TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

                                                                                TUTANAK DERGİSİ

 

                                                                                                 122’nci Birleşim

                                                                                       21 Temmuz 2014 Pazartesi

 

(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu Tutanak Dergisi’nde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)

 

                                                                                               İÇİNDEKİLER

 

 

I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

II.- GELEN KÂĞITLAR

III.- YOKLAMALAR

IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları

1.- Muğla Milletvekili Nurettin Demir’in, Türkiye’deki kışlaların sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması

2.- Osmaniye Milletvekili Suat Önal’ın, İsrail’in Gazze şeridine yönelik devam eden hava bombardımanına ilave olarak 17 Temmuzda başlattığı kara harekâtına ilişkin gündem dışı konuşması

3.- Artvin Milletvekili İsrafil Kışla’nın, Artvin’in Hopa ilçesinde yaşanan olaylara ilişkin gündem dışı konuşması

V.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR

1.- Sinop Milletvekili Engin Altay’ın, Artvin Milletvekili İsrafil Kışla’nın yaptığı gündem dışı konuşması sırasında Cumhuriyet Halk Partisine sataşması nedeniyle konuşması

2.- Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in, Niğde Milletvekili Alpaslan Kavaklıoğlu’nun HDP grup önerisi üzerinde yaptığı konuşması sırasında HDP Grubuna sataşması nedeniyle konuşması

3.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın, Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in sataşma nedeniyle yaptığı konuşması sırasında AK PARTİ Grubuna sataşması nedeniyle konuşması

4.- Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın sataşma nedeniyle yaptığı konuşması sırasında Halkların Demokratik Partisine sataşması nedeniyle konuşması

5.- Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu’nun, Siirt Milletvekili Afif Demirkıran’ın MHP grup önerisi üzerinde yaptığı konuşması sırasında MHP Grubuna sataşması nedeniyle konuşması

6.- İstanbul Milletvekili Mihrimah Belma Satır’ın, Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in 639 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 46’ncı maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı konuşması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

7.- Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in, İstanbul Milletvekili Mihrimah Belma Satır’ın sataşma nedeniyle yaptığı konuşması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

VI.- AÇIKLAMALAR

1.- İzmir Milletvekili Ertuğrul Günay’ın, İsrail’in Filistin’e yaptığı saldırılar ve IŞİD’in elinde tutsak bulunan Türk diplomatlar hakkında Dışişleri Bakanının Meclise bilgi vermesi gerektiğine ilişkin açıklaması

2.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 40’ıncı yıl dönümüne ve Gazze’deki Müslümanlara yaptığı saldırılar nedeniyle İsrail’i kınadığına ilişkin açıklaması

3.- Sinop Milletvekili Engin Altay’ın, İstanbul Milletvekili Mihrimah Belma Satır’ın sataşma nedeniyle yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

4.- Isparta Milletvekili S. Nevzat Korkmaz’ın, İstanbul Milletvekili Mihrimah Belma Satır’ın sataşma nedeniyle yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

5.- İstanbul Milletvekili Mihrimah Belma Satır’ın, Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in sataşma nedeniyle yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

6.- Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in, Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde yaşanan olaylara ilişkin açıklaması

7.- Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in, Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesinde yaşanan olaylara ilişkin açıklaması

VII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Meclis Araştırması Önergeleri

1.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 21 milletvekilinin, kamu çalışanlarının sorunlarının araştırılarak alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1031)

2.- Hatay Milletvekili Refik Eryılmaz ve 39 milletvekilinin, Hükûmetin uyguladığı Suriye politikasının neden olduğu sorunların araştırılarak alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1032)

3.- Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü ve 19 milletvekilinin, arıcılık sektörünün sorunlarının araştırılarak alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1033)

 

 

 

 

 

 

VIII.- ÖNERİLER

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri

1.- HDP Grubunun, 14/7/2012 tarihinde Diyarbakır ilinde gerçekleşmesi engellenen miting sırasında kolluk güçlerince gerçekleştirilen orantısız güç kullanımının, bunun sonucunda kendi partilerinin milletvekillerinin yaralanmaları başta olmak üzere göstericilere yönelik şiddetin nedenlerinin ve sorumlularının tüm boyutlarıyla araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan (10/1021) esas numaralı Meclis Araştırması Önergesi’nin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 21 Temmuz 2014 Pazartesi günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

2.- MHP Grubunun, MHP Grup Başkan Vekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ve Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu tarafından, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki kıta sahanlığı alanlarıyla çakıştığı bölgelerinde İsrail’e bağlı firmaların izinsiz petrol, doğal gaz faaliyetlerinde bulunmaları, bu faaliyetlerin Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne etkileri ile Türkiye’nin İsrail yaklaşımını tartışmak amacıyla 21/7/2014 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan genel görüşme önergesinin (8/13), Genel Kurulun 21 Temmuz 2014 Pazartesi günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve  ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

3.- CHP Grubunun, Edirne Milletvekili Kemal Değirmendereli ve arkadaşları tarafından, Edirne ilinde olağan dışı yoğun yağış nedeniyle meydana gelen sel felaketinin yarattığı maddi hasarların tespiti ve bölgenin afet kapsamına alınmasına yönelik incelemelerin yapılması ve kararların verilmesi amacıyla 19/7/2014 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin,  Genel Kurulun 21 Temmuz 2014 Pazartesi günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve  ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri

1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S. Sayısı: 156)

2.- Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporları (1/484) (S. Sayısı: 287)

3.- Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Kars Milletvekili Yunus Kılıç ve Amasya Milletvekili Avni Erdemir ile 79 Milletvekilinin; Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Raporu (1/937, 2/2229) (S. Sayısı: 615)

4.- İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin’in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin’in; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı’nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman Milletvekili Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3 Milletvekilinin; Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya Güven ve 34 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Balıkesir Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile 20 Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi'nin; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer'in; Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin Şahin ve Önder Matlı ile 8 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören’in; Denizli Milletvekili Mehmet Yüksel ve Çorum Milletvekili Cahit Bağcı ile 37 Milletvekilinin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkereleri (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) (S. Sayısı: 639)

X.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI

1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur Bahçekapılı’nın, Başkanlık Divanı olarak, Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesinde şehit olan askere Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve yaralı askerlere de acil şifalar dilediklerine ilişkin konuşması

 

XI.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, özelleştirme sonrası maden ocaklarındaki ölümlü kazaların artmasına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/45639)

2.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun, Gezi Parkı eylemlerine destek verdiği ve 17 Aralık operasyonu hakkında sosyal medyada paylaşımda bulunduğu için aleyhinde soruşturma açılan veya mobbing uygulanan personel olup olmadığına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/45641)

3.- Mersin Milletvekili Ali Öz'ün, son 10 yıl içerisinde göreve başlayan personele ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/45642)

4.- İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel'in, tarımsal sulamadan kaynaklanan elektrik borcu bulunan çiftçilere ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/45643)

5.- Ankara Milletvekili Sinan Aydın Aygün'ün, doğal gaz aboneliğinde kullanılan ön ödemeli sayaç sistemine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/45644)

6.- Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek'in, Anadolu Ajansının son bir yılda aboneliğini iptal ettiği yayın kuruluşlarına ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı (7/45696)

7.- Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer'in, TRT Haber ve Spor Yayınları Dairesine yapılan atamaya ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı (7/45863)

8.- Kütahya Milletvekili Alim Işık'ın, İstanbul Fatih'teki bir arazinin bir vakıf üzerine geçirildiği iddialarına ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı (7/45865)

9.- Kütahya Milletvekili Alim Işık'ın, bazı şirketlerin bir vakıf için yapılan inşaat ve tadilat işleri için ücret talep etmedikleri iddiasına,

Ankara'daki bir lojmanın bir vakfın üzerine geçirildiği iddialarına,

Tuzla'daki bir arazinin bir vakfın üzerine geçirildiği iddialarına,

İlişkin soruları ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı (7/45869), (7/45871), (7/45872)

10.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun, GDO'lu bebek mamaları ile ilgili çeşitli hususlara,

- Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka'nın, gıda denetimlerine,

- Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun, GDO'lu ürünlerle ilgili yönetmelikte yapılan değişikliğe,

- Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun, GDO'lu ürünlere ve GDO ölçümlerine,

- İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin, İzmir Tire'de yaşanan dolu yağışından kaynaklanan mağduriyetin giderilmesine,

- Edirne Milletvekili Kemal Değirmendereli'nin, Edirne ve Trakya'da yoğun yağışlara bağlı olarak görülen karakök ve sarı pas hastalıklarının buğdayda rekolte kaybına neden olacağı öngörülerine,

- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, dericilik sektöründe dişi hayvan kesiminin düzenlenmesi adına yürütülmekte olan çalışma ve projelere,

- Kütahya Milletvekili Alim Işık'ın, 17 Aralık 2013 tarihinden bu yana Bakanlık ile bağlı kurum ve kuruluşlardaki personel hareketlerine,

- Muğla Milletvekili Mehmet Erdoğan'ın, doğal afetlerden zarar gören çiftçilerin özel bankalardan kullandıkları kredilere ait borçların yapılandırılmasına,

- Van Milletvekili Aysel Tuğluk'un, GDO'lu ürünler ile ilgili yönetmelikte yapılan değişikliğe,

- İstanbul Milletvekili Umut Oran'ın, Şap Enstitüsüne yapılan saldırıya,

İlişkin soruları ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi  Eker’in cevabı (7/45976), (7/45977), (7/45978), (7/45979), (7/45980), (7/45981), (7/45982), (7/45983), (7/45984), (7/45985), (7/45986)

11.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun, İstanbul'da bir patrikhane görevlisinin dolandırılması olayına ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı (7/46112)

12.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun, 2010-2014 yılları arasında getirilen yayın yasaklarına ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı (7/46512)

13.- Kütahya Milletvekili Alim Işık'ın, bağlı kurum ve kuruluşların yaptığı harcamaların bütçe kalemlerindeki ödeneklerle uyumlu olmadığına ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı (7/46513)

14.- Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun, bir siyasi parti genel merkezinde çalışan personelin çeşitli bakanlık kadrolarına atandıkları iddiasına ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı (7/46764)

21 Temmuz 2014 Pazartesi

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 14.00

BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER: Muharrem IŞIK (Erzincan), Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır)

-----0-----

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 122’nci Birleşimini açıyorum.

Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.

Gündeme geçmeden önce üç sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.

Gündem dışı ilk söz, Türkiye’de kışlaların sorunları hakkında  söz isteyen Muğla Milletvekili Nurettin Demir’e aittir.

Buyurun Sayın Demir. (CHP sıralarından alkışlar)

IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları

1.- Muğla Milletvekili Nurettin Demir’in, Türkiye’deki kışlaların sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması

NURETTİN DEMİR (Muğla) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Muğla’nın Seydikemer ilçesinde Saklıkent bölgesinde, turizm bölgesinde maalesef dün bir  sel felaketi yaşandı, 2 gencimizi kaybettik. Allah’tan rahmet diliyorum. Yaralılarımız var, bütün bölgeye geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum buradan.

Ayrıca, Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 40’ıncı yılını dün kutladık. Başta Bülent Ecevit olmak üzere, Necmettin Erbakan ve barış harekâtını tamamlayan tüm şehit ve gazilerimizi buradan bir kere daha saygıyla anmak istiyorum.

Türk Silahlı Kuvvetleriyle ilgili bazı sorunların yanında kışlalarda yaşanan sorunlara burada değinmek istiyorum. Bunun için söz aldım. Öncelikle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Türk Silahlı Kuvvetleri Türkiye devletine içten ve dıştan gelebilecek olan tehditlere karşı savunma görevini üstlenmiş olan silahlı devlet kuruluşudur, yaptırım gücünü de Türkiye Anayasası’ndan almaktadır. Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde görev yapan yükümlü asker sayısı 465 bin olmak üzere toplam personel sayısı 623.101’dir.

Ülkemiz topraklarında Türk Silahlı Kuvvetlerinin kışlalarındaki en büyük sorunlardan bir tanesi, özellikle, gerçekleşen asker intiharları ve ölümleridir. Düşünün bir kere, vatan borcunu tamamlamak üzere oğlunuzu devlete teslim ediyorsunuz, zorunlu askerlik sisteminden dolayı askere götürülen çocuğunuzun günün birinde cenazesinin eve gelmesiyle karşı karşıya kalıyorsunuz. Korkunç bir durum, öyle değil mi? Yani, yüzleri geçen rakamlarda birçok gencimiz, maalesef, nedeni belli olmadan, intihar süsüyle ve üstleri kapatılarak… Bu insanları acılarıyla baş başa bıraktık. Üstüne üstlük devlet bu askerleri şehit saymıyor, bir de üstüne ailelerden de kurşun parası istiyor. Gerçekten trajik bir durum.

Ayrıca, uzman jandarmalar aldıkları Türk Silahlı Kuvvetleri tazminatlarının astsubaylarınkine yapılan iyileştirmeler doğrultusunda düzenlenmesini istiyorlar. Aynı işi yapıyorlar ama yine burada da ayrımcılık var.

Resen emekliler: Artık bunların sorunlarını duymayan kalmadı. Sosyal ve maddi sorunları giderek daha da derinleşen resen emekliler için çözüm bulmamız gerekiyor. Gerçekten, Türkiye’nin büyük bir ayıbıdır.

Bu sorunlar için verdiğimiz yazılı ve sözlü soru önergelerine bugüne kadar tatmin edici bir cevap alamadık, yeterli önlemler alınmadığı için de bu sorunların gelecekte de devam edeceği endişesi içerisindeyiz. Ayrıca Cumhuriyet Halk Partisi ve diğer muhalefet partileri olarak bu konularla ilgili birçok araştırma önergesi verdik, maalesef gündeme aldıramadık. Sonuç yine aynı, hâlâ şüpheli ölümler. Millî Savunma Bakanlığı, askerlerimizin sorunlarına yeterli özeni göstermemektedir. Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev başında olan bu yoksul çocuklar için, yaklaşık iki aydır uğraştığımız taşeron torba yasasında da bir çözüm üretemedik.

Saygıdeğer milletvekilleri, Kıbrıs’ta Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığımız bulunmaktadır. Bu askerî birliklerde de askerlerimiz zor durumda vatani görevlerini sürdürmektedir. 10. Kolordunun, Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı olarak 2 adet mekanize piyade tümeni, 1 adet zırhlı tugayı bulunmaktadır, yaklaşık 40 bin askerî personel vardır ve bu Türk Silahlı Kuvvetlerinin yüzde 6’sını oluşturmaktadır. Kıbrıs gibi yurt dışı  görevi yapan komutanlıklarımızda yeterli ödenek tahsis olunmadığı için buradaki er ve erbaşlar özellikle zor koşullarda görev yapmaktadırlar, çok sıcak olan bu bölgede özellikle klima, nevresim ve kötü yemekler nedeniyle bunların sağlıklı bir görev yapmalarının gereği maalesef yeterince yerine getirilememektedir. Sınır nöbeti tutan askerlerimiz için güvenli ve yeterli miktarda balistik yelek bulunmamaktadır. Silahlarımızı yeniledik ama onların yaşam koşullarını maalesef düzeltemedik ve psikolojik olarak, sosyolojik olarak onların ruh sağlığıyla ilgili çok zor durumda olduklarını görüyoruz. Bizim onların tekrar sağlıklı bir şekilde evlerine dönmelerini sağlamamız lazım. 

Dolayısıyla, insanları öldürmek için para bulabiliyoruz, silah için para bulabiliyoruz ama onların koşullarını iyileştirmek için bir şey bulamıyoruz. Bu konuda sorunların giderilmesi için Türk Silahlı Kuvvetlerini, ilgili bakanlıkları, Hükûmeti ve Türkiye Büyük Millet Meclisini göreve davet ediyorum.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Gündem dışı ikinci söz, İsrail’in Gazze şeridine yönelik devam eden hava bombardımanına ilave olarak 17 Temmuzda başlattığı kara harekâtıyla ilgili söz isteyen Osmaniye Milletvekili Suat Önal’a aittir.

Buyurun Sayın Önal. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

2.- Osmaniye Milletvekili Suat Önal’ın, İsrail’in Gazze şeridine yönelik devam eden hava bombardımanına ilave olarak 17 Temmuzda başlattığı kara harekâtına ilişkin gündem dışı konuşması

SUAT ÖNAL (Osmaniye) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İsrail’in Filistin ve Gazze’de yapmış olduğu katliamlar üzerine gündem dışı söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, mübarek ramazan ayındayız ama içimiz yanıyor, yüreğimiz kanıyor. Daha, yakın zamanda Arakan, Doğu Türkistan, Suriye, Irak ve Mısır’da zulme uğrayarak katledilen din kardeşlerimizi, soydaşlarımızı, mazlum insanları ve yapılan bu vahşetleri dünya gündemine taşıyarak zulmü lanetlerken bugün yine işgalci İsrail’in saldırdığı Filistin’de masum insanların ölüm çığlıklarını duyuyoruz. Ramazan ayında Anadolu’da top atılınca insanlar iftara koşuyor ama Gazze’de top atıldığında mazlum insanlar şehadete koşuyor. Evet, son beş gündür İsrail’in Gazze’ye düzenlediği saldırılarda ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. Filistin’de hayatını kaybeden insan sayısı 500’ü aştı, yaralı sayısı ise 3 bini geçti. Artık bu vahşet ve soykırım Filistin’le İsrail’in arasındaki bir mesele olmaktan çıkmış, insanlıkla İsrail arasındaki bir mesele hâline dönmüştür.

Değerli milletvekilleri, hepinizin de medyadan takip ettiği gibi, bir İsrailli kadın milletvekili olan Ayelet Shaked Gazze’de yüzlerce sivilin katledilmesini yeterli bulmayarak Filistinli annelerin de öldürülmesini isteyecek kadar alçalabiliyorsa, yapılan bombalı saldırılarda masum insanların ölümünü İsrail halkı tepelere kurulmuş seyrangâhlardan sevinç gösterileriyle izliyorsa, kumsalda koşup cıvıldayan çocuklar dakikalar içerisinde toza, kana bulanmış hâlde tabutlara parça parça konuluyorsa, kimyasal silahlar kullanılıp hastanelerin vurulmasına kadar savaş suçları aleni olarak işleniyorsa artık bu sadece Filistin’in sorunu olamaz, bu bir insanlık suçudur, bu bir insanlık sorunudur. İnsani duygularını yitirmeyen, vicdanı nasırlaşmamış herkes, tüm dünyayı hiçe sayan ve soykırım yapan İsrail’e tepki vermek zorundadır. Bu vahşete duyarsızlık ve tarafsızlık zulme ortak olmaktan başka bir şey değildir. Evet, Türkiye  olarak biz bu vahşete duyarsız kalmadık ve kalmayacağız da.

Değerli milletvekilleri, şu resme bakın, cani İsrailli askerin giydiği tişörtte hamile Filistinli kadının karnı hedef alınarak “one shot two kills” yazıyor yani “1 atış 2 ölü.” Bu ne demek? Bu, bir vahşetin göstergesidir ve Filistinli hamile kadınlar karnındaki çocuklarıyla birlikte hedef gösterilmektedir.

Şu resimde ayağı başıyla birleşmiş bu çocuk jimnastik yapmıyor.  Belinin ortasına düşen bomba vücudunu ikiye katlamış ve böyle iki büklüm bir çocuğun cansız bedeni vahşetin boyutunu sergiliyor.

Şu resimler katledilen masum, günahsız yavruları gösteriyor. Evet, ninnilerle uyutulması gereken bebeklerin kurşunlarla susturulduğu bir dünyada susanlar alçaktır. Biz susmadık ve bu vahşete duyarsız kalmadık.

Daima mazlumların yanında yer alan Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, her zaman, her platformda bu vahşeti dünyaya haykırarak Birleşmiş Milletler ile tüm hâkim güçleri İsrail’e karşı yaptırıma çağırmıştır. Ama ne yazık ki Filistin ve Gazze’de yapılan bu insanlık dışı katliam tüm dünya devletlerinin ve dünya barışını korumak gibi bir misyonu bulunan Birleşmiş Milletlerin gözü önünde yapılırken dünya susuyor, Batı susuyor, hatta İslam dünyasının önemli bir kesimi susuyor. Filistin’de günahsız yavrularla birlikte insanlık ölüyor, insanlık onuru ölüyor, âdeta bir soykırım yaşanıyor. Buradan Amerika’ya, Rusya’ya, tüm dünya liderlerine sesleniyorum: Bu olaylara seyirci kalarak masum yavruların katledilmesine çanak tuttuğunuz için insanlığınızdan utanın.

Bu vesileyle, bu vahşeti kınayan Türkiye Büyük Millet Meclisinin değerli 4 grup yönetimine ve üyelerine de teşekkür ediyorum.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Gündem dışı üçüncü söz, Artvin’in Hopa ilçesinde yaşanan olaylar hakkında söz isteyen Artvin Milletvekili İsrafil Kışla’ya aittir.

Buyurun Sayın Kışla. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

3.- Artvin Milletvekili İsrafil Kışla’nın, Artvin’in Hopa ilçesinde yaşanan olaylara ilişkin gündem dışı konuşması

İSRAFİL KIŞLA (Artvin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;  15 Temmuz akşamı Hopa’da İnsani Yardım Vakfına yönelik yaşanan çirkin saldırı hakkında söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Mübarek bir ramazan akşamında İnsani Yardım Vakfının fakirlere yönelik olarak organize etmiş olduğu iftar programına saldırıda bulunan, ideolojinin esiri olmuş bir avuç militanın yapmış olduğu taşlı sopalı saldırıyı nefretle kınıyorum. Bundan üç yıl önce de 2011 seçimlerinde Hopa’da kendini bilmez bir avuç militan tarafından Başbakanımızın otobüsüne de taşlı saldırı yapılmıştı. Bütün Türkiye’nin nefretle kınadığı, Hopa halkını ve Artvinli hemşehrilerimizi derinden üzen bu çirkin saldırıdan bir Artvinli olarak hep utanç ve mahcubiyet duydum. Artvinli her yerde insani meziyetleriyle takdir toplarken Hopa’daki 50-60 kişilik aşırı sol, gözü dönmüş militanlar Artvinliye bu mahcubiyeti yaşatmışlardır.

Ne yazık ki Cumhuriyet Halk Partisi de yapılan bu olayları sahiplenmiş, cesaretlendirmiş ve bu olayların üzerinden siyasi rant devşirmenin peşine düşmüştür. Gerek Hopa halkı ve gerekse Artvin halkı 30 Mart seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisine ve onunla gönül bağı olan illegal örgütlere de gerekli cevabı vermiş, Cumhuriyet Halk Partisini Artvin’de yerel yönetimlerden uzaklaştırmış, AK PARTİ’yi yerelde iktidara taşımıştır. Bu vesileyle, Artvin halkına bu takdir ve teveccühlerinden dolayı da Meclis kürsüsünden bir kez daha şükranlarımı arz etmek istiyorum. Artvinli, istikrardan yana, demokrasiden yana ve AK PARTİ’den yana tavır koymuştur.

Ramazan ayı ki birlik, beraberliğimizi ve kardeşliğimizi güçlendirmemiz gereken bir aydır. Böyle bir mübarek ayda bir sivil toplum kuruluşunun iftarına saldırarak 6 polis ve 10 vatandaşımızın yaralanması, iftar tırının ve araçlarının tahrip edilmesi ve iftar programının iptal edilmek mecburiyetinde kalınması kabul edilebilir bir durum değildir. Ne yazık ki emniyet birimleri de gerekli tedbiri zamanında almayı başaramamışlardır.

Bu müessif olay gösteriyor ki Hopa üzerinde bir gizli el tarafından hâlen oyunlar oynanmak istenmektedir. İnsani Yardım Vakfı İHH’yı bütün dünya Mavi Marmara gemisiyle tanır. İHH’nın dünyadaki en büyük düşmanının da herhâlde İsrail olduğunu biliriz. Çünkü Mavi Marmara gemisiyle İsrail’in dünya nezdindeki itibarını yerlerde süründürmüş, İsrail’in tehditlerine boyun eğmemiş, İsrail’in barbar yüzünü bütün dünyaya bir kez daha göstermiştir.

Gezi olaylarıyla sokağı tahrik edenleri, 17 Aralık ve 25 Aralık darbe girişimleriyle Türkiye’yi bir kaos ortamına sokmak isteyenleri biliyoruz. Özellikle, Adana’daki MİT’e ait tırlara yönelik yapılan operasyonla Türkiye’yi dışarıdan terör örgütlerine yardım eden ülke görüntüsü verme gayretlerine de hep beraber şahit olduk. Ne yazık ki aynı şekilde İHH’yı da terör örgütlerine yardım eden bir örgüt diye gösterme gayretlerine giren İsrail ve onun yerli işbirlikçilerinin ağzıyla hazırlanmış bildirilerin Hopa’da dağıtılmış olması bu olayların perde arkasında kimlerin olduğunu açıkça ele vermektedir. Kin ve nefret dolu, halkı alenen isyana ve düşmanlığa teşvik eden, tahrik ve tehdit dolu bildiri belli ki paralel yapının lojistik desteğiyle hazırlanmıştır. Şunu iyi bilin ki halkımız bu türlü kirli planlara ve kirli oyunlara asla prim vermeyecektir. Bu kin ve nefret tohumlarını ekenler ve şiddeti bir yöntem olarak görenler bilsinler ki bu yol çıkmaz bir yoldur. Bu olayların arkasındaki planlayıcılar, bunları sahneye koyan piyonları ve ona zemin hazırlayanlar ve göz yumanlar er veya geç bunun bedelini ödeyeceklerdir. Hopa’nın artık şiddetin kol gezdiği ve terör örgütlerinin cirit attığı, halkın tedirgin edildiği bir ortam olmasından Hopa halkı da Artvin halkı da rahatsızdır. Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi bu olayların cereyan etmiş olması da tesadüf değildir. İnanıyorum ki Hopa halkı 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de bu olayları tasvip etmediğinin açık mesajını verecek ve oynanmak istenen oyunu halkımızın feraseti ve sağduyusuyla bir kez daha bozacaktır.

Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

ENGİN ALTAY (Sinop) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Buyurun Sayın Altay.

ENGİN ALTAY (Sinop) – Sayın Başkan, sayın hatip Hopa’da meydana gelen, bizce de çok üzücü olan olayın Cumhuriyet Halk Partililer tarafından yapıldığını iddia etti. Partimize açık bir iftira var. Yani, çok ayıp bir kere de…

BAŞKAN – Buyurun Sayın Altay, iki dakika söz veriyorum sataşma nedeniyle. (CHP sıralarından alkışlar)

V.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR

1.- Sinop Milletvekili Engin Altay’ın, Artvin Milletvekili İsrafil Kışla’nın yaptığı gündem dışı konuşması sırasında Cumhuriyet Halk Partisine sataşması nedeniyle konuşması

ENGİN ALTAY (Sinop) -  Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, bu bir sataşma değil, bu bir iftira, çirkin bir iftira. Daha fazlasını söylemek istemiyorum. Ben, biraz önce sayın vekil konuşurken Artvin’le de görüştüm. Hopa’da İnsani Yardım Vakfının bir tırla oraya giriş yaptığını, orada bir iftar tertip etmek istediğini ve burada kimi -bence kendini bilmez- insanların bu organizasyona karşı fiziki, fiilî bir saldırıda bulunduklarını ben de öğrendim bu vesileyle.

Ancak, Sayın Milletvekilim, size hiç yakıştıramadım. Eğer o saldırıların içinde bir tane Cumhuriyet Halk Partisi yöneticisi, yöneticisinden geçtim, bir tane alelade partimizin üyesi varsa ve siz bize bu isimleri verirseniz -size laf söylemek istemiyorum, biz bir de hemşehriyiz ama çok ayıp- biz gereğini yaparız ama veremezseniz yarın öbür gün gelip bu kürsüden bütün Cumhuriyet Halk Partisi ailesinden özür dilemeniz gerekir. Varsa kendini bilmez, partiyle bir şekilde üyeliği bulunup da o etkinliğin içinde bulunmuş bir Cumhuriyet Halk Partili varsa biz o Cumhuriyet Halk Partiliyle ilgili gereğini yapacağız. Burada partim adına söz veriyorum.

Ama, Sayın Milletvekili, sizden de bu saldırıya katılan, Cumhuriyet Halk Partisinde yöneticilik görevi yapan yapmayan, üyelik aidiyeti olan her kim varsa sizden o isimleri yarına kadar istiyorum. Bana bu isimleri vermezseniz ben yarın gelip buradan sizi müfteri ilan edeceğim.

Genel Kurulu saygıyla selamlarım. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Sayın Kışla, buyurun.

İSRAFİL KIŞLA (Artvin) – Söylemediğim bir sözle tavsif edildim. Onun için izah edeyim.

BAŞKAN – Efendim?

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Tutanakları getirin efendim. Nasıl söylemedi?

ENGİN ALTAY (Sinop) – “Cumhuriyet Halk Partililer” olarak söyledi.

BAŞKAN – Söylediklerinize cevap verdi. “İsimleri getirin yarına kadar, ben ilgileneceğim.” dedi Sayın Altay.

İSRAFİL KIŞLA (Artvin) – Ben şu andaki iftar olayıyla ilgili…

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – “İftira ediyor.” dedi Sayın Başkan.

ENGİN ALTAY (Sinop) – Evet, iftira tabii ki, Cumhuriyet Halk Partisinin bu olayda bir dahli yoktur.

İSRAFİL KIŞLA (Artvin) – Cumhuriyet Halk Partisi diye söylemedim.

ENGİN ALTAY (Sinop) – Söylediniz Cumhuriyet Halk Partisi diye.

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Tutanağı getirin efendim, tutanağı getirin, oradan çıkacak.

İSRAFİL KIŞLA (Artvin) – 2011 seçimlerindeki Hopa olaylarında…

ENGİN ALTAY (Sinop) – Hayır, hayır, bu olayda söylediniz.

MAHMUT TANAL (İstanbul) – İlk cümlen bu.

İSRAFİL KIŞLA (Artvin) – …Cumhuriyet Halk Partisi ile gönül bağı bulunan terör örgütleri dedim.

ENGİN ALTAY (Sinop) – Tutanağı isteyin.

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Tutanakları getirtin Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Kışla, önce tutanakları getirteyim, konuştuklarınızı size bir göndereyim.

Teşekkür ediyorum.

Sayın Günay, buyurun.

VI.- AÇIKLAMALAR

1.- İzmir Milletvekili Ertuğrul Günay’ın, İsrail’in Filistin’e yaptığı saldırılar ve IŞİD’in elinde tutsak bulunan Türk diplomatlar hakkında Dışişleri Bakanının Meclise bilgi vermesi gerektiğine ilişkin açıklaması

ERTUĞRUL GÜNAY (İzmir) – Sayın Başkanım, değerli arkadaşlarım; İsrail’in Filistin’e saldırılarının üzerinden on beş güne yakın zaman, kara harekâtının üzerinden bir haftaya yakın zaman geçti. Yüzlerce insan öldü ve binlerce insan da yaralandı. Keza, kırk beş günden bu yana da IŞİD’in elinde 40’a yakın Türk diplomatı tutsak durumda bulunuyor. Şimdi, milletvekili arkadaşlarımız -iktidar ve muhalefetten- gazete haberleri üzerinden bu konularda değerlendirme yapmak zorunda kalıyorlar, zaman zaman bu konularda eylem yapmak zorunda kalıyorlar fakat bu kadar ciddi bir konuda ne Dışişleri Bakanı Meclise gelip bir bilgi sundu ne de Dışişleri Komisyonu Başkanı böyle bir bilgi sundu. Böyle bir ihtiyacımızın olduğunun altını çizmek istiyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisinin bu konuları görüşürken biraz daha ciddiye alınması hem Anayasa’nın hem de demokrasi prensiplerinin gereğidir.

Arz ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Sayın Doğru, buyurun.

2.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 40’ıncı yıl dönümüne ve Gazze’deki Müslümanlara yaptığı saldırılar nedeniyle İsrail’i kınadığına ilişkin açıklaması

REŞAT DOĞRU (Tokat) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 40’ıncı yılını kutluyoruz. Aziz şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi şükran ve saygıyla anıyorum. Kıbrıs’ın da Türk milletinin öz değeri olduğunu, hiçbir zaman vazgeçilemeyeceğini ifade etmek istiyorum.

Ayrıca, Gazze’de, Filistin’de Müslümanlara, Irak ve Suriye’de Türklere yapılan, Türkmenlere yapılan saldırıların hepsinden canımızın yandığını ifade etmek istiyorum.

Gazze’de yapılan saldırıları şiddetle kınıyorum. Irak ve Suriye’deki Türkmenlere yapılan saldırıları şiddetli bir şekilde kınıyoruz. Demek ki konu Müslümanlar ve Türkler olunca dünyanın ne kadar ikili oynamış olduğunu ve ilgi göstermediğini hep beraber görüyoruz.

Bu noktada da bütün dünya insanlarının ve insan hakları derneklerinin bu yönlü olarak çalışmalar yapmasını ve gerekli her türlü söylemi söylemesi gerektiğini ifade ediyorum.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN – Gündeme geçiyoruz.

Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır.

Meclis araştırması açılmasına ilişkin üç önerge vardır, ayrı ayrı okutacağım. 1’inci ve 2’nci sırada okutacağım Meclis araştırması önergeleri 500 kelimeden fazla olduğu için önergelerin özetleri okunacaktır ancak önergelerin tam metni Tutanak Dergisi’ne eklenecektir.

VII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Meclis Araştırması Önergeleri

1.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 21 milletvekilinin, kamu çalışanlarının sorunlarının araştırılarak alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1031) (x)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Anayasa’mızın 49’uncu maddesi gereğince, çalışan haklarının korunması ve çalışanların çalışma koşulları için uygun koşullar yaratmanın bir görev olmasına rağmen çalışanların hakları korunmamakta, sömürülmekte ve çalışma koşullarındaki düzensizlikler düzeltilmeyerek çalışanlar âdeta ölüme terkedilmektedir. AKP Hükûmeti, çalışma koşullarında yaptığı yeni düzenlemeler ile 2012 Türkiyesi çağın gerisine doğru hızlı bir ilerleyişle kölelik anlayışını egemen kılmaya çalışmaktadır. Hak talep eden ve emeğini savunan çalışanlar işlerinden olmakta ve cezalandırılmaktadır. Ayrıca son on yılda sürekli artan ve önlenemeyen iş kazaları ile emekçilerin vefat haberleri kölelik anlayışının her geçen gün daha da yüksek sesle topluma egemen olduğunun bir ispatıdır.

Kamuda görev alan memurlar, işçiler ve sözleşmeli çalışanlar siyasi iktidar tarafından baskı altına alınmakta ve hemen hemen tüm hareketlerinin takip edileceği, kurum bünyesinde birbirini izleyen yapılar oluşturularak çalışanlar arasında ayrıştırmayı artıracak uygulamalar başlatılmaktadır. Kamuda çalışanlar, tüm hareketlerinin inceleneceği, siyasi iktidar aleyhinde haklı dahi olsalar en ufak bir eylem gerçekleştirmeleri durumunda işlerinden olma tehdidiyle karşı karşıya bırakılmaktadırlar. Bu baskı kişisel sosyal medya sayfalarına kadar taşınmakta, kendi görüşlerini paylaşan, ülkedeki yanlışlıkları eleştirmeleri durumunda veya haklı taleplerini dile getirmeleri durumunda haklarında soruşturma açılmaktadır.

Ayrıca, özelleştirme mağdurları olan 4/C çalışanları, aynı sektörde aynı işi yapmalarına rağmen, çalışanlar arasında eşitsizlik oluşturularak mağdur edilmektedir. Sağlık güvencelerinin yok sayıldığı, iş kaybetme riskinin her daim artarak devam ettiği ve yaptığı işin karşılığı olarak emeklerinin karşılığını alamamaktan dolayı ötekileştirilmekte ve mağdur edilmektedir. 4/C çalışanlarının mağduriyetini yurdun her kesiminden gelen intihar haberleri kanıtlamaktadır.

Genel olarak çalışanların sosyal hakları AKP iktidarı tarafından her geçen gün gasbedilmekte, çalışanlar arasında eşitsizlikler oluşturularak sevgisizlik ve güvensizlik çalışma ortamları yaratılmaktadır. Ayrıca, iş sağlığıyla yapılmayan düzenlemeler nedeniyle artarak devam eden vefat haberleri hemen hemen her günümüzü doldurmaktadır. Ne acıdır ki yaşanan ölümlerin çoğu, sosyal güvencesiz olan ve açlıkla mücadele eden çalışanları bulmakta ve ilgililer bu ölümlere kayıtsız kalarak kanla dönen bu düzeni devam ettirmektedir.

Anayasa’mızın 49’uncu maddesinin "Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir. Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları korumak, çalışmayı desteklemek ve işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak için gerekli tedbirleri alır. " ifadesini hayata geçirmek, kamuda yaşanılan fişlenmeleri, çalışanlara uygulanan zorbalıkları ortadan kaldırmak, çalışanlara temel insan hak ve özgürlükleri doğrultusunda uygun çalışma ortamları yaratmak için hangi politikaların uygulanacağını belirlemek amacıyla Anayasa'nın 98'inci, TBMM  İçtüzüğü'nün 104 ve 105’inci maddeleri uyarınca Meclis araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.

1) Mustafa Sezgin Tanrıkulu                                      (İstanbul)

2) Ayşe Nedret Akova                                               (Balıkesir)

3) Süleyman Çelebi                                                  (İstanbul)

4) Veli Ağbaba                                                         (Malatya)

5) Hasan Ören                                                          (Manisa)

6) Ramazan Kerim Özkan                                          (Burdur)

7) Ahmet İhsan Kalkavan                                          (Samsun)

8) İhsan Özkes                                                         (İstanbul)

9) Bülent Tezcan                                                      (Aydın)

10) Umut Oran                                                          (İstanbul)

11) Ali Serindağ                                                       (Gaziantep)

12) Rahmi Aşkın Türeli                                             (İzmir)

13) Namık Havutça                                                   (Balıkesir)

14) Ali Demirçalı                                                      (Adana)

15) Haydar Akar                                                       (Kocaeli)

16) Mehmet Hilal Kaplan                                          (Kocaeli)

17) Hasan Akgöl                                                      (Hatay)

18) Ali Sarıbaş                                                         (Çanakkale)

19) Mehmet Şevki Kulkuloğlu                                    (Kayseri)

20) Mehmet Ali Ediboğlu                                          (Hatay)

21) Sakine Öz                                                          (Manisa)

22) Özgür Özel                                                         (Manisa)

2.- Hatay Milletvekili Refik Eryılmaz ve 39 milletvekilinin, Hükûmetin uyguladığı Suriye politikasının neden olduğu sorunların araştırılarak alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1032) (x)

Özet

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Hükûmetin uygulamakta olduğu Suriye politikası bölgemizi ve ülkemizi hızla bir kaosa doğru sürüklemektedir. Hükûmet tarafından desteklendiği iddia edilen silahlı muhalif gruplar 20/07/2012 tarihinde Suriye'nin Türkiye'ye açılan Bab-AI Hava Sınır Kapısı’na yönelik bir terör saldırısı gerçekleştirmiştir. Sınır kapısına saldıran silahlı gruplar gümrük kapısını tahrip ve talan etmiş, onlarca tırımız yakılmış ve malları yağmalanmıştır. Şoförlerimiz canını zor kurtarmıştır. Sınır kapısının kapatılması ve muhalif silahlı gruplar tarafından işgal edilmesi üzerine bölge ekonomisinde ticaret ve ihracat tamamen durma noktasına gelmiştir. Nakliye firmaları, sanayici, ihracatçı, turizmci ve esnaf iflasın eşiğine gelmiş, sınır ticareti durmuştur.

Sığınmacılar için Antakya merkeze bağlı Apaydın köyünde kurulan kampın amacıyla ilgili basında birtakım iddia ve suçlamalar yer almış, ülkemizi silahlı gruplarla iş birliği yapan, onlara yardım ve yataklık eden bir ülke pozisyonuna düşürmüştür. Ülkemizi zan altında bırakan, ulusal güvenliğimizi tehdit eden ve bölgede yaşayan vatandaşlarımızı da tedirgin eden bu iddiaların mutlaka araştırılması gerekmektedir.

Hatay'daki bütün resmî hastaneler, acil servisler sığınmacılara ve çatışmada yaralanan silahlı muhalif militanlara tahsis edilmiştir. Öncelik sığınmacı ve silahlı militanlara tanınmaktadır. Yoğun bakım servislerinde tedavi görmesi gereken vatandaşlarımız yer olmadığı gerekçesiyle hastanelere alınmamakta, bu vesileyle tedavi olmakta zorlanmaktadırlar. Hastanelerin güvenlik ve hasta kabul kayıtları incelendiğinde bu iddiaların doğruluğu ortaya çıkacaktır.

Orta Doğu’ya yolcu taşıyan otobüslerimiz silahlı muhalif gruplar tarafından durdurulmakta, çoğu zaman yolcuların paraları ve eşyaları gasbedilmektedir.

Basında, Türkiye'nin muhalif gruplara silah desteği ve eğitimi sağladığı, koruyup kolladığı ve militanların ülkemizi geçiş güzergâhı olarak kullandığı, silah sevkiyatlarının ülkemiz üzerinden yapıldığı yönünde çok vahim haber ve iddialar yer almaktadır. Bu iddialar ülkemizin ulusal güvenliğini tehlikeye sokmakta ve ülkemizi silahlı gruplara yardım ve yataklık yapan bir ülke konumuna düşürmektedir. Bu iddiaların araştırılması ülkemizin ulusal çıkarları açısından bir zaruret hâline gelmiştir.

Hatay ili Reyhanlı ve Yayladağı ilçelerine bağlı bazı köylerden muhalif gruplara silah sevkiyatı yapıldığı ve değişik ülkelerden getirtilen militanların da Suriye'ye geçişlerine yardımcı olunduğu yöre halkı tarafından dillendirilmektedir.

Son dört beş aydır, değişik ülkelerden toplanan militanların hava yoluyla Hatay havaalanına getirtildiği ve Hatay üzerinden Suriye'ye savaşmaya gittiği yönünde haberler yer almaktadır. Ağustos ayının ilk haftasında, 30 otobüs dolusu militanın Antakya çevre yolundan Yayladağı sınırına götürülüp oradan Suriye'ye geçişlerine yardımcı olunduğuna dair haberler yayınlanmıştır. Yine, aynı dönemde Suudi Arabistan'ın Riyad şehrinden kalkan Suudi Arabistan NAS Air Havayollarına ait uçakla 50 El Kaide militanın Hatay havaalanına geldiği ve hiçbir kontrolden geçmeden, kiralanan araçlarla Suriye sınırına götürüldüğü ifade edilmiştir. Söz konusu militanlar Suriye'ye savaşmaya gittiklerini ifade etmiştir. Yöre halkından bazı görgü tanıkları bu haberleri doğrulamaktadır.                                                                  

Suriye yönetimine karşı mücadele etme bahanesiyle değişik ülkelerden gelen on binlerce kişinin Antakya, Reyhanlı, Altınözü ve Yayladağı ilçe merkezlerinde ev tuttukları ve bunların hiçbir kaydının tutulmadığı, konteyner kentler ve çadırlarda taşkınlık çıkardıkları, polisimize saldırdığı, resmî araçlarımızı ve kamu binalarımızı yakıp yıkabildiği hatta bayrağımızı dahi indirebilme cesaretini gösterdikleri bilinmektedir. Bunların varlığı, tutum ve davranışları halkta büyük bir tedirginliğe yol açmaktadır. Toplumun huzur ve güvenliğini tehdit eden bu durum kesinlikle görmezden gelinemez.

Sınırdan giriş çıkışların serbest olduğu, kontrolün yapılmadığı yönünde çok yoğun şikâyetler yer almaktadır. Bu durum ilimiz ve ülkemiz açısından ciddi bir güvenlik tehlikesi oluşturmaktadır.

Bölgemizde yaşanan bu tehlikeli gidişi durdurmak, sebep ve sonuçlarını tespit etmek, alınacak tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98’inci, İç Tüzük’ün 104 ve 105’inci maddeleri gereğince Meclis araştırması yapılmasını saygılarımla arz ederim.

1) Refik Eryılmaz                                           (Hatay)

2) Mevlüt Dudu                                              (Hatay)

3) Mehmet Ali Ediboğlu                                  (Hatay)

4) Ali Rıza Öztürk                                          (Mersin)

5) Mehmet Şeker                                           (Gaziantep)

6) Engin Altay                                               (Sinop)

7) Uğur Bayraktutan                                       (Artvin)

8) Mustafa Moroğlu                                        (İzmir)

9) Umut Oran                                                (İstanbul)

10) Selahattin Karaahmetoğlu                        (Giresun)

11) Engin Özkoç                                            (Sakarya)

12) Kadir Gökmen Öğüt                                  (İstanbul)

13) Özgür Özel                                              (Manisa)

14) Orhan Düzgün                                         (Tokat)

15) Malik Ecder Özdemir                                (Sivas)

16) Sena Kaleli                                             (Bursa)

17) Candan Yüceer                                        (Tekirdağ)

18) Ayşe Eser Danışoğlu                                (İstanbul)

19) Ümit Özgümüş                                         (Adana)

20) Erdal Aksünger                                        (İzmir)

21) Aytun Çıray                                             (İzmir)

22) Atilla Kart                                               (Konya)

23) Ahmet Toptaş                                          (Afyonkarahisar)

24) Mehmet Şevki Kulkuloğlu                         (Kayseri)

25) Tanju Özcan                                            (Bolu)

26) Dilek Akagün Yılmaz                                (Uşak)

27) Adnan Keskin                                          (Denizli)

28) Mustafa Serdar Soydan                            (Çanakkale)

29) Recep Gürkan                                          (Edirne)

30) Kemal Ekinci                                           (Bursa)

31) Ayşe Nedret Akova                                   (Balıkesir)

32) Bihlun Tamaylıgil                                    (İstanbul)

33) Ali Sarıbaş                                              (Çanakkale)

34) Namık Havutça                                        (Balıkesir)

35) Bülent Tezcan                                         (Aydın)

36) Rahmi Aşkın Türeli                                  (İzmir)

37) Mehmet Volkan Canalioğlu                       (Trabzon)

38) Aytuğ Atıcı                                              (Mersin)

39) Bedii Süheyl Batum                                 (Eskişehir)

40) Haydar Akar                                            (Kocaeli)

3.- Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü ve 19 milletvekilinin, arıcılık sektörünün sorunlarının araştırılarak alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1033)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Bal üretiminde dünyada ilk 5’te yer alan Türkiye 'de, bilinçsiz ilaç kullanımı gibi sebeplerle özellikle Trakya bölgesinde toplu arı ölümleri yaşanmaktadır. Her yıl yaşanan arı ölümlerinde yıllık kayıp yüzde 10 civarındayken bu yıl yaşanan kaybın yüzde 40 olduğu açıklanmıştır. Konuyla ilgili uzmanların yaptığı araştırmaya göre bunun en büyük nedenlerinden birinin tarım ilaçları olduğu tespit edilmiştir. İlaçlar arıların bağışıklık sisteminin çökmesine neden olurken arıların ölmesi ve çevrede yeterli arı olmaması sebebiyle tarımda da büyük miktarda verim kaybı olduğu tespit edilmiştir.

Tarım alanlarında zararlılara karşı böcek ilacı, hastalıklara karşı fungisit (mantar ilacı) ve yabancı otlara karşı herbisitler (yabancı ot ilacı) kullanılmakta, bu kimyasallar da birlikte kullanıldıklarında arıları böcek ilaçlarından daha da fazla etkilemektedir dolayısıyla tarım ilaçları da arıların ölmesine sebep olmaktadır. Etkisi düşük düzeyde olan kimyasallar ise vücutlarına bulaşarak arı ürünlerine geçmekte, bu da arıların yaşam sürelerini kısaltırken bağışıklık sistemlerini zayıflatarak hastalıklara karşı direncin azalmasına neden olmaktadır. Arılardan elde edilen ürünlerle insanlara geçen bu kimyasallar ise kanser yapıcı özellik taşımaktadır.

Bilinçsiz ilaç kullanımı sebebiyle toplu arı ölümleri gerçekleşirken bunun ortaya çıkardığı olumsuz sonuç sebebiyle arıcılar maddi zarara uğramakta ancak uğradığı zararlar maalesef karşılanmamaktadır. Arıcılık tek geçim kaynağı olan aileler de gelir kaynaklarını kaybetme noktasına gelmişlerdir.

Arıcılık ülkemizde birçok şehirde yapılırken arıcılığın geliştirilmesi, arıcılık araştırma merkezlerinin   yetersizliği,   hastalıklara   karşı   mücadelenin   yetersiz   olması, dünya sıralamasında ön sıralarda yer alan Türkiye'de arıcılığı bitme noktasına getirmiştir. Tüm bu sebeplerle, özellikle yoğun olarak Trakya bölgemizde meydana gelen arı ölümlerinin önlenmesi,  arıcılığın  geliştirilmesi  ve  arıcılıkla uğraşan üreticilerimizin sorunlarının araştırılarak tespit edilip gerekli önlemlerin alınması için Anayasa’nın 98, İç Tüzük’ün 104’üncü ve 105’inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması komisyonu kurulmasını saygıyla arz ederiz.

1) Emre Köprülü                                                       (Tekirdağ)

2) İhsan Özkes                                                         (İstanbul)

3) Ahmet İhsan Kalkavan                                          (Samsun)

4) Mustafa Sezgin Tanrıkulu                                     (İstanbul)

5) Ali Rıza Öztürk                                                     (Mersin)

6) Umut Oran                                                           (İstanbul)

7) Bülent Tezcan                                                      (Aydın)

8) Ali Serindağ                                                        (Gaziantep)

9) Rahmi Aşkın Türeli                                               (İzmir)

10) Namık Havutça                                                   (Balıkesir)

11) Ali Demirçalı                                                      (Adana)

12) Haydar Akar                                                       (Kocaeli)

13) Mehmet Hilal Kaplan                                          (Kocaeli)

14) Hasan Akgöl                                                      (Hatay)

15) Ali Sarıbaş                                                         (Çanakkale)

16) Mehmet Şevki Kulkuloğlu                                    (Kayseri)

17) Mehmet Ali Ediboğlu                                          (Hatay)

18) Sakine Öz                                                          (Manisa)

19) Özgür Özel                                                         (Manisa)

20) Veli Ağbaba                                                       (Malatya)

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Önergeler gündemdeki yerlerini alacak, Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki görüşmeler, sırası geldiğinde yapılacaktır.

Halkların Demokratik Partisi Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.

Okutuyorum:

VIII.- ÖNERİLER

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri

1.- HDP Grubunun, 14/7/2012 tarihinde Diyarbakır ilinde gerçekleşmesi engellenen miting sırasında kolluk güçlerince gerçekleştirilen orantısız güç kullanımının, bunun sonucunda kendi partilerinin milletvekillerinin yaralanmaları başta olmak üzere göstericilere yönelik şiddetin nedenlerinin ve sorumlularının tüm boyutlarıyla araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan (10/1021) esas numaralı Meclis Araştırması Önergesi’nin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 21 Temmuz 2014 Pazartesi günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Danışma Kurulunun 21/7/2014 Pazartesi günü (bugün) yaptığı toplantısında siyasi parti grupları arasında oy birliği sağlanamadığından grubumuzun aşağıdaki önerisinin, İç Tüzük’ün 19’uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.

                                                                               İdris Baluken

                                                                                   Bingöl

                                                                               Grup Başkanvekili

Öneri:

Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin “Genel Görüşme ve Meclis Araştırmasına Dair Öngörüşmeler” kısmında yer alan (10/1021) esas numaralı 14/7/2012 tarihinde Diyarbakır ilinde gerçekleşmesi engellenen miting sırasında kolluk güçlerince gerçekleştirilen orantısız güç kullanımının, bunun sonucunda partimiz milletvekillerinin yaralanmaları başta olmak üzere göstericilere yönelik şiddetin nedenlerinin ve sorumlularının tüm boyutlarıyla araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergelerin görüşülmesi, Genel Kurulun 21/7/2014 Pazartesi günlü birleşiminde birlikte yapılması önerilmiştir.

BAŞKAN – Halkların Demokratik Partisi Grup önerisi lehinde söz isteyen Ertuğrul Kürkcü, Mersin Milletvekili.

Buyurun Sayın Kürkcü. (HDP sıralarından alkışlar)

ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Mersin) – Sevgili arkadaşlar, Sayın Başkan; hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Grubumuz adına, bu araştırma komisyonu kurulması için görüşülecek önergemizi sunmak isterim.

Biliyorsunuz, bu önerge 2012’de verilmişti, şimdi 2014’teyiz ancak “Değişen ne var?” diye soracak olursanız, hiçbir şey olmadığını ben şahsen Suruç’ta deneyimledim.

Önerge, Diyarbakır’da gerçekleşen ve bir halk yürüyüşünün kuvvet zoruyla önlenmesinin sonucunda ortaya çıkan olaylarda halktan, vekillerimizden insanların orantısız şiddet kullanımı dolayısıyla uğradıkları yaralanmalar… Bunlar arasında, Sevgili Grup Başkan Vekilimiz Pervin Buldan’ın yakın mesafeden ayağına hedef alınarak sıkılmış bir gaz kapsülü sonucunda ayağının kırılması, vekillerimizin darbedilmesi ki o zaman da ben bu darbelere maruz kaldım… Ve sonuç olarak, Diyarbakır bütün gün boyunca bir sıkıyönetim hâli yaşadı. Yasada herhangi bir karşılığı olmayan bir fiilî sıkıyönetimin, fiilî olağanüstü hâlin sonucu olarak, toplantı ve gösteri özgürlüğünden doğan haklarımızı kullanamadan, bu Diyarbakır’daki etkinliğimiz bertaraf edilmek istendi.

Bu Meclis araştırması önergesi bununla ilgiliydi fakat bugün, bunu konuşma sırası geldiğinde, aslında sanki bir dejavu gibi Urfa’nın Suruç ve Birecik ilçelerinde çok benzer, bununla bütünüyle paralel davranışlarla karşı karşıyayız.

