Gökhan KOÇMAN Normal Gökhan KOÇMAN 2 4 2014-06-24T14:10:00Z 2014-06-24T14:10:00Z 122 73083 416577 3471 977 488683 14.00 Clean Clean false 0 0 nk 0 nk 0 0 false false false TR X-NONE X-NONE 0 nk 0 nk

DÖNEM: 24                            CİLT: 68                      YASAMA YILI: 4

 

 

 

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

TUTANAK DERGİSİ

 

 

 

43’üncü Birleşim

7 Ocak 2014 Salı

 

 

 

 

(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu Tutanak Dergisi’nde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)

 

 

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

 

   I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

 II.-  GELEN KÂĞITLAR

 III.- YOKLAMA

 IV.- ANT İÇME

1.- Mardin Milletvekili Gülser Yıldırım, Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Ayhan, Şırnak Milletvekili Selma Irmak, Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız ve Van Milletvekili Kemal Aktaş’ın ant içmesi

 

V.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları

1.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın, Adana’nın düşman işgalinden kurtuluşunun 92’nci yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması

2.- Hakkâri Milletvekili Adil Zozani’nin, Hakkâri’deki elektrik kesin-tileriyle ilgili sorunlara ilişkin gündem dışı konuşması

3.- Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, demokrasi ve hukuk konusuna ilişkin gündem dışı konuşması

 

VI.- AÇIKLAMALAR

1.- İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt’ün, Gezi ve Uludere olaylarında ölen gençlerin ailelerinin acılarına ve tutukluların görüşme sürelerinde farklılıklar olduğuna ilişkin açıklaması

2.- Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ’ın, Seyyid Ahmet Arvasi’nin ve Arif Nihat Asya’nın ölüm yıl dönümlerine ilişkin açıklaması

3.- İstanbul Milletvekili Haluk Eyidoğan’ın, kentsel dönüşüm uygula-malarında yaşanan başıbozukluğun önlenmesi gerektiğine ilişkin açıklaması

4.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, Bolu’da su borularının sık sık patlamasına ilişkin açıklaması

5.- Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı’nın, AKP iktidarında Türkiye’nin getirildiği noktanın utanç verici olduğuna ilişkin açıklaması

6.- Antalya Milletvekili Yusuf Ziya İrbeç’in, adil soruşturma ve yargılamayla yolsuzlukların üzerine gidilmesi ve acilen şeffaflık politikasına geçilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması

7.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, AKP’nin yargıdan elini çekmesi gerektiğine ilişkin açıklaması

8.- Isparta Milletvekili S. Nevzat Korkmaz’ın, İstanbul Milletvekili Engin Alan’ı sevgiyle, saygıyla andıklarına ve Başbakanın yolsuzluk ve hırsızlık olaylarıyla ilgili tavrına ilişkin açıklaması

9.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, İstanbul Milletvekili Engin Alan’ı saygıyla selamladığına ve halkın yaşadığı geçim sıkıntısı konusunda Hükûmetin ne yapacağını öğrenmek istediğine ilişkin açıklaması

10.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Malatyalı kayısı üreticilerinin zor durumda olduğuna ilişkin açıklaması

11.- Sinop Milletvekili Engin Altay’ın, yemin ederek görevlerine başlayan 5 milletvekiline başarılar dilediğine, İstanbul Milletvekili Engin Alan gelmeden Parlamentonun ayıplı görüntüsünün silinmeyeceğine ve bazı milletvekillerine yurt dışı yasağı getirilmesinin Meclise yapılabilecek en büyük aşağılama olduğuna ilişkin açıklaması

12.- Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın, yemin ederek görevlerine başlayan 5 milletvekiline başarılar dilediğine, bunun Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkının tanınmasıyla mümkün olabildiğine, yolsuzlukla mücadelenin AK PARTİ’nin varlık nedeni olduğuna ve yargıya müdahalenin söz konusu olmadığına ilişkin açıklaması

13.- Iğdır Milletvekili Pervin Buldan’ın, yemin ederek görevlerine başlayan 5 milletvekiline geçmiş olsun dileğinde bulunduğuna, İstanbul Milletvekili Engin Alan’ın da görevine başlamasını temenni ettiğine, milletvekillerine yurt dışı yasağı getirilmesinin bir iradeye saygısızlık olduğuna ve Türkiye’nin bu konudaki ayıbından kurtulması gerektiğine ilişkin açıklaması

14.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, Ordu Milletvekili İhsan Şener’in BDP grup önerisi üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

15.- Ordu Milletvekili İhsan Şener’in, Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

16.- Ankara Milletvekili Levent Gök’ün, İzmir Milletvekili Hamza Dağ’ın BDP grup önerisi üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

17.- Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz’ın, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun sözlü sorulara cevabındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

18.- Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun, Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz’ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

 

VII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Önergeler

1.- Bursa Milletvekili Önder Matlı’nın, Kamu İktisadi Teşebbüsleri Komisyonu üyeliğinden istifa ettiğine ilişkin önergesi (4/134)

2.- Diyarbakır Milletvekili Oya Eronat’ın, İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üyeliğinden istifa ettiğine ilişkin önergesi (4/136)

3.- Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancı’nın, İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üyeliğinden istifa ettiğine ilişkin önergesi (4/137)

4.- Çanakkale Milletvekili Mehmet Daniş’in, Dilekçe Komisyonu üyeliğinden istifa ettiğine ilişkin önergesi (4/138)

5.- Mardin Milletvekili Gönül Bekin Şahkulubey’in, Dışişleri Komisyonu ile Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu üyeliğinden istifa ettiğine ilişkin önergesi (4/135)

6.- Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı'nın, (2/1152) esas numaralı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/133)

 

B) Meclis Araştırması Önergeleri

1.- İzmir Milletvekili Hülya Güven ve 21 milletvekilinin, Suriyeli mülteciler için oluşturulan konteyner kentlerde görev yapan sağlık çalışanlarının sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/809)

2.- İstanbul Milletvekili Umut Oran ve 20 milletvekilinin, 2004-2012 yılları arasında açıklanan teşvik paketlerinin uygulama sonuçlarının ve eksik yönlerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/810)

3.- Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 20 milletvekilinin, kadınların çalışma yaşamında karşılaştıkları sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/811)

C) Tezkereler

1.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı İbrahim Yiğit başkanlığında Komisyon üyelerinden oluşan bir heyetin, Hırvatistan Parlamentosu Tarım Komisyonu Başkanı Franjo Lucic’in vaki davetine icabet etmek üzere Hırvatistan’a resmî bir ziyarette bulunmasına ilişkin tezkeresi (3/1361)

 

VIII.- ÖNERİLER

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri

1.- BDP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin “Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler” kısmında yer alan, 28/12/2011 tarihinde meydana gelen ve 35 yurttaşımızın yaşamını yitirdiği Uludere (Roboski) katliamı sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesinin (10/436) görüşmelerinin, Genel Kurulun 7 Ocak 2014 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

2.- MHP Grubunun, 10/10/2012 tarih ve 6284 sayı ile Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin ve arkadaşları tarafından Suriye’de yaşanan olaylar nedeniyle başta Hatay olmak üzere bölge illerinin sorunlarının belirlenmesi amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 7 Ocak 2014 Salı günkü birleşiminde okunarak, görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

3.- CHP Grubunun, Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar ve arkadaşları tarafından 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonu sonrasında gelişen olayların araştırılarak sorumluların ortaya çıkarılması amacıyla 6/1/2014 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak Genel Kurulun 7 Ocak 2014 Salı günkü birleşiminde okunmasına, görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

4.- AK PARTİ Grubunun, gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmında bulunan 520, 455, 63 ve 377 sıra sayılı kanun tasarılarının bu kısmın 3, 4, 5 ve 6’ncı sıralarına alınmasına ve diğer işlerin sırasının buna göre teselsül ettirilmesine ilişkin önerisi

 

IX.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR

1.- Sinop Milletvekili Engin Altay’ın, İstanbul Milletvekili Metin Külünk’ün CHP grup önerisi üzerinde yaptığı konuşması sırasında Cumhuriyet Halk Partisine sataşması nedeniyle konuşması

2.- İstanbul Milletvekili Metin Külünk’ün, Sinop Milletvekili Engin Altay’ın sataşma nedeniyle yaptığı konuşması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

3.- Sinop Milletvekili Engin Altay’ın, İstanbul Milletvekili Metin Külünk’ün sataşma nedeniyle yaptığı konuşması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

4.- Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın, Sinop Milletvekili Engin Altay’ın sataşma nedeniyle yaptığı konuşması sırasında Adalet ve Kalkınma Partisine sataşması nedeniyle konuşması

5.- Sinop Milletvekili Engin Altay’ın, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın sataşma nedeniyle yaptığı konuşması sırasında Cumhuriyet Halk Partisine sataşması nedeniyle konuşması

6.- Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner’in, Manisa Milletvekili Hasan Ören’in AK PARTİ grup önerisi üzerinde yaptığı konuşması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

7.- Manisa Milletvekili Hasan Ören’in, Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner’in sataşma nedeniyle yaptığı konuşması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

8.- Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz’ın, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun yaptığı açıklaması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

 

X.- SEÇİMLER

A) Komisyonlarda Açık Bulunan Üyeliklere Seçim

1.- Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm; Plan ve Bütçe; Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor; Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji; Dilekçe; Çevre; Millî Savunma; Avrupa Birliği Uyum; Dışişleri;  İnsan Haklarını İnceleme komisyonlarında açık bulunan üyeliklere seçim

XI.- SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Kars, Ağrı ve Iğdır illerindeki üniversitelerin bazı ihtiyaçlarına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/120) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

2.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın, orman muhafaza memurluğuna bayanların alınmadığı iddiasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2790) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

3.- Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek’in, Çarşamba ve Bafra ovalarına sulama kanalı yapılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/3024) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

4.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Bakanlık istisnai kadrolarına yapılan atamalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/3156) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

5.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, 2002 yılından itibaren gerçekleştirilen temsil giderlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/3226) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

6.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2007-2013 yılları arasında Ankara’da kullanılan su miktarına ve toplanan atık su bedellerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/3265) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

7.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, 2-B arazileri ile ilgili mevzuatta yapılan değişikliklere ilişkin sözlü soru önergesi (6/3408) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

8.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, kullanılabilir su potansiyeline ve kişi başına düşen su miktarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/3631) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

9.- Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, Osmaniye’nin Sumbas ilçesinin orman kadastrosuna ilişkin sözlü soru önergesi (6/3646) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

10.- Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, Osmaniye’nin Bahçe ilçesinin orman kadastrosuna ilişkin sözlü soru önergesi (6/3647) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

11.- Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, Osmaniye’nin Kadirli ilçesinin orman kadastrosuna ilişkin sözlü soru önergesi (6/3648) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

12.- Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, Osmaniye’nin Toprakkale ilçesinin orman kadastrosuna ilişkin sözlü soru önergesi (6/3649) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

13.- Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, Osmaniye’nin Hasanbeyli ilçesinin orman kadastrosuna ilişkin sözlü soru önergesi (6/3650) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

14.- Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, Osmaniye’nin Düziçi ilçesindeki bir köyün orman kadastrosuna ilişkin sözlü soru önergesi (6/3651) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

15.- Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, Osmaniye’nin Düziçi ilçesindeki bir köyün orman kadastrosuna ilişkin sözlü soru önergesi (6/3652) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

16.- Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, Osmaniye’nin Düziçi ilçesindeki bir köyün orman kadastrosuna ilişkin sözlü soru önergesi (6/3653) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

17.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Şanlıurfa, Osmaniye ve Kilis’teki sulama kanallarının temizlenmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/3681) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

18.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Elazığ, Adıyaman, Bitlis ve Siirt’te sulama kanallarının temizlenmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/3682) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

19.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Iğdır, Erzurum ve Kars’taki sulama kanallarının temizlenmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/3683) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

20.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Van’da yapılması planlanan bir HES projesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/3684) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

21.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Iğdır’da sulama birlikleri tarafından kullanılan suyun ücretine ve sulama suyu borçlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/3747) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

22.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan’daki su tüketim ücretlerine ve sağlıklı içme suyu teminine ilişkin sözlü soru önergesi (6/3753) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

23.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Kars’a yönelik proje ve yatırımlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/3783) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

24.- İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli’nin, İstanbul’da 3. Boğaz Köprüsü yapımına ilişkin sözlü soru önergesi (6/3812) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

25.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından kiralanan araçlar ile diğer taşınır mallara ilişkin sözlü soru önergesi (6/3917) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

26.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından kiralanan taşınmazlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/3919) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

27.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından gerçek-leştirilen taşınır mal satışlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/4044) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

28.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık personelinin görev yeri değişikliklerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/4095) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

29.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık kadrolarına ve personel durumuna ilişkin sözlü soru önergesi (6/4097) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

30.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, 2002-2013 yılları arasında Bakanlıkta hizmet alımı yoluyla veya sözleşmeli olarak çalıştırılan personele ilişkin sözlü soru önergesi (6/4150) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

31.- İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli’nin, İzmir Beydağ Barajı Sulama Projesi kapsamına alınmayan terfili alanlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/4251) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

32.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın, Adana’ya yönelik proje ve yatırımlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/4366) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

33.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, 4/C statüsünde çalışan personele ilişkin sözlü soru önergesi (6/4554) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

34.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, ücretsiz personel servisi uygulaması bulunup bulunmadığına ilişkin sözlü soru önergesi (6/4556) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

35.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlık tarafından kiralama yoluyla kullanılan hizmet binalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/4560) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

36.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya’nın Altıntaş ilçesinde yürütülen sulama projesi çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/4613) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

37.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Darıderesi Göleti yapım çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/4614) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

38.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Dağardı ve civar köylerinin içme suyu sorununa ilişkin sözlü soru önergesi (6/4615) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

39.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlıktaki boş kadrolara ilişkin sözlü soru önergesi (6/4618) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

40.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlık personeline ilişkin sözlü soru önergesi (6/4619) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

41.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın, Adana’nın Kozan ilçesinde orman yangınlarının artmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/4662) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

42.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan’a yönelik proje ve yatırımlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/4736) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

43.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan iline yönelik işbirliği ve ticari anlaşma amaçlı yabancı heyet ziyaretlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/4795) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

44.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Kars ve Iğdır illerine yönelik işbirliği ve ticari anlaşma amaçlı yabancı heyet ziyaretlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/4796) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

45.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Gümüşhane ve Bayburt illerine yönelik işbirliği ve ticari anlaşma amaçlı yabancı heyet ziyaretlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/4797) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

46.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Van ve Ağrı illerine yönelik işbirliği ve ticari anlaşma amaçlı yabancı heyet ziyaretlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/4813) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

47.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Erzurum ve Elazığ illerine yönelik işbirliği ve ticari anlaşma amaçlı yabancı heyet ziyaretlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/4828) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

48.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan’ın Çıldır ilçesindeki Aktaş Gölü ve çevresinin sit alanı ilan edilmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/4829) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

49.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Tokat’ın Erbaa ilçesindeki HES inşaatına ilişkin sözlü soru önergesi (6/4948) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

50.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Kahramanmaraş Elbistan Kalealtı Sulama Birliğine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/5017) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

51.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2010-2013 yılları arasında Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen AR-GE çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/5041) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

52.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, bölge tahmin ve uyarı merkezlerinin sayısının artırılması için gerçekleştirilen çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/5042) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

53.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2010-2013 yılları arasında Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen AR-GE çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/5043) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

54.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından tahmin ve erken uyarı sistemlerinin geliştirilmesi kapsamında yapılan çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/5044) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

55.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Meteoroloji Genel Müdürlüğünün üyesi olduğu uluslararası kuruluşlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/5045) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

56.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından yabancı ülkeler ile ortak yürütülen projelere ilişkin sözlü soru önergesi (6/5046) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

57.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/5047) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

 

XII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri

1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S. Sayısı: 156)

2.- Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporları (1/484) (S. Sayısı: 287)

3.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Japonya Hükümeti Arasında Nükleer Enerjinin Barışçıl Amaçlarla Kullanımına Dair İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu ile Dışişleri Komisyonu Raporları (1/850) (S. Sayısı: 520)

XIII.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Yurt Dışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığının Doğu Türkistan’a yönelik çalışmalarına ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler'in cevabı (7/32638)

2.- İstanbul Milletvekili Celal Dinçer’in, Kredi ve Yurtlar Kurumuna ait yurtların erkek-kız yurtları olarak ayrılmasına ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç'ın cevabı (7/32756)

3.- İstanbul Milletvekili İhsan Özkes’in, Edirne’nin Enez ilçesine bağlı bir köyün imam ihtiyacına ilişkin Başbakandan sorusu ve Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler'in cevabı (7/33126)

4.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Gezi Parkı protestolarına katıldıkları gerekçesiyle haklarında soruşturma açılan personele ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler'in cevabı (7/33159)

5.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Gezi Parkı eylemlerine katıldıkları gerekçesiyle haklarında soruşturma açılan personele ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç'ın cevabı (7/33240)

6.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Türk Hava Yollarının Ankara–Paris arasında doğrudan uçuş seferleri başlatıp başlatmayacağına,

Türk Hava Yollarının Ankara’dan hangi ülkelere ve şehirlere doğrudan uçuş seferleri yaptığına,

İlişkin soruları ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı (7/33378), (7/33379)

7.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, seçimleri gerçekleştirilmesine rağmen başkanlık atamaları yapılmayan federasyonlara ilişkin Başbakandan sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç'ın cevabı (7/33393)

8.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, dopingin engellenmesine yönelik denetimlere ve Türkiye’de kullanılan doping maddelerine ilişkin Başbakandan sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç'ın cevabı (7/33396)

9.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, futbol kulüplerine yönelik desteklere, futbolda vergilendirme sistemine ve futbol sektöründeki harcamalara ilişkin Başbakandan sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç'ın cevabı (7/33421)

10.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, öğrenim kredisi ve burslara ilişkin Başbakandan sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç'ın cevabı (7/33424)

11.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, barış elçisi olan gençlerin dünyaya mesaj vermek için çıktıkları gemi seyahatine,

Türkiye-Akdeniz Gençlik Barış Gemisi Projesi ve proje sırasında yaşandığı iddia edilen olaylara,

İlişkin Başbakandan soruları ve Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç'ın cevabı (7/33435), (7/33910)

12.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, 2000 yılından itibaren Diyanet İşleri Başkanlığında görev yapan personel sayısına ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler'in cevabı (7/33468)

13.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya’nın Tavşanlı ilçesine bağlı bir köydeki kamulaştırma ile ilgili iddialara ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/33526)

14.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında Türkiye’de engelli vatandaşların spor olanaklarına ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç'ın cevabı (7/33553)

15.- Batman Milletvekili Ayla Akat Ata’nın, yeni evlenecek genç çiftlere yapılacak yardımlara ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç'ın cevabı (7/33555)

16.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, yoklama kaçakları ve bakayalara ilişkin sorusu ve Millî Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’ın cevabı (7/33670)

17.- Mersin Milletvekili Ali Öz’ün, bağlı kurum ve kuruluşlar tarafından satın alınan ve kiralanan taşıtlara ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler'in cevabı (7/33824)

18.- İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak’ın, meyve ve sebze halleri ile ilgili sorunlara ilişkin sorusu ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın cevabı (7/34564)

19.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, Suriye sınırındaki mayınlara ilişkin sorusu ve Millî Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’ın cevabı (7/34674)

20.- Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, kapatılan Elektrik İşleri Etüt İdaresine ait taşınır ve taşınmaz malların akıbetine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/34796)

21.- İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz’ün, TRT’nin Başbakan’a sansür uyguladığı iddialarına ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı (7/34905)

22.- İstanbul Milletvekili Celal Adan’ın, son iki yılda İstanbul’da yaptırılan anket ve araştırmalara ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı (7/34906)

23.- Erzurum Milletvekili Oktay Öztürk’ün, enerji geri ödemelerinde indirim yapılan bölgelere ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/34939)

24.- Erzincan Milletvekili Muharrem Işık’ın, Nabucco Projesi’ne ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/34940)

25.- Amasya Milletvekili Ramis Topal’ın, destekleme prim ödemelerine,

- İstanbul Milletvekili Celal Dinçer’in, karekod uygulamasına,

- İstanbul Milletvekili Celal Adan’ın, son iki yılda İstanbul’da Bakanlık tarafından yaptırılan anket ve araştırmalara,

- Sinop Milletvekili Engin Altay’ın, Tarımsal Yayını Geliştirme Projesi’ne,

İlişkin soruları ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi  Eker’in cevabı (7/34965), (7/34966), (7/34967), (7/34968) 

26.- Kocaeli Milletvekili Haydar Akar’ın, Kocaeli’deki doğal gaz yatırımına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/35035)

27.- Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt’un, bir derginin yayınlarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı (7/35052)

28.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, tarihî bir hanın kiralanmasına ilişkin Başbakandan sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı (7/35065)

29.- İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz’ün, bir vakfın yöneticilerine ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı (7/35071)

30.- Samsun Milletvekili Haluk Koç’un, bir vakfa ait gayrimenkule ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı (7/35072)

31.- Ankara Milletvekili Levent Gök’ün, Ankara’nın Çubuk ilçesinin bazı cadde ve mahallelerindeki yüksek gerilim hattı ve elektrik dağıtım şebekesinin yer altına alınmasına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/35130)

32.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, Şanlıurfa’da bazı bölgelerde yaşanan uzun süreli elektrik kesintilerine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/35204)

33.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlığın afet yönetim planına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/35205)

34.- Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz’ın, tütün üreticilerinin sorunlarına,

- İstanbul Milletvekili Melda Onur’un, Yedikule bostanları için ilgili bakanlığa verilen görüşlere,

- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlığın afet yönetim planına,

İlişkin soruları ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi  Eker’in cevabı (7/35208), (7/35209), (7/35210)

35.- Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt’un, Sarp Gümrük Kapısı’nda tespit edilen kaçakçılık olaylarına ilişkin sorusu ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın cevabı (7/35239)

36.- Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt’un, Kapıkule Gümrük Kapısı’nda tespit edilen kaçakçılık olaylarına ilişkin sorusu ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın cevabı (7/35242)

37.- Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt’un, Gürbulak Gümrük Kapısı’nda tespit edilen kaçakçılık olaylarına ilişkin sorusu ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın cevabı  (7/35244)

38.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlığın afet yönetim planına ilişkin sorusu ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın cevabı (7/35257)

39.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, bağlı kurum ve kuruluşların İstanbul ilindeki binalarında depreme karşı dayanıklılık ölçümü yapılıp yapılmadığına ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı (7/35297)

40.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, Manisa’da herhangi bir azınlık cemaatinin vakıf olarak tescil edilmek üzere başvuru yapıp yapmadığına,

Azınlık cemaat vakıflarının taşınmaz iadesi taleplerine,

İlişkin soruları ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı (7/35363), (7/35364) 

41.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, TRT’nin tartışma programlarına katılan milletvekillerine ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı (7/35365)

42.- İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu’nun, ÇAYKUR’un ürettiği bir ürüne ilişkin sorusu ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi  Eker’in cevabı  (7/35443)

43.- İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, Gezi Parkı protestoları sırasında İstanbul Bezm-i Alem Camiinde çekilen görüntülere ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı (7/35499)

44.- Manisa Milletvekili Özgür Özel’in, Anadolu Ajansının Bezm-i Alem Valide Sultan Camiinde içki içildiği yönünde yaptığı haberlere ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı (7/35670)

45.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, toplu açılış törenlerine ve açılışı yapılan tesislere ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin cevabı (7/35741)

46.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Başbakanın bir ifadesinin TRT tarafından sansürlendiği iddiasına ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı (7/35809)


 

I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

 

TBMM Genel Kurulu saat 15.00’te açılarak yedi oturum yaptı.

Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Sadık Yakut, Başkanlık Divanı olarak 2014 yılının hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ettiklerine ilişkin bir açıklamada bulundu.

Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan, Artvin’de yaşanan sorunlara,

Kars Milletvekili Ahmet Arslan, Sarıkamış şehitlerini anma etkinliklerine,

Burdur Milletvekili Bayram Özçelik, millî şair ve Burdur eski milletvekili Mehmet Akif Ersoy’un 77’nci ölüm yıl dönümüne,

İlişkin gündem dışı birer konuşma yaptılar.

Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu, Sarıkamış şehitlerine Allah’tan rahmet dilediğine, millî şair Mehmet Akif Ersoy’un ve bilim adamı Seyyid Ahmet Arvasi’nin ölüm yıl dönümlerine ve yeni yılın Türkiye’ye ve dünyaya barış ve nizam getirmesini niyaz ettiğine,

Yalova Milletvekili Muharrem İnce, Sarıkamış şehitlerimize Allah’tan rahmet dilediğine ve İstiklal Marşı’mızın şairi Mehmet Akif Ersoy’un herkes için önemli bir şahsiyet olduğuna,

İstanbul Milletvekili Mihrimah Belma Satır, 2014 yılının ülkemize ve dünyaya sağlık, barış, mutluluk getirmesini dilediğine, İstiklal Marşı’mızın şairi Mehmet Akif Ersoy’a Allah’tan rahmet dilediğine ve Sarıkamış şehitlerini rahmet ve minnetle andığına,

İlişkin birer açıklamada bulundular.

Cumhurbaşkanlığının;

Bakanlar Kurulunda görev alan, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Ekonomi Bakanı Mehmet Zafer Çağlayan, Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, İçişleri Bakanı Muammer Güler ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın bakanlık görevlerinden istifalarının kabul edildiğine; Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın Başbakanın teklifi üzerine bakanlık görevinden alındığına;

Ankara Milletvekili Emrullah İşler’in Başbakan Yardımcılığına, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın Adalet Bakanlığına, Sakarya Milletvekili Ayşenur İslam’ın Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına, Antalya Milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu’nun Avrupa Birliği Bakanlığına, Kocaeli Milletvekili Fikri Işık’ın Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına, İstanbul Milletvekili İdris Güllüce’nin Çevre ve Şehircilik Bakanlığına, Denizli Milletvekili Nihat Zeybekci’nin Ekonomi Bakanlığına, Samsun Milletvekili Akif Çağatay Kılıç’ın Gençlik ve Spor Bakanlığına, Karaman Milletvekili Lütfi Elvan’ın Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığına, TBMM dışından Efkan Ala’nın İçişleri Bakanlığına atandıklarına,

İlişkin tezkeresi Genel Kurulun bilgisine sunuldu.

TBMM dışından İçişleri Bakanlığına atanan Efkan Ala ant içti.

Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel ve 20 milletvekilinin, GDO’lu (Genetiği Değiştirilmiş Organizma) ürünlerin insan ve çevre sağlığı üzerinde yarattığı etkilerin (10/806),

BDP Grubu adına Grup Başkan Vekili Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, un ve ekmeğin üretiminden halka sunumuna kadar olan süreçte halk sağlığını tehdit eden sorunların (10/807),

Mardin Milletvekili Erol Dora ve 22 milletvekilinin, cezaevlerinde anneleriyle beraber kalan çocukların sorunlarının (10/808),

Araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergeleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerlerini alacağı ve görüşmelerinin sırası geldiğinde yapılacağı açıklandı.

Başkanlıkça, Kamu İktisadi Teşebbüsleri Komisyonunda siyasi parti grubu mensubu olmayan milletvekillerine düşen 1 üyelik için aday olmak isteyen siyasi parti grubu mensubu olmayan milletvekillerinin yazılı olarak müracaat etmelerine ilişkin duyuruda bulunuldu.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Cemil Çiçek başkanlığında, Türkiye-Kuveyt Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı ve Artvin Milletvekili İsrafil Kışla, Türkiye-Bahreyn Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı ve Mardin Milletvekili Gönül Bekin Şahkulubey, Bursa Milletvekili İsmet Su, Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk ve Ankara Milletvekili Mustafa Erdem’den müteşekkil heyetin, Kuveyt Devleti Ulusal Meclisi Başkanı Marzouq Ali M. Al-Ghanim ve Bahreyn Krallığı Temsilciler Meclisi Başkanı Khalifa bin Ahmed Al Dhahrani’nin vaki davetlerine icabet etmek üzere 5-8 Ocak 2014 tarihlerinde Kuveyt ve Bahreyn’e resmî ziyaretlerde bulunmalarına ilişkin tezkeresi kabul edildi.

AK PARTİ Grubunun, Genel Kurulun çalışma saatleri ile gündemdeki sıralamanın yeniden düzenlenmesine; Genel Kurulun, 7, 14, 21, 28 Ocak 2014 ile 4 ve 11 Şubat 2014 Salı günkü birleşimlerinde bir saat sözlü soruların görüşülmesini müteakip diğer denetim konularının görüşülmeyerek gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmında yer alan işlerin görüşülmesine; 8, 15, 22, 29 Ocak 2014 ile 5 ve 12 Şubat 2014 Çarşamba günkü birleşimlerinde sözlü soruların görüşülmemesine; 521 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesine ilişkin önerisi yapılan görüşmelerden sonra kabul edildi.

Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonunda açık bulunan ve BDP Grubuna düşen 1 üyeliğe Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan seçildi.

Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının:

1’inci sırasında yer alan ve görüşmeleri yarım kalan, İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel kanun olarak görüşülmesi kabul edilen, Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu’nun (2/242, 2/80) (S. Sayısı: 156),

2’nci sırasında yer alan ve görüşmeleri yarım kalan, İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel kanun olarak görüşülmesi kabul edilen, Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu raporlarının (1/484) (S. Sayısı: 287),

Görüşmeleri, komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından ertelendi.

3’üncü sırasında yer alan ve görüşmeleri yarım kalan, İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel kanun olarak görüşülmesi kabul edilen, Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı ve 16 Milletvekilinin; Üniversite Öğretim Elemanları ile Sağlık Hizmetleri ve Yardımcı Sağlık Hizmetleri Sınıfında Çalışan Personelin Tam Süre Çalışmasına ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın; Organ ve Doku Alınması, Saklanması ve Nakli Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun; Sağlık Hizmetleri Temel Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, Tokat Milletvekili Orhan Düzgün’ün; Devlet Memurları Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın; Tababet ve Şuabatı San’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Raporu’nun (1/791, 2/159, 2/401, 2/592, 2/769, 2/1049) (S. Sayısı: 480 ve 480’e 1’inci Ek) görüşmeleri tamamlanarak yapılan açık oylamasından sonra kabul edildi.

 

Alınan karar gereğince, 7 Ocak 2014 Salı günü saat 15.00’te toplanmak üzere 20.58’de birleşime son verildi.

 

                                                                 Sadık YAKUT

                                                                 Başkan Vekili

 

            İsmail KAŞDEMİR                                                                Mine LÖK BEYAZ

                   Çanakkale                                                                             Diyarbakır

                   Kâtip Üye                                                                              Kâtip Üye

 

              Muharrem IŞIK                                                                  Bayram ÖZÇELİK

                    Erzincan                                                                                 Burdur

                   Kâtip Üye                                                                              Kâtip Üye
 

II.- GELEN KÂĞITLAR

                                                                                                                                                  No: 58

3 Ocak 2014 Cuma

Teklif

1.- Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten ve Rize Milletvekili Hasan Karal ile 6 Milletvekilinin; Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/1927) (Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm; Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor; Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler; İçişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.01.2014)

 

 

 

                                                                                                                                                  No: 59

6 Ocak 2014 Pazartesi

Teklif

1.- Adana Milletvekili Necdet Ünüvar ve Sivas Milletvekili Hilmi Bilgin ile 4 Milletvekilinin; Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/1928) (Adalet; İçişleri; Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler; Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi:  06.01.2014)

Sözlü Soru Önergeleri

1.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, Gazipaşa Havaalanında düzenlenen açılış törenine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/5055) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)

2.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, Alanya’da bir otel tarafından yapıldığı iddia edilen yasa dışı inşaata ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/5056) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)

3.- İstanbul Milletvekili Binnaz Toprak’ın, ilahiyat fakültelerinin ders programlarında yapılan değişikliğe ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/5057) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)

Yazılı Soru Önergeleri

1.- Çanakkale Milletvekili Ali Sarıbaş’ın, bir ihalede sahtecilik olduğu iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35974) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.12.2013)

2.-  Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer’in, bir üniversitedeki heykellerin kaldırıldığı iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35975) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.12.2013)

3.- Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin, Hükümet yanlısı bir basın oluşturulmaya çalışıldığı iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35976) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.12.2013)

4.- Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek’in, bir konuşmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35977) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.12.2013)

5.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Türkiye’deki kaçak maden ocakları sayısına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35978) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.12.2013)

6.- İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz’ün, Ergenekon davası kapsamında savcılık tarafından istenen bazı belgelerin verilmediği iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35979) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.12.2013)

7.- İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz’ün, kaldırılan Başbakanlık Takip Kurulunun faaliyetlerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35980) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.12.2013)

8.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, gelir dağılımına, intiharlara ve iktisadi verilere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35981) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.12.2013)

9.- İstanbul Milletvekili Celal Dinçer’in, Başbakanlıkça yayımlandığı iddia edilen bir belgeye ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35982) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.12.2013)

10.- Tokat Milletvekili Orhan Düzgün’ün, Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sınavındaki din kültürü ve ahlak bilgisi sorularının zorluğuna ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35983) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.12.2013)

11.-  Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü’nün, Tekirdağ’da gerçekleştirilen toplu açılış töreninde partinin belediye başkan adaylarının tanıtımının yapılmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35984) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.12.2013)

12.-  Bitlis Milletvekili Hüsamettin Zenderlioğlu’nun, koruculuk sistemine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35985) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.12.2013)

13.-  Aydın Milletvekili Bülent Tezcan’ın, ziyaret gerçekleştirdiği bazı illerdeki uygulamalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35986) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.12.2013)

14.-  Van Milletvekili Nazmi Gür’ün, Suriye’ye yapıldığı iddia edilen silah satışına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35987) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.12.2013)

15.-  Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in, KKTC’de eğitim ve öğretimini sürdüren bazı Kürt öğrencilere baskı uygulandığı iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35988) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.12.2013)

16.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, 2023 yılı için öngörülen hedeflere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35989) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)

17.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, 2002-2013 yılları arasında meydana gelen hırsızlık, gasp ve kapkaç olaylarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35990) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)

18.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, 2002-2013 yılları arasında yaşanan intihar olaylarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35991) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)

19.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, son günlerde yaşanan elektrik kesintilerine ve enerji politikalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35992) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)

20.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Suriye’ye silah ihraç edildiği iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35993) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)

21.-  Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan’ın, veteriner hekimlerin istihdam sorunlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35994) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.12.2013)

22.-  Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova’nın, astsubayların çalışma şartlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35995) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)

23.-  Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova’nın, ülkemizdeki taş ocaklarının sayısına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35996) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)

24.-  Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Malatya Kan Merkezinin araç gereç eksikliklerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35997) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)

25.-  İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, bilgi güvenliği ve kişisel verilerin korunması ile ilgili çeşitli hususlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35998) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)

26.-  İstanbul Milletvekili Binnaz Toprak’ın, LGBT bireylerin uğradığı mağduriyete ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35999) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)

27.-  İstanbul Milletvekili Binnaz Toprak’ın, Ermeni Meselesi ile ilgili çalışanların TTK tarafından fişlendiği iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36000) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)

28.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, AB ile imzalanan Geri Kabul Anlaşmasına ve sınır polisi uygulamasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36001) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)

29.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, kadına yönelik şiddete ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36002) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)

30.-  Muğla Milletvekili Tolga Çandar’ın, yabancılara satılan tarım arazilerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36003) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)

31.-  İstanbul Milletvekili Osman Taney Korutürk’ün, Suriye’ye silah sevkiyatı yapıldığı iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36004) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)

32.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, kıyı işgalinde bulunduğu için yıkılan yapılara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36005) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)

33.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Başbakanlık Takip Kurulunun çalışmalarına son verilmediği iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36006) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)

34.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Jandarma teşkilatında yeni bir yapılanmaya gidilip gidilmeyeceğine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36007) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)

35.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, 2002-2013 yılları arasında mal varlığı dondurulan kişilere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36008) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)

36.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesiyle ilgili iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36009) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)

37.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun Ermenistan’la ilişkilere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36010) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)

38.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Galatasaray TT Arena Stadının eksikliklerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36011) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)

39.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, bazı şirketlere yönelik vergi incelemelerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36012) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)

40.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Kadıköy Anadolu Lisesinin bulunduğu araziye ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36013) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)

41.-  Van Milletvekili Özdal Üçer’in, Van Depreminde yaralanan ve hayatını kaybeden vatandaşlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36014) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)

42.-  Iğdır Milletvekili Pervin Buldan’ın, Gezi eylemcilerinin soruşturma dosyasındaki gizlilik kararına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/36015) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.12.2013)

43.-  İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz’ün, bir cezaevinde din ve inanç hürriyetinin ihlal edildiği iddiasına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/36016) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.12.2013)

44.-  Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in, sosyal paylaşım sitelerindeki paylaşımları nedeniyle haklarında soruşturma açılan kişilere ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/36017) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.12.2013)

45.-  Van Milletvekili Özdal Üçer’in, yargı çalışanlarının sorunlarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı  soru önergesi (7/36018) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.12.2013)

46.-  Van Milletvekili Özdal Üçer’in, bir sendikanın adliyelerde yürütmüş olduğu sendikal çalışmalara müdahalede bulunulduğu iddiasına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/36019) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.12.2013)

47.-  Bursa Milletvekili Aykan Erdemir’in, 17 Aralık 2004 tarihinden itibaren gizlilik kararı alınan dava dosyalarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/36020) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)

48.-  Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in, göz altı sürecinde kötü muamele ve işkence vakalarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/36021) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)

49.-  Iğdır Milletvekili Pervin Buldan’ın, cezaevlerindeki hasta tutuklu ve hükümlüler ile ağır hasta bir hükümlüye ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/36022) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)

50.-  İzmir Milletvekili Rıza Mahmut Türmen’in, toplantı ve gösteri yürüyüşleri ile ilgili düzenlemelere ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/36023) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)

51.-  Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova’nın, çocuk ıslahevi ve tutukevi sayısına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/36024) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)

52.-  Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova’nın, çocuk hükümlü ve tutukluların yaşam koşullarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı  soru önergesi (7/36025) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)

53.-  İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, kişisel verilerin korunmasına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/36026) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)

54.-  Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova’nın, cinsel istismara uğrayan çocuklara ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/36027) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)

55.-  Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova’nın, şiddete maruz kalan kadınlara ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/36028) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)

56.-  Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Bitlis ve Siirt’te verilen iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/36029) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.12.2013)

57.-  Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan’ın, taşeron işçilerin sorunlarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/36030) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.12.2013)

58.-  Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in, karayolu ve demiryolu işçilerinin sosyal ve özlük haklarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/36031) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.12.2013)

59.-  Kocaeli Milletvekili Haydar Akar’ın, personele ödenmeyen ikramiyelere ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/36032) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)

60.-  Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, dul ve yetim maaşı alanlardan farklı isimler altında para alındığı iddiasına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/36033) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)

61.-  Giresun Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu’nun, vize serbestisi çalışmalarına ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/36034) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)

62.-  İstanbul Milletvekili İhsan Barutçu’nun, 1915 Olayları ile ilgili yürütülen çalışmalara ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/36035) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)

63.-  Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu’nun, Erzincan Kompresör İstasyonu Yapım İşine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/36036) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.12.2013)

64.-  İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, doğalgaz kullanılamayan illere ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/36037) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)

65.-  Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, elektrik kesintilerine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/36038) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)

66.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, doğalgaz ve elektrik yeterliliğine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/36039) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)

67.-  Kocaeli Milletvekili Haydar Akar’ın, bir futbol takımı hakkında başlatılan disiplin sürecine ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/36040) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.12.2013)

68.-  Aydın Milletvekili Bülent Tezcan’ın, öğrenim kredisini ödeyemediği için icra takibine giren kişilerin sayısına ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/36041) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)

69.-  Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, susam fiyatlarındaki artışa ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/36042) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.12.2013)

70.-  Muğla Milletvekili Nurettin Demir’in, sera tarımında yaşanan çeşitli sorunlara ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/36043) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)

71.-  Balıkesir Milletvekili Haluk Ahmet Gümüş’ün, TKDK’nın verdiği desteklere ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/36044) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)

72.-  Muğla Milletvekili Nurettin Demir’in, Toprak Mahsulleri Ofisinin Şanlıurfa’daki bir arazisinin satışına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/36045) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)

73.-  İstanbul Milletvekili Sebahat Akkiray’ın, Gezi olaylarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı  soru önergesi (7/36046) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.12.2013)

74.-  Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, Bolu Belediye Başkanı hakkındaki bazı iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/36047) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.12.2013)

75.-  İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz’ün, Suriyeli direnişçilere destek verildiği iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/36048) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.12.2013)

76.-  Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, Antalya ziyaretindeki güvenlik önlemlerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/36049) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.12.2013)

77.-  Muğla Milletvekili Nurettin Demir’in, koruma memuru alınacağı iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/36050) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)

78.-  Hatay Milletvekili Mehmet Ali Ediboğlu’nun, Suriye’ye silah sevkiyatı yapıldığı iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/36051) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)

79.-  Van Milletvekili Özdal Üçer’in, Van’ın Çaldıran ilçesinde bir kişinin evine elektrik bağlanmamasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/36052) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)

80.-  Konya Milletvekili Atilla Kart’ın, yurt dışı görevlendirmelerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/36053) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)

81.-  Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt’un, kolluk kuvvetleri tarafından bir avukatın parmak izinin zorla aldırıldığı iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/36054) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)

82.-  Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt’un, Eskişehir Valiliğindeki peyzaj çalışmalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/36055) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)

83.-  İstanbul Milletvekili Binnaz Toprak’ın, Gezi olaylarında polisin yasadışı uygulamalar yaptığı iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/36056) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)

84.-  Aydın Milletvekili Bülent Tezcan’ın, görevden alınan emniyet mensuplarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/36057) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)

85.-  Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan’daki bir köyün içme suyu sorununa ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/36058) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)

86.-  Konya Milletvekili Atilla Kart’ın, Mevlana Müzesinde yapılan düzenlemelere ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/36059) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.12.2013)

87.-  Hatay Milletvekili Mehmet Ali Ediboğlu’nun, Milli Kütüphanenin bazı kitapları hurdaya çıkardığı iddialarına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/36060) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.12.2013)

88.-  İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in, özel tiyatrolara verilen desteklere ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/36061) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.12.2013)

89.-  Iğdır Milletvekili Pervin Buldan’ın, Diyarbakır’da tarihi kalıntıların bulunduğu bir alan için imar izni verilmesine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/36062) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.12.2013)

90.-  Mersin Milletvekili Vahap Seçer’in, TEOG sınavı için yapılan mazeret sınavına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/36063) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)

91.-  Gaziantep Milletvekili Mehmet Şeker’in, konservatuvar mezunu öğrencilere pedagojik formasyon eğitimi verecek üniversitelerin belirlenmesine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/36064) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)

92.-  İstanbul Milletvekili Binnaz Toprak’ın, bazı ders kitaplarındaki şiirlerin sansürlendiği iddialarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/36065) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)

93.-  İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt’ün, AÖF sınavında çıkan bir soruya ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/36066) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)

94.-  Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, Türk Cumhuriyetlerinden gelen öğrencilere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/36067) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)

95.-  Manisa Milletvekili Hasan Ören’in, okullarda rehber öğretmen norm kadrosu için olması gereken öğrenci sayısının arttırılmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/36068) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)

96.-  Adana Milletvekili Ali Demirçalı’nın, Ankara’daki helikopter kazasına ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/36069) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)

97.-  Van Milletvekili Özdal Üçer’in, kendisinden beş aydır haber alınamayan bir askere ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/36070) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)

98.-  İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel’in, bir başhekim hakkındaki iddialara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/36071) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.12.2013)

99.-  Iğdır Milletvekili Pervin Buldan’ın, cezaevlerindeki hasta tutuklu hükümlüler ile ağır hasta bir hükümlüye ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/36072) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)

100.-                İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi’nin, bazı yolsuzluk iddialarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/36073) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)

101.-                İstanbul Milletvekili Celal Dinçer’in, sahte kanser ilaçlarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/36074) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)

102.-                Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bazı bölgelerdeki sağlık teçhizatı ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/36075) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)

103.-                Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bazı bölgelerdeki doktor ve sağlık teçhizatı ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/36076) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)

104.-                Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bebek ve anne ölümlerine ve engellenmesi için yapılan çalışmalara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/36077) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)

105.-                Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, sağlık harcamalarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/36078) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)

106.-                Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgelerindeki hemşire ve ebe ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/36079) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)

107.-                Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Doğu Anadolu Bölgesindeki uzman hekim ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/36080) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)

108.-                Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, sağlık hizmetlerine bütçeden ayrılan paya ve bölgesel dengesizliklere ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/36081) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)

109.-                Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, ilaç tüketimi, ameliyat sayısı ve hasta sayısı ile ilgili verilere ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/36082) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)

110.-                Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, Halkbank tarafından satılan bir gayrimenkule ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/36083) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)

111.-                Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova’nın, ÇYDD’nin yaptığı çelenk bağışlarına vergi cezası kesilmesine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/36084) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)

112.-                Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan’ın, Bakanlık lojmanlarının tahsisinde yaşanan sorunlara ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/36085) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)

113.-                Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, bir karayolundaki tuzlama çalışmasına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/36086) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)

114.-                Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, TBMM lokantalarında sunulan yiyeceklerin kontrolüne ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/36087) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

115.-                Mersin Milletvekili Ali Öz’ün, Atatürk’ün gizli bir vasiyeti olduğu iddialarına ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/36088) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.12.2013)

116.-                İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, yeni İçişleri Bakanının dokunulmazlık durumuna ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/36089) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.12.2013)

Süresi İçinde Cevaplanmayan Yazılı Soru Önergeleri

1.- İstanbul Milletvekili İhsan Özkes’in, Denizli’de bir camiye pankart ve parti bayrakları asıldığı iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/32553)

2.- Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin’in, anadilde eğitim ile ilgili bazı ifadelerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/32557)

3.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Başbakanlığa ait arsa ve araziler ile bunların satış ve kiralama işlemlerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/32576)

4.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, TİKA tarafından ABD’de gerçekleş-tirilmesi planlanan bir içme suyu projesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/32588)

5.- Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek’in, Başbakan ve bakanların katıldığı törenleri düzenleyen organizasyon şirketlerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/32614)

6.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Hükümet politikalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/32619)

7.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlara ait arsa ve araziler ile bunların satış ve kiralama işlemlerine ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/32639)

8.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlara ait gayrimenkullere ve bunların satış ve kiralama işlemlerine ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/32640)

9.- İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, Ceyhan Müftülüğünce Başbakanın katılacağı bir tören öncesi Cuma namazı hutbesi sonrası anons yaptırılmasına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/32641)

10.-  Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından gerçekleş-tirilen bazı faaliyetlere ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/32642)

11.-  Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından verilen din hizmetine ve niteliklerine ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/32643)

12.-  Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı yurt dışı teşkilatlarda çalışan personele ve gerçekleştirilen harcamalara ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/32646)

13.-  Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı birimler tarafından gerçekleştirilen denetimlere ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/32649)

14.-  Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında Hac ve Umre Hizmetleri Genel Müdürlüğüne yapılan şikayetlere ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/32651)

15.-  Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında Diyanet İşleri Başkanlığı Hukuk Müşavirliği tarafından gerçekleştirilen mal ve hizmet alımlarına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/32652)

16.-  Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında Din Hizmetleri Ataşeliklerinde çalışan personele ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/32653)

17.-  Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında Din Hizmetleri Yüksek Kurulu tarafından gerçekleştirilen mal ve hizmet alımlarına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/32655)

18.-  Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel’in, yükseköğrenim görmek için yurt dışından ülkemize gelen öğrencilere ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/32656)

19.-  Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel’in, yükseköğrenim görmek için yurt dışından ülkemize gelen öğrencilere ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/32657)

20.-  Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, uzun menzilli füze savunma sistemi ihalesine ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/32954)

21.-  Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, askerlik süresinin kısaltılmasına ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/32957)

22.-  Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında yakalanan veya teslim olan terör örgütü mensuplarına ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/32958)

23.-  Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında TSK tarafından kullanılan biber gazına ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/32959)

24.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Van’ın Çaldıran ilçesinde mazot kaçakçılığı yaptığı ve sınırdaki askerler tarafından öldürüldüğü iddia edilen bir kişiye ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/32960)

25.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, sınır ihlallerine yönelik müdahalelere ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/32961)

26.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlığa ait gayrimenkullere ve bunların satış ve kiralama işlemlerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/33039)

27.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, bir açıklamasında bahsettiği belgelere ve ayrımcılık iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/33040)

28.-  Konya Milletvekili Atilla Kart’ın, Hava Kuvvetleri Komutanlığı bünyesindeki soruşturmalar ile emeklilik ve istifalara ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/33041)

29.-  İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, 2002 yılından itibaren İSKİ tarafından yapılan ihalelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/33206)

30.-  İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, itfaiye teşkilatı personeline ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/33207)

31.-  İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, 6360 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesi ile yetki ve sorumluluk konularında oluşan boşluklara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/33208)

32.-  Kocaeli Milletvekili Haydar Akar’ın, bir fabrikanın faaliyet aşamasında ortaya çıkabilecek insan sağlığına ve çevreye zararlı maddelere ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/33496)

33.-  Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Diyarbakır ve Şanlıurfa’da çeşitli kategorilerdeki çalışma alanlarında işveren ve çalışanlara iş sağlığı ve güvenliği eğitimi verilip verilmediğine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/33497)

34.-  Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Şırnak, Osmaniye ve Mardin’de çeşitli kategorilerdeki çalışma alanlarında işveren ve çalışanlara iş sağlığı ve güvenliği eğitimi verilip verilmediğine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/33498)

35.-  Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Adıyaman, Hakkâri ve Muş’ta çeşitli kategorilerdeki çalışma alanlarında işveren ve çalışanlara iş sağlığı ve güvenliği eğitimi verilip verilmediğine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/33499)

36.-  Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Siirt, Adıyaman ve Hakkâri’de çeşitli kategorilerdeki çalışma alanlarında işveren ve çalışanlara iş sağlığı ve güvenliği eğitimi verilip verilmediğine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/33500)

37.-  Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Bingöl, Batman ve Bitlis’te çeşitli kategorilerdeki çalışma alanlarında işveren ve çalışanlara iş sağlığı ve güvenliği eğitimi verilip verilmediğine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/33501)

38.-  Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Erzurum ve Elazığ’da çeşitli kategorilerdeki çalışma alanlarında işveren ve çalışanlara iş sağlığı ve güvenliği eğitimi verilip verilmediğine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/33502)

39.-  Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Van, Ağrı, Gümüşhane ve Bayburt’ta çeşitli kategorilerdeki çalışma alanlarında işveren ve çalışanlara iş sağlığı ve güvenliği eğitimi verilip verilmediğine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/33503)

40.-  Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan’da çeşitli kategorilerdeki çalışma alanlarında işveren ve çalışanlara iş sağlığı ve güvenliği eğitimi verilip verilmediğine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/33504)

41.-  Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Kars ve Iğdır’da çeşitli kategorilerdeki çalışma alanlarında işveren ve çalışanlara iş sağlığı ve güvenliği eğitimi verilip verilmediğine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/33505)

42.-  Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında engelli vatandaşların spor olanaklarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/33529)

43.-  Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, Anıtkabir arazisi ile ilgili iddialara ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/33874)

44.-  Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, Vahdettin Köşkü ve çevresindeki arazinin mülkiyetine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/33893)

45.-  Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, bir şirketin halka arzında hisse alan yatırımcılara ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/34440)

46.-  Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın, genel af çıkartılıp çıkartılmayacağına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/34867)

47.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Kocaeli’nin Gölcük ilçesinde bir bebeğin ölümüne ve yapılan soruşturmaya ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/34868)

48.-  Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in, bir askeri operasyona ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/34869)

49.-  Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın, Ankara’da doğal gaz satışına uygulanan sınırlamaya ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/34872)

50.-  Ankara Milletvekili Levent Gök’ün, Ankara Büyükşehir Belediyesinin vergi borçlarının affedilmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/34873)

51.-  Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, dershanelerin kapatılacağı iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/34874)

52.-  Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın, karma eğitimin kaldırılacağı iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/34875)

53.-  Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın, Ankara’da 2013 yılında yaşanan elektrik arıza ve kesintilerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/34877)

54.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Türkiye’de gözaltına alınan ve tutuklanan yabancı gazetecilerin sayısına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/34878)

55.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Dünya Kölelik Endeksi sonuçlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/34879)

56.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, sokakta yaşayan çocuklara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/34880)

57.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, bir rektörün beyanatına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/34881)

58.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Başbakanlık Koruma Müdürüne herhangi bir saldırı halinde “vur emri” verildiği iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/34882)

59.-  Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü’nün, bir TOKİ sitesindeki borçlanma miktarının arttırılmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/34883)

60.-  Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, 2013 yılı itibarıyla Doğu ve Güneydoğuda terör örgütü tarafından basılan şantiyelere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/34884)

61.-  Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova’nın, Balıkesir’in ilçelerindeki işsizlik oranlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/34887)

62.-  İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt’ün, memurlara rotasyon uygulamasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/34889)

63.-  Adana Milletvekili Ali Demirçalı’nın, Elazığ ilinin afet risk haritasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/34890)

64.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, psikiyatri ile ruh ve sinir hastalıkları servislerinde muayene olan kişi sayısına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/34891)

65.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, TUİK görevlilerinin bir anket çalışmasındaki tutumuna ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/34892)

66.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, 2010-2013 yılları arasında Niğde İl İnsan Hakları Kurulu ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvurulara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/34893)

67.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, 2010-2013 yılları arasında Nevşehir İl İnsan Hakları Kurulu ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvurulara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/34894)

68.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, 2010-2013 yılları arasında Muş İl İnsan Hakları Kurulu ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvurulara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/34895)

69.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, 2010-2013 yılları arasında Muğla İl İnsan Hakları Kurulu ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvurulara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/34896)

70.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, 2010-2013 yılları arasında Mardin İl İnsan Hakları Kurulu ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvurulara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/34897)

71.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, 2010-2013 yılları arasında Manisa İl İnsan Hakları Kurulu ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvurulara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/34898)

72.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, 2010-2013 yılları arasında Malatya İl İnsan Hakları Kurulu ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvurulara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/34899)

73.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, 2010-2013 yılları arasında Kütahya İl İnsan Hakları Kurulu ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvurulara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/34900)

74.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, 2010-2013 yılları arasında Konya İl İnsan Hakları Kurulu ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvurulara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/34901)

75.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, 2010-2013 yılları arasında Kahramanmaraş İl İnsan Hakları Kurulu ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvurulara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/34902)

76.-  Ankara Milletvekili İzzet Çetin’in, dershaneler konusunda görüş alınan velilere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/34903)

77.-  Balıkesir Milletvekili Namık Havutça’nın, 2012-2013 yılları arasında Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa muhalefet nedeniyle hakkında soruşturma açılan kişi sayısına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/34904)

78.-  Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, cari açığa ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/34907)

79.-  Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, tasarrufların milli gelire oranındaki düşüşe ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/34908)

80.-  İstanbul Milletvekili Celal Adan’ın, son iki yılda İstanbul’da yaptırılan anket ve araştırmalara ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/34909)

81.-  Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Tokat’taki mülteci sayısına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Beşir Atalay) yazılı soru önergesi (7/34910)

82.-  Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Türkiye’ye gelen mülteci sayısına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Beşir Atalay) yazılı soru önergesi (7/34911)

83.-  İstanbul Milletvekili Celal Adan’ın, son iki yılda İstanbul’da yaptırılan anket ve araştırmalara ilişkin Başbakan Yardımcısından (Beşir Atalay) yazılı soru önergesi (7/34912)

84.- İstanbul Milletvekili Celal Adan’ın, son iki yılda İstanbul’da Bakanlık tarafından yaptırılan anket ve araştırmalara ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/34917)

85.-  Mersin Milletvekili Ali Öz’ün, çocuk hakları ile ilgili çeşitli hususlara ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/34918)

86.-  Adana Milletvekili Ali Demirçalı’nın, bakanlığın Adana’daki faaliyetlerine ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/34919)

87.-  İstanbul Milletvekili Celal Adan’ın, son iki yılda İstanbul’da Bakanlık tarafından yaptırılan anket ve araştırmalara ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru önergesi (7/34920)

88.-  Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan’ın, Türk Ulusal Ajansı tarafından gerçekleştirilen projelere ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru önergesi (7/34921)

89.-  Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Van ve Ağrı’da eski hükümlülerin istihdamları ile ilgili çalışmalara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/34922)

90.-  Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Muş ve Şırnak’ta eski hükümlülerin istihdamları ile ilgili çalışmalara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/34923)

91.-  Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Mardin ve Osmaniye’de eski hükümlülerin istihdamları ile ilgili çalışmalara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/34924)

92.-  Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Kars ve Iğdır’da eski hükümlülerin istihdamları ile ilgili çalışmalara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/34925)

93.-  Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Gümüşhane ve Bayburt’ta eski hükümlülerin istihdamları ile ilgili çalışmalara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/34926)

94.-  Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Erzurum ve Elazığ’da eski hükümlülerin istihdamları ile ilgili çalışmalara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/34927)

95.-  Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Diyarbakır ve Şanlıurfa’da eski hükümlülerin istihdamları ile ilgili çalışmalara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/34928)

96.-  Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Bitlis ve Siirt’te eski hükümlülerin istihdamları ile ilgili çalışmalara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/34929)

97.-  Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Bingöl ve Batman’da eski hükümlülerin istihdamları ile ilgili çalışmalara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/34930)

98.-  Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan’da eski hükümlülerin istihdamları ile ilgili çalışmalara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/34931)

99.-  Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Adıyaman ve Hakkâri’de eski hükümlülerin istihdamları ile ilgili çalışmalara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/34932)

100.-                Çanakkale Milletvekili Ali Sarıbaş’ın, sigortasız çalıştırılan kişilere ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/34933)

101.-                Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü’nün, bir firmada çalışan işçilerin kıdem tazminatını alamadığına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/34934)

102.-                İstanbul Milletvekili Celal Adan’ın, son iki yılda İstanbul’da Bakanlık tarafından yaptırılan anket ve araştırmalara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/34935)

103.-                İstanbul Milletvekili Celal Adan’ın, son iki yılda İstanbul’da Bakanlık tarafından yaptırılan anket ve araştırmalara ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/34936)

104.-                Adana Milletvekili Ali Demirçalı’nın, bakanlık bütçesinden Adana için ayrılan orana ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/34937)

105.-                İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler’in, Ankara’nın Çankaya ilçesinde riskli alan olarak ilan edilen bir bölge ile ilgili yapılan işlemlere ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/34938)

106.-                Kocaeli Milletvekili Haydar Akar’ın, kimliği belirsiz kişilerin şehir merkezinde yaptığı araç denetimlerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/34969)

107.-                Amasya Milletvekili Ramis Topal’ın, Sulama Birlikleri personeline ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/34970)

108.-                İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel’in, bir kanun hükmünün uygulanmasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/34971)

109.-                İstanbul Milletvekili Celal Adan’ın, son iki yılda İstanbul’da Bakanlık tarafından yaptırılan anket ve araştırmalara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/34972)

110.-                Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Kabahatlar Kanunundaki değişikliğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/34973)

111.-                İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt’ün, Kartal-Kadıköy Metrosuna ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/34974)

112.-                İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt’ün, Anadolu Yakasından pasaport teminine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/34975)

113.-                Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek’in, Suriyeli sığınmacıların Türk vatandaşlığına geçişine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/34976)

114.-                Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan-Posof Karayolunun Ilgar Dağı mevkiindeki bölümünün asfaltlanmasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/34977)

115.-                Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan Posof’taki bir köyün konak ihtiyacına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/34978)

116.-                İstanbul Milletvekili Haluk Eyidoğan’ın, Bakanlığın çıkardığı bir genelgeye ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/34979)

117.-                İstanbul Milletvekili Celal Adan’ın, son iki yılda İstanbul’da bakanlık tarafından yaptırılan anket ve araştırmalara ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/34980)

118.-                İstanbul Milletvekili Fatma Nur Serter’in, karma eğitime ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/34982)

119.-                İstanbul Milletvekili Celal Adan’ın, son iki yılda İstanbul’da Bakanlık tarafından yaptırılan anket ve araştırmalara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/34983)

120.-                Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, etüt beslenmeli okulların statüsüne ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/34984)

121.-                Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan’ın Posof ilçesinde öğretmenlere yönelik lojman yapılmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/34985)

122.-                Amasya Milletvekili Ramis Topal’ın, Amasya’da özel bir sirk tarafından düzenlenen gösteriye okul öncesi öğrencilerin katılmasının İl Milli Eğitim Müdürlüğünce uygun görülmediği iddiasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/34986)

123.-                Kocaeli Milletvekili Haydar Akar’ın, zihinsel engelliler öğretmenliği açığına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/34987)

124.-                Antalya Milletvekili Yıldıray Sapan’ın, tutuklu askerlere ödenen maaşların geri istendiği iddialarına ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/34988)

125.-                İstanbul Milletvekili Celal Adan’ın, son iki yılda İstanbul’da Bakanlık tarafından yaptırılan anket ve araştırmalara ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/34989)

126.-                İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, 2003-2012 yılları arasında Kars İlinin komşu ülke sınırında yaşanan ölümlere ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/34990)

127.-                İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, 2003-2012 yılları arasında Hatay İlinin komşu ülke sınırında yaşanan ölümlere ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/34991)

128.-                İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, sınırda kaçakçılık yaparken hayatını kaybeden kişi sayısına ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/34992)

129.-                Balıkesir Milletvekili Haluk Ahmet Gümüş’ün, Marmaray’da su sızıntısı olduğuna ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/34999)

130.-                Mersin Milletvekili Ali Öz’ün, Marmaray’da su sızması gerçekleştiği iddialarına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/35000)

131.-                İstanbul Milletvekili Celal Adan’ın, son iki yılda İstanbul’da Bakanlık tarafından yaptırılan anket ve araştırmalara ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/35001)

132.-                İstanbul Milletvekili Celal Adan’ın, son iki yılda İstanbul’da bakanlık tarafından yaptırılan anket ve araştırmalara ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/35002)

133.-                İstanbul Milletvekili Celal Adan’ın, son iki yılda İstanbul’da Bakanlık tarafından yaptırılan anket ve araştırmalara ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/35003)

134.-                İstanbul Milletvekili Celal Adan’ın, son iki yılda İstanbul’da Bakanlık tarafından yaptırılan anket ve araştırmalara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/35006)

135.-                İstanbul Milletvekili Celal Adan’ın, son iki yılda İstanbul’da Bakanlık tarafından yaptırılan anket ve araştırmalara ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/35007)

136.-                Gaziantep Milletvekili Mehmet Şeker’in, Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğünce yapılan bor ihracatına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35008)

137.-                Balıkesir Milletvekili Namık Havutça’nın, İçişleri Bakanlığı tarafından üniversite öğrencilerinin fişlendiği iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35009)

138.-                İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, demokratikleşme paketine yönelik açıklamalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35013)

139.-                Van Milletvekili Özdal Üçer’in, Van Havaalanından yapılan direk seferlerin artırılmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35014)

140.-                İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, çocuk yaşta çalışanlara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/35017)

141.-                İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel’in, bir termik santralde çalışan işçilerin mezhep ayrımcılığına maruz kaldığı iddialarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/35018)

142.-                İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, Şanlıurfa SGK’da çalışan taşeron işçi sayısına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/35019)

143.-                Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, emekli maaşlarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/35020)

144.-                Gaziantep Milletvekili Ali Serindağ’ın, öğrenci evleriyle ilgili açıklamalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/35021)

145.-                Mardin Milletvekili Erol Dora’nın, Mardin Nusaybin’de üç kişinin hayatını kaybettiği olaya ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/35022)

146.-                İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel’in, bir termik santralde çalışan işçilerin mezhep ayrımcılığına maruz kaldığı iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/35023)

147.-                İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, Yozgat’ta yürütülen bazı kamu hizmetleri ile ilgili çeşitli hususlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/35024)

148.-                Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek’in, Gezi Parkı eylemlerine katılanlarla ilgili basında çıkan bir habere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/35025)

149.-                Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, Antalya’nın Kaş ilçesindeki bir köyde bulunan iki okulda yaşanan yemek sorununa ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/35026)

150.-                Mersin Milletvekili Ali Öz’ün, okul müdürlüğü mülakatına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/35027)

151.-                Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, dershanelerin kapatılmasına yönelik çalışmalara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/35028)

152.-                Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, Başbakan ile Barzani arasındaki görüşmeye ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/35034)

153.-                Van Milletvekili Özdal Üçer’in, Karayolları Van Bölge Müdürlüğü ihalelerindeki usulsüzlüklere ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/35037)

154.-                Giresun Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu’nun, Karadeniz Sahil Yolu Projesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35039)

155.-                İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, trafiğe kapalı bir alanda hafriyat kamyonunun çarpması nedeniyle bir çocuğun hayatını kaybetmesine ve yapılan soruşturmaya ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35040)

                                                                                                                                                  No: 60

7 Ocak 2014 Salı

Teklif

1.-    Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç ve 77 Milletvekilinin; Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1929) (Anayasa; Plan ve Bütçe ile Adalet Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.01.2014)

Tezkereler

1.-    Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolat'ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/1358) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.01.2014)

2.-    Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/1359) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.01.2014)

3.-    Siirt Milletvekili Gültan Kışanak, Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, Mardin Milletvekili Ahmet Türk, Van Milletvekili Aysel Tuğluk, Hakkari Milletvekili Selahattin Demirtaş ve İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'in Yasama Dokunulmazlıklarının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/1360) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.01.2014)

Sözlü Soru Önergeleri

1.- İstanbul Milletvekili Celal Dinçer’in, yem amaçlı GDO’lu mısır ve soya ithaline izin verilmesine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından sözlü soru önergesi (6/5058) (Başkanlığa geliş tarihi: 19.12.2013)

2.- İstanbul Milletvekili Celal Dinçer’in, bir vakfa ait araca kesilen cezaya ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/5059) (Başkanlığa geliş tarihi: 19.12.2013)

3.- Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in, bir inşaat ile ilgili iddialara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/5060) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

4.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, F Klavyeye geçiş çalışmalarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/5061) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

Yazılı Soru Önergeleri

1.-    İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneğiyle ilgili yapılan işlemlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36090) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.12.2013)

2.-    İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, bir bakanın aile mezarlığının genişletilmesi amacıyla tarihi mezarların tahrip edildiği iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36091) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.12.2013)

3.-    İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, yolsuzluk iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36092) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)

4.-    İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, kömürlü termik santrallere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36093) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)

5.-    İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, orantısız güç uygulayan kolluk personeline verilen cezalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36094) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)

6.-    İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, ara seçim yapılıp yapılmayacağına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36095) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)

7.-    İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Almanya’da bir taraftar grubunca toplanan yardım kolilerinin THY tarafından taşınmak istenmediği iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36096) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)

8.-    İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Gümrük ve Ticaret Bakanlığının taşra teşkilatında personel odalarına kamera sistemi kurulacağı iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36097) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)

9.-    Erzurum Milletvekili Oktay Öztürk’ün, İçişleri Bakanlığının bir genelgesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36098) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)

10.-  İstanbul Milletvekili İhsan Özkes’in, Bursa’nın Yenişehir ilçesindeki bir caminin duvarına seçim panosu konulmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36099) (Başkanlığa geliş tarihi: 19.12.2013)

11.-  Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova’nın, termik santrallere ve bunların çevreye zararlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36100) (Başkanlığa geliş tarihi: 19.12.2013)

12.-  Tokat Milletvekili Orhan Düzgün’ün, bir gazetenin dağıtımının durdurulduğu iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36101) (Başkanlığa geliş tarihi: 19.12.2013)

13.-  İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, İstanbul Emniyet Müdürlüğünde görev yapan bazı şube müdürlerinin görevden alınmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36102) (Başkanlığa geliş tarihi: 19.12.2013)

14.-  Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın, para sayma makinelerinin imalatına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36103) (Başkanlığa geliş tarihi: 19.12.2013)

15.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, bazı müteahhitlerin 112 Acil Servis istasyonları kurma bahanesiyle dolandırıldıkları iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36104) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

16.-  Bitlis Milletvekili Hüsamettin Zenderlioğlu’nun, Siirt Üniversitesindeki atamalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36105) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

17.-  Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in, bazı açıklamalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36106) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

18.-  İstanbul Milletvekili Fatma Nur Serter’in, bir vakıf tarafından üniversite kurulmasına ve üniversitenin kurulacağı arsaya ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36107) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

19.-  Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın, 2002-2013 yılları arasında gerçekleşen altın ithalatı ve ihracatına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36108) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

20.-  Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın, 2002-2013 yılları arasında gerçekleşen pırlanta ithalatı ve ihracatına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36109) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

21.-  Ankara Milletvekili Levent Gök’ün, Ankara’nın Haymana ilçesinde bir vatandaşın ambulans eksikliği nedeniyle hayatını kaybetmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36110) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

22.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, 2002-2013 yılları arasında açılan ve kapanan alışveriş merkezlerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36111) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

23.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Diyarbakır Üç Kuyular Toplu Konut Alanına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36112) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

24.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, geçmiş dönemlerde milletvekilliği veya belediye başkanlığı yapmış olup halihazırda Bakanlıklarda danışman veya üst kurullarda yönetim kurulu üyesi olarak çalışan kişilere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36113) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

25.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, TOKİ’nin borç ve alacaklarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36114) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

26.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Ankara’daki hafriyat döküm sahalarına ve elde edilen gelirlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36115) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

27.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, İstanbul’daki hafriyat döküm sahalarına ve elde edilen gelirlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36116) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

28.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Başbakanlık tarafından gerçekleştirilen gazete ve ikram malzemeleri alımlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36117) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

29.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, TEDAŞ’a ait bir taşınmazın satışına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36118) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

30.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, EÜAŞ’a ait bazı santrallerin satışına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36119) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

31.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Türkiye Şeker Fabrikalarına ait bir taşınmazın satışına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36120) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

32.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, TEKEL’e ait bir taşınmazın satışına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36121) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

33.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, TEDAŞ’a ait bir taşınmazın satışına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36122) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

34.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, TEDAŞ ve Hazineye ait bazı taşınmazların satışına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36123) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

35.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, özelleştirme kapsamındaki bazı taşınmazların satışına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36124) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

36.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, TEDAŞ ve Türkiye Şeker Fabrikalarına ait bazı taşınmazların satışına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36125) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

37.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, TEDAŞ’a ait bazı taşınmazların satışına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36126) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

38.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, özelleştirme kapsamındaki bazı taşınmazların satışına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36127) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

39.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, TEDAŞ’a ait bazı taşınmazların satışına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36128) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

40.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, TEDAŞ ve TEKEL’e bazı taşınmazların satışına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36129) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

41.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, TEDAŞ ve TEKEL’e ait bazı taşınmazların satışına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36130) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

42.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, TEDAŞ’a ait bazı taşınmazların satışına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36131) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

43.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Türkiye Şeker Fabrikalarına ait bazı taşınmazların satışına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36132) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

44.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, TEDAŞ’a ait bazı taşınmazların satışına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36133) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

45.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, TCDD’ye ait bir taşınmazın satışına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36134) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

46.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Türkiye Şeker Fabrikalarına ait bir taşınmazın satışına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36135) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

47.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, TEDAŞ ve Hazineye ait bazı taşınmazların satışına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36136) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

48.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, özelleştirme kapsamındaki bazı taşınmazların satışına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36137) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

49.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, TEDAŞ’a ait bir taşınmazın satışına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36138) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

50.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, TEDAŞ ve Hazineye ait bazı taşınmazların satışına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36139) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

51.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, TEDAŞ’a ait bazı taşınmazların satışına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36140) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

52.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Türkiye Şeker Fabrikalarına ait bir taşınmazın satışına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36141) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

53.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrasında görevden alınan emniyet müdürlerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36142) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

54.-  Van Milletvekili Özdal Üçer’in, zor durumdaki bir aileye yapılacak sosyal yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36143) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.12.2013)

55.-  Van Milletvekili Özdal Üçer’in, zor durumdaki bir aileye yapılacak sosyal yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36144) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.12.2013)

56.-  Van Milletvekili Özdal Üçer’in, zor durumdaki bir aileye yapılacak sosyal yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36145) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.12.2013)

57.-  Van Milletvekili Özdal Üçer’in, zor durumdaki bir aileye yapılacak sosyal yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36146) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.12.2013)

58.-  Van Milletvekili Özdal Üçer’in, zor durumdaki bir aileye yapılacak sosyal yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36147) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.12.2013)

59.-  Van Milletvekili Özdal Üçer’in, zor durumdaki bir aileye yapılacak sosyal yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36148) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.12.2013)

60.-  Van Milletvekili Özdal Üçer’in, zor durumdaki bir aileye yapılacak sosyal yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36149) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.12.2013)

61.-  Van Milletvekili Özdal Üçer’in, zor durumdaki bir aileye yapılacak sosyal yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36150) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.12.2013)

62.-  Van Milletvekili Özdal Üçer’in, zor durumdaki bir aileye yapılacak sosyal yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36151) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.12.2013)

63.-  Van Milletvekili Özdal Üçer’in, zor durumdaki bir aileye yapılacak sosyal yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36152) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.12.2013)

64.-  Van Milletvekili Özdal Üçer’in, zor durumdaki bir aileye yapılacak sosyal yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36153) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.12.2013)

65.-  Van Milletvekili Özdal Üçer’in, zor durumdaki bir aileye yapılacak sosyal yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36154) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.12.2013)

66.-  Van Milletvekili Özdal Üçer’in, zor durumdaki bir aileye yapılacak sosyal yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36155) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.12.2013)

67.-  Van Milletvekili Özdal Üçer’in, zor durumdaki bir aileye yapılacak sosyal yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36156) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.12.2013)

68.-  Van Milletvekili Özdal Üçer’in, zor durumdaki bir aileye yapılacak sosyal yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36157) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.12.2013)

69.-  Van Milletvekili Özdal Üçer’in, zor durumdaki bir aileye yapılacak sosyal yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36158) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.12.2013)

70.-  Van Milletvekili Özdal Üçer’in, zor durumdaki bir aileye yapılacak sosyal yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36159) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.12.2013)

71.-  Van Milletvekili Özdal Üçer’in, zor durumdaki bir aileye yapılacak sosyal yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36160) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.12.2013)

72.-  Van Milletvekili Özdal Üçer’in, zor durumdaki bir aileye yapılacak sosyal yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36161) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.12.2013)

73.-  Van Milletvekili Özdal Üçer’in, zor durumdaki bir aileye yapılacak sosyal yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36162) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.12.2013)

74.-  Van Milletvekili Özdal Üçer’in, zor durumdaki bir aileye yapılacak sosyal yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36163) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.12.2013)

75.-  Van Milletvekili Özdal Üçer’in, zor durumdaki bir aileye yapılacak sosyal yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36164) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.12.2013)

76.-  Van Milletvekili Özdal Üçer’in, zor durumdaki bir aileye yapılacak sosyal yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36165) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.12.2013)

77.-  Van Milletvekili Özdal Üçer’in, zor durumdaki bir aileye yapılacak sosyal yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36166) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.12.2013)

78.-  Van Milletvekili Özdal Üçer’in, zor durumdaki bir aileye yapılacak sosyal yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36167) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.12.2013)

79.-  Van Milletvekili Özdal Üçer’in, Van’da yapılması planlanan sosyal konut projelerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36168) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.12.2013)

80.-  Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, Atik Ali Paşa Külliyesine ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/36169) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)

81.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlar tarafından gerçekleştirilen gazete ve ikram malzemeleri alımlarına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/36170) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

82.-  İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, Halkbank’ın faaliyetleri ile ilgili çeşitli iddialara ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/36171) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

83.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlar tarafından gerçekleştirilen gazete ve ikram malzemeleri alımlarına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/36172) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

84.-  İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, bir soruşturmaya ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/36173) (Başkanlığa geliş tarihi: 19.12.2013)

85.-  Kars Milletvekili Mülkiye Birtane’nin, bir cezaevindeki kötü muamele iddialarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/36174) (Başkanlığa geliş tarihi: 19.12.2013)

86.-  Kars Milletvekili Mülkiye Birtane’nin, ağır hasta ve bakıma muhtaç tutuklu ve hükümlülere ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/36175) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

87.-  Kars Milletvekili Mülkiye Birtane’nin, bir mahkumun sağlık sorunlarına rağmen cezaevinde olduğu iddialarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/36176) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

88.-  Van Milletvekili Özdal Üçer’in, bir mahkuma işkence yapıldığı iddialarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/36177) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

89.-  Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülerle ilgili bazı verilere ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/36178) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

90.-  Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, yabancı uyruklu tutuklu ve hükümlülere ve ülkelerine iadelerine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/36179) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

91.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen gazete ve ikram malzemeleri alımlarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/36180) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

92.-  Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan’ın, hakim ve savcıların dinlendiği iddialarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/36181) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

93.-  Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova’nın, bir tecavüz vakasında mahkemenin kararına ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/36182) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)

94.-  Kars Milletvekili Mülkiye Birtane’nin, kadın cinayetlerine ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/36183) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

95.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen gazete ve ikram malzemeleri alımlarına ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/36184) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

96.-  Balıkesir Milletvekili Haluk Ahmet Gümüş’ün, KOSGEB tarafından düzenlenen kurslara ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/36185) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

97.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen gazete ve ikram malzemeleri alımlarına ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/36186) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

98.-  Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, öğretmen ve polislerin özlük haklarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/36187) (Başkanlığa geliş tarihi: 19.12.2013)

99.-  Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, ülkemizdeki sığınmacıların durumuna ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/36188) (Başkanlığa geliş tarihi: 19.12.2013)

100.-                İzmir Milletvekili Hülya Güven’in, yabancıların istihdamına ve Geri Kabul Anlaşmasının ülkemizdeki işsizliğe olası etkilerine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/36189) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

101.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen gazete ve ikram malzemeleri alımlarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/36190) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

102.- Iğdır Milletvekili Pervin Buldan’ın, organ nakli için SGK’ya başvuran hastalara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/36191) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.12.2013)

103.- İstanbul Milletvekili Celal Dinçer’in, AB ile imzalanan Vize Serbestisi Diyaloğu Mutabakat Metni ve Geri Kabul Anlaşmasının kapsamına ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/36192) (Başkanlığa geliş tarihi: 19.12.2013)

104.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen gazete ve ikram malzemeleri alımlarına ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/36193) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

105.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen gazete ve ikram malzemeleri alımlarına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/36194) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

106.-  Batman Milletvekili Ayla Akat Ata’nın, elektrik üretimine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/36195) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.12.2013)

107.-  Batman Milletvekili Ayla Akat Ata’nın, Dicle Elektrik A.Ş. tarafından il müdürlüklerine yollanan bir yazıya ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/36196) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.12.2013)

108.-  Iğdır Milletvekili Pervin Buldan’ın, Iğdır’daki elektrik kesintilerine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/36197) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.12.2013)

109.-  İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, TOKİ’nin inşa ettiği spor tesislerine ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/36198) (Başkanlığa geliş tarihi: 19.12.2013)

110.-  İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi’nin, Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumuna bağlı yurtlarla ilgili bazı verilere ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/36199) (Başkanlığa geliş tarihi: 19.12.2013)

111.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen gazete ve ikram malzemeleri alımlarına ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/36200) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

112.-  Çanakkale Milletvekili Ali Sarıbaş’ın, çiftçilerin ekonomik durumuna ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/36201) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)

113.-  Bursa Milletvekili Turhan Tayan’ın, Hükümetin tarım politikasına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/36202) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)

114.-  İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, Tarım Reformu Genel Müdürlüğünce yapılan bazı ihalelerle ilgili iddialara ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/36203) (Başkanlığa geliş tarihi: 19.12.2013)

115.-  Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü’nün, Çorlu’nun bir köyündeki arazinin bir derneğe verileceği iddialarına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/36204) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

116.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen gazete ve ikram malzemeleri alımlarına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/36205) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

117.-  İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, Atatürk Havalimanında 1 Ocak 2013’te bir kargo uçağında altın tespit edilmesine ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/36206) (Başkanlığa geliş tarihi: 19.12.2013)

118.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen gazete ve ikram malzemeleri alımlarına ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/36207) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

119.-  Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova’nın, aile içi şiddet olaylarında izlenecek stratejiye ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/36208) (Başkanlığa geliş tarihi: 19.12.2013)

120.-   İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi’nin, Adana Valiliği Özel Kalem Müdürünce söylendiği iddia edilen ifadelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/36209) (Başkanlığa geliş tarihi: 19.12.2013)

121.-   İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi’nin, İstanbul Maltepe’deki bazı Alevi vatandaşların evlerinin işaretlenerek tehdit edildikleri iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/36210) (Başkanlığa geliş tarihi: 19.12.2013)

122.-   Aydın Milletvekili Bülent Tezcan’ın, görevden alınan emniyet müdürlerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/36211) (Başkanlığa geliş tarihi: 19.12.2013)

123.-   Ankara Milletvekili Levent Gök’ün, Ankara’daki otobüslerin belediyenin özel bir birimi tarafından denetleneceği iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/36212) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

124.-   İstanbul Milletvekili Celal Dinçer’in, imara açılan bir sit alanına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/36213) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

125.-   Kars Milletvekili Mülkiye Birtane’nin, bir köyde kapanan yollara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/36214) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

126.-   Kars Milletvekili Mülkiye Birtane’nin, bir köyün konut sorununa ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/36215) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

127.-   İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, vergi, resim ve harç muafiyetlerine ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/36216) (Başkanlığa geliş tarihi: 19.12.2013)

128.-   İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen gazete ve ikram malzemeleri alımlarına ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/36217) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

129.-   Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan’ın, Milli Kütüphanedeki bazı kitapların hurdaya verildiği iddialarına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/36218) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)

130.-   Bitlis Milletvekili Hüsamettin Zenderlioğlu’nun, Bitlis’te restorasyonu süren camilere ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/36219) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

131.-   İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen gazete ve ikram malzemeleri alımlarına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/36220) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

132.-   İzmir Milletvekili Oğuz Oyan’ın, ÇYDD denetimlerine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/36221) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.12.2013)

133.-   İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, vergi, resim ve harç muafiyeti tanınan şirketlere ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/36222) (Başkanlığa geliş tarihi: 19.12.2013)

134.-   İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen gazete ve ikram malzemeleri alımlarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/36223) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

135.-   Bitlis Milletvekili Hüsamettin Zenderlioğlu’nun, Bitlis’in köylerinde yaşayanların okullara ulaşım sorunlarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/36224) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

136.-  Aydın Milletvekili Bülent Tezcan’ın, fişleme iddialarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/36225) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)

137.-  İstanbul Milletvekili Fatma Nur Serter’in, bir vakıf tarafından kurulması planlanan üniversiteye ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/36226) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

138.-  İstanbul Milletvekili Celal Dinçer’in, bir dernek tarafından İstanbul’daki okullarda yapılan ankete ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/36227) (Başkanlığa geliş tarihi: 19.12.2013)

139.-  İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel’in, okullardaki temizlik sorununa ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/36228) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

140.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen gazete ve ikram malzemeleri alımlarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/36229) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

141.-  Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, Deniz Kuvvetleri ile ilgili çeşitli konulara ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/36230) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)

142.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen gazete ve ikram malzemeleri alımlarına ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/36231) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

143.-  Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bazı yatırımların çevreye verdiği zarara ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/36232) (Başkanlığa geliş tarihi: 19.12.2013)

144.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen gazete ve ikram malzemeleri alımlarına ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/36233) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

145.-  Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in, Somali’ye gönderilen sağlık çalışanlarının maaşlarının ödenmemesine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/36234) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)

146.-  Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan’ın, Tarsus Devlet Hastanesinde yaşanan bir olaya ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/36235) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)

147.-  Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Türkiye’de bulunmayan ilaçlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/36236) (Başkanlığa geliş tarihi: 19.12.2013)

148.-  Bursa Milletvekili Sena Kaleli’nin, Bursa Ali Osman Sönmez Hastanesinin kapatılarak bir kliniğe dönüştürüleceği iddialarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/36237) (Başkanlığa geliş tarihi: 19.12.2013)

149.-  Bitlis Milletvekili Hüsamettin Zenderlioğlu’nun, 2002-2013 yılları arasında Bitlis Devlet Hastanesinden diğer illerdeki hastanelere sevk edilen hasta sayısına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/36238) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

150.-  Manisa Milletvekili Özgür Özel’in, bir hastanedeki ihmal iddialarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/36239) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

151.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen gazete ve ikram malzemeleri alımlarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/36240) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

152.-  Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova’nın, Ören’deki kıyı işgali iddialarına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/36241) (Başkanlığa geliş tarihi: 19.12.2013)

153.-  İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi’nin, Karadeniz’i Akdeniz’e bağlayacak yol yapım çalışmalarına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/36242) (Başkanlığa geliş tarihi: 19.12.2013)

154.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen gazete ve ikram malzemeleri alımlarına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/36243) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

155.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlar tarafından gerçekleştirilen gazete ve ikram malzemeleri alımlarına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Beşir Atalay) yazılı soru önergesi (7/36244) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

156.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlar tarafından gerçekleştirilen gazete ve ikram malzemeleri alımlarına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Emrullah İşler) yazılı soru önergesi (7/36245) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

157.-  Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek’in, bir köye yapılacak kalker ocağına ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/36246) (Başkanlığa geliş tarihi: 19.12.2013)

158.-  İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, bazı ihalelerde ihaleleri kazanan yerli isteklilerin damga vergisi ve harç istisnasından yararlandığı iddiasına ilişkin Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi (7/36247) (Başkanlığa geliş tarihi: 19.12.2013)

159.-  Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın, İstanbul Emniyet Müdürlüğünde görev yapan bazı şube müdürlerinin görevden alınmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36248) (Başkanlığa geliş tarihi: 19.12.2013)

160.-  Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, mühendis ve mimar odalarının Çevre ve Şehircilik Bakanlığı denetimine alınmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36249) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

161.-  Van Milletvekili Özdal Üçer’in, zor durumdaki bir aileye yapılacak sosyal yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36250) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.12.2013)

162.-  Muğla Milletvekili Nurettin Demir’in, HSYK’ya yapılan şikayetlere ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/36251) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

163.-  İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel’in, taşeron şirketlere ve çalışanlarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/36252) (Başkanlığa geliş tarihi: 19.12.2013)

164.-  İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, bir kişinin sahibi olduğu şirketlere ve bu şirketlerin faaliyetlerine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/36253) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

165.-  Muğla Milletvekili Nurettin Demir’in, çeşitli davalardaki ihbar sahiplerine ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/36254) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)

166.-  Ankara Milletvekili Levent Gök’ün, vatandaşların randevu taleplerine hastanelerin cevap vermediği iddialarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/36255) (Başkanlığa geliş tarihi: 19.12.2013)

167.-  İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt’ün, Marmaray inşaatında yapılan arkeolojik kazılara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36256) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)

168.-  Konya Milletvekili Atilla Kart’ın, Sayıştay Denetçilerinin istediği belgeleri vermeyen kamu görevlileri olduğu iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36257) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)

169.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, erişimi engellenen bir internet sitesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36258) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)

170.-  Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, yurtlarda kalan öğrencilerin seçmen kaydı için muhtarlıklara yaptıkları başvuruların kabul edilmediği iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36259) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)

171.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Van’daki konteyner kentlerin sorunlarına ve depremzedelerin ihtiyaçlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36260) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)

172.-  İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, İstanbul Emniyet Müdürüne ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36261) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)

173.-  Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan’ın, İstanbul Emniyet Müdürü hakkındaki bazı iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36262) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)

174.-  Giresun Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu’nun, Giresun Merkez köylerindeki KÖYDES projelerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36263) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)

175.-  Giresun Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu’nun, Çamoluk ilçesindeki KÖYDES projelerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36264) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)

176.-  Giresun Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu’nun, Giresun’un Alucra ilçesinde KÖYDES Projesi kapsamında yapılan yatırımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36265) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)

177.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, THY uçuşlarında dağıtılan gazetelere ve kendisi ve bakanları yurt içi ve yurt dışı ziyaretlerinde takip eden gazetecilere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36266) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)

178.-  Giresun Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu’nun, Giresun’un Çanakçı ilçesinde KÖYDES Projesi kapsamında yapılan yatırımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36267) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)

179.-  İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, İzmir Tersanesindeki kazaya ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36268) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)

180.-  İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, bir Suriyeli generalin Ankara’da tedavi edildiği iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36269) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)

181.-  Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu’nun, Ankara Numune Hastanesinde Özgür Suriye Ordusuna mensup bir şahsın tedavi edildiği iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36270) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)

182.-  Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, Artvin’in Borçka ilçesine bağlı bir köyün içme suyu sorununa ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36271) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)

183.-  Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, Artvin’in Borçka ilçesine bağlı bir köyün içme suyu sorununa ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36272) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)

184.-  Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, Artvin’in Borçka ilçesine bağlı bir köyün yol sorununa ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36273) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)

185.-  Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, Artvin’in Borçka ilçesine bağlı bir köyün yol sorununa ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36274) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)

186.-  Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, Artvin’in Borçka ilçesine bağlı bir köyün içme suyu sorununa ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36275) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)

187.-  Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, Artvin’in Borçka ilçesine bağlı bir köyün yol sorununa ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36276) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)

188.-  Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, Artvin’in Borçka ilçesine bağlı bir köyün içme suyu sorununa ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36277) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)

189.-  Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, Hopa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığının tır karnelerinin verilmesi ile ilgili bir talebine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36278) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)

190.-  Manisa Milletvekili Hasan Ören’in, Emniyet Genel Müdürlüğü envanterinde bulunan teknik takip cihazlarının sayısına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36279) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)

191.-  Giresun Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu’nun, 2002-2013 yılları arasında Giresun’a yapılan yatırımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36280) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)

192.-  Giresun Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu’nun, Giresun Gençlik Merkezi Projesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36281) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)

193.-  Giresun Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu’nun, Bulancak ilçesindeki KÖYDES Projelerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36282) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)

194.-  Giresun Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu’nun, Dereli ilçesindeki KÖYDES Projelerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36283) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)

195.-  Giresun Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu’nun, Doğankent ilçesindeki KÖYDES Projelerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36284) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)

196.-  Giresun Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu’nun, Espiye ilçesindeki KÖYDES Projelerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36285) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)

197.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, İran menşeli bir bankaya yönelik denetimlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36286) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)

198.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Türkiye ile İran arasındaki ekonomik faaliyetlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36287) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)

199.-  İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt’ün, Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet Köprülerinde yapılacak bakım ve onarım çalışmalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36288) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)

200.-  Manisa Milletvekili Hasan Ören’in, ülkede faaliyet gösteren İran kökenli şirketlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36289) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

201.-  Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, Gezi Parkı ile ilgili hazırlanan rapora ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36290) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

202.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Başbakanlıkta görev yapan memurların maaşlarına ve Başbakanlığa yönelik denetimlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36291) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

203.-  Giresun Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu’nun, Güce ilçesindeki KÖYDES Projelerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36292) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

204.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, kanser hastalarına ve kanser nedeniyle hayatını kaybeden kişilere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36293) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

205.-  Giresun Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu’nun, Eynesil ilçesindeki KÖYDES Projelerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36294) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

206.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, 2002-2013 yılları arasındaki doğum oranlarına ve anne-bebek ölümlerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36295) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

207.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, yolsuzluk soruşturması kapsamında tutuklu bulunan bir iş adamının ticari işlerini takip eden bir kişiye ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36296) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

208.-  Giresun Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu’nun, Görele ilçesindeki KÖYDES Projelerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36297) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

209.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Adalet Bakanının İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı ile görüştüğü iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36298) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

210.-  Giresun Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu’nun, Keşap ilçesindeki KÖYDES Projelerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36299) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

211.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, 2010-2013 yılları arasında Sağlık A.Ş.’nin belediyelerden ve kamu kurumlarından aldığı işlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36300) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

212.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, 2010-2013 yılları arasında Kültür A.Ş.’nin belediyelerden ve kamu kurumlarından aldığı işlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36301) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

213.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, 2010-2013 yılları arasında Spor A.Ş.’nin belediyelerden ve kamu kurumlarından aldığı işlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36302) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

214.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, 2010-2013 yılları arasında UGETAM A.Ş.’nin belediyelerden ve kamu kurumlarından aldığı işlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36303) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

215.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, 2010-2013 yılları arasında BELBİM A.Ş.’nin belediyelerden ve kamu kurumlarından aldığı işlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36304) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

216.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, 2010-2013 yılları arasında BELTUR A.Ş.’nin belediyelerden ve kamu kurumlarından aldığı işlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36305) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

217.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, 2010-2013 yılları arasında BİMTAŞ A.Ş.’nin belediyelerden ve kamu kurumlarından aldığı işlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36306) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

218.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, 2010-2013 yılları arasında Boğaziçi Yönetim A.Ş. tarafından satın alınan mal ve hizmetlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36307) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

219.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, 2010-2013 yılları arasında Şişli Kültür A.Ş.’nin belediyelerden ve kamu kurumlarından aldığı işlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36308) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

220.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, 20 Aralık 2012 tarihinde Ankara’da bir hastaneye yatırılan Suriyeli bir kişiye ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36309) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

221.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, el değiştirilen bir TV kanalında işten çıkartılan işçilere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36310) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

222.-  İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi’nin, Adli Kolluk Yönetmeliğine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36311) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

223.-  İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, Ulucanlar Köyünün SİT alanı ilan edilmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36312) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

224.-  İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, çalışan memur ve işçiler ile emeklilere yapılması planlanan zamlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36313) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

225.-  Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, yerel basın kuruluşlarının sorunlarına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/36314) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)

226.-  İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, Türk Hava Yollarına ait uçaklarda bazı gazetelerin dağıtılmamasına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/36315) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)

227.-  İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi’nin, TRT personelinden bazıları hakkında Gezi Olaylarını desteklediği gerekçesiyle soruşturma başlatıldığı iddiasına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/36316) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

228.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlarda görev yapan memurların maaşlarına ve bu kurum ve kuruluşlara yönelik denetimlere ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/36317) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

229.-  Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, Borçka’ya bağlı bir köy camisinin tadilatına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Emrullah İşler) yazılı soru önergesi (7/36318) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)

230.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlarda görev yapan memurların maaşlarına ve bu kurum ve kuruluşlara yönelik denetimlere ilişkin Başbakan Yardımcısından (Emrullah İşler) yazılı soru önergesi (7/36319) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

231.-  Iğdır Milletvekili Pervin Buldan’ın, son beş yılda hakkında soruşturma açılan avukatlara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/36320) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)

232.-  Kocaeli Milletvekili Haydar Akar’ın, yargı çalışanlarına ulaşım gideri ödemesi yapılmamasına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/36321) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)

233.-  İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel’in, hükümlü ve tutuklu sayısına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/36322) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

234.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlıkta görev yapan memurların maaşlarına ve Bakanlığa yönelik denetimlere ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/36323) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

235.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlık bünyesindeki kadın çalışanlara ve kadın yöneticilere ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/36324) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

236.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlıkta görev yapan memurların maaşlarına ve Bakanlığa yönelik denetimlere ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/36325) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

237.-  Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Yardımcı Hizmetler sınıfında çalışan memurlara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/36326) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

238.-  Giresun Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu’nun, 2011-2013 yılları arasında Giresun’daki işsizlik oranlarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/36327) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

239.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlıkta görev yapan memurların maaşlarına ve Bakanlığa yönelik denetimlere ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/36328) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

240.-  Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu’nun, Bakanlık tarafından yapılan bir açıklamaya ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/36329) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)

241.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlıkta görev yapan memurların maaşlarına ve Bakanlığa yönelik denetimlere ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/36330) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

242.-  Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Erzurum’daki elektrik kesintilerine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/36331) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

243.-  Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Diyarbakır’daki elektrik kesintilerine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/36332) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

244.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlıkta görev yapan memurların maaşlarına ve Bakanlığa yönelik denetimlere ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/36333) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

245.-  Giresun Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu’nun, Giresun’daki devlet yurdu ve özel yurt sayısına ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/36334) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

246.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlıkta görev yapan memurların maaşlarına ve Bakanlığa yönelik denetimlere ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/36335) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

247.-  Manisa Milletvekili Sakine Öz’ün, YURTKUR’un twitter hesabından paylaşılan bir bilgiye ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/36336) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

248.-  Giresun Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu’nun, Giresun’da çiftçilere kullandırılan tarımsal kredilere ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/36337) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

249.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlıkta görev yapan memurların maaşlarına ve Bakanlığa yönelik denetimlere ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/36338) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

250.-  Balıkesir Milletvekili Namık Havutça’nın, bir göletteki balık ölümlerine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/36339) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)

251.-  Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, Artvin’in Arhavi ilçesindeki yıkılan tarihi bir köprünün yeniden inşa edilmesine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/36340) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)

252.-  İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, Bakanlık tarafından yapılan tanıtım ihalelerine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/36341) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)

253.-  Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Türkiye’deki tiyatro, bale ve opera salonu sayısına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/36342) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

254.-  Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, 2002-2013 yılları arasında kapatılan tiyatro, opera ve bale salonuna ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/36343) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

255.-  Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, bir uluslararası sözleşmeye ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/36344) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

256.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlıkta görev yapan memurların maaşlarına ve Bakanlığa yönelik denetimlere ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/36345) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

257.-  Ankara Milletvekili İzzet Çetin’in, bazı ihalelerde usulsüzlük olduğu iddialarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/36346) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)

258.-  Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolat’ın, özel mülkiyete ait olup devlet tarafından kiralanan taşınmazların sayısına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/36347) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)

259.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlıkta görev yapan memurların maaşlarına ve Bakanlığa yönelik denetimlere ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/36348) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

260.-  Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Tıbbi Dokümantasyon ve Sekreterlik Bölümü mezunlarına teknik eleman unvanı verilmesine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/36349) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)

261.-  Manisa Milletvekili Hasan Ören’in, Manisa’da öğrenci taşıyan servis aracı sayısına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/36350) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)

262.-  Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, Borçka ilçesine lise yapılıp yapılmayacağına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/36351) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)

263.-  Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu’nun, SHÇEK’e bağlı bir okulun kapatılacağına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/36352) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)

264.-  Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, bir öğrencinin öğretmeni tarafından dövüldüğü iddialarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/36353) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

265.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlıkta görev yapan memurların maaşlarına ve Bakanlığa yönelik denetimlere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/36354) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

266.-  Ankara Milletvekili Levent Gök’ün, öğretmen atamalarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/36355) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

267.-  İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, İstanbul’un Ümraniye ilçesinin bir mahallesinde bulunan okullarda yapılan çalışmalara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/36356) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

268.-  Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan’ın, askerliğe elverişli olmayan bir vatandaşın askere alındığı iddialarına ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/36357) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

269.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlıkta görev yapan memurların maaşlarına ve Bakanlığa yönelik denetimlere ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/36358) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

270.-  İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt’ün, Bakanlıktaki Beyaz Kod uygulamasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/36359) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)

271.-  Manisa Milletvekili Sakine Öz’ün, bir ilçedeki sağlık personeli ve ekipmanı eksikliğine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/36360) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)

272.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlıkta görev yapan memurların maaşlarına ve Bakanlığa yönelik denetimlere ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/36361) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

273.-  İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel’in, Sağlık Bakanlığı bünyesindeki hastane sayısına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/36362) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

274.-  İzmir Milletvekili Hülya Güven’in, Bakanlığın karekod uygulamasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/36363) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

275.-  Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu’nun, Google’a yapılan içerik kaldırma taleplerindeki artışa ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/36364) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

276.-  Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, 2003 senesinde meydana gelen bir uçak kazasına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/36365) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

277.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlıkta görev yapan memurların maaşlarına ve Bakanlığa yönelik denetimlere ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/36366) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

278.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlarda görev yapan memurların maaşlarına ve bu kurum ve kuruluşlara yönelik denetimlere ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/36367) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

279.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlıkta görev yapan memurların maaşlarına ve Bakanlığa yönelik denetimlere ilişkin Başbakan Yardımcısından (Beşir Atalay) yazılı soru önergesi (7/36368) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

280.-  Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, AB ile imzalanan bir anlaşmaya ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru önergesi (7/36369) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

281.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlıkta görev yapan memurların maaşlarına ve Bakanlığa yönelik denetimlere ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/36370) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

282.-  Van Milletvekili Nazmi Gür’ün, TOKİ site yönetimlerine ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/36371) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)

283.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlıkta görev yapan memurların maaşlarına ve Bakanlığa yönelik denetimlere ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/36372) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

284.-  Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan’ın, Diyarbakır İl Özel İdaresi tarafından yapılan ihalelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/36373) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)

285.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlıkta görev yapan memurların maaşlarına ve Bakanlığa yönelik denetimlere ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/36374) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

286.-  İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlıkta görev yapan memurların maaşlarına ve Bakanlığa yönelik denetimlere ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/36375) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)

Meclis Araştırması Önergeleri

1.- İzmir Milletvekili Hülya Güven ve 21 Milletvekilinin, Suriyeli mülteciler için oluşturulan konteyner kentlerde görev yapan sağlık çalışanlarının sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/809) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.04.2012)

2.-  İstanbul Milletvekili Umut Oran ve 20 Milletvekilinin, 2004-2012 yılları arasında açıklanan teşvik paketlerinin uygulama sonuçlarının ve eksik yönlerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/810) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.04.2012)

3.- Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 20 Milletvekilinin, kadınların çalışma hayatında karşılaştıkları sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/811) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.04.2012)


 

7 Ocak 2014 Salı

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 15.00

BAŞKAN: Başkan Vekili Meral AKŞENER

KÂTİP ÜYELER: Dilek YÜKSEL (Tokat), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 43’üncü Birleşimini açıyorum.

III.- YOKLAMA

BAŞKAN – Elektronik cihazla yoklama yapacağız.

Yoklama için üç dakika süre vereceğim.

Sayın milletvekillerinin oy düğmelerine basarak salonda bulunduklarını bildirmelerini, bu süre içerisinde elektronik sisteme giremeyen milletvekillerinin salonda hazır bulunan teknik personelden yardım istemelerini, buna rağmen sisteme giremeyen üyelerin ise yoklama pusulalarını görevli personel aracılığıyla üç dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.

Yoklama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.

IV.- ANT İÇME

1.- Mardin Milletvekili Gülser Yıldırım, Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Ayhan, Şırnak Milletvekili Selma Irmak, Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız ve Van Milletvekili Kemal Aktaş’ın ant içmesi

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Anayasa’mıza göre milletvekillerinin göreve başlamadan önce ant içmeleri gerekmektedir.

Şimdi, ant içmemiş milletvekillerinin adlarını okuyup ant içmek üzere kürsüye davet edeceğim.

Mardin Milletvekili Sayın Gülser Yıldırım.

Buyurun Sayın Yıldırım. (BDP ve HDP sıralarından alkışlar)

(Mardin Milletvekili Gülser Yıldırım ant içti)

(BDP, AK PARTİ, CHP ve HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Yıldırım.

Şanlıurfa Milletvekili Sayın İbrahim Ayhan.

Buyurun Sayın Ayhan. (BDP ve HDP sıralarından alkışlar)

(Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Ayhan ant içti)

(BDP, AK PARTİ, CHP ve HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN –Teşekkür ederim Sayın Ayhan.

Şırnak Milletvekili Sayın Selma Irmak.

Buyurun Sayın Irmak. (BDP ve HDP sıralarından alkışlar)

(Şırnak Milletvekili Selma Irmak ant içti)

(BDP, AK PARTİ, CHP ve HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Irmak.

Şırnak Milletvekili Sayın Faysal Sarıyıldız.

Buyurun. (BDP ve HDP sıralarından alkışlar)

(Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız ant içti)

(BDP, AK PARTİ, CHP ve HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Sarıyıldız.

Van Milletvekili Sayın Kemal Aktaş.

Buyurun. (BDP ve HDP sıralarından alkışlar)

(Van Milletvekili Kemal Aktaş ant içti)

(BDP, AK PARTİ, CHP ve HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Aktaş.

Gündeme geçmeden önce üç sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.

Gündem dışı ilk söz, Adana’nın düşman işgalinden kurtuluşunun 92’nci yıl dönümü münasebetiyle söz isteyen Adana Milletvekili Sayın Ali Halaman’a aittir.

Sayın milletvekilleri, Genel Kurulda ciddi bir uğultu var, sükûneti sağlarsak… Gerçekten, ben işitemiyorum. 

Buyurun Sayın Halaman. (MHP sıralarından alkışlar)

V.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları

1.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın, Adana’nın düşman işgalinden kurtuluşunun 92’nci yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması

ALİ HALAMAN (Adana) – Sağ ol Başkanım.

5 Ocak Adana, 6 Ocak Ceyhan’ın düşman işgalinden kurtuluşunun 92’nci yıl dönümü hakkında gündem dışı söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

Adana, Ceyhan millî mücadelenin soluk aldığı yerler. 1918-1920 arası, üç yıllık bir dönemde -Osmanlı’nın son dönemi- Fransızlar, Adana coğrafyasını Mersin’den, İskenderun’dan, gemilerden inip işgal ediyorlar. Son zamanlarda, bu, Adana… İşgal altındayken; doksan iki yıl önce, millî mücadelesini verip kurtulduktan sonra da, son on-on iki yıllık dönem içerisinde de Adana en çok -PKK terörü tarafından- şehit veren, gazisi çok olan bir ilimiz.

Bundan tam doksan iki yıl önce al bayrağımıza kanının rengini veren, hakkı ödenmez vatan evlatlarının verdiği bu kutsal mücadele sonucu, bugünlerde, o kahramanların torunları, evlatları kurtuluş bayramını kutluyorlar.

Millî Mücadele’nin kazanılmasında büyük emeği geçen Mustafa Kemal Atatürk o günlerde şöyle diyor: “Adana’yı işgal eden düşmanın defedilmesinde, kurtuluş mücadelesinde ilk hissî teşebbüsün, bağımsızlık fikrinin temellerinin oluşmasının, filizlenmesinin yeri Adana’dır. Adana, bu güzel memleket, birçok yiğidin, kahramanların çıkarak, destanlar yazarak düşman askerlerinin kovulmasına sebep oldu.”

Şanlı tarihimizde buna benzer nice zaferler kazanmış ve yaşanan sıkıntılarda büyük dayanışma örneği göstermiş bir milletin evlatları olarak Millî Mücadele’yi ve kurtuluş hareketini tarihî sorumluluk içerisinde kutlamanın sevinci ve gururu Adanalılar tarafından yaşanmaktadır. Her sayfası zaferle, şan ve şerefle dolu tarihimizde, millî değerlerimiz uğruna atalarımızın gösterdiği büyük fedakârlık ve kahramanlıklar geleceğimizin teminatı olan değerli gençlerimiz tarafından iyi bilinmelidir çünkü milletimizi ekonomide, fende, kültürde, sanatta ve medeniyet alanlarında ileriye taşımak için tarihimizin her sayfası mücadele alanlarıyla dolu. Atalarımızın canı ve kanı pahasına vermiş oldukları millî ve manevi mücadeleye ter dökerek, çalışarak, öğrenerek anlam kazandırmak zorundayız. Çünkü, en başta insanlık için, Türklük için, dolayısıyla Müslümanlık için vatanlarını korumak, işgalcileri defetmek için, başta bunun için çok mücadele veren Mustafa Kemal Atatürk’e, dolayısıyla o gün Allah’ın rahmetine kavuşan Adanalılara nesil olarak teşekkür etme borcumuzun olduğunu hissediyorum. İman gücü ve millî gücün birlikte olması gerektiğini ve işgalcilerden kurtulmanın yolunu ve önemini Adana halkı herkese göstermiştir.

Türk Bayrağı’nı indirmeye, bu vatanı bölmeye kimsenin gücünün yetmeyeceğini büyük bir istekle söylemiş olan Adanalıların 5 Ocak bayramını kutluyor, büyük Türk milletine saygı ve sevgilerimi sunuyorum.

Sağ olun. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Halaman.

Gündem dışı ikinci söz, Hakkâri’nin elektrik sorunlarıyla ilgili söz isteyen Hakkâri Milletvekili Sayın Adil Zozani’ye aittir.

Buyurun Sayın Zozani. (BDP sıralarından alkışlar)

2.- Hakkâri Milletvekili Adil Zozani’nin, Hakkâri’deki elektrik kesintileriyle ilgili sorunlara ilişkin gündem dışı konuşması

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Öncelikle, 5 değerli arkadaşımızın bugün bizim aramıza katılmış olmalarından duyduğum memnuniyeti, mutluluğu ifade ederek konuşmama başlıyorum. 5 vekilimiz aramıza katıldı, umut ediyorum diğer eksikler de tamamlanır. Ama, özellikle hakkı gasbedilen, milletvekilliği gasbedilen ve bugün Meclise “çalıntı parlamenterlik” kavramını da getiren uygulamanın son bulacağını umut ediyor ve bunun için mücadelemizi sürdüreceğimizi bir kez daha belirtiyor, önümüzdeki süreçte Sayın Hatip Dicle’nin de Parlamentoda, bu sıralarda oturmasını sağlamak için mücadele etmeye devam edeceğimizi ifade etmek istiyorum. