TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

                                                                                TUTANAK DERGİSİ

 

                                                                                                 4’üncü Birleşim

                                                                                               8 Ekim 2013 Salı

 

(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu Tutanak Dergisi’nde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)

 

                                                                                               İÇİNDEKİLER

 

 

I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

II.- GELEN KÂĞITLAR

III.- YOKLAMA

IV.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI

1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Sadık Yakut’un, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 24’üncü Dönem Dördüncü Yasama Yılında Genel Kurul çalışmalarının ülkemize ve milletimize huzur ve mutluluk getirmesini dilediğine ilişkin konuşması

 

V.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları

1.- Şanlıurfa Milletvekili Zeynep Armağan Uslu’nun, 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü’ne ilişkin gündem dışı konuşması

2.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, Bolu’nun genel sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması

3.- Afyonkarahisar Milletvekili Kemalettin Yılmaz’ın, Afyonkarahisar’ın acil sorunlarına ve çözüm önerilerine ilişkin gündem dışı konuşması

 

VI.- AÇIKLAMALAR

1.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın, Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın yaptığı gündem dışı konuşmadaki bazı ifadelere ilişkin açıklaması

2.- İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın, “Türk milleti” ifadesi yer aldığı için Andımız’ın okunmasının kaldırılmasına yönelik zihniyeti kınadığına ilişkin açıklaması

 

VII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

 

B) Meclis Araştırması Önergeleri

 

C) Çeşitli İşler

1.- Görüşmeleri izlemek üzere Genel Kurulu teşrif etmiş bulunan, Pasifik ada ülkesi Nauru’dan Lin Venan Tavaki Kam, Ranin Randolf Akua, Skir Modekay Jeremiyah’dan oluşan parlamenterler heyetine Başkanlıkça "Hoş geldiniz." denilmesi

 

D) Önergeler

1.- İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak’ın, (2/41) esas numaralı 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 40. Maddesinde Değişiklik Yapan 5511 Sayılı Kanun Teklifi’nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/120)

 

E) Duyurular

1.- Komisyonların başkan, başkanvekili, sözcü ve kâtip üye seçimlerini yapmak üzere toplanacakları gün, saat ve yere ilişkin duyuru

 

VIII.- ÖNERİLER

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri

1.- CHP Grubunun, Bolu Milletvekili Tanju Özcan ve 20 milletvekilinin Belediye Kanunu’nun 11’inci maddesi kapsamında belediyelere dâhil edilen köylerin sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla 4/7/2012 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına vermiş olduğu Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 8 Ekim 2013 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

B) Danışma Kurulu Önerileri

1.- Danışma Kurulunun, Genel Kurulun çalışma saatlerinin yeniden düzenlenmesine; gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmında bulunan 491, 322, 383, 488, 422 ve 187 sıra sayılı kanun tasarılarının bu kısmın 4, 5, 6, 7, 8 ve 9’uncu sıralarına alınmasına ve diğer işlerin sırasının buna göre teselsül ettirilmesine ilişkin önerisi

 

IV.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR

1.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, Rize Milletvekili Nusret Bayraktar’ın CHP grup önerisi üzerinde yaptığı konuşması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

2.- Rize Milletvekili Nusret Bayraktar’ın, Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın sataşma nedeniyle yaptığı konuşması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

 

X.- SEÇİMLER

A) Komisyonlara Üye Seçimi

1.- Anayasa; Adalet; Millî Savunma; İçişleri; Dışişleri; Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor; Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm; Çevre; Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler; Tarım, Orman ve Köyişleri; Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji; Dilekçe; Plan ve Bütçe; Kamu İktisadi Teşebbüsleri; İnsan Haklarını İnceleme; Avrupa Birliği Uyum; Kadın Erkek Fırsat Eşitliği komisyonlarına üye seçimi

 

XI.- SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in, Deniz Feneri soruşturmasına ilişkin Adalet Bakanından sözlü soru önergesi (6/115) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

2.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Gümüşhane ve Bayburt illerinin köy okullarının altyapısına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1214) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

3.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Yeşildere’deki bir ilköğretim okuluna ek derslik yapılıp yapılmayacağına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1328) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

4.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Kahramanmaraş’ta ilköğretim ve ortaöğretimdeki derslik ihtiyacına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1330) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

5.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Kahramanmaraş’ta okullardaki spor salonu ve tesislerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1385) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

6.-Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Andırın’daki 12 derslikli ilköğretim okulu ihtiyacına ve bir köydeki ilköğretim okulunun çatısının onarımına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1512) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

7.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Göksun’daki bir köyün okul ihtiyacına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1575) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

8. Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Göksun’daki bir köyün ilköğretim okulu ihtiyacına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1576) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

9.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Göksun’da bir köye yeni bir okul yapılıp yapılmayacağına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1602) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

10.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Erzurum’daki köy okullarının ısınma sorununa ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1650) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

11.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, özel okul kontenjanının artırılmasına ve işsiz öğretmenlere ilişkin sözlü soru önergesi (6/1660) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

12.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın, Adana’daki yurtlara ve buralarda kalan öğrencilere ilişkin sözlü soru önergesi (6/1685) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

13.- İstanbul Milletvekili Celal Dinçer’in, Zile Öğretmenevinde yaşandığı iddia edilen bir olaya ilişkin sözlü soru önergesi (6/1687) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

14.- İstanbul Milletvekili Celal Dinçer’in, meslek liselerinde kullanılan makine ve cihazların yenilenmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1706) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

15.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ağrı’daki eğitim kurumlarının laboratuvar ihtiyacına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1774) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

16.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ağrı’daki köy okullarının hijyen sorununa ilişkin sözlü soru önergesi (6/1777) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

17.-Samsun Milletvekili Ahmet İhsan Kalkavan’ın, İstanbul-Beykoz’da İl Müdürlüğünün talimatıyla bazı liselerde sınav yapılıp yapılmadığına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1815) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

18.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan’da depreme dayanıksız raporu verilen bir okul yurdunun yenilenmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1825) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

19.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, ikili eğitim öğretim yapan okullara ilişkin sözlü soru önergesi (6/1843) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

20.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Arpaçay’daki bir köy okulunun sorunlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1895) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

21.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ağrı’nın Eleşkirt ilçesindeki liselerde öğretmen ihtiyacına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2466) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

22.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, okullardaki öğrenci tuvaletlerinde sigara içilmesine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/2648) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

23.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, okul ve çevresinde yaşanan güvenlik sorunlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/2649) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

24.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan’a bağlı bir köyün okul sorununa ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/3400) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

25.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununa ilişkin sözlü soru önergesi (6/3409) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

26.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan’daki eğitim sorunlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/3460) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

27.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, okul kantinlerinin denetimine ilişkin sözlü soru önergesi (6/3620) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

28.- İstanbul Milletvekili Celal Dinçer’in, Trakya Üniversitesinin yenilenen Web sayfasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/3663) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

29.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan Endüstri Meslek Lisesinin makine ve teçhizat ihtiyacına ilişkin sözlü soru önergesi (6/3688) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

30.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Erzurum, Gümüşhane ve Bayburt’taki endüstri meslek liselerinin makine ve teçhizat ihtiyacına ilişkin sözlü soru önergesi (6/3690) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

31.-Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Şırnak, Batman ve Hakkâri’deki endüstri meslek liselerinin makine ve teçhizat ihtiyacına ilişkin sözlü soru önergesi (6/3692) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

32.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Kars, Iğdır ve Ağrı’daki endüstri meslek liselerinin makine ve teçhizat ihtiyacına ilişkin sözlü soru önergesi (6/3711) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

33.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Şanlıurfa’da tarım meslek liseleri açılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/3714) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

34.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan’da görevlendirilen vekil ve ücretli öğretmenler ile öğrencilerin sağlık kontrollerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/3715) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

35.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, diğer devlet kurumlarından Milli Eğitim Bakanlığına geçen memurlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/3717) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

36.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Kars, Iğdır, Ağrı, Erzurum, Gümüşhane ve Bayburt’taki okulların müzik aleti ihtiyacına ilişkin sözlü soru önergesi (6/3718) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

37.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan’daki okulların müzik aleti ihtiyacına ilişkin sözlü soru önergesi (6/3722) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

38.- İstanbul Milletvekili Celal Dinçer’in, ortaöğretim kurumlarındaki engelli öğrencilerin özel dershanelere ücretsiz kabulünü sağlayacak bir düzenleme talebine ilişkin sözlü soru önergesi (6/3815) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

39.- Antalya Milletvekili Arif Bulut’un, liselere yeterli sayıda branş öğretmeni atanmadığı iddiasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/3852) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

40.-Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, üniversitelere araştırma için aktarılan kaynağa ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/3982) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

41.-Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, Aksu Köy Enstitüsünün arazisine ilişkin sözlü soru önergesi (6/4147) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

42.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Kahramanmaraş özelinde bazı eğitim göstergelerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/4259) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

43.-Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, atama bekleyen öğretmenler ile öğretmenlerin çalışma sürelerine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/4308) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

44.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, üniversitelerdeki öğretim görevlisi açığı, kadro verilmeyen üniversiteler ile öğretim görevlilerinin özlük haklarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/4309) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

45.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, eğitimcilerin çalışma şartları ile Yükseköğretim Kurumunun daha şeffaf ve katılımcı olmasına yönelik çalışmalara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/4411) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

46.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, eğitimde niteliğin artırılması kapsamında yapılan çalışmalara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/4413) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

47.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, mesleki yeterlilik sistemine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/4440) Cevaplanmadı

48.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bazı alanlarda akademisyen açığına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/4487) Cevaplanmadı

49.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, yabancı devletler emrine veya yabancı devletler tarafından verilen eğitim burslarına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/4616) Cevaplanmadı

50.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, ortaöğretim öğrencilerine verilen burslara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/4634) Cevaplanmadı

 

XII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri

1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S. Sayısı: 156)

2.- Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporları (1/484) (S. Sayısı: 287)

3.- Orta Asya ve Kafkaslar Bölgesel Balıkçılık ve Su Ürünleri Yetiştiriciliği Komisyonu Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu ile Dışişleri Komisyonu Raporları (1/498) (S. Sayısı: 173)

4.- Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (1/827) (S. Sayısı: 491)

5- Güneydoğu Avrupa Savunma Bakanları Süreci Çerçevesinde Koordinasyon Komitesi Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/390) (S. Sayısı: 322)

6- Güneydoğu Avrupa Çokuluslu Barış Gücü Anlaşmasına Beşinci Ek Protokol ve Protokole İlişkin Teknik Hataların Düzenlenmesi Tutanağının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/647) (S. Sayısı: 383)

 

XIII.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlığa bağlı spor federasyonlarına ve bunların denetimine ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın cevabı (7/22805)

2.- Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu’nun, vatandaşların hastanelere ulaşımlarında karşılaştıkları sorunlara ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'nun cevabı (7/23225)

3.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, çeşitli konulara ilişkin Başbakandan sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın cevabı (7/23556)

4.- İstanbul Milletvekili İhsan Özkes’in, 2002-2013 yılları arasında çeşitli suçlamalardan dolayı haklarında adli veya idari soruşturma açılan cami derneklerine ilişkin Başbakandan sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın cevabı (7/24002)

5.- Ankara Milletvekili Ayşe Gülsün Bilgehan’ın, kadın istihdamına ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın cevabı (7/25204)

6.- Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel’in, Karabük’e yönelik proje ve yatırımlara ilişkin sorusu ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/26953)

7.- İstanbul Milletvekili Celal Adan’ın, Bakanlık tarafından düzenlenen toplantılara ilişkin sorusu ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/26959)

8.- Van Milletvekili Aysel Tuğluk’un, Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde faaliyette bulunan bir santralin çevreye zarar verdiği iddialarına,

Tatar Barajında su tutulması nedeniyle Peri Suyu’nda yaşayan balıkların ölmesine,

İlişkin soruları ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/27139), (7/27140)

9.- Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın, yurt dışı görevlendirmelere ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın cevabı (7/28174)

10.- Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın, Ramazan ayında oruç tutmayan personele yönelik liste tutulduğu iddiasına ve kurum yemekhanelerine ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın cevabı (7/28182)

11.- Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın, olası bir depremin etkilerinden korunmak için yapılan çalışmalara ve personele yönelik eğitimlere ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın cevabı (7/28198)

12.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, Gümüşhane'de yaşanan toprak ve su kirliliğine,

Elazığ'da yaşanan toprak ve su kirliliğine,

Bayburt'ta yaşanan toprak ve su kirliliğine,

Van'da yaşanan toprak ve su kirliliğine,

Batman'da yaşanan toprak ve su kirliliğine,

Ardahan'da yaşanan toprak ve su kirliliğine,

Şanlıurfa'da yaşanan toprak ve su kirliliğine,

Iğdır'da yaşanan toprak ve su kirliliğine,

Ağrı'da yaşanan toprak ve su kirliliğine,

Erzurum'da yaşanan toprak ve su kirliliğine,

Kars'ta yaşanan toprak ve su kirliliğine,

İlişkin soruları ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/28490), (7/28491), (7/28492), (7/28493), (7/28494), (7/28495), (7/28497), (7/28498), (7/28499), (7/28500), (7/28501)

 

13.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba'nın, Malatya'nın Arguvan ilçesindeki Yoncalı Barajı inşaatına ilişkin sorusu ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/28510)

14.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Ulusal Sediment İzleme Sistemine ilişkin Başbakandan sorusu ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/28576)

15.- Erzincan Milletvekili Muharrem Işık’ın, Bilgi Edinme Hakkı Kanunu kapsamında yapılan başvurulara ilişkin Başbakandan sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın cevabı (7/28606)

16.- İstanbul Milletvekili Celal Adan’ın, Bakanlık istisnai kadrolarına yapılan atamalara ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı (7/29020)

17.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, doğal kaynak suyu alımlarına ilişkin sorusu ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/29090)

18.- Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel’in, baraj ve göletlerle ilgili bir açıklamasına ilişkin sorusu ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/29094)

19.- Isparta Milletvekili Süleyman Nevzat Korkmaz’ın, eski bir bürokrat hakkındaki iddialara ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Sadık Yakut’un cevabı (7/29668)

20.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, örtülü ödeneğin kullanımına ilişkin Başbakandan sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın cevabı (7/29711)

21.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Çankaya Köşkünde yapılan tadilat ve değişikliklere ilişkin Başbakandan sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın cevabı (7/29782)

22.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, PKK’nın Suriye kolu olan bir örgütle yapıldığı iddia edilen görüşmelere ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı (7/29886)

23.- Giresun Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu’nun, bir TBMM Başkanvekilinin makam odasında yapılan tadilata ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Sadık Yakut’un cevabı (7/30643)

24.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, TBMM’de görev yapan emniyet personeline ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Sadık Yakut’un cevabı (7/30645)

8 Ekim 2013 Salı

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 15.00

BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER: Fehmi KÜPÇÜ (Bolu), Muharrem IŞIK (Erzincan)

----- 0 -----

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 4’üncü Birleşimini açıyorum.

 

III.- Y O K L A M A

 

BAŞKAN – Elektronik cihazla yoklama yapacağız.

Beş dakika süre veriyorum.

Yoklama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.

Görüşmelere başlıyoruz.

 

IV.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI

1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Sadık Yakut’un, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 24’üncü Dönem Dördüncü Yasama Yılında Genel Kurul çalışmalarının ülkemize ve milletimize huzur ve mutluluk getirmesini dilediğine ilişkin konuşması

 

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin tatil sürecinden sonra görev ifa edeceğim 24’üncü Dönem Dördüncü Yasama Yılı başının sizlerle gerçekleştireceğimiz bu ilk birleşiminde Genel Kurul çalışmalarımızın ülkemize ve milletimize huzur ve mutluluk getirmesini diliyorum.

Meclisimiz bu yasama döneminde de milletimiz adına hedeflerimizi gerçekleştirmek ve ülkemizin huzur ve refaha ulaşması yönünde karar almak için bütün gücüyle çalışacaktır. Şunu belirtmek isterim ki Türkiye Büyük Millet Meclisi millet ruhunun en belirgin ve en önemli yerleşkesidir. Demokrasiyi, katılımcılığı, özgürlüğü, sevgi, saygı ve özveriyi de ancak millet ruhuyla Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında gerçekleştireceğiz.

Uygar dünya ile rekabet edebilen, ekonomik ve kültürel güç olma alanında sarsılmaz bir irade ortaya koymak için milletin Meclisinden gelip onu istikbale doğru iten fikir hamlelerini hayata geçirmek için ve milletimiz arasında hoşgörü ve huzuru yaygınlaştırmak için iktidar ve muhalefet arasında doğrular üzerinde uzlaşı kabiliyetini hep birlikte gerçekleştirmek zorundayız.

Kulağını ve kalbini millete yöneltmiş, birey ve toplumu fikir kaynağı olarak gören bir Meclis ancak millî motifleri küreselleşmenin müşterek lisanıyla uyumlaştırabilir ve bu çerçevede lehimize mukayeseli bir üstünlük tesis edebilir.

Dünyada eşi olmayan zafer kazanmış bir Meclisin üyeleri olarak milletimizin önünde tarihî sorumluluklarımız da bu olsa gerek. Unutmayalım ki bu görev ve sorumluluklarımızı özenle yerine getirdiğimizde Türkiye Büyük Millet Meclisinin çekim alanı ve güç merkezi olduğu yönündeki inanış milletimizce de daha iyi anlaşılacak ve daha çok takdir edilecektir.

Bu duygu ve düşüncelerle, 24’üncü Dönem Dördüncü Yasama Yılı Genel Kurul çalışmalarının sevgi, hoşgörü temelinde daha saygın ve daha verimli geçmesini umuyor, gayretlerimizin toplumsal barış ve birliğimize güç sağlamasını temenni ediyor, hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Gündeme geçmeden önce üç sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.

Gündem dışı ilk söz, Uluslararası Kız Çocukları Günü vesilesiyle söz isteyen Şanlıurfa Milletvekili Zeynep Armağan Uslu’ya aittir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

V.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları

1.- Şanlıurfa Milletvekili Zeynep Armağan Uslu’nun, 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü’ne ilişkin gündem dışı konuşması

 

ZEYNEP ARMAĞAN USLU (Şanlıurfa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü münasebetiyle gündem dışı söz almış bulunuyor, yeni dönemin hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Her zaman ve herkesin kabul ettiği bir ifade, çocukların geleceğimiz olduğu ifadesidir. Fakat asıl olan, bu ifadeleri biteviye tekrarlamak değil gereğini yerine getirmek ve tüm çocuklarımız için eşit fırsatlar, eşit imkânlar sunabilmektir. Ancak, bu perspektiften dünyaya baktığımızda, evlatlarımıza dair gerçek bir eşitlik portresinin pek çok yerde hâlen ve hâlâ sergilenmediğini görüyoruz.

Kız çocukları ve erkek çocukları arasında çeşitli sosyolojik arka planların etkisiyle ayrımcılık yapılmaya devam ediliyor. Kız çocuklarına yönelik ayrımcılık, farklı coğrafyalarda ağırlık düzeyleri değişse de beslenme, eğitim, yasal haklar, sağlık, şiddet gibi birçok alanda ve belirgin bir biçimde görülebiliyor. Bu durum, dünyaya geldiği andan itibaren on milyonlarca kız çocuğunun önce aileleri, daha sonra da toplum tarafından adaletsizliğe maruz bırakılmasıyla ortaya çıkmaktadır. Medeniyet mirasımıza ve tüm değerlerimize aykırı olan bu durumun değişmesi ve her düzeyde karşı çıkışın güçlenmesi ancak kız çocuklarına yönelik toplumsal sahiplenişin artmasıyla mümkün olacaktır.

Bu çerçevede Başbakanımızın geçtiğimiz yıl Ekonomik İşbirliği Teşkilatı zirvesinde, Afganistan’da Taliban’ın sadece okula gitmekte, eğitim almakta ısrar ettiği için başından kurşunladığı 14 yaşındaki Malala Yusufzay’ı gündeme getirmesi ve bu trajik örnek üzerinden kız çocuklarına yönelik ayrımcılığa karşı duruşunu uluslararası kamuoyuyla paylaşması konuyu en üst düzeyde sahiplenişimizin de bir ifadesidir ve bu yaklaşımın bir iz düşümü olarak Birleşmiş Milletler nezdinde Türkiye, Kanada ve Peru’nun ortak çalışmasıyla 11 Ekimin Dünya Kız Çocukları Günü ilan edilmesi teklifi yapılmış ve 19 Aralık 2011’de Dünya Kız Çocukları Günü oy birliğiyle kabul edilmiş olup ülkemiz açısından da bir ilke daha imza atılmıştır. Böyle anlamlı bir günün ülkemizin inisiyatifiyle kabul ettirilmesi onur verici olup bu konuda aktif tutum sergileyen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımız Fatma Şahin’e de teşekkürlerimi ifade etmek isterim.

Bu çerçevede, bu yılın çalışma teması olan “kız çocuklarının eğitiminde yenilikler” konusunda da ülkemizin geldiği nokta gerçekten gurur vericidir. Haydi Kızlar Okula kampanyasının ilk etabı 2003’te Van’da, ikinci etabı da temsilcileri arasında yer aldığım Şanlıurfa ilimizde başlatılmış olup 350 bin çocuğumuzun okula kazandırılması, eğitime kazandırılmasıyla neticelenmiştir. 2001 yılında kız çocuklarının okullaşma oranı ilköğretimde 88,4; ortaöğretimde 42,9; yükseköğretimde 12 iken bu oran 2013’te ilköğretimde 98,7’ye, ortaöğretimde 69,3’e ve yükseköğretimde 38,6’ya çıkmıştır ve bu gerçek bir rekordur. Yine, ilk ve ortaöğretim kurumlarında burs alan öğrenciler içerisinde de kız öğrenciler sayısal olarak daha fazladır.

Bütün bu etkin gelişmeler olurken milyonlarca kız çocuğumuzun yetişkinliğe adım attığı andan itibaren hayatını karartan, kariyer hedeflerine ket vuran, insanlar arasında ayrımcılığa neden olan yükseköğretimde başörtüsüyle eğitim yasağının kaldırılmış olması ve bugün itibarıyla baş örtüsü tercihine sahip bireylerin de aldıkları eğitimin meyvesi olan çalışma hakkını da kamuda elde etmiş olmaları, sadece kadınlarımıza değil, kız çocuklarımızın tercihlerine yönelik bir ayrımcılığın da ortadan kaldırılması, özgürlüklerin teminat altına alınması bakımından milat niteliğindedir. Bu doğrultuda Hükûmetimize ve buna destek veren tüm partilere de bu ülkenin kadınları adına teşekkürü bir borç biliyorum. Ancak kız çocuklarının insan haklarından tam ve etkin bir şekilde yararlanmalarını sağlama, duyarlılık ve zihinsel dönüşümün güçlendirilmesinde ailelere ve toplumlara da büyük görevler düştüğünü belirtmek gerekir diyor, Dünya Kız Çocukları Günü’nde arzuladığımız bilincin oluşmasını temenni ederek tüm çocuklarımız için hak ettikleri gibi bir gelecek diliyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Gündem dışı ikinci söz, Bolu’nun genel sorunları hakkında söz isteyen Bolu Milletvekili Tanju Özcan’a aittir. (CHP sıralarından alkışlar)

 

2.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, Bolu’nun genel sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması

 

TANJU ÖZCAN (Bolu) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; ben, öncelikle yeni yasama yılımızın hayırlı uğurlu olmasını, memlekete fayda getirmesini temenni ederek sözlerime başlamak istiyorum.

Evet, gündem dışı sözü Bolu’nun genel sorunlarıyla ilgili istedim ancak Bolu’nun genel sorunları çok fazla.  Onlara girmeden önce, isterseniz, beni çok üzen, çok rahatsız eden bir konu hakkında yüce Meclisimizi, sayın milletvekillerini bilgilendirmek istiyorum.

Arkadaşlar, sayın milletvekilleri; tarih 27 Eylül 2013, henüz on beş gün önce Bolu’da Bolu Belediyesi hemen belediyenin arkasında bir bina yıkımı gerçekleştirdi. Belki bunu izlemişsinizdir. Bu bina halkevi binasıydı. Halkevi binasının yıkım sürecinin, hukuken baktığınızda, bir hukukçu olarak söylüyorum, hukuka uygun bir karar olmadığı açıktı. Önce bir yıkım kararı veriyorsun, Sakarya İdare Mahkemesi bunu durduruyor, sonra benzer mahiyette bir yıkım kararı veriyorsun, hukuki süreç tamamlanmadan da apar topar binayı yıkmak istiyorsun.

Tabii, bu uygulamanın hukuksuz olmasının yanı sıra orada tuhaf olan şu: Arkadaşlar, siz hiç, dünyanın hiçbir yerinde, insanlar içindeyken bir binanın yıkıldığını gördünüz mü? İnsanlar içindeyken bir binanın yıkıldığını gördünüz mü?

Bakın, size iki tane resim göstereceğim. Arkadaşlar, bu resimler halkevi binasının yıkımı sırasında çekildi. İki katlı bir binadan bahsediyorum. Bu iki katlı bina yıkılırken binanın suyu kesilmedi, binanın elektriği kesilmedi, binanın doğal gazı kesilmedi. Binanın içinde ben de dâhil 15 insan varken de bina iş makinesiyle yıkılmaya devam edildi.

Bakın, dikkatinizi çekiyorum, bina insanlar içindeyken iş makinesiyle yıkılmaya devam edildi. Bu durumun engellenmesi için “İçinde insanlar varken bina yıkılmaz.” dediği için Sayın Bolu Valisi Belediye Başkanından tepki gördü. Binanın yıkımını gerçekleştiren kepçeci gözümün önünde işinden atılmakla tehdit edildi.

Arkadaşlar, bakın, dikkatinizi çekmek istiyorum, öyle bir belediye başkanı tarafından yönetiliyor ki Bolu, durumun vahametini görün. Gözünü kin bürümüş, gözünü nefret bürümüş ve içinde insanlar varken bile “Ben bu binayı yıkarım.” diyecek kadar da gözü kararmış. Bu hususa özellikle dikkatinizi çekmek istiyorum. Nasıl bir belediye başkanı olduğu yönünde sizlere bir fikir versin diye sadece veciz bir sözünü hatırlatmak istiyorum sizlere. En son gazeteye verdiği demeçlerden bir tanesi: “Allah bazı kişileri özel yaratır, ben de onlardan biriyim.”

Sayın Elitaş, size soruyorum: Size mensup bir Belediye Başkanının böyle bir söz söylemesini, size mensup bir Belediye Başkanının insanlar içindeyken, doğal gazını, suyunu, elektriğini kesmeden bir binayı yıkmasını nasıl karşılıyorsunuz? Sayın İçişleri Bakanını aradım yıkım esnasında, dedim ki: “Ben Türkiye Cumhuriyeti devletinin milletvekiliyim ve şu anda binadayım. Bina tepemize yıkılmak üzere. Ben içeriden çıksam, içeride polis memurları var, sade vatandaşlar var, çoluk çocuk var. Bundan sonra benim ve onların can güvenliği size ait.” Ancak, Belediye Başkanımız Sayın Bakanı bile dinlemedi. Şimdi ben huzurunuzda soruyorum sayın milletvekilleri: Binayı insanların tepesine yıkmaya kalkan, insanların canı pahasına bunu yapan Bolu Belediye Başkanı hakkında Hükûmetiniz, Sayın Başbakan ve İçişleri Bakanı ne yapacak? Görmemezlikten mi geleceksiniz, duymamazlıktan mı geleceksiniz, yoksa birçok sefer yaptığınız gibi, ödüllendirme yöntemine mi başvuracaksınız? Ben bunun cevabını merak ediyorum. Bunun cevabını almadan da önümüzdeki günlerde bu konuyu gündeme getirmeye devam edeceğim.

Tabii, meselenin bir yönü de şu: Biz ideolojik sebeplerle bu binanın yıkımını engellemeye çalışmış değiliz. Mağdur olduğuna inandığımız halkevlerinin yanındaydık o gün. Yarın bir gün bir cemaat binasını yıkmaya kalkarsa gene aynı hukuksuz uygulamanın karşısında olacağız. Bunu da bilmenizi istiyorum. Hani bazılarının söylediği gibi, “Bunlar Cumhuriyet Halk Partili. Haksız hukuksuz bir şekilde yapılan işlemi engellemek değil amaçları; amaçları şov yapmak, konuyu başka yere çekmek.” derler ya, inanın böyle değil. Bizi tanıyan tanır. Bolu’da Süleymancıların yurduna benzer uygulama yapıldığında da yine aynı şekilde karşı duran da bizlerdik.

Ben, bu konuda sizleri bilgilendirme şansı bulduğum için Sayın Başkana çok teşekkür ediyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Gündem dışı üçüncü söz, Afyonkarahisar’ın acil sorunları ve çözüm önerileriyle ilgili söz isteyen Afyonkarahisar Milletvekili Kemalettin Yılmaz’a aittir. (MHP sıralarından alkışlar)

 

3.- Afyonkarahisar Milletvekili Kemalettin Yılmaz’ın, Afyonkarahisar’ın acil sorunlarına ve çözüm önerilerine ilişkin gündem dışı konuşması

 

KEMALETTİN YILMAZ (Afyonkarahisar) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ekonomik, sosyal, kültürel ve çevre kriterlerine göre yaşanılabilir iller arasında hâlen 58’inci sırada olan Afyonkarahisar ilinin milletvekili olarak yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Afyon’u Türkiye’den soyutlandırmak mümkün değil. Bir tarafta atama bekleyen öğretmenlerimiz sosyal bir problem olmaya devam ederken Afyon’da 8.500 norm kadronun 1.600’ü hâlâ boştur ve hâlen 1.270 adet dersliğe acil ihtiyaç vardır. Ürettiği ürünü para etmeyen insanımız, helal rızkının peşinde, doğduğu toprakları terk ediyor. Afyon’da da 114 köyün nüfusu maalesef 100 kişinin altındadır. Nüfusu 2 binin altına düştüğü için kapatılan belediye sayısı ise 49’dur.

Allah kimseyi gördüğünden ayrı koymasın. Belediyelikten muhtarlığa dönüşün sıkıntısı ve huzursuzluğu şimdiden ilimizde hissedilir oldu. 1999, 2002 ve 2007 seçimlerinde 7 olan milletvekili sayımız 2011 yılında ise 5’e düşmüştür.

Afyon’daki göç acilen durdurulmalı, hatta geri dönüş için tedbirler geliştirilmelidir. Hani bazı bölgeler için uygulanan köye dönüş projeleri var ya, Afyon için de bu tür özendirici projeler aciliyet arz etmektedir. Bu kürsüden de defalarca dile getirdim, duymazdan geldiniz. Afyonlu göçe mahkûm ve mecbur kalmamalıdır. Kirletilmiş suyu içmeye, yazın toza, kışın hava kirliliğine ve çamura mahkûm olmamalıdır. Gerek şehir içerisindeki gerekse çevre yollardaki trafik yükü oldukça ağırdır. Sayın Bakana yazılı olarak da sordum, hiçbir gelişme olmadı. Emirdağ, Çay, Dinar, Porsuma kavşağına kadar yani Çölovası yolu dediğimiz yolun duble yol yapılması çok acildir. Mevcut yol çok dar ve araç yoğunluğu da fazladır. Her ölümlü kazanın vebali omuzlarınızdadır.

Boşaltılan Devlet Malzeme Ofisi Bölge Müdürlüğü binaları, Kocatepe Devlet Hastanesi binaları alkoliklerin ve madde bağımlılarının âdeta karargâhı olurken, hiç kullanılmayan olimpik yüzme havuzu ise on iki, on üç yıldır hilkat garibesi gibi ortada durmaktadır.

Afyon, devri iktidarınızda, tabelası kendinden büyük bal ormanlarıyla, av vadileriyle, kar vadileriyle, “Deniz getirdik, gemi yüzdürüyoruz, Afyon Ege’nin parlayan yıldızı oluyor.” gibi yapılanı abartmalarla, “Yeni spor kompleksi ve yeni müze yapacağız.” diye mevcut alanları TOKİ’ye peşkeş çekmelerle yıllarca oyalanmış, her vesileyle verilen -ki yarısının aslı yok- müjdelerle âdeta Afyonlu müjde manyağı hâline getirilmiştir. Bu, gerçekten, ayıptır, yazıktır, günahtır. Bu kadar müjdeye rağmen, hâlâ insanlarımızın pek çoğu çevre büyük illere -Antalya’ya, Eskişehir’e, Ankara’ya, İzmir’e- sağlık problemlerinin çözümü için gitmek zorunda kalıyorlar.

Afyon’daki sağlık, eğitim, çevre kirliliği, gürültü kirliliği, trafik ve güvenlik problemleri ortadayken, bunlara çare ve çözüm araması ve bulması gereken yerel ve merkezî yöneticilerin tutum ve davranışları maalesef yürekler acısıdır. Devletin memuru olması gereken idareciler hükûmet, hatta parti memuru gibi davranırlarsa bu sorunlar çözülmez, hatta kartopu gibi büyür ve çığ olur Afyon’un üzerine düşer.

Sayın milletvekilleri, yapılan işlerde kurumlar arası koordinasyon sağlanması, çeşmeden akan suyun, yakılmakta olan kömürlerin analizi, satılmakta olan gıda maddelerinin kontrolü ve takibinin yapılması bile pek çok problemin çözümü olabilir, tabii ki çözmeye niyetliyseniz.

Afyon’da, insan gücü, sermaye, yer altı ve yer üstü kaynaklarının israf edilmemesi, kültürel değerlerin erozyona uğratılmaması için ciddi bir çalışmaya acilen ihtiyaç vardır. Devlet kurumlarıyla, yerel yönetimleriyle, üniversiteleriyle, sivil toplum örgütleriyle, iş adamlarıyla, meslek örgütleriyle, Afyon’da yaşayan insanlarıyla, “Afyon için benim de söyleyecek sözüm, daha iyi, daha güzel, daha mükemmel bir fikrim var.” diyen herkesin katılım ve katkılarıyla, her türlü siyasi mülahazadan öte, Afyon ili kongresi toplanmalı, burada Afyon ilinin âdeta MR’ı çekilmeli ve kaynak ve zaman israfını önleyecek on yıllık, yirmi yıllık, hatta elli yıllık Afyon ili master planı hazırlanmalı ve her türlü siyasi mülahazadan öte, her beş yılda bir revize edilerek kaynaklarımızı israftan kurtarmak ve yatırımları yönlendirmek mümkün olabilecektir. Bu şekilde yatırımcının, iş adamının önü açılacak, istihdam odaklı, üretim odaklı tesisler kurulabilecek, bu suretle, yerinde durmayan Türkiye’ye ve dünyaya Afyon’umuz entegre olabilecektir, tabii ki Afyon’u Ege’nin parlayan yıldızı yapmaya niyetliyseniz.

Cumhuriyetin kazanıldığı bu mübarek topraklarda yaşayan insanlarımız, hemşehrilerim…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

KEMALETTİN YILMAZ (Devamla) - …ulaşım imkânlarıyla, üniversitesiyle, termaliyle, mermeriyle, rüzgârıyla, güneşiyle, her türlü tarımsal ürünüyle, kaymağı ve lokumuyla Afyonkarahisar’ı hak ettiği noktaya taşıyacak yerel ve merkezî idarecileri ve yöneticileri umutla beklemektedir.

Yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum efendim. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Sayın Elitaş, söz talebiniz var.

Buyurun.

 

VI.- AÇIKLAMALAR

1.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın, Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın yaptığı gündem dışı konuşmadaki bazı ifadelere ilişkin açıklaması

 

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.

Şimdi, biraz önce, Cumhuriyet Halk Partisi Bolu Milletvekili Sayın Tanju Özcan Bolu Belediye Başkanının yaptığı bir uygulamayla ilgili konuyu aktardı. Önemli bir konu; halkevi binası yıkılıyor, yıkım kararı veriliyor fakat bu ara yürütmeyi durdurma kararı veriliyor.

Sayın Özcan’ın ifadesine göre, yürütmeyi durdurma kararı varken Belediye Başkanının sorumsuzca yıkım işine devam ettiği konusunda bir iddiası var. Şu anda aldığımız bilgi… Muhakkak ki bu tahkik edilecektir. Bildiğimiz kadarıyla, Sayın Özcan Sayın Başbakana da bu konuyu intikal ettirmiş ve Sayın Başbakan da…

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, Hükûmet cevap versin efendim. Niye o cevap veriyor?

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başbakan da bu konuyla ilgili…

KAMER GENÇ (Tunceli) - Hükûmet yok mu burada?

Hükûmet yoksa neye istinaden cevap veriyor? Vermesin cevap.

BAŞKAN – Sayın Genç, grup başkan vekillerine talep ettikleri hâlde söz veriyoruz.

Buyurun.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Hayır, Sayın Başkan, sonradan takip ettiğinden farkında değil. Sayın Özcan burada bana sordu. Yani sataşmaya cevap anlamında değil, bir açıklama getirmek istiyorum çünkü önemli bir konu gündeme geldi.

BAŞKAN- Siz devam edin efendim, ben grup başkan vekillerine söz veriyorum.

Buyurun.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Şimdi aldığımız bilgi çerçevesinde… Sayın Başbakanımız bu konuyla ilgili talimat verdi ve genel başkan yardımcılığımız bu konunun üzerindeki araştırmalarını yapıyor, yaptı. Aldığımız bilgi çerçevesinde, önce, halkevleri Sakarya İdare Mahkemesine yürütmeyi durdurma kararıyla ilgili müracaat ediyor ve aldırıyor. Arkasından belediye, Bölge İdare Mahkemesine müracaatla yürütmenin durdurulması kararını kaldırtıyor ve bunun üzerine yıkım işlerine devam ediliyor. Bizim şu andaki aldığımız bilgi bu ama milletvekili arkadaşımız önemli bir konuyu gündeme getirmiştir. Bunun da, eğer bir yanlış varsa, muhakkak ki üzerine gidilecektir.

Bu konuyu bilgilerinize arz etmek istedim.

Saygılar sunuyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Sayın Vural, sizin de söz talebiniz var.

Buyurun.

 

2.- İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın, “Türk milleti” ifadesi yer aldığı için Andımız’ın okunmasının kaldırılmasına yönelik zihniyeti kınadığına ilişkin açıklaması

 

OKTAY VURAL (İzmir) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Doğulusu batılısı, kuzeylisi güneylisi olarak hepimizin bütünleştiği ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucu iradesini temsil eden “Türk milleti”nin adı yer aldığı için okunmakta olan bir andın kaldırılması Türk milleti düşmanlığının ve ırkçılığın hangi boyuta, makama kadar cüretlendiğini ortaya koymuştur. Türk milletinin egemenliğini temsil eden Türkiye Büyük Millet Meclisinde bu iradeyi, bu zihniyeti kınıyorum. Büyük Türk milleti önünde namus ve şeref yemini yapan milletvekillerini, Türk milletinin adına, yeminlerine bağlı olarak sahip çıkmaya davet ediyorum.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Gündeme geçiyoruz.

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Sayın Başkan, 60’ıncı maddeye göre, çok önemli bir hususta bir iki dakikalık bir söz talebim var.

BAŞKAN – Sayın Tanal, biliyorsunuz, İç Tüzük’ün 59’uncu maddesi çok açık: “Gündem dışı konuşmalarda en fazla üç kişiye söz verilir.” diyor. Zaten uygulama da bu şekilde.

MAHMUT TANAL (İstanbul) – 60’ıncı madde uyarınca, gündemde, özel olan bir konuyla ilgili… Çok önemli bir konu Sayın Başkan.

BAŞKAN – Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır.

Sayın milletvekilleri, Millî  Eğitim Bakanı Sayın Nabi Avcı gündemin “Sözlü Sorular” kısmının 1, 312, 369, 370, 404, 464, 504, 505, 525, 560, 569, 585, 587, 596, 645, 646, 677, 686, 695, 734, 1169, 1307, 1308, 1854, 1860, 1894, 2007, 2048, 2073, 2075, 2077, 2095, 2098, 2099, 2101, 2102, 2105, 2192, 2228, 2355, 2516, 2627, 2676, 2677, 2779, 2781, 2808, 2855, 2984 ve 3002’nci sıralarında yer alan önergeleri birlikte cevaplandırmak istemişlerdir. Sayın Bakanın bu istemini sırası geldiğinde yerine getireceğim.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının beş tezkeresi vardır, ayrı ayrı okutup bilgilerinize sunacağım.

 

VII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Tezkereler

1.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı ve İstanbul Milletvekili İbrahim Yiğit'in, Avrupa Birliği Konseyi Litvanya Başkanlığı tarafından 21-22 Temmuz 2013 tarihlerinde Litvanya'nın başkenti Vilnius'ta düzenlenmiş olan Parlamento Tarım Komisyonları Başkanları Toplantısı’na katılmasına ilişkin tezkeresi (3/1296)

2 Ekim 2013

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Avrupa Birliği Konseyi Litvanya Başkanlığı tarafından 21-22 Temmuz 2013 tarihlerinde Litvanya'nın başkenti Vilnius'ta düzenlenmiş olan Parlamento Tarım Komisyonları Başkanları toplantısına Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı ve İstanbul Milletvekili İbrahim Yiğit'in katılmasına ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı başkanlığında siyasi parti grup başkan vekilleri ile yapılan toplantıda alınan 16 Temmuz 2013 tarihli karar, 28/3/1990 tarihli ve 3620 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun'un 11'inci maddesi gereğince Genel Kurulun bilgisine sunulur.

                                                                                 Cemil Çiçek

Türkiye Büyük Millet Meclisi

Başkanı

2.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Sözcüsü ve Mersin Milletvekili Çiğdem Münevver Ökten'in, Avrupa Birliği Konseyi Litvanya Başkanlığı tarafından 26-27 Eylül 2013 tarihlerinde Litvanya'nın başkenti Vilnius'ta düzenlenmiş olan Parlamento Eğitim, Bilim ve Kültür Komisyonları ve Bilgi Toplumunun Gelişimi Komisyonları Başkanları Toplantısı’na katılmasına ilişkin tezkeresi (3/1297)

 

2 Ekim 2013

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Avrupa Birliği Konseyi Litvanya Başkanlığı tarafından 26-27 Eylül 2013 tarihlerinde Litvanya'nın başkenti Vilnius'ta düzenlenmiş olan Parlamento Eğitim, Bilim ve Kültür Komisyonları ve Bilgi Toplumunun Gelişimi Komisyonları Başkanları toplantısına Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Sözcüsü ve Mersin Milletvekili Çiğdem Münevver Ökten'in katılmasına ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Başkanlığında siyasi parti grup başkanvekilleri ile yapılan toplantıda alınan 26 Ağustos 2013 tarihli karar, 28/3/1990 tarihli ve 3620 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun'un 11'inci maddesi gereğince Genel Kurulun bilgisine sunulur.

                                                                                                                                     Cemil Çiçek

                                                                                                                  Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı

 

3.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, TBMM AB Uyum Komisyonu Başkanı Mehmet S. Tekelioğlu, Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Kasım Gülpınar, İzmir Milletvekili Oğuz Oyan ve Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Avrupa Parlamentosu tarafından 23-24 Eylül 2013 tarihlerinde Üsküp’te düzenlenen “Açık Parlamento, Parlamenter Faaliyetlerde Şeffaflık” konulu seminere katılmalarına ilişkin tezkeresi (3/1298)

 

                                                                               3/10/2013

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Avrupa Parlamentosu tarafından 23-24 Eylül 2013 tarihlerinde Üsküp’te düzenlenen “Açık Parlamento: Parlamenter Faaliyetlerde Şeffaflık” konulu seminere TBMM AB Uyum Komisyonu Başkanı Mehmet Sayım Tekelioğlu, Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Kasım Gülpınar, İzmir Milletvekili Oğuz Oyan ve Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun katılmalarına ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı başkanlığında siyasi parti grup başkan vekilleri ile yapılan toplantıda alınan 18 Eylül 2013 tarihli karar, 28/3/1990 tarihli ve 3620 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un 11’inci maddesi gereğince Genel Kurulun bilgisine sunulur.

                                                                       Cemil Çiçek

                                                           Türkiye Büyük Millet Meclisi

                                                                          Başkanı

 

4.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, Pasifik ada ülkesi Nauru’dan üç milletvekilinin, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının davetlisi olarak 6-11 Ekim 2013 tarihlerinde ülkemize resmî bir ziyaret gerçekleştirmesinin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanının 3/10/2013 tarihli ve 55 sayılı Kararı ile uygun bulunduğuna ilişkin tezkeresi (3/1299)

                                                                               4 Ekim 2013

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Pasifik ada ülkesi Nauru’dan üç milletvekilinin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının davetlisi olarak 6-11 Ekim 2013 tarihlerinde ülkemize resmî bir ziyaret gerçekleştirmesi Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanının 3/10/2013 tarihli ve 55 sayılı kararı ile uygun bulunmuştur.

Söz konusu heyetin ülkemizi ziyareti, 28.3.1990 tarihli ve 3620 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerin Düzenlenmesi Hakkında Kanun'un 7'nci maddesi gereğince Genel Kurulun bilgilerine sunulur.

                                                                       Cemil Çiçek

                                                           Türkiye Büyük Millet Meclisi

                                                                          Başkanı

 

5.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, Kuveyt Ulusal Meclisi Başkanı Marzouq Ali M. Al-Ghanım, Kore Cumhuriyeti Ulusal Meclis Başkanı Kang Chang-Hee ve Moğolistan Meclis Başkanı Zandaakhuu Enkhbold başkanlığındaki heyetlerin ülkemizi ziyaret etmesinin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanının 3/10/2013 tarihli ve 55 sayılı Kararı ile uygun bulunduğuna ilişkin tezkeresi (3/1300)

                                                                               7/10/2013

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Kuveyt Ulusal Meclisi Başkanı Marzouq Ali M. Ali M. Al-Ghanım, Kore Cumhuriyeti Ulusal Meclis Başkanı Kang Chang-Hee ve Moğolistan Meclis Başkanı Zandaakhuu Enkhbold başkanlığındaki heyetlerin ülkemizi ziyaret etmesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanının 03/10/2013 tarihli ve 55 sayılı kararı ile uygun bulunmuştur.

Söz konusu heyetlerin ülkemizi ziyareti, 28/3/1990 tarihli ve 3620 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun'un 7’nci maddesi gereğince Genel Kurulun bilgilerine sunulur.

                                                                       Cemil Çiçek

                                                           Türkiye Büyük Millet Meclisi

                                                                          Başkanı

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Meclis araştırması açılmasına ilişkin üç önerge vardır, okutuyorum:

 

B) Meclis Araştırması Önergeleri

1.- Manisa Milletvekili Hasan Ören ve 20 milletvekilinin, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun eksik yönlerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/729)

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 14/2/2011 tarihinde Resmî  Gazete’de yayımlanmış olup 1/7/2012 tarihinde yürürlüğe girecektir.

Yeni Türk Ticaret Kanunu’na eleştiriler her geçen gün artmaktadır. AB ülkeleri örnek alınarak hazırlandığı iddia edilen ama hiçbir Avrupa ülkesinde olmayan uygulamaların yasa hükmü hâline getirilmesi ülke gerçekleri ile de bağdaşmamaktadır.

Hâlen yürürlükte olan Türk Ticaret Kanunu’nun gelişen ve değişen ticaret koşulları nedeniyle yetersiz kalması ve bu nedenle yeni bir yasa çıkarılması zorunluluğunu herkes kabul etmektedir ancak yeni yasa bu amacından uzaktır çünkü hâlen yürürlükteki birçok yasa ile çok ciddi çelişkiler bulunmaktadır, kendi içinde de çelişkilerle doludur.

Kanunda bulunmayan hükümlere uymayanlara para ve hapis cezaları öngörülmüştür. Vergi Usul Kanunu ve Türk Ceza Kanunu’na da atıfta bulunulmamıştır. Bu nedenle kanunda olmayan sürelere uymayanlar hapse girecektir.

Şirketlere muhasebeci dışında bir de bağımsız denetçi çalıştırma zorunluluğu getirilmiştir. Aynı iş için şirketler iki kişiye para ödemek zorunda kalacaktır.

Kanun Resmî Gazete’de yayımlandıktan sonra Sanayi ve Ticaret Bakanlığı 2’ye bölünmüştür. Denetim yetkisinin hangi bakanlıkta kaldığı bilinmemektedir. Maliye Bakanlığı dışında başka bir bakanlığa vergi ve muhasebe yönünden denetim yetkisi verilmesi uygulamada ciddi kargaşaya neden olacaktır. Farklı bakanlıkların farklı mevzuata göre denetim yapması esnafı, sanatkârı ve şirketleri zor durumda bırakacaktır.

Kanun TOBB, TESK, serbest muhasebeciler ve mali müşavirler tarafından sert şekilde eleştirilmektedir çünkü kanunun birçok maddesinin uygulama şansı yoktur.

Kanunun haksız rekabeti düzenleyen 55’inci maddesi, ortakların şirketten borçlanmalarını yasaklayan 358’inci maddesi, ticari defter onaylarını düzenleyen 64’üncü maddesi ve deftere yazımlarını düzenleyen 65’inci maddesi, akrabalarla alışverişi yasaklayan 395’inci maddesi “Suçlar ve Cezalar” başlıklı 562’nci maddesinin 20 fıkra ve bendi ile ağır para ve hapis cezaları öngörülmüştür. 407’nci maddesi, 1527’nci maddesi ile şirketlerin İnternet sitesindeki açıklanacak bilgileri içeren 1524’üncü maddesi, ticari sırları düzenleyen diğer mevzuatla çelişmektedir.

“Düzenleme ve Denetleme” başlıklı 210’uncu maddesi denetimlerde sıkıntı yaratacağı, tek ortakla anonim şirket kurulabileceğini öngören 338’inci maddesinin karar almada sorun çıkaracağı belirtilmektedir.

İşletmeyle ilgili her türlü fiş ve basılı evraklarda bulunacak bilgileri düzenleyen 39’uncu maddesinin ise uygulanabilirliği bulunmamaktadır.

Bu hâliyle Türk Ticaret Kanunu ticaret hayatına büyük darbe vuracaktır. Ticaret erbabı, sanayici, şirket sahipleri bu kanunla ilk günden suçlu duruma düşürülmektedir.

6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 42’nci maddesi gereğince kanunun uygulanmasına yönelik tüzük, yönetmelik ve tebliğlerin 14/2/2012 tarihine kadar yayımlanması gerekiyordu. Aradan bir yıl geçmesine rağmen tüzük, yönetmelik ve tebliğler hâlâ yayımlanmamıştır.

Kanun’un bu hâliyle ülkemizde ticaretin, sanayinin gelişmesine, üretimin ve istihdamın artmasına katkı sağlamayacağı açıktır. Bu gelişmeler sağlanmadığı sürece ülkenin kalkınmasından bahsedilemez.

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun ticaret hayatının gerçekleri ile uyumlu hâle getirilmesi, meri mevzuatla ve kendi içindeki çelişkili hükümlerin düzeltilmesi, AB ticaret mevzuatları incelenerek uygulamada olmayan hükümlerin yasadan çıkarılması, para ve hapis cezalarının azaltılması için yapılacak yasal düzenleme şekillerinin belirlenmesi, ticaretin ve sanayinin geliştirilmesi, üretimin artırılması için alınacak tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Anayasa’nın 98, TBMM İçtüzüğü’nün 104 ve 105’ inci maddeleri gereğince bir Meclis araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.

1) Hasan Ören                             (Manisa)

2) Ferit Mevlüt Aslanoğlu             (İstanbul)

3) Faik Öztrak                            (Tekirdağ)

4) Sinan Aydın Aygün                   (Ankara)

5) Ümit Özgümüş                          (Adana)

6) Vahap Seçer                            (Mersin)

7) Durdu Özbolat                   (Kahramanmaraş)

8) İhsan Özkes                            (İstanbul)

9) Ramazan Kerim Özkan              (Burdur)

10) İlhan Cihaner                        (Denizli)

11) Hurşit Güneş                         (Kocaeli)

12) Mehmet Şeker                     (Gaziantep)

13) Mustafa Serdar Soydan        (Çanakkale)

14) Ahmet İhsan Kalkavan           (Samsun)

15) Ayşe Nedret Akova                (Balıkesir)

16) Süleyman Çelebi                   (İstanbul)

17) Mehmet Ali Susam                   (İzmir)

18) Mehmet S. Kesimoğlu           (Kırklareli)

19) Ali İhsan Köktürk                 (Zonguldak)

20) Emre Köprülü                       (Tekirdağ)

21) Malik Ecder Özdemir               (Sivas)

 

2.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ve 23 milletvekilinin, geçmiş yıllarda ulusal ve yerel ölçekli sınavlarda yapılmış usulsüzlüklerin ve mağduriyetlerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/730)

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Ülkemizde, eğitimin her safhasında sınavlar yapılmaktadır. Bu sınavlar öğrencilerin gireceği okulları belirlediği gibi mezunların devlet kurumlarında istihdam edilmesi, mesleki yeterlilik ve diploma denklikleri gibi pek çok alanda bir ölçüt olarak kabul edilmektedir. Türkiye'de eğitim gören ve eğitimi doğrultusunda bir iş sahibi olmak isteyen herkes açısından hayati derecede öneme sahip olan sınavlara yeterince önem gösterilmediği, şifreli soruların sorulduğu veya soruların önceden sızdırıldığına dair güçlü veriler ve iddialar da herkesçe malumdur.

2009 yılında yapılan polis sınavında sorulan soruların büyük çoğunluğunun, daha önce bir dershane tarafından “deneme sınavı” adı altında öğrencilere uygulandığı ortaya çıktı. Bu soruların kimler tarafından, ne karşılığı servis edildiği aydınlatılamadı.

29 Mayıs 2011 yılında gerçekleştirilen -ÖSYM'nin yaptığı- Yurtdışı Yükseköğretim Diplomaları Denkliği İçin Seviye Tespit Sınavı'nın tıp doktorluğu ikinci aşama kitapçığındaki 100 sorudan 75'inin geçen yıl 16 Mayısta yapılan sınavla aynı olduğu ortaya çıktı; hatta soruların numara ve şıklarının yerlerinin dahi değiştirilmediği görülmüştür.

2010 yılında KPSS, kopya şüphesinin çok güçlü olması ve soruların sızdırıldığının anlaşılması üzerine sınav iptal edilmiştir. Millî Eğitim Bakanlığının verilerine göre; KPSS'ye ilkinde 120 net alan 148 aday girmedi. 44 bin aday ikinci sınava girmedi. 120 net yapanlardan sadece 2'si yeni sınavda 100 neti geçti. 100 net yapan 3 bin adaydan sadece 76'sı yeni sınavda 100'ü geçti. İptal edilen sınava 279.889 aday katılırken, yenilenen sınava 235.134 aday girdi. İlk sınava girip ikinci sınava girmeyen aday sayısı 44.775 olarak belirlendi. İptal edilen sınavda 120 net yapan adaylardan 2'si yeni sınavda 100 net ve üzerinde yaptı. İptal edilen sınavda 100 net ve üzeri yapan 3.227 adaydan sadece 76'sı yenilenen sınavda 100 net ve üzerinde çıkardı. Bu veriler doğrultusunda gerçekçi ve kapsamlı bir soruşturma yürütülmedi.

2011 yılında üniversite giriş sınavında (YGS) şifreleme yapıldığı ortaya çıkmış ve yetkililerin iddiaları yalanlamasına rağmen, kriptologlar tarafından şifreleme işlemleri doğrulanmıştır. Sınav iptal edilmemiş ve pek çok insanın aklında soru işareti kalmıştır.

Yukarıda verilen örnekler ve diğer "şüpheli” ve "şaibeli" sınavların araştırılması, gerçeklerin ortaya çıkarılması ve kopyaya karşı önlemler alınması adalet dağıtımı açısından önemlidir. Bir yanda adalet duygusu incinmiş binlerce insan, diğer yanda başkalarının hakkını gasbetmiş insanlar varken Meclisin bu duruma kayıtsız kalması beklenemez.

Geçmiş yıllarda, ulusal ve yerel ölçekli sınavlarda yapılmış usulsüzlüklerin ve kopya benzeri suçların tespiti; mağduriyetlerin belirlenmesi ve giderilmesi; suçluların tespit edilememesinin nedenlerinin, suçluları ve suçluları himaye edenlerin belirlenebilmesi için Anayasa’nın 98, İç Tüzük’ün 104 ve 105'inci maddeleri uyarınca Meclis araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz. 29/3/2012

 

1) Veli Ağbaba                                                         (Malatya)

2) Kadir Gökmen Öğüt                                               (İstanbul)

3) Nurettin Demir                                                     (Muğla)

4) Hasan Akgöl                                                         (Hatay)

5) Bülent Tezcan                                                      (Aydın)

6) Mehmet Volkan Canalioğlu                                    (Trabzon)

7) Ahmet İhsan Kalkavan                                          (Samsun)

8) Hasan Ören                                                          (Manisa)

9) Aylin Nazlıaka                                                      (Ankara)

10) İlhan Demiröz                                                     (Bursa)

11) Mehmet Ali Ediboğlu                                           (Hatay)

12) Hurşit Güneş                                                      (Kocaeli)

13) Mustafa Sezgin Tanrıkulu                                    (İstanbul)

14) İhsan Özkes                                                       (İstanbul)

15) Mehmet Şeker                                                    (Gaziantep)

16) Ramazan Kerim Özkan                                        (Burdur)

17) Mustafa Serdar Soydan                                       (Çanakkale)

18) Ayşe Nedret Akova                                              (Balıkesir)

19) Süleyman Çelebi                                                (İstanbul)

20) Mehmet Ali Susam                                              (İzmir)

21) Ali İhsan Köktürk                                                (Zonguldak)

22) Emre Köprülü                                                     (Tekirdağ)

23) Malik Ecder Özdemir                                           (Sivas)

24) Mehmet S. Kesimoğlu                                         (Kırklareli)

 

 

3.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ve 24 milletvekilinin, hapishanelerin fiziki şartlarının ve hapishanelerdeki sağlık hizmetlerindeki eksikliklerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/731)

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Türkiye'de, her yıl onlarca tutuklu veya hükümlü hastalıkları ve sağlık hizmetlerinin yetersizliği nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Hapishanelerin mimari yapısı, ısınma, barınma, beslenme koşulları, sportif ve kültürel faaliyetlerin yetersizliği ve Ceza İnfaz Kanunu'ndan kaynaklanan sorunlar hastalıkları ve dolayısıyla da ölümleri tetikleyen faktörlerdendir. Öte yandan, hapishanelerde pek çok ağır ve ölümcül hasta bulunmakla birlikte, elimizde önlemler, nedenler ve sonuçlar konusunda net veriler bulunmamaktadır.

Adalet Bakanlığı, hapishanelerde bulunan hasta sayısını 416 ve İnsan Hakları Derneği 266 olarak vermiştir. İnsan Hakları Derneği tarafından verilen sayı, hasta tutuklu veya hükümlülerin kimlik bilgileri, hastalıkları ve raporlarıyla birlikte sunulmaktadır. Adalet Bakanlığının verdiği rakam ise Sayın Sadullah Ergin tarafından bir mülakat sırasında beyan edilmiştir. Ne var ki İHD'nin ve Adalet Bakanlığının verileri arasında büyük fark vardır. İnsan Hakları Derneği sadece kendilerine yapılan başvurular üzerine kayıt oluşturduklarını belirtirken, Adalet Bakanlığı verileri nasıl oluşturduğunu açıklamamıştır. Bu bağlamda, Adalet Bakanlığı dâhil, somut ve verilere dayalı bilgi sahibi olan resmî veya gayriresmi kurum bulunmadığı açıktır.

Hapishanelerde sağlık hizmetlerinin yetersiz ve sistemsiz olduğu bilinen gerçekler arasındadır. Hem sağlık personelinin yetersiz olması hem de gerekli araç gerecin olmamasından kaynaklı, sağlık hizmetlerin yeterli ve gerekli şekilde yapılamadığı bilinmektedir.

Ülkemizdeki pek çok hapishane mimari açıdan insan sağlığı açısından uygun değildir. Nemli, güneş görmeyen ve yeterli hijyenin sağlanmaması da mimari koşulları daha sağlıksız hâle getirmektedir. Mimari koşullarla ilgili olarak TMMOB tarafından hazırlanan bazı raporlar bulunmaktadır ancak bu rapor, daha ziyade F tipi hapishanelerle ilgilidir.

Sağlıklı beslenme, sağlıklı olmanın ve kalmanın en temel unsurlarından biridir ancak hapishanelerde sağlıklı bir beslenme programının uygulanmadığı kamuoyu tarafından tartışılan konular arasındadır. Gazete haberleri ve mahpusların mektupları ise Türkiye hapishaneleri hakkında net bir bilgi oluşturmasını olanaklı kılmamaktadır. Ancak, ölüm ve hastalıkların fazla olması, beslenme konusunda problem olduğunu göstermektedir.

Isınmanın yeterli olup olmadığı konusunda elimizde net bilgiler olmamakla birlikte, özellikle F tipi hapishanelerde ısınmanın büyük bir sorun olduğu, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, İnsan Hakları Derneği, Çağdaş Hukukçular Derneği tarafından hazırlanan hapishane raporlarında belirtilmektedir.

Sportif ve kültürel faaliyetler hapishanelerde oldukça sınırlıdır. Bu durum bedensel ve ruhsal sağlığın bozulmasını tetikleyen unsurlardandır. Belirli bir program.doğrultusunda, her hapishanede spor ve kültürel çalışmalar yoğunlaştırılmalıdır.

Hapishanede bulunan ağır ve ölümcül hastaların tedavisi oldukça sıkıntılı ve sınırlıdır. Mahpus hastaların tahliyesi ise Cumhurbaşkanlığının affına bağlıdır. Bu af, adli tıptan alınan raporla birlikte, af başvurusu sonucu gerçekleşmektedir ancak bu uygulama pek çok sorunu da beraberinde getirmektedir. Hem adli tıp hizmetlerinin yavaş olması hem de af kararının takdire bırakılmış olması Anayasa’mız tarafından düzenlenen eşitlik maddesine aykırıdır. Hasta mahpusların tahliyesi kanunla yeniden düzenlenerek, Cumhurbaşkanlığından alınmalı ve Adalet Bakanlığına verilmelidir.

Hasta mahpusların sayısının ve sorunlarının belirlenmesi, hapishanelerde sağlıksız koşulların tespiti ve olası çözüm yollarının belirlenmesi, hasta mahpusların tahliye şartlarının yeniden düzenlenebilmesi için Anayasa’nın 98, İç Tüzük’ün 104 ve 105'inci maddeleri uyarınca Meclis araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz. 29/3/2012

1) Veli Ağbaba                                  (Malatya)

2) İhsan Özkes                                  (İstanbul)

3) Mehmet Volkan Canalioğlu             (Trabzon)

4) Aylin Nazlıaka                               (Ankara)

5) Kadir Gökmen Öğüt                        (İstanbul)

6) Nurettin Demir                               (Muğla)

7) Bülent Tezcan                               (Aydın)

8) Ahmet İhsan Kalkavan                    (Samsun)

9) Hasan Ören                                   (Manisa)

10) İlhan Demiröz                              (Bursa)

11) Mustafa Sezgin Tanrıkulu             (İstanbul)

12) Mehmet Ali Ediboğlu                    (Hatay)

13) Ramazan Kerim Özkan                 (Burdur)

14) Hasan Akgöl                                (Hatay)

15) Hurşit Güneş                               (Kocaeli)

16) Mehmet Şeker                              (Gaziantep)

17) Mustafa Serdar Soydan                (Çanakkale)

18) Ayşe Nedret Akova                       (Balıkesir)

19) Süleyman Çelebi                         (İstanbul)

20) Mehmet Ali Susam                       (İzmir)

21) Birgül Ayman Güler                      (İzmir)

22) Mehmet S. Kesimoğlu                   (Kırklareli)

23) Ali İhsan Köktürk                         (Zonguldak)

24) Emre Köprülü                              (Tekirdağ)

25) Malik Ecder Özdemir                    (Sivas)

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Önergeler gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki görüşmeler sırası geldiğinde yapılacaktır.

Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.

 

VIII.- ÖNERİLER

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri

1.- CHP Grubunun, Bolu Milletvekili Tanju Özcan ve 20 milletvekilinin Belediye Kanunu’nun 11’inci maddesi kapsamında belediyelere dâhil edilen köylerin sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla 4/7/2012 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına vermiş olduğu Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 8 Ekim 2013 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

                                                                                                      8/10/2013

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Danışma Kurulunun 8/10/2013 Salı günü (Bugün) yaptığı toplantısında siyasi parti grupları arasında oy birliği sağlanamadığından, grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzük’ün 19’uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.

                                                                                                                                   Muharrem İnce

                                                                                                                                        Yalova

                                                                                                                               Grup Başkan Vekili

Öneri:

Bolu Milletvekili Tanju Özcan ve 20 milletvekili tarafından 4/7/2012 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Belediye Kanunu’nun 11’inci maddesi kapsamında belediyelere dâhil edilen köylerin sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin Genel Kurulun (483 sıra no.lu) bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak 8/10/2013 Salı günlü birleşimde sunuşlarda okunması ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılması önerilmiştir.

BAŞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi lehinde söz isteyen Tanju Özcan, Bolu Milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar)

TANJU ÖZCAN (Bolu) – Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; ben bugün önemli bir konudan bahsedeceğim ama üzülerek görüyorum ki AKP Grubunun herhâlde otuzda 1’i bile salonda değil. Bu bahsedeceğim konunun muhatabı olan vatandaşlarımın da bu tabloyu görmelerini istiyorum ve ilk seçimde de değerlendirmelerini istiyorum.

Arkadaşlar, bugün, Türkiye Büyük Millet Meclisine sunduğumuz ve araştırılmasını istediğimiz konudan Türkiye’de milyonlarca insan mağdur. Bu Bütünşehir Yasası tam hâliyle yürürlüğe girdikten sonra da bu sayı çok daha fazla artacak. Ben size Bütünşehir Yasası sonucunda mahalle yapılan köylerden bahsetmeyeceğim, daha öncesinde mahalle yapılan köylerden bahsedeceğim.

Sayın milletvekilleri, siz 2005 yılında bir kanun çıkarttınız, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 11’inci maddesinde bir değişiklik yaptınız; Bir 11’inci madde ilave ettiniz, köylerin mahalle yapılması veya belediye sınırlarına katılması hakkında. Önceden, aynı yasanın 8’inci maddesinde bu konuda bir düzenleme vardı zaten ama düzenleme demokratik bir düzenlemeydi. Yani diyordunuz ki köylüye: “Katılmak istiyor musun, istemiyor musun? Referandum yapıyorum burada.” Eğer kabul ediyorsa da mahalle olmayı, hazırsa mahalle olmaya, belediye sınırları içerisine katılıyordu ama çıkan 11’inci maddeyle siz, istediğiniz yeri, istediğiniz şekilde mahalle yapar hâle geldiniz. Nasıl oluyor biliyor musunuz arkadaşlar 11’inci maddeye göre? Eğer, belediyeye 5 kilometre civarında bir mesafedeyse ve belediye meclis kararı alınırsa Danıştay dairesinin görüşü ve İçişleri Bakanının onayıyla o köy o köylüye hiç sorulmadan mahalle hâline getiriliyor. Gerekçe olarak da diyorsunuz ki: “Genel altyapı hizmetleri ve genel imar durumu bunu zorunlu kıldı.” Somut olarak da bu uygulandı, çok uygulandı hem de. Ne zaman uygulandı biliyor musunuz? 2009 yerel seçimleri öncesinde.

Biz, bu yasa çıktığında, hukukçu olarak -ki o zaman ben de belediye meclis üyesiydim- belediye meclis üyesi olarak “Allah Allah, neden bu yasayı çıkartıyor acaba AKP, nasıl bir zorunluluk olabilir?” dedik. Yasanın çıkış sebebi belli oldu; Sayın Başbakan, AKP’nin yetkilileri, bu yasayı çıkartırken aslında şunu söylemiş belediye başkanlarına: “Bakın, seçimi kazanma ile ilgili sıkıntınız varsa oy oranımızın yüksek olduğu köyleri seçin, bu köyleri mahalle yapın, seçimde size büyük faydası olur.” Bu mesajı ilk alanlardan biri de az önce bahsi geçen Bolu Belediye Başkanıydı.

Bolu üzerinden size sıkıntıları anlatayım: 17 köyü bir gecede mahalle yapma kararı aldı -ki 17 köy Bolu büyüklüğünde bir belediyeye önemli bir seçmen katkısı sağlamaya yarar- bunun sonucunda da umduğu siyasal sonucu aldı; yüzde 2’lik farkla seçimi kazandı.  AKP Bolu’da seçimi kazandı ama kaybedeni yeni mahalle olan köyler ve köylüler, bir de o Bolu Belediyesinin eski 24 mahallesi oldu yani bu uygulamanın eski mahallelere de bir katkısı olmadı, yeni mahallelere de bir katkısı olmadı. Yeni mahalle yapılan köylüler köylü olarak yaşamaya devam etti, köy şartlarında yaşamaya devam etti. Hatta daha da sıkıntılı bir durum ortaya çıktı sayın milletvekilleri, eskiden o köyler il özel idarelerinden hizmet alırken mahalle olduğu için il özel idarelerinden de hizmet alamaz oldu. Yine, eski mahallelere zararı oldu çünkü eski mahalleler zaten yeterince hizmet alamazken yeni katılan mahalleler sebebiyle hiç hizmet alamaz hâle geldi.

Sayın milletvekilleri, bu 17 köy belediye sınırına katılınca ne oldu biliyor musunuz Bolu’da? Belediyenin sınırları -birçok yerde de aynısı oldu- 2 katına çıktı. Eskiden Bolu Belediyesinin 800 kilometrelik bir yol ağı varken belediye sınırları içerisinde, 17 köyün katılmasıyla birlikte yol ağı uzunluğu 3.500 kilometreye çıktı.

Arkadaşlar, siz, 800 kilometre yolun hakkından gelemezken “3.500 kilometrelik bir yol ağının hakkından gelirim.” diyerek bu yola çıktınız; olmadı.

Bakın, bu uygulama neye benziyor biliyor musunuz. Dar gelirli bir aile düşünün, kirada oturuyor, 3 çocuğu var, bu çocuklarını okutamıyor; gelirinde hiçbir artış olmadığı hâlde, hemen hemen hiçbir artış olmadığı hâlde, 2 çocuğu da evlat ediniyor, “Allah bir yerlerden verir.” diyor. Mantık bu! Sonuçta, o eski 3 çocuk da mağdur oluyor, o aileye katılan yeni 2 çocuk da mağdur olmaya devam ediyor.

Bu uygulama sebebiyle –tekrar ediyorum- mahalle yapılan köylerin hiçbirinde şehirleşme faaliyeti yaşanmadı. O köyde yaşayan insanlar üzerinden İller Bankasından ortalama her ay 25 lira para aldı Bolu Belediyesi; yaklaşık 25 trilyonluk bir kaynak elde etmesine rağmen, belki 1-2 milyonu dışında hiçbirini bu köylerin imarı için, gelişimi için, altyapısı için de kullanmadı. Türkiye'nin birçok yerinde de böyle bir tablo oluştu.

Şimdi, biz, bu araştırma önergesini verirken samimiyiz. Gidelim, Türkiye'nin muhtelif bölgelerinde siyasal sebeplerle mahalle yapılmış olan eski köylerin durumuna bir bakalım ne kazanmışlar ne kaybetmişler; elektriği daha pahalı ödemekten başka, ormandan ihtiyaç alamamaktan başka, tarımsal destek alamamaktan başka ellerine somut olarak geçen bir şey olmuş mu, bunu soralım. Bu durumu düzeltelim, oralar hâlâ fiilen köy. Siz bunu hukuken mahalle hâline getirseniz de bu insanları şehirli yapamıyorsunuz, şehre adapte edemiyorsunuz, katamıyorsunuz. Bu çok ciddi bir sıkıntı.

Bütünşehir Yasası’nın yürürlüğe girmesinden sonra da başta taşımacılık sistemi olmak üzere… Biraz önce İzmir Milletvekilimiz ikaz etti, Bütünşehir Yasası resmen yürürlüğe girmediği hâlde, hukuken bir hüküm ifade etmediği hâlde, şu anda, İzmir Millî Eğitimi, biliyor musunuz, taşımalı sistem yapmıyor “Büyükşehrin görevidir.” diye. Var mı böyle bir şey arkadaşlar?

Sayın milletvekilleri, az önce, konuşmamda Bolu Belediyesinden bahsettim. Üç dakikalık bir sürem kaldı, iki hususu daha dikkatinize sunmak istiyorum.

Arkadaşlar, hep “Bolu” deyince Sayın Başbakan sık sık şunu söyler, der ki: “Hani o muhalefet var ya, Bolu Dağı Tüneli’ni patates deposu hâline getirmeye kalktı.” Doğru mu? Bunu hep söyler. Arkadaşlar, ben size enteresan bir şey söyleyeceğim. Sayın Başbakan bunu sürekli söylüyor ama bu fikir kimin fikri biliyor musunuz, bu parlak fikir? Bu parlak fikir, 28 Haziran 2003 yılında, şu anda Bolu Belediye Başkanı olan, o tarihte de partinizin kurucu il başkanı olan Alaattin Yılmaz’a ait, o günkü ulusal basından bunu takip edebilirsiniz. Yani, Bolu Dağı’nın tünel olarak kullanılmamasını, patates deposu olarak kullanılmasını öneren bizler değiliz, Cumhuriyet Halk Partililer, Milliyetçi Hareket Partililer değil, bizatihi sizin il başkanınız, şimdi de belediye başkanınız. Arkadaşlar, hatta Sayın Başbakan bunu o kadar sık kullanıyor ki geçtiğimiz günlerde Sağlık Bakanı bir açıklama yapıyor Edirne’den, diyor ki bu konuyu hatırlatarak: “Hani, o tüneli patates tüneli yapmaya çalışan patates kafalılar var ya…” Bizim Bolu Belediye Başkanını yani sizin partili belediye başkanını kastederek Sayın Sağlık Bakanı “patates kafalı” diyerek bu konuyu hatırlatıyor. Bugün, şunun doğrusunu öğrenin arkadaşlar: O tünelin patates tüneli yapılmasını isteyen biz değildik, o zamanın AKP il başkanı, şimdi de AKP'li belediye başkanı.

Ama, şartlar ne olursa olsun benim sık sık eleştirdiğim Bolu Belediye Başkanına Sağlık Bakanının, iktidarın Sağlık Bakanının hem de kendi partilisi olmasına rağmen “patates kafalı” demesini ben içime sindiremiyorum. Ne hakla söylüyor bunu? Sen gelip Sağlık Bakanı olarak muayene mi ettin de Bolu Belediye Başkanını “patates kafalı” diyorsun? Ben bunu içime sindiremiyorum arkadaşlar. (CHP sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar)

MUHARREM İNCE (Yalova) – Hemşehrini savunuyorsun?

TANJU ÖZCAN (Devamla) – Hemşehrimi tabii ki savunuyorum.

Şunu da söyleyeyim, bir konu daha var: Arkadaşlar, hiç, bugüne kadar, sizin bir belediye başkanınız sizin bir milletvekilinizi rant elde etmekle suçladı mı? Bu da oldu. Bolu Belediyesinin bir 18’inci madde uygulamaları var; biz sürekli diyoruz ki: “Ya, buradan birileri rant elde ediyor.” En son, Bolu Belediye Başkanı -ulusal basında da yer aldı- çıktı, dedi ki: “Evet, bir 18’inci madde uygulamasından -sizin milletvekiliniz Sayın Ali Ercoşkun’u kastederek- bizim milletvekilimiz rant elde etmiş. Üstelik Başbakana yakın bir iş adamıyla birlikte ortak hareket etmişler.”

 

Şimdi, ben buradan soruyorum, İçişleri Bakanımız yok herhâlde ama Bakanlar Kurulu üyelerimiz burada: Bir AKP’li belediye başkanının, hâlihazırda milletvekili olan AKP’li bir milletvekilini rant elde etmekle suçlaması belediyenin bir 18’inci madde uygulamasından dolayı, normal midir, değil midir?

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Savcının harekete geçmesi lazım.

TANJU ÖZCAN (Devamla) – Bu iddia doğruysa, o milletvekili hakkında ne yapacaksınız? Bu iddia yanlışsa, kendi belediye başkanınız kendi milletvekilinizi rant elde etmekle suçluyorsa, çamur atıyorsa, o belediye başkanı hakkında ne yapacaksınız, sizlere soruyorum?

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi aleyhinde söz isteyen Demir Çelik, Muş Milletvekili. (BDP sıralarından alkışlar)

DEMİR ÇELİK (Muş) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi şahsım ve partim adına saygı ve sevgiyle selamlayarak sözlerime başlamak istiyorum.

Cumhuriyet Halk Partisinin grup önerisi aleyhine söz aldıysam da önerinin lehine konuşacağımı ifade etmek istiyorum öncelikle.

Evet, beş ay sonrasında, biz 2014’ün 30 Martında yerel yönetimler seçimine bir kez daha tanıklık edeceğiz. O seçimin örgütlenmesi faaliyeti ve süreci içerisinde olduğumuz bugünlerde, bu grup önerisini öncelikle önemsediğimi ve bu manada da grubun önerisinin Meclisin iradesiyle araştırmaya çevrilmesi istencimizi ifade etmek istedim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ulus üniter devlet, çıktığından bu yana, yaklaşık dört yüz yıllık tarihî geçmişine rağmen çözemediği üç temel çelişkiyle karşı karşıyadır onlar da merkezî devletle kimlik arası çelişki, merkezî devletle çevre arası çelişki, merkezî devlet ile inançlar, kültürler arası çelişkidir. Türkiye Cumhuriyeti de doksan yıllık geçmişine rağmen, bu çelişkileri demokratik ve meşru noktada çözeceğine, merkezî devletin inkârcı, katı merkeziyetçi yapısı ve zihniyetine uygun, yeniden ve yeniden şekillendirmek durumu ve zaruretiyle karşı karşıya kalmıştır. 1580 sayılı Belediye Yasası 1900’lü yıllardan 2005’e kadar değiştirilmeden, müdahale edilmeden bu sorunun ötelenmesine, ertelenmesine hizmet etmeye çalışılmış ise de mevcut AKP iktidarı tarafından 2005 yılında 1580 sayılı Yasa 5393 sayılı Belediye Yasası’yla değiştirilmek istenmiş ancak imzalamaktan imtina ettiği Avrupa Konseyi Bölgesel Yerel Yönetimler Özerklik Şartı çerçevesinde yeniden şekillendireceğine yani idari ve mali özerkliğe sahip bir yerel yönetimler algısını, yerel yönetimler modelini Türkiye’ye kazandıracağına, yine işe arkadan dolanarak devleti ve devletin kutsiyetini, bekasını esas alan; kenti, kentliyi, toplumu, toplulukları hiçe sayan, bu yönüyle de halkın temel meşru taleplerini görmemezlikten gelen bir algıyla yaklaşmıştır. Zihniyet değişmemiştir, bugün de yapılmak istenen bundan farklı değil.

Yakın zamanda bu Meclisten 2/B Yasası yani orman vasfını yitiren alanların kentsel dönüşüme tabi tutulması ama aynı zamanda kentsel dönüşüm projesiyle de kentin ve kentlinin olan, halkın, toplumun ve toplulukların olan alanları -başta inşaat sektörü olmak üzere- rantiyecilere peşkeş çekmeye yönelik bir çalışmanın da cereyan ettiği bir Meclis pratiğiyle karşı karşı kalındı.

İktidar yetinmedi, kendi ikbali ve iktidarının selameti açısından her kanunda ve yasada olduğuna benzer şekilde yerel yönetimler yasasında da her türlü keyfiyete ve kendi lehine olabilecek uygulamalara da girişerek semti mevcut belediyeden koparıp kendi iktidarına yarayacak başka bir belediyeye bağlamayı, mahalleyi ya da köyü mevcut statüsünden koparıp yeni Büyükşehir Belediyesi Yasası’yla farklı statülere yol açtı. Dünya Mersin’e giderken biz tersine gidiyoruz. Dünya merkezî devlet yapısından ademimerkeziyetçiliğe, yerinden yönetime ve yerellik ilkesine bağlı olarak toplulukların, kimliklerin kendi öz gücüyle kendisini yönetmesi aşaması arayışı ve onun pratik uygulamaları içerisindeyken biz yerel yönetimleri güçlendireceğimize, idari, mali özerkliğe kavuşturacağımıza, önce Çevre ve Şehircilik Bakanlığına bağlıyoruz, yetinmiyoruz, üzerine de Başbakana bağlı bir hiyerarşik ilişkiyle kentlinin iradesini, seçilmişi, halkın iradesini hiçe sayıyoruz. Bu, demokratik değil, günümüz demokrasisinin diyalog ve müzakere demokrasisi olduğu gerçeğiyle bağdaşmaz, örtüşmez ama aynı zihniyet -her alanda olduğu gibi- yakın zamanda açıklanan demokratikleşme paketinde de kendisini gösterdiği için, yabancısı olduğumuz bir konu değil.

Bizim “demokrasi” diye bir kaygımız yok. Hâlbuki 1 Ekimde, Meclis Başkanı Sayın Cemil Çiçek, Türkiye Meclisinin üç önemli değerine vurgu yaparken bağımsızlık, cumhuriyet ve demokrasi üçlemesinin değerinin bilinmesi gerektiğinin altını çizmişti. Bağımsız olup olmadığımız tartışılır; cumhuriyetle yönetildiğimiz, evet, kesindir ama demokrasinin işletilmesi ve demokratik olmadığımız attığımız her adımda bellidir. Çoğunluğa dayalı demokrasiyle, her şeyi bir oldubittiyle yapmak isteyen iktidar, Yerel Yönetimler Yasası’na da, Belediye ve Büyükşehir Belediyesi Yasası’na da kendisine göre yeni bir kapsam, yeni bir sınır, yeni bir çerçeve çizmiştir;  çizdiğiyle yetinse amenna.

Demokratikleşme paketini tartıştığımız, parmakların tetikten çekildiği, silahların sustuğu, şiddetin son bulması umudunun toplumun çoğunluklu kesiminde pekiştiği, güçlendiği bir noktada demokratik siyasete fırsat vermesi gerekenler, demokratik siyasetin aktörlerini zindandan, cezaevinden, hapishanelerden özgürlüklerine kavuşturması gerekenler suspus. Bu ne lahana, bu ne perhiz? Sormazlar mı? Şiddet ve silah dışında işi ve tek işi siyaset üretmek olan 22 tane belediye başkanımız şu anda cezaevinde. 22 tane belediye başkanımızın mevcut, var olan, işi olan siyaseti ürettiği için belediye başkanlığı yetkisi, halk iradesi gasbedilmiş. Hangi demokrasiden, hangi demokratikleşmeden bahsediyoruz?

Yetinmiyorlar, yine, halk iradesinin tecelli ettiği yerel yönetimlerde, belediye meclisinden 83 arkadaşımız, il genel meclisinden 37 arkadaşımız cezaevinde. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; cezaevinde olan bu arkadaşlarımız, 14 Nisan 2009’da tutuklandıklarının üzerinden dört buçuk yıl geçmiş, yani suçlandıkları cezayı, örgüt üyesi olmakla suçlandıkları cezayı almış olsalar bile, yatmaları gereken infazı tamamlamış bulundukları hâlde hâlâ demir parmaklıkların arkasında özgürlüklerini bekliyorlar ve biz buna da “demokrasi” diyoruz, “ileri demokrasi” diyoruz, “demokratikleşme” diyoruz.

Bir şeye karar vermek zorundayız: Ya gerçekten doksan yıllık kazanımlarımızı, demokrasiyle demokratik katılımcılıkla pekiştirip halkları, kimlikleri, kültürleri olduğu gibi, yerellerimizi de özgürlüğüne, özerkliğine kavuşturacağız ya da dün olduğu gibi, yine, merkeziyetçi, inkârcı, imhacı politikalarımızla, biz, devleti, toplumu, halkı, 76 milyonu buradan yönetmeye kalkışacağız. Bunun mümkün olmadığını yaşadığımız onca acıya rağmen biz bilince çıkarmışken ve otuz beş yıldır kanayan ölüm, öldürme üzerine ısrarcı bulunuyor olmamızdan kaynaklı kaybettiğimiz emekler, kaynaklar ve israf ettiğimiz zaman göz ardı edilerek bu iyi niyet heba edilmemeli. Bu manada da her şeyde olduğu gibi keyfî ve kendine göreci yaklaşım günümüz demokrasisiyle bağdaşmaz; asıl ve esas olan toplumu, demokratik kitle örgütlerini, sivil toplum örgütlerini ve toplum bileşenlerini dikkate almak, dikkate değer bulmak, onların eleştirileri, önerileri tarzında yasal ve anayasal faaliyeti yürütmektir. Yasama organı olan Meclis bunu yapmadan kapalı kapılar ardında sivil bürokrasinin, asker bürokrasinin bir kısım korkuları, tercihleriyle şekillendirecekleri yasalar, yarın öbür gün tarihin gelişmişlikleri karşısında paçavraya dönüp, çöp sepetine atılmaya mahkûmdur.

Gelin, henüz yol yakınken her şeyden önce yaşama ve yaşatma üzerine toplumun ekseriyetinde, yüzde 80’inde beliren demokratik çözüm iradesini, biz, sivil, demokratik, eşitlikçi, özgürlükçü bir anayasayla taçlandırarak ama ona bağlı yasal ve anayasal değişiklikleri de yaparak halkımızı, kimliklerimizi, inançlarımızı, topluluklarımızı özgürleştirelim; özgürleştirdiğimiz bu Türkiye’de de yerel yönetimlerimizi idari, mali özerkliğe kavuşturup, siyasal özerkliğe sahip bölgesel yönetimlerle demokratik cumhuriyette bir arada yaşama iradesini geliştirelim diyor, saygılar sunuyorum. (BDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

 

VII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)

C) Çeşitli İşler

1.- Görüşmeleri izlemek üzere Genel Kurulu teşrif etmiş bulunan, Pasifik ada ülkesi Nauru’dan Lin Venan Tavaki Kam, Ranin Randolf Akua, Skir Modekay Jeremiyah’dan oluşan parlamenterler heyetine Başkanlıkça "Hoş geldiniz." denilmesi

 

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının davetlisi olarak ülkemizi ziyaret etmekte olan Pasifik ada ülkesi Nauru’dan Lin Venan Tavaki Kam, Ranin Randolf Akua, Skir Modekay Jeremiyah’dan oluşan parlamenterler heyeti şu anda Meclisimizi teşrif etmiş bulunuyorlar.

Kendilerine Meclisimiz adına “Hoş geldiniz.” diyorum. (Alkışlar)

 

VIII.- ÖNERİLER (Devam)

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)

1.- CHP Grubunun, Bolu Milletvekili Tanju Özcan ve 20 milletvekilinin Belediye Kanunu’nun 11’inci maddesi kapsamında belediyelere dâhil edilen köylerin sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla 4/7/2012 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına vermiş olduğu Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 8 Ekim 2013 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)

 

BAŞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi lehinde söz isteyen Lütfü Türkkan, Kocaeli Milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisinin grup önerisi hakkında söz aldım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

5393 sayılı Belediye Kanunu Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi, dolayısıyla 1580 sayılı Belediye Yasası ortadan kalktı. Peki, yeni Belediye Yasası’yla ne oldu? Yasanın 11’inci maddesiyle belediye, İçişleri Bakanlığına başvurarak, Danıştayın da görüşünü alarak herhangi bir köyü belediyeye bazı gerekçelerle katıp mahalle hâline getirme imkânına sahip oldu. Ancak, ne yazık ki yasanın yürürlüğe girmesinden sonra 11’inci madde amacı dışında kullanılmaya başlandı. Bu yasanın 11’inci maddesi 2009 yerel seçimleri öncesinde AKP’li belediyeler tarafından siyasi amaçla da kullanıldı. 2007 ve öncesi seçimlerde Adalet ve Kalkınma Partisine yüksek oranda oy vermiş köyler 11’inci madde kapsamında mahalle yapıldı ve 2009 mahallî idareler seçimlerinde belediyelere karşı oy kullanılması sağlandı. Sonrasında ne oldu biliyor musunuz? O mahalle olan köylüler AKP’ye oy verdiklerine pişman oldular. Benim bölgem Kocaeli’nde bunların örnekleriyle her gün karşılaşıyoruz. 5393 sayılı Yasa’nın 11’inci maddesi kapsamında, köyler belediyelere dâhil ediliyor, bu bölgelerde yaşayan insanlar köylü gibi yaşamalarına rağmen şehirliymiş gibi vergiye tabi tutuluyorlar. Buna rağmen, belediyeler tek taraflı kararlar alıyor ve köylülere hizmeti götürmüyorlar. Yeni yasayla yeni mahalle olan bu yerleşim bölgelerinde hizmet almakta sıkıntı yaşayan, tam tabiriyle zorla mahalleli yapılan insanlarımızın sorunları ciddi, büyük boyutlara ulaştı. Bir sürü problemleri çıkıyor. Hepsi belediyenin hizmet götürmemesinden kaynaklanıyor.

Peki, ne oldu da köylüleri mahalleli yaptınız, onları pişman ettirdiniz? Ben birkaç sebepten bahsetmek istiyorum. Örneğin, rantı çok yüksek olan bölgeler. Bunlardan bir tanesi Kocaeli. Kocaeli’nde daha önce köylerde imara karışamayan Büyükşehir Belediyesi, Kocaeli’ndeki arazi rantını kendisine çekebilmek için o köylerin imarına müdahale ederek çok ciddi, belediyenin illegal kasasına –bakın, legal kasasından bahsetmiyorum, onlar ayrı, aldıkları vergilerden bahsetmiyorum- paralar aktarıyorlar. Bu, İstanbul’da da böyle, Anadolu’da büyükşehir yapılan diğer yerlerde de böyle. Yani Adalet ve Kalkınma Partisi belediyelerin köylerdeki arazi rantına ortak olabilmeleri için bu yasaya sıklıkla müracaat ediliyor.

Büyükşehir yasası çıkarılırken hatırlarsanız biz burada “Büyük zehir yasası” dedik ona, “Türkiye'yi bölmeye yönelik bir yasa.” dedik. Yavaş yavaş meyvelerini alıyorsunuz. Kurucu Meclis, Atatürk’ün kurduğu bir Meclis Türkiye'yi millet yapabilmek için canını, boynunu aldı, kendini ortaya sürdü. Bu Meclis de Türkiye'yi bölmek için, Türkiye'nin üniter devlet yapısını bozmak için yasa çıkaran bir Meclis olarak tarihin tozlu raflarında yerini alacak, tarih sizi böyle hatırlayacak; bu Meclisi, maalesef içinde benim de bulunduğum bu Meclisi Türkiye'yi bölen bir Meclis olarak hatırlayacak.

Bakın, Van büyükşehir oldu. Van’da karakollar var, askerî karakollar var. O askerî karakollara giden yolları PKK’yla iş birliği içerisinde olan BDP’nin yapacağını düşünüyor musunuz siz? Böyle bir şey yapar mı? Asla ve kata. Devleti sahipsiz bırakıyorsunuz.

Diğer taraftan, Anadolu’da devletle irtibatını kesmemiş, devlete karşı başkaldırmamış, devletle hareket etmiş köylere de bu yasayla beraber ceza veriyorsunuz. Orası kazanması muhtemel olan BDP’li belediyelerin imkânlarından faydalanamayacak. Daha önce il genel meclisinin kararıyla oraya hizmet götüren devlet, o hizmeti belediyelere devretmekle oraları hizmetsiz bıraktı. Bu duruma, orada bulunan, devlete bağlı olan birtakım bölgelere devletin karşısında yer açtığımızın farkında mısınız?

Bir de köylerde oturan vatandaşların diğer problemlerinden bahsedeceğim. Mahalleli yaptınız köylüleri. Bu köylü daha önce harcadığı suya para ödemiyordu; şimdi o harcadığı suya, köyde kıt kanaat geçinen köylü para ödüyor, arkasından atık suya da para ödüyor. Bu da yetmez, köylü “Beş sene sonra.” dediniz, o beş sene dediğinizin zaten bir senesi geçmek üzere, dört sene sonra 27 çeşit vergi ödeyecek bu devlete. Yani, Türkiye'nin kent nüfusunu farkına varmadan çoğaltıyorsunuz, köylerde yaşayan, Türkiye'nin tarım meselesini üstlenmiş olan köylüleri kentlere taşıyarak Türkiye'nin bir taraftan tarımını da bitirmiş oluyorsunuz bu yasayla beraber. Köylerde insanlar yaşamamaya başladı. Sizin köylerinizde de öyle. Artık, emekli olmuş, sadece ve sadece ölmeyi bekleyen insanlar köylere gitmeye başladılar. Zira, köylerde yaşamı zor hâle getirdiniz, köylerde yaşamak imkânsız hâle gelmeye başladı. Bu vergilerle daha da zor olur.

Ben bu konuda birkaç ifadede daha bulunmak istiyorum. Bu yasayla ilgili, bir tane Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekili arkadaşımızın, köylülerin ne gibi hizmet aldıklarından çıkıp burada bahsetmesini istiyorum.

Kendi bölgem Kocaeli’nden bahsedeceğim size. Köylüleri sevindirmek adına, o plastik oyuncaklar var ya oyuncak, çocuk bahçeleri, götürdüler köyün bir yerine 1 plastik kaydırak, 2 tane plastik salıncak koydular “Siz artık mahallemiz oldunuz. Bundan sonra siz köylü değilsiniz.” Eğer arkadaşlar, Türkiye’de kentleşmek bu kadar kolaysa gidin o salıncaklarda siz sallanın, o kaydıraklarda siz kayın. Bu insanların hayatını zorlaştırırken dalga geçer gibi, o salıncakları, o kaydırakları oraya koymak sizi sadece ve sadece gülünç duruma düşürür.

Ben, bu önergeye Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak destek verdiğimizi belirtiyor, beraberinde hepinize saygılarımı iletiyorum.

Sağ olun. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi aleyhinde söz isteyen Nusret Bayraktar, Rize Milletvekili. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

NUSRET BAYRAKTAR (Rize) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisinin vermiş olduğu grup önerisinin aleyhinde söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Özellikle 1984 yılından bu yana çok yakinen takip etme fırsatı ve imkânı bulduğum yerel yönetimlerle ilgili tartışmalar, arzular, istekler, talepler, şikâyetler… Her gelen siyasi parti, seçim öncesi, seçim sonrası “Yerel yönetimlerle ilgili merkezî vesayeti kaldıracağız; şu, şu, şu değişiklikleri yapacağız; yeniden Avrupa’ya ve dünya gündemine uygun şekilde halkımızı yerel hizmetlerle buluşturacağız; kalkınma yerelden başlar, yerel kalkınma, yerel kalkınma projeleri” gibi taahhütlerde bulundu ama bu değişime, bu devrim niteliğindeki değişime, çeşitli tartışmalara, çeşitli risklere, çeşitli belki eksikliklere rağmen AK PARTİ dışında hiç kimse cesaretle adım atamadı. AK PARTİ, özellikle 2005 yılında Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nu, Belediye Kanunu’nu, İl Özel İdaresi Kanunu’nu; 1913 yılından, Osmanlı Dönemi’nden bu yana gelen İl Genel Meclisi Kanunu’nu ve 1580 sayılı Belediye Kanunu’nu ve 3030 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu’nu değiştirdi. Şimdi konumuz sadece 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun özellikle 8 ve 11’inci maddesi gereği köylerin mahalleye dönüştürülmesi olduğu için bu konunun detayına giremiyorum ancak başlıklar hâlinde temas edeceğim birkaç konu var.

Türkiye’de 38 binin üstünde köy vardı, 18 bine yakın mahalle vardı. Yeni değişikliklerle… Bakın, hiçbir siyasi parti ve hiçbir kimse ayağına kurşun sıkmaz. 2 binin altına düşen belde belediyelerinin rantabl ve verimsiz olduğu iddiası, gerekçeleri ve haklı olduğumuzu bilerek kapatılma cesaretine kolay kolay kimse giremedi ama biz bunu bile bile, yüzde 75’i AK PARTİ’li belediye olmuş olmasına rağmen tüzel kişiliklerini kaldırmak suretiyle 30 ili Büyükşehir Belediye Kanunu’na, 51’i de il belediyesi olarak kalmak suretiyle büyükşehir ilçelerinde, merkezinde 519 ilçe, 51 il içerisinde de 400 ilçe olmak kaydıyla, 51 ilin içinde de sadece 398 belde belediyesinin kalması suretiyle toplamda 3.225 olan belediye sayısı önceki düzenlemeyle 2.500’e, şimdi ise 1.398’e düşürülmüştür. Yani kaynakların yerinde, etkin, verimli kullanılabilmesi, halkımıza hizmet götürülebilmesi açısından bu devrime ihtiyaç vardı. Elbette, bütün bunlara rağmen toplam köy sayımız 18.132, mahalle sayımız ise köyden mahalleye dönüşenler 16.535 olmak üzere -bakın, 16.535 köy mahalleye dönüşmüş- toplam mahalle sayısı 31.750. Elbette, 31.750 mahallenin bazılarında bazı aksaklıklar olacak, 81 ilin bazılarında bazı aksaklıklar olacak. Yerel seçimlerde, bu aksaklıkların olduğu ve belediye başkanlarımızın hizmet yürütmediği yerlerde, oy kullanma yetkisini almış olan mahalleler belediye başkanına oy kullanacak; oy vermezler. Aslında, demokratik bir gelişme. Köyden mahalleye dönüşmek suretiyle hizmet alamadığı takdirde bu seçimlerde oy vermeyecek onlara ama biz görüyoruz ve biliyoruz ki aslında, köyden mahalleye dönüşen yerlerle ilgili, özellikle orman köylülerinin orman köy tüzel kişilikleri kaldırılmamış, orman köyü olmaktan kaynaklanan, elde etmek istedikleri ihtiyaçlardan yoksun bırakılmamış, ekstra görevler bırakılmış.

EMRE KÖPRÜLÜ (Tekirdağ) – Tüzel kişilikler kalktı.

NUSRET BAYRAKTAR (Devamla) – Müsaade edin.

EMRE KÖPRÜLÜ (Tekirdağ) – Tüzel kişilikler kalktı.

NUSRET BAYRAKTAR (Devamla) – Hayır, şimdi, tüzel kişilikler… Bakın, şimdiye kadar yürütüleni söylüyorum; 2014’ten sonra olacak o, bakın 2014’ten sonra olacak. 2014’ten sonra da bunlarla ilgili bu tip hak ve menfaatlerin kendilerine verilmesi ve kendilerine uygulanması şartıyla…

TANJU ÖZCAN (Bolu) – Hayır, 5393 farklı.

NUSRET BAYRAKTAR (Devamla) - On yıl bunlara yönelik artılar var; onları gelecekte tartışırız. Ben, müsaade ederseniz…

TANJU ÖZCAN (Bolu) – 5393 farklı.

NUSRET BAYRAKTAR (Devamla) - Bakın, söylenen ifadelerdeki eksiklikleri de dile getireceğim. Nedir eksiklikler? Bakın, istenilen köyü mahalleye dönüştürebiliyorlar. Ne ile? Danıştayın uygun görüşü, İçişleri Bakanlığının onayı. Öyle değil. Bakın, orada bir eksiklik var. Aynen maddeyi okuyayım…

TANJU ÖZCAN (Bolu) – 5393’ün 11’i.

NUSRET BAYRAKTAR (Devamla) – Maddeyi okuyayım, ezber değil, irticali değil: “MADDE 11.– Meskûn sahası, bağlı olduğu il veya ilçe belediyesi ile nüfusu 50.000 ve üzerinde olan bir belediyenin sınırına, 5.000 metreden daha yakın duruma gelen belediye ve köylerin tüzel kişiliği; genel imar düzeni ve temel altyapı hizmetlerinin gerekli kılması durumunda…”

TANJU ÖZCAN (Bolu) – Ne demek o?

NUSRET BAYRAKTAR (Devamla) – Bakın, köyler il hududuna yaklaşmış, 5 kilometreden içeriye girmiş, il olmuş, kendiliğinden oradaki imar faaliyetlerini kim denetleyecek, kim organize edecek, gördük. Belde belediyelerinde bile lâyüsel davranan belediyeler uluorta imar haklarını vermiş. Ama beldenin, belediyenin tüm belediye hudutları eğer büyükşehir belediyesinin kontrolü, denetimi ve imar bütünlüğü içerisinde kontrol edilirse yasalar çerçevesinde bu kadar eksiklikler, aksaklıklar olmaz. Buna rağmen eksiklik ve aksaklık olursa yasalar var. Bakın, böyle olduğu durumda “… Danıştayın görüşü alınarak, İçişleri Bakanlığının teklifi üzerine müşterek kararnameyle kaldırılarak bu belediyeye katılır.” Müşterek kararname, uluorta değil. Bu kararnameyi kim imzalıyor? Bakan ve Bakanlar Kurulu, Başbakanlık. Yani bunlar sıradan kişiler değil ki ülkeyi yöneten kişiler. Ondan sonra devam ediyor.

TANJU ÖZCAN (Bolu) – Hayır, öyle değil.

NUSRET BAYRAKTAR (Devamla) - Müsaade edin.

TANJU ÖZCAN (Bolu) – Öyle değil.

NUSRET BAYRAKTAR (Devamla) - Ben sizleri dinledim, siz de beni dinleyin lütfen.

TANJU ÖZCAN (Bolu) – Ama yanlış konuşuyorsun, yanlış bilgi veriyorsun.

NUSRET BAYRAKTAR (Devamla) - Eksikler olursa sonra telafi eder, tekrar tartışmaları getirirsiniz.

Ben sadece üç dakikam kaldığı için bir örnek vereceğim. Büyükşehir ve bütünşehirden bahseden muhalefet ve iktidar partisi milletvekilleriyle, daha üç gün önce -katılma imkânı bulduğum- 4’üncü Uluslararası Birleşmiş Kentler ve Yerel Denetimler Genel Kuruluna katıldık Rabat’ta, 4’üncüsü yapıldı. Bu dünya kongresi 1-4 Ekim tarihlerinde Rabat’ta yapıldı. 3’üncü kongre Meksika’da yapılmıştı 2010 yılında; İstanbul’la bütünleşmiş Büyükşehir Belediye Başkanımız aday olarak katıldığında, zar zor o gün Dünya Belediyeler Birliği Genel Başkanı seçilmişti. Aradan üç yıl geçti, 4’üncüsü yapıldı. Cuma ve cumartesi günü bizzat son oturumlara katılmanızı aslında arzu ederdim. Çok duygulu anlar yaşadım, sizlerle paylaşmak istiyorum.

Bu dönem, Türkiye’nin ve İstanbul’un, özellikle Türkiye’deki yerel yönetimlerin aldığı mesafeyi göz önüne alan bütün dünya devletleri ve 3 bine yakın delegasyon, âdeta Türkiye’nin -önde gelen bir belediye olması sıfatıyla- başkanlığını peşinen kabul etmiş gözüktüler. Fransa, İspanya, İngiltere, Almanya belediye başkanları –ki Paris Belediye Başkanı dâhil- aday adayı olmak istediler, nabız yokladılar, oy alamayacaklarını gördüklerinde Türkiye lehine çekildiler. Tek aday olarak, bakın tek aday olarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Kadir Topbaş Başkanlığa aday seçildi. 2010 yılında cılız alkışlarla oturarak seçilen Kadir Topbaş, bu seçimlerde ayakta alkışlanarak oy birliğiyle yeniden Genel Başkan seçildi. Türkiye'nin yerel yönetimlerde aldığı mesafenin nereye geldiğinin göstergesi değil de nedir, bunu görmek lazım. Arkasından Başbakan…

MUHARREM İNCE (Yalova) – Peki, Başbakan Belediye Başkanı iken seçilebildi mi o göreve?

NUSRET BAYRAKTAR (Devamla) – Tabii, Türkiye'nin genel hâlidir, Başbakanımızın çizdiği ufuktur, Başbakanımızın yerel yönetimlerle ilgili gösterdiği ufkun göstergesi İstanbul’dur.

Ve İstanbul’un bir başka büyüklüğü oldu, Türkiye'nin büyüklüğü…

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Trafikte bekleme süresi olarak 1’inci oldu, onun için seçildi. Onun için mi seçildi, bekleme süresinde 1’inci olduğu için?

NUSRET BAYRAKTAR (Devamla) – Bakın, dikkat edin, ayakta alkışlamanın dışında, bir başka şey: 2016 yılında bu Genel Kurulun dünyanın bir başka kentinde olması lazım.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – İstanbul yirmi beş senedir yağmalanıyor Sayın Milletvekili! Dünyanın en büyük rant şehri oldu orası!

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Bekleme süresinde 1’inci olduğu için seçildi.

NUSRET BAYRAKTAR (Devamla) – İki aday çıktı; biri İstanbul, bakın diğeri de Bogota yani…

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – AKP il binasına para götürmeden kimse inşaat yapamıyor.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – 1’inci oldu, hep 1’incilikler size ait.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Adalet ve Kalkınma Partisi il teşkilatına para götürmeden kimse inşaat yapamıyor İstanbul’da.

NUSRET BAYRAKTAR (Devamla) – Müsaade edin.

Bogota Başkanlığa ısrar etti -Güney Amerika ülkelerinden bir şehir- İstanbul Büyükşehir ile Bogota kendilerini tanıttılar onar dakika. İstanbul’un açık farkla önde olup seçimi kazanma imkânı varken İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı şöyle deyince “Türkiye’ye bu yakışır ki İstanbul yüzlerce, binlerce kongrelere ev sahipliği yapıyor. Bogota’nın da gelişmesini sağlamak, onların da önünü açmak, güçlü iken güçsüzlere yardımcı olmak ve onlara ilgi göstermek adına İstanbul’u adaylıktan çekiyorum, Bogota’nın 2016 yılında toplantı yapmasını onaylıyorum.” salon ayağa kalktı, gözyaşlarıyla hüngür hüngür ağlayarak Türkiye’yi alkışladılar, Türkiye'nin büyüklüğünü alkışladılar.

Bütün bunların yerel yönetimlerle ilgili attığımız adımların önemli göstergesi olduğunu ben burada sizlerle paylaşmanın bir görev olduğunu düşünerek Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisine olumsuz baktığımızı belirtir, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Buyurun Sayın Özcan.

TANJU ÖZCAN (Bolu) – Başkanım, az önce konuşan hatip benim sözlerimi saptırdı. 5393 sayılı Yasa’nın 11’inci maddesine göre mahalle yapılan köylerden bahsettim. Bütünşehir yasasından bahsederek benim Genel Kurulu yanılttığımı söylemek suretiyle sataşmada bulundu, müsaade ederseniz...

NUSRET BAYRAKTAR (Rize) – Zabıtlar orada, ben sadece aslını okudum.

BAŞKAN – İki dakika söz veriyorum.

Sataşma olup olmadığını da bilmiyorum doğrusu.

NUSRET BAYRAKTAR (Rize) – Aslında zabıtlara bakarsanız sataşma yok.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Özcan.

 

 

 

IV.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR

1.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, Rize Milletvekili Nusret Bayraktar’ın CHP grup önerisi üzerinde yaptığı konuşması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

 

TANJU ÖZCAN (Bolu) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Şimdi, sayın milletvekilleri, bizim verdiğimiz araştırma önergesinde 5393 sayılı Yasa’nın 11’inci maddesi çerçevesinde köyden mahalleye dönen yerleşim birimleriyle ilgili sorunların araştırılması amaçlanmaktaydı. Ancak, burada AKP Grubunu temsilen konuşan sayın hatip bizim araştırma önergemizin neyi ihtiva edip etmediğini, neden bahsettiğini bile anlamadan buraya konuşmaya çıkmış, üzülerek söylüyorum.

NUSRET BAYRAKTAR (Rize) – Sataşmadan ben de söz istiyorum.

TANJU ÖZCAN (Devamla) – Arkadaşlar, Bütünşehir Yasası ile getirilen düzenlemeyle, köylerin mahalleye dönüştürülmesi süreciyle 5393 sayılı Yasa’nın 11’inci maddesine göre yapılan düzenleme birbirinden çok farklı, gece ile gündüz gibi. Bir tanesinin uygulaması var, bir tanesinin uygulaması henüz yok, en büyük fark bu Sayın Milletvekili.

NUSRET BAYRAKTAR (Rize) – Ben maddeyi okudum.

TANJU ÖZCAN (Devamla) – Bakın, ben size somut olarak anlattım. Kütahya’da bu örnekler var, Bolu’da bu örnekler var, Afyon’da bu örnekler var ve bu köylerin karşılaştığı sorunlar var. Siz az önce dediniz ki burada “Efendim, biz onları mahalle yapalım.” Ee? “Sonra memnun kalmazlarsa oy vermezler.” Daha önce benzer bir usulle, farklı sebeplerle bile olsa mahalle yapılan köyler var, bunların hiçbir hizmet almadığı ortada. Hani, az önce okudunuz ya gerekçesinde “…genel imar durumu veya altyapı hizmetlerinin zorunlu kılması…” Bakın, mahalle yapılan bu köylerin hiçbirinde ilgili belediyenin herhangi bir altyapı çalışması yapmadığını, imar planlarında herhangi bir düzenleme yapmadığını biliyor musunuz bu konuşmayı yapmadan önce? Bunu araştırarak mı geldiniz?

NUSRET BAYRAKTAR (Rize) – Ben herhâlde biliyorum tabii.

TANJU ÖZCAN (Devamla) – Rica ediyorum.

Biz samimiyetle dedik ki yüz binlerce insan bundan etkileniyor, mağdur oluyor bu insanlar. Bu uygulamayı görelim, belki o uygulamayı gördükten sonra şu bütünşehir uygulamasından vazgeçersiniz.

Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

NUSRET BAYRAKTAR (Rize) – Sayın Başkan…

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Bir saniye…

Buyurun Sayın Bayraktar.

NUSRET BAYRAKTAR (Rize) – Sayın Başkan, “Olayı anlamamıştır, okumamıştır.” diyerek bana sataşmada bulundu.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bayraktar, iki dakika da sataşma nedeniyle size söz veriyorum.

 

2.- Rize Milletvekili Nusret Bayraktar’ın, Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın sataşma nedeniyle yaptığı konuşması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

 

NUSRET BAYRAKTAR (Rize) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; aslında çok güzel okudum, “Detayının tümünün anlatılması on dakikada mümkün değil ama öncelikle bu kadar köyün elbette bazılarında hizmet eksikliği olabilir.” dedim, onlar ayrıca tartışılır. “Her köye, her mahalleye yol gitti, imar yapıldı, altyapı yapıldı, köyler memnun.” demedim. Olabilir çünkü ne dedim ben size? “Burada tespit edilen rakamlara göre 16 bin küsur mahalle var. Bir tanesi, iki tanesi, üç tanesi, beş tanesi, on tanesi eksik olabilir ama yüzde 95’i memnun olabilir, değillerse üç ay sonra, beş ay sonra seçim var.” dedim. Sadece, mahalleye dönüştürülen köylerle ilgili konu da şöyle söylendi: “İçişleri Bakanlığının onayıyla.” dendi. İçişleri Bakanlığının teklifi, Danıştayın olumlu görüşü, müşterek kararnamenin imzasıyla… “Önce, bu köylerin mahalleye nasıl dönüştürüldüğünün yanlış anlatılmaması gerektiğini, dönüştürüldükten sonra bir ilçe belediyesi, il belediyesi ona hizmet etmediyse onun hizmet etmemesiyle ilgili kanuni yükümlülükler yasal açıdan takip edilir, artı, vatandaş da demokratik yöntemlerle sandıkta onları takip eder.” dedim. Yanlış anlaşılmasın, biz bunları biliyoruz, İstanbul’un bütün köylerini, orman köylerini, Kocaeli’nin de büyük bir bölümünü…

TANJU ÖZCAN (Bolu) – Biz de mahalleleri biliyoruz.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Hepsini, hepsini, bir bölümünü değil.

NUSRET BAYRAKTAR (Devamla) – …Türkiye’nin genelini de yerel yönetimlerde çalıştığım için biliyorum. Dört dörtlük olması için bu eksikliklerin giderilmesine çalışılması lazım, birden her şey hallolmaz. Ama bu yasaları bu şekilde getirip de bunları takip etmezsek o köylülerin, mahalleye dönüşenler dâhil olmak üzere, memnun olacağı hizmeti alabilme imkânı yoktur. İyi hizmet alabilmenin yolunun böyle, yerel açıdan birlik ve beraberlik içerisinde, bütün kaynakların, bütün imkânların, kadrosuyla, imkânıyla, parasıyla, personeliyle güçlü çalışan, doğru çalışan, düzenli çalışan, ehliyetli, liyakatli başkanlarla mümkün olacağını iddia ettik.

Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

 

VIII.- ÖNERİLER (Devam)

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)

1.- CHP Grubunun, Bolu Milletvekili Tanju Özcan ve 20 milletvekilinin Belediye Kanunu’nun 11’inci maddesi kapsamında belediyelere dâhil edilen köylerin sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla 4/7/2012 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına vermiş olduğu Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 8 Ekim 2013 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)

 

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Buyurun Sayın Tanal.

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Özür dilerim, ben bir İstanbul Milletvekiliyim. Sayın hatip biraz önce dedi ki… İstanbul’la ilgili hususları anlatırken gerçekleri anlatmadı çünkü İstanbul’un otopark sorunu var, vatandaş otopark bulamıyor. İzin verirseniz…

BAŞKAN – Sayın Tanal, grup önerisi görüşüyoruz, lütfen.

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Anladım ama İstanbul’la ilgili gerçekleri anlatmadı. İzin verilirse iki dakika içerisinde…

BAŞKAN – Tüzük’te belli, çok net bir şekilde “İki lehte, iki aleyhte söz verilir…” Ve sözler tamamlandı.

NUSRET BAYRAKTAR (Rize) – İstanbul’u başka gündemde anlatırız.

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Yani imar sorunu var, otopark sorunu var, çevre sorunu var, okul sorunu var İstanbul’un.

BAŞKAN – Hayır, lütfen, söz veremiyorum.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Mahmut Bey, İstanbul’un tek sorunu var: Avanta sorunu, başka sorunu yok İstanbul’un.

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Yani sadece avanta sorununu halletmişler kendileri.

BAŞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisini oylarınıza sunuyorum…

TANJU ÖZCAN (Bolu) – Karar yeter sayısı Başkanım.

BAŞKAN – Arayacağım.

Kabul edenler… Kabul etmeyenler…

Kâtip üyeler arasında anlaşmazlık olduğu için elektronik cihazla oylama yapacağız.

İki dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, karar yeter sayısı yoktur.

Birleşime on dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 16.34

 

İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 16.48

BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER: Fehmi KÜPÇÜ (Bolu), Muharrem IŞIK (Erzincan)

----- 0 -----

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 4’üncü Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

Cumhuriyet Halk Partisi Grubu önerisinin oylamasında karar yeter sayısı bulunamamıştı. Şimdi öneriyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.

Kabul edenler…  Kabul etmeyenler…  Kabul edilmemiştir ve karar yeter sayısı vardır.

Danışma Kurulunun bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.

 

B) Danışma Kurulu Önerileri

1.- Danışma Kurulunun, Genel Kurulun çalışma saatlerinin yeniden düzenlenmesine; gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmında bulunan 491, 322, 383, 488, 422 ve 187 sıra sayılı kanun tasarılarının bu kısmın 4, 5, 6, 7, 8 ve 9’uncu sıralarına alınmasına ve diğer işlerin sırasının buna göre teselsül ettirilmesine ilişkin önerisi

 

Danışma Kurulu Önerisi

Tarih: 8/10/2013

Danışma Kurulunun 8/10/2013 Salı günü (bugün) yaptığı toplantıda, aşağıdaki önerinin Genel Kurulun onayına sunulması uygun görülmüştür.

                                                                                                                                     Cemil Çiçek

                                                                                                                         Türkiye Büyük Millet Meclisi

                                                                                                                                        Başkanı

                 Mustafa Elitaş                                    Muharrem İnce                                      Oktay Vural

         Adalet ve Kalkınma Partisi                     Cumhuriyet Halk Partisi                      Milliyetçi Hareket Partisi

             Grubu Başkan Vekili                           Grubu Başkan Vekili                           Grubu Başkan Vekili

İdris Baluken

Barış ve Demokrasi Partisi

Grubu Başkan Vekili

Öneri:

Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmında bulunan 491, 322, 383, 488, 422 ve 187 sıra sayılı kanun tasarılarının bu kısmın 4, 5, 6, 7, 8 ve 9’uncu sıralarına alınması ve diğer işlerin sırasının buna göre teselsül ettirilmesi,

Genel Kurulun;

8/10/2013 Salı günü (bugün) saat 23.00'e kadar,

9/10/2013 Çarşamba günkü birleşimde 126 sıra sayılı Kanun Tasarısı’na kadar olan işlerin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar,

10/10/2013 Perşembe günkü birleşiminde, 420 sıra sayılı Kanun Tasarısı’na kadar olan işlerin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar,

Önerilmiştir.

 

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Evet…

KAMER GENÇ (Tunceli) – Söz istiyorum, Danışma Kurulu önerisi üzerine söz istiyorum efendim.

BAŞKAN – Lehte, aleyhte?

KAMER GENÇ (Tunceli) – Aleyhte efendim.

BAŞKAN – Evet, Danışma Kurulu önerisi aleyhinde söz isteyen Kamer Genç, Tunceli Milletvekili.

Buyurun.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Çok teşekkür ederim.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; yeni yasama yılının hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. İnşallah yeni yasama yılının da ülkemize, milletimize…

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Sayın Tanal, lehte, aleyhte?

Özür dilerim, yeniden başlatacağım Sayın Genç, bir saniye.

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Aleyhte efendim.

BAŞKAN – Evet, yeniden başlatıyorum.

Buyurun.

KAMER GENÇ (Tunceli) – İnşallah yeni yasama yılında ülkemize, milletimize çok hayırlı işler yapacağız. Evvela bu Meclisteki bu baskıyı kaldıracağız, milletvekillerinin burada özgürce konuşmasını sağlayacağız ve iktidar partisi burada her kürsüye çıktığımızda bize saldırıda bulunmaz ve hakaret etmez.

Şimdi, değerli milletvekilleri, yeni bir yasama yılına geçiyoruz. Bu yasama yılında ülkemizde çok ciddi sıkıntılar var. Bakın, Meclis Başkanı burada Meclisi açarken dedi ki: “Efendim, milletvekilleri temiz dille konuşsun.” Tamam, konuşsun da kendisinin Genel Başkanı ne diyor: “Bu CHP milletvekilleri maşadır.” “Bu CHP zihniyeti pisliktir.” diyor. “Bu CHP Genel Başkanının kendisi zencidir, beyaza geçmek için her türlü çirkinlikleri yapıyor.” diyor.

Şimdi, bu lafları söyleyen bir partinin Genel Başkanı bunları söyledikten sonra, -sonra bizlere, söylenen laflar da ortada- bu laflar söylendikten sonra burada Meclis Başkanlığı makamında oturan zatın çıkıp da “Ya milletvekilleri, siz çok seviyeli konuşun, çok temiz dille konuşun…” Denilebilir mi bunlar arkadaşlar? Daha neler var.

Şimdi, arkadaşlar, Türkiye’de rejim ciddi bir sıkıntı içinde. Şimdi, AKP Hükûmeti bir şeye karar vermek zorundadır. Siz Türkiye Cumhuriyeti devletinin getirdiği laik cumhuriyet ilkeleriyle mi devleti yöneteceksiniz, yoksa din esaslarına göre mi devleti yöneteceksiniz? Buna bir karar verelim, açık olalım. Sizin zamanınızda, maalesef, her getirdiğiniz icraatla laik Türkiye Cumhuriyeti devletinin temeline dinamit konulmaktadır, cumhuriyet yok edilmektedir, cumhuriyet ilkeleri yok edilmektedir. Bunun yerine dinî esaslara dayalı bir devlet sistemi getirilmektedir. Bu artık her yerde açık.

Şimdi, arkadaşlar, burası hukuk devletiyse, Türkiye Cumhuriyeti eğer hukuk devletiyse hukukun burada geçerli olması lazım, Anayasa’nın geçerli olması lazım, Anayasa Mahkemesi kararlarının geçerli olması lazım.

Şimdi, kamuda türban serbestliğini getirmek ne demektir? Tamamen Anayasa’daki laiklik ilkesini kaldırmak demektir. Ne diyor? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

Arkadaşlar, din özgürlüğünün sınırları Anayasa’mızın 24’üncü maddesinde belirtilmiş. 24’üncü maddesinde din özgürlüğünü getiriyor, inanç özgürlüğünü getiriyor ama orada, hiçbir kimse ve kuruluş devletin ekonomik, sosyal, siyasi yapılarını din ve dince kutsal sayılan ilkelere dayandıramaz diyor.

Şimdi, birtakım insanlarımız elbette inançlarını yaşayabilirler, biz ona saygı duyuyoruz ama inancın yaşandığı yer özel hayattır, kamuda olamaz bu. Anayasa Mahkemesinin bu konuda kararı vardır, Anayasa’mızın 24’üncü maddesi vardır. Siz 24’üncü maddeyi kaldırmadıktan sonra Türkiye’de         kamuda türbanı serbest edemezsiniz.

Yargıyı kendi inhisarınız altına aldınız. Türkiye’de yargı yok, bugün laik Türkiye Cumhuriyeti devletini koruyan bir yargı yok artık. Zaten yargı olsa… Bu Cumhuriyet Başsavcılığı makamında oturan kişi niye o görevi yapıyor, hani, hangi cumhuriyetin hangi başsavcılık görevini yapıyor? Bu devletin temellerine dinamit konulurken, devlet yok edilirken, laik cumhuriyet ortadan giderken, devlet parçalanırken nerede bu hukuk kurumları? Görüyorsunuz ki herkes kanı donmuş gibi, âdeta herkesin içine bir korku sinmiş gibi bir hâletiruhiye içinde yaşıyorlar.

Şimdi, bunun nasıl demokrasiyle ilgisi var arkadaşlar? Bakın, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kuruluş felsefesi belli, ortada. Şimdi, birtakım insanlar… Bugün bir İran Cumhurbaşkanının karısını siz hiç sahnelerde gördünüz mü? Tamam, başörtüsünü takıyor veya çarşaf da giyiyor; inancını kendi özel hayatında yaşayabilir ama -Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti- Türkiye Büyük Millet Meclisine siz şeriat bayrağıyla gelip oturamazsınız. Bu, tamamen, Atatürk’ün kurduğu laik Türkiye Cumhuriyeti devletine ve kurumlarına meydan okumaktır; bunun başka şekilde anlamı yoktur.

Ayrıca, Andımız’ı kaldırıyorsunuz. Sayın milletvekilleri, her neslin her ülkenin çocuklarının, minik minik çocuklarının hayata başlarken bir millî şuuru bunların ruhunda yaratmak lazım, vatan ve millet sevgisini onlara aşılamak lazım. Şuursuz, millî duyguları olmayan, vatan ve millet sevgisi olmayan bir çocuk yetiştiremezsiniz ki. Dünyanın her tarafında bu var.

Efendim, şimdi bakın, bu devleti kuran Atatürk ne demiş? “Türkiye Cumhuriyeti devletini kuran ahaliye Türk milleti denir.” Orada “Ne mutlu Türk'üm diyene!” cümlesi içinde “Türk” kelimesi bir sentezdir. Bu sentezin içinde Kürt’ü vardır, Laz’ı vardır, Çerkez’i vardır, Arnavut’u vardır. Dolayısıyla “Ne mutlu Türk'üm!” denildiği zaman ne mutlu Kürt’üm de anlaşılır, Laz da anlaşılır, Çerkez de anlaşılır. Dolayısıyla arkadaşlar, bu gerçekleri kavrayalım. Bu ülkenin birlik ve bütünlüğünü sağlayabilmemizin kuralları vardır. Dünyada bunun örnekleri vardır ama birtakım emperyalist güçler Türkiye’yi bölmeye çalışıyorlar. Niye bölmeye çalışıyorlar? Efendim, bu memleketi bölmek için… Zaten birdenbire bölmezler ki, önce onun altyapısını hazırlayacaklar; işte çift dilli sisteme gidecekler, onun millî duygularını yok edecekler, o devleti ayakta tutan millî değerleri yok edecekler. Bu devleti ayakta tutan bu  devletin  kurucusu Atatürk’ün getirdiği ilkelerdir. Dolayısıyla bu ilkeleri ortadan kaldırdığınız zaman millet bir boşluğa düşer arkadaşlar.

Yine, cemevleri meselesine gelince: Birileri çıkıyor, konuşuyor. Arkadaşlar, Alevi vatandaşın dediği şu: İmar Kanunu’nda ibadet yerleri tarif edilmiştir. Tarif edilen, işte, kilise, cami, havra, sinagog gibi bu kelimelerin içine bir tane cemevi koyacaksınız. Bundan yani birilerinin gocunmasına gerek yok, eğer hakikaten şey edecekseniz.

Ayrıca da devlette çok keyfî yönetimler var arkadaşlar, çok ayrımcı, özellikle inanca dayalı bir ayrım var.

Bugün, ben, bazı şeyleri dile getirmek de yani kelimeleri ağzıma almak da istemiyorum ama bazı gerçekleri de söylemek lazım. AKP iktidarı zamanında bir tek Alevi vatandaş işe alınmamıştır; kaymakamlığa alınmamıştır, doktorluğa alınmamıştır, hâkimliğe alınmamıştır. Bunlar özellikle yapılan şeyler. Ondan sonra çıkıp da “Bizim Alevi kardeşler…” Yahu, biz, Alevi-Sünni ayrımı yapmayalım. Genel Başkanımız “Ben, ne ırk bazında ne mezhep bazında siyaset yaparım.” diyor. Çünkü biz insanız, bizim için değerli olan, önemli olan insandır. İnsan, bizim için temel ögedir. Dolayısıyla insan esas olduktan sonra onun mezhebi, ırkı, dili, dini beni ilgilendirmez. Biz, ancak insan bazında birbirimizi severek ülkenin birlik ve bütünlüğünü savunabiliriz, aksi takdirde bu memleketi parçalamaya götürüyoruz.

Şimdi, bugün, arkadaşlar bakın, devlette denetim yok. Sayıştay hiçbir şey denetlemiyor, Sayıştaya hesap verilmiyor. Şimdi bunları zaten zaman zaman buraya getiriyoruz. Bunun günahı AKP’li milletvekillerinin boynunadır. Bu memleketin parasını bugün har vurup harman savuran insanlar, eğer bunun hesabını siz vermezseniz bunun elbette ki şeyini verirsiniz.

Bakın, İstanbul Belediye Başkanı hakkında 2005 ile 2009 yılları arasında 100 küsur davada, bu yol ve kavşak ihalelerinde büyük yolsuzluk yaptığına dair tahkikat İçişleri Bakanı izin vermediği hâlde Danıştaya gitmiş, Danıştay “Soruşturma açılması gerekir.” diye karar vermiş. 2010 yılında hâlâ savcı soruşturmayı açmıyor ve soruşturmayı açmamak için de çeşitli bahanelere gidiyor  ve ne yapıyor? “Efendim, hele burada bir bilirkişiye havale edelim.” diyor. Yani bugün savcılar görevini yapmıyor, Anayasa Mahkemesi görevini yapmıyor, Yargıtay Başsavcısı görevini yapmıyor. Şimdi, Mecliste de muhalefet partisi burada geliyoruz, söylediklerimiz de maalesef bir kulaktan giriyor, bir kulaktan çıkıyor.

Bizim, arkadaşlar, bir noktada birleşmemiz lazım. Bizim hepimizin menfaati Türkiye Cumhuriyeti devletinin bütünlüğündedir, bu memlekete dürüst yönetim gelmesindedir. Eğer bu memleket dürüst yönetilmezse, eğer hukuk olmazsa, eğer adalet olmazsa bu memleketi, bu milleti birlikte tutamayız. Zaten bulunduğumuz coğrafyada birçok yabancı güçlerin, emperyalist güçlerin gözleri var, o hâlde bunların karşısında birlikte hareket etmemiz lazım. Kimsenin kimseyi aşağılamasına ve dışlamasına gerek yok. Getirdiğiniz demokrasi tedbirleri demokrasi değil, ülkeyi bölmek içindir.

Efendim, ikinci dil yapamazsınız. Türkiye’de yalnız Kürtçe, öteki dil yok, Zazacası var, Dersimcesi var, Arnavutçası var, Lazcası var. Yani bir ırka ayrı bir dil getiriyorsunuz; e, peki ötekiler insan değil mi? Onların da ırkı yok mu? Onların da dilinin değeri yok mu? Bunları düşünmeniz lazım. Dolayısıyla, “Güçlü kimse, ben bunu hallederim, gerisine karışmam.” demek bence bu milleti parçalamak demektir.

Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Evet, teşekkür ediyorum.

Danışma Kurulu önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

İç Tüzük’ün 37’nci maddesine göre verilmiş bir doğrudan gündeme alınma önergesi vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.

 

VII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)

D) Önergeler

1.- İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak’ın, (2/41) esas numaralı 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 40. Maddesinde Değişiklik Yapan 5511 Sayılı Kanun Teklifi’nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/120)

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

05.08.2011 tarihinde CHP Grup Başkanlığının 29 numaralı yazısı ile verdiğim "fiilî hizmet süresi zammı uygulamasından ceza infaz kurumları çalışanlarının da yararlanmalarının sağlanmasına ilişkin kanun teklifi" 2/41 esas sayısı ile bugüne kadar komisyonlar ve Genel Kurulda ele alınmamıştır. Meclis İçtüzüğünün 37’nci maddesi uyarınca kanunun Meclis Genel Kuruluna getirilmesini bilgilerinize arz ederim.

                                                                                 Erdoğan Toprak

                                                                                       İstanbul

BAŞKAN – Teklif sahibi olarak Erdoğan Toprak, İstanbul Milletvekili.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Haydar Akar…

BAŞKAN - Olmaz Sayın Akar, kendisi olması lazım Sayın Toprak’ın.

MUHARREM İNCE (Yalova) - Sayın Başkanım, hata benim, aktarmam gerekiyordu.

BAŞKAN - Bir milletvekili adına Veli Ağbaba, Malatya Milletvekili.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Dilekçe verdim Kanunlara…

BAŞKAN - Sayın Ağbaba, buyurun.

MUHARREM İNCE (Yalova) - Dilekçe var Başkanım orada.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Dilekçe var Kanunlarda.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Var, bir milletvekili olarak konuşabilir de.

BAŞKAN - Sayın Akar, katılma dilekçeniz var mı ona bakıyoruz.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Evet, var.

BAŞKAN – Sayın Akar, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; usule uygun yaptık, dilekçemizi verdik ama herhâlde bürokrat arkadaşlar atlamış, neyse şimdi düzelttik.

Şimdi, İç Tüzük’ün bize vermiş olduğu yetkiyle, bundan iki yıl önce, esas komisyon Plan ve Bütçe Komisyonuna, tali komisyon Adalet Komisyonuna vermiş olduğumuz bir kanun teklifiyle ceza infaz kurumlarındaki personelin durumlarının iyileştirilmesi konusunda bir teklifimiz oldu. Tabii, bu sadece ceza infaz kurumlarındaki personelin durumunun iyileştirilmesi değil, Türkiye’deki birçok meslek grubunun aynı problemleri yaşadığını hep birlikte biliyoruz. Bunların durumlarının iyileştirilmesi için defalarca kanun teklifi vermiş olmamıza rağmen komisyon gündeme almamakta ısrar ediyor, gündeme almamakta ısrar ettiği gibi de bir türlü bu problemler halledilmiyor.

Yine, bu örnekte görüldüğü gibi iki yıl önce vermişiz, hemen arkasından 2012’nin yine yedinci ayında ve 2012’nin on ikinci ayında başka arkadaşlarımızla, örneğin Cezaevi Komisyonunda bulunan arkadaşlarımızla ceza infaz kurumlarındaki personelinin özlük haklarının iyileştirilmesiyle ilgili, yine Avukat Uğur Bayraktutan arkadaşımız da bu konuda kanun tekliflerini vermiş ama bunların hiçbiri görüşülmediği için İç Tüzük’ün bize vermiş olduğu yetkiyle de biz bunu Genel Kurulun gündemine taşıdık.

Bu kanun teklifinin ortak özellikleri ceza infaz kurumları personelinin özlük haklarının iyileştirilmesi. Yani kamuoyunda “gardiyanlar” diye tanıdığımız ama kendilerine bu ismi yakıştırmayan arkadaşlarımız… Bir kanunla bu isim düzeltilmiş ama yine de “gardiyan” diye anılan bu arkadaşlarımızın haklarından bahsetmek istiyoruz. Özellikle bütün meslek gruplarındaki bu sıkıntının giderilmesi için bir adım atılması gerektiğini de düşünüyoruz.

Bu kanun teklifiyle 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 40’ıncı maddesinde değişiklik yapmayı öneriyoruz. Nedir bu 40’ıncı maddesi? Fiilî hizmet zammı uygulamasında bu arkadaşlarımız kapsam dışı bırakılmışlar yani bu arkadaşlarımız aslında Sosyal Güvenlik Kurumunun tanımında genel idari personel kapsamına sokulmuş ama sendikalaşma istediklerinde de bu arkadaşlarımız güvenlikten sorumlu arkadaşlarımız olduğu için sendika kurmalarına izin verilmemiş. Böyle olunca da bu arkadaşlarımız fiilî hizmet uygulamasında kapsam dışı bırakılmışlar.

Şimdi, biz, bu kanun teklifiyle, bu arkadaşlarımızın bu yıpranma zammından faydalanmasını, fiilî hizmet zammından faydalanmasını talep ediyoruz. Tabii, bu arkadaşlarımızın çalışma şartlarına bakmak lazım arkadaşlar. Bakın, hemen Kurban Bayramı geliyor çok yakında. Bu vesileyle tüm Türkiye'nin ve İslam âleminin Kurban Bayramı’nı kutlayayım ama siz Kurban Bayramı’nın birinci günü kurbanlarınızı keserken, bizler ailelerimizin, büyüklerimizin ellerini öperken, yine bayramda eşimize, dostumuza ziyarete giderken, bu ceza infaz kurumlarında çalışan arkadaşlarımız görevleri başında olacaklar Kurban Bayramı’nda.

Yine, diğer bayramlarda da aynı şekilde bu arkadaşlarımız, açık görüş yapılması nedeniyle -Bu, iyi bir şey mi? İyi bir şey açık görüş yapılması, mahkûmlar aileleriyle buluşuyorlar, arkadaşlarıyla buluşuyorlar- ceza infaz kurumlarında çalışan arkadaşlarımız ne yapıyor orada? Mesai yapıyorlar. Peki, bu mesailerinin karşılığını alabiliyorlar mı? Tabii ki alamıyorlar. İkinci problemleri de bu arkadaşlarımızın bu.

Yine, işin tanımı ve niteliği nedeniyle bu arkadaşlarımız aslında emniyet ve güvenlik sınıfında olması gerekirken genel idare sınıfında yer almışlar ve bu tanım nedeniyle aslında sendikalı olmaları gerekiyor, sendika kurabilmeleri gerekiyor fakat Sosyal Güvenlik Kurumu da başka bir şey söylüyor, işte, emniyet ve güvenlik sınıfında olduğu için sendika kurmalarına izin vermiyor. Bu, tam bir çelişki, yani bir tarafta birtakım haklardan yararlanmamaları için genel idare sınıfına alıyor, güvenlik kuvvetlerinin haklarından yararlanmamaları için genel idare sınıfına alıyor, diğer taraftan da sendika kurmamaları için bu sefer “Sen güvenlik sınıfındasın.” diyor. 

Cezaevlerindeki mahkûm ve tutuklularımıza baktığımızda, aslında, iki çeşit mahkûm var: Biri mahkeme kararıyla mahkûm olanlar, bir de bu şekilde devletten maaş alarak mahkûm olanlar. Aynı mahkûmlar gibi gün ışığından uzak yaşayan bu arkadaşlarımız aslında çeşitli psikolojik problemler de yaşamaktadırlar, izinlerini kullanamamaktadırlar ve yine birçok problemle karşı karşıya bulunmaktadırlar.

Şimdi, benden sonraki arkadaşım da açıklayacaktır ama cezaevi yapmakla övünen bir iktidar, cezaevi yapmakla övünen bir iktidar adaletin sadece dört duvar arasında olduğunu düşünmekte, bu arkadaşlarımızın problemlerini göz ardı etmektedir. 30 bin kişiyle 120 bin kişiye hizmet etmeye çalışmaktadırlar.

Bir an evvel bu teklifin gündeme alınmasını rica ediyor, bu arkadaşlarımızın haklarının iyileştirilmesini talep ediyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HAYDAR AKAR (Devamla) –  Teşekkür ediyorum, sağ olun. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Bir milletvekili adına söz isteyen Veli Ağbaba, Malatya Milletvekili.

Buyurun.

VELİ AĞBABA (Malatya) – Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, Haydar Bey de söyledi, cezaevlerinde iki tür mahkûm var, iki tür mahpus var. Birisi hukuk yoluyla, bazen haksız da olsa cezaevine giren mahpuslar, sayıları 135 bini buluyor. AKP döneminde, maalesef uyguladıkları yasalar dolayısıyla herkes bir türlü terör suçlusu oluyor. Bir diğeri de, sınavla giriyor, kazanıyor sınavı, gönüllü olarak yatan mahkûmlar. Bunlar da infaz koruma memurları.

Bizler Cumhuriyet Halk Partisi Cezaevi Komisyonu üyeleri olarak yaklaşık 130’a yakın cezaevini ziyaret ettik. Gittiğimiz cezaevlerinde hem bize mektup yazan, görüşmek isteyen, sorunlarını aktarmak isteyen mahkûmların sorunlarını dinledik hem de infaz koruma memurlarının.

Değerli arkadaşlar, infaz koruma memurları belki memurlar içerisinde en şanssız olan memurlar, onlar da mahpus gibi. Cezaevinde mesaiye başladıkları andan itibaren dışarıyla irtibatları kesiliyor. Eşleriyle, çocuklarıyla veya acil bir durumda hiç kimseyle görüşme şansları yok, dışarıyla tamamen ilişkileri kesiliyor. Cezaevindeki bütün olumsuz koşullardan, hepsinden mahpuslar gibi onlar da etkileniyor.

Gezdiğimiz cezaevlerinin tamamına yakınında yemekler problem. 4 TL’ye üç öğün yemek çıkıyor, 4 TL’ye üç öğün yemek. Cezaevindeki bu yemeklerden hem mahpuslar hem de infaz koruma memurları maalesef yeterince beslenemiyor. Tabii, sorun sadece yemek olsa kapatılabilir, ancak sorun sadece bu mu? Hayır. İnfaz koruma memurları, müdürler, müdür yardımcıları, aday memurlar, teknik memurlar, hepsinin sorunları dağ gibi ve çözülmeyi bekliyor. Maalesef on bir yıldan beri AKP Hükûmeti bu konuda adım atabilmiş değil.

Değerli milletvekilleri, infaz koruma memurları diyorlar ki: “Üniforma giyerek görev yapan jandarmanın sahibi var, polisin sahibi var ancak bizim sahibimiz yok. Biz de üniforma giyiyoruz, biz de görev yapıyoruz, bizim de silahımız var ancak bize yıpranma payı yok. Güvenlik hizmeti yaptığımız hâlde genel idare hizmetleri sınıfında yer alıyoruz.” Yirmi dört saat esasına göre çalışıyorlar ama tüm tatillerde, bayramlarda çalıştıkları hâlde fazla mesai alamıyorlar. Fazla mesai almayan tek memur herhâlde infaz koruma memurları. Maalesef infaz koruma memurları yılbaşını göremiyorlar, bayramları göremiyorlar, çalışıyorlar bütün bayramlarda. Bu, değerli arkadaşlar, hem infaz koruma memurları için hem de mahpus aileleri için kötü bir durum. Maalesef onlar bayram dışında ziyaret yapılmadığı için hem infaz koruma memurları bayramda tatil yapamıyor hem de mahpus yakınları bayramda yol gitmek zorunda kalıyorlar.

Değerli milletvekilleri, güvenlik oldukları hâlde, polisin, askerin yıpranma payı var, diğer memurlar gibi silah taşıyorlar, üniforma giyiyorlar ama yıpranma payları yok. Şimdi, mesela muhalefet milletvekillerini ayırmak isterim. Değerli arkadaşlar, bakın, AKP milletvekilleri bile bir şey yapmadıkları hâlde sizin bile yıpranma payınız var ama maalesef infaz koruma memurlarının yıpranma payı yok.

Yine, infaz koruma memurları üniforma giyiyor ama sivil memur olarak değerlendiriliyor. Hele üniformalarını görün arkadaşlar; bir milletvekili olarak ben üniformalarını gördüm utandım. Giydikleri tişörtler yıkandığı anda iki beden küçülüyor, yazın bot giyiyorlar, pantolonları ütü tutmuyor. Yani infaz koruma memurları sanki üvey evlat gibi her anlamda çok kötü koşullarda yaşıyorlar.

Arkadaşlar, infaz koruma memurları silah taşıyorlar görev yaparken, emekli oldukları gün ellerinden silah alınıyor.

Yine, değerli milletvekilleri, cezaevinde çalışan infaz koruma memurları, müdürler, müdür yardımcıları emekli olmak istemiyorlar. Niye emekli olmak istemiyorlar? Diyelim ki müdür 4 bin lira maaş alıyor, emekli olduğu gün 2 bin liraya düşüyor maaş. İnfaz koruma başmemurları 3 bin lira maaş alıyor, emekli oldukları gün 1.900 liraya, 1.800 liraya düşüyor maaşları. Tabii, masraflar aynı, maalesef emekli olamıyorlar ve mezarda emekliliği bekliyor infaz koruma memurları.

İdari kadrolarda çalışan cezaevi müdürleri diğer kurumlarda eş değer kadrolarla aynı ek göstergeden maaş almaları gerektiği hâlde alamıyorlar.

Yine, değerli milletvekilleri, sosyal yaşam sıfır. Birçok cezaevi şehrin dışına yapılmış; bir kısmında lojman var, bir kısmında lojman yok. Lojman olan yerlerde hem çocukları hem aileleri hem de eşleri cezaevinde yaşar gibi yaşıyorlar, dışarıyla hiçbir ilişkileri yok ve maalesef bütün memurlardaki sosyal yaşam bu insanlara çok görülüyor.

İnfaz koruma memurlarıyla ilgili düzenleme yapılması konusunda görüşlerimizi dikkate alacağınıza inanıyor, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…

MUHARREM İNCE (Yalova) - Karar yeter sayısı...

BAŞKAN – Karar yeter sayısı arayacağım.

Karar yeter sayısı yoktur.

Beş dakika ara veriyorum.

                                                                               Kapanma Saati: 17.14

 

ÜÇÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 17.21

BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER: Fehmi KÜPÇÜ (Bolu), Muharrem IŞIK (Erzincan)

----- 0 -----

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 4’üncü Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.

İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak’ın, İç Tüzük’ün 37’nci maddesine göre doğrudan gündeme alınma önergesinin oylamasında karar yeter sayısı bulunamamıştı. Şimdi önergeyi yeniden oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.

Kabul edenler… Kabul etmeyenler…

Kâtip üyeler arasında anlaşmazlık olduğu için elektronik cihazla oylama yapacağız.

Bir dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri karar yeter sayısı vardır. Önerge kabul edilmemiştir.

 

X.- SEÇİMLER

A) Komisyonlara Üye Seçimi

1.- Anayasa; Adalet; Millî Savunma; İçişleri; Dışişleri; Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor; Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm; Çevre; Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler; Tarım, Orman ve Köyişleri; Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji; Dilekçe; Plan ve Bütçe; Kamu İktisadi Teşebbüsleri; İnsan Haklarını İnceleme; Avrupa Birliği Uyum; Kadın Erkek Fırsat Eşitliği komisyonlarına üye seçimi

BAŞKAN – Gündemin seçim kısmına geçiyoruz.

Türkiye Büyük Millet Meclisi komisyonlarına üye seçimi yapacağız. Komisyon üyelikleri için siyasi parti gruplarınca gösterilen adayların listesini İç Tüzük’ün 21’inci maddesine göre ayrı ayrı okutup oylarınıza sunacağım.

Okutuyorum:

                         Anayasa Komisyonu Üyelikleri Aday Listesi

                                              Üye Sayısı (26)

                                  Adalet ve Kalkınma Partisi (16)

Fatoş Gürkan                                                            Adana

Zelkif Kazdal                                                            Ankara

Fatih Şahin                                                              Ankara

Semiha Öyüş                                                            Aydın

İsmail Aydın                                                             Bursa

Canan Candemir Çelik                                              Bursa

İsmet Su                                                                  Bursa

İdris Şahin                                                               Çankırı

Adem Yeşildal                                                          Hatay

Burhan Kuzu                                                            İstanbul

Ali Aşlık                                                                   İzmir

Ebu Bekir Gizligider                                                 Nevşehir

Mustafa Hamarat                                                      Ordu

Hilmi Bilgin                                                              Sivas

Yahya Akman                                                           Şanlıurfa

Fatih Çiftci                                                               Van

 

                                     Cumhuriyet Halk Partisi (6)

 

Uğur Bayraktutan                                                      Artvin

Bedii Süheyl Batum                                                  Eskişehir

Ercan Cengiz                                                           İstanbul

Ali Özgündüz                                                            İstanbul

Rıza Türmen                                                             İzmir

Atilla Kart                                                                Konya

 

                                    Milliyetçi Hareket Partisi (3)

 

S. Nevzat Korkmaz                                                   Isparta

Faruk Bal                                                                 Konya

Mehmet Şandır                                                         Mersin

                                  Barış ve Demokrasi Partisi (1)

Ayla Akat Ata                                                           Batman

BAŞKAN – Okunan listeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

                          Adalet Komisyonu Üyelikleri Aday Listesi

                                             Üye Sayısı (26)

                                  Adalet ve Kalkınma Partisi (16)

İlknur İnceöz                                                            Aksaray

Ahmet İyimaya                                                         Ankara

Yılmaz Tunç                                                             Bartın

Hakan Çavuşoğlu                                                     Bursa

Mustafa Kemal Şerbetçioğlu                                      Bursa

Bilal Uçar                                                                Denizli

Şuay Alpay                                                               Elâzığ

Recep Özel                                                              Isparta

Bülent Turan                                                            İstanbul

Mevlüt Akgün                                                           Karaman

Hakkı Köylü                                                              Kastamonu

Ramazan Can                                                           Kırıkkale

Harun Tüfekci                                                          Konya

Murat Göktürk                                                           Nevşehir

Ali İhsan Yavuz                                                        Sakarya

Yusuf Başer                                                             Yozgat

                                                        

Cumhuriyet Halk Partisi (6)

Tufan Köse                                                              Çorum

Turgut Dibek                                                            Kırklareli

Ali Rıza Öztürk                                                         Mersin

Ömer Süha Aldan                                                     Muğla

Dilek Akagün Yılmaz                                                 Uşak

Ali İhsan Köktürk                                                      Zonguldak

Milliyetçi Hareket Partisi (3)

Oktay Öztürk                                                            İstanbul

Celal Adan                                                               İstanbul

Murat Başesgioğlu                                                    İstanbul

Barış ve Demokrasi Partisi (1)

Bengi Yıldız                                                             Batman

BAŞKAN – Listeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Millî Savunma Komisyonu Üyelikleri Aday Listesi

Üye Sayısı (26)

Adalet ve Kalkınma Partisi (16)

Ruhi Açıkgöz                                                           Aksaray

Zelkif Kazdal                                                            Ankara

Seyit Sertçelik                                                          Ankara

Tülin Erkal Kara                                                       Bursa

Mehmet S. Hamzaoğulları                                         Diyarbakır

Cuma İçten                                                              Diyarbakır

Fevai Arslan                                                             Düzce

İbrahim Korkmaz                                                      Düzce

Ali Şahin                                                                  Gaziantep

Şirin Ünal                                                                İstanbul

Erdal Kalkan                                                            İzmir

Yıldırım M. Ramazanoğlu                                          Kahramanmaraş

Oğuz Kağan Köksal                                                   Kırıkkale

Mustafa Akış                                                            Konya

Alpaslan Kavaklıoğlu                                                Niğde

Halil Özcan                                                              Şanlıurfa

Cumhuriyet Halk Partisi (6)

Ali Demirçalı                                                            Adana

Arif Bulut                                                                 Antalya

Turhan Tayan                                                           Bursa

Mustafa Moroğlu                                                       İzmir

Tolga Çandar                                                           Muğla

Orhan Düzgün                                                          Tokat

 

Milliyetçi Hareket Partisi (3)

Edip Semih Yalçın                                                    Gaziantep

Mesut Dedeoğlu                                                       Kahramanmaraş

Koray Aydın                                                             Trabzon

Barış ve Demokrasi Partisi (1)

Hüsamettin Zenderlioğlu                                           Bitlis

BAŞKAN – Okunan listeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

İçişleri Komisyonu Üyelikleri Aday Listesi

Üye Sayısı (26)

Adalet ve Kalkınma Partisi (16)

Ali Küçükaydın                                                         Adana

Fatma Salman                                                          Ağrı

Cuma İçten                                                              Diyarbakır

Sermin Balık                                                            Elâzığ

Hüseyin Bürge                                                          İstanbul

İlhan İşbilen                                                             İzmir

Muzaffer Aslan                                                         Kırşehir

İlyas Şeker                                                               Kocaeli

Mustafa Akış                                                            Konya

Gülay Samancı                                                         Konya

Ahmet Tevfik Uzun                                                   Mersin

Alpaslan Kavaklıoğlu                                                Niğde

Mehmet Ersoy                                                          Sinop

Ali Turan                                                                  Sivas

Mehmet Altay                                                           Uşak

Özcan Ulupınar                                                        Zonguldak

Cumhuriyet Halk Partisi (6)

Ahmet Toptaş                                                           Afyonkarahisar

Tanju Özcan                                                             Bolu

Ali Serindağ                                                             Gaziantep

Celal Dinçer                                                             İstanbul

Birgül Ayman Güler                                                  İzmir

Mehmet S. Kesimoğlu                                               Kırklareli

Milliyetçi Hareket Partisi (3)

Enver Erdem                                                            Elâzığ

Mehmet Erdoğan                                                      Muğla

Hasan Hüseyin Türkoğlu                                           Osmaniye

Barış ve Demokrasi Partisi (1)

Altan Tan                                                                 Diyarbakır

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Dışişleri Komisyonu Üyelikleri Aday Listesi

Üye Sayısı (26)

Adalet ve Kalkınma Partisi (16)

Ali Rıza Alaboyun                                                     Aksaray

Emrullah İşler                                                          Ankara

Osman Aşkın Bak                                                      İstanbul

Volkan Bozkır                                                           İstanbul

Muhammed Çetin                                                      İstanbul

Ahmet Berat Çonkar                                                  İstanbul

Harun Karaca                                                           İstanbul

İsmail Safi                                                               İstanbul

Rıfat Sait                                                                 İzmir

Abdullah Çalışkan                                                    Kırşehir

İdris Bal                                                                   Kütahya

Gönül Bekin Şahkulubey                                           Mardin

Hasan Karal                                                             Rize

Şaban Dişli                                                              Sakarya

Akif Çağatay Kılıç                                                     Samsun

Burhan Kayatürk                                                       Van

Cumhuriyet Halk Partisi (6)

Mehmet Ali Ediboğlu                                                 Hatay

Refik Eryılmaz                                                          Hatay

Ali Haydar Öner                                                        Isparta

Osman Oktay Ekşi                                                     İstanbul

Osman Taney Korutürk                                              İstanbul

Faik Tunay                                                               İstanbul

Milliyetçi Hareket Partisi (3)

Yıldırım Tuğrul Türkeş                                              Ankara

Tunca Toskay                                                           Antalya

Sinan Oğan                                                              Iğdır

Barış ve Demokrasi Partisi(1)

Erol Dora                                                                 Mardin

BAŞKAN – Listeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

     Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Üyelikleri Aday Listesi

Üye Sayısı (26)

Adalet ve Kalkınma Partisi (16)

Mehmet Naci Bostancı                                              Amasya

Avni Erdemir                                                            Amasya

Orhan Atalay                                                            Ardahan

İsrafil Kışla                                                              Artvin

Osman Çakır                                                            Düzce

İsmet Uçma                                                              İstanbul

Fikri Işık                                                                  Kocaeli

İlhan Yerlikaya                                                         Konya

Selçuk Özdağ                                                           Manisa

Nebi Bozkurt                                                            Mersin

Çiğdem Münevver Ökten                                           Mersin

Muzaffer Çakar                                                        Muş

Suat Önal                                                                 Osmaniye

Ayşenur İslam                                                          Sakarya

Tülay Bakır                                                              Samsun

Temel Coşkun                                                          Yalova

Cumhuriyet Halk Partisi (6)

Metin Lütfi Baydar                                                    Aydın

Namık Havutça                                                         Balıkesir

Recep Gürkan                                                           Edirne

Fatma Nur Serter                                                      İstanbul

Engin Özkoç                                                             Sakarya

Mehmet Volkan Canalioğlu                                        Trabzon

Milliyetçi Hareket Partisi (3)

Zühal Topcu                                                             Ankara

Özcan Yeniçeri                                                         Ankara

Ahmet Duran Bulut                                                   Balıkesir

Barış ve Demokrasi Partisi(1)

Halil Aksoy                                                              Ağrı

BAŞKAN – Listeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Üyelikleri Aday Listesi

Üye Sayısı (26)

Adalet ve Kalkınma Partisi (16)

Tülay Selamoğlu                                                      Ankara

H. Hami Yıldırım                                                       Burdur

Oya Eronat                                                               Diyarbakır

Zülfü Demirbağ                                                        Elâzığ

Muhyettin Aksak                                                       Erzurum

Derya Bakbak                                                           Gaziantep

Hacı Bayram Türkoğlu                                               Hatay

Osman Boyraz                                                          İstanbul

İdris Güllüce                                                            İstanbul

Oktay Saral                                                              İstanbul

Ahmet Kutalmış Türkeş                                             İstanbul

Aydın Şengül                                                            İzmir

Pelin Gündeş Bakır                                                   Kayseri

Yaşar Karayel                                                           Kayseri

İlyas Şeker                                                               Kocaeli

Fatih Han Ünal                                                         Ordu

Cumhuriyet Halk Partisi (6)

Yıldıray Sapan                                                          Antalya

Kemal Ekinci                                                            Bursa

Haluk Eyidoğan                                                        İstanbul

Sakine Öz                                                                Manisa

İdris Yıldız                                                               Ordu

Ahmet İhsan Kalkavan                                              Samsun

Milliyetçi Hareket Partisi (3)

Ali Halaman                                                             Adana

İsmet Büyükataman                                                  Bursa

D. Ali Torlak                                                             İstanbul

Barış ve Demokrasi Partisi(1)

Demir Çelik                                                              Muş

BAŞKAN – Listeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Çevre Komisyonu Üyelikleri Aday Listesi

Üye Sayısı (26)

Adalet ve Kalkınma Partisi (16)

Mehmet Metiner                                                        Adıyaman

Eşref Taş                                                                 Bingöl

Sebahattin Karakelle                                                Erzincan

Gülay Dalyan                                                           İstanbul

Erol Kaya                                                                 İstanbul

Feyzullah Kıyıklık                                                     İstanbul

Ertuğrul Günay                                                         İzmir

Aydın Şengül                                                            İzmir

Osman Kahveci                                                        Karabük

Zeki Aygün                                                               Kocaeli

Hüseyin Cemal Akın                                                 Malatya

Selçuk Özdağ                                                           Manisa

Abdurrahim Akdağ                                                    Mardin

Muzaffer Çakar                                                        Muş

Gülşen Orhan                                                           Van

Temel Coşkun                                                          Yalova

Cumhuriyet Halk Partisi (6)

Sena Kaleli                                                              Bursa

Mustafa Serdar Soydan                                             Çanakkale

Melda Onur                                                              İstanbul

Durdu Özbolat                                                          Kahramanmaraş

Mehmet Hilal Kaplan                                                Kocaeli

Emre Köprülü                                                           Tekirdağ

Milliyetçi Hareket Partisi (3)

Ahmet Kenan Tanrıkulu                                             İzmir

Emin Çınar                                                               Kastamonu

Lütfü Türkkan                                                           Kocaeli

Barış ve Demokrasi Partisi(1)

Erol Dora                                                                 Mardin

BAŞKAN – Listeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Üyelikleri Aday Listesi

Üye Sayısı (26)

Adalet ve Kalkınma Partisi (16)

Necdet Ünüvar                                                         Adana

Salih Fırat                                                                Adıyaman

Muhammed Murtaza Yetiş                                          Adıyaman

Mehmet S. Hamzaoğulları                                         Diyarbakır

Ülker Can                                                                Eskişehir

Türkan Dağoğlu                                                        İstanbul

Mehmet Domaç                                                         İstanbul

Ahmet Haldun Ertürk                                                 İstanbul

Nesrin Ulema                                                           İzmir

Mustafa Gökhan Gülşen                                            Kastamonu

İsmail Tamer                                                            Kayseri

Fuat Karakuş                                                            Kilis

Vural Kavuncu                                                          Kütahya

Muzaffer Yurttaş                                                       Manisa

Mehmet Emin Dindar                                                Şırnak

İsmail Güneş                                                            Uşak

Cumhuriyet Halk Partisi (6)

Süleyman Çelebi                                                      İstanbul

Kadir Gökmen Öğüt                                                   İstanbul

Aytun Çıray                                                              İzmir

Özgür Özel                                                               Manisa

Aytuğ Atıcı                                                               Mersin

Nurettin Demir                                                         Muğla

Milliyetçi Hareket Partisi (3)

Ruhsar Demirel                                                        Eskişehir

Ali Öz                                                                      Mersin

Cemalettin Şimşek                                                   Samsun

Barış ve Demokrasi Partisi(1)

Demir Çelik                                                              Muş

BAŞKAN – Listeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyelikleri Aday Listesi

Üye Sayısı (26)

Adalet ve Kalkınma Partisi (16)

Mehmet Erdoğan                                                      Adıyaman

Hüseyin Samani                                                       Antalya

Mehmet Erdem                                                         Aydın

Tülay Babuşcu                                                          Balıkesir

Bünyamin Özbek                                                       Bayburt

Bedrettin Yıldırım                                                     Bursa

Adnan Yılmaz                                                           Erzurum

Mehmet Sarı                                                             Gaziantep

Adem Tatlı                                                               Giresun

Mehmet Öntürk                                                         Hatay

İbrahim Yiğit                                                            İstanbul

Ali Aşlık                                                                   İzmir

Osman Kahveci                                                        Karabük

Yunus Kılıç                                                               Kars

Durdu Mehmet Kastal                                                Osmaniye

Seyit Eyyüpoğlu                                                       Şanlıurfa

Cumhuriyet Halk Partisi (6)

Ramis Topal                                                             Amasya

Osman Kaptan                                                          Antalya

Ramazan Kerim Özkan                                              Burdur

İlhan Demiröz                                                          Bursa

Selahattin Karaahmetoğlu                                         Giresun

Doğan Şafak                                                            Niğde

Milliyetçi Hareket Partisi (3)

Seyfettin Yılmaz                                                       Adana

Adnan Şefik Çirkin                                                   Hatay

Sadir Durmaz                                                           Yozgat

Barış ve Demokrasi Partisi(1)

Halil Aksoy                                                              Ağrı

BAŞKAN – Listeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Üyelikleri Aday Listesi

Üye Sayısı (26)

Adalet ve Kalkınma Partisi (16)

Ali Ercoşkun                                                             Bolu

Mustafa Öztürk                                                         Bursa

Hüseyin Filiz                                                            Çankırı

Nihat Zeybekci                                                         Denizli

Mehmet Galip Ensarioğlu                                          Diyarbakır

Mehmet Erdoğan                                                      Gaziantep

Halil Mazıcıoğlu                                                       Gaziantep

Orhan Karasayar                                                      Hatay

Osman Boyraz                                                          İstanbul

Ünal Kacır                                                                İstanbul

Metin Külünk                                                            İstanbul

Hüseyin Üzülmez                                                      Konya

Soner Aksoy                                                             Kütahya

Ahmet Erdal Feralan                                                 Nevşehir

Ömer Selvi                                                               Niğde

Özlem Yemişçi                                                         Tekirdağ

Cumhuriyet Halk Partisi (6)

Ümit Özgümüş                                                          Adana

Osman Aydın                                                            Aydın

Kemal Değirmendereli                                              Edirne

Erdal Aksünger                                                         İzmir

Mehmet Ali Susam                                                    İzmir

Hasan Ören                                                              Manisa

Milliyetçi Hareket Partisi (3)

Bahattin Şeker                                                         Bilecik

Emin Haluk Ayhan                                                    Denizli

Alim Işık                                                                  Kütahya

Barış ve Demokrasi Partisi (1)

İbrahim Binici                                                          Şanlıurfa

BAŞKAN – Listeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Dilekçe Komisyonu Üyelikleri Aday Listesi

Üye Sayısı (13)

Adalet ve Kalkınma Partisi (8)

Halil Ürün                                                                Afyonkarahisar

Nurdan Şanlı                                                            Ankara

Ali Aydınlıoğlu                                                         Balıkesir

Mehmet Daniş                                                          Çanakkale

Gürsoy Erol                                                              İstanbul

Enver Yılmaz                                                            İstanbul

Sevde Bayazıt Kaçar                                                 Kahramanmaraş

Zeyid Aslan                                                              Tokat

Cumhuriyet Halk Partisi (3)

Hasan Akgöl                                                             Hatay

Sabahat Akkiray                                                       İstanbul

Milliyetçi Hareket Partisi (1)

Muharrem Varlı                                                        Adana

Barış ve Demokrasi Partisi(1)

Esat Canan                                                              Hakkâri

BAŞKAN – Listeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Plan ve Bütçe Komisyonu Üyelikleri Aday Listesi

Üye Sayısı (40)

Adalet ve Kalkınma Partisi (25)

Mehmet Şükrü Erdinç                                                Adana

Ekrem Çelebi                                                           Ağrı

Sadık Badak                                                             Antalya

Vedat Demiröz                                                         Bitlis

Hüseyin Şahin                                                          Bursa

Cahit Bağcı                                                              Çorum

Mehmet Yüksel                                                         Denizli

Cengiz Yavilioğlu                                                     Erzurum

Salih Koca                                                               Eskişehir

Abdullah Nejat Koçer                                                Gaziantep

Feramuz Üstün                                                         Gümüşhane

Süreyya Sadi Bilgiç                                                  Isparta

Mehmet Muş                                                             İstanbul

İlknur Denizli                                                           İzmir

Lütfi Elvan                                                               Karaman

Ahmet Arslan                                                           Kars

Ahmet Öksüzkaya                                                     Kayseri

Muzaffer Baştopçu                                                    Kocaeli

Mustafa Baloğlu                                                       Konya

Mustafa Şahin                                                          Malatya

Uğur Aydemir                                                           Manisa

Recai Berber                                                            Manisa

Ali Boğa                                                                   Muğla

Abdulkerim Gök                                                        Şanlıurfa

Ertuğrul Soysal                                                        Yozgat

                                     Cumhuriyet Halk Partisi (9)

İzzet Çetin                                                               Ankara

Bülent Kuşoğlu                                                         Ankara

Kazım Kurt                                                               Eskişehir

Ferit Mevlüt Aslanoğlu                                              İstanbul

Aydın Ağan Ayaydın                                                  İstanbul

Müslim Sarı                                                              İstanbul

Musa Çam                                                                İzmir

Rahmi Aşkın Türeli                                                   İzmir

Vahap Seçer                                                            Mersin

                                    Milliyetçi Hareket Partisi (4)

Mehmet Günal                                                          Antalya

Erkan Akçay                                 Manisa

Sümer Oral                                   Manisa

Mustafa Kalaycı                             Konya

                                   Barış ve Demokrasi Partisi(2)

Adil Zozani                                  Hakkari

Hasip Kaplan                                Şırnak

BAŞKAN – Listeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Kamu İktisadi Teşebbüsleri Komisyonu Üyelikleri Aday Listesi

Üye Sayısı (35)

Adalet ve Kalkınma Partisi (21)

Ali Gültekin Kılınç                          Aydın

Mehmet Cemal Öztaylan               Balıkesir

Ziver Özdemir                               Batman

Bünyamin Özbek                           Bayburt

Önder Matlı                                   Bursa

Faruk Septioğlu                             Elazığ

Adnan Yılmaz                               Erzurum

Ülker Can                                   Eskişehir

Mehmet Geldi                               Giresun

Mehmet Öntürk                              Hatay

Gülay Dalyan                               İstanbul

Mehmet Domaç                            İstanbul

Nesrin Ulema                                 İzmir

Mustafa Gökhan Gülşen              Kastamonu

Şenol Gürşan                              Kırklareli

Mehmet Ali Okur                           Kocaeli

Hasan Fehmi Kinay                      Kütahya

Osman Ören                                    Siirt

Mehmet Akyürek                          Şanlıurfa

Aydın Bıyıklıoğlu                          Trabzon

Mustafa Bilici                                  Van

                                     Cumhuriyet Halk Partisi (9)

Turgay Develi                                Adana

Ensar Öğüt                                  Ardahan

Ali Sarıbaş                                 Çanakkale

Mehmet Şeker                            Gaziantep

Mevlüt Dudu                                  Hatay

Aykut Erdoğdu                              İstanbul

Alaattin Yüksel                               İzmir

Haydar Akar                                 Kocaeli

Kamer Genç                                 Tunceli

                                    Milliyetçi Hareket Partisi (3)

Kemalettin Yılmaz                   Afyonkarahisar

Necati Özensoy                              Bursa

Bülent Belen                               Tekirdağ

Barış ve Demokrasi Partisi(2)

Mülkiye Birtane                               Kars

Özdal Üçer                                      Van

BAŞKAN – Listeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyelikleri Aday Listesi

Üye Sayısı (26)

Adalet ve Kalkınma Partisi (16)

Mehmet Metiner                          Adıyaman

Mehmet Kerim Yıldız                       Ağrı

Mehmet Naci Bostancı                  Amasya

Yalçın Akdoğan                             Ankara

Ülker Güzel                                  Ankara

Oya Eronat                                 Diyarbakır

Hamza Dağ                                    İzmir

Sıtkı Güvenç                          Kahramanmaraş

Nevzat Pakdil                         Kahramanmaraş

Ahmet Salih Dal                              Kilis

Kerim Özkul                                  Konya

Ayşe Türkmenoğlu                         Konya

Abdurrahim Akdağ                         Mardin

İhsan Şener                                    Ordu

Ayhan Sefer Üstün                       Sakarya

Cemal Yılmaz Demir                     Samsun

                                     Cumhuriyet Halk Partisi (6)

Sinan Aydın Aygün                        Ankara

Levent Gök                                   Ankara

İlhan Cihaner                               Denizli

Mahmut Tanal                              İstanbul

Veli Ağbaba                                 Malatya

Hüseyin Aygün                             Tunceli

                                    Milliyetçi Hareket Partisi (3)

Mustafa Erdem                              Ankara

Atila Kaya                                    İstanbul

Reşat Doğru                                   Tokat

Barış ve Demokrasi Partisi(1)

Murat Bozlak                                 Adana

 

BAŞKAN – Listeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Avrupa Birliği Uyum Komisyonu Üyelikleri Aday Listesi

Üye Sayısı (25)

Adalet ve Kalkınma Partisi (15)

Nazmi Haluk Özdalga                    Ankara

Ali Şahin                                    Gaziantep

Halide İncekara                            İstanbul

Sevim Savaşer                             İstanbul

Mehmet Sayım Tekelioğlu               İzmir

Yıldırım Mehmet Ramazanoğlu   Kahramanmaraş

Pelin Gündeş Bakır                       Kayseri

Cem Zorlu                                     Konya

Çiğdem Münevver Ökten                Mersin

Faruk Işık                                       Muş

Ebubekir Gizligider                      Nevşehir

Afif Demirkıran                               Siirt

Nursuna Memecan                                                                Sivas

Şükrü Ayalan                                                                       Tokat

Ercan Candan                                                                      Zonguldak

Cumhuriyet Halk Partisi (6)

Aylin Nazlıaka                                                                     Ankara

Aykan Erdemir                                                                     Bursa

Ayşe Eser Danışoğlu                                                            İstanbul

Umut Oran                                                                           İstanbul

Şafak Pavey                                                                        İstanbul

Oğuz Oyan                                                                           İzmir

Milliyetçi Hareket Partisi (3)

Zühal Topcu                                                                         Ankara

Ahmet Kenan Tanrıkulu                                                        İzmir

Lütfü Türkkan                                                                      Kocaeli

Barış ve Demokrasi Partisi (1)

Nazmi Gür                                                                           Van

BAŞKAN – Listeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Üyelikleri Aday Listesi

Üye Sayısı (26)

Adalet ve Kalkınma Partisi (16)

Fatoş Gürkan                                                                       Adana

Mehmet Kerim Yıldız                                                            Ağrı

İlknur İnceöz                                                                        Aksaray

Gökcen Özdoğan Enç                                                            Antalya

Semiha Öyüş                                                                       Aydın

Canan Candemir Çelik                                                         Bursa

Nurcan Dalbudak                                                                 Denizli

Kemalettin Aydın                                                                  Gümüşhane

Türkan Dağoğlu                                                                   İstanbul

Tülay Kaynarca                                                                    İstanbul

Fuat Karakuş                                                                       Kilis

Azize Sibel Gönül                                                                Kocaeli

Öznur Çalık                                                                         Malatya

Gönül Bekin Şahkulubey                                                       Mardin

Zeynep Karahan Uslu                                                           Şanlıurfa

Safiye Seymenoğlu                                                              Trabzon

Cumhuriyet Halk Partisi (6)

Gürkut Acar                                                                         Antalya

Ayşe Nedret Akova                                                               Balıkesir

Sedef Küçük                                                                        İstanbul

Binnaz Toprak                                                                      İstanbul

Hülya Güven                                                                        İzmir

Candan Yüceer                                                                    Tekirdağ

Milliyetçi Hareket Partisi (3)

Ahmet Duran Bulut                                                               Balıkesir

Ruhsar Demirel                                                                    Eskişehir

Mesut Dedeoğlu                                                                   Kahramanmaraş

Barış ve Demokrasi Partisi (1)

Ayla Akat Ata                                                                       Batman

BAŞKAN – Listeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

 

VII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)

E) Duyurular

1.- Komisyonların başkan, başkanvekili, sözcü ve kâtip üye seçimlerini yapmak üzere toplanacakları gün, saat ve yere ilişkin duyuru

 

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, komisyonların toplanarak İç Tüzük'ün 24'üncü maddesine göre başkan, başkan vekili, sözcü ve kâtiplerini seçmeleri gerekmektedir.

Bu nedenle, 8 Ekim 2013 Salı günü (bugün), Adalet; Avrupa Birliği Uyum; Çevre; Dışişleri; İnsan Haklarını İnceleme; Kamu İktisadi Teşebbüsleri; Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor; Millî Savunma; Plan ve Bütçe; Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ve Tarım, Orman ve Köyişleri komisyonları saat 18.00’de kendi toplantı salonlarında, Dilekçe Komisyonu saat 18.00’de İçtüzük Uzlaşma Komisyonu toplantı salonunda, Anayasa; Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm; İçişleri; Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji komisyonları saat 19.00’da kendi toplantı salonlarında, Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu ise saat 19.00’da İçtüzük Uzlaşma Komisyonu toplantı salonunda toplanacaktır. Komisyonların toplantı gün ve saatleri ayrıca plazma ekranda ilan edilecektir.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, şimdi, efendim, bu komisyon başkanlık divanı seçimlerinde Anayasa’ya aykırı bir durum var. Anayasa’nın 95’inci maddesinde der ki: Türkiye Büyük Millet Meclisi yaptığı tüzüğe göre faaliyette bulunur ve tüzük yapılırken de bütün faaliyetlerde bütün partilerin milletvekili oranlarına göre burada temsili gerekir. Şimdi, bu 24’üncü maddede, bir başkan, başkan vekili, sözcü ve kâtip seçimi var ama tek partiden seçiliyor. Şimdi, bana göre, yani burada yapılan seçim Anayasa’nın 95’inci maddesine aykırıdır çünkü başkan iktidar partisinden, başkan vekili iktidar partisinden, sözcü iktidar partisinden, kâtip iktidar partisinden. Böyle bir seçim sistemiyle tek parti yönetimi var.

BAŞKAN – Evet, teşekkür ediyorum Sayın Genç.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Uygun görürseniz, 63’üncü maddeye göre, bu konuda bir usul tartışması açılmasını istiyorum.

BAŞKAN – Hayır, uygulama şimdiye kadar hep böyleydi Sayın Genç.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Efendim, uygulama öyle olabilir ama yanlış. Sayın Başkan, yanlış uygulama…

BAŞKAN – Seçimleri, bir defa, kendi aralarında yapıyorlar zaten.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Efendim, hayır…

BAŞKAN – Genel Kurulda yapılmıyor seçimler Sayın Genç.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Meclis Başkanı bunları belirliyor.

BAŞKAN – Sayın Genç, Genel Kurulda yapılmıyor ki seçimler. Komisyon…

KAMER GENÇ (Tunceli) – Efendim, diyorum ki 24’üncü maddeye göre yapılan seçimler Anayasa’nın 95’inci maddesine aykırı çünkü Anayasa önde geliyor.

BAŞKAN – Sayın Genç, Başkanlık sadece çağrıda bulunuyor.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Çağrıda bulunuyor ama…

BAŞKAN – Seçimleri komisyonlar kendileri yapıyor. Tartışma yapılacaksa orada yapılması gerekir.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, bu konuda Meclis Başkanlığı…

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum, sözleriniz de tutanaklara geçti efendim.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, 63’üncü maddeye göre usul tartışması açalım. 63’üncü maddeye göre usul tartışmasını yapalım Sayın Başkan.

BAŞKAN – Gündemin “Sözlü Sorular” kısmına geçiyoruz.

KAMER GENÇ (Tunceli) –Ya böyle bir şey olmaz ya!

 

XI.- SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI(x)

1.- Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in, Deniz Feneri soruşturmasına ilişkin Adalet Bakanından sözlü soru önergesi (6/115) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

2.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Gümüşhane ve Bayburt illerinin köy okullarının altyapısına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1214) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

3.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Yeşildere’deki bir ilköğretim okuluna ek derslik yapılıp yapılmayacağına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1328) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

4.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Kahramanmaraş’ta ilköğretim ve ortaöğretimdeki derslik ihtiyacına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1330) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

5.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Kahramanmaraş’ta okullardaki spor salonu ve tesislerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1385) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

6.-Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Andırın’daki 12 derslikli ilköğretim okulu ihtiyacına ve bir köydeki ilköğretim okulunun çatısının onarımına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1512) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

7.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Göksun’daki bir köyün okul ihtiyacına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1575) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

8. Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Göksun’daki bir köyün ilköğretim okulu ihtiyacına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1576) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

9.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Göksun’da bir köye yeni bir okul yapılıp yapılmayacağına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1602) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

10.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Erzurum’daki köy okullarının ısınma sorununa ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1650) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

11.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, özel okul kontenjanının artırılmasına ve işsiz öğretmenlere ilişkin sözlü soru önergesi (6/1660) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

12.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın, Adana’daki yurtlara ve buralarda kalan öğrencilere ilişkin sözlü soru önergesi (6/1685) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

13.- İstanbul Milletvekili Celal Dinçer’in, Zile Öğretmenevinde yaşandığı iddia edilen bir olaya ilişkin sözlü soru önergesi (6/1687) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

14.- İstanbul Milletvekili Celal Dinçer’in, meslek liselerinde kullanılan makine ve cihazların yenilenmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1706) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

15.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ağrı’daki eğitim kurumlarının laboratuvar ihtiyacına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1774) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

16.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ağrı’daki köy okullarının hijyen sorununa ilişkin sözlü soru önergesi (6/1777) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

17.-Samsun Milletvekili Ahmet İhsan Kalkavan’ın, İstanbul-Beykoz’da İl Müdürlüğünün talimatıyla bazı liselerde sınav yapılıp yapılmadığına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1815) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

18.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan’da depreme dayanıksız raporu verilen bir okul yurdunun yenilenmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1825) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

19.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, ikili eğitim öğretim yapan okullara ilişkin sözlü soru önergesi (6/1843) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

20.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Arpaçay’daki bir köy okulunun sorunlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1895) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

21.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ağrı’nın Eleşkirt ilçesindeki liselerde öğretmen ihtiyacına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2466) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

22.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, okullardaki öğrenci tuvaletlerinde sigara içilmesine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/2648) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

23.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, okul ve çevresinde yaşanan güvenlik sorunlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/2649) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

24.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan’a bağlı bir köyün okul sorununa ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/3400) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

25.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununa ilişkin sözlü soru önergesi (6/3409) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

26.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan’daki eğitim sorunlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/3460) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

27.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, okul kantinlerinin denetimine ilişkin sözlü soru önergesi (6/3620) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

28.- İstanbul Milletvekili Celal Dinçer’in, Trakya Üniversitesinin yenilenen Web sayfasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/3663) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

29.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan Endüstri Meslek Lisesinin makine ve teçhizat ihtiyacına ilişkin sözlü soru önergesi (6/3688) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

30.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Erzurum, Gümüşhane ve Bayburt’taki endüstri meslek liselerinin makine ve teçhizat ihtiyacına ilişkin sözlü soru önergesi (6/3690) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

31.-Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Şırnak, Batman ve Hakkâri’deki endüstri meslek liselerinin makine ve teçhizat ihtiyacına ilişkin sözlü soru önergesi (6/3692) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

32.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Kars, Iğdır ve Ağrı’daki endüstri meslek liselerinin makine ve teçhizat ihtiyacına ilişkin sözlü soru önergesi (6/3711) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

33.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Şanlıurfa’da tarım meslek liseleri açılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/3714) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

34.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan’da görevlendirilen vekil ve ücretli öğretmenler ile öğrencilerin sağlık kontrollerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/3715) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

35.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, diğer devlet kurumlarından Milli Eğitim Bakanlığına geçen memurlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/3717) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

36.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Kars, Iğdır, Ağrı, Erzurum, Gümüşhane ve Bayburt’taki okulların müzik aleti ihtiyacına ilişkin sözlü soru önergesi (6/3718) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

37.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan’daki okulların müzik aleti ihtiyacına ilişkin sözlü soru önergesi (6/3722) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

38.- İstanbul Milletvekili Celal Dinçer’in, ortaöğretim kurumlarındaki engelli öğrencilerin özel dershanelere ücretsiz kabulünü sağlayacak bir düzenleme talebine ilişkin sözlü soru önergesi (6/3815) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

39.- Antalya Milletvekili Arif Bulut’un, liselere yeterli sayıda branş öğretmeni atanmadığı iddiasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/3852) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

40.-Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, üniversitelere araştırma için aktarılan kaynağa ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/3982) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

41.-Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, Aksu Köy Enstitüsünün arazisine ilişkin sözlü soru önergesi (6/4147) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

42.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Kahramanmaraş özelinde bazı eğitim göstergelerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/4259) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

43.-Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, atama bekleyen öğretmenler ile öğretmenlerin çalışma sürelerine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/4308) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

44.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, üniversitelerdeki öğretim görevlisi açığı, kadro verilmeyen üniversiteler ile öğretim görevlilerinin özlük haklarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/4309) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

45.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, eğitimcilerin çalışma şartları ile Yükseköğretim Kurumunun daha şeffaf ve katılımcı olmasına yönelik çalışmalara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/4411) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

46.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, eğitimde niteliğin artırılması kapsamında yapılan çalışmalara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/4413) ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevabı

47.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, mesleki yeterlilik sistemine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/4440) Cevaplanmadı

48.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bazı alanlarda akademisyen açığına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/4487) Cevaplanmadı

49.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, yabancı devletler emrine veya yabancı devletler tarafından verilen eğitim burslarına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/4616) Cevaplanmadı

50.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, ortaöğretim öğrencilerine verilen burslara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/4634) Cevaplanmadı

 

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, sunuşlar bölümünde belirttiğim üzere, birlikte cevaplandırmak istediği sözlü soru önergelerini cevaplandırması için Millî Eğitim Bakanı Sayın Nabi Avcı’yı kürsüye davet ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Sayın Bakan, süreniz elli dakika.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sözlü soru önergelerini, soruları okumadan, vakitten kazanmak için sadece cevaplandıracağım sırasıyla.

Öncelikle, ilk önce, Adalet Bakanlığı adına, Tunceli Milletvekili Sayın Kamer Genç’in (6/115) esas numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum:

Deniz Feneri soruşturmasıyla ilgili olarak, şüpheli avukatları tarafından savcılar hakkında yapılan şikâyet başvuruları üzerine, söz konusu iddialar Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu müfettişlerince incelenmiş ve mahkeme kararındaki bazı bölümlerin üzerinin kapatılarak mahkemenin kararına aykırı uygulamaların yapıldığı tespit edilmiştir. Bunun üzerine, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından gerekli adli ve idari süreç başlatılmıştır. Müfettişlerce inceleme yapılıp soruşturma aşamasına geçilmesi üzerine ilgili savcılar Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Deniz Feneri soruşturmasından alınmıştır.

Kendi bakanlığımla ilgili, Millî Eğitim Bakanlığımızla ilgili soru önergelerine geçiyorum.

Ardahan Milletvekili Sayın Ensar Öğüt’ün (6/1660) ve (6/2466), Antalya Milletvekili Sayın Arif Bulut’un (6/3852) ve Kahramanmaraş Milletvekili Sayın Mesut Dedeoğlu’nun (6/4308) esas numaralı soru önergelerini birlikte cevaplandırıyorum:

Organize sanayi bölgelerinde açılan özel mesleki ve teknik eğitim okullarında öğrenim gören her öğrenci için devlet tarafından verilecek teşviklerle özel okul açılmasının desteklenmesi ve mesleki eğitime özel sektörün katılımının artırılması amacıyla 12/07/2012 tarihli ve 28351 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6353 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 42’nci maddesiyle 5580 sayılı Kanun’un 12’nci maddesinde değişiklik yapılmıştır. Özel okullara eğitim öğretim desteği yapılmasına dair kurallarla diğer usul ve esasları belirleyen yönetmelik değişikliği 20/3/2012 tarihli ve 28239 Sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Bakanlığımız Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğünce 3/6/2013 tarihi itibarıyla Özel Ankara Sanayi Odası Anadolu Teknik Lisesi, Özel Manisa Organize Sanayi Bölgesi Anadolu Teknik Lisesi, Özel Manisa Organize Sanayi Bölgesi Anadolu Meslek Lisesi, Özel Enka Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi ve Özel Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi Anadolu Teknik Lisesinde öğrenim gören toplam 1.120 öğrenci için 3 milyon 423 bin Türk lirası ödeme yapılmıştır.

Diğer taraftan, Bakanlığımıza bağlı resmî eğitim kurumlarına öğretmen atamaları bütçe kanunlarının verdiği yetkinin yanında, Bakanlar Kurulunca Bakanlığımıza tahsis edilen ve Maliye Bakanlığınca kullanım izni verilen toplam öğretmen kadroları illerin öğretmen ihtiyaç oranları dikkate alınarak il millî eğitim müdürlüklerine dağıtılmakta, il millî eğitim müdürlükleri de kendi illerine ayrılan kontenjan ölçüsünde atama yapılacak alanlar ile bu alanlara atanacakların istihdam edileceği eğitim kurumlarını belirlemektedir. Belirlenen bu eğitim kurumları atama dönemlerinde sisteme yansıtılarak atanacak öğretmen adaylarının tercihlerine sunulmakta, Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde yapılan tercihleri doğrultusunda, KPSS puan üstünlüğüne göre elektronik ortamda yapılmaktadır.

Bakanlığımızın yükseköğretim kurumlarından mezun olan tüm potansiyel öğretmen adaylarını ataması gibi bir durum mümkün değildir. Kaldı ki, kadrolu öğretmen atamasıyla ihtiyacın karşılanamadığı durumlarda eğitim ve öğretimin aksatılmadan sürdürülebilmesi bakımından ilgili mevzuat çerçevesinde il veya ilçe millî eğitim müdürlüklerince ders ücreti karşılığında görevlendirmeler yapılmakta ve öğretmensiz eğitim kurumu bırakılmaması hususunda gerekli özen gösterilmektedir.

Ardahan Milletvekili Sayın Ensar Öğüt’ün (6/3409) ve Kahramanmaraş Milletvekili Sayın Mesut Dedeoğlu’nun (6/4411) esas numaralı soru önergelerini birlikte cevaplandırıyorum:

Yükseköğretim Kurulunun 26-27 Aralık 2012 tarihli toplantısında kabul edilen Yükseköğretim kanunu taslağı 28/02/2013 tarihinde Başbakanlığa gönderilmiştir. Ülkemizdeki eğitimcilerin nitelikli bir şekilde çalışma yapabilmeleri için okullarımızda fizik, kimya, biyoloji ve bilişim laboratuvarları bulunmaktadır. FATİH Projesi kapsamında sınıflara etkileşimli tahtalar kurulmuştur. Çalışma yapabilmeleri için her türlü destek, okul müdürlükleri tarafından imkânlar ölçüsünde sunulmaktadır. Ayrıca, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığınca konuya ilişkin olarak, yükseköğretim kurumlarındaki öğretim elemanlarının nitelikli bilgi teknolojisi altyapısı içinde çalışmalarını sağlamaya yönelik geliştirilen YÖKDİL Projesi kapsamında İnternet ortamında ücretsiz olarak yabancı dil eğitimi alabildikleri, ayrıca, sağlanan sanal sınıflarla interaktif olarak, mekândan bağımsız eğitim ortamı sağlanabildiği bildirilmiştir.

Ardahan Milletvekili Sayın Ensar Öğüt’ün (6/1214), (6/1650), (6/1774), (6/1777), (6/1895), (6/3400), (6/3460), (6/3688), (6/3690), (6/3692), (6/3711), (6/3715), (6/3718) ve (6/3722) esas numaralı soru önergelerini birlikte cevaplandırıyorum:

Bakanlığımıza bağlı eğitim kurumlarında öğretmen ihtiyacının kadrolu öğretmenlerle karşılanamadığı durumlarda, ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde, öncelikle öğretmen olma şartlarını taşıyanlar arasından il veya ilçe millî eğitim müdürlüklerince ders ücreti karşılığında görevlendirmeler yapılmaktadır. Ders ücreti karşılığında görevlendirilenlerin bilgileri MEBBİS kayıtlarında güncel olarak tutulmaktadır.

Ardahan Üniversitesi bünyesindeki akademik birim, bölüm başkanları ve danışman öğretim elemanlarının, öğrencinin eğitimi, sosyal sorunları ve istihdam konularıyla ilgili gerekli çalışmaları yapmakta oldukları, üniversitede pek çok dil geliştirme çalışmasının hem sosyal etkinlik hem de akademik düzeyde gerçekleştirildiği, ayrıca öğrencilerin pek çok sportif ve kültürel etkinliğe katıldıkları, üniversite olarak her yıl onlarca sosyal ve toplumsal içerikli bilgilendirme toplantıları, seminer ve sempozyumların düzenlendiği, lise öğrencilerinin akademik geleceklerini belirlemeleri ve eğitime önem vermeleri için Ardahan iline bağlı liselerde seminerlerin düzenlendiği belirtilmektedir.

Ardahan merkez Çamlıçatak köyünde 2010 tarihinde hizmete açılan 3 katlı 8 derslikli ve kaloriferli okulun ortaokul olarak eğitim öğretime devam ettiği, aynı okul bahçesinde bulunan ve 1994 tarihinde yapılan 5 derslikli tek katlı ilkokul olarak kullanılan kaloriferli binanın onarıldığı ve aynı zamanda İnternet bağlantısının bulunduğu, okulun köy dışında olmadığı ve merkezî sayılabilecek bir konumda olduğu, ayrıca bu okuldaki öğrencilerin sık sık hastalandığına ve okula gidemediklerine dair velilerden ve okul idaresinden herhangi bir olumsuzluğun bildirilmediği, köydeki en uzak yerleşim biriminin okula yaklaşık 950 metre uzaklıkta olduğu, köyün mezrasının bulunmadığı, Taşımalı İlköğretim Yönetmeliği gereğince taşınması gereken mesafenin 1,5 kilometre olması gerektiğinden taşıma kapsamına alınmadığı; “Yediden Yetmişe Okuyoruz Ödülleri Kapıyoruz” isimli SODES Projesi kapsamında kitap okuma kampanyaları yapıldığı, bu kapsamda yaklaşık 15 bin kitap alınarak okul kütüphanelerine dağıtıldığı; okullar arası şiir okuma, münazara yarışmaları düzenlendiği; ilde okullar arası kros, futbol, voleybol, masa tenisi, satranç yarışmalarının Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü ile koordineli olarak sürekli düzenlediği; uygulanan “SODES Şansım Olsun Projesi” ile 2012-2013 eğitim öğretim yılında çeşitli liselerden 380 öğrencinin kaynak ihtiyaçlarının karşılandığı; il merkezinde eğitim öğretimine devam eden Ardahan Teknik ve Endüstri Meslek Lisesinde metal, mobilya, elektrik ve bilgisayar bölümlerinin bulunduğu ve bu bölümlerdeki makine ve teçhizat malzemelerinin 2010 yılında Bakanlığımız tarafından uygulanan Uzmanlaşmış Meslek Edindirme Merkezleri (UMEM) Projesi kapsamında gönderilen 500 bin Türk lirası ödenekle yenilendiği; il ve ilçelerdeki eğitim kurumlarında kullanılan müzik araçlarının öğrencilerin talepleri doğrultusunda temin edildiği ve önergede belirtilen hususlarla ilgili herhangi bir sorunun yaşanmadığı; 2012-2013 eğitim öğretim yılı itibarıyla son on yıl içinde lise ve dengi okullarda derslere giren vekil ve ücretli öğretmen sayısının ortaöğretim de 419 ve ilköğretimde 498 olmak üzere toplam 917 olduğu; ilde bulanan öğrencilerin diş, göz, kulak kontrollerinin yapıldığı, kontroller sonucu sorun tespit edilen öğrencilerin tedavilerinin yapılması için sağlık kuruluşlarına yönlendirilerek tedavilerinin sağlandığı;

Bayburt ilinde birleştirilmiş sınıf uygulaması yapan 59 köy ilkokulu bulunduğu, tuvaletleri dışarıda olan 11 okulun 8’inin 2012 yılında içeriye alındığı, kalan 3’ünün de içeriye alınmasının devam ettiği ve en kısa sürede tamamlanacağı; UMEM Projesi kapsamında, teknik ve endüstri meslek lisesinin metal teknolojisi alanı, mobilya ve iç mekân tasarım alanı, elektrik elektronik alanı, makine teknolojileri alanı ve bilişim teknolojileri alanına 500 bin Türk liralık malzeme alımı yapıldığı; ildeki ilk ve orta dereceli okullarda seçmeli ders olarak okutulan müzik dersinde öğrencilerin müzik aletlerini kendi imkânlarıyla aldıkları;

Gümüşhane ili genelinde 64 açık köy okulu bulunduğu ve bunlardan 25’inin tuvaletlerinin okul dışında olduğu, geçmiş yıllarda temizliğe bağlı olarak öğrencilerde herhangi bir hastalığın oluşmadığı, tüm köy okullarındaki derslik sayılarının 1 veya 2 tane olmasından dolayı öğrenci tuvaletlerinin okul içine alınma durumunun mümkün olmadığı; UMEM Projesi kapsamında endüstri meslek lisesi bünyesinde yer alan makine ve cihazların 500 bin Türk lirasına yenilenerek öğrencilerin hizmetine sunulduğu; 2012-2013 eğitim öğretim yılında seçmeli müzik derslerinin ilçelerin hiçbirinde tercih edilmediği, il merkezindeki okulların ise SODES kapsamındaki Evrensel Dil Atölyeleri Projesi’nden bünyesinde müzik sınıfı ya da atölyesi olmayan 5 ilkokul, 5 lise müzik atölyesi kurulduğu, toplam 120 adet yeni müzik aleti alındığı, 270 öğrencinin yıl boyu aktif olarak müzik kurslarına katılım gösterdiği;

Ağrı ilinde 2010-2011 ve 2011-2012 eğitim öğretim yıllarında, Kalkınma Bakanlığı Sosyal Destek Programı (SODES) kapsamında, ilde dershaneye giden fakir ve başarılı 2.950 ortaöğretim son sınıf öğrencisinin dershane hizmetlerinden ücretsiz olarak faydalandırıldığı; 2012-2013 eğitim öğretim yılı içinse proje kabul görmediğinden dolayı ortaöğretim öğrencilerinin ücretsiz olarak faydalandırılamadığı, ilde bulunan okulların araç gereç, laboratuvar ve donatım ihtiyaçlarının gerek Bakanlığımızca gerekse Valiliğin imkânlarıyla karşılandığı; okullarda alan ve dal itibarıyla bilişim teknolojisi, elektrik elektronik teknolojisi, mobilya ve iç mekân tasarımı teknolojisi, tesisat teknolojisi ve iklimlendirme alanlarında makine ve teçhizatın yenilenmesine ihtiyaç olmadığı; makine teknolojisi, metal teknolojisi, motorlu araçlar teknolojisi içinse makine ve teçhizatın yenilenmesine ihtiyaç olduğu, il dahilindeki okullarda öğrencilerin kullandığı müzik aletlerinde herhangi bir sıkıntı bulunmadığı;

Köy okullarına kalorifer sistemi yapılması ve tuvaletlerin bina içerisine alınmasına 2011 yılı itibarıyla başlandığı, 2011 yılında 43, 2012 yılında ise 52 köy okulunun kalorifer sistemi ve tuvaletlerinin içeri alınmasının tamamlandığı, 2013 yılı içerisinde 80 köy okulunun onarımının ve tuvalet iyileştirmelerinin planlandığı, 2013-2014 eğitim-öğretim yılı açılışına hazır hâle getirildiği;

Kars Valiliğine ilişkin olarak: Arpaçay ilçesi Carcıoğlu köyü ilkokulunun çatısı, dış ve iç cephe boyalarıyla çevre düzenlemesi ve ihata duvarının yapıldığı, okul içerisinde el yıkama yerlerinin yapıldığı, kanalizasyon sistemi olmadığından tuvaletin okul bahçesinde bulunduğu ve gerekli onarımının yapıldığı, okul lojmanının tadilatının eğitim öğretim yılı başında yapıldığı, kullanılır durumda olduğu, araç gereç ihtiyacı ile demirbaş ve yoğaltım malzeme ihtiyaçlarının karşılandığı, endüstri meslek lisesi içinde bulunan makine ve teçhizatın yıpranmış olanlarının Bakanlıkla irtibata geçilerek yenilendiği, okullarda seçmeli müzik derslerinde öğrencilerin tercihlerinin dikkate alınarak müzik aletlerinin istekleri doğrultusunda temin edildiği, eski ve ihtiyaç duyulan müzik aletlerinin okul müdürlüklerince değiştirilerek yenilendiği; Erzurum Valiliğine ilişkin, endüstri meslek liselerinde bulunan makine ve teçhizatların yenilenmesinin ödenek talepleri doğrultusunda yapıldığı, zorunlu dersler arasında bulunan müzik derslerinde kullanılan müzik aletlerinin alım işlemlerinin genel müdürlüklere yapılan talepler doğrultusunda karşılandığı, 4/10/2013 tarihi itibarıyla ilde bulunan 112 okulun doğal gaz sistemi, 265 okulun kömürlü kalorifer sistemi, 660 okulun ise soba ile ısıtıldığı, doğal gaz hattı çekilecek mahallelerde bulunan okulların ısı sistemlerini doğal gaza dönüştürme çalışmalarının program dâhilinde sobalı okulların derslik kapasiteleri ve ödenek durumu dikkate alınarak kaloriferli sisteme dönüştürme çalışmalarının sürdürüldüğü; Batman Valiliğine ilişkin, ildeki teknik ve endüstri meslek lisesi bünyesinde bulunan makine ve teçhizatın gelişen teknolojiye uygun olduğu; Hakkâri Valiliğine ilişkin, ilde bulunan teknik ve endüstri meslek lisesi makine ve teknolojisinin 2010 yılında UMEM, Uzmanlaştırılmış Mesleki Eğitim Projesi kapsamında yenilendiği ve bütün alanlarda yeni teknoloji ile eğitim öğretim yapıldığı; Şırnak Valiliğine ilişkin, il ve ilçelerdeki endüstri meslek liseleri bünyesinde faaliyet gösteren makine bölümlerinde kullanılan makine ve teçhizatın büyük bir bölümünün 2011 yılı UMEM kapsamında yenilendiği; Iğdır Valiliğine ilişkin, Merkez Teknik ve Endüstri Meslek Lisesine UMEM Projesi kapsamında 500.243 Türk liralık ödenek tahsis edildiği ve ödeneğin tamamı ile makine ve teçhizat alımı yapıldığı valiliklerce bildirilmiştir.

Kahramanmaraş Milletvekili Sayın Mesut Dedeoğlu’nun (6/1328), (6/1330), (6/1385), (6/1512), (6/1575), (6/1576) ve (6/1602) esas numaralı soru önergelerini birlikte cevaplandırıyorum: Bakanlığımız, Millî Eğitim Bakanlığı yatırım ihtiyaçlarının elektronik ortamda belirlenmesi ve izlenmesi yani MEB e-Yatırım Projesi hayata geçmiştir. Türkiye genelinde yatırım ihtiyaçlarının belirlenmesi çalışmalarıyla sistemde var olan standart ve objektif kriterlerden illerin, ilçelerin ve yatırım programına alınacak projenin aldığı yatırım puanları hesaplanmakta ve hesaplanan bu puanlara göre illerin yatırım önceliği sıralaması yapılmaktadır. Bu veriler ışığında 2013 yılı devlet Yatırım Programı hazırlanırken bütçe imkânları ölçüsünde Kahramanmaraş ilinin teklifleri dikkate alınmıştır. Ayrıca, Kahramanmaraş Valililiğince, konuya ilişkin olarak, Türkoğlu ilçesi Yeşilyöre Fakılar İlkokulunun 2 ek dersliğe ihtiyacı olduğu ve 2 ek derslik yapımının 2014-2016 yatırım planlamasına dâhil edildiği, Türkoğlu ilçesi Yeşilyöre Fakılar İlkokulunun 1’inci sınıfında  3/10/2013 tarihi itibarıyla 28 öğrencinin kayıtlı olduğu, il genelinde 2013-2014 eğitim öğretim yılında temel eğitime bağlı 337 derslik yapımının tamamlandığı, 982 derslik yapımının devam ettiği; ortaöğretime bağlı 136 derslik yapımının tamamlandığı, 381 derslik yapımının ise devam ettiği; ilde 4’ü temel eğitim, 14’ü ortaöğretim okulu olmak üzere toplam 18 okulda spor salonu bulunduğu, 2013 yılı yatırım programı dâhilinde 4 adet spor salonunun yapımının ise devam ettiği; 2013 yılı yatırım programı dâhilinde Andırın Tufanpaşa İlkokuluna 6 ek derslik, Andırın Karayolları Bakımevi İlkokuluna ise 8 ek derslik yapımına başlandığı;  2013 yılında Andırın ilçesi Kızık Köyü İlköğretim Okulunun çatı onarımı yönünde herhangi  bir talepte bulunmadığı, Göksun ilçesi Kaleboynu köyüne bağlı Aybastı mezrasına ilkokul yapıldığı, 2013-2014 eğitim öğretim yılında hizmete açıldığı; Esenköy’de ise 8 derslikli ilkokulun yapımına başlandığı ve yapımın devam ettiği; Kırkkuyu mezrasında bulunan ilk ve ortaokul öğrencileri ile Çakallıkoyak mezrasındaki ortaokul öğrencilerinin bölgede bulunan Nevzat Pakdil Yatılı Bölge Ortaokuluna, Çakallıkoyak mezrasındaki ilkokul öğrencilerinin ise yerel imkânlarla Kaleboynu Köyü merkezindeki okula gidiş-gelişlerinin sağlandığı, bahse konu yerleşim yerlerinden yürüyerek okula giden herhangi bir öğrencinin bulunmadığı; Göksun ilçesi Küçükçamurlu köyü Küçükkutu mezrasında bulunan okul için yıkım kararı alındığı, bu nedenle okul öğrencilerinin eğitim öğretimlerini Nevzat Pakdil Yatılı Bölge Ortaokulunda devam ettirdikleri, ancak söz konusu okulun il özel idaresi teknik personeli tarafından yeniden yapılan incelemesinde okulun eksikliklerinin giderildiği ve iyileştirmelerin yapıldığının rapor hâlinde belirtildiği, il encümeninin 21/3/2012 tarihli ve 91 sayılı kararıyla söz konusu okulun yıkım kararının kaldırıldığı, eğitim öğretime yeniden açıldığı, öğrencilerin tekrar kendi okullarında eğitim öğretimlerine devam ettikleri, ayrıca okuldaki öğrenci azlığına bağlı olarak yeni bir okul binası yapımının 2013-2015 yapım planlamasına alınmadığı belirtilmektedir.

Adana Milletvekili Sayın Ali Halaman’ın 6/1685 esas numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum: Adana Valiliğince konuya ilişkin olarak 2012-2013 eğitim öğretim yılı itibarıyla Temel Eğitim Genel Müdürlüğüne bağlı 11, Ortaöğretim Genel Müdürlüğüne bağlı 17, Din Öğretimi Genel Müdürlüğüne bağlı 6 ve Meslekî ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğüne bağlı 6 adet olmak üzere, toplam 40 adet resmî pansiyonlu okul ve Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğüne bağlı 85 adet özel yurdun bulunduğu; 2012-2013 eğitim öğretim yılında özel yurtlarda 7.119, resmî yurtlarda ise 18.974 öğrencinin barındığı, ildeki resmî ve özel yurtlarda toplam 656 personelin hizmet verdiği, resmî ve özel yurtların 2011-2012 eğitim öğretim yılı maddi giderlerinin 42 milyon 899 bin 877 Türk lirası olduğu; 2012-2013 eğitim öğretim yılına ilişkin verilerin ise mali yılın sona ermesinden sonra belirlenmekte olduğu belirtilmektedir.

İstanbul Milletvekili Sayın Celal Dinçer’in (6/1687) esas numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum: Tokat Valiliğince konuya ilişkin olarak Zile Öğretmenevi ve Akşam Sanat Okulu Müdürlüğünde Atatürk köşesinin bulunduğu, Öğretmenevinde yapılan tadilat sırasında Atatürk maskının çıkarılarak bakımının yapıldığı ve daha sonra duvardaki yerine yeniden sabitlendiği, kurumdaki tadilat nedeniyle yaşanan bu durumda kurum müdürünün kasıtlı bir tutumunun tespit edilmediği, bu nedenle de kurum müdürü hakkında işlem yapılmadığı belirtilmektedir.

Ayrıca, Bakanlığımıza bağlı olarak hizmet veren öğretmenevi ve akşam sanat okulları ile öğretmen lokallerinde son bir yıl içerisinde cumhuriyet değerlerine ve Atatürk’e saygısızlık içeren herhangi bir olay ve durum gerçekleşmemiştir.

İstanbul Milletvekili Sayın Celal Dinçer’in (6/1706) esas numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum: Bakanlığımız, Meslekî ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğüne bağlı okul ve kurumlarda uygulanan öğretim programları doğrultusunda, mevcut alan ve dallarda, sektördeki teknolojik gelişmeler de dikkate alınarak donatım ihtiyaçları karşılanmaktadır.

Söz konusu okul ve kurumların, ülkemiz sanayi ve endüstrisine yön veren özel ve kamu kuruluşlarının ihtiyaç duyulan nitelikli insan gücünü yetiştirmek için, ulusal ve uluslararası seviye belirleme ve mesleki yeterlilik kriterleriyle ilgili 2006 yılından bu yana Bakanlığımızla Mesleki Yeterlilik Kurumu çalışmalarını sürdürmektedir. Sektörün insan kaynağı ihtiyacı mezunlarından karşılanmaktadır.

Soru önergesinde bahsi geçen durumlarla karşılaşılmaması için okullarımızda iş güvenliğiyle ilgili mesleki eğitim uyarıları bulunmakta, bunun yanında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Bakanlığımız arasında mevzuat, kontrol listeleri, risklerin azaltılması çalışmaları, kişisel koruyucu donanımlar, güvenlik ve sağlık işaretleri, ilk yardım konuları üzerinde yönetmelik taslağıyla birlikte hizmet içi faaliyet programlarına yönelik formatör yetiştirme çalışmaları sürdürülmektedir.

Samsun Milletvekili Sayın İhsan Kalkavan’ın (6/1815) esas numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum: İstanbul Valiliğince konuya ilişkin olarak Beykoz Müftülüğü tarafından Beykoz Belediye Başkanlığının destekleri ve Kaymakamlık onayıyla kurumlar arası iş birliği çerçevesinde Diyanet İşleri Başkanlığı yayınlarından olan “Siyer-i Nebî” isimli kitaptan hazırlanan sorularla 13 ortaöğretim okulunda okuyan öğrenciler arasında gönüllülük esasına dayalı olarak sınav değil, yazılı bilgi yarışması yapıldığı, ilçede öğrenim gören 11.500 öğrenciden 2.600’ünün bilgi yarışmasına katıldığı, bilgi yarışması sonucu ilk 3’e giren öğrencilere Belediye Başkanlığı tarafından ödül verildiği, soruların ilçede bulunan Boğaziçi İmam Hatip Lisesindeki meslek dersleri öğretmenleri tarafında hazırlandığı, Diyanet İşleri Başkanlığınca yayınlanan “Siyer-i Nebî” isimli eserin içeriğinin ilköğretim 4’üncü sınıftan başlamak üzere ortaöğretim 12’nci sınıfa kadar din kültürü ve ahlak bilgisi dersi müfredatı içeriğinde yer almakta olduğu, ayrıca ortaöğretim kurumları 9’uncu ve 10’uncu sınıfların İslam tarihi müfredatı içerisinde söz konusu kitabın içeriğinin de yer aldığı, yapılan bilgi yarışmasının amacının okuma alışkanlığının kazandırılması, Hazreti Peygamberimizin örnek kişiliğinin aktarılması ve derslerde öğrendikleri bilgilerin pekiştirilmesi olduğu belirtilmektedir.

Ardahan Milletvekili Sayın Ensar Öğüt’ün (6/1825) esas numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum: Ardahan Valiliğince konuya ilişkin olarak söz konusu yurt binasına deprem performans analizi ile ilgili herhangi bir incelemenin yaptırılmadığı, yapılan gözlemsel incelemede herhangi bir çatlağa rastlanmadığı, bahsi geçen binanın 2012 yılı onarım programına dâhil edilerek elektrik ve sıhhi tesisattan kaynaklı arızalarının giderildiği belirtilmektedir.

Kahramanmaraş Milletvekili Sayın Mesut Dedeoğlu’nun (6/1843) esas numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum: 2012-2013 eğitim öğretim yılında toplam 29.169 ilkokuldan 7.317’sinde, toplam 16.986 ortaokuldan ise 5.358’inde ikili öğretim yapılmaktadır. 30/3/2012 tarihli ve 6287 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ve 5/1/1961 tarihli 222 sayılı Kanun’un 9’uncu maddesinde, 14/6/1973 tarihli 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu’nun 24’üncü maddesinde yapılan değişikliklerin uygulanmasında belirtilen “İlköğretim kurumlarının ilkokul ve ortaokul olarak bağımsız okullar hâlinde kurulması esastır. Ancak imkân ve şartlara göre ortaokullar, ilkokullarla veya liselerle birlikte de kurulabilir.” hükmü uyarınca ilköğretim okullarının yeniden fiziki düzenlemeleri yapılmış olup ikili öğretim yapan okul sayısının azaltılması yönünde büyük çaba harcanmaktadır.

Kahramanmaraş Milletvekili Sayın Mesut Dedeoğlu’nun (6/2648) esas numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum: Tütün ve Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair 4207 sayılı Kanun’un uygulanmasına yönelik 2005/90 sayılı Genelge, ayrıca, 5727 sayılı Kanun’un uygulanmasıyla ilgili 2008/16 sayılı Genelge Bakanlığımız merkez ve taşra teşkilatımıza gönderilerek gerekli önlemlerin alınması istenmiştir.

Ayrıca, okullarda eğitim öğretim süresince nöbet görevi kapsamında, nöbetçi öğretmenler tarafından okulların bütün üniteleri kontrol altında tutulmaktadır.

Her yıl, 31 Mayıs Dünya Sigarasız Günü kapsamında, okullarda eğitim faaliyetleri ve çeşitli aktiviteler, öğrenci ve velilerle uçurtma şenlikleri ve benzerleri yapılmaktadır.

Ayrıca, okullarda Yeşilay kolunda görevli öğretmen ve öğrenciler tarafından farkındalık eğitimi, okul panosu, afiş, poster, yazı ve benzeri faaliyetler de yapılmaktadır.

Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan Ulusal Tütün Kontrol Programı ve Eylem Planı’nın uygulanmasını takip etmek ve geliştirmek amacıyla kurulan Tütün Kontrolü Ulusal Komitesi ilgili alt çalışma gruplarında Bakanlığımızca etkin katkı verilmektedir.

Kahramanmaraş Milletvekili Sayın Mesut Dedeoğlu’nun (6/2649) esas numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum: Bakanlığımız ve İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü arasında 20/9/2007 tarihinde, Okullarda Güvenli Ortamın Sağlanmasına Yönelik Koruyucu ve Önleyici Tedbirlerin Artırılmasına İlişkin İşbirliği Protokolü imzalanmıştır. Ayrıca, Bakanlığımız, eğitim ortamlarında şiddetin önlenmesiyle ilgili olarak bütüncül bir yaklaşımla çalışmalarına “Eğitim Ortamlarında Şiddetin Önlenmesi ve Azaltılması Strateji Eylem Planı (2006-2011+)” doğrultusunda devam etmektedir. Her ilde bulunan il yürütme kurulları vali yardımcısı başkanlığında yeni eğitim öğretim döneminde okullarda güvenli ortamın sağlanması, bu dönemde yapılacak sivil savunma eğitimleri, gizlilik dereceli planların hazırlanmasıyla ilgili olarak yılda 2 kez toplanmaktadır. Bu doğrultuda; okullarda sınıf mevcutlarının azaltılması, öğretmen, öğrenci ve ailelere yönelik 7-19 Yaş Aile Eğitim Programı, Anne Destek Eğitim Programı, Baba Destek Eğitim Programı, eğitim seminerlerinin ihtiyaçları doğrultusunda verilmesi, bireyin kendini tanımasını sağlayacak çalışmaların etkin hâle getirilmesi, Yaşam Becerileri Eğitim Programı’nın okullarda yaygınlaştırılması, veli toplantılarında öğretmenler ve rehberlik servisleri tarafından aile içi şiddetin ve tartışmaların çocukları olumsuz etkilediğinin anlatılması, rehberlik ders saatleri içerisinde öfke kontrolü konularında bilgilendirme çalışmalarının yapılması, okul idareleri tarafından öğrencilerin okula giriş çıkış saatlerinin kontrol altında tutulmasını sağlayacak gerekli tedbirlerin alınması, okullarda okul servisleriyle ilgili aksaklıkların olmaması için servis şoförleri ile gerekli iletişimin kurulması, öğrencilerin güvenli olarak okula taşınmalarının sağlanması kapsamında gerekli tedbirler alınmaktadır.

Ardahan Milletvekili Sayın Ensar Öğüt’ün (6/3620) esas numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum: Eğitim kurumlarının amaçlarının gerçekleştirilmesinde katkıda bulunmak ve okulla aile arasında iş birliğini sağlamak amacıyla 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu’nun 16’ncı maddesine dayanarak oluşturulan okul aile birliklerinin iş ve işlemlerinin usulünü düzenleyen Okul Aile Birliği Yönetmeliği 9/2/2012 tarihli ve 28199 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Okul aile birliklerince kiraya verilen okul kantinlerinin yönetmelik hükümlerine uygun olarak işletilip işletilmediği hususunda okul idaresinin sorumluluğu bulunmaktadır. Yılda bir kez il denetim elemanlarınca denetlenen okul aile birliklerinin denetimi kapsamında okul kantinleri de bulunmaktadır. Ayrıca okulda bulunan kantin ve benzeri yerler sağlık, hijyen ve gıda kodeksi yönünden ilgili meslek odası, il sağlık müdürlükleriyle gıda, tarım ve hayvancılık il müdürlüklerince de denetlenebileceği yönetmelikte hüküm altına alınmıştır. Birlikler, öğrencilerin hijyenik ve güvenli ortamlarda kantin hizmetlerinden faydalanmalarını gözetmek amacıyla kiracıların ve bu kişilerin yanında çalıştırdıkları personelin öğrenci psikolojisine, eğitim öğretim ortamına uyum sağlayacak güvenilir kişiler olmasına dikkat etmektedirler. Ayrıca yönetmeliğin Kiralama Usulü ve İşlemleri” başlıklı 20/6’ncı maddesinde “İstihdam edilen kişilerden ilgili mevzuatında belirtilen sürelerde portör muayenesi, adli sicil ve arşiv kaydı ve benzeri evrak istenir.” ifadesine yer verilmiştir.

İstanbul Milletvekili Sayın Celal Dinçer’in (6/3663) esas numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum: Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığınca konuya ilişkin olarak Trakya Üniversitesinin yenileyerek hizmete sunduğu web sitesinde üniversitenin mevcut fiziki ve tarihî mekânlarına ait resimlerle, hareketli görsel uygulamalarda, Türk Bayrağı ve Atatürk silüetinin mevcut olduğu, web sitesinde yapılan değişikliklerin teknik olarak yeniden yapılandırıldığı belirtilmektedir.

Ardahan Milletvekili Sayın Ensar Öğüt’ün (6/3714) esas numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum: Şanlıurfa ili Suruç ve Siverek ilçeleri başta olmak üzere diğer ilçelerde tarım meslek lisesi açılmasına ilişkin herhangi bir talep bulunmamaktadır. Talep gelmesi hâlinde konu değerlendirilecektir.

Ardahan Milletvekili Sayın Ensar Öğüt tarafından Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent Arınç’a yöneltilen (6/3717) esas numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum: Diğer kamu kurum ve kuruluşlarında devlet memuru olarak görev yapmaktayken 2002-2012 yılları arasında Bakanlığımıza bağlı eğitim kurumlarına öğretmen olarak atananların toplam sayısı 8.960’tır. Ayrıca, 2002-2012 yılları arasında kurumlar arası nakil yoluyla Bakanlığımız merkez teşkilatına veri hazırlama ve kontrol işletmeni, memur ve hizmetli unvanında 16 personelin ataması yapılmıştır. Kurumlar arası nakil yoluyla Bakanlığımız merkez teşkilatına atanan 16 personelin 2’si taşra teşkilatı kadrolarına memur olarak atanmıştır.

İstanbul Milletvekili Sayın Celal Dinçer’in (6/3815) esas numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum: Maddi imkânsızlık içindeki öğrencilerle şehit ve malul gazi çocuklarıyla malul gazilerin özel öğretim kurumlarında ücretsiz veya indirimli okutulmalarına ilişkin olarak 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nun 13’üncü maddesinde “Kurumlar, öğrenim gören öğrenci sayısının yüzde üçünden az olmamak üzere ücretsiz öğrenci okutmakla yükümlüdür. Bakanlıkça bu oran yüzde ona kadar artırılabilir.” hükmüyle, Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği’nin “Ücretsiz veya Burslu Okuyacak Öğrenci ve Kursiyerler” başlıklı Altıncı Bölümünde yer alan hükümlere göre değerlendirilmektedir.

Kahramanmaraş Milletvekili Sayın Mesut Dedeoğlu’nun (6/3982) esas numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum: Yükseköğretim Kurulu Başkanlığınca, konuya ilişkin olarak, 2012 yılı içerisinde devlet üniversitelerinde araştırma, inceleme konusunda toplam 350 milyon 580 bin 700 Türk lirası tutarında harcama yapıldığı belirtilmektedir.

Antalya Milletvekili Sayın Gürkut Acar’ın (6/4147) esas numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum: Antalya Valiliğince, konuya ilişkin olarak, Aksu Köy Enstitüsünün 1938 yılında 173.779 metrekare üzerine kurulduğu, söz konusu arazide herhangi bir azalmanın olmadığı, hazineye ait 39.660 metrekare yüzölçümlü, 240 ada, 6 parsel numaralı taşınmazın Aksu Anadolu Öğretmen Lisesi hizmet binası; 9.467 metrekare yüzölçümlü, 246 ada, 1 parsel numaralı taşınmazın Aksu Anadolu Öğretmen Lisesi spor sahası; 124.652 metrekare yüzölçümlü, 13.437 ada ve 29 parsel numaralı taşınmazın Aksu Anadolu Öğretmen Lisesi olarak hazine adına tescil edildiği, ayrıca herhangi bir bedelle arazi satışının yapılmadığı belirtilmektedir.

Kahramanmaraş Milletvekili Sayın Mesut Dedeoğlu’nun (6/4259) esas numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum: 2012-2013 eğitim öğretim yılında Türkiye genelinde öğretmen başına düşen öğrenci sayısı ilkokulda 20, ortaokulda 19 olarak, Kahramanmaraş ilinde ise ilkokulda 21, ortaokulda 20 olarak gerçekleşmiştir. 2012-2013 eğitim öğretim yılında ortaöğretimde net okullaşma oranı Türkiye genelinde yüzde 70,06, Kahramanmaraş ilinde ise yüzde 63,52 olarak gerçekleşmiştir.

BAŞKAN – Sayın Bakan, sözlerinizi tamamlayınız isterseniz. İki sayın milletvekili açıklama isteyecek, sonra tekrar konuşmanıza devam edersiniz.

MİLLİ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Devamla) – Peki, şimdi kapatayım mı?

BAŞKAN – İsterseniz orada bekleyin, siz bilirsiniz ama isterseniz… Oturursanız iki sayın milletvekiline söz vereyim.

MİLLİ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Devamla) – Daha sonra elimdekileri tamamlayacağım, değil mi?

BAŞKAN – Tekrar davet edeceğim, evet.

MİLLİ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Devamla) – Peki.

BAŞKAN – Sayın Genç, buyurun.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Teşekkür ederim.

Aslında benim soruma verilen cevap yanlış. Bu savcılar hiçbir surette mahkeme kararında tahrifat yapmamışlar. Mahkeme kararının 1’inci maddesinde borçluların bütün mal varlıklarına el konulması konusunda mahkeme bir karar vermiş, 2’nci maddesinde de “Biz zaten 1’inci maddede bunların varlığına el konulması konusunda karar verdik, 2’nci maddeyle istenen ticari ortaklıklardaki varlıklarına da el konulması konusundaki bir hükmü vermesine gerek yoktur, bu konuda karar vermesine gerek yoktur, mahal yoktur.” demiş, dolayısıyla burayı kapatmış ama Adalet Bakanı kasten Deniz Feneri davasının sonucu Tayyip Erdoğan ve kendisine, AKP’nin ileri gelen kişilerine dokunduğu için sudan bahanelerle bu savcıları görevden almıştır. Nitekim Yargıtayda bu arkadaşlar, bu üç savcı yargılanmış ve burada bir resmî evrakta tahrifat yapılmadığı anlaşıldığı için…

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Genç.

Sayın Halaman…

KAMER GENÇ (Tunceli) – Şimdi, Sayın Başkan, cümlemizi tamamlayalım, niye örtbas ediyorsun?

BAŞKAN – Hayır, Sayın Genç…

KAMER GENÇ (Tunceli) – Yani efendim, İç Tüzük’e göre…

BAŞKAN – Efendim, birer dakika süre veriyoruz. Bunu biliyorsunuz.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Birer dakikayı nereden çıkarıyorsunuz!

BAŞKAN – Sadece açıklama isteyebilirsiniz Sayın Genç, Tüzük açık.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Bakın, bizim konuşma hakkımızı sınırlıyorsunuz.

BAŞKAN – Hayır, konuşma hakkınızı sınırlamıyoruz efendim. Tüzük’teki konuşma hakkı neyse onu uyguluyoruz burada.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Çok keyfî hareket ediyorsunuz. Ondan sonra söyleyince arkamızdan tazminat davası açıyorsunuz. Yahu yakışıyor mu size yani? Ya böyle bir şey olur mu? Biraz önce bir şey söylüyorum, beni dinlemeden hemen geçiyorsunuz. Ya burada bir milletvekili konuştuğu zaman…

BAŞKAN – Sayın Genç, dinledim sizi.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Bakın, bir milletvekili konuştuğu zaman dinlemek zorundasınız.

BAŞKAN – İç Tüzük gereği, Sayın Bakanın açıklamasından sonra kısa bir açıklama isteyebilirsiniz. Sürenizi verdim.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Siz şimdi örtbas ediyorsunuz yani Deniz Feneri davasında yapılan yolsuzluğu örtbas etmenin vasıtası oluyorsunuz. Yani yakışıyor mu bu Türkiye Büyük Millet Meclisinin Başkan Vekiline?

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Sayın Halaman, buyurun.

ALİ HALAMAN (Adana) – Başkanım, teşekkür ederim.

Sayın Bakanımıza da cevabından dolayı teşekkür ediyorum.

Ama şöyle bir şey var, bu klasik gibi gözüküyor: 300 bin tane atanamayan öğretmen var, bunlar mayın gibi geziyorlar. Hükûmetin -her dönemde söz konusu oluyor- “Ya biz sizi atayamayız, böyle bir okulumuz yok, bu eğitim fakültelerine gitmeyin.” deme imkânı yok mu? Yani “Bu öğretmen yetişen çocukların önünü okula gitmeden keseriz, sizi tayin edemeyiz.” niye demiyor bu Hükûmet? Ben bunu sormak istiyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Halaman.

Sayın Bakan, buyurun.

Önce Sayın Genç ve Sayın Halaman’ın açıklamak istedikleri konulara, daha sonra da diğer sorulara cevap veriniz lütfen.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Devamla) – Adalet Bakanlığı adına, Sayın Kamer Genç’in (6/115) esas numaralı soru önergesine ilişkin açıklamasını ben de dinledim. Bendeki Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan bilgi notu…

KAMER GENÇ (Tunceli) – Yanlış cevap vermiş. Nerede kendisi? Niye gelip cevap vermiyor da siz veriyorsunuz?

