TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

                                                                                TUTANAK DERGİSİ

 

                                                                                               123’üncü Birleşim

                                                                                           22 Temmuz 2014 Salı

 

(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu Tutanak Dergisi’nde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)

 

                                                                                               İÇİNDEKİLER

 

 

I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

II.- GELEN KÂĞITLAR

III.- YOKLAMALAR

IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları

1.- Gümüşhane Milletvekili Kemalettin Aydın'ın, Gümüşhane’de Türkiye’deki sorunlara çözüm önerilerine ilişkin gündem dışı konuşması

2.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın, Irak Türkmenlerinin durumuna ilişkin gündem dışı konuşması

3.- Kocaeli Milletvekili Hurşit Güneş'in, Suriyeli kitlesel mülteci akımına ilişkin gündem dışı konuşması

V.- AÇIKLAMALAR

1.- Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin'in, Gazze’deki katliamı nedeniyle İsrail’i kınadığına ilişkin açıklaması

2.- Sinop Milletvekili Engin Altay'ın, Şanlıurfa’nın Ceylânpınar ilçesinde şehit olan askerlere Allah’tan rahmet dilediğine, CHP grup toplantısında canlı yayını engellemeye yönelik sabotajın sorumlularının bulunması için Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanını göreve davet ettiğine ve polis teşkilatının bazı mensuplarına yönelik operasyonla ilgili Hükûmetin bilgi vermesi gerektiğine ilişkin açıklaması

3.- Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun, Şanlıurfa’nın Ceylânpınar ilçesinde şehit olan askerlere Allah’tan rahmet, Lice yolunda patlayan LPG yüklü tankerde yaralananlara acil şifalar dilediğine ve devletin görevlendirdiği insanların yaptıkları görevler nedeniyle tutuklanmasını kınadığına ilişkin açıklaması

4.- Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın, ülke genelinde yaşanan elektrik kesintileri nedeniyle Hükûmeti duyarlılığa davet ettiğine ilişkin açıklaması

5.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru'nun, Şanlıurfa’nın Ceylânpınar ilçesinde şehit olan askerlere Allah’tan rahmet dilediğine ve Tokat ilindeki kuraklık nedeniyle çiftçilerin Hükûmetten yardım beklediğine ilişkin açıklaması

6.- Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı'nın, asistan hekimlerin özlük haklarının acilen düzeltilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması

7.- Bursa Milletvekili İlhan Demiröz'ün, Bursa’nın Mustafakemalpaşa ilçesinin Demirdere köyünde yaşayan vatandaşlardan alınan atık su bedelinin, kanalizasyon olmaması nedeniyle haksız olduğuna ilişkin açıklaması

8.- Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in, Şanlıurfa’nın Ceylânpınar ilçesinde şehit olan askerlere Allah’tan rahmet dilediğine ve Suriye’deki terör unsurlarına destek veren AKP Hükûmetini kınadığına ilişkin açıklaması

9.- Balıkesir Milletvekili Namık Havutça'nın, Balıkesir’in İvrindi ilçesinde bulunan madenlerde işçilerin güvenliği ve sağlığıyla ilgili hiçbir önlemin alınmadığına ve Balıkesir’in Savaştepe ilçesinde hayvanlarda görülen çiçek hastalığına karşı Hükûmet yetkililerini duyarlılığa davet ettiğine ilişkin açıklaması

10.- İzmir Milletvekili Nesrin Ulema'nın, Soma maden kazası sonrasında Cumhuriyet Halk Partisinin madencileri ve yakınlarını kışkırttığına ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun İzmir’in Kınık ilçesinde madenci ailelerini ziyaret etmediğine ilişkin açıklaması

11.- Manisa Milletvekili Özgür Özel'in, CHP’li Meclis Başkan Vekilinin birer dakikalık söz verme uygulamasından memnuniyet duyduklarına ve İzmir Milletvekili Nesrin Ulema’nın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

12.- Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ'ın, Manisa’nın Soma ilçesinde Gürmin Metalde çalışanların ücretlerinin ödeneceğine ve Akkord firmasında çalışan işçilerin durumuna ilişkin açıklaması

13.- Tunceli Milletvekili Kamer Genç'in, 4 bakanla ilgili fezlekelerin Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinden kaçırıldığına ve Cumhurbaşkanlığı seçiminden önce kamuoyuna açıklanması gerektiğine ilişkin açıklaması

14.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan'ın, Artvin Cerattepe’deki maden ocağıyla ilgili olarak Rize İdare Mahkemesi tarafından keşif yapıldığına ilişkin açıklaması

15.- Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın, Adana’da durdurulan tırlarla ilgili kamuoyunu tatmin edecek sağlıklı bir bilginin henüz verilmediğine ilişkin açıklaması

16.- İzmir Milletvekili Ertuğrul Günay'ın, IŞİD’in elinde bulunan Türk diplomatlar ve Gazze’ye yapılan kara harekâtıyla ilgili Hükûmetin bilgi vermesi gerektiğine ve emniyet mensuplarına yapılan operasyonu bir hukukçu olarak ayıpladığına ilişkin açıklaması

17.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar'ın, 25 dönümün altındaki zeytinliklerin imara açılmasının yağma ve talana neden olacağına ilişkin açıklaması

18.- Konya Milletvekili Faruk Bal'ın, AKP’nin bulaştığı yolsuzlukları örtebilmek için kanuni düzenlemeler yaptığına ilişkin açıklaması

19.- Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın, İzmit Anadolu Lisesini birincilikle bitiren Işıtan Önder’in birinciliğinin mahkeme kararıyla iade edildiğine ve bu kararın yerine ulaşmasını engellemeye çalışan kamu görevlilerini kınadığına ilişkin açıklaması

20.- Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in, Şanlıurfa’nın Ceylânpınar ilçesinde 2 askerin yaşamını yitirdiği çatışmalarla ilgili Hükûmetin olayın bütün detaylarını araştırması ve sorumlularla ilgili gerekli açıklamaları yapması gerektiğine ilişkin açıklaması

21.- Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun, Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın sataşma nedeniyle yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ve Şanlıurfa’nın Ceylânpınar ilçesinde 2 askerin şehit olduğu çatışmalarla ilgili Hükûmetin açıklama yapması gerektiğine ilişkin açıklaması

22.- Sinop Milletvekili Engin Altay'ın, Şanlıurfa’nın Ceylânpınar ilçesinde 2 askerin şehit olduğu çatışmalarla ilgili Hükûmetin bilgi vermesi gerektiğine ilişkin açıklaması

23.- Sinop Milletvekili Engin Altay'ın, Türk Hava Yollarının İstanbul-Tel Aviv seferini yapan 2 uçağının Ben Gurion Havaalanı’na indirilmemesi ve Şanlıurfa’nın Suruç ve Ceylânpınar ilçelerinde şehit edilen askerlerle ilgili Hükûmetin bilgi vermesi gerektiğine ilişkin açıklaması

24.- Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık'ın, Sinop Milletvekili Engin Altay’ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Meclis Araştırması Önergeleri

1.- BDP Grubu adına, Grup Başkan Vekili Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in toplumsal olaylarda biber gazı kullanımının ve sağlığa etkilerinin araştırılarak alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1034)

2.- İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel ve 21 milletvekilinin, yaşlıların yaşadıkları sorunların ekonomik, toplumsal ve kültürel boyutlarıyla araştırılarak alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1035)

3.- Kars Milletvekili Mülkiye Birtane ve 21 milletvekilinin, trafik kazalarının sebeplerinin araştırılarak alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1036)

B) Duyurular

1.- Başkanlıkça, Kadın Erkek Fırsat Eşitliği, Kamu İktisadi Teşebbüsleri ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonlarında siyasi parti grubu mensubu olmayan milletvekillerine düşen birer üyelik için aday olmak isteyen siyasi parti grubu mensubu olmayan milletvekillerinin yazılı olarak müracaat etmelerine ilişkin duyuru

C) Önergeler

1.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, (2/342) esas numaralı 2108 Sayılı Muhtar Ödenek ve Sosyal Güvenlik Yasasında Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/196)

VII.- ÖNERİLER

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri

1.- HDP Grubunun, Grup Başkan Vekili Iğdır Milletvekili Pervin Buldan tarafından, Suriye’de başta Rojava halkına karşı olmak üzere halklara karşı vahşet uygulamaları ile bilinen IŞİD ve El Nusra örgütlerinin ülkemiz gençlerini Suriye’deki savaşa sürüklemeleri için yaptıkları faaliyetlerin araştırılması amacıyla 14/4/2014 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 22 Temmuz 2014 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

2.- MHP Grubunun, Afyonkarahisar Milletvekili Kemalettin Yılmaz ve arkadaşları tarafından, Afyonkarahisar ilinde bulunan Büyük Taarruz’un başlatıldığı Kocatepe’nin sorunlarının belirlenmesi, geçmişinin, bugününün ve geleceğinin araştırılması, tarihimizdeki önemine yakışır bir hâle getirilmesi için idari ve kurumsal yasal düzenlemelerin yapılması amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin (10/399), Genel Kurulun 22 Temmuz 2014 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

3.- CHP Grubunun, Bursa Milletvekili İlhan Demiröz ve 21 milletvekili tarafından, Bursa’da faaliyet gösteren taş, maden, mermer ve kum ocaklarının neden oldukları sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin (10/1000), Genel Kurulun 22 Temmuz 2014 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

4.- AK PARTİ Grubunun, Genel Kurulun çalışma gün ve saatleri ile gündemdeki sıralamanın yeniden düzenlenmesine ve 5 ve 12 Ağustos 2014 Salı günkü birleşimlerinde sözlü sorular ile diğer denetim konularının görüşülmeyerek gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmında yer alan işlerin görüşülmesine; 6 ve 13 Ağustos 2014 Çarşamba günkü birleşimlerinde sözlü soruların görüşülmemesine ilişkin önerisi

VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR

1.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş'ın, Iğdır Milletvekili Sinan Oğan’ın HDP grup önerisi üzerinde yaptığı konuşması sırasında Adalet ve Kalkınma Partisine sataşması nedeniyle konuşması

2.- Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın, Iğdır Milletvekili Sinan Oğan’ın HDP grup önerisi üzerinde yaptığı konuşması sırasında Hükûmete sataşması nedeniyle konuşması

3.- Iğdır Milletvekili Sinan Oğan'ın, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın sataşma nedeniyle yaptıkları konuşmaları sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

4.- Sinop Milletvekili Engin Altay'ın, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın sataşma nedeniyle yaptığı konuşması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

5.- Iğdır Milletvekili Sinan Oğan'ın, Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancı’nın HDP grup önerisi üzerinde yaptığı konuşması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

6.- Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun, Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancı’nın HDP grup önerisi üzerinde yaptığı konuşması sırasında MHP Grubuna sataşması nedeniyle konuşması

7.- Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın, Iğdır Milletvekili Sinan Oğan’ın sataşma nedeniyle yaptığı konuşması sırasında Hükûmete sataşması nedeniyle konuşması

8.- Afyonkarahisar Milletvekili Kemalettin Yılmaz'ın, Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can’ın MHP grup önerisi üzerinde yaptığı konuşması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

9.- Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can'ın, Afyonkarahisar Milletvekili Kemalettin Yılmaz’ın sataşma nedeniyle yaptığı konuşması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

10.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın AK PARTİ grup önerisi üzerinde yaptığı konuşması sırasında şahsına ve CHP Grup Başkanına sataşması nedeniyle konuşması

11.- Afyonkarahisar Milletvekili Ahmet Toptaş'ın, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın AK PARTİ grup önerisi üzerinde yaptığı konuşması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

12.- Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın AK PARTİ grup önerisi üzerinde yaptığı konuşması sırasında şahsına ve MHP Grubuna sataşması nedeniyle konuşması

13.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan'ın, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın AK PARTİ grup önerisi üzerinde yaptığı konuşması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri

1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S. Sayısı: 156)

2.- Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporları (1/484) (S. Sayısı: 287)

3.- Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Kars Milletvekili Yunus Kılıç ve Amasya Milletvekili Avni Erdemir ile 79 Milletvekilinin; Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Raporu (1/937, 2/2229) (S. Sayısı: 615)

4.- İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin’in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin’in; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı’nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman Milletvekili Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3 Milletvekilinin; Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya Güven ve 34 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Balıkesir Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile 20 Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi'nin; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer'in; Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin Şahin ve Önder Matlı ile 8 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören’in; Denizli Milletvekili Mehmet Yüksel ve Çorum Milletvekili Cahit Bağcı ile 37 Milletvekilinin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkereleri (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) (S. Sayısı: 639)

5.- Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşmeye Ek İhtiyari Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu ve Dışişleri Komisyonu Raporları (1/892) (S. Sayısı: 605)

X.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1.- İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu'nun, Vakıfbank Genel Müdürlüğüne yapılan atamalara ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın cevabı (7/45701)

2.- İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu'nun, bir Türk bankası hakkında Almanya'da kara para aklama nedeniyle soruşturma açıldığı iddialarına ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın cevabı (7/45877)

3.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, gemi inşa sanayine uzun vadeli kredi sağlanması adına yürütülmekte olan çalışma ve projelere ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın cevabı (7/46116)

4.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, kredi kartları ile ilgili yapılan taksit sınırlandırmasına ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın cevabı (7/46118)

5.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın, çay ocaklarından elde edilen gelire ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Sadık Yakut’un cevabı (7/46245)

6.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın, bir personele ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Sadık Yakut’un cevabı (7/46246)

7.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın, bir bürokrat hakkındaki iddialara ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Sadık Yakut’un cevabı (7/46734)

8.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın, TBMM Başkanlık Konutu ihalesine ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Sadık Yakut’un cevabı (7/46736)

 

22 Temmuz 2014 Salı

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 15.00

BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU

KÂTİP ÜYELER: Muhammet Bilal MACİT (İstanbul), Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır)

-----0-----

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 123’üncü Birleşimini açıyorum.

III.- YOKLAMA

 

BAŞKAN – Elektronik cihazla yoklama yapacağız.

Yoklama için üç dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Toplantı yeter sayısı vardır.

Görüşmelere başlıyoruz.

Gündeme geçmeden önce üç sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.

Gündem dışı ilk söz, Gümüşhane’deki sorunlara çözüm önerileri hakkında söz isteyen Gümüşhane Milletvekili Kemalettin Aydın’a aittir.

Buyurunuz Sayın Aydın. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları

1.- Gümüşhane Milletvekili Kemalettin Aydın'ın, Gümüşhane’de Türkiye’deki sorunlara çözüm önerilerine ilişkin gündem dışı konuşması

 

KEMALETTİN AYDIN (Gümüşhane) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; konuşmamın başlığı, “Gümüşhane’deki sorunlara” değil, “Gümüşhane’de Türkiye’deki sorunlara çözüm önerileri” başlığıydı, onu düzelterek başlamak istiyorum.

Gümüşhane, gelişmişlikte ya da kendisini Türkiye’nin diğer illeriyle ve Batı toplumlarının illeriyle buluşturması adına, on iki yıldır büyük bir ivmeyle büyümüştür; ulaştırmada, Devlet Su İşlerinde, eğitimde, sağlıkta tüm yatırımları çözüm bulmuştur. Şu an için öyle büyük bir sorunu yok, mevcut sorunları da kendisi içerisinde çözülegitmektedir. Ama burada Gümüşhane’min ve Gümüşhaneli kardeşlerimin yerel, genel, ulusal, bölgesel ve global sorunlarda nasıl durduğunu Türkiye Büyük Millet Meclisindeki değerli milletvekilli arkadaşlarımızla paylaşmak istedik.

Özellikle, son yıllarda yaşamış olduğumuz Mavi Marmara olaylarında, Gezi olaylarında, 17, 25 Aralık gibi hukuk darbesi girişimlerinde ve son günlerde yaşadığımız Gazze’deki hamile kadınların dahi öldürülerek soykırıma gidilme arzuları durumunda Gümüşhanelilerin nasıl davrandığını, ne hissettiğini ve nasıl tepkiler gösterdiğini sizlerle paylaşmaktı amacım.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin İsrail’in zalimliğini özellikle İsrail konutuna tüm milletvekillerinin yürüyerek protesto ettiği bir ortamda, tüm siyasi partilerin bir araya gelerek İsrail’i kınadığı bildirgenin ardından, milletvekillerinin ve siyasi parti gruplarının basın açıklamalarının ve bugün İnsan Hakları İnceleme Komisyonunun bu konudaki basın açıklaması ve Sayın Başbakanımızın dünyada tek de olsa İsrail’in bu zulmüne karşı İslam coğrafyasının lideri olarak gösterdiği tavırların yanında Gümüşhane halkı da Millî İradeye Saygı Platformu oluşturmuştur. Özellikle, 17 Aralık ve 25 Aralıktaki darbe girişimleri ve Türkiye’nin geleceğinin yok edilme çalışmalarına karşı Millî İradeye Saygı ve Yeni Türkiye Platformu oluşturulmuş, tüm ilçelerde bu toplantılar yapılarak millet bilgilendirilip milletin iradesine sahip olma duyguları pekiştirilmiştir.

Yine, Millî İrade Platformu, 30’a yakın sivil toplum örgütünden oluşmuş, bilgilendirme çalışmalarına devam ettikten sonra da mübarek ramazan ayında Millî İrade Platformu İftarı vermiş, şehrimizde bugüne kadar gelmiş geçmiş tüm siyasi partilerde yer alan, siyasi öz geçmişi olan, kanaat önderi olan, sivil toplum örgütlerinde yer almış herkes o iftara katılarak Türkiye’de Gümüşhanelilerin duruşunu net bir şekilde ortaya koymuştur.

Yine, geçtiğimiz hafta, Gümüşhane’nin önemli meydanlarından birisi olan Zafer Meydanı’nda Gümüşhanelinin tüm siyasi partileri bir araya gelerek sivil toplum örgütleriyle beraber İsrail’i telin mitingi yapıp, yazılı ve görsel medya aracılığıyla da İsrail’in yaptığı katliamları kınamıştır.

Gümüşhane’nin millî iradeye sahip oluşunun arkasında, son yıllarda milletin iradesinin Türkiye Büyük Millet Meclisine tam olarak yansıdığı ve ülkenin bölge lideri ve dünya lideri olmasında hızla ilerlediği ve bu yürüyüşün başkanı olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın duruşunun arkasında olduğunu ortaya koyduğunu tüm milletimizin bilmesini arzu ediyoruz.

Özellikle İsrail’in Filistin’de emzikli çocuklar, daha ana sütü dahi almadan katlettiği çocuklar karşısında Gümüşhanelilerin duruşunun arkasında şu yatmaktadır: İsrail’e karşı Türkiye Büyük Millet Meclisinin yayınlamış olduğu bildiri ya da konsolosluk konutuna yürümek ya da telin mitingleri yapmanın arkasında başka bir durum söz konusudur. Türkiye'nin istikrarlı ve güvenli büyümesinin devam etmesinin gerekli olduğunu, Türkiye'nin dünya liderliği yolundaki hızlı yürüyüşünün asla durmadan devam etmesinin gerekli olduğunu, bu yürüyüşün durmaması için de doğduğu andan itibaren Erdoğan gibi bir liderin arkasında duracağını tüm Gümüşhane sivil toplum örgütleri ve Millî İrade Platformu’nu sizlerle paylaşmak istiyor, saygılarımı sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Aydın.

Gündem dışı ikinci söz, Irak Türkmenlerinin durumu hakkında söz isteyen Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’a aittir.

Buyurunuz Sayın Şandır. (MHP sıralarından alkışlar)

2.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın, Irak Türkmenlerinin durumuna ilişkin gündem dışı konuşması

 

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Teşekkür ederim Değerli Başkanım.

Kemalettin Hoca’nın söylediklerine inanmak durumundayız, Gümüşhane’nin hiçbir sorunu kalmamıştır, eyvallah ama değerli milletvekilleri, bölgemiz kıyameti yaşamaktadır. Kafamızı kuma sokmayalım. Çevremizde yaşayan tüm insanlar, hiçbir etnik fark gözetmeden, hiçbir inanç farkı gözetmeden, kıyameti yaşamaktalar.

Gazze’de yaşananlar her defasında her milletvekilimiz vasıtasıyla burada dile getiriliyor ama hemen hudutlarımızın ötesinde, Irak’ta, soydaşlarımızın, Türkmenlerin yaşadıklarını da sizlerin bilgilerine ve takdirlerine sunmak istiyorum. 10 Haziran 2014 tarihinde terör ötesi olmanın ötesinde, bir ideolojik saplantıyla İslam devleti kurmak, bunun için cihat yapmak iddiasıyla Musul’a saldıran “IŞİD” dediğimiz, “DEAŞ” dediğimiz katiller sürüsü -başka bir şey söylemeye gerek yok- hiçbir hukuka, hiçbir inanç değerine bağlı kalmaksızın insan öldürebilen katiller sürüsünün Musul’u işgalinden itibaren Türkmeneli’nde, Irak’ta kıyamet yaşanmaktadır. Türkmenler öncelikle topraklarından sürülerek, çok şuurlu bir şekilde, nüfus kaydırması yapılarak… Bu proje, bu program yalnız IŞİD’in vahşeti değil, onun ötesinde birtakım projelerin de uygulaması. Yani IŞİD, orada yaşayan herkese; Asuri’ye, Süryani’ye, Keldani’ye, tüm Hristiyanlara, hatta Ezidilere Şebaklara, tüm insanlara, Araplara zulmediyor, katlediyor ama öncelikle Türkmenlere, öncelikle Türkmenlere ve Türkmenlerin yaşadıkları topraklardan sürülmelerine öncelik veriyor. Bu topraklar, ne yazık ki… Yani, IŞİD, Şii oldukları için Telafer’deki Türkmenleri katlediyor, topraklarından sürüyor ama Irak’ın merkezî yönetimi, bu defa Şii olduğu için Musul’daki, Telafer’deki Sünni Türkmenlere saldırıyor. Sonuç itibarıyla, Şii’si de, Sünni’si de, Türkmenler bir yok olma günü yaşıyorlar.

Değerli milletvekilleri, bunlar bizim soydaşlarımız ve inanız ki bizim faturalarımızı ödüyorlar. Buraları bin yıldır yönetmiş atalarımız buraları terk ettikten sonra da orada kalan insanlarımız bizim faturalarımızı ödüyorlar. Bugün, Şii oldukları için Telafer’den sökülüp atılan Türkmenler maalesef Erbil’e de kabul edilmiyor, maalesef Kerkük’e de kabul edilmiyor. Necef yollarında, Kerbela yollarında, IŞİD’e de yakalanmamak kaygısıyla çöllerden giderek, bir yandan sıcağın kavurmasıyla, bir yandan IŞİD’in tehdidiyle yok oluyorlar; gözümüzün önünde bir vahşet yaşanıyor.

Değerli milletvekilleri, Gümüşhane’nin sorunları çözülmüş olabilir ama insan olmanın sorumluluğunda, aynı tarihi paylaşmış olmanın sorumluluğunda Irak Türkmeneli’nde yaşanan bu vahşete duyarsız kalmamız Allah indinde bile kabul edilmez. Onun için sizleri 2 hususta uyarmaya çalışıyorum.

1991’de yaşanan Saddam zulmünden sonra Birleşmiş Milletler nasıl Kürt soylu kardeşlerimize güvenlikli bölgeler oluşturduysa, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetinin müracaatıyla Telafer’deki Şii Türkmenlere de Sünni Türkmenlere de böyle güvenlikli bir bölge oluşturulması Birleşmiş Milletlerin gündemine getirilmeli. Bunu Türkiye Büyük Millet Meclisi sahiplenmeli, Hükûmete bu yönde telkinde bulunmalı.

İkincisi de: Kamplar kurulmalı. Türkmenler sığınacak yer arıyor, çöllerde yok oluyorlar. Niye hudutlarımızın hemen içinde ve kenarında bu Türkmenler için kamp kurmuyoruz? Suriyeli Türkmenlere, Suriyeli sığınmacılara gösterdiğimiz bu alicenaplığı Iraklı Türkmenlere göstermek de bizim bir vicdan sorumluluğumuzdur. Bunu sizin takdirlerinize ve bilgilerinize sunmak istedim.

Hepinize saygılar sunuyorum.

Teşekkür ederim. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Şandır.

Gündem dışı üçüncü söz, Suriyeli kitlesel mülteci akımı hakkında söz isteyen Kocaeli Milletvekili Hurşit Güneş’e aittir.

Buyurunuz Sayın Güneş. (CHP sıralarından alkışlar)

3.- Kocaeli Milletvekili Hurşit Güneş'in, Suriyeli kitlesel mülteci akımına ilişkin gündem dışı konuşması

 

HURŞİT GÜNEŞ (Kocaeli) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, öncelikle konuşmaya başlarken, şu an itibarıyla Gazze’de yaşamını yitiren 583 kişiyi rahmetle anıyorum, bunların 154’ü çocuk, onları da rahmetle anıyorum, Cenab-ı Allah, inşallah onları nurlar içinde yatırır. 3.554 kişi yaralı vaziyette, yine bunların 1.125’i çocuk. Büyük bir vahşet.

Bugün Başbakanı izledik, “Gazze’ye neden yardım eli uzanmıyor?” diye şikâyet de etti.

Tabii, Orta Doğu’nun durumu malum. Asıl önemlisi, Orta Doğu’da İsrail’in tehdit unsurlarının ortadan kaldırılması. Özellikle son yıllarda İsrail’in çok korktuğu, çekindiği, sevmediği, itiraz ettiği Suriye yönetimi şimdi aciz içinde. Müslümanlar mezhep savaşıyla meşgul Orta Doğu’da ve Suriye’de 160 bin kişi öldü. Katar ve Suudi Arabistan bu konuda etkin ülkelerden biri fakat her iki ülke de, dikkat ediniz, Gazze’ye yardım elini uzatmadı.

Şimdi, benim aklıma Mavi Marmara olayı geliyor. Biliyorsunuz Mavi Marmara son derece önemli, bir başka insanlık vahşeti. Yurttaşlarımız katledildi, Gazze’ye yardım götürüyorlardı. Hükûmet bu konuda itiraz etti ve konuyu Birleşmiş Milletlere taşıdı ve Birleşmiş Milletler bu konuyu araştırmak üzere bir komisyon kurdu, Palmer Komisyonu. Bu komisyonun raporunu, 2011 yılında yayınlanan raporunu unutmamak gerekiyor. Hükûmetin inisiyatifiyle kurulmuş bir komisyon, Birleşmiş Milletlere kurdurulmuş, ama komisyonun raporunda Gazze’ye olan ablukanın haklı ve yerinde olduğu, yasal ve haklı bulunduğu zikredildi, yazıldı. Tabii, oraya Türkiye Cumhuriyeti’nin ve bu Hükûmetin yolladığı temsilci muhalefet şerhini koydu ama, ne yazık ki o tarihe kadar, yani 2011’e kadar, hiçbir yasal güvencesi yokken, hiçbir yasal dayanağı yokken Gazze’ye olan ablukanın… Böylelikle Gazze ablukası hukuki güvence almış oldu. Ne yazık ki Gazze’deki Müslüman kardeşlerimizin durumu böylece daha kötüye gitti.

Değerli arkadaşlar, Suriye’den gelen göç hakkında çeşitli rakamlar söyleniyor. Kimisi 1 milyon 200 bin diyor, Başbakan Yardımcısı bunun o civarda olduğunu söyledi, 1 milyon 200 bin civarında olduğunu söyledi, Birleşmiş Milletler yine o civarda rakamlar söylüyor. Türkiye şu anda Lübnan’dan sonra 2’nci ama çok yakında, bu yılın sonunda 1’inci olacak çünkü 1,5 milyon Suriyeli Türkiye’de yaşıyor olacak. Şimdi, bunun rakamı belli değil ama sorun son derece ciddi. Sokaklarda Soma’daki işçilerimiz gibi yoksul biçimde dolaşan Suriyeliler var ve bu rakam 1,5 milyonu aşıp da eninde sonunda bunların kendi ülkelerine dönmediği ortaya çıktığı zaman -ki daha da artabilir- o zaman durum daha vahim olacak.

Şimdi, biraz önce Sayın Şandır Irak’taki Türkmenlerden bahsetti. Keşke onlar da gelebilse, onların da önünü açabilsek, sıkışmış kalmış vaziyetteler. Ve Türkiye bu muazzam göç dalgası altında ekonomisini ve sosyal yaşamını düzenlemek zorunda.

Değerli milletvekilleri, bu Suriyeli vatandaşların sadece 200 bini barınak sahibi, diğerleri ortalıklarda, ne olacağı meçhul. Şimdi, bugün basında gördüm, bir hazırlık var ama o hazırlık ne kadar çözüm olur bilemiyorum. Fakat, mutlaka bir dış politika hazırlığı değişikliği gerekiyor, toplu barınak inşaatları gerekiyor, eğitim olanaklarının geliştirilmesi gerekiyor, sağlık olanaklarının geliştirilmesi gerekiyor. İşte, bu nedenle, bugün, bir araştırma komisyonu kurulması için bir önerge verdim. 81 ilde kaç Suriye’li yaşıyor, bunu bir tevatürden çıkaralım da kayda alalım; kaydı yok bunun. Kaç Suriyeli var, ne olacak bunların geleceği, çocukları ne olacak, eğitimleri ne olacak, sağlıkları ne olacak, 75 milyonun sağlığı ne olacak? Bunları tespit etmeliyiz. Bu, son derece önemli bir konu. 1,5 milyon göçmenle yıl sonunda karşı karşıya olacağız ki bu büyük olasılıkla 2015 yılında artacak. İnşallah Türkmenler de gelir, artmasından bir kaygımız yok, Türkiye şefkat kucağını açıyor ama konu önemli ve araştırmazsak daha büyük sorunlarla karşı karşıya kalabiliriz.

Meclisin dikkatine sunmak istedim.

Teşekkür ediyorum. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Güneş.

Gündeme geçmeden önce sisteme girmiş sayın milletvekillerimize kısa söz haklarını vereceğim.

Sayın Şahin…

V.- AÇIKLAMALAR

1.- Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin'in, Gazze’deki katliamı nedeniyle İsrail’i kınadığına ilişkin açıklaması

 

HÜSEYİN ŞAHİN (Bursa) – Sayın Başkanım, bugün, günlerdir süren Gazze’deki İsrail katliamını şiddetle kınıyoruz.

Sultan büyük Abdülhamid Han, o dönemde kendisinden parasıyla Filistin topraklarını satın almaya gelen Theodor Herzl’e, onu reddederek, “Bu toprakları ben hayattayken asla alamayacaksınız.” demişti. O dönem orada huzur vardı, barış vardı, kardeşlik vardı ama sonrasında cetvelle çizilen Orta Doğu topraklarında bugün kan ve gözyaşı hâkim maalesef. O dönemin huzur ve kardeşliğini ve Sultan Abdülhamid Han’ı rahmet ve minnetle anıyoruz ve İsrail’in de katliamı gerçekleştiren ordusunu ve parlamenterlerini; çocuk demeden, anne demeden, yaşlı demeden insanları katledenleri şiddetle kınadığımızı…

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Şahin.

Sayın Altay…

ENGİN ALTAY (Sinop) – Başkanım, teşekkür ederim.

Bir dakika mı? Bizim bir istisna vardı, ona göre ayarlayacağım kendimi.

BAŞKAN – Buyurun, konuşunuz efendim, iki dakika grup başkan vekillerine.

2.- Sinop Milletvekili Engin Altay'ın, Şanlıurfa’nın Ceylânpınar ilçesinde şehit olan askerlere Allah’tan rahmet dilediğine, CHP grup toplantısında canlı yayını engellemeye yönelik sabotajın sorumlularının bulunması için Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanını göreve davet ettiğine ve polis teşkilatının bazı mensuplarına yönelik operasyonla ilgili Hükûmetin bilgi vermesi gerektiğine ilişkin açıklaması

 

ENGİN ALTAY (Sinop) – Başkanım, teşekkür ederim.

Öncelikle, dün gece Ceylânpınar’da meydana gelen çatışmada ölen, öldüğü duyurulan 2 askerimize, şehit olduğu duyurulan 2 askerimize Tanrı’dan rahmet diliyorum. Bu çatışma ortamına vesile olacak tavır ve tutumlardan herkesin kaçınmasını temenni ediyorum. O bölgede huzurun ve sükûnun sağlanması için devletin üstüne düşeni yapmasını beklediğimizi söylemek isterim, önce onu söyleyeyim.

Başkanım, bugün grup toplantımız esnasında, Genel Başkanımızın konuşması sırasında Türkiye Büyük Millet Meclisinin canlı yayın araçlarına enerji sağlayan güç kaynağında, konuşmamızın canlı yayınlanmasını engellemeye yönelik bir sabotaj yaşanmıştır. Bütün canlı yayın araçlarına giden güç minimize edilmiş ve bütün canlı yayın araçlarının uydu bağlantısı kesilmiştir. Bu düşündürücü, düşündürücü olduğu kadar çirkin ve ibret verici bir durumdur. Sayın Meclis Başkanı Genel Kurulu izliyorsa bu konuda grubumuza bilgi vermesini ve sorumlularla ilgili işlem başlatmasını talep ediyorum ve benzer olayların bir daha yaşanmaması konusunda da Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanını göreve davet ediyorum, ona sorumluluğunu hatırlatmak istiyorum.

Öte yandan, Sayın Başkanım, bu sabaha karşı Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde polis teşkilatımızın kimi mensuplarına yönelik başlatılan operasyonla ilgili olarak da Türkiye'nin çok garip ve ibret verici bir manzarayla karşı karşıya bulunduğunun bilinmesini istiyorum. IŞİD’e sözle bile operasyon yapamayanların kendi polis teşkilatındaki memurları sabaha karşı terörist tutuklar gibi, terörist avlar gibi operasyonlarla taciz etmeleri, gözaltına almaları… Hangi sebeple olursa olsun bunlar Türkiye’de vatandaşın, kamuoyunun vicdanında kuşkuyla, endişeyle karşılanan olaylardır. Hükûmetin de bu operasyonlarla ilgili Genel Kurulu derhâl bilgilendirmesini talep ediyorum.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Altay.

Sayın Halaçoğlu…

3.- Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun, Şanlıurfa’nın Ceylânpınar ilçesinde şehit olan askerlere Allah’tan rahmet, Lice yolunda patlayan LPG yüklü tankerde yaralananlara acil şifalar dilediğine ve devletin görevlendirdiği insanların yaptıkları görevler nedeniyle tutuklanmasını kınadığına ilişkin açıklaması

 

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Dün Ceylânpınar’da meydana gelen ve Suriye tarafından açılan ateş sonrasında şehit olan askerlerimize Allah’tan rahmet diliyorum, yakınlarına sabır diliyorum, yaralılara da acil şifalar diliyorum.

Ayrıca, Lice yolunda patlayan LPG yüklü tankerde yaralananlara da acil şifalar diliyorum.

Öte yandan, maalesef, Türkiye’de meydana gelen birtakım olaylarda hukuk dışı hareket ettikleri ve bu hukukun herkese yarın lazım olacağı düşüncesiyle, yapılacak operasyonlarda devletin kendisinin görevlendirdiği insanların yine kendi görevlerinden, yaptıkları görevlerden dolayı tutuklanmasını da kınıyorum.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Halaçoğlu.

Sayın Özkan…

4.- Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın, ülke genelinde yaşanan elektrik kesintileri nedeniyle Hükûmeti duyarlılığa davet ettiğine ilişkin açıklaması

 

RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Burdur) – Sayın Başkan, teşekkür ederim.

Ülke genelinde elektrik özelleştirilmiştir, ancak vatandaşlarımızdan her gün şikâyetler almaktayız. Hafta sonu veya bir iki gün gecikme yüzünden elektrikler kesilmektedir. Bir nine feryat ediyor “Buzdolabımdaki kurban etim koktu.” diye, bir şeker hastası bağırıyor “Dolapta insülinlerim bozuldu.” diye, süt inekçisi bağırıyor “Süt makinesini çalıştırmadım, ineklerimin göğüsleri hasta oldu.” diye. Bu feryatlara Hükûmetin duyarlı olmasını istiyorum. Ayrıca, tarımsal sulamada kullanılan enerji ödemelerinde kuraklıktan veya aşırı yağıştan veya doludan dolayı güçlükler çekilmektedir, ödemelerde yapılandırma beklenmektedir. Hükûmeti bu konuda uyarıyor, duyarlılığa davet ediyorum.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Özkan.

Sayın Doğru…

5.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru'nun, Şanlıurfa’nın Ceylânpınar ilçesinde şehit olan askerlere Allah’tan rahmet dilediğine ve Tokat ilindeki kuraklık nedeniyle çiftçilerin Hükûmetten yardım beklediğine ilişkin açıklaması

 

REŞAT DOĞRU (Tokat) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Ceylânpınar ilçesinde hain terör örgütü militanlarınca 2 askerimiz şehit edilmiştir, 6 askerimiz de yaralanmıştır. Şehitlerimize rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum.

Ayrıca, Tokat ilinde havaların kurak geçmesi ve çeşitli meteorolojik olaylar neticesinde çiftçilerde üretim düşüklüğü had safhadadır. Bazı yerlerde üretim neredeyse durma aşamasına gelmiştir. Tokat ilinde Kazova, Zile, Kelkit, Artova çiftçileri, borçlarını ödeyemedikleri için icralara düşmek üzeredir; borçların ertelenmesi, çiftçilerin nefes alması için Hükûmetten acil önlemler beklenmektedir.

Hükûmetin, vakit kaymeden, çiftçilerle ilgili kararlarını bekliyor, teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Doğru.

Sayın Atıcı…

6.- Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı'nın, asistan hekimlerin özlük haklarının acilen düzeltilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması

 

AYTUĞ ATICI (Mersin) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, tıp fakültelerinde ve eğitim hastanelerinde çalışan asistan hekimler tükenme noktasında gelmişlerdir ve Türkiye’nin her tarafından feryat ediyorlar. “Uzun zamandır bırakın iyi sağlık hizmeti vermeyi, ruhsal ve bedensel sağlığımızı bozacak şartlar altında çalışmaktayız.” diyorlar. İstekleri ise çok basit, şunlar: İnsanlık dışı olan günaşırı nöbetin kaldırılması, ödenmeyen nöbet ücretlerinin ödenmesi, daha çok para kazanmak uğruna aşırı artırılan iş yükünün insani boyuta çekilmesini istiyorlar. Her kırk sekiz saatin otuz iki saati çalıştırılan genç doktorlardan sadece özür dilenebilir. Bu insanlık dışı uygulamadan derhâl vazgeçilmeli ve asistan hekimlerin özlük hakları acilen düzeltilerek kendilerine iade edilmelidir.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Atıcı.

Sayın Demiröz…

7.- Bursa Milletvekili İlhan Demiröz'ün, Bursa’nın Mustafakemalpaşa ilçesinin Demirdere köyünde yaşayan vatandaşlardan alınan atık su bedelinin, kanalizasyon olmaması nedeniyle haksız olduğuna ilişkin açıklaması

 

İLHAN DEMİRÖZ (Bursa) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın Başkanım, sizin aracılığınızla, Büyükşehir Yasası’nın uygulanmaya başlamasından sonra, Bursa Mustafakemalpaşa ilçesi Demirdere köyünde su işleriyle ilgili yetkili kurum BUSKİ olmuştur. Ancak, BUSKİ’nin faturalandırma yaparken atık su bedeli ve buna bağlı KDV oranı yaptığı fark edilmiştir. BUSKİ’yle yaptığımız görüşmelerde, atık su bedelinin kanalizasyon işleriyle ilgili olduğunu ifade ettiler. Ancak, Demirdere köyünde kanalizasyon yoktur. Kanalizasyon olmayan bir yer için alınan bu bedelin haksız olduğunu ilgili vatandaşımız sormaktadır, bu konuda bilgi istiyoruz.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Demiröz.

Sayın Şimşek…

8.- Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in, Şanlıurfa’nın Ceylânpınar ilçesinde şehit olan askerlere Allah’tan rahmet dilediğine ve Suriye’deki terör unsurlarına destek veren AKP Hükûmetini kınadığına ilişkin açıklaması

 

CEMALETTİN ŞİMŞEK (Samsun) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Bugün Şanlıurfa ilimizin Ceylânpınar ilçesinde, Doğan Haber Ajansının haberine göre, PKK’nın Suriye kolu olan PYD militanları; başka bir iddiaya göre ise kaçakçı oldukları söylenen bir grup Türkiye’ye sızmaya çalışırken güvenlik güçlerinin dur ihtarına uymayarak ateşle karşılık vermiş, ilk ateşte kurşunların hedefi olan nöbet kulübesindeki görevli piyade erler Adem Dövüşken ve Berat Sağırkaya şehit olmuşlardır. Şehit askerlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı diliyorum.

İzlediği yanlış politikalarla Güneydoğu sınırımızı yol geçen hanına çeviren ve Suriye’deki terör unsurlarına destek veren AKP Hükûmetini kınıyorum. Güneydoğu sınırımızın bir an önce kontrol altına alınması ve PKK militanları başta olmak üzere, Güneydoğu’dan Türkiye’ye sızan ve Türkiye’nin güvenliğini tehdit eden bu terör gruplarının, bu sızma hareketlerinin mutlaka önüne geçilmesi gereklidir diyorum.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Şimşek.

Sayın Havutça…

9.- Balıkesir Milletvekili Namık Havutça'nın, Balıkesir’in İvrindi ilçesinde bulunan madenlerde işçilerin güvenliği ve sağlığıyla ilgili hiçbir önlemin alınmadığına ve Balıkesir’in Savaştepe ilçesinde hayvanlarda görülen çiçek hastalığına karşı Hükûmet yetkililerini duyarlılığa davet ettiğine ilişkin açıklaması

 

NAMIK HAVUTÇA (Balıkesir) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Soma maden kazasından sonra iş ve işçi sağlığı konusunda önlemler alınmasını beklerken en son Balıkesir İvrindi’de, Gözlüçayır köyünde, Antimuan madeninde 2 yurttaşımız daha hayatını kaybetmiştir. Orada, Özgür Vekilimizle beraber baktığımızda, iş ve işçi sağlığı konusunda hiçbir önlemin alınmadığını, Afrika koşullarında maden üretiminin yapıldığını ne yazık ki gördük.

Yine, Balıkesir Savaştepe’de, hayvanlarda çiçek hastalığından dolayı -keçilerde ve koyunlarda- ölümlerin olduğu, bölgeden bildiriliyor. Bu konuda, Hükûmetin, insanlara da geçme olasılığı yüksek olan bu hastalığın önlenmesiyle ilgili acilen o bölgeyi karantinaya alması ve müdahale etmesi gerekiyor. Ben bunu buradan Hükûmet yetkililerine bir kez daha ifade ediyorum. Savaştepe’de hayvanların ölümüne yol açan bu hastalık acilen önlenmezse insanlara geçme olasılığı da çok yüksektir. Bölgeden bize bu şikâyetler anbean iletiliyor. Hükûmet yetkililerini duyarlılığa ve bölgeye müdahaleye davet ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Havutça.

Sayın Ulema…

10.- İzmir Milletvekili Nesrin Ulema'nın, Soma maden kazası sonrasında Cumhuriyet Halk Partisinin madencileri ve yakınlarını kışkırttığına ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun İzmir’in Kınık ilçesinde madenci ailelerini ziyaret etmediğine ilişkin açıklaması

 

NESRİN ULEMA (İzmir) – Sayın Başkan, Soma maden kazasının meydana geldiği ilk günden itibaren, Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere, bakanlarımıza ve milletvekillerimize karşı bir linç kampanyası başlatan CHP’nin, madencileri ve şehit ailelerinin yakınlarını ne derece düşündüğünü, bu konuda ne kadar hassas olduğunu, Sayın Kılıçdaroğlu’nun Kınık ilçemizi ziyaretinde bir kez daha gördük. Her fırsatta madencileri ve yakınlarını kışkırtarak sokaklara çağıran, yaptığı yardımları bile kendi siyasi geleceği için kullanan CHP zihniyeti, acıları paylaşmaya gelince yine menfaatinin kurbanı oldu. CHP Genel Başkanı, geçtiğimiz gün çatı adaylarına oy istemek için geldiği maden kazasında tam 51 şehit veren Kınık ilçemizde bir tek aileyi ziyaret etmediği…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Ulema.

Buyurunuz Sayın Özel.

11.- Manisa Milletvekili Özgür Özel'in, CHP’li Meclis Başkan Vekilinin birer dakikalık söz verme uygulamasından memnuniyet duyduklarına ve İzmir Milletvekili Nesrin Ulema’nın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

 

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, AKP’li Meclis başkan vekilleri tarafından uygulanmayan ancak tarafınızdan uygulanan, milletvekillerinin kendilerini ifade etmesi ve gündemle ilgili bir şeyler söylemesi için çok kıymetli, demokratik bir tavır olan bir dakikalık söz hakkını tanıyor oluşunuzdan büyük memnuniyet duyuyoruz. CHP’li Meclis Başkan Vekilinin yarattığı bu özgürlük ortamını AKP’li milletvekillerinin de kullanıyor olması bizim açımızdan ayrı bir kıvançtır.

Biraz önce sayın İzmir Milletvekilimizin ifade ettiği konu, Genel Başkanımızla ilgili verilen bilgiler tamamen çarpıtmaya yöneliktir. Sayın Başkanımız maden kazasından hemen sonra yapmış olduğu ziyarette çok sayıda madenci ailesine taziye ziyaretinde bulunmuştur. Esas, aksi durum, maden kazasını siyasete alet etmek olurdu. Onu da en iyi başaran AKP vekilleridir.

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Özel.

Sayın Özdağ…

12.- Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ'ın, Manisa’nın Soma ilçesinde Gürmin Metalde çalışanların ücretlerinin ödeneceğine ve Akkord firmasında çalışan işçilerin durumuna ilişkin açıklaması

 

SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) – Sayın Başkan, birkaç gün önce burada gündem dışı söz alan Cumhuriyet Halk Partisi Manisa Milletvekili Sayın Özgür Özel, Soma'daki iki konuyu gündeme getirmiştir. Bir tanesi, Gürmin Metaldi. Orada 3 maden ocağında -olayın olduğu ve 2 tane maden ocağıyla ilgili- maaşlarını devlet ödüyor üç ay ve altı ay boyunca ama Gürmin Metalde çalışan 100’e yakın kişiye ise maaşları ödenmeyecekti çünkü ayrı bir firmaydı. Bununla ilgili görüşmeleri yaptım. Pazartesiden itibaren bunların ücretleri ödenecektir. Bu nedenle, gündeme getirdiği için Sayın Özgür Özel’e teşekkür ediyorum.

İkinci konu, Eli’de “Akkord” adlı bir firma var -“Ada Metal” diyerek- burada 120 kişi çalışmaktadır, taşeron bir firmadır. Taşeron firmayla ana firma anlaşamadıkları için 120 kişi işsiz kalmışlardır. Dilekçe verdikleri için işten çıkarıldıkları konusu doğru değildir ama arkadaşlarımızın “Fazla mesai ücretimiz ödenmedi.” demeleri doğrudur. Bu konuyu Çalışma Bakanlığı gündeme getirirse bu konunun da takipçisi olacağız ve bu konuda yeni firmayla anlaşma yapıldığı takdirde de mağdur olan işçilerin öncelikle işe alınmaları noktasında da çalışmamız yapılacaktır.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Özdağ.

Sayın Genç…

13.- Tunceli Milletvekili Kamer Genç'in, 4 bakanla ilgili fezlekelerin Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinden kaçırıldığına ve Cumhurbaşkanlığı seçiminden önce kamuoyuna açıklanması gerektiğine ilişkin açıklaması

 

KAMER GENÇ (Tunceli) – Kusura bakmayın Sayın Başkan, oradayken silindi talebim.

BAŞKAN – Takip ediyorum efendim.

Buyurun.

KAMER GENÇ (Tunceli) – 4 bakanla ilgili tespit edilen ve ucu Tayyip Erdoğan’a dayanan fezlekelerde büyük hırsızlık ve yolsuzluklar tespit edildiği malumlarıdır. Yedi aydır bu fezlekelerdeki yolsuzluk ve hırsızlıkların saklanması için, Tayyip Erdoğan tarafından, Cemil Çiçek’e ve Soruşturma Komisyonu Başkanına talimat verilmiş ve bu 2 kişi, Tayyip Erdoğan’ın verdiği bu talimat gereğince bu fezlekeleri Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinden kaçırmakta: Cumhurbaşkanı seçiminden önce buradaki yolsuzluk ve hırsızlıkların kamuoyundan saklanması hedeflenmektedir.

Şimdi, Tayyip Erdoğan, eğer alnı açıksa, Cumhurbaşkanı seçiminden önce bu fezlekeleri açıklamalı, kamuoyu bundan haber almalı, ayrıca kendisinin ve ailesinin sahip olduğu devasa servetlerin hesabını vermelidir. İnsanlardan gerçekleri saklayarak bir yere varamaz.

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Genç.

Sayın Bayraktutan…

14.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan'ın, Artvin Cerattepe’deki maden ocağıyla ilgili olarak Rize İdare Mahkemesi tarafından keşif yapıldığına ilişkin açıklaması

 

UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

21 Temmuz Pazartesi günü yani dün Artvin Cerattepe’de çıkartılmak istenen madenle ilgili olarak Rize İdare Mahkemesi tarafından keşif yapılmıştır. Bilindiği üzere -burada birçok kereler de ifade ettim- Artvin Cerattepe’de maden çıkartılmak istenen yer, Kafkasör Turizm Merkezi’ne, Atabarı Kayak Merkezi’ne, Hatila Vadisi Millî Parkı’na en yakın olan yerlerden bir tanesidir. Dün yapılan keşif esnasında mahkeme heyeti de burada çıkartılmak istenen maden faaliyetinin yaratacağı tahribatı bire bir görmüş, orada yapılacak olan ağaç katliamının ne derece ve boyutta olduğunu, bir kenti nasıl yok edeceğini hep beraber görmüştür.

Ben, yüce Parlamentodan dünkü keşfe katılan bütün Artvinlileri, Artvin dostlarını bir kere daha yürekten kutluyorum, Artvinli olmanın onurunu, gururunu taşıyan ve dün bu keşfe katılarak bu çevre felaketine izin vermeyeceklerini bir kere daha kararlılıkla ifade eden bütün Artvinlilere buradan teşekkürlerimi sunuyorum.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Bayraktutan.

Sayın Akova…

15.- Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın, Adana’da durdurulan tırlarla ilgili kamuoyunu tatmin edecek sağlıklı bir bilginin henüz verilmediğine ilişkin açıklaması

 

AYŞE NEDRET AKOVA (Balıkesir) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Adana’da durdurulan tırlarla ilgili kamuoyunu tatmin edecek sağlıklı bir bilgi henüz verilmemiştir, üstelik yapılan dezenformasyonla, görevini yapan güvenlik güçleri suçlu konumuna sokulmaya çalışılmıştır. Ancak bilinen gerçekler, tanıkların ifadeleri, tutulan tutanaklar göstermiştir ki Suriye’ye yasa dışı olarak yüksek miktarda cephane sevkiyatı, bizzat iktidarın gözetiminde ve korumasında yapılmaktadır. Tırlarda tespit edilen füze, roket, top mermisi, çeşitli çap ve miktarda mühimmatın akıbeti ne olmuştur? Görevi gereği tırlarda arama yapan güvenlik görevlileri neden suçlanmaktadır? Adana’da durdurulan tırlar hususunda hâkim ve savcıların yerleri değiştirilerek baskı yapıldı. Adil ve tarafsız yargılamanın yapılmasının engellendiği hususunda adalet duygusunun yok olmaması için ne yapılması planlanmaktadır? Yasa dışı cephane sevkiyatına göz yummak mı, yoksa ülkemizin sınırlarının yasa dışı operasyonlarla delik deşik edilmesine göz yummak mı suçtur? Bu cephane sevkiyatı önceden engellenseydi, şimdi, canlı kalkan olarak teröristlerin elinde tutulan Türkler, özgür ve güvenlik içinde hayatlarına devam edemezler miydi?

Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Akova.

Sayın Günay...

16.- İzmir Milletvekili Ertuğrul Günay'ın, IŞİD’in elinde bulunan Türk diplomatlar ve Gazze’ye yapılan kara harekâtıyla ilgili Hükûmetin bilgi vermesi gerektiğine ve emniyet mensuplarına yapılan operasyonu bir hukukçu olarak ayıpladığına ilişkin açıklaması

 

ERTUĞRUL GÜNAY (İzmir) – Sayın Başkanım, ülkemiz, ulusal ve uluslararası alanda çok ciddi sorunlarla karşı karşıya. Dün de arz etmeye çalıştım, kırk beş günden bu yana İslam’ın adını da haksız biçimde kullanan bir çetenin elinde diplomatlarımız var ve Gazze, bir haftadır kara harekâtı altında 500’den fazla ölü, binlerce yaralı verdi. Bu koşullarda Dışişlerinin, Dışişleri Bakanlığının, Hükûmetin, Türkiye Büyük Millet Meclisine bilgi vermesi zaruridir. Meclis bir anlamda hiçe sayılıyor bu bilgisizlikle. Hükûmet, bilgi vermezken, tam tersine, bugünlerde 17 ve 25 Aralık operasyonlarına savcılığın, adliyenin talimatları gereğince katılmış bulunan emniyet mensupları üzerine bugün sahur vaktinde bir kara harekâtı başlattı. Bunu, bu gündem saptırma gayretini milletimizin takdirine sunuyorum ve gerçekten bir hukukçu olarak bütün kalbimle ayıplıyorum.

Saygılarımı sunarım.

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Günay.

Sayın Acar...

17.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar'ın, 25 dönümün altındaki zeytinliklerin imara açılmasının yağma ve talana neden olacağına ilişkin açıklaması

 

GÜRKUT ACAR (Antalya) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

25 dönümün altındaki zeytinliklerin imara açılması bir yağma ve talan yasası olacaktır. Antalya Ticaret Borsası, 1920 yılında kurulmuştur, 22 dönümlük bir vakıf zeytinliğinden bir “Zeytinname” çıkarmıştır, bunu Meclise getirmekten onur duyuyorum. Şöyle diyor Zeytinname: “...yani öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı, yetmişinde bile mesela zeytin dikeceksin...” Cennet bekçisi, üç tohum verir Hazreti Âdem’in oğluna, Âdem öldüğünde ağzına konulacak ve öyle gömülecektir. İşte, Akdeniz’in simgesi üç kutsal ağaç öyle çıkar peygamber toprağından. Biri selvi, biri sedir, biri de zeytindir. Tufan sonrası karayı arayan Hazreti Nuh, bir beyaz güvercin salar toprağı bulsun diye ve güvercin ağzında yeni koparılmış bir zeytin dalıyla döner. Tanrıça Athena’nın insanlara sunduğu şey salt zeytin değil, yerleşik uygarlık ve barıştır. Akıl tanrıçası bilge Athena’nın sembolü olmak da zeytin dalına nasiptir. “Sıvı altın” der zeytine Egeli Homeros. Hekimlerin atası Hipokrat önerir “En iyi ilaç zeytinyağıdır.” diye. Zeytinyağıyla onurlandırılır ve Anadolu, bir zeytinyağı uygarlığıdır. Zeytinliklerden elinizi çekin, yanarsınız diyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Acar.

Sayın Bal…

18.- Konya Milletvekili Faruk Bal'ın, AKP’nin bulaştığı yolsuzlukları örtebilmek için kanuni düzenlemeler yaptığına ilişkin açıklaması

 

FARUK BAL (Konya) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Ülkemizin etrafında kara bulutlar dolanmakta. Bir tarafta, PKK, IŞİD, bonzai, kaçakçılar, ekonomik sorunlar dururken, geçtiğimiz süre içerisinde, 17, 25 Aralık tarihlerinde ortaya çıkan yolsuzlukları araştırıp soruşturan, onlarla ilgili delilleri tespit eden polisler üzerinde de ciddi bir haksız uygulama başlamış durumdadır. Bu tabii, demokratik değerleri benimsemiş ülkelerde olmaması gereken bir iştir. AKP, Hükûmet indinde ve Başbakanlık katında dâhil olmak üzere bulaşmış olduğu yolsuzlukları örtebilmek için, dikkat buyurun, önce Adli Zabıta Yönetmeliği’ni değiştirdi, HSYK Kanunu, Yargıtay Kanunu, Danıştay Kanunu, sulh ceza hâkimlerinin oluşturulmasına dair kanun, Ceza Muhakemesi Kanunu ve Ceza Kanunu’nda, tüm hukukumuzu ilgilendiren alanlarda, bu soruşturmaları kapatabilmek amacıyla değişiklikler yaptı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Bal.

Son olarak, Sayın Akar…

19.- Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın, İzmit Anadolu Lisesini birincilikle bitiren Işıtan Önder’in birinciliğinin mahkeme kararıyla iade edildiğine ve bu kararın yerine ulaşmasını engellemeye çalışan kamu görevlilerini kınadığına ilişkin açıklaması

 

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Sayın Başkan, Kocaeli’nin İzmit ilçesinde İzmit Anadolu Lisesini birincilikle bitiren Işıtan Önder, yıl sonu bitirme töreninde, kendisi gibi öğrenci olan ve eğitim ve yaşam hakkı elinden alınan Ali İsmail Korkmaz ve Berkin Elvan’dan bahsettiği için okul birinciliği elinden alınmıştır. Durumu, Millî Eğitim Bakanının bizzat kendisine, Hükûmet sıralarında anlattım ve dinlettim. Millî Eğitim Bakanı, bu konuşmanın içeriğinde hiçbir şey olmadığını söylemesine rağmen, bu çocuğumuzun okul birinciliği, Millî Eğitim Bakanlığı tarafından iade edilmemiştir ama mahkeme kararıyla çocuğun okul birinciliği iade edilmiştir. Son gündü, son günde de bu kararın, mahkeme kararının YÖK’e yetiştirilmesi gerekiyordu; önce okula gitmesi gerekiyor, daha sonra YÖK’e bildirilmesi gerekiyordu. Kocaeli Valisi, Millî Eğitim Müdürü ve İzmit Kaymakamı bu kararın okula ve YÖK’e yetişmemesi için ellerinden gelen her şeyi yaptılar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HAYDAR AKAR (Devamla) – Buna rağmen, postacıların yanında bizzat öğretmenler, postacılarla beraber hareket ederek mektubun veya kararın yerine ulaşmasını sağladılar. Bunun için de buna engel olan tüm kamu görevlilerini huzurunuzda kınıyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Akar.

Gündeme geçiyoruz.

Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır.

Meclis araştırması açılmasına ilişkin üç önerge vardır, okutuyorum:

VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Meclis Araştırması Önergeleri

1.- BDP Grubu adına, Grup Başkan Vekili Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in toplumsal olaylarda biber gazı kullanımının ve sağlığa etkilerinin araştırılarak alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1034)

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Kolluk kuvvetlerinin toplumsal olaylarda ve demokratik gösterilerde pervasızca kullandığı biber gazları birçok yurttaşımızın yaşamını yitirmesine sebep olmuştur. Biber gazının sağlığa etkisine yönelik olarak, İçişleri Bakanı doğal ürün açıklamasıyla kamuoyunda infial yaratmış, ilgili meslek kuruluşları ise yaptıkları bilimsel araştırmalarla biber gazının sağlığa ciddi etkilerinin olduğunu açıklamışlardır. Biber gazı kullanımının sağlığa zararlarını tespit etmek, biber gazı kullanımının yol açtığı ve ölümle sonuçlanan olayların adli ve idari aşamalarını incelemek amacıyla Anayasa'nın 98’inci, TBMM İçtüzüğü’nün 104 ve 105'inci maddeleri uyarınca Meclis araştırması açılmasını arz ederim.

İdris Baluken

BDP Grup Başkan Vekili

Gerekçe:

Biber gazının kolluk kuvvetleri tarafından pervasızca kullanılması Metin Lokumcu, Çayan Birben, Hacı Zengin başta olmak üzere birçok yurttaşımızın yaşamını yitirmesine sebep olmuştur. Biber gazının mevcut etkisine karşılık İçişleri Bakanı ve Türk Toraks Derneği tarafından yapılan açıklama basına şu cümlelerle yansımıştır:

İçişleri Bakanı: "Göz yaşartıcı OC gazının, tamamen doğal bitki olup insan sağlığı üzerinde kalıcı hiçbir etkisi olmadığına dair İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Farmakoloji ve Klinik Farmakoloji Ana Bilim Dalı tarafından verilmiş rapor mevcuttur. CS gazı ise üretici firma tarafından uygun eğitim almış personel tarafından kullanıldığında insan sağlığına zararlı olmadığına dair verilen kalite güvenlik belgesiyle kullanılmaktadır. Bu çerçevede, kayıtlarımıza göre, ülkemizde, Emniyet teşkilatı tarafından kullanılmakta olan gaz mühimmatlarından kaynaklanan bir ölüm vakası yaşanmamıştır."

Türk Toraks Derneği: "Türk Toraks Derneği, biber gazı kullanımından kaynaklanan sağlık sorunlarını sorgulayan kamuoyunun başvurularıyla sık olarak karşılaşması sonucunda konuyu incelemek üzere 2012 yılı içinde "Göz Yaşartıcı Gazlara Bağlı Olarak Görülen Solunum Sağlığı Sorunları" başlıklı bir projeyi derneğin üyesi olan bir araştırma ekibiyle gerçekleştirmiştir. Çalışmanın ön sonuçlarına göre, biber gazının üst hava yollarından alt hava yollarına kadar sigara kullanımına benzer zararlı etkilere yol açtığı gözlenmiştir. Biber gazı kullanımının solunum işlevlerini bozduğu ve küçük hava yollarındaki akım hızının, karşılaşılan biber gazı miktarı arttıkça azaldığı anlaşılmıştır. Bu durum, tıkayıcı hava yolu hastalıklarının bu grupta arttığını düşündürmektedir. Türk Toraks Derneğinin çalışması, biber gazıyla karşılaşmış olup da ölmeyen şanslı bireyler üstünde gerçekleştirildiği için sonuçlar sadece solunum sistemi üstündeki tehlikeli etkilerini ortaya koymuştur.

OC biber gazının doğal bitki olduğu açıklaması bizzat biber gazı üreticilerinin OC ürünlerinde biber özütü dışında, alkol, organik çözücüler, hidrokarbon gibi maddelerin katkı maddesi olarak kullanıldığını belirtmeleriyle çelişmektedir. Biber özütü dışındaki bu maddelerin solunması bile ani kalp, solunum, sinir sistemi etkilenmelerine, ritim bozukluklarına ve ölümlere yol açmaktadır (Smith G, Health Hazards of Pepper Spray, NCMJ, 1999). Yapılan araştırmalar biber gazının;

Astımın bir çeşit alt grubuna yol açabildiğini (Reaktif Havayolu Disfonksiyonu Sendromu),

          Önceden astım tanısı olan hastalarda ölüme neden olabildiğini,

Kapalı alanda kullanıldığında daha da ölümcül olabildiğini,

Biber gazının yoğun kullanımla açık alanda da ölümcül olabildiğini göstermektedir."

Tüm bu açıklamalar ve bilgilerden hareketle biber gazının kullanımı, sağlığa zararları, bundan önceki süreçlerde yaşanan ölümlerle ilgili olarak idari ve adli süreçlerin denetlenmesi ve gerekli tedbirlerin alınması amacıyla bir TBMM araştırmasının açılmasını talep ediyoruz.

2.- İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel ve 21 milletvekilinin, yaşlıların yaşadıkları sorunların ekonomik, toplumsal ve kültürel boyutlarıyla araştırılarak alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1035)

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Türkiye yaşlıların yaşadığı sorunların ekonomik, toplumsal, kültürel boyutlarının araştırılması ve tespit edilmesi, yaşlıların evrensel haklarının sağlanması için yapılması gereken yasal ve fiilî düzenlemelerin tespit edilmesi ve mevcut sosyal güvenlik politikalarından dolayı mağdur olan yaşlı vatandaşların sorunlarının çözümü için görüşmelerin yapılması ve özellikle yerel yönetimler düzeyinde eksikliklerin tespit edilmesi için araştırmaların yapılması amacıyla Anayasa’nın 98'inci, İç Tüzük’ün 104 ve 105'inci maddeleri gereğince Meclis araştırması açılması için gereğini arz ederiz.

1) Sebahat Tuncel                                                    (İstanbul)

2) Pervin Buldan                                                      (Iğdır)

3) Sırrı Sakık                                                            (Muş)

4) Halil Aksoy                                                          (Ağrı)

5) Hasip Kaplan                                                       (Şırnak)

6) Emine Ayna                                                          (Diyarbakır)

7) Altan Tan                                                             (Diyarbakır)

8) Esat Canan                                                          (Hakkâri)

9) Erol Dora                                                             (Mardin)

10) İdris Baluken                                                      (Bingöl)

11) Murat Bozlak                                                      (Adana)

12) Ayla Akat Ata                                                      (Batman)

13) Hüsamettin Zenderlioğlu                                     (Bitlis)

14) Nursel Aydoğan                                                  (Diyarbakır)

15) Adil Zozani                                                         (Hakkâri)

16) Sırrı Süreyya Önder                                            (İstanbul)

17) Mülkiye Birtane                                                  (Kars)

18) Ertuğrul Kürkcü                                                  (Mersin)

19) Demir Çelik                                                        (Muş)

20) Nazmi Gür                                                          (Van)

21) İbrahim Binici                                                     (Şanlıurfa)

22) Özdal Üçer                                                         (Van)

Gerekçe:

Dünya nüfusu hızla yaşlanırken yaşlanma olgusunu görmezden gelmek yerine sorunu fark etmek; ayrımcılık yerine eşitliğin sağlandığı bir toplum yaratmak için yaşlı haklarının geliştirilmesi, yaşlılara yönelik hizmetlerin çeşitlendirilmesi gerekmektedir. Türkiye'de on milyon emekli yaşlı nüfus bulunmaktadır. 7 milyon 500 bin emekli açlık sınırının altında aylıkla yaşamaktadır. Çevresiyle ilişkileri istemi dışında azalan, mevcut sosyal, siyasal, kültürel ve ekonomik fırsatları kullanamayan, toplumla doğrudan dayanışmaya giremediğinden mutluluğu azalıp umutsuzluğu artan yaşlıların hayata katılımları sınırlandığından yaşam kalitesi düşmektedir.

Yaşlılık emeklilik iç içe kavramlardır. Yaşlıların, emeklilerin toplumdaki durumu toplumun kültür seviyesini, gelişmişlik düzeyini gösterir. Ülkemizde 65 yaş üstü 5 milyon 500 bin, 60 yaş üstü ile birlikte 7 milyon 500 bin insan vardır. 1999 yılından bu yana SSK'lı ve BAĞ-KUR’lu emeklilerin aylıklarının hesaplanması üzerinde yapılan değişiklikle beraber, emekli aylıklarında eşitsizlik giderek derinleşmiştir. 2007'de Hükûmetin sunduğu emekli aylıklarına ülkenin büyüme oranının dâhil edilmesi uygulamasının kaldırılmasını içeren tasarıyla emekliler bütçe dışına atılmıştır. Bütün emeklilerin aylıklarının 2013'te üçte 1 oranında, daha sonraki beş yıl sonunda da yüzde 50 oranında azalacağı öngörülmektedir. Sosyal güvenlik politikalarının işlevsiz hâle gelmesi ve özel emeklilik gibi uygulamalarla piyasa koşullarına bırakılması tüm emekçileri etkilediği gibi emeklileri de etkilemiştir.

Yaşlıların da her insan gibi uygun güvenli bir çevrede yaşama, temiz su, gıda maddeleri, ilaç, beslenme, sağlık, sosyal hizmet, yeterli gelir olanaklarına sahip olma, uygun eğitim ve öğretim programlarına ulaşma, eğitsel ve kültürel etkinliklere aktif olarak katılma, aile, yakın çevre, toplum ile kuşaklar arası yardımlaşmayla desteklenme, gereksinim duyduğunda profesyonel bakım hizmeti alma, kişisel saygınlığını geliştiren hizmet ve olanaklardan yararlanma, yeni teknik ve teknolojilerinden yararlanma dâhil evrensel hakları vardır. Birleşmiş Milletlerin 1982 yılında kabul ettiği “Yaşlılık İlkeleri” başlığı altındaki ilkeler evrensel hakları içermektedir. Türkiye'nin de imzaladığı tüm sözleşmeler yanı sıra Anayasa, sosyal güvenlik, sosyal yardım, sosyal hizmetlere ilişkin ve ilgili diğer konulardaki tüm yasal düzenlemeler ile "Türkiye'de Yaşlıların Durumu ve Yaşlanma Ulusal Eylem Planı (2008)" ile bu hakları hukuken tanımıştır ancak uygulamada yaşlıların topluma katılımlarından, eğitim, kültür gibi faaliyetlere erişimleri, sosyal güvenlik hakları, emeklilik hakları, yaşlı bakımı, yaşlılara yönelik şiddet gibi pek çok alanda sorunlar devam etmektedir. Yaşlıların yaşadığı sorunların ekonomik, toplumsal, kültürel boyutlarının araştırılması ve tespit edilmesi, yaşlıların evrensel haklarının sağlanması için yapılması gereken yasal ve fiilî düzenlemelerin tespit edilmesi ve mevcut sosyal güvenlik politikalarından dolayı mağdur olan yaşlı vatandaşların sorunlarının çözümü için görüşmelerin yapılması ve özellikle yerel yönetimler düzeyinde eksikliklerin tespit edilmesi amacıyla bir araştırma komisyonu kurulmasını önermekteyiz.

3.- Kars Milletvekili Mülkiye Birtane ve 21 milletvekilinin, trafik kazalarının sebeplerinin araştırılarak alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1036)

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Her yıl binlerce vatandaşımızın ölümüne sebep olan trafik kazalarının sebeplerinin ortaya çıkarılarak, daha fazla can kaybı yaşanmasını önlemek amacıyla alınacak tedbirlerin belirlenmesi için Anayasa'nın 98’inci ve İç Tüzük’ün 104’üncü ve 105’inci maddeleri gereğince bir Meclis araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.

1) Mülkiye Birtane                                                    (Kars)

2) Pervin Buldan                                                      (Iğdır)

3) Sırrı Sakık                                                            (Muş)

4) Halil Aksoy                                                          (Ağrı)

5) Hasip Kaplan                                                       (Şırnak)

6) Emine Ayna                                                          (Diyarbakır)

7) Altan Tan                                                             (Diyarbakır)

8) Esat Canan                                                          (Hakkâri)

9) Sebahat Tuncel                                                    (İstanbul)

10) Erol Dora                                                           (Mardin)

11) İdris Baluken                                                      (Bingöl)

12) Murat Bozlak                                                      (Adana)

13) Ayla Akat Ata                                                      (Batman)

14) Hüsamettin Zenderlioğlu                                     (Bitlis)

15) Nursel Aydoğan                                                  (Diyarbakır)

16) Adil Zozani                                                         (Hakkâri)

17) Sırrı Süreyya Önder                                            (İstanbul)

18) Ertuğrul Kürkcü                                                  (Mersin)

19) Demir Çelik                                                        (Muş)

20) Nazmi Gür                                                          (Van)

21) İbrahim Binici                                                     (Şanlıurfa)

22) Özdal Üçer                                                         (Van)

Gerekçe:

Türkiye'de trafik kazaları sonucu hayatını kaybeden kişi sayısı, konunun acilen gündeme alınmasını gerektirecek derecede ciddi rakamlara ulaşmıştır. Her gün onlarca kişi kazalarda can veriyor. Ulaştırma Bakanlığının resmî açıklamalarına göre, 2002-2009 yılları arasında Türkiye genelinde toplam 35 bin 244 kişi trafik kazalarında yaşamını yitirmiştir. Bu yıl da binlerce kişi aynı şekilde hayatını kaybetti. 21-22 Temmuz tarihleri arasında, yani sadece iki gün içinde meydana gelen trafik kazalarında 43 vatandaşımız hayatını kaybetti. Yine 2 Ağustos'ta Sinop'un Boyabat ilçesinde freni boşalan tırın üzerinden, hareket halindeki bir otomobilin üzerine düşen kepçe 2'si çocuk 7 kişinin ölümüne sebep oldu. Yaşanan kazaların sayısına ve kazaların meydana geliş şekline bakıldığında, kazaların sadece sürücü hatasından değil, ciddi denetim ve önlemlerle ortadan kaldırılabilecek onlarca faktörden kaynaklı meydana geldiğini görüyoruz.

Trafik kazası sonucu yaralı olarak hastanelere kaldırılıp, yolda veya hastanede ölenlerin trafikte ölüm istatistiklerine dâhil edilmediği göz önünde bulundurulduğunda, trafik kazaları sonucu meydana gelen ölüm sayısının söz konusu rakamların üzerine çıkacağı kesinlik kazanıyor. Dünya Sağlık Örgütünün (WHO) istatistiklerinde Türkiye'de her yıl on binden fazla insanın trafik kazalarında hayatını kaybettiği, yüz binlercesinin ise sakat kaldığı yer alıyor.

Türkiye bu durumda ölümlü trafik kazalarının yaşandığı ilk 10 ülke arasındadır. Emniyet Genel Müdürlüğünün verilerine göre trafik uygulamalarına bakıldığında her yıl araçların 3'te 1'ine cezai yaptırım uygulandığı görülüyor. Sadece 2011 yılının ilk 9 ayında 6 milyon 343 bin 181 trafik cezası işlemi uygulanmış. Bu rakamlar denetim faaliyetlerinin yeterince yapıldığını gösteriyor olsa da denetimlerin büyük bir kısmı şehir içinde yapılıyor. Ancak en fazla can kaybına neden olan trafik kazaları, şehir dışında yaşanıyor. Buralardaki denetimler ise oldukça yetersiz. Meydana gelen kazalar sadece sürücü kusurlarından kaynaklanmıyor. Yol, trafik uyarı levhaları, hız sınırı kontrolü, aracın yola uygun olup olmadığı vb. faktörler de kazalara neden oluyor. Ne yazık ki şehir dışında trafik kontrolden çıkıyor. Şehirler arası otobüslerin, özel ve ticari araçların kontrolleri sistemli olarak yapılmıyor. Araç lastiklerinin eskimiş olması ya da mevsim koşullarına uygun olmaması, fren sisteminin sorunlu olması, aracın tüm parçalarıyla trafiğe uygun olup olmadığı vb. sebepler onlarca insanımızın hayatına mal oluyor.

Araştırmalarda, sürücülerin trafik güvenliği için hayati önem taşıyan levhaları tam tersi anlamlarda yorumladığı ortaya çıkmıştır. Ehliyetler sağlık testi onaylı olarak yenilenme süreli verilmediğinden, sürücünün sağlık sorunu veya araç sürüş kapasitesi ve bilgisine yönelik veriler bulunmuyor. Trafik kazaları, sürücü hatalarının yanı sıra kara yollarındaki altyapı eksikliğinden de kaynaklanıyor. Trafik Güvenliği Vakfı, Türkiye'de yaklaşık 65 bin kilometrelik kara yolunun yüzde 40'ının güvenli olmadığını ileri sürmüştür. Bölünmüş yollar yeniden projelendirilmeden, eski yola uydurularak yapılmıştır. Yolların çoğunda işaretleme yeterli değildir. Mıcırlı yollar sürücüler için tehlike oluşturuyor. Karayolları Genel Müdürlüğü, kara yollarında trafik güvenliğini sağlamak üzere sorumluluğu altındaki tüm kara yollarını sürekli kontrol altında tutmalıdır. Sadece olası kaza potansiyeli yüksek olan yerler değil, en ufak bir risk taşıyan yollarda da riskler tespit edilip trafik güvenliğini sağlayacak tedbirler alınmalıdır. Bütün bu hususları göz önüne alarak trafik kazaları sonucu on binlerce insanımızın canına mal olmuş yolların, ihmallerin, tedbirsizliklerin ve sürücü hatalarının mercek altına alınarak trafikte can kaybını önlemek için bir araştırma komisyonu kurulmasını Genel Kurulun takdirine sunuyoruz.

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Önergeler gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki görüşmeler sırası geldiğinde yapılacaktır.

B) Duyurular

1.- Başkanlıkça, Kadın Erkek Fırsat Eşitliği, Kamu İktisadi Teşebbüsleri ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonlarında siyasi parti grubu mensubu olmayan milletvekillerine düşen birer üyelik için aday olmak isteyen siyasi parti grubu mensubu olmayan milletvekillerinin yazılı olarak müracaat etmelerine ilişkin duyuru

 

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Kadın-Erkek Fırsat Eşitliği, Kamu İktisadi Teşebbüsleri ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonlarında siyasi parti grubu mensubu olmayan milletvekillerine de 1 üyelik düşmektedir. Bu komisyonlara aday olmak isteyen siyasi parti grubu mensubu olmayan milletvekillerinin, 25 Temmuz 2014 Cuma günü saat 18.00’e kadar Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına yazılı olarak müracaat etmelerini rica ediyorum.

Şimdi, Halkların Demokratik Partisi Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve daha sonra oylarınıza sunacağım.

VII.- ÖNERİLER

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri

1.- HDP Grubunun, Grup Başkan Vekili Iğdır Milletvekili Pervin Buldan tarafından, Suriye’de başta Rojava halkına karşı olmak üzere halklara karşı vahşet uygulamaları ile bilinen IŞİD ve El Nusra örgütlerinin ülkemiz gençlerini Suriye’deki savaşa sürüklemeleri için yaptıkları faaliyetlerin araştırılması amacıyla 14/4/2014 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 22 Temmuz 2014 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Danışma Kurulunun 22/07/2014 Salı günü (bugün) yaptığı toplantısında, siyasi parti grupları arasında oy birliği sağlanamadığından grubumuzun aşağıdaki önerisinin, İç Tüzük’ün 19’uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.

 

                                                                             İdris Baluken

                                                                                 (Bingöl)

                                                                         Grup Başkan Vekili

Öneri:

14 Nisan 2014 tarihinde, Iğdır Milletvekili Grup Başkan Vekili Pervin Buldan tarafından verilen 5234 sıra no.lu, Suriye'de başta Rojava halkına karşı olmak üzere halklara karşı vahşet uygulamaları ile bilinen IŞİD ve El Nusra örgütlerinin ülkemiz gençlerini Suriye'deki savaşa sürüklemeleri için yaptıkları faaliyetlerinin araştırılması amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmiş olan Meclis araştırma önergesinin, Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak 22/07/2014 Salı günlü birleşiminde sunuşlarda okunması ve görüşmelerin aynı tarihli birleşiminde yapılması önerilmiştir.

BAŞKAN – Lehinde, Mardin Milletvekili Erol Dora. (HDP sıralarından alkışlar)

Buyurunuz Sayın Dora.

EROL DORA (Mardin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; vermiş olduğumuz önerge üzerine Halkların Demokratik Partisi adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, insanlık tarihinin doğduğu, uygarlığın beşiği olan Mezopotamya toprakları, tarih boyunca ve günümüze kadar yaşanan savaşlar, insanlık suçları, soykırım ve katliamlar nedeniyle birçok insanlık trajedisine ve toplumsal travmalara şahitlik etmiştir ve etmektedir. Her savaşta olduğu gibi bugün Irak savaşında da, Suriye savaşında da, İsrail’in Gazze halkına yaptığı saldırılarda da, kısaca 3 semavi dinin beşiği olmakla övünen Orta Doğu’da, savunmasız insanlar ve özellikle küçük çocuklar din veya mezhepleri yüzünden öldürülebiliyorlar.

Değerli milletvekilleri, 2003 yılında Amerika’nın Irak’ı işgalinden sonra yüz binlerce insan katledilmiş ve milyonlarca insan yerinden yurdundan olmuştu. Bu dönemde Irak’ta yaşayan Asuri, Süryani, Keldani, Kürt, Ermeni, Türkmen, Arap, Ezidi halkları büyük acılar yaşamışlardır. Özellikle binlerce yıldır yaşadıkları topraklarında günümüzde azınlık ve korumasız konuma gelen Asuri-Süryani-Keldani halkının dörtte 3’ü baskı ve katliamlar sonucunda ülkeyi terk etmek zorunda kalmışlardır. Başka bir deyişle, 1,5 milyona yakın olan nüfusları yaklaşık 400 bine düşmüştür.

Değerli milletvekilleri, Orta Doğu coğrafyasında son beş yıldır başlayan yeni savaş dalgasının son halkalarından olan Suriye’de üç yılı aşkın süredir devam eden savaş, 170 bin insanın ölümüne, milyonlarca insanın ülkelerini terk etmesine ve milyonu aşkın Suriyelinin de ülkemize sığınmasına neden olmuştur. 2003’te Irak’ta meydana gelen savaştan sonra ülke âdeta terör örgütlerinin yuvası hâline gelmiştir. Bu kaotik ortamdan beslenerek güç kazanmış El Kaide gibi terör örgütleri, Irak’ta, Suriye’de ve diğer Orta Doğu ülkelerinde türeyerek El Nusra ve IŞİD gibi farklı terör örgütleri ortaya çıkmıştır. IŞİD terör örgütünün Suriye ve Irak’ta barbarlık konusunda sınır tanımayan uygulamaları ve işlediği insanlık suçları devam etmektedir.

Değerli milletvekilleri, IŞİD terör örgütü, Musul’u işgalinden sonra bölgedeki işgal ve saldırılarına devam ederken Irak’ın yıllardır kurtulamadığı kaos ortamının daha da derinleşmesine yol açmıştır. IŞİD’in Irak’ta saldırılarını başlattığı günlerde, Uluslararası Göç Örgütünün tespitlerine göre sadece Musul’da bir hafta içerisinde yaklaşık 500 bin kişi evlerini terk etmek zorunda kalmıştır. Bölgede yaşayan Kürtler, Araplar, Asuri-Süryani-Keldaniler, Ermeniler, Türkmenler, Şabaklar ve Ezidiler, bölgeyi terk ederek görece daha güvenli bölgelere sığınmaya çalışmaktadırlar. IŞİD terör örgütünün bölgede binlerce insanı barbarca katlettiği haberleri gelmeye devam etmektedir. Rehine alınan Türkiye Konsolosluğu çalışanlarının akıbeti konusunda ise hâlâ sağlıklı bilgilere sahip değiliz.

Değerli milletvekilleri, yaklaşık iki ay önce Musul ve civar kentlerin IŞİD tarafından işgalinden sonra, bölgede yaşayan bütün farklı inançlar, farklı etnik grupların Suriye’de üç yıldır devam etmekte olan iç savaşta olduğu gibi en büyük zararı gördükleri açıktır. Suriye’de de durum bundan farklı değildir. Özellikle, savunmasız durumda olan Hıristiyan kesimler terör örgütlerinin hedefi konumundadır. İç savaş öncesinde Suriye’de 2 milyona yakın Hristiyan nüfus yaşıyorken, bugün bu nüfusun yarısından fazlasının Suriye’yi terk etmek zorunda kaldığı tahmin edilmektedir. On beş aydır Suriye’de kaçırılmış 2 üst düzey Hristiyan din adamı, Süryani Ortodoks Metropoliti Yuhanna İbrahim ve Rum Ortodoks Metropoliti Pavlus Yazıcı’nın akıbetleri hâlâ belirsizliğini korumaktadır.

Değerli milletvekilleri, IŞİD teröristlerinin denetiminde olan Musul ve Ninova bölgesi, Asuri-Süryani-Keldanilerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerdir. Ancak maalesef, artık, o bölgenin en kadim halkına yaşam hakkı tanınmamakta ve zorunlu göç dayatılmaktadır. Bir kez daha Ninova yakarıyor.

IŞİD örgütünün kontrol ettiği bölgelerde yürürlüğe koyduğu despot uygulamalar, kendi anlayışı dışında inançlara sahip halklara yaşam hakkı tanımamaktadır. Özellikle Musul’da son bir hafta içerisinde IŞİD, kentte yaşayan Hıristiyanların evlerini işaretleyerek, hayatta kalabilmeleri için, Müslüman olmalarını ya da cizye ödemelerini şart koşmuştur. Aksi takdirde, mal ve mülklerini bırakıp kenti terk etmeleri için, geçen cumartesi gününe kadar mühlet tanımıştı. Bu şartlara uymayanları da idamla cezalandırılacağını duyurmuştu. Bunun üzerine, kentte yaşayan Asuri-Süryani-Keldaniler, Şiiler, Türkmenler, Ezidiler, Hristiyanlar evlerini, işyerlerini, mal mülk ve ibadet yerlerini geride bırakarak yollara düşerken kontrol noktalarında üzerlerindeki cep telefonları gibi kişisel eşyalara bile el konulmuş bir biçimde göç etmek zorunda kalmışlardır.

Değerli milletvekilleri, Musul’un dışındaki diğer bölgelerde devam eden çatışmalar nedeniyle de son iki ay içerisinde on binlerce Asuri, Süryani, Keldani bölgeyi terk ederek yoğunlukla Kürdistan bölgesine ya da diğer güvenli bölgelerdeki kilise ve manastırlara sığınmaktadırlar. Geride bırakılan ve IŞİD örgütünün eline geçen tarihî kilise ve manastırların bir kısmı bombalanarak ya da yakılarak imha edilmektedir. Daha birkaç gün önce, Musul’da bulunan Süryani Katolik Metropolitik Kilisesi ateşe verilmiştir.

Değerli milletvekilleri, demokratik ulus paradigması bağlamında Rojava’da yaşayan bütün halkların ve bütün farklı inançların ortak kurucu bir irade geliştirerek inşa ettikleri demokratik, özerk yönetimin bir kantonu olan Kobani’ye yönelik IŞİD teröristlerinin büyük çaplı saldırıları devam etmektedir. IŞİD terör örgütü, özellikle Irak’taki kaotik ortamdan faydalanarak elde ettiği ağır silahlar ve Suudi Arabistan ve Katar gibi devletlerden de sağlamış oldukları destekle, Rojava’da kendi demokratik yaşam ve yönetim modelini oluşturmakta olan Kürt, Süryani, Asuri, Keldani, Türkmen, Ermeni, Arap, Ezidi, Alevi, Nusayri, Müslüman, Hristiyan ve diğer halklara karşı saldırılarını devam ettirmektedir. Ayrıca, Türkiye’nin 911 kilometrekarelik Suriye sınırlarını bu radikal, illegal örgütlere âdeta açık tutarak sınır tanımayan katliamlar gerçekleştirebilen bu örgütlerin güçlenmesine zemin hazırlamıştır. IŞİD terör örgütü sağlanan desteklerle gitgide tüm Orta Doğu için büyük bir tehlike arz etmeye başlamıştır. Yaratılmış olan bu canavarın kendisine destek vermiş ve vermekte olan devletler için de yakın zamanda büyük tehlikeler arz edeceği sır değildir.

Değerli milletvekilleri, sonuç olarak, Irak’ta, Suriye’de süregiden katliam ve cinayetler ve Gazze’de Filistin halkına karşı yapılan bunca zulme rağmen, başta Birleşmiş Milletler, Amerika ve Avrupa Birliğinin bütün bu olup biten insanlık suçları karşısında duyarsız ve çifte standartlı bir tutum sergiledikleri ibretle izlenmektedir. Oysaki Birleşmiş Millet Sözleşmesi’nin kuruluş amacında aynen şu ifadelere yer verilmektedir: “Savaş felaketinden gelecek kuşakları korumaya, temel insan haklarına, insan kişiliğinin onur ve değerine, erkekler ile kadınların ve büyük uluslar ile küçük ulusların hak eşitliğine olan inancımızı yeniden ilan etmeye, adaletin korunması ve antlaşmadan doğan yükümlülüklere saygı gösterilmesi için gerekli koşulları yaratmaya ve daha geniş bir özgürlük içinde daha iyi yaşama koşulları sağlamaya, uluslararası barış ve güvenliği korumak için güçlerimizi birleştirmeye karar verdik.” denilmektedir. Ancak hepimiz açık biçimde görmekteyiz ki, Birleşmiş Milletler, kendi sözleşmesini hiçe sayan bir tutum içerisindedir.

Ayrıca hemen her konuda karar yetkisi Güvenlik Konseyine bırakılmış, 5 daimî üyesine aklınıza gelebilecek her konuyu veto etme imkânı tanınmış, üstelik 25’inci maddesiyle de üye devletlerin tamamının Güvenlik Konseyi kararlarına uyacakları taahhüt altına alınmıştır. Güvenlik Konseyinin 5 daimî üyesi Çin, Fransa, Rusya Federasyonu, İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri’dir yani bunların istemedikleri herhangi bir konuda Birleşmiş Milletlerden herhangi bir karar da çıkmamaktadır. Dolayısıyla artık Birleşmiş Milletlerin de sorgulanmasının zamanı gelmiştir diye düşünüyoruz.

Irak’ta ve Suriye’de yaşayan Kürtler, Türkmenler, Araplar, Asuri-Süryani-Keldaniler ve Ezidiler, aynı zamanda Anadolu ve Mezopotamya’nın yerli halklarıdırlar ve Türkiye halklarıyla akraba topluluklardır. Başta iktidar olmak üzere, tüm siyasi partilerin gerek yurt içi ve gerekse yurtdışı politika ve söylemlerinde kültürler, inançlar ve halklar arasındaki kardeşliği ve barışı özellikle vurgulayan, ayrıca hiçbir etnik kültür ve inancı ötekileştirmeyen bir yaklaşım ve tutum geliştirebilmek noktasında daha duyarlı ve eşit davranmaları gerekmektedir.

Değerli milletvekilleri, gelişmeler neticesinde artık daha açık görmekteyiz ki Orta Doğu coğrafyasında farklı etnik ve dinsel toplulukların bir arada bulunduğu zengin kültürel yapı dikkate alındığında çözüm yolu, farklılıkların bir arada ve birbirlerinin haklarına saygılı biçimde yaşayabilmeleri demokratik ulus ve ortak vatan zihniyetinden geçmektedir. Halklar ve inançlar arasında geliştirilen hiyerarşik, tahakkümcü ve sömürücü politikalar sadece ilgili halklara zarar vermeyecek, insanlığın siyasal tarihinde…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

EROL DORA (Devamla) – …siyasi tarihinde, edebî tarihinde büyük acılarla belleklerde yerini alacaktır.

Genel Kurulu tekrar saygıyla selamlıyorum. (HDP ve CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Dora.

Aleyhinde, Iğdır Milletvekili Sinan Oğan.

Buyurunuz Sayın Oğan. (MHP sıralarından alkışlar)

SİNAN OĞAN (Iğdır) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kaç gündür Orta Doğu bölgesinde katliam üzerine katliam yaşanıyor, yas üzerine yas yaşanıyor ve elbette ki bunun bir sonucu olarak da Türkiye'de yas ilan ediliyor, biz de buna tamamen katılıyoruz. Elbette yas ilan edilmelidir ancak yasın doğal felaketler sonucu ilan edildiğinin ve bunun ötesinde başka şeylerin de yapılabileceğinin de altını çizmek lazım. Gazze’de her gün insanlarımız katlediliyor, Telafer’de her gün insanlarımız öldürülüyor, Türkmen çocukları aç susuz 50 derece sıcakta katlediliyor ama bununla ilgili bir güne bir gün bir arkadaşımızın burada gelip bir Türkmeneli atkısı takmadığını da üzülerek gördüğümü ifade etmek istiyorum.

Değerli arkadaşlar, IŞİD ve El Nusra gibi örgütler bölgede âdeta bir Müslüman kıyımına giriştiler. IŞİD’in Müslümanları öldürmesiyle İsrail zulmü arasında da çok fazla bir fark yok, bundan da hiçbir şekilde şüphemiz yok. Nedense bölgede hep Müslümanlar ölüyor, nedense bölgede hep Müslümanlar öldürülüyor ama Türkiye orada ölen Müslümanların arasında bile ayrım yapıyor. “Türkiye” demek belki doğru olmaz, “AKP iktidarı” desek daha doğru olur. Gazze’de ölen bizim insanımız ama Türkmeneli’nde ölen de bizim insanımız, Rojava’da ölen de bizim insanımızdır değerli arkadaşlar. Biz bir tarafta ölenin çığlığını duyamazsak, biz bir tarafta tecavüz edilen çocukların sesini duyamazsak, biz bir tarafta her gün kaçırılan, çarmıha gerilen Türkmen kadınlarının sesini duymayıp sadece Gazze’nin sesini duyarsak… Bunu burada ifade etmek bile inanın çok kolay değil, zor çünkü ölüler arasında bir kıyaslama yapmak doğru değil, acılar arasında bir kıyaslama ve bir yarışma yapmak doğru değil, ama, sizin, sadece tek bir tarafa bakıp öbür tarafa sessiz kalmanızı da anlamak mümkün değil; bunu da dile getirmek mecburiyetindeyiz.

Değerli arkadaşlar, bir taraftan Gazze’de saldırılar sürerken, bir taraftan Güneydoğu Anadolu Bölgemizde Ceylânpınar’da askerlerimiz şehit edilirken, diğer taraftan 1,5 milyon Suriyeli Türkiye’ye gelirken ben cevabını bulamadığım bir soruyu buradan, yüce Meclisten sormak istiyorum. Türkiye büyük bir ülke. Elbette, komşularımız içerisinde sıkıntı çekenlere kucak açmalıyız; nitekim açtık, 1,5 milyon insan Türkiye’ye geldi. Daha önce Saddam’ın zulmünden kaçan Irak’taki Kürt kardeşlerimiz de Türkiye’ye geldi, Türkiye onlara da kucak açtı ve doğru bir şey yaptı. Bugün, Suriye’den kaçanlara Türkiye kucak açtı, doğru bir şey yaptı. Her ne kadar Türkiye’de onların da zor şartlar altında olduğunu biliyor olsak da hiç olmazsa IŞİD zulmünün altında değiller, hiç olmazsa can güvenlikleri noktasında bir sıkıntı yok.

Peki, ben buradan soruyorum: Türkiye, oradan gelebilecek 5 bin, 10 bin Türkmen’i almaktan âciz mi? Sizin iktidarınız 5 bin Türkmen’i, 5 bin Türkmen çocuğunu Türkiye’ye almaktan âciz mi? 5 bin Türkmen gelse Türkiye’ye yük mü olacak? 1 milyon; 1,5 milyonun üzerine bir 5 bin Türkmen’i niye kabul edemiyoruz? Niye Suriyeliden vize istemiyoruz, niye Suriyeliden pasaport istemiyoruz da Türkmen’e illa “Git pasaport al.” diyoruz. Kimden alacak Türkmen? Gidip IŞİD’den pasaport mu çıkaracak? Zaten kampta 50 derece sıcaklıktalar. AKP iktidarının bu sorunun cevabını vermesi lazım. Biz niye Türkmenleri Türkiye’ye kabul edemiyoruz? Orada yaşanan Türkmen katliamına niye kaygısızız? Kızılayımız, AFAD’ımız ne işe yarıyor? Bugün o Türkmen’e orada su götüremiyorsak, bugün oradaki Türkmen çocuklarına ilaç götüremiyorsak yazıklar olsun bize, yazıklar olsun hepimize! Orada Türkmenler kan ağlıyor ama sizin kılınız kıpırdamıyor. Orada Türkmenler aç açıkta, kadınları tecavüze uğruyor. AKP’nin kadın milletvekillerine sesleniyorum: Bir eylem de bunun için niye yapmıyorsunuz, Türkmen kadınlarına tecavüz edilirken bir eylem de Türkmen kadınları için niye yapmıyorsunuz? Niye onlar söz konusu olunca sesiniz çıkmıyor da başka yerler söz konusu olunca -haklı olarak- sesiniz çıkıyor? Çıkmalıdır, o konuda desteğimiz size tamdır ama Türkmen olunca niye kör, sağır ve duymazsınız, niye Türkmenlere karşı bu kadar duyarsızsınız?

ÜNAL KACIR (İstanbul) – Siz yaptınız mı?

SİNAN OĞAN (Devamla) – Yapıyoruz. (MHP sıralarından alkışlar)

Milliyetçi Hareket Partisi kendi imkânlarıyla yardımı topladı ve Allah razı olsun, Ocak Başkanımız Olcay Bey de götürdü eliyle teslim etti.

ÜNAL KACIR (İstanbul) – Hayır, hayır, sizin kadınlarınız yaptı mı bir eylem?

SİNAN OĞAN (Devamla) – Ama sizin elinizde devlet imkânı var arkadaşlar. Sizin elinizde…

ÜNAL KACIR (İstanbul) – Ya, yapsınlar, onlar da yapsınlar da yani…

SİNAN OĞAN (Devamla) – Siz bostan korkuluğu musunuz! İktidarsınız siz, iktidar; yapacaksınız!

ÜNAL KACIR (İstanbul) – Bağırma!

SİNAN OĞAN (Devamla) – Siz bu ülkenin vergisini sağa sola çarçur ediyorsunuz, Türkmen olunca bu devletin imkânları niye harcanmıyor? Bu devlet, sınırını Türkmen’e niye açmıyor? Türk’ten bu kadar mı rahatsızsınız, Türkmen’den bu kadar mı rahatsızlık duyuyorsunuz?

Arkadaşlar, orada ölen çocuklarda sizin de sorumluluğunuz var, orada ölen çocuklarda sizin de sorumluluğunuz var. Orada kadınlara tecavüz ediliyor ama buradan çıkıp kınamıyorsunuz bile. Zaten, iktidarınız kınama makamına dönüşmüş, ancak kınıyorsunuz. Gazze’deki katliamı kınıyor ama ticaret yapmaya da devam ediyorsunuz. Başbakan Yardımcısı çıkıp “Ticaret yapmak zorundayız, yoksa oradan Filistin’e gitmez.” diyor. Böyle bir şey yok arkadaşlar, kimseyi kandırmayın. Bu artan ticaretinizi, Gazze’yle değil, İsrail’le artan ticaretinizi bu şekilde, insanları kandırarak -kimseyi kandıramazsınız- söyleyemezsiniz.

Orada Türkmen insanlarımız ölüyor arkadaşlar. Biz Türkiye olarak onları buraya almak zorundayız. Buraya gelen 1,5 milyon Suriyeli vatandaşımızı, Müslümanı buraya kabul ediyorsak -ki etmeliyiz- oradaki Türkmen’i de kabul etmeliyiz. Niye çifte standart? Niye iktidarınız Türk’e karşı bu kadar düşman? Niye Türk’e karşı bu kadar yadsınız? Niye Türk olunca burada sesiniz soluğunuz çıkmıyor arkadaşlar? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

ÜNAL KACIR (İstanbul) – Kardeşim, yapma ya! Ne ayrımı?

SİNAN OĞAN (Devamla) – Peki, kaç tane Türkmen Türkiye’ye geldi? Size soruyorum, kaç tane Türkmen Türkiye’ye kabul edildi?

ÜNAL KACIR (İstanbul) - Ne demek kaç tane Türkmen geldi? Ben kaydını mı tutuyorum ya? Ben mi tutuyorum kaydını da bana soruyorsun? Hayret bir şey ya!

Sen söyle kaç tane geldi?

SİNAN OĞAN (Devamla) – Hükûmetinizden varsa burada soruyorum, çıkıp burada deyin ki: “1,5 milyon Arap Suriyeliyi buraya getirdik, 5 bin tane de Türkmen’i getirdik.” Diyemiyorsunuz, çünkü Türkmen’den pasaport istiyorsunuz, Türkmen’i buraya sokmuyorsunuz çünkü. Türkmenlerin katledilmesinde sizin besleyip büyüttüğünüz IŞİD terör örgütü ve dolayısıyla sizin katkınız, sizin parmağınız var.

ÜNAL KACIR (İstanbul) – Ayrım yapılır mı ya? Ayrımcılık yapılır mı ya?

SİNAN OĞAN (Devamla) – Değerli arkadaşlar, doğru bilgiyi o zaman gelin burada söyleyin.

ÜNAL KACIR (İstanbul) - Böyle politika olmaz ya!

SİNAN OĞAN (Devamla) – Gelin burada deyin ki, AKP’nin kadın milletvekilleri, gelip burada deyin ki: “Türkmen kadınlara orada tecavüz edildi, biz de şu eylemi yaptık.”

ÜNAL KACIR (İstanbul) - Kürt, Türkmen, Arap ayrımı yapmıyoruz.

SİNAN OĞAN (Devamla) - Orada Türkmen kardeşlerimiz katledilirken “Burada bir günlük yas ilan ettik.” deyin.

MUSTAFA AKIŞ (Konya) – Türkmenlere desteğimizi Mehmet Şandır’a sor sen, o bilir!

SİNAN OĞAN (Devamla) - Orada Türkmen kardeşlerimiz aç susuz kalırken “5 bin tanesini Türkiye’ye aldık.” deyin; ben de çıkıp buradan sizden özür dileyeyim. Gelip söyleyin bunu ama söyleyemezsiniz.

MUSTAFA AKIŞ (Konya) – Mehmet Şandır’a sor!

SİNAN OĞAN (Devamla) – Türkmen’e Türkiye’nin kapısını kapatmışsınız. Bunun hesabını bu millet size soracak. Bu dünyada da soracak, ahirette de soracak. Türkmen’in orada aç susuz, biilaç kalmasına sizin bu kadar duyarsız, bu kadar ilgisiz kalmanızın hesabını, elbette, elbette Allah’ım soracak size bunun hesabını.

Saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Oğan.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Buyurunuz Sayın Elitaş.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Konuşmacı konuşmasında AK PARTİ iktidarını, AK PARTİ milletvekillerini ve Hükûmetini “Türk düşmanı” diye tanımladı.

BAŞKAN – Duyamıyorum.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – “Türk düşmanı” diye tanımladı.

TANJU ÖZCAN (Bolu) – Doğru söylemiş.

ÜNAL KACIR (İstanbul) – Ayıp ya!

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Burada terbiyesini kaybetmiş birisi de “Doğru söylemiş.” diyor.

TANJU ÖZCAN (Bolu) – Terbiyem yerinde benim.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sen buradan laf atmayacaksın bana! Buradan laf atmayacaksın sen bana!

ENGİN ALTAY (Sinop) – Laf atma kardeşim.

BAŞKAN – Şimdi, Sayın Elitaş, evet, sizin söz talebinizi…

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – İzin verirseniz cevap vermek istiyorum. “Türk düşmanı” diye tanımladı bizi diyorum, AK PARTİ iktidarını.

BAŞKAN – Evet.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Bunun böyle olmadığını ve hamaset yaptığını ifade etmek istiyorum. Sataşmadan dolayı…

ÜNAL KACIR (İstanbul) – Tiyatro yapıyor ya, ne hamaseti!

ENGİN ALTAY (Sinop) – Sayın Başkan, söz vermeden, buraya söz vermeden, ben de bir şey arz etmek istiyorum.

BAŞKAN – Sayın Altay, sizin isteğiniz nedir?

ENGİN ALTAY (Sinop) – Şimdi, hatibi ben de dikkatle dinledim. Hatip Hükûmeti Türk düşmanlığıyla suçladı, doğru; bostan korkuluğu olmakla suçladı, o da doğru. Ama Hükûmete yapılan eleştiriye Hükûmet cevap verir, grubun cevap vermesini doğru bulmuyorum Sayın Başkanım.

ÜNAL KAÇIR (İstanbul) – Ya bizden eylem yapmamızı istiyor canım!

ENGİN ALTAY (Sinop) – Hükûmet versin cevabı.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Yani benim adıma, sizin adınıza nasıl konuşuyor burada?

BAŞKAN – Şimdi, Sayın Altay…

ENGİN ALTAY (Sinop) – Sayın Başkanım, Hükûmeti eleştirdi hatip. O zaman ben de söz isteyeceğim, Hükûmeti eleştirdi, ben de söz istiyorum o vakit.

BAŞKAN – Şimdi…

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – İste, senin de Hükûmetin.

ENGİN ALTAY (Sinop) – Hükûmet cevap versin.

BAŞKAN – Bir dakika sayın grup başkan vekilleri, bir dakika.

Hükûmetin eleştirisini tabii ki Hükûmet cevaplar…

ENGİN ALTAY (Sinop) – Hükûmet cevap versin.

BAŞKAN - …ama burada gruba yönelik olarak hitap etti, o da var. Onun için, Sayın Elitaş’a iki dakika süre vereceğim.

ENGİN ALTAY (Sinop) – Hayır, Sayın Başkan, gruba yönelik bir itham yok, tutanakları isteyin.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Hayır, Hükûmet cevap verecek zaten. Ben AK PARTİ Grubu adına…

BAŞKAN – Hükûmet cevap verecekse talep eder, cevabını verir.

ENGİN ALTAY (Sinop) – Sayın Başkanım, hatibin gruba yönelik bir kelimesi yok, iddia ediyorum.

İSMAİL KAŞDEMİR (Çanakkale) – Var, var. “AK PARTİ’nin kadın milletvekilleri niye eylem yapmıyor?” dedi.

ENGİN ALTAY (Sinop) – Tutanakları isteyin, ondan sonra söz verin.

BAŞKAN – Siz de, Sayın Avcı da sataşmadan cevap verecek.

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Tutanaklara bakılsın Sayın Başkanım.

ENGİN ALTAY (Sinop) – Hatibin gruba yönelik bir eleştirisi yok Sayın Başkanım.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan…

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Tutanaklara bakın lütfen.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Niye rahatsız oluyorsunuz?

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Herhangi bir şekilde… Sadece Hükûmeti suçladı, herhangi bir şey yok.

BAŞKAN – Gruba yönelik ben şey yaptım.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan çok dikkatli bir şekilde dinlemiş.

ENGİN ALTAY (Sinop) – Hayır, tutanakları istemeniz lazım Sayın Başkan.

BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Elitaş.

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Herhangi bir şey yok.

BAŞKAN – Tutanaklara da, evet, tekrar bakarız. Ama ben de duydum, gruba yönelik var.

Buyurunuz Sayın Elitaş.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkanım, Hükûmet zaten cevap verecek.

BAŞKAN – Hükûmetin talebini şimdi gördüm. Siz gruba, Hükûmet de kendisi cevap versin.

Buyurunuz efendim, sataşmadan.

VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR

1.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş'ın, Iğdır Milletvekili Sinan Oğan’ın HDP grup önerisi üzerinde yaptığı konuşması sırasında Adalet ve Kalkınma Partisine sataşması nedeniyle konuşması

 

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Ben iki gündür bakıyorum, Cumhuriyet Halk Partisi grup başkan vekili arkadaşlarımız ile Milliyetçi Hareket Partisinden bazı arkadaşlarımız grup başkan vekillerinin verdiği cevaptan rahatsız oluyorlar.

ENGİN ALTAY (Sinop) – Yok, hiç öyle bir rahatsızlığımız yok. Hükûmet versin cevabı.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Yani diyorlar ki: “Bakan, Hükûmet buradayken siz niye veriyorsunuz? Siz İçişleri Bakanı olmaya layıksınız.” diye onları söylüyorlar. Bizim arkadaşlarımız, 311 milletvekili…

ENGİN ALTAY (Sinop) – Senin gözün orada biliyorum, senin gözün orada.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Sen kaçırdın treni Elitaş, senin olma şansın yok artık. Ama belki, Başbakan yaparlar seni!

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Bakın, şunu diyorum: 311 milletvekili her türlü göreve layık arkadaşlarımızdan seçilmiştir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Yani o konuda hiçbirimizin kaygısı, korkusu yok, müsterih olabilirsiniz. Bu arkadaşlarımız her görevi yapabilecek kabiliyettedir.

AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) – Niye dışarıdan getirdiniz öyleyse?

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Hani size küfredenler vardı ya; Süleyman Soylu, Numan Kurtulmuş, onları niye getirdiniz?

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Ha, siz grubunuzla değerlendiriyorsanız ona bir şey demem. Bizim burada 311 milletvekilimiz onu yapar, bu konuda rahatsız olmayın, bir.

AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) – İçişleri Bakanını niye dışarıdan getirdiniz?

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Genel Başkanınıza söylemediği laf kalmadı onların. Niye getirdiniz? Biz söylesek kıyameti kopartırsınız.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – İki: Hatibi de çok iyi dinleyin. Hatip burada elini kürsüye vurarak milletvekili arkadaşlarımızı bostan korkuluğu olmakla suçladı. Artı, kadın milletvekillerimizle ilgili “Eylem yaptınız mı?” dedi.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Süleyman Soylu’nun söylediğini ben söylesem burada hepiniz ayağa kalkarsınız.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Ama şunu söylüyorum: Bütün konuşmaları, bütün söylemleriyle, Irak’ta yaşayan, Musul’da ortaya çıkan hadiseler münasebetiyle Türkmen kardeşlerimize yapılan zulmü ifade etmeye çalıştı. Buna hepimiz katılıyoruz, orada bir zulüm var ama bu zulümle ilgili konuyu… O bölgede yaşayan insanlarımızın selameti için, o bölgede yaşayan insanlarımızın daha iyi bir durumda olmaları ve tehlikelerle karşı karşıya kalmaması için Hükûmet bir politika ortaya çıkarıyor, koyuyor.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Nedir, politikası ne ya Hükûmetin? Şimdi, soruyoruz sana, Hükûmetin politikası ne orada?

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Burada gelip de kürsülerde yumruk atarak “Şunu yaptınız, bunu yaptınız.” demek hiçbir şeyi ifade etmez. Sadece karından konuşmak anlamına gelir.

SİNAN OĞAN (Iğdır) – Ne yaptınız Sayın Elitaş? Bir tane yaptığınız şeyi söyleyin.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Üç: Söylemleri tamamıyla “Arap Müslüman’ı buraya getiriyorsunuz, bağrınıza basıyorsunuz; Türkmen Türk’ü buraya getirip bağrınıza basmıyorsunuz.”

SİNAN OĞAN (Iğdır) – “Haklı olarak basıyorsunuz.” dedim.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Ya bırak artık şu kafatasçılığını, bırak artık şu ırkçılığı!

SİNAN OĞAN (Iğdır) – Suriyelileri haklı olarak getirdiniz ama Türkmenleri haksız olarak getirmiyorsunuz.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Biz bu milleti ne olursa olsun, mezhebi, dini, cinsi, ırkı ne olursa olsun insan olarak bağrımıza bastık.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Bu ülkede yaşayan 77 milyon Türk’ü, Kürt’ü, Alevi’si, Sünni’si, hepsi bu vatanın evladıdır diyoruz.

SİNAN OĞAN (Iğdır) – Söyleyin, söyleyin, deyin ki: “5 bin Türkmen’i getirdim.” Söyleyin, söyleyin; Hükûmet değil misiniz, söyleyin. Kaç Türkmen’i getirdin, söyle.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Biz bu dünyada yaşayan her bir ferdi Yaradan’dan ötürü seviyoruz.

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Elitaş.

SİNAN OĞAN (Iğdır) – Söyle, kaç Türkmen getirdin, söyle. Söyleyin, söyleyin, ben de özür dileyeceğim sizden, söyleyin.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Anlayın artık bunu. Bakın, bakın, artık söylemek istemiyorum. Mübarek gün, ramazanın son günlerine geldik. Ben oruçluyum.

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Elitaş, lütfen…

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Niye söylüyorsun bunu ya? Niye naklen yayın yapıyorsun oruçlu olduğunu?

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Herkesin ramazanı mübarek olsun. Ramazan Bayramı’nı da tebrik ediyorum.

BAŞKAN – Sayın Elitaş, teşekkür ediyoruz.

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Sayın Başkanım…

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Türklüğü sevmek ne zamandan beri ırkçılık oldu?

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Senden başka oruç tutan yok mu, oruçluyuz diyorsun orada ya!

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Sayın Başkan, ırkçılıkla suçladı. Sataşmadan söz istiyorum.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Türk’ü, Türklüğü sevmek ne zamandan beri ırkçılık oldu?

BAŞKAN - Sayın Halaçoğlu, şimdi size söz vereceğim fakat daha önce Hükûmet söz istedi Sayın Oğan sataştığı için.

Hükûmet adına da Sayın Avcı’ya söz veriyorum.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Mikrofonda, oruçluyum…

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Müslüman birbirine söyler Haydar Bey.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Niye söyleme gereği duyuyor Müslüman birbirine?

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen daha sakin bir üslupla…

Buyurunuz Sayın Avcı. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

2.- Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın, Iğdır Milletvekili Sinan Oğan’ın HDP grup önerisi üzerinde yaptığı konuşması sırasında Hükûmete sataşması nedeniyle konuşması

 

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; sayın konuşmacının Hükûmetimize ve parti grubumuza yönelik bu yakışıksız sözlerini kınıyorum.

Hükûmetin Türkmenlerle ilgili bir şey yapmadığı konusunda yaptığı benzetmeleri, doğrusu Türkiye'nin bölge halklarına bakışına ilişkin sağlıklı tutumuyla bağdaşmayan ve âdeta kavimler arasında bile isteye ayrımcılık yapıldığını, üstelik Türkmenlere de kastımahsusla yardım edilmediği imalarını içeren bu konuşmayı ben Sayın Oğan’a hiç yakıştıramadım.

Türkiye, Türkmenlere yardım ediyor ama bunu davul çalarak yapmıyor.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Şimdi sen söyledin. Sayın Bakan, şimdi sen söyledin açık açık. Şu anda afişe ettin bütün kamuoyuna.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Devamla) – Neyi?

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Bizim söylememizle senin söylemen arasında ne fark var?

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Dinle bir dakika!

Sayın Başkan, müdahale edin!

BAŞKAN – Lütfen Sayın Korkmaz, lütfen…

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Devamla) – Türkiye yaptıklarını davul çalarak yapmıyor.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – “Türkiye yardım etti.” diyorsun. Biz söyleyince mi kabahat oluyor?

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Devamla) - Bu kadarını söylememi siz istediniz.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Bunda bir sorun varsa niye konuşuyorsun devlet ricali olarak?

BAŞKAN – Sayın Korkmaz, lütfen…

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Devamla) – Kızılay, AFAD gerekeni, gerektiği biçimde, gereken zamanda, gereken yerde, gereken üslupla yapıyor.

Hepinize saygılar sunarım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Avcı.

ENGİN ALTAY (Sinop) – Sayın Başkan…

SİNAN OĞAN (Iğdır) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Sizi de dinleyeyim Sayın Oğan. Sizin talebiniz?

SİNAN OĞAN (Iğdır) – Sayın konuşmacı “ırkçı” olarak suçladı beni. Zaten doğrudan sataşmadır. Hükûmet temsilcisi de “Yakışıksız.” dedi. Dolayısıyla, ona da müsaade ederseniz cevap vermek istiyorum.

ÜNAL KACIR (İstanbul) – “Irkçı” demedi, “ırkçı söylem” dedi.

BAŞKAN – Evet, buyurunuz Sayın Oğan.

Aynı anda söz istemiştiniz, konuşan o olduğu için ona söz veriyorum müsaadenizle.

ENGİN ALTAY (Sinop) – Benim talebim geçerli, oturuyorum Başkanım.

BAŞKAN – Sayın Oğan, buyurunuz.

3.- Iğdır Milletvekili Sinan Oğan'ın, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın sataşma nedeniyle yaptıkları konuşmaları sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

 

SİNAN OĞAN (Iğdır) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Ben, burada, diğer insanlarımıza karşı yapılan yardımları haklı olarak destekliyoruz dedim, ayrımcılık yapmadım.

SONER AKSOY (Kütahya) – Sen şov yapıyorsun, şov!

SİNAN OĞAN (Devamla) – Dedim ki: “Suriyeli kardeşlerimize haklı olarak kucak açtınız.” Hatta biraz daha geriye gittim, “Saddam’ın zulmünden kaçan Halepçe’deki Kürt kardeşlerimize bu ülke haklı olarak kucak açtı.” dedim. Kobani’deki vatandaşlarımıza yapılan zulmü de buradan kınadım. Dolayısıyla, ben bir ayrımcılık yapmıyorum.

Ama ben şunu anlamıyorum: Niye Türk’e karşı bu kadar kininiz var arkadaşlar? Türk’e niye yardım yapmıyorsunuz? Türkmen’e… (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Hâlâ saçmalıyorsun ya!

RECEP ÖZEL (Isparta) – Ne kini be, ne kini! Lüzumsuz!

ÜNAL KACIR (İstanbul) – Sen aklını mı yedin?

SİNAN OĞAN (Devamla) – Ben, burada Sayın Hükûmetten rica ettim, istirham ettim, dedim ki: Ben özür dileyeceğim, gelin Hükûmet olarak deyin ki, biz 5 bin Türkmen’i, kapımızı açtık, aldık.

ERTUĞRUL SOYSAL (Yozgat) – Geldiler de almadık mı?

SİNAN OĞAN (Devamla) – Şu kampta da bakıyoruz deyin, söyleyin bunu. Varsa Sayın Bakanım, söyleyin.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir) – Söylenmez ki…

SİNAN OĞAN (Devamla) – Nasıl söylenmiyor? 1,5 milyon insan buraya gelince, bunu her gün Sayın Başbakan televizyonlarda söylüyor da Türkmenlere yapılan yardımı mı söyleyemiyorsunuz?

OSMAN ÇAKIR (Düzce) – Nüfus sayımı yapacağız, kaç tane Türkmen var…

SİNAN OĞAN (Devamla) – Ben Türkmenlerle konuşuyorum, Türkmenler diyor ki: “Bize yeterli yardım yapılmıyor.” Peki, Türkmenlere yardım yapılıyorsa, açlıktan ölen çocukları nasıl izah edeceğiz? 50 derecede susuzluktan kıvranan, yanan çocuğu nasıl izah edeceğiz? Eğer yardım yapıyorsanız, yardımı peşmergeye teslim ediyorsanız, o da Türkmen’e vermiyorsa, o da sizin beceriksizliğiniz, kusura bakmayın arkadaşlar. Yardım yapılmıyor oraya. Oraya yardım yapılsaydı, bugün Türkmenler açlıktan ölmezdi.

Türkiye gibi büyük bir ülkenin yanı başında kardeşleri açlıktan, susuzluktan ölüyor; buna isyan etmeyip neye isyan edelim, bunun için kürsüye yumruk vurmayıp ne için vuracağız arkadaşlar? Burada içimiz yandığı için bunu söylüyoruz, muhalefet yapmak adına söylemiyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SİNAN OĞAN (Devamla) – Samimiyetime emin olabilirsiniz, yapın, ben buradan çıkıp size Türk milletinin önünde teşekkür edeceğim. Ama yapın, kapıyı açın, Türkmenler gelsin, ben de burada söz veriyorum, çıkıp size teşekkür edeceğim.

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Oğan.

Sayın Altay, sizin talebinizi tam anlayamamıştım.

RECEP ÖZEL (Isparta) – Ya, senin sözüne mi güveneceğiz ya! Sen versen ne olur, vermesen ne olur!

İSMAİL KAŞDEMİR (Çanakkale) – Mehmet Şandır’a sordun mu hiç, Mehmet Şandır’a?

SİNAN OĞAN (Iğdır) – Suriye Türkmenleriyle Irak Türkmenleri farklı şeyler, bilmediğinizi… Bilin, cahil cahil konuşmayın ya!

BAŞKAN – Sayın Oğan, gayet net anlaşıldı bütün konular.

Sizin talebinizi ben anlayamadım.

ENGİN ALTAY (Sinop) – Arz edeyim Sayın Başkanım: Sayın Elitaş konuşmasında benim sayın milletvekilinin Hükûmete yönelik eleştirilerine cevap vermemesini istememden kaynaklı olarak… Yani ben dedim ki: “Sayın hatip Hükûmete çattı, size çatmadı, size sataşmadı.” “Hükûmet bostan korkuluğu mu?” diye hatip söyledi, bence bunu da Elitaş Hükûmet adına cevap vererek biraz teyit etti ama benim meramım şu: Sayın Elitaş, benim, iktidar partisine mensup 311 çok sayın milletvekilinin bakanlık yapacak muktediratta olmadığını ima ettiğimi söyleyerek, 311 milletvekili nezdinde benim sözlerimi çarpıttı.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – E, tamam, öyle demediysen anlaşıldı.

ENGİN ALTAY (Sinop) – Evet, onu düzeltmem lazım.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Tamam, meram anlaşıldı, kayıtlara geçti.

ENGİN ALTAY (Sinop) – Ben “İktidar milletvekilleri bakanlık yapamaz; o muktediratta, o yetenekte, o kapasitede değil.” demedim. Bunu düzeltmem lazım, 311 kişi bana düşman olur Sayın Başkan.

BAŞKAN – Buyurunuz Sayın Altay, düzeltiniz, buyurunuz. (CHP sıralarından alkışlar)

4.- Sinop Milletvekili Engin Altay'ın, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın sataşma nedeniyle yaptığı konuşması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

 

ENGİN ALTAY (Sinop) – Teşekkür ederim.

Bu Parlamentoda oturan her sayın milletvekili, bu koltuklara, en az, oturanlar kadar oturmaya layıktır, hakkıdır; önce onu söyleyeyim. Sayın Elitaş, orucunuz kendinize, şekeriniz yükseliyor, burada ne söylediğinizi bilmiyorsunuz.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Ölçtürdüm, iyi şekerim.

ENGİN ALTAY (Devamla) – Yani ona bir dikkatinizi çekerim. Öte yandan, sayın hatibin konuştuklarının gerçek payı olduğu ortaya çıktı. “Türkmenlere yardım ediyor musunuz? Etmiyorsunuz.” dedi.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir) – Ediyoruz.

ENGİN ALTAY (Devamla) – Sayın Bakan, çıkarsınız dersiniz ki: “Kardeşim, şunu şunu şunu şunu şunu yaptık.” Fakat bunu diyecek mecaliniz, hâliniz falan yok da ben asıl başka bir şey söyleyeyim: Sayın Bakan, siz buraya yakınsınız, bakın burada bir harita var. Şu kırmızı noktaların hepsi çatışmalı.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir) – 47 tır yardım gitti.

ENGİN ALTAY (Devamla) – Türkiye'nin güneyinde, Suriye’de, Irak’ta şu kırmızı noktalarda insanlar ölüyor, Müslümanlar ölüyor. Sekiz ayrı noktada insanlar, çocuklar ölüyor, öldürülüyor, tecavüz ediliyor, diri diri toprağa gömülüyor. Orta Doğu’nun kan gölüne çevrilmesinde bu Hükûmetin büyük vebali vardır. (CHP sıralarından alkışlar) Bu Hükûmetin büyük vebali vardır. Oradaki teröristlere, “unsur” diye tanımladığınız IŞİD’e -El Nusra, El Kaide ben bilmem, hepsi aynı topluluk, aynı kafa, aynı anlayış- silahı kim gönderdiyse, bunlara tankı, füze başlığını kim gönderdiyse, gönderilmesine kim aracılık ettiyse, Türkiye üzerinden topraklarımızın ve hava sahamızın kullanılması dâhil kim sebep olduysa, kimin dahli varsa Cenab-ı Allah katbekat belasını versin, onları kahretsin. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Altay.

VII.- ÖNERİLER (Devam)

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)

1.- HDP Grubunun, Grup Başkan Vekili Iğdır Milletvekili Pervin Buldan tarafından, Suriye’de başta Rojava halkına karşı olmak üzere halklara karşı vahşet uygulamaları ile bilinen IŞİD ve El Nusra örgütlerinin ülkemiz gençlerini Suriye’deki savaşa sürüklemeleri için yaptıkları faaliyetlerin araştırılması amacıyla 14/4/2014 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 22 Temmuz 2014 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)

 

BAŞKAN – Lehinde Isparta Milletvekili Ali Haydar Öner.

Buyurunuz Sayın Öner. (CHP sıralarından alkışlar)

ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) – Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; Iğdır Milletvekili Sayın Pervin Buldan’ın 14 Nisan 2014 tarihinde Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkan Vekili olarak verdiği, şimdi de Halkların Demokratik Partisi Grup Başkan Vekili olarak gündeme getirilen HDP grup önerisi lehinde CHP adına söz almış bulunuyorum. Sayın milletvekillerimizi saygıyla selamlıyorum.

Halkların Demokratik Partisi grup önerisi 14 Nisan 2014’te verilmiş. O tarihte İslami değerler kullanılarak, kutsal değerler sömürülerek, özellikle Güngören, Bağcılar ve Başakşehir ilçeleri ile Haznedar, Mareşal Çakmak ve benzeri mahallelerde ülkemiz gençlerini kandırarak “Irak Şam İslam Devleti” adını kullanan örgüte katılımlar sağlandığı ve bunun araştırılması gerektiği belirtiliyor.

Bu grup önerisinin çok isabetli bir öngörü olduğu bugün daha iyi anlaşılıyor ama kimin umurunda? Sorumluluk sahiplerinin umurunda. Ama, şahsi emellerini bir kişinin siyasi emelleriyle tevhit eden AKP Grubunun umurunda mı? Suriye’de tansiyon yükseldiğinde, Türkiye “Esad” kardeşinin adını “Esed”e çevirdi, rejime karşı olan bütün unsurları destekledi. Desteklenen örgütler arasında El Kaide, El Nusra gibi radikal örgütlerin olduğu anlaşıldığında, ABD Şam’a karşı Türkiye’yle iş birliğini terk etti.

Örgüt, Ebu Musab Zerkavi tarafından kurulup El Kaide’ye katılan, “Tevhid vel Cihad” olan adını “Mezopotamya El Kaidesi”ne dönüştüren örgüttür. Ebu Hamza El Muhacir ve daha sonra Ebu Ömer El Bağdadi Irak İslam Devleti’ni kurmuş, 2010’da Ömer El Bağdadi’nin öldürülmesi üzerine Ebu Bekir El Bağdadi örgütün başına geçerek önce Irak Şam İslam Devleti’ni, daha sonra da İslam Devleti’ni kurmuş, kendisini halife ilan etmiştir.

Örgüt, Suriye’de, Rakka’dan başlayarak kuzeyde Telafer ve Musul’a, Kerkük sınırına dayanıp Tuzhurmatu’dan İran sınırına yönelen, güneyde Ramadi ve Felluce’yi ele geçiren, Bağdat’ı tehdit eden bir güce kavuşmuştur. Örgüt, Suriye’de 9, Irak’ta da 7 eyalet kurmayı hayal etmektedir.

IŞİD örgütü kimin desteğiyle büyüdü? IŞİD’e Türkiye’den cihatçı geçinenler katıldı. Silah ve malzeme yardımı yapıldı mı?

TANJU ÖZCAN (Bolu) – Yapıldı.

ALİ HAYDAR ÖNER (Devamla) - Adana’da yakalanan tırlar kime silah ve cephane götürüyordu?

MAHMUT TANAL (İstanbul) - IŞİD’e.

ALİ HAYDAR ÖNER (Devamla) – IŞİD’e niçin “terörist örgüt” diyemiyorsunuz?

TANJU ÖZCAN (Bolu) – Biz eğittik!

ALİ HAYDAR ÖNER (Devamla) - Terörist bir örgüte, “terörist” diyememenin iki nedeni olabilir: Birisi, o örgüt dost sayılmaktadır; bir diğeri, o örgütten korkulmaktadır. İkisi de yakışmamaktadır.

Saldırdıkları yerlere konvoylar hâlinde giren, gördükleri her insana insafsızca ateş eden, teslim aldıklarını acımasızca kurşuna dizen, İslam’ın adını kullandıkları hâlde İslami ve insani duygulardan yoksun olan, bu gaddar topluluğa ne denebilir?

Türkiye’nin, Suriye rejimine karşı savaştıkları gerekçesiyle desteklediği örgütlerle şu andaki münasebetleri nasıldır? Türkiye’nin Suriye’ye vurması kime yaramıştır? İsrail’e karşı etkin karşı duruş sergileyen Suriye rejiminin zayıflatılmasının İsrail’in zalim yöneticilerini cesaretlendirdiğini söyleyebilir misiniz? İsrail Golan Tepelerini vururken, İsrail Gazze’yi insafsızca vururken insanlık vicdanını kanatan durumu yeniden değerlendirmek gerekmez mi?

Değerli milletvekilleri, 11 Haziranda Musul Başkonsolosluğumuz basıldı. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu bir gün önce “Musul için her türlü önlem alındı.” demişti. IŞİD’e haber vermemiş, IŞİD’in bundan haberi olmadığı için, geldiler Başkonsolosluğumuzu bastılar. Kaçıncı kez “Hiç kimse gücümüzü test etmeye kalkışmasın.” demişti Sayın Davutoğlu. Aldığı önlemler neymiş anlaşılamadı. Test ile testiyi de karıştırmış olmalı.

Musul’un işgalinden önce Musul Valisi Türkiye'ye gelmişti. Ne konuştular? IŞİD Musul’a dayandığında Bay Vali niçin karşı koymadı, orduyu dağıttı, geri çekti?

11 Haziranda Musul’a giren IŞİD bir ihtarla Başkonsolosluk görevlilerini esir aldı. Türkiye'den verilen talimat “Teslim olun.” şeklindeydi.

Türkiye ağır bir ihmal yükü altında kalmıştır. Yurttaşlarımızı, Başkonsolosluk görevlilerini, önce yakınlarını tahliye etmedi, personel sayısını azaltmadı, işgal öncesinde kozmik evrak imha edilmedi. Böyle devlet anlayışı, böyle Dışişleri Bakanlığı uygulaması olur mu? Kendi kendini sıfırlayan bakan kim?

Bizim, Suriye’de, Irak’ta kardeşlerimiz, akrabalarımız, akraba topluluklarımız var. IŞİD bunlara zulüm, katliam uyguluyor, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanının, Dışişleri Bakanının sesi çıkmıyor. Dışişleri Bakan Yardımcısı “Herhangi bir sorun yok.” diyor. Bu kadar soruna nasıl “yok” denir, anlamak kabil değil.

Başbakan aciz içinde, “Eğer Müslümansanız Başkonsolosluk görevlilerini bırakın.” diyor. Emevi Camisi’nde namaz kılmak isteyen Başbakan ne hâle düşmüş! Cumhurbaşkanı adayı Başbakan, devletin tedbirsizliği neticesinde Lübnan’da kaçırılan pilotlar misali kurtarma senaryoları için hangi tarihi uygun görüyor? “…”(x) senaryoydu. Kaçırılan pilotlar için iyi bir senaryo uygulandı. Rol mükemmel ama Konsolosluk yöneticilerimiz, aileleri, çocukları özgürlüklerinden mahrum, hayatlarından endişeli.

Suriye’deki, Irak’taki Türkmenler, Kürtler, Araplar, Hristiyanlar, diğer inançlara mensup olanlar bizim kardeşlerimiz, akrabalarımızdır. IŞİD, işgal ettiği yerlerde kendi mezhebinden olmayanları toplayıp kurşuna dizdi, katletti, Türkmenleri, Kürtleri, kendi mezhebinden olmayan Arapları ve Hristiyanları öldürdü, yaraladı, kalanları sürdü. Kardeşlerimiz, akrabalarımız yollarda, kızgın çöldeler; aç ve perişan insanlar, masum çocuklar ve anneler feryat içinde. IŞİD lideri olup kendini halife ilan eden Ebu Bekir El Bağdadi’nin, Sıffin Savaşı’nda Hazreti Ali’ye karşı mızraklarının ucuna Kur’an-ı Kerim sayfalarını geçiren Muaviye’den ne farkı var? Kerbela’da peygamber torununu şehit eden Yezit’ten ne farkı var? Böyle birilerine Müslüman diyebilir miyiz?

TANJU ÖZCAN (Bolu) – Diyemeyiz.

ALİ HAYDAR ÖNER (Devamla) – Bu önerge desteklenmeli, IŞİD’in faaliyetleri etraflıca araştırılmalıdır. Sözde İslam devleti mi, her ne bela ise bu terör örgütü ve eylemlerinin olası sonuçları Meclisimizce araştırılmalıdır. İslami duyguları sömüren canavardan İslam âlemi kurtarılmalıdır.

Hak edenlere saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Öner.

Aleyhinde, Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancı.

Buyurunuz Sayın Bostancı. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Her şeyden önce, “IŞİD terör örgütü mü, değil mi?” spekülasyonları yapılıyor; Türkiye Cumhuriyeti devleti IŞİD’i terör örgütü listesine aldı dolayısıyla terör örgütü olarak tanımlıyor; spekülasyona gerek yok, IŞİD bir terör örgütüdür. Çıkıp burada “Öyle tanıyorsunuz, böyle tanıyorsunuz.” demenin manası yok, öncelikle bunu belirteyim.

BÜLENT BELEN (Tekirdağ) – Sana mı soracağız nasıl tanımlayacağımızı?

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - İkincisi: Biraz önce Sinan Bey’i dinlerken aklıma Hüseyin Nihal Atsız geldi.

KEMALETTİN YILMAZ (Afyonkarahisar) – Kemikleri sızlıyor, kemikleri!

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Büyük sürpriz oldu bizim için!

KEMALETTİN YILMAZ (Afyonkarahisar) – Kemikleri sızlıyor Nihal Atsız’ın.

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Atsız’ı buradaki arkadaşlar bilirler. Nihal Atsız “Yolların Sonu”nda şöyle der:

“Bugün yollanıyorken bir gurbete yeniden

Belki bir kişi bile gelmeyecektir bize

Bir kemiğin ardından saatlerce yol giden

İtler bile gülecek kimsesizliğimize.”

Hüseyin Nihal Atsız, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir yazarı ve şairi.

KEMALETTİN YILMAZ (Afyonkarahisar) – Düşünür ve fikir adamı, sadece “şair” diye önemsizleştirme.

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - İtlerin bile kimsesizliğine gülecek bir adam olması gerekir miydi Türkiye Cumhuriyeti’nin içinde? Hayır. Ama, kafasında öylesine bir Türklük algısı vardı ki o hayalî Türklük onu Türkiye’nin içindeki gerçek Türklerden ayrı düşürdü, hatta MHP’lilerden bile ayrı düşürdü -geçmişi buradaki arkadaşların bir kısmı bilmez, ben bilirim- onlardan bile ayrı düşürdü. Hüseyin Nihal Atsız’ın yanındakiler 3 kişiyi, 5 kişiyi geçmedi.

Eğer gerçekten halkın içindeki insanlarla gerçek referanslar üzerine, duygular üzerine bağ kurmayıp bir muhayyel dünyada yaşarsanız, o zaman itlerin bile kimsesizliğinize güleceği yalnız bir insan olursunuz. Hele Türkiye Cumhuriyeti devletinin içinde böyle bir yalnızlığa doğru yol almak, insanın, işte, kafasındaki o hayalî Türklüğün onu götürdüğü bir kader olur, düşündüğü Türklük onun hapishanesine dönüşür, gerçek Türklükle de hiçbir alakası olmaz. Bunu niçin söylüyorum? Yani, AK PARTİ Grubu -affedersiniz- yüzde 50 oy almış, 21 milyon oy almış bir siyasi hareket, on iki yıldır iktidarda.

BÜLENT BELEN (Tekirdağ) – Yüzde 43 oy aldınız, nereden yüzde 50? Bir de hoca olacaksın!

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Affedersiniz, affedersiniz... Yani, bu heyete oy veren insanlar, bu Türklük düşmanı heyete oy veren insanlar Türk değiller mi? Türklük düşmanlıklarını göre göre mi oy veriyorlar? (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Türklük için vermiyorlar.

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Bu nasıl bir kafa?

İşte, bu şekilde hayalî bir Türklük oluşturulursa o zaman, hakikaten itlerin bile kimsesizliğine güleceği bir yalnızlığa götürülür milliyetçilik. Bu naif milliyetçiliktir, bu çocuksu milliyetçiliktir.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Hüseyin Nihal Atsız daha neler neler demiş. İşine geleni okuyup işine gelmeyeni de unutma.

BÜLENT BELEN (Tekirdağ) – Bir zamanlar sen de o hayalin peşindeydin.

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) – Ayrıca, şunu da belirteyim: Arkadaşlar, gelip burada ihtilaçlar içinde, çırpınarak çok dramatik bir durumu anlatıyormuş gibi yapıp…

BÜLENT BELEN (Tekirdağ) – Dramatik durum yok mu?

KEMALETTİN YILMAZ (Afyonkarahisar) – Sizce orada hiçbir şey yok, değil mi?

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) – …sonunda hep AK PARTİ hasımlığına, düşmanlığına lafı getirmek şöyle bir bağlam doğurur: “Irak’taki Türkmen’in kanının bile, eğer AK PARTİ’ye laf söyleyeceksem, bunun aracı olmasından ben çekinmem, bunu da kullanırım.”

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Sayın Hocam, İspanyol Hükûmetini mi eleştirsinler?

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) – İnsanlar böyle anlarlar, ben de oturduğum yerden böyle anlarım.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – İspanyol Hükûmetini mi eleştirsinler? Kime söyleyecek? Size söyleyecek tabii.

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) – Buradan Türklüğe de bir hayır çıkmaz. Türkiye Cumhuriyeti’nin içinde iktidar partisine, yüzde 50 oy almış bir partiye “Sen Türklük düşmanısın.” demek, Türklüğe bir hizmet değildir…

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Allah, Allah!

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) – …milliyetçiliğe bir hizmet değildir.

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Allah, Allah!

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Senin öyle bir kaygın mı var ya? Sen ne konuşuyorsun Allah aşkına?

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) – Benim kaygımın ne olduğunu ben biliyorum; sen bilmezsin, sen geçmişi de bilmezsin.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Ben senin kaygılarına değil, lafa değil, icraata bakarım, icraata.

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) – Sen bilmezsin, geçmişi bilmezsin.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Lafa değil, icraata bakarım ben.

BÜLENT BELEN (Tekirdağ) – Biz senin geçmişini biliyoruz.

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) – Sizler 2014’ün, AK PARTİ’nin sağladığı özgürlük ortamında Bozkurtlarsınız. Siz bugünün Bozkurtlarısınız. (AK PARTİ sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar)

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Lafa değil, icraata bakarım.

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) – Ben geçmişi de biliyorum. Nevzat, sen hiç konuşma bir kere. Konuşma!

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Biz ülkücülüğü konuşuyoruz, türkücülüğü değil! Türkücülüğü konuşma!

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) – Sen konuşursun, lafını yaparsın, o kadar.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Türkücü bile olamazsın, türkücü, ülkücüyü geç!

BAŞKAN – Lütfen karşılıklı konuşmayalım.

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) – Değerli arkadaşlar, tabii “Milliyetçiyim.” diye iddia edip Türk milletine hizmet iddiasında olan insanların akıllı olması lazım.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Ha şunu bileydin! Geldiğin noktaya bak ya!

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) – “Sonuçta benim partime ne getirir?” hesabına dayalı bir akletme, milliyetçiliğe hizmet değil. Dolayısıyla, söylediğin her söze dikkat edeceksin. Burada AK PARTİ’yi Türklük düşmanı göstermek, size üç tane oy bile getirmez ama kafa sürekli “O Türklük düşmanı, bu Türklük düşmanı…” Türklük kala kala bana kaldı. Hüseyin Nihal Atsız kafası. Yalnızlığınıza gidersiniz. Yanlış. İddianız Türklüğe hizmetse, bu kafa yanlış. Buradan Türklüğe hizmet çıkmaz.

İkincisi, “Türkmen’e yardım ediyor musunuz?” Ya, Sinan kardeşim, sen burada öyle ihtilaçlar içinde davranıyorsun ki kıvranarak, bağırarak, ben doğrusu bir psikolojik durumla karşı karşıyayız diye düşündüm.

BÜLENT BELEN (Tekirdağ) – Terbiyeni takın, terbiyeni!

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) – Senin eğer yirmi dört saatin, affedersin… Sen, yerine oturduğunda da yirmi dört saatin bu şekilde eğer bir trans hâli içinde geçiyor, Türkmenlerle yatıp kalkıyorsan helal olsun ama ben görüyorum ki oturuyorsun, gülüyorsun, gündelik hayatını sürdürüyorsun, buraya gelince ne oluyorsa oluyor, burada bir dramatik durum doğuyor.

Aklıma Cenap Şahabettin’in sözü geliyor. Cenap Şahabettin diyordu ki: “Havas beğendikçe alkışlar, avam alkışlandıkça beğenir.” Şimdi, alkışlandıkça beğeneceği varsayımıyla burada bir dramatik tablo ortaya koymanın neticesinde bir kanaat uyandırmaya çalışıyorsanız o kanaat uyanmaz. Bu millet on iki yıldır kimin ne yaptığını gayet iyi biliyor, aklıselimi de var, Türklük sevgisi de var; iyi ki var ve o doğrultuda davranıyor. Sait Halim Paşa’nın dediği gibi, lütfen, fikirlerden gerçekliğe gitmeyin, gerçeklikten fikirlere gelin. Yoksa, aranızda okumayanlar vardır Ahmet Hikmet Müftüoğlu’nun “Çağlayanlar”ını, oradaki “Turhan Nasıl Çıldırdı” durumuna düşersiniz. Kafanızda hayal kurup Türkiye’ye öyle bakmayın, Türkiye’nin gerçekliğiyle yüzleşin, kafanızdaki fikirleri onun istikametinde değiştirin.

KEMALETTİN YILMAZ (Afyonkarahisar) – Sen kendine sakla bu fikirlerini kardeşim!

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) – Kendi bilgimizin esiri olmayalım.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Artı sonsuzdan eksi sonsuza salınan bir adamın tavsiyelerini mi dinleyeceğiz?

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) – Ta binlerce yıl öncesinde o Çinli bilge demiş ki: “Kendi bataklığının esiri olan kurbağaya ben ne anlatabilirim?”

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Neredeydin, neredesin, nereye geldin?

SİNAN OĞAN (Iğdır) – Türkmenlere sınır niye kapalı?

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) – Kendi bataklığımızın esiri olmayacağız.

SİNAN OĞAN (Iğdır) – Hocam, çok basit, Türkmen’e sınır niye kapalı, onu söyle. Başka bir şey demene gerek yok, sadece onu söyle, niye kapalı?

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) – Değerli arkadaşlar, aslında HDP’nin grup önerisi üzerine konuşmaya gelmiştim ama bir başka niyetle geliyorsunuz, bir başka konuşma yapıyorsunuz, bu da herhâlde karşılıklı etkileşim diyelim.

SİNAN OĞAN (Iğdır) – İki dakika otuz üç saniyen var, Türkmen’e sınır niye kapalı, onu söyle.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Haberi yok ki!

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) – HDP’nin önerisine gelince…

Ha, bu arada, Türkiye Cumhuriyeti bölgedeki herkese el uzatıyor.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Evet, evet!

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) – Çıkıp burada yaptınız mı, sayıyı söyleyin, bilmem ne söyleyin demenin manası yok.

BÜLENT BELEN (Tekirdağ) – Türkler hariç, Türkler hariç!

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) – Evet, evet, o yardımları yapıyor.

NAMIK HAVUTÇA (Balıkesir) – Hoca, el uzattığı her yerde insanlar ölüyor!

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) – Siz de olsanız başka bir şey yapmazsınız, yapacağınız bunlardır.

ENGİN ALTAY (Sinop) – Olur mu öyle?

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) – “Olur mu böyle…” değil.

NAMIK HAVUTÇA (Balıkesir) - Ölenleri gösterdiler.

ENGİN ALTAY (Sinop) – Terör ihraç etmeyiz, yeter, terör ihraç etmeyiz, terörist ihraç etmeyiz!

HAYDAR AKAR (Kocaeli)– İhracatta rekor kırdınız terörde!

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) – Siz de kim mazlum olsa; Türkmen’i, Kürt’ü, Arap’ı, kim mazlum olsa ona el uzatırsınız çünkü siz ve biz aslında netice olarak aynı değerler üzerindeyiz, birbirimizden çok ayrı değiliz.

BÜLENT BELEN (Tekirdağ) – Yoo.

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) – Siz de farklı davranmayacaksınız. Siz evrenin bir tarafında, biz evrenin bir tarafında değiliz.

ENGİN ALTAY (Sinop) – Doğru, biz terörist yetiştirip göndermeyeceğiz oraya Müslüman kanı akıtmaya, doğru.

MEHMET HİLAL KAPLAN (Kocaeli) – Biz teröristlere yardım etmeyiz.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Tırlarla silah gönder, ondan sonra da “Niye adam öldürüyorlar, niye Müslüman kesiyorlar…”

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) – Değerli arkadaşlar, hepimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin ortak atmosferi içerisinde soluklanıyoruz. Bu siyasi ayrılıklar olur, rekabet de olur. Bunları sanki bambaşka dünyalardaki iki ayrı parti, iki ayrı insan tipi gibi düşünmek hem gerçekçi değil hem de bu memlekete hizmet değil.

AYTUĞ ATICI (Mersin) – Biz başka dünyaların insanıyız zaten!

BÜLENT BELEN (Tekirdağ) – Gerçekleri senden mi öğrenecek bu insanlar?

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) – Türkiye Cumhuriyeti devletinin yapabilecekleri belli, elindeki imkânlar belli. Herhâlde savaş açmasını beklemiyorsunuz. Elbette ki insani birtakım yardımları yapacak.

MEHMET HİLAL KAPLAN (Kocaeli) – Niye? Suriye’ye savaş açıyordunuz uçaksavarla!

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) – Elbette ki uluslararası forumlarda Orta Doğu coğrafyasında yaşanan insani dramları dile getirecek.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Siyasetin mümkün olanların sanatı olduğu yeni mi aklınıza geldi?

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Hani senin Hakan’ın, Davutoğlu’n, Fidan’ın? Kim yazıyordu senaryosunu?

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Mısır’a meydan okurken, Irak’a, İran’a meydan okurken… Yeni mi aklınıza geldi reel siyaset?

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) – Bizim dış politikamızın dayandığı temel, hakkaniyet ve adalettir.

AYTUĞ ATICI (Mersin) – Roketle mi gelecek adalet ile hakkaniyet?

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) – Şu küresel sisteme güçlü bir Türkiye’nin katacağı da budur. Bugün biz takip ediyoruz, yarın burada kim olursa olsun aynı istikamette davranmak durumunda çünkü uluslararası sisteme, benim kanaatim o ki Türkiye Cumhuriyeti devletinin katabileceği en önemli değer hakkaniyet ve adalet istikametinde bir duruştur. Bugün biz yapıyoruz, yarın inşallah başkalarına nasip olur ve şunu biliyorum: Başkalarına nasip olmasını tayin edecek olan da bu istikamette olanların ancak halktan destek alabilmesidir, bunu da unutmayalım. Yoksa, kafanızdan başka tür fikirler geçirirseniz bu fırsatı ve imkânı da bulamazsınız.

HDP önergesi üzerine konuşamadım. Aslında aynı önergeyi getirmişler. Aynı önerge üzerine farklı bir konuşma yapacaktım, onu da bir başka bahara bırakalım.

Çok teşekkür ediyorum. Saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Bostancı.

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Sayın Başkanım…

BAŞKAN – Buyurunuz Sayın Halaçoğlu.

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Sayın konuşmacı “Akıllı olacaksınız.”, “Hâlinize itler bile güler.” gibi, grubumuza doğrudan sataşmada bulunmuştur.

BAŞKAN – Evet.

SİNAN OĞAN (Iğdır) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Sayın Oğan, siz…

SİNAN OĞAN (Iğdır) – Efendim, aynı şekilde, ismimi de zikrederek “Psikolojik durumunuz bozuk.” demiştir, “Hâlinize itler bile güler.” demiştir. Müsaade ederseniz, Grup Başkan Vekilimizden sonra ben de cevap vermek istiyorum çünkü grubumuz adına sataşmada bulundu.

BAŞKAN – Size şahsınıza sataştığı için söz vereceğim Sayın Oğan. Sonra da grup olarak size söz vereceğim Sayın Halaçoğlu.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Sayın Başkan, sonra da bir yerimden…

BÜLENT TURAN (İstanbul) – Sayın Başkan, Meclisi hep aynı konular meşgul ediyor ama.

BAŞKAN – O, ismini zikrederek…

BÜLENT TURAN (İstanbul) – Hakaret eden kendisi, yanlış konuşan kendisi, seviyesizlik yapan kendisi.

ENGİN ALTAY (Sinop) – “Hasta.” dedi ya, daha ne desin adama?

BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Oğan.

VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)

5.- Iğdır Milletvekili Sinan Oğan'ın, Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancı’nın HDP grup önerisi üzerinde yaptığı konuşması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

 

SİNAN OĞAN (Iğdır) – Değerli arkadaşlar, şimdi, hocamdan burada hiç olmazsa, Türkmenler için -dokuz dakika konferans verir gibi bir şeyler anlattı ama- bir dakika Türkmenlerle ilgili “Şunu yaptık, sınırı açtık, sınırı açacağız.” diye bir şey demesini beklerdim ama yok.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sana ders verecek hâli kalmadı!

SİNAN OĞAN (Devamla) – Hocamın söyleyeceği bir şey yok çünkü yaptığınız bir şey yok.

BÜLENT TURAN (İstanbul) – Hangi Türkmen’e faydan oldu be!

SİNAN OĞAN (Devamla) – Hocam diyor ki, sayın konuşmacı diyor ki: “Bunlar size oy getirmez.” Değerli arkadaşlar, bizim farkımız budur, biz Türkmen’i oy olarak görmüyoruz.

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) – Hadi canım sende!

SİNAN OĞAN (Devamla) – Biz Türkmen üzerinden oy devşirmiyoruz.

RECEP ÖZEL (Isparta) – Allah Allah!

SİNAN OĞAN (Devamla) – Hocam benim için “Psikolojik durumun bozuk.” dedi.

BÜLENT TURAN (İstanbul) – Bozuk, evet.

RECEP ÖZEL (Isparta) – “Bozuk.” demedi, “Kontrol etsin.” dedi.

SİNAN OĞAN (Devamla) – Hocam, kusura bakmayın, eğer sizin bu vahşet karşısında psikolojiniz bozulmuyorsa…

BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) – Allah Allah!

MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Ben sağlıklıyım çok şükür.

SİNAN OĞAN (Devamla) – …eğer bu vahşet karşısında siz hâlâ günlük yaşamınızı devam ettiriyorsanız…

RECEP ÖZEL (Isparta) – Sen günlük yaşamını devam ettirmiyor musun?

SİNAN OĞAN (Devamla) – …kusura bakmayın Hocam, geçmişte bu hareketin içerisinde bulunmuş ama bu hareketten hiçbir şey öğrenmemişsiniz.

TÜLAY BAKIR (Samsun) – Etkisiz tepkinin bir faydası yok.

SİNAN OĞAN (Devamla) – Değerli arkadaşlar, orada Türkmenler ölürken benim burada bir Türk olarak…

RECEP ÖZEL (Isparta) – Hangi Türk’e ne faydan var, onu söylesene, ne faydan var?

SİNAN OĞAN (Devamla) – …Türk olmaktan da gurur duyarak oradaki Türkmen’in ölümüne, çocukların aç susuz kalmasına benim gönlüm razı değil, benim vicdanım razı değil.

RECEP ÖZEL (Isparta) – Hiç kimsenin değil.

BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) – Ne faydan oldu?

MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) – Ne yaptın, ne yaptın?

SİNAN OĞAN (Devamla) – Eğer sizin gönlünüz razıysa, sizin psikolojinizi bu bozmuyorsa, sizin vicdanınız rahatsa…

BÜLENT TURAN (İstanbul) – Hadi be!

SİNAN OĞAN (Devamla) – …o Türkmen çocukların o dünyada iki eli sizin yakanızda olacak, söylüyorum.

BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) – Allah Allah, sanki bilmiyoruz kimin eli kimin yakasında olacak.

SİNAN OĞAN (Devamla) – Değerli arkadaşlar, Türkmenlerle ilgili, burada bir Allah’ın kulu, ya Hükûmet ya grup başkan vekili veya bir milletvekili çıksın, desin ki: “Biz Irak sınırını kapatmadık, isteyen Türkmen buraya gelebilir.” Bunu söyleyecek cesarette bir arkadaşınız varsa burada dinlemeye hazırız. (AK PARTİ sıralarından “Gelmesi doğru mu? sesi)

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Oğan.

ALİ ŞAHİN (Gaziantep) - Getirsek “Niye getirdiniz?” dersiniz.

SİNAN OĞAN (Iğdır) – Gelmesi niye doğru olmasın? 1,5 milyon Suriyeli buraya geliyor, doğru oluyor da Türkmen gelince mi yanlış olacak? 1,5 milyon Suriyeliyi alıyorsunuz, 1 Türkmen’i niye alamıyorsunuz? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

BAŞKAN – Sayın Oğan…

SİNAN OĞAN (Iğdır) - Sizin Türk’e düşmanlığınız belli.

BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Oğan.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir) – Sayın Başkan, sataşmadan söz istiyorum.

BAŞKAN - Sayın Halaçoğlu da konuştuktan sonra Hükûmet adına Sayın Avcı konuşmak istiyor sataşmadan dolayı.

Buyurunuz Sayın Halaçoğlu.

6.- Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun, Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancı’nın HDP grup önerisi üzerinde yaptığı konuşması sırasında MHP Grubuna sataşması nedeniyle konuşması

 

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Değerli milletvekilleri, tabii, burada bir atalar sözünü hatırlatmak istiyorum: “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.”

RECEP ÖZEL (Isparta) – Aynen Hocam, aynen.

YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) – Söylediklerinizle, yaptıklarınızla birbirini tutmayan bir tavır içerisindesiniz.

Hoca dedi ki: “IŞİD terör örgütleri listesine alındı.” Nerede? Gösterin bana. Öyle bir şey söz konusu değil “terör örgütü” diyemiyorsunuz.

Ayrıca, Musul Başkonsolosluğumuz şu an IŞİD’in karargâhı hâlinde ama ona da ses çıkarmıyorsunuz.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sen araştırmıyorsun, danışmanına söyle, araştırsın.

YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - IŞİD’e, “Allahü ekber” diyerek kafa kesen IŞİD’e ses çıkaramıyorsunuz, herhâlde oradaki insanların insan olmadıklarını düşünüyorsunuz ki kafa kesenlere ses çıkarmıyorsunuz.

Şimdi, bana Atsız’dan bahsediyorsunuz. Siz önce Atsız’ın sözlerine   -eğer biliyorsanız doğru düzgün- daha dikkat edin.

Bakın, Atsız diyor ki: “Biz Türk’üz, tarihimize ve yakın mazimize dayanarak ‘Türk’üz’ der ve bundan haklı bir iftihar duyarız.” Allah aşkına, bir kere ağzınızdan “Türk’üz” kelimesi bile çıkmıyor, Anayasa’ya rağmen çıkmıyor ama Atsız’ın şiirini okuyorsunuz. Atsız’ın şiiri…

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Anlamını bilmiyorlar, anlamını…

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – İstismar, istismar!

YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Bakın “Bir gün yollanıyorken bir gurbete yeniden/ Belki bir kişi bile gelmeyecektir bize./ Bir kemiğin ardından saatlerce yol giden/ İtler bile gülecek kimsesizliğimize.” diyor Atsız.

Şimdi, siz zannediyor musunuz ki… Sadece Gazze’deki insanları insan olarak görüp ötekileri insan olarak görmüyorsunuz... İnsan olarak görmüyorsunuz çünkü orada katliama uğrayan Türkmenler için…

RECEP ÖZEL (Isparta) – Niye öyle diyorsun Hocam? Niye görmeyelim?

MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) – Mazlum her yerde mazlumdur. Her mazlum bizim için değerlidir.

YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) – Niye üç gün Gazze için yas ilan ediyorsunuz da Türkmenler için yas ilan etmiyorsunuz? Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz dedim onun için. Gazze için üç günlük yas ilan edenler, Türkmenler için de üç günlük yas ilan etsinler.

BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) – Ne alaka!

YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) – Ama yapamazsınız, yapamazsınız çünkü Başbakanınızın…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) – …ağzından “Türk’üm” lafı da çıkmıyor. Çünkü, siz sadece mensubiyet duygularınızla hareket eden ve ırkçılık yapan kişilersiniz.( MHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Halaçoğlu.

RECEP ÖZEL (Isparta) – Allah Allah!

MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) – En büyük ırkçı sizsiniz!

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Kimin ırkçı olduğu belli.

BAŞKAN - Teşekkür ederiz.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Sayın Başkan…

BAŞKAN - Sayın Baluken ne içindi?

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Sayın Başkan, dün geceden beri yaşanan bir hadiseyle ilgili, sınır bölgesinde yaşanan bir hadiseyle ilgili kamuoyunda dezenformasyon bilgileri var. Genel Kurulu doğru bilgilendirmek açısından yerimden söz istiyorum.

BAŞKAN – Sayın Avcı’nın konuşmasından sonra size söz vereyim.

Buyurunuz Sayın Avcı…

MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) – Efendim, bir konuyu açıklığa kavuşturmak istiyorum. Efendim, bir cümle…

BAŞKAN – Efendim?

MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) – Ben, Sinan Bey’in psikolojik olarak rahatsız olduğunu asla söylemedim.

SİNAN OĞAN (Iğdır) – Öyle dediniz.

ENGİN ALTAY (Sinop) – Öyle algıladık biz.

MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) – Aksine, son derece sağlıklı olduğunu ifade ettim.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Bırak kelime oyunlarını ya!

MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) – Sadece, kürsüye geldiğinde farklı davrandığını ifade ettim.

Teşekkürler.

KEMALETTİN YILMAZ (Afyonkarahisar) – O zaman sizin bir tedaviye ihtiyacınız var, hep yanlış anlaşılıyorsunuz.

BAŞKAN – Peki, tutanaklara geçmiştir, düzeltmiştir.

Buyurunuz Sayın Avcı. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

7.- Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın, Iğdır Milletvekili Sinan Oğan’ın sataşma nedeniyle yaptığı konuşması sırasında Hükûmete sataşması nedeniyle konuşması

 

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir) – Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; ben de oturduğum yerden, aşağı yukarı Meclisin tamamını görebiliyorum. Gerçekten, Naci Bey’in tespiti çok doğru. Bazı arkadaşlarımızın kürsü performansları ile koltuk performansları epey bir farklı. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

ENGİN ALTAY (Sinop) – O ne demek ya? Bu nasıl bir laf? “Koltuk” ne demek?

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Genel Kurul sizi çok iyi anlıyor Sayın Bakan.

KEMALETTİN YILMAZ (Afyonkarahisar) – Bir bakana çok yakıştı, hele hele Millî Eğitim Bakanına çok yakıştı!

ENGİN ALTAY (Sinop) – Sayın Bakan, bu lafı açmanız lazım.

KEMALETTİN YILMAZ (Afyonkarahisar) – Esefle kınıyorum sizi. Bir Millî Eğitim Bakanına çok yakıştı bu sözler! Esefle kınıyorum sizi.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Devamla) – Ayrıca, buradan…

KEMALETTİN YILMAZ (Afyonkarahisar) – Bir Millî Eğitim Bakanına çok yakıştı, üçüncü kez söylüyorum.

BÜLENT TURAN (İstanbul) – Kürsüde ağlıyor orada gülüyor, Hocam söylemeyecek mi onu?

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Devamla) – Şunu kısaca söyleyeyim: Türkiye, Birleşmiş Milletler terör listesinde yer alan El Kaide, El Nusra ve IŞİD’i kendi mevzuatı bakımından da terör örgütleri listesine almıştır.

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Niye yardım ediyorsunuz siz terör örgütlerine o zaman? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) – Sen mi dağıtıyordun yardımı, orada mıydın?

KEMALETTİN YILMAZ (Afyonkarahisar) – Niye kınamıyorsun, niye “terörist” diyemiyorsun?

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Hangi tarihte, hangi kararla aldınız?

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir) – Yardım konusuna gelince, bugüne kadar Irak’a, Irak Türkmenlerine sadece Kızılay üzerinden giden, son on beş gün içerisinde 47 tır, yarın 20 tır Gaziantep’ten Telafer’e hareket ediyor, toplam planlanan tır sayısı 176.

BÜLENT TURAN (İstanbul) – Yüzün kızardı mı?

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir) – AFAD’ın yaptıklarını ayrıca AFAD’ın sitesinden de okuyabilirsiniz.

SİNAN OĞAN (Iğdır) – Sayın Bakanım, kaç Türkmen geldi Türkiye’ye?

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir) – Hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BÜLENT TURAN (İstanbul) – Biraz yüzün kızarsın be!

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Avcı.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Oylamadan sonra size söz vereyim, tam bu konuyla ilgili değil.

VII.- ÖNERİLER (Devam)

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)

1.- HDP Grubunun, Grup Başkan Vekili Iğdır Milletvekili Pervin Buldan tarafından, Suriye’de başta Rojava halkına karşı olmak üzere halklara karşı vahşet uygulamaları ile bilinen IŞİD ve El Nusra örgütlerinin ülkemiz gençlerini Suriye’deki savaşa sürüklemeleri için yaptıkları faaliyetlerin araştırılması amacıyla 14/4/2014 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 22 Temmuz 2014 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)

 

BAŞKAN - Halkların Demokratik Partisi Grubu önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.

Buyurunuz Sayın Baluken, bir açıklama yapacaktınız.

V.- AÇIKLAMALAR (Devam)

20.- Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in, Şanlıurfa’nın Ceylânpınar ilçesinde 2 askerin yaşamını yitirdiği çatışmalarla ilgili Hükûmetin olayın bütün detaylarını araştırması ve sorumlularla ilgili gerekli açıklamaları yapması gerektiğine ilişkin açıklaması

 

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, Genel Kurulu bilgilendirmek üzere söz aldım.

Dün, Ceylânpınar sınır bölgesinde yaşanan bir çatışmada 2 askerin yaşamını yitirdiği bilgisiyle ilgili çelişkili olan açıklamaları ibretle ve kaygıyla takip ettiğimizi ifade etmek istiyorum.

Dün, olaydan hemen sonra, olay yerinde incelemelerde bulunan Urfa Valiliğinin yapmış olduğu açıklamada 21 Temmuz Pazartesi gecesi kaçakçılarla yaşanan bir çatışmanın neticesinde olayın cereyan ettiği ve 1 askerin yaşamını yitirdiği ifade edilmişti. Bugün ise Genelkurmay Başkanlığı tarafından yapılan açıklamada olaydan PYD’nin sorumlu olduğu, açılan ateşe karşı ateşle cevap verildiği ve 6 PYD’linin yaşamını yitirdiği ifade edilmiştir.

Her şeyden önce şunu ifade edelim: PYD demokratik Suriye için mücadele eden, Suriye’deki bütün terörist unsurlarla ve Suriye demokrasisini tehdit eden güçlerle siyasi mücadele yürüten bir siyasi partidir. Hiçbir askerî faaliyeti yoktur. Orada askerî faaliyet yürüten güç YPG’dir, YPG de sadece PYD’nin değil, bütün Suriye halkının çıkarlarını, iradesini korumak üzere mücadele etmektedir. Biz, bu çelişkili açıklamalar üzerine olayı inceledik, araştırdık, Rojava’daki arkadaşlarımızla da görüştük. Bölgenin kaçakçıların kullandığı bir bölge olduğu bilgisini yereldeki herkes biliyor, hem halk biliyor hem oradaki devlet yetkilileri biliyorlar. Bu yaptığımız görüşmeler neticesinde de Rojava’daki arkadaşlarımız, YPG güçleri ile Türkiye ordusu arasında asla bir çatışmanın yaşanmadığını bize çok net bir şekilde ifade ettiler. Şu anda basına düşen haberlerde de Serekaniye Binxet Halk Meclisi Başkanı Ferec Mihemed, YPG güçlerinin girdiği bir çatışma olmadığını, bölgenin kaçakçıların kullandığı bir bölge olduğunu, yaşamını yitiren ya da yaralı olan tek bir YPG savaşçısının olmadığını ifade etmiştir.

Ayrıca, olayın PYD ve...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Sayın Başkan, bu konu çok önemlidir, bir yarım dakikanızı daha rica edeceğim.

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Sayın Bakan, gitmeyin, bir dakika bekleyin.

BAŞKAN – Buyurun.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Sayın Başkan, son cümlemden itibaren bir dakikada bitirmeye çalışayım.

Sayın Ferec Mihemed, Serekaniye Halk Meclisi Başkanı, YPG güçlerinin girdiği bir çatışma olmadığını, bölgenin kaçakçıların kullandığı bir bölge olduğunu, tek bir yaşamını yitiren ya da yaralı YPG savaşçısının olmadığını, olayın PYD ve YPG’yle ilişkilendirilmeye çalışılmasının maksatlı olduğunu açık bir şekilde ifade etmiştir.

Yine, basına, YPG Serekaniye Komutanlığı tarafından yapılan açıklamada, olayla hiçbir ilgilerinin olmadığı, yaralı ya da yaşamını yitirmiş tek bir savaşçılarının olmadığı, konuyla ilgili detaylı bir açıklamanın da önümüzdeki saatlerde kamuoyuyla paylaşılacağı açık bir şekilde ifade edilmiştir.

Dolayısıyla…

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, burada PYD’nin sözcüsü değildir ki! PYD’nin açıklamalarının burada ne alakası var Sayın Başkan?

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Sayın Başkan, Genel Kurulu doğru bilgilendirmek açısından…

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – PYD açıklamalarını yapar, Türkiye Büyük Millet Meclisinde bu olmaz. Sayın Başkan, burası Türkiye Büyük Millet Meclisi…

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Sayın Başkan, şunu susturursanız niyetimi ifade edeceğim! Böyle bir şey olur mu? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – PYD Türkiye’nin dışında bir örgüttür. Türkiye’nin dışındaki bir örgütün böyle bir açıklaması burada olamaz.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Dünden beri bu Meclisi provoke ediyorsun.

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, bir söz…

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, Türkiye dışındaki bir örgütün sözcüsü gibi burada davranamaz.

BAŞKAN – Lütfen, lütfen… Açıklama yapmak, Genel Kurulu bilgilendirmek talebiyle söz aldı.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Efendim, PYD’nin açıklamasını yapıyor. PYD, açıklamasını yapar.

BAŞKAN – Sözünüzü lütfen tamamlayınız, bitiriyoruz.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Sayın Başkan, açıklama yapma sebebimiz de şudur: Tarihî bir Kürt ve Türk savaşını provoke etmek isteyen güçler devrededir. Bu güçler, kamuoyunu da yanlış bilgilendirecek şekilde yeni bir çatışmalı dönemi amaçlamaktadırlar. Bu amaç doğrultusunda da özellikle Rojava ile Türkiye arasında çok ciddi sonuçları olan birtakım komploları devreye koymak istemektedirler.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Baluken, net anlaşılmıştır.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Dolayısıyla, hem iktidar partisi hem de Hükûmetin bu konuda olayın bütün detaylarını araştırması ve sorumlularla ilgili gerekli açıklamaları kamuoyuna yapması gerekmektedir.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ederiz.

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Sayın Başkanım…

BAŞKAN – Sayın Halaçoğlu, buyurun.

21.- Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun, Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın sataşma nedeniyle yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ve Şanlıurfa’nın Ceylânpınar ilçesinde 2 askerin şehit olduğu çatışmalarla ilgili Hükûmetin açıklama yapması gerektiğine ilişkin açıklaması

 

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Demin benim sözüm… IŞİD’in terör örgütü olduğuna dair bilgi verin dedim, Sayın Bakan “IŞİD terör örgütü listesine alındı Türkiye’de.” dedi.

BAŞKAN – Evet.

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – 19 Haziran 2014 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla Resmî Gazete’de yayınlanan yeni terör örgütü listesinde IŞİD yok, varsa söyleyin. Yani, 19 Hazirandan sonra çıktıysa söyleyin bana ama yok.

ENGİN ALTAY (Sinop) – Yok, yok.

KEMALLETTİN YILMAZ (Afyonkarahisar) – Ama doğruyu söylemiyor işte Bakan.

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – İkincisi: Ceylânpınar’da olan hadisede, 2 askerimizin şehit olmasıyla ilgili hadisede Valilik kaçakçı olduğunu ifade ediyor, Genelkurmay terörist olduğunu ifade ediyor. Hangisine inanacağız? Hükûmet açıklama yapsın.

BAŞKAN – Teşekkür ederiz.

ENGİN ALTAY (Sinop) – Sayın Başkan, ben de bir meramımı anlatmak istiyorum Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Sayın Altay, buyurunuz, bir dakika süre veriyorum.

22.- Sinop Milletvekili Engin Altay'ın, Şanlıurfa’nın Ceylânpınar ilçesinde 2 askerin şehit olduğu çatışmalarla ilgili Hükûmetin bilgi vermesi gerektiğine ilişkin açıklaması

 

ENGİN ALTAY (Sinop) – Türkiye büyük bir ülke diyoruz, büyük bir devlet diyoruz. Evvelsi gün Suruç’ta, dün Ceylânpınar’da askerlerimiz öldü, şehit oldu. Askerini kimin öldürdüğünü bilmeyen bir devlet Orta Doğu’da hamiliğe ve abiliğe soyunacak güya! Burası Türkiye Büyük Millet Meclisi. Sayın Grup Başkan Vekilinin dediği gibi, Türkiye, var olduğundan beri bütün dünyanın gözünün üstünde olduğu, her türlü provokasyona açık, jeostratejik önemi çok büyük bir coğrafya. Bu Parlamento, Suruç’ta olup biteni, Ceylânpınar’da olup biteni öğrenemeyecekse yok olsun! Böyle bir şey olabilir mi?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Altay.

ENGİN ALTAY (Sinop) – Bir dakika Sayın Başkanım.

Hükûmet orada. Hükûmetin derhâl bu Parlamentoya bilgi vermesi lazım. Eğer vermezse ben de Sinan Oğan gibi, Hükûmeti bostan korkuluğu olmakla itham ediyorum!

BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) – Çek git, o zaman çek git!

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Altay.

On beş dakika ara veriyorum.

                                                                               Kapanma Saati: 17.05

İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 17.23

BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU

KÂTİP ÜYELER: Muhammet Bilal MACİT (İstanbul), Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır)

-----0-----

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 123’üncü Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve daha sonra oylarınıza sunacağım.

VII.- ÖNERİLER (Devam)

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)

2.- MHP Grubunun, Afyonkarahisar Milletvekili Kemalettin Yılmaz ve arkadaşları tarafından, Afyonkarahisar ilinde bulunan Büyük Taarruz’un başlatıldığı Kocatepe’nin sorunlarının belirlenmesi, geçmişinin, bugününün ve geleceğinin araştırılması, tarihimizdeki önemine yakışır bir hâle getirilmesi için idari ve kurumsal yasal düzenlemelerin yapılması amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin (10/399), Genel Kurulun 22 Temmuz 2014 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

                                                                                                      22/7/2014

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Danışma Kurulunun 22/7/2014 Salı günü (bugün) yaptığı toplantısında, siyasi parti grupları arasında oy birliği sağlanamadığından grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzük’ün 19’uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını arz ederim.

Saygılarımla.

                                                                                                                   Yusuf Halaçoğlu

                                                                                                                          Kayseri

                                                                                                            MHP Grup Başkan Vekili

Öneri:

Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin, “Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler” kısmında yer alan Afyonkarahisar Milletvekili Kemalettin Yılmaz ve arkadaşlarının (10/399) esas numaralı, Afyonkarahisar ilimizde bulunan Büyük Taarruz’un başlatıldığı Kocatepe’nin sorunlarının belirlenmesi, geçmişinin, bugünün ve geleceğinin araştırılması, tarihimizdeki önemine yakışır bir hâle getirilmesi için idari ve kurumsal yasal düzenlemelerin yapılması amacıyla verdiğimiz Meclis araştırması açılması önergemizin 22/07/2014 Salı günü (bugün) Genel Kurulda okunarak görüşmelerin bugünkü birleşimde yapılması önerilmiştir.

BAŞKAN – Lehinde, Afyonkarahisar Milletvekili Kemalettin Yılmaz.

Buyurunuz Sayın Yılmaz. (MHP sıralarından alkışlar)

KEMALLETİN YILMAZ (Afyonkarahisar) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Afyonkarahisar ilimizde bulunan Büyük Taarruz’un başlatıldığı Kocatepe’nin sorunlarının belirlenmesi, bugününün ve geleceğinin araştırılması, tarihimizdeki önemine yakışır bir hâle getirilmesi için idari ve kurumsal yasal düzenlemelerin yapılması amacıyla Milliyetçi Hareket Partisi olarak vermiş olduğumuz Meclis araştırması açılması teklifimizle ilgili grubum adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, aradan doksan iki yıl geçmiş olmasına rağmen, Büyük Taarruz artan bir ilgiyle ulusal ve uluslararası alanda önemini koruyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atıldığı, destanların yazıldığı, varoluş mücadelemiz Kurtuluş Savaşı’nın en önemli safhasıdır Büyük Taarruz. Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk, 26 Ağustos 1922’de Büyük Taarruz’u, Afyonkarahisar'ın Merkez ilçesine bağlı Büyükkalecik kasabası sınırları içinde yer alan 1.874 rakımlı Kocatepe'den başlatmış ve günümüzde de varlığını sürdüren siperden bizzat sevk ve idare etmiştir.

Kocatepe’nin önemi Türkiye Cumhuriyeti tarihi açısından tartışılmazdır. Kocatepe Türk tarihinin önemli noktalarından olan Gelibolu Yarımadası’ndan farklı değildir. Ancak, yıllardır, Kocatepe maalesef unutulmuştur. Kocatepe'nin Büyük Taarruz için başlangıç noktası seçilmiş olması tesadüf değildir. 1.874 rakımlı Kocatepe’den Yunan ordusunun işgalinde olan bütün toprakları panoramik olarak görmek mümkündür. Bugün de ordumuzun kullandığı siperleri, mevzileri, düşman siperlerini, ateş noktalarını açıkça görebilmek mümkündür. Kocatepe’de bulunan Atatürk Anıtı 1993 yılında yaptırılmış, kısıtlı bir peyzaj çalışması yapılmıştır. Şu hâliyle, yılda bir defa, 26 Ağustos tarihinde vatandaşlarımızın ziyaret edebildiği bir anıt olmaktan öteye geçmemektedir. Kocatepe'nin hak ettiği değere kavuşturulması, tarihinin tam olarak araştırılması ve gelecek nesillere aktarılması gerekmektedir. Alanda ciddi bir rekreasyon çalışması yapılması, tarihî dokuya ve çevreye zarar vermeden insanların ziyaret etmesi, tarihimizin tam idrakinin sağlanması, kültür ve tarih turizmi merkezi hâline getirilmesi için çalışmaların yapılması gerekmektedir.

Bin yıllık kardeşliğimizin mührü ve cumhuriyetimizin âdeta tapusudur Kocatepe. Din için, namus için, vatan için, özgürlük için, bayrak için şehadet şerbetini içmiş vatan evlatları koyun koyuna yatmaktadır Bayburtlu Yüzbaşı Agâh Efendi Şehitliği’nde.

Cumhuriyetin temelleri bu inanç, bu gayret ve fedakârlık sayesinde atılmış, millî ve manevi değerlerle harmanlanmış, ümit ve umutla büyük hedeflere doğru yolu çizilmiş; siyasi, hukuki ve sosyal teşkilatlanmamızın sonucunda bugünlere gelinmiştir.

Gelinen bu noktada, cumhuriyeti kuran iradenin maalesef ihmal edilmesi, ötelenmesi, dışlanması, zaman zaman da yok edilmeye çalışılması sonucunda âdeta emperyalist güçlerin topla tüfekle elde edemediklerini sinsice, hazmede hazmede, hazmettire hazmettire dayatmaları sonucunda Türkiye Cumhuriyeti bugün ağır tehditlerle boğuşmaktadır. Bağımsızlık ve şeref sembolümüz, birlik ve kardeşlik nişanemiz ay yıldızlı al bayrağımız bugün hain furyasının hedefindedir. Türk Bayrağı, belirli aralıklarla, çekildiği gönlerden alçakça indirilmekte veya buna teşebbüs edilmektedir. Bu olaylar çoluk çocuk işi değildir, tesadüfi de değildir.

Türk kültürü ciddi bir yabancılaşma ve yozlaşmanın sınırındadır. Tarihî şark meselesi adım adım gerçekleşmektedir. Asırlardır gündemde olan Türkleri Anadolu'dan çıkarma, İslamiyet'i küçültme, terörize etme planı adım adım amacına doğru ilerlemektedir. Bu hain emele payandalık ve paryalık yapan içimizdeki siyasi ve silahlı taşeronlar, ülkemizi her geçen gün büyük bir çıkmazın içine çekmektedir.

Büyük Orta Doğu Projesi Eş Başkanı ve siyasi taşeronu olan AKP üst düzey yöneticileri ile Büyük Orta Doğu Projesi’nin silahlı taşeronu olan PKK ele ele verdiler ve millî ve üniter devlet yapımıza,        toprak bütünlüğümüze, millî birliğimize ve beraberliğimize çok ciddi darbeler vurmaktadırlar. Ülkemizde maalesef ahlakın, hukukun, vicdanın, dürüstlüğün, huzur ve kardeşliğin her geçen gün erozyona uğradığını üzülerek müşahede ediyoruz. Türk milleti böyle bir zillete razı olmaz, katlanamaz ve inanıyorum ki katlanmayacaktır. Her zaman olduğu gibi doğruyu, iyiyi, güzeli, helali, sevabı tercih etme erdemini mutlaka gösterecektir.

Değerli milletvekilleri, Türkiye çok zor bir coğrafyada yer alıyor. Etrafımızdaki etnik ve mezhebi rekabetler kan dökmeye devam etmekte, komşularımızda ciddi bir kaos hâkim olmuş durumdadır.

Büyük Orta Doğu Projesi’nin gereği, bugün Orta Doğu, etnik, dinî, ideolojik ve mezhebi farklılıkları kaşınarak, çatıştırılarak dünyanın en istikrarsız alanı hâline getirilmiştir. “Arap Baharı” diyorsunuz ya, ne oldu? Arap Baharı kan, gözyaşı, ölüm ise böyle bahar olmaz olsun. Ne oldu Libya’ya? Ne oldu Mısır’a? Ne oldu Suriye’ye?

Dün Arap Baharı’nın hamisi ve mimarı olarak övünen BOP Eş Başkanı bugünlerde yeni bir deyimle ortaya çıktı ve bunu her gittiği ortamda âdeta kulak dolgunluğu oluştururcasına söylemeye devam ediyor.

BOP Eş Başkanının yeni Türkiye'si, Türklüğün çiğneneceği, milliyetçiliğin ayaklar altına alınacağı, bölücülerin söz sahibi ve yol gösterici olacağı bir yapıdır.

Büyük Orta Doğu Projesi’nin Eş Başkanının yeni Türkiye'sinde yalan, dolan, talan, yüzsüzlük, yasak, yabancılaşma, kamplaşma, sahtekârlık, münafıklık ve riyakârlık hâkim olacaktır maalesef.

Büyük Orta Doğu Projesi’nin Eş Başkanının yeni Türkiye'si, zorbaların, eşkıyaların sözünün geçtiği, millî ruh ve millî ahlakın dumura uğratıldığı, işsizliğin, yoksulluğun, sefaletin artacağı ve masum insanlarımızın istismar edildiği bir ülkenin adı olacaktır maalesef.

Büyük Orta Doğu Projesi Eş Başkanının sözünü ve vaadini verdiği yeni Türkiye, Ermeni diasporasından özür dileyen, Kıbrıs'tan vazgeçen, Ege'yi Yunanlılara, Akdeniz'i Rum ve siyonistlere pazarlayan, isyancılara ve işgalcilere anıtlar yaptıran, hainleri baş tacı yapan, âdeta akıl tutulması yaşanan bir ülkenin habercisidir.

Büyük Orta Doğu Projesi Eş Başkanının yeni Türkiye'si, kadın cinayetlerinin âdeta otomatiğe bağlanacağı, uyuşturucu kullanma yaşının düşeceği, suç ve suçlu sayısının tavan yapacağı, icra dairelerinin sayısının artacağı, esnafa, memura, çiftçiye, emekliye, işçiye hayat hakkı tanımayan, hatta yok farz eden bir ülke gerçeğidir.

Büyük Orta Doğu Projesi Eş Başkanının “yeni Türkiye” söylemi, 17-25 Erdoğan'ın diktatörleşeceği, “Hırsız var.” diyenlerin dövüleceği, “Saat kaç?” diye soranların mahkûm edileceği, devlet hazinesinin soyulup soğana çevrileceği, hukukun resmen çiğneneceği, kanunsuzlukların resmileşeceği bir ülke manzarasıdır. Bu, kabul edilemez ve edilmeyecektir değerli milletvekilleri.

29 Ekim 1923 tarihi bizim için yeni bir Türkiye'nin miladı olmuştur. Bu miladı, hiç eskimeyecek olan yeni Türkiye'yi, Büyük Orta Doğu Projesi’nin Eş Başkanı ve siyasi taşeronu 17-25 Erdoğan ve BOP silahlı taşeronu PKK ve diğer çıkar çeteleri dahi eskitemeyecektir. Doksan iki yıl önce Kocatepe’den, cumhuriyetin kurulduğu topraklardan Türk milleti olarak tavrını koyan irade buna müsaade etmeyecektir. Türk milleti, cumhuriyetini kuran irade etrafında birleşip bütünleşerek Türkiye'yi sahipsiz bırakmayacaktır.

Bu duygu ve düşünceler içerisinde araştırma önergemize desteklerinizi bekler, yüce heyetinizi saygıyla selamlarım efendim. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Yılmaz.

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) – Araştırma önergesinden bahsetmedin ki.

KEMALETTİN YILMAZ (Afyonkarahisar) – Herhâlde büyük ölçüde…

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) – Afyon’dan bahsetmedin ki hiç. Bari, Afyon’u ben anlatayım o zaman.

ALİM IŞIK (Kütahya) – “Afyon” demek “millî birlik” demek, “Afyon” demek “tarih” demek…

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) – Ama, anlatmadı ki.

ALİM IŞIK (Kütahya) - …“Afyon” demek “Türkiye Cumhuriyeti” demek. Bunları bilmiyorsan biraz oku, tarihe bak.

BAŞKAN – Aleyhinde, Afyonkarahisar Milletvekili Halil Ürün.

Buyurunuz Sayın Ürün.

HALİL ÜRÜN (Afyonkarahisar) – Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisinin 2011 yılının son aylarında vermiş olduğu bir araştırma önergesinin de bugün gündeme alınması hususunda aleyhte konuşmak üzere huzurlarınızdayım. Hepinizi hürmetle ve muhabbetle selamlıyorum.

KEMALETTİN YILMAZ (Afyonkarahisar) – Kocatepe’nin aleyhinde olunmaz ama, ecdat kanı var.

HALİL ÜRÜN (Devamla) – Şimdi, önerge elimde, tam da ben de onu söyleyecektim, teşekkür ediyorum Kemalettin Bey.

Şimdi, önergede yazıyorsunuz ki zatıalileriniz ve MHP’li büyüklerimiz: “Büyük Taarruz’un başlatıldığı Kocatepe’nin sorunlarının belirlenmesi, geçmişinin, bugünün ve geleceğinin anlaşılması, tarihimizdeki önemine yakışır bir hâle getirilmesi için idari ve kurumsal yasal düzenlemelerin yapılması amacıyla araştırma önergesini istiyoruz.” diyorsunuz. Biraz önce lehe yapmış olduğunuz konuşmada ne Kocatepe’yle ilgili ne de Kocatepe’nin anlam ve önemi, geçmişi, geleceğiyle ilgili bir şey söylemiyorsunuz, tam tersine, bizim asla kabul etmeyeceğimiz, genel olarak gerçeklere aykırı, tamamen uydurma ve Türk milletinin geleceği hakkında negatif düşüncelerden oluşmuş sanki bir temenniler bülteni arz ediyorsunuz. Hâlbuki Kocatepe’yi konuşmamız lazım, Kocatepe’nin geçmişini, geleceğini konuşmamız lazım. Ama, siz, 1923’te kurulan cumhuriyetin 100’üncü kuruluş yıl dönümüne Türkiye’yi en ileri seviyede hazırlamaya çalışan bir Hükûmetin, onun için çalışan bir Başbakanın ve onun için çalışan milletvekillerinin yaptıklarını tamamen akları kara göstermek suretiyle negatif bir tablo ortaya koyuyorsunuz. Bunun kabul edilmesi mümkün değil.

Şimdi, esas konumuzla ilgili ben birtakım şeyleri arz etmek istiyorum yüce Meclise ve zatıalilerinizin de bilmesi lazım. İki yıl önce vermiş olduğunuz önergeden bu tarafa, siz de biliyorsunuz ki, her sene bu törenlerde bir hafta boyunca beraber oluyoruz. Her sene yeni gelişmeler yapılıyor. Kurtuluş Savaşı’mızın en önemli noktası olan, bitiş noktası olan Büyük Taarruz’un başladığı geceden itibaren törenlerin, seremonik olarak yapılan törenlerin bir haftanın daha dışına çıkarılabilmesi için ciddi projeler gerçekleştiriliyor, bunlar adım adım ilerliyor. Gerek Kocatepe Büyük Taarruz alanında -millî parklarda- gerekse bu savaşın diğer alanları olan Kütahya’nın Dumlupınar ilçemizde, Zafertepe’de, Çalköy’de ve diğer, Kurtuluş Savaşı’nın yürümüş olduğu bütün arazilerde adım adım projeler gidiyor.

Değerli milletvekilleri, ama Türkiye’deki tüm hizmet projelerinde olduğu gibi bu projelerin yürümesi normal planlanan sürenin en azından 3 katında sürüyor. Bütün alan millî park, bütün alan sit alanı ve Kültür Bakanlığı, Eskişehir Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu onayından geçmesi gereken projeler, her defasında değişen projeler, Hükûmetin, Bakanlığın, Millî Parklar Genel Müdürlüğümüzün yapmaya çalıştığı işleri 3 katı süreye çıkarıyor. Bu da ciddi anlamda vakit kaybı oluyor ama buna rağmen son on senede, on iki senede Hükûmetimiz çok ciddi mesafeler kaydetmiştir. En son, Kurtuluş Savaşı’mızın daha iyi anlatılabilmesi için İstiklal Tanıtım Merkezi ya da kamuoyunda kullanıldığı gibi Panorama Müzesi’nin temelini de geçtiğimiz günlerde Sayın Başbakan Yardımcımız ve Orman ve Su İşleri Bakanımız birlikte atmışlardır. İstiklal Harbi, bu yapılacak olan İstiklal Tanıtım Merkezi’nde yeniden canlandırılacaktır. Türkiye’de ilk defa üç boyutlu olarak Millî Mücadele, bu merkezde anlatılmaya çalışılacaktır. Bunun için yaklaşık olarak üç senedir uğraşan Bakanlık, Millî Parklar Müdürlüğü ancak temel atmaya muvaffak olmuştur. İnşallah, diliyoruz ve temenni ediyoruz ki kazasız belasız, bu müze en kısa sürede hayata geçirilir ve gelecek nesillerimize sadece yazları ağustos ayında anlattığımız olayları, bütün bir on iki ay boyunca anlatabilme imkânına kavuşalım diye umuyoruz, bu amaçla da bu projeyi gerçekleştirmeye çalışıyoruz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şimdi, cumhuriyeti kuran irade 29 Ekim 1923 tarihinde bu ülkede bir yönetim başlatıyor ve cumhuriyetin en önemli kurumu Türkiye Büyük Millet Meclisi. “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.” diye hem Genel Kurulun hem de grup toplantı salonlarının duvarlarına yazıyoruz. Arkasından, milletin egemenliğini kullanmış olduğu sandıklardan sonra sandıklarda yapılan seçimlerden sonra hükûmetler geliyor, icraatlarını orta yere koyuyor ancak öyle görüyoruz ki Türkiye Büyük Millet Meclisinde -ben üç senedir bu Mecliste sizlerle beraber çalışıyorum- bu araştırma önergelerinde maalesef verimli bir sonuç alamıyoruz. Milletin egemenliğinin tezahür etmiş olduğu şu yüce Mecliste her çalışma günümüzde iki yıl öncesinden, bir yıl öncesinden verilmiş araştırma önergelerini konuşarak saatlerce vakit kaybediyoruz. Elbette ki araştırma önergeleri verilecektir, Meclisin en önemli çalışmalarındandır Sayın Başkanım. Ancak, görüşülen araştırma önergeleri, zatıalileriniz ile gruplar arasında anlaşarak getirdiğiniz, birlikte mutabakat sağladığınız araştırma önergeleri bu Mecliste kabul ediliyor, devam ediliyor.

ERKAN AKÇAY (Manisa) – Hep sizin getirdiklerinizi mi görüşeceğiz burada, sizden başka kimse bir şey getiremeyecek mi yani? Hep sizin dediklerinizi mi konuşacağız bu Mecliste? Hâkimiyet milletindir diyoruz.

HALİL ÜRÜN (Devamla) – Hayır, hep beraber… Efendim, beraber anlaştıklarımız da var, daha iki üç gün önce konuştunuz.

Şimdi, ben bir Afyonkarahisarlı olarak Kocatepe’yle ilgili olarak, Kurtuluş Savaşı’nın yapıldığı bölgelerle ilgili olarak bir araştırma yapılmasına elbette karşı çıkmam, elbette bu araştırmalar yapılmalı.

KEMALETTİN YILMAZ (Afyonkarahisar) – İşte, böyle, Allah razı olsun.

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) – Kendisi anlatmadı ki, kendisi hiç anlatmadı ki.

HALİL ÜRÜN (Devamla) – Evet.

Elbette karşı çıkmam, bunlar araştırılmalı. Biz bunları zaten araştırtıyoruz, birtakım şeyler de yaptırıyoruz. Ben, bu konuşma görevi grup tarafından tarafıma tevdi edildiğinde ilgili müdürlüğe sordum, 7 sayfa icraat raporu gönderdiler. Şimdi, bunlarla sizin başınızı ağrıtmanın hiçbir anlamı yok. Mümkün olan her şeyi yapmaya çalışıyorlar. Ama şu andaki düşüncem şudur ki, âcizane fikrimi zatıalilerinizle paylaşıyorum ki bu araştırma önergesine “evet” dememizin hiç kimseye faydası olmayacaktır.

ERKAN AKÇAY (Manisa) – Yani baş ağrısı mı yapıyor bu konuşmalar?

HALİL ÜRÜN (Devamla) – “Evet” diyeceğimiz araştırma önergeleri, daha önceki uygulamalardan ve teamülden de belli olduğu gibi, sayın grup başkan vekillerinin daha önce anlaşarak bu Genel Kurula getirmiş oldukları önergelerdir.

ALİM IŞIK (Kütahya) – Yani grup başkan vekilin sana onay vermezse “evet” diyemeyeceksin ha? Yapma, etme eyleme!

HALİL ÜRÜN (Devamla) – Evet, aynen öyle. Hiç çekinecek bir şey yok.

ERKAN AKÇAY (Manisa) – İktidar partisinin başı ağrıyor!

KEMALETTİN YILMAZ (Afyonkarahisar) – Senin iraden yok mu Halil ya?

HALİL ÜRÜN (Devamla) – Biz Türkiye’ye hizmet etmeye çalışan, aşkla, şevkle çalışan bir grubuz, birlikte hareket ediyoruz.

ALİM IŞIK (Kütahya) – O zaman sen, grup başkan vekilinin vekili olmaya devam et. Afyon’un vekili olacaksın!

HALİL ÜRÜN (Devamla) – Ben Afyonkarahisar’ın vekiliyim ve şu anda, önerge konusu olan araziyle ilgili olarak en çok çalışmaları da biz yapıyoruz.

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Unutmayın ki sizin getirdiğiniz önergeler de bütün grupların önergeleri değil.

HALİL ÜRÜN (Devamla) – Değerli milletvekilleri…

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Grup Başkan Vekiliniz sizi dinlemiyor, niye? Ciddiye mi almıyor?

HALİL ÜRÜN (Devamla) – Grup Başkan Vekilim bunları biliyor, ben daha önce söyledim ona, ben sizin için konuşuyorum.

KEMALETTİN YILMAZ (Afyonkarahisar) – Halil, gözünü seveyim yapma şöyle!

HALİL ÜRÜN (Devamla) – Değerli milletvekilleri, toparlayacak olursak, Kurtuluş Savaşı’mızın gerçekleşmiş olduğu, her santimetrekaresinde aziz şehitlerimizin kanı ve şehitlerimizin kemiklerinin bulunduğu büyük bir bölge olan, Afyonkarahisar ve bir kısmı da Kütahya ilimizin sınırları içerisinde olan, bu araştırma önergesinin konusu olan bölgede şu ana kadar yapılanların kesinlikle yetersiz olduğunu söylememiz mümkün değildir. Şu anda o bölgede yaşayan, yerleşim yerlerinde yaşayan, Büyükkalecik’te, efendim, Kışlacık’ta, Küçükkalecik’te, Dumlupınar’da, pek çok yerde yaşayan insanlarımızın sorunları var millî parktan dolayı. Biraz önce sözünü ettiğim sit alanından dolayı, yerleşim yerlerinde gerek kişilerin yapmış olduğu inşaatlarda gerekse kamu için yapmış olduğumuz sulama tesislerinde her ne yapılacaksa her defasında Eskişehir’deki Anıtlar Yüksek Kurulunun bir kısım engellemeleriyle karşılaşıyoruz. Elbette bunları buradan şikâyet olarak söylemiyorum ancak bir durum tespiti açısından söylüyorum ki, gerçekten bu bölgedeki sorunları çözmeye Hükûmetimiz son derece büyük bir aşkla ve şevkle devam etmektedir. Şu ana kadar çözdüklerimiz vardır, bundan sonra da çözeceklerimiz devam edecek ve bu bölgede yaşayan insanlarımızın sorunlarını çözeceğiz. Ama asıl nihai hedefimiz, gelecek nesillere ve şu anda ülkemizde yaşayan gençlerimize Kurtuluş Savaşı’nı, Başkomutanlık Büyük Taarruz Muharebesi’ni en iyi şekilde anlatabilmek ve bunu gelecek nesillere bir şuur olarak kazandırabilmektedir. Bu noktada, Gençlik ve Spor Bakanlığımız -geçtiğimiz yıllarda- artık Afyonkarahisar’a da büyük organizasyonlar yapmakta, çok sayıda gencimizi Kocatepe’ye ve bu törenlerin yapıldığı alanlara taşımaktadır. Temenni ediyoruz ki önümüzdeki günlerde, önümüzdeki yıllarda hem Millî Eğitim Bakanlığımız hem Gençlik ve Spor Bakanlığımız burada yapılacak olan tesislere ve müzelere, Kurtuluş Savaşı’mızın daha iyi anlatılabilmesi için gençlerimizi ve öğrencilerimizi daha çok getirecek ve inşallah, 2023’lere daha bilinçli bir Türk nesliyle ulaşmış olacağız.

Bu duygu ve düşüncelerle, mutabakat olmaması sebebiyle bu araştırma önergesine “evet” diyemeyeceğimizi saygıyla arz ediyorum. Hepinizi hürmetle selamlıyorum efendim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Ürün.

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Sizin önergelerde de mutabakat yok yalnız, ona göre.

BAŞKAN – Lehinde, Afyonkarahisar Milletvekili Ahmet Toptaş.

Buyurunuz Sayın Toptaş. (CHP sıralarından alkışlar)

AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Milliyetçi Hareket Partisinin (10/399) esas numaralı, Afyonkarahisar ilimizde bulunan Büyük Taarruz’un başlatıldığı Kocatepe’nin sorunlarının belirlenmesi, geçmişinin, bugünün ve geleceğinin araştırılması, tarihimizdeki önemine yakışır bir hâle getirilmesi için idari ve kurumsal yasal düzenlemelerin yapılması amacıyla bir Meclis araştırması talebi vardır, bu talep konusunda Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce Meclisi saygılarımla selamlarım.

Değerli arkadaşlar, doksan üç yıl önce Kocatepe ve etrafı Yunan işgali altında yanıyordu ağustosun sıcağında. Biraz önce Afyon’dan -konuşacağımı öğrenince- arkadaşlar telefon ediyorlar bana; Emirdağ, Bolvadin, Sandıklı, Dazkırı tarafında buğday, arpa hasatları yüzde 50’nin altında, insanlar yanıyor, kredi borçları var, birikmiş devasa faizlerini ödeyemiyor “Bir çözüm bulsunlar, Kocatepe’nin eteklerinde biz yanıyoruz.” diyorlar. Sultandağı’nda vişne üreticileri, insanlar -vişne 1 lira ile 130 kuruş arasında alıcı buluyor, toplama parası değil- iki gün boykot ettiler ama çaresiz satmak zorunda kaldılar. Kocatepe’den başlamışken, Kocatepe’nin eteklerindekilerinin sorunlarını bir kez daha vurgulamak gereği duydum, bunu da dinlediğiniz için teşekkür ederim.

Gelelim Kocatepe konusuna. Değerli arkadaşlar, Kocatepe, Türkiye tarihinin dönüm noktasıdır. Varlık yokluk kararının verildiği an ve varlık yokluğumuza karar verildikten sonra var olmamızı sağlayan savaşın başlangıcıdır Kocatepe. Kocatepe’nin araştırılmasına şu ya da bu biçimde karşı çıkmak, Kocatepe’nin rehabilitasyonuna, oradaki çalışmaların geliştirilmesine, oranın tanıtım merkezi hâline getirilmesine, orada insanların birçok şeyi öğrenebileceği konusundaki inancım nedeniyle destek veriyorum.

Kocatepe sadece Afyon’dan ibaret değil. Değerli arkadaşlar, Kocatepe’de 7 tane şehitlik var. Yüzbaşı Agâh Efendi Şehitliği, Hava Şehitliği, Giresunlular Şehitliği, Anıtkaya Şehitliği, Şuhut Şehitliği, Yıldırım Kemal Şehitliği, Miralay Reşat Çiğiltepe Şehitliği yani bunların belki ismini duydunuz ama birçoğunu bilmiyorsunuz çünkü Türkiye’de birçok insan bilmiyor, binler bilmiyor, milyonlar bilmiyor çünkü böyle bir gayretiniz olmadı. Hâlbuki ulusal Kurtuluş Savaşı’mız, dünyada emperyalizme karşı verilen ilk savaştır ve ezilen ulusların önder kabul ettiği Mustafa Kemal’in önderliğinde verilen bir savaştır ve bu savaştan sonra o uluslar da kendi ulusal haklarını ve bağımsızlıklarını korumak için, örnek alarak savaşa girişmişlerdir.

Değerli arkadaşlar, Kocatepe için birçok şey yapılması gerekiyor. Değerli arkadaşım anlattı Kocatepe’yle ilgili projeleri. Bir istiklal müzesi yapılması doğrudur ama Kocatepe’yi ne kadar anlatır istiklal müzesi? Sit alanlarından bahsetti, oradaki insanların sulama kanallarından bahsetti, evlerinden… Bunlar doğrudur, bunları çözmenin kolay yolları vardır; elinizde çoğunluk vardır, istediğiniz yasal düzenlemeleri yaparsınız, hatta Kocatepe, bu alanlar fazla geliyorsa iptal edersiniz şehitlikleri, millî parkları ve onu da kökten çözmüş olursunuz!

Bakınız, Kocatepe’de neler yapılıyor? 2008 yılında Şuhut Belediye Başkanımız Ekrem Özsoy’un girişim ve destekleriyle “Zafer Yürüyüşü” yani Mustafa Kemal’in, İsmet Paşa’nın Şuhut’tan yola çıkarak Kocatepe Savaşı’nı başlatmak üzere Kocatepe’ye vardıkları yürüyüşü aynen gerçekleştirmek için “Zafer Yürüyüşü” adında bir yürüyüş düzenlendi. Bu yürüyüş artık bugün geleneksel hâle gelmiştir. Türkiye’den binlerce insan, binlerce genç bu yürüyüşe katılarak Kocatepe’de neler olduğunu, Kocatepe’nin anlamını daha iyi kavrama konusunda birçok bilgiye sahip olmaktadır. Kocatepe’yi bilmek çok önemlidir çünkü tarihî mücadelelerini ve kahramanlarını tanımayanlar bağımsızlığına sahip çıkamazlar. Bunun en basit örneği de etrafımızda yaşanan olaylarda gözükmektedir.

Kocatepe tarihî, kültürü ve kazanımlarıyla çok önemli ama bu önemine uygun olarak Kocatepe Savaşı’nın geçtiği alanlar yeniden düzenlenememiş durumdadır. Ulaşım, dinlenme, bilgilenme mekânları yapılamamıştır, yapılmalıdır. Kocatepe, ulusal kurtuluşun kilit noktasıdır, bir ulusun var olma savaşıdır. Bu öneme mütenasip bir Kocatepe müzesi kurulmalıdır. Bu konuda çalışma yapanlar, yazarlar, şairler, sanatçılar desteklenmelidir.

Afyon Otogarını işleten özel şirket Afyon’da bir panorama yaptı otogara. Otogardaki panorama Kurtuluş Savaşı’nı gösteren bir panorama ama değerli arkadaşlar, bu panorama için biz bir yabancı karı-kocaya telif ücreti ödemek zorunda kaldık. Nerede bizim sanatçılarımız, nerede bizim yazarlarımız, nerede bizim ressamlarımız? Demek ki Kocatepe bizim için çok önemli değil.

Değerli arkadaşlar, tarihini bilmeyen milletler yok olup gitmeye mahkûmdur. Öyleyse tarihimize ve tarihî kahramanlarımıza sahip çıkmanın zamanı gelmiştir.

Anzaklar binlerce kilometre uzaktan Çanakkale’ye gelirler ve ayin yaparlar ama biz Afyon Sandıklı yolu üzerinden 10 kilometre içeriye girip de Miralay Reşat Çiğiltepe’nin mezarını ziyaret etmeyi kendimize zaman kaybı sayarız. Her birimiz Antalya’ya, Marmaris’e, Bodrum’a, İzmir’e tatile geçmişizdir; hangimizin aklına geldi Miralay Reşat Çiğiltepe’nin mezarına uğrayıp ziyaret etmek, anısı önünde saygıyla eğilmek ya da dua etmek? Hiç kimsenin aklına gelmedi.

Şimdi, ulusal kahramanlarınız aklınıza gelmezse, ulusal kurtuluş savaşlarınızı önemsemezseniz bugün Arap Yarımadası’ndaki, Orta Doğu’daki duruma düşersiniz; Gazze’de olanları anlayamazsınız, emperyalizme karşı savaşı anlayamazsınız.

Ben size küçük bir örnek söyleyeyim, ulusal Kurtuluş Savaşı’na Urlalı bir Rum olarak katılan bir askeri anlatıyor, Dido Sotiriyu: Asker aslında sosyalist bir asker fakat Yunan ordusuna katılmış, Türk ordusuna esir olmuş, tekrar Yunanlılara karışmış ve Kocatepe’de savaşıyor. Önüne bir bomba düşmüş, el bombası. El bombasını alıyor, bakıyor, bir Fransız markası; kendi cebindeki atacağı el bombasına bakıyor, bir Fransız markası, diyor ki: “Benden selam olsun Anadolu’ya, lanet olsun bizi bize kırdıranlara!” İşte İsrail’de, işte Orta Doğu’da eğer emperyalizmin oyunlarını anlamazsanız, ulusal Kurtuluş Savaşı’nı anlamazsanız onları hiç anlamazsınız. Emperyalizme karşı savaşın ne olduğunu anlamazsanız Kocatepe’yi hiç anlamazsınız.

Değerli arkadaşım Kocatepe’ye ilgili yapılanları anlattı ama Afyon’dan geçerken gözünüze çarpmıştır, Kocatepe Üniversitesini gösteren ok “AK Üniversite” olarak yazılı. Kocatepe’yi “AK Üniversite”ye çevirdiniz değerli dostum. Kocatepe Üniversitesi, Kocatepe’den adını alan bir üniversite. “AK Üniversite” diye bir üniversite gördünüz mü? Kocatepe’yi de “AK”a çevirirseniz Kocatepe’nin anlamını kaybedersiniz.

Değerli arkadaşlar, Mustafa Kemal’i, İsmet Paşa’yı anlattığımız zaman içinizden bazılar “tweet” atıyor ahlaksızca “ölü seviciler” diye. Biz kahramanlarımızı unutursak, kahramanlıklarımızı gelecek nesillere aktaramazsak, anlatamazsak, yeni kahramanlar yetiştirmezsek yeni ölü seviciler değil ama yeni yiyiciler yetiştiririz. Biz kahramanlarımızla övünüyoruz ama 100 trilyona Erzurum'a diktiğiniz -daha sekiz sene olmadı- bina -yiyicileriniz tarafından- yerle bir oldu.

Kahramanlarınıza sahip çıkacaksınız. Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın değerlerini bileceksiniz, ulusal Kurtuluş Savaşı’nın kahramanlarına değer vereceksiniz, ulusal Kurtuluş Savaşı’nın geçtiği yerlere değer vereceksiniz. Kocatepe’yi bir çekim merkezi hâline getireceksiniz, Afyon’un turizmine önemli katkısı olacak. Kocatepe’yle ilgili araştırma yapanlara destek olacaksınız, Kocatepe’yle ilgili çizerlere destek olacaksınız, ressamlara destek olacaksınız. Biz Kocatepe’yle ilgili tablolara telif ücreti ödemek zorunda kalmayacağız o zaman. Demek ki Kocatepe’ye bugüne kadar önem vermemişiz. Kocatepe adını Afyon yolunda bile insanlar okumasın diye Kocatepe Üniversitesini “AK Üniversite” yapmışız.

ÜNAL KACIR (İstanbul) – Afyonkarahisar ya.

AHMET TOPTAŞ (Devamla) – Değerli arkadaşlar, tarih zor anlaşılan bir konu. Eğer anlamazsanız, yarın Türkiye’de, Orta Doğu’da desteklediğiniz IŞİD gibi başınıza yeni belalar açarsınız, emperyalizmin oyunuyla Türkiye’yi bölersiniz, Türk halklarını birbirine düşürürsünüz, kamplaştırırsınız, ondan sonra yeni kurtarıcılar ararsınız. Bu memleket yeni kurtarıcılar aramasın lütfen. Kocatepe çok önemli, çok değerli, araştırılması, adının geçmesi bile çok önemli, adının anılması bile çok önemli. O nedenle bu önergeye yürekten destek veriyoruz. Önergeyi verenlere de teşekkür ediyorum.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Toptaş.

Aleyhinde, Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can.

Buyurunuz Sayın Can. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisinin vermiş olduğu grup önerisi üzerine söz aldım. Bu vesileyle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Burada enteresan bir şekilde görüşmeler devam ediyor. 22 milletvekilimiz bu grup önerisine imza atmış. 1’inci sırada Kemalettin Yılmaz, Afyonkarahisar Milletvekili.

Kemalettin Bey, araştırma önergesinde, Afyonkarahisar ilimizde bulunan, Büyük Taarruz’un başladığı Kocatepe’nin sorunlarının belirlenmesi, geçmişinin, bugününün, geleceğinin araştırılması, tarihimizin önemine yakışır bir hâle getirilmesi için Afyon ilinin ve Kocatepe’nin araştırılmasını istiyor. Gayet mantıklı, güzel bir öneri fakat her ne hikmetse on dakika yapmış olduğu konuşmada Afyon’la ilgili, Kocatepe’yle ilgili bir tane konuşmada bulunmuyor.

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Sen bulun ya!

RAMAZAN CAN (Devamla) – Afyonkarahisar Milletvekili olacaksın, “Afyonkarahisar” ismini kullanacaksın, önergede yer alacak ama burada, Genel Kurulda dile getirmeyeceksin.

Ahmet Bey’e teşekkür ediyorum -konuşmalarında katılmadığım bölümler de var ama- Afyon’dan bahsetti.

KEMALETTİN YILMAZ (Afyonkarahisar) – Böl, parçala, yönet taktiği uyguluyorsun.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Sen Türkiye milletvekilisin.

RAMAZAN CAN (Devamla) – Allah’tan Halil Ürün var Afyon Milletvekili de, Afyon’un sorunlarını, araştırma önergesine konu olan oradaki konuların nasıl yapılandığını, nasıl çözümlendiğini anlatıyor. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Tabii, bu arada Sayın Bakanımız Veysel Eroğlu ve Değerli Milletvekili Sait Açba da Afyon’un problemlerini dile getirmekte.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Problemleri dile getirmeyecek, çözecek, çözecek.

RECEP ÖZEL (Isparta) – Çözüyor, çözüyor ya!

RAMAZAN CAN (Devamla) – Afyon son on yılda aldığı yatırımlarla Ege Bölgesi’nin parlayan bir yıldızı olmuştur, daha da ilerleyecektir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Şimdi, Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Afyon’la ilgili, isterseniz, biraz bilgi vermek istiyorum. Afyon, Osmanlının son döneminde “Karahisar-ı Sahip” adıyla anılan Anadolu Selçuklu Beyi Sahip Bey’in ismini verdiği… O zaman Osmanlı topraklarında adı “Karahisar” olan 2 tane vilayetten biri “Karahisar-ı Şarki”, şimdiki Giresun Şebinkarahisar; diğeri de “Karahisar-ı Sahip”, Afyon vilayetidir. Afyon vilayeti günümüzde 18 ilçesiyle, 388 köyüyle, 707 bin nüfus ve 14.237 kilometrekare alanıyla ilerleyen ve günümüzün modern bir şehri olmaya aday, parlayan bir yıldızıdır.

AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) – Rakam yanlış.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Türkiye milletvekilisin Ramazan sen.

RAMAZAN CAN (Devamla) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 26 Ağustos 1922 gerçekten önemli, Ahmet Bey’in söylediklerine aynen katılıyorum. Nasıl ki 1071 Malazgirt, Türklerin Anadolu’ya girmesinde -kapının açılması- önemliyse 1176 da vardı bizim tarihimizde, Miryokefalon. Isparta Yalvaç bölgesinde cereyan eden savaş da, artık Anadolu’nun Türklerin egemenliğine girdiği ve Türklerin ana vatanı olduğunun teyit edildiği bir savaştır. Bunu şunun için söylemek istiyorum: 1176 ve geldik 1915 Çanakkale Harbi. Çanakkale Harbi’nde de artık anlamışlardır ki yabancılar, bura Türklerin ana vatanıdır.

Yine, 1921’deki yirmi iki gün, yirmi iki gece süren kanlı savaşta, Sakarya Meydan Muharebesi’nde de, Anadolu Türklerin olduğu için, ne kadar önemi haiz olduğu bir daha teyit edilmiştir. 9 Eylül 1922’de düşmanın İzmir’de denize dökülmesiyle başlayan bu süreç, bu savaş Afyon’da cereyan eden bir savaş olmakla birlikte, Anadolu insanının orada şehit edildiği büyük bir savaş olmuştur. Bu büyük bir milattır diye düşünüyorum ben. Bu nedenle, nasıl ki Çanakkale Harbi’nin geçtiği coğrafya millî park ilan edilmiş ve oradaki anılar yaşatılıyorsa, ne kadar önemliyse, bizim için Sakarya da, Dumlupınar da, Başkomutanlık Meydan Savaşı’nın yapıldığı Kocatepe de önemlidir. Bu manada, önergeyi getiren arkadaşımıza, her ne kadar burada bahsetmediyse de teşekkür ediyorum.

Dolayısıyla burada bu savaşın hatıralarının canlanması açısından ve yeni yetişen neslin geleceğe ışık tutması açısından oranın millî bir açık park alanı ilan edilmesi ve oraya yapılan yatırımları da, Çanakkale Savaşı meydanlarında olan yatırımların yine Kocatepe’de yapıldığını da ve bu noktadaki teknik bilgileri de Halil Ürün kardeşimiz verdi. Kendisine de huzurlarınızda teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; özellikle şunu belirtmek isterim ki bu savaşla ilgili teknik kısa bir bilgi vermek istiyorum. Bu savaş cereyan ederken 186 bin askerimiz -98.670’i piyade, 5.282’si süvari olmak üzere- 2.025 makineli tüfeğimiz, 830 ağır makineli, 323 top, 208 motorlu aracımız var. Yunan tarafının ise 195 bin askeri -130 bini piyade olmak üzere- 1.300 süvari, 3.150 makineli tüfek, 1.002 ağır makineli tüfek, 344 top, 50 uçak, 3.818 motorlu aracı var. Yani süvarili asker sayısı haricinde gerçekten kâğıt üzerinde bizden çok güçlü bir ordusu var ama netice itibarıyla Anadolu insanı, Anadolu evladı -tekrar Allah’tan rahmet diliyorum şehitlerimize- neticede büyük bir savaşa imza atmışlar. 2.318 şehidimiz, 9.360 yaralımız, toplamda 13.476 zayiatımız bulunmakla birlikte, taarruz olmasına rağmen; 18.250 Yunan ölüsü, 16 bin yaralı, 35 bin esir, 3.720 kayıp, toplam 73 bin zayiat olmuştur. Bunu şunun için söylüyorum değerli arkadaşlar: Taarruz savaşında taarruza geçen taraf fazla zayiat verir. Buna rağmen zayiatları karşılaştırdığımızda 5 misli fazla Yunan zayiatı olmuştur. Gerçekten, Anadolu evlatları orada bir tarih yazmıştır. Bu tarihi canlandırma adına grup önerisine tabii ki katılıyoruz ancak -biliyorsunuz- 639 sıra sayılı torba yasayı görüşüyoruz. Bayağı da bir mesafe aldık. İnşallah, cuma gününe kadar hep beraber -muhalefet partisi milletvekilleri de destek olacaklar inşallah- Soma şehitlerimize bir hediye vereceğiz bayramdan önce diye düşünüyorum.

Bu duygular içerisinde grup önerisi üzerinde konuştuğumu beyan ediyor, yine de grup önerisini Genel Kurulun takdirine sunuyor, tekrar saygıyla selamlıyorum hepinizi. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Can.

KEMALETTİN YILMAZ (Afyonkarahisar) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Buyurunuz Sayın Yılmaz.

KEMALETTİN YILMAZ (Afyonkarahisar) – Sayın hatip benim söylediklerimi çarpıtarak, Afyon’la ilgili hiçbir şeyden bahsetmediğimden, Kocatepe’yle ilgili hiçbir şeyden bahsetmediğimden söz ederek, vermiş olduğum önergeyi önemsizleştirmeye çalışmıştır; sataşmıştır ismimi kullanarak. Söz istiyorum efendim.

BAŞKAN – Buyurunuz Sayın Yılmaz. (MHP sıralarından alkışlar)

VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)

8.- Afyonkarahisar Milletvekili Kemalettin Yılmaz'ın, Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can’ın MHP grup önerisi üzerinde yaptığı konuşması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

 

KEMALETTİN YILMAZ (Afyonkarahisar) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Kocatepe’yi Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemine taşımış olmaktan son derece mutluyum, gururluyum, sevinçliyim. Katkı sağlayan herkese saygılarımı sunuyorum. Ancak bizim Kocatepe’nin, Kocatepe ruhunun, cumhuriyeti kuran iradenin bilinmesi, tanıtılması, yaşanması, yaşatılması ve gelecek kuşaklara aktarılması konusunda Kocatepe’de birtakım altyapıların yapılması lazım, panoramik müzenin yapılması lazım. Oraya gelen insanların…

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) – Konuşmadın ama...

KEMALETTİN YILMAZ (Devamla) - Burada var Ramazan Bey, sen dinlemedinse, laf atmaktan fırsat bulamadınsa bilemiyorum, tutanaklarda var.

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) – Tutanakları getir, bak istersen.

KEMALETTİN YILMAZ (Devamla) - Buraya panoramik müzenin yapılması lazım. Buraya gelen insanların insani ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri altyapının gerek çevreyi gerekse tarihî dokuyu bozmadan yapılması talebimizdir, dileğimizdir. “Tarihî ve panoramik müze yapılması” adı altında, maalesef, tanıtım müzesi olmaktan öteye geçilememiştir şu ana kadar. Bu, ciddi bir eksikliktir.

Bunun dışında burada Afyon’la ilgili olarak benim dışımdaki 2 Afyonlu milletvekili arkadaşımızın söylediklerini methederek, benim Afyon’dan da bahsetmediğimden söz ederek diğer bazı illerdeki milletvekillerinin arasındaki sürtüşme gibi bizi de “böl, parçala” şeklindeki bir yaklaşımınızı da kınıyorum. Biz, “Söz konusu Afyon olunca gerisi teferruattır.” anlayışında olan milletvekilleriyiz. Buradan da bütün milletvekili arkadaşlarıma saygılar sunuyorum.

Tekrar ediyorum, Kocatepe Türkiye Cumhuriyeti tarihinin mührüdür, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin âdeta tapusudur; yaşanması, yaşatılması adına burada Meclis araştırması açılarak “Ben yaptım, oldu.” zihniyetiyle değil, “Türkiye’de, Kocatepe’ye neler yapılması lazım, gelişen dünyaya, gelişen Türkiye’ye ayak uydurabilmesi için neler yapılabilmesi lazım.” anlayışıyla çağdaş ilmin ışığı altında, bilimin ışığı altında herkesin katkı sağlaması için önerimize destek vermenizi talep ediyorum. Saygılar sunuyorum efendim.

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Yılmaz.

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) – Sayın Başkanım…

BAŞKAN – Buyurunuz Sayın Can.

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) – “Kınıyorum” diyerek bana sataştı.

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Afyon Milletvekili yok galiba AKP’de başka. Ramazan’ı çıkarıyorlar Edirne’ye de, Afyon’a da.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Ramazan sen Afyonlu musun?

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Kırıkkale Milletvekili Sayın Başkan, Afyon Milletvekili değil.

ERKAN AKÇAY (Manisa) – Afyon’la ne alakan Ramazan, Afyon milletvekili arkadaşlar var burada.

BAŞKAN – Nasıl? Söz ettiği hâlde söz etmediğini söylediği için sizi kınadı, siz de öyle söylemediğinizi beyan etmek istiyorsunuz, düzelteceksiniz?

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) – Ben de onu açıklayacağım.

BAŞKAN - Buyurunuz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

KEMALETTİN YILMAZ (Afyonkarahisar) – Tutanaklara bakarız Sayın Başkanım.

AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) – Tamam, zabıtlara geçti Ramazan.

ERKAN AKÇAY (Manisa) – Ya, bize cevap verecek Afyon Milletvekili yok mu?

9.- Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can'ın, Afyonkarahisar Milletvekili Kemalettin Yılmaz’ın sataşma nedeniyle yaptığı konuşması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

 

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; burada Afyon’un bir probleminin gündeme taşınmasından biz de mutlu oluruz. Sayın arkadaşımıza da ben teşekkür ettim fakat “Afyon’la ilgili bazı şeylerden de bahsetsin.” dedim. Gerçekten, sataşmam da fayda verdi, Kemalettin Bey geldi, burada Afyon’u anlattı. Ona vesile olduğu için de tekrar teşekkür ediyorum ben.

Ben şunu özellikle söylemek istiyorum: Sakarya, Çanakkale neyse Miryokefalon odur, Kocatepe odur.

Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Can.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Ramazan, bir gün Kırıkkale’nin problemlerini konuşmadın şurada!

KEMALETTİN YILMAZ (Afyonkarahisar) – Sayın Ramazan Milletvekilimiz acaba Afyon’da ne kadar kalmış, Afyon’u ne kadar tanır? Afyon’u gelip geçerken görmüştür mutlaka.

Takdirlerinize sunuyorum.

BAŞKAN – Tamam, peki.

VII.- ÖNERİLER (Devam)

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)

2.- MHP Grubunun, Afyonkarahisar Milletvekili Kemalettin Yılmaz ve arkadaşları tarafından, Afyonkarahisar ilinde bulunan Büyük Taarruz’un başlatıldığı Kocatepe’nin sorunlarının belirlenmesi, geçmişinin, bugününün ve geleceğinin araştırılması, tarihimizdeki önemine yakışır bir hâle getirilmesi için idari ve kurumsal yasal düzenlemelerin yapılması amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin (10/399), Genel Kurulun 22 Temmuz 2014 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)

 

BAŞKAN – Milliyetçi Hareket Partisi Grubu önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.

Şimdi, Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve daha sonra oylarınıza sunacağım.

3.- CHP Grubunun, Bursa Milletvekili İlhan Demiröz ve 21 milletvekili tarafından, Bursa’da faaliyet gösteren taş, maden, mermer ve kum ocaklarının neden oldukları sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin (10/1000), Genel Kurulun 22 Temmuz 2014 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

                                                                                       22/7/2014

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Danışma Kurulunun, 22/7/2014 Salı günü (Bugün) yaptığı toplantısında, siyasi parti grupları arasında oy birliği sağlanamadığından, grubumuzun aşağıdaki önerisini İç Tüzük’ün 19’uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.

                                                                                                                       Engin Altay

                                                                                                                           Sinop

                                                                                                                 Grup Başkan Vekili

Öneri:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Gündeminin “Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler” kısmında yer alan Bursa'da faaliyet gösteren taş, maden, mermer ve kum ocaklarının neden oldukları sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla İlhan Demiröz ve 21 arkadaşı tarafından verilmiş olan (10/1000) esas numaralı Meclis araştırması önergesinin görüşmesinin, Genel Kurulun 22/7/2014 Salı günlü (Bugün) birleşiminde yapılması önerilmiştir.

BAŞKAN – Önerinin lehinde, Bursa Milletvekili İlhan Demiröz.

Buyurunuz Sayın Demiröz. (CHP sıralarından alkışlar)

İLHAN DEMİRÖZ (Bursa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; taş, maden, mermer ve kum ocaklarının neden oldukları sorunların ve sonraki yıllarda ortaya çıkabilecek problemlerin bugünden tespit edilerek gereken önlemlerin alınması amacıyla vermiş olduğumuz Meclis araştırması önergesi üzerine söz almış bulunuyorum. Sizleri ve ekranları başında bizleri izleyen değerli yurttaşlarımızı saygı ve sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

Sözlerime, günlerdir Gazze’de Filistin halkına İsrail tarafından uygulanan katliamı şiddetle ve nefretle kınayarak başlamak istiyorum.

Değerli arkadaşlar, taş ocakları, maden, mermer ve kum ocaklarının işletilmesinin ihtiyaç olduğunu biliyoruz ancak bildiğimiz bir başka konu ise ülkemiz coğrafyasına, tarih dokusuna, sosyal yaşamına ve verimli tarım alanlarına onarılması güç zararlar verilerek büyük çevre felaketlerine zemin hazırladıklarıdır. Gerekli inceleme, değerlendirme yapılmadan, doğaya ve su kaynaklarına vereceği zarar araştırılmadan ÇED raporları veriliyor, ruhsatlar verilip denetlenmiyor. Bu işletmeler ülkemizin doğasına, tabiatına ve insanlarımıza büyük acılar yaşatmaktadır, Manisa Soma’da, Bursa Mustafakemalpaşa Bük’te, Amasya’da, Zonguldak Kozlu ocaklarında olduğu gibi. Bitki örtüsünü, yeşil alanları tahrip eden bu işletmeler topografik yapıyı çıkan hafriyatlarla -dökme nedeniyle- bozmaktadırlar. Dinamit kullanılması nedeniyle su yatakları değişmekte, su toplama havzaları zarar görerek su kirliliğine neden olmaktadır. 28 Haziran 1998 yılında Danimarka’nın Aarhus kentinde Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu tarafından imzaya açılmış Çevresel Konularda Bilgiye Erişim, Çevresel Karar Verme Sürecine Halkın Katılımı ve Yargıya Başvuru Sözleşmesi 30 Ekim 2001 tarihinde Avrupa Birliği ve 43 ülke tarafından imzalanmıştır. Burada ifade edilmesi gereken bir husus bu sözleşmenin onaylanmasının Avrupa Birliği üyelik yolunda Türkiye'nin yerine getirmesi gereken şartlardan olduğudur. Ancak, ilerleme raporlarında Türkiye'nin hâlâ bu sözleşmeyi imzalamadığını özellikle belirtmek istiyorum.

Değerli arkadaşlar, değerli milletvekilleri; Osmanlı İmparatorluğu döneminde Taşocakları Nizamnamesi yayınlanmış ve şöyle ifade edilmiş: “Bir köy veya kasaba veya birden çok köylere mahsus mera, koru ve diğer umuma ait arazi-i metrukede ocak açılması, işletilmesi için ruhsat verilmesi ancak o köy ve kasaba halkının o araziden sağlamakta olduğu yararın zedelenmemesi şartına bağlıdır.”

Bir asır önce çıkarılan taş ocaklarıyla ilgili düzenlemelerin aksine maalesef bugün köy halkı, çevre etkileri değil, kişilerin, yandaşların kazanacağı para miktarına bağlıdır.

Seçim bölgemiz Bursa; İstanbul, Ankara gibi metropoller olmak üzere Marmara, Ege ve İç Anadolu Bölgesi’nde birçok ili besleyen tarımsal merkez durumdadır. Ancak, tarımsal açıdan çok önemli olan bu ilimiz Bursa’mızda, giderek azalan tarım alanlarının korunması gerektiğini de ifade etmek istiyorum.

Bursa’mızın dağ ve tepeleri, Ankara’dan maden arama ruhsatları çerçevesinde tamamen parsellenmiştir. Yıllarca çiftçilerin gözleri gibi baktığı çalılık, fundalık, ormanlık alanlara artık vatandaşlar girmemektedir. Çünkü ellerindeki belgeyle belli bir süre için alınan bu alanların ÇED raporu dikkate alınarak belirli kısımlarda çalışma yapmak suretiyle etrafları çevrilmiştir.

Değerli milletvekilleri, Bursa seyahatinizde İzmir, İstanbul veya Ankara istikametinden gelirken Uludağ yamaçlarında insan yüzüne ustura atılmış şekilde taş ocaklarını, maden ocaklarını, mermer ocaklarını görebilirsiniz.

Ayrıca, İstanbul-Orhangazi-Gemlik-İzmir otoban yolunda zeytin alanları içerisinde de taş ocaklarıyla, kırma taş tesisleriyle karşılaşabilirsiniz.

Başka bir konuyla karşılaşmanız ise bilgisayardan İnternet’e girerek Bursa’da satılık taş ocakları olduğunu ve hem de şehir merkezine 22 kilometre, hızlı trene 4 kilometre mesafede olduğunu da belirtmek isterim.

Değerli milletvekilleri, Nilüfer Çayı’mız var, sahibi yok; kirletiyorlar, kirli akıyor. Mahkeme kararına rağmen Orhaneli Başköy ve Mustafakemalpaşa Kabulbaba ve Sülük köylerinde maden ocakları çalışmaya devam ediyor. İnegöl Tüfekçikonağı HES Projesi’yle Tüfekçikonağı köyü, Sulhiye, Mezit, Osmaniye, Eskikaracakaya, Rüştiye, Yeniköy, İhsaniye, Kınık, Özlüce köyü ve Kurşunlu beldesi susuz bırakılıyor. Keles Kozağacı Vadisi’ndeki Durak, Harmandemirci, Yunuslar, Davutlar, Denizler, Çayören, Issızören mahallerini içine alan termik santrale 2006’daki olumsuz rapora rağmen hâlâ bu konuda ısrar devam ediyor. Yenişehir Karacaali ve Karaköy'e ait mera alanları elden çıkartılarak oto test merkezi kurulduğunu da belirtmek istiyorum.

Değerli milletvekilleri, yeşil Bursa’yı gri yapanlar, TOKİ ucubeleriyle Bursalımızı çevreleyenler şimdi de şehrin merkezinde termik santral ve çimento fabrikası kurulması için müsaade etmektedirler. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Bursalılara sormadan, onların adına Demirtaş’ta termik santral, Nilüfer İnegazi’de çimento fabrikası kurulmasının ön olurlarını veriyor.

Bu Bakanlığın ÇED raporuyla ilgili konusundaki olumsuz örneklerini çoğaltabiliriz. Türkiye’nin yükselen turizm değeri İzmir yarımadasında Çeşme, Urla, Karaburun, Seferihisar ve Alaçatı’da maalesef taş ocaklarına ÇED onayının verildiğini ifade etmek istiyorum. Bir başka ÇED onayının verildiği yer, Artvin Cerattepe’de altın madeni için ÇED raporunun verilmesidir. Artvinliler ayakta, Dere Mahallesi, Haypetlisi, Korzullusu, Oruç’tan, Melo’dan Dirink’ten, İşkabil’den, Sinkot’tan, Hezor’dan, Geyishane’den Kafkasör'e insan zinciriyle ulaşıyorlar. Cerattepe için yanlarında olduğumu ifade ediyor, Artvin'i bu onurlu direnişinden dolayı kutluyor, hepsine buradan sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Değerli arkadaşlar, Bursa’da ÇED’le ilgili bunlar olurken “Acaba Genel Kurulumuzda neler oluyor?” diye sorarsanız, Plan ve Bütçe Komisyonu ile Genel Kurulda yapılanlar, 149 maddelik torba yasanın içerisinde çiftçinin, köylünün sıkıntılarını giderecek bir maddenin olmadığını belirtmek istiyorum. Çiftçilerimiz sıkıntı içerisinde. Burada onlara vereceğimiz, Ziraat Bankası ile tarım kredi kooperatiflerindeki faizlerin silinmesiyle ilgili yapılandırma, yine sulama birliklerine ve sulama kooperatiflerine, TEDAŞ’a olan elektrik borçlarının yapılandırılması onları mutlaka ve mutlaka belli noktalarda rahatlatacaktır. Çünkü bu yıl, 2014 yılında, her zaman Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının tarımı yok etme pahasına yaptığı politikaların haricinde bir de ayrıca yağmurla, doluyla, selle çiftçilerimizin çok zor durumda olduklarını ifade etmek istiyorum.

Plan ve Bütçe Komisyonunda çiftçilerimizin sorunlarını bir nebze giderecek önergelerimizi reddeden iktidar partisine mensup milletvekili arkadaşlarımın Genel Kurul çalışmalarında aynı yönde vereceğimiz önergelerimize bu sefer destek olacaklarının yanı sıra, taş, maden, mermer ve kum ocaklarının neden oldukları sorunların tespiti ve sonraki yıllarda ortaya çıkabilecek sorunları tespit etmek amacıyla vermiş olduğumuz Meclis araştırma önergesine destek vereceğini umut ediyor, hepinizi sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum.

Sağ olun, var olun. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Demiröz.

Aleyhinde, Bursa Milletvekili Mustafa Öztürk.

Buyurunuz Sayın Öztürk. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

MUSTAFA ÖZTÜRK (Bursa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; CHP grup önerisinin aleyhinde söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Yarın inşallah Kadir Gecesi; öncelikle Kadir Gecenizi kutluyorum. Kadir Gecesi’nin dünyadaki bütün Müslümanlara, bütün insanlığa barış getirmesini, huzur getirmesini Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum.

Çevre ve su kaynakları, ova ve tarım alanları hepimizin ortak değerleridir. Bugün bu değerler bütün dünyanın gündemindedir ve olmaya da devam edecektir. Amacımız gelecek nesillere temiz ve yaşanabilir bir çevre ve modern şehirler bırakmaktır. AK PARTİ olarak 2023 hedeflerimizin ana başlıklarından bir tanesi de budur. Önergede yer alan çevre duyarlılığı ve su kaynaklarının korunması noktasındaki düşüncelerinize katılıyorum ama katılmadığım noktalar da var, alınan tedbirler ve kontroller gibi. Önemli olan, bu değerlerimizi hep beraber korumamız, uygulamaları yürütmemiz ve denetlememizdir. Bunun için de hem ovalarımızın korunması hem de planlı, sağlıklı kentlerin oluşması için gerekli çalışmaları biz AK PARTİ iktidarı olarak ve belediyeler olarak yaptık, bundan sonra da yapmaya devam edeceğiz.

Bursa ilimiz gerçekten tarih ve medeniyetin beşiği olan bir ilimizdir. Bunlarla birlikte sanayi, ticaret ve turizm kenti olduğu gibi, tarım ve gıda kentidir. Bursa Ovamızdaki güzel meyve ve sebzelerin tadına doyum olmaz.

Yine coğrafi güzellikleriyle Bursa yaşanmaya ve görülmeye değer bir şehrimizdir. Bu nedenle bizim iktidarlarımız döneminde hükûmetlerimiz ve belediyelerimizle bu şehrin unutulmuş, yok olmuş, yıkılmış tarih ve kültür eserlerini ortaya çıkardık. Bursa bugün bir tarih kenti özelliğine kavuştu.

CHP grup önerisinde “Giderek azalan tarım alanlarının korunması gerekmektedir.” denilmekte. Ben buna katılıyorum. Ancak Bursa'nın tarım arazileri bizim dönemimizden önce “böl, parçala, sat” anlayışıyla satılan arsalara yapılan kaçak yapılara, plansız şehirleşmelere izin verildi. Hepimiz biliyoruz, maalesef göç hem yerel yöneticilerin hem de genel yöneticilerin arkasından geldiği bir nokta oldu ve Bursa’ya çözüm üretemediler. Biz ne yaptık? Biz ise orayı kurtarıyor ve Bursa’yı tekrar eski o yemyeşil hâline dönüştürmeye gayret ediyoruz, büyük bedeller ödeyerek, coğrafi güzelliklerini ortaya çıkarıyoruz.

Bursa sizin de bahsettiğiniz bu özelliğini yitirmek üzere iken diğer şehirlerimizin olduğu gibi Bursa'nın imdadına yetiştik. Çıkardığımız kanunlarla ve belediyelerimizin yaptığı çalışmalarla büyük çoğunluğuyla bu kaçak yapılaşmaların önüne geçtik. Türkiye gibi enerjide dışa bağımlı olan ve enerji çeşitliliği ihtiyacı olan bir ülkede “Maden işletmeyelim.” diye bir mantık olamaz. İş güvenliği, çevre duyarlılığı, su kaynaklarının muhafazası gibi konular bizim için de sizin için de öncelikli ve hassas konulardır. Doğal kaynakların insan ve toplum yaşamındaki önemi bilinmektedir. Yaşamı fonksiyonel hâle getiren araç ve gereçlerin yüzde 99'u doğal kaynaklardan, özellikle de madenlerden sağlanmakta, dolayısıyla toplumların refah ve gelişmişlik düzeyleri ile madencilik faaliyetleri arasında yakın bir ilişki bulunmaktadır. Çağdaş bir yaşam için madencilik faaliyetleri vazgeçilmezdir. İçinde bulunduğumuz yüzyılda, çevre faktörü göz ardı edilerek hiçbir ekonomik faaliyet gibi madencilik faaliyetlerinin de yürütülmesi mümkün değildir. Madenciliğin çevreye etkileri yadsınamaz. Ancak madencilik sektöründe, çevre dostu teknoloji ve yöntemlerin kullanılması, madencilik süreçleri ya da sonrasında çevrenin korunmasına ve yenilenmesine yönelik önlemlerin alınması, sektörün gelişimini engellemeyecek, aksine genel anlamda sektörün gelişimine yönelik katkıyı yapacaktır.

Sorunlara çözüm bulmak yerine, üretim yapmayı kesin engelleyecek şekildeki çalışmaların, ilimize, dolayısıyla ülkemize zarar verdiği göz ardı edilmemelidir. Kullanılmakta olan maden çıkartma metotlarına bakılmaksızın her türlü maden işletmeleri yoğun olarak arazilerin bozulmasıyla beraber doğal çevrenin tahribine neden olmaktadır. Madencilik faaliyetlerinin neden olduğu çevre kirliliğinin en bariz örneklerinden birisi açık maden işletmelerinin çevreye verdiği zararlardır. Madencilik faaliyetleri kapsamında açık işletme yöntemi başta hava, gürültü ve su kirliliğine neden olmaktadır. Bu konuda sektöre büyük görevler düşmektedir. Tabii ki denetim mekanizmasının da çok iyi işlemesi gerekiyor.

Ayrıca Bursa ilimiz maden ocakları sahaları bakımından oldukça zengindir. Özellikle Orhaneli ve Keles ilçelerimiz Bursa ili içinde bu konuda en zengin ilçelerimizdir. Bu nedenle var olan zenginliklerimizden mutlaka yararlanmalıyız. Dünyada modern anlamda nasıl bir çalışma yapılıyorsa biz de daha iyisini hedeflemeli ve yapmalıyız. İlimizdeki maden çeşitliliği beraberinde birçok cevherleşmeyi de getirmiştir. Yapılan çalışmalar ilimizde önemli endüstriyel ham madde, metalik maden yatak ve zuhurlarını ortaya çıkarmıştır.

Bursa ilimizdeki madencilik faaliyetlerine şöyle bir göz attığımızda; 138 adet arama, 428 adet işletme olmak üzere toplam 566 adet ruhsat bulunmaktadır. İşletme ruhsatlarının 312 adedinde işletme izni verilmiş, 116 adedine işletme izni düzenlenmemiştir. Bursa ili dâhilinde 146 adet mermer, 76 adet kalker, 33 adet krom, 6 adet kömür ve 5 adet manyezitkrom işletme ruhsatı bulunmaktadır. Kamu kurumlarının ham madde ihtiyacının karşılanması için de 79 adet ham madde üretim izin belgesi verilmiştir.

Yeni müracaatlara baktığımız zaman: 2012 yılında 109, 2013 yılında da 90 adet ruhsat müracaatı vardır.

İlimizde en fazla üretilen maden kalker ve kromdur. Bunların üretim miktarlarına baktığımız zaman:18 milyon 379 bin tonla kalker, daha sonra 2 milyon 379 bin tonla krom, yine 1 milyon 106 bin tonla mermer gelmektedir.

Madencilik sektörünün çevreyle ilişkilerinin ve çevre politikalarının tartışılarak sektördeki bilimsel ve teknik bilgi üretiminin araştırmacı, uzmanlar ve tüm paydaşlar tarafından paylaşılması amacıyla -işte sizin verdiğiniz bu önergenin içeriği doğrultusunda- Bursa ilinde, 9-10 Mayıs 2012 tarihinde Bursa ilindeki madencilik faaliyetleri ve çevresel sorunları konulu bir çalıştay düzenlenmiştir.

Bu çalıştayda 5 alt grup oluşturulmuş. Onlar şunlardır: Maden mevzuatı çalışma grubu, ÇED mevzuatı çalışma grubu, çevresel etkiler (su, hava, toprak, gürültü) çalışma grubu, Bursa'da madencilik çalışma grubu, iyi madencilik uygulamaları çalışma grubu.

Dolayısıyla, çalışma gruplarında moderatör desteği ve yönetiminde konu, sorun ve çözüm önerileri görüş alışverişinde bulunulmuş, ortaya çıkan raporların tartışılması ve sonuçlandırılmasıyla çalıştay bildirisi hazırlanmış ve kamuoyuna sunulmuştur. Bu sonuç bildirgesi hem ilgili kurum ve kuruluşlarımız için hem Bakanlık için rehberlik etmektedir ve çalışmalar da buna göre yürütülmektedir.

Ocakların işletmesinin bitiminden sonra hem orman hem de tarım arazisi olarak geri kazanımların önemli olduğunu düşünüyorum. Gelişmiş ülkelerde bununla ilgili çok güzel örnekler olmakla birlikte, ülkemizde bu konuda daha hassas davranılmalı ve gerekli denetimler yapılmalıdır.

Bizler çevreye verdiğimiz önem kadar su ve su kaynaklarına da aynı hassasiyetle yaklaşıyoruz. Bursa çeşmelerinden gönül rahatlığıyla su içebilirsiniz. Belediyenin ve Hükûmetimizin yaptığı çalışmalarıyla gerçekten de Bursa bu konuda ender illerimizden bir tanesidir.

Yine, bizim köylerimizin kronikleşmiş su problemi vardı. Bizim hükûmetlerimiz döneminde, KÖYDES ve BELDES projeleriyle, tüm Türkiye’de olduğu gibi, Bursa’da da köylerimizin içme suyu problemini çözdük. Daha sonra ortaya çıkan problemlere de anında duyarlı olduk ve müdahale ettik. Problemleri çözme noktasında gerekli girişimleri yaptık, işte, bu önergenizde de bahsedilen Orhaneli Başköy’deki su probleminde olduğu gibi. Bizzat şahsım köye giderek, mermer ocağına inerek, su kaynağına da giderek orada gerekli denetimleri yaptık, örnekleri aldık. Sonrasında hazırladığımız raporu bilgi olarak Başbakan Yardımcımızın makamına, gereği için de DSİ Genel Müdürlüğüne, Maden İşleri Genel Müdürlüğüne, İl Özel İdaresine ve             Bursa İl Sağlık Müdürlüğüne göndererek çözüm üretme noktasında katkı yaptık, daha doğrusu problemi çözdük.

Bu rapor ve yazışmaların sonucunda, Bursa Valiliği tarafından 18/4/2013 tarihli yazıyla Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ve DSİ tarafından bir komisyon oluşturularak, başta Başköy ve civarında bulunan ocaklar olmak üzere, tüm Bursa ilinde bulunan ocak sahalarında denetimlerin yapılması ve üçer aylık periyotlarla bilgi verilmesi görevi verilmiştir. İstenen komisyon 14/5/2013 tarih ve 273314 sayılı valilik yazısıyla oluşturulmuş olup bundan sonraki denetimler bu komisyon marifetiyle sürdürülecektir. DSİ Genel Müdürlüğümüz de gerekli çalışmaları bu komisyon tarafından ve buna bilgi katkısı yaparak mermer ocaklarının mevzuatı ve ÇED raporları doğrultusunda da sürdürmektedir.

Ben, bizzat, buradaki raporda belirttim. Yani bu bir tane maden ocağının su kaynağına etkisi olabileceğini, dolayısıyla, suyun kirlenmesine, fiziksel kirlenmesine sebep olacağını, bunun giderilmesi gerektiğini söylemiştik. Bundan sonra DSİ bir karar aldı, Bakanlar Kurulu kararıyla bu alanı genişletti ve koruma altına aldı. Dolayısıyla, biz, su kaynaklarına da sonuna kadar duyarlıyız. Temiz su içmek, güzel yaşamak, yaşanabilir bir çevrede yaşamak, bütün halklarımızın isteğidir. AK PARTİ’miz de yaptığı çalışmalarla bunu göstermiştir.

Bundan sonra da aynı çalışmaları, çevreye duyarlılığımızı sürdüreceğiz diyorum, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Öztürk.

Lehinde, Bingöl Milletvekili İdris Baluken.

Buyurunuz Sayın Baluken. (HDP sıralarından alkışlar)

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisinin vermiş olduğu, Bursa ilinde faaliyet gösteren taş, maden, mermer ve kum ocaklarının neden olduğu sorunların araştırılarak gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir komisyonun oluşturulması önergesine katıldığımızı buradan hemen ifade ederek sözlerime başlamak istiyorum. Konuşmama başlamadan önce hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Önergenin içeriğine baktığımız zaman zaten bu önergeye “hayır” demenin koşullarının olmadığını açık bir şekilde ifade etmek gerekiyor. Bursa ilinde tarım alanlarının giderek azalmasını, ekolojik yıkımı, insan hayatını tehdit eden kum ocaklarının, maden ocaklarının ÇED raporları olmadan büyük felaketlere davetiye çıkaracak şekilde devreye konulmasını tabii ki bu Meclisin araştırması gerekiyor. Bunun için bir araştırma komisyonunun kurulması şu açıdan önemlidir: Sizin daha çok sermayeyi önceleyen politikalarınızla her yerde insan sağlığını ve doğayı tehdit eden ciddi çevre felaketleriyle, maalesef, karşı karşıya kalabiliyoruz. Belki Bursa’yla ilgili bir komisyon kurulursa, bu, Türkiye açısından bu çevre felaketlerini ortaya koyma açısından bir biyopsi alma; o biyopsi üzerinden, o parça üzerinden bütün Türkiye’ye bir çözüm önerisi sunma fırsatını önümüze koyabilir. Dolayısıyla, biz bu önergenin isabetli olduğunu düşünüyoruz, önergeye olumlu oy kullanacağımızı buradan başta hemen ifade etmek istiyoruz.

Değerli milletvekilleri, aslında ben birkaç hususu da burada bu önerge vesilesiyle dile getirmek istiyorum. Özellikle, dün gece Diyarbakır-Bingöl yolunda yaşanan vahim bir trafik kazası nedeniyle hepimizin yüreği yanmıştır, hepimizin yüreğine büyük bir acı, maalesef, düşmüştür. Diyarbakır-Bingöl yolunda bir LPG tankerinin patlaması sonucu, yoldan geçen 2 yolcu otobüsü ve 1 Doblo aracın tutuşması söz konusu. Bu vahim olayda şu ana kadar 1 vatandaşımız yaşamını yitirmiş, 14’ü çok ağır olmak üzere 64 vatandaşımız da çeşitli yerlerinden yaralı hâle gelmiştir ve şu anda değişik hastanelerde tedavi altına alınmış durumdalar.

Ben, her şeyden önce yaşamını yitiren vatandaşımıza Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum, can kaybının artmamasını buradan temenni ediyorum. Özellikle yaşanan tablonun büyük bir afet durumu olduğunu ifade etmek istiyorum. Yani öyle büyük bir afetle karşı karşıyayız ki yaralı sayısı -ki bu yaralıların pek çoğunun vücudunda yüzde 50’den fazla yanıklar var- Türkiye’deki yanık ünitesi kapasitelerinin üzerinde olacak şekilde bir hadise cereyan etmiştir.

Dün geceden beri ambülans, uçak ve helikopterlerle tam bir seferberlik hâli şeklinde bu yaralılara, başta sağlık emekçilerimiz olmak üzere gerekli olan hizmetler verilmeye çalışılıyor. Şu anda Diyarbakır Eğitim ve Araştırma Hastanesinde diğer hastanelerin yanık ünitelerine transfer bekleyen 21 yaralımız var. 21 hasta için, yaralı için de Sağlık Bakanlığı yetkilileriyle biz görüştük, gerekli hazırlıkların yapıldığını ve birkaç saat içerisinde bu yaralıların da başka hastanelere nakledileceğini ifade ettiler. Umarız ki hızla bu yaralılar da gerekli tedavi imkânlarını bulacakları merkezlere bir an önce taşınırlar.

Burada, tabii, gece yarısından itibaren Diyarbakır’da oluşturulan bir kriz masası var. Bu kriz masası son derece koordineli bir şekilde bir çalışma yürütmeye çalışıyor, Diyarbakır Valisi de gece yarısından itibaren kriz masasına gelen bilgileri bizlerle paylaşıyor. Umarız ki bütün bu çalışmalar neticesinde daha fazla can kaybı olmaz, yaralılarımız da bir an önce sağlıklarına kavuşurlar. Trafik kazalarıyla ilgili de umarız ki gerekli tedbirler ve önlemler alınır ve bu düzeyde canımızı yakan hadiseler tekrar önümüze gelmez.

Tabii, burada birkaç hususu da vurgulamak istiyorum. Yani biz muhalefet olarak illaki bir önerge getirdiğimizde ya da buradan bazı konulara değindiğimizde sırf iktidarı yıpratalım, işte belirli konularda siyasi bir kazanç elde edelim üzerinde bir yaklaşım ortaya koymuyoruz. Dünden beri işte, Urfa Valisiyle ilgili Meclis gündemine sürekli bilgilendirmede bulunduk yani burada kişilerle zaten bir problemimiz yok, ben Urfa Valisini de tanımam, Diyarbakır Valisini de şahsi olarak tanımam ama iki zihniyet ve iki yaklaşım arasındaki farkı burada hep beraber konuşacağız ki ülkenin menfaati açısından, halkın menfaati açısından doğru olanı yakalayalım. Bunu yapmamız elzemdir.

Bakın, özellikle Urfa’da yaşanan hadiselerle ilgili her bilgi aktardığımızda maalesef iktidar partisi vekilleri bir savunma pozisyonuna geçtiler. Biz şunu söyledik ya da şimdi onu söyleyelim: Oradaki kamu görevlilerinin görevi vatandaşların can ve mal güvenliğini sağlamaktır. Can güvenliği açısından üç gündür Urfa’da iyi bir sınav verilmemiştir, 1’i gazeteci olmak üzere 2’si ağır, onlarca yaralının olduğu bir müdahaleyi mutlaka soruşturmak gerekir. Yine, “Milletvekillerine yönelik bir darp olayı varsa burada vali başta olmak üzere sorumlular hakkında gerekli idari ve adli süreçlerin yürütülmesi gerekir.” demiştik. Mal güvenliği için de aynı şekilde bu söylemlerimizi dile getirmiştik.

Bakın, ben size Urfa’da üç gün içerisinde yaşanan hadiselerden, vatandaşın mal güvenliğini koruması gereken devlet görevlilerinin ne yaptığının fotoğraflarını göstereyim. Burada sivil vatandaşa ait bir araç var, orada bu aracın güvenliğinden sorumlu olan devlet görevlileri araca saldırıyorlar değerli arkadaşlar. Bakın, burada araç pert olacak şekilde müdahaleler yapılıyor, 15’e yakın araç bu şekilde pert edildi. Nasıl bir nefret duygusuysa arkadaşlar, bakın, insanlardan, milletvekillerinden, gazetecilerden geçtik; araç üzerinde inanılmaz düzeyde, hepimizi utandıran müdahaleler yapılmış. Burada bakın, bu güvenlik güçleri aracı devirmeyi başarmış, bu araç bir vatandaşımıza ait araç ve dediğim gibi 15’e yakın araç bu şekilde tahrip edildi.

Burada da tamamen ters çevrilmiş ve işte güvenlik güçleri de aracı tahrip edip ters çevirdikleri için neredeyse kutlama yapacak şekilde bazı işaretlerde bulunuyorlar.

Bakın, burada da milletvekillerimizin ve halkın içerisinde bulunduğu çadır ateşe verilmiş.

Bu tabloları biz buraya getirdiğimizde, siz buraya çıkıp maalesef bu tabloları savunur pozisyona düşüyorsunuz. Bunları yapmayın arkadaşlar. Şimdi, vatandaşın aracına zarar veren güvenlik güçleri ve onlara bu talimatı veren bütün yetkililer hakkında soruşturma açmanın, en başta sizin Hükûmetinizin görevi olduğunu buradan ben tekrar hatırlatmak istiyorum.

Dün bunları söylediğimizde, bu tabloların polis terörü ya da işte güvenlik güçlerinin terörü olduğunu söylediğimizde, AK PARTİ Grup Başkan Vekili çıkıp burada bütün polislere, askerlere “terörist” dediğimizi iddia ederek tartışmayı başka bir yöne çekti. Asla, ne bütün polis ve askerlere karşı düşmanlığımız var ne de hepsine “terörist” deme durumumuz var.

Dün de buradan, ben, Ali İsmail’i, Ethem’i, Medeni Yıldırım’ı, Berkin’i, Uğur Kurt’u yargısız infaz yapan bir anlayışın terör olduğunu ve Hükûmetin de bu terörün üzerine gitmesi gerektiğini ifade etmiştim. Yanlış yapan kimse bunu ifade edip onunla ilgili süreçleri yürütmekle yükümlüsünüz. Böyle bir dokunulmazlık, belirli görevlilere dokunulmazlık, bir peygamberlik kutsiyeti atfederek bu ülkedeki yanlışları düzeltemeyiz.

Nitekim, Hükûmetinizin uygulamaları da burada ifade edilenlerin aksi yönünde. Dün siz buradan bu ifadeleri kullanırken, gece yarısı, devlet içerisinde paralel faaliyette bulunduğunu iddia ettiğiniz polisler hakkında soruşturma ve operasyon yürüttünüz ve bu saate kadar da sanırım 60’ı aşkın polis yanlış yaptığı için şu anda gözaltına alınmış durumda yani yanlış illaki size yapılınca soruşturma konusu olacaksa orada da sorunlu bir şey var.

Burada sizin şu duruşu göstermeniz gerekiyor: Eğer bir yanlış varsa bütün yönleriyle kamuoyuna açıklama yapma, bu konuda sonuna kadar gittiğini kamuoyuna gösterme, yürütülen operasyonun da bir Cumhurbaşkanlığı seçim malzemesi değil, gerçekten bir paralel devlet mücadelesi olduğunu ortaya koyma gibi bir sorumluluğunuz olduğunu düşünüyorum.

Umarım ki bundan sonraki yanlışları, yanlışı yapan kim olursa olsun…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

İDRİS BALUKEN (Devamla) – …öyle klasik devletçi reflekslerle savunur pozisyona girmezsiniz temennisinde bulunuyorum. Konuşmamı bitirirken de önergeye olumlu oy kullanacağımızı tekrar hatırlatıyorum.

Teşekkür ediyorum. (HDP ve CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Baluken.

Aleyhinde, Denizli Milletvekili Mehmet Yüksel.

Buyurunuz Sayın Yüksel. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

MEHMET YÜKSEL (Denizli) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun önergesi aleyhinde söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Burada, Cumhuriyet Halk Partisi Bursa Milletvekili, Değerli Ağabeyimiz, İlhan Demiröz kardeşimizin 2012 yılında hazırlamış olduğu araştırma önergesiyle ilgili, bu önerge hakkında… Burada yazılanların hepsinin altına imza atarız, bunda bir sıkıntı yok, hep beraber ve tespit edilen konularda bir taraftan madenlerin çıkartılması yapılırken, bir taraftan da tarımı, çevreyi, doğayı koruyarak bu işin yapılması gerektiği konusunda önemli bir önerge. Ancak, bu arada da yine, AK PARTİ’den, partimizden Bursa Milletvekili, kardeşim Mustafa Öztürk Bey de bu işin nasıl yapılacağı noktasında güzel açıklamalar yaptı. Sonuç itibarıyla, bu önergeyle ilgili, inşallah, ben de burada bir milletvekili olarak, kardeşiniz olarak önümüzdeki günlerde… Şu arada -biliyorsunuz- bir taraftan bayram çalışması var, bir taraftan da halk dilinde “torba yasa” dediğimiz, hakikaten, 4 Hazirandan beri, Plan Bütçedeki arkadaşlarımızla beraber alt komisyondan beri, iktidar-muhalefet bütün milletvekili arkadaşlarımız, kamuda görev yapan bütün kardeşlerimizle birlikte…

İZZET ÇETİN (Ankara) – Bu kanunun sence adı ne?

MEHMET YÜKSEL (Devamla) – Torba yasa.

…gece gündüz, hatta ramazan girdiği zaman sahuru da birlikte yaptığımız, bu yasayla ilgili çalışmalarımız devam ediyor ve bugün de partilerimizin hepsinin birbirinden değerli önergeleri var. Bu önergelerin hepsinin de mutlaka bir kıymeti harbiyesi var, bir önemi var ama tabii bizim iktidar cephesinden baktığımızda, bu önergeleri, bu sürenin uzatılmasıyla ilgili olarak verilmiş olan önergeler olarak algılıyoruz. Ama bu algı önergelerin yanlış veya doğru olduğu anlamına gelmez. Elbette, gerek Milliyetçi Hareket Partisinin gerek Halkların Demokratik Partisinin gerekse Cumhuriyet Halk Partisinin vermiş olduğu önergelerin hepsinde güzel konular var.

Burada, Soma’yla ilgili, yine, birlikte, muhalefet partili arkadaşlarımızın katkılarıyla çok önemli maddeleri geçirdik ve Soma’da 13 Mayısta kaybettiğimiz 301 canın yakınlarının ve oradan yaralı kurtulan kardeşlerimizin haklarıyla ilgili ciddi mücadeleler verildi. İnşallah bu düzenlemelerle bir nebze olsun onları ve çevrelerini rahatlatabiliriz.

Onun dışında, yine, toplumumuzda SSK prim borçları, BAĞ-KUR prim borçları olan vatandaşlarımızın şu anda büyük bir beklentileri var, onların borçlarının yeniden yapılandırılması var. Burada, prim borcunun aslıyla ve ÜFE-TÜFE’ye göre hazırlanmış faizleriyle birlikte geri ödemesi ve bunda da ödeme kolaylığı getirilmekte; 6, 9 ,12, 18 taksit olmak üzere, ikişer aydan hesap ettiğimiz zaman 36 aya varan bir yapılandırma, ödeme kolaylığı getirilmekte. Burada sigorta primlerinde ceza yok, cezayı terkin ediyoruz ama peşin ödeyen vatandaşlarımıza yüzde 5 indirim yapıldığı için de en azından onların haklarını orada zayi etmiyoruz. Ama, vergiyi ilgilendiren konularda vatandaşlarımız şunu söylemekteler… Peşin ödeyen, vergisini zamanında ödeyen vatandaşlarımızın mağdur edilmemesi için de bu sefer verginin aslıyla beraber vergi cezası ve gecikme zammı yani ÜFE’ye göre zammı birlikte tahsil ediliyor. Bunda da yine bir ödeme kolaylığı getirilmiştir.

Onun dışında, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğine bağlı odalarımızın, mükelleflerimizin, üyelerimizin odalara olan borçlarının ve odalarımızın da üst kurula olan borçlarının, aynı zamanda esnaf birliklerinin de aynı şekildeki borçlarının yeniden yapılandırılmasıyla ilgili de önemli maddeler bulunmaktadır.

Onun dışında, araç muayenesiyle ilgili de yine vatandaşlarımızdan gelen önemli talepler vardı. Burada da yine araç muayenesini zamanında yaptırmamış olan vatandaşlarımız, bu yılın yani 2014’ün Aralık sonuna kadar muayenelerini yaptırmaları şartıyla aylık yüzde 5 olan enflasyon oranı tutarındaki cezayı ödememek kaydıyla, bunun karşılığında yüzde 1’lik aylık oranında hesaplanan tutarı ödemekle bu araç muayenelerini de yenilemiş olacaklar. Bundan doğan borçlarından da kurtulmuş olacaklar.

Onun dışında, yine esnaf ve ziraat odaları kayıtlarında geçersizlik sebebiyle emeklilikleri iptal edilmiş olan BAĞ-KUR’luların aylıklarının yeniden bağlanması düzenleniyor.

Yine, iş yeri kapanmış işverenlerimizin borç aslı 100 TL’nin altında olan borçlarının silinmesi gündeme geliyor.

Onun dışında, yine toplumumuzda “ev hizmetleri” diye geçen ev hizmetlerinde çalışan vatandaşlarımızın sigortalanabilmesi, güvence altına alınabilmesi için de yeni bir düzenleme getiriliyor. Burada “on günden az” “on günden çok” gibi bir iki bölüm var. Bu da, şu anda, hâlihazırda evinde hizmetli çalıştıran, yardımcı hizmetli çalıştıran vatandaşlarımızın mutlaka sigorta yaptırmaları ve bundan sorumlu oldukları için de bildirge vermeleri gerekiyor. Bildirge vermeleri noktasında da ciddi evrak fazlalığı var, muamele, işlem fazlalığı var. Bunun için pek çok ev sahibi, işveren, maalesef bu sebepten dolayı sigorta yaptırmamaktadır. Burada yapılan uygulamayla, getirilen yenilikle bunu kolay hâle getiriyoruz. Yanında hizmetli çalıştıran vatandaşlarımız, bir defaya mahsus olmak üzere, çalıştırdığı kişiyle birlikte kuruma ait bildirgeye birlikte imza atarak beyan edecekleri süreyle ilgili bir bildirge verecekler. Onun, devamlı, her ay, onunla ilgili hesaba parasını yatırılmak suretiyle, primi yatırılmak suretiyle sigortalılığı devam edecek. İşveren olan ev sahibi, artık her ay ayrı bildirge vermek, her ay şifreyle İnternet’e girme gibi zorluktan kurtulmuş olacak. Dolayısıyla, bir defa verilen bu beyan geçerli sayılacak ancak değişiklik esnasında ikinci bir beyan verildiğinde o geçerli olacak, verilmediği sürece ilk verilen beyan geçerli olacak.

Onun dışında, on günden az çalışan, yine çoğumuzun evlerine haftada bir defa hizmet için, temizlik için gelen bayanlarımız, kardeşlerimiz de bir aile yanında eğer ayda on günden fazla çalışmadıysa, on günden azsa sigortalarını kendileri yatıracaklar, isteğe bağlı sigorta yapma hakları var. Şu ana kadar onların iş kazalarında, başlarına gelen herhangi bir kaza sonrasında iş göremezlik primi veya iş kazasıyla ilgili kendilerini koruyan bir madde yoktu. Burada, yine on günden az çalışan kardeşlerimiz kendilerine ait isteğe bağlı sigorta yaptıklarında ev sahipleri yüzde 2’lik iş kazasıyla ilgili prim ödemek şartıyla bir kupon sistemi getiriliyor. Tahmin ederim uygulama Ocak 2015’te başlayacak. Bununla ilgili kurum çalışmalarını yapıyor. Bu da büyük bir kolaylık getirecek. Asgari ücrete göre hesaplanarak günlük çalışma saatlerine göre hazırlanmış kuponlarla yanımızda haftada bir, haftada iki, kaç gün geldiyse, ay bazında onun altındaysa geldiği gün sayısı bu kardeşlerimize çalıştığı gün ve saate uygun olarak kuponlar verilecek. Bu kuponlar alınırken bankalara işveren iş kazasıyla ilgili yüzde 2’lik prim ödemek zorunda, diğer kalan primleri de çalışan vatandaşımız, kardeşimiz, işçimiz ödemek zorunda.

Bu ve buna benzer daha pek çok maddeler var, tahmin ederim 148 madde. Şu anda, bugün nasip olursa üçüncü bölüme başladığımızda 51’inci madde itibarıyla görüşmelere devam edeceğiz. Bayrama kadar bunu bitirmek en büyük temennimiz ama tabii, şöyle muhalefet sıralarına bakıyorum, kafalar böyle olunca ümidimiz yok. Tahmin ediyorum bayramdan sonra da gelip çalışmalara devam edeceğiz.

Ben bu duygu ve düşüncelerle Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun vermiş olduğu önergenin aleyhine oy kullanacağımı söylüyor, hepinize iyi akşamlar diliyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Yüksel.

Cumhuriyet Halk Partisi Grubu önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.

Şimdi de Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutacağım, sonra da işleme alıp oylarınıza sunacağım:

4.- AK PARTİ Grubunun, Genel Kurulun çalışma gün ve saatleri ile gündemdeki sıralamanın yeniden düzenlenmesine ve 5 ve 12 Ağustos 2014 Salı günkü birleşimlerinde sözlü sorular ile diğer denetim konularının görüşülmeyerek gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmında yer alan işlerin görüşülmesine; 6 ve 13 Ağustos 2014 Çarşamba günkü birleşimlerinde sözlü soruların görüşülmemesine ilişkin önerisi

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Danışma Kurulunun 22/7/2014 Salı günü (bugün) yaptığı toplantıda siyasi parti grupları arasında oy birliği sağlanamadığından, İç Tüzük’ün 19’uncu maddesi gereğince grubumuzun aşağıdaki önerisinin Genel Kurulun onayına sunulmasını arz ederim.

Mustafa Elitaş

Kayseri

AK PARTİ Grup Başkan Vekili

ÖNERİ:

Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmında bulunan 641, 240, 604 ve 494 sıra sayılı kanun teklifi ve tasarılarının bu kısmın 5, 6, 7 ve 8’inci sıralarına alınması ve diğer işlerin sırasının buna göre teselsül ettirilmesi,

Genel Kurulun;

23 ve 24 Temmuz 2014 Çarşamba ve Perşembe günleri saat 12.00'de toplanması;

5, 6 ve 7 Ağustos 2014 Salı, Çarşamba ve Perşembe günleri saat 13.00'te toplanması;

Haftalık çalışma günlerinin dışında 25 Temmuz ile 4 ve 8 Ağustos 2014 Pazartesi ve Cuma günleri saat 14.00'te toplanması ve bu birleşimlerinde "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmında yer alan işlerin görüşülmesi;

5 ve 12 Ağustos 2014 Salı günkü birleşimlerinde sözlü sorularla diğer denetim konularının görüşülmeyerek gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmında yer alan işlerin görüşülmesi;

6 ve 13 Ağustos 2014 Çarşamba günkü birleşimlerinde sözlü soruların görüşülmemesi;

Çalışma saatlerinin;

22 Temmuz 2014 Salı günkü (bugün) birleşiminde 604 sıra sayılı Kanun Tasarısı’na kadar olan işlerin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar;

23     Temmuz 2014 Çarşamba günkü birleşiminde saat 20.00'ye kadar;

24 Temmuz 2014 Perşembe günkü birleşiminde 605 sıra sayılı Kanun Tasarısı’na kadar olan işlerin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar;

25 Temmuz 2014 Cuma günkü birleşiminde 547 sıra sayılı Kanun Tasarısı’na kadar olan işlerin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar;

4 Ağustos 2014 Pazartesi günkü birleşiminde 599 sıra sayılı Kanun Tasarısı’na kadar olan işlerin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar;

5 Ağustos 2014 Salı günkü birleşiminde 565 sıra sayılı Kanun Tasarısı’na kadar olan işlerin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar;

6 Ağustos 2014 Çarşamba günkü birleşiminde 464 sıra sayılı Kanun Tasarısı’na kadar olan işlerin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar;

7 Ağustos 2014 Perşembe günkü birleşiminde 10 sıra sayılı Kanun Tasarısı’na kadar olan işlerin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar;

8 Ağustos 2014 Cuma günkü birleşiminde 335 sıra sayılı Kanun Tasarısı’na kadar olan işlerin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar;

Yukarıda belirtilen birleşimlerde gece 24.00'te günlük programların tamamlanamaması hâlinde günlük programların tamamlanmasına kadar;

12, 13 ve 14 Ağustos 2014 Salı, Çarşamba ve Perşembe günkü birleşimlerde ise 14.00–24.00 saatleri arasında çalışması;

çalışmalarına devam etmesi;

Önerilmiştir.

BAŞKAN – Önerinin lehinde, İstanbul Milletvekili Mehmet Doğan Kubat.

Buyurunuz Sayın Kubat. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

MEHMET DOĞAN KUBAT (İstanbul) – Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; grubumuzun vermiş olduğu öneri lehinde görüşlerimi ifade etmek üzere söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygılarımla selamlarım.

Değerli arkadaşlarım, grup önerimizde Türkiye Büyük Millet Meclisinin bu hafta ve ağustos ayı içerisindeki çalışma gün ve saatleri ile gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri bölümündeki bir kısım işlerin sıralarının değiştirilmesi önerilmektedir.

Buna göre, 641 sıra sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’nin gündemin 5’inci sırasına, yine 240 sıra sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı’nın gündemin 6’ncı sırasına ve bir iki uluslararası sözleşmenin de gündemin 7 ve 8’inci sıralarına alınmasını önermekteyiz.

Çalışma gün ve saatleriyle ilgili olarak da değerli arkadaşlar, biliyorsunuz, 639 sıra sayılı torba kanunun görüşmelerine devam ediyoruz; şu anda da üçüncü bölümdeyiz, yaklaşık üçte 1’ini bitirdik, 148 maddenin 50 maddesini görüştük. Üçüncü bölümün üzerindeki görüşmeleri de dün bitti, önergelere bugün başlayacağız, inşallah kısa sürede o da tamamlanır diyorum.

23 Temmuz Çarşamba günü, yani yarın saat 12.00’de çalışmalarımıza başlayıp sekizde inşallah tamamlayacağız. Perşembe günü, saat yine 12.00. Cuma günü, 14.00’te başlayıp işlerin bitimine kadar.

Ağustos ayında ise: Bayram sonrası 4 Ağustos Pazartesi günü 14.00’te başlayacağız; 5, 6, 7 Ağustos Salı, Çarşamba ve Perşembe günleri saat birde başlayacağız; 8 Ağustos Cuma günü de yine saat ikide başlayacağız ve gündemdeki işlerin bitimine kadar çalışmalarımızı sürdüreceğiz.

Bunun dışında 12, 13, 14 Ağustos tarihlerinde de saat 14.00 ile 24.00 arasında Genel Kurulun çalışmalarına devam etmesini önermekteyiz.

Önerimize desteklerinizi bekliyor, yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum.(AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Kubat.

Aleyhinde, İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi. (CHP sıralarından alkışlar)

Buyurunuz Sayın Hamzaçebi.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunun Meclis gündemini yeniden düzenleyen bu önerisi vesilesiyle Hükûmetin dış politikası konusunda, zamanın izin verdiği ölçüde bir değerlendirme yapmak istiyorum.

İsrail’in Gazze’ye saldırısı nedeniyle Türkiye-İsrail ilişkileri iç siyasetimizin temel gündem maddesi hâline gelmiştir. Sayın Başbakan İsrail’e karşı sert açıklamalar yapıyor ama sadece açıklama yapıyor, miting meydanlarında konuşuyor, televizyon ekranlarında konuşuyor, başka bir şey yapmıyor, yapamıyor. Maalesef Sayın Erdoğan Hükûmetinin, Sayın Erdoğan-Davutoğlu ikilisinin bu konuda yapabileceği herhangi bir şey yok, atabileceği herhangi bir adım yok. Türkiye Cumhuriyeti, dış politikasında tarihinin en zayıf dönemini yaşamaktadır. Cumhuriyet Halk Partisi olarak bundan üzüntü duyduğumuzu ifade etmek istiyorum.

Değerli milletvekilleri, siyaset samimiyet üzerine yapılır. Siyaset yapmak, gerçekleri çarpıtmak demek değildir; siyaset yapmak, yalan söylemek değildir; siyaset yapmak, rakiplerine tuzak kurmak ve onların gerçeklerini saptırmak değildir, rakiplerine çamur atmak değildir. Siyasette ister hayal vadedin ister umutsuzluk vadedin, doğrulardan ve gerçeklerden hareket etmek zorundasınız. Eğer doğrulardan, gerçeklerden hareket etmiyorsanız siz samimiyet üzerine siyaset yapmıyorsunuz demektir. Böylesi bir siyasetin vatandaş nezdinde de hiçbir inandırıcılığı olmaz.

Değerli milletvekilleri, bunları söyleme ihtiyacını şu nedenle duydum: Geçen hafta, 16 Temmuzu 17 Temmuza bağlayan gece İsrail’in Gazze’ye saldırısı nedeniyle oturduğum yerden söz alarak İsrail’in bu saldırısını kınadım ve Türkiye Büyük Millet Meclisini, 4 siyasi parti grubunu İsrail’in Gazze saldırısını kınaması için ortak bir bildiri yayınlamaya davet ettim. Tüm siyasi partiler bu önerime destek verdiler, oturumu yöneten Meclis Başkan Vekili ara verdi, arkada toplandık ve bu bildirinin ertesi gün yayınlanması konusunda hep birlikte karar verdik. Ertesi gün, ben Genel Başkan Yardımcımız Sayın Faruk Loğoğlu’ndan Meclisin yayınlayacağı bildiriye esas olmak, daha doğrusu, o çalışmada dikkate alınmak üzere bir taslak metin hazırlamasını rica ettim. Sayın Loğoğlu –eksik olmasın, kendisine çok teşekkür ediyorum- bir taslak metni süratle hazırlayıp bana saat yarım sularında gönderdi ve ben bunu 3 siyasi parti grubunun grup başkan vekillerine ilettim, kendilerini de telefonla aradım “Bir taslak metni size gönderiyorum.” dedim. Genel Kurul açıldı 17 Temmuz günü, Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkan Vekili Sayın Nurettin Canikli kendilerinin de hazırladığı bir taslak metni getirdiler -Milliyetçi Hareket Partisi, Halkların Demokratik Partisi de vardı- ve dedik ki: “Bu metinleri Sayın Faruk Loğoğlu alsın, konsolide etsin, bir araya getirsin, grupların görüşlerini yansıtan bir metni ortaya koyalım.” Örneğin, bizim metnimize ilişkin olarak Sayın Canikli “Şu bir iki cümle olmasa iyi olur.” dedi, ben de Sayın Canikli’nin metnine “Bu çok uzun olmuş, bir Meclisin metninde bu kadar uzun anlatılması doğru değildir.” dedim ve hep birlikte bu görüşü ortaya koyduk, paylaştık, Sayın Faruk Loğoğlu metni bu görüşler ışığında hazırladı, getirdi ve 4 siyasi parti bu metni imzaladık, yayınladık. Türkiye Büyük Millet Meclisinin İsrail’in Gazze’ye saldırısı konusunda böylesi bir ortak iradeyi göstermesi gerçekten önemli olmuştur, güzel bir katkı olmuştur.

Fakat 19 Temmuz 2014 tarihinde Sayın Erdoğan Ordu mitinginde bir konuşma yapıyor. Önce Türkiye Büyük Millet Meclisini bu ortak tutumu nedeniyle kutluyor, sonra diyor ki: “Ama Cumhuriyet Halk Partisi oraya bir metin getirdi, metinde İsrail’in meşru savunma hakkı var. Biz bunu çıkarttık.”

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Allah, Allah!

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) – Değerli milletvekilleri, siyaset samimiyet üzerine yapılır. Ben, Türkiye Büyük Millet Meclisinin yayınlayacağı metne hazırlık olmak üzere bir taslak metin getirdim ve taslak metinde de “İsrail’in meşru savunma hakkı var.” diyerek, İsrail’i masum göstermeye veya onun bu hareketini meşru göstermeye çalışan hiçbir ifade yer almamaktadır, bunu şiddetle reddederim. Sayın Erdoğan gerçekleri saptırıyor, çarpıtıyor.

Merak ettim, Sayın Canikli’yi aradım. “Sayın Canikli, biz böyle bir şey konuşmadık, ‘Bu metni alın yayınlayın.’ da demedik, böyle bir şey de yok.” “Ben, Sayın Başbakana sadece sizin metninizi gönderdim, kendim başka herhangi bir yorum yapmadım.” Öyle anlaşılıyor ki Sayın Başbakan, bu yorumu kendi kendine, bizim metnimizden hareketle yapmış.

Ben, şimdi, Sayın Loğoğlu’nun o taslak metninin ilgili cümlesini okuyorum sizlere, sizlerin bilgisine, takdirine sunuyorum. Taslak metin bu, sonra Meclis farklı bir metin yayınladı. İlgili bölümü okuyorum, metin şu: “Karadan, havadan ve denizden ağır bombardıman altında tutulan Gazze’de, can kaybı ve yaralı sayısının yükselmesini derin üzüntüyle ve kaygıyla karşılıyor, kadın ve çocuklar başta olmak üzere masum sivillerin öldürülmelerini ise tüm insanlığı yaralayan kabul edilmez ve affedilmez bir insanlık suçu olarak görüyoruz. İsrail’in meşru savunma hakkı, hiçbir surette toplu cezalandırma eylemi için bir gerekçe sayılamaz. Orantısız güç kullanılmasının, meşru savunma hakkı tanım ve uygulamasında yeri yoktur.”

Diyeceksiniz ki: “Burada bir ‘meşru savunma’ lafı var.” Ben, size, Sayın Başbakanın son günlerdeki üç cümlesini söyleyeceğim. Birincisi 19 Temmuz 2014. “Maalesef, İsrail aynı zulmüne, aynı orantısız güç kullanımına devam ediyor.” 20 Temmuz, TGRT Haber: “İsrail, orantısız güç kullanmak suretiyle çoluk çocuk demeden, deniz kenarındaki çocukları öldürecek kadar bir ihanet içindedir.” Ve yine, 21 Temmuzda TRT Haber’de diyor ki: “İsrail, orantısız güç kullanmaya devam ediyor.” Yani, Başbakan diyor ki orantılı güç kullanabilir, yani daha az öldürürse olur.

ÜNAL KACIR (İstanbul) – “Orantısız güç” ile “meşru savunma” aynı şey mi?

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) – Değerli milletvekilleri, bizim söylediğimizle Sayın Erdoğan’ın söylediği arasında içerik olarak fark yoktur. Bu, yakışmıyor. Siyaset, çarpıtma üzerine yapılmaz.

Ben size bir örnek vereceğim, Sayın Erdoğan’ın ikiyüzlü siyasetine örnek vereceğim, bu, bir ikiyüzlü siyasettir: Yıl 99… Bugün Sayın Başbakan grup konuşmasında, 1948’den başlayarak İsrail’in Filistin’e karşı nasıl saldırı ve katliam yaptığını tarihler vererek anlatıyor: “2002’de Cenin’de katliam yaptı, 2009’da Gazze’de katliam gerçekleştirdi, kana doymadı.” diyor. 2009’da Cumhuriyet Halk Partisi Grubu Türkiye Büyük Millet Meclisine bir öneri getiriyor. Sayın Onur Öymen, 6 Ocak 2009 tarihli Genel Kurulda konuşuyor: “Gelin, İsrail’i kınayalım. Bir ortak bildiri taslağını da ben iktidar partisi grubuna verdim ama iktidar partisi grubu bunu kabul etmedi.” diyor. Başbakan şikâyet ediyor şimdi, “İsrail katliam gerçekleştirdi.” Peki, bu katliama karşı Cumhuriyet Halk Partisinin “Gelin, ortak irade gösterelim, Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak bir bildiri yayınlayalım.” önerisini niye geri çeviriyorsunuz? Bu, ikiyüzlü siyaset değil midir değerli milletvekilleri?

Devam ediyorum. Bugün diyor ki Sayın Başbakan: “Onlar…” Muhalefeti kastediyor, çatı adayı kastediyor, herkesi kastediyor. “…İsrail’e karşı nöbet tutacak bir hükûmet istiyorlar.” Sayın Başbakan, İsrail’e karşı nöbeti Kürecik’te siz tutuyorsunuz. (CHP sıralarından alkışlar)

İHSAN ŞENER (Ordu) – Hâlâ orada mısınız?

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) – 10 Şubat 2012’de ABD-İsrail ortak tatbikatında, Kürecik üssüyle İsrail’deki eş üssün karşılıklı çalışabilirliği test ediliyor. NATO’ya geçmiş değil, Amerikan tesisi daha.

Zaman kalmadı, çok süratle tamamlayacağım. Ben, Sayın Başbakan’a bir sözünü hatırlatacağım. Tarih 12 Eylül 2011: “Er veya geç Gazze’ye gideceğim.” Tarih 15 Nisan 2013: “Mayıs sonu Gazze’deyim.” Amerika Dışişleri Bakanı Kerry: “Erdoğan Gazze’ye gitmemeli.” Başbakan “Gazze’ye gideceğim. Kerry’nin açıklaması şık olmadı. Haziranda gideceğim.” diyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) – Başbakan Gazze’ye gidemedi ama bu yıl Gebze’ye gitti, onu biliyorum.

Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

RECEP ÖZEL (Isparta) – Gazze’yle Gebze, çok komik oldu!

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Hamzaçebi.

Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu. (MHP sıralarından alkışlar)

RECEP ÖZEL (Isparta) – Yanlış, yanlış efendim.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, lehte…

MEHMET DOĞAN KUBAT (İstanbul) – İkinci lehte, Sayın Elitaş.

BAŞKAN – Daha sonra sıra sizin efendim.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Peki.

BAŞKAN – Buyurunuz efendim.

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

AKP’nin sunmuş olduğu önerge üzerine söz aldım. Yani, zannediyorum ki ikide bir, sürekli süreyi uzatmakla ne yapmak istediklerini de bilmediklerini gösteriyorlar aslında bununla. Tabii, ne yapmak istediklerini bilmedikleri gibi, bir de çıkıp muhalefete iftira atıyorlar. Dün Sayın Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu toplantısından sonra, muhalefetin yasayı engellediğini, Tüzük’e aykırı olarak engellediğini söylüyor. Hâlbuki, her şeyden önce, Tüzük’e uymayarak bu yasayı bu şekilde getirenler, öncelikle iktidar partisidir.

Değerli milletvekilleri, evet, biz bu yasanın bazı maddelerine kesinlikle ve şiddetle karşıyız. Hangi sebeple karşı olduğumuzu da çok net bir şekilde ortaya koyacağım ve sizler de bunu kabul edeceksiniz. 76’ncı maddede, aynen “Bilanço esasına göre defter tutan kurumlar vergisi mükellefleri, 31/12/2013 tarihi itibarıyla düzenledikleri bilançolarında görülmekle birlikte işletmelerinde bulunmayan kasa mevcutları ve işletmenin esas faaliyet konusu dışındaki işlemleri dolayısıyla ödünç verme ve benzer nedenlerle ortaya çıkan ortaklıklarından alacaklı bulundukları tutarlar ile ortaklara borçlu bulunduğu tutarlar arasında net alacak tutarlarını bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen üçüncü ayın sonuna kadar vergi dairelerine beyan etmek suretiyle öderler.” diyor.

Değerli milletvekilleri, aslında, bunu söylerken ne yapmak istiyorlar? Bununla birlikte, şirketlerin bilançolarında gösterdikleri, kasalarında mevcut olmayan paralar… Nereye verdiler bu paraları, kime verdiler?

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Havuza.

YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) – Havuza aktardılar.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Haram medyaya, haram medyaya.

YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) – Şimdi, siz buna yüzde 3, vergi karşılığı tekrar beyanname vermek suretiyle bu paraları, kara parayı aklamış olacaksınız ve gündeme, tekrar piyasaya sunmuş olacaksınız. Allah aşkına, yapmayın, bunu hangi izanla kabul edeceksiniz? Bir tanesi bu. Daha geniş olarak anlatırım ama herkes kendisi de okusun, baksın.

Diğer bir madde 91’inci madde. 91’inci maddede de aynen şöyle diyorsunuz: “Devlet Su İşleri, HES’lerle ilgili birtakım hizmetler alıyor.” Bu hizmetlerle ilgili olarak ne diyor? Diyor ki: “…taşkın ve nehir yatağı düzenlemesi gibi su yapılarında denetim masrafları ilgililerine ait olmak üzere denetim hizmeti DSİ tarafından yapılır veya DSİ tarafından yetkilendirilen Türk Ticaret Kanununa göre kurulmuş şirketlerden DSİ’ce müşavirlik hizmeti satın alınarak yaptırılır.” Kime yaptıracaksınız? Hangi müşavirlik şirketini, kim kuruyor? Niye siz yapmıyorsunuz? Yani, her şeyi kontrol ederken bunları niye etmiyorsunuz?

Nitekim, arkasından ne yapıyorsunuz biliyor musunuz, bunları hangi konuma getiriyorsunuz, diyorsunuz ki: “Mevzuata ve projeye aykırılığın giderilmemesi hâlinde…” Ki mevzuata ve projeye aykırı bir hareket olursa siz denetlemiyorsunuz, bu müşavirlik şirketine denetletiyorsunuz. Allah aşkına, kargalar güler buna, yapmayın. Kime kontrol ettiriyorsunuz, hangi müşavirlik şirketine devletin görevini veriyorsunuz? Bu mümkün mü? Bunu yapmanız mümkün değil.

Diğer bir maddeye geçiyorum, 100’üncü madde. Ne diyorsunuz: “Ancak, 23/4/1981 tarihli ve 2451 sayılı Bakanlıklar ve Bağlı Kuruluşlarda Atama Usulüne İlişkin Kanuna Ekli (1) ve (2) sayılı Cetvellerde gösterilen unvanları taşıyan görevler ile farklı atama usullerine tabi olsalar dahi daire başkanı ve üstü görevlere, sivil memurlar hariç kolluk teşkilatlarının kadrolarına; açıktan, naklen veya vekâleten yapılan atama ve bu görevlerden alınma, bu görevlerle ilgili yer değiştirme…” Yani siz adamı görevden alıyorsunuz, mahkemeye başvuruyor, mahkeme yeniden atıyor adamı, idare mahkemeleri durdurma kararı alıyor. Siz iki yıl sonra başka bir göreve atamak gibi bir kararla hukuku hiçe sayıyorsunuz. Nasıl hukuk devletisiniz, bu olabilir mi? Hak ve hukuk diye bir şey var, sözde, isminiz Adalet ve Kalkınma Partisi. Adalet nerede burada? Yani mahkeme kararına niye uymuyorsunuz? Ha, bunu kabul etmemiz mümkün mü? Kabul etmemiz mümkün değil. Sizin kendi aranızda meydana gelmiş birtakım sıkıntılarınız varsa bu bizi ilgilendirmez, yok paralel yapılanma, yok şu, yok bu; bunlar bizi ilgilendirmez. Siz hukuka saygı göstermek zorundasınız. Tabii ki bunu kabul etmeyeceğiz.

Ardından 112’nci maddeye geçiyorum,112’nci maddeye bir geçici madde eklemişsiniz: “Bu maddenin yayımı tarihi itibarıyla devir ve teslim işlemlerinin tamamlanmasının üzerinden beş yıl geçmiş olan özelleştirmeler hakkında verilmiş olan yargı kararları ile ilgili olarak sözleşmelerinde belirtilen haller dışında bu kuruluşların geri alınması yönünde herhangi bir işlem tesis edilmez.” Peki, beş yıl da geçmiş olsa, mahkeme, kararını vermişse niye özelleştirmelerden geri vazgeçmiyorsunuz, kime peşkeş çekmiş oluyorsunuz, niye yargı kararına uymuyorsunuz? Hani hukuk devleti, hani yasama organı, hani demokrasi?

RECEP ÖZEL (Isparta) – Yargı kararlarını uygulamak imkansız hâle geldiyse…

YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) – İmkânsız hâle gelmesinden bahsetmiyor bakın. Yargı kararını uygulama hâli her zaman mevcuttur. Yani, siz yargı kararını uygulamayacaksınız ve ondan sonra “Hukuk devletiyiz.” diyeceksiniz.

Bir başka madde, 115’inci maddede ne diyor? 25/02/1998 tarih ve 4342 sayılı Mera Kanunu’nun 14’üncü maddesinin birinci fıkrasına eklenen bentle: “İlgili belediye sınırları içerisinde alternatif alan bulunmaması şartıyla Bakanlar Kurulunca kentsel dönüşüm ve gelişim projesi alanı olarak ilan edilen" denilen yerler nereye bırakılıyor? Belediyeye bırakılıyor. Ne kadar gülünç bir şey. Yani siz, birtakım rant alanlarını sürekli olarak birilerine peşkeş çekeceksiniz, kooperatifleştireceksiniz. Niye mera alanları… Büyükşehir oldunuz, büyükşehirde her yer mera alanıdır. Hayvancılık yapılan yerlerin mera alanlarına da el koyacaksınız anlamına gelir bu. Kimlere vereceksiniz, ne yapacaksınız? O zaman bunu bu şekliyle yapamazsınız, sınırlandırmak zorundasınız.

İşte Kayseri’de, Kayseri’de Hunat Camisi Vakfı. Ta Danişmentlilerden gelen 17,5 dönüm arazinin bugün yerinde ne var? Kayseri Forum binası var. Önce stadyum diye alındı, sonra oraya bırakıldı. Hani vakıf arazisi, nereye gitti? 17,5 dönüm arazi nereye gitti? Aynı şekilde kullanılacak.

Bir 115’inci maddeniz var ki, bu, merayla büyük rantlar sağlanacak bir hususu ortaya çıkarıyor.

Bir başka madde, 124’üncü madde, diyorsunuz ki: “5393 sayılı Kanun’un 15’inci maddesinin (5)’inci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan ‘arsa’ ibaresi ‘taşınmaz’ olarak değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.”

Bir dakika, “arsa”yı niye “taşınmaz” hâline getiriyorsunuz? Çünkü arkasına koyduğunuz şu maddelerden dolayı. Bundan dolayı Fatih Belediye Başkanı yargılanıyor. Çünkü, orada bir vakfa, Başbakanın oğlunun vakfına arazi aktarmış. Arazi de değil sadece, Silivri’de de bir yurdu aktarmış. Bunu meşru hâle getirmeye çalışıyorsunuz. Yapmayın, yani Allah aşkına! Siz, halkın malını, belediyenin malını hangi hakla bir vakfa verebilirsiniz? Kim veriyor size bu yetkiyi?

FARUK BAL (Konya) – Vakıf kimin Sayın Başkanım, vakıf kimin?

YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Bu vakıf kimin vakfı? Dediğim gibi, Başbakanın oğlunun vakfı.

FARUK BAL (Konya) – Mesele orada.

YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Nasıl veriyorsunuz?

ERKAN AKÇAY (Manisa) – Soygun yapacaklar, soygun! Yağma, talan… Başka nasıl yapacaklar ki?

YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Verme hakkına sahip misiniz halkın malını? Veremez… Vakıf olmaz. Bakın, vakıf belli gruplara hizmet eder. Şimdi, Silivri’de yapılan yurdun şeyi nedir? Yurtta kalanlardan para toplanıyor, bu parayla… Bakın, olur mu? Fatih Belediyesinin, Fatih halkının ne lakası var Silivri’yle? Yapmayın Allah aşkına! Fatih halkının malı olan bir şeyi veremezsiniz.

ÜNAL KACIR (İstanbul) – Fatih’te “Silivrikapı” var.

YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Hayır arkadaş! Yani bugün ramazan ayındayız bakın. Kul hakkı denilen bir şey vardır. Allah korkusunun en önemli göstergelerinden birisidir, kul hakkına uymak zorundasınız.

Ya, vakıf… Kaç türlü vakıf var, biliyor musunuz? Sizin kaç türlü vakıf olduğunu bilmeniz lazım önce. Demin söyledim: Hunat Camisi Vakfı’nı niye Kayseri Forum yaptınız belediyeye vererek? Nasıl izah edeceksiniz? Caminin vakfı, ta Danişmentlilerden kalan, Selçuklulardan önce. Ondan sonra caminin kapısında cami için para toplayacaksınız.

ÜNAL KACIR (İstanbul) – Allah, Allah!

YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Tabii ki git, Kayseri’yi gör.

ÜNAL KACIR (İstanbul) – Silivrikapı Hoca, Silivri değil.

YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Bakın, ben bir şey söylüyorum size. Ben size Hunat’tan demin bahsettim. Silivrikapı, Silivri, ne fark eder? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

Yani, Silivri’ye yarın gideceksiniz bunların yüzünden, unutmayın. Bu haksızlığı, bu hukuksuzluğu yapma karşılığında tabii ki biz direneceğiz ama siz bunu onayladığınız takdirde bunun vebalini de siz yüklenmiş olacaksınız, sonra “Muhalefet engelledi.” demeyin. Eğer Soma’yla ilgili… Biz söyledik: “Bu maddeleri çıkarın, üç günde bitirelim.” Ama siz illaki bunları koymak istiyorsunuz.

Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Halaçoğlu.

Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş.

Buyurunuz Sayın Elitaş. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Kayseri Milletvekili Sayın Halaçoğlu, Kayseri’yle ilgili bazı meseleleri söyledi. Ondan önce de bizim grup önerimizi “O kadar yanlış yapmışlar ki.” diye ifade etti ama ben burada yanlışın ne olduğunu anlayamadım. İki üç dakika da bizim yanlışımızla ilgili şeyler söylemeye çalıştı ve görüşeceğimiz 639 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın üçüncü bölümüyle ilgili dün akşamki söylediklerini aynen tekrar etti.

ERKAN AKÇAY (Manisa) – Anlamıyorsunuz, o yüzden tekrar etmek gerekiyor.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Dün akşam burada sizi dinleyen milletvekilleri bunun harfiyen aynı olduğunu gördüler, dinlediler. Herhâlde, bugün, dün akşamki yaptığınız konuşmanın tekrarı kayıtlara geçsin diye bugün yapmış olabilirsiniz.

Bakın, yaptığımız işlem şu… Önergelerinize de yarın tutanakları inceleyenler bakacaklar, bugüne kadar 50 madde geçti. 50 maddenin okunma süresi, özellikle sizin önergenizin okunması yaklaşık yedi dakika sürüyor. O yedi dakikalık kısmın tamamı, önerge üzerindeki yazılan “şu şunun kanun teklifiyle, şu sıra sayısıyla, 2 taksim şu veya 2’ye şu” gibi önergelerle, “Başkanlık fezlekesiyle” diye gelen ama bir bakıyorsunuz diyor ki, örnek veriyorum: “Yaptığı toplantıda”yı “Yaptığı toplantı” diye, “bir cümle değişikliği” diye ifade ediyorsunuz ve ortaya koyuyorsunuz. Aslında, bunun…

ERKAN AKÇAY (Manisa) – Onun sebebini bilmiyor musun sen?

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – O önergenin ne olduğunu mu?

ERKAN AKÇAY (Manisa) – O önergeler, maddede olumlu bir düzenleme varsa değiştirmek istemediğimizi gösterir. Teşekkür etmen lazım.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Hayır, o önergenin…

Ben onu söylüyorum Erkan Bey, ona teşekkür edeceğim.

Yani, o tutanakları inceleyenler, Milliyetçi Hareket Partisi milletvekillerinin olağanüstü bir şekilde bu kanuna çalıştıklarını, müthiş bir şekilde incelediklerini…

ERKAN AKÇAY (Manisa) – Evet, evet…

FARUK BAL (Konya) – Bir harf bile önemli, bir nokta bile önemli.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – …ve bir cümlede geçen bir kelimenin sözlük olarak değiştirilmesi gerektiğini uzun çalışmalar sonucunda anladıklarını ve “Bunlar ne kadar büyük çalışmışlar, emeklerine teşekkür ediyoruz.” diyeceklerini… Tarihte sizi görecekler ve madalya vereceklerdir.

ERKAN AKÇAY (Manisa) – Utan utan bundan, bunları söylemekten utanman lazım senin!

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Bakın, HDP Grubu diyor ki…

539… 569… Sıra sayısı kaç?

HÜSEYİN BÜRGE (İstanbul) – 639.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – 539 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin…

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – 639…

ERKAN AKÇAY (Manisa) – Tasarıdan haberin yok senin be.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Sen çalışmamışsın ya, 639. Grup başkan vekilisin, daha sıra sayısını bilmiyorsun. Ne kadar ayıp!

ERKAN AKÇAY (Manisa) – Grup başkan vekilisin tasarıdan haberin yok. Adını bile bilmiyorsun, numarasından haberin yok.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – “639 sıra sayılı Kanun Teklifi’ni şu hâlde olarak değiştirelim” diyor. Cumhuriyet Halk Partisi farklı bir şekilde yapıyor.

ERKAN AKÇAY (Manisa) – Bu tasarıyı hepinizden iyi biliyoruz biz, hepinizden.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Doğrudur.

ERKAN AKÇAY (Manisa) – Var mısın tartışmaya?

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Onun için “cümle” yerine “tümce” diyorsunuz, “kelime” yerine “sözcük” diyorsunuz, çok iyi bildiğiniz için!

ERKAN AKÇAY (Manisa) – Orada 148 maddedeki önergeleri konuşacağız. Cahil adam!

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Bakın, değerli milletvekilleri, şimdi, Kayseri Hunat Camisi Vakfı’yla ilgili söylediğiniz yerin geçmişi nedir?

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Nasıl?

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Şu anda “Kayseri Forum” olan yerin geçmişinde ne vardı? Ne vardı orada?

FARUK BAL (Konya) – Geçmişi vakıf işte, vakıf. Ne olursa olsun.

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Geçmişinde stadyum vardı.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Daha önce 1957 yılında yapılmış stadyum, Kayseri Büyükşehir Belediyesinin yaptığı anlaşma çerçevesinde stadyum, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğüne ait bu stadyum, Kayseri Büyükşehir Belediyesinin yaptığı anlaşma çerçevesinde bugün Türkiye’ye örnek olan 33 bin kişilik bir stadyum hâline getirildi. Sattığı parayla Kayseri Belediyesi, o bölgenin hem stadyumunu yaptı hem şehir terminalini yaptı ve bunu da örnek hâle getirdi. Eğer o şeyle de ilgili hak sahipleri -vakıflar da var, vakıf olan bir kısım hak sahipleri de var- istimlak edilme süreci içerisinde, istimlak edildiği dönem içerisinde mahkemeye gittiler. Mahkeme dedi ki: Bu stadyum, altmış yıla yakın bir süredir kullanılmış, amacını gerçekleştirmiştir, bunun yerine başka bir stadyum yapıldığından ve Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğüne devredildiğinden hak sahiplerinin mahkemedeki itirazları reddedilmiş ve Yargıtay da bunu onamıştır. Yani, buradaki kanunda ifade ettiğiniz -100’üncü madde mi, diğer madde mi o kanundaki- konu, maalesef, bu kanun tasarısının içerisinde yok Sevgili Hocam.

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - 100’üncü madde mi yok?

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Bakın, o Kayseri Stadyumu’yla ilgili olan kısım bu kanun tasarısı içerisinde yok; bir.

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Ya, meralardan bahsettik.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Kayseri’yle ilgili mesele…

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Meradan bahsettim, onun için vakıf arazisinden bahsettim.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Ya Hocam, etme gözünü seveyim, meradan vakfa geçiyorsun, vakıftan Hunat Camisi’ne geçiyorsun, oradan stada geçiyorsun yani bir yolda yürü ondan sonra ne yapacağına git.

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Ben şimdi size izah ederim. Şimdi, ben izah ederim

ERKAN AKÇAY (Manisa) – Sen de grup önerinden bahset ya. Süre bitiyor ama.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Kayseri Stadyumu’yla ilgili olan kısım bu konuda yok, onu bilgilerinize sunmak istiyorum.

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Ben şimdi size izah ederim onun ne olduğunu, vakfı da izah ederim. Ne üçkâğıtçılıklar döndüğünü, vakfını da izah ederim; onu da izah ederim size.

ERKAN AKÇAY (Manisa) – Sen önce grup önerinizi bir izah et. Grup önerisini izah ettin mi?

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Değerli milletvekilleri, bakın, Sayın Hamzaçebi bir mesele ifade etti, geldi, Sayın Başbakanın… 17 Temmuz tarihinde -Sayın Canikli de gelmiş buraya, herhâlde kendisi de cevap verir- burada alınan bir karar gereğince, İsrail’deki ortaya çıkan hadisenin Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kınanmasıyla ilgili bir ortak önerge ortaya çıkmış. Şimdi, duyduğumuz kadarıyla hem Cumhuriyet Halk Partisinin değerli milletvekili bir arkadaşımız hem de AK PARTİ’den bu konuyla ilgili bir arkadaşımız veya Dışişleri Komisyonu üyesi arkadaşlarımız bir metin hazırlarlar ve siyasi partiler bir araya gelirler, görüşürler. Daha sonra bunu ortak metin hâline getirmek üzere bir anlaşma yaparlar ve sonuçta da bu metin ortaya çıkar ve 19 Temmuz tarihinde Sayın Başbakanın bu konuyla ilgili, Cumhuriyet Halk Partisinin getirdiği taslakla ilgili çarpıtarak farklı bir şey ifade ettiğini söylerler. Ben bunu, Sayın Başbakanın konuşmasını dinlemedim. O gün Genel Kurulda çalışmalarımız vardı, söyleyip söylemediği konusunda emin değilim, zaman da olmadığından teyit edemedim ama Sayın Hamzaçebi’nin bir sözünden Cumhuriyet Halk Partisinin niyetinin ne olduğu belki anlaşılabilir diye ifade etmek istiyorum, Türkiye Büyük Millet Meclisi tutanaklarında mevcut. Sayın Hamzaçebi söylüyor bunu: “İsrail’in Gazze’ye yönelik olarak başlatmış olduğu askerî harekât giderek amacını aştı.” Amacı neydi? Yani İsrail meşru müdafaa mı yapıyordu ki bu askerî harekât amacını aştı? Arkasından söylenen cümlelerde de geliyor, diyor ki: “Amacını aştı, artık bu, çocukları ve sivilleri öldürmeye doğru gitti.” Yani İsrail’in eğer Gazze’ye yaptığı harekât amacını aşmamış olsaydı, bu, meşru müdafaadan başka bir şey değildi anlamının çıktığı o taslağınızı ben aradım...

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Kendini savunma amaçlı yaptığını açıkladığı için söylüyor.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - ...buradaki notlardan aradım, bulamadım ama sizin yaptığınız, herhâlde, o günkü konuşmanız olabilir, o günkü konuşma çerçevesinde bu yaptığınız cümleden aynı amaç çıkar.

İki, “Siyasetçiler dürüst olmalı, namuslu olmalı.” Doğru söylüyorsunuz. Mesela, şu cebimde bir önerge var, dün sizin grubunuzun verdiği bir önerge var. Hatırlarsanız hep beraber hazırladığımız, düzenlediğimiz, 2 milletvekili arkadaşımızın, Sayın Toptaş’ın da beraberinde olduğu ve disiplin kuruluna gönderdiğiniz, milletvekili emekli maaşlarıyla ilgili yaptığımız bir artırma söz konusuydu.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Kimi disipline gönderdik?

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Sayın Toptaş’la beraber imzalarının olduğu...

AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) – Biz bir yere gitmedik.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - ...ve Tanju Bey’in de imzasının bulunduğu ama Sayın Kılıçdaroğlu’nun...

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Sayın Elitaş, kimseyi disipline göndermedik, doğru söylemiyorsun. Ama doğru konuşun lütfen.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - ...Sayın Cumhurbaşkanına mektup yazarak “Ne olur bundan vazgeçin.” dediği bir teklif vardı. Siz onu getirdiniz buraya, kanun tasarısının içerisine madde ihdası olarak ortaya koydunuz. O zamanki neydi biliyor musunuz? O zamanki yüzde 60’tı herhâlde, sizin getirdiğiniz teklif eğer kabul edilseydi, AK PARTİ milletvekilleri, Komisyon üyeleri oraya oturmuş olsalardı, o teklifle birlikte, milletvekili emekli maaşlarına yüzde 56,5 zam gelmiş olacaktı. Sizi disipline verdiler Sayın Toptaş, biliyorsunuz, o konuyla ilgili.

AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) – Hayır, hayır, disipline falan vermediler.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Ne alakası var ya!

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – O konuyla ilgili disipline verdiler.

AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) – Hayır, yok öyle bir şey.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Hayır, doğru söylemiyorsun Elitaş, doğru söylemiyorsun. Bir sefer doğru konuş o kürsüden ya! Her zaman aynısı. Şu imamı anlat sen o zaman, imamı.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Şimdi, siyasetçi, lafının arkasında durmalı. Allah rahmet eylesin, Ferit Mevlüt Aslanoğlu bu konuyla ilgili perişan oldu, dün o önergeyi dinledikten sonra kemikleri sızlamıştır.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – İmamı anlat Elitaş.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Bakın, sizin Genel Başkanınız, Genel Müdürken, oğlu 13 yaşında -Mart 1994 veya 1996- ortaokul talebesi, büyük bir şirkette sigortalı işçi olarak çalışıyor.

HASAN ÖREN (Manisa) – Hırsızlıktan iyidir be kardeşim ya!

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Elitaş, imamı anlat, imamı. İmamı anlat, akçeli işleri anlat sen.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Sordum kendisine, dedim ki: Sizin oğlunuz ortaokul talebesiyken, Mart 1994 tarihinde, okula mı gitti, saz çalmaya mı gitti? Okula gittiyse eğer bu sazı nasıl yapacak, sigortalı nasıl gözükecek?

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – İmamı anlat, bırak bu işleri. AKP Grubunun yüzde 90’ının çocukları sigortalıdır, tek tek çıkarsın, söylesinler. Boş ver sen bu işleri, imamı anlat, imamı.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Burada eğer farklı bir durum söz konusuysa, burada eğer, sizin 1998, 1999 yıllarında çıkarmayı planladığınız uzun vadeli…

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Çirkin siyaset yapma be!

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – …uzun süreli, 2001 yılındaki emeklilik yaşının uzatılmasına yavrunuzun takılmaması için mi bunu yaptınız diye sorduğumuzda, Sayın Kılıçdaroğlu…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Onun çocukları kamunun malını çalmadılar, kamunun malını hortumlamadılar.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – …Grup Başkan Vekiliydi, cevap veremedi. En son da biliyorsunuz, torununu, daha 1 yaşındaki torununu sigorta ettirmişti.

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Elitaş.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Sen imamı anlat, imamı. Nasıl paylaştınız, onu anlat.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Dürüst olan siyasetçi, dürüstlüğünü her yerde göstermelidir. Kendisi çamur olan, çamur içerisinde gezen siyasetçi başkasına çamur atmaya tenezzül etmemelidir, tevessül etmemelidir.

ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN (Hatay) – Çeşme başı kavgası bu!

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan…

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Sayın Başkan…

AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Sırayla söz taleplerinizi alacağım.

Buyurunuz Sayın Hamzaçebi.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın hatip bana sataşmada bulunmuştur. Genel Kurulda 16 Temmuzu 17 Temmuza bağlayan gece İsrail’i kınama konusunda yaptığım açıklamayı amacından farklı bir şekilde kullanmak suretiyle bana sataşmıştır. Ayrıca, Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na aslı astarı olmayan cümlelerle sataşmada bulunmuştur efendim.

BAŞKAN – Buyurunuz Sayın Hamzaçebi.

AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) – Sayın Başkan...

BAŞKAN - Sonra da sizi dinleyeceğim.

VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)

10.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın AK PARTİ grup önerisi üzerinde yaptığı konuşması sırasında şahsına ve CHP Grup Başkanına sataşması nedeniyle konuşması

 

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; benim, Sayın Başbakanın kullandığı cümleyle ilgili aldığım metin İnternet’te var, Sayın Elitaş’ta bu yoksa ben kendisine bunu takdim edebilirim. “Bunu ben görmedim, bilmiyorum, inceleyemedim.” demeye gerek yok, Sayın Başbakan burada söylüyor. Ben, o gece İsrail’i açık, net bir şekilde kınadım. Sizin bütün mahcubiyetiniz, Mısır’daki idamlar konusunda olsun, İsrail’in Gazze’ye saldırısı konusunda olsun, önce Cumhuriyet Halk Partisinin harekete geçmesidir, bundan rahatsızsınız.

Bakın bir şey daha söyleyeyim size: Gazze’ye yönelik olarak, bizim arkadaşlarımız, Gazze’ye gitmek üzere başvuruda bulundular. Hani, siz böyle bir şey yapıyor musunuz? Gazze’ye sahip çıkmak öyle olur, meydanlarda boş boş konuşmakla olmaz.

ERKAN AKÇAY (Manisa) – Gemilere bindiler de sonra tekrar indiler.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) – Sayın Başbakan ne diyor? “İsrail, orantısız güç kullanıyor, çoluk çocuk demeden öldürüyor.” Yani, “Orantılı kullanırsa, çoluk çocuğu öldürmezse olur.” anlamı çıkar bundan.

HARUN KARACA (İstanbul) – O size ait, o size ait.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – İşte, sen onu söylüyorsun.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) – Evet, İsrail, orantısız güç kullanıyor, çocuk ve kadın demeden öldürüyor.

HARUN KARACA (İstanbul) – O size ait, tutanaklara bakın. Konuşma tutanaklarında adı var.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Tutanakta var.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) – Yani “Çocukları ve kadınları hariç bırakırsa diğerlerini öldürebilir.” diyor Tayyip Erdoğan.

HARUN KARACA (İstanbul) – Buna bu milleti inandıramazsınız.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – İnanma ya, inanma!

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) – Değerli milletvekilleri, şimdi, Sayın Elitaş, Genel Başkanını savunacak, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu kötüleyecek ya, çok yanlış bir yere girdi. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

BAŞKAN – Lütfen sessiz olalım.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) – Diyor ki: “Sayın Genel Başkanınızın çocuğu bilmem hangi tarihte, küçük bir yaşta sigortalı oldu.” Bizim Genel Başkanımızın çocuklarının gemicikleri yok, bizim Genel Başkanımızın çocuğu sadece gitar çalıyor, başka bir şey çalmayı bilmiyor. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Bizim cumhurbaşkanı adayı gibi, iyi iyi.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) - Bizim Genel Başkanımızın, çocuklarıyla “Paraları sıfırlayın.” şeklinde bir telefon konuşması olmuyor. Bizim bütün…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÜNAL KACIR (İstanbul) – Terbiyesizlik yapıyorsun.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Kim terbiyesiz, bakın kim terbiyesiz? Evet, biz terbiyesiziz, bunları söylediğimiz için.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) – Siz oturup bir düşünün, nasıl bir Genel Başkanınız olduğu konusunda, belki gerçekleri görürsünüz. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Hamzaçebi.

AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Buyurunuz Sayın Toptaş, sizi dinleyeyim.

AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) – Benim hakkımda doğru olmayan bilgi verdi, işte “Disipline sevk etti.” dedi.

BAŞKAN – Buyurunuz Sayın Toptaş.

11.- Afyonkarahisar Milletvekili Ahmet Toptaş'ın, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın AK PARTİ grup önerisi üzerinde yaptığı konuşması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

 

AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Elitaş, ben, bir önergeye imza attım, haklı olarak, o önergemin arkasında dimdik durdum; bir.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Çok güzel.

AHMET TOPTAŞ (Devamla) – Çünkü benim ailemde ne haksız kazançla trilyonlar kazananlar var ne ihale alanlar var ne ihale pazarlayanlar var. Ben emeğimle geçinen bir insan olarak Parlamentoya geldim, Parlamentoda halkın bütçesinden helal para almam gerekiyor, başkalarına kul olmamak, başkalarının işini takip etmemek için diye o imzayı attım, arkasında da durdum.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Niye Cumhurbaşkanına mektup yazdın?

AHMET TOPTAŞ (Devamla) – Ben, Sayın Grup Başkan Vekili, özgür ve demokrat bir partinin, demokrat ve özgür bir milletvekiliyim. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Ben, biat kültüründen gelmedim, doğru bildiğim her şeyi yaparım, arkasında da dururum.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Bravo!

AHMET TOPTAŞ (Devamla) – Ben hiç kimseye emir eri olmadım, emir komuta zinciri altında olmadım, hayatımda bugüne kadar devlete bile baş eğmedim. Değilse benimle ilgili yalan yanlış şeyleri söylemeyin, benim partim beni disipline de vermedi, hiç kimse de bana “Niye böyle yaptın?” diye sormadı, bunun böyle bilinmesini isterim.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Size kim imza attırdı?

AHMET TOPTAŞ (Devamla) – Beni karıştırmayın, ben kendim attım imzayı.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Size kim imza attırdı?

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Özgür iradesiyle gidip attı.

AHMET TOPTAŞ (Devamla) – Benim özgür irademle…

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Özgür irade mi? Yalan söyleme!

AHMET TOPTAŞ (Devamla) – Yalanı sen söylüyorsun, hayatımda yalan söylemedim!

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Özgür iradenle mi attın, biri sana talimat mı verdi?

AHMET TOPTAŞ (Devamla) – O imzamın da arkasında durdum, hâlâ da duruyorum, hiç kimseden de korkum yok.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Biri sana talimat mı verdi?

AHMET TOPTAŞ (Devamla) – Geçin onları, geçin. Siz kendinize bakın, ben attım o imzayı; oraya geldim, ben attım. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Toptaş.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Kim çağırdı seni?

BAŞKAN – Sakin olunuz lütfen.

AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) - Ben attım, ben imza.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Kim çağırdı seni?

AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) - Ne demek “Kim çağırdı?” Kendim geldim. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

BAŞKAN – Lütfen sakin olunuz.

FATİH ŞAHİN (Ankara) – Tıpış tıpış sandığa gidecek misin, gitmeyecek misin?

AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) - Ne demek? Ya, hayatınız boyunca özgür olmadınız da bugün savunuyorsunuz. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Halaçoğlu, buyurunuz.

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Sayın Başkanım, Sayın Elitaş grubumuzun önergeleriyle ilgili sataşmada bulundu, ayrıca benim yanlış bilgi verdiğimi söyledi.

BAŞKAN – Buyurunuz Sayın Halaçoğlu.

12.- Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın AK PARTİ grup önerisi üzerinde yaptığı konuşması sırasında şahsına ve MHP Grubuna sataşması nedeniyle konuşması

 

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Değerli milletvekilleri, aslında kanunun ilk lafzına bakacak olursanız, kanunun adını siz koymuşsunuz. Bizim kanunun adını Tüzük gereği o şekilde sunmamız gayet tabiidir, bunda ne Tüzük’e aykırı herhangi bir taraf vardır ne de başka bir şey. Dolayısıyla, bunun herhangi bir şekilde tenkit edilmesini bile kabul etmemiz mümkün değil. Ama illaki “Engelliyorsunuz.” diyorsanız, evet, engellemeye çalışıyoruz, onu da açık açık söyleyeyim. Engellemeye çalışıyoruz çünkü -deminki söylediğim- iyi birtakım yasalar getiriyorsunuz, onun yanına birtakım kişilere rant sağlayacak maddeler koyuyorsunuz, onlarla birlikte onu geçirmeye çalışıyorsunuz. Bunu kabul etmemiz mümkün değil, onun için de karşı çıkıyoruz.

İkinci olarak, şimdi “Kayseri Forum’dan bahsettiniz, vakıf...” Ben şundan dolayı bahsettim: Mera alanlarını nasıl peşkeş çekeceğinizi anlatmak için söyledim vakıf arazisini. Yani düşünün, bir caminin vakfını bu hâle getiriyorsanız… Yani siz “Bir stadyum yapacağız.” diye alıyorsunuz, stadyum yapıyorsunuz, ardından…

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Ya, orası stadyum zaten.

YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Bunlar mazbut vakıflardır. Vakıflar Kanunu’nu okuyun, mazbut vakıflar kamuya ilişkin kullanımı bittikten sonra eski yerine iade edilir. Siz iade etmediniz, Kayseri Forum yaptınız, onu da Hollandalı Multi Corporation’a sattınız. Ardından onlar iflas etti, onu da geldi, Amerika Birleşik Devletleri firması Blackstone satın aldı. Tamam mı? Türklere ait bile değil o sizin söylediğiniz vakıf arazileri; 17,5 dönüm araziden bahsediyorum. İnsaf edin biraz! Cami vakfını bile harcıyorsunuz rant için. Yapmayın yani! 2011’de açıldı o Forum yani sizin zamanınızda açıldı, 21 Aralık 2011’de, siz ne diyorsunuz? Dolayısıyla, yapmayın…

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) – Hocam, Fatih’teki konuyu düzeltmeniz lazım. Silivrikapı orası, Fatih ilçesinin sınırları içerisinde.

YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) – Tamam, Fatih’in Silivrikapı’sı olsun, ne olursa olsun, öyle bir vakfa siz belediyenin, halkın malını veremezsiniz! Hiçbir malı başkasının adına veremezsiniz. Bu, kul hakkıdır.(MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Halaçoğlu.

TANJU ÖZCAN (Bolu) – Sayın Başkan...

BAŞKAN – Buyurunuz Tanju Özcan, siz ne için söz istediniz?

TANJU ÖZCAN (Bolu) – Efendim, Sayın Elitaş yaptığı konuşmada ismimi zikrederek benimle ilgili gerçeğe uygun olmayan beyanlarda bulunmak suretiyle sataşmıştır. Ben sataşmadan dolayı söz istiyorum.

BAŞKAN – Bu imza için mi?

TANJU ÖZCAN (Bolu) – Evet.

BAŞKAN – Buyurunuz Sayın Özcan. (CHP sıralarından alkışlar)

13.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan'ın, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın AK PARTİ grup önerisi üzerinde yaptığı konuşması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

 

TANJU ÖZCAN (Bolu) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikli olarak, gündemde olmayan bir konuyu Sayın Elitaş’ın sağa sola çekmek suretiyle bugün buraya getirmesini çok anlamsız buldum ama kendisine de çok yakıştırdığımı ifade ediyorum.

Şimdi, o günlerde yaşanan tartışmalardan dolayı herhangi bir disiplin sürecinin işletilmediğini açık olarak ifade etmek istiyorum, bu bir. Velev ki o günlerde ben Tanju Özcan olarak herhangi bir haksızlığa maruz kalmışsam bile, ben bundan dolayı hakkımı helal ediyorum partime.

BÜLENT TURAN (İstanbul) – Kim yaptı haksızlığı?

TANJU ÖZCAN (Devamla) – Burada bir problem var mı?

İkincisi, burada gelip bu konuları gündeme getirenlerin şunu da sorgulaması gerekir diye düşünüyorum: Sizin parti grubunuza mensup bazı milletvekillerinin burada milletvekillerine hakaret ettiğini çok açık olarak hatırlıyoruz. Hatta bizim milletvekillerimize darp uygulayan milletvekilleri olduğunu da hatırlıyoruz. Siz disiplin sürecinden söz edecekseniz, önce onlarla ilgili neden disiplin süreci başlatmadığınızı burada anlatmanız lazım. Ayıptır, yazıktır ve şu tutumunuz gerçekten kınanmaya da muhtaçtır.

Çok teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Özcan.

VII.- ÖNERİLER (Devam)

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)

4.- AK PARTİ Grubunun, Genel Kurulun çalışma gün ve saatleri ile gündemdeki sıralamanın yeniden düzenlenmesine ve 5 ve 12 Ağustos 2014 Salı günkü birleşimlerinde sözlü sorular ile diğer denetim konularının görüşülmeyerek gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmında yer alan işlerin görüşülmesine; 6 ve 13 Ağustos 2014 Çarşamba günkü birleşimlerinde sözlü soruların görüşülmemesine ilişkin önerisi (Devam)

 

BAŞKAN – Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Şimdi, İç Tüzük’ün 37’nci maddesine göre verilmiş bir doğrudan gündeme alınma önergesi vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.

VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)

C) Önergeler

1.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, (2/342) esas numaralı 2108 Sayılı Muhtar Ödenek ve Sosyal Güvenlik Yasasında Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/196)

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

29/08/1977 tarihli 2108 sayılı (2/342) Muhtar Ödenek ve Sosyal Güvenlik Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’miz ilgili komisyonda kırk beş gün içinde görüşülmediği için İç Tüzük’ün 37’nci maddesi gereğince kanun teklifimizin doğrudan Genel Kurula getirilmesini talep ediyorum.

Saygılarımla. 11/04/2012

                                                                                                                     Lütfü Türkkan

                                                                                                                          Kocaeli

BAŞKAN – Teklif sahibi olarak Kütahya Milletvekili Alim Işık.

Buyurunuz Sayın Işık. (MHP sıralarından alkışlar)

ALİM IŞIK (Kütahya) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kocaeli Milletvekilimiz Sayın Lütfü Türkkan’ın 2108 sayılı Muhtar Ödenek ve Sosyal Güvenlik Yasası’nın 1’inci maddesinde bir değişiklik yapılması amacıyla vermiş olduğu ve sonradan benim de aynen katıldığım kanun teklifinin doğrudan yüce Meclisin gündemine alınmasıyla ilgili söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle sizleri ve bizleri izleyen değerli vatandaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.

Bu kanun teklifimiz, ülkemizin en ücra yerleşim birimleri olan mezra, mahalle ve köylerinde kamu adına görev yapan muhtarların özlük haklarının iyileştirilmesini ve bu amaçla da muhtarlara ayrılacak ödeneklerin en az asgari brüt ücret düzeyinde olmasını ama Bakanlar Kurulunun uygun görmesi hâlinde de 2 katına kadar artırılmasını öngörmektedir.

Dolayısıyla muhtarların içinde bulunduğu sıkıntılı durumun düzeltilmesini amaçlayan bu teklifin, her ne kadar 2012 yılı ocak ayında verilmiş olmasına rağmen bugün sıraya alınabiliyorsa da hâlen geçerliliğini koruyan bir teklif olduğunu söylemek istiyorum. Çünkü 12 Temmuz 2013 tarihinde yani geçen yıl yasama döneminin sonunda, yine aynen bugünlerde olduğu gibi, bir torba yasayla, tüm partilerin ortak hazırladığı bir önergeyle muhtarların ödeneklerinde kısmi bir iyileştirme sağlanmıştı, yani 460 TL dolayında olan aylık ödemenin 875 TL’ye çıkartılmasını öngören bir düzenleme oldu. Fakat bu, muhtarların içinde bulunduğu sıkıntıyı çözmeye yetecek bir iyileştirme değil sayın milletvekilleri. Çünkü muhtarların emekli olmayanlarının, özellikle BAĞ-KUR’lu olarak sosyal güvenlik primini ödemek zorunda kalmaları, ayrıca muhtarlık birimlerindeki harcamaları tamamen kendi ceplerinden yapmak durumunda olmaları, bunun yanında da kendilerinin oturacağı bir muhtar ofisinin bulunmadığı yerlerde muhtarın vatandaştan gelen her türlü talebi, köyüne veya mahallesine gelen misafiri evinde karşılamak zorunda kalması, sosyal durumları gereğince daha yüksek bir maaş almasını zorunlu kılmaktadır.

Bu teklifimiz, buna yönelik bir tekliftir. Dolayısıyla, bu yüce Genel Kurulun gündemine alınarak yeniden, hiç olmazsa bugünkü brüt asgari ücret düzeyi olan 1.134 TL –bugünkü rakamlarla söylüyorum- yani 1.100-1.200 TL arasında değişen bir aylık muhtarlık ödeneğini almaları içinde bulundukları sıkıntının çözümüne katkıda bulunacaktır diyorum. Önergemiz bunu amaçlamaktadır.

Bu vesileyle de muhtarlarımızın, özellikle son dönemde Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi’ne geçilmesi ve vatandaşların adres bilgilerini, ikametgâh bilgilerini doğrudan nüfus müdürlüklerinden alabilmelerinin karşılığında bu tür bir hizmeti verme durumunda kalmamaları onların iş yükü açısından hafifleticidir, ancak yıllarca bundan dolayı evrak tasdik bedeli olarak tahsil ettikleri gelirlerden de bir taraftan geri durmak zorunda kalmalarına yol açmıştır.

Gelinen noktada mahallenin ve köyün temsil yetkilisi olan muhtarların durumunun düzeltilmesi, inanıyorum ki, yüce Mecliste görev alan her milletvekilinin içinden geçen bir konudur. Böyle, tek maddelik bir kanun teklifinin Meclis gündemine alınarak bir an önce kanunlaştırılması hâlinde bu düzenlemeden hepimizin olumlu yönde etkileneceğini belirtiyor, kanun teklifimizin Meclis gündemine alınması konusunda desteklerinizi bekleyerek tekrar saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Işık.

Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı.

Buyurunuz Sayın Kalaycı. (MHP sıralarından alkışlar)

MUSTAFA KALAYCI (Konya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi Kocaeli Milletvekilimiz Lütfü Türkkan’ın muhtarlarımızla ilgili verdiği ve benim de katıldığım kanun teklifi üzerine söz aldım. Hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Muhtarlarımız, devlet ile vatandaş arasında iletişim kurulmasında, vatandaşların hizmet beklentilerinin ilk elden yetkili makamlara aktarılması ve hizmetin gerçekleşmesinde önemli bir görevi yerine getirmektedir. 2014 yılına kadar aldıkları aylık ödeneklerin çok yetersiz olması nedeniyle birçok muhtarımız büyük sıkıntılar çekmiştir, birçok muhtarımız prim borcunu ödeyemediğinden sosyal güvenceden yoksun duruma düşmüşlerdir. Geçen yıl temmuz ayında çıkarılan torba kanunla muhtarlarımız rahatlatılmıştır. Muhtar aylık ödeneklerinin 875 lira düzeyine yükseltilmesine ilişkin düzenlemenin torba kanuna dâhil edilmesinde Milliyetçi Hareket Partisinin özel gayreti ve yıllardır muhtarlarımız için verdiği mücadele mutlaka etkili olmuştur.

Muhtarlarımız, yetmiş yıl önce çıkarılan yasalarla görev yapmaya çalışmaktadır. Hatta doksan yıllık 442 sayılı Köy Kanunu, mahalle muhtarlıklarıyla ilgili yetmiş yıllık 4541 sayılı Kanun şu anda yürürlüktedir. Bu kanunlar yeniden günün koşullarına göre düzenlenmeli, muhtarların görev tanımları yeniden yapılmalı, sorumluluğu olduğu kadar yasal yetkileri de artırılmalıdır. Köy odası ve mahalle muhtarlıkları hizmet bürolarının ilgili il özel idareleri ve belediyeler tarafından yaptırılması ve zaruri giderlerinin karşılanması, muhtarların belediye toplu taşıma araçlarından ücretsiz yararlanmaları, ayrıca muhtar derneklerinin ülke yararına bütünleşmesi amacıyla muhtarlar birliği kurulması ve muhtarların il genel ve belediye meclislerinde temsil edilmeleri için yasal düzenleme yapılmalıdır.

Değerli milletvekilleri, bugün il genel meclisi üyeleri ve belediye meclisi üyelerimizin de birçok sorunu bulunmaktadır. Büyükşehir belediye meclisi üyeleri ve il genel meclisi üyeleri bağlı ilçelerden seçilmekte ve ilin tamamına hizmet etmektedir, bu nedenle pek çok zorlukla karşı karşıya kalmaktadır. Bu arkadaşlarımız sadece toplantı başına huzur hakkı alabilmektedir, ödenen huzur hakkı da yetersizdir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu konuda verdiğimiz kanun teklifleri Meclis gündeminde beklemektedir. İl genel meclisi ve belediye meclisi üyelerinin hem sosyal güvenceye kavuşturulması hem de aldıkları huzur hakkının iyileştirilmesi gerekmektedir. Ayrıca büyükşehir belediye meclisi üyelerinin yeşil pasaport hakkından yararlanmaları ve silah taşıma ruhsatı alabilmeleri için de gerekli düzenleme yapılmalıdır.

Belediye başkanlarımızın da özlük haklarıyla ilgili sorunları bulunmaktadır. Özellikle emekli belediye başkanlarımıza ödenen tazminatlarla ilgili, makam ve görev tazminatıyla ilgili farklı uygulamalar bulunmaktadır. Kanunun tanıdığı makam, görev ve temsil tazminatından bazı belediye başkanlarının yararlandırılıp bazı belediye başkanlarının yararlandırılmaması Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırıdır. “Geçmişte Emekli Sandığı iştirakçiliği yok.” diye bu tazminatlardan yararlanamayan, görev yapmış birçok belediye başkanımız bulunmaktadır. Yine, uzun süre belediye başkanlığı yapmış olmasına rağmen “Atamayla geldi.” diye bu tazminatlardan yararlanamayan belediye başkanlarımız vardır. SSK ve BAĞ-KUR emeklisi mağdur belediye başkanlarımızın hak ettikleri şekilde makam ve görev tazminatlarını alabilmeleri gerekmektedir.

Yine, 2008 yılında çıkan Sosyal Güvenlik Yasası’yla bu tarihten sonra yani 2009 yılında belediye başkanı seçilen başkanlarımız eğer geçmişinde Emekli Sandığı iştirakçiliği yoksa maalesef yine bu tazminatı alamamaktadır. Ama hiç memuriyeti olmamakla birlikte askerliğini yedek subay olarak yapmış olanlar yararlanabilmektedir. Belediye başkanlarının özlük hakları iyileştirilmeli, belediye başkanlarının emekli aylıkları arasındaki farklılıklar giderilmeli; her ne şekilde olursa olsun belediye başkanlığı yapanların belediye başkanlığı için belirlenen ek gösterge, makam ve görev tazminatlarından eşit olarak yararlandırılması gerekmektedir.

Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Kalaycı.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Karar yeter sayısı…

BAŞKAN – Karar yeter sayısı arayacağım.

Kabul etmeyenler…

Elektronik cihazla oylama yapalım.

İki dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Karar yeter sayısı vardır, önerge kabul edilmemiştir.

Şimdi, alınan karar gereğince sözlü soru önergeleri ile diğer denetim konularını görüşmüyor ve gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmına geçiyoruz.

1’inci sırada yer alan, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri

1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S. Sayısı: 156)

 

BAŞKAN – Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

2’nci sırada yer alan, Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporlarının görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

2.- Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporları (1/484) (S. Sayısı: 287)

 

BAŞKAN – Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

3’üncü sırada yer alan, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Kars Milletvekili Yunus Kılıç ve Amasya Milletvekili Avni Erdemir ile 79 Milletvekilinin; Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.

3.- Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Kars Milletvekili Yunus Kılıç ve Amasya Milletvekili Avni Erdemir ile 79 Milletvekilinin; Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Raporu (1/937, 2/2229) (S. Sayısı: 615)

 

BAŞKAN – Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

4’üncü sırada yer alan, İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile benzer mahiyetteki 108 adet kanun teklifi ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

4.- İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin’in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin’in; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı’nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman Milletvekili Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3 Milletvekilinin; Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya Güven ve 34 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Balıkesir Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile 20 Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi'nin; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer'in; Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin Şahin ve Önder Matlı ile 8 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören’in; Denizli Milletvekili Mehmet Yüksel ve Çorum Milletvekili Cahit Bağcı ile 37 Milletvekilinin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkereleri (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) (S. Sayısı: 639) (X)

 

BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Geçen birleşimde, İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel kanun olarak görüşülen tasarının üçüncü bölümünün üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştı.

Şimdi üçüncü bölümde yer alan maddeleri, varsa o madde üzerindeki önerge işlemlerini yaptıktan sonra ayrı ayrı oylarınıza sunacağım.

51’inci madde üzerinde üç önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı’nın, 5510 sayılı Kanunun 72 nci maddesinde değişiklik öngören 51’inci maddesindeki “eklenmiştir” ibaresinin “ilave edilmiştir” ibaresi ile değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

    İdris Baluken                                       Erol Dora                                     Sebahat Tuncel

         Bingöl                                              Mardin                                             İstanbul

  Ertuğrul Kürkcü                                   Esat Canan

         Mersin                                             Hakkâri

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu’nun; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin Kanun Teklifleri ile; Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun 51. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

     Özgür Özel                                       Levent Gök                                 Rahmi Aşkın Türeli

        Manisa                                              Ankara                                               İzmir

      Musa Çam                                      Vahap Seçer                                   Bülent Kuşoğlu

          İzmir                                                Mersin                                              Ankara

MADDE 51- 5510 sayılı Kanunun 72 nci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

"Bu maddenin üçüncü fıkrasında belirtilenler hariç olmak üzere 63 üncü maddede belirtilen komisyonlara iştirak edenler ile bilimsel ve akademik nitelikleri dikkate alınarak Kurum tarafından bilimsel nitelikli komisyonlarda veya tıbbi inceleme, tıbbi değerlendirme, tıbbi uygunluk onayı verme gibi iş ve işlemlerle ilgili yürütülen çalışmalarda; üniversitelerden görevlendirilen öğretim üyelerine, kamu ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarından görevlendirilen tabip, diş tabibi ve eczacılara (6.500) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarı geçmemek üzere ödeme yapılır. Bu ödemenin usul, esas ve miktarı ile diğer hususlar, Kurum'un önerisi alınarak Maliye Bakanlığı tarafından belirlenir."

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkan Vekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun; Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkerelerinin (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) 51 inci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

    Erkan Akçay                                  Mustafa Kalaycı                                      Alim Işık

        Manisa                                              Konya                                              Kütahya

Yusuf Halaçoğlu                             Cemalettin Şimşek                             Mesut Dedeoğlu

        Kayseri                                            Samsun                                     Kahramanmaraş

MADDE 51- 5510 sayılı Kanunun 72 nci maddesinin ikinci fıkrasının ilk cümlesi “Komisyon; Bakanlık, Maliye, Sağlık, Kalkınma, Ekonomi, Aile ve Sosyal Politikalar bakanlıkları, Hazine Müsteşarlığı, üniversite sağlık hizmeti sunucuları ile özel sağlık hizmeti sunucularını temsilen Bakanlıkça belirlenecek birer üye ve Kurumu temsilen iki üye olmak üzere onbir üyeden oluşur." şeklinde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

"Bu maddenin üçüncü fıkrasında belirtilenler hariç olmak üzere 63 üncü maddede belirtilen komisyonlara iştirak edenler ile bilimsel ve akademik nitelikleri dikkate alınarak Kurum tarafından bilimsel nitelikli komisyonlarda veya tıbbi inceleme, tıbbi değerlendirme, tıbbi uygunluk onayı verme gibi iş ve işlemlerle ilgili yürütülen çalışmalarda; üniversitelerden görevlendirilen öğretim üyelerine, kamu ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarından görevlendirilen tabip, diş tabibi ve eczacılara (6.000) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarı geçmemek üzere ödeme yapılır.

63 üncü maddede belirtilen komisyonlarda ve bilimsel nitelikli komisyonlarda veya tıbbi inceleme, tıbbi değerlendirme, tıbbı uygunluk onayı verme gibi iş ve işlemlerle ilgili yürütülen çalışmalarda görevlendirilenlerin, çalışmaları ile ilgili her türlü giderler Kurumca ödenir. Bu ödemenin usul, esas ve miktarı ile diğer hususlar Kurum ve Maliye Bakanlığınca müştereken belirlenir."

BAŞKAN – Komisyon bu son okuttuğum önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ABDULKERİM GÖK (Şanlıurfa) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet?

BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek, buyurunuz efendim. (MHP sıralarından alkışlar)

CEMALETTİN ŞİMŞEK (Samsun) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, 639 sıra sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’yla ilgili olarak 51’inci maddede verdiğimiz değişiklik önergesi üzerine söz aldım. Bu vesileyle hepinizi saygılarımla selamlarım.

Ancak, konuya girmeden evvel bir şeyi ifade etmek istiyorum. Ben de Sayın Başbakanın geçen sene mayıs ayından beri Gazze’ye gidemediğini biliyordum, hatta bu konuyla alakalı bir soru da sordum diye düşünüyorum, öyle hatırlıyorum ama Gebze’ye gittiğini bilmiyordum. Sayın Hamzaçebi’ye bu bakımdan çok teşekkür ediyorum. Belki Amerika oraya gitmesine müsaade etmiştir diyorum.

Ayrıca, bir de şunu söylemek istiyorum: Biraz evvel iktidar partisinin çok değerli grup başkan vekili buraya çıkıp bir muhalefet partisinin liderinin çocuğunun 13 yaşında sigortalı olduğunu ve bunu büyük bir ayıp, büyük bir suçmuş gibi söyledi. Ortalık 17, 25 Aralık hadisesiyle çalkalanıyor, Adli Kolluk Yönetmeliği’ni değiştirdiniz, polisleri, savcıları oradan oraya gönderdiniz, 100 milyon dolarlardan bahsediliyor, bunun Sayın Başbakanın oğlunun hesabına girip çıktığı belli, polisleri oradan oraya savurduğunuz, bir şeyler konuşulurken sanki çok önemliymiş gibi bunu söylemesini ben iktidar partisinin değerli grup başkan vekiline yakıştıramadım diyorum.

51’inci maddeyle ilgili değişikliğe gelince: Bu 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası’nın 72’nci maddesine bir fıkra eklenmek suretiyle “72’nci maddenin üçüncü fıkrasındakiler hariç olmak üzere, 63’üncü maddede belirtilen komisyonlara iştirak edenler ile bilimsel ve akademik nitelikleri dikkate alınarak SGK tarafından bilimsel nitelikli komisyonlarda veya tıbbi inceleme, tıbbi değerlendirme, tıbbi uygunluk onayı verme gibi iş ve eylemlerle ilgili yürütülen çalışmalarda üniversiteden görevlendirilen öğretim üyelerine, kamu ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarından görevlendirilen tabip, diş tabibi ve eczacılara 6500 gösterge rakamının memur aylık kat sayısıyla çarpımı sonucu bulunacak tutarı geçmemek üzere ödeme yapılır. Bu ödemenin usul ve esasları kurum ve Maliye Bakanlığınca müştereken belirlenir.” denilmektedir.

Bu 72’nci maddeyle, ayrıca 65’inci madde gereği ödenecek sağlık hizmetlerinin kurumca ödenecek bedellerinin komisyonlar kurularak ödenmesi belirlenmektedir. Bizim değişiklik önergemizde, Ekonomi Bakanlığı ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı da bir kurula eklenerek, Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonuna dâhil edilerek Komisyonun üye sayısı 9’dan 11’e yükseltilmek istenmektedir.

Bu komisyonları kurmak, değerli milletvekilleri, sorunumuzu çözmüyor. Şunu ifade edeyim: Bu komisyonlar, sağlık hizmetlerinde SGK’nın hastalar için yapacağı yol, yatak ücreti, yiyecek ücreti, bir yere sevk edildiklerinde verilecek ücretlerin yanında, SUT talimatı uyarınca ödenmesi gereken fiyatları belirlemektedir.

Ama ben size buradan çok önemli bir şey söylüyorum: Hakikaten, biz burada kanunları güzel yapıyoruz ama uygulama safhasında asla böyle bir şey yok. 2005 yılından beri Sağlık Uygulama Tebliği fiyatlarında en ufak bir değişiklik yapılmamışken şimdi burada böyle bir komisyon kurup da bunları yeniden bir komisyon hâline getirip burada komisyonlar tarafından belirlenebileceğini söylemek çok komik kaçıyor.

Değerli milletvekilleri, gerçekten 2005 yılındaki SUT fiyatları hâlâ geçerlidir, hatta bu fiyatların bazıları ödemelerden çıkarılmıştır. 2005’ten beri hiç değişmemiş olan SUT fiyatlarına rağmen, enflasyondaki artışı hesapladığımızda yüzde 100’ün üzerindedir. Onun için, buradan kaliteli bir sağlık hizmeti beklemek, bu fiyatlarla daha güzel bir sağlık hizmeti beklemek maalesef mümkün değildir.

Değerli milletvekilleri, 5510 sayılı Kanun’un 63’üncü maddesinin (d) fıkrası, kişilerin hastalanmaları hâlinde diş tedavilerinin nasıl yapılacağını belirlemektedir. Vaktim kalmadığı için burada izah edemeyeceğim ama bugün, diş tedavi hizmetleri, sağlık hizmetleri bakımından, ağız ve diş sağlığı hizmetleri bakımından yerlerde sürünmektedir. Bu sağlık hizmetlerinin, ağız ve diş sağlığı hizmetlerinin de mutlaka düzeltilmesi gerekmektedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

CEMALETTİN ŞİMŞEK (Devamla) – Bugün, 130 sağlık merkezinde 7 bin diş hekimiyle verilmek istenen bu sağlık hizmetleri yetersizdir, serbestten mutlaka sağlık hizmeti satın alınmaktadır.

İSMAİL TAMER (Kayseri) – 10 bine ulaştı.

CEMALETTİN ŞİMŞEK (Devamla) – 10 bine ulaşmadı, 7-8 bin civarında.

Teşekkür ederim. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Şimşek.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu’nun; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin Kanun Teklifleri ile; Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun 51. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Özgür Özel (Manisa) ve arkadaşları

MADDE 51- 5510 sayılı Kanunun 72 nci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

"Bu maddenin üçüncü fıkrasında belirtilenler hariç olmak üzere 63 üncü maddede belirtilen komisyonlara iştirak edenler ile bilimsel ve akademik nitelikleri dikkate alınarak Kurum tarafından bilimsel nitelikli komisyonlarda veya tıbbi inceleme, tıbbi değerlendirme, tıbbi uygunluk onayı verme gibi iş ve işlemlerle ilgili yürütülen çalışmalarda; üniversitelerden görevlendirilen öğretim üyelerine, kamu ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarından görevlendirilen tabip, diş tabibi ve eczacılara (6.500) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarı geçmemek üzere ödeme yapılır. Bu ödemenin usul, esas ve miktarı ile diğer hususlar, Kurum'un önerisi alınarak Maliye Bakanlığı tarafından belirlenir."

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ERTUĞRUL SOYSAL (Yozgat) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet?

BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Bir saat ara veriyorum.

                                                                                      Kapanma Saati: 20.08

ÜÇÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 21.09

BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU

KÂTİP ÜYELER: Muhammet Bilal MACİT (İstanbul), Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır)

-----0-----

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 123’üncü Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.

639 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine kaldığımız devam edeceğiz.

Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Otuz dakika ara veriyorum.

                                                                               Kapanma Saati:21.10

DÖRDÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 21.43

BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU

KÂTİP ÜYELER: Muhammet Bilal MACİT (İstanbul), Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır)

-----0-----

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 123’üncü Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.

639 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine kaldığımız devam edeceğiz.

Komisyon ve Hükûmet yerinde.

51’inci madde üzerindeki önerge işleminde kalmıştık.

Hükûmet ve Komisyonun katılmadığı önerge hakkında Cumhuriyet Halk Partisinden Sayın Seçer konuşacak.

Buyurunuz Sayın Seçer. (CHP sıralarından alkışlar)

VAHAP SEÇER (Mersin) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Malum, torba yasayı görüşüyoruz. 51’inci maddede verdiğimiz önergeyle ilgili söz aldım.

AKP’nin grup önerisine göre çalışmalarımız bayramdan sonra devam edecek, Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar. Eğer bu görüşmeleri tamamlayamazsak bayramdan sonra da çalışmalara devam edeceğiz. Hoş, sanıyorum artık bu yasama yılında Meclisin tatil yapma imkânı ortadan kalkıyor.

Bu düzenleme içerisine, örneğin emeklilerin sorunu var, bunları da koyalım; yaşa takılanlar var, bunları da koyalım; BAĞ-KUR’lular var, tarım sigortalılar var; özellikle son yıllarda işleri pek iyi gitmeyen tarımsal üretim yapan, hayvancılık yapan çiftçilerimizin sorunları var, onların da borçları var, onların da ertelenmesi gerekiyor. Önergelerle bunları da zenginleştirelim, bu 149 madde -ek maddeyle beraber- 200 maddeye, 250 maddeye çıkabilir, bizim için bir sakıncası yok.

Değerli arkadaşlarım, komşuda yangın olunca bize de sıçramaması mümkün değil. Özellikle son, ikinci Körfez krizinden bu yana, ardından Arap Baharı’yla beraber Orta Doğu’da önemli gelişmeler oldu. Orta Doğu 1900’lü yılların başından bu yana, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra ilk kez bu kadar önemli süreçler yaşıyor, âdeta sınırlar yeniden çiziliyor.

Dün burada çalışma yaparken gece üzüntülü bir haber aldık. Ceylânpınar’da, hudutta bir çatışma sonucu 1 askerimizin şehit olduğu ve yaralı askerlerimizin olduğu haberi geldi. Daha sonra şehit sayısı 2’ye çıktı. Tabii, uzun süredir doğudan, güneydoğudan askerlerimizin şehit haberlerini almamanın huzurunu, mutluluğunu yaşıyorduk; bizi derinden üzdü. Ben şehit olan askerlerimize Allah’tan rahmet diliyorum, kederli ailesine, halkımıza başsağlığı diliyorum, yaralı askerimize acil şifalar diliyorum.

Sayın Çalışma Bakanı dün burada bu konuya ilişkin değerlendirme yaparken orada hududu bekleyen askerlerimiz ile unsurların çatışmasında terörist unsur mu, kaçakçı mı, bunların belli olmadığından bahsetti. Sayın Urfa Valisinin de sanıyorum açıklamaları bu yönde oldu. Ama bugün dikkatimi çekti, Genelkurmayın bir açıklaması var, diyor ki: “Orada en az 6 PKK ya da PYD terörist unsurun öldürüldüğü değerlendiriliyor.” Yani, böyle kesin bir şey yok.

Şimdi, buradan şuraya gelmek istiyorum: Biliyorsunuz, Suriye sınırımız bizim en uzun sınırımız, yaklaşık 900 kilometrelik bir kara sınırı. Özellikle Şubat 2011’den bu yana, Suriye’deki iç karışıklıklardan bu yana bu Parlamentoda Suriye’ye ilişkin politikalarınız çok tartışıldı. Yanlış işler yapıyorsunuz. Orada terörist unsurlara destek veriyorsunuz. Âdeta o hat kevgire döndü, yol geçen hanına döndü, affedersiniz. Bunları bir öngörüyle sizlere aktarmaya, anlatmaya çalıştık ama anlatamamışız. Şimdi, böyle bir kaos ortamında, herhâlde, oradakiler kaçakçıysa yerel kaçakçılar değil. Bir iddiamız var, bir argümanımız var. Suriye olaylarından sonra “IŞİD” diye bir örgüt peydahlandı. Bu, şu anda Irak’ta, Suriye’de korkunç da bir güç elde etti, önemli bir parasal yapıya erişti, silah gücüne erişti, insan gücüne erişti. Dünyanın belki de birçok İslam ülkesinden –bunun içerisinde Türkiye de var- cihat amaçlı, örgüte katılan binlerce insan var ve bunları desteklediniz, bunlara göz yumdunuz o sınırdan gelişlerine, geçişlerine. Yaralıların burada, özellikle Suriye’ye sınır illerde, Osmaniye’de, Şanlıurfa’da, Gaziantep’te tedavi görmelerine göz yumdunuz. Onlara lojistik destek sağladınız, parasal destek sağladınız, silah desteği sağladınız.

Dün Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan önemli bir toplantı yaptı, basın toplantısı yaptı Adana’da yakalanan tırlarla ilgili. O tutanakları kamuoyuyla paylaştı. Oradaki kolluk güçlerinin, savcının tutanaklarıyla çıktı, bir basın toplantısı yaptı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

VAHAP SEÇER (Devamla) - Esenboğa’dan bir yabancı uyruklu uçaktan yüklenen silahların -bu tır şoförünün ifadeleriyle sabit olan- nerelerden alınıp nerelere götürüldüğünü, sınırda kimlere teslim edildiğini, hangi illegal örgütlere teslim edildiğini dün ifşa etti.

Gerçekten, Türkiye'nin Orta Doğu’yla ilgili politikalarından kaynaklı yanlışları bir bumerang misali gelecek, bizi tekrar vuracak. Umut ediyorum böyle olmaz.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Seçer.

Önergeyi oylarınıza…

III.- YOKLAMA

(CHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)

ENGİN ALTAY (Sinop) – Sayın Başkan, yoklama talep ediyoruz.

BAŞKAN – Yoklama talebi vardır.

Sayın Altay, Sayın Türeli, Sayın Tanal, Sayın Özel, Sayın Yıldız, Sayın Eyidoğan, Sayın Canalioğlu, Sayın Akar, Sayın Susam, Sayın Çam, Sayın Öner, Sayın Nazlıaka, Sayın Kuşoğlu, Sayın Güven, Sayın Seçer, Sayın Özdemir, Sayın Acar, Sayın Loğoğlu, Sayın Onur, Sayın Aygün.

Üç dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Toplantı yeter sayımız vardır.

IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)

4.- İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin’in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin’in; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı’nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman Milletvekili Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3 Milletvekilinin; Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya Güven ve 34 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Balıkesir Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile 20 Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi'nin; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer'in; Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin Şahin ve Önder Matlı ile 8 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören’in; Denizli Milletvekili Mehmet Yüksel ve Çorum Milletvekili Cahit Bağcı ile 37 Milletvekilinin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkereleri (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) (S. Sayısı: 639) (Devam)

 

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeye okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı’nın, 5510 sayılı Kanunun 72 nci maddesinde değişiklik öngören 51’inci maddesindeki “eklenmiştir” ibaresinin “ilave edilmiştir” ibaresi ile değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                                                                   İdris Baluken (Bingöl) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ABDULKERİM GÖK (Şanlıurfa) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet?

BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – O zaman gerekçeyi okuyalım.

Gerekçe:

Değişiklik ile metnin daha anlaşılır olması amaçlanmıştır.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Madde 51’i oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde 51 kabul edilmiştir.

52’nci madde üzerinde üç önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte Olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı'nın, 5510 sayılı Kanunun 73 üncü maddesinde değişiklik yapmayı öngören 52'inci maddesinin üçüncü fıkrasında geçen "ve/veya yaptırmaya, buna bağlı olarak hizmet alımı yapmaya" ibaresinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

    İdris Baluken                                       Erol Dora                                     Mülkiye Birtane

         Bingöl                                              Mardin                                                Kars

   Hasip Kaplan                                   İbrahim Binici

         Şırnak                                            Şanlıurfa

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun; Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktav Vural'ın Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkerelerinin (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1346, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) 52 nci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

    Erkan Akçay                                  Mustafa Kalaycı                                      Alim Işık

        Manisa                                              Konya                                              Kütahya

Yusuf Halaçoğlu                               Mesut Dedeoğlu

        Kayseri                                      Kahramanmaraş

MADDE 52- 5510 sayılı Kanunun 73 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan "otelcilik hizmeti ile" ibaresi madde metninden çıkarılmış, onuncu fıkrasının ikinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye on birinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.

"Ancak, 72 nci maddede belirtilen usullere göre bedelleri karşılanacak olan bu kapsamdaki ürünler, garanti süresi kapsamında veya aynı amaca yönelik ürün talepleri Kurum tarafından yayınlanan ürün listelerinden, yine Kurum tarafından belirlenen usul ve esaslara göre karşılanır."

"Kurum, fatura denetimi konusunda kriterler koymaya, alternatif geri ödeme modelleri oluşturmaya ve bu konularda tespitler ve denetimler yapmaya ve/veya yaptırmaya, buna bağlı olarak hizmet alımı yapmaya yetkilidir.

Kurum, gerçek veya tüzel kişilerden; ödeme kapsamındaki sağlık hizmetleri ve/veya ürün listelerine girmek için yapılan başvurulardan asgari ücretin yirmi katını geçmemek üzere başvuru ücreti, ilaç hariç olmak üzere diğer tıbbi malzeme ve ürünlerden listelerde kalmak için asgari ücretin üç katını geçmemek üzere yıllık aidat, fiyat düşüş talepleri hariç olmak üzere listelerdeki değişiklik taleplerinden her bir işlem için asgari ücret tutarını geçmemek üzere işlem ücreti, kamu kurumu niteliğinde tüzel kişiliği haiz meslek kuruluşları ile yapılan protokollere dayalı sözleşmeler hariç olmak üzere sözleşme imzalamak için asgari ücretin on katını geçmemek üzere sözleşme ücreti alabilir, bu ücretleri yurtiçi imal ürün ve ithal ürün gruplarına göre farklılaştırabilir. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Kurumca belirlenir."

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak’ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin Kanun Teklifleri ile; Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun 52. maddesinin metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

     Özgür Özel                                      Vahap Seçer                                Rahmi Aşkın Türeli

        Manisa                                              Mersin                                                İzmir

      Musa Çam                                    Bülent Kuşoğlu

          İzmir                                               Ankara

BAŞKAN – Komisyon son okuttuğum önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ABDULKERİM GÖK (Şanlıurfa) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet?

BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Cumhuriyet Halk Partisinin önergesi üzerine Manisa Milletvekili Sayın Özgür Özel konuşacak.

Buyurunuz Sayın Özel.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. 52’nci maddedeki önergemiz üzerinde söz almış bulundum.

Dün, bir diğer maddede ifade ettiğim gibi, aslında Plan ve Bütçe Komisyonuna maddelerin geliş hâli, alt komisyon ve Komisyondan çıkışı arasında ciddi farklar var. Bu açıdan maddenin gelmiş olduğu nokta, ilk baştaki niyete göre muhalefetin çok ciddi eleştirileri ve katkılarıyla bir yere kadar gelmiş durumda ama yine de hâlâ daha kamu yönetimi açısından, Adalet ve Kalkınma Partisinin Hükûmet olma anlayışı açısından çok ciddi ipuçlarını da içinde barındırıyor. Oysa, bu topraklarda kamu yönetimi –geçen gün de bahsetmiştim- Hazreti Ömer’in o Fırat’ın kenarında “Bir oğlağı kurt kapsa benden hesabını sorsunlar.” ifadesinden kök alan veya Şeyh Edebali’nin Osman Bey’e vasiyetinde olduğu gibi bir devlet yönetimi geleneğimiz var bizim. Ama Adalet ve Kalkınma Partisi “Biz söylersek olur, biz ne dersek kural odur. Kimselere danışmayız, zorlarız; özellikle sivil toplum örgütlerini, meslek örgütlerini hiçe sayarız. ‘Paydaşlık’ diye bir şey yok ‘iktidar’ diye bir şey var. Oyu kim aldıysa onun düdüğü çalar, onun dediği olur.” anlayışıyla yönetmeye devam ediyor.

Bu, Sağlık Bakanlığıyla Sosyal Güvenlik Kurumu arasındaki yetki çekişmesinin, iki kurum arasındaki sağlığın patronajının kimde olduğuyla ilişkili çelişkilerin de su yüzüne çıktığı önemli bir madde. Sosyal Güvenlik Kurumu diyor ki: “İnsanların, sigortalıların kullanacağı ilaçlar benim listelerime girmek zorunda.” Bu bile bir tartışma konusu çünkü bir ülkede hastaların hangi ilaçlarla tedavi olacağına o ülkenin sağlık otoritesi karar verir. Başvurular, ruhsat başvuruları Sağlık Bakanlığına yapılır. Bu başvurular neticesinde, elbette Sağlık Bakanlıkları başvuru harçları falan da alırlar ve bir karar verirler. Geri ödeme kurumunun ise geri ödeme kriterleri üzerinde kafa yorması lazım “En etkin tedaviyi, en uygun maliyetle nasıl karşılarız?” diye ama bizim Sosyal Güvenlik Kurumunun kendine ait listeleri var ve o listeler, aslında Sağlık Bakanlığına “Senin verdiğin ruhsatın bir önemi yok, benim listeme girerse öderim.” deme noktasındaydı bugüne kadar. SGK şimdi âdeta vites yükseltiyor, SGK şunu söylüyor: “Bu listelere girmek için aynı, Sağlık Bakanlığına başvuruda harç ödediğiniz gibi, bana da para ödeyeceksiniz.” Hatta, dedim ya, Şeyh Edebali’nin veya Hazreti Ömer’in bize vasiyet bıraktığı kamu yönetimindeki makullükler falan bir yana, âdeta -nereden bakmak gerekirse- mesele birazcık Deli Dumrul’a dönmüş durumda. Biliyorsunuz, Deli Dumrul köprünün başında, ortasında, sonunda para isteyen adam. SGK da diyor ki: “Geri ödeme listelerine girecekse bir firma, girerken para ödeyecek, kalmak için para ödeyecek, çıkmak isterse para ödeyecek.” Âdeta, Deli Dumrul’un köprüsü gibi. Ama burada, sağ olsun, alt komisyon başkanımız üst Komisyonda gayret gösterdiler, muhalefetten katkı aldılar, bunu “İlk başta 10 asgari ücreti geçmez, kalmak için 3 asgari ücreti geçmez.” gibi, hani, makul sayılabilecek sınırlara indirdi diyeceğim ama firmanın gücüyle orantılı olarak bakmak lazım.

Bir de bir yandan ülkeler ister ki herkes ilacını getirsin, geri ödeme kapsamına soksun, benim vatandaşım, benim hastam bu işten şifa bulsun. Sağlık Bakanlığı dışında ikinci bir bariyer koymak, üstüne de burada olduğu gibi paralar yazmak hakikaten akıl kârı değil. İlk hâline baktığınızda, sözleşmeli eczaneler sözleşme yaparken orada kalmak için SGK’ya gelip hava parası ödeyeceklerdi, hatta eczaneyi kapatacaksınız, ayrılmak için para alacaktı SGK. O yanlışlardan başka bir kanunla çeliştiği için dönüldü ama hâlihazırda karşı karşıya kaldığımız durumda, ilaçların Sosyal Güvenlik Kurumu hazretlerinin listesinde bulunması için para ödenmesi ve devam etmesi için para ödenecek olması gerçekten akıl alır gibi değil. Dünyada bu işler böyle yapılmıyor, paydaşlarla yapılıyor. Türk Eczacıları Birliğinin, tabiplerin, Barolar Birliğinin, hasta hakları derneklerinin olmadığı geri ödeme sistemleri, onların gelip orada kendi dertlerini anlatamadıkları geri ödeme sistemleri sonuç vermiyor.

İşin ilginci, ilaç sanayisi açısından bakarsanız da 1.900 liralık bir kur uygulanmakta ve bu yüzden birçok ilaç Türkiye’de piyasada bulunmuyor veya göstermelik olarak geliyor, aylarca bulunmuyor, biraz daha sürülüyor piyasa, bulunmuyor. Bunlara çare bulmak lazım. Bunun için de sağlığın patronajının ait olduğu Sağlık Bakanlığının elinde olması, Deli Dumrulluğa soyunmuş olan SGK kurumunu da olması gereken noktaya doğru birilerinin çekmesi lazım.

Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Özel.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Karar yeter sayısı...

BAŞKAN – Karar yeter sayısı istiyorsunuz, arayacağım efendim.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...

Karar yeter sayısı yoktur.

Birleşime on dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 22.08

BEŞİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 22.19

BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU

KÂTİP ÜYELER: Muhammet Bilal MACİT (İstanbul), Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır)

-----0-----

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 123’üncü Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.

52’nci madde üzerinde Manisa Milletvekili Özgür Özel ve arkadaşlarının önergesinin oylamasında karar yeter sayısı bulunamamıştı. Şimdi önergeyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.

Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Karar yeter sayısı vardır, kabul edilmemiştir.

Şimdi, 639 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine devam edeceğiz.

Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun; Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktav Vural'ın Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkerelerinin (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) 52 nci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Alim Işık (Kütahya) ve arkadaşları

MADDE 52- 5510 sayılı Kanunun 73 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan "otelcilik hizmeti ile" ibaresi madde metninden çıkarılmış, onuncu fıkrasının ikinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye on birinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkralar eklenmiştir. "Ancak, 72 nci maddede belirtilen usullere göre bedelleri karşılanacak olan bu kapsamdaki ürünler, garanti süresi kapsamında veya aynı amaca yönelik ürün talepleri Kurum tarafından yayınlanan ürün listelerinden, yine Kurum tarafından belirlenen usul ve esaslara göre karşılanır."

"Kurum, fatura denetimi konusunda kriterler koymaya, alternatif geri ödeme modelleri oluşturmaya ve bu konularda tespitler ve denetimler yapmaya ve/veya yaptırmaya, buna bağlı olarak hizmet alımı yapmaya yetkilidir.

Kurum, gerçek veya tüzel kişilerden; ödeme kapsamındaki sağlık hizmetleri ve/veya ürün listelerine girmek için yapılan başvurulardan asgari ücretin yirmi katını geçmemek üzere başvuru ücreti, ilaç hariç olmak üzere diğer tıbbi malzeme ve ürünlerden listelerde kalmak için asgari ücretin üç katını geçmemek üzere yıllık aidat, fiyat düşüş talepleri hariç olmak üzere listelerdeki değişiklik taleplerinden her bir işlem için asgari ücret tutarını geçmemek üzere işlem ücreti, kamu kurumu niteliğinde tüzel kişiliği haiz meslek kuruluşları ile yapılan protokollere dayalı sözleşmeler hariç olmak üzere sözleşme imzalamak için asgari ücretin on katını geçmemek üzere sözleşme ücreti alabilir, bu ücretleri yurtiçi imal ürün ve ithal ürün gruplarına göre farklılaştırabilir. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Kurumca belirlenir."

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) – Katılmıyoruz Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet?

BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı.

Buyurunuz Sayın Kalaycı. (MHP sıralarından alkışlar)

MUSTAFA KALAYCI (Konya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Görüştüğümüz maddede yapılan düzenleme, vazife ve harp malullerinin ihtiyaç duydukları her türlü ortez, protez ve diğer iyileştirici araç ve gereçlere ulaşmasını engelleyebilecek mahiyettedir. Bu itibarla, maddenin gerekçesi olarak sunulan firmalarca yapılan suistimallerin önlenmesi için başka tedbirler alınmalıdır.

Gazilerimiz ile vazife ve harp malullerinin ihtiyaç duydukları her türlü ortez, protez, araç ve gereçlerin 5510 sayılı Kanun’un 73’üncü maddesi uyarınca herhangi bir kısıtlama getirilmeksizin kurumca verilmesi gerekmektedir. O nedenle bu hüküm maddeden çıkarılmalıdır.

Bu maddede, ayrıca, Sosyal Güvenlik Kurumunun listelerine girmek, bu listelerde kalmak veya değişiklik yapmak ya da sözleşme yapmak için başvuranlardan ücret alınması öngörülmektedir.

Sosyal Güvenlik Kurumu işin kolayını bulmuş. Kurumun listelerine girmek için başvuracaksan "Ver asgari ücretin 20 katını.", listede kalacaksan "Ver asgari ücretin 3 katını.", listede değişiklik yapacaksan "Her bir işlem için ver bir asgari ücret.", sözleşme imzalayacaksan "Ver asgari ücretin 10 katını." demektedir. Zaten Hükûmet aynı anlayışla sigortalıları ve emeklileri de yolmaktadır.

Sigortalılar ve emeklilerden muayene parası, fark ücreti, reçete parası, kutu parası, ilaç fark parası, katılma payı diyerek alınan paralarla sağlık hizmetleri paralı hâle getirilmiştir. AKP Hükûmeti Deli Dumrul'u bile mumla aratmaktadır.

Vatandaşın hastanelere para vermeye artık takati kalmamıştır. 2008 yılında özel hastaneye giden vatandaştan alınan yüzde 30 fark ücreti 2010 yılında yüzde 90'a, 2013 yılında yüzde 200'e çıkarılmıştır. Emekliler yapılan kesintiler nedeniyle aylığının ne olduğunu, neyin nereye kesildiğini dahi bilememektedir. AKP Hükûmeti, emeklileri ele güne muhtaç hâle getirmiştir. Emeklinin aldığı aylıkla nasıl geçinebileceği umurlarında bile değildir. Emeklilere maaş artışı yerine harçlık veren Hükûmetin bu ay emeklilere verdiği zam sadece 30-40 liradır. Asgari ücrete bu ay yapılan zam da sadece 45 lira olup artış yüzde 5,3 düzeyindedir. Dolayısıyla altı aylık enflasyonun altında kalmıştır.

AKP, asgari ücretle çalışanları enflasyona ezdirmektedir. AKP, memurları da enflasyona ezdirmektedir. Aylıklarına memur maaş artışına bağlı zam alan sözleşmeliler, 4/C'liler, 65 yaş aylığı alan yaşlılar ve muhtaç engelliler de enflasyona ezdirilmektedir.

Beceriksizce imzalanan toplu sözleşme sonucunda alınan 123 liralık seyyanen zam memura pahalıya patlamıştır. Tarihî başarı olarak nitelendirilen bu toplu sözleşme sonucu memurlar ilk defa bu temmuz ayında ikinci yarıyıl zammını alamamıştır. 123 liralık komik zam aylar öncesinden eriyip gitmiştir. Bugün çalışanlar ve emekliler aldıkları aylıkla geçinememekte, birçoğu borç batağına girmiş, geçim sıkıntısı çekmektedir.

Soruyorum: Hani Türkiye zenginleşmişti? Hani kişi başına 10 bin dolar gelir? Çalışanların ve emeklilerin büyük çoğunluğu açlık sınırının altında aylık almaktadır. Bu işte bir gariplik yok mu?

Tabii ki, ülkemizde büyüyüp zenginleşenler de var. AKP döneminde rüşvetçiler, kaçakçılar, vurguncular, faizciler, rantiyeciler ve kamunun parasıyla yolunu bulan yandaşlar köşe olmuştur. Zaten bu ağır -mübarek günlerde çektirilen- eziyetin altında da onlar yatmaktadır.

Bizim bu tasarıda esastan itirazımız olan topu topu 5-6 maddedir. Ama AKP yönetimi bunlar için dayatmaktadır.

Mübarek ramazan ayında bulunduğumuz bugünlerde Hükûmet insafa gelmelidir. Bu torba kanunda memurlara enflasyon farkı ödemesi maddesi mutlak suretle dâhil edilmeli, kamu görevlilerinin toplu sözleşmede uğratıldığı zarar giderilmelidir. Asgari ücretten vergi alınmaması ve aileleriyle birlikte insanlık onuruna uygun bir yaşayış sağlayabilecek düzeye getirilmesi için düzenleme yapılması, emeklilerimize de hiç olmazsa bir bayram ikramiyesi verilmesi suretiyle bayramda yüzlerinin güldürülmesi bugünlerde yapabileceğimiz en hayırlı iş olacaktır. Gelin, asgari ücretli işçilere, memurlara, yaşlılara, engellilere ve emeklilere buradan bir bayram müjdesi verelim.

Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Kalaycı.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Karar yeter sayısı…

BAŞKAN – Kabul etmeyenler…

Karar yeter sayısı aranıyor.

Elektronik cihazla oylama yapacağız.

İki dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Karar yeter sayısı vardır, önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte Olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı'nın, 5510 sayılı Kanunun 73 üncü maddesinde değişiklik yapmayı öngören 52'inci maddesinin üçüncü fıkrasında geçen "ve/veya yaptırmaya, buna bağlı olarak hizmet alımı yapmaya" ibaresinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

İdris Baluken (Bingöl) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet?

BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Gerekçe…

Gerekçe:

Belirtilen ibare kurumların alana ilişkin hizmet satın alımlarının da yolunu açmaktadır. Değişiklik ile bu sorunun giderilmesi amaçlanmıştır.

BAŞKAN – Gerekçesini okuttuğum önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

52’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Madde 53 üzerinde dört adet önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısının çerçeve 53 üncü maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

   Mustafa Elitaş                            Mehmet Doğan Kubat                             Ramazan Can

        Kayseri                                             İstanbul                                            Kırıkkale

     Recep Özel                                  Osman Aşkın Bak                                Osman Boyraz

         Isparta                                             İstanbul                                            İstanbul

"MADDE 53 - 5510 sayılı Kanunun 82 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan "6,5 katıdır." ibaresi "6,5 katı, ancak sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçileri için 3 katıdır." şeklinde değiştirilmiştir."

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte Olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı'nın, 5510 sayılı Kanunun 82 nci maddesinde değişiklik öngören 53'üncü maddesinde geçen "üç" ibaresinin "sekiz" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

    İdris Baluken                                      Nazmi Gür                                       Esat Canan

         Bingöl                                                 Van                                                Hakkâri

  Sebahat Tuncel                                     Erol Dora

        İstanbul                                             Mardin

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun; Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkerelerinin (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) 53 üncü maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

    Erkan Akçay                                  Mustafa Kalaycı                                      Alim Işık

        Manisa                                              Konya                                              Kütahya

S. Nevzat Korkmaz                            Yusuf Halaçoğlu                               Mesut Dedeoğlu

         Isparta                                             Kayseri                                      Kahramanmaraş

     Sinan Oğan

           Iğdır

MADDE 53- 5510 sayılı Kanunun 82 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan "16 yaşından büyük" ibaresi madde metninden çıkarılmış ve fıkranın sonuna aşağıdaki cümle eklenmiştir. "Ancak, işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen sigortalıların sigorta primine esas günlük kazanç üst sınırı sigortalılara ait günlük kazanç alt sınırının üç katıdır."

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Mahmut Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın Kanun Teklifleri ile; Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun 53. maddesinin metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

Rahmi Aşkın Türeli                               Hasan Ören                                      Sedef Küçük

          İzmir                                               Manisa                                             İstanbul

  Bülent Kuşoğlu                                    Ali Sarıbaş                                      Vahap Seçer

         Ankara                                           Çanakkale                                           Mersin

   İlhan Demiröz                                     Tufan Köse

          Bursa                                               Çorum

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet?

BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Kim konuşacak acaba?

Sayın Küçük, buyurunuz efendim. (CHP sıralarından alkışlar)

SEDEF KÜÇÜK (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 639 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 53’üncü maddesi üzerine söz aldım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 32’nci maddesi, çocuğun ekonomik sömürüye karşı korunmasını; riskli ya da eğitimini engelleyecek, sağlığına veya bedensel, akılsal, ruhsal, ahlaksal, toplumsal gelişimine zarar verecek işlerde çalıştırılmayacağını belirtmektedir ancak ülkemizdeki realite bu değildir.

Ülkemizde 6 ila 17 yaşları arasındaki 15 milyon 250 bin çocuktan 1 milyonu çalışmaktadır. 1 milyon çocuktan söz ediyoruz, 62 ilimizin nüfusundan daha büyük, Lüksemburg ve Malta nüfusları toplamından çok daha fazla olan bir sayıdan söz ediyoruz. Çocuk haklarına uymayan bir şekilde işleyen ve çocukların geleceğini ipotek altına alan bir ekonomik yapıdan söz ediyoruz. Faturanın yalnızca çocuklarımıza değil, geleceğimize de kesildiği bir ülkeden söz ediyoruz.

Değerli milletvekilleri, bu sorun yeterli yasal altyapının var olmasıyla çözülememektedir çünkü Meclis görevini yerine getirmiş, yasaları çıkarmıştır. 2005 yılında başlayan, Çocuk İşçiliğinin Önlenmesi İçin Zamana Bağlı Politika ve Program Çerçevesi’ne göre, on yıl içinde yani 2015’te, çocuk işçiliğinin en kötü biçimleri öncelikli olmak üzere, çocuk işçiliğinin tamamen ortadan kaldırılması hedeflenmişti. 2015’e altı ay kaldı, hâlâ 1 milyon çocuk ucuz iş gücü olarak çalışma hayatının içindedir. Birçok alanda olduğu gibi, bu konuda da mevzuatın yeterli olması, eylem planları hazırlanması sorunun çözümüne yetmemektedir çünkü uygulamada hatalar vardır.

Her şeyden önce, çocuk işçiliğinin kaynak bulduğu unsurları ortadan kaldırmamız gerekir. Çocuk işçiliğinin en temel, en önemli nedeni ise yoksulluktur. Yoksulluğu ortadan kaldırmadan, yoksul kesimler üzerinde yoksulluğun etkilerini azaltmadan çocuk işçiliği tamamen ortadan kaldırılamaz. Ve ülkemizde hâlihazırda derin bir yoksulluk ve gelir adaletsizliği hüküm sürmektedir. Bu kadar derin bir gelir adaletsizliğinin ve yoksulluğun olduğu yerde, olmayan bir şey vardır, o da sosyal devlettir.

Hiçbir ana baba sahip oldukları çocuklarının beden gelişimini henüz tamamlamadan çalışmak zorunda kalmasını istemez ama insanlar yoksulsa, yoksul bırakılmaktaysa, işsizse, geçimlerini sağlayamıyorlarsa, yeterli ve ücretsiz eğitim haklarından faydalanamıyorlarsa çocukları çalışmak zorunda kalmaktadır. Çünkü bu durumda devlet yeterince görevini yapamıyordur, devlet, sosyal devlet olamamıştır. Unutulmamalıdır ki, çözüm üretemeyen bir devlet sorunun asıl parçası ve asıl taşıyıcısıdır.

Değerli milletvekilleri, günümüzün en önemli zenginliği eğitilmiş, dinamik, çağını iyi okuyan nesillerdir yani beşerî sermayedir. Uluslararası Çalışma Örgütü raporlarında çocuk işçiliğinin önlenmesi için hükûmetlere ücretsiz eğitime yatırım yapmaları ısrarla önerilmektedir. Çocuklarımızın yoksulluk nedeniyle eğitim hakkından yoksun kalmaları, yoksulluğun kuşaktan kuşağa aktarılmasına ve âdeta bir yoksulluk kısır döngüsünün yaratılmasına neden olmaktadır. Bu sarmalı kırabilecek tek unsur ise eğitimdir ama burada sözünü ettiğim eğitim, çocuklarımızı belirli bir kalıba dökmeye çalışmayan, bilimsel, çağımızın gereklerine ve gerçeklerine uygun bir eğitimdir. Bu ülkede herkes iyi yaşamayı hak etmektedir. İnsanlarımızı insanca koşullar içinde yaşatmak ise bu Meclisin temel görevidir.

Ama ne olursa olsun, önce çocuklar demek zorundayız. Önce çocuklar demezsek bu ülkenin bir geleceği olmayacaktır diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Küçük.

III.- YOKLAMA

(CHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)

ENGİN ALTAY (Sinop) – Yoklama Sayın Başkan.

BAŞKAN – Yoklama talebiniz var.

Peki, efendim.

Sayın Altay, Sayın Türeli, Sayın Öz, Sayın Sarı, Sayın Demiröz, Sayın Kaplan, Sayın Seçer, Sayın Kuşoğlu, Sayın Susam, Sayın Çam, Sayın Güven, Sayın Özgümüş, Sayın Özel, Sayın Onur, Sayın Küçük, Sayın Acar, Sayın Yılmaz, Sayın Öner, Sayın Haberal, Sayın Ekşi.

Yoklama için üç dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Toplantı yeter sayısı vardır.

IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)

4.- İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin’in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin’in; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı’nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman Milletvekili Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3 Milletvekilinin; Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya Güven ve 34 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Balıkesir Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile 20 Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi'nin; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer'in; Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin Şahin ve Önder Matlı ile 8 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören’in; Denizli Milletvekili Mehmet Yüksel ve Çorum Milletvekili Cahit Bağcı ile 37 Milletvekilinin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkereleri (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) (S. Sayısı: 639) (Devam)

 

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Beş dakika ara veriyorum sayın milletvekilleri.

Kapanma Saati: 22.50

ALTINCI OTURUM

Açılma Saati: 22.55

BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU

KÂTİP ÜYELER: Muhammet Bilal MACİT (İstanbul), Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır)

-----0-----

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 123’üncü Birleşiminin Altıncı Oturumunu açıyorum.

639 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Komisyon ve Hükûmet yerinde.

ENGİN ALTAY (Sinop) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Buyurunuz Sayın Altay.

V.- AÇIKLAMALAR (Devam)

23.- Sinop Milletvekili Engin Altay'ın, Türk Hava Yollarının İstanbul-Tel Aviv seferini yapan 2 uçağının Ben Gurion Havaalanı’na indirilmemesi ve Şanlıurfa’nın Suruç ve Ceylânpınar ilçelerinde şehit edilen askerlerle ilgili Hükûmetin bilgi vermesi gerektiğine ilişkin açıklaması

 

ENGİN ALTAY (Sinop) – Teşekkür ederim.

Sayın Başkanım, biraz önce haber portallarına bir haber düştü. Bu habere göre, Türk Hava Yollarının Tel Aviv-İstanbul seferini, İstanbul-Tel Aviv seferini yapan 2 uçak Ben Gurion Havaalanı’na inmemiş; indirilmemiş, inememiş, bu konularda bilgi sahibi değiliz.

ALİ ŞAHİN (Gaziantep) – Tüm hava yolları için…

ENGİN ALTAY (Sinop) – Ancak, daha bugün iktidar partisinin Genel Başkanı grup toplantısında “Oraya uçakları göndermeyelim mi?” demişti, çok iyi hatırlıyorum. Bu konuda Sayın Bakandan, Hükûmetten bilgi istiyoruz.

İlaveten, bugün saat 16.00 civarında Suruç’ta ve Ceylânpınar’da şehit olan askerlerimizin kim tarafından şehit edildiğini Hükûmete sormuştum. Aradan sekiz saat geçti, bu konuda da bir yanıt alamadık.

Bu konular Türkiye Büyük Millet Meclisindeki milletvekillerine söylenmiyorsa ya da milletvekilleri bu konuları öğrenmiyorsa bu ülke vatandaşlarının vay geldi hâline.

Arz ediyorum, Hükûmetten bu konularda izahat bekliyoruz.

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Altay.

BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) – Sayın Başkan…

BAŞKAN - Buyurunuz.

24.- Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık'ın, Sinop Milletvekili Engin Altay’ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

 

BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) – Sayın Başkanım, bugün, biliyoruz ki, pek çok hava yolu şirketi İsrail’e olan uçuşlarını iptal etti, onu biliyoruz ama Türk Hava Yollarıyla ilgili sıhhatli bilgiyi hemen ilgili arkadaşlardan alıp Meclisimizi bilgilendirelim.

BAŞKAN – Teşekkür ederiz.

ENGİN ALTAY (Sinop) – Askerlerle ilgili bir bilgi var mı Sayın Bakanım?

BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) – Bende yok şu anda.

IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)

4.- İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin’in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin’in; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı’nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman Milletvekili Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3 Milletvekilinin; Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya Güven ve 34 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Balıkesir Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile 20 Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi'nin; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer'in; Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin Şahin ve Önder Matlı ile 8 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören’in; Denizli Milletvekili Mehmet Yüksel ve Çorum Milletvekili Cahit Bağcı ile 37 Milletvekilinin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkereleri (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) (S. Sayısı: 639) (Devam)

 

BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun; Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkerelerinin (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) 53 üncü maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Erkan Akçay (Manisa) ve arkadaşları

MADDE 53- 5510 sayılı Kanunun 82 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan "16 yaşından büyük" ibaresi madde metninden çıkarılmış ve fıkranın sonuna aşağıdaki cümle eklenmiştir. "Ancak, işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen sigortalıların sigorta primine esas günlük kazanç üst sınırı sigortalılara ait günlük kazanç alt sınırının üç katıdır.”

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet?

BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Evet, Iğdır Milletvekili Sayın Sinan Oğan. (MHP sıralarından alkışlar)

Buyurunuz Sayın Oğan.

SİNAN OĞAN (Iğdır) – Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tam adının okunmasının yedi dakika sürdüğü, kısa adı, 639 sıra sayılı Kanun Tasarısı olan, bugün görüşmekte olduğumuz torba yasanın 53’üncü maddesi üzerindeki önergemiz hakkında söz almış bulunmaktayım. Yüce Meclisinizi saygıyla selamlıyorum.

İlgili maddede, birtakım kanun yazım tekniği açısından “16 yaşından büyük” ibaresinin çıkarılmasını düşünmekteyiz. Zira 19 Nisan 2014 tarih ve 28977 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Asgari Ücret Yönetmeliği’ndeki değişiklikle ilgili olarak zaten bu yaş sınırı kaldırılmıştı. Dolayısıyla, eğer bu yaş sınırı kaldırılmışsa, “16 yaşından küçük” veya “16 yaşından büyük” diye böyle bir ayrım kaldırılmışsa, burada yeniden onun belirtilmesinin bir manası yok. Yurt içinde olduğu gibi yurt dışında da 16 yaşından küçük veya büyük fark etmez, bu ibarenin buradan kaldırılmasının biz yerinde olacağını düşünüyoruz.

Onun dışında, ilgili maddeyle ilgili olarak, bizim sadece maddenin yazım tekniğine itirazımız var, içeriğine yönelik herhangi bir itirazımız yok. Ancak yeri gelmişken ifade etmemde fayda var: Madem yurt dışındaki vatandaşlarımız veya yurt dışında iş yapan iş adamlarımızla ilgili bir madde üzerinde konuşuyoruz, Dışişleri Komisyonu üyesi olarak ve diğer sebeplerle sık sık yurt dışına gidip gelen bir arkadaşınız olarak, yurt dışında iş adamlarımıza dönük bir ayrımcılık yapıldığını burada söylemem lazım. Yurt dışındaki iş adamlarımız, özellikle de düne kadar “kardeş” olduğunuz, dünden sonra “kalleş” dediğiniz bir grup ve onların oradaki kurmuş oldukları iş adamları derneklerini tamamen yok saymak, orada bulunan başka iş adamlarını da yok saymak manasına gelir ki burada, âdeta, yorgan yakmak gibi bir durumla karşı karşıyayız. Elbette, sizin iktidarınızla paralel düşünenler olabilir, paralel düşünmeyenler olabilir ama bu, orada iş adamlarımızın kurdukları çatı derneklerin tamamen yok sayılması, oradaki iş adamlarımızın, âdeta, muhatap alınmaması ve büyükelçilerimizin oradaki iş adamları birliklerine gitmesinin, onların etkinliklerine katılmasının yasaklanmasının tamamen bir toptancı anlayış olduğu ve iş adamlarımızın zaten zor şartlar altında yurt dışında yapmış oldukları çalışmaları daha da zorlaştırdığını söylemem lazım. Bunun yerine, oradaki iş adamlarımızı ve oradaki çatı örgütlerini Türkiye’nin bir kurumu görüp ve onu buradaki iç siyasete alet etmeden, orada Türkiye’nin rekabet şartlarının nasıl iyileştirilmesi gerektiği üzerinde kafa yormak, zannediyorum, daha faydalı olacaktır.

Ayrıca, yurt dışındaki birtakım faaliyetlerin, Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde de çoğaldığını görüyoruz. Şimdi, buradan, Hükûmet adına devlet parasıyla yurt dışına gidiliyor ve bunun adı da “yurt dışı faaliyeti” oluyor. Ama yetimin hakkıyla uçak bileti alıp, yetimin hakkıyla günlük harcırah alıp, yetimin hakkıyla yurt dışına giden devlet bürokrasisince ve Sayın Başbakan başta olmak üzere, hem oradaki Türk toplumu içerisine, âdeta, bir fitne sokar gibi ayrımcılık yapar noktasında iş adamlarımızın ve oradaki vatandaşlarımızın kamplara bölünmesine sebep olunmakta hem de devlet parasıyla yurt dışında Cumhurbaşkanlığı propaganda faaliyetleri sürdürülmektedir. Değerli arkadaşlar, bu, haramdır. Ramazan gününde ifade ediyorum: Devlet parasıyla, yetimin hakkıyla yurt dışında Cumhurbaşkanlığı propagandası yapmak haramdır, devlet malını yemektir, devlet malını zimmetine geçirmektir. Cumhurbaşkanlığı propagandası yapan Sayın Başbakan da haram yemektedir ama onunla beraber, kalabalık heyetler hâlinde yurt dışı vazifeleri yazdırıp giden bürokratlar da haram yemektedir, yetim hakkı yemektedir, devlet malını zimmetine geçirmektedir.

Dolayısıyla da Türkiye’de birtakım işler yapılıyor, Türkiye’de ayakkabı kutuları dolduruluyor ama bari bunu yurt dışına yansıtmayalım. Türkiye’de insanları yeterince kutuplaştırdınız, yurt dışındaki insanlarımızı kutuplaştırmayalım ve yetim hakkıyla oluşturulan devlet bütçesini de Cumhurbaşkanlığı propagandasına kurban vermeyelim…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SİNAN OĞAN (Devamla) - …yetim hakkı yemeyelim diyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Oğan.

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Karar yeter sayısı.

BAŞKAN – Karar yeter sayısı istiyorsunuz, arayacağım efendim.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…

Elektronik cihazla yapalım lütfen.

Bir dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Karar yeter sayısı vardır, önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı'nın, 5510 sayılı Kanunun 82 nci maddesinde değişiklik öngören 53'üncü maddesinde geçen "üç" ibaresinin "sekiz" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Nazmi Gür (Van) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet?

BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Gerekçe…

Gerekçe:

Düzenleme ile yerli firmalarının işçilik maliyetlerinin düşürülerek yurt dışındaki rekabet güçlerinin arttırılması amacıyla, yurt dışına götürülen işçilerin sigorta primleri asgari ücretin 6,5 katı yerine 3 katının baz alınması sağlanmak istenmektedir. Sermaye lehine bu tür bir değişiklik çalışanların haklarının gasbı anlamına gelmektedir. AKP' nin sermaye yanlı bu tutumu emeğin haklarına yapılmış bir saldırıdır. Değişiklik ile yurtdışında çalıştırılan işçilerin koşullarının daha da iyileştirilmesi amaçlanmıştır.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısının çerçeve 53 üncü maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Mustafa Elitaş (Kayseri) ve arkadaşları

"MADDE 53- 5510 sayılı Kanunun 82 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan "6,5 katıdır." ibaresi "6,5 katı, ancak sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçileri için 3 katıdır." şeklinde değiştirilmiştir."

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) – Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet?

BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) – Katılıyoruz Sayın Başkan.

MEHMET DOĞAN KUBAT (İstanbul) – Gerekçe…

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum.

Gerekçe:

İkili sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmamış ülkelerde iş üstlenen işverenlerin rekabet gücünü artırmak amacıyla, yurtdışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen işçilerin sigorta primine esas tavan ücretin asgari ücretin 3 katına indirilmesine ilişkin Tasarıda yer alan düzenlemenin, sözleşme imzalanmış ülkeleri kapsamayacak şekilde yeniden düzenlenmesi amaçlanmıştır.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

53’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 53’üncü madde kabul edilmiştir.

54’üncü madde üzerinde üç önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı’nın, 5510 sayılı Kanunun 87 nci maddesine bent eklenmesini öngören 54’üncü maddesindeki “eklenmiştir” ibaresinin “ilave edilmiştir” ibaresi ile değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

    İdris Baluken                                       Erol Dora                                         Nazmi Gür

         Bingöl                                              Mardin                                                 Van

   Hasip Kaplan                                  Ertuğrul Kürkcü

         Şırnak                                              Mersin

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuş Ali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun; Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkerelerinin (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) 54 üncü maddesinde yer alan "süre boyunca" ibaresinin "süresince" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

    Erkan Akçay                                  Mustafa Kalaycı                                      Alim Işık

        Manisa                                              Konya                                              Kütahya

Yusuf Halaçoğlu                               Mesut Dedeoğlu

        Kayseri                                      Kahramanmaraş

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun 54. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Rahmi Aşkın Türeli                               Hasan Ören                                 Mehmet Ali Susam

          İzmir                                               Manisa                                               İzmir

  Bülent Kuşoğlu                                    Ali Sarıbaş                                       Tufan Köse

         Ankara                                           Çanakkale                                           Çorum

    Vahap Seçer                                   İlhan Demiröz                                 Ali Haydar Öner

         Mersin                                               Bursa                                               Isparta

MADDE 54- 5510 sayılı Kanunun 87 nci maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir.

"g) Uluslararası Öğrenciler Değerlendirme Kurulu kararı ile burslandırılan uluslararası öğrenciler için bursluluk statüleri devam ettiği süre boyunca Uluslararası Öğrenciler Değerlendirme Kurulu veya Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı tarafından görevlendirilen kurum,"

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HÜSEYİN ŞAHİN (Bursa) – Katılamıyoruz Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet?

BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) – Katılmıyoruz Başkanım.

BAŞKAN – Kim konuşacak Cumhuriyet Halk Partisinden?

ENGİN ALTAY (Sinop) – Ali Haydar Öner.

BAŞKAN – Isparta Milletvekili Ali Haydar Öner.

Buyurunuz efendim. (CHP sıralarından alkışlar)

ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) – Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; bir garabet yaşıyoruz. 639 sayılı, teklif mi tasarı mı, ne olduğu belli olmayan bir metni görüşüyoruz. Ben zaman tuttum, altı dakika yirmi sekiz saniye kanunun kısaltılmış okuması tutuyor. Tam okunsa, beş dakikalık konuşmanın 2 misli kanun adı olacak. Bu garabete kim yol açıyor arkadaşlar? Burası ciddi bir yasama organı olmalı. Böyle gayriciddi düzenlemeler, bu Meclise, bize oy veren milletimize hizmet yükümlülüğü olan milletvekillerine yakışmıyor. Kendimize yakışan işleri yapalım, vatandaş da milletvekillerine gerekli değeri versin.

Değerli arkadaşlar, 54’üncü madde, prim bedellerinin ödenmesini öngörüyor. Burada da yurt dışına öğrenci gönderen Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı veya görevlendirdiği kurum, burs alanların prim bedellerini ödeyecek. Temennimiz, hak edenler burs kazansın ve burs alanlar ile burs verenler kazançlarını helal etsinler.

Değerli arkadaşlar, bu yasa “Soma kanunu” olarak biliniyor. Ama, bu maddeyi buraya kim koydu? Bu kanun bir torba kanunu, ne bulursan ekle kanunu. Somalılara da “Acelen ne? Bekle.” diyen kanun. AKP’li yetkililer muhalefeti suçluyorlar. Hem suçlu hem güçlü olan kendileri. Zira, bu kanunla, Soma şehitlerinin cenazeleri, yakınlarının acıları, çocuklarının hakları rehin alınmıştır. Soma yetimlerinin acılarını bir an önce dindirme duyarlılığı gösterilmemiştir. Hukuk rehin alınmıştır. Helal haklar, haram düzenlemelerin rehini konumuna düşürülmüştür. Vicdanlar esir alındı, fidye bedeli, haramı helal kılmak olarak belirlendi.

Beş yılı aşan özelleştirmelerin yol açtığı haksızlıklar, yasama organınca hukuki kılıfa sokulmadan şehitlerin kemikleri sızlatılmış, şehit yakınlarının ve yetimlerinin acıları hafifletilmemiştir. Bu, insafsızlıktır. Bu, karnesini babasının mezarına götüren yetimin hakkının yenmesidir, geciktirilmesidir. Helale haram katan bir yasa, adil bir yasa değildir.

Değerli milletvekilleri, meraları imara açıp kuzuların çayırında koyunlar ile öküzleri otlatanlar, hak yiyen çoban konumuna düşerler. Böyle bir haksızlığa yol açan TBMM, “yasama faaliyetlerini hukuka aykırı yürüten anayasal organ” sıfatını alabilir, üyeleri de “ettikleri yemine sadık kalmayan milletvekilleri” olarak suçlanabilirler. Bu düzenlemeleri yapanlar, bu düzenlemelere onay verenler yaptıklarının hukuki sorumluluklarından kurtulamazlar. Cumhurbaşkanlığı seçimleri için bu çirkin oyunları oynayanlar, seçim arifesinde ulufe ve rant dağıtanlar, yaptıklarının hayrını göremezler, inşallah göremeyecekler.

Hazreti Ali “İlim bir nokta idi, onu cahiller çoğalttı.” diyor. Somalıların acısını birkaç günde dindirmek, yaraları kısa sürede sarmak, başta kömür madenlerinde çalışanlar olmak üzere işçilerin çalışma koşullarını iyileştirmek mümkün iken bu fırsat kullanılarak her türlü şeytani düzenlemelerle iş uzatıldı, özelleştirmeler, meralar yanında, memurlar ve ormanlarla ilgili haksız düzenlemeler yapıldı. 301 kişi üzerinden daha neler aklanacak? Buna olsa olsa “acıların sömürülmesi” denir.

Hastaların ızdırabını bir an önce dindirmek, doktorların; sosyal, toplumsal, hukuksal yaraları da bir an önce sarmak milletvekillerinin görevidir.

Görevlerini tam ve hakkaniyetle zamanında yapan milletvekillerine saygılar sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Öner.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Karar yeter sayısı...

BAŞKAN – Karar yeter sayısı istiyorsunuz.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Karar yeter sayısı yoktur.

Birleşime beş dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 23.25

YEDİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 23.31

BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU

KÂTİP ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır), Fehmi KÜPÇÜ (Bolu)

-----0-----

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 123’üncü Birleşiminin Yedinci Oturumunu açıyorum.

54’üncü madde üzerinde Isparta Milletvekili Ali Haydar Öner ve arkadaşlarının önergesinin oylamasında karar yeter sayısı bulunamamıştı. Şimdi önergeyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.

Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Karar yeter sayısı… (CHP ve MHP sıralarından “Yok, yok.” sesleri)

Elektronik cihazla oylama yapacağım.

Bir dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Önerge kabul edilmemiştir, karar yeter sayısı vardır.

Şimdi, 639 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine devam edeceğiz.

Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun; Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkerelerinin (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) 54 üncü maddesinde yer alan "süre boyunca" ibaresinin "süresince" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Erkan Akçay (Manisa) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HÜSEYİN ŞAHİN (Bursa) – Katılmıyoruz Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet?

EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) – Katılmıyoruz Başkan.

BAŞKAN – Kütahya Milletvekili Alim Işık.

Buyurunuz Sayın Işık. (MHP sıralarından alkışlar)

ALİM IŞIK (Kütahya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 54’üncü maddesi üzerinde vermiş olduğumuz değişiklik önergesi hakkında söz aldım. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, bu madde 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun “Prim ödeme yükümlüsü” başlıklı 87’nci maddesine bir fıkra eklenmesini öngörüyor. Bu madde yurt dışında görevli olan burslu öğrencilerin burslu oldukları dönemde burslarına ilişkin sosyal sigorta primlerini kimin ödeyeceğini belirleyen bir madde. Yerinde bir teklif. Grup olarak bu teklife katıldığımızı ancak önergemizle eklenen bu fıkrayla daha sade ve anlamlı hâle geleceğini düşünmekteyiz. Onun için bu önerge verilmiştir.

Bu vesileyle kanunun birkaç konuda vatandaşımızdan gelen talepler doğrultusunda yeniden düzenlenmesi gerektiğini sizlerle paylaşmak istiyorum.

Özellikle çok sayıda vatandaşımızın af beklediği emlak vergisi, elektrik ve su parası ödemelerinde yaşanan sıkıntılara çözüm bulunması gibi, borçların yeniden yapılandırılmasına yönelik bir düzenlemenin mutlaka bu torba tasarı içerisine eklenmesinde yarar gördüğümüzü ifade etmek istiyorum. Hiç olmazsa 77 milyonun tamamına yarayacak bazı olumlu düzenlemelerle bu yarayı biraz tedavi etmenin yerinde olacağını düşünmekteyiz.

Bir diğer önemli talep, sigortalı olup da geçmişte sigorta ödeyemediği, primlerini yatıramadığı süreler nedeniyle bugüne kadar mağdur olmuş ve geriye yönelik bir borçlanma imkânı getirilirse bu mağduriyetinin giderileceğine inanan vatandaşlarımızın talebidir. Bunun da doğru olduğunu, herkese bir şekilde özel düzenleme getiren bazı maddelerin yer aldığı bu tasarıda birçok insanımızın, vatandaşımızın yararlanmayı arzu ettiği bu bahsettiğimiz düzenlemelerin getirilmesinin doğru olduğunu düşünmekteyiz.

Bir başka önemli konu, sigorta primlerini yatırmış ancak yaşı tutmadığı için emekli olma hakkından yararlanamayan, bundan dolayı da yaşı gelinceye kadar geçecek sürede maalesef kendisinin ve ailesinin sağlık harcamaları yönünden mağdur olduğu konuda bir düzenlemeyi buraya dâhil edip bu mağduriyeti giderme talebinin de yerinde olduğunu düşünmekteyiz. Hiç olmazsa yaşı bekleyen bu insanların bu bekleme süresinde sağlık harcamalarından yararlanması ve tedavi giderlerinden yararlanması doğru olacaktır. Daha önce Sayın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı bu konuda “En azından, yaşı aşağı indiremeyiz ama bu mağduriyeti gidermek için bir düzenleme düşünüyoruz.” demişti. Umarım bu torba yasa içerisinde bu düzenleme gerçekleşmiş olur.

Değerli milletvekilleri, bir başka önemli konu, günlerdir değerli milletvekillerimizin burada zaman zaman gündeme getirdiği ama bir türlü cevabını alamadığımız Irak Şam İslam Devleti isimli ve kısaca IŞİD olarak bilinen terör örgütünün elinde bulunan Konsolosluk çalışanlarımız ve vatandaşlarımızın akıbetinin ne olduğu sorusuna alamadığımız cevaplardır.

Dün, Sayın Faruk Çelik bu örgütün terör örgütü olduğu fikrime katıldığını söyledi ama umarım Sayın Başbakan bunu duymamıştır, yoksa kendisine bir zarar gelmesini ben de istemem. Fakat sorunun bu kısmına katıldı, asıl cevabı o da veremedi. Bu Konsolosluk çalışanlarının akıbeti nedir? Bunlar nerede tutulmaktadır?

Bu rehin tutulan vatandaşlarımızı bir örgütün elinden kurtaramayan Türkiye Cumhuriyeti devleti ve onun yönetmekle övünen Adalet ve Kalkınma Partisi Hükûmeti, eğer kendi vatandaşını kurtaramıyorsa başka ülkelerdeki vatandaşları nasıl kurtaracak Allah aşkına? Buna kim inanır?

Siz kendi vatandaşınızı, maalesef, yıllarca beslediğiniz bir örgütün elinden kendiniz kurtaramıyorsanız, bunun için “Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yakın bir takvim konusunda anlaşıldı.” iddialarına cevap vermiyorsanız, herhâlde siz de kendinize inanmıyorsunuz demektir.

Önergemize desteğinizi bekliyor, saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Işık.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı’nın, 5510 sayılı Kanunun 87 nci maddesine bent eklenmesini öngören 54’üncü maddesindeki “eklenmiştir” ibaresinin “ilave edilmiştir” ibaresi ile değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

İdris Baluken (Bingöl) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HÜSEYİN ŞAHİN (Bursa) – Katılmıyoruz Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet?

EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) – Katılmıyoruz Başkanım.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Değişiklik ile metnin daha anlaşılır olması amaçlanmıştır.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Madde 54’ü oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde 54 kabul edilmiştir.

55’inci madde üzerinde üç önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın Kanun Teklifleri ile; Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun 55. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Rahmi Aşkın Türeli                               Hasan Ören                                       Tufan Köse

          İzmir                                               Manisa                                              Çorum

     Ali Sarıbaş                                     İlhan Demiröz                                  Bülent Kuşoğlu

      Çanakkale                                            Bursa                                               Ankara

                                                             Vahap Seçer

                                                                  Mersin

MADDE 55- 5510 sayılı Kanunun 88 inci maddesine yirmi birinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

"Sigortalılar ile tüzel kişilerin kasıt, kusur, hata ve/veya yanıltıcı beyanından kaynaklanmaması şartıyla, sigortalılarca ödenen prim ve prime ilişkin borcun noksan tahakkuk ettirildiğinin Kurumca sonradan tespit edilmesi halinde tespit edilen fark prime ilişkin borç aslına, tebliğ tarihinden itibaren 89 uncu maddenin ikinci fıkrasına göre gecikme cezası ve gecikme zammı uygulanmaz."

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı'nın, 5510 sayılı Kanunun 88 inci maddesinde değişiklik öngören 55'inci maddesinde geçen "tebliğ tarihinden itibaren 89 uncu maddenin ikinci fıkrasına göre gecikme cezası ve gecikme zammı uygulanır" ibaresinin "herhangi bir zam uygulanmaz" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

    İdris Baluken                                       Erol Dora                                     Mülkiye Birtane

         Bingöl                                              Mardin                                                Kars

      Nazmi Gür                                       Esat Canan

           Van                                                Hakkâri

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun; Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkerelerinin (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2042…

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – (2/2041) olacak, (2/2042) yok.

KÂTİP ÜYE MİNE LÖK BEYAZ (Diyarbakır) – Tamam, düzeltiyorum, (2/2042)’yi çıkarıyoruz.

(Kâtip Üye Diyarbakır Milletvekili Mine Lök Beyaz tarafından önergenin okunmasına devam edildi)

…2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) 55 inci maddesinin aşağıdaki değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

        Erkan Akçay               Mesut Dedeoğlu              Mustafa Kalaycı

            Manisa                   Kahramanmaraş                     Konya

             Ali Öz                         Alim Işık                   Yusuf Halaçoğlu

            Mersin                         Kütahya                          Kayseri

Madde 55- 5510 sayılı Kanunun 88 inci maddesine yirmi birinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

"Sigortalılar ile tüzel kişilerin kasıt, kusur, hata veya yanıltıcı beyanından kaynaklanmaması şartıyla, sigortalılarca ödenen prim ve prime ilişkin borcun noksan tahakkuk ettirildiğinin Kurumca sonradan tespit edilmesi halinde tespit edilen fark prime ilişkin borç aslına, tebliğ tarihinden itibaren yurtiçi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) aylık değişim oranına göre gecikme cezası ve gecikme zammı uygulanır."

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HÜSEYİN ŞAHİN (Bursa) – Katılmıyoruz Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet?

EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) – Katılmıyoruz Başkanım.

BAŞKAN – Mersin Milletvekili Ali Öz.

Buyurunuz Sayın Öz.

ALİ ÖZ (Mersin) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 639 sıra sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın 55’inci maddesi üzerine vermiş olduğumuz değişiklik önergesiyle ilgili Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum.

Şimdi, aslında bu maddeyle değiştirilmesi öngörülen, Türkiye’de uzun süredir, özellikle sosyal güvenlik primini tamamlamış, emekliliği geldiği zaman insanlarımızın emekli olma noktasında karşılaştıkları bazı sorunları giderme noktasında son derece makul ve yerinde bir düzenleme. Mesela, sizin emeklilik süreniz dolmuş, emekli olacaksınız. Birden, kurumla alakalı olarak, yıllar öncesinden, eksik prim yatırılması münasebetiyle geçmişe sari size bir borç çıkıyordu ve dolayısıyla, o borç bugüne kadar birikip sonunda da çok yüklü bir miktarda belli bir meblağı ödemek zorunda kalabiliyordunuz emekli olmak için.

Bu madde, kurumun eğer gerçekten böyle kendine dayalı bir hatası varsa, size ne zaman tebliğ edilmişse o tebliğ tarihinden itibaren sizi borçlandırması ve sadece onu ödemenizi gerektiren bir düzenleme olduğu için, tüm grupların da Komisyonda muhalefet etmediği son derece yerinde bir düzenleme.

Tabii ki Sosyal Güvenlik Kurumu aslında çok büyük bir çatı. Sosyal Güvenlik Kurumu dışında, sosyal güvenlik sistemini sistem olarak irdelemek gerektiğinin daha doğru olduğunu düşünüyorum.

Ülkemizde, 2008 yılı itibarıyla, sosyal güvenlik sisteminde Sosyal Güvenlik Kurumunun tek çatı altında toplanmasından sonra, maalesef değişen kanunlarla bundan en fazla istifade edenin Sosyal Sigortalar Kurumu olduğunu, Emekli Sandığı mensuplarının ve BAĞ-KUR’luların maalesef bu değişikliklerden çok da fazla istifade edemediğini görüyoruz.

Bunu söylememdeki kasıt şu: Özellikle kanun teklifi olarak verdiğimiz bazı şeylerin bu torba yasa içerisinde bu tekliflerle beraber değerlendirilmesi bizleri gerçekten mutlu ederdi.

Ben, yine burada, özellikle dar gelirli, küçük ve orta çaplı esnafın, tarım BAĞ-KUR’lularının ve BAĞ-KUR’luların çok fazla korunduğu ve onların beklediği düzenlemelerin yapılmamasının da Parlamento olarak bir eksiğimiz olduğunu ifade etmek isterim.

Bir sigortalı çalışan, eğer belli bir süre işvereni primleri zamanında yatırmış ve işsiz kalmışsa, en azından prim gün sayısıyla ilgili olarak belli bir süre işsizliğine dair para alabilmekte yani en azından önünü görmesi için Sosyal Sigortalar Kurumuna mensup olanların bir nebze de olsa bir nefes almaya fırsatları olmakta ama gerçekten, ülkenin ekonomisinde büyük pay sahibi olan, özellikle kendi yağıyla kavrulma arzusu içerisinde olan küçük ve orta çaplı esnafın, BAĞ-KUR esnafının da benzer şekilde bir düzenlemeyle aslında önüne rahat bakmasının temin edilmesinin bu Parlamentonun görevi olduğu kanaatindeyim. Bununla ilgili, aslında, onlara da normal bildirilmiş, beyan edilmiş olan meblağın üzerinde, onların devlete olan vergi borçlarından düşülmek kaydıyla, belli bir oranda, çok küçük bir oranda sigorta primini artırıp, iyi bir havuz oluşturup, prim gün sayısıyla alakalı olarak da boşta kaldıkları süre içerisinde kendilerini toparlamaları için onlara bir fırsat verilmesinin doğru bir düzenleme olacağı kanaatindeyim.

Tabii ki bu tasarı içerisinde, torba yasa içerisinde görüyoruz ki yapılan düzenlemelerin büyük çoğunluğu Sosyal Güvenlik Kurumunun gelirlerini artırmaya, daha önceki konuşmalarımda da ifade ettiğim gibi, tabiri caizse yani tekeden süt çıkartacak duruma getirmeye yönelik. Oysa, ülkemizde tedavisinin devlet tarafından yapılması zorunlu olan, hepimiz meydanlara çıktığımız zaman “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.” derken, bir ferdin bile yaşatılması adına, büyük meblağlar bile gerektirse, Sosyal Güvenlik Kurumuna mensup olan insanların çekmiş olduğu birtakım sıkıntıların geri ödeme veya sosyal güvenlik kapsamında olmaması da aslında hepimizin bir ayıbıdır diye düşünüyorum. Yani, bu konuda, sadece büyük maliyetler gerektiren bazı hastalıkların da tedavisinin yapılabilmesi için, Sosyal Güvenlik Kurumunun, geri ödemelerde daha fazla sorumluluk alarak, sadece bir kurum olarak değil, bu ülkenin gerçek manada tüm insanlarını ilgilendiren sosyal güvenlik sistemi olma yolunda ilerlemesini ümit ediyorum.

Yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Öz.

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Karar yeter sayısı…

BAŞKAN – Karar yeter sayısı istiyorsunuz.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Karar yeter sayısı yok görünüyor. (AK PARTİ sıralarından “Var, var.” sesleri)

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Nerede, kaç kişi var? Yok ya, 80 kişi yok.

BAŞKAN – Bir dakika süre veriyorum o zaman.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Karar yeter sayısı vardır, önerge reddolunmuştur.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte Olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı'nın, 5510 sayılı Kanunun 88 inci maddesinde değişiklik öngören 55'inci maddesinde geçen "tebliğ tarihinden itibaren 89 uncu maddenin ikinci fıkrasına göre gecikme cezası ve gecikme zammı uygulanır" ibaresinin "herhangi bir zam uygulanmaz" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

İdris Baluken (Bingöl) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HÜSEYİN ŞAHİN (Bursa)- Katılmıyoruz Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet?

EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) – Katılmıyoruz Başkan.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Değişiklikle, yanlışlıkla eksik prim yatıranlardan alınacak farkın tebliğ tarihinden sonra da zamsız tahsil edilmesi amaçlanmıştır.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın Kanun Teklifleri ile; Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun 55. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Hasan Ören (Manisa) ve arkadaşları

MADDE 55- 5510 sayılı Kanunun 88 inci maddesine yirmi birinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

"Sigortalılar ile tüzel kişilerin kasıt, kusur, hata ve/veya yanıltıcı beyanından kaynaklanmaması şartıyla, sigortalılarca ödenen prim ve prime ilişkin borcun noksan tahakkuk ettirildiğinin Kurumca sonradan tespit edilmesi halinde tespit edilen fark prime ilişkin borç aslına, tebliğ tarihinden itibaren 89 uncu maddenin ikinci fıkrasına göre gecikme cezası ve gecikme zammı uygulanmaz."

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HÜSEYİN ŞAHİN (Bursa) – Katılmıyoruz Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet?

EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) – Katılmıyoruz Başkanım.

BAŞKAN – Manisa Milletvekili Hasan Ören, buyurunuz efendim. (CHP sıralarından alkışlar)

HASAN ÖREN (Manisa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gerçekten, inat etmeyin artık. Bugün Soma’dan gelen işçilerimiz, esnaflarımız, sanatkârlarımız, hatta Sayın Bülent Arınç’ın Elâzığ’da söylediği gibi 70 milyon insan bu torba yasada kendileriyle ilgili, kendilerinin yararına olan kanun tasarılarının çıkmasını bekliyor. Ana muhalefet partisinin, muhalefet partisinin söylediği çok basit bir şey var: “149 maddenin içerisinden 10 maddeyi çekin, bir gün içerisinde çıkaralım, iki günde çıkaralım. Aynı maddeleri ister iseniz getirin tekrar, çoğunluğunuz var, çıkaralım.” Niye inat ediyorsunuz? Niye iddia ediyorsunuz?

Bakınız arkadaşlar, Soma, bu kazaların sonrasında ilk defa bir bayram geçirecek, Şeker Bayramı, vicdanlarınızda… (AK PARTİ sıralarından “Ramazan Bayramı” sesleri) Biz onu çocukluğumuzdan beri, babalarımız, annelerimiz, dedelerimiz bize şeker verdiği için “Şeker Bayramı” olarak biliriz ama “Ramazan Bayramı”dır, doğrudur, doğrudur. Ama, bilin ki Ramazan Bayramı’nda Soma’da Ramazan Bayramı olmayacak, sabahleyin bayram namazına çocuğunu alıp babalar gidemeyecek, eşleri sabah namazından çocuğuyla dönen babaya ve çocuğa, aileye sofra hazırlayamayacak, anne babalar ellerinin öpülmesi için, çocuklarının gelmesi için kapıya gözlerini dikecekler.

Yapmayın arkadaşlar, buradan 10 maddeyi çıkarır iseniz 10 maddeyi bir hafta sonra getirip geçirebilirsiniz, nedir bu inadınız sizin?

RECEP ÖZEL (Isparta) – Dün 5’ti, bugün 10’a çıktı.

HASAN ÖREN (Devamla) - Siz şimdi getirdiniz, “61 madde” dediniz, 61’e alt komisyonda 106’yı eklediniz, Bütçe Plan Komisyonuna geldi, orada 148+1’e çıkardınız. Yalvardı arkadaşlarımız “Soma’yı ayırın, vergileri ayırın.” diye. Toplumun yüzde 90’ını ilgilendiren bu konuyla ilgili eğer gerçekten bir şeyden korkunuz yok ise getireceğiniz 10 madde yani kollayacağınız, koruyacağınız insanları bu 149’un içerisinde yedirmeye çalışıyorsanız doğru değil. Bakın, hepimiz, bu mübarek günde akşam iftar açmaya gidiyoruz. Gittiğimizde garson yanımıza yaklaşsa, garsona “Bize bir kuru fasulye, bir pilav, bir cacık getir.” dediğimizde, garson iki dakika sonra yanımıza gelse, bunların hepsini bir tabağa koymuş olsa, AKP milletvekili olarak sizin önünüze koyduğunda tepkiniz ne olur? Tepkiniz şu olur: Ya masayı bırakır, terk eder gidersiniz veya getiren garsonu azarlarsınız veya patronunu çağırır o garsonu şikâyet edersiniz.

İHSAN ŞENER (Ordu) – Kıyas…

HASAN ÖREN (Devamla) – Ama asla şunu söylemezsiniz: “Ne kadar güzel yapmışsın. Bütün hepsini bir tabağa koymuşsun, ben de böyle istiyordum.” Sizin de yaptığınız bu. Ne farkı var yaptığınızın?

İHSAN ŞENER (Ordu) – Benzetme yanlış, hiç alakası yok.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) – Benzetme yanlış.

HASAN ÖREN (Devamla) – Yani, burada 5-6 maddeyi, 7 maddeyi dışarıya çıkarmış olsanız, bunların dışında bu toplumu ilgilendiren bu konularla ilgili yani o Soma’daki yaşanan faciada Soma’daki yaşanan acıları düşünerek, biraz empati yaparak, kendi kendinize sorarak “Ya, evet, bu Soma maddelerine öncelik vermeli, bunu çıkarmalıyız. Arkasından vergiyle ilgili konular -bu kadar insan bekliyor- sigorta primleri, BAĞ-KUR borçları, vergi borçlarıyla ilgili…” Yaptığınız doğrudur, doğru yaptığınıza da inanıyoruz. Arkadaşlarımızın hepsi bu konuda Plan ve Bütçede destek verdiler ama nedir bu telaşınız, neden bunun içerisine diğerlerini koyma ihtiyacını hissediyorsunuz?

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) – Niye inatlaşıyorsunuz?

HASAN ÖREN (Devamla) – Peki, bunları başka bir paket olarak getirirseniz, bu paketi burada bizlere sunduğunuzda, Türkiye’ye sunduğunuzda Türkiye’de yaşayan insanların yüzde 90’ının karşı çıkacağını bildiğiniz için mi getirmiyorsunuz? Özelleştirmeyle ilgili yasa getiriyorsunuz. Kime yarıyor? Bundan sonraki maddede konuşacağım, anlatacağım, yargı kararları var; siz bununla ilgili gerekli olanı yapmıyorsunuz, şimdi burada bir de suç bastırıyorsunuz, halka şikâyet ediyorsunuz. Neyi şikâyet ediyorsunuz arkadaşlar?

RECEP ÖZEL (Isparta) – Biz şikâyet etmiyoruz ya!

HASAN ÖREN (Devamla) – Ayıp değil midir, doğru mudur yaptığınız? Mecbur musunuz bunun hepsini bir tabakta bizlere yedirmeye, bu halka yedirmeye mecbur musunuz?

RECEP ÖZEL (Isparta) – Siz de böyle yapmaya mecbur musunuz?

HASAN ÖREN (Devamla) – Vicdanlarınıza bir daha sorun arkadaşlar. Size grup başkan vekilleri söyleyebilir, Başbakan da söyleyebilir ama sizin her ne kadar sıranızı Başbakan tayin ettiyse de buraya gelirken sizi halk seçti, halka karşı sorumluluğunuz var...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HASAN ÖREN (Devamla) –…Soma’ya karşı sorumluluğunuz var; gereğini yerine getirin.

Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Ören.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Karar yeter sayısı…

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.

Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Karar yeter sayısı… (AK PARTİ sıralarından "Var, var." sesleri, CHP sıralarından "Yok, yok." sesleri)

Elektronik cihazla oylama yapalım.

Bir dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Karar yeter sayısı vardır, önerge kabul edilmemiştir.

Madde 55’i oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 55’inci madde kabul edilmiştir.

56’ncı madde üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı'nın, 5510 sayılı Kanunun 97 nci maddesinde değişiklik öngören 56'ncı maddesinde geçen "oniki ay" ibaresinin "ondört ay" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

      İdris Baluken                         Erol Dora                Sırrı Süreyya Önder

           Bingöl                                Mardin                           İstanbul

        Nazmi Gür                      Sebahat Tuncel

             Van                                 İstanbul

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak’ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın Kanun Teklifleri ile; Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun 56. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

MADDE 56- 5510 sayılı Kanunun 97 nci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan “altı ay” ibaresi “on sekiz ay” şeklinde değiştirilmiştir.

Rahmi Aşkın Türeli                              Vahap Seçer                                      Musa Çam

          İzmir                                                Mersin                                                İzmir

     Hasan Ören                                       İzzet Çetin                                     Bülent Kuşoğlu

        Manisa                                              Ankara                                              Ankara

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun; Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkerelerinin (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) 56 ncı maddesinin aşağıdaki değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

    Erkan Akçay                                  Mesut Dedeoğlu                               Mustafa Kalaycı

        Manisa                                      Kahramanmaraş                                       Konya

       Alim Işık                                     Yusuf Halaçoğlu                                           

        Kütahya                                            Kayseri                                                  

MADDE 56- 5510 sayılı Kanunun 97 nci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan "altı ay' ibaresi "onsekiz ay" şeklinde ve beşinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin alacakları, hakkın doğduğu tarihten itibaren beş yıl içinde istenmezse düşer.”

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HÜSEYİN ŞAHİN (Bursa) – Katılmıyoruz Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet?

EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) – Katılmıyoruz Başkanım.

BAŞKAN – Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu.

Buyurunuz Sayın Dedeoğlu. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)

MESUT DEDEOĞLU (Kahramanmaraş) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 639 sıra sayılı torba yasanın 56’ncı maddesi üzerine vermiş olduğumuz değişiklik önergesi hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak söz aldım. Yüce Meclisi saygılarımla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, bu kanun tasarısı Soma’da hayatını kaybeden maden şehitlerimize ve taşeron işçilerine yeni haklar kazandırmak amacıyla hazırlanmıştır. Kamuoyundan gelen talepler doğrultusunda, ilk olarak 61 madde olarak hazırlanan torba yasanın madde sayısı Komisyonda sürekli artmıştır. Madenciler ve taşeron işçiler için yapılan çalışmaları fırsat bilen Hükûmet, muhalefetin de sesine kulak tıkayarak torba yasanın içine vatandaşın aleyhine çalışmalar eklemiştir. Hükûmet, vatandaşın aleyhine kanunları millete dayatmaya çalışmaktadır. Buna göre, bazı alanlarda yeni haklar getiren Hükûmet, bazı alanlarda da mevcut kazanılmış hakları elden almaktadır.

Torba yasayla mahkeme kararı olsa dahi kamu görevlilerinin eski görevlerine dönmelerinin önü kesilmektedir. Bu düzenlemeyle 3 milyon memurun iş güvencesi ve buna bağlı olarak yargı güvencesi ellerinden alınmıştır. 17 ve 25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonunun sonrası görevden alınan memurlar bu yasa sonrası, ellerinde mahkeme kararı dahi olsa eski görevlerine geri dönemeyeceklerdir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; böyle bir düzenlemenin kabul edilmesi mümkün değildir. Hiçbir demokratik ülkede böyle bir düzenleme yoktur. Demokratik ülkelerde yargı bağımsızlığı vardır. Yargı kararları kesindir ve uygulanır niteliktedir. Kişiye ve kuruma göre yargı asla olmamalıdır. Hukukun üstünlüğü yerine, üstünlerin hukuku uygulanmak istenmektedir. Buradan Hükûmeti uyarıyoruz: Bu düzenleme hukuka da insan haklarına da aykırı bir düzenlemedir. Hükûmet bu düzenlemeden derhâl vazgeçmelidir. Memurların kazanılmış hakları kendilerine tekrar iade edilmelidir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ayrıca, bu yıl Hükûmet tarafından seyyanen zam verilen memurlar, ilk defa bu ay enflasyon artışından fark alamamışlardır. Bunun suçu tamamen Hükûmete ve yandaş bir sendikaya aittir. Bu sendika, Hükûmet tarafından memurlara yapılan 123 liralık komik zamma imza atmıştır yani günde 2 TL’ye tekabül etmektedir verilen zam. Memurların enflasyon artışından dolayı kayıpları çok büyüktür. Bunun da Hükûmet tarafından telafi edilmesini beklemekteyiz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; maden şehitlerimiz ve taşeron işçiler konusunda yapılan çalışmalar da maalesef beklentileri karşılayacak düzeyde değildir. Bu düzenlemeler beklentilerden çok uzak bir şekilde hazırlanmıştır. Madenlerde yaşam odası insafına bırakılan Hükûmet, Soma faciasında hayatını kaybeden ve emekli aylığına hak kazanamayan madencilerin yakınlarına maaş bağlanması konusunda çalışma yapılırken diğer maden kazalarında hayatını kaybeden maden şehitlerimizi de kapsam dışı bırakmıştır. Zonguldak Kozlu, Karadon, Edirne Keşan ve Balıkesir Dursunbey maden kazalarında hayatını kaybedenlerin aileleri bu düzenlemeden yararlanamamışlardır. Yani, Hükûmet 13 Mayıs 2014 tarihinde Soma’da hayatını kaybeden maden şehitlerimizin yakınlarına ölüm aylığı bağlarken, bir gün sonra yani 14 Mayıs 2014 tarihinde Zonguldak’ta hayatını kaybeden maden şehitlerimizin ailesini kapsam dışı bırakmıştır. Bunlarla beraber, Kahramanmaraş Afşin-Elbistan Termik Santralinde göçük altında kalan 9 görev şehidimiz hâlâ toprak altında yatmasına rağmen onlara da bir görev şehitlik maaşı veyahut da ek bir ödeme düşünülmemiş, kapsam dışı bırakılmıştır.

Aynı coğrafya üzerinde yaşayan ve aynı kaderi paylaşan iki acılı insan arasında böylesine iki ayrı uygulama yapılması kabul edilir bir durum değildir. Bu tip uygulamalarla, Hükûmet acıları paylaşmak bir yana, daha da artırmaktadır. Hükûmeti bu yanlıştan derhâl geri dönmeye davet ediyoruz.

Bu duygu ve düşüncelerle değişiklik önergemizin kabulünü dileyerek yüce Meclisi saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Dedeoğlu.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun 56. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Madde 56- 5510 sayılı Kanunun 97 nci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan “altı ay” ibaresi “on sekiz ay” şeklinde değiştirilmiştir.

Hasan Ören (Manisa) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HÜSEYİN ŞAHİN (Bursa) – Katılmıyoruz Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet?

EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) – Katılmıyoruz Başkanım.

BAŞKAN – Kim konuşacak?

ENGİN ALTAY (Sinop) – Hasan Ören.

BAŞKAN – Manisa Milletvekili Hasan Ören, buyurunuz efendim. (CHP sıralarından alkışlar)

HASAN ÖREN (Manisa) – Değerli arkadaşlarım, hiçbir şey geç kalmış değildir. Ben buradan grup başkan vekillerine, AKP’nin grup başkan vekiline, yine tekrarlıyorum sorumu: Ne olursunuz, 70 milyonun beklediği bu yasaları cumaya kadar bitirelim, uzlaşalım. Uzlaşmanın koşulu konuşmaktır. Bakınız, 149 madde içerisinde istediğimiz 5-6 madde var, tahmin ediyorum, MHP’nin de 5-6 maddesi var; hepsi toplam 10 madde olmaz: Türkiye Barolar Birliğiyle ilgili 97’nci madde, göreve iade edilen kamu görevlileriyle ilgili 100’üncü madde, özelleştirmeyle ilgili 112’nci madde, Mera Kanunu’yla ilgili 115’inci madde, belediye taşınmazlarıyla ilgili 124’üncü madde. Bir hafta sonra çıkarın, gerçekten, teke tek konuştuğumuzda hepiniz “tamam” diyorsunuz, ne olur bir hafta sonra çıkarsanız? Elli gündür buradayız arkadaşlar. Burada çalışmak zevktir, milyonlarca insan bu mabede, bu Parlamentoya girmek istiyor, giremiyor. Bize böylesine güzel bir şeref verilmiş. Çalışmadan ne siz korkuyorsunuz ne biz korkuyoruz. Mesele, ne kadar çalışacağız, nereye kadar çalışacağız değil, mesele, 70 milyonun beklediği, kendisiyle ilgili olan, kendi lehine olan düzenlemelerin bir an evvel çıkması. “E, canım, bunları da siz bunun arasında yiyiverin.” E, nasıl yiyelim?

Bu özelleştirmeyle ilgili talep ve dosya tebliğ tarihi 27/02/2014, Manisa’da Et ve Balık Kurumunun özelleştirilmesi: Nedir 112? “…devir ve teslim işlemlerinin tamamlanmasının üzerinden beş yıl geçmiş olan özelleştirmeler hakkında verilmiş olan yargı kararları ile ilgili olarak sözleşmelerinde belirtilen haller dışında bu kuruluşların geriye alınması yönünde herhangi bir işlem tesis edilmez.” Şimdi, ne demiş Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı? “Yukarıda özet bilgileri yazılı dosya incelendi. Sanıkların Özelleştirme İdaresi Başkanlığında görevli oldukları ve Manisa Et ve Balık Kurumu Kombinasının pazarlık usulüyle satışında görev aldıkları, bu satış sırasında ihale şartnamesine başka firmaların katılımını en aza indirmek için ağır şartlar koydukları ve ihaleyi MAY-ET firmasının kazanmasını sağladıkları, daha sonra sözleşmenin 3’üncü maddesini değiştirmek suretiyle kombinenin satış ve devrine imkân sağlayarak ihaleye fesat karıştırma suçunu işledikleri; bunun -dosyada mevcut- 30/9/2009 tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosyadaki diğer belgelerle sabit olduğu halde, eksik soruşturma ve yetersiz gerekçelerle yazılı şekilde beraat kararı verilmesi yasaya aykırı bulunduğundan hükmün bozulmasına.” demiş. Kim demiş? Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı Yardımcısı Ayhan Aygün. Peki, bunun üzerinden beş yıl geçti, ne yapacağız şimdi? Ne yapacağız?

Bu yasayı getiriyorsunuz, bize diyorsunuz ki: “Yiyin pilavı, cacığı, kuru fasulyeyi bir tabakta.” Nasıl yiyeceğiz bunu? Siz de yiyemezsiniz. Ama bununla ilgili iddialarınız var ise, haklılığınızı konuşuyor iseniz gelirsiniz başka paket içerisinde bunu halka anlatırsınız. Hiçbir şey için geç değildir. İnsanlar bu yasaları bekliyorlar. Grup başkan vekilleri, bu yasalarla ilgili eğer üzerinizdeki insanlardan izin almak gerekliyse veya onlara doğru bir brifing vermek gerekliyse bunları yapmakta yarar var. 5 madde. İtirazı olan var mı? Çıkarsanız ne olur? Ellinci gün... Yetişmediği için Plan ve Bütçe Komisyonunda, bir buçuk hafta Meclis boşa çalıştı -sevgili arkadaşım biliyor, Manisa Milletvekilimiz Uğur Aydemir- bir buçuk hafta Genel Kurula indiremediğimizden dolayı Genel Kurul boş geçti. Peki, bu söylediğimin neresi mantıksız arkadaşlar?

Siz, bir de topluma dönüyorsunuz diyorsunuz ki: “Muhalefet partileri yasanın çıkmasını engelliyor.” Allah’ınızı severseniz, bu mübarek günde vicdanlarınıza sorun ya. Gerçekten, şurayı tuttuğunuzda…

ENGİN ALTAY (Sinop) – Allah affetmez, Allah affetmez!

HASAN ÖREN (Devamla) - …muhalefetin bu konuda küçük bir kusurunun olduğunu söylüyor iseniz sizi kamuoyuna havale ediyorum. Allah’a havale edeceğim, olmuyor, O’nunla ilgili bir şey yok; orada, havale ettiğimiz yerde, diğer yerde görülecek hesaplar. Ama, ben, Türkiye’de bu yasanın çıkmasını bekleyen insanlara havale ediyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Ören.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı'nın, 5510 sayılı Kanunun 97 nci maddesinde değişiklik öngören 56'ıncı maddesinde geçen "oniki ay" ibaresinin "ondört ay" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

İdris Baluken (Bingöl) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HÜSEYİN ŞAHİN (Bursa) – Katılmıyoruz Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet?

EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) – Katılmıyoruz Başkanım.

BAŞKAN – Gerekçe…

Gerekçe:

Mevcut durumda, 6 ay boyunca bankadan emekli aylığı çekilmediği durumda, aylık ödemesi durdurulmakta ve sağlık hakkı askıya alınmaktadır. Yapılan düzenleme ile emekli, dul ve yetimler adına gönderilen aylıklarda durdurma süresi 6 aydan 1 yıla çıkarılması öngörülmektedir. Ancak bu sürede mağduriyetleri engellemeye yeterli bir süre değildir. Değişiklik ile bu sürenin uzatılması amaçlanmıştır.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.

56’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

57’nci madde üzerinde dört önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 57’nci maddesinde yer alan “altı” ibarelerinin “üç” şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

    Erkan Akçay                                  Mustafa Kalaycı                                      Alim Işık

        Manisa                                              Konya                                              Kütahya

Yusuf Halaçoğlu                               Mesut Dedeoğlu                                           

        Kayseri                                      Kahramanmaraş

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısının çerçeve 57 nci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

   Mustafa Elitaş                            Mehmet Doğan Kubat                               Recep Özel

        Kayseri                                             İstanbul                                             Isparta

    Nurdan Şanlı                                      Şirin Ünal                                                

         Ankara                                             İstanbul

“MADDE 57- 5510 sayılı Kanunun 103 üncü maddesine aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.

"Kurum müfettişlerince yapılan inceleme veya soruşturma esnasında yapılan tespitlere bağlı olarak, oluşabilecek Kurum alacağı tahsilinin riske gireceğinin öngörülmesi halinde, en az üç müfettişten oluşan komisyonun uygun görüşü ve Rehberlik ve Teftiş Başkanının onayıyla altı ayı geçmemek üzere, inceleme veya soruşturma sonuçlanıncaya kadar sağlık hizmeti sunucusunun Kurum nezdindeki muaccel veya müeccel alacaklarının ödemesi, tahsili riske gireceği öngörülen alacakla orantılı olarak durdurulabilir. Altı aylık süre içerisinde inceleme veya soruşturma sonuçlanmaz ise durdurma kararı kendiliğinden kalkar ve bu tarihten itibaren muaccel olan alacakları ödenmeye devam olunur. Altı aylık süre sonuna kadar ödemesi durdurulan alacaklar ise inceleme veya soruşturma sonuçlanıncaya kadar ödenmez. Ancak, sağlık hizmeti sunucusunun Kurum nezdindeki muaccel olan alacaklarının her biri için 6183 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının 2 nci ve 3 üncü bentlerinde sayılanlar kapsamında teminat verilmesi halinde durdurma kararı bu kararı uygulayan Kurum ünitesi tarafından kaldırılır ve Kurum nezdindeki alacakları ödenir.

Kurum tarafından sözleşmesi feshedilmiş sağlık hizmeti sunucusuyla feshe neden olan fiillerine bağlı olarak oluşan Kurum alacakları tahsil edilmeden ve fesih süresi tamamlanmadan yeni bir sözleşme yapılmaz. Söz konusu sağlık hizmeti sunucusunun devri halinde ise feshe neden olan Kurum alacakları tahsil edilmeden ve en az bir yıllık fesih süresi geçmeden devralan sağlık hizmeti sunucusu ile sözleşme yapılmaz. Sözleşme yapılmayan veya sözleşmesi feshedilen sağlık hizmeti sunucunun muayene ve işlemlere ilişkin fatura bedelleri ödenmez.

5237 sayılı Kanunda belirtilen ve Kurum zararına neden olan nitelikli dolandırıcılık suçunun işlendiği kesinleşmiş mahkeme kararıyla sabit görülmesi şartıyla; söz konusu fiillerin sağlık hizmeti sunucusunun yöneticileri ve/veya ortakları tarafından işlendiği durumda aynı sağlık hizmeti sunucusuyla veya bunların daha sonra yönetici ve/veya ortak olduğu sağlık hizmeti sunucusuyla hiçbir şekilde sözleşme yapılmaz, bu fiillerin hekimler tarafından işlendiği durumda ise ilgili hekimlerle en az üç yıl süre ile sözleşme yapılmaz. Kesinleşmiş mahkeme kararının beklenmesi sağlık hizmeti satın alınmasına ilişkin sözleşmelerde belirtilen fesih sürelerinin uygulanmasına engel olmaz.

5237 sayılı Kanunda belirtilen nitelikli dolandırıcılık fiillerini işleyen sağlık hizmeti sunucusu ve/veya ilgili hekimler hakkında ruhsat iptali de dahil olmak üzere gerekli tüm iş ve işlemler için keyfiyet Sağlık Bakanlığına bildirilir. Nitelikli dolandırıcılık fiillerini işleyerek Kurum zararına neden olmuş hekimlerden gelen muayene ve işlemlere ilişkin fatura bedelleri en az üç yıl süre ile ödenmez."

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 57. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Rahmi Aşkın Türeli                              Vahap Seçer                                   Bülent Kuşoğlu

          İzmir                                                Mersin                                              Ankara

      İzzet Çetin                               Mehmet Ali Susam                                  Sedef Küçük

         Ankara                                             İzmir                                                 İstanbul

                                                    Mehmet Hilal Kaplan

                                                               Kocaeli

MADDE 57-5510 sayılı Kanunun 103 üncü maddesine aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.

"Kurum müfettişlerince yapılan inceleme veya soruşturma esnasında, Kurum alacağı tahsilinin riske gireceği öngörülmesi halinde, en az üç müfettişten oluşan komisyonun uygun görüşü ve Rehberlik ve Teftiş Başkanının onayıyla üç ayı geçmemek üzere, inceleme veya soruşturma sonuçlanıncaya kadar sağlık hizmet sunucusunun Kurum nezdindeki muaccel veya müeccel alacaklarının ödemesi, tahsili riske gireceği öngörülen alacakla orantılı olarak durdurulabilir. Üç aylık süre içerisinde inceleme veya soruşturma sonuçlanmaz ise durdurma kararı kendiliğinden kalkar ve bu tarihten itibaren muaccel olan alacakları ödenmeye devam olunur. Üç aylık süre sonuna kadar ödemesi durdurulan alacaklar ise inceleme veya soruşturma sonuçlanıncaya kadar ödenmez. Ancak, sağlık hizmet sunucusunun Kurum nezdindeki muaccel olan alacaklarının her biri için, 6183 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının 2 nci ve 3 üncü bentlerinde sayılanlar kapsamında, teminat verilmesi halinde durdurma kararı bu kararı uygulayan Kurum ünitesi tarafından kaldırılır ve Kurum nezdindeki alacakları ödenir.

Kurum tarafından sözleşmesi feshedilmiş sağlık hizmet sunucusunun fesihten doğan Kurum alacakları tahsil edilmeden ve fesih süresi tamamlanmadan aynı sağlık hizmet sunucusu ile sözleşme yapılmaz. Ancak, 5237 sayılı Kanunda belirtilen nitelikli dolandırıcılık fiillerinin işlenmesi sonucunda Kurum zararına sebep olunmuş ise aynı sağlık hizmet sunucusu ve hekimler ile hiçbir şekilde sözleşme yapılmaz.

5237 sayılı Kanunda belirtilen nitelikli dolandırıcılık fiillerini işleyen sağlık hizmet sunucusu ve ilgili hekimler hakkında ruhsat iptali de dahil olmak üzere gerekli tüm iş ve işlemler için keyfiyet Sağlık Bakanlığına bildirilir."

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı'nın, 5510 sayılı Kanunun 103 üncü maddesinde değişiklik öngören 57'inci maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

    İdris Baluken                                       Erol Dora                                      İbrahim Binici

         Bingöl                                              Mardin                                            Şanlıurfa

      Nazmi Gür                                       Esat Canan

           Van                                                Hakkâri

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HÜSEYİN ŞAHİN (Bursa) – Katılmıyoruz Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet?

EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) – Katılmıyoruz Başkanım.

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

SGK'nın alacağının tahsilinin riske gireceğinin öngörülmesi halinde, ilgili sağlık hizmeti sunucularının Kurum nezdindeki alacaklarının ödemesinin 6 aya kadar durdurulabileceği yönlü bir düzenleme sağlık hizmet sunucularının mağduriyetine ve sağlık hizmetlerinde vatandaşı mağdur edecek uygulamalara sebebiyet verebilecektir. Değişiklik ile bu sorunun giderilmesi amaçlanmıştır.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı’nın 57. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Vahap Seçer (Mersin) ve arkadaşları

Madde 57 - 5510 sayılı Kanunun 103 üncü maddesine aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.

"Kurum müfettişlerince yapılan inceleme veya soruşturma esnasında, Kurum alacağı tahsilinin riske gireceği öngörülmesi halinde, en az üç müfettişten oluşan komisyonun uygun görüşü ve Rehberlik ve Teftiş Başkanının onayıyla üç ayı geçmemek üzere, inceleme veya soruşturma sonuçlanıncaya kadar sağlık hizmet sunucusunun Kurum nezdindeki muaccel veya müeccel alacaklarının ödemesi, tahsili riske gireceği öngörülen alacakla orantılı olarak durdurulabilir. Üç aylık süre içerisinde inceleme veya soruşturma sonuçlanmaz ise durdurma kararı kendiliğinden kalkar ve bu tarihten itibaren muaccel olan alacakları ödenmeye devam olunur. Üç aylık süre sonuna kadar ödemesi durdurulan alacaklar ise inceleme veya soruşturma sonuçlanıncaya kadar ödenmez. Ancak, sağlık hizmet sunucusunun Kurum nezdindeki muaccel olan alacaklarının her biri için, 6183 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının 2 nci ve 3 üncü bentlerinde sayılanlar kapsamında, teminat verilmesi halinde durdurma kararı bu kararı uygulayan Kurum ünitesi tarafından kaldırılır ve Kurum nezdindeki alacakları ödenir.

Kurum tarafından sözleşmesi feshedilmiş sağlık hizmet sunucusunun fesihten doğan Kurum alacakları tahsil edilmeden ve fesih süresi tamamlanmadan aynı sağlık hizmet sunucusu ile sözleşme yapılmaz. Ancak, 5237 sayılı Kanunda belirtilen nitelikli dolandırıcılık fiillerinin işlenmesi sonucunda Kurum zararına sebep olunmuş ise aynı sağlık hizmet sunucusu ve hekimler ile hiçbir şekilde sözleşme yapılmaz.

5237 sayılı Kanunda belirtilen nitelikli dolandırıcılık fiillerini işleyen sağlık hizmet sunucusu ve ilgili hekimler hakkında ruhsat iptali de dahil olmak üzere gerekli tüm iş ve işlemler için keyfiyet Sağlık Bakanlığına bildirilir."

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HÜSEYİN ŞAHİN (Bursa) – Katılmıyoruz Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet?

EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) – Katılmıyoruz Başkan.

BAŞKAN – Sayın Kaplan, buyurunuz. (CHP sıralarından alkışlar)

MEHMET HİLAL KAPLAN (Kocaeli) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 639 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 57’nci maddesi üzerine verdiğimiz önerge üzerine söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Hepinizin bildiği gibi, 13 Mayısta Manisa Soma’da yaşanan iş cinayeti sonrası gündeme alınan, madencilerin çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve haklarının geliştirilmesi konusunda, bu yasa tasarısının olumlu bulunan maddelerini Cumhuriyet Halk Partisi olarak desteklediğimizi ifade etmek istiyorum.

Ancak, bu kanun tasarısında toplumun yararına olan maddelerin yanına, her zamanki gibi, kurnazlıkla, bazı çıkar çevrelerini kollayan, koruyan kanun maddelerini de ilave etmekten geri kalmadınız.

Değerli milletvekilleri, bir daha -muhalefeti ve iktidarıyla- Soma’da benzer cinayetlerin yaşanmaması adına, bakın, bu görüşmeler yapılırken Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz ne dedik: Gelin, bu taşeronlaşmayı kaldıralım dedik. Böylelikle ölümlerin, iş kazalarının ve iş kayıplarının önüne geçeriz dedik. Kamu ve özel ayrımı yapmadan, iş güvenliklerinin sağlanması adına, gelin, bunu yapalım dedik; siz oralı olmadınız. Tüm iş kollarında taşeronlaşmayı kaldıramıyorsak en azından, gelin, kamu alanındaki taşeronlaşmayı kaldıralım dedik, kanun teklifleri verdik; siz oralı olmadınız, hatta, tam tersine davrandınız, bu tasarıda Bakanlar Kuruluna yetki vererek taşeronlaşmayı yaygınlaştırdınız. Yine, burada, gelin, madem kamuda da bu taşeronlaşmayı kaldıramıyorsanız iş kazalarının en çok olduğu, ölümlerin en çok olduğu maden iş kolunda taşeronlaşmayı kaldıralım dedik; hatta, bunun için verdiğimiz kanun teklifinin Mecliste görüşülmesini önce kabul ettiniz, akabinde, bu Mecliste görüşülecek konular sırasında da gündemin en arkasına attınız. Bu ne samimiyetsizlik?

Sayın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı burada söz verdi, bu kürsüden dedi ki: “Biz de taşeronlaşmaya karşıyız, biz de taşeronlaşmanın kaldırılmasından yanayız.” Sayın Bakana hatırlatmak istiyorum: Sözünü ne çabuk unuttu, ne oldu? Birden, Komisyona gidildiğinde, Plan ve Bütçe Komisyonunda bu verdiğiniz sözler bir türlü yerine gelmedi.

Değerli milletvekilleri, bakın, Kocaeli Milletvekiliyim, Kocaeli’nde taşeronlaşmanın çalışanlar üzerindeki olumsuz etkilerini sizinle paylaşmak istiyorum. Kocaeli, Türkiye'nin sanayisinin en yoğun olduğu il, dolayısıyla işçinin ve emekçinin de en yoğun olduğu illerden bir tanesi. Hemen hemen her hafta sonu ilimize gidiyoruz. Birçok milletvekili arkadaşım ilimize gittiğimiz her hafta sonu mutlaka bir fabrikanın önünde ya işten atılan işçileri karşılıyoruz ya eylem yapan işçileri karşılıyoruz ya da grevdeki işçileri karşılıyoruz. Soruyoruz bu arkadaşlara: Ne oldu, neden grevdesiniz, neden eylemdesiniz? Yanıt şöyle: “Taşeronlaşmanın getirdiği sıkıntı. İş yerinde örgütlenmek istiyoruz ama bir bakıyoruz ki kendimizi kapının önünde buluyoruz. On iki, on altı saat çalışma süreleri uzun süre. Bu uzun sürelerde gerekiyorsa çalışırız ama mesaimiz verilsin diyoruz, bir bakıyoruz ki kendimizi kapının önünde görüyoruz. Artık açlık sınırının altında çalışmak istemiyoruz, insanlık için çalışma koşullarımızın, yaşam koşullarının iyileştirilmesini istiyoruz ama bakıyoruz ki kapının önünde buluyoruz. Ne yapacağımızı biz de şaşırdık. Sanki bu ülkenin evladı değiliz. Aslında bizim kimseye karşı olduğumuz yok. Bizim tek amacımız var, çocuklarımıza ekmek parası kazanmak, onlara iyi bir gelecek vadetmek için.” diyor işçi arkadaşlar.

Değerli milletvekilleri, ne olursunuz, her defasında bunu konuşuyoruz. Bu işçi arkadaşlarımızın bizden bir talebi oldu, dediler ki: “Türkiye Büyük Millet Meclisine gittiğinizde lütfen bunu dile getirin.” Bakın, size Kocaeli ilinde son üç ay içerisinde eylemlerden dolayı dışarı atılan, kapı önüne konulan işçilerin olduğu birkaç iş yerinden bahsetmek istiyorum.

Kent Gıda çalışanları toplu sözleşmeden doğan haklarından ücretlerinin iyileştirilmesini talep ettiler, şu anda grevdeler. Yıldız Entegre çalışanları örgütlenme nedeniyle şu anda sokaktalar. M&T Reklam çalışanları, Kocaeli Üniversitesi Hastanesinde çalışanlar; bunlar sendikalı olmak gerekçesiyle işten atılanlar. Pakmaya çalışanları, TÜBİTAK’ta çalışanlar... Sayın Bakan burada yoktu. Sanayi Bakanı, Kocaelili Sayın Bakan geldiğinden beri sadece TÜBİTAK’ta 240 kişi işten atıldı yetkili, yetkisiz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET HİLAL KAPLAN (Devamla) – İzmit Belediyesinde yatırım nedeniyle seçim döneminde söz verilen işçiler şimdi sokakta.

Bunlarla ilgili vaktimin sınırlı oluşu nedeniyle başka bir maddede devamını sağlayacağım, hepinize saygılar sunuyorum.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Kaplan.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısının çerçeve 57 nci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Mehmet Doğan Kubat (İstanbul) ve arkadaşları

“MADDE 57- 5510 sayılı Kanunun 103 üncü maddesine aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.

“Kurum müfettişlerince yapılan inceleme veya soruşturma esnasında yapılan tespitlere bağlı olarak, oluşabilecek Kurum alacağı tahsilinin riske gireceğinin öngörülmesi halinde, en az üç müfettişten oluşan komisyonun uygun görüşü ve Rehberlik ve Teftiş Başkanının onayıyla altı ayı geçmemek üzere, inceleme veya soruşturma sonuçlanıncaya kadar sağlık hizmeti sunucusunun Kurum nezdindeki muaccel veya müeccel alacaklarının ödemesi, tahsili riske gireceği öngörülen alacakla orantılı olarak durdurulabilir. Altı aylık süre içerisinde inceleme veya soruşturma sonuçlanmaz ise durdurma kararı kendiliğinden kalkar ve bu tarihten itibaren muaccel olan alacakları ödenmeye devam olunur. Altı aylık süre sonuna kadar ödemesi durdurulan alacaklar ise inceleme veya soruşturma sonuçlanıncaya kadar ödenmez. Ancak, sağlık hizmeti sunucusunun Kurum nezdindeki muaccel olan alacaklarının her biri için 6183 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının 2 nci ve 3 üncü bentlerinde sayılanlar kapsamında teminat verilmesi halinde durdurma kararı bu kararı uygulayan Kurum ünitesi tarafından kaldırılır ve Kurum nezdindeki alacakları ödenir.

Kurum tarafından sözleşmesi feshedilmiş sağlık hizmeti sunucusuyla feshe neden olan fiillerine bağlı olarak oluşan Kurum alacakları tahsil edilmeden ve fesih süresi tamamlanmadan yeni bir sözleşme yapılmaz. Söz konusu sağlık hizmeti sunucusunun devri halinde ise feshe neden olan Kurum alacakları tahsil edilmeden ve en az bir yıllık fesih süresi geçmeden devralan sağlık hizmeti sunucusu ile sözleşme yapılmaz. Sözleşme yapılmayan veya sözleşmesi feshedilen sağlık hizmeti sunucunun muayene ve işlemlere ilişkin fatura bedelleri ödenmez.

5237 sayılı Kanunda belirtilen ve Kurum zararına neden olan nitelikli dolandırıcılık suçunun işlendiği kesinleşmiş mahkeme kararıyla sabit görülmesi şartıyla; söz konusu fiillerin sağlık hizmeti sunucusunun yöneticileri ve/veya ortakları tarafından işlendiği durumda aynı sağlık hizmeti sunucusuyla veya bunların daha sonra yönetici ve/veya ortak olduğu sağlık hizmeti sunucusuyla hiçbir şekilde sözleşme yapılmaz, bu fiillerin hekimler tarafından işlendiği durumda ise ilgili hekimlerle en az üç yıl süre ile sözleşme yapılmaz. Kesinleşmiş mahkeme kararının beklenmesi sağlık hizmeti satın alınmasına ilişkin sözleşmelerde belirtilen fesih sürelerinin uygulanmasına engel olmaz.

5237 sayılı Kanunda belirtilen nitelikli dolandırıcılık fiillerini işleyen sağlık hizmeti sunucusu ve/veya ilgili hekimler hakkında ruhsat iptali de dahil olmak üzere gerekli tüm iş ve işlemler için keyfiyet Sağlık Bakanlığına bildirilir. Nitelikli dolandırıcılık fiillerini işleyerek Kurum zararına neden olmuş hekimlerden gelen muayene ve işlemlere ilişkin fatura bedelleri en az üç yıl süre ile ödenmez.”

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HÜSEYİN ŞAHİN (Bursa) – Takdire bırakıyoruz Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet?

EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) – Katılıyoruz Başkan.

MEHMET DOĞAN KUBAT (İstanbul) – Gerekçe…

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Türk Ceza Kanununda belirtilen nitelikli dolandırıcılık fiillerinin işlenmesi sonucunda Kurum zararına sebep olan hekimlerce sunulan sağlık hizmetleri bedellerinin sağlık hizmeti sunucularınca faturalanmış olsa dahi ödenmemesi amaçlanmıştır.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 57’nci maddesinde yer alan “altı” ibarelerinin “üç” şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Yusuf Halaçoğlu (Kayseri) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HÜSEYİN ŞAHİN (Bursa) – Katılmıyoruz Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet?

EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) – Katılmıyoruz Başkan.

BAŞKAN – Konya Milletvekili Sayın Kalaycı, buyurunuz. (MHP sıralarından alkışlar)

MUSTAFA KALAYCI (Konya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Tasarının bu maddesiyle Sosyal Güvenlik Kurumunun alacağının tahsilinin riske gireceğinin öngörülmesi hâlinde ilgili sağlık hizmeti sunucularının kurum nezdindeki alacaklarının ödemesinin altı aya kadar durdurulabileceği düzenlenmektedir. Ayrıca, nitelikli dolandırıcılık suçu işleyerek kurum zararına sebep olan kişiler ve sağlık hizmeti sunucularıyla sözleşme yapılmayacaktır.

Kurum alacağının tahsilinin riske gireceği gerekçesiyle sağlık hizmeti sunucularının kurum nezdindeki muaccel veya müeccel alacaklarının ödemesinin durdurulması keyfî ve siyasi uygulamalara neden olabilecek mahiyet arz etmektedir. Zira, kurum alacağının tahsilinin hangi hâllerde riske gireceği konusu subjektif değerlendirmelere yol açabilecektir. O nedenle, kurum alacağının hangi hâllerde riske gireceğinin kanunda açıkça belirtilmesi gerekmektedir. Kaldı ki, hangi usulsüz ve yolsuz işlemlerde sağlık hizmeti sunucuları hakkında genel hükümlere göre takip yapılacağı 5510 sayılı Kanun’un 103’üncü maddesinde açıkça belirlenmiş durumdadır. Ayrıca, bu uygulamayla müfettişler de riske atılmaktadır. Müfettişlerin tazminat davalarının muhatabı hâline gelmesi söz konusu olabilecektir.

Sosyal güvenlik bütçesini son yıllarda en fazla ağırlaştıran unsurların başında sağlık harcamaları gelmektedir. Önemli boyutlarda bulunan hastane, ilaç ve tıbbi malzeme harcamaları konusunda alınacak her tedbir sisteme önemli kazançlar sağlayacaktır. Bu itibarla, gerçekçi bir ilaç fiyatlandırma sistemi kurulması, ilaçların etken madde miktarı ve hacim yönünden ruhsat formuna uygunluğu da dâhil olmak üzere üretim veya ithalatından hastada kullanım aşamasına kadar etkin bir kontrol mekanizması oluşturulması, kuruluşlar arası iş birliği ve koordinasyona dayalı sağlıklı bir reçete ve fatura kontrol sistemi kurulması büyük önem arz etmektedir. Bu yönde alınacak tedbirlere Milliyetçi Hareket Partisi olarak her zaman destek ve katkı vereceğimizi buradan bildirmek istiyorum.

Değerli milletvekilleri, bu torba tasarıyla kadro bekleyen birçok kamu çalışanı hayal kırıklığına uğramıştır. Kamuda çalışan taşeron işçiler açtıkları davaları kazanmalarına rağmen, üç yıldır kadroya alınmamaktadır. Kamu çalışanları arasında en kısıtlı haklara sahip olanlardan biri 4/C’lilerdir. 4/C'li personel, aynı işte aynı görevi yaptıkları kadrolu personele göre hem bazı haklardan mahrum hem de maaşları çok düşük durumdadır. Diyorlar ki: “4/C’lileri işe aldık, istediğimiz parayı veririz, istediğimiz gibi çalıştırırız, istediğimizi yaparız.” Anlayış bu. AKP’nin köle çalıştırma anlayışı burada kendini göstermektedir. Aynı yerde aynı işi yapmalarına rağmen, kadrolulara göre çok düşük maaş verilmesinin, ayrımcılık yapılmasının hiçbir izahı olamaz.

AKP zihniyeti bu tasarıyla da kendi amacı, kendi keyfi için kadrolar ihdas ederken yıllardır kadro bekleyen mağdurları görmezden gelmektedir.

Biliyorsunuz, geçen yıl temmuz ayında torba kanunla sözleşmeliler ve vekil Kur'an kursu öğreticileri memur kadrolarına alınmıştır. Ancak AKP zihniyeti yine en iyi bildiği şeyi, haksızlığı, ayrımcılığı, eşitsizliği ve adaletsizliği yapmış ve bazı kamu çalışanlarını mağdur etmiştir.

Bu kanunla 4/C mağdurları boynu bükük bırakılmıştır. Rehber ve usta öğreticiler ile ücretli öğretmenler görmezden gelinmiştir. Vekil ebe hemşireler, aile sağlığı çalışanları hayal kırıklığına uğratılmıştır. Vekil imamların ve vekil müezzinlerin sevinci kursağında bırakılmıştır. Vekil imamlar ve vekil müezzinlerin de kadroya alınması Plan ve Bütçe Komisyonunda kabul edilmişken Genel Kurulda AKP Grubunun önergesiyle çıkarılmıştır. Düşük ücretle çalışan vekil imam ve vekil müezzinlerin hakları elinden alınmıştır.

İmam ve müezzinlerin bile emeğini sömürüyorsunuz. Vekil imam ve vekil müezzinlerin haklarını niye yediniz? Tam kadroya alınırken niye engellediniz, gerekçeniz nedir, açıklayın. Hâlen AKP’nin hazırladığı broşürlerde kadro verildiğinden bahsedilmektedir. Niye insanları kandırıyorsunuz? Niye vekil imamlara ve vekil müezzinlere kadro vermiyorsunuz diyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Kalaycı.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Daha önce kabul edilen önerge doğrultusunda 57’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

58’inci madde üzerinde üç önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı’nın çerçeve 58. Maddesi ile 5510 sayılı kanuna eklenen Ek 9. maddenin 1 inci ve 2 nci fıkralarında yer alan 10 ibarelerinin 15 olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Rahmi Aşkın Türeli                              Vahap Seçer                                   Bülent Kuşoğlu

          İzmir                                                Mersin                                              Ankara

      İzzet Çetin                                 Mehmet Ali Susam                                Sedef Küçük

         Ankara                                               İzmir                                               İstanbul

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısının 58 inci maddesinin üçüncü fıkrasının son cümlesinin madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

         Erkan Akçay                                  Mustafa Kalaycı                            Alim Işık

             Manisa                                              Konya                                    Kütahya

      Mesut Dedeoğlu                               Yusuf Halaçoğlu

    Kahramanmaraş                            Kayseri

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte Olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı'nın, 5510 sayılı Kanuna ek madde eklemeyi öngören 58'inci maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

    İdris Baluken                                       Erol Dora                                     Sebahat Tuncel

         Bingöl                                              Mardin                                             İstanbul

      Nazmi Gür                                    Nursel Aydoğan

           Van                                             Diyarbakır

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HÜSEYİN ŞAHİN (Bursa) – Katılmıyoruz Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet?

EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) – Katılmıyoruz Başkan.

BAŞKAN – Gerekçe…

Gerekçe:

Ev içi işlerde ayda 10 günden az çalışanların sigortalılığının isteğe bağlanması, çalışanlar arasında eşitsizliği arttıracaktır. Bütün çalışanların, çalışma gününe bakılmaksızın kamu desteğiyle sigortalı kılınması bir vatandaşlık hakkıdır ve bu yönde yeni düzenlemeler yapılmalıdır. Değişiklik ile bu yönde var olan sorunların giderilmesi amaçlanmıştır.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 58 inci maddesinin üçüncü fıkrasının son cümlesinin madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

Erkan Akçay (Manisa) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HÜSEYİN ŞAHİN (Bursa) – Katılmıyoruz Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet?

EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) – Katılmıyoruz Başkan.

BAŞKAN – Sayın Halaçoğlu, kim konuşacak acaba?

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Gerekçe…

BAŞKAN – Gerekçe…

Gerekçe:

5510 sayılı Kanunun İş kazası ve meslek hastalığı ile hastalık bakımından işverenin ve üçüncü kişilerin sorumluluğu başlıklı 21 inci maddesine göre; İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilmektedir. İşverenin sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır. Ev hizmetlerinde çalışan sigortalılar için 5510 sayılı Kanunun 21 inci maddesinin birinci fıkrası hükümleri uygulanmamaktadır. Dolayısıyla iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık bakımından işverenin sorumluluğu ortadan kaldırılmaktadır. Önergemizle ev işlerinde çalışanlara karşı iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık bakımından işverene sorumluluk getirilmektedir.

BAŞKAN – Gerekçesini okuttuğum önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı’nın çerçeve 58. Maddesi ile 5510 sayılı kanuna eklenen Ek 9. maddenin 1 inci ve 2 nci fıkralarında yer alan 10 ibarelerinin 15 olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Vahap Seçer (Mersin) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HÜSEYİN ŞAHİN (Bursa) – Katılmıyoruz Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet?

EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Buyurunuz Sayın Küçük. (CHP sıralarından alkışlar)

SEDEF KÜÇÜK (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 639 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 58’inci maddesi üzerine söz aldım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Üzerinde konuştuğumuz madde ev hizmetlerinde çalışan kadınların sigortalılığına ilişkin. Bu durumun düzenlenmesi doğru ve yerinde, ancak kadınlarla ilgili her düzenlemede olduğu gibi geç kalınmıştır. Yine de kadınları sigorta kapsamına alacak ve kadın istihdamına destek olacak her düzenlemeyi her zaman desteklediğimizi belirtmek isterim.

Bu madde vesilesiyle kadınlarımızın sigorta ve istihdam durumuna değinmek istiyorum. 13 milyona yakın zorunlu sigortalıdan ancak 3 milyon 250 bini yani yüzde 23’ü kadındır. Bu oranı tabii ki iyi diye nitelemek mümkün değildir ama daha kötü rakamlar da mevcuttur. OECD verilerine göre, Türkiye’de kadınların istihdam oranı yüzde 27,8’dir ve en son sıradadır. Türkiye’ye en yakın orana sahip ülke Meksika’dır ve orada bile kadınların istihdam oranı yüzde 43,4’tür. Yıllık artış oranı göz önüne alındığında Türkiye'nin Meksika oranına ulaşabilmesi yirmi yılı bulacaktır. Kadın istihdam oranları yüzde 70’leri aşan ülkelerden veya dünya ortalaması olan yüzde 50’lerden söz etmiyorum bile, yüzde 40’lara ulaşabilmek dahi on yıllar alacaktır.

Ülkemizde istihdam edilen kadınların üçte 1’i ise ücretsiz aile işçisidir. İş gücüne katılma olanağı bulamayan kadınların neredeyse tamamı kendine ait bir sigortadan mahrumdur. Çalışma hayatına katılabilen kadınlar arasında işsizlik ise oldukça yaygındır. İşte kadınlar açısından 21’inci yüzyılda ülkemizdeki manzara budur. Gündelik hâle gelmiş şiddeti, her gün işlenen cinayetleri, süregelen eğitimsizliği ve her alandaki eşitsizlikleri saymıyorum bile. Günümüz Türkiye’sinde hakikaten kadının adı yoktur.

Değerli milletvekilleri, kadınları ekonomik sistemin bir parçası hâline getirmediğimiz, istihdam koşulları yaratmadığımız sürece Türkiye’nin anlamlı ve sürdürülebilir bir büyümeye kavuşması olanaksızdır. Bunun için de önce yüzleşmek, sonra da çözmek zorunda olduğumuz ön yargılar vardır. Ne yazık ki devleti yönetenler başta olmak üzere toplumumuzun genelinde kadınların yalnızca çocuk doğurması, eşine ve ailesine bakması, ev işlerini yapması gerektiğine ilişkin bu yüzyılın gerçeklerine uymayan bir algı vardır. İşte, bu algıyla mücadele etmek zorunludur. Bakınız, TÜİK 2013 Toplumsal Cinsiyet İstatistikleri kitapçığına göre erkeklerin yüzde 25,3’ü “Kadınlar çalışmamalıdır.” diye kanaat bildirmiştir, “Neden çalışmasınlar?” diye sorulduğunda “Kadının asli görevi çocuk bakımı ve ev işleridir.” diyenlerin oranı yüzde 56’dır. Yine, aynı istatistiklere göre kadınlar, yüzde 90 oranında kadınların çalışması yönünde olumlu kanaat bildirmişlerdir yani kadınlar, kadınların çalışması gerektiğini düşünürken erkekler küçümsenmeyecek bir oranda buna karşı çıkmaktadırlar.

Değerli milletvekilleri, gördüğünüz gibi bu bir zihniyet sorunudur. Kadını ikinci sınıf algılayan, onu yaşamdan soyutlayan, eğitimden mahrum bırakan aynı zihniyet kalıbıdır. Kadınların şiddet görmesini hoş gören, öldürülen kadınlar için “Hak etmiştir.” diyen benzer bir zihniyettir ve bu zihniyet, kadınlarımızın yaşamı eşit olarak paylaşmasının önündeki en büyük engeldir. Elbette bu zihniyetin ardında tarihsel, dinsel, toplumsal, ekonomik dinamikler vardır ama bu yüzyılda hâlâ kadını yok saymanın, eve hapsetmenin gerekçesi olamaz, olmamalıdır.

Bu zihniyeti aşmadan, bu zihniyetle mücadele etmeden hiçbir ilerleme kaydedilemez. Son on iki yıldır yapıldığı gibi, bu zihniyetle mücadele ediyormuş gibi yapıp sorunları görmezden gelmek ise uygulanabilecek en kötü politikadır diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Küçük.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Madde 58’i oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde 58 kabul edilmiştir.

Üç dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 01.06

SEKİZİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 01.08

BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU

KÂTİP ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır), Muhammet Bilal MACİT (İstanbul)

-----0-----

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 123’üncü Birleşiminin Sekizinci Oturumunu açıyorum.

639 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine devam edeceğiz.

Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

Gündemin 5’inci sırasında yer alan, Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşmeye Ek İhtiyari Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu ve Dışişleri Komisyonu Raporlarının görüşmelerine başlıyoruz.

5.- Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşmeye Ek İhtiyari Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu ve Dışişleri Komisyonu Raporları (1/892) (S. Sayısı: 605)

 

BAŞKAN – Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

Sayın milletvekilleri, Genel Kurul görüşmelerinde komisyonun hazır bulunamayacağı anlaşılmıştır.

Kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla görüşmek için, 23 Temmuz 2014 Çarşamba günü, alınan karar gereğince saat 12.00’de toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.

Kapanma Saati: 01.09



(x) Bu bölümde Hatip tarafından Türkçe olmayan bir kelime ifade edildi.

(X) 639 S. Sayılı Basmayazı 15/7/2014 tarihli 116’ncı Birleşim Tutanağı’na eklidir.