TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

                                                                                TUTANAK DERGİSİ

 

                                                                                                   2’nci Birleşim

                                                                                         2 Ekim 2013 Çarşamba

 

(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu Tutanak Dergisi’nde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)

 

                                                                                               İÇİNDEKİLER

 

I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

II.- GELEN KÂĞITLAR

III.- YOKLAMALAR

IV.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI

1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur Bahçekapılı’nın, ilk kez Başkan Vekili olarak görev yapmasına ilişkin konuşması

2.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur Bahçekapılı’nın, gündem dışı konuşmalardan sonra İç Tüzük’ün 60’ıncı maddesine göre yapılan kısa söz taleplerini karşılayamayacağına ilişkin konuşması

 

V.- ANT İÇME

1.- . Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal’ın ant içmesi

 

VI.- AÇIKLAMALAR

1.-  İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın, TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur Bahçekapılı’ya yeni görevinde başarılar dilediğine ve tutuklu milletvekillerinin her birleşimin başında yemin etmeye davet edilmesini istirham ettiğine ilişkin açıklaması

2.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi’nin, CHP Grubu olarak, TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur Bahçekapılı’ya ve yasama görevine başlayan Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal’a başarılar dilediklerine, hâlen 7 milletvekilinin tutuklu olmasının bir demokrasi ayıbı olduğuna ve TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur Bahçekapılı’nın İç Tüzük’ün 60’ıncı maddesinin uygulamasıyla ilgili kararı nedeniyle üzüntü duyduklarına ilişkin açıklaması

3.- Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in, BDP Grubu olarak, TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur Bahçekapılı’ya yeni görevinde başarılar dilediğine, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 24’üncü Döneminin Dördüncü Yasama Yılının ülkemize ve halkımıza hayırlı uğurlu olmasını ve tutuklu milletvekillerinin bir an önce görevlerine başlamalarını temenni ettiklerine ve ülkemizin yepyeni bir barış dönemine ihtiyacı olduğuna ilişkin açıklaması

4.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli’nin AK PARTİ grup önerisi üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

5.- Giresun Milletvekili Nurettin Canikli’nin, İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın AK PARTİ grup önerisi üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

6.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi’nin, Genel Kurul salonunda yenilenen ses sistemine ilişkin açıklaması

 

VII.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları

1.- Manisa Milletvekili Muzaffer Yurttaş’ın, 1-7 Ekim Camiler ve Din Görevlileri Haftası’na ilişkin gündem dışı konuşması

2.- Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan’ın, Kocaeli’nin Gebze ilçesindeki sorunlara ilişkin gündem dışı konuşması

3.- Afyonkarahisar Milletvekili Kemalettin Yılmaz’ın, 5 Eylül 2012’de Afyonkarahisar’da meydana gelen ve 25 askerimizin şehit olduğu olaya ilişkin gündem dışı konuşması

 

VIII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Tezkereler

1.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Cemil Çiçek ile İdare Amiri ve Türkiye-KKTC Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı Ömer Faruk Öz’ün, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi Başkanı Dr. Hasan Bozer’in vaki davetlerine icabetle 20 Temmuz 2013 Barış ve Özgürlük Bayramı’na katılmalarına ilişkin tezkeresi (3/1285)

2.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Cemil Çiçek başkanlığındaki bir heyetin, İran İslami Danışma Meclisi Başkanı Ali Larijani’nin vaki davetine icabetle İran’a ziyarette bulunmasına ilişkin tezkeresi (3/1286)

3.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, Türkiye Büyük Millet Meclisinin Güney Doğu Avrupa İş Birliği Süreci Parlamenter Asamblesine üye olmasına ilişkin tezkeresi (3/1301)

 

B) Meclis Araştırması Önergeleri

1.- Ordu Milletvekili İdris Yıldız ve 22 milletvekilinin, ülkemizdeki su kaynaklarına ilişkin sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/723)

 

 

2.- Mersin Milletvekili Vahap Seçer ve 27 milletvekilinin, 5957 sayılı Sebze ve Meyveler ile Yeterli Arz ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Malların Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un uygulamasında yaşanan sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/724)

3.- Kütahya Milletvekili Alim Işık ve 20 milletvekilinin, özel öğretim kurumları ve buralarda çalışanların sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/725)

 

IX.- ÖNERİLER

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri

1.- BDP Grubunun, Van Milletvekili Nazmi Gür ve arkadaşlarının 23/10/2011 ve 9/11/2011 tarihlerinde yaşanan iki büyük deprem akabinde Van merkeze bağlı köylerde tespit edildiği üzere enkazların kaldırılmamasının ve yapılması vadedilen ev ve hayvan barınaklarının yapılmamasının nedenlerinin belirlenmesi amacıyla 23/5/2013 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına vermiş olduğu Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 2 Ekim 2013 Çarşamba günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

2.- CHP Grubunun, İstanbul Milletvekili ve Grup Başkan Vekili Mehmet Akif Hamzaçebi’nin İstanbul ili Maltepe ilçesi Gülsuyu Gülensu Mahallesi’nde son günlerde halkın huzurunu bozan ve Hasan Ferit Gedik isimli vatandaşımızın öldürülmesi ile sonuçlanan olayların araştırılması amacıyla 2/10/2013 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına vermiş olduğu Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 2 Ekim 2013 Çarşamba günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

3.- AK PARTİ Grubunun, Genel Kurulun çalışma saatlerinin yeniden düzenlenmesine; 8 ve 22 Ekim 2013 Salı günkü birleşimlerinde bir saat sözlü soruların görüşülmesini müteakip diğer denetim konularının görüşülmeyerek gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmında yer alan işlerin görüşülmesine; 9, 23 ve 30 Ekim 2013 Çarşamba günkü birleşimlerinde sözlü soruların görüşülmemesine ilişkin önerisi

 

X.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR

1.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, Kırıkkale Milletvekili Oğuz Kağan Köksal’ın CHP grup önerisi üzerinde yaptığı konuşması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

 

XI.- SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru'nun, son beş yılda ele geçirilen uyuşturucu miktarına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/112) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

2.- İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in, İstanbul'da bir kişinin elektrik direğindeki akıma kapılarak yaşamını yitirmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/2033) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

3.- İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in elektrik dağıtım şirketlerinin sayaç değiştirme işlemlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/2066) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

4.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, bazı illerimizde yaşanan elektrik kesintilerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/2078) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

5.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, Kars eski süt fabrikası lojmanlarındaki eksikliklere ilişkin Dışişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/2132) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

6.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, TPAO Batman Bölge Müdürlüğündeki kiralık araçların toplam maliyetlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/2133) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

7- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu'nun, doğal gaz ve elektriğe yapılan zamlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/2216) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

8.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu'nun, Kahramanmaraş'ın ilçelerinin doğal
gaz ihalesine çıkılacak ilçeler arasında yer almamasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2217) ve Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

9.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, 2007-2012 yılları arasında Ankara'da doğal gaz
aboneliği sayısına, kullanım miktarı ile aboneliklerini iptal ettiren kişi sayısına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/2224) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

10.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, 2007-2012 yılları arasında Ankara genelindeki
kaçak elektrik kullanım miktarı ile meydana gelen gelir kaybına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2225)
ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

11.- Kütahya Milletvekili Alim Işık'ın, 2012 yılında ülkemizde akaryakıt ürünlerine yapılan
zamlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/2228) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı

12.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın, Türkiye'deki nükleer santrallere ilişkin sözlü soru
önergesi (6/2260) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

13.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın, Türkiye'deki HESTere ilişkin sözlü soru önergesi
(6/2261) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

14.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın, Türkiye'deki termik santrallere ilişkin sözlü soru
önergesi (6/2262) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

15.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın, Türkiye'deki fueloil, doğal gaz ve ham petrole
dayalı santrallere ilişkin sözlü soru önergesi (6/2263) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı

16.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın, Türkiye'deki yenilenebilir enerji kapasitesine ilişkin
sözlü soru önergesi (6/2264) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

17.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın, Türkiye'de yapılan boru hatlarına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/2265) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

18.- Kütahya Milletvekili Alim Işık'ın, 2012 yılı içinde akaryakıt, doğal gaz ve elektriğe
yapılan zamlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/2288) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı

19.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, Hakkari'ye bağlı ilçe ve köylerdeki elektrik
direklerinin yenilenmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/2298) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldız'ın cevabı

20.- Giresun Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu'nun, Giresun'un Espiye ilçesindeki
yaylaların elektrik altyapı ihtiyacına ilişkin sözlü soru önergesi. (6/2333) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

21.- Giresun Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu'nun, Giresun'un Yağlıdere ilçesindeki
yüksek gerilim hatlarının taşınması talebine ilişkin sözlü soru önergesi. (6/2336) ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

22.- Adana Milletvekili Ali Halaman'ın, 2003-2012 yılları arasındaki petrol kaçakçılığı
verilerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/2350) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı

23.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar'ın, Antalya ilinin Kaş ilçesine bağlı bir köyün elektrik
sorununa ilişkin sözlü soru önergesi (6/2366) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı

24.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, Batman'da tüp dolum tesislerinin yerleşim alanları
içinde olduğu iddiasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2374) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldız'ın cevabı

25.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, 2002-2012 yılları arasında Jeotermal kaynaklardan
faydalanma kapasitesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/2393) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldız'ın cevabı

26.- Antalya Milletvekili Arif Bulut'un, Zincirli HES projesinin doğa sporlarına yapacağı
olumsuz etkilere ilişkin sözlü soru önergesi (6/2406) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı

27.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, yenilenebilir enerji kaynaklarının arttırılmasına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/2442) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

28.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, 2002-2012 yıllarında kullanılan ve ithal edilen
doğal gaz miktarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2480) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı

29.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, 2007-2012 yılları arasında elektrik
faturalarından alınan TRT payına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2481) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

30.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, jeotermal enerji üretimine ilişkin sözlü soru
önergesi (6/2516) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

31.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, yenilenebilir enerji kaynakları hakkındaki
çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/2517) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı

32.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, doğal gaz boru hatlarının geçtiği illerde oluşturduğu
risklere ve alınacak tedbirlere ilişkin sözlü soru önergesi (6/2534) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

33.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın, ülkemizdeki doğal gaz rezervlerine ve doğal gaz
ithaline ilişkin sözlü soru önergesi (6/2555) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı

34.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, 2007-2012 yılları arasında hidrokarbon arama
amaçlı yapılan sondajlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/2641) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldız'ın cevabı

35.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, Batman'da elektrik şebekesinin yetersizliğinden
kaynaklanan sorunlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/2696) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldız'ın cevabı

36.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, elektrik faturalarında bazı bedellerin
gösterilmemesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/2711) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı

37.- Adana Milletvekili Ali Halaman'ın, akaryakıt kaçakçılığını önlemeye yönelik çalışmalara
ilişkin sözlü soru önergesi (6/2725) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

38.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, Kars, İğdır ve Ağrı'da yaşanan elektrik kesintilerine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/2741) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

39.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, Batman'da yaşanan elektrik kesintilerine ilişkin
sözlü soru önergesi (6/2744) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

40.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, Ardahan'da yaşanan elektrik kesintilerine ilişkin
sözlü soru önergesi (6/2753) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

41.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, petrol boru hattının geçtiği bölgelere ucuz doğalgaz
verilmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/2780) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı

42.-Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, 2007-2012 yılları arasında meydana gelen
maden kazalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2784) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı

43.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, 2007-2012 yılları arasındaki kaçak elektrik
kullanımına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2785) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı

44.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman'ın, Van ve Dicle dağıtım bölgelerindeki kaçak
elektrik kullanımına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2857) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı

45.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman'ın, Bakan Yardımcısına, görevlerine ve
çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2858) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı

46.- Adana Milletvekili Ali Halaman'ın, Adana'da yürütülen projelere ilişkin sözlü soru
önergesi (6/2866) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

47.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu'nun, HES inşaatlarında yaşanan kazalara
ilişkin sözlü soru önergesi (6/2894) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

48.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu'nun, jeotermal enerji kaynaklarına ilişkin
sözlü soru önergesi (6/2895) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

49.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman'ın, Bakanlıkça kiralanan araçlara ilişkin sözlü
soru önergesi (6/2912) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

50.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman'ın, yurtdışı gezilerine ilişkin sözlü soru önergesi
(6/2913) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

51.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman'ın, personelin Bakanlığa açtığı davalara ilişkin
Enerji ve sözlü soru önergesi (6/2914) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı

52.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu'nun, 2012 yılında yapılan enerji
tasarrufuna ilişkin sözlü soru önergesi (6/2961) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı

53.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu'nun, güneş enerjisi alanında yapılan
çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/3020) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı

54.- Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz'm, Yozgat'taki maden yataklarına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/3078) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

55.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, ülkemizdeki bor rezervlerinin değerlendirilmesine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3083) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

56.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, madencilik sektörüne ilişkin sözlü soru önergesi
(6/3084) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

57.-Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde afet
riski altındaki alanların dönüştürülmesi çalışmaları kapsamında Bakanlığa ait ve yıkılması gereken
binalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/3115) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı

58.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman'ın, kömür ihtiyacına ve üretimine ilişkin sözlü
soru önergesi (6/3121) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

59.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman'ın, doğal gaz ihtiyacına, üretimine ve ithalatına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3122) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

60.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman'ın, Bakanlık istisnai kadrolarına yapılan
atamalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/3123) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı

61.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman'ın, petrol ihtiyacına, üretimine ve ithalatına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3124) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

62.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu'nun, kömür gazlaştırma tesislerine ilişkin
sözlü soru önergesi (6/3188) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

63.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru'nun, Tokat'ta MTA tarafından sürdürülen madencilik
faaliyetlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/3201) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı

64.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, Kars'ta doğal gaz kullanımının yaygınlaştırılmasına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3208) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

65.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman'ın, 2002 yılından itibaren gerçekleştirilen temsil
giderlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/3218) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı

66.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, madencilik alanındaki çalışma şartlarına ve maden
mühendislerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/3326) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı

67.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, madencilik ve enerji üretimi alanındaki çalışmalara
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3327) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

68.- Adana Milletvekili Ali Halaman'ın, Adana ili ve ilçelerinde yürütülen kamu hizmetlerine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3360) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

69.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, maden ocaklarında iş güvenliğine ilişkin Enerji ve
sözlü soru önergesi (6/3388) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

70.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattına ilişkin
sözlü soru önergesi (6/3454) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

71.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, 2007-2013 yılları arasındaki taş kömürü ve
linyit ithalatına ilişkin sözlü soru önergesi (6/3472) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı

72.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru'nun, doğal gaz satışlarında limit uygulanıp
uygulanmadığına ilişkin sözlü soru önergesi (6/3568) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı

73.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, ısı yalıtımından kaynaklanan enerji açığının
maliyetine ilişkin sözlü soru önergesi (6/3589) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı

74.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru'nun, Tokat'taki doğal gaz çalışmalarına ilişkin sözlü
soru önergesi (6/3742) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

75.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, Kars'a yönelik proje ve yatırımlara ilişkin sözlü
soru önergesi (6/3771) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

76.- Kütahya Milletvekili Alim Işık'ın, Bakanlık tarafından kiralanan araçlar ile diğer taşınır
mallara ilişkin sözlü soru önergesi (6/3880) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı

77.- Kütahya Milletvekili Alim Işık'ın, Bakanlık tarafından kiralanan taşınmazlara ilişkin
sözlü soru önergesi (6/3910) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

78.- Kütahya Milletvekili Alim Işık'ın, elektrik faturalarına yansıtılan vergi ve katkı paylarına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3911) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

79.- Kütahya Milletvekili Alim Işık'ın, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen taşınır mal
satışlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/4051) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı

80.- Kütahya Milletvekili Alim Işık'ın, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen taşınmaz
satışlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/4066) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı

81.-Kütahya Milletvekili Alim Işık'ın, Bakanlık kadrolarına ve personel durumuna ilişkin
sözlü soru önergesi (6/4135) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

82.- Kütahya Milletvekili Alim Işık'ın, Bakanlık personelinin görev yeri değişikliklerine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/4137) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

83.- Kütahya Milletvekili Alim Işık'ın, 2002-2013 yılları arasında Bakanlıkta hizmet alımı
yoluyla veya sözleşmeli olarak çalıştırılan personele ilişkin sözlü soru önergesi (6/4160) ve Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

 

XII.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığını önlemeye yönelik çalışmalara ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'nun cevabı (7/23945)

2.- Muş Milletvekili Demir Çelik’in, SSPE hastalığına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'nun cevabı (7/25677)

3.- İstanbul Milletvekili Celal Adan’ın, Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlara ait lojmanlar ile söz konusu lojmanların satışına ilişkin sorusu ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı (7/26893)

4.- İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli’nin, İzmir’in Torbalı ilçesindeki bazı mahallelerde yaşanan sağlık sorunlarına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'nun cevabı (7/27322)

5.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında yer altı sularında saptanan insan kaynaklı kirletici maddeler ile ilgili verilere ilişkin sorusu ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/27913)

6.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, Bayburt’un Aydıntepe ilçesindeki çiftçilerin sulama sorunlarının çözümüne yönelik projelere ilişkin sorusu ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/28052)

7.- Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka'nın, yurt dışı görevlendirmelere,

Bakanlıktaki boş engelli kadrolarına,

Olası bir depremin etkilerinden korunmak için yapılan çalışmalara ve personele yönelik eğitimlere,

İlişkin soruları ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/28489), (7/28504), (7/28511)

 

8.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Bakanlık tarafından Iğdır ve Ağrı belediyelerine ayni ve nakdî yardım yapılıp yapılmadığına,

Muş, Hakkâri ve Şırnak belediyelerine ayni ve nakdî yardım yapılıp yapılmadığına,

Batman, Bingöl ve Bitlis belediyelerine ayni ve nakdî yardım yapılıp yapılmadığına,

Siirt ve Adıyaman belediyelerine ayni ve nakdî yardım yapılıp yapılmadığına,

Gümüşhane ve Bayburt belediyelerine ayni ve nakdî yardım yapılıp yapılmadığına,

Ardahan’daki belediyelere ayni ve nakdî yardım yapılıp yapılmadığına,

İlişkin soruları ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/29074), (7/29075), (7/29076), (7/29077), (7/29078), (7/29079)

 

9.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, sözleşmeli personel alımlarına ve memur kadrolarına atanmalarına ilişkin sorusu ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/29081)

10.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, güvenlik kamerası kayıtlarına ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Sadık Yakut’un cevabı (7/29666)

11.- Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin, Başbakan’ın TBMM’deki makam odasında yapılan tadilata ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Sadık Yakut’un cevabı (7/29667)

12.- Kocaeli Milletvekili Haydar Akar’ın, İçişleri Bakanlığı tarafından cevaplandırılmayan bazı soru önergelerine ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Sadık Yakut’un cevabı (7/29670)

13.- Manisa Milletvekili Özgür Özel’in, siyasi parti grup başkanlıklarında ve milletvekilleri ile çalışan sözleşmeli personele gönderilen bir yazıya ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Sadık Yakut’un cevabı (7/29671)

 

 

 

2 Ekim 2013 Çarşamba

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 15.00

BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI

KÂTİP ÜYELER: Muhammet Bilal MACİT (İstanbul), Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın)

----- 0 -----

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 2’nci Birleşimini açıyorum.

 

III.- Y O K L A M A

 

BAŞKAN – Elektronik cihazla yoklama yapacağız.

Yoklama için iki dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Toplantı yetersayısı vardır.

 

IV.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI

1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur Bahçekapılı’nın, ilk kez Başkan Vekili olarak görev yapmasına ilişkin konuşması

 

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, gündeme geçmeden önce, ilk defa Başkan Vekili olarak bu kürsüde olmam nedeniyle düşüncelerimi ifade etmek istemekteyim.

Özellikle bu yüce Meclise Başkan Vekili olarak beni seçmenizi, bana verilen büyük bir onur olarak görmekteyim. Beni bu göreve layık gören siz değerli milletvekillerine teşekkür ediyorum ve bu yasama yılının ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Umarım, bu yeni yasama yılında bu çatı altında yapılacak görüşmeler, düşünce özgürlüğü temelinde karşılıklı saygı, hoşgörü içinde ve kişi haklarını her koşulda önemseyerek gerçekleşir. Bu kürsüden dile getirilecek düşüncelerin bizler için ufuk açıcı ve zenginleştirici olacağına inanıyorum. Burada alınacak kararlar, hiç şüphesiz, sorumluluklarımızın göstergesi olacaktır.

Bilmenizi isterim ki ben de bu görevin bana yüklediği sorumlulukların bilincinde olarak yüce Meclisi başta Anayasa, yasa ve İç Tüzük hükümleri ile Parlamento teamüllerine bağlı olarak tarafsız bir şekilde yöneteceğim.

Ben, yüce Meclisi bizlere armağan eden Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını ve tüm şehitlerimizi saygıyla anıyorum.

24’üncü Dönem Dördüncü Yasama Yılının hepimiz için verimli ve başarılı geçmesini temenni ediyor, hepinizi sevgiyle selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Sayın milletvekilleri, dün Milliyetçi Hareket Partisi grup başkan vekilliklerine seçilen İzmir Milletvekili Sayın Oktay Vural’ı ve Kayseri Milletvekili Sayın Yusuf Halaçoğlu’nu kutluyor, başarılar diliyorum. (AK PARTİ, CHP ve MHP sıralarından alkışlar)

Bu arada, bir Fenerbahçeli olarak bugün oynanacak Şampiyonlar Ligi’nde Galatasaray’a da başarılar diliyorum. (Alkışlar)

Görüşmelere başlıyoruz.

 

V.- ANT İÇME

1.- . Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal’ın ant içmesi

 

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Anayasa’mıza göre milletvekillerinin göreve başlamadan önce ant içmeleri gerekmektedir.

Şimdi ant içmemiş olan Zonguldak Milletvekili Sayın Mehmet Haberal’ı ant içmek üzere kürsüye davet ediyorum.

Buyurun Sayın Haberal. (CHP sıralarından ayakta alkışlar)

(Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal ant içti)

(CHP ve MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Haberal.

Sayın milletvekilleri, gündeme geçmeden önce…

OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Buyurun Sayın Vural.

OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın Başkanım, bir hususu ifade etmek istiyorum. Tabii, Sayın Mehmet Haberal’ın…

BAŞKAN – Söz vereceğim Sayın Vural.

OKTAY VURAL (İzmir) – Öyle mi? Gündem dışıları vereceksiniz ama…

IV.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI (Devam)

2.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur Bahçekapılı’nın, gündem dışı konuşmalardan sonra İç Tüzük’ün 60’ıncı maddesine göre yapılan kısa söz taleplerini karşılayamayacağına ilişkin konuşması

 

BAŞKAN – Gündem dışına geçmeden önce ben bir açıklama yapayım.

Gündeme geçmeden önce 3 sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim ancak daha önce bir konuda açıklama yapmak istiyorum sayın milletvekilleri: Gündem dışı konuşmalardan sonra sayın milletvekillerinin İç Tüzük’ün 60’ıncı maddesine göre söz talepleri olabilmektedir.

Sayın milletvekilleri, İç Tüzük’ün 60’ıncı maddesinin dördüncü fıkrası pek kısa bir sözü olduğunu belirten üyeye Başkanın yerinden konuşma izni verebileceği hükmünü taşımaktadır. Bu konuda Başkanın takdir yetkisi olduğu İç Tüzük’ün açık hükmüdür. İç Tüzük’te gündemdeki konularla ilgili ve gündem dışında kimlerin konuşacağı tadadi olarak sayılmıştır. İç Tüzük’ün 59’uncu maddesine göre Meclis Genel Kuruluna duyurulmasında zaruret görülen olağanüstü ve acele hâllerde Başkanın beşer dakikayı geçmemek üzere en çok 3 kişiye söz verebileceği ve Hükûmetin bu konuşmalara cevap verebileceği öngörülmüştür. Dolayısıyla, bu maddede, verilen sözler zaten en üst düzeyde olmaktadır. Genel Kuruldaki görüşmeler sırasında gündem dışı konuşmalar üzerine yeniden söz vermenin 59’uncu madde hükmünün İç Tüzük’e aykırı olarak genişletilmesine ve 60’ıncı maddenin amacı dışında kullanılmasına neden olduğunu düşünmekteyim.

Bu nedenlerle, gündem dışı konuşmalardan sonra İç Tüzük’ün 60’ıncı maddesine göre kısa söz taleplerini karşılayamayacağımı bilginize sunarım.

SIRRI SAKIK (Muş) – Bu nasıl demokrasi Başkan?

BAŞKAN – Ancak sayın grup başkan vekillerinin söz talepleri olursa bu talepleri yerine getireceğim. [CHP sıralarından ”Demokrasi(!)” sesleri, alkışlar(!)]

Buyurun Sayın Vural.

VI.- AÇIKLAMALAR

1.-  İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın, TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur Bahçekapılı’ya yeni görevinde başarılar dilediğine ve tutuklu milletvekillerinin her birleşimin başında yemin etmeye davet edilmesini istirham ettiğine ilişkin açıklaması

 

OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın Başkan, öncelikle, size Meclis yönetmede başarılar diliyorum. İç Tüzük çerçevesinde yönetimlerinizin adalete uygun olacağına inancımı ifade etmek istiyorum.

Bu vesileyle de Sayın Mehmet Haberal’ın, millet iradesiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi milletvekili seçilmiş olmakla birlikte, maalesef Türkiye Büyük Millet Meclisine bu Üçüncü Yasama Yılında kavuşmuş olması gerçekten üzüntü verici. Ancak ben Türkiye Büyük Millet Meclisinden şunu da görmek istiyorum Sayın Başkan: Milliyetçi Hareket Partisinden seçilmiş Sayın Engin Alan da milletvekilidir. Sayın milletvekillerini, millet iradesiyle Türkiye Büyük Millet Meclisine gönderilmiş bütün milletvekillerini her birleşimin başında yemin içmeye davet etmenizi ve bu çağrıyı yapmanızı istirham ediyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar) Gerçekten bu bizim özlemimiz olmalıdır, bu bizim talebimiz olmalıdır. Olup olmayacakları hususu ayrı bir konudur ama her şeyden önce Meclis iradesinin, milletvekillerinin Türkiye Büyük Millet Meclisinde bulunması konusunda bu şekilde bir manevi desteğinin de çok önemli olduğunu ifade etmek istiyorum.

Teşekkür ederim. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Ben teşekkür ederim.

Sayın Hamzaçebi, buyurun.

2.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi’nin, CHP Grubu olarak, TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur Bahçekapılı’ya ve yasama görevine başlayan Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal’a başarılar dilediklerine, hâlen 7 milletvekilinin tutuklu olmasının bir demokrasi ayıbı olduğuna ve TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur Bahçekapılı’nın İç Tüzük’ün 60’ıncı maddesinin uygulamasıyla ilgili kararı nedeniyle üzüntü duyduklarına ilişkin açıklaması

 

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Yeni görevinizde başarılar diliyorum.

Bugün yemin ederek yasama görevine başlayan Zonguldak Milletvekilimiz Sayın Mehmet Haberal’a da Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak başarılar diliyoruz.

Ancak unutmayalım ki hâlen, halkın iradesine, milletin iradesine aykırı olarak 7 milletvekilimiz tutuklu bulunmaktadır. Sayın Başbakanın demokratikleşme paketi açıkladığı bir süreçte 7 milletvekilinin tutuklu olması bir demokrasi ayıbıdır.

Yine, Sayın Başkanın göreve başlarken, biraz önce yapmış olduğu açıklamayla daha önce 3 Meclis Başkan Vekilinin gündem dışı konuşmalardan sonra onar kişiye birer dakikayı geçmemek üzere verdiği söz hakkını kullanmayacağını ifade etmesi ve bu açıklamanın Sayın Başbakanın demokratikleşme paketinin hemen ertesinde yapılmış olması Türkiye Büyük Millet Meclisinin ne kadar demokrasiden uzaklaşacağının bir göstergesi olmaktadır.

Sayın Başkana ben Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak üzüntülerimi bildiriyorum, bu kararını gözden geçirmesini tavsiye ediyorum.

Teşekkür ederim. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Ben teşekkür ederim.

Sayın Baluken...

3.- Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in, BDP Grubu olarak, TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur Bahçekapılı’ya yeni görevinde başarılar dilediğine, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 24’üncü Döneminin Dördüncü Yasama Yılının ülkemize ve halkımıza hayırlı uğurlu olmasını ve tutuklu milletvekillerinin bir an önce görevlerine başlamalarını temenni ettiklerine ve ülkemizin yepyeni bir barış dönemine ihtiyacı olduğuna ilişkin açıklaması

İDRİS BAKUKEN (Bingöl) – Sayın Başkan, öncelikle biz de yeni görevinizin hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyoruz, sizlere başarılar diliyoruz.

Tabii, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 24’üncü Döneminin Dörd’üncü Yasama Yılının bütün ülkemize ve halkımıza hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyoruz. Ülkemizin, halkımızın, bölgemizin barışa, özgürlüğe, kardeşliğe, adalete, evrensel insan hakları kriterlerine ekmek kadar, su kadar, soluduğumuz hava kadar ihtiyacı olduğu bir dönemde bu yeni yasama yılının, bu talepleri karşılayacak şekilde, bu çatı altında çözümler üreterek sürdürülmesinin temennisini tekrar vurgulamak istiyoruz.

Burada, özellikle Dörd’üncü Yasama Yılına girerken hâlâ 8 milletvekili arkadaşımızın cezaevlerinde bulunmasının kabul edilemez olduğunu tekrar vurgulamak istiyoruz. Bugün 1 milletvekili arkadaşımızın yasama görevine başlamasını önemsiyor; diğer tutuklu bulunan, halkın iradesini temsil eden bütün milletvekili arkadaşlarımızın da bir an önce görevleri başına dönmesini temenni ediyoruz.

Ülkemizde bütün kimliklerin kendi dilleriyle, kendi kültürleriyle kendilerini özgürce ifade edebilecekleri Türk’ün, Kürt’ün, Laz’ın, Çerkez’in, Arap’ın, Sünni’nin, Alevi’nin özgür bir gelecek içerisinde barışı tesis edebileceği yepyeni bir döneme ihtiyacı olduğunu tekrar vurguluyoruz. Meclisin bu yeni yasama yılında en önemli önceliğinin de bu barışı tesis etmek olduğunu tekrar vurguluyoruz.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Baluken.

Şimdi görüşmelere başlıyoruz.

Gündem dışı ilk söz, Camiler ve Din Görevlileri Haftası vesilesiyle söz isteyen Manisa Milletvekili Sayın Muzaffer Yurttaş’a aittir.

Buyurun Sayın Yurttaş. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

 

VII.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları

1.- Manisa Milletvekili Muzaffer Yurttaş’ın, 1-7 Ekim Camiler ve Din Görevlileri Haftası’na ilişkin gündem dışı konuşması

 

MUZAFFER YURTTAŞ (Manisa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yeni yasama yılının hayırlara vesile olmasını dilerken yüce heyetinizi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.

1-7 Ekim tarihleri ülkemizde her yıl Camiler ve Din Görevlileri Haftası olarak kutlanmaktadır. Bu haftada ana temanın cami, kadın ve aile olarak belirlenmesi oldukça anlamlıdır. Dünyadaki savaşların, kavgaların, zulmün ve açlığın bitmesi için insanlığın, kadınlarımızın, barış dini olan İslam’la, Kur'an’la, camiyle buluşması gerekiyor çünkü gelecek nesilleri yetiştirecek olan öncelikle kadınlarımız ve annelerdir. Kadına emek vermek aileye ve gelecek nesillere emek vermektir. Cami, kucaklayan ve kendine geleni asla kapının dışına bırakmayan kutsal bir yuvadır. Öyleyse kadınıyla, çocuğuyla, genciyle, yaşlısıyla bütün fertlerinin bu yuvada huzura erme hakkı vardır.

Camiler cemaatin olduğu yerlerdir, birlik mekânlarıdır, barışın, özgürlüğün temsilcileridir. Camiler ve minareler İslam’ın sembolleri ve mührüdür. İslam tarihi boyunca yerleşim yerlerinin kimliğinin oluşmasında önemli bir yeri olan camilerimiz sosyal hayatın kalbinin attığı birer ilim, irfan ve kültür merkezi olmuştur. Cami, mihrabıyla bir mabet, minberiyle bir toplum, kürsüsüyle bir okuldur. Camiler şefkat ve merhamet duyguları ile müminlerin yekvücut olduğu, toplumun sorunlarına şefkat ellerini uzatan makamlardır. Camiler tüm hayırlı hizmetleri bünyesinde toplayan en etkin ve yaygın sosyal hizmet kurumlarıdır.

Diyanet İşleri Başkanlığımızın geçtiğimiz yıl “Engelsiz Cami, Engelsiz İbadet” sloganı ile başlattığı çalışmalar neticesinde ibadet mekânlarına erişebilirlik yolunda önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Görme engelliler için Braille Alfabesi ile Kur'an-ı Kerim hazırlanmıştır. Başkanlığımızı yaptığı bu ve benzeri güzel çalışmalardan dolayı tebrik ediyorum.

Camilerimizin maddi mimarları kadar manevi mimarları olan din görevlilerimize büyük görevler düşmektedir. Onların kırık gönülleri tamir etme, ihtiyaç sahiplerine el uzatma, en sağlam kaynaklardan insanlarımızı bilgilendirme görevleri vardır. Mesai kavramı tanımadan görev yapan, insanımızın derdiyle dertlenen, insanlarımız arasında uzlaştırıcı ve bütünleştirici bir tutum sergileyen, her kesime hizmet etmeye gayret eden din görevlilerimize teşekkür ediyorum. Din görevlisi “Beşikten mezara kadar ilim öğreniniz.” düsturunu en iyi anlayarak kendisini sürekli öğrenmeye ve geliştirmeye kilitlemeli, öğrenim seviyesini yükseltmeli, zihnini çağın gerektirdiği bilgi ve beceriyle donatmalı, bulunduğu ortamdaki meseleleri çok yönlü değerlendirme ve analiz yeteneğine sahip olmalıdır.

Din görevlilerimizin ülke genelinde toplumun bütün kesimlerine yönelik olarak gerçekleştirdikleri ve giderek yoğunluk kazanan sosyal, kültürel ve diğer faaliyetleri yanında çevre bilinci oluşturma, insan hakları, eşitlik, hoşgörü, sevgi ve barış gibi evrensel ve insani değerleri pekiştirme yönünde harcadıkları her türlü çaba takdir ve iftiharla izlenmektedir.

Tüm müftülerimizi ve görevlilerimizi yapılan camilerde kadınlarımızın da abdest alabileceği, ibadet edebileceği mekânlar oluşturmaya ve engellilerin de rahat bir şekilde camiye gelebilmeleri için gerekli düzenlemeleri yapmaya davet ediyorum. Mimarlarımızı da hazırladıkları projeleri engellilere uygun yapmaya çağırıyorum. Camilerimiz mimari ve estetik yapısıyla, erkeği, kadını, küçüğü ve büyüğüyle toplumun her kesimine hitap eden düzenlemeleriyle bir huzur ve mutluluk veren cazibe merkezi hâline getirilmelidir.

Bu vesileyle, ülkemizin en ücra köşesindeki imamlarımızdan din hizmetlerinin her bir noktasında görev yapan görevlilerimize kadar bütün din gönüllüsü kardeşlerimin Camiler ve Din Görevlileri Haftası’nı canı gönülden tebrik ediyor, vefat edenlere Allah’tan rahmet, görev yapanlara uzun ve bereketli bir ömür diliyor, hepinizi saygıyla, sevgiyle, muhabbetle selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Yurttaş.

Sayın Yurttaş, bu kürsüden ilk kez size söz verdim. Bunu da bilmenizi isterim.

Gündem dışı ikinci söz, Kocaeli’nin Gebze ilçesindeki sorunlar hakkında söz isteyen Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan’a aittir.

Sayın Kaplan da bana sözlü olarak gündem dışı söz istemek için ilk başvuran kişidir. Teşekkür ediyorum.

Buyurun Sayın Kaplan. (CHP sıralarından alkışlar)

2.- Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan’ın, Kocaeli’nin Gebze ilçesindeki sorunlara ilişkin gündem dışı konuşması

 

MEHMET HİLAL KAPLAN (Kocaeli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi ve tutuklu tüm milletvekillerini saygıyla selamlıyorum.

Konuşmama başlamadan önce Sayın Başkanım, size yeni görevlerinizde başarılar diliyorum. Uzun tutukluluk süreci sonrası Cumhuriyet Halk Partisi sıralarında oturan Sayın Mehmet Haberal’ı da aramızda görmenin mutluluğuyla hepinize tekrar saygılar sunuyorum.

Bugün, gündem dışıda Gebze’nin önemli sorunlarından birkaç tanesini sizlerle paylaşmak istiyorum. Gebze, Türkiye’de sanayinin en yoğun olduğu bölgedir. Doğaldır ki sanayileşmenin getirdiği avantajları kadar sorunları da vardır. Sizlere şimdi sanayileşmenin getirdiği çevre kirliliğinden, trafik yoğunluğundan, atıklardan ve hava kirliliğinden bahsetmeyeceğim. Son dönemlerde bölgemizde sıkça yaşanan, yeni bir yöntemle işçi kıyımlarının olduğunu, çeşitli gerekçeler göstererek nasıl işçileri sokağa döktüğünüzün ifadesini sizlerle paylaşmak istiyorum.

Birkaç ay önce Gebze’de DHL işçileri, Kocaeli’de Pakmaya işçileri sendikalı olma gerekçeleriyle işten atıldılar. Şimdi de Gebze’de bulunan, kendi alanında bir zamanlar Türkiye’nin en iyisinden biri olan Feniş Alüminyum’un yetkilileri girdikleri ekonomik darboğazı gerekçe göstererek üretimin durduğunu maalesef açıkladılar. Burada çalışan 658 işçiyi, hiçbir gerekçe göstermeden, iş akitlerini feshederek sokağa bıraktılar. Bu işçilerin alacakları olan üç aylık çalışma ücretlerini, ikramiyelerini, toplu iş sözleşmesinden doğan farklarını, kıdem ve ihbar tazminatlarını ödemeden ve ne olacağı da belirsizliklerini koruyarak böyle bir günde yaşattılar. Aileleriyle beraber yaklaşık 3 bin civarında bulunan kişiyi kışa girerken, okul masraflarının yoğun olduğu, kömür masraflarının önemli olduğu bir dönemde kendi kaderleriyle baş başa bıraktılar. İşin üzücü bir tarafı, mağdur olan işçiler bir yetkiliyle görüşme olanağı bulamadı. Hatta bu işçi arkadaşlarımızın temsilcileri dün Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Cemil Çiçek’ten medet ummak için ziyarette bulundular. İşçilerin ağırlaştırılmış çalışma şartlarına, güvencesiz iş ortamında çalışmalarına ve taşeronlaşmaya karşı mücadelelerini sürdürürken kendilerini sorgusuz sualsiz sokak ortalarında bulmalarına ne yazıktır ki Hükûmetin yetkilileri de sadece seyirci kalmaktadır.

Sayın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanına ve bölgemiz bakanı olan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanına sormak istiyorum: Hani sosyal devlet anlayışı? Hani çalışanların iş güvencesi? Hani çalışanlardan dolayı hiç kimse mağdur olmayacaktı? Bundan birkaç gün önce “demokrasi paketi” olarak, “demokratikleşme paketi” olarak sunduğunuz pakette emekten, işçiden yana bir tek cümle olmaması sizleri üzmüyor mu?

Değerli milletvekilleri, birçok sorunumuz var Gebze’de. Benim 2’nci olarak hatırlatmak istediğimi konulardan bir tanesi, olmazsa olmazlarımızdan bir tanesi de Gebze Üniversitesi. Daha önce hatırlarsanız burada bu konuda size hitap etmiştim. Aralık 2011 tarihinde Cumhuriyet Halk Partisi olarak kanun teklifi verdik ve ne yazıktır ki sizlerin sayesinde, sizlerin oylarıyla reddedildi. Ancak, sizler seçim döneminde, Gebze bölgesinde Gebze Üniversitesi kurulması konusunda söz verdiniz ve milletvekilleriniz “Biz böyle bir olayı reddettik ama bize izin verin, yeni bir kanun teklifi vereceğiz, bu kanun teklifi sonrasında tekrar gündeme getirerek, hatta 2013-2014 eğitim öğretim yılında hazır edeceğiz.” dediler. Değerli milletvekilleri, özellikle Adalet ve Kalkınma Partisinin Kocaeli milletvekillerine seslenmek istiyorum: Verdiğiniz sözde durun. 2013-2014 eğitim öğretim yılı başladı, Gebze Üniversitesinin hâlâ adı yok, hâlâ belirsizliğini koruyor. Şimdi sizi sözünüzde durmaya çağırıyorum.

Değerli milletvekilleri, konu başlıklarıyla Gebze’nin sorunlarıyla ilgili bir iki cümle ifade etmek istiyorum.

Askerî alanın boşalmasıyla beraber Gebze’nin girişinde bulunan 620 dönüm arazi ne yazıktır ki TOKİ’ye devredilmiş durumda.

Bölgemizin bir meslek hastalıkları hastanesine ihtiyacı var.

Yine, bölgemizin… Kadıköy’den başlayıp Kartal’a kadar gelen, yarın da Tuzla’ya kadar gelecek olan metronun neden Gebze’ye gelmediği konusunda düşüncelerinizi almak istiyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Kaplan.

Gündem dışı üçüncü söz Afyonkarahisar’da 5 Eylül 2012 tarihinde meydana gelen ve 25 askerimizin şehit olduğu olayla ilgili söz isteyen Afyonkarahisar Milletvekili Kemalettin Yılmaz’a aittir.

Buyurun Sayın Yılmaz. (MHP sıralarından alkışlar)

3.- Afyonkarahisar Milletvekili Kemalettin Yılmaz’ın, 5 Eylül 2012’de Afyonkarahisar’da meydana gelen ve 25 askerimizin şehit olduğu olaya ilişkin gündem dışı konuşması

 

KEMALETTİN YILMAZ (Afyonkarahisar) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime başlarken Camiler Haftası nedeniyle tüm din görevlilerine sağlık, başarı ve mutluluklar diliyorum.

5 Eylül 2012 tarihinde Afyon ili Mühimmat Depo Komutanlığı Şehit Mete Saraç Kışlası’nda yaşanan patlamayla ilgili gündem dışı söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlar, 24’üncü Dönem Dördüncü Yasama Yılının yüce Türk milletine hayırlar getirmesini dilerim.

Değerli milletvekilleri, dün 1 Ekim 1995 Dinar depreminin 18’inci seneidevriyesiydi. Bu vesileyle de 1995 yılındaki depremde hayatını kaybeden hemşehrilerime Allah’tan rahmet diliyorum.

Saygıdeğer milletvekilleri, 5 Eylül 2012 tarihinde, saat 21.15 sıralarında Afyonkarahisar’da konuşlu Kara Kuvvetleri Lojistik Komutanlığına bağlı Mühimmat Depo Komutanlığı Şehit Uzman Çavuş Mete Saraç Kışlası’nda şehrin birçok yerinde, ilçe ve beldelerinde bile duyulabilen çapta bir patlama meydana gelmiş ve bunun neticesinde maalesef 25 askerimiz şehit olmuştur, 4 askerimiz ve birçok sivil vatandaşımız yaralanmıştır. Patlamanın yaşandığı kışla, şehir merkezinde yerleşim yerlerine oldukça yakın bir bölgede bulunmaktadır. Bu patlamanın sonrasında hem askerî yetkililerin hem de Hükûmetin yaptığı açıklamalar bütün kamuoyunda ciddi şüpheler ortaya çıkarmıştır. Patlamanın kesin nedeninin ne olduğu konusunda kamuoyunu ve acılı şehit ailelerini tatmin edecek bir bilgi henüz verilmemiştir. Patlamanın yaşandığı saat ve patlayan mühimmatın türü hakkında ciddi spekülasyonlar ortaya çıkmıştır.

Hükûmet yetkilileri tarafından “kaza” olarak açıklanan, askerî yetkililer tarafından ise “nedeni bilinmeyen bir patlama” olarak yapılan açıklamalar, kamuoyunu aydınlatmaktan, tatmin etmekten uzak kalmıştır. Yaşanan patlamanın ardından açılan davaların işleyişi, ortaya çıkan ve şehitlerimizin ailelerinin avukatı tarafından tespit ettirilen ve Adli Tıp Kurumunun son günlerde ortaya çıkan raporları akıllarda yeni sorular yaratmıştır. O denli büyük bir patlamadan sonra bulunabilen doku parçalarının incelenmesinin sonuçlarında patlama gerçekleşen depoda, o depoda bulunduğu iddia edilen el bombalarında katiyen bulunmaması gereken plastik patlayıcı kimyasalı ve çukur imha  kimyasalı bulunmuştur. Adli Tıp Kurumuna gönderilen dokular arasında eşleştirilemeyen dokuların bulunup bulunmadığı araştırılmamıştır. Kimya İhtisas Dairesinin raporunun tamamı kamuoyuyla paylaşılmamıştır. Kimya İhtisas Dairesinin tespit ettiği bu patlayıcılarda kendi başına veya dış fiziksel etki olmadan patlama olmasının mümkün olmadığı söylenmektedir. Bu yönde bir inceleme yapılmamıştır. Mühimmat deposunda uygulanması gereken standartların birçoğu gözardı edilmiş, âdeta patlamaya zemin hazırlanmıştır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin önemli cephane depolarından olan Şehit Mete Saraç Kışlası’nda nizamiye ve gözetleme kulelerinde sahte vazcay kameraları kullanıldığı tanık ifadelerinde açıkça belirtilmiştir. Milyarlarca lira bütçe ayrılan Türk ordusunun 20 tane kamera olan bir sistemi kurmaya gücü yetmemiş midir?

Değerli milletvekilleri, askerî mahkemenin davadan çekilmesi, iddianamelerde ve savunmalarda kamuoyuna yansıyan olay yeri görüntülerindeki ifade ve anlatımlarda çok ciddi çelişkilerin olması bütün toplumu derinden yaralamakta ve bu bilgi kirliliği ise şehitlerimizin ailelerinin haklı taleplerinin artmasına, tepkilerinin artmasına sebep olmaktadır.

Bunun yanında, patlamanın yaşandığı seçim bölgem olan Afyon’da olayın birinci yılında okutulan mevlidi şerif anma programında patlamanın ardından gazete manşetlerine Genelkurmay Başkanına verdiği halı kilimle manşet olan ve olayın magazinleşmesine sebebiyet veren, devletin temsilcisi olan valinin dahi bulunmaması şehit ailelerinin tepkilerinin artmasına neden olmuştur. Bir yıl önce olayın çözümünde acıların hafifletilmesine kadar birçok vaatte bulunan devletin yetkililerini ve valisini karşılarında görmek, sorunlarını, endişelerini, şikâyetlerini anlatacakları valiyi görmek en tabii haklarıydı.

Doğal afet şehidi olarak kamuoyuna onur kırıcı ve üzücü olarak lanse edilen, şehadet mertebesini dahi hafife alan Hükûmet, muhalefet olarak yaptığımız yoğun baskı ve oluşturduğumuz kamuoyundan yükselen tepkiler karşısında geri adım atarak şehitlerimizin hak etmiş oldukları hakları iade etmek zorunda kalmıştır. Kaçakçılık yapan, suç işleyenlere dahi haddinden fazla değer veren bu Hükûmet, nedeni dahi belirtilemediği, bir yıl geçmesine rağmen verdikleri sözleri unutan bu Hükûmet, söz vermiş olmasına rağmen 25 şehidimizin anısını yaşatacak bir anıtın dahi yapılmasını sağlayamamıştır.

Bu duygu ve düşünceler içerisinde yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Gündeme geçiyoruz.

Başkanlığın Genel kurula sunuşları vardır.

Sayın milletvekilleri, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Taner Yıldız, gündemin sözlü sorular kısmının 1, 852, 878, 888, 934, 935, 1002, 1003, 1006, 1007, 1010, 1032, 1033, 1034, 1035, 1036, 1037, 1049, 1057, 1086, 1089, 1103, 1117, 1122, 1137, 1149, 1176, 1205, 1206, 1230, 1231, 1247, 1264, 1337, 1375, 1386, 1398, 1410, 1411, 1416, 1434, 1438, 1439, 1498, 1499, 1506, 1526, 1527, 1540, 1541, 1542, 1584, 1636, 1679, 1682, 1683, 1708, 1710, 1711, 1712, 1713, 1759, 1767, 1774, 1779, 1863, 1864, 1889, 1914, 1961, 1971, 2038, 2056, 2198, 2224, 2331, 2361, 2362, 2502, 2517, 2586, 2588 ve 2611‘inci sıralarında yer alan önergeleri birlikte cevaplandırmak istemiştir. Sayın Bakanın bu istemini sırası geldiğinde yerine getireceğim.

Şimdi, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının iki tezkeresi vardır, ayrı ayrı okutup bilgilerinize sunacağım:

VIII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Tezkereler

1.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Cemil Çiçek ile İdare Amiri ve Türkiye-KKTC Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı Ömer Faruk Öz’ün, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi Başkanı Dr. Hasan Bozer’in vaki davetlerine icabetle 20 Temmuz 2013 Barış ve Özgürlük Bayramı’na katılmalarına ilişkin tezkeresi (3/1285)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi Başkanı Dr. Hasan Bozer'in vaki davetlerine icabetle, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Cemil Çiçek ve İdare Amiri ve Türkiye-KKTC Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı Ömer Faruk Öz'ün 20 Temmuz 2013 Barış ve Özgürlük Bayramı'na katılmalarına ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı başkanlığında siyasi parti grup başkan vekilleri ile yapılan toplantıda alınan 18 Temmuz 2013 tarihli karar, 28/3/1990 tarihli ve 3620 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun'un 11'inci maddesi gereğince Genel Kurulun bilgisine sunulur.

Cemil Çiçek

Türkiye Büyük Millet Meclisi

Başkanı

 

2.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Cemil Çiçek başkanlığındaki bir heyetin, İran İslami Danışma Meclisi Başkanı Ali Larijani’nin vaki davetine icabetle İran’a ziyarette bulunmasına ilişkin tezkeresi (3/1286)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

İran İslami Danışma Meclisi Başkanı Ali Larijani'nin vaki davetine icabetle, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Cemil Çiçek başkanlığındaki heyetin İran'ı ziyaretine ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı başkanlığında siyasi parti grup başkan vekilleri ile yapılan toplantıda alınan 29 Ağustos 2013 tarihli karar, 28/3/1990 tarihli ve 3620 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un 11’inci maddesi gereğince Genel Kurulun bilgisine sunulur.

                                                                              Cemil Çiçek

                                                                 Türkiye Büyük Millet Meclisi

                                                                                     Başkanı

BAŞKAN – Bilginize sunulmuştur.

Meclis araştırması açılmasına ilişkin üç önerge vardır, okutuyorum:

B) Meclis Araştırması Önergeleri

1.- Ordu Milletvekili İdris Yıldız ve 22 milletvekilinin, ülkemizdeki su kaynaklarına ilişkin sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/723)

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Ülkemizde su kaynaklarımızın korunarak geliştirilmesi ve ulusal çıkarlara uygun olarak kullanılması yaşamsal önem taşımaktadır. Su kaynaklarımızın karşı karşıya olduğu sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasa'nın 98, TBMM İçtüzüğü ’nün 104 ve 105'inci maddeleri kapsamında Meclis araştırması açılması konusunda gereğini arz ve teklif ederiz.

Saygılarımızla

1) İdris Yıldız                                                    (Ordu)

2) Aylin Nazlıaka                                               (Ankara)

3) Nurettin Demir                                              (Muğla)

4) Arif Bulut                                                      (Antalya)

5) İhsan Özkes                                                  (İstanbul)

6) Veli Ağbaba                                                  (Malatya)

7) Faik Tunay                                                    (İstanbul)

8) İlhan Demiröz                                               (Bursa)

9) Kadir Gökmen Öğüt                                       (İstanbul)

10) Mahmut Tanal                                             (İstanbul)

11) Hasan Akgöl                                                (Hatay)

12) Mevlüt Dudu                                                (Hatay)

13) Mehmet Volkan Canalioğlu                           (Trabzon)

14) Bülent Tezcan                                             (Aydın)

15) Ahmet İhsan Kalkavan                                 (Samsun)

16) Hasan Ören                                                 (Manisa)

17) Mehmet Ali Ediboğlu                                    (Hatay)

18) Mustafa Sezgin Tanrıkulu                             (İstanbul)

19) Hurşit Güneş                                               (Kocaeli)

20) Mehmet Şeker                                             (Gaziantep)

21) Ramazan Kerim Özkan                                 (Burdur)

22) Mustafa Serdar Soydan                                (Çanakkale)

23) Ayşe Nedret Akova                                      (Balıkesir)

Gerekçe:

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 1993 yılında suyun insan yaşamındaki önemini vurgulamak, içilebilir su kaynaklarının korunmasını ve çoğaltılmasını teşvik amacıyla her yılın 22 Mart gününü "Dünya Su Günü" olarak ilan etmiştir. Yine 2010 yılında Birleşmiş Milletlerin almış olduğu bir kararla temiz suya erişim temel insan hakları arasında yerini almıştır.

Su kaynaklarının özelleştirilmesi, çevre tahribatları sonucunda yok olması ve en önemlisi de suyun metalaştırılması süreçleri tüm dünyayı tehdit etmektedir. Türkiye'deki durum dünyanın genel hâlinden bağımsız değildir.

Türkiye'de kişi başına düşen su miktarı yılda 1.500 metreküp olup her geçen gün su fakirliği sınırı olarak tanımlanan 1.000 metreküp değerine yaklaşmaktadır. Bu anlamda ülkemizin su kaynakları sınırlı ve kısıtlı olup bu gerçeğe uygun politikalar üretilmesi bir zorunluluktur.

Ülke genelinde çevresel ve sosyolojik etkileri hesaba katılmaksızın kurulmak istenen yüzlerce hidroelektrik santral mevcuttur. DSİ verilerine göre Türkiye genelinde inşa edilmekte olan HES projeleri sayısı toplam 1.500'ü bulmuştur. Ülkenin her yerinde yaygınlaşan ve özellikle de Karadeniz Bölgesi’nde yoğunlaşan HES projeleri dere ve nehirlerden gelir elde eden ya da oradaki sosyal yaşamın bir parçası olan suyun halkımızın elinden alınması anlamına gelmektedir. Bu anlamda HES projelerinin yapımı yönündeki karar alma süreçlerinde etkili olması gereken çevresel etki değerlendirme raporları bugün artık gerçek durumu yansıtmaktan uzak hâle gelmiş, yatırımlara meşruiyet kazandırma işlevine indirgenmiştir. Bilimsel olmayan verilere dayanarak hazırlanan ÇED raporları birer formaliteye dönüşmüştür.

Türkiye'nin su kaynaklarının etkin kullanımı için suyun bir hak olarak görülmesi ve su politikalarının toplumun tüm bileşenlerinin katılımıyla yeniden düzenlenmesi şarttır. Aksi takdirde geri dönüşü olmayan tahribatlar yaşanacak ve ülkemizin sınırlı su kaynakları yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır.

Su yaşamın vazgeçilemez unsurudur. Yeterli ve güvenli suyun olmadığı koşullarda tarımsal üretimin yeterliliğinden, gıda egemenliğinden ve dolayısıyla insan yaşamının sürdürülebilirliğinden söz edilemez. Su ve toprak varlıkları, devlet egemenliğinin bir parçası, ulusal bağımsızlığın da sembolüdürler. Kıt olan doğal varlıklarımızın heba edilmesi ülkemiz geleceğini de tehlikeye atacaktır. Bu nedenle su kaynaklarımızın korunarak geliştirilmesi ve ulusal çıkarlara uygun olarak kullanılması yaşamsal önem taşımaktadır.

Ülkemizde su kaynaklarımızın korunarak geliştirilmesi, işletilmesi, bakımı ve yerel yönetimlerden merkezî yönetimlere varıncaya kadar değişik idari kademelerdeki su sorunlarının belirlenmesi, tartışılması ve çözüm yöntemlerinin araştırılması ahenkli ve eş güdümlü bir silsileyi gerektirmektedir. Tereddütlerin giderilmesi ve su kaynaklarımızın geleceğinin güvence altına alınmasını sağlamak amacıyla Anayasa’nın 98’inci ve İç Tüzük’ün 104 ve 105’inci maddeleri gereğince bir Meclis araştırması açılması hayati bir önem arz etmektedir.

2.- Mersin Milletvekili Vahap Seçer ve 27 milletvekilinin, 5957 sayılı Sebze ve Meyveler ile Yeterli Arz ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Malların Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un uygulamasında yaşanan sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/724)

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Kamuoyunda Hal Kanunu olarak da bilinen 5957 sayılı "Sebze ve Meyveler ile Yeterli Arz ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Malların Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun" 2012 yılı başında yürürlüğe girmiştir. Uygulamada yaşanan aksaklıklar sorunları beraberinde getirmiş ve başta üreticiler olmak üzere ilgili tüm tarafların şikâyetine neden olmuştur.

Uygulamadaki aksaklıkların giderilmesi ve sorunların çözümü için alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Anayasa’mızın 98, TBMM İçtüzüğü’nün 104 ve 105’inci maddeleri gereğince Meclis araştırması açılmasını arz ederiz.

 

1) Vahap Seçer                                                        (Mersin)

2) Mehmet Ali Ediboğlu                                             (Hatay)

3) Mustafa Sezgin Tanrıkulu                                      (İstanbul)

4) Kadir Gökmen Öğüt                                               (İstanbul)

5) Ramazan Kerim Özkan                                          (Burdur)

6) Uğur Bayraktutan                                                  (Artvin)

7) Ali Haydar Öner                                                    (Isparta)

8) Veli Ağbaba                                                         (Malatya)

9) İlhan Demiröz                                                      (Bursa)

10) Selahattin Karaahmetoğlu                                   (Giresun)

11) Turhan Tayan                                                     (Bursa)

12) Ahmet Toptaş                                                     (Afyonkarahisar)

13) Ayşe Eser Danışoğlu                                           (İstanbul)

14) Ümit Özgümüş                                                    (Adana)

15) Sedef Küçük                                                      (İstanbul)

16) Turgay Develi                                                    (Adana)

17) Engin Özkoç                                                      (Sakarya)

18) İzzet Çetin                                                        (Ankara)

19) Sena Kaleli                                                       (Bursa)

20) Mustafa Serdar Soydan                                       (Çanakkale)

21) Namık Havutça                                                   (Balıkesir)

22) Ali Serindağ                                                       (Gaziantep)

23) Osman Kaptan                                                   (Antalya)

24) Süleyman Çelebi                                                (İstanbul)

25) Binnaz Toprak                                                    (İstanbul)

26) Aykan Erdemir                                                  (Bursa)

27) İhsan Özkes                                                       (İstanbul)

28) Hurşit Güneş                                                      (Kocaeli)

 Gerekçe:

 Dünya nüfusu artmasına karşın, tarım alanları daralmaktadır. Türkiye; Orta Doğu, Balkanlar ve Rusya'nın en büyük sebze, meyve tedarikçisi olma yolunda hızla ilerlemektedir.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının verilerine göre; Türkiye'de 2011 yılında toplam 44,7 milyon ton sebze ve meyve üretimi yapılmıştır. Bu üretimin 27,5 milyon tonu meyve 17,2 milyon tonu ise sebze olarak gerçekleşmiştir.

Türkiye'nin yaş meyve sebze ve narenciye ihracatı 2012 yılı 1 Ocak-29 Şubat tarihleri arasında ise bir önceki yılın aynı aylarına göre miktarda yüzde 13, değerde yüzde 23'lük azalış meydana gelmiştir.

Sebze ve meyve, dayanıklı tüketim malı olmadığı için maliyet esasına göre satılamamaktadır.

1 Ocak 2012'de uygulamaya konulan ve kamuoyunda "Yeni Hal Kanunu" olarak bilinen 5957 sayılı Kanun ilgili tarafların hiç birisini memnun etmemiş ve pek çok sorunu da beraberinde getirmiştir.

Beklentileri karşılayamayan düzenleme, alt yapı çalışmaları tamamen bitirilmeden, pilot bölgeler oluşturulup deneme uygulaması yapılmaması sonucunda, sektörde karmaşa doğmuş ve sorunlar içinden çıkılmaz hale gelmiştir. Altyapının henüz tüm işlemleri kaldıracak şekilde olmaması nedeniyle denetimler aksamakta, hal dışındaki kayıt dışı ticareti hal esnafına karşı haksız rekabet oluşturmaktadır.

1 Ocak 2012 tarihinden itibaren uygulamaya konulan kanunla sebze ve meyve ticaretinde yaşanan en önemli sorunlardan biri belediyelerin hal müdürlükleri aracılığı aldığı, daha önceden yüzde 2 olan rüsum gelirinin binde 25'e indirilmesidir.

Keza, sebze ve meyve fiyatlarında yüzde 25'lik ucuzluk getireceği öne sürülen düzenleme bu ucuzluğu sağlamamış, tam aksine ürünler, üretim bölgesindeki halin 5 katına kadar çıkan fiyatlarla satılmaya başlanmıştır. Yani fiyatlar, vatandaşın hem elini hem de cebini yakmaya başlamıştır.

Hal bildirim sistemi de düzenleme ile çalışamaz bir duruma gelmiştir. Komisyoncular ve müstahsiller, yasanın tam olarak bilgilendirme yapılmadan uygulanmaya başlamasına eleştirilerde bulunmakta, hazırlanacak evrakların fazlalığı nedeniyle işleyişin yavaşladığından her farklı ürün ve her farklı üreticiden alınan ürün için ayrı ayrı evrak hazırlanmasının zorluğundan yakınmaktadır.

Keza, düzenlemedeki karmaşa, halin vazgeçilmezi olan komisyoncuları da zor durumda bırakmıştır.

Yukarıda arz ettiğimiz nedenlerle bir Meclis Araştırma Komisyonu kurularak konunun tüm yönlerinin araştırılması ve önerilerin sunulması gerekmektedir.

3.- Kütahya Milletvekili Alim Işık ve 20 milletvekilinin, özel öğretim kurumları ve buralarda çalışanların sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/725)

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

"Özel Öğretim Kurumları ile Buralarda Çalışanların Sorunlarının Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi" amacıyla, aşağıda belirtilen gerekçelerle Anayasa’mızın 98'inci, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nün 104'üncü ve 105'inci maddeleri gereğince Meclis araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.                                                  04/04/2012

 

1) Alim Işık                                                              (Kütahya)

2) Oktay Vural                                                          (İzmir)

3) Sadir Durmaz                                                       (Yozgat)

4) Erkan Akçay                                                         (Manisa)

5) S. Nevzat Korkmaz                                               (Isparta)

6) Necati Özensoy                                                    (Bursa)

7) Kemalettin Yılmaz                                                (Afyonkarahisar)

8) Enver Erdem                                                        (Elâzığ)

9) Reşat Doğru                                                         (Tokat)

10) Seyfettin Yılmaz                                                 (Adana)

11) Ali Öz                                                                (Mersin)

12) Lütfü Türkkan                                                     (Kocaeli)

13) Muharrem Varlı                                                   (Adana)

14) Sümer Oral                                                         (Manisa)

15) Hasan Hüseyin Türkoğlu                                     (Osmaniye)

16) Mustafa Kalaycı                                                  (Konya)

17) Mehmet Erdoğan                                                 (Muğla)

18) Yusuf Halaçoğlu                                                 (Kayseri)

19) Mehmet Günal                                                    (Antalya)

20) Mehmet Şandır                                                   (Mersin)

21) Emin Çınar                                                         (Kastamonu)

 

Gerekçe:

Bilindiği gibi, 8/2/2007 tarih ve 5580 sayılı Kanun’a dayanarak Milli Eğitim Bakanlığına bağlı olarak açılan özel öğretim kurumları, özel okullardan dershanelere, meslek edindirme kurslarından özel eğitim merkezlerine kadar tüm kurumları kapsamaktadır.

Hâlen ülkemizde 4 binden fazla sayıdaki özel dershanede toplam 50 bin dolayında öğretmen, 20 bin dolayında da personelin çalıştığı ve 1 milyon 234 bin dolayında öğrencinin de eğitim aldığı belirtilmektedir. Bunun yanında ülkemizde 3 bin civarında özel okulun bulunduğu, bu okullarda çalışan öğretmen sayısının 50 bin civarında olduğu, özel eğitim merkezlerinde ise alan mezunu ve alan dışı mezun 30 bin dolayında öğretmenin çalıştığı ifade edilmektedir. Bu sayılar dil kursları, meslek kursları, sürücü kursları da dâhil olduğunda özel öğretim kurumlarında çalışan öğretmen sayısının 200 bine yaklaştığı söylenebilir. Sektör çalışanlarının medyaya da yansıyan ifadelerine göre, sektörde neredeyse bir o kadar da kayıt dışı istihdamın olduğu belirtilmektedir.

AKP hükümetleri döneminde, özel öğretim kurumlarında çalışan öğretmen ve diğer personelin yıllardır süregelen sorunlarının daha da arttığı, bu sorunların ilgililerce görmezden gelindiği ve bazı kurumların korunmaya devam ettiği kamuoyunca yakından bilinmektedir. Bir yandan ülkemiz genelinde birçok insanımıza istihdam kaynağı olan, diğer yandan öğrencilerimizin geleceğe hazırlanmasında önemli bir yer tutan özel öğretim kurumlarının ve bu kurumlarda çalışanların dile getirdikleri ve çözüm aradıkları sorunlardan bazıları aşağıdaki şekilde özetlenebilir:

Özel öğretim kurumu hizmet binası olarak kullanılacak taşınmazlar için oldukça yüksek kira bedelleri istenmekte, ruhsat ve iskân işlemlerinde genellikle haksız veya usulsüz ödemelerle karşılaşılmaktadır.

Özel öğretim kurumlarında çalışan öğretmenlerin iş güvencesi ve gelecek güvencesi yoktur. Öğretmenler her yaz işsiz kalmanın stresini yaşamakta ve ellerinde özgeçmiş ve referanslarla kapı kapı dolaşıp iş aramaktadırlar.

Her yıl yenilenen sözleşmeler eylül-haziran ayları arasındaki on aylık dönemi kapsamaktadır. Bu durum, öğretmenlerin tazminat hakkını ortadan kaldırmakta ve yaz aylarında ücret almadan çalışmak zorunda kalmalarına yol açmaktadır.

Öğretmen adaylarının stajyerlik durumu; özel öğretimde çalışan öğretmenleri, kurum yöneticileri ve sahipleri karşısında savunmasız bırakmakta ve kayıt, fotokopi, el ilanı dağıtımı, ücretsiz sınav gözetmenliği ve bunun gibi pek çok angarya iş dâhil istismar edilmelerine yol açmaktadır.

Özellikle yeni mezun ve deneyimi olmayan işsiz öğretmenler asgari ücret veya çoğunlukla altında ücretlerle çalıştırılmakta, hatta bazı durumlarda stajyerliklerinin başlatılması amacıyla ücretsiz dahi çalıştırılmaktadırlar.

Özel öğretim kurumlarında çalıştırılan personelin ücretlerinin genellikle zamanında ödenmediği, binlerce öğretmenin "geçici" oldukları öne sürülerek ve "işsizlik" kaygısıyla sigortasız çalıştırıldıkları, diğer çalışanların sigortalarının ise ya eksik yattığı ya da zamanında yatmadığı belirtilmektedir.

Özel öğretim kurumlarında çalışan bayan öğretmenlerin başvurularında fiziksel görünüm önemli bir faktör olarak dikkate alınmakta ve bazılarının başvuruları dahi kabul edilmemektedir.

Yasak olduğu hâlde çoğu özel kurumda öğretmenler resmî tatillerde de çalıştırılmakta ve fazla mesai ücreti ödenmemektedir.

Maaş karşılığı çalışan öğretmenlere yükleyebildikleri kadar ders veya iş yükleyen dershane yöneticileri ders saati ücreti karşılığında çalışan öğretmenlere ise mümkün olduğunca az ders vermektedirler.

Yukarıda belirtilen gerekçelerle çoğunluğunun özel okulların ve dershanelerin oluşturduğu özel öğretim kurumlarının ve buralarda çalışanların sorunlarının belirlenerek gerekli tedbirlerin alınabilmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasında yarar görülmektedir.

BAŞKAN – Bilginize sunulmuştur.

Önergeler gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki görüşmeler sırası geldiğinde yapılacaktır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının bir tezkeresi daha vardır, okutup oylarınıza sunacağım.

A) Tezkereler (Devam)

3.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, Türkiye Büyük Millet Meclisinin Güney Doğu Avrupa İş Birliği Süreci Parlamenter Asamblesine üye olmasına ilişkin tezkeresi (3/1301)

                                                                               27 Eylül 2013

                                                                   

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Arnavutluk, Bosna Hersek, Bulgaristan, Hırvatistan, Karadağ, Makedonya, Moldova, Romanya, Sırbistan, Slovenya, Türkiye ve Yunanistan'ın üye olduğu ve Balkanlarda güven, istikrar ve iyi komşuluk ilişkilerinin kurulması ve bölgesel iş birliğinin sağlanması amacıyla 1996 yılında başlatılan Güney Doğu Avrupa İş Birliği Süreci'nin 1997 yılından bu yana meclis başkanları seviyesinde toplantılar yapılmak suretiyle sürdürülmekte olan parlamenter boyutunun Güney Doğu Avrupa İş Birliği Süreci Parlamenter Asamblesine dönüştürülmesine 26-28 Mayıs 2013 tarihlerinde Makedonya’nın Ohri şehrinde yapılan Meclis Başkanları Onuncu Konferansı’nda karar verilmiştir.

28/3/1990 tarihli ve 3620 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun'un 4'üncü maddesi uyarınca Güney Doğu Avrupa İş Birliği Süreci Parlamenter Asamblesine Türkiye Büyük Millet Meclisinin üye olması hususu Genel Kurulun tasviplerine sunulur.                                    

                                                                               Cemil Çiçek

                                                            Türkiye Büyük Millet Meclisi

                                                                            Başkanı

KAMER GENÇ (Tunceli) – Karar yeter sayısı Sayın Başkan.

BAŞKAN – Tezkereyi oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Karar yeter sayısı yoktur.

Birleşime on dakika ara veriyorum.

                                                                               Kapanma Saati: 15.48

                                                                              

 

İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 15.59

BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI

KÂTİP ÜYELER: Muhammet Bilal MACİT (İstanbul), Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın)

----- 0 -----

BAŞKAN –  Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 2’nci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı tezkeresinin oylamasında karar yeter sayısı bulunamamıştı.

Şimdi tezkereyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.

Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir. Karar yeter sayısı vardır.

Şimdi, Barış ve Demokrasi Partisi Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi var, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.

IX.- ÖNERİLER

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri

1.- BDP Grubunun, Van Milletvekili Nazmi Gür ve arkadaşlarının 23/10/2011 ve 9/11/2011 tarihlerinde yaşanan iki büyük deprem akabinde Van merkeze bağlı köylerde tespit edildiği üzere enkazların kaldırılmamasının ve yapılması vadedilen ev ve hayvan barınaklarının yapılmamasının nedenlerinin belirlenmesi amacıyla 23/5/2013 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına vermiş olduğu Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 2 Ekim 2013 Çarşamba günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

02/10/2013

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Danışma Kurulunun 02/10/2013 Çarşamba günü (Bugün) yaptığı toplantısında, toplanamadığından grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzük’ün 19’uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.

                                                                                                                                    İdris Baluken

                                                                                                                                         Bingöl

                                                                                                                               Grup Başkan Vekili

 

Öneri:

23 Mayıs 2013 tarihinde, Van Milletvekili Nazmi Gür ve arkadaşları tarafından verilen (1092 sıra nolu), "23 Ekim 2011 ve 09 Kasım 2011 tarihlerinde yaşanan iki büyük deprem akabinde Van merkeze bağlı köylerde tespit edildiği üzere enkazlar kaldırılmamış ve yapılması vaat edilen ev ve hayvan barınaklarının yapılmadığının nedenlerinin belirlenmesi" amacıyla, Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmiş olan Meclis Araştırma Önergesinin, Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak, 02.10.2013 Çarşamba günlü birleşiminde sunuşlarda okunması ve görüşmelerin aynı tarihli birleşiminde yapılması önerilmiştir.

BAŞKAN – Barış ve Demokrasi Partisi Grubu önerisi üzerine lehinde olmak üzere ilk söz Van Milletvekili Özdal Üçer’e aittir.

Buyurun Sayın Üçer. (BDP sıralarından alkışlar)

ÖZDAL ÜÇER (Van) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Yaklaşık üç yıldır Van’da yaşanan büyük depremlerden sonra yine aynı sorunları konuşuyor olmanın ızdırabı içindeyim. Hâlihazırda onlarca insan açlık grevinde, konteynerde yaşamını devam ettirmek zorunda kalan yüzlerce aile var. Gerçi konteynerde olmayan ailelerin sorunları yok değil ama şu an en göze batan sorun konteynerde kaldıkları için yaşam koşulları insanlık onuruna yaraşmayacak bir düzeyde olan insanların sorununun çözümü için neden bir adım atılmıyor, onların sorunları neden giderilmiyor sorusuna gerçekten mantıklı, vicdanlı bir cevap bulamıyorum. Yani neden insanlar hâlâ konteynerde ve o konteynerden zorla çıksınlar diye onların elektriği neden kesiliyor? Bir yaşlı kadın dedi ki: “Ben hastayım, ilaçlarımı muhafaza etmek için bir çare bulamıyorum. O ilaçlarımı ben caddenin öte tarafındaki bir evde dolaba koyuyorum. Günde üç sefer gidip o ilaçlarımı alıyorum çünkü benim evimde, konteynerde elektrik olmadığı için ben o ilaçları uygun soğuk koşullarda muhafaza edemiyorum.”

On binlerce insan deprem mağduru oldu. Çok büyük bir trajedi yaşandı ve maalesef ölü sayısında bir netlik bile olmadı. İşte 650 ölü sayısından bahsediliyor ama Van depreminde yaşamını yitirenler binlerle ifade edilebilir. Hemen deprem esnasında yaşamını yitirenler, enkaz altından kurtarıldıktan sonra hastanede yaşamını yitirenler, hastanelerde tedavi olduktan sonra o depremin kalıcı etkisinden dolayı yaşamını yitirenlerin sayısında bir netlik yok.

İnanın konuşmakta güçlük çekiyorum. Vali Bey’le konuştuk. Yani siyasetin dışında insani, vicdani temelde bu sorun çözülsün. Deprem ve depremzedelere ilişkin sorunların siyasi malzemeye dönüştürülmesine belki hiç kimse benim kadar karşı değildir. Ama depremzedelere yönelik siyasi tutumun hangi amaçla, hangi vicdanla, hangi insanlık onuruyla yapıldığını merak ediyorum. Trilyonlarca liralık yardım kampanyaları hiç edildi. İktidar partisinin milletvekilleri, yetkilileri, hükûmet yetkilileri, devlet yetkilileri çıkıp açıkça diyorlardı ki “Biz depremi fırsata dönüştüreceğiz.” Fırsata dönüştürdüler. Birileri deprem zengini oldular. Bu afetten nemalanan insanlar oldu ama hâlâ binlerce çocuk okula gidemiyor okulu yıkık diye. Sağlık sorunlarını gideremiyor bu Hükûmet depremzedelerin. Yaşadıkları konteynerde kaç aydır onların elektriği verilmiyor. Neden? Zorda kalsınlar, terk etsinler. Neden? Çünkü utanıyorlarmış, bu çağda konteynerde yaşanıyor olmasından utanç duyuluyormuş! Eğer utanç duyuluyorsa o zaman o konteynerde yaşayan insanların sorununun çözümü için bir adım atılsın. Yani birçok sorun var, neresinden bahsedeceksin, bunu bilemiyoruz.

TOKİ yapıldı. Ya, TOKİ ticaret yapıldı, TOKİ vatandaşa satıldı. TOKİ ticaretini bir hizmet olarak sunmak insanlık onuruyla bağdaşır bir şey değildir ya, etik değildir, vicdani değildir, insani değildir. Parası olan TOKİ’den parasıyla evini alıyor. Ondan sonra çıkıp da Hükûmet yetkililerinin “Biz depremzedelere ev verdik, lütufta bulunduk.” deme hakkı yoktur. Öyle bir haddini bilmezlik kabul edilmez Vanlılar tarafından. Kimse babasının hayrına bir şey yapmış değil.

Çocuklarımız güneşin altında kavruluyor, üç yıldır konteynerde, utanın, utansın Hükûmet!

SONER AKSOY (Kütahya) – Sen utan sen! Yalan söyleme!

ÖZDAL ÜÇER (Devamla) – Sataşma.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Sayın Başkan, müdahale eder misiniz.

ÖZDAL ÜÇER (Devamla) - Başkan, ben susturmasını bilirim bunu.

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, konuşmacıya müdahale etmeyiniz.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Özdal Bey, siz konuşmanızı devam ettirin.

ÖZDAL ÜÇER (Devamla) – Bakın, öyle haddini bilmezlik oluyor, artık yeter! Yeter, yeter, yeter!

BAŞKAN – Sayın hatip, siz de temiz bir dille lütfen konuşmanıza devam edin.

ÖZDAL ÜÇER (Devamla) – Yeter, yalan sen söylüyorsun!

AHMET YENİ (Samsun) – Vay be kahramana bak!

ÖZDAL ÜÇER (Devamla) – Kahramanlık görmek istiyorsan gel o zaman.

BAŞKAN – Sayın hatip, lütfen İç Tüzük’e uyunuz.

ÖZDAL ÜÇER (Devamla) – Yeter, insanların onuruna yönelmeyin!

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, sakın müdahalede bulunmayınız, lütfen.

ÖZDAL ÜÇER (Devamla) – Sayın Başkan, susturun.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Sayın Başkan, sayın hatip konuşurken laf atılmaması gerekir.

BAŞKAN – Sayın hatip, siz lütfen temiz bir dille konuşunuz. Sayın milletvekilleri, siz de müdahale etmeyiniz, lütfen.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Hayır, “Hükûmetin utanması gerekir.” demekte bir şey yok ki yani.

ÖZDAL ÜÇER (Devamla) – Evet, siz böylesiniz, utanmıyorsunuz! İnsanların acısıyla dalga geçiyorsunuz, çocukların ızdırabıyla dalga geçiyorsunuz, açlık grevinde olan insanların acısını dalga malzemesi yapıyorsunuz. İşte utanması gereken asıl sen ve senin gibileridir.

SONER AKSOY (Kütahya) – Sen utan!

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Özdal Bey, konuşmanızı bitirin.

ÖZDAL ÜÇER (Devamla) – Benim konuşmam sorunun tespitleri ve giderilmesi amacıyladır.

Bu tür düzeysiz sataşmalara da eyvallahımız olmayacaktır. Bizim onurumuza kimsenin yönelme hakkı yoktur.

Çocuklarımızın sefalet içinde güneşin altında kavrulması, sağlık koşullarından yoksun bırakılması ve bu durum içinde insanların barınma ihtiyaçlarının giderilmemesini biz vicdansızlık olarak değerlendiriyoruz ve kim bu vicdansızlığı yapmışsa ona halk olarak Van halkı hesabını soracaktır. Bütün Van halkını üçkâğıtçılardan, yolsuzluk yapanlardan hesap sormaya davet ediyorum!

Bakın arkadaşlar, hiçbir siyasi malzemeye dönüştürmeden temel amacımız depremzedelerin depremle ilgili sorunlarının giderilmesini ifade etmektir.

Açlık grevinde, hükûmet yetkilisi gidip demiyor “Kardeşim, sen neden açlık grevine girdin, sorunun nedir?” Biz söylemeyelim bir heyet oluşturun, gidin basına açık görüşme yapın, Van halkı, Van’da konteynerde yaşayan insanların talepleri nedir, sorun. Artık biz ne diyeceğimizi bilemiyoruz. İnsanların o çaresizliğini görmek ne kadar büyük bir acıdır bunu anlıyorsanız eğer, bizim ızdırabımızı anlarsınız.

Bir milletvekili olarak, Hükûmetin kontrolünde olan, siyasi baskısında olan il idaresinin, valilik müdürlüklerinin hiçbirinin hizmet yapamıyor olduğunu görmek ve bu konuda bizim de etkisiz bırakılmaya çalışmasını izlemek bizi rahatsız ediyor. Biz kimseye lütufta bulunun demiyoruz, sosyal devletin yapması gerekenlerden bahsediyoruz.

Konteynerde insanlar açlık grevinde. Üç yıldır evini yapana yardım kredisi verilmiş, müteahhitlere peşkeş çekilmiş. Hangi firmaya verilmiş, ödenekler neden ödenmiyor, bunlar üzerinden kimler nemalanıyor? Neden hâlâ insanlara borç para veriyorsun, “Borç para al, faizini öde ama evini yap.” diyorsun? Evini yapmaya başlıyor, borçlanıyor ve sen o krediyi bile ödemiyorsun. Neden kredilerin ödemesi kesintili? Neden denetlenmiyor? Kimi müteahhitler vatandaşı kandırmış, evini yapmış gibi gösterip kaçmış, soruşturulmamış. Kimdir, hangi siyasi partiye yakındır, hangi milletvekilinin yeğenidir? TOKİ kurası çekiliyor, milletvekili kendi eliyle kendi akrabalarına kura çekiyor, olacak şey mi ya? Olacak şey mi? İnsan zar atsa 2 kere düşeş atmaz.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Onların asıl mesleğinin o olduğunu bilmiyor musun, yolsuzluk?

ÖZDAL ÜÇER (Devamla) – Vanlı halkın ızdırabını duysun dünya âlem. Utansın vicdanı olanlar, utansın çocukların o çaresiz hâlinden, utansın Van halkının ızdırabından. Ama Van halkı yaşadığı onca ızdıraba rağmen vakur duruşunu kaybetmedi ya…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Üçer.

ÖZDAL ÜÇER (Devamla) – Bu mağruriyetten utansın utanmazlar. (BDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Üçer.

Grup önerisinin aleyhinde ilk söz Kütahya Milletvekili Alim Işık’a aittir, buyurun Sayın Işık. (MHP sıralarından alkışlar)

ALİM IŞIK (Kütahya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle Türkiye Büyük Millet Meclisi 24’üncü Dönem Dördüncü Yasama Yılının tümümüze ve aziz milletimize hayırlı bir yıl olmasını diliyorum. Bu yılın milletimizin beklediği acil sorunların çözümüne katkıda bulunmasını temenni ediyorum. Bu vesileyle Sayın Meclis Başkan Vekiline ve siyasi partilerimizin gruplarında yeni görev alan grup başkan vekillerine ve diğer yöneticilere başarılar diliyorum.

Sayın Başkan, öncelikle oturumun başında yapmış olduğunuz açıklamanın Türkiye Büyük Millet Meclisindeki demokratik teamüllere ve temayüllere uygun düşmediğini ve aziz milletvekillerinin birer dakikalık da olsa acil söz hakkını kısıtlamanızı yeni göreve başlayan bir başkan vekili olarak, sizler için yakıştıramadığımı ya da yeniden bunu gözden geçirmeniz gerektiğini bir kez de ben hatırlatmak istiyorum. Umarım, bu kararınızı gözden geçirir ve milletvekillerinin sözlerini kısma değil, tam tersine milletin vekilleri olarak burada daha fazla konuşma yönünde değerlendirirsiniz diye düşünüyorum.

Değerli milletvekilleri, biraz önce Sayın Üçer Van depreminin ardından yaşanan sıkıntıları detaylı bir şekilde bölgenin milletvekili olarak bizlerle paylaştı, kamuoyuyla paylaştı. Kendisinin feryatlarını duymak, anlamak gerektiğini düşünüyorum çünkü benzer deprem Van’da yaşanmadan beş ay önce benim ilim Kütahya’nın Simav ilçesinde de yaşandı. Birçok manzara ortaktı, hâlen birçok yaşananlar yine ortak olmaya devam ediyor. O nedenle, her ne kadar usulen önergenin aleyhinde söz almış olsam da, tamamen söylenenlerin ve önergenin lehinde konuşacağımı baştan ifade etmek istiyorum.

Değerli milletvekilleri, öncelikle Van depreminde ve Simav depreminde vatandaşlarımızın böyle bir doğal afette nasıl refleks gösterdiği ve toplumsal yarayı sarmada nasıl yarıştıkları tüm dünyaya örnek olmuştur. Bundan dolayı 76 milyon insanımızı şükranla tekrar anıyorum ve hepsine teşekkür ediyorum. Ancak vatandaşımızın gösterdiği bu çabayı maalesef yaraları sarmadan sorumlu Hükûmetin aynı hızla ve aynı duyarlılıkla gösteremediğine de birçok olayda şahit olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Her şeyden önce, göç eden insanların nereye gittiği, göç ettikten sonra bunların gittikleri yerlerde hangi mağduriyetleri yaşadıkları konusu takipsiz kalmıştır. Bu insanlar evlerinden, iş yerlerinden, barınaklarından oldular. Van’da ve Simav’da kalacakları yerleri olmadığı için, en yakın yerlerden başlamak üzere, ülkemizin birçok iline, birçok yerleşim yerine göçtüler ama anıları Van’da kaldı, Simav’da kaldı. O insanların göç sonrası hayatlarından Hükûmetin ilgili bakanları hiç endişe duymadılar, kendi başlarına saldılar.

Diğer taraftan, hâlen kalıcı konutlara yerleştirilemeyen, depremin üzerinden üç yıla yakın süre geçmiş olmasına rağmen bugün hâlen çadırlarda yaşayan insanların olduğu bir Türkiye’den bahsetmek, hakikaten, insan onuru açısından oldukça zor geliyor. O insanların yazın sıcakta, kışın soğukta, karda kışta ne çektiklerini herhâlde milletvekilleri olarak hepimizin hissettiğini düşünüyorum. Derhâl bu insanlarımıza o konteynerlerde ya da çadırlarda yaşadıkları hayata son verecek daha mutlu bir hayat sunulması hepimizin boynunun borcu ve özellikle Hükûmetin bunu yerine getirmesi gerektiğini düşünüyorum.

Aynı duyarlılık örneğin Suriye’den Türkiye’ye gelen mülteciler için farklı gösterildi. Evet, Türkiye'nin başka bir ülkeden ülkemize gelen sığınmacılara elbette ki kucağını açması, yardım etmesi hepimizin arzu ettiği bir durum ama kendi vatandaşı orada üç yıldır çadırdan kurtulamamış, konteynerden kurtulamamış; oraya bir konteyneri çok gören anlayış Suriye’den gelen insanlara klimalı konteyneri bir ayda buluyorsa iyi düşünmemiz lazım. Bu kaynaklar bu ülkenin ortak kaynakları, dolayısıyla keşke Van’da da, Simav’da da Suriye’den Türkiye’ye gelen mültecilere gösterilen ilgi gösterilebilmiş olsaydı veya bundan sonra aynı hassasiyetle o insanlarımızın sorunu çözülebilmiş olsa. Bunu burada sizlerle paylaşmadan geçemeyeceğim.

Diğer taraftan, gerek bu deprem gören illerimizde var olan yatırımcılara gerekse yeni yatırım yapacak girişimcilere, maalesef, özel bir uygulama getirilemedi. Bir teşvik sistemi -adının ne olduğu çok önemli değil- uygulamaya konuldu geçen yılın başında. Ben buradan hepinize tekrar soruyorum: Kendi illerinizde yeni uygulamaya giren teşvik sisteminden yararlanan kaç girişimci oldu, kaç yatırımcı oldu? Van’da bir şekilde yatırım yapmış esnaf, sanayici depremden dolayı orada işini kaybederken, aşını kaybederken bu insanların atıldığı unutuldu. Borçları sadece belli bir süre ötelendi, vergileri, prim borçları ama o zaman geldi geçti. Birikmiş borçları toptan almaya kalkan Hükûmet insanların ocağına âdeta incir dikti ve orada olan insanların yeniden bölgeden ayrılmasına yol açtı.

Benim ilimde de Van’da da bugün bulundukları yerleri terk etmiş birçok esnaf, iş yeri sahibi ve yatırımcı maalesef geri dönemiyor, geri dönmeye kalktığı anda – borçlular - gıyabında alınan yargı kararları sonucu cezaevine gitme kararı onları bu memleketlerinden başka yerlerde kalmaya zorunlu kılıyor. Memleketine dönse jandarma yakalayacak, polis yakalayacak, doğrudan cezaevine girecek. Bunlar bu ülkenin sorunları.

Depremde elbette ki konutlar çok önemli ama Hükûmet konuya sadece TOKİ aracılığıyla bina yapmak olarak baktı ve iki bölgede de uygulaması değişmedi. Aynı konutlar, aynı metrekare, aynı şekilde amaca hizmet edecek konutlar olmasına rağmen bölgeler arası ciddi farklar oluştu. Vatandaşlarımıza, hak sahiplerine teslimde yapılan haksızlıklar bir tarafa, teslim sonrası bu insanların ödeme zamanları geldi. Şu anda geri ödemelerin hiçbirisi yapılamıyor çünkü bu insanlar işlerinden oldular, aşlarından oldular. Bunlara yeni bir düzenlemenin mutlaka getirilmesi gerekiyor. Alelacele yapılan kalıcı konutların tamamında bugün inşaat sorunları yaşanıyor. Vatandaş dairesine girmiş, kanalizasyon tıkanmış, bir ay sonra su boruları patlamış. Kış gelmiş, yaz gelmiş, insanlar aylardır su kullanılamaz durumda olan konutlara sahip olmuşlar. Bunlar bu memleketin gerçekleri. Kimse bunlardan farklı yorumlar çıkarmasın. Bu doğal afetlerden kurtulmanın yolu o yaşanan yerlerde çok özel tedbirlerin acilen uygulamaya geçirilmesinden geçiyor.

Dolayısıyla, Van’da ve Simav’da, Kütahya’da Hükûmetin uygulamaları sadece kalıcı konutları belli kişilere, özellikle de belli müteahhitlere ihale edip ciddi paralar kazandırdıktan sonra bunun arkasını takip etmeden vatandaşları sorunlarıyla baş başa bırakmak olmuştur. Bunları çözmek zorundayız. Özellikle depremde yaşanan psikolojik sorunların çözümü konusunda maalesef Hükûmet sınıfta kalmıştır. Bu insanlara psikolojik eğitim desteğini hakkıyla verememiş ve birçok insanımız travma geçirmiş, bu travmadan hâlâ kurtulamamıştır.

O nedenle bu önergenin mutlaka Meclis gündeminde diğer ilgili önergelerle beraber değerlendirilerek bir Meclis araştırması açılması kaydıyla yeniden değerlendirilmesi ve yaşanan sorunların ciddi bir araştırmadan sonra önümüzdeki doğal afetlerde alınacak tedbirlere örnek olması konusunda ele alınmasında yarar görüyorum.

Bu duygu ve düşüncelerle önergenin her ne kadar aleyhinde söz alsam da lehinde olduğumu bir kez daha tekrarlayarak bir komisyonun kurulmasının yüce Meclisin görevi olduğunu hatırlatarak tekrar saygılar sunuyorum. Yeniden yeni yasama yılımızın hayırlı olması temennilerimi iletiyorum, teşekkür ediyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Işık.

Barış ve Demokrasi Partisinin grup önerisinin lehinde ikinci söz Tokat Milletvekili Orhan Düzgün’e aittir.

Buyurun Sayın Düzgün. (CHP sıralarından alkışlar)

ORHAN DÜZGÜN (Tokat) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle yüce Meclisimizin yeni yasama yılının hepimiz için hayırlı uğurlu olmasını dileyerek başlamak istiyorum. Yine bu yeni yasama yılında, yüce Meclisin gerek grup başkan vekilliklerinde gerekse Meclis başkan vekilliklerinde yeni görevlere seçilen bütün arkadaşlara hayırlı olsun diyorum ve hepsine başarılar diliyorum.

Değerli arkadaşlarım, evet, ben BDP’nin Van depremiyle iligili grup öneri üzerinde söz aldım ama Van’a geçmeden önce Tokat Milletvekili olarak bir şeyi hatırlatmak istiyorum. Hepinizin bildiği gibi Tokat da Kuzey Anadolu fay hattında, özellikle Kelkit Vadisi üzerinde ve şu anda çok ciddi deprem riski olan bir bölge. Şimdi, Van’da testi kırıldı birçok insanımızı kaybettik -biraz rakamlardan bahsedeceğim size- ama hiç olmazsa Tokat’ta testinin kırılmasına izin vermeyelim. Deprem için gereken önlemleri almasını -lütfen- Hükûmetten rica ediyorum burada.

Evet, değerli arkadaşlarım, 23 Ekim 2011’de Van’da maalesef bir deprem yaşadık ve bu depremde tam 644 vatandaşımızı kaybettik, 1.500’ün üzerinde de yaralımız var; yine, 17 bin konut hasar gördü. Depremin olduğu ilk gün de dâhil olmak üzere biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak deprem bölgesindeydik ve o günden itibaren özellikle ilk altı ay içerisinde sürekli orada milletvekillerimizi bulundurarak oradaki insanların sorunlarını herhangi bir siyasi kaygı gözetmeksizin siz yüce Meclise ve Hükûmete iletmek üzere oradaki vatandaşlarımızın yanında bulunduk.

Geçtiğimiz hafta yine bir heyetle Van’daydık biz ve buradaki konteyner kentleri dolaştık. Bunlar oradaki resmî rakamlar değerli arkadaşlarım, şu anda hâlâ 255 aile konteyner kentlerde kalıyor ve bu 255 aile toplam nüfus olarak yaklaşık 2.500 kişi civarında ve maalesef bunların 200 tanesi çocuk.

Sayın milletvekilleri, biliyorsunuz yeni eğitim ve öğretim yılımız açıldı ancak maalesef bu konteyner kentteki çocuklar okula gidemiyorlar. Okula gidememelerinin iki tane gerekçesi var: Bunlardan birincisi, okullar bu çocukların ikametgâh kaydı olmadığı için bu çocukları okullara kaydetmiyorlar. Eğer hasbelkader okul idaresi hoşgörü gösterir ve kayıt yaparsa bu defa da bu konteyner kentlere herhangi bir servis olmadığı için bu çocuklar okuldan mahrum kalıyorlar.

Sayın milletvekilleri, binalar yapılır, yıkılır, bunlar halledilebilir ancak buradaki 200 tane çocuğun eğitimini aksatırsak bu çocukların hayatını hep beraber söndürmüş oluruz. Umut ederim ki, gerek bölgenin milletvekilleri gerekse orada idarecilik yapan arkadaşlar özellikle bu çocukların eğitim hayatıyla ilgili gereken çabaları bir an evvel gösterirler ve bu çocukların eğitiminin düzelmesini sağlarlar.

Değerli arkadaşlarım, oradaki insanlarla tek tek konuştuk. Kendi gördüğümüz şeyleri söylüyorum sizlere, onların söylediklerini söylüyorum: Elektrikler kesilmiş, insanlar gece mum ışığında oturuyorlar. Bakın, ülkenin kalkınmışlığından bahsediyoruz, ileri demokrasiden bahsediyoruz. Yani, bu asırda, bu çağda bu memlekette insanları mum ışığında oturtturmaya kimin hakkı var, hangimizin böyle bir şeye hakkı var ya da hangi vicdan sahibi arkadaşımız buna “İyi ki böyle olmuş.” diyebilir?

Su konusu arkadaşlar, çok önemli. Evet, birkaç konteyner kentte hâlâ su var ama maalesef suyun da kesildiği konteyner kentler var. Resimlerini çektim, sizlere göstermeyi isterdim. İnsanlar tenekede su kaynatıp yıkanmaya çalışıyorlar. Yani, bunun vicdanınızla bağdaşıp bağdaşmayacağını sizlere bırakıyorum.

Yine, maalesef buradaki insanlar o kadar fakirler ki tenekede mercimek çorbası kaynatıyordu bir anne çocuklarına. Yani, az önceki konuşmacı arkadaşlarım bahsetti, bu millet Van’daki depreme sahip çıktı, trilyonlarca lira yardım etti, malzeme gönderdi, gıda maddesi gönderdi. Ne oldu bunlar değerli arkadaşlarım? Neden insanlar tenekede çorba içmek zorunda kalıyorlar? Bir annenin bu şekilde olan ızdırabının hesabını biz hangimiz verebiliriz önümüzdeki günlerde?

Değerli arkadaşlarım, gene, sağlık ocağı kapatılmış. Sağlık ocağının kapatılmasının şu anlamda çok önemli olduğunu biliyorum: Burada çocuklar var, bunların aşılarını kim takip ediyor? Burada hamile kadınlar var, bunların hamileliklerinin gidişini kim takip ediyor belli değil ve bu insanların maalesef müracaat edebilecek durumları yok, paraları da yok. Önümüzdeki süreçte bu çocuklarla ilgili gelişecek herhangi bir salgın hastalıkta -bakın- yalnızca o konteyner kent değil, bütün Van halkı kırılır ve bunun vebalini hiç kimse ödeyemez. En azından “Sağlık ocağını oradan kaldırmanın kime ne faydası vardı?” diye sormak lazım.

Gene, arkadaşlar, bu konteyner kentlerde engelli insanlarımız var. Bu insanların zaten bir anlamda başlarına doğal bir afet gelmiş ve doğuştan bir engelleri var. Bunlara daha fazla işkence etmenin hiçbirimizin hakkı olmadığını düşünüyorum.

Açlık grevinde olan insanlar var. Evet, insanlar sesini duyurmak için açlık grevine başlamışlar. Fakat, bundan daha kötüsü, benim konuştuğum birkaç kişi intihar eğiliminden bahsediyor, “Artık canımızdan bezdik, kendimizi öldürmek istiyoruz, bu yaşamak değil.” diyorlar. Sayın milletvekilleri, bunlar küçümsenecek şeyler değildir. Eğer burada intihar vakaları gelişirse, söylediğim gibi bunun vebalini hiçbirimiz ödeyemeyiz.

Yine, değerli arkadaşlarım, belki biraz kızacaksınız ama size şunu söyleyeyim: Konteyner kentlerdeki camileri kapatmışlar. Şimdi, siz hep buraya geldiğinizde “CHP camilere şöyle etti, böyle etti.” diye söyleniyorsunuz. Bakın hepiniz açın sorun, oradaki vatandaşlar diyorlar ki: “Camimizi kapattılar, ibadet edemiyoruz.” Ve bu insanlar müftüye gitmişler, demişler ki: “ Sayın Müftü, bari camimiz açık kalsın.” Devletin müftüsü bununla ilgileneceğine, bu sorunu halledeceğine o insanlara demiş ki: “Kardeşim, caminin olmadığı yerde ne işiniz var, siz de kalkın gidin.”

Şimdi, değerli arkadaşlarım, burada bir sorun var. Bu sorunu maalesef biz gene… O meşhur fıkradan biliyorsunuz, maymunu yakalamış “Zürafa olduğunu itiraf et.” diyor bizim devlet görevlisi. Böyle yapmayalım. Buradaki insanların sorunlarını görelim, anlayalım ve bunlara çözüm bulalım çünkü bunlar sonuçta bu ülkenin insanları.

Değerli arkadaşlarım, bu süreç içerisinde Van Valisiyle de görüştüm, yeni göreve başlamış bir arkadaşımız. İyi niyetli olduğu kanısını uyandırdı bende açıkçası ancak şunu da söylemek isterim: Bakın, burada bir doğal afet olmuş ve bu bölgeyi bilen, bu afeti başından beri bilen valiyi almışsınız başka bir ile göndermişsiniz. Hiç olmazsa bu işlerin sorunları bittikten sonra valiyi gönderseydiniz belki sorunların çözümünde de daha etkin, daha akılcı yöntemler uygulanabilirdi diye düşünüyorum.

Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN- Teşekkür ederim Sayın Düzgün.

Grup önerisi aleyhinde ikinci söz Van Milletvekili Burhan Kayatürk’e aittir.

Buyurun Sayın Kayatürk. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BURHAN KAYATÜRK (Van) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle yeni yasama yılının hayırlara vesile olmasını temenni ediyor, bugün göreve başlayan Değerli Başkanımıza hayırlı olsun diyor, hepinizi saygı ve muhabbetle selamlıyorum.

Tabii ki bu arada yasama yılından bir gün önce açılan ve yeni bir başlangıçla Türkiye’yi daha da büyütecek olan demokratikleşme paketinin de hayırlı olmasını temenni ediyorum.

Değerli arkadaşlar, biraz önce ben değerli konuşmacıları izledim. Bu arkadaşlarımızın muhtemelen hiçbir tanesi bizim kadar deprem bölgesinde değildi; bu arkadaşlarımızın hiçbir tanesi bizim kadar depremin üçüncü saatinden itibaren neredeyse ikinci yılına kadar her ailenin, her hemşehrimizin yanında olmadı ancak söylediler, Van’da eksiklikleri söylediler, ben de müsaade ederseniz birkaç şey söylemek istiyorum.

Öncelikle, Türkiye’de birçok bölgede olduğu gibi, değerli milletvekilleri, Van da deprem bölgesidir. Maalesef çok sık bir şekilde depremler olmakta ancak Van’da büyük depremlerin olduğu da… Neredeyse her otuz altı yılda bir, bir deprem olmuş; 1904’te bir deprem olmuş, 1941’de büyük bir deprem olmuş, 1976 yılında büyük bir deprem olmuş ve 2011’de de büyük bir deprem olmuş. Neredeyse her otuz altı yılda…

1976 Van Çaldıran depremini iliklerine kadar yaşayan bir kardeşinizim ben. Orada hem babamı hem kardeşimi ve çok sayıda yakın akrabamı kaybettim ancak “Biz depremde babamızın acısını yaşamadık.” desek inanmalısınız. Neden? Çünkü kardeşimin cenazesini biz ancak dört ay sonra bulabildik. O dört ay süresince biz her gün, 3,5 yaşındaki kardeşimin eve geleceğini düşünürdük. Biz de küçüktük ama her gün çıkıp, köye gelen dolmuşu büyük bir heyecanla bekliyorduk. Sonra karlar kalktı, gittiler tekrar baktılar ve kardeşimin cenazesini o şekilde bulabildik.

Peki, 2011’deki depremde yani 23 Ekim ve 9 Kasımdaki depremlerde ne oldu? Değerli arkadaşlar, 644 tane insanımızı kaybettik, büyük acılar yaşadık. Ancak, bu depremde bırakın dördüncü ayı, dördüncü gün -Allah’a hamdolsun- tek bir insanımız enkaz altında kalmadı, 252 tane insanımızı     -çok şükür- sağ kurtardık. Neden? Çünkü, AK PARTİ Hükûmeti vardı.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Yapmayın… Yapma, gözünü seveyim, 17 bin ölü… Gölcük depremi…

BURHAN KAYATÜRK (Devamla) - Çünkü, Başbakanımız, değerli milletvekilleri, depremin üçüncü saatinde, dördüncü saatinde, neredeyse Kabinenin yarısıyla birlikte oradaydı. Bakın, depremin ikinci gününde ben Erciş’te görevliydim. Değerli arkadaşlar, Erciş’te depremin ikinci gününde 3.950 tane kurtarma çalışanı vardı, kurtarma çalışanları orada insanları kurtarmaya çalıştı. Bu anlayışla AK PARTİ birinci saatinde dört elle sarıldı ve Allah’a hamdolsun çok önemli başarılara imza attık.

HALUK EYİDOĞAN (İstanbul) – Binalar neden çöktü?

BURHAN KAYATÜRK (Devamla) – Bakın, bir yıl içerisinde Başbakanımız ilimizi 4 defa ziyaret etti. Bir yıl içerisinde her gün Van’da birden çok bakanın olduğu gün sayısı kaç, biliyor musunuz? 252. Bazen 1 bakanımızın, bazen 3-4 tane sayın bakanımızın, hatta 10’a yakın bakanımızın olduğu günler oldu.

BÜLENT BELEN (Tekirdağ) – Çadırdakilere “Lüks içinde yaşıyorsunuz.” diyen bakanlarınız da oldu.

BURHAN KAYATÜRK (Devamla) – Bakın, bu manada bir seferberlik vardı. Peki, bu çalışmanın neticesinde ne oldu? Bu çalışmanın neticesinde, depremin birinci yılında bir rekor hızla 15.350 tane konutumuzu Van ve Erciş merkezinde hemşehrilerimize teslim ettik ve oturmaya başladılar.

Değerli arkadaşlar, bu, sadece Türkiye için bir rekor değildir; kasırganın vurduğu Amerika Louisiana için de, tsunaminin vurduğu Japonya için de bu bir rekordur. İnsanlar yurt dışından geldiler, o çalışmaları izlediler ve bu çalışmaların bu hızla, üstelik bu güzellikle nasıl yapıldığını hayretler içerisinde izlediler.

Şu anda 30 bine yakın konutumuz bitti, bitmek üzere. Van ve Erciş’te 17.471 tane şehir merkezlerinde teslim edildi ve aynı zamanda köylerde de 9.500’e yakın konutumuzu teslim ettik. Bununla beraber 3 binin üzerinde de hayvan barınağı çok sağlam bir şekilde, modern bir şekilde yapıldı ve köylülerimize teslim edildi.

İşte, bu kadar iş yapan bir partiye, bu kadar iş yapan bir Hükûmete söylenenleri ben çok büyük haksızlık olarak görüyorum.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Niye açlık grevi yapıyorlar adamlar?

BURHAN KAYATÜRK (Devamla) – Özellikle burada BDP milletvekilinin söylediklerinin yüzde 90’ı gerçek dışıdır. Kesinlikle…

HALUK EYİDOĞAN (İstanbul) – Binalar neden yıkıldı, on yıllık binalar?

BURHAN KAYATÜRK (Devamla) – Oraya da geleceğim. Müsaade ederseniz oraya da geliyorum.

HALUK EYİDOĞAN (İstanbul) – Çürük binalar yaptınız, onları da anlat.

BURHAN KAYATÜRK (Devamla) – Şimdi bakın, biz sadece bunları yapıp teslim etmekle kalmadık. Milletvekilleri her partide zaman zaman çok sert acımasız eleştiriler yaptı. Bakın, şunu söylediler: Biraz önce milletvekilimiz de diyor ya “Bunları zorla sattılar.” Zorla satılmadı. Bakın, 500 tane konutumuz Van’da arttı. Bu 500 tane konutu biz kiracılara vermek üzere Hükûmetimizden böyle bir istekte bulunduk, Hükûmetimiz kabul etti. Van’daki 500 tane konut için kaç kişinin müracaat ettiğini biliyor musunuz? 26.500 kişi müracaat etmiş ve onların da hak sahipleri elenmiş, maalesef sadece 500 kişiye bu konutlar verilebilmiş.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Gerisi ne olacak, 26 bin kişi?

BURHAN KAYATÜRK (Devamla) – Bakın, işte, burada milletvekilimiz diyor ya “Zorla verildi.” Bununla beraber, evi yıkılan her hak sahibine mutlaka ev verildi. Bu benim söylediğim artan evlerdi, artan evleri bu şekilde vermek istedik.

Şimdi, geldiğimiz bu son olayda, konteynerlerde, değerli arkadaşlar, 30 bin aile vardı. Bu 30 bin aile… İnsanlar zannediyor ki sadece 200 aile etkilenmiş. Değerli arkadaşlar, Van’daki depremde 700 bin insan etkilendi. 30 bin konteyner vardı, ondan önce 75 bin çadır vardı. Şimdi, son dönemde zaten 200 civarında aile kalmış. Ha, bu ailelere de Valilik, AFAD her türlü imkânlarını sunmakta. Bunlara diyor ki: “Siz gelin, bu konteynerlerden çıkın -öncelikle, konteynerlerde su problemi yok, su kesik değil, elektrik kesik- bu elektriğin kesik olduğu konteynerlerden siz çıkın, gelin, biz sizin kiranızı ödeyelim; Van’da, Allah’a hamdolsun, 350 liraya, 400 liraya siz çok güzel evler de -kira- bulabilirsiniz, gidin oturun.” deniyor ve bir kısım insanlar da çıktı. Bunlar arasında 98 tane ailenin bir çalışanı yok, sosyal güvencesi olmadığı için de bunlara Valilik İŞKUR’da iş temin etmeye çalışıyor. Dolayısıyla, bütün konulara biz dört elle sarılmış durumdayız, Van’daki bütün problemleri çok iyi biliyoruz ve problemlerin çözümü için de elimizden geleni yapıyoruz.

Ayrıca, okullarda kayıt için ikametgâh sorunu da yok. Van’daki bu özel problemden dolayı hiç kimseden…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BURHAN KAYATÜRK (Devamla) –…hiçbir öğrencimizden ikametgâh sorulmadı, herkes çok rahat bir şekilde kayıt yaptırabiliyor.

Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Kayatürk.

Barış ve Demokrasi Partisinin grup önerisini oylarınıza sunacağım.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Karar yeter sayısı istiyoruz.

BAŞKAN – Karar yeter sayısı  arayacağım.

Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Karar yeter sayısı vardır, grup önerisi kabul edilmemiştir.

Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.

2.- CHP Grubunun, İstanbul Milletvekili ve Grup Başkan Vekili Mehmet Akif Hamzaçebi’nin İstanbul ili Maltepe ilçesi Gülsuyu Gülensu Mahallesi’nde son günlerde halkın huzurunu bozan ve Hasan Ferit Gedik isimli vatandaşımızın öldürülmesi ile sonuçlanan olayların araştırılması amacıyla 2/10/2013 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına vermiş olduğu Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 2 Ekim 2013 Çarşamba günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

2/10/2013

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Danışma Kurulu 2/10/2013 Çarşamba günü (Bugün) toplanamadığından, grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzük’ün 19’uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.

                                                                                 Mehmet Akif Hamzaçebi

                                                                                            İstanbul

                                                                                    Grup Başkan Vekili

Öneri:

İstanbul Milletvekili ve Grup Başkan Vekili Mehmet Akif Hamzaçebi tarafından 2/10/2013 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına, İstanbul ili Maltepe ilçesi Gülsuyu Gülensu mahallesinde son günlerde halkın huzurunu bozan ve Hasan Ferit Gedik isimli vatandaşımızın öldürülmesi ile sonuçlanan olayların araştırılması amacıyla verilmiş olan Meclis araştırma önergesinin (1039 sıra no.lu), Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak, 2/10/2013 Çarşamba günlü birleşimde sunuşlarda okunması ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılması önerilmiştir.

BAŞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi üzerinde, lehinde olmak üzere, ilk söz İstanbul Milletvekili Sayın Mahmut Tanal’a aittir.

Buyurun Sayın Tanal. (CHP sıralarından alkışlar)

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Sayın Başkan, yeni görevinizden dolayı sizi kutluyorum. 24’üncü Dönem Dördüncü Yasama Yılının Meclisimize, ulusumuza hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.

Değerli milletvekilleri, son iki yıl içerisinde İstanbul ili Maltepe ilçesi Gülsuyu  Gülensu ve Zümrütevler mahallelerinde devam eden uyuşturucu çetesi olayları acımasız bir şekilde sürekli, periyodik olarak artmakta. Ancak, bununla ilgili, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanımız tarafından, aynı zamanda İstanbul 1’inci Bölge Milletvekilimiz Sayın Celal Dinçer, Sayın Müslim Sarı ile birlikte bölgede   13-14-15 Ağustos 2013 tarihlerinde inceleme yaptık. Yerinde, sivil toplum kuruluşlarıyla, Emniyet Müdürlüğüyle, mahalle muhtarlarıyla ve Maltepe Kaymakamlığıyla, Maltepe İlçe Emniyet Müdürlüğüyle yaptığımız görüşmelerin tamamını aynı zamanda İstanbul Valiliğiyle de paylaştık. Yalnız, orada görülen hadiselerdeki sorun şu: Daha önceden de sürekli bu olayların tekrar etmesi sebebiyle cumhuriyet başsavcılığına 2013/98981 sayı numarasıyla şu sebeplerden dolayı suç duyurusunda bulunulmuş; İstanbul Gülsuyu Mahallesi’nde, mahalle sakinleri tarafından, silahlı oldukları ve uyuşturucu ticareti başta olmak üzere çete faaliyeti yürüttükleri bilinen kişiler 2013 Nisan ayından itibaren bir taksi durağının sahibini vurmuş ve durağı kapatılmıştır. Olayın hemen ardından mahalle girişindeki bir lokanta sahibi vurulmuş, ardından temmuz ayı boyunca sürekli o mahallede, o bölgede minibüslerin ruhsat sahiplerinin devretmesi hususunda baskılar devam etmiştir.

Bunları bu şekilde, tabii ki biz, İstanbul Valiliğiyle 13 Ağustos, 14-15 Ağustostaki o raporlarımızla birlikte sözlü olarak İstanbul Valiliğine ilettik. Ancak, İstanbul Valiliğinin de açıkça orada ikrarı ve itirafı şu oldu: Olayın vahametini, boyutlarını bu kadar bilmediğini, kendisine iletilmediğini ikrar etti. Bunun üzerinde, eğer, İstanbul Valiliği, İstanbul Emniyet Müdürlüğü ve aynı zamanda Maltepe Kaymakamlığı gerekli tedbirleri almış olsaydı, bu son olayda yaşanan elim, acı haberleri yaşamamış olacaktık. Ve gerçekten, burada, son yaşanan olaylarda İstanbul Emniyetinin, özellikle Maltepe Emniyetinin, Maltepe Kaymakamlığının görevlerini yapmaması nedeniyle, ağır görev kusuru, ağır hizmet kusurundan kaynaklanmıştır. Bu açıdan, tabii ki emniyet müdürlüğünün, kaymakamlığın sorumlu olması İçişleri Bakanlığının sorumluluğu anlamına gelir ve bu olayların asıl sorumlusu İçişleri Bakanlığıdır. Bu açıdan, zamanında eğer bu tedbirler alınmış olsaydı son hadiseler yaşanmamış olacaktı. Çünkü, vatandaşımız neye güvenir? İlk önce, devletin o ülkede adalet ve güvenliği sağlamasını ister. Adalet ve güvenlik eğer orada yoksa artık orada kaos başlar, çağ dışı bir yönetim anlayışı söz konusu olur.

Peki, burada oturan yani Maltepe ve Gülsuyu’nda oturan vatandaşımız ne istiyor Hükûmetten? Para pul istemiyor değerli arkadaşlar; sadece, uyuşturucu çeteleriyle mücadele etmesini istiyor yani orada fuhuş istemiyor, uyuşturucu ticaretini istemiyor, çocuklarının uyuşturucudan kollanmasını, korunmasını istiyor.

Peki, burada, esasen, neden bu siyasal iktidar, Hükûmet, güvenlik görevlileri bu görevini yerine getirmiyor? Üç sebepten dolayı. Birinci sebep: Bu bölgede Gezi olaylarına fazla destek çıktığı için, halkı birbirine kırdırtmak için. İkinci sebep ne? Bu bölgede mülkiyet sorunu var. Mülkiyet sorununun çözülmemesi ve onun ardından gelen kentsel dönüşüm sorunu var çünkü kentsel dönüşmede gerçekten bölge halkı duyarlı ve burayı güvenliksiz bir bölge ilan ederek halkı, burada, gayrimenkullerinin mülkiyetlerini yok pahasına satarak göçe zorlamak ve ileride gerçekleşebilecek olan rant odaklı kentsel dönüşüm açısından psikolojik olarak halkı buna hazırlamak içindir. Onun için, Gülsuyu halkı bir korku içerisinde yaşamakta, orada uyuşturucu ticaretinden beslenenler halktan haraç da toplamakta ve bu uyuşturucu çetesi sebebiyle bu olaylardan dolayı vatandaşın bölgede can güvenliği, mal güvenliği olmadığı gibi, gayrimenkullerde değerler hızla da düşmekte. Çünkü, bölgede sürekli göç yaşanmakta.

Peki, vatandaş bu güvenlikle ilgili polise bilgi verdiği zaman… Gülsuyu Gülensu, o bölgede olan milletvekili arkadaşlarımız bilirler, 40 bine yakın bir nüfusu var, 40 bine yakın bir nüfusu olduğu için…

Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’nun yönetmeliğinin 6’ncı maddesi uyarınca, 3 türlü karakol var: A formatı, B formatı, C formatı. B formatında orada karakolun olma zorunluluğu var, polis karakolunun olma zorunluluğu var. Ancak orada polis karakolu kurulmadığı için vatandaş da güvenlik için 155 Polisi aradığı zaman polis geceleyin oraya gitmiyor.

Peki, çıkıp içinizden “Efendim, gidiyor, gerçekleri söylemiyorsunuz.” diyebilirsiniz. İçimizde emniyette görev yapmış olan milletvekilleri var. Polis devriye çizelgesi var. Gülsuyu Gülensu’yla ilgili geceleyin devriye gezme çizelgesi tutulmamıştır. Gülsuyu Gülensu’da mevcut olan 3 tane MOBESE kamerası vardır. MOBESE kameralarını uyuşturucu çeteleri kırmaktadır, kırılmıştır, devre dışıdır. Geceleyin ve gündüz bu MOBESE kameraları… Gayet rahat, halkı gündüzün ortasında silahla tehdit eden uyuşturucu çeteleri âdeta orada halka sürekli gözdağı veriyorlar ve halk da bundan korkuyor, sanki burada bunların arkasında emniyet güçleri var diyor. Gücünü emniyetten almazsa bunlar nasıl olur, gündüzün ortasında kameranın altında silahını gösterebilir? Kameralar…

Nurettin Sözen Parkı var değerli arkadaşlar. Bir de, Gülsuyu son durakta bu kamera kayıtları çalışmıyor. Ve bu kamera kayıtları çalışıyorsa, emniyet mensupları burada geziyorlarsa bu kamera kayıtlarından bunların görülmesi lazım. Bu kamera kayıtları da çalışmadığı için uyuşturucu çeteleri burada cirit atıyor. Peki, burada kusur kimde? Kusur Emniyet Müdürlüğünde, kusur İçişleri Bakanlığında. Vatandaşımız… Arkadaşımız diyor, kaymakamlık orada bulunan mahalle muhtarlarıyla normal koşullarda güvenlik toplantısı yapması gerekirken güvenlik toplantılarını yapmıyor ve o kaymakamın da tayini çıktı ancak daha önceki Emniyet Müdürlüğü, mahallelerle ilgili güvenlik konusunu görüşmek isteyen mahalle muhtarlarına ilçe emniyet müdürlüğü randevu da vermemiş, randevu da vermedikleri için, maalesef burada vatandaşın aklına şu geliyor: Bu çetelerin arkasında emniyet gücü var deniyor. Onun için, ben, burada tüm emniyet mensuplarını zan altında bırakmak istemiyorum, iyi niyetli insanları tenzih ediyorum, iyi niyetli kamu görevlilerini tenzih ediyorum ama burada ağır bir hizmet kusurunun olduğu aşikâr çünkü bu son hadiselerden önce cumhuriyet başsavcılığına verilmiş olan şikâyet dilekçesi de var. Şikâyet dilekçesinde…

Bakın, ben size olayları tek tek anlattığım zaman… 7 Ağustos 2013 sabah saat 07.20’de oluyor olay, yakalanan yok. Aynı gün içerisinde akşam 17.00’de oluyor, yakalanan yok. Emniyet mensupları da diyorlar ki: “Biz yakalıyoruz bunları, mahkeme bunları serbest bırakıyor.” Emniyet mensupları yakaladığı kişileri delilleriyle birlikte götürmedikleri için –mahkeme de delille bağlı- mahkemelerin burada bir kusuru yok; kusuru olan, sorumlu olan emniyet mensuplarıdır çünkü delili toplayıp delille birlikte mahkemeye götürmezse mahkemenin yapacağı bir şey yoktur.

Onun için, uyuşturucu çeteleriyle mücadele etmek hepimizin boynunun borcudur. Onun için, gerçekten, burada büyük bir ağır hizmet kusuru vardır. Bu ölen rahmetlilerin de sorumlusu siyasal iktidar, İçişleri Bakanı başta, ondan sonra Valilik, Kaymakam, İstanbul Emniyet Müdürlüğü, Maltepe İlçe Emniyet Müdürlüğüdür.

Hepinize teşekkür ediyor, saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Tanal.

Grup önerisinin aleyhinde ilk söz Kırıkkale Milletvekili Oğuz Kağan Köksal’a aittir.

Buyurun Sayın Köksal. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Kırıkkale) - Sayın Başkanım, önce yüce Meclisi saygıyla selamlıyor ve yeni yasama yılının hayırlara vesile olmasını temenni ederek sözlerime başlamak istiyorum.

Değerli Başkanım ve değerli milletvekillerimiz; Cumhuriyet Halk Partisinin araştırma önergesi İstanbul Maltepe ilçesindeki Gülsuyu Mahallesi ve etrafındaki yerlerdeki uyuşturucuyla ilgili bir önerge.

Ben o önergeyle ilgili konuya gelmeden önce isterseniz, az önce konuşan değerli arkadaşımız Mahmut Tanal’ın da söylediğine bir parça cevap olma kabilinden şunu anlatmak istiyorum: Bir kere, uyuşturucuyla mücadele – gerçekten, uyuşturucu bir insanlık suçudur - değil sadece güvenlik güçlerinin bütün insanların asli görevidir diye olaya bakılıyor ve bu noktada baktığımızda, emniyet teşkilatının uyuşturucuyla mücadelesi konusunda bir iki hususu söyleyip ondan sonra öbür tarafa geçmek istiyorum.

Tabii ki, uyuşturucuyla mücadeleye baktığımızda, güvenlik güçleri uyuşturucuyla iki konuda mücadele ediyor. Birincisi, ana mücadele, yurt dışından gelen uyuşturucuların ya transit olarak veya yurt içinde pazarlanmasını engellemek, yani yurt dışından ülkemize uyuşturucu geçmesini veya gelmesini önlemek. Yurt dışından ülkemize uyuşturucu nasıl gelir, hemen kısaca ondan da bahsetmek istiyorum. Bizim ülkemiz bir noktada transit ülke durumundadır ve daha ziyade Uzak Doğu’dan gelen eroin ve esrar ülkemizden geçer, Avrupa’ya doğru gider. Diğer taraftan da Avrupa’dan gelen sentetik uyuşturucular da Türkiye üzerinden Orta Doğu ülkelerine sevk edilir. Buradaki olay, birinci mücadele bu sevkiyatı önlemektir ve bu konuda çalışma yapmaktır. Ben size bir rakam vermek istiyorum değerli milletvekillerim: Bu noktada baktığımızda, Türkiye son on yıl içerisinde bütün Avrupa Birliği ülkelerinin yakaladığı eroin sayısının 2 katı eroin yakalamıştır ve demek ki Türkiye dünyada en fazla eroin yakalayan ülke olmuştur.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Çünkü en fazla Türkiye'de eroin ticareti yapılıyor da onun için!

OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) – Bu nedir? Ülkeye girişi, transit geçişi önlemek noktasında yapılan bir çalışmadır ve kayıtlara bakıldığı zaman, Türkiye'nin artık mümkün olduğunca transit ülke olarak kullanılmak yerine, daha ziyade güneyden, Rusya üzerinden ve Karadeniz üzerinden geçme, transit uyuşturucu yolunun o tarafa kaydığını görüyoruz.

İkinci mücadele -ki bizim en çok önemsediğimiz, milletçe önemsediğimiz bir mücadele, elbette ki uyuşturucu ticaretini önleyeceğiz ama- ülke içinde, girip burada satılarak vatandaşlarımıza içirilmeye çalışılan uyuşturucuyla mücadele. Bunlar emniyet literatüründe “torbacı” tabir edilen uyuşturucu tacirleridir ve bunlar küçük parçalar hâlinde uyuşturucuyu satmaya çalışırlar. İşte, önümüz…

KAMER GENÇ (Tunceli) – O hikâyesi! Hikâye anlatma üstat! Oradaki olayı Hükûmetin desteklediği biliniyor, onu anlat!

OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) – Geçtiğimiz yıllarda, şöyle baktığımızda sokak satıcıları ve torbacılarla yoğun bir mücadele yapılmış ve iki yıl içerisinde 17.295 şahsa işlem yapılmış, yani “işlem yapılmıyor” noktasına söylemek istiyorum. Öbür taraftan bakıyoruz, işlem yapılan 5.450 kişi de tutuklanmış. Yani ülkemizde bu torbacı denilen sokak satıcılarıyla da yoğun bir mücadele var…

AHMET DURAN BULUT (Balıkesir) – Gültepe’de mi efendim?

OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) – …ve sadece mücadelemiz bu şekilde değil, aslında Türkiye'de yapılan mücadele planlı bir mücadele ve planlı mücadelede şuna bakıyoruz, özellikle uyuşturucuyla mücadele stratejisi diye bir strateji geliştiriliyor…

KAMER GENÇ (Tunceli) – Hikâye anlatıyorsun sen! Oradaki olayı niye önlemiyorsunuz?

OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) – Bu stratejinin içerisinde bütün bakanlıklar, kuruluşlar, herkes var. Yani uyuşturucuyla mücadeleyi aslında bir devlet politikası hâline getirmiş durumdayız…

HALUK EYİDOĞAN (İstanbul) – Beş dakika oldu, Gülsuyu’na gelemediniz!

OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) – …ve bu politikanın neticesinde de şunu görüyoruz ki uyuşturucuyla mücadelede Türkiye'de çok iyi bir yoldayız. Ha, uyuşturucu elbette ki rantı büyük bir olaydır, rantı büyük olan yerde de mücadele sürecektir, bundan daha doğal bir şey yok, onun için de göz açtırmadan bu işi yürüttüğümüz sürece, uyuşturucu ticareti yapan veya içenlerle mücadelemiz sürecektir ve bu, özellikle uyuşturucudan zarar görenler için de ayrı bir çalışma vardır, kısaca oraya da gelmek istiyorum ama az önce şeyi anlatmak istiyordum: “Maltepe Gülsuyu meselesine gelmediniz.” dediniz ama esas, anayı söylemeden bir parçayı söylersek boşta kalacağı için ben önce ana girişi yaptım.

Evet, Gülsuyu Mahallesi’ne bakıyoruz, Maltepe ile ilgili: 28/09/2013’te bir olay oluyor ve olayın gerçekleştirildiği aynı gece, aynı gece bakın, 28/09/2013’te operasyon neticesinde 3 silahla birlikte şahıslar yakalanıyor. Gene, geliyoruz, 29/09/2013’te Gülsuyu Mahallesi’nde 4 kişinin yaralanması, bir kişinin hastanede hayatını kaybetmesi, Allah’tan rahmet diliyorum. Bu olay üzerine emniyet teşkilâtı daha önceden de zaten dinlemeleri, sürdürdüğü operasyonları çok hızlandırıyor ve 30/09/2013 sabahı gerçekleştirdiği operasyonla yukarıda bahsedilen Maltepe ilçesi Gülsuyu Gülensu Mahallesi’ndeki olaya karıştığı değerlendirilen 5 kişi olmak üzere 22 kişiyi yakalayarak gözaltına alıyor yani bu, 30/09/2013 tarihinde oluyor. Gözaltına alınan kişilerin sorgulanmasında, bunlardan Hasan Ferit Gedik’in öldürülmesi ve 3 şahsın da yaralanmasıyla ilişkili olduğu tespit ediliyor ve biraz daha sorgulama devam ediyor, 02/10/2013 yani bugün sabah, sorgulama neticesinde alınan bilgiler doğrultusunda -ki silahları denize attığını söylüyorlar- Tuzla sahilinde dalgıçlarımız tarafından yapılan arama sonucunda silahlar da ele geçiriliyor. Yani, bir noktada önce başlayan tutuklamalar daha sonra yakalama ve silahların da bulunmasıyla delillendirilerek bir noktaya getirildi. Bunu da burada ifade etmek istiyorum, dün sabah olduğu için belki bilgi yoktur.

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Bunlar Gülsuyu’nda dolaşıyordu efendim, niye önlem alınmadı? MOBESE’nin önünde adam vuruyor bunlar.

OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) – Sonra, şunu anlatacağım, tabii, “önlem” dediniz, hemen söyleyeyim: Gene, yapılan operasyonlar neticesinde, baktığımızda, zaman içerisinde, aynı yerde 15 ruhsatsız tabanca,1 tüfek, çok sayıda fişek ve 1 kilogram uyuşturucu madde ele geçirilmiş durumda. Yani operasyonlar devamlı yapılıyor ama başta da söylediğim gibi, uyuşturucu önemli bir rant kaynağıdır. Kolay kolay insanlar bu ranttan vazgeçmek istemezler. Her operasyon ertesi gün uyuşturucuyu bıçakla keser gibi kesmiyor tabii. Ayrıca, oradaki birkaç grubun da kendi aralarındaki mücadelesi de bu işin içerisinde. Şu anda polis teşkilatı özellikle konunun üzerine yoğun bir şekilde gitmiş vaziyette.

Şeylere gelince, doğrudur, ona da katılıyoruz, aldığım bilgiler o çerçevede. Oradaki bazı gruplar MOBESE kameralarını çalışmaz hâle getirmişler. Bilahare İstanbul Valiliği hemen bu kameraları tamir ettirmiş. O aradaki bir kameranın kırılmasından dolayı bir boşluk da var.

Şu anda nedir, o yörede yapılanı da söyleyeyim. Özellikle bu mahallede, çevik kuvvet, özel harekât ve ilçe emniyet görevlileri tarafından, yeni bir program dâhilinde güvenlik tedbirleri artırılmış durumdadır.

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – İki aydır valiye anlatıyoruz, kaymakama anlatıyoruz efendim, iki aydır!

OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) – Tabii bu arada bu olayların şeyinde yaptığımız incelemede o yörede de İçişleri Bakanlığının bir karakol hazırlığı içerisinde olduğunu ve orayı planladığını, yani oradaki sıkıntıyı giderecek yeni bir ek tedbir olarak da o çalışmayı sürdürdüğünü de burada anlatmak istiyorum.

Tabii sadece o yörede değil, uyuşturucuyla gerçekten mücadeleyi büyük anlamda sürdürmek gerekiyor ve uyuşturucuyla mücadeleye baktığımız zaman, bizim kurulumuz artı, uyuşturucuya müptela olup da bundan kurtulmaya çalışanlarla ilgili, uyuşturucu bağımlılarıyla ilgili Topluma Kazandırma Eylem Planı’ndan tutun diğer planlara, asayiş suçlarını önleme projesine kadar geniş bir yelpaze içerisinde bu mücadeleyi sürdürmektedir. Bu mücadele önemli bir mücadeledir ve bu mücadelede asla ve asla siyaset, siyasi düşünce ve siyasi tavır olması mümkün değildir. Tam tersine, bu mücadelede, başta uyuşturucu olmak üzere asayiş suçlarıyla mücadelede herkesin hemfikir olması ve birbirini desteklemesi lazım. Nitekim, aslında yüce Meclisimiz geçtiğimiz dönemde de uyuşturucuyla mücadeleyle ilgili bir çalışma da yaptı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) – Bu noktadan baktığımızda, Emniyet Genel Müdürlüğünün ve güvenlik güçlerinin yoğun bir çalışması var.

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Köksal.

OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) – Ben bu konuda çalışmaları olduğundan, sürdüğünden bu önergeye ret oyu vereceğimizi burada bir kere daha ifade ediyor, sizleri saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Köksal.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Ret vereceğiniz belli zaten!

BAŞKAN – Buyurun Sayın Tanal.

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Sayın Başkan, sayın hatip benim sözlerimi çarpıttı yani orada gereken tedbirin alındığı şeklinde…

BAŞKAN – Hangi sözleriniz Sayın Tanal?

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Yani Gülsuyu Maltepe’de gereken tüm tedbirlerin alındığı, yani orada uyuşturucuyla mücadelenin, emniyetin mücadele ettiğini…

BAŞKAN – Bir tutanaklara bakayım Sayın Tanal, söz veririm size.

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Peki, teşekkür ederim.

BAŞKAN – Ben teşekkür ederim.

Grup önerisinin lehinde ikinci söz, İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel’e aittir.

Buyurun. (CHP ve BDP sıralarından alkışlar)

ABDULLAH LEVENT TÜZEL (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle, yeni görevine başlayan Sayın Meclis Başkan Vekilimizi görevinden dolayı kutluyor ve hayırlı olmasını diliyorum. Ancak, bugün bu kısa konuşma hakkımızı olumlu görmeyip gasbetmesi nedeniyle de, bu tutumunu da kınadığımı ve gözden geçirmesi gerektiğini düşünüyorum. Kendisinin çağdaş hukukçu geleneğinden gelen bir insan olarak Meclis yönetiminde hak, vicdan ve adalet duygularıyla hareket edeceğine inanıyorum ama bu tutum zaten güdük olan demokrasimizin güdük Meclis kürsüsü hâline dönüşmesine yol açıyor, bunu onaylamak mümkün değil.

O nedenle, bu konuyla ilgili sözlerimi paylaşmadan önce bugün yapacağım kısa konuşmaya değinmek istiyorum. Yeni yasama yılının öncelikle ülkemiz ve bölge halklarına hayırlı olmasını diliyorum. “Neden bölge halkları?” derseniz, biliyorsunuz, yarın bir tezkere görüşmesi yapılacak, Suriye için Meclisten bir tezkere. Elbette böyle bir tezkerenin öncelikle bölge halkının barışını vuracağı açıktır. Bunu bilerek oylarımızı vereceğiz ve karşısında duracağız. Yine, 24’üncü Dönemin seçilmiş milletvekillerinin hâlen cezaevinde olmaları ayıbı ve eksikliği bu Hükûmetin vebalindedir. Biliyorsunuz Sayın Başbakanın “sessiz devrim” deyip büyük gürültüyle açıkladığı demokrasi paketi bu açıdan da fos çıkmıştır: ülkemizde başta Kürtler, Aleviler olmak üzere tüm yurttaşların barış, demokrasi ve özgürlük beklentileri bir kez daha boşa düşmüştür.

Yine, dün Meclis açılışında konuşan Sayın Cumhurbaşkanının “ekonomisi, demokrasisi ve ordusu güçlü ülke” tanımında isabetli olmayan kısmının “demokrasi” olduğu açıktır. Ülkemizin demokrasisi ne yazık ki güçlü değildir ama güçlü olan ekonominin cefasını çeken yaratıcı işçiler ve taşeron emekçilerinin sesleri de her geçen gün yükselmektedir.

Taşeron işçileri bildiğiniz gibi kadrolu, güvenceli, örgütlü, emek ve demokrasinin egemen olduğu bir iş hakkını Meclisten ısrarla bekliyorlar ama bizim onlara da her zaman söylediğimiz gibi sözümüz, tüm işçi, emekçilere sözümüz: “Hak verilmez, alınır.” diyerek onları selamlıyoruz.

Şimdi, Cumhuriyet Halk Partisinin önerge konusu olan İstanbul Maltepe’de arazi rantçıları ve uyuşturucu çetelerinin katlettiği Hasan Ferit Gedik’in öldürülmesiyle ilgili konuya gelmek istiyorum. Öncelikle, bu cinayeti işleyenleri ve kollayanları şiddetle kınıyorum. Biraz önce Mahmut Tanal arkadaşımız da üzerine değindi. Kendisiyle de beraber orada halkla sohbet ettik, oradaki muhtarından halk meclisine; yaşananları, son üç aydır özellikle, bu saldırıları beraberce dinledik.

Şunu görmemiz gerekiyor ki: İktidar partisinin, Hükûmet partisinin, Başbakanın dilinden düşürmediği en çok gözettiğimiz ülkemiz gençlerini koruyamayan bir iktidar söz konusu. Ve burada özellikle haziran ayından bugüne devlet şiddetiyle hayatlarını kaybetmiş gençlerimizi de anarak bu yaşanan şiddeti ve şiddet kurbanlarını bir kez daha anmak ve hatırlamak istiyorum: Abdullah Cömert, Ali İsmail Korkmaz, Ethem Sarısülük, Mehmet Ayvalıtaş, Ahmet Atakan ve Medeni Yıldırım. Bu gençler, devletin, bizzat Hükûmetin sorumlu olduğu politikalar nedeniyle hayatlarını kaybetmiştir ve son örnekte olduğu gibi kaybetmeye devam etmektedir. Yine buradan Okmeydanı Hastanesinde yoğun bakımda hayat mücadelesi veren Berkin Elvan’ı da anmak ve hatırlamak istiyorum.

Maltepe Gülsuyu’nda ne olmaktadır? Çok açık, ortada ne olduğu. İstanbul kentinin güzide semtlerinden ve bölgelerinden birisinde emekçiler zamanında elleriyle, alın terleriyle yaptıkları konutlardan uzaklaştırılmak ve oralardan kaçırılmak üzere mafya tarafından, arazi rantçıları tarafından uyuşturucu şebekeleri devreye sokularak o insanlar üzerinde büyük bir zulüm ve şiddet uygulanmaktadır. Tam üç aydır bu saldırılar peş peşe gelmiştir. Bugüne kadar 20’yi aşkın insan yaralanmıştır, 1 ağır yaralı aynı şekilde hayat mücadelesi vermektedir. Hasan Ferit Gedik isimli genç insanımız bu saldırılarda yani peş peşe gelen saldırılar sonucu hayatını kaybetmiştir. Şimdi bu genç insanın cenazesine de bir zulüm uygulanmaktadır. Armutlu’da polis bu cenazenin Gülsuyu’na nakledilmesine izin vermemektedir. Gerekçede “Sizin güvenliğinizi alamıyoruz.” denilmektedir. Düşünebiliyor musunuz, sokakları zapt eden, insanların demokratik gösteri hakkına izin vermeyen devletin polisi bu insanların güvenliğini alamayacağından sızlanmaktadır. Bu nedenle de iki gündür bu cenaze orada, cemevinde bekletilmektedir. Bu, kabul edilebilir bir durum ve gerekçe değildir.

Biraz önce konuşan Değerli Milletvekili, eski Emniyet Genel Müdürü ülkemizin en çok uyuşturucu yakalayan bir ülke olmasıyla, bir polis kolluk gücü olmasıyla övünmektedir. Ama şimdi şu soruyu sormanın zamanıdır: Bu şebekeler, bu çeteler bir yandan uyuşturucu pazarlığını ilkokul önlerine kadar devam ettirmekte, öbür taraftan da halkın boyun eğmesi için bu şekilde genç insanları öldürebilme ve polisin aslında engelleyemediği şekilde bir bakıma onun kollaması altında bunları yapabilmektedir. Ama, geçen yıl Diyarbakır Adliyesinin adliye emanetinden de kilolarca uyuşturucu çalınmıştır. Yani, bu âcizlik, bu göz yumma ta oralardan Maltepe Gülsuyu-Gülensu Mahallesi'ne kadar gelmiştir yani yakalamalar ve mahkeme önüne çıkartmalar bu şebekeyi, bu organizasyonu, bu işleyişi, bu mekanizmayı durduramamaktadır. O nedenle, çok yerinde olduğu gibi, bu önerge, ciddi anlamda, bu organize suçların işlenmesinde yerel mülki amirinden kolluk güçlerine ne derece rol oynamaktadır, ne derece göz yumulmaktadır bütün bunların ortaya çıkartılması açısından önemlidir.

Bir de değerli milletvekilleri, şu soruyu hep birlikte sormamız gerekiyor: Neden böylesi bir dönemde daha çok gençler bu saldırı ve şiddetle karşı karşıya kalıp hayatlarını kaybetmektedir? Mülki amirler, devletin kolluk gücü ve tabii ki siyasi irade böylesi bir ortamı ne denli hazırlayıcı bir rol oynamaktadır?

Şimdi, kahraman polisler edebiyatını biliyoruz, destan yazan polisler edebiyatını biliyoruz. Şimdi kahraman valiler dönemi gelmiştir. Bu kahraman valilerden bir tanesi de Eskişehir Valisidir. Hatırlayacaksınız, orada sivil polislerin ve faşist birtakım insanların acımasızca öldürdüğü Ali İsmail Korkmaz’ın…  Bu saldırı nedeniyle konuşan Eskişehir Valisinin bu konuşmalarını deşifre eden Radikal muhabiri İsmail Saymaz, şimdi bu Eskişehir Valisinin şiddetiyle karşı karşıyadır. Eskişehir Valiliğinin mailinden kendisine dün akşam bir tehdit maili gönderilmiştir. Ne denmiştir o mailde? “Yine rahat durmuyorsun.” dan, alçakça benzeri türde hakaretvari sözlerle, bir gazeteci, gerçeklerin, insan hakları suçlarının peşindeki bir gazeteci açıkça tehdit edilmiştir. Eskişehir Valisi “Bu maili ben göndermedim, benim mailimden gitmiştir ama içeriğine katılıyorum.” diyebilmiştir. Şimdi, İçişleri Bakanlığı, müfettişler, bu olayın üzerine gidebilecek midir? Gerçekten, halkımız, Maltepe’de, Gülsuyu-Gülensu’da, bu uyuşturucu ve arazi mafyalarına, onların ihanetine, onların kollarına teslim edilecek mi; yoksa bu işin üzerine gidilecek mi? Biz, burada, bu önerge vesilesiyle ciddi bir soruşturmaya, araştırmaya gidilerek orada halka sahip çıkılmasını istiyoruz.

Halka sahip çıkmak demek, o insanları gözaltına almak demek değildir. Bu olaylar olduğundan beri üç yıldır yürüyen insanlar, onlar gözaltına alınıyor, onların evleri basılıyor. Orada, halk meclisi eliyle, tıpkı Hasan Ferit Gedik gibi, mücadele eden insanların üzerine gidiliyor, onlar gözaltına alınıyor. Uyuşturucu şebekeleriyle mücadele edilecekse orada halkın yanında olmak ve o insanların arkasında durmak gerekir; yoksa o insanların evleri basılarak devrimcilerin, sosyalistlerin, yurtseverlerin, örgütlenerek o mahalleden bu çeteyi atmak isteyenlerin, halkın üzerine gitmek değildir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Tüzel.

ABDULLAH LEVENT TÜZEL (Devamla) – Hepinizi, bu doğrultuda, Maltepe’de halkın yanında olmaya ve bu şebekelerle hep birlikte mücadele etmeye davet ediyorum. (CHP ve BDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Tüzel.

Grup önerisinin aleyhinde ikinci söz Ankara Milletvekili Fatih Şahin’e aittir.

Buyurun Sayın Şahin. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

FATİH ŞAHİN (Ankara) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi aleyhinde söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Türkiye Büyük Millet Meclisinin 24’üncü Döneminin Dördüncü Yasama Yılının memleketimize, milletimize hayırlar getirmesini temenni ederek sözlerime başlamak istiyorum.

Gerek Meclis başkan vekillerimizden gerekse gruplarımızın yöneticilerinden yeni göreve başlayanlara başarılar dileyerek, bu dönemin ülkemizin demokratikleşmesi açısından, özgürlük alanlarının genişletilmesi açısından verimli bir yıl olmasını ifade etmek istiyorum.

Bu manada, Sayın Başbakanımızın pazartesi günü kamuoyuna açıklamış olduğu demokratikleşme paketinin çok önemli bir dönemeç olduğunu, ülkemizin demokratikleşmesi açısından önemli bir yapı taşı olduğunu sizlerle paylaşmak istiyorum.

Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi, İstanbul ili Maltepe ilçesi Gülsuyu-Gülensu Mahallesi’nde son günlerde meydana gelen bazı olayların araştırılması için Meclis araştırması açılmasını teklif etmekte.

Bahse konu olan mahalde son iki aydan beri bazı asayiş sorunlarının yaşandığı hepimiz tarafından bilinmekte. Orada, 2 yapı, 2 örgüt arasında bir çatışmanın söz konusu olduğunu hepimiz biliyoruz. Bir tarafta uyuşturucudan gaspa, tehdide, adam yaralamaya kadar birçok suça bulaşmış bir yapı, diğer tarafta da illegal bir terör örgütü yapılanmasının mevcut olduğunu ve bunlar arasında bir çatışmanın söz konusu olduğunu hep birlikte görüyoruz ve takip ediyoruz. Maalesef, bu üzüntü verici olaylar çerçevesinde, birkaç gün önce genç bir vatandaşımız hayatını kaybetti ve 4 vatandaşımız da yaralandı. Ben öncelikle bu genç vatandaşımıza Allah’tan rahmet diliyorum, ailesine sabırlar diliyorum, yaralanan vatandaşlarımıza da acil şifalar diliyorum. Bu vatandaşımızın cenazesi hâlen defnedilebilmiş değil. Maalesef, ölümleri istismar eden, kandan beslenen bazı yapılar tarafından bu ölüm de siyasete alet edilmiş, istismara kurban edilmiş ve bu ölüm çerçevesinde olaylar büyütülmeye çalışılmaktadır.

Sorunun çözülebilmesi için bugün İstanbul Valimizin vefat eden vatandaşımızın yakınlarıyla bir görüşme gerçekleştireceğini hepimiz biliyoruz. Belki de şu an itibarıyla bu görüşme de gerçekleştirildi ve bu soruna bir çare aranmaya çalışılmakta.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ortada illegal bir örgüt ve mafyatik, suç işlemenin örgütlü bir şekilde uygulandığı bir çete var. AK PARTİ iktidarından önce bu çetelerin, çeteciklerin, örgütlerin ülkeyi esir aldığını, her gün manşetleri süslediğini, siyaseti maniple etme, siyasete yön verme amacıyla bu örgütlerin kullanıldığını ve bir vesayet aracı olarak siyasete bu örgütler eliyle müdahale edildiğini hepimiz biliyoruz. AK PARTİ, iktidara gelmesiyle birlikte, bu suç örgütleriyle, bu çetelerle ve çetecilerle çok güçlü bir mücadele etme iradesi ortaya koydu ve bunda da başarılı oldu.

KAMER GENÇ (Tunceli) – İnanıyor musun buna? Bunlar niye kaybolmadı? Desteği sizden buluyorlar.

FATİH ŞAHİN (Devamla) – 90’lı yılların özellikle son döneminde, tabiri caizse kendilerine otonom bölgeler yaratmış olan bu çeteler, bu suç örgütleri, ülkenin yaşanmaz bir coğrafya olması doğrultusunda maalesef ülkeye zarar vermekteydiler. Artık bu tür yapılarla, bu tür suç örgütleriyle karşılaşmıyoruz. Ancak, zaman zaman ülkemizin etnik, dinî ve mezhepsel fay hatlarının harekete geçirilmesi suretiyle birtakım olaylara imza atıldığını hep beraber görüyoruz. Haddizatında, son dönemde ülkemizde yaşanan birtakım olayları birlikte değerlendirdiğimizde, örneğin, Taksim Gezi Parkı çevre düzenlemesi çevresinde gelişen olaylar, hiçbir takımımıza mal edemeyeceğimiz taraftar gruplarının çıkardığı olaylar, yine benzer şekilde İstanbul’da kamyoncuların eylemleri; bunların hepsi üst üste konduğunda, maalesef, İstanbul merkezli olmak üzere ülkemizin bir kaos içerisinde olduğu, ülkemizde bir huzur, sükûn ve istikrarsızlık sorunu söz konusu olduğu şeklinde bir imaj yaratılmaya çalışıldığını hep beraber görüyoruz. Amaç çok belli. Ülkenin yönetilemez olduğunu, ülkenin kaotik bir ortam içerisinde olduğunu hem dışarıya hem de içerideki dinamikleri harekete geçirerek böyle bir fotoğraf yaratmak ve bundan siyasi olarak bir nema elde etmek. AK PARTİ’nin bileğini sandıkta bükemeyenlerin, maalesef, bu  tür olaylardan istifade ederek iktidarı yıpratmaya, iktidarı düşürmeye yeltendiklerini, çalıştıklarını hep beraber görüyoruz. Bunların hepsinin totalde bir amacının olduğunu, tüm bu olayların birlikte değerlendirilmesi gerektiğini ben burada ifade etmek istiyorum.

Bunun için de bir kez daha altını çizmek istiyorum ki maalesef bazı etnik, inançsal ve mezhebi farklılıkların ve fay hatlarının harekete geçirilmesi gayreti içerisinde olunduğunu görüyoruz. Bu Maltepe’de yaşanan olayları da son dönemde yaşanan bu olayların bir son halkası olarak değerlendirmek mümkündür. Bu çetelerden, çeteciklerden ülkeye hiçbir faydanın gelmeyeceği, ülkeye hiçbir kazanımın gelmeyeceği çok açıktır, aşikârdır. Bu suç örgütleriyle, uyuşturucu çeteleriyle, farklı suçları örgütlü olarak işlemeyi kendisine âdet edinmiş yapılarla mücadele irademizin her geçen gün daha da artarak devam edeceğini burada ifade etmek istiyorum.

Benden önceki konuşmacımız Sayın Oğuz Kağan Köksal emniyet güçlerimizin, İçişleri Bakanlığımızın bu konuda yapmış olduğu faaliyetleri, atmış olduğu adımları sizlerle paylaştılar. Ben de bu tür çetelere, bu tür yapılara pabuç bırakmayacağımızı, iktidar olarak bunlarla mücadele etme irademizi her geçen gün daha da artırarak ortaya koyacağımızı ifade ediyorum. Meclise sunmuş olduğumuz çalışma programımız içerisinde de farklı konuların yer alması nedeniyle Cumhuriyet Halk Partisi Grubu önerisinin aleyhinde olduğumu ifade ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Şahin.

Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisini oylarınıza sunacağım…

 

III.-Y O K L A M A

 

(CHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan, yoklama istiyoruz efendim.

Sayın Tanal’ın da bir talebi var efendim.

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Sayın Başkan, son konuşmacı hatiple benim bu araştırma önergesiyle ilgili…

BAŞKAN – Oylamadan önce bir yoklama talebi var, yerine getireceğim.

Sayın Tanal, size söz vereceğim bu oturum içinde.

Sayın Hamzaçebi, Sayın Demiröz, Sayın Dinçer, Sayın Öz, Sayın Acar, Sayın Yalçınkaya, Sayın Aslanoğlu, Sayın Öğüt, Sayın Genç, Sayın Tanal, Sayın Çelebi, Sayın Küçük, Sayın Seçer, Sayın Eyidoğan, Sayın Toprak, Sayın Güler, Sayın Ağbaba, Sayın Akar, Sayın Gürkan, Sayın Ekinci.

Evet, milletvekilleri, yoklama için üç dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Toplantı yeter sayısı vardır.

 

IX.- ÖNERİLER (Devam)

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)

2.- CHP Grubunun, İstanbul Milletvekili ve Grup Başkan Vekili Mehmet Akif Hamzaçebi’nin İstanbul ili Maltepe ilçesi Gülsuyu Gülensu Mahallesi’nde son günlerde halkın huzurunu bozan ve Hasan Ferit Gedik isimli vatandaşımızın öldürülmesi ile sonuçlanan olayların araştırılması amacıyla 2/10/2013 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına vermiş olduğu Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 2 Ekim 2013 Çarşamba günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)

 

BAŞKAN – Grup önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Grup önerisi reddedilmiştir.

Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır.

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Vereceğim size, tutanaklar gelmedi Sayın Tanal.

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Son hatip olan arkadaşımız da aynı şekilde sataşmada bulundu, o da dedi ki: “Mevcut olan çatışma iki örgüt arasındadır.” Halkı orada örgüt olarak nitelendirdi yani bu da açık ve net. Zaten, bu sizin tarafınızdan duyuldu Değerli Başkanım.

BAŞKAN – Sayın Tanal, sataşmadan ilk sözü size veriyorum.

Buyurun, iki dakika. (CHP sıralarından alkışlar)

X.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR

1.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, Kırıkkale Milletvekili Oğuz Kağan Köksal’ın CHP grup önerisi üzerinde yaptığı konuşması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

 

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Değerli Başkan, teşekkür ediyorum ben.

Tekrar, yine, Maltepe’de hayatını kaybeden Hasan Ferit Gedik’e Allah’tan rahmet diliyorum, yaralılara da acil şifa diliyorum.

Şimdi, hatip arkadaşımız talihsiz bir konuşma yaptı burada, “iki terör örgütü arasında” dedi. Devam etti, konuşmasının arasında mezhep çatışmasına getirdi kapalı olarak. Bunu kınıyorum ben. Bölgede yaşayan, ta Gebze’den Kadıköy’e kadar 200 kişilik uyuşturucu çetesinin varlığını, Maltepe Emniyet Müdürünün kendisi bizzat, İstanbul Milletvekilimiz Sayın Celal Dinçer, İstanbul Milletvekilimiz Müslim Sarı’nın yanında itiraf etti. Yani, burada halkı örgüt olarak nitelendirmek -gerçeklere olan olayla- gözlerimizi kapatma ve perdeleme anlamına gelir. Bu doğru bir yaklaşım değildir.

Gerçekten bölgede çeteler cirit atıyor, uyuşturucu çetesi cirit atıyor. Ben size o bölgede bulunan sokakların ismini hemen söyleyeyim. O isimleri biz aynı zamanda Sayın İstanbul Valisine söyledik, o, sokak isimlerini de aldı ama eğer zamanında orada arama yapılmış olsaydı ve vermiş olduğumuz isimlere baskın olmuş olsaydı son ölüm olayı ve yaralama olayları gerçekleşmemiş olacaktı. Bunun sorumlusu İçişleri Bakanı, temsilcisi olan valilik, kaymakam ve emniyet müdürüdür.

Teşekkür ediyorum.

Size tekrar teşekkür ediyorum Başkan. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Ben de teşekkür ederim.

Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım:

IX.- ÖNERİLER (Devam)

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)

3.- AK PARTİ Grubunun, Genel Kurulun çalışma saatlerinin yeniden düzenlenmesine; 8 ve 22 Ekim 2013 Salı günkü birleşimlerinde bir saat sözlü soruların görüşülmesini müteakip diğer denetim konularının görüşülmeyerek gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmında yer alan işlerin görüşülmesine; 9, 23 ve 30 Ekim 2013 Çarşamba günkü birleşimlerinde sözlü soruların görüşülmemesine ilişkin önerisi

2/10/2013

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Danışma Kurulu 02/10/2013 Çarşamba günü (bugün) toplanamadığından, İç Tüzük’ün 19’uncu maddesi gereğince grubumuzun aşağıdaki önerisinin Genel Kurulun onayına sunulmasını arz ederim.

                                                                                                                                  Nurettin Canikli

                                                                                                                                        Giresun

                                                                                                                       AK PARTİ Grup Başkan Vekili

Öneri:

Genel Kurulun;

02/10/2013 Çarşamba günü (bugün) sözlü soruların görüşmelerinin tamamlanmasına kadar,

03/10/2013 Perşembe günkü birleşiminde 380 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerinin tamamlanmasına kadar,

08 ve 22 Ekim 2013 Salı günkü birleşimlerde saat 20.00'ye kadar,

09, 10, 23, 24, 30 ve 31 Ekim 2013 Çarşamba ve Perşembe günkü birleşimlerinde 14.00-20.00 saatleri arasında çalışmalarını sürdürmesi,

08 ve 22 Ekim 2013 Salı günkü birleşimlerinde bir saat sözlü soruların görüşülmesini müteakip diğer denetim konularının görüşülmeyerek gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler kısmında yer alan işlerin görüşülmesi,

09, 23 ve 30 Ekim 2013 Çarşamba günkü birleşimlerinde sözlü soruların görüşülmemesi önerilmiştir.

BAŞKAN – Adalet ve Kalkınma Partisi grup önerisi üzerine, lehinde olmak üzere ilk söz sahibi Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can’a aittir.

Buyurun Sayın Can. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Ben de yeni yasama yılını tebrik ediyor, hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.

Grup önerimizle ekim ayının çalışma programını düzenlemeyi düşünüyoruz. Çarşamba günü, bugün, sözlü soruların görüşülmesi tamamlandıktan sonra Genel Kurulu kapatmayı öneriyoruz.

Perşembe günkü birleşimde 380 sıra sayılı uluslararası sözleşmenin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar çalışılmasını öneriyoruz.

8, 22 Ekim 2013 Salı günkü birleşimlerde 20.00’ye kadar çalışılmasını; 9, 10, 23, 24, 30 ve 31 Ekim Çarşamba ve Perşembe günkü birleşimlerde 14.00 ve 20.00 saatleri arasında çalışılmasını; yine 8 ve 22 Ekim 2013 Salı günkü birleşimlerde sözlü soruların görüşülmesini; 9, 23 ve 30 Ekim 2013 Çarşamba günkü birleşimlerde ise sözlü soruların görüşülmemesini öneriyoruz.

Önerimizin kabulünü Genel Kurulun takdirlerine arz ediyor, tekrar hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Can.

Grup önerisinin aleyhinde ilk söz İzmir Milletvekili Oktay Vural’a aittir.

Buyurun Sayın Vural.

Sayın Vural… Sayın Vural dışarıda galiba.

Grup önerisinin aleyhinde diğer söz alana geçiyorum.

Grup önerisinin aleyhinde ikinci söz sahibi İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi’ye aittir.

Buyurun Sayın Hamzaçebi. (CHP sıralarından alkışlar)

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yeni yasama yılının Parlamentoya, tüm siyasi partilere ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum. İnşallah, milletin sorunları bu yeni yasama döneminde hiçbir gerginliğe meydan vermeden, medeni bir şekilde burada tartışılarak kabul edilen yasalar sonucunda çözülür.

Sözlerime başlarken, İstanbul Gülsuyu’nda uyuşturucu çetelerinin saldırısı sonucunda hayatını kaybeden Hasan Ferit Gedik’e Allah’tan rahmet diliyorum. Ailesine, yakınlarına büyük sabır diliyorum.

Uyuşturucu çetelerinin cirit attığı mahalleler var. Böylesi mahallelerin olduğu bir İstanbul’da bugün, rahmete intikal eden Hasan Ferit Gedik’in cenazesinin defni sorunu var. Güvenlik güçlerinin ailenin hissiyatına, duyarlılığına kulak vererek uyuşturucu çetelerine hiçbir şekilde müsaade etmeyerek ve bu cenazenin yasa dışı örgütler tarafından istismar edilmesine de izin vermeyerek bu defni gerçekleştirmesi, bu defne imkân verecek ortamı yaratması gerekir. Ama ailenin hissiyatına, yaşadığı acıya kulak vermeden böyle bir defni güvenlik güçlerinin zorlaması, o hissiyatı kulak ardı etmesi daha doğrusu, kesinlikle doğru değildir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, bu yıl farklı bir şey oldu. Yasama döneminin açılışından bir gün önce Sayın Başbakan, Ddemokratikleşme paketi” adı altında bir paketi kamuoyuna açıkladı. Sayın Başbakanın, “demokratikleşme paketi” adını verdiği bu paket, demokrasi adına içine birtakım kırıntıların yerleştirildiği bir paketten başka hiçbir şey değildir. Paketin açıklanma şekli, açıklanma usulü, Sayın Başbakanın üslubu ve paketin içeriği, demokrasiyle yan yana getirilemeyecek kadar terstir. Sayın Başbakan, demokratikleşme paketini tüm basınının huzurunda açıklarken o salona birtakım gazeteler ve kanallar davet edilmedi, alınmadı. Sözcü gazetesi - bendeki bilgiye göre- o salonda yoktur, Aydınlık gazetesi yoktur, Yurt gazetesi yoktur, daha birçok gazete, ulusal gazete o salonda yoktur. Yine, Ulusal Kanal o salonda yoktur, Halk TV o salonda yoktur. Sayın Başbakan “demokratikleşme paketi” adı altında bir şey açıklıyor ama demokrasinin en önemli unsuru haberleşme özgürlüğünü engelleyen bir tavır içerisinde bir açıklama yapıyor! Ulusal kanallar arasında, ulusal gazeteler arasında ayrım yapan bir anlayış demokrasi paketi açıklayamaz.

Sayın Başbakanın açıkladığı paket toplam altmış beş dakika süren bir basın toplantısıyla açıklandı. Bunun kırk dakikası genel değerlendirme bölümüne yönelik kısmıydı. Sayın Başbakan kırk dakikalık bölümde “Bu son değil, devamı gelecektir.” diyerek paketin boş olduğunun veya belli bir bakış açısını yansıttığının ipuçlarını verdi. Nitekim, daha sonra paketi açıkladı. Paketin açıklanma bölümü de yirmi beş dakikaydı; kırk dakika genel değerlendirme yaptı, yirmi beş dakika paketin açıklamasına verildi ve maalesef, paket, demokrasi adına umutlanılabilecek bir paket olarak çıkmadı. Son derece eksik, yanlış, külüstür bir demokrasi anlayışını yansıtan paket, Sayın Başbakanın kendi otoriter anlayışını yansıtan, bu otoriter anlayışın devamını amaçlayan paket, kendisinin demokrasiyle bağdaşmayan tutumunun, politikasının devamını amaçlayan paket, bir demokrasi ayıbı olarak Türkiye Büyük Millet Meclisinin önünde duran “tutuklu milletvekilleri” gibi bir sorunu çözmeye yönelik hiçbir adımı içermiyor. Paket, bir hukuk devletinde olmaması gereken “özel yetkili mahkemeler” gibi mahkemelere son verilmesi gibi bir adımı kapsamıyor.

Paket, Gezi olayları nedeniyle ortaya çıkan özgürlük taleplerini karşılayacak bir ipucuna, bir düzenlemeye, bir işarete, bir müjdeye sahip değil; tam tersine, Gezi olayları nedeniyle Türkiye'nin bundan sonraki döneminde onu tekrar edecek şekilde ortaya çıkabilecek olan muhtemel hareketlere gözdağı vermeyi amaçlayan adımları kapsıyor. Sayın Başbakan diyor ki: “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nu değiştiriyoruz, katılımcı bir anlayış getiriyoruz.” Vali sivil toplum örgütleriyle görüşecek ama son kararı yine kendisi verecek!

Sayın Başbakan bir adım atıp da “Toplantı ve gösteri yürüyüşü, ifade özgürlüğünün bir parçasıdır. Bu hak, ifade özgürlüğü hakkıdır aynı zamanda. Biz Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bu konudaki kararlarına uyacağız.” diyemiyor çünkü Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları         -Türkiye’deki 1 Mayıs olayları nedeniyle 2002’de vermiş olduğu karar- bir demokrasi abidesidir. Karar diyor ki:  “Toplantı ve gösteri yürüyüşünü talep etmek, bir şehirde yaşama hakkıdır. Belli bir yeri istemek göstericilerin hakkıdır. Eğer talep edilen yerin tarihî bir önemi var ise, simgesel bir önemi var ise bu bir vatandaşlık hakkıdır. Bu bir özgürlüğün, ifade özgürlüğünün bir parçasıdır. Bunu engelleyemezsiniz. Taksim’de 1 Mayıs olaylarını anmak üzere gösteri yapmak isteyen vatandaşların bu hakkını elinden alamazsınız, onlara Kazlıçeşme’yi adres gösteremezsiniz.” diyor.

Yine, Sayın Başbakan diyor ki: “Seçim barajını değiştireceğim.” Üç seçenek sunuyor, diyor ki: “Birincisi, yüzde 10 seçim barajını muhafaza edeceğim.” Oysa, yine, o basın toplantısında atıfta bulunduğu 2002 AKP kongresinde “2023 vizyonu” diye açıkladığı belgede “Temsilde adalet ilkesini getireceğim.” sözünü vermişti. “Temsilde adalet ilkesini getireceğim.” sözünü verenler, “Yüzde 10 barajıyla devam edeceğim.” seçeneğini toplumun önüne sunmazlar. Temsilde adaleti getirecekseniz “Yüzde 10 barajını kaldırıyorum.” dersiniz, ondan sonra kendi seçeneklerinizi sunarsınız. Devamında diyor ki barajla ilgili: “Yüzde 5’e indirelim seçim barajını ama 5’er milletvekilinden oluşan daraltılmış bölge uygulamasını getirelim.” Bunun anlamı: “Yüzde 10’luk barajı yüzde 5’e indirmek suretiyle kaybettiğim milletvekillerini 5’er milletvekilinden oluşan daraltılmış bölgeyle geri alayım. Bir elimle verdiğimi öbür elimle geri alayım.” ya da Türkiye’yi “550 seçim bölgesine ayıralım, öyle gidelim.” Sayın Başbakan aslında demek istiyor ki: “Beyler, yüzde 10 seçim barajıyla devam edelim çünkü siz diğerlerini kabul etmezsiniz.” Diğer öneriler daima küçük partilerin aleyhine işler. En çok zararı onlar görür. Partilerin oy oranları azaldıkça Sayın Başbakanın sunduğu ikinci ve üçüncü öneriler onların aleyhine sonuçlar verir.

İçinde demokrasi olmayan bir paket, içinde baş örtüsü var. Başörtüsü, kadınlarımızın inancı nedeniyle başlarını örtmek için taktıkları örtüdür, hepimizin saygı duyması gerekir ama Sayın Başbakan, başörtüsüyle burada demokrasi ayıplarını, demokrasi eksikliklerini örtmeye çalışıyor. Bu paket demokrasi paketi değildir.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN –  Teşekkür ederim Sayın Hamzaçebi.

Grup önerisinin lehinde ikinci söz, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli’ye aittir.

Buyurun Sayın Canikli. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

NURETTİN CANİKLİ  (Giresun) –  Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; ben de bu yeni yasama döneminin başında çalışma yılımızın hayırlara vesile olması temennisiyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle, yeni göreve başlayan başta MHP grup başkan vekilleri Sayın Yusuf Halaçoğlu ve Oktay Vural olmak üzere Meclis Başkan Vekilimiz Ayşe Nur Bahçekapılı’yı hem tebrik ediyorum hem de başarılar diliyorum.

Değerli arkadaşlar, grup önerimizle ilgili Meclisin çalışma düzeni ve saatlerinde ekim ayı için öngördüğümüz yeni düzenlemelerden arkadaşım bahsetti. Ben, özellikle biraz önce gündeme getirilen demokratikleşme paketiyle ilgili konu hakkında  görüşlerimi ve kanaatlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Değerli arkadaşlar, bu düzenlemeleri “kırıntı” ya da “içi boş düzenlemeler” olarak tanımlamak ya da ifade etmek gerçekten büyük haksızlık. Sayın Başbakanımızın ve hepimizin ifade ettiği gibi son düzenleme, bağımsız, başlı başına bir düzenleme değil, 2002’den itibaren hayata geçirilmeye başlanan, bu konudaki ve gerçekten bugün itibarıyla on yıl öncesine göre Türkiye’yi çok ileri, demokratik ülkeler seviyesine yaklaştıran silsilenin önemli bir parçasıdır.

Evet, bu düzenlemeler, bu seri, bu zincir olağanüstü hâlin kaldırılmasıyla başladı, devlet güvenlik mahkemelerinin, özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasıyla devam etti ve arada sayısız, onlarca ileri demokratik adım olarak nitelendirebileceğimiz, nitelendirilen düzenlemeler hayata geçirildi. En son düzenleme bunların bir parçasıdır, bunların bir sonucudur.

Öncelikle, şaşırdığımı da ifade etmek istiyorum çünkü Cumhuriyet Halk Partisine mensup arkadaşlarımız, Sayın Başbakanımızın açıkladığı en son düzenlemelerin kendilerinden –tırnak içerisinde söylüyorum- çalındığını ifade ettiler. Kamuoyuna da yansıdı bu. Yanlış bilmiyorsam, yanlış hatırlamıyorsam Sayın Genel Başkan tarafından, Sayın Kılıçdaroğlu tarafından böyle bir ifade kullanıldı yani bu düzenlemelerin Cumhuriyet Halk Partisi tarafından daha önce önerildiğini ve kendilerinden kopya edildiğini, çalındığını ifade etti ama biraz önceki konuşmadan çok farklı bir sonuç ortaya çıktı. Yani Sayın Kılıçdaroğlu “Bu getirilen düzenlemeler önemlidir ama bizden çalınmıştır, bizden kopya edilmiştir.” dedi ama biraz önceki çok değerli konuşmacı çok farklı şeyler söyledi, içeriğini “kırıntı” ya da ona benzer kelimelerle tanımlamaya çalıştı. Buradaki çelişkiyi öncelikle sizlerle paylaşmak istiyorum.

Bakın değerli arkadaşlar, tutuklu milletvekilleriyle ilgili çok konuşuldu, çok değerlendirildi, çok tartışıldı, bunun Hükûmetimizle, grubumuzla uzaktan yakından hiçbir alakası, ilgisi olmadığını müteaddit kereler sizlerle paylaştık. Bu, yargının gözetiminde, denetiminde, yargının talimatı ve kararıyla yürüyen bir işlemdir. Hatta yargının bu konuda bugüne kadar verdiği kararların bizim de hoşumuza gitmediği en yetkili ağızdan defalarca yine kamuoyuyla paylaşıldı ve ifade edildi. Buradan yola çıkarak ve Anayasa’mıza göre de hiçbir şekilde dahlimizin olmasının mümkün olmadığı bir konu üzerinden grubumuzun ve Hükûmetimizin suçlanması gerçekten çok yanlış, çok doğru değil, hiç doğru değil daha doğrusu. Yani, elbette yargının kararlarını eleştirebilirsiniz, beğenmeyebilirsiniz ama böyle bir sistemde yargı kararlarından yola çıkarak Hükûmetimizi suçlamanın büyük bir haksızlık olduğunu ifade etmek istiyorum.

Yine, bir başka uç tarafta ise, Sayın Başbakanımız tarafından açıklanan ve gerçekten önemli bir adım olduğu dünyanın ilgili örgütleri ve kuruluşları tarafından kabul edilen bu düzenlemelerin, işte, terör örgütünün yönlendirmesiyle ya da onların baskısıyla, doğrudan ya da dolaylı baskısıyla alındığı şeklinde de birtakım görüşler, iddialar ortaya atıldı.

Değerli arkadaşlar, en son pakette yer alan hususların tamamı 2002 yılından itibaren partimizin programında, seçim beyannamelerimizde, 2002, 2007 ve 2011 seçim beyannamelerimizde ve en son büyük kongrede açıklanan ve kamuoyuna taahhüt olarak, söz olarak, yerine getirilmesi için söz olarak verilen hususlardan ibarettir. Yani bu düzenlemeler ilk defa kamuoyuyla paylaşılmış değildir. Bunların tohumu 2002 yılında atılmıştır ve o zamandan beri değişik vesilelerle ve zamanlarda kamuoyuyla paylaşılmıştır. Dolayısıyla, henüz, son bir yılda kamuoyunun tanımladığı biçimiyle “çözüm süreci” henüz daha ortada yok iken bu konuda, bu düzenlemede yer alan hususlar AK PARTİ’nin değişik tarihlerdeki organizasyonlarında ve açıklamalarında kamuoyuyla paylaşılmış ve kamuoyuna mal edilmiş hususlardır, mal olmuş hususlardır, yeni değildir, onların hayata geçirilmelerinden ibarettir. Dolayısıyla, böyle bir suçlamanın kesinlikle aslı astarı, tabanı yoktur. Böyle bir tespitin ya da iddianın altı, içi boştur. Yani, “Şunlar tarafından belirlenmiştir, şunların etkisiyle aldınız, işte, İmralı’dır ya da Kuzey Irak’tır.” her neyse... Çünkü neden? Yeni değildir çünkü, daha önce milletimize verdiğimiz sözün gereğini yerine getiriyoruz. Bu da son derece doğaldır. Hiç kimse de bizi millete verdiğimiz bir sözü yerine getirdiğimiz için suçlayamaz, suçlamamalı değerli arkadaşlar.

Getirilen düzenlemelerden önemli bir düzenleme de seçim barajı, seçim barajıyla ilgili düzenleme.

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Barajı yükseltiyorsunuz.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Bunlardan iki tanesi: Seçim barajının düşürülmesi, bununla birlikte daraltılmış ya da dar bölge sisteminin getirilmesi.

Değerli arkadaşlar, eğer seçim barajı düşürülürken, bu daraltılmış bölge ya da dar bölge önerilmemiş olsaydı, bu, bir eksiklik olurdu, gerçekten eksiklik olurdu. Neden? Şunun için, bakın: Hep yıllardan beri, her zaman şunu eleştirmiyor muyuz: Yani şu andaki  sistemde milletvekilleriyle milletvekillerini seçen ve iradeyi ortaya  koyan vatandaşlarımız arasında olması gereken o iş birliği ve sıcaklığın, yakınlığın olmadığı bu seçim sisteminin bir yan etkisi olarak hep söylenmiyor mu?  Söyleniyor. Yani düşünün İstanbul’da üç seçim bölgesi var ve İstanbullu vatandaşımız ne milletvekillerini tanıyor ne de İstanbul milletvekilleri tam olarak kendisini yetkilendiren, Ankara’ya gönderen, yetki veren o insanları tanıyabiliyor. Bunu bir tespit olarak söylüyorum yani o milletvekillerini ya da vatandaşımızı suçlamak amacıyla söylemiyorum, vakıa bu, realite bu, gerçekten öyle, özellikle büyük illerde bu bağ kopuyor. Küçük illerde kısmen bu sağlanabiliyor yani daha yakın, seçmenle, vatandaşlarımızla bu yakın iş birliği kurulabiliyor, hayata geçirilebiliyor. Yıllardan beri bu haklı eleştirinin belli ölçülerde ya da büyük oranda hafifletilmesi, ortadan kaldırılması sonucunu doğuracak olan daraltılmış ya da dar bölge seçim sisteminin eleştirilmesini gerçekten, tırnak içerisinde söylüyorum, demokratik kurallar mantığı içerisinde anlamakta zorlanıyorum. Son derece demokratiktir, demokrasinin özüne, ruhuna son derece uygundur. Vatandaşımızın kendisini seçen, yetkilendirip hizmet etmek amacıyla Ankara’ya gönderdiği milletvekiliyle daha yakın olmasını  sağlayacak olan bir sistemin neresi yanlıştır değerli arkadaşlar? Nasıl eleştirebiliriz böyle bir şeyi? Gelin, hep birlikte…

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – 1 milletvekili çıkarmak için yüzde kaç oy lazım Sayın Canikli? Barajdan bahsediyorsunuz…

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Yani vatandaşımızdan niye korkuyoruz?

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Bölge barajı getiriyorsunuz.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Vatandaşımızla daha yakın iş birliği içerisine girmek noktasında niye bu kadar tereddüt gösteriyorsunuz ki? Rahat olun yani…

KAMER GENÇ (Tunceli) – Baraj sayesinde iktidardasınız!

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Sonuç itibarıyla, bu yetkiyi bize veren milletimiz. Bizi buraya gönderen milletimiz.

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Kandırmayın milleti ya Şanlıurfa’ya bakalım, temsilde adalet olacak mı?

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Yani o insanlarla her noktada daha yakın fikir alışverişinde bulunabilme imkânı sağlayacak bu seçim sisteminin önerilmesini neden yadırgıyoruz değerli arkadaşlar? Bundan korkmayalım, bundan ürkmeyelim.

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Kandırıyorsunuz milleti, kandırıyorsunuz, bölge barajı getiriyorsunuz.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Yani genel anlamda bundan vatandaşımız memnunluk duyar, vatandaşımızın iradesi daha yoğun ve kesin bir şekilde buraya yansır. Demokrasinin özü bu değil mi? Bunu savunmamız gerekmez mi? En başta bizim milletvekilleri olarak, bu iradenin en iyi şekilde tecelli etmesi görevini yüklenen bizler olarak bunu savunmamız gerekmez mi değerli arkadaşlar? Gerçekten yani sadece bu paketi eleştirmek için, eleştirmiş olmak için en temel demokratik değerleri göz ardı etmek, onları, âdeta, çiğnemek doğru değil değerli arkadaşlar. Eleştirebilirsiniz, ona bir şey demiyoruz ama bunu yaparken kabul edilebilir, makul ve demokratik kurallar içerisinde kalmak kaydıyla bu eleştirilerin yapılmasının daha doğru, daha uygun olacağını düşünüyorum.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTI sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Canikli.

Grup önerisinin…

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Buyurun Sayın Kaplan.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Tutuklu milletvekilleriyle ilgili Sayın Canikli “Bizim yargıya bir müdahalemiz olamaz.” dedi ancak bu yanlış bir anlatım. Geçen dönem Sayın Meclis Başkanı, bizim de içinde olduğumuz, MHP’nin, CHP’nin de içinde olduğu bir çalışma yaptı, bizleri çağırdı “Tutuklu milletvekilleriyle ilgili ne yapabiliriz?” diye ve birlikte uzlaştık üçümüz, üç muhalefet partisi, bir kanun teklifi örneği hazırladık, Sayın Meclis Başkanına verdik. Sonra Meclis Başkanı… Bu çalışmalar olumlu yürürken birdenbire Başbakanın görüşmesi sonrası kesildi yani dahliniz vardı ama sonunda olumsuz oldu. Bu, sizden kaynaklanıyor çünkü bu Mecliste 7 idam cezasını bile bir önergeyle kaldıran bir partisiniz. 8 milletvekili için çok rahatlıkla tutuklamayı düzenleyebilirdiniz; bu bir.

BAŞKAN – Sayın Kaplan teşekkür ederim.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – İkincisi…

BAŞKAN – Sayın Kaplan Tüzük’ümüzde böyle bir yer yok.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Var, geçen torba kanunda…

BAŞKAN – Sataşma mı istediniz, sataşmadan dolayı mı söz istediniz, açıklama mı yapmak istediniz bunu da belirtirseniz ona göre karar vereceğim.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Açıklama yapıyor zaten Sayın Başkan.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkan, tutanaklara geçsin diye açıklama yapıyorum, yoksa söz isteyip kürsüye de gelebilirdim.

BAŞKAN – Ama bunu bana bildirseydiniz talep olarak, ben de karar verirdim.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Söz verirseniz kürsüde bunu açıklayayım.

BAŞKAN – Yerinizden yeteri kadar açıklama yaptınız, lütfen bir dakikalık süreyle sınırlıyorum ikinci açıklamanızı. Lütfen…

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Bir dakikaya sığmaz Sayın Başkan, çok cimrisiniz ama yani.

BAŞKAN – Lütfen Sayın Kaplan… Yerinizden Sayın Kaplan…

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Vallahi çok cimrisiniz.

BAŞKAN – Sayın Kaplan, yerinizden size söz veriyorum. Lütfen…

AYLA AKAT ATA (Batman) – Duymadı, duymadı…

BAŞKAN – Lütfen Sayın Kaplan…

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Duymuyor Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Kaplan, yerinizden söz verdim size, bir dakika. Yeteri kadar açıklama yaptınız, “iki” dediniz, ikinci maddede yer alan konular için yerinizden ek bir dakika süre verdim size, lütfen.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Eğer, bizi bu şekilde hapsedecekseniz daha ilk günkü görevinizde, usulünüz ve tutumunuz hakkında tartışma açmak zorunda kalacağız.

BAŞKAN – Sayın Kaplan, İç Tüzük hükümlerini uyguluyorum. Lütfen, yerinize geçer misiniz?

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Takdir sizin.

BAŞKAN – Lütfen, rica ediyorum…

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Takdir sizin…

BAŞKAN – Lütfen, yerinize geçer misiniz?

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Bizi usulünüz hakkında tartışma açmak zorunda bırakmayın.

ÖZDAL ÜÇER (Van) – Başkan, oturuma ara verin.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Yani, kusura bakmayın ama…

BAŞKAN – Sayın Kaplan, lütfen, yerinizden bir dakika konuşabilirsiniz. Yoksa, lütfen, çalışma düzenimizi bozmayalım.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Sayın Başkan, arkadaşımız kürsüye kadar gelmiş. Orada eğer söz verirseniz, bir dakikalık bir açıklama yapacak. Çok nezaketsiz oldu bu Başkan. Yani, oradan tekrar buraya…

BAŞKAN – İç Tüzük’ümüzde böyle bir yer…

Yerinden bir dakika konuşmak isterseniz söz vereceğim Sayın Baluken.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Bize bu şekilde davranma hakkınız yok.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Oraya kadar gitmiş yani oradan, tekrar buraya…

BAŞKAN – Sayın Baluken, takdir yetkisi bende.

ÖZDAL ÜÇER (Van) – Biraz daha nazik olup…

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Hayır ama milletvekili arkadaşımız kürsüye kadar gitmiş, oradan söz verebilirsiniz.

BAŞKAN – Lütfen, yerinizden bir dakika konuşabilir misiniz.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkan, buradan bir açıklama yapıyorum, bakın iki konuda…

BAŞKAN – Sayın Kaplan…

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Bir: Tutuklu milletvekilleri konusunda yanlış bilgilendirme yaptı Sayın Canikli, açıklama yapmak istiyorum.

BAŞKAN – Yaptınız açıklamayı yerinizden...

HASİP KAPLAN (Şırnak) – İki: Paket konusunda bizimle ilintili bir konuşma yaptı, doğru bilgi vermedi, ona da cevap vermek istiyorum. Siz de “Buyurun, yerinizden bir dakika konuşun.” diyorsunuz.

BAŞKAN – Sayın Kaplan, bir dakika yerinizden konuşunuz yoksa devam edeceğim görüşmelerimize. Mikrofonunuz açıldı, lütfen… Lütfen, rica ediyorum.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Yani, niye bunu bu şekilde yaptınız, onu anlamış değilim.

BAŞKAN – Lütfen…

VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)

4.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli’nin AK PARTİ grup önerisi üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

 

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkan, ilk günden bu yaklaşımınızı nötr bulduğumu, olumsuzladığımı söylemek istiyorum, doğru bir şey değil, bir.

Bir dakikayla sınırlama yaklaşımı da yanlış, çünkü tutuklu milletvekilleri konusunu noktalayan ve bugün Mecliste olmasını engelleyen iktidar partisidir, Meclis Başkanını da boşa çıkarmıştır.

İki: Eğer biz paketi müzakere edip konuşmuş olsaydık, böyle bir boş paketin, eksik paketin çıkması yerine dolu dolu, demokrasi dolu bir paketin çıkmasını sağlardık, öyle baraj koymazdık milletin iradesinin önüne, bütün barajları kaldırırdık, özgürlükleri getirirdik, eşitliği getirirdik, adaleti getirirdik. Bu açıdan da baktığımız zaman, bizimle ilgili konuşulduğu zaman lütfen bizim de bu konuda dahlimizin ne kadar olup olmadığını bilerek bunun açıklanmasını… Çünkü konuştuğunuz zaman bizim verdiğimiz 25 maddelik demokratikleşme paketini de konuşmak zorundasınız. Bunun içinde seçim sistemi de vardır, adalet vardır, uzun tutukluluk vardır, milletvekillerinin durumu vardır, fikirleri nedeniyle cezaevinde 10 bin tane tutuklu…

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HASİP KAPLAN (Şırnak) – …olan insanımızın durumu vardır, bu şekilde bilinmesini istiyorum.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Kaplan.

IX.- ÖNERİLER (Devam)

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)

3.- AK PARTİ Grubunun, Genel Kurulun çalışma saatlerinin yeniden düzenlenmesine; 8 ve 22 Ekim 2013 Salı günkü birleşimlerinde bir saat sözlü soruların görüşülmesini müteakip diğer denetim konularının görüşülmeyerek gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmında yer alan işlerin görüşülmesine; 9, 23 ve 30 Ekim 2013 Çarşamba günkü birleşimlerinde sözlü soruların görüşülmemesine ilişkin önerisi (Devam)

 

BAŞKAN - Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu önerisi üzerinde aleyhte olmak üzere ikinci söz, İzmir Milletvekili Oktay Vural’a aittir.

Buyurun Sayın Vural. (MHP sıralarından alkışlar)

OKTAY VURAL (İzmir) – Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; öncelikle tüm milletvekillerine ve siyasi parti gruplarına bu yeni yasama yılında çalışmalarında başarılar diliyorum.

Hem iktidar hem muhalefet olarak biz de Anayasa’dan ve İç Tüzük’ten kaynaklanan hakkımızı kullanacağız ve bizi buraya gönderen Türk milletinin iradesi doğrultusunda milletvekilleri olarak, onların vekilleri olarak görüş ve düşüncelerimizi paylaşacağız. Bu bakımdan bugünkü ilk oturumda Meclisi yöneten Sayın Meclis Başkan Vekiline de başarılar diliyorum. Aslında kendileri AKP Grup Başkan Vekilliğinden buraya geldiler. Dolayısıyla muhtemelen Grup Başkan Vekili seviyesinden baktıkları hususlarla Meclis Başkan Vekili olarak baktıkları hususlar arasında bir denge gözetme ihtiyacı içerisinde olacaklarını umut ediyorum.

BAŞKAN – Hiç şüpheniz olmasın.

OKTAY VURAL (Devamla) – Oradaki koltuk farklı, buradaki koltuk farklı.

BAŞKAN – Hiç şüpheniz olmasın. Onun farkındayım Sayın Vural.

Buyurun.

OKTAY VURAL (Devamla) – Bu bakımdan bizi, evet, milletimiz buraya gönderdi, burada sahip olduğumuz yetkileri Anayasa ve İç Tüzük çerçevesinde kullanıyoruz. Dolayısıyla İç Tüzük çerçevesinde kullandığımız hakların kısıtlanması yönünde çoğunluk iradesinin alacağı birtakım kararlara itirazlarımız aynı zamanda İç Tüzük’ten kaynaklanan yetkilerimizi kullanma konusunda da muhalefet partilerinin ortaya koyacağı tavırları Sayın Meclis Başkan Vekilim, umarım, o kürsüden baktığınızda şu sağ taraftaki muhalefet partilerinin duruşunu da gözlemlersiniz.

Ayrıca, İç Tüzük 60’a göre pek kısa sözle ilgili tutanakta yer alan görüşlerinizi ben okudum tutanaklardan. Gündem dışı konuşmalardan sonra gündem dışı konuşmalarla ilgili vermeyeceğinizi ifade ediyorsunuz. Zannederim İç Tüzük çerçevesinde bu 60’a göre pek kısa söz talebine ilişkin, milletvekillerinin on dakika münasebetiyle kendileri için önemli olan konuları dile getirmesi zemininin muhafaza edilmesi gerekiyor çünkü bu zemin çok önemli. Daha önce grup başkan vekilleri ile Sayın Meclis başkanının başkanlığında yaptığımız toplantıda vardığımız bir mutabakat vardı. Bu çerçevede, 10 sayın milletvekiline söz vermeyle ilgili genel bir uygulama içerisinde olunmasının makul olacağı belirtilmişti.        

HASİP KAPLAN (Hakkâri) – Centilmenlik antlaşması o.

OKTAY VURAL (Devamla) – AKP Grubuna mensup bir sayın Meclis başkan vekili “Bu pek kısa söz taleplerini gündem dışılardan önce vermiyorum.” demişti. siz “Gündem dışıdan sonra vermeyeceğiz.” diyorsunuz ama bu hakkı kısıtlama yönünde değil de genişletme yönünde ve 10 sayın milletvekilinin birer dakikayla söz talebini dikkate almanızı istirham ediyorum Milliyetçi Hareket Partisi olarak.

Tabii, yerimden de söz ettim, bugün Sayın Mehmet Haberal’ın yemin etmiş olması önemli ama seçildiğinden bu yana da millet iradesini kullanamamış olmasını da bir eksiklik olarak görmek lazım. Çünkü, her milletvekilinin. temsil ettiği Türkiye'nin milletvekili olarak söz hakkı vardır. Bugüne kadar bu sözün burada olmamış olması eksiklikti ama her şeyden önce tekrarlıyorum, bu kürsüden… Milletvekilleri Türkiye Büyük Millet Meclisinin açıkçası birer mensubudur, üyesidir. Bu bakımdan, burada eksik olan milletvekillerinin hepsinin ant içmeye davet edilmesi çok önemli. Polonya’nın işgali olduğu zaman Osmanlı, bu işgali kabul etmemiş ve yüzelli yıl boyunca Polonya Büyükelçisini hep huzura davet etmiştir. “Polonya Büyükelçisini bekliyorum.” demişlerdir, “Yok.” demişlerdir. Onun için, bence Meclis Başkanlığı her birleşimde yemin edecek milletvekillerini sormalı, olmadıkları takdirde tekrar gündeme devam etmelidir. Böyle bir irade ve manevi desteğin ortaya konulmasında büyük fayda mülahaza ediyorum.

Bugün Danışma Kurulu toplandı ama maalesef, ilk Danışma Kurulu, yine grup önerileri geldi. Gönül isterdi ki bugünkü Danışma Kurulu özellikle yine bir mutabakatla başlasaydı. Ben de bunu çok önemsedim ama şunu ifade etmeliyim ki bugünkü Danışma Kuruluyla ilgili, bugün görüştüğümüz AKP grup önerisi üzerinde bundan önce bizimle bir irtibata geçilmediğini belirtmek isterim. Bununla ilgili bir arayış olmadı, bir sorgu olmadı, bir talepte bulunulmadı. O bakımdan, keşke şu kısa dönem içerisinde birlikte bir Danışma Kurulu yapma iradesini ortaya koysaydık çok iyi olurdu. Bu bakımdan bunu bir eksiklik olarak görüyorum. Bir diyalog ve uzlaşma arayışının çoğunluk iradesi tarafından gelmesi gerekiyor ama bu konuda böyle bir talep en azından şahsıma gelmedi. Daha sonra ben Nurettin Bey’i aradım ve kendilerinden bu Danışma Kurulunun hangi anlamla, hangi amaç için toplandığını ifade ettim. Doğrusu ben de Danışma Kuruluna katılmadım, katılmayı da uygun görmedim çünkü yine gruplar kendi önerilerini getirecekler.

Şimdi, Danışma Kurulu getirdik. Sayın Başbakan pazartesi günü demokrasiden bahsetti, bütün bunlarla ilgili gerçekten çoğulcu bir yaklaşım falan ama şimdi, bu Danışma Kurulu önerisi. Bakın, henüz daha Meclis gündeminde AK PARTİ, AKP Grubunun ne getireceği belli değil.

Şimdi, varan bir…  Bakın, bu Danışma Kurulunda yapılan iş şu: En önemli husus “8,22 Ekim Salı günkü birleşimlerde bir saat sözlü soruların görüşülmesini müteakiben diğer denetim konularının görüşülmemesi.” Yani şimdi, ne olduğunu bilmiyorsunuz, ne görüşeceğini bilmiyorsunuz. Bırakın onu, İç Tüzük’e göre, iki saatten az olmamak kaydıyla sözlü soru hakkımız var bizim ama çoğunluk iradesi bunu istediği zaman yok ediyor. Bakın, demokrasi anlayışına bakın: “Size söz hakkı yok ama çok demokratız, sizin soru sorma hakkınız yok ama biz çok demokratız.” Yani böyle bir kılıf olabilir mi?

EMİN ÇINAR (Kastamonu) – İleri demokrasi!

OKTAY VURAL (Devamla) – “9,23,30 Ekim Çarşamba günkü birleşimlerde de sözlü soruları sormayın.” diyor. Ee, şimdi soruyorum ben size: Ben sizi nasıl denetleyeceğim, nasıl sorgulayacağım? Böyle bakıldığı zaman… Meclis Başkanının Meclisi açarken yaptığı konuşma var, diyor ki: “Bu dönemde 4.643 sözlü soru önergesi verilmiş, bunlardan 1.534’ü cevaplanmıştır.” Yani daha 3.108 adet cevaplandırılması gereken sözlü soru var, siz “Sözlü soruları görüşmeyelim.” diyorsunuz. 29.137 yazılı önerge; cevaplananı 7.633, yüzde 30’u. Peki, millet adına soruyoruz ya, bizi de millet getirdi. Ne yapacaklar beyefendiler? Oturacaklar cevap yazacaklar, sadece bunu yapacaklar. Çok mu külfetli? Bürokrasinin milletvekilinin bir sorusuna cevap yazması çok mu meşakkatli bir iş? Yani kadroya mı ihtiyaçları var?

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Verecek cevapları yok da ondan.

OKTAY VURAL (Devamla) – Cevaplar da cevap değil. Böyle, geldiğimiz bu noktada zaten siz muhalefetin sorgulama imkânını ortadan kaldırıyorsunuz. Zaten Meclis Başkanı diyor ki: “Bu Mecliste denetim sadece yüzde 30 yapılıyor.” Salı ve çarşamba günleri… Salı günü denetim, bir saat sözlü soru, sonra denetim yok. Salı, çarşamba birer saat sözlü soru… Olmaz, size fazla geliyor. Bu kadar demokratik de olunmaz ki! Demokrasiden dolayı yani vallahi şaşkına döndük. Çok demokratsınız vallahi, bravo size! İki saatlik sözlü sorumuzu bir saate indiriyorsunuz, bir tam gün denetimi ortadan kaldırıyorsunuz, sonra da demokrasi diyorsunuz. Yani böyle demokrasi olmaz, böyle çoğulculuk olmaz. Biz soracağız, siz cevap vereceksiniz, savunacaksınız elbette ama müsaade edin de millet adına soralım. Sizin sorma imkânınız yok, sizin icraat yapma imkânınız var. O bakımdan bu yaklaşım bizatihi demokratikleşmenin nasıl sözde bir demokratikleşme olduğunu gayet açık ve net ortaya çıkarıyor. Ben yaptım oldu, ne verirsem o kadar, ne kadar ekmek o kadar köfte, bu kadar. İstediğim zaman sizin sözünüzü keserim, sizi izlerim, dinlerim, fişlerim.

        Şimdi, demokrasi paketi deniyor. E, fişleme? “E, Anayasa’ya getirdik.” PTT verilerinin paylaşılması için kanun çıkarttınız, sağlık verilerinin paylaşılması için kanun çıkarttınız. O bakımdan “demokrasi paketi” adı altında ortaya konulan bu paket aslında demokratik bir yönetim zihniyetinin çarpık olduğunu ortaya koyuyor. Özellikle bu demokrasi paketi içerisinde vatandaşlarımızı millî toplum yapılarına bağlayacak ana dilde eğitim konusunda, toplumda paralel millet oluşturacak girişimler karşısında bütün milletvekillerini, namus ve şeref üzerinde ant içtikleri, Türk milleti önünde ant içtikleri bu değere sahip çıkmaya davet ediyorum. Sayın Başbakan 15 Ağustosta, Türkmenistan dönüşünde “Ne özel okulda ne resmî okullarda ana dilde eğitime izin veremeyiz. AKP Grubu bölünmeye götürecek süreçlere izin vermeyecektir.” demişti. 2010’da da söyledi, 2011’de de söyledi. Bugün ne oldu da “ana dilde eğitim” adı altında bu milletin dilini bölmeye, eğitim dilini, resmî dilini bölmeye yönelik adımlar atılıyor?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OKTAY VURAL (Devamla) - Bu vesileyle bu konudaki itirazlarımızı değerli milletvekillerinin vicdanına havale ediyor, hepinize saygılarımı arz ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Vural, teşekkür ederim.

Şimdi, Adalet ve Kalkınma Partisinin grup önerisini oylarınıza sunacağım.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Buyurun, nedir?

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Sayın Başkanım, izin verirseniz, yerimden Sayın Vural’ın açıkladığı bazı konularla ilgili birkaç rakam vermek istiyorum. Bu Meclis, 22’nci Dönemden itibaren, önceki dönemlerle hiç kıyaslanamayacak şekilde, çok yoğun bir denetim faaliyeti gerçekleştirmiştir. Bakınız, bunlardan  bir tanesi, sadece sözlü sorularla ilgili rakamları sizlerle paylaşmak istiyorum.

BAŞKAN – Sayın Canikli, lütfen yerinize geçiniz, bir dakika süre vereceğim size açıklamanız için.

Buyurun Sayın Canikli.

VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)

5.- Giresun Milletvekili Nurettin Canikli’nin, İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın AK PARTİ grup önerisi üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) –  Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Bizden önceki, 21’inci Dönemde sorulan 1.980 adet sözlü sorunun sadece 467 tanesi cevaplandırılmış. 20’nci Dönemde toplam 1.261 sözlü sorunun 353 tanesi cevaplandırılmış. 22’nci Dönemde 2.297 sorunun 981 tanesi yani önceki dönemlerin yaklaşık 2- 2,5; hatta 3 katı oranında sözlü sorular AK PARTİ iktidarının ilk döneminde cevaplandırılmış ve gerçekleştirilmiş. Keza 23’üncü Dönemde toplam 2.355 sorunun 1.705 tanesi cevaplandırılmış değerli arkadaşlar.

NECATİ ÖZENSOY (Balıkesir) – Sen son döneme bak, şimdiye bak.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Dolayısıyla ve aynı şey bütün diğer denetim mekanizmaları, denetim araçları için geçerli.

Yine, çok uzatmadan, yazılı sorular için bir rakam vermek istiyorum. 21’inci Dönemde 8.240 yazılı sorunun 6.697 tanesi cevaplandırılmış, 22’nci Dönemde toplam 22.627 yazılı soru sorulmuş ve bunun 14.385 tanesi cevaplandırılmıştır. Yani önceki dönemde yaklaşık 3 katı cevaplandırılmış.

Takdirinize sunuyorum.

OKTAY VURAL (İzmir) – Yani bu demokrasi fazla bile, öyle mi? Vay anasını!

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Canikli.

IX.- ÖNERİLER (Devam)

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)

3.- AK PARTİ Grubunun, Genel Kurulun çalışma saatlerinin yeniden düzenlenmesine; 8 ve 22 Ekim 2013 Salı günkü birleşimlerinde bir saat sözlü soruların görüşülmesini müteakip diğer denetim konularının görüşülmeyerek gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmında yer alan işlerin görüşülmesine; 9, 23 ve 30 Ekim 2013 Çarşamba günkü birleşimlerinde sözlü soruların görüşülmemesine ilişkin önerisi  (Devam)

 

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Karar yeter sayısı.

BAŞKAN – Şimdi Adalet ve Kalkınma Partisinin grup önerisini oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...

 Kâtip üyeler arasında bir anlaşmazlık var, bu nedenle oylamayı elektronik oylama cihazıyla yapacağım.

Oylama için iki dakika süre vereceğim. Bu süre içinde sisteme giremeyen üyelerin teknik personelden yardım istemelerini rica ediyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Karar yeter sayısı vardır, Adalet ve Kalkınma Partisi grup önerisi kabul edilmiştir.

Birleşime on dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 18.11

ÜÇÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 18.26

BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI

KÂTİP ÜYELER: Muhammet Bilal MACİT (İstanbul), Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın)

----- 0 -----

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 2’nci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.

Sayın Akif Hamzaçebi, görmedim, özür dilerim.

Buyurun.

Bir dakika süre veriyorum.

VI.- AÇIKLAMALAR(Devam)

6.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi’nin, Genel Kurul salonunda yenilenen ses sistemine ilişkin açıklaması

 

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Yeni yasama yılıyla birlikte Meclisin ses sisteminin yenilendiğini bugün hem gördük hem tecrübe ettik. Ancak gördüğüm şu: Salonun, Genel Kurul salonunun arka taraflarında ses gayet mükemmel olduğu hâlde, ön taraflarda kürsüdeki hatibin konuşması yeteri açıklıkta, berraklıkta hissedilmiyor.

Ayrıca, kürsüde konuşan hatibin, konuşmasının ses seviyesini ayarlamasında problem var. Konuşan kişi, sesinin Genel Kurul salonuna nasıl yansıdığını oradan bilemiyor. Dolayısıyla konuşmasının ses tonunu ayarlayabilme olanağına sahip değil. Sistemde problem var. Mekanik bir ses tonu yaratıyor ayrıca kürsüdeki sistem. Sanıyorum bunu kuranlar yeteri kadar tecrübe etmediler diye düşünüyorum.

Benim gözlemimi diğer arkadaşlar da eğer paylaşır ise, dikkatle dinlerler ise doğru olduğunu onların da fark edeceğini zannediyorum. Kürsüden, kürsüdeki konuşma Genel Kurul salonunun ön sıralarında yeteri kadar hissedilmiyor Sayın Canikli. Arka taraflarda, kontrol ettim, oralarda mükemmel, eskisine kıyasla arka taraflar çok iyi olmuş ama ön taraflar daha kötü olmuş.

Dikkatinize sunuyorum efendim.

Teşekkür ederim

BAŞKAN – Ben teşekkür ederim.

İlgililer herhâlde önerinizi dikkate alacaklardır.

Sayın milletvekilleri, gündemin “Sözlü Sorular” kısmına geçiyoruz.

XI.- SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI (X)

1.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru'nun, son beş yılda ele geçirilen uyuşturucu miktarına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/112) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

2.- İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in, İstanbul'da bir kişinin elektrik direğindeki akıma kapılarak yaşamını yitirmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/2033) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

3.- İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in elektrik dağıtım şirketlerinin sayaç değiştirme işlemlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/2066) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

4.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, bazı illerimizde yaşanan elektrik kesintilerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/2078) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

5.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, Kars eski süt fabrikası lojmanlarındaki eksikliklere ilişkin Dışişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/2132) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

6.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, TPAO Batman Bölge Müdürlüğündeki kiralık araçların toplam maliyetlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/2133) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

7- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu'nun, doğal gaz ve elektriğe yapılan zamlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/2216) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

8.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu'nun, Kahramanmaraş'ın ilçelerinin doğal
gaz ihalesine çıkılacak ilçeler arasında yer almamasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2217) ve Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

9.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, 2007-2012 yılları arasında Ankara'da doğal gaz
aboneliği sayısına, kullanım miktarı ile aboneliklerini iptal ettiren kişi sayısına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/2224) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

10.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, 2007-2012 yılları arasında Ankara genelindeki
kaçak elektrik kullanım miktarı ile meydana gelen gelir kaybına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2225)
ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

11.- Kütahya Milletvekili Alim Işık'ın, 2012 yılında ülkemizde akaryakıt ürünlerine yapılan
zamlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/2228) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı

12.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın, Türkiye'deki nükleer santrallere ilişkin sözlü soru
önergesi (6/2260) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

13.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın, Türkiye'deki HESTere ilişkin sözlü soru önergesi
(6/2261) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

14.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın, Türkiye'deki termik santrallere ilişkin sözlü soru
önergesi (6/2262) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

15.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın, Türkiye'deki fueloil, doğal gaz ve ham petrole
dayalı santrallere ilişkin sözlü soru önergesi (6/2263) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı

16.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın, Türkiye'deki yenilenebilir enerji kapasitesine ilişkin
sözlü soru önergesi (6/2264) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

17.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın, Türkiye'de yapılan boru hatlarına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/2265) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

18.- Kütahya Milletvekili Alim Işık'ın, 2012 yılı içinde akaryakıt, doğal gaz ve elektriğe
yapılan zamlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/2288) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı

19.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, Hakkari'ye bağlı ilçe ve köylerdeki elektrik
direklerinin yenilenmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/2298) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldız'ın cevabı

20.- Giresun Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu'nun, Giresun'un Espiye ilçesindeki
yaylaların elektrik altyapı ihtiyacına ilişkin sözlü soru önergesi. (6/2333) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

21.- Giresun Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu'nun, Giresun'un Yağlıdere ilçesindeki
yüksek gerilim hatlarının taşınması talebine ilişkin sözlü soru önergesi. (6/2336) ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

22.- Adana Milletvekili Ali Halaman'ın, 2003-2012 yılları arasındaki petrol kaçakçılığı
verilerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/2350) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı

23.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar'ın, Antalya ilinin Kaş ilçesine bağlı bir köyün elektrik
sorununa ilişkin sözlü soru önergesi (6/2366) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı

24.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, Batman'da tüp dolum tesislerinin yerleşim alanları
içinde olduğu iddiasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2374) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldız'ın cevabı

25.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, 2002-2012 yılları arasında Jeotermal kaynaklardan
faydalanma kapasitesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/2393) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldız'ın cevabı

26.- Antalya Milletvekili Arif Bulut'un, Zincirli HES projesinin doğa sporlarına yapacağı
olumsuz etkilere ilişkin sözlü soru önergesi (6/2406) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı

27.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, yenilenebilir enerji kaynaklarının arttırılmasına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/2442) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

28.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, 2002-2012 yıllarında kullanılan ve ithal edilen
doğal gaz miktarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2480) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı

29.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, 2007-2012 yılları arasında elektrik
faturalarından alınan TRT payına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2481) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

30.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, jeotermal enerji üretimine ilişkin sözlü soru
önergesi (6/2516) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

31.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, yenilenebilir enerji kaynakları hakkındaki
çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/2517) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı

32.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, doğal gaz boru hatlarının geçtiği illerde oluşturduğu
risklere ve alınacak tedbirlere ilişkin sözlü soru önergesi (6/2534) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

33.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın, ülkemizdeki doğal gaz rezervlerine ve doğal gaz
ithaline ilişkin sözlü soru önergesi (6/2555) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı

34.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, 2007-2012 yılları arasında hidrokarbon arama
amaçlı yapılan sondajlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/2641) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldız'ın cevabı

35.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, Batman'da elektrik şebekesinin yetersizliğinden
kaynaklanan sorunlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/2696) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldız'ın cevabı

36.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, elektrik faturalarında bazı bedellerin
gösterilmemesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/2711) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı

37.- Adana Milletvekili Ali Halaman'ın, akaryakıt kaçakçılığını önlemeye yönelik çalışmalara
ilişkin sözlü soru önergesi (6/2725) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

38.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, Kars, İğdır ve Ağrı'da yaşanan elektrik kesintilerine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/2741) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

39.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, Batman'da yaşanan elektrik kesintilerine ilişkin
sözlü soru önergesi (6/2744) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

40.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, Ardahan'da yaşanan elektrik kesintilerine ilişkin
sözlü soru önergesi (6/2753) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

41.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, petrol boru hattının geçtiği bölgelere ucuz doğalgaz
verilmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/2780) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı

42.-Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, 2007-2012 yılları arasında meydana gelen
maden kazalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2784) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı

43.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, 2007-2012 yılları arasındaki kaçak elektrik
kullanımına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2785) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı

44.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman'ın, Van ve Dicle dağıtım bölgelerindeki kaçak
elektrik kullanımına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2857) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı

45.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman'ın, Bakan Yardımcısına, görevlerine ve
çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2858) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı

46.- Adana Milletvekili Ali Halaman'ın, Adana'da yürütülen projelere ilişkin sözlü soru
önergesi (6/2866) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

47.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu'nun, HES inşaatlarında yaşanan kazalara
ilişkin sözlü soru önergesi (6/2894) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

48.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu'nun, jeotermal enerji kaynaklarına ilişkin
sözlü soru önergesi (6/2895) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

49.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman'ın, Bakanlıkça kiralanan araçlara ilişkin sözlü
soru önergesi (6/2912) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

50.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman'ın, yurtdışı gezilerine ilişkin sözlü soru önergesi
(6/2913) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

51.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman'ın, personelin Bakanlığa açtığı davalara ilişkin
Enerji ve sözlü soru önergesi (6/2914) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı

52.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu'nun, 2012 yılında yapılan enerji
tasarrufuna ilişkin sözlü soru önergesi (6/2961) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı

53.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu'nun, güneş enerjisi alanında yapılan
çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/3020) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı

54.- Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz'm, Yozgat'taki maden yataklarına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/3078) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

55.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, ülkemizdeki bor rezervlerinin değerlendirilmesine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3083) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

56.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, madencilik sektörüne ilişkin sözlü soru önergesi
(6/3084) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

57.-Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde afet
riski altındaki alanların dönüştürülmesi çalışmaları kapsamında Bakanlığa ait ve yıkılması gereken
binalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/3115) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı

58.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman'ın, kömür ihtiyacına ve üretimine ilişkin sözlü
soru önergesi (6/3121) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

59.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman'ın, doğal gaz ihtiyacına, üretimine ve ithalatına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3122) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

60.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman'ın, Bakanlık istisnai kadrolarına yapılan
atamalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/3123) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı

61.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman'ın, petrol ihtiyacına, üretimine ve ithalatına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3124) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

62.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu'nun, kömür gazlaştırma tesislerine ilişkin
sözlü soru önergesi (6/3188) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

63.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru'nun, Tokat'ta MTA tarafından sürdürülen madencilik
faaliyetlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/3201) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı

64.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, Kars'ta doğal gaz kullanımının yaygınlaştırılmasına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3208) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

65.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman'ın, 2002 yılından itibaren gerçekleştirilen temsil
giderlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/3218) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı

66.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, madencilik alanındaki çalışma şartlarına ve maden
mühendislerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/3326) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı

67.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, madencilik ve enerji üretimi alanındaki çalışmalara
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3327) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

68.- Adana Milletvekili Ali Halaman'ın, Adana ili ve ilçelerinde yürütülen kamu hizmetlerine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3360) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

69.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, maden ocaklarında iş güvenliğine ilişkin Enerji ve
sözlü soru önergesi (6/3388) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

70.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattına ilişkin
sözlü soru önergesi (6/3454) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

71.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, 2007-2013 yılları arasındaki taş kömürü ve
linyit ithalatına ilişkin sözlü soru önergesi (6/3472) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı

72.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru'nun, doğal gaz satışlarında limit uygulanıp
uygulanmadığına ilişkin sözlü soru önergesi (6/3568) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı

73.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, ısı yalıtımından kaynaklanan enerji açığının
maliyetine ilişkin sözlü soru önergesi (6/3589) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı

74.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru'nun, Tokat'taki doğal gaz çalışmalarına ilişkin sözlü
soru önergesi (6/3742) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

75.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, Kars'a yönelik proje ve yatırımlara ilişkin sözlü
soru önergesi (6/3771) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

76.- Kütahya Milletvekili Alim Işık'ın, Bakanlık tarafından kiralanan araçlar ile diğer taşınır
mallara ilişkin sözlü soru önergesi (6/3880) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı

77.- Kütahya Milletvekili Alim Işık'ın, Bakanlık tarafından kiralanan taşınmazlara ilişkin
sözlü soru önergesi (6/3910) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

78.- Kütahya Milletvekili Alim Işık'ın, elektrik faturalarına yansıtılan vergi ve katkı paylarına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3911) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

79.- Kütahya Milletvekili Alim Işık'ın, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen taşınır mal
satışlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/4051) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı

80.- Kütahya Milletvekili Alim Işık'ın, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen taşınmaz
satışlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/4066) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı

81.-Kütahya Milletvekili Alim Işık'ın, Bakanlık kadrolarına ve personel durumuna ilişkin
sözlü soru önergesi (6/4135) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

82.- Kütahya Milletvekili Alim Işık'ın, Bakanlık personelinin görev yeri değişikliklerine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/4137) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

83.- Kütahya Milletvekili Alim Işık'ın, 2002-2013 yılları arasında Bakanlıkta hizmet alımı yoluyla veya sözleşmeli olarak çalıştırılan personele ilişkin sözlü soru önergesi (6/4160) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, “Sunuşlar” bölümünde belirttiğim üzere, birlikte cevaplandırmak istediği sözlü soru önergelerini cevaplandırması için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Taner Yıldız’ı kürsüye davet ediyorum.

Buyurun Sayın Bakan. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)  

Süreniz elli dakikadır.

Sayın Bakanın cevabından sonra istem hâlinde soru sahipleri yerinden konuyla ilgili çok kısa bir açıklama isteyebilirler, süreleri de on dakikadır.

Teşekkür ederim.

Buyurun Sayın Bakan.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İçişleri Bakanlığına ait (6/112) esas numaralı sözlü soru önergesiyle Bakanlığımıza ait farklı numaralarda sözlü soru önergelerini Hükûmetimiz adına cevaplandırmak için huzurlarınızdayım. Hepinizi saygıyla ve hürmetle selamlıyorum.

Öncelikle Tokat Milletvekili Sayın Reşat Doğru tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulan ve İçişleri Bakanımız tarafından cevaplandırılması istenilen sözlü soru önergesinin cevabı ile başlamak istiyorum. Ülkemizde son beş yılda, 2008 ila 2012 yılları arasında yapılan operasyonlar sonucu 49.058 kilogram eroin, 199.073 kilogram esrar, 1.438 kilogram kokain, 5 milyon 142 bin 629 adet ecstasy ve 7 milyon 782 bin 486 adet de captagon hapı ele geçirilmiştir. Uyuşturucu madde kaçakçılığı faaliyetlerinde bulunanlara karşı mücadelemiz aralıksız sürecektir.

(6/2033) esas numaralı, Celal Dinçer Milletvekilimizin sorusunda önergede yer alan konulara ilişkin Anadolu Yakası Elektrik Dağıtım Anonim Şirketinden bilgi talep edilmiş olup alınan bilgide özetle, söz konusu aydınlatma direğine, bir defa ihbara istinaden, bir iki defa da tarama kontrol çalışmaları sebebiyle olmak üzere toplam üç defa müdahalede bulunulmuştur. Bahse konu direkle ilgili çarpılma sonucunda felç kalan bir kişi bulunmamaktadır. 23 Ekim 2011 tarihinde bir vatandaşın “Direğe cereyan geçiyor.” ihbarı üzerine gerekli müdahale yapılarak da izole edilmiştir.

(6/2066) esas numaralı, Celal Dinçer Milletvekilimizin sorusu: Bilindiği üzere, 30 Mart 2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nda yer alan mezkûr hükümler gereği söz konusu sayaç değişikliği sonucunda oluşan maliyet, kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren artık ilgili elektrik dağıtım şirketi tarafından karşılanacaktır, vatandaşımıza bu manada herhangi bir yük söz konusu değildir.

(6/2078) esas numaralı, Ensar Öğüt Milletvekilimizin sorusuna istinaden: Elektriğin kaliteli ve kesintisiz olarak da verilebilmesi amacıyla yatırım programları kapsamında dağıtım ve iletim hatlarıyla alakalı bakım onarım çalışmaları ve yenileme çalışmaları sürdürülmektedir. Aras Elektrik Dağıtım Anonim Şirketinin de sorumluluğu sahasında bulunan Erzurum, Kars, Ardahan, Iğdır, Ağrı ve Bayburt illerinde 2012 yılında yaklaşık 52 milyon tutarında yatırım geçekleştirilmiştir, 2013 yılında ise 58 milyon TL civarında yatırım gerçekleştirilmektedir.

(6/2132) esas numaralı, Ensar Öğüt Milletvekilimizin sorusu: Aras Elektrik Dağıtım Şirketiyle alakalı sorumluluk alanı içerisinde bulunan il özel idaresine ait eski süt fabrikası lojmanları kamu binası niteliğinde olup aboneleri tahliye olmuştur ve yönetmelikle alakalı yerine getirilmesi gereken bütün konular da yerine getirilmiştir.

(6/2133) esas numaralı, Ensar Öğüt Milletvekilimizin sorusu: Malumları olduğu üzere, TPO Batman Bölge Müdürlüğünce Batman, Siirt, Mardin, Diyarbakır ve Şırnak illerindeki petrol üretim sahalarıyla birlikte Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu Bölgesi başta olmak üzere, Türkiye'nin her tarafında ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yirmi dört saat çalışma esasına göre sondaj ve arama faaliyetleri sürdürülmektedir. Batman Bölge Müdürlüğünce kiralanan toplam 215 adet sürücülü ve sürücüsüz araçların yakıt giderleri toplam 5,7 milyon TL civarındadır.

(6/2216) esas numaralı, Mesut Dedeoğlu Milletvekilimizin sorduğu soruyla ilgili olarak da: Ülkemizde, 2002 yılında 200 kilovatsaatlik elektrik tüketim bedelinin asgari ücret içerisindeki payı yüzde 20,2’lerdeyken 2013 yılında bu değer yüzde 9,1’lere düşmüştür.

Ülkemizde, 2002 yıllarında 125 metreküplük doğal gaz tüketim bedelinin asgari ücret içerisindeki payı yüzde 32’lerdeyken bu değer yüzde 16,5’lara düşmüştür.

2002 yılından itibaren vatandaşımızın geliri içerisindeki enerji faturası olarak ödediği miktar önemli ölçüde azalmıştır ve şunu da belirtmek isterim ki: Avrupa Birliği üyesi ülkeler arasında doğal gazı  en ucuz alan ülke olmamamıza rağmen, doğal gazı en ucuz satan ülkeyiz ve elektrikte de aynı şekilde derece yapmaktayız.

(6/2217) esas numaralı, Mesut Dedeoğlu Milletvekilimizin sorusu: BOTAŞ tarafından doğal gazın ülke genelinde kullanımının sağlanması kapsamında, Kahramanmaraş ilimize doğal gaz arzı sağlayan Malatya-Gaziantep Doğal Gaz Boru Hattı’nın - ilgili tarih ve sayılarında - gaz arzı sağlayan Malatya-Kahramanmaraş-Gaziantep Doğal Gaz Dağıtım Hattı Projesi 21 Ağustos 2006 tarihinde tamamlanmıştır ve Afşin-Elbistan Doğal Gaz Boru Hattı’yla alakalı da 2014 yılında mühendislik çalışmalarının tamamlanmasını müteakip ihaleye çıkılacaktır. Kahramanmaraş Türkoğlu, Kılılı, Kavlaklı ve Karacasu bölgeleriyle ilgili oluşan dağıtım bölgesinde de Kahramanmaraş Doğal Gaz Dağıtım Lisansı ihalesi kapsamında gerçekleştirilmektedir.

(6/2224) esas numaralı, Profesör Doktor Özcan Yeniçeri Milletvekilimizin sorduğu soruyla alakalı olarak da: Ankara genelinde doğal gaz aboneliği olan konut sayısı 2007 yılında 977.254 ve 2012 yılında ise 1 milyon 343 bin 094’tür.

2007 ile 2012 yılları arasında Ankara genelinde doğal gaz tüketim miktarı toplam 4 milyar metreküp civarındadır ve Ankara genelinde 194.719 abone doğal gaz aboneliğini bu süre içerisinde iptal ettirmiştir.

(6/2225) esas numaralı, yine Özcan Yeniçeri Milletvekilimizin bahsettiği soruyla alakalı olarak da: Başkent Elektrik Dağıtım Anonim Şirketinin kayıp kaçak oranı 2012 yıllarındayken yüzde 8,67 olup kaçak enerji miktarı 1,2 milyon kilovatsaat civarındadır. 2007 yılında, bu oran yüzde 8,63’ler civarındaydı. Dolayısıyla, mevcut mevzuata göre, 2012 yılı için EPDK tarafından verilen yüzde 8,07’lik hedef doğrultusunda 0,60’lık farkı da üstlenmişlerdir.

(6/2228) esas numaralı, Sayın Alim Işık Milletvekilimizin sorduğu soruyla alakalı olarak da: Bilindiği üzere, Petrol Piyasası Kanunu’na göre petrol fiyatları 1/1/2005’ten itibaren, en yakın, erişilebilir dünya serbest piyasa oluşumu da dikkate alınarak serbest piyasa koşullarında oluşturulmaktadır ve ÖTV’yle, KDV’yle alakalı bütün rakamlar da bununla alakalı fiyat düzenlemesine tabidir. Tüm ürünlerin fiyatı ham petrol fiyatlarındaki değişimden etkilenmekle beraber, her bir ürünün fiyat teşekkülü arz talep mekanizmasına göre de ayrı ayrı oluşmuştur ve döviz fiyatlarıyla mütenasiptir. Tabii ki 1/7/2013 tarihine kadar, serbest piyasada kurşunsuz 95 oktan benzinde 151 defa fiyat artışı ve 123 defa da fiyat indirimi olmuştur. Ayrıca, 95 oktan kurşunsuz benzinde vergi oranı yüzde 60’larda, motorinde vergi oranı yüzde 53’lerdedir. ve 2005 yılında yüzde 75’lerde olan bu vergi oranı yüzde 60’lara kadar da çekilmiştir.

(6/2260) esas numaralı, Hasip Kaplan Milletvekilimizin bahsettiği soruyla alakalı olarak da: Nükleer enerjideki kararlılık devam etmektedir ve kaynak çeşitlendirmesiyle alakalı, nükleer güç santralleriyle alakalı IGA’lar yapılmıştır ve 2 adet nükleer güç santralinin işletmeye alınması ve 1 adet nükleer güç santralinin inşasına başlanması 2023 yılına kadar da hedeflenmiştir. Bununla alakalı gerek Rusya gerekse Japonya’yla yaptığımız anlaşmalar da kamuoyuyla paylaşılmıştır.

(6/2261) esas numaralı, Sayın Hasip Kaplan Milletvekilimizin sorduğu soruyla alakalı olarak da: HES’lerle alakalı konu; 2012 yılı sonu itibarıyla 31.073 megavat kurulu güce sahip; olan toplam 915 tane tamamlanan ve inşası devam eden HES vardır ve yatırım bedeli 51 milyar TL civarındadır. 2013 yılı Ağustos ayı itibarıyla, 1.342 megavat kurulu güce sahip 20 adet HES, başvuru aşamasındadır.

Yine, (6/2262) esas numaralı, Hasip Kaplan Milletvekilimizin sorduğu soruyla alakalı olarak da: Yine termik santrallerde, 2012 yılı sonu itibarıyla 54.416 megavat kurulu güçte, toplam 448 adet yapımı tamamlanan ve inşası devam eden ve 60 milyar TL civarında yatırım tutarı olan termik santraller yapılmıştır ve 2013 yılı Ağustos ayı itibarıyla, 20.600 megavat güçteki toplam 26 adet termik santral başvuru aşamasındadır.

Yine, (6/2263) esas numaralı soru önergesinde Hasip Kaplan Milletvekilimiz “Fuel oil, doğal gaz ve ham petrolle alakalı dağılım nasıldır?” diye sormuşlardı. 145 adet üretim lisansı sahibi, 221 adet otoprodüktör lisansı sahibi olmak üzere, toplam 366 tane lisans sahibi vardır ve ham petrolle alakalı herhangi bir başvuru yoktur. Bunun sadece 12 tanesi yine fuel oille alakalı - 240 megavattır - diğerlerinin hepsi de doğal gaz santralleridir.

(6/2264) esas numaralı, Sayın Hasip Kaplan Milletvekilinin sorduğu soruyla alakalı olarak: Yenilenebilir enerji kaynaklarıyla alakalı… Şu anda 24.185 megavat düzeyine ulaşmış olan toplam kurulu gücümüzün yüzde 35’ler seviyesinde bulunan kısmı yenilenebilir enerji kaynaklarına dayanmaktadır. Bu kapasitenin 15.554 megavatlık kısmını hidrolik barajlı santraller, 5.578 megavatlık kısmını da hidrolik akarsu santralleri, 2.604 megavatlık kısmını da rüzgâr santralleri, 239 megavatlık kısmını da jeotermal santralleri ve 210 megavatlık kısmını da katı atık santralleri oluşturmaktadır. Bunlarla alakalı fiyatlama mekanizmaları yine kamuoyuyla paylaşılmıştır.

(6/2265) esas numaralı, Hasip Kaplan Milletvekilinin sorduğu, yine boru hatlarıyla alakalı soruda ise:, Irak-Türkiye Ham Petrol Boru Hattı’nın taşıma kapasitesi 70 milyon tonlar civarında, Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı 1,2 milyon variller civarındadır, Samsun-Ceyhan ham petrol boru hattı ise tasarı aşamasındadır. Tabii ki Bakü-Tiflis-Erzurum Doğal Gaz Boru Hattı Türkiye'nin önemli boru hatlarından bir tanesidir ve doğal gaz tedarikini sağlamaktadır. Türkiye-Yunanistan Doğal Gaz Boru Hattı da aynı şekilde 296 kilometre olup bunlarla alakalı da ihracatımızın temel noktalarından bir tanesidir.

        TANAP Projesi, bildiğiniz gibi, yine, 32 milyar metreküp kapasiteye sahip ve 2 bin kilometre civarında bir boru hattı olacaktır ve 6 milyar metreküp civarında Türkiye bu boru hattından doğal gaz tedarik edecektir.

Nabucco-West’le alakalı da: TANAP’ın devamı olarak o boru hattı da şu anda askıya alınmıştır ve yönetimi devam etmektedir.

(6/2288) esas numaralı, Sayın Alim Işık Milletvekilinin sorduğu soruyla alakalı olarak da: Doğal gaz perakende satış fiyatı, sistem kullanım bedeli ve birim gaz alım fiyatı bileşenlerinden oluşmaktadır. Bu bileşenlerden birim gaz alım fiyatı, toptan satış şirketlerinin dağıtım şirketlerine uyguladıkları toptan satış fiyatıdır ve BOTAŞ’ın veya diğer toptan satış şirketlerinden alınan gazın üzerine, dağıtım şirketlerince alınan sistem kullanım bedeline ÖTV ilavesi ve KDV uygulanmasıyla ortaya çıkmaktadır. Bilindiği üzere, doğal gaz ithal bir enerji kaynağı olup yapılan uluslararası anlaşmalar çerçevesinde de bunlar temin edilmektedir.

(6/2298) esas numaralı, Sayın Ensar Öğüt Milletvekilinin sorduğu soruyla alakalı olarak da: Önergede yer alan konulara ilişkin Vangölü Elektrik Dağıtım Anonim Şirketinden bilgi talep edilmiş olup özetle; söz konusu bölgede Genel Aydınlatma Yönetmeliği’ne göre aydınlatma devrelerinin tesisi tamamlanmıştır ancak buna rağmen eksikler bulunmaktadır ve aydınlatma devreleriyle alakalı da tesisatın bitirilmesi için yıllara sari işler yapılacaktır.

Sayın Selahattin Karaahmetoğlu’nun (6/2333) esas numaralı sorusuyla alakalı olarak da: Önergede yer alan konulara ilişkin Çoruh Elektrik Dağıtım Anonim Şirketinden bilgi talep edilmiş olup özetle; “Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin 5’inci maddesinde belirtilen abonelik şartlarının yerine getirilmesi durumunda bahse konu bölgeye de enerji verilecektir.” denmektedir.

Yine (6/2336) esas numaralı, Selahattin Karaahmetoğlu Milletvekilinin sorduğu soruyla alakalı olarak da: Yüksek gerilim hatlarının taşınması talebiyle alakalı, 3x477 MCM Enerji Nakil Hattı’nın Yağlıdere Trafo Merkez ve Akköy-Espiye HES arasındaki hattıyla alakalıdır ve bu hat Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliği’nde öngörülen yaklaşım mesafelerine uygun olarak projelendirilmiştir ve bu proje doğrultusunda tesis çalışmaları devam etmektedir.

(6/2350) esas numaralı ve (6/2725) esas numaralı, Ali Halaman Milletvekilinin sordukları sorularla alakalı olarak da: 2003 ve 2012 yılları arasında, toplam 492 milyon 787 bin 403 TL  değerinde, 206 milyon 299 bin 132 kilogram petrol ürünü kaçak yollardan ülkemize sokulmak istenirken yakalanmıştır.

Tabii ki 2012 yılında ülkemiz genelinde 53.180 ton ve Adana’da 640 ton akaryakıt ve akaryakıt türevi ürün ele geçirilmiştir. Kaçakçılık yapan şahıslar adli mercilere de intikal ettirilmiştir.

Son dört yıldan bu yana, kaçakçılık davalarından 98 dava mahkûmiyet kararıyla kesinleşmiştir.

(6/2366) esas numaralı, Gürkut Acar Milletvekilinin sorduğu soruyla alakalı olarak da: Akdeniz Elektrik Dağıtım Şirketinden alınan bilgiyle, Kaş ilçesi Kemer köyü Karamık mevkisinde bulunan vatandaşların taleplerinin karşılanmasına yönelik, ilave 160 kilovatlık trafo ve dağıtım tesisi 2013 yılı yatırım planı içerisinde tamamlanacaktır. TEİAŞ tarafından alınan, bölgeye 10 kilometre uzaklıkta bulunan Elmalı Trafo Merkezi ve bağlantı hattının tesisi de gerçekleştirilecektir.

(6/2374) esas numaralı, Ensar Öğüt Milletvekilinin sorduğu soruyla alakalı olarak da: 5307 sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanunu’yla yapılan değişiklikle beraber, iş yeri açma ve çalışma ruhsatını da düzenleyecek olan makamlarca gerçekleştirilecek olan bir konu burada söz konusudur. EPDK’dan lisans almış gerçek veya tüzel kişilere ait bir tesisin insan sağlığına veya çevre güvenliğine yönelik bir tehdit oluşturduğu değerlendiriliyorsa, bu hususun tabii ki öncelikle söz konusu tesise ruhsat düzenleyen makama bildirilmesi gerekmektedir ve EPDK bu işlemleri takip edecektir.

(6/2393), (6/2516), (6/2517) esas numaralarıyla Ensar Öğüt Milletvekilinin ve (6/2895) esas numarasıyla da Mesut Dedeoğlu Milletvekilinin sorduğu sorularla alakalı olarak da: Tabii ki jeotermal enerjiden elektrik üretimine uygun sıcaklığı içeren on iki saha mevcut iken sadece tek saha, Denizli Kızıldere 15 megavat kurulu güç kapasiteli elektrik üretmekteydi ve biz bunun pazar günü açılışını yaptık. 80 megavatlık bir üretim kısmına da bunu özel sektör taşımış oldu.

Çok farklı sıcaklıklar var, 183 derece, 287 derece, farklı bölgelerde. Bunların dökümlerini de İnternet’ten rahatlıkla alabiliriz.

19 sahada, 2.924 dönüm alanda jeotermalden sera ısıtmacılığı yapılmaktadır. Yine, MTA tarafından yapılan çalışmalar sonucunda ülkemizin de görünür ısı kapasitesi 3 bin megavat termal iken bu, 4.813 megavat termallere iletilmiştir, ulaşmıştır.

81 ilde 225 adet jeotermal saha keşfedilmiştir. Bunlarla alakalı da işlemler devam etmektedir.

(6/2406) esas numaralı, Arif Bulut Milletvekilinin bahse konu sorusu Zincirli HES Projesi’yle alakalı, Antalya ili Serik ilçesi sınırları içerisinde ve Köprüçay üzerinde bulunan Zincirli Regülatörü ve Zincirli Santrali binasıdır ve bununla alakalı da Zindan Boğazı’ndan çıkan Ayvalı Çayı ve Karacahisar Deresi’yle beraber bu derelerin birleşmesinden meydana gelmektedir. ÇED olumlu kararı alınmıştır ve bununla alakalı da işlemler devam etmektedir.

(6/2442) esas numaralı, Ensar Öğüt Milletvekilimizin bahse konu olan 5627 sayılı Enerji Verimliliği Kanunu’yla alakalı soruları Tarife desteği, alım yükümlülüğü, bağlantı önceliği, düşük lisans ücreti ve lisans muafiyeti, yer tahsisi gibi teşvik mekanizmalarıyla ilgili yatırımların hızlanması sağlanmıştır.

Yapılan düzenlemeler ile rüzgâr ve hidroelektrik enerji için 7,3 ABD doları - farklı farklı fiyatlarla - uygulanmaktadır. Güneş ve biyokütle için 13,3 ABD doları sent/kilovatsaat olarak desteklenmektedir. Yerli santrallerden yapılması hâlinde, bu rakamların 0,4 ila 3,5 sentler civarında kilovatsaat başına daha da arttığını tabii ki bilmekteyiz. On yıl boyunca eğer bunlardan üretilecek enerji özel sektör tarafından veya piyasa tarafından alınmıyorsa veya satmak istiyorlarsa kamu bunları garanti etmektedir.

(6/2480) esas numaralı, Özcan Yeniçeri Milletvekilinin bahsettiği ve (6/2555) esas numarasıyla Mahmut Tanal Milletvekilinin bahsettiği sorularla alakalı olarak da: Ülkemizde, 2002 yılında 17,1 milyar metreküp ve en son geldiğimiz 2012 yılı itibarıyla da 45,5 milyar metreküp doğal gaz tüketilmiştir. Yıllara sari bunlar artmaktadır ve bunlar Rusya, Azerbaycan, İran, Cezayir ve Nijerya’dan tedarik edilmektedir. Uzun dönemli kontratlar ve spot anlaşmalar da vardır ve doğal gaz satım anlaşmaları yirmi, yirmi beş yıllık kontratlarla beraber yapılmaktadır.

Özcan Yeniçeri Milletvekilinin (6/2481) esas numarasıyla sorduğu soru ise: Elektrik faturalarındaki TRT paylarıyla alakalı konu; yine yüzde 2’ler civarındadır ve bunların ayrı bir fondan fonlanması hâlinde bunları da kaldıracağımızı bildiriyoruz.

(6/2534) esas numaralı soru önergesiyle Ensar Öğüt Milletvekilinin bahsettiği “Doğal gaz boru hattı projelerinin - mühendislik çalışmaları aşamasında - geçtiği illerde oluşturduğu riskler var mıdır, bununla alakalı tedbirler alınmakta mıdır?”sorusu: Tabii ki bu tedbirler alınmakta. Bir projede 19 tane ilden de bu boru hattı geçmektedir.

(6/2641) esas numaralı, Özcan Yeniçeri Milletvekilimizin bahsettiği soruyla alakalı olarak da: Yine, 2007 ile 2012 yılları arasındaki hidrokarbon arama amacıyla sondaj sayısı 936 adettir. Bu kuyuların 321 adedi petrollü, 213 adedi gazlı ve 6 adedi petrol ve gazlı olarak da tamamlanmıştır. 2,3 milyar dolarlık da arama faaliyetleriyle alakalı sondaja bir fon ayrılmıştır.

(6/2696) esas numaralı, Sayın Ensar Ögüt’ün sorduğu soruyla alakalı olarak da: Konulara ilişkin Dicle Elektrik Dağıtım Anonim Şirketinden alınan cevapta: “Batman İl Müdürlüğünün enerji aldığı trafo merkezlerinin kurulu gücü 475 MVA, İl Müdürlüğünün fiilî gücü de 285 MVA ve doluluk oranı da yüzde 62’lerdedir.” denmektedir. Bu manada, herhangi bir trafo konusunda sıkıntı yoktur.

(6/2711) esas numaralı soru önergesiyle Özcan Yeniçeri Milletvekilimizin bahsettiği, elektrik faturalarındaki bedellerin gösterilmesiyle alakalı konular da: Türkiye’de, toplam elektrik abone sayısı 34 milyon 135 bin 263 olup 28 milyon 143 bin 047’si mesken, 4,2 milyonu ticarethane ve 195 bini de sanayi abonesi şeklindedir yaklaşık olarak. Bunlarla alakalı perakende satış hizmet bedeli yaklaşık 500 milyon TL civarında ve 2012 yılında perakende satış lisansına sahip 21 elektrik dağıtım şirketi tarafından abonelere yansıtılan perakende satış hizmeti sayaç okuma bedeli de 180 milyon TL civarındadır. Kaçak ve kayıt dışı elektrik kullanımının önlenmesi amacıyla bütün dağıtım şirketlerinde yapılan çalışmalar aynen buradaki dağıtım şirketinde de geçerlidir.

(6/2741) esas numaralı soru önergesiyle Ensar Öğüt Milletvekilinin bahsettiği Kars, Iğdır ve Ağrı’da yaşanan elektrik kesintileriyle alakalı yatırımlar: 46 tane projeyle beraber, yaklaşık 10 milyon TL’lik bir yatırım gerçekleştirildi 2012 yılında ve yine 5,5 milyon TL civarında da 2013 yılında yatırımlar devam etmektedir.

(6/2744) esas numarasıyla, Ensar Öğüt Milletvekilinin bahsettiği, yine Batman’da yaşanan elektrik kesintileriyle alakalı. Biraz önce bahsettiğim gibi, kurulu güçler ve doluluk oranlarıyla beraber, ihtiyaç duyulması hâlinde yeni yatırımlar da yapılacaktır. Kesintilerle alakalı, işletmeler konusunda daha da dikkatli davranılacaktır.

(6/2753) esas numarasıyla, Ensar Öğüt Milletvekilimizin bahsettiği, Ardahan’da yaşanan elektrik kesintisiyle alakalı: 25 MVA’lık güç trafosu bulunmaktadır -Ardahan Trafo Merkezinde 2 adet- ve puant saatte çekilen elektrik 19 megavattır. Kurulu güç, normal çekilenden çok daha fazladır. Kurulu güçle alakalı değil, işletmeyle alakalı sıkıntıların da zamanla giderildiği bahistir.

(6/2780) esas numarasıyla, Ensar Öğüt Milletvekilimizin bahsettiği, petrol boru hattının geçtiği bölgelere ucuz doğal gaz verilmesine ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır, böyle bir uygulama da yoktur.

(6/2784) esas numarasıyla, Özcan Yeniçeri Milletvekilinin bahsettiği çalışma ortamlarındaki riskin en aza indirilmesiyle alakalı, özellikle madencilikte: İş Kanunu, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’yla alakalı mevzuatta düzenlemeler Çalışma Bakanlığıyla beraber yapılmaktadır. Bunlarla alakalı da azami dikkatimiz devam etmektedir.

(6/2785) esas numarasıyla, Özcan Yeniçeri Milletvekilinin bahsettiği, 2007 ila 2012 yılları arasındaki kaçak elektrik kullanımına ilişkin soruları biraz önce de cevaplamıştık ama 2 tane rakam daha vereyim: 2007 yılında 22 milyar 124 milyon 650 bin kilovat saat ve 2012 yılında da 29 milyar 777 milyon 915 bin kilovat saat olarak da gerçekleşmiştir. Bunlara ulusal tarife uygulanmakta ve kayıp kaçak bedellerine ilişkin de beyan edilmeyen gelir bulunmamaktadır.

(6/2857) esas numarasıyla, İsmet Büyükataman Milletvekilinin bahsettiği, Van ve Dicle dağıtım bölgeleriyle alakalı sorular vardır. Tabii ki burada da 2 milyar 43 milyon kilovatsaat ve Dicle elektrikte de 13 milyar 676 milyon kilovatsaatlik bir miktar söz konusu edilmektedir.

(6/2858) esas numaralı soru önergesinde İsmet Büyükataman Milletvekilinin bahsettiği konu da bakan yardımcısının görevlerine ve çalışmalarına ilişkin, yine, malum, 3046 sayılı Bakanlıklar’ın Kuruluş ve Görev Esasları Hakkında  Kanun’un 21/A maddesiyle belirlenmiştir ve bu çerçevede görev yapmaktadırlar.

(6/2866)  ve (6/3360) esas numaralı soru önergelerinde Ali Halaman Milletvekilin bahsettiği konularla alakalı olarak da: Bağlı ve ilgili kuruluşlarımız ile elektrik ve doğal gaz sektöründe faaliyet gösteren dağıtım şirketleri tarafından Adana ili ve çevresindeki onlarca proje dâhilînde yatırımlar gerçekleştirilmiştir. Madencilik alanında ve diğer sektörlerdeki yatırımlar devam etmektedir. Elektrik sektöründe yaklaşık 32 milyon TL civarındaki yatırım 2012 yılı içerisinde gerçekleşmiştir.

(6/2894) esas numaralı soru önergesi Mesut Dedeoğlu Milletvekilimizin bahsettiği HES inşaatlarıyla alakalı yaşanan kazalarla ilgili: 2012 yılı sonu itibarıyla 531 tane HES inşaatı devam etmektedir.

Çalışma ortamlarında riskin en aza indirgenmesi amacıyla da 4857 sayılı İş Kanunu, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’yla ve diğer ikincil mevzuatlarla alakalı düzenlemelerle önlemler alınmıştır. Bununla birlikte, kazaya neden olan sebeplerin belirlenmesiyle alakalı da dikkatli bir denetim devam etmektedir.

(6/2912) esas numaralı soru önergesi İsmet Büyükataman Milletvekilinin bahsettiği Bakanlık tarafından kiralanan araçlarla alakalı. Bu araçlar aylık birim fiyat üzerinden yıllık olarak kiralanmakta ve toplam 4 adet araç kiralanmıştır. 4 adet hizmet aracı için aylık sabit 6 bin TL ödeme yapılmaktadır.

Araç kiralama hizmet alımı ihalesine ait sözleşme bedelleri 2011 yılı için 74 bin TL, 2012  yılı için de 71.508 TL civarındadır.

(6/2913) esas numaralı soru önergesinde İsmet Büyükataman Milletvekilinin sorduğu soruyla alakalı olarak da: Bakanlığımız, yurt dışı seyahatlerle alakalı olarak çok fazla teşrikimesai olan bir bakanlıktır; 1.254 yurt dışı geçici görevlendirme gerçekleşmiştir ve bunlara 8 TBMM üyesi refakat etmiştir. Bunlarla alakalı da bütçeler bizim yatırım planlarında bulunmaktadır.

(6/2914) esas numaralı soru önergesinde İsmet Büyükataman Milletvekilinin bahsettiği, personelin bakanlığa açtığı davalarla alakalı: 352 adet personel dava açmıştır ve bu davalarda 195 dosya lehimize, 98 dosya da aleyhimize sonuçlanmıştır. Davalar tabii ki karşılıklıdır ve bununla alakalı 59 dosya da derdesttir.

(6/2961) esas numaralı soru önergesinde Mesut Dedeoğlu Milletvekilinin bahsettiği, enerji tasarruflarıyla alakalı yapılan çalışmalardır. Farklı sektörlerde, cam, kâğıt, tekstil, kimya, demir, çelik, çimento gibi sektörlerde, sanayide ve bir çok meskenlerde, tarımsal sulamalarda da enerji tasarrufuyla alakalı çok ciddi bir hedef ortaya konmuştur; yüzde 20 oranında azaltılması hedeflenmektedir.

(6/3020) esas numaralı soru önergesinde Mesut Dedeoğlu Milletvekilinin bahsettiği güneş enerjisiyle alakalı çalışmalar da: 600 megavatlık –biliyorsunuz- güneş enerjisine dayalı elektrik üretim santralleri için başvurular EPDK tarafından alınmıştır ve söz konusu yönetmeliğin yayımlanmasıyla beraber… 2014 yılında bunlar yayımlanacaktır.

(6/3078) esas numaralı soru önergesinde Sadir Durmaz Milletvekilinin bahsettiği Yozgat’taki maden yataklarına ilişkin sorular da: Malum, bakır, kurşun, Akdağmadeni’nde; çimento ham maddeleri Sarayköy sahasında; demir, feldspat, florit, grafit, kaya tuzu, kireçtaşı, kuvarsit, manganez ve tuğla, kiremit, uranyum da Yozgat’ın farklı yerlerinde bulunmaktadır.

Bununla beraber, Yozgat Sorgun’daki kömür sahaları önemli bir miktardadır ve 5 bin kilokalori civarında - 13 milyon 206 bin ton civarında - Küçükköhne sahasında ısıl değeri orijinal kömür ortalama değerleriyle beraber 2.500 kilokaloriler civarındadır.

(6/3083) esas numaralı soru önergesinde Ensar Öğüt Milletvekilimizin bahsettiği bor rezervleriyle alakalı konular: Tabii ki Türkiye dünyanın en büyük bor rezervine sahip bir ülkedir. AR-GE çalışmaları soncunda bor oksit, kalsine tinkal, zirai bor, çinko borat ve susuz boraks ürünleri geliştirilmiş, yatırım ve üretimle alakalı çalışmalar, 12 adet projenin araştırma, laboratuvar ve/veya pilot test çalışmalarıyla devam etmektedir. Tabii ki bununla alakalı yapılacak çok iş vardır. Emet Çok Amaçlı Borik Asit Tesisinin yapımına devam edilmekte ve 2013 yılında da inşallah tamamlanması hedeflenmektedir.

(6/3084) esas numaralı soru önergesinde Ensar Öğüt Milletvekilinin bahsettiği madencilik sektörüne ait soruyla ilgili: Tabii ki 91 jeoloji mühendisi, 84 maden mühendisi, 83 mali uzman, 9 harita mühendisi, 14 harita teknikeri, 7 jeofizik mühendisi, 6 çevre mühendisi, 2 kimya mühendisi, 1 makine mühendisi, 58 tekniker olmak üzere toplam 339 personel görevlendirilmektedir. Tabii ki TKİ ve MTA genel müdürlüklerinden gerektiğinde teknik eleman görevlendirilmektedir.

Teşvik edilmeyecek yatırım konuları ile ilgili aranan şartları sağlayamayan yatırım konuları hariç, 4’üncü maddede belirtilen asgari sabit yatırım tutarı ve asgari yatırım kapasitesi 1’inci ve 2’nci bölgelerde 1 milyon Türk lirası, 3’üncü ve 4’üncü bölgelerde de 500 bin Türk lirası tutarında olanlar için vergi indirimi, sigorta primi işveren hissesi desteği ve yatırım yeri tahsisi öngörülmüştür.

(6/3115) esas numaralı soru önergesinde Ensar Öğüt Milletvekilinin bahsettiği, afet riski alanındaki çalışmalarla alakalı: Tabii ki depreme dayanıklığı yetersiz görülen binalarda deprem güçlendirmesi gibi birçok konuların yer aldığı… Bu konuyla alakalı, MTA’nın Doğu Anadolu Van Bölge Müdürlüğünün hizmet verdiği idari hizmet binası ve lojmanların yıkımı gerçekleştirilmiştir.

TEİAŞ 15’inci İletim Tesis ve İşletme Müdürlüğünün (Erzurum) sorumluluk alanındaki ve diğer ilçelerle alakalı şalt binalarının yıkımı için de olurlar oluşturulmuştur.

TEİAŞ 17’nci İletim (Van) Bölgesinde bulunan zemin artı 5 katlı idari bina ve 5 katlı 25 daireli lojmanların yıkılması için de olur alınmıştır.

(6/3121) esas numaralı, İsmet Büyükataman Milletvekilinin bahsettiği kömür ihtiyacına ve üretimine ilişkin soru önergesi: Ülkemizin yıllık kömür ihtiyacı yaklaşık 110 milyon tondur ve 2012 yılında TKİ kömür ocaklarında Manisa’da yaklaşık 15 milyon ton; Çanakkale’de 1,8; Muğla’da 13; Kütahya’da 11,8; Bursa’da 0,5 milyon tonlar civarında olmak üzere toplam 42 milyon ton tüvenan üretim yapılmıştır. Ayrıca, yıllık taş kömürü ihtiyacı 20 milyon ton civarındadır. TTK 1,4 milyon ton satılabilir taş kömürü üretimi gerçekleştirmiştir.

(6/3122) esas numaralı soru önergesinde İsmet Büyükataman Milletvekilinin bahsettiği doğal gaz ihtiyacına dair: Türkiye’de yaklaşık yüzde 1,4’ler civarında yerli üretim ve yüzde 98’ler civarında da ithalat yapılmaktadır.

(6/3123) esas numaralı soru önergesinde İsmet Büyükataman Milletvekilinin bahsettiği Bakanlık istisnai kadrolarıyla alakalı konularda Bakanlık Müşaviri, Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri ve Özel Kalem Müdürü kadrolarına atanan toplam personel sayısı 29’dur.

(6/3124) esas numaralı soru önergesinde İsmet Büyükataman Milletvekilinin bahsettiği petrol ihtiyacına, üretimine ve ithalatına ilişkin sorularda ise şu rakamları vermek mümkündür: İşleme tabi tutulan ham petrol miktarı 2012 yılında yaklaşık 21,8 milyon tondur, söz konusu miktarın 2,3 milyon tonu yerli üretimden ve diğer kısmı da ithal kaynaklardan sağlanmıştır. 2012 yılında ham petrol ihtiyacının yaklaşık yüzde 10,6’sı yerli üretimden karşılanmıştır.

(6/3188) esas numaralı soru önergesinde Mesut Dedeoğlu Milletvekilinin bahsettiği kömür gazlaştırma tesisleriyle alakalı konuda Kütahya Tunçbilek’teki kurulan tesis pilot amaçlıdır ve bunun devamı Manisa Ege Linyitleri İşletmesinde Soma’da yer almakta olup Kahramanmaraş ilimizde böyle bir planlama henüz yapılmamaktadır. 1 milyar metreküp SNG (sentetik doğal gaz) üretimi gerçekleştirilmesi de planlanmaktadır Soma’da.

(6/3201) esas numaralı soru önergesinde Reşat Doğru Milletvekilimizin bahsettiği konu Tokat’ta MTA tarafından sürdürülen madencilik faaliyetleriyle alakalı. Tabii ki birçok alanda bunlar yapılmaktadır. Orta pontidler metalik maden potansiyeli ve metalojenezik belirlemelerle alakalı çalışmalar devam etmektedir.

(6/3208) esas numaralı soru önergesinde Ensar Öğüt Milletvekilinin bahsettiği Kars’taki doğal gazla alakalı Kargaz (Kars Ardahan Doğal Gaz Dağıtım Şirketi) Kars, Ardahan ve Sarıkamış’tan oluşan dağıtım bölgesinde 2006 yılından itibaren otuz yıl süreyle dağıtım lisansı almıştır. İhale sonucunda verilecek olan birim hizmet ve amortisman bedelleri lisans verilme tarihinden itibaren sekiz yıl ve azami bedel olarak uygulanmaktadır, bunun metodolojisi de EPDK tarafından yürütülmektedir.

(6/3218) esas numaralı soru önergesinde İsmet Büyükataman Milletvekilinin bahsettiği temsil giderleriyle alakalı konu: 2003 yılında 22 bin TL iken 2012 yılında 131 bin TL civarındadır. Bakanlığımızın temsil ve ikram giderleri, ilgili bütçesinde yer alan ödenekten de karşılanmaktadır ve bunlar Sayıştay denetçileri tarafından da incelenmektedir.

(6/3326) esas numaralı soru önergesinde Ensar Öğüt Milletvekilimizin bahsettiği yine maden mühendisleri ve çalışma şartlarıyla alakalı soru biraz önce cevapladığım tarzdadır.

(6/3327) esas numaralı, Ensar Öğüt Milletvekilinin bahsettiği, yine, madencilikle alakalı üretim faaliyetleri konusunda çevresel etki değerlendirme (ÇED) izniyle il özel idarelerinden gayrisıhhi müessese (GSM) izin belgesi ruhsatı almaları zorunludur. Söz konusu izin belgelerinin alınmaması hâlinde Maden İşleri Genel Müdürlüğü tarafından herhangi bir ruhsatlandırma yapılmamaktadır.

Çevreye duyarlı ve çevreyle beraber bu işlemler yapılırken kömürün gazlaştırılmasıyla ilgili de Kütahya Tunçbilek’te 250 kilogram/saat kapasiteli gazlaştırma pilot tesisinin 2012 tarihi itibarıyla açılışı da yapılmıştır.

(6/3388) esas numaralı, Ensar Öğüt Milletvekilimizin bahsettiği maden ocaklarıyla alakalı işçi sağlığı ve iş güvenliği konularında da, biraz önceki bahsettiğim gibi, gerek havalandırma panoları gerekse ekipmanlarla alakalı şartlarda bu manada çok ciddi bir noktaya gelinmiştir ve 130 civarındaki maden ocağı da bu denetimlerde kapatılmıştır.

(6/3454) esas numaralı, Ensar Öğüt Milletvekilimizin                           Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı’yla alakalı sorusu: Birinci dönemin ilk beş yılının, her birinde atanmış işletmeciye, çıkış noktasında ölçüldüğü üzere, tesisler yoluyla taşınan petrol için varil başına 0,35 dolar işletme ücreti ödenecektir. Bunlarla alakalı birçok değişiklikler yapılmıştır ve BTC’yle alakalı da en son geldiğimiz noktada, çıkış noktasında, kalan yirmi dört yıl içerisinde de dolar bazında varil başına 0,43 dolar işletme ücreti ödenecektir.

Bunlarla alakalı, çok ciddi bir anlaşmayla Türkiye'nin lehine bir kısım değişiklikler yapılmıştır. Bunların detayları daha sonra işlenecektir.

(6/3472) esas numaralı, Özcan Yeniçeri Milletvekilimizin bahsettiği taş kömürü ve linyit ithalatına dair sorusu: Biraz önceki bahsettiğim tarzda, 80 milyon tonu yerli üretimden karşılanan ve 20 milyon ton civarında da taş kömürü ihtiyacını hemen hemen dışarıdan ithal eden bir ülkede bulunuyoruz.

(6/3568) esas numaralı, Reşat Doğru Milletvekilimizin bahsettiği doğal gaz satışlarındaki limit uygulamasıyla alakalı sorusu: Doğal gaz dağıtımıyla alakalı düzenlemeler yapılmıştır ve aylara sari olarak 540 metreküpe kadar herhangi bir abonenin alması sağlanmıştır.

(6/3589) esas numaralı, Ensar Öğüt Milletvekilimizin bahsettiği ısı yalıtımından kaynaklanan enerji açığının maliyetine ilişkin yapılan çalışmalarda yalıtım ve çift cam iyileştirmesine ihtiyacı olan mesken sayısının 2,4 milyon olduğu varsayımı üzerine Bakanlığımız tarafından yapılan çalışmalarda sağlanacak tasarrufun ve pencere iyileştirmeleriyle alakalı gelinecek noktanın 3 milyar dolar civarında olması öngörülmektedir.

(6/3742) esas numaralı, Reşat Doğru Milletvekilimizin bahsettiği konuyla alakalı olarak da Amasya, Tokat, Merzifon, Suluova, Turhal, Niksar, Erbaa ve Zile şehirlerinden oluşan dağıtım bölgesi için ihaleyi kazanan şirkete gerekli işlemlerini yerine getirmesini müteakip 14/9/2006 tarihinden itibaren otuz yıl süreyle dağıtım lisansı verilmiştir ve şu ana kadar Tokat ilinde toplam 28.508 konuta ulaşıldığını, ulaşılan konut sayısının toplam konut sayısının da yüzde 70’ini bulduğunu belirtmeliyim.

(6/3771) esas numaralı, Ensar Öğüt Milletvekilimizin Kars’a yönelik proje ve yatırımlara ilişkin soru önergesi: 2012 yılında Kars ilinde elektrik sektöründe 7,1 milyon TL, petrol ve doğal gazda 2,8; madencilikte ise 103 bin TL civarında yatırım gerçekleştirilmiştir. Bununla alakalı devam eden projeler bulunmakla birlikte yarım kalan yatırımlarımız da bulunmamaktadır. Enerjinin her alanında gerçekleştirilen projeler Kars ili için de artan dozlarda devam edecektir.

(6/3880) esas numaralı, Alim Işık Milletvekilimizin bahsettiği kiralanan araçlarla alakalı ve diğer taşınır mallara ilişkin sorusu: Tabii ki Bakanlığımızın bağlı, ilgili ve ilişkili bütün kuruluşlarıyla beraber yaklaşık 1.320 adet kiralık araç kamu hizmetlerinde kullanılmakta. Bazı resmî taşıtların eski model olmasıyla beraber yakıt masraflarının yüksek olması, sıklıkla arızalanması, bakım ve onarım masraflarının aşırı fazlalığı veya tamamen kullanılamaz hâle gelmesi nedenleriyle ömrünü doldurmuş olanlar devre dışı bırakılmıştır. Ekonomik ömrünü tamamlamış 760 araç 2002 ila 2012 yılları arasında yürürlükteki mevzuat hükümlerine göre de kullanım dışı bırakılmıştır.

Araç kiralama işlemlerinde açık ihale yöntemi kullanılmakta ve gerekli rekabet ortamı da oluşturulmaktadır. Araç kiralama işleminde yıllık sabit ücret uygulaması yapılırken bazı kuruluşlarda yapılan fazla kilometre başına aracın cinsine göre 0,2 ila 1,4 TL arasında değişen ödemeler yapılmaktadır. Bakanlığın merkez teşkilatında araç kiralama hizmet alım ihalesine ait sözleşme bedeli 2011 yılı için 74.080 TL, 2012 yılı için de 71.508 TL’dir.

(6/3910) esas numaralı, Alim Işık Milletvekilinin bahsettiği, yine kiralanan taşınmazlarla ilgili konuya belki şu eklenebilir: 2012 yılındaki bağlı ve ilgili kuruluşlarımız tarafından kiralanan binalar için toplam 3 milyon 951 bin 829 TL kira bedeli ödenmiştir ve bunların da Türkiye İstatistik Kurumunun belirlediği bir önceki yılın aynı ayına göre üretici fiyat endeksi artışı dikkate alınarak eskalasyonları yapılmaktadır.

(6/3911) esas numaralı, Alim Işık Milletvekilimizin bahsettiği elektrik faturalarına yansıtılan vergi ve katkı paylarıyla alakalı konu: 2013 yılı Haziran ayı için ortalama bir mesken tüketicisi, yüzde 60’lar civarında enerji bedeli, yüzde 10,2’ler civarında kayıp kaçak bedeli, yüzde 6 dağıtım bedeli, binde 7 sayaç okuma bedeli, yine yüzde 1,2 perakende satış hizmet bedeli, yüzde 1,8 iletim bedeli, binde 7 enerji fonu, yüzde 1,4 TRT payı, yüzde 3,5 elektrik tüketim vergisi ve yüzde 15,3 katma değer vergisi ödenmektedir.

(6/4051) esas numaralı, Alim Işık Milletvekilimizin bahsettiği, yine taşınır mal satışlarına ilişkin soru: Bakanlığımız merkez birimlerinde herhangi bir taşınır satışı yapılmamıştır 2002 ila 2013 yılları arasında. Bağlı ve ilgili kuruluşlarımız tarafından yapılan taşınır satışlardan anılan dönemde 17,3 milyon gelir elde edilmiş ve gelirler kurumlarımız hesabına kaydedilmiştir. Bunlarla alakalı da açılan bir dava bulunmamaktadır ve davasız olarak bunlara devam etmekteyiz.

(6/4066) esas numaralı, Alim Işık Milletvekilimizin Bakanlık tarafından gerçekleştirilen taşınmaz satışlarına ilişkin yine benzer bir sorusu vardır. Bakanlığın merkez birimlerinde herhangi bir taşınmazın satışı yapılmamıştır. Bağlı ve ilgili kuruluşlarımız tarafından yapılan taşınmaz satışlarından anılan dönemde 88 milyon 600 bin TL civarında bir gelir elde edilmiş ve gelir, kurumlarımız hesabına kaydedilmiştir.

(6/4135) esas numaralı, Alim Işık Milletvekilinin Bakanlık kadrolarına ve personel durumuna ilişkin sorusu: Bakanlığımız, bağlı ve ilgili kuruluşlarımızda 2013 yılı itibarıyla toplam 35.389 personel görev yapmaktadır. 2002-2013 döneminde Bakanlığımız ile bağlı ve ilgili kuruluşlarda istifa, emeklilik, ölüm ve başka diğer nedenlerle boşalan kadro sayısı 27.532’dir.

Tabii ki burada TEDAŞ’ın konumunu belirtmemiz lazım. Önceki gün itibarıyla Türkiye’deki dağıtım şirketlerinden kamu elinde kalan herhangi bir dağıtım şirketi bulunmamaktadır. Toroslar dağıtım şirketi ile beraber personelden tercihini kamuya yapanlarla özel sektöre yapanlar da paylaştırılmıştır.

Boşalan kadrolara anılan dönem içinde 17.216 personel ataması yapılmış, boş kadrolara atama yapılması için ilgili merciler nezdinde gerekli girişimlerde bulunulmuştur. Boşalan kadrolara karşılık kamu iktisadi teşebbüsleri ve bağlı ortaklıkları için her yıl yayımlanan genel yatırım ve finansman programlarında istihdam için belirlenen oranlar nispetinde personel alımı yapılmaktadır. Boş kadrolar, görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavları ile doldurulacaktır.

Alim Işık Milletvekilinin (6/4137) esas numaralı, Bakanlık personelinin görev yeri değişikliklerine ilişkin bir sorusu vardır. 2002 ila 2013 yılları arasında Bakanlığımız, bağlı ve ilgili kuruluşlarından toplam 2.890 personelin görev yeri değiştirilmiştir, toplam bu on bir yıllık süre içerisinde. Yapılan görev değişiklikleri nedeniyle bahse konu dönemde toplam 510 adet dava açılmıştır ve açılan davalar sonucunda 375 personelin görev yeri değişikliği iptal edilerek eski görevlerine iadesi gerçekleştirilmiştir. Görev değişiklikleri personelin daha etkin çalışması, hizmetin zamanında ve verimli yürütülmesi amacıyla yapılmaktadır. Kurumumuz buradaki objektif tutumunu koruyacaktır. Buna rağmen fedakâr, gayretli çalışan personelimizin yanında, sayıları çok az da olsa istismar edenlerle alakalı da bir kısım işlemler bu tarzda yapılmaktadır.

(6/4160) esas numaralı, Alim Işık Milletvekilinin 2002 ila 2013 yılları arasında Bakanlıkta hizmet alım yoluyla veya sözleşmeli olarak çalıştırılan personelin sayısına ilişkin sorusu: 2013 yılında Bakanlığımız ile bağlı ve ilgili kuruluşlarımızda sözleşmeli taşeron işçi, geçici işçi ya da hizmet alım yoluyla çalıştırılan 32.498 personel bulunmaktadır. Bu kapsamda çalışan personel için 2012 yılında 1 milyar 360 milyon 339 bin 837 TL ödeme yapılmıştır. İhale yoluyla dışarıdan sağlanan hizmet alımları kapsamında istihdam edilen personel ile Bakanlığımız ve kuruluşlarımızın herhangi bir ilişkisi bulunmamaktadır. Bu kapsamda çalışan personel ilgili mevzuat çerçevesinde denetlenmekte ve verimli şekilde çalışmaları sağlanmaktadır.

Söz konusu işçilerin seçimi, kurumlarımızın ihtiyacı, kalite ve verimlilik anlayışına bağlı olarak ihale teknik şartnamelerinde önceden belirlenen kriterlere göre hizmet alımı işini yürütecek olan firmalar tarafından da yapılmaktadır.

Şimdi, burada, elektrik fiyatları, doğal gaz fiyatları ve Petrol Piyasası Kanunu’yla alakalı yapılan bütün piyasa uygulamalarında denetleme görevi tabii ki EPDK tarafından yapılmakta. Şu ana kadar yaklaşık 13 milyar dolarlık elektrik dağıtım hizmetlerinin özelleşmesiyle beraber bu personelin bir kısmı özel şirketleri, bir kısmı da kamuyu tercih etmiştir.

Şu anda doğal gaz dağıtım hizmetlerinde 72 ildeki doğal gaz dağıtım hizmetlerinin hemen hemen tamamının Başkent Doğalgaz şirketinin de özelleşmesiyle beraber özel şirketler tarafından, elektrik dağıtım hizmetlerindeki bütün dağıtım hizmetlerinin tamamının yine özel sektör tarafından yapıldığını ve elektrik üretim hizmetleriyle alakalı başlayan sürecin önümüzdeki 2014 yılında devam edeceğini de bu vesileyle söylemem lazım.

Bir kez daha altını çizmek isterim ki özellikle 28 tane Avrupa Birliği üyesi ülke arasında doğal gazı en ucuz alan ülke Türkiye değildir ama 28 tane Avrupa Birliği üyesi ülke arasında doğal gazı en ucuz satan ülke Türkiye’dir. O yüzden bizim yerli kaynaklarımızın geliştirilmesi, yerli kaynaklarımızın özellikle rüzgârda, suda, jeotermalde, biyokütlede ve bu yenilenebilir enerji kaynaklarının yanında yerli kömürle beraber destekleniyor olması Türkiye’ye şöyle bir avantaj sağlamaktadır: İthal ettiğimiz doğal gazın fiyatını balans edici, dengeleyici unsuru Türkiye kendi içerisinde barındırmaktadır. Şu anda Avrupa Birliği üyesi ülkeler arasında yenilenebilir enerji kaynaklarına sahip en yüksek orandaki ülkelerden bir tanesidir. Ortalaması da onlarda yüzde 13,5’lar civarında olmasına rağmen Türkiye’de yüzde 26’lar, kurulu güç olarak da yüzde 30’ların üzerindedir. Hâl böyle olunca zaman zaman iyi niyetlerle, çevre gerekçesiyle karşı çıkılan bu yatırımların çevreye rağmen değil çevreyle beraber geliştirilen projelerini desteklemeye devam edeceğiz, bununla alakalı kararlılığımıza devam edeceğiz.

Nükleer güç santralleriyle alakalı, yine, çevreye uyumlu projenin geliştirilmesi için özellikle güvenlik sistemlerinin en üst aşamada ve ileri seviyede olduğu bir yapıyı kurgulamaya da devam edeceğiz. Tabii ki bununla beraber kalmayacak. Doğal gazdaki tedarikin boru hatlarıyla beraber gelmesini müteakip LNG tesisiyle beraber doğal gazın denizden geldiği ve sıvılaştırılmış olarak geldiği ortamları da hep beraber biliyoruz. Şu anda Nijerya ve Cezayir’e ek olarak bazı ülkelerden de bu konudaki talebimizi kendilerine yinelemiş olduk.

Türkiye serbestleşen, liberalleşen ve özelleşen yapısıyla kamuya yük olmaksızın özel şirket yatırımlarıyla beraber bu yatırımlarını sürdürmektedir. Tabii ki kamudan almadığı ödenekler için adalet gibi, emniyet gibi, sağlık gibi sektörlere de kamu bütçesinin bu şekliyle transferi yapılmaktadır. Bu miktar yıllık yaklaşık 8 milyar dolarlar civarındadır. Şu anda 16 milyar TL’lik bir rakamın diğer sektörlere aktarılmış olması tabii ki Türkiye açısından da, sosyal devlet projesi açısından da bir artı oluşturacaktır.

Ben bütün bu duygu ve düşüncelerle gerek yazılı gerekse sözlü soru önergesi veren bütün milletvekili arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Bunların da bizim Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığında kurulan özel bir birim tarafından dikkatle cevaplandırıldığını özellikle söylemek isterim ve yaklaşık 8 bin sayfa civarında, 2.200 tane, milletvekillerimizin sorduğu yazılı soru önergesinin cevaplandığını belirtmek isterim. Bütün bunlar süresi içerisinde cevaplandırılmıştır.

Bu düşüncelerle hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Bakan, teşekkür ederim.

Şimdi soru sahiplerinden ek bir açıklama yapma talebi vardır.

Sayın Tanal, buyurun.

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakan, teşekkür ederim ancak Sayın Bakan, açıklamayı kısmen yani sorularıma kısmen cevap verdiniz. Cevap vermediğiniz sorularım şu:

Türkiye’de doğal gaz çıkarılmasına uygun maden yatakları var mıdır, var ise bu maden yataklarında ne kadar doğal gaz rezervi bulunmaktadır? Bulunan rezervin kullanılabilir düzeyi ne kadardır? Buna cevap verilmedi, bunu istirham ediyorum kendilerinden.

İkincisi: Satın alınan doğal gazın son kullanıcıya ulaşıncaya kadar geçirdiği tüm aşamalar hesaba katılarak metreküp birim maliyet fiyatı nedir? Bunu da istirham ediyorum.

Üçüncüsü: Türkiye'nin yıllık doğal gaz ihtiyacı nedir? Bu ihtiyacı gidermek için hangi ülkelerden ne miktarda… Hangi ülkelerden alındığı söylendi ancak ne miktarda doğal gaz alındığı söylenmedi. Aldığımız doğal gazın ithalat yapılan ülkeler ve ülkemizin genel satın alımı hesaplandığında oransal ifadesi nedir? Açıklarsanız sevinirim.

Teşekkür ederim.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Son cümleyi anlayamadım.

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Son cümle şu: Ülkemizin genel satın alımı hesaplandığında oransal ifadesi nedir?

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Tamamlandı mı Sayın Tanal?

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Sağ olun Başkanım, tamamlandı.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN - Ben teşekkür ederim.

Sayın Işık, buyurun.

ALİM IŞIK (Kütahya) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Bakana süresi içerisinde verdiği cevaplar nedeniyle ayrıca teşekkür etmek istiyorum.

Sayın Bakan, bilindiği gibi, yüksek ÖTV ve KDV nedeniyle özellikle mazot ve benzin fiyatları ülkemizde oldukça yüksek ve dünyanın sayılı ülkeleri arasındayız. Başta çiftçilerimiz ve nakliyeciler olmak üzere hemen hemen vatandaşlarımızın önemli bir bölümü bundan rahatsız. ÖTV ve KDV indirimi düşünülmekte midir petrol ürünlerinde?

İkinci önemli bir konu: Ankara ve Kütahya illerinde –diğer illerde var mı bilemiyorum- özellikle son dönemde doğal gaz satışlarında çok ciddi kısıtlamalar vardır. Bugün itibarıyla öğrendiğim bilgiye göre Ankara’da 135 TL/ay, Kütahya’da 240 TL aylık bir satış olabilmektedir. Kış gününde 135 TL’lik doğal gazla Ankara’da ısınılabileceğini düşünmekte misiniz? Dolayısıyla, ön yüklemeli sistemden vazgeçilmesi plan dâhilinde midir? Bu sistem kaldırılacaksa ne zaman kaldırılacak?

Son konu da özellikle bu iki ilde satışlarda ciddi yığılma vardır. Bu problemi nasıl çözeceğiz? Vatandaş isyan hâlindedir. Özellikle bugün Kütahya’da yeniden satışa başlanması ile birçok sosyal olay yaşandı, bunu da bilgilerinize sunmak istiyorum.

Taşeron işçiler ve sektörde çalışan diğer geçici işçiler konusunda acilen düzenleme gerekiyor. Bu konuda Bakanlığınızın çalışmalarının olduğunu biliyorum. Bunu hızlandırabilir misiniz?

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Ben teşekkür ederim.

Sayın Gümüş, sözlü sorularda sizin bir sorunuz olmadığı için size bu oturumda açıklamak için ek bir süre veremiyorum.

Sayın Bakan cevap verecek misiniz?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI  TANER YILDIZ (Kayseri) – Cevaplayacağım.

BAŞKAN – Buyurun, kürsüye buyurun.

Teşekkür ederim.

Cevaplayın, altı dakikanız var şu anda.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI  TANER YILDIZ (Kayseri) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tekrar, sorularını yönlendiren milletvekili arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.

Türkiye’de Trakya ve Doğu Anadolu’da olmak üzere doğal gaz rezervleriyle alakalı bir kısım miktarlara rastladık. Tabii, biz bunların haberini çok önceden vermeden ve ümitlerle oynamaksızın gerçekçi haberleri kamuoyuyla paylaşıyoruz. Şu anda “shale” gazıyla alakalı teknolojik bilgi birikimleri olan şirketlerin gerek yerli ortaklarla gerekirse uluslararası ortaklarla beraber gerçekleştirdikleri aramalar vardır; Diyarbakır, Batman, Edirne, Kırklareli taraflarında yaptıkları aramalar vardır. Türkiye’deki doğal gaz talebinin kırkta 1’i - tam oranıyla yüzde 2,5’lar civarında - Türkiye’den karşılanmaktadır yerli kaynaklarla, kırkta 39’u da ithal kaynaklardan karşılanmaktadır. Bu manada, doğal gaz ve petrol var mıdır Türkiye’de? Vardır ama Türkiye’nin ihtiyacını karşılayacak oranda mıdır? Şu anda öyle bir oranda görünmüyor. Yani Türkiye’nin 700 bin variller civarındaki günlük tüketimini dikkate alırsak ve 46 milyar metreküplük yıllık kullanılan miktarını da, fiili kullanım miktarını da dikkate alırsak şu anda yerli üretim olarak bunlardan uzak olduğumuzu söylemem lazım.

Biz, doğal gazı aldığımız fiyatların şu anda işletme maliyetlerini de hesaba katarsak daha üzerinde değil, daha altında satıyoruz. Allah, eğer bu ülkeye yağmuru vermişse, eğer bu ülkede güneş açmışsa bunun bütün kazanımlarını yine bu ülkenin vatandaşlarının alması lazım. Atatürk Barajı’nın, Karakaya Barajı’nın, Keban Barajı’nın rezervuarında toplanan su, ithal ettiğimiz doğal gaz fiyatlarıyla balans ediliyor ve doğal gaz zammından, son dört aydan bu yana maliyeti daha yüksek olmasına rağmen, vatandaşımızı ve sanayicimizi korumuş oluyoruz. Bu mekanizma eğer yerli kaynaklarımız ve yenilenebilir kaynaklarımız olmasaydı yapamayacağımız bir mekanizmaydı. O yüzden doğru enerji politikaları ve stratejilerinin bu manada uygulandığını söylemem lazım.

İhtiyacımız daha fazla var mı? Evet, ihtiyacımız daha fazla var çünkü Türkiye’nin büyümesi, 2012 yılındaki büyüme rakamları… Mesela doğal gazdaki büyüme rakamı Avrupa Birliği üyesi ülkelerden şu an hemen bir çırpıda sayacağım 6-7 tane ülkenin kendisi kadar. Elektrikteki büyümemiz yaklaşık 14 tane ülkenin büyümesinden daha fazla. Türkiye’nin büyüme rakamlarını uluslararası platforma taşıdığımızda bizden tekrar etmemizi istiyorlar bu rakamların doğru olup olmadığıyla alakalı. Çünkü Türkiye çok hızlı büyüyor ve bu büyümeyi karşılayacak olan gayrisafi yurt içi hâsılası 3 katına çıkan bir ülkede refah seviyesi arttıkça ekonomik büyüme rakamlarından daha hızlı büyüyen bir enerji sektörü görüyoruz ama şu anda herhangi bir sıkıntımız  söz konusu değildir. Çok olumsuz kış şartlarında yine vatandaşımıza sirayet ettirmeksizin doğal gazla alakalı süreci çok iyi yönetmek durumundayız.

Doğal gazın azı çok zararlıdır, çok fazlası da az zararlıdır. “Al ya da öde”yle alakalı herhangi bir riske düşmemek için yapacağımız kontratları çok sınırlı tutmak zorundayız, ancak kullanabileceğimiz kadarını, tüketebileceğimiz kadarını ithal etmek durumundayız. Malumunuz, bunu Rusya’dan, İran’dan, Azerbaycan’dan, Cezayir’den ve Nijerya’dan ithal ediyoruz. Bunlarla alakalı rakamları da size vermiştim, bir kez daha okumamda fayda var. Yaklaşık yarısını Rusya’dan tedarik ediyoruz bunun; kontrat miktarı 52 milyar metreküptür, fiilî kullanım 46 milyar metreküp civarındadır. Cezayir’le anlaşmamız 4,4 milyar metreküptür ve 2014 yılında bitecektir. Bu anlaşmanın yenilenmesiyle alakalı çalışmalarımızı tamamladık, Cezayir’deki Hükûmetle de mutabık kaldık, bu anlaşmayı da kısa süre içerisinde on yıllığına tekrar uzatıyoruz.

Yalnız, Japonya’daki nükleer santrallerin kapatılma kararı, bizim yaklaşık 1,5 katımız daha pahalı kullanan Japonya’daki tüketimleri tahrik etmiştir, dünyadaki tüketimleri tahrik etmiştir. Japonya’nın iki hafta kadar önce “Bu elektrik sisteminin yönetilmesi için mutlaka dışarıdan ‘know how’ almalıyız.” diye bir duyurusu olmuştur. Bu tabii ki bir ülke için çok iyi bir durum değildir ve 2012 yılı içerisinde ödediği fark 40 milyar dolardır yani nükleer santrali kapatıp yerine LNG tedarikiyle beraber geldiği nokta budur.

Dünyada ham petrol fiyatları fikstir ama doğal gaz fiyatları 4 ayrı bölgededir. Amerika Birleşik Devletleri’nde yaklaşık Akdeniz Havzası’nın üçte 1’i fiyatına, Japonya’da da 2 katına fiyatla satılmaktadır. Türkiye arada bir pazardır, Amerika kadar ucuz kullanmamaktadır ama Japonya kadar da pahalı kullanmamaktadır.

ÖTV ve KDV’lerle alakalı, benzin konusunda şunu söylemem lazım: On yıl kadar önce yüzde 75’ler civarındaki benzin içerisindeki bir vergi oranı şu anda yüzde 60’lar civarındadır. 22 dolarlar civarında aldığımız ham petrolün varil fiyatı şu anda 108 dolarlar civarındadır. Bütün bu fiyat artışlarında verginin kendisi maktu olarak sabit tutulduğu için vergi oranı düşmektedir. Bu daha fazla düşebilir mi? Evet, daha fazla düşebilir. Bu, Maliye Bakanlığımızın yaptığı bir çalışmadır. Türkiye’de, ÖTV’lerle kurumlar vergisinin toplam tutarının gayrisafi yurt içi hasılaya oranı yüzde 26’dır. Bu da Avrupa Birliği üyesi ülkelerin daha altındadır. Ama temel mantık şudur…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakanım.

Bir soru daha var, son olarak o kişiye de söz vereceğim.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) – Bitiremedim Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Sorusunu sorsun, birlikte cevaplarsınız lütfen.

Sayın Halaman, buyurun.

ALİ HALAMAN (Adana) – Başkanım, teşekkür ediyorum.

Sayın Bakanımıza, sorulardan dolayı verdiği cevap için teşekkür ederim.

Sürekli, Türkiye'nin büyüdüğünü söyledi. Türkiye'nin neresi büyüyor? Bir de enerjide, petrolde, tüpte sürekli fiyat artışları olmasına rağmen, bu fiyat artışlarını sırf ithalata bağlamak doğru mu, “Dışarıdan alıyoruz.” diyerek bunu meşru göstermek doğru mu?

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Sayın Bakanım, ne kadar süre istersiniz?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Sayın Başkanım, siz on dakika verin, ben daha kısa sürede tamamlarım inşallah.

BAŞKAN – On dakika biraz uzun.

Beş dakika veriyorum Sayın Bakan.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Beş dakika verin, yetmezse kullanayım.

BAŞKAN – Buyurun.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) –  Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; kaldığımız yerden devam edelim isterseniz.

Normalde 17 milyon 800 bin adet araç kullanıcısından mı bu vergiler toplanacak, yoksa eğer o vergiler düştüğünde toplam vergi gelirini oluşturmak için kullanmayan 76 milyondan mı alınacak? Temel mantık buydu. Maliye Bakanlığımız bu konuda tasarrufunu böyle kullandı. İnşallah, ben, inanıyor ve ümit ediyorum ki Türkiye'nin faiz ödemeleriyle alakalı, borçlanma limitleriyle alakalı rakamlar düştükçe bu vergilerin de düşeceğine inanıyorum.

Ankara ve Kütahya’daki kısıtlanan doğal gaz miktarlarıyla alakalı şunu söylemek isterim: Önce maktu bir rakam söylenmişti, bunun doğru olmadığını bildirdik. Her ay ihtiyacına istinaden kasım ve aralık ayında 510 TL’ye varıncaya kadar her bir abone bir seferde doğal gaz alabilecektir. 70 lirayla başlayan, 120 lirayla, 240 lirayla ve 500 liraya kadar ilerleyen her ay içerisinde bir kullanım söz konusudur. Doğal gaz miktarlarıyla alakalı herhangi bir sıkıntı söz konusu değildir, doğal gazın alımıyla alakalı mekanik sayaçlarla elektronik sayaçlar arasındaki bir adalet uygulamasıyla alakalı konudur. Mekanik sayaçlar, bildiğiniz gibi, ancak tükettiği kadar yazan ve onun ödemesi yapılan; elektronik sayaçlar da peşin ödemeyle yapılandır. Bu manada herhangi bir metrekaresi daha yüksek olanın daha fazla kullanabildiği, sanayi aboneleriyle alakalı herhangi bir sıkıntının yaşanmadığı, miktarla alakalı herhangi bir sıkıntının yaşanmadığı… O kuyruklarla alakalı bazı yerlerde ben de şahit oldum, hemen ilgili arkadaşları uyardım. PTT kanalıyla, banka aracılığıyla ve kendi bulundukları vezneler aracılığıyla bunları tedarik etmek mümkün. Vatandaşımızın hiçbir sıkıntı çekmeden bunları rahatlıkla ödeyip alabilecekleri bir ortam oluşturuyoruz.

Tabii ki taşeronlukla alakalı, dediğiniz gibi, geçen hafta Çalışma Bakanımızla beraber de toplandık, bunlarla alakalı sistematik bir düzenlemeyi inşallah Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna getireceğiz ve bizim Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığında, her zaman söylediğimiz, taşeronlarımızın da kıdem tazminatlarıyla alakalı, izin süreleriyle alakalı, izin ücretleriyle alakalı uygulamanın aynen kadrolular gibi alınmasını bizatihi Bakanlık olarak da takip ettiğimizi belirtmek isterim.

“Türkiye'nin neresi büyüyor?” dersek, Türkiye'nin her tarafı büyüyor. Yalnız, bazı bölgelerin diğer bölgelere göre daha fazla büyüdüğünü, bir kısım bölgelerin de daha az büyüdüğünü söylemek herhâlde yanlış olmaz. Trakya’dan Dilovası’na varıncaya kadar Türkiye'nin enerjideki büyümesi bir kısım bölgelerimize göre 3 katı kadar hızlı büyüyor. Türkiye geçen yıl içerisinde, 2012 yılında enerjinin kurulu gücünde yüzde 8,1 büyüdü, tüketimde yüzde 5,2 büyüdü ve ekonomide de yüzde 2,2 büyüdü. Her zaman söylüyorum, yaklaşık biz 4 bin megavatlar civarında her yıl bu ülkeye eklemek durumundayız, bunun da toplam tutarı 6 ila 8 milyar dolarlar civarında oluyor. Türkiye 132 milyar kilovatsaatler civarındaki on yıl önceki kullanım miktarını şu anda fiilî olarak 242 milyar kilovatsaate çıkarmış durumda.

Dediğim gibi, bir Türkmenistan kadar 2013 yılı içerisinde Türkiye büyüdü. Bulgaristan ile Yunanistan’ın toplamı kadar 2012 yılında büyüdü. Yani, her yıl bir kısım ülkenin kendisi kadar Türkiye büyümüş oluyor. Nasıl İstanbul’un nüfus büyümesi Eskişehir kadar her yıl oluyorsa Türkiye'nin büyümesinde de bunlarla karşılaşıyoruz.

Şunu söylemem lazım: İlk defa, Türkiye'de 2013 yılı içerisinde arz fazlamız 4 bin ila 4.500 megavatlar civarındadır. Yani, üretimimiz tüketimimizden fazla olmuştur. Piyasadaki elektrik fiyatları da bunu teyit etmektedir. Malum, mal arttıkça bununla alakalı fiyatlar da olumlu yönde etkilenmektedir.

Ben, bu manada siyasi istikrara göstermiş oldukları ilgiden dolayı özel sektöre ve bu manada kamu hizmeti gören özel sektöre ve kamu hizmeti gören arkadaşlarıma huzurlarınızda teşekkür ediyorum. İnşallah Türkiye'nin büyümesinin bu hızlarda devam edeceğine olan inancımı belirtiyorum.

Hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakan.

Sayın milletvekilleri, bugünkü çalışma saatlerimiz bitmiştir. Hepinize teşekkür ediyorum.

Suriye’deki durumun oluşturduğu tehdit ve riskler çerçevesinde hudut, şümul, miktar ve zamanı Hükûmetçe takdir ve tayin olunacak şekilde Türk Silahlı Kuvvetlerinin yabancı ülkelere gönderilmesi ve gerekli düzenlemelerin Hükûmet tarafından belirlenecek esaslara göre yapılması için Türkiye Büyük Millet Meclisinin 04/10/2012 tarihli ve 1025 sayılı kararıyla Hükûmete verilen izin süresinin Anayasa’nın 92’nci maddesi uyarınca 04/10/2013 tarihinden itibaren bir yıl süreyle uzatılmasına dair Başbakanlık tezkeresi ve kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla görüşmek için, 3 Ekim 2013 Perşembe günü saat 15.00’te toplanmak üzere, Birleşimi kapatıyorum.

                                                                               Kapanma Saati: 19.36



(X) Sözlü soru önergeleri Genel Kurulda okunmamış olup tutanağa eklidir.