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Devamla) – Deniz Feneri soruşturmasıyla ilgili olarak, şüpheli avukatları tarafından savcılar hakkında yapılan şikâyet başvuruları üzerine söz konusu iddialar Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu müfettişlerince incelenmiş ve mahkeme kararındaki bazı bölümlerin üzerinin kapatılarak mahkemenin kararına aykırı uygulamaların yapıldığı tespit edilmiştir.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Kapatılan bölüm karar verilmesine yer olmayan hükümdür. Yargıtay da “Burada tahrifat yok.” dedi.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Devamla) – Bunun üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından gerekli adli ve idari süreç başlatılmıştır. Müfettişlerce inceleme yapılıp soruşturma aşamasına geçilmesi üzerine ilgili savcılar Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Deniz Feneri soruşturmasından alınmıştır.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Yanlış işte. Yargıtay beraat ettirdi, “Burada tahrifat yok.” dedi.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Devamla) – Yargıtay aşamasını burada anlatmıyorum. Daha önceki şeyi anlatıyorum.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Dava açtılar ya, savcıları mahkemeye verdiler, gittiler Yargıtaydan beraat ettiler.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Devamla) – Sayın milletvekilinin, Sayın Erdoğan’ın…

KAMER GENÇ (Tunceli) – Ama bilmiyorsunuz ki siz. Her şeye çıkıp da konuşmaya hakkınız yok ki. Bilmediğiniz konularda çıkıp da cevap vermeyin bize.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Devamla) – Öğretmen atamalarıyla ilgili…

KAMER GENÇ (Tunceli) – Zaten millî eğitimin de köküne dinamit koydunuz.

BAŞKAN – Sayın Bakan, buyurun devam edin lütfen.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Devamla) – Öğretmen atamalarıyla ilgili, sayın milletvekilinin sorusunu kısaca açıklamaya çalışayım.

Haklısınız ama bu konuda müteaddit açıklamalar sadece ben değil, benden önceki bakan arkadaşlar tarafından da yapıldı. Şu anda öğretmen adayı durumunda olan, yani herhangi bir öğretmen yetiştiren veya öğretmen de yetiştiren eğitim fakültesi, fen fakültesi gibi kurumlardan mezun olan öğrencilerimizin, gençlerimizin sayısıyla Millî Eğitim Bakanlığında istihdam edilebilecek öğretmen sayısı ne yazık ki birbirini karşılamıyor.

Çok sayıda atama bekleyen ve kendilerini öğretmen adayı olarak gören, mezun oldukları okullar itibarıyla da böyle gören öğrenciler var ama Millî Eğitim Bakanlığının en ideal koşullarda yani bütün sınıflarımızın, bir defa bütün derslik eksiklerimizin giderildiği, bütün dersliklerimizin yapıldığı, tamamlandığı ve her derslikte en fazla 30 öğrencinin eğitim gördüğü ve bütün okullarımızda tekli eğitime geçildiği, yani ideal koşulların sağlanabildiği bir durumda dahi Millî Eğitim Bakanlığının bugünkü demokratik projeksiyonlarla da istihdam edebileceği, bütün branşlarda istihdam edebileceği öğretmen sayısı 125 bin. Buna  mukabil şu anda bu okullardan mezun olmuş olan gençlerimizin sayısı 250 bin civarında. Bundan öncesi ve bundan sonrası için bu tür arz ve talep dengelerini sağlamak amacıyla daha önce Sayın Nimet Baş döneminde başlatılmış Öğretmen İstihdamı Projeksiyonu Projesi -ki Projeye Ankara Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Gazi Üniversitesi katkıda bulunmuş- çerçevesinde 2023 ve hatta sonrasına ilişkin projeksiyonlar yapıldı, bunlar YÖK’le paylaşıldı. Bu çerçevede ikili öğretimde öğretmen yetiştirmeye yönelik ikili öğretimler kapatıldı, açıköğretimler kapatıldı ama mevcut eğitim kurumlarını öyle bir gecede “kapattım” demekle de olmayacak olduğu için bu planlama doğrultusunda kontenjanlar ayarlanıyor.

Şimdi kaldığım yerden devam ediyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN – Evet, devam edin Sayın Bakan.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Devamla) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kahramanmaraş Milletvekili Sayın Mesut Dedeoğlu’nun (6/4309) esas numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum.

Üniversitelerin öğretim üyesi dışındaki öğretim elemanı kadrolarına 2013 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu’na bağlı (İ) cetvelinde açıktan ve nakil yoluyla yapılabilecek toplam atama sayısı öğretim elemanı sayısının yüzde 50'sini geçmeyecek şekilde yapılabilmektedir.

Yükseköğretim kurumları için verilen ilave 9 bin adet izinlerin 4 bin adedi ÖYP kapsamında yetiştirilmek amacıyla araştırma görevlisi kadrolarına atamalarda kullanılmak üzere verilmiştir. Atama izninden Yükseköğretim Kurulunca üniversitelerine dağılımı yapılanların atama izin sayısı kadar atama yapabildiği, üniversitelerin, izin verilen sayılar içerisinde olmak kaydıyla öğretim üyesi dışındaki öğretim elemanı kadrolarına Kuruldan 78 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 5’inci maddesine göre kullanma izni alarak atama yapıldığı, ayrıca kadro izni verilmeyen üniversite bulunmadığı… Öğretim elemanlarının özlük haklarının iyileştirilmesine yönelik çalışmalar ise devam etmektedir.

Kahramanmaraş Milletvekili Sayın Mesut Dedeoğlu'nun (6/4413) esas numaralı soru önergesini cevaplandırıyorum: Bakanlığımıza bağlı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü bünyesinde yürütülen Türkiye'de Hayat Boyu Öğrenmenin Geliştirilmesi Projesi kapsamında Türkiye ve Avrupa'daki öğrenme ve istihdam fırsatlarına kolaylıkla ulaşılmasını sağlayan Hayat Boyu Öğrenme Web Portalı kurulması çalışmaları tamamlanmıştır. Bu portal aracılığıyla her türlü kursa, öğrenme fırsatına, İŞKUR sistemindeki açık işlere, Avrupa Birliği Hayat Boyu Öğrenme Fırsatları Web Portalı aracılığıyla da Avrupa ülkelerindeki öğrenme olanaklarına, rehberlik ve danışmanlık hizmetleri veren mesleki bilgi sistemine ulaşılabilmektedir.

Avrupa Hayat Boyu Öğrenme Web Portalı ve Euroguidance sistemlerinin yanı sıra Avrupa'da eğitim, kamu hizmetleri, istihdam olanaklarına erişim sağlayan portallar da Hayat Boyu Öğrenme Web Portalı’nda yer almaktadır. Ayrıca "Öğrenme Fırsatları" başlığı altında yer alan halk eğitimi merkezleri kursları, diğer açık kurslar ve açık öğretim kurumları sistemi veri tabanları e-yaygın sistemi üzerinden özel bir arayüzle web portala yüklenmiştir. “İstihdam Fırsatları” bölümünde İŞKUR açık işler ve mesleki kurslar…

BAŞKAN – Sayın Bakan, süreniz tamamlanıyor, lütfen sözlerinizi tamamlayınız.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Devamla) - …veri tabanı sistemleriyle iş birliği içinde çalışılmış ve bu veriler Hayat Boyu Öğrenme Web Portalı’na aktarılmıştır.

Öğretim programlarında öğrencilere, araştırma yapma, keşfetme, problem çözme, çözüm ve yaklaşımlarını paylaşma ve tartışmaya yönelik bilgi, beceri, tutum ve davranışlarını kazandırmak hedeflenmektedir. Bu bağlamda öğretim programlarının temel yaklaşımları, genel amaçları, kazanımları…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Devamla) -…etkinlikleri, öğrenme yaklaşımları, yöntem ve teknikleri ile uygulamaya yönelik açıklamalarında araştırmacılık ve yenilikçilik konuları da yer almaktadır.

Müsaade ederseniz şu soruyu da cevaplandırayım.

BAŞKAN – Buyurun.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Devamla) - Diğer taraftan, ilköğretim okullarının 1-8’inci sınıflarında uygulanan öğretim programları içerisinde öğrencilerde kazandırılmaya çalışılan sekiz temel beceriden ikisi araştırma-sorgulama ile girişimciliktir.

Ortaöğretim matematik, fizik, kimya, biyoloji ve benzeri ortak derslerinin öğretim programlarında araştırmacılığa yönelik olarak “araştırma yapma, bilgi üretme ve kullanma gücünü geliştirebilmeleri”, “bilimsel bir araştırma yapmaya olan ilgisini geliştirebilmeleri” kazanımları, “girişimcilik”, “ekonomi”, “işletme”, “bilgi kuramı” ve “proje hazırlama” gibi seçmeli derslerin öğretim programlarında yenilikçilik ve araştırmacılık kavramları yer almaktadır.

Mesleki ve teknik öğretim okullarında okutulan “mesleki gelişim” ve “girişimcilik ve işletme yönetimi” derslerinde araştırmacılık ve yenilikçiliğe yönelik olarak “bilgiye ulaşma, veri toplama, girişimci fikirler üretme, girişimci fikir geliştirme, iş kurma ve geliştirme, problem çözme, piyasaları izleme, faaliyet alanı açma” ve iş yeri açma gibi modüller yer almaktadır.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Devamla) - Ben çok teşekkür ederim. . (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Soru önergeleri cevaplandırılmıştır.

Birleşime on dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 18.44

 

DÖRDÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 19.00

BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER: Fehmi KÜPÇÜ (Bolu), Muharrem IŞIK (Erzincan)

----- 0 -----

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 4’üncü Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.

Alınan karar gereğince gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmına geçiyoruz.

1'inci sırada yer alan, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

 

XII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri

1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S. Sayısı: 156)

BAŞKAN – Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

2’nci sırada yer alan, Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu raporlarının görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

 

2.- Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporları (1/484) (S. Sayısı: 287)

 

BAŞKAN – Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

3’üncü sırada yer alan, Orta Asya ve Kafkaslar Bölgesel Balıkçılık ve Su Ürünleri Yetiştiriciliği Komisyonu Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu ile Dışişleri Komisyonu raporlarının görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

 

3.- Orta Asya ve Kafkaslar Bölgesel Balıkçılık ve Su Ürünleri Yetiştiriciliği Komisyonu Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu ile Dışişleri Komisyonu Raporları (1/498) (S. Sayısı: 173)

 

BAŞKAN – Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

4’üncü sırada yer alan, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.

 

4.- Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (1/827) (S. Sayısı: 491)(x)

BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Sayın milletvekilleri, bugün yapılan seçimle Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Başkanlığına yeniden seçilen Kocaeli Milletvekili Sayın Fikri Işık’ı kutluyorum, görevinde başarılar diliyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Komisyon raporu 491 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Tasarının tümü üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen Haluk Eyidoğan, İstanbul Milletvekili.

CHP GRUBU ADINA HALUK EYİDOĞAN (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 491 sıra sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın tümü hakkında Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına görüş ve önerilerimi aktarmak üzere söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle, yeni Meclis döneminin ülkemiz için hayırlı olmasını diliyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bilindiği üzere, şu an görüşmekte olduğumuz Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’daki değişikliğe esas maddeler, Anayasa Mahkemesinin 13 Ekim 2012 tarihli Resmî Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 2011/18 esas ve 2012/53 karar sayısıyla iptal edilmiş ve iptal hükmünün kararın Resmî Gazete’de yayınlanmasından başlayarak bir yıl sonra yürürlüğe girmesine 14 Mart 2012’de karar verilmiştir. Bu karar 13 Ekim 2013 tarihi itibarıyla yürürlüğe girecektir.

Değerli milletvekilleri, şimdi, sizlere, AKP’nin yüce Meclisi nasıl meşgul ettiğini, iş bilmezliğini, “Kervan yolda düzülür.” mantığıyla gönderdiği, kanun yapım tekniğinden uzak, alelacele hazırlanmış metinlerin Anayasa Mahkemesi dâhil tüm kurumların dikkatini nasıl çektiğini ve vatandaşların nasıl mağdur edildiğini anlatmaya çalışacağım.

Bu kanun, daha önce 1987 ve 2001 tarihlerinde 2 kez değiştirilirken 2002 ve 2011 tarihleri arasında 12 kez değişikliğe uğramıştır. Öyle ki, kanunun 54 maddesi değişikliğe uğrarken şimdi görüşmekte olduğumuz 7’nci ve 65’inci maddeler 3’er kez değişikliğe uğramıştır. Daha önceki düzenlemelerde bu tasarıya esas teşkil eden maddeler gelişigüzel biçimde düzenlenmiştir. Kanunun “Tespit ve Tescil” başlıklı 7’nci maddesinde kanunun ilk yayınlandığı zaman bulunan ancak 1987 yılındaki düzenlemede ortadan kaldırılan tebligat hükümleri AKP döneminde de görmezden gelinmiş ve vatandaşın kendisini ilgilendiren konulardaki bilgi edinme hakkı elinden alınmıştır. Bu tasarı da vatandaşın haber alma hakkını gözetmemektedir. Tasarının 2’nci ve 3’üncü maddeleri ile değişiklik öngörülen 7’nci ve 8’inci maddelerindeki tebligat yöntemi Resmî Gazete ile Bakanlık İnternet sayfasıdır. Bu gazete halkın kolay erişebildiği bir haber kaynağı değildir. Bakanlık İnternet sayfası özellikle kırsal alanda veya bilişim eğitimi almamış bir vatandaşımız tarafından nasıl incelenecektir?

Değerli milletvekilleri, Anayasa Mahkemesince iptale mesnet oluşturan dava konusu olayda vatandaşın vekâleten maliki olduğu taşınmazın tapu kaydına 1 Haziran 1999 tarihinde “Korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı” şerhi konulmuş ancak devlet aradan on iki yıl gibi bir süre geçmesine rağmen kamulaştırma işlemini yapmamıştır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında belirtildiği gibi devlet fiilî bir el koyma işlemi gerçekleştirmiştir. Bu fiilin ise hem Anayasa’mızın 2, 5, 13 ve 30’uncu maddelerine hem de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 1 No’lu Ek Protokolü’nün 1’inci maddesine aykırı olduğu aşikârdır. 2863 sayılı Yasa’nın 7, 9, 11, 15 ve 65’inci maddelerindeki düzenlemeler mülkiyet hakkının özüne dokunan, demokratik toplum düzenin gereklerine uymayan ve toplum yararı ile bireyin mülkiyet hakkı arasındaki dengede “ölçülülük” ilkesini, “orantılılık” ilkesini toplum yararına, birey aleyhine bozan bir düzenlemedir.

Yaşanmış ve bu kanuna konu olan bir olayı aktarmak istiyorum: Germencik Cumhuriyet Başsavcılığının 2009/280 sayılı iddianamesiyle bir vatandaşın 1’inci derece sit alanı içerisinde bulunan arazi içerisindeki bahçede incir ağaçlarının arasında çukur kazdığı ve yeni incir ağaçları diktiğinden bahisle 2863 sayılı Kanun’un 65/b maddesi uyarınca sanığın cezalandırılması talep edilmiştir. Sanık durumundaki malik savunmasında, isnat edilen suçlamaya konu eylemi kabul etmiş, kendi taşınmazı olması sebebiyle, ağaç dikmesinin suç olduğunu bilmediğini beyan etmiştir. Buradan da anlaşılacağı gibi vatandaşımızın kendi mülkiyetindeki bir taşınmaz üzerinde düzenlemeden haberi olmadığı gibi, cezai bir müeyyideyle karşı karşıya kaldığı da görülmektedir.

Değerli milletvekilleri, şimdi önünüze görüşülmek üzere gelen taslakta benzer konudan muzdarip vatandaşımız düşünülmüş müdür? Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçesi ortada iken yeni düzenlemede kanunun ilk çıkarıldığı yıllardan bile daha geride bir sosyal devlet anlayışı var. Vatandaşın yıllarca ekip biçtiği arazi taşınmaz kültür varlığı ilan edilecek, siz onu Resmî Gazete ile Bakanlık İnternet sayfasından duyuracaksınız; bu, düpedüz, vatandaşı bir şekilde tuzağa düşürmektir. Onu bu yasanın 65’inci maddesi müeyyideleriyle baş başa bırakıyorsunuz.

Bu kanun tasarısı vesilesiyle bu kanunun ek 4’üncü maddesi kapsamında yetkilendirilen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı uygulamalarına da değinmek istiyorum.

Bilindiği üzere Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 644 ve 648 sayılı kanun hükmünde kararnamelerde “Kervan yolda düzülür.” mantığıyla teşkilatlanan, akabinde 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun ve torba yasalardan da nasibini alan bir yasalar bütünüyle kurulmuştur.

Başlangıçta yerleşmeye, çevreye ve yapılaşmaya dair imar, çevre, yapı ve yapım mevzuatını hazırlamak, uygulamaları izlemek ve denetlemek, Bakanlığın görev alanı ile mesleki hizmetlerin norm ve standartlarını hazırlamak, geliştirmek, uygulamasını sağlamak ve ilgililerin kayıtlarını tutmak maksadıyla kurulan Bakanlık, 648 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve 6306 sayılı Yasa’yla âdeta tüm bakanlıkların görev alanına giren yetkileriyle onay bakanlığı hâline gelmiştir.

2004 yılında Bayındırlık ve İskân Bakanlığının düzenlemiş olduğu Deprem Şûrası’na komisyon üyesi ve şûra üyesi sıfatıyla katıldığım zaman merkezî yapılanmanın yıllar içerisinde ne denli kötü sonuçlar verdiğini ve daha sonra gelişigüzel dağıtılan yetkinin bir bakanlığı ne büyük açmazlara soktuğunu Bakanlığın bizzat kendi bürokratlarının ağzından dinlemiş, şahit olmuştum; öyle ki tüm teşkilat yapısı bayındırlık, imar, iskân ve afet üzerine kurulmuş bir Bakanlık, günübirlik yetki paylamışlarıyla yetkisiz ve kendine güvenini kaybetmiş, en ufak bir planlama yetkisini bile kullanamaz hâle gelmişti. Şimdi, aynı konu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı için de geçerlidir. Bir bilim adamı ve milletvekili olarak buradan önemle belirtmek istiyorum ki, bilgisiz veya iyi hesap edilmeden kullanılan yetkiler zaman içerisinde önü alınamayan hatalara neden olmaktadır.

Değerli milletvekilleri, yoğun göçlerle nüfusunun yüzde 75’inin kentlere yerleştiği, bazı kentlerimizin dünyadaki birçok ülke nüfuslarına eşdeğer olduğu bir ülke durumuna geldik. Yerleşmeye, çevreye ve yapılaşmaya dair tüm düzenlemelerin yer aldığı süreçler, sivil inisiyatiflerin de katkısının alınmasını gerektiren bir süreçtir. Sivil toplum kuruluşları ve meslek odalarının katkısının “mış” gibi alındığı hatta yok varsayıldığı, hapis cezalarıyla tehdit edildiği düzenlemelerin sonucunda bugün görüşülmek üzere önümüze gelen örnekte olduğu gibi durumlarla karşılaşmak kaçınılmazdır, Gezi Parkı olayı bunun en son örneğidir. Mesleki disiplinlerin ortak aklı kullanmaya yaklaşımlar günü geldiğinde içine düştükleri zorlukların üstesinden gelmek için bu yapıları kullanmak isteseler bile etkin bir paylaşım ve ortam elde edemezler. Bu sebeple Çevre ve Şehircilik Bakanlığı sivil toplum örgütleri ve mesleki disiplinlerle ilişkilerinde paylaşımcı olmalı –buna diğer bakanlıklar da dâhil- mutlak egemenlik mantığı yerine ortak aklın kullanıldığı mekanizmalar geliştirilmeli, uygulanacak projeler, paylaşımlar ve çalıştaylarla kamuoyunun görüşüne sunulmalıdır. “Ben yaptım, oldu.” şeklindeki mantığı terk etmelidir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu noktada size bir önemli konuyu daha aktarmak istiyorum. Bugün sekiz bin yıllık kültürel tarihi barındıran ve dokuz adadan oluşan İstanbul Adalar ilçesi kentin en dingin, en fazla tarihî yapı ve eseri barındıran, doğal, tarihî ve arkeolojik bir alandır. Adalar ilçesindeki beş adada, toplam 14 bin kişinin yaşadığı adalarda dillerin, etnisitenin ve inançların bir mozaiği barınmakta, barış ve huzurun hissedildiği, sizi geçmişe götüren bir müze ortamı bulunmaktadır. Vahşi kentleşmenin tahribatını yaşayan İstanbul’da en korunmuş ilçe Adalar ilçesidir. Kayıplar olmamış mıdır? Tabii ki olmuştur, gene de epey bir şeyler korunabilmiş ve bugünlere erişmiştir. 1.707 tane tescilli eski eser olup Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun masasında 206 yapı hâlâ tescil beklemektedir. Bu güzide ilçede imar ve rant fırtınalarının hüküm sürdüğü ilçelerdeki gibi bir düzen sürdürülemeyeceği çok açıktır.

Değerli milletvekilleri, sit alanı Adalar’ın ulaşım, eğitim, sağlık ve eserlerin korunması gibi bazı temel sorunları çözme konusunda STK’lar rapor hazırlamakta ve merkezî yönetimlere sunmaktadır. Bu sorunlardan hareketle Adalar Belediyesi ve Sayın Milletvekilimiz Celal Dinçer’in birlikte hazırladıkları bir kanun teklifi TBMM’ye sunulmuştur. Bu teklif hâlâ TBMM gündemine alınmamıştır. Hükûmet sözüm ona, yerel yönetimlerin güçlenmelerini sağlama, mevzuatı düzenleme görüntüsü verirken uygulamalar bunun tam tersini yani merkezî yönetime karar verme ve hatta tepeden inme uygulama yetkisi kullandırmaktadır. Bunun en son örneği Çevre ve Şehircilik Bakanlığı marifetiyle Heybeliada’nın bir parseli olan ve öyle gözüken Yassıada ve Burgazada’nın parseli olan Sivriada için 0,65 ve 0,40 yapılaşma oranıyla uygulama imar planların yapılması ve belediye ve ilgililere dikte edilmesidir. Bu duruma nasıl gelinmiştir?

Değerli milletvekilleri, Adalar 1973 yılından bu yana tarihî ve doğal ve arkeolojik nitelikleriyle tescil edilmiş sit alanıdır. 10 Ekim 2012’de 1 Numaralı Koruma Bölge Komisyonu Yassıada ve Sivriada’yı “sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanı” olarak belirlemiş, 8 Kasım 2012’de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bunu onaylamış, 16 Kasım 2012’de 5 Numaralı Koruma Kurulu, Yassıada için ucube bir karar vermiş, tarihî sit özelliğini bir kerede kaldırmıştır. Kimseye sormadan yapmıştır. Bakanlık, kendisinin 19 Temmuz 2012’de çıkardığı yönetmeliğin öngördüğü araştırma ve incelemeleri bile yapmadan, aceleyle, uydurma gerekçelerle, anlaşılmaz cümlelerle bu tarihî sit alanını kaldırma kararını almış ve uygulamaya yönelmiştir. Bu, kifayetsiz bir marifettir.

Ancak kurul tarihî sit alanı kaldırılırken Yassıada’nın, daha önce 5 Numaralı Koruma Kurulu tarafından tescil edilen 1’inci derece doğal sit alanı ve 3’üncü derece arkeolojik sit alanı statüsü yok varsayılmıştır. Tarihî sit engelse doğal sit ve arkeolojik sit bu yapılaşma açgözlülüğüne engel değil midir?

Anlaşılan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Yassıada ve Sivriada’yı bu tasarruflardan sonra yoğun yapılaşmaya açmayı kafaya koymuştur. Hükûmet bu kararın hemen arkasından, yangından mal kaçırır gibi, 18 Nisan 2013 tarihinde 6456 sayılı Kanun’un görüşmelerinde 3996’ya ek maddeyle Yassıada ve Sivriada’yı kültür ve turizm yatırımları için yapılaşmaya açmıştır. Bu ne sürat!

Daha da vahimi, Hükûmet Yassıada ve Sivriada’ya yapılacak imar ve inşaat uygulamalarının, 3621 sayılı Kıyı Kanunu hükümlerine ve diğer mevzuatta yer alan kısıtlama ve prosedürlere tabi olmadığına da karar vermiştir. Adalar Belediyesi alınan bu kararlara itiraz etmiş, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu itirazları ve yerel yönetim idaresini hiçe sayarak tepeden inme, ceberutça Yassıada’nın 1/5000 ve 1/1000’lik imar planlarını hazırlamıştır. Adanın tarihî sit alanı özelliğini ortadan kaldırdıktan sonra doğal ve arkeolojik sit alanı özelliklerini hukuksuzca yok varsayarak ve askerî yasak lejandını da silerek turizm ve kültürel tesis olarak askıya çıkarmıştır. Aklınıza gelen her türlü ticari, turistik tesis ve bina inşa edilmesi, Yassıada ve Sivriada’da mümkün olacaktır. İlamda yapılaşma alanı kaç biliyor musunuz? Yassıada için yüzde 65, Sivriada için yüzde 40. Yani Yassıada için 67 bin metrekare inşaat yapılacak demektir bu hesaba göre. Artık bu metrekareye ne yaparlarsa… Bu planların daha önce yap-işlet-devret projesi üstlenmiş olan şirketlerin yeni bir proje yüklenmesine engel değildir kapsamında onaylandığı görülmektedir. Yani minareyi çalan kılıfını hazırlamıştır. Yassıada ve Sivriada üzerinde ve kıyılarında artık bahtımıza ne çıkarsa onu yapacaklar.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığının belki de ilgili diğer bakanlıkları yok varsayarak ceberut ve tepeden inmeci davranışını, Hükûmet tarafından Yassıada ve Sivriada’ya özel yapılan kanun değişikliklerini, parsel bazında uygulama imar planı yapma cüretkârlığını gözden kaçırmayınız. Bu, birçok yere uygulanacaktır. Bakanlığın yerel yönetimi, kent konseyini, Adalar halkını ve STK’ları yok varsayışını ibretle izliyoruz.

Bahsettiğim bu gelişmeler olurken yeni bir gelişme yaşanmıştır. Hükûmetten aldıkları talimat üzerine Heybeliada’yı bazı şirketlerden, TOKİ’den ve Sağlık Bakanlığından bazı kimseler gelip inceleme yapmışlardır ve şu anda Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Heybeliada’da 224 dönümde özelleştirme çalışması yapmaktadır. TOKİ, Heybeliada’ya neden teşrif etmiştir? Yerel yönetim seçimleri öncesi bu güzide mekânlara çılgın projeler düşünenler mi var acaba?

Bakınız, Adalar ilçesi kaymakamı Sayın Ahmet Arabacı, 31 Mart 2013’te bir gazetede demiş ki: “Su gelmiş, -Adalar için söylüyor- doğal gaz gelmiş, yol neden gelmesin?” Yani Pendik’ten, Kartal’dan Adalar’a yol yapacak, düşünebiliyor musunuz? “Büyükada’ya kara yoluyla ulaşım sağlanabilirse Adalar daha yaşanabilir yer hâline gelir. Dörtte 1’i daha imara açılırsa Adalar daha da canlanır.” diyor Her adaya böyle bir kaymakam atandığını düşünsenize.

Bakanlık bugün yaptığı düzenlemelerle özel çevre koruma bölgelerini, millî parkları, tabiat parklarını  ve tabiat koruma alanlarını ve doğal sit alanlarını fütursuzca kullanmanın yolunu açıyor. Bir bakıyorsunuz su havzalarına giriliyor, ormanlara giriliyor; bir bakıyorsunuz 5 emsalli gökdelenler yanı başınızda zuhur etmiş. Bunlar yapılırken bir de marka kent uyduruğu dillendiriliyor. Kimlik gitti marka geldi. TASAM tarafından yürütülen ve ”Türkiye'nin Stratejik Vizyonu 2023” konulu çalışmada kentlerin turizm özelinde markalaştırılması, satılması çalışmaları yürütülmektedir. Hangi ülke tarihsel kentlerin çevresini ve kimliğini bu kadar bozar?

Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Heybeliada’da çalışırken Başbakanlık Özelleştirme İdaresinden bir yetkiliyi, TOKİ’den bir yetkiliyi, Sağlık Bakanlığından bir yetkiliyi davet ettik. “Lütfen teşrif edin, Heybeliada’da sizi ağırlayalım, Adalar halkına burada ne yapacağınızı anlatın. İyi şeyse biz de destekleyelim ama bizi bilgilendirin, bilgilenme hakkımızı kullanıyoruz.” Başbakanlık Özelleştirme İdaresinden bir bürokrat geldi ve bize hiçbir şey söylemedi, aldığı talimat üzerine yalnızca özelleştirme çalışması yaptığını söyledi. Dolayısıyla, TOKİ’nin ve Sağlık Bakanlığının şu anda değerleme yapılan ve inceleme yapılan arazide nasıl bir proje yapacağı, 224 dönümde orman bakımından yoğun orman alanı olan, içinde bazı sanatoryum tesis binaları olan, sanatoryumu kullanılmayan bu arazide ne yapacağını bilmek istiyoruz ve maalesef bugüne kadar da bilgilenemedik.

Biz Adalar halkı olarak, Adalar’da yaşayan bir kişi olarak bu süreci yakından izleyeceğiz, gerekirse Mecliste de zaman zaman bunu dile getireceğiz. Adalar halkı olarak burada yapılan projenin ne olduğunu, Heybeliada’da yapılacak projenin ne olduğunu bilmek istiyoruz.

Anlaşılan şimdi sıra yeşil Adalar’a geldi. İstanbul’da arazi kalmadı mı? Yeşili, denizi, kıyıları, havayı, doğayı ve tarihi mahveden o yağmacı zihniyeti reddediyoruz. Adalar’ımıza gelirken kötü emellerinizi başka yerde bırakınız.

Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Evet, teşekkür ediyorum.

Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz isteyen Ahmet Duran Bulut, Balıkesir Milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)

MHP GRUBU ADINA AHMET DURAN BULUT (Balıkesir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu Tasarısı hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, kültür bir milletin yaşama biçimidir.

“Ben ki İdil’le konuşurdum, Nil’le konuşurdum.

‘Sangaryos’u ‘Sakarya’ yapan,

‘İkonyom’u ‘Konya’ yapan,

Dille konuşurdum.” derken, tarihçinin “Viyana’dan Çin Seddi’ne kadar gidecek olursanız anlaşabilmeniz için sadece Türkçe bilmeniz yeterlidir.” ifadesi bir büyük coğrafyadaki Türk kültürünün varlığını ortaya koyar. Bu kültür varlığı tabii ki yazıda, çizide, resimde, heykelde, binada, yontuda her alana yerleşmiş bizim kültür ve kültür varlıklarımızı oluşturmuş, tabiat varlıklarımızın zenginliğini sağlamış bir büyük hazinemiz. Tabii ki bu değerlerimizin korunması gelecek nesillere daha sağlıklı aktarılması adına bakanlığımızın yapmış olduğu çalışmalar şüphesiz yeterli değildir. Bu çerçevede hazırlanmış ancak eksik hazırlanması, kanun yapma tekniğine yeterince riayet edilmemesi neticesinde yeniden Meclise getirilerek düzeltilmiş bulunmaktadır.

Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak tasarıya olumlu oy vereceğiz. Sadece bu kanunla değil, birçok kanun gelmekte, tekrar yenilenerek Genel Kurul bu konuda meşgul edilmiş olmaktadır. Dileğimiz odur ki bürokratların, Bakanlığın bu konularda daha dikkatli, daha duyarlı olması ve düzgün kanun yapması konusunda gerekli hassasiyeti göstermesidir.

Değerli milletvekilleri, Anadolu coğrafyası içerisinde beş bin yıldır Türk milleti bu topraklarda bulunmaktadır. Ankara’nın Güdül ilçesine gittiğiniz takdirde orada Orhun Abidelerindeki yazıtları, oradaki resimleri göreceksiniz. Yine, Türk Tarih Kurumunun ortaya çıkardığı, Yüksekova’da milattan önce 1200 yıllarına ait balbalların, Türk mezarlarının olduğunu göreceksiniz.

Bu büyük coğrafya içerisinde, çevresini telle çevirin, neredeyse bir açık hava müzesi görünümündeki böyle bir zenginliğin farkına varmanın, bunu korumak adına duyarlı olmanın önemine işaret etmek istiyorum. Kanunlarla bu zengin kaynakların korunmasının çok zor olacağını düşünüyorum. Bu ancak topluma, insanlara verilecek bir bilinçle mümkündür. Bu bilincin verileceği yer de temelde okullardır. Hangi okulda, hangi müfredatta, hangi ünitede kültür değerlerimizin varlığı, bir Manas Destanı, tarihten günümüze gelen edebiyatın akışı içerisinde Hoca Ahmet Yesevi’den Hacı Bektaş Veli’ye, Yunus Emre’den Mevlânâ’ya, bizim gönül dünyamızın kapılarını açanların… Okumuş, üniversiteyi bitirmiş kaç çocuğa bunlarla ilgili temel sorular sorduğunuzda doğru cevap alabilirsiniz? Bu zengin tarihin, zengin kültürün ayakta duran eserlerini korumak adına bilinçlenmemiş insanların fırsatçılık yaparak, yağmacılık yaparak, başkalarının o zenginliklerini alıp ellerinden götürmesine göz yumarak, aracı olarak bu zenginliklerimizin dışarıya gitmesine, dışarıya kaçırılmasına neredeyse alet olan, bunun karşılığında menfaat güden zihniyetler bizim bu eğitim kurumlarımızda yetişti, bugünlere geldiler. Ülkemizde 15 bin höyük var, 15 bin höyük. Yani Amerika’ya bir kaymakam dostum gitmişti. Kendilerinin herhangi bir tarihî kalıntısı olmadığı için, sadece Kızılderilileri öldürdükleri okların, kamaların, kılıçların dışında bir eski ahşap yapının var olduğunu ve Türkiye’den giden heyeti oraya götürürlerken kaymakam bey “Herhâlde çok muhteşem bir tarihî eserleri var ki bizi böyle özenle götürüyorlar.” diye ifade etmişti. Anadolu’nun şu an hâlâ ayakta duran bir köy evinin bir ahşap yapısından farkı olmayan, tarihi 100-150 yılı bulan bir yapının, kendilerinin çok değer verdiği bir zenginlik kaynağının bizim kültür değerlerimizle, bizim Anadolu’daki eserlerimizle kıyas dahi kabul etmeyeceği bir gerçektir.

Turizmi sadece güneş, deniz, kum diye gören, bu zengin kaynaklarımızı ifade etmekten aciz yapımız, bu zengin ülkenin fakir insanların kaderini bize yaşatmasına sebep olmaktadır. Çanakkale bölgesinde -Asos, Truva, Neandria, Kestanbol- milattan önce 2000-3000 yıllarından kalma, klasik çağdan önce, arkaik çağdan kalan, arabanızla giderken yolun sağında 12 metrelik granit sütunları gördüğünüz, lahitlerle oralarda karşılaştığınız bir manzara içerisinde bir zaman tünelinden geçer gibi kendinizi hissedersiniz. İnsanları makinalarla, çeşitli gösterilerle tarihe yolculuk yaptıracaklarına Anadolu’ya getirip Anadolu’da yolculuğa bu insanları sevk etmek gerekmektedir. Ancak bu tarihî yapıları koruma bilincinden yoksun insanlar o 2 metre çapında, 12 metre uzunluğundaki sütunu değirmene taş yapmak için keskiyle vurup kırarak şekilsiz bir hâle getirmiş. O çağda hangi teknolojiyle, hangi teknikle o 12 metrelik graniti 2 metre çapında pürüzsüz hâlde yonttuklarını bugün çözemeyen insanın en azından o güne bir saygı duyması gerekir.

Dünyanın yedi harikasından biri olarak adlandırılır Mısır piramitleri. UNESCO, bu değerlerin ortaya çıkması için büyük paralar harcamış, Türkiye’de de kiliselerin onarımına bu paralarını aktarmaktadır. Bu harikalara baktığımız zaman bir Türk olarak, dünyanın ihtişamlı gördüğü o piramitlerin, sırf bir firavunun zevkinin yerine getirilmesi adına, onu taşıyan, o taşları taşıyan kölelerin, o kölelerin yediği kırbaçların, o yolda ölen o insanların kanını, canını, emeğini görüp o insanın nefsinin yığınına harika diyemeyecek bir yapısı var bu milletin. Çünkü bu millet, yaratılana Yaradan’dan dolayı sevgi gösteren, saygı gösteren, değer veren, emeğe saygı gösteren Türk milleti. Süzülüp geldiği o medeniyetin içerisinde insana değer vermiş; yaptığı eserler, hanlar, hamamlar, köprüler, kemerler, bütün bunları insanlığın hep faydasına, insanların yararına olan eserler dünyaya getirmişlerdir. Bir Mimar Sinan’ın yapmış olduğu eserin günümüze kadar gelişi, insanlığın inançlarına, ibadetlerini yapmasına en güzel ortamı hazırlaması, öyle bir medeniyetin simgesi durumunda bulunması, bizlerin, kendi medeniyetimiz ve kültürümüzle övünmemize sebep olmaktadır.

Bu zengin coğrafyanın ayakta durmasında koruma kurullarına büyük görevler düşmektedir. Bakanlığın genel bütçe içerisinde kendisine verilen en az payla, en düşük payla bu koca coğrafyadaki kültür varlıklarımızı korumak, kollamak, ayakta tutmak adına vermiş olduğu mücadeleyi ancak alkışlamak gerekir çünkü böylesine dar bir bütçe, böylesine dar, az bir ekip ve ayakta tutmaya çalışılan, korunmaya çalışılan… Hatta yanlış bir anlayışla Almanya’nın bilmem ne üniversitesi geliyor, bir yerde kazı yapıyor.

Ben eğitimciyim, Çanakkale’nin bir ilçesinde görev yapıyordum. Bir okulun önünde bir arslan heykeli vardı, bir gecede arslan kayboldu gitti yani birileri çaldı bunu, birileri götürdü. Birileri -bizim veyahut da insanlığın ortak malıdır bu değerler, bu kültür varlıkları- ortaya çıksın da insanlık faydalansın diye değil, insanların gözünü bağlayıp kendi ülkelerine bunları kaçırmayı amaç edinen “eser kaçakçılığı” adıyla peşinen bu ülkeye gelen… Bu konuda tedbir almak adına, dikkatli olmak adına da Bakanlığımıza büyük görevler düşmektedir.

Türkiye’de, bu anlamda yetişmiş çok uzman kadromuz var, yetişmiş çok bilim adamımız var, Batı’nın böyle kadrolarına ihtiyaç duymayacağımız gerçekten bir birikimimiz var. Bunları, bu konuda, bu eserlerin ortaya çıkması adına daha duyarlı, daha dikkatli kadrolarımıza almamız gerekmektedir.

Son zamanlarda, AKP hükûmetleri dönemlerinde bir kilise muhabbetidir, edebiyatıdır almış gidiyor. İki yüz yıldır, üç yüz yıldır camiye dönüştürülmüş birçok kiliseyi tekrar kiliseye dönüştürme hevesleri var. Hangi Hristiyan’ın talebi ise bu bilemiyorum ama bu anlamda çok dikkat çekici, çarpıcı örneklerden size bahsetmek istiyorum: Safranbolu’nun Merkez Camii üç yüz yıllık bir cami, bu camiyi kiliseye çeviriyorlar. Bu camide yapılan tahribat değil midir? O yıldan bu yıla gelmiş, cami perspektifini kazanmış, o şekilde donatılmış bir yeri, şimdi, herhâlde Safranbolu’da Hristiyanlar ürettiniz ki onlara sunsun diye mi… Yoksa, hangi Batı’dan gelip de ibadet yapmak isteyen Hristiyan’a bu mekânı sunacaksınız bilemiyorum.

Daha ilgincini size ifade etmek istiyorum. İzmir Alaçatı’ya gideniniz var mı? Lütfen gidin. Alaçatı’da -merkez camide- bir camiye önceden “kilise” diye ortadan bir perde çekmişler, caminin bir tarafı cami, diğer tarafı kilise olarak kullandırılıyor. Sayın Kültür Bakanımızın da dikkatine sunuyorum, yani bu ibadethanelerimizi, artık yüzlerce yıldır Türk İslam medeniyetinin kültür yapısını oluşturan bu dokuları, İkonion’u Konya yaptığı gibi, Sangarius’u Sakarya yaptığı gibi o kiliseyi de cami yapan… Ancak gelen Hristiyanların ibadet ortamlarının çok bulunduğu bu yapıları, zoraki, illa hangisi bir şeyler bulup eski şekline dönüştürme çabalarını da… Yıkılan, ayakta durmakta mecali olmayan uyduruk projelerle belirli işletmecilere o tarihî yapıların içerisinde binalar kurdurarak o kendi kültür değerlerimizin yıkılmasına, tahrip olmasına onay veren mercilerin ceza almaları da kanunda yer alıyor. Bu anlamda daha dikkatli, daha duyarlı olmaları lazım bilhassa yerel yöneticilerin. Bu konuda duyarlılık tabii ki bir eğitimle ancak mümkün.

Ülkenin bu yapısı içerisinde bu ülkenin kimliğini, Türk kültürünün imzasını atan birçok tarihî yapılar var. Mesela, bir yeri yerleşim yeri olarak belirliyorlar, bir plan çiziyorlar ve imara açıyorlar. Orada bir Türk mezarlığı var ve tarihî bir mezarlık, orada bu mezar taşları bulunmakta. Bu tarihî kalıntılar o ülkenin geçmişi hakkında, tarihi hakkında hem senet hem de bu tarihi ifade eden oradaki belgeler mahiyetinde olan bu değerlerin korunması adına da Bakanlığın daha dikkatli, daha duyarlı olması gerekmektedir işte Yüksekova’dan Ankara’nın ilçelerine kadar, Sivas’ta, Erzincan’da bulunan koruganlara kadar.

Biz, öyle 1071’de Anadolu’ya gelen bir millet değiliz. O bin iki yüz yıl öncesi, beş bin yıl öncesi buralardaki Türk eserlerinin bugün tarih yüzüne çıkıyor olması, dünya kamuoyunda birçok bilim literatüründe yer almış olması, bulunması bu topraklara Türk mührünün vurulduğunun dünyaya bir ispatıdır. Bunu ispatlamak için aslında pek bir ihtiyaç, lüzum da hissedilmiyor. Bu ülkenin tarihî ve kültürel geçmişi içerisinde bu varlıkların bugün hâlâ dün olduğu gibi ayakta durmuş olması, geleceğe de dimdik, tutarlı, daha düzgün taşınmış olması, bizlerin, hepimizin sorumluluğu, hepimizin görevi.

Bakanlığımızın, bu anlamdaki bu kültürel mirasın korunması, bu zenginliklerimizin ileriye taşınması için yasal çalışmaların yanı sıra Millî Eğitim Bakanlığı ve ilgili bakanlıklarla da koordine içerisine girerek hem kaynakların ortaya çıkarılması hem sivil toplum kuruluşlarının katılımlarının sağlanması, özel idarelerin, belediyelerin, bunların da katkılarının alınarak ayakta durmakta güçlük çeken bu tarihî zenginliklerimizin yeniden hayata kazandırılması adına canlandırılması lazım.

Şehirlere bakıyoruz: Bir şehir, benim ilim Balıkesir; Zağnos Paşa Camii var. Yanına ucube binalar yapılmış, arkasında yine bir yatır var, onun yanında bir hamam var ama aralarına binalar yapılmış, sundurma. Orası şehrin merkezi.

Yani buralarda sadece belediyelere de bu anlamda imkân verilmemeli, yetki verilmemeli ancak tarihî eserlerin korunması konusunda -beni çok memnun eden, memnuniyetle gördüğüm- mesela, birçok MHP'li belediyede olduğu gibi Bursa'da şahit oldum, AKP'li belediyenin Bursa'nın tarihî eserlerinin korunması adına çok büyük gayret gösterdiğine şahit oldum ve çok memnun oldum, mutlu oldum. Bu gibi tarihî eserlerin, bu dokuların korunmasındaki duyarlılık sahibi kişileri de bırakmamak gerekiyor; sorumluluk, yetki vermek gerekiyor.

Bizim birçok tarihî eserin onarımında rölöve planı çıkartılmıyor, çıkartılması gerekiyor. Diyelim ki Gezi Parkı’nda kışlanın yapılması adına birtakım faaliyetler yapılıyor ama rölöve planı yok. Rölöve planı olmayan bir yerde eski şekline uygun nasıl bir şey yapılabilir? Bütün eserlerimizin, bütün tarihî, kültürel ve tabiat varlıklarımızın bu anlamda kayıt altına alınması, aslına uygun bir şekilde bakımının, onarımının sağlanması gerekmektedir.

Kişilere izin veriliyor veyahut da bu konuda duyarlı, tarihî eserlerin yapımı konusunda, onarımı konusunda uzman olmayan kişilere bu işler verildiğinde ucube bir yapı ortaya çıkıyor. Babakale Kalesi onarılmış. Orayı gittim gezdim. Kalenin aslı ayrı, ilavesi ayrı. Yani, eskisine benzetilmeyen, benzetilmeye çalışılan bir yapı.

Şimdi bizler burada kiliselerin onarımı konusunda Türkiye Cumhuriyeti devleti kaynaklarını aktarırken Midilli Adası’nda camilerimiz hayvan damı olarak kullanılıyor. Geçtiğimiz dönem Bakanlığa bu anlamda önerge verdim, “Şurada şu cami, eski Türk camisi eşek damı olarak -affedersiniz- kullanılıyor.” diye Bakanlığın dikkatini çektim. Bu gibi ülkemizdekileri korumakla birlikte, dışarıdakiler de bizim zenginliklerimiz, kültür varlıklarımız, bunların da değerlendirilmesi, korunması adına özen gösterilmesini istiyorum.

Tabii ki bunun için değerli milletvekilleri, güncel olan konu Andımız. Andımız’ın okullardan kaldırılması bugünden itibaren sağlandı. Huzurlarınızda andı tekrarlamak istiyorum bir öğretmen olarak.

Türk’üm, doğruyum, çalışkanım.

İlkem, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymaktır.

Ülküm, yükselmek, ileri gitmektir.

Ey büyük Ata!

Açtığın yolda hiç durmadan, hedefe kadar varacağıma ant içerim.

Varlığım Türk varlığına armağan olsun.

Ne mutlu Türk’üm diyene!

(CHP ve MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Tasarı üzerinde Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına söz isteyen, Erol Dora, Mardin Milletvekili. (BDP sıralarından alkışlar)

BDP GRUBU ADINA EROL DORA (Mardin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 491 sıra sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı üzerine Barış ve Demokrasi Partisi adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, Türkiye’de doğayı korumaya ilişkin yasal düzenlemelerin tarihi 1950’li yıllara uzanmaktadır ancak çevreye ilişkin politikalar ve kurumsal yapılanma, 1972 tarihinde Stockholm’de yapılan Birleşmiş Milletler İnsan ve Çevresi Konferansı’ndan sonra başlamıştır. Kurumsal yapılanma sonrasında ülkemizin çevreyle ilgili uluslararası sözleşmelere taraf olma süreci hızlanmıştır.

Türkiye’yle ilgili katılım müzakerelerinin çevre faslının 21 Aralık 2009 tarihinde düzenlenen hükûmetler arası konferansla açılması onaylanmıştır. Brüksel’de yapılan hükûmetler arası konferans ile mali yükü çok fazla olmasına rağmen çevre faslı açılmıştır. Çevre faslının açılmasıyla birlikte, Türkiye dört konuda önceliği yerine getirmekle yükümlü tutulmuştur. Açılış kriterlerinde ise Türkiye’nin komisyona kapsamlı bir strateji sunması ve Türkiye’nin Avrupa Topluluğu ve Türkiye Gümrük Birliği Ortaklık Konseyinin kararlarına uygun olarak ilgili çevre müktesebatının uygulanmasına dair yükümlülüklerini yerine getirmesi beklenmiştir.

Türkiye’nin 1996 yılında taraf olduğu Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi, ülkelere kendi sınırları içindeki biyolojik çeşitlilik değerlerini ve tabii kaynaklarını belirleme, koruma ve sürdürülebilir bir şekilde kullanma sorumluluğu yüklemektedir.

Değerli milletvekilleri, yasa tasarısının genel gerekçesinde belirtildiği gibi, Anayasa’nın “Tarih, kültür ve tabiat varlıklarının korunması” başlıklı 63’üncü maddesindeki hüküm son derece açık ve nettir: “Devlet, tarih, kültür ve tabiat varlıklarının ve değerlerinin korunmasını sağlar, bu amaçla destekleyici ve teşvik edici tedbirleri alır. Bu varlıklar ve değerlerden özel mülkiyet konusu olanlara getirilecek sınırlamalar ve bu nedenle hak sahiplerine yapılacak yardımlar ve tanınacak muafiyetler kanunla düzenlenir.” Bu hüküm ile ülkemizdeki kültür ve tabiat varlıkları anayasal güvence altına alınmıştır.

Bilindiği gibi, Anayasa Mahkemesi, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun “Cezalar” başlıklı 65’inci maddesinin (a) ve (b) fıkralarını Anayasa’ya aykırı bularak iptal etmiş ve yürürlüğünü Resmî Gazete’de yayımından itibaren bir yıl süreyle ertelemişti. Tasarıyla iptal kararının yürürlüğe gireceği 13 Ekim 2013 tarihinden önce, ilgili iptal kararı doğrultusunda bir sit alanındaki korunması gerekli taşınmaza yapılan müdahalelere ilişkin olarak koruma bölge kurullarınca alınacak kararların ilgili herkesin bilgisine sunulmasını sağlamaya yönelik kanuni güvence sağlanması, korunması gerekli kültür ve tabiat varlıklarının korunma alanlarına ilişkin olarak koruma bölge kurullarınca alınacak kararların maliklere, ilgililere tebliğ edilmesi öngörülürken cezai müeyyideler yeniden düzenlenmektedir.

Yasa tasarısının Anayasa’nın ilgili hükmüne yaptığı vurgu böylesine açık ve netken, AK PARTİ Hükûmetinin iktidara geldiğinden bu yana doğayı korumaya ilişkin bütün uygulamaları maalesef doğanın yok edilmesine yönelik olmuştur. Esasen Genel Kurulda görüştüğümüz bu yasa tasarısı, ülkemizdeki kültür ve tabiat varlıklarının korunmasına yönelik olarak değil, tam tersine yok edilmesine yönelik olarak hazırlanmıştır. Benzer bir süreci Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Yasa Tasarısı’nın hazırlık aşamasında görmüştük.

3 Ekimde torba kanuna sıkıştırılarak yasalaşan ÇED Yönetmeliği’nin değiştirilmesi de benzer bir zihniyetin ürünü olarak görülebilir. 1983 yılında yürürlüğe giren Çevre Kanunu’nun 10’uncu maddesine göre altı ay içinde yayınlanması gereken ilk ÇED Yönetmeliği ancak on yıl sonra, 1993 yılında yayınlanabilmiş, sonrasında birçok değişikliğe uğramıştır. Yapılan son değişiklikle birlikte, yargı tarafından iptal edilen önceki düzenlemeler sözcük oyunlarıyla yeniden getirildi. Çevreye olumsuz etkileri olacağı belli olan büyük yatırımların ÇED muafiyeti yönetmelik hükmü hâline getirildi. Yönetmelik değişikliği, torba yasa içine gizlenerek, yasalaşan ÇED muafiyeti yasası düzenlemesi için yapılmıştır. 23/6/1997 tarihinden önce kamu yatırım programına alınmış olup 29/5/2013 tarihi itibarıyla planlama aşaması geçmiş ve ihale sürecine başlamış olan veya üretim veya işletmeye başlamış olan projeler ile bunların gerçekleştirilmesi için zorunlu olan yapı ve tesisler ÇED kapsamı dışında tutulmuştur. İlk ÇED Yönetmeliği’nin yayımlandığı 7/2/1993 tarihinden önce üretime veya işletmeye başlayan projeler yine ÇED kapsamı dışında tutulmuştur.

Böylelikle, İstanbul’a üçüncü köprü, üçüncü havaalanı, Gebze-İzmir otoyolu, Hasankeyf’i sular altında bırakacak Ilısu Barajı, nükleer santraller gibi çevresel olumsuz etkileri yoğun olan dev projeler ÇED kapsamı dışına çıkarılmıştır. Yeni yönetmelikle de halkın katılımı yüzeysel ve aldatmaca işlemler olarak öngörülmektedir. ÇED olumlu kararı ya da ÇED gerekli değildir kararı verildikten sonra proje sahibi tarafından taahhüt edilen hususlara uyulmadığının tespit edilmesi durumunda doksan güne kadar süre verilerek üç ay süreyle kirlenmeye göz yumulacak, daha önce defalarca yargı tarafından iptal edilen maden, petrol, doğal gaz, kaya gazı veya jeotermal arama projelerinin ÇED’den muaf tutulması düzenlemesi yeni yönetmelikle “ÇED gerekli değildir”e dönüştürülmektedir. Afet riski altındaki alanların dönüştürülmesinde ÇED süreci işletilmeyecek, alınacak önlemlere Çevre ve Şehircilik Bakanlığı karar verecek, yani kentsel dönüşümde ÇED raporlarıyla beraber halkın katılımı yok olacaktır.

Yeni yönetmelikle ÇED olumlu kararı alan projelerin inşaat dönemine ilişkin izleme ve kontrolü raporlama çalışmaları Bakanlıkça yetkilendirilmiş kurum ve kuruluşlara verilerek denetim özelleştirilmektedir.

Değerli milletvekilleri, uygulanan neoliberal ekonomik politikaların doğal varlıklar üzerinde yarattığı baskı gün geçtikçe artmaya devam etmektedir. Yeni yönetmelikle de ÇED sadece yatırımın veya bir faaliyetin gerçekleştirilmesi için gerekli izin alma prosedürlerinden biri olarak görülmekte, yaşam alanları üzerindeki baskı bertaraf edilmemektedir. Çözüm, insanın ve doğanın sömürüsünün önüne geçecek, her alanda eşitliği, her alanda özgürlüğü sağlayacak, yaşamı koruyacak politikaların hayata geçirilmesidir.

Türkiye'nin çevre karnesini Yale Üniversitesinin çevre performansı indeksinden faydalanarak incelemek ve değerlendirmek mümkündür. 2012’deki indeks 132 ülkeyi kapsıyor ve hem hava kirliliği, çocuk ölümleri gibi genel olarak insan sağlığıyla alakalı olan parametreleri özetleyen çevresel sağlık hem de iklim değişikliği, biyoçeşitliliğin korunması ve ormanların durumu gibi doğa korumayla ilgili olan ekosistem canlılığı adında iki ana başlık üzerinden sıralamalar yapıyor. Türkiye bu iki ana başlık üzerinden hesaplanan toplam çevre notuyla sınıfta kalıyor. 132 ülke arasında 109’uncu sırada Moldova ve Umman’ın arasında. İndeksin doğa koruma ile ilgili ekosistem canlılığı kısmında da durum bir o kadar kötü. Türkiye bu endekste 132 ülke arasında 118’inci sırada. Dahası, doğa koruma notumuz anbean kötüye gidiyor. Son on yıldaki notumuzdaki düşüş bizi trend sıralamasında 112’nci yapıyor.

Peki, Türkiye neden doğa koruma konusunda başarısız? Bunun sebeplerini, doğayı gerçekten hiçe sayan, barajsız nehri boşa akan su kabul eden, öte yandan da doğa korumayı sadece ağaç dikmek olarak algılayan kalkınma zihniyetinin ve bunun icraatsal ve hukuki dışa vurumlarında da görmek mümkün. Örneğin, Türkiye’de doğa korumayla yükümlü kuruluş olan Orman ve Su İşleri Bakanlığı, köprü ve baraj gibi büyük projelerde Çevre Etki Değerlendirme raporu gerekliliğini ortadan kaldıran yasa, geçen dönem torba yasayla geçti. 2010 ve 2011 yıllarında doğa koruma alanlarında maden aranmasına olanak tanıyan, sulak ve kıyısal alanların koruma alanlarından çıkarılması sonrasında baraj yapımı ve turistik tesisleşme önündeki kontrol mekanizmalarını ortadan kaldıran 2/B arazilerinin rehabilitasyonu veya korunması yerine bunların farklı amaçlarla kullanılması ve satılmasına olanak sağlayan yasalar Meclisten geçti.

Erciş’te konut yapımı için kesilecek ormanlar, sular altında kalacak Allianoi antik şehri, İstanbul’a yapılacak üçüncü köprü ve havaalanı, Akkuyu ve Sinop’ta yapılacak nükleer santraller gibi onlarca yıkıcı ve tehlikeli proje çevre notumuzun düşük olmasındaki etkenlerden bazıları.

Gerçek ilerleme, iyi yapılanların takdir edilmesinin yanı sıra neyin iyi yapılmadığının ifadesiyle sağlanır. Muhalefet olarak bunları söylerken çözüm yollarının bulunması için çaba sarf ediyoruz. Mesela eğer Kars’ta Aras Nehri üzerine yapılması planlanan Tuzluca Barajı Türkiye’nin kuşlarının yarısından fazlasının bulunduğu ve konakladığı bir alanı yok edecekse bu barajın planının değiştirilmesi gerekiyor. Sosyal ve çevresel problemlerin Hükûmet tarafından kale alınması ve Hükûmetin bu sorunların çözülmesi için “ben ne dersem o”culuktan ve şiddetten uzak, uzlaşma içeren çözümler oluşturmak yönünde çaba göstermesi Türkiye’de katılımcı bir demokrasi anlayışının hayata geçirilmesi için gerekli adımlardan biri olarak görülebilir.

Değerli milletvekilleri, 2008 yılında çevrecilerin boş vakitlerini değerlendirmek için bu işi yaptıklarını savunarak “Ben çevreciyim, çevrecinin daniskasıyım, asıl çevreci benim.” diyen Sayın Başbakan “Gerçek çevreci AK PARTİ iktidarıdır.” demişti. Sayın Başbakan döneminde uygulanan çevre politikalarına göz attığımızda maalesef bunun tersini görmekteyiz.

12 bin yıllık tarih ve kültür abidesi olan Hasankeyf’i sular altında bırakacak olan Ilısu Barajı inşaatı, yargı kararlarına rağmen hukuksuz bir biçimde sürmektedir. UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası Listesi için aradığı 10 kriterden 9’una sahip Hasankeyf’i sulara gömecek projeye ilişkin, Danıştay 14. Dairesi, Ilısu baraj ve HES projelerinin Çevre Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği’nden muafiyetini durdurarak davacı olan Türkiye Mimarlar ve Mühendisler Odası Birliğine bağlı mimarlar odası ve peyzaj mimarları odasına kararı 7 Ocak 2013’te tebliğ etmişti. Hasankeyf ve civarındaki mağaralarla kaplı jeolojik oluşum tamamen sular altında kalacak ve Dicle Vadisi’nde 400 kilometre uzunluğunda bir göl oluşturacak Ilısu Baraj inşaatı çalışmaları tüm hızıyla sürerken Batman Çevre Gönüllüleri Derneğinin verdiği son güncel bilgiye göre ise baraj inşaatının yüzde 60’a yakın bölümü tamamlanmış durumda.

İzmir Bergama’daki antik kent Allianoi, Yortanlı baraj suları altına gömüldü. Ilıcanın yanı sıra köprüler, caddeler, sokaklar, geçiş yapılarının yanında Peri Kızı gibi yüzlerce tarihî eserin gün yüzüne çıkarıldığı Allianoi, AK PARTİ iktidarı döneminde İzmir 2 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulunun kararıyla üzeri kumla kapatıldı ve sulara gömüldü. Tarihte sağlık merkezi olarak anılan antik kent Allianoi yağış rejimi ve bitki örtüsüyle bağlantılı olarak yaklaşık kırk ila altmış yıl arasında ömrü olduğu düşünülen Yortanlı Barajı’nın gölet alanında yaklaşık 12 ila 15 metrelik alüvyon dolgu altında kaldı.

Dersim’de Munzur Vadisi’nde ekolojik dengeyi ve doğal yaşamı olumsuz etkileyip bozacak olan HES projesi de ÇED raporu alınmadan inşa edilmek istendi ancak buna karşı Dersim halkının ve çevrecilerin yürüttüğü mücadele sonrasında Ankara 8. İdare Mahkemesi ocak ayında projenin iptaline karar verdi. DSİ, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile EPDK’nın (Enerji Piyasaları Denetleme Kurulu) verilerine göre, dere ve vadiler üzerinde kamu ve özel sektöre ait yaklaşık 200 HES işletme hâlinde bulunuyor. Bunların dışında, inşaat çalışması devam eden proje aşamasında yaklaşık 1.750 HES var. Planlama aşamasında olan 325 HES ile birlikte bu sayı 2 bini geçiyor. Ayrıca, Bakanlık verilerine göre, yapılması planlanan HES’lerle birlikte sayının 2.300’lere kadar ulaşacağı biliniyor.

Siyanürle altın arama faaliyetleri hâlâ gündemde olan bir konu ve bu maden ocakları ve tüm hukuk mücadelelerine rağmen faaliyetlere devam etmektedir. Uşak Eşme yakınlarında, 26’yla 28 Haziran 2006’da, altın madeninde siyanürle altın arama çalışmalarında yaşanan kaza nedeniyle 1.500’ün üzerinde köylü zehirlenmişti. Eşme’de uzun yılları kapsayan hukuk mücadelesi ve yaşananlar hepimizin malumu. İzmir’in Bergama ilçesine bağlı Ovacık köyünde de siyanürlü altın çıkarma çalışmaları yapılıyordu. Burada doğaya verilen zarar ise gözle görünür biçimde gelişti. Ördek, eşek gibi kimi hayvanların biyolojik yapılarında meydana gelen farklılıklar ise hafızalarda tazeliğini koruyor.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, kültür ve tabiat varlıklarının korunmasıyla ilgili çıkarılacak yasalarda Avrupa Birliği kriterlerinin gözetilmesi gerektiğini düşünüyoruz, ki Hükûmetin teorik olarak yapmaya çalıştığı budur ancak Avrupa Birliğine uyum sürecinin yalnızca birlik düzenlemelerinin iç hukuka yansıtılmasından ibaret olmadığını belirtmek gerekir. Uygulama düzeneklerinin kurulması ve gereken yatırımların gerçekleştirilmesi de bu sürecin bir parçasıdır.

Genel olarak değerlendirmek gerekirse, Avrupa Birliğine çevre uyumunda en önemli konunun bütün politika alanlarında çevresel kaygıların göz önünde bulundurulması olduğu söylenebilir.

Çocuklarımızdan miras aldığımız kültür ve tabiat varlıklarını büyük bir özenle sonraki kuşaklara da aktarabilmeliyiz.

Bu vesileyle, AK PARTİ Hükûmetinin, uygulamaya soktuğu çevre politikalarını ekolojik kaygıları ön plana çıkararak yeniden gözden geçirmesi gerektiğini düşünüyor, bu duygularla tekrar Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (BDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Birleşime beş dakika ara veriyorum.

                                                                               Kapanma Saati:20.01

BEŞİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 20.08

BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER: Fehmi KÜPÇÜ (Bolu), Muharrem IŞIK (Erzincan)

----- 0 -----

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 4’üncü Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.

491 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Şimdi, tasarı üzerinde şahsı adına söz isteyen Ayşenur İslam, Sakarya Milletvekili. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

AYŞENUR İSLAM (Sakarya) – Sayın Başkan, yüce Meclisimizin değerli üyeleri; 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı hakkında konuşmak üzere söz aldım. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Hepimiz biliyoruz, kültür, toplumları birbirine yaklaştıran ve farklı olana duyulan ilgi sebebiyle de birçok ilişkiyi beraberinde getiren bir kavram. Tarih boyunca farklı uygarlıklara ev sahipliği yapmış olan ülkemizde ise taşınır ve taşınmaz kültür varlıkları kendi alanlarında son derece zengin bir envanter sunuyorlar. Nitekim, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü UNESCO’nun dünya mirası listesinde ülkemizden 10’dan fazla eser var hepinizin bildiği gibi. Bu sayıları artırmak aslında çok mümkün ama ben mümkün olduğu kadar kısa bir konuşma yapmayı tercih edeceğim.

Bu zengin kültürel değerlerin korunarak yaşatılması, gelecek nesillere aktarılması, biliyorsunuz, Anayasa’mızın güvencesi altında, 63’üncü madde bu konuyu düzenliyor. 1983 yılında da şimdi üzerinde tartışma yapacağımız ve bazı maddelerini düzenleyeceğimiz kanun yürürlüğe girdi bildiğiniz gibi. Söz konusu kanun kültür ve tabiat varlıklarının sadece korunmasını düzenlemiyor, aynı zamanda, bakım, onarım, yenilenme, restorasyon, teşhir ve tanzimine ilişkin iş ve işlemleri de düzenliyor ama çok önemli bir tarafı da herhangi bir zararı önlemeye yönelik caydırıcı ilkeleri ve cezaları düzenleyen de yine aynı kanun.

2863 sayılı Kanun’un 65’inci maddesine göre, korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının yıkılmasına, bozulmasına, tahribine, yok olmasına veya her ne suretle olursa olsun zarara uğramasına kasten sebebiyet verenler, yurt dışına kaçırmaya teşebbüs edenler, sit alanlarında geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartlarına, koruma amaçlı imar planlarına ve koruma bölge kurullarınca belirlenen koruma alanlarında öngörülen şartlara aykırı, izinsiz, inşaî ve fiziki müdahale yapanlar veya yaptıranlar çeşitli şekillerde cezaya çarptırılıyorlar. Bununla birlikte, biraz önce saydığımız bu düzenlemeleri içeren 65’inci maddenin (a) ve (b) fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 11/4/2012 sayılı kararıyla iptal edildi, biraz önce arkadaşlarımızın da söylediği gibi ve iptal kararı önümüzdeki hafta yürürlüğe girecek.

Bugün gündeme aldığımız bu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı’yla Anayasa Mahkemesi kararında işaret edilen hususlar doğrultusunda şunları yapıyoruz: Herhangi bir sit alanındaki korunması gerekli taşınmaza yapılan müdahalelere ilişkin olarak alınan koruma bölge kurulu kararlarının ilgili herkesin bilgisine sunulmasını sağlamaya yönelik yasal güvenceler sağlanacak. Buna göre, kanunun 7’nci maddesi kapsamında koruma bölge kurulu kararıyla tescil edilen taşınmazın kadastral bilgileriyle birlikte tapu siciline şerh düşülmek üzere ilgili tapu müdürlüğüne bildirilmesi, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile koruma alanlarına ilişkin tescil kararlarının, maliklere 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca tebliğ edilmesi, sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazların tescil kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ve Kültür ve Turizm Bakanlığının İnternet sayfasında bir ay süreyle duyurulması öngörülüyor.

Ayrıca, koruma alanlarına ilişkin hükümlerin yer aldığı yasanın 8’inci maddesinde de biraz önce sözünü ettiğim 7’nci maddeye paralel birtakım değişiklikler yapılıyor ve dolayısıyla cezai müeyyidelerin  birey açısından öngörülebilir olmama durumu da giderilmiş oluyor.

Keza, 65’inci maddede birtakım değişiklikler var. Korunması gereken kültür varlıklarına “tescil edilen sit alanları” ibaresi ekleniyor. “Koruma bölge kurullarından izin almaksızın inşai ve fiziki müdahale yapanlar veya yaptıranlar” ibaresi de yine maddeye ekleniyor ve kanun maddesinin kapsamı hem güncelleniyor hem de biraz daha genişletilmiş oluyor.

Çok kısaca söylemem gerekirse, yapılan düzenlemelerle uygulamada alenilik sağlanmış olacak, koruma bölge kurulu kararlarının ilgililere duyurulması güvence altına alınmış olacak; böylece, cezai yaptırımların açık, net, öngörülebilir ve uygulanabilir olması sağlanmış olacak.

Burada önemli bir husus şu: Tahmin edebileceğiniz gibi şu anda yürürlükte olan, görülmekte olan pek çok dava var söz konusu maddeye aykırı davranış ve tutumlardan dolayı. Şimdi, önümüzdeki hafta da bu madde yürürlükten kalkacağı için hukuki alanda büyük bir boşluk doğacak. Onun için çok gerekli, çok elzem, herkesin oy birliğiyle komisyonda kabul ettiği, katkılarını sunduğu bu önemli güncel maddeyi Genel Kurulumuzda da oy birliğiyle kabul etmeyi sizlere teklif ediyorum ve bunun memleketimiz adına, kültürel varlıklarımız ve kültürel değerlerimiz adına son derece önemli ve değerli olacağını söylemek istiyorum.

Bir de küçük bir not: Biraz önce burada çok güzel bir konuşma yapan değerli arkadaşımız… Güzel konuşmaydı, şunun için: Bugüne kadar bu alanda yapılan, kültür varlıklarına gösterilen ehemmiyeti vurgulayan bir konuşmaydı, değerbilir, hakbilir bir konuşmaydı. Orada iki konuya değindi, Safranbolu Merkez Camisinin kiliseye  çevrilmesi endişesini taşıdığını söyledi. Arkadaşlarımla görüştüm, böyle bir şey yok. 1950’li yıllarda camiye dönüştürülmüş eski bir kiliseymiş burası, restorasyon projesi cami olarak alınmış, onaylanmış, restorasyon devam ediyor ve cami olarak tekrar hizmete açılacak.

Çeşme Alaçatı’daki camide de yine böyle bir durumun var olduğunu söyledi arkadaşımız, bu konudaki endişesini belirtti. Orada da endişeye mahal bir durum olmadığını öğrendik. Cami gerçekten eski bir kilise ama yüzlerce yıldır cami olarak kullanılıyor. Yalnız, burada bir restorasyon yapılmış, restorasyon sırasında eski freskler ortaya çıkmış. Bu freskler koruma altına alınmış. Namaz kılındığı zamanlarda fresklerin önü örtülüyormuş perdelerle. Durum bundan ibaret. Endişeye mahal verecek bir durum yok. Bir kere de vali izniyle burada gelen Hristiyan turistler bir ayin düzenlemişler.

Bütün bunları belirttikten sonra yasayı desteklerinize arz ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Sayın Başkan, bir açıklama yapmak istiyorum.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Halaçoğlu.

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, şimdi değerli arkadaşımızın söyledikleri iki konu üzerinde ben bizzat araştırma yapmış olduğum için bir açıklama yapmak istiyorum. Alaçatı’daki cami, fresklerin ortaya çıkmasıyla bir düzenleme yapılmış bir cami değil, maalesef birtakım ekler yapılmak suretiyle kilise hâline bir tarafı getirilmiştir, sol tarafı. Dolayısıyla perdeyle orası kapatılmıştır, herhangi bir freskin filan ortaya çıkmasıyla yapılmış bir kilise değildir. Orada belediyenin kendisine göre yapmış olduğu bir işlem vardır. Dolayısıyla bir restorasyon sırasında da ortaya çıkmış bir hadise söz konusu değildir çünkü hem onun eski hâlini biliyorum hem de şimdiki hâlini biliyorum, hatta fotoğraflarını da çektim. Orada bir yanlışlık var.

Safranbolu’daki Merkez Camisiyle ilgili ise onun çevresindeki kilise müştemilatı şu an restore edilmektedir ve ilginç olan şey: Safranbolu’ya bir metropolit atanmıştır. Dolayısıyla metropolitin orada oturması için cami, kiliseye tekrar çevrilip müştemilatı çevrilerek ayrı bir yeni cami yapılması planlanmıştır. Dolayısıyla durum bundan ibarettir.

Bilgilerinize sunuyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

1’inci maddeyi okutuyorum:

KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI KORUMA KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK

YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI

 

MADDE 1- 21/7/1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 7 nci maddesinin dördüncü fıkrası yürürlükten kaldırılmış, maddeye beşinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkralar eklenmiş ve maddenin son fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Tescil kararları, tescil olunan taşınmazın kadastral bilgileri ile birlikte, tapu siciline şerh düşülmek üzere ilgili tapu müdürlüğüne bildirilir.

Tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararları, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca maliklere tebliğ edilir.

Sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazların tescil kararları, Resmî Gazete'de yayımlanır ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulur."

"Tespit ve tescil ile ilgili usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir."

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

2’nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 2- 2863 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasına birinci cümlesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümle ve birinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

"Korunma alanlarına dair koruma bölge kurulu kararları, 7201 sayılı Kanun uyarınca maliklere tebliğ edilir."

"Malikleri idarece tespit edilemeyen kültür ve tabiat varlıklarının korunma alanlarının tesciline ilişkin kararlar, Resmî Gazete'de ilan yoluyla duyurulur ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle yayımlanır."

BAŞKAN - Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

3’üncü maddeyi okutuyorum:

 

MADDE 3- 2863 sayılı Kanunun 65 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"MADDE 65- Tescil edilen sit alanları ve korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarının bu Kanuna göre tebliğ veya ilan edilmiş olmasına rağmen yıkılmasına, bozulmasına, tahribine, yok olmasına veya her ne suretle olursa olsun zarar görmesine kasten sebebiyet verenler ile koruma bölge kurullarından izin alınmaksızın inşaî ve fizikî müdahale yapanlar veya yaptıranlar, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasıyla cezalandırılır.

Bu Kanuna aykırı olarak yıkma veya imar izni verenler, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasıyla cezalandırılır.

Birinci ve ikinci fıkralarda belirtilen fiiller, korunması gerekli kültür ve tabiat varlığını yurt dışına kaçırmak amacıyla işlenmiş ise verilecek cezalar bir kat artırılır.

Bünyesinde koruma, uygulama ve denetim büroları kurulan idarelerden 57 nci maddenin yedinci fıkrası uyarınca izin almaksızın veya izne aykırı olarak tamirat ve tadilat yapanlar ile izinsiz inşaî ve fizikî müdahale yapanlar veya yaptıranlar altı aydan üç yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılırlar."

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

4’üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 4- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

5’inci maddeyi okutuyorum:

MADDE 5- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Tasarının tümünü oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.

Beşinci sıraya alınan Güneydoğu Avrupa Savunma Bakanları Süreci Çerçevesinde Koordinasyon Komitesi Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

 

5- Güneydoğu Avrupa Savunma Bakanları Süreci Çerçevesinde Koordinasyon Komitesi Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/390) (S. Sayısı: 322)

 

BAŞKAN – Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

Altıncı sıraya alınan Güneydoğu Avrupa Çokuluslu Barış Gücü Anlaşmasına Beşinci Ek Protokol ve Protokole İlişkin Teknik Hataların Düzenlenmesi Tutanağının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

 

6- Güneydoğu Avrupa Çokuluslu Barış Gücü Anlaşmasına Beşinci Ek Protokol ve Protokole İlişkin Teknik Hataların Düzenlenmesi Tutanağının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/647) (S. Sayısı: 383)

 

BAŞKAN – Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

Bundan sonra da komisyonların bulunmayacağı anlaşıldığından, alınan karar gereğince kanun tasarı ve teklifleriyle komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla görüşmek için 9 Ekim 2013 Çarşamba günü saat 14.00’te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.

Kapanma Saati: 20.23

 



(x) Sözlü soru önergeleri Genel Kurulda okunmamış olup tutanağa eklidir. ]

 

(x) 491 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.