DÖNEM: 24 CİLT: 69 YASAMA YILI: 4
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
49’uncu Birleşim
21 Ocak 2014 Salı
(TBMM Tutanak
Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu Tutanak Dergisi’nde yer alan ve
kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar
tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına
uygun olarak yazılmıştır.)
İ Ç İ N D E K İ L E R
I.- GEÇEN TUTANAK
ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- YOKLAMALAR
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları
1.- Van
Milletvekili Özdal Üçer’in, Van’daki depremzedelerin sorunlarına ilişkin gündem
dışı konuşması
2.- İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal’ın, İstanbul’da yaşanan otopark sorununa ilişkin
gündem dışı konuşması
3.- Adana
Milletvekili Necdet Ünüvar’ın, 20 Ocak Azerbaycan Hüzün Günü’ne ilişkin gündem
dışı konuşması
V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Tezkereler
1.- Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığının, Hırvatistan Parlamentosu Tarım Komisyonu Başkanı
Franjo Lucic’in vaki davetine icabetle 27-30 Ocak 2014 tarihlerinde
Hırvatistan’a resmî bir ziyaret gerçekleştirmesi Genel Kurulun 7/1/2014 tarihli
43’üncü Birleşiminde kabul edilen Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı
İbrahim Yiğit başkanlığında Komisyon üyelerinden oluşacak heyeti oluşturmak
üzere siyasi parti gruplarının bildirmiş olduğu isimlere ilişkin tezkeresi
(3/1364)
B) Önergeler
1.- Niğde
Milletvekili Ömer Selvi’nin, Avrupa Birliği Uyum Komisyonu üyeliğinden istifa
ettiğine ilişkin önergesi (4/142)
2.- İstanbul
Milletvekili Umut Oran’ın, (2/151) esas numaralı 03.05.1985 Tarihli İmar Yasası
ile Çeşitli Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına
İlişkin Kanun Teklifi’nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/141)
C) Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve 19 milletvekilinin, öğrenci ve öğrenci yakınları
tarafından öğretmenlere uygulanan şiddetin sebeplerinin ve sonuçlarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/824)
2.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve 19 milletvekilinin, öğretmenlerin hayat standartlarındaki
menfi değişiminin sebeplerinin ve sonuçlarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/825)
3.- Eskişehir
Milletvekili Ruhsar Demirel ve 20 milletvekilinin, zihinsel engelliler bakım ve
rehabilitasyon merkezlerinde verilen bakım hizmetlerinin nitelik ve
yeterliliğinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/826)
VI.- AÇIKLAMALAR
1.- Kayseri
Milletvekili Yusuf Halaçoğlu’nun, 20
Ocak Azerbaycan Hüzün Günü’ne ilişkin açıklaması
2.- İstanbul
Milletvekili Ali Özgündüz’ün, 20 Ocak
Azerbaycan Hüzün Günü’ne ilişkin açıklaması
3.- İzmir
Milletvekili Oktay Vural’ın, 523 sıra sayılı Kanun Teklifi’yle ilgili tali
komisyon olan Anayasa Komisyonu Raporu’nun Adalet Komisyonu Raporu’na eklenmesi
gerektiğine ve bu nedenle AK PARTİ grup önerisinin bugün görüşülmesinin mümkün
olmadığına ilişkin açıklaması
4.- Yalova
Milletvekili Muharrem İnce’nin, 523 sıra sayılı Kanun Teklifi’yle ilgili
raporun başlıklandırılmasındaki bazı hatalara ve bu nedenle teklifin geri
çekilerek yeniden bastırılması gerektiğine ilişkin açıklaması
5.- Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş’ın, 523 sıra sayılı Kanun Teklifi’yle ilgili tali
komisyon olan Anayasa Komisyonu Raporu’nun bulunmamasının ve raporun
başlıklandırılmasındaki maddi yazım hatalarının teklifin görüşülmesine engel
bir durum teşkil etmediğine ilişkin açıklaması
6.- İzmir
Milletvekili Oktay Vural’ın, 523 sıra sayılı Kanun Teklifi’yle ilgili tali
komisyon olan Anayasa Komisyonu Raporu’nun Adalet Komisyonu Raporu’na
eklenmemesi nedeniyle usulüne uygun bir rapor dağıtılmadığı için görüşmelere
başlanmasının mümkün olmadığına ilişkin açıklaması
7.- Sinop
Milletvekili Engin Altay’ın, 523 sıra sayılı Kanun Teklifi’yle ilgili Adalet
Komisyonu Raporu usulüne uygun bir şekilde yeniden bastırılıp dağıtılıncaya
kadar bu kanun teklifiyle ilgili çalışmaların durdurulmasını talep ettiğine ve
teklifin Anayasa’ya aykırı olduğuna ilişkin açıklaması
VII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- BDP Grubunun,
BDP Grup Başkan Vekili Bingöl Milletvekili İdris Baluken tarafından AKP’nin
Suriye politikasındaki yanlışlarının belirlenmesi amacıyla 15/10/2012 tarihinde
Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin,
Genel Kurulun 21 Ocak 2014 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
2.- MHP Grubunun,
21/1/2014 tarih ve 2421 sayı ile İzmir Milletvekili Oktay Vural, Kayseri
Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ve Ankara Milletvekili Zühal Topcu tarafından
sürekli değişen ve gelişen bilim dünyasında Türkiye’nin de adının geçmesi için
akademisyenlerin özlük hakları ile ilgili durumlarının uluslararası ve ulusal
arenada detaylı bir şekilde araştırılması ve bu hususlarda çözüm üretilmesi
amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 21 Ocak 2014 Salı günkü birleşiminde
sunuşlarda okunmasına ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
3.- CHP Grubunun,
Antalya Milletvekili Gürkut Acar ve arkadaşları tarafından kamu zararlarının ve
yolsuzluk olaylarının boyutunun araştırılması amacıyla 17/1/2014 tarihinde
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması
önergesinin, Genel Kurulun 21 Ocak 2014
Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve görüşmelerinin aynı tarihli
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
4.- AK PARTİ
Grubunun, Genel Kurulun çalışma gün ve saatlerinin yeniden düzenlenmesine; Genel
Kurulun 21 Ocak 2014 Salı günkü birleşiminde sözlü soruların görüşülmemesine;
523 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel
kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesine ilişkin önerisi
VIII.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER
1.- 523 sıra
sayılı Kanun Teklifi’yle ilgili tali komisyon olan Anayasa Komisyonu Raporu’nun
Adalet Komisyonu Raporu’na eklenmesi gerektiği ve teklif metninin
başlıklandırılmasındaki baskı hataları nedeniyle görüşülemeyeceği gerekçesiyle
AK PARTİ grup önerisinin görüşmelerinin yapılıp yapılmayacağı hakkında
2.- 523 sıra
sayılı Kanun Teklifi’yle ilgili tali komisyon olan Anayasa Komisyonu Raporu’nun
Adalet Komisyonu Raporu’na eklenmesinin gerekip gerekmediği ve teklif metninin
başlıklandırılmasındaki baskı hataları nedeniyle görüşülüp görüşülmeyeceği
hususunda
IX.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Antalya
Milletvekili Gürkut Acar’ın, Çankırı Milletvekili İdris Şahin’in CHP grup
önerisi üzerinde yaptığı konuşması sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
2.- Eskişehir
Milletvekili Bedii Süheyl Batum’un, Batman Milletvekili Bengi Yıldız’ın 523
sıra sayılı Kanun Teklifi’nin tümü üzerinde BDP Grubu adına yaptığı konuşması
sırasında Cumhuriyet Halk Partisine sataşması nedeniyle konuşması
3.- Konya
Milletvekili Faruk Bal’ın, Eskişehir Milletvekili Süheyl Batum’un sataşma
nedeniyle yaptığı konuşması sırasında Milliyetçi Hareket Partisine sataşması
nedeniyle konuşması
4.- Eskişehir
Milletvekili Bedii Süheyl Batum’un, Konya Milletvekili Faruk Bal’ın sataşma
nedeniyle yaptığı konuşması sırasında CHP Grubuna sataşması nedeniyle konuşması
X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYON-LARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin
Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet
Aydın’ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair
İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in; Türkiye Büyük Millet
Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve
Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S. Sayısı: 156)
2.- Devlet Sırrı
Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporları
(1/484) (S. Sayısı: 287)
3.- Bartın
Milletvekili Yılmaz Tunç ve 77 Milletvekilinin; Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Adalet Komisyonu Raporu (2/1929) (S. Sayısı:
523)
4.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile İtalya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Çevre Koruma ve
Sürdürülebilir Kalkınma Alanlarında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Çevre Komisyonu ve Dışişleri Komisyonu
Raporları (1/682) (S. Sayısı: 385)
5.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile İran İslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Doğal
Kaynaklar ve Su Havzası Amenajmanı Üzerine Mutabakat Zaptının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Çevre Komisyonu, Tarım, Orman ve
Köyişleri Komisyonu ile Dışişleri Komisyonu Raporları (1/441) (S. Sayısı: 266)
XI.- KİT KOMİSYONU RAPORU
1.- Kamu İktisadi
Teşebbüslerinin 2009 Yılı Denetimine İlişkin Raporu
2.- Kamu İktisadi
Teşebbüslerinin 2010 Yılı Denetimine İlişkin Raporu
XII.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, TSK personelinin sorunlarına ve yapılan çalışmalara
ilişkin sorusu ve Millî Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’ın cevabı (7/33668)
2.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında Yunan Hava
Kuvvetleri uçakları ile yaşanan “it dalaşı” sayısına ilişkin sorusu ve Millî
Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’ın cevabı (7/33672)
3.- Yozgat
Milletvekili Sadir Durmaz’ın, Yozgat’ın istihdam sorunlarına ilişkin sorusu ve
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi
Eker’in cevabı (7/34565)
4.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçay’ın, ABD ile askerî alanda imzalanan bir mutabakat
muhtırasına ilişkin sorusu ve Millî Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’ın cevabı
(7/34677)
5.- Aydın
Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın, yayımlanan bir yönetmeliğe ilişkin
Başbakandan sorusu ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı (7/35653)
6.- Aydın
Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın, canlı hayvan satışıyla ilgili yönetmeliğe
uyan işletmelerin sayısına ilişkin Başbakandan sorusu ve Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in
cevabı (7/35654)
7.- Manisa
Milletvekili Özgür Özel’in, Salihli ilçesinde elektrik borcu olanların sayısına
ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/35699)
8.- İstanbul
Milletvekili Melda Onur’un, bir elektrik dağıtım şirketindeki mesai saati
sorununa ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın
cevabı (7/35700)
9.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, toplu açılış törenlerine ve açılışı
yapılan tesislere ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız’ın cevabı (7/35701)
10.- Artvin
Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, Arhavi’de yaşanan elektrik kesintilerine
ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/35702)
11.- İstanbul
Milletvekili Ali Özgündüz’ün, devlet üretme çiftliklerine,
- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, toplu açılış törenlerine ve açılışı
yapılan tesislere,
İlişkin soruları
ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı (7/35703), (7/35704)
12.- Hatay
Milletvekili Mehmet Ali Ediboğlu’nun, Mehmetbeyli Köyü sakinlerinin yaşadığı
sorunlara ilişkin sorusu ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
(7/35731)
13.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, TBMM personelinin nöbet sistemine
ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Sadık Yakut’un
cevabı (7/35764)
14.- Antalya
Milletvekili Gürkut Acar’ın, Libya’da iş yapan müteahhit sayısına ilişkin Başbakandan
sorusu ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin cevabı (7/35782)
15.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, asaleten ve vekâleten görev yapan
bürokratlara ilişkin sorusu ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun
cevabı (7/35935)
16.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, asaleten ve vekâleten görev yapan
bürokratlara ilişkin sorusu ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet
Mehdi Eker’in cevabı (7/35973)
17.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, 2002-2013 yılları arasında mal
varlığı dondurulan kişilere ilişkin Başbakandan sorusu ve Maliye Bakanı Mehmet
Şimşek’in cevabı (7/36008)
18.- Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova’nın, ÇYDD’nin yaptığı çelenk bağışlarına vergi
cezası kesilmesine ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı
(7/36084)
19.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tan’ın, TBMM lokantalarında sunulan yiyeceklerin kontrolüne
ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Sadık Yakut’un
cevabı (7/36087)
20.- İzmir Milletvekili
Oğuz Oyan’ın, ÇYDD denetimlerine ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Mehmet
Şimşek’in cevabı (7/36221)
21.- İstanbul
Milletvekili Umut Oran’ın, vergi, resim ve harç muafiyetlerine ilişkin sorusu
ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin cevabı (7/36247)
22.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçay’ın, Türkiye’nin Gümrük Birliğine dâhil olmasından
kaynaklanan maliyete ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin cevabı
(7/36437)
23.- İstanbul
Milletvekili Celal Adan’ın, Bakanlık tarafından İstanbul’da kiralanan ve satın
alınan araçlara ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin cevabı (7/36438)
24.- Mersin
Milletvekili Ali Öz’ün, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluyla ilgili yasa
teklifine ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Sadık
Yakut’un cevabı (7/37086)
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu saat 14.00’te açılarak beş oturum yaptı.
Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar, 4 Ocak Büyük Madenci
Yürüyüşü’ne,
İstanbul Milletvekili Şafak Pavey, dış politikadaki gelişmelere,
İlişkin gündem dışı birer konuşma yaptılar.
Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, ülkemizde küresel ısınmanın
çevre ve insan hayatına etkilerine ilişkin gündem dışı konuşmasına Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eroğlu cevap verdi.
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, İstanbul Milletvekili Şafak
Pavey’in yaptığı gündem dışı konuşması sırasında AK PARTİ Grubuna,
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi, Kayseri Milletvekili
Mustafa Elitaş’ın sataşma nedeniyle yaptığı konuşması sırasında CHP Grubuna,
Sataşmaları nedeniyle birer konuşma yaptılar.
Kütahya Milletvekili Alim Işık, Hükûmeti, nüfusu 2 binin üzerinde
olan ve tüzel kişilikleri köye dönüştürülen belde belediyelerinin Mart 2014
seçimlerine dâhil edilmeleri ve Denizcilik Müsteşarlığında görevlerine son verilen
25 güvenlik görevlisinin işlerine iadesi konusunda ayrımcılığın kaldırılması
için göreve davet ettiğine,
Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu, 2013 Haziranında
yapılan SBS’yle ilgili Danıştayın verdiği karara ve Hükûmeti eğitim konusunda
ciddiyete davet ettiğine,
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel, Büyük Madenci
Yürüyüşü’nü gerçekleştiren Zonguldaklı madencileri selamladığına ve DERİTEKS
Sendikası ile DEV SAĞLIK-İŞ Sendikasına üye olmaları nedeniyle işten atılan
işçilerin durumuna,
Tokat Milletvekili Reşat Doğru, son yıllarda ülkemizde kuraklığın
arttığına ve sulamada kullanılan elektrik fiyatlarının düşürülmesi gerektiğine,
İzmir Milletvekili Mustafa Moroğlu, AKP iktidarının, gülümseyerek
eleştirilmeye bile tahammül edemeyişini kınadığına ve Başbakanlığa yeni koruma
görevlileri alınmasından vazgeçilmesini istediğine,
Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı, AKP Hükûmetinin devleti, yargıyı
ve Parlamentoyu daha fazla yıpratmadan derhâl istifa etmesi gerektiğine,
Gaziantep Milletvekili Ali Serindağ, bankalarda hesap işletim
ücreti kesilmesi uygulamasına çare bulunması gerektiğine ve Başbakanın
Büyükelçiler Konferansı’nda yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine,
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, Şanlıurfa’daki elektrik
kesintilerine,
Çanakkale Milletvekili Ali Sarıbaş, Barzani’nin televizyonu
Rûdaw’da ülkemizin bazı illerinin sözde Kürdistan haritasında gösterildiği
bilgisinin doğru olup olmadığını öğrenmek istediğine,
İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu, pazar günleri iş
yerini açmak isteyen esnafa ruhsat verme yetkisinin tekrar belediyelere
verilmesi gerektiğine,
Bursa Milletvekili İlhan Demiröz, Bursa Karacabey’deki çiftçilerin
Ova Köyleri Sulama Birliğine borçları nedeniyle çok zor durumda olduklarına,
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi, Balyoz davası
sonucunda mahkûmiyetleri kesinleşen subayların askerî cezaevinde kalmaya devam
etmeleri gerektiğine ve bu konuyu Millî Savunma Bakanının dikkatine sunduğuna,
İstanbul Milletvekili Haluk Eyidoğan, özel orman alanlarında imar
planlarına ve kentsel tasarım projesine göre inşaat yapılabilmesiyle ilgili
düzenlemeye,
Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar Soydan, Orman ve Su İşleri
Bakanı Veysel Eroğlu’nun Kaz Dağlarından elini çekmesini istediğine,
İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt, 15 Ocak Nazım Hikmet’in
doğum gününe,
İzmir Milletvekili Oktay Vural, RTÜK’ün yolsuzluk ve rüşvet
soruşturmasını haber yapan televizyon kanallarına uyarı cezası vermesine ve
Hükûmeti, basını susturma ve kendisine sansür uygulama girişimlerinden
vazgeçmeye davet ettiğine,
Antalya Milletvekili Gürkut Acar, Toros Dağlarında 3.627 adet
maden arama ve taş ocağı ruhsatı verilerek ormanların ve suların yok
edildiğine,
Millî Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, İstanbul Milletvekili Mehmet
Akif Hamzaçebi’nin yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine,
Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz, İstanbul Paşaköy Maden
İşletmesi için verilen izinden dolayı Orman ve Su İşleri Bakanını istifaya
davet ettiğine,
Adana Milletvekili Muharrem Varlı, Ziraat Bankasından kredi
kullanan çiftçilerin durumuna,
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Adana Milletvekili
Seyfettin Yılmaz’ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine,
İlişkin birer açıklamada bulundular.
Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü ve 22 milletvekilinin, Mersin
Akkuyu’da kurulması planlanan nükleer güç santralinin bölgeye ve insan
sağlığına zararlarının (10/821),
Bingöl Milletvekili İdris Baluken ve 22 milletvekilinin,
hayvancılık sektörünün sorunlarının (10/822),
İstanbul Milletvekili Aydın Ağan Ayaydın ve 27 milletvekilinin, 1
Mayıs 1977 katliamının yurt içindeki ve yurt dışındaki tüm bağlantılarının
(10/823),
Araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergeleri Genel Kurulun bilgisine
sunuldu; önergelerin gündemdeki yerlerini alacağı ve görüşmelerinin sırası
geldiğinde yapılacağı açıklandı.
Başbakanlığın, Türk Silahlı Kuvvetleri Deniz Unsurlarının;
Korsanlık/Deniz Haydutluğu ve Silahlı Soygun Eylemleriyle Mücadele Amacıyla
Yürütülen Uluslararası Çabalara Destek Vermek Üzere, Gereği, Kapsamı, Zamanı ve
Süresi Hükümetçe Belirlenecek Şekilde Aden Körfezi, Somali Karasuları ve
Açıkları, Arap Denizi ve Mücavir Bölgelerde Görevlendirilmesi ve Bununla İlgili
Gerekli Düzenlemelerin Hükümet Tarafından Belirlenecek Esaslara Göre Yapılması
İçin Türkiye Büyük Millet Meclisinin 10.02.2009 Tarihli ve 934 Sayılı Kararıyla
Hükümete Verilen ve 02.02.2010, 07.02.2011, 25.01.2012 ve 05.02.2013 Tarihli
956, 984, 1008 ve 1031 Sayılı Kararları ile Birer Yıl Uzatılan İzin Süresinin
Anayasanın 92’nci Maddesi Uyarınca 10.02.2014 Tarihinden İtibaren Bir Yıl Daha
Uzatılmasına Dair Tezkeresi (3/1363) Genel Kurulun bilgisine sunularak yapılan
görüşmelerinden sonra kabul edildi.
Antalya Milletvekili Gürkut Acar, denizlerde de güçlü olmamız
gerektiğine ve Türk Deniz Kuvvetlerinin durumuna ilişkin bir açıklamada
bulundu.
BDP Grubunun, 11/2/2013 tarihinde BDP Grup Başkan Vekili Bingöl
Milletvekili İdris Baluken tarafından şüpheli asker ölümlerinin açığa
çıkarılması amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan
Meclis araştırması önergesinin (2549 sıra no.lu) Genel Kurulun bilgisine
sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak Genel Kurulun 16 Ocak
2014 Perşembe günkü (bugün) birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisinin
görüşmeleri tamamlandı.
Bingöl Milletvekili İdris Baluken, Yozgat Milletvekili Yusuf
Başer’in BDP grup önerisi üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelere
ilişkin bir açıklamada bulundu.
Karar yeter sayısı bulunmadığından, alınan karar gereğince, 21
Ocak 2014 Salı günü saat 15.00’te toplanmak üzere 18.56’da birleşime son
verildi.
Şükran Güldal MUMCU
Başkan
Vekili
Fehmi
KÜPÇÜ Mine
LÖK BEYAZ
Bolu Diyarbakır
Kâtip Üye Kâtip
Üye
II.- GELEN KâĞITLAR
No:
68
17 Ocak 2014 Cuma
Rapor
1.- Bartın Milletvekili
Yılmaz Tunç ve 77 Milletvekilinin; Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi ve Adalet Komisyonu Raporu (2/1929) (S. Sayısı: 523) (Dağıtma
tarihi: 17.01.2014) (GÜNDEME)
No:
69
20 Ocak 2014 Pazartesi
Tasarı
1.- Türkiye Cumhuriyeti ile
Avrupa Birliği Arasında İzinsiz İkamet Eden Kişilerin Geri Kabulüne İlişkin
Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/876) (Avrupa
Birliği Uyum; İçişleri ile Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi:
08.01.2014)
Teklifler
1.- Adana Milletvekili Ali
Halaman'ın; Milli Eğitim Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
(2/1948) (Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonuna) (Başkanlığa geliş
tarihi: 09.01.2014)
2.- İstanbul Milletvekili
Binnaz Toprak ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Sinop Milletvekili
Engin Altay ile 11 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kanununda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi (2/1949) (Adalet ile Milli Eğitim, Kültür,
Gençlik ve Spor Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.01.2014)
Raporlar
1.- Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde
Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Terörle Mücadele Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İzmir Milletvekili Hülya
Güven ve 31 Milletvekilinin; Sosyal Hizmetler Kanunu ile Sosyal Sigortalar ve
Genel Sağlık Sigortası Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten ve Rize Milletvekili Hasan Karal ile 6
Milletvekilinin; Adana Milletvekili Necdet Ünüvar ve Sivas Milletvekili Hilmi
Bilgin ile 4 Milletvekilinin; Sivas Milletvekili Hilmi Bilgin ve 15
Milletvekilinin; Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifleri ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/796,
2/1160, 2/1183, 2/1608, 2/1927, 2/1928, 2/1937) (S. Sayısı: 524) (Dağıtma
tarihi: 20.01.2014) (GÜNDEME)
2.- Türkiye Büyük Millet
Meclisi Kamu İktisadi Teşebbüsleri Komisyonunun, Kamu İktisadi Teşebbüslerinin
2009 Yılı Denetimine İlişkin Komisyon Raporu (3/50, 3/51) (Dağıtma tarihi:
20.01.2014) (Rapor, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 21.01.2014 Tarihli 49’uncu
Birleşim Tutanak Dergisine eklenecektir.)
3.- Türkiye Büyük Millet
Meclisi Kamu İktisadi Teşebbüsleri Komisyonunun, Kamu İktisadi Teşebbüslerinin
2010 Yılı Denetimine İlişkin Komisyon Raporu (3/548, 3/555, 3/626) (Dağıtma
tarihi: 20.01.2014) (Rapor, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 21.01.2014 Tarihli
49’uncu Birleşim Tutanak Dergisine eklenecektir.)
Sözlü Soru
Önergeleri
1.- Tunceli Milletvekili
Kamer Genç’in, Haliç Tersanesinin 49 yıllığına bir firmaya devredilmesine
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/5104) (Başkanlığa geliş tarihi:
03.01.2014)
2.- Tunceli Milletvekili
Kamer Genç’in, Amasya’nın Gümüşhacıköy ilçesindeki bir okulda görev yapan
öğretmene ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/5105)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03.01.2014)
Yazılı Soru
Önergeleri
1.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, İstanbul’daki bir arazinin imar planının değiştirilmesine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36847) (Başkanlığa geliş tarihi:
24.12.2013)
2.- Diyarbakır Milletvekili
Nursel Aydoğan’ın, polisin dur ihtarına uymadığı için bir vatandaşı
öldürmesiyle ilgili bir soruşturmaya ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/36848) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)
3.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, özel bir TV kanalında yayınlanan yarışma programının
yayından kaldırılması ile ilgili iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/36849) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)
4.- Mersin Milletvekili
Ertuğrul Kürkcü’nün, Uludere olayının sorumlularına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/36850) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.12.2013)
5.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, görevden alınan Cumhuriyet savcısına ve
haklarında soruşturma başlatılacak olan bazı kişilerin Türkiye’den kaçtığı
iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36851) (Başkanlığa geliş
tarihi: 30.12.2013)
6.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, yolsuzluk ve rüşvet soruşturması kapsamında
tutuklanan bir kişinin Adalet ve Kalkınma Partisinin yerel seçim çalışmalarına
mali destek sağladığı iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36852)
(Başkanlığa geliş tarihi: 30.12.2013)
7.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, imar planları değişiklikleri ve imar izinleri
için talimat verdiği iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/36853) (Başkanlığa geliş tarihi: 30.12.2013)
8.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, bir savcı tarafından ortaya atılan iddialara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36854) (Başkanlığa geliş tarihi:
31.12.2013)
9.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, kesilen tavuk ve hindi sayısındaki azalışa
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36855) (Başkanlığa geliş tarihi:
31.12.2013)
10.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, rüşvet ve yolsuzluk operasyonu kapsamında
tutuklanan bir şahsın Adalet ve Kalkınma Partisinin anket çalışmalarını finanse
ettiği iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36856)
(Başkanlığa geliş tarihi: 31.12.2013)
11.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, danışmanları ile danışmanları hakkındaki bazı
iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36857) (Başkanlığa geliş
tarihi: 31.12.2013)
12.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, 2003-2013 yılları arasında Savunma Sanayi
Müsteşarlığı tarafından alınan mayın temizleme sistemlerine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/36858) (Başkanlığa geliş tarihi: 31.12.2013)
13.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından afet
yönetimi ile ilgili yapılan harcamalara ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/36859) (Başkanlığa geliş tarihi: 31.12.2013)
14.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, 2003-2013 yılları arasında yurt dışı ve yurt içi
kurum ve firmalardan alınan kara mayınlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/36860) (Başkanlığa geliş tarihi: 31.12.2013)
15.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, kara mayınları ile ilgili çeşitli hususlara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36861) (Başkanlığa geliş tarihi:
31.12.2013)
16.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, 2014 FIFA Dünya Kupası yayınları ile ilgili bazı
iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36862) (Başkanlığa geliş
tarihi: 31.12.2013)
17.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Ankara’daki okullara verilen doğal gaz miktarına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36863) (Başkanlığa geliş tarihi:
31.12.2013)
18.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, kartlı doğal gaz abonelerinin yaşadıkları
sorunlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36864) (Başkanlığa geliş
tarihi: 31.12.2013)
19.- Manisa Milletvekili
Özgür Özel’in, Manisa ziyareti ile ilgili çeşitli hususlara ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/36865) (Başkanlığa geliş tarihi: 31.12.2013)
20.- İstanbul Milletvekili
Ali Özgündüz’ün, BM’nin terör listesinde yer alan bir kişiyle ilgili iddialara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36866) (Başkanlığa geliş tarihi:
31.12.2013)
21.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal’ın, bazı şirketlerin Başbakanlık ve bağlı birimler tarafından
gerçekleştirilen ihalelere katılıp katılmadıklarına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/36867) (Başkanlığa geliş tarihi: 31.12.2013)
22.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Yüksek Hızlı Tren Projesinin ihalesine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36868) (Başkanlığa geliş tarihi:
31.12.2013)
23.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Taksim Metrosundaki bir özel güvenlik
görevlisinin bir vatandaşı yaralamasına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/36869) (Başkanlığa geliş tarihi: 31.12.2013)
24.- Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova’nın, kadın cinayetlerine ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/36870) (Başkanlığa geliş tarihi: 31.12.2013)
25.- Van Milletvekili Özdal
Üçer’in, Van ili ve ilçelerinde Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları
tarafından yapılan şartlı nakit transferlerine ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/36871) (Başkanlığa geliş tarihi: 31.12.2013)
26.- Van Milletvekili Özdal
Üçer’in, depremde zarar gören veya yıkılan okul ve öğretmenevlerinin yeniden
inşası ile onarımına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36872)
(Başkanlığa geliş tarihi: 31.12.2013)
27.- Van Milletvekili Özdal
Üçer’in, Van ili ve ilçelerinde Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları
tarafından yapılan kömür yardımlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/36873) (Başkanlığa geliş tarihi: 31.12.2013)
28.- Van Milletvekili Özdal
Üçer’in, Van ili ve ilçelerinde Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları tarafından
yapılan proje yardımlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36874)
(Başkanlığa geliş tarihi: 31.12.2013)
29.- Van Milletvekili Özdal
Üçer’in, Van ili ve ilçelerinde Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları
tarafından yapılan nakdi yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/36875) (Başkanlığa geliş tarihi: 31.12.2013)
30.- Van Milletvekili Özdal
Üçer’in, Van ili ve ilçelerinde Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları
tarafından yapılan gıda yardımlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/36876) (Başkanlığa geliş tarihi: 31.12.2013)
31.- Van Milletvekili Özdal
Üçer’in, Van ili ve ilçelerinde Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları
tarafından yapılan eğitim yardımlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/36877) (Başkanlığa geliş tarihi: 31.12.2013)
32.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, Abdullah Öcalan’ın gazetelerin genel yayın yönetmenleri ile
görüştürüleceği iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36878)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
33.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, Bursa ilinde yapılan kömür yardımlarına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/36879) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
34.- Bursa Milletvekili
Necati Özensoy’un, LPG fiyatlarına yapılan zamma ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/36880) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
35.- Bilecik Milletvekili
Bahattin Şeker’in, satın alınan ve kiralanan araçlara ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/36881) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
36.- İstanbul Milletvekili
İhsan Özkes’in, bir bakan danışmanı hakkındaki iddialara ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/36882) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.01.2014)
37.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, haklarında işlem yapılan MİT personeline ve Kırıkhan-Reyhanlı
yolunda durdurulan bir tırla ilgili iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/36883) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.01.2014)
38.- Kahramanmaraş
Milletvekili Durdu Özbolat’ın, devlet içinde olduğu iddia edilen paralel yapıyla
ilgili sunulan istihbarat raporuna ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/36884) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.01.2014)
39.- Mersin Milletvekili
Vahap Seçer’in, Kırıkhan-Reyhanlı yolunda jandarma tarafından aranmak istenen
bir tırın aranmasının Hatay Valiliğince engellendiği iddiasına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36885) (Başkanlığa geliş tarihi:
03.01.2014)
40.- Mersin Milletvekili
Aytuğ Atıcı’nın, Suriye’de yapılması planlanan çocuk felci aşılamalarına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36886) (Başkanlığa geliş tarihi:
03.01.2014)
41.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, bir ortaokul öğretmeninin derste kullandığı
ifadelere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36887) (Başkanlığa geliş
tarihi: 03.01.2014)
42.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Hatay’da durdurulan bir tıra ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/36888) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.01.2014)
43.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, bir milletvekilinin açıklamalarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36889) (Başkanlığa geliş tarihi:
03.01.2014)
44.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal’ın, bazı şirketlerin Başbakanlık tarafından gerçekleştirilen
ihalelere katılıp katılmadıklarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/36890) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.01.2014)
45.- Batman Milletvekili Ayla
Akat Ata’nın, Hatay’da durdurulan bir tıra ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/36891) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.01.2014)
46.- İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel’in, bir bakanın yolsuzluk yaptığı iddialarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36892) (Başkanlığa geliş tarihi:
03.01.2014)
47.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, Bakanlıktaki engelli kadrolarına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent
Arınç) yazılı soru önergesi (7/36893) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
48.- İstanbul Milletvekili
Celal Adan’ın, İstanbul’da Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda görev yapmakta
iken görevinden alınan bürokratlara ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent
Arınç) yazılı soru önergesi (7/36894) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
49.- Kırklareli Milletvekili
Turgut Dibek’in, TRT’nin hizmet alımı yöntemiyle eleman çalıştırmasına ilişkin
Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/36895)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03.01.2014)
50.- Tekirdağ Milletvekili
Faik Öztrak’ın, BDDK’nın bir kredi kullanımıyla ilgili verdiği görüşe ilişkin
Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/36896)
(Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)
51.- Ankara Milletvekili
İzzet Çetin’in, Halkbank ve Ziraat Bankası tarafından basın yayın kuruluşlarına
verilen reklam ve ilanlara ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı
soru önergesi (7/36897) (Başkanlığa geliş tarihi: 31.12.2013)
52.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, Bakanlıktaki engelli kadrolarına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali
Babacan) yazılı soru önergesi (7/36898) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
53.- İstanbul Milletvekili
Celal Adan’ın, İstanbul’da Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda görev yapmakta
iken görevinden alınan bürokratlara ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali
Babacan) yazılı soru önergesi (7/36899) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
54.- Bilecik Milletvekili
Bahattin Şeker’in, Bilecik’te Ziraat Bankasına borcu olan kişilere ilişkin
Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/36900)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
55.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, Bakanlıktaki engelli kadrolarına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Beşir
Atalay) yazılı soru önergesi (7/36901) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
56.- İstanbul Milletvekili
Celal Adan’ın, İstanbul’da Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda görev yapmakta
iken görevinden alınan bürokratlara ilişkin Başbakan Yardımcısından (Beşir
Atalay) yazılı soru önergesi (7/36902) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
57.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, Bakanlıktaki engelli kadrolarına ilişkin Başbakan Yardımcısından
(Emrullah İşler) yazılı soru önergesi (7/36903) (Başkanlığa geliş tarihi:
02.01.2014)
58.- İstanbul Milletvekili
Celal Adan’ın, İstanbul’da Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda görev yapmakta
iken görevinden alınan bürokratlara ilişkin Başbakan Yardımcısından (Emrullah
İşler) yazılı soru önergesi (7/36904) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
59.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal’ın, bazı şirketlerin Bakanlık tarafından gerçekleştirilen
ihalelere katılıp katılmadıklarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru
önergesi (7/36905) (Başkanlığa geliş tarihi: 31.12.2013)
60.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, Bakanlıktaki engelli kadrolarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru
önergesi (7/36906) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
61.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, İstanbul Adliyesindeki telefonların dinlendiği iddialarına ilişkin
Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/36907) (Başkanlığa geliş tarihi:
02.01.2014)
62.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, avukatlara yeşil pasaport verilip verilmeyeceğine ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/36908) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
63.- İstanbul Milletvekili
Celal Adan’ın, İstanbul’da Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda görev yapmakta
iken görevinden alınan bürokratlara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru
önergesi (7/36909) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
64.- Bilecik Milletvekili
Bahattin Şeker’in, hükümlü ve tutuklu sayısı ile bu kişilerin iş gücü olarak
kullanılmasına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/36910)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
65.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal’ın, bazı şirketlerin Bakanlık tarafından gerçekleştirilen
ihalelere katılıp katılmadıklarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru
önergesi (7/36911) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.01.2014)
66.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, yolsuzluk ve rüşvet operasyonu kapsamında
tutuklanan bir şahsın yakınlarıyla yaptığı görüşmelerin sıklığına ilişkin
Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/36912) (Başkanlığa geliş tarihi:
03.01.2014)
67.- Diyarbakır Milletvekili
Nursel Aydoğan’ın, bir cezaevindeki kötü muamele iddialarına ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/36913) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.01.2014)
68.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal’ın, bazı şirketlerin Bakanlık tarafından gerçekleştirilen
ihalelere katılıp katılmadıklarına ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/36914) (Başkanlığa geliş tarihi: 31.12.2013)
69.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, tüp bebek uygulamasına ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/36915) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
70.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, yasa dışı evlat edindirme sitelerine ilişkin Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/36916) (Başkanlığa geliş tarihi:
02.01.2014)
71.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, Bakanlıktaki engelli kadrolarına ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/36917) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
72.- İstanbul Milletvekili
Celal Adan’ın, İstanbul’da Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda görev yapmakta
iken görevinden alınan bürokratlara ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/36918) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
73.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal’ın, bazı şirketlerin Bakanlık tarafından gerçekleştirilen
ihalelere katılıp katılmadıklarına ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/36919) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.01.2014)
74.- Iğdır Milletvekili
Pervin Buldan’ın, bir ortaokul öğretmeninin derste kullandığı ifadelere ilişkin
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/36920)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03.01.2014)
75.- Kars Milletvekili
Mülkiye Birtane’nin, kadın cinayetlerine ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/36921) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.01.2014)
76.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal’ın, bazı şirketlerin Bakanlık tarafından gerçekleştirilen
ihalelere katılıp katılmadıklarına ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı
soru önergesi (7/36922) (Başkanlığa geliş tarihi: 31.12.2013)
77.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, Bakanlıktaki engelli kadrolarına ilişkin Avrupa Birliği Bakanından
yazılı soru önergesi (7/36923) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
78.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, 2010 yılından bu yana yurt dışına gönderilen Bakanlık personeline
ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru önergesi (7/36924) (Başkanlığa
geliş tarihi: 02.01.2014)
79.- İstanbul Milletvekili Celal
Adan’ın, İstanbul’da Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda görev yapmakta iken
görevinden alınan bürokratlara ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru
önergesi (7/36925) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
80.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal’ın, bazı şirketlerin Bakanlık tarafından gerçekleştirilen
ihalelere katılıp katılmadıklarına ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı
soru önergesi (7/36926) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.01.2014)
81.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal’ın, bazı şirketlerin Bakanlık tarafından gerçekleştirilen
ihalelere katılıp katılmadıklarına ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanından yazılı soru önergesi (7/36927) (Başkanlığa geliş tarihi: 31.12.2013)
82.- Kastamonu Milletvekili
Emin Çınar’ın, KOSGEB tarafından KOBİ’lere yönelik gerçekleştirilen desteklere
ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/36928)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
83.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, Bakanlıktaki engelli kadrolarına ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanından yazılı soru önergesi (7/36929) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
84.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, 2010 yılından bu yana yurt dışına gönderilen Bakanlık personeline
ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/36930)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
85.- İstanbul Milletvekili
Celal Adan’ın, İstanbul’da Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda görev yapmakta
iken görevinden alınan bürokratlara ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanından yazılı soru önergesi (7/36931) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
86.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal’ın, bazı şirketlerin Bakanlık tarafından gerçekleştirilen
ihalelere katılıp katılmadıklarına ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanından yazılı soru önergesi (7/36932) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.01.2014)
87.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal’ın, bazı şirketlerin Bakanlık tarafından gerçekleştirilen
ihalelere katılıp katılmadıklarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/36933) (Başkanlığa geliş tarihi: 31.12.2013)
88.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, SGK borçları nedeniyle haklarında haciz işlemi yapılanlara
ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/36934)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
89.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, Bakanlıktaki engelli kadrolarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/36935) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
90.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, engelli dernekleri tarafından hazırlanan bazı projelerde
dernek yöneticilerinin görev almalarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/36936) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
91.- İstanbul Milletvekili
Celal Adan’ın, İstanbul’da Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda görev yapmakta
iken görevinden alınan bürokratlara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/36937) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
92.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal’ın, bazı şirketlerin Bakanlık tarafından gerçekleştirilen
ihalelere katılıp katılmadıklarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/36938) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.01.2014)
93.- Bursa Milletvekili Sena
Kaleli’nin, İznik Gölü Çevre Planında yapılan değişikliğe ilişkin Çevre ve
Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/36939) (Başkanlığa geliş tarihi:
31.12.2013)
94.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal’ın, bazı şirketlerin Bakanlık tarafından gerçekleştirilen
ihalelere katılıp katılmadıklarına ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından
yazılı soru önergesi (7/36940) (Başkanlığa geliş tarihi: 31.12.2013)
95.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, milletvekilleri ve TBMM çalışanları için yapılmakta olan
İncek-2 Konut Projesine ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/36941) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
96.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, Bakanlıktaki engelli kadrolarına ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından
yazılı soru önergesi (7/36942) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
97.- İstanbul Milletvekili
Celal Adan’ın, İstanbul’da Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda görev yapmakta
iken görevinden alınan bürokratlara ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı
soru önergesi (7/36943) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
98.- Bilecik Milletvekili
Bahattin Şeker’in, Bakanlık tarafından satın alınan ve kiralanan araçlara
ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/36944)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
99.- İstanbul Milletvekili
Celal Dinçer’in, İstanbul’un Pendik ilçesindeki bir mahallede yaşayanların tapu
sorununa ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/36945)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03.01.2014)
100.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal’ın, bazı şirketlerin Bakanlık tarafından gerçekleştirilen
ihalelere katılıp katılmadıklarına ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından
yazılı soru önergesi (7/36946) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.01.2014)
101.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal’ın, bazı şirketlerin Bakanlık tarafından gerçekleştirilen
ihalelere katılıp katılmadıklarına ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/36947) (Başkanlığa geliş tarihi: 31.12.2013)
102.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, Bakanlıktaki engelli kadrolarına ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/36948) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
103.- Osmaniye Milletvekili
Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, Bulgaristan’da Türkçe yer adlarının
değiştirilmesine yönelik bir karara ve uygulanan yaptırımlara ilişkin Dışişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/36949) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
104.- İstanbul Milletvekili
Celal Adan’ın, İstanbul’da Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda görev yapmakta
iken görevinden alınan bürokratlara ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/36950) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
105.- İstanbul Milletvekili
Şafak Pavey’in, Suriyeli muhaliflerle ilişki kurulduğu iddialarına ilişkin
Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/36951) (Başkanlığa geliş tarihi:
03.01.2014)
106.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal’ın, bazı şirketlerin Bakanlık tarafından gerçekleştirilen
ihalelere katılıp katılmadıklarına ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/36952) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.01.2014)
107.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal’ın, bazı şirketlerin Bakanlık tarafından gerçekleştirilen
ihalelere katılıp katılmadıklarına ilişkin Ekonomi Bakanından yazılı soru
önergesi (7/36953) (Başkanlığa geliş tarihi: 31.12.2013)
108.- Kastamonu Milletvekili
Emin Çınar’ın, 2002-2013 yılları arasında meydana gelen mazot kaçakçılığı
vakalarına ilişkin Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi (7/36954)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
109.- Kastamonu Milletvekili
Emin Çınar’ın, dış ticaret açığına ve ekonomide yapısal reformlara ilişkin
Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi (7/36955) (Başkanlığa geliş tarihi:
02.01.2014)
110.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, 2010 yılından bu yana yurt dışına gönderilen Bakanlık personeline
ilişkin Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi (7/36956) (Başkanlığa geliş
tarihi: 02.01.2014)
111.- İstanbul Milletvekili
Celal Adan’ın, İstanbul’da Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda görev yapmakta
iken görevinden alınan bürokratlara ilişkin Ekonomi Bakanından yazılı soru
önergesi (7/36957) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
112.- Bilecik Milletvekili
Bahattin Şeker’in, 2013 yılı ithalat ve ihracat rakamlarına ve Bilecik,
Eskişehir ve Kütahya’da yürütülen projelere ilişkin Ekonomi Bakanından yazılı
soru önergesi (7/36958) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
113.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal’ın, bazı şirketlerin Bakanlık tarafından gerçekleştirilen
ihalelere katılıp katılmadıklarına ilişkin Ekonomi Bakanından yazılı soru
önergesi (7/36959) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.01.2014)
114.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal’ın, bazı şirketlerin Bakanlık tarafından gerçekleştirilen
ihalelere katılıp katılmadıklarına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/36960) (Başkanlığa geliş tarihi: 31.12.2013)
115.- Kastamonu Milletvekili
Emin Çınar’ın, enerji verimliliği kapsamında yapılan çalışmalara ve enerjide
kayıp kaçak oranına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru
önergesi (7/36961) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
116.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, Bakanlıktaki engelli kadrolarına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/36962) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
117.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, 2010 yılından bu yana yurt dışına gönderilen Bakanlık personeline
ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/36963)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
118.- Ankara Milletvekili
Levent Gök’ün, veri hazırlama kontrol işletmenliği kadrolarına ilişkin Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/36964) (Başkanlığa geliş
tarihi: 03.01.2014)
119.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal’ın, bazı şirketlerin Bakanlık tarafından gerçekleştirilen
ihalelere katılıp katılmadıklarına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/36965) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.01.2014)
120.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal’ın, bazı şirketlerin Bakanlık tarafından gerçekleştirilen
ihalelere katılıp katılmadıklarına ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı
soru önergesi (7/36966) (Başkanlığa geliş tarihi: 31.12.2013)
121.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, Bakanlıktaki engelli kadrolarına ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından
yazılı soru önergesi (7/36967) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
122.- Osmaniye Milletvekili
Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, A Milli Futbol Takımının FIFA sıralamasındaki
yerine ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/36968)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
123.- İstanbul Milletvekili
Celal Adan’ın, İstanbul’da Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda görev yapmakta
iken görevinden alınan bürokratlara ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı
soru önergesi (7/36969) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
124.- Bilecik Milletvekili
Bahattin Şeker’in, Bilecik’te yapılması planlanan tesislere ilişkin Gençlik ve
Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/36970) (Başkanlığa geliş tarihi:
02.01.2014)
125.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal’ın, bazı şirketlerin Bakanlık tarafından gerçekleştirilen
ihalelere katılıp katılmadıklarına ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı
soru önergesi (7/36971) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.01.2014)
126.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal’ın, bazı şirketlerin Bakanlık tarafından gerçekleştirilen
ihalelere katılıp katılmadıklarına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/36972) (Başkanlığa geliş tarihi: 31.12.2013)
127.- Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova’nın, uçakla ilaçlama yapılmasının zeytin üreticisine verdiği
zararlara ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/36973) (Başkanlığa geliş tarihi: 31.12.2013)
128.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, Bursa ilindeki ekilebilir tarım alanlarına ilişkin Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/36974) (Başkanlığa
geliş tarihi: 02.01.2014)
129.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, Bakanlıktaki engelli kadrolarına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/36975) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
130.- İstanbul Milletvekili
Celal Adan’ın, İstanbul’da Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda görev yapmakta
iken görevinden alınan bürokratlara ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/36976) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
131.- Bilecik Milletvekili
Bahattin Şeker’in, Bakanlık tarafından Bilecik’te yapılan proje ve yatırımlara
ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/36977)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
132.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal’ın, bazı şirketlerin Bakanlık tarafından gerçekleştirilen
ihalelere katılıp katılmadıklarına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/36978) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.01.2014)
133.- İzmir Milletvekili
Alaattin Yüksel’in, radyasyon ölçüm istasyonlarına ilişkin Gümrük ve Ticaret
Bakanından yazılı soru önergesi (7/36979) (Başkanlığa geliş tarihi: 31.12.2013)
134.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal’ın, bazı şirketlerin Bakanlık tarafından gerçekleştirilen
ihalelere katılıp katılmadıklarına ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı
soru önergesi (7/36980) (Başkanlığa geliş tarihi: 31.12.2013)
135.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, Bakanlıktaki engelli kadrolarına ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından
yazılı soru önergesi (7/36981) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
136.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, 2013 yılında ele geçirilen kaçak sigara miktarına ilişkin Gümrük ve
Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/36982) (Başkanlığa geliş tarihi:
02.01.2014)
137.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, 2010 yılından bu yana yurt dışına gönderilen Bakanlık personeline
ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/36983) (Başkanlığa
geliş tarihi: 02.01.2014)
138.- İstanbul Milletvekili
Celal Adan’ın, İstanbul’da Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda görev yapmakta
iken görevinden alınan bürokratlara ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı
soru önergesi (7/36984) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
139.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal’ın, bazı şirketlerin Bakanlık tarafından gerçekleştirilen
ihalelere katılıp katılmadıklarına ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı
soru önergesi (7/36985) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.01.2014)
140.- Kırklareli Milletvekili
Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun, yolsuzluk ve rüşvet operasyonuyla ilgili bir
açıklamasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/36986)
(Başkanlığa geliş tarihi: 31.12.2013)
141.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal’ın, bazı şirketlerin Bakanlık tarafından gerçekleştirilen
ihalelere katılıp katılmadıklarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/36987) (Başkanlığa geliş tarihi: 31.12.2013)
142.- Mersin Milletvekili
Vahap Seçer’in, bir açıklamasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/36988) (Başkanlığa geliş tarihi: 31.12.2013)
143.- Mersin Milletvekili
Ertuğrul Kürkcü’nün, 1 Ocak 2014 tarihinde Kırıkhan-Reyhanlı karayolunda
durdurulan bir tıra ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/36989)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
144.- Bilecik Milletvekili
Bahattin Şeker’in, 112 Acil Yardım İstasyonlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/36990) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
145.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, Bursa İli Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/36991) (Başkanlığa geliş tarihi:
02.01.2014)
146.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, kadın konusunda çalışan sivil toplum kuruluşlarına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/36992) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
147.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, polislerin özlük haklarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/36993) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
148.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, 2010 yılından bu yana yurt dışına gönderilen Bakanlık personeline
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/36994) (Başkanlığa geliş
tarihi: 02.01.2014)
149.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, Bakanlıktaki engelli kadrolarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/36995) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
150.- İstanbul Milletvekili
Celal Adan’ın, İstanbul’da Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda görev yapmakta
iken görevinden alınan bürokratlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/36996) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
151.- Bilecik Milletvekili
Bahattin Şeker’in, Bakanlık tarafından satın alınan ve kiralanan araçlara
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/36997) (Başkanlığa geliş
tarihi: 02.01.2014)
152.- Bilecik Milletvekili
Bahattin Şeker’in, 2002 yılından itibaren Bilecik’te yaşanan intihar vakalarına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/36998) (Başkanlığa geliş
tarihi: 02.01.2014)
153.- Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkan’ın, İzmit’teki bazı kaçak ve ruhsatsız binalara ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/36999) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
154.- Bingöl Milletvekili
İdris Baluken’in, Midyat Geçici Mülteci Kampı ile ilgili iddialara ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/37000) (Başkanlığa geliş tarihi:
02.01.2014)
155.- İstanbul Milletvekili
Fatma Nur Serter’in, bir vakfa ait yurtlara ve yapılan bağışlara ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/37001) (Başkanlığa geliş tarihi:
03.01.2014)
156.- Hatay Milletvekili
Mehmet Ali Ediboğlu’nun, Kırıkhan-Reyhanlı yolunda Jandarma tarafından aranmak
istenen bir tırın aranmasının Hatay Valiliğince engellendiği iddiasına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/37002) (Başkanlığa geliş tarihi:
03.01.2014)
157.- İstanbul Milletvekili
Celal Dinçer’in, Başbakanı karşılamadan dönen vatandaşların metroyu ücretsiz
kullandığı iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/37003) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.01.2014)
158.- İstanbul Milletvekili
Celal Dinçer’in, İstanbul’un Pendik ilçesindeki bir mahallede yaşayanların tapu
sorununa ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/37004) (Başkanlığa
geliş tarihi: 03.01.2014)
159.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, Türk vatandaşlığına geçirilen bir kişiye ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/37005) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.01.2014)
160.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Hatay’da silah ve mühimmat taşıdığı iddia edilen
bir tırın durdurulması ile ilgili gelişmelere ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/37006) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.01.2014)
161.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal’ın, bazı şirketlerin Bakanlık tarafından gerçekleştirilen
ihalelere katılıp katılmadıklarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/37007) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.01.2014)
162.- Diyarbakır Milletvekili
Nursel Aydoğan’ın, üniversitelerdeki şiddet olaylarına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/37008) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.01.2014)
163.- Ağrı Milletvekili Halil
Aksoy’un, üniversitelerdeki şiddet olaylarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/37009) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.01.2014)
164.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal’ın, bazı şirketlerin Bakanlık tarafından gerçekleştirilen
ihalelere katılıp katılmadıklarına ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/37010) (Başkanlığa geliş tarihi: 31.12.2013)
165.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, işsizlik oranına ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/37011) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
166.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, Bakanlıktaki engelli kadrolarına ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/37012) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
167.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, 2010 yılından bu yana yurt dışına gönderilen Bakanlık personeline
ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/37013) (Başkanlığa geliş
tarihi: 02.01.2014)
168.- İstanbul Milletvekili
Celal Adan’ın, İstanbul’da Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda görev yapmakta
iken görevinden alınan bürokratlara ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/37014) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
169.- Bilecik Milletvekili
Bahattin Şeker’in, Bakanlığın Bilecik’te finanse edeceği projelere ilişkin Kalkınma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/37015) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
170.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal’ın, bazı şirketlerin Bakanlık tarafından gerçekleştirilen
ihalelere katılıp katılmadıklarına ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/37016) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.01.2014)
171.- İstanbul Milletvekili
Ayşe Eser Danışoğlu’nun, Sinema Filmlerinin Desteklenmesi Hakkında Yönetmelikte
yapılan değişikliklere ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi
(7/37017) (Başkanlığa geliş tarihi: 31.12.2013)
172.- Bursa Milletvekili Sena
Kaleli’nin, Itri Yılı vesilesiyle yayınlanan albüm ve CD’ler ile ilgili
iddialara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/37018)
(Başkanlığa geliş tarihi: 31.12.2013)
173.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal’ın, bazı şirketlerin Bakanlık tarafından gerçekleştirilen
ihalelere katılıp katılmadıklarına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı
soru önergesi (7/37019) (Başkanlığa geliş tarihi: 31.12.2013)
174.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, Bakanlıktaki engelli kadrolarına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/37020) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
175.- Osmaniye Milletvekili
Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, sahaflara satılan kitaplara ilişkin Kültür ve
Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/37021) (Başkanlığa geliş tarihi:
02.01.2014)
176.- İstanbul Milletvekili
Celal Adan’ın, İstanbul’da Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda görev yapmakta
iken görevinden alınan bürokratlara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı
soru önergesi (7/37022) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
177.- Bilecik Milletvekili
Bahattin Şeker’in, Bakanlığın Bilecik’teki faaliyetlerine ilişkin Kültür ve
Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/37023) (Başkanlığa geliş tarihi:
02.01.2014)
178.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal’ın, bazı şirketlerin Bakanlık tarafından gerçekleştirilen
ihalelere katılıp katılmadıklarına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı
soru önergesi (7/37024) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.01.2014)
179.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal’ın, bazı şirketlerin Bakanlık tarafından gerçekleştirilen
ihalelere katılıp katılmadıklarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru
önergesi (7/37025) (Başkanlığa geliş tarihi: 31.12.2013)
180.- İstanbul Milletvekili
Celal Dinçer’in, İstanbul’daki bir taşınmazın mülkiyetine ilişkin Maliye
Bakanından yazılı soru önergesi (7/37026) (Başkanlığa geliş tarihi: 31.12.2013)
181.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, Bakanlıktaki engelli kadrolarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru
önergesi (7/37027) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
182.- Kastamonu Milletvekili
Emin Çınar’ın, kamuda kullanılan taşıtlara ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/37028) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
183.- Kastamonu Milletvekili
Emin Çınar’ın, 2002-2013 yılları arasında gerçekleştirilen özelleştirmelere ve
elde edilen gelirlerin kullanımına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru
önergesi (7/37029) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
184.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, 2010 yılından bu yana yurt dışına gönderilen Bakanlık personeline
ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/37030) (Başkanlığa geliş
tarihi: 02.01.2014)
185.- İstanbul Milletvekili
Celal Adan’ın, İstanbul’da Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda görev yapmakta
iken görevinden alınan bürokratlara ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru
önergesi (7/37031) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
186.- İzmir Milletvekili Oğuz
Oyan’ın, otomobillerden alınan ÖTV oranlarının artırılmasına ilişkin Maliye
Bakanından yazılı soru önergesi (7/37032) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.01.2014)
187.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal’ın, bazı şirketlerin Bakanlık tarafından gerçekleştirilen
ihalelere katılıp katılmadıklarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru
önergesi (7/37033) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.01.2014)
188.- İstanbul Milletvekili
Fatma Nur Serter’in, halk eğitim merkezlerinde açılan kurslardaki eğitmenlere
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/37034) (Başkanlığa
geliş tarihi: 31.12.2013)
189.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal’ın, bazı şirketlerin Bakanlık tarafından gerçekleştirilen
ihalelere katılıp katılmadıklarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/37035) (Başkanlığa geliş tarihi: 31.12.2013)
190.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, Elazığ’ın Baskil ilçesinde yapılan Temel Eğitimden Ortaöğretime
Geçiş Sınavı ile ilgili iddialara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/37036) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
191.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, Bakanlıktaki engelli kadrolarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/37037) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
192.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, Bilgisayar ve Öğrenim Teknolojileri Bölümü mezunlarının
istihdamına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/37038)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
193.- Osmaniye Milletvekili
Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, açılan dersliklere ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/37039) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
194.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, öğretmenlerin ekonomik durumlarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/37040) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
195.- İzmir Milletvekili
Ahmet Kenan Tanrıkulu’nun, taşımalı eğitim sistemindeki servis ve taşımacılık
işi ile uğraşan esnafa ödemelerin yapılmamasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/37041) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
196.- İstanbul Milletvekili
Celal Adan’ın, İstanbul’da Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda görev yapmakta
iken görevinden alınan bürokratlara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/37042) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
197.- Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkan’ın, TEOG sınavında öğrencilere müfredatta olmayan konuların
sorulduğu iddialarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/37043) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
198.- İstanbul Milletvekili
Kadir Gökmen Öğüt’ün, İş Hekimliği ve İş Güvenliği Uzmanlığı sınav sorularının
sızdırıldığı iddialarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/37044) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.01.2014)
199.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal’ın, bazı şirketlerin Bakanlık tarafından gerçekleştirilen
ihalelere katılıp katılmadıklarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/37045) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.01.2014)
200.- Amasya Milletvekili
Ramis Topal’ın, Amasya’da görev yapan bir öğretmenin derste söylediği iddia
edilen ayrımcı ifadelere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/37046) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.01.2014)
201.- Mersin Milletvekili
Ertuğrul Kürkcü’nün, Amasya’nın Gümüşhacıköy ilçesindeki bir okulda meydana
gelen olaya ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/37047)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03.01.2014)
202.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde dava açanların sayılarındaki
artışa ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/37048)
(Başkanlığa geliş tarihi: 27.12.2013)
203.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal’ın, bazı şirketlerin Bakanlık tarafından gerçekleştirilen
ihalelere katılıp katılmadıklarına ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/37049) (Başkanlığa geliş tarihi: 31.12.2013)
204.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, Bakanlıktaki engelli kadrolarına ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı
soru önergesi (7/37050) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
205.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, 2010 yılından bu yana yurt dışına gönderilen Bakanlık personeline
ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/37051) (Başkanlığa
geliş tarihi: 02.01.2014)
206.- İstanbul Milletvekili
Celal Adan’ın, İstanbul’da Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda görev yapmakta
iken görevinden alınan bürokratlara ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı
soru önergesi (7/37052) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
207.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal’ın, bazı şirketlerin Bakanlık tarafından gerçekleştirilen
ihalelere katılıp katılmadıklarına ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/37053) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.01.2014)
208.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal’ın, bazı şirketlerin Bakanlık tarafından gerçekleştirilen
ihalelere katılıp katılmadıklarına ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/37054) (Başkanlığa geliş tarihi: 31.12.2013)
209.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, Bakanlıktaki engelli kadrolarına ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/37055) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
210.- İstanbul Milletvekili
Celal Adan’ın, İstanbul’da Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda görev yapmakta
iken görevinden alınan bürokratlara ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/37056) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
211.- Bilecik Milletvekili
Bahattin Şeker’in, Bakanlığın Bilecik’te yürüttüğü proje ve yatırımlara ilişkin
Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/37057) (Başkanlığa geliş
tarihi: 02.01.2014)
212.- Kırklareli Milletvekili
Turgut Dibek’in, Kırklareli’nin Lüleburgaz ilçesinde yapımı bitirilemeyen bir
atık su arıtma tesisine ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/37058) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.01.2014)
213.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal’ın, bazı şirketlerin Bakanlık tarafından gerçekleştirilen
ihalelere katılıp katılmadıklarına ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/37059) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.01.2014)
214.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal’ın, bazı şirketlerin Bakanlık tarafından gerçekleştirilen
ihalelere katılıp katılmadıklarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/37060) (Başkanlığa geliş tarihi: 31.12.2013)
215.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, MSP hastası iki vatandaşın ilaçlarının SGK
tarafından karşılanmamasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/37061) (Başkanlığa geliş tarihi: 31.12.2013)
216.- Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova’nın, Keskin Devlet Hastanesinde çalışan doktor sayısına
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/37062) (Başkanlığa geliş
tarihi: 31.12.2013)
217.- Bilecik Milletvekili
Bahattin Şeker’in, 112 Acil Yardım İstasyonlarına ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/37063) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
218.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, Bakanlıktaki engelli kadrolarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/37064) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
219.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, çocuk psikiyatristi ile yetişkin psikiyatrist sayısına
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/37065) (Başkanlığa geliş
tarihi: 02.01.2014)
220.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, personele lojman tahsisine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/37066) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
221.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, sivil savunma uzmanlarının lojman tahsisinde yaşadıkları
sorunlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/37067) (Başkanlığa
geliş tarihi: 02.01.2014)
222.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, çocuk ve erişkin ontoloji servislerine ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/37068) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
223.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, EKS uygulamasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/37069) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
224.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, psikiyatrik hastalar ve tedavisi için kullanılan ilaçlara
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/37070) (Başkanlığa geliş
tarihi: 02.01.2014)
225.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, hastanelerden vatandaşa dağıtımı yapılan ilaçlara ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/37071) (Başkanlığa geliş tarihi:
02.01.2014)
226.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, yetişkinlere yönelik aşı çalışmalarına ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/37072) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
227.- Osmaniye Milletvekili
Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, Bakanlık tarafından Ankara’da kiralanan bir binanın
hastane olarak kullanıma uygun olmamasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/37073) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
228.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, 2010 yılından bu yana yurt dışına gönderilen Bakanlık personeline
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/37074) (Başkanlığa geliş
tarihi: 02.01.2014)
229.- İstanbul Milletvekili
Celal Adan’ın, İstanbul’da Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda görev yapmakta
iken görevinden alınan bürokratlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/37075) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
230.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal’ın, bazı şirketlerin Bakanlık tarafından gerçekleştirilen
ihalelere katılıp katılmadıklarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/37076) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.01.2014)
231.- Balıkesir Milletvekili
Namık Havutça’nın, Balıkesir ve ilçelerindeki yol yapım çalışmalarına ilişkin
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/37077)
(Başkanlığa geliş tarihi: 31.12.2013)
232.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal’ın, bazı şirketlerin Bakanlık tarafından gerçekleştirilen
ihalelere katılıp katılmadıklarına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanından yazılı soru önergesi (7/37078) (Başkanlığa geliş tarihi: 31.12.2013)
233.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, yüksek hızlı tren seferleri sırasında yaşanan kazalara
ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi
(7/37079) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
234.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, Bakanlıktaki engelli kadrolarına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/37080) (Başkanlığa geliş tarihi:
02.01.2014)
235.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, ülke genelindeki PTT merkezi sayısına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/37081) (Başkanlığa geliş tarihi:
02.01.2014)
236.- İstanbul Milletvekili
Celal Adan’ın, İstanbul’da Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda görev yapmakta
iken görevinden alınan bürokratlara ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanından yazılı soru önergesi (7/37082) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
237.- Bilecik Milletvekili
Bahattin Şeker’in, Bakanlık tarafından satın alınan ve kiralanan araçlara
ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi
(7/37083) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
238.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal’ın, bazı şirketlerin Bakanlık tarafından gerçekleştirilen
ihalelere katılıp katılmadıklarına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanından yazılı soru önergesi (7/37084) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.01.2014)
239.- Manisa Milletvekili
Hasan Ören’in, yeni Halkla İlişkiler Binasının hizmete açılmasındaki gecikmeye
ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/37085)
(Başkanlığa geliş tarihi: 09.01.2014)
240.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ile ilgili yasa teklifine ilişkin
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/37086)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10.01.2014)
241.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, soru önergelerinin özetine ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanından yazılı soru önergesi (7/37087) (Başkanlığa geliş tarihi:
13.01.2014)
242.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, İstanbul Çamlıca’da imara açılan bir alana
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/37088) (Başkanlığa geliş tarihi:
31.12.2013)
243.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, yolsuzluk ve rüşvet operasyonu ile ilgili çeşitli
iddia ve hususlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/37089)
(Başkanlığa geliş tarihi: 31.12.2013)
244.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal’ın, İçişleri Bakanlığında görev yapan bir bürokrata ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/37090) (Başkanlığa geliş tarihi:
31.12.2013)
245.- Manisa Milletvekili
Sakine Öz’ün, protestocu bir vatandaşın evinin aranmasına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/37091) (Başkanlığa geliş tarihi: 31.12.2013)
Süresi İçinde
Cevaplanmayan Yazılı Soru Önergeleri
1.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Spor Genel Müdürlüğü taşra teşkilatına ve yapılan
atamalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/33416)
2.- İstanbul Milletvekili Ali
Özgündüz’ün, Iğdır il müftülüğü tarafından hazırlanan bir rapora ilişkin
Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/33467)
3.- Tunceli Milletvekili
Hüseyin Aygün’ün, Kırıkkale Hapishanesinde yapıldığı iddia edilen hak
ihlallerine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/33471)
4.- Diyarbakır Milletvekili
Altan Tan’ın, Yalova’da bir kişinin ölümüne neden oldukları iddia edilen
polisler hakkında yürütülen yargılamaya ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru
önergesi (7/33472)
5.- Diyarbakır Milletvekili
Emine Ayna’nın, cezaevlerinde gerçekleştirildiği iddia edilen keyfi
uygulamalara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/33473)
6.- Diyarbakır Milletvekili
Emine Ayna’nın, cezaevlerinde gerçekleştirildiği iddia edilen keyfi
uygulamalara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/33474)
7.- Iğdır Milletvekili Pervin
Buldan’ın, Muş E Tipi Kapalı Cezaevinde yaşandığı iddia edilen hak ihlallerine
ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/33476)
8.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, başka yer mahkemesine nakledilen davalara ilişkin
Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/33477)
9.- Iğdır Milletvekili Pervin
Buldan’ın, R Tipi hapishanelere ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi
(7/33478)
10.- Tunceli Milletvekili
Hüseyin Aygün’ün, Malatya E Tipi cezaevindeki mahkumların durumuna ilişkin
Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/33479)
11.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında zamanaşımına uğrayan davaların
sayısına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/33480)
12.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında zihinsel ve bedensel engellilere
tecavüz ettikleri gerekçesi ile adalet önüne çıkarılan kimselerin sayısına
ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/33481)
13.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında yakın koruma talebinde bulunan
kimselere ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/33482)
14.- Şanlıurfa Milletvekili
İbrahim Binici’nin, tutuklu ve hükümlülerin hasta ziyareti ve cenaze izinlerine
ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/33483)
15.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Tanık Koruma Kanununun uygulamasına ilişkin
Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/33484)
16.- Van Milletvekili Nazmi
Gür’ün, Van F Tipi Kapalı Cezaevinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/33485)
17.- İzmir Milletvekili Musa
Çam’ın, Kasım 2013 itibarıyla çocuk sahibi tutuklu ve hükümlü kadın sayısına
ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/33486)
18.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, İstanbul’daki çocuk doktoru açığına ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/33678)
19.- İstanbul Milletvekili
Ayşe Eser Danışoğlu’nun, aile hekimliği uygulamasında yaşanan sorunlara ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/33679)
20.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, yeterli kuduz aşısı bulunmadığına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/33680)
21.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, kanser ilaçlarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/33681)
22.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, anne sütü ile beslenen bebeklerin oranının artırılmasına yönelik
çalışmalara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/33682)
23.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, gebe okullarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/33683)
24.- Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkan’ın, ülkemizdeki ilik nakli bekleyen lösemi hastalarına ve bu
konuda ilik bankalarının yetersizliğine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/33684)
25.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, kuduz, tetanos vb. hastalıkların aşılarına ve
stok durumuna ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/33685)
26.- İstanbul Milletvekili
Osman Oktay Ekşi’nin, Ordu’nun Mesudiye ilçesindeki Entegre Hastanesinin sağlık
personeline ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/33687)
27.- Antalya Milletvekili
Gürkut Acar’ın, Türkiye Kamu Hastaneleri Birliği Başkanı olan kişi hakkındaki
iddialara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/33688)
28.- Ordu Milletvekili İdris
Yıldız’ın, Ordu’nun Aybastı ilçesindeki devlet hastanesinde verilen sağlık
hizmetlerinin yetersizliğine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/33689)
29.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal’ın, Ankara’da Başbakan’ın katılacağı bir törene Bakanlık
personelinin zorla götürüldüğü iddialarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/33690)
30.- Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova’nın, sağlık meslek liselerinden hemşire yetiştirilmesine ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/33691)
31.- Çanakkale Milletvekili
Ali Sarıbaş’ın, Ezine Devlet Hastanesindeki doktor ve ekipman eksikliğine
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/33692)
32.- İzmir Milletvekili Hülya
Güven’in, muhtaçlık aylığı alanların sağlık katkı payı ödemelerine ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/33693)
33.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında ülkemizde bulunan Palyatif Bakım
Merkezi sayısına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/33694)
34.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında Diyarbakır’da görevi başında
sözlü ve fiziki saldırıya uğrayan sağlık görevlilerine ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/33695)
35.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında yanlış sünnet edildiği tespit
edilen kişilere ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/33696)
36.- Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkan’ın, Kocaeli’nde ağız ve diş sağlığı merkezlerinin sayısının
yetersizliğine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/33697)
37.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, madde bağımlılığının tedavisi için kurulan merkezlerin yetersizliğine
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/33698)
38.- Manisa Milletvekili
Sakine Öz’ün, yeni açılan Alaşehir Devlet Hastanesine ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/33699)
39.- Manisa Milletvekili
Özgür Özel’in, lösemi hastaları için yapılan kan bağışlarının incelenmesi için
gerekli malzemelerin bulunmamasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/33700)
40.- İzmir Milletvekili Hülya
Güven’in, sağlık sektöründe tek kullanımlık malzemelerin tekrar kullanımına
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/33701)
41.- Iğdır Milletvekili
Pervin Buldan’ın, Uludere Devlet Hastanesindeki hizmetlere ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/33702)
42.- Ordu Milletvekili İdris
Yıldız’ın, Mesudiye ilçe hastanesindeki hizmetlere ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/33703)
43.- Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkan’ın, Tuana Evlerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/34764)
44.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, Mersin’deki Suriyeli mültecilere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/34765)
45.- Tunceli Milletvekili
Hüseyin Aygün’ün, Redhack soruşturmaları ile ilgili iddialara ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35633)
46.- Ankara Milletvekili
Levent Gök’ün, Ankara’nın Polatlı ilçesindeki bir köyün sorunlarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35644)
47.- Ankara Milletvekili
Levent Gök’ün, Ankara’nın Polatlı ilçesindeki bir köyün sorunlarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35645)
48.- Hatay Milletvekili
Mevlüt Dudu’nun, basında yer alan bir habere ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/35646)
49.- Ankara Milletvekili
Levent Gök’ün, Ankara’nın Polatlı ilçesindeki bir köyün sorunlarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35647)
50.- Ankara Milletvekili
Levent Gök’ün, Ankara’nın Polatlı ilçesindeki bir köyün sorunlarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35648)
51.- Ankara Milletvekili
Levent Gök’ün, Ankara’nın Polatlı ilçesindeki bir köyün sorunlarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35649)
52.- Ankara Milletvekili
Levent Gök’ün, Ankara’nın Polatlı ilçesindeki bir köyün sorunlarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35650)
53.- Sinop Milletvekili Engin
Altay’ın, öğrenci affına dair bir açıklamasına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/35651)
54.- İstanbul Milletvekili
Celal Dinçer’in, bir üniversitede Atatürkçü Düşünce Kulübünün kapatıldığı
iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35652)
55.- Konya Milletvekili
Atilla Kart’ın, Suudi Arabistan ve Katar’a yaptığı ziyaretlere ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35655)
56.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Erzurum Konaklı’da bulunan kayak merkezi ile
ilgili iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35656)
57.- İstanbul Milletvekili
Kadir Gökmen Öğüt’ün, üniversitede okuma süresine sınır getirilmesi konusunda
bir çalışma olup olmadığına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35660)
58.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, bir yetiştirme yurdunda kötü muamele olduğu
iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35663)
59.- Tekirdağ Milletvekili
Candan Yüceer’in, bir gezisinde yaşanan sorunlara ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/35664)
60.- İstanbul Milletvekili
İhsan Özkes’in, Gezi Parkı protestoları sırasında Bezm-i Alem Camii’nde yaşanan
olaylara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35665)
61.- İstanbul Milletvekili
Ali Özgündüz’ün, 28 Ekim 2004 tarihli İrticai Faaliyetlere Karşı Yürütülecek
Mücadele Stratejisi ve Ek Eylem Planına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/35666)
62.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, toplu açılış törenlerine ve açılışı yapılan
tesislere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35667)
63.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, 2003-2013 yılları arasında verilen ilaç
ruhsatlarına, Türkiye’de imal edilen ilaçlara ve çeşitli iddialara ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35668)
64.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, kendisi tarafından gerçekleştirilen toplu
açılışlara ve açılış törenleri ile ilgili iddialara ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/35669)
65.- İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel’in, TRT’de cinsiyet ayrımcılığı yapıldığı iddialarına
ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/35671)
66.- Uşak Milletvekili Dilek
Akagün Yılmaz’ın, engelli vatandaşların istihdam sorunlarına ilişkin Aile ve
Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/35684)
67.- İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel’in, TRT’de cinsiyet ayrımcılığı yapıldığı iddialarına
ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/35685)
68.- Tekirdağ Milletvekili
Candan Yüceer’in, 2002 yılından bu yana 18 yaşından önce evlendirilen kız ve
erkek çocuk sayısına ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru
önergesi (7/35686)
69.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, toplu açılış törenlerine ve açılışı yapılan
tesislere ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/35687)
70.- Denizli Milletvekili
İlhan Cihaner’in, sigorta primlerinin gerçek ücretler üzerinden yatırılmamasına
ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/35688)
71.- İstanbul Milletvekili
Melda Onur’un, bir elektrik dağıtım şirketindeki mesai saati sorununa ilişkin
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/35689)
72.- İzmir Milletvekili
Alaattin Yüksel’in, çocuk işçi sayısına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/35690)
73.- Uşak Milletvekili Dilek
Akagün Yılmaz’ın, 2000 yılından önce emekli olanların mağduriyetlerine ilişkin
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/35691)
74.- Manisa Milletvekili
Özgür Özel’in, özel hastanelere yönelik yapılan denetimlere ve denetimlerde tespit
edilen usulsüzlüklere ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/35692)
75.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, toplu açılış törenlerine ve açılışı yapılan
tesislere ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/35693)
76.- İstanbul Milletvekili
Süleyman Çelebi’nin, HES’lerin denetimine ve çevreye etkilerine ilişkin Çevre
ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/35694)
77.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, toplu açılış törenlerine ve açılışı yapılan
tesislere ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/35695)
78.- Ankara Milletvekili
Levent Gök’ün, bir TOKİ projesinde yaşanan sorunlara ilişkin Çevre ve
Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/35696)
79.- Hatay Milletvekili
Mehmet Ali Ediboğlu’nun, ABD’li bir gazetecinin Suriye’de yaşanan kimyasal
silah saldırısı ile ilgili iddialarına ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/35697)
80.- Artvin Milletvekili Uğur
Bayraktutan’ın, Artvin’de bir köyde yaşanan sorunlara ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/35707)
81.- Artvin Milletvekili Uğur
Bayraktutan’ın, Artvin’in bir köyünün ulaşım sorununa ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/35708)
82.- Manisa Milletvekili
Özgür Özel’in, bir belediye başkanının açıklamasına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/35709)
83.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, suçla mücadelede başlatıldığı iddia edilen yeni
uygulamalara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/35710)
84.- Kocaeli Milletvekili