Öyle anlıyoruz ki Adalet ve Kalkınma Partisinin hükûmet etme yöntemi, tekniği içerisinde en önemli yer tutanlardan birisi, valilerin birer derebeyi özgürlüğüne sahip olarak Anayasa'dan, yasalardan, uluslararası sözleşmelerden doğan yurttaş haklarını sadece tahdit etmekle kalmamaları, bu hakları çiğnemeleri ve bu hakların sahiplerine karşı ölçüsüz, orantısız, kabul edilemez bir şiddet uygulamalarıdır.

Suruç’ta meydana gelen olaylar, esasen, Rojava devriminin 2’nci yıl dönümü dolayısıyla Suruç halkının ve çevre illerden, ilçelerden gelen halkın bir araya gelerek, karşıda biriken, sınırın öte yakasında biriken Rojava devrimcilerini selamlamak istemesi sırasında ortaya çıktı. Bizler, orada milletvekilleri olarak bulunduk, yerel yöneticilerle, askerlerle ve polisle müzakereler yürüttük ve belli bir mesafeden bu selamlamanın yapılacağı konusunda anlaştık. Ancak, daha sonra gelen “Taşkınlık oluyor.” haberiyle tekrar harekete geçmek üzereyken, burada emniyet güçlerinin, jandarmanın başlattığı saldırıyla, hava kararmışken orada biriken bini aşkın insanın hem ağır bir biber gazı saldırısı altında hem cop ve diğer darbeleyici vasıtalarla saldırıya uğrayarak kaçışmaya başladıklarını gördük ve onlara yardımcı olmaya çalışırken kendimizi Suruç Devlet Hastanesinde bulduk.

Manzara vahimdir. Tutalım ki yasayı aşan bir davranış olmuş olsun -öyle bir davranış yok ama tutalım ki öyle olmuş olsun- bunun bedeli şu olabilir mi: Suruç Devlet Hastanesine kaldırılan 13 hastadan 3’ü Suruç’ta bakılamadığı için Urfa’ya cankurtaranla gönderildi, ambulansla gönderildi; 1’isi kulağından boynuna kadar ortaya çıkan bir kesikle kısmi yüz felci geçiriyordu, öteki başına aldığı darbeyle bir kafa travması geçiriyordu, diğerinin de sol kolu 2 yerinden kırılmıştı. Ayrıca, gaz fişeğinden darbe alan ancak Suruç’ta tedavisine devam edilen insanlar vardı. Gaza maruz kalarak solunum yetersizliği çeken insanlar hastanede solunum cihazına bağlanmışlardı. Bu arada, farkında değildim ama ben de bir darbeyi alnımdan almıştım.

Şimdi, bu tabloyu bir gösteride kendi toprağında, yaşadıkları ilçenin topraklarında karşıdaki Kürtlere selam vermek için orada bulunan ve tutalım ki heyecanlı davranan kitleye reva görülmesini makul gösterecek ne vardır? Kaldı ki valinin yaptığı açıklamada şunu okuyoruz: “Hiç kimse yaralanmamıştır, hiç kimse hastaneye kaldırılmamıştır ve haberler abartılıdır.” denmektedir. Üstelik daha fazlası var, orada kurulmuş olan çadırlar ateşe verildi. Sadece çadırlar ateşe verilmekle kalmadı, yurttaşların bu toplanma bölgesinde bıraktıkları 2 vasıta yakıldı, ateşe verildi ve bu saldırı dün ve bugün de Birecik’teki toplanma merkezinde devam etti; araçlar ırmağa yuvarlandı, insanlar saldırıya ve gaza maruz kaldılar.

Şimdi, kendi kendimize sormalıyız: Ne yapılmak isteniyor ve ne yapılıyor? İnsanlar gösteri mi yapıyorlar Rojava’yla dayanışma için? Bundan daha doğal ne olabilir? Bugün, Rojava devriminden başka, IŞİD karşısında, insan kafası kesen, insan ciğeri yiyen bu haydut sürüsü karşısında Rojava devriminden başka güvenebileceğiniz bir güç var mı? Konsolosluğunuz işgal edilmiş, diplomatlarınız rehin alınmışken onun karşısında Suriye ve Irak topraklarında direnebilen biricik güç Kürdistan devrimiyken bununla dövüşmek niye? Niçin bununla dövüşmeyi seçersiniz? Bir çözüm süreci cereyan ediyorken bu çözüm sürecinin bu tarafında duranlara saldırıyı ve şiddeti niye uygun görürsünüz ve bunun adına “hükûmet etmek” mi dersiniz?

Aslında bugün, dün ve önceki gün Birecik’te ve Suruç’ta olanları yapanların gerisinde duran siyasi iradenin Filistin hakkında, Filistin’de sürdürülen şiddet ve vahşet hakkında bu kadar desteksiz konuşması da pek yerinde olmasa gerekir. Önce kendi yurttaşlarına, kendi halkına, kendi ülkesindeki diğer halklara karşı davranışına bakacak Hükûmet, ondan sonra da Filistin’e dönüp söz söyleyecek. Üstelik, Filistin’e söz söylemek isteyenlerin bu sözlerinin gerçek olduğuna bizi inandırmaları için son beş yılın -2009’dan bu yana- ihracat ve ithalat kalemlerine baktığımızda göreceğiz ki esasen İsrail’le ilişkiler tıkırındadır, ticaret gani ganidir, her iki taraf bu ilişkiden kâr etmeye devam etmektedir ama arada olan, Filistin’in Arap halkına ve Türkiye'nin ve Suriye’nin Kürt halklarına olmaktadır.

Ben, Adalet ve Kalkınma Partisi üyesi milletvekili arkadaşlarımızı ve bakanları, İçişleri Bakanını uyarmak istiyorum: Bu yol, yol değildir. Türkiye'nin bugün Orta Doğu’da biricik dostu, sınırın dört bir tarafında yaşayan Kürtlerdir. Kürtlerle, onların yaptıkları devrimlerle, onların Türkiye'nin ve Orta Doğu’nun diğer halklarına karşı düşman IŞİD çetelerine, El Nusra çetelerine, El Kaide çetelerine karşı savaşını desteklemek var iken onlara karşı saldırgan bir siyaset izlemenin ne İslam kardeşliği iddiasıyla ne halklar arası dayanışma iddiasıyla ne çözüm ve barış iddiasıyla bir ilişkisi olabilir.

O nedenle, buradan Hükûmeti uyarıyoruz ve Meclisi, bu süreci araştırmaya davet ediyoruz. Hükûmetin yerel yetkililerinin, valilerin, kaymakamların, emniyet ve jandarmanın, emniyet müdürleri ve jandarma komutanlarının halka karşı uyguladıkları bu orantısız şiddetin gerisinde Hükûmet siyaseti var mıdır, yok mudur? Var ise Hükûmet bunun hesabını vermelidir. Yok ise bu valiler ve jandarma komutanları Türkiye Cumhuriyeti’nde birer derebeyi gibi yaşayamayacaklarını öğrenmelidirler.

Aslında Hükûmetin, bugün neredeyse parçalı hâle getirdiği devlet aygıtının var olan hâli, bu derebeylere cesaret veriyorsa bu parçalılığa son vermek de bu Meclisin görevidir. Meclisi göreve davet ediyorum.

Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Halkların Demokratik Partisi grup önerisi aleyhinde söz isteyen Alpaslan Kavaklıoğlu, Niğde Milletvekili.

Buyurun Sayın Kavaklıoğlu. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

ALPASLAN KAVAKLIOĞLU (Niğde) – Sayın Başkan, yüce Meclisin değerli üyeleri; Halkların Demokratik Partisi Grubunun, 14/7/2012 tarihinde Diyarbakır ilinde gerçekleşmesi engellenen miting sırasında kolluk güçlerince gerçekleştirilen güç kullanımının, bunun sonunda parti milletvekillerinin yaralanmaları başta olmak üzere göstericilere yönelik şiddetin nedenlerinin ve sorumlularının araştırılması amacıyla Anayasa’nın 98’inci ve İç Tüzük’ün 104 ve 105’inci maddeleri gereğince Meclis araştırması açılması önergesi aleyhinde söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli üyeler, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı Anayasa’mızın 34’üncü maddesiyle düzenlenmiştir. 34’üncü maddeye göre: “Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir. Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ancak, millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlâkın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla ve kanunla sınırlanabilir. Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunda gösterilir.”

Değerli milletvekilleri, görüldüğü gibi, Anayasa’nın 34’üncü maddesine göre herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir. Ancak, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 17’nci maddesiyle “Mülki idare amiri, millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlâkın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla belirli bir toplantıyı bir ayı aşmamak üzere erteleyebilir veya suç işleneceğine dair açık ve yakın tehlike mevcut olması hâlinde yasaklayabilir.” denilmektedir.

Eylem ve etkinliklerde, gerekli uyarılar yapılmasına rağmen yasal sınırı aşarak kanunsuz fiil ve davranışlara devam eden ya da eylemi sonlandırmayarak dağılmakta direnen gruplara güvenlik kuvvetlerince müdahalede bulunulmaktadır. Güvenlik güçlerimiz, özellikle toplumsal olaylar başta olmak üzere, kamu düzeni ve güvenliğinin tesisi ve devamı için mevzuatla kendisine verilen görevleri yerine getirmek amacıyla orantılılık ilkesine uygun olarak gerektiğinde zor kullanma tedbirlerine başvurmaktadır.

Bu çerçevede, ilde genel emniyet ve asayişi sağlamakla görevlendirilen mülki idare amirlerinin, düzenlenecek olan toplantı ve gösteri yürüyüşünün kanun hükmünde belirtildiği şekilde düzenlemesine gidilmektedir. Kamu düzeni ve güvenliğinin bozulacağı bu tür eylemlerin gerçekleşmesi durumunda, telafisi mümkün olmayan zararların önlenebilmesi amacıyla, elde edilecek veriler doğrultusunda zorunlu olarak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 11’inci maddesi, Anayasa ve ilgili mevzuatın belirlediği esaslar çerçevesinde erteleme veya yasaklama kararları alınabilmektedir. Burada temel amaç, insanların temel hak ve özgürlüklerinin kullanılmasına engel olunması değil, bu hak ve özgürlüklerin güvenli ortamlarda kullanılması amacıyla gerekli tedbirlerin alınmasıdır.

Değerli arkadaşlar, o dönemdeki Barış ve Demokrasi Partisi ve Demokratik Toplum Kongresi, almış oldukları ortak bir kararla “Kürt sorununun demokratik çözümü” sloganıyla 14 Temmuz 2012 tarihinde Diyarbakır ili İstasyon Meydanı’nda bir miting gerçekleştirme kararı almıştır. Diyarbakır Valiliğince, 7 kişilik düzenleme kurulunun yaptığı yazılı  müracaatta 14 Temmuz 2012 Cumartesi günü İstasyon Meydanı’nda açık hava toplantısı yapılmak isteğinin bildirilmesi üzerine gerekli inceleme ve çalışmalar başlatılmıştır ancak Valilik, düzenlenmek istenen mitingin Silvan saldırısının yıl dönümü ve aynı zamanda sözde demokratik özerkliğin ilan edildiği gün olması nedeniyle halkın yanlış bilgilendirilerek sokağa çekilmek istenmesinden dolayı izin verilmediğini belirtmiştir. Valilik açıklamasında, miting düzenlenmek istenen tarihin “14 Temmuz 2011 gününün ilimiz Silvan ilçesi, Dolapdere köyünde 13 askerimizin bölücü terör örgütü PKK ve KCK’lı teröristlerce şehit edilmesi, 7 askerimizin de yaralanmasıyla sonuçlanan hain saldırının yıl dönümü olduğu…” ifade edilmiştir. Yapılan istihbari çalışmalarda, vatandaşlarımızın yanlış bilgilendirilmesi suretiyle, halkımızı sokağa çekmeye, güvenlik güçlerimiz ile vatandaşlarımızı karşı karşıya getirmeye, düzenlenecek kanunsuz etkinlik ve eylemlere katılım sağlamaya teşebbüs eden illegal gruplar ve müzahir oluşumların bulunduğuna dair bilgiler de bulunduğu kaydedilmiştir.

Ayrıca, söz konusu mitingle ilgili olarak o dönemde bazı çevrelerce yapılan açıklamalar ve çeşitli basın yayın organlarında yer alan haberlerde direniş, savaş gibi telkinlerde bulunularak vatandaşlarımız arasında kin, nefret ve düşmanlık duyguları oluşturulabilecek çağrılara yer verilmiştir. Yapılan açıklamalar, basın yayın organlarında yer alan haberler ve edinilen istihbari bilgiler sonucu, yapılması planlanan açık hava toplantısının yasa dışı PKK-KCK terör örgütleri ile sözde elebaşlarının propagandasına dönüşeceği anlaşılmıştır. Söz konusu mitingin gerçekleşmesi durumunda, yapılacak illegal propagandalar, tahrik ve kışkırtmalarla vatandaşımızın karşı karşıya getirilmesi ve bu yolla kin, düşmanlık ve çatışma ortamı oluşturulmaya çalışılacağı görülmüştür.

Yine, düzenlenmek istenen toplantı tarihinin teröristlerce 13 askerimizin şehit edilmesi ve 7’sinin de yaralanmasına yol açan Silvan saldırısıyla ve sözde kanun dışı yönetim yapılanması ilanıyla aynı güne getirilmesi de söz konusudur. Gerek terör olaylarına karşı son zamanlarda yükselen toplumsal hassasiyet gerekse vatandaşlarımızın sorunlarının çözümü noktasında tüm toplum katmanlarından oluşan olumlu bakış ve çözüm arayışlarını ortadan kaldırabilecek bir nokta olduğunu, bunun da çeşitli provokasyon neticesinde istenmeyen sonuçlara yol açabileceği değerlendirilmiştir. Bu nedenle, 14 Temmuz 2012 tarihinde yapılması planlanan açık hava toplantısına Diyarbakır Valiliğince izin verilmemiş ve konu, düzenleme komitesine 6 Temmuz 2012 Cuma günü tebliğ edilmiştir.

Yani, görüldüğü gibi, uygulama, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 17’nci maddesinin işletilmesiyle doğmuştur. Diyarbakır Valiliğinin 6/7/2012 tarihli ve 3754 sayılı yasaklama kararına rağmen, 12 Temmuz 2012 tarihinde İstasyon Meydanı’na 4 ana koldan girerek miting yapılmak istenmiş fakat görev alan güvenlik kuvvetleri alana girişlere engel olmuş ve birçok noktada güvenlik kuvvetlerine karşı taşlı, havai fişekli, molotofkokteylli, bombalı saldırılar gerçekleştirilmiştir. Yapılan saldırılara karşı güvenlik kuvvetleri tarafından orantılı olarak müdahalede bulunulduğu Valilikçe ifade edilmiştir.

Değerli milletvekilleri, şunu özellikle belirtmek istiyorum: 2002-2012 yılları arasında ülkemizde, ilgili mevzuat çerçevesinde, kanuni olarak düzenlenen toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde hiçbir ölüm olayı meydana gelmemiştir. Bununla beraber, müdahale sırasında zor kullanma sınırlarını aşan personel hakkında derhâl adli ve idari işlem başlatılmıştır. Örneğin, zor kullanma sınırlarını aştığı iddiasıyla Ocak 2002-Mayıs 2012 dönemi içerisinde 3.410 personel hakkında adli yönden dava, Ocak 2005-Mayıs 2012 dönemi içerisinde ise idari yönden 4.267 personel hakkında soruşturma açılmıştır.

Değerli milletvekilleri, AK PARTİ döneminde, geçmişteki hükûmetlerle kıyaslanmayacak kadar insan hakları konusunda büyük ilerlemeler kaydedilmiştir. İnsan haklarının, demokrasinin ve hukuk devleti ilkesinin korunması ve ileri götürülmesi, iktidara geldiğimiz günden bu yana öncelikli hedefler arasında yer almıştır. İnsan hak ve özgürlüklerini bir davranış biçimi hâline getirmek ve bu sayede insan hakları ihlallerini ortadan kaldırmak için en büyük yatırımı da demokrasiye yapmak gerektiğine inanıyoruz. Hükûmetimizin programında en çok hâkim olan kavram demokrasidir.

AK PARTİ döneminde, insan haklarının geliştirilmesi ve güçlendirilmesine ilişkin kurumsallaşma çalışmaları ağırlık kazanmıştır. Kaba kuvvetin, kaba işkencenin ortadan kaldırılması  yönünde ciddi ilerlemeler sağlanmıştır. Özgürlükleri genişletecek kararlar almaya da kararlılıkla devam edeceğiz.

Halkların Demokratik Partisi Grubunun vermiş olduğu Meclis araştırması açılması önergesine katılmadığımı belirtiyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) 

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Buyurun Sayın Baluken.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Sayın konuşmacı konuşması esnasında Barış ve Demokrasi Partisinin 14 Temmuz etkinliğiyle ilgili, savaş çağrıları yapıldığını ifade etti, grubumuza sataşmada bulundu.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Baluken.

Sataşma nedeniyle iki dakika söz veriyorum.

V.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)

2.- Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in, Niğde Milletvekili Alpaslan Kavaklıoğlu’nun HDP grup önerisi üzerinde yaptığı konuşması sırasında HDP Grubuna sataşması nedeniyle konuşması

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Gerçekten, sayın milletvekilinin konuşmasını, daha doğrusu metni okumasını büyük bir hicapla burada izledik. Sanki Niğde Milletvekili değil de Niğde Emniyet Müdürlüğünde görevli bir komiser buraya sunuma gelmiş. Anladığımız kadarıyla, metni de bir komiser yazıp elinize tutuşturmuş.

Şu önergenin gerekçesine baktığınız zaman bile, burada, insan birkaç cümle söylerken bir vicdani muhasebe yapar. Bir partinin grup başkan vekilinin ayağı kırılacak şekilde, açık yara olacak şekilde, üç ayı aşkın bir süre tedaviyi gerektirecek şekilde bir yaralanma, 1 milletvekilinin korneasında yırtılma, 1 milletvekilinin göz retinasında yara oluşumu, 2 milletvekilinin vücudunun her tarafında ekimozların oluşumuyla ilgili bir müdahaleyi burada meşrulaştıran bir konuşma yapıyorsunuz. Böyle yaptığınız için, milletvekillerine şiddet uygulayan polis terörü aynı şekilde devam ediyor.

Dün, işte, arkadaşlarımıza Suruç’ta aynı valinin ve polisin zihniyeti sizden cesaret alarak terör uyguladı. Ertuğrul Bey’in yaralanması, Nursel Aydoğan’ın ciddi bir şekilde darbedilmesinin altında yatan gerçek şey sizin zihniyetinizin vermiş olduğu cesarettir. Şu sıralarda da bu süre içerisinde sayısız milletvekili yaralandı. Hiçbir hükûmet döneminde, sizin Hükûmetiniz döneminde olduğu kadar milletvekillerine pervasız bir şekilde polis şiddeti, polis terörü uygulanmadı. Neredeyse, artık rutin hâle geldi, her toplumsal şiddette eline copu alan bir polis, karşısındaki milletvekiline şiddet uygulamaya başladı ve siz çıkıp “Polis destan yazdı.” şeklinde bunu meşrulaştıran konuşmalar yapıyorsunuz.

Sizi kınıyorum, bu zihniyeti kınıyorum, milletvekilleri olarak, bundan sonra olabilecek bütün sorumluluğun sizin zihniyetinizde olduğunu buradan ifade ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP ve CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Buyurun Sayın Elitaş.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Grup Başkan Vekili Alpaslan Bey’i eleştirirken AK PARTİ Grubunu ve AK PARTİ Grubunun Hükûmetini de eleştirmiştir. Müsaade ederseniz cevap vermek istiyorum.

ENGİN ALTAY (Sinop) – Ne dedi?

BAŞKAN – Buyurun Sayın Elitaş, sataşma nedeniyle iki dakika söz veriyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

3.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın, Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in sataşma nedeniyle yaptığı konuşması sırasında AK PARTİ Grubuna sataşması nedeniyle konuşması

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Değerli milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi, uyulması gereken, uyulacağı tahmin edilen, düşünülen ve uyulması mecburiyetinde olan kanunları yapmakla görevlidir. Türkiye Büyük Millet Meclisinin üyeleri kanunları yaparken, bunlara uyulmasını vatandaştan isterse, o Meclisin değerli üyelerinin de yaptıkları işleri, halkla beraber yaptıkları işleri de yasalara uygun olarak yapması gerekir. Yasa dışı yapılan bir eylem içerisinde, milletvekillerinin öncülük yaparak, milletvekillerinin yasa dışı eylemleri tahrik ederek, vatandaşı arkasına toplayarak güvenlik güvenlik güçlerine karşı saldırmalarını tasdik etmek, teşvik etmek milletvekillerinin görevi arasında değildir.

ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Mersin) – Kime saldırmışız?

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Öldürecek misiniz?

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Öldürme meselesi değil.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Nedir o zaman?

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Yıllarca bu memlekette terör estirenler, yıllarca…

ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Mersin) – Kime saldırmışız, kime saldırmışız?

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Senin zihniyetin terör estiriyor işte.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - …bu memlekette teröristlerin arkasında duranlar, yıllarca teröristleri alkışlayanlar güvenlik güçlerini “terörist” diye itham edemezler.

ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Mersin) – Sen “terörist” dediğinle müzakere yapıyorsun. Ne yapacaksın? Hangi tarihte yaşıyorsun yahu, hangi yılda yaşıyorsun?

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Bu Hükûmeti, millî birlik, kardeşlik, beraberlik çözüm sürecini yapan bir Hükûmeti siz kalkacaksınız, getireceksiniz burada “Terör estiriyor.” diye ifade ettireceksiniz. Siz güvenlik güçlerine saldıracaksınız, güvenlik güçlerini öldüreceksiniz, askeri şehit edeceksiniz…

ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Mersin) – Kim askeri şehit ediyor be?

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Kim askeri şehit ediyor? Saçma sapan konuşmayın.

ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Mersin) – Utan, utan!

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Senin zihniyetin onları şehit ediyor.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - …şehit edenleri alkışlayacaksınız, arkasından kalkacaksınız, burada siz “Terör estiriyor.” diyeceksiniz.

ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Mersin) – Utan be!

OKTAY VURAL (İzmir) – Terör örgütünü muhatap alan sizsiniz ya, çözüm sürecini yasalaştıran sizsiniz ya.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Teröristleri alkışlayanlar, Türk güvenlik güçlerine, askerine, polisine “Terör estiriyor.” diyemezler.

Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Sayın Başkan, herhâlde ifade etmeye gerek yok yani.

ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Mersin) – Söz istiyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN – Biriniz oturun, Grup Başkan Vekili şey yapıyor.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Gezi’de öldürülen gençlerin günahı bunların boynuna değil mi?

BAŞKAN – Sataşma nedeniyle söz veriyorum.

Buyurun Sayın Baluken.

4.- Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın sataşma nedeniyle yaptığı konuşması sırasında Halkların Demokratik Partisine sataşması nedeniyle konuşması

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu asker –asker, polis şehit etme meselesine hemen bir değineyim- polisin şehit olmasına sebep olan zihniyet, Kürt meselesini ve demokratikleşme sorununu çözümsüz bırakan sizin zihniyetinizdir. Biz legal siyasi parti olarak başından beri bu meselenin barışçıl yoldan çözülmesi için elimizden gelen bütün gayreti gösteriyoruz.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Teröristi alkışlayacaksınız…

ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Mersin) – Ya ne diyorsun sen “Teröristi alkışlamak.” falan?

İDRİS BALUKEN (Devamla) – Siz Hükûmetiniz döneminde her türlü soykırım operasyonunu yaparak, askerî operasyonlar yaparak, Roboski benzeri katliamlar yaparak, siyasi soykırım operasyonları yaparak…

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Polise tokat atacaksın terör olmayacak!

İDRİS BALUKEN (Devamla) - …savaş politikalarını gündemleştirdiniz, orada yaşamını yitiren askerin de, polisin de, gerillanın da canından birinci derecede Hükûmetiniz sorumludur; bu bir.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Hâlâ teröristi koruyorsunuz.

İDRİS BALUKEN (Devamla) – İkincisi: Toplantı ve gösteri yapma hakkıyla ilgili anayasal güvenceler vardır. Sizin derebeyi ilan ettiğiniz valilerinizin keyfî uygulamasıyla hiç kimse demokratik gösteri hakkından vazgeçmez. Sizin bu zihniyetiniz, Gezi’de onlarca insanımızın yaşamını yitirmesine, onlarca, yüzlercesinin yaralanmasına neden oldu; Lice’de aynı şekilde, Yüksekova’da aynı şekilde. Bu zihniyetin kendisi, terörün ta kendisidir. Ali İsmail’i sokak ortasında öldüren, Ethem Sarısülük’ü öldüren, Medeni Yıldırım’ı Lice’de öldüren, Yüksekova’da 3 genci sadece gösteri hakkını kullanıyor diye öldüren ve bundan hesap sormayan zihniyet, terör zihniyetinin ta kendisidir; söylediğiniz bütün sözleri aynı şekilde size iade ediyorum ben.

Burada, özellikle milletvekillerinin darbedilmesiyle ilgili bir önerge görüşülüyor; siz, yine, her zaman yaptığınız gibi, topu başka yere çekerek bu önergenin gündeme alınmaması üzerinden siyaset yapıyorsunuz. Yanlış yapıyorsunuz; her yaptığınız yanlış size başka bir fatura olarak geri dönecektir, aynı şiddetle siz karşılaşacak şekilde bu ülkede ciddi sıkıntılar hepimizin önüne gelecek diyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Halkların Demokratik Partisi grup önerisi lehinde söz isteyen Muharrem Işık, Erzincan Milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar)

OKTAY VURAL (İzmir) – Terör örgütüyle görüşen kim, muhatap alan, “çözüm süreci” diye paketi getiren kim?

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – O tarafa söyle.

OKTAY VURAL (İzmir) - İyi oldu “terörist” demeniz, “terör örgütü” demeniz ama keşke bunu Başbakan da dese ya.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – O tarafa söyle, o tarafa!

ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Mersin) – Niye bu tarafa? Ne söylüyorsun bu tarafa?

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Sensin, en büyük terörist sensin, senin zihniyetindir, tamam mı.

VIII.- ÖNERİLER (Devam)

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)

1.- HDP Grubunun, 14/7/2012 tarihinde Diyarbakır ilinde gerçekleşmesi engellenen miting sırasında kolluk güçlerince gerçekleştirilen orantısız güç kullanımının, bunun sonucunda kendi partilerinin milletvekillerinin yaralanmaları başta olmak üzere göstericilere yönelik şiddetin nedenlerinin ve sorumlularının tüm boyutlarıyla araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan (10/1021) esas numaralı Meclis Araştırması Önergesi’nin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 21 Temmuz 2014 Pazartesi günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)

MUHARREM IŞIK (Erzincan) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tabii, şu tartışmalara baktığım zaman gördüğüm şey şu…

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Teröriste sarılmadım ben.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Terbiyesizlik yapma!

MUHARREM IŞIK (Devamla) – …hiçbir zaman için ne yazık ki şöyle bir testere gibi olup herkese eşit davranamadınız.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Teröriste sarılmadım ben.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Örtbas edip öldürdüğün o gençlerin hepsi teröristin kim olduğunu gösteriyor.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Polise yumruk atmadım ben.

ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Mersin) – Ne olacak lan sarılmışsam? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

YILMAZ TUNÇ (Bartın) – Düzgün konuş lan!

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Hepsi teröristin kim olduğunu gösteriyor. Sen aynı faşist zihniyetinle devam ediyorsun. Bağırma öyle, bağırma! Nasıl konuşuyorsun sen?

MUHARREM IŞIK (Devamla) – Her şeyi kendi işinize geldiğiniz gibi yorumlamayı biliyorsunuz ve buna devam ediyorsunuz.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) – Yanındaki nasıl konuşuyor?

ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Mersin) – Nasıl konuşuyormuşum?

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Ne diyorsun sen?

ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Mersin) – Ne olacak?

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Ne, ne olacak?

ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Mersin) – Ne yapacaksın?

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Neyi ne yapacağız?

YILMAZ TUNÇ (Bartın) – Kabadayı mısın sen?

MUHARREM IŞIK (Devamla) – Değerli milletvekilleri…

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, birleşime beş dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 15.04

İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 15.15

BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER: Muhammet Bilal MACİT (İstanbul), Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır)

-----0-----

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 122’nci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

Halkların Demokratik Partisi grup önerisinde söz sırası Erzincan Milletvekili Muharrem Işık’tadır.

Buyurun Sayın Işık. (CHP sıralarından alkışlar)

MUHARREM IŞIK (Erzincan) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Halkların Demokratik Partisi grup önerisi lehinde söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; bir az önce Sayın Elitaş’ın buraya çıktığı zaman söylediği laf, daha önce bana Kızılay’da yapılan saldırıyı aklıma getirdi. O zaman, saldırı olduğu zaman dönemin Sayın Bakanı da bana aynı lafı söylemişti: “Ne işin var orada, niye gittin?” Tabii, oraya giden herkes, kafasına göre, terörist muamelesi görecek insanlar.

Biraz önce sayın vekil konuşurken dedi ki: “Anayasa’nın 34’üncü maddesine göre herkesin izinsiz gösteri yapma hakkı var.” Size göre toplanan 10 kişi de terörist -ülkeyi yıkacak, Hükûmeti yıkacak- 100 kişi de aynı şekilde. Bir tanesine izin vermiyorsunuz ki, kim toplanmış, niye toplanmış?

Şimdi, Gezi olaylarıyla başlayan süreçte, insanların o zaman hiçbiri oraya bir şey çıkarmak için gitmedi. Evet, biz bulunduk, gittik, oradaki eylemlerin hepsinde bulunduk. Amacımız neydi? Amacımızı açık söyleyelim: Milletvekiliyiz ya, dokunulmazlığımız var sözüm ona, polisler biraz daha yumuşak davranır!

Değerli milletvekilleri, ülkemizde gelinen noktada –birbirimizi kandırmayalım- yaptığınız her şeyi doğru buluyorsunuz, hiçbir şeye “yanlış” demiyorsunuz.

Bakın, dün akşam burada bir olay yaşandı. Bir milletvekili bizim de tasvip etmediğimiz şeyler söylemiş olabilir, söyledi. Sayın Grup Başkan Vekili tutanakları getirdi, orada okuyor ve millet de zaten bir an önce gitmek için uğraşıyor, herkes çıkıp gitmeye çalışıyor. Sayın Canikli burada millete bağırıyor: “Durun, tutanakları okuyorum.” Niye dursunlar burada, ne yapacaklar? Amaç ne, altta ne var? Ha, CHP’liler mi size saldıracak da CHP’lileri döveceksiniz? Yapmayın, lütfen yapmayın bunu. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) – Ne alakası var ya, ne alakası var?

MUHARREM IŞIK (Devamla) – Evet, aynen öyle, aynen öyle.

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) – Kime söyledi? Sana da söylediler o zaman, sana da söylediler.

MUHARREM IŞIK (Devamla) – Bırakın, herkes gidiyor. Hayır, onun konuşmasını demiyorum ben, onun konuşmasını demiyorum ben. Bak, yüzünü asma. Konuşmasını demiyorum ama Canikli’nin oradaki şeyini, şiddette gelinen noktayı göstermek için söylüyorum.

Yaptığınız her şeyi, dediğim gibi, kendinize göre doğru görüyorsunuz. Karşıdaki insanların hiçbir şeyini olura alıp da “O da doğrudur.” demiyorsunuz. Artık gerçekten bir güç zehirlenmesine girmişsiniz.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) – Kamer Genç’in sözünün savunulacak bir tarafı var mı?

MUHARREM IŞIK (Devamla) – Ve size göre, yapılan her şey de…

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) – O sözleri kabul mu ediyorsun?

MUHARREM IŞIK (Devamla) – Benim söylediğim lafı iyi dinle. Bak, söylediğim lafı anlamadın.

Sayın Canikli, millet gidiyor, milleti niye burada tutuyorsun? Tamam, okuyacaksın, okumana bir şey demiyorum. Biz onu söylüyoruz.

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) – Canikli söylemedi bir kere, Canikli söylemedi, ben de söylemedim.

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Dinle kardeşim, dinle ya!

MUHARREM IŞIK (Devamla) – Aynen. Bir dinleyin ya, bir dinleyin. Bak, süremi yiyorsun, bir dinle.

Amaç ne burada, ben onu söylüyorum. Şiddet konusunda, ne yazık ki özellikle Sayın Başbakan…

Bakın, polisleri koruyorsunuz değil mi? Güzel. Polislere kimse bir şey demesin; güzel. Biz şöyle diyoruz: Bu Türkiye Cumhuriyeti’nin polisleri eğer gerçekten vatandaşın polisiyse, vatandaşın can güvenliğini koruyorsa, herkese eşit davranıyorsa onların hepsi bizim başımızın üstüne. Ben hekimlik yaptım, Erzincan’da polislere benden iyi davranan bir insan yoktu, hiçbir zaman için ayrım yapmadık polisler üzerinde. Peki, ne oldu? Çok sevdiğiniz polisleri on iki yıl sonra, niye 17 Aralıktan sonra hallaç pamuğu gibi attınız? Onlar da Türk polisi değil miydi? Ha, size dokundu. Aynı şey burada, hiç değişen bir şey yok.

Polis bana şiddet uyguladı, 16 polis bana saldırdı. Tekrar edeyim: O zamanın İçişleri Bakanı “Ne işin var orada?” diye bana güldü. O, polislerle ilgili değil. Ve sonuçta mahkeme, kararı vermiş, polisin şeyinde hiçbir şey yapılmamış gibi bir karar verilmiş. Polisler orada beni tanımıyormuş, saldırmamışlar.

Bir müsteşarınız Soma’da tekme attı.

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) – Müşavir, müşavir.

MUHARREM IŞIK (Devamla) – Müşavir mi?

Tekme attı, o müşavire yedi gün rapor verildi. Aynı Adli Tıp, o doktorlar benim yaralanmamda -dizimde kanama var, omzumda yaralanma var- basit yaralanma diye geçiştiriyor, “İş güç kaybı olmamıştır.” diye karar veriyor. Bunları gördükten sonra nasıl durursunuz şimdi?

Şimdi, milletvekiline, sizden bir milletvekiline… Hatırlarsınız Hatay’da olanı. Ne oldu? Polis milletvekilinin oğluna bir hata yaptı, milletvekili gitti, orada polisleri sıraya dizdiler. Onlar da Türk polisi değil miydi? Şimdi, milletvekiline yapılan şiddet, tamam, sizin umurunuzda olmayabilir ama bu vatandaşa nasıl yapar? Gördük işte, Gezi olaylarında onca ölen insan, göz göre göre vurulan insanlar… Bunlar hâlen geziyorlar. Bir tanesi toplum baskısı olduğu için geçen hafta tutuklandı. Ali İsmail Korkmaz’ı öldürenler hâlen geziyor, görüntülerde apaçık var, her şey göründüğü hâlde hâlen geziyor. Hadi, milletvekillerini, tamam, önemsemeyin -ha, size gelince, tabii, önemsersiniz ama- milletvekillerini önemsemeyin, vatandaşı da mı önemsemiyorsunuz? Bugün vatandaşın başına gelenleri görüyorsunuz ama dediğim gibi, kendinize gelince aynı şekilde buna devam ediyorsunuz.

Değerli milletvekilleri, bakın, bu çok tehlikeli bir gidişat. Polisin bu şekilde kendini devletin tek koruyucusu, tek savunucusu görmesi çok tehlikeli.

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) – Devletin değil iktidarın, iktidarın.

MUHARREM IŞIK (Devamla) - Bunun sonu çok tehlikeli olur. Vatandaşı koruması lazım, vatandaşın polisi olması lazım. Eğer “Ben devletin polisiyim, devleti korumak bana düşer…” diye; her ortaya çıkan insana, 10 kişi, 20 kişi, 100 kişi toplandığı zaman “Bu, Hükûmeti yıkmak için hareket ediyor.” diye o zihniyetle hareket ederse gerçekten, bu, çok tehlikeli sonuçlara gider, karşısında şiddet kullandığı toplum tekrar birleşir. Ondan sonra da kötü sonuçlar çıktığı zaman, bu sefer çıkıp biraz önce söylediğiniz gibi “Terörist sıkmış, sıkmayalım mı?” “Milletvekili şunu yaptı…” Ya, milletvekiline davranışını görmüyor musunuz?

1 Mayıs törenlerinde İstanbul’da gözümle, canlı canlı gördüm. Hiçbir şey yok, herkes şurada toplanmış, herkes bekliyor. Polis bilinçli olarak anons ediyor, Cumhuriyet Halk Partisini işaret ediyor. Cumhuriyet Halk Partili milletvekilleri orada, hiç taşkınlık yok “Arkadaşlar, taş atmayın…” Taş atan da yok. Biraz sonra gazlıyorlar.

Gezi yıl dönümündeki olaylarda her tarafı polis kesmiş, Taksim’e girmek mümkün değil, hiçbir yerden giremiyorsun. Bir bakıyoruz, 100 metre ileride “Sayın milletvekilleri, kenara çekilin, gruplar geliyor.” Nereden girdi bu gruplar içeriye, nereden geldiler? Ha, diyecekseniz “Paralelin polisleri.” E, o zaman, paralelin polislerini almıştınız zaten, onlar da kalmamıştı. Yapılan her şey bilinçli yapılıyor. Yani, Sayın  Başbakanın çıkıp da ikide bir “Destan yazdılar…” Ne zaman demişti? Paralel polislerin olduğu zaman demişti “Destan yazdılar.” diye. “Polisler nasıl sabrediyor?” demişti. E, bunları söylerken bunları niye görmüyorsunuz sayın milletvekilleri? Biraz bunları görmeniz lazım. Bu vatanı hepimiz seviyoruz, hiçbiriniz vatanı bizden fazla sevmiyorsunuz, herkes de vatanını seviyor. Ama, sizin gidişatınız artık, tek zihniyet oluyor. Bundan sonra yaptığınız şey… “Bizden başkası olmayacak.” zihniyetine götürüyorsunuz.

Bugün Cumhurbaşkanlığı seçimleri için çalışmalar yapıyorlar. Dün Hatay’daki konuşmaları hiçbir şeye yakışır mı ya? Cumhurbaşkanı olacaksın sen. Resmen hedef gösteriyor.

Biraz önce, sayın milletvekili çıkıp “Cumhuriyet Halk Partisi ve içindeki illegal örgütler.” diyor, sonra “Demedim.” diyor. Ya, bir kere, o “illegal örgüt” dedikleriniz, o grupların birçoğu Cumhuriyet Halk Partisine... Bak, şimdi, herkes biliyor olabilir, herkes de CHP’yi sevebilir ama kalkıp da bunu  bu şekilde lanse edip kendinize oradan bir pay çıkarmaya çalışmak kadar yanlış bir şey olabilir mi? Zaten,  hep mazlumu oynadınız, oynamaya da devam ediyorsunuz, “Buradan da bir rant çıkaralım.” diyorsunuz, “Buradan da bir şey kazanalım.” diyorsunuz. Ya, mazlum değilsiniz ki siz, mağdur olmuşsunuz artık. Polise emir veriyorsunuz “Vurun.” Polis, milletvekilini karşısında gördüğü zaman inanın ki düşmanını görmüş gibi hareket ediyor, milletvekili gidip güzelce bir şey anlatmaya çalışıyor. Biz, Ali Rıza Öztürk Milletvekiliyle birlikte Kızılay’daki olayda polise gidip “Arkadaşlar, yapmayın, bakın, buraya toplanan insanların, hiç kimsenin bir amacı yok, taşkınlık yapmıyorlar, burada toplantısını yapıp, eylemini yapıp dağılacaklar büyük ihtimalle.” dedik. Hiçbir şey yok, dönüyoruz arkamızı saldırıyorlar, dönüyoruz arkamızı saldırıyorlar. Sebep ne, niye saldırıyorsunuz? Bir yerlerden emir geldi.  Ama, şu var, bu neyi gösteriyor biliyor musunuz? Bu, sizin gidişatınızın kötü olduğunu gösteriyor. Çünkü, bir ülkede eğer demokrasi kalmamışsa, eğer demokrasi bitmişse onu yöneten insanlar, her zaman için karşısında muhalif olan insanlardan korkarlar. Korktukları için de karşısında muhalif olan insanları dağıtmak için polis şiddeti kullanılırlar. Ama, ne olur? İşte, 17 Aralıkta olduğu gibi olur, 25 Aralıkta olduğu gibi olur. Ne kadar kendi karşınıza bir hedef koyarsanız… Çünkü zayıfsınız, ne derseniz deyin yani örgütlerin içinde o kadar da güçlü değilsiniz. İnsanlar da artık bazı şeyleri görüyor, polisler de artık bazı şeyleri anlamaya başladı.

E, dün yaşanan olay, orada milletvekilleri resmen darp ediliyor, vali telefona çıkmıyor. Vali orada emir veriyor. Engellemesi gerekirken, vali telefona çıkıp da ne yapılması gerektiğini söylemiyor. E, böyle nereye gideceğiz biz? Bunun sonu şiddet tabii, başka bir şey değil ki. Ama şiddetten beslenmeyle bir yere gidemezsiniz, sonu da bunun kötü patlama olur. Ondan dolayı, burada yapmamız gereken: Artık, aklı kullanmamız lazım, ortak aklı kullanmamız lazım.

Ha, bizim söylediğimiz şeylerin çok mu önemi var? Hiç önemi yok, hiç birini takmıyorsunuz, onu biliyoruz. Kendi kafanızda, daha doğrusu size verilen talimatlar doğrultusunda -zaten bunları yapmamak için- gidiyorsunuz. Ama inanın ki birkaç sene sonra bu dönüp size gelecek. Bakın, döner gelir bu. Nasıl ki daha önceki olanlar geldi ayağınıza dolandı, nasıl ki yargıda ayağınıza dolandılar, nasıl ki -size göre- polisler de dolandılar; bu da aynı şekilde gelip dolanacak, bu çıkardığınız yasalar da yarın sizi gelip bulacak.

ENGİN ALTAY (Sinop) – Hakan Fidan da dolanacak.

MUHERREM IŞIK (Devamla) – Hakan Fidan da dolanacak.

Şimdi, TİB’i kaldırıyorsunuz. Niye kaldırıyorsunuz? Kendi devletini yaratacak, militarist bir hükûmet kuracaksınız, militarist bir devlet yapacaksınız. Bu gelip geçecek, bu ülkede ne hükûmetler geldi geçti, siz de gideceksiniz ama sonuçta pişman…

Ama şunu söyleyeyim: Yarın milletvekilliği bitecek, milletvekilliği bittikten sonra şöyle aynanın karşısına geçtiğiniz zaman gerçekten şunu söyleyin: “Biz bu toplumun 76 milyonuna sözde değil özde, gerçekten eşit davrandık, onları kucakladık.”

Hepinizi saygılarımla selamlıyorum. (CHP ve HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Halkların Demokratik Partisi grup önerisi aleyhinde söz isteyen Recep Özel, Isparta milletvekili. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

RECEP ÖZEL (Isparta) – Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Halkların Demokratik Partisinin vermiş olduğu grup önerisinin aleyhinde söz almış bulunmaktayım.

Biraz önce konuşan Muharrem Bey’in en son cümlesinden söze başlamak istiyorum. Evet, biz 76 milyonun, 77 milyonun her birine eşit bir şekilde davrandık, bu konuda hiç kimsenin şüphesi olmasın.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Atma Recep din kardeşiyiz.

BÜLENT BELEN (Tekirdağ) - Buna inanıyor musun Recep Bey?

RECEP ÖZEL (Devamla) – Şimdi, her türlü şiddete hep birlikte karşı olmamız gerekiyor.

ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) – Atma Recep din kardeşiyiz.

RECEP ÖZEL (Devamla) – Kime uygulanıyorsa, şiddet kimden geliyorsa hep birlikte bunun karşısında olmamız gerekiyor. Milletvekiline uygulanan şiddeti de şiddetle protesto ediyoruz.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Lafla değil, icraatla olur icraatla.

RECEP ÖZEL (Devamla) – Ama, milletvekillerimizin de kendi görev alanları içerisinde topluma örnek olması gerekirken, şiddetin önünde durması gerekirken bir takım eylemlerin önünde gidip, TOMA’ların önüne yatıp, polisin karşısında durup orada bulunan göstericilere de bir destek vermemeleri gerekiyor. Her şeyi konuşabiliriz, konuşa konuşa burada anlaşabiliriz, bir problemimiz varsa konuşarak çözebiliriz ama şiddeti çözümün bir vesilesi, şiddeti çözümün bir aracı olarak kullananlar karşısında da milletvekili olarak hep birlikte durmamız gerekiyor.

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) – Ne şiddeti ya? Ne silah var ne saldırı var! Ne şiddeti?

RECEP ÖZEL (Devamla) - Polisin uygulamış olduğu yanlış uygulamalar olmuş olabilir ama sadece polisi hedef tahtasına oturtup da polise taş atan…

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) – 3  kişinin bir araya gelmesi şiddet midir?

RECEP ÖZEL (Devamla) - …polise molotof atan, polise şiddet uygulayanlara da hep birlikte aynı oranda karşı çıkabiliyor muyuz? Sorun burada, problem burada.

Biraz önce burada konuşan Ertuğrul Kürkcü Milletvekili “Doğuda, güneyde her yer karıştı, orada sadece Kürtler sizin dostunuz.” diye… Arkadaşlar, bizim Kürt’le bir problemimiz yok, Arap’la bir problemimiz yok, Musevi’yle bir problemimiz yok. Bizim o coğrafyada haksız uygulamalar yapan devlet yönetimleriyle, yanlış uygulamalarla problemlerimiz var, hiçbir halkla problemimiz yok. Bütün insanlığı insan olduğu için seviyoruz, her birine de hizmet etmek istiyoruz. Bütün coğrafyanın, dünyanın dört bir köşesindeki mazlum milletlerin sesi, kulağı olmaya çalışıyoruz.

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) – Ya, önce kendi ülkene bir hizmet et de ondan sonra… Kendi ülkene hizmet et.

RECEP ÖZEL (Devamla) - Şimdi, olay olalı iki yıl olmuş. 2012 yılındaki bir olayı…

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Dün de oldu, aynı oldu, dün de aynı şey oldu.

RECEP ÖZEL (Devamla) – …bugün, en son şu Urfa’daki olaylarla –Suruç’ta- birleştirerek burada gündeme getirdiniz. Tabii ki biraz önce söylediğim gibi, dün burada valinin telefona çıkmaması olayında, elbette bütün milletvekili arkadaşlarımızın telefonuna valinin çıkması, onlara çözüm bulması, onları muhatap alması gerekir. Eğer çıkmıyorsa o kamu görevlisinin kendini bir “check” etmesi gerekir diye düşünüyoruz.

TANJU ÖZCAN (Bolu) – Siz ne yaparsınız?

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Bugün de basını aramış. “Niçin bunları haber yaptınız?” diye basını tehdit etmiş o vali.

RECEP ÖZEL (Devamla) - Şimdi, geldi Muharrem kardeşimiz burada “halkın polisi” dedi. Arkadaşlar, halkın polisi olmaz ya, devletin polisi olur. Halkın polisi olursa yani, devletine hizmet eden, milletine hizmet eden halkın polisi...

ENGİN ALTAY (Sinop) – Devlet kimin, devlet?

RECEP ÖZEL (Devamla) – Devletin polisi olur, halkın polisi olmaz, bunu bir kere… Devletin polisi, halkın polisi olan… Halkına, devletine hizmet eden polis olur. Biri devletin polisi, biri halkın polisi diye böyle bir ayrım da olmaz. Bunları lütfen…

ENGİN ALTAY (Sinop) – Hizmet bekleyen devlet değil, hizmet bekleyen halktır, bu literatürü bilmiyorsun. Devlet hizmet bekler mi? Halk hizmet bekler.

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Polis devleti olmaz.

RECEP ÖZEL (Devamla) – Polis devleti olmaz, kabul; polis devleti de olmaz, kabul ama devletin polisidir, halkın polisi değildir.

Grup önerisinin iyi niyetlerle, bugünkü gündemi değiştirmek niyetiyle de verildiğini düşünüyoruz.

Kamuoyunun kaç günden beri beklemiş olduğu torba kanunu bugün görüşelim. Bayramdan önce çıkartabiliyorsak çıkartalım, eğer çıkartamıyorsak da bayramın hemen akabinde gelip burada çalışarak bunu, bir an önce milletin gerçek beklentilerine cevap verecek ölçüde neticelendirelim diyoruz.

HASAN ÖREN (Manisa) – Ne kadar isterseniz o kadar çalışalım.

RECEP ÖZEL (Devamla) – Grup önerisinin aleyhinde olduğumu bildiriyor ve hepinize saygılar sunuyorum efendim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Buyurun.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Sayın Başkan, milletvekillerinin şiddeti teşvik eden eylemlerde önde yürüdüklerini ve teşvik ettiğini söyledi. Ona bir cevap vermek istiyorum.

BAŞKAN – Anladım da sizin partinizle, şahsınızla ilgili bir şey söyledi mi?

RECEP ÖZEL (Isparta) – Söylemedim efendim.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Partimizi suçladı.

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) – Genel konuştu.

BAŞKAN – Genel anlamda… Partiyle ilgili bir…

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Hayır, partimizi suçladı. Ben açıklama yapmak istiyorum.

BAŞKAN – Hayır, partinizle ilgili söyledi mi diyorum.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Tabii, partimize sataştı.

BAŞKAN – Cümle kullandı mı?

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Tabii, evet.

RECEP ÖZEL (Isparta) – Hiç kullanmadım efendim.

BAŞKAN – Tutanakları getirteyim, sizin partinizin ismini kullandıysa vereceğim Sayın Baluken, hayhay.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Tamam.

ENGİN ALTAY (Sinop) – Açıkça itham etti.

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Karar yeter sayısı Sayın Başkan…

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunacağım, karar yeter sayısı arayacağım.

Kabul edenler... Kabul etmeyenler...

Elektronik cihazla oylama yapacağız.

Bir dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, karar yeter sayısı yoktur.

Birleşime beş dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 15.33

ÜÇÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 15.41

BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER: Muharrem IŞIK (Erzincan), Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır)

-----0-----

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 122’nci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.

Halkların Demokratik Partisi grup önerisinin oylamasında  karar yeter sayısı bulunamamıştı. Şimdi öneriyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.

Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Karar yeter sayısı vardır, öneri kabul edilmemiştir.

Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.

2.- MHP Grubunun, MHP Grup Başkan Vekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ve Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu tarafından, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki kıta sahanlığı alanlarıyla çakıştığı bölgelerinde İsrail’e bağlı firmaların izinsiz petrol, doğal gaz faaliyetlerinde bulunmaları, bu faaliyetlerin Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne etkileri ile Türkiye’nin İsrail yaklaşımını tartışmak amacıyla 21/7/2014 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan genel görüşme önergesinin (8/13), Genel Kurulun 21 Temmuz 2014 Pazartesi günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve  ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

21/07/2014

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Danışma Kurulunun 21/07/2014 Pazartesi günü (bugün) yaptığı toplantısında siyasi parti grupları arasında oy birliği sağlanamadığından grubumuzun aşağıdaki önerisini İç Tüzük'ün 19'uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını arz ederim.

Saygılarımla.

Yusuf Halaçoğlu

                                                                                                               Kayseri

                                                                                               MHP Grup Başkan Vekili

Öneri:

21 Temmuz 2014 tarih, 8053 sayıyla TBMM Başkanlığına İzmir Milletvekili ve MHP Grup Başkan Vekili Oktay Vural ile Kayseri Milletvekili ve MHP Grup Başkan Vekili Yusuf Halaçoğlu'nun verdiği "Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki kıta sahanlığı alanlarıyla çakıştığı bölgelerinde İsrail'e bağlı firmaların izinsiz petrol, doğal gaz faaliyetlerinde bulunmaları, bu faaliyetlerin Türkiye ve Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne etkileri ile Türkiye'nin İsrail yaklaşımını tartışmak amacıyla verdiğimiz genel görüşme önergemizin 21/7/2014 Pazartesi günü (bugün) Genel Kurulda okunarak görüşmelerinin bugünkü birleşiminde yapılması önerilmiştir.

BAŞKAN – Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisi lehinde söz isteyen Adnan Şefik Çirkin, Hatay Milletvekili.

Buyurun Sayın Çirkin. (MHP sıralarından alkışlar)

ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN (Hatay) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygı, sevgi, hürmetle selamlıyorum.

Sayın milletvekilleri, öncelikle, biz de -bu Meclisin tamamının duyguları olan- İsrail’in yaptığı acımasız vahşeti ve oradaki Müslüman kardeşlerimize yaptığı kıyımı sizler gibi, sizlerin içindeki duygular gibi bir defa daha ifade ediyor ve İsrail’i bir an evvel bu kıyımdan, bu zulümden vazgeçmeye davet ediyoruz.

Bununla beraber, içinde yaşadığımız günlerde, bugünlerin hassasiyetiyle, Gazze’deki kardeşlerimizin içinde yaşadığı sıkıntılara binaen söylenilen lafların, verilen demeçlerin, aynı zamanda, Türkiye Cumhuriyeti içerisinde yaşayan Musevi kökenli vatandaşlarımızın da düşünülerek verilmesi ve onların da -vatandaşlarımız olması münasebetiyle- hukuklarının, durumlarının zedelenmemesi noktasında da hassas davranılmasının faydalı olduğu kanaatini de belirtiyorum.

Sayın milletvekilleri, dış politika çok farklı bir şeydir. Hükûmetler -örneğin, Türkiye’de bugün Adalet ve Kalkınma Partisi Hükûmeti- yurt içindeki problemlerde, meselelerde, uygulamalarında zaman zaman devleti, zaman zaman da her hükûmet gibi destek aldığı siyasi partiyi temsil eder, bu normaldir çünkü toplumun huzuruna çıkmış, ondan kendi söylevleriyle destek almış ve bu şekilde de iktidara gelmiş bir siyasi partinin hükûmetidir. Dolayısıyla, onun icraatlarından o siyasi parti de yarın sorumlu olacağından zaman zaman da kendi siyasi partisini temsil eder. Ancak bilinen bir realite vardır ki hangi hükûmet olursa olsun, yurt dışında, Türkiye Cumhuriyeti topraklarının dışarısında sadece Türkiye Cumhuriyeti devletini temsil eder.

Şimdi, içinde yaşadığımız hassas günlerde İsrail’in bu acımasız vahşetine karşı iktidar partisinin tutumuyla ilgili ve İsrail’in geçmişte yaptıklarına karşı davranış ve tutumlarıyla ilgili bir kısım değerlendirmelerde bulunarak bugünkü yapılan bu faaliyetlerin ve İsrail’e yapılan çıkışların meseleyi halletmekten çok uzak olduğunu ifade etmeye çalışacağız.

Sayın milletvekilleri, hepinizin bildiği gibi, Güney Kıbrıs Rum yönetimi, bizim de kıta sahanlığımızda veyahut hak iddia ettiğimiz, henüz muvazaalı alanlar olan petrol ve gaz sahalarında arama faaliyetlerine başlamıştır. Buralarda bir kısım petroller, gazlar çıkmış ve aynı zamanda da Hükûmetimiz, aynı gün, aynı saatte yüksek volümlü, yüksek perdeden açıklamalarda bulunmuştur. Güya oraya sismik araştırma gemisi gönderilmiş ve Türkiye'nin hakları korunmaya çalışılmıştır.

Şimdi, öncelikle şunu ifade etmek lazım: Kuzey Kıbrıs’taki tüm petrol ve gaz aramalarının arkasında İsrail vardır. Öyle ki İsrail, bugün 5 bin konutluk bir alanda Güney Kıbrıs’ta yerleşmiş -bunu ileride 20 bin konuta çıkaracağı ifade edilmektedir- ve oradaki ekonomik haklarını gözetmek üzere orada bir çalışma yapmaktadır. Çok gariptir, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti toprakları sınırları içerisinde bir de liman kurmuştur. Bu da çok gariptir, Karpaz bölgesine yakın bir tarafta İsrail bir de liman kurmuştur. Şimdi, İsrail’in ekonomik çıkarlarını gözeten faaliyetlerini hangi argümanlarla -silahla, topla, tankla, tüfekle de- desteklediği ortada olan bir gerçekken biz Sayın Dışişleri Bakanına bunu sorduk, mealen… “Türkiye’nin hak sahibi olduğu yerlerde, ekonomik alanlarında bulunan bir kısım petrol aramaları İsrail destekli yapılıyor, bu konuda ne yaptınız?” dedik. Bu soruyu sorduktan sonra beş ay cevap alamadım, beş ay sonra tekraren sorduğumuzda, Dışişleri Bakanlığımızın bize verdiği cevapta, bir kere, zımnen, aynı sahalarda Güney Kıbrıs Rum yönetimiyle beraber İsrail destekli petrol ve gaz çıkarma çalışmalarının yapıldığı bu belgeyle teyit edildi. Peki, biz de soruyoruz: Hükûmet ne yaptı, Dışişleri Bakanlığı ne yaptı? Bol bol demeç, bol bol kınama, başka bir şey yok, bir tek nota dahi yok.

Sayın milletvekilleri, şimdi yüksek perdeden “Ey, Netanyahu...”, “Ey İsrail...” açıklamalarının İsrail nezdinde hiçbir değerinin olmadığı ortada. Bu aradan geçen süre içerisinde ne yaptırımı yapmışız? 2013’te cevaplanmış, ticaretimiz artmış. Ticaret artmışsa yaptırım nedir? Bir sürü gizli anlaşmalar yapılmış, bu burada belgelerle açıklanıyor. Açık anlaşmayı anladık, gizli anlaşma nedir? Demek ki her iki ülkenin menfaatine yönelik burada anlaşmalar yapılmış yani bunlar boş. Güzel, şaşaalı, yüksek perdeden atılan nutuklar, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine de malzeme edilmek suretiyle, bu millet nezdinde bir değer bulmayacaktır.

Bir başka açıdan baktığımızda, buradaki petrol sahaları aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti devletinin millî çıkarlarıdır. Petrol sahası, İsrail’in de millî çıkarı kabul edileceğine göre, İsrail yarın askeriyle burayı ekonomik çıkar sahası olarak kabul edip, korumaya kalkıp da burnumuzun dibinde İsrail’i komşu olarak bulduğumuzda, o zaman Türkiye Cumhuriyeti devleti ne yapacaktır ve bu aradan geçen süre içerisinde Türkiye Cumhuriyeti devleti ne yapmıştır?

Sayın milletvekilleri, Hükûmet buna cevap vermek zorundadır. Gazze’deki zulmü bir kenara bırakamayız elbette ama Gazze’deki zulmü sözde kınayıp İsrail’in tüm bu yaptıklarına sesini çıkarmamak tam manasıyla ikircikli ve bugün Gazze için dökülen gözyaşlarının sahteliğini ortaya çıkaracak bir belgedir.

Hükûmetin Gazze konusunda yaptığı faaliyetler bir gözyaşı muhalefetinden başka bir şey değildir, bol nutuktur, içinde hiçbir yaptırım yoktur. Mesela, İsrail’i kınıyoruz, İsrail hakkında birçok demeç veriyoruz, İsrail’e bunun bedelini ödeteceğimizi söylüyoruz.

Peki, Suriye’de kullanılan meşhur kimyasal silah meselesi -tüm dünyayla beraber herkes biliyor ki- Suriye’nin elindeki kimyasal silahın elinden alınıp İsrail’in Orta Doğu’daki güvenliğini sağlama almak adına yapılan bir operasyondu. Bugün Amerikan kuruluşları dahi bu kimyasal silahı muhalefetin kullandığını ifade ediyor. Türkiye Cumhuriyeti devleti ve Hükûmeti ne yapmıştır? Suriye’nin kimyasal silahlarının elinden alınması için, İsrail’in menfaatleri adına, bu kimyasal silahın Suriye tarafından kullanıldığını İsrail’le beraber, müştereken ifade etmiştir. Böyle bir dış politika olmaz ve dış politika iç politikaya sahte beyanlarla malzeme edilmez. İsrail’e karşı bir yaptırım gücü varsa Türkiye'nin ki vardır, her zaman vardır ama Hükûmetin böyle bir niyeti yoktur. Niçin bu yaptırım gücü olmadığına baktığımızda, bir de bakıyoruz ki İsrail’le petrol ve gaz arayan bu şirketlerin ortağı maalesef ve maalesef meşhur Çalık şirketidir. Hükûmetin  bunlara bir açıklama getirmesi gerekmektedir. Kuzey Irak’taki petrol tankerlerle Hatay Dörtyol’a taşınıp yine Çalık tarafından bugün dış piyasaya sürülmekte ve bu da İsrail tarafından alınmaktadır. Siz İsrail jetlerinin yakıtını Mersin’den göndereceksiniz ama bu sorulduğu zaman “Kamu tarafından gönderilen bir yakıt yok.” diyeceksiniz. Kim gönderiyor bunu? Özel şirketler. Bu bir bahane değil, olamaz. İşinize gelmediğinde Türkiye'nin millî sermayesi kabul edilen Koç’a en ağır yaptırımları uygulayan, bir özel şirkete en ağır hakaretleri eden ve aynı zamanda ona vergiciler gönderip yüzlerce trilyonluk vergi cezası kesen Hükûmet maalesef kendi şirketlerine karşı, Mersin'deki şirketlerine karşı hiçbir yaptırım uygulamamaktadır, sadece “Biz göndermedik, bunun kamuyla alakası yok.” demektedir.

Sayın milletvekilleri, bugün İsrail, Müslüman’ı, ızdırap hâlinde, işkenceyle katletmektedir. Bugün Kerkük'teki Türkmen de katledilmektedir, bugün Suriye’deki Türkmen de katledilmektedir. Hükûmetten aynı konuda neredeyse tek kelime duyamamak Suriye ve Kerkük’teki Türkmen’in yüreğini kanatmaktadır, sahipsizliğini tescillemektedir. Bir Türkmen liderin ifadesiyle sözlerimi bitirmek istiyorum: “Burada herkesin silahı var çünkü herkesin sahibi var.” diyor Iraklı bir Türkmen lideri. “Ama Türkiye Cumhuriyeti devletinin bize kuru fasulye göndermekten başka bir şeye gücü yetmiyor.” diyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN (Devamla) - İşte dünya liderliği, işte dünya devleti, işte dünya hükûmeti.

Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisi aleyhinde söz isteyen Osman Korutürk, İstanbul Milletvekili.

Buyurun Sayın Korutürk.

OSMAN TANEY KORUTÜRK (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, önce bir konuya açıklık getirmek istiyorum: Meclisimizin usulleri ve İç Tüzük’ü dolayısıyla burada yapacağım konuşma aleyhinde olarak takdim edilmekle beraber lehinde.

Şimdi, çok önemli bir konuyu Milliyetçi Hareket Partisi bugün gündeme getirmiş bulunuyor. Bu konunun gündeme getirildiği noktada, İsrail’le Filistin arasında son derece üzücü, kaygı verici, insan haklarını en ağır şekilde zedeleyen, insancıl hukuku en ağır şekilde zedeleyen bir çatışma var. İsrail tarafından bir katliam yürütülüyor. Biz, Türkiye olarak yüksek sesle bunu kınamakla birlikte, ne yazık ki bugün elimizden hiçbir şey gelmiyor. Biz, bu son dönemde, son beş yıldır giderek artan bir şekilde etkisizleşmeye başladık. Çok yüksek sesle her şeyi eleştiriyoruz, çok ağır kınamalarda, çok ağır suçlamalarda, çok ağır vurgulamalarda bulunuyoruz ama elimizden hiçbir şey gelmiyor. Bakın, Güney Kıbrıs Rum yönetimi bugün Kıbrıs’ın tamamına ait olan doğal gaz ve petrol zenginliklerini alıyor ve kullanıyor.

2003 yılında Mısır’la bir anlaşma yaptılar. Mısır’la yapmış oldukları anlaşma, Doğu Akdeniz’de münhasır ekonomik bölge sınırlandırması anlaşmasıydı. O sıralarda Mısır’la bizim aramız çok iyiydi, Adalet ve Kalkınma Partisi de bir yıldır iktidardaydı. Mısır’la aramızın o derece iyi olmasına rağmen biz Mısır’ı bundan o tarihte caydıramadık.

2007 yılında aynı anlaşmayı Güney Kıbrıs Rum yönetimi bu defa Lübnan’la yaptı. Lübnan’la olan ilişkimiz Mısır’la olan ilişkimizden de daha yakındı. Hükûmetin Lübnan’la olan ilişkisi o kadar yakındı ki o tarihte Hükûmet kurma çabaları için  Saad Hariri, Hizbullah’la, Hizbullah’ın Başkanı Nasrallah’la sığınaklarda Hükûmet kurma müzakereleri yaparken Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu gizlice gidip o sığınaklarda Hükûmetin kurulmasına yardımcı olmaya çalışmıştı; biz de bunu eleştirmiştik, “Gizlice gidiyorsun, oralara, sığınaklara mığınaklara giriyorsun, orada kalkıp da üzerine bir İsrail roketi düşse, bir şey olsa bunun altından Orta Doğu kalkamaz. Bunları nasıl yapıyorsun?” demiştik.

O kadar yakın olmalarına rağmen, o kadar içli dışlı olmalarına rağmen 2007 yılında Lübnan ile Güney Kıbrıs Rum yönetiminin yapmış olduğu münhasır ekonomik bölge sınırlandırma anlaşmasını engelleyemediler. Kaldı ki bu anlaşmadan da çok kısa bir süre önce, iki ay önce, Türkiye geçen gün süresini uzatmış olduğumuz Lübnan’daki UNIFIL Barış Gücü’ne katkıda bulunmuştu.

Şimdi, bugün görüşmekte olduğumuz önerinin mevzusu olan İsrail ile Güney Kıbrıs arasındaki münhasır ekonomik bölge sınırlandırma anlaşmasının tarihi 2010. Çok daha önemli çünkü bu anlaşmaya göre artık petrol ve doğal gaz çıkarılmasına başlandı. Petrol çıkartılmasının ötesinde, İsrail Doğu Akdeniz’de üretilecek olan petrol ve doğal gaz depolama ve nakliye tesislerine konulmak üzere ve bunları korumak üzere 20 bin kişilik bir askerî müfreze ayırdı. Bu askerî müfreze Güney Kıbrıs’ta konuşlanacak, aileleriyle beraber, bağlılarıyla beraber, sivil personeliyle beraber 50 bin kişiye ulaşacak. Buna Yunanistan da bir yerden girdi. Şimdi öyle bir noktaya geldik ki bugün o bölgede çok ciddi bir katliam yapmakta olan, bizim hiçbir şekilde müdahil olamadığımız, bağırmaktan çağırmaktan, lanetlemekten başka bir şey yapamadığımız İsrail, Yunanistan, Güney Kıbrıs ile birlikte üçlü bir ittifak hâlinde o bölgede hem askerî birlik bulunduruyor oraları korumak için hem de petrol çıkarmaya çalışıyor, doğal gaz çıkarmaya çalışıyor, çalışmakla kalmıyor, çıkarıyor.

Ne demişti Hükûmet, Sayın Başbakan, Sayın Dışişleri Bakanı: “En ağır şekilde tepki gösteririz. Gemilerimizi, filolarımız, filotillalarımızı bu bölgeye sevk ederiz.” demişti. Sene 2010’du, 2014’ün içindeyiz. O bölgede artık aramalar sonuç verdi, petrol üretimi yapılıyor ve bu petrol üretimi falan yapılırken asıl, gene bu önergenin içerisinde çok isabetli bir şekilde yer verilmiş olan çakışmalar söz konusu arkadaşlar. “Çakışma” dediğimiz nedir? Bakın, bu konuyu biz daha önce, ben bizzat bu kürsüde söyledim. Bir kere daha burada tekrar edeyim, hem zabıtlara geçsin hem arkadaşlarımız dinlesinler çünkü bu çok önemli bir şey. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığının Doğu Akdeniz’de petrol ve doğal gaz arama çalışması yapacağını ilan ettiği bölgelerin de Akdeniz’deki Rum yönetiminin İsrail’le sözde münhasır ekonomik bölge anlaşması diye imzaladığı ekonomik bölgedeki 1, 4, 5, 6 ve 7 numaralı parsellerle kesiştiğini bilin. “Bunlar bizim kendi bölgemiz.” diyoruz, Rumlar “Bunlar bizim kendi bölgemiz.” diyorlar. İsrail’le birlikte de, biz daha henüz o bölgelerde hiçbir şey yapmazken bu bölgeleri işletiyorlar. Bu, aslında normal olarak yarın öbür gün bu bölgede bir de bu üçlü ile Türkiye arasında ciddi bir çatışma çıkmasına yol açabilecek çok önemli bir konudur.

Değerli arkadaşlar, Türkiye, hep söylüyoruz bu bölgede ağırlığı olan bir ülkeydi. Türkiye burada hiç kimseyi tehdit etmezdi ama Türkiye'nin gücünden çekinilirdi, tehdit etmesine gerek yoktu. Türkiye hiçbir zaman çıkıp “Ben bu bölgenin lideriyim, sahibiyim, hizmetkârıyım…” böyle şeyler söylemezdi. Ama herkes Türkiye'nin bu bölgenin liderlerinden biri olduğunu bilir, ona göre davranırdı. Biz kimseyi tehdit etmezdik ama bizi de kimse tehdit etmezdi ve edemezdi. Şimdi yavaş yavaş bunun değiştiğini görüyoruz. Şimdi biz kimi tehdit etsek artık gülüp geçiyor insanlar. Türkiye'nin büyüklüğü imajı, bizim hepimizin çok övündüğümüz, iftihar ettiğimiz, bugüne kadar inanarak geldiğimiz bu görüntü, bu imaj yavaş yavaş değişiyor.

Bakın, Güney Kıbrıs Rum Yönetiminden bahsediyoruz, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi yarım bir devlet. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi hak iddia ettiği toprakların yarısında ne hukuken ne fiilen hakkı olmayan bir devlet. O devletin Dışişleri Bakanı İsrail’le birlikte bu petrol ve doğal gaz çıkarmalarına başladığı sırada “Türkiye, bu konuda tepki gösterecek, seni tehdit ediyor.” diyorlar. “Bırakın, Türkiye konuşur, bağırır çağırır ama bunun arkası gelmez, hiçbir şey yapamaz.” diyor. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi gibi yarım bir devletin dahi Dışişleri Bakanı Türkiye hakkında artık böyle düşünmeye başladı.

“Gazze” diyoruz, “Gazze’deki duruma yardım edelim.” diyoruz, Gazze’deki duruma yardım etmek bağırmakla çağırmakla olmuyor arkadaşlar. Bir şekilde girmek lazım bu konuların içerisine, barışı oluşturmak için girmek lazım, kalıcı bir ateşkesi sağlayabilmek için girmek lazım. Bizim girmemizi bırakın, bu konuda yapılan görüşmelere, konuşmalara, toplantılara Türkiye artık davet edilmez oldu. Bu toplantıları düzenleyen Mısır, Türkiye’yi itham eder oldu. “Bizim yapacağımız ateşkesi, Hamas’ı kışkırtmak suretiyle Türkiye engelliyor.” diyorlar.

Şimdi, bu,  Türkiye’ye yakışır, Türkiye’nin layık olduğu bir durum mudur? Bu dış politikayı ne zaman düzelteceğiz arkadaşlar, nasıl düzelteceğiz, kim düzeltecek? Dışişleri Bakanı hâlâ beyanat veriyor: “Amacımız şudur, şunu yapmaya çalışıyoruz.” falan… Nerede çalışıyor, kimle çalışıyor; telefonla çalışmak oluyor mu, var mı böyle bir şey? Telefonla yapılan çalışmadan bir netice gelmesini bekleme ihtimali var mı? Ben böyle bir şey görmedim bu yaşıma geldim, bu kadar sene Dışişlerinde çalıştım; telefon diplomasisi, gözyaşı diplomasisi, acayip acayip birtakım yeni yöntemler duyuyoruz, işitiyoruz. Ama, görüyoruz, bu yöntemlerden de bir şey çıkmıyor.

Onun için, Cumhuriyet Halk Partisi olarak usulen aleyhine söz almış olduğum bu önergenin bugün hiç olmazsa gündeme alınmasını, burada hep birlikte konuşmamızı tavsiye ediyorum.

Bakın, geçen gün Dışişleri Komisyonunda Gazze’deki durumla ilgili olarak bir ortak bildiri çıkardık. Bu ortak bildiriyi çıkarırken hepimiz bu ortak bildiriye katkıda bulunduk. Bazı konuda ben “Şöyle bir düzeltme yapılsın.” dedim, benim yapmış olduğum düzeltmeyi Komisyon Başkanı daha başka türlü formüle etti; Adalet ve Kalkınma Partisinden, Milliyetçi Hareket Partisinden arkadaşlar katıldı. Bütün bunların bir arada yapılması çok güzel bir şey, böyle olması lazım, Genel Kurulun da böyle çalışması lazım. Bizler, başka milletlerin insanları değiliz, aynı milletlerin insanıyız; ihtisas sahibi, bilgi sahibi, bu konularda tecrübe sahibi insanlarız, hep birlikte çalışmamız lazım diyorum.

Bir kere daha bunu düşünmeniz talebiyle hepinize saygılar sunuyorum. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisi lehinde söz isteyen Nazmi Gür, Van Milletvekili.

Buyurun Sayın Gür. (HDP sıralarından alkışlar)

NAZMİ GÜR (Van) – Teşekkürler.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; Filistin kan ağlıyor. Filistin’de bir yanımız, kalbimiz, beynimiz şiddet altında, bombalar altında ve biz, maalesef, ülke olarak burada yeterince büyük bir tepkiyi hem halk olarak hem de devlet olarak göstermiş değiliz. Tabii, bunun, niye göstermediğimizin birçok nedeni var. Konuşmamda bunları tek tek sizlerle paylaşacağız.

Değerli arkadaşlar, İsrail devletinin Filistin’e yönelik saldırısı, özellikle Gazze bölgesindeki saldırısında sivil ölümler hızla artıyor. İsrail’in sınır tanımayan şiddeti maalesef her gün yüzlerce cana mal oluyor. Bir taraftan Filistin halkıyla dayanışmamızı yükseltirken, bir taraftan Filistin’de barışın tesisi, Filistin sorununun kökten çözümü için uğraşırken öbür yandan katliamlara seyirci olmak, katliamlara tanıklık etmek elbette ki hepimizin yüreğini kanatıyor.

İsrail devleti bundan tam beş yıl önce de yine Gazze’ye bir kara harekâtı düzenlemişti, sınırsız kara harekâtı ve hava harekâtlarıyla Gazze halkını özellikle yoksulluğa, açlığa, sefalete terk etmişti. Şimdi de İsrail yaptığı bütün açıklamalarla, Filistin’in, özellikle Gazze bölgesinin bütün altyapısını çökertmek, Filistin’i, Gazze bölgesini yaşanmaz bir hâle getirmek için elinden geleni yapıyor ve fakat başta İslam dünyası olmak üzere İsrail’i durduracak ve dur diyecek hiçbir güç yok maalesef, buna Türkiye de dâhil.

Değerli arkadaşlar, elbette ki özgürlük ve bağımsızlık her halkın hakkıdır. Filistin halkının da kendi kaderini tayin etmek hakkı onun en kutsal haklarından birisidir. Filistin halkının özgür yaşaması, Filistin halkının kendi topraklarında, kendi sınırları içerisinde özgürce yaşaması elbette ki bizim de desteklediğimiz ve bizim de baştan itibaren yanında olduğumuz, dayanışma içinde olduğumuz bir tutum, bir durumdur.

Değerli arkadaşlar, her saldırıda binlerce Filistinli yaşamını yitiriyor, her saldırıda binlerce insan yaralanıyor ve her saldırı sonrası Filistin neredeyse taş devrine dönüyor ama maalesef bu konuda sesini çıkaran, bu konuda sesini yükselten yok. “Arap dünyası” denilen devletler topluluğu maalesef Filistinlilere, kardeşlerine sahip çıkmıyor, darmadağın bir durumda ve onların Filistin’e yardımı mümkün görünmüyor. Öte yandan, İslam ülkeleri liderliğine soyunan ve nihayetinde de bölgede kendi alanında güç olma iddiasında bulunan Türkiye'nin de Filistin sorununa müdahale etmesi, sesini yükseltmesi mümkün görünmüyor; biraz sonra, belgelerle, niye mümkün olmadığını açıklayacağız.

Birincisi şu değerli arkadaşlar: Hükûmet “İsrail’le ilgili bütün ilişkileri sıfırladık -özellikle Sayın Başbakan bunu söylüyor- her şeyi kopardık.” noktasında konuşurken gerçeğin böyle olmadığını biraz sonra belgelerle sizlerle paylaşacağız.

Değerli arkadaşlar, Sayın Erdoğan’ın, Sayın Başbakanın birkaç Filistin sorunuyla, Arap sorunuyla ilgili birkaç anekdodunu sizlerle paylaşmak istiyorum. Şöyle diyor Sayın Başbakan: “İslam dünyası İsrail’e karşı tavrını ortaya net koyamadığı sürece bu sıkıntılar daha da çok sürecektir.” Ne diyor başka? “Türkiye olarak bizim, İsrail’e karşı tavrımız nettir. Biz, İsrail’le olan ilişkileri âdeta sıfırlamış noktadayız.” Bunu yine Sayın Başbakan söylüyor. “İsrail bir defa, dünyada barışı tehdit eden bir ülkedir. Hiçbir zaman barış yanlısı olmamıştır.” diyor Sayın Başbakan. Yine “Türkiye olarak biz bir defa, şahsen ben bu görevde bulunduğum sürece hiçbir zaman İsrail’le olumlu bir şeyi düşünmem." diyor Sayın Başbakan; oysa son on iki yıldır Başbakan olan kendisi ve biraz sonra rakamlarla açıklayacağım ilişkileri de geliştiren yine bu Hükûmet. Yine değerli arkadaşlar, Başbakan şöyle sesleniyor: “Ben ve sorumluluğum altındaki yönetim bu görevde olduğumuz sürece asla bu işe olumlu bakmayız.” Hangi işe olumlu bakmazlar? İsrail’le ilişkileri iyileştirme ya da İsrail’in Filistin üzerindeki zulmünü azaltma konusunda girişimde bulunma. Her iki şekilde de okuyabilirsiniz. Peki, gerçek durum nedir, reel durum nedir? Onu şimdi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Başbakan “İlişkileri sıfırladık, İsrail’le asla olumlu bir şey düşünmem.” derken, İslam dünyasına tavır koyma çağrısı yaparken aslında AKP Hükûmeti ile İsrail ilişkilerinde hiçbir sıfırlama olmamıştır değerli arkadaşlar, ekonomik, ticari ve savunma alanında iş birliği anlaşmaları olduğu gibi yürürlüktedir ve bunların gereği yapılıyor. Savunma sanayisi alanında 2 milyar dolarlık iş birliği anlaşması mevcut değerli arkadaşlar. Bunu biz söylemiyoruz; bunu, Sayın Altan Tan’ın ilgili bakana sorduğu bir soru önergesine verdiği cevapta kendisi söylüyor; İsrail’le güvenlik iş birliği antlaşması gereği 2 milyar dolarlık iş yapmışız, iş tutmuşuz. Bir taraftan da Filistin davasına, Filistinlilere sahip çıktığımızı iddia ediyoruz.

Başka ne diyor Sayın Başbakan, değerli arkadaşlar; rakamlar… Özellikle bu meşhur ”one minute” olayından sonra, Sayın Başbakan’ın 2009’daki Davos çıkışının ardından Türkiye’nin İsrail’le ithalatı azalmamış, tam tersine artmıştır. Burada rakamlar var değerli arkadaşlar; gün gün, ay ay Türkiyeyle olan ithalatın, ihracatın, yani dış ticaretin nasıl arttığını el birliğiyle görebiliriz. Demek ki ticari alanda da bir azalma söz konusu değil. Eğer bir azalma söz konusu olsaydı bir tavır ortada olurdu. Bir tavır olsaydı derdik ki: “Evet, dış ticarette bir azalma var. Demek ki bu Hükûmet İsrail’e karşı tavır uyguluyor.” Ama asıl tavrı İsrail uyguluyor. Niye? Daha dün bütün yurttaşlarına “Tatil için Türkiye’ye gitmeyin.” diyen yine İsrail’dir, tavrı koyan İsrail’dir aslında, Hükûmet ile Başbakan değil.

Yine, değerli arkadaşlar, Türkiye’nin İsrail’den yaptığı ithalat karşısında ödediği paraların,  özellikle İsrail’in kasasına giden her kuruşun Filistin halkına, Filistinlilere bomba olarak, kurşun olarak döndüğünü herhâlde söylemeye gerek yok.

Değerli arkadaşlar, yine, bu, Heron’lar, biliyorsunuz, İsrail’den satın alındı. Yine, askeri ve güvenlik iş birliği antlaşması çerçevesinde ithal edilen bu Heron’lar Kürtlere karşı uzun süre kullanıldı, bir kısmı düştü bir kısmı, yine, özellikle İsrailli yetkililerin ya da firmanın Türkiye’ye karşı edindiği taahhütleri yerine getirmemesi üzerine vazgeçilmiş oldu. “Şimdi kendi Heron’umuzu kendimiz yapıyoruz.” diyeceksiniz ama nihayetinde, İsrail Heron’ları Türkiye  toprakları üzerinde uçarken herhâlde Filistin halkını düşünmedik.

Bir küçük rakam daha vereyim değerli arkadaşlar: 2002 yılında yani AKP Hükûmete gelirken İsrail’le olan dış ticaret yani ihracatımız 861 milyon dolardı. 2013’ün rakamı ise 383 milyon dolardır. 2012’de, değerli arkadaşlar, 2,330 milyon dolar İsrail’le dış ticaret yapmışız. Rakamları çoğaltmak, sizlere fazla belge göstermek elbette ki mümkündür ama bu, Filistin’deki katliamı, Filistin’deki sivil yok oluşu elbette ki engellemiyor.

Bunları niye sizlerle paylaştık değerli arkadaşlar? Bunları, dış politika konusunda tutarlı bir çizgi izlemeyen Hükûmetin ve hele hele Filistin konusunda nasıl çifte standartlı davrandığınızı ve Filistin konusunda bugün niye etkili olamadığınızı sizlere göstermek, bir kez daha göstermek için söyledik. Belki benden sonra, AKP sözcüleri, çıkıp  bunun böyle olmadığını iddia edeceksiniz, Filistin için gözyaşı dökeceksiniz, Filistinliler için ağlayacaksınız ama bu gerçekten hiçbir şekilde samimi olmadığınızın bir kanıtı olarak ortada duracak ve bizim halkımız elbette ki bu söylenenlere inanmayacak.

Değerli arkadaşlar, biz Halkların Demokratik Partisi olarak, biz Kürtler olarak her zaman Filistin davasının yanında durduk; bu davanın yanında durma, Filistin halkıyla dayanışma içinde olma kararlılığımız hızla devam edecek ve Filistin gerçekten özgür oluncaya kadar bu dayanışmamız, Filistin halkıyla olan dayanışmamız sürecek ve devam edecek. Bunu açık ve samimi bir şekilde söylemekte fayda var ki, Filistin halkının bizim desteğimize, bizim onunla kucaklaşmamıza ihtiyaç duyduğu bugünlerde çifte standartlı, bir taraftan İsrail’le ilişkileri sonuna kadar kullanırken öbür taraftan da Filistin davasında Filistinlilerin yanında olduğumuzu söylememizin hiçbir inandırıcılığı yoktur. Bir kez daha Hükûmeti gerçekten Filistin halkının yanında durduğunu, Filistin halkının davasını desteklediğini ve bu samimiyeti göstermeye davet ediyoruz, bunun yolu da mevcuttur. İlk etapta bu Hükûmetin yapması gereken Filistin için İsrail’le olan bütün ilişkileri dondurmak, İsrail’le olan bütün ihracatını, ithalatını, dış ticaretini durdurmak ve İsrail’le imzaladığı bütün uluslararası sözleşmeleri sadece askıya almak değil; özellikle, güvenlik ve iş birliği konusunda askerî bütün sözleşmeleri iptal etmeye davet ediyoruz. Esasında Hükûmetin tavrı da bu şekilde netleşecektir.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisi aleyhinde söz isteyen Afif Demirkıran, Siirt Milletvekili.

Buyurun Sayın Demirkıran. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

AFİF DEMİRKIRAN (Siirt) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlıyorum.

Milliyetçi Hareket Partisinin grup önerisi üzerine söz almış bulunuyorum. Sözlerimin başında ben de bütün arkadaşlarım gibi İsrail’in Filistinlilere, Gazzelilere karşı yürütmekte olduğu bu zalimce müdahalenin, katliamın kınanması, nefretle ve şiddetle kınanması gereğini bir kez daha burada vurgulamak istiyorum. Biz Parlamento olarak bunu yaptık, Dışişleri Komisyonumuz da bunu yaptı. Eminim ki Türkiye’nin dört bir tarafında insanların, Filistinli kardeşleri için, Gazzeli kardeşleri için ciğerleri yanıyor. 500’ün üzerinde insan öldü, bunun dörtte 1’i çocuk, birçok kadın var. Bunu kınamamak, bunu nefretle kınamamak mümkün değildir. İçimiz kan ağlıyor. Dolayısıyla burada gerek Milliyetçi Hareket Partisinden arkadaşımın gerek Cumhuriyet Halk Partisinden arkadaşımın gerek Halkların Demokratik Partisinden arkadaşımın İsrail’le ilgili ifadelerini şiddetle destekliyorum. İsrail’e karşı, Hükûmetimiz, Parlamentomuz, ülke olarak gerekli tedbiri almak durumundayız ve bununla ilgili çalışmalar da malumunuz, yapılmaktadır ama önemli olan, İsrail’in bu hunharca katliamına karşı milletin topyekûn bir direniş gösteriyor olması. Milletvekilleri belki de ilk defa toplu hâlde gidip İsrail Büyükelçiliğinin önünde, Büyükelçinin konutunun önünde bir basın bildirisi okudular. Burada Cumhuriyet Halk Partisinden arkadaşım da, AK PARTİ’den arkadaşlarım da vardı, birçok değişik sivil toplum örgütleri de vardı; bu da İsrail’e karşı duruşun bir göstergesidir.

Şimdi, grup önerisine geldiğimiz zaman: Doğrusu grup önerisi Kıbrıs’la mı ilgili, İsrail’le mi ilgili; İsrail-Türkiye ilişkileri mi, İsrail-Güney Kıbrıs Rum kesimi ilişkileri mi, Türkiye-Güney Kıbrıs Rum ilişkileri mi? Orada belli bir netlik yok. Ama madem böyle bir grup önerisi geldi, bir defa, ben müsaade ederseniz, Türkiye'nin, Güney Kıbrıs Rum kesimiyle ilgili duruşunu Kuzey Kıbrıs Türk kesimi ile Güney Kıbrıs Rum kesimi arasındaki ilişkileri, Avrupa Birliği perspektifinde durum nedir; bunu sizlerle kısaca paylaşmak istiyorum.

Tarihçesine baktığımız zaman çok kısa bir şekilde: Malumunuz, 1960 yılında bir Kıbrıs Cumhuriyeti kurulmuştur, her iki kesimin ortak olduğu. Sonra, 1963 yılında Rumlar bu devleti çalışamaz hâlde işgal ettiler ve daha sonra 1974 yılında da buranın Yunanistan’a ilhak edilmesi üzerine bir darbe girişimi oldu. Tabii ki Türkiye burada sessiz kalamazdı. Temmuz 1974’te Türkiye oraya müdahale etti ve Kıbrıs Türk’ünün davası için, Kıbrıs Türk’ünün yanında yer aldı ve onları Rum mezaliminden kurtardı. Daha sonra, işte, siyasi eşitlik ve iki toplumlu, iki kesimli bir Kıbrıs için çeşitli çalışmalar yapıldı. Malumunuz, 1977, 1979, ta 1983’e kadar bu devam etti. Ancak herhangi bir sonuç alınamayınca 1983 yılında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kuruldu. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kuruldu ve ondan sonra da tabii çeşitli çalışmalarla bugüne kadar süregeldi.

Geldik 2004 yılına. 2004 yılında uzun çalışmalar sonucunda, Kıbrıs’ın federal bir yapıya kavuşması için, iki kesimli, siyasi eşitliğe dayalı bir federal bir yapıya kavuşması için o zamanki Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan’ın liderliğinde uzun süren müzakereler yapıldı ve Nisan 2004 yılında bu müzakereler sonucunda elde edilen plan referanduma gitti. Normalde her iki taraf da bu plana “evet” diyecekti ama Rum kesimi “hayır” dedi, Türk tarafı “evet” dedi. Peki, Avrupa Birliği ne yaptı? Birkaç hafta içinde, Rum kesiminin, sözde Rum kesiminin temsil etmiş olduğu Kıbrıs’ı Avrupa Birliğine üye yaptı ve Kıbrıs’ta Türk kesimi üzerinde daha önceden konmuş olan izolasyonların hâlen devam ediyor olduğunu görüyoruz.

O zaman çeşitli sözler verildi Kuzey Kıbrıs Türkü’nü biraz rahatlatmak için, işte, “Ambargolar kalkacak.” vesaire ama bunların hiçbir zaman gereği yerine getirilmedi. Şimdi, bu da Güney Kıbrıs’ı şımarttı; açık ve net söylüyorum, Avrupa Birliğinin bu tavrı Güney Kıbrıs’ı şımarttı ve küçücük bir Kıbrıs, şu anda, devasa Avrupa Birliğini bir şekilde esir almış bulunuyor. Bu şımarıklık sonucunda Güney Kıbrıs Rum Yönetimi tek taraflı olarak güneydeki bazı parselleri, işte, münhasır ekonomik bölgeler de oluşturarak çeşitli parselleri ihalelere çıktı buralarda doğal gaz ve petrol araması yapmak üzere.

Tabii ki, Akdeniz’in doğal gaz ve petrol kaynakları önünde sonunda, bir gün, bir şekilde yeryüzüne çıkarılacaktır, önemli yataklar var orada, bunu açık ve net söyleyeyim ve Akdeniz çok önemli bir bölge; Avrupa’ya giden petrolün yüzde 70’i Akdeniz üzerinden gitmektedir, dünya ticaretinin yüzde 30’u Akdeniz üzerinden yapılmaktadır. Enerji de her zaman herkesin iştahını kabartan bir husus. Şimdi, Güney Kıbrıs bunu yapıyor ve orada çeşitli ihaleler açtı, çeşitli firmalarla anlaşmalar da yaptı grup önerisinde yazıldığı gibi. Gerçi oralarda henüz sadece 12’nci parselde bir çalışma yapılmış bulunuyor, miktarı da çok aşırı bir rakam değil, 120 milyar metreküp civarında bir rakam ama o veya ona benzer diğer yataklar eğer bir gün geliştirilirse zaten Türkiye’nin dışında herhangi bir şekilde ihraç edilebilme şansı yok çünkü Yunanistan üzerinden ihraç edersen çok uzun boru hattı gerekiyor, LNG terminalini oluştursan çok pahalı. Dolayısıyla, bunun, Türkiye üzerinden gitmesi gerekiyor. Bunun için de ne olması gerekir? Türk tarafının pozisyonu belli. Türk tarafı diyor ki: “Buradaki bütün kaynaklar Kıbrıs’ta yaşayan herkese aittir. Dolayısıyla, ancak biz toplu bir çözüm, kesin bir çözüme kavuştuktan sonra bu kaynakların çıkarılması gerekir.” Daha önce Kıbrıs Türk’ü bir öneride daha bulundu: Evet, oturalım, beraberce, bunu çıkaracaksak nasıl paylaşılacağına da karar verelim, ona göre bu paylaşımı da yapalım. Ama Rum tarafı buna da gelmedi.

Dolayısıyla, biz diyoruz ki, Kıbrıs Türk’ü diyor ki: “Bir gün Kıbrıs’ta bir anlaşma sağlanacaktır. İki kesimi ihtiva eden bir federal yapı oluşacaktır.” Ha, bunun oluşmadığını varsayalım. Vallahi Türk tarafı Türkiye’yle anlaşmalar yapmıştır, kıta sahanlığı anlaşması yapmıştır, Türkiye Petrolleriyle anlaşma yapmıştır. Bu anlaşmalar çerçevesinde sismik aramalar yapılmaktadır. Piri Reis orada uzun zamandan beri arama yapmaktadır. Her ne kadar bazı sahalarda çakışma varsa da bu çakışmalarla ilgili de tavrımızı net olarak ortaya koymuşuzdur. Bizim sahaya yapılan müdahalelerle ilgili olarak biz gerekli tedbiri almışız ve orada herhangi bir gemi yanlışlıkla kıta sahanlığımıza yaklaştığı takdirde, bunun dışarıya çıkması için gerekli ikaz da yapılmıştır ve bu başarılmıştır da.

Dolayısıyla, arkadaşlar, biz, burada İsrail’i kınarken Kıbrıs Türk’ünün haklarının da en üst seviyede savunmasını yapıyoruz ve hiçbir zaman Kıbrıs Türk’ünün haklarına halel gelmemesi için elimizden gelen her türlü gayreti gösteriyoruz. Orada Güney Kıbrıs Rum yönetiminin açmış olduğu ihalelerle ilgili NE firmasının, malumunuz olduğu gibi, kesin, net bir şekilde Türkiye’deki enerji ihalelerine girmesini engellemiş bulunuyoruz.

Şimdi, konu enerjiden açılmışken… Vaktim de dolmak üzere. Enerji Türkiye'nin geleceğiyle ilgili çok önemli bir husustur, dünyanın geleceğiyle ilgili de çok önemli bir husustur. Dolayısıyla, Türkiye enerji kaynaklarını geliştirecek, Türkiye Akdeniz’deki haklarından istifadeyle oralardaki enerji kaynaklarını geliştirecek, Türkiye Karadeniz’deki enerji kaynaklarını da geliştirecek ve Türkiye bölgenin bir enerji terminali olma yolunda şiddetle ve hızlı bir şekilde ileri gitmektedir.

Onun için, son kez, son söz olarak bunu söylüyorum: Avrupa Birliğine de diyoruz ki, enerji faslı açılsın ki Avrupa’nın da enerji güvenliğini biz sağlayalım.

Hepinizi saygıyla selamlarken, bu önergenin aleyhinde söz almış bulunuyor ve bugün için bu önergenin gündeme alınmasının herhangi bir şey ifade etmediğini belirtmek istiyorum.

Saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Sayın Başkanım…

BAŞKAN – Buyurun Sayın Halaçoğlu.

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Konuşmacı önergemizin belirsizliğinden ve muğlaklığından söz etti, sataşmada bulundu. Söz istiyorum.

BAŞKAN – Sataşma nedeniyle iki dakika söz veriyorum.

Buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)

V.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)

5.- Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu’nun, Siirt Milletvekili Afif Demirkıran’ın MHP grup önerisi üzerinde yaptığı konuşması sırasında MHP Grubuna sataşması nedeniyle konuşması

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Değerli milletvekilleri, önergemizin herhâlde sayın konuşmacı tarafından okunmadığı belli.

AFİF DEMİRKIRAN (Siirt) – Çok okudum, kaç sefer okudum.

YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) – Türkiye'nin Doğu Akdeniz’deki kıta sahanlığı alanlarıyla çakıştığı bölgelerde İsrail’e bağlı firmaların izinsiz petrol, doğal gaz faaliyetlerinde bulunmaları, bu faaliyetlerin Türkiye ve Kıbrıs Cumhuriyeti’ne etkileri ile Türkiye'nin İsrail yaklaşımını tartışmak amacıyla verdik. Bunda bir belirsizlik var mı ne için olduğu veya ne için olmadığı? Yani yapmayın… “Böylesine ne idiği belirsiz türden bir önerge vermişsiniz.” denmez.

Her şeyden önce, burada, mesele, 2010 yılında Kıbrıs bölgesinde İsraillilerin Güney Kıbrıs’la birlikte yaptıkları araştırmalar  sonrasında Türkiye'nin buna karşılık birtakım yaptırım sözleri olmuştu. Neydi efendim? Gemilerle Piri Reis gidecek, orada gerekli karşı çalışmaları yapacak. Sonuçta ne oldu? Hemen bir müddet sonra 23 Eylülde Piri Reis geri döndü. Şu an Kıbrıs’ta değil. Yani “Kıbrıs’ta.” dediniz. Piri Reis Türkiye’de, İzmir’de demirlemiş vaziyette duruyor  ve arızalı.

AFİF DEMİRKIRAN (Siirt) – Mesafe çok az.

YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) – Dolayısıyla, böyle bir şey söz konusu değil. Buradaki önemli olan mesele şu: Siz hem Gazze’den dolayı İsrail’i tenkit edeceksiniz, sürekli konuşacaksınız ama bu arada İsrail’le anlaşmalar yapacaksınız; böyle bir şey olabilir mi? Siz oradaki doğal gaz ve petrolün Türkiye’den nakledilmesiyle ilgili anlaşmalar yaptınız mı, yapmadınız mı; bütün mesele bu. Yapmadınız. Siz hem bağıracaksınız çağıracaksınız, “Orada çocuklar öldürülüyor, 500’den fazla insan öldürüldü.” diyeceksiniz -tamam, bir canilik gerçekleştiriliyor orada- ama siz bununla ilgili sadece konuşacaksınız, hiçbir tedbir almayacaksınız; ne ticarete son vereceksiniz ne bununla ilgili herhangi bir yaptırımda bulunacaksınız, hiçbir şey yapmayacaksınız; yapmayın lütfen. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

VIII.- ÖNERİLER (Devam)

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)

2.- MHP Grubunun, MHP Grup Başkan Vekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ve Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu tarafından, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki kıta sahanlığı alanlarıyla çakıştığı bölgelerinde İsrail’e bağlı firmaların izinsiz petrol, doğal gaz faaliyetlerinde bulunmaları, bu faaliyetlerin Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne etkileri ile Türkiye’nin İsrail yaklaşımını tartışmak amacıyla 21/7/2014 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan genel görüşme önergesinin (8/13), Genel Kurulun 21 Temmuz 2014 Pazartesi günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve  ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)

BAŞKAN – Milliyet Hareket Partisi grup önerisini oylarınıza sunuyorum…

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Karar yeter sayısı istiyorum.

BAŞKAN – Karar yeter sayısı isteniyor, arayacağım.

Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Karar yeter sayısı vardır, öneri kabul edilmemiştir.

Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım.

3.- CHP Grubunun, Edirne Milletvekili Kemal Değirmendereli ve arkadaşları tarafından, Edirne ilinde olağan dışı yoğun yağış nedeniyle meydana gelen sel felaketinin yarattığı maddi hasarların tespiti ve bölgenin afet kapsamına alınmasına yönelik incelemelerin yapılması ve kararların verilmesi amacıyla 19/7/2014 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin,  Genel Kurulun 21 Temmuz 2014 Pazartesi günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve  ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

21/7/2014

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Danışma Kurulunun, 21/07/2014 Pazartesi günü (bugün) yaptığı toplantısında, siyasi parti grupları arasında oy birliği sağlanamadığından, grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzük’ün 19’uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.

                                                                                                                                    Engin Altay

                                                                                                                                         Sinop

                                                                                                                              Grup Başkan Vekili

Öneri:

Edirne Milletvekili Kemal Değirmendereli ve arkadaşları tarafından, "Edirne ilimizde olağan dışı yoğun yağış nedeniyle meydana gelen sel felaketinin yarattığı maddi hasarların tespiti ve bölgenin afet kapsamına alınmasına yönelik incelemelerin yapılması ve kararların verilmesi" amacıyla 19/07/2014 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırma önergesinin (1454 sıra no.lu), Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak, 21/07/2014 Pazartesi günlü birleşimde sunuşlarda okunması ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşimde yapılması önerilmiştir.

BAŞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi lehinde söz isteyen Kemal Değirmendereli, Edirne Milletvekili.

Buyurun Sayın Değirmendereli. (CHP sıralarından alkışlar)

KEMAL DEĞİRMENDERELİ (Edirne) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Edirne’de yaşanan sel felaketiyle ilgili olarak Meclis araştırma komisyonu kurulmasına ilişkin önergemiz üzerinde söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, oldukça zor bir dönemden geçiyoruz. Orta Doğu’da büyük bir insanlık ayıbı yaşanıyor. Irak’ta IŞİD vahşetinin yanı sıra Gazze’de de İsrail insanlık suçu işliyor. Gazze halkına, Türkmenlere ve mezhebe dayalı vahşete maruz kalan tüm halklara hep birlikte üzülüyoruz.

Bunlara kolumuz nasıl ulaşır diye çabalarken biz kendi felaketlerimizle de mücadele etmeye çalışıyoruz. Geçtiğimiz hafta Edirne’mizde bir sel felaketi yaşadık. Bu yoğun gündem içerisinde ulusal basınımızda yer bulamayan selin bizlere bilançosunu ve Edirne halkının durumunu paylaşmak istiyorum. Durum gerçekten felaket. Ateş düştüğü yeri yakıyor. 16 Temmuz gecesi yoğun ve etkili yağış Edirne’mizde, özellikle Uzunköprü ilçemizin merkezinde ve Uzunköprü’nün Aslıhan, Sığırcılı ve Dereköy’de yaklaşık 20 evin tamamen yıkılmasına, 100’ü aşkın evin de oturulamaz hâle gelmesine neden oldu.

Bakın değerli milletvekilleri, o yüzlerce evden sadece bir tanesinin fotoğrafını paylaşmak istiyorum. İnsanlarımız ev eşyalarını da tamamen kaybetti. Köyler çamur ve balçık içinde kaldı. Bir köylü vatandaşımızın çamura batmış hâlini görüyoruz. Yüzlerce su motoru, traktör, otomobil su altında kaldı. Bunun yanı sıra, bölgede insanlarımızın en önemli geçim kaynağı olan hayvanlar telef oldu ve Toprak Mahsulleri Ofisinin açılmayıp alım yapmamasından dolayı köylülerimizin bahçelerinde depoladıkları yüzlerce ton buğdayı sel aldı, götürdü.

Bakın, değerli milletvekilleri, on beş, yirmi gün Sayın Tarım Bakanıyla ve TMO yetkilileriyle görüştük, ısrarla Ofisin kapılarını açmadılar. Bunun üzerine 65 kuruşa kadar düşen buğday fiyatları, zararına olduğu için köylü vatandaşlarımız buğdayı bahçelerinde stok etme gayreti içerisinde oldular ama burada, fotoğrafta da görüldüğü gibi, bu yağmurdan etkilenen binlerce ton –bunun gibi yüzlerce fotoğraf var- buğday yemlik hâle geldi maalesef. Ofis kara gün dostu olduğunu maalesef göstermedi.

Değerli milletvekilleri, bunun dışında, bu köylerde yaşanan problemlerin dışında Ergene ve Meriç ovalarında da sel 150 bin dönüme yakın ekili tarım arazisini sular altında bıraktı. Bakın, değerli milletvekilleri, bunlar ekili tarım arazileri, ekili tarım arazileri arkadaşlar.

Şimdi, Uzunköprü’nün, merkezden başlamak üzere Çiftlikköy, Salarlı köyü, Paşayenice, Sazlımalkoç, Sığırcılı, Çakmak, Eskiköy, Kırköy, Kırcasalih, Kavakayazma, Balabankoru; Meriç’te Akıncılar, Saatağacı, Küçükaltıağaç, Büyükaltıağaç, Yenicegörece, Adasarhanlı köyleri; İpsala’da Balabancık, Sultanköy, Sarıcaali, Sarpdere, Turpçular köylerinin ekili alanları tamamen sular altında kaldı, yaklaşık 20 bin köylümüz bu sel felaketinden doğrudan etkilendi. Değerli milletvekilleri, bu bölgelerimizdeki çiftçilerin zararı 100 milyon TL’yi aşmış durumdadır.

Bu selin temel sebeplerinden biri de DSİ tarafından daha önce planlanmış olan dere ıslahlarının ödenek yokluğu gerekçesiyle hayata geçirilememiş olmasıdır. Bu nedenle, yoğun yağış bu sonucu doğurmuştur. Sayın Bakan dün diyor ki: “Ne zaman ihtiyaç olursa Cenab-ı Allah yağmur gönderiyor.” Ama Sayın Bakan önce tedbiri almalı, sonra tevekkül etmelidir.

Değerli milletvekilleri, daha önce de yine bu bölgemizde dolu ve yağıştan etkilenen çiftçilerimizin, bugün selden zarar gören çiftçilerimizin, Ofis açılmadığı için malını satamayıp borcunu ödeyemeyenlerin, kısa vadeli çare olarak torba yasa kapsamında Tarım Kredi ve Ziraat Bankasına olan borçlarının ertelenmesi, faizsiz ertelenmesi, elektrik borçlarının yeniden yapılandırılması gerekmektedir yoksa bu bölgedeki yaklaşık 20 bini aşkın insanımız çok büyük mağduriyet yaşayacaktır.

Bir de bu çiftçilerimizin zararlarının, Bakanlık tarafından ifade edilen tarım sigortası konusu var. Tarım sigortası yani TARSİM koca bir aldatmacadan öteye geçememektedir. Bugün, çiftçi 100 dönüm arazisinden ancak yüzde 10’unu veya 15’ini sigortalatmakta. Sigortalattığı arazide hasar yaşadığında herhangi bir tazminat alamamakta TARSİM’den. Bu da yıl be yıl çiftçinin arazilerini sigortalamasından kaçınmasını sağlamaktadır.

Değerli milletvekilleri, on binlerce insanımızın etkilendiği bu sel felaketinin boyutlarının objektif olarak belirlenmesi gerekmektedir. Zararların tazmininin değerlendirilmesi, bundan sonra da benzer felaketlerin yaşanmaması için alınması gereken önlemlerin saptanması amacıyla Meclis araştırma komisyonu kurulması talebinde bulunduk. Destek olmanız dileğiyle saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi aleyhinde söz isteyen Tülay Kaynarca, İstanbul Milletvekili.

Buyurun Sayın Kaynarca. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

TÜLAY KAYNARCA (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi aleyhine söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Cumhuriyet Halk Partisinin grup önerisi Edirne’deki sel felaketiyle ilgili. İstanbul Milletvekili olarak teşkilatta Edirne koordinatörlüğü görevimiz de var. Dolayısıyla, oradaki çalışmalar, oradaki yapılanlar, bir önceki dolu felaketinde yaşanılanlarda gerçekleştirdiğimiz girişimlerle ilgili de bilgi vermek isterim.

Edirne ili Uzunköprü ilçesinde 16 Temmuz Çarşamba gecesi saat 03.30 itibarıyla yaşanan felaket, şiddetli sağanak yağış gerçekten toplam on üç saat sürmüştür ve Uzunköprü ilçemiz başta olmak üzere, tam yirmi dört saat, ilk önce 136 kilo, arkasından 81 kilogram olmak üzere toplam 217 kilo yağış düşmüştür. Bunu niye belirtiyorum, niye altını çiziyorum? Çünkü Marmara’da, bu bölgede 1956 yılında Çanakkale’de yaşanan bir yağış felaketi var ki, o zamanki rakam 137,8 kilo yağış miktarını içeriyor. Yani, sel felaketinin boyutunu anlatabilme adına bu rakamları vermek isterim.

Sonra, hemen ertesi gün, Sayın Sağlık Bakanımız, aynı zamanda Edirne Milletvekilimiz, 18 Temmuz saat 14.00 itibarıyla, özellikle Uzunköprü’de çok hasar olduğu için merkez ilçe de olmak üzere hasar gören o bölgede olay yerine gitmişlerdir. Bir önceki çalışmada yani yaklaşık bir iki hafta önce dolu felaketinin olduğu Lalapaşa merkezli o alanda yine benim de katıldığım tespitler olmuştur, çiftçilerle özellikle görüşmüşüzdür. Az önce Sayın Kemal Vekilimin belirttiği oradaki çiftçilerle ilgili sigorta önemli bir gerçektir çünkü o görüşmelerde anladık ki birçok nedenle sigorta yapmayan, yapamayan çiftçilerimiz de var, devamında gelişen süreç var.

Sayın Bakanımızın ziyaretlerinde, oraya gittiğinde, başta merkez ilçe olmak üzere, Uzunköprü, Kiremitçisalih köyü, Çakmak köyü, Sığırcılı köyü ve Aslıhan köylerinde ziyaretlerde bulunmuşlardır. Taşkından etkilenen ilçe ve köylerimizde, İl Valisi ve kamu kurum ve kuruluşlarının yetkilileriyle zarar ve ziyan tespit çalışmaları yerinde incelenmiştir ve yapılabilecekler hususunda da ilgililere gerekli talimatlar verilmiştir. Yine, söz konusu yerleşim alanlarında ikamet eden vatandaşlarımıza da Edirne Valiliği hemen aynı gün, sıcağı sıcağına… Çünkü çok vahim bir tablo vardır o gün. Sıcak yemek ve içme suyu dağıtımı da o gün anında yapılmıştır, bu da çok önemlidir.

Yine, bugün Bakanlar Kurulu toplanacak, Sayın Bakanımız, Edirne Milletvekilimiz Sayın Mehmet Müezzinoğlu, kabine üyelerine, özellikle Sayın Bakanımız Veysel Eroğlu’na da konuyla ilgili bilgi sunacaklarını iletmişlerdir, bunu da belirtmek isterim.

Yine, sel baskınında kurtarma çalışmalarına özellikle değinmek istiyorum ben çünkü 20’ye yakın vatandaşımız o gün, o an çok hızlı bir şekilde organize olarak… Ki 1 kardeşimiz helikopterle kurtarılmıştır, bu çok önemli. Yine, aynı gün, sel baskınında arama kurtarma ekiplerince Aslıhan köyünde 2, Kırcasalih, Meşeli’de 2, Çukurköy’de 1 kardeşimiz, Uzunköprü Kilise mevkisinde 3 ve Uzunköprü merkezde de 12 olmak üzere 20 vatandaşımız, ayrıca 1 vatandaşımız da yine sel felaketinde, o anda kurtarılmıştır. Bu organizasyonda emeği geçenleri ben tebrik ediyorum çünkü anlık bir olaydır, can kaybının olmaması sevindiricidir, çok şükür.

Yine, Uzunköprü ilçesinde kurtarma çalışmalarında ciddi bir ekip görev almıştır, çevreden de gelen desteklerle birlikte; ona da özellikle işaret etmek istiyorum. İlimiz merkezinde, Edirne’de yine AFAD arama kurtarma ekibinde 3 araç, 3 bot, 12 personel, UMKE ve 112 Acil, 2 ambulans toplam 5 personel, EDAK’tan 8 personel görev yapmıştır. Kurtarma çalışmalarında Uzunköprü Kaymakamlığıyla birlikte de istişare edilmiştir, yine, Belediyeyle de çalışmalarda elbette birlikte istişare edilmiştir.

İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü, İl Özel İdaresi, belediye başkanlıkları, İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü teknik elemanlarınca mahallelerde, adı geçen köylerde hasar tespit çalışmaları yapılmıştır. Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü teknik elemanlarınca yapılan ön çalışmalarda -ki Sayın vekilimiz az önce de ifade etti- çiftçilerimizin de ciddi zararları var. 71 bin 646 dekar  -çok önemli bir oran bu- ekili alanın sular altında kaldığı tespit edilmiştir. 31 konut, yine, birçok ağıl ve müştemilat hasar gören yapılardır. Ben evrakları getirdim ama ayrıntıya girmek istemiyorum. Tüm resmî kurumlar gerek Tarım Bakanlığı gerek DSİ her biri bu hasar tespitlerini ve yapılabileceklerle ilgili çalışmalarını bu son bir hafta içerisinde yerine getirmiştir.

Yine, Edirne İl Özel İdaresince hasar gören içme suyu, kanalizasyon, köprü, yol, menfez, istinat duvarı -bunlar da yıkıldı çünkü- köy içi parke ve asfalt yollarla ilgili tespit çalışmaları yapıldı ve Başbakanlık AFAD’dan acil yardım talebinde bulunuldu. Yani, bu bölgelere adı geçen, zarar gören yapının yeniden inşa edilmesi, belli bir kaynak getirilmesi için de talepte bulunuldu resmî yazılarla; bunun da özellikle altını çizmek istiyorum.

Bugün itibarıyla, 21 Temmuz itibarıyla nehirlerimizde riskli bir durumun söz konusu olmadığının da, aldığım bilgiler itibarıyla, altını dikkatle çizmek istiyorum.

Ben bir başka hususa değinmek isterim kalan vakit içerisinde, o da şu: aslında şuna bakmak lazım, özellikle merkezde, Uzunköprü merkezde zarar gören yapılara baktığımda dere kenarında, dere yatağındaki inşaat yapısına gerçekten dikkat çekmek istiyorum ben çünkü bu konuda gerçekten bir şeyler yapmak lazım. 1989-1994 yılları arasında verilen bir imar izni var. Sayın vekil de dikkat ederse, oradaki belediyeyle de istişare ederek buradaki dere yatağı imarının -en azından bundan sonraki ve önceki dönemlerde hassasiyetle- olmaması gerekliliği yönünde dikkat çekmek istiyorum. Ne yazık ki “Orada yine yapılanmanın varlığı söz konusu.” diye bugün bilgi aldım tekrar. Dere yatağı da o bölgedeki yapılar da bu dönem itibarıyla zarar gördü bu afetten.

Yine diğer bir konu başlığı da Kırkkavak Deresi: “Şehir içindeki bölümde 1994-1999 yılları arasında yapılan, derede bulunan 3 adet köprünün eğim açısı farklı.” diye bilgiler geldi, oradan aldık resmî yazıda.

Uzunköprü’de hâlâ yağmur suyu toplama projesinin bulunmaması da ilginç.

Yani gerek belediye gerek DSİ gerek devletin tüm kuruluşları adı altında yapılabilecek çok çalışma var. Benzer afetlerde neler yapabiliriz, vatandaşımız daha az nasıl zarar görebilir; bütün bunu dikkate almak lazım. Ama şunu da belirtmek lazım çünkü söze başlamadan önce dikkat çektim, özellikle altını çizdim: Çanakkale’de 1956 yılında rekor bir yağış var ve şu anda onu geçmiş durumda bu Edirne Uzunköprü’deki yağış oranı. Yani gerçekten bir felaketle karşı karşıyayız.

Dolayısıyla, devletin tüm birimlerinin, o gün olduğu gibi, 20 vatandaşımızın kurtarılışı ve devamında alınan tespitler gibi bundan sonra da kendilerine düşeni en iyi şekilde yapacakları inancını taşımaktayım.

Dün torba kanun görüşmelerimiz var idi. Dolayısıyla, bugün o görüşmeler, devam edecek.

KEMAL DEĞİRMENDERELİ (Edirne) – Borçların ertelenmesine desteğinizi bekliyoruz.

TÜLAY KAYNARCA (Devamla) – Sayın vekilimizin altını çizdiği gerçeklerin de, tespitlerin de farkındayız ki Lalapaşa’daki doluyla ilgili, ben de gittim, oradaki 3 köyümüzü gezdik; birisi Demirköy’dü, Lalapaşa ilçesiydi, her biriydi.

Dolayısıyla, bunlar doğru tespitler. Yapılabilecekler var, vatandaşımızın kendi yapması gerekenler var, sigortalamak gibi mesela. Orada ciddi bir oran vardı.

Dolayısıyla, bu duygu ve düşüncelerle, bu tespitlerle, bugün torba kanunu görüşüyor olmamız nedeniyle grup önerisi aleyhine görüş belirttiğimi ifade ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi lehinde söz isteyen Bülent Belen, Tekirdağ Milletvekili.

Buyurun Sayın Belen. (MHP sıralarından alkışlar)

BÜLENT BELEN (Tekirdağ) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun vermiş olduğu araştırma önergesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Sözlerime başlamadan evvel, Gazze’de İsrail’in yaptığı insanlık dışı zalimliğe Hükûmetin daha etkili bir şekilde karşı durmasını, alınacak tedbirler noktasında daha da aktif görev almasını… Bununla birlikte, bu zalimliğin sadece Gazze’de değil, Irak çöllerinde kimsesiz, Allah’ına terk edilen Türkmenlere karşı duyarlı olunması… Doğu Türkistan’da Çin mezalimi altında inleyen Uygur Türklerinin geçtiğimiz ay 20’si idam edilmiştir. Her ay Çin, planlı bir şekilde Doğu Türkistan’da soykırım uygulamaktadır. Bu konuda da Hükûmetin duyarlı olmasını, en azından Çin’e bu konuda bir nota vermesini talep ediyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Trakya ve Marmara Bölgesi son zamanlarda çok büyük miktarlarda yağış almıştır. Bu yağışlar neticesinde vatandaşlarımız büyük zarara uğramışlardır. Cihan devleti Osmanlı İmparatorluğu’na doksan iki yıl başkentlik yapan serhat şehrimiz Edirne bu yağışlardan özellikle çok etkilenmiştir. Şehrin içinden geçen Meriç ve Tunca nehirlerinin su seviyesi yağışlar neticesinde sık sık yükselmekte, meydana gelen su baskınları büyük zararlara sebep olmaktadır.

Edirne ilimizde 16 Temmuz 2014 günü saat üç buçukta başlayan ve yaklaşık on üç saat süren şiddetli yağış neticesinde, Edirne’ye bağlı Uzunköprü ilçesinde Trakya bölgesinin tarihinde ilk defa 217 kilogram yağış düşmüştür. Bu yağışlar neticesinde Kırcasalih-Uzunköprü il yolu ve Çakmak-Sığırcılı köy yolu ulaşıma kapanmış, Uzunköprü ilçesine bağlı Aslıhan köyünde 1 adet kerpiç ev yıkılmış, çok şükür can kaybı meydana gelmemiştir. Uzunköprü ilçesine bağlı Kırcasalih, Aslıhan, Sığırcılı, Meşeli, Çakmak, Kuzucu köylerinde yoğun yağış nedeniyle bazı evleri su basmıştır. Afet bölgesinde mahsur kalan yaklaşık 20 vatandaşımız AFAD ekiplerince kurtarılmışlardır.

Yoğun yağışın tarım yoğunluklu bölgelere yağması neticesinde bazı bölgelerde hâlâ su çekilmemiştir. Edirne Tarım İl Müdürlüğünün verdiği bilgiye göre 60.700 dekar, bizim öğrendiğimiz kadarıyla da 150 bin dekar ekili arazi sele maruz kalmıştır.

Sel ve benzeri felaketlere karşı önlem almak ve vatandaşlarımızın mağdur olmasını önlemek, devletin temel görevlerindendir. Özellikle Edirne’de Devlet Su İşlerinin bitiremediği baraj ve göletler ile temizlenemediğinden sazlık hâline gelen kanallar ve dere yatakları bu felakete sebep olmuşlardır. Yaşanan bu felaket sebebiyle Edirne ilimizde sel felaketine uğrayan yerlerin afet bölgesi ilan edilmesi gerekmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Trakya bölgesinin incisi ve benim de seçim bölgem olan Tekirdağ’ımız da son yağışlardan nasibini alan başka bir il olmuştur. 16 Temmuz günü yaşanan sel felaketinde Ergene Nehri’nin taşması neticesinde, Ergene ilçesinde 9 konut sular altında kalmıştır. Ulaş Mahallesi ile Karamehmet Mahallesi’ni birbirine bağlayan köprü çökmüş ve kullanılamaz hâle gelmiştir. Ayçiçek tarlaları su altında kalmış, çiftliklerde büyük zararlar oluşmuş ve küçükbaş hayvanlar sel sularına kapılıp telef olmuşlardır. Süleymanpaşa ilçemizde münferit su baskınları yaşanmış, köprü ve kavşaklara su toplanması nedeniyle araçlar ve içerisindeki vatandaşlar sele maruz kalmışlardır. Özellikle sahil yolu yoğun yağış nedeniyle denizle birleşmiştir. AFAD İl Müdürlüğüne bağlı kurtarma ekipleri araçların içlerinde mahsur kalan vatandaşları kurtarmışlardır.

Yaşadığım yer olan Çorlu ilçesi de yoğun yağışa maruz kalmış, bu yağış neticesinde yapımını TOKİ’nin üstlendiği ve Adalet ve Kalkınma Partili eski bir milletvekiline inşasını verdiği ve hizmete girdiğinden bugüne kadar sürekli problemler yaşanan ve problemleri bir türlü bitmeyen Çorlu Devlet Hastanesini ne yazık ki her yağışta olduğu gibi bir kez daha bu yağışla beraber su basmış ve bodrum kattaki tıbbi cihazlar ve gereçler kullanılamaz hâle gelmiştir. Bu kadar problemli, kalitesiz bir hastaneyi yaklaşık 226 bin nüfuslu Çorlu ilçesine layık gören siyasilere ve tamamlanmadığı hâlde tamamlanmış gibi bu hastaneyi teslim alan bürokratlara da buradan teessüflerimi bildiriyorum. 2 ilimizde de en büyük tesellimiz can kaybının yaşanmamış olmasıdır.

AKP hükûmetlerinin mevcut tarım politikaları sebebiyle hâli perişan olan çiftçi vatandaşlarımız yaşadıkları sel felaketiyle daha da mağdur olmuşlardır. Bu sezon buğdayını Toprak Mahsulleri Ofisinin almadığı, dünyanın en pahalı mazotunu kullanan, gübre ve ilaç için binlerce lira harcamak zorunda kalan, bütün tarlaları, traktörleri, tarım aletleri bankalar tarafından ipotek altına alınmış ve tüccarın insafına kalmış Türk çiftçisi, bunlar yetmezmiş gibi, üstüne bir de sel felaketi yaşamış ve mağduriyetleri katbekat artmıştır.

Türk çiftçisinin mağduriyetleri yalnız bunlarla sınırlı değildir. Canlı hayvan ithaline onay veren AKP, hayvancılıkla geçimini sürdürmeye çalışan köylümüzü perişan etmiştir. Yeri gelmişken, buradan Hükûmet yetkililerine sormak istiyorum: Kurban Bayramı öncesinde şu anda kapalı olan canlı hayvan ithalatını açmayı düşünüyor musunuz? Bu haberler Trakya bölgesindeki vatandaşlar tarafından bu aralar sıklıkla dile getirilmektedir. Eğer düşünüyorsanız çiftçi kardeşlerim adına sizlerden rica ediyorum, bu düşüncenizden vazgeçin. Bırakın, hem köylümüz kendi hayvanını satsın hem de alacak olan vatandaşlarımız yerli besi hayvanını tüketsin.

Trakya hayvan hastalıklarından ari bölgedir. İthal hayvanlar bölgemize ithal edildikleri ülkelerden hastalık taşıyabilir. Bu sebeple, Trakya bölgesinin hayvan ithalatı serbest kalırsa ithalata kapalı bölge ilan edilmesinde fayda vardır. Canlı hayvan ithalatı neticesinde sadece köylümüz zarar görmüyor, ithal hayvanın piyasaya sürülmeden önce tutulduğu bölgede de insan sağlığı çok ciddi tehdit ediliyor. Geçtiğimiz yıllarda Çorlu ve Marmara Ereğlisi ilçelerinde bulunan ithal angus çiftliği, yöre halkını, yaydığı koku ve dışkı atıklarının içme sularına karışması gibi iddialarla canından bezdirmişti.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türk çiftçisinin bunca derdi ve sorunu arasına AKP hükûmetleri sayesinde yeni biri daha eklendi. 30 Nisan 2014 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6537 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun neticesinde çiftçi vatandaşlarımız büyük sıkıntılar yaşamaktadır. Söz konusu kanun neticesinde, tarlasını satmak isteyen vatandaşlar tarlasını istediği kişiye satamıyor, ya sınır komşusuna satacak veyahut da devlet alacak ama devlet hangi parayla alacak, kaynağı nereden bulacak ve kaç paraya alacak; bu da belli değil. Sınır komşusuna satmak istese, alıcı satıcının ona mecbur olduğunu bildiği için fiyatı kıracak. Belki komşusuyla husumeti var, ona hiç satmak istemeyecek. Alıcı ve satıcı anlaşsa bile bu sefer de devreye bürokrasi giriyor. Tapu müdürlüğü ilçe tarım müdürlüğüne yazıyor, ilçe tarım müdürlüğü il tarım müdürlüğüne yazıyor, il tarım müdürlüğünden tekrar geriye dönmesiyle ilgili yaklaşık yirmi ila otuz günlük bir süreç yaşanıyor yani acil bir iş için tarlasını satmak isteyen, oğlunu, kızını evlendirmek isteyen çiftçimiz tarlasını satamıyor.

Veraset yoluyla intikal eden arazilerin vârislerinden tarımla iştigal eden tarafından satın alınacağı vazediliyor. Hangi parayla alacak, kaynağı nereden bulacak? Bu konuda, uzun vadeli ve faizsiz kredi temin edilmesi gerekmektedir. Böyle bir uygulama olmaz, olmamalı, bu sorun derhâl ilgili yönetmelik değiştirilerek ortadan kaldırılmalı ve vatandaşların mağduriyetleri giderilmelidir.

Sayın Başkan, Edirne ilinde yaşanan sel felaketi sebebiyle bunun zararlarının tespiti için araştırma komisyonu kurulması ve bölgenin afet bölgesi ilanıyla ilgili MHP Grubu olarak lehinde oy vereceğimizi belirtir, Genel Kurulu saygıyla selamlarım. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi aleyhinde söz isteyen Ramazan Can, Kırıkkale Milletvekili. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Buyurun Sayın Can.

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) – Ya, Trakya nere, Kırıkkale nere?

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi üzerine söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Evet, Kırıkkale nere, Edirne nere? Edirne’de milletvekilimiz, Sayın Bakanımız Mehmet Müezzinoğlu Bey var, konuyu yakinen takip etmekte zaten. Biz de, biliyorsunuz, aynı zamanda, Türkiye milletvekiliyiz, Kırıkkale seçim bölgemiz olsa da. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; burada Tülay Hanım ve Kemal Bey, gerçekten, Edirne’de yaşanan afetin trajedi boyutlarına geldiğinden bahsettiler. Ben konuşmama hazırlanırken Edirne Valimizi de aradım -kendisine de teşekkür ediyorum huzurlarınızda- Vali Bey’den de bilgiler aldım. Gerek araştırma önergesinde gerek Vali Bey’in vermiş olduğu bilgiler ve gerekse Tülay Hanım ve Kemal Bey’in vermiş olduğu bilgiler örtüşmekte.

16 Temmuz 2014 gecesi, yaklaşık on üç saat süren yağmur metrekareye 220 kilogram olarak düşmüştür. Bu, korkunç bir rakamdır, afetin derecesini göz önüne sermek açısından bu rakamı verdim. Özellikle Edirne ili Uzunköprü ilçesinin merkez, Aslıhan, Sığırcılı ve Dereköy’lerinde gerçekten çok büyük bir afet olmuştur, ağır bir afet olmuştur. Yoğun yağış neticesinde onlarca ev yıkılmış, hayvanlar telef olmuş, maddi hasar meydana gelmiştir. Tek tesellimiz, Allah’tan, can kaybı olmamıştır.

Olay mahalline giden kaymakam, olay yerinde gerekli tedbirleri ve önlemleri almıştır. Akabinde, Vali Bey devreye girmiş, sağ olsun, gerekli önlemleri almış, bürokrasiyi harekete geçirmiş, konuyla ilgili raporları ve tespit tutanaklarını Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığına ve ilgili Başbakan Yardımcımıza konuyu iletmiştir, konuyu yakinen takip etmektedir. Yine, Edirne Milletvekilimiz, Sağlık Bakanımız Sayın Mehmet Müezzinoğlu Bey olayı yakinen takip etmekte ve Bakanlar Kurulunda borçların ertelenmesiyle ilgili, afet kapsamına almayla ilgili çalışmaları yakinen takip edecektir. Edirne Milletvekilimiz de konuyu zaten yakinen takip etmekte.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Vali Bey’den aldığım bilgilere göre, 40 bin dönüm çeltik yaklaşık bir haftadır sular altında ve çarşamba gününe kadar bu sular çekilmez ise maalesef, çeltik hasat edilemez seviyeye gelecek. Diğer taraftan, yine, Kemal Bey’in verdiği bilgiler, benim yapmış olduğum araştırmalar ve Vali Bey’in vermiş olduğu belgeler doğrultusunda, hasat edilen buğday Toprak Mahsulleri Ofisine verilemediğinden, evlerinin önünde satışa arz bir şekilde beklemekteyken maalesef, bu afet neticesinde bu hububat da zarar görmüş. Bu hububatın durumu artık, yemlik derecesinde midir, hayvan yemi olarak kullanılabilir mi, kullanılamaz mı? Bu manada Tarım Bakanımızla da yapmış olduğumuz istişarelerde -bizim Kırıkkale’mizden de çiftçilerimiz aramakta- buradaki hadise ise şudur: Toprak Mahsulleri Ofisi, fiyat belirleme açısından Tarım Bakanlığı piyasada giden fiyatı takip etmekte. Serbest piyasada oluşan fiyat müdahale edilecek boyuta gelmemiştir. Müdahale edilecek boyuta geliyor şu aşamada, aldığım bilgiler de fiyatların düşme noktasına geldiği noktasında.

BÜLENT BELEN (Tekirdağ) – Çok düştü Ramazan Bey, çok.

RAMAZAN CAN (Devamla) – Burada bu tespitlerle Tarım Bakanımız bunu yakinen takip etmekte, gerektiğinde müdahale edecektir ve Toprak Mahsulleri Ofisi de hububat almaya başlayacaktır. Bunu da yakinen takip etmekteyiz.

BÜLENT BELEN (Tekirdağ) – İş işten geçti artık.

RAMAZAN CAN (Devamla) - Yine, buradaki buğdayın 750 ton olduğundan bahsedilmekte, 3 köprünün yıkıldığı, 8 köyün içme suyu problemi olduğu, Vali Bey’in bu içme suyu problemleriyle ilgili girişimleri sayesinde suların bağlandığını fakat tekrar patlayan, sıkıntılar olan yerlere müdahale ettiği noktasında… Yine Vali Bey’in vermiş olduğu bilgiye göre, yaklaşık 300 evi su basmıştır, yıkılan evler olmuştur ve sudan dolayı ev eşyalarının zarar gördüğü olmuştur. Bunlarla ilgili hasar tespit tutanakları güncellenmektedir, bu hasar tespit tutanaklarından sonra müdahaleler olacaktır diye düşünüyorum ben.

Netice itibarıyla, burada dere ıslahı, gölet, set, barajla ilgili talepler, tarım sigortasıyla ilgili talepler gündeme geldi; bunları takip etmeliyiz.

Arkadaşlar, şunu özellikle söylemek istiyorum ben: “Afettir”, “mücbir sebeptir” diye kenara çekilmek doğru değildir, bizler de üzerimize düşen tedbirleri almak durumundayız. Çiftçilerimiz, köylülerimiz, valiliğimiz, kaymakamlığımız ve bürokratlarımız ve biz siyasetçiler olarak, “mücbir sebep”, “afettir” mazeretini sığınmamalıyız, gerekli önlemleri her zaman almalıyız, çiftçilerimizi tarım sigortası noktasında eğitmeliyiz, buna rağmen de bir şey olursa o zaman tevekkül etmeliyiz diye düşünüyorum ben.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Komisyonu kuralım.

RAMAZAN CAN (Devamla) – Evet, komisyonla ilgili…

LEVENT GÖK (Ankara) – Önergeyi destekle Ramazan Bey.

RAMAZAN CAN (Devamla) – Biliyorsunuz 639 sıra sayılı Torba Kanunu görüşmekteyiz, bu da Edirne’de yaşayan, Uzunköprü’de yaşayan vatandaşlarımızı ilgilendiren bir mesele ve Türkiye'nin diğer vilayetlerinde yaşayan insanlarımızı ilgilendiren bir mesele. Özellikle Soma şehitleriyle ilgili mağduriyetlerin giderilmesi noktasında ve yapılandırma noktasında, kamuoyunun büyük bir bölümünü ilgilendiren sıkıntılara çözüm getiren bu torba yasayı, özellikle Soma şehitlerimizin haklarını verme noktasında, onlara bayramdan önce bir hediye sunabilmek amacıyla, bütün gruplarımızla el birliğiyle, inşallah cuma gününe kadar yasalaştırırız, onlara buradan bir bayram hediyesi sunarız. (AK PARTİ sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar)

LEVENT GÖK (Ankara) – Uzunköprü’yü de kurtaralım ama.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Hadi Ramazan Bey, “destekliyorum” de.

RAMAZAN CAN (Devamla) – Netice itibarıyla, Uzunköprü, Edirne ve Türkiye'nin bütün vilayetleri, 779 bin metrekare, bütün hepsi bizim, bütün problemleri bizimdir, dolayısıyla bütün problemleri çözmek için biz buradayız. (AK PARTİ sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar)

Ben demin konuşmama başlarken “Edirne milletvekili değilsin.” diye bir laf attınız; biz Türkiye milletvekiliyiz, dolayısıyla Türkiye'nin bütün sorunlarını araştırmak durumundayız.

Burada bunu dile getirirken de Edirne halkı, özellikle Uzunköprü, İpsala halkı ve orada yaşayan, mağdur olan köylülerimiz sorunlarını takip etmiyoruz gibi bir şey de edinmesinler; onlara özellikle yaşamış oldukları mağduriyetten dolayı geçmiş olsun diyoruz, inşallah yaralarını saracağız.

Son söz, Soma şehitlerinin mağduriyetini de hep beraber giderelim, cuma günü onlara inşallah bir bayram hediyesi sunalım diyorum.

Gündemin yoğun olması nedeniyle grup önerisine katılmakla birlikte, inşallah farklı zamanlarda memleketin bütün meselelerini masaya yatırırız diyor, Genel Kurulu bu duygularla tekrar saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisini oylarınıza sunacağım.

III.- YOKLAMA

(CHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Yoklama istiyoruz.

BAŞKAN - Yoklama talebi var, yerine getireceğim.

Sayın Altay, Sayın Özel, Sayın Serindağ, Sayın Gök, Sayın Özcan, Sayın Haberal, Sayın Tayan, Sayın Gümüş, Sayın Özkan, Sayın Değirmendereli, Sayın Genç, Sayın Kuşoğlu, Sayın Acar, Sayın Öz, Sayın Serter, Sayın Küçük, Sayın Tamaylıgil, Sayın Bilgehan, Sayın Ekşi, Sayın Nazlıaka.

İki dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.

VIII.- ÖNERİLER (Devam)

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)

3.- CHP Grubunun, Edirne Milletvekili Kemal Değirmendereli ve arkadaşları tarafından, Edirne ilinde olağan dışı yoğun yağış nedeniyle meydana gelen sel felaketinin yarattığı maddi hasarların tespiti ve bölgenin afet kapsamına alınmasına yönelik incelemelerin yapılması ve kararların verilmesi amacıyla 19/7/2014 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin,  Genel Kurulun 21 Temmuz 2014 Pazartesi günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve  ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)

BAŞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.

Alınan karar gereğince gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmına geçiyoruz.

1’inci sırada yer alan, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri

1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S. Sayısı: 156)

BAŞKAN – Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

2’nci sırada yer alan, Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporlarının görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

2.- Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporları (1/484) (S. Sayısı: 287)

BAŞKAN – Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

3’üncü sırada yer alan, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Kars Milletvekili Yunus Kılıç ve Amasya Milletvekili Avni Erdemir ile 79 Milletvekilinin; Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.

3.- Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Kars Milletvekili Yunus Kılıç ve Amasya Milletvekili Avni Erdemir ile 79 Milletvekilinin; Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Raporu (1/937, 2/2229) (S. Sayısı: 615)

BAŞKAN – Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

4’üncü sırada yer alan, İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Benzer Mahiyetteki 108 adet kanun teklifi ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

4.- İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin’in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin’in; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı’nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman Milletvekili Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3 Milletvekilinin; Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya Güven ve 34 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Balıkesir Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile 20 Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi'nin; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer'in; Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin Şahin ve Önder Matlı ile 8 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören’in; Denizli Milletvekili Mehmet Yüksel ve Çorum Milletvekili Cahit Bağcı ile 37 Milletvekilinin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkereleri (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) (S. Sayısı: 639) (X)

BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Geçen birleşimde İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel kanun olarak görüşülen tasarının ikinci bölümünde yer alan 43’üncü madde kabul edilmişti.

44’üncü madde üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte Olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı'nın, 5510 sayılı Kanunun 28 inci maddesinde değişiklik öngören 44’üncü maddesinde geçen "50" ibaresinin "45" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                Pervin Buldan                                   İdris Baluken                                  Nursel Aydoğan

                        Iğdır                                                Bingöl                                            Diyarbakır

                                     Erol Dora                                   Hasip Kaplan

                                        Mardin                                              Şırnak

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak’ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; İstanbul Milletvekili Durmuş Ali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin Kanun Teklifleri ile; Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun 44. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Rahmi Aşkın Türeli                                        Ali Serindağ                                     Vahap Seçer

İzmir Gaziantep                                     Mersin

Mehmet Volkan Canalioğlu                   Ramazan Kerim Özkan                             Hülya Güven

Trabzon                                                Burdur                                                İzmir

MADDE 44- 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 28 inci maddesinin altıncı fıkrasında yer alan "55" ibaresi "50" şeklinde ve sekizinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve dokuzuncu fıkra eklenmiştir.

"Emeklilik veya yaşlılık aylığı bağlanması talebinde bulunan kadın sigortalılardan başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede ağır engelli çocuğu bulunanların ve emeklilik veya yaşlılık aylığı bağlanması talebinde bulunan sigortalılardan otistik spektrum bozukluğu veya down sendromu tanısı konulmuş çocuğu bulunan anne ya da babadan birinin, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra geçen prim ödeme gün sayılarının dörtte biri, prim ödeme gün sayıları toplamına eklenir ve eklenen bu süreler emeklilik yaş hadlerinden de indirilir."

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuş Ali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun; Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporları ile Tezkerelerinin (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) 44 üncü maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Madde 44 - 31/5/2006 tarih ve 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 28 inci maddesinin altıncı fıkrası aşağıdaki şekilde, yedinci fıkrasındaki " 55" ibaresi '50' şeklinde ve sekizinci fıkrasında yer alan "malûl" ibaresi "ağır engelli" şeklinde değiştirilmiş ve altıncı fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.

"En az 20 yıldan beri Bakanlıkça tespit edilen maden işyerlerinin yeraltı işyerlerinde sürekli veya münavebeli olarak çalışan ve bu işlerde en az 4000 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödeyen sigortalılara yaş şartları aranmaksızın 8100 gün prim ödemiş sigortalılar gibi yaşlılık aylığı bağlanır. "

“50 yaşını dolduran ve malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tâbi çalışmalarının en az 1800 gününü Bakanlıkça tespit edilen maden işyerlerinin yeraltı işlerinde geçirmiş olan sigortalılara yaşlılık aylığı bağlanır."

" 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 21 inci maddesinin birinci fıkrasının (j) kapsamına girenler hariç olmak üzere 3/11/1980 tarihli ve 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanuna göre veya 2330 Sayılı Kanun hükümleri uygulanarak aylık bağlanmasını gerektiren kanunlara göre harp veya vazife malullüğü aylığı almakta olup da çalışanların kendileri rapor veya vergi muafiyet belgesi istenmeden üç bin altı yüz prim gün sayısını doldurmaları halinde yaşlılık aylığına bağlanır."

                  Erkan Akçay                                  Mustafa Kalaycı                          Ahmet Kenan Tanrıkulu

                      Manisa                                              Konya                                                İzmir

                Mehmet Şandır                                    Sümer Oral

                      Mersin                                              Manisa

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ERTUĞRUL SOYSAL (Yozgat) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) – Katılamıyoruz.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Erkan Akçay, Manisa Milletvekili.

Buyurun Sayın Akçay. (MHP sıralarından alkışlar)

ERKAN AKÇAY (Manisa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 44’üncü maddede verdiğimiz önerge üzerinde söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle, biraz evvel burada konuşan iktidar partisi temsilcisi bir değerli milletvekili arkadaşımız Soma’yla ilgili düzenlemelerin bayram öncesi bir bayram hediyesi olarak çıkarılacağını ifade etti. Şimdi, öncelikle, ifade etmek isterim ki bu Soma’yla ilgili düzenlemeler, maalesef, bayrama yetişmiyor. Bunun da başsorumlusu iktidar partisinin torba tasarıyla ilgili anlaşılmaz, uzlaşılmaz ve katı tutumundan ve pek çok maddeyi buraya zorla dâhil etmesinden kaynaklanmıştır.

İkinci önemli husus da: Bu, bir hediye değildir değerli arkadaşlar. Buna bir lütuf olarak yaklaşılmasını da kesinlikle doğru bulmuyorum, son derece yanlış bir anlayıştır. Bu bir hakkın teslimidir, bir devletin sosyal devlet kavramıyla yapması gereken bir husustur; hediye başka bir anlam taşır.

Değerli arkadaşlar, şimdi, “hediye” ifade ediyorsunuz. Biliyorsunuz AFAD’da 146,5 milyon lira para toplandı ve hayatını kaybeden 301 maden işçisinin ailesine 154 biner lira bu vatandaşlarımız tarafından AFAD’a yapılan bağışların dağıtılacağı bizzat Başbakan tarafından ifade edildi. Sayın Başbakan, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin 16 milyon liralık bir çekini, çok büyük, devasa bir pankart hâlinde basın huzurunda törenle bu çeki kabul etti. Şimdi, bu bağışları yapanlar bütün vatandaşlarımız. Burada, ben, doğrusu merak ediyorum, acaba Sayın Başbakan kendi cebinden kaç lira AFAD’a veya Somalı mağdur insanlara yardım etti? Bilemiyoruz ancak bu yardımların sanki AKP yapıyormuş veya Sayın Başbakan cebinden veriyormuş gibi de reklamı yapılıyor; bunu da son derece yanlış buluyorum. Bu, vatandaşlarımızın yaptığı bir yardımdır. Ayrıca, vatandaşlarımız sadece AFAD’a bağışta bulunmamışlardır, bizzat, bire bir maden işçilerine giderek gerek para gerek ayni yardımlarda bulunmuşlardır canla başla bir seferberlik hâlinde, hatta pek çoğu da yurt dışından özellikle gelerek bu yardımlarını ulaştırmıştır. Bütün vatandaşlarımıza bu bağış ve yardımları için de tabii şükranlarımızı sunuyoruz.

Bayrama bir haftalık bir zaman kaldı. “Bu AFAD yardımları ne zaman dağıtılacak?” Bu önemli bir sorudur. Bayram öncesi bunun dağıtılması gerekir; bir.

İkincisi: Bu AFAD’a yapılan bağışlar bir yardım şeklinde sadece 301 maden işçimizin ailesine, hayatını kaybedenlerin ailelerine verilecek. Ama, ocaktan 487 işçimiz de hayatını güç bela kurtardı, onların da büyük bir mağduriyeti vardır. Bu bağış ve yardımlardan mutlaka onların da yararlandırılması gerekmektedir.

Şimdi, 2 de konut verileceği ifade ediliyor ve öğreniyoruz ki bunu da hayırsever iş adamları  yapacak. E, peki, Hükûmet olarak sen ne yaparsın kardeşim? Yani vatandaşlarımız bağış yapacak, konut yapacak, o zaman “Sen ne yaparsın?” diye sorarız.

Değerli milletvekilleri, bu 44’üncü maddede önemli ve önemli olduğu ölçüde de doğru bulduğumuz iki düzenleme var:

Birincisi: 44’üncü maddeyle yer altı maden işlerinde çalışanların emeklilik yaşı 55’ten 50’ye indirilmekte ancak prim gün sınırı ile ilgili bir düzenleme yoktur burada.

Bir de “malul” ibaresi “ağır engelli” şeklinde değiştirilerek otistik veya down sendromlu çocukların anne ve babalarına yüzde 25 erken emeklilik hakkı verilmektedir.

Bizim buradaki önergemiz de yaş tahdidini kaldırarak yirmi yıl fiilen çalışan ve bu işlerde en az 4 bin gün sigorta primi ödeyen sigortalılar için, yaş şartı aramadan 8.100 gün prim ödemiş sigortalılar gibi yaşlılık aylığı bağlanması öngörülmektedir.

Bu düşüncelerle önergemizin kabulünü diler, hepinize saygılar sunarım. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz.

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Karar yeter sayısı...

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunacağım, karar yeter sayısı arayacağım.

Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Karar yeter sayısı yoktur.

Birleşime beş dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 17.26

DÖRDÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 17.36

BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER: Muharrem IŞIK (Erzincan), Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır)

-----0-----

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 122’nci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.

Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve arkadaşlarının önergesinin oylanmasında karar yeter sayısı bulunamamıştı. Şimdi önergeyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.

Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Karar yeter sayısı vardır, önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak’ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin Kanun Teklifleri ile; Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun 44. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Hülya Güven (İzmir) ve arkadaşları

MADDE 44- 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 28 inci maddesinin altıncı fıkrasında yer alan "55" ibaresi "50" şeklinde ve sekizinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve dokuzuncu fıkra eklenmiştir.

"Emeklilik veya yaşlılık aylığı bağlanması talebinde bulunan kadın sigortalılardan başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede ağır engelli çocuğu bulunanların ve emeklilik veya yaşlılık aylığı bağlanması talebinde bulunan sigortalılardan otistik spektrum bozukluğu veya down sendromu tanısı konulmuş çocuğu bulunan anne ya da babadan birinin, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra geçen prim ödeme gün sayılarının dörtte biri, prim ödeme gün sayıları toplamına eklenir ve eklenen bu süreler emeklilik yaş hadlerinden de indirilir."

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ERTUĞRUL SOYSAL (Yozgat) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) – Katılamıyoruz.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteyen Hülya Güven, İzmir Milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar)

Buyurun Sayın Güven.

HÜLYA GÜVEN (İzmir) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın milletvekilleri, 639 sıra sayılı Torba Tasarı’nın 44’üncü maddesiyle ilgili verdiğimiz önerge hakkında görüşlerimi sunmak üzere huzurunuzda bulunuyor, saygılarımı sunuyorum.

Sayın milletvekilleri, her zaman olduğu gibi, yine bu tasarıda da Soma’da hayatını kaybeden 301 emekçiden sonra iş güvenliği, iş sağlığı ile ilgili ya da ilgisiz birçok yama yapılmaya çalışılmaktadır. Daha önceleri de yapıldı ve yamaların hiçbir zaman açıkları kapatamadığını gördük. Tartışılmadan, aceleye getirilerek yapılan madde değişikliklerinin ya da madde eklerinin eksikleri kapatma değil, yeni açıkları yarattığı bir gerçektir. Aslında bugüne kadar yasa tasarılarının aceleye getirilmesiyle karşılaştığımız olumsuzlukları ve sıkıntıları yurttaşlarımızla birlikte yaşıyoruz. Özellikle engelli ve engelli aileleri çok daha yakından yaşıyorlar çünkü vaat edilen iyileştirmeler yapılmıyor, sadece yapılıyormuş gibi davranılıyor.

Bugün engelliler açlık grevine gidiyor, dört gündür açlık grevindeler. Kadınlar kadın cinayetlerine karşı eyleme gidiyorlar. Nedenini iktidar düşünüyor mu acaba? AKP, Engelli Yasası’nı ilk kendisinin çıkardığıyla övünüyor. 1998 yılında engellilerden sorumlu Devlet Bakanı Sayın Hasan Gemici’nin yaptığı çalışmaları hatırlamak istemiyorsunuz herhâlde. 1962 yılında çıkan özel eğitime muhtaç çocuklar için yönetmeliği de hatırlamakta yarar var.

2012 yılında kadına şiddetle ilgili yasa çıktı. O günden bu yana cinayete kurban giden, şiddete uğrayan kadın sayısı katlanarak artmaya başladı. “Kürtaj yasak.” denildi yasa çıkarılmak istendi, “Çocukları engelli de olsa biz bakarız.” denildi ama bugün yuvadaki çocuklar pencerelerden düşüp ölüyorlar, yurtlarda devlet koruması altında olması gereken çocuklara, özellikle engellilere taciz ve tecavüz olaylarının arttığını görüyoruz. Engelli bakımevlerinde engelli çocuklar da dövülmeye başlandı. Mahkûm ve tutuklu çocuklara yapılan eziyetleri ayrı tutuyorum.

Sorunların bu kadar yoğun olmasının nedeninin kanunların yetersizliği olmadığını bizler biliyoruz ama acaba iktidar biliyor mu? Nedenlerin ortaya konulmadığı, çözüm aranmadığı sürece istenildiği kadar torba kanun yapılsın sonuç hiçbir zaman değişmeyecektir. Her şeyden önce engellilerin de birer birey olduğunu ve engellilerin insan hakları olduğunu hatırlamak gereklidir.

Her yıl 30 bin ama bu sene nedense 20 bin engelliye iş olanağı sağlanacak diye sınavlar açıldı ama rakam 2 bine, 1.500’e, bu sene 3 bine düşmüş ama kaç kişiye iş verildi o da belli değil, sadece söylenen rakamları görüyoruz. Çoğu engelliye “Yanlış tercih yaptınız, seneye bir daha başvurun.” denildiğini gördük. Yani aslında Hükûmetin engellilere hiçbir zaman işe alma, iş verme diye bir kaygısının olmadığını görüyoruz. Amaç, verilen 300-500 lirayla engellileri eve kapatmak aileleriyle birlikte. Tabii, durum böyle olunca aileler sürekli umut ediyorlar ve hayal kırıklığı yaşıyorlar.

44’üncü maddede ağır engelliden bahsediliyor. Ağır engelli tanımı yeterli mi? Otistik ve down sendromlu çocukların engellilik oranları kaçtır? Aslında onlarla beraber bir yirmi dört saatin geçirilmesini isterdim. Çocukların yirmi dört saat gözden uzak tutulmaması gerektiğini hep birlikte anlardık. Kanun yapıcıların otistik ya da down sendromlu çocukların aileleriyle konuşmalarını dileriz.

On iki yıldan bu yana aileler sorun yaşamaktadırlar. Down sendromlu çocuğu belli bir yaşa kadar büyük bir özveriyle büyüten ailelerde anne ya da babanın birisinin erken emekli olmalarının sağlanması gerekiyor. Bu yapıldığı zaman aile ve çocuklarına mutluluk ve güven duygusunu sağlamak mümkün olacaktır ve bunu yapmak da, uygulamak da hepimizin görevidir.

Bu nedenle önergemizin kabulünü arz eder, saygılarımı sunarım.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte Olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı'nın, 5510 sayılı Kanunun 28 inci maddesinde değişiklik öngören 44’üncü maddesinde geçen "50" ibaresinin "45" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Erol Dora (Mardin) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ERTUĞRUL SOYSAL (Yozgat) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) – Katılamıyoruz efendim.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Erol Dora, Mardin Milletvekili.

Buyurun Sayın Dora. (HDP sıralarından alkışlar)

EROL DORA (Mardin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 639 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 44’üncü maddesi üzerinde Halkların Demokratik Partisi adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Tasarının 44’üncü maddesiyle yer altı işlerinde çalışan işçilerin emeklilik yaşı 55’ten 50’ye indirilmektedir. Ağır koşullarda, insan sağlığına uygun olmayan madenlerde -Türkiye madenleri dikkate alınacak olursa- işçilerin can güvenliklerinin sağlanmadığı koşullarda; madenlerde, tünellerde, kanalizasyonlarda çalışan işçileri kapsayan bu düzenlemeyle emeklilik yaşının 50’ye çekilmesi olumlu bir gelişme olarak değerlendirilebilir ancak biz bunu eksik görüyoruz.

Diğer taraftan, bu maddede sadece emeklilik yaşının düzenlenmesi eksik bir yaklaşımın ürünüdür. Yapılan değişiklikte prim gün sınırıyla ilgili bir düzenleme ise bulunmamaktadır.

Değerli milletvekilleri, Hükûmetçe getirilen bu düzenleme, Türkiye’de ortalama insan ömrünü dikkate almadan hazırlanmıştır. Bu düzenleme, yer altı işlerinde çalışan işçilerin erken yaşlarda iş gücü kaybı sorunları yaşadıkları gerçeğini göz ardı ederek hazırlanmıştır. Bu düzenleme, sağlıksız koşullarda çalışan maden işçilerinin erken yaşlarda maruz kaldıkları kalıcı hastalıkları dikkate almadan hazırlanmıştır. Bu düzenleme maden veya diğer yer altında çalışan işçilerin yaptıkları iş karşılığında aldıkları düşük ücretler neticesinde ekonomik bakımdan kalitesiz bir yaşam sürdürdükleri görmezden gelinerek hazırlanmıştır. Bu düzenleme Türkiye’de çalışanların iş karşılığında aldıkları ücret ile emekli maaşlarının karşılaştırılması yapılmadan hazırlanmıştır. Sadece emekli maaşıyla ve ek bir iş yapmadan geçinmenin mümkün olmadığı bilindiği hâlde bilmezden gelinerek hazırlanmıştır.

Değerli milletvekilleri, 50 yaşındaki bir madencinin yer altında çalışması neredeyse imkânsızdır. Madencilik sektörü en zor ve riskli sektörlerin başında gelmektedir. Bu sektörde çalışanlar, hayati tehlike dâhil olmak üzere, pek çok anlamda risk altında görev yapmaktadırlar. Maden ocakları ve özellikle yer altı işleri, meslek hastalıkları ve özellikle toplu ölümlü iş kazaları açısından hâlâ çok yüksek risk taşımaktadır.

506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’na göre yirmi yıldan beri sigortalı olarak maden işlerinde çalışanlara emeklilik hakkı verilmekteydi. Şu an 50’ye indirilmeye çalışılan madencilerin 55 yaşında emekli olabilmeleri şartı bizzat AK PARTİ Hükûmeti tarafından 2008 yılında çıkarılan 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunuyla getirilmiştir. Böylece, yer altında çalışan maden işçilerinin emeklilik koşulları bizzat AK PARTİ Hükûmeti tarafında ağırlaştırılarak dünyanın en zor ve riskli işini yapan maden işçileri mağdur edilmiştir.

Değerli milletvekilleri, yer altında çalışan maden işçileri genç yaşta meslek hastalıklarına yakalanmakta ve fiziksel zorluklar nedeniyle ileri yaşlarda yer altında çalışamamaktadırlar. Bunun sonucunda da sürekli istihdam kapasitesini artıran maden şirketleri ihtiyacını karşılayacak yeterli ve nitelikli iş gücünü bulamamaktadırlar. Maden çalışanları yer altında sadece kömür tozuna değil, farklı birçok kanserojen maddelere de maruz kalıyorlar. Özellikle, kömür çıkarılması sırasında oluşan tozlardan kaynaklanan, uzun vadede grizu patlamaları ve göçüklerden daha büyük risk taşıyor. Yapılan araştırmalar kömür madenlerinde çalışanlarda akciğerde toz ya da kimyasal madde birikmesine bağlı hastalıklar ve şiddetli solunum bozukluğu hastalıklarının azımsanmayacak oranlarda görüldüğünü ortaya koyuyor.

Değerli milletvekilleri, defaatle söylemekte büyük lüzum görüyoruz ki AK PARTİ’nin, kaza oldukça, ölüm oldukça, işçi cinayeti oldukça daha net biçimde açığa çıkan yasal yetersizlikleri yamamaya çalışan yasama üslubu, tarzı değişmedikçe bu işçi cinayetleri farklı mahiyetlerde devam edecektir. Bizler bu ülke yurttaşlarının temsilcileri olarak yurttaş sağlığını, yurttaşların iş güvenliğini, yurttaşların sosyal güvenliklerini ilgilendiren ve kamunun genel çıkarlarını ilgilendiren konularda birkaç sermaye patronunun çıkarlarını önceleyerek bir yere varamayacağımızı bildirmek istiyoruz. Emek verenin hakkını alması, sağlıklı kalması ve can güvenliğinin sağlanması konularında birinci derecede sorumlu olan, Parlamento çoğunluğuna sahip AK PARTİ Hükûmeti ve bu partinin milletvekilleridir. Hükûmetin bu sorumluluklarını hakkıyla yerine getirmesi gerektiğine inanmaktayız.

Bu nedenle, biz 50 yaşın 45 yaşa indirilmesini öneriyoruz.

Tekrar Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

45’inci madde üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte Olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı'nın, 5510 sayılı Kanunun 40 ıncı maddesinde değişiklik öngören 45'inci maddesinin sonuna aşağıdaki cümlenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

"Maden sektöründe çalışanların bugüne kadar kıdemlerine dahil edilmemiş bu haklarını, başvurmaları halinde geçmişe dönük olarak kullanabilirler."

Pervin Buldan                            Erol Dora                             İdris Baluken

        Iğdır                                     Mardin                                    Bingöl

 

Nursel Aydoğan                        Hasip Kaplan

    Diyarbakır                                 Şırnak

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun; Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkerelerinin (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) 45 inci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                  Erkan Akçay                                  Mustafa Kalaycı                          Ahmet Kenan Tanrıkulu

                      Manisa                                              Konya                                                İzmir

                   Sümer Oral                                    Mehmet Şandır                                            

                      Manisa                                              Mersin

MADDE 45- 5510 sayılı Kanunun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki cümle ve ikinci fıkrasına aşağıdaki bentler eklenmiştir.

"Tablonun (10) numaralı sırasında belirtilen sigortalıların, fiili hizmet süresi zammından yararlandırılacakları dönem içerisinde kalan; yıllık ücretli izin, sıhhi izin, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil günleri ile eğitim, kurs, iş öncesi ve sonrası hazırlık sürelerinde fiilen çalışma ve söz konusu işlerin risklerine maruz kalma şartı aranmaz.

 

 

19) Maden Ocakları                                        Maden ocaklarında (elementer civa bulunduğu                            90

saptanan civa maden ocakları hariç), yerüstünde

yapılan işlerde çalışanlar

 

20) Sağlık Kuruluşları                                  Kamuya ait sağlık kuruluşlarında sağlık hizmetleri                       90

ve yardımcı sağlık hizmetleri sınıfında görev yapan

personel ile özel sağlık kuruluşlarında aynı

görevleri yerine getiren personel

 

21) Milli Eğitim Bakanlığı'nda                                                            Öğretmen olarak çalışanlar                          90

 

22) Silah ve mühimmat imalatı yapan       Silah ve mühimmat imalatı                          90”

fabrikalar                                                                                                yapan fabrikalarda çalışanlar

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin Kanun Teklifleri ile; Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun 45. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

             Rahmi Aşkın Türeli                             Ali Haydar Öner                                  Hülya Güven

                        İzmir                                               Isparta                                                İzmir

                 Vahap Seçer                                     Ali Serindağ                                    Mahmut Tanal

                      Mersin                                           Gaziantep                                           İstanbul

MADDE 45 - 5510 sayılı Kanunun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiş, ikinci fıkrasının (18) numaralı bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki bentler eklenmiştir.

Tablonun (10) numaralı sırasında belirtilen sigortalıların, fiili hizmet süresi zammından yararlandırılacakları dönem içerisinde kalan; yıllık ücretli izin, sıhhi izin, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil günleri ile eğitim ve kurs sürelerinde fiilen çalışma ve söz konusu işlerin risklerine maruz kalma şartı aranmaz.

 

19) Tıbbi Patoloji Laboratuvarları                                                     Formaldehid (Formalin) maddesine        60

maruz kalınan ortamda çalışanlar (Tıbbi Patoloji Uzmanları, Uzmanlık Öğrencileri, Teknisyenler)

 

20) Anatomi Anabilim Dalları ve Laboratuvarları                            Formaldehid (Formalin) maddesine                      60

                                                                                                                 maruz kalınan ortamda çalışanlar                          

        (Anatomi Uzmanları,Uzmanlık Öğrencileri,Teknisyenler)

 

21) Diğer Laboratuvarlar                                                                     Formaldehid maddesine maruz kalınan                60 ortamların bulunduğu  laboratuvarlarda

                                                                                                                 çalışanlar

 

22) Denizlerde ve Limanlarda                                                         Gemi Adamları, Gemi Ateşçileri                               180

                                                                                                               Gemi Kömürcüleri, Dalgıçlar

 

23) Ceza ve Tevkifevleri Genel                                                         İnfaz ve Koruma Memuru                                          60

Müdürlüğü

 

24) Hakimlik, Savcılık                                                                          Hakimler, Cumhuriyet Savcıları                               90

 

25) 112 Acil Servis Hizmetleri                                                           112 Acil sağlık Hizmetleri Çalışanları                      60

 

26) Özel Güvenlik Hizmetleri                                                             10/6/2004 tarihli ve 5188 sayılı Özel                        60

Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun Kapsamında fiilen çalışan özel

Güvenlik görevlileri

 

27) 16) 5953 sayılı Kanun                                                                 13/6/1952 tarihli ve 5953 sayılı Kanuna                    90

Kapsamındaki işyerleri                                                                      tabi olarak çalışan sigortalılar                                    

 

28) Basın ve Gazetecilik                                                                      1) Solunum veya cilt yoluyla vücuda geçen 90

İşyerlerinde 4857 sayılı İş                                                                   gaz veya diğer zehirleyici maddelerle

Kanununa göre çalışanlar                                                                  çalışan işyerleri

 

                                                                                                                 2) Fazla gürültülü ve ihtizaz yapıcı makine

                                                                                                                 ve aletlerle çalışarak iş yapılan işyerleri

3)    Tabii ışığın hiç olmadığı veya münhasıran Suni ışık altında çalışan işyerleri

4)    Günlük mesainin yarıdan fazlası saat 20.00'den sonra çalışarak yapılan işyerleri

5)    Doğrudan doğruya yüksek hararete maruz bulunarak çalışılan işyerleri

6)    Fazla ve devamlı fiziki gayret sarf edilerek İş yapılan işyerleri"

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ERTUĞRUL SOYSAL (Yozgat) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) – Katılamıyoruz efendim.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Hülya Güven, İzmir Milletvekili.

Buyurun Sayın Güven.

HÜLYA GÜVEN (İzmir) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın milletvekilleri, 639 sıra sayılı torba Tasarı’nın yine 45’inci maddesiyle ilgili olarak verdiğimiz önerge hakkında görüşlerimizi sunmak üzere huzurunuzda bulunuyor, yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.

“Sağlıkta Dönüşüm Projesi’yle sağlıkta devrim yaptık.” diyen AKP Hükûmetinin yaptığı devrim aslında parası olmayanların tedavi olamamalarına, hekim ve diğer sağlık çalışanlarının da şiddete maruz kalmalarına yol açmıştır. Hatta hekim ve çalışanların maruz kaldığı şiddetin boyutu o kadar büyümüştür ki Türkiye Büyük Millet Meclisinde ilk kez bir meslek grubuna yönelik şiddet ile ilgili araştırma komisyonu kurulmuştur. Ayrıca, sağlık çalışanlarının maruz kaldığı olumsuzluk sadece şiddet değildir, hastalıkların teşhis basamağından başlayarak tedavisi ve takipleri süresince de çok çeşitli risklerle karşı karşıya kalmaktadırlar. Laboratuvarlar, servisler, ameliyathaneler, aslında bunun sayısı daha da artırılabilir.

Aslında ülkemizde iş hayatında tüm çalışanlar risk altındadırlar. En fazla risk altında çalışan kesim ise taşeron sistemi içinde kalanlardır. Taşeronluk, alt taşeronluk ve dayıbaşılık gibi sistemler kalkmadığı sürece Soma’da olduğu gibi 301 değil, çok daha fazla can kaybı olmasına yol açacaktır. Bugün geldiğimiz nokta memurlar dâhil tüm çalışanların adım adım taşeronlaştırılmaya doğru götürüldüğüdür, buna sağlık sistemi de, sağlıkçılar da dâhil olmakta. Ülkemizde insanlar işsiz bırakılarak ya da işsiz bırakılma tehdidiyle taşerona yönlendiriliyorlar. Türkiye'de yaşayıp Türkiye'de çalışan ve iş riskine maruz kalmayan iş alanlarımız maalesef yok. Bu nedenle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda düzenlenen fiilî hizmet süresi zammında adaletli bir şekilde yeniden düzenleme yapılması gerekmektedir. Hâkim ve savcıları düşünelim, askeriyeye bağlı iseler hizmet süresi zammı alabiliyorlar, sivil ise alamıyorlar. Haksızlık değil mi? Demir çelik sektöründe çalışanlar, okullar -öğretmenlere yönelik şiddet olayları da arttı biliyorsunuz, ölen öğretmenlerimiz var- fabrikalarda çalışanlar, gürültülü ya da kimyasal gazlarla ışıksız ortamda, ısı yüksek ortamda çalışanlar, basın çalışanları, gıda, tarım ve hayvancılıkla ilgili alanlarda çalışanlar, 112 Acil Servis çalışanları, laboratuvarlarda çalışanlar, aslında tüm sağlık çalışanları risk altındaki ayrı bir grubu oluşturmaktadır ve buna aslında ekleyebiliriz,  hemen hemen ülkemizde riskli olmayan alan yok gibi çünkü iş sağlığı ve iş güvenliği sorunları çözümlenmiyor. Nitekim, yalnızca 2014 yılında çocuklar dâhil  en az 1.200 kişinin hayatını kaybettiği bildirilmektedir. Kayda girmeyenleri bilmiyoruz. Bugün maden ocaklarında yaşam odasını bile çok gören bir zihniyet mevcutken insan haklarına saygı beklemek anlamsız olmaktadır. Ancak, yine de, fiilî hizmet zammının riskli meslek ve iş gruplarına göre yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.

Kınık’ta maden kazası nedeniyle ziyaret ettiğimiz bazı evlerde ne gördük biliyor musunuz, birer parmaklarını kaybetmiş genç çocuklar gördük. Sebebini sorduk: “Ne oldu?” diye “İş kazası.” dediler. Ama bu çocuklar kayıtlı mı iş kasası olarak? Değil. Aslında, ülkemizde, birçok iş kazalarının kaydı yapılmamaktadır ve şikâyet  etmeye de korkuyorlar tabii ki, işlerini kaybetmekten korkuyorlar ama yaptıkları sadece  engellilikleri için üzülmek, aileleri de üzülüyorlar.

Bizim, bu konuda verilmiş olan tüm önergelerimizin dikkate alınmasını arz ediyor, saygılarımı sunuyorum.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

ENGİN ALTAY (Sinop) – Karar yeter sayısı…

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.

Kabul edenler… Kabul etmeyenler…

Elektronik cihazla oylama yapacağız.

Bir dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, karar yeter sayısı vardır, önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuş Ali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun; Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın kanun teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı tezkerelerinin (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) 45 inci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Erkan Akçay (Manisa) ve arkadaşları

MADDE 45- 5510 sayılı Kanunun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki cümle ve ikinci fıkrasına aşağıdaki bentler eklenmiştir.

"Tablonun (10) numaralı sırasında belirtilen sigortalıların, fiili hizmet süresi zammından yararlandırılacakları dönem içerisinde kalan; yıllık ücretli izin, sıhhi izin, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil günleri ile eğitim, kurs, iş öncesi ve sonrası hazırlık sürelerinde fiilen çalışma ve söz konusu işlerin risklerine maruz kalma şartı aranmaz.

 

19) Maden Ocakları                                        Maden ocaklarında (elementer civa bulunduğu                            90

saptanan civa maden ocakları hariç), yerüstünde

yapılan işlerde çalışanlar

 

20) Sağlık Kuruluşları                                  Kamuya ait sağlık kuruluşlarında sağlık hizmetleri                       90

ve yardımcı sağlık hizmetleri sınıfında görev yapan

personel ile özel sağlık kuruluşlarında aynı

görevleri yerine getiren personel

 

21) Milli Eğitim Bakanlığı'nda                                                            Öğretmen olarak çalışanlar                          90

 

22) Silah ve mühimmat imalatı yapan     Silah ve mühimmat imalatı                          90”

fabrikalar                                                                                             yapan fabrikalarda çalışanlar

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU  SÖZCÜSÜ ERTUĞRUL SOYSAL (Yozgat) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) – Katılamıyoruz efendim.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Erkan Akçay, Manisa Milletvekili.

Buyurun Sayın Akçay. (MHP sıralarından alkışlar)

ERKAN AKÇAY (Manisa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 45’inci maddede verdiğimiz önerge üzerine söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

5510 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 40’ıncı maddesine göre, değerli arkadaşlar, yer altı maden ocaklarında, kanalizasyon ve tünel yapımı gibi yer altı iş yerlerinde çalışanlara hâlihazırda yüz seksen gün fiilî hizmet süresi zammı verilmektedir. Bu tasarının 45’inci maddesiyle de yer altı işlerinde çalışanların yıllık ücretli izin, sıhhi izin, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil günleri ile eğitim ve kurs süreleri fiilî hizmet süresi zammına dâhil edilmektedir. Öncelikle ifade etmek isterim ki bu olumlu bir düzenlemedir ancak bazı noksan gördüğümüz tarafları da bulunmaktadır.

Şimdi, kanalizasyon ve tünel yapımı gibi yer altında ve yer altı maden ocaklarında çalışanlara yüz seksen gün fiilî hizmet zammı verilirken yine aynı maden ocaklarında, yine aynı bu tehlikeli iş yerlerinde yer üstünde de oldukça zor koşullarda çalışma yapılmaktadır ve bu yer üstünde çalışanlar da fiilî hizmet süresi zammından, herhangi bir süreden yararlanamamaktadırlar. Bunlara da doksan gün fiilî hizmet zammı verilmesini öngörüyoruz. Örneğin kömür ocağında yer üstünde çalışanlar yer altındakiler kadar olmasa da bazı ciddi tehlikelere maruz kalabilmektedirler ve aynı sorumlulukları üstleniyorlar ve kömür tozu soluyorlar. Bunlara da doksan gün fiilî hizmet süresi zammı öngörüyoruz.

Diğer bir çalışan grubu da sağlık çalışanları. Sağlık kurumları da yirmi dört saat kesintisiz hizmet vermektedir. Hekimlerimiz ve yardımcı sağlık çalışanları birçok mesleki riskle karşı karşıya kalmaktadırlar ve aynı zamanda pek çok sorunla da mücadele etmektedirler.

Sağlık kurum ve kuruluşlarında sağlık çalışanlarına şiddet öyle bir hâl almıştır ki, Türkiye’de ilk defa, bir meslek grubuna yönelik şiddet olaylarının önüne geçmek için Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir araştırma komisyonu kurulmuştur. Binlerce sağlık çalışanı her gün ölümcül hastalıklara yakalanma riskiyle karşı karşıyadır. Personel eksikliğinden kaynaklanan yoğun iş yükü ve ardından bitmek bilmeyen nöbetler, fazla mesailer sağlık çalışanlarını her geçen gün daha fazla yıpratmaktadır ve kendi sağlıklarını da doğrudan etkileyen birçok unsura maruz kalan sağlık çalışanlarının, hastanelerde yaşanan aşırı yoğunluk ve fazla iş yükü nedeniyle psikolojileri de çok olumsuz etkilenmektedir. Yine, bu en zor mesleklerden biri olan sağlık çalışanlarına da yılda doksan gün fiilî hizmet zammı süresi verilmesini öngörüyoruz.

Bir diğer çalışan grubu da öğretmenlerimizdir. Öğretmenlerde derslik açığı, okullardaki teknik ve fiziki altyapı imkânlarının yetersizliği, kalabalık sınıflar, öğretmenlere yönelik itibarsızlaştırma politikaları, okullarda yaşanan güvenlik sorunu ve öğretmenlere yönelik de giderek artan şiddet olayları, özür grubu tayinlerinin yapılmaması, yaşadıkları maddi sıkıntılar gibi daha sayılabilecek bazı hususlar nedeniyle de bu fiilî hizmet süresini doksan gün olarak da öngörüyoruz.

Fiilî hizmet zammının özünde, ağır ve yıpratıcı işlerde çalışan sigortalıların korunması düşüncesi vardır. Ayrıca, silah ve mühimmat imalatı yapan fabrikalarda çalışanlar, önceden 4534 sayılı Emekli Sandığı Kanunu kapsamında fiilî hizmet süresi zammından yararlanırken en son çıkan 5510 sayılı Kanun’la bu kapsam dışına çıkarılmıştı. Oysa, 5510 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihte mühimmat ve patlayıcı üretimi yapan fabrika, iş yerleri de en riskli grup olarak 5’inci grupta sayılıyorlardı. 29 Mart 2013 tarihinde yürürlüğe giren İşyeri Tehlike Sınıfları Tebliği’ndeki sıralamaya göre silah ve mühimmat üretimi yapan iş yerleri çok tehlikeli olarak gruplanmıştır. Bunlara da mutlaka doksan gün fiilî hizmet zammı verilmesinde fayda görüyoruz.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte Olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı'nın, 5510 sayılı Kanunun 40 ıncı maddesinde değişiklik öngören 45'inci maddesinin sonuna aşağıdaki cümlenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

"Maden sektöründe çalışanların bugüne kadar kıdemlerine dahil edilmemiş bu haklarını, başvurmaları halinde geçmişe dönük olarak kullanabilirler."

Erol Dora (Mardin) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ERTUĞRUL SOYSAL (Yozgat) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) – Katılamıyoruz efendim.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen İdris Baluken, Bingöl Milletvekili.

Buyurun  Sayın Baluken.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 45’inci maddedeki önergemiz üzerine söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Aslında, bu maddede olumlu bir düzenleme var. Bu düzenlemeyle madencilik sektöründe çalışan tüm işçilerin çalışılmayan günlerinin de çalışılmış gibi yıpranmaya dâhil edilmesi şeklinde tarif edebiliriz. Bunu olumlu karşılıyoruz. Yani maden işlerinde çalışanların haftalık tatili, genel tatil, ulusal bayram, yıllık izin, sıhhi izin, eğitim, kurs, iş öncesi ve sonrası hazırlık sürelerinin de yer altında çalışılıyormuş gibi SGK’ya bildirilerek yıpranmaya dâhil edilmesi tabii ki olumlu bir gelişmedir. Ancak bu olumlu gelişmeleri yaparken muhalefetin vermiş olduğu önergelerle zenginleştirmek ve kapsamını genişletmek gerektiğini biz düşünüyoruz.

Bizim vermiş olduğumuz önergede bu madenci emekçilerin geçmişe yönelik yıpranmışlıklarının da hesaba katılmasını öneriyoruz. Yani, örneğin, Soma’daki katliamda sağ kurtulan madencilerin geçmişe dönük bu yıpranmışlık durumlarının da geçmişe yönelik olarak burada ele alınması gerektiğini ve yasaya dâhil edilmesi gerektiğini öneriyoruz.

Yine, diğer muhalefet partilerinin de vermiş olduğu önergelere baktığımızda, olumlu birtakım öneriler var, biz o önerilere de katılıyoruz. Yani sağlık alanında, işte, 112 çalışanlarının, patoloji laboratuvarında, anatomi laboratuvarında çalışanların, deniz ve limanlarda tehlikeli işlerde çalışanların, basın ve gazetecilik işlerinde çalışanların, infaz koruma memurlarının, öğretmenlerin bu fiilî hizmet süresi zammından yararlanması gerektiğini düşünüyoruz.

Burada belki ayrı bir parantez açılması gereken bir sektör var ki bu, inşaat sektörü. İnşaat sektöründe çalışan emekçilerimiz aslında bu iş cinayetlerinin, işçi katliamlarının en yoğun yaşandığı sektörde çalışmak zorunda kalıyorlar. Nitekim, Türkiye’deki istatistiklere baktığımız zaman iş cinayetlerinde en fazla kaybın olduğu sektör olarak bu inşaat sektörü karşımıza çıkıyor. Oran yüzde 4,9 gibi yüksek bir oran. Yani çalışan her 100 inşaat işçisinden, emekçisinden neredeyse 5’i bir şekilde iş kazalarından dolayı mağdur ediliyor. Dolayısıyla, bu riskli alanlarla ilgili bir düzenleme yapmaya ihtiyaç var çünkü Türkiye’deki iş cinayetleriyle ilgili durum, iş kazalarıyla ilgili durum son derece vahim.

İstatistiklere baktığımız zaman, Avrupa’da iş kazalarında yaşamını yitirenler konusunda şu anda 1’inci sıradayız, dünyada da Hindistan’dan ve Rusya’dan sonra 3’üncü sırada yer alıyoruz. Dolayısıyla, hani, bu tarz, çalışma hayatını etkileyen yasa tasarıları hazırladığımız zaman aslında kapsamlı bazı düzenlemelerle burada bütün bu risk alanlarının tespiti ve buna yönelik tedbirlerin alınmasını öngörmüş olsaydık daha faydalı bir iş yapıyor olacaktık çünkü özellikle yaşamını yitirenlerin yaş grubuna baktığımız zaman da çok vahim bir tablo önümüze çıkıyor. Bakın, bir yılda Türkiye’de, 2013 yılında örneğin 1.235 işçi bu iş kazalarından dolayı yaşamını yitirmiş ve yaş ortalamalarına baktığımız zaman 14 yaş ve altında olan 18 çocuk işçi yaşamını yitirmiş, 15-17 yaş aralığında olan 41 çocuk işçi yaşamını yitirmiş ve 18-27 yaş arasında da 249 işçi yani özellikle genç popülasyonun, genç grubun çalışmak zorunda kalması, güvencesiz çalışma koşullarında çalıştırılması vahim bir tabloyu önümüze getiriyor. Dolayısıyla, keşke bu düzenlemeler yapılırken biz bütün bu tabloları masaya yatırma şansına sahip olsaydık.

Bu önergelerde muhalefetten gelen önerilere bence açık olun diyoruz, hep bu çağrıyı yapıyoruz ama maalesef AKP Hükûmeti bırakın muhalefetten gelen önergeleri, Meclis bünyesinde çalışan komisyonların raporlarını bile dikkate almıyor. En somut örneği Sağlıkta Şiddet Olaylarını Araştırma Komisyonu kurmuştuk yani aylarca çok verimli bazı çalışmalar ortaya konuldu. O raporlarda ifade edilen önerilerin hiçbirinin bugün hayata geçmediğini, Bakanlık tarafından dikkate alınmadığını üzülerek belirtiyorum. Böyle olmadığı için de sorun devam ediyor, sağlıkta şiddet devam ediyor diyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP ve CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

46’ncı madde üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı'nın, 5510 sayılı Kanunun 41 inci maddesinde değişiklik öngören 46'ıncı maddesinde geçen "ve çocuğunun yaşaması” ibaresinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

                Pervin Buldan                                      Erol Dora                                       İdris Baluken

                        Iğdır                                                Mardin                                               Bingöl

                                           Nursel Aydoğan                                 Hasip Kaplan

                                                Diyarbakır                                            Şırnak

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin Kanun Teklifleri ile; Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun 46. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Rahmi Aşkın Türeli                    Ali Serindağ             Vahap Seçer

           İzmir                               Gaziantep                   Mersin

Ramazan Kerim Özkan         Mehmet Volkan Canalioğlu

         Burdur                                          Trabzon

Madde 46- 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 41 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"a) Kanunları gereği verilen ücretsiz doğum ya da analık izni süreleri ile 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bendi kapsamındaki sigortalı kadının, en fazla biri sigortalılık başlangıç tarihinden önce ve üç defaya mahsus olmak üzere doğum tarihinden sonraki iki yıllık süreyi geçmemek kaydıyla borçlanılacak sürelerde uzun vadeli sigorta kolları açısından sigortalı sayılmaması ve çocuğunun yaşaması şartlarıyla talepte bulunulan süreleri,

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun; Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkerelerinin (1/931,2/115, 2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) 46 ncı maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                  Erkan Akçay                                  Mustafa Kalaycı                          Ahmet Kenan Tanrıkulu

                      Manisa                                              Konya                                                İzmir

                   Sümer Oral                                    Mehmet Şandır

                      Manisa                                              Mersin

“MADDE 46 - 5510 sayılı Kanunun 41 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, birinci fıkraya aşağıdaki (k) ve (l) bentleri eklenmiş, üçüncü fıkrasının birinci cümlesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümle eklenmiş, dördüncü fıkrasının (a) bendinde yer alan "(h) ve (j) bentleri" ibaresi üzere "(h), (j), (k) bentleri" şeklinde değiştirilmiştir.

"a) Kanunları gereği verilen ücretsiz doğum ya da analık izni süreleri ile 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri kapsamındaki sigortalı kadının, üç defaya mahsus olmak üzere ve sigortalılık şartı aranmaksızın doğum tarihinden sonra iki yıllık süreyi geçmemek kaydıyla borçlanılacak sürelerde uzun vadeli sigorta kolları açısından sigortalı sayılmaması ve çocuğunun yaşaması şartlarıyla talepte bulunulan süreleri,"

"k) Tabii olduğu sosyal güvenlik hükümlerine göre emekli yaşını doldurduğu halde halen çalışan veya mücbir sebeple sosyal güvenlik kurumuyla ilişiğine ara vermiş olanların on yıla kadar eksik süreleri,"

"l) 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanununda belirtilen çıraklar ile meslek liselerinde okumakta iken veya yüksek öğrenimleri sırasında staja tabi tutulan öğrencilerin çıraklık ve staj süreleri,"

"Birinci fıkranın (l) bendinde geçen sürelerin borçlanılması halinde, çıraklık ve stajın başladığı tarih, sigortalılık başlangıç tarihi olarak esas alınır."

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ERTUĞRUL SOYSAL (Yozgat) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) – Katılamıyoruz.

BAŞKAN – Evet, önerge üzerinde söz isteyen Mustafa Kalaycı, Konya Milletvekili.

Buyurun Sayın Kalaycı. (MHP sıralarından alkışlar)

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Görüşmekte olduğumuz maddeyle daha önce 2 çocuk için geçerli olan doğum borçlanması 3’e çıkarılmakta ve işçilerin yararlanabildiği bu haktan BAĞ-KUR’lu ve memur kadınlara da yararlanma imkânı getirilmektedir.

Milliyetçi Hareket Partisi olarak yıllar önce verdiğimiz sigortalı kadın esnaf ve sanatkârlar ile sigortalı kadın çiftçilerin de doğum borçlanması yapabilmesini içeren kanun tekliflerimiz, nihayet bu tasarıyla birleştirilerek kabul edilmiştir. Ancak Milliyetçi Hareket Partisi olarak verdiğimiz kanun tekliflerinde, ayrıca kadınların sigortalılıktan önce gerçekleşen doğumları için de borçlanma hakkından yararlanabilmesi öngörülmesine karşın, bu önerimiz Komisyonda AKP grubu tarafından reddedilmiştir. Kadınların doğum borçlanması yapabilmeleri için doğumdan önce sigortalı olarak tescil edilmiş olmaları şartı aranmaktadır. Bu nedenle, kadınlar, işe girmeden evvel yaptıkları doğum nedeniyle çalışma hayatından ayrı kaldıkları süreyi borçlanamamaktadır. Hâlbuki erkekler, işe girmeden önceki askerlikte geçen süreleri borçlanabilmektedir.

Doğum da kadınların çalışma hayatından ayrı kalmalarına neden olmakta, belirli bir süre sigortalı olarak çalışabilmelerine imkân vermemektedir. Kadınların da işe başlamalarını doğumdan sonraya bırakabileceğinden hareketle, işe girmeden evvel yaptıkları doğumlar için borçlanma yapabilmelerine imkân verilmelidir.

Değerli milletvekilleri, Hükûmet bu konuda çelişkili bir uygulama da yapmaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumu çıraklık ve stajyerlikte geçen süreleri hizmetten saymaz iken Kurumun 16/9/2010 günlü genelgesine göre çıraklık ve stajyerlikte yapılan doğumlar için borçlanma imkânı verilerek bu süreleri hizmetine saymaktadır. Yani sigortalı kadına, “Çıraklık ve stajyerlik süresi içinde doğum yapmışsan hizmetine sayarım, doğum yapmamışsan hizmetine saymam.” denilmektedir. Bu, açıkça çelişkidir, tutarsızlıktır ve eşitliğe aykırı bir uygulama olup hakkaniyetle bağdaşmamaktadır.

5510 sayılı Kanun’un 5’inci maddesine göre, mesleki eğitim gören ve staja tabi tutulan öğrenciler, 4’üncü maddenin (1)’inci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılmaktadır. Ayrıca, kanunun 7’nci maddesine göre de sigorta hak ve yükümlülükleri mesleki eğitime ve staja başladıkları tarihten itibaren başlamaktadır. Ancak, yine aynı kanunun 38’inci maddesine göre malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulamasında dikkate alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olarak ilk defa kapsama girildiği tarih olarak kabul edildiğinden, çıraklar ve stajyerler çıraklık ve staj süreleri için malullük, yaşlılık ve ölüm sigortasından sağlanan haklardan yararlanamamaktadır yani çıraklık ve staj sürelerini hizmetine saydıramamaktadır.

Bir taraftan çırak veya stajyer öğrenci olarak çalışanlar sigortalı sayılırken ve de çırak ve stajyer olarak çalışmaya başlanılan tarih sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabul edilirken diğer taraftan bu hakların sadece kısa vadeli sigorta kollarıyla sınırlı tutulması ve sadece doğum yapana ayrıcalıklı bir uygulamaya gidilmesi eşitsizliğe ve dolayısıyla mağduriyete neden olmaktadır. Yaşanan mağduriyetin giderilmesinin yanında mesleki eğitimin özendirilmesine de katkıda bulunmak amacıyla çırak olarak çalışmaya veya staja başlanılan tarih uzun vadeli sigorta kolları bakımından da sigortalılık başlangıç tarihi olarak esas alınmalı, çıraklık ve staj süresi için borçlanma hakkı verilmelidir.

Uygulamada doğum, askerlik, aylıksız izin, doktora veya uzmanlık, avukatlık stajı gibi, hatta bir çalışma ya da sigortalılık olmaksızın geçen bazı süreler borçlanılabilmektedir.

Anayasa’nın eşitlik ilkesi de dikkate alınarak uygulamada adaletin sağlanması için aslında fiilen bir çalışmaya ve sigortalılığa dayanan çıraklık ve staj süresine borçlanma hakkı tanınmalı, bu çalışmalar sigortalılık başlangıç tarihi yönünden de dikkate alınmalıdır. Bu nedenle önergemize desteklerinizi bekliyoruz.

Teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum…

III.- YOKLAMA

(CHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)

ENGİN ALTAY (Sinop) – Yoklama istiyoruz.

BAŞKAN – Yoklama talebi var, yerine getireceğim.

Sayın Altay, Sayın Türeli, Sayın Özcan, Sayın Ören, Sayın Yıldız, Sayın Sarıbaş, Sayın Kuşoğlu, Sayın Çam, Sayın Küçük, Sayın Öz, Sayın Özgündüz, Sayın Acar, Sayın Gümüş, Sayın Güler, Sayın Serter, Sayın Bilgehan, Sayın Ekşi, Sayın Haberal, Sayın Özel ve Sayın Seçer.

İki dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.

IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)

4.- İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin’in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin’in; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı’nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman Milletvekili Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3 Milletvekilinin; Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya Güven ve 34 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Balıkesir Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile 20 Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi'nin; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer'in; Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin Şahin ve Önder Matlı ile 8 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören’in; Denizli Milletvekili Mehmet Yüksel ve Çorum Milletvekili Cahit Bağcı ile 37 Milletvekilinin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkereleri (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) (S. Sayısı: 639) (Devam)

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin Kanun Teklifleri ile; Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun 46. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Ali Serindağ (Gaziantep) ve arkadaşları

Madde 46- 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 41 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"a) Kanunları gereği verilen ücretsiz doğum ya da analık izni süreleri ile 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bendi kapsamındaki sigortalı kadının, en fazla biri sigortalılık başlangıç tarihinden önce ve üç defaya mahsus olmak üzere doğum tarihinden sonraki iki yıllık süreyi geçmemek kaydıyla borçlanılacak sürelerde uzun vadeli sigorta kolları açısından sigortalı sayılmaması ve çocuğunun yaşaması şartlarıyla talepte bulunulan süreleri,

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ERTUĞRUL SOYSAL (Yozgat) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Hükûmet katılıyor mu? 

GENÇLİK VE SPOR BAKANI AKİF ÇAĞATAY KILIÇ (Samsun) – Katılmıyoruz Başkanım.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Sakine Öz, Manisa Milletvekili.

Buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

SAKİNE ÖZ (Manisa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tasarının 46’ncı maddesinde yer alan doğum borçlanması düzenlemesi üzerine söz aldım. Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

Doğum borçlanmasını siyasi bir lütuf ve seçim yatırımı olarak değil, kadınlar için temel bir hak ve eşitliğe adanmış bir adım olarak gören kanun teklifimi 3 Nisan 2013’te vermiş ve Hükûmete düzenli aralıklarla bu konuda acil bir ortak yasal düzenleme yapılması çağrısında bulunmuştum. Ne yazık ki gerek Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı gerekse adında “kadın” sözcüğü geçmeyen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, alanlarıyla ilgili birçok torba yasa Meclise gelmesine karşın, yaklaşık bir buçuk yıldır 1 maddelik doğum borçlanması düzenlemesine yanaşmamıştır. Sayın Fatma Şahin ve Sayın Ayşenur İslam’ın dönemlerinde bu konunun önemine defalarca dikkat çekmeme rağmen, binlerce kadının talebi Hükûmet tarafından vurdumduymazlıkla, sessizlikle karşılanmıştır.

30 Ocak 2014’te Meclis kürsüsünden Sayın Bakana, Ayşenur İslam’a seslenmiş ve Bakanlıkta kadınlara dair temel sayısal verilerin eksikliklerini, buna ilişkin sosyal politika açmazlarını tek tek sıralamıştım. Sayın Bakan İslam’a kadına yönelen şiddet, ayrımcılık ve koruma önlemleri, istihdam ve girişimcilik alanındaki ortak sorunlarımızı nasıl aşacağımıza dair net sorular yöneltmiştim. Aynı konuşmamda kadınların doğum borçlanması hakkının sosyal bir bakanlık modeli için yaşamsal değer taşıdığını belirterek, yasa teklifim için ortak bir çalışma önermiştim.

Sayın milletvekilleri, ben, kanun teklifini vereli bir buçuk sene oldu, Sayın Ayşenur İslam’la bu teklifi yüz yüze görüşeli neredeyse altı ay oldu. Geçen sürede, kadınlardan neredeyse her gün sayısız telefon ve mail aldım. Her bir kadın doğum borçlanması talebini sorguluyor, kanunun sigortalı başlangıç tarihinin öncesini de kapsayarak çıkmasını istiyordu. Kadınların güvenceli bir çalışma yaşamına, kendi ayakları üzerinde geleceğe huzur dolu gözlerle bakmasına, fırsat eşitliğine ve sosyal adalete dayalı yaşamasına bir parça katkı koyacak bu kanun teklifini temelde şu gerekçelerle vermiştim:

Basit ve içten, binlerce kadının paylaştığı iki ortak sorunumuz vardı: Doğum yapmadan önce SSK’ya kayıtlı çalışan kadınların kullandıkları ücretsiz doğum ya da analık izni süreleri emeklilik için hesaplanıyorsa bu hak neden diğer sigortalı kadınlar için geçerli olmasın? Doğum borçlanması talebiyle başvuran kadınların başvuru tarihinde sigortalı olmaları neden yeterli sayılmıyor? Sigortalılık öncesi döneme ait doğumları neden borçlanma kapsamına alınmıyor? Biz, kadınların yaşadığı bu sorunlardan yola çıktık. Nisan 2013’teki kanun teklifimizde “sigortalı kadın” tanımını tümüyle genişlettik ve SSK, BAĞ-KUR, Emekli Sandığı ayrımını, genel sağlık ve isteğe bağlı sigortalı farkını tümüyle kaldırmayı önerdik.

Şimdi, torba tasarı içine sıkıştırılan bu düzenleme için yeni bir ortak adım çağrısı yapıyorum. Doğum borçlanması tüm sigortalı kadınlar için genişletilirken, gelin bir adım daha atalım. Borçlanma için 2 çocuk, 3 çocuk tartışmasından önce, kadınların doğum borçlanması için başvurdukları tarihte sigortalı olma şartını yeterli sayalım, tıpkı askerlik borçlanmasında olduğu gibi. Bu sayede sigortalılık öncesi tarihteki doğumları da borçlanma kapsamına alarak emekli olmayı kolaylaştıralım. Bu olanağı tanımazsak binlerce kadının mağduriyeti devam edecek, emeklilik prim gün sayısı dolmayacak, yeni bir yasa maddesi gelene kadar kadınların huzurlu bir gelecek ve emeklilik umudu ertelenecektir, tıpkı “Dul kadınlara  250 bin lira maaş vereceğiz.” dediğinizdeki gibi bu yasa da çok az kadını etkileyecek, çok az kadın yararlanacak.

Meclisimizin bu tasarıya çok ufak bir ek yaparak doğum borçlanması hakkını sigortalılık başlangıç tarihinden önce de tanıyan bir değişikliğe karar vermesini diliyor, hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı'nın, 5510 sayılı Kanunun 41 inci maddesinde değişiklik öngören 46'ncı maddesinde geçen "ve çocuğunun yaşaması” ibaresinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

İdris Baluken (Bingöl) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ BOĞA (Muğla) – Katılamıyoruz.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

GENÇLİK VE SPOR BAKANI AKİF ÇAĞATAY KILIÇ (Samsun) – Katılmıyoruz Başkanım.

BAŞKAN – Evet, önerge üzerinde söz isteyen İdris Baluken, Bingöl Milletvekili.

Buyurun Sayın Baluken.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

46’ncı maddede verdiğimiz önerge üzerine söz almış bulunmaktayım. Tekrar hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bu önergeye baktığımız zaman kadınlarla ilgili olumlu ama yetersiz bir düzenleme görüyoruz. Ben önerge üzerinde düşüncelerimi aktarmadan önce, özellikle her geçen gün artan kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerini tekrar Genel Kurulun bilgisine sunmak istiyorum.

Bu konuda neredeyse her gün birkaç kadının yaşamını yitirdiği çok acı haberleri görüyoruz ve bu Meclis maalesef, bu kadın cinayetlerinin önlenmesine yönelik herhangi bir gündemi buraya getirmiyor, Genel Kurulun bilgisine sunmuyor. Aslında bu konuda öncülük etmesi gerekenler kadın milletvekilleridir. Hemen hemen her gün sokakta 2-3 kadın yaşamını yitirirken; şiddetten dolayı, taciz, cinsel istismar, tecavüzden dolayı hayatı kararıyorken buradaki kadın milletvekillerimizin tamamının, siyasi parti ayrımı gözetmeksizin ortak bir refleks içerisinde olması gerektiğini ifade etmek istiyorum; hatta Meclis kapanmadan önce, bu torba yasadan çok daha önemli olarak, sadece kadın cinayetlerini görüşmek üzere bu Genel Kurulun bir genel görüşme yapması gerektiğini, buradan, ben, bütün Genel Kurula ve özellikle kadın milletvekillerimize öneriyorum.

Tabii, “Niye bu kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet durmuyor?”un cevabını, işte, dünden beri burada, bu Meclis kürsüsünden ifade ediyoruz.

Bir kadın milletvekilimiz, Sayın Nursel Aydoğan, dün Urfa’nın Suruç ilçesinde, kendisine yönelik tekme darbeleri ve coplar nedeniyle, koksiks kırığı şüphesi nedeniyle, şu anda çok ciddi bir sağlık problemi yaşıyor.

Bir kadın milletvekili, düşünün ki sokak ortasında, oradaki kolluk güçleri tarafından darp ediliyor, kendisinin bütün hayatını etkileme potansiyeli olan bir travmaya maruz kalıyor ama bu kürsüden, biz, bunu protesto eden, bunu telin eden bir kadın milletvekilinin konuşmasına bile tanık olmuyoruz.

Siz, kadın milletvekiline yönelik bu şekilde şiddeti, sokak ortasındaki işkenceyi meşru gören bir sessizliği, bir suskunluğu öngörürseniz, kadın cinayetlerinin de önünü açmış olursunuz diyorum. Bu konuda, başta kadın Sayın Grup Başkan Vekili olmak üzere, bütün kadın milletvekillerini, Urfa Valisini ve sorumluları istifaya davet edecek şekilde bu olayı telin etmeye, kınamaya davet ediyorum.

Şimdi, önergeye gelince, tabii, dediğim gibi olumlu ama yetersiz bir değişiklik. Burada, sigortalı kadınlara, çocuğunun yaşaması şartıyla ve doğum tarihinden sonra iki yıllık süreyi geçmemek üzere, 3 defaya mahsus getirilmiş bir düzenleme var.

Değerli milletvekilleri, bakın, çocuğun yaşama şartı bir kere Türkiye koşullarında çok gerçekçi bir şart değil çünkü yeni doğan ölüm oranlarının gelişmiş ülkelere göre daha yüksek olduğu bir toplumda, bir ülkede yaşıyoruz. Yine, doğumdan sonraki çocuk takibinin yetersiz olduğu, sağlık hizmetlerinin, bu konuda maalesef çok iç açıcı olmayan istatistiklerin olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Dolayısıyla burada, çocuğun yaşama koşulunun getirilmiş olmasını biz büyük bir eksiklik olarak değerlendiriyoruz. Bir kadının çocuğunu kaybetmesi, herhangi bir nedenden dolayı doğumdan sonra çocuğunu kaybetmesi başlı başına büyük bir travmadır ve bu travma nedeniyle çoğu zaman intihar eden kadınlar gerçeği var. Dolayısıyla, böyle, çocuğun yaşama durumuna endekslemiş, bir şarta bağlamış olmanızı biz doğru bulmuyoruz.

Diğer taraftan, mevcut yasaya baktığımız zaman, 5510 sayılı Yasa’da kadınların doğum borçlanması hakkından yararlanabilmeleri için doğumdan önce sigortalı olma gibi bir şart olduğunu görüyoruz, bunun da doğru olmadığını düşünüyoruz.

Bu hakkın, doğumdan önce sigortalı olup olmadığına bakmaksızın bütün kadınlara tanınması gerektiğini ifade ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, yeni madde ihdasına dair bir önerge vardır.

Malumlarınız olduğu üzere, görüşülmekte olan tasarı veya teklife konu kanunun komisyon metninde bulunmayan ancak tasarı veya teklifle çok yakın ilgisi bulunan bir maddenin değiştirilmesini isteyen ve komisyonun salt çoğunlukla katıldığı önerge üzerinde yeni bir madde olarak görüşme açılacağı İç Tüzük’ün 87’nci maddesinin dördüncü fıkrası hükmüdür. Bu nedenle, önergeyi okutup Komisyona soracağım. Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılırsa önerge üzerinde yeni bir madde olarak görüşme açacağım. Komisyonun salt çoğunlukla katılmaması hâlinde ise önergeyi işlemden kaldıracağım.

Önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili izzet Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; …Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkereleri yasa tekliflerinin (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198 46. Maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki maddenin 47. Ek madde olarak - tasarı / teklif metnine eklenmesini teklif ederiz.

Ek Madde 47- 5510 sayılı Kanun’un 43 ncü maddesinin birinci fıkrasının ilk cümlesindeki “%40’ı” ibaresi “% 50’si” şeklinde değiştirilmiştir.

Rahmi Aşkın Türeli                    Kamer Genç                            Hasan Ören

        İzmir                                    Tunceli                                   Manisa

   Ali Sarıbaş                              Sakine Öz                              İzzet Çetin

    Çanakkale                                Manisa                                   Ankara

BAŞKAN – Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ BOĞA (Muğla) – Efendim, öncelikle Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerimizi Komisyon sıralarına davet ediyorum.

Sayın Başkanım, salt çoğunluğumuz olmadığı için katılamıyoruz.

BAŞKAN – Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılmadığından önergeyi işlemden kaldırıyorum.

47’nci madde üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte Olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı'nın, 5510 sayılı Kanunun 61 inci maddesinde değişiklik öngören 47'inci maddesinde geçen "burslandırılan" ibaresinin "burs almaya hak kazanan" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                Pervin Buldan                                   İdris Baluken                                  Nursel Aydoğan

                        Iğdır                                                Bingöl                                            Diyarbakır

                 Hasip Kaplan                                       Erol Dora

                       Şırnak                                              Mardin

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun; Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkerelerinin (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) 47 nci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

MADDE 47- 5510 sayılı Kanunun 61 inci maddesinin altıncı fıkrasının birinci cümlesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümle eklenmiştir.

"Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Kurulu kararı ile burslandırılan uluslararası öğrencilerin bildirimleri ise, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı veya Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Kurulu tarafından görevlendirilen kurum tarafından yapılır."

 

                  Erkan Akçay                                     Reşat Doğru                                  Mustafa Kalaycı

                      Manisa                                               Tokat                                                Konya

 

         Ahmet Kenan Tanrıkulu                             Sümer Oral                                    Mehmet Şandır

                        İzmir                                               Manisa                                              Mersin

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi  Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin Kanun Teklifleri ile; Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun 47. Maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

MADDE 47- 5510 sayılı Kanunun 61 inci maddesinin altıncı fıkrasına birinci cümlesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümle eklenmiştir.

"Uluslararası Öğrenciler Değerlendirme Kurulu kararı ile burs verilen uluslararası öğrencilerin bildirimleri ise, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı tarafından yapılır."

             Rahmi Aşkın Türeli                                Ali Serindağ                                     Vahap Seçer

                        İzmir                                             Gaziantep                                            Mersin

         Ramazan Kerim Özkan                 Mehmet Volkan Canalioğlu                         Tanju Özcan

                      Burdur                                             Trabzon                                               Bolu

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ BOĞA (Muğla) – Katılamıyoruz Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

GENÇLİK VE SPOR BAKANI AKİF ÇAĞATAY KILIÇ (Samsun) – Katılmıyoruz.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Tanju Özcan, Bolu Milletvekili.

Buyurun Sayın Özcan. (CHP sıralarından alkışlar)

TANJU ÖZCAN (Bolu) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Evet, biz burada günlerdir bu torba yasayla ilgili mesaimizi yapıyoruz, parti sözcüleri eleştirilerini, önerilerini dile getiriyorlar. Son derece yapıcı öneriler de var ancak bugüne kadar maalesef herhangi birini kabul ettiğinizi biz görmedik.

Tabii, biz Mecliste bu yoğun mesai sarf ederken günün hep bu saatlerinde Sayın Başbakan da meydanlarda sürekli olarak bizlere ağır hakaretlerde bulunuyor. Sayın milletvekilleri, bir hususu dikkatinize çekmek istiyorum: Yaşanan seçim Cumhurbaşkanlığı seçimi, Sayın Başbakan da, Genel Başkanınız da Cumhurbaşkanlığına, yani cumhurun başkanlığına, tüm halkın Cumhurbaşkanı olmaya talip ama meydanlarda kullandığı dile bakıyorsunuz, herhâlde hasbelkader Cumhurbaşkanı seçilirse bizim kaygılarımız haklı çıkacak, herkesin Cumhurbaşkanı olmayacak, böyle bir iddiası olmadığını gösteriyor.

Şimdi, arkadaşlar, bugün aynısını gene tekrarlıyor “CHP zihniyeti pisliktir." demek ne demek? Bunu nasıl içimize sindirmemizi bekliyorsunuz? Bakın, hatırlatmak için söylüyorum: CHP zihniyeti Kuvayımilliye zihniyetidir, CHP zihniyeti Atatürk’ün zihniyetidir. (CHP sıralarından alkışlar) O yüzden bu tür kelimeleri kullanırken daha bir dikkatli olmak lazım, haddini de bilmek lazım.

MEHMET ALTAY (Uşak) – Sana göre o.

TANJU ÖZCAN (Devamla) – Arkadaşlar, bir de Sayın Başbakan bize çok kızmış, ben ve birkaç arkadaşımız Sayın Başbakana verilen Yahudi Üstün Cesaret Madalyası’nı burada dillendirmiştik.

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) – Bunlar bayatladı Tanju.

TANJU ÖZCAN (Devamla) – Sormuşlar Sayın Başbakana “Sürekli dillerine doluyorlar." diye. Arkadaşlar, nasıl dilinize dolamazsınız? Şimdi, bu madalyayı kim vermiş, hiç araştırdınız mı, samimi olarak araştırdınız mı? Veren dernek, sivil toplum örgütü Amerika Birleşik Devletlerinde. İncelediğinizde samimi olarak şunu göreceksiniz: Yüz beş yıllık tarihi boyunca bu madalyayı 10 kişiye vermiş, sadece 10 kişi, 10 kıymetli kişi; bunun 9’u İsrailli, cumhurbaşkanları, başbakanlar, İsrail’in kurucuları; 1 tane bunlar dışında Yahudi olmayan birine bu madalya verilmiş, o da bizim Sayın Başbakan. Sayın Başbakana ısrarla diyoruz ki: “Bakın Gazze’de kan döküyor bunlar, bunlar katil. O zaman çıkart şu yakandaki madalyayı, bunların madalyasını at gitsin.” Ama “Çıkartmam Allah, çıkartmam.” diyor nasıl kıymetli bir madalyaysa bu?

Arkadaşlar, bakın, siz Gazze fatihliğine soyunacaksınız “Gazze’deki mazlum halkın temsilcisiyim ben, onların hakkını, hukukunu koruyorum.” diyeceksiniz, sonra bunları katledenlerin yakana taktığı madalyayla meydan meydan dolaşacaksınız yalancı pehlivan gibi. Böyle bir şey yok arkadaşlar, böyle bir şey yok! Bu, insanları ve bizleri son derece rencide ediyor.

BÜNYAMİN ÖZBEK (Bayburt) – Oradan size ekmek çıkmaz Tanju.

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) – Önergeye gel, önergeye. Pehlivanlara hakaret etme, hakaret etme pehlivanlara, tuş yaparlar.

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Arkadaşlar, bu madalyayı veren örgütün asli amaçlarına baktığınızda şunu göreceksiniz: İsrail devletinin güvenliğini sağlamak ve bekasını korumak, asli amaçlarından iki tanesi bu. O yüzden kimin madalyasını yakasına taktığına ve bununla dolaştığına bir bakmak lazım.

Arkadaşlar, ısrarla bu madalyayı çıkartmıyor Sayın Başbakan. Bu madalyanın Allah’ınızı severseniz önemi nedir?

ALİM IŞIK (Kütahya) – Altın mı madalya, altın mı? Madalya altın mı acaba? Çok değerli olabilir…

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Yani manevi bir değeri mi var? Şunu mu demek istiyor: “Ben İsrail’e böyle şeyler söylüyorum ama İsrail devleti benim için çok kıymetlidir, onun taktığı madalyanın bende manevi değeri var mı diyor? Bunu mu  söylüyor, bunu mu anlayalım yoksa arkadaşlar, bu madalyanın, bu hiç görmediğimiz madalyanın çok büyük bir maddi değeri mi var acaba, maddi bir değeri mi var?

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) – Başbakan üst üste 8 defa seçim kazandı, sen kaç seçim kazandın? Başbakan 8  tane üst üste seçim kazandı, sen kaç seçim kazandın? Kaç tane seçim kazandın?

TANJU ÖZCAN (Devamla) – Arkadaşlar, ben, sizin Başbakanınızın, Genel Başkanınızın paraya çok tamah eden bir genel başkan, bir başbakan olduğunu biliyorum.

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) – Kaç tane seçim kazandın? Kaç tane seçim kazandın?

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Eğer madalyanın çok büyük bir ekonomik değeri varsa, rica ediyorum, aramızda para toplayalım, bunun değerini Başbakana verelim o da atsın şu madalyayı, kurtarsın bu ülkeyi bu yükün altından. (CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) – Kaç seçim kazandın sen? Kaç seçim kazandın?

BAŞKAN – Sayın Bak, lütfen…

TANJU ÖZCAN (Devamla) – Böyle bir rezillik olmaz.

Sayın milletvekilleri, şunu karıştırmayalım, elmalarla armutları birbirine karıştırmayalım.

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) – Hangi seçimi kazandın?

BAŞKAN – Sayın Bak, lütfen…

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Sizin üç tane seçimi kazanmış olmanız bugün o katillerin yakanıza taktığı madalyayla dolaştığınız gerçeğini ortadan kaldırmıyor.

BÜNYAMİN ÖZBEK (Bayburt) – Oradan ekmek çıkmaz size.

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) – Hangi seçimi kazandın, hangi seçimi? Altmış yıldır seçim kazanmadın be.

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Hitler de seçim kazandı, Mussolini de seçim kazandı.

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Gazze’deki insanlar ne düşünür Allah’ınızı severseniz?

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) – Altmış yıldır seçim kazanmadın, konuşuyorsun.

MEHMET ALTAY (Uşak) – Sen Gazze’ye gidebiliyor musun?

TANJU ÖZCAN (Devamla) - “Ben Gazze fatihiyim, dünyada bir tek ben kalsam sizin arkanızdayım.” diyeceksiniz, orada her gün çocuklar öldürülecek, o çocukları öldürenlerin yakanıza taktığı madalyayla göğüsünüz gere gere dolaşacaksınız.

MEHMET ALTAY (Uşak) – Gazze’ye Kemal Kılıçdaroğlu’nu götürelim, Tayyip Erdoğan’ı götürelim hangisini tanıyacak insanlar bakalım.

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Ayıptır günahtır arkadaşlar, ayıptır günahtır.

MEHMET ALTAY (Uşak) – Burada öyle lafla olmuyor o, alana gitmekle oluyor.

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Genel kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ ve CHP sıraları arasında karşılıklı laf atmalar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuş Ali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun; Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın benzer mahiyetteki kanun teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı tezkerelerinin (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514,2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) 47 nci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

MADDE 47- 5510 sayılı Kanunun 61 inci maddesinin altıncı fıkrasının birinci cümlesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümle eklenmiştir.

"Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Kurulu kararı ile burslandırılan uluslararası öğrencilerin bildirimleri ise, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı veya Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Kurulu tarafından görevlendirilen kurum tarafından yapılır."

Erkan Akçay (Manisa) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ BOĞA (Muğla) – Katılamıyoruz.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

GENÇLİK VE SPOR BAKANI AKİF ÇAĞATAY KILIÇ (Samsun) – Katılmıyoruz Başkanım.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Reşat Doğru Tokat Milletvekili. 

Buyurun Sayın Doğru. (MHP sıralarından alkışlar)

REŞAT DOĞRU (Tokat) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

639 sıra sayılı kanun tasarısının 47’nci maddesi üzerine vermiş olduğumuz önergeyle ilgili söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Bu önergede Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığının kanunundaki bir maddesinin daha iyi çalışabilirliği, işlenebilirliği  noktasında bir çalışma yapılmıştır, bence olumlu bir çalışmadır. Bizim önergemiz de maddenin daha iyi anlaşılabilir hâle getirilmesini amaçlamaktadır.

Saygıdeğer milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti devleti, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızla ilgili çalışmalar yapmak ve sorunlarına çözüm üretmek, soydaş ve akraba topluluklar ile sosyal, kültürel ve ekonomik ilişkileri geliştirmek amacıyla Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığını kurmuştur. Bu kuruluş yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın yanı sıra ülkemize eğitim için gelen öğrencilerin eğitim sürelerinin başarılı şekilde devamı ve sonlandırılmasına kadar çeşitli çalışmalar yapmaktadır. 1992 yılından itibaren “Büyük Öğrenci Projesi” adı altında öğrenciler ülkemize gelmektedir. 167 ülkeden de öğrenci ülkemize davet edilmekte ve okutulmaktadır.

Saygıdeğer milletvekilleri, 1990’lı yılların başında Sovyet Rusya’nın dağılmasıyla beraber beş Türk devleti bağımsızlığını kazanmıştır. Bağımsızlığını kazanan Türk devletlerine, Türkiye Cumhuriyeti devleti çok önemli yardımlar yapmış, ilişkilerinin geliştirilmesi için de çok değişik kurum ve kuruluşlar oluşturmuştur. Bunların başında TİKA sayılabilir ve diğer önemli projelerden bir tanesi de “Büyük Öğrenci Projesi” adlı projedir. “Büyük Öğrenci Projesi” adı altında Türk dünyasından ve birçok ülkeden öğrenciler ülkemize getirilmekte ve bu öğrenciler de devletimizin çeşitli okullarında okutulmaktadır. Bu proje adı altında da binlerce öğrenci hem okutulmuş hem de onun sonrasında, bu çocuklar okutulduktan sonra memleketlerine gönderilmiş, memleketlerinde de çok önemli görevler yapmışlardır.

Ancak daha önce ülkemizde okuyan öğrencilerin birçok sorunu maalesef vardır. Bu çocuklarımızın sorunlarının başında, barınma noktasında çok büyük sıkıntıları oluşmuştur; beraberinde, almış oldukları burslar konusunda çok büyük sorunlar meydana gelmiştir. Ama enteresandır bu sorunlar maalesef çözülmemiştir.

Çeşitli defalar, müteaddit defalar sorunlarla ilgili çok çeşitli konular gündeme getirilmiş, çocukların çeşitli noktalarda almış oldukları paralar yeterli görülmemiş çünkü bunların birçoğu gelmiş oldukları ülkelerde fakir ailelerin çocuklarıdır. Bu gelen öğrencilere -çünkü onlar bizim de çocuklarımızdır, Türk dünyasının çeşitli yerlerinden gelmişlerdir başlangıçta, dolayısıyla- Türkiye Cumhuriyeti devletinin her noktasında sahip çıkması gerekirdi. Ancak enteresandır, maalesef, bu çocuklarımıza tam olarak sahip çıkılmamış, hatta bazıları da küserek kendi ülkelerine dönmüşlerdir. Kendi ülkelerinden buraya gelerek eğitim yapmalarının sağlanması beklenirken, maalesef, tam tersi sıkıntılarla karşı karşıya kalınmıştır.

Buradan şuna geçmek istiyorum: Bu çocuklar bizim çocuklarımızdır. Bu çocuklara her noktasında yardım etmek de bizim görevlerimiz içerisindedir. Gerçi şu anda, Türk dünyasının dışında diğer birçok yerden de, 167’ye varan ülkeden de çocuklar ülkemize gelerek eğitim almaktadırlar. Ancak nereden gelirse gelsinler bu çocukların hepsi ülkemizin misafirleri olduğuna göre bunlara her türlü ilgiyi ve desteği göstermek de bizim vazifemiz olmalıdır.

Bazı önerilerimizi sizlere sunmak istiyorum: Bu çocuklarımız ülkemize geldiği zaman mutlaka, devletimizi tanıma noktasında, tanışma toplantıları yapılması gerekmektedir. Hem kendi aralarında hem bizim çocuklarımızla beraber olmalılar hem de devletin çeşitli kurumlarıyla bunları tanıştırmak mecburiyetindeyiz. Çünkü bu çocuklar bizim misafirlerimizdir, çeşitli imkânları sunmak da devletimizin ve bununla ilgili başkanlığın ve bakanlığın görevleri içerisinde olması gerekir.

Ayrıca, koruyucu aileler oluşturulup bu çocuklarımızla diyaloglar kurulabilir. Rehber aileler programının mutlaka bu çocuklarımıza uygulanması gerekir ki geçmiş dönemlerde bununla ilgili bazı çalışmalar yapılmıştır. Bunların süratli bir şekilde devamı getirilmelidir. Çocuklar ev ortamında ailelerle beraber olmalıdır.

Okulunu bitirip ülkesine dönen çocuklarla ilgili de ilişkiler mutlaka devam ettirilmeli, oralarda bulunan TİKA marifetiyle veyahut devletimizin kurum ve kuruluşları tarafından, sivil toplum kuruluşları kurmaları bunlara sağlanmalı ve o noktada desteklenmelidir.

Ayrıca, şurası da bir gerçektir ki, bununla ilgili ülkemizde de çeşitli sivil toplum kuruluşlarına görevler düşmektedir. Kurulan sivil toplum kuruluşları marifetiyle de kardeş ülkelerden gelen çocuklara sahip çıkılabilir.

Ayrıca, üniversitelerimizin uluslararası öğrenci ofisleri mutlaka geliştirilmeli ve tam zamanlı uluslararası öğrenci sayısını artırmalarının sağlanması gerekmektedir.

Bunları sağlayarak 300 milyonluk Türk dünyasının gençlerinin emeklerine sahip çıkın, onlarla beraber olun diyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Karar yeter sayısı…

BAŞKAN - Karar yeter sayısı arayacağım.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…

Elektronik cihazla oylama yapacağız.

Bir dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, karar yeter sayısı vardır, önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte Olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı'nın, 5510 sayılı Kanunun 61 inci maddesinde değişiklik öngören 47'inci maddesinde geçen "burslandırılan" ibaresinin "burs almaya hak kazanan" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

İdris Baluken (Bingöl) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ BOĞA (Muğla) – Katılamıyoruz.

BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) – Katılamıyoruz.

BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen İdris Baluken, Bingöl Milletvekili.

Buyurun.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, 47’nci madde üzerinde konuşacağım. Tekrar hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Tabii, bu 47’nci maddeye baktığımız zaman, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı bursuyla ülkemize gelen yabancı uyruklu öğrencilere genel sağlık sigortasıyla ilgili bir düzenleme yapılmış. Bu, olumlu bir düzenlemedir, buna karşı çıkmak mümkün değil ama hazır laf burstan ve öğrencilerden açılmışken, Gençlik ve Spor Bakanımız da buradayken biraz da ülke içindeki öğrencilerin sorunlarına bir parmak basmak gerekiyor.

Sayın Bakanım, özellikle bu barınma sorunu, yurt sıkıntısı çok had safhada, büyük bir sorun olarak öğrencilerin karşısına çıkıyor. Adım başı üniversite açtığınız için ve altyapısını tamamlamadan, mevcut koşullarını hazırlamadan, sadece bir üniversite açmış olmak için bu planlamayı doğru yapmadığınız için öğrencilerin pek çoğu barınacak bir yurt bulmakta sıkıntı çekiyor. Özellikle yeni üniversitelerin açıldığı illerin çoğunda böyle bir sorun var. Ben Bingöl Üniversitesine, Dersim Üniversitesine yurt bulamadığı için kayıt yaptırmayan pek çok öğrenci biliyorum, pek çoğu bize bu konuda başvurdular, yardım istediler.

Tabii, bu barınma konusu için denilebilir ki: “Bu kadar kısa süre içerisinde bu kadar fazla yurt yapılamayabilir.” Bunu da belki belli bir noktaya kadar anlayışla karşılarız ama bu durumda sizin gündeminizde evlerde kalan öğrencilere bir kira desteğinin, kira yardımının olması gerekiyor çünkü gerek göçler gerek işte, Orta Doğu’da yaşanan sıkıntılardan dolayı çok muazzam bir kira artışı patlaması durumuyla karşı karşıyayız ve çoğu ilde mevcut kiraların ortalama rakamları öğrenci bütçelerinin çok çok üzerinde. Bu nedenle burada sosyal devlet ilkesinin gereği olarak öğrencilere bir kira desteği yapmanın gündeminizde olması gerektiğini düşünüyoruz.

Tabii, öğrencilerin çoğu geçim sıkıntısı yaşıyorlar. Çoğuna öğrenim kredisi veriliyor ama bu öğrenim kredisi karşılıksız verilmiyor, geri ödemeli olması şartıyla veriliyor. Maalesef üniversiteyi bitirince üniversiteli işsizler ordusu gerçeğiyle karşılaştığımız için bu öğrencilerin çoğu çalışma hayatına başlamadan yıllarca işsiz dolaşıyorlar ama bu arada da öğrenim kredisinin geri ödemeli faizleri devasa rakamlara ulaşıyor, çoğunun icralık pozisyonları oluşabiliyor. Bu kredileri geri ödeyemediği için intihar aşamasına gelen pek çok öğrencinin, daha doğrusu pek çok üniversite mezunu işsizin olduğunu biliyoruz.

Biz aslında öğrencilerin bütün bu öğrencilik süresi içerisinde pek çok hakkının devlet tarafından ücretsiz olarak sağlanması gerektiğini düşünüyoruz. Düşünün ki bir devlet, “Sosyal devletim.” diyor ama kendi öğrencisine bir ücretsiz yemek bile veremiyor. Burada sosyal devlet olmanın hangi ilkesinden bahsedeceğiz? Bırakın ücretsiz yemek vermeyi, çoğu üniversitede yemek ücretleri çok fahiş fiyatlarda olduğu için öğrenciler zaman zaman bu zamları, ücretleri protesto ediyorlar. Bu öğrenciler hakkında da soruşturma açılıyor, bazıları gözaltına alınıyor, bazıları tutuklanıyor, cezaevlerine gönderiliyor.

Dolayısıyla, bu tarz sorun alanlarını gidermek için bence, özellikle Avrupa ülkelerini, Almanya, İsveç gibi ülkeleri örnek alabiliriz. Oralarda toplu taşıma ücretlerinde bile çok sembolik ve cüzi bazı fiyatlandırmalar üzerinden öğrencilerden talepte bulunuluyor.

Tabii, bir de bu sosyal güvenlik ve sağlık boyutu var. Özellikle tıp fakültesinin olmadığı illerin çoğunda mediko da olmuyor. Medikonun olmadığı şehirlerde de öğrenciler, herkesin ödemek zorunda olduğu muayene katkı ücretleri, katkı payları, işte ilaçtan doğan ek ücretleri ödemek zorunda kalıyorlar. Yani hepiniz öğrencilik geçirdiniz, bunlar öğrenci bütçesini aşan şeylerdir. Bunlarla ilgili düzenlemelerin yapılması gerektiğini düşünüyoruz.

Son olarak da: Üniversiteyi bitirip de işsiz kalanların, öğrencilikle ilişkisi kesildiği zaman sosyal güvenlikleri kalmıyor. Yani bazen üç yıl sürüyor, bazen beş yıl sürüyor bu işsizlik süreleri. Bu süre içerisinde bu üniversite mezunlarının, işsiz üniversite mezunlarının mutlaka sosyal güvenlikten yararlanması gerektiğini düşünüyor, ilgili bakanlıklara bu konuda duyarlılık çağrısı yapıyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

Buyurun Sayın Satır.

MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) – Biraz evvel Sayın Grup Başkan Vekili bir konuda benden bilgi istedi. 69’a göre söz verirseniz…

BAŞKAN – Buyurun Sayın Satır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

V.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)

6.- İstanbul Milletvekili Mihrimah Belma Satır’ın, Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in 639 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 46’ncı maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı konuşması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Grup Başkan Vekili Urfa’da meydana gelen olaylarla ilgili bilgi istemişti. Ben yetkililerden bilgileri aldım. Kamuoyunu ve Meclisi doğru bilgilendirmek adına bu bilgileri sizlerle paylaşmak istiyorum müsaade ederseniz.

Öncelikle, dün ve bugün devam eden, Sayın Valinin telefona çıkmaması konusu hakkında bir iki cümle söylemek istiyorum. Tabii ki, biz, seçilmiş milletvekili olarak bütün bürokratlarla doğru ve verimli bir ilişki içinde çalışmak zorundayız. Bürokratlar da, sayın valiler, sayın genel müdürler ve tüm bürokratlar bir milletvekilinin telefonuna en kısa sürede çıkmak durumundalar. Burada bir yanlış anlama, usulsüzlük veya bir gecikme varsa bunu kendi aralarında hallederler diye düşünüyorum.

Bu Valimizle görüştüğümde, 6 kez evini aradığınız ve evine not bıraktığınız söylendi fakat cep telefonuyla direkt, bildiğiniz hâlde veya bilebildiğiniz hâlde diyelim…

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Meclis santralini arayın Sayın Başkan Vekili, dünden beri tartışıyoruz, ayıp ama ya! Meclis santralini arayın.

MİHRİMAH BELMA SATIR (Devamla) – Müsaade ederseniz devam edeceğim.

…ulaşabileceğinizi ben de tahmin ediyorum.

Ayrıca, dün ve bugün itibarıyla yaklaşık 30 kadar BDP’li milletvekiliyle Urfa Valimiz direkt görüşmüş, sanıyorum sizinle de görüşmüş. Bu konuyu kapatalım ama bütün valilerin…

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Bu konuyu kapatmayacağız, birazdan cevap vereceğim size. Çok ayıp yani! Grup Başkan Vekili olarak ayıp yani ya!

MİHRİMAH BELMA SATIR (Devamla) – Cevap verebilirsiniz.

Valiler milletvekillerinin telefonlarına çıkmalılar, orada bir sorun yok.

İkincisi: Urfa’da meydana gelen olayla ilgili, siz de biliyorsunuz, bahsettiniz, Ziyaret bölgesinde yaklaşık 200-300 vatandaşımız diyelim, PKK bayraklarıyla IŞİD’in tam karşısındaki bölgede çadır kurmuşlar ve nümayiş yapmışlar. Güvenlik güçleri de bu nümayişi önlemek adına çadırların kaldırılması çalışmasında bulunmuş. Bu sırada birtakım olaylar meydana gelmiş ve maalesef birtakım araçlar güvenlik güçleri tarafından tahrip edilmiş. Sayın Vali bu işi yapan güvenlik güçleri hakkında soruşturma açmış ve bunu da Urfa Valiliğinin sitesine koymuş. Urfa Valiliğinin sitesinde de bunu görmeniz mümkün.

Nursel Hanım’la ilgili de: Sayın Vekilimiz o bölgeye gitmek istemiş ama gitmemesinin uygun olacağı kendisine bildirilmiş. Kendisinin yaralandığı veya herhangi bir travmaya uğradığına dair bir bilgi Vali tarafından bana verilmedi. O olayı yapan yaklaşık 300 kişi içerisinde, elinde molotofkokteyller, bombalar vesaire bulunanlar da… Savcılık tarafından bombalara el konulmuş ve gözaltında olan vatandaşlarımız da var.

Bu bilgiyi heyetinizle paylaşıyorum. Hiçbir kadının, hiçbir kimsenin şiddete maruz kalmasını tabii ki istemeyiz, bir kadın parlamenter olarak bunu her zaman kınarız. Hele bir kadın milletvekilinin güvenlik güçleri veya başka bir şekilde şiddete maruz kalmasını ben de istemem ama olayları da tetikleyecek pozisyonda olmamalıyız, kamuoyunu da yanlış bilgilendirmemeliyiz.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) – Ya, ne tetiklemesi Allah’ını seversen. Milletvekilleri neyi tetikleyecek?

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Ayıp, ayıp ya!

MİHRİMAH BELMA SATIR (Devamla) – Türkiye Cumhuriyeti’nin güvenliği her zaman daha önemlidir…

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Ayıp, ayıp, ayıp!

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) – Niye tetiklesin milletvekilleri?

MİHRİMAH BELMA SATIR (Devamla) – …terörü destekleyecek hiçbir faaliyeti de…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) – Burada Başbakanınız destan yazdırdı, siz de bunu meşru görüyorsunuz.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Sayın Başkan…

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) – Ayıp ya, ayıp!

MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) – “Ayıp!” diyemezsiniz.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Yani, bir şey söylemeye gerek yok.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) – Milletvekiline yapılan şiddeti nasıl meşru görürsünüz ya? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Sataşmadan dolayı cevap vermem gerekiyor.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Baluken.

ENGİN ALTAY (Sinop) – Sayın Başkanım…

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) – Nasıl meşru görürsünüz?

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Ne bağırıyorsun?

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) – Hayret bir şey ya!

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Orada konuşana ne bağırıyorsun?

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) – Milletvekiline yapılan hareketi nasıl meşru görür ya? Nasıl meşru görürsünüz ya?

RECEP ÖZEL (Isparta) – Orada konuşan grup başkan vekiline nasıl bağırıyorsun sen, bayana?

BAŞKAN – Buyurun Sayın Baluken.

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) – Bir bayan grup başkan vekiline nasıl bağırıyorsun?

(HDP Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in AK PARTİ sıralarına doğru yürümesi)

HALUK İPEK (Ankara) – Otur yerine!

(AK PARTİ ve CHP sıraları arasında karşılıklı laf atmalar)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, birleşime beş dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 19.43

BEŞİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 19.52

BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER: Muharrem IŞIK (Erzincan), Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır)

-----0-----

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 122’nci Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.

639 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine devam edeceğiz.

Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Şimdi, söz sırası Sayın Baluken’de.

Buyurun Sayın Baluken.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta)- Sayın Başkan…

ENGİN ALTAY (Sinop) – Aslında ben önce ayağa kalkmıştım Başkanım ama…

BAŞKAN – Vallahi, üçünüze birden söz veremiyorum.

Buyurun.

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Sayın Başkan, Bakanlar Kurulu üç gün yas ilan etti.

BAŞKAN – Sayın Baluken, buyurun.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Böyle bir çalışma mı olur yas ilan ediliyorsa?

BAŞKAN – Sayın Tanal, lütfen, sayın hatip kürsüde. Yani bunu yapmayın.

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Özür dilerim sayın hatipten ama yani Bakanlar Kurulu üç gün yas ilan etmişse…

BAŞKAN – Sayın Baluken, buyurun.

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Filistin için karar almışlar.

BAŞKAN - Sürenizi de yeniden başlatıyorum.

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Sayın Baluken’den özür diliyorum.

7.- Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in, İstanbul Milletvekili Mihrimah Belma Satır’ın sataşma nedeniyle yaptığı konuşması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Doğrusu, ben çok şaşırdım Sayın Grup Başkan Vekilinin buradaki konuşmasını duyunca. Ben, bir kere, bu konularla ilgili kendisinden bir bilgilendirme istemedim. Zaten, kendisinin böyle bir konumu da yok, böyle bir yetkisi de yok. Burada Kabinenin değerli bakanları var. Bununla ilgili bilgilendirme isteyeceksek Kabinedeki bakanlardan isteriz. Siz İçişleri Bakanı değilsiniz, Kabinedeki bir bakan değilsiniz. Belli ki biraz İçişleri Bakanlığıyla ilgili belki bir hazırlığınız olduğu için gelip burada ifade ediyorsunuz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Yakışır, yakışır vallahi.

İDRİS BALUKEN (Devamla) – Şimdi, bakın, değerli milletvekili arkadaşlarım, dünden beri bir konu konuşuyoruz. Buraya AK PARTİ Grubu adına çıkan her arkadaş ısrarla bizi yalanlamanın telaşı içerisinde.

Ya, arkadaşlar, bir kere, bir milletvekilinin söylediği söze itibar etmiyorsanız, burada ciddi bir sorun var demektir. Dünden beri diyoruz ki Meclis santralinin kayıtlarını çıkarabilirsiniz. Tam 5 kez Meclis santralinden aramamıza rağmen “Vali Bey Konutta ama telefona çıkmıyor.” yanıtını aldığımızı ifade ediyoruz. Bir partinin grup başkan vekili bunu söylüyor. Aradan on saat geçmesine rağmen bu Vali Bey bizim telefonumuza çıkmıyor, AK PARTİ’den bir milletvekili arar aramaz telefona çıkan Vali…

ALİM IŞIK (Kütahya) – Ama o AK PARTİ’li milletvekili, nasıl çıkmasın?

İDRİS BALUKEN (Devamla) – AK PARTİ milletvekilinin telefonu üzerinden, “Ben kendisiyle görüşebilirim.” diyor. Böyle bir anlayış olur mu arkadaşlar?

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – AKP’nin valisi…

İDRİS BALUKEN (Devamla) – Böyle bir anlayış olur mu? Yani bunu hanginiz kabul edersiniz?

Bir önceki gece 2 milletvekili arkadaşımızla telefonla görüşmüş ama ertesi gün yani ayın 20’sinde 3 milletvekili arkadaşımızın gün boyu aramasına rağmen tek bir telefona çıkmamış. Gerekçesi de, dün gece görüşmüş ya, ondan dolayı tekrar herhâlde bizim telefonlarımıza çıkma zahmetine katlanmamış. Böyle bir gerekçe olabilir mi arkadaşlar? Bunu savunmanız büyük bir ayıptır.

Burada özellikle bir kadın milletvekiline yönelik yapılan şiddeti meşrulaştırmanızı da kınıyorum, size hiç yakıştıramadım. Öyle bir durum yok arkadaşlar, kadın milletvekilinin gitmemesi gereken bir yer yok. Kadın milletvekili arkadaşımızın gittiği yer Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırları içerisindeki Ziyaret köyüdür. Orada normal hayat devam ediyor, orada bölgenin her tarafından gelen insanlar var. İnsanların gittiği yere milletvekili tabii ki gider ama bu milletvekilinin yüzlerce kolluk gücü tarafından darbedilmesini gerektirmez. Ben sizi kürsüye davet ederken “Gelin buradan kadın milletvekiline yönelik şiddeti ‘ama’sız ve ‘fakat’sız kınayın.” demiştim.

Bakın, gün boyu bu Vali Bey sürekli yanlış bilgiler aktarmış, anladığım kadarıyla size de yanlış bilgiler aktarmış. İlk gece…

OYA ERONAT (Diyarbakır) – Seninkiler ne kadar doğru?

İDRİS BALUKEN (Devamla) – Sizi muhatap almıyoruz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Milletvekilini niye muhatap almıyorsunuz? Seçilmiş milletvekilini niye muhatap almıyorsun sen?

İDRİS BALUKEN (Devamla) – Seçilmiş milletvekili değil o, seçilmiş milletvekili değil o, atanmış o.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) – Hadi oradan!

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Seçilmiş milletvekili, seçilmiş milletvekili Türkiye Büyük Millet Meclisinin. Niye muhatap almıyorsun?

İDRİS BALUKEN (Devamla) – Sözümü bitirmeme izin verin.

İlk gece yaşanan olaylar dışında orada yaşanan bir hadise de yoktur.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) – Seni kim muhatap alıyor?

İDRİS BALUKEN (Devamla) - O müdahalenin bir gerekçesi yoktur.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) – Sayın Başkan…

BAŞKAN - Daha önce söz isteyenler var Sayın Satır, bir oturun.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – YSK’nın atanmış memurusun sen!

OYA ERONAT (Diyarbakır) – Otur yerine!

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Sen otur! Kadınsın sen, otur, edebini bil!

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Kimi tehdit ediyorsun sen ya?

OYA ERONAT (Diyarbakır) – Terbiyesiz! Otur yerine!

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) – Doğru konuş!

BAŞKAN - Sayın Altay, buyurun.

VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)

3.- Sinop Milletvekili Engin Altay’ın, İstanbul Milletvekili Mihrimah Belma Satır’ın sataşma nedeniyle yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

ENGİN ALTAY (Sinop) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Genel Kurulda böyle bir sebeple ortamın gerilmesi beni üzdü. Ancak, önce şunu söylemem lazım müsaade ederseniz Sayın Başkan, bir usul hatası da yaptığınızı ya da göz yumduğunuzu belirtmem lazım. Şudur: Sayın Grup Başkan Vekili iki gündür Şanlıurfa’da yaşanan olaylarla ilgili olarak şikâyetini ortaya koydu, Hükûmetten bir ses gelmedi. Daha sonra iktidar partisinin Grup Başkan Vekili Sayın Satır bu kürsüde bir bakanın yapabileceği, ancak ve ancak bir bakanın yapabileceği… Yani Valinin mazeretlerini iktidar partisi milletvekilinin, Grup Başkan Vekilinin burada açıklaması kabul edilemez. Valiyle ilgili mazereti, Meclise verilmesi gereken bilgiyi vermek Hükûmetin görevidir.

Ben şimdi yüce Türk milleti adına Sayın Bakanı kürsüye davet ediyorum yani sizin aracılığınızla.

BAŞKAN – Verecek zaten efendim.

ENGİN ALTAY (Sinop) – Sayın Bakanın bu meseleyle ilgili Meclise bilgi vermesi lazım; bir.

Öte yandan, hiçbir hâl ve şart altında, her ne sebeple olursa olsun, bırakın milletvekilini, polisin alelade bir vatandaşa dahi cebir ve şiddet kullanması eğer vatandaştan bir cebir ve şiddet yoksa kabul edilemez, bunu doğru bulmuyoruz ancak bu cebir ve şiddet bir değil, iki değil, üç değil, dört değil, beş değil; milletvekillerimize de uygulandı. Dün de Halkların Demokratik Partisinin 2 sayın milletvekiline uygulanan bu cebir ve şiddeti de önce Başkanlık Divanı olarak sizin mutlaka ve mutlaka kınamanız lazım. Fenerbahçe şampiyon olunca o Divandan şampiyonlukla ilgili bir mesaj veriyorsunuz; çok güzel, doğru yapıyorsunuz. Burada bu milletvekillerine, polis tarafından, kendini bilmez, hadsiz, densiz polis tarafından bir milletvekiline yapılan bir saldırıyı kınamak sizin en öncelikli görevinizdir. Bunu da hatırlatmak istiyorum. (CHP ve HDP sıralarından alkışlar)

Ve Sayın Bakanın burada, bu Parlamentoda Hükûmetin var olduğunu ispat etmesini istiyorum. Aksi takdirde, ben, Hükûmet olarak, bakan olarak Sayın Satır’ı tanıyacağım. Yani, böyle bir şey olamaz.

BAŞKAN – Belki de Allah söyletmiştir Sayın Altay.

ENGİN ALTAY (Sinop) – Sayın Satır Valiyle ilgili burada izahat veremez, doğru değildir. İzahat verecek olan bakandır.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sataşmadan söz verseydiniz daha iyiydi. Ne oldu bu?

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Sayın Altay, sayın grup başkan vekillerinin kürsüye çıktıklarında ben hangi konuları nasıl konuşacaklarını izah etme makamında değilim; bir.

İkincisi: Dün Sayın Baluken…

KAMER GENÇ (Tunceli) – Niye açıklama hakkını veriyorsun? Mademki anlamıyorsun niye açıklama…

BAŞKAN – Siz duyduğunuzu anlamıyorsunuz.

İkincisi: Dün Sayın Baluken ve Sayın Kaplan bu konuyu gündeme getirdiklerinde -ben konuşma metinlerini de gönderdim- sayın milletvekillerinin herhangi bir taarruza uğradıklarından bahsetmediler, bir şiddete uğradıklarından bahsetmediler.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Ya, dünden beri konuşuyoruz, el insaf ya! Bugün önerge indirdik, el insaf yani! Şimdi bunu da mı inkâr ediyorsunuz?

BAŞKAN – Hayır, lütfen. Konuşma metinlerini tekrar gönderirim, tüm grup başkan vekillerine de gönderirim, ilk konuşma metni.

Şöyle yapılsa: Gelindiğinde, söz alındığında olay anlatılarak milletvekillerinin şiddete maruz kaldığı söylenmiş olsa tabii ki biz buradan gereken tepkiyi koyarız. Böyle bir şey söz konusu değil, dün bunu izah ettim.

ENGİN ALTAY (Sinop) – Ama bu artık ortaya çıktı.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Korkmaz, söz talebiniz vardı.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Ya, bugün bile bir saat konuştuk, siz hâlâ bir kınama cümlesi kullanmadınız. Biz artık ne söyleyelim size?

BAŞKAN - Sayın Halaçoğlu grup adına talep ettiği için, buyurun.

4.- Isparta Milletvekili S. Nevzat Korkmaz’ın, İstanbul Milletvekili Mihrimah Belma Satır’ın sataşma nedeniyle yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Sayın Başkan, Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Ben burada özellikle bir yöntem hatasına dikkat çekmek istiyorum. 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’na göre, illerde valiler; devletin, Hükûmetin ve ayrı ayrı her bakanlığın temsilcileridir yani iktidar partisi Meclis grubunun değil. Dolayısıyla, yaptıkları icraatlarla ilgili, sorumluluklarla ilgili de Hükûmet temsilcisinin çıkıp cevap vermesi lazımdı. Maalesef, AKP Meclis Grup Başkan Vekilinin cevap vermiş olması uygun düşmemiştir devlet teamüllerine. Maalesef bu bile devletin bir parti devleti hâline geldiğinin göstergesidir.

Teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) – Kalkınma Bakanı cevap verdi ya.

BAŞKAN – Sayın Satır, buyurun.

5.- İstanbul Milletvekili Mihrimah Belma Satır’ın, Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in sataşma nedeniyle yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) – Sayın Başkan, teşekkür ediyorum. Çelişkilerle dolu iki üç dakika geçirdik.

Şimdi, biraz evvelki zabıtlara bakarsanız, Sayın Baluken, bir kadın milletvekili ve Grup Başkan Vekili olarak, Urfa Valisini uyguladığı şiddetten dolayı istifaya davet etmem gerektiğini söyledi. Bunun üzerine istifaya davet edeceğim bir kişinin doğru yapıp yapmadığını direkt birinci ağızdan öğrenmek istedim ve olayları anlattım. Yanlış hiçbir ifadede bulunduğumu düşünmüyorum, usule aykırı bir şey yaptığımı da düşünmüyorum. Bütün valiler, bütün güvenlik güçleri bizlerin güvenliği için görev alırlar, istifa edip etmemeleri konusu İçişleri Bakanlığımızın kararıdır.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Haşhaşi olanlar hangileriydi?

MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) – Bu Vali Bey’le yaptığım görüşmede ben tatmin oldum. IŞİD güçlerine karşı orada toplanan grup, molotofkokteylli, bombalı grup bir infial yaratmak ve olay yaratmak istemektedirler, Urfa’yı bu konularda gündemde tutmak istemektedirler. Güvenlik güçleri bunun için gerekli tedbirleri almıştır. Usule aykırı yapılan güvenlik güçlerinin işlemleriyle ilgili de Sayın Vali soruşturma açmıştır, üzerine düşen görevi fazlasıyla yapmıştır. Bu konuda kamuoyunu bilgilendirmek ve kamuoyunu yanlış bilgilendirmeyi önlemek adına bu konuşmayı yaptım. İç Tüzük’e ve usule uygun bir konuşmadır.

Takdirlerinize sunuyorum.

Teşekkür ederim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Bu açıklamayı bal gibi bir bakan yapabilirdi.

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) – Tutanaklara bakın, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz açıklama yaptı.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, söz istiyorum.

BAŞKAN – Buyurun.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – İşte, bak, senin açıklaman havada kaldı, Bakan açıklama yapıyor.

6.- Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in, Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde yaşanan olaylara ilişkin açıklaması

ÇALIŞMA VE SOSYAL  GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) – Çok değerli milletvekili arkadaşlarım, iki gündür Şanlıurfa’da yaşanan  hadiselerden dolayı, Meclis kürsüsünde, yaşanan olaylar ve neticeleriyle ilgili değerlendirmeler yapılıyor. Doğrusu, ben, dünkü görüşmelerde, Mecliste ve görüşmelerde bulunmadığım için olayları takip etme imkânım olmadı ama Hükûmet adına burada bulunan bakan arkadaşımızın kısa da olsa yerinden bilgi verdiğini arkadaşlarım bana ifade ettiler.

Öncelikle şunu ifade etmek istiyorum: Şanlıurfa bir huzur şehri, Şanlıurfa bir peygamberler şehri, son derece önemli şehirlerimizden birisi, birçok özellikleri olan bir şehir. Böyle bir şehirdeki bu konuların Yüce Meclis çatısı altında tartışılıyor olmasının aslında hem Şanlıurfalıları hem de hepimizi üzdüğü kanaati içerisindeyim.

Öncelikle, ben, dün bu olayla ilgili bilgi aldıktan sonra Sayın Valiyi aradım ve uzun bir görüşme yaptım. Görüşmede bana ifadesi şöyle oldu: “Rojava bölgesinde, Suriye’de önemli gelişmeler var, önemli sorunlar yaşanıyor Suriye’de. Oradaki Kürt nüfus açısından, oradaki Türkmenler açısından, oradaki Araplar açısından gerçekten ciddi boyutlara ulaşmış bir sorunlar yumağıyla karşı karşıyayız.” Bu çerçevede, Suruç bölgesinde 2-3 bin kişinin buluştuğu, hatta önemli bölümünün de Urfa dışından gelen, Rojava bölgesinde yaşanan sorunların duyarlılığı içerisinde olan vatandaşlarımızın Suruç ilçesinde sınıra doğru hareket ettiklerini, milletvekili arkadaşların da aralarında olduğunu ve milletvekillerinden Pervin Buldan Hanım’la 7-8 kez görüştüklerini, Van milletvekiliyle sürekli irtibatta olduklarını Vali Bey ifade ettiler. Biz bu yoğunlukla uğraşırken, Değerli Grup Başkan Vekilinin Vali Bey’i aradığını -ama ev telefonundan aradığını- dolayısıyla bu yoğunluk çerçevesinde zaten irtibatta olduğumuz Pervin Buldan Hanım’la ve diğer arkadaşlarla irtibatta oldukları için… Belki de, yine de, kendisine haber ulaşırsa dönmesi gerektiği hâlde dönmemesini bir eksiklik olarak burada ifade ediyorum.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Yok öyle bir şey Sayın Bakan, yok öyle bir şey, bu bilgilerin hepsi yalan.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) –  Ama haber kendisine ulaşmadı ise zaten ilgili milletvekili arkadaşlarıyla olay anında, olay yerinde irtibatta oldukları için bu konuyla…

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Ya, bir gece önce görüşmüş Pervin Hanım’la, yok öyle bir şey.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) – Ben neticeyi bağlayacağım da müsaade edin.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Ama yani doğru bilgi vermiyorsunuz.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) – Şimdi, konu milletvekilleriyle irtibatı gelişmiş… Yapılmak istenenin, Suruç’ta Suriye sınırına doğru yürüyüp orada eylemlerini gerçekleştirecekleri şeklinde ifade edilmiş. Fakat kısa bir süre sonra, karşı tarafta da, Rojava bölgesinde de bir yoğunluğun hareket etmekte olduğu ve…

ALİM IŞIK (Kütahya) – Orası neresi Sayın Bakan?

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) – Efendim?

ALİM IŞIK (Kütahya) – Rojava neresi?

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) – …sınır ihlaline dönük bir tabloyla karşı karşıya kalındığı, bundan dolayı da güvenlik güçlerinin müdahale etmek zorunda kaldığı şeklinde ifade ettiler. Burada şunu tashih etmemiz gerekiyor: Tabii ki bir güvenlik sorunudur, tabii ki sınır meselesidir, devletimizin güvenlik güçleri sınırın ihlal edilmemesiyle ilgili gerekli hassasiyeti göstereceklerdir, üzerine düşen görevleri yapacaklardır. Ama milletvekili arkadaşlarımızın büyük bir dikkat ve hassasiyetle olay yerinde muhafaza edilerek, korunarak zarar görmeyecek bir şekilde bu müdahalenin yapılması son derece yerinde bir değerlendirmedir. Hangi milletvekili olursa olsun, netice itibarıyla milletin temsilcisi, milletin vekili, milletin ta kendisi. Dolayısıyla, biz bir milletvekilimizin bu olaylarda zarar görmesini tasvip etmemiz söz konusu değil, mümkün değil. Ama böyle bir olay olmuş ise bu olayın nedenlerinin –İçişleri Bakanıyla görüştüğüm için söylüyorum- derhâl soruşturularak burada milletvekiline kasti bir darp söz konusu ise, kasti bir fiilî durum söz konusu ise tabii ki bu araştırılıp çıkacak, bu çıktığı zaman ancak mülki amirlerle ilgili, yöneticilerle ilgili nasıl bir tavır takınılacak, ondan sonra söylenmesi gereken şey söylenir.

Ama açıkça şunu ifade ediyorum: Sınır bölgesinde bir eylem, bir gösteri yapacağız derken eğer sınırı geçme veya sınırı ihlal etme boyutuna olaylar dönüyorsa güvenlik güçlerinin orada yapabileceği tek şey vardır, olaya müdahale etmedir, olaya müdahale ederken de gerekli hassasiyetleri dikkate alarak bu müdahaleyi gerçekleştirmedir. Tez elden, hızlı bir şekilde olay soruşturulup özellikle milletvekillerimize dönük eğer bir yanlış davranış söz konusu ise gerekenin yapılacağını ifade ediyoruz ama geneli itibarıyla işlemin, güvenlik güçlerinin görevlerini yaptıklarını da burada belirtmemiz gerekiyor çünkü değerli arkadaşlar, toplumsal olayların -3 bin kişiden bahsediyorum, karşıdan gelen 2-3 bin kişiden bahsediyorsunuz- nereye varacağı belli olmaz, çok daha vahim durumlarla karşılaşılabilirdi.

Bundan dolayı bir müdahale, evet ama bu müdahalenin ölçüleri çok dikkatle yapılmalı, hele hele bir milletvekiline dönük bir şeyi tasvip etmemiz söz konusu değildir diyorum ve çalışmalarımızda başarılar diliyorum.

Teşekkür ediyorum

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, Hükûmet adına konuştu, söz hakkı düşer.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Sayın Başkan, sadece tutanaklara geçmesi açısından bir iki cümle ifade edeceğim.

Sayın Bakana teşekkür ediyorum. Yalnız, Sayın Bakana aktarılan bilgilerde şöyle bir eksiklik var: Hem İçişleri Bakanımız hem Bakan Yardımcımız bilirler, bahsedilen bu, sınıra doğru yürüyüş ve sınıra müdahale olayı 19’u gecesi yarım saatle sınırlı olan bir şeydir ve orada da milletvekillerimiz gençlerin bu, duygusal heyecanla yapmış oldukları, kendilerine de zarar verebilecek şeyi önlemeye yönelik çalışmalarda bulunmuşlardır. Sonrasında orada demokratik çerçevenin dışına çıkabilecek tek bir eylem, etkinlik söz konusu değildir.

Bu konuda İçişleri Bakanlığı yetkilileriyle de görüşmeler yaptığımızda, demokratik çerçevenin dışına çıkmayacak, sınırda can güvenliğini tehdit altına almayacak hiçbir etkinliğe müdahale edilmeyeceği ifade edilmişti ama buna rağmen, örneğin bu sabah 60-70 yaşındaki kadınlar, analara, neredeyse baraj sularına düşecek şekilde öldürücü müdahaleler yapıldı.

Dolayısıyla, Sayın Bakana, yarım saatlik bir sınıra yüklenme üzerinden verilen bilgi bütün bu zaman kesitinde, içerisinde sunulmuş. Bu doğru bir bilgi değildir; bugün itibarıyla da hiçbir sıkıntı yoktur.

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, birleşime bir saat ara veriyorum.

Kapanma Saati: 20.11

ALTINCI OTURUM

Açılma Saati: 21.09

BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER: Muharrem IŞIK (Erzincan), Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır)

-----0-----

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 122’nci Birleşiminin Altıncı Oturumunu açıyorum.

639 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine devam edeceğiz.

IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)

4.- İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin’in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin’in; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı’nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman Milletvekili Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3 Milletvekilinin; Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya Güven ve 34 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Balıkesir Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile 20 Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi'nin; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer'in; Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin Şahin ve Önder Matlı ile 8 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören’in; Denizli Milletvekili Mehmet Yüksel ve Çorum Milletvekili Cahit Bağcı ile 37 Milletvekilinin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkereleri (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) (S. Sayısı: 639) (Devam)

BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Birleşime yarım saat ara veriyorum.

Kapanma Saati:21.10

YEDİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 21.40

BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI

KÂTİP ÜYELER: Muharrem IŞIK (Erzincan), Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır)

-----0-----

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 122’nci Birleşiminin Yedinci Oturumunu açıyorum.

639 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine devam edeceğiz.

Komisyon ve Hükûmet yerinde.

48’inci madde üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte Olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı'nın, 5510 sayılı Kanunun 63 üncü maddesinde değişiklik öngören 48'inci maddesinde geçen “üç” ibaresinin “beş” ibaresi ile değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                Pervin Buldan                                      Erol Dora                                       İdris Baluken

                        Iğdır                                                Mardin                                               Bingöl

               Nursel Aydoğan                                 Hasip Kaplan

                   Diyarbakır                                            Şırnak

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun; Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkerelerinin (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) 48 inci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                  Erkan Akçay                                  Mustafa Kalaycı                          Ahmet Kenan Tanrıkulu

                      Manisa                                              Konya                                                İzmir

                   Sümer Oral                                    Mehmet Şandır

                      Manisa                                              Mersin

MADDE 48- 5510 sayılı Kanunun 63 üncü maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde yer alan "39" ibaresi "41", "iki" ibaresi "dört" şeklinde değiştirilmiş ve aynı maddeye üçüncü fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

"Harp malullüğü kapsamında aylık almakta olan harp malullerinin kendileri ve bunların eşleri, 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanuna veya 2330 sayılı Kanun hükümleri uygulanarak aylık bağlanmasını gerektiren kanunlara göre malullük aylığı almakta olan vazife malullerinin kendileri ile bunların eşleri, bu Kanunun 47 nci maddesi ile 5434 sayılı Kanunun 56 ncı maddesi ve mülga 45 inci maddesi kapsamında vazife malulü olarak aylık almakta olan vazife malullerinden ise başkasının yardımı ve desteği olmaksızın yaşamak için gereken hareketleri yapamayacak derecede malul olanların kendileri ile bunların eşleri, birinci fıkranın (e) bendinin (3) ve (5) numaralı alt bentlerinden muaf tutulur."

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1 Milletvekilinin; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin Kanun Teklifleri ile; Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun 48. Maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                           

             Rahmi Aşkın Türeli                               Vahap Seçer                                   Bülent Kuşoğlu

                        İzmir                                                Mersin                                              Ankara

              Bihlun Tamaylıgil                                Adnan Keskin                                      Musa Çam

                     İstanbul                                             Denizli                                               İzmir

                   Ali Sarıbaş                                     Mahmut Tanal                                    Müslim Sarı

                   Çanakkale                                          İstanbul                                            İstanbul

 

Madde 48 - 5510 sayılı Kanunun 63 üncü maddenin birinci fıkrasının (e) bendinde yer alan "iki" ibaresi "dört" şeklinde değiştirilmiş ve aynı maddeye üçüncü fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

"Harp malullüğü kapsamında aylık almakta olan harp malullerinin kendileri ve bunların eşleri, 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanuna veya 2330 sayılı Kanun hükümleri uygulanarak aylık bağlanmasını gerektiren kanunlara göre malullük aylığı almakta olan vazife malullerinin kendileri ile bunların eşleri, bu Kanunun 47 nci maddesi ile 5434 sayılı Kanunun 56 ncı maddesi ve mülga 45 inci maddesi kapsamında vazife malulü olarak aylık almakta olan vazife malullerinden ise başkasının yardımı ve desteği olmaksızın yaşamak için gereken hareketleri yapamayacak derecede malul olanların kendileri ile bunların eşleri, birinci fıkranın  (e) bendinin (3) ve (5) numaralı alt bentlerinden muaf tutulur.”

BAŞKAN – Okunan son önergeye Komisyon katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ BOĞA (Muğla) – Katılamıyoruz Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet?

GENÇLİK VE SPOR BAKANI AKİF ÇAĞATAY KILIÇ (Samsun) – Katılmıyoruz Başkanım.

BAŞKAN – Önerge üzerinde Sayın Ali Sarıbaş konuşacak, Çanakkale Milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar)

ALİ SARIBAŞ (Çanakkale) – Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; yine, bir torba değil, çuval yasa üzerinde ve bunun 48’inci maddesinde söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle sizlere en derin sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Bu maddedeki değişikliği tüm Cumhuriyet Halk Partisi olarak tabii ki kabul ediyoruz, bunu destekliyoruz. Ancak buradaki “3” ibaresi yerine “4” ibaresinin daha iyi olabileceğini, teknik anlamda da desteklenmesi gerektiğini sizlere ifade etmek istiyorum.

Değerli arkadaşlar, Türk Silahlı Kuvvetleri devletimizin sınırlarını koruyup güvenliğimizi sağlamaktadır. Ülkemizin bütünlüğünü hedef alan terör örgütlerine karşı yurt içi ve yurt dışı mücadelede her çeşit düşman veya teröristlerin saldırısı ile savaş bölgesindeki hareket ve hizmetleri sırasında yararlanılmaktadır; kimi kolunu, kimi bacağını da kimi de gözünü kaybetmektedir.

Değerli arkadaşlar, vatanı için canını seve seve veren şehitlerimizin emanetlerini, bedenlerini düşünmeden siper eden gazilerimizin ve onların yakınlarının ne tür mağduriyetleri varsa onları ortadan kaldırmalıyız. Bugün yataklarımızda rahat yatabiliyorsak onların sayesindedir. Onlara ne versek azdır. Hükûmet tarafından şehit yakınlarına, gazi ve yakınlarına terör mağduriyetleri nedeniyle ikinci iş hakkı yasayla verilmesine karşın uygulamalarda hâlâ sıkıntılar yaşandığı görülmektedir. Bu sıkıntılar bir an önce giderilmelidir. Yine bugünlerde iş konusunda müracaat edenlere “yılbaşında kadrolar” ya da “Bir yıl sonra boşalacak.” gibi gerekçeler gösterilmemelidir diye düşünüyorum.

Değerli milletvekilleri, muharip gazilerin maaşlarını biliyor musunuz? Şu anda Türkiye’de en az maaş alan durumdalar. 480 ile 600 lira arasında olup oldukça güç durumdadırlar. Bu maaşların acilen yaşanabilir düzeye çıkarılması gerekmektedir. Muhtar maaşlarından bile oldukça düşük düzeydedir. Gaziler arasındaki maaş farklılıklarının bir an önce giderilmesi ve maaşların yükseltilmesi, sosyal, özlük ve mali hakların iyileştirilmesi mutlaka sağlanmalıdır.

Harp ve vazife malulü sayılanlara, sağlık raporu istenmeden, ücretsiz seyahat kartlarını ibraz etmeleri şartıyla 1.600 cc'den düşük ve beş yıl süreyle kullanmak şartıyla ÖTV'siz binek araç alabilme hakkı verilmelidir. Ayrıca bu araçları birinci derecede yakınları da mutlaka kullanmalıdır. Kore ve Kıbrıs gazilerine ayrıca devlet madalyası verilmeli, Devlet Övünç Madalyası verilenlere de şeref aylığı mutlaka bağlanmalıdır.

Gazilerimizin günlük yaşamında motivasyon ve morale ihtiyaçları vardır. Bu da ekonomiyle ölçülmez. Bu değerlerimiz kendilerini yalnız hissetmemelidirler. Günlük yaşamlarında çok zorluklarla karşılaşmaktalar ve otobüslere bile binerken yardıma muhtaç durumdadırlar. Vazife malulü rütbelilere yüzde 25 zam uygulanmalıdır. Harp, vazife şehit ve malullerine faizsiz konut kredisi verilmelidir. Devlet Övünç Madalyası ve maaşı mutlaka verilmelidir. Harp ve vazife malullerine iş hakkı da diğerlerine tanındığı gibi tanınmalıdır. Ortez-protez harp ve vazife malulleri için muhtaçlık şartı kaldırılmalıdır. Çıkarılan iş hakkından malul gazilerin de yararlanması sağlanmalıdır. Harp, vazife şehit aileleri ve malul gazilerin ailelerinden katılım ve ilaç katkı payları da mutlaka alınmamalıdır çünkü bu ihtiyaçları karşılanırsa biz de… Geçmişimizden bugüne yaşam hakkını bizlere sağlayan ülkenin üniter devlet yapısıyla birlikte bugün varsak, bugün hâlâ nefes alabiliyorsak, bu ülkede yaşayabiliyorsak, bu ülkenin suyu ile havası ile yaşıyorsak bunların sayesinde rahat rahat oturabiliyoruz ve yaşayabiliyoruz.

Onun için, özellikle sosyal devlet anlayışında bu gazilerine, malullerine sahip çıkmayan bir devlet geçmişine de sahip çıkmıyor anlayışını taşımaktadır ki bu konuda da bu maddeyi destekliyoruz ve aynı zamanda da bunun yeterli olmadığını ve ‘üç” yerine “dört” denemenin mutlaka daha başarılı olacağına inanıyorum.

En derin sevgi ve saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum…

KAMER GENÇ (Tunceli) – Karar yeter sayısı…

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.

Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Karar yeter sayısı yoktur.

Birleşime on dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 21.56

SEKİZİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 22.03

BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI

KÂTİP ÜYELER: Muharrem IŞIK (Erzincan), Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır)

-----0-----

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 122’nci Birleşiminin Sekizinci Oturumunu açıyorum.

Çanakkale Milletvekili Ali Sarıbaş ve arkadaşlarının önergesinin oylanmasında karar yeter sayısı bulunamamıştı. Şimdi, önergeyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.

Kabul edenler… Kabul etmeyenler…

Oylamayı elektronik yapıyoruz arkadaşlar.

İki dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Karar yeter sayısı vardır, önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuş Ali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun; Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın  kanun teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı tezkerelerinin (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) 48 inci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Erkan Akçay (Manisa) ve arkadaşları

MADDE 48- 5510 sayılı Kanunun 63 üncü maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde yer alan “39" ibaresi “41", "iki" ibaresi "dört" şeklinde değiştirilmiş ve aynı maddeye üçüncü fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“Harp malullüğü kapsamında aylık almakta olan harp malullerinin kendileri ve bunların eşleri, 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanuna veya 2330 sayılı Kanun hükümleri uygulanarak aylık bağlanmasını gerektiren kanunlara göre malullük aylığı almakta olan vazife malullerinin kendileri ile bunların eşleri, bu Kanunun 47 nci maddesi ile 5434 sayılı Kanunun 56 ncı maddesi ve mülga 45 inci maddesi kapsamında vazife malulü olarak aylık almakta olan vazife malullerinden ise başkasının yardımı ve desteği olmaksızın yaşamak için gereken hareketleri yapamayacak derecede malul olanların kendileri ile bunların eşleri, birinci fıkranın (e) bendinin (3) ve (5) numaralı alt bentlerinden muaf tutulur."

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ (İstanbul) – Katılmıyoruz.

BAŞKAN – Hükûmet?

GENÇLİK VE SPOR BAKANI AKİF ÇAĞATAY KILIÇ (Samsun) – Katılmıyoruz.

BAŞKAN – Önerge üzerinde Konya Milletvekili Sayın Mustafa Kalaycı konuşacak.

Buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)

MUSTAFA KALAYCI (Konya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Evli olmakla birlikte çocuk sahibi olamayan kadınlara, 5510 sayılı Kanun’da aranan şartları taşımak kaydıyla tüp bebek uygulaması için sağlanan destekler en fazla iki deneme için geçerli iken bu tasarıyla üç denemeye çıkarılmakta, ayrıca harp ve vazife malulleri ile eşlerinin bu haktan yararlanabilmeleri kolaylaştırılmaktadır. Bu madde Milliyetçi Hareket Partisi olarak destek ve katkı verdiğimiz olumlu bir düzenlemedir. Deneme sayısının dörde çıkarılması daha da uygun olacaktır.

Değerli milletvekilleri, şehit yakınları ile gaziler ve maluller için verilen haklarla ilgili olarak uygulamada bazı mağduriyetler yaşanmaktadır. Geçen yıl temmuz ayında çıkarılan kanunla tüm harp ve vazife malullerine iş hakkı tanınmıştır. Ancak iş hakkının kullanımına ilişkin olarak 5434 sayılı Kanun’un mülga 45’inci maddesi kapsamında olan ordu ve polis vazife malullerinin memur olarak atanmaları durumunda vazife malullüğü aylığı kesilmektedir. Ayrıca, aylıklarının kesilmesine ek olarak memur vazife malullerine verilen ikinci emeklilik hakkı düzenlemesinde de adları zikredilmemiştir.

Yine, tüm harp ve vazife malullerine tanınan sosyal güvenlik destek primi muafiyeti de aynı madde kapsamında olan rütbeli ordu vazife malulleri ile polis vazife malullerine tanınmamıştır.

Bunun yanında, 2330 sayılı Kanun ile 5434 sayılı Kanun’un 56 ve 64’üncü maddeleri kapsamında yer alan harp ve vazife malullerine verilen yüzde 25 maaş zammından, maalesef, 5434 sayılı Kanun’un mülga 45’inci maddesi kapsamında olan rütbeli ordu vazife malulleri ile polis vazife malulleri yararlanamamıştır.

Anayasa’nın eşitlik ilkesiyle bağdaşmayan bu ayrımcı uygulamaların izahı mümkün değildir. Bu itibarla, 5434 sayılı Kanun’un mülga 45’inci maddesi kapsamında olan rütbeli ordu vazife malulleri ile polis vazife malullerinin de 5434 sayılı Kanun’un 56’ncı maddesi kapsamına alınmaları ve daha önce sağlanan haklardan aynı tarihten geçerli olarak yararlanabilmeleri için gerekli düzenleme yapılmalıdır.

Değerli milletvekilleri, 2012 ve 2013 Temmuz aylarında şehit yakınları ve gazilerimize iş hakkı tanınmasına yönelik düzenlemeler yapılmakla birlikte, uygulamaya hâlen geçilmemiştir. Bu kapsamda 35 bin kişinin istihdamı uzun süredir sağlanmamış iken, 3 bin kadroluk ilk grup atamanın ramazanın son haftasında yani bu hafta içinde verilecek iftarda yapılacağı daha önce açıklanmıştır. Bilindiği üzere, AKP zihniyetinin en başarılı olduğu konulardan birisi istismar siyasetidir. Anlaşılan o ki, Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde bu konu siyasi şova dönüştürülerek istismar edilecektir.

Şehit aileleri ve gazilerimiz iki yıldır bizleri aramakta “Kanunu çıkardınız ama hâlen atamalar yapılmadı.” diye şikâyet etmektedir.

Şehit aileleri ve gazilerimize verilen hakların, başta Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli olmak üzere, Milliyetçi Hareket Partisinin yoğun çabaları, hatta tehdide varan çağrılarımız ve baskılarımız sonucu 2012 ve 2013 yılı Temmuz aylarında çıkarılan torba kanunlara dâhil edilmesi sağlanmıştır. Buna basında geniş yer bulan açıklamalarımız, Meclis zabıtları ve bizatihi o dönemdeki Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı ve şehit ailelerimiz ile gazilerimizin dernekleri şahittir.

Şimdi, hem 35  bin kişinin atamasını uzun süredir geciktireceksiniz hem de bunlardan 3 binini atamayı “müjde” diye sunacaksınız. Yemezler. Bu, dürüstlük değildir. İstediğiniz kadar bu konuyu istismar edin, şehit aileleri ve gazilerimiz gerçekleri bilmektedir.  PKK'nın isteklerine gelince gecikmeden  “şak” diye yaptığınızı da onlar çok iyi biliyor. Onları asla kandıramazsınız.

Değerli milletvekilleri, Hükûmet, muharip gazilerimizi de tüm uygulamalarda görmezden gelmektedir. Muharip gazilerimize bugün 500 lira aylık verilmekte, başka bir gelir veya aylık almadığını belgeleyenlere ise net asgari ücret yani 891 lira aylık ödenmektedir.

Gazilerimize farklı şeref aylığı ödenmesi, aylık bağlama gerekçesi olan "vatana hizmet" kriteri dışında bir kriterin esas alınması suretiyle şeref kriterinin farklılaştırılmasına yol açtığından amacına uygun değildir.

Gazilerimiz, AKP Hükûmetinin kendilerini ayrıma tabi tuttuğundan şikâyet etmektedir. Bu farklılık giderilmeli, gazilerimize bağlanan aylıkların brüt asgarî ücret tutarına yükseltilerek hepsine aynı tutarda şeref aylığı ödenmeli, ayrıca ölümü hâlinde dul eşinin yanı sıra çocukları ile anne ve babasına da aylık bağlanmalıdır.

Teşekkür eder, saygılar sunarım. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum…

III. YOKLAMA

(CHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Yoklama istiyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Yoklama talebi var.

Sayın Akar, Sayın Türeli, Sayın Dinçer, Sayın Ören, Sayın Demiröz, Sayın Köse, Sayın Yılmaz, Sayın Genç, Sayın Seçer, Sayın Kuşoğlu, Sayın Sarıbaş, Sayın Çam, Sayın Nazlıaka, Sayın Güven, Sayın Küçük, Sayın Tanal, Sayın Çetin, Sayın Aygün, Sayın Tamaylıgil, Sayın Ekşi.

Yoklama için iki dakika süre veriyorum ve süreyi başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Toplantı yeter sayısı yoktur.

Birleşime beş dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 22.22

DOKUZUNCU OTURUM

Açılma Saati: 22.27

BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI

KÂTİP ÜYELER: Muharrem IŞIK (Erzincan), Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır)

-----0-----

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 122’nci Birleşiminin Dokuzuncu Oturumunu açıyorum.

III. YOKLAMA

BAŞKAN – Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve arkadaşlarının önergesinin oylamasından önce istem üzerine yapılan yoklamada toplantı yeter sayısı bulunamamıştı.

Şimdi yoklama işlemini tekrarlayacağım.

Yoklama için iki dakika süre veriyorum ve süreyi başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Toplantı yeter sayısı vardır.

IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)

4.- İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin’in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin’in; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı’nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman Milletvekili Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3 Milletvekilinin; Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya Güven ve 34 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Balıkesir Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile 20 Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi'nin; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer'in; Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin Şahin ve Önder Matlı ile 8 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören’in; Denizli Milletvekili Mehmet Yüksel ve Çorum Milletvekili Cahit Bağcı ile 37 Milletvekilinin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkereleri (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) (S. Sayısı: 639) (Devam)

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

639 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine devam edeceğiz.

Komisyon? Burada.

Hükûmet? Burada.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte Olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı'nın, 5510 sayılı Kanunun 63 üncü maddesinde değişiklik öngören 48'inci maddesinde geçen “üç” ibaresinin “beş” ibaresi ile değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

İdris Baluken (Bingöl) ve arkadaşları

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ (İstanbul) – Katılmıyoruz.

BAŞKAN – Hükûmet?

GENÇLİK VE SPOR BAKANI AKİF ÇAĞATAY KILIÇ (Samsun) – Katılmıyoruz.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Gerekçe…

BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

İlgili düzenleme ile tüp bebek uygulamasında deneme sayısı sınırı ikiden üçe çıkarılmıştır. Bu anlamda düzenleme olumlu olmakla birlikte deneme sayısı sınırının beşe çıkarılması daha uygun olacaktır. Çünkü tüp bebek tedavileri aileler için başlı başına bir stres kaynağıdır. Deneme sayısı sınırının az olması da bu stresi arttırmakta ve uygulamanın başarısız olmasına neden olmaktadır. Bu gerekçelerle bu önerge ile tüp bebek uygulamasındaki deneme sayısı sınırı arttırılmıştır.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

49’uncu maddeye geçmeden önce yeni madde ihdasına dair bir önerge vardır sayın milletvekilleri. Komisyon bu konuyla ilgili olarak çoğunluğu aramak zorunda, bu nedenle önergeyi okutup Komisyona soracağım. Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılırsa önerge üzerinde yeni bir madde olarak görüşme açacağım. Komisyonun salt çoğunlukla katılmaması hâlinde önergeyi işlemden kaldıracağım.

Şimdi önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali ihsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; ... Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkereleri yasa tekliflerinin (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) 48. Maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki maddenin 49. Ek madde olarak tasarı/teklif metnine eklenmesini arz ederiz.

                Bülent Kuşoğlu                                   Kamer Genç                                     Vahap Seçer

                      Ankara                                             Tunceli                                              Mersin

                   Ali Sarıbaş                                        Musa Çam

                   Çanakkale                                            İzmir

Ek Madde 49 – 5510 sayılı Kanun’un 65 nci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesindeki “bir kişi ile sınırlı olmak üzere” ifadesi madde metninden çıkarılmıştır.

BAŞKAN – Komisyon, önergeye salt çoğunlukla katılıyor musunuz?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben Komisyon üyelerimizi buraya davet ediyorum, Komisyon sıralarına.

İZZET ÇETİN (Ankara) – Ben buradayım.

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ (İstanbul) – Komisyon üyelerimizi tekrar davet ediyorum önergeyle alakalı, madde ihdasıyla alakalı.

ENGİN ALTAY (Sinop) – Yok, yok, belli oldu.

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ (İstanbul) – Sadece 1 üyemiz vardır.

İZZET ÇETİN (Ankara) – Ben bir dışarı bakıp geleyim isterseniz.

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ (İstanbul) – Salt çoğunluğumuz olmadığı için katılamıyoruz. (CHP sıralarından gürültüler)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılmamış olduğundan, önergeyi işlemden kaldırıyorum.

49’uncu maddede üç adet önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun; Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkerelerinin (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) 49 uncu maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Erkan Akçay                                                    Mustafa Kalaycı                          Ahmet Kenan Tanrıkulu

   Manisa                                                                 Konya                                                İzmir

Mehmet Şandır Sümer Oral                             Mesut Dedeoğlu

   Mersin                                                                 Manisa                                      Kahramanmaraş

MADDE 49- 5510 sayılı Kanunun 64 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve birinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

b) Geleneksel, tamamlayıcı, alternatif tıp uygulamaları ile Dünya Sağlık Örgütü ve Sağlık Bakanlığınca izin veya ruhsat verilmeyen sağlık hizmetleri ve Dünya Sağlık Örgütü ile Sağlık Bakanlığınca tıbben sağlık hizmeti olduğu kabul edilmeyen sağlık hizmetleri.

"Kurumla sözleşmeli özel sağlık hizmet sunucuları ile Kurumla kısmi branş veya sağlık hizmeti alım sözleşmesi imzalamış olan vakıf üniversitesi sağlık hizmeti sunucuları, Kuruma bildirmiş oldukları hekimlerden sözleşme kapsamı branşlarda fiilen hizmet sunanlar tarafından verilen sağlık hizmetlerini, Kurumca belirlenen istisnalar hariç olmak üzere ve Kurum mevzuatına uygun olarak fatura edebilirler. Aksi takdirde, bu faturalara ait tutarlar Kurumca karşılanmaz."

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak’ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin Kanun Teklifleri ile; Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun 49. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Aylin Nazlıaka             Rahmi Aşkın Türeli      Ali Serindağ

      Ankara                           İzmir                               Gaziantep

Ramazan Kerim Özkan       Vahap Seçer         Mehmet Volkan Canalioğlu

     Burdur                               Mersin                                  Trabzon

MADDE 49- 5510 sayılı Kanunun 64 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin başına "Geleneksel, tamamlayıcı, alternatif tıp uygulamaları ve" ibaresi ile birinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“Kurumla sözleşmeli özel sağlık hizmet sunucuları ile Kurumla kısmi branş veya sağlık hizmeti alım sözleşmesi imzalamış olan vakıf üniversitesi sağlık hizmeti sunucuları, Kuruma bildirmiş oldukları hekimlerden sözleşme kapsamı branşlarda fiilen hizmet sunanlar tarafından verilen sağlık hizmetlerini, Kuruma Türk Tabipler Birliğinin ücretleri üzerinden fatura edebilirler.”

BAŞKAN – Birleşime on dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 22.47

ONUNCU OTURUM

Açılma Saati: 23.16

BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI

KÂTİP ÜYELER: Muharrem IŞIK (Erzincan), Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır)

-----0-----

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 122’nci Birleşiminin Dokuzuncu Oturumunu açıyorum.                  

639 sıra Sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine devam edeceğiz.

Komisyon? Burada.

Hükûmet? burada.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte Olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı’nın, 5510 sayılı Kanunun 64 üncü maddesinde değişiklik öngören 49’uncu maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

Pervin Buldan                          İdris Baluken             Nursel Aydoğan

Iğdır                                             Bingöl                  Diyarbakır

Hasip Kaplan                              Erol Dora

Şırnak                                          Mardin

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ (İstanbul) – Katılmıyoruz.

BAŞKAN - Hükûmet?

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) – Katılamıyoruz efendim.

BAŞKAN – Önerge üzerinde…

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Gerekçe okutalım efendim.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Tasarı Soma’da 301 maden işçimizin hayatına mal olan kazadan sonra, madende çalışanların koşullarının düzeltilmesi adına bir tasarı olarak getirildiği ifade edilmiş ancak bu tasarıya madencilerin koşullarını düzenleyen maddelerin dışında maddeler de eklenmiştir. Bu durum siyasal etik açısından kabul edilebilir olmadığı gibi tasarı metninden çıkarılarak farklı bir tasarıda ele alınması daha uygundur. Değişiklik ile bu sorunların giderilmesi amaçlanmıştır.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak’ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin Kanun Teklifleri ile; Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun 49. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Aylin Nazlıaka (Ankara) ve arkadaşları

MADDE 49- 5510 sayılı Kanunun 64 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin başına "Geleneksel, tamamlayıcı, alternatif tıp uygulamaları ve" ibaresi ile birinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“Kurumla sözleşmeli özel sağlık hizmet sunucuları ile Kurumla kısmi branş veya sağlık hizmeti alım sözleşmesi imzalamış olan vakıf üniversitesi sağlık hizmeti sunucuları, Kuruma bildirmiş oldukları hekimlerden sözleşme kapsamı branşlarda fiilen hizmet sunanlar tarafından verilen sağlık hizmetlerini, Kuruma Türk Tabipler Birliğinin ücretleri üzerinden fatura edebilirler.”

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ (İstanbul) – Katılmıyoruz.

BAŞKAN – Hükûmet?

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) – Katılamıyoruz efendim.

BAŞKAN – Önerge üzerinde Ankara Milletvekili Sayın Aylin Nazlıaka konuşacak.

Buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

AYLİN NAZLIAKA (Ankara) – Sayın Başkan, başlamadan önce, burada böyle kokteylde gibi herkes ayakta sohbet ediyor, acaba ufak bir uyarıda bulunabilir misiniz? (AK PARTİ sıralarından “Sana ne!” sesleri)

BAŞKAN – Siz buyurun Sayın Nazlıaka, ben gerektiği zaman gerekli ikazda bulunabilirim.

Buyurun.

HAMZA DAĞ (İzmir) – Sana ne! Sana ne!

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen…

AYLİN NAZLIAKA (Ankara) – Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; torba yasanın 49’uncu maddesiyle ilgili olarak söz almış bulunuyorum. Yüce heyeti saygıyla selamlarım.

HAMZA DAĞ (İzmir) – Senden mi öğreneceğiz?

AYLİN NAZLIAKA (Devamla) – Ne oldu, çok sinirlendiniz? Niye sinirlendiniz bu kadar?

Evet, değerli milletvekilleri, sözlerime başlamadan önce, bugün çok değerli bir insanı kaybettik, Verda Erman’ı kaybettik. Ülkemizi dünya çapında temsil eden çok kıymetli bir piyanistti kendisi. Buradan tüm sanatseverlere başsağlığı diliyor, ailesine, yakınlarına, tüm sevenlerine sabır ve dayanma gücü diliyorum.

Şimdi, değerli milletvekilleri, bu önerge aslında sağlık sektörüyle ilgili. Hiç şüphesiz, AKP iktidarı döneminde hem hasta olmak hem de sağlık sektöründe çalışan olmak çok zor ve giderek de zorlaşıyor. Ama ben şimdi size başka bir şeyden bahsedeceğim, bir ciğer sökme operasyonundan bahsedeceğim size.

Bu ciğer sökme operasyonu nasıl başladı biliyor musunuz? İlk olarak Atatürk Orman Çiftliği’yle başladı, ardından Gezi’de devam etti, ardından ODTÜ ormanlarıyla devam etti ve yetmedi, 8 Mart 2014 tarihinde İrfan Şahinbaş Atölye Sahnesi’ne bir gece yarısı ansızın girildi ve oradaki ağaçlar kesildi, oradaki binalar yıkıldı ve sanatçılar gasbedildi. 7 Nisanda olay tekrarlandı. Firmanın yürütmeyi durdurma kararı olmasına rağmen ısrarlı bir şekilde arazinin gasbedilmesine sizin Hükûmetiniz ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı sesini çıkarmadı. Yetmedi, iki gün önce gene İrfan Şahinbaş Atölyesine bir gece ansızın girildi. Bu sefer, firma elemanları sanki savaşa gidiyormuş gibi ellerinde silahlarla ve sopalarla girip oradaki sanatçıları ve güvenlik elemanlarını gasbettiler, hatta öyle ki bir kadın güvenlik elemanı olaylar esnasında kalp krizi geçirdi. Hani, bu Gezi olaylarında ya da bir sendika direnişi olduğunda anında orada biten kolluk güçleri var ya, çağırılmasına rağmen nedense o akşam bir türlü gelemedi, hatta Ostim Polis Karakolu arandı, cevaplayan polis telefonu sanatçının yüzüne kapattı. Dolayısıyla, olay yerine polis geldiğinde zaten iş işten geçmişti. Peki, sizin Kültür ve Turizm Bakanınız ne yaptı? Çok yoruldu kendisi, parmaklarını oynattı ve bir “tweet” attı. “Tweet”te “Olayı izleyeceğim.” dedi. Buradan Sayın Bakana seslenmek istiyorum: Sayın Bakan, sizin işiniz izlemek değildir. Siz devleti yönetme sorumluluğuyla bu sorunu çözmek zorundasınız. O firmanın yürütmeyi durdurma kararı vardır. Orada sizin sanatçılarınız gasbedilmiştir. Buna daha fazla seyirci kalmayacaksınız, izlemeyeceksiniz. “Bakan” kelimesini herhâlde “bakmak” olarak algılıyor kendisi. Buradan kendisine bunu bir kez daha duyuralım lütfen.

Değerli milletvekilleri, tabii, bu gasplar bitmedi. Yani devlet arazisini yağmalayan bir hükûmet olabilir mi? Oluyor. Yani sizin döneminizde buna sık sık şahitlik ediyoruz. Bugün ama önemli bir olay daha oldu, danışma Atatürk Orman Çiftliği’nde, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanının hayali projelerinden birisi olan ANKAPARK Projesi’ni iptal etti, yürütmeyi durdurma kararı verdi. Danıştay 14. Dairesi kararında buradaki hayvanat bahçesinin 29 hektarlık bir alanı kapsadığını ancak proje için 217 hektarlık bir arazinin ilan edildiğini, buranın da tarıma elverişli bir alan olması nedeniyle yürütmenin durdurulması gerektiğini söyledi. Yani talana dur dedi. Bunlar yetmiyormuş gibi, bugün, aynı zamanda, Akün ve Şinasi Sahnesi’nin ihalesine de çıkıldı fakat bir kez daha sanatseverlerin direnciyle bu ihale de iptal edildi.

Özetle şunu söylemek istiyorum AKP milletvekillerine: Sizin döneminiz sanatın ve doğanın gasbedildiği bir dönemdir.

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) – Hadi canım sen de, hadi be!

AYLİN NAZLIAKA (Devamla) – Hiçbir Hükûmet döneminde böyle bir saldırıya uğranılmadı.

RECEP ÖZEL (Isparta) – Daha modern, daha güzel yerler yapılıyor ya.

AYLİN NAZLIAKA (Devamla) – Bu var ya bu, IŞİD kafasıdır. Sanata IŞİD kafasıyla saldırıyorsunuz.

RECEP ÖZEL (Isparta) – Allah Allah…

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) – Bırak be!

AYLİN NAZLIAKA (Devamla) – Sizler burada otururken Bilal Erdoğan bir gemicik daha aldı, biliyor musunuz?

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) – Ankaragücü’ne ne oldu Ankaragücü’ne?

AYLİN NAZLIAKA (Devamla) – Ama bir söz vardır: “Akıl ve servet sanatın yerine geçtiğinde birilerinin cüzdanı dolarken kafalar boşalır.” der.

Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Biz de piyanist Verda Erman’a Allah’tan rahmet diliyoruz.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Karar yeter sayısı…

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum, karar yeter sayısı arayacağım: Kabul edenler… Kabul etmeyenler...

Elektronik cihazla yapalım.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Sayın Başkan, şunu görüyorsunuz, yani olmadığını görüyorsunuz. İhtilafa düşerseniz soracaksınız. Tek başınıza karar verebilirsiniz siz burada. Burada yeter sayı yok.

BAŞKAN – Sayın Korkmaz, karşılıklı konuşmayalım ama Divan üyelerinin talebini yerine getirdim.

Teşekkür ederim.

İki dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Karar yeter sayısı vardır, önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun; Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkerelerinin (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) 49 uncu maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Mesut Dedeoğlu (Kahramanmaraş) ve arkadaşları

MADDE 49 - 5510 sayılı Kanunun 64 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve birinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

b) Geleneksel, tamamlayıcı, alternatif tıp uygulamaları ile Dünya Sağlık Örgütü ve Sağlık Bakanlığınca izin veya ruhsat verilmeyen sağlık hizmetleri ve Dünya Sağlık Örgütü ile Sağlık Bakanlığınca tıbben sağlık hizmeti olduğu kabul edilmeyen sağlık hizmetleri.

"Kurumla sözleşmeli özel sağlık hizmet sunucuları ile Kurumla kısmi branş veya sağlık hizmeti alım sözleşmesi imzalamış olan vakıf üniversitesi sağlık hizmeti sunucuları, Kuruma bildirmiş oldukları hekimlerden sözleşme kapsamı branşlarda fiilen hizmet sunanlar tarafından verilen sağlık hizmetlerini, Kurumca belirlenen istisnalar hariç olmak üzere ve Kurum mevzuatına uygun olarak fatura edebilirler. Aksi takdirde, bu faturalara ait tutarlar Kurumca karşılanmaz."

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HÜSEYİN ŞAHİN (Bursa) – Katılamıyoruz Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet?

ÇALIŞMA  VE  SOSYAL  GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) – Katılamıyoruz efendim.

BAŞKAN – Önerge üzerinde Sayın Mesut Dedeoğlu konuşacak, Kahramanmaraş Milletvekili.

Buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)

MESUT DEDEOĞLU (Kahramanmaraş) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 639 sıra sayılı İş Kanunu ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın 49’uncu maddesi üzerine vermiş olduğumuz değişiklik önergesi hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubumuz adına söz aldım. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum.

Sayın milletvekilleri, biraz önce basından aldığımız bilgiye göre, Ceylânpınar’da Suriye’den açılan bir ateş sonucunda bir askerimiz şehit olmuş, 2 askerimiz yaralanmıştır. Şehit askerimize Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz. 

Değerli milletvekilleri, hazırlanan bu torba yasalar, Hükûmet ile milletimizin gündeminin ne kadar farklı olduğunu açık bir şekilde ortaya koymaktadır, özellikle de sağlık konusunda. Milletimiz, Hükûmetten ülkemizin her geçen gün artan sorunlarına çözüm beklemektedir. Hükûmet ne yapıyor? Ülke sorunlarına çözüm bulacak yasalar yerine, sorunları daha da büyütecek ve derinleştirecek yasalar hazırlamaktadır. Hükûmet, ülkemizin her geçen gün ağırlaşan ve derinleşen sorunlarını genellikle seçim öncesi hazırlamış olduğu torba yasalarla çözmeye çalışıyor.

Bu uygulamalar yanlıştır, ülkemizin ve milletimizin sorunlarını yalnızca arada sırada hazırlanan torba yasalarla çözmek mümkün değildir. Ülkemizin sorunları tek tek ele alınarak geniş katılımlı çalışmalarla çözüme kavuşturulmalıdır. Kaldı ki hazırlanan bu torba yasa ülkemizde bazı sorunları çözüme kavuşturuyormuş gibi gözükse de pek çok sorunu da beraberinde getirmektedir. Hazırlanan bu torba yasa, yine pek çok haksız uygulamayı da beraberinde getirmektedir. Bunların en başında memurlarla ilgili yapılan düzenleme gelmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; torba yasa, bu düzenlemeyle 3 milyon memurumuzun iş güvencesini elinden almaktadır. Bu torbanın içindeki en haksız düzenlemelerden bir tanesi de budur. Bu, yanlış bir düzenlemedir. Hükûmetin bu konudaki düzenlemeyi derhâl geri çekmesini bekliyoruz.

Memurlarla ilgili düzenlemenin dışında, madenlerde bulunması gereken yaşam odalarının işverenin inisiyatifine bırakılması da yine bir haksız düzenlemedir. Maden ocaklarında yaşam odaları mutlaka zorunlu hâle getirilmelidir. Ayrıca özelleştirme konusunda yapılan bazı düzenlemeler, Hükûmete yakın kişilere ayrıcalık tanımaktadır.

Bu yasadan sonra TÜPRAŞ ve PETKİM gibi büyük özelleştirme çalışmalarında yargı kararlarını uygulayan ve iptal kararının ardından tekrar ihaleye çıkan ve daha sonra fiyat artışı yapan Hükûmet SEKA konusunda aynı yöntemi uygulamamıştır. Bu amaçlarla Belediyeler Kanunu’nda da büyük değişiklikler yapılmıştır. Yeni değişikliklerle belediyelerin ellerindeki hazine arsaları veya kendine ait arsaları istedikleri kişiye veya kurumlara veya vakıflara devretme yetkisi getirmiştir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; torba yasada bu tip düzenlemelere yer veren Hükûmet, ülkemizin en önemli sorunlarından birisi hâline gelen kredi ve kredi kartı borçları konusunda köklü bir düzenlemeye de gidememiştir. Ülkemizde geçen şubat ayında kredi kartı borcunu ödeyemeyenlerin sayısı yüzde 63, ferdî kredi borcunu ödeyemeyenlerin sayısı da yüzde 51 olarak artmıştır. Ayrıca, ülkemizde icradan satılık ilanlarda ve ipotekli konut satışlarında da büyük bir patlama yaşanmaya başlamıştır. Bu kredi kartı patlamalarında veyahut da krediyle alınan konutlarda büyük bir patlama seçim bölgem olan Kahramanmaraş’ta da büyük bir çoğunlukla yaşanmıştır. On iki yıl önce Kahramanmaraş’ta 1 tane olan icra müdürlüğü şu anda 7’ye çıkmıştır. 2014 yılının ocak ve haziran döneminde de yaklaşık 27 bin adet icradan satılık menkul, gayrimenkul ve taşıt ilanı verilmiştir. Bu rakamlarda 2013 yılının aynı dönemine oranla yüzde 40’lık bir artış meydana gelmiştir.

İşçi, memur, emekli, esnaf ve çiftçimizin beklentilerini karşılayacak düzenlemelere ne yazık ki bu torba yasada yer verilmemiştir. Ayrıca, yapılan düzenlemelerde taşeron işçilerinin devlet aleyhine açacakları davaların da önü kesilmiştir.

Bu duygu ve düşüncelerle değişiklik önergemizin kabulünü dileyerek yüce Meclisi saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

X.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI

1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur Bahçekapılı’nın, Başkanlık Divanı olarak, Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesinde şehit olan askere Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve yaralı askerlere de acil şifalar dilediklerine ilişkin konuşması

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, biz de Divan olarak Ceylânpınar ilçemizin Doruklu Karakolunda görev yapan askerlerimize ateş açılması sonucunda şehit olan askerimize Allah’tan rahmet diliyoruz, yakınlarına başsağlığı diliyoruz ve yaralı askerlerimize de acil şifalar diliyoruz.

IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)

4.- İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin’in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin’in; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı’nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman Milletvekili Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3 Milletvekilinin; Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya Güven ve 34 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Balıkesir Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile 20 Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi'nin; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer'in; Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin Şahin ve Önder Matlı ile 8 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören’in; Denizli Milletvekili Mehmet Yüksel ve Çorum Milletvekili Cahit Bağcı ile 37 Milletvekilinin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkereleri (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) (S. Sayısı: 639) (Devam)

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

50’nci maddede üç adet önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye  Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun; Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkerelerinin (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1518, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) 50 nci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                  Erkan Akçay                                     Reşat Doğru                                  Mustafa Kalaycı

                      Manisa                                               Tokat                                                Konya

 

         Ahmet Kenan Tanrıkulu                          Mehmet Şandır                                    Sümer Oral

                        İzmir                                                Mersin                                              Manisa

MADDE 50-  5510 sayılı Kanunun 68 inci maddesinin ikinci fıkrasının "dördüncü ve beşinci” cümleleri madde metninden çıkarılmış, dördüncü fıkrasında yer alan "asgari ücretin % 75'ini," ibaresi "asgari ücretin % 50'sini', "asgari ücretin dörtte birini" İbaresi "asgari ücretin onda birini" şeklinde ve beşinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"63 üncü maddenin birinci fıkrasının (e) bendi gereğince sağlanan ve bir hastalığın tedavisinin başka tıbbî bir yöntemle mümkün olmaması nedeniyle yapılacak yardımcı üreme yöntemi tedavisi dışındaki, yardımcı üreme yöntemi tedavisinde katılım payı ilk denemede % 30, ikinci denemede % 25, üçüncü denemede % 20 oranında uygulanır. Ancak katılım payında dördüncü fıkra gereği uygulanan üst limit dikkate alınmaz."

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı, teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun 50’nci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

             Rahmi Aşkın Türeli                                 Musa Çam                                      Vahap Seçer

                        İzmir                                                 İzmir                                                Mersin

 

                  Tanju Özcan                                   Nurettin Demir                                 Bülent Kuşoğlu

                        Bolu                                                Muğla                                               Ankara

 

MADDE 50- 5510 sayılı Kanunun 68 inci maddesinin beşinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"63 üncü maddenin birinci fıkrasının (e) bendi gereğince sağlanan ve bir hastalığın tedavisinin başka tıbbi bir yöntemle mümkün olmaması nedeniyle yapılacak yardımcı üreme yöntemi tedavisi dışındaki, yardımcı üreme yöntemi tedavisinde katılım payı ilk denemede % 20, ikinci denemede % 15, üçüncü denemede % 10 oranında uygulanır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte Olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı'nın, 5510 sayılı Kanunun 68 inci maddesinde değişiklik öngören 50'inci maddesinde geçen "katılım payı ilk denemede %30, ikinci denemede %25, üçüncü denemede %20 oranında uygulanır" ibaresinin "katılım payı uygulanmaz." ibaresi ile değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                Pervin Buldan                                   İdris Baluken                                  Nursel Aydoğan

                        Iğdır                                                Bingöl                                            Diyarbakır

                 Hasip Kaplan                                       Erol Dora

                       Şırnak                                              Mardin

BAŞKAN – Okunan son önergeye Komisyon katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HÜSEYİN ŞAHİN (Bursa) – Katılamıyoruz Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet?

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) – Katılamıyoruz.

BAŞKAN – Önerge üzerinde Sayın İdris Baluken konuşacak, Bingöl Milletvekili.

Buyurun.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, 50’nci madde üzerine verdiğimiz önergeyle ilgili konuşacağım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bizim sağlıkla ilgili genel politikamız belli, buradan da hep ifade ediyoruz. Eşit, ulaşılabilir, nitelikli ve altını çizerek söylüyorum, parasız sağlık hizmeti bir sosyal devletin yapması gereken en önemli iştir diye düşünüyoruz. Hastayla araya para ilişkisi koydunuz mu,  elinizi hastanın, hasta yakınının cebine uzattınız mı, biz Halkların Demokratik Partisi olarak o düzenlemelerin karşısında oluruz. Burada yapılan düzenleme de yine bu şekilde paralı sağlık sisteminin bir uygulaması şeklinde tezahür etmiş.

Bugüne kadar “Sağlıkta Dönüşüm Projesi” adı altında yaptığınız şey, aslında “Paran kadar sağlık” anlayışını uygulamaya koymaktır, sağlığı paralı hâle getirmekti. Biz bu iflas eden sağlık politikasının, Sağlıkta  Dönüşüm Projesi’nin “Halka külfet, sermayeye servet” şeklinde bir yansıması dışında başka bir işe yaramadığını düşünüyoruz. Bu maddede yine halka külfet ve işte, özel sektöre alan yaratan, servet yaratan bir uygulama var. Yardımcı üreme tedavisi yönteminde ilk denemeden sonra yüzde 30 ve yüzde 25 katılım payı alınırken ilk 2 denemede, 3’üncü denemede de yüzde 20 katılım payı alınması öngörülüyor. Burada, tabii, buna katılmak mümkün değil. Genel olarak sağlıktaki bütün katkı paylarının, tedavi paketlerindeki aradaki fark ücretlerinin, ilaçlarla ilgili ortaya çıkan kalemlerin biz mutlaka parasız hâle getirilmesini savunuyoruz. Özellikle özel hastanelere alan açan uygulamalarınızla beraber, hasta hastaneye adımını attığı andan itibaren eczaneden ilaç alıp çıkıncaya kadar sürekli olarak kendi cebinden eksilen bir durumla, bir bütçeyle karşı karşıya kalıyor. Buradaki uygulama da dediğim gibi aynı ruhu bu şekilde devam ettirmenin bir arayışı.

Bakın, hep Sağlıkta Dönüşüm Projesi’yle ilgili burada farklı tablolar çiziyorsunuz. Ben birkaç veri üzerinden Sağlıkta Dönüşüm Projesi’nin neden başarısız olduğunu söyleyeyim: Çünkü her şeyden önce sağlığa bütçe ayırmıyorsunuz. Yapmanız gereken en temel şeye bütçe ayırmadığınız zaman orada nitelikli bir hizmet sunmanız, o hizmetle ilgili bir memnuniyet yaratmanız ne hizmet alanlar açısından ne hizmet verenler açısından mümkün olmaz. OECD ülkelerinin 2009 yılındaki sağlık harcaması 3.222 dolar iken -kişi başına ortalama- Türkiye'de bu rakam -neredeyse üçte 1’i- 902 dolardır. Bunun yanında, OECD ülkelerinde ortalama bin kişiye düşen hekim sayısı 3,4 iken Türkiye'de bu sayı 1,6’dır. Çalışan hemşire sayısı üzerinden bu rakama baktığımızda, OECD ülkelerinde bin kişiye düşen hemşire sayısı 8,4 iken Türkiye'de bu rakam maalesef 1,5’tur. Dolayısıyla tüm bu rakamlar da sağlığa yaklaşımınızı ve sağlıkla ilgili çabanızın nereye gittiğini açık bir şekilde ortaya koyuyor.

Bu tasarıdaki 50’nci maddede yedek üreme tedavisinden yararlanmak isteyenlere de “Siz ancak paranız kadar yararlanabilirsiniz.” diyorsunuz. Yani parası olanlar, katkı payı verebilenler bu haktan faydalanacaklar ama parası olmayan, yoksul kesimler, yoksul insanlar bu haktan yararlanmayacaklar.

Dediğim gibi, halka ücretsiz sağlık hizmeti verilmesini özenle ve önemle, altını çizerek savunan bir siyasi parti olarak, bu yaptığınız düzenlemenin uygun olmadığını, eşitlik hukukuna aykırı olduğunu ve dolayısıyla da bu maddenin düzeltilerek Genel Kurula getirilmek üzere tasarıdan çekilmesini biz öneriyoruz.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı, Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun 50. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Nurettin Demir (Muğla) ve arkadaşları

MADDE 50- 5510 sayılı Kanunun 68 inci maddesinin beşinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"63 üncü maddenin birinci fıkrasının (e) bendi gereğince sağlanan ve bir hastalığın tedavisinin başka tıbbî bir yöntemle mümkün olmaması nedeniyle yapılacak yardımcı üreme yöntemi tedavisi dışındaki, yardımcı üreme yöntemi tedavisinde katılım payı ilk denemede % 20, ikinci denemede % 15, üçüncü denemede % 10 oranında uygulanır.”

BAŞKAN – Okunan önergeye Komisyon katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HÜSEYİN ŞAHİN (Bursa) – Katılamıyoruz Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet?

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Önerge üzerinde Muğla Milletvekili Sayın Nurettin Demir konuşacak. (CHP sıralarından alkışlar)

NURETTİN DEMİR (Muğla) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; taşeron yasası, torba yasanın 50’nci maddesi üzerinde söz aldım. Öncelikle yüce heyeti saygıyla selamlarım.

Efendim, öncelikle, şehit olan askerimize Allah’tan rahmet, yaralanan askerlerimizin de sağlıklarına kısa sürede kavuşmalarını diliyorum.

Orta Doğu, maalesef, bir ateş topuna dönmüş durumda. Gerek IŞİD teröristlerinin yaptıkları saldırılar, katletmeler, Filistin’de yaşanan olaylar, maalesef, tabii ki ülkemizi de yakından ilgilendiriyor. Özellikle Şanlıurfa’da son zamanlarda gördüğümüz, son günlerde, son beş-altı ayda toplumun iyice gerildiğini ve birbiriyle gergin bir hâle geldiğini rahatlıkla görebiliyoruz. Arazilerin toplulaştırılması ve bununla ilgili yaşanan haksızlıklar, çiftçilerin borçları, sulama uygulamalarındaki adaletsizlikler, elektrik sorunu, sınır ihlalleri, mülteci kamplarının sorunları artık Şanlıurfalıları germiş ve yormuştur. Bu durum, Şanlıurfa’nın yönetiminde ciddi sorunların baş göstermesine neden olmaktadır. Üstüne üstlük bir de yüksek işsizlik Şanlıurfa’yı iyice canından bezdirmiştir.

Şanlıurfa’da güvenlik güçleri tarafından bir kadın milletvekili ve diğer milletvekillerine uygulanan şiddeti ve Urfa Valisinin muhalefet milletvekillerinin telefonlarına yanıt vermemesini kınadığımı belirtmek istiyorum. Özellikle Urfa Milletvekili, denetmen milletvekili olarak Sayın Bakanın, 3 bin kişiyi, emniyet güçlerinin  bayağı bir benzetmiş olmasını, bu benzetme sırasında da milletvekillerine dikkat edilmemesini, burada, kürsüde ifade etmesini de kınıyorum.

Şimdi, yasayla ilgili olarak ilginç bir, tabii ki tezat var. 301 Somalı burada ölmüşken, 400-450 kadar çocuk yetim kalmışken, bu kadar da kadının dul kalmış olduğu bir yerde yani ölenlerin sorunlarıyla ilgilenecekken, biz bu yasayla yeni doğum yapacakların ve onlara yapılacak olan fırsatları gündeme getirerek bir tezat teşkil etmiş oluyoruz.

Ancak burada dikkat çekilmesi gereken bir nokta var sayın milletvekilleri: İki dönem önce bu yasada tüp bebek uygulamaları, üç tüp bebek uygulaması olarak yapılıyordu. Ancak yine AKP’nin buraya getirmiş olduğu yasa teklifiyle 2’ye indirildi, bu yanlış fark edildi ve bu yanlışın düzeltilmesi için yani 3 kere uygulamayla başarı oranının yüzde 80’e, yüzde 85’lere çıkacağı fark edilerek bu yasa tekrar getirildi.

Dolayısıyla, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 68’inci maddesinin beşinci fıkrasında değişiklik yapılıyor, bu maddeyle tüp bebek denemeleri 3’e çıkarılıyor. Ancak, buradaki şartlara bir madde olarak da yüzde 20 oranı getiriliyor, aslında yoksul olan bu insan kesimi yani çocuk sahibi olmak isteyenler -yoksul ve varsıl olarak baktığımızda- en alt kesimde oldukları için bu oranların hiç olmaması gerekir. Dolayısıyla, bu yüzde 20, 30, 35’in gelmesinin nedenini anlamakta zorlanıyoruz.

Tüp bebekte özellikle bürokrasinin ortadan kaldırılmamış olması ve diğer iyileştirme faktörlerinin getirilmemiş olması yasanın eksiklikleri olarak ortaya çıkmakta çünkü evlenme yaşı ilerleyen kesimlere de yumurta saklama hakkının verilmesi gerekiyordu, bunların olmadığını görüyoruz. 35 yaş üzerinde embriyo transfer sayısının… 39 yaş üzerindeki kadınlarda 3 embriyo transferi yapılması gerekirken bu düzeltilmedi ve tüp bebek yaşının 39 yaşın altında tutulmuş olması önemli bir eksiklik çünkü gelişmiş ülkelerde tüp bebek uygulamaları 43 yaşına kadar uzatılabiliyor Belçika’da olduğu gibi.

Dolayısıyla, bu yasanın olumlu olduğunu düşünüyoruz ve beni dinlediğiniz için de teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

III.- YOKLAMA

(CHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)

ENGİN ALTAY (Sinop) – Başkanım, arkadaşlar geliyorlar, gelmişken bir yoklanalım diye düşünüyorum.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunacağım ama yoklama talebi var, önce onu bir tespit edelim.

Sayın Altay, Sayın Türeli, Sayın Dinçer, Sayın Sarı, Sayın Özel, Sayın Yıldız, Sayın Akar, Sayın Kuşoğlu, Sayın Çam, Sayın Acar, Sayın Seçer, Sayın Genç, Sayın Kaplan, Sayın Ören, Sayın Nazlıaka, Sayın Tamaylıgil, Sayın Güler, Sayın Haberal, Sayın Tanal, Sayın Öner.

Yoklama için iki dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Toplantı yeter sayısı vardır.

IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)

4.- İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin’in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin’in; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı’nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman Milletvekili Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3 Milletvekilinin; Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya Güven ve 34 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Balıkesir Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile 20 Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi'nin; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer'in; Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin Şahin ve Önder Matlı ile 8 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören’in; Denizli Milletvekili Mehmet Yüksel ve Çorum Milletvekili Cahit Bağcı ile 37 Milletvekilinin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkereleri (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) (S. Sayısı: 639) (Devam)

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun; Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkerelerinin (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) 50 nci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Reşat Doğru (Tokat) ve arkadaşları

MADDE 50 – 5510 sayılı Kanunun 68 inci maddesinin ikinci fıkrasının "dördüncü ve beşinci cümleleri madde metninden çıkarılmış, dördüncü fıkrasında yer alan "asgari ücretin % 75'ini," ibaresi "asgari ücretin % 50'sini', "asgari ücretin dörtte birini" ibaresi "asgari ücretin onda birini" şeklinde ve beşinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"63 üncü maddenin birinci fıkrasının (e) bendi gereğince sağlanan ve bir hastalığın tedavisinin başka tıbbî bir yöntemle mümkün olmaması nedeniyle yapılacak yardımcı üreme yöntemi tedavisi dışındaki, yardımcı üreme yöntemi tedavisinde katılım payı ilk denemede %25, ikinci denemede %20, üçüncü denemede %15 oranında uygulanır. Ancak katılım payında dördüncü fıkra gereği uygulanan üst limit dikkate alınmaz."

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HÜSEYİN ŞAHİN (Bursa) – Katılamıyoruz Başkanım.

BAŞKAN – Hükûmet?

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) – Katılamıyoruz.

BAŞKAN – Önerge üzerinde Sayın Reşat Doğru konuşacak, Tokat Milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)

REŞAT DOĞRU (Tokat) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

639 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 50’nci maddesi üzerine vermiş olduğumuz önergeyle ilgili söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Sözlerimin başında, Ceylânpınar’da Suriye tarafından açılan ateş neticesinde şehit olan askerimize Allah’tan rahmet diliyorum. 2 yaralımız olduğunu öğrendik, yaralı kardeşlerimize de acil şifalar diliyorum. Mutlaka, Irak’ta, Suriye’de Türk milletine yapılan bu yanlışların hepsinin hesabı bir gün sorulur diye de ümit ediyorum.

Diğer bir sözüm de: Bugün itibarıyla öğrenmiş olduğumuz üzere, Irak Türklerinin liderlerinden, Türkmen millî davasının yılmaz savaşçısı Sadun Köprülü hayatını kaybetmiştir. Sadun Köprülü’ye de buradan, Türkiye Büyük Millet Meclisi kürsüsünden rahmet diliyorum, sevenlerine başsağlığı diliyorum. O değerli bir insandır. On yedi yıl süresince hapiste yatmış ve Irak Türklerinin davasını en iyi şekilde temsil etmiş olan büyük bir insandır. Irak Türkmen Cephesinin de bir müddet temsilciliğini yapmış olan birisiydi. Allah’tan rahmet diliyorum.

Saygıdeğer milletvekilleri, bu önergemiz, bu 50’nci madde, bilindiği gibi yardımcı üreme tedavisindeki katkı payıyla ilgili olan bir maddedir. Tabii, katkı payları, son zamanlarda ülkemizde artık can yakmaya da başlamıştır. Şöyle ki: Burada tabii, üremeyle ilgili, fakir ve garip insanlar, üreme neticesinde tüp bebek veya çeşitli yöntemlerle çocuk sahibi olmak için hastanelere gittikleri zaman çok büyük mali külfetle karşı karşıya kalmaktadırlar. Dolayısıyla, bunlardaki katkı paylarının en azından fakir insanlarda ortadan kaldırılması gerekir.

Tabii, bunun yanında, 2022 sayılı Kanun’dan maaş alan insanlar da veyahut da emekli olup da geçinmekte zorlanan insanlar da katkı paylarıyla karşı karşıyadır birçok konuda. Bu yönlü olarak da buralardan en azından kaldırılması, iyileştirilmesi noktasında Türkiye Büyük Millet Meclisinin mutlaka çalışma yapması gerekir.

Tabii, sağlık personelinin bunların dışında çok önemli sorunları vardır ki sağlık personeli olarak insanlarımızın hekiminden hemşiresine kadar, yardımcı sağlık personeline kadar özlük hakları konusunda çok ciddi sorunları vardır. Özlük haklarını mutlaka Türkiye Büyük Millet Meclisinin iyileştirmesi gerekmektedir. Özellikle Sağlık Bakanlığından beklenen, Hükûmetten beklenen bu olmasına rağmen maalesef hiçbir gelişmenin de olmamış olduğunu görüyoruz. Hekimler emekli olmaktan, sağlık personeli emekli olmaktan korkmaktadır. Dolayısıyla, özlük hakları konusunda mutlaka bir şeyler yapılmalıdır.

Tabii, ikinci önemli konu da hekimlere ve sağlık personeline karşı oluşan şiddetten bahsetmek istiyorum. Son zamanlarda sağlık personeline yapılan, oluşan şiddet de -basında yer aldığı kadarıyla- artık çekilmez hadde doğru süratli bir şekilde gidiyor. Bu, motivasyon eksikliği yaratıyor ve beraberinde de tüm hekimler üzerinde çalışma performansını düşürüyor saygıdeğer milletvekilleri. Şöyle ki hekimlik tabii çok çalışılması gereken, çok özveri isteyen bir meslek grubudur. Siz sadece sabahleyin saat sekizde gelip akşam 17.00’de veyahut 19.00’da evinize gittiğiniz zaman, belki diğer personel veyahut diğer iş grupları herhangi bir sorumluluk almaz ama hekimlerde bu böyle değildir. Hekimler mutlaka evlerine gittiği zaman, hatta tatile giderken bile sorumluluk bilinci içerisinde giderler, cumartesi ve pazar günleri de ağır şekilde çalıştıklarını biz biliriz. Öyleyse bir de bunun üzerine hekime şiddetle karşılaşıldığı zaman durumun daha da vahim olduğunu görüyoruz.

Saygıdeğer milletvekilleri, ülkemizde sağlıkla ilgili çok ciddi sorunlar vardır. Gerçi Hükûmetin söylemleri içerisinde sağlıkta çağ atladıklarını ifade ederler, çok büyük işler başarmış olduklarını söylerler ama şöyle bir şey vardır ki eğer bir fizik tedavi, rehabilitasyon hastanız varsa, bir yoğun bakım hastanız varsa başınıza gelen tabloyu da o zaman görürsünüz. Biz her zaman söylüyoruz: Eğer Türkiye’de sağlıkta bir iyileşme olduğunu görmek istiyorsanız Ankara Numune Hastanesine veyahut İstanbul’da Haseki Hastanesine gitmiş olduğunuz zaman oradaki hekimlerin çekmiş olduğu çileyi, vatandaşımızın çekmiş olduğu çileyi orada gördüğünüz zaman ve işte orada eğer iyileştirme varsa, orada bir şeyler yapılmışsa o zaman konuyu çözmüş olabilirsiniz. Ama öyle bir şey vardır ki gidin Ankara Numune Hastanesine, muayene olmayı bırakın yani bir fizik tedavi, rehabilitasyon merkezine yatmak isteseniz size iki ay, üç ay, belki altı ay sonrasına gün verirler. Hâlbuki bu işin gayet kolayı vardır. Ne yapılması lazımdır? Bu rehabilitasyon merkezlerinin bir bölümünü şehrin belirli merkezlerine taşıyabilirsiniz, orada 300-500 yataklı merkezler oluşturabilirsiniz; hem insanlar rahatlamış olur hem hastalar rahatlamış olur ama maalesef, enteresandır, bunların hiçbirisini yapmıyoruz.

Tabii, bunun yanında şu anda koruyucu hekimlikle ilgili olarak çok ciddi sıkıntılar da vardır. Tatlandırıcılar, hazır gıdalar insanlar üzerinde çok ciddi sorunlar ortaya koymaktadır, alerjik deri döküntülü hastalıklarından tutun da son zamanlarda artan kanser vakalarına kadar.

Sonuçta, sağlıkta birçok şeyin yapılmasının zamanı geçmektedir ama geçen zaman da geri gelmemekte ve sağlık kaybedilmektedir diyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Önergeyi oylarınıza sunacağım.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Karar yeter sayısı…

BAŞKAN – Karar yeter sayısı arayacağım, peki.

Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Karar yeter sayısı vardır, önerge kabul edilmemiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, ikinci bölümde yer alan maddelerin oylamaları tamamlanmıştır.

Şimdi üçüncü bölümün görüşmelerine başlayacağız ama on dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 00.18

ON BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 00.33

BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI

KÂTİP ÜYELER: Muharrem IŞIK (Erzincan), Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır)

-----0-----

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 122’nci Birleşiminin On Birinci Oturumunu açıyorum.

639 sıra Sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine devam edeceğiz.

Komisyon burada.

Hükûmet burada.

Şimdi üçüncü bölümün görüşmelerine başlıyoruz.

Üçüncü bölüm, 70’inci maddeye bağlı (a) ve (b) fıkraları ile 74’üncü maddeye bağlı (1), (2) ve (3)’üncü fıkralar dâhil 51 ila 74'üncü maddeleri kapsamaktadır.

Üçüncü bölüm üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Konya Milletvekili Sayın Mustafa Kalaycı konuşacak.

Buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)

MHP GRUBU ADINA MUSTAFA KALAYCI (Konya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın üçüncü bölümü üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Bu vesileyle hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Örgütsüzlüğü, güvencesiz çalışmayı, kayıt dışını, kuralsızlığı tetikleyen, insan onuruna yaraşır düzgün iş tanımını yok sayan ve AKP döneminde yaygınlaşan taşeron işçilik uygulaması ülkemizde çalışma hayatının dengelerini bozmakta, ekonomik ve sosyal olarak büyük bir tahribat yaratmaktadır.

Bu tasarıda çalışma hayatıyla ilgili birçok kanunda değişiklikler yapılmakla birlikte taşeron sistemi kaldırılmadığı gibi, önü açılmaktadır. Yandaş müteahhitlere kaynak aktarma aracı hâline dönüşen bu düzenden vazgeçilmemekte, tersine bu sistem kalıcılaştırılmaktadır. Hukuka aykırı hileli taşeron uygulamaları âdeta ödüllendirilmekte ve yaptırımları hafifletilmektedir.

AKP zihniyetinin dört elle sarıldığı ve acımasızca uyguladığı taşeron sisteminde para ve rant vardır ama içinde insana yer yoktur, her şey para içindir ve insanın değeri de ürettiği mal ve hizmet kadardır. Taşeron sisteminin hedefinde işçinin sesini kesmek ve işverene işçinin sırtından daha fazla para kazanma imkânı getirmek vardır. O nedenle, taşeron sistemi var olduğu sürece işçilere bu tasarıyla verilen bazı haklar kâğıt üzerinde kalacaktır çünkü bu sistemin varlık nedeni işçi haklarını hile yoluyla ortadan kaldırmaktır.

Çeşitli kamu kuruluşlarında yapılan taşeron uygulamalarının hileli olduğu ve işçilerin başından itibaren kamu kurum ve kuruluşunun işçisi olduğu yönünde çok sayıda yargı kararı bulunmaktadır ancak AKP Hükümeti üç yıldır yargı kararlarını dinlememiş ve keyfi bir biçimde hileli taşeron uygulamasına devam etmiştir. Zaten, AKP Hükûmeti eğer samimi olsaydı önce bu yargı kararlarını uygulardı.

Taşeron işçilerin kadrolara atanacaklarına dair aylardır özellikle yandaş medyada yer alan müjdeli haberlerin hepsi boş çıkmıştır. Taşeron işçilerin umutları yıkılmıştır. Sayın Bakana sorsanız “Taşeron işçilere kadro sözü vermedik.” diyecektir. Söze gerek yok ki, ortada yargı kararları var, işçiler haklarını dava yoluyla kazanmıştır.

Karayollarında “taşeron işçisi” adıyla çalıştırılan işçilerin açtıkları davalar sonucu, yargı, bu işçilerin işe başladıkları tarihten itibaren Karayolları Genel Müdürlüğü işçisi olduğuna karar vermiştir, Yargıtay da bu kararı onamıştır. Aynı şekilde, sağlıkta, mahallî idarelerde ve başka kamu kurumlarında da dava kazanan taşeron işçiler bulunmaktadır. Ancak AKP Hükûmeti üç yıldır bu yargı kararlarını uygulamamaktadır. AKP Hükûmeti yargı kararlarını takmamaktadır. Davayı kazanmış işçilerin hâlen taşeron işçisi olarak çalıştırılması suçtur. AKP Hükûmeti üç yıldır yargı kararlarını alenen çiğnemekte, açıkça suç işlemektedir. Yargı kararlarına uymayanların haktan, hukuktan, adaletten bahsetmeye, hukukun üstünlüğünü savunmaya, demokrasiyi ağzına almaya hakkı yoktur.

Değerli milletvekilleri, tasarının bu bölümünde Sosyal Güvenlikle ilgili bazı değişiklikler yapan maddeleri görüşüyoruz. Bugün kamuda ek göstergesi 3600'ün altında olan kamu çalışanları emeklilikte büyük mağduriyet yaşamaktadır. Mevcut maaşlarına göre emekli aylıklarında yüzde 50-60 gibi düşme yaşandığından, emekli olmayıp yaş haddini bekleyen, hizmet yılı ve yaş şartını doldurmuş birçok kamu çalışanı bulunmaktadır. Bu durumda olan hukuk müşaviri, avukat, öğretmen, şube müdürü, mal müdürü, şef, polis, hemşire, sağlık bilimleri lisansiyeri, kimyager, fizikçi, matematikçi, istatistikçi, tekniker, jeolog, imam ve memurlar emekli aylıklarında iyileştirme yapılmasını, emekli aylığı hesabındaki adaletsiz ve eşitliğe sığmayan uygulamanın düzeltilmesini beklemektedir ama bu tasarıda böyle bir düzenleme maalesef yoktur.

Bu tasarıda bizzat Başbakan tarafından, Hükûmet  tarafından verilen sözler de yerine getirilmemektedir. Sağlık çalışanlarına, polislere, akademisyenlere, kamu avukatlarına, öğretmenlere, esnaf ve sanatkâra verilen sözler yine kulak arkası edilmiştir.

Bakınız, 13 Mayıs 2014 tarihinde tertiplenen Sağlık Çalışanları Türkiye Buluşması'na katılan Sayın Başbakan, sağlık çalışanlarına yıpranma payı müjdesini vererek, "Yıpranma payıyla ilgili çalışmayı yaptıracağım. ‘Yıpranma payını ne kadar yapabiliriz?' dedim, dediler ki: ‘Beş yıla bir yıl.’ Ben arkadaşlarıma talimat vereceğim, beş yıl hizmeti olana bir yıl yıpranma. Bu çalışmayı da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımızla el ele yürütüyoruz." demiştir. Sayın Bakan, sağlık çalışanlarının yıpranma payı hani nerede? Bu tasarıda Sosyal Güvenlik Kanunu’yla ilgili düzenlenen maddeler arasında yıpranma payıyla ilgili 41’inci maddede de değişiklik yapılıyor ama sağlık çalışanlarına yıpranma payı verilmiyor. Sayın Bakan, verilen sözü neden yerine getirmiyorsunuz? Başbakanın sözüne ne oldu?

Sayın Başbakan 15 Temmuz 2007 tarihinde bir televizyon programında seçimlerden sonra masaya yatırılacak ilk konunun polislerin özlük hakları olduğunu söylemiş, yine, geçen yıl ramazan ayında Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğünde verilen iftar yemeğine katılan Sayın Başbakan yaptığı konuşmada polisin emeklilik haklarını düzenleyen çalışmanın gelecek yasama yılında kanunlaştırılmasına gayret edeceklerini söylemiştir. Yasama yılının sonuna geldik ama bu tasarıda polislerimiz yine yok. Tamamına yakını yükseköğrenimli olan polislerimiz, emsallerine bakarak 3600 ek göstergeyi haklı olarak istiyor. Sayın Bakan, polislerimize 3600 ek göstergeyi niye vermiyorsunuz? Sayın Başbakanın polisin özlük haklarıyla ilgili verdiği sözü neden yerine getirmiyorsunuz?

Ülkemizde kamu çalışanlarının birçok sorunu olmakla beraber, yılların birikimiyle sorunları devleşen ve kronikleşen tek kamu çalışanları kamu avukatlarıdır. Kamu avukatları âdeta kamunun üvey evladı muamelesini görmektedir. Kamuda çalışan avukatlar ve hukuk müşavirlikleri yüklendikleri ağır sorumluluklara karşın büyük mali sıkıntı içinde bulunmaktadır. Yaklaşık bir yıl önce AKP Kadın Kolları Başkanı ve MKYK üyesi Güldal Akşit Hanımefendi’nin kamu avukatları sorunlarını Başbakana ilettiği, Başbakandan da kamu avukatlarına destek sözü geldiği, kamu avukatlarının mağduriyetini giderecek kanun değişikliği yapılması için Maliye Bakanlığına “Yardımcı olun.” talimatı verdiği haberleri 22 Haziran 2013 tarihinde tüm ulusal medyada yer almıştır. Özlük hakları oldukça geride kalan, yıllardır maaşlarının artacağı umuduyla haklarının verilmesini sabırla bekleyen kamu avukatları bu haberi sevinçle karşılamışlardır. Ancak bugüne kadar birçok torba kanun düzenlemesi yapılmasına karşın kamu avukatlarının özlük haklarıyla ilgili bir düzenlemeye gidilmemesi hayal kırıklığı yaşatmıştır.

Akademisyenler ve öğretmenler AKP döneminde yoksullaşmış, kamu çalışanları arasında en düşük ücreti alan kesim olmuştur. Çalışırken geçimini sağlamakta zorlanan ve emeklilikte sefalete mahkûm edilen akademisyenler ve öğretmenlerimizin aylık ve ek ders ücretleri, insanca bir hayat sürmeleri için yeterli değildir.

Son iki yıldır akademisyenlere birçok söz ve müjde verilmiştir. YÖK Başkanı, Millî Eğitim Bakanı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı, Hükûmet Sözcüsü ve Maliye Bakanı, son iki yıl içinde yaptıkları açıklamalarda akademisyenlerin maaşlarının iyileştirileceğini belirtmişler, Başbakanın da akademisyen maaşlarına zam yapılması için 7 Mayıs 2013 tarihinde Maliye Bakanına talimat verdiği açıklanmıştır ama verilen sözler hep boş çıkmıştır.

AKP zihniyeti atanamayan öğretmenler için de büyük sözler vermiştir. "Şu sisteme bakın hele, ülkede 72 bin öğretmen açığı var!”, “Sen sınavla öğretmen seçiyorsun, hangi akla hizmet ediyorsun?”, “Biz Hükûmeti kurduğumuzda bütün öğretmenleri göreve başlatacağız ve öncelikli olarak eğitim sorununu çözeceğiz." diyen Sayın Başbakandır ama bugün öğretmen açığı 119 bini, atanamayan öğretmen sayısı 350 bini aşmıştır; öğretmenler yine sınavla alınmaya devam edilmektedir. Dolayısıyla, söz verip tutmayan, üstelik atanamayan öğretmenleri yem bekleyen güvercinlere benzeten ve “Başka işe baksınlar.” diyen, öğretmenleri de az çalışıp fazla maaş almakla suçlayan ve hakir gören bir zihniyetten bu memlekete hayır gelir mi? Atama bekleyen öğretmenler umutla beklerken, öğretmen açığı ücretli öğretmenlerle giderilmektedir. Bu tasarıda yer alan 35 bin öğretmen kadro sayısı artırılmalı, öğretmen ihtiyacı atamayı bekleyen öğretmenlerden karşılanmalıdır.

Esnaf ve sanatkârımıza perakende sektörünü düzenleyecek yasal düzenleme sözü verilmesine rağmen on iki yıldır bu söz tutulmamış, yabancı sermaye lobilerine boyun eğilmiştir. Sayın Başbakan, esnaf ve sanatkârı bu lobilere yem dahi etmek istemiştir. On yıl içerisinde AVM sayısı 62'den 310'a çıkmış olup yakın zamanda 368'e çıkması beklenmektedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MUSTAFA KALAYCI (Devamla) – Sözünde durmak önemli bir haslettir; yüce dinimiz de verilen söze uyulmasını emreder, söz verip, gücü olduğu hâlde yerine getirmemeyi münafıklığın alameti olarak görür. Bizden hatırlatması.

Teşekkür ediyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Halkların Demokratik Partisi Grubu adına Mardin Milletvekili Sayın Erol Dora konuşacak.

Buyurun.

HDP GRUBU ADINA EROL DORA (Mardin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 639 sıra sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın 3’üncü bölümü üzerinde Halkların Demokratik Partisi adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Torba tasarının 52’nci maddesinde yapılan düzenlemeyle, Sosyal Güvenlik Kurumu ödemesi kapsamındaki sağlık hizmetleri ve ürünleri listelerine girmek, bu listelerde kalmak veya listelerde değişiklik yapmak için başvuruda bulunan ya da kurumla sözleşme yapmak için başvuran gerçek veya tüzel kişilerden yıllık ücret veya başvuru ücreti alınması hususunda değişiklikler öngörülmüştür. “Buna ilişkin usul ve esaslar Kurumca belirlenir.” denilerek kuruma gelir getirmek hedeflenmiş ancak tek taraflı olarak kullanılacak bu yetkiyle anlaşmalı eczanelerin zorda kalabileceği düşünülmemiştir. Bu ücretin ne kadar olacağı ise Bakanlığın insafına bırakılmıştır.

Değerli Milletvekilleri, tasarının 56'ncı maddesiyle 5510 sayılı Kanun’a geçici madde eklenerek ev hizmetlerinde çalışanların sigortalılığıyla ilgili düzenlemeler yapılmaktadır. Bu kanuna göre, iş kazası veya meslek hastalığından dolayı geçici iş göremezlik ödeneği ödenmesi veya sürekli iş göremezlik geliri ya da malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından aylık bağlanabilmesi için prim ve prime ilişkin her türlü borçların ödenmiş olması şartı aranmaktadır. Bu sigortalılarla ilgili iş kazası ve meslek hastalığı olaylarında kanunun 21’inci maddesinin birinci fıkrası hükümlerinin uygulanmaması adaletsizliktir.

Değerli milletvekilleri, tasarının 74’üncü maddesi, Millî Eğitim Bakanlığı Kanunu ve ilgili kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik öngörerek Millî Eğitim Bakanlığı bünyesinde istihdam edilmek üzere 35 bin öğretmen kadrosu ihdas etmektedir.

Her seçim döneminde olduğu gibi Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde de AK PARTİ Hükûmeti bu torba tasarıya birçok olumsuz düzenleme koyduğu hâlde bazı vergi afları çıkartarak ya da Soma madenci işçi kıyımı gibi önemli bir olaydan sonra kamuoyunun baskılarına ve beklentilerine cevap vermek bağlamında bu maddede de öğretmenler için yeni kadrolar ihdas ederek pragmatik bir yaklaşımla kamuoyu algısını yönetmeyi hedeflemektedir. AK PARTİ Hükûmetinin samimi olmadığını bu maddede de çok açık bir biçimde görebiliyoruz. Zira AK PARTİ'nin iktidarda olduğu on iki yıllık süreçte atanamayan öğretmen sayısı oldukça ciddi bir biçimde artmış ve bugün yaklaşık 350 bin gibi bir rakama ulaşmıştır.

Değerli Milletvekilleri, her yıl yüz binlerce öğretmen atama beklerken on binlercesi hayatını kazanmak için ücretli öğretmenliğe veya diğer sektörlerde, çoğu zaman da düşük ücretler ve sosyal güvence olmaksızın vasıfsız işler yapmaya mecbur bırakılırken, bu torbada sermayedarların yüklü borçlarını silip 35 bin kadro ihdas etmek çok açık bir siyasi rantçılıktır.

AK Parti iktidarı döneminde, sadece 2007'den bu yana onlarca öğretmen atanamadığı ve işsiz kaldığı için intihar etmiştir.

AK PARTİ Hükümetinin bu maddedeki öğretmen kadrosu ihdası, bırakın eğitim sendikalarının açıkladığı öğretmen ihtiyacı sayısını, kendi açıkladığı öğretmen açığına bile yaklaşmayan bir sayıdır. Üstelik bu ihdas edilen kadrolar, kadro bekleyen öğretmenlere lütuf gibi görülmekte ve kamuoyuna bu şekilde yansıtılmaktadır.

Değerli Milletvekilleri, diğer taraftan, bilindiği gibi demokratikleşme paketi, ana dilde eğitim gibi tartışmalar sürerken okullarda verilen seçmeli ders sistemi bile henüz gayriciddi bir durumdadır. İki yıldır, bu sistem için eğitim alan ve mezun olan Kürtçe öğretmenlerinin ataması yapılmamıştır. Hâl böyleyken, sanki seçmeli dersin bütün gerekleri yerine getirilmiş gibi açıklamalar yapılmaktadır. Millî Eğitim Bakanlığı tarafından üniversitelere Kürtçe öğretmeni yetiştirmek amacıyla verilen talimat hükümsüz kılınmıştır ve gerekli adımlar atılmamıştır. Pek çoğu görev yaptığı kurum veya iş yerinden istifa ederek Kürtçe öğretmeni olmak için bir yılını heba etmiş ve telafisi imkânsız maddi bir yükün altına girmiş olan öğretmen adaylarının mağduriyetleri tüm yakıcılığıyla devam etmektedir.

Sayın Başkan, değerli Milletvekilleri; tasarının 66'ncı maddesinde, Manisa ili Soma ilçesinde meydana gelen maden faciasında hayatını kaybeden madenci işçilere ilişkin olarak "Sosyal Güvenlik Kurumuna olan her türlü borçları terkin edilir ve hak sahiplerine Kanun hükümlerine göre aylık bağlanır, bu kanunda öngörülen primlerin eksik olan kısmı Maliye Bakanlığınca Kuruma ödenir." denilmektedir. Ayrıca, 3713 sayılı Kanun kapsamında Soma'da yaşamını yitiren madenci işçilerin ailelerinden birer kişinin kamuda istihdamı öngörülmektedir.

Değerli milletvekilleri, Komisyon görüşmelerinin başında Maden Şehitleri Derneği yönetici ve ailelerinin aynı durumda olanların eşit olarak kapsama alınması talepleri AK Parti üyelerince reddedilmiş, Zonguldak, Şırnak, Afşin ve birçok yerde maden şehitleri bu haklardan yararlanamaz duruma düşürülmüştür. İhtiyaç olan bu düzenleme, Türkiye gibi maden kazaları açısından dünyada ilk sıralarda yer alan bir ülke için oldukça dar bir nitelik taşımaktadır.

Değerli milletvekilleri, son on bir yılda Türkiye'de gerçekleşen toplu işçi ölümlerine neden olan ve iş cinayeti sayılabilecek büyük çaplı maden facialarını Hükûmete tekrar hatırlatmak gerektiğini düşünüyoruz.

22 Kasım 2003, Ermenek Maden Faciası: Karaman'ın Ermenek ilçesindeki faciada 10 maden işçisi hayata veda etti.

8 Eylül 2004, Küre Maden yangını: Kastamonu'da meydana gelen yangında 19 maden işçisi öldü.

2 Haziran 2006, Dursunbey grizu patlaması: Balıkesir'in Dursunbey ilçesinde meydana gelen patlamada 17 işçi hayatını kaybetti.

10 Aralık 2009, Mustafakemalpaşa grizu patlaması: Bursa'da meydana gelen grizu patlamasında 19 işçi hayatını kaybetti.

17 Mayıs 2010, Zonguldak grizu patlaması: Yaşanan grizu patlamasında 30 kişi hayatını kaybetti.

8 Ocak 2013, Kozlu grizu patlaması: Yer yine Kozlu, 8 madenci hayatını kaybetti.

13 Mayıs 2014, Soma Maden Ocağı: Resmî rakamlara göre 301 madenci işçinin cenazesi ailelerine teslim edildi.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Soma madenci işçi kıyımı gerçekleşmemiş olsaydı şu an Meclise getirilmiş bu yüzeysel tasarıyı bile görüşmüş olmayacaktık.

Avrupa Birliğine üye olmaya çalışan, bölgesinde öncü ve önder bir ülke olma rollerine soyunan Türkiye, maden ocaklarında gerçekleşen işçi cinayetleri istatistikleri karşısında kapsamlı yapısal adımları atma noktasında hâlâ direnebilmektedir.

Madenci işçi kıyımları neticesinde sorumlu bakanların istifa etmesi, sorumlu kamu görevlilerinin görevden alınması ise Türkiye için henüz ulaşılması çok uzak etik ilkeler niteliğindedir.

Ölümlü iş kazalarında tedbirsizlik, iş ve işçi güvenliğini sağlama noktasında gerekli önlemleri almama, ihmal etme, masraftan kaçma gibi nedenlerle sorumlu olan işverenlerin yargı önünde hesap vermemeleri de hukuk devleti olma iddialarıyla bağdaşmamaktadır.

Değerli milletvekilleri, sermaye ve devlet ilişkileri, özellikle madenler gibi tehlikeli iş alanları söz konusu olduğunda, tamamıyla tarafların ortak çıkarlarına dayanan, ancak üreten, emek veren, hayatını riske atan madenci işçilerin hak ve güvencelerini gözetmeyen bir şekilde düzenlenmiştir.

Yeni bir işçi cinayeti yaşanmadan daha kapsamlı, popülist ve siyasi rant kaygılarından uzak, başka kanunları araya sıkıştıran torba yasalardan uzak, iş ve işçinin güvenliğini, ayrıca işçinin çalışma şartlarını ve ekonomik yaşam kalitesini gelişmiş ülke standartlarına yükselten bir kanuna ve uygulamalara ihtiyacımız bulunmaktadır. Ancak Hükûmetin hazırlamış olduğu bu tasarı bahsettiğimiz niteliklere sahip değildir.

Bu duygularla tekrar Genel Kurula saygılarımı sunuyor, hepinize hayırlı akşamlar diliyorum. (HDP ve CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Ankara Milletvekili Sayın Bülent Kuşoğlu konuşacak. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Üçüncü bölüm üzerinde söz aldım.

Biliyorsunuz bu torba kanun şekil olarak epey tenkit edildi, edilmesi de gerekirdi. Hem iktidar tarafından -biliyorum- hem de muhalefet partileri tarafından epey eleştirildi. Epey yanlışları var; usul olarak, hazırlık olarak ve buraya getirilişiyle ilgili olarak epey eksikleri var. Ama bunun dışında -ben bu tarafını geçmek istiyorum- 148 maddelik bu torba tasarı yasalaştığında toplumu nasıl etkileyecek, ona hiç dikkat ettik mi, ona baktık mı? Çok önemli bir değişiklik yapıyoruz. Bu 148 madde yaklaşık 60 ayrı kanunla ilgili yani toplum hayatıyla ilgili, devlet hayatıyla ilgili, kamuyla ilgili çok önemli değişiklikler getiriyor. İşte bunun nasıl değişiklikler getireceği, ne kadar olumlu olacağıyla ilgili hiç düşündük mü? Toplum bir değişim içerisinde, Türkiye bir değişim içerisinde, dönüşüm içerisinde. Bu dönüşüme, bu değişime, bu torba kanun, bu 148 madde nasıl katkıda bulunacak hiç o tarafını düşündük mü? Olumlu mu olacak bu değişim, bu dönüşüm, bu katkı?  Bu torba kanunun bunlara katkısı olumlu mu olacak yoksa olumsuz mu olacak? Biz fren mi yapıyoruz? Topluma, devlete, Türkiye’ye fren mi yaptırıyoruz? Bu taraflarıyla ilgili olarak hiç düşündük mü? Gördüğüm kadarıyla bu alanda çok önemli sorunlar var.

Sayın Bakanım, sizin konularınızla ilgili olarak belki çok fazla sorun yok ama Hükûmeti temsil eden  birisi olarak düşündüğünüzde, olaya baktığınızda -ki, öyle baktığınızı çok sanmıyorum şimdiye kadar, sadece kendi  konularınızla ilgili olarak baktınız- çok önemli sorunlar olduğunu göreceksiniz. Bu düzenlemelerin bir maliyeti olması lazım, devlete getirdikleri olması lazım, topluma, sivil toplum kuruluşlarına bir şeyler getiriyor olması lazım olumlu veya olumsuz. Ben  bazılarına dikkatinizi çekmek istiyorum. Mesela, vergiyle ilgili bazı düzenlemeler getiriyoruz. Kesinleşmiş alacakların yeniden -sizin deyiminizle af değil ama- düzenlenmesini getiriyoruz.

Şimdi, düşünebiliyor musunuz, 2 esnafız ben ve siz, aynı yerde çalışıyoruz ama bir müddet sonra Maliye tarafından ikimize de bir vergi cezası bir raporla geliyor. Ben hiç ilgilenmiyorum, ödemiyorum da; siz mahkemeye veriyorsunuz, yargıya intikal ettiriyorsunuz. Ben ödemiyorum, ilgilenmiyorum, hiçbir şekilde kale almıyorum, bugün bana af geliyor, siz yargıya intikal ettirdiğiniz için size af yok. Böyle bir haksızlık olabilir mi yani? Biz, bakın, aynı yerde aynı işi yapan 2 esnaf için böyle bir haksızlık yapıyoruz. Niye “Ben konuyu yargıya intikal ettirmiyorum, ödemiyorum.” diyorum bana af geliyor da, konuyu yargıya intikal ettiren, hakkını aramaya çalışan birisi için ihtilaflı konularla ilgili olarak af gelmiyor? Bu bir haksızlık değil mi, toplumda bir sıkıntı yaratıyor? Bunun bir bedeli olacaktır herhâlde. Maliye Bakanı bu affa karşı çıktı, açık olarak Plan ve Bütçe Komisyonunda “Ben buna taraftar değilim.” dedi.

Biliyorsunuz, bütçe haziran ayında ilk defa açık verdi. İlk defa değil de geçen yıla göre önemli ölçüde açık verdi; 3,4 milyar liralık bir açığımız var ilk altı ayda. Ayrıca, vergi gelirlerinde haziran ayında bir düşme var, 7,3 milyar liralık bir düşüş var. Sıkıntılı hâle gelmiş. Vergi gelirlerini tahsil edemiyoruz. Özellikle kurumlar vergisinde sorun var, katma değer vergisinde sorun var, piyasada bir sorun var. Peki, bunlarla ilgili bir şeyler getiriyor mu bizim bu yaptıklarımız? Bunlarla ilgili bir çözümü var mı? Yok. Bakıyorsunuz, biz getire getire…

Bir de biraz önce söylediğim kesinleşmiş alacakların yanı sıra diyoruz ki: “Fiktif cari hesaplarla ilgili, kasa mevcutlarıyla ilgili bir af getiriyoruz.” Bunun ne faydası olacak? Yüzde 15 yerine yüzde 3 bunu vergilendirmenin topluma, sıkıntılı olan kuruluşlara, özel sektöre getirdiği hiçbir şey var mı? Yok tabii ki ama biz sadece bu konularla ilgili olarak getiriyoruz. Hâlbuki bu vergiyle ilgili düzenlemeleri, matrah artırımından -6111’de yaptığımız gibi- envantere kadar, stoklara kadar her konuyla ilgili olarak getirebilirdik. Toplumda da bu konu gündeme geldiği için böyle bir beklenti oluştu. Neden bunu yapmıyoruz da sadece bu iki konuyu gündeme getiriyoruz? Doğru bir şey yapmıyoruz. Bu, toplumda bir sıkıntı yaratacaktır. Bu, maliyeye karşı, vergi egemenliğine karşı, dolayısıyla devlet otoritesine karşı toplumun sıkıntılı bakmasını sağlayacaktır en hafif deyimiyle ya da medyada yazıldığı gibi, sadece medya havuzuna para ödeyen şirketler var, bunlar kendi ceplerinden ödedikleri için, bu şirketler ödeme yaptıkları için cari hesaplarında, ortaklar cari hesabında sıkıntı var, fiktif olarak ödeme yapılmış ya da kasalarında bu para görünüyor. Bunları mı sadece yok etmek için getirdik? Bu bir sıkıntı, bu toplum bununla ilgili olarak devlete bir güvensizlik duyacaktır. Doğru olmayan bir iş yapmış oluyoruz.

Mesela bir başka yönüne bakayım, yine bu kanunda var: Bir kamu çalışanı olduğunuzu düşünün, senelerden beri  uğraşmışsınız, düzenli, düzgün çalışmışsınız, gelmişsiniz bir yere daire başkanı olmuşsunuz, genel müdür olmuşsunuz, genel müdür yardımcısı olmuşsunuz. Bir müddet sonra sizi durup dururken almışlar görevden ve siz de demişsiniz ki: “Mahkemeler var, ben de mahkemeye gidiyorum.” Mahkemeye gitmişsiniz, bir sene uğraşmışsınız didinmişsiniz, sizi mahkeme gerekçesiz alındığınız için, haksız alındığınız için görevinize iade etmiş. Şimdi, kişinin bu hakkını nasıl ortadan kaldırırız? Biz bu yargı kararını iki sene uygulamayız, iki sene sonra da uygularsak… Hiç uygulamazsak kimse dava açamaz nasıl diyebiliriz, böyle bir madde getiririz? Yani yargı kararlarını yok saymak gibi bir hakkımız nasıl olabilir? Bunun toplumda nasıl etki yaratacağını hiç düşünüyor muyuz? Bu kişinin çocukları nezdinde, bu kişinin devlete bakışının nasıl olacağını tahayyül edebiliyor muyuz? Çok olumsuz bir düzenleme kişinin hak ve hürriyetleri açısından, Anayasa’ya aykırılık açısından, devletin tahribi açısından çok önemli bir düzenleme, olumsuzluklar var.

Mesela bir diğer konu, böyle farklı konuları gündeme getiriyorum, Kültür Bakanlığı yani devlet diyor ki: “Ben koruma süresi dolmadan bazı eserleri alırım, ister basarım, ister basmam; bazı sanat eserlerini, bazı kültür adamlarının eserlerini, sanatçıların eserlerini, âlimlerin eserlerini alırım, ister basarım, ister basmam.” Biz medyadan biliyorduk ama Komisyon sırasında da onun gerçekten öyle olduğunu öğrendik, Saidi Nursi ile ilgili olarak risalelerinin basımını devlet bundan sonra üstlenecek, Kültür Bakanlığı üstlenecek, yani basmayacak veya keyfine göre basacak, eksik basacak, bazı yerlerini basacak, bazı yerlerini basmayacak. Neden yapılır bu? Yani bir anlam verebiliyor musunuz bunun toplum hayatında nelere mal olacağını, nasıl bir sıkıntı getireceğini düşünebiliyor musunuz? Devlet neden bir eserin basımını, yayımını üstlenir, anlamak mümkün değil. Tabii ki aynı paralelde sadece bu risalelerle ilgili kalmayacak, Nazım Hikmet’in eserlerini de, Sabahattin Ali’nin eserlerini de alacak kendi tekeline, basmayacak veya istediği şekilde basabilecek. Şimdi, bu yaptığınız düzenlemelerin maliyetini görebiliyor musunuz?

Ya da üniversite hastaneleri… Üniversite hastanelerine biz özel sektör hastanelerine verdiğimiz para kadar para vermiyoruz; yüzde 195 SUT fiyatlarının üzerinde para veriyoruz özel hastanelere, üniversite hastanesine para vermiyoruz. Oradaki döner sermayeler çalışmıyor ve ondan sonra bu devlet üniversiteleri sıkıntıda, Hacettepe gibi köklü kuruluşlar sıkıntıda, borç içerisinde, “Efendim, Hacettepe arsalarını satsın, taşınmazlarını satsın borcunu ödesin.” diyoruz. Ya, özel sektör hastanesi kadar değer vermediğimiz vakıf hastanelerine veya devlet hastanelerine bu yapılacak şey midir, doğru mudur bu yaptığımız? Yılların kurumlarını biz yok ediyoruz ve burada gecenin bu saatlerine kadar, bu mübarek ramazan ayında -iki aydan beri, biz bir taraftan da Plan ve Bütçe Komisyonunda çalıştık- devleti tahrip ediyoruz yani yaptığımız işe bakar mısınız? Bu kadar bu gerginlik içerisinde yaptığımız işlere bakar mısınız? Buna birçok örnek verebilirim. Ayrıca toplumun da çok büyük beklentileri var.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BÜLENT KUŞOĞLU (Devamla) – Değerli arkadaşlar, ünlü Astronom Laplace’ın 78 yaşında ölmeden önce söylediği şu sözü…

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Kuşoğlu.

BÜLENT KUŞOĞLU (Devamla) – Sayın Başkanım, bitireyim.

BAŞKAN – Elimde olsa, tabii ki.

BÜLENT KUŞOĞLU (Devamla) – “Bildiklerimiz hiçbir şey, bilmediklerimiz muazzam.” demiş. Bizim de bu torbadaki yaptıklarımız hiçbir şey, yapmadıklarımız muazzam. Yapmadıklarımızla çok büyük sıkıntılar getirdik. Bunu bilmemiz lazım. Çok iyi değerlendirmemiz lazım.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim tekrar.

Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına Sayın Ahmet Arslan…

MEHMET DOĞAN KUBAT (İstanbul) –Sayın Başkan, çekiyoruz.

BAŞKAN – Konuşmayacaklar.

Peki, şahsı adına konuşmalara geçiyoruz.

Şahsı adına ilk konuşmacı Sayın Yusuf Halaçoğlu, Kayseri Milletvekili.

Buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; aslında bu kanunun birkaç maddesi var ki, 10 kadar maddesi, bunlar çıktığı takdirde, aslında bu gördüğümüz kanun bir hafta içerisinde tümüyle çıkar yani bu kadar uzatılmasına da gerek kalmaz ve bu maddelerden birkaç tanesini sizinle paylaşmak istiyorum. Yani siz buna ne kadar onay verirsiniz onu da hep birlikte değerlendirelim.

Şimdi, bu maddeler içerisinde, bu kanun içerisinde, taslak içerisinde 76’ncı madde diye bir madde var. Şimdi, 76’ncı maddede ilginç olan şey şu: “Bilanço esasına göre defter tutan kurumlar vergisi mükellefleri 31.12.2013 tarihi itibarıyla düzenledikleri bilançolarında gözükmekle birlikte işletmelerinde bulunmayan kasa mevcutları ve işletmenin esas faaliyet konusu dışındaki işlemleri dolayısıyla ortaklarından alacaklı bulundukları tutarlar ile ortaklara borçlu bulundukları tutarlar arasındaki net alacak tutarlarını bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen üçüncü ayın sonuna kadar vergi dairesine beyan etmek suretiyle düzeltebilirler.” Allah aşkına, zaten beyan etmemiş, o zamana kadar kaçırmış aslında bunu ve siz, buna, af getiriyorsunuz.

Kısa kısa gidiyorum. 91’inci maddeye baktığımız zaman 91’inci maddede de şöyle söylüyor, DSİ’nin HES’lerle ilgili vermiş olduğu ihaleler sonrasındaki durumla ilgili, diyor ki: “…taşkın ve nehir yatağı düzenlemesi gibi su yapılarının da denetim masrafları ilgililerine ait olmak üzere denetim hizmeti DSİ tarafından yapılır veya DSİ tarafından yetkilendirilen Türk Ticaret Kanununa göre kurulmuş şirketlerden DSİ'ce müşavirlik hizmeti satın alınarak yaptırılır.” Yani, bir yerde ranta dönük bir yapı meydana getiriyorsunuz, siz denetlemiyorsunuz, tamamen bir şirkete bağlıyorsunuz meseleyi, denetlemeyi ve ayrıca, diyorsunuz ki: “Su yapıları yapmak üzere görevlendirilmiş ve yetkilendirilmiş kamu kurum ve kuruluşları ile mahalli idareler, mevzuatı çerçevesinde talep etmeleri halinde su yapılarının denetim hizmetleri bu madde kapsamında yapılır.” dedikten sonra devam ediyorsunuz, bir sürü şey var ama şimdi bunların eksikliklerinin düzeltilmesi işini de siz kurum olarak üstlenmiyorsunuz, bu denetim şirketlerine bırakıyorsunuz yani devlet hâline getiriyorsunuz kurumları. Bunu kabul etmek mümkün değil.

100’üncü maddeye gelince. 100’üncü madde de, memur mahkemeye başvuruyor, kazanıyor mahkemeyi, görevine ataması yapılıyor ama siz iki yıl boyunca bunu uygulamama kararı alıyorsunuz. O zaman mahkemelerin, hukukun ne gereği kalıyor? İkincisi: Aynı yere tekrar vermiyorsunuz adam haklı olduğu hâlde, başka işler yapıyorsunuz. Bunu ne için düşündüğünüzü biliyoruz ama bunlar olmaz.

112’nci madde: “Bu maddenin yayımı tarihi itibarıyla devir ve teslim işlemlerinin tamamlanmasının üzerinden beş yıl geçmiş olan özelleştirmeler hakkında verilmiş olan yargı kararları ile ilgili olarak sözleşmelerinde belirtilen haller dışında bu kuruluşların geri alınması yönünde herhangi bir işlem tesis edilmez.” Yani, kime peşkeş çekiyorsunuz? Yani, bunu kabul etmek yine mümkün değil.

En önemli maddelerden bir tanesi, 124’üncü madde. Diyorsunuz ki: “5393 sayılı Kanunun 15 inci maddesinin beşinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan ‘arsa’ ibaresi ‘taşınmaz’ olarak değiştirilmiş...” Hangi sebeple değiştiriyorsunuz, “arsa”yı “taşınmaz” yapıyorsunuz? Yani binaları, her şeyi içine sokuyorsunuz?

Bu maddeye bir de şey ekliyorsunuz… Şimdi, kime veriyorsunuz? TÜRGEV’e vereceksiniz. Yani, belediyeler taşınmazlarını istedikleri gibi TÜRGEV’e, vakfa verebilecekler. Yani, Başbakanın oğlunun vakfına verecekler; nitekim veriyorlar, bundan dolayı da problemler çıkıyor.

Şimdi, bana söyler misiniz hangi hakla veriyorsunuz halkın malını bir vakfa? Bu yetkiyi kimden alıyorsunuz? Yani bakın arkadaşlar, burada kısaca belirttiğim -sadece 5 maddeden söz ettim- bu 5 maddeyi çekin, ondan sonrasını çok rahat çıkarabiliriz. Niye bunlar? Hani başka takıldığımız maddeler de var aslında, bazı düzeltilmesi gereken maddeler de var ama bunlar o kadar fazla göz alıcı şeyler değil, önemli şeyler değil ama siz bakın, haksız yere birine tutuyorsunuz belediyelerin vakıflarını veriyorsunuz.

Mesela, başka bir madde daha var: Bütün meraları belediyelere bırakıyorsunuz yani toplu konut için, bilmem ne için. Allah aşkına, mera dediğimiz zaman, mera zaten köye aittir ve hayvancılıkla ilgilidir ama siz tutuyorsunuz belediyeye devretmeye kalkışıyorsunuz. Ya yazıktır, günahtır yani bunları yapmayın hiç olmazsa. Yani bir köyün merasını siz bir büyükşehir belediyesi tarafından onlara teslim edeceksiniz. Ayıptır yapmayın! Bunları düzeltelim, ondan sonra bu maddeleri çok daha çabuk geçiririz; aksi takdirde maalesef uğraşacağız.

Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Şimdi, soru-cevap işlemine başlayacağız.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) Sayın Başkan….

BAŞKAN – Sayın Bakan, Ceylanpınar hakkında mı açıklamada bulunacaksınız?

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) – Sayın Başkan, kısa bir açıklama yapacağım.

BAŞKAN – Buyurun.

VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)

7.- Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in, Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesinde yaşanan olaylara ilişkin açıklaması

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, ben de hepinize hayırlı geceler diliyorum.

Efendim, yasama faaliyetleri, tabii son derece önemli. Görüştüğümüz tasarının üçüncü bölümüne geçmiş bulunuyoruz; bunlar da, burada bulunan maddeler de ağırlıklı olarak Bakanlığımla ilgili maddeler olduğu için tabii ki görüşmeler esnasında yine katkılarımız olacak, açıklamalarımız olacak.

Şimdi, yasanın geneli itibarıyla az önce değerli grup başkan vekili üç beş maddenin sıkıntılı olduğunu ifade ettiler. Bunlarla ilgili tabii görüşmeler yapılmasında yarar var; ben bunu tüm bu çalışmalarımızın her safhasında ifade ettim. Bazen bilgi eksikliğinden kaynaklanan değerlendirmeler oluyor. Niyet iyi olmasına rağmen eğer karşılıklı bilgi eksikliğinden kaynaklanan sıkıntılar söz konusu ise bunları gidermemizde yarar var ama biz idare olarak çok net bir şekilde size açıklama yapmamızda fayda var. Yani neden, neyi, niçin yaptığımızı çok şeffaf bir şekilde anlattıktan sonra muhalefetin bu konudaki katkıları son derece önemlidir. Nitekim birkaç maddede bunu gruplarla gerçekleştirdik, gerçekleştiriyoruz. Bahse konu maddeleri de yine ben aldım rakamsal olarak, onlar üzerinde de değerlendirme, tartışma yapalım. İyileştirme imkânı, müphem bir durum varsa, gerçekten açıklığa kavuşturulması gereken bir durum varsa bunları konuşmaya hazır olduğumuzu ifade ediyorum. Ama geneli itibarıyla tasarıya baktığımız zaman tasarıda inanın bir an önce yasalaşması gereken çok önemli düzenlemeler var. Bütün kesimleri, neredeyse 76 milyonun tamamını ilgilendiren çok önemli düzenlemeler var. Bunların gecikmesi de diğer taraftan üzüntü verici bir tablo oluşturuyor. Onun için diyalog merkezli yaklaşımdan yana olmalıyız ve gerçekten de milletin beklediği bu düzenlemeleri daha fazla geciktirmemeliyiz.

Değerli milletvekilleri, bu akşam bildiğiniz gibi üzücü bir olay Şanlıurfa’mızda ve sınır boylarımızda yine cereyan etti. Saat 22.00 sularında Resulayn denilen, Ceylanpınar’ın karşısında bulunan Suriye topraklarından Türkiye’ye geçmeye, Ceylanpınar’a geçmeye çalışan 10-15 kişilik bir unsur -teröristler mi, kaçakçılar mı, ne olduğu henüz netlik kazanmayan çeşitli unsurlar- Ceylanpınar’a geçmeye çalışırlarken askerlerimizle, kule nöbeti gören askerlerimizle çatışmaya girmiş bulunmaktalar ve neticesinde 3 askerimiz yaralanıyor, 1 askerimiz Ceylanpınar Hastanesine götürülürken yolda şehit oluyor, diğer 1 askerimiz ise Viranşehir Devlet Hastanesinde karın boşluğundan almış olduğu kurşunlar neticesinde ameliyata alınmış bulunmakta, 3’üncü askerimiz ise ayağından almış olduğu yaradan dolayı Şanlıurfa merkezdeki Mehmet Akif İnan Hastanesinde ameliyata alınmış bulunmaktadır.

2 askerimize acil şifalar diliyoruz, şehit olan askerimize de Allah’tan rahmet diliyoruz. Bölgemizde gerçekten sıcak gelişmeler oluyor, komşu ülkelerde çok sıcak gelişmeler yaşanıyor; -umarım- bunlar ülkemizi, milletimizi üzecek olaylara dönüşmez temennisinde bulunuyorum.

Hepinize saygılar sunuyor, iyi akşamlar diliyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

ENGİN ALTAY (Sinop) – Sayın Başkan, Sayın Bakan İç Tüzük’ün 59’uncu maddesinin ikinci fıkrasına göre mi söz aldı yoksa görüştüğümüz kanun tasarısının üçüncü bölümü hakkında mı?

BAŞKAN – Ceylanpınar’la ilgili açıklama yapmak için söz aldı.

ENGİN ALTAY (Sinop) – O zaman bize de söz vermeniz lazım. Onun için yani bence üçüncü bölümde almış olsun da…

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) – Hükûmet adına çıktım.

BAŞKAN – Konu önemli olduğu için, yapacağı açıklama Ceylanpınar’la ilgili olduğu için kendisine söz verdim yoksa usulü biliyoruz.

ENGİN ALTAY (Sinop) – Ben “Niye?” diye demiyorum Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Biliyoruz o usulü biz.

Teşekkür ederiz.

ENGİN ALTAY (Sinop) – Bize de söz vermeniz icap eder ama. Bizler üzgünüz, polemik yapmıyoruz, bilahare konuşacağız.

IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)

4.- İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin’in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin’in; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı’nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman Milletvekili Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3 Milletvekilinin; Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya Güven ve 34 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Balıkesir Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile 20 Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi'nin; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer'in; Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin Şahin ve Önder Matlı ile 8 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören’in; Denizli Milletvekili Mehmet Yüksel ve Çorum Milletvekili Cahit Bağcı ile 37 Milletvekilinin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkereleri (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) (S. Sayısı: 639) (Devam)

BAŞKAN – Şimdi, soru-cevap kısmına geçeceğiz.

Süremiz on beş dakika, süreyi yedi buçuk, yedi buçuk olarak paylaştırdık. Yedi buçuk dakikada sayın milletvekillerinin sorusu için söz vereceğim, diğer yedi buçuk dakikada Sayın Bakan cevap verecek.

Sayın Işık, buyurun.

ALİM IŞIK (Kütahya) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakan, bu tasarıyla atanması öngörülen 35 bin öğretmen kadrosunun kendi içerisinde paylaşımı konusunu umarım Kabine içerisinde değerlendireceksinizdir. Özellikle tarih öğretmenlerinin, matematik, fizik ve benzeri gibi bazı branş öğretmenlerinin yıllarca mağdur edildiği ve en azından bu kadrolardan hak ettikleri payın verilmesi yönündeki talepleri umarım değerlendirilir. O konuya ilişkin görüşünüzü almak istiyorum.

İkincisi: Kadroya geçirilen iş ve meslek danışmanlarının aylık 800 TL civarındaki maaş düşmesi 360 TL’lik artırımla kısmen giderilmekte ancak geriye kalan 500 TL’ye yakın mağduriyeti nasıl gidermeyi düşünüyorsunuz?

Yine, atama bekleyen iş ve meslek danışmanlarıyla ilgili bundan sonrası için ne söyleyebilirsiniz? Bunlar bu sertifikaları kullanabilecekler mi, kullanamayacaklar mı?

Bir diğer soru: IŞİD terör örgütünün elindeki konsolosluk çalışanlarının akıbeti nedir? Bu konuda Hükûmet adına bir şey söyleyebilecek misiniz?

Memurlara disiplin affı getirilmesi düşünülmekte midir? Bu tasarıya ilave etmeyi düşünüyor musunuz?

Son olarak: 2004 yılında…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Sayın Türeli…

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakan, genel sağlık sigortası tescili yapılmış olup da gelir testine başvurmayan kişiler, bildiğiniz üzere bu kanun kapsamında altı ay içinde başvurdukları takdirde tescil tarihinden itibaren primi ödeyecekler ve hizmet alabilecekler. Ancak bu kişiler genel sağlık sigortası primini ödemedikleri dönemde sağlık hizmeti alamadılar. Şimdi, onların sağlık hizmetinden yararlanmadığı dönem için geriye doğru giderek prim almanın hiçbir mantığı, bir anlamı yok. Yani yarın bu konuyu ilgili maddede görüşeceğiz, Plan Bütçede de tartıştık. Bu durumu düzeltmeyi düşünüyor musunuz? Gerçekten ciddi bir adaletsizlik var.

İkinci konu da, atanmayı bekleyen öğretmenler konusu. 300 binin üzerinde öğretmen adayı atanmayı bekliyor. Millî Eğitim Bakanının açıklamasına göre ise 130 bin öğretmen açığı var. Şimdi, gene bu kanun tasarısında 35 bin kadro veriliyor fakat bu yetersiz. Bunu artırmayı düşünüp bu sorunu gerçekten temelden çözmeyi düşünmüyor musunuz?

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Sayın Özel…

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakan, burada yaptığınız bir konuşmada SGK’nın açığının 19 milyar olduğunu ifade etmiştiniz ama Kalkınma Bakanlığının sitesindeki dokümanlarda SGK’ya bütçe transferleri 77 milyar olarak gözüküyor. Bu konuya açıklık getirebilir misiniz?

Bir diğer konu da: Uyar Madencilikte çalışmış, iki aylıkları kalmış olan, tazminatları orada kalmış olan ya da maluliyetten dolayı tazminat hak etmiş olanlar tazminatlarını alamıyorlar ve çok ciddi bir mağduriyet içindeler. Bu konuda Başbakanın ve partinizin milletvekillerinin defalarca verilmiş sözleri var. Bu aşamada bu konuya bir çözüm getirmenizi bekliyorlar Ramazan Bayramı da yaklaşırken. Bu konuya da bir katkı sağlamayı düşünüyor musunuz?

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Sayın Akçay…

ERKAN AKÇAY (Manisa) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Soma’dan feryatlar yükselmeye ve artmaya devam ediyor Sayın Bakan. Şimdi, Sayın Özel’in de ifade ettiği gibi “Uyar Madencilik Şirketi” diye bir maden şirketi var. En son 11 işçinin vefat ettiği kaza 20 Ekim 2013’te yaşandı ve 700 civarında işçi maaşını almadan bunlar, sahipleri kayıplara karıştı ve yöneticileri de ortada yok. Masum mühendis kişilere de sorumluluğu üzerlerine yüklemişler; ne tazminatlarını ne aylıklarını alabiliyorlar. Bu konudan haberdar mısınız? Konuyu takip ediyor musunuz? Hükûmet olarak bu konuda ne yapacaksınız?

Bu çok önemli bir konudur.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Sayın Şimşek, buyurun.

CEMALETTİN ŞİMŞEK (Samsun) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakan, Türkiye’de kamuda ağız ve diş sağlığı hizmetleri yaklaşık 130 civarında ağız ve diş sağlığı merkezinde 7 bin civarında diş hekimiyle verilmeye çalışılmaktadır. Buralarda yılda ortalama 30 milyon poliklinik yapıldığına göre 10 milyon civarında insan gidiyor ve tedavi oluyor demektir. Türkiye'nin nüfusunun 76 milyon olduğunu düşünürsek, geriye kalan bu insanların sağlık hakkını gasbettiğinizi düşünüyor musunuz? Buna bir çözüm üretmek için çalışmanız var mı?

BAŞKAN – Sayın Çam, buyurun.

MUSA ÇAM (İzmir) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Bu düzenlemeyle birçok vatandaşımızın borçları yeniden yapılandırılıyor Sayın Bakan, sayıları yaklaşık olarak 11 milyon olan SSK, BAĞKUR ve Emekli Sandığı mensubu vatandaşlarımız, yurttaşlarımız da “Herkese var, bize neden yok?” diyor. Özellikle emekli maaşları çok düşük olan SSK ve BAĞKUR’lu emekliler bir beklenti içerisinde. Bunlarla ilgili  bir intibak yasası yapmayı düşünüyor musunuz? Emeklilerimizin emekli maaşlarını yükseltecek bir düzenleme planınızda var mıdır? Bunu öğrenmek istiyorum.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Sayın Köse…

TUFAN KÖSE (Çorum) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Bakan, sigortalı olup dokuz yüz gün primi tamamlamaksızın ölenlerin askerlik borçlanması da dâhil hiçbir borçlanmaları kabul edilmiyor, hâlbuki askerlik borçlanmalarını yapabilseler geride kalan eşleri ve çocuklarına maaş bağlanabilecek. Buna ilişkin komisyonda da bir kanun teklifi var. Buna ilişkin bir çalışma yapar mısınız? Birincisi bu.

İkincisi de; Ülkemizin geleceği gençlerimizi eğiten öğretmenlerimizin, özellikle de emekli öğretmenlerimizin maaşları çok düşük. Emsali askerler, emsali yargı mensupları öğretmenlerin 2 katına yakın emekli maaşı almaktayken kırk yılını dolduran, kırk beş yılını dolduran emekli öğretmenlerimizin aldıkları emekli maaşları 1.400-1.500 TL aralığında. Bu konuda bir düzeltmeye ilişkin çalışmanız var mı?

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Sayın Çirkin son soru soracak olan milletvekili arkadaşımız.

Buyurun.

ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN (Hatay) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Bakan, Hükûmetiniz Gazze’deki zulüm için üç gün yas ilan etti. Tabiatıyla bu bizim tarafımızdan da kabul gören bir değerlendirme. Ancak, aylardan beri Türkmenlerin bir çilesi var ve Gazze’deki sayının çok çok üstünde Türkmenler, hele son zamanlarda Kerkük’te kayıplar veriyor. Hükûmetiniz Türkmenler için, Türkmenlerin bu kaybı ve zulmü için tek bir gün, bir saat bile yas ilan etmedi. Gerçekten hem bir milletvekili hem bir Türkmen olarak Hükûmetinizin Türkmenlere karşı bu ilgisizliğini merak ediyorum.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Sayın Bakanım, buyurun.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) – Çok teşekkür ederim Sayın Başkanım.

35 bin öğretmen kadrosu, 5 bin de ataması yapıldı; 40 bin öğretmen atanıyor. Bugüne kadar 454 bin öğretmen ataması gerçekleştirildi iktidarımız döneminde. Bunlar branşlara göre nasıl olacak? İhtiyaca göre. İhtiyaçlar dikkate alınarak öğretmen atamalarının yapıldığını hepimiz biliyoruz.

İş ve meslek danışmanlarıyla ilgili şu anda 360 liralık bir artış öngörüyoruz. Bu fark 500 lira civarında değil, 340 lira civarında bir fark söz konusu. Fakat biz bu yasal düzenlemeyi… Yani onları sözleşmelilikten kadroya alırken şunu ifade ettik: “Tercihinizi sözleşmeden yana da kadro istiyorsanız kadrodan yana da kullanabilirsiniz.” Bize daha sonra dediler ki: “Kadroya geçtiğimizde ciddi şekilde maaşlarımızda bir kayıp var, bunun telafisi…” Telafisi cihetine gideceğimizi, gayret edeceğimizi söyledik ama kendilerine tıpatıp bir telafi sözü vermedik, “Kadro veya sözleşmeli tercihinde bulunun.” dedik. Kendileri, hemen hemen tümü kadro tercihinde bulundular. Biz de o sözümüzün gereği olarak bugün ciddi bir artış sağlıyoruz, aynı zamanda kadrolu hâle getirmiş bulunuyoruz.

Atanamayanlar diyorsunuz, bir yere atama kadroyla olur yani bir yerde talep yoksa atamayı niye yapacaksınız? Sertifika almış olan her insanı atayacaksınız diye bir kural söz konusu değil ama…

ALİM IŞIK (Kütahya) – Sayın Bakan, sertifika verilmeye devam ediliyor. O zaman onu durdurun.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) – Yani bu sertifika her alanda veriliyor. Şimdi, bakın, bizim MYK, Meslekî Yeterlilik Kurumumuz var, şimdi standartları belli olan işlerde sertifika alacak herkes. Rastgele çalışma imkânı da yok. Onun için sertifika artı bir değerdir, onun alınması bir dezavantaj değil avantaj temin ediyor.

IŞİD’le ilgili tanımı siz yaptınız, ben de aynen tanımınıza katılıyorum.

Memurlara disiplin affı şu an itibarıyla tasarımızda yok, Plan ve Bütçede ayrıntılı görüşüldü. Danışma Kurulunda bu konular sık sık gündeme geldi 1 derece verilmesi, disiplin affı konuları ama malum, kurumlar arasında bir uzlaşmayla bunlar gerçekleşiyor. Toplu sözleşme süreçlerinde önemli kazanımlar elde ediliyor, önemli konular tartışılıyor. Buraya nasıl yansıyacağını yasa bittiği zaman göreceğiz.

Gelir testiyle ilgili önemli bir soru var. Bildiğiniz gibi 2012 Ocak ayından itibaren tümden genel sağlık sigortasına geçmiş bulunuyoruz. O günden bugüne gelir testi yaptıramayan vatandaşlarımız var. Onlarla ilgili prim borçlarındaki tablo son derece önemli bir noktaya ulaştı fakat bunlar gelir testi yaptırmadıkları için bilemiyoruz hangi oranda, gelir testinin neticesinde prime tabiler mi, değiller mi; onu da bilmiyoruz. Belki de asgari ücretin üçte 1’inden az geliri olduğu için prime tabi değiller. Onlar sosyal devletin imkânlarından yararlanacaklar. Onun için gelir testine tabi olmalarıyla ilgili bir süre veriyoruz.

Şimdi, deniyor ki: “Bunlar sağlıktan yararlanmadılar. Sağlıktan hiç yararlanmadıklarına göre bunlardan niye bir iki yıllık prim tahsilatında bulunuyoruz?” Belki siz de hiç sağlıktan yararlanmadınız, yüz binlerce vatandaşımız sağlıktan yararlanmadı ama aylık primini ödüyor. Genel sağlık sigortası demek zaten bu demek. Herkes gücü nispetinde genel sağlığa katkıda bulunuyor, prim ödüyor ama sağlığa ihtiyaç duyduğu anda da kamu bu hizmetini kendisine sunuyor.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) – Sayın Bakan, yararlanamadı ki insanlar.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) – Dolayısıyla, yalnız bu noktada olan vatandaşlarımız değil, birçok vatandaşımız prim ödemesine rağmen sağlıktan yararlanmıyor, ihtiyaç olduğu zaman zaten sigorta devreye girmiş oluyor.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) – Sayın Bakan, bu kasko gibi; kasko yaptırmadıysanız arabanızla bir kaza yaparsanız alamazsınız. Kaskoyu da geriye doğru sizden almaz.

MAHMUT TANAL (İstanbul) –  Sosyal devlet nerede?

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) – Şimdi, anlıyorum Sayın Başkan yani ben genel mantığı söylüyorum.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) – Ama bu sigorta mantığı değil.

BAŞKAN – Karşılıklı konuşmayalım lütfen Sayın Türeli.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) – Yani, biz onların bulundukları durumu… Yani, biz üç yıldır genel sağlık sigortasına geçtik. “Herkes gelir testine girmeli, hangi sınıfta prim ödemesi gerekiyorsa o noktada prim ödemeli ve sağlıktan yararlanmalı.” dememize rağmen, eğer belli sayıdaki vatandaşlarımız bu sağlık gelir testine girmemişse o onların eksiği.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) – Bu onların suçu değil ki Sayın Bakan.

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Para mı var ki ödesin Sayın Bakan? Para yok ki vatandaşta.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) – Biz de o eksiği gidermek için şimdi onlara çok ciddi bir imkân sunuyoruz, belki vatandaşlarımızın önemli bir bölümü sağlıktan bedelsiz yararlanacak.

MÜSLİM SARI (İstanbul) – Haberi yok ki, niye gelir testi yaptırsın?

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Para yok, para.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) – Şimdi, işte söylüyoruz.

MÜSLİM SARI (İstanbul) – Niye gelir testi yaptırmadınız?

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen…

MÜSLİM SARI (İstanbul) – Gelir testini niye resen yapıyorsunuz?

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) – Şimdi, altı ay boyunca da yine duyuracağız. Diyeceğiz ki: “Gelin…”

MÜSLİM SARI (İstanbul) – Hayır ama kabahat sizde, insanlara duyuramamışsınız.

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, bu karşılıklı sohbet bölümü değil.

MÜSLİM SARI (İstanbul) – Ulaştıramamışsınız insanlara.

BAŞKAN – Sorularınızı sordunuz, Sayın Bakan cevap veriyor, lütfen…

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Yasama faaliyeti yapıyoruz Sayın Başkan.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) – Efendim, sizin de sorumluluğunuz var milletvekili olarak, bizim de sorumluluğumuz var. Hepimizin bunu duyurmak için…

MÜSLİM SARI (İstanbul) – Siz Hükûmetsiniz, Hükûmetsiniz siz.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) – Bakınız, elli yıldır Türkiye’nin hayalidir genel sağlık sigortasına geçmek. Bunu bu Hükûmet başarmıştır, genel sağlık sigortasına geçmişiz.

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Geriye dönüş yaptınız, geriye dönüş.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) – Açınız, okuyunuz, Türkiye’deki bu hayal yıllardır gerçekleşmedi. Şimdi, yani, genel sağlık sigortasından geri mi dönelim?

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) – Zaten büyük bir kısmı yeşil kartlı Sayın Bakan.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) – Geri dönmeyeceğimize göre katkı sunma konusunda sizler de elinizdeki tanıtımları, bu konudaki yasal durumları vatandaşa anlatacaksınız, bizler de anlatıyoruz.

MUSA ÇAM (İzmir) – Kamu stoklarını Başbakanın reklamına dönüştürmeyin.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) – Şimdi, bakın, çok önemli sorular var, sonra diyorsunuz ki: “Cevap vermiyorsunuz.” Cevap vermeye çalışalım, müsaade edin.

SGK açıkları 19,2 milyar dedim, 19 demedim. Şimdi, SGK açığı var, açık bu. Peki, 77 milyar ne? 77 milyarın içerisinde bütçe transferi var diyoruz. “Efendim, transfer SGK açığıdır…”

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) – E, transfer açıktır, ya açıktır.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) – Ya, bunu demeyin diyorum, siz bana Sosyal Güvenlik Kurumunun açığını soruyorsunuz.

MÜSLİM SARI (İstanbul) – Sosyal güvenlik sisteminin açığı.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) – Bunun içerisinde devlet katkısı var, seyyanen zammı var, teşvikler var.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) – “Transfer açık değil…” Ya, açık ki transfer…

BAŞKAN – Buyurun, serbest diyeceğim, buyurun.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) – Yani, bakınız, hazine primlerde 5 puan teşvik uyguluyor, bunu hazine üzerinden ödeyebiliriz ama SGK üzerinden ödendiği için SGK’nın açığı olarak bunu ifade etmeniz doğru değil.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) – Açıktır ama, bu açıktır yani.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) – Şehit aylıklarını ödüyoruz, bunu Aile Bakanlığının ödemesi gerekiyor. Bunun gibi birçok kalem var, transfer kalemleri var ama SGK’yı konuşuyoruz, SGK’nın açığı ortada. Siz şimdi bir mali tabloya bakıyorsunuz, o konuda haklısınız ama bu SGK’nın açığı değildir diyorum çünkü siz bana reformdan sonra sordunuz, dediniz ki: “Reformdan sonra Sosyal Güvenlik Kurumu nedir?” dediniz. Ben de size onu anlattım, 2008 yılında…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - …25,5 milyar olan açık, şimdi 16,5’a geriledi dedim.

BAŞKAN – Artı bir dakika daha veriyorum Sayın Bakan, artı bir dakika.

Buyurun.

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Sayın Bakan, bakın, parayla tomografi yapılıyor.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) – Ağız-diş sağlığı son derece önemli. Değerli milletvekilimizle ben de görüştüm. Burada, dünyadaki birçok ülkeden, hemen hemen tamamından çok daha geniş bir sağlık uygulama tebliğimiz var. Ağız-diş sağlığıyla ilgili de çalışmamız var. Ben sağlık açısından belki de temel teşkil eden ağız-diş sağlığıyla ilgili mutlaka Sosyal Güvenlik Kurumunun taşın altına elini koymasından yana olduğumu bir kez daha bütün şeffaflığıyla ifade ediyorum.

Uyar Madenciliğe bizim bir sözümüz olmadı arkadaşlar. “Arkadaşlar söz verdi.” diyorsanız, bakınız, sorumluluk bizim sırtımızda. Ben arkadaşlarla görüştüm, işçilerle görüştüm, bizim böyle bir vaadimiz söz konusu değil. 2013 Aralık ayında bu işletmede meydana gelen ölümlü kazadan dolayı bu ocak kapatıldı ve burada haksızlıklarla ilgili teftiş kurulumuz çalışmasını sürdürüyor. Orada çalışanlarımızın, emekçilerimizin hakları varsa onu temin edeceğiz ama tüm ocaklarda meydana gelen, yüzlerce ocakta meydana gelen bazı uygulamaları kamu tarafından karşılayalım gibi bir yaklaşım da doğru değil.

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakan.

ERKAN AKÇAY (Manisa) – Onu demek istemedik Sayın Bakan.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) – Son olarak da Sayın Başkanım, askerlik borçlanması yapma imkânı var yani askerlik borçlanmasıyla ilgili sorun söz konusu değil.

ERKAN AKÇAY (Manisa) – SGK’ya da bir sürü borçları var.

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen…

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) – Diğer soruları da müsaadenizle yazılı cevaplayacağım.

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Üçüncü bölümün soru-cevap işlemi tamamlanmıştır.

Birleşime beş dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 01.34

ON İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 01.36

BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI

KÂTİP ÜYELER: Muharrem IŞIK (Erzincan), Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır)

-----0-----

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 122’nci Birleşiminin On İkinci Oturumunu açıyorum.

639 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine devam edeceğiz.

Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

Bundan sonra da komisyonların bulunamayacağı anlaşıldığından, alınan karar gereğince, kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla görüşmek için 22 Temmuz 2014 Salı günü saat 15.00’te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum; hayırlı sahurlar diliyorum.

Kapanma Saati: 01.37



(x) (10/1031) esas numaralı Meclis Araştırması Önergesi’nin tam metni tutanağa eklidir.

(x) (10/1032) esas numaralı Meclis Araştırması Önergesi’nin tam metni tutanağa eklidir.

(X)  639 S. Sayılı Basmayazı 15/7/2014 tarihli 116’ncı Birleşim Tutanağı’na eklidir.