleri, alınan karar gereğince sözlü soru önergelerini görüşmüyor ve gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmına geçiyoruz.

1'inci sırada yer alan, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri

1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S. Sayısı: 156)

BAŞKAN – Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

2’nci sırada yer alan, Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporlarının görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

2.- Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporları (1/484) (S. Sayısı: 287)

BAŞKAN – Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

3’üncü sırada yer alan, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Benzer Mahiyetteki Bir Kanun Teklifi ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

3.- Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Kars Milletvekili Yunus Kılıç ve Amasya Milletvekili Avni Erdemir ile 79 Milletvekilinin; Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Raporu (1/937, 2/2229) (S. Sayısı: 615)

BAŞKAN – Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

4’üncü sırada yer alan İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Benzer Mahiyetteki 108 adet kanun teklifi ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam ediyoruz.

4- İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman Milletvekili Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3 Milletvekilinin; Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya Güven ve 34 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Balıkesir Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile 20 Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi'nin; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer'in; Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin Şahin ve Önder Matlı ile 8 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören’in; Denizli Milletvekili Mehmet Yüksel ve Çorum Milletvekili Cahit Bağcı ile 37 Milletvekilinin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkereleri (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) (S. Sayısı: 639)(x)

BAŞKAN – Komisyon? Burada.

Hükûmet? Burada.

25/07/2014 tarihli 126’ncı Birleşimde İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel kanun olarak görüşülen tasarının dördüncü bölümünde yer alan 82’nci madde kabul edilmişti, şimdi 83’üncü maddeyi görüşeceğiz.

83’üncü madde üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın Kanun Teklifleri ile; Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun çerçeve 83. maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan "şartların yanı sıra" ibaresinden sonra gelmek üzere; "bu kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar" ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

              Rahmi Aşkın Türeli                                  Ali Serindağ                                     Haluk Eyidoğan

                        İzmir                                              Gaziantep                                            İstanbul

               Fatma Nur Serter                                    Haydar Akar                                       Vahap Seçer

                      İstanbul                                              Kocaeli                                               Mersin

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, şimdi okutacağım önerge 500 kelimeyi geçtiğinden İç Tüzük’ün 87’nci maddesi gereği önergenin özeti okunacak, önergenin tamamı tutanağa eklenecektir.(x)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun; Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkerelerinin (1/931, 2/115, 2/139, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198.

83 üncü maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz teklif ederiz.

 

  Erkan Akçay                       S. Nevzat Korkmaz                    Mesut Dedeoğlu

      Manisa                                   Isparta                            Kahramanmaraş

 

Emin Haluk Ayhan                   Özcan Yeniçeri                       Mustafa Kalaycı

      Denizli                                   Ankara                                    Konya

 

Kemalettin Yılmaz

Afyonkarahisar

MADDE 83- (1) Gümrük ve Ticaret Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince, 31/5/2014 tarihinden (bu tarih dahil) önce 27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanunu ve ilgili diğer kanunlar kapsamında gümrük yükümlülüğü doğan ve 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takip edilen gümrük vergileri, idari para cezaları, faiz, gecikme faizi ve gecikme zammı alacaklarından kesinleşmiş olup bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla yapılandırılmıştır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte Olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı’nın 83’üncü maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

                  İdris Baluken                                        Erol Dora                                          Nazmi Gür

                       Bingöl                                               Mardin                                                 Van

                  Hasip Kaplan                                     Pervin Buldan                                    Sebahat Tuncel

                       Şırnak                                                 Iğdır                                                İstanbul

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ İLKNUR DENİZLİ (İzmir) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet?

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) – Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN – Önerge üzerinde, Şırnak Milletvekili Sayın Hasip Kaplan konuşacak.

Buyurun. (HDP sıralarından alkışlar)

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu maddede, gümrükle ilgili vergilerin cezalarının affı ve yapılandırması var.

Şimdi, sorarım Alllah aşkına, hangi gümrük vergisinden bahsediyorsunuz? Hangi gümrük kapısından bahsediyorsunuz? Kevgire dönmüş Türkiye'nin sınırları, Kevgire dönmüş Türkiye'nin sınırları; Antakya’dan Habur’a kadar, El Nusra’sı, El Kaidesi, IŞİD’i giriyor, mazotu giriyor; vergisiz, istediği gibi giriyor çıkıyor. Şimdi de Zaho’nun dünyanın en büyük ticaret kapısı olan Habur Sınır Ticaret Kapısı’nın 20 kilometre ötesinde IŞİD çeteleri Sincar bölgesine, kadim adıyla Şengal bölgesine giriyor, Ezidi yurttaşlarımıza katliam uyguluyor, yüzbinlerce insan tehcir ediliyor; orada yaşayan Asuriler, orada yaşayan Türkmenler saldırı tehdidi altında katliamdan geçiyor, öldürülüyor. Bağdat Parlamentosunda bir Ezidi kadının feryatları bütün dünyada yankılanıyor ve orada, deniliyor ki: “Bir günde 70 tane bebek susuzluktan öldü.” Sadece susuzluktan ölen bebeklerin, açlıktan ölen insanların, 50 derece sıcaklıkta tehcir durumuna getirilmiş insanların… Türkiye sınırında gerçekleşen bu manzara karşısında Dışişleri Bakanlığımızdan bir ses çıkmıyor, Hükûmetten bir ses çıkmıyor, dikkat edin…

MUSA ÇAM (İzmir) – İçişleri Bakanı yok.

HASİP KAPLAN (Devamla) - …Meclis İnsan Hakları Komisyonumuzdan bir çıt çıkmıyor, Meclis İnsan Hakları Komisyonumuz uyuyor. Meclis Dışişleri Komisyonu sadece Gazze’yle ilgili… Ki biz Gazze konusunda hassasiyetimizi en başından beri koyduk, ses çıkaran yok. Peki, soruyorum size Allah aşkına: Hangi gümrük kapısı? Habur’dan İran’a, İran’dan Antakya’ya… Hangisi? Uçaklarla gelen, havaalanı gümrük kapıları var, biliyoruz. Denizden gelen gümrükleri biliyoruz. Biz Komisyonda bunu istedik, söyledik.

Arkadaşlar, bunun görünürlüğünü bize yansıtır mısınız? Türkiye’de ne kadar vergi cezası var, ne kadar ödenmemiş gümrük var, ne kadar bir rakam, bunun fotoğrafını bize gösterseniz de bunun gereği nedir çıkarın, anlayalım.

Şimdi, gümrük kapılarını koruyamamış bir ülkenin gümrükle ilgili bir düzenlemeyi Meclise getirmesi ama gümrük kapılarında insanlık suçu işlenirken, insanlığa karşı soykırım suçu işlenirken -Türk Ceza Kanunu’nda, Türkiye’nin taraf olduğu Cenevre Sözleşmesi’nde- bir insanlık dramı yaşanırken, çok doğrusunu isterseniz, buradaki kadın milletvekillerinin Kobani’de, Rojava’da saldırılarda çetelerin katliamına uğrayan çocukların ve kadınların ölümleri karşısında da, Şengal bölgesinde Ezidi yurttaşlarımızın ve kadim bir halkın Asurilerin, Türkmenlerin, oradaki Kürtlerin saldırıya uğraması karşısında da ses vermesini isterdik. Acaba, soruyorum yani, ses vermeyenler İŞID taraftarı mıdır, destekçi midir, bu politikanın içinde midir, bu tezgâhın içinde midir, bu katliamın içinde midir? Siz seyirci kalabilirsiniz ama Kürt halkı Orta Doğu’da seyirci kalmamıştır, kalmayacaktır. Bakın, YPG, Rojava’dan Rabia kenti başta olmak üzere Sincar’a girmiştir, Şengal’e girmiştir, Kandil’den de HPG gitmiştir, Peşmerge kuvvetleri de girmiştir oraya. Elbette ki her halk kendini koruyacaktır. Böyle azgınca saldırganlıkla camileri yerle bir eden, kadim ibadethaneleri bombalayan, bu kadar vahşet uygulayan insanlara, cariye diye kadınları… 500 Ezidi kadının cariye olarak alınması kadın hakları açısından kadın milletvekillerini hiç mi ilgilendirmiyor? Afrika’da bir ülkede yaşanan bir dramı nasıl dile getirdiyse Meclisteki kadın milletvekilleri bunu da dile getirmesi gerekmiyor mu, bunu kınaması gerekmiyor mu? Ama anlaşılan odur ki, böylesi durumlarda, halkların, direnme hakkını kullanıp bu saldırganları etkisiz hâle getirmekten başka bir yolu yoktur. Orta Doğu da buna gidiyor. Türkiye’nin bütün sınırlarında, Habur’un 20 kilometre ötesinde, Dohuk’un 30 kilometre ötesinde, yakınımızda yaşanan bir dram var. Biz buradan kınıyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Kaplan.

HASİP KAPLAN (Devamla) - Bütün dünyada bütün ülkeler bu konuda ses verirken Türkiye Meclisinden bir kınama bildirisi çıkması gerektiğini ifade etmek istiyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum…

III.- YOKLAMA

(CHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Yoklama istiyoruz Başkanım.

BAŞKAN – Toplantı yeter sayısı…

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Yoklama…

BAŞKAN - Yoklama yani aynı şeye geliyor.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Aynı şey değil.

BAŞKAN – Aynı şeye geliyor.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Tartışmayalım, neyse, biz yoklama istiyoruz.

BAŞKAN - Sayın Akar, Sayın Türeli, Sayın Seçer, Sayın Susam, Sayın Kaplan, Sayın Taylan, Sayın Çam, Sayın Akova, Sayın Eyidoğan, Sayın Öz, Sayın Güven, Sayın Genç, Sayın Özel, Sayın Demiröz, Sayın Çetin, Sayın Koç, Sayın Haberal, Sayın Kaptan, Sayın Loğoğlu, Sayın Keskin.

Yoklama için iki dakika süre veriyorum ve süreyi başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Toplantı yeter sayısı yoktur.

Birleşime on beş dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 14.07

İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 14.20

BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI

KÂTİP ÜYELER: Fehmi KÜPÇÜ (Bolu), Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın)

----- 0 -----

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 130’uncu Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

III.- YOKLAMA

BAŞKAN – 83’üncü madde üzerinde Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan ve arkadaşlarının önergesinin oylamasından önce istem üzerine yapılan yoklamada toplantı yeter sayısı bulunamamıştı.

Şimdi yoklama işlemini tekrar yapacağım.

Yoklama için üç dakika süre veriyorum ve süreyi başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Toplantı yeter sayısı vardır.

Bir tek pusulamız var, Sayın Gürsoy Erol, o da burada, onu da belirtmek istedim.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Tescilli sahtekârlık olunca…

Yazın bunları tutanağa.

VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)

4.- İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin’in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin’in; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı’nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman Milletvekili Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3 Milletvekilinin; Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya Güven ve 34 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Balıkesir Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile 20 Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi'nin; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer'in; Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin Şahin ve Önder Matlı ile 8 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören’in; Denizli Milletvekili Mehmet Yüksel ve Çorum Milletvekili Cahit Bağcı ile 37 Milletvekilinin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkereleri (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) (S. Sayısı: 639) (Devam)

BAŞKAN- Şimdi önergeyi oylarınıza sunacağım.

Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

639 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine devam ediyoruz.

Komisyon ve Hükûmet burada.

Diğer önergeyi okutuyorum.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun; Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkerelerinin (1/931, 2/115, 2/139, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) 83 üncü maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz teklif ederiz.

MADDE 83- (1) Gümrük ve Ticaret Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince, 31/5/2014 tarihinden (bu tarih dahil) önce 27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanunu ve ilgili diğer kanunlar kapsamında gümrük yükümlülüğü doğan ve 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takip edilen gümrük vergileri, idari para cezaları, faiz, gecikme faizi ve gecikme zammı alacaklarından kesinleşmiş olup bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla; yapılandırılmıştır.

Erkan Akçay (Manisa) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ İLKNUR DENİZLİ (İzmir) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet?

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) – Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN – Önerge üzerinde Denizli Milletvekili Sayın Emin Haluk Ayhan konuşacak.

Buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)

Sayın milletvekilleri, lütfen…

EMİN HALUK AYHAN (Denizli) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan tasarının 83’üncü maddesi üzerine verdiğimiz değişiklik önergesi hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun görüşlerini arz etmek için söz aldım. Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.

Temel olarak 4458 sayılı Kanun ile diğer ilgili kanunlar kapsamında yükümlülük doğan ve 6183’e göre takip edilen kamu alacaklarının tahsiline yönelik düzenlemeler var. Eğer tasarının maddesi gerçekten hayırlı ise bizim verdiğimiz teklif muhatapları açısından daha hayırlı bir teklif, daha fazla ne oluyor? Onlara yardım sağlamak amacıyla… Ama dış ticaret olayı gerçekten sıkıntılı Türkiye'nin. Gümrük diye bir şey kalmamış. AKP iktidara geldiğinden beri 2 trilyon dolar ithalat yapmışız; 1,3 trilyon dolar ihracat yapmışız; aradaki fark dış ticaret açığı. Cari işlemler açığı dediğiniz zaman sıkıntı 355 milyar dolar AKP’nin iktidara geldiğinden bu yana. Hatta Rıza Zarrab’ın yüzde 15’lik katkısı olmasa bu yaklaşık 400 milyar dolar olacak. Sayın Bakana bir soru önergesi verdiler ama açıklık getirmedi. Gerçekten Rıza Bey’in bu kadar bir katkısı var mı, yok mu; bu gerçekten çok önemli. Hakikaten Türkiye’ye bu kadar faydası olan bir adama yakında madalya falan verecek misiniz, merak ediyorum.

MUSA ÇAM (İzmir) – Diplomatik pasaport…

EMİN HALUK AYHAN (Devamla) – Şimdi, hakikaten sıkıntılı bir şey. Türkiye Cumhuriyeti cari açığının yüzde 15’i kadar bir miktarını Rıza Bey olmasa kapatamayacak. Buna Hükûmetten bir yetkili çıkıp da “Ya, sen ne diyorsun? Ne yaptın?” veya “Doğru yaptın, teşekkür ederiz.” diyecek cesareti gösteremiyor. Böyle bir rezillik, böyle bir şey olması mümkün değil.

Şimdi, ithalat avantajlı iş, AKP böyle istiyor. Sanayi zaten harap olmuş vaziyette; millî gelir yüzde 25-30 arasından gelmiş 20’lerin altına düşmüş vaziyette. Hizmet sektörünün millî gelir içindeki payı giderek artıyor. Burada büyük bir sıkıntı var. AKP’nin yetkilileri dış kredilerde… Hatta Sayın Başbakan Yardımcısı “Şehir içine AVM, lüks konut, bunları yaparsan olmaz.” diyor, ekonomi savruluyor. “2015’e kadar özel sektör yatırımı da yok.” diyor. Ekonomi iyi de bu kaçak göçek ne kardeşim? Bunları nereden toparlamaya çalışıyorsunuz? Numan Kurtulmuş Bey de Sayın Başbakan Yardımcısıyla aynı şeyleri söylüyor. Ya bunlar başka bir hükûmetin bakanı veya başka bir iktidar partisinin genel başkan yardımcısı, burası da ekonomisi yönetilen başka bir ülke. Konuştuğunuz zaman mali kural üzerine epey laf söylüyordu Sayın Başbakan Yardımcısı, hâlâ soruyorum, o konuda bir cevap yok.

Şimdi, ithalat yok diye ne oluyor? Bakın, terörist ihraç etmeye başladı Türkiye AKP döneminde. Bu da yetmiyor, nereye gidiyor? PKK karşı tarafa, IŞİD’e karşı terörist gönderiyor. Hükûmetin buna müdahale etme şansı yok. Hükûmet iki dostu arasında –IŞİD’le PKK arasında- gayet sıkıntılı neye girdi? Bir döneme girdi. Gerçekten bu sıkıntılı.

Bir diğer olay: “Nereden bakarsanız bakın, bu faizler hakikaten düşük olsa Türkiye abat olacak, yatırımlar dolacak.” Başbakan bunu böyle söylüyor. Niye Merkez Bankası Başkanını iki satır bir kanunla değiştirip Türkiye’yi abat etmekten mahrum bırakıyorsunuz? Bakın, bugün bir konuştunuz, ne oldu? Dolar fırladı. Ne oldu? Faiz yukarı çıktı. Merkez Bankasını değiştirin, sıfırlayın, hatta negatif faiz olsun. Ne yapın? Bu işler düzelsin. Ya siz bu işleri bilmiyorsunuz yahut da bu işler sizin bildiğinizin neyine gelişiyor? Tersine gelişiyor. Burada dört, beş çeşit faiz koymuşsunuz. Gelin, bu vatandaşı rahatlatın, faizciliğinizi iki, üç tane daha basamak olarak artırın, farklılaşsın, ödeyemeyenlere de biraz daha kolaylık olsun.

Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum. Teşekkür ederim. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Önergeyi oylarınıza sunacağım: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutacağım.

Yalnız, bir şey söylemek istiyorum sayın milletvekilleri: Defalarca buradan sessiz olmanızı rica ettim. Siz belki oturduğunuz yerden fark etmiyorsunuz ama bu gürültü toplanıp bir uğultu hâlinde kürsüye geliyor ve biz kürsüden ne konuşmacıyı dinleyebiliyoruz ne okunanı dinleyebiliyoruz ve bir uğultu olarak kulaklarımızda çınlıyor. Lütfen, sağlıklı çalışmamız için bize yardımcı olun. Biraz daha sessiz konuşursanız fiziki olarak da rahatsız olmamızı engellersiniz, lütfen.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın Kanun Teklifleri ile; Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun çerçeve 83. maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan "şartların yanı sıra" ibaresinden sonra gelmek üzere; "bu kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar" ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

Rahmi Aşkın Türeli (İzmir) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ İLKNUR DENİZLİ (İzmir) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet?

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) – Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN – Önerge üzerinde Kocaeli Milletvekili Sayın Haydar Akar konuşacak.

Buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; evet, bayram sonrası, döndük, milletin beklediği torba yasayı üçüncü gün de konuşmaya çalışıyoruz, çıkarmaya çalışıyoruz. “Milletin beklediği.” diyorum çünkü bayram süresince de size sormuşlardır “Bu torba yasa niye çıkmıyor?” diye. Ben, geçen konuşmamda da torba yasanın niye çıkmadığını, Mecliste istenen karar yeter sayılarına ne kadar katılıp katılmadığınızı, boş geçen süreleri anlattım. Anlamadığım bir tavrınız da var iki gündür, bu yasanın çıkmaması için saldırgan bir tutum içerisinde muhalefet partilerine saldırıyorsunuz. Bu da anlaşılır gibi değil, her gün bu yasanın çıkmasını biraz daha engelliyorsunuz. Aslında, yasanın içerisine gömmüş olduğunuz hepinizin bildiği gibi güzel şeyler var, hani bu sermayedarlarınıza, yandaşlarınıza sunacağınız güzel şeyler var(!) Ama, ben diyorum ki, bunu yapmanıza gerek yok. Bugün, şimdi, bu maddede, gümrükteki cezaların veya işte gümrükteki birtakım vergilerin affedilmesi konuşuluyor ama siz zaten bunu yapıyorsunuz, yandaş 3-5 şirket için bunu yapmışsınız ve yapmaya da devam ediyorsunuz ama Soma’da bekleyenler için bu kadar aceleci davranmıyorsunuz. Soma’da bekleyen acılı annelerin acılarına derman olmak için, bir an evvel bu tasarının yasalaşması için muhalefetin sunmuş olduğu tüm önerileri reddediyorsunuz. Soma’da yaşayan yetim çocukların beklentilerini veya madencilerimizin beklentilerini boşa çıkartmak için her şeyi yapıyorsunuz, bir de sokağa çıkıp bizi şikâyet etmeye kalkıyorsunuz.

Biz bir kez daha yineliyoruz, diyoruz ki: “Belli 3-5 maddeyi çekin, hepsini bir günde çıkartalım.” ama buna gelmiyorsunuz. Şimdi, diyorsunuz ki: “Halk bunu bekliyor, vatandaş bunu bekliyor, küçük esnaf bunu bekliyor.” Doğru, bekliyor. Küçük esnaf 3 bin TL vergi borcunu ödeyemediği için, cezaya çarptırıldığı için, trafik cezasını ödeyemediği için… 17’nci büyük ekonomi diye övündüğünüz ama cumhuriyet tarihindeki büyüme hızını bile yakalayamadığınız Türkiye Cumhuriyeti’nde herkesi yoksul bıraktınız, vergi borçlarını ödeme şanslarına bile sahip değiller, bu nedenle de sürekli af çıkartıyorsunuz. Ama vatandaşın bilmediği bir şey var, hani o millete küfreden vardı ya, millete nokta nokta koyan vardı ya, onun ne kadar vergisini, ne kadar cezasını affettiğinizi -bir kanunla bile affedilmeyen- kanun çıkartmadan affettiğinizi niçin söylemediğinizi de çok merak ediyorum.

Bakın, Cengiz İnşaat, ismini veriyorum; bakın, Kanal A… Kim biliyor musunuz bu? Elektromed şirketi, Ankaralılara pahalı sayaç satan şirket. Yeni Şafak gazetesi, kim bu? Albayraklar. Toplamda ödemesi gereken 615 milyon TL yeni parayla -615 trilyon eski parayla- olan borcu kaça indiriyorsunuz? Toplamda 7 milyona indiriyorsunuz, 608 milyonunu affediyorsunuz. Şimdi, ondan sonra burada çıkıyorsunuz, diyorsunuz ki: “Vatandaş bu yasayı bekliyor. Biz, küçük esnafın, kasabın, berberin, minibüsçünün vergilerini affedeceğiz, trafik cezalarını affedeceğiz.” Onların toplamının 3 katı, onların toplamının 5 katını kimseye sormadan affediyorsunuz. Hatta daha ileri gidiyorsunuz, 87 holdingin 2,4 milyarlık borcunu siliyorsunuz. Bakana soruyoruz, kim bu 87 holding? Ama bakan cevap vermiyor.

Anlatacak çok şey var ama dün akşamdan bahsetmek istiyorum. Biraz evvel arkadaşım “Muhtarlar milletin adamı.” dedi ya dün akşam milletin adamı televizyona çıktı, önünde “prompter” yoktu, o kayan yazı yoktu. Sordu yandaş gazeteci ona ve açıklıyor, diyor ki: “Benim için çıktı birisi Gürcü olduğumu söyledi. Daha da kötüsü, daha da çirkini, affedersiniz, Ermeni olduğumu söyledi.” Evet arkadaşlar, ben bir Gürcü’yüm, ben bir Ermeni’yim, ben bir Çerkez’im, ben bir Laz’ım, ben bir Kürt’üm, ben bir Türk’üm. (CHP sıralarından alkışlar)

YILMAZ TUNÇ (Bartın) – Çarpıtıyorsun!

HAYDAR AKAR (Devamla) - Ben Sünni’yim arkadaşlar, ben Alevi’yim, ben Şii’yim, ben Caferi’yim, ben Türk’üm ve Müslüman’ım arkadaşlar.

AHMET YENİ (Samsun) – Çarpıtma, uydurma Haydar!

HAYDAR AKAR (Devamla) - Bu kadar ırkçılığı Hitler dahi yapmadı arkadaşlar, Hitler dahi yapmadı.

Bakın, aynı uzun adam, aynı milletin adamı 11 Ağustos 2004’te şunu söylüyordu Gürcistan’da: “Ben Batum göçmeni Gürcü bir ailenin çocuğuyum, Rize’ye göçmüşüz 93 muhacirleri olarak.” Bunu söylüyordu ama akşam Gürcülüğün ne kadar kötü, Ermeniliğin ne kadar kötü olduğunu ifade ediyordu.

AHMET YENİ (Samsun) – Uydurma Haydar!

HAYDAR AKAR (Devamla) - Yazıklar olsun diyorum, Gürcülerden, Ermenilerden, tüm ırklardan, tüm mezheplerden özür dilemeye davet ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar) Özür dileyecek Gürcülerden, Gürcüler onu affetmeyecek.

Sizin grubunuzda 10 tane Gürcü, CHP Grubunda 4 tane Gürcü, Türkiye’de 3 milyon Gürcü yaşıyor. Gürcülere hakaret edilemez, kimse de ona hakaret etmesine müsaade etmez diyor, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Buyurun Sayın Aydın.

AHMET AYDIN (Adıyaman) – Sayın hatip konuşmasında Gürcülere, Ermenilere hakaret ettiğini ifade etti.

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, duymuyorum, korkunç bir uğultu geliyor, niçin, rica ediyorum sizden, anlayış göstermiyorsunuz?

AHMET AYDIN (Adıyaman) – Sayın Başkanım, sayın hatip konuşmasında Grup Başkanımız, Başbakanımızın Gürcülere, Ermenilere hakaret ettiğini ifade etti efendim.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Etmedi, etmedi, insaf ya!

BAŞKAN – Buyurun, iki dakika…

VII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR

1.- Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın, Kocaeli Milletvekili Haydar Akar’ın 639 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 83’üncü maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı konuşması sırasında AK PARTİ Grup Başkanına sataşması nedeniyle konuşması

AHMET AYDIN (Adıyaman) – Çok değerli arkadaşlar…

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Konuşması var ya, televizyonda konuştu açık açık.

SAKİNE ÖZ (Manisa) – Televizyonda konuşulanları anlattı.

AHMET AYDIN (Devamla) - Efendim, bir dakika dinleyebilirseniz… Tabii, ırkçılığın ne manaya geldiğini, kimlerin yaptığını siz çok daha iyi bilirsiniz.

Değerli arkadaşlar, her kesimi kucaklayan, yaratılanı Yaradan’dan ötürü seven bir Sayın Başbakan var.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Yapma Başkan, yapma!

AHMET AYDIN (Devamla) - Bakın, şunu söylüyor…

SAKİNE ÖZ (Manisa) – Affedersin, belli!

AHMET AYDIN (Devamla) - Tam olarak açıklamasını yapıyorum: Çıktı, bir tanesi…

HALUK EYİDOĞAN (İstanbul) – Hiç inandırıcı değilsiniz.

AHMET AYDIN (Devamla) - …affedersiniz, çok daha çirkin şeylerle… Şimdi, burada çok daha çirkin nitelemeler yapıldı Sayın Başbakanımıza, çok daha olumsuz hakaretler yapıldı ve Sayın Başbakanımızın onu söylemeye dili varmadı.

SAKİNE ÖZ (Manisa) – Ne gibi?

AHMET AYDIN (Devamla) - Onun yerine “Affedersiniz.” dedi ya! Bu kadar çarpıtmaya, bu kadar cımbızla alıp…

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Allah Allah!

AHMET AYDIN (Devamla) - …Sayın Başbakanı ırkçı göstermeye… Kusura bakmayın, Hitlerse, ırkçılıksa onu siz çok iyi bilirsiniz.

HALUK EYİDOĞAN (İstanbul) – Fıtratında var, fıtratında!

AHMET AYDIN (Devamla) - Onu çok iyi bilirsiniz. Aynaya bakın!

Bakın değerli arkadaşlar, 1915 yılındaki olaylardan dolayı hayatını kaybeden tüm Osmanlı tebaası ve bu arada Ermeniler için, ilk defa, acıları paylaşan bir Başbakan var ya, el insaf!

Yine, sizin devriiktidarınız döneminde Dersim katliamı yapıldı. Ondan dolayı çıkın… Dersim’den dolayı özür dileyen bir Başbakan var.

HALUK EYİDOĞAN (İstanbul) – Bugünü konuş, bugünü!

AHMET AYDIN (Devamla) - İlk defa “Bu ülkede Kürt sorunu vardır.” diyen…

SAKİNE ÖZ (Manisa) – Elinizden alan mı vardı siz yapsaydınız!

AHMET AYDIN (Devamla) - …ve “benim Kürt kardeşim” deyip bütün 77 milyonu kucaklayan bir Başbakan var. Kusura bakmayın, doğru şeyler konuşacaksınız. Kimin ırkçı kimin olmadığını bu millet çok iyi biliyor.

HALUK AHMET GÜMÜŞ (Balıkesir) – Başbakan ne derse inanacaksın!

AHMET AYDIN (Devamla) - Bayramdan sonra bu tür konuşmalar, burada söylenenler, değerli arkadaşlar, yakışık almıyor. Eleştireceksiniz diye ötekileştirmemelisiniz. Eleştireceksiniz diye söylenmemiş sözleri söylenmiş gibi gösteremezsiniz. Cımbızlayacaksınız, “Burada böyle dedi.” diyeceksiniz. Ya, o kadar nokta nokta ifadeler kullanıldı ki ve bunu söylemeye Sayın Başbakanın dili varmadı.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Allah, Allah!

AHMET AYDIN (Devamla) – “Affedersiniz, çok çirkin şeyler kullanıldı.” diyor.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) – Bu kadar çarpıtma olmaz!

AHMET AYDIN (Devamla) - Bu kadar çarpıtma… Yazıklar olsun Haydar Bey!

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

AHMET AYDIN (Devamla) – Özür dilemesi gereken biri varsa o da sizsiniz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Aydın.

Buyurun Sayın Akar.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – “Aynaya bakın, aynaya bakın.” diyerek sataşmada bulundu, hakaret etti. Ben de cevap vermek istiyorum.

BAŞKAN – Buyurun, iki dakika… (CHP sıralarından alkışlar)

AHMET YENİ (Samsun) – Çarpıtma, çarpıtma!

2.- Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın sataşma nedeniyle yaptığı konuşması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Evet, millet, milletin tanımına bir bakmak lazım: Aynı topraklar üzerinde yaşayan, aralarında dil, duygu, ülkü, tarih, kültür ve çıkar birliği olan insanlar topluluğudur. Siz iktidar olana kadar, on iki yıla kadar, kimse bu ülkede Sünni’den, Alevi’den bahsetmiyordu. Kimse, bayram namazlarını kıldıktan sonra… (AK PARTİ sıralarından “Haydi oradan” sesleri)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri…

HAYDAR AKAR (Devamla) - … komşusuna bayrama giderken “Komşum Alevi midir?” diye bakmıyordu. Siz…

İHSAN ŞENER (Ordu) – Kimse söyleyemiyordu ne olduğunu.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) – Dersim’de ne oldu?

HAYDAR AKAR (Devamla) - Dersimle hesaplaşırız. Biz, Dersim’le hesaplaştık, Dersim’de doğmuş, fakir bir ailenin çocuğunu Genel Başkan yaparak hesaplaştık.

RECEP ÖZEL (Isparta) – Allah, Allah!

HAYDAR AKAR (Devamla) - Dersimliler hesaplaştı, evlerine Atatürk resmi asarak, cemevlerine Atatürk resmi asarak hesaplaştı ama anlamak mümkün değil, bu Başbakan kiminle hesaplaşmak istiyor, niçin hesaplaşmak istiyor? Bir de bir kez bunu sorgulamak isteyin.

İDRİS ŞAHİN (Çankırı) – Yazık, yazık!

HAYDAR AKAR (Devamla) - Sürekli ayrıştırmaya, sürekli Alevi, Sünni, Caferi diye vurgu yaparken, Orta Doğu’daki Sünnilere silah yardımı yaparken, Aleviler öldürülürken, Alevi annesini meydanlarda yuhalatırken, 15 yaşındaki Alevi çocuğu….

YILMAZ TUNÇ (Bartın) – Çarpıtma.

HAYDAR AKAR (Devamla) - … ekmek almaya giden Alevi çocuğu terörist ilan eden bir Başbakanın kalkıp “Gürcülük kötü, ondan daha kötüsü Ermeniler.” demesini esefle kınıyorum.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) – Kimse inanmaz bu dediğine Haydar.

İDRİS ŞAHİN (Çankırı) – 93’te iktidarda kim vardı?

HAYDAR AKAR (Devamla) – Burada, gelecek, Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan tüm Gürcülerden, tüm Ermenilerden, tüm Türklerden, tüm Kürtlerden bu ayrışmayı yaptığı için özür dilemesi gerekiyor.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) – Sen özür dile.

HAYDAR AKAR (Devamla) - Bunu söylemeniz gerekiyor, bunu. Daha fazla söylemeye gerek yok. Akşam dinleseydiniz, ki dinlemediğiniz belli oluyor. Söylüyorum: “Benim için çıktı bir tanesi ‘Gürcü’dür.’ dedi, hatta çok daha çirkin şeyler söyleyenler oldu, affedersiniz ‘Ermeni’ bile diyen oldu.” diyor.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) – Birleştiriyor.

AHMET AYDIN (Adıyaman) – Öyle değil, yanlış söylüyorsun.

HAYDAR AKAR (Devamla) – Bu, ayıptır, günahtır, yazıktır!

OSMAN BOYRAZ (İstanbul) – Uzatma Haydar Bey.

HAYDAR AKAR (Devamla) - Bu ülkeyi ayrıştırmayın diyor, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

YILMAZ TUNÇ (Bartın) – Hâlâ anlayamamışsın be!

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Çık da orada konuş.

İDRİS ŞAHİN (Çankırı) – Sivas katliamı bile sizin döneminizde oldu.

AHMET AYDIN (Adıyaman) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Arkadaşlar, lütfen…

Bunun sonu gelmeyecek.

AHMET AYDIN (Adıyaman) – Sayın Başkan, sataşmayacağım, bir açıklama yapacağım.

Lütfen, sataşmadan, iki dakika.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Televizyonu dinleyin kardeşim. Dinleyin, Allah aşkına dinleyin.

BAŞKAN - Dün, 7 kere söz vermişiz bir sataşmadan dolayı, 7 kere.

SAKİNE ÖZ (Manisa) – Aynı şeyleri söyleyecek, tekrar dinlemenin anlamı yok.

3.- Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın, Kocaeli Milletvekili Haydar Akar’ın sataşma nedeniyle yaptığı konuşması sırasında AK PARTİ Grup Başkanına sataşması nedeniyle konuşması

AHMET AYDIN (Adıyaman) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Haydar Bey, eğer o sözü gerçekten olduğu gibi, doğru bir şekilde ifade etseydi amenna derdim, bu şekilde değil.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Burada dinletelim, kürsüden dinletelim.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Kürsüden dinlet.

AHMET AYDIN (Devamla) - Aç, bak iyice; birincisi bu.

İkincisi, değerli arkadaşlar, AK PARTİ Hükûmetine kadar kimse Sünni, kimse Alevi olduğunu söylemiyordu değil de söyleyemiyordu…

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Yo, niye söyleyemiyordu?

AHMET AYDIN (Devamla) - Söyleyemiyordu.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Ben Gürcü olduğumu söylüyordum.

AHMET AYDIN (Devamla) - “Ben Kürt’üm.” diyemiyordu, “Ben Aleviyim.” diyemiyordu, kendini ifade edemiyordu insanlar.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Şimdi ben cevap vereceğim buna.

AHMET AYDIN (Devamla) - Ve Sayın Başbakanımız şunu söyledi: “Herkes olduğu gibi görünsün ya da göründüğü gibi olsun. Herkes kendini olduğu gibi ifade etsin, neye inanıyorsa, kendisini nasıl hissediyorsa –kendisini ifade etti, kendi duygularını da ifade etti- kim kendini nasıl hissediyorsa…” Bu bir ayrıştırma değil, bu bir bütünleştirme.

MEHMET GÜNAL (Antalya) – Sizin döneminizde de “Türk’üm.” demek suç oldu.

ALİM IŞIK (Kütahya) – Ahmet Bey, hadi, “Türk’üm.” de, şu milletin adını bir söyleyiver de geçsin tutanaklara.

AHMET AYDIN (Devamla) – “Ve 77 milyon olarak, Kürt’üyle, Türk’üyle, Alevi’siyle, Sünni’siyle, Gürcü’süyle, Boşnak’ıyla, Pomak’ıyla bu ülkede yaşayan 77 milyon tek millettir.” dedi, tek milletin tanımı olarak da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını ifade etti. Eğer bilebilirseniz, bu bir bütünleştirmedir, bu bir kardeşlik projesidir, bu bir çözüm projesidir ve bu ülkede yaşayan herkesin inandığı şekilde yaşamasıdır, inancını yaşamasıdır, dilini konuşmasıdır, kendini ifade ettiği şekliyle yaşamasıdır, bundan daha öte, bundan daha doğal ne olabilir?

ALİM IŞIK (Kütahya) – Hadi söyleyiver Ahmet Bey, şu milletin adını bir söyle de senin ağzından tutanaklara bir geçsin.

AHMET AYDIN (Devamla) – “AK PARTİ bunun önünü açtı, AK PARTİ baskılanmış kimlikleri ortadan kaldırdı, baskılanmış inançları. Bu ülkede herkes, 77 milyon, özgür bir insan olarak, özgür birer birey olarak yaşasın” dedi ve bunun önünü açan, bunun yolunu getiren de AK PARTİ’dir diyorum.

Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.

VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)

4- İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman Milletvekili Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3 Milletvekilinin; Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya Güven ve 34 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Balıkesir Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile 20 Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi'nin; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer'in; Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin Şahin ve Önder Matlı ile 8 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören’in; Denizli Milletvekili Mehmet Yüksel ve Çorum Milletvekili Cahit Bağcı ile 37 Milletvekilinin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkereleri (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) (S. Sayısı: 639) (Devam)

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum…

MUHARREM İNCE (Yalova) – Karar yeter sayısı…

BAŞKAN - Karar yeter sayısı arayacağım.

Kabul edenler... Kabul etmeyenler…

Elektronik cihazla oylama yapalım, iki dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla oylamaya başlandı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Sayın Kalaycı, yeni önergeyi inceleme olanağınız varsa devam edeceğim, yoksa ara vereceğim, incelemenizi bitirdiniz mi, ara vereyim mi?

MUSTAFA KALAYCI (Konya) – Bir dakika Sayın Başkan…

BAŞKAN - Sayın İnce, sizin için de geçerli bu, incelediniz mi önergeyi, süre vereyim mi, yeni bir önerge var da o yüzden.

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Beş dakika ara verseniz yeterli.

(Elektronik cihazla oylamaya devam edildi)

BAŞKAN – Sayın Halaçoğlu, vereyim isterseniz on dakika, rahat bakın.

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Beş dakika.

BAŞKAN – Tamam.

(Elektronik cihazla oylamaya devam edildi)

BAŞKAN – Karar yeter sayısı vardır, önerge kabul edilmemiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

Beş dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 14.54

ÜÇÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 15.00

BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI

KÂTİP ÜYELER: Fehmi KÜPÇÜ (Bolu), Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın)

----- 0 -----

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 130’uncu Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.

639 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine devam edeceğiz.

Komisyon ve Hükûmet burada.

84’üncü madde üzerinde dört adet önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısının çerçeve 84 üncü maddesi ile 5510 sayılı Kanuna eklenen Geçici 60 ıncı maddenin birinci fıkrasına aşağıdaki (e) bendinin, onbeşinci fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkraların eklenmesini, dördüncü fıkranın (a) bendi ile 5 inci ve 6 ncı fıkraların aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ye teklif ederiz.

                Nurettin Canikli                                    Ahmet Aydın                                        Recep Özel

                      Giresun                                            Adıyaman                                             Isparta

                 Hüseyin Şahin                                     Yılmaz Tunç                                        İdris Şahin

                        Bursa                                                Bartın                                               Çankırı

                                                                     Mehmet Doğan Kubat

                                                                               İstanbul

"e) Sosyal güvenlik kanunlarına göre emeklilik veya yaşlılık aylığı almakta iken 5335 sayılı Kanunun 30 uncu maddesinin ikinci fıkrası kapsamına giren kurum ve kuruluşlara ait işyerlerinde çalışmaları nedeniyle aylıkları kesilmesi gerekenlere, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden ödeme dönemine kadar yersiz olarak ödendiği tespit edilen aylıklara ilişkin borç,"

"(4) a) Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamındaki sigortalılık statüsünden kaynaklanan prim borcu hariç diğer borçların bu madde hükümlerine göre hesaplanan tutarının ilk taksit ödeme süresi içerisinde tamamen ödenmesi halinde, bu tutara bu maddenin yayımlandığı tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için herhangi bir faiz uygulanmaz. Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamındaki sigortalılık statüsünden kaynaklanan prim borcu aslının ilk taksit ödeme süresi içerisinde tamamen ödenmesi halinde ödeme tarihine kadar sosyal güvenlik mevzuatına göre hesaplanan gecikme cezası ve gecikme zammı tahsil edilmez."

"(5) Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar ile tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu mülga hükümlerine ve mülga 17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanununa göre tescilleri yapıldığı halde prim borçları nedeniyle daha önceki ilgili kanunları uyarınca sigortalılık süreleri durdurulmuş olanlardan bu maddenin yayımlandığı tarih itibarıyla ihya edilmemiş olanların kendileri veya hak sahipleri, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden ay başından itibaren üç ay içerisinde Kuruma müracaat ederek, durdurulan sigortalılık süreleri için ödeyecekleri prim tutarının, sigortalılık süreleri durdurulmamış gibi değerlendirilerek bu madde kapsamında hükümlerine göre hesaplanmasını talep edebilirler. Hesaplanan borcun tamamının ilk taksit ödeme süresi içinde ödenmesi halinde durdurulan süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilir. Hesaplanan borcun tamamının ilk taksit ödeme süresi içinde ödenmemesi halinde ihya işlemi geçerli sayılmaz ve bu madde kapsamında ödenmiş olan tutarlar ilgilinin bu madde kapsamı haricinde başkaca prim borcunun bulunmaması kaydıyla faizsiz olarak iade edilir."

"(6) Bu maddeye göre ödenmesi gereken taksitlerden; bir takvim yılında iki veya daha az taksitin, süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde, ödenmeyen veya eksik ödenen taksit tutarlarının son taksiti izleyen ayın sonuna kadar, gecikilen her ay ve kesri için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi şartıyla bu madde hükümlerinden yararlanılır. Süresinde ödenmeyen veya eksik ödenen taksitlerin belirtilen şekilde de ödenmemesi veya bir takvim yılında ikiden fazla taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde bu madde hükümlerinden yararlanma hakkı kaybedilir. Bu hüküm alacakları tahsil daireleri açısından taksitlendirilen alacaklar için ayrı ayrı uygulanır.

(16) Bu madde kapsamında ödenmesi gereken tutarlar, il özel idareleri, belediyeler ve bunlara bağlı müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşlarca ikişer aylık dönemler halinde azami otuzaltı eşit taksitte, bu madde ile bu maddeyi ihdas eden Kanunun 75 inci maddesi kapsamında ödenmesi gereken tutarlar, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Türkiye Futbol Federasyonu ve özerk spor federasyonlarına tescil edilmiş olan ve Türkiye'de sportif alanda faaliyette bulunan spor kulüplerince ikişer aylık dönemler halinde azami kırkiki eşit taksitte ödenebilir. Bu takdirde bu bent hükmüne göre hesaplanacak katsayı yirmidört eşit taksit için (1,20), otuz eşit taksit için (1,25), otuzaltı eşit taksit için (1,30) ve kırkiki eşit taksit için (1,35) olarak uygulanır."

(17) Bu madde kapsamına giren alacakların; asıllarının bu maddenin yayımlandığı tarihten önce ödenmiş olması şartıyla, bu maddenin yayımlandığı tarih itibarıyla aslı ödenmiş fer'i alacağın % 40'ının ilk taksit ödeme süresi içinde ödenmesi halinde kalan % 60'ının tahsilinden vazgeçilir. Aslı ödenmiş fer'i alacağın %40'ının taksitle ödenmek istenmesi halinde ise bu maddenin 4 fıkrasının (c) bendine göre taksitlendirilir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte Olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı'nın, 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Kanuna geçici madde eklemeyi öngören 84'üncü maddesinde geçen "yedi ay" ibaresinin "oniki ay", "üç ay" ibaresinin "altı ay", "sekiz ay" ibaresinin "oniki ay", "dört ay" ibaresinin "sekiz ay", "ikişer" ibaresinin "üçer" ve "onsekiz" ibaresinin "yirmidört" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                  İdris Baluken                                        Erol Dora                                        Pervin Buldan

                       Bingöl                                               Mardin                                                Iğdır

                    Nazmi Gür                                      Sebahat Tuncel                                     Hasip Kaplan

                         Van                                                İstanbul                                               Şırnak

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın Kanun Teklifleri ile; Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun çerçeve 84. maddesi ile 5510 sayılı kanuna eklenmesi öngörülen geçici 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasına (e) bendinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

              Rahmi Aşkın Türeli                                  Ali Serindağ                                     Haluk Eyidoğan

                        İzmir                                              Gaziantep                                            İstanbul

               Fatma Nur Serter                                    Haydar Akar                                       Vahap Seçer

                      İstanbul                                              Kocaeli                                               Mersin

"e) İşverenlere sağlık, analık, iş göremezlik, iş kazası, meslek hastalığı gibi sebeplerle kurumun rücu ettiği alacaklar

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, şimdi okutacağım önerge 500 kelimeyi geçtiğinden İç Tüzük’ün 87’nci maddesi gereği önergenin özeti okunacak, önergenin tamamı tutanağa eklenecektir.(x)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun; Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkerelerinin (1/931, 2/115, 2/139, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) 84 üncü maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                   Erkan Akçay                                  S. Nevzat Korkmaz                              Kemalettin Yılmaz

                       Manisa                                               Isparta                                         Afyonkarahisar

                Mesut Dedeoğlu                                  Mustafa Kalaycı                                   Özcan Yeniçeri

                 Kahramanmaraş                                         Konya                                                Ankara

Madde 84- 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiş ve borçlar yeniden yapılandırılmıştır.

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ İLKNUR DENİZLİ (İzmir) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet?

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) – Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN – Önerge üzerinde Konya Milletvekili Sayın Mustafa Kalaycı konuşacak. (MHP sıralarından alkışlar)

MUSTAFA KALAYCI (Konya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Tasarının bu maddesiyle 2014 Nisan ve önceki aylara ait sigorta primi borçlarına yapılandırma imkânı getirilmektedir. AKP Hükûmetinin yüksek prim borçları çıkardığı ve sağlık yardımı vermeyerek mağdur ettiği milyonlarca vatandaşımızın genel sağlık sigortası prim borçları da bu maddeyle yapılandırılmaktadır.

Sayın Başbakanın “Cebine nüfus cüzdanını koyan herkes bu ülkede istediği hastaneye, istediği zaman, para ödemeden gidebilecek.” sözlerinin yalan olduğunu bu uygulama açıkça göstermiştir. Bırakın para ödememeyi, vatandaşımıza sağlık yardımı alamadığı dönemlere ilişkin borçlar bile ödettirilmektedir. Bu haksızlık mutlaka düzeltilmelidir.

Yine, Hükûmet, emekli esnafımıza üstesinden gelemeyeceği boyutta geçmiş yıllara ait sosyal güvenlik destek primi borçları çıkarmıştır. Bu maddeyle anılan borçlara yapılandırma imkânı verilse de esnafımızın bu borçları ödemekte zorlanacağı açık olup ayrıca emekli aylığından yüzde 15 prim kesilmesi aynen devam ettirilmektedir. Esnaf ve sanatkârımızı cezalandıran bu sistemden vazgeçilerek esnafın emekli aylığından kesinti yapılmamalı ve geçmiş yıllara ilişkin borçlar da tümüyle silinmelidir.

Diğer taraftan, birçok vatandaşımız geçmişte vergi mükellefiyeti ve oda kaydı olan çalışma sürelerinin hizmetine sayılmasını, hizmet borçlanması imkânı verilmesi yönünde düzenleme yapılmasını beklemektedir. Ancak, Milliyetçi Hareket Partisi olarak tüm çabalarımıza rağmen bu yönde bir düzenleme AKP Grubuna kabul ettirilememiştir. Esnafımızın, çiftçimizin hakkı olan bu hizmetlerin daha önce kayıt ve tescil edilmiş olma şartı aranmadan sigortalılık süresi olarak değerlendirilmesi ve bu sürelere borçlanma imkânı verilmesi gerekmektedir. AKP’yi hakkın ve haklının yanında olmaya davet ediyorum.

Değerli milletvekilleri, kamuoyuna tarihin en kapsamlı af yasası olarak takdim edilen bu tasarı, iddia edildiğinin aksine, 2011 yılında çıkarılan 6111 sayılı Kanun’a göre daha dar kapsamlı olup vergi ve sigorta primi dışındaki kamuya olan borçlarda bir yapılandırma getirmemektedir. Dolayısıyla, bu tasarı birçok kesimde oluşturulan beklentileri karşılamamaktadır. Hâlbuki, gerek sanayi ve ticaret erbabı ile çiftçilerden gerekse odalar, birlikler ve kooperatiflerden gelen talepler kapsamlı bir düzenleme beklendiğini ortaya koymaktadır.

Bakınız, gelen taleplerde DSİ’nin sulama kooperatiflerini icraya verdiği, bu itibarla DSİ’ye olan borçların kapsama alınması, yine tarımsal sulamadan olan çiftçi ve kooperatif borçlarının faizlerinin terkin edilerek uzun vadeli yapılandırılması istenmektedir. Ancak, bu yıl peş peşe yaşadığı afetler nedeniyle iyice zor duruma düşen çiftçimizin ve üreticimizin sorunlarına AKP Hükûmeti duyarsız kalmaktadır. Üstelik, çiftçiler elektrik borçlarına kolaylık getirilmesini beklerken AKP Hükûmeti tam tersine elektrik borcu nedeniyle tarımsal desteklerin verilmemesini kararlaştırmıştır.

Büyük bir borç sarmalı içine giren şirketler ve KOBİ’ler finansman sıkıntısı nedeniyle vergi ve prim affının otuz altı ay yerine, altmış ay vadeye yayılmasını, daha önce kara listeye alınan dürüst ticari işletmelerin ayakta kalabilmesi ve kredi kullanabilmesi için sicil affı getirilmesini beklemektedir. Yine, vergi ve sigorta prim borçlarıyla ilgili olarak adliyeye intikal etmiş dosyaların kapsama alınması, matrah artırımı imkânı verilmesi, dağıtılmamış kârlara ilişkin stopajın düşürülmesi, stok affının kapsama alınması, 31/12/2013 bilançolarının tüm kalemlerini fiilî duruma göre düzeltme imkânı verilmesi gibi birçok talep ve beklenti bulunmaktadır. Ancak, bu tasarıyla sadece kasa affı getirilmekte, ortakların borçlarıyla ilgili düzeltme yapmaya imkân verilmektedir.

Buradan soruyorum: Neden özellikle kasa açıklarına, patronların açıklarına düzeltme imkânı getirilmektedir? Öyle ya, eğer amaç vergi barışı ise yapılan düzenleme neden bilançonun tüm kalemlerini değil de sadece kasa ve şirket ortaklarının borç, alacak hesaplarını kapsamaktadır? Bu düzenleme 17-25 Aralık soruşturmalarıyla ortaya çıkan rüşvetlere yönelik midir? Ödenen rüşvetleri mi kayda alıyorsunuz? Havuz medyasına aktarılan, ayakkabı kutularına saklanan, yatak odalarında para kasalarına istiflenen, soruşturma korkusuyla sıfırlayabilmek için bir hayli uğraşılarak villadan kaçırılan milyarlarca dolarlık paraları veren rüşvetçiler için mi bu düzenlemeyi yapıyorsunuz?

Teşekkür ederim. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan’ın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu’nun; Ankara Milletvekili Levent Gök’ün; Ankara Milletvekili Levent Gök’ün; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova’nın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Musa Çam’ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin‘in; Manisa Milletvekili Sakine Öz’ün; Diyarbakır Milletvekili Emine Ayna’nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut Tanal’ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık’ın Kanun Teklifleri ile; Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun çerçeve 84. maddesi ile 5510 sayılı kanuna eklenmesi öngörülen geçici 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasına (e) bendinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

Rahmi Aşkın Türeli (İzmir) ve arkadaşları

"e) İşverenlere sağlık, analık, iş göremezlik, iş kazası, meslek hastalığı gibi sebeplerle kurumun rücu ettiği alacaklar

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ İLKNUR DENİZLİ (İzmir) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet?

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) – Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN – Önerge üzerinde Ankara Milletvekili Sayın İzzet Çetin konuşacak.

Buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

İZZET ÇETİN (Ankara) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, gerçekten, bu torba kanunun daha maddeleri görüşülmeden maddeleri üzerinde değişiklik önergeleri verilmeye başlandı. Son derece ilginç.

Biraz önce okunan, iktidar partisi tarafından verilen önergede, alt komisyon ve üst komisyona gelip daha orada kabul edilmediği hâlde (d) fıkrasından sonra (1)’inci fıkraya ilave edilen (e) fıkrasıyla başlandı işe, ben oradan girmek istiyorum.

Bu düzenleme 21/4/2005 tarihinde 5335 sayılı Kanun’la, AKP’nin acemilik döneminde yapmış olduğu bir torba kanunla, iktidar tarafından belli yerlere atanan kişilere, emekli olduktan sonra atanan kişilere fazladan ödeme yapılmışsa onlara af getiren bir düzenleme. Kabul edilmesi gerçekten olanaklı değil.

Bu torba kanun, ne yazık ki bir kez daha söyleyeyim, Soma’da ölen 301 madencinin geride kalanlarını ve azgınlaşan taşeron sistemini içeren bir torba kanundan çok, AKP’nin kendi yandaşlarını, kendi müteahhitlerini, kendi çıkar çevrelerini koruyan, kollayan bir torba kanun hâline iyice dönüştürülüyor. Ben buraya dikkatinizi çekmek istedim.

Bu madde gerçekten, biraz evvel Milliyetçi Hareket Partisinden konuşan değerli arkadaşımızın da söylediği gibi, beklentilere cevap veren bir madde değil. Sadece maddenin önemli kısımlarını söylemeye kalkışsak beş dakikalık önerge süresinin bunu sıralamamıza imkân vermeyeceği açık ama ben 2014 Nisan ayından önceki aylara ilişkin olup da bu maddenin yayımlandığı tarihten önce tahakkuk ettiği hâlde ödenmemiş olan kurumun alacaklarının büyük bir kısmının faizlerinin silinerek, TEFE-TÜFE farkına göre, bu madde içinde yazılan belli oranlarda, sürelere bağlı olarak belirlenen oranlarda yeni bir faiz yöntemiyle yapılandırılmasını sağlayan bir düzenleme. Buna katılmak ya da katılmamak çok önemli değil çünkü iktidar olduğunuzdan bugüne kadar geçen süre içerisinde vergi aflarıyla, sigorta prim aflarıyla dürüst ve namuslu esnafı, sanatkârı, serbest meslek erbabını cezalandırırken; yükümlülüğünü yerine getirmeyen, vergisini zamanında ödemeyen, prim borcunu zamanında vermeyen “uyanık” -diyeyim- ya da yandaşlarınızı hep “Nasıl olsa af gelecek.” beklentisine soktunuz ve her seferinde de torba kanunlarla bunları yapıyorsunuz.

Şimdi, bu torba kanunun bu maddesinin içerisinde, gerçekten vergi mükellefi olduğu hâlde bir türlü BAĞ-KUR esnafı konumuna gelemeyen esnafın sorunlarına çözüm yok; kurumlarda, sosyal güvenlik kurumları içerisinde memur olarak, işçi olarak ya da BAĞ-KUR’lu olarak çalışıp da yaşı tamamladığı hâlde prim ödeme gün sayısındaki eksiklik nedeniyle maaşa erişemeyen yurttaşların beklentilerine cevap veren bir düzenleme yok; devlet olarak 1999’da yapmış olduğumuz bir kanunla kendilerini cezalandırdığımız, tuzak kurup emekliye sevk ettiğimiz, daha sonra da iktidarlarınız döneminde “Ödül olarak emekli ikramiyenizi ya da kıdem tazminatınızı yüzde 25, yüzde 40 zamlı ödeyeceğiz.” diyerek emekliye sevk ettiğiniz ve kamuoyunda “yaşa takılanlar” diye bilinen emekçilerin dertlerine deva olacak bir düzenleme yok. Ee, ne var? Yandaşlarınızdan ödemeyenlere, “Ödemeyin.” dediklerinize yine af var. Bu, hakkaniyete uygun değil, dürüstlüğe uygun değil, gerçekten, kanun yapma tekniğine de uygun değil.

Değerli arkadaşlar, biraz evvel verilen bir önergede, yine o kalın kitaptaki -getirmedim buraya- bir düzenlemeyi bertaraf ediyorsunuz. Oradaki 17’nci madde burada değiştiriliyor, deniyor ki: “Anapara ödenmişse gecikme zammı ve faizlerinin yüzde 40’ını ver, yüzde 60’ını affedeyim.” Ne olur ya, bir de borçlarını zamanında ödeyen, vergisini zamanında ödeyen, primlerini zamanında ödeyen insanlarımızı düşünerek, onların kendilerinin enayi yerine konulmadıklarını anlamaları ve dürüstlüğün de ödüllendirilmesi için onların da vergilerini, sigorta primlerini yüzde 5, yüzde 10 oranında indirelim de hiç olmazsa hakkaniyeti sağlayalım, dürüst ve namuslular da hiç olmazsa “Biz ödüllendirildik.” diyebilsin.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum…

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, AKP’nin verdiği önergeyle ilgili olarak 63’üncü maddeye göre yerimden çok kısa söz istiyorum.

BAŞKAN – Bir dakika, işlem bitsin.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Ama daha önce ben…

BAŞKAN – Bir dakika, işlem bitsin.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın, 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Kanuna geçici madde eklemeyi öngören 84'üncü maddesinde geçen "yedi ay" ibaresinin "oniki ay", "üç ay" ibaresinin "altı ay", "sekiz ay" ibaresinin "oniki ay", "dört ay" ibaresinin "sekiz ay", "ikişer" ibaresinin "üçer" ve "onsekiz" ibaresinin "yirmidört" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Erol Dora (Mardin) ve arkadaşları

BAŞKAN – Bir dakika.

Siz ne demiştiniz Sayın Genç?

KAMER GENÇ (Tunceli) – Efendim, şimdi, AKP’nin verdiği önerge var burada. Şimdi, evvela siz bu önergeyi anladınız mı? Çünkü Meclisi yöneten Başkanın burada verilen konuları öğrenmesi lazım. Neyse, öğrenmediniz.

Şimdi, şöyle bir önerge veriliyor…

BAŞKAN – Şimdi, beni karıştırmadan konuşun lütfen, beni karıştırmayın, benimle ilgili hiçbir şey söylemeyin lütfen.

Buyurun.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Rica ediyorum… Ben de orada yedi sene Meclisi yönettiğim için, burada, gelen kanun tasarı ve tekliflerinin en azından Meclis Başkanlık Divanınca anlaşılması lazım çünkü buraya gelen önergelerle devlet büyük bir yük altına sokuluyor.

Şimdi, AKP’nin verdiği önergede, efendim, sosyal güvenlik kurumlarından emekli olup da çalışan kişilerin kendilerine haksız maaş ödenmiş. Bu, tabii, AKP’lilerin yandaşlarına ödenen bir şey.

BAŞKAN – Sayın Genç…

KAMER GENÇ (Tunceli) – Bir dakika…

BAŞKAN – Ama bitirin, böyle bir usulümüz yok.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Efendim, bir şey söylüyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN – Evet ama çabuk olun siz de.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Niye yolsuzlukları örtmek için bu kadar gayret sarf ediyorsunuz?

BAŞKAN – Tamam, bir dakika veriyorum size.

VIII.- AÇIKLAMALAR

1.- Tunceli Milletvekili Kamer Genç'in, 639 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 84’üncü maddesiyle ilgili Giresun Milletvekili Nurettin Canikli ve arkadaşlarının verdiği önergede devleti zarara sokan konular olduğuna ve Başkanlık Divanının önergeleri daha iyi incelemesi gerektiğine ilişkin açıklaması

KAMER GENÇ (Tunceli) – Diyorum ki: Bakın, getirilen bu önergede, sosyal güvenlik kurumlarından emekli olduğu hâlde devletten maaş almaması gereken kişiler haksız olarak devletten maaş almışlar ve bu paraların üzerine yatmışlar. Şimdi, getiriyor önergeyle onun yüzde 40’ını alıyor, yüzde 60’ını affediyor.

Şimdi, bundan önce ne kadar imar affı varsa, ne kadar kaçakçıların vergi affı varsa, onun gibi ne kadar devleti zarara sokan konular varsa, son anda AKP grup başkan vekilleri, özellikle Nurettin Canikli buraya önerge getiriyor, bunları affediyor.

Yazık bu devlete efendim! Yazık bu millete ya!

BAŞKAN – Sayın Genç… Sayın Genç…

KAMER GENÇ (Tunceli) – Evet.

BAŞKAN – Biz Divan olarak önergeleri şeklî ve usulü açısından inceliyoruz.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Şeklî değil efendim, özüne de gireceksiniz.

BAŞKAN – Lütfen… Bir dakika beni dinler misiniz?

KAMER GENÇ (Tunceli) – Evet.

BAŞKAN – Kaldı ki bu önergeyle ilgili olarak ben grup başkan vekillerinin ortak talebi yüzünden ara verdim. Ara verdim, grup başkan vekilleri önergeyi incelediler ki, imzalı olarak buraya geldi. Bundan sonra bizim yapacak hiçbir şeyimiz yok. Kaldı ki şu anda Halkların Demokratik Partisinin önergesini görüşeceğiz.

Teşekkür ederim.

Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) – Katılmıyoruz.

BAŞKAN – Hükûmet…

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) – Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Değişiklik ile maddenin yasalaşmasından sonra yararlanma süresine dair borçlulara daha geniş bir zaman tanınması amaçlanmıştır.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…

KAMER GENÇ (Tunceli) – Karar yeter sayısı…

BAŞKAN – Karar yeter sayısı arayacağım.

Kabul etmeyenler… Karar yeter sayısı yoktur. Elektronik yapıyorum. (CHP sıralarından gürültüler)

KAMER GENÇ (Tunceli) – Yok efendim “karar yeter sayası yok” dediniz niye yapıyorsunuz? Niye yapıyorsun elektronik cihazla?

BAŞKAN – Tamam tamam, peki tamam.

“Yoktur” dedim, ara vermem gerekiyor.

On dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati : 15.32

DÖRDÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 15.43

BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI

KÂTİP ÜYELER: Fehmi KÜPÇÜ (Bolu), Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın)

-----0-----

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 130’uncu Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.

84’üncü madde üzerinde İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli ve arkadaşlarının önergesinin oylanmasında karar yeter sayısı bulunamamıştı. Şimdi önergeyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.

Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir, karar yeter sayısı vardır.

639 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine devam edeceğiz.

Komisyon? Burada.

Hükûmet? Burada.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısının çerçeve 84 üncü maddesi ile 5510 sayılı Kanuna eklenen Geçici 60 ıncı maddenin birinci fıkrasına aşağıdaki (e) bendinin, onbeşinci fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkraların eklenmesini, dördüncü fıkranın (a) bendi ile 5 inci ve 6 ncı fıkraların aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                Nurettin Canikli                                    Ahmet Aydın                                        Recep Özel

                      Giresun                                            Adıyaman                                             Isparta

                 Hüseyin Şahin                                     Yılmaz Tunç                                        İdris Şahin

                        Bursa                                                Bartın                                               Çankırı

            Mehmet Doğan Kubat

                      İstanbul

"e) Sosyal güvenlik kanunlarına göre emeklilik veya yaşlılık aylığı almakta iken 5335 sayılı Kanunun 30 uncu maddesinin ikinci fıkrası kapsamına giren kurum ve kuruluşlara ait işyerlerinde çalışmaları nedeniyle aylıkları kesilmesi gerekenlere, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden ödeme dönemine kadar yersiz olarak ödendiği tespit edilen aylıklara ilişkin borç,"

"(4) a) Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamındaki sigortalılık statüsünden kaynaklanan prim borcu hariç diğer borçların bu madde hükümlerine göre hesaplanan tutarının ilk taksit ödeme süresi içerisinde tamamen ödenmesi halinde, bu tutara bu maddenin yayımlandığı tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için herhangi bir faiz uygulanmaz. Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamındaki sigortalılık statüsünden kaynaklanan prim borcu aslının ilk taksit ödeme süresi içerisinde tamamen ödenmesi halinde ödeme tarihine kadar sosyal güvenlik mevzuatına göre hesaplanan gecikme cezası ve gecikme zammı tahsil edilmez."

"(5) Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar ile tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu mülga hükümlerine ve mülga 17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanununa göre tescilleri yapıldığı halde prim borçları nedeniyle daha önceki ilgili kanunları uyarınca sigortalılık süreleri durdurulmuş olanlardan bu maddenin yayımlandığı tarih itibarıyla ihya edilmemiş olanların kendileri veya hak sahipleri, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden ay başından itibaren üç ay içerisinde Kuruma müracaat ederek, durdurulan sigortalılık süreleri için ödeyecekleri prim tutarının, sigortalılık süreleri durdurulmamış gibi değerlendirilerek bu madde kapsamında hükümlerine göre hesaplanmasını talep edebilirler. Hesaplanan borcun tamamının ilk taksit ödeme süresi içinde ödenmesi halinde durdurulan süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilir. Hesaplanan borcun tamamının ilk taksit ödeme süresi içinde ödenmemesi halinde ihya işlemi geçerli sayılmaz ve bu madde kapsamında ödenmiş olan tutarlar ilgilinin bu madde kapsamı haricinde başkaca prim borcunun bulunmaması kaydıyla faizsiz olarak iade edilir."

"(6) Bu maddeye göre ödenmesi gereken taksitlerden; bir takvim yılında iki veya daha az taksitin, süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde, ödenmeyen veya eksik ödenen taksit tutarlarının son taksiti izleyen ayın sonuna kadar, gecikilen her ay ve kesri için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi şartıyla bu madde hükümlerinden yararlanılır. Süresinde ödenmeyen veya eksik ödenen taksitlerin belirtilen şekilde de ödenmemesi veya bir takvim yılında ikiden fazla taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde bu madde hükümlerinden yararlanma hakkı kaybedilir. Bu hüküm alacakları tahsil daireleri açısından taksitlendirilen alacaklar için ayrı ayrı uygulanır.

(16) Bu madde kapsamında ödenmesi gereken tutarlar, il özel idareleri, belediyeler ve bunlara bağlı müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşlarca ikişer aylık dönemler halinde azami otuzaltı eşit taksitte, bu madde ile bu maddeyi ihdas eden Kanunun 75 inci maddesi kapsamında ödenmesi gereken tutarlar, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Türkiye Futbol Federasyonu ve özerk spor federasyonlarına tescil edilmiş olan ve Türkiye'de sportif alanda faaliyette bulunan spor kulüplerince ikişer aylık dönemler halinde azami kırkiki eşit taksitte ödenebilir. Bu takdirde bu bent hükmüne göre hesaplanacak katsayı yirmidört eşit taksit için (1,20), otuz eşit taksit için (1,25), otuzaltı eşit taksit için (1,30) ve kırkiki eşit taksit için (1,35) olarak uygulanır."

(17) Bu madde kapsamına giren alacakların; asıllarının bu maddenin yayımlandığı tarihten önce ödenmiş olması şartıyla, bu maddenin yayımlandığı tarih itibarıyla aslı ödenmiş fer'i alacağın % 40'ının ilk taksit ödeme süresi içinde ödenmesi halinde kalan % 60'ının tahsilinden vazgeçilir. Aslı ödenmiş fer'i alacağın %40'ının taksitle ödenmek istenmesi halinde ise bu maddenin 4 fıkrasının (c) bendine göre taksitlendirilir.

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) -Takdire bırakıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet?

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) – Katılıyoruz efendim.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Sosyal güvenlik kurumlarından emekli olup kamu idarelerinde çalışmaları nedeniyle aylıkları kesilmesi gerekenlere ödenen yersiz aylıkların yapılandırılması ile Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalıların prim borçlarının yapılandırılmasında, kapsamdaki diğer borçlara uygulanan yapılandırma koşulları uygulanarak eşitliğin sağlanması ödeme yükümlülüklerini aksatan borçluların Kanun maddesi karşısındaki durumlarının Maliye Bakanlığına olan borçlarını yapılandıran borçlular ile aynı şartlara getirilmesi, borç aslı bulunmadığı halde gecikme zammı ve gecikme cezası borcu bulunanların bu borçlarının %40'ının ödenmesi halinde kalan %60'ının tahsilinden vazgeçilmesi, ayrıca il özel idareleri, belediyeler ve bunlara bağlı müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşların madde kapsamındaki borçlarını otuzaltı eşit taksitte ödeme imkanının sağlanması amaçlanmıştır.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Maddeyi kabul edilen önerge doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan…

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, yeni madde ihdasına dair bir önerge vardır.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, biraz önce… Bir dakika…

BAŞKAN – Sayın milletvekilim müsaade eder misiniz, ben burada bir işlem yapıyorum.

KAMER GENÇ (Tunceli) – İşlem yapıyorsunuz ama işlemi bitirdiniz.

BAŞKAN – Her söz istediğiniz zaman size, istediğiniz anda söz vermek mecburiyetinde değilim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

KAMER GENÇ (Tunceli) – Maddeden sonra yeni işleme geçiyorsunuz.

BAŞKAN – Lütfen…

KAMER GENÇ (Tunceli) – Bir şey söylüyorum size.

BAŞKAN – Ben işleme başladım.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Hayır başlamadın. Önerge oylamasından sonra ben söz istedim.

BAŞKAN – Yeni madde ihdasına dair bir önerge vardır. Önergeleri okutup Komisyona soracağım…

KAMER GENÇ (Tunceli) – Ya, bir dakika, ben senden söz istiyorum be! Sayın Başkan…

BAŞKAN – …Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılırsa önergeler üzerinde yeni bir madde olarak görüşme açacağım.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Komisyonun salt çoğunlukla katılmaması hâlinde ise önergeleri işlemden kaldıracağım.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, siz maddeyi oyladıktan sonra ben sizden söz istedim.

BAŞKAN – Bir dakikanızı rica ediyorum, lütfen. Ben size söz vereceğim ama benim kararım geçerli burada sizin talebiniz değil.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Benim sözümü dinlemek zorundasın. Böyle bir şey olur mu yani ya?

BAŞKAN – Ben istediğim zaman dinlerim, lütfen.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Efendim hayır, biraz önce ben burada konuşurken televizyon benim sözümü vermiyordu, böyle bir şey olur mu yani ya? AKP’nin yolsuzluklarını dile getiriyoruz, kısıyorsunuz sesimizi ya!

BAŞKAN – Size söz vereceğim ama sizin istediğiniz zaman değil, ben istediğim zaman vereceğim size söz.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Hayır, biraz önce burada bakın, getiriyorsunuz, haksız önergeleri oyluyorsunuz. Yazık size be!

BAŞKAN – Şimdi önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısına 84. maddeden sonra gelmek üzere aşağıdaki maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

              Rahmi Aşkın Türeli                                  Engin Altay                         Ali Serindağ                                 İzmir                         Sinop                                              Gaziantep

                 Ümit Özgümüş                                     Haydar Akar

                       Adana                                               Kocaeli

MADDE - 85 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanuna aşağıdaki Geçici madde eklenmiştir.

GEÇİCİ MADDE 61- Türk Silahlı Kuvvetlerinde 3466 sayılı Uzman Jandarma Kanununa tabi olarak görev yapan, statü değiştirerek astsubaylığa veya subaylığa geçen veya bu Kanuna tabi olup ta herhangi bir nedenle Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiği kesilenlerden, Kanunun yürürlük tarihinden itibaren 6 ay içerisinde başvuranların, Uzman Jandarma Okulunda geçen adaylık süreleri, Kanunun 4.ncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalılık süresinden sayılır. Bu sürelere ait pirimler başvuru tarihinden itibaren 6 ay içerisinde uzman jandarma çavuşun pirime esas kazancı üzerinden hesaplanarak Jandarma Genel Komutanlığınca kuruma ödenir.

BAŞKAN – Komisyon, önergelere salt çoğunlukla katılıyor musunuz acaba?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) – Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerini lütfen davet ediyorum yeni madde ihdası gereği için.

Sayın Başkanım, salt çoğunluğumuz yoktur, katılamıyoruz.

BAŞKAN – Komisyon aynı mahiyetteki önergeye salt çoğunlukla katılamadığı için önergeyi işlemden kaldırıyorum.

Evet, buyurun.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkanım, biraz önce AKP Grubunun verdiği, Nurettin Canikli’nin verdiği önergede, AKP’li olup da… Yani normal olarak bizim kanunlarımıza göre bir kişi sosyal güvenlik kurumlarından emekli olup da tekrar bir yerde çalışırsa emekli maaşı kesiliyor. Şimdi, biraz önce Nurettin Canikli’nin…

BAŞKAN – Sayın Genç…

KAMER GENÇ (Tunceli) – Bir dakika, bir dakika…

BAŞKAN – Sayın Genç, size bir şey sorabilir miyim?

KAMER GENÇ (Tunceli) – Efendim?

BAŞKAN – Bir şey sorabilir miyim?

İZZET ÇETİN (Ankara) – Bir dinleyin ama.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Evet.

BAŞKAN – Şimdi, bu önergeyi oyladık.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Hayır, hayır ama ben…

BAŞKAN – Genel Kurul karar verdi.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Ben orayı dile getirmiyorum.

BAŞKAN - Maddeyi oyladık.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Anladım, ama bir dinleyin beni.

BAŞKAN – Madde de kabul edildi. Şimdi, artık, önerge üzerinde niye görüşme istiyorsunuz?

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, bir beni dinleyin bakın, dinleyin, bir dinleyin.

MUHARREM İNCE (Yalova) – Başkan, bir dinle ya. Bir dinle Başkan.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Beni dinleyin yani.

Ve ben bu konuyu… Yani normal olarak burada maaş almaması gereken kişilere maaş verilmiş ve ondan sonra, bu, tabii, AKP’liler… Şimdi, o maaşın yüzde 40’ından alınıyor yüzde 60’ından vazgeçiliyor.

BAŞKAN – Peki ne yapalım şimdi?

KAMER GENÇ (Tunceli) – Bir dakika, söylüyorum.

Ben bunu dile getirirken -bakın, ben sizden söz istedim- yerimde bunu ifade ederken benim bu sözlerimi televizyon vermiyor. Yani böyle bir şey olur mu? Siz Meclis Başkan Vekilisiniz. Burada bir dakikalık bir konuşmayı dile getirdiğimiz zaman…

BAŞKAN – Ne söyleyecekseniz söyleyin işleme geçeceğim.

KAMER GENÇ (Tunceli) - …sırf AKP’lilere dokunuyor diye, yolsuzlukları dile getiriyoruz diye sesimizi kısıyorsunuz. Böyle bir şey olmaz.

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Şimdi, 85’inci maddede üç adet önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın, 1/7/1976 tarihli ve 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanuna geçici madde eklemeyi öngören 85'inci maddesinde geçen "iade edilmez” ibaresinin "iade edilir" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz

                  İdris Baluken                                       Nazmi Gür                                          Erol Dora

                       Bingöl                                                 Van                                                 Mardin

                  Hasip Kaplan                                     Pervin Buldan

                       Şırnak                                                 Iğdır

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 85’inci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

              Rahmi Aşkın Türeli                                  Ali Serindağ                                       Vahap Seçer 

                        İzmir                                              Gaziantep                                             Mersin

               Fatma Nur Serter                                 Haluk Eyidoğan                                     Haydar Akar

                      İstanbul                                             İstanbul                                              Kocaeli

              Ayşe Nedret Akova

                     Balıkesir

MADDE 85- 1/7/1976 tarihli ve 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

"GEÇİCİ MADDE 4- Bu Kanun kapsamındaki kişilere bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar yersiz ödenen ve geri alınması gereken aylıklar ile bunlardan doğan ceza ve faizler terkin edilmiştir. İlgililer hakkında herhangi bir adli, idari ve icrai takibat yapılmaz. Yersiz ödemeler kapsamında maddenin yürürlüğe girmesinden önce idare tarafından yapılan tahsilatlar, ilgililerine iade edilir."

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısının 85 inci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz teklif ederiz.

                   Erkan Akçay                                  S. Nevzat Korkmaz                              Kemalettin Yılmaz

                       Manisa                                               Isparta                                         Afyonkarahisar

                 Özcan Yeniçeri                                  Mustafa Kalaycı                                             

                       Ankara                                               Konya

 

MADDE 85 – 1/7/1976 tarihli ve 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

"GEÇİCİ MADDE 4 - Bu Kanun kapsamındaki kişilere bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar yersiz ödenen ve geri alınması gereken aylıklar ile bunlardan doğan ceza ve faizler terkin edilmiştir. İlgililer hakkında herhangi bir adli, idari ve icrai takibat yapılmaz. Yersiz ödemeler kapsamında maddenin yürürlüğe girmesinden önce idare tarafından yapılan tahsilatlar, ilgililerine iade edilmez. Yersiz ödemeler kapsamında 30/5/2014 tarihinden sonra idare tarafından yapılan tahsilatlar ilgililere iade edilir.

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet?

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) – Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN – Önerge üzerinde Konya Milletvekili Sayın Mustafa Kalaycı konuşacak.

Buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)

MUSTAFA KALAYCI (Konya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Görüştüğümüz maddeyle, 65 yaş aylığı ödendikten sonra şartları sağlamadığı ortaya çıkanlara yersiz ödenen aylıklar ile bunlardan doğan ceza ve faizler terkin edilmektedir.

2022 sayılı Kanun’a göre hane içinde kişi başına düşen aylık geliri net asgari ücretin üçte 1’inden az olan, 65 yaşını doldurmuş vatandaşlara ve engellilere aylık bağlanmaktadır. Ancak, ödenen aylıklar bugünkü şartlarda çok yetersizdir. Bugün itibariyle 65 yaş aylığı 140 lira, muhtaç, engelli ve 18 yaş altı engelli yakın aylığı 280 lira, başkasının yardımına muhtaç engelli aylığı ise 420 lira düzeyindedir. Soruyorum, muhtaç, engellilere ve yaşlılara reva görülen bu aylıklar sizce uygun mudur, yaşlılarımıza günlük sadece 4,5 lira vermek vicdanınızı rahatsız etmiyor mu, çocuğunuza harçlık olarak verseniz bu parayı alır mı?

AKP Hükûmeti, bu yıl 65 yaş aylığına 10 lira, engelli ve engelli yakın aylığına 20 lira, başkasının yardımına muhtaç engelli aylığına da 30 lira zam yapmıştır. Dikkatinizi çekerim bu komik zamlar yıllıktır. Yaşlılar ve muhtaç engelliler geçen ay zam alamamıştır. Yaşlılarımız ve muhtaç engellilerin aylıkları memur maaş kat sayısına göre artırıldığından bu yıla kadar diğer ödemelerdeki artışlardan yararlanamadıkları için aylıklarındaki artış çok düşük kalmış, yaşlılarımız ve engellilerimiz enflasyona ezdirilmiştir. 65 yaş aylığı ve engelli aylıkları mutlaka iyileştirilmelidir çünkü bu aylıklarla geçimlerini sağlamaları mümkün değildir.

Değerli milletvekilleri, AKP iktidarı, asgari ücretlileri ve taşeron işçilerini de enflasyona ezdirmektedir. Asgari ücrete geçen ay yapılan zam sadece 45 lira olup enflasyonun altında kalmıştır. Asgari ücretliler ve taşeron işçiler aldığı ücretle ay sonunu getirememektedir. Kamu çalışanları da ilk defa temmuz ayında ikinci yarı yıl zammını alamamışlardır. Yılın başında verilen 123 liralık komik zam aylar öncesinden eriyip gitmiş olup kamu çalışanları da enflasyona ezdirilmektedir.

AKP Hükûmeti, emekli, dul ve yetimlerin de aldığı aylıkla nasıl geçindiğini hiç düşünmemektedir. Emeklilerimizi yoksulluğa mahkûm etmiş, yardıma muhtaç hâle getirmiştir. Emeklilere güya sağlık harcamaları ücretsiz deniyor ama muayene parası, fark ücreti, katılma payı, reçete parası, kutu parası, otelcilik parası, ilaç fark parası diyerek yapılan kesintilerle maaşı kuşa çevrilmektedir. Bir de çalışan emekli esnafa niye çalışıyorsun diye borç çıkarılmakta, emekli aylığından prim kesilmektedir. AKP Hükûmeti emeklileri de enflasyona ezdirmektedir. Gerçek enflasyonu yansıtan gıda, kira, ulaşım, su, elektrik ve gaz gibi kalemleri açısından değerlendirme yapıldığında durumun vahim olduğu anlaşılacaktır. Emekliler banka promosyonunu alabilmek için sekiz yıldır mücadele veriyor ama AKP bunu bile becerememiştir. Memurlar, banka promosyonundan yıllardır yararlanırken emekliler bu konuda üvey evlat muamelesi görmektedir. AKP Hükûmeti emeklileri sürekli hayal kırıklığına uğratmıştır. Emekliler arasındaki maaş adaletsizliğini gidereceğini vad etmesine karşın yerine getirmemiştir. İntibak düzenlemesiyle sadece 2000 öncesi SSK emeklileri için kısmi iyileştirme yapılmıştır. 2000 sonrası emekli olanların aylıklarındaki eşitsizlik görmezden gelinmiştir. AKP Hükûmeti BAĞ-KUR emeklilerinin mağduriyetini hiç dikkate almamıştır. Emekli aylıklarını yüksek gören AKP Hükûmetinden zaten başka ne beklenir! Zaten emekli aylıklarındaki refah payını yüzde 100’den yüzde 30’a düşüren, 2000 sonrası hizmetler için bugünkü aylıkların yarısı kadar emekli aylığı bağlanmasını içeren kanunu çıkaran AKP’dir.

Değerli milletvekilleri, aylıklarıyla geçinemeyen asgari ücretliler, taşeron işçiler, kamu çalışanları ve emekliler AKP Hükûmeti tarafından faiz lobisinin kucağına teslim edilmiş olup kredi kartı ve tüketici kredileri nedeniyle birçoğu borç ve faiz batağına girmiştir. AKP Hükûmetini insafa davet ediyorum. Asgari ücretlilere, taşeron işçilerine, kamu çalışanlarına, emeklilere, yaşlılara ve engellilere bir nebze de olsa nefes aldıracak bir iyileştirmenin bu torba kanunda mutlaka yapılması gerekmektedir. Hep kendi torbanızı dolduracağınıza biraz da asgari ücretlinin, taşeron işçisinin hâlini bir düşünün; kamu çalışanlarının, emeklilerin, yaşlıların ve engellilerin yaşadıkları sıkıntıları bir görün.

Teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı’nın 85. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Rahmi Aşkın Türeli (İzmir) ve arkadaşları

MADDE 85- 1/7/1976 tarihli ve 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

"GEÇİCİ MADDE 4- Bu Kanun kapsamındaki kişilere bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar yersiz ödenen ve geri alınması gereken aylıklar ile bunlardan doğan ceza ve faizler terkin edilmiştir. İlgililer hakkında herhangi bir adli, idari ve icrai takibat yapılmaz. Yersiz ödemeler kapsamında maddenin yürürlüğe girmesinden önce idare tarafından yapılan tahsilatlar, ilgililerine iade edilir."

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet?

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) – Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN – Önerge üzerinde Sayın Ayşe Nedret Akova konuşacak, Balıkesir Milletvekili.

Buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

AYŞE NEDRET AKOVA (Balıkesir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 639 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 85’inci maddesi üzerinde konuşmak üzere söz almış bulunuyorum.

Hükûmet tarafından 30 Mayısta Türkiye Büyük Millet Meclisine görüşülmek üzere sevk edilen ve 13 Mayısta elim bir kaza sonucunda -hakikaten bir felaketle karşılaştık, bu felaketin sonucunda- 301 maden işçimizin şehit edilmesi neticesinde maden ocaklarının iyileştirilmesi, şartlarının, yaşam koşullarının, işçilerin haklarının iyileştirilmesi için bir yasa teklifi sunuldu. Bu yasa tasarısı 61 madde olarak sunuldu -çok iyi niyetlerle sunulduğuna inanıyorum- ancak Plan Bütçe Alt Komisyonunda 106 maddeye, bilahare Plan Bütçe Üst Komisyonunda da 148 artı 1 geçici madde ilavesiyle 149 maddeye çıktı. Yine, Türkiye Büyük Millet Meclisi çalışmaları sırasında da madde ilaveleri yapılarak devam edildiğini görmekteyiz.

Şimdi, bu torba yasa tasarısı bana Edip Cansever’in bir şiirini hatırlattı. Şiir uzun ancak bir dörtlüğünü okumak istiyorum çünkü onun bu torba yasa tasarısının ne hâle geldiğini kısaca bize anlattığını düşünüyorum. “Adam masaya anahtarlarını koydu/Bakır kâseye çiçekleri koydu/Sütünü, yumurtasını koydu/Pencereden gelen ışığı koydu/Bisiklet sesini, çıkrık sesini/Ekmeğin, havanın yumuşaklığını koydu/Adam masaya aklında olup bitenleri koydu…/Masa da masaymış ha/ Bana mısın demedi bu kadar yüke/Bir iki sallandı, durdu/Adam ha babam koyuyordu.”

Saygıdeğer milletvekilleri, torba kanun tasarısı 3 Haziran 2014 tarihinde Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmeye başlanırken maden işçilerimizin çalışma koşulları ve hakları için verilen önergelerimiz reddedilmiştir. Madenciler için çıkılan yolun istikameti değiştirilmiş, şu an içinde hukuku ihlal eden hükümlerin de olduğu anlaşılmaz bir metin olmuştur. Doğal olarak maden işçilerimiz tepkilidir. Üstelik iktidar kamuoyunu torba yasa ile oyalayarak gündemdeki çok önemli gelişmeler de es geçilmeye çalışılmaktadır.

Toplumun her kesimi torbadan kendi yararına bir şey çıkacak diye beklerken içinde bulunduğumuz Orta Doğu bölgesi kan ağlamaya devam etmektedir. Türk vatandaşları esirdir, kendilerinden haber alınamamaktadır, bu konudaki haberler de sansürlü ve yanlıdır. Kanun tasarısının tali komisyonlarda görüşülmemesi, sadece Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmesi yasama faaliyetinin ciddiyetiyle de bağdaşmaz.

Kanun tasarısı, niteliği itibarıyla 2010 yılında yapılan Anayasa değişikliğiyle anayasal kurum hâline gelen Ekonomik ve Sosyal Konseye sunulmamış, sivil toplum örgütlerinin, sendikaların görüşleri alınmamış ve bu konuda bu görüşler alınmadan Plan ve Bütçe Komisyonuna getirilmiştir, Türkiye Büyük Millet Meclisine getirilmiştir. Bizler “Soma tasarısı” olarak adlandırılan bu tasarının taşeron sorununa çare olmasını ve Soma faciasının yaralarının sarılmasını beklerken emeğin sömürüldüğü bir sistem olan taşeronluğun da korunmaya devam edildiğini görüyoruz. Maalesef kamuoyunda ciddi beklentilerin yaratıldığı bu yasa tasarısı üzerinde taşeronlaşmaya karşı çıkılmamış, ilgisiz düzenlemelerin eklenmesiyle de konunun amacından uzaklaşılmıştır. Ayrıca Anayasa’mızın hukuk devleti ilkesine ve güçler ayrılığı prensiplerine aykırı birçok düzenleme de bu yasa tasarısına eklenmiştir.

Kanun tasarısı, Soma felaketinin acısı üzerinden özelleştirmeye, kadrolaşmaya, taşeronlaşmaya ve sermayeye hizmet eden bir torba tasarı hâline gelmiştir. Maden emekçilerimize verilen tüm sözler unutturulmuştur. İktidar yetkilileri tarafından maden emekçilerine ve yakınlarına 15 söz verilmiştir. Biz bunların 4’ünün tamamen yerine getirildiğini, 3’ünün kısmen yerine getirildiğini, ancak 8’inin de yerine getirilmediğini görmekteyiz. Hakikaten bizim Balıkesir’den de bu 301 vatandaşımızın arasında çok şehidimiz var. Sadece Savaştepe’den 85 şehit verdik. Bu nedenle, bizlere ulaşıyorlar, dertlerini anlatıyorlar ve umdukları yasa tasarısındaki değişikliklerin dertlerine çare olmadığını, mutlaka bunu da kürsüden söylememiz gerektiğini beyan ediyorlar.

Anayasa’mızın 138’inci maddesi mahkemelerimizin bağımsızlığını düzenlemektedir. Bu maddeye göre “Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz.” demektedir.

Çok teşekkür ediyorum. Balıkesir’in SEKA’sına bundan sonraki konuşmada değineceğim. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Akova.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte Olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı'nın, 1/7/1976 tarihli ve 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanuna geçici madde eklemeyi öngören 85'inci maddesinde geçen "iade edilmez” ibaresinin "iade edilir" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Erol Dora (Mardin) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet?

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) – Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN – Önerge üzerinde Mardin Milletvekili Sayın Erol Dora konuşacak.

Buyurun.

EROL DORA (Mardin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 639 sıra sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın 85’inci maddesi üzerine Halkların Demokratik Partisi adına söz almış bulunuyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Tasarının bu maddesiyle 2022 sıra sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun’a geçici bir madde eklenmesi öngörülmektedir. Kanuna eklenecek geçici maddeye göre, bu kanun kapsamındaki kişilere bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar yersiz ödenen ve geri alınması gereken aylıklar ile bunlardan doğan ceza ve faizler terkin edilmiştir. İlgililer hakkında herhangi bir adli, idari ve icrai takibat yapılmaz. Yersiz ödemeler kapsamında, maddenin yürürlüğe girmesinden önce idare tarafından yapılan tahsilatlar ilgililerine iade edilmez.

Değerli milletvekilleri, 2022 sayılı Kanun kapsamında, gerek 65 yaşını doldurmuş muhtaç yurttaşlarımıza ve gerekse engelli bireylere bağlanan aylıkların AK PARTİ hükûmetleri döneminde daha kapsamlı ele alındığı bir gerçekliktir. 2022 aylıklarından faydalanan vatandaş sayısı da son on yılda gözle görülür bir artış sergilemiştir. Diğer taraftan, 2022 aylıkları henüz yeterli seviyelere ulaşamamıştır.Öyle ki 2022 aylığıyla başka geliri olmayan bir vatandaşın hayatını idame ettirmesi mümkün değildir. 2022 aylığının hak sahibine bağlanması süreci de vatandaş açısından çok uzun ve zahmetli olmaktadır. Gerek 2022 aylığı ve gerekse benzer diğer sosyal yardımlar sosyal devlet ilkesinin önemli bir gereğidir ancak ne yazık ki AK PARTİ Hükûmeti, her seçim döneminde, birçok konuda olduğu gibi mağdur vatandaşlarımıza bağlanan bu maaşlar konusunda da popülist yaklaşımlar içerisine girmektedir.

Değerli milletvekilleri, tasarının bazı maddelerinde, bildiğimiz gibi, kamu alacaklarının faizleriyle ilgili düzenlemeye gidilmekte ve vatandaşın kamu kurumlarına olan borçları yapılandırılarak bir ödeme kolaylığı sağlanmaktadır ancak bu maddeyle yapılmaya çalışılan oldukça farklı bir durumdur. Yapılması öngörülen düzenlemeyle, 2022 sayılı Kanun kapsamında yersiz yani usulsüz ödenmiş, daha açık bir ifadeyle bu aylıkları hak etmeyen kişilere ödenmiş paraların geri tahsilinden vazgeçilmektedir. Hükûmetin popülist yaklaşımıyla gerçekleştirmek istediği bu uygulama son derece büyük haksızlıklara yol açmaktadır.

Değerli milletvekilleri, kamuya ait bir parayı aslında o parayı almaya hak kazanmamış kişilere ödeyip sonrasında da bu paraları geri almaktan vazgeçmek ne hukuk devletiyle ne de sosyal devlet ilkesiyle bağdaşır bir durum değildir. Bu uygulama, 2022 aylığına başvurup hak etmediği hâlde -sırf seçim öncesi vatandaşa hoş görünmek için- usulsüz maaşlar bağlanan ve bu maddeyle de haksız yere maaş bağlanan bu kişilerin ve maaşları bağlayan kamu personelinin aklanmasının yolunu açmaya yöneliktir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hükûmetler kamunun parasını siyasi menfaatleri gereği usulsüz harcayıp sonra da bunun üzerini örtme hakkına sahip değildir. Usulsüz ödendiği hâlde geri tahsil edilmeyen ve usulsüz ödemeyi gerçekleştiren kamu personeline de herhangi bir yaptırım getirmediği gibi, bu haksız ve hukuksuz uygulamayı ödüllendiren anlayış kabul edilemez. Hükûmet, engelli ve yaşlı mağdur vatandaşlarımızın hak ettiği paraları hak etmeyenlere aktarıp sonra da bu usulsüzlüğü torba yasalara sıkıştırılmış maddelerle affedemez. Bu haksız uygulama inançlar açısından da kul hakkıdır ve günahtır; hukuk devleti ve sosyal devlet ilkeleri açısından da sosyal adaletsizliktir ve hukuksuzluktur.

Bu duygu ve düşüncelerle Genel Kurulu tekrar saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

86’ncı maddede üç adet önerge vardır. Önergeler aynı mahiyettedir. Okutacağım, birlikte işleme alacağım ve talep hâlinde ayrı ayrı söz vereceğim.

Buyurun.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte Olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı'nın, 4/2/1924 tarihli ve 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanununun ek 33 üncü maddesinde değişiklik öngören 86'ncı maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

                  İdris Baluken                                        Erol Dora                                        Pervin Buldan

                       Bingöl                                               Mardin                                                Iğdır

                    Nazmi Gür                                        Hasip Kaplan                                     Sebahat Tuncel

                         Van                                                 Şırnak                                               İstanbul

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın 86 ncı maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

                   Erkan Akçay                                  S. Nevzat Korkmaz                              Kemalettin Yılmaz

                       Manisa                                               Isparta                                         Afyonkarahisar

                Mesut Dedeoğlu                                  Özcan Yeniçeri                                   Mustafa Kalaycı

                 Kahramanmaraş                                         Ankara                                               Konya

                                                                         Necati Özensoy

                                                                                Bursa

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın 86 ncı maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını, diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.

              Rahmi Aşkın Türeli                                  Ali Serindağ                                       Vahap Seçer

                        İzmir                                              Gaziantep                                             Mersin

                Haluk Eyidoğan                                 Fatma Nur Serter                                    Haydar Akar

                      İstanbul                                             İstanbul                                              Kocaeli

                                                                            Özgür Özel

                                                                               Manisa

BAŞKAN – Komisyon önergelere katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet?

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) – Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN – İlk konuşmacı Özgür Özel, Manisa Milletvekili.

Buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlarım. 639 sıra sayılı torba kanunun 86’ncı maddesi üzerine verdiğimiz önerge üzerinde konuşmak üzere söz aldım.

Soma ve Akhisar cumhuriyet savcılıklarından yapılan açıklamaya göre, on gün önce kazanın olduğu ocağın ağzındaki barajlar kaldırıldı, ocaklardaki incelemeler yapılabildiği kadarıyla tamamlandı, yapacak yeni bir adli işlem olmadığı ifade edilerek ocaklar şirkete teslim edildi. Zaten Soma AŞ'ye ait kapatılan ocaklardan bir diğerinin de her an açılmak üzere hazırlık yaptığını hepimiz biliyoruz. İşin kötüsü, Soma’nın tarım geliri artık olmadığı için, Soma'da yeterince sanayi yatırımı olmadığı için insanların madenlere mahkûm olduğu ve bir an önce madenler açılmazsa işsiz kalmaktan, evlerine ekmek götürememekten endişe ettikleri bir süreci de hep birlikte yaşıyoruz.

Bundan sadece iki-iki buçuk ay önce tüm Manisa, tüm Türkiye, Cumhuriyet Halk Partilisi, AKP’lisi, MHP’lisi, HDP’lisi hep beraber ağıtlar yakıyor, ağlayıp sızlıyor ve yeminler ediyorduk, diyorduk ki: “Bir daha böyle bir hata yapmayacağız. Madenler güvenli hâle gelmeden evlatlarımızı, kardeşlerimizi bir daha bu madenlere inmek zorunda bırakmayacağız. İş güvenliğiyse iş güvenliği, işçi sağlığıysa işçi sağlığı, iş kazalarının önlenmesi için alınması gereken tedbirler neyse hepsini almak zorundayız. Eğer Almanya’daki madencinin fıtratında ölüm yoksa Türkiye’de de olmamalıydı. Almanya’da elli yıldır ölümlü kaza olmuyorsa Türkiye’de de olmaması için ne gerekiyorsa yapacağız.”

Şimdi geldik, evlatlarımız, kardeşlerimiz, anaların biricik kuzuları, eşlerin biricik kocaları tekrar madene inmek zorunda bırakılıyor. Peki, o günlerde ağlayan sızlayan, yeminler eden bizler neler yaptık? Açıkça söylemek gerekirse koskocaman bir hiç! Bunun burada altını çizmek isterim. Sürecin bizi getirdiği yerde Soma hakkında Cumhuriyet Halk Partisi olarak ne iddia ettiysek, ne ortaya koyduysak Meclisin kurulan araştırma komisyonunda, stenografların varlığında, resmî kayıtlarında bütün iddialarımız tutanaklara, zabıtlara geçti, doğrulandı. Dayıbaşı sistemini söylemiştik, kayıtlara geçti. Eğitimler kâğıt üstünde veriliyordu, kayıtlara bu şekilde geçti. Karbonmonoksit maskelerinden yer altında mazotlu araç çalıştırılmasına, yer altındaki kötü muameleden hadi hadi sistemine ve zorla iktidar partisi mitinglerine işçi taşınmasına kadar bu kürsüde ya da kamuoyu önünde ne söylediysek hepsi zabıtlara geçti.

Peki, bunları ifade ettik, anlatamadık ama şöyle bir gerçekliği de herhâlde herkes teslim eder: Bakanın yalancısıyız. Bu patlayan ve Türkiye'nin en büyük iş kazasına sahne olan maden Türkiye'nin en güvenli madeniydi. Şimdi bu maden veya bu şirketin diğer bir madeni ya da hemen yanındaki maden çalışmaya devam edecek. Peki, soralım: Eynez’de bant alev yürümez değildi, o yüzden yangın her yeri sardı. Alev yürümez bant var mı şimdi? Böyle bir şey yok. Karbonmonoksit maskesi yüzünden öldüler. Kanuna oksijen maskesini koyduk mu? Koyamadık. Yer altında sığınma odaları eksikti, yaptılar mı? Yapmadılar. Plastik borular alev aldı, içeriye temiz hava taşıyamadık. Diğer madenlerde var mı? Hiçbir tanesinde yok. İşçinin o anda madende nerede olduğunu gösteren takip sistemimiz eksikti. “Almanya’da varmış, alalım.” dedik. Oldu mu? Asla ve asla olmadı.

Ama, bir yandan, açılmak istenen bir madende, İş Teftiş Kurulu Başkanının ifadesine göre, içerideki zehirli gazları ölçen sensörlere dışarıdan temiz hava getiren borudan bypass yapıp üflemeyle devletin denetçileri dahi kandırılmaya çalışıldı. Aynı kültür, aynı anlayış evlatlarımızı yine ölüme götürmeye çalışabilir.

Soma komisyonuna tüm muhalefet partileri ortak önergeler verdik: “Bugüne kadar eksiklerini tespit ettiğimiz hususları bildirelim, bir an önce yasalaşsın veya ikincil, üçüncül mevzuat çalışmaları bakanlıklarca tamamlansın.” En sonunda bu önergelerimiz de reddedildi.

Gelinen noktada, 13 Mayıs sabahı Eynez madeni ne kadar güvenliyse şu anda çalışmakta olan veya çalışmak üzere izin talebinde bulunan bütün madenler o kadar güvenli. Evlatlarımızı bir kez daha kendi ellerimizle ölüme göndermek üzereyiz.

Geçen sefer araştırma komisyonuna “Hayır” demenin üzüntüsünü yaşayan iktidar partisine sesleniyorum: Lütfen, gerekli tedbirler için bir kez daha düşünün, bir yeni felaketin kapıda olmasından çok ciddi şekilde endişe ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Diğer konuşmacı Sayın Necati Özensoy, Bursa Milletvekili.

Buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; verdiğimiz önerge üzerine söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bütün bu görüşmelerde, bu torba kanunda, geçmişte yapılan kanunlarda görüyoruz ki -en çok takdir edilen tarafınız- suçu, suçluyu, yolsuzlukları kanunlarla koruma altına almayı çok iyi biliyorsunuz.

Bakın, örnekler… TKİ tarafından fakirlere dağıtılan kömür alımı 2011’e kadar Sayıştay raporlarının tamamında “TKİ Kamu İhale Kanunu’na tabi bir kurumdur, doğrudan teminle alamazsınız –üstelik- o tarihlerde 160 liraya mal olan kömürü 275 liraya alamazsınız.” diye sürekli öneri getirilmesine rağmen, çıkarılan kanunla “Redevansı ve rüçhan hakkı olan sahalardan doğrudan teminle alabilir.” diye bunun üzeri örtüldü.

Bu arada, linyitlerin özelleştirilmesi yine torba yasada geldi. Hatta ben müdahale etmeseydim, 2840 Sayılı Yasa’da bor ve diğer bütün madenler de özelleştirilmeye açık hâle gelecekti. Sadece bir maddeyle bunu hallettiniz.

Başkent Doğalgazın 676 milyon borcunu bir kalemde sildiniz. Yine torba yasada bir maddeyle bilançosuna 500 milyon dolar ilave ederek onun daha kolay satılmasını sağladınız hem de alan yandaşa hediye ettiniz. Hatta Başbakan Başkent Doğalgaza gelen teklifin düşük olduğunu söylemesine rağmen o rakamla birlikte tescil edildi.

Yine, 4+4+4’te ifade edildiği gibi, o tartışmalar tamamen…İlk anda 9 milyarlık alım ihale dışına çıkartıldı.

PKK’yla yapılan görüşmeleri yine hakeza bu kanundan hemen önce meşru hâle getirdiniz.

Şimdi bu maddeyle ne yapıyorsunuz? Yine, Sayıştayın getirdiği o önerilerde… Ulaştırma Bakanlığı Teftiş Kurulunca yürütülen soruşturmaları, yani 2012 yılı raporunda ifade edilen o soruşturmaları ortadan kaldırmak üzere bir madde ilave ediyorsunuz.

İşte, zaten Kamu İhale Kurumunun birtakım o işlemlerine tabi olmayan TÜRKSAT’ı, yine, 31’inci maddede ayrı tutarak… Yani buradaki 31’inci madde nedir: “Yönetim ve denetim kuruluna atanan kişilere 527 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlileri ile İlgili Bazı Kanun ve Kanun Hükmündeki Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname’nin 31’inci maddesine aykırı olarak ödemede bulunulması; genel müdür yardımcıları, teftiş kurulu başkanı, müfettiş ve bazı birim direktörleri il müdürlerine 631 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 14’üncü maddesine atfen çıkartılan Bakanlar Kurulu kararlarının üzerinde ücret ödenmesi; yönetim kurulu tarafından atanan TÜRKSAT AŞ genel müdürünün genel müdürlük ücretini 4857 sayılı İş Kanunu’na aykırı şekilde TÜRKSAT AŞ’den almayarak şirketin bağlı ortaklığı olan EURASIASAT’tan alması hususlarını içeren inceleme, soruşturmanın bir an önce sonuçlandırılması” diye Sayıştayın getirdiği öneriyi bu torba yasayla birlikte ortadan kaldırıyorsunuz.

Onun dışında, yine, üçüncü öneri de aynı şekilde: “TÜRKSAT AŞ yönetim ve denetim kurulu üyelerinin ücretlerinin ödenmesinde 527 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 30’uncu maddesi gereğince, 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 34’üncü maddesine göre, her yıl Yüksek Planlama Kurulunca belirtilen miktarda aylık ücret ve diğer ödemelerin yapılması; tahakkuk ettirilen ücret, prim, temettü ve benzeri ödemelerin Yüksek Planlama Kurulunca kararlaştırılan miktarı aşan kısmının ise ilgililere verilmeyerek bir ay içinde temsil olunan kuruluşa ödenmesi” şeklinde Sayıştay raporlarında yer alan haksız hukuksuz yolsuzlukları işte bu maddeyle kapatıyorsunuz. Hayırlı olsun vatana, millete! (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Diğer konuşmacı…

Sayın Kaplan, kim konuşacak?

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Gerekçe...

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülen birçok madde İç Tüzük ve Anayasa ihlal edilerek tasarı metnine konulmuştur. Soma’da kaybettiğimiz madenciler hakkında olması öngörülen bu tasarıya sonradan çok sayıda konu dışı maddenin eklenmesi yasama tekniği, İç Tüzük ve anayasal olarak sakıncalı olup doğru bir yasama sürecine tabi tutulmalıdır. Değişiklik ile bu sorunların giderilmesi amaçlanmıştır.

BAŞKAN – Aynı mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önergeler kabul edilmemiştir.

86’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 86’ncı madde kabul edilmiştir.

Beş dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 16.27

BEŞİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 16.34

BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI

KÂTİP ÜYELER: Fehmi KÜPÇÜ (Bolu), Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın)

----- 0 -----

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 130’uncu Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.

639 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine devam edeceğiz.

Komisyon ve Hükûmet burada.

87’nci madde üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısının 87 inci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                   Erkan Akçay                                  S. Nevzat Korkmaz                              Kemalettin Yılmaz

                       Manisa                                               Isparta                                         Afyonkarahisar

                Mesut Dedeoğlu                                  Mustafa Kalaycı                                   Özcan Yeniçeri

                 Kahramanmaraş                                         Konya                                                Ankara

MADDE 87- 22/12/1934 tarihli ve 2644 sayılı Tapu Kanununa aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

“Rücu istemi

EK MADDE 2-

“Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet, zararın doğmasına kasıtlı olarak sebebiyet veren, görevlilere rücu eder. Bunun dışında ihmalden dolayı gerçekleşen zararlar; görevliye rücu edilmeksizin, kurum bünyesinde oluşturulan fondan tazmin edilir.

Tapu ve kadastro işlemleriyle ilgili olarak, Devletin kusursuz sorumluluğu sebebiyle yapılan ödemeler dolayısıyla, ihmali bulunan personel aleyhine başlatılacak rücu istemleri, ödeme tarihinden itibaren iki yıl, her halde zarara yol açan işlemin gerçekleştirildiği tarihten itibaren on yılın geçmesiyle zaman aşımına uğrar. Ağır kusura dayalı sorumluluğu bulunan personel için 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 73 üncü maddesi hükümleri saklıdır.”

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı’nın 87’inci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

              Mehmet Ali Susam                             Rahmi Aşkın Türeli                                   Levent Gök

                        İzmir                                                 İzmir                                                Ankara

                    Sakine Öz                                    Ayşe Nedret Akova

                       Manisa                                             Balıkesir

MADDE 87- 22/12/1934 tarihli ve 2644 sayılı Tapu Kanununa aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

“Rücu istemi

EK MADDE 2- Tapu ve kadastro işlemleri ile ilgili olarak, Devletin kusursuz sorumluluğu sebebiyle yapılan ödemeler dolayısıyla, ihmali bulunan personel aleyhine başlatılacak rücu istemleri, ödeme tarihinden itibaren iki yıl, her halde zarara yol açan işlemin gerçekleştirildiği tarihten itibaren on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Kusura dayalı sorumluluğu bulunan personel için 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 73 üncü maddesi hükümleri saklıdır."

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte Olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı'nın, 22/12/1934 tarihli ve 2644 sayılı Tapu Kanununa ek madde eklemeyi öngören 87'inci maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

                  İdris Baluken                                        Erol Dora                                        Pervin Buldan

                       Bingöl                                               Mardin                                                Iğdır

                    Nazmi Gür                                        Hasip Kaplan                                     Sebahat Tuncel

                         Van                                                 Şırnak                                               İstanbul

BAŞKAN – Okunan son önergeye Komisyon katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) – Katılmıyoruz.

BAŞKAN – Hükûmet?

BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önerge üzerinde kim konuşacak?

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Gerekçe.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülen bir çok madde, iç tüzük ve anayasa ihlal edilerek tasarı metnine konulmuştur. Soma'da kaybettiğimiz madenciler hakkında olması öngörülen bu tasarıya sonradan çok sayıda konu dışı maddenin eklenmesi yasama tekniği, iç tüzük ve anayasal olarak sakıncalı olup doğru bir yasama sürecine tabi tutulmalıdır. Değişiklik ile bu sorunların giderilmesi amaçlanmıştır.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı’nın 87’nci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Mehmet Ali Susam (İzmir) ve arkadaşları

MADDE 87- 22/12/1934 tarihli ve 2644 sayılı Tapu Kanununa aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

“Rücu istemi

EK MADDE 2- Tapu ve kadastro işlemleri ile ilgili olarak, Devletin kusursuz sorumluluğu sebebiyle yapılan ödemeler dolayısıyla, ihmali bulunan personel aleyhine başlatılacak rücu istemleri, ödeme tarihinden itibaren iki yıl, her halde zarara yol açan işlemin gerçekleştirildiği tarihten itibaren on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Kusura dayalı sorumluluğu bulunan personel için 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 73 üncü maddesi hükümleri saklıdır."

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) – Katılmıyoruz.

BAŞKAN – Hükûmet?

BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Önerge üzerinde Sayın Mehmet Ali Susam konuşacak, İzmir Milletvekili.

Buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu önergemiz, ağır kusur hâlinin belirtilmesiyle ilgili olarak maddenin daha açıklığa kavuşturulması için verilmiş olan bir önergedir.

Bu önerge vasıtasıyla çıktığım şu kürsüden az önce yaşanan bir olayı sizlerle paylaşmak istiyorum: 84’üncü maddede Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu bir değişiklik önergesi verdi. Değişiklik önergeleri ne için verilir? Komisyonda görüşülen yasal düzenlemelerin daha iyi bir noktaya uzlaşmayla çıkartılabilmesi noktasında bir iyileştirme için verilir. Bu Komisyon aylarca çalıştı, yaptığı, aldığı kararları bir kitap hâline getirip buraya indi, konuşuyoruz.

Bakınız arkadaşlar, verilen önergeyle Komisyonda geçen maddedeki esnafla ilgili bir durum değiştiriliyor. 4/a maddesinde kanunun 4’üncü maddesinin (1)’inci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılık süresi yani 4/B’liler yani esnaf, sanatkâr yani BAĞ-KUR’lular bu maddenin içerisine dâhil ediliyordu.

Az önce 84’üncü maddede memurluktan emekli olup daha sonra tekrar işe alınmış olanların ücret almaları sonucunda haksız bir kazanç elde ettikleri, almamaları gereken ücreti aldıkları konusu tartışıldı. Bunlara af getirdik ama biz, burada, Komisyonda kabul edilmiş esnaflarla ilgili bir hakkı ellerinden aldık, gerisindeki maddenin (1)’inci fıkrasını çıkardık, “60’ıncı maddenin (1)’inci fıkrasını” diye başlayan diğer sigortalılarla ilgili uygulamaya devam ettik.

Komisyon Sözcüsü Vedat Demiröz’e sordum, “Neden çıkardınız kardeşim bunu?” dedim, dedi ki: “Ya, diğerlerinin sayısı az, BAĞ-KUR’lular çok. Bu, yük getirir.” Yani, “BAĞ-KUR’lular haklı olsa bile çok oldukları için onların haklarını biz vermeyiz çünkü onların haklı olması yetmez ama biz emekli olmuş, haksız para almış, bizim atadığımız insanlara her türlü hakkı veririz.” Ben zaten bu kürsüden yılardır bunu söylüyorum. Siz BAĞ-KUR’luyu, siz esnaf ve sanatkârı ikinci sınıf vatandaş olarak görüyorsunuz. Siz, onları, ihmal edilmesi normal, haklarının eksik olması normal olan insanlar olarak görüyorsunuz. Bütün Sosyal Güvenlik Kurumu işlemlerinde de böyle, diğer tüm Sosyal Güvenlik Kurumu üyelerine yani 4/A’lılara, 4/C’lilere 7.200 iş gününde emeklilik verirken BAĞ-KUR’luları 9 bin günde emekli ediyorsunuz. BAĞ-KUR’luların emekli aylıkları asgari ve azami olarak diğerlerine göre daha düşük. BAĞ-KUR’lular ikinci 61 gün sonunda eğer prim ödemezlerse sağlık hizmetinden yararlanamıyor. Ama, belediyelerde işverenlerin ödemediği -aylarca ve yıllarca- bugün bu kanunda tekrar ödeme getirdiğimiz, af getirdiğimiz sigorta primleri ödenmese dahi işçi, herkes sağlık hizmetinden yararlanıyor ama esnaf 61 gün sonunda hem hizmet alamıyor hem cezalı olarak sağlık hizmetlerini yerine getiriyor. Aynı şekilde, haksız yere maaş alan memurların bugün affı gelirken bu esnaf çalıştığı zaman onlardan yüzde 15 sosyal güvenlik destek primi kesiliyor.

Değerli arkadaşlar, bu adaletsizlikler de burada kanun hâline getirilip BAĞ-KUR’lunun üzerine yeni yükler yükleniyor. Bu torba kanunla insanlara kolaylık getireceğiz derken BAĞ-KUR’luları ikinci sınıf esnaf, ikinci sınıf insan konumunda -esnaf ve sanatkârı- bir kez daha tescilliyorsunuz. Bunu bu mikrofonlardan tüm esnafa, esnaf teşkilatlarına ve kamuoyuna duyuruyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısının 87 inci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Erkan Akçay (Manisa) ve arkadaşları

 

MADDE 87 – 22/12/1934 tarihli ve 2644 sayılı Tapu Kanununa aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

“Rücu istemi

EK MADDE 2-

“Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet, zararın doğmasına kasıtlı olarak sebebiyet veren, görevlilere rücu eder. Bunun dışında ihmalden dolayı gerçekleşen zararlar; görevliye rücu edilmeksizin, kurum bünyesinde oluşturulan fondan tazmin edilir.

Tapu ve kadastro işlemleri ile ilgili olarak, Devletin kusursuz sorumluluğu sebebiyle yapılan ödemeler dolayısıyla, ihmali bulunan personel aleyhine başlatılacak rücu istemleri, ödeme tarihinden itibaren iki yıl, her halde zarara yol açan işlemin gerçekleştirildiği tarihten itibaren on yıl geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ağır kusura dayalı sorumluluğu bulunan personel için 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 73 üncü maddesi hükümleri saklıdır.”

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) – Katılmıyoruz.

BAŞKAN – Hükûmet?

BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önerge üzerinde Sayın Erkan Akçay konuşacak, Manisa Milletvekili.

Buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)

ERKAN AKÇAY (Manisa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 87’nci maddede verdiğimiz önerge üzerine söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, bilindiği üzere, devletin sorumluluğu ilkesi uyarınca tapu sicilindeki kayıtların gerçek hukuki durumlarıyla uyum içinde olması gerekmektedir. Ancak, çalışanların tüm dikkat ve özenine rağmen sicildeki bilgilerin noksan veya yanlış olması veya kaydın gerçek hukuki durumu yansıtmaması söz konusu olabilmekte ve bunun sonucu olarak da hak sahipleri ya da üçüncü kişiler zarar görebilmektedir. Bu zarar sadece hak sahiplerinin değil, toplumun tapu siciline olan güvenini de sarsabilmektedir. Bu nedenle, tapu sicilinin güvenilir olma niteliğini kaybetmemesi ve bu yanlış tutulan kayıtlardan zarar gören vatandaşların zararlarının giderilebilmesi için devletin bu görevini yerine getirirken doğan zararlardan sorumlu olması yasalarla açık ve net bir şekilde düzenlenmiştir.

Türk Medenî Kanunu’nun 1007’nci maddesine göre “Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet, zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder.” Tasarıya eklenen bu maddeyle birlikte Tapu ve Kadastro çalışanları aleyhine başlatılacak rücu işlemlerine ilişkin zaman aşımı süresi belirlenmektedir. Buna göre “Tapu ve kadastro işlemleri ile ilgili olarak, Devletin kusursuz sorumluluğu sebebiyle yapılan ödemeler dolayısıyla, ihmali bulunan personel aleyhine başlatılacak rücu istemleri, ödeme tarihinden itibaren iki yıl, her halde zarara yol açan işlemin gerçekleştirildiği tarihten itibaren on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar.”

Buraya kadar bir mesele yok. Bu, yıllardır Tapu ve Kadastro personelinin yaşadığı ciddi sorunlara kısmi de olsa bir çözüm getirme gayretine yönelik olumlu bir düzenlemedir. Yalnız, değerli arkadaşlar, hak ve nesafet, adalet ve tutarlılık toplumun tüm kesimlerine, başta devleti yönetenlere düşmektedir.

10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinin arifesinde olduğumuz bugünlerde Türkiye Büyük Millet Meclisinin tutanaklarında, dosyalarında ve zaman zaman gündeminde ve bilgisinde olan bazı hususları da aziz milletimizin vicdanına ve bilgisine tekrar hatırlatmakta ben fayda görüyorum. Düşünebiliyor musunuz, on iki yıl devleti yöneteceksiniz ve yürüttüğünüz kamu görevleri nedeniyle ve bununla bağlantılı olarak, kullandığınız kamu kaynaklarıyla ilgili olarak hakkınızda zimmete para geçirmek; kamu taşıma biletlerinde kalpazanlık; resmî evrakta sahtecilik; paraları sıfırlamak; iş adamlarıyla havuz oluşturmak; cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak; suçu ve suçluyu övmek; halkı kin ve düşmanlığa sevk etmek, tahrik etmek; Alo Fatih; PKK’yla masaya oturup iş birliği yapmak; bunları söyleyenleri de PKK’yla oturduklarını iddia edenleri de şerefsizlikle suçlamak; IŞİD terör örgütüne her türlü yardım ve destek; etnik ve mezhep bölücülüğü yapmak; küresel güçlere ve İsrail’e destek; BOP Eş Başkanlığı; gemicikler; ayakkabı kutuları; daha neler neler, hepsi mevcut, hepsi var ve hepsi de belgeli. Bütün bu yolsuzluklar kime rücu edilecek? Yani, bunlar hesabını vermeden kurtulacak mı? En son, Türkiye Büyük Millet Meclisinde geçtiğimiz gün yaşadığımız sahte yoklama pusulası kullanılması hâli. Bunun savunulabilir bir tarafı var mıdır? Merak ediyorum, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve iktidar partisi grubu bu konuda ne yapacaktır. 2 milletvekili bırakın Meclis Genel Kurulunda olmayı Ankara dışında olmasına rağmen sahte, kendilerine ait olmayan imzalarla yoklama pusulası verilip yoklamaya dâhil oluyor. Daha ne söyleyelim, tuz kokmuş, her şey batmış.

Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Önergeyi oylarınıza sunacağım: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

88’inci maddede üç adet önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısının çerçeve 88. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

              Rahmi Aşkın Türeli                                  Vahap Seçer                                      Turhan Tayan

                        İzmir                                                Mersin                                                Bursa

                   Haydar Akar                                  Osman Oktay Ekşi

                      Kocaeli                                              İstanbul

Madde 88: 15/7/1950 tarihli ve 5682 sayılı Pasaport Kanununun 13. maddesinin üçüncü fıkrasına “ataşelere ve muavinlerine” ibaresinden sonra gelmek üzere “din hizmeti koordinatörlerine” ibaresi eklenmiştir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısının 88 inci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                   Erkan Akçay                                  S. Nevzat Korkmaz                              Kemalettin Yılmaz

                       Manisa                                               Isparta                                         Afyonkarahisar

                Mesut Dedeoğlu                                  Mustafa Kalaycı                                   Özcan Yeniçeri

                 Kahramanmaraş                                         Konya                                                Ankara

Madde 88 - 15/7/1950 tarihli 5682 sayılı Pasaport Kanununun 13 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

Diplomatik pasaportlar:

"Madde 13 - Diplomatik pasaportlar, Dışişleri Bakanlığı ile yabancı memleketlerde Türkiye Cumhuriyeti büyükelçilik ve elçilikleri tarafından verilir.

Diplomatik pasaportlar, muvakkat görev veya seyahat için gidenlere görevlerinin veya seyahatlerinin mahiyetine göre, bir seyahate mahsus olmak üzere veya azami iki sene için, daimi görevle gidenlere de Dışişleri Bakanlığınca tespit edilecek sürede geçerli olmak üzere verilir.

(Değişik: 28/5/1988 - 3463/1 md.) Diplomatik pasaportlar; Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyelerine, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi olmayan bakanlara, Anayasa Mahkemesi Başkan ve üyeleri ile Yargıtay, Danıştay, Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi, Uyuşmazlık Mahkemesi, Sayıştay, Genelkurmay birinci ve ikinci başkanlarına, Cumhuriyet Başsavcısına, orgenerallere, oramirallere, eski cumhurbaşkanlarına, yasama meclisleri eski başkanlarına, eski başbakanlar ve dışişleri eski bakanlarına, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterine, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı Genel Sekreterine, Başbakanlık ve bakanlık müsteşarları ile Diyanet İşleri Başkanına, Valilere, Büyükşehir ve İl Belediye başkanlarına, Büyükelçi unvanını almış olanlar ile Dışişleri Bakanlığı meslek mensuplarına, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanına, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanına ve bu Başkanlığın yurtdışındaki Program Koordinasyon Ofisi sorumlusuna, Türk Kızılay Genel Başkanına ve bu başkanlığın Yurt Dışı Yardımlar Koordinatörüne, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği üst düzey görevlilerinden resmi bir görevle gönderilenlere, Türkiye Cumhuriyeti dış temsilcilikleri nezdinde memur edilen müşavirlere, ataşelere ve muavinlerine, din hizmetleri koordinatörlerine, Hükümet adına milletlerarası resmi müzakereler yapılması, mukavelenameler akdi için veya milletlerarası toplantılarla kongre ve konferanslara katılmak üzere gönderilenlere ve yabancı devletler veya milletler arası teşekküller nezdinde daimi veya geçici görev yapmak üzere gönderilenlere, siyasi kuryelere verilir.

(Değişik: 25/2/1981 - 2418/1 md.) Diplomatik pasaport alabilecek durumda bulunan veya alan kimselerin sıfat veya vazifeleri devam ettiği müddetçe, eşlerine dahi diplomatik pasaport verilmesi veya bunların eşlerinin pasaportlarının refakat hanesine kayıt edilmesi mümkündür.

(Değişik beşinci fıkra: 23/7/2010-6009/58 md.) Diplomatik pasaport alan kimselerin sıfat ve vazifeleri devam ettiği müddetçe, ergin olmayan veya ergin olsalar dahi yanlarında yaşayıp evli bulunmayan ve iş sahibi olmayan öğrenimi devam eden çocuklarına 25 yaşının ikmaline kadar, yine ergin olsalar dahi yanlarında yaşayıp evli bulunmayan ve iş sahibi olmayan aynı zamanda bedensel, zihinsel veya ruhsal engellerinden en az biri nedeniyle sürekli bakıma muhtaç durumda olduğu resmi sağlık kurumlarının düzenlediği sağlık kurulu raporu ile belgelenen çocuklarına da hak sahibi kişinin pasaportu ile aynı süre geçerli diplomatik pasaport verilir.

Diplomatik pasaportların, sahiplerinin veya varsa refakat hanesinde kayıtlı bulunanların birer kıta fotoğrafisini ihtiva eylemeleri lazımdır.

Diplomatik pasaportlar hiçbir harç veya resme tabi değildir."

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın, 15/7/1950 tarihli ve 5682 sayılı Pasaport Kanununun 13 üncü maddesinde değişiklik öngören 88’inci maddenin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

                  İdris Baluken                                        Erol Dora                                        Pervin Buldan

                       Bingöl                                               Mardin                                                Iğdır

                    Nazmi Gür                                        Hasip Kaplan                                     Sebahat Tuncel

                         Van                                                 Şırnak                                               İstanbul

BAŞKAN – Okunan son önergeye Komisyon katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ EKREM ÇELEBİ (Ağrı) – Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN – Hükûmet?

BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önerge üzerinde Şırnak Milletvekili Sayın Hasip Kaplan konuşacak.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Aslında hep gözlerim kadın parlamenterleri arıyor bugün boyunca. Demin konuştum ve bir cevap bekledim kadın parlamenterlerden, hem iktidarın hem muhalefetin ama bakıyorum ki ses yok.

Tabii, şuradan...

(Hatip, elektronik cihazla bir ses kaydı dinletti)

HASİP KAPLAN (Devamla) – Bu, Bağdat Parlamentosu. Burada konuşan bir Ezidi kadın parlamenter, adı Vian Dakhil. İyi dinleyin, insanlık adına çağrıda bulunuyor ve diyor ki: “‘Lâ ilâhe illallah’ diyenler insanların kafasını kesiyor, katlediyor. Ezidi demiyor, Asuri demiyor, Türkmen demiyor, Müslüman, Alevi demiyor, gittikleri yerlerde katliam yapıyorlar.” Ve parlamentoda, Irak’ta, Ezidi bir parlamenter Vian Dakhil “İnsanlığa karşı suç işleniyor.” diyor ve çağrıda bulunuyor. Bu feryatları hangi Cumhurbaşkanı adayı duydu da meydanlarda konuştu, merak ediyoruz.

Zaho’nun 20 kilometre güneyinden böyle bir parlamentoda “500 kadını cariye yaptılar ‘lâ ilâhe illallah’ bayraklarıyla dolaşanlar.” diyor. Bakın, dikkat edin, din, vicdan sahibi, “İnsanım.” diyen birinin çıkıp burada iki kelime etmesi lazım. “Lâ ilâhe illallah” diyerek bu katliamları yapıp…

MEHMET CEMAL ÖZTAYLAN (Balıkesir) – Bağırma be!

HASİP KAPLAN (Devamla) – …73’üncü Ezidi katliamını yapanlara, Asurilere, Türkmenlere ve Kürtlere saldıranlara söyleyecek bir sözleri var mı, yok mu, bütün mesele bu.

İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) – Lanet olsun!

HASİP KAPLAN (Devamla) – Hep beraber lanetleyin, hep beraber lanetleyelim.

İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) – Bütün zalimlere lanet olsun!

HASİP KAPLAN (Devamla) – Bu katliamı yapanları, bu çeteleri ortaya salanları, bu çetelerin arkasında duranları, bu çeteleri destekleyenleri lanetliyoruz, lanetliyoruz!

İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) – Bütün zalimlere lanet olsun, PKK dâhil hepsine lanet olsun!

BAŞKAN – Laf atmayın lütfen konuşmacıya.

HASİP KAPLAN (Devamla) – Herkesi, kim destekliyorsa lanetliyoruz.

Şimdi, çok açık bir şey daha söyleyeceğim. Burada, 88’inci maddeyle ilgili, bir pasaport olayı var, diplomatik pasaport, yeşil pasaport “Din koordinatörleri” adı altında. Avukatı Strazburg mahkemesine gidiyor, pasaport alamıyor; üniversitedeki üniversite hocaları bilim için gidiyor yurt dışına, pasaport alamıyor; büyükşehir eski belediye başkanları bu pasaportları alamıyor ama “din koordinatörlüğü” adı altında vereceğiniz bu pasaportları, bu diplomatik pasaportları, acaba bu katliamı yapanların -IŞİD katliamını- kaçından kaçı alıp istediği gibi dolaşacak, hiç düşündünüz mü? Allah’tan korkun! “Allah’tan korkun!” diyorum size. Hiç düşündünüz mü kimler alacak bu diplomatik pasaportları? Din koordinatörü olmak için ilkokul mezunu olmak yeterlidir, biliyorsunuz. Bu kadar seviyesiz, bu kadar sınırsız, bu kadar düşüncesiz, bu kadar ortaya, bu kadar, bu kadar… Torba kanuna da böyle şeyler konmaz ki arkadaşlar! Her gün yaşadığınızı görüyorsunuz.

Rojava’da, Kobani’de…

MEHMET CEMAL ÖZTAYLAN (Balıkesir) – Türkiye’den bahset.

HASİP KAPLAN (Devamla) – …şimdi Musul’da, şimdi Şengal’de, Sincar’da bu katliamı yapanların belgesini, bakanlık genelgesini bu kürsüde okudum. Yalanlayan çıktı mı, çıktı mı Hükûmetten yalanlayan? Yok. “Cihat yapan bu örgütlere destek olun.” diyordu. Artık, bu yanlıştan Hükûmetin dönmesi lazım. Cumhurbaşkanı adayı olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın da çıkıp meydanlarda bu İŞİN çetelerine iki laf etmesi lazım. Bu cesareti kimden buluyorlar bu kadar cüretkârlıkla her tarafa saldırabiliyorlar, kimden destek alıyorlar? Katar mı, Suudi Arabistan mı, Mısır mı, İsrail mi, Amerika mı, Türkiye mi? Kim bu işin içinde ve neden Musul’daki konsoloslukta hâlâ rehinler kendi konsolos ve yurttaşlarınız? Çıkıp birinin bunun cevabını vermesi lazım ve insanlık adına bu Meclisin iki laf etmesi lazım, Meclis Başkanının da bütün milletvekillerinin de hepsinin de kadınları cariye eden anlayışın, kafa, kol kesen ve insanların yüreklerini çiğ çiğ yiyen anlayışın karşısında. Yanında mısınız, arkasında mısınız? Bütün mesele bu. (HDP ve CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Kaplan.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum.

Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısının 88 inci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Erkan Akçay (Manisa) ve arkadaşları

MADDE 88- 15/7/1950 tarihli ve 5682 sayılı Pasaport Kanununun 13 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

Diplomatik pasaportlar:

"Madde 13 - Diplomatik pasaportlar, Dışişleri Bakanlığı ile yabancı memleketlerde Türkiye Cumhuriyeti Büyük Elçilik ve elçilikleri tarafından verilir.

Diplomatik pasaportlar, muvakkat görev veya seyahat için gidenlere görevlerinin veya seyahatlerinin mahiyetine göre, bir seyahate mahsus olmak üzere veya azami iki sene için, daimi görevle gidenlere de Dışişleri Bakanlığınca tespit edilecek sürede geçerli olmak üzere verilir.

(Değişik: 28/5/1988 - 3463/1 md.) Diplomatik pasaportlar; Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyelerine, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi olmayan bakanlara, Anayasa Mahkemesi Başkan ve üyeleri ile Yargıtay, Danıştay, Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi, Uyuşmazlık Mahkemesi, Sayıştay, Genel Kurmay birinci ve ikinci başkanlarına, Cumhuriyet Başsavcısına, orgenerallere, oramirallere, eski cumhurbaşkanlarına, yasama meclisleri eski başkanlarına, eski başbakanlar ve dışişleri eski bakanlarına, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterine, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı Genel Sekreterine, Başbakanlık ve bakanlık müsteşarları ile Diyanet İşleri Başkanına, Valilere, Büyükşehir ve İl Belediye başkanlarına, Büyükelçi unvanını almış olanlar ile Dışişleri Bakanlığı meslek mensuplarına, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanına, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanına ve bu Başkanlığın yurtdışındaki Program Koordinasyon Ofisi sorumlusuna, Türk Kızılay Genel Başkanına ve bu başkanlığın Yurt Dışı Yardımlar Koordinatörüne, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği üst düzey görevlilerinden resmi bir görevle gönderilenlere, Türkiye Cumhuriyeti dış temsilcilikleri nezdinde memur edilen müşavirlere, ataşelere ve muavinlerine, din hizmetleri koordinatörlerine, Hükümet adına milletlerarası resmi müzakereler yapılması, mukavelenameler akdi için veya milletlerarası toplantılarla kongre ve konferanslara katılmak üzere gönderilenlere ve yabancı devletler veya millletlerarası teşekküller nezdinde daimi veya geçici görev yapmak üzere gönderilenlere, siyasi kuryelere verilir.

(Değişik: 25/2/1981 - 2418/1 md.) Diplomatik pasaport alabilecek durumda bulunan veya alan kimselerin sıfat veya vazifeleri devam ettiği müddetçe, eşlerine dahi diplomatik pasaport verilmesi veya bunların eşlerinin pasaportlarının refakat hanesine kayıt edilmesi mümkündür.

(Değişik beşinci fıkra: 23/7/2010-6009/58 md.) Diplomatik pasaport alan kimselerin sıfat ve vazifeleri devam ettiği müddetçe, ergin olmayan veya ergin olsalar dahi yanlarında yaşayıp evli bulunmayan ve iş sahibi olmayan öğrenimi devam eden çocuklarına 25 yaşının ikmaline kadar, yine ergin olsalar dahi yanlarında yaşayıp evli bulunmayan ve iş sahibi olmayan aynı zamanda bedensel, zihinsel veya ruhsal engellerinden en az biri nedeniyle sürekli bakıma muhtaç durumda olduğu resmi sağlık kurumlarının düzenlediği sağlık kurulu raporu ile belgelenen çocuklarına da hak sahibi kişinin pasaportu ile aynı süre geçerli diplomatik pasaport verilir.(1)

Diplomatik pasaportların, sahiplerinin veya varsa refakat hanesinde kayıtlı bulunanların birer kıta fotoğrafisini ihtiva eylemeleri lazımdır.

Diplomatik pasaportlar hiçbir harç veya resme tabi değildir."

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ EKREM ÇELEBİ (Ağrı) – Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN – Hükûmet…

BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önerge üzerinde Isparta Milletvekili Sayın Nevzat Korkmaz konuşacak.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; önce saygılarımı sunuyorum.

Bir cumhurbaşkanlığı seçim süreci yaşıyoruz. Bazen meydanların büyüsüne kapılıp edep kapılarını zorlayan, geçmişte söylediklerini inkâr edip koca koca laf edenler, hakaret edenler var. Birisi de AKP Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu. Milliyetçi Hareket Partisine “metres” yakıştırması yapıyor. Geçmişte AKP’ye ve Erdoğan’a hakaret eden bu zat, şimdi, ikbal ve istikbal hırsıyla sığındığı iktidar kapısında Milliyetçi Hareket Partisine hakaretler yağdırıyor. Bir taraftan, Erdoğan, “ülkücü kardeşlerim” diye şirinlik yapıyor, yardımcısı da koca bir camiaya hakaret ederek gerçek yüzlerini ortaya koyuyor.

Siyasi metresliği bu ülkeye öğretenler bellidir. Dün AKP’ye ve Erdoğan’a hakaretler ederken, bugün ballı kaymaklı menfaatler karşılığında iktidarın yatağına girenlerdir siyasi metresler. Başları önünde, utanç içinde yürümesi gerekirken, bugün kınalı keklik olup siyasi tetikçilik yapanlardır. Genel başkan iken partilerini satıp nimet trenine binenlerdir. İpinden kurtulmuşlardır.

Dün ne diyordu bakın bu şahıs: “Başbakan, padişah olmak istiyor. Bu Hükûmete zıkkımın kökünü göstereceğiz. Hükûmet, yolsuzluk çukurunun içinde.” Daha devam edeyim mi?

ERKAN AKÇAY (Manisa) – Et, et.

S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) - “Yuh olsun sana Başbakan yuh. Çocuklarımıza kötü örnek oluyorsun.” diyordu. Evet, bu zavallı zat, dün Türkiye’de demokrasi ve millî irade için canlar vermiş, bedel ödemiş Demokrat Partinin Genel Başkanlığından geliyor. Koca bir çınarın cüce genel başkanı. Demokrat Partili kardeşlerime geçmiş olsun. AKP’ye de yarın ilk durakta inecek ve sizi de satacak bir adamın hayırlı olmasını diliyorum, tepe tepe kullanın.

Bu ağzının ayarı olmayan zat bununla da kalmıyor. Milletin ortak adayı olan Ekmel Bey’e “cici çocuk” diyor, “çakma profesör” diyor. İçinizden biri de “Topla ağzını.” diyemiyor. Teşbihte hata olmaz arkadaşlar, at, sahibine göre kişnermiş. AKP Genel Başkanı meydan meydan, önüne gelenlere hakaretler yağdırırken, öyle ya, yardımcılarının yapması da doğal.

Aday Erdoğan, diğer adaylara “Satılmış.” diyor, “Omurgasız, nankör, saksı, monşer” diyor.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) – Sen, kendi Genel Başkanının söylediklerine baksana.

S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) - Hem de “millî irade millî güç” yazılı otobüslerle, devletin ve milletin parasıyla padişahlar gibi dolaşıp propaganda yaparken yapıyor bunu. Cumhurbaşkanlığı, değerli arkadaşlar, sanki cepte. Milletin iradesine ipotek koymuş. Kazanamayacağı hiç aklına gelmiyor. Peki, yarın kazanamazsa, Cumhurbaşkanlığı makamıyla köprüleri atacak mı? Çankaya’ya, Sayın İhsanoğlu’na hangi yüzle çıkacak? Bu, nasıl bir devlet anlayışıdır? “Seni oraya biz getirdik.” diyor. Seni oraya kim getirdi? Millet.

AHMET YENİ (Samsun) – Millet.

S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) - Ekmeleddin Bey’i de oraya inşallah millet getirecek. Eğer görevlendirme ya da desteklemeyi kastediyorsanız, Sayın Erdoğan’a Hükûmeti kurma görevini kim verdi? Ahmet Necdet Sezer.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Kim milletvekili yaptı? Baykal.

S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) - O zaman “Seni de oraya Ahmet Necdet Sezer mi getirdi?” diyeceğiz. Kendini Kaf Dağı’nda görüyor. Başbakanken böyle, Cumhurbaşkanıyken Allah muhafaza. İhsanoğlu, beyefendi kişiliği, nazik üslubuyla bu hakaretlere cevap vermezken, Erdoğan, gittikçe hakaretlerin dozunu artırıyor.

Bu kanun çıkarken tüm partiler dedi ki: “Demokrasi şöleni yaşanacak. Millî irade, devletin başına yani Cumhurbaşkanına doğrudan karar verecek.” Şu olan bitene bakın: Aday Erdoğan, milleti tef gibi gerdi âdeta.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) – Geren sizsiniz.

S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) – “Cumhurbaşkanı olmazsam halk yansın, yıkılsın.” Üç oy alabilir miyiz diye “Alevi-Sünni” diyor, “Kürt-Türk-Zaza” diyor.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) – “Ayrım yapmayalım.” diyor.

S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) – Bu, nasıl bir izan, bu, nasıl bir insaftır? Allah’tan da mı korkmuyorsunuz insanları ayrıştırırken? Erdoğan’a hatırlatmak isterim ki: Bu devlet kabile devleti değildir, bu millet de köksüz, su üstünde yüzen nilüfer çiçekleri değildir. Sen ve Hükûmetin, Türk tarihi deryasında olsa olsa ancak bir su zerresi olursun.

AHMET YENİ (Samsun) – Üç gün kaldı, üç.

RECEP ÖZEL (Isparta) – Ya kendileri olamayınca böyle görüyorlar.

S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) - Yaptığın tahribat ve yıkımla da Türk milletinin iradesiyle 10 Ağustosta da inşallah buharlaşıp gideceksin.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) – Millet sana cevabını verecek.

AHMET YENİ (Samsun) – Millet cevabı verecek.

S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) - Bu üslubuna da bir an önce son ver. Yaptığın, milletin hayrına değil. Ya milletten özür dile üslubunu düzelt ya da bu millet, 10 Ağustosta, zaten, devrizulmüne son verecektir, bundan kaçış yok.

Yüce milleti saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısının çerçeve 88. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Rahmi Aşkın Türeli (İzmir) ve arkadaşları

Madde 88: 15/7/1950 tarihli ve 5682 sayılı Pasaport Kanununun 13. maddesinin üçüncü fıkrasına “ataşelere ve muavinlerine” ibaresinden sonra gelmek üzere “din hizmeti koordinatörlerine” ibaresi eklenmiştir.

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ EKREM ÇELEBİ (Kars) -Katılmıyoruz Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet?

BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) -Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Önerge üzerinde İstanbul Milletvekili Sayın İhsan Özkes konuşacak. (CHP sıralarından alkışlar)

Buyurun.

İHSAN ÖZKES (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan torba yasanın 88’inci maddesi üzerinde söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Cumhurbaşkanlığı seçimleri propagandası için Kocaeli, Üsküdar ve Sultangazi’nin bazı camilerinde Başbakanın fotoğrafları var.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) – Cami değil ki, yolda.

İHSAN ÖZKES (Devamla) – Gözün görmüyor mu, cami cami!

RECEP ÖZEL (Isparta) - Yalan konuşma ama, yalan konuşma!

İHSAN ÖZKES (Devamla) – Yalanı siz iyi becerirsiniz, yalanı siz çok iyi becerirsiniz!

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen…

İHSAN ÖZKES (Devamla) – Tayyip, sanki camiye imam seçilecek! Tayyip’ten Cumhurbaşkanı da olmaz, imam da olmaz. İmam olsa, hırsızlığın, yolsuzluğun haram olduğunu anlatabilir mi?

RECEP ÖZEL (Isparta) – Üslubunu güzel konuşur musun üslubunu! “Tayyip” dediğin senin Başbakanın. Üslubunu güzel konuş!

İHSAN ÖZKES (Devamla) – İster Sünni ol, ister Alevi ol ama önce insan ol insan ve hırsız olma.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) – Sen de insan ol!

AHMET YENİ (Samsun) – Sen kendine bak!

RECEP ÖZEL (Isparta) – Sen, onun insanlığını ölçecek adam mısın?

İHSAN ÖZKES (Devamla) – Allah, “Alevi misin, Sünni misin?” diye sormayacak ama hırsızlıktan, yolsuzluktan mutlaka soracak. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

RECEP ÖZEL (Isparta) – Efendim, çok ayıp konuşuyor, “İnsan ol." diyor…

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, ne işaret ediyorsunuz? Ben duymuyorum hiçbir şeyi.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) – İçtüzük’e aykırı konuşuyor

BAŞKAN – Duymuyorum hiçbir şeyi ama bağırıyorsunuz.

İHSAN ÖZKES (Devamla) – Haram para ile hacca gidenin dualarının kabul olup olmayacağına dair sorulan bir soru üzerine Sevgili Peygamber’imizin “Uzun bir yolculuk yaparak saçı başı dağılmış, toz toprak içinde kalmış ve elini semaya kaldırıp ‘Ey Rabbim, Ey Rabbim’ diye dua ediyor ama yediği haramdır, giydiği haramdır ve haramla beslenmiştir. Peki, böyle bir kimsenin duasını Allah nasıl kabul etsin?” hadisini okudum diye eski bir bakan, beni mahkemeye verdi. Aslında beni değil, Hazreti Muhammed’in hadisini yani Sevgili Peygamberimiz Hazreti Muhammed mahkemeye verildi. Hırsızlıkla ilgili ayet, hadis okumak artık bu ülkede yasak mı? Başbakan, mitinge Kur’an-ı Kerim ile çıkarak dini istismar ediyor ama Caferi camisinin ve Kur’an-ı Kerimlerin yakılmasına gıkı çıkmıyor. “Cami Yalanları” isimli kitap bile yazdım, camiler üzerinden siyaset yapıyorsunuz. Peki, Caferi camisi, cami değil mi? Irak’ta ve Suriye’de IŞİD teröristlerinin yaktığı, yıktığı camiler, cami değil mi?

Hazreti Muhammed için “O, Mekke’nin fethinde gururlandı, biz gururlanmayacağız.” şeklinde konuşan İçişleri Bakanı Efkan Ala’ya Cübbeli Ahmet Hoca “Sen Peygamber’e hakaret ediyorsun, sen Peygamber gibi olmayacaksın, daha büyük adamsın yani, Peygamber’i Allah uyarmış, sen ne kadar cahil, yeryüzünün en cahili misin? Benim Peygamberime bu lafı diyemezsin. Niye tepki yapmıyorsunuz, mesaj atmıyorsunuz, niye mail atmıyorsunuz? Sizin de yatacak yeriniz yok, Resulullah yüz çevirecek sizden de. Seni ne estaizübillah kurtarır, ne estağfurullah kurtarır. Sen Peygamber’e hakaret ediyorsun. Bir defa bu adamın cahilliği nereden ortaya çıkıyor? Bir de terbiyesizliğin daniskası.” dedi. Diyanet Başkanı cüppesini giyen zat ise Peygamber’e dil uzatan bakana haddini bildirmek yerine “Ben, onun Hazreti Peygamber’i sevdiğini biliyorum. O yüzden bu konuda konuşmuyorum.” diyerek Cübbeli kadar yürekli olamadığı gibi onu aklamaya çalıştı. Yazıklar olsun!

Tayyip’in seçim logosunda Sevgili Peygamber’imizin ismi, Arapça olarak “Muhammed” yazılıymış, böyle diyor bir bakan. Madem logoda “Hazreti Muhammed” yazıyor…

YILMAZ TUNÇ (Bartın) – Reklam oluyor, reklam.

RECEP ÖZEL (Isparta) – Vallahi, CHP’li birileri logo yapıyor, hayret bir şey yani!

BAŞKAN – Sayın Konuşmacı, reklam içeren materyalleri lütfen kürsüden göstermeyin.

İHSAN ÖZKES (Devamla) – …miting sonrası Hazreti Muhammed’in ismi ayaklar altında niye geziyor? Allah korkusu yok mu sizde? Peygamber sevgisi yok mu sizde? Miting sonrası, madem “Muhammed” yazıyor, bu, ayaklar altında niye geziyor?

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) – Uçmuşsun sen, uçmuşsun!

İHSAN ÖZKES (Devamla) – Yarın huzuruilahide, Hazreti Muhammed…

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) – Uçtun, yukarı çıkıyorsun Hoca! Uçmuşsun sen.

İHSAN ÖZKES (Devamla) – …“Benim muazzez ismimi kirli siyasetinize niçin alet ettiniz?” derse ne diyeceksiniz?

RECEP ÖZEL (Isparta) – Bu müftü de nasıl…

İHSAN ÖZKES (Devamla) – Hiç Allah korkusu…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) – Ne eziyet çekmiş Üsküdarlılar, ne eziyet çekmiş, vah vah!

İHSAN ÖZKES (Devamla) – …Hazreti Muhammed sevgisi yok mu?

BAŞKAN – Sayın Özkes, teşekkür ederim.

İHSAN ÖZKES (Devamla) – Hazreti Muhammed’in ismi, haram yiyici, yalan söyleyici siyasetlere alet edilebilir mi?

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) – Uçtu, uçtu! Evet, uçtu, uçtu.

RECEP ÖZEL (Isparta) – Bitti süresi efendim.

BAŞKAN – Sayın Konuşmacı süreniz bitti.

İHSAN ÖZKES (Devamla) – Ama sesimi kestiler Sayın Başkanım…

BAŞKAN – Konuşma süreniz bitti Sayın Özkes, lütfen.

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) – Hadi bakalım, uçtu. Öyle bir şey yok, hadi bakalım.

İHSAN ÖZKES (Devamla) – Bir dakika süre istiyorum.

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) – Üsküdarlılara yazık olmuş.

BAŞKAN – Sayın Özkes, süreniz bitti, lütfen.

İHSAN ÖZKES (Devamla) – Adil olun Sayın Başkan.

RECEP ÖZEL (Isparta) – Efendim, önergeyle ilgili bir tane söz konuşmadılar.

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) – Süreniz bitmiştir efendim. Uçtu, uçtu.

BAŞKAN – Sayın Özkes, lütfen yerinize geçer misiniz, süreniz bitti.

İHSAN ÖZKES (Devamla) – Peki.

Saygılarımla. (CHP sıralarından alkışlar)

RECEP ÖZEL (Isparta) – Önerge neydi, önerge?

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) – Hadi bakalım uçtu maşallah! Göğe çıkıyor.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Gel Hoca gel, muhatap olma, gel. Onlar sadece bağırırlar adama, gel sen.

İHSAN ÖZKES (İstanbul) – Allah da sizi yerlerde süründürecek inşallah.

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) – Seni süründürür seni, seni. Kötü söz sahibine aittir. Uçtun sen uçtun!

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

89’uncu maddede üç adet önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 89’uncu maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                   Erkan Akçay                                        Sümer Oral                                      Münir Kutluata

                       Manisa                                               Manisa                                              Sakarya

                Mustafa Kalaycı                                 Yusuf Halaçoğlu

                       Konya                                               Kayseri

MADDE 89 – 5682 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin (A) bendinde yer alan “kamu görevlilerine” ibaresi “kamu görevlileri ile birinci derece kadro karşılığı emekliliğe hak kazanmış olan belediye başkanları ile büyükşehir statüsündeki illerin önceki belediye başkanlarına” şeklinde değiştirilmiştir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısının 89’uncu maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

              Rahmi Aşkın Türeli                              Osman Oktay Ekşi                             Haluk Ahmet Gümüş

                        İzmir                                               İstanbul                                             Balıkesir

              Ayşe Nedret Akova                                   Levent Gök                                        Haydar Akar

                     Balıkesir                                             Ankara                                               Kocaeli

             

MADDE 89- 5682 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin (A) bendinde yer alan "kamu görevlilerine" ibaresi "kamu görevlileri ile birinci derece kadro ile emekliliğe hak kazanmış olan belediye başkanlarına ve vakıf üniversitelerinin öğretim üyelerine" şeklinde değiştirilmiş ve aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

"Bir önceki yıl gelirleri itibariyle, tahakkuk eden yıllık kurumlar vergisi yönünden illerinde birinci, ikinci ve üçüncü olan kurumlar ile Türkiye genelinde ilk 250 arasına giren kurumların yönetim kurulu başkanlarına, tahakkuk eden gelir vergisi yönünden illerinde birinci, ikinci ve üçüncü olan mükellefler ile, Türkiye genelinde ilk 250 arasına giren mükelleflere tahakkuk eden verginin en az birinci taksitini ödemiş olmaları kaydıyla, bir önceki takvim yılında en az otuz milyon ABD Doları veya karşılığı döviz tutan ihracat yapan firmaların yönetim kurulu başkanları ve genel müdürlerine bir yıl süreyle geçerli olmak üzere hususi damgalı pasaport verilir.

Süresi sona eren hususi damgalı pasaportların aynı şartlar dahilinde aynı süre ile yenilenmesi mümkündür. Bu hakkın kazanıldığı yıl kullanılması şarttır. Yukarıdaki paragraf uyarınca pasaport verilecek kişilerin belirlenmesine, bildirimine ve verilen pasaportların iptaline ilişkin usul ve esaslar Dış Ticaret Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanlık ile Dışişleri, İçişleri ve Maliye Bakanlıklarınca müştereken tespit edilir."

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın, 5682 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinde değişiklik öngören 89'uncu maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

                  İdris Baluken                                       Nazmi Gür                                          Erol Dora

                       Bingöl                                                 Van                                                 Mardin

                  Pervin Buldan                                    Sebahat Tuncel

                        Iğdır                                                İstanbul

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Katılmıyoruz Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet?

BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Önerge üzerinde Sayın Erol Dora konuşacak, Mardin Milletvekili.

EROL DORA (Mardin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; konuşmama başlamadan önce Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. Ben, önerge üzerinde söz almış olmama rağmen, önerge üzerinde konuşmayacağım. Bugün coğrafyamızda çok önemli gelişmeler olmaktadır bildiğiniz gibi. Böyle bir konuşmayı yapmayı da kendi açımdan bir görev ve sorumluluk olarak kabul ediyorum.

Biliyorsunuz, 8 Haziranda IŞİD örgütü, çetesi, Musul’u işgal etmişti ve bölgede yaşayan Kürtler, Araplar - Asuri - Süryani, Keldaniler, Ermeniler, Türkmenler, Şabaklar ve Ezidiler bölgeyi terk ederek, görece daha güvenli bölgelere sığınmaya çalışmışlardı. Barbar IŞİD örgütü, sağlanan desteklerle git gide tüm Orta Doğu için büyük bir tehlike arz etmeye başlamıştır. Yaratılmış bu canavarın kendisine destek vermiş ve vermekte olan devletler için de yakın zamanda büyük tehlikeler arz edeceği açıktır. Irak’ta, Suriye’de süregiden katliam ve cinayetler ve Gazze’de Filistin halkına karşı yapılan bunca zulme rağmen başta Birleşmiş Milletler, Amerika ve Avrupa Birliğinin, diğer taraftan komşu ülkelerin bütün bu olup biten insanlık suçları karşısındaki duyarsızlıklarını ve sergiledikleri çifte standartlı tutumunu ibretle izlemekteyiz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; son dönemlerde meydana gelen dehşet fotoğraflarında görüldüğü gibi, Orta Doğu coğrafyası, âdeta ölüm tarlalarına dönüşmüştür. Orta Doğu’nun demografik haritası değişiyor. Bölgenin kadim halkları, kültür ve inançları ana yurtlarından tamamen silinmek isteniyor, kimseden bir ses çıkmıyor. Orta Doğu’da insan kanı sudan, petrolden daha ucuz hâle getirilmiş durumdadır.

Değerli milletvekilleri, bilinmektedir ki, bilinmelidir ki İslam dünyası ve insanlığın tüm değerleri, kazanımları tehlike altındadır. İslam dininin hoşgörüsünden nasibini almamış ve emperyalizmin bir piyonu hâline gelmiş bu barbar örgütlere karşı, sadece Kürtler değil, Süryaniler, Türkmenler, Araplar, Türkler, Şiiler, Ermeniler, Aleviler, Müslümanlar, Ezidiler, kısaca herkesin ayağa kalkması ve IŞİD’in bu barbarlıklarına karşı durması gerekmektedir. Başta iktidar olmak üzere tüm siyasi partilerin gerek yurt içi ve gerekse yurt dışı politika ve söylemlerinde kültürler, inançlar ve halklar arasındaki kardeşliği ve barışı özellikle vurgulayan, ayrıca hiçbir etnik kültür ve inancı ötekileştirmeyen bir yaklaşım ve tutum geliştirebilmek noktasında daha duyarlı ve eşit davranmaları gerekmektedir.

Şimdi, Irak’tan son gelişmeleri sizlere aktarmak istiyorum. Kürdistan Yurtseverler Birliği Şengal Kadın Kolları sorumlusu Basime Şengali “Şengal dağlarından tüm dünyaya sesleniyorum.” diye hitap etmektedir. ”Bütün dünya bu çığlıklarımızı duymalı. Ezidi halkına uygulanan bu zulmü, vahşeti görün ve birazcık da sızlayabiliyorsa vicdanınız, bu katliama sessiz kalmayın.” diye bize seslenmektedir. Basime Şengali ”Biz Ezidiler bugüne kadar 72 katliamdan geçtik.” demektedir. “Bugün 73’üncüsü bütün dünyanın gözü önünde İslam adına uygulanıyor.” Ki bunun hiç İslamlıkla da bir ilgisi yoktur. “Bu çığlığımıza sessiz kalmayın! Şengal dağlarında insafsızca uygulanan katliamla katledilen, Ezidi halkı şahsında tüm insanlıktır.” IŞİD’in Şengal’i işgal edip Ezidi Kürtlerini katletmesine tepki gösteren milletvekili Viyan Daxil, gözyaşları içinde katliamın önüne geçilmesini istemektedir: “Bizi kurtarın!” Ülkenin yeni başbakanını seçmek için toplanan Irak Parlamentosu oturumunda söz alarak Şengal’de yaşanan katliamları gündeme getiren Daxil, “Şengal bölgesinde katlediliyoruz. Lütfen kardeşlerim, tüm siyasi farklılıkları bir tarafa bırakalım. Yanımızda insan olarak durun. İnsanlık adına konuşuyorum. Lütfen bizi kurtarın! Bizi kurtarın!” diye seslenmektedir.

Şimdi, bu olaylara baktığımızda, bugün dünyada, bildiğiniz gibi, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra kurulmuş bir Birleşmiş Milletler var; amacı da savaşları önlemektir, insan haklarını korumaktır ama bugün Birleşmiş Milletlerden herhangi bir ses çıkmamaktadır. Kopenhag Kriterleriyle övünen Avrupa Birliğinden de herhangi bir ses çıkmamaktadır. Amerika’dan da, kendisini demokrasi ve insan hakları havarisi olarak kabul edilen Amerika’dan da bir ses çıkmamaktadır. Hükûmetimizden de bu noktada, diğer etnik grupları kapsayacak şekilde, bu konuda herhangi bir beyanatta bulunulmuş değildir ama biz Orta Doğu halkları ve dünya halkları olarak bütün bunları seyrediyoruz ve tarihe bunların da gereken notlarını düşeceğiz. Bu açıdan herkesi bu noktada tekrar duyarlı olmaya çağırıyoruz. Orta Doğu’daki bu gelişmelere, bu çığlıklara herkesin bir ses vermesini tekrar belirtiyor, Genel Kurulu tekrar saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Dora.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısının 89’uncu maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Osman Oktay Ekşi (İstanbul) ve arkadaşları

MADDE 89- 5682 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin (A) bendinde yer alan "kamu görevlilerine" ibaresi "kamu görevlileri ile birinci derece kadro ile emekliliğe hak kazanmış olan belediye başkanlarına ve vakıf üniversitelerinin öğretim üyelerine" şeklinde değiştirilmiş ve aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

"Bir önceki yıl gelirleri itibariyle, tahakkuk eden yıllık kurumlar vergisi yönünden illerinde birinci, ikinci ve üçüncü olan kurumlar ile Türkiye genelinde ilk 250 arasına giren kurumların yönetim kurulu başkanlarına, tahakkuk eden gelir vergisi yönünden illerinde birinci, ikinci ve üçüncü olan mükellefler ile, Türkiye genelinde ilk 250 arasına giren mükelleflere tahakkuk eden verginin en az birinci taksitini ödemiş olmaları kaydıyla, bir önceki takvim yılında en az otuz milyon ABD Doları veya karşılığı döviz tutarı ihracat yapan firmaların yönetim kurulu başkanları ve genel müdürlerine bir yıl süreyle geçerli olmak üzere hususi damgalı pasaport verilir.

Süresi sona eren hususi damgalı pasaportların aynı şartlar dahilinde aynı süre ile yenilenmesi mümkündür. Bu hakkın kazanıldığı yıl kullanılması şarttır. Yukarıdaki paragraf uyarınca pasaport verilecek kişilerin belirlenmesine, bildirimine ve verilen pasaportların iptaline ilişkin usul ve esaslar Dış Ticaret Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanlık ile Dışişleri, İçişleri ve Maliye Bakanlıklarınca müştereken tespit edilir.”

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ EKREM ÇELEBİ (Ağrı) – Katılmıyoruz Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet?

BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önerge üzerinde Kocaeli Milletvekili Sayın Haydar Akar konuşacak. (CHP sıralarından alkışlar)

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; evet, bu torbada 148 madde var ama bu torbada toplumun temel problemlerini çözecek maddeler yok.

Yine, 89’uncu maddede pasaportlarla ilgili bir hüküm konmuş. Doğru mu buluyorum? Doğru buluyorum aslında. Konmalı mı? Konmalı. Ama yeterli mi? Değil. Niye? Baktığınız zaman pasaportlara, Türkiye’de 4 çeşit pasaport veriliyor. Bir tanesi normal pasaport, tüm vatandaşlara verdiğimiz, kamu görevi yapsın yapmasın, özelde çalışsın çalışmasın, normal vatandaşın alabileceği bir pasaport. Diğeri hususi pasaport, bunu da “yeşil pasaport” diye adlandırıyoruz. Birçok ülkede yok, bizim ülkeye istisnai bir durum var gibi gözüküyor. Bir de diplomatik pasaportumuz var, bu da “kırmızı pasaport” diye adlandırılıyor, bu, biraz daha ayrıcalıklı bir pasaport. Yine, bir de hizmet pasaportu var. Kamu görevi yapıp da yurt dışına kısa vadeli işlere kamu adına gidilirse, görevlendirilirse burada hizmet pasaportu veriliyor. Bunda da böyle girişlerde, çıkışlarda çok fazla sıkıntı olmuyor.

Ama başka bir şey var: Örneğin vakıf üniversiteleri var, değil mi? Yine, Türkiye Cumhuriyeti’nin Meclisi tarafından alınmış kararlar gereğince yine yüksek öğrenime tabi, kanunlarına tabi, sadece mali ve idari işlemlerde özerk olan vakıf üniversiteleri var ve bu vakıf üniversitelerinde öğretim üyeleri var. Neyi var? Araştırma görevlisi var, asistanı var, doçenti var, yardımcı doçenti var, profesörü var, kamu üniversitelerine baktığınızda orada da aynı tanımda, aynı pozisyonda insanlar var. Orada çalışan insanlar, orada çalışan hocalar, orada çalışan öğretim üyeleri belli dereceye gelince, 3’üncü dereceye gelince yeşil pasaporta hak kazanıyorlar ve pasaportlarını ceplerine koyuyorlar ama vakıf üniversitelerinde, yine Türkiye Cumhuriyeti tarafından kurulmuş, denetimi YÖK’e bağlı, bütün kuralları devlet üniversiteleriyle aynı olan üniversitedeki öğretim elemanları, hocalar bu haktan yararlanamıyorlar. Bu doğru bir şey değil.

Sadece bu da değil. Ben yıllarca özel sektörde çalıştım. Bakın, özel sektörde insanlar 657’ye tabi değildir. Devlete sırtını dayayıp “1’inci dereceye, 2’nci dereceye, 3’üncü dereceye ne zaman ineceğim?” diye hesaplamazlar. Bu devlete hizmet eden, yıllarca çalışmış, ihracat yapan çok başarılı fabrika müdürleri, çok başarılı üretim müdürleri, teknik müdürler, genel müdürler var. Bu insanlar, sanki bu devletin insanı değilmiş gibi, sanki bu devlete hizmet etmiyorlarmış gibi, kamudaki bir genel müdür daha güvenilir ama özel sektördeki bir genel müdür güvenilir değil, o yeşil pasaport alamaz. Böyle bir usul olabilir mi?

Ben hanımımdan dolayı, eşimden dolayı, öğretmen olduğu için, 3’üncü dereceye düştüğü için yeşil pasaport almıştım, mesleğim olarak “öğretmenin kocası” yazıyordu, “öğretmenin kocası” yazıyordu meslek olarak. Böyle bir şey olabilir mi? Ben özel sektörde çalışıyorum diye bu yeşil pasaportu niye alamıyorum? Bunu sormak lazım. Bunca özel sektör… Türkiye’nin ihracatıyla övünüyorsunuz. İşte bu önergede, Cumhuriyet Halk Partisi bu önergede, aslında kısıtlı da olsa -ben daha da genişletilmesi taraftarıyım- özel sektörde başarılı olan fabrika müdürleri, üretim müdürleri, teknik müdürler, mühendisler… Otuz sene mühendislik yapabilir, illa müdür olması gerekmiyor, niye bu hakkı kazanamıyor? Yani 657’ye sırtını dayayacaksın… Bir kamu devleti gibi yönetiliyoruz, kamu personeli tarafından yönetilen bir devlet anlayışımız var. Böyle bir anlayış olabilir mi? Yıllarca insanlar devlete hizmet edecek, üretecek, yeni yeni şeyler bulacak, Türkiye’nin kalkınmasına katkı sağlayacak ama siz diyeceksiniz ki: “Kamuda çalışmıyor, bu güvenilir bir insan değil, buna normal pasaport verelim. Araştırılsın, bakılsın, vizeden geçsin ve öyle gitsin.” Ben yeşil pasaportla yurtdışına giderken benim genel müdürüm her hafta veya on beş günde bir, yirmi günde bir vize almak zorunda kalıyordu, bunlarla uğraşıyordu. Böyle bir şey doğru değil. Onun için de bir kanun yapılırken, bir şey kanuna ilave edilirken bütün detaylarıyla araştırılmalı, doğru olan yapılmalı.

Yine burada eksik… Bu eksiği bu önergeyle -bir kısmını- tamamlayabiliriz diye düşünüyorum. Onun için bu önergemize katılmanızı ve “evet” oyu vermenizi diliyorum.

Dediğim gibi, çok önemli. Özellikle vakıf üniversitelerindeki öğretim üyeleri… İçinizde birçok öğretim üyesi var, iktidar partisinde. Bunların illa devlette görev yapması gerekmiyor, devlet tarafından kurulmuş vakıf üniversitelerinde de görev yapabilirsiniz. Onun için de orada sağlanan haklar, o öğretim üyelerine, profesörlere, doçentlere, araştırma görevlilerine, yeterli hizmet süresi var ise ve devlet üniversitelerinde nasılsa bunun kriteri aynı kriterde bunlara da verilmeli. Ayrıca, yargıda savcıya veriyorsunuz, hâkime veriyorsunuz, aynı görevde sacayağının üçüncü ayağı olan avukatlara vermiyorsunuz, bu da doğru bir anlayış değil. Onun için bu kanun tekrar ele alınmalı, gözden geçirilmeli ve mağduriyetler giderilmeli diyorum, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 89’uncu maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Erkan Akçay (Manisa) ve arkadaşları

MADDE 89 – 5682 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin (A) bendinde yer alan “kamu görevlilerine” ibaresi “kamu görevlileri ile birinci derece kadro karşılığı emekliliğe hak kazanmış olan belediye başkanları ile büyükşehir statüsündeki illerin önceki belediye başkanlarına” şeklinde değiştirilmiştir.

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ EKREM ÇELEBİ (Ağrı) – Katılmıyoruz Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet?

BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önerge üzerinde Sayın Mehmet Erdoğan konuşacak, Muğla Milletvekili.

Buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)

MEHMET ERDOĞAN (Muğla) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz 639 sıra sayılı torba Kanun Tasarısı’nın 89’uncu maddesi üzerinde vermiş olduğumuz değişiklik önergesi hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Sözlerime başlarken bazı hususlara değinmek istiyorum. Suriye’den gelenlerin ülkemize sığınması konusunda Türk milletinin alicenaplığını suistimal eden iktidar, Suriye’den gelen Müslüman kardeşlerimize gereken cömertliği ve hoşgörüyü göstermiş ve sosyal yapıyı bozma riskine rağmen, pasaportsuz ve izinsiz bir şekilde bu misafirlerin ülkenin her köşesine dağılmasına vesile olmuştur.

Ülkemizin dört köşesine dağılan Suriyeli mülteciler kaçak işçi simsarlarına malzeme olmaktadır. Bu durum, ülkemizde zaten var olan işsizliği daha da artırmaktadır. Ancak, aynı iktidar, Irak’tan, Suriye’den PKK’nın bir kolu olan PYD zulmünden kaçan, Başbakanın terör örgütü bile demekten çekindiği zalim örgüt IŞİD’in katliamlarından kaçan Türkmenlere bu hassasiyeti göstermemiştir. Bir zamanlar Türkmenlere katliamı reva gören sapkın teröristlerin toplantılarını ülke sınırları içinde tertipleyen Hükûmet, bu vatanın öz evladı olan Türkmenlerin feryatlarına âdeta kulaklarını tıkamış, IŞİD’in katliamlarını görmezden gelmek için gözlerini kapatmıştır. Allah’tan, Türklük gurur ve şuurunu yüreklerinde taşıyan, İslam ahlak ve faziletini ruhlarında barındıran insanlar var ki koskoca Hükûmetin yapamadığı yardımı Kerkük’e kadar götürerek soydaşlarımıza iletmiştir. AFAD’ın geçemediği sınırları geçmiş, Başbakanın aziz dostu, PKK hamisi Barzani’nin peşmergesinin baskısına “Eyvallah.” dememiş birileri var bu memlekette. Oradaki Müslüman kardeşlerin dertleriyle dertlenen, öldürülen bebeklerin acısını kalbinin en derininde hisseden Türk milliyetçileri soydaşlarının yanında olmuştur. Milliyetçiliği ayaklar altına alanlar tarafından morg bekçisi olmakla suçlanan, “Fatiha okumasını bilmez bunlar.” iftiralarıyla karşılaşan Türk milliyetçileri, bu zor günlerde Müslüman kardeşlerinin, soydaşlarının yanında olmuş, olmaya da devam edecektir. Bu vesileyle, Türk milletinin yardımlarının Kerkük’teki soydaşlarımıza iletilmesinde emeği geçen Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfına şükranlarımı sunuyorum.

Şimdi, değerli arkadaşlar, bu torba kanunun çıkış noktasını hepimiz biliyoruz. Soma’da yaşanan elim facianın ardından sunulan önerilerle bu çalışma başlatıldı ve içine bir sürü kanunda değişiklik öngören teklifler eklendi. Torbadaki bazı kanunların elzemliği noktasında hemfikiriz ancak bazılarının ise sadece Cumhurbaşkanlığı seçimine yönelik şirinlikler içerdiğini de hepimiz görüyoruz. Bu değişiklikler de onlardan bir tanesidir. Yani, bu değişikliğin Soma’daki faciada hayatını kaybeden vatandaşlarımızın yakınlarıyla ne ilgisi bulunmaktadır? Bu değişikliğin yeni facialar yaşanmamasıyla ilgili alınması gereken önlemlerle ne alakası vardır? Acıların en büyüklerinden birisini yaşayan milletimiz dört gözle acılı ailelerin mağduriyetlerinin giderilmesini, yeni faciaların önlenmesi için gerekli tedbirlerin alınmasını beklerken, konuyla ilgisi olmayan, alakasız değişikliklerin gündeme getirilmesi, Meclis gündeminin lüzumsuz yere meşgul edilmesi çözümü geciktirmektedir.

Değerli milletvekilleri, bilindiği gibi, mevcut Pasaport Kanunu’na göre, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tabi olarak 1’inci, 2’nci ve 3’üncü derece kadrolarda çalışanlar ve emeklileri yeşil pasaporttan istifade etmektedirler. Sadece mevcut il ve ilçe belediye başkanlarına da görevleri süresince yeşil pasaport, hususi damgalı pasaport verilmektedir. Burada maksadımız emekli belediye başkanlarına hususi damgalı pasaport vermekse seçimle göreve gelen belediye başkanlarımız için niye 1’inci dereceden emekli olma şartı tartışılmaktadır? Yani, çalışırken yeşil pasaport hakkına sahip olan il ve ilçe belediye başkanlarının görevleri sona erdikten sonra da eski belediye başkanı olarak bu haklardan faydalanabilmesi sağlanmalı ve burada herhangi bir ayrıma sebebiyet verilmemelidir. Yani, belediye başkanlarının, 657 sayılı Yasa’yla irtibatlı olanların meselesi çözülürken diğerleri bundan istifade edemeyecektir. Gelin fırsat varken bu yanlışlığı burada çözelim. Ayrıca, yurdumuzun dört bir yanında fedakârca görev yapan il genel meclisi üyeleri ve büyükşehir belediye meclisi üyeleri de kendilerine yeşil pasaport verilmesini beklemektedir. Gelin il genel meclisi üyelerimizin ve büyükşehir belediye meclisi üyelerimizin bu sorununu hep birlikte çözelim.

Ayrıca, vakıf üniversitelerinde görev yapan öğretim üyeleri de memur statüsünde olmadıkları için yeşil pasaport alamamaktadır. Birçok bilimsel çalışmaya katılan vakıf üniversitesinde çalışan öğretim üyelerinin de bu sorunu muhakkak çözülmelidir. Bunlar da kamu görevi yapan insanlardır ve bunlar da bu ülkeyi temsilen dünyanın değişik yerlerinde birçok bilimsel toplantıya katılmaktadır. Rektörler de dâhil olmak üzere bu haktan istifade etmelerini bir an önce sağlayalım.

Bu duygularla hepinize teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Biz de teşekkür ederiz Sayın Erdoğan.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, 90’ıncı maddede üç adet önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı'nın, 5/12/1951 tarihli ve 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 47 nci maddesinde değişiklik öngören 90'ıncı maddesinde geçen "Türkiye'de veya Türkiye dışında Türk vatandaşları" ibaresinden sonra gelmek üzere "ve 1980'den günümüze politik muhaliflik sebebiyle yurtdışına çıkmış, çıkmak zorunda bırakılmış ve vatandaşlıktan çıkmış/çıkarılmış olanlar" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                 İdris Baluken                                       Erol Dora                                      Pervin Buldan

                       Bingöl                                              Mardin                                                Iğdır

                   Nazmi Gür                                      Hasip Kaplan                                  Sebahat Tuncel

                         Van                                                 Şırnak                                              İstanbul

                   Adil Zozani

                      Hakkâri

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, şimdi okutacağım iki önerge aynı mahiyette olduğundan önergeleri birlikte işleme alacağım. Talep hâlinde ayrı ayrı söz vereceğim.

Şimdi aynı mahiyetteki önergeleri okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 90 ıncı maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

                  Erkan Akçay                                S. Nevzat Korkmaz                           Kemalettin Yılmaz

                      Manisa                                              Isparta                                        Afyonkarahisar

               Mesut Dedeoğlu                               Mustafa Kalaycı                                Özcan Yeniçeri

              Kahramanmaraş                                       Konya                                               Ankara

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 90. maddesinin metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

             Rahmi Aşkın Türeli                           Osman Oktay Ekşi                            Mehmet Ali Susam

                        İzmir                                              İstanbul                                              İzmir

                   Levent Gök                                 Ayşe Nedret Akova

                      Ankara                                            Balıkesir

BAŞKAN – Önergelere katılıyor musunuz Komisyon?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ EKREM ÇELEBİ (Ağrı) – Katılmıyoruz Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet?

BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önerge hakkında İstanbul Milletvekili Sayın Oktay Ekşi konuşacak.

Buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

OSMAN OKTAY EKŞİ (İstanbul) – Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri…

Sayın Başkan, önce, izninizle, söz aldığım maddeden daha önce, izninizle, Başkanlık Divanının, özellikle zatıdevletlerinin tutumuyla ilgili bir iki düşüncemi Genel Kurulla paylaşmak istiyorum ve tabii, sözlerim de doğruca sizi hedef alacak Sayın Başkan.

Sayın Başkan, Genel Kurulun yönetiminde hem sizin hem de burada olmadıkları için isimlerini ifade etmek istemediğim başka başkan vekillerinin tutumu, Genel Kurulun kendilerinden beklediği dikkati sanki ihtiva etmiyormuş gibi geliyor. Bu konudaki dikkatsizliği, sizin müsamahanıza sığınarak, Genel Kurulun dikkatine sunmak istiyorum. Zaman zaman, sizin oturduğunuz yerde bulunan başkan vekilleri yani yönetimin, Genel Kurulun başkanları kendilerini ön plana alan beyanlarda bulunuyorlar.

Nitekim, bugün, bir saygıdeğer milletvekilimiz sizden söz istedi, siz yanıt olarak kendisine “Ben istediğim zaman söz veririm, istemezsem vermem.” dediniz.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) – Başkanın takdir yetkisi var.

OSMAN OKTAY EKŞİ (Devamla) – Saygıdeğer Başkan, sizin böyle bir beyanda bulunmaya bence iki nedenle hakkınız yok. Birincisi, “ben” beyanı Başkanlık Divanını dışlayan bir beyandır. Başkanlık Divanı, kâtipleriyle, başkan vekiliyle birlikte bir bütündür ve başkan vekilliği makamında oturan insan ancak Başkanlık Divanı adına beyanda bulunabilir, “ben” deme hakkı yoktur.

İkincisi, sanıyorum ki sizin -bildiğim kadarıyla da- hukukçu kimliğiniz söz vermeme konusundaki gerekçenizi “Ben istersem veririm, istemezsem vermem.” şeklinde ifade etmenize engel olmak gerekir. Siz, ancak “İç Tüzük’ün şu maddesi gereğince bu konuda size söz veremem.” deme hakkına sahipsiniz. Onun dışındaki beyanlar, Başkanlık Divanının adına ifade edilmiş hususlardaki beyanlar “ben” ve “isterim” veya “istemem”, “keyfim isterse o kararı veririm” sonucunu doğuracak şekilde olmamak gerekir.

BAŞKAN – Sayın Ekşi, lütfen konuya gelir misiniz. Birinci ihtarım.

OSMAN OKTAY EKŞİ (Devamla) – Sayın Başkan, benim…

KAMER GENÇ (Tunceli) – Milletvekili istediği gibi konuşur be! Ne ihtarı!

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Son derece kibar konuşuyor sayın Başkanım, müsaade buyurun.

OSMAN OKTAY EKŞİ (Devamla) – Sayın Başkan, milletvekilinin konuşma hakkına sanıyorum ki siz de saygı gösterirsiniz.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Oradan in o zaman.

BAŞKAN – Siz devam edin lütfen.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Son derece kibar konuşuyor efendim.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Haydi, ihtar et bakalım! İhtara alışmışsın sen.

OSMAN OKTAY EKŞİ (Devamla) – Saygıdeğer Başkan, Genel Kurulu acemi bir öğretmenin…

KAMER GENÇ (Tunceli) - Seni orada oturtmazlar o yönetim tarzınla, seni oturtmazlar oraya!

OSMAN OKTAY EKŞİ (Devamla) – …haylazlar sınıfına girip de onları terbiye etmeye kalkması gibi bir üslupla yönetmek…

KAMER GENÇ (Tunceli) – Bir de gülüyorsun çok büyük marifetmiş gibi!

OSMAN OKTAY EKŞİ (Devamla) – Bu, Türkiye Büyük Millet Meclisinin Genel Kurulunun yapısına da, bu Meclisin kimliğine de uygun bir tutum değildir.

Hem sizden hem de sizin gibi davranan başkan vekillerinden istirham ediyorum. Milletvekillerinin üslubu konusunda, zannediyorum sizin de orada burada ifade ettiğiniz şikâyet sözleri vardır. O sözlerin yerine oturabilmesi için Başkanlık Divanının hepimize örnek olması lazım. Bunu dikkatinize sunmak istedim birinci nokta olarak Sayın Başkan.

İkinci husus: Sayın milletvekilleri, buraya getirilen, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 47’nci maddesini değiştiren madde, aslında, elli üç senedir yürürlükte bulunan maddenin hangi nedenle değiştirilmiş şekilde buraya getirildiğini göstermiyor. Tamamen keyfî bir şekilde, Bakanlar Kurulunun yayınlanmış bazı eserlere el koyup tekel uygulamasını sonuçlandıracak ve fikir haklarına ciddi şekilde saldırı teşkil edecek nitelik taşıyor. Aslında, yürürlükte bulunan yasanın hükümleriyle ilgili uygulama devam etseydi, şikâyete sebep olan hiçbir husus yoktu.

Nereden çıktığı belli değil, niçin getirildiği belli değil, tamamen keyfî bir şekilde birilerinin… Eğer e-maillerden anlaşıldığı doğruysa, mesela “Saidi Nursi’nin eserlerinin Bakanlar Kurulu tarafından tekel altına alınmasını hedef alıyor.” deniyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OSMAN OKTAY EKŞİ (Devamla) – Bu böyle mi bilmiyorum ama ne olursa olsun fikir haklarına saldırı teşkil ettiği için önergemizin kabulünü istirham ediyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Ekşi.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) – Sayın Başkan, aynı mahiyetteki önergeleri görüştürdünüz, sizin ayrı ayrı oylama yapmanız…

BAŞKAN – Pardon, özür dilerim.

Cumhuriyet Halk Partisinden konuşan oldu. Şimdi MHP'den bir konuşmacıyı çağıracağım, Sayın Yusuf Halaçoğlu konuşacak.

Yalnız, Sayın Halaçoğlu, siz konuşmadan önce bir çift laf da ben etmek istiyorum:

Ben, İç Tüzük’e dayanarak Meclisi idare etmeye çalışıyorum.

KAMER GENÇ (Tunceli) – İç Tüzük’ü hiç bilmiyorsun.

BAŞKAN – Eğer İç Tüzük’e uygun bir davranışım yoksa, bulunmuyor ise veya yapmadıysam…

KAMER GENÇ (Tunceli) – Çok keyfî yönetiyorsun meclisi, çok keyfî yönetiyorsun.

BAŞKAN - … buradaki muhalefet partileri çok dikkatli bir şekilde beni izlerler ve hemen usul tartışması açarlar.

Sayın Ekşi, size de kısacık şunu söyleyeyim: Olabilir, bazı nedenlerden dolayı Meclise çok sık gelmiyorsunuz ama buranın İç Tüzük’ü, teamülleri çok farklıdır. Bu, devamla ancak öğrenilebilecek bir şeydir.

MUSA ÇAM (İzmir) – Bu olmadı Başkan, bu olmadı.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) – Oldu mu şimdi Sayın Başkan?

MEHMET GÜNAL (Antalya) – Özrün kabahatinden büyük oldu Başkan.

BAŞKAN - Bu tartışmanızı usul tartışması olarak yapsaydınız, usul tartışması açsaydınız zamanında söylediğiniz olayla ilgili olarak, daha anlamlı olur diye düşünüyorum…

ALİM IŞIK (Kütahya) – Şimdi açarsınız siz de.

MEHMET GÜNAL (Antalya) – Ne gerek var Başkanım bunlara?

BAŞKAN - …ve bu konuyu burada kapatıyorum çünkü siz beni eleştirdiniz, ben de size karşı olan eleştirilerimi söyledim.

Teşekkür ederim. Bu konuyu lütfen burada kapatalım.

OSMAN OKTAY EKŞİ (İstanbul) – Sayın Başkan, söz istiyorum efendim.

MUSA ÇAM (İzmir) – Oktay Bey’i devamsız öğrenci kategorisine soktunuz.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Başkan, sataşma yaptın, sataşma.

OSMAN OKTAY EKŞİ (İstanbul) – Sayın Başkan, söz istiyorum efendim.

BAŞKAN - Evet, aynı mahiyetteki diğer önerge üzerinde Kayseri Milletvekili Sayın Yusuf Halaçoğlu konuşacak.

OSMAN OKTAY EKŞİ (İstanbul) – Sayın Başkan, ben söz istiyorum.

BAŞKAN – Buyurun.

OSMAN OKTAY EKŞİ (İstanbul) – Bana sataşan sözler söylediniz.

BAŞKAN - Ben size sataşmadım, sadece düşüncelerimi söyledim.

OSMAN OKTAY EKŞİ (İstanbul) – O nitelikte… Söz hakkımı istiyorum.

BAŞKAN - Ben size sataşmadım.

MUSA ÇAM (İzmir) – Oktay Bey’i devamsız öğrenci yaptınız, devamsız öğrenci!

OSMAN OKTAY EKŞİ (İstanbul) – Sayın Başkan, söz hakkımı kullanmak istiyorum. Hakkımda söylediğiniz…

BAŞKAN - Size sataşmadım ama size hürmeten, buyurun, yaşınızdan dolayı.

OSMAN OKTAY EKŞİ (İstanbul) – Teşekkür ederim.

Yanlışınız var.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Ağzından çıkan lafın anlamını anlamayacak derecede olaylar karşısında âcizsin.

MEHMET GÜNAL (Antalya) – Yaşına hürmetin var da niye konuşuyorsun Başkanım orada?

YILMAZ TUNÇ (Bartın) – Oktay Bey devam ediyor, ben şahidim, komisyona bile geliyor.

AHMET YENİ (Samsun) – Sayın Başkan, İç Tüzük’te yaştan dolayı söz verilmiyor.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Her sözü faullü ya, her sözü faullü!

VII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)

4.- İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi'nin, Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur Bahçekapılı’nın şahsına sataşması nedeniyle konuşması

OSMAN OKTAY EKŞİ (İstanbul) – Saygıdeğer Başkan, bendeniz sıraların belki arkalarında oturduğum için yüksek nazarınıza ulaşamıyorum ama bu Meclisin en fazla devam eden milletvekillerinden olduğumu, sanıyorum… (CHP sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar)

MEHMET GÜNAL (Antalya) – Arkadan geçenler görüyor.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) – Arkada oturur.

OSMAN OKTAY EKŞİ (Devamla) – …Adalet ve Kalkınma Partili milletvekili dostlarım da benim yanımdan geçerken gördükleri için, selamlaştığımız için teslim ederler. Önce, bu noktada dikkatinizi çekmek ve beyanınızın maalesef gerçeklerle uyumlu olmadığını ifade etmek istiyorum.

İkincisi, benim istirhamım hem sizden hem burada konuşan milletvekillerinden hem de Türkiye Büyük Millet Meclisinden söz eden herkesten, bu Meclisin sahip olduğu itibara saygılı olduklarını gösteren bir dil kullanmalarıdır. Bunu sizden istirham etmemin sizi zedelediğini, sizi rencide ettiğini düşünmüyorum ama eğer sizi rencide eden bir tarafı olduysa o kelimeleri ben geriye almaya hazırım. Burada zarafetin, burada nezaketin, burada saygının egemen olmasını istediğim için onları söyledim.

Hepinize saygı sunuyorum. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Herkesin saygısı kendi terbiyesindedir.

Evet, şimdi, Sayın Halaçoğlu, buyurun…

MEHMET GÜNAL (Antalya) – İllaki bir şey söyleyeceksin Başkanım ya, illaki söyleyeceksin!

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sen daha konuşulan kelimelerin ne anlama geldiğini kavramayacak kadar yoksunsun bazı şeylerden.

BAŞKAN – Sayın Ekşi, bana cevap vereceğinize, bir arka sıranızda oturan ve onun adına konuştuğunuz sayın milletvekilinin söylediklerini duyun, ondan sonra konuşun, olur mu?

KAMER GENÇ (Tunceli) – Benim ismim yok mu?

BAŞKAN – Bundan sonra öyle yapın.

Buyurun Sayın Halaçoğlu…

KAMER GENÇ (Tunceli) – Benim ismim yok mu, söylesene?

BAŞKAN – Esas saygı budur.

OSMAN OKTAY EKŞİ (İstanbul) – Sayın Başkan, bu sözlerinizle sadece beni teyit ediyorsunuz, üzgünüm ama beni teyit ediyorsunuz.

BAŞKAN – Buyurun.

VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)

4.- İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin’in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin’in; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı’nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman Milletvekili Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3 Milletvekilinin; Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya Güven ve 34 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Balıkesir Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile 20 Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi'nin; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer'in; Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin Şahin ve Önder Matlı ile 8 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören’in; Denizli Milletvekili Mehmet Yüksel ve Çorum Milletvekili Cahit Bağcı ile 37 Milletvekilinin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkereleri (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) (S. Sayısı: 639) (Devam)

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Teşekkür ederim.

Efendim, on saniyem her ne kadar gitmiş olsa da söylemek istediğim şeyler ondan daha kısa zaman içerisinde sonuçlanacak.

Değerli arkadaşlar, aslında bu 90’ıncı madde gerçekten dünyada eşi benzeri bulunmayan bir madde. Yani, dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde siyasal iktidarlara, fikir ve sanat eserleri üzerinde, hiçbir kamu yararı gözetilmeksizin, kayıtsız şartsız tasarrufta bulunarak eserleri müsadere etmek yetkisi veren bir başka kanun görülmemiştir, yoktur.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) – Yeni bir kavram!

YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) – Şimdi, şunu yapabilirsiniz: Kamuya veya millî değerlere sahip bir eski eseri millî kütüphanelerinizde muhafaza edersiniz, yayınlama hakkını siz belli bir ücret karşılığı verebilirsiniz ama siz başkalarının yayınlamasını engelleyecek bir tavır takınamazsınız.

İkincisi, bu maddeye bakalım: “Bakanlar Kurulu Kararı ile memleket kültürü için önemi haiz görülen eserler üzerinde ki haklar, hak sahiplerinin münasip bir bedel talep etme hakları saklı kalmak kaydıyla,…” “Münasip” kelimesini anlayamadım. “…eser sahibinin ölümünden sonra,…” Nasıl bir telif ödeneceğiyle ilgili kanun var çünkü. “…koruma süresinin bitiminden önce, kamuya mal edilebilir.”

Değerli arkadaşlar, benim bir eser yazdığımı düşünün. Benim eserimin kamuya mal edilmesi için devlet karar verecek; böyle saçma şey olur mu? Ben hayattayım, benim çocuklarım var, benim varislerim var; böyle bir saçmalık olabilir mi? Yani, Allah aşkına, ne yaptığınızı zannediyorsunuz ki? Dünyanın hiçbir yerinde olmayacak bir kanun teklifi getiriyorsunuz. “Bu hususta karar verilebilmesi için eserin, Türkiye’de veya Türkiye dışında Türk vatandaşları tarafından vücuda getirilmiş olması gerekir.” O zaman, şimdi, İran’da vücuda getirilmiş, millî kütüphanedeki bir eseri ne yapacaksınız? Ne kadar saçma bir şey getiriyorsunuz, farkında mısınız? Yani, Fransa’da, bizim, diyelim ki Osmanlı Dönemi’nde Balkanlarda yazılmış bir kitabı düşünün. Ne yapacaksınız bunu o zaman, bunun içerisine koymayacak mısınız? Diyelim ki bir Türk yazmadı, Osmanlı vatandaşı birisi yazdı.

ALİM IŞIK (Kütahya) – Amaçları o zaten Hocam, sen bunu bilmiyor musun? Onun için getiriyor.

MEHMET GÜNAL (Antalya) – Hocam, senin kitaba el koyacaklar, el koyacaklar vallahi!

ALİM IŞIK (Kütahya) – Zaten amaçları o, onun için getiriyor adam.

YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) – Böylesine saçma sapan bir şey olmaz. Diyelim ki ben aşiretlerle ilgili 6 cilt kitap yazdım. Kamu yararına da görülüyor. Şimdi, benim kitabıma el mi koyacaksınız? Ya böyle saçma bir şeyi nereden buluyorsunuz?

Tamam, Saidi Nursi’nin risalelerinden dolayı yaptığınızı biliyorum. Tamam kardeşim, risaleler gibi, daha da önemli başka bir eser söyleyeceğim size, o zaman onu da gasbedin; Kur’an-ı Kerim’i alın. Hayır, “kamu yararına” diyorsunuz. Bakın, alın…

ÖMER FARUK ÖZ (Malatya) – Cık cık cık…

YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) – “Cık cık” değil bu, “cık cık”la alakası yok.

YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) – Bakın, Kur’an-ı Kerim, çok daha, İslam dünyasının…

ÖMER FARUK ÖZ (Malatya) – Diyanet yapıyor onu.

YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) – Yapmayın. Bakın, ben size eserden bahsediyorum, kitaptan bahsediyorum. Demek ki Kur’an-ı Kerim’i siz sadece devlet olarak mı basacaksınız, insanların basmasına izin vermeyecek misiniz? Yapmayın, yanlış yapıyorsunuz. Böyle bir şey olmaz.

İHSAN ŞENER (Ordu) – Kontrollü olması lazım.

YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) – Kontrol…

Bakın, diyorum: Dünyanın her ülkesinde millî kütüphanelerdeki eserlere -onların izniyle- devlet belli bir ücret karşılığında izin verir ve herkes, isteyen herkes yayımlayabilir. Mesela, XIV. Louis’in “İstanbul’u Fetih Projesi” adı altında bir kitabı vardı Bibliotheque Nationale’de, Fransa’da. Ben, kitabın önce hem fotokopisini, mikrofilmini satın aldım; yayın hakkını ayrıca bir daha satıyorlar, onu da satın aldım.

İHSAN ŞENER (Ordu) – Hocam, Kur’an-ı Kerim’i diğer kitaplarla karıştırmayın.

YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) – Kardeşim “Kitaplarla karıştırmayın.” değil. Yani “Risale-i Nur herkesin işine yarıyor da Kur’an-ı Kerim yaramıyor.” mu demek istiyorsunuz?

İHSAN ŞENER (Ordu) – Hayır Hocam, kontrolsüz basılmaz.

YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) – Yapmayın, hayır, bakın, benim söylediğimi anlamaya çalışın önce, benim söylediğimi anlamaya çalışın.

Şimdi, herkesin ihtiyacı olan, her Müslüman’ın ihtiyacı olan Kur’an-ı Kerim’i siz ötekilerden daha mı az aşağıda görüyorsunuz yani onu mu anlatmaya çalışıyorsunuz?

İHSAN ŞENER (Ordu) – Estağfurullah!

ÖMER FARUK ÖZ (Malatya) – Aman Hocam, aman!

YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) – Yapmayın, benim verdiğim örnek çok ciddi bir örnek. Diyorum ki bu gibi şeyler, bakın, yanlışlığa götürür, yanlış yaparsınız. Bunların engellenmesi veya birileri tarafından basılmak isteniyorsa bunların basımının önüne geçilmesi matbaanın yasaklanması gibi bir şeydir, yapmayın. Kültür değerlerimizi yaymanın en güzel yolu, herkesin, isteyen herkesin denetimli bir biçimde basımına izin verilmesini sağlamaktır. Siz yasaklarla bir yere varamazsınız. Birileri yanlış yapıyorsa da bu yanlışı, bütün herkesi o yasağın içerisine dâhil ederek çözemezsiniz. Bundan dolayı bu maddenin, göreceksiniz, önümüzdeki günlerde, çok yanlış olduğunu siz de tespit edeceksiniz.

Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Aynı mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önergeler kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı'nın, 5/12/1951 tarihli ve 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 47 nci maddesinde değişiklik öngören 90'ıncı maddesinde geçen "Türkiye'de veya Türkiye dışında Türk vatandaşları" ibaresinden sonra gelmek üzere "ve 1980'den günümüze politik muhaliflik sebebiyle yurtdışına çıkmış, çıkmak zorunda bırakılmış ve vatandaşlıktan çıkmış/çıkarılmış olanlar" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Erol Dora (Mardin) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ İLKNUR DENİZLİ (İzmir) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet?

BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Önerge üzerinde Adil Zozani konuşacak, Hakkâri Milletvekili.

Buyurun. (HDP sıralarından alkışlar)

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Hükûmet üyeleri, sayın iktidar partisi milletvekilleri; bu maddeye açık açık şunu yazsaydınız, deseydiniz ki: “Bediüzzaman Saidi Kürdi’ye ait eserlere el koyuyoruz. Devlet dışında hiç kimse bu eserlerin basımını ve yayımını gerçekleştiremez.”Bunu deseydiniz maksat hasıl olurdu, bu kadar kargaşaya gerek kalmazdı.

VAHAP SEÇER (Mersin) – Hiç tartışmaya gerek kalmazdı.

ADİL ZOZANİ (Devamla) – Açık açık maksadınız bu, bu şekilde ifade etseydiniz. Yani, bu da çözüm değil ama bu şekilde koysaydınız en azından maksadınız açık açık ortaya çıkmış olurdu.

Bunun yerine şöyle bir şey yapsanız daha hayırlı bir iş yapmış olmaz mıydınız: “Bu ülkenin değerleri, bu ülkenin kültürel altyapısına zemin hazırlayan kültürel değerleri, fikir ve sanat eserleri üzerinde hiçbir şekilde tahrifat yapılamaz.” deseydiniz daha doğru bir iş yapmış olmaz mıydınız? Daha doğru bir iş yapmış olurdunuz.

Bediüzzaman Saidi Kürdi’ye ait risaleler Türkiye’de tahrif edildi, ters yüz edildi. Bediüzzaman’a ait olmayan şeyler Bediüzzaman’a aitmiş gibi bu eserlerin içine dâhil edilerek basıldı, dağıtıldı. Bunun önüne geçseydiniz. 1986 baskılarına bakın, Bediüzzaman Saidi Kürdi’ye ait risalelerde tahrifat yapıldı, açık açık tahrifat yapıldı. Merak ediyorum, siz basınca, devlet basınca, Kültür Bakanlığı basınca bu eserleri, bu tahrifat ortadan kalkacak mı? Bediüzzaman’ın hiçbir eserinde “şark vilayeti” geçmez, orijinal el yazmalarında, hiçbir yerde “şark vilayeti” kavramı yoktur, “Kürdistan” vardır. Ama, 1986’dan sonra yapılmış bütün baskılarda “Kürdistan” çıkarıldı, yerine “şark vilayetleri” konuldu. Bu tahrifatın önüne geçecek misiniz? Siz basınca, Hükûmet basınca, Bakanlık basınca böyle diyecek misiniz, merak ediyorum. O “şark vilayetleri” kavramını çıkarıp yerine Bediüzzaman’ın kendi kaleminden çıkan tanımlamayı koyacak mısınız, koymayacak mısınız? Bunu yapacaksanız “bravo” derim size.

Konuyu da sadeleştirin, bu kadar genelleştirmeyin. Sayın Halaçoğlu’na bu noktada katıldığımı ifade etmek isterim. Evet, bu iş Kur’an’ı müsadere etmeye kadar götürür sizi. Bu kadar açık bir başlık tutuyorsunuz, bu kadar genişlikte bir düzenleme yapıyorsunuz; bu doğru değil.

Bir şey daha, mademki Risaley-i Nur’dan başladık bu meseleye: Geçen sene de gündeme getirdik, mezarının yerini de söyledik burada, bu kürsüde Bediüzzaman’ın mezarının yerini de size söyledik. Mezarını ortaya çıkarın. Bediüzzaman’ı sevenler, Bediüzzaman’ın türbesine gidip bir dua okuyabilsinler. Niye bunu esirgiyorsunuz?

Bakın, bir yıldır sizden bir cevap bekliyoruz bu konuda. Bir yıldan fazla bir süredir, biz bu kürsüde bunu dile getirdik, Isparta’da olduğunu söyledik size, köyün adını dahi verdik, niye bu konuda bir adım atmadınız? Gelin bu konuda bir adım atın. Isparta milletvekilleri yeri de biliyor, gelsin söylesin burada.

İkinci önemli bir husus, bakın, benden önce konuşan bizim hatip arkadaşlarımız dile getirdiler: Şengal’de bugün bir insanlık kıyımı, ikinci bir Kerbela vakası yaşanıyor. İnsanlar diri diri toprağa gömülüyor, bebeklerin kafası kesiliyor, insanlar açlıktan susuzluktan ölüyorlar, bu Meclis bir kelime bir şey sarf etmedi. Şengal ile Gazze arasında bir fark yoktur. Gazze’ye hassasiyetle davranan bu Meclis, Şengal’e, Şengal’de yaşayan Yezidi vatandaşlara da, insanlara da aynı mesafede, insani duyguyla yaklaşmak durumundadır. Ama anlıyorum ki siz bu konuda adım atamazsınız, özellikle iktidar partisi mensupları bu konuda adım atamazlar çünkü bir şey sarf ettikleri zaman Sayın Başbakanın iki yıl önce Elâzığ’da sarf ettiği sözü karşılarında göreceklerdir. Sayın Başbakan iki yıl önce, Ekim 2012’de, bizi eleştirirken Elâzığ’daki bir konuşmasında ne sarf ediyor? Diyor ki: “Bunlar Zerdüşt, Yezidi’dirler; ayin de yapıyorlar. Daha neler var kim bilir?” Evet, Sayın Başbakanın o gün “Zerdüşt” dedikleri…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ADİL ZOZANİ (Devamla) - …bugün Şengal’de yaşayan insanlar ve toplu kıyıma maruz kalıyorlar.

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

ADİL ZOZANİ (Devamla) – Biraz önce bir Yezidi milletvekilinin Bağdat Parlamentosundaki yakarışını burada…

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Zozani.

ADİL ZOZANİ (Devamla) – …sizlere dinlettik. Bu konuda bu Parlamentonun bir duyarlılık gösterip insani görevini yerine getirmesini bekliyoruz, hâlâ bu konuda söylenmiş bir şey yok. Sayın Başkan, başta sizin ve sonra da Parlamentonun diğer üyelerinin, grup başkan vekillerinin bu konuda bir duyarlılık sergilemesini bekliyoruz.

Ben teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkürler.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

İHSAN ŞENER (Ordu) - Bütün zulümlere karşıyız, bütün zulümlere!

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) – Başkan, onu kürsüde söyle, onu kürsüde!

İHSAN ŞENER (Ordu) – Söylerim.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) – İki yıl önceki Yezidiler bugün zulme maruz kalıyorlar. Siz Yezidi diye suçluyordunuz.

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Kütahya Milletvekili Alim Işık ve arkadaşlarının yeni madde ihdasına dair bir önergesi vardır. Önergeyle 6136 sayılı Kanun’da değişiklik öngörülmektedir. Ancak, 6136 sayılı Kanun görüşülmekte olan tasarıya konu bir kanun olmadığından, İç Tüzük’ün 87’nci maddesi gereği önerge işleme alınamayacaktır.

ALİM IŞIK (Kütahya) – Sayın Başkanım, bu torba kanuna her madde giriyor da bu niye giremiyor? Acil bir konu bu.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Torba doldu mu Başkanım?

BAŞKAN – Sayın Işık, torba da olsa torbaya burada kanun eklemeniz için torbada o kanunla ilgili hüküm ve düzenleme bulunması gerekiyor. Böyle.

ALİM IŞIK (Kütahya) – Sayın Başkan, torbada olmayan kanunların burada eklendiğini siz de biliyorsunuz. Hükûmet tarafından gelince oluyor da niye bizden…

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) – Sayın Başkan, hangi sürede bunu incelediniz ya?

BAŞKAN – Ben grup başkan vekilliği yaptım Zozani, bunu bilirim. Tamam mı, ben bu işi biliyorum.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) – Hangi sürede incelediniz? 108 madde geçti, gerçekten yok mu?

BAŞKAN - Dört sene grup başkan vekilliği yaptım ben, tamam, hadi! (CHP, MHP ve HDP sıralarından gürültüler)

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) -“Hadi” demenize gerek yok!

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Olmadı Başkan, olmadı! Yakışmadı!

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, 91’inci maddede dört adet önerge vardır, okutuyorum…

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) – Sayın Başkan, geri alacaksın lafını.

BAŞKAN – Tamam, geri aldım.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) – Hayır, o zaman duyulacak şekilde geri alınız.

BAŞKAN – Tamam, geri aldım, tamam.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

639 sıra sayılı Kanun Tasarısının 91 nci maddesi ile 6200 sayılı Kanuna eklenen ek 6 ncı maddesinin dördüncü fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                Nurettin Canikli                                    Erkan Akçay                                 Mehmet Doğan Kubat

                      Giresun                                              Manisa                                              İstanbul

               Osman Aşkın Bak                                    Recep Özel                                        Yılmaz Tunç

                      İstanbul                                              Isparta                                                Bartın

"Su yapılarının mevzuata ve onaylı projesine aykırı yapılması halinde, bu durumun düzeltilmesi için yetkili denetim şirketinin DSİ'ye yazılı bildirimi üzerine DSİ tarafından yatırımcıya en fazla 30 gün eksiklikleri düzeltme müddeti verilir. Mevzuata ve projeye aykırılığın giderilmemesi halinde verilen sürenin sonunda veya acil hallerde derhal DSİ işi kısmen veya tamamen durdurur."

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı'nın, 18/12/1953 tarihli ve 6200 sayılı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanuna ek madde eklemeyi öngören 91. Maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz

                  İdris Baluken                                        Erol Dora                                        Pervin Buldan

                       Bingöl                                               Mardin                                                Iğdır

                    Nazmi Gür                                      Sebahat Tuncel                                     Hasip Kaplan

                         Van                                                İstanbul                                               Şırnak

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, şimdi okutacağım iki önerge aynı mahiyette bulunduğundan önergeleri birlikte işleme alacağım, talep hâlinde ayrı ayrı söz vereceğim.

Şimdi aynı mahiyetteki önergeleri okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısının 91 inci maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz teklif ederiz.

                   Erkan Akçay                                     Özcan Yeniçeri                                   Mustafa Kalaycı

                       Manisa                                               Ankara                                               Konya

               Kemalettin Yılmaz                              S. Nevzat Korkmaz                                Mesut Dedeoğlu

                 Afyonkarahisar                                         Isparta                                         Kahramanmaraş

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 91. maddesinin metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

              Mehmet Ali Susam                                    Oktay Ekşi                                         Levent Gök

                        İzmir                                               İstanbul                                              Ankara

             Haluk Ahmet Gümüş                            Ayşe Nedret Akova                                    Musa Çam

                     Balıkesir                                            Balıkesir                                               İzmir

BAŞKAN – Okunan önergelere Komisyon katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ İLKNUR DENİZLİ (İzmir) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet?

BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Mehmet Günal, Antalya Milletvekili.

Buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)

MEHMET GÜNAL (Antalya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, burada, bu maddenin çıkarılmasını öneriyoruz. Yukarıda da konuştuk, arkadaşlarımız “Küçük bir düzeltme yapıyoruz.” diyor ama işin esası duruyor.

Şimdi, böyle bir anlayış mümkün değil. Neden bu madde geldi? Çünkü, daha önce 6111 sayılı Kanun’da bununla ilgili bir değişiklik yapılmıştı ve buna istinaden de -çok kısa söyleyeyim- Bakanlık, DSİ yönetmelik çıkardı; burada da denetim işlerini özel sektöre devretme öngörülüyor. İşin özeti bu.

Şimdi, değerli arkadaşlar, böyle bir şeyi ben gerçekten anlamıyorum. İptal gerekçesi ortada “Anayasa’nın 128’inci maddesine aykırı.” diyor. Anayasa’nın 128’inci maddesinde burada yapılan şeylere baktığımız zaman, “…kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler, memurlar veya kamu görevlileri eliyle görülür.” deniyor. E, şimdi, burada, sadece denetimin sonucundaki yaptırımı kendinize alarak -işin esası duruyor- “kurtardık” diye bakıyorsunuz. Bakın, bu durumda ne oluyor? Hem işi veren, ihaleyi veren, ihalenin sonuçlarını belirleyen, parasını siz ödemiyorsunuz, devletin açtığı bir… Bakın, şöyle bir şey olsa: Devlet bir ihale açsa anlayacağım. Bir özel şirket HES yapmış, bunlarla ilgili denetim yapılacak. Bu denetim işleminin parasını ilgili HES şirketi ödeyecek. Bakanlık ihaleyi açıyor, kime vereceğine karar veriyor, sonra parasını o şirketten alıp buraya tahsil ediyor. Böyle bir şeyi ben hayatımda ne duydum, ne gördüm. Nasıl bir şey yapıyorsunuz, ben anlamıyorum. Şimdi, burada bağımsız denetim şirketleri var, yeminli mali müşavirler var, yapı denetim şirketleri var. Sayın Bakan, ben anlamıyorum, yapı denetim şirketlerinin ihalesini Çevre ve Şehircilik Bakanlığı mı açıyor? Yani, sizin şirketinizi kimin denetleyeceğini, -eğer bir inşaat şirketiniz varsa- şirketinizde hangi YMM’yle çalışacağınızı Maliye Bakanlığı mı ihaleye girip de size bildiriyor? Yok. Yani, bütün iş güç bitmiş “Bu denetimi biz filanca şirkete mi verelim, şuna mı verelim? İhaleyi bu mu alsın?” Ha, sonra, sorduk Sayın Bakana “Ne kadar var?” diye. Ohoo, öyle güzel ballı kaymak var ki! Öğrendik ki 833 adet -yanlış hatırlamıyorsam, not almışım- şu anda özel sektörün devam eden projesi var yani bunun her biri denetlenecek, mevcutta da 832 depolama var, DSİ’nin de 622 tane yaptığı var. Yani, nereden baksanız 1.500’e yakın şirketin denetlenme potansiyeli var.

Ya, arkadaşlar, el insaf, el vicdan! Hem işi veren hem denetleyen hem parasıyla uğraşan hem standartlarını koyan aynı yer olur mu Sayın Bakanım? Yani, bu, gerçekten çok garip bir şey ya! Böyle bir şey nasıl buraya yazılıp da getiriliyor, ben bunu hâlâ anlayabilmiş değilim. Bakın, EPDK var. Burada Muhasebe Standartları Kurumu vardı, hepiniz hatırlarsınız, birleştirdik, bir Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumumuz var, denetim standartlarını belirliyor. Elektrik piyasasını düzenleme, denetleme görevi EPDK’da. Yani, peki, ben size şunu soruyorum… Siyaseten, gelip burada Başbakanlığa bağlı Sektörel İzleme ve Değerlendirme Genel Müdürlüğü kurup ortada -rahmetli DPT- Kalkınma Bakanlığının İktisadi Sektörler ve Koordinasyon Genel Müdürlüğü varken, sosyal sektörler varken, Ekonomi Bakanlığında bütün sektörlerin uzmanı varken, 402 tane “raportör” diye danışman alıyorsunuz. Verelim 400 tane müfettiş. Alalım kardeşim, müfettiş alın, denetlesin. “Denetleyemiyor EPDK.” Neden? “Elemanı yok.” Ya, nasıl elemanı yok? İşte, geliyorsunuz, bir seferde 40 bin öğretmen kadrosu veriyoruz. Yani, hiç gereksiz yere Başbakanlığa 402 tane raportör alıyorsunuz. Bütün herkes Başbakanlıkğa zaten hizmet etmek zorunda. Başbakanlık, koordinasyon birimi, o madde de gelecek.

Dolayısıyla, bunun iler tutar tarafı yok arkadaşlar. Böyle olunca bizim şu hakkımız doğuyor, hiç kızmayın: O zaman “Kim bu ihaleleri daha önce aldı? Bu şirketlerin içerisinde sizlere yakın olanlar var mı? Sayın Bakanın akrabalarına yakın olan var mı?” diye soracağız. Başka türlü bunun izahı yok. Aklı, mantığı, en küçücük bir denetim işlemi yapmış olan hiçbir kişi bunun böyle olmasına müsaade edemez. Onun için sizin aklınıza, vicdanınıza sesleniyorum. Bu maddenin böyle geçmesi, evliya torunu olsanız yarın sizi töhmet altında bırakır. O bakan kimse, o genel müdür kimse hiçbir şey olmasın, dört dörtlük ihale yapsın Sayın Bakanım, yarın hepiniz töhmet altında kalırsınız çünkü baş edemezsiniz. “Niye o şirketlere verildi? Niye buraya verilmedi?” diye herkes konuşur. Onun için, bu maddenin çıkarılması gerekiyor. İlgili bir şey varsa elektrik piyasasıyla ilgili kanunda da gerekli düzenlemeleri yaparak baştan yeni bir denetim standardı koymak gerekiyor diyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Diğer konuşmacı, İzmir Milletvekili Sayın Musa Çam. (CHP sıralarından alkışlar)

MUSA ÇAM (İzmir) – Sayın Başkan, Türkiye Büyük Millet Meclisinin saygıdeğer üyeleri; hepinizi selamlıyorum. 639 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 91’inci maddesi üzerinde vermiş olduğumuz değişiklik önergesi üzerinde söz almış bulunuyorum.

6200 sayılı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’a ek bir madde yapılmaktadır.

Değerli arkadaşlar, Devlet Su İşleri 1954 yılında kurulmuş, altmış yıllık geleneği olan çok önemli bir kamu iktisadi teşebbüsü, önemli bir devlet kurumu, ciddi yatırımlar yapmış, Türkiye'nin yüz akı olmuş bir kurum. yaklaşık olarak şu anda 4.502 mühendis çalışmaktadır, 7.900 civarında memur, 12 bin de işçisi var; toplam 20 bin personeli olan devasa bir kurum ve kuruluş.

Burada getirilen düzenlemeyi Plan ve Bütçe Komisyonunda açık ve net bir şekilde,çok ciddi bir şekilde tartıştık. Bir tanesini Sayın Vedat Demiröz’ün, öbürünü de Bursa Milletvekili Önder Matlı’nın getirmiş olduğu 2 önerge vardı. Sonra, birinin mükerrer olduğu ortaya çıktı. Uzun tartışmalar yapıldı. Vedat Demiröz’ün vermiş olduğu önerge üzerinde de bu tartışmayı uzun süre gerçekleştirdik. Bakanlığın ilgili yetkilileri oradaydı, genel müdür oradaydı, hukuk müşavirleri oradaydı. Bu getirilen önergeyle ne yapılmak istendiğini açık ve net bir şekilde sorduk ama Plan ve Bütçe Komisyonunu tatmin eden, memnun eden bir düzenleme olmadığını açık ve net bir şekilde gördük, net.

Bu düzenleme, Devlet Su İşlerinin şu anda yapması gereken, Anayasa’mızın 128’inci maddesi gereğince yapması gereken birtakım iş ve işlevleri tamamen özelleştiriyor arkadaşlar. Artık, Devlet Su İşleri birtakım görevleri yerine getirmeyecek, birtakım denetim ve organizasyon işlerini dışarıdan hizmet alımı marifetiyle gerçekleştirilecek ve böylelikle bu işler tamamen özelleştiriliyor.

Orada Devlet Su İşleri Genel Müdürü söyledi, şu anda 148 hidroelektrik santrali var ve bunların sadece 4 tanesini kamu yapıyor, diğerlerinin tamamını da özel sektör yapıyor. Şu ana kadar toplam 450 lisans verilmiş yani bunlar da önümüzdeki günlerde yapımına başlanacak olan hidroelektrik santraller.

Değerli arkadaşlar, bu kadar hidroelektrik santralin; 20 bin çalışanın olduğu Devlet Su İşleri Kurumunun kontrol etmesi, denetlemesi ve birtakım görevlerini yerine getirmesi gerekirken maalesef, bu düzenlemeyle bu yetki tamamen özel sektörün eline geçiyor. Bu konuyla ilgili Danıştayın vermiş olduğu bir karar var arkadaşlar. Danıştay, buna yürütmeyi durdurma kararı veriyor bu hizmetlerin alımıyla ilgili. Yetmiyor, Danıştay konuyu Anayasa Mahkemesine götürüyor, Anayasa Mahkemesi konuyu iptal ediyor, bu yönetmelikleri iptal ediyor ve Devlet Su İşleri Genel Müdürü diyor ki: “Biz bir heyetle Anayasa Mahkemesi Başkanına gittik, ziyaret ettik, derdimizi, meramımızı anlattık, o dert ve meram üzerine de bu yasal düzenlemeyi yaptık, Türkiye Büyük Millet Meclisine getirdik.” Doğru değil arkadaşlar. Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği, Danıştayın yürütmeyi durdurma kararı vermiş olduğu bu maddeyi şimdi burada, kanunen, kanuni bir düzenleme yaparak geçirmeye çalışıyorsunuz. Bu doğru değildir arkadaşlar, yapılan yanlıştır.

Şimdi, bakınız, Devlet Su İşlerinin kuruluş yasası var arkadaşlar. Onun 2’nci maddesinde, yapacağı işler açık ve net bir şekilde sıralanmış. Burada, müşavirlik hizmeti alacağına ilişkin bir düzenleme yok görevi arasında. Ek (r) maddesini okuyorum, burada verilen görevi: “İşletmeye açılan hidroelektrik santrallerin su kullanım hakkı anlaşmalarına uygun olarak işletilip işletilmediğini kontrol etmek, bunlarla ilgili her türlü hesap ve tahsilât işlemlerini yapmak.” Yani, bu görev bizzat Devlet Su İşlerine verilmiş durumda dolayısıyla teşkilat yasasındaki görevleri içerisinde değil.

Şimdi, Devlet Su İşlerinin teşkilat yasası içerisinde olmayan bu düzenlemeyi burada bir kanun maddesiyle düzenleyerek Devlet Su İşlerinin yapması gereken işleri tamamen özel sektöre açıyorsunuz ve özelleştiriyorsunuz.

Geçtiğimiz günlerde Sayın Veysel Eroğlu dedi ki: “Yeni bir su kanunu getiriyoruz.” Yeni bir su kanunu taslağı hazırlandı arkadaşlar. Bunlar hep peş peşe geliyor. Özelleştirme, Türkiye’nin kamu kurum ve kuruluşlarının ve yer altı ve yer üstü zenginliklerinin tamamen özelleştirilmesi ve peşkeş çekilmesine doğru giden bir yoldur, bir girizgâhtır, bu da bu maddelerden bir tanesidir. Şimdi Sayın Bakan açıkladı, su kanunu hazırlanıyor arkadaşlar. Kısmen ortalıkta dolaşıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MUSA ÇAM (Devamla) – Yaklaşık 32 maddelik bir kanun ve kırk dokuz yıllığına Türkiye’nin suları özel sektöre veriliyor ve özel sektöre peşkeş çekiliyor.

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Çam.

MUSA ÇAM (Devamla) – Bu nedenle, bu önergeyle bu maddenin çıkartılmasını talep ediyoruz.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Şırnak Milletvekili Sayın Hasip Kaplan, buyurun. (HDP sıralarından alkışlar)

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Bazen akıl dururmuş arkadaşlar ama yani çok büyük menfaat olunca uçar da!

KAMER GENÇ (Tunceli) – Büyük menfaatler olunca satılıyor, uçmuyor, satılıyor!

HASİP KAPLAN (Devamla) – Yani, öyle bir önerge geliyor ki Anayasa’yı yok sayıyor, İç Tüzük’ü yok sayıyor, komisyonlarda görüşülmüyor, korsan bir önerge geliyor ve bu torbanın içine giriyor. Torbanın içine giren korsan önerge Devlet Su İşleriyle ilgili. Düzenleme ek madde. Ek madde ve üstelik de Elektrik Piyasası Kanunu ve su kullanma hakkıyla ilgili maddelerde değişiklik yapılmasına dair. Dünyanın en plansız, en dağınık, en vahşi ırmaklarını, doğasını, kültürünü, turizmini mahveden HES projeleri AK PARTİ iktidarları döneminde verildi. Onun için, Başbakanın memleketi Rize’de anneler direniş bayrağını çekiyor, ırmaklarına, derelerine sahip çıkıyor. Tortumlu nine, kendisinin karşısına jandarmayı çıkaran güce diyor ki: “Elbet sırat köprüsünde karşılaşacağız.” Onun içindir ki Dersim’de Munzur Nehri’ne sahip çıkan binlerce insan 5 bin kişilik halay çekerek protesto ediyor. Onun içindir ki Allianoi’de insanlar hâlâ su altında bıraktıklarınızın hesabını unutmuş değildir. Gediz Nehri’ni perişan ettiniz, Ergene Nehri zehir akıyor, Dicle Nehri üzerinde Ilısu Barajı’yla 2014’ün sonlarında, Hasankeyf gibi tarihî bir değeri, on binlerce yıllık çeşitli medeniyetleri, Müslümanların, Hristiyanların, Süryanilerin, önceki başka dinlerin hepsinin ibadethanelerinin olduğu yerleri otuz senelik bir elektrik voltajına kurban ediyorsunuz. Aslında, çok düşünürseniz bunun IŞİD kafasından farkı yok. IŞİD de bir defada bitiriyor, bombalıyor camileri. Osmanlı Dönemi’nden camileri, Peygamber’in dönemindeki ibadethaneleri, Hristiyanların kiliselerini, ondan sonra da Ezidilerin ibadet yerlerini, her gittikleri yerleri mahvediyorlar, çökertiyorlar, medeniyeti, tarihin izlerini, Mezopotamya’nın köklerini kurutuyorlar, renklerini, insanlarını değil sadece.

Şimdi buradan bakıyoruz, Allah aşkına, ne yapmak istiyorsunuz? Devlet Su İşlerine bir torba kanunla bu yetkiyi verip kimi kayırmak istiyorsunuz? Zaten, bu HES barajlarıyla ilgili yapılan ihalelerin hepsi sağlıksız, hepsi tartışmalı ve Uludere-Beytüşşebap arasına yaptığınız 13 tane HES projesinin adına da “güvenlik barajı” derseniz, kargalar bile güler buna. Yapmayın arkadaşlar! Bakın, yakında Cizre barajını da yapacaksınız Şırnak’ta, GAP projesi. Ama, GAP’ın kırk yıllık umudu olan sulamayı yapamadınız, beceremediniz. GAP’ın temelini atan iktidarlara karşı hepimizin teşekkür borcu vardır ama bunu sürdüremeyenlere karşı da hesap sorma siyasetini sürdürmek durumundayız. Niye kırk yıldır Mardin Ovası’na kanallarla su taşınamadı? Şanlıurfa’da, yüzde 70 oy aldığınız bir yerde, Şanlıurfalı tarım üreticisi niye hâlâ elektrikle, sondajla Atatürk Barajı’nın 1 kilometre ötesinde su çıkarıyor? Bunun hesabını yapmadınız. Bu İşsizlik Fonu’ndan 17 milyar lira harcadınız; “Bunu denetlemeyin” diyorsunuz, “Kanalları denetlemeyin.” diyorsunuz, “Regülatörleri denetlemeyin.” diyorsunuz, “ihaleleri denetlemeyin.” diyorsunuz, “Yıkılan tahrip olan doğayı, kültürü denetlemeyin.” diyorsunuz. Zaten başıboş bir sisteme çevirdiniz, EPDK’ya mı bağlı, Enerji Bakanlığı mı sorumlu, Orman Bakanlığı mı sorumlu?

Sayın Savunma Bakanı burada, zaten en doğru, en ilgisiz Sayın Bakandı, onu da bugün getirmişler buraya, nöbetten mi bilmiyorum ama günahını almak istemiyorum yanlış yapıyorsunuz arkadaşlar, bu yanlış size de zarar verir. Çünkü, Türkiye’ye zarar veren her şey hepimize zarar verir. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Aynı mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önergeler…

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, maddeyi oylamadan önce, bu şirket yani bu denetimi yapacak kişiler kimler?

BAŞKAN – Sizden bir şey rica edebilir miyim.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Efendim, bakın, burada çok önemli bir kanun çıkarıyoruz.

BAŞKAN – Ben bir cümleye başladığım zaman, acaba bir iki saniye müsaade etseniz…

KAMER GENÇ (Tunceli) – Peki, siz de bana söz verin.

BAŞKAN – …dayansanız da cümlelerimi bitirip ondan sonra derdinizi söyleseniz olur mu, rica ediyorum.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Tamam.

BAŞKAN – Evet, aynı mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önergeler kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum…

KAMER GENÇ (Tunceli) – Şimdi, şu önemli Sayın Başkan.

Şimdi, bakın, 1.600 – 1.700 HES ve barajının denetimi Devlet Su İşlerinden -mühendisleri olmasına rağmen- alıyoruz, Türk Ticaret Kanunu’na göre kurulan bir şirkete veriyoruz. Bunun özelliği ne olacak yani? Yani, burada denetimi yapacak mühendis midir, mimar mıdır?

AHMET AYDIN (Adıyaman) – Mühendislerle ilgili önerge geliyor, düzeltilecek.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Ahmet, burada insan aklı var ya!

AHMET AYDIN (Adıyaman) – Önergeyi oku…

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sen bir şirket kurmuşsan… Para kazanmak için bu kadar yüz kızartıcı önergeleri getiriyorsanız böyle bir şey olmaz yani!

AHMET AYDIN (Adıyaman) – Önergeye bir bak da…

KAMER GENÇ (Tunceli) – Peki, gelsin önerge.

BAŞKAN – Teşekkür ederiz, sağ olun.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

639 sıra sayılı Kanun Tasarısının 91 nci maddesi ile 6200 sayılı Kanuna eklenen ek 6 ncı maddesinin dördüncü fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Nurettin Canikli (Giresun) ve arkadaşları

"Su yapılarının mevzuata ve onaylı projesine aykırı yapılması halinde, bu durumun düzeltilmesi için yetkili denetim şirketinin DSİ'ye yazılı bildirimi üzerine DSİ tarafından yatırımcıya en fazla 30 gün eksiklikleri düzeltme müddeti verilir. Mevzuata ve projeye aykırılığın giderilmemesi halinde verilen sürenin sonunda veya acil hallerde derhal DSİ işi kısmen veya tamamen durdurur."

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ (İstanbul) – Katılıyoruz.

BAŞKAN – Hükûmet?

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) – Katılıyoruz Başkanım.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, rica ediyorum, Bakan açıklama yapsın. Burada denetimi yapan…

BAŞKAN – Sayın Genç, böyle bir usul yok.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Var efendim.

BAŞKAN – Bakın, bu sabah…

KAMER GENÇ (Tunceli) – Hayır, kanunu anlayalım efendim. Denetim yapacak şirketin özelliği ne?

BAŞKAN – Müsaade edin...

Bütün tutanaklar elimde. Sayın Ekşi siz de dinleyebilirsiniz; yeni bir polemiğe girmemek için bu tutanakları okumuyorum. Birleşimi açtığım zaman size söz vermek olayında da -Sayın Ekşi’nin de söylediği gibi- kulağa hiç hoş gelmeyen şekilde bana hitap ettiniz.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Olabilir.

BAŞKAN – Sayın Genç, Sayın Ekşi, bir kişi bu Meclis çalışması içinde istediği zaman, istediği yerde, istediği şekilde ayağa kalkıp konuşamaz.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Konuşamaz...

BAŞKAN – Konuşmanın usulü vardır, izin verip verme de benim takdirimdedir.

KAMER GENÇ (Tunceli) – İzin istiyorum işte.

BAŞKAN – Çünkü, ben bu Divanın başıyım, Başkan Vekiliyim ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanını temsil ediyorum. Siz Tüzük’ü iyi bildiğinizi söylüyorsunuz.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Herhâlde.

BAŞKAN – Ama, şu yaptığınız davranış Tüzük’ün hangi maddesinde var bana söyler misiniz?

KAMER GENÇ (Tunceli) – Efendim, 60’ıncı maddeye göre…

BAŞKAN – 60’ıncı maddenin uygulaması böyle midir?

KAMER GENÇ (Tunceli) – Böyle.

BAŞKAN – Böyle değildir.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Hayır, kalkıp ben sizden nasıl söz isteyeceğim?

BAŞKAN – İstediğiniz zaman söz… Siz kendi grubunuzla halledeceksiniz o işi, benimle değil.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Hayır efendim. Sayın Başkan, ben şimdi size nasıl hitap edeceğim? Yani, ayağa kalkıp “Sayın Başkan, bu konuda bir isteğim var.” diyemez miyim?

BAŞKAN – Evet, öyle diyeceksiniz.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Ben de öyle diyorum size.

BAŞKAN – Ama “Yazıklar olsun sana!” demeyeceksiniz.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Hayır… Efendim, öyle diyorum.

BAŞKAN – “İn oradan aşağı!” demeyeceksiniz.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Şimdi, burada çok önemli bir kanun getiriliyor. Bakın, bu yarına... Bakın, ben Danıştayda görev yaptım, hâkimlik yaptım.

BAŞKAN – Daha, efendim, okuyayım size: “Bunu öğrenmeniz lazım!” demeyeceksiniz.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, bir dinler misiniz.

BAŞKAN – Bunları demeyeceksiniz.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Hayır, bir dinleyin de…

BAŞKAN – Sayın Ekşi, bu laflar için bana o nezaket dolu cümlelerinizi kullandınız, tutanakları okursanız biraz üzüleceksiniz diye düşünüyorum.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Efendim, ben size yağ çekmek zorunda da değilim. Evvela siz Başkanlığı dürüst yaparsanız…

BAŞKAN – Bir de ayrıca sizden bir şey daha rica edeyim: İç Tüzük’ü 60 dâhil 72’nci maddeye kadar iyice bir okuyun, o zaman beni ne kadar kırdığınızı anlayacaksınız.

Teşekkür ederim.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Ya, bakın, o Tüzük konusunda…

BAŞKAN – Siz, efendim, HES’lerle ilgili mi konuşuyorsunuz? Neyle ilgili konuşuyorsunuz, ne istiyorsunuz, söyleyin bana.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, ben diyorum ki: Yani buradaki, kurulan denetim şirketleriyle ilgili 60’ıncı maddeye göre yerimden bir söz istiyorum.

BAŞKAN – Tamam, verdim size, konuştunuz.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Hani nerede konuştum?

BAŞKAN – Şimdi ne yapıyorsunuz? Şimdiye kadar orada, sessiz durmuyordunuz elbette.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Hayır açmadınız ki mikrofonu.

BAŞKAN – Peki, haydi bir dakika veriyorum size söz.

VIII.- AÇIKLAMALAR (Devam)

2.- Tunceli Milletvekili Kamer Genç'in, 639 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 91’inci maddesiyle ilgili Giresun Milletvekili Nurettin Canikli ve arkadaşlarının verdiği önergede yer alan bazı ifadelere ilişkin tekraren açıklaması

KAMER GENÇ (Tunceli) – Şimdi, Sayın Başkan, burada çok ciddi kanunlar çıkıyor. Bakın, ben Danıştayda bulundum, hâkimlik yaptım on dört sene. Bu kanunlardan dolayı yarın uyuşmazlık çıkar, bu uyuşmazlık yargıya gidince orada “Mecliste bununla ilgili acaba ne konuşulmuş?” diye sorulur. Şimdi, burada denetim… Yani, Devlet Su İşlerine HES’ler ve barajlar yapan özel şirketlerin kontrolünü Devlet Su İşlerinden alıyorlar “Ticaret Kanunu’na göre kurulmuş şirketlere verilir.” diyorlar. Ama, bu şirketlerin nitelikleri nedir, teknik eleman mıdır, muhasebe şirketleri midir veyahut da avukatlar mıdır, bunlar belirtilmemiş, niteliği belirtilmemiş. Bakın, kanun tekniğine çok aykırı. Dolayısıyla, öyle görünüyor ki AKP’nin yöneticilerinin kurdukları belirli şirketler var; bu kanunu çıkarınca bu şirketlere büyük ücretler karşılığında ihale edecekler. Her şeyin başında, AKP’li yöneticiler, bir kanun çıkarırken “Cebime acaba nasıl para akacak?” diye, onun peşinden koşuyorlar.

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Sayın Bakan, siz önergeyle mi ilgili konuşacaksınız, sataşmayla ilgili mi?

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) – Sayın vekilin sorduğu… Sataşma yok, açıklama yapacağım.

İZZET ÇETİN (Ankara) – Sataşma… Yok!

BAŞKAN – 60’a göre açıklama...

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) – Evet efendim.

İZZET ÇETİN (Ankara) – Sataşma yok ki!

BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen, zapta geçiriyorum, keyfî söz etmiyorum burada, keyfî çalışmıyorum, bunu sormak zorundayım.

İZZET ÇETİN (Ankara) – O şekilde mi sorulur?

BAŞKAN - Bu şekilde sorulur.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Soru sorduk, cevap versin.

BAŞKAN - Sayın Bakan, açıklama mı yapacaksınız?

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) – Evet.

BAŞKAN – Buyurun, İki dakika.

3.- Millî Savunma Bakanı İsmet Yılmaz'ın, Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) – Sayın Genç, burada müşavirlik hizmeti alınacak, bazı kurumlarımız şu anda hâlâ alıyor da. Bakın, hızlı tren yapılıyorsa hızlı tren teknik müşavirlik hizmetini Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları alıyor. Bu müşavirlik hizmeti, teknik müşavirlik hizmeti. Bakın, ben denizcilik kökeninden gelirim, denizci olan arkadaşlar da bilir. Piyasada 15 - 20 yirmi tane denizcilik denetim firması vardır, bunlar da akreditasyon belgesi alır bu firma olduğuna ilişkin. İşte, burada çıkartılacak, teknik bir yönetmelikle, hangi firmalar teknik müşavirlik, teknik denetim görevini yapabilirler belirlenecek, ondan sonra ihaleye çıkılacak. Bundan daha doğalı ne var?

KAMER GENÇ (Tunceli) - Maddede yok bunlar.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) – Yani, bir danışmanlık firması, bunun içerisinde teknik ağırlıklı olacak. Dolayısıyla da bunu önceden kurum kendisi yapıyormuş, bu danışmanlık, müşavirlik hizmetini bağımsız bir kurumun yapması çok daha doğru olur.

Bakın, güneydoğuda bir deprem olduğunda -doğru mu- ilk yıkılan binalar hangisi diyoruz? Kamu kuruluşlarının binaları diyoruz. Neden? Denetimde sıkıntı var da ondan. Dolayısıyla bağımsız bir…

KAMER GENÇ (Tunceli) - Devleti feshedelim o zaman!

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) – Yani, müşavirlik hizmeti… İster “denetim” deyin ister “müşavirlik” deyin.

KAMER GENÇ (Tunceli) - Devleti feshedelim o zaman! Devletin başında siz varsınız.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) – Öyle değil, öyle değil! Olur mu? Yok, öyle değil.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Kendinize güveniniz yok, kendinize.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) – Onu millet görecek. Biz seksen yılda yapılan hizmeti de milletin önüne koyuyoruz, bu on yılda yapılan hizmeti de önüne koyuyoruz.

KAMER GENÇ (Tunceli) – On yılda Türkiye'yi batırdınız, bunun hesabını vereceksiniz.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) – Allah için herkes terazisine baksın, hangi dönemde daha iyi hizmet yapıldığını bilsin ama ön yargılı yaklaşırsak olmaz.

Daha böyle bir yönetmelik çıkarılmamış, teknik müşavirlik hizmeti başka kurumlar alıyor, önümüzdeki dönemde biz de yapacağız diyoruz. Yine hangi firmalar diye bakacağız.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Yaz buraya, kanun maddesine yaz.

HALUK AHMET GÜMÜŞ (Balıkesir) – Sayın Bakan, niye yazmıyorsunuz?

BAŞKAN – Karşılıklı konuşmayalım lütfen.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) –Bu bir teknik müşavirlik hizmetidir, yönetmeliği çıkarılacak…

KAMER GENÇ (Tunceli) – Var mı maddede? Maddede yaz.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) –…ihaleyle teknik danışmanlık müşavirlik hizmeti alınacaktır.

Arz ederiz.

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)

4.- İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin’in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin’in; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı’nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman Milletvekili Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3 Milletvekilinin; Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya Güven ve 34 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Balıkesir Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile 20 Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi'nin; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer'in; Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin Şahin ve Önder Matlı ile 8 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören’in; Denizli Milletvekili Mehmet Yüksel ve Çorum Milletvekili Cahit Bağcı ile 37 Milletvekilinin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkereleri (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) (S. Sayısı: 639) (Devam)

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Madde ile su yapılarının denetlenmesine dair hükümler detaylı olarak düzenlenmiştir. Ayrıca, DSİ Genel Müdürlüğünce su yapıları yetkili denetim firmasının izin belgesi ile yetkilendirilmiş denetim şirketlerinden müşavirlik hizmet alımı suretiyle gerçekleştirilecek denetleme görev ve yetkisinin uygulanmasına ilişkin yaptırımlarda ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.

Önerge ile maddenin dördüncü fıkrasında yapılan değişiklikle bütün yaptırımların DSİ Genel Müdürlüğünce yerine getirilmesi öngörülmüştür.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

92’nci maddede iki adet önerge vardır, okutuyorum:

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı Kanun Teklifinin 92 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "Memuriyet mahalli:" ibaresinden sonra gelmek üzere "Büyükşehir belediyesi olmayan illerde" ifadesinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

                  İdris Baluken                                        Erol Dora                                        Pervin Buldan

                       Bingöl                                               Mardin                                                Iğdır

                    Nazmi Gür                                        Hasip Kaplan                                     Sebahat Tuncel

                         Van                                                 Şırnak                                               İstanbul

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısının 92’nci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                   Erkan Akçay                                    Mustafa Kalaycı                                S. Nevzat Korkmaz

                       Manisa                                               Konya                                                Isparta

               Kemalettin Yılmaz                                 Özcan Yeniçeri                                   Mesut Dedeoğlu

                 Afyonkarahisar                                         Ankara                                         Kahramanmaraş

                 Lütfü Türkkan

                      Kocaeli

MADDE 92- 10/2/1954 tarihli ve 6245 sayılı Harcırah Kanununun 3 üncü maddesinin (g) fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"g. Memuriyet mahalli: Memur ve hizmetlinin asıl görevli olduğu veya ikametgâhının bulunduğu şehir ve kasabaların belediye sınırları içinde bulunan mahaller ile bu mahallerin dışında kalmakla birlikte yerleşim özellikleri bakımından bu şehir ve kasabaların devamı niteliğinde bulunup belediye hizmetlerinin götürüldüğü, büyükşehir belediyelerinin olduğu illerde ise il mülki sınırları içinde kalmak kaydıyla memur ve hizmetlinin asıl görevli olduğu veya ikametgâhının bulunduğu ilçe belediye sınırları içinde kalan ve yerleşim özellikleri bakımından il ve ilçelerin devamı niteliğindeki yerler ile belediye sınırları dışında kalmakla birlikte yerleşim özellikleri bakımından bu yerlerin devamı niteliğindeki mahaller ve kurumlarınca sağlanan taşıt araçları ile gidilip gelinebilen yerleri;"

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ (İstanbul) – Katılmıyoruz.

BAŞKAN – Hükûmet?

MİLLî SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) – Katılmıyoruz Başkanım.

BAŞKAN – Sayın Halaçoğlu, kim konuşacak acaba?

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Lütfü Türkkan…

BAŞKAN – Kocaeli Milletvekili Sayın Lütfü Türkkan konuşacak.

Buyurun.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İş Kanunu ile bazı alacakların yeniden yapılandırılmasına ilişkin kanun tasarısının 92’nci maddesiyle ilgili söz aldım. Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.

Pazar günü Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en önemli seçimlerinden biri gerçekleşecek, biz burada torba kanunu görüşüyoruz. Bitmeyen bir torba; her türlü madde, her türlü kanun var, karmakarışık. Bu torbanın ismi gerçekten olmuş bir çorba, biz de bu çorbanın içinden çıkmaya çalışıyoruz. Milletimiz bizi affetsin. Türkiye Cumhuriyeti tarihine, bugünler, herhâlde çok hoş bir anekdot olarak geçmeyecek diye düşünüyorum.

Bu Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sandığa gidecek millet, en önemli şey de sandığa gitmek. Ben, buradan, herkesi, Türk milletini uyarıyorum: Kime oy verirseniz verin, doksan bir yıllık Türkiye Cumhuriyeti’nin en önemli sürecini tayin edecek bu seçimde mutlaka sandığa gidin. Zira, herkes, sizin sandığa gitmeyeceğinize dair hesaplar yapıyor. Eğer giderseniz, biliniz ki Türkiye’de artık 17-25 Aralık yolsuzlukları olmayacak, biliniz ki sandıklar olmayacak, ayakkabı kutuları olmayacak, gemiler konuşulmayacak. Dolayısıyla, demokratik hakkınızı gidin sandıkta kullanın, oyunuzu verin. Eğer siz sandığa gitmezseniz yarın öbür gün cereyan edecek olaylardan sizlerle beraber bütün Türk milleti çok ciddi anlamda zarar görecek.

Burada biz bunları konuşurken bir taraftan da polise operasyonlar yapılıyor. Yine dün bir operasyon yapıldı. Operasyonların gerekçesine bakıyorum: Dinleme, resmî evrakta sahtekârlık. En büyük sahtekârlık Mecliste yapılıyor; Polisi suçluyorsunuz ya “Sahtekârlık yapıyorsunuz.” diye burada evvelsi gün sahte imza atıp milletin yerine oy kullanıyordunuz. O polisler sorgularında demez mi “Biz sizi gördük Mecliste, siz sahtekârlık yapıyorsunuz, biz de sizden öğrendik, bir şeyler yapmaya çalıştık.” diye. Ne cevap vereceksiniz?

SALİH KOCA (Eskişehir) – Burada olup “Yok.” yazdırmaya ne diyorsun?

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) – Ben burada olmadığım zaman kalkıp yerime imza atacak arkadaşım yok benim burada.

SALİH KOCA (Eskişehir) – Burada oturup da “Yok.” yazdırmaya ne diyorsun?

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Arkadaşım o seni ilgilendirmez, Tüzük’te onun yeri var ama başkasının yerine imza atamazsın.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) – Kıbrıs’ta oturan arkadaşının yerine imza atmak sahtekârlıktır. Böyle bir sahtekârlığa başvurmak âciz insanların işidir, acziyete düşmeyiniz.

Cumhurbaşkanlığı adaylarına geçmek istiyorum. Bir tarafta, Filistinlileri katleden İsrail’den Yahudi Cesaret Madalyası alan Sayın Recep Tayyip Erdoğan var; diğer tarafta, Filistinlilerin bağrına bastığı ve İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri olduğu dönemde Filistin devleti tarafından Kudüs Yıldızı Devlet Nişanı’yla ödüllendirilen Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu var. Yani, bir tarafta, sadece lafta Filistin’i savunan, İsrail’e uçak mazotu satan, Yahudi cesaret nişanını yıllarca gururla boynunda taşıyan Sayın Erdoğan, oğullarıyla, gemileriyle İsrail’e ticaret yapan Sayın Erdoğan; diğer tarafta, kavgalı olan Filistinli örgütleri barıştıran, İsrail devlet terörünün kınanması için kampanyalar başlatan ve Filistin devleti tarafından devlet nişanıyla ödüllendirilen Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu var. “Ben lafa değil, icraata bakarım.” diyorsunuz ya, işte icraat burada.

Bir tarafta, kafa kesen, kadınları esir alarak cariyesi yapan IŞİD terör örgütüne dahi “terör örgütü” diyemeyen bir aday var. Bu IŞİD Türk toprağını bastı, konsolosluk çalışanlarını kaçırdı. Konsolosluk çalışanları hâlâ rehin beyler, farkında mısınız? Yok. Türkiye Cumhuriyeti devletinin konsolosu dâhil 49 görevlisi rehin ve siz onlara “terörist” diyemiyorsunuz. Kimin korkusundan? IŞİD korkusundan diyemiyorsunuz, IŞİD sizi korkutmuş. Bir de IŞİD’i…

KEMALLETİN YILMAZ (Afyonkarahisar) - İş birliği içindeler, iş birliği yapıyorlar demek ki.

MEHMET ERDOĞAN (Adıyaman) – Pensilvanya’yla iş birliği...

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) – Pensilvanya’yla on bir yıl kol kola gezenlere söyleyeceksiniz onu. Biz dün “Pensilvanya” dedik, bugün de “Pensilvanya” diyoruz. Dün “Hocaefendi” diye ağlayıp da bugün arkasından kimseye küfür etmedik biz, etmeyiz. (MHP sıralarından alkışlar) Bizim kitabımızda koluna girdiğimiz adama düşman olmak yok.

MEHMET ERDOĞAN (Adıyaman) – Ortaklığınız hayırlı olsun.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) – Bizim kitabımızda öyle bir şey yok. Bir adamın koluna girdik mi, biz dostuz. Dostumuza hançer çekmeyiz, düşmanlık etmeyiz, ihanet etmeyiz.

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) – Millet karar verecek, pazar günü karar verecek.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) – Yapmayız biz. On bir yıl kol kola yaptığınız işleri bir kenara yazın, ondan sonra konuşun.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) – Salı günü gel, konuş burada.

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) – Millet pazar günü kararını verecek.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) – On bir yıl beraberdiniz, bunların hesabını vereceksiniz önce.

Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir. (AK PARTİ ve CHP sıralarından karşılıklı laf atmalar)

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı Kanun Teklifinin 92 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "Memuriyet mahalli:" ibaresinden sonra gelmek üzere "Büyükşehir belediyesi olmayan illerde" ifadesinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

İdris Baluken (Bingöl) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ (İstanbul) – Katılmıyoruz.

BAŞKAN – Hükûmet?

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) – Katılmıyoruz Başkanım.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

İş bu önerge ile madde ifadesindeki anlatım bozukluğunun düzeltilmesi ve ilk ifadenin büyükşehir belediyesi olmayan illere ait olduğunun açıkça belirtilmesi amacıyla sunulmuştur. (AK PARTİ ve CHP sıralarından karşılıklı laf atmalar)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, sayın milletvekilleri; benden saygı bekliyorsanız siz de Divana saygı duyun lütfen.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

Birleşime yirmi dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 18.40

ALTINCI OTURUM

Açılma Saati: 19.00

BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI

KÂTİP ÜYELER: Fehmi KÜPÇÜ (Bolu), Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın)

----- 0 -----

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 130’uncu Birleşiminin Altıncı Oturumunu açıyorum.

639 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine devam edeceğiz.

Komisyon? Burada.

Hükûmet? Burada.

93’üncü madde üzerinde üç adet önerge vardır. Aynı mahiyetteki bu önergeleri okutacağım ve birlikte işleme alacağım. Talepleri hâlinde önerge sahiplerine ayrı ayrı söz vereceğim veya gerekçelerini okutacağım.

Şimdi aynı mahiyetteki önergeleri okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte Olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı'nın, 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununa ek madde eklemeyi öngören 93'üncü maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

                 İdris Baluken                                      Nazmi Gür                                         Erol Dora

                       Bingöl                                                 Van                                                Mardin

                 Hasip Kaplan                                  Sebahat Tuncel                                 Pervin Buldan

                       Şırnak                                             İstanbul                                               Iğdır

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarının 93. maddesinin metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

                İlhan Demiröz                               Mehmet Ali Susam                            Osman Oktay Ekşi

                       Bursa                                                İzmir                                               İstanbul

                   Levent Gök                                 Ayşe Nedret Akova                          Haluk Ahmet Gümüş

                      Ankara                                            Balıkesir                                           Balıkesir

TBMM Başkanlığına

639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 93. Maddesinin Tasarı metninden çıkartılmasını arz ve teklif ederiz.

                     Alim Işık                                    Mehmet Erdoğan                              Yusuf Halaçoğlu

                     Kütahya                                              Muğla                                              Kayseri

                 Bülent Belen                                   Mehmet Günal

                     Tekirdağ                                            Antalya

BAŞKAN – Komisyon önergelere katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ (İstanbul) – Katılmıyoruz.

BAŞKAN – Hükûmet?

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) – Katılmıyoruz.

BAŞKAN – Önerge üzerinde Kütahya Milletvekili Sayın Alim Işık konuşacak. (MHP sıralarından alkışlar)

ALİM IŞIK (Kütahya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 93’üncü maddesi üzerinde vermiş olduğumuz önerge hakkında söz aldım. Bu vesileyle yüce Meclisi saygılarımla selamlıyorum.

Sayın Başkan, özellikle televizyon yayınlarının açık olduğu bir saatte yirmi dakikaya varan bir arayı vermenizden dolayı sizi bu konuda daha hassas olmaya davet ediyorum, özellikle bu keyfî davranışlardan vazgeçilmesinin yüce milletimiz adına önemli olduğu düşüncemi size aktarmak istiyorum.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) – Kütahya seni izliyor.

ALİM IŞIK (Devamla) – Değerli milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti’nin cumhuriyet tarihi boyunca ilk kez vatandaşlarımızın doğrudan oy kullanarak kendilerini yönetecek Cumhurbaşkanlığı seçimlerine hazırlandığı böyle bir dönemde, maalesef, yüce Meclisin, tamamen AKP’nin yandaşlarına rant sağlamayı amaçladığı birçok maddenin de içinde bulunduğu bir torba yasa görüşmesiyle meşgul edilmesinin doğru olmadığı düşüncesini sizlerle paylaşmak istiyorum.

Bugün sayın milletvekillerinin kendi sahalarında bu konuyla ilgili çalışma yapmaları yerine, gerçekten hepimizi -biraz sonra da ifade edeceğim üzere- ciddi sıkıntılarla karşı karşıya koyan bazı maddeleri buradan geçirme telaşı içerisindeki iktidar partisi milletvekillerinin âdeta yarışmasını bu yüce Meclisin çatısı altında bulunan bir milletvekili olarak doğru bulmadığımı da ifade etmek istiyorum.

Bu vesileyle 11 Haziran tarihinden bu yana “Irak Şam İslam Devleti” isimli terör örgütünün elinde bulunan rehinelerin akıbetinin ne olduğu konusunda bu yüce Meclisi bugüne kadar bilgilendirmekten kaçan Hükûmet üyelerini de göreve davet ediyorum, davranışlarının asla kamu vicdanında karşılık bulmadığını da ifade etmek istiyorum.

Değerli milletvekilleri, bu torba yasadaki 93’üncü madde ile 6831 sayılı Orman Kanunu’na ek bir madde eklenmekte ve eklenen bu maddeyle de maalesef bugüne kadar orman veya orman rejimine tabi alanların, mesire yeri, şehir ormanı, millî park, tabiat parkı, tabiat anıtı, yaban hayatı koruma ve geliştirme sahaları ve avlak olarak ayrılan kısımlarda, orman koruma ve yangınla mücadele için yapılacak yapı ve tesisler ile idarenin ve ziyaretçilerin zaruri ihtiyaçlarını karşılayacak olan taban alanı 250 metrekareyi ve kat adedi -1 bodrum kat ve çatı arası hariç- 2’yi geçmeyen yani 4 katlı yapıların uzun devreli gelişme planlarına veya gelişme ve yönetim planlarına göre yapılabileceğini ve bu alanlar için imar planı şartı aranmayacağı hükmünü bu maddeyle getirmekteyiz.

Böylece, gerek 6831 sayılı Orman Kanunu gerek 4915 sayılı Kara Avcılığı Kanunu ve gerekse 2873 sayılı Millî Parklar Kanunu’na dayanarak ulusal ve uluslararası ekolojik, biyolojik, sosyal, kültürel, yaban hayatı ve benzeri gibi kriterlere sahip olduğu için bugüne kadar özel koruma statüsü verilen alanların ranta açılması sağlanmakta ve korunan alanların statüleri delinmektedir.

Bu düzenlemeyle, bir: İstanbul Park Orman Tabiat Parkı’nda onlarca lüks villanın yapılmasına yönelik olarak gizlice imar planı yapılıyor ve askıya alınmadan kabul ediliyor. Dolayısıyla, buna bir zemin hazırlanıyor.

İki: Yine hukuka aykırı olarak, özellikle Alevi vatandaşlarımız için kutsal yer olan İstanbul Tuzla Hacet Deresi Tabiat Parkı’nda yandaş müteahhitlerce yapılan onlarca lüks villanın yürürlüğünün durdurulması ve iptali için Orman Mühendisleri Odasınca açılan davanın önünün kesilmesi için hüküm eklenmektedir.

Ayrıca, üçüncü olarak: Orman ve Su İşleri Bakanlığınca hazırlanıp 18 Mart 2014 tarih ve 28945 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Millî Parklar Yönetmeliği’nde, 2873 sayılı Millî Parklar Kanunu’na aykırı olarak uzun devreli gelişim planlarını baypas ederek millî park alanlarında plan dışı tesis yapımına imkân sağlayan ve Orman Mühendisleri Odasınca Danıştayda iptal davası açılan düzenlemeye yasal kılıf hazırlamak için hüküm eklenmiş bulunmaktadır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Işık.

ALİM IŞIK (Devamla) – Bunlar da göstermektedir ki, tamamen ranta yönelik bir düzenlemedir, kabul edilmesi mümkün değildir ve önergemizin kabulüyle bu talana dur denilmesini tekrar sizlere hatırlatıyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Sayın Işık, televizyonun kapatılmasıyla ilgili düşüncelerinizi söylediniz. Benim böyle bir kastım yoktu. Benim için önemli olan, sizin ve diğer milletvekili arkadaşlarımın söyleyeceklerini televizyon karşısında görüntü vererek söylemesi değil, söyleyecek sözlerinin önemli olması daha üst sıradadır, daha önceliklidir. Ben böyle düşünüyorum.

Elbette ki sizin televizyona çıkma isteğinize de saygı duyarım ama bundan daha acil olarak…

ALİM IŞIK (Kütahya) – İsteği değil, bu rantın, bu rant kavgasının vatandaş tarafından bilinmesi lazım. Bu madde ne getiriyor?

BAŞKAN – …kâtip üyelerimin ve arkada titizlikle görev yapan personel arkadaşlarımın, Kanunlar ve Kararlardaki arkadaşlarımın da taleplerini dikkate almak zorundayım.

Teşekkür ederim.

ALİM IŞIK (Kütahya) – Sayın Başkanım, hiç yirmi dakika vermiyordunuz. Hiç doğru değil yaptığınız.

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Sayın Başkanım, yalnız bu konuşmanız hiç tasvip edilecek bir konuşma değil.

BAŞKAN – Neden?

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Şundan dolayı: Yani, insanlar televizyona çıkmak için çıkmıyorlar buraya. Millete bu konuları duyurmak…

BAŞKAN – Ama o da eleştiri sunuyor, “Kasıtlı olarak bunu kapattınız.” diyor Sayın Halaçoğlu, aşk olsun!

ALİM IŞIK (Kütahya) – Milletin bunu bilmesi lazım Sayın Başkan.

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Sayın Başkan, millete duyurmak için çıkıyorlar. Onun için yani onu televizyona çıkmak olarak nitelendiremezsiniz.

BAŞKAN – “Kasıtlı olarak kapattınız.” diyor. Ben de, kasıtlı olarak kapatmıyorum, bazı ihtiyaçlar var, onların giderilmesi ona denk olmuş diyorum.

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Televizyona çıkmak için diye nitelendiremezsiniz.

BAŞKAN – Lütfen, her şeyin altında bir şey aramayalım.

Diğer önerge üzerinde Sayın İlhan Demiröz konuşacak.

Buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

İLHAN DEMİRÖZ (Bursa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 639 sıra sayılı Torba Yasa Tasarısı’nın 93’üncü maddesi için Cumhuriyet Halk Partisi olarak vermiş olduğumuz önerge üzerine söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

Televizyonla ilgili şunu söylemek istiyorum: SMS çektik Bursa ve Türkiye’deki diğer dostlarımıza, “18.30’la 19.00 arası -ki oradaki görevli arkadaşlara söyledim- bizi lütfen izleyin, ormanla ilgili, orman talanlarıyla ilgili çok önemli şeyler ifade edeceğiz.” Ama, gelin görün ki Sayın Başkan tam yediye yirmi kala yirmi dakikalık bir süreçte… Bizim bu konuşmalarımızın ancak İnternet üzerinden izlenebileceğini de ifade etmek istiyorum.

Değerli arkadaşlar, 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 14’üncü maddesi ormanların muhafazası ve devlet ormanlarında bazı yasaklar getirmiş. Yani, neler demiş? Demiş ki: Ormanı kesemezsiniz, ormanda göl, gölet, barajlarda dinamit atarak avlanma yapamazsınız, ticaret amacıyla toprak, kum, çakıl alamazsınız yani ormanı korumak üzere bir muhafaza getirmişler ve böyle bugüne kadar gelmişiz. Ama, şimdi ne geliyor arkadaşlar? Eklenen bu maddeyle burada, ormanlarda açılan, yapılan imara uygunsuz, hukuka uygunsuz alanları meşrulaştırmak üzere bir yasa tasarısı geliyor. Eklenen bu madde neymiş? “Orman veya orman rejimine tabi alanlarında mesire yeri, şehir ormanı, millî park, tabiat parkı, tabiat anıtı, yaban hayatı koruma ve geliştirme sahaları, avlak olarak ayrılan kısımlarda -kısaca- zaruri ihtiyaçları karşılamak üzere 250 metrekareyi ve kat adedi bir bodrum kat ve çatı arası hariç 2’yi geçmeyen ve uzun devreli gelişme planlarına veya gelişme yönetim planlarına göre yapılır.” demiş. Ne demek? Yani, çok kısa, basit olarak; bu maddeyle -rantı öne çıkardığını- devletin hukuk düzenini temelden sarsan yasal düzenlemelere devam etmektedir. Şahsa özel, adrese teslim yasalar çıkarılmaktadır bu yasayla.

Türk Mimar Mühendis Odaları Birliği Orman Mühendisleri Odasına -hukuk dışı imar planlarını iptal ettirmek, plansız kaçak yapıların önüne geçmek üzere- bir düzenleme yapıldığını ifade etmek istiyorum. Değerli milletvekilleri, Türk Mimar Mühendis Odaları Birliği Orman Mühendisleri Odasının denetimini Bakanlığına bağlayan Sayın Bakan, Orman Mühendisleri Odasını kendisine bağlayamamıştır. Tabii, kendisine bağlayamayınca, Türk Mimar Mühendis Odalarının, bu odamızın hukuk anlamındaki başvurularını engellemek üzere böyle bir yasayla huzurlarınıza geldiğini ifade etmek istiyorum.

Bu konuda Orman Mühendisleri Odası Başkanıyla yaptığım telefon görüşmesi ve onlardan aldığım bilgiler ışığında İstanbul Park Orman Tabiat Parkı’nda onlarca lüks villanın yapıldığını, hukuka aykırı, hukuksuz olarak ve imar planına aykırı olarak askıya alınmadan bunlar için kılıf düzenlendiğini ifade etmek istiyorum.

İkincisi, yine hukuka aykırı olarak, Alevi vatandaşlarımız için kutsal olan İstanbul Tuzla Hacet Deresi’nde yapılan onlarca lüks villanın yürürlüğünün durdurulması ve iptal davası için Orman Mühendisleri Odasınca açılan davanın önünü kesmek üzere yapıldığını ifade etmek istiyorum. Az önce değerli arkadaşımın da ifade ettiği gibi, Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Parklar Yönetmeliği’ni, Milli Parklar Kanunu’na aykırı olarak uzun devreli gelişim planlarını baypas ederek istedikleri gibi istedikleri konuda çalışma yapabilmelerini ortaya koyduğunu ifade etmek istiyorum. Değerli arkadaşlar, burada orman bölge müdürlüğü, genel müdürlük yapan arkadaşlar var. Hiç bu bölgelerde yapılmadı mı bu inşaatlar? Bunların hepsi yapıldı. Şimdi neden bodrumla, betonarmeyle 4 katlı bir villa için söz istiyorsunuz? Bu hiç de uygun değil, talandır.

Lütfen.. Bu maddenin geri çekilmesi üzerine vermiş olduğumuz önergenin kabulünü arz ediyor, hepinize saygı ve sevgiler sunuyorum.

Sağ olun. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Demiröz.

Diğer önergenin gerekçesini okutuyorum:

Gerekçe:

AKP Hükûmeti bu madde ile kurmuş olduğu rant ve talan ekonomisini güçlendirerek devam etmek istemektedir. Madde, orman veya orman rejimine tabi alanların; mesire yeri, şehir ormanı, millî park, tabiat parkı, tabiat anıtı, yaban hayatı koruma ve geliştirme sahaları ve avlak olarak ayrılan kısımlarında, orman koruma ve yangınla mücadele için yapılacak yapı ve tesisler ile idarenin ve ziyaretçilerin zaruri ihtiyaçlarını karşılayacak olan yapıların imar planı şartı aranmaksızın Uzun Devreli Gelişme Planları’na veya Gelişim ve Yönetim Planları’na göre yapılabilmesi ve kıyı ve sahil şeritlerinde kalan alanlarda ve kesin yapı yasağı getirilen korunan alanların, orman veya orman rejimine tabi olması hâlinde istisna hükmü uygulanmayarak mevcut ve yapılacak imar planına uyulması, inşa edilecek yapıların etüt ve projelerinin yöresel doku ve mimari özelliklere, fen, sanat ve sağlık kurallarına uygun olarak yapılması ve bu yapıların Orman ve Su İşleri Bakanlığının sorumluluğunda gerçekleştirilmesi şeklinde formüle edilmektedir. Oysa bugün imar ve yapılaşma yasaklı bir çok alan, bizzat hükûmetin, hukuksuz ve gayrimeşru bir şekilde göz yumduğu yapılaşmalara ve rant alanlarına kurban edilmiştir. Ormanlık ve diğer koruma alanlarında özellikle kaçak villa ve tesis yapılanmalarının çoğu yargı engeliyle karşılaşmıştır. Usulsüz imar planları sonucu ranta ve talana açılan bir çok yerin ise hukuki açıdan sorunları ortaya çıkmıştır. Bu yasa ile hükûmet, hukuksuz ve gayri meşru faaliyetlerini aklamaya ve yeni rant alanlarını yandaş sermaye grupları ve şahıslara açmayı planlamaktadır. Ormanların korunması ve yangınlarla mücadele adı altında belli yapılaşmalara izin verilmesi kılıfı altında ormanlık alanlarda imarsız yapılaşmaların önü açılmak istenmektedir. Cari orman mevzuatı bu tür koruma faaliyetleri için yeterince olanak tanımış olmasına rağmen, AKP iktidarının böyle bir düzenlemeye ihtiyaç duyması kabul edilebilir değildir. Değişiklik ile bu sorunların giderilmesi amaçlanmıştır.

BAŞKAN – Önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önergeler kabul edilmemiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

94’üncü maddede üç adet önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı Kanun Teklifinin, 15/5/1959 tarihli ve 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanuna geçici madde eklemeyi öngören 94 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

"Birinci fıkraya göre edinilen taşınmazlar üzerine yapılacak konut sayısı maden kazasında hayatını kaybeden kişilerin birinci dereceden mirasçılarının sayısından fazla olamaz. Yapılan konutlar Başkanlık tarafından maden kazasında hayatını kaybeden kişilerin mirasçıları adına kura ile bedelsiz olarak tapuda devir ve tescil olunur.”

İdris Baluken                              Erol Dora               Pervin Buldan

Bingöl                                          Mardin                 Iğdır

Nazmi Gür                               Hasip Kaplan             Sebahat Tuncel

Van                                              Şırnak                  İstanbul

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısının 94 üncü maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Erkan Akçay                              Ali Halaman             Mustafa Kalaycı

Manisa                                          Adana                  Konya

Alim Işık                                       Ali Öz                  Cemalettin Şimşek

Kütahya                                        Mersin                 Samsun

MADDE 94- 15/5/1959 tarihli ve 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

"GEÇİCİ MADDE 24- Diğer kanunlardaki sınırlamalara tabi olmaksızın, mülkiyeti; 13 Mayıs 2014 tarihinde Manisa İli, Soma İlçesinde meydana gelen maden kazasında hayatını kaybeden kişilerin mirasçılarına devredilmek üzere; gerçek ve/veya tüzel kişiler tarafından bedelsiz olarak yapılacak konutlar için ihtiyaç duyulan taşınmazlar Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığınca maliklerinden bağış, satın alma, kamulaştırma, devir ve temlik veya tahsis yolu ile edinilebilir. Hazinenin özel mülkiyetinde veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmazlar ile bu Kanunun ek 10 uncu maddesi kapsamında olanlar dahil orman sınırları dışına çıkarılmış ve çıkarılacak alanlarda bulunan taşınmazlardan aynı amaçla ihtiyaç duyulanlar ise Maliye Bakanlığınca adı geçen Başkanlığa tahsis edilir. Bu taşınmazlardan özelleştirme kapsamında olanlar için ayrıca Özelleştirme Yüksek Kurulu Kararı aranmaz.

Birinci fıkraya göre edinilen taşınmazların üzerine yapılan konutlar, adı geçen Başkanlık tarafından maden kazasında hayatını kaybeden kişilerin mirasçıları adına kura ile bedelsiz olarak tapuda devir ve tescil olunur. Anılan kazada hayatını kaybeden madencilerden evli olanların mirasçılarına eşi veya çocuğu ile hayatta ise ana ve babası olmak üzere toplam iki konut verilir. Bir evde birden fazla hayatını kaybeden madencilerin varisleri için ayrı ayrı konut tahsisi yapılır. İnşa olunup hak sahiplerine teslim edilen binalar devredildikleri yılı takibeden bütçe yılından itibaren 10 yıl süre ile 29/7/1970 tarihli ve 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 5 inci maddesi (c) bendi kapsamınca geçici muafiyetten faydalandırılır.

Bu konutlardan arta kalanlar Maliye Bakanlığınca genel hükümlere göre değerlendirilir."

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısının 94. maddesi ile tasarıya eklenen 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanuna eklenen Geçici 24. maddenin 2 nci fıkrasında yer alan "Maliye Bakanlığınca" ibaresinin "Bakanlar Kurulunca" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Haluk Ahmet Gümüş             Rahmi Aşkın Türeli        Özgür Özel

     Balıkesir                                   İzmir                      Manisa

BAŞKAN – Okunan son önergeye Komisyon katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ (İstanbul) – Katılmıyoruz.

BAŞKAN - Hükûmet?

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) – Katılmıyoruz Başkanım.

BAŞKAN – Önerge üzerinde Manisa Milletvekili Sayın Özgür Özel konuşacak.

Buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, 639 sıra sayılı torba yasanın 94’üncü maddesindeki önergemiz üzerinde söz almış bulunuyorum.

Uzun süredir sürekli ifade ediyoruz, maden kazasından sonra madencilere verilen on beş tane söz; bu sözlerin tutulmayanları, kısmen tutulanları, tutulanları... Bu maddede… Aslında madencilere verilen sözün tutulup tutulmadığına yüce Meclis karar versin. Çünkü kaza olduktan sonra Başbakanla görüşen madencilere Başbakan her maden ailesine, her madenci ailesine, her şehidimizin ailesine TOKİ’nin ev yaparak birer tane vereceğini söylemişti. Daha sonra çeşitli kurum ve kuruluşlar açıklamalarda bulundular. Bunlardan bir tanesi Doğuş Holding, bir tanesi de Gaziantep Sanayi ve Ticaret Odası. Biri kamu kurumu niteliğinde bir kuruluş, meslek örgütü, diğeri de tamamen bir özel şirket. Bunlar yer yapmak istediklerini söylediler, ev vereceklerini söylediler. Bu madde de onların ev yapacakları yerle ilgili; arsayla ilgili bir düzenleme yapıyoruz ve Başbakanın verdiği sözü de Doğuş Holding üzerinden tutulmuş sayıyoruz. Bu, bir kere doğru bir yaklaşım değil. Eğer devlet baba ve onu yönetme görevini almış olan Hükûmet bir ev yapılmasına söz verdiyse, TOKİ’den bu yapılacaksa bunu kendisinin yapması lazım. Bir özel şirket bu konuda bir vaatte bulunduysa arsasını da karşılaması lazım, gidip bu sözü de yerine getirmesi lazım. İkisini birbirinden ayırıp… Hem bu şirketlerin veya meslek örgütünün sözünü tuttuğu hem de Başbakanının -birilerinin onun yerine- sözünü tuttuğu gibi bir görüntü çıkıyor ortaya. Bu, tamamen gerçeklere aykırı. Hani, 15 sözden 5’i tutuluyor ya, tutulan da böyle yarım yamalak tutuluyor, yamalı bohça şeklinde tutuluyor.

Bakın, tutulan sözlerden bir diğeri de madendeki, Eynez için “İkinci bir maaş.” denmişti, Ata ve Işıklar bacasında mağdur olan arkadaşlara da “Şirket ödemezse, maaşı biz ödeyeceğiz.” demişlerdi. Şimdi, devlet baba gidiyor ve bir babalık yapacak, bakıyor çocuğa, diyor ki: “Senin ayağındaki ayakkabı yırtık, bayramda sana ayakkabı alacağım.” Daha sonra, bayram geliyor, çocuğa diyor ki: “Getir bakalım kumbaranı.” Çocuğun kumbarasından para alıp çocuğun parasıyla çocuğa hediye alıyor. Böyle bir şey olmaz. İşsizlik Fonu’ndan bu maaşların karşılanması demek, babanın verdiği sözü tutmaması, çocuğun kendi kumbarasından çocuğa hediye alınması demektir. Yani, bu nasıl devlet anlayışı, bu nasıl hükûmet anlayışı, bu nasıl söz verme, bu nasıl söz tutma gerçekten anlamak mümkün değil.

Ve Hüseyin Çelik demişti ki “İhmali olanlarla ilgili gerekeni yapmak Hükûmetimizin namus borcudur.” Biz de öyle düşünüyoruz ama bakın sayın milletvekilleri, Soma AŞ bir kömür şirketi olmayabilir, Soma AŞ’nin bir an için bir hava yolu şirketi olduğunu düşünelim. 13 Mayıstaki seferinde Soma AŞ’nin uçağında 301 kişi öldü. Şimdi, Soma AŞ diyor ki: “Ben aynı model uçak, aynı eğitimde personel, her şey aynı, yine uçuşa geçmek istiyorum.” Hepinizin çocukları var, torunları var. Herkesin sevdiklerini Allah büyüklerine bağışlasın, sevenlerine bağışlasın. Soma AŞ, 13 Mayısta 301 canımızı öldüren Soma AŞ şimdi yeniden havalanmak istediğinde hanginiz çocuğunuzu, hanginiz torununuzu bunların uçağına bindirirdiniz? Ama şimdi diyorsunuz ki: “Soma’daki evlatlarımız tekrar bu uçağa binsinler, havalansınlar.” Buna hangi vicdan müsaade edebilir? Lütfen buna dikkat edin.

Bir futbol karşılaşmasında sahaya birisi pet şişe atsa onun ömrü boyunca maçlara girmekten men edilmesini konuşuyoruz. Birisi doping yapsa ömrü boyunca müsabakalardan men ediliyor; kamu ihalesinde devleti zarara uğrattığı tespit edilirse bir daha kamu ihalelerine giremiyor. Ama, 301 kişinin canını alan bu şirket hem tekrar madencilik faaliyetlerine devam edecek, öbür taraftan da bir başka yerde, bir başka enerji ihalesine giriyor ve termik santralin ihalesini alıyor. Bunlar bu Meclisin üzerinde dikkatle durması gereken meseleler değil mi?

Öbür taraftan, sadece Soma’daki bu kazada ölen 301 kişiye belli haklar veriliyor. Önceden ölenler… Onlara açıkça diyorsunuz ki: “Arkadaşlar, sizin babalarınız ölmekte biraz acele ettiler, o yüzden olmaz.” E, Allah korusun, bundan sonra olacak kazalarda… Ona da diyorsunuz ki: “Ölmekte gecikti senin baban.”

Böyle bir devlet yönetimi olmaz. Soma’yı sadece susturmak üzere yapılan bu çalışmalar devlet ciddiyetiyle bağdaşmaz.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Özel.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısının 94 üncü maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Erkan Akçay (Manisa) ve arkadaşları

MADDE 94- 15/5/1959 tarihli ve 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

"GEÇİCİ MADDE 24- Diğer kanunlardaki sınırlamalara tabi olmaksızın, mülkiyeti; 13 Mayıs 2014 tarihinde Manisa İli, Soma İlçesinde meydana gelen maden kazasında hayatını kaybeden kişilerin mirasçılarına devredilmek üzere; gerçek ve/veya tüzel kişiler tarafından bedelsiz olarak yapılacak konutlar için ihtiyaç duyulan taşınmazlar Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığınca maliklerinden bağış, satın alma, kamulaştırma, devir ve temlik veya tahsis yolu ile edinilebilir. Hazinenin özel mülkiyetinde veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmazlar ile bu Kanunun ek 10 uncu maddesi kapsamında olanlar dahil orman sınırları dışına çıkarılmış ve çıkarılacak alanlarda bulunan taşınmazlardan aynı amaçla ihtiyaç duyulanlar ise Maliye Bakanlığınca adı geçen Başkanlığa tahsis edilir. Bu taşınmazlardan özelleştirme kapsamında olanlar için ayrıca Özelleştirme Yüksek Kurulu Kararı aranmaz.

Birinci fıkraya göre edinilen taşınmazların üzerine yapılan konutlar, adı geçen Başkanlık tarafından maden kazasında hayatını kaybeden kişilerin mirasçıları adına kura ile bedelsiz olarak tapuda devir ve tescil olunur. Anılan kazada hayatını kaybeden madencilerden evli olanların mirasçılarına eşi veya çocuğu ile hayatta ise ana ve babası olmak üzere toplam iki konut verilir. Bir evde birden fazla hayatını kaybeden madencilerin varisleri için ayrı ayrı konut tahsisi yapılır. İnşa olunup hak sahiplerine teslim edilen binalar devredildikleri yılı takibeden bütçe yılından itibaren 10 yıl süre ile 29/7/1970 tarihli ve 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 5 inci maddesi (c) bendi kapsamınca geçici muafiyetten faydalandırılır.

Bu konutlardan arta kalanlar Maliye Bakanlığınca genel hükümlere göre değerlendirilir."

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ (İstanbul) – Katılmıyoruz.

BAŞKAN – Hükûmet?

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) – Katılmıyoruz.

BAŞKAN – Önerge üzerinde Sayın Erkan Akçay konuşacak, Manisa Milletvekili. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)

ERKAN AKÇAY (Manisa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 94’üncü maddede verdiğimiz önerge üzerine söz aldım, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bu siyaset, bürokrasi ve sermaye üçlüsü arasındaki kirli ilişkiler nedeniyle Soma Kömür İşletmelerine bağlı Eynez Ocağı’nda meydana gelen elim maden faciasında, malumunuz, 301 madencimiz hayatını kaybetti. Başbakan Sayın Erdoğan, Soma’da hayatını kaybeden madencilerin ailelerine 156 bin lira para verdiklerini söyleyerek, âdeta bir gösteri şeklinde, vatandaşların AFAD’da toplanan bağış ve yardımlarını sanki kendileri vermiş, Hükûmet veya iktidar veya kendi şahsi kazancıyla vermiş gibi reklamını yapıyor. Daha sonra konut sözü verildi, konut yapılacak denildi ve -yine bir grup toplantısında da “Soma’da hayatını kaybeden madencilerin mirasçılarına 2 adet konut verilecek.” diyor- ve öğreniyoruz ki bu 2 konutu da özel sektör yapıyor. Hangi özel sektör, bir bakmanız lazım yani nasıl yapıyor, bunları iyi irdelememiz gerekiyor. Helal parayla mı yapılıyor, önce bir ona da bakmak lazım.

MUSA ÇAM (İzmir) – Çok önemli o.

ERKAN AKÇAY (Devamla) – Helal mi, haram mı?

İşin uzmanı değilim, fetva makamları fetvasını versin ama biz bildiklerimizi söyleyelim Sayın Çam.

MUSA ÇAM (İzmir) – Doğrudur, doğrudur Sayın Akçay.

ERKAN AKÇAY (Devamla) – Evet.

Şimdi, kim bu özel sektör? Doğuş Holding. Kim bu Doğuş Holding? Star, NTV, CNBC, e2, Kral Tv’nin de dâhil olduğu 8 televizyoncuk, 8 radyo kanalı, 5 İnternet portalı, 6 dergi ve yayınevi dâhil olmak üzere 28 medya kuruluşuna sahip Doğuş Holding, Somalı maden şehitlerine babasının hayrı için mi konut yapıyor, bunu da sormamız gerekiyor. Doğuş Holdingin patronunun Tayyip Erdoğan’ın önünde âdeta rükûya eğilir gibi eğildiğini de çok iyi hatırlıyoruz, utanç verici bir eğilme.

RAMAZAN CAN (Isparta)- Ya, yakışmıyor bu laflar.

ERKAN AKÇAY (Devamla) – Bunu yapanlara yakışmıyor, benim sözüm gayet yakışır. Yakışmayanların kim olduğunu söyledim. Rükûya eğilir gibi eğilenlere yakışmaz, eğdirenlere yakışmaz ama bize burada bunları söylemek bir borçtur.

Bu Doğuş Holdingin aldığı ihalelere bakmak lazım. Tabii, Boyabat, Artvin, Aslancık barajları… Vallahi, beş dakika yetmez, onun için, çok sayıda ihaleyi kapmış, havuzlar oluşturulmuş, vesaire vesaire.

Önergemizle, yine, bu kazada hayatını kaybeden evli madencilerin mirasçılarına 2 konut verilmesini, tahsis edilmesini istiyoruz, birisi madencinin ailesine, diğeri anne ve babasına olmak üzere.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tabii, “Yalan Rüzgârı” diye bir dizi vardı televizyonlarda ve bu dizide yalanın haddi hesabı yoktu. “Yalan Rüzgârı” dizisi geçen hafta cuma günü Manisa meydanlarında gerçekleşti. Ve -aynen okuyorum- Sayın Erdoğan: “Torba kanun tasarısında madencilere şunları, şunları, şunları getiriyoruz, veriyoruz.” diyor.

MUSA ÇAM (İzmir) – Armağan ediyor.

ERKAN AKÇAY (Devamla) - Lütfetmiş, ulufe dağıtmış gibi “Veriyoruz.” diyor. Sonra da diyor ki: “Muhalefet madencilerle ilgili bu düzenlemeleri çıkarttırmıyor, ben de bu düzenlemeler çıkana kadar Meclisi çalıştırıyorum.” Yalan, işte yalan diye buna denir. Çok özür diliyorum bu kelimeyi de kullandığım için ama lügatte başka karşılığı da yok. Çıkarttırmıyormuşuz da… Ya, bunu 50 defa, 100 defa, 500 defa tekrarlayan, önerge veren, mücadele eden muhalefet partileri; kabul etmeyen iktidar partisi.

Bu torba tasarının bugüne kadar gecikmesinin ve Soma’yla ilgili düzenlemelerinin çıkmayışının yegâne sorumlusu iktidar partisidir çünkü -Meclis sanki Sayın Başbakanın çiftliği- muhalefetin “Soma’yla ilgili düzenlemeleri tasarıdan ayırıp hemen geçirelim.” dediğini söylemiyor.

VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) – Öbür 301’e de gel, öbür 301’i de söyle.

ERKAN AKÇAY (Devamla) – Madencilerin maaşını 3 kuruş artırırken maden patronlarına 250 milyon liralık kıyak çekmek istediğini açıklamıyor; torba tasarıyla kara para aklayanları, özelleştirme yolsuzluklarını akladığını söylemiyor; kul hakkını, yetim hakkını yiyeni affettiğini söylemiyor ve yandaşlarına rant…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ERKAN AKÇAY (Devamla) – …sağladığını söylemiyor. Söylenecek çok daha söz var ama zamanımız yok değerli arkadaşlar, bir dahaki sürelerde inşallah.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Akçay.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı Kanun Teklifinin, 15/5/1959 tarihli ve 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanuna geçici madde eklemeyi öngören 94 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

"Birinci fıkraya göre edinilen taşınmazlar üzerine yapılacak konut sayısı maden kazasında hayatını kaybeden kişilerin birinci dereceden mirasçılarının sayısından fazla olamaz. Yapılan konutlar Başkanlık tarafından maden kazasında hayatını kaybeden kişilerin mirasçıları adına kura ile bedelsiz olarak tapuda devir ve tescil olunur.”

Hasip Kaplan (Şırnak) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ (İstanbul) – Katılmıyoruz.

BAŞKAN – Hükûmet?

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) – Katılmıyoruz.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum.

Gerekçe:

13 Mayıs 2014 tarihinde Manisa İli, Soma İlçesinde meydana gelen maden kazasında 301 maden emekçisi katledilmiştir. Yaşamını yitiren maden emekçilerinin mirasçılarına konut yapılması için yasal kolaylık sağlayacak bu düzenleme olumlu olmakla birlikte, mevcut yasalardaki birçok sınırlamayı kaldıran bu düzenleme ile yapılacak konut sayısı mirasçı sayısından fazla olmamalıdır. Aksi takdirde mirasçı sayısından çok fazla sayıda konut bu düzenlemedeki geniş yetkilere dayanılarak yapılabilir ve bunlar kar amaçlı satılabilir. İş bu önergemizle yapılması düşünülen konutlara yönelik yasal kolaylık sağlayacak düzenlemenin amacı dışında kullanılmaması için net bir şekilde ifade edilmesi amaçlanmıştır.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

95’inci maddede iki adet önerge vardır.

Aynı mahiyette olan önergeleri birlikte okutacağım ve birlikte işleme alacağım, talep hâlinde önerge sahiplerine söz vereceğim.

Buyurun.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte Olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı'nın, 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 89 uncu maddesinin birinci fıkrasının (10) numaralı bendi ile 13/6/2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesinde değişiklik öngören 95'inci maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

                  İdris Baluken                                       Nazmi Gür                                          Erol Dora

                       Bingöl                                                 Van                                                 Mardin

                  Hasip Kaplan                                     Pervin Buldan                                    Sebahat Tuncel

                       Şırnak                                                 Iğdır                                                İstanbul

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 95 inci maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

                   Erkan Akçay                                       Ali Halaman                                         Alim Işık

                       Manisa                                               Adana                                               Kütahya

                       Ali Öz                                         Mustafa Kalaycı                                 Cemalettin Şimşek

                       Mersin                                               Konya                                               Samsun

 

BAŞKAN – Aynı mahiyetteki önergelere Komisyon katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ (İstanbul) – Katılamıyoruz.

BAŞKAN – Hükûmet?

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) – Katılmıyoruz.

BAŞKAN – Önerge üzerinde Manisa Milletvekili Sayın Erkan Akçay konuşacak.

Buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)

ERKAN AKÇAY (Manisa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 95’inci maddede verdiğimiz önerge üzerine söz aldım.

Değerli milletvekilleri, bu 95’inci maddede hem 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nda hem de 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10’uncu maddesinde değişiklik yapılıyor. “Başbakanlıkça veya Bakanlar Kurulunca başlatılan yardım kampanyalarına makbuz karşılığı yapılan aynî ve nakdî bağışların tamamı.” şeklinde değiştirilmektedir.

95’inci maddede, aynı konuda da olsa iki farklı kanunda düzenleme yapılıyor. Bu düzenlemenin kanun tekniği açısından uygun olmadığını düşünüyoruz Sayın Başkan çünkü aynı maddede hem Gelir Vergisi Kanunu’nda hem Kurumlar Vergisi Kanunu’nda değişiklik yapılıyor. Bunu gözden kaçmış bir durum olarak değerlendiriyorum. Eğer uygun görürseniz buna ilişkin yine bir madde değişikliği yapılabilir, ikiye de bölünebilir. Kanun tekniği açısından böyle olması gerektiğini düşünüyoruz.

Tabii, bu düzenlemede ayni ve nakdî yardımların tamamının Gelir Vergisi Kanunu ve Kurumlar Vergisi Kanunu kapsamındaki indirimlere tabi olması için Bakanlar Kurulu kararıyla, doğal afetler nedeniyle başlatılmış olması gerekir. Oysa, bu yapılan düzenlemeyle Başbakana Bakanlar Kurulu kararı olmadan herhangi bir konuda yardım kampanyası başlatma yetkisi verilmekte ve bu yardım kampanyasına yapılan ayni ve nakdî yardımların tamamı gelir ve kurumlar vergisi indirimine dâhil edilmektedir. Bakanlar Kurulunu saf dışı bırakarak Başbakana yardım kampanyası başlatma yetkisi veren ve bu kampanyaya yapılan yardımları gelir ve kurumlar vergisinden istisna tutan bu maddenin yeniden düzenlenmesi gerekir.

Düzenlemenin özüne baktığımızda değerli milletvekilleri, Türk milleti yardımseverliğiyle tanınan bir millettir, dayanışması yüksek bir millettir. Türk milleti, gerek dinî gerekse kültürel değerlerimiz gereği her zaman elindekini başkalarıyla, komşusuyla, muhtaçlarla, yardıma ihtiyacı olanlarla paylaşmıştır. Nitekim, 1999 ve son olarak Van depreminde, ondan evvel daha pek çok sosyal vakalarda bu yardımseverlik en iyi şekilde ortaya konulmuştur.

Hükûmet, Soma faciası sonrası yardımların sadece AFAD’a yapılabileceğini söylemiş ve başka kurum ve kuruluşların yardım toplamasına izin vermemiştir. Bu da yanlış olmuştur. Bu nedenle, Türk milletini yasa boğan ve bütün dünyayı da üzen bu faciadan sonra ancak 46,5 milyon lira bağış ve yardım toplanabilmiştir. Bunun da zaten 16 milyon lirası Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği tarafından verilen rakamlardır. Yani, 30 milyon civarında bir vatandaş bağışı söz konusu olmuştur.

Diğer başka afetlerde milyarlarca lira bağış yapan milletimizin Soma faciasında AFAD’a neden bu kadar düşük oranda nakdi bağış yaptığının üzerinde iyi düşünülmesi gerekir ve bunu da en fazla düşünmesi gereken Hükûmettir. Zira, Soma faciasından sonra yüzlerce, binlerce vatandaşımız bizleri arayıp yardım yapmak ve bu yardımları faciadan zarar görenlere ulaştırmak istediklerini söylemişlerdir ve bizlere müracaat etmişlerdir. Bizler de AFAD hesabına yardım yapmalarını söylediğimizde ve yönlendirdiğimizde ve tavsiye ettiğimizde pek çok vatandaş AFAD’a ve Hükûmete güvenmediklerini, yapacakları yardımın yerine ulaşmasından endişe ettiklerini söylemişlerdir. Bunu resmî yetkililer de teyit etmektedir. Ama, biz buna rağmen bu nakdî bağışın yine bir resmî kanal vasıtasıyla yapılmasında fayda bulduğumuzu da hem vatandaşlarımıza hem de basın aracılığıyla kamuoyuna da deklare etmişizdir.

AKP Hükûmetinin şapkasını önüne koyup “Bu millet, bize ve devlete bu nakit para konusunda neden güvenmiyor?” diye üzerinde durup düşünmesini diliyor, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Akçay.

Diğer önergenin gerekçesini okutuyorum:

Gerekçe:

Madde ile Başbakanlıkça veya Bakanlar Kurulunca başlatılan yardım kampanyalarına teşvik maksadıyla vergi istisnası getirilmektedir. Cari mevzuatta nakdi ve ayni yardımların hangilerinin vergi indirimi kapsamında olduğu belirtilmektedir. Doğal afetler sonucu mağduriyet ve bu nitelikteki yardımları kapsayan mevzuat bu yasa ile olabildiğince genişletilmekte ve Başbakanlıkça ya da Bakanlar Kurulunca başlatılacak yardımların da kapsama alınması amaçlanmaktadır. AKP Hükûmetinin gerek sermaye grupları gerekse de çıkar gruplarıyla teması Türkiye siyaset gündeminin hep ön sıralarında olagelmiştir. AKP Hükûmetinin iç ve dış politikada tercih ettiği yöntem ve araçların birçoğunun hukuksuz ve gayrimeşru olduğu bugün de aleni olan bir gerçektir. Kendi siyasal nüfuz alanını genişletmek ve yandaş siyasal organizasyonlarına dernek ve sivil toplum kuruluşu adı altında kaynak aktarma pratiği çok defa ortaya çıkmıştır. Dış politikada özellikle çete niteliğindeki oluşumlara bu dernek ve diğer sivil toplum kuruluşlarınca yardım gönderildiği, lojistik destek sağlandığı bilinmektedir. Bugün IŞİD adlı çetenin de AKP Hükûmeti tarafından desteklendiği kamuoyunda yaygın bir kanıdır. Bu madde, bütün bu hukuksuz ve gayrimeşru faaliyetlere kaynak aktarmak amaçlı olduğu gibi sermaye kesimini de bu alanda tercih kullanmaya dönük baskı altına alabilecektir. Değişiklik ile bu sorunların giderilmesi amaçlanmıştır.

BAŞKAN – Önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önergeler kabul edilmemiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

96’ncı maddede üç adet önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı’nın 96. maddesinde yer alan, “dini yüksek öğrenim veren” ibarelerinin, “ilahiyat” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                   İhsan Özkes                                   Osman Oktay Ekşi                              Mehmet Ali Susam

                      İstanbul                                             İstanbul                                                İzmir

             Haluk Ahmet Gümüş                            Ayşe Nedret Akova                                   Levent Gök

                     Balıkesir                                            Balıkesir                                              Ankara

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, şimdi okutacağım iki önerge aynı mahiyette bulunduğundan önergeleri birlikte işleme alacağım, talep hâlinde önerge sahiplerine söz vereceğim veya gerekçelerini okutacağım.

Şimdi aynı mahiyetteki önergeleri okutuyorum:

 Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 96 ncı maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

                   Erkan Akçay                                       Ali Halaman                                         Alim Işık

                       Manisa                                               Adana                                               Kütahya

                       Ali Öz                                         Mustafa Kalaycı                                 Cemalettin Şimşek

                       Mersin                                               Konya                                               Samsun

                Yusuf Halaçoğlu

                      Kayseri

Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza sahipleri:

                  İdris Baluken                                        Erol Dora                                        Pervin Buldan

                       Bingöl                                               Mardin                                                Iğdır

                    Nazmi Gür                                        Hasip Kaplan                                     Sebahat Tuncel

                         Van                                                 Şırnak                                               İstanbul

BAŞKAN – Komisyon önergelere katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ (İstanbul) – Katılmıyoruz.

BAŞKAN – Hükûmet?

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) – Katılmıyoruz.

BAŞKAN – Kayseri Milletvekili Sayın Yusuf Halaçoğlu konuşacak önerge üzerinde.

Buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; kısa bir konuşma yapacağım çünkü -AKP Grubundaki arkadaşlarla da görüştük- bu maddede bir muğlaklık var. Dolayısıyla, bunun düzeltilmesi konusunda da belli bir anlaşmaya da vardık. Şu an tam tespit edilemediği için de inşallah, kanunun 48’inci maddesinden sonra tekriri müzakereyle tekrar konuşulacak çünkü burada şöyle bir ifade kullanılıyor: “Şu tarih ve şu sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun 20 nci maddesinde yer alan ‘her bir ilahiyat fakültesinin kendi öğretim üyeleri arasından akademik kurullarınca seçecekleri ikişer temsilci…’” Aslında ifade çok doğru ve düzgün bir ifade ama hemen değişiyor, ibaresi şöyle değiştiriliyor “…ibaresi ‘dini yüksek öğrenim veren fakültelerin dekanlarının her coğrafi bölgeden en az iki kişi olmak kaydıyla dini yüksek öğrenim veren fakültelerden seçecekleri toplam 40 öğretim üyesi,’” 7 coğrafi bölge varsa ikişer tane seçtiğinizde 40 öğretim üyesi zaten yapmaz ama her bir coğrafi bölgede aynı sayıda ilahiyat fakültesi de yok, hâliyle burada bir muğlaklık ve karışıklık var. Bunun için, bunun sarih hâle getirilmesi, açık hâle getirilmesi gerekir. Dolayısıyla, bunun torba yasanın tamamen görüşülmesinden sonra tekrar ele alınmasında büyük fayda var ve açıklık getirilmesinde fayda var çünkü bir önceki madde “her bir ilahiyat fakültesinin kendi öğretim üyeleri arasından” doğru bir ifade çünkü ülkede ne kadar ilahiyat fakültesi varsa onların akademik kurullarının seçeceği diyor, o da doğru ama burada dekana bırakıyor sadece, hâliyle bu yanlış yani sadece dekan tarafından seçilecek üyelerle olmaz, akademik kurulların seçeceği üyeler aracılığıyla Diyanet İşleri Başkanlığında görevlendirilmesinde fayda vardır. Bunun tekriri müzakere yapılacağını arkadaşlarımız söylediler.

Zabıtlara geçsin diye bu konuyu ele aldım.

Teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Halaçoğlu.

Diğer önergenin gerekçesini okutuyorum:

Gerekçe:

Bu önerge ile hükümet ilahiyat fakültelerinin Din İşleri Yüksek Kurulu üyeliğine atanacaklardan yirmi dört adayı tespit etmekle görevli Aday Tespit Kuruluna temsilci gönderme hakkını kısıtlamaktadır. Yasanın mevcut hâlinde bu kurula her ilahiyat fakültesi akademik kurullarında tartışarak iki üye vermektedir. İktidar bir yandan ilahiyat fakültelerinin bu hakkını kısıtlarken diğer yandan belirlenecek isimlere akademik kurulların değil dekanların karar vermesini öngörmektedir. Bu da anti demokratik bir uygulama olacaktır. Bu önerge ile bu anti demokratik uygulamanın kanun metninden çıkartılması amaçlanmaktadır.

BAŞKAN – Önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önergeler kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı’nın 96. maddesinde yer alan, “dini yüksek öğrenim veren” ibarelerinin, “ilahiyat” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

İhsan Özkes (İstanbul) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ (İstanbul) – Katılmıyoruz.

BAŞKAN – Hükûmet?

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) – Katılmıyoruz.

BAŞKAN – Önerge üzerinde İstanbul Milletvekili Sayın İhsan Özkes konuşacak. (CHP sıralarından alkışlar)

İHSAN ÖZKES (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan torba yasası’nın 96’ncı maddesiyle ilgili söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Diyanet bir ilahiyat profesörüne dinî bir konuda bir makale siparişi veriyor, hoca makaleyi hazırlıyor ancak Diyanet bu makaleyi beğenmiyor ve hocaya diyor ki: “Hocam, Kur’an’ı bizim bu konudaki beklentimize uygun konuştur.” “Allah’ın kelamını beklentiye göre konuştur.” diyen bir Diyanet var. Söz konusu profesör bu konuda İnternet’te dolaşan bir makale yazmış olmasına rağmen Diyanet yetkilileri suspus olmuştur.

20 Aralık 2013 Cuma günü İstanbul camilerinde okunacak hutbenin konusu rüşvet ve hutbe de bu. Hutbenin metni İnternet sitesinde yayınlanıyor ancak 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluklar operasyonu olunca din görevlilerinin telefonlarına SMS çekilerek “rüşvet” konulu hutbenin okunmasından vazgeçildiği, yerine “Kur’an’ı anlamak” konulu hutbenin okunacağı bildiriliyor.

ERKAN AKÇAY (Manisa) – İsabet olmuş Hocam, isabet olmuş.

OKTAY VURAL (İzmir) – Kur’an’ı anlayan zaten rüşvet yemez.

İHSAN ÖZKES (Devamla) – Kur’an’ı anlamak, rüşvetle ilgili dinî hükümleri tedavülden kaldırmak mıdır?

Tayyip’e bağış yapmaları için devlet memurlarına, belediye çalışanlarına baskı yapıldığına dair bugün Üsküdar’dan çokça telefonlar aldım. Allah size bu zulümlerin hesabını mutlaka soracaktır şayet inanıyorsanız, inanıyorsanız.

RECEP ÖZEL (Isparta) – Hocam, bir gün de, bir çıkıp da Tayyip Bey’siz bir konuşma yapsana ya! Önerge üzerinde konuşman icap etmez mi senin?

HÜSEYİN BÜRGE (İstanbul) – Başka sermayesi yok, ne yapsın!

RECEP ÖZEL (Isparta) – Niye başka şey konuşuyorsun?

ERKAN AKÇAY (Manisa) – Recep Bey, sus gari. Savunma, rüşveti savunma Recep Bey.

BAŞKAN – Laf atmayın lütfen.

İHSAN ÖZKES (Devamla) – Yüce Allah…

HÜSEYİN BÜRGE (İstanbul) – Başka sermayesi yok da ondan.

İHSAN ÖZKES (Devamla) – Yüce Allah…

RECEP ÖZEL (Isparta) – Sermayen yok Hocam, biliyor musun? Hocam, hiç sermayen yok.

İHSAN ÖZKES (Devamla) – Başkanım, susturur musunuz.

OKTAY VURAL (İzmir) – Ya Kur’an’ı anlamak hutbesine ne itiraz ediyorsun ya? Kur’an’ı anlamakla ilgili şeye niye itiraz ediyorsun ya? Kur’an’ın hükmüne niye itiraz ediyorsun sen?

İHSAN ÖZKES (Devamla) – Sayın Başkan, susturur musunuz. Rica ederim bakın.

ERKAN AKÇAY (Manisa) – Sen devam et, devam et Hocam.

OKTAY VURAL (İzmir) – Ya Kur’an’ın hükmüne itiraz ediyor ya! Allah Allah!

İHSAN ÖZKES (Devamla) – Yani İhsan Özkes’in konuşması istenmiyorsa burada konuşmayalım. Ben milletvekili değil miyim?

MUHARREM İNCE (Yalova) – Sayın Başkan, zamanı durdurur musunuz?

BAŞKAN – Sayın Konuşmacı, bir dakika…

İHSAN ÖZKES (Devamla) – Rica ederim Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Konuşmacı…

İHSAN ÖZKES (Devamla) – Yeter bu!

BAŞKAN – E niye bağırıyorsunuz bana?

İHSAN ÖZKES (Devamla) – Susturun. Yani ben milletvekili değil miyim? Benim konuşma hakkım yok mu ya?

BAŞKAN – Ben sınıf mümessili miyim, konuşanları tahtaya mı yazacağım? Ancak rica edebilirim.

İHSAN ÖZKES (Devamla) – Nedir ya? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

AHMET YENİ (Samsun) – Ne bağırıyorsun be!

İHSAN ÖZKES (Devamla) – Ne oluyor size?

ALİ AYDINLIOĞLU (Balıkesir) – Bağırmaya mı geldin oraya sen?

BAŞKAN – Buyurun, devam edin konuşmanıza.

İHSAN ÖZKES (Devamla) – Lütfen susturur musunuz, konuşmak istiyorum. Burası milletin kürsüsü, konuşacağım.

BAŞKAN – Buyurun, konuşun, devam edin.

İHSAN ÖZKES (Devamla) – Lütfen o süremi de ekleyin.

ALİ AYDINLIOĞLU (Balıkesir) – Biz konuşurken siz çok mu dinliyorsunuz? Allah Allah!

İHSAN ÖZKES (Devamla) – Yüce Allah hırsıza “Hain” diyor (4/Nisa, 107) ve Hz. Muhammed'e ve onun şahsında tüm Müslümanlara "Hainlerden yani hırsızlardan taraf olma." buyuruyor. (4/Nisa, 105) "Hırsızlık eden erkek ve kadının hırsızlıklarına karşılık bir ceza ve Allah'tan bir ibret olmak üzere ellerini kesin." buyuruyor. (5/Maide, 38) Hazreti Muhammed “Rüşveti alan da veren de melundur, cehennemliktir. Kızım Fatıma da hırsızlık yapsa elini keserim.” buyuruyor. Müslümanlıkta hırsızın yeri yoktur. Hem Müslüman hem hırsız olunmaz, ya Müslüman olacaksınız ya da hırsız. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Niye üzerinize alınıyorsunuz ya, madem değilsiniz?

İHSAN ÖZKES (Devamla) – Asıl büyük günah ve ahlâksızlık olan rüşvet, hırsızlık ve yolsuzluklar konusunda gıkını çıkarmayan Arınç'ın kadınların kahkaha atmasını abartarak dile getirmesi manidardır.

30 Mart seçimlerinden iki gün önce, cuma günü, hem de Diyanet Başkanının bizzat hazırladığı “gemi hutbesi” okunmuştu. Allah'ın haram kıldığı hırsızlık, rüşvet, yolsuzluk gibi şeyleri yapmanın, Allah'ın koyduğu yasakları delmenin benzerinin yüzen bir gemiyi delmek gibi olduğunun anlatıldığı meşhur hadis o hutbede sanki “Haram yiyenlere dokunmayın, ses çıkarmayın, düzen bozulmasın, gemiler yüzsün”e çevrildi. Hazreti Muhammed'in hadisinin anlamı verilmeden, zorlama yorumlarla, Allah'ın dini iktidarın keyfine göre uyarlandı. Bakalım Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde, 8 Ağustos Cuma günü okunacak hutbe nasıl bir hutbe olacak? Müslümanlık hutbesi mi olacak, paralel bir din olan süslümanlık hutbesi mi olacak?

Bir belediye başkanı "Öbür dünyaya gidip geldim, ‘10 Ağustos'ta Erdoğan'a oy verin.’ dediler." diyor. Herhâlde orada cehennem zebanileriyle görüşmüş.

Erdoğan, Tokat Erbaa'da yaptığı konuşmasında…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Özkes.

İHSAN ÖZKES (Devamla) – "Birbirimize veda etmiyoruz, bu bir veda değil, basübadelmevttir, öldükten sonra dirilmektir, bu bir başlangıçtır." diyor. Kendi siyasetini kıyamet günü dirilişine benzetmesine en hafif tabirle “Atma Recep.” denilebilir ama Cumhurbaşkanı seçilirse ülkemiz için kıyamet olacağı bellidir.

BAŞKAN – Sayın Özkes, teşekkür ederim.

RECEP ÖZEL (Isparta) – Böyle bir cümle olur mu ya! Hakaret ediyor…

İHSAN ÖZKES (Devamla) – Haftada bir gün bile zor tatil yapan, bayramlarda görev başında bulunan din görevlilerine rotasyon bir zulümdür.

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) – Hadi oradan be! Hadi oradan be!

BAŞKAN – Sayın Özkes… Sayın Özkes teşekkür ederim.

İHSAN ÖZKES (Devamla) – Söz verdiğiniz halde vekil imamları kadroya almadınız.

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) – Hadi oradan!

HÜSEYİN BÜRGE (İstanbul) – Sana mı kaldı? Hocaları savunmak sana mı kaldı?

BAŞKAN – Sayın Özkes…

İHSAN ÖZKES (Devamla) – Bu torba yasasına her şeyi dahil ettiğiniz halde vekil imamları hariç tutmakla hocaların ahını aldınız.

BAŞKAN – Sayın Özkes sözünüz bitti, süreniz bitti. Lütfen…

İHSAN ÖZKES (Devamla) – Kafa kesen, kadına kıza tecavüz eden… (AK PARTİ sıralarından gürültüler, sıra kapaklarına vurmalar)

YILMAZ TUNÇ (Bartın) – Sayın Başkanı dinlemiyor musunuz?

İHSAN ÖZKES (Devamla) – …camileri, türbeleri yerle bir eden IŞİD'e, ne Tayyip ne de Görmez “terörist” demedi.

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) – Hadi oradan!

BAŞKAN – Beş dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 19.56

YEDİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 20.01

BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI

KÂTİP ÜYELER: Fehmi KÜPÇÜ (Bolu), Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın)

-----0-----

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 130’uncu Birleşiminin Yedinci Oturumunu açıyorum.

639 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine devam edeceğiz.

Komisyon burada.

Hükûmet burada.

96’ncı madde üzerindeki İstanbul Milletvekili İhsan Özkes ve arkadaşlarının önergesinin oylamasında kalmıştık.

Şimdi önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

97’nci maddede aynı mahiyette üç adet önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte Olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı’nın, 19/3/1969 tarihli ve 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 182’nci maddesinde düzenleme öngören 97’inci maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

 

                  İdris Baluken                                        Erol Dora                                        Pervin Buldan

                       Bingöl                                               Mardin                                                Iğdır

 

                    Nazmi Gür                                        Hasip Kaplan                                     Sebahat Tuncel

                         Van                                                 Şırnak                                               İstanbul

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 97 inci maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

                   Erkan Akçay                                       Ali Halaman                                         Alim Işık

                       Manisa                                               Adana                                               Kütahya

                       Ali Öz                                         Mustafa Kalaycı                                 Cemalettin Şimşek

                       Mersin                                               Konya                                               Samsun

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı’nın 97. maddesinin metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

              Rahmi Aşkın Türeli                                  Engin Altay                                        Levent Gök

                        İzmir                                                 Sinop                                                Ankara

               Fatma Nur Serter                                    Vahap Seçer                                       Ali Serindağ

                      İstanbul                                              Mersin                                             Gaziantep

              Mehmet Ali Susam                             Ayşe Nedret Akova                            Haluk Ahmet Gümüş

                        İzmir                                               Balıkesir                                            Balıkesir

BAŞKAN – Komisyon önergelere katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ (İstanbul) – Katılmıyoruz.

BAŞKAN – Hükûmet?

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) – Katılmıyoruz.

BAŞKAN – Önerge üzerinde Sayın Levent Gök konuşacak, Ankara Milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar)

LEVENT GÖK (Ankara) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz 639 sayılı Kanun Tasarısı’nın 97’nci maddesi üzerine söz aldım. Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.

Ben gerçekten bu torba yasa içerisine bu maddenin nasıl konulmuş olabildiğini şu ana kadar yorumlayabilmiş değilim. AKP’de tanıdığım pek çok değerli hukukçu arkadaşımız var, gerçekten kendilerini takdir ettiğimiz arkadaşlarımız var ama Anayasa’ya bu kadar açıkça bir madde bu torba yasa içerisine nasıl konulur ve avukatların, savunma gibi çok kutsal bir mesleğin üst kuruluşu olan Barolar Birliği nasıl bir vesayet altına alınabilir anlamış değilim.

Değerli milletvekilleri, getirilen önergeyle, AKP’nin getirdiği tasarıyla Barolar Birliğinin değiştirdiği yönetmeliklerin Adalet Bakanlığına gönderildikten sonra onaylanmasıyla hemen yürürlüğe girmesi gerekirken Resmî Gazete’de yayımlanma koşulunu getiriyorsunuz. Adalet Bakanlığı iade eder ve Barolar Birliği üçte 2 çoğunlukla tekrar kabul ederse yine Resmî Gazete’de yayımlanma koşulu getiriyorsunuz ve en önemlisi Barolar Birliğinin avukatlığa kabulde, staja kabulde ve mesleğe kabulde getirmiş olduğu bir yönetmelik değişikliğiyle sınav yapma şartını bu maddeyle arkadan dolanarak engellemeye çalışıyorsunuz. Ama o kadar kolay mı?

Bakın değerli milletvekilleri, Barolar Birliği şu hususları göz önünde bulundurarak staja kabulde ve mesleğe kabulde sınav şartı getirdi. Türkiye’de benim tespitlerime göre 5 tanesi Kıbrıs’ta olmak üzere 72 tane hukuk fakültesi var. Hukuk fakültelerinin şu anda -isterdik tabii elbette hepsi donanımlı olsun, eğitim ve öğretim elemanları gerçekten nitelikli olsun ama- çoğunda ne yazık ki araştırma görevlileriyle eğitim yapılıyor ve buradan gerçekten, hukuk fakültesinin profesörler, doçentler tarafından yetiştirilmemiş pek çok öğrencisi hemen avukatlığa girmek suretiyle avukatlık alanında pek çok ihtilafa da neden oluyor. 2001 yılında tam 44 bin olan avukat sayısı şu anda 82 bine ulaşmıştır. Bakın 2001 yılında Türkiye nüfusu 67 milyondu, şu anda 74 milyondur, nüfus yüzde 14 artmış ama avukat sayısı yüzde 100’e yakın bir sayıda artmış.

Şimdi bakın, avukatlar eğer yeterli eğitimi almazsa ne oluyor? Avukatlar açısından da sıkıntılar çıkıyor. Temyiz süresini kaçırıyor, yanlış dava açıyor ya da başka konularda hatalar yapılıyor, hem müvekkilleri mağdur oluyor hem de avukatlar ceza mahkemelerinde yargılanarak çok ağır bedeller ödüyorlar ve meslekten men ediliyorlar. Barolar Birliği bunu gözeterek meslekte bir sınav koşulu getirdi. Gerçekten önemliydi. Almanya’da örneğin avukatlar hukuk fakültesini bitirdikten sonra tam beş yıl bir eğitimden daha geçiyorlar. Yine Avusturya’da avukatlar okulu bitirdikten sonra yine bir eğitimden ve beş ayrı sınavdan geçtikten sonra tekrar iki yıl bir staj eğitiminden geçerek ancak avukatlığa nasbedilebiliyorlar.

Şimdi, değerli arkadaşlarım, Barolar Birliğinin getirdiği bu yönetmelik değişikliği de Resmî Gazete’de yayımlanmayınca Barolar Birliği dava açtı ve Ankara 10. İdare Mahkemesinin 2014/452 sayılı kararıyla yürütmeyi durdurma kararı verildi. Neyle ilgili? Bu yönetmeliğin uygulanmasıyla ilgili. Şimdi biz neyi tartışıyoruz? Yani bu dava, görüştüğümüz avukatlığa sınav yoluyla girilmesine ilişkin Barolar Birliği kararına ilişkin bir dava Ankara 10. İdare Mahkemesinde görülmektedir ve hâlen devam etmektedir. Şimdi, peki, Anayasamız ne diyor bize? Anayasamızın 138’inci maddesi diyor ki: “Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin kullanılmasıyla ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz.”

YILMAZ TUNÇ (Bartın) – Bu onunla ilgili değil ki Levent Bey, o zaman hiç kanun çıkarılamaz.

LEVENT GÖK (Devamla) – Değerli milletvekilleri, bakın, biz bırakın görüşme yapmayı, kanun teklifi veriyorsunuz, kanunları görüşüyoruz burada. Yani Anayasa’nın 138’inci maddesine çok aykırı bir tekliftir bu. Avukatları esir alacağınızı zannediyorsunuz ama bütün avukatlar, pek çok avukat, benim de baş ucumda vardır, ben de avukat kökenli bir arkadaşınızım, başucumuzda Molierac’in şu sözü vardır: “Görevimizi yaparken kimseye, ne müvekkile ne hâkime ne de iktidara tabiyiz. Bizim aşağımızda kişilerin varlığı iddiasında değiliz fakat hiçbir hiyerarşik üst de tanımıyoruz. En kıdemsizin en kıdemliden farkı yoktur. Avukatlar esir kullanmadılar fakat efendileri de olmadı.”

Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Diğer önergenin gerekçesini okutuyorum:

Gerekçe:

Tasarının 97 nci maddesiyle hükümet Türkiye Barolar Birliği’nin hazırlayacağı yönetmelikleri denetimine almaktadır. Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulun kontrol altına almaya yönelik bu düzenleme tasarı metninden çıkarılmalıdır.

BAŞKAN – Aynı mahiyetteki diğer önerge üzerinde Şırnak Milletvekili Sayın Hasip Kaplan konuşacak.

Buyurun.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Değerli arkadaşlar, sanıyorum savunma hakkı kutsal bir hak olarak, hele hele bu dönemde herkesin muhtaç olduğu ve herkesin başına gelecek, herkesin karşılaşabileceği çok önemli bir alan. “Bağımsız yargı” diyoruz, bağımsız yargının üçlü sacayağı var; iddia, savunma -bu ikisinde silahların eşitliği çok ciddi bir olaydır- bir de yargılama.

Şimdi, bakıyoruz, Hükûmetin başı hakikaten HSYK’yla dertte. Nasıl seçelim üyeleri? Meclis mi seçsin? Kendi üyelerini nasıl seçsin? HSYK’yla şu an ciddi ciddi dertlisiniz; paralel soruşturmasıydı, yok orada yapılacak soruşturmalar… Ama yani demokrasilerde emek meslek örgütleri var, kamu kurumu niteliğinde olanlar var; mali müşavirler öyle, TMMOB, mühendis odaları öyleydi. Ama bu Hükûmetin kavgalı olduğu çok önemli birkaç emek ve meslek örgütü var, TMMOB bunlardan birisi. Son dakika önergesiyle gece getirip burada denetim yetkisini sınırlandırmak suretiyle yüz binlerce çeşitli bölüm mühendislerinden oluşan -bunların içinde maden mühendislerinin de olduğu ve raporlarıyla Hükûmeti uyaran- o kadar ciddi çalışmaları yapan Türkiye Mimar ve Mühendis Odalarını ve bütün Birliği yok saydınız. Bu bir demokratik anlayış değildir, bu “Benden olmayanı sustururum.” anlayışıdır.

Sonra yetmedi, bütün baskıcı dönemlerde, Napolyon’dan bu yana avukatlar daima rahatsız etmiştir; darbelerde avukatlar rahatsız etmiştir, demokratik toplumlarda adil yargılanma hakkı için avukatlar hakikaten görevlerinin hakkını yapmıştır. Bu torba kanuna akıl almaz şeyler koymaya başladınız. Barolar Birliği bir staj yönetmeliği çıkaracak, yargı kararı var ama Anayasa’yı dolanıp Anayasa Mahkemesi kararlarına, 138’e aykırı, İç Tüzük’e aykırı, üstelik Adalet Komisyonundan geçmeden önergelerle getirip burada düzenleme yapıp siyasi bir saikle hareket ediyorsunuz. Yanlış yapıyorsunuz, oysaki savunma makamı… Nasıl ki mali müşavirler kendi staj ve meslek derecelendirmelerini sayıyorlarsa Barolar Birliğinin de böyle bir şey yapması zorunlu. Çünkü, Türkiye’de o kadar okul açtınız ki bir de dışarıdaki okullardan mezunlar var -demin Sayın Gök bunların rakamlarını verdi, girmeyeceğim- burada bir düzenleme gerekiyor. Siz bile sınavlara, KPSS’ye girenleri alıyorsunuz, arkasından mülakat yapıyorsunuz. Niye yapıyorsunuz o zaman arkadaşlar, soruyorum, niye mülakat yapıyorsunuz? KPSS sınavında 95 alıyor geliyor, tipini beğenmiyorsunuz, bıyıkları uymuyor, favorileri uymuyor, saçlar uymuyor, kılık kıyafet uymuyor, hemen bakıyorsunuz, bademdi, bilmem neydi, gidiyor alınıyor veya bir şey yapılıyor.

Bu anlayış demokratik bir topluma, 77 milyonun yaşadığı Türkiye’ye yakışmıyor arkadaşlar. İnanın, Napolyon çok rahatsız olmuştu avukatlardan, “Dilini kesmek gerekir.” demişti, Sayın Başbakan da Türkiye Barolar Birliğinin bir konuşması nedeniyle hemen takışıverdi. Arkasından bakıyoruz… “Yapmayın” dedik arkadaşlar, hem bu yasayı getirdiniz, gerdiğinizde ne olacak yani hep siz iktidar mı kalacaksınız? Evet, belki yüz yıl daha kalırız diye düşünebilirsiniz ama bu halkın ne yapacağı belli olmuyor.

Bakın, bir şey daha söyleyeyim: İki yıl yargının yürütmeyi durdurma kararları uygulanmasın diye buraya yasa getiriyorsunuz. Dehşet verici bir şey. Beş tane özelleştirmenin iptal kararı uygulanmasın diye yasa getiriyorsunuz. Siz hukukla oynuyorsunuz, adaletle oynuyorsunuz ama bu hukuk, bu adalet… Bu soruşturma komisyonlarını sizler de kurdunuz, bakın, Başbakanla ilgili soruşturma komisyonu önergesi de geldi, okundu. Yani, bunların hepsi olduğu zaman Başbakanın da avukata ihtiyacı var, zaten avukatları var. Herkesi mahkemeye veriyor, mahkemeye verilmeyen milletvekili kalmadı maşallah! Şimdi soruyoruz: Bu avukatlardan ne istiyorsunuz kardeşim ya? Davayı bırakın incelemesin diye kanun getiriyorsunuz. Yani hakikaten kabul edilir bir durum değildir bu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HASİP KAPLAN (Devamla) - Yani tasarının sahibi Sayın Başbakan Cumhurbaşkanı olursa veto eder mi etmez mi artık siz düşünün. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Kaplan.

Önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önergeler kabul edilmemiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

98’inci maddede üç adet aynı mahiyette önerge vardır, önergeleri birlikte işleme alacağım, talep hâlinde önerge sahiplerine söz vereceğim.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

 Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı Kanun Teklifinin 98 inci maddesinin kanun teklifinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

                  İdris Baluken                                       Nazmi Gür                                          Erol Dora

                       Bingöl                                                 Van                                                 Mardin

                  Pervin Buldan                                    Sebahat Tuncel                                     Hasip Kaplan

                        Iğdır                                                İstanbul                                               Şırnak

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 98 inci maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

              Rahmi Aşkın Türeli                                  Haydar Akar                                        Musa Çam

                        İzmir                                                Kocaeli                                                İzmir

               Fatma Nur Serter                                    Vahap Seçer                                               Mehmet Ali Susam İstanbul                       Mersin                                                İzmir                                                                                 Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 98 inci maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

                   Erkan Akçay                                       Ali Halaman                                         Alim Işık

                       Manisa                                               Adana                                               Kütahya

                       Ali Öz                                         Mustafa Kalaycı                                     Zühal Topcu

                       Mersin                                               Konya                                                Ankara

BAŞKAN – Komisyon önergelere katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ (İstanbul) – Katılmıyoruz.

BAŞKAN – Hükûmet?

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) – Katılmıyoruz.

BAŞKAN – Önerge üzerinde Sayın Zühal Topcu konuşacak, Ankara Milletvekili.

Buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)

ZÜHAL TOPCU (Ankara) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 639 sıra sayılı İş Kanunu ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın 98’inci maddesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi üzerine söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyoruz.

İnanın, neredeyse bir aya yaklaştı, ortaya çıkan hiçbir şey yok. “Benim oğlum bina okur, döner döner yine okur.” şekliyle hâlâ böyle burada havanda su dövülmektedir. Özellikle on iki yıldan beri yapılan işlere baktığımızda, yapılan çalışmalara baktığımızda ve özellikle bu tasarının 98’inci maddesinde Mart 2014 tarihinde değişiklik yapıldığını ve tekrar değiştirilmek amacıyla bu maddenin eklendiğini görebiliyoruz. Şimdi bunun arkasında kasıt aramamak mümkün değil gerçekten. Yani şimdi, siz yola çıkarken özellikle Soma’da hepimizi üzüntüye boğan bir olayın tekrar problem durumunu ortadan kaldırmak için yola çıkıyorsunuz ve baktığınızda daha sonra bunun amacını aştığını ve bunun gerçekten iktidarın birtakım artık üstü kapalı ve gerçekleri yansıtmayan, kötü emellere hizmet edecek ve birtakım yandaşların yapılandırılmasına hizmet edebilecek yeni bir yapılanmaya yol açtığını görebiliyorsunuz.

Eğer gerçekten bu, Soma’ya yönelik problemlerin veya madenlerde çalışan çok değerli kardeşlerimize, çalışanlarımıza yönelik problemlerin ortadan kaldırılması düşünülseydi, -on iki yıllık iktidar döneminde binlerce maden kazası olmuş ve binlerce, burada, madenlerde görev şehidi olan çalışanlarımız olmuştur- eğer niyet halis olsaydı bu torbayı çıkarma yerine on iki yıldan beri ne yapılması gerekiyordu aslında? Tedbirin alınması gerekiyordu ve geçtiğimiz Ramazan Bayramı’nda o çocuklar da babasız bırakılmamış olurlardı ve şimdi, bilmem işte hayırseverlerin ev dağıtma yerine veya işte şu kadar maaş ikramiye verme çabaları yerine veya işte durumu kurtarma, işte Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik olarak daha fazla nasıl oy alabiliriz, bütün özellikle vicdanlara seslenme yerine gerçekten niyet halis olsaydı o zaman çözüm yolları aranırdı ve bu gibi durumlar, olumsuz durumlar ortaya çıkarılmazdı ama görüyoruz ki niyet iyi değil, niyet halis değil, niyet olumlu değil ve bunun arkasına, Soma’nın arkasına sığınılarak özellikle yine iktidarın gizli kapaklı işlerine hizmet edebilecek bir sürü maddelerin geçirildiğini görebiliyoruz.

İşte, demin ifade ettiğim gibi, daha bu 98’inci madde olarak yeni tasarıya konulan maddeye baktığımızda, özellikle 1 Mart 2014 tarihinde bu maddenin geçirildiğini görebiliyoruz. “Aday öğretmenliğe atanabilmek için Devlet Memurları Kanununun sayılan şartlarına ek olarak, yönetmelikle belirlenen yükseköğretim kurumlarından mezun olma ve Bakanlıkça ve Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi tarafından yapılacak sınavlarda başarılı olma şartları aranır.” derken burada yapacağınız bir “ve/veya” yerine olanı ne yapıyorsunuz? “Ve”yi getirerek… Şimdi, burada gerçekten niyetiniz ne? Burada KPSS gibi dev bir sınavı geçerek aday öğretmen olan gençlerimize yönelik gerçekten çok büyük hak gasbı işlemi yapılmaktadır. O çocuklar bir yıl çalıştıktan sonra, siz diyorsunuz ki: “Aday öğretmenlikten asilliğe geçebilmeniz için tekrar ne yapacağız biz sizi? Sınava tabi tutacağız.” Peki, bu sınava kim tabi tutacak? “Bakanlık veya Ölçme ve Yerleştirme Merkezi” diyor. Bakanlıkta kim tabi tutacak? Peki, burada sözlü mü, yazılı mı? Ona Bakanlık karar verecek. Peki, eğer niyetiniz dürüstse, bir yıldan beri çalışan bu gençleri mağdur etmeye hakkınız var mı? İnanın, bütün bayram boyunca, açıkta kalan sınıf öğretmenlerinden, açıkta kalan bilgisayar öğretmenlerinden, felsefe öğretmenlerinden “tweet” bombardımanına tutulduk, “Ne olur, çözüm.” diye. Ama bakıyoruz ki iktidarın bunu gerçekten çözmek yerine kendilerini iktidarda tutup yandaşlara hizmet hazırlayabilmek asıl amaçları olabilmektedir.

Teşekkür ediyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Ben de teşekkür ederim Sayın Topcu.

Sayın Kaplan, konuşacak mısınız?

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Kısaca.

BAŞKAN – Buyurun.

Şırnak Milletvekili Sayın Hasip Kaplan.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Değerli arkadaşlar, benim çok hoşuma gitmiyor bu saatte konuşmak ama bizi zorluyorsunuz. 350 bin öğretmenin atama beklediği bir madde geldiği zaman bu kürsüde Halkların Demokratik Partisine “Konuşma, sus, gerekçeyi okut, at.” demek hakikaten vicdana sığmıyor.

Şimdi, burada -çok açık konuşuyoruz- 35 bin öğretmen ataması var, 10 bin, 40 bin… Binlerce öğretmen bekliyor. Her gün arıyorlar bizleri, sizleri de arıyorlardır mutlaka iktidar partisi milletvekili olarak. Şimdi, özlük haklarının geriletilmesi, öğretmenleri mecbur edip kendi sendikalarınıza üye etmeniz kamu sendikalarında… Pıtrak gibi, bakıyoruz, HAK-İŞ’in yanında Hükûmete yakın sendikaya öğretmenleri mecbur edip, oraya örgütleyip, o öğretmenlere “EĞİTİM-SEN üyesi olursanız sizi sürerim.” Bu tehdit, kendi anlayışında insanları alma tehdidi demokratik bir yaklaşım değil, hukuki değil, adaletli değil, insaflı, vicdani bir yaklaşım değil.

Öğretmenlere hakikaten bu kadar acımasız davranabilen bir başka iktidar olduğunu bilmiyorum. “Bana bir harf öğretenin kölesi olurum.” özdeyişi “Bana bir harf öğreteni süründürürüm.”e dönüştürülüyor. Arkasından özlük haklarının geriletilmesinin, gasbedilmesinin yanında hemen zorunlu rotasyon oluyor. Ne yapmak istiyorsunuz arkadaşlar? İdeolojik olarak kadrolaşamadınız mı on iki, on üç senedir? Bütün devlet, bütün kadrolar… Ya, bir torba kanun çıkardınız, “Kanun yürürlüğe girdiği zaman bütün millî eğitim müdürleri ve yardımcılarının görevi sona erer.” diye kanun maddesi çıkardınız, istediğiniz gibi kadrolaştınız, istediğinizi aldınız. Her gün her gün bunu dayatmanın bir anlamı yoktur, bırakın farklı farklı görüşlerde öğretmenler de yöneticilik yapsın, müdür olsun, müdür yardımcısı olsun kendi sosyal alanlarında, kendi şehirlerinde, kendi yaşadıkları alanlarda. Yani biz böyle okuduk, biz öğretmenlerimizi hâlâ gördüğümüz zaman düğmemizi ilikler, gider elini öperiz. Yani bu, öğretmen düşmanlığını ideolojik bir eksene indirgemek ve sınavlarda, özellikle ÖSYM’yi devre dışı bıraktıktan sonra sizin sözlü sınavlarınızı biliyoruz arkadaşlar. Yani hakikaten siz mülakatlarda, sözlü sınavlarda vicdanen eğer doğru yapmak istiyorsanız, dedik size, ya, şunları bir kameraya kaydedin, nasıl insanlarla dalga geçilip soru sorulduğunu bir görsün millet. Yani hak arama yetisi olsun yani “Ben haksızlığa uğradım, böyle bir sınavdan geçtim, benimle dalga geçtiler.” diye bir yargıya gidebilsin. Bu hakkı da ellerinden alıyorsunuz, onu da kapatıyorsunuz.

Şimdi, burada ideolojik olarak siyasi kadrolaşma politikalarınız doğrultusunda şeyi anladık, paralel ile aranızda bir kapmaca oynuyorsunuz, ciddi bir kapmaca oynuyorsunuz. TÜRGEV’i, eğitim vakfını, daha sonra arazilerin bağışlanmasını üst üste koyduğumuz zaman, özel vakıf üniversitelerini, onlardaki mezuniyetleri, yeni epey bir kadro… Şimdi, eğitimi ticarileştirirken, tamamen ticari, sağlık gibi ticarileştirirken bir de öğretmenlerle oynamak vicdani bir olay mıdır arkadaşlar? Yani hakikaten insan düşündüğü zaman bir öğretmeni sürmek, İstanbul gibi bir metropolde siz Allah aşkına, Silivri’de yaşayan bir öğretmeni götürüp ta “Hadi git Kartal’da, Pendik’te görev yap.” derseniz ne demektir bunun adı? Orada çocuklar okul okuyacak, orada bir sosyal yaşamı var, orada belki taksitle aldığı bir ev var, taksitlerini ödediği bir evi var. Şimdi, siz o öğretmeni “Marmaray’la hadi otuz beş dakikada Kartal’a, Pendik’e gidersiniz.” deyip gönderecek misiniz? Yani bırakın, Millî Eğitim Bakanlığı hakikaten bu sorunları, milyonlarca öğretmenin olduğu bu sorunları danışırken, çözerken farklı sendikaları, örgütlenmeleri dinlesin ve bununla ilgili bir çözüm getirsin. Torba kanunluk olaylar değil bunlar arkadaşlar, çok ciddi bir olaydır. Çok büyük bir camiadır, çocuklarımızın öğretmenlerinin sorunlarını konuşuyoruz burada.

Kadrolaşmanın yolunu açıyorsunuz, partizanlaşmanın yolunu açıyorsunuz, öğrencileri siyasi statülerine göre baskı altına alacaksınız, istediğinizi bırakacaksınız, istediğinizi süründüreceksiniz, bir halay çekenin okuldan, üniversiten ilişkisini keseceksiniz, ondan sonra eğitimde özgürlükçülük, şu, bu... Yok arkadaşlar, böyle bir yaklaşım tarzı olmaz. Yani bu kanunları niye kendi komisyonlarında görüşmeden buraya getirip görüşüyoruz? Plan ve Bütçe Komisyonundan hepsini geçiriyorsunuz. Doğru bir olay değil, bu yaklaşımı kabul etmiyoruz. Maddenin çıkarılması gerektiğini söylüyoruz.

Saygılarımla.

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Kaplan.

Diğer önerge üzerinde İstanbul Milletvekili Sayın Nur Serter konuşacak.

Buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

FATMA NUR SERTER (İstanbul) – Teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şimdi bu değişiklikle gerçekten kanun yapma tekniği açısından Adalet ve Kalkınma Partisi bir skandala imza atıyor. Neden bir skandala imza attığını ve bunun Millî Eğitim Bakanının dikkatinden nasıl kaçacağını sizlerle paylaşmak istiyorum.

Sayın Bakan, biliyorsunuz, biraz önce de ifade edildi, mart ayında bu maddeyle ilgili uzun tartışmalardan sonra bir düzenleme yaptık ve aday öğretmenlikten öğretmenliğe geçiş için yazılı ve sözlü sınav yani hem yazılı hem sözlü sınav yapılması konusunda siz de mutabık kaldınız ve böyle bir düzenleme getirildi. Aradan birkaç ay geçti, şimdi bu yasa maddesiyle “yazılı ve/veya sözlü sınav” olarak o günlerde tartıştığımız ve sonradan ikna olup değiştirdiğiniz maddeyi yeniden eski hâline dönüştürüyorsunuz. Bir, bunun nedenlerini gerçekten öğrenmek isterim.

Sayın Bakan, ama şimdi daha önemli bir şey söylüyorum: Bu, Genel Kurula gelip daha sonra torba yasa geldiği için geri çekilen 615 sıra sayılı Yasa Tasarısı’nın 24’üncü maddesinde aynı maddeyi “yazılı veya yazılı ve sözlü sınav” olarak tekrar değiştireceksiniz. O zaman bu maddeyi neden bugün değiştiriyorsunuz? 615 sıra sayılı Yasa Tasarısı Meclise geldiğinde bu maddeyi tekrar değiştireceğiniz bu yasa tasarısının 24’üncü maddesinde ifade ediliyor. En doğru düzenleme budur, en doğru düzenleme 615’le getirilen düzenlemedir. Yazılı veya yazılı ve sözlü sınav doğrudur, hakka, adalete uygundur ama sürekli olarak Meclis Genel Kurulunu bir yasanın bir maddesini 3 kere arka arkaya değiştirerek işgal etmenin, zannederim, sizin tarafınızdan sorgulanması ve Millî Eğitim bürokratlarının bu konuda tarafınızca hizaya çekilmesine ihtiyaç vardır. Bu ayıptır, bu yakışıksızdır, bu skandaldır. Bir yasanın bir maddesini bugün değiştireceksiniz, Meclis açıldıktan sonra bir başka yasayla onu tekrar değiştireceksiniz. O zaman neden değiştiriyorsunuz? Kaldı ki sözlü sınavın nasıl sakıncaları olduğu konusunu uzun uzun tartıştık Sayın Bakan. Şimdi kulağınıza fısıldananlara lütfen dikkat etmeyin, değer vermeyin, yanlışa yönlendirtmeyin kendinizi.

Bakınız, sözlü sınav adı altında aday öğretmeni alıyorsunuz, ne konularda sözlü sınava tabi tutuyorsunuz? Kavrama, özetleme, ifade yeteneği, muhakeme gücü, iletişim becerileri, öz güven, ikna yeteneği, bilimsel ve teknolojik gelişmelere açıklığı, topluluk önünde temsil yeteneği, eğitmenlik nitelikleri. Allah için söyleyin, bir insanın bu özelliklerini acaba kaç saatlik, kaç günlük bir sözlü sınavla saptayabilirsiniz? Karşınıza gelen bir adayın bütün bu özelliklere sahip olduğunu ve bu sözlü sınavla öğretmen olup olamayacağına nasıl ve kimler karar verecek? Sözlü ve/veya yazılı sınav ne demektir? Kimi zaman sözlü, kimi zaman yazılı, canı istediği zaman bir bölgede yazılı, falanca söz konusu oldu mu sözlü, şu tarihte yazılı, öbür tarihte sözlü; böyle bir şey olamaz, böyle bir şey fırsat eşitliğine aykırıdır. Sözlü sınavdaki başarısızlık karşısında hak arama yolları kapalıdır. Hiç kimse sözlü sınavdaki başarısızlığını kanıtlayamaz ama yazılı sınav kâğıt üzerindedir, kanıtlanabilir. Dolayısıyla, itiraz hakkını ortadan kaldıran, fırsat eşitliğini ortadan kaldıran, yıllara, bölgelere, koşullara, kişilere göre değişen ve en başta sizleri şaibe altında bırakacak bu anlamsız geçici değişikliği geri çekmenizi rica ediyorum. Bırakalım 615 sayılı Yasa’nın ilgili maddesiyle en doğru düzenleme yapılsın.

Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Serter.

Önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önergeler kabul edilmemiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

99’uncu maddede üç adet önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 99'uncu maddesi ile 2477 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A maddesinden sonra gelmek üzere eklenen 20/B maddesinin 1'inci fıkrasının (a) bendinin "Dava açma süresi on beş gündür" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

              Rahmi Aşkın Türeli                                  Haydar Akar                                       Vahap Seçer

                        İzmir                                                Kocaeli                                               Mersin

                    Musa Çam                                    Mehmet Ali Susam                               Fatma Nur Serter

                        İzmir                                                 İzmir                                                İstanbul

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı Kanun Teklifinin 99 uncu maddesi ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununa 20/A maddesinden sonra gelmek üzere eklenmesi düşünülen 20/B maddesinin "d" bendinin madde metninden çıkartılmasını arz ve teklif ederiz.

                  İdris Baluken                                        Erol Dora                                        Pervin Buldan

                       Bingöl                                               Mardin                                                Iğdır

                    Nazmi Gür                                        Hasip Kaplan                                     Sebahat Tuncel

                         Van                                                 Şırnak                                               İstanbul

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 99 uncu maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz teklif ederiz.

                   Erkan Akçay                                       Ali Halaman                                         Alim Işık

                       Manisa                                               Adana                                               Kütahya                      Ali Öz               Cemalettin Şimşek                                Mustafa Kalaycı

                       Mersin                                              Samsun                                               Konya

                   Zühal Topcu

                       Ankara

BAŞKAN – Okunan son önergeye Komisyon katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SALİH KOCA (Eskişehir) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet?

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önerge üzerinde Sayın Zühal Topcu konuşacak, Ankara Milletvekili.

Buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)

ZÜHAL TOPCU (Ankara) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 639 sıra sayılı kanunun 99’uncu maddesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi adına söz almış bulunuyoruz.

Evet, aslında, bakıldığında, 98 ile 99’un, arka arkaya, eğitimin temel sorunlarını, daha doğrusu eğitimin içinden çıkılmayan sorunlarını daha beter karmaşık hâle getirmeye yönelik olarak yapılan maddeler olduğunu deminden beri de izah etmeye çalıştık aslında.

Şimdi, özellikle öğretmenlerin tekrar rotasyona tabi tutulması, 98’inci maddede, özellikle maddeye baktığımızda “Öğretmenlerin hizmet sürelerine ve/veya isteğe bağlı il içi veya il dışı yer değiştirmelerine ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.” şeklindeki ifadeden artık keyfî yönlendirmelerin olacağını çok rahatlıkla görebiliyoruz.

Şimdi, diğer 99’uncu maddeye geçtiğimizde de, 99’uncu maddede sınav sonuçlarına itirazların olamayacağı yönünde ve on günlük süre içerisinde olması gerektiği yönünde bir maddenin olduğunu görebiliyoruz. Şimdi, biz, sınavlar sonucunda soruların açıklanmadığını biliyoruz. Soruların açıklanması, aslında “geri besleme” olarak ifade edebileceğimiz ve çocukların yaptığı yanlışları görerek bir daha o hataları yapmamanın yollarını öğrenmelerden bir tanesi olarak bu sınav sorularının açıklanmasını biz sürekli olarak gündeme getirmemize rağmen dikkate alınmadı ve son sınavda da -gördüğümüz gibi- sorular açıklanmadı; kimsenin haberi yokken mahkeme tarafından sınavın iptal edildiğini görebildik. Şimdi, bir velinin veya öğrencinin sınava yönelik veya soruların hatalı olup olmadığına yönelik herhangi bir mahkemeye başvurabilmesi ancak soruların açıklanmasıyla mümkün olacaktır ki bu da herhâlde bu iktidarın sunduğu imkânlarla kolay gözükmemektedir. Sınav sorularının dışarıya verilmemesi, yasaklanması… Hangi soruların doğru olup olmadığını bilmiyoruz. Onun için de velilerin eli kolu bağlanmaktadır.

Şimdi -Sayın Bakan da burada- özellikle millî eğitimde sorunların dağ gibi yığıldığını çok rahatlıkla görebiliyoruz. İşte, en son skandalların yaşandığı TEOG sınavlarında 2 kere iptal yapıldı, sıralamalar değişti ve bu olaylar karşısında da Millî Eğitim Bakanlığının bu öğrencilerden ve velilerden herhangi bir özür dileme yerine gitmeyi bir kenara bırakın pişkinlikle bu olayın üzerine gittiğini ve sorun yokmuş gibi davrandığını da çok rahatlıkla görebiliyoruz.

Özellikle öğretmen atamalarının bu işlerde sürekli seçim malzemesi olarak kullanılması artık bu meslek çalışanlarını üzmektedir. Ne zaman seçimler yaklaşsa mutlaka öğretmen kadroları ilan ediliyor, özellikle seçimlere yakın bir zamanda atamalar, 30 binlik, 40 binlik. Biz öğrendik ki özellikle eğitim planlamasında planlamanın çok iyi yapılması gerekiyor. OECD rakamlarına göre, Türkiye'de eğitim sisteminin, özellikle son yapılan değişikliklerle, 200 bine yakın bir eğitim açığının olduğunu da biliyoruz ama bunlar bir kenara bırakılıp sürekli, şu anda da olduğu gibi “Ağustosta 40 bin öğretmen atanacak.” haberleri uçurulduktan sonra da özellikle öğretmen adaylarının birbirlerini kırmasına yönelik bir ortam hazırlanmıştır ve psikolojik olarak da çöküntünün hazırlandığı haberler sürekli olarak basına verilmektedir.

Öğretmen adayları gerçekten mağdur, hatta geçen haftalarda Sayın Bakan Adana’da gezerken, öğretmen adaylarından bir tanesinin yakını, Sayın Bakana “Artık yeğenim intihar edecek.” şeklinde bir durumu iletince, Sayın Bakanın cevabı “Sakın ha, sakın.” şeklinde olmuştur.

Bence bunlara girme yerine, aslında bu problemin kökten çözülmesi çok önem arz etmektedir. Artık kesin rakamların belirlenerek atamaların yapılması ve bu işlerin, hem öğretmen adaylarının hem de bu atamaların bir seçim malzemesi olarak kullanılmaması gerekmektedir. Bunun için de millî eğitim artık oyuncak olmaktan çıkartılmalı ve “pardon” denmez, denemez hâle getirilmesi gerekiyor, köklü değişikliklere de ihtiyaç var.

Teşekkür ediyoruz. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Ben de teşekkür ederim Sayın Topcu.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı Kanun Teklifinin 99 uncu maddesi ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununa 20/A maddesinden sonra gelmek üzere eklenmesi düşünülen 20/B maddesinin "d" bendinin madde metninden çıkartılmasını arz ve teklif ederiz.

Hasip Kaplan (Şırnak) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SALİH KOCA (Eskişehir) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet?

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Gerekçe…

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Sınavlara ilişkin yargı sürecinin hızlandırılması, geri dönüşü zor olan bu süreçlerde önemli bir düzenlemedir. Nitekim sınavlardan sonra açılan davalar uzun yargılama sürecinden sonra sonuçlandığı vakit sınav puanları açıklanmış, sınav sonucu sıralama ve yerleştirmeler tamamlandığından iptal kararı üzerine yapılan değişiklik pek çok kişinin hayatını olumsuz etkilemektedir. Ancak yürütmenin durdurulması kararına karşı itiraz hakkı tanınmaması, karar düzeltme yolunun kapatılması adil yargılanma hakkının ihlali niteliğindedir. İş bu gerekçeler ile d bendinde belirtilen "d) Yürütmenin durdurulması talebine ilişkin olarak verilecek kararlara itiraz edilemez." hükmünün madde metninden çıkartılması amaçlanmaktadır.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısının 99'uncu maddesi ile 2477 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A maddesinden sonra gelmek üzere eklenen 20/B maddesinin 1'inci fıkrasının (a) bendinin "Dava açma süresi on beş gündür" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Rahmi Aşkın Türeli (İzmir) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SALİH KOCA (Eskişehir) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet?

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önerge üzerinde İstanbul Milletvekili Sayın Nur Serter konuşacak.

Buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

FATMA NUR SERTER (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün, ÖSYM Yasası çıktığından bu yana aynı yasa üzerinde –bilemiyorum- kaçıncı değişikliği yapıyoruz, benim sayabildiğim, zannediyorum 8 veya 9 olmalı. Her torba yasa içinde mutlaka ÖSYM’yle ilgili birkaç değişiklik yer alıyor. Bu da yasaların çıkarılışında yeteri kadar özenli davranılmadığının çok açık bir kanıtı.

ÖSYM, kuşkusuz Türkiye’nin en ayrıcalıklı kurumu. Ama nede ayrıcalıklı derseniz, Sayın Bakanla da defalarca paylaştığım gibi, skandallarda ayrıcalıklı bir kurum. Skandalla sonuçlanmayan bir sınav olduğu zaman artık toplum şaşkın bir hâle dönüşüyor, şaşırıyor, nasıl oldu da bir sorun çıkmadı bu sınavda diye. ÖSYM Başkanı ise en ayrıcalıklı yönetici çünkü dokunulmazlığı var. Milletvekilliği olmadan dokunulmazlığı olan bir üst düzey kamu yöneticisi olarak ne yaparsa yapsın korunuyor.

Bilgi Edinme Yasası kapsamından soruların açıklanması çıkartılıyor, yani o kadar ayrıcalıklı ki sınava giren öğrenci sorularla ilgili bir bilgi edinemiyor, ses çıkmıyor; her olayda, her sınavdan sonra büyük mağduriyetler yaşanılıyor ama sürekli korunuyor.

Bakınız, haziranda yapılan LYS sınavlarında -belki bazılarınızın dikkatinden kaçmıştır- bankaya sınav harcını yatırdığı hâlde işlemlerini yaparken işlemlerini bir yanlıştan, bir eksikten dolayı tamamlayamadığı için ÖSYM’nin verdiği bilgilere göre -Ali Demir imzası vardır altında- 9.343 öğrencimiz sınava giremedi. Nedir ki 9.343, demeyelim. Bir tanesi kendi çocuğunuz olsaydı 9.343’ün anlamı herhâlde yüreklere bir başka türlü otururdu. Bu öğrencilerin tamamı ÖSYM’ye dilekçeyle başvurarak harçlarını yatırdıklarını söylemelerine rağmen giremediler. Bu öğrencilerin içerisinden sınava giremeyen 23 tanesi, Millî Eğitim Bakanlığı başvuru merkezlerine başvuranlar arasından 23 kişi. Nedir bu biliyor musunuz? Okullarda müdürler ve öğretmenler işlemi yapıyor. Yani, müdürün ve öğretmenin eksik ve yanlış yaptığı işlemden dolayı bile bu 23 çocuk sınava alınmadı. Bu dönemde Sayın Bakanla görüştük, rica ettik, kendisi de konunun üzerine eğildiğini söyledi. Ama, neden alınamadılar biliyor musunuz? Çünkü, ÖSYM Başkanı sınav kitapçıklarının yetersiz olduğunu ve yeniden basılamayacağını söylediği için alınamadılar, ÖSYM Başkanı bir başka matbaada o kitapçıkları bastırmayı göze alamadığı için alınamadılar. 9.343 çocuk içerisinden 8 kişi mahkemeye başvurdu. Sadece o 8’i sınava alındı yani yargı onları haklı gördü. Ama, başvuramayan geri kalanın bir yıl, belki daha çok yıl gelecekleri engellendi, önlerine duvar örüldü. Bu ne demektir? İşte bu, o kurumun başkanını hâlâ ayrıcalıklı tutanların da bu sorumluluğu paylaşması gereken bir tablonun olduğunu ortaya koymaktadır. Biliyor musunuz o 8 çocuğun içinden, mahkemeyle girenlerin içinden nereleri kazandılar? Tıp fakültelerini kazandılar, en iyi okulları kazandılar. Bu 9.343 çocuğun hakkını herhâlde önce Millî Eğitim Bakanının araması gerekirdi. Üzülmek yetmiyor, üzülmek yetmiyor, sorumluları görevlerini yapar hâle getirmek yöneticilerin öncelikli görevidir. Hele de ÖSYM gibi bir kurumun başındaki kişinin, 9.343 çocuğun geleceğini engellemeye ve hayatını çalmaya hakkı yoktur. Böyle bir yöneticiyi ben olsam orada bir gün tutmam, bir gün daha bir tek öğrenciye zarar vermesini önlemek için görevden alırım. Hele de bu kadar sık hata yapan birini, öğrencilerin yaşamına mal olacak bir hatayı affetmemekten dolayı ebediyen mahkûm ederdim.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

Beş dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 20.48

SEKİZİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 20.49

BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI

KÂTİP ÜYELER: Fehmi KÜPÇÜ (Bolu), Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın)

----- 0 -----

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 130’uncu Birleşiminin Sekizinci Oturumunu açıyorum.

Danışma Kurulunun bir önerisi vardır, okutuyorum:

IX.- ÖNERİLER

A) Danışma Kurulu Önerileri

1.- Danışma Kurulunun, Genel Kurulun, 7 Ağustos 2014 Perşembe günü toplanmamasına ve haftalık çalışma günleri dışında daha önceden çalışılmasına karar verilen 8 Ağustos 2014 Cuma günü çalışmamasına ilişkin önerisi

Danışma Kurulu Önerisi

Danışma Kurulunun 6/8/2014 Çarşamba günü yaptığı toplantıda, aşağıdaki önerinin Genel Kurulun onayına sunulması uygun görülmüştür.

                                                                                                                  Cemil Çiçek

                                                                                                                        Türkiye Büyük Millet Meclisi

                                                                                                                                        Başkanı

                  Ahmet Aydın                                                                                              Muharrem İnce

         Adalet ve Kalkınma Partisi                                                                              Cumhuriyet Halk Partisi

              Grubu Başkanvekili                                                                                     Grubu  Başkan vekili

                Yusuf Halaçoğlu                                                                                            Hasip Kaplan

          Milliyetçi Hareket Partisi                                                                           Halkların Demokratik Partisi

              Grubu Başkanvekili                                                                                     Grubu Başkan vekili

Öneri:

Genel Kurulun, 7 Ağustos 2014 Perşembe günü toplanmaması ve haftalık çalışma günleri dışında daha önceden çalışılmasına karar verilen 8 Ağustos 2014 Cuma günü çalışmaması, önerilmiştir.

BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

639 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine devam edeceğiz.

VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)

4.- İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin’in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin’in; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı’nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman Milletvekili Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3 Milletvekilinin; Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya Güven ve 34 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Balıkesir Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile 20 Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi'nin; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer'in; Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin Şahin ve Önder Matlı ile 8 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören’in; Denizli Milletvekili Mehmet Yüksel ve Çorum Milletvekili Cahit Bağcı ile 37 Milletvekilinin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkereleri (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) (S. Sayısı: 639) (Devam)

BAŞKAN – Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

Gündemin 5’inci sırasında yer alan, Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşmeye Ek İhtiyari Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu ve Dışişleri Komisyonu Raporlarının görüşmelerine başlıyoruz.

5.- Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşmeye Ek İhtiyari Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu ve Dışişleri Komisyonu Raporları (1/892) (S. Sayısı: 605)

BAŞKAN – Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

Bundan sonra da Komisyonun bulunamayacağı anlaşıldığından, kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla görüşmek için 12 Ağustos Salı günü saat 14.00’te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.

Bütün milletvekili arkadaşlarıma ve personelimize, basın mensuplarına iyi tatiller diliyorum.

Kapanma Saati:20.51



(x)  639 S. Sayılı Basmayazı 15/7/2014 tarihli 116’ncı Birleşim Tutanağı’na eklidir.]

(x)  Önergenin tam metni tutanağa eklidir.

(x)  Önergenin tam metni tutanağa eklidir.