Haydar Akar’ın, Kocaeli’nin Dilovası ilçesindeki İl Özel İdaresine ait bir
arsanın bir firmaya satılmasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/35711)
85.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, Genel Bilgi Taraması (GBT) uygulamasına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/35712)
86.- İstanbul Milletvekili
Celal Dinçer’in, otobüs ve metrobüs duraklarında engelliler için yapılan
çalışmalara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/35713)
87.- Van Milletvekili Nazmi
Gür’ün, Van’daki mülteci ve göçmen sayısına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/35714)
88.- İstanbul Milletvekili
Kadir Gökmen Öğüt’ün, İstanbul İl Özel İdaresine ait Fatih’te bulunan binalarla
ilgili çeşitli iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/35715)
89.- Van Milletvekili Özdal
Üçer’in, Van Valiliği ve ilçe kaymakamlıklarında oluşturulan kurul ve
komisyonlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/35716)
90.- İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel’in, 25 Mart 2013 tarihinde bir sendikaya yapılan baskına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/35717)
91.- Artvin Milletvekili Uğur
Bayraktutan’ın, Borçka ilçesine bağlı bir köydeki yol sorununa ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/35718)
92.- Artvin Milletvekili Uğur
Bayraktutan’ın, Borçka ilçesine bağlı bir köydeki içme suyu sorununa ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/35719)
93.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, toplu açılış törenlerine ve açılışı yapılan
tesislere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/35720)
94.- Bolu Milletvekili Tanju
Özcan’ın, Bolu Belediyesinin borcuna ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/35721)
95.- Ordu Milletvekili İdris
Yıldız’ın, bir vatandaşın haksız yere iş yerinden çıkarıldığı iddiasına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/35722)
96.- Mersin Milletvekili Ali
Rıza Öztürk’ün, Milli Kütüphanedeki bazı kitapların hurdaya çıkarıldığı
iddialarına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/35723)
97.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, toplu açılış törenlerine ve açılışı yapılan
tesislere ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/35724)
98.- Kocaeli Milletvekili
Haydar Akar’ın, ders kitaplarının dağıtımında yaşanan gecikmeye ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/35725)
99.- İstanbul Milletvekili
Celal Dinçer’in, din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni açığı ile idari
görevlere atanan öğretmen sayısına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/35726)
100.- Kars Milletvekili
Mülkiye Birtane’nin, bir ilköğretim okulunda öğrenci andı okutulduğu iddiasına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/35727)
101.- Kars Milletvekili
Mülkiye Birtane’nin, öğrenci andının kaldırılmasına rağmen hala bazı okullarda
zorunlu olarak okutulmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/35728)
102.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, toplu açılış törenlerine ve açılışı yapılan
tesislere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/35729)
103.- İzmir Milletvekili
Birgül Ayman Güler’in, Kiraz ilçesindeki doktor ihtiyacına ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/35732)
104.- Artvin Milletvekili
Uğur Bayraktutan’ın, Arhavi’de yaşanan sağlık sorunlarına ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/35733)
105.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, Yolsuzluk Algı Endeksinde yer alan Türkiye ile ilgili verilere
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35735)
106.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, toplu açılış törenlerine ve açılışı yapılan
tesislere ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi
(7/35736)
107.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, toplu açılış törenlerine ve açılışı yapılan
tesislere ilişkin Başbakan Yardımcısından (Beşir Atalay) yazılı soru önergesi
(7/35737)
108.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, toplu açılış törenlerine ve açılışı yapılan
tesislere ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru önergesi (7/35739)
109.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, toplu açılış törenlerine ve açılışı yapılan
tesislere ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi
(7/35740)
110.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, toplu açılış törenlerine ve açılışı yapılan
tesislere ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/35743)
111.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, toplu açılış törenlerine ve açılışı yapılan
tesislere ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/35744)
112.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, toplu açılış törenlerine ve açılışı yapılan
tesislere ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/35745)
113.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, toplu açılış törenlerine ve açılışı yapılan
tesislere ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru
önergesi (7/35746)
114.- Ankara Milletvekili
Levent Gök’ün, Ankara’nın Polatlı ilçesindeki bir köyün sorunlarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35747)
115.- Ankara Milletvekili
Levent Gök’ün, Ankara’nın Polatlı ilçesindeki bir köyün sorunlarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35748)
116.- Ankara Milletvekili
Levent Gök’ün, Ankara’nın Polatlı ilçesindeki bir köyün sorunlarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35749)
117.- Ankara Milletvekili
Levent Gök’ün, Ankara’nın Polatlı ilçesindeki bir köyün sorunlarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35750)
118.- Ankara Milletvekili
Levent Gök’ün, Ankara’nın Polatlı ilçesindeki bir köyün yol sorununa ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35751)
119.- Ankara Milletvekili
Levent Gök’ün, Ankara’nın Polatlı ilçesindeki bir köyün kanalizasyon şebekesine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35752)
120.- Ankara Milletvekili
Levent Gök’ün, Ankara’nın Polatlı ilçesindeki bir köyün köy içi elektrik iletim
hattına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35753)
121.- Ankara Milletvekili
Levent Gök’ün, Ankara’nın Polatlı ilçesindeki bir köyün sorunlarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35754)
122.- Ankara Milletvekili
Levent Gök’ün, Ankara’nın Polatlı ilçesindeki bir köyün sorunlarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35755)
123.- Ankara Milletvekili
Levent Gök’ün, Ankara’nın Polatlı ilçesindeki bir köyün köy içi elektrik iletim
hattına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35756)
124.- Ankara Milletvekili
Levent Gök’ün, Ankara’da alttan ısıtmalı olduğu ifade edilen yolda buzlanma
meydana gelmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35757)
125.- Ankara Milletvekili
Levent Gök’ün, Ankara’nın Polatlı ilçesindeki bir köyün sorunlarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35758)
126.- Ankara Milletvekili
Levent Gök’ün, Ankara’nın Polatlı ilçesindeki bir köyün sorunlarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35759)
127.- Kırklareli Milletvekili
Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun, Kırklareli gezisine ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/35760)
128.- Ankara Milletvekili
Levent Gök’ün, Ankara’nın Polatlı ilçesindeki bir köyün sorunlarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35761)
129.- Ankara Milletvekili
Levent Gök’ün, Ankara’nın Polatlı ilçesindeki bir köyün sorunlarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35762)
130.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, CHP’ye ait ilanların yayınlanmasının engellendiği iddialarına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35763)
No:
70
21 Ocak 2014 Salı
Tasarı
1.- Askerlik
Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı (1/877) (Adalet; İçişleri; Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve
Spor; Plan ve Bütçe ile Milli Savunma Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi:
21.01.2014)
Rapor
1.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Arasında
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Avrupa ve Bağımsız Devletler Topluluğu
Bölgesel Hizmet Merkezinin İstanbulda Kurulmasına İlişkin Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu
Raporu (1/870) (S. Sayısı: 532) (Dağıtma tarihi: 21.01.2014) (GÜNDEME)
Sözlü Soru Önergeleri
1.- Tunceli
Milletvekili Kamer Genç’in, eski Çevre ve Şehircilik Bakanının görevine son
verilmesine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/5106) (Başkanlığa geliş
tarihi: 06.01.2014)
2.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçay’ın, 1 ila 4. dereceli kadrolara yapılan atamalara
ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/5107) (Başkanlığa geliş
tarihi: 06.01.2014)
3.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından staj
eğitimine yönelik mevzuat çalışması yapılıp yapılmadığına ilişkin İçişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/5108) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
4.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından yönetim
kademesine terfi eden personele oryantasyon eğitimi verilip verilmediğine ilişkin
İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/5109) (Başkanlığa geliş tarihi:
06.01.2014)
5.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından temel
polislik eğitimleriyle ilgili bilgi havuzu oluşturma amacıyla yürütülen
projelere ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/5110) (Başkanlığa
geliş tarihi: 06.01.2014)
6.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından eğiticiler
ve kursiyerler için Eğitici Rehberi ve Kursiyer El Kitabı hazırlanması adına
yapılan çalışmalara ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/5111)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
7.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, polis temel eğitim kurumlarının kurulmasına
yönelik projelere ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/5112)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
8.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Emniyet Genel Müdürlüğünde staj eğitimi
verecek mentorlerden yüksek verim alınması için yapılan çalışmalara ilişkin
İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/5113) (Başkanlığa geliş tarihi:
06.01.2014)
9.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından atış
poligonlarıyla ilgili yürütülen projelere ilişkin İçişleri Bakanından sözlü
soru önergesi (6/5114) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
10.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, bölge ülkelerindeki istikrarsızlığın olumsuz
etkilerine karşı alınacak önlemlere ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru
önergesi (6/5115) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
11.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından uzaktan
eğitim kapasitesinin geliştirilmesi adına yürütülmekte olan projelere ilişkin
İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/5116) (Başkanlığa geliş tarihi:
06.01.2014)
12.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Emniyet Genel Müdürlüğünde yürütülen bazı
projelere ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/5117) (Başkanlığa
geliş tarihi: 06.01.2014)
13.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Emniyet Genel Müdürlüğünde yürütülen bazı
eğitim projelerine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/5118)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
14.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından
yürütülmekte olan bazı projelere ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru
önergesi (6/5119) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
15.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından insan
kaynakları yönetimi kapasitesinin geliştirilmesi adına yapılan projelere
ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/5120) (Başkanlığa geliş
tarihi: 06.01.2014)
16.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından polis temel
eğitimi standartları yönetmeliği çıkarılması adına yapılan projelere ilişkin
İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/5121) (Başkanlığa geliş tarihi:
06.01.2014)
17.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından trafik
kazalarının önlenmesi amacıyla yürütülen projelere ilişkin İçişleri Bakanından
sözlü soru önergesi (6/5122) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
18.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından toplumsal
olaylar yönetim kapasitesinin geliştirilmesi adına yapılan projelere ilişkin
İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/5123) (Başkanlığa geliş tarihi:
06.01.2014)
19.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından suçların
önlenmesi amacıyla yürütülen projelere ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru
önergesi (6/5124) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
20.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından müzakerecilik
sistemi ile ilgili toplumsal olay yönetimi biriminde çalışan personele eğitim
verilmesiyle ilgili çalışmalara ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/5125) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
21.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, siber suçlarla ilgili oluşturulan
etkinliklerin sayısına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/5126)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
22.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından toplanma
özgürlüğünün kullanımıyla ilgili mevzuat çalışmalarına ilişkin İçişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/5127) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
23.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından siber
suçlarla ilgili farkındalığın arttırılması amacıyla yürütülen projelere ilişkin
İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/5128) (Başkanlığa geliş tarihi:
06.01.2014)
24.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından polislik
mesleğinin tanıtımı amacıyla yapılan projelere ilişkin İçişleri Bakanından
sözlü soru önergesi (6/5129) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
25.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından görevle
ilgili bilgi birikiminin sağlanması amacıyla yürütülen projelere ilişkin
İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/5130) (Başkanlığa geliş tarihi:
06.01.2014)
26.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Emniyet Genel Müdürlüğünde yürütülen bazı
eğitim projelerine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/5131)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
27.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından hizmet
binalarının dağınık olması nedeniyle karşılaşılan olumsuzlukların kaldırılması
amacıyla yürütülen projelere ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/5132) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
28.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından kamu
kaynaklarının etkin kullanılması adına yürütülmekte olan projelere ilişkin
İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/5133) (Başkanlığa geliş tarihi:
06.01.2014)
29.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından eğitim
hizmetleri sınıfına mensup kişilerin eğitim standartlarının belirlenmesi
amacıyla yürütülmekte olan projelere ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru
önergesi (6/5134) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
30.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Aralık 2013 itibarıyla Emniyet Genel Müdürlüğü
personeline verilen eğitimlere ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/5135) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
31.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, siber suçlarla mücadele kapsamında yürütülen
çalışmalara ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/5136)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
32.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Emniyet Genel Müdürlüğünde yürütülen bazı
eğitim projelerine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/5137)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
33.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, siber suçlarla mücadele için yapılan
konferanslara ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/5138)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
34.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Emniyet Genel Müdürlüğünde yürütülen bazı
eğitim projelerine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/5139)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
35.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Emniyet Genel Müdürlüğünde yürütülen bazı
eğitim projelerine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/5140)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
36.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Emniyet Genel Müdürlüğünde yürütülen bazı
eğitim projelerine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/5141)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
37.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, Emniyet Genel Müdürlüğünde yürütülen bazı eğitim
projelerine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/5142)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
38.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Emniyet Genel Müdürlüğünde yürütülen bazı
eğitim projelerine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/5143)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
39.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Emniyet Genel Müdürlüğünde yürütülen bazı
eğitim projelerine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/5144)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
Yazılı Soru Önergeleri
1.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, bir sermaye grubunun şirketlerine
yönelik denetimlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/37092)
(Başkanlığa geliş tarihi: 31.12.2013)
2.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, dış politika ile ilgili bazı
hususlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/37093) (Başkanlığa geliş
tarihi: 31.12.2013)
3.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, çeşitli konulara ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/37094) (Başkanlığa geliş tarihi: 31.12.2013)
4.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, çeşitli konulara ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/37095) (Başkanlığa geliş tarihi: 31.12.2013)
5.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Türkiye’de düzenlenen 11. Dünya
Wushu Şampiyonasında gerçekleştiği iddia edilen yolsuzluğa ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/37096) (Başkanlığa geliş tarihi: 31.12.2013)
6.- Ankara
Milletvekili İzzet Çetin’in, yolsuzluk ve rüşvet operasyonu kapsamında
tutuklanan bir kişiye ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/37097)
(Başkanlığa geliş tarihi: 31.12.2013)
7.- Kırklareli
Milletvekili Turgut Dibek’in, bazı mera alanlarının özel şahıslara kiraya
verilmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/37098) (Başkanlığa
geliş tarihi: 06.01.2014)
8.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Uzakdoğu Gezisine sadece bazı
gazetelerin temsilcilerinin davet edildiği iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/37099) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
9.- Artvin
Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, TÜRGEV’e bağışta bulunan iş insanlarına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/37100) (Başkanlığa geliş tarihi:
06.01.2014)
10.- Ankara
Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın, AVM’lere ve AVM’lerde çalışan personelin
çalışma koşullarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/37101)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
11.- Adana
Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu’nun, Hatay’da durdurulan tıra ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/37102) (Başkanlığa geliş tarihi:
06.01.2014)
12.- Ankara
Milletvekili Levent Gök’ün, DGS ile lisans eğitimini sürdüren öğrencilerin
burs/kredi olanaklarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/37103)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
13.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Milli Eğitim Bakanlığı personelinin
katıldığı yurt dışı gezilerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/37104) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
14.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, bir silah fabrikasının Ankara’daki
binasından çalındığı iddia edilen silahlara ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/37105) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
15.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, dershanelerin kapatılmasına yönelik çalışmalara ve bu
çalışmaların nedenleri ile ilgili iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/37106) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
16.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’a
yapılması planlanan anıt mezara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/37107) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
17.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, işsizlikle mücadele konusunda yapılan
çalışmalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/37108) (Başkanlığa geliş
tarihi: 06.01.2014)
18.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, zorunlu tüketim ürünlerine yapılan zamlara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/37109) (Başkanlığa geliş tarihi:
06.01.2014)
19.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, memur maaşlarına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/37110) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
20.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, engellilerin eğitim ve istihdam sorununa
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/37111) (Başkanlığa geliş tarihi:
06.01.2014)
21.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, Devlet Memurları Kanunundaki engelli
istihdamıyla ilgili % 3’lük oranın asgari sınır olarak uygulanmasına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/37112) (Başkanlığa geliş tarihi:
06.01.2014)
22.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, akaryakıt fiyatlarındaki değişime ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/37113) (Başkanlığa geliş tarihi:
06.01.2014)
23.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, akaryakıt fiyatlarındaki artışa ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/37114) (Başkanlığa geliş tarihi:
06.01.2014)
24.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, 4/C statüsündeki personelin kadroya
geçirilmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/37115) (Başkanlığa
geliş tarihi: 06.01.2014)
25.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Kürt sorununun çözümü için uygulanan politikaların
sonuçlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/37116) (Başkanlığa
geliş tarihi: 06.01.2014)
26.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, sözleşmeli personel alımlarına ve memur kadrolarına
atanmalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/37117) (Başkanlığa
geliş tarihi: 06.01.2014)
27.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, bağlı kurumların bazı şirket ve kişilerle
ticari ilişkisi olup olmadığına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/37118) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
28.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, kamu kurumlarına bazı gazetelerin
alımının durdurulduğu iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/37119) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
29.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, İstanbul metrosundaki büfelerde bazı
gazetelerin satışının engellendiği iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/37120) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
30.- Aydın
Milletvekili Bülent Tezcan’ın, yolsuzluk ve rüşvet operasyonu kapsamında bazı
işadamlarının malvarlıklarına tedbir konulması kararının ilgili kurumlara posta
yolu ile gönderilmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/37121)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
31.- İstanbul
Milletvekili Süleyman Çelebi’nin, Kamu Denetçiliği Kurumu tarafından hazırlanan
raporlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/37122) (Başkanlığa geliş
tarihi: 06.01.2014)
32.- Ankara
Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın, sağlık hizmetlerine ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/37123) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
33.- Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova’nın, İstanbul’daki metro istasyonlarındaki büfelerde
bazı gazetelerin satışının engellendiği iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/37124) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
34.- İstanbul
Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt’ün, İstanbul’daki metro istasyonlarındaki
büfelerde bazı gazetelerin satışının engellendiği iddiasına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/37125) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
35.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Ankara ve ilçelerinde yayımlanan günlük yerel
gazetelere ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi
(7/37126) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
36.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, bağlı kurumların bazı şirket ve kişilerle
ticari ilişkisi olup olmadığına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç)
yazılı soru önergesi (7/37127) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
37.- Ankara
Milletvekili Sinan Aydın Aygün’ün, yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun piyasaya
etkileri bağlamında bazı iddialara ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali
Babacan) yazılı soru önergesi (7/37128) (Başkanlığa geliş tarihi: 31.12.2013)
38.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçay’ın, banka yöneticilerinin dörtte bir oranı ve üstü
ortak olduğu şirketlere söz konusu bankalardan kredi sağlanmamasına ilişkin
kuralın BDDK tarafından uygulanmadığı iddiasına ilişkin Başbakan Yardımcısından
(Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/37129) (Başkanlığa geliş tarihi:
06.01.2014)
39.- Antalya
Milletvekili Mehmet Günal’ın, Ziraat ve Vakıflar Bankalarına kredi verildiği
iddia edilen iki şirkete ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı
soru önergesi (7/37130) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
40.- Antalya
Milletvekili Mehmet Günal’ın, Ziraat Bankası tarafından verilen bir krediye
ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/37131)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
41.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, dershanelerin kredi borçlarına ve kapatılmaları
sonucunda oluşacak sorunlara ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan)
yazılı soru önergesi (7/37132) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
42.- Kocaeli
Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, vatandaşların finans kuruluşlarına olan
borçlarının artmasına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru
önergesi (7/37133) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
43.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Seyitömer Termik Santrali özelleştirmesinde ihale
bedelinin ödenmesi için sağlanan finansmanla ilgili iddialara ilişkin Başbakan
Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/37134) (Başkanlığa geliş
tarihi: 06.01.2014)
44.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, bağlı kurumların bazı şirket ve kişilerle
ticari ilişkisi olup olmadığına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan)
yazılı soru önergesi (7/37135) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
45.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, sözleşmeli personel alımlarına ve memur kadrolarına
atanmalarına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Beşir Atalay) yazılı soru
önergesi (7/37136) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
46.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, bağlı kurumların bazı şirket ve kişilerle
ticari ilişkisi olup olmadığına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Beşir Atalay)
yazılı soru önergesi (7/37137) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
47.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, vekil imam hatip kadrolarına ilişkin Başbakan
Yardımcısından (Emrullah İşler) yazılı soru önergesi (7/37138) (Başkanlığa
geliş tarihi: 06.01.2014)
48.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, bağlı kurumların bazı şirket ve kişilerle
ticari ilişkisi olup olmadığına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Emrullah
İşler) yazılı soru önergesi (7/37139) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
49.- Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba’nın, yolsuzluk ve rüşvet operasyonu kapsamında
tutuklanan bazı kişilere yakınlarıyla görüşmelerinde ayrıcalık tanındığı
iddiasına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/37140) (Başkanlığa
geliş tarihi: 06.01.2014)
50.- İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal’ın, Silivri Ceza İnfaz Kurumu yerleşkesinde
engellilere uygun tuvalet bulunmamasına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru
önergesi (7/37141) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
51.- İstanbul
Milletvekili Umut Oran’ın, yolsuzluk ve rüşvet operasyonu kapsamında tutuklanan
bazı kişilere yakınlarıyla görüşmelerinde ayrıcalık tanındığı iddiasına ilişkin
Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/37142) (Başkanlığa geliş tarihi:
06.01.2014)
52.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, kaçak eşya naklinde kullanılan hayvanların
soruşturma sürecinde yed-i eminlerce saklanmasına ve oluşan zararlara ilişkin
Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/37143) (Başkanlığa geliş tarihi:
06.01.2014)
53.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, tazyik hapsi uygulamasına ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/37144) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
54.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında Güdül’de borçları
sebebiyle haklarında işlem yapılan kişi sayısına ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/37145) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
55.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Bakanlığın 2002-2013 yılları arasında bazı
şirket ve kişilerle ticari ilişkisi olup olmadığına ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/37146) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
56.- Mersin
Milletvekili Ertuğrul Kürkcü’nün, cezaevlerindeki süngerli odalara ilişkin
Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/37147) (Başkanlığa geliş tarihi:
06.01.2014)
57.- Ankara
Milletvekili Levent Gök’ün, Ankara Sincan Çocuk ve Gençlik Cezaevindeki işkence
ve kötü muamele iddialarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi
(7/37148) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
58.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, engelli personel alımı için yapılan sınava ve engelli
istihdamına ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/37149) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
59.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, sözleşmeli personel alımlarına ve memur kadrolarına
atanmalarına ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/37150) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
60.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Bakanlığın 2002-2013 yılları arasında bazı
şirket ve kişilerle ticari ilişkisi olup olmadığına ilişkin Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/37151) (Başkanlığa geliş tarihi:
06.01.2014)
61.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, sözleşmeli personel alımlarına ve memur kadrolarına
atanmalarına ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru önergesi (7/37152)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
62.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Bakanlığın 2002-2013 yılları arasında bazı
şirket ve kişilerle ticari ilişkisi olup olmadığına ilişkin Avrupa Birliği
Bakanından yazılı soru önergesi (7/37153) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
63.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, sözleşmeli personel alımlarına ve memur kadrolarına
atanmalarına ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi
(7/37154) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
64.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, TÜBİTAK tarafından Akademik e-Ders Çağrısı Programı
kapsamında verilen desteklere ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından
yazılı soru önergesi (7/37155) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
65.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, TÜBİTAK tarafından Akademik e-Ders Programı
kapsamında verilen desteklere ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından
yazılı soru önergesi (7/37156) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
66.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, TÜBİTAK tarafından Bilim Merkezi Kurulması Destek
Programı kapsamında verilen desteklere ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanından yazılı soru önergesi (7/37157) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
67.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, TÜBİTAK tarafından Doğa Eğitimi ve Bilim Okulları
Destek Programı kapsamında verilen desteklere ilişkin Bilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/37158) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
68.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, TÜBİTAK tarafından Bilim ve Toplum Yenilikçi Eğitim
Uygulamaları kapsamında verilen desteklere ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanından yazılı soru önergesi (7/37159) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
69.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, TÜBİTAK tarafından AB 7. Çerçeve Programı kapsamında
verilen desteklere ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru
önergesi (7/37160) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
70.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, TÜBİTAK tarafından TÜBİTAK Bilim Fuarları Destekleme
Programı kapsamında verilen desteklere ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanından yazılı soru önergesi (7/37161) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
71.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Bakanlığın 2002-2013 yılları arasında bazı
şirket ve kişilerle ticari ilişkisi olup olmadığına ilişkin Bilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/37162) (Başkanlığa geliş tarihi:
06.01.2014)
72.- İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal’ın, iş kazalarına ve sebeplerine ilişkin Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/37163) (Başkanlığa geliş
tarihi: 06.01.2014)
73.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, fazla mesai ücretlerinin ödenmemesine
ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/37164)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
74.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, memur maaşlarına enflasyon farkının
yansıtılmasına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/37165) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
75.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, geçici personelin yaşlılık ve malullük
aylığına hak kazandıktan sonra sözleşmelerinin yenilenmemesine ilişkin Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/37166) (Başkanlığa geliş
tarihi: 06.01.2014)
76.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, 4/C statüsündeki personelin kadroya
geçirilmesine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/37167) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
77.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, sözleşmeli ve geçici personelin kadroya
geçirilmesine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/37168) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
78.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, kadroya geçirilen sözleşmeli personele
ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/37169)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
79.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, Kamu Personeli Danışma Kurulu kararlarının
uygulanmamasına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/37170) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
80.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, Kamu çalışanlarına 2014-2015 yılları için
verilen zam oranlarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı
soru önergesi (7/37171) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
81.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, iş ve meslek danışmanlarına ilişkin Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/37172) (Başkanlığa geliş
tarihi: 06.01.2014)
82.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, dershane, okuma salonu ve etüt merkezlerinin SGK
prim ödemelerine ve kapatılmaları sonucunda oluşacak sorunlara ilişkin Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/37173) (Başkanlığa geliş
tarihi: 06.01.2014)
83.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında Güdül’de SGK prim
borcu nedeniyle hakkında işlem yapılan esnafın sayısına ilişkin Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/37174) (Başkanlığa geliş
tarihi: 06.01.2014)
84.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Bakanlığın 2002-2013 yılları arasında bazı
şirket ve kişilerle ticari ilişkisi olup olmadığına ilişkin Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/37175) (Başkanlığa geliş tarihi:
06.01.2014)
85.- İstanbul
Milletvekili Süleyman Çelebi’nin, Amele Birliği Biriktirme ve Yardımlaşma
Sandığının yönetim yapısının değiştirileceği iddiasına ilişkin Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/37176) (Başkanlığa geliş
tarihi: 06.01.2014)
86.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde
yapılan değişikliğe ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/37177) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
87.- Kocaeli
Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, İzmit Köseköy’deki bir fabrika hakkındaki
iddialara ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/37178)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
88.- Kocaeli
Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, Sapanca Gölüne ve gölü besleyen derelerin kurumasına
ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/37179)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
89.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü tarafından
yapılması planlanan Kırka-Değirmenözü Demiryolu Projesine ilişkin Çevre ve
Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/37180) (Başkanlığa geliş tarihi:
06.01.2014)
90.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Askeri Havaalanı Mania Planı Uygulaması ile ortaya
çıkan sorunlara ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/37181) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
91.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Seyitömer Termik Santralinin çevreye ve insan
sağlığına verdiği zararlara ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/37182) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
92.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında Güdül’e yapılan alt
yapı yatırımlarına ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/37183) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
93.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Güdül su kuyularında ve şebekelerinde kaçaklar
olduğu iddialarına ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/37184) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
94.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Bakanlığın 2002-2013 yılları arasında bazı
şirket ve kişilerle ticari ilişkisi olup olmadığına ilişkin Çevre ve Şehircilik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/37185) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
95.- Iğdır
Milletvekili Sinan Oğan’ın, Bulgaristan’da Türkçe yer isimlerinin Bulgarca
isimlerle değiştirilmesine ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/37186) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
96.- Kocaeli
Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, MİT tarafından bir TV kanalı kurulduğu iddialarına
ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/37187) (Başkanlığa geliş
tarihi: 06.01.2014)
97.- Kocaeli
Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, Suriyeli muhaliflere silah yardımı yapılıp
yapılmadığına ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/37188)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
98.- Kocaeli
Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, Ankara’da Suriye’deki İslamcı gruplarla
görüşüldüğü iddialarına ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/37189) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
99.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Bakanlığın 2002-2013 yılları arasında bazı
şirket ve kişilerle ticari ilişkisi olup olmadığına ilişkin Dışişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/37190) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
100.- Adana
Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu’nun, Türkiye’nin Suriye politikasına ilişkin
Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/37191) (Başkanlığa geliş tarihi:
06.01.2014)
101.- Antalya
Milletvekili Gürkut Acar’ın, 1915 Olayları ile ilgili yürütülen çalışmalara
ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/37192) (Başkanlığa geliş
tarihi: 06.01.2014)
102.- Niğde
Milletvekili Doğan Şafak’ın, elma üreticilerine ihracat prim desteği
verilmesine ilişkin Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi (7/37193)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
103.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında Güdül’de bulunan iş
yerlerinin sayısına ilişkin Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi (7/37194)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
104.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Bakanlığın 2002-2013 yılları arasında bazı
şirket ve kişilerle ticari ilişkisi olup olmadığına ilişkin Ekonomi Bakanından
yazılı soru önergesi (7/37195) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
105.- Balıkesir
Milletvekili Namık Havutça’nın, Balıkesir’in Bandırma ilçesindeki bir köyün
elektrik sorununa ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru
önergesi (7/37196) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
106.- Balıkesir
Milletvekili Haluk Ahmet Gümüş’ün, tüp gaz fiyatlarındaki artışa ilişkin Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/37197) (Başkanlığa geliş
tarihi: 06.01.2014)
107.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Bakanlığın 2002-2013 yılları arasında bazı
şirket ve kişilerle ticari ilişkisi olup olmadığına ilişkin Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/37198) (Başkanlığa geliş tarihi:
06.01.2014)
108.- Manisa
Milletvekili Sakine Öz’ün, bir maden şirketinin hukuka aykırı biçimde
çalışmalarına son verdiği maden sahasında çalışan işçilerin yaşadıkları
mağduriyetlere ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru
önergesi (7/37199) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
109.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçay’ın, 30 Ekim 2013 tarihinde açılışı yapılan 213 spor
tesisine ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/37200)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
110.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Türkiye Wushu Federasyonu ile ilgili iddialara
ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/37201) (Başkanlığa
geliş tarihi: 06.01.2014)
111.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, sözleşmeli personel alımlarına ve memur kadrolarına
atanmalarına ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/37202)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
112.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, Bakanlığın 2002-2013 yılları arasında bazı şirket ve
kişilerle ticari ilişkisi olup olmadığına ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından
yazılı soru önergesi (7/37203) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
113.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, spor federasyonları, özerk federasyonlar ile
bağlı kurum ve kuruluşların bazı şirket ve kişilerle ticari ilişkisi olup
olmadığına ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/37204)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
114.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, yulafın destekleme kapsamına alınmasına
ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/37205)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
115.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, TAPDK tarafından yapılan bir düzenlemeye
ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/37206)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
116.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, TAPDK tarafından yapılan bazı çalışmalara
ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/37207)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
117.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında Bakanlık tarafından
Güdül’e verilen kredi, teşvik ve desteğe ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/37208) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
118.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında Güdül İlçe Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünde görevli uzmanlara ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/37209) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
119.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Bakanlığın 2002-2013 yılları arasında bazı
şirket ve kişilerle ticari ilişkisi olup olmadığına ilişkin Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/37210) (Başkanlığa geliş tarihi:
06.01.2014)
120.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, kaçak eşya naklinde kullanılan hayvanların
soruşturma sürecinde yed-i eminlerce saklanmasına ve oluşan zararlara ilişkin
Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/37211) (Başkanlığa geliş
tarihi: 06.01.2014)
121.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Bakanlığın 2002-2013 yılları arasında bazı
şirket ve kişilerle ticari ilişkisi olup olmadığına ilişkin Gümrük ve Ticaret
Bakanından yazılı soru önergesi (7/37212) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
122.- Balıkesir
Milletvekili Namık Havutça’nın, Balıkesir’in Bandırma ilçesindeki bir köyün yol
sorununa ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/37213) (Başkanlığa
geliş tarihi: 06.01.2014)
123.- İstanbul
Milletvekili Melda Onur’un, İstanbul’da metroda yaşanan bir olay ile bu olay
çerçevesinde özel güvenlik şirketlerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/37214) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
124.- Hatay
Milletvekili Mevlüt Dudu’nun, Hatay’da durdurulan tırın aranması çerçevesinde gelişen
olaylara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/37215) (Başkanlığa
geliş tarihi: 06.01.2014)
125.- İstanbul
Milletvekili Umut Oran’ın, İstanbul’da bir metroda meydana gelen olaya ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/37216) (Başkanlığa geliş tarihi:
06.01.2014)
126.- İstanbul
Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt’ün, İstanbul Kadıköy’deki bir okulun fiziki
eksikliklerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/37217)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
127.- Kocaeli
Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, Koceli’ndeki bir caddenin ışıklandırma sorununa
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/37218) (Başkanlığa geliş
tarihi: 06.01.2014)
128.- Kocaeli
Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, Kocaeli’nin Gölcük ilçesindeki depremden hasar
görmüş binalara Suriyeli mültecilerin yerleştiği iddialarına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/37219) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
129.- Kocaeli
Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, polislere verilen taltiflere ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/37220) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
130.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, sözleşmeli personel alımlarına ve memur kadrolarına
atanmalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/37221) (Başkanlığa
geliş tarihi: 06.01.2014)
131.- Kocaeli
Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, Namazgah Barajı inşaatıyla ilgili çeşitli
iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/37222)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
132.- Adana
Milletvekili Seyfettin Yılmaz’ın, Adana Valisinin yasa dışı dinleme yaptığı
iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/37223)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
133.- Adana
Milletvekili Seyfettin Yılmaz’ın, Adana Valisinin özel kalem müdürü hakkındaki
iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/37224)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
134.- Adana
Milletvekili Seyfettin Yılmaz’ın, Adana’nın Yüregir ilçesinde bir şoförün
öldürülmesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/37225)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
135.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Askeri Havaalanı Mania Planı Uygulaması ile ortaya
çıkan sorunlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/37226)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
136.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında Emniyet Genel
Müdürlüğünde akademik çalışma yapan personel sayısına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/37227) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
137.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından kurulacak
polis seçme merkezlerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/37228) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
138.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından satın
alınan araçlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/37229)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
139.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Ankara Büyükşehir Belediyesine devredildiği
iddia edilen bir gölete ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/37230) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
140.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında Emniyet Genel
Müdürlüğü tarafından siber suçlarla mücadele için alınan ekipmana ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/37231) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
141.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Emniyet Genel Müdürlüğünde yürütülen bazı
eğitim projelerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/37232)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
142.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Güdül’ün nüfusuna ve nüfus artış hızına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/37233) (Başkanlığa geliş
tarihi: 06.01.2014)
143.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, büyükşehir belediyelerine bağlı ilçe
belediyeleri ile bunların bağlı kurum ve kuruluşlarının bazı şirket ve
kişilerle ticari ilişkisi olup olmadığına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/37234) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
144.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında kayıp vatandaşların
bulunması için yapılan çalışmalara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/37235) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
145.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Emniyet Genel Müdürlüğünde yürütülen bazı
eğitim projelerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/37236)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
146.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, büyükşehir belediyeleri dışındaki belediyeler
ile bunlara bağlı kurum ve kuruluş ve belediye şirketlerinin bazı şirket ve
kişilerle ticari ilişkisi olup olmadığına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/37237) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
147.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Bakanlığın 2002-2013 yılları arasında bazı
şirket ve kişilerle ticari ilişkisi olup olmadığına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/37238) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
148.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Bakanlığın 2002-2013 yılları arasında bazı
şirket ve kişilerle ticari ilişkisi olup olmadığına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/37239) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
149.- Adana
Milletvekili Ali Demirçalı’nın, Adana’nın Kurtuluş Günü için gerçekleştirilen
törene ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/37240) (Başkanlığa
geliş tarihi: 06.01.2014)
150.- Iğdır
Milletvekili Pervin Buldan’ın, kırmızı bültenle aranan kişilere ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/37241) (Başkanlığa geliş tarihi:
06.01.2014)
151.- Adana
Milletvekili Ümit Özgümüş’ün, Adana’nın Kurtuluş Günü için gerçekleştirilen
törene ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/37242) (Başkanlığa
geliş tarihi: 06.01.2014)
152.- Gaziantep
Milletvekili Ali Serindağ’ın, Gaziantep Üniversitesindeki bazı öğrencilerin
fişlendiği iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/37243)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
153.- Gaziantep
Milletvekili Ali Serindağ’ın, yasa dışı dinlemelerle ilgili bir açıklamasına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/37244) (Başkanlığa geliş
tarihi: 06.01.2014)
154.- Isparta
Milletvekili Süleyman Nevzat Korkmaz’ın, Gazi Üniversitesindeki bir salonun
restorasyonunun orijinal haline göre yapılmamasına ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından yazılı soru önergesi (7/37245) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
155.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, sözleşmeli personel alımlarına ve memur kadrolarına
atanmalarına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/37246)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
156.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya’da bir kütüphane müdürlüğünün bina ve
personel sorununa ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi
(7/37247) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
157.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Bakanlığın 2002-2013 yılları arasında bazı
şirket ve kişilerle ticari ilişkisi olup olmadığına ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından yazılı soru önergesi (7/37248) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
158.- Kocaeli
Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, Mevlana Müzesinin bahçesinde bulunan Şeb-i Arus
Havuzunun yerinin değiştirilmesine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı
soru önergesi (7/37249) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
159.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçay’ın, ekonomistlerin özel hizmet tazminatı sorununa
ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/37250) (Başkanlığa geliş
tarihi: 06.01.2014)
160.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçay’ın, Muhasebat ve Milli Emlak Kontrolörü iken Maliye
uzmanı kadrosuna atananlara ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/37251) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
161.- Iğdır
Milletvekili Sinan Oğan’ın, Iğdır’daki Hazine arazilerinin satışına ilişkin
Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/37252) (Başkanlığa geliş tarihi:
06.01.2014)
162.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, dershane, okuma salonu ve etüt merkezlerinin vergi
ödemelerine ve kapatılmaları sonucunda oluşacak sorunlara ilişkin Maliye
Bakanından yazılı soru önergesi (7/37253) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
163.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, dershane, okuma salonu ve etüt merkezlerinin kira
sözleşmelerine ve kapatılmaları sonucunda oluşacak sorunlara ilişkin Maliye
Bakanından yazılı soru önergesi (7/37254) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
164.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, dolaylı vergi oranlarının düşürülmesine
ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/37255) (Başkanlığa geliş
tarihi: 06.01.2014)
165.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, akaryakıt üzerinden alınan verginin
düşürülmesine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/37256)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
166.- Kocaeli
Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, Kocaeli’nin Kandıra ilçesindeki bir köydeki 2-B
arazilerinin rayiç bedellerinin yüksekliğine ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/37257) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
167.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Bakanlığın 2002-2013 yılları arasında bazı
şirket ve kişilerle ticari ilişkisi olup olmadığına ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/37258) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
168.- Bursa
Milletvekili İlhan Demiröz’ün, okulların bir yardım kuruluşuna bağış
yapılmasına aracılık ettiği iddiasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/37259) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
169.- İzmir
Milletvekili Oğuz Oyan’ın, eğitim kurumu ve cinsiyet bazında bazı eğitim
istatistiklerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/37260)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
170.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan’daki okulların branş öğretmeni ihtiyacına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/37261) (Başkanlığa
geliş tarihi: 06.01.2014)
171.- Isparta
Milletvekili Süleyman Nevzat Korkmaz’ın, Gazi Üniversitesindeki bir salonun
restorasyonunun orijinal haline göre yapılmamasına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/37262) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
172.- Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı’nın, TEOG sınavında sorulan sorularla ilgili
iddialara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/37263)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
173.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçay’ın, bir vakfın okullarda para topladığı iddialarına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/37264) (Başkanlığa
geliş tarihi: 06.01.2014)
174.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, eğitim alanındaki başarının artırılmasına
yönelik yapılan çalışmalara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/37265) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
175.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sınavı
sorularına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/37266)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
176.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, sorumluluk sınavlarında görev alan
öğretmenlere ek ders ücreti ödenip ödenmediğine ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/37267) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
177.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, sınavlar için yapılan öğretmen
görevlendirmelerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/37268) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
178.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, Merkezi Sistem Ortak Sınavı sorularının
çalındığı iddiasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/37269) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
179.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, engelli öğretmen atamalarına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/37270) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
180.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, sözleşmeli personel alımlarına ve memur kadrolarına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/37271) (Başkanlığa
geliş tarihi: 06.01.2014)
181.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, rehber öğretmen ihtiyacının karşılanmasına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/37272) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
182.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, çağdaş Türk lehçeleri ve edebiyatı bölümü mezunlarının
istihdam sorununa ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/37273) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
183.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, mühendislik lisans tamamlama programlarına ilişkin
Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/37274) (Başkanlığa geliş
tarihi: 06.01.2014)
184.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, dershane, okuma salonu ve etüt merkezleri ile ilgili
verilere ve yapılan çalışmalara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/37275) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
185.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, taşımalı eğitim sistemine ve yaşanan sorunlara
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/37276) (Başkanlığa
geliş tarihi: 06.01.2014)
186.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Bakanlığın 2002-2013 yılları arasında bazı
şirket ve kişilerle ticari ilişkisi olup olmadığına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/37277) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
187.- Kocaeli
Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, bazı emekli komutanlara orduevleri ve sosyal
tesislere geçici olarak giriş yasağı getirildiği iddialarına ilişkin Milli
Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/37278) (Başkanlığa geliş tarihi:
06.01.2014)
188.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Askeri Havaalanı Mania Planı Uygulaması ile ortaya
çıkan sorunlara ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/37279)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
189.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, sözleşmeli uzman erbaşların sorunlarına ilişkin
Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/37280) (Başkanlığa geliş
tarihi: 06.01.2014)
190.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Bakanlığın 2002-2013 yılları arasında bazı
şirket ve kişilerle ticari ilişkisi olup olmadığına ilişkin Milli Savunma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/37281) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
191.- İzmir
Milletvekili Erdal Aksünger’in, yurt dışında faaliyet gösteren ve TSK personeli
ile ilgili yayınlar yapan internet sitelerine ilişkin Milli Savunma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/37282) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
192.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçay’ın, 11 Aralık 2013 tarihinde açılışı yapılan 113
tesise ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/37283)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
193.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Mersin-Tarsus Depolama Projesine ilişkin Orman
ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/37284) (Başkanlığa geliş
tarihi: 06.01.2014)
194.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Mersin Sorgun Barajı ve sulaması Projesine
ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/37285)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
195.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Göksu II. Merhale Sulama Projesine ilişkin Orman
ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/37286) (Başkanlığa geliş
tarihi: 06.01.2014)
196.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Mersin-Aksıfat Depolama Projesine ilişkin Orman
ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/37287) (Başkanlığa geliş
tarihi: 06.01.2014)
197.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Sakarya Fidanlık Borsası için satın alınan mal
ve hizmetlere ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/37288) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
198.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Bakanlığın 2002-2013 yılları arasında bazı
şirket ve kişilerle ticari ilişkisi olup olmadığına ilişkin Orman ve Su İşleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/37289) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
199.- Bursa
Milletvekili İlhan Demiröz’ün, Bursa’daki bir onkoloji hastanesinin
kapatılacağı iddiasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/37290)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
200.- Niğde
Milletvekili Doğan Şafak’ın, Bakanlığa ait veri hazırlama kontrolü işletmeni
kadrolarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/37291)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
201.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin 2002-2013 yılları arasında Bakanlık
bünyesindeki ambulanslara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/37292) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
202.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında Bakanlık bünyesinde
bulunan helikopter ambulanslara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/37293) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
203.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında Bakanlık
bünyesindeki uçak ambulanslarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/37294) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
204.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında Bakanlık
bünyesindeki Motosikletli Acil Müdahale Ekiplerine ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/37295) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
205.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında Bakanlık
bünyesindeki deniz ambulanslarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/37296) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
206.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Güdül’de bulunan sağlık personelinden disiplin
soruşturması geçirenlere ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/37297) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
207.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Güdül’de görev yapan sağlık personeli sayısına
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/37298) (Başkanlığa geliş
tarihi: 06.01.2014)
208.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında Güdül’de bulunan
Bakanlığa ait ambulans sayısına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/37299) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
209.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Güdül Devlet Hastanesindeki doktorların
branşlarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/37300)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
210.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Ankara’da 112 Acil Servis ambulanslarının
vakalara ulaşma süresine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/37301) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
211.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Bakanlığın 2002-2013 yılları arasında bazı
şirket ve kişilerle ticari ilişkisi olup olmadığına ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/37302) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
212.- Tekirdağ
Milletvekili Candan Yüceer’in, Çerkezköy Ağız ve Diş Sağlığı Merkezinde verilen
sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/37303) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
213.- Bursa
Milletvekili Aykan Erdemir’in, Bursa’nın Gemlik İlçesinde hayatını kaybeden bir
kişiye ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/37304) (Başkanlığa
geliş tarihi: 06.01.2014)
214.- Kastamonu
Milletvekili Emin Çınar’ın, Kastamonu Havaalanında yaşanan sefer iptallerine
ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi
(7/37305) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.01.2014)
215.- Konya
Milletvekili Atilla Kart’ın, Konya İkinci Hızlı Tren Garı için yapılan
kamulaştırmalara ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı
soru önergesi (7/37306) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
216.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçay’ın, 2013 yılında yol yapım, bakım ve onarımı için
yapılan harcamalara ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından
yazılı soru önergesi (7/37307) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
217.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, ulaşım ücretlerine zam yapılıp
yapılmayacağına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı
soru önergesi (7/37308) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
218.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Zafer Bölgesel Havaalanının işletilmesine ve verilen
desteklere ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru
önergesi (7/37309) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
219.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, sözleşmeli personel alımlarına ve memur kadrolarına
atanmalarına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru
önergesi (7/37310) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
220.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya’nın Simav ilçesinde Türk Telekom’a ait bir
binanın satışına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı
soru önergesi (7/37311) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
221.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Mersin-Gözne Yolu Projesine ilişkin Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/37312) (Başkanlığa
geliş tarihi: 06.01.2014)
222.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Mersin-Erdemli Yolu Projesine ilişkin Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/37313) (Başkanlığa
geliş tarihi: 06.01.2014)
223.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Kadı (Göksu) Köprüsü Yapımı Projesine ilişkin
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/37314)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
224.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Göksu-2 Köprüsü Yapımı Projesine ilişkin
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/37315)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
225.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Erdemli-Silifke-Taşucu Yolu Projesine ilişkin
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/37316)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
226.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Silifke-Mut Ayrımı-Gülnar-Aydıncık Yolu
Projesine ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru
önergesi (7/37317) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
227.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Tarsus-Çamlıyayla Yolu Projesine ilişkin
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/37318)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
228.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Silifke-Mut Yolu Projesine ilişkin Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/37319) (Başkanlığa
geliş tarihi: 06.01.2014)
229.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Bakanlığın 2002-2013 yılları arasında bazı
şirket ve kişilerle ticari ilişkisi olup olmadığına ilişkin Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/37320) (Başkanlığa
geliş tarihi: 06.01.2014)
230.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Bakanlığın 2002-2013 yılları arasında bazı
şirket ve kişilerle ticari ilişkisi olup olmadığına ilişkin Kalkınma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/37321) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
231.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, rüşvet ve yolsuzluk operasyonu
kapsamında tutuklanan bir şahsın Adalet ve Kalkınma Partisi seçim çalışmalarını
finanse ettiği iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/37322)
(Başkanlığa geliş tarihi: 31.12.2013)
232.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, yolsuzluk ve rüşvet operasyonu
kapsamında ortaya atılan bir iddiaya ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/37323) (Başkanlığa geliş tarihi: 31.12.2013)
233.- İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzel’in, bir genel başkan yardımcısının yaptığı
açıklamaya ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/37324) (Başkanlığa geliş
tarihi: 03.01.2014)
234.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, PKK’nın Suriye kolu olan bir örgütle yapıldığı iddia
edilen görüşmelere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/37325)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
235.- İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal’ın, İstanbul Kanlıca’daki iki yalının tek yalı haline
getirildiği iddiasına ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/37326) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.01.2014)
236.- İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzel’in, Hatay’da durdurulan bir tıra ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/37327) (Başkanlığa geliş tarihi:
03.01.2014)
237.- Kars
Milletvekili Mülkiye Birtane’nin, Samsun DSİ 7. Bölge Müdürlüğünde iki
çalışanın arasında geçtiği iddia edilen bir olaya ilişkin Orman ve Su İşleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/37328) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.01.2014)
Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve 19 Milletvekilinin, öğretmen ve eğitimcilere
karşı uygulanan şiddetin nedenleri ve sonuçlarının araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/824) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.05.2012)
2.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve 19 Milletvekilinin, öğretmenlerin hayat
standartlarında yaşanan olumsuz değişimin sebepleri ve sonuçlarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/825) (Başkanlığa geliş tarihi:
03.05.2012)
3.- Eskişehir
Milletvekili Ruhsar Demirel ve 20 Milletvekilinin, zihinsel engelli bakım ve
rehabilitasyon merkezlerinde verilen hizmetlerin nitelik ve yeterlik bakımından
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/826) (Başkanlığa geliş tarihi:
03.05.2012)
Süresi İçinde Cevaplanmayan Yazılı Soru Önergeleri
1.- Antalya
Milletvekili Gürkut Acar’ın, Deniz Kuvvetleri Komutanlığında görev yapan
komutanlara ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/33667)
2.- Tokat
Milletvekili Orhan Düzgün’ün, Balyoz Davasında hakkında hüküm kurulan kişilere
ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/33669)
3.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında bakım ve onarımı
yapılan okulların sayısına ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/33673)
4.- Kocaeli
Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, Rusya’ya ait askeri istihbarat uçaklarının Türk
Hava Sahası sınırında uçmasına ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/33674)
21 Ocak 2014 Salı
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Muharrem IŞIK (Erzincan), İsmail KAŞDEMİR
(Çanakkale)
BAŞKAN – Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 49’uncu Birleşimini açıyorum.
III.- YOKLAMA
BAŞKAN –
Elektronik cihazla yoklama yapacağız.
Yoklama için üç
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı yoktur.
On beş dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 15.04
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.23
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Muharrem IŞIK (Erzincan), İsmail KAŞDEMİR
(Çanakkale)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 49’uncu Birleşiminin İkinci
Oturumunu açıyorum.
III.- YOKLAMA
BAŞKAN – Açılışta
yapılan yoklamada toplantı yeter sayısı bulunamamıştı. Şimdi yoklama işlemini
tekrarlayacağım.
Yoklama için beş
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden
önce, üç sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı ilk
söz, Van’daki depremzedelerin sorunları hakkında söz isteyen Van Milletvekili
Özdal Üçer’e aittir.
Buyurun Sayın
Üçer. (BDP sıralarından alkışlar)
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları
1.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, Van’daki
depremzedelerin sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
ÖZDAL ÜÇER (VAN)
– Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 23 Ekim 2011’den bu yana iki buçuk yıl
geçmiş olmasına rağmen, 23 Ekim ve 9 Kasım 2011’de yaşanan büyük depremlerden
ve onların ardılı olarak yaşanan binlerce depremden sonra on binlerce insan… Sayısı
milyonları bulan insan mağdur oldu. Depremde insanlar öldü, insanlar yaralandı.
O dönem yaralanmış olan insanların birçoğu hâlâ tedavi olamamış olmaktan…
(Gürültüler)
Sayın Başkan,
salon düzenini sağlayabilir misiniz?
BAŞKAN – Uyardım
Sayın Üçer, buyurun.
ÖZDAL ÜÇER
(Devamla) – Salon düzenini sağlayıncaya kadar süremle ilgili bir durdurma
yapsanız Sayın Başkan.
BAŞKAN – Buyurun
Sayın Üçer.
ÖZDAL ÜÇER
(Devamla) – Teşekkürler Sayın Başkan.
Binlerce insan
öldü, kaç kişinin öldüğü bile tespit edilmedi Hükûmet tarafından.
Bizatihi deprem
esnasında yaşamını yitirenlerin, depremden sonra tedavi gördüğü hastanede
yaşamını yitirenlerin, depremdeki enkazdan almış olduğu ölümcül yaralar
sonrasında zaman içinde yaşamını yitirenlerin, hepsinin ölüm sebebi depremdi
ama bunlarla ilgili herhangi bir tespit yapılmadı ve kaç kişinin yaralandığıyla
ilgili somut bir tespit yapılmadı.
Depremde evler
yıkıldı, 40 bin ev yıkıldı, 40 bin konut yıkıldı; sadece 16 bin-17 bin konut
yapıldı ve bunlar da yandaşlara verilir şekilde yapıldı ve TOKİ aracılığıyla
yapılan evler de ticari malzeme konusu oldu. O TOKİ’den sorumlu Bakanın
çocuğunun ayakkabı kutuları para dolarken insanlar, on binlerce Vanlı şu an
mağdur.
Hastaneler
yıkıldı, okullar yıkıldı, iş yerleri yıkıldı. İş yerleriyle ilgili KOSGEB
kredileri verildi ama onlar da yandaş şirketlere verildi, gerçekten mağdur olan
insanların hiçbirine verilmedi. Hastaneler yıkıldı, Van Kadın Doğum Hastanesi
enkaz altında kaldı gibi gösterildi, trilyonluk tıbbi cihaz malzemeleri
satıldı, birileri tarafından talan edildi ve maalesef, bununla ilgili, başta
Türk Tabipler Birliği dâhil olmak üzere, hiçbir sivil toplum örgütü bir basın
açıklaması yapmadı. Buna tanıklık edip de susan herkes, aslında bu vurgunun, bu
talanın bir ortağıdır.
Okullar yıkıldı,
okullar yapıldı diye gösterildi ama okulları kim yaptı? Efendim, yardımsever
ünlüler yaptı, büyük şirketler yaptı. Ama hangi okulları yaptılar? Yol
kenarındaki, ana caddelerdeki reklam panosu yüksek okulları yaptılar ve
yaptıkları okulları kendi cebinden bir yardım olarak değil, şirketlerinin vergi
matrahı olarak gösterdiler. Yani, burada da bir yolsuzluk vardı. O
yardımseverlere de “Alın bu yardımınızı başınıza çalın.” demek geliyor
içimizden ama o milyonlarca samimi insanın yardımına olan saygımızdan dolayı
bir şey söylemek istemiyoruz.
Konutlar yıkıldı,
evler yıkıldı; insanlar öldü, insanlar yaralandı; ahırlar yıkıldı, canlılar,
hayvanlar telef oldu ama cana ve hayata değer vermeyen Hükûmet nasıl o
insanların yaşamını yeniden tesis edecek mala değer versin ki? Şu an beş
dakikaya sığdıramadığımız için deprem sorunlarını, sadece Meclisimizin
dikkatini çekmek üzere bir konuşma yapmak istedik.
Valiliğin, Sayın
Aydın Nezih Doğan’ın Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Sosyal Yardımlar
Genel Müdürlüğüne yazmış olduğu resmî yazıyı okuyup bu konuda Meclisin
desteğini beklediğimizi ifade etmek istiyorum. “İlimizde meydana gelen
depremlerin en büyük etkisi ekonomik alanda yaşanmıştır. Deprem sonrasında
ilimizde ekonomik durgunluk ortaya çıkmış, bazı iş yerleri yıkılmış, birçok
vatandaşımız işlerini kaybetmiş ve geçim sıkıntısı yaşamaya başlamıştır. Bu
süreçte söz konusu afetzede vatandaşlarımızın karşılamakta zorlandıkları en
önemli ihtiyaçlardan birisi de barınma ihtiyacı olmuştur.” İşte bu, barınma
ihtiyacından dolayı Van’da 2 bin, Erciş’te 500 sosyal konut yapılma ihtiyacını
belirleyen yazıdır; bu, bizatihi Sayın Valinin yazmış olduğu yazıdır. Daha
önceki valinin yolsuzluklarını örtbas eden Hükûmet, böylesi toplum faydasına
çalışan bir valiye destek sunacak mı sunmayacak mı, merak ediyoruz;
konteynerlerde eksi 20’lere varan soğuklarda yaşamını…
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÖZDAL ÜÇER
(Devamla) - …devam ettiren ailelerin barınma sorununu bu Hükûmet çözecek mi
çözmeyecek mi, merak ediyoruz.
Selamlar,
saygılar. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Gündem dışı
ikinci söz, İstanbul’da yaşanan otopark sorunu hakkında söz isteyen İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal’a aittir.
Buyurun Sayın
Tanal. (CHP sıralarından alkışlar)
2.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, İstanbul’da
yaşanan otopark sorununa ilişkin gündem dışı konuşması
MAHMUT TANAL
(İstanbul) – Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; televizyonları başında
bizi dinleyen vatandaşlarımızı ve yüce heyetinizi en içten saygılarımla
selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, otopark tabii ki Ankara’nın sorunu, İstanbul’un sorunu; can
alıcı ve can yakıcı bir olay. İmar Kanunu’nun 37’nci maddesi uyarınca bina yeri
ayrılmadıkça yapı ruhsat izni verilmez. 44’üncü maddeye göre, yapı yapıldıktan
sonra eğer otopark tahsis edilmemiş ise yine yapı kullanma izni verilmez. Aynı
zamanda, eğer otopark yeri uygun değilse, müsait değilse, otopark parasını
yatırmak kayıt ve şartıyla ancak yapı izni verilir ve kullanma izni verilir.
Şimdi, gerek
Ankara’da gerek İstanbul’da büyükşehir belediyelerinin yaptığı olay şu:
Topladığı bu paraları yani otopark yeri müsait olmayan binalarla ilgili olarak
vatandaşımızdan topladığı paraları ilçe belediyeleri büyükşehir belediyelerinin hesabına gönderiyor.
Büyükşehir belediyelerinin de her ilçenin adına bankada ayrı ayrı hesap açması
lazım. Otopark Yönetmeliği der ki: Bu açılan hesabın da faizli olması lazım ve
toplanılan bu paralarla, o bölgede halkın yararlanabileceği, kullanabileceği
ücretsiz bölge otoparkları yapmak zorundadır. Ama uygulama bu şekilde mi? Bu
şekilde değil. Uygulama nedir? Kamuya ücretsiz olarak tahsis edilmiş olan
yollar ve sokaklar daraltılarak otopark olarak kullanılıyor. Bununla ilgili
gerek İstanbul’da gerek Ankara’da açmış olduğumuz, caddelerin ve sokakların,
kamuya tahsis edilmiş olan yerlerin ücretsiz olarak kullanılmasına ilişkin hem Ankara’da
hem İstanbul’da açmış olduğumuz idare mahkemesindeki davalarda idare
mahkemeleri şöyle bir karar verdiler: “Yollar ve sokaklar, caddeler
daraltılarak otopark olarak kullanılamaz.” Netice itibarıyla, bu her iki karar
büyükşehir belediyelerine tebliğ edildiği hâlde, İdari Yargılama Usulü
Kanunu’nun 28’inci maddesi uyarınca otuz gün içerisinde yerine getirmesi
gereken idare, bugüne kadar yerine getirmemiştir. Bununla ilgili sayın
bakanlığı da göreve davet ediyoruz. Sizden istirham ediyorum yani yürütme
organını… Anayasa’mızın 138’inci maddesi uyarınca ve Anayasa’nın yine ilgili
maddeleri uyarınca mahkeme kararları yürütmeyi, yasamayı, idarelerin tamamını
bağlar. Ankara Büyükşehir Belediyesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ücretsiz
olarak bu cadde ve sokakların otopark olarak kullanılmasına ilişkin Danıştaydan
geçmiş 2 tane kararı yerine getirmiyor Sayın Bakan. Yani, yürütme olarak benim
sizlerden istirhamım şu: Yürütme organı olarak bu mahkeme kararlarının yerine
getirilmesini sağlayın. Ben cumhuriyet başsavcılıklarına suç duyurusunda
bulundum. Sizler bu görevlerini yerine getiren savcıları, polisleri görevden
aldığınız için bu makamlar sizlerden de çekiniyor. Onun için, sizi hakikaten
artık halka havale ediyoruz.
Eğer bu dünyada
hepimizin gözünün önünde Allah herkesin bu hesabını vermiş olsaydı, eğer
bazılarını mezara kabul etmemiş olsaydı bu görevini yapmayan, yolsuzluğa,
rüşvete, yargı kararlarını yerine getirmeyenleri ve bu kararları
engelleyenleri… Gerçekten, kararı yerine getirmek isteyen namuslu, dürüst kamu
görevlisi olan polisine, savcısına sahip çıkması gerekiyor. Bu anlamda halkın,
kamuyu bu şekilde zarara uğratan, mahkeme kararlarını engelleyen, mahkeme
kararlarını yerine getirmeyen, bunların âdeta dosyalar arasında bir süs olarak
bırakılmasını sağlayan Hükûmete halkın baskı yapmasını istiyoruz. Halkın o
bölgeye giden milletvekillerine ücretsiz olan cadde ve sokaklarda niçin para
alıyorsunuz? Yani, bu kutulara doldurduğunuz paralar, elbise askılarına
doldurduğunuz paralar, bir evde bulunan 6 tane kasaya doldurduğunuz paralar
yetmiyor da cadde ve sokaklara mı sıra geldi?
Halkın bu hesabı
sorması amaç ve dileğiyle söz almıştım. Söz veren Sayın Başkana teşekkür
ediyorum.
Hepinize
saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Gündem dışı
üçüncü söz, Azerbaycan Hüzün Günü münasebetiyle söz isteyen Adana Milletvekili
Necdet Ünüvar’a aittir.
Buyurun Sayın
Ünüvar.
3.- Adana Milletvekili Necdet Ünüvar’ın, 20 Ocak Azerbaycan
Hüzün Günü’ne ilişkin gündem dışı konuşması
NECDET ÜNÜVAR
(Adana) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlar, dün 20 Ocaktı. 20 Ocak Türk dünyası için çok önemli bir tarihtir; 20
Ocak 1990 Bakü katliamının yapıldığı bir tarihtir; 20 Ocak acıdır, gözyaşıdır,
hüzündür.
Değerli
arkadaşlar, Türkiye ve Azerbaycan’ın içinde bulunduğu coğrafya âdeta bir hüzün
ve acı coğrafyasıdır. Bu acı gerçekle neredeyse her gün karşılaşıyoruz. Bakın,
dün televizyonlara, bugün gazetelerin 1’inci sayfalarına yansıyan Suriye’den
insanlık dışı vahşet görüntüleri coğrafyamızdaki acının, gözyaşının maalesef
devam ettiğini gösteriyor. Benzeri vahşetler 1990’lı yılların başında Bakü,
Karabağ, Hocalı, Kelbecer gibi Azerbaycan topraklarında, Azeri kardeşlerimize
yönelik olarak işlendi.
20 Ocak 1990
tarihinde, kendileri kadar soğuk tankları, tüfekleri, toplarıyla Bakü’ye giren
Sovyet ordusu özellikle tüm halkın uykuda olduğu soğuk bir geceyi seçmiş ve
halkın en zayıf anından faydalanmak istemişlerdir. Azerbaycan halkının içindeki
bağımsızlık ateşinin sıcaklığı soğuk tankları, soğuk geceyi asla hissettirmemiş
ve ellerine aldıkları baltalarla ve sopalarla işgale karşı direnmişlerdir.
Bakü’ye vahşice saldıranların, ateş edenlerin hesaplayamadığı şey aslında bu
saldırıların Bakü’de, Azerbaycan’da bağımsızlık ateşini tetiklemesiydi. 20 Ocak
1990’daki Bakü, 26 Şubat 1992’deki Hocalı katliamından kısa bir zaman sonra
Azerbaycan bağımsızlığına kavuştu ve yüce Yaradan’a şükürler olsun ki
Azerbaycan bugün Güney Kafkasya’nın yükselen yıldızı.
Hiçbir
bağımsızlık bedelsiz olmaz, hiçbir gayret de karşılıksız kalmaz. Nitekim,
değerli arkadaşlar, bu çabaların neticesinde, bugün, Azerbaycan, gerçekten
bölgesinin en önemli ülkelerinden biri olarak karşımızda.
ORHAN DÜZGÜN
(Tokat) – Azerbaycan bayraklarını Bursa Stadı’na sokmadınız, ne çabuk
unuttunuz!
NECDET ÜNÜVAR
(Devamla) – Türk ve İslam dünyası pek çok hüznü ve acıyı 20’nci asırdan 21’inci
asra taşıdı. Taşıdı diyorum zira, zulmü, katliamı yapanlar belli oldu. Hatta
gazete ve televizyon röportajlarıyla, yazdıkları kitaplarla itiraf ettikleri
hâlde hâlâ yargı önüne çıkmadılar. Bırakın cezalandırılmayı, bir kısmı
ödüllendirildi. 1990 Ocak ayında Rus tankları Bakü’ye girdi, aynı yıl Gorbaçov
Nobel Barış Ödülü aldı. Ama adaletin er veya geç gerçekleşeceğine inanıyoruz.
Bize düşen, acıları unutmamak ve unutturmamaktır, onları hayırla, Fatiha’yla,
rahmetle anmaktır.
Sayın Başkanım,
müsaadenizle, ben karanfillerle geldim, aslında amacım bir eylem yapmak değil.
Biz Bakü’ye gittiğimiz zaman Türk şehitliğine ve 20 Ocak katliamında hayatını
kaybeden Azerbaycanlı kardeşlerimizin mezarlarına birer tane karanfil koyarız.
Onun için, Parlamentonun duyarlılığını göstermek adına da sembolik olarak bu
karanfilleri o kardeşlerimizin ruhuna ithaf ediyorum.
LÜTFÜ TÜRKKAN
(Kocaeli) – Eskiden dua gönderirdik, artık karanfil mi gönderiyoruz Sayın
Milletvekilim?
AHMET ARSLAN
(Kars) – Duayı zaten gönderiyor.
NECDET ÜNÜVAR
(Devamla) – Dua da gönderiyorum Sayın Türkkan, “Fatiha’yla, rahmetle anarız.”
dedim ama herhâlde kaçırdınız.
LÜTFÜ TÜRKKAN
(Kocaeli) – O arada duymamışım.
NECDET ÜNÜVAR
(Devamla) – İşinize gelmeyeni duymuyorsunuz demek ki.
20’inci asırdan
21’inci asra sadece hüzün taşınmadı, aynı zamanda bir de hasret taşındı.
Karabağ yirmi yıldır özgürlük hasretiyle yanıp tutuşuyor. İnşallah bu hasreti
dindirmek için de bizler gayret edeceğiz. Bize düşen, birlik ve beraberliktir,
bunlarla mücadele etmektir. Biz el ele verirsek inşallah hem Türkiye hem Azerbaycan
daha güçlü olacaktır. Böylece, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Azerbaycan’ın
hüznü, hüznümüz; sevinci sevincimizdir.” vecizesi ve Haydar Aliyev’in “Tek
millet, iki devlet.” sözü de hayata geçmiş olacak. Tek millet, iki devlet, tek
yürek olması için kalplerimizin de aynı şekilde çarpması gerekiyor.
Merhum Mehmet
Akif Ersoy ne güzel söylemiş:
“Girmeden tefrika
bir millete, düşman giremez;
Toplu vurdukça
yürekler, onu top sindiremez.”
Bu vesileyle,
Azerbaycan’da, Karabağ’da, Hocalı’da, Suriye’de, Filistin’de ve 20 Ocak
katliamında hayatını kaybeden Azerbaycanlı kardeşlerimize Cenab-ı Hak’tan
rahmet diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Gündeme
geçiyoruz.
Başkanlığın Genel
Kurula sunuşları vardır.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığının…
ALİ ÖZGÜNDÜZ
(İstanbul) – Sayın Başkan…
YUSUF HALAÇOĞLU
(Kayseri) – Sayın Başkanım…
LÜTFÜ TÜRKKAN
(Kocaeli) – Grup Başkanlarına da bu konuda söz verecek misiniz?
YUSUF HALAÇOĞLU
(Kayseri) – Bu konuda, Azerbaycan’la ilgili…
BAŞKAN – Ama,
Sayın Başkan, girmediniz ki.
Bir saniye, şu
tezkereyi okutturayım, ondan sonra…
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığının bir tezkeresi vardır, okutup bilgilerinize
sunacağım.
V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Tezkereler
1.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, Hırvatistan
Parlamentosu Tarım Komisyonu Başkanı Franjo Lucic’in vaki davetine icabetle
27-30 Ocak 2014 tarihlerinde Hırvatistan’a resmî bir ziyaret gerçekleştirmesi
Genel Kurulun 7/1/2014 tarihli 43’üncü Birleşiminde kabul edilen Tarım, Orman
ve Köyişleri Komisyonu Başkanı İbrahim Yiğit başkanlığında Komisyon üyelerinden
oluşacak heyeti oluşturmak üzere siyasi parti gruplarının bildirmiş olduğu
isimlere ilişkin tezkeresi (3/1364)
17/01/2014
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Genel Kuruluna
Tarım, Orman ve
Köyişleri Komisyonu Başkanı İbrahim Yiğit Başkanlığında Komisyon üyelerinden
oluşan bir heyetin, Hırvatistan Parlamentosu Tarım Komisyonu Başkanı Franjo
Lucıc'in vaki davetine icabetle, 27-30 Ocak 2014 tarihlerinde Hırvatistan'a
resmî bir ziyaret gerçekleştirmesi hususu Genel Kurulun 7 Ocak 2014 tarihli
43'üncü Birleşiminde kabul edilmiştir.
28/3/1990 tarihli
ve 3620 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi
Hakkında Kanun'un 2'nci maddesi uyarınca heyeti oluşturmak üzere siyasi parti
gruplarının bildirmiş olduğu isimler Genel Kurulun bilgilerine sunulur.
Cemil
Çiçek
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
Seyfettin Yılmaz (Adana)
Hüseyin Samani (Antalya)
İlhan Demiröz (Bursa)
Mehmet Öntürk (Hatay)
İbrahim Yiğit (İstanbul)
BAŞKAN –
Bilgilerinize sunulmuştur.
Sayın Halaçoğlu, buyurun.
Sisteme
girmediniz.
MUHARREM İNCE
(Yalova) – Bizim de grup adına Sayın
Özgündüz…
BAŞKAN – Siz
girin efendim.
MUHARREM İNCE
(Yalova) – Ben gireyim, Özgündüz konuşsun.
BAŞKAN – Hayır,
lütfen, biliyorsunuz benim uygulamamı. Siz girin, sizin yerinize
konuşturacağım.
MUHARREM İNCE
(Yalova) – Efendim, Grup Başkan Vekilinin vekili. Grubumuz adına…
BAŞKAN – Peki.
Sayın Halaçoğlu, buyurun.
VI.- AÇIKLAMALAR
1.- Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu’nun, 20 Ocak Azerbaycan Hüzün Günü’ne ilişkin
açıklaması
YUSUF HALAÇOĞLU
(Kayseri) – Teşekkür ederim Sayın
Başkanım.
19-20 Ocak 1990
gecesi, sözde, Ermenileri korumak için Bakü’ye giren Sovyet tanklarının önünde duran
Azerbaycan Türk gençlerinden 143 kişi acımasızca şehit edildiler. Olay, daha
önce Ermenistan’dan kovulan Türklerin Bakü’de Ermeni mahallerini kuşatmasına
karşılık iddiasıyla gerçekleştirildi. “Kara Ocak Katliamı” olarak tarihte
yerini olan bu durum, Azerbaycan’da bağımsızlığın gelişmesinde, bağımsızlık
fikrinin gelişmesinde önemli rol oynadı.
Hayatını kaybeden
tüm Azerbaycan gençlerine Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı diliyorum.
BAŞKAN – Evet,
teşekkür ediyorum.
Sayın İnce,
buyurun.
Sayın Özgündüz’e
verdiniz.
Buyurun.
2.- İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz’ün, 20 Ocak Azerbaycan Hüzün Günü’ne ilişkin
açıklaması
ALİ ÖZGÜNDÜZ
(İstanbul) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Evet, yirmi dört
sene önce bugün, Azerbaycan’ın bağımsızlığını isteyen ve bu amaçla Azadlık
Meydanı’nı dolduran Azerbaycan halkı üzerine o zamanki Sovyet Sosyalist
Cumhuriyetler Birliği’nin Kızıl Ordu’su girerek halkı katletti. O şehitler,
bugün, bizim Türk şehitliğinin yanında, Şehitler Hiyabanı’nda nur içinde
yatıyorlar. Onların sayesinde bugün, bağımsız Azerbaycan, Kafkasya’nın yıldızı
olarak parlamaktadır. Dolayısıyla, bu vesileyle, şehitleri rahmet ve minnetle
anıyorum.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Komisyondan
istifa tezkeresi vardır, okutuyorum:
V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
B) Önergeler
1.- Niğde Milletvekili Ömer Selvi’nin, Avrupa Birliği Uyum
Komisyonu üyeliğinden istifa ettiğine ilişkin önergesi (4/142)
TBMM Başkanlığına
Avrupa Birliği
Uyum Komisyonu üyeliği görevimden istifa ediyorum. Gereğini bilgilerinize
saygılarımla arz ederim.
Ömer
Selvi
Niğde
BAŞKAN –
Bilgilerinize sunulmuştur.
Meclis
araştırması açılmasına ilişkin üç önerge vardır, okutuyorum:
C) Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 19
milletvekilinin, öğrenci ve öğrenci yakınları tarafından öğretmenlere uygulanan
şiddetin sebeplerinin ve sonuçlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/824)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Bir kısım öğrenci
ve öğrenci yakınları tarafından öğretmenlerimize ve eğitimcilerimize uygulanan
şiddetin sebepleri ve sonuçlarının araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla, aşağıda belirtilen gerekçelerle Anayasa'mızın 98’inci,
Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nün 104’üncü ve 105’inci maddeleri
gereğince Meclis araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.
1) Mehmet Şandır (Mersin)
2) Yıldırım Tuğrul Türkeş (Ankara)
3) Oktay Vural (İzmir)
4) Celal Adan (İstanbul)
5) Sümer Oral (Manisa)
6) Adnan Şefik Çirkin (Hatay)
7) Ahmet Kenan Tanrıkulu (İzmir)
8) Ali Öz (Mersin)
9) Muharrem Varlı (Adana)
10) Sinan Oğan (Iğdır)
11) Hasan Hüseyin Türkoğlu (Osmaniye)
12) Alim Işık (Kütahya)
13) Mustafa Kalaycı (Konya)
14) Ali Uzunırmak (Aydın)
15) Necati Özensoy (Bursa)
16) Reşat Doğru (Tokat)
17) Emin Haluk Ayhan (Denizli)
18) Cemalettin Şimşek (Samsun)
19) Yusuf Halaçoğlu (Kayseri)
20) Ruhsar Demirel (Eskişehir)
Gerekçe:
“Bir harf
öğretenin kırk yıl kölesi olurum.” diyen Hazreti Ali’nin sözü ile kutsanmış
olan öğretmenlerimiz, ebeveynlerinden sonra bir insanın hayatını şekillendiren
en önemli varlıktır. Geçmişte “Eti senin kemiği benim.” diyerek çocuğumuzu
emanet ettiğimiz öğretmenlerimiz, öğrencileri disipline etme konusunda eskisi
kadar başarılı olamamaktadırlar.
Eğitim
disiplinini bozan öğrencilerin varlığı duyulduğunda öğretmenleri ve okul
idarecilerini bu konuda bir şey yapmamakla suçlayan öğrenci yakınları, söz
konusu durum kendi çocukları ile ilgili olduğunda eğitim kurumunun verdiği
karar ve uyarılara karşı gelmektedirler.
Öğretmenleri
koruyan bir mevzuat bulunmaması, daha doğrusu toplumumuzun neredeyse kutsal
saydığı eğitmenlik mesleğini icra edenlerin korunmaya muhtaç bir mevzuatı
akıllara getirmemesi, öğretmenlerimizin birçok alanda elini kolunu
bağlamaktadır.
Öğretmenlik gibi
saygın bir mesleği yapmaya çalışanlar, bir yandan geçim telaşındayken bir
yandan da çocuklarının hatalarını görmezden gelerek suçluyu öğretmen ilan eden
velilerle uğraşmak durumunda kalmaktadırlar. Öyle ki birçok durumda öğrenci
yakınları, işi, öğretmenleri ve okul yönetimini darbetmeye, bıçakla yaralamaya
kadar götürmektedirler.
Ne yazık ki
birçok öğretmen bu durum karşısında çaresiz kalmakta, disiplinsiz öğrenciyi
değil disiplin kuruluna sevk etmeyi, uyarıp uyarmamakta bile tereddüt
yaşamaktadır.
Ebeveynlerinin
kendi yanlarında durduğunu bilen öğrencilerin, zaman zaman darbetme ve şiddet
uygulama işini kendisi ya da arkadaşlarıyla beraber yapması artık gazetelerin
rutin haberlerinden olmaya başlamıştır.
Şiddetin
önlenmesi için okullar en önemli merkezler, öğretmenler de en önemli eğiticiler
olması gerekirken neredeyse şiddetin merkezi okullar, şiddete maruz kalanlar da
öğretmenler olmaktadır.
Öğretmenlik
mesleği saygın ve kutsal bir meslek olarak düşünülürken öğretmenlerimizin
düştüğü ya da düşürüldüğü bu durumu, toplumda sorumluluk sahibi herkesin bir an
durup düşünmesi gerekmektedir. Nerede bir yanlışlık yapıldı da bu hâle gelindi?
Asıl görevi
eğitmek olan öğretmenlerimizin eğitim konusunu bir kenara bırakarak ders
saatini doldurmaya çalışan bir birey hâline dönüşmesi, toplumun temeline
dinamit konması ile eş değer hâldedir.
Yukarıda
açıkladığımız sebeplerle, bir kısım öğrenci ve öğrenci yakınları tarafından
öğretmenlerimize ve eğitimcilerimize uygulanan şiddetin sebepleri ve
sonuçlarının araştırılarak alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla
Anayasa’nın 98'inci, TBMM İçtüzüğü’nün 104 ve 105'inci maddeleri gereğince
Meclis araştırma komisyonu kurulmasını arz ve teklif ederiz.
2.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 19
milletvekilinin, öğretmenlerin hayat standartlarındaki menfi değişiminin
sebeplerinin ve sonuçlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/825)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
İnsanı
şekillendiren, insanın geleceğini ve dolayısıyla toplumun geleceğini
yönlendiren öğretmenlerimizin geçmişten günümüze hayat standartlarındaki menfi
değişiminin sebepleri ve sonuçlarının araştırılarak alınması gereken
tedbirlerin belirlenmesi amacıyla, aşağıda belirtilen gerekçelerle
Anayasa'mızın 98'inci, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nün 104'üncü ve
105'inci maddeleri gereğince Meclis araştırması açılmasını arz ve teklif
ederiz.
1) Mehmet Şandır (Mersin)
2) Yıldırım Tuğrul Türkeş (Ankara)
3) Oktay Vural (İzmir)
4) Celal Adan (İstanbul)
5) Sümer Oral (Manisa)
6) Enver Erdem (Elâzığ)
7) Ali Öz (Mersin)
8) Cemalettin Şimşek (Samsun)
9) Mesut Dedeoğlu (Kahramanmaraş)
10) Emin Çınar (Kastamonu)
11) Adnan Şefik Çirkin (Hatay)
12) Ahmet Kenan Tanrıkulu (İzmir)
13) Muharrem Varlı (Adana)
14) Sinan Oğan (Iğdır)
15) Hasan Hüseyin Türkoğlu (Osmaniye)
16) Alim Işık (Kütahya)
17) Mustafa Kalaycı (Konya)
18) Ali Uzunırmak (Aydın)
19) Necati Özensoy (Bursa)
20) Ruhsar Demirel (Eskişehir)
Gerekçe:
Eğitim meselesi,
eğitimcisi, idarecisi, eğitim alan kesimi ve bunların mekânlarıyla topyekûn bir
sistemdir. Alınan ve verilen hizmet süresine bakıldığında, insan hayatının çok
büyük bir bölümü bu sistem içinde geçmektedir. İnsanlar eğitim hayatlarını tamamlasalar
dahi, eğitim döneminde aldıkları bilgi ve görgüleri ile yaşamlarını idame
ettirmektedirler.
Diğer yandan,
kişilerin kendi eğitim öğretim hayatı tamamlansa bile aile çevresinden en az
birinin eğitim süreci yeniden başlamaktadır. Bu yönüyle de insan hayatının her
aşaması eğitimle ilgilidir.
Okula her
başlayan minik yürekler "Büyüyünce ne olacaksın?" yönündeki sorulara,
genellikle örnek aldıkları öğretmenlerini göz önüne getirerek "Öğretmen
olacağım." diye cevap verirler.
Bu yaştaki bu
istek masumane, saf ve en temiz istektir çünkü o yaşta maddiyatçı düşünce bu
çocukların var ettikleri evrenlerinde henüz kendine yer bulmamıştır. Yıllar
geçtikçe öğretmen olma düşüncesi yavaş yavaş kaybolmakta, birçok öğrenci ne iş
yaptığını bilmediği ancak toplumda saygın olduğunu düşündüğü mesleklere doğru
yönelmeye başlamaktadırlar.
Öğretmenler
elbette toplumda en saygın yerdedirler, ne yazık ki günümüzde saygınlık artık
maddiyatla ölçülür hâle gelmiştir.
Öğretmenlik
mesleğinde daha az ücretle geçinme kaygısı sebebiyle, belki de hiç istemediği
hâlde puanı yüksek olduğu gerekçesiyle diğer meslekleri seçenler çoğalmaktadır.
Üniversitelerin
öğretmen yetiştiren bölümleri ise boşta kalmamak için seçilen bölümler olarak
kabul görmektedir.
Kutsal bir meslek
olarak addedilen öğretmenlik, yapılan yanlış uygulamalar sebebiyle bu duruma
getirilmiştir.
Bir mühendisin
birkaç metali bilgi ve görgüsüyle şekillendirmesine biçilen kıymet, dünyanın en
zor işlemi olan bir insanın şekillendirmesini başaran öğretmene biçilen
kıymetten daha fazladır.
Bir doktorun,
mühendisin, askerin, hâkimin, savcının kendisini yetiştiren öğretmeninin
kazandığından daha fazlasını kazanması, anlam yüklenemeyen bir çelişki olarak
ortaya çıkmaktadır.
Hükûmet
temsilcilerinin, toplumun hangi kesiminden gelirse gelsin ücretle ilgili
taleplerini "Beğenen çalışır, beğenmeyen olursa bu ücrete çalışmaya razı
çok insan var." şeklindeki sözleri ile reddetmesi, yarayı sarmaktan daha
çok yaranın kangrene dönüşmesini tetikleyecek tavırlardır.
Eğitimcilerimiz,
666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kamuda yapılan "eşit işe
eşit ücret" düzenlemesinde öğretmen ve öğretim elemanlarını kapsam dışında
tutulduğundan bahsetmekteler ve ek ödemeden yararlandırılmadığı
iddiasındadırlar.
2004-2012 yılları
arasında bazı meslek gruplarında çalışanların aylıklarında yüzde 175-yüzde 230
artış olmasına rağmen öğretmenlerin aylıklarındaki artışın yüzde 154 ile
sınırlı kaldığı da ayrıca iddia edilmektedir.
Bu durumu da şu
çarpıcı dille vurgulamaktadırlar: "Eğitimciler, mevcut maaşları ile bırakın
öğrencileri ve eğitimi geleceğe taşımayı, kendilerini gelecek aya bile
taşıyamamaktadırlar."
Bu gerekçelerle,
Anayasa'mızın 98'inci, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nün 104'üncü ve
105'inci maddeleri gereğince Meclis araştırması açılmasını arz ve teklif
ederiz.
3.- Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel ve 20
milletvekilinin, zihinsel engelliler bakım ve rehabilitasyon merkezlerinde
verilen bakım hizmetlerinin nitelik ve yeterliliğinin araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/826)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Zihinsel engelli
bakım ve rehabilitasyon merkezlerinde verilen bakım hizmetlerinin nitelik ve
yeterliliğinin değerlendirilmesi ve hizmetle ilgili denetim yöntemlerinin
belirlenmesi için gerekli önlemlerin alınabilmesi amacıyla Anayasa’mızın
98’inci, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nün 104’üncü ve 105’inci
maddeleri gereğince Meclis araştırması açılması için gereğini saygılarımızla
arz ederiz.
1) Ruhsar Demirel (Eskişehir)
2) Celal Adan (İstanbul)
3) Reşat Doğru (Tokat)
4) Oktay Öztürk (Erzurum)
5) Enver Erdem (Elâzığ)
6) Ali Öz (Mersin)
7) Sümer Oral (Manisa)
8) Alim Işık (Kütahya)
9) Muharrem Varlı (Adana)
10) Ahmet Kenan Tanrıkulu (İzmir)
11) Oktay Vural (İzmir)
12) Yıldırım Tuğrul Türkeş (Ankara)
13) Cemalettin Şimşek (Samsun)
14) S. Nevzat Korkmaz (Isparta)
15) Mesut Dedeoğlu (Kahramanmaraş)
16) Emin Çınar (Kastamonu)
17) Adnan Şefik Çirkin (Hatay)
18) Ali Halaman (Adana)
19) Atila Kaya (İstanbul)
20) Ali Uzunırmak (Aydın)
21) Mehmet Şandır (Mersin)
Gerekçe:
Devlet
kurumlarına veya denetiminin devlet tarafından yapıldığı bilinen kurumlara
emanet edilen zihinsel engelli bireylerin bakımevlerinde bakım hizmetini
yürüten kişilerce kötü uygulamalara maruz bırakıldığına dair görüntüler zaman
zaman basında yer almakta, gerekli soruşturmanın yapıldığı ve önlemlerin
alındığı konusunda ilgili kişi, kurum veya bakanlar tarafından açıklamalar
basına yansımaktadır.
Son yaşanan olay
da, Eskişehir Zihinsel Özürlü Kadınlar Bakım ve Rehabilitasyon Merkezinde bakım
hizmeti alan bir vatandaşımızın iddiaya göre aşırı susuzluktan böbrek
yetmezliğine girmesi ve hayatını kaybetmiş olması bakım ve rehabilitasyon
merkezlerindeki hizmetlerin niteliği ve yeterliliği ile ilgili endişeleri
tekrar su yüzüne çıkarmış, aslında hayatları çalışanların bilgi, beceri ve
vicdanlarına emanet edilen zihinsel engellilerle ilgili endişelerin yersiz
olmadığını bizlere tekrar göstermiştir.
Zihinsel engelli
bireylerin ailelerinin psikolojik, sosyal, ekonomik güçlükler içinde olması
dışında özellikle yetişkin zihinsel engellilerin anne, babalarını kaybetmeleri
gibi durumlarda yatılı bakım ve rehabilitasyon hizmeti bir tercihten çok
zorunluluk hâline gelmektedir.
Zihinsel engelli
bireylerin ihtiyaçlarını fark edememeleri ve anlatımda yaşanan problemler
nedeniyle bağımlılıkları artmakta ve bakım hizmetini yürüten kişilere daha
fazla sorumluluk yüklenmektedir. Engelli bireylerin fizyolojik, psikolojik ve
sosyal ihtiyaçlarının karşılanması, hayati belirtilerinin takip edilmesi,
ilaçlarının zamanında verilmesi, kullanılan ilaçların toksik etkilerine yönelik
takiplerin yapılması, ortaya çıkabilecek belirtilerin gözlenerek gerekli
tedaviye en kısa sürede başlanması zihinsel engellilerin bakım hizmetlerinin
yürütülmesinde hayati öneme sahiptir.
Rehabilitasyon
hizmetlerinin niteliği ve etkinliği ile zihinsel engelli bireylerin de
bağımsızlıklarının arttırılabileceği uluslararası çalışmalarla anlatılmaktadır.
Ülkemizde ise güncel istatistiki veriler bulunmamakla birlikte, engellilik
tiplerine göre engelli sayısı ve toplam engelli sayısı bile hâlâ tartışma
konusudur.
Araştırmanın
genel amacı, zihinsel engelliler bakım ve rehabilitasyon merkezlerinde
hayatları tamamen görevli personelin vicdanına bırakılan engelli bireylere
yönelik verilen hizmetlerin niteliğinin belirlenebilmesi ve hizmet kalitesinin
sürdürülebilirliğinin sağlanabilmesi için gerekli önlemlerin alınmasıdır.
Araştırmanın alt
amaçları:
1) Ülkemizde
zihinsel engelliler bakım ve rehabilitasyon merkezlerinde bakım ve
rehabilitasyon hizmeti verilen engelli sayısını belirlemek,
2) Zihinsel
engelliler bakım ve rehabilitasyon merkezlerinde hizmet veren personel sayısı
ve meslek gruplarına göre dağılımını belirlemek,
3) Zihinsel
engelliler bakım ve rehabilitasyon merkezlerinde aldıkları bakım hizmeti
sırasında yaralanan, hastalanan ve hayatını kaybeden engelli sayısını ve
olguların nedenlerini belirlemek,
4) Zihinsel
engelliler bakım ve rehabilitasyon merkezlerinde verilen hizmetin nitelik,
yeterlilik ve kalitesini belirlemek,
5) Zihinsel
engelliler bakım ve rehabilitasyon merkezlerinde görevli personelin
hizmetlerine yönelik denetim yöntemlerini belirlemek,
6) İlgili
merkezlerdeki güvenlik tedbirleri ile güvenlik sistemlerini belirlemek.
BAŞKAN –
Bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler
gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki
görüşmeler sırası geldiğinde yapılacaktır.
Barış ve
Demokrasi Partisi Grubunun İç Tüzük'ün 19'uncu maddesine göre verilmiş bir
önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
Okutuyorum:
VII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- BDP Grubunun, BDP Grup Başkan Vekili Bingöl
Milletvekili İdris Baluken tarafından AKP’nin Suriye politikasındaki
yanlışlarının belirlenmesi amacıyla 15/10/2012 tarihinde Türkiye Büyük Millet
Meclisine verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 21 Ocak
2014 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve görüşmelerinin aynı
tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulunun
21/01/2014 Salı günü (bugün) yaptığı toplantısında, siyasi parti grupları
arasında oy birliği sağlanamadığından grubumuzun aşağıdaki önerisini, İç
Tüzük’ün 19’uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını
saygılarımla arz ederim.
İdris
Baluken
Bingöl
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
15 Ekim 2012
tarihinde Bingöl Milletvekili Grup Başkan Vekili İdris Baluken tarafından
verilen (1614 sıra no.lu) AKP'nin Suriye politikalarındaki yanlışlarının
belirlenmesi amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmiş olan Meclis
araştırma önergesinin, Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer
önergelerin önüne alınarak, 21/01/2014 Salı günlü birleşiminde sunuşlarda
okunması ve görüşmelerin aynı tarihli birleşiminde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN – Barış ve
Demokrasi Partisi grup önerisi lehinde söz isteyen Nazmi Gür, Van Milletvekili.
(BDP sıralarından alkışlar)
NAZMİ GÜR (Van) –
Teşekkürler Sayın Başkan.
Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlar, öncelikle, dün uluslararası yayın kuruluşlarının servise soktuğu ve
gerçekten hem izlemekte hem de duymakta zorluk çektiğimiz Suriye’deki işkence
görüntüleri bizi derinden sarstı. İnsanlığa karşı işlenen bu suç, kimden
gelirse gelsin, kim tarafından yapılırsa yapılsın kınamayı hem de ciddi bir
kınamayı, nefretle, şiddetle kınamayı hak eden bir davranış. Esasında,
uluslararası basının da söylediği gibi, yaklaşık 11 bin insan bu işkencelerde,
sistematik işkencelerde yaşamını kaybetmiştir. Kim bilir belki bundan çok daha
fazladır. Ele geçen yaklaşık 55 bin görüntünün varlığını, bunun kanıtı
varsayarsak ölü oranının çok da yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Bu nedenle,
Suriye’deki bütün işkence kurbanlarıyla birlikte olduğumuzu, bu işkencelerde
yaşamını yitirenlerin tamamı için yüreğimizin, kalbimizin onlarla birlikte
olduğunu, yaşamını yitirenlerin tümüne Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı
dileklerimizi buradan bir kez daha ifade etmek istiyorum.
Değerli
arkadaşlar, hiç kuşkusuz yaklaşık üç yıldır Suriye’de süren iç savaş ve bu iç
savaşın getirdiği yıkımda uluslararası güçlerin, kimi bölge devletlerinin çok
yoğun desteği ve katkısı vardır. Dolayısıyla, Suriye’de özellikle işkenceyle
katledilen 11 bin insanın kanında Suriye konusunda baştan itibaren yanlış
politika sürdüren, güden devletlerin de sorumluluğunun olduğunun bir kez daha
altını çizmek istiyorum. Esasında, gelecekte uluslararası mahkemelerde bu hesap
görülürken yani Suriye’deki işkence kurbanlarının, insanlığa karşı işlenmiş
suçların hesabı sorulurken uluslararası mahkemelerde Suriye’de işlenen bu
cinayetlerin, bu insanlık suçunun faillerinin sadece Esed ve Esed rejimi
olmadığı, onun arkasında duranların, destekleyenlerin ve bizatihi bu savaşta,
iç savaşta parmağı olan üçüncü tarafların, devletlerin de sorumluluğunu ortaya
çıkaracaktır. Bu konuda en ufak bir kuşku duymuyorum.
Bu nedenle, bir
kez daha, dün gece hepimizin kanını donduran bu görüntüleri, işkence
görüntülerini nefretle, şiddetle kınıyorum; işkence kurbanlarıyla birlikte
olduğumuzu ve esasında, orada, Suriye’de öldürülenin, katledilenin insanlık
olduğunu bir kez daha burada vurgulamak istiyorum.
Değerli
arkadaşlar, Suriye’deki iç savaşta kimi devletlerin, bölge devletlerinin
parmağı ve rolü olduğunu, yanlış politikalarının rolü olduğunu söyledik,
söylemeye devam ediyoruz, bundan sonra da söyleyeceğiz. Bunlardan biri maalesef
Türkiye’dir ve AKP Hükûmetinin baştan itibaren sürdürdüğü yanlış Suriye
politikalarıdır.
İşte, biz bu
nedenle, bugün, Suriye politikaları nedeniyle bir Meclis araştırması gereğine
inandık ve bu nedenle, grup önerimizi Meclisin bilgisine sunuyoruz. Ama
maalesef, bütün uyarılarımıza rağmen, bütün söylemlerimize rağmen,
önerilerimize rağmen Hükûmet Suriye’deki yanlış politikalarını sürdürmeye devam
ediyor. İşte, hepiniz tanık oluyorsunuz, son on gün içinde, sınır boylarında,
Adana’da, Hatay bölgesinde ve kimi, bilmediğimiz başka yerlerde tırlar,
otobüsler, içinde devlet sırrı olduğu söylenen yükleriyle birlikte yakalanıyor,
el konulmak isteniyor. Bir taraftan da bu tırların içinde ne olduğu konusunda
hiçbir bilgi, kamuoyunu gerçekten tatmin edecek hiçbir bilgi verilmiyor; öyle
ya, adı üzerinde “devlet sırrı.”
Bu konuda da
özellikle MİT’in neredeyse kargoculuğa başlaması kabul edilir bir şey değildir
değerli arkadaşlar. MİT’in göreviyle ilgili kanunu okuduğunuzda, hiçbir yerinde
ama hiçbir yerinde, özellikle Sayın Başbakanın altını dün Brüksel’e giderken
çizdiği 26’ncı maddesinde MİT’in görevleri arasında kargoculuk yoktur, MİT’in
görevleri arasında komşu bir ülkeye silah nakliyatı yapma yoktur. Yine MİT’in
görevleri arasında, “Türkmenlere gidiyor.” adı altında, oraya içinde ne olduğu
bilinmeyen ama bütün dünyanın bildiği, tahmin edeceği şeylerin olduğunu Hükûmet
her ne hikmetse açıklamaktan kaçınıyor.
Şimdi, paralel
devletle ya da kamuoyunda bilinen ismiyle “cemaat”le bir kavga olabilir, bir
iktidar kavgasına, bir rant kavgasına tutuşmuş olabilirsiniz ama bu, devletin
istihbarat örgütünü hem de uluslararası bir suça bulaştırma anlamına gelmiyor.
MİT açıkça burada suç işliyor, kendi kanununa aykırı suç işliyor. Tabii, bu,
kimi savcıların ya da Hükûmetin deyimiyle, başkalarının denetimi altında olan,
başkalarından emir alan polisin ya da savcıların işi değil arkadaşlar. Elbette
ki kimi devletlerin kimi gizli operasyonları olabilir. Bu gizli operasyonları
ama bu kadar açık yaparsanız, bir paralel devletin de içinde olduğu böyle gizli
operasyonları yapmaya çalışırsanız elbette ki sonuçları da sizin için, ülke
için son derece ağır olur.
Bir şey daha
gözden kaçıyor galiba; o da, biliyorsunuz, Suriye sınırı boyunca bir tren hattı
var -biz Kürtler oraya “serhat” ya da “binhat” deriz, “hat” deriz kısacası- bu
trenlerde de ne kadar militan taşındığı ve ne kadar silah taşındığı, ne kadar
yardım taşındığı -özellikle El Kaide bağlantılı örgütlere- orası da
karanlıktır. Günün birinde bir savcı trenin birini durdurursa bu “serhat”
bölgesinde, hiç şaşırmayalım.
Değerli
arkadaşlar, Türkiye'nin Suriye meselesinde özellikle uyguladığı ayrımcı
politikalar, sadece bir mezhebi destekler nitelikteki yaklaşımı, bazı grupları
dışta tutması, bazı gruplara ayrımcılık uygulaması kabul edilir bir tutum
değildir, bir durum değildir. Bizim isteğimiz, Hükûmetin, Suriye halklarının
tamamına dili, rengi, cinsiyeti ne olursa olsun, dinî inancı ne olursa olsun,
etnik kimliği ne olursa olsun ayrımsız yaklaşmasıdır. Özellikle burada
Kürtlerin, Süryanilerin, Asuri halkının, Ermenilerin oradaki diğer bütün bu
radikal grupların baskısı altında inim inim inleyen Suriye halkıyla dayanışma
göstermesi, sınırlarını insani yardıma açması, bu yanlış politikalardan bir an
önce vazgeçmesi bizim temel önerimiz, temel yaklaşımımızdır.
Şimdi Sayın
Başbakan Brüksel’de. Avrupa Birliği konusunda umarım somut adımlarla döner ve
özellikle bu HSYK konusunda bu büyük inadından vazgeçer. Ancak, Suriye’deki bu
meselenin de gündeme geleceğini adım gibi biliyorum değerli arkadaşlar çünkü 22
Ocakta Cenevre’de Cenevre 2 Konferansı gerçekleştirilecek -İsviçre’de- ve bu
konferansta Suriye’nin bütün demokratik dinamikleri, özellikle başta Kürtler
olmak üzere Asuriler, Süryaniler, Ermeniler dışlanmış durumda. Onların olmadığı
uluslararası bir konferansın sonuç vermeyeceğini buradan bir kez daha altını
çizerek söylemek istiyorum çünkü oranın en demokratik dinamitleri bu
konferansta masada değillerse o konferansta zorla bir araya getirtilen “Suriye
muhalefeti” denilen -tırnak içinde söylüyorum- Suriye muhalefetinin Esed’le
anlaşması, oradan somut bir ateşkes ya da çözüm önerisiyle çıkmalarının imkânı
yoktur.
Bu nedenle, bir
kez daha burada altını çiziyoruz. Kürtler, Yüksek Kürt Konseyi aracılığıyla
mutlaka kendi kimlikleriyle, kendi isimleriyle Cenevre’de olmalılar, Suriye’nin
diğer bütün halkları başta Süryani, Ermeni halkı olmak üzere diğer bütün
inançları burada olmak zorundalar. Eğer, Suriye’nin geleceği bu uluslararası
platformda konuşuluyorsa bütün bu halklar yerlerini almalıdır, temsilleri
sağlanmalıdır.
Değerli
arkadaşlar, bütün bu konularda, biz defalarca bu kürsüde birçok şeyi dile
getirdik, birçok düşüncemizi, önerimizi, eleştirimizi sıraladık. Yanlıştan
dönmek mümkündür. İşte, Katar’ın desteğiyle açığa çıkan bu görüntüler
söyleniyor ama şunu da unutmayalım: Özellikle işlenen bu ağır cinayetlerin,
muhaliflerin birbirleriyle yaptığı iç savaşta da ağır insan hakları
ihlallerinde de Katar gibi, Suudi Arabistan gibi ülkelerin de payının olduğunun
bir kez altını çiziyorum.
Genel Kurulu
sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Barış ve
Demokrasi Partisi grup önerisi aleyhinde söz isteyen Mehmet Ersoy, Sinop
Milletvekili. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MEHMET ERSOY
(Sinop) – Sayın Başkan, değerli milletvekillerimiz; Suriye’de yaşanan olaylarla
ilgili olarak Türkiye’nin tutumunun araştırılması amacıyla Barış ve Demokrasi
Partisi Grubu tarafından verilen önerinin aleyhine söz aldım. Yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekillerimiz, 2010 yılında yaşanan ve “Arap Baharı” olarak adlandırılan
gelişmeler 2011 yılı başlarında da Suriye’ye sıçramış ve bu süreci, gelişmeleri
doğru okuyamayan, basiretsiz Suriye yönetiminin acımasız tutumu yüzünden ülke
çok kısa zamanda kan gölüne dönmüştür.
Bin yıllık ortak
kültürümüzün, tarihimizin ve kardeşliğimizin verdiği sorumlulukla gelişmelerin
Suriye halkı için bir iç savaşa, acıya, ızdıraba dönüşmemesi, iyi ilişkiler
içinde olduğumuz Beşar Esed ve Suriye yönetimi üzerinde her türlü diplomatik ve
insani girişimde bulunulmuş ancak Esed yönetimi aylar öncesinde Kuzey Afrika’da
yaşanan acı olaylardan hiç ders almadığı gibi, dost tavsiye ve telkinlerine de
kulaklarını kapatmıştır. Neyi tercih etmiştir? Devletinin elinde meşru,
gayrimeşru ne kadar silah ve mühimmatı varsa kendisinden daha fazla demokrasi
ve insan hakkı istemekten başka hiçbir derdi, niyeti olmayan insanların üzerine
yağdırmaya ve şehirlerini, köylerini bir bir yakmaya, yıkmaya başlamayı tercih
etmiştir. Bütün uyarılarımıza, çağrılarımıza rağmen ne Esed zalimlikten
vazgeçmiş ne de Birleşmiş Milletler başta olmak üzere uluslararası camia ciddi
anlamda kılını kıpırdatmıştır. Esed’in her geçen gün dozunu artıran mezalimine
karşı bütün muhalif gruplar arayışa girmiş, halk bir arayışa girmiş ve
mücadeleye başlamış. Neredeyse üç yıldır süren bir kaos, kargaşa, savaş ve
felaket ülkeyi esir almış, artık Suriyeli kardeşlerimiz silahtan kurtulsalar
bile açlık ve sefaletten ölür hâle gelmişlerdir. Bugün, 130 binin üzerinde
Suriyeli bu çatışmalarda maalesef hayatını kaybetmiş, 6,5 milyon Suriyeli yerinden
yurdundan olmuş, 9 milyon Suriyeli yardıma muhtaç hâle gelmiş, 2,3 milyon
Suriyeli de komşularına sığınmak zorunda kalmıştır; içeride kalanların ise ne
evi, ne yuvası, ne ekmeği, ne aşı kalmıştır.
Hemen yanı
başımızda insanlık böyle bir dramı yaşıyorken Türkiye Cumhuriyeti de güçlü,
samimi, müşfik, kardeş, dost bir ülkenin yapması gereken neyse onu yapmaya
karar vermiş, bu acıdan etkilenen Suriyeli kardeşlerimize hem sınır içinde hem
sıfır noktada hem ülkemizde elinden gelen her türlü yardımı yapmaya gayret
etmiştir. Bugün, yaklaşık 600 bin Suriyeli ülkemizde yaşamaktadır. Bu
mültecilerin 213 bini Hatay’dan Malatya’ya kadar kurulan 22 geçici barınma
merkezinde, 12 bin konteyner, 31 bin çadırda barındırılmaktadır. Barınma
merkezlerimizde yaklaşık 12 bin kamu görevlisi görev yapmaktadır. Yine, 693
derslikte yaklaşık 46 bin öğrenciye eğitim verilmektedir. Kurulan hastanelerde
2 milyonun üzerinde poliklinik yapılmış, her türlü hizmet verilmektedir. Bugüne
kadar devlet eliyle bizzat yaptığımız harcamaların toplamı 1,6 milyar liradır.
Birleşmiş Milletler kriterlerine göre ise yapılan yardım ve hizmetlerin toplam
değeri 2,5 milyar dolardır.
Değerli
milletvekilleri, dün basında yer alan, insan olan herkesin kanını donduracak ve
yine, insan olan herkes tarafından lanetlenecek görüntüler, fotoğraflar, artık
Suriye’de hepimiz için sözün bittiği yere geldiğimizi bir kez daha
göstermiştir. Yanı başımızda, komşumuzun başında bu kadar büyük bir bela, bu
kadar gaddar, bu kadar acımasız bir zalim varken bunların maliyetlerini daha
fazla konuşmanın, o yavrucaklar ölmesin diye gönderilen tırların içinde ne
olduğunu görebilmek için kasa deliklerinden röntgencilik yapmaya çalışmanın ve
oradan elde edebileceğimiz birtakım bulgularla ülkemizi ve Hükûmetimizi dünyaya
gammazlamaya çalışmanın yerine hep birlikte, bu kanın durması için, zalimlerin
zulümlerinin karşılığını alabilmesi için uluslararası camiada verdiğimiz
mücadeleye destek verelim. Tek ve gür bir sesle zalimin karşısında durmaktan
başka bir seçeneğimizin olmadığını, asgariden insanlığımızın bunu
gerektirdiğini bir kez daha hatırlayalım.
Ben de bu
vesileyle, gerçekten, bu kadar yıldır orada yaşanan savaşta, acıda hayatlarını
kaybeden bütün Suriyelilere Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum, hepsine
sabırlar diliyorum, metanetler diliyorum, bir an evvel bu beladan
kurtulmalarını temenni ediyorum. Artık, yapacak başka hiçbir şeyin kalmadığına,
Suriye’de araştırılacak kapalı hiçbir hususun kalmadığına yürekten inanıyorum.
Bugün itibarıyla,
bu düşüncelerle BDP Grubunun önerisinin aleyhinde olduğumu belirtiyor, yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Şu andaki son durumu
nedir Hocam, “Esad” mı, “Esed” mi? Son durumu nedir? Son geldiği nokta, “Esad”
mı hâlâ, “Esed” mi?
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Barış ve
Demokrasi Partisi grup önerisi lehinde söz isteyen Ertuğrul Kürkcü, Mersin
Milletvekili.
ERTUĞRUL KÜRKCÜ
(Mersin) – Sayın Başkan, sevgili arkadaşlar; bu BDP önerisinin desteklenmesi
sadece bir tercih meselesi değil, bunun bir zorunluluk olması gerekir çünkü
hakikaten Türkiye, Suriye’yle ilgili olarak benimsediği dış siyaset ve bunu
destekleyen iç siyasetler dolayısıyla, bundan dört yıl önceyle kıyaslandığında
hem bölgede hem içeride son derece esaslı bir kredibilite, saygınlık kaybına
uğradı ve şu an için bölgenin ne tanzim edici ülkelerinden ne de barış kurucu
ülkelerinden biri olarak görünüyor.
Tabii, bunun çok
açık bir nedeni var: Bu, Suriye halklarının bugün maruz kaldığı çatışmanın,
savaşın, Amerika Birleşik Devletleri’nin Orta Doğu’da yanlış bir hesaba dayalı
olarak yeni bir güç dizilişi elde etmek üzere desteklediği bir vekâleten
savaşla ilgili. Suriye’de bir vekâleten savaşın sürdüğü apaçık ortadadır. Baas
rejiminin Suriye, Çin ve belki İran, sözüm ona muhalif güçlerin de Amerika
Birleşik Devletleri, Katar, Kuveyt, Suudi Arabistan’dan ve Türkiye’den oluşan
bir başka eksen üzerinde dizildiği apaçık ortadadır. Fakat asıl büyük mesele
şudur ki Türkiye bu savaşa boylu boyunca girerken hem bu yanlış hesabı kendi
organlarında doğru bir biçimde tartışmamıştır; ne Meclis bu konuda doğru dürüst
bir tartışma yapmıştır ne medya bu konuda doğru dürüst bir tartışmanın parçası
olmuştur.
Tıpkı Libya gibi,
tıpkı diğer Arap ülkeleri gibi Suriye’nin kısa zamanda bir iç isyanla
çökertilebileceğine dair varsayım, hepimizin gördüğü gibi, bir insani facia
pahasına doğrulanmamıştır çünkü Suriye’yle ilgili bütün bilgiler, hesaplar son
derece yanlıştır. Suriye’deki seküler rejimin tamamen bir zorlama olduğu,
bunun, Suriye’nin iç hayatının, iç dinamiklerinin bir parçası olduğu akla bile
getirilmemiştir. Çoğunluğun Sünni olduğu bir yerde, bir Alevi azınlığın
yönettiği bir ülke olarak Suriye’nin, yönetiminin kısa sürede devrileceği
düşünülmüştür ama bu kaba, sosyal realitelerle, tarihle hiçbir alakası olmayan
hesap gümlemiştir çünkü Suriye ne azınlık Aleviler tarafından yönetilen bir
ülkedir ne de Suriye’de Aleviler iktidardadır aslında, Nusayriler. Baas
rejiminin en önemli dayanaklarından bir tanesi, Şam ve Halep’in Sünni ama
seküler burjuvazisidir.
Bu çerçevede,
ayaklanma, sonunda kendi yörüngesinden çıkmış, hak ve adalet arayan halkın, bir
tek parti rejiminin yerine demokratik bir rejim kurmak için uğraştığı bir
mücadele olmaktan çıkmış, dünyanın her tarafından, hemen hemen her ülkesinden,
Batı Avrupa’dan, Amerika Birleşik Devletleri’nden, Bangladeş’ten, mağripten
maşrıktan ve tabii Türkiye’den ve tabii Irak’tan gelen binlerce, on binlerce,
“İslam mücahidi” adını kendilerine veren, büyük bölümü El Kaide ve onun bağlı
unsurlarının kontrolü altında bulunan çetelerin yürüttüğü, Suriye’yi yerle bir
eden, onun tarihî kazanımlarını yok eden bir savaşa dönüşmüştür.
Türkiye’nin bu
savaşta tuttuğu rol, ne yazık ki bir haydut devletin tutabileceğine neredeyse
yakın bir rolü olmuştur. Ne kendi ülkesinin kurumlarına ne kendi ülkesinin
kamuoyuna ne sınır boylarında yaşayan halkın iradesine değil, çok basit,
Amerika Birleşik Devletleri’nin stratejik hesaplarına bağlı bir tutum
benimsemiş, insan hakları ihlallerini göze almış ve almaya devam etmiştir.
Biraz önce, AKP sözcüsü buradan konuşuyor “Ortaya çıkan fotoğraflar ne kadar
büyük zulüm.” Doğru, o zulüm hep vardı. O zulüm, Başbakan, Esad’la birlikte
yeni bir dostluk kampanyası açtığı zaman da vardı, Suriye o zaman da özgür bir ülke değildi bu bakımdan.
Ama çatışma başladığında orduların neler yapabileceğini herkesin bilmesi
gerekir. Evet, bir ordu böyle davranır
ama onun karşısındaki muhalefetin ondan farklı davranması gerekir. Peki,
muhalefetin bu açıdan yüz ağartıcı bir durumda olduğunu kim söyleyebilir?
Herkesin kuralları ihlal ettiği, hiçbir savaş kuralının geçerli olmadığı,
hiçbir geçerli askerî hukukun yürürlükte bulunmadığı bir savaş içerisinde
Suriye bir kan deryası hâlinde almış başını gitmektedir.
Şimdi, Cenevre’de
düzenlenen görüşmeler, aslında bu hesabın, bu vekâleten savaş hesabının
tutmadığının apaçık bir kanıtıdır. Suriye rejimiyle muhalifler aynı masaya
eninde sonunda oturmak zorunda kalmışlardır. Bu kan banyosuna girmeye gerek
kalmadan Türkiye yapıcı bir diplomasiyle, yapıcı bir dış siyasetle pekâlâ bu
sonucu, bu kan deryasına girmeden sağlayabilecek siyasi ve diplomatik üstünlüğe
sahipken bu kozu elinden böylelikle kaçırdı ve şimdi, üstelik kendisini bu
savaşa sürenlerin, kendi hesaplarını Türkiye’ye dayatanların giriştikleri
arabuluculuk faaliyetlerinin sonucunda masanın da en dışında kaldı; sürece en
son dâhil edilen, fikrine en son başvurulan oldu. Avrupa Konseyi Parlamenter
Meclisinde iki yıl önceki tartışmalarda,
Türkiye'nin rolünü övgüyle karşılayan bütün parlamenterlere o zaman da söyledik
“Yanlış hesaba Türkiye’yi övgülerinizle alet etmek istiyorsunuz; sizin
hesabınız da yanlış, Türkiye’nin hesabı da yanlış.” diye. Nitekim bu çıktı
ortaya.
Şimdi, sevgili
arkadaşlar, bu, sadece Suriye’nin bir iç meselesi olarak kalmadı, Suriye’deki
iç mesele Türkiye’nin iç meselesi oldu; Hatay’da patlayan bombalar, bütün sınır
boylarındaki mülteci akınları, Hükûmet sözcüsü tarafından nüfusu 600 bini
aştığı söylenen göçmen, muhacir, bunların hiçbir statüye sahip olmadan yaşamak
zorunda kaldıkları güçlükler ve kaçınılmaz olarak sınır boylarında değişen
demografik yapı. Bu kentlerin yerli halkı bu akan göçmen yığını karşısında şimdi
kendilerinin azınlıkta kaldığı düşüncesiyle pek çok insan hakları ihlaline denk
gelebilecek ama tamamen sebepsiz olmadığını söyleyebileceğimiz karşılıklı
nefret gerilimleri içerisine girebiliyorlar. Bütün bunların bir hesaba
sığmadığı apaçık ortada değil mi?
O nedenle Barış
ve Demokrasi Partisinin bunu Meclisin baştan sona konuşması gerektiği
konusundaki ısrarını herkesten önce Hükûmet partisinin arzuyla karşılaması
lazım çünkü belki de Amerika Birleşik Devletleri’nin hesaplarından, Suudilerin
hesaplarından, Katar’ın, Kuveyt’in hesaplarından başka bir hesap yapmanın
mümkün olduğuna dair bir akıl bu Meclisin sıralarından çıkabilir. Türkiye daha
ne kadar böyle gidebilir ve ne kadar gidecektir? Üstelik, Türkiye Suriye’deki
bütün bu çatışmanın biricik olumlu eseri olan, biricik olumlu ürünü olan Rojava
Kürdistanı’nın kendi kendini yöneten seküler, demokratik, çoğulcu, öz yönetimci
bir yeni yerel yönetim kurmuş olmasını da sempatiyle değil, husumetle
karşılıyor ve onları bir an önce bulundukları mevzilerden itelemek için örtülü
harekâtlara da giriyor. O nedenle kendi iç meselemiz, Türkiye’nin içinde
cereyan eden Kürt sorunu henüz çözüm beklerken, çatışmadan çatışmasızlığa
geçmek ve bir çözüm aralığı yakalamak icap ederken hemen güneyimizde başka bir
Kürt nüfusun kendi işlerini kendi bildiği gibi çözmesine Türkiye askerî ve
siyasi yöntemlerle müdahil oluyor. Çok yönlü bir savaş içerisinde yok yere
kaynaklar tükeniyor, yok yere Türkiye tecrit ediliyor, yok yere insan hakları
sınırın her iki tarafında da ağır ihlallerle karşı karşıya.
O nedenle sevgili
arkadaşlar, yanlış hesap sadece Bağdat’tan değil, Şam’dan da döner. Her yerde
yanlış hesap eninde sonunda gelir döner de niçin Hükûmetin hırslı güç icrası,
güç ilanı hesaplarının bedelini Türkiye’nin halkları, Kürtler, Araplar, Türkler
ödesin, niçin bunun maliyetini Türkiye’nin bütçesinden ödeyelim, niçin
Türkiye’nin güvenliği için kurulmuş olan kuruluşlar başka ülkelerin iç
güvenliğini tehdit eden casusluk örgütleri hâline gelsinler?
Bir an önce bu
araştırma önergesinin kabulü yönünde oy kullanmanızı diliyorum.
Hepinizi sevgi ve
saygıyla selamlıyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Barış ve
Demokrasi Partisi grup önerisi aleyhinde söz isteyen Sinan Oğan, Iğdır
Milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)
SİNAN OĞAN
(Iğdır) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle, konuşmama
başlamadan önce, 20 Ocak 1990 tarihinde Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de Sovyet
orduları tarafından yapılan katliamı bir kez daha burada, huzurunuzda kınayarak
konuşmama başlamak istiyorum.
AKP’nin Suriye
politikasının yanlışlarını konuşuyoruz bu araştırma önergesiyle, bu önergeyle.
Yalnız, AKP’nin Suriye politikasının doğruları var mı ki acaba, doğrularının
yanında bir de yanlışlarını konuşalım? AKP’nin Suriye politikasının elle
tutulur herhangi bir yanı olmadığını ifade etmek lazım.
Dünden beri
basında Esad rejiminin işkenceyle katlettiği binlerce sivilden, binlerce
askerden ibaret resimler gösteriliyor. Hakikaten de, biraz önce Sayın Mehmet
Ersoy’un da ifade ettiği gibi, içinde birazcık insanlık kırıntısı olan herkesin
bu vahşete, bu vahşet görüntülerine elbette ki sessiz kalması düşünülemez.
Elbette bu vahşete dur demeliyiz, elbette bu vahşeti kınamalıyız ama bir o
kadar da ciğer sökenlerin, insan kafası kesenlerin ve sınırımıza kadar dayananların
uyguladığı vahşeti de kınamalıyız.
Suriye’de bugün
iktidarından muhalefetine her kesim âdeta insanlığını unutmuş bir kan gölü
içerisinde debelenip duruyor. Peki, biz ne yapıyoruz Türkiye olarak ve AKP
iktidarı olarak siz ne yapıyorsunuz? Siz bu vahşetin neresindesiniz? Bu sorunun
da burada cevabının verilmesi lazım. Eğer yanı başınızda kan akıyorsa siz o
kana… Yanı başınızda yangın varsa ve siz oraya bir kova suyla değil, bir kova
benzinle gidiyorsanız demek ki o vahşette sizin de rolünüz var, demek ki o
vahşetin içerisinde, o günahın içerisinde size de fatura edilmesi gereken bir
hisse var.
Değerli
arkadaşlar, Sayın Başbakan diyor ki: “Suriye’ye giden tırları siz hangi hakla
durdurursunuz, hangi hakla onun aramasını yaparsınız?” ve bir başka isim,
İçişleri Bakanı diyor ki: “Suriye’ye giden tırlarda oradaki Suriye
Türkmenlerine yardım yapılıyor.” Suriye Türkmenleri şimdi mi aklınıza geldi?
Peki, Suriye Türkmenleri “Bize böyle bir yardım gelmedi.” açıklamasında
bulundular, buna ne diyeceksiniz? Suriye Türkmenlerine herhangi bir şey
yaptığınız yok, bari Suriye Türkmenlerinin ismini kullanmayın, hiç olmazsa
ismini kötü emellerinize alet etmeyin. Suriye Türkmenleri bugün maalesef
sahipsiz kalmıştır. Cenevre 2 Konferansı’nda Suriye’de Araplardan sonra ikinci
en büyük topluluk olan Suriye Türkmenleri temsil edilmiyor. Peki, siz bostan
korkuluğu musunuz? Oradaki bizim kardeşlerimiz herhangi bir söz hakkına sahip
değil. Hani siz ahkâm kesiyordunuz, o bölgede her şey sizden sorulurdu. Ne
oldu? Niye Suriye Türkmenlerine sahip çıkmıyorsunuz, niye Suriye Türkmenleri
Cenevre 2’de temsil edilemiyor? Dolayısıyla da sizin Suriye Türkmeni gibi bir
derdiniz yok. Hiç olmazsa Suriye Türklerini kötü niyetlerinize alet etmeyin.
Bir faydanız yok, hiç olmazsa “Suriye Türkmenlerine silah gönderiyoruz.” deyip
hem muhaliflerin hem Esad iktidarının hedef tahtası hâline getirmeyin. Bugün,
Suriye’de kirli oyunlar tezgâhlanıyor ve siz de maalesef bu kirli oyunların bir
tarafında yer alıyorsunuz. İş o kadar çığırından çıkmış, Türkiye’nin oradaki
varlığı, gücü o kadar çok törpülenmiş ki,
IŞİD diye ifade edilen El Kaideli terör grupları, Suriye sınırına gelip
teslim olan diğer muhalif grupların silahlarını isteyecek kadar cesaret
bulabiliyorlar kendilerinde. Kaçakçılar atlarla, yüzlerce atlı birlikleri
oluşturup Türkiye sınırına hücum edebiliyorlar.
Değerli
arkadaşlar, Türkiye, hiçbir dönemde bu kadar aşağılanmamıştı, Türkiye hiçbir
dönemde sınırı bu kadar güvensiz, itibarı bu kadar yerlerde sürünmemişti,
maalesef bunu siz becerdiniz. Buradan sormak istiyorum, Suriye’de eğer kan
akıyor ise -akıyor- hem iktidarı hem muhalefeti bu kanın akmasında müsebbip,
Suriye’de iktidar şimdiye kadar niye devrilmedi biliyor musunuz. Arkasında İran
iktidarı olduğu için. Peki, İran’a uygulanan ambargoyu delerek -bakanlarınız
komisyon alarak- İran’ın Suriye’ye daha fazla silah sevk etmesine sebep olmuyor
musunuz? Oluyorsunuz.
Arkadaşlar, Mavi
Marmara baskını sonrasında İsrail’le artan ilişkilerimizi ben hayretlerle
karşılamış ve soru önergesinde bulunmuştum. Bakanınızın cevabı aynen şuydu:
“Canım, ticaret başka, siyaset başka.” Yani Gazze’de her kurşuna ticaretinizle
katkıda bulundunuz. Peki, şimdi Suriye’de akan kana aldığınız komisyonlarla
katkıda bulunup İran’ın Suriye’de daha fazla kan dökülmesine sebep olmasına
gönlünüz nasıl müsaade ediyor? “Müslümanım” diyen vatan evladı… İran’a daha
fazla silah göndermesine sebep olacak komisyonları, haram parayı nasıl
yiyorsunuz? Ayakkabı kutularındaki o haram paraların Suriye’de daha fazla kan
dökülmesine sebep olduğunu bilmiyor musunuz? Biliyorsunuz ama aslolan nedir?
Suriye’deki gariban vatandaşın kanının dökülmesi değil, ayakkabı kutularında
daha fazla dolar, daha fazla euro biriktirmektir. Onun için Suriye konusunda
samimiyetten burada bahsedemezsiniz. Siz o samimiyetinizi ayakkabı kutularının
içine gömdünüz. Burada, Suriye’de kan dökülmesini, burada insanlık zulmünü
falan geçiniz çünkü o kan sizin elinize bulaşmıştır. O kan, ayakkabı
kutularından sizin elinize bulaşmıştır, dolayısıyla da o konuları bir defa
geçin.
Maalesef,
maalesef, Suriye’de savaş devam ediyor ve bu savaşın devam etmesi küresel
güçlerin işine geliyor. Bakınız, Libya’da gittiler bir kanalizasyon çukurunda
Kaddafi’yi bulup imha ettiler. Aynı küresel güçler, Suriye’de daha fazla iç
savaş olsun ki Suriye bölünsün ve İsrail için tehdit olmaktan çıksın diye
uğraşıyorlar. Ve siz de, maalesef bu küresel oyunun bir piyonu hâlinde
Suriye’de iç savaşın devam etmesi, Suriye’nin bölünmesi için ha bire yangına
benzinle gitmeye devam ediyorsunuz.
Değerli
arkadaşlar, küresel güçler isterse Suriye’de savaşı bugün durdurabilirler ama
istemiyorlar. İlk defa Cenevre 2’de bir barış umudu doğdu, hemen diğer
kaynaklar devreye girdi. Bu resimler iki gün bekletilip Cenevre’den sonra
yayınlanmadı, Cenevre öncesinde yayınlandı ki “Aman, birden olur da barış
gelir.” endişesiyle hemen yayınladılar. Siz de üzerine atladınız ve barışın, Suriye’de, bütün yollarını
tıkadınız. Türkiye olarak bizim
Suriye’de yapacağımız şey barışa destek olmak arkadaşlar, orada daha fazla kan
dökülmesine değil. Suriye’de bizim yapmamız gereken bölgeye silah gönderen
devletlerin yolunu kesmek, ayakkabı kutularına komisyonları doldurmak ve daha
fazla insanın kanının dökülmesine sebep olmak değil.
Bu sebeple,
Suriye politikanız baştan sona yanlış. Sadece Suriye politikanız mı? Elbette
değil. “Sıfır sorun” diye yola çıktığınız ve maalesef, Türkiye’nin önüne
sorunlar yumağı, onlarca yıl çözülemeyecek sorunlar yumağı getirdiğiniz dış
politika yanlışlarınız, baştan sona dış politika yanlışlarınız burada
konuşulmalı.
Dış politikada
Suriye dâhil olmak üzere Yüce Meclise
hesap vereceğiniz günler yakındır diyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Barış ve
Demokrasi Partisi grup önerisini oylarınıza sunuyorum…
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından
bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MUHARREM İNCE
(Yalova) – Yoklama istiyoruz.
BAŞKAN – Yoklama
talebi var, yerine getireceğim.
Sayın İnce, Sayın
Aslanoğlu, Sayın Tanal, Sayın Sarı, Sayın Çıray, Sayın Nazlıaka, Sayın Acar,
Sayın Özkan, Sayın Oyan, Sayın Ekinci, Sayın Toptaş, Sayın Koç, Sayın Toprak,
Sayın Danışoğlu, Sayın Bilgehan, Sayın Korutürk, Sayın Gök, Sayın Akova, Sayın
Türmen ve Sayın Öz.
BAŞKAN – İki
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri,
toplantı yeter sayısı yoktur.
Birleşime beş
dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 16.39
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 16.51
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Muharrem IŞIK (Erzincan), İsmail KAŞDEMİR
(Çanakkale)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 49’uncu Birleşiminin Üçüncü
Oturumunu açıyorum.
Barış ve
Demokrasi Partisi Grubu önerisinin oylanmasında toplantı yeter sayısı
bulunamamıştı.
III.- YOKLAMA
BAŞKAN – Şimdi yoklama işlemini tekrarlayacağım.
Yoklama için iki
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN – Sayın
Milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
1.- BDP Grubunun, BDP Grup Başkan Vekili Bingöl
Milletvekili İdris Baluken tarafından AKP’nin Suriye politikasındaki
yanlışlarının belirlenmesi amacıyla 15/10/2012 tarihinde Türkiye Büyük Millet
Meclisine verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 21 Ocak
2014 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve görüşmelerinin aynı
tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN - Barış ve
Demokrasi Partisi grup önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Milliyetçi
Hareket Partisi Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş bir
önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
Okutuyorum:
2.- MHP Grubunun, 21/1/2014 tarih ve 2421 sayı ile İzmir
Milletvekili Oktay Vural, Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ve Ankara
Milletvekili Zühal Topcu tarafından sürekli değişen ve gelişen bilim dünyasında
Türkiye’nin de adının geçmesi için akademisyenlerin özlük hakları ile ilgili
durumlarının uluslararası ve ulusal arenada detaylı bir şekilde araştırılması
ve bu hususlarda çözüm üretilmesi amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 21
Ocak 2014 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve görüşmelerinin aynı
tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
21/01/2014
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma
Kurulu'nun 21 Ocak 2014 Salı günü (bugün) yaptığı toplantısında, siyasi parti
grupları arasında oy birliği sağlanamadığından Grubumuzun aşağıdaki önerisini
İç Tüzük'ün 19'uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını arz
ederim.
Saygılarımla.
Yusuf
Halaçoğlu
Kayseri
MHP
Grup Başkan Vekili
Öneri:
21 Ocak 2014
tarih, 2421 sayı ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına -vermiş olduğu-
İzmir Milletvekili Oktay Vural ve Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile
Ankara Milletvekili Zühal Topcu'nun "Sürekli değişen ve gelişen bilim
dünyasında Türkiye'nin de adının geçmesi için akademisyenlerin özlük hakları
ile ilgili durumlarının uluslararası ve ulusal arenada detaylı bir şekilde
araştırılması ve bu hususlarda çözüm üretilmesi" amacıyla verdikleri
Meclis araştırma önergesinin 21 Ocak 2014 Salı günü (bugün) Genel Kurulda
okunarak görüşmelerinin bugünkü Birleşiminde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN –
Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisi lehinde söz isteyen Zühal Topcu, Ankara
Milletvekili (MHP sıralarından alkışlar)
Buyurun.
ZÜHAL TOPCU
(Ankara) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; MHP Grubu adına verilen
araştırma önergesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi adına söz almış
bulunuyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Ülkemizde
üniversite sayısı gittikçe artmasına rağmen öğretim üyelerinin…
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, lütfen…
Buyurun Sayın
Topcu.
ZÜHAL TOPCU
(Devamla) – …sayısı belirli ölçülere henüz ulaşamamıştır. Bunun en önemli
sebebi de akademisyenlik mesleğine yönelik belirli bir kalitenin hâlâ
tutturulamamış olmasıdır. Üniversitede çalışan akademisyenlerin özlük hakları
sorunu hâlâ, on yıldır çözülemediği gibi iyice kalitede de düşüklük
yaşamaktayız.
Başkan, lütfen
susturur musunuz?
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri…
Buyurun Sayın
Topcu.
ZÜHAL TOPCU
(Devamla) – Her gün geçim sıkıntısı çeken bir akademisyenden ileri düzeyde
bilimsel araştırma nasıl beklenmektedir? Her gün mobbing uygulanan
akademisyenler nasıl sağlıklı bir nesil yetiştirebilirler? Mesele, Türkiye’yi
geleceğe nasıl taşırız meselesidir. Özellikle AKP iktidarının 2023 yılı için
hazırlamış olduğu büyük Türkiye’yi nasıl kuracaksınız; hangi nesillerle, hangi
yenileştirme merkezleriyle, hangi kalifiye elemanlarla, bunun tekrar
tartışılması gerekiyor. Eğer Türkiye’yi gelecekte uluslararası arenada görmek
istiyorsak akademisyenlerin özlük haklarıyla ilgili sorunlarının mutlaka
çözülmesi gerekmektedir. Önemli olan “Ekipmanları nasıl temin edeceğiz?” değil,
nitelikli insanların nasıl yetiştirilmesidir. Alanında uzman, akademisyen
olarak kendini iyi yetiştirmiş, özgün fikirlere sahip, öz güvenli olarak
yetiştirilmesinin sağlanmasıdır.
2014 yılı YÖK’e
bağlı devlet üniversitelerinin toplam bütçesi 11,5 milyar TL’dir. Millî Eğitim
Bakanlığına ayrılan toplam bütçe ise 34 milyar TL. Türkiye üniversitelerinin
toplam bütçesi Amerika’da bulunan bir üniversitenin araştırma bütçesi kadar
bile değildir, bunu özellikle vurgulamak istiyorum. Ayrıca üniversitelere
ayrılan bütçelerin yüzde 60’ı veya 70’inin de personel giderleri olduğunu
ayrıca belirtmek istiyorum. Böyle, eldeki, sahip olduğumuz veriler ülkenin
nereye gittiğinin de göstergesi olarak karşımızda durmaktadır.
Özellikle maaş
konusuna geldiğimizde, on bir yıllık AKP iktidarının yumuşak karnı olarak
verebileceğimiz bir nokta burası. Araştırma görevlisi arkadaşlarımız aldıkları
2.200 lira ile yüksek lisans ve doktoralarını nasıl yapsınlar, geçimlerini
nasıl sağlasınlar ve geleceklerini nasıl teminat altına alsınlar? Bunlar,
gerçekten cevap aranması gereken sorunlar. Akademisyenlerin maaşları, özellikle
AKP’nin 2002 ve 2013 yılları arasındaki iktidarlığı döneminde gerçekten ciddi
düzeyde gerileme kaydetmiştir. Yapılan araştırmalara göre, akademiye giriş
düzeyindeki maaşlar açısından uluslararası arenada Türkiye 17’nci sırada
bulunmaktadır. Bu sıralama, Hindistan, Malezya ve Arjantin’in bile gerisinde
kalmıştır. Kıdemli akademisyenlere ödenen maaşlarda ise 28 ülke arasında
21’inci sırada yer alıyoruz ve buradan, bu kürsülerden, akademisyenlerin
maaşlarına yönelik birçok kez vurgulanmasına rağmen hâlâ iktidar bunu dikkate
almamıştı. Akademisyenler aldıkları düşük maaşlar ile araştırmalarını mı
yapsınlar yoksa evlerini mi geçindirsinler? 2023 Türkiyesi’ne nasıl gireceğiz?
Hangi bilimsel araştırmaların yapılması beklenmektedir bu arkadaşlardan?
Özellikle vurgulamak istiyoruz ki, üniversite nitelik sorununu gidermek için
akademisyenlerin özlük sorunlarının mutlaka çözülmesi gerekiyor.
Yine Türkiye
üniversitelerinin toplam bütçesi bir Amerikan üniversitesinin araştırma bütçesi
kadar bile değil. 2014 yılı üniversitelerimizin bütçeleri ile Türkiye’nin ileri
araştırma şansı neredeyse başından beri yok sayılmıştır. Üniversite öğretim
elemanlarının maaşlarının ihtiyaçlarını karşılar düzeyde olmadığını da artık
bütün cihan duydu. Bundan otuz yıl önce araştırma görevlilerinin maaşı mühendis
maaşından yüzde 38 daha yüksekti. 2013
yılı itibarıyla araştırma görevlisi maaşı 2.200 lira, yardımcı doçent maaşı
2.600 lira, şube müdürü maaşı 3.250 lira, mühendis maaşı 3.400 lira. Aradaki
farkı hesaplamayı biz size bırakıyoruz.
2012 yılında
1.500 Türk lirası maaş alan bir profesörün on bir yıl sonra maaşı 2,6 kat
artarken bir hâkimin maaşı 5,3 kat, avukatın maaşı 5,2 kat, teknisyenin 5,1;
şube müdürünün 4,3; uzman doktorun 3,8; hemşireninki de 3,7 kat artmıştır.
Böyle bir mukayeseden sonra durumun daha da içler acısı olduğu görülmektedir.
Bu durumda öğretim elemanlarının bazılarının yoksulluk sınırında ve bazılarının
da açlık sınırında olduğunu vurgulamak istiyoruz.
Sayın Başbakan
kişi başına düşen millî gelirin 11 bin doları bulduğunu ifade etmektedir ve her
tarafta da bu vurguyu yapmaktadır. Vatandaşın geçim şartlarına baktığımız zaman
bunun gerçekleri yansıtmadığını görmekteyiz.
Asgari ücret 800
TL, bir devlet memurunun maaşını ortalama 2 bin TL aldığımızda Türkiye’de ciddi
bir gelir dağılımı adaletsizliğinin olduğunu görmekteyiz. Bu yapı daha da
derinleşmektedir. Bu derinleşmenin nedenlerini 17 Aralık 2013 tarihinden sonra
ortaya çıkan yolsuzluklarla daha çok anlamaya başladık. Bu paralar kimlerin
kasalarında, kimlerin ayakkabı kutularında? Bizde olmadığı kesin. Onları
vurgulamak istiyoruz.
4 kişilik bir
ailenin insan onuruna yaraşır bir biçimde yaşayabilmesi için gerekli en düşük
miktar, asgari geçim haddi olarak daha yeni açıklanan miktar 3.702 lira olarak
verilmektedir. Araştırmalar, bir insanın yaşayabilmesi ve sosyal dünyada yerini
alabilmesi için gerekli en düşük tutar olan yoksulluk sınırının ise 1.853 TL
olduğunu bize göstermektedir. Hayatını sürdürebilmesi olarak ifade
edebileceğimiz açlık sınırı ise 1.853 TL; bunu tekrar vurgulayarak dikkatinizi
çekmek istiyorum. 4 kişilik bir ailenin ortalama aylık gıda harcaması 865
TL’dir. Kirayı ortalama 550 TL aldığımızda gıda ve barınmanın 1.434 TL olduğunu
görebiliyoruz. Bir memurun ortalama maaşının yüzde 71’inin gıda ve barınmaya
harcandığını göstermektedir bu giderler bize. Asgari ücretliye ise “Artık sen
öl, yaşama.” diyoruz. Bunu buradan vurguluyoruz ki asgari ücretlinin hangi
şartlarda yaşam mücadelesi verdiğine de dikkati çekmek istiyoruz.
Bir insanı bile
harcama lüksümüz yok iken bütün bunlara karşı kör, sağır ve dilsiz bir iktidar
bulunmaktadır. Özellikle yolsuzlukları ve hırsızlıkları örtmek için yaptığınız
çalışmaların ve performansın onda 1’inin özellikle akademisyenlerin sorunlarını
çözmeye yönelik olarak harcanması önemlidir.
Yine, araştırma
görevlilerinin sorunları dağ gibi karşımızda durmaktadır. 2547 sayılı Kanun’un
50/d maddesi gereğince göreve başlayan araştırma görevlilerinin iş güvenceleri
sorunludur ve araştırma görevlisi
kadrosunun yeniden tanımının yapılması gerekmektedir.
Saygıyla arz
ederiz. Teşekkür ediyoruz. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Milliyetçi
Hareket Partisi grup önerisi aleyhinde söz isteyen Yüksel Özden, Muğla
Milletvekili. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
LÜTFÜ TÜRKKAN
(Kocaeli) – Ya Yüksel, sen akademisyensin. Akademisyen nasıl aleyhinde konuşur
yahu! Yüksel Hoca, sen akademisyensin, bütün akademisyenler seni dinliyor.
YÜKSEL ÖZDEN
(Muğla) – Değerli Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; Milliyetçi
Hareket Partisinin vermiş olduğu önerge üzerinde söz almış bulunuyorum.
Sözlerimin başlangıcında yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Evet, hem bu anda
hem de tüm diğer zamanlarda öğretim üyesi meslektaşlarımızın, arkadaşlarımızın
bizi dinlediğinin, tüm ülkeyle birlikte bizi dinlediğinin farkındayız.
MHP grup
önerisinin başlangıcında bir cümle var, diyor ki: “Türkiye’nin dünyada sesini
duyurabilmesi için öğretim üyelerinin durumunun araştırılması.” Kıymetli
arkadaşlar, öğretim üyeleriyle ilgili durumda en sonda söyleyeceğimiz şeyi belki
en başta söyleyip, hemen arkasından bu konuda neler yapıldığını ve neler
başarıldığını sizlerle paylaşmak istiyorum.
Öğretim
üyelerinin maaşlarının ülke çapında ve uluslararası çapta karşılaştırmalı
olarak incelendiğinde durumundan memnun olmadığımızı, bu rakamların yetersiz
olduğunu değişik platformlarda konuştuk ve ortaya koyduk ve hatırladığım
kadarıyla en son bir toplantımızda Başbakanımız da Maliye Bakanına bu konuda
talimat vermiştir, bu konuda söylenecek söz yoktur.
Yıllar itibarıyla
baktığımızda, gerçekten bu alanda yapılması gereken düzenlemede, bir taraftan,
giriş düzeyindeki ücretler yani araştırma görevlisine ödenen ücretler, buraya
yetenekli ve motive olmuş tüm kapasitelerin, beyinlerin gelmesini teşvik edecek
şekilde olmalıdır. Ayrıca, kıdemler arası itibarıyla baktığımızda yani yardımcı
doçentten doçente, profesöre kadar burada da bir adaletin korunmasının gerekli
olduğuna inanıyoruz, başlangıç ve en kıdemli arasındaki makasın da kıdemi ve
çalışmayı, performansı öngörecek şekilde, onu değerlendirecek şekilde korunması
gerektiğine inanıyoruz. Burada yapılanlar vardır, yapılması gerekenler vardır.
Şimdi, değerli
arkadaşımız ifade etti, dünyadaki durumumuza bir bakalım. Bir tarafta, öğretim
üyesi yetiştirmekten bahsediyoruz yani bunun aslı öğretim üyesi yetiştirme,
hemen takip edecek olan şey de öğretim üyesine hakkını vermektir. Göstergelerle
bakalım: Biz iktidara geldiğimiz günden bu yana Türkiye’nin üniversite
ihtiyacını kurumlar olarak ve öğretim üyesi ihtiyacını birinci madde olarak
gündeme alan ve bu konuda çalışan bir iktidarız. Nereden bakıyoruz konuşalım.
Kendisi de devlet bursuyla yurt dışında master, doktora yapmış birisi olarak
birinci elden söylüyorum: 1986 yılında ben yurt dışına gittiğimde devlet
bursuyla toplam… Üstelik de onlarca yıl yani 1970’li yıllardan 1985’e kadar
devlet, yurt dışına master, doktoraya öğrenci gönderecek kapasite ve yetenekten
bile uzaktı. 1985 yılında başlayan projede 56 kişi yurt dışına gönderilmişti,
sadece ve sadece 56 kişi. 2007 yılında, biz bin kişiyi yurt dışına göndermek
için ortaya çıktık ve ilana çıktık, tüm başvuruları aldık. Toplamda yetenekler,
sınavlar ve sonrasında sadece ve sadece 5 Yılda 5000 Öğrenci Projesi’yle ortaya
çıktığımızda, o yılda 560 kişi gönderdik yani o zamanki öğrenci sayısının 10
katını gönderdik ve o rakam 5 bine tamamlandı, aştı.
Öğretim üyesi
olarak baktığımızda, ayrıca yurt içinde de birçok üniversitenin kendi
imkânlarıyla, akademik ve fiziki imkânlarıyla yetiştiremediği öğretim üyesi
ihtiyacını karşılamak için; yetişmiş, eski, kurumsallaşmış birçok
üniversitelerin kapasitesini tam anlamıyla kullanmak için de Öğretim Üyesi
Yetiştirme Programı’nı (ÖYP) başlattık ve hızla orada da bu ülkenin ihtiyacı
olan öğretim üyelerini yetiştiriyoruz.
Şimdi, dünyada
ses getiren projelere bakalım arkadaşlar: Bugün biz, kendi otomobilini yapma
derdine düşen ve bunun projelerini hazırlayan, kendi uydusunu yapan, kendi
uçağını yapma hevesi ve projelerini ortaya koyan, kendi insansız hava
araçlarını yapan, kendi savaş gemisini yapan bir ülkeyiz. Bunlar lafla olmuyor,
bunlar bizim buralara ayırdığımız imkânlar ve ayrıca gerçekleştirdiğimiz,
sağladığımız teşviklerle oluyor.
Bir başka veriyi
ortaya koyalım yani yaptıklarımız değil ama yaptıklarımızın sonucunun yansıması
olarak bakalım. Aynı yıllarda, sonraki yıllarda, yurt dışına giden birçok
arkadaşımız şahittir, yetiştirdiğimiz dünya çapındaki araştırmacılarımızdan
birçoğu ülkeye dönmemiştir, dönememiştir ve burada -değerli meslektaşım da çok
iyi biliyor- ücret bu etmenlerden belki birisi ama yegâne faktör değildi;
ülkeye geldiğinde çalışabileceği ortamın olması, teşviklerin olması, desteği
bulmasıydı.
Şimdi, gene
rakamlarla bakalım: 2007 ile 2000 yani biraz daha geriye dönelim, bu ülkede
şikâyet ettiğimiz en büyük şeylerden birisi beyin göçüdür; yetişmiş beyinlerin,
yurt içinde, yurt dışında yetişmiş nice kapasitelerin ülke dışına gitmek
zorunda kalması, bu ülkede çalışamamasıdır.
Rakamlara
baktığımızda şunu görüyoruz: 2007 ile 2013 arasında, bu ülkenin yetiştirdiği
insanlardan 2 binini biz tekrar ülkemize kazandırabilmişiz ve birçok projede
çalışmaya başlamışlardır. İşte gösterge ortada; ülkede oluşturduğumuz ortam,
sağladığımız imkânlar, sağladığımız teşviklerle yurt dışındaki 2 bin öğretim
üyesi -2 bin araştırmacı- tekrar ülkeye dönmüş ve çalışmaya başlamıştır.
Ayrıca, bunun da envanterini yapmışız, 42 ülkedeki araştırmacıların her biriyle
temasa geçilmiş, gerektiğinde Türkiye'de çalışabilecekleri ortaya konmuştur.
Şimdi, peki,
geldiler, neler yapıyorlar? O kadar insan geldi ülkeye, ne yapıyor? Ben, kısaca
onları da paylaşmak istiyorum. Dünyayla rekabet eden, gurur kaynağımız olan ve
bizi geleceğe taşıyan projelere imza atılmıştır. Hangi alanlarda? Teker teker
somut olarak bahsedeceğim birkaç şeyden. Uzay alanında, savunma alanında,
sağlık, enerji, çevre, ulaşım, bilişim alanlarında araştırma geliştirme
çalışmaları ve destek programları, ayrıca da burs imkânları yaratılmıştır. Ne
yapılmış? 8 bin AR-GE projesine çok değerli arkadaşlarım -8 bin AR-GE
projesinden bahsediyoruz- buraya 2,5 milyar hibe destek vermişiz. 169 projeye,
o da, özellikle kamu kurum ve kuruluşlarının ihtiyaçlarını sağlamak, daha
etkili, daha verimli çalışmalarını sağlamak amacıyla geliştirilen 169 projeye
525 milyon lira destek sağlamışız. Üniversitelerdeki araştırmacıların 7 bin
projesine 1 milyar destek sağlamışız. Son on yılda 111 bin öğrenciye, yüksek
lisans, doktora öğrencisine 500 milyon TL burs sağlamışız. Evet, bunlar lafla
olmuyor; bunlar, bir tarafta böylesine büyük hedefler koyarak ama diğer tarafta
da kaynak ayırarak yapılıyor.
Şu an
baktığımızda 2 yerli uydumuz var; Göktürk-2 ve Rasat. Bunlarla biz dünyanın her
tarafından görüntü alabiliyoruz. Ayrıca, bununla birlikte, Türkiye kendi
uydusunu yapabilen ülkeler sınıfına geçmiştir.
YUSUF HALAÇOĞLU
(Kayseri) – Ama bir gerçek var, maaşlar düşük.
YÜKSEL ÖZDEN
(Devamla) – Değiştirmiyorum.
Diğer tarafta,
savunma alanına baktığımızda, gene yüksek teknoloji projelerle Türk Silahlı
Kuvvetlerinin vurucu gücünü artırmışız. Türk Silahlı Kuvvetlerinin kendi
ihtiyaçlarını karşılayabilmesi ve dünyadaki konumunu güçlendirerek devam
edebilmesi için, bir tarafta gerçek zamanlı işletim sistemi, millî seyir
füzesi, beton delici, akıllı bomba, füze yakıtı, lazer güdümlü füze dedektörü
yapmışız, ayrıca yapmaya devam ediyoruz, NATO ülkelerinde projeler satıyoruz.
Kabul ediyorum,
daha birçok alanda bahsedebileceğimiz… Enerji alanında, bir tarafta rüzgâr
enerjisiyle ilgili, diğer tarafta güneş enerjisiyle ilgili, diğer tarafta
kömürden gaz elde edilebilmesiyle ilgili projeler geliştirilmesine destek
olmuşuz, kaynak ayırmışız ve…
YUSUF HALAÇOĞLU
(Kayseri) – Üniversite mi yapmış, ASELSAN mı yapmış?
YÜKSEL ÖZDEN
(Devamla) – …aynı zamanda da bunların ortaya çıktığını görüyoruz. Bu hafta sonu
gazetelerden biz okuduk, 2017’de kendi otomobilimiz artık yollarımızda olacak.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
YUSUF HALAÇOĞLU
(Kayseri) – Üniversiteden bahsettik, üniversitenin maaşından bahsettik; siz
ASELSAN’dan bahsediyorsunuz.
YÜKSEL ÖZDEN
(Devamla) – Öğretim üyelerinin maaşlarıyla ilgili düzenlemenin en yakın zaman
içerisinde gelmesini biz de ümit ediyoruz.
ZÜHAL TOPCU
(Ankara) – On bir yıl geçti.
YÜKSEL ÖZDEN
(Devamla) – Şu an aldıkları ücretlerin hak ettiklerinin çok daha altında
olduğunu ve zaman içerisinde yaptıklarımızı da sizlerle paylaşmış oldum.
Hepinize saygılar
sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Milliyetçi
Hareket Partisi grup önerisi lehinde söz isteyen Oğuz Oyan, İzmir Milletvekili.
(CHP sıralarından alkışlar)
OĞUZ OYAN (İzmir)
– Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; üniversitelerin öğretim üyelerinin,
üniversitelerin yardımcı elemanlarının özlük haklarının birinci maddesi belki
maaşlar olarak akla gelir ama sadece ondan ibaret değildir. Bugün
üniversitelerde çok önemli bir sorun, iş güvencesidir. Özellikle de eğreti
statülerde olanların iş güvencesidir; araştırma görevlisi veya yardımcı doçent.
Bu iş güvencesini
sağlamadan maaşları artırsanız da sonuçta akademik özgürlük ortamını
sağlayamazsınız. Yani maaşa zam, işe nihayet yapabilirsiniz. Dolayısıyla, bir
üniversitede olması gereken asgari özlük hakkı garantisi, çalışma güvencesidir.
Bu çalışma güvencesi, üstelik araştırma görevlilerinin içinde de farklı farklı
tanımlanmakta. Niteliği bakımından aynı kamusal hizmeti, işi yapan araştırma görevlilerinin
bir bölümü 50/d statüsünde yani burslu öğrenciymiş gibi, öbürleri kadrolu
33/a’da, 2547 sayılı Yasa’ya göre. Böyle bir şey yani aynı nitelikteki işi
yapanlar arasında böyle bir ayrımcılık, behemehâl düzeltilmesi gereken bir
şeydir. Böyle bir ayrım yani bir burs olarak yüksek lisans öğrencilerine burs
vermek istiyorsanız bunu ayırın, bu ayrı bir kategori ama bir araştırma
görevlisi olarak istihdam ediyor ve bütün o hizmetleri yaptırıyorsanız –bazen
sınav gözcülüğünden kâğıt okuma dâhil olmak üzere- bunu farklı
tanımlayamazsınız, ikisini birbirinden. Dolayısıyla, burada bir kere bir tanım
sorunu karşımıza çıkıyor, özlük haklarında tanım sorunu karşımıza çıkıyor.
Şunu da tabii
belirtelim: İş güvencesi, profesörler ve doçentler gibi öğretim üyeliği sağlam
statüye bağlanmış kadrolar için de acaba ne ölçüde geçerli? Burada da bunlar
üzerinde de yani profesör ve doçent olanlar üzerinde de belirli baskı ve
kontrol mekanizmaları kurulmaktadır, özellikle de taşra üniversitelerinde yani
akademik anlamda bir olgunluğa erişmemiş, hâlâ hiyerarşik devlet memuru
kafasıyla üniversite yöneticiliğini memur sanan yerlerde bu kadrolar üzerinde
de birtakım baskılar ve kontrol mekanizmaları oluşturulmaktadır. Yani, bir
düşünün, bir bölümün kendi içinde profesörleri, bölüm başkanları varken
dışarıdan atama yapılıyorsa, bir fakültenin dekanı dışarıdan atanıyorsa ihtiyaç
olmadığı hâlde, burada olsa olsa arayacağınız şey iktidarla ideolojik yakınlık
kriteri olmaya başlıyor tıpkı rektör atamalarında olduğu gibi. Bu ideolojik yakınlık
üzerine atamalarla bir üniversite döndürmeye çalışırsanız, üniversitenin
yönetici kadrolarını böyle oluşturmaya çalışırsanız ortaya bir üniversite falan
çıkmaz, ortaya aslında bizim dönemimizin liseleri bile çıkmaz yani böyle bir
eğitim anlayışı olamaz.
Tabii, aslında
başka baskı kontrol mekanizmaları var. Akademisyenlerin yayın faaliyetlerine
denetim uygulanıyor belirli bir bakış açısıyla, akademisyenlerin kamuoyunu
aydınlatma haklarına denetim uygulanıyor. Akademisyenlerin belirli bilimsel
toplantılara katılmaları üzerine, “Yok, sen oraya izinsiz katıldın, hakkında
soruşturma açıyorum.” falan… Çok sayıda yazılı önergem var benim bu konularda.
Yani, böyle bir üniversite anlayışı olabilir mi? Yani, yaptığı iş bir akademik
faaliyete katılmak, “E, sen ona izinsiz katıldın.” Değerli arkadaşlarım, böyle
bir şey ilkokulda falan olabilir herhâlde, üniversiteye yakışmaz böyle
davranışlar.
Tabii, bir de
üniversite öğretim elemanlarının örgütlenme hakları var, bu örgütlenme
haklarına müdahale dolaylı olarak oluyor. Yani, işte o derneğe, işte Öğretim
Elemanları Sendikasına… Neyse, o, Öğretim Elemanları Sendikası değil, şimdi
EĞİTİM SEN, ben eski Öğretim Elemanları Sendikası Genel Sekreteri olduğum için
oradan takılıyorum. Şimdi, bu sendikal faaliyetlere katıldığı gerekçesiyle
belirli öğretim elemanları üzerinde baskılar kuruluyorsa o zaman da kusura
bakmayın, burada bir üniversite anlayışı yoktur diyeceğiz. Yani, tabii,
çalışanlar üzerinde, üniversite elemanları üzerinde uygulanan çeşitli mobbing
uygulamalarından söz etmiyorum bile.
Bakınız, değerli
arkadaşlarım, üniversitenin çok önemli bir kadro sorunu vardır, bunda
anlaşalım. Bu kadro sadece araştırma görevlileriyle sınırlı değildir ama en çok
onları ilgilendiriyor. Bir, eşit statüde olmadıkları için; iki, yeterli kadro
olmadığı için. Bugün birçok bölümde kadro olmadığı için bölümler alttan
beslenemiyorlar, hele bunlar gözden ırak bölümlerse. Daha biraz önce odama
gelen bir doktora öğrencisi Macarca yapıyor. Macarca sadece Ankara’da, Dil ve
Tarih-Coğrafya Fakültesinde var, Macar filolojisi. Kadro yok, eleman
alamıyorlar. Peki, nasıl beslenecek bu bölümler? Siz nitelikli elemanı
alabilecek kadrolara sahip değilseniz bölümü nasıl gelecek nesillere
devredebilecek, besleyebileceksiniz?
Kadro sorunu
sadece bunlar için de yok, kadro sorunu bütün kademeler için var. Yardımcı
doçent olmuş, kadro olmadığı için doçent olamıyor ya da doktora yapmış, kadro
olmadığı için yardımcı doçent olamıyor ya da doçent olmuş, kadro olmadığı için
profesör olamıyor ya da bu kadrolar keyfî biçimde -keyfîyi açalım- belirli
yakınlıklar üzerinden dağıtılıyor bölümlere, ana bilim dallarına.
Böyle bir durum,
değerli arkadaşlarım, bir bilim toplumu oluşturma kaygısı içinde olan bir
iktidarın yapacağı işler değildir. Eğer bir bilim toplumu oluşturmak
istiyorsak, derdimiz bir bilim toplumu oluşturmaksa o takdirde, bizim bunun tam
tersi çabalar içinde olmamız gerekiyor yani bu kadro meselesinde, iş
güvencesinde, bütün o statülerin yeniden tanımlanmasında ve kuşkusuz maaşların
insanca yaşanabilir düzeylere getirilmesinde. Yani, ancak böyle nitelikli
akademisyen yetiştirebiliriz, ancak geleceğimizi, üniversitenin geleceğini
böylesine yetişmiş elemanlara, nitelikli elemanlara devretme huzuru içinde
olabiliriz ama bu sadece üniversitelerle ilgili bir mesele değil tabii. Yani,
TÜBİTAK, TÜBA gibi kuruluşlar da Türkiye’de bilimsel araştırma yapmak
bakımından önemli kuruluşlardır ama bunlarda bile nasıl bir iktidara yakın
kadrolaşma yapıldığını görmek doğrusu bizi çok üzüyor ve geleceğe dönük önemli
ölçüde umutsuzluğa sevk ediyor.
Değerli
arkadaşlarım, eğer bir bilim toplumu olmak istiyorsak, üniversite öğretim
elemanlarına yeterli ödenekleri ayıracağız. Buna biraz önce konuşan
arkadaşlarım da değindikleri için daha az değiniyorum. Ama bakın, size bir şey
söyleyeyim, 2001’le 2013 arasında yapılmış bir karşılaştırmayı dile getireyim:
Yardımcı doçent, doçent, profesör ve araştırma görevlilerinin maaşlarını 2001
ve 2013 olarak alın gayrisafi yurt içi hasıladaki artışın gerisindedir. Yani,
esas itibarıyla AKP dönemi, burada gayrisafi yurt içi hasıla 7,2 kat atmış
gözükürken profesör maaşlarındaki artış 5 kat, doçentlerde 4 kat -dikkatinizi
çekerim, 4 kat- bir tek yardımcı doçentlerde 5,2 kat olmuştur. Yani, önemli
ölçüde bir aşınmadan söz ediyoruz. Yani, reel gelir aşınması ya da reel anlamda
satın alma gücünde bir göreli gerilemeden bahsediyoruz, bir refah kaybından
bahsediyoruz, bir göreli yoksullaşmadan bahsediyoruz.
Bakın, ben size
şu örneği vereyim: Bir kaymakamla bir doçenti karşılaştırın doçent,
kaymakamdan, 2001 yılında, neredeyse yüzde 30 fazla alıyor; şimdi geliyorsunuz
2013 yılına, kaymakam, doçentten yüzde 35 civarında fazla alıyor. Burada,
elimde birçok başka örnek var. Yani, herhangi, sıradan bir memur maaşıyla da
karşılaştırsanız değişmiyor. Mesela, araştırma görevlisinin, yardımcı doçentin
geliri bir öğretmenin 2 katıyken 2001’de, şimdi yaklaşık yarısı düzeyine
geriliyor.
Dolayısıyla,
burada, bu koşullar düzeltilmelidir, emeklilik koşulları iyileştirilmelidir,
2011’de getirilmiş olan eşit işe eşit maaş artışı üniversiteyi dışarıda
bırakmıştır, derhâl yapılmalıdır ve derhâl bu maaş düzeyleri en azından millî
gelirdeki artış oranına eşitlenmeli ve sonrasında bu anlamda yeni anlayışlar
oluşturulmalı.
Asistanlık
yeniden tanımlanmalıdır. Araştırma
görevlisi yerine asistanlık kurumu getirilmelidir. “Görünmez emek ordusu”
denilen yüksek lisans öğrencileri ile tıp fakültesi öğrencilerini klinikte ya
da araştırma görevinde çalıştırma uygulaması değiştirilmelidir. Bunlar, özlük
hakları olmadan çalıştırılmaktadır. Bilimsel araştırma faaliyetleri bir emek
süreci olarak tanımlanmalıdır ve bu şekilde yeniden bir düzenleme yapılmalıdır.
Dolayısıyla, bu önergeye destek veriyoruz.
Teşekkür ederim.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Milliyetçi
Hareket Partisi grup önerisi aleyhinde söz isteyen Tülay Kaynarca, İstanbul
Milletvekili. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
TÜLAY KAYNARCA
(İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi
grup önerisi aleyhine söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, MHP’nin grup önerisi akademisyenlerin özlük haklarıyla ilgili
önemli bir konu başlığı elbette. Şu ana kadar konuşma yapan, söz alan her
siyasi partiden değerli milletvekillerimiz ayrıntılarıyla ele aldılar.
Özellikle Muğla Milletvekilimiz Yüksel Özden, dikkat çektiği, dünle bugün
gelinen noktayla ilgili farkı dile getirdiği ve önerilerini de içinde sunan
ayrıntılı görüşlerini ifade etti.
Bugün HSYK’yla
ilgili kanun teklifinin görüşülmesini öngörüyoruz. Ben buna dikkat çekmek
istiyorum. 523 sıra sayılı Kanun Teklifi bu ve temel kanun olarak görüşülecek.
47 maddelik, iki bölüm hâlinde görüşülecek olan bu teklifin görüşülmesi
öngörüsüyle de, bu duygu ve düşüncelerle MHP grup önerisi aleyhine görüş
belirttiğimi ifade ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
YUSUF HALAÇOĞLU
(Kayseri) – Karar yeter sayısı…
BAŞKAN –
Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisini oylarınıza sunacağım, ancak karar
yeter sayısı arayacağım.
Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Sayın milletvekilleri, karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime on
dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 17.27
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 17.40
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Muharrem IŞIK (Erzincan), İsmail KAŞDEMİR
(Çanakkale)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 49’uncu Birleşiminin Dördüncü
Oturumunu açıyorum.
Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu önerisinin oylanmasında karar yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi, öneriyi
tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım: Öneriyi kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Karar yeter sayısı vardır. Öneri kabul
edilmemiştir.
Cumhuriyet Halk
Partisi Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi
vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım:
3.- CHP Grubunun, Antalya
Milletvekili Gürkut Acar ve arkadaşları tarafından kamu zararlarının ve
yolsuzluk olaylarının boyutunun araştırılması amacıyla 17/1/2014 tarihinde
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması
önergesinin, Genel Kurulun 21 Ocak 2014
Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve görüşmelerinin aynı tarihli
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
21/01/2014
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulunun 21/01/2014 Salı günü (bugün) yaptığı
toplantısında siyasi parti grupları arasında oy birliği sağlanamadığından,
grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzük’ün 19’uncu maddesi gereğince Genel
Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.
Muharrem
İnce
Yalova
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Antalya Milletvekili Gürkut Acar ve arkadaşları tarafından
17/01/2014 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına kamu
zararlarının ve yolsuzluk olaylarının boyutunun araştırılması amacıyla verilmiş
olan Meclis araştırma önergesinin (1234 sıra no.lu) Genel Kurulun bilgisine
sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak 21/01/2014 Salı günlü
birleşimde sunuşlarda okunması ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde
yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN - Cumhuriyet Halk
Partisi grup önerisi lehinde söz isteyen Gürkut Acar, Antalya Milletvekili.
(CHP sıralarından alkışlar)
GÜRKUT ACAR (Antalya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
kamu zararlarının ve yolsuzluk olaylarının boyutunun araştırılması, kamu
zararlarını azaltacak etkin bir sistemin kurulmasını sağlayacak önerilerin
belirlenmesi amacıyla verdiğimiz araştırma önergemiz üzerine söz aldım. Sizleri
saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, Türkiye’nin aslında çok uzun bir zamandır
yaşadığı ve 17 Aralıkta AKP’li 4 bakan ve çocuklarını kapsayan, ardından da
Başbakanın oğlunun ifadeye çağrıldığı operasyonların gündeme taşıdığı temel
konu denetim eksikliğidir. Nitelikli denetimin, kontrol mekanizmalarının
olmadığı alanlarda suistimal olur, yolsuzluk olur, soygun olur, vurgun olur.
Sayıştay raporlarının sümen altı edildiği, Sayıştayın içinde mevzuat dışında
denetime ilişkin bir bilgi kırıntısının bile bulunmadığı yazıların “rapor” diye
gönderildiği bir ortamda yolsuzlukların, vurgunların önüne geçilemez. “Halk
bizi seçti, başka hiç kimse bizi denetleyemez. Hiçbir kuruma hesap vermem,
benim adamlarım da hesap vermez.” anlayışı bugün Türkiye’yi hukuk devleti ve
hukukun üstünlüğü ilkesinin ayaklar altına paspas yapıldığı, kuvvetler ayrılığı
ilkesinin eğilip büküldüğü, polisin mahkeme kararını yerine getirmediği bir
tabloya, ağır bir devlet krizine getirmiştir. Türkiye’nin yaşadığı süreç budur.
Türkiye’yi bir uçuruma sürüklediniz değerli arkadaşlar. Bunun elbette bir
bedeli olacak ve siz bu bedeli ödeyeceksiniz.
Değerli arkadaşlarım, demokrasi Türkiye Büyük Millet Meclisinde el
kaldırarak bütün her şeyi örterek işlemez, denetim ve kontrol mekanizmaları
olmadan demokrasi olmaz. Bunlar var mı? Yok. Bir Cumhurbaşkanı var, önüne ne
gelirse onaylıyor. Türkiye Büyük Millet Meclisinden “Mahkeme kararları uygulanmasın.”
diye kanun çıkıyor, yani hukuk devleti ilkesini yok eden bir kanun çıkıyor,
Cumhurbaşkanı onaylıyor, “Bu nasıl olur?” demiyor. Özelleştirme, yargının
işlemediği alan hâline getiriliyor. Danıştay “Seydişehir’de 2 milyar dolarlık
Oymapınar’ı bedava veremezsin. SEKA arazilerini, limanları, TÜPRAŞ’ı Ofer’e
ucuza veremezsin.” dedi. Yaklaşık 10 milyar dolarlık bir kamu zararına “Dur.”
dedi ama Cumhurbaşkanı “Bu mahkeme kararları uygulanmasın.” diyen kanuna onay
verdi. Cumhurbaşkanı Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarına bakıp bir
düşünmelidir, “Ben ne yapıyorum?” diye düşünmelidir. Cumhurbaşkanının denetimi
yok. Peki, Meclisin denetimi var mı? O da yok. Meclis Başkanı yalnızca
muhalefet milletvekillerinin önergelerini denetliyor, muhalefete muhalefet ediyor,
“Bunu soramazsın.”, “Şunu soramazsın.” diye ambargo uyguluyor.
Demokrasinin en önemli kuralı, vatandaşın verdiği verginin son
kuruşuna kadar hesabının verilmesidir. Bütçeyi yapan Meclis, bunun hesabını
sorması gereken Meclis, sadece seyrediyor. Sayıştay içi boş kâğıtları rapor
diye gönderiyor, Meclisten tık yok.
Baktım, bir kurumla ilgili 15 sayfa bir yazı gelmiş, yazıda
mevzuat dışında tek bir kelime bilgi yok. Yani hiçbir şey söylememek için 15
sayfa yazılır mı? Yani 15 sayfa kâğıda yazık.
Ben bunu sordum “Bu boşa giden kâğıtlar için ne kadar harcandı?”
diye, koskoca Sayıştay bunun da hesabını vermedi, bana “Maliyet çok yüksek
değil.” diye bir yazı gönderdi. Kendi yazdığı raporların hesabını bile
veremeyen bir Sayıştay çıktı ortaya.
Sayıştay bunun hesabını veremiyor ama, Başbakanın örtülü
ödeneğinin hesabını vermeye kalkışıyor, diyor ki: “Örtülü ödeneğe başlangıç
ödeneği konuyor, onun için şu kadar arttı, bu kadar fazla harcandı denmez.”
Sana ne örtülü ödenekten! Sayıştayın örtülü ödeneği denetlemek,
incelemek gibi bir yetkisi var mı? Yok. Sen yetkin olan konularla ilgili tek
satır bir şey demeyeceksin, ama Başbakanın örtülü ödeneğini savunacaksın. Böyle
bir denetim olmaz! Yüz elli yıllık Sayıştayı da bu şekilde mahvettiniz.
Cumhurbaşkanı, Meclis yok, muhalefetin denetimine olanak veriyor
musunuz? Hayır, burada yıllardır gündeme getirilen yolsuzluk olaylarıyla
ilgili, denetim eksiklikleriyle ilgili bütün konuları parmak üstünlüğüyle
reddediyorsunuz. Önergeler yanıtlanmıyor, kanunları paspas yaptınız, Kamu İhale
Kanunu’nu delik deşik ettiniz, hiçbir uyarıya kulak asmadınız. Yani “Dediğim
dedik, çaldığım düdük.” anlayışıyla her şeyi örttünüz.
Değerli arkadaşlarım, Cumhurbaşkanı yok, Meclis yok, muhalefet
yok. Peki, yargı denetimi var mı? Onu da yok ettiniz. Az önce söyledim,
uyardığımız hâlde, söylediğimiz hâlde, Anayasa’ya aykırılığını bile bile
mahkeme kararları uygulanmasın diye kanun çıkardınız. Deniz Feneri davasında
sanıklardan önce savcıları yargıladınız. “Benim adamlarıma, benim yakınlarıma dokunamazsınız.”
dediniz. Böyle bir sisteme hukuk devleti denir mi? Böyle bir ortamda yargı
denetiminden söz edilebilir mi?
Basının denetimini de vergi cezalarıyla basının sahiplik yapısını
değiştirerek yok ettiniz. Medyanın el değiştirmesi için fonlar oluşturulduğu,
iş adamlarından para toplandığı bildiriliyor. Başbakan konuştukça, daha düne
kadar size övgüler düzen onlarca gazeteci yazar işsiz kaldı. Türkiye’yi basın
özgürlüğü liginde sonunculuğa mahkûm ettiniz.
Sivil toplum denetimini de yok ettiniz değerli arkadaşlar. Vergi
denetimini silah hâline getirdiniz, iş adamlarının üstüne saldınız.
Sendikaları, Türkiye’ye aydınlık nesiller yetiştirmek için uğraş veren Çağdaş
Yaşamı Destekleme Derneği gibi dernekleri yıldırmaya, susturmaya
çalışıyorsunuz. Türkiye’nin mühendislerini, mimarlarını 12 Eylül darbe
yönetiminin ucube kanunuyla zapturapt altına almaya çalışıyorsunuz. Yani, iktidarın
iş ve eylemlerini eleştiren, denetleyen her kurumu hedef yaptınız, kendinize
dikensiz bir gül bahçesi yaratmaya çalıştınız. Biz dedik ki hukuk olmazsa,
adalet olmazsa kimse güvende kalmaz, olamaz. Hukuk güvenliği olmayan yerde,
adaletin olmadığı yerde hiçbir şey ayakta kalamaz dedik, dinlemediniz. Şimdi,
“kumpas” diyorsunuz, “çete” diyorsunuz, “paralel devlet” diyorsunuz. Yolsuzluk
nedeniyle istifa eden Muammer Güler diyor ki: “Tapelere ekleme yapılmış,
şikâyetçiyim.” Ergenekon’da, Balyoz’da insanlar bunları söylerken burada bıyık
altından gülüyordu, şimdi “Şikâyetçiyim.” diyor. Yani, diyor ki: “Polis
teşkilatı yasalara ve mevzuata uygun davranmıyor. Masum insanlara komplo
kuruyor, tuzak kuruyor, kumpas kuruyor.” Bunu söyleyen kişi kim? İçişleri Bakanı.
Bir hukuk devletinde tuzak kuran, komplo yapan, tapelere ekleme yapan polis
nasıl oluyor, nasıl olabiliyor değerli arkadaşlarım? Bunu yapıyorsa da bizzat
sorumlusu Sayın İçişleri Bakanının kendisidir. Bunun hesabını vermesi gereken
Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarıdır, bakanlarıdır.
Bütün kurumları AKP’lileştirdiniz ve bunları böyle yapacağız diye
içlerini boşalttınız, çürüttünüz. Bu çürümüşlükten çıkışın tek yolu hukuktur,
hatalardan ders çıkarıp, halktan özür dileyip hesap vermektir ama AKP
iktidarında bu anlayışın olmadığı ortadadır. Başbakan, 4 bakan ve çocuklarının
adının karıştığı yolsuzluk ve rüşvet olaylarını örtebilmek, kendi oğlu Bilal
Erdoğan’a uzanan yolsuzluk soruşturmasının önünü kesebilmek için her yolu mübah
gören bir anlayışla saldırıyor. HSYK teklifi bunun bir adımıdır. Hâkimler ve
Savcılar Yüksek Kurulunu Adalet Bakanına, dolayısıyla Başbakana bağlayarak
hukuk ve adalet sağlanmaz. Biz hep söyledik, yargı, muhalefetin söylemiyle
değil, iktidarın gücüyle etkilenir. Şu anda bile Bakanın yetkilerini
görüyorsunuz. Yaşananlara bir bakın, HSYK “6 kişi incelensin.” diyor, Bakan “3
kişiye izin vermem.” diyor, savcılar hallaç pamuğu gibi sağa sola savruluyor,
mahkemenin gözetim, denetim ve tedbir kararları savcıların yazılarıyla
kaldırılıyor. Böyle hukuk, böyle yargılama nerede görülmüş? Bir mahkemenin
tedbir kararı yeni atanan savcının imzasıyla nasıl kaldırılabilir? Savcıların
yazılarıyla iş yapılacaksa mahkemeler niye var değerli arkadaşlarım?
Genel Başkanımız bugün grup toplantımızda bir tutanak açıkladı.
Dehşet verici bir tutanaktır, yargıya müdahalenin ibret vesikasıdır. Hani
“Belge var mı?” diyorlar ya, işte bak, belgesi burada. Adalet Bakanlığı
Müsteşarlığı koltuğuna oturan Kenan İpek, gece yarısı bir başsavcıyı arıyor,
HSYK üyesi Müsteşar başsavcıya talimat vermeye kalkıyor. “Soruşturmayı
durduracaksın, savcıyı değiştireceksin.” diyor, “Yoksa sonuçlarına
katlanırsın.” diyerek tehdit ediyor. Bu tutanak, hukuk devletinin ve yargı
bağımsızlığının ölüm fermanıdır. Türkiye’de artık kimse güvende değildir. Bunun
tek sorumlusu Başbakan ve AKP İktidarıdır.
Değerli arkadaşlar, Başbakan devlet adamı olmadığını
kanıtlamıştır. Yolsuzluk soruşturmasını, Anayasa’nın hukuk devleti ilkesini,
kuvvetler ayrılığı ilkesini, mahkemelerin bağımsızlığını yok ettiği bir devlet
krizine dönüştürmüştür. Başbakan “Benim oğlum, benim çocuklarım hayır işi
yapıyor.” diyor. İş adamları kuyruk olmuş, belediyeler kuyruk olmuş, Başbakanın
oğlu hayır yapsın diye bağış üstüne bağış yapıyor, devletin malları,
belediyeleri, binaları vakfa tahsis ediliyor.
Değerli arkadaşlarım, bakın, Yunus Emre diyor ki:
“Emeksiz zengin olanın,
Kitapsız bilgin olanın,
Sermayesi din olanın
Rehberi şeytan olmuştur.”
Başbakanın oğlunu reddetmesine gerek yok, mahkemeye göndersin
yeter…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
GÜRKUT ACAR (Devamla) – …hukukun işlemesine izin versin yeter,
adaletin gerçekleşmesine izin versin yeter, istenen, beklenen budur.
Değerli arkadaşlarım, günü kurtarmak, bir yolsuzluğu örtmek için
hukuk yaptığınızda bu sakat bir hukuk olacaktır. Buradan adalet çıkmaz ve
çıkmayacaktır. Bu krizden ancak hukukla çıkılır. Hukuksuzlukla varılacak her
yer yıkımdır. Türkiye’yi bir yıkıma sürüklüyorsunuz.
Değerli arkadaşlarım, bitirerek şunu söylüyorum: Burada HSYK
Kanunu’nun değiştirilmesi Türkiye’de hukukun tamamen ortadan kaldırılmasıdır.
BAŞKAN – Sayın Acar, teşekkür ediyorum.
GÜRKUT ACAR (Devamla) – Kamu zararının ve yolsuzlukların
araştırılması için verdiğimiz önergeye olumlu oy vereceğinizi umuyor, hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
VELİ AĞBABA (Malatya) – Sayın Başkan, Gürkut Bey çok ağır konuştu
AKP Grubu hakkında. Bence bir söz verseniz iyi olur! Çok ağır konuştu.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi aleyhinde söz isteyen İdris
Şahin, Çankırı Milletvekili. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
İDRİS ŞAHİN (Çankırı) – Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri;
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi aleyhinde söz almış bulunuyorum, yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, takdir edersiniz ki değerli hatibin araştırma
önergesinde ifade edilen hususların dışında son bir yılın gündemini Meclis
kürsüsüne taşımak suretiyle çok farklı konularda ve farklı söylemler içerisinde
olduğu hepinizin malumu oldu. Ancak, ben yine de kendilerinin araştırma
önergesinde ifade ettikleri hususlara kısaca bu kürsüden cevap vermek
istiyorum.
Değerli Başkanım, saygıdeğer milletvekilleri; CHP grup önerisinde
Türkiye’de etkin bir denetim sisteminin kurulamaması nedeniyle kamu
zararlarının ve yolsuzluk olaylarının arttığına, bağımsız olması gereken
denetim birimlerinin yapısının değiştirildiğine yönelik iddiaları tamamen
asılsız, somut bilgi ve delillere dayanmayan iddialardır. Denetimin
etkisizleştirilmesine ilişkin en önemli örnek olarak sundukları, içeriğinde
mevzuat bilgisi dışında denetime ilişkin hiçbir bilgi içermeyen Sayıştay
raporlarının milletvekillerine gönderildiği iddiasıdır. İddialar gerçeği
yansıtmamaktadır. Zira, Sayıştay bizzat kendi web sitesinde yaptığı yazılı
açıklamayla muhalefet partisinin iddialarının aksine, Meclise gönderilen
Sayıştay raporlarının içeriği hakkında kamuoyuna net bilgiler vermiştir. Şöyle
ki, Sayıştay, denetim, inceleme, raporlama, yargılama ve kesin hükme bağlama
görevlerini kanunların ve uluslararası standartların öngördüğü usul ve esaslar
çerçevesinde yerine getirmekte olduğunu ve Anayasa’nın 160’ıncı maddesinin ve
yasaların öngördüğü raporları eksiksiz ve tam zamanında Türkiye Büyük Millet
Meclisine sunduğunu ifade etmiştir.
Sayıştayın iki ayrı rapor hazırlaması söz konusudur. Birincisi
yargılamaya esas rapor ki bu raporlar Türkiye Büyük Millet Meclisine
gönderilmemektedir. Kamu zararı kişisel sorumluluğu içerir. Kanun gereği bu
raporların Türkiye Büyük Millet Meclisine gönderilmesi ve kamuoyuna duyurulması
da mümkün değildir.
İkincisi ise, kurumların mali denetim raporlarını ihtiva
etmektedir. Sayıştay denetim gruplarınca hazırlanan kurumların mali denetim
raporları belirli kalite ve kontrolden geçirilerek yani Rapor Değerlendirme
Komisyonunun değerlendirmesi, denetlenen kurumların cevapları, Sayıştay ilgili
dairesinin ve Rapor Değerlendirme Kurumunun görüşleri alındıktan sonra Sayıştay
raporuna dönüşür ve Başkanlıkça Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulur.
Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan kurumların mali denetim
raporlarında kurumun mali işlemlerinin ve sisteminin uluslararası standartlara
uygunluğuna görüş bildirilir. Ayrıca, kurumsal düzeyde etki doğuran sistematik
uygunluk bulgularına yer verilir. Kişisel sorumlulukla ilgili kamu zararı
iddialarına bu raporda yer verilmez.
Denetim raporu ile Sayıştay raporunun ayrı raporlar olduğu kanunda
net olarak belirtilmiştir. Denetçiler tarafından hazırlanan denetim raporları
ile Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan Sayıştay raporları farklı amaçta ve
niteliktedir. Denetim raporu ile Sayıştay raporu ayrı ayrı tanımlanmıştır.
Denetim raporu, Sayıştay raporlarını esas almak üzere, denetim ve incelemeler
sonucunda denetim grup başkanlıkları ve denetçiler tarafından hazırlanan raporu
ihtiva etmektedir. Sayıştay raporu ise denetim ve incelemeler sonucu
hazırlanarak Sayıştay Başkanı tarafından
Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan veya kamu idarelerine gönderilen
ve kamuoyuna duyurulan raporu ifade etmektedir.
6085 sayılı Sayıştay Kanunu’na göre Sayıştay raporları şunlardır:
Kamu idaresi raporu, dış denetim genel değerlendirme raporu, faaliyet genel
değerlendirme raporu, mali istatistikleri değerlendirme raporu ve genel
uygunluk bildirimidir. Söz konusu raporların tamamının Türkiye Büyük Millet
Meclisine sunulacağı açıkça düzenlenmiş; ayrıca, Sayıştay raporlarının Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulduğu
tarihten itibaren kamuoyuna sunulacağı da hükme bağlanmıştır. Kanundan ve
Anayasa’dan doğan tüm sorumluluklar Sayıştay tarafından eksiksiz yerine
getirilmiş olup bu yöndeki iddialar tamamen anayasal bir kurum olan Sayıştayı
yıpratmaya ve iktidarımıza yönelik, sözde denetim kurumlarının gerekli
vazifesini yapmadığına dair şayia yaymaktır. Ancak, bu yöndeki itiraz ve
tenkitler tüm bütçe görüşmeleri süresince ifade edilmiş olup milletimiz de
eksiksiz bu iddiaları canlı olarak seyretme imkânını bulmuştur.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; denetim sistemine ilişkin
tüm kurumlar Anayasa’ya uygun olarak kurulmuş olup iktidarımız döneminde ihdas
edilmiş kurumlar değildir. İddia edildiği gibi, uygulamalarında da sıkıntılı
bir durum söz konusu değildir. Yoksulluk, yolsuzluk ve yasakların üzerine
iktidarımız döneminde titizlikle gidilmiş olup en etkin bir mücadele
yapılmıştır, hâlen de bu yönde çalışmalar büyük bir hassasiyetle devam
etmektedir. Meclisin denetim yapmadığı iddiası sayın milletvekilinin kendi
kendisini inkâr etmesidir. Zira, bütçe görüşmeleri esnasında eksiksiz Genel
Kurulu takip eden ve bütçeye en ağır eleştirileri getiren şahıslardan birisi de
değerli milletvekili arkadaşımızdır.
Yolsuzlukların denetimi Parlamento tarafından yapılamaz, ancak ve
ancak yargı denetimiyle mümkün olabilir.
Bu konuda da bağımsız yargı görevini eksiksiz yerine getirmektedir.
İktidarımızda kamu zararlarından bahsetmenin mümkün olamayacağını düşünüyorum.
Zira, kamu zararlarından bahsettiğimiz ölçüde, bu kadar ciddi boyutta kamu
zararının söz konusu olduğu bir toplumda, on bir yıldır iktidarımız tarafından
yapılan ve bütün milletimizin takdirini kazanan kamu yatırımları neyle
gerçekleşebilecektir?
“Yargıya müdahale” söylemine ve kuvvetler aykırılığı prensibine
aykırı davranıldığı yönündeki iddialar da soyut ve mücerret iddialardır.
Kesinlikle ve kesinlikle bağımsız yargının görevi alanına giren hususlarda ve
özellikle de Anayasa’nın 138’inci maddesini ihtiva eden durumlarda, hiçbir
parlamenterimizin yargının görevi alanına giren bir konuda görüş beyan
etmeyeceğini ve hiçbir şekilde de
yargıya müdahale etmediğini burada huzurunuzda defalarca ifade etmiştik. Bundan
sonraki süreç içerisinde de AK PARTİ iktidarı olarak aynı hassasiyetleri
paylaşacağımızın herkes tarafından çok netliğiyle bilinmesi gerekmektedir.
Etkin ve şeffaf denetim yapılabilmesi için Meclis araştırma komisyonu kurulması
gerektiği gibi bir iddia ve savın da yersiz olduğu kanaatindeyim. Zira, ne
şekilde denetim yapılacağı Anayasa’mızda düzenlenmiş olup anayasal
kurumlarımızın her türlü etkiden uzak, tarafsız ve bağımsız hareket edebilmesi
hâlinde de bu şekilde etkin denetimin gerçekleşebileceği aşikârdır. Özellikle
son dönemlerde siyasilerin ve yakınlarının karıştığı yolsuzluk olaylarına
ilişkin iddiaların araştırılmasında da bağımsız yargı tarafından bu hususlar
gerçekleştirilmektedir. Eğer bu konuda Meclis araştırması yönünde bir yola
girilmiş olması hâlinde de önümüzdeki süreç içerisinde çok daha vahim
sonuçların ortaya çıkabileceği mutlaktır. Zira, bu hâldeki bir davranış,
yargının bağımsızlığına bir müdahale teşkil edebilecektir.
Seydişehir Alüminyumla alakalı olan söylemine dair de Sayın
Milletvekilimizin: Bu hususta 2005 yılında gerçekleşen ihale, 2007 yılında
Danıştay tarafından iptal edilmiştir yani söylediği gibi bir denetimsizlik söz
konusu değildir. Yargı, usulüne uygun gerçekleşmediği iddia edilen bir ihaleyi
iptal etmiş ancak kanuni olarak geri alımının imkânsız olması sebebiyle de bu
yönde yasal bir düzenleme yapılmak suretiyle sorunun çözümü cihetine
gidilmiştir.
Parlamento çözüm mercisidir. Elbette ki bir yargı kararıyla sonuç
alınamayacağı aşikâr olan bir durumdan dolayı düzenleme yapmak da yüce
Parlamentonun görev sınırları içerisindedir. Bunun dışındaki, araştırma
önergesinde ifade edilen hususların tamamen bağımsız devam eden yargıyı
ilgilendiren konuları ihtiva etmesi sebebiyle araştırma önergesi aleyhinde oy
kullanacağımızı bildiriyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi…
GÜRKUT ACAR (Antalya) – Bana sataştı efendim, söz istiyorum.
RECEP ÖZEL (Isparta) – Ne diye sataştığını izah edebilir mi?
BAŞKAN – Soracağız zaten, bir saniye. Öyle hemen yok.
Buyurun Sayın Acar.
GÜRKUT ACAR (Antalya) – Sayın Başkanım, bizzat benim konuşma
yaparak denetlediğimi söyleyerek, ismimi vererek benim de bana sataşmış
bulunuyor.
BAŞKAN – Hayır, ne söyledi Sayın…
GÜRKUT ACAR (Antalya) – Efendim, şunu söyledi: “Mecliste bütçe
sırasında muhalefet yapan bizzat kendisidir, çok iyi denetledi.” biçiminde söz
söyledi. Bu, gerçeği söylememektir.
BAŞKAN – Sataşma…
GÜRKUT ACAR (Antalya) – Gerçeğe aykırı şeyler söylediği için ben
söz istiyorum Sayın Başkanım. Gerçeğe aykırı beyanlarda bulunmuştur sayın
konuşmacı.
BAŞKAN – Tutanakları getirteyim Sayın Acar.
GÜRKUT ACAR (Antalya) – Evet, lütfen…
BAŞKAN - Gerçeğe nasıl aykırı beyanatları varmış? Vereceğim eğer
sataşma varsa.
GÜRKUT ACAR (Antalya) – Efendim…
BAŞKAN – Evet, tutanakları getirtiyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi grup…
GÜRKUT ACAR (Antalya) – Ama ben açıklayacağım neden gerçeğe aykırı
yaptığını Sayın Başkan.
BAŞKAN – Sayın Acar anlıyorum, tutanakları getirteceğim,
bakacağım, söz vereceğim eğer sataşma söz konusuysa.
GÜRKUT ACAR (Antalya) – Söylemediğim bir şeyi söylemiş gibi
gösteriyor.
BAŞKAN - Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi lehinde söz isteyen
Emin Haluk Ayhan, Denizli Milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)
EMİN HALUK AYHAN (Denizli) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisinin
kamu zararlarının ve yolsuzluk olaylarının boyutlarının araştırılmasına ilişkin
araştırma önergesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun görüşlerini arz
etmek üzere söz aldım. Bu vesileyle yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.
Olayı kamu zararı olarak nitelemek mümkün, birinci yönü bu; ikinci
yönü, yolsuzluk boyutuyla ele almak mümkün. İkisinin de birlikte olduğu
zamanlar da olabiliyor. Kamu zarar ediyor; bürokrat, ara bulucu, siyasetçi,
ilgili şirket, bireyler kazanıyor. Herkes kazanıyor ama kamu zarar ediyor, bu
işin içine dâhil olan herkes.
Yolsuzluk boyutunu ele aldığınız zaman; bu, açıktan, arsızca,
uğursuzca, hem devleti hem milleti soymak anlamına gelen bir olay, al gülüm ver
gülüm. Yatak odasında kasalar, ayakkabı kutuları, dolarlar dizili dizili
kutularda; oraya istifinin nasıl olduğuna da bakmak lazım.
Bu önerge tarihi itibarıyla 17 Ocakta verilmiş yani yolsuzluk
olayının ay dönümünde. Seydişehir Alüminyum’dan bahsediliyor, Oymapınar’dan
bahsediliyor, Karayolları Genel Müdürlüğünden bahsediliyor… Sayıştay
raporlarında yok yok, kamu zararı…
Eğer, 17 Aralık olmamış olsaydı, belki bugün bu mesele bu
boyutuyla gündeme gelmiyor, başka bir olayı tartışıyor olurduk ama yolsuzluk
ayyuka çıkmış, gündemden düşmemiş olmasına rağmen çok açık bir şekilde ortaya
çıktı. Bu dönemde, AKP’nin yönettiği ülkede vizyon olarak da yolsuzluk öne
çıkan bir olay ve bu konuların önde gelenlerinin başında yer alanlardan bir
husus. Sembollerde ise yatak odası, para kasaları, para sayma makineleri,
ayakkabı kutuları, paketlenmiş dolarlar. Kimseyi sıkıntıya sokmak için
konuşmuyorum, konuşmayacağım da. Kamuya zarar vermek, yolsuzluk yapmak… “İnsan
başına gelebilecek olaylar” diye nitelemek mümkün değil. Bunlar bilinçli olarak
yapıldığı takdirde haysiyetsizce, uğursuzca, milletin, devletin malını çalmak
çırpmak anlamına gelir. Allah korusun, kolay değil; evlada da, çevreye de
bulaşıyor. Genetik olup olmadığı konusunda, babadan evlatlara, evlatlardan
babaya nasıl oluyorsa bunlar daha önce ifade ediliyordu.
Bakınız, eski Sayın Çevre Bakanı Erdoğan Bayraktar Bey’in
televizyonda söylediklerini dikkate aldığınızda, doğrudan işin başına doğru
gittiğini görüyoruz olayın. O da yıllarca birlikte çalıştığı Sayın Başbakanı
niye sıkıntıya soksun? Demek ki bir sıkıntı var, bir olay var; onun için bunu
ifade ederek bizzat, olayı Başbakana doğru yöneltiyor.
Ben, bu kürsüden, bizzat, TOKİ’nin Sayın Erdoğan’a memurken
bağlanıp da bakan olduğunda bağlanmadığını açıktan soran bir insanım, gerçekten
merak etmiştim ama giderek olaylar geliştikçe bunun ne anlama geldiğini hep
birlikte ne yapıyoruz, görmeye başlıyoruz.
Hırsızlık yapmak, yolsuzluk yapmak kolay bir şey değil, ortam
müsait hâle gelince hazırlanıyor, ortamı siyasi iktidar hazırlıyor hem de yeni
terimler oluşuyor: “Paralel yapı”, “vesayet rejimi”, “yargı vesayeti”,
“kumpasçı”, “dost darbesi”, “darbe teşebbüsü”, “virüs”, “Haşhaşi”, “hırsızlık”.
Tabii, bu hırsızlığı yapan “Bunu ben yaptım.” demeyecek. Cezaevine
düşen hırsıza soruyorlar: “Suçun ne?” Onun da söylediği bir şey var, nedir
söylediği? “Hızlı koşamamak.” Elbette kimse hırsızlık, yolsuzluk yaptığını söylemeyecek.
Ama insanlar kabine arkadaşına, partideki arkadaşına, o dolarların ne olduğunu,
nasıl oraya geldiğini sormaktan imtina edebilirler, kolay bir şey değil. Ama
bunu illa… “Biz yapmadık, başka yerden geldi.”, “Cami yapımında
kullanılacaktı.”, “Üniversitede kullanılacaktı.” diye birtakım ifadeleri de
söyleyebilirsiniz ama helal olacak bir işe bu yolla kayıt dışı bir haramı
koymak hiç de iyi bir olay değil diye düşünüyorum.
Şimdi, AKP, darbelere karşı “Bu işi paralel yapı yaptı.” diye
ifade ediyor. Burada, bakıyorum, sayın bakanlar var. Paralel yapıyı müşahhas
olarak -Ahmet, Mehmet, Hüseyin, Hasan veya emniyetin filanca birimi, yargının
falanca birimi, şundan kaynaklı- söylemek zorundasın; yoksa “paralel yapı”
diyerek ne olduğu bilinmeyen, vatandaşın bilmediği, algı yönetimiyle
vatandaşları bu şekilde ne yapmak, aldatmaya çalışmanın bir anlamı yok. Eğer,
bir paralel yapı oluştuysa on bir yıllık AKP iktidarı döneminin sonunda oluştu.
AKP de bunu 11’inci yılın sonunda, 12’inci yılın sonunda fark ettiyse AKP zaten
ülkeyi yönetmiyor demektir, ayakta uyuyor demektir.
Şimdi, başkalarının, aynı hâkimlerin, aynı savcıların yargıladığı,
aynı polis memurlarının evlerinden aldığı insanlara -ki Mecliste de bunların
bir kısmı var- bunlara bu olaylar, bu operasyonlar yapıldığında, onlar
yargılandığında gayet normal kabul edilen, hatta savunulan -detayına girmek
istemiyorum- AKP tarafından savunulan olaylar AKP'nin başına gelince maalesef
ne oluyor, paralel yapı oluyor. Vesayet, “yeni vesayet…” Demek ki bir vesayet
vardı, birileriyle birlikte oldunuz, bu vesayetten kaçtınız, kurtuldunuz; yeni
bir vesayet oluştu, AKP'nin iktidarı döneminde AKP’ye çaktırmadan iş birliği
yaptıkları tarafından oluşturuldu.
Bakın, ben dershanelerin kapatılmasının görüşülmesi esnasında
yaklaşık 1.200 tane ne alan mesaj alan, bunların 200’üyle görüşen bir
arkadaşınızım. Bir hanımefendi dedi ki: “2010 yılında beni kandırdı bu AKP. Ben
ev ev dolaştım, oy istedim referanduma. Temizlik olacak -HSYK’yı bilmiyor- ama
ben bunun için dolaştım. Beni kapılarda dövdüler. Ben kapılarda sıkıntıya
girdim. Bunlar benim ideallerimi mahvettiler, düşüncelerimi mahvettiler.”
Şimdi, nereden bakarsanız bakın, artık ara bulucuların ıslak imzalı mektuplara
AKP’nin ihtiyaç duyduğu bir anı -Allah başa vermesin- duyar olduk. Amerika’ya
gidenler oradan ıslak imzalı, Hükûmete veya Cumhurbaşkanına mektup arz ediyorlar.
Burada ara bulucu olanlar, Bursa’da buluşanlar, Sayın Savcının söylediği doğru
ise -bilemiyorum- ona göre de ne oluyor, ne istiyorlar? Islak imza. Demek ki
ıslak imzanın önemi çok büyükmüş. Sahte imzayı “ıslak imza” diye sattığınız
zaman, sonra geliyorsunuz “Kumpas kurdular orduya. Kumpas kurdular.”
diyorsunuz. O kumpasçı nerede acaba? Ben o “kumpas” diyenin ne dediğine dair
140 karakterlik tweet attı diye bir tweet attım, üç gün köşesinde izah ediyor
diye. Bir vatandaş da tweet atmış, demiş ki: “Ben o 140 karakterden 1 tanesini
göremedim.” Şimdi, olayı böyle değerlendirdiğinizde işin son derece sıkıntılı
olduğunu görüyorsunuz. Arsızlığın, yüzsüzlüğün, uğursuzluğun, hayâsızlığın bir
anlamı yok. O HSYK’nın koyduğu kurallara göre siz de yargılanın, ne olacak?
Bunda bir sıkıntının olmaması lazım.
Ben önergenin lehinde söz almıştım, önergenin desteklenmesini
diliyorum. Saygılar sunuyorum.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi aleyhinde söz isteyen Salih
Koca, Eskişehir Milletvekili. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
SALİH KOCA (Eskişehir) – Sayın Başkan, değerli milletvekillerimiz
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu önerisi aleyhine söz almış bulunuyor, yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Adalet ve Kalkınma Partisi, kurulduğu ilk günden beri 3Y’yle
mücadele ederek bugünlere gelmiş olan bir partidir. İktidarımız boyunca
yoksulluklarla, yolsuzluklarla ve yasaklarla mücadele ettik. Mücadele ettik ki
seksen yıl boyunca yapılamayan hizmetleri on yıllık, on bir yıllık iktidarımız
döneminde gerçekleştirdik. Özellikle kara yolu alanında atılan hamleler,
yapılan hizmetler, gerçekten Türkiye’mize çağ atlatan hizmetler olarak
karşımıza çıkmaktadır. Şayet yolsuzluklar olsaydı 6.100 kilometre olan duble
yollara...
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - 10 bin kilometre olurdu.
SALİH KOCA (Devamla) - ...18 bin kilometre duble yol daha yol
eklenip 25 bin kilometreye çıkmamış olurdu.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Ama çalmasaydınız 50 bin olurdu.
SALİH KOCA (Devamla) - Şayet yolsuzluklar olsaydı şehrimizin,
ülkemizin dört bir yanına duble yollarla kavuşmamış olurduk. Şayet yolsuzluklar
olsaydı IMF’ye olan borcumuz sıfırlanmamış olurdu.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Cumhuriyetin birikimlerini sattınız,
onunla ödediniz.
SALİH KOCA (Devamla) - Merkez Bankası döviz rezervlerimiz 27,5
milyar dolardan 135 milyar dolara çıkmamış olurdu.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - 52 milyar dolara sattınız cumhuriyetin
bütün fabrikalarını.
SALİH KOCA (Devamla) - Bugün duble yollara baktığımızda
tünellerle, sanat yapılarıyla karşılaşıyoruz.
EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Ayakkabı kutusu...
SALİH KOCA (Devamla) - Güvenli
bir şekilde şehirlerimiz arasında ulaşımı sağlıyoruz.
Dolayısıyla, bu dönemde yine belediyelerde yapılan yolsuzluklarla
ilgili de ciddi adımlar atıldı. Bugün sadece AK PARTİ’li 1.812 belediyeye ön
inceleme izni verildi ve 708 belediyeye de soruşturma izni verildi.
Bizler, yolsuzlukla, yasaklarla ve yolsuzluklarla mücadele ederken
daha önceki dönemlerde olduğu gibi Rahşan affına sığınmadan ve yapılan
yolsuzluklar konusunda birtakım aflara sığınmadan bunlarla mücadele ettik.
VELİ AĞBABA (Malatya) – Elbise çuvalını söyle!
SALİH KOCA (Devamla) - Dik durduk, dik duruyoruz ve artık bu dik
duruşumuzla da halkımızın teveccühünü kazanıyoruz.
VELİ AĞBABA (Malatya) – Elbise kılıfından çıkan dolarları söyle
ya! Ayakkabı kutusunu söyle!
SALİH KOCA (Devamla) – Dolayısıyla, araştırma önergesinin
aleyhinde olduğumuzu belirtiyor, bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Yüzüme bakıp da “Hırsızlık yok.”
diyebilir misin? “Çalmadık.” diyebilir misin? Diyemezsin!
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Cumhuriyetin bütün o birikimlerini
sattınız, bununla “Ödedik.” diyorsunuz.
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Sayın hatip gerek kamuoyuna gerek
Parlamentoya yanlış bir bilgi verdi.
RECEP ÖZEL (Isparta) – Ya, senin istediğin bilgiyi vermek zorunda
değil ki!
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Sayın Başkan, bir, yolsuzluklar olmamış
gibi polisler görevden alındı.
BAŞKAN – Sayın Tanal, her sayın milletvekili görüşlerini dile
getirecek efendim, sizin düzeltme hakkınız yok o şekilde.
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Bakın, polisler görevden alındı.
Bunların hiçbirini…
SALİH KOCA (Eskişehir) – Verdiğim rahatsızlıktan dolayı özür
dilerim!
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Milleti rahatsız ettiniz çalarak
çırparak!
BAŞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine
göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım…
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın Başkan…
BAŞKAN – …ve oylarınıza sunacağım.
OKTAY VURAL (İzmir) – Efendim, Adalet ve Kalkınma Partisinin…
BAŞKAN – Sayın Vural, isterseniz öneriyi bir dinleyelim, ondan
sonra söz vereceğim, soracağım. Öneriyi bir dinleyelim.
OKTAY VURAL (İzmir) – Olur efendim, peki.
Yani, öneriyi okumadan önce… Çünkü, işleme almamanız gerektiğini
düşünüyorum ama…
BAŞKAN – Ama öneriyi bir okuyalım, sonra tekrar söz vereceğim,
rahat olun.
4.- AK PARTİ Grubunun, Genel
Kurulun çalışma gün ve saatlerinin yeniden düzenlenmesine; Genel Kurulun 21
Ocak 2014 Salı günkü birleşiminde sözlü soruların görüşülmemesine; 523 sıra
sayılı Kanun Teklifi’nin İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel kanun olarak
bölümler hâlinde görüşülmesine ilişkin önerisi
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulunun 21/01/2014 Salı günü (bugün) yaptığı toplantıda
siyasi parti grupları arasında oy birliği sağlanamadığından, İç Tüzük’ün
19’uncu maddesi gereğince grubumuzun aşağıdaki önerisinin Genel Kurulun onayına
sunulmasını arz ederim.
Nurettin
Canikli
Giresun
AK
PARTİ Grup Başkan Vekili
Öneri:
Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen
Diğer İşler" kısmında bulunan 523, 385 ve 266 sıra sayılı Kanun Teklifi ve
tasarılarının bu kısmın 3, 4 ve 5’inci sıralarına alınması ve diğer işlerin
sırasının buna göre teselsül ettirilmesi,
Genel Kurulun;
21 Ocak 2014 Salı günkü (bugün) birleşiminde sözlü soruların
görüşülmemesi,
Haftalık çalışma günlerinin dışında 25 ve 26 Ocak 2014 Cumartesi
ve Pazar günleri saat 14.00'te toplanarak bu birleşimlerinde gündemin
"Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler"
kısmında yer alan işlerin görüşülmesi,
21 Ocak 2014 Salı günkü (bugün) birleşiminde 459 sıra sayılı Kanun
Tasarısı’na kadar olan işlerin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar,
22 Ocak 2014 Çarşamba günkü birleşiminde 63 sıra sayılı Kanun
Tasarısı’na kadar olan işlerin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar,
23 Ocak 2014 Perşembe günkü birleşiminde 162 sıra sayılı Kanun
Tasarısı’na kadar olan işlerin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar,
24 Ocak 2014 Cuma günkü birleşiminde 335 sıra sayılı Kanun
Tasarısı’na kadar olan işlerin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar,
25 Ocak 2014 Cumartesi günkü birleşiminde 230 sıra sayılı Kanun
Tasarısı’na kadar olan işlerin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar,
26 Ocak 2014 Pazar günkü birleşiminde 120 sıra sayılı Kanun
Tasarısı’na kadar olan işlerin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar,
Yukarıda belirtilen birleşimlerde gece 24.00'te günlük programın
tamamlanamaması hâlinde günlük programın tamamlanmasına kadar çalışmalarını
sürdürmesi,
523 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin İç Tüzük’ün 91’inci maddesine
göre temel kanun olarak görüşülmesi ve bölümlerinin ekteki cetveldeki şekliyle
olması önerilmiştir.
523 sıra sayılı
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi
(2/1929)
Bölümler Bölüm maddeleri Bölümdeki madde sayıları
1’inci Bölüm 1 ila 24’üncü maddeler 24
25
ila 46’ncı maddeler
2’nci Bölüm (42’nci maddeye bağlı geçici 4
ve 23
geçici
5’inci maddeler dâhil)
Toplam
madde sayısı 47
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın Başkanım…
BAŞKAN – Evet, Sayın Vural, buyurun.
İsterseniz oturun, sistemi açalım.
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
3.- İzmir Milletvekili Oktay
Vural’ın, 523 sıra sayılı Kanun Teklifi’yle ilgili tali komisyon olan Anayasa
Komisyonu Raporu’nun Adalet Komisyonu Raporu’na eklenmesi gerektiğine ve bu
nedenle AK PARTİ grup önerisinin bugün görüşülmesinin mümkün olmadığına ilişkin
açıklaması
OKTAY VURAL (İzmir) – Önemli değil.
Sayın Başkanım, bu rapor Sayın Meclis Başkanı tarafından hem
Anayasa Komisyonuna hem Plan ve Bütçe Komisyonuna havale edilmiştir. Daha
sonra, Sayın Meclis Başkanının talebi üzerine, Anayasa Komisyonu ayın 20’sinde
toplanmak suretiyle, 21’inde bir şeyle, “Raporumuz, havalesi gereği esas
Komisyon olan Adalet Komisyonuna gönderilmek üzere yüksek Başkanlığa saygıyla
sunulur.” diyor. Dolayısıyla, Anayasa Komisyonunun bu raporu şu Komisyon
raporunda yer almamaktadır. Dolayısıyla, tali komisyon olarak havalenin gereği
olan bu raporun buraya dercedilmesi gerekirken, maalesef, Adalet Komisyonuna
sevk edilen bu rapor esas sayıda yer almamıştır. Dolayısıyla tekemmül etmemiş
bir rapor olduğu için bunun gündeme alınarak bugün görüşmelerinin yapılması
mümkün değil.
Sizden istirhamımız, Anayasa Komisyonunun bu raporunu Adalet
Komisyonunun bu sıra sayısına dercetmek suretiyle, bütün komisyonların
görüşlerini havi bir raporla Türkiye Büyük Millet Meclisi milletvekillerinin
haberdar olması gerekir. Takdir edersiniz ki biz raporu görüşüyoruz, raporu
görüştüğümüz için raporun tekemmül etmesi esastır. Bu bakımdan, Adalet ve
Kalkınma Partisinin bunun görüşülmesiyle ilgili talebini bu safhada gündeme
alıp görüşmemiz mümkün değil açıkçası. Çünkü Meclis Başkanının talebiyle zaten
toplandı, Anayasa Komisyonu da karar verdi 21’inde. 21’inde aldığı bu rapor
-havalesi gereği- Adalet Komisyonuna sevk edilmiş, sevk edilen bu rapor yer
almamıştır. Bu bakımdan, Adalet ve Kalkınma Partisinin bu önerisinin bugün ele
alınmasının mümkün olmadığını, Meclis Başkanının bu konuda raporu yeniden
tanzim ederek milletvekillerine dağıtması gerektiğini düşünüyoruz efendim.
BAŞKAN – Evet, teşekkür ediyorum.
Sayın İnce, buyurun, sizin de söz talebiniz var.
4.- Yalova Milletvekili Muharrem
İnce’nin, 523 sıra sayılı Kanun Teklifi’yle ilgili raporun
başlıklandırılmasındaki bazı hatalara ve bu nedenle teklifin geri çekilerek
yeniden bastırılması gerektiğine ilişkin açıklaması
MUHARREM İNCE (Yalova) – Sayın Başkan, acele işe şeytan
karışmıştır. Tasarı görünümlü bu teklif, geçmişte “Doğan görünümlü Şahin” gibi
konuşmalara benzemektedir. Bu bir talimatla yapılan kanun teklifidir ancak
raporun 47’nci sayfasına baktığınızda “Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç ve 77 Milletvekilinin
Teklifi”, sağ satırda ise “Adalet Komisyonunun Kabul Ettiği Metin” diyor.
Doğrusu… 47’nci sayfada doğru yazılı. 48’inci sayfaya geçtiğinizde, sol sütunda
“Hükûmetin Teklif Ettiği Metin” diyor, 49’da aynısını diyor, 50’de yine
“Hükûmetin Teklif Ettiği Metin”, 51’de yine “Hükûmetin Teklif Ettiği Metin”
diyor. Bu metin Hükûmetin teklif ettiği bir metin değildir; eksik bir işlemdir
bu, kanunu sakatlamıştır, yanlış bilgilendirmiştir. Buradaki, kanundaki, bu
teklifteki irade Bakanlar Kurulunun iradesi değildir, Hükûmetin iradesi
değildir, Yılmaz Tunç ve 77 milletvekilinin iradesidir, bu bir kanun
teklifidir. Genel Kurul yanlış bilgilendirilmiştir, Genel Kurula yanlış bilgi
verilmiştir. Bir hukuk devletinde olması gereken iş, bunun geri çekilip yeniden
basılmasıdır ama hukuk devleti değil de Başbakanın talimatlarıyla oluyorsa
daksille üstünü kapatın, Sayın Cemil Çiçek de bir paraf etsin, toplayın
bunları, arka tarafta memurlar daksille bunu silsinler, paraf etsin Meclis
Başkanı da göndersinler. Hukuk devletinde bu kanun görüşülemez.
Buyurun Sayın Başkan.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Buyurun Sayın Elitaş.
5.- Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş’ın, 523 sıra sayılı Kanun Teklifi’yle ilgili tali komisyon olan Anayasa
Komisyonu Raporu’nun bulunmamasının ve raporun başlıklandırılmasındaki maddi
yazım hatalarının teklifin görüşülmesine engel bir durum teşkil etmediğine
ilişkin açıklaması
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Şimdi, 523 sıra sayılı Teklif’in Adalet Komisyonu Raporu’na baktığımızda,
Rapor’un 15’inci sayfasında aynen şu ifade var: “Komisyonun gündeme aldığı
teklif eş zamanlı olarak Anayasa Komisyonu ile Plan Bütçe Komisyonuna havale
edilmiştir. Her iki komisyon, havale edilen teklifi gündeme almayacaklarını,
komisyonumuzun gündemini oluşturmasından önce yazıyla Komisyonumuza
bildirmiştir.” Şimdi, İç Tüzük’ümüzün 26’ncı maddesine göre Anayasa Komisyonu,
kendisine Komisyon üyelerinin üçte 1 sayıyla birlikte Komisyonun toplanmasıyla
ilgili dilekçelerini aldıktan sonra Anayasa Komisyonu Başkanı dün itibarıyla
Komisyonu toplamış ve kanun teklifinin Komisyonda görüşülmeden Komisyonda
görüşülmemesiyle ilgili kanaatini oluşturmuştur. İç Tüzük’ün 26’ncı maddesine
göre, milletvekillerinin komisyonun gündemine, komisyonda olan bir işin
alınmasıyla ilgili istekleri olmasına rağmen, komisyonun hangi gün
toplanacağıyla ilgili yetki Meclis Başkanlığına aittir ama Komisyon üyeleri,
yetkilerini aşarak gönderdikleri üçte 1 imzalı dilekçede gün ve saat bildirerek,
şu saatte toplanmasıyla ilgili, Komisyon Başkanlığına istem yazısı
göndermişlerdir ki bu da İç Tüzük’ün 26’ncı maddesine aykırı bir durum teşkil
etmektedir.
Şu anda bizim görüşmekte olduğumuz teklifin, Sayın İnce’nin
söylediği, “Hükûmetin önerdiği, teklif ettiği metin” şeklindeki bir maddi
yazımdan ortaya çıkan bir hatadan dolayı bunun görüşülmemesini iddia etmek
uygun bir durum değildir. Şu anda bu teklifin görüşülmesinde herhangi bir engel
yoktur.
BAŞKAN – Teşekkür ederim.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Zaten kanunun başlığında, dikkat
ederlerse, 47’nci sayfaya baktıkları takdirde “Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç
ve 77 Milletvekilinin Teklifi” diye de geçmektedir.
Durumu arz ederim Sayın Başkanım.
MUHARREM İNCE (Yalova) – 48, 49, 50’nci sayfalarda ne yazıyor?
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın Başkanım…
BAŞKAN – Buyurun Sayın Vural.
OKTAY VURAL (İzmir) – Anayasa Komisyonu aynen şunu diyor: “9
Komisyon üyesinin çağrısı üzerine söz konusu teklifi görüşmek üzere
toplanmıştır.” Görüşmek üzere toplanmış.
BAŞKAN – Sayın Vural, şöyle yapalım…
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Sayın Başkan…
BAŞKAN – Bir saniye, Sayın Tanal…
OKTAY VURAL (İzmir) – Yani burada açıkça “Ayrıca, Adalet
Komisyonuna gönderilmek üzere…” diye yazısı da var. Komisyon kararı budur. Bu
komisyon raporunun buraya girmesi gerekiyor çünkü burada sayın
milletvekillerinin de bundan haberi yok. Sadece Anayasa Komisyonunda olan bir
konu. Adalet Komisyonunun esas komisyon olarak bu raporu içine dercetmesi
gerekmektedir. Mesele budur.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Ben konunun anlaşılması için –zaten itirazlarınızı da dinledim-
usul tartışması açıyorum.
Buyurun.
RECEP ÖZEL (Isparta) – Lehte efendim, lehte…
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Aleyhte...
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Lehte…
BAŞKAN – Hayır, anlaşacaksınız. Bir lehte, bir aleyhte, 4 tane
parti, her partinin birer konuşmacısı olacak.
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın Başkanım, bir dakika…
BAŞKAN – Buyurun Sayın Vural.
OKTAY VURAL (İzmir) – Şimdi usul tartışması açmanız doğru değil.
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Resen olmaz ki usul tartışması.
BAŞKAN – Bir saniye, sayın milletvekilleri…
Sayın Tanal, lütfen…
OKTAY VURAL (İzmir) – Neden değil? Çünkü bu, Sayın Meclis
Başkanının inisiyatifiyle yapılmış ve tali komisyon toplanmıştır. Meclis
Başkanının inisiyatifiyle oluşmuş tali komisyonun raporu yoktur. Usul
tartışması açtınız, raporu olmayan, Adalet Komisyonuna gönderilmesine rağmen
raporda yer almayan bir konuda usul tartışması açtığınız zaman bundan sonraki
toplantılarda acaba komisyonların raporu esas, sıra sayılı, esas komisyonda yer
almadığı zaman bu raporun tekemmül etmiş olması gibi sakıncalı bir durum ortaya
çıkar ki bu son derece yanlış olur.
BAŞKAN – Evet…
MUHARREM İNCE (Yalova) – Sayın Başkan…
OKTAY VURAL (İzmir) – O zaman tali komisyon gereksiz olur.
BAŞKAN – Buyurun Sayın İnce.
MUHARREM İNCE (Yalova) – Birincisi: Usul tartışması açılmasını kim
istedi?
BAŞKAN – Hiç kimse istemedi, ben açmak istiyorum sizin
itirazlarınız üzerine.
MUHARREM İNCE (Yalova) – İki…
BAŞKAN – O zaman şöyle yapalım…
MUHARREM İNCE (Yalova) – Bir dakika efendim…
BAŞKAN – Ben görüşümü bildiririm şeyden sonra.
MUHARREM İNCE (Yalova) – Sayın Başkanım, bir dakika, bir dakika.
BAŞKAN – Evet, buyurun
MUHARREM İNCE (Yalova) – Siz bu konuyu yani Parlamentoyu yanlış
bilgilendiren bir metni…
OKTAY VURAL (İzmir) – Nasıl oylarsınız yani!
MUHARREM İNCE (Yalova) – …milletvekilinin kanun teklifini
Hükûmetten gelen tasarı şeklinde, Parlamentoya yanlış bilgi veren bir metni
burada usul tartışmasıyla geçiştiremezsiniz.
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın Başkan, istirham ediyorum!
MUHARREM İNCE (Yalova) – Bu görüşülemez, bu kadar basit, bu
görüşülemez. Yapmanız gereken iş usul tartışması değil ara verip bürokratlara
danışmaktır.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Bence de.
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın Başkan…
BAŞKAN – Ben açıklamayı yaparım efendim sizin şeyleriniz
üzerinden.
Buyurun.
OKTAY VURAL (İzmir) – …Sayın Meclis Başkanının bu konuda iradesi
olmuştur, lütfen.
MUHARREM İNCE (Yalova) – Ayrıca Meclis Başkanlığına da bir dilekçe
verdim.
OKTAY VURAL (İzmir) – Meclis Başkanının iradesini yok saymanız
kesinlikle doğru değildir. Bakın, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanının
iradesiyle bir tali komisyon toplanmıştır ve bu tali komisyon raporunu
vermiştir. Bu rapor, sıra sayısında yer almamıştır. Olay çok açık ve nettir.
Lütfen bu konuda atacağınız adımı Sayın Meclis Başkanının manevi şahsiyetini de
yok saymadan yerine getirmeniz konusunda bir istişare mekanizması kurmanızı
rica ediyorum.
BAŞKAN – Tamam Sayın Vural.
Sayın milletvekilleri…
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Sayın Başkan…
BAŞKAN – …523 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin…
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Sayın Başkan…
BAŞKAN – …Komisyon Raporu’na…
Bir saniye Sayın Tanal. Grup başkan vekilleri konuştu, sizin böyle
bir söz hakkınız yok, lütfen.
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Efendim, ben de milletvekiliyim burada,
lütfen, bunu yapamazsınız yani burada, bakın, parlamento hukukunu okuyoruz.
BAŞKAN – Ama herkese söz verecek değiliz ki.
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Yani bunu yapamazsınız. Teknik bir konu
var, teknik konuyla ilgili ben bir…
BAŞKAN – Lütfen ama.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Başkan Vekili, bana bak…
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Yanlış yapıyorsunuz.
BAŞKAN – Komisyon raporuna ve metnine yönelik bazı itirazların
oluştuğu anlaşılmaktadır.
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Sayın Başkan, söz vermek zorundasınız.
KAMER GENÇ (Tunceli) – …burada milletvekilinin kişiliği yok mu
yahu, milletvekilinin kişiliği yok mu?
BAŞKAN – Teklif ve rapora itirazlar nedeniyle…
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Sayın Başkan…
KAMER GENÇ (Tunceli) – “Grup başkan vekili var, sen konuşma.” Sen
ne hakla bunu konuşuyorsun ya!
BAŞKAN – …söz konusu teklifin gündem sırasına…
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Sayın Başkan…
BAŞKAN – …ve temel kanun olmasına dair…
KAMER GENÇ (Tunceli) – Arkadaşıma söz vermek zorundasın.
BAŞKAN – …öneri içeren grup önerisinin işleme alınmaması öne
sürülmemektedir.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Yahu, milletvekilini duymazlıktan
gelemezsin. Kes o konuşmayı! Ya, kaldır o konuşmayı.
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Sayın Başkan…
BAŞKAN – Başkanlığımızın gündeme girmiş bir kanun tasarı ve
teklifini işleme almama…
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Sayın Başkan, bana söz vermediğiniz için
ben sizi…
KAMER GENÇ (Tunceli) – Milletvekiline söz vermek zorundasın!
BAŞKAN – …veya komisyona iade etme yetkisi bulunmamaktadır.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Böyle bir başkanlık olamaz ya! Gidip de
dava açmasını biliyorsun, sana hakaret ettiğimiz zaman dava açmasını
biliyorsun!
BAŞKAN – Rapor ve teklife ilişkin itirazların bizatihi teklifin
görüşmeleri sırasında yapılabileceği düşünülmektedir. Bu nedenle grup
önerisinin görüşülmesinde İç Tüzük’e aykırı bir durum bulunmamaktadır.
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Sayın Başkan, siz bana söz vermediğiniz
için taraflı davranıyorsunuz. 63’e göre usul tartışması açma talebinde
bulunuyorum.
BAŞKAN – Ancak konunun önemine binaen, tali komisyon olan Anayasa
Komisyonu Raporu’nun da bastırılıp Rapor’a eklenmesi gerektiği ile teklif metni
başlıklandırılmasındaki baskı hatası nedeniyle sıra sayısının geçerli
olmadığına yönelik usul itirazları üzerine tartışmaya açıyorum.
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Sayın Başkan, bana söz vermediğiniz
için…
BAŞKAN – Buyurun, görüşlerinizi burada söyleyin. Sözlerinizi
isteyin lehte veya aleyhte.
OKTAY VURAL (İzmir) – Efendim, bakın, bunları yapmanızın…
BAŞKAN – Evet, lehte Sayın Elitaş. (CHP sıralarından gürültüler)
OKTAY VURAL (İzmir) – Ben aleyhinde istiyorum ama bunları
yapmanızın hiçbir anlamı yok.
BAŞKAN – Aleyhte Sayın Vural.
OKTAY VURAL (İzmir) – Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanının
iradesini yok sayıyorsunuz. Yazıklar olsun, yazıklar olsun! Böyle bir şey
olur mu ya!
BAŞKAN – Hayır efendim.
MUHARREM İNCE (Yalova) – Sayın Başkan, bir şey söylemek istiyorum.
BAŞKAN – Buyurun Sayın İnce.
MUHARREM İNCE (Yalova) – Siz Sayın Vural’ın konuşması üzerine usul
tartışması açıyorsunuz. Peki, benim konuşmamı nereye değerlendireceksiniz?
BAŞKAN – Evet, size de cevap veriyorum efendim.
MUHARREM İNCE (Yalova) – Evet…
BAŞKAN – Sizin söylediklerinizi de içeriyor ama ayrıca 2/1929 esas
numaralı Teklif, 523 numaralı sıra sayısının kapağında ve teklifin yer aldığı
ilk sayfada “Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç ve 77 Milletvekilinin Teklifi”
başlığı ile basılmıştır. Müteakip sayfalarda teklifin bulunduğu sütun Hükûmetin
teklif ettiği metin olarak sehven basılmıştır. Maddi hata niteliğindeki bu
basım hatası Başkanlıkça, sıra sayısının, dağıtıma engel olarak görülmemiştir.
Teklifin Genel Kuruldaki görüşmeleri Komisyonun kabul ettiği metin üzerinden
yapılmaktadır. Sıra sayısındaki bu hata düzeltilerek Tutanak Dergisi’nde de yer
alacaktır Sayın İnce.
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Sayın Başkan, milletvekilleri…
BAŞKAN – Sayın Tanal, lütfen. Sayın grup başkan vekilleri
itirazlarını yaptılar.
MUHARREM İNCE (Yalova) – Siz dalga mı geçiyorsunuz, siz dalga mı
geçiyorsunuz! Dalga geçiyorsunuz siz.
BAŞKAN – Lütfen Sayın İnce, ne demek “Dalga mı geçiyorsunuz?”
OKTAY VURAL (İzmir) – Meclis Başkanıyla da dalga geçiyorsunuz.
BAŞKAN – Bu tabirler Genel Kurulda doğru değil Sayın İnce.
MUHARREM İNCE (Yalova) – Siz Meclisle dalga geçiyorsunuz, dalga
geçiyorsunuz.
OKTAY VURAL (İzmir) – Ne olacak, yandaşlarla kendiniz
değerlendirmeyi sundunuz zaten.
MUHARREM İNCE (Yalova) – Burada, kanun teklifini tasarı olarak
yazıyorsunuz, dalga geçiyorsunuz.
Bakın, Sayın Başkan, bakın, gösteriyorum.
BAŞKAN – Evet…
MUHARREM İNCE (Yalova) – 48’inci sayfa yanlış, 49 yanlış, 50
yanlış, 51 yanlış…
SIRRI SAKIK (Muş) – E, ne doğru?
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) – Doğru yok ki, doğru!
MUHARREM İNCE (Yalova) – …52 yanlış, 53 yanlış, 54 yanlış, 55
yanlış, 56 yanlış, 57 yanlış, 58’inci sayfa yanlış, 59 yanlış, 60 yanlış,
61’inci sayfa yanlış, 62 yanlış, 63 yanlış, 64 yanlış, 65 yanlış, 66’ncı sayfa
yanlış.
Arkadaşlar, saydığım bu on beş-yirmi sayfa yanlış basılmış. Bak,
kapağı düzgün basıyor diye yutturuyorsunuz. Çocuk mu kandırıyorsunuz, dalga mı
geçiyorsunuz, kafa mı yapıyorsunuz? Böyle bir şey olmaz! Bu metin olmaz!
BAŞKAN – Evet, Sayın İnce…
Lehte söz isteyen Sayın Elitaş…
MUHARREM İNCE (Yalova) – Al bu metni! (AK PARTİ sıralarından
gürültüler) Olmaz bu! Olmaz bu metin! Böyle metin olmaz!
(Muharrem İnce’nin elindeki sıra sayısı kitapçığını kürsüye
fırlatması)
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) – Hooop!
BAŞKAN – Buyurun Sayın Elitaş… (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MUHARREM İNCE (Yalova) – Bizimle dalga geçmeyin!
BAŞKAN – Buyurun Sayın Elitaş.
MUHARREM İNCE (Yalova) – Yirmi sayfa yanlış, yirmi sayfa!
BAŞKAN – Usul tartışması nedeniyle lehte söz isteyen…
Buyurun. (CHP, MHP ve BDP sıralarından sürekli sıra kapaklarına
vurmalar, gürültüler)
MUHARREM İNCE (Yalova) – Böyle metin olmaz!
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Sayın Başkan… Sayın Başkan… (CHP, MHP ve
BDP sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
VIII.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER
1.- 523 sıra sayılı Kanun
Teklifi’yle ilgili tali komisyon olan Anayasa Komisyonu Raporu’nun Adalet
Komisyonu Raporu’na eklenmesi gerektiği ve teklif metninin
başlıklandırılmasındaki baskı hataları nedeniyle görüşülemeyeceği gerekçesiyle
AK PARTİ grup önerisinin görüşmelerinin yapılıp yapılmayacağı hakkında
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
şu anda kanun teklifini stenograflara fırlatan ve sıraları yumruklayanlar…
OKTAY VURAL (İzmir) – Tetikçilik mi yapıyorsunuz? Medeni bir
şekilde soruyorum: Tetikçi misin sen? Tetikçi misin?
BAŞKAN – Lütfen Sayın Vural… Sayın Vural, bu tür sözler size
yakışmıyor. Bunlar tutanaklara geçiriliyor efendim, gereği yapılacak. (CHP, MHP
ve BDP sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Sayın Başkan… Sayın Başkan…
OKTAY VURAL (İzmir) – Yazıklar olsun be! Meclis Başkanı bu kadar…
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Sayın Başkan, bakın, milletvekilleri
arasında ayrım yapamazsınız.
OKTAY VURAL (İzmir) – Yazıklar olsun! Yazıklar olsun size be!
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – …İç Tüzük’ün hangi maddesine uyduğunu
göstersinler. Şu anda fiilî bir eylem yapanlar, sıraları yumruklayanlar İç
Tüzük’ün hangi maddesine uygun bir eylem yaptığını göstersinler, bu millete
anlatsınlar. Bakın, Anayasa’nın 88’inci maddesinde…
(CHP, MHP ve BDP sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar,
gürültüler)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, bu tür vurmalarınız elektronik
sisteme zarar vermekte. Elektronik sistem devlet malı, yazıktır.
Sayın Elitaş, buyurun siz.
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Sayın Başkan, milletvekilleri arasında
ayrım yapamazsınız!
OKTAY VURAL (İzmir) – Meclis Başkanını temsil ediyorsun orada.
Yazıklar olsun! Meclis Başkanı iradesiyle toplanmış bir komisyonun raporunu
gündeme almıyorsun. Yazıklar olsun!
BAŞKAN – Sayın Elitaş, buyurun, devam edin siz.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Sayın Başkan, bakın, başlıktaki maddi
hatadan dolayı…
MUHARREM İNCE (Yalova) – Yirmi sayfa yanlış!
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – …bu yasanın Türkiye Büyük Millet
Meclisi Genel Kurulunda görüşülemeyeceğini, gündeme alınamayacağını ifade
etmek… (CHP, MHP ve BDP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar)
OKTAY VURAL (İzmir) – Yazıklar olsun! Tetikçisiniz siz, tetikçi!
Hukukçu değilsiniz siz!
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – …abesle iştigalden başka bir şey
değildir çünkü kanun teklifinin metninde yazmaktadır “Yılmaz Tunç ve 77
Milletvekilinin Teklifi” diye. (CHP, MHP ve BDP sıralarından sürekli sıra
kapaklarına vurmalar, gürültüler)
OKTAY VURAL (İzmir) – Tetikçisiniz siz, tetikçi! Ne yapacaksın?
Bilal’e savcı mı ayarlayacaksın…
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Burada başlık olarak ortaya koyup
“Hükûmetin kabul ettiği bir teklif” diye ifade ettikleri…
OKTAY VURAL (İzmir) – …hâkim mi ayarlayacaksın ha? Ne
yapacaksınız?
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Sayın Başkan…
OKTAY VURAL (İzmir) – Ayakkabı kutusu numarana da bakalım!
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Ayakkabı kutun kaç numara, ayakkabı
kutun?
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – İç Tüzük’le ilgili iddialarını ortaya
koyanlar, şu bağırmalarını ve sıraları yumruklamalarını İç Tüzük’ün hangi
maddesine uygun olarak görüyorsunuz?
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Ayakkabı kutun kaç numara, onu söyle.
BAŞKAN – Millet dinliyor Sayın Elitaş, siz devam edin. (CHP, MHP
ve BDP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Bize ve size İç Tüzük dersi vermeye
çalışanlar İç Tüzük’ün hangi maddesinde sıra kapaklarını yumruklamakla ilgili
bir şeyin yazdığını ifade ediyorlar? Bunu nerede gösterebilirler?
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Ayakkabı kutunu söyle, ayakkabı kutunu.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – İç Tüzük’ü bize söyleyenler şu anda İç
Tüzük’ü ihlal etmekle meşguller. (CHP, MHP, BDP sıralarından sürekli sıra
kapaklarına vurmalar, gürültüler)
Değerli milletvekilleri, bakın, Anayasa’nın 88’inci maddesi,
“Kanun teklifi vermeye Bakanlar Kurulu ve milletvekilleri yetkilidir.” diye
ifade ediyor ama bizim İç Tüzük’ümüzde kanun tasarısının hükûmet tarafından,
kanun tekliflerinin de milletvekilleri tarafından verilebileceği ifade
edilmektedir. Nitekim, esas komisyonlar tali komisyonların raporlarına bağlı kalmakla
mükellef değillerdir. Esas komisyonlar…
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Ayakkabı kutun kaç numara? Boş ver bu
işleri.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Her komisyon kendi gündemini belirleme
yetkisine sahiptir.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Onu bırak!
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Komisyon üyesi üçte 1 milletvekilinin
İç Tüzük’ü bilmeden, İç Tüzük’teki bir fıkrayı, son cümleyi okuyarak üçte 1
milletvekilinin komisyonu çağırma yetkisi, maalesef, yetki aşımı da
kullanılarak komisyonun kırk sekiz saatlik süresini de dikkate almadan, şu
saatte, şu dakikada ve şu gün Anayasa Komisyonunun, bu Komisyonun, raporun,
teklifin Anayasa’ya aykırı olup olmadığını değerlendirmekle yapmışlardır.
Hâlbuki her komisyonun, bir teklifin veya tasarının Anayasa’ya uygun olup
olmadığını denetlemek Anayasa Komisyonunun vazifesi değil, her komisyonun kendi
vazifesidir. Gündeme alınmasında herhangi bir beis yoktur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Başkanın tutumunun lehinde olduğumuzu
ifade ediyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
“Bravo” sesleri, alkışlar)
BAŞKAN – Evet, teşekkür ederim.
Tutumum aleyhinde söz isteyen Oktay Vural, İzmir Milletvekili.
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Sayın Başkan, milletvekilleri arasında
ayrım yapamazsınız.
BAŞKAN – Buyurun Sayın Vural.
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Sayın Başkan…
BAŞKAN – Evet…
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Sayın Başkan, milletvekilleri arasında
ayrım yapamazsınız siz. Milletvekilleri arasında astlık üstlük yoktur. “Ben
grup başkan vekillerine ancak söz veririm, milletvekillerine veremem.”
diyorsunuz. Sizin bu tavrınız…
BAŞKAN – Öyle bir şey söylemedim Sayın Tanal.
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Söylediniz.
BAŞKAN – Buyurun Sayın Vural.
MAHMUT TANAL (İstanbul) – “Ben söz vermiyorum.” dediniz, bu, usule
aykırıdır. Sizin bu tutumunuzdan dolayı, 63’e göre usul tartışması açılmasını
talep ediyorum.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Hayır, neye göre? İç Tüzük’e göre mi
konuşuyorsunuz?
BAŞKAN – İç Tüzük’te belirli efendim kimlere söz vereceğim.
GÜRKUT ACAR (Antalya) – Sayın Başkan, benim söz hakkım ne oldu?
BAŞKAN – Buyurun Sayın Vural.
GÜRKUT ACAR (Antalya) – Sayın Başkan, benim söz hakkım ne oldu?
BAŞKAN – Sayın Vural
buyurun.
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Arkadaşlar, sizin aranızda astlık üstlük
olan var mı? Bizde olamaz. Parlamento hukukuna aykırı. Tüm milletvekilleri
birbirine eşittir. Lütfen, haklarınıza sahip çıkınız.
BAŞKAN – Sayın Vural,
buyurun.
OKTAY VURAL (İzmir) – Buyurun da yani nasıl buyurun?
BAŞKAN – Siz bilirsiniz
Sayın Vural.
OKTAY VURAL (Devamla) – Sayın Başkan, siz orada Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanının görevlendirmesiyle oturuyorsunuz ve sizin...
BAŞKAN – Hayır efendim,
normal çizelgeye bakarsanız nöbet bende efendim.
OKTAY VURAL (Devamla) – Görev dağılımını Başkanlık Divanı…
BAŞKAN – Sayın Vural, bu konuları şahsileştirmeyelim, benim de
sözlerim olur.
OKTAY VURAL (Devamla) – Şahsileştiriyorum, şahsileştiriyorum.
BAŞKAN – Benim de sözlerim olur. Şahsileştirmeyelim lütfen. Siz,
tutumum aleyhinde sözlerinize devam edin.
OKTAY VURAL (Devamla) – Evet, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanının yaptığı bir görevlendirmeyle siz burada duruyorsunuz ve Meclis
Başkanını temsil ediyorsunuz. Meclis Başkanının Anayasa Komisyonunu toplantıya
çağırması ve Anayasa Komisyonunun toplantı yapması ve bunu gündeme alması
üzerine hazırlamış olduğu rapor, maalesef sıra sayıda yer almamıştır. Bu rapor
tekemmül etmiş değildir. Yangından mal kaçırmanıza, Bilal’e, savcı, hâkim
ayarlamak için bu kadar acele yapmanıza gerek yok; sizin göreviniz değil bu. Siz,
Meclisi yöneteceksiniz. Biz diyoruz ki: “Bu sıra sayıda Anayasa Komisyonunun
raporu yok.”
Bakın, biraz önce Mustafa
Bey diyor ki: “15’inci sayfada gündeme almayacağını söyledi.” İşte,
burada gündeme aldığını gösteriyor. Yani, nasıl… Biz raporu görüşüyoruz. Burada
Anayasa Komisyonu diyor ki: “…çağrısı üzerine söz konusu teklifi görüşmek üzere
toplanmıştır.” Ve sonuçta da diyor ki: “Adalet Komisyonuna gönderilmek üzere,
bu raporumuz havalesi gereği esas komisyon olan Adalet Komisyonuna gönderilmek
üzere yüksek Başkanlığa saygıyla sunulur.”
Ey yüksek Başkanlık, size saygıyla sunmuş da siz ne yapmışsınız?
Bu raporun gereğini yapacaksınız. Yapmanız gereken açık ve net. Yani, bu kadar
hukuksuzluğa Meclisi alet etmeyin ya! Rüşvet ve yolsuzluğun üstünü örtmek için
yaptığınız hukuksuzluğa, Türkiye Büyük Millet Meclisini alet etmeyin. (MHP ve
CHP sıralarından alkışlar) Bu milletvekillerini alet etmeyin. Düzgün yapalım.
Bir gün sonra olsun; cuma, cumartesi, pazar çalışıyor zaten. Bırakın da, lütfen
bu milletvekillerini böyle bir hukuksuz işlere alet etmeyin ya! Buranın manevi
şahsiyeti var. Hepimiz milletin oyuyla geldik. Burada Komisyon raporu teşekkül
etmeden, değerli milletvekilleri, Anayasa Komisyonu toplanmış, “Raporu Adalet
Komisyonuna gönderin.” demiş, Adalet Komisyonunun raporunda bu yok, birinde
“Görüş bildirmeyeceğiz.” diye söylemiş, daha sonra Adalet Komisyonu toplanmış
ve görüş bildirmiş, istirham ediyorum. Yani bütün bunları hukuk çerçevesinde
yapmamız lazım, hukukun üstünlüğü çerçevesinde yapmamız lazım.
BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) – Kalmadı, kalmadı hukukun üstünlüğü
kalmadı.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Hukuk mu var, hukuk mu! Gukuk oldu,
gukuk.
OKTAY VURAL (Devamla) - Bu bakımdan, Sayın Meclis Başkan Vekili,
gerçekten oturumu bu şekilde yönetmeniz doğru değil, kritik bir konudur, Sayın
Meclis Başkanı devreye girmiştir. Bakın, Meclis Başkanı hepimizin Meclis
Başkanıdır. Dolayısıyla, onun bu iradesini yok sayarak paspas yapmakla olmaz
değerli kardeşlerim, lütfen.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Yani Bülent Arınç gibi kum torbasına mı
çevireceksiniz Meclis Başkanını da! Bülent Arınç’a yaptığınız gibi kum
torbasına mı çevireceksiniz Cemil Bey’i!
OKTAY VURAL (Devamla) - O bakımdan bu raporun derçedilerek yeniden
basılması ve ondan sonra görüşmelere başlanması gerektiğini düşünüyorum.
Tutumunuzun aleyhindeyim.
Teşekkür ederim. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Tutumun lehinde söz isteyen Sırrı Sakık, Muş Milletvekili.
SIRRI SAKIK (Muş) – Ben sizin lehinizde değil, en son sözü ben
istedim ama siz buralarda genelde bütün partiler arasında ayrımcısınız.
PERVİN BULDAN (Iğdır) – Usulen, usulen…
SIRRI SAKIK (Muş) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; şimdi bu
tavrınızı kabul etmiyoruz. Benim tutumunuzun lehinde söz talebim olmadı ama
gücünüz başkalarına yetmeyince BDP’ye “Bu konuda işte, nasıl olursa, oltadan ne
çıkarsa onu vermeye razıyız.” Biz böyle bir anlayışı kabul etmiyoruz.
OKTAY VURAL (İzmir) – Söz talebi olmadan mı...
PERVİN BULDAN (Iğdır) – Söz talebimiz var.
OKTAY VURAL (İzmir) – Leyhte mi, aleyhte mi efendim?
PERVİN BULDAN (Iğdır) – Var grup adına. Lehte istedik.
SIRRI SAKIK (Devamla) - Sevgili arkadaşlar, eğer biz gerçekten…
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Ben de söz istiyorum, bana da vermiyor.
ORHAN DÜZGÜN (Tokat) – Adam söz istememiş.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Ya, başka bir konuda istedi başka bir
konuda.
GÜRKUT ACAR (Antalya) – Benim söz hakkım ne oldu Sayın Başkan?
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) – Söz istemeyince söz veriliyor…
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Ben de söz istiyorum, bana vermiyor.
SIRRI SAKIK (Devamla) - Sayın Başkan, sevgili arkadaşlar; aslında
bugün hepimiz hukukun mücadelesi için burada çırpınıyoruz. Yani geçmişten
bugüne kadar bu ülkede hukuk dizayn edilmediği için, kendinize göre yeni bir
hukuk sistemi uygulamaya çalışıyorsunuz yani kumdan kaleler felakete karşı
sigorta oluşturmaz. Eğer geçmişten bugüne kadar bu ülkede hukuk farklı bir
şekilde uygulandıysa bir arınma süreci yaşayabiliriz, yeniden hepimizin
sığınabileceği bir hukuku inşa edebiliriz ama siz o kadar çok acele
davranıyorsunuz ki kendinize uygun bir hukuk yaratmaya çalışıyorsunuz. Dün siz
rahatsızdınız. Evet, kimden? Kemalistlerden, elitistlerden, milliyetçilerin
oluşturduğu hukuktan rahatsızdınız. O hukuk acımasızdı, bize karşı çok çok
acımasızdı, size karşı da öyleydi. Sonra geldiniz yeni bir şeyi dizayn ettiniz.
Ne yaptınız? Başka bir alana yeni alan açtınız, arka bahçeye dönüştürdünüz. Çok
kısa bir süre sonra döndünüz, döndünüz dediniz ki: “Biz, yanlış yaptık.” Şimdi
bizim size güvenimiz yok. Her gün kendinize göre yeni bir hukuku dizayn etme
hakkınız da yok.
Evet, yargı bağımsız olmalıdır, yargı bu ülkede herkesi kollayıp
koruyabilmelidir. Eğer böyle bir yargı sistemi için siz HSYK’da yeni bir dizayn
istiyorsanız biz varız. Eğer HSYK’ya sivil toplum örgütlerini, bağımsız
şahsiyetleri, hukukçuları dâhil edecekseniz biz varız ama yok, dün kendinize göre yeni bir alan
açtınız, bugün onlarla kavgalısınız, yeni bir alan açmaya çalışıyorsanız,
vallahi, biz bu cephede yer almayız. Biz, hukukun ve huzurun ülkesini
istiyoruz. Biz BDP olarak, herkesin sığınabileceği bir hukuk sistemini
istiyoruz. Bunun en büyük mağdurları biziz. Sesiniz çıkmadı...
Bakın, 1994’te bu ülkede bir başbakan çıktı dedi ki: “Ben gittim
hukukla görüştüm, Anayasa Mahkemesiyle görüştüm, yerel mahkemelerle görüştüm,
DEP’li milletvekillerinin işini bitirin.” Ama bu ülkede ne medyası ne
Parlamentosu tek bir insandan bir ses çıkmadı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SIRRI SAKIK (Devamla) – Yine KCK davalarında aynı şey oldu ama
bugün ucu size dokununca feryat etmeye başladınız. Önemli olan, ucu size
dokunmak değil, vicdan sahibi olup, muhaliflerinize karşı hukuk eğer acımasız
bir şekilde işleniyorsa o gün bir duruş sergilerseniz herkes sizi alkışlar. Biz
de bu sürecin doğru olmadığını söylüyoruz.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Tutumum aleyhinde söz isteyen Muharrem İnce, Yalova Milletvekili.
(CHP sıralarından alkışlar)
MUHARREM İNCE (Yalova) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
Sayın Oktay Vural’ın itirazıyla benim itirazımı ayrı değerlendireceğinizi
söylediniz az önce Sayın Başkan. Benim itirazımla ilgili de ayrıca bir usul
tartışması açmalısınız. Demin talep etmeden açtınız, şimdi ben talep ediyorum
sizden.
Şimdi, bakın, “Sehven yanlış yazılmış…” Ben şunun peşinde değilim
sayın milletvekilleri: 30’uncu sayfada “Turgut Dibek, Kırıkkale” diyor. Turgut
Dibek Kırklareli milletvekilidir. Evet, bu sehven yazılmıştır, doğrudur. Buna
itiraz etmiyorum, benim itirazım bu değil; bir yazım yanlışı, bir imla değil.
Sayın Başkan, kusura bakmayın ama benim itirazımı ayırt edemiyorsa burada
insanlar onların Türkçe bilgisini sınav etmek zorundayım. Benim bir sayfada “Kırklareli”nin
“Kırıkkale” olarak yazılmasına bir itirazım yok. 1 değil, 2 değil, 3 değil, 5
değil, 19 sayfaya “Hükûmetin teklif ettiği metin” diye yazılmış. Kanun
teklifiyle kanun tasarısı arasındaki farkı bilmeyecek kadar cahil insanlardan
milletvekili olmaz.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) – Milletvekili mi yazıyor onları?
AHMET AYDIN (Adıyaman) – Milletvekili mi yazıyor ya!
MUHARREM İNCE (Devamla) - Milletvekili yazıyor demiyorum.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) – Komisyondan gelen metne bak.
MUHARREM İNCE (Devamla) – Ama bunu da Meclise, milletvekillerine
“Bunu sehven yazdık biz.” demek cehaletin dik âlâsıdır. İçerik değişmiştir.
Siz, iradeyi değiştiriyorsunuz; Parlamentoya sunduğunuz iradeyi Hükûmetin
iradesiymiş gibi gösteriyorsunuz, “Bu, Hükûmetten geldi.” diyorsunuz. Oysa,
hepimiz biliyoruz ki bu bir kanun teklifidir, bir milletvekilinin ve 77
arkadaşının kanun teklifidir bu. Siz nasıl olur da bunu 19 sayfada “Hükûmetin
teklif ettiği metin” diye anlatacaksınız, biz buna inanacağız… Ve bu nerede
olur biliyor musunuz? Bu, derebeylerinin ülkesinde olur, bu diktatörlerin
ülkesinde olur. Yani utanmasanız herhâlde “Ya, şunları getirin arkadaşlar,
toplayalım, şunu daksille kapatalım, Sayın Sadık Yakut da yanına bir paraf
etsin, grup başkan vekilleri de gelsin.”, bunu diyeceksiniz. Bu metin
görüşülemez Sayın Başkan. Burada kanun sakatlanmıştır, Genel Kurul yanlış
bilgilendirilmiştir. Onun için derhâl bunun geri çekilmesi lazım. (CHP
sıralarından alkışlar) Ben, bu konuda Meclis Başkanlığına az önce dilekçemi
verdim. Sayın Meclis Başkanından da bu konuda gereğini bekliyorum. Bu, doğru
değildir, bunu yapmamalısınız. Biliyorum emir kulusunuz da bu kadar küçük
düşürmeyin Meclisi, bu kadar küçük düşürmeyin! (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Evet, teşekkür ediyorum.
Sayın milletvekilleri…
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Sayın Başkan…
MAHMUT TANAL (İstanbul) -
Sayın Başkan…
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, anladım da, böyle bir usul yok ki,
grup…
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Sayın Başkan…
BAŞKAN – Hayır, usul tartışması yapıyoruz efendim. Usul tartışması…
OKTAY VURAL (İzmir) – Sizinki usul değil ki zaten. Yani usul
nerede? Esası olmayanın usulü mü olur ya! Usulsüz iş zaten.
BAŞKAN – Lütfen Sayın Vural. İç Tüzük ortada yani, 63’üncü madde…
(CHP ve MHP sıralarından gürültüler)
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Sayın Başkan…
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Usulsüzlük başladı, nerede biteceği
belli değil zaten.
BAŞKAN – Olur mu canım. Lütfen sayın milletvekilleri, oturun.
63’üncü maddede efendim, açık.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Efendim, bir dinleyin beni. El
kaldırıyoruz.
BAŞKAN – Hayır, niye dinleyim sizi ki… Yok canım.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Beni niye dinlemiyorsunuz?
BAŞKAN – Hayır, sizi niye dinleyelim? Usul tartışması yapıyoruz.
“En fazla iki lehte, iki aleyhte söz verilir.” diyor.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Ben burada niye varım? Beni dinlemek
için varsınız! El kaldırıyorum, bir dinleyin!
BAŞKAN – Hayır, niye dinleyeceğim. Biz usul tartışması yapıyoruz,
ne yaptığımızı bilin önce.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Efendim, sen benim talebimi öğrenmeden
nasıl karar verirsin?
BAŞKAN – İki lehte, iki aleyhte söz verdik efendim.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Benim talebimi öğren bir!
BAŞKAN – Hayır, yok öyle bir şey. Öyle bir şey söz konusu değil.
Lütfen…
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – El kaldırıyorum ya! El kaldırıyorum!
Sayın Başkan, el kaldırıyorum!
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri…
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Sayın Başkan, beni dinlemek
zorundasınız!
BAŞKAN – Lütfen oturun. Usul tartışması yaptık, ben fikrimi
söyleyeceğim efendim.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Efendim, usul…
BAŞKAN – Sizin söz hakkınız yok efendim. Hiçbir sayın
milletvekilinin söz… Lütfen…
OKTAY VURAL (İzmir) – Efendim, usulle ilgili…
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Meclis Başkanlığınca (2/1929) esas
numaralı Kanun Teklifi…
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Sayın Başkan, millî iradeye
saygısızlık yapıyorsun!
BAŞKAN - …esas olarak Adalet Komisyonuna, tali olarak ise Anayasa
ve Plan ve Bütçe komisyonlarına…
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Sayın Başkan!
BAŞKAN – …7 Ocak 2014 tarihinde havale edilmiştir.
OKTAY VURAL (İzmir) – Hâkim, savcı ayarlamak için aceleniz mi var?
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Sayın Başkan, bir hukukçu olarak
hukuk tarihine kara bir leke olarak geçiyorsun! Beni dinlemek durumundasın!
BAŞKAN – Her iki tali komisyonun havale edilen teklifi
görüşmeyeceklerini yazıyla Adalet Komisyonuna bildirdikleri görülmektedir.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Sayın Başkan, beni dinleyeceksin!
BAŞKAN – Meclis teamülleri doğrultusunda tali komisyonların…
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Bana cevap ver, bana cevap ver Sayın
Başkan!
BAŞKAN – …kendilerine havale eden işleri gündeme almayacaklarına
ilişkin…
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Sayın Başkan, bana cevap ver!
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sen Başkanı dinle.
BAŞKAN – …esas komisyona yazılı olarak bildirimde bulunmaları
durumunda esas komisyonlarca…
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Sayın Başkan, bana cevap vereceksin!
BAŞKAN – …on günlük süre beklenmeksizin tasarı ve teklifin
görüşmelerine başlanılabilmektedir.
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Sayın Başkan…
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Sayın Başkan…
OKTAY VURAL (İzmir) – Hayır, raporu var, raporu var!
BAŞKAN – Bu çerçevede, Anayasa Komisyonunun ve Plan ve Bütçe
Komisyonunun görüşmeyecekleri yönündeki yazılarına istinaden…
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Sayın Başkan, Genel Kuruldaki
gerilimi artıracaksın. Bunun mesuliyeti sana aittir.
BAŞKAN – …Adalet Komisyonunun söz konusu teklifin görüşmelerine
başladığı anlaşılmaktadır.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Söz hakkımı engelleyemezsin!
BAŞKAN – Daha sonra, Anayasa Komisyonunun 9 üyesinin…
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Sayın Başkan, söz istiyorum…
BAŞKAN – …İç Tüzük’ün 26’ncı maddesinin son fıkrası uyarınca
teklifin görüşülmesi için verdiği dilekçe ve Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının toplantı çağrısı yapılması gerektiği yönünde Komisyon
Başkanlığına yazdığı 15 Ocak tarihli yazı üzerine Anayasa Komisyonu 20/1/2014
tarihinde teklifi görüşmek üzere toplanmış…
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – İşte tam bu konuda konuşacaktım.
Beni dinlemeden karar oluşturuyorsun!
BAŞKAN - …ve teklife ilişkin raporu 21/1/2014 tarihinde Meclis
Başkanlığına sunmuştur. Ancak, bu tarihten önce esas komisyon olan Adalet
Komisyonunca teklifin görüşmeleri tamamlanarak hazırlanan raporun 17 Ocak 2014
tarihinde Başkanlığımıza sunulduğu ve raporun Başkanlığımızca aynı gün
bastırılarak dağıtıldığı görülmektedir. Komisyon raporu bugün Genel Kurul
gündemine girmiştir. Anayasa Komisyonunun raporunda da teklifin görüşülmesine…
AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) – Hani nerede?
BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) – Hani nerede, nerede?
BAŞKAN – …geçilmesine yer olmadığı yönünde karar alındığı
anlaşılmaktadır.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Nereden anladın?
BAŞKAN – Esas komisyonun görüşerek karara bağladığı bir konu
üzerinde…
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Sayın Başkan, “kırk sekiz saat
geçmeden…” 52’nci madde onu söyler.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Bunu nereden anladın, burada yoksa
bunu nereden anladın? Kulağına mı fısıldadılar?
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Bakın, 52’nci madde: “…kırk sekiz saat…”
Dün bize geldi bu.
BAŞKAN – …yapılmış tali komisyon raporunun bir anlam ifade
etmeyeceği açıktır.
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Bu tasarı dün geldi bize, kırk sekiz
saat geçmeden.
BAŞKAN – Bu nedenle, Başkanlığımızca yapılacak herhangi bir işlem
bulunmamaktadır.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Sayın Başkan, sana yazılanı
okuyorsun.
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Sayın Başkan, 52’nci madde “kırk sekiz
saat geçecek” diyor. Dün geldi bize, yirmi dört saat gözüküyor.
BAŞKAN – Aynı zamanda...
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Bu sıra sayısında yok bu
söylediklerin.
BAŞKAN – Sayın Korkmaz, usul tartışması yapıyoruz, lütfen…
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Bunu nereden biliyorsun? Nereden
biliyorsun bunu!
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Bakın Sayın Başkan…
BAŞKAN – …2/1929 esas numaralı Teklif…
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Bunu nereden biliyorsun? Nereden
biliyorsun bunu?
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Sayın Başkan, İç Tüzük’te “kırk sekiz
saat” diyor, henüz geçmedi ki, dün geldi buraya bu!
BAŞKAN - …523 numaralı sıra sayısının kapağında ve teklifin yer
aldığı ilk sayfada “Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç ve 77 Milletvekilinin
Teklifi” başlığıyla bastırılmıştır.
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Sayın Başkan, kırk sekiz saat geçmedi,
İç Tüzük madde 52…
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Sayın Başkan…
BAŞKAN – Ayrıca, teklife ekli listenin başlığı da aynı şekilde
yazılmıştır. Ancak, teklif metninin maddelerinin yer aldığı müteakip sayfalarda
teklifin bulunduğu sütun Hükûmetin teklif ettiği metin olarak sehven
basılmıştır.
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) – Ya, sehven olur mu?
MUHARREM İNCE (Yalova) – Ya, ne sehveni, ne sehveni!
BAŞKAN – Maddi hata niteliğindeki bu basım hatası Başkanlıkça…
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) –
Sayın Başkan…
BAŞKAN - …sıra sayısının dağıtımına engel olarak görülmemiştir.
Teklifin Genel Kuruldaki görüşmeleri…
OKTAY VURAL (İzmir) – Sehven Başkan galiba bu da, sehven!
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) – Sayın Başkan, Anayasa Komisyonu raporu
bunun mütemmim cüzüdür.
BAŞKAN – …komisyonun kabul ettiği metin üzerinden yapılmaktadır.
Sıra sayısındaki bu hata düzeltilerek Tutanak Dergisi’nde yer alacaktır. Söz
konusu maddi hatanın esası etkilemediği değerlendirilmektedir.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Sayın Başkan… Sayın Başkan… Sayın
Başkan, söz istiyorum.
BAŞKAN – Bu nedenle, görüşümde herhangi bir değişiklik söz konusu
değildir. (CHP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Sayın Başkan, hukuku
katlediyorsunuz, yasamayı katlediyorsunuz. Bir hukukçu olarak hukuk tarihine
kara bir leke olarak geçeceksiniz!
BAŞKAN – Olabilir Sayın…
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Söz istiyorum!
OKTAY VURAL (İzmir) – Anayasa Komisyonu üyemiz, o Komisyon
toplantısında bulunmuş ve o Komisyon toplantısıyla ilgili görüşlerinin bu
raporda yer almadığını ifade etmektedir.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Söz istiyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) – Lütfen, bu konuda Anayasa Komisyonu…
BAŞKAN – Esası üzerinde görüşülecek, bölümler üzerinde
görüşülecek, fikirlerinizi…
OKTAY VURAL (İzmir) – Efendim, bölümlerle ilgili değil.
BAŞKAN – Hayır, efendim…
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Benim usulle ilgili konuşmalarım.
OKTAY VURAL (İzmir) – Tetikçilik yapma! Tetikçilik yapma! Üç
dönemin de doldu, ne olacak!
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Usulle ilgili konuşuyorum!
BAŞKAN – Sayın Acar, sataşma nedeniyle söz istemiştiniz, buyurun.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) –
Sayın Başkan…
BAŞKAN – Tutanağı incelettim, buyurun Sayın Acar.
İki dakika söz veriyorum sataşma nedeniyle…
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Sayın Başkan, sizi, mesai
arkadaşlarınız bile unutmayacak! Hukukçular sizi kara bir leke olarak
hatırlayacaklar, anladın mı?
OKTAY VURAL (İzmir) – Bravo sana, helal olsun! Aferin, aferin!
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Korkmaz. Bunları görüşeceğiz.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Bak, söz istiyoruz, söz!
OKTAY VURAL (İzmir) – Sen o diplomanı yırt!
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Yazık!
BAŞKAN – Efendim, görüşeceğiz.
Buyurun Sayın Acar, iki dakika söz veriyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) - Tam bir keyfi yönetim, yazıklar olsun
vallahi!
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Kutu başkasının, kasa başkasının. Başkan,
ben seni kutu almaz bilirim!
OKTAY VURAL – Allah için… Yazıklar olsun! Ayakkabı kutuları da
kurtaramaz sizi! Ayakkabı kutuları da kurtaramaz! Kaç ayakkabı kutusu alacaksın
yanına? Tetikçilik yapıyor ya!
IX.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR
1.- Antalya Milletvekili Gürkut
Acar’ın, Çankırı Milletvekili İdris Şahin’in CHP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması
GÜRKUT ACAR (Antalya) – Değerli arkadaşlarım, hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Sayıştay raporlarıyla ilgili olarak Adalet ve Kalkınma Partili
milletvekili arkadaşım şöyle söyledi, dedi ki: “Bu raporlar gelmiştir.” Oysa,
tek sayfalık ve gerekçesiz bir kararı göndermek rapor göndermek değildir. Bu
şekilde söylenmesi halkı aldatmaktır. “Mecliste muhalefeti yapanlardan birisi
de, bütçede, Gürkut Acar’dır.” demişti. Evet, muhalefet yaptık ama denetim
yapamadık değerli arkadaşlarım. Muhalefet yapmak denetlediğimiz anlamına
gelmez. Denetimin yargı yoluyla yapılacağını kabul etmek doğrudur, öyle
söylüyor sayın AKP’li arkadaşım ama Hâkimler ve Savcılar Kanunu bunun için
değiştiriliyor, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanunu artık başbakanın bir
yolsuzluk ve bütün davaları örtbas etmesi bir yana, boşanma davalarına bile
müdahale edebileceği bir yetkiyi buraya getirmektedir.
OKTAY VURAL (İzmir) –O makamda oturma bir kere ya, o makamda
oturma! Sen Meclis Başkanını temsilen oturuyorsun. Oturma o makamda!
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Kınalı keklik, kınalı keklik!
OKTAY VURAL (İzmir) – İşgalci! İşgalcisin sen!
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Hukuku katletmeyi bir eski hâkime
yaptırıyorlar. Kınalı keklik bu!
GÜRKUT ACAR (Devamla) – Bu yanlıştır değerli arkadaşlarım.
HSYK’nın burada değiştirilmesi Türkiye’de bu sistemin kökünden yıkılması
demektir. Bakınız, bunu size yaptırmayacağız değerli arkadaşlarım. Türkiye
Büyük Millet Meclisinin devreye girmesi de zorunludur. Kamu zararına yol açan
olayların incelenmesi, yolsuzluk ve rüşvet olaylarının boyutlarının incelenmesi
ve alınacak önlemlerin tartışılması, bütün bunlara mâni olmak için Hakimler ve
Savcılar Yüksek Kurulu değiştirilmek isteniyor. Biz buna izin vermeyeceğiz
değerli arkadaşlarım.
MEHMET METİNER (Adıyaman) – Siz kimsiniz?
GÜRKUT ACAR (Devamla) – Çoğunluk olmak her şey olmak değildir,
bunu unutmayınız. Türkiye Büyük Millet Meclisinin tek görevi Başbakanı
kurtarmak değildir, Başbakanın istediği HSYK’yı oluşturmak değildir.
MEHMET METİNER (Adıyaman) – Meclis istediğini yapar.
GÜRKUT ACAR (Devamla) – Buradan uyarıyoruz, Anayasa’ya, hukuk
devletine aykırı bu Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu teklifini geri çekin.
MEHMET METİNER (Adıyaman) – Değiştireceğiz onu, değiştireceğiz
işte.
GÜRKUT ACAR (Devamla) – Bu halk bunu kabul etmeyecektir.
MEHMET METİNER (Adıyaman) – Size rağmen değiştireceğiz.
GÜRKUT ACAR (Devamla) – Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Sayın Başkan…
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Sayın Başkan…
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi
Parti Grubu Önerileri
(Devam)
4.- AK PARTİ Grubunun, Genel
Kurulun çalışma gün ve saatlerinin yeniden düzenlenmesine; Genel Kurulun 21
Ocak 2014 Salı günkü birleşiminde sözlü soruların görüşülmemesine; 523 sıra
sayılı Kanun Teklifi’nin İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel kanun olarak
bölümler hâlinde görüşülmesine ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN – Adalet ve Kalkınma Partisi grup önerisi lehinde söz…
(CHP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar)
MEHMET METİNER (Adıyaman) – Size rağmen, topunuza rağmen
değiştireceğiz.
S.NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Sayın Başkan… Sayın Başkan, söz
istiyorum!
BAŞKAN - …isteyen Yılmaz Tunç, Bartın Milletvekili. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar, CHP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Sayın Başkan… Sayın Başkan, bakın,
milletvekilleri arasında ayrım yapıyorsunuz. Siz diyorsunuz ki: “Ben sadece
grup başkanlarına söz verim.”
BAŞKAN – Sayın Tunç, buyurun.
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Sizin bu tavrınız hakikaten İç Tüzük’e
aykırı. İç Tüzük’ün 63’üncü maddesine göre taraflı davranıyorsunuz.
BAŞKAN – Sizin bu tavrınız İç Tüzük’e aykırı, benimki değil
efendim.
MEHMET METİNER (Adıyaman) – Otur Mahmut, otur. Biraz saygın olsun,
milletvekiline saygın olsun biraz.
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Bakın, usul tartışmasına açıyorsunuz…
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Sayın Başkan…
BAŞKAN – Sayın Tunç, buyurun, siz konuşun.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AK
PARTİ grup önerisinin lehinde söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle Genel Kurulu
saygılarımla selamlıyorum.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Sayın Başkan, benim talebimi
dinlemek durumundasın.
BAŞKAN – Değilim efendim.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Beni dinlemek durumundasın.
BAŞKAN – Değilim efendim, usul tartışması açtım ben.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Bakın, bu Genel Kuruldaki havayı
sertleştiriyorsun, bunun müsebbibi sensin.
YILMAZ TUNÇ (Devamla) – AK PARTİ grup önerisinin içeriğinde
bulunan kanun teklifi Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu…
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Bana söz vereceksin Sayın Başkan!
YILMAZ TUNÇ (Devamla) - ...ve bazı kanunlarda değişiklik teklifini
içeriyor.
(CHP ve BDP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Bakın, Genel Kuruldaki huzuru
bozuyorsun. Genel Kurulun huzurunu bozuyorsun.
YILMAZ TUNÇ (Devamla) – Bu teklif 7 Ocak tarihinde Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına sunulmuştur.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Bana söz vereceksin, bana söz
vereceksin.
(CHP ve BDP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
YILMAZ TUNÇ (Devamla) – Meclis Başkanlığı İç Tüzük madde 23
gereğince teklifi esas komisyon olarak Adalet Komisyonuna…
(MHP sıralarından gürültüler)
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Birazcık, birazcık adalet duygusu
varsa, birazcık geçmişine saygı varsa bana söz vereceksin.
YILMAZ TUNÇ (Devamla) – …tali komisyonlar olarak da Anayasa
Komisyonuna ve Plan ve Bütçe Komisyonuna havale etmiştir.
(CHP ve BDP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Birazcık geçmişine saygın varsa,
dışarıda hâkim ve savcılara hâlâ birazcık daha hürmetin varsa söz vereceksin
bana.
YILMAZ TUNÇ (Devamla) – Teklifin esas komisyon olarak sevk
edildiği Adalet Komisyonu…
OKTAY VURAL (İzmir) – Değmez ya, değmez!
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Yazık, sana yazıklar olsun! Yazık
sana!
OKTAY VURAL (İzmir) – Değmez ya, değmez!
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Yazık!
YILMAZ TUNÇ (Devamla) – … 10 Ocak 2014 saat 15.00’te teklifin
görüşülmesi için üyelerine gündemi göndermiştir.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Bu itirazlar sonuna kadar devam
edecek, sonuna kadar; bunun müsebbibi sensin.
(CHP ve BDP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
Bunun müsebbibi sensin. Genel Kurulun huzurunu bozuyorsun.
YILMAZ TUNÇ (Devamla) – Tali komisyonlar teklifle ilgili görüşme
yapamayacaklarını Adalet Komisyonuna yazıyla bildirmişlerdir.
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) – Sayın Başkan, ara verin, ara vermek
zorundasınız.
YILMAZ TUNÇ (Devamla) – Anayasa Komisyonu 8 Ocak 2014 tarihli
yazısı ve Meclis Plan ve Bütçe Komisyonunun 8 Ocak 2014 tarihli yazılarıyla
tali komisyon olarak teklifi görüşmeyeceklerini açıklamışlar ve Adalet
Komisyonuna bildirmişlerdir.
(MHP sıralarından gürültüler)
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Sayın Başkan, konuşmalar duyulmuyor,
konuşulanlar duyulmuyor. Nasıl yönetiyorsun? Genel Kurulu nasıl yönetiyorsun?
Konuşmalar duyulmuyor. Bakın, Genel Kurulun huzuru bozuldu; bunun müsebbibi
sensin.
YILMAZ TUNÇ (Devamla) – Adalet Komisyonu belirtilen tarihte teklifin
görüşmelerine başlamıştır. Bu arada Adalet Komisyonunda görüşmeler devam
ederken, İç Tüzük’ün 26’ncı maddesinin son fıkrasına göre Anayasa Komisyonu,
üyelerinin üçte 1’i tarafından Komisyona teklif edilen gündem üzerine Anayasa
Komisyonu Başkanı tarafından toplantıya çağrılmıştır.
(CHP sıralarından kalem atmalar, CHP ve BDP sıralarından sıra
kapaklarına vurmalar, MHP sıralarından gürültüler)
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) –
Niye işaret ediyorsun? Oraya niye işaret ediyorsun? Sen AKP Grubunun
Başkanı mısın yoksa Meclisin mi?
OKTAY VURAL (İzmir) – Arkadaşlar, yazık ya! Yazık ya!
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) –
Niye oradan AKP Grubuna kaş göz işareti yapıyorsun?
OKTAY VURAL (İzmir) – İzin al oradan, izin al!
YILMAZ TUNÇ (Devamla) – Anayasa Komisyonu da teklifin Anayasa’ya
uygunluğunun İç Tüzük 38 gereğince esas komisyon olan Adalet Komisyonunda
görüşülmesi gerektiği yönünde karar almıştır.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Bütün Meclisin Başkanısın sen. Yazık
sana! Kaş göz işareti yapıyorsun. Yazıklar olsun!
OKTAY VURAL (İzmir) – Sen Meclis Başkan Vekilisin ya!
YILMAZ TUNÇ (Devamla) – Değerli milletvekilleri, İç Tüzük 38
açıktır. İç Tüzük’ümüzün 38’inci maddesi aynen şöyledir: Başlık: “Anayasaya
uygunluğun incelenmesi”
OKTAY VURAL (İzmir) – Brutus gibi arkadan hançerliyorsunuz.
Yazıklar olsun! Yazıklar olsun!
YILMAZ TUNÇ (Devamla) – “Madde 38 – Komisyonlar, kendilerine
havale edilen tasarı veya tekliflerin ilk önce Anayasanın metin ve ruhuna
aykırı olup olmadığını tetkik etmekle yükümlüdürler.” (CHP ve BDP sıralarından
sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
MUHARREM İNCE (Yalova) – Ara verin!
YILMAZ TUNÇ (Devamla) – “Bir komisyon…
MUHARREM İNCE (Yalova) – Ara ver Başkan, ara versene ya!
(CHP sıralarından sıra sayısı kitapçıklarının fırlatılması, MHP
sıralarından gürültüler)
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Niye ara vermiyorsun? Oradaki hatibe
de saygısızlık yapıyorsun. Konuşulanlar duyulmuyor.
ENGİN ALTAY (Sinop) – Yazıklar olsun! Böyle Meclis var mıdır?
YILMAZ TUNÇ (Devamla) – “…bir tasarı veya teklifin Anayasa’ya
aykırı olduğunu gördüğü takdirde gerekçesini belirterek maddelerin müzakeresine
geçmeden reddeder.” ve Meclis Adalet Komisyonu da İç Tüzük 38 gereğince…
(CHP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Hatibe de saygısızlık yapıyorsun.
YILMAZ TUNÇ (Devamla) – …Anayasa’ya aykırılık iddialarını karara
bağlamış ve teklifin Anayasa’ya aykırı olmadığına karar vermiştir.
(CHP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Neyi işaret ediyorsun?
YILMAZ TUNÇ (Devamla) - AK PARTİ grup önerisinde belirtilen kanun
teklifi Anayasa’ya uygun bir tekliftir.
(CHP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
OKTAY VURAL (İzmir) – Yazıklar olsun sana! Yazıklar olsun sana!
Meclis Başkanı adına yazıklar olsun sana diyorum.
YILMAZ TUNÇ (Devamla) - Teklifin hayırlı olmasını diliyorum, grup
önerimizin hayırlı olmasını diliyor, Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.
(AK PARTİ sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar; CHP sıralarından sıra
kapaklarına vurmalar, gürültüler. MHP sıralarından gürültüler)
OKTAY VURAL (İzmir) – Yuh! Yuh! Yuh!
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, birleşime bir saat ara veriyorum.
Kapanma Saati: 19.03
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 20.03
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Muharrem IŞIK
(Erzincan), İsmail KAŞDEMİR (Çanakkale)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
49’uncu Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.
Adalet ve Kalkınma Partisi grup önerisi aleyhinde söz isteyen
Muharrem İnce, Yalova Milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar)
MUHARREM İNCE (Yalova) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
İşlem sıranız şöyle oldu: Önce Adli Kolluk Yönetmeliği’ni
değiştirdiniz, Danıştay iptal etti, itiraz ettiniz, itirazınız da reddoldu.
Savcıları değiştirdiniz, haklarında soruşturma açtınız. 2 bin polisin yerini
değiştirdiniz. MASAK Başkanını değiştirdiniz. BDDK’da bürokratları görevden
aldınız. HSYK’da daireleri değiştirdiniz. Az önce de HSYK kararıyla 97 savcının
yerini değiştirdiniz, hâkimler de var. Büyükelçilere talimat verdiniz, Türkiye
Cumhuriyeti devletinin politikalarını değil, AKP’nin haklarını savunmalarını
istediniz, savcıları tehdit ettiniz.
Şimdi, ben size bir soru sormak istiyorum: Herhâlde sizin hepiniz
ihale takipçisi değilsiniz, herhâlde siz hepiniz iş takibi yapmıyorsunuz;
herhâlde eşine, şirketine, kayınçosuna, kayınpederine, eniştesine, bacanağına,
yengesine, ailesinin kurduğu vakfa hepiniz çıkar sağlamıyorsunuz. Bu mümkün
değil. Peki, böyle ise, hepiniz, siz bunun bir parçası değilseniz neden buna
“Dur.” demiyorsunuz? Bu telaş niye? Nedir bu telaşınız yani? Tedirginsiniz.
Korkuyorsunuz. Onu değiştireyim, bunu değiştireyim, oraya el atayım, Anayasa’yı
değiştireyim, yasaları değiştireyim; hâkimleri, savcıları değiştireyim;
MASAK’ı, BDDK’yı değiştireyim.
Bakın, değerli arkadaşlarım, hiç mi insaf yok, hiç mi vicdan yok,
hiç mi hukuk bilgisi yok? Elimizde, bugün Sayın Genel Başkanımızın okuduğu
tutanak var. Eğer elinizde yoksa ben size vereyim. Yani bir tutanak tutmuş
savcı, diyor ki: “Beni müsteşar aradı. ‘Bunu kapa.’” Saatini veriyor. “Önce
19.38’de aradı, şu numaralı telefondan aradı. Sonra 22.31’de aynı şekilde
müsteşar beni tekrar aradı, tehdit etti.” diyor. “Bana hitaben ‘Bu saatte git,
cumhuriyet savcısını değiştir, tüm kararları iptal et ve bu soruşturmayı
durdur. Bunu yapmazsan sonuçlarına katlanırsın.’” diyor. Burası derebeylik mi,
faşist bir…
TURGUT DİBEK (Kırklareli) – Gelecek mi buraya? Merak ediyorum.
MUHARREM İNCE (Devamla) – O müsteşar buraya gelecek mi, göreceğiz.
Ona anlatacağız bunu.
Arkadaşlar, bunları görmüyor musunuz? Sayın milletvekilleri,
bundan utanmıyor musunuz ya? Benim partimden birisi böyle yapacak, benim partimin
iktidar olduğu dönemde bir müsteşar böyle yapacak, o partiye o hesabı sormazsam
namerdim ben. Anamızdan milletvekili doğmadık ya! Anamızdan milletvekili
doğmadık, çeker gideriz ya! Bir daha listeye ister koyarlar, ister koymazlar.
Bir daha milletvekili olacağız diye bunlara ezilmeye, boynunu bükmeye, bunlar
için ortak olmaya değer mi?
MEHMET METİNER (Adıyaman) – Çek git o zaman!
MUHARREM İNCE (Devamla) – Zaten yüzde 65’iniz değişecek. Ben üç
dönemdir buradayım, her dönem baktığımda milletvekillerinin yüzde 65’i sen
itiraz etsen de değişecek, etmesen de değişecek. Bari itiraz et, dik dur da
tarih sayfalarına adını alsınlar. (CHP sıralarından alkışlar)
MEHMET METİNER (Adıyaman) – Biz inandığımız yasayı geçiriyoruz.
MUHARREM İNCE (Devamla) – Anayasa’ya aykırılığı tartışmasız, çok
açık. Siz de biliyorsunuz bunun Anayasa’ya aykırı olduğunu. İç Tüzük 38’i
okuyun. Komisyon, bunun, bu teklifin Anayasa’ya uygun olup olmadığını tetkik
eder, inceler, araştırır. Komisyon Başkanı bir konuşmada diyor ki: “Bu bir
siyasal denetimdir. Yargısal denetim değildir.” 38’inci madde varsa, bu kanunun
buraya, bu Genel Kurula gelmemesi gerekir. Her tarafı dizayn etmeye
çalışıyorsunuz ama yazık ediyorsunuz, kendinize de yazık ediyorsunuz,
Türkiye’ye de yazık ediyorsunuz.
MEHMET METİNER (Adıyaman) – Bizim adımıza üzülmeyin.
MUHARREM İNCE (Devamla) – Kurtulmanın yolu bu değil.
Bakın, size altı ay önce başınıza bunlar gelecek dediğimizde,
inanmıyordunuz. Şurada 17 Aralıktan beri bir telaş içerisindesiniz. Bu daha
başlangıç, bunda bir şey yok, daha neler göreceksiniz bak. Bu Genel Kurul
nelere şahit olacak, onu hep birlikte göreceğiz.
Çoğunluk diktatörlüğü tam da bu işte. Yani Başkan usul tartışması
açıyor, Anayasa’ya uygun olmayan, İç Tüzük’e uygun olmayan iş ve işlemleri
çoğunluk kararıyla burada geçiriyor. İşte diktatörlük tam da bu. Bir badem
bıyıklarınız eksik.
Bu kanun teklifi sadece Adalet Komisyonuna sevk edilmedi, Plan
Bütçeye de sevk edildi, Anayasa Komisyonuna da sevk edildi. İç Tüzük’ün 26’ncı
maddesinin son fıkrasında, muhalefet komisyonu toplantıya çağırdı. Komisyon
raporu yazıldıktan ve basıldıktan sonra komisyon toplandı.
Sayın Başkan, bu bir eylemli İç Tüzük ihlalidir. Yasa komisyonda
görüşülüyor, karşı oy yazısı için on altı saat süre veriyorsunuz muhalefete.
Olacak iş mi bu? Dalga mı geçiyorsunuz Genel Kurulla siz? “Çete var.”
diyorsunuz, “Paralel devlet var.” diyorsunuz, “Örgüt var.” diyorsunuz. E siz
beraber değil miydiniz? O zaman sizin yargılanmanız lazım. Çeteye, örgüte
yardım ve yataklık suçundan yargılanmanız lazım sizin. (CHP sıralarından
alkışlar)
Bu, Recep Tayyip Erdoğan’a bir padişahlık yetkisidir, hukuk
devletini yok eden, örtülü faşizmi açık faşizm hâline getiren bir yasadır bu.
Referandumda karşı çıkmıştık, bugün de karşı çıkıyoruz biz. Siz o günlerde
savunuyordunuz bunları. “Çete var.” diyorsun, “Örgüt var.” diyorsun. Şikâyet
ettin mi, var mı bir şikâyetin? Yok. Şikâyetin falan yok. Peki, “Çete var.”
diyorsun. “Geçmişte ne istediler de vermedik.” demediniz mi? E çeteyse,
örgütse, “O zaman ne istedilerse verdik.” diyorsun. Niye verdin çeteye, örgüte
bunları? Adama sormazlar mı bunu?
On bir yıldır “Çeteleri çökerttik.” diyorsunuz. Meğer millete
yalan söylüyormuşsunuz. Çetelerle iç içeymişsiniz, kucak kucağaymışsınız. Ucu
size dokununca bunlar aklınıza geldi.
Hâkimlik sınavında kamerayı kaldırırken aklınız neredeydi? Polis
sınavlarında sorular çalınırken aklınız neredeydi? İstanbul’daki savcıyı
Tekirdağ’a gönderdiğiniz zaman çete yok oluyor mu? Örgütten istifa mı ediyor?
Örgütün kanalları Tekirdağ’a uzanmıyor mu?
Ama sizin bugünlere geleceğiniz baştan belliymiş. 97’de Başbakan
İstanbul Belediye Başkanıyken teftiş kurulu üyelerine kızar ve iktisat
müfettişlerine bir defaya mahsus olmak üzere müfettişlik verir. TÜBİTAK başkan
ve üyelerini bir defaya mahsus olmak üzere Başbakan atar. TİB Başkanını
Başbakan atar. Şimdi de tümünü görevden alıyorsunuz bunların.
MİT Müsteşarını korumak için özel kanun çıkarıyorsunuz, tırları
önceden biliyorsunuz siz demek ki. Yani siz MİT Müsteşarını korumak için gece
yarısı acil kanun çıkarırken aslında önlem de almışsınız. “İleride tırlarla bir
şeyler göndereceğiz, bu tırları aratmayalım.” diye meğer siz önleminizi o gün
almışsınız. Başbakan diyor ki: “MİT Kanunu’nu bilmiyorsun.” Bence Başbakan
okuduğunu anlamıyor. Yargılama izni başka bir şey, savcının delilleri bulması
başka bir şey. Başbakan verir yargılama iznini ama savcı burada delil buluyor,
delil. Başbakan çıkardığı kanunu bile bilmiyor. Biz sizi uyardık, bu kantar bir
gün sizi de tartar dedik. Ne zaman ki kantar sizi tartmaya başladı, aklınız
başınıza geldi. Başbakana yayın durdurma yetkisi, padişahların yurt dışı elçisi
gibi Başbakana elçi atama, paralel Dışişleri oluşturma yetkisi. Ya, sizin
adaletiniz batsın. Çanakkale’de 13 yaşındaki çocuk “Hükûmet istifa.” diye
yazdığı için onu mahkemeye veriyorsunuz kamu malına zarar vermekten. Utanmıyor
musunuz? 13 yaşındaki çocuk kamu malına zarar vermekten yargılanıyor,
bakanların çocukları milyon dolarları havuduyla götürüyor. (CHP sıralarından
alkışlar)
Sizden olmayan, sizi, Başbakanı yargılayanlar mezhepçi, darbeci,
çeteci, Ergenekoncu, paralel devletçi; Başbakanı aklayanlar baş tacı. Sizin
derdiniz, Enver Salihoğlu, Fahri Kasırga, Hüseyin Karakullukçu, İsmail Rüştü
Cirit gibi geçmişte Başbakanı sorgulayan, denetleyen, davasına bakan, Başbakanla
ilgili karar verip daha sonra nerelere geldiğini hep birlikte gördüğümüz
kişiler yaratmak. “Benim valim, benim müsteşarım, benim Genelkurmay Başkanım,
benim genel müdürüm, benim milletvekilim.” Başbakanın son yapmak istediği şey:
“Benim hâkimim, benim savcım.”dır.
Millet bunu görüyor, siz bu 30 Martta başınıza neler geleceğini
hep birlikte göreceksiniz.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Adalet ve Kalkınma Partisi grup önerisi lehinde söz isteyen Gökcen
Özdoğan Enç, Antalya Milletvekili. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
GÖKCEN ÖZDAĞAN ENÇ (Antalya) - Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Adalet ve Kalkınma Partisi grup önerisi üzerine söz almış
bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Danışma Kurulumuzun bugün yaptığı toplantıda oy birliği
sağlanamadığından dolayı AK PARTİ Grubu olarak grup önerimizi sizlere getirmiş
bulunmaktayız.
Buna göre, gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan
Gelen Diğer İşler” kısmında bulunan 523, 385 ve 266 sıra sayılı Kanun Teklifi
ve Tasarılarının bu kısmın 3, 4 ve 5’inci sıralarına alınması ve diğer işlerin
bunun sırasına göre düzenlenmesi; Genel Kurulun 21 Ocak 2013 Salı günkü yani
bugünkü birleşiminde sözlü soruların görüşülmemesi; haftalık çalışma günlerinin
dışında 25 ve 26 Ocak 2014 Cumartesi ve Pazar günleri saat 14.00’te toplanarak
bu birleşimlerinde gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan
Gelen Diğer İşler" kısmında yer alan işlerin görüşülmesi; 21 Ocak 2014
Salı günkü birleşiminde 459 sıra sayılı Kanun Tasarısı’na kadar olan işlerin
görüşülmesinin tamamlanmasına kadar, 22 Ocak 2014 Çarşamba günkü birleşiminde
63 sıra sayılı Kanun Tasarısı’na kadar olan işlemlerin görüşülmesine kadar, 23
Ocak 2014 Perşembe günkü birleşiminde 162 sıra sayılı Kanun Tasarısı’na kadar
olan işlerin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar, 24 Ocak 2014 Cuma günkü
birleşiminde 335 sıra sayılı Kanun Tasarısı’na kadar olan işlerin
görüşmelerinin tamamlanmasına kadar, 25 Ocak 2014 Cumartesi günkü birleşiminde 230
sıra sayılı Kanun Tasarısı’na kadar olan işlerin görüşmelerinin tamamlanmasına
kadar, 26 Ocak 2014 Pazar günkü birleşiminde 120 sıra sayılı Kanun Tasarısı’na
kadar olan işlerin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar; saydığımız
birleşimlerde gece 24.00’e kadar olan kısımların görüşülmemesi hâlinde günlük
programın tamamlanmasına kadar çalışmalarını sürdürmesi ve ayrıca 523 sıra
sayılı Kanun Teklifi’nin İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel kanun olarak
görüşülmesi ve bölümlerinin ekteki cetveldeki şekliyle olması kaydıyla bir grup
önerimiz vardır.
Desteğinizi bekliyoruz. İnşallah verimli, güzel bir hafta olur;
küfürsüz, kavgasız, gürültüsüz bir hafta olur diyorum, yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Siz Zeyid Aslan’a sahip çıkın, bir
şey olmaz bu Genel Kurulda.
BAŞKAN - Adalet ve Kalkınma Partisi grup önerisi aleyhinde söz
isteyen Sırrı Sakık, Muş Milletvekili. (BDP sıralarından alkışlar)
SIRRI SAKIK (Muş) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; ben de
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Anadolu’da bir tabir vardır: “Dardayım.” Evet, darda olduğunuzu
biliyoruz, hepimiz dardayız yani sizin bu yaşadığınız sıkıntılardan dolayı
büyük bir keyif aldığımızı düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Kürtlerin çok hoş bir
sözü vardır, diyor: “…”(x) Yani “Cenab-ı Allah kimseyi şaşırtmasın, şaşırttığı
zaman da yerlerde süründürmesin.”
Şimdi, tarih size bir fırsat sunuyor. Yaşananlardan bir ders
çıkarabilir miyiz, bu ülkeyi demokratikleştirebilir miyiz, bu ülkeyi
özgürleştirebilir miyiz yani bu ülkeyi hukukun ve huzurun ülkesine
dönüştürebilir miyiz? Sizin eğer buralardan ders çıkaracak bir hâliniz varsa,
hep birlikte, hukukun ve huzurun ülkesini birlikte yaratalım.
Biraz önce buralarda yine konuştuk ve söyledik, yargının bağımsız
olmadığını biliyoruz, en çok bu konuda mağdur olan da biziz. Biz, cumhuriyetin
kuruluşundan bugüne kadar sizin yargınızın mağduruyuz. Biz hani “Kürtler”
deyince kıyametler kopuyor, siz sürekli “Kürtler” diyorsunuz ama sizin yargınız
Kürtlere zulmetti, hayatın her alanında zulmetti.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Türklere de yaptı, Türklere de.
SIRRI SAKIK (Devamla) – Ama hiçbir gün, dönüp, bu yargıyı
sorgulayıp yargılamadınız.
Bugün, yeniden HSYK’yı konuşacağız. Yani, gerçekten, biz, hukukun
ve huzurun ülkesini mi yaratacağız, herkesin sığınabileceği bir yargı mı yoksa
arkabahçemiz olan bir yargı mı? Onun için bizim hepimizin sığınabileceği bir
yargı olmalı, bağımsız bir yargı olmalıdır. Bu bağımsız yargı, kimin başı derde
düştüğünde “Benim yargım burada…” Ben gittiğimde benim hakkımı, hukukumu
arayacak ve bunu kollayacak, koruyacak bir yargı sistemine hepimizin ihtiyacı
var.
Bakın, bu HSYK -dönün bakın- her konuda açıklama yapıyor ama
Roboski’de 34 tane can, 34 insanımız katledildi, HSYK’dan bir tek ses yok,
Türkiye Barolar Birliğine bakın… Herkes Sayın Başbakanla görüşüyor, ana
muhalefet partisi lideriyle, sivil toplum örgütleriyle görüşüyor. Kimi
görüşüyor, kimi konuşuyor? Ergenekon’u, Balyoz’u. Ama KCK var, ama Roboski var,
ama Kürtler var; sizin, yıllardır zulüm uyguladığınız bu halkla ilgili bir tek
tepkiniz yok. Onun için, HSYK’sı da, Barolar Birliği de, bu konuda, geçmişte
Kürtlere uygulanan politikalar neyse aynısını uygulamaya çalışıyor.
(x) Bu bölümde Hatip tarafından
Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
Biz bugün buradan sizlere sesleniyoruz. Hepimizin gerçekten… Tarih
böyle bir fırsat bulduysa, bir arınma süreci yaşanacaksa, gelin bu yargıyı
bağımsızlaştıralım. Bu yargı hepimizin yargısı olsun. Ama, bu HSYK’yı
görüşürken mesela askerî yargıyı hiç düşünmüyorsunuz, hiç konuşmuyorsunuz ama
bir hafta, on gün önce askerî yargı bir karar verdi. Döndü, dedi ki: “34 insanı
biz öldürdük.” Sonradan da “Araştırdık, biz suçlu değiliz.” diyor. Yani,
cinayeti işleyenlerle soruşturanlar aynıysa, katiller bulunmuyorsa ve siz dönüp
askerî yargıyla ilgili tek söz söylemiyorsanız, sizin samimiyetinizi sorgularız
ve yargılarız.
Roboski’nin yaraları bu kadar… Annesiyle, çocuklarıyla bütün
mağdurlar sokaklarda Roboski’de adalet için mücadele ederken ama bir bakıyoruz
Roboski’de operasyonlar yapılıyor. Ne yapılıyor? Yani, bu mağdurların evinde…
Orada G3 piyade tüfeği bir tane silah kaybolmuş, sevgili arkadaşlarım, bir
silah. Ama, bu devlet, bu ordu 34 insanı öldürmüş, 34 insanı katletmiş. 34
insanın katili aranmazken, 34 mağdurun evleri paramparça edilerek o insanlar
gözaltına alınıyor ve o insanlar sorgulanıyor, yargılanıyor. İktidarından ve
muhalefetinden, hiç kimseden bir ses çıkmıyor. Böyle bir adalet olur mu? Böyle
bir hukuk olur mu? 34 insanı öldüreceksiniz, o insanların acısı diriyken gidip
evlerini paramparça edeceksiniz, kaybolan bir silahınızı arıyorsunuz. Peki,
benim kaybolan 34 insanım nerede? Bunun hesabını kim verecek?
ENGİN ALTAY (Sinop) – Oraya söyle, oraya.
SIRRI SAKIK (Devamla) - Soruyorum iktidarıyla, muhalefetiyle,
benim 34 insanımın katilleri nerede? İşte, bununla yüzleşeceğiz. Bunları
yapabilirsek iç barışımızı sağlayabiliriz ama bunları yapmıyoruz.
Bakın, iki gün önce de Hrant Dink’in ölüm yıl dönümüydü. Bu
topraklarda yaşamış, bu toprakların sahipleri ve bu topraklarımın nüfusunun
yüzde 40’ını gayrimüslimler oluşturuyordu. Ne yaptınız, ne ettiniz,
atalarınızla siz, biz, hepimiz ortaklaşa bu insanlara zulmettik, bu
topraklardan kovduk, bu topraklardan sürdük; tarihlerini, kültürlerini yerle
bir ettik; sonra döndük, kendimize göre, siz, sonra döndünüz…
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – 518 bin kişiyi öldürdüler yalnız.
SIRRI SAKIK (Devamla) – Siz hiç konuşmayınız, hiç konuşmayın.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Niye ben hiç konuşmuyormuşum? Sen
konuşma.
SIRRI SAKIK (Devamla) – Sonra döndünüz, 1942’deki varlık vergisini
çıkararak bu insanları, hiçbir hakkınız, hukukunuz olmadan onları
borçlandırdınız, malına mülküne el koydunuz. O yetmiyordu, hiçbir alacağınız
yoktu, aldınız -malları mülkleri yetmiyor- bunları götürdünüz Aşkale’ye,
çalıştırdınız; taş ocaklarında, demir yollarında çalıştırdınız. O yetmiyor;
mağdurlarını burada öldürttünüz, öldüler. Yani, mağdur hain oldu, katilleri
kahraman ettiniz bu ülkede ve bu insanların evine, ocağına incir ağacı diktiniz.
Bu kadar böyle zalimane politikaların yaşandığı bir toprakta
birlikte yaşıyoruz ama hâlâ Hrant’ın katilleri yok, hâlâ o dönemin
katillerinden kimse hesap sormuyor. Hâlâ dönüyoruz, içimizdeki bu renklerimizi,
bu kültürlerimizi bizim de yok etmek için elimizden ne geliyorsa onu yapıyoruz.
Hâlâ dönüyoruz, ne yapıyoruz? İstanbul’un göbeğinde, şişirilmiş o -ne derler-
Noel Babaları alıp oraya götürüyoruz. Onları götürenler ne? Anadolu Gençlik
Derneği. Götürüyor, o şişirilmiş balonlar, o Noel Baba’yı ilk önce bir sünnet
ediyorlar, sonradan da bıçaklıyorlar. Böyle bir geleneğimiz var, atalarımızdan
böyle bir kültür aldık. Utanmıyoruz, insanlıktan pay almıyoruz ve şişirilmiş
bir balondan intikam duygusuyla hareket ediyoruz ve sonra dönüyoruz bu
topraklarda barıştan, demokrasiden, hoşgörüden dem vurmaya çalışıyoruz. Hiç
kimse, emin olun, hiç kimse bunları artık kabul etmiyor. Bunlarla yüzleşmek
zorundayız. Bunları söylerken belki bir miktar bize kızıp küsen, darılan… Bizim
atalarımızda, bizim geleneğimizde, geçmişimizde bunlar yok.
Allah adına, bütün siyasi partiler birer cemaat gibidir. Bu ülkede
kimse kimseyi bir başka şeyle suçlamasın. Yani, bugün cemaatlere karşı böyle
bir suçlama varsa burada demokrasi kültürünün olmadığının bir göstergesidir
çünkü her siyasi parti, biz dâhil olmak üzere, bu bir öz eleştiridir, birer
cemaat gibi davranıyoruz, birer tarikat gibi davranıyoruz çünkü demokrasiyi ve
özgürlükleri içimize sindiremiyoruz. Birer kapı kulu gibiyiz, genel başkanların
kapısında istikbal arayan bir siyasal geleneğimiz var. İşte, o gün de söyledim
ve şimdi de söylüyorum, bizim en büyük sorunumuz bu mevcut olan Siyasi Partiler
Yasası ve Seçim Kanunu’dur, bunu derhâl değiştirmemiz lazım; kapı kulluğundan
kurtulmanın yolu budur, cemaat kültüründen kurtulmanın yolu budur, tarikat kültüründen
kurtulmanın yolu budur. Anadolu acılarla doludur yani Yaşar Kemal’in dediği
gibi, hep Anadolu’da söylenir ya, Anadolu’da zalimler için söylenir, “Zulmün
artsın ki zeval bulasın.” yani belanı bulasın. Bu ülke bizlere çok zulmetti,
vallaha, Kürt’üne, farklı düşünenine ve gayrimüslimlere çok zulüm etti,
belasını odur buluyor. Gelin bu ülkede hep birlikte sığınabileceğimiz bir yargı
sistemini birlikte inşa edelim. Bunun için çalışıyorsanız baş göz üstüne,
gecemizi gündüzümüzü birbirine katarak, ortaklaşarak yargı… Hepimizin
sığınabileceği bir yargıya ihtiyacımız var ama kendinize özgü bir yargı
oluşturursanız dünden bugüne kadar bedel ödedik, tekrar bedel ödemeye adayız.
Ne yapalım, kaderimize de bu düştü.
Teşekkür ediyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Adalet ve Kalkınma Partisi grup önerisini oylarınıza sunacağım.
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MUHARREM İNCE (Yalova) – Yoklama istiyoruz.
BAŞKAN – Yoklama talebi var, yerine getiriyorum.
Sayın İnce, Sayın Altay, Sayın Dibek, Sayın Özdemir, Sayın Öz,
Sayın Öner, Sayın Aslanoğlu, Sayın Özcan, Sayın Çelebi, Sayın Acar, Sayın
Tanal, Sayın Topal, Sayın Karaahmetoğlu, Sayın Demiröz, Sayın Tayan, Sayın
Haberal, Sayın Gümüş, Sayın Kaplan, Sayın Özgündüz ve Sayın Köprülü.
İki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklamaya başlandı)
ENGİN ALTAY (Sinop) – Sayın Başkan, sayın milletvekilim kürsüyü
işgal ediyor. Biz de mi şimdi ona şey yapalım?
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Recep, Recep…
ENGİN ALTAY (Sinop) – Ne yapıyorsunuz orada merak ediyorum,
sahiden merak ediyorum yani. Ne işiniz var orada anlamıyorum ki ben.
RECEP ÖZEL (Isparta) – Bir şey yapmadım ya.
ENGİN ALTAY (Sinop) – Niye rahatsız oluyorsunuz yani, rahatsız
olunacak bir şey yok.
Kâtip üyeleri mi idare ediyorsunuz, ne yapıyorsunuz anlamak mümkün
değil. Muktedir arkadaşlar, işlerini yaparlar.
RECEP ÖZEL (Isparta) – Engin Ağabey, yukarıda size dediğimiz
gibi...
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi
Parti Grubu Önerileri
(Devam)
4.- AK PARTİ Grubunun, Genel
Kurulun çalışma gün ve saatlerinin yeniden düzenlenmesine; Genel Kurulun 21
Ocak 2014 Salı günkü birleşiminde sözlü soruların görüşülmemesine; 523 sıra
sayılı Kanun Teklifi’nin İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel kanun olarak
bölümler hâlinde görüşülmesine ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN - Adalet ve Kalkınma Partisi grup önerisini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Sayın Başkan…
BAŞKAN – İç Tüzük’ün 37’nci maddesine göre verilmiş bir doğrudan
gündeme alınma önergesi vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Sayın Başkan…
BÜLENT TURAN (İstanbul) – Nöbetçi grup başkan vekili mi kendileri
Sayın Başkan?
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Şimdi, Anayasa’mızın 10’uncu maddesi
eşitlik maddesini düzenler.
BÜLENT TURAN (İstanbul) – Korsan konuşma istemiyoruz Sayın Başkan.
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Ben, bir milletvekiliyim.
BAŞKAN – Sayın Tanal, elimizde İç Tüzük var, İç Tüzük’e göre söz
veriyoruz.
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Bakın, ben, derdimi anlatayım size…
BAŞKAN - Lütfen…
HALİDE İNCEKARA (İstanbul) – Grup başkan vekilliği taklidi
yapıyor, taklitçi.
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Sayın Başkan, beni bir zahmet dinleyin,
söz verip vermemekte karar tabii ki sizin, saygı duyacağım ama…
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – İç Tüzük’te “Grup başkan vekiline
bakarak söz vermek.” var!
BAŞKAN – Efendim, söz alma usulü İç Tüzük’te belirli.
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Efendim, bakın…
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – İç Tüzük’te “Grup başkan vekiline
bakarak Genel Kurulu yönetmek” yazıyor mu?
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Sayın Başkan…
BAŞKAN – Evet, okutuyorum:
V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA
SUNUŞLARI (Devam)
B)
Önergeler (Devam)
2.- İstanbul Milletvekili Umut
Oran’ın, (2/151) esas numaralı 03.05.1985 Tarihli İmar Yasası ile Çeşitli Kanun
ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun
Teklifi’nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/141)
“Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına…”
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Bakın, bu tavrınızla Meclisin
çalışmasını geriyorsunuz.
BÜLENT TURAN (İstanbul) – Korsan konuşma istemiyoruz Sayın Başkan,
ayağa kalkan konuşuyor.
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Sizlerden istirham ediyorum, Anayasa’nın
10’uncu maddesi gayet açık. Tüm milletvekillerinin eşit olduğunu, ırk, renk,
cins, dil ayrımı yapılmayacağını söyler.
“(2/151) esas numaralı kanun teklifimin Başkanlığınızca komisyona
havale edildiği tarihten itibaren…”
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Anlaşılmıyor efendim.
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Anayasa’nın 87’nci maddesi tüm
milletvekillerinin yasama faaliyetlerinde çalışmasını emreder. Yani, bu açıdan,
benim sizden istirhamım…
“…45 gün geçtiği halde ilgili komisyonca görüşülüp
sonuçlandırılmamıştır…”
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Bakın, Sayın Başkan, bu tavırla yanlış
yapıyorsunuz.
“…Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 37 nci maddesi uyarınca
kanun teklifimin doğrudan Genel Kurul gündemine alınması için gereğini arz ve
talep ederim.
Umut
Oran
İstanbul”
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Sayın Başkan, benim yüzüme bakmaktan
niye korkuyorsunuz? Yani, yüzüme bakar mısınız?
BAŞKAN – Evet, bakıyorum Sayın Tanal.
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Niye çekiniyorsunuz? Bakın, bir dinler
misiniz?
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – O, AKP Grup Başkan Vekiline bakarak
yönetiyor, size niye baksın?
BAŞKAN – Teklif sahibi Haluk Eyidoğan, İstanbul Milletvekilli…
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Sayın Başkan, siz, bağımsız olmanız
gerekirken…
BÜLENT TURAN (İstanbul) – Korsan konuşma istemiyoruz Sayın Başkan!
MAHMUT TANAL (İstanbul) – …Anayasa’nın 10’uncu maddesi uyarınca,
eşitlik ilkesini ihlal ediyorsunuz. Siz şunu yapamazsınız.
BAŞKAN – Sayın Eyidoğan, buyurun.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Milletvekilleri arasında astlık üstlük
yoktur.
BAŞKAN – Sayın Eyidoğan…
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Milletvekilleri arasında hiyerarşik bir
sıralama yoktur.
BAŞKAN – Lütfen efendim, siz buyurun.
HALUK EYİDOĞAN (İstanbul) – Efendim, bitirsin.
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Bakın…
BAŞKAN – Söz sizin.
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Sayın Başkan… (AK PARTİ sıralarından
“Yeter, yeter” sesleri) Sayın Başkan…
BAŞKAN – Sayın Eyidoğan…
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Bir milletvekili, talebini iletiyor,
dinlesene!
BAŞKAN – Kürsüye geliyor musunuz beyefendi?
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Sayın Başkan…
BAŞKAN – Ama sözü ben size verdim.
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Sayın Başkan, bakın, ben size
Anayasa’nın hükümlerini söylüyorum; dinler misiniz bir zahmet!
BÜLENT TURAN (İstanbul) – O zaman biz de konuşalım Sayın Başkan.
BAŞKAN – Buyurun.
Süreniz beş dakikadır.
HALUK EYİDOĞAN (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
bu yasa teklifi, yirmi altı ay önce, 23 Kasım 2011’de Türkiye Büyük Millet
Meclisine sunulmuştu.
Birçok depremde alınan en önemli ders: Binaların çoğunun etüt,
planlama, tasarım, inşa ve bakım aşamalarında yasal ve mesleki denetime tabi
olmadan inşa edilmesi sonucu yıkılmıştır. Denetimsizliğin ve başıboşluğun
faturasını milletçe hâlâ ödemekteyiz. Alınan dersin ev ödevlerini de hakkıyla
yaptığımız söylenemez.
10 Nisan 2000 tarihinden günümüze kadar, eksik yönleriyle de olsa,
uygulanan yapı denetim sistemi sayesinde ülkemizde çok sayıda kaliteli ve
güvenli yapının inşasının sağlanabileceği kanıtlanmıştır. Ancak, yapı denetim
kuruluşlarının içinde bulunduğu durumda, mevcut yapının YDK’lar açısından
sürdürülemez olduğu bir gerçektir. Sistemin bu şekilde devamı hâlinde çok ciddi
kayıpların ve mağduriyetlerin doğacağı aşikârdır. Sistemde ve yapı denetim
kuruluşlarında alarm zilleri çalmaktadır.
Yapı denetiminde ciddi sorunların olduğu şu sayılardan bellidir:
Kasım 2013 itibarıyla, idari işlem uygulanarak faaliyeti geçici olarak
durdurulan yapı denetim kuruluşu sayısı 459 adet, 3 kere faaliyet durdurma
cezası verilerek belgesi iptal edilen yapı denetim kuruluşu sayısı 190 adet,
ceza alan denetçi vasfına sahip mühendis ve mimar sayısı 1.576 adet, ceza alan
kontrol elemanı vasfına sahip mühendis ve mimar sayısı 764, faal olarak görev
yapan yapı denetim kuruluşu sayısı 1.613.
Ülkemizde, işleyen, suistimal edilmeyen ve bilimsel temellere
dayanan bir yapı denetim sisteminin acilen sağlanması gerekmektedir. Yapı
denetim sisteminin gevşemesinin ve suistimale açık olmasının tek bir faturası
vardır, o da yıkılmaktır.
Hukukçu olan ve belediye başkanlığı yapmış olan, hâlen Erciş’te
yaşanan haksızlıklara, denetimsiz yapılan ve yıkılan yapılara şahit olan
vekiliniz, yaşanan dramı çok iyi bilmektedir. Ayakkabı kutusundaki paralar
konuşulurken, örtülü ödenekten 1 trilyon TL harcanırken, yüzlerce aile hâlâ
konteynerlerde yaşam mücadelesi veriyor. Bu kış vakti, içecekleri, banyo
yapacakları su bile yok. Yıl olmuş 2014, eşekle su çekiyorlar, maalesef,
konteynerlere bu şekilde su geliyor.
Vicdanınıza, yüreğinize sesleniyorum: Kabinenin en onurlu
bakanlarından olduğunu gösteren “Sayın Erdoğan Bayraktar’ın yapacağını
vadettiği ‘cillop gibi köyler’ nerede?” diye soruyor Vanlı kardeşlerimiz. TOKİ
evlerini Van’da 105 bin TL’ye satan Hükûmet, ev yapmak isteyen Vanlıya ise 41
bin TL’yi yeterli gördü. Bu, nasıl adalet ve kalkınma?
Türkiye'de yetkin mühendis sisteminin oluşturulması gereği, Avrupa
Birliği üyeliğine aday ülke olmamızdan dolayı çok önemlidir ama bu yapılamadı.
Yetkinliğini kanıtlamış, meslek ahlakına uyanların yapmasını sağlayan ve
çalışan bir yapı denetim modeli kurmak zorundayız. Belediyelerin, yapı
denetiminde yapı denetim kuruluşlarının çalışmalarını yerinde izlemesi
sağlanmalıdır.
Plansız yerleşme ve gelişme olmaz. Planlama ile yapı denetim
ilişkisi deprem risklerinin azaltılmasına hizmet edecek perspektifte olmalıdır.
“Önce plan, sonra yapı” düstur olmalıdır. Plan denetimi, en az yapı denetimi
kadar önemlidir.
Denetimde şehir ve bölge plancılığına da yer verilmelidir.
Plancıların mesleki sorumluluk sigortası olan yetkin meslek sahipleriyle
çalışmaları sağlanmalı, meslek odaları bu işleyişle düzenleyici yetkiyi
üstlenmelidir.
Sigorta sistemi mutlaka yapı denetimi ve yetkin mühendislik
sistemine uygulanabilir şekilde entegre edilmelidir.
Müteahhidin, denetimi ucuza yapan değil, işini hakkıyla yapan
denetim şirketini bulması sistemini sağlamalıyız. Müteahhidin bugünkü sistemi
ceza olarak nitelemesindeki nedeni bulmak zorundayız. Müteahhidin yapı denetim
şirketiyle pazarlık yapma ihtimalini ortadan kaldırmalıyız. Kamu yapıları da
dâhil olmak üzere, tüm yapı denetim işleri -enerji, su, ulaştırma ve bunun
gibi- yapı denetimi sistemine dâhil olmalıdır.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Bir milletvekili adına Sakine Öz, Manisa Milletvekili. (CHP
sıralarından alkışlar)
SAKİNE ÖZ (Manisa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Yapı denetimini gündelik hayatımızın temel bir ilkesi olarak
gören, depreme karşı hazırlıklı olmayı öngören bu kanun teklifi, 2011 yılında
verilmesine karşın bugüne kadar Meclis gündemine alınmamıştır. Siyaset
tercihlerle yürütüldüğüne göre, bu kanun teklifine iki yıldır sırtını dönen AKP
sıraları, bakınız, bu sürede imar ve denetim alanında neye “Hayır.” demiş,
nelere sorgusuz sualsiz “Evet.” demiş bir bakalım.
Geçen iki buçuk yılda AKP sıraları, Türkiye’de imar ve çevre
katliamına sonuna kadar kapı aralayan yasalara kucak açmıştır. Son iki yılda
kamulaştırma, yapı denetimi, kat mülkiyeti, imar, iskân, çevre, orman, afet
riski alanındaki alanların dönüşümü gibi hukuka açıkça aykırı olan, kamu yararına
değil, rantsal dönüşüme odaklı yasa değişiklikleri tümüyle, halktan alıp yeni
zenginlere aktarma görevini üstlenmiştir. Kamulaştırma Yasası’ndaki
değişikliklerle, vatandaşın arazisi üzerine resmen devlet gasbı başlatılmıştır.
Değerli milletvekilleri, üzerinden çok zaman geçmedi, 2013 yılı,
siyasetin kim ve ne için, ne uğruna yapıldığını en çok gösteren yıl olmuştur.
Gezi direnişi ve yolsuzluklar bunun somut kanıtlarıdır.
Geçtiğimiz hafta, Sayın Başbakanın imar ve orman arazisi izni için
pazarlık görüşmeleri basına yansımıştır. İşte, o pazarlıkların konuşulduğu
yasa, tam da Gezi direnişinin ilk günlerinde Bayındırlık, İmar Komisyonuna
gelmişti. Şimdi beklemeye alınan Orman Yasası değişikliğine yedi ay önce
koyduğumuz tavırları şunlarla söylemiştik: “Bu yasa, resmen bir arazi rüşveti
ve kişiye özel imar düzenlemesidir. Yeni iktidar zenginlerine dayalı bu
yasanın, sadece kim için yapıldığının adı konmamıştır. Kokusu yakında çıkacaktır.”
Şimdi dediklerimiz tek tek açığa çıkarken, gerek Komisyonda gerekse bu kürsüde,
her şeyi size tane tane ve anlaşılır bir dille anlatıyorum ama hiçbir önlem
alınmıyor, duyarsız kalmaya devam ediyorsunuz. Sizin yerinize artık biz üzülür
hâle geldik.
Değerli milletvekilleri, “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüşümü”
adı altında devlet, resmen arazi mafyası olmaya zorlanmış, 2/B arazilerinin
üzerindeki yurttaşların mağduriyeti katlanmıştır.
Değerli milletvekilleri, sizleri uyarmaya devam ediyorum ama sizler
bakıyorum ki sohbet etmeye devam ediyorsunuz.
Yine Koruma Kurulu kararları hiçe sayılmış, çoğu, yandaşın
isteğine uygun düzenlemelere imza atılmıştır. Bayındırlık, İmar Komisyonundaki
tüm uyarılarımıza karşın, AKP, sadece oy çoğunluğuyla, denetimi, halkın
çıkarına dair tüm ilke ve uygulamaları bu dönemde budamıştır. Yerel
yönetimlerin birçok imar yetkisi bakanlıkların emrine alınmıştır. Meslek
odalarının gelirleri üzerinden baskı kurularak, kamu yararına denetim yetkisi
törpülenmiş, odalar işlevsiz hâle getirilmeye çalışılmış, yöneticileri olmadık
gerekçelerle gözaltına alınmış, kirli senaryolarla depoları baskına uğramıştır.
Değerli milletvekilleri, Meclise geleceği söylenen yeni imar
kanunu taslağı ise tümüyle ranta odaklı bir düzen hedeflemektedir. İki yıldır
Sayın Umut Oran’ın kanun teklifini gündeme almayan Meclise bakın yakında hangi
yasa gelecek: AKP’nin yeni imar yasa taslağıyla, iki yıldır imar, çevre ve yapı
denetim alanlarında açık kalmış hemen her alan sınırsız ranta açılacaktır.
Tarımı bitiren Hükûmet, halka ait kıyılarda ve mera alanlarında yapılaşmayla
büyüyecektir. Yabancılara toprak satışı ve bu topraklar üzerinde yapılaşma
artacaktır. Binaların denetim ve imar planları tümüyle düzensizliğe terk
edilecektir.
İşte, sizlere bunları tek tek söylemek isterken, tercihlerle
yürüyen siyasette bizim yerimiz halkın çıkarından, hesap veren devletten,
adalet ve özgürlükten ve demokrasiden yanadır. Sizin nerede durduğunuz ise
getirdiğiniz yasalar, kolunuzdaki saatler, çantanızda ve kutunuzdaki,
kasanızdaki dolarlarla ortadadır.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunacağım.
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MUHARREM İNCE (Yalova) – Yoklama istiyoruz.
BAŞKAN – Talebi yerine getiriyorum.
Sayın İnce, Sayın Özdemir, Sayın Haberal, Sayın Öner, Sayın
Ağbaba, Sayın Öz, Sayın Özcan, Sayın Çelebi, Sayın Acar, Sayın Topal, Sayın
Karaahmetoğlu, Sayın Demiröz, Sayın Moroğlu, Sayın Tayan, Sayın Gümüş, Sayın
Aslanoğlu, Sayın Ören, Sayın Özgündüz, Sayın Köktürk ve Sayın Erdemir.
Evet, yoklama için iki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA
SUNUŞLARI (Devam)
B)
Önergeler (Devam)
2.- İstanbul Milletvekili Umut
Oran’ın, (2/151) esas numaralı 03.05.1985 Tarihli İmar Yasası ile Çeşitli Kanun
ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun
Teklifi’nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/141) (Devam)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
Alınan karar gereğince, sözlü soru önergeleriyle diğer denetim
konularını görüşmüyor, gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleriyle
Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmına geçiyoruz.
1’inci sırada yer alan Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nde
Değişiklik Yapılmasına Dair İç Tüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu’nun
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi
Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli,
Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın;
Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük
Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in; Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa
Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S. Sayısı: 156)
BAŞKAN – Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2’nci sırada yer alan, Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporlarının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
2.- Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı
ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporları (1/484) (S.
Sayısı: 287)
BAŞKAN – Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
3’üncü sıraya alınan, Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç ve 77
Milletvekilinin; Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve
Adalet Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.
3.- Bartın Milletvekili Yılmaz
Tunç ve 77 Milletvekilinin; Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi ve Adalet Komisyonu Raporu (2/1929) (S. Sayısı: 523) (x)
BAŞKAN – Komisyon…
OKTAY VURAL (İzmir) – Yok.
FARUK BAL (Konya) – Yok, yok.
BAŞKAN – …ve Hükûmet yerinde.
Komisyon raporu 523 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır…
(x)
523 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
6.- İzmir Milletvekili Oktay
Vural’ın, 523 sıra sayılı Kanun Teklifi’yle ilgili tali komisyon olan Anayasa
Komisyonu Raporu’nun Adalet Komisyonu Raporu’na eklenmemesi nedeniyle usulüne
uygun bir rapor dağıtılmadığı için görüşmelere başlanmasının mümkün olmadığına
ilişkin açıklaması
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın Başkan, hayır, komisyon raporu
dağıtılmamış, usulüne uygun bir komisyon raporu yoktur. Sizin, Adalet ve
Kalkınma Partisi grup önerisini gündeme alamayacağınıza ilişkin ifademi ortaya
koymuştum. Bugün raporun dağıtıldığını ifade ediyorsunuz. Tali komisyonun
raporu bu raporda yer almamıştır, dolayısıyla bu rapor tekemmül etmemiştir. Bu
bakımdan, usulüne uygun bir rapor dağıtılmamıştır. Usulüne uygun bir rapor
dağıtılmadığı için şu anda görüşmelere başlanması mümkün değildir efendim.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) – Teklif, “tasarı” olarak geçiyor Sayın
Bakan.
BAŞKAN – Sayın Vural, bu konu usul tartışmasında görüşüldü biraz
önce efendim, biz de cevap verdik.
OKTAY VURAL (İzmir) – Hayır efendim, bu konu… Bakın, bir konu,
sırası geldiği zaman ancak görüşülebilir. O zaman ben sadece Adalet ve Kalkınma
Partisinin önerisi üzerinde yaptım. Sizin gündeme alınmamış bir konuda usul
tartışması yapmış olduğunuz iddianız külliyen yok demektir çünkü o sırada
gündemde sırası belli değil. Gündemde sırası belli olmayan bir konu için
“Efendim, biz bunu tartıştık.” demek tamamen ayrı bir İç Tüzük ihlalidir. Bu
bakımdan… Bu raporla ilgili olarak sizin özellikle ifadeniz var burada.
Diyorsunuz ki bakın: “Anayasa Komisyonu raporunda da teklifin görüşülmesine
geçilmesine yer olmadığı yönünde karar alındığı anlaşılmaktadır.” Bu da
hilafıhakikattir çünkü bu raporda aynen şunu söylüyor: “Komisyonumuz, 20 Ocak
2014 tarihinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi İç Tüzüğü’nün 26’ncı maddesinin
son fıkrası uyarınca 9 komisyon üyesinin çağrısı üzerine söz konusu teklifi
görüşmek üzere toplanmıştır.” Yani, dolayısıyla, bu Komisyon bu teklifi
görüşmek üzere toplanmış. Bu bakımdan, usulüne uygun hazırlanmış, tekemmül
etmiş bir Komisyon raporu olmadığı için görüşmelere başlanamayacağını ifade
ediyorum efendim.
BAŞKAN – Evet, biraz önce açıkladık Sayın Vural.
OKTAY VURAL (İzmir) – Efendim, Sayın Başkan…
BAŞKAN – “Anayasa Komisyonunun 9 üyesinin İç Tüzük’ün 26’ncı
maddesinin son fıkrası uyarınca teklifin görüşülmesi için verdiği dilekçe ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının toplantı çağrısı yapılması gerektiği
yönünde Komisyon Başkanlığına yazdığı 15 Ocak tarihli yazı üzerine Anayasa
Komisyonu 20/1/2014 tarihinde teklifi görüşmek üzere toplanmış ve teklife
ilişkin raporunu 21/1/2014 tarihinde Meclis Başkanlığına sunmuştur. Ancak bu
tarihten önce, esas komisyon olan Adalet Komisyonunca teklifin görüşmeleri
tamamlanarak hazırlanan raporun 17 Ocak 2014 tarihinde Başkanlığımıza sunulduğu
ve raporun, Başkanlığımızca aynı gün bastırılarak dağıtıldığı görülmektedir.
Komisyon Raporu bugün Genel Kurul gündemine girmiştir. Anayasa Komisyonunun
Raporu’nda da teklifin görüşülmesine geçilmesine yer olmadığı yönünde…”
OKTAY VURAL (İzmir) – Öyle bir şey yok, doğru değil o.
BAŞKAN – Efendim?
OKTAY VURAL (İzmir) – Öyle bir şey yok ki, değil ki.
BAŞKAN – “…karar aldığı anlaşılmaktadır.”
OKTAY VURAL (İzmir) – Doğru değil efendim.
BAŞKAN – “Esas Komisyonun görüşerek karara bağladığı bir konu
üzerinde yapılmış Tali Komisyon Raporu’nun bir anlam ifade etmeyeceği açıktır.”
diye biraz önce belirttik.
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) – Oradan okuyarak neticeye varamazsınız
Sadık Bey.
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın Başkan, bakın, burada, bu Komisyon
Raporu’nda diyor ki: “Söz konusu teklifi görüşmek üzere toplanmıştır.” Gündeme
alındı mı? Görüşülen bir konuyla ilgili ya ret ya kabul edecektir. Dolayısıyla,
görüşmek üzere toplanmışsa, o gündemle toplanmışsa o gündemin gereğinin yerine
getirilmesi gerekmektedir. Bu kadar açık ve nettir. Orada bürokrat arkadaşlarım
bu konuyla ilgili teknik olmayan bilgileri…
BAŞKAN – Hayır, bürokrat arkadaşların değil, tekrar edeyim:
Anayasa Komisyonunun Raporu’nda da teklifin görüşülmesine geçilmesine yer
olmadığı yönünde karar alındığı anlaşılmaktadır.
ENGİN ALTAY (Sinop) – Onu koysun…
OKTAY VURAL (İzmir) – Hayır efendim, hayır, hayır, “görüşmelere
devam edilmemesi” diye rapora alıyor. Görüşmelere devam edilmemesi…
BAŞKAN – Evet, Anayasa Komisyonunun Raporu’nu okuyorum efendim,
son cümlelerini.
OKTAY VURAL (İZMİR) – Oku.
BAŞKAN – “Yapılan görüşmelerden sonra usul hakkındaki önerge oya
sunulmuş…”
OKTAY VURAL (İzmir) – Evet.
BAŞKAN – “…görüşmelere
devam edilmemesi…”
OKTAY VURAL (İzmir) – “Edilmemesi”, evet “edilmemesi.”
BAŞKAN – “…Komisyonumuzca
oy çokluğuyla kabul edilmiştir.”
OKTAY VURAL (İzmir) – Efendim “edilmemesi.” Görüşmelere geçilmiş,
devam edilmemesiyle ilgili…
BAŞKAN – Evet.
OKTAY VURAL (İzmir) – Ve bu raporu Adalet Komisyonuna gönderiyor
mu, yüksek Başkanlığa? On gün içerisinde tali komisyonların toplanma hakkı var
mıdır? Dolayısıyla, Sayın Başkan…
BAŞKAN – Devam ediyor:
“Raporumuz, havalesi gereği, esas komisyon olan Adalet Komisyonuna gönderilmek
üzere yüksek Başkanlığa saygıyla
sunulur.”
OKTAY VURAL (İzmir) – Yüksek Başkanlık ne yapmış? Yüksek görev ifa
etmemiş. Yüksek Başkanlığınız ne yapmış? Şimdi, Sayın Başkan, bu konuda…
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) – Başkanlığın saygınlığı mı kaldı ya!
BAŞKAN – Bu durumda Anayasa Komisyonu raporu “yok” hükmündedir
efendim; yapılacak herhangi bir şey söz konusu değil.
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın Başkan, Anayasa Komisyonu Başkanı…
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Böyle bir şey olabilir mi? Böyle bir
şey olabilir mi? Dört buçuk saat çalıştık, nasıl “yok” hükmünde olur?
OKTAY VURAL (İzmir) – Anayasa Komisyonu Başkanı, önceki görüşünde
“toplanmama” kararı almıştı, daha sonra toplandı ve bir rapora bağladı.
Dolayısıyla on günlük bir süre içerisinde rapora bağladığı bu konuyla ilgili
Meclis Başkanlığının bu iradesi ayın 15’inde de rapor basılmadan önce gündeme
geldiğine göre, iki komisyon arasında, iki komisyon raporu arasında çelişki
vardır. Dolayısıyla böyle bir…
BAŞKAN – Çelişki yok efendim. “Görüşmeyeceğiz” diyor. Anayasa… Bir
anlam ifade etme…
OKTAY VURAL (İzmir) – Sizin için çelişki olmayabilir. Sizin için
rüşvet ve yolsuzluğun bile çelişkisi yok
zaten. Sizin için…
BAŞKAN – Okuyorum efendim,
Anayasa Komisyonu Raporu’nu okuyorum, işte son cümlesi…
OKTAY VURAL (İzmir) – Hiç de öyle değil.
Efendim, bunu alamazsınız.
FARUK BAL (Konya) – Sayın
Başkan… Sayın Başkan…
BAŞKAN – Efendim, Anayasa Komisyonu
“Raporu’nu okuyorum ben size.
OKTAY VURAL (İzmir) – Efendim, hayır, siz yanlış okudunuz bir
kere.
BAŞKAN – Sayın Vural “Öyle
değil.” diye yani Komisyonun neyi kastettiğine…
OKTAY VURAL (İzmir) – “Görüşmelere geçilmemesi” değil, “devam
edilmemesi” Yanlış okudunuz bir kere.
BAŞKAN – Sayın Altay,
buyurun.
FARUK BAL (Konya) – Sayın Başkan…
BAŞKAN – Sayın Bal, lütfen ama… Hayır, grup başkan vekilleri
cevap…
OKTAY VURAL (İzmir) – Ya, yanlış okudunuz. Ya, yanlış okudunuz.
Hâkim ayarlamak için bu kadar acele etme ya! Acele etme biraz, biraz acele etme
ya! Ne olacak? Tezkere mi gelecek senin hakkında?
BAŞKAN – Niye bağırıyorsunuz ki Sayın Vural, niye yani yüksek
sesle konuşuyorsunuz? Ne olacak yani böyle?
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Siz sebep oluyorsunuz! Siz sebep
oluyorsunuz, siz!
FARUK BAL (Konya) – Dinleyin beni, dinleyin.
OKTAY VURAL (İzmir) – Milletin hakkına hukukuna el uzatan
haramzadelerden hesap sorması bu milletin görevi değil mi? (AK PARTİ
sıralarından gürültüler) Hadi oradan!
BAŞKAN – İstediğiniz kadar
konuşun yani niye… Bu ayrı, o ayrı konu.
OKTAY VURAL (İzmir) – Hırsızlık, yani…
FARUK BAL (Konya) – Sayın
Başkan…
BAŞKAN – Sayın Bal, böyle
bir usulümüz yok, grup başkan vekiline söz vereceğim, lütfen ama…
KAMER GENÇ (Tunceli) – Anayasa Komisyonu Raporu ne olacak ya?
FARUK BAL (Konya) – Söz konusu olan, Anayasa Komisyonunun raporu.
Siz diyorsunuz ki “Bu rapor şöyle bir gerekçeye bağlandı: Görüşmelere devam
edilmemesi gerekçesi.” Bu, yanlış. Niçin yanlış? Çünkü, önerge üzerine böyle
bir karar verildi, önerge bu değildi. Önerge, “Adalet Komisyonu tasarıyı,
teklifi görüşüp tamamladığından konusu kalmadığı için toplantıya son verilsin”
önergesiydi. Dolayısıyla, oradaki komisyon raporu, önergeye uygun bir rapor değildir,
sonucu itibarıyla yanlıştır.
BAŞKAN – Efendim, komisyon raporunu ben…
KAMER GENÇ (Tunceli) – Hayır, o rapor o olacak!
BAŞKAN - Raporda yazılanı okuyorum size.
FARUL BAL (Konya) – Burada işte oku.
BAŞKAN - “Raporumuz, havalesi gereği Adalet Komisyonuna
gönderilmek üzere yüksek Başkanlığa saygıyla sunulur.” diyor.
Buyurun Sayın Altay…
KAMER GENÇ (Tunceli) – Tamam, o raporu istiyoruz.
OKTAY VURAL (İzmir) – Yapmamışsınız gereğini, “Gereğini yapın.”
diyoruz. Görevini yapmamışsın!
KAMER GENÇ (Tunceli) – O raporu dağıtın bize. O raporu dağıtmak
zorundasınız.
ENGİN ALTAY (Sinop) – Sayın Başkan…
BAŞKAN – Buyurun Sayın Altay.
7.- Sinop Milletvekili Engin
Altay’ın, 523 sıra sayılı Kanun Teklifi’yle ilgili Adalet Komisyonu Raporu
usulüne uygun bir şekilde yeniden bastırılıp dağıtılıncaya kadar bu kanun
teklifiyle ilgili çalışmaların durdurulmasını talep ettiğine ve teklifin
Anayasa’ya aykırı olduğuna ilişkin açıklaması
ENGİN ALTAY (Sinop) – Bahse konu kanun teklifi, 10 Ocak tarihi
itibarıyla Adalet Komisyonunda tali komisyon raporları gelmeden başkanların
şahsi bir kararla -ki İç Tüzük’e göre, böyle bir etkileri de yok- “Biz bunu
görüşmeyeceğiz.” yazısına da istinaden çalışmalarına başlamıştır. Orada bu
çalışmalar başlar başlamaz Anayasa Komisyonunun 9 sayın üyesi Anayasa
Komisyonunu, gene İç Tüzük’ün ilgili maddesi çerçevesinde, toplantıya çağırmış,
çağrının bir nüshasını da Adalet Komisyonu Başkanına çalışmaların başladığı gün
vermiştir. Esasen, orada Adalet Komisyonu Başkanının bu çalışmayı durdurması
gerekir idi ancak her hâl ve şartta gelişmeler bütün Parlamentonun ve
Türkiye’nin malumu, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanının araya girmesi ile
Anayasa Komisyonu Başkanı Komisyonu toplamıştır ve elinde bir rapor vardır. Bu
rapor “Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç ve 77 milletvekilinin teklifi” diye
başlar. Bu rapor bu sıra sayısında olmalıdır. Bu raporun bu sıra sayısı içinde
olması İç Tüzük emridir. Siz orada keyfî olarak bu İç Tüzük’ü hiç ihlal
edemezsiniz, yorum yapamazsınız, böyle bir hakkınız yok, böyle bir yetkiniz
yok. Dolayısıyla, ilaveten Sayın İnce’nin tespit ettiği, “Hükûmetin teklif
ettiği metin” ibaresi de orta yerde dururken böyle bir ayıba, böyle bir
rezalete, böyle bir hukuk kepazeliğine müsaade edemezsiniz. Türkiye Büyük Millet
Meclisinin geçmişinde böyle bir kepazelik olmamıştır. Umarım ve dilerim ki
sizin yönetiminizde de bu olmayacaktır, olmamalıdır; bu bir.
Dolayısıyla, sizden kanunlara, Anayasa’ya ve İç Tüzük’e uygun
olarak, şu anda oturuma ara verip, Komisyon Raporu’nun, sıra sayısının usulüne
uygun bir şekilde yeniden bastırılıncaya kadar bu kanun teklifiyle ilgili
çalışmaları durdurmanızı talep ediyorum; bu bir.
İki…
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Üç oldu, üç, üç…
ENGİN ALTAY (Sinop) – Sayın Başkan, kaldı ki bu konuda biz bu
sabah itibarıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Sayın Başkanına resmî bir yazı
yazdık. Biz burada raf elması değiliz, ana muhalefet partisiyiz. Bu yazımıza
Meclis Başkanından, dolayısıyla sizden resmî bir cevap bekliyoruz ama sizin bu
resmî cevabı, Türkiye Büyük Millet Meclisi İç Tüzüğü’ne göre verebilmeniz kabil
değildir. Bu sebeplerle bu görüşmenin başlamaması gerekmektedir. Başlatırsanız
ne olur? Başlatırsanız kanunu ihlal etmiş olursunuz.
Ayrıca bu kanun teklifi, Cumhurbaşkanının, tarihte ilktir,
Mecliste bir kanun teklifi görüşülürken müdahalesi. Ben 50 yaşındayım. Türkiye
Cumhuriyeti’nde hiçbir Cumhurbaşkanı, Mecliste görüşülen bir kanunla ilgili
basın üzerinden kamuoyuna mesaj vermemiştir. Bu kanun teklifinde Sayın
Cumhurbaşkanı bunun doğru olmadığını, doğrusunun bir Anayasa değişikliği
olduğunun, olması gerektiğinin altını çizerek hem Parlamentoya, yüksek
makamınıza hem de kamuoyuna bir mesaj vermiştir.
Sonuç ve kanaat: Birinci talebimiz, bu görüşmelerin
durdurulmasıdır. Durdurmaz, devam ederseniz bu bir usulsüzlüktür, usul
tartışması gerekir. İlaveten, devam ederseniz bu usul tartışmasından sonra,
herkesin bildiği gibi, ilkokulu bitiren herkesin kabul ettiği gibi, bu teklif
Türkiye Cumhuriyeti, yürürlükteki Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na çok açık
aykırıdır. Anayasa’ya çok açık aykırı bir teklifin burada görüşülmesi de mümkün
değildir. Bu konuda da bir tartışma açılması gerekmektedir.
Arz ederim. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın milletvekilleri, tali komisyon on günlük süreyi geçtikten ve
esas komisyon konuyu karara bağladıktan sonra görüşme yaptığından…
FARUK BAL (Konya) - O, Sayın Kuzu’nun hatası, Sayın Kuzu’nun
hatası.
OKTAY VURAL (İzmir) - On günlük süre geçmedi ki!
BAŞKAN – …Anayasa Komisyonunun raporu üzerinde yapılacak herhangi
bir işlem bulunmamaktadır.
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın Başkan, on günlük süre geçmedi ki.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayın Kuzu, orada kuzuluk yapmış!
FARUK BAL (Konya) – Nerede Kuzu?
OKTAY VURAL (İzmir) – On günlük süre geçmedi ki.
BAŞKAN – Evet, sayın milletvekilleri, alınan karar gereğince…
OKTAY VURAL (İzmir) – Usul tartışması açıyoruz efendim tutumunuz
hakkında, aleyhinde.
BAŞKAN – Hangi tutumum hakkında Sayın Vural?
OKTAY VURAL (İzmir) – Tutumunuz aleyhinde… Bu raporu, Anayasa
Komisyonu raporunu hilafıhakikat açıkladınız…
BAŞKAN – Efendim, biraz önce…
OKTAY VURAL (İzmir) - …ve Meclis Başkanlığı olarak, size havale
edilen işlerle ilgili, milletvekillerine raporu dağıtmanız gerekir. Bu raporu
dağıtmadan bu komisyon raporunu görüşüyorsunuz. Dolayısıyla, usulüne uygun
değildir. Belki milletvekilleri o raporu görecekti…
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Hayır efendim, böyle bir usul yok.
BAŞKAN – Sayın Vural, havale hangi tarihte yapıldı?
OKTAY VURAL (İzmir) – Efendim?
BAŞKAN – Havale hangi tarihte yapıldı?
OKTAY VURAL (İzmir) – Hangi tarihte yapıldı?
BAŞKAN – 7 Ocakta yapıldı efendim.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Yahu, o arkandakiler yanlış yönlendiriyor
seni.
ENGİN ALTAY (Sinop) – Sayın Başkan, bu konuda tasarruf hakkınız
yok.
OKTAY VURAL (İzmir) – Ayın 15’inde Meclis Başkanının talebi var.
BAŞKAN – 7 Ocakta yapıldı.
OKTAY VURAL (İzmir) - Ayın 15’inde Meclis Başkanı tali komisyonu
toplantıya çağırıyor, “Gereğini yapın.” diyor, 15’inde.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Bürokratların oyununa gelmeyin.
Bürokratlar kurtarır, siz siyasi bedel ödersiniz.
ENGİN ALTAY (Sinop) – Bu konuda tasarruf hakkınız yok Sayın
Başkan. Velev ki usul tartışmasını bir sayın grup başkan vekili istiyorsa ve 63
“Görüşmeye yer olup olmaması” diye başlıyorsa siz nasıl bir…
OKTAY VURAL (İzmir) – Böyle mi takdir kullanacaksınız yani? Ali
kıran baş kesen misiniz ya!
BAŞKAN – Hayır, neyin usul tartışmasını… Yaptık Sayın Altay.
ENGİN ALTAY (Sinop) – Tutumunuz… Bu, görüşülemez. Ya, yok diyoruz
biz!
OKTAY VURAL (İzmir) – Efendim, o konuda usul tartışması
yapamazsınız siz.
BAŞKAN – Ama bunun usulü vardır yani sizin gibi çağırarak, ortaya
gelip bağırarak usul tartışması istenmez ki!
OKTAY VURAL (İzmir) - Onu yapamazsınız siz, onu yapamazsınız, öyle
bir hakkınız yok ki sizin.
BAŞKAN – Birincide ben söyledim size “Usul tartışması açacağım.”
diye.
OKTAY VURAL (İzmir) – Böyle bir yönetim mi olur! Meclisi geren
sizsiniz!
ENGİN ALTAY (Sinop) – Orada oturmanız her istediğinizi yapma
hakkını vermez, öyle bir şey yok! Aleyhinizde, tutumunuzun aleyhinde söz
istiyorum. Tutanaklara da geçsin.
OKTAY VURAL (İzmir) – Gündemde sırası olmayanın usulü mü olur?
Bilmeden konuşuyorsun! Bu grup önerisi ön plana alıyor. Gündeme gelen konuyla
ilgili usul tartışması olur, bilmeden konuşmayın!
BAŞKAN – Sayın Vural, öğrenmek için buradayız zaten, “Bilmeden
konuşuyorsun.” diyorsunuz.
OKTAY VURAL (İzmir) - Talimatla da orayı yönetmeyin, talimatla
yönetmeyin! Nereden talimat aldınız bilmiyorum.
AHMET YENİ (Samsun) – Saygılı ol biraz, saygılı!
BAŞKAN – Evet, sayın milletvekilleri, alınan karar gereğince…
OKTAY VURAL (İzmir) - Aleyhinde…
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Sayın Başkan, Sayın Başkan…
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) – Sayın Başkan…
BAŞKAN – …bu teklif İç Tüzük’ün 91’inci maddesi kapsamında…
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Bir saniye Sayın Başkan.
OKTAY VURAL (İzmir) – Tutumunuzun aleyhinde söz talebim var, usul
tartışması açıyorum. Yanlış!
BAŞKAN – Neyin usul tartışmasını açıyorsunuz Sayın Vural?
OKTAY VURAL (İzmir) – Açıyorum…
BAŞKAN – Ne demek yani, “Açıyorum.” demekle…
OKTAY VURAL (İzmir) - Sizin tutumunuzla ilgili, sizin tutumunuzla
ilgili.
BAŞKAN – Konuştuk, tartışıldı bu konu, söz verdim ben size.
OKTAY VURAL (İzmir) - Başkanlığa havale edilmiş bir raporu, bir
rapor hâlinde milletvekillerine dağıtıp…
BAŞKAN – Efendim, usul tartışması yaptığımız bir konuda bir daha
tartışma açılmaz.
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın Başkan, bakın, bir kere, sizin
gündemin son sırasında olan bir kanun
teklifiyle ilgili usul tartışması açmanız mümkün değil ki. Ya, bilmiyorsunuz bu
konuyu ya. Yani bu kadar ders yeter. Bakın, 523 sıra sayılı Kanun Teklifi
gündemin son sırasında. Siz ancak gündemde olan, sırası gelen konuyla ilgili
usul tartışması açabilirsiniz. Şu anda…
BAŞKAN – Bu nedenle, sayın milletvekilleri, teklifin tümü
üzerindeki görüşmeler tamamlanıp maddelerine geçilmesi kabul edildikten sonra
bölümler hâlinde görüşülecek ve bölümlerde yer alan maddeler ayrı ayrı
oylanacaktır.
OKTAY VURAL (İzmir) – Usul tartışması açıyorum…
BAŞKAN - Teklifin tümü üzerinde söz isteyen…
(CHP ve MHP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar)
ENGİN ALTAY (Sinop) – Sayın Başkan…
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın Başkan, usul tartışması açıyorum!
Burası tetikçilik makamı değil!
(CHP ve MHP milletvekillerinin kürsü önünde toplanmaları)
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın Başkan, Meclisi keyfî yönetemezsiniz!
BAŞKAN – Sayın Vural, Meclisi keyfî yönetmiyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) – Usul tartışması açacaksınız!
BAŞKAN – Yani Meclis Başkanlığını işgal edemezsiniz!
OKTAY VURAL (İzmir) – Kimden talimat aldıysanız bilmiyorum, ben
hukuktan talimat alıyorum!
BAŞKAN – Çağırın yani… Söyleyebilirsiniz.
OKTAY VURAL (İzmir) - Siz açacaksınız usul tartışmasını! Usul
tartışmasını açacaksınız!
BAŞKAN – Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına Bengi Yıldız,
Batman Milletvekili…
OKTAY VURAL (İzmir) – Usul tartışmasını açacaksınız!
BAŞKAN – Lütfen… Açtım efendim ben, konuştuk.
OKTAY VURAL (İzmir) – Açacaksın! Açacaksın! Babam gelse buradan
ayrılmam, vallahi de ayrılmam! Hakkımı yedirtmem!
BAŞKAN – Ayrılmayın, ayrılmayın. Hiç kimsenin hakkını yiyen yok
burada. Lütfen…
ENGİN ALTAY (Sinop) – Böyle bir yetkin yok senin!
BAŞKAN – Ne demek yani…
OKTAY VURAL (İzmir) – Açacaksın!
BAŞKAN – Ne demek istiyorsunuz şimdi ya… Lütfen ama.
ENGİN ALTAY (Sinop) - Nasıl açmazsın! Nasıl açmazsın ya!
BAŞKAN – Lütfen ama, lütfen…
ENGİN ALTAY (Sinop) - Kimsin sen ya! Sen kimsin ya!
BAŞKAN – Şimdi, öyle konuşamazsınız.
(Sinop Milletvekili Engin Altay’ın Başkan mikrofonuna vurması)
BAŞKAN - Oo, Sayın Altay, lütfen… (AK PARTİ sıralarından
gürültüler) Lütfen yerinize oturun.
ENGİN ALTAY (Sinop) – Babasının çiftliği değil burası, çiğneyemez
İç Tüzük’ü.
BAŞKAN – Hayır, İç Tüzük’ü falan çiğneyen yok. Ben, usul
tartışması açtım.
ENGİN ALTAY (Sinop) – Çok ayıp!
BAŞKAN – Bu sözleriniz tutanaklara geçiyor efendim.
OKTAY VURAL (İzmir) - Tutanağa geçsin… Senin hakaretlerin, millete
hakaretlerin…
BAŞKAN – Açtık efendim.
OKTAY VURAL (İzmir) – “Açtık.” olamaz, yapamazsın!
BAŞKAN – Nedir yani Sayın Vural…
OKTAY VURAL (İzmir) - Usul
tartışması bir konuyu öncelikle gündeme alma…
BAŞKAN – Evet, görüştük.
OKTAY VURAL (İzmir) - Dolayısıyla bu, o konuyla ilgili değil.
BAŞKAN – Görüştük, görüştük… Lütfen oturun yerlerinize.
ENGİN ALTAY (Sinop) – Böyle bir şey olur mu ya! Üç grup başkan
vekili burada.
BAŞKAN – Lütfen yerinize oturun efendim.
ENGİN ALTAY (Sinop) - Kaldı ki yetkin yok! Yetkin yok senin,
yetkin yok ya!
BAŞKAN – Neye yetkim yok? Lütfen, yerlerinize oturun.
ENGİN ALTAY (Sinop) - Oturmuyoruz!
OKTAY VURAL (İzmir) - Vallahi billahi oturmayacağım!
BAŞKAN – Oturmayın, ayakta durun. (AK PARTİ sıralarından “Bravo”
sesleri, alkışlar)
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Otur, oturma! Bir dakika ama, böyle
olmaz!
ENGİN ALTAY (Sinop) – Nasıl olmaz ya! Ha bu, ha bu, ne olur!
Burası da olur ya!
BAŞKAN – Oturmayın.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Başkana başkanlık öğretiyor.
ENGİN ALTAY (Sinop) – Allah Allah! Babasının çiftliği mi burası!
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – İyi de burada olmaz!
ENGİN ALTAY (Sinop) – Olur!
BAŞKAN – Sayın Altay, bu yasayı görüştürmek istememenin başka
yolları var. Sayın Cumhurbaşkanı…
ENGİN ALTAY (Sinop) – Buna uyacaksın, buna! Böyle şey olmaz!
BAŞKAN – Lütfen!
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, grup başkan vekillerini
çağırın…
ENGİN ALTAY (Sinop) – Böyle bir şey ilk defa oluyor ya!
BAŞKAN – Hayır, usul tartışması açtık efendim, niye şey yapacağız?
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) – Sayın Başkan, ara vermek zorundasınız,
çalışma ortamı kalmamıştır.
OKTAY VURAL (İzmir) – Vallahi, Rıza Sarraf da kurtaramaz!
BAŞKAN – Hayır, hiç ilişkilendiremeyeceğin kişileri söylüyorsunuz
burada.
OKTAY VURAL (İzmir) – Rıza Sarraf da kurtaramaz!
BAŞKAN – Bu sözler tutanaklara geçiyor, herkesle görüşeceğiz.
ENGİN ALTAY (Sinop) – Ya, böyle bir hakkı var mı? Yok öyle bir
hakkın ya!
BAŞKAN – Evet, birleşime 10 dakika ara veriyorum.
Buyurun, sayın grup başkan vekilleri içeri buyursunlar.
Kapanma Saati: 21.06
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati: 21.23
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Muharrem IŞIK
(Erzincan), İsmail KAŞDEMİR (Çanakkale)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
49’uncu Birleşiminin Altıncı Oturumunu açıyorum.
Sayın Vural’ın talebi üzerine usul tartışması açıyorum.
Buyurun.
OKTAY VURAL (İzmir) – Aleyhinde.
ENGİN ALTAY (Sinop) – Aleyhte.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) – Aleyhte.
AHMET AYDIN (Adıyaman)- Lehinde.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Lehinde.
BAŞKAN – Birer kişiye söz vereceğiz, her gruptan birer kişiye.
MUHARREM İNCE (Yalova) – Sayın Altay, aleyhte.
BAŞKAN – Sayın Zozani, siz? Aleyhte, lehte?
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) – Aleyhte.
AHMET AYDIN (Adıyaman)- Lehte.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Lehte.
BAŞKAN – Lehte.
Sayın İnce?
MUHARREM İNCE (Yalova) – Sayın Altay, aleyhte.
BAŞKAN – Evet, Sayın Altay’ı da lehte yazıyoruz.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Aleyhte MHP adına söz istiyorum.
BAŞKAN – Lehte söz isteyen Mustafa Elitaş, Kayseri Milletvekili.
Buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
VIII.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER
(Devam)
2.- 523 sıra sayılı Kanun
Teklifi’yle ilgili tali komisyon olan Anayasa Komisyonu Raporu’nun Adalet
Komisyonu Raporu’na eklenmesinin gerekip gerekmediği ve teklif metninin
başlıklandırılmasındaki baskı hataları nedeniyle görüşülüp görüşülmeyeceği
hususunda
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Şu anda, herhâlde, görüştüğümüz usul tartışmasının, İç
Tüzük’ümüzün 63’üncü maddesi çerçevesinde, görüşmeye yer olup olmamasıyla
alakası olması gerekir. Çünkü bir konuyu öne alma veya geriye bırakmayla ilgili
kısım, AK PARTİ Grubu önerisi görüşülürken, bu konunun öne alınması Anayasa’ya,
İç Tüzük’e veya İç Tüzük’ün çeşitli kurallarına aykırı olduğu ifadesiyle
görüşme yapıldı. Ama şu andaki yaptığımız usul tartışması görüşmesinde, 523
sıra sayılı Kanun Teklifi’nin usulüne uygun olarak hazırlanmadığından dolayı
görüşmeye yer olmadığı ifade edilmekte.
Bakın, değerli milletvekilleri, İç Tüzük’ümüzün 23’üncü maddesi
“Komisyonlara havale, esas ve tali komisyonlar” diye ifade etmiş. Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığı bu kanun teklifini esas komisyon olarak Adalet
Komisyonuna, tali komisyon olarak Anayasa Komisyonuna ve yine tali komisyon
olarak Plan ve Bütçe Komisyonuna havale etmiş. Ne zaman havale etmiş? 7 Ocak
tarihinde havale etmiş. 10 Ocak tarihinde Adalet Komisyonu görüşmelerine
başlamış ama ondan önce hem Plan ve Bütçe Komisyonu hem de Anayasa Komisyonu 8
Ocak tarihinde, İç Tüzük’ün kendisine verdiği yetkiyi kullanarak, Başkan
tarafından, bu konunun görüşülmeyeceğini, on günlük süre içerisinde gündemine
alamayacaklarını ve Adalet Komisyonundaki görüşmelerin aksamasına engel olmamak
adına kendi görüşlerini, bundan önceki teamüllerde de uygun olduğu çerçevede
görüşlerini ifade etmiş. Fakat, Anayasa Komisyonu üyesi arkadaşlarımız İç
Tüzük’ün 26’ncı maddesinin son fıkrası gereğince üçte 1 komisyon üyesi
milletvekilinin imzasıyla…
TUFAN KÖSE (Çorum) – Ya, siyaset yapma, samimi ol biraz.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Biz, hepimiz siyasetçiyiz, siyaset
yapıyoruz ve çok da samimi konuşuyorum, çok da ciddi konuşuyorum. Şu anda ben
de siyasetçiyim, siz de siyasetçisiniz, hepimiz siyaset yapıyoruz ve biz, bizim
bildiğimiz doğruları anlatmaya çalışıyoruz.
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) – Hangi doğruları Sayın Elitaş, kendi
doğrularını mı anlatıyorsun?
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) –
İç Tüzük’ün 26’ncı maddesinin son fıkrasına göre, üyelerinin üçte 1’i
tarafından komisyon gündemi yapılmak üzere toplantıya çağrı yapılabilir diyor.
Bu konu Meclis Başkanlığı ve Anayasa Komisyonu Başkanı tarafından
gündeme alınmış ama alınan gündem çerçevesinde bizim kanun teklifinin, Adalet
Komisyonundaki kanun teklifinin görüşmelerine yer olmadığıyla ilgili Sayın
Başkan teklifini sunmuş ama Komisyon üyesi arkadaşlar usul üzerinde bir
tartışma başlatmışlar. Anayasa Komisyonunun verdiği rapor usul üzerinde yapılan
tartışmalarla ilgilidir, yoksa, kanun teklifinin görüşülüp görüşülmemesiyle
alakalı değildir. Anayasa Komisyonunun raporunun bu gündem raporunda, Adalet
Komisyonu raporunda olup olmaması kanun tasarı veya teklifin görüşülmesine
engel değildir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Nitekim, İç Tüzük’ün 37’nci maddesine
göre komisyonlarda gerekli sürede görüşülmeyen bir işi biraz önce görüştük ve
oylarımızla karara bağladık.
O anlamda, Başkanlığın tutumumun uygun olduğunu düşünüyor, yüce
Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Aleyhte söz isteyen Nevzat Korkmaz, Isparta Milletvekili.
Buyurun Sayın Korkmaz. (MHP sıralarından alkışlar)
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Değerli milletvekilleri, biraz önce
burada çok ciddi bir tartışma yaşandı. Ben Anayasa Komisyonu üyesiyim,
dolayısıyla oradaki rapordan farklı olarak, o görüşmelerde bulunmuş bir
kardeşiniz olarak kendi zaviyemden kürsüye bir şeyler anlatmaya çalıştım ama
Sayın Başkan, bir acelesi var, kendisine bir yerden bir talimat gelmiş
muhtemelen, ha bire koşuşturuyor. Yani görüştüğümüz kanun teklifi belki de
Türkiye Büyük Millet Meclisinin görüştüğü en önemli tekliflerden birisi ancak
Sayın Sadık Yakut’un bir acelesi var anlamakta zorlandığımız.
Tabii, şu hadise aklımıza gelince belki bir nebze de hak
veriyorum: Sayın Sadık Yakut eski bir yargıçtır. Dolayısıyla, kınalı keklik
hikâyesi aklıma geliyor böyle deyince. Keklikleri avcılar düşürmek için bir
kınalı keklik koyarlar, onun ötüşüne gelen keklikleri avcılar avlarlar.
Dolayısıyla, değerli arkadaşlar, bu Mecliste, Genel Kurulda hukuk katledilirken
maalesef hukukun kaderi bir hâkime yaptırmakmış bunu.
Değerli arkadaşlar, Burhan Kuzu Bey zaten bu Anayasa Komisyonunu
toplamamak için ipe un serdi resmen, ipe un serdi. Orada Adalet Komisyonunda
çok ciddi tartışmalar var ve muhalefetin en önemli itirazı Anayasa’ya aykırı
olduğu yönünde. Sayın Mustafa Elitaş dedi ki: “Asli komisyon, tali komisyon
ayrımı var.” Doğrudur. Bakın, kanunun sadece lafzı değil, ruhuna da bakmak
lazım. Niye böyle bir ayrıma gitmiş? Bir kere, bu kanun teklifinde farklı
konular var, farklı alanlar var. Ayrıca, bizim üyelerimiz de, sizin üyeleriniz
de ihtisaslarına göre o komisyonlara veriliyor. Yani Anayasa Komisyonunun
Anayasa’nın ihlal edildiğiyle ilgili bir kanun teklifinde görüşü olmayacak mı?
Şimdi, Sayın Burhan Kuzu bu Komisyonu topladığı zaman dedi ki: “Efendim, zaten
Adalet Komisyonunda iş bitmiş, nikâh kıyılmış dolayısıyla bizim Anayasa
Komisyonunda görüşmemizin, istişare etmemizin bir anlamı yok.” Bakın, Sayın
Kuzu bu işleri gayet iyi bilen bir insandır. Eğer zamanını boşa geçirmemişse
öğrencilerine idari işlemlerin icrai işlem olabileceği gibi, istişari kararlar
şeklinde de olabileceğini öğretmiş olması lazım. Orada, Anayasa Komisyonu tam
dört buçuk saat çok ciddi bir mesaide bulundu. Gerçekten, birbirinden farklı,
önemli görüşler ortaya konuldu. “Bu görüşler anlamsız, manasız” gibi bir tavır,
bir kere Anayasa Komisyonuna ve Sayın Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu’nun
geçmişine de hürmetsizlik.
Değerli arkadaşlar, nitekim, sayın grup başkan vekilimiz de
söyledi; “Alınan karar taleple uygun değil.” Talep diyor ki: “Biz böyle bir
konuyla görüşmek istiyoruz.” “Görüşmenin devamına yer yok.” diye karar çıkıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) – Peki, benim talebim ne oldu? Havada
kaldı benim talebim, bir karara bağlanmadı. İşte, bunları söyleyecektim Sayın
Başkan. Neden rahatsız oldunuz?
Teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) – Bağırma!
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Lehte söz isteyen Engin Altay, Sinop Milletvekili. (CHP
sıralarından alkışlar)
AHMET AYDIN (Adıyaman) – Engin Bey, vazgeçtiysen ben çıkayım!
ENGİN ALTAY (Sinop) – Size bunu yedirtmeyeceğiz.
AHMET AYDIN (Adıyaman) – Ona uyarsanız problem değil.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Ona
uyun yeter ki.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Bir de siz uysanız ya!
BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) – Sakin olun.
ENGİN ALTAY (Sinop) – Sizin tutumunuzun lehinde söz almam tabii ki
mümkün değil ama kural gereği böyle oldu. Genel kurulu saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, Sayın Başkan hukukçudur ve Türkiye'nin, bütün
kamuoyunun dikkatinin üzerinde olduğu bir meseleyle ilgili bir hukuk
tartışmasında, bu kadar önemli bir tartışmada on dakikalık yetkisi olduğu hâlde
üç dakikalık bir konuşma vermesi bile Sayın Başkanın hukuka saygısının açık bir
kanıtıdır, bunun üstüne başka laf söylemeye gerek yok. (CHP sıralarından
alkışlar)
OKTAY VURAL (İzmir) – Saygısızlığı yani!
ENGİN ALTAY (Devamla) - Sayın milletvekilleri, bu teklifin
Anayasa’ya aykırı olduğunu, komisyonlardaki görüşme trafiğinin Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğü ayaklar altına alınarak yapıldığını söyledik,
söyleyegeldik. Kaldı ki önce şunu söyleyeyim: Burada bu işler yol olur. Grup
başkan vekilinin ya da bir sayın milletvekilinin İç Tüzük’ün 63’üncü maddesine
göre bir talebini Türkiye Büyük Millet Meclisini idare eden Başkanın ya da
başkan vekilinin reddetmek gibi, kabul etmemek gibi bir yetkisi yoktur, hakkı
yoktur, hukuku yoktur.
Sayın Başkan, lütfen, bu tutumlarınızdan vazgeçin. Bu Meclisi
germeyin. Orada otorite göstereceğim diye burada milletvekillerini birbirine
kırdırıyorsunuz, buna müsaade etmeyiz, buna müsaade etmeyiz. (CHP sıralarından
alkışlar)
Sayın milletvekilleri, arkadaşlar daha önceki oturumda da anlattı.
Velev ki Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun bu sabah Meclis Başkanına gönderdiği
bir yazı var. Tali komisyon raporunun şu an söz konusu kanun teklifinin sıra
sayısında olması gerekir mi gerekmez mi? Evet ya da hayır… Hukukçu bir Başkan
Vekili olarak, gerekir mi gerekmez mi?
AHMET AYDIN (Adıyaman) – Gerekmez, gerekmez.
ENGİN ALTAY (Devamla) – Buna “gerekmez” denilemez. Bu bir keyfiyet
ifade etmez.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Var, raporda var. Raporda var. 15’inci
sayfada var.
ENGİN ALTAY (Devamla) – Yok sıra sayısında. Nerede var? Anayasa
Komisyonu raporunu diyorum.
Komisyon, şöyle ya da böyle, bir görüşme yapmış. Sizin bunu hiçe
saymanız olamaz. Kanun her yerde çiğnenir, bazen denir ki: “Yasaklar, kanunlar
çiğnenmek içindir.” Ama, sayın milletvekilleri, kanun, İç Tüzük ve Anayasa bir
tek yerde çiğnenmeyecekse o bu çatıdır, hepimize lazım, her zaman lazım. (CHP
sıralarından alkışlar)
Şu sıralarda oturanların bir kısmı, bu sıralarda oturanların bir
kısmı yürütmüşler, yemişler, yutmuşlar yani
“3Y” yapmışlar. Tasası size mi düştü? Tasası bize mi düştü? Bunları
aklamak bize mi düştü ey milletvekilleri?
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Bravo!
AHMET AYDIN (Adıyaman) – Onları mahkûm etmek de size mi düştü?
Yargı işini yapsın, bırakın.
ENGİN ALTAY (Devamla) – Dışarıda binlerce, milyonlarca aç var.
Allah aşkına, bırakın siyasi mülahazaları, siyasi gelecek kaygılarını bırakın.
Hepimiz Müslüman’ız, lafa geldi mi “Allah’tan korkarız.” diye beş vakit yatıp
kalkıyoruz.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) – Namaz kılıyoruz, namaz.
ENGİN ALTAY (Devamla) – Ee, bu konuda Allah’tan korkmazsanız sizin
kıldığınız namazdan size kâr gelmez. Ben söyledim:
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ENGİN ALTAY (Devamla) – Bu yolsuzluğu, bu Hükûmet, Kâbe’den örtü
getirse örtemez. Boşuna çırpınmayın, boşuna çabalamayın. (CHP sıralarından
alkışlar)
Sayın Başkanın bundan sonraki yönetim tutumunda buna uyması
gerekir. Buna uymazsa burada iyi şeyler olmaz.
OKTAY VURAL (İzmir) – Uydururuz, uydururuz!
ENGİN ALTAY (Devamla) – Burada iyi şeyler olmaz. (AK PARTİ
sıralarından “Ooo!” sesleri) Ama uy buna…
AHMET YENİ (Samsun) – Tehdit mi ediyorsun Engin Bey?
ENGİN ALTAY (Devamla) – Evet, buna uymazsan tehdit ediyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) – Uydururuz, uydururuz!
AHMET YENİ (Samsun) – Tehdit mi ediyorsun Engin?
ENGİN ALTAY (Devamla) – Buna uymazsan tehdit ediyorum, ne var? Uy
buna! (AK PARTİ sıralarından “Hadi, hadi, hadi!” sesleri)
AHMET YENİ (Samsun) – Ayıp, ayıp! Kimi tehdit ediyorsun? Grup
Başkan Vekilisin ya!
ENGİN ALTAY (Devamla) – Kardeşim, ben diyorum ki buna uyacaksınız.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Kürsüye hücum etmek var mı bunda?
ENGİN ALTAY (Devamla) – Hepimiz uyacağız.
BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) – Buna uyar, buna, Meclis Başkan Vekili.
ENGİN ALTAY (Devamla) – Uysa mesele yok.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Kürsüyü yumruklamak var mı bunda
diyorum.
ENGİN ALTAY (Devamla) – Sayın milletvekilleri, buna uyarsak her
şey güzel olur. Bak, Cumhurbaşkanımız da söyledi “Her şey güzel olacak.” diye.
BÜLENT TURAN (İstanbul) – Muharrem üslubu sana yakışmıyor Engin
Bey.
ENGİN ALTAY (Devamla) – Sayın Başkan, sizi buna uymaya davet
ediyorum.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Altay.
Aleyhte söz isteyen Adil Zozani, Hakkâri Milletvekili.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlar, Meclise ilk geldiğimiz gün sorduk,
soruşturduk, burada işler neye göre yürür? Dediler ki: “Bir İç Tüzük var. İç
Tüzük’ü okuyun, her şey orada yazıyor. Bir rehber var, o rehbere göre yol
alırsınız.”
İfade edeyim. İç Tüzük’ü okudum. Bu Mecliste ilk okuduğum
metinlerden bir tanesi İç Tüzük’tü. Okumamız gerekiyordu, okuduk. Sonradan
komisyon çalışmalarına dâhil olduk, Meclis çalışmalarına dâhil olduk. İç Tüzük
nerede uygulanıyor, ne şekilde uygulanıyor, ona bakmaya çalıştık ve şunu
gördük: Bu Mecliste esasında bir İç Tüzük var ama uygulanmak için değil, ihlal
etmek için, arkasından dolanmak için bir İç Tüzük var. Sadece bu komisyonla
ilgili değil. Sadece bu komisyonla ilgili değil, bütün komisyonlarda; iddia
ediyorum, İç Tüzük’ün ihlal edilmediği bir tek komisyon yoktur bu Mecliste, tüm
komisyonlarda ihlal ediliyor. İddia ediyorum, her gün, burada, bu Mecliste
oturumların olduğu her günde bu İç Tüzük ihlal ediliyor.
37’nci madde diyor ki: “Tali komisyondan on gün süre içerisinde
görüş almanız gerekir.” Sayın Elitaş dedi ya, 23’üncü maddeye göre asli veya
tali komisyonlara havalesi yapılmış. Bu süreçle ilgili olarak yapılmış tek
doğru şey odur; havale sistemi yani hangi komisyonlara havale edileceğidir.
Ancak, burada adı geçen tali komisyonlardan birisinin üyesiyim, Plan Bütçe
Komisyonunun üyesiyim ve tali komisyon olarak da adı geçmiş, hiçbir şekilde
bilgimiz olmamıştır.
MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) – Torbayı görüşüyorduk.
ADİL ZOZANİ (Devamla) – Böyle bir teklifin bizim Komisyona tali
komisyon olarak havale edildiğinden bir Komisyon üyesi olarak haberimiz
olmamıştır. Anayasa Komisyonu farklı bir gerekçeyle çalıştırılmamış.
Hiçbir şey bilmiyorsanız, hiçbir itiraz dikkatinizi çekmiyorsa bu
sıra sayısının 47’nci ve 48’inci sayfalarına bakarsınız. 47’nci sayfaya
bakarsınız milletvekillerinden gelmiş bir teklif, 48’inci sayfaya bakarsınız
-bir sayfa sonra- teklif Hükûmet tasarısına dönmüş.
Şimdi, eğer, burada da bir paralel yapının tezgâhı olduğu iddianız
varsa çıkın onu da söyleyin.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ADİL ZOZANİ (Devamla) – Yani bu iki sayfadaki hile de bir paralel
yapının hilesiyse buyurun gelin söyleyin, bunu da söyleyin.
MEHMET METİNER (Adıyaman) – Paralel yapıyı siz de söylüyorsunuz.
Yoksa, söylemeyiz. Hayret bir şey!
ADİL ZOZANİ (Devamla) – Bu şekilde İç Tüzük’e aykırı bir işlem
yaptığınız ortadadır ve mevcut durumda işin açıkçası, demin de ifade ettiğim
gibi, bu Mecliste İç Tüzük dışında bütün kurallar uygulanıyor, bir tek İç Tüzük
uygulanmıyor.
Teşekkür ederim. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Evet, teşekkür ediyorum.
Sayın milletvekilleri, görüşülmesine başladığımız 523 sıra sayılı
Kanun Teklifi’nin, tali komisyon olan Anayasa Komisyonu raporunun ekli olmaması,
raporda maddi hata bulunması nedeniyle görüşülemeyeceği yönündeki usul
tartışması sonunda Başkanlığımızın yaptığı değerlendirmeyi paylaşmak istiyorum:
Sıra sayısındaki maddi hatanın başlıklandırmayla alakalı olması ve
konunun esasını etkilememesi göz önüne alınarak tekrar bastırılmasına gerek
bulunmadığı, tali komisyonun on günlük görüş verme süresi sona erdikten sonra
ve esas komisyon raporu bastırılıp dağıtıldıktan sonra toplantı yapmış olması
nedeniyle komisyon raporunun ek sıra sayısı olarak bastırılmasına gerek
olmadığı kanaati hasıl olmuştur. Bu nedenle, görüşümde bir değişiklik söz
konusu değildir.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Sayın Başkan, böyle bir şey
olabilir mi?
X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam)
3.- Bartın Milletvekili Yılmaz
Tunç ve 77 Milletvekilinin; Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi ve Adalet Komisyonu Raporu (2/1929) (S. Sayısı: 523) (Devam)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, alınan karar gereğince, bu teklif
İç Tüzük’ün 91’inci maddesi kapsamında temel kanun olarak görüşülecektir. Bu
nedenle, teklifin tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanıp maddelerine geçilmesi
kabul edildikten sonra bölümler hâlinde görüşülecek ve bölümlerde yer alan
maddeler ayrı ayrı oylanacaktır.
Teklifin tümü üzerinde söz isteyen Barış ve Demokrasi Partisi
Grubu adına Bengi Yıldız, Batman Milletvekili. (BDP sıralarından alkışlar)
BDP GRUBU ADINA BENGİ YILDIZ (Batman) – Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına söz aldım. Hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
2010 Anayasa referandumunda, bu maddeyi görüşürken Hükûmetin
arkasında, Türkiye'nin, hemen basının tamamı, aydınlarının, köşe yazarlarının
tamamı bu Anayasa tasarısını destekliyorlardı. Şu anda…
TUFAN KÖSE (Çorum) – Başkan, bir günde geçirdin ya kanunu, vallahi
helal olsun sana! Grup başkan vekillerini topladın, onu topladın, bunu
topladın, yaptın. Yuh olsun! Helal de olmasın, haram olsun. Yazsınlar… Haram olsun. Yazıklar olsun!
SIRRI SAKIK (Muş) – Sayın Başkan, hatip konuşuyor, sükûnete davet
eder misin?
BENGİ YILDIZ (Devamla) – Değerli arkadaşlar, sayın CHP’li
arkadaşlar; yani eğer muhalefet edecekseniz, ben Adalet Komisyonunda
söylemiştim…
TUFAN KÖSE (Çorum) – Yazıklar olsun!
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) – Neye yazıklar olsun?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Siz devam edin.
BENGİ YILDIZ (Devamla) –
“Bu suçun ortağı olmayalım.” dedik ama buraya kadar getirdiniz.
Getirdiyseniz de, lütfen, dinleyin bizi yani. Bir muhalefet…
MUHARREM İNCE (Yalova) – Kim getirdi?
AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) – Kim getirdi?
BENGİ YILDIZ (Devamla) – Kim getirdi? Oradaki süreç içerisinde…
Bakın, söyleyelim…
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) – Siz getirdiniz, siz. Niye müdahale ediyorsunuz?
BENGİ YILDIZ (Devamla) - CHP’li arkadaşlarla… Siz getirdiniz, siz
getirdiniz buraya.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) – Sizin de kirlilikleriniz açığa çıkacak
diye sustunuz! (CHP sıralarından gürültüler) Susun, dinleyin o zaman! Evet,
size söylüyorum. Ayıp ya! Edepsiz!
BENGİ YILDIZ (Devamla) - Sizin iddianıza göre Anayasa’ya aykırı
olan bir maddeyi Adalet Komisyonundan buraya kadar siz taşıdınız, siz onun
ortağı oldunuz. (CHP sıralarından “Oraya, oraya!” sesleri)
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) – Siz gidersiniz oraya!
BENGİ YILDIZ (Devamla) - Anayasa’ya aykırı olan bir görüşmeye
katılmamanız gerekirdi, katılmamamız gerekirdi, bunu da söyledik, bunu da
söyledim.
ENGİN ALTAY (Sinop) – Sen de oradaydın ya. Sen yok muydun orada,
sen orada değil miydin? Kaç kere konuştuk.
BENGİ YILDIZ (Devamla) - Neredeydim, söyledim işte.
MUHARREM İNCE (Yalova) – Sen ne arıyordun orada?
BENGİ YILDIZ (Devamla) - Bakın, CHP’li milletvekillerine söyledim.
MUHARREM İNCE (Yalova) – Bu nasıl bir mantık ya!
BENGİ YILDIZ (Devamla) - Öyle bir mantıktır! Anayasa’ya aykırıysa
onun görüşmesinde yer almayacaksın!
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Bengi Bey, beraber oradaydık.
MUHARREM İNCE (Yalova) – Ya oraya söyle oraya! Ayıp ya!
BENGİ YILDIZ (Devamla) - Sayın CHP’li milletvekili arkadaşlarım…
MUHARREM İNCE (Yalova) – Ayıp ya! Oraya söyle!
SIRRI SAKIK (Muş) – Sayın Başkan, böyle bir yöntem yok. Bırakın,
hatip konuşsun, ondan sonra…
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen.
Sayın Yıldız, Genel Kurula hitap edin siz de.
BENGİ YILDIZ (Devamla) – Genel Kurula hitap ediyorum.
BAŞKAN – Biliyorum… Genel Kurula hitap edin lütfen.
BENGİ YILDIZ (Devamla) – Ama yani burada muhalefet edeceklerse
zamanında muhalefet etsinler, bana muhalefet etmesinler lütfen yani. (CHP
sıralarından gürültüler)
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) – Niye bize laf atıyorsun!
BENGİ YILDIZ (Devamla) – Sen konuşma! Ne biçim konuşuyorsun sen
ya!
SIRRI SAKIK (Muş) – Bravo Bengi Bey.
BAŞKAN – Sayın Yıldız, lütfen, Genel Kurula hitap edin.
BENGİ YILDIZ (Devamla) – Âcizsiniz, acziyetinizden ne yapacağınızı
bilmiyorsunuz. Muhalefet yapacaksanız adam gibi muhalefet yapın. (BDP
sıralarından alkışlar)
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) – Senden mi öğreneceğiz!
MUHARREM İNCE (Yalova) – Arkadaşlar, AKP’yle arasını açmayın!
TUFAN KÖSE (Çorum) – Bize bakma, oraya bak.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) – Sayın İnce, zor zamanlarda AKP’ye
sarıldığını çok gördük!
BENGİ YILDIZ (Devamla) – Hükûmetin getirdiği bu düzenleme, bugüne
kadar fiilî olarak hayata geçirilen kuvvetler birliği ve başkanlık sisteminin
açıkça ve yasal düzeyde hayata geçirilmesidir. Biz hep söylüyoruz, Türkiye’de
birbirini denetleyen yasama, yürütme ve yargı sistemi yoktur, nedeni de
Hükûmetin her düzenlemesine sorgusuzca el kaldıran bir Meclis çoğunluğu, bu
düzenlemeyi itirazsız onaylayan bir Cumhurbaşkanı ve muhalifleri cezaevine
tıkma görevi üstlenen yargı bürokrasisidir.
Hâlbuki, bugün adına “parlamenter demokrasi” dediğimiz sistemin
temelleri 1215’te “Magna Carta Libertatum” dediğimiz belgeyle atılmıştır. Bu
belgeyle, İngiliz Kralı ilk kez yetkilerini kısıtlamış ve halka bazı haklar
tanımıştır. Bu anlaşmayla, hukukun genel kuralları, kralın arzusundan ve
isteklerinden daha üstün bir yasa ilkesi hâline gelmiştir ve “Adil bir mahkeme
tarafından yargılanıp mahkûm edilmedikçe kimse hapsedilmeyecek ve mal ve mülkünden
yoksun bırakılmayacak.” hükmünü içermekteydi. Aradan kaç yıl geçti biliyor
musunuz? Sekiz yüz yıl geçti, hâlen aynı ilkeyi hayata geçiremedik. Rousseau
daha 1771 yılında yani bundan iki yüz elli yıl önce diyor ki: “Yasama, yürütme,
yargı iç içe geçmişse, özgürlükler garantide değilse anayasa yok demektir;
kuvvetler kimdeyse o hâkimdir.”
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemiz bir sistem krizi
yaşamaktadır, yönetenlerin birbiriyle çatıştığı bir süreci yaşamaktayız.
İktidar içi bir iktidar savaşı, bir bilek güreşi yapılmaktadır. Sorun bir
anayasal krizken Hükûmet bu krizi yasal düzenlemelerle aşmaya çalışmaktadır.
Sorun hesap verme, adaleti işler kılma sorunuyken Hükûmet antidemokratik bir
yasayla sorunu aşmaya kalkıyor.
2010 yılında, kimseyi hesaba katmadan bir paket geçirdiniz. Biz,
“Kontrolsüz güçten medet ummayın, tarihsel kötü mirastan ders alın.” dedik,
dinlemediniz, yarattığınız canavar geldi sizi buldu. Şimdi aynı hatayı
tekrarlıyorsunuz, “En iyisini biz biliyoruz.” diyorsunuz ve battıkça
batıyorsunuz. Biz, Adalet Komisyonunun ilk gününde söyledik: Bu düzenleme 1982
darbe Anayasası’na aykırıdır, üzerinden bir muhalefet geliştirmeyeceğiz ama, bu
düzenleme demokratik hukuk devletine, kuvvetler ayrılığına aykırıdır, bunu
herkes biliyor, dünya da, Avrupa Birliği de bunu yüksek bir perdeden
seslendiriyor.
Sayın Bakan grupları ziyaret etti. Biz, anayasal düzeyde her türlü
katkıya hazır olduğumuzu söyledik, Anayasa Uzlaşma Komisyonundaki muhalefetin
yaklaşımı üzerinden yürünebileceğini ifade ettik, buna ilişkin basına
açıklamalarda bulunduk. Bugün, Sayın Başbakan -daha doğrusu dün- yurt dışına
çıkarken diyor ki: “Muhalefetten hiçbir parti bize bir öneriyle gelmedi,
Anayasa düzeyinde çözüm üretme noktasında bizimle uzlaşmadı.”
Değerli arkadaşlar, 2010 yılında da aynı şeyi söyledi AKP. 8’inci
madde üzerinde yani parti kapatma üzerinde, 5 arkadaşla birlikte geldik, burada
oy attık, onlardan bir tanesi de bendim. Ama, AKP içeriden fire verince, o
zamanki grubumuzdan 5 arkadaşımızın “hayır” oyu kullandığını söyleyerek işin
içinden çıkmaya çalıştı. Üç yıl aradan sonra, yine Sayın Başbakan, anayasal
düzeyde bunu çözme desteğimize rağmen, bunu söylememize rağmen, ne yazık ki
Barış ve Demokrasi Partisini de görmezden gelip “Böyle bir katkıyı hiç kimse
sunmadı.” diye belirtiyor.
Demokratik ülkelerde “sivil toplum baskı grupları” dediğimiz
örgütlü toplum ve tabii ki siyasi partiler, hükûmeti eylem ve söylemleriyle
baskı altına alırlar. Bunu neden yaparlar? En azından seçime kadar demokrasiden
ayrılmaması ve demokratik düzenlemeler yapılması için. Bizde şu an Hükûmetin
geldiği nokta nedir? Tam da sıkıştığı bir dönemdeyiz. Muhalefet olarak,
muhalefet partileri olarak bu konuda Hükûmeti anayasal düzeyde bir çözüm üretme
noktasında zorlama fırsatımız varken bu noktadan epey uzaklaştığımızı belirtmek
isterim. Bununla da Adalet ve Kalkınma Partisine, bu yasayı Meclisten geçirip
orada tek kişinin egemenliğinde bir Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna giden
yolu açmış bulunuyoruz aslında. İktidarın ilkesel olmayan ama pragmatik olan
çözümlerinin ülkeyi getirdiği nokta yönetememe krizidir. Muhalefet de
Parlamentonun ülkeye çözüm üretemediği, çözüm gücü olamayacağı bir pratik
içerisine girerse 1960’ların, 1980’lerin darbe ortamları yaratılır ki bu, hiç
kimseye bir yarar getirmez. AKP ve cemaatten yana olmak demek, yapılan tüm
hukuksuzluklara ortak olmak demektir. Bu çatışmadan medet ummak da doğru
değildir. BDP olarak bizim muhatabımız ve hesap soracağımız makam, seçimle
gelmiş ve hesap verme noktasında olan Hükûmettir. Devlet içinde yuvalanmış, hiç
kimseye hesap vermeyen ama bize karşı işlenmiş cinayetin, her suçun başaktörü
olan bu yapının tasfiyesi için her türlü demokratik çözüme hazırız, böyle bir
yapıyı meşru görmüyoruz. AKP Hükûmeti elbette bu yolsuzlukların, bu zulmün
hesabını seçimlerde verecek ya da diğerleri.
Peki, bu karanlık yapıdan kim hesap soracak? KCK davalarını
AKP’yle birlikte yapmadılar mı? KCK davası, cemaatin bölgede kendisine alan
açma operasyonu değil midir? Bu, AKP’nin de işine geliyordu çünkü cemaat demek
AKP’ye oy zemini hazırlamak demekti. Binlerce insan bir anda içeriye atıldı.
Yeni seçilen belediye başkanlarımız, meclis üyelerimiz, il ve ilçe
başkanlarımız, sivil toplum örgütü yöneticileri, avukat arkadaşlarımız 2009’dan
beri içerideler. Öyle bir korku yaratılmaya çalışıldı ki tıpkı 1990’larda,
devlet gözetiminde, Batman’ın merkezinde herkesin gözü önünde infaz edilenler
gibi, “Sıra bize mi geldi?” psikolojisi yaratıldı. BDP bu şartlarda siyaset
yaptı. Bu yargınız, Demokles’in kılıcı gibi tepemizde sallandı. İçerideki vekil
arkadaşlarımız yetmiyormuş gibi, neredeyse tekrar Parlamentodan zorla alınacak
arkadaşlarımız üzerinden Parlamentoyu da baskı altına aldınız. BDP’nin
kadrolarına “paralel devlet” dedi bugünkü paralel devletçiler. Yahu, nasıl
paralel devlet? Devlet içinde kaç valisi, kaç kaymakamı, kaç hâkimi, savcısı
emniyet mensubu var? İçeri attıklarında kaç silah yakaladınız üzerlerinde? Tek
delil, telefon konuşmaları ve uydurulmuş gizli tanıklar.
Şimdi Sayın Başbakanın da Fethullah Gülen’in de telefon
konuşmaları açığa çıkıyor. Gülen, o kayıtlara göre, ihale ve iş alımlarına
bakıyor, aracılık ediyor, yönlendiriyor, “Buna değil de şuna verin.” diyor.
KCK yargılamaları 2009’da başladı, şimdi 2014 yılındayız.
1980’lerdeki Diyarbakır yargılamaları gibi bir tiyatro sergilenmektedir.
Anayasa Mahkemesinin uzun tutukluluğa ilişkin kararlarına rağmen, efelenen bir
örgütlü yapı vardır yargıda. Dönüp bu zulmün hesabını hem AKP’den hem de bu
yapıdan sormayacak mıyız? Bizden çaldığınız yılların hesabını vermeyecek
misiniz?
Bu çetenin bir başka mağduru Ergenekon ve Balyoz davasından
yargılananların bir kısmı. Bir kısmı diyorum çünkü o yapının içinde
katillerimiz de var, bunu da biliyoruz. Bu dava da Ergenekon davası da tıpkı
torba yasalar gibi torba bir yargılamadır. Kim muhalifse at sepete. Sonuçta,
kamu vicdanını yaralayan bir ucube dava ortaya çıktı. Bu davada yargılama
konusu suç, Hükûmete karşı darbe teşebbüsüdür.
Yahu, canınız ne kadar tatlı! Buradaki bir kısım failin
Susurluk’tan, hayata geçmiş darbelerden, onlarca, on binlerce faili meçhulden,
binlerce köy boşaltmalardan sorumlu olduğunu bilmiyor musunuz? Sivas’ta,
Çorum’da, Maraş’ta Alevi kıyımında kılını kıpırdatmayan komuta kademesi ve bu
katliamı yapanlar bu örgüt değil midir? Biliyorsunuz. Neden, işlenmiş suçlardan
değil de işlenme ihtimali olan suçtan dava açıp ceza veriyorsunuz yani
öldürmekten değil de öldürmeye teşebbüsten dava açıp yargılamayı sürdürüyorsunuz?
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AKP yandaşı yazarlar bizim
Ergenekon davasına ilgi göstermediğimizi söylüyorlardı. Biz Silivri’ye gittik;
Sayın Grup Başkan Vekilimiz Pervin Buldan, Sayın Ahmet Türk, Sayın Osman
Baydemir, Sayın Akın Birdal, Diyarbakır İl Başkanı Aydın’ın ailesi, öldürülen
Milletvekilimiz Mehmet Sincar’ın ailesi, bölge baroları, Çağdaş Hukukçular
Derneği ve yüzlerce aile Silivri’ye gittik, müdahillik talebinde bulunduk.
Oradaki cemaatin ve AKP’nin etkisindeki mahkeme binlerce faili meçhul cinayeti
görmezden geldi ve bütün bunların müdahillik talebini reddetti. Şimdi, temel
sebebi nedir bunun, bu reddetmenin? Çünkü “Bu sürecin altını kazır da
Kürdistan’a gidersek altından biz de çıkabiliriz.” dediler. Çok kazırsanız
altından ne çıkacağını biz biliyoruz.
Dün itibarıyla, Başbakanlık Müsteşarlığına kimi getirdiniz değerli
arkadaşlar? Veli Küçük’le telefonda çok güzel bir muhabbet yapan bir adamı,
Adalet Bakanlığı Müsteşarlığından gelme Fahri Kasırga’yı atamışsınız Sayın
Efkan Ala’nın yerine. Telefon görüşmesinde ne diyor? Veli Küçük’le görüşüyor:
-“Alo.”
-“Paşaların en yakışıklısı.”
O da cevap veriyor:
-“Uy, bakanların en büyüğü, bakanların en güzeli!”
2007 öncesinde geçici olarak bakanlık yapmış ya bu zat.
-“Bayramınız kutlu olsun, bayramınız mübarek olsun.”
-“Vallahi ya, beni mahcup ettin, ben arayacaktım.”
-“Estağfurullah Paşam. Nasılsın, iyi misin?”
-“Vallahi, köydeyiz, hanımla kurban kestik, onunla uğraşıyoruz.”
-“Oh, ne güzel.”
-“Bayrama geldik, neredesiniz?”
-“Vallahi, ben Ankara'da kestim kurbanımı, Allah kabul ederse.”
-“Allah kabul etsin.”
-“Amin.”
Birinci telefon görüşmesi.
Bu da ikinci telefon görüşmesi:
-“Balkanların en büyük savcısıyla ve en büyük bakanıyla
görüşecektim.”
-“Kendileri karşınızda, Orta Doğu ve Balkanların en yakışıklı
paşası!”
-“Köylüm olan bir kız hâkimlik sınavına girecek de…”
-“Veli amcası kefil mi?”
-“Kefilim efendim.”
-“E, biz de kefil oluruz o zaman.”
-“Sen kefil oldun mu biter bu iş.” diyor bu zatımuhterem, şimdi de
Sayın Efkan Ala’nın yerine gelmiş. Bunlar da Ergenekon’un, faili meçhullerin
üstüne gidecekler, bunları yargılayacaklar on binlerce faili meçhulden dolayı, köy
boşaltmalardan dolayı, bu zatımuhterem Sayın Başbakana danışmanlık yapacak!
İşte, böyle bir sistemin içerisindeyiz değerli arkadaşlar.
Adalet Komisyonunda teklif ettik, dedik ki: “Anayasa Uzlaşma
Komisyonunda muhalefetin bir noktaya getirmiş olduğu HSYK tartışmaları,
görüşmeleri var. AKP de bunun çok uzağında değil. Onun üzerinden yürüyüp bir
çözüm üretelim. Oradaki düzenlemeye göre kaynakları çeşitlendireceğiz. Bunlar
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna gelecekler, kaynağında birinci seçimden
geçecek, sonra Parlamentoya gelecek, Parlamento da üçte 2 çoğunlukla tekrar
bunları seçecek, böylelikle partizanca bir siyasi eğilim temsilcisi değil,
2010’da olduğu gibi, tarafsız, bağımsız yargının temellerini atmış olacağız.”
dedik ama buna ilişkin ne Hükûmetin ne de muhalefetin ne yazık ki yeterli
çabayı göstermediğini düşünüyoruz. Bugün geldiğimiz, başkanlık sisteminin
HSYK’ya uygulanma şeklidir.
Şunu açıkça söyleyelim: Üç yıl önce burada yaptığımız muhalefette
bir canavar yaratıyorsunuz, o canavar sizi yutacak dedik; bürokratik devlet hiç
kimseye yarar getirmez dedik. Şimdi, ektiğinizi biçiyorsunuz. Bu getirdiğiniz
kanun, dünyanın hiçbir sisteminde kabul görecek bir kanun değildir. Yeni bir
canavar yaratıyorsunuz. Çok kısa zamanda bunun başka ellerde size döneceğini
hep birlikte göreceğiz diyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BENGİ YILDIZ (Devamla) - Onun için, biz Barış ve Demokrasi Partisi
olarak, bu kanuna, bu tasarıya, bu teklife “Hayır.” diyoruz, bunun hiçbir
yerinde olmayacağımızı söylüyoruz, hiçbir şekilde ortağı olmayacağımızı
söylüyoruz ve bundan medet umanları da uyarıyoruz, bu kanun sizi götürecektir
diyoruz.
Teşekkür ediyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
MUHARREM İNCE (Yalova) – Sayın Başkan…
BAŞKAN – Buyurun Sayın İnce.
MUHARREM İNCE (Yalova) – Sayın konuşmacı, 23 Nisan 1920’den bu
yana herhâlde Meclis tarihinde ilk olan bir açıklama yaptı, dedi ki: “Bu
kanunun buraya gelmesinin sebebi Cumhuriyet Halk Partisidir. Çünkü, Anayasa’ya
aykırı olmasına rağmen Komisyonda görüşmelere katılmıştır.” Hâlbuki, kendisi de
katıldı. O zaman kendisi de bunun bir parçası. Böyle bir açıklama ilk kez
yapıldı, siyaset tarihinde bir ilk bu.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) – Sataşma oldu, kürsüden konuş Sayın İnce.
MUHARREM İNCE (Yalova) – Yani, Komisyona katıldığı için bir parti
suçlanamaz.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) – Sataşma olmuş kürsüde konuşsun.
BAŞKAN – Grup başkan vekillerine veriyoruz Sayın Zozani.
MUHARREM İNCE (Yalova) – Ayrıca, bunları açıklamak için söyledim
ama bir cümlesi var ki sataşmadır.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) – Evet, evet.
MUHARREM İNCE (Yalova) – Dedi ki: “Cumhuriyet Halk Partisi
muhalefet yapamıyor.” Hâlbuki, kendisi AKP’ye hiç muhalefet yapamadı. CHP’ye
“Muhalefet yapamıyor.” sözünün bir sataşma olduğunu herhâlde takdir edersiniz.
Grubumuz adına Sayın Batum konuşacak.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) – Üzerine alınmış Sayın Başkan, söz hakkı
verin! Sözü üzerine alınmış Sayın Başkan.
BAŞKAN – Buyurun Sayın Batum.
Sataşma nedeniyle iki dakika söz veriyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) – Sataşma var. Onlara çatacağına kalkıp
bize çatıyorlar!
IX.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR (Devam)
2.- Eskişehir Milletvekili Bedii
Süheyl Batum’un, Batman Milletvekili Bengi Yıldız’ın 523 sıra sayılı Kanun
Teklifi’nin tümü üzerinde BDP Grubu adına yaptığı konuşması sırasında
Cumhuriyet Halk Partisine sataşması nedeniyle konuşması
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; şimdi, Sayın Bengi Yıldız konuşmaya başlarken açıklıkla şunu
düşündüm: İlk defa, Sayın Bengi Yıldız’la aynı şeyle mücadele ettik, aynı
şeyi düşündük, Cumhuriyet Halk Partisine
bir şey söyleyemeyecektir dedim. Nasıl yaptı, nasıl etti, sonunda bu kanunu
bize bağladı.
BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) – Bravo!
BENGİ YILDIZ (Batman) – Konuşturtmadınız ki Sayın Batum.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Devamla) - Değerli arkadaşlar, Sayın Bengi
Yıldız, Sayın Bengi Yıldız…
BENGİ YILDIZ (Batman) – Yani, Hükûmet kanadından insanlar bana
karşı çıkacaktı ama CHP’liler şey yapıyor.
İZZET ÇETİN (Ankara) – Sen niye laf atıyorsun? Otur yerine!
(Batman Milletvekili Bengi Yıldız’ın CHP sıralarına yürümesi)
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Devamla) – Sevgili kardeşim, tamam…
BAŞKAN – Sayın Yıldız, lütfen oturun.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Devamla) - Bir dakika…
Sayın Başkan… Sayın Başkan…
BENGİ YILDIZ (Batman) – Fazla konuşma!
BAŞKAN – Sayın Yıldız… Sayın Yıldız…
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Devamla) – Sayın Başkan, bu kanun… (CHP
sıralarından gürültüler) Tamam…
BAŞKAN – Sayın Yıldız, lütfen…
BENGİ YILDIZ (Batman) – Dangalakça hareket etme!
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Devamla) – Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; hep beraber, bu yasa Komisyonda görüşülürken Anayasa’ya
aykırılığını bıkmadan usanmadan, usul açısından da, esas açısından da
Anayasa’ya aykırılığı söyledik; hiç bıkmadan burada da söyleyeceğiz. Bu,
Komisyonda görüşülürken bütün görev alan arkadaşlarımız, orada bir yargıç
dövülmesine rağmen, aynı mücadeleyi verdik ve dedik ki: Bu kanun açıkça
Anayasa’ya aykırıdır. Bunun dışında, düzeltilmesi yönünde, Anayasa’ya açıkça
aykırı olduğu için, bir tek önerge dahi vermedik.
Şimdi, bütün bu mücadeleyi verirken Sayın Bengi Yıldız da oradaydı
bizlerle beraber; eğer biz suç ortağıysak o da suç ortağıydı, eğer biz mücadele
verdiysek o da verdi mücadeleyi. MHP’liler, arkadaşlarımız oradaydı. Şimdi, MHP
milletvekilleri de suç ortağı mı? Kabul ediyorlar mı bu yasanın suç ortağı
olduklarını?
FARUK BAL (Konya) – Ne suç ortağı kardeşim? Ne demek bu?
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Devamla) – Biz, hep beraber, bu yasaya karşı
mücadele verdik. Ama söylüyorum…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OKTAY VURAL (İzmir) – Bizi bulaştırmayın.
FARUK BAL (Konya) – Sataşma var.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Devamla) – Sataşırım. Neden sataşırım? Eğer
biz suç ortağıysak sizler de suç ortağısınız.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Sataşmadan söz istiyoruz.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Devamla) – Bunu çok net olarak söylüyorum. Ama
Sayın Bengi Yıldız şunu bilsin: Biz doksan yıllık partiyiz; bizler de suç
ortağı olmayız, sizler de olmazsınız. Bu yasaya karşı çıktık, bunu özellikle
vurgulamak istedim.
Sevgili Bengi Yıldız, bunu bilerek konuşacağını umarım bir daha.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Batum.
OKTAY VURAL (İzmir) – Bizi niye bulaştırıyorsun Süheyl Bey ya?
FARUK BAL (Konya) – Sayın Başkan, sayın hatip Milliyetçi Hareket
Partisini suç ortağı olarak ilan etmiştir.
BAŞKAN - Sayın Batum mu
sataştı?
FARUK BAL (Konya) – Evet, Sayın Batum sataştı.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Bal.
Size de iki dakika söz veriyorum sataşma nedeniyle.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) – Bize de mutlaka sataşılır Başkanım.
3.- Konya Milletvekili Faruk
Bal’ın, Eskişehir Milletvekili Süheyl Batum’un sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında Milliyetçi Hareket Partisine sataşması nedeniyle konuşması
FARUK BAL (Konya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gerek
Adalet Komisyonunda gerekse Anayasa Komisyonunda Milliyetçi Hareket Partisi
sadece Anayasa’ya değil, demokratik parlamenter sisteme ve sadece demokratik
parlamenter sisteme de değil, insanlığın geliştirdiği en yüce kavram olan
hukukun üstünlüğüne aykırı olan bu kanun teklifi karşısında göğsünü siper etmiş
ve Adalet Komisyonunda şanına yakışır bir mücadele vermiştir, her maddede
Anayasa’ya aykırılık önergesi vermiştir. Ama, Cumhuriyet Halk Partisi, Sayın
Batum bizi suçlarken Adalet ve Kalkınma Partisinin oyununa gelmiştir. Adalet ve
Kalkınma Partisi, Milliyetçi Hareket Partisinin Anayasa’ya aykırılık
iddialarını tartıştırmamak için, bunu geçiştirmek için sürekli kavga çıkarmak
istemiş, CHP de buna cevap vermiş ve dolayısıyla iki gün boyunca Cumhuriyet
Halk Partisinin milletvekilleri de Adalet Komisyonunu Anayasa’ya aykırılık
noktasında çalıştırmamış; pet suları, iPad’ler havada uçmuş ve Komisyon
komisyon olmaktan çıkmıştır. Bunda bizim hiçbir kabahatimiz, kusurumuz yok.
Biz, 1 metre kuralını uyguladık orada, 1 metre bize kimse yaklaşmadı ama siz
kavga ettiniz.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Sayın Başkan, hiç böyle bir şey
yok Komisyonda kusura bakmayın ama.
BAŞKAN – Lütfen Sayın Batum.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Böyle bir şey olmadı Sayın
Başkan. 69’uncu maddeye göre bizim yanlış olan bir şeyi açıklama hakkımız var.
Yani, şimdi “Siz kavga ettiniz.” diyor ve dolayısıyla, bunu açıklamamız lazım.
FARUK BAL (Konya) – Ettiniz Hocam.
BAŞKAN – Siz kavga etmediniz, sataştı yani.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Etmedik, aynen.
BAŞKAN – Buyurun Sayın Batum, iki dakika süre veriyorum.
4.- Eskişehir Milletvekili Bedii
Süheyl Batum’un, Konya Milletvekili Faruk Bal’ın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında CHP Grubuna sataşması nedeniyle konuşması
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; şimdi, bir kanun Anayasa’ya -bugün getirilen kanun kadar,
hepiniz de biliyorsunuz bunu- bu kadar aykırı olursa… Komisyonda bizler haklı
olarak, bu kanunun Anayasa’ya aykırı olduğunu, esastan, usulden Anayasa’ya
aykırı olduğunu söyledik.
Şimdi, Sevgili Başkan, Anayasa’ya aykırılığı hâlen devam
ettiriyorsunuz. Çok açık olarak hangi komisyona gideceğine Meclis Başkanlığı
karar verirken, Meclis Başkanı karar vermişken, Anayasa Komisyonuna
göndermişken Anayasa Komisyonunun verdiği kararı beklemeden kırk sekiz saatin
geçtiğine karar veriyorsunuz oy çokluğuyla. Bunların hepsini yaptığınız için
biz kavga etmedik; biz sadece Anayasa’ya aykırı olduğunu, bu aykırılığı bir proje
partisi olmadan, doksan yıllık bir parti olarak, Cumhuriyet Halk Partisi olarak
bıkmadan usanmadan söyledik. Eğer kavga yapıldıysa onun içerisinde sizler
varsınız.
FARUK BAL (Konya) - Biz yokuz.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Devamla) – Hepiniz varsınız.
FARUK BAL (Konya) – Biz yokuz, biz 1 metre kuralını uyguladık.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Devamla) – Eğer kavgaysa bunu sizler de yaptınız. Bizler sizlere “kavgacı
parti” demedik, “Anayasa’ya aykırılığı iddia ediyorlar.” dedik. Biz sadece
Anayasa’ya aykırılığı iddia ettik. Gene söylüyoruz, gene söyleyeceğiz, gene
söylemeye devam edeceğiz; bu kanun Anayasa’ya aykırı olduğu gibi, şimdi bunu
görüşmemiz dahi Anayasa’ya aykırıdır. (CHP sıralarından alkışlar) Kırk sekiz saati
beklememiz gerekirken bir aykırılığı da Meclis Başkanlığı yapmıştır.
Hepinize saygılar. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın milletvekilleri, birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 22.11
YEDİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 22.18
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Muharrem IŞIK
(Erzincan), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
49’uncu Birleşiminin Yedinci Oturumunu açıyorum.
523 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin görüşmelerine devam edeceğiz.
X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri
(Devam)
3.- Bartın Milletvekili Yılmaz
Tunç ve 77 Milletvekilinin; Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi ve Adalet Komisyonu Raporu (2/1929) (S.Sayısı: 523) (Devam)
BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet yerinde.
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın Başkan…
BAŞKAN – Buyurun Sayın Vural.
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın Başkan, sadece tutanaklara girmesi
açısından…
Süheyl Batum, bizim partiyle ilgili “kavgacı bir parti” gibi bir
laf kullandı.
BAŞKAN – Hayır, “Kavgacı parti değilsiniz.” dedi.
OKTAY VURAL (İzmir) – Evet, bizim kavgamız vardır; rüşvetçilerle,
bölücülerle, haram para aklayanlarla kavgamız vardır. Bu kavgayı yapmak kırk
beş yıllık Milliyetçi Hareket Partisinin şerefli bir görevi olmuştur, tarih
bunu yazmıştır. Dolayısıyla, kavgamızın onlarla olduğunu ifade etmek istiyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ederim.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan…
BAŞKAN – Evet Sayın Genç, buyurun.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, benim, tasarının tümünün
Anayasa’ya aykırı olduğuna dair bir önergem var orada. Hangi safhada onu…
BAŞKAN – Cevap vereceğiz efendim.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Hangi safhada işleme koyacaksınız?
BAŞKAN – Cevap vereceğiz sonra.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Ne cevap vereceksin ya!
BAŞKAN – Oylamadan önce açıklamayı yapacağım Sayın Genç.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Hayır, 87’nci maddede açıkça, bir tasarının
bir maddesinin veya tümünün Anayasa’ya aykırı…
BAŞKAN – Anlaşıldı efendim, oylamadan önce… 88’inci maddeyi de
okuyun lütfen. Oylamadan önce şey yapacağım.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Yahu 88’inci maddeyle ne ilgisi var? Açık,
87’nci maddede diyor ki: Bir tasarının bir maddesinin veya tümünün…
BAŞKAN – Sayın Genç, sordunuz “Ne zaman işleme koyacaksınız?”
diye, ben de “Oylamadan önce.” dedim.
Evet, şimdi, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz isteyen
Faruk Bal, Konya Milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) – Bu yeni tapelerden de bahset bari Sayın
Bakan, yeni düşmüş bunlar piyasaya!
MHP GRUBU ADINA FARUK BAL (Konya) – Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 523 sıra sayılı Kanun Teklifi üzerine Milliyetçi Hareket
Partisinin görüşlerini açıklamak için huzurunuzdayım. Yüce heyeti saygıyla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, hepimiz biliyoruz ki bu kanun teklifi, 17
Aralık tarihinde başlayan, 25 Aralık tarihinde devam eden yolsuzluk, rüşvet,
kara para aklama operasyonunun akabinde yargıyı ele geçirme amacıyla Türkiye
Büyük Millet Meclisinin huzuruna gelmiştir.
Şimdi, şair diyor ki: “Kâh çıkarım gökyüzüne, seyrederim âlemi /
Kâh inerim yeryüzüne, seyreder âlem beni.” Keşke AKP’li milletvekillerimiz
kuliste sohbet etmek yerine gelseler de birlikte gökyüzüne çıksak ve yeryüzünde
olanları bitenleri hep beraber bir görebilsek, seyredebilsek. Onlar yok ama biz
birlikte şöyle bir tur atalım.
Bu 17 Aralık operasyonuyla birlikte;
1) Bakanların rüşvet alma iddiasıyla haklarında bir soruşturma
başlamıştır. Bundan daha vahimi, bakanlar öz evlatlarını rüşvet almak için
aracı kılmışlardır.
2) İmar yolsuzluğu yapılmıştır.
3) Kara para aklama yapılmıştır.
4) Teröre destek olucu faaliyetlerde bulunulmuştur.
Bütün bunlar olurken trajikomik bir fotoğraf da karşımıza
çıkmaktadır. Bu trajikomik fotoğrafta devletin organları, bakın, nasıl?
Kaçakçılık, organize ve mali şubeye mensup polisler rüşvetçiyi, kara paracıyı
takip ediyor, teknik takip ediyor, görüntü alıyor, arabalarında para taşırken
tespit ediyor. Bunları mali polis tespit ederken mali polisi de polis
istihbarat şube müdürlüğünün ekipleri takip ediyor. Rüşvetçiyi mali polis,
kaçakçılık şube müdürü takip eder, onu da istihbarat şube müdürlüğü ekipleri
takip ederken istihbarat şube müdürlüğü ekiplerini de yine kaçakçılık, organize
ve mali şube polisleri takip ediyor. Devletin hâli bu, devletin organları bu
vaziyette.
Şimdi, bu komik fotoğrafın arkasında ortaya çıkan deliller neler?
Ayakkabı kutusundan milyon dolarlar çıkıyor, tespit ediliyor. Çikolata
kutusuyla rüşvet götürülüyor, tespit ediliyor. Yatak odasında para kasaları
bulunuyor, tespit ediliyor. Taksi bagajında milyon dolarlar var, tespit
ediliyor. Havaalanından geçerken sırt çantasında milyon dolarlar var, tespit
ediliyor ve fotoğraf bu.
Şimdi, böyle bir suçüstü hâlinde ne olması lazım? Başka ülkelere
bakalım: İspanya’da İspanya Kralının kızı Prensesin bir vergi yolsuzluğuna alet
olduğu şeklindeki iddia üzerine İspanya Kralı dedi ki: “Hukuka saygımız var.
Kızım gidecek, hukuk önünde hesap verecek.” Bunun üzerine, fil avı nedeniyle
İspanya’dan ayrılmış olan Kralın İspanya halkında saygınlığı düşmüştü ama bu
ifadesiyle saygınlığı bir kat daha arttı. Almanya’da Cumhurbaşkanı bir muhabire
telefon eder: “Bunu haber yapmayın.” Bu ortaya çıkınca Cumhurbaşkanı istifa
etmek zorunda kalır. Yunanistan’da benzeri olur, Japonya’da benzeri olur.
Bizde ne oldu? Bizde ilk iş, savcıya “Seninle görülecek hesabımız
var.” diye Başbakandan tehdit gitti. İlk iş, cümlesinden olmak üzere, bu
operasyonu yapan polislerin müdürleri, amirleri, memurları, çaycıları bir
gecede görevden alındı ve netice itibarıyla İstanbul polisinden bu operasyona
katılanların tamamına işten el çektirildi. Savcıya işten el çektirildi,
savcılar sürüldü. Bununla da yetinilmedi, Adli Kolluk Yönetmeliği’yle Ceza
Muhakemesi Kanunu değiştirildi, Anayasa’nın kuvvetler ayrılığı ilkesi
değiştirildi; bir yönetmelikle hâkimin bağımsızlığı, tarafsızlığı ilkesi
değiştirildi; bir yönetmelikle “hukukun üstünlüğü” kavramı dediğimiz,
insanlığın ulaşmış olduğu en yüce değer örselendi.
Bütün bunlar olurken değerli arkadaşlarım, yeryüzüne inip hali
pürmelalinizi izleyemediniz, yeryüzüne inip hâli pürmelalinizi seyretseydiniz
“dünya lideri” diye taltif ettiğiniz, yandaşlarınızın “halifeyi ruyizemin” diye
iltifata boğduğu ama içinizden birinin de yetinemeyip “Allah’ın bütün
sıfatlarının birleştiği şahsiyet” diye takdim ettiği Sayın Başbakanın oğlu marifetiyle
ulaştığı, bugün akşam çıkan tapelere göre de bizzat kendisinin yolsuzluklara
bulaştığı bir operasyonda onu koruyabilmek için bu kanunu ortaya getirdiniz.
Bunu nasıl koruyacaksınız? Polisi değiştirdiniz, 16 tane ilin
emniyet müdürlerini değiştirdiniz, yüzlerce şube müdürünü değiştirdiniz,
binlerce polis memurunu değiştirdiniz. Buradan çıkan bir sonuç var, o sonuç da
şu: İstanbul dışında, Ankara’da, Adana’da, Bursa’da, Kocaeli’de, Trabzon’da,
Malatya’da, Mersin’de, Sakarya’da, İzmir’de, Antep’te, Hatay’da, Erzurum’da,
Diyarbakır’da ve Antalya’da polis operasyonlarını yaptınız. Bunun şu anlamı
var: Bu illerin tamamında AKP’nin bulaştığı pislikler var. Bu illerin
tamamında, şimdiden, tedbir olmak üzere, oradaki delilleri değiştirmek üzere, o
işleri teknik takiple, tapelerle, görüntülerle delillendirmiş olan polisleri
görevinden alıyorsunuz.
Şimdi Adalet Bakanı, bu kanun çıkmadan önce, üç gün önce gitti,
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunu ziyaret etti. Bir saat kaldı orada, bir
saat sonra -Sayın Bakan, şimdi onlara belki cevap verir- HSYK’nın atamalarla
görevli 1. Dairesindeki 2 tane üye görevinden başka bir daireye gönderildi,
başka daireden 2 tane, zülfüyâre dokunmayacak, üye getirildi 1. Daireye üye
yapıldı. Yapıldı da ne oldu? Olay şu: Bu değişiklikten bir saat sonra, 20 tane
yolsuzluk operasyonunu yöneten savcı görevinden alındı. Bugün de aynı daire
yani üyelerinde oynama yapılan daire 97 tane hâkim ve savcıyı içeren bir
kararname çıkardı.
Dolayısıyla değerli arkadaşlarım, siz, var olan, delillendirilmiş
olan yolsuzluğu, hukuk devleti zemininde, hukukun üstünlüğüne inanarak,
mahkemelerin bağımsızlığına, tarafsızlığına güvenerek yargıda çözmek yerine
polisi susturarak, hâkimi susturarak, HSYK’yı susturarak buna çare aramaya
çalışıyorsunuz. Buna bir çare bulamazsınız çünkü bu deliller milletimiz tarafından görülmüştür, bu deliller dünya
tarafından görülmüştür. Dünyanın diline düştük; dünyanın en önemli gazeteleri,
ajansları, televizyonları Türkiye’deki yolsuzluk operasyonlarıyla ilgili
haberler yapar hâle geldi ve Türkiye’yi, Türk milletini dünyaya bu şekilde
rezil rüsva ettiniz.
Birinci dalga operasyonunu böyle kesemediniz. Bilal Erdoğan’la
ilgili ikinci dalga operasyonunda daha vahim hatalar yaptınız. Savcının
gözaltına alma, yakalama kararlarını polisin yerine getirmemesi için İstanbul
Emniyet Müdürünü görevden aldınız; onun yerine, Sayın Başbakan bir valiyi özel
uçağına alarak İstanbul’a kadar götürdü; herhâlde uçakta boş durmadı, gerekli talimatları verdi ki onu
İstanbul İl Emniyet Müdürü yaptı. O il emniyet müdürü de, savcının mahkeme
kararına dayalı olan Bilal Erdoğan’la, Kalyoncularla, Topbaşlarla ilgili
toplanmış delillere göre 45 kişinin arama, tedbir ve gözaltı kararını yerine
getirmedi. Bu, cumhuriyet tarihimizde belki bir ilktir. Anayasa’nın 138’inci
maddesinin her devlet organının yargının emrinde olduğuna ilişkin hükmünü sizin
tayin ettiğiniz bir emniyet görevlisi ihlal edebilmekte ve siz buna çanak
tutabilmekte, ona emri veren savcıyı da “Seninle hesabımız var.” diye tehdit
edebilmektesiniz. Tehdidin arkası kesilmiyor, Savcı Öz’e Bursa’da 2 mutemet
adamınızı göndererek tehdit mesajı gönderiyorsunuz ve bu şekilde de tehditlerle
de bu pisliklerin, yolsuzlukların üstünü örteceğinizi zannediyorsunuz.
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) – İşleri güçleri inkâr etmek.
FARUK BAL (Devamla) – “Üçüncü dalga operasyonu geldi geliyor.”
denilirken adı var, kendi yok çünkü emniyetin üzerine kürelendiniz, yargının
üzerine kürelendiniz; devletin yargısı çalışamaz, emniyeti çalışamaz hâle
geldi, teknik takip yapan polisleri, teknik takip yapan şube müdürlerini,
emniyet müdürlerini görevden aldınız. Ama, olan başka bir şey oldu, bu defa tır
operasyonları karşımıza çıktı. Tırlarla ne taşıyorsunuz? Siz diyorsunuz ki:
“Türkmenlere yardım.” Türkmenlerin Suriye’de bulunan cemiyetlerinin 2’nci
başkanı Hüseyin Abdullah diyor ki: “Biz bu AKP’den zulüm dışında bir yardım
göremedik.” İşte, Türkmenler iki gün önce kamptan kovuldu, 160 Türkmen çoluk
çocuğu bu kışta bu kıyamette.
Değerli arkadaşlarım, bu tasarıyı, değerli milletvekilleri,
Cenab-ı Allah’ın size bahşetmiş olduğu akılla, mantıkla, izanla, vicdanla
ölçmeniz gerekmektedir. Sizin parti disiplini çerçevesi içerisinde, biraz önce
ifade ettiğim gibi, Allah’a şirk koşacak şekilde bağlı olduğunuz, biat
ettiğiniz Genel Başkanınızı korumak amacıyla yapar iseniz hem bu dünyada hem
öbür dünyada tüyü bitmedik yetimin eli yakanızda olacaktır. Hırsızlık haramdır,
rüşvet haramdır, tüyü bitmedik yetim hakkına el uzatmak haramdır. Harama haram
dememek haramzadeliktir. Dolayısıyla siz bu haram işlerinde bu dünyada belki
ikbal için elinizi kaldıracaksınız ve bu kanunu çıkaracaksınız.
MEHMET METİNER (Adıyaman) – Şerefle çıkaracağız!
FARUK BAL (Devamla) – Ya öbür tarafta hakkı geçen bir insanın
yüzüne nasıl bakacaksınız?
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) – Ortada, daha ne olacak, ortada…
FARUK BAL (Devamla) – Öbür dünyada Cenab-ı Allah’ın yüzüne nasıl
bakacaksınız? Öbür dünyada sıratımüstakimden nasıl geçeceksiniz?
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) – Biatçiler bilmez o işi, biatçiler!
Biatçiler bilmez onu!
FARUK BAL (Devamla) – Değerli arkadaşlarım, vicdanın, aklın ön
plana çıkacağına ve sizlerin bu çerçeve içerisinde hareket edeceğinize inanmak
istiyorum ancak biraz önce yapılan tartışmalarda ve Sayın Başkanın da yapmış
olduğu hukuksuz uygulamalar karşısında ümidimin zayıf olduğunu da ifade etmek
isterim.
Bu tasarı Anayasa’ya aykırıdır, aykırı olduğunu yüz bin defa yüz
bin gerekçeyle ifade ettik, sadece dört madde saymadık ama Sayın Başkan dedi
ki: “Anayasa Komisyonunda on günlük süre geçmiştir.” Neye göre? Söyleyin Sayın
Başkan, neye göre? 11 Ocak tarihini esas alırsanız, Burhan Kuzu da “11 Ocakta
benim önüme gelmedi.” diyor, “Benim önüme 13 Ocakta geldi.” diyor.
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) – Sayın Bakan, hukuk konuşma, hırsızlığı
konuş! Memlekette hukuk mu kaldı?
FARUK BAL (Devamla) – Yani deve kuşu misali, bir tarafınız kuş,
bir tarafınız deve.
Değerli arkadaşlarım, bu kanun teklifi Anayasa’nın 138’inci
maddesine aykırıdır, Anayasa’nın 139’uncu maddesine aykırıdır, Anayasa’nın
140’ncı maddesine aykırıdır, Anayasa’nın 159’uncu maddesine aykırıdır. En
mühimi, vicdani muhasebe yapmanız için söylüyorum, bugün hapishanelerde
yüzlerce rüşvetçi var, yüzlerce hırsız var, yüzlerce yolsuzluk yapan insan var.
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) - Onlar gariban, gariban!
FARUK BAL (Devamla) - Onlar da bu ülkenin vatandaşıdır, onların da
eşitlik hukuku çerçevesi içerisinde yargının ve emniyetin elinin kolunun
bağlanarak bu suçlardan mahkûm olmamak gibi bir talebi olacaktır. Onlara ne
diyeceksiniz?
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) - Onlar üstünler, üstünler!
FARUK BAL (Devamla) – Demek ki bu, Anayasa’nın 10’uncu
maddesindeki eşitlik ilkesine de aykırıdır. Yani, sizin iktidar yanında olan
herkesin hukuka karşı herhangi bir müeyyide uygulanması noktasında bir
mükellefiyetinin bulunmadığı sonucunu doğurmak için getirdiğiniz bu teklif
Anayasa’nın 10’uncu maddesine de aykırıdır. Anayasa’nın 2’nci maddesine
aykırıdır. 2’nci madde diyor ki: “Türkiye bir hukuk devletidir.” Başındakileri
saymıyorum. Nasıl hukuk devleti? Çalışmayan hukukun devleti mi olur?
Dolayısıyla, siz, bu kanunla hukuk devleti ilkesini de ortadan kaldırıyorsunuz.
Sadece bu maddelere değil, Anayasa’nın, bu teklif, özüne de aykırıdır, sözüne de
aykırıdır.
Şimdi, ortaya çıkan fotoğrafı bir daha tekrarlayayım: Rüşvet
delilleriyle tespit edilmiş, fotoğraflar, tapeler, iz sürmeler, tespitler tam.
Yolsuzluk tespit edilmiştir ama iki ayrı tespit daha var: Bunlardan bir tanesi
İran kaynaklı kara para aklama. İkincisi
ise tır operasyonları nedeniyle terör örgütüne, El Kaide’ye, El Nusra’ya silah
taşıma. Birincisini Türkiye'de halledebilirsiniz, sonuç nereye gider bilmeyiz,
sizin vicdanınıza kalmış bir şey ama ikincisini halledemezsiniz yani kara para ile
terör örgütüne yardım, Türkiye'de bu işi kapatsanız bile uluslararası
mecralarda açılacaktır. Gelin, hukuk devleti işlesin, Türkiye kendi
kanunlarıyla, kendi kurumlarıyla, kendi organlarıyla buna baksın, bir sonuca
bağlasın ki dış operasyonlara Türkiye mahkûm edilmesin. Türkiye'yi yabancı
ülkelerin, yabancı uluslararası teşkilatların yargılamasına mahkûm etmeyin.
Eğer Türkiye’yi buna mahkûm ederseniz buradan iki sonuç daha doğacaktır; bunu,
bugün, burada söylüyorum: 2010 yılında Anayasa değişikliği yapılırken
söylediğimiz laf nasıl ortaya çıkmışsa, bu da ortaya çıkacak. Eğer siz, terörle
ilgili tır operasyonlarını ve kara para aklama operasyonlarını bu yasayla
kapatmaya kalkarsanız önünüze uluslararası kuruluşlar çıkacak ve onların ortaya
çıkaracağı iki ayrı ihtimali dahi bugünden görmekteyiz. O da şudur:
Uluslararası örgütler, odaklar, kara para ve terörle ilişkili bir süreç
başlattığı takdirde uluslararası fonlar ve para piyasaları anında harekete
geçer ve Türkiye’deki sıcak parayı çeker. Bu süreç içerisinde bir de yandaş
olarak seçtiğiniz, İmralı’da, Oslo’da görüşmeye başladığınız, bugün dağdan inip
şehirlerde KCK çerçevesi içerisinde örgütlenmiş, asayiş birimlerini kurmuş,
mahkemelerini kurmuş, özerkliğini ilan edecek seviyeye gelmiş bir ayaklanma başlarsa,
işte, Türkiye’nin ipinin çekileceği bir noktaya doğru götürüyorsunuz. Bu kadar
vahim bir durumu niçin görmüyorsunuz? Bu kadar acı bir gerçeği niçin
görmüyorsunuz? Siz, bu kadar mı bu ülkeye pamuk ipliğiyle bağlısınız? Hiç mi
elinizde vicdan, hiç mi yüreğinizde vatan sevgisi, hiç mi beyninizde bu ülkenin
doğrularını bulabilecek merkezler çalışmamakta?
Değerli arkadaşlarım, ben, ümit ve temenni etmek istiyorum ki
Adalet ve Kalkınma Partisi içerisinde de vicdanını dinleyecek, Cenab-ı Allah’ın
verdiği izanla bu kanun teklifini ölçecek değerli milletvekilleri vardır.
Onların da oylarıyla bu kanun teklifi Türkiye’nin başına büyük belalar açmadan
bu Mecliste bertaraf edilecek ve Türkiye’nin hukukun üstünlüğüne, yargının
bağımsızlığına, tarafsızlığına ve hâkim teminatına dayalı sistemin içerisinde
bu yolsuzlukların, bu hukuksuzlukların…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
FARUK BAL (Devamla) – …bu rüşvetin hesabı görülecektir diyor,
hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Şimdi, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen Ali Rıza
Öztürk, Mersin Milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) – Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; hukuk devletinde yasa yapma yöntemi ve tekniği, her şeyden
önce hukuka uygun olmak zorundadır. Hukuk devletinde eşkıyaların kullandığı
yöntem kullanılmaz, yasaların nasıl yapılması gerektiği Anayasa’da ve ilgili
hukuk kurallarında açıkça yazılıdır.
Görüşmekte olduğumuz, bir anlamıyla kanun tasarısı olan… Çünkü
bunu elimizdeki dağıtılan sıra sayısından da görüyoruz, orada “Hükûmetin
teklifi” diyor. Aslında bence doğrusu o, bizim grup başkan vekilleri o konuda
yanlış itirazda bulundular çünkü bu, Hükûmetin teklifi aslında. Sadece milletvekilleri
formalite olarak imza atmışlar. Niye Hükûmetin tasarısı olması gereken şeyi
teklif olarak getirmişler? Hukuku dolanmak adına getirmişler çünkü o teklife
imza atan arkadaşlarımız, Komisyonda verilen önergeyi bile açıklayamadılar,
bütün… Bakan da oradaydı.
Değerli arkadaşlarım, şimdi, Adalet Komisyonunda bir sürü
hukuksuzluk oldu. Gerçekten hukuk camiasında saygın bir yeri olduğuna inandığım
Adalet Komisyonu Başkanı, birilerine yaranmak adına olsa herhâlde, bu Türkiye
Büyük Millet Meclisinde yaptığı konuşmaları bir kenara bırakarak hem usul
konusunda, yöntem konusunda hem de esas konusunda hukuka aykırılığı Komisyonun
başına oturtturdu. Bir acelesi vardı, anlamak mümkün değil. O Komisyonda çıkan
olayların birinci sorumlusu Komisyon Başkanıydı; insanları hedef gösterdi,
herhâlde birilerine yaranacaktı.
Şimdi, burada da, Meclis Divanında bu teklifle ilgili hukuksuzluk
gene egemen oldu. Demek ki Türkiye hukuk
devleti değil, bizim bilmediğimiz bir devlet tipi.
Değerli milletvekilleri, şimdi, hukuk devletinde, yasalar,
aslında, hukukun ihtiyacından, hukuk devletinin ihtiyaçlarını karşılamak üzere
yapılır, konjonktürel olarak siyasetin taleplerine ya da iktidarın taleplerine
göre yasa yapılmaz. Bu yasaların yapılma nedeni, yasama organının görevi,
toplumun ve hukuk devletinin ihtiyaçlarını karşılamaktır. Ama Adalet ve
Kalkınma Partisi iktidarında -iki dönemdir Meclisteyim- yasalar hukuk
devletlinin ihtiyaçlarına, hukuk devletinin taleplerine yanıt vermek üzere
değil, siyasetin, yürütmenin, hatta Başbakanın taleplerine yanıt vermek üzere
yapılıyor. Eğer Meclisin itibarı zedeleniyor ise öncelikle bu yönüyle
zedeleniyor ve Türkiye Büyük Millet
Meclisi, Sayın Başbakanın -Recep Tayyip Erdoğan’ın- bir yerde kişisel ihtiyaçlarını
bile görmenin aracı hâline getiriliyor ve ben bundan çok üzgün olduğumu
söylemek istiyorum. Eğer bir ülkede zaten ülke hukukla yönetilmiyor ise zulümle
yönetiliyor. Türkiye eğer bir hukuk
devleti ise bu hukuk devletinin temelinde kuvvetler ayrılığı ilkesi vardır.
Kuvvetler ayrılığı ilkesi hukuk devletinin temelidir, hukuk devleti de
demokrasinin özüdür. Sizin bir ülkede demokrasinin olup olmadığını anlamanızın
ilk kıstası bu: Hukuk devleti var mıdır, yok mudur? “Hukuk devleti midir, değil
midir?” sorusunun yanıtı da: Kuvvetler ayrılığına dayanıyor mu dayanmıyor mu
devlet yapısı? Başka bir anlatımla, yasamanın ve yürütmenin eylem ve
işlemlerinin yargı tarafından denetlenmesi olanağının bulup bulunmamasına göre
hukuk devleti tanımlanır. Eğer Türkiye bir hukuk devleti ise yasamanın ve
yürütmenin eylem ve işlemlerinin yargı tarafından denetlenmesi, Sayın
Başbakanın söylediği gibi, millî iradenin vesayet altına alınması değildir,
millî iradeye pranga vurulması değildir, hukuk devleti olmanın gereğidir.
Değerli milletvekilleri, burada bugüne kadar hep tartışıldı,
hukukun üstünlüğü denildi, biz hukukun üstünlüğünü egemen kılmak için yargıdaki
sorunları getiriyoruz denildi. Aslında bugün yargıda yaşadığımız sorunların
temeli, uygulamadan kaynaklanan sorunlar. Yasama organından kaynaklanan
sorunlar tabii ki var. Parlamentonun, siyasetin ihtiyacına göre yasa yapması ve
siyasetin ihtiyacına göre yasa yaparken özensiz davranması, bir yıl önce
yaptığı yasayı bir yıl sonra değiştirmek zorunda kalması elbette ki sorun
doğuruyor ama bu sorun, yargıda yaşadığımız sorunların sadece çok cüzi bir
miktarıdır. Yargıda yaşanan sorunların en büyük kesimi, uygulamadan kaynaklanan
sorunlardır. Hâkim ve savcılar hukuk kurallarını uygulamakla görevli
hukukçulardır ama hukuk kurallarını uygulamakla görevli olan hukukçular hukuku
uygulamazlar ise bu sorunlar doğar.
Şimdi, yargıyla ilgili bu Hükûmet döneminde pek çok düzenleme
yapıldı. Hepimiz hatırlıyoruz, 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Ergenekon mahkemesi
olarak bilinen mahkemenin gerekçesiz tutuklama kararı vermesi nedeniyle o
mahkemenin hâkim ve savcılarına Sayın Haberal tarafından tazminat davası
açıldı, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi tazminata mahkûm etti. Türkiye’de her meslek
grubu sorumluluk nedeni olan olaylardan dolayı sorumlu tutulabiliyor ama
Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin verdiği karar Yargıtay Hukuk Genel Kurulunda da
onanınca Sayın Başbakan o zaman hâkim ve savcıları böylesine suçlamıyordu çünkü
o hâkim ve savcılar Sayın Başbakanın ifadesiyle -tırnak içinde- “Onun
hâkimiydi, onun savcısıydı. Onları tazminattan korumak üzere, korumak için 2011
yılının Eylül ayında Hâkimler ve Savcılar Kanunu’nda bu değişikliği getirdiler
93/A maddesinde. Dediler ki: “Kişisel kusur, haksız fiil veya diğer sorumluluk
sebeplerine dayanılarak da olsa hâkim ve savcılar aleyhine tazminat davası
açılamaz.”
Değerli arkadaşlarım, bu ülkede avukatlar, doktorlar, mühendisler,
her meslek grubu haksız fiil doğuran eylemlerinden, sorumluluk doğuran
eylemlerinden sorumlu oluyor da kasten, bilerek, kişisel kusur ve kast işleyen
hâkimi siz sorumluluktan niye ayrı tutuyorsunuz? Şimdi pişman olmaya
başladınız.
Değerli arkadaşlarım, bu yasayı Türkiye Büyük Millet Meclisinde
niye şimdi görüşüyoruz, bunu da anlamış değilim. Çünkü 12 Eylül 2010 Anayasa
referandumunda hepimiz biliyoruz ki üç tane temel madde vardı; siyasi
partilerin kapatılması, HSYK’nın yapısı, Anayasa Mahkemesinin yapısı ve üç
temel madde muhalefetle iktidar arasındaki görüş farkını oluşturuyordu.
Bunlardan siyasi partilerin kapatılması, bu, Meclise düştü, geriye iki madde
kaldı; HSYK’nın yapısı, bir de Anayasa Mahkemesinin yapısı. Bu Mecliste Anayasa
değişikliği yapıldı. Anayasa değişikliğinde Anayasa’nın 159’uncu maddesiyle
HSYK yeniden yapılandırıldı, ona uygun Hâkimler ve Savcılar Kanunu çıkarıldı.
Şimdi, ben birazdan okuyacağım, iktidar partisi sözcüleri,
Komisyon Başkanı, Bakanı neler demiş, neler, şimdi de onun tam tersini
yapıyorlar; aynı Komisyon, çoğu aynı milletvekilleri, aynı Komisyon Başkanı.
Ya, insanda biraz utanma olur ya! Yani iki sene önce söylediğinin yüz seksen
derece zıddını söylemek zorunda değilsin. Bunu Bakan da söylemiş -o zaman
Sadullah Ergin- bu kürsüde AKP Grup Başkan Vekili olarak Bekir Bozdağ da
söylemiş. Şimdi, o söylediklerinin yüz seksen derece tersini yapıyorlar. Böyle bir
hukuk düzenlemesi olur mu? O zaman onun gündeme gelme nedeni HSYK’yla Sayın
Bakanın çatışmasıydı, iktidarın çatışmasıydı. Şimdi, bunun gelme nedeni, gene
17 Aralık hırsızlık olayından sonra, yolsuzluk olayından sonra…
MUHARREM İNCE (Yalova) – Rüşvet…
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) - …Hükûmet, Başbakan anladı ki bu hâkim
ve savcılar kendi hâkim ve savcısı değilmiş, başkalarınınmış; eskiden “hizmet
adamı” dedikleri şimdi de “çete” dedikleri Fethullah Gülen cemaatinin
mensuplarıymış, onu anladı. Onun için, bu tasfiyeyi yapmak için üç sene önce
söylediklerinin tam tersini söyledi değerli arkadaşlarım, bu düzenlemeyi
getirdi. İyi, güzel ama bu düzenlemeye ihtiyaç kalmadı. Zaten HSYK’da işinizi
hallettiniz; nasıl hallettiniz bilemem de, hallettiniz. 1. Daireden 2 tane
adamı değiştirdiniz -ne vadettiniz onu da bilmiyorum- 1. Dairenin yapısını
oluşturdunuz. O yolsuzluk, hırsızlık soruşturmalarını yapan tüm savcı ve
hâkimleri harman gibi oradan oraya attınız, bugün de kararname -yine bir sürü
hâkim ve savcı- çıkarttınız. Hatta Adalet Bakanının Müsteşarının talimatla “Bu
soruşturmayı durdur.” dediği İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Baş Samsun’a
gönderiliyor. Hemen okuyayım değerli arkadaşlarım: “Bana müsteşar telefon açtı.
-şu andaki Adalet Bakanının Müsteşarı- böyle hâl hatır sorduktan sonra…”
MUHARREM İNCE (Yalova) – Müsteşar niye gelmemiş bugün buraya?
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) – “Bunun üzerine bu soruşturmanın derhâl
durdurulmasını, ilgili Cumhuriyet Savcısının değiştirilmesini istedi, makamında
beklediğini, sonucun kendisine bildirilmesini istedi. Cevaben kendisine hukuk
ve yasalara aykırı bir işlem olmadığını izah etmeme rağmen ısrarcı oldu. 4
dakika süren görüşme sonrası tekrar soruşturmayı durdurmamı, mahkeme
kararlarını kolluktan geri istememi ve Cumhuriyet Savcısını değiştirmemi
ısrarla istedi ve cevap beklediğini belirterek telefonu kapattı.” Daha sonra
gene aramış. Hüseyin Baş, İzmir Cumhuriyet Başsavcısı. Şimdi, açtı mı açmadı mı
telefonu bilmiyorum, Adalet Bakanının o Müsteşarından yanıt bekliyorum.
Değerli arkadaşlarım, ama bizim Sadullah Bey bu Mecliste açıkça
şunu söylemiş: “Ne Türk halkı ne de şerefli Türk hâkim ve savcıları dışarıdan
gelen en ufak bir telkine itibar edecek durumda değildir, bu onlara yapılmış
bir haksızlıktır.” Ama görüyorsunuz ki Sayın Müsteşarımız -hangi görevi ifa
etmek üzere geldiği çok açık- tetikçiliğe gelmiş tetikçiliğe, yolsuzluğun
üstünü örtmeye gelmiş, bir hukuk adamı gibi müsteşar olmaya gelmemiş. (CHP
sıralarından alkışlar)
OKTAY VURAL (İzmir) – Bakan talimat vermiştir, sorumlusu Bakandır,
Sayın Bakandır.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) – Değerli arkadaşlarım çünkü bu siyasi
iktidar kendi getirdiği müsteşarı aldı, Sadullah Ergin döneminde müsteşarlık
yapanı. Ben kimin olduğunu da bilmem.
AYTUN ÇIRAY (İzmir) – Muhatabınız Bakandır, o yapmıştır.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) – Sevgili arkadaşlarım, bakın, bundan
önceki HSYK Yasası görüşülürken ben ne demişim, onlar ne demiş? Ben demişim ki:
“Sayın Bakanım, geldiğimiz ileri demokrasi döneminde Adalet Bakanlığının gücünü
de kullanarak oluşturduğunuz Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun yapısından
herhâlde memnunsunuzdur artık. Bundan sonra umuyorum ve diliyorum ki böyle her
sene, sizin son iki döneminizde yaşamakta olduğumuz bu kriz kararnamelerini
yaşamayız. Değerli arkadaşlarım, bugün AKP iktidardadır. Doğrudur, görkemli
günlerinizi yaşıyorsunuz. Ben tabii ki başarınızdan dolayı kutlarım. Yani
bundan dolayı en az bir alınganlık göstermiyorum ama şunu söylemek istiyorum ki
yukarıya giderken, tepedeyken kurduğunuz sistemlerin aşağı inerken size de
zararı olacağını bilmenizi isterim. Yani bir yargı sistemini oluştururken bu
sistemin kendi siyasi düşüncenize ya da yandaşlarınıza uygun olup olmadığını
değil gerçekten demokratik toplumun ihtiyaçlarına uygun olup olmadığı açısından
bakmanızı ve böyle değerlendirmenizi isterim.”
Yine aynı yasa görüşülürken “Aslında bu tasarı -yani şimdi AKP’nin
kaldırmaya çalıştığı tasarı- 12 Eylül darbe hukukunun daha da bu ülkede
pekiştirilmesine yöneliktir. Aslında bunu bütün samimiyetimle istiyorum. Bu düzenlemenin
de 12 Eylül darbesiyle hesaplaşma söylemine uygun ve o iddianın
gerçekleştirilmesini sağlayacak şekilde olmasını ben de isterdim ama aksine, bu
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanunu Tasarısı 12 Eylül darbe hukukunu daha
da pekiştirmektedir. Otuz yıl önce olan bir darbeden sonra otuz yıl sonra
yapılan sivil darbenin eylem planı niteliğindedir bu kanun tasarısı. O nedenle,
bu darbenin eylem planı niteliğinde olan bu kanun tasarısını savunmak suçtur.”
demişim değerli arkadaşlarım. Tutanaklarda bu var. Tutanaklarda yazıyor.
Şimdi geldiğimiz noktada, bir hukuk devletinin Başbakanı “Savcıya
da jandarmaya da gereken yapılacak.” diyor. Yine “İznim olmadan MİT’in ne
getirip ne götürdüğüne bakamaz.” diyor. Kim diyor bunu? Hukuk devleti olduğunu
iddia eden Türkiye’nin Başbakanı söylüyor. Aslında Türkiye bir hukuk devleti
olsa bu zatımuhtereme “Hadi, sen kimsin!” derler. Yine, Sayın Başbakan, şike
davasında, Fenerbahçeli Aziz Yıldırım’ın davasının Yargıtayda onanmasına diyor
ki: “Canım, ne var şimdi bunu onadılar; 30 Marttan sonrayı bekleselerdi!” Yani
“Milleti kandırsalardı.” diyor.
Değerli milletvekilleri, aslında Başbakanın yargıyla öteden beri
sorunu var ama bir müddet o sorunlar durmuş. Neden durmuş? Kendisinin olduğunu
zannettiği hâkim ve savcılarla işini tıkır tıkır götürmüş. Şimdi, düzenini
kurdu, merak etmeyin, o şeyini götürüyor ama bu kanun tasarısının buraya geliş
nedeni, düne kadar ortak oldukları, bugün “çete” dedikleri yapıyla aralarının
bozulması. Bu Meclis kürsüsünde Sayın Bekir Bozdağ çıkmış “Fethullah Gülen, bu
ülkenin yetiştirdiği değerli bir kıymettir. Seversiniz, sevmezsiniz ama değerli
bir insandır, bilge bir insandır. Bu ülkenin millî ve manevi değerlerine bağlı
nesillerin yetişmesi için hizmetini yapıyor. Her şeyi de açık, devletin denetimi,
gözetimi altında açık, her şeyi göz önünde olan, yapılan hizmetlere
baktığınızda, siz buna, hakkında herhangi bir savcının iddiası, mahkûmiyet
kararı olmayan birini ‘çete’ diye itham ederseniz, ona karşı da büyük bir
haksızlık yaparsınız.”
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Şimdi Haşhaşi oldu, Haşhaşi…
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, bu da Hüseyin
Çelik’in lafı. Bakın, bunu, 2012’de söylemiş. Hüseyin Çelik diyor ki: “ ‘Cemaat
devlete sızmış.’ Buna kargalar güler! Cemaatin bir kaydı mı var? Yıllardır bu
paranoyayla yaşadık. İnsan kendisine ait olan bir şeyi ele geçirir mi? ‘Cemaat
devleti ele geçirmiş, devlete sızmış.’ Bunlara kargalar güler!”
Değerli arkadaşlarım, o zaman, şimdi, niye paralel yapılanmadan
bahsediyorsunuz eğer cemaat devleti ele geçirmediyse?
Şimdi, Başbakanın bugün söylediği laf: “Tarihte bunu da gördük.
Büyük Selçuklu devletinde yaşadık. Haşhaşiler denen gözü dönmüş gizli bir
örgütün devlet bünyesini nasıl esir almaya çalıştığını, gerektiğinde
düşmanlarla nasıl iş birliğine gittiğini asırlar önce millet olarak yaşadık ve
gördük. Türkiye Cumhuriyeti devleti, bu sinsi güçlere, devlet bünyesini felç
etmeye yönelik sızıntılara asla geçit vermeyecektir.”
Burada, Davutoğlu’nun Fethullah Gülen’le ilgili sözleri, övgü
dolu. Burada, Başbakanın Fethullah Gülen’le ilgili sözleri, daha iki sene önce.
Yine Millî Eğitim Bakanı Çelik’in Fethullah Gülen’le ilgili sözleri. Bülent
Arınç’ın Fethullah Gülen’le yaptığı görüşmenin tutanakları.
Arkadaşlar, dün söylediklerinize bugün tu kaka demek zorunda
mısınız?
Ama sevgili milletvekilleri, bu tasarının, aslında hırsızlığı
örtme, yolsuzluğu örtme tasarısı olduğu herkes tarafından biliniyor. Aslında
tozu dumana katmanın anlamı yok, halk her şeyi görüyor. Yatak odasından çıkan
kasaları görüyor, ayakkabı kutusundan çıkan paraları görüyor. Ben, Adalet ve
Kalkınma Partisi milletvekillerinin içinde bu yolsuzluklara alet olmayacak çok
sayıda arkadaşım olduğunu biliyorum, bu hukuksuzluklara alet olmayacak
arkadaşlarım olduğunu biliyorum.
Bu Meclis, geçmişinde emperyalizme karşı Kurtuluş Savaşı’nı
yönetmiş, onurlu geçmişi olan bir meclistir. Bu Meclis, demokrasimiz ve hukuk
devletimiz sıkıntıya girdiğinde mensubu oldukları ideolojiyi, siyasi düşünceyi
ve parti bağını bir kenara bırakarak çoğu zaman tarihe not düşen
milletvekilleri görmüştür. Şimdi de tarihe not düşme zamanıdır. Bu Meclis hukuk
ile sınavdadır, demokrasiyle sınavdadır; hukuk devletiyle, adaletle sınavdadır.
Bu Meclis, bugün, ya hukukun üstünlüğünü ya da üstünlerin hukukunu perçinleyecektir.
Ben AKP’li vekil arkadaşlarımın aslında hukuk ve demokrasi
konusunda, bu hukuk ve demokrasinin yolsuzlukları örtmenin aracı olmayacağını
ve bunlara da alet olmayacağını çok iyi biliyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına söz isteyen Yılmaz Tunç,
Bartın Milletvekili. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA YILMAZ TUNÇ (Bartın) – Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin tümü üzerinde AK PARTİ Grubu
adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle Genel Kurulu saygılarımla
selamlıyorum.
Benden önce konuşan muhalefet partilerinin sözcüleri teklifin
Anayasa’ya aykırı olduğunu belirttiler. Öncelikle, biraz sonra açıklayacağım
nedenlerle teklifin Anayasa’ya aykırı olmadığını belirtmek istiyorum. Kanun
teklifimiz 12 Eylül 2010 referandumuyla milletimizin onayından geçen
Anayasa’mızın Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunu düzenleyen 159’uncu
maddesine uygun bir tekliftir. O nedenle, 12 Eylül 2010 referandumundan geriye
gittiğimizi hiç kimse söyleyemez. Görüşmekte olduğumuz teklif, 2010’da
milletimizin kabul ettiği HSYK düzenlemesini değiştirmemektedir. Bilakis,
milletimizin 2010’da kanunla düzenleme yetkisi verdiği hususlarda Anayasa’ya
uygun değişiklikler içermektedir. AK PARTİ olarak, 2010 Anayasa değişikliğinde
neyi savunmuşsak bugün de aynı şeyi savunuyoruz. O zaman da yargının kimsenin
arkabahçesi olmamasını savunuyorduk, bugün de aynı şeyi savunuyoruz. O zaman da
militanlaşan yargıya karşıydık, şimdi de karşıyız. O zaman da hukuk devleti ve
kuvvetler ayrılığı ilkesine herkesin uymasını istiyorduk, bugün de onu
istiyoruz. O zaman da Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun Ankara’daki 120
yüksek yargıç tarafından değil de tüm ülke genelindeki hâkim ve savcılar
tarafından çoğulcu bir yapıyla oluşmasını istiyorduk, bugün de aynı şeyi
istiyoruz. Teklifteki düzenlemeler Anayasa’mızın referandumla değişen 159’uncu
maddesine uygun düzenlemelerdir. 159’uncu maddede Hâkimler ve Savcılar Yüksek
Kurulunun mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre
kurulup görev yapacağı belirtilmiş ve Kurulun yapısı ve görevleri ayrıntılı bir
şekilde sayılmıştır.
GÜRKUT ACAR (Antalya) – Örtbas etmeye çalışıyorsunuz sadece, kendi
yolsuzluklarınızı örtbas etmeye çalışıyorsunuz.
YILMAZ TUNÇ (Devamla) – Anayasa’mızda Kurulun adli ve idari yargı
hâkim ve savcılarını mesleğe kabul etme, atama ve nakletme, geçici yetki verme,
yükselme ve birinci sınıfa ayırma, kadro dağıtma…
GÜRKUT ACAR (Antalya) – Hepsini Başbakana veriyorsunuz.
YILMAZ TUNÇ (Devamla) – Dinlersen anlayacaksın.
…meslekte kalmalara uygun görülmeyenler hakkında karar verme,
disiplin cezası verme, görevden uzaklaştırma işlemlerini yapacağı, Adalet
Bakanlığının bir mahkemenin kaldırılması veya yargı çevresinin değiştirilmesi
konusundaki tekliflerini karara bağlayacağı, ayrıca Anayasa ve kanunlarla
verilen diğer görevleri yerine getireceği belirtilmiştir.
Kurulun görevleri bakana veriliyor diye eleştirenlere soruyorum,
size soruyorum: Bu Anayasa’da Kurulun sayılan görevlerine -önünüzde Anayasa
var- bakın. Bu görevlerden hangisi Kurul başkanlığını Adalet Bakanına veriyor,
bir tanesini söyleyebilir misiniz? Söyleyemezsiniz.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Hepsi.
YILMAZ TUNÇ (Devamla) – 159’un son fıkrası açıktır: Kurul
üyelerinin seçimi, dairelerin oluşumu ve iş bölümü, Kurulun ve dairelerin
görevleri, toplantı ve karar yeter sayıları, çalışma usul ve esasları…
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Ayıp, bari söyleme hukukçu olarak
Yılmaz Bey, ayıp!
YILMAZ TUNÇ (Devamla) – İyi dinleyin Hocam, siz benim anayasa
derslerime geldiniz, bakın, siz de anlayacaksınız.
159’un sonunu açın, 159’da kanunla düzenlenebilecek hususlar
belli.
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) – İnanmadığın şeyleri söylüyorsun.
BAŞKAN – Sayın Tunç, lütfen karşılıklı konuşmayın. Genel Kurula
hitap edin lütfen.
YILMAZ TUNÇ (Devamla) – Bu hususların dışında bir düzenleme
yapılmamaktadır.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – 159, (1)’i atlama Yılmaz Bey.
YILMAZ TUNÇ (Devamla) – Kanun teklifimiz 2010 yılında Aralık
ayında çıkan Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanunu’nda değişiklikler
içermektedir. Bu değişiklikler, Anayasa’mızın çizdiği çerçeve içerisindedir.
Komisyonda iktidarıyla muhalefetiyle ortaya konulan görüşler doğrultusunda,
metinden çıkarma ve değişiklik önergeleriyle teklifimiz daha da olgunlaşmıştır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kanun teklifindeki
değişiklikleri tek tek inceleyecek olursak teklifimizin Anayasa’ya uygun
olduğunu hepimiz göreceğiz.
GÜRKUT ACAR (Antalya) – Demek yolsuzlukları Anayasa’ya uygun
şekilde örtbas edebileceksiniz.
YILMAZ TUNÇ (Devamla) – Teklifle, yargı denetimi kapsamına
alınması amacıyla başkana verilen genelge ve yönetmelik çıkarma yetkisi,
Komisyondaki değişiklikle Kurula verilmiş; bu kez verilen bu yetkinin sınırları
belirlenmiş, Anayasa’nın 159’uncu maddesinde Kurula verilen görevler sayılmak
suretiyle netleştirilmiştir.
HSYK, Anayasa’yla verilen görevlerin dışında genelge ve yönetmelik
çıkaramayacaktır. Çünkü, Kurulun işlemleri, meslekten çıkarma cezalarının
dışında yargı denetimine tabi değildir. Anayasa’yla verilen görevlerin dışında
Adalet Bakanlığının görevine giren konularda bile Kurulun genelge ve yönetmelik
çıkardığı uygulamada görülmektedir. Kurulun, Anayasa’da sayılan görevleri
dışında çıkardığı bu genelge ve yönetmeliklerin yargı denetimi dışında olduğunu
da düşündüğümüzde hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmayan bu durum
düzeltilmektedir.
Teklife yapılan en önemli eleştirilerden biri de hâkimler ve
savcılar hakkında inceleme ve soruşturma yetkisinin Adalet Bakanına verildiği
yönündeki eleştirilerdir. Anayasa’mızın 159’uncu maddesine göre hâkim ve
savcılar hakkında inceleme ve soruşturma işlemleri, ilgili dairenin teklifi,
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanının oluru ile Kurul müfettişlerine
yaptırılır. Teklifle, hâkim ve savcılar hakkında inceleme ve soruşturma
yapılmasına yer olmadığına ilişkin işlemlere de olur verme yetkisi Kurul Başkanına
verilmektedir. Bu durum, Anayasa’mıza uygun bir düzenlemedir. Çünkü, ilgili
daire, hâkim ve savcılar hakkında inceleme ve soruşturma yapılmasına yer
olmadığına karar verdiğinde bu karar, olur almak üzere Kurul Başkanına
sunulmamaktadır. Dolayısıyla, Kurul Başkanı, hâkim ve savcılar hakkındaki hangi
iddiaların incelenmediğini ve soruşturulmadığını öğrenememektedir. Buna rağmen
hem yasama organında hem de kamuoyu önünde bu konularla ilgili sorulara muhatap
olmaktadır. Bu sebeple, hâkim ve savcılar hakkında inceleme ve soruşturma
yapılmasına yer olmadığına ilişkin daire kararları için de Kurul Başkanından
olur almak üzere teklifte bulunulması yerinde bir değişikliktir.
Teftiş Kurulu Başkanını, Teftiş Kurulu başkan yardımcıları ve
genel sekreter yardımcılarını atama yetkisinin Kurul Başkanına verilmesi
Anayasa'ya aykırı değildir, Anayasa’mızda buna ilişkin bir sınırlama
bulunmamaktadır. Anayasa 159, Kurul müfettişlerinin ve Kurul tetkik
hâkimlerinin HSYK Genel Kurulunca atanacağını hüküm altına almıştır. Değişiklik
teklifinde de buna aykırı bir düzenleme bulunmamaktadır.
Kanun teklifimizde, Kurul müfettişlerinin başmüfettiş ve
müfettişlerden oluşacağı belirtilmiş, bunların da 2. Dairenin teklif edeceği
adaylar arasından, tetkik hâkimlerinin de 1. Dairenin teklif edeceği adaylar
arasından Genel Kurul tarafından seçileceği öngörülmüştür. Düzenleme, tamamen
Anayasa'nın çizdiği çerçeve içerisinde kalmaktadır.
Mevcut düzenlemede, HSYK Teftiş Kurulunun 3. Dairenin gözetiminde
çalışması ve Teftiş Kurulu Başkanının da Kurula karşı sorumlu olması nedeniyle,
Kurulun kendi atadığı ve bir sonraki seçimde oyuna talip olduğu hâkim ve
savcılarla ilgili şikâyet incelemelerini ve teftiş işlemlerini etkin bir
şekilde yapamadığına yönelik yakınmalar ifade edilmektedir. Öte yandan, bu
durum, Kurul müfettişlerini baskı ve etki altında tutma potansiyeline sahiptir.
Bu sebeple, Teftiş Kurulunun, Kurul Başkanının gözetiminde görev yapması ve
Teftiş Kurulu Başkanının, Kurul Başkanına karşı sorumlu olması daha uygun
olacaktır.
Kurul Başkanının, Kurul üyeleri hakkındaki suç soruşturması ile
disiplin soruşturması işlemlerine ilişkin görevi, disiplin soruşturması ile
adli soruşturmayı başlatmak ve iddia hakkında 3 kişilik soruşturma kurulu
görevlendirip, soruşturma kurulunun raporunu Genel Kurula sunmaktan ibarettir.
GÜRKUT ACAR (Antalya) – Kurul Başkanı kim?
YILMAZ TUNÇ (Devamla) – Müteakip işlemler, bir başka ifadeyle,
disiplin kovuşturması işlemleri Genel Kurul tarafından yapılacak ve nihai
kararı Genel Kurul verecektir.
Başkan, Kurul üyeleriyle ilgili disiplin soruşturması aşaması ile
adli kovuşturmaya izin verme aşamasında yapılacak Genel Kurul toplantılarına
katılamayacaktır. Genel Kurulun kararını müteakip süreç, Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığı ve daha sonra, atılı suçla ilgili, Yargıtayın ilgili ceza dairesi
tarafından yürütülecek ve buradan çıkacak karara, iddianameye göre, görevle
ilgili suçlarda Yüce Divan sıfatıyla Anayasa Mahkemesi, kişisel suçlarda ise
Yargıtay Ceza Genel Kurulu görevli olacaktır.
Anayasa’da, HSYK’nın 22 üyeden oluşacağı ve 3 daire şeklinde
çalışacağı belirtilmiştir. Dairelerin oluşumu, hangi dairenin kaç üyeden
oluşacağı ve dairelerin iş bölümüyle ilgili hususların kanunla düzenleneceği
Anayasa’da açıkça belirtildiği hâlde, bu konudaki değişikliklerin Anayasa’ya
aykırı olduğunu savunmanın hukuki bir dayanağı bulunmamaktadır.
Teklifle, Kurulun 1. ve 2. Dairesi 5; 3. Dairesi 11 üyeden
oluşacaktır. Hangi üyenin hangi dairede görev yapacağını belirleme yetkisinin
Kurul Başkanına verilmesi, Kurulun yönetiminin Kurul Başkanına ait olacağı
yönündeki Anayasa hükmünün bir gereğidir. Teklifle, daire başkanlarının, her
dairenin kendi üyeleri içinden üye tam sayısının salt çoğunluğuyla belirlenen 2
üye arasından Genel Kurul tarafından seçileceği öngörülmektedir. Bu düzenleme
de daire başkanlarının Kurul tarafından seçileceği şeklindeki Anayasa maddesine
uygundur. Genel Sekreterliğin kuruluş ve görevleri kanunla
düzenlenebileceğinden, 4 olan genel sekreter yardımcısı sayısı teklifle 5’e
çıkartılmış ve 1 genel sekreter yardımcısının idari yargı hâkim, savcıları
arasından seçilmesi şartı getirilmiştir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Anayasa’ya göre, Genel
Sekreter, birinci sınıf hâkim ve savcılar arasından Genel Kurulca teklif
edilecek 3 aday içinden Başkan tarafından atanır. Teklifle, Genel Kurul
adayları belirlerken her Kurul üyesinin ancak 1 adaya oy vermesi esası
getirilmekte, böylece çoğulcu bir yapı benimsenmektedir. Genel sekreter
yardımcıları, Genel Sekreterce hazırlanıp Kurul Başkanı tarafından onaylanan iş
bölümü uyarınca çalışacaklardır.
Venedik Komisyonu, yargı bağımsızlığının teminat altına
alınabilmesi için en uygun metodun, hâkimlerin atanması ve kariyerleri hakkında
alınacak kararların bağımsız bir yargı konseyi tarafından verilmesi olduğunu
ifade etmektedir. Komisyon, yargı konseylerinin çoğulcu bir kompozisyona sahip
olmalarını ve üyelerinin önemli bir kısmının meslektaşları tarafından seçilen
hâkimlerden oluşmasını önermektedir.
HSYK’nın yapısında hâkimlik mesleğinden gelen ve meslektaşları
tarafından seçilen önemli sayıda üye bulunmakla birlikte, seçimlerde “çarşaf
liste” tabir edilen yöntemle oy kullanılması nedeniyle üye kompozisyonunda
çoğulculuğun ve temsilde adaletin sağlanamadığı yönünde ciddi ve haklı
eleştirilerin olduğu da bilinmektedir. Bu sebeple, HSYK üyeliği için yüksek
mahkemelerde ve ilk derece adli ve idari yargı yerlerinde yapılacak seçimlerde
oy kullanacak seçmenin, hâkim ve savcının ancak bir adaya oy vermesi esası
getirilerek demokratik hukuk devleti ilkesine uygun, çoğulculuğu amaçlayan
önemli bir düzenleme getirilmektedir. Anayasa Uzlaşma Komisyonundaki tüm
partilerin de görüşleri bu yönde olup 2010 Anayasa değişikliğinde de kanun
koyucunun iradesi Kurulun çoğulcu ve katılımcı bir yapıda oluşmasıdır.
Anayasa Mahkemesi, Anayasa değişikliklerini sadece şekil yönünden
incelemesi gerekirken esasa girmiş ve “bir adaya oy verilmesi” ibaresini
metinden çıkararak Anayasa’nın 153’üncü maddesine aykırı bir şekilde, kanun
koyucu gibi bir hareketle, yeni bir uygulamaya yol açacak biçimde bir hüküm
tesis etmiştir. Anayasa değişikliğinin ardından yapılan seçimler liste usulü
gerçekleşmiş ve kanun koyucunun arzu ettiği çoğulcu bir yapı yerine çoğunlukçu
bir yapı oluşmuştur. Bugün ortaya çıkan sorunların temelinde de bu çoğunlukçu
yapı yatmaktadır.
Teklifte Kurul üyeliği seçimlerinde bir adaya oy verilmesi
hususundaki değişiklik Anayasa’ya aykırı değildir çünkü iptal sonrası
Anayasa’nın bu husustaki metni “her hâkim ve savcının oy kullanacağı
seçimlerde” şeklindedir. Kurul üyelerinin seçim usulü ise Anayasa’yla kanuna
bırakıldığından seçim usulüyle ilgili teklifte yapılan düzenleme Anayasa’ya
uygundur.
Teklifle Genel Kurul toplantı ve karar yeter sayıları yeniden
düzenlenmektedir. Bu hususun kanunla düzenlenebileceği açıkça Anayasa'da
belirtilmiştir. Buna göre Genel Kurul en az 17 üyeyle toplanacak ve üye tam
sayısının salt çoğunluğuyla karar alacaktır. Genel Kurul toplantı gündemi
Başkan tarafından işin önemine, ivedi veya süreli oluşuna göre
düzenlenebilecektir. Gündemde değişiklik yapılması, ancak gündemin
düzenlenmesinden sonra ivedi ve süreli işlerin ortaya çıkması hâlinde ve
toplantı gününden en az bir gün önce Başkan veya üyelerden birinin yazılı
talebi üzerine, Genel Kurul üye tam sayısının salt çoğunluğunun kararıyla
olabilecektir.
Dairelerin toplantı ve karar yeter sayıları da yine Anayasa’da
kanunla düzenlenebilecek hususlardan olup, yapılan değişiklikle daireler üye
tam sayısının salt çoğunluğuyla toplanacak ve karar alacaktır. 3. Daire,
Başkanın onayını alarak 5’er üyeden oluşan iki heyet hâlinde çalışabilecek, bu
durumda heyetler salt çoğunlukla toplanıp karar alacaktır. Daire kararlarına
yapılacak itirazın, kararı veren daireyi izleyen daireye; 3. Daire için ise 1.Daireye
yapılması usulü getirilmiştir. Kararı veren dairenin dışında farklı üyelerden
oluşan başka daireye itiraz, etkili itiraz sistemi olarak Avrupa Birliği
normlarına da uygundur.
Teklifle Cumhurbaşkanınca Anayasa Mahkemesine, Yargıtay, Danıştay,
Askerî Yargıtay ve Askerî Yüksek İdare Mahkemesinden seçilecek üyeler için
anılan yüksek mahkemelerce teklif edilecek adayların kendi kurumlarında en az
altı yıl kıdemli olmaları şartı getirilmektedir. Anayasa Mahkemesine
Cumhurbaşkanınca seçilecek üye adayları belirlenirken yüksek mahkemelerde
yapılacak seçimlerde her boş üyelik için ancak bir adaya oy verme esası
getirilmektedir. Sonuçta, her boş üyelik için çoğulcu bir sistemle belirlenecek
3 aday arasından Cumhurbaşkanınca seçim yapılacaktır.
Üç yıl önce Yargıtayda yeni dairelerin kurulmuş olması nedeniyle
daire başkanlığına aday sayısını artırabilmek için indirilen kıdem süreleri
teklifle artırılmaktadır. Yargıtay Birinci Başkanı, Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcısı seçilebilmek için dört yıl Yargıtay üyeliği yapmış olma şartı sekiz
yıla çıkarılmakta, Yargıtay Birinci Başkan Vekili, daire başkanı ve Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcı Vekili seçilebilmek için üç yıl Yargıtay üyeliği yapmış
olma şartı altı yıla çıkarılmaktadır.
Teklifimizde Türkiye Adalet Akademisi Kanunu’yla ilgili
değişiklikler de Akademinin yapısını güçlendiren, yargı bağımsızlığı ilkelerine
uygun değişiklerdir.
Türkiye Adalet Akademisiyle ilgili değişikliklere yönelik
eleştirilere de katılmamız mümkün değildir. Hâkim ve savcıların meslek öncesi
ve meslek içi eğitimleri AK PARTİ iktidarına kadar doğrudan Adalet Bakanlığına
bağlı Eğitim Dairesi Başkanlığı tarafından yürütülmekteydi. 2003 yılında
yürürlüğe giren kanunla, hâkim ve savcıların eğitimi, özerk bir kurum olan
Türkiye Adalet Akademisi tarafından gerçekleştirilmeye başlanmıştır. Kurulduğu
günden bugüne kadar geçen on yıllık süre dikkate alındığında, kurumun teşkilat
yapısının güçlendirilmesine ilişkin değişikliklerin yapılması gereği doğmuştur.
Adalet Akademisi Genel Kurul üyelerine Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü ile
Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürü ilave edilmekte, ilk derece
mahkemelerinden 6 hâkim ve savcının da Genel Kurulda yer alması sağlanmaktadır.
Yapılan değişiklikler, Akademinin teşkilat yapısını güçlendiren olumlu
değişikliklerdir.
Hâkim ve savcıların meslek içi eğitimleriyle ilgili Türkiye Adalet
Akademisince çıkarılacak yönetmelik mevcut düzenlemede Akademinin görüşü
alınarak HSYK tarafından hazırlanıyordu, kanun teklifimizdeki değişiklikle
HSYK’nın görüşü alınarak eğitimi verecek olan Türkiye Adalet Akademisince
hazırlanacaktır.
Görüşmekte olduğumuz kanun teklifi, Anayasa’mızın yasama yetkisini
düzenleyen 7’nci maddesine uygundur. Kanunların Anayasa’ya aykırı olamayacağını
düzenleyen 11’inci maddesine uygundur. Mahkemelerin bağımsızlığı ilkesini
düzenleyen 138’inci maddesine uygundur. Hâkimlik ve savcılık teminatını
düzenleyen 139’uncu maddesine bir aykırılık teşkil etmemektedir. Hâkimlik ve
savcılık mesleğine ilişkin 140’ıncı maddesine uygundur ve Hâkimler ve Savcılar
Yüksek Kurulunu düzenleyen 159’uncu maddenin kanunla düzenlenebilecek
hususlarına ilişkindir, 159’a da bir aykırılık teşkil etmemektedir.
Kanun teklifimizin hayırlı, uğurlu olmasını diliyor, Genel Kurulu
saygılarımla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Evet, tasarının tümü üzerinde şahsı adına söz isteyen
Turgut Dibek, Kırklareli Milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar)
TURGUT DİBEK (Kırklareli) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Değerli arkadaşlar, tasarının tümü üzerinde şahsım adına söz
aldım. Öncelikle sizleri saygılarımla selamlıyorum.
Komisyonda bizimle beraber olan arkadaşlarımız, Komisyonu takip
eden iktidar partisinden arkadaşlarımız da vardı. Yedi gün süreyle bu tasarıyı
Komisyonda konuştuk arkadaşlar. Ben, bugün, Komisyondaki konuşmalarda, yapılan
görüşmelerde benim yaptığım, bana ait olan konuşmaların tutanaklarını çıkardım;
burada var. Yaklaşık 57 sayfa, benim yaptığım konuşmalar var yedi gün
içerisinde. Benimle beraber, diğer Komisyon üyesi arkadaşlarımızla, Komisyon
üyesi olmayan arkadaşlarımızla, en az benim kadar, bu konuyu Türkiye’ye
anlatmaya çalıştık yani yüzlerce, belki binlerce sayfayı içeren konuşmalarla
aslında biz, Türkiye'nin hangi noktaya geldiğini, Türkiye’de aslında AKP’nin
yargıyı da ele geçirerek bir rejim
değişikliğini nasıl hayata geçirmek istediğini anlatmaya çalıştık.
Değerli arkadaşlar, ben Komisyonda şunları da söyledim: Bakın,
bizim anlattıklarımızdan rahatsız oluyorsunuz; belki, bizim konuşmalarımız,
bizim söylemlerimiz sizleri, iktidar partisi olarak rencide ediyor. “Niçin
bunları söylüyorsunuz?” Zira, bu işin yani şu tasarının -teklif aslında ama,
yani hazırlayan Bakanlık, zaten sıra sayısında da defaatle Hükûmetin teklifi
olarak gelmiş, bu tasarıyı Bakanlık hazırlamış- bunun içeriğinin ne olduğunu
arkadaşlarımız biliyorlar. Bizim anlatımlarımızın ötesinde, bu tasarı daha
gelmeden, sizin içinizden çok önemli isimler, aslında, Türkiye’ye gerçekleri
anlatmıştı dedim. Birkaç örnek verdim. Bunlar içerisinde Sayın Erdoğan
Bayraktar, Sayın İdris Naim Şahin, her ne kadar şu anda yönetmiyorsa da Meclis
Başkanı olan Cemil Çiçek, istifa eden milletvekilleri -içinizden olan- Sayın
Ertuğrul Günay, İdris Bal, çok sayıda milletvekili aslında sizlerin yapmak
istediklerini çok önemli sözcüklerle, cümlelerle anlatmaya çalışmışlardı;
onlardan örnekler verdim.
Bakın, Sayın İdris Naim Şahin sizin İçişleri Bakanlığınızı uzun
süre yaptı ama ondan evvel uzun yıllar –belki, bilmiyorum ama on yıl olabilir-
partinizin Genel Sekreteriydi, yanılmıyorsam kurucu üyelerden biridir İdris
Naim Şahin. İstifa ederken kullandığı çok önemli cümleler vardı. Komisyonda da
okumuştum, burada da bir cümleyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu benim sözüm
değil ya da bizim sözlerimiz değil. İçinizden birilerinin, partinin kurucusu
olan insanların size yaptığı uyarılar bunlar değerli arkadaşlar.
Bakın, İdris Naim Şahin ne demiş: “Emniyet ve yargı mensupları
hakkındaki düzenlemeler akıl, hukuk ve adalet anlayışıyla izah
olunamamaktadır.” Bu cümle aslında her şeyi açıklıyor. Yani bu tasarının niye
geldiğini, bu tasarı öncesi yapılan uygulamaları Sayın İdris Naim Şahin
anlatıyor ve şunu da yapmış İdris Naim Şahin, demiş ki: “Ben uyarıyorum,
sorumluluk almıyorum ve istifa ediyorum.”
Şimdi, İdris Naim Şahin’le kalmamış olay. Kabinedeki 4 tane
bakandan biri, Erdoğan Bayraktar bizzat canlı yayında çok önemli şeyler söyledi
arkadaşlar.
Şimdi, şunu söyleyebilirsiniz: “Ya, siz muhalefetsiniz.” Pardon
arkadaşlar, bunlar söylenmedi mi? Yani bu sözleri, cümleleri bu insanlar,
bakanlarınız, milletvekilleriniz söylemediler mi, bu uyarıları yapmadılar mı?
Ne dedi Erdoğan Bayraktar: “Ben her şeyi Sayın Başbakanın talimatıyla yaptım.
Eğer, benimle ilgili soruşturulacak işler varsa Sayın Başbakanın da
soruşturulması gerekiyor. Ben ayrılacaksam, istifa edeceksem Başbakanın da
ayrılması gerekir.” Bunu televizyonlarda tüm Türkiye'ye, dünyaya söyledi.
Arkadaşlar, bu sözlerin hiç mi anlamı yok? Yani bunları yok mu
sayacaksınız? Bunları görmezden, duymazdan mı geleceğiz? Yani Yılmaz
arkadaşımız burada anlatıyor, teklifi onun hazırlamadığını o da biliyor. Yani
Bakanlığın hazırladığı bir tasarıyı arkadaşlar imzalamışlar seri bir şekilde
geçsin diye.
Değerli arkadaşlar, yetmedi, Meclis Başkanı Cemil Çiçek, aynı
şekilde o da… Belki de otuz yılı bu Mecliste geçti, şu anda en deneyimli, en
tecrübeli parlamenterlerden biri, yıllarca bakanlık da yapmış, bir cümle
kullandı, dedi ki: “Türkiye’de –biliyorsunuz, Anayasa’mızın 138’inci maddesi
var- artık bu madde ölmüştür, çökmüştür.” Yani yargı bağımsızlığını, mahkeme
kararlarının uygulanabilirliğini, mahkeme kararlarının Türkiye’de yasamayı,
yürütmeyi, idareyi bağlaması gerektiği ilkesini, bu kararların hiç kimse
tarafından uygulanmasının ertelenemeyeceğini, değiştirilemeyeceğini içeren
Anayasa hükmünden bahsediyor Cemil Çiçek, “Ölmüştür, çökmüştür.” diyor. Şimdi,
bunları Komisyonda da anlattım, hatta, Sayın Bakana arkadaşlarımızın, bizlerin
şöyle bir uyarısı oldu, “Sayın Bakan, hiç istemeyiz, çok üzülürüz ama bir gün siz
de çıkıp ‘Ya, arkadaşlar, ben ne yaptıysam Sayın Başbakanın talimatıyla
yaptım.’ demek zorunda kalmazsınız.” dedik Adalet Bakanına. Sayın Bakan bu
uyarılarımızın hepsini dinledi değerli arkadaşlar.
Bakın, uzatmayayım, bizi izleyen vatandaşlarımız da var. Bu
tasarıyla -her ne kadar Sayın Tunç “Anayasa’ya aykırı bir şey yapmıyoruz.” dese
de- bakın, ne oluyor biliyor musunuz? Şu oluyor: HSYK’da seçilerek gelen 20
kişi var, bunların 7’si –hani sizin de çok övünerek söylediğiniz- adli
yargıdan, kürsüden geliyor; hâkimler, 3’ü idari yargıdan, kürsüden geliyor, 10
yani “HSYK’nın o çoğulcu yapısını kurduk.” diye övünüyorsunuz ya yıllardır,
yani üç yıldan bu yana; 10 oradan geliyor, 3 Yargıtaydan geliyor, 2 Danıştaydan
geliyor, 15; 1 Adalet Akademisinden geliyor, 16; 4 tanesini Cumhurbaşkanı
seçiyor sanıyorum YÖK’ün önerdiklerinden, 20; Müsteşar ve Bakan. Şimdi, 20 kişi
seçilerek geliyor. Şunu sormuştum Komisyonda, demiştim ki: “Sayın Bakan, kaç
kişi var bu HSYK’nın içinde? Teftiş Kurulu Başkanı var, yardımcısı var, Teftiş
Kurulu müfettişleri, üyeleri var, Genel Sekreter var, yardımcılar var, tetkik
hâkimleri var, idari personel var. Kaç kişi var?” Sanıyorum, “400 civarı” diye
bir rakamı ben okumuştum. “Doğru mu?” diye sordum, yanıt da vermedi kendisi,
belki burada verir.
Değerli arkadaşlar, “Yasa yürürlüğe girdiği anda -yasayla,
yasayla- kanunla HSYK’daki herkesin görevi sona erer.” diyorsunuz. “Herkesin
görevi sona erer, sadece ve sadece o 20 kişi kalır.” diyorsunuz, Müsteşar ve
Bakan, 22. Şimdi, böyle bir uygulama dünyanın neresinde görülmüş değerli
arkadaşlar? Anayasa’nın 36’ncı maddesi var, diyor ki: “Herkes, meşru
vasıtalarla, kanunlar önünde, mahkemelerde haklarını, kanuni haklarıyla arar.”
Yani “Dava açar.” diyor, “Hakkını arar.” diyor haksızlığa uğramışsa.
Şimdi, siz, yasayla işlerine son verdiğiniz o insanların zaten
önünü kapatıyorsunuz. Nasıl dava açacak? Nereye dava açacak? Anayasa
Mahkemesine gidebilir mi o kanunun iptaliyle ilgili olarak? Nereye dava açacak
o insanlar? 400 kişiyi bitiriyorsunuz. Ne oluyor? Sayın Bakan geliyor sonra,
kanun yürürlüğe girdiği gün -Sayın Cumhurbaşkanı onaylarsa- sabahleyin
-hazırdır kararnameler- geliyor diyor ki: “Herkesi ben atıyorum.” Kanun bunu
gerektiriyor. Herkesi. Teftiş Kurulu Başkanı, yardımcıları, müfettişleri, genel
sekreter, yardımcıları, idari personel, tetkik hâkimleri. Diyor ki: “Herkesi
ben atıyorum.”
Ya, arkadaşlar, böyle bir şey olabilir mi? Ufak tefek, Komisyonda,
şu kulağı böyle tutuyorsunuz ya, Bakan atıyordu, 1. Daireye verdiniz, böyle
yaptılar, şimdi onları da arkadaşlar diyorlar ki “Anayasa’ya aykırılığı
kaldırdık.”
Şimdi, arkadaşlar, 20 kişiyi bir kenara koymuşlar, 6 kişi üzerine
bir kanun teklifi hazırlamışlar. Bakmışlar, “Ya, bu 20 kişi içerisinde biz ne
yapabiliriz? 6 kişi üzerinden ancak bir şeyler yapabiliriz. Diğer kişiler
bizden uzak… Yani bizi dinlemezler.
Şimdi, rakamlar üzerine, 6 kişi üzerine kanunu inşa etmişsiniz, bu
da dünyanın hiçbir yerinde olmaz, hiçbir modern hukuk devleti bunu kabul
edemez, Türkiye de bunu kabul edemez. Yani 1. Daire 7; 2. 7; 3. 7. Şimdi ne
oldu? 5, 5, 11. Ne yapacak Sayın Bakan? O 6’nın 3’ünü 1. Daireye atıyor. O
yetkileri de kendisi almış, genel kurulu yapamıyor. Kanunda seçilen kişilerin
hangi dairelere gideceği belli arkadaşlar, nereye gideceği belli. 1. Daireye
gidecek, 2’ye gidecek, ama şimdi gidemiyor, Bakan atıyor. O 5 kişinin 3
kişisini Bakan bir daireye atıyor, 2. Daireye 3 kişi atıyor.
Şimdi, kabak gibi paralel devletin 11 tane HSYK üyesi, cemaatçi
üyesini, 11 kişiyi 3. Daireye atıyor. Ya, böyle bir şey olabilir mi? Diyorsunuz
ki “Bu 11 kişi cemaatin adamıdır, paralel devletin temsilcisidir.” Mecbur oraya
atacaksınız, başka yere ataması mümkün değil. Oraya atayacak ki onlar orada
duracak. 3. Dairenin tüm yetkilerini 2’ye alıyorsunuz…
Sayın Bakan, ben şunu söyledim: “Bak, şu anda Türkiye’de bir H3N2
virüsü var, grip virüsü. Dua edin de o 6 kişiden 1 tanesi veya 2 tanesi bu
virüse yakalanmasın, evde yatıp hastalanmasın çünkü onlara ihtiyacınız var.”
Yani, öyle bir şey ki 6 kişiye tüm Türkiye’nin yargısını endeksliyorsunuz.
Arkadaşlar, bunun Anayasa’ya aykırı olmadığını iddia etmek gerçekten mümkün
değil.
İDRİS ŞAHİN (Çankırı) – Biz değiştirmeden sadece 5 kişiye tabi
idi.
TURGUT DİBEK (Devamla) – Hayır, arkadaşlar, böyle.
Sürem yetmedi. Tabii ki önergeler var, önergeler üzerinde de söz
alacağım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
TURGUT DİBEK (Devamla) – Bu uyarılarımızı, gerçekleri sizlere
anlatmaya devam edeceğiz.
Ben şuna inanıyorum, komisyonda da gördüm, inanıyorum, bu tasarı
veya bu teklif Meclisten geçmemeli arkadaşlar. Sizin içinizde de çok sayıda
arkadaşımızın ben bu sorumluluğu almayacağını, Türkiye adına bu önemli görevi
yapacağını düşünüyorum. Sayın Cumhurbaşkanı bununla ilgili bir süreç başlattı
biliyorsunuz; muhalefet liderleriyle görüştü, sanıyorum Yargıtay Başkanı’yla
görüştü. Birtakım mesajlar veriyor. Şunu yapmayın… Bu yasa buradan geçip
Cumhurbaşkanına gidecek, oradan geriye dönecek. Türkiye’nin, değerli
arkadaşlar, günlerce yaşayacağı bu sıkıntıya neden olmayın diyorum.
Ben hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Şimdi, şahsı adına söz isteyen Süleyman Nevzat Korkmaz, Isparta
Milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
17 Aralıkta çok büyük bir deprem oldu; hırsızlık, yolsuzluk
depremi oldu ve bu depremden sonra Hükûmetteki hukukla ilgili bütün algı bir
anda akşamdan sabaha değişti. O güne kadar hukukla ilgili skandallar önüne
geldiği zaman kulağının üzerine yatan, hatta “Üstünlerin hukukunu değiştirdik,
hukukun üstünlüğünü getirdik.” diyen Hükûmet bir anda yargıya karşı savaş açtı.
Bütün ahlaki, yasal değerleri de bir tarafa bırakarak, bazı şahısları yargıdan
nasıl kurtarabilirim, yargıyı Hükûmet adına nasıl zapturapt altına alabilirim
gibi bir kaygıyla bir kanun teklifini Meclisin önüne getirdi. Tabii, bu gelir
gelmez de kamuoyunda ciddi tartışmalar, özellikle hukukçular arasında çok ciddi
tartışmalar ve rahatsızlıklar yaşandı. Bu tartışmalar, eminim, her gittiğiniz
yerde, bir şekilde, sizlere de iletiliyordur ama bize vatandaş bütün açık
yürekliliğiyle anlatıyor. Çünkü sizden çekinenler olur, korkanlar olur ama
muhalefete sizin seçmenleriniz bile gelip şikâyet ediyorlar Hükûmetin
yolsuzluklar karşısında geldiği son noktayı. Aynen şu soruyu sormamızı
istiyorlar… Bakın, bize de mesajlar geliyor. Kuran “Kul hakkıyla önüme
gelmeyin.” diyor, İncil “Komşunun malını çalmayın.” diyor, Zebur “Rab
hırsızları affetmez.” diyor, Tevrat “Hırsızlık yapma.” diyor, Budizm, Budistler
“Kimsenin hakkını yeme.” diyor, affedersiniz, öküze tapan adam bile “Çalma.”
diyor.
ALİ ŞAHİN (Gaziantep) – “İftira atma.” da diyor.
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) – Çalmanın, hırsızlığın, yolsuzluğun
meşru olduğunu size kim söylüyor arkadaşlar, kim söylüyor size? Vatandaş şunu
sormamızı istiyor: “Tüm dinler ‘Çalma.’ derken çalanlara çırpanlara,
çalınmasına göz yumanlara o zaman, lütfen, bizim adımıza sorun, hangi dinin
mensupları bunlar?” diyorlar.
Bakara Suresi’nde 48 ila 50’nci ayetler, o 3 ayet, değerli
arkadaşlar, aynen şunu söylüyor, Yüce Allah buyuruyor ayeti kerimesinde, diyor
ki: “Hatırlayın o zamanı ki sizi Firavun’un alinden, soyundan ve
taraftarlarından kurtardık.” Bu “soyundan ve taraftarlarından” yorumunu büyük
tefsir hocası Elmalılı Hoca yapıyor. Evet, “soyundan ve taraftarlarından...”
Sorumluluğun, Firavun’dan çok daha fazla, onun Firavunlaşmasına yol açan
taraftarlarında olduğunu söylüyor.
Partiyi sevmek başka bir şey, saygı duyarız, burada herkes partisini
seviyor. Kendi liderine sevgi, saygı duymak başka bir şey, herkes seviyor.
Ancak, değerli arkadaşlar, asıl, liderini sevmek, partisini sevmek, o yanlış
yaptığında “Yanlış yapıyorsun.” demekten geçiyor. Susuyorsunuz kıymetli
arkadaşlar. Hatta Adalet Komisyonunda biz bu eleştirileri yaparken, “Niye Sayın
Başbakanın oğlu yargının önüne gitmiyor, ifade vermiyor?” derken bir AKP
milletvekili muhtemelen heyecanlandı, kendisini kaybetti, aynen şu tabiri
kullandı: “Sana ne! İster gider ister gitmez!”
Değerli arkadaşlar, Anayasa’nın 10’uncu maddesi kanun önünde
herkesin eşit olduğunu söylüyor; ister sıfatı Başbakan olur ister onun ismi
Bilal olur, Hasan olur vesaire olur, herkes eşittir diyor.
Bakın, İnternet’te en fazla tıklanan şarkı, türkü, bir Rumeli
türküsü; hicaz makamında, usulü aksak. Bu Rumeli türküsünü paylaşmak istiyorum
sizinle: “Pencere açıldı Bilal oğlan, piştov patladı.” diyor. (MHP ve CHP
sıralarından alkışlar)
FARUK BAL (Konya) – Piştov değil, tapeler patladı tapeler.
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) – Bakın arkadaşlar, hırsızlığı
sizinkiler yapınca birden hırsızlık tanımını bile değiştirmeye kalkıyorsunuz.
Efendim, bu beytülmali çalmamış, işte efendim, şahıs malını çalmış da dolayısıyla
bu hırsızlık sayılmazmış da gibi birçok tevil… “Zırva tevil götürmez.”
demişler.
MEHMET METİNER (Adıyaman) – Ne hırsızlığı? Hırsızlık yok ki
sayılsın! İnsanlara kara çalıyorsun.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Mehmet Metiner, sen de mi kutucu oldun
be?
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) – Değerli arkadaşlar, Türk Ceza
Kanunu’ndan, madem, hırsızlık suçunu çıkarın yani bir hırsız başka birinin
evine girdiği zaman bunun suç olmayacağını söyleyin madem, siz de rahatlayın,
onlar da rahatlasın.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Evet, cezaevinde hırsızlar boşa yatıyor.
Adi hırsızlar cezaevinde boşa yatıyor. O adi hırsızların günahı ne? Baklava
çaldı çocuk, altı sene yattı.
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) – Değerli arkadaşlar, vatandaş size bu
soruyu sorarken aslında hakikaten dayanakları var, hakikaten sıkıntıları var
çünkü ortada yaşananlar var, bugüne kadar yaşananlar var, bundan sonra
gelişmeler var. Erdoğan’ın her dediğinde, kıymetli arkadaşlar, bir kutsallık
aradınız, her dediğinde. Bir fani olduğunu âdeta unutup bir ilahi varlıkmış
gibi davrandınız. Önce evliyalaştırdınız, sonra -haşa- peygamberleştirdiniz,
sünnetini aradınız.
MEHMET METİNER (Adıyaman) – Bizim başbuğlarımız yok, başka yerde
arayın.
OKTAY VURAL (İzmir) – Biz sadece Peygamber Efendimiz’in sünnetine
uyarız, elhamdülillah Müslümanız, “Tayyiban” değiliz.
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) – Evet, bir bakan yardımcısı,
sünnetinden bahsetti. Tabii, en son gelinecek nokta da Düzce Milletvekiliniz
Fevai Arslan’ın ağzından dökülüverdi. “O, Allah’ın bütün vasıflarını üzerinde toplayan
bir lider.” dedi.
MEHMET METİNER (Adıyaman) – İftira, iftira… Hiç yakışmıyor…
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) – Bakın, bu vasıfların içerisinde
Yaradan’ın yaratıcılığı var. Bu şirktir.
MEHMET METİNER (Adıyaman) – Bir Müslüman’a yalan söylemek yakışmıyor.
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) – Bu günahtır, şirktir, İslam’ın
dışına iter bu.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Müslüman’a hırsızlık yapmak yakışıyor
mu? Haram yemek yakışıyor mu Müslüman’a?
OKTAY VURAL (İzmir) – Biatçı bunlar, biatçı ya!
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) – Peki, arkadaşlar, bu tanımlama
karşısında Sayın Erdoğan ne yaptı? Sustu. AKP ne yaptı? Sustu çünkü arkadaşlar,
o zaman hem Sayın Erdoğan’ın hem de AKP’nin çok daha önemli işleri vardı. Bir
Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekili arkadaşlarıyla şakalaşırken “Senin
ayakkabı numaran kaç?” demiş, efendim, “Vay, siz partimize hakaret
ediyorsunuz.” diye paldır küldür ihraç talebiyle disipline sevk ettiler. Bak,
ben buradan ihbar ediyorum. Sadece parti ilkelerinizi, çiğnemiyor, yüce
Yaradan’ın ortaya koymuş olduğu dini çiğniyor. Hadi bakalım, eğer hakikaten
samimiyseniz, değerli arkadaşlar, hadi, bunu da disiplin kuruluna sevk edin,
hadi bakalım. Susuyorsunuz, susuyorsunuz.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) – Bak, susmuyoruz…
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) – Çünkü arkadaşlar, soyanlara
“Yedirtmem.” diyorsunuz, “Soydun.” diyenlere “Dedirtmem.” diyorsunuz. Bu nasıl
ayak AKP; bu ne ayaktır?
MEHMET METİNER (Adıyaman) – Yalan ne ayak, iftira ne ayak?
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) – Evet, ne yaptınız? Bu iş ortaya
çıkınca hemen, birden, kişi masumiyetini getirdiniz. Sanki bu kişi masumiyeti
bundan önce yoktu, 17 Aralıkta keşfedildi.
Değerli arkadaşlar, umarım ki seçilmiş arkadaşlar, mahkemelerde
aklanır gelirler. Biz bundan memnuniyet duyacak değiliz. Bakın, bizim kavgamız
şu: Köylü Mehmet Ağa’nın nasıl suç işlediğinde mahkeme gitme gibi bir
zorunluluğu varsa, Başbakanın da, bakanların da, oğullarının da, bacanaklarının
da gitme zorunluluğu var. Demokrasinin temeli hukuk devleti; eğer bunu ortadan
kaldırırsanız, o lidere, o ülkenin liderine de demokratik bir lider denilemez.
Evet, dosyaları alıyorsunuz, savcıları oradan oraya atıyorsunuz ve
kıymetli arkadaşlar, tehdit ediyorsunuz tehdit. Savcıları tehdit ediyorsunuz ve
en son yedi tane tır yakalandı, Başbakan diyor ki: “Ey savcı, benden izin
almadan nasıl müdahale edersin?” Arkadaşlar, konuşan Başbakan değil de başsavcı
âdeta, başsavcı. Hukukun tepesine oturmuş… Değerli arkadaşlar, bu zihniyet,
sakat bir zihniyettir. Bu zihniyet, demokrasiye, hukuk devletine hizmet
etmeyen, aksine bütün kazanımları geriye götüren bir zihniyettir. Bu telaş
niye? Bu korku niye?
İHSAN ŞENER (Ordu) – İftira etmek suç değil mi?
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) – Arkadaşlar, iftira da olabilir,
iftira da olabilir ama bunun yolu mahkemeye gitmekle ancak çözülebilir.
MEHMET METİNER (Adıyaman) – Mahkemeyi bekler misiniz, mahkemeyi? Mahkemeyi bekle de ondan
sonra konuş.
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) – Sizin yapmış olduğunuz, mahkemeyi
kapatıyorsunuz, mahkemenin üstüne bir karabasan gibi çöküyorsunuz; bizim kavgamız
bu. Kirden uzak durmak lazım. Kirden uzak durun değerli AKP milletvekilleri.
Biz sizin çoğunluğunuzun bu işin içerisinde olmadığınızı biliyoruz ama 20-25
kişi için -bilemiyorum sayısını- niye bu vebalin altına giriyorsunuz? Yarın,
çoluk çocuğunuza okulda ne mizahlar yapılacak…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) – Eşiniz gittiği yerlerde hangi
muhabbetlere muhatap olacak; yazık günah değil mi size?
Teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
MEHMET METİNER (Adıyaman) – Mahkemeyi bekle ondan sonra konuş.
FEVAİ ARSLAN (Düzce) – Başkanım, bir söz almak istiyorum.
BAŞKAN – Efendim?
FEVAİ ARSLAN (Düzce) – Konumla alakalı bir mevzu geçti de söz
almak istiyorum. 69’a göre sataşmadan dolayı söz almak istiyorum.
BAŞKAN – Ne sözü
alacaksınız Sayın Milletvekili?
FEVAİ ARSLAN (Düzce) – Geçen hafta basında çıkan haberlerimden
dolayı arkadaşım bir söz attı, ona karşılık cevap vermek istiyorum. Durumumu da
izah etmek istiyorum.
BAŞKAN – Hayır, anladım da burada sözlerini cevaplama gibi bir
hakkınız yok. Sayın milletvekilim, eğer…
FEVAİ ARSLAN (Düzce) – Bu konuda sataşma var cevap verdiğim hâlde.
BAŞKAN - Ne diye sataştı ya?
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Burası muz cumhuriyeti mi, ananas cumhuriyeti
mi?
FEVAİ ARSLAN (Düzce) – Geçen hafta basında çıkan, Sayın
Başbakanımızla alakalı…
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Sayın Başkan, ben sataştım, söz
verin lütfen.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Sataştı, sataştı.
FEVAİ ARSLAN (Düzce) – …bir cevap vermek istiyorum.
BAŞKAN – Bir saniye Sayın Korkmaz…
Anladım da cevap verme hakkınız yok ki, sataşma mı söz konusu
Sayın Milletvekili?
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Ananas cumhuriyeti mi kardeşim burası?
OKTAY VURAL (İzmir) – Türk milletinden, Müslümanlardan, bütün milletten
özür dileyeceksin.
BAŞKAN – Evet, Sayın Milletvekili, lütfen oturun.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – “Ben sataştım.” diyorum Sayın
Başkanım, çıksın konuşsun!
OKTAY VURAL (İzmir) – Nerede yaptıysa orada konuşsun.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Sataştım yahu.
FEVAİ ARSLAN (Düzce) – Cevap vereceğim müsaade ederlerse.
SIRRI SAKIK (Muş) – Yuh olsun size ya! Size sataştı da, çık, cevap
ver kardeşim.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Sayın Başkan, “Ben sataştım.”
diyorum efendim, bırakın savunsun kendisini!
SIRRI SAKIK (Muş) – Sayın Başkan, bu haksızlığı kabul etmeyiz.
BAŞKAN – Lütfen efendim…
Sayın milletvekilleri, soru-cevap işlemine geçmeden önce, teklifin
tümü üzerinde İç Tüzük’ün 72’nci maddesine göre verilmiş iki önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
İçtüzüğünün 72. maddesi uyarınca, görüşülmekte olan 523 Sıra
Sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin tümü
üzerindeki görüşmelerin devam ettirilmesini arz ve talep ederiz.
Ali Rıza Öztürk Tufan Köse İzzet Çetin
Mersin Çorum Ankara
Bedii Süheyl Batum Mehmet S. Kesimoğlu Veli Ağbaba
Eskişehir Kırklareli Malatya
Hasan Ören Tolga Çandar Mahmut Tanal
Manisa Muğla İstanbul
Ali İhsan Köktürk Turhan Tayan Haluk Ahmet Gümüş
Zonguldak Bursa Balıkesir
Süleyman
Çelebi
İstanbul
Gerekçe:
7.1.2014 tarihinde TBMM Başkanlığına sunulan 2/1929 Esas Numaralı
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi toplumsal
ihtiyaçlardan değil, 17 Aralık yolsuzluk operasyonlarının bir sonucu olarak
Parlamento gündemine gelmiştir. Anılan Teklif, yargı erkini yürütmenin
tahakkümüne sokmayı amaçlamaktadır. Teklif açıkça Anayasaya aykırılık
içermektedir.
Teklif ile Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun yargı yetkisinin
kullanımına ilişkin hususlar hariç olmak üzere hâkimlerin idari görevleri ile
delilleri değerlendirme ve suçu niteleme yetkisi hariç olmak üzere savcıların
adli görevlerine ilişkin konularda genelge düzenleme yetkisi ortadan
kaldırılmaktadır.
Adalet Bakanlığı'nın hâkim ve savcılar üzerindeki yetkileri
Anayasa'nın 140 ve 144. maddelerinde sınırlı bir şekilde düzenlenmiştir.
Savcıların idari görevleri yönünden Adalet Bakanlığı'na bağlılık esas iken,
Anayasa'nın 140. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen hâkimlerin idari
görevleri yönünden Adalet Bakanlığı'na bağlılığının da aynı maddenin ikinci
fıkrasıyla birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir. Fıkrada, hâkimlerin, adli
ve idari görev ayrımı yapılmaksızın, mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik
teminatına göre görev yapacağı belirtilmiştir. Dolayısıyla idari görevler
yönünden de olsa hâkimlerin mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatına
göre görev yapması anayasal bir zorunluluktur. Bu noktada Kurul'un Anayasanın
159. maddesinde yargının bağımsızlığının kurumsal güvencesi olarak
oluşturulduğu göz önüne alındığında, yargısal bağımsızlığı koruma adına
hâkimlerle ilgili idari görevlere ilişkin genelge çıkarabilmesi gerekir.
Ayrıca, Anayasanın 140. maddesinin 6. fıkrasında savcıların idari
yönden Bakanlığa bağlı oldukları ifade edildikten sonra 144. maddesinde
savcıların sadece idari görevleri yönünden Bakanlık denetimine tabi olduğu
belirtilmiştir. Dolayısıyla her iki madde de Bakanlık, savcıların sadece idari
görevleri ile ilgili olarak yetkili kılınmıştır. Bu sebeple delilleri
değerlendirme ve suçu niteleme yetkisi hariç olmak üzere savcıların adli
görevlerine ilişkin konularda Bakanlığın genelge çıkarması Anayasaya açıkça
aykırıdır. Kuvvetler ayrılığı ve mahkemelerin bağımsızlığı ilkeleri uyarınca bu
konuda genelge çıkarma yetkisinin Kurul'a ait olduğu açıktır. Bu nedenle
düzenleme Anayasanın 2., 138., 140., 144 ve 159. maddelerine açıkça aykırıdır.
Teklifle, Teftiş Kurulu Başkanını, Teftiş Kurulu başkan
yardımcılarını ve genel sekreter yardımcılarını atamak, yönetmelik çıkarmak ve
genelge düzenlemek, dairelerden birine gelen ve olağan çalışmalar ile
karşılanamayacak oranda artan işlerden bir kısmını diğer bir daireye vermek ve
Kurul üyeleri hakkındaki suç soruşturması ile disiplin soruşturma ve kovuşturma
işlemlerini yürütmek ve bu konuda gerekli kararları vermek" konuları Kurul
Başkanının yani Adalet Bakanının görev ve yetkileri kapsamına alınmaktadır.
Teklifle, Kurul Başkanının görevlerinde yapılan değişikliklerin
zorunlu sonucu olarak Genel Kurulun görevlerinde de yeniden düzenleme
yapılmaktadır. Ayrıca daire kararlarına yapılan itirazların itiraz merciinde
değişiklik yapıldığından bu görev de Genel Kuruldan alınmaktadır.
Anılan düzenlemeler ile yargı bağımsızlığı açısından hâkim ve
savcıların mesleki kariyerleri hakkında önemli etkisi olan müfettişler ve
Teftiş Kurulu ile Kurulun işleyişinde önemli bir konuma sahip olan genel
sekreter yardımcıları doğrudan yürütmenin kuruldaki temsilcisi olan Adalet
Bakanına, dolayısıyla siyasal iktidara bağlanmaktadır. Söz konusu düzenleme
kuvvetler ayrılığı, mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı ilkelerine
açıkça aykırıdır. Dolayısıyla düzenleme Anayasanın 2., 138. ve 140 maddelerine
aykırıdır. Genel Kurul'a ait olan yetki yürütme organına devredilmektedir.
Bu gerekçelerle ve kelime sınırlaması nedeniyle önergede yer
verilemeyip Muhalefet Şerhinde yazılı diğer gerekçelerle, Teklifin tümü
üzerindeki görüşmelere devam edilmesi büyük önem taşımaktadır.
BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
İçtüzük 72. madde çerçevesinde Kanun teklifinin tümünün
görüşmelerine devam edilmesini arz ederiz.
Lütfü Türkkan D. Ali Torlak Oktay Vural
Kocaeli İstanbul İzmir
Celal
Adan Seyfettin
Yılmaz
İstanbul Adana
Gerekçe:
Kuvvetler ayrılığına aykırı, yargıyı yürütmenin otoritesine teslim
eden bu teklifin görüşmelerinin devam etmesi teklifin sakıncalarının daha net
bir şekilde anlatılmasını mümkün kılacaktır.
BAŞKAN – Evet, aynı mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Benim önergem var, benim önergem var.
BAŞKAN - Sayın Genç, o ayrı önergedir, sırası gelecek.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Niye başını sallıyorsun sen? Niye başını
salıyorsun? O kürsüyü temsil etme niteliğin yok, bilgin yok…
İHSAN ŞENER (Ordu) - Sen mi karar vereceksin buna? Hayret bir şey
ya!
BAŞKAN - Sayın Genç, sizin önergeyi -en az sizin kadar burada
herkesin bilgisi var efendim- soru-cevap işleminden sonra işleme koyacağım.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Soru-cevaptan sonra değil, şimdi koyman lazım.
BAŞKAN – Kabul edenler…
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MUHARREM İNCE (Yalova) – Yoklama istiyoruz.
BAŞKAN – Yoklama talebiniz var, yerine getireceğim.
Sayın İnce, Sayın Özkan, Sayın Çıray, Sayın Aygün, Sayın Dibek,
Sayın Öner, Sayın Tezcan, Sayın Tanal, Sayın Acar, Sayın Güler, Sayın Ören,
Sayın Haberal, Sayın Gümüş, Sayın Köktürk, Sayın Kuşoğlu, Sayın Öztrak, Sayın
Erdemir, Sayın Nazlıaka, Sayın Demir, Sayın Toprak.
İki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri
(Devam)
3.- Bartın Milletvekili Yılmaz
Tunç ve 77 Milletvekilinin; Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi ve Adalet Komisyonu Raporu (2/1929) (S. Sayısı: 523) (Devam)
BAŞKAN – Önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Yirmi dakika süreyle soru-cevap işlemi yapılacaktır ancak sayın
milletvekilleri, yoklama nedeniyle sisteme giren isimler silindiği için Sayın
Halaman, Sayın Tanal, Sayın Dibek, Sayın Yılmaz, Sayın Türkkan, Sayın Öz, Sayın
Şimşek, Sayın Demir, Sayın Özcan, Sayın Öztürk, Sayın Yüksel, Sayın Köktürk ve
Sayın Kaplan, sisteme girmelerini rica ediyorum, bu sıraya göre işlem
yapılacaktır.
Sayın Halaman, girmediniz...
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Bunda da mı dümen var ya!
BAŞKAN – Bozdunuz…
Sayın Halaman, buyurun.
ALİ HALAMAN (Adana) – Sayın Başkanım, teşekkür ederim.
Sorum Sayın Bakanımıza, şöyle söylüyorum: Yani son üç senedir
“açılım” adına çadır mahkemelerini kurdurarak mevcut savcılara, hâkimlere görev
verip başına da hatta bir bakan koyup ne kadar pusu kurarak polisi, askeri
öldüren, bebek katillerini, PKK’lıları serbest bıraktınız.
İki: “Asker sivil darbe yapacak.” diyerek hâkimleri, savcıları
görevlendirip askerleri cezaevine tıktınız. Son günlerde, tutuklu milletvekili
adına, KCK’dan dolayı, pazar günü, İnternet üzerinden mail yoluyla tutuklu
milletvekillerini bırakıp Engin Alan Paşa’yı bırakmadınız.
Şimdi, neyi gerek gördünüz de yeni bir kanuna ihtiyaç duydunuz? Bu
hâkim ve savcıların ne problemi vardı da bu problemlerden dolayı yeni bir kanun
çıkartmayı arzu ettiniz? Ben bunu sordum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN –Teşekkür ediyorum.
Buyurun Sayın Tanal.
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, çok samimi söylüyorum. Yani bu soruşturmaların önüne
set, engel olmak için anladığımız kadarıyla bu yasa geliyor. Yani gerçekten çok
samimi… Ne kadar paraya ihtiyaç varsa, benim fazla 1 tane dairem var, o dairemi
vermek istiyorum size, Hükûmete. Ne olur, bu yargıyı siyasete bağlamayın.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Hayda! Bu ağır oldu ya!
MAHMUT TANAL (İstanbul) - İkinci soru: Ceza Muhakeme Kanunu’nun
160’ıncı maddesi… Bir arabada eğer suç unsuru bir delil varsa cumhuriyet
savcısının 160 ve 161’inci maddeye göre bunu araştırma yükümlülüğü var. Bana,
Allah rızası için -hangi yasada- efendim, “Suç delilini bu savcı engelleyemez.”
diye bir madde gösterin, ben sizden özür dileyeceğim.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Dibek, buyurun.
TURGUT DİBEK (Kırklareli) – Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Sayın Bakanım, bugün, Hürriyet gazetesinde Nuray Babacan’ın
köşesinde bir yazı vardı bu 4 bakanla ilgili olarak, size gelen fezlekeler,
Meclise gönderilmek üzere Başbakanlık üzerinden size gelen fezlekelerle ilgili
olarak sizlerin oturup bir karar aldığınız, bu bakanlarla ilgili fezlekeleri
yerel seçimlerin sonuna kadar yani 30 Marta kadar göndermeyeceğinize dair bir
yazı var. Şimdi, bu iddia doğru mudur, siz bu konuyu böyle değerlendirdiniz mi?
Sizin Adalet Bakanlığı olarak bu fezlekeler üzerinde herhangi bir değerlendirme
yapma yetkiniz, hakkınız var mıdır? Yoksa, bu fezlekeleri hangi nedenle
bekletebilirsiniz? Tüm Türkiye’nin oradaki iddiaları görmesinden neden endişe
ediyorsunuz? Yani, yerel seçim sürecinde muhalefet o iddiaları kullanır, biz de
bu seçimlerde çok ciddi sıkıntıya gireriz diye bir kaygınız mı var? Bu konuda
kamuoyunu ve bizleri aydınlatırsanız mutlu olurum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Yılmaz…
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakan, şimdi bu 17 ve 25 Aralıkta yapılan büyük yolsuzluk
operasyonunda gerçekten baktığımızda dolarlar ortalıklarda dolaşıyor. Bu işin
içerisinde bakanlar var, bakan çocukları var, bacanaklar var, enişteler var.
Şimdi, bugün elimize geçti telefon tapelerinde Başbakan var, Başbakanın kızı
var, bürokratlar var, kaymakam var. Konuşmalara bakıyoruz “Selamünaleyküm”,
“inşallah”, “maşallah” ama ortada devletin malının yok edildiğine ve yetimin
hakkının yendiğine dair güçlü iddialar var. Şimdi, bunlar ortalıkta dururken
bunları yakalayan polislere, bunları ortaya çıkaran savcılara “Haşhaşi”,
“çete”, “inlerine gireceğiz” gibi ifadeleri hizmet hareketiyle ilgili mi
kullanıyorsunuz? Bunu ahlaki buluyor musunuz? On iki yıldır yol yürüdüğünüz bu
insanlara “çete” diyerek, bu çetenin içerisinde “İstedikleri her şeyi verdik.”
diyen Başbakan da var mıdır, Başbakan yardımcıları var mıdır, bakanlar var
mıdır? Yani, on iki yıl boyunca bunlarla beraber hareket edeceksiniz ve bundan
sonra, hırsızlıklarınız ortaya çıktı diye…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Türkkan…
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Sayın Bakanım, çok direkt bir soru
soracağım. Siz hırsız mısınız? Bildiğim kadarıyla değilsiniz, bildiğim bir
hırsızlığınız yok. Peki, niye hırsızları koruyan böyle bir HSYK değişikliği
konusunda ısrarlısınız? Böyle bir emri nereden aldınız? Bunu sormak istiyorum.
İkincisi, şu anda cezaevinde bulunan Sayın Engin Alan’ın hâlâ
içeride durması vicdanınızı rahatsız etmiyor mu? Bir milletvekilinin cezaevinde
bulunuyor olması Adalet Bakanı olarak sizi hiç rahatsız etmiyor mu?
Bir sorum da Sayın İyimaya’ya: Son çıkan tapelerde ismi geçen
Sayın Osman İyimaya’nın sizinle bir akrabalık bağı var mıdır, yok mudur; onu
öğrenmek istiyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Öz…
ALİ ÖZ (Mersin) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Bakan, 17 Aralık operasyonu sonrası bu kanunu, bu teklifi
acilen gündeme getirmenizin sebepleri nelerdir?
Türkiye’de HSYK yapısının yeniden düzenlenmesi 17 Aralıktaki bu
operasyonla ne kadar ilişkilidir?
Rüşvet, yolsuzluk ve kara para aklama operasyonuna… Daha önce
HSYK’nın yapısını “Hukukun üstünlüğünü getireceğiz.” diye değiştirmeniz,
referanduma gitmeniz, millete söz vermeniz, şimdi karşılığında da tekrardan bu
yasayı bu operasyonlardan sonra gündeme getirmeniz doğru mudur?
Şunu da öğrenmek istiyorum: 17 Aralıktan sonra, daha önce
kurduğunuz bu HSYK referandumdan sonraki süreçte tarafınızdan siyasallaştırılmış
mıydı? Bunu da net bir şekilde ifade ederseniz memnun olurum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Şimşek…
CEMALETTİN ŞİMŞEK (Samsun) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, Başbakan yurt dışına çıkarken, son yurt dışı
çıkışında, Adana’daki tırda arama yapmak isteyen savcıyı kastederek “O savcı
benden izin alacak.” dedi.
Şimdi, hakikaten hukuk devletinde savcı bir soruşturma yaparken
böyle Başbakandan ya da yürütmeden izin almak mecburiyetinde mi? Eğer bu bir
şeyse, Türkiye hukuk devletinde nereye gidiyor?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Demir…
NURETTİN DEMİR (Muğla) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakan, Bodrum’da polis sendikası kurarak örgütlenen
polislere Facebook’ta yaptıkları paylaşımlar sebebiyle soruşturma açıldı. 8 bin
polise soruşturma açıldığı iddia ediliyor. Bu insanlara soruşturma için
gönderilen müfettişlerce “CHP’li misiniz? Alevi misiniz? Solcu musunuz?” gibi
sorular yöneltiliyormuş. Acaba, yeni bu Bakanlığa gelişinizle birlikte bu soruları
sizin yönlendirdiğiniz doğru mudur, bilginiz var mı?
İkinci bir soru: Bugün Çanakkale’de özellikle 13 yaşındaki bir
çocuk Gezi direnişi eylemlerinde spreyle “Hükûmet istifa et.” yazdı diye
duruşmaya alındı, takibe alındı. Bu konudaki görüşünüz nedir?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Özcan…
TANJU ÖZCAN (Bolu) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakan, bugün Sayın Genel Başkanımız bir tutanak açıkladı,
grup toplantısında. Orada Sayın Müsteşarınız, zatıalinizin Müsteşarı İzmir
Başsavcısını arayıp, son yapılan, İzmir’de yapılan operasyonu engellemek için
açıkça talimat veriyor ve bu husus namuslu bir başsavcı tarafından tutanak
altına alınıyor ve bu başsavcı derhâl akşam görevden alınıyor. Siz, o
müsteşarınıza bu konuda bir yetki verdiniz mi, arama talimatını siz verdiniz
mi, müsteşarın böyle bir yetkisi var mı bir başsavcıyı arayıp operasyonu
“durdur, engelle” şeklinde söyleme yetkisi var mı, talimat verme yetkisi var
mı? Demokratik bir ülkede, başka bir ülkede olsaydı, bir adalet bakanı,
müsteşarının yaptığı bu eylem karşısında ya müsteşarı görevden alırdı ya kendi
istifa ederdi. Siz bu iki yoldan hangisini tercih etmeyi düşünüyorsunuz?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Öztürk…
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) – Sayın Başkan, aracılığınızla Sayın
Bakana sormak istiyorum: Bundan iki üç yıl öncesi, hatta altı ay öncesine kadar
Fethullah Gülen cemaati için “hizmet grubu”
deniliyor idi. Şimdi Fethullah Gülen cemaati çete midir? Sayın Başbakanın
söylediği ya da AKP yandaşlarının söylediği paralel yapı kimdir, yargının
içerisindeki paralel yapı kimdir?
İkincisi: 4 bakan hakkında yolsuzluk iddiasıyla soruşturma
başlatıldı. Bu bakanlar hakkındaki fezlekeler niye Meclise gönderilmiyor.
Üçüncü soru: Sayın Müsteşarınızın İzmir Cumhuriyet Başsavcısını
arayıp “O soruşturmaları durdurun.” talimatıyla ilgili hangi işlemi yapmayı
düşünüyorsunuz? Müsteşarın böyle bir görevi var mıdır?
BAŞKAN – Teşekkür ederim.
Sayın Yüksel… Yok.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Bakana cevap hakkı verin de…
BAŞKAN – Sayın Köktürk…
ALİ İHSAN KÖKTÜRK (Zonguldak) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
1) Sayın Bakan, HSYK’daki her üç dairenin de üye sayısı 7, 7, 7 olarak
belirlenmişken bu teklif görünümlü tasarıyla dairelerin üye sayısının 5, 5, 11
olarak değiştirilmesinin mantığı nedir?
2) Dairelerin üye sayısının 5, 5, 11 olarak belirlenmesinde hâkim
olduğunuza inandığınız 6 üyeyle 22 üyeli HSYK’nın en önemli fonksiyonlarına
hâkim olma hesaplarının payı var mıdır?
3) Dairelerin kararlarına karşı itirazları neticelendirme
yetkisinin Genel Kuruldan alınarak sonraki daireye verilmesi aynı matematiksel
hesapların sonucu mudur?
4) Yargının geleceğini ilgilendiren böylesine önemli bir tasarıyı
evrensel hukuk ilkelerine göre değil de konjonktürel, matematiksel hesaplar ve
yolsuzlukları örtme amacı üzerine oturtmanıza vicdanınızın verdiği tepki nedir?
Vicdanınız rahat mıdır Sayın Bakan böyle bir tasarıyı hazırlamaktan?
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Bakan, buyurun.
MEHMET HİLAL KAPLAN (Kocaeli) – Sayın Başkan, benim de bir sorum
vardı.
BAŞKAN – Süre Sayın Kaplan, süreye bakarsanız on iki dakika, soru
sorma süresi geçti.
FARUK BAL (Konya) – On iki dakika da cevap hakkı verin Sayın
Başkan.
BAŞKAN – Süre kalırsa veririz.
Buyurun.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) – Evet, Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; pek çok soru var, bu süre içerisinde bunların hepsini
cevaplama imkânım olmayabilir; cevaplayamadıklarımızı yazılı cevaplandırırız,
onu baştan söyleyeyim.
Sorularla ilgili, özellikle bu Adana’daki tırla alakalı değişik
sorular geldi. Onunla ilgili biliyorsunuz MİT Kanunu, kanunun ismini
söylemeyeyim, orada MİT mensuplarının veya belirli bir görevi ifa etmek üzere
kamu görevlileri arasından Başbakan tarafından görevlendirilenlerin görevlerini
yerine getirirken görevin niteliğinden doğan veya görevin ifası sırasında
işledikleri iddia edilen suçlardan dolayı ya da 5271 sayılı Kanun’un 250’nci
maddesinin 1’inci fıkrasına göre kurulan ağır ceza mahkemelerinin görev alanına
giren suçları işledikleri iddiasıyla haklarında soruşturma yapılması Başbakanın
iznine bağlıdır.
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Soruşturma yapmıyor, suç delillerini
arıyor.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) – Bakın, bu bir…
OKTAY VURAL (İzmir) – Görevin niteliğinden kaynaklanmıyor ki.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) – Bakın, bu olayla alakalı,
bir ihbar üzerine gidildiğinde, olay yerinde, bu tırların Millî İstihbarat
Teşkilatıyla irtibatlı olduğu ifade ediliyor. Bu uygulayıcılarla… Ben sordum,
onlar nasıl olur diye, onların dediği şey…
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Silah sevkiyatı var mı MİT’in
görevleri içinde?
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Tırın içindeki insan olsaydı insan
ticareti mi olacaktı?
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) – …böyle bir durumda tutanak
tutup işlemin devamı için izin talep etmeleri gerektiği yönündedir.
OKTAY VURAL (İzmir) – Görevin niteliğiyle bağdaşmıyormuş o zaman.
MAHMUT TANAL (İstanbul) – İzin yok orada.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) – Yani kanun bu noktada
açıktır.
OKTAY VURAL (İzmir) – Görevle ilgili değil onlar.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) – Bakın, bunlar MİT’in
görevleri. Kanunda açık açık yazılıdır…
OKTAY VURAL (İzmir) – Hangi görevi vermiş Başbakan?
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) – …ve o görevler kapsamında
olan yasaya uygun işlerdir ve yasaya uygun olan işlerle ilgili bir…
MAHMUT TANAL (İstanbul) – 4’üncü madde görevleri sayıyor Sayın
Bakan. Bakın, MİT Yasası’nın 4’üncü maddesinde silah taşıma görevi yok MİT’in
orada.
OKTAY VURAL (İzmir) – Demek ki artık tetikçi şey yapmak… Devlet
istediğini yapar, hukuk dışı her türlü işlem yapar. Uyuşturucuyu da kaçırır,
tır da götürür. Böyle bir şey olur mu ya!
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) – Bakın, Adana Cumhuriyet
Başsavcılığınca yürütülmekte olan bir soruşturma kapsamında Adana İl Jandarma
Alay Komutanlığının 19/1/2014 tarihli ve sayılı yazısı ekinde alınan ihbar
tutanağında bahsedilen hususların Adana Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/2
sırasında kayden devam eden soruşturma dosyasıyla irtibat olduğu görülmesi
üzerine ihbara konu araç içerisinde patlayıcı madde ve mühimmat bulunduğu,
bunların yasa dışı terör örgütüne gönderildiği, eylemin Türk Ceza Kanunu’nun
315’inci maddesinde düzenlenen konularla irtibatlı olduğuna ilişkin ihbarlar
var. Bunun üzerine geliniyor ve orada da bunlarla alakalı konularla ilgili bu
araçların Millî İstihbarat Teşkilatıyla ilgili olduğu ifade ediliyor, bütün
yerlerle ilgili bahsi geçen tırlar ve malzemelerle ilgili olarak Adana Valiliği
19/1/2014 sayılı yazısı ekinde…
OKTAY VURAL (İzmir) – Patlayıcıyla ne işi var, suikast mı
düzenliyorsunuz ha? Kime suikast düzenliyorsunuz?
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - …Millî İstihbarat Teşkilatı
Müsteşarlığı Adana Bölge Başkanlığının yine aynı tarihli yazısında, söz konusu
malzemelerin teşkilata ait olduğu yurt içi bölge üniteleri arasında…
OKTAY VURAL (İzmir) – Faili meçhulleri meşrulaştırıyorsunuz.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - …malzeme nakli yaptıklarının
bildirilmesi üzerine detaylı arama yapılmayarak malzemelerin görüntülerinin
alınıp niteliği için kısa inceleme yapılarak araçlar MİT Bölge Başkanlığı
yetkilerine teslim edilmiştir.
OKTAY VURAL (İzmir) – Nerede malzeme şeyi?
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) – Bakın, çok açık bir şekilde
bu nettir. Burada yasaya savcılar da uyacak, idareciler de uyacak, herkes
uyacak. Bir defa bunu açıkça ifade etmekte fayda görüyorum.
Öte yandan…
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Savcıları suç işlemeye tahrik
ediyorsunuz, teşvik ediyorsunuz. MİT Yasası’nın 4’üncü maddesinde görevi var
Sayın Bakan.
OKTAY VURAL (İzmir) – Bundan sonra bari kamyoncuları da takip
etmeyin de, ceza basıyorsunuz adamlara.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Şimdi, tabii, Hürriyet
gazetesinde Nuray Babacan’ın yazdığı bir haberle ilgili bir arkadaşımız sordu,
fezlekelerle alakalı.
TURGUT DİBEK (Kırklareli) – Ben sordum Sayın Bakan.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Ben daha önce de ifade
ettim, fezlekeler konusunda Adalet Bakanlığının bir takdir hakkı yoktur.
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) – Niye bekletiyorsunuz?
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Müsaade buyurun.
Adalet Bakanlığının bu konuda yayınlanmış bir genelgesi de vardır.
Bakanların görevleriyle ilgili herhangi bir isnat, iddia olduğu zaman bunun
doğrudan Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına gönderilmesi, kişisel
suçlarıyla ilgili bir konu olduğu zaman da fezleke düzenlenip Adalet Bakanlığı
üzerinden Meclise gönderilmesini öngören bir genelgesi var.
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Bakanların rüşvet yeme, yolsuzluk yapma
görevi yok Sayın Bakan. Rüşvet ve yolsuzluk, bakanın görevleri arasında
sayılmaz.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Şimdi bu genelge
çerçevesinde işlemler yapılıyor. Adalet Bakanlığının bu konuda yapabileceği şey
-sadece bu üst yazıda yazan kısım var ya- bu eğer dokunulmazlıkla ilgiliyse o
zaman buraya doğru göndermesi, yok eğer görevleriyle ilgiliyse iade edebilir
veya Meclise gönderebilir. Bu noktada da geçmiş uygulamalara baktığınızda bazı
dosyaların iade edildiğini, bazılarının da gönderildiğini görüyoruz.
TURGUT DİBEK (Kırklareli) – Ne zaman gelecek?
OKTAY VURAL (İzmir) – İade mi edeceksiniz yani?
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Bizim bu dosyaları tutmamız
mümkün değil.
OKTAY VURAL (İzmir) – Tutuyorsunuz.
TURGUT DİBEK (Kırklareli) – İade mi edeceksiniz?
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Biz sadece havale edeceğiz.
Yani o nedenle dosyaları bilinçli bir şekilde tutmamız söz konusu değildir.
Dosyaların içine bakmamız, incelememiz, “ne var, ne yok” diye değerlendirme
yapmamız da yasal olarak mümkün değildir. Bunu, bir kez daha altını çizerek
ifade etmek isterim.
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Sayın Bakan, gizli olan bir
soruşturmanın belgesi Bakanlıkta ne arar?
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Bir başka konu, Adalet
Bakanı Müsteşarıyla alakalı bugün gündeme getirilen konuyla ilgili Adalet
Bakanı Müsteşarımızla ben görüştüm: “Bu konuyla alakalı böyle bir görüşme oldu
mu, aradınız mı? Aradıysanız muhtevası nedir?” Adalet Bakanı Müsteşarı İzmir
Başsavcısını aramıştır, kendisiyle konuşmuştur ancak…
OKTAY VURAL (İzmir) – Ha, maç sohbeti yapmışlar!
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Müsaade buyurun,
söyleyeceğim ne söylediğini de.
…Adalet Bakanı Müsteşarı devam eden olayla ilgili bilgi almıştır.
Arkasından da, hukukun uygulanmasını, hukukun uygulanmasına engel olunmamasını
ve hukukun dışına çıkılmamasını da istemiştir.
OKTAY VURAL (İzmir) – Yani o söylemese hukuku uygulamayacak. Ya,
inandık yani! Allah aşkına, milletvekillerini aptal yerine koymayın yahu.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Bir şey daha söyleyeceğim:
Savcılar ve hâkimler idari yönden Adalet Bakanlığına bağlıdır, Meclisten
yüzlerce soru geliyor Bakanlığımıza. Bu sorularla ilgili cevaplar verilirken,
başka konular yapılırken de bizim elimizde bilgi olması lazım.
OKTAY VURAL (İzmir) – Her gün savcıyı mı arıyor “Hukuku
uygulayın.” diye?
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Bir adalet bakanının, adalet
bakanı müsteşarının veya bakanın cumhuriyet başsavcısıyla görüşmesi
yadırganmamalıdır. (CHP ve MHP sıralarından gürültüler)
OKTAY VURAL (İzmir) – Ya! İnsaf!
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) – Yani ben onu açıkça ifade
ediyorum. Ama soruşturmanın durdurulmasını, soruşturmanın kapatılmasını,
soruşturulacak konuların üzerinin
örtülmesini istemişse, o zaman ben de sizinle beraber olurum, onun gereğini
yaparım.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – “Soruşturmayı durdurun.” diyor.
OKTAY VURAL (İzmir) – Eğer sizde yürek varsa o zaman o savcı
hakkında soruşturma açın “Yalan söylüyor.” diye. Kimi kandırıyorsunuz siz?
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Ama soruşturmanın
kapatılmasını, soruşturmanın durdurulmasını, üzerinin örtülmesini isteyen bir
şey kesinlikle yoktur. Ben bunu açıkça ifade etmek isterim.
OKTAY VURAL (İzmir) – Yazıklar olsun yahu! Kimi kandırıyorsunuz
siz? Telefon açıp da maç anlatmış, yemek tarifi almıştır Allah bilir!
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) – Bu kadar olur! Ayıp yahu, ayıp!
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – “Soruşturmayı durdurun.” diyor.
OKTAY VURAL (İzmir) – Ne yediğini mi sordu? Ayıp ya! Tetikçisiniz
siz.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) – Tabii, teklifte dairelerin
“5, 5, 7” olarak düzenlenmesine ilişkin teklifin gerekçesinde de var, izah da
yapıldı. Onu teklif sahipleri getirdi. İş bölümü ve iş yoğunluğu nedeniyle
böyle bir değerlendirme yapıldığını ifade etti arkadaşlarımız.
OKTAY VURAL (İzmir) – Ayakkabı kutuları bitmemiş daha, geliyor o
zaman, yolda.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Sayın Türkkan bir soru
sordu, tabii ben işin doğrusu böyle bir üslupla bir soru sormayı doğru görmem,
size de yakıştırmam. Ben şimdi sizinle ilgili aynı üslupla bir soru sorsam
ondan da rahatsız olurum ama gerçekten “Siz hırsız mısınız?” derken ben
rahatsız oldum. Ama ben şimdi size kalksam “Siz edepsiz misiniz?” desem doğru
olur mu? (AK PARTİ sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar) Elbette değilsiniz
ama böyle bir yaklaşım, bu olmaz, bu Meclisin mehabetine de yakışmaz.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Sizin arkadaşlarınızın hırsızlığı ortaya
çıktı. Benim söylediğim yalan mı Sayın Bakan?
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Ama böyle bir soru mu
sorulur “Siz şu musunuz?” diye? Ben şimdi kalksam size sizinle ilgili… Böyle
bir şey olabilir mi? Ayıptır yani ayıptır!
OKTAY VURAL (İzmir) –Yani “Sayın milletvekilleri” ifadesinin
yanına… Yolsuzluk ve rüşveti kapatan sizsiniz.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Evet, Sayın Başkan, diğer
sorulara yazılı cevap vereceğim.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın Başkan, yolsuzluk ve rüşvet
soruşturmasına müdahale eden Sayın Bakan.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Bizim hiçbir şeye müdahale
ettiğimiz yok, biz hukukun doğru işlemesini istiyoruz.
OKTAY VURAL (İzmir) – Bir yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasına
müdahale eden Sayın Bakanı eleştirmek de Parlamentonun görevi. Kel alaka bir
şey...
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Biz doğru işlemesinden
yanayız, kimsenin hukukun dışına çıkmasına rızamız yok. Hiçbir yolsuzluğun
üzerini kapatmayız. Hiç kimseyi de korumayız ama…
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Arkadaşlarınıza söyleyin hırsızlık
yapmasınlar.
OKTAY VURAL (İzmir) – Siz tetikçi bakanlık yapıyorsunuz, siz savcı
ve hâkim ayarlamakla görevlendirildiniz.
BAŞKAN – Sayın Vural, lütfen oturun.
OKTAY VURAL (İzmir) – Niye rüşvet ve yolsuzluğu kapatıyorsunuz?
Reza Zarrabları niye örtüyorsunuz? Haram paracıları niye koruyorsunuz? Niye haram paracıları koruyorsunuz? Haram
paracı uluslararası çeteleri niye koruyorsun? Uluslararası çeteyi niye koruyorsun?
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, soru-cevap işlemi tamamlanmıştır.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Bir tek cümle söyleyeceğim Sayın Başkan.
BAŞKAN – Sayın Tanal, böyle bir usul yok, İç Tüzük hükmü ortada
yani böyle bir şey var mı?
Sayın milletvekilleri, soru-cevap işlemi tamamlanmıştır.
Şimdi, Tunceli Milletvekili Kamer Genç…
SIRRI SAKIK (Muş) – Sayın Başkan, biz dinleyemiyoruz.
OKTAY VURAL (İzmir) – Hırsızlıkları sorgulamak suç oldu be.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Bir tek cümle söyleyeceğim Sayın Başkan.
BAŞKAN – Sayın Tanal, böyle bir usul var mı? İç Tüzük’te gösterin,
söz vereyim size. Soru-cevap işlemi yapılıyor, soruyu sordunuz, Sayın Bakan da
cevap verdi.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Sayın Bakan, arkadaşlarınızı telefonla
arayın “Niye hırsızlık yapıyorsunuz, bizi bu sorulara muhatap ediyorsunuz?”
diye.
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) – Sayın Başkan, bir şey söyleyeceğim.
BAŞKAN – Böyle bir şey yok ki Sayın Yılmaz. Soru-cevap işlemi
yapıyoruz.
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) – Ne soracağımı biliyor musunuz?
BAŞKAN – Yok Sayın Milletvekilim, lütfen ama Sayın Yılmaz. Bitti
soru-cevap işlemi.
Evet, sayın milletvekilleri, Tunceli Milletvekili Kamer Genç
tarafından Başkanlığımıza…
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) – Sayın Başkan, bir saniye Sayın Başkan,
bir şey söyleyeceğim.
BAŞKAN – Sayın Yılmaz, burada kimsenin isteğine göre değil, İç
Tüzük ortada. Soru-cevap işlemi yapıldı ve bitti.
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) – Talebimi bir dinle, talebimi.
BAŞKAN - Talebiniz olmaz ki bundan sonra.
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın milletvekili soru sordu, soruyla ilgili
bunu nasıl cevaplandıracağını soracak.
BAŞKAN - Sayın Vural, İç Tüzük’ün neresinde var?
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) – Anladım da ne soracağımı nereden
biliyorsun?
BAŞKAN - Sayın Bakan cevap verdikten sonra…
OKTAY VURAL (İzmir) – Belki “Yazılı cevaplandıracağım.” diyecek.
BAŞKAN - Hayır efendim yok ki yani.
OKTAY VURAL (İzmir) – Nasıl yok ya?
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Belki “Ambulans çağır.” diyecek, nereden
biliyorsun? “Ambulans çağır.” diyecek belki.
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) – Sayın Başkan, benim talebimi bir al.
BAŞKAN - Sayın Kamer Genç tarafından Başkanlığımıza İç Tüzük’ün
87’nci maddesine göre teklifin Komisyona iade edilmesine dair bir önerge
verilmiştir.
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) – Sayın Başkan, ne söyleyeceğimi nereden
biliyorsun benim?
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Adam belki ambulans isteyecek ya. Allah
Allah!
BAŞKAN - İç Tüzük’ün 87’nci maddesi, kanunlarda ve İç Tüzük’te
aksine bir hüküm yoksa teklifin tümünün…
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) – Hayret, hayret!
BAŞKAN - …veya bir maddesinin komisyona iadesi hakkında
milletvekillerince önerge verilebileceği belirtilmektedir. İç Tüzük’ün 88’inci
maddesi ise…
KAMER GENÇ (Tunceli) – Bir ilgisi yok onun ya. Benim önergemi okur
musun?
BAŞKAN - Bir dinleyin lütfen.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Evvela önergemi oku, Başkan, önce önergemi
oku.
BAŞKAN - Tasarı ve teklifin tümünün veya bazı maddelerinin
komisyona geri verilmesini…
KAMER GENÇ (Tunceli) – O Komisyonun yetkisi veya Hükûmetin
yetkisi.
BAŞKAN - …esas komisyon ve Hükûmetin isteyebileceğini düzenleyen
özel bir hüküm getirmektedir.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Ya anlamayacağın şeylerle uğraşma, benim
önergemi oku. 87’nci maddeye göre önergemi oku.
BAŞKAN - Bu özel hüküm gereği, esas komisyon ve Hükûmet dışında
milletvekillerinin tasarı ve teklifin komisyona geri verilmesine yönelik önerge
vermeleri mümkün bulunmamaktadır.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Nasıl olur ya?
BAŞKAN - Tasarı ve tekliflerin komisyona geri verilmesine yönelik
Parlamento uygulaması da bu yöndedir. İç Tüzük’ün anılan hükmü gereği önerge
işleme alınmayacaktır.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Başkan, bak 87’nci maddeyi oku, oku.
BAŞKAN - Sayın Genç, 23’üncü Dönem Beşinci Yasama Yılı 86’ncı
Birleşimde…
KAMER GENÇ (Tunceli) – Sen yanlış yaptıysan, şimdiye kadar
uygulamadıysan olur mu!
BAŞKAN - 5 Nisan 2011 tarihinde…
KAMER GENÇ (Tunceli) – Hayır, kesinlikle. Bak 87’nci madde açık.
BAŞKAN - …yine aynı şekilde bir önerge verdiğiniz, bu önergeye de
aynı işlemin yapıldığı tutanaklarda kayıtlı efendim.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Hayır, onu yanlış hatırlıyorsun.
Sayın Başkan, o zaman usul hakkında söz istiyorum, tutumunuz
hakkında söz istiyorum.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, böylece teklifin tümü üzerindeki
görüşmeler de tamamlanmıştır.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 00.19
SEKİZİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 00.28
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Muharrem IŞIK
(Erzincan), İsmail KAŞDEMİR (Çanakkale)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
49’uncu Birleşiminin Sekizinci Oturumunu açıyorum.
523 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Teklifin tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, benim önergemi işleme koymak
zorundasın.
BAŞKAN – Şimdi, maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler…
KAMER GENÇ (Tunceli) – Benim önergemi işleme koymak zorundasın.
BAŞKAN – Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Sana laf söylüyoruz bak. Sen ne biçim
Meclis Başkan Vekilisin ya!
BAŞKAN – Sayın Genç, biraz önce cevap verdim.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Vermedin, önergemi de okumadın. Önergemi
işleme koysana.
BAŞKAN – Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 00.29
DOKUZUNCU OTURUM
Açılma Saati: 00.30
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Muharrem IŞIK
(Erzincan), İsmail KAŞDEMİR (Çanakkale)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
49’uncu Birleşiminin Dokuzuncu Oturumunu açıyorum.
523 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
OKTAY VURAL (İzmir) – Kaçmayın, kaçmayın Sayın Bakan, kaçmayın.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) – Bende kaçma yok.
OKTAY VURAL (İzmir) – Yargıdan kaçamayacaksınız, yargıdan
kaçamayacaksınız. Hâkim ve savcı ayarlamak sizin için kara bir leke olacak,
kara bir leke. Sizi Nurettin de kurtaramayacak.
BAŞKAN – 4’üncü sıraya alınan, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile
İtalya Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Çevre Koruma ve Sürdürülebilir Kalkınma
Alanlarında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ile Çevre Komisyonu ve Dışişleri Komisyonu Raporlarının görüşmelerine
başlayacağız.
4.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti
ile İtalya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Çevre Koruma ve Sürdürülebilir
Kalkınma Alanlarında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ile Çevre Komisyonu ve Dışişleri Komisyonu Raporları
(1/682) (S. Sayısı: 385)
BAŞKAN – Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
5’inci sıraya alınan, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile İran İslam
Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Doğal Kaynaklar ve Su Havzası Amenajmanı Üzerine
Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile
Çevre Komisyonu, Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu ile Dışişleri Komisyonu
Raporlarının görüşmelerine başlayacağız.
5.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti
ile İran İslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Doğal Kaynaklar ve Su Havzası
Amenajmanı Üzerine Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı ile Çevre Komisyonu, Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu ile
Dışişleri Komisyonu Raporları (1/441) (S. Sayısı: 266)
BAŞKAN – Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Alınan karar gereğince, kanun tasarı ve teklifleri ile
komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla görüşmek için, 22 Ocak 2014
Çarşamba günü saat 14.00’te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 00.31
XI.- KİT KOMİSYONU RAPORU (x)
1.- Kamu İktisadi Teşebbüslerinin
2009 Yılı Denetimine İlişkin Raporu
2.- Kamu İktisadi Teşebbüslerinin
2010 Yılı Denetimine İlişkin Raporu
(x) KİT Komisyonu Raporları
tutanağa eklidir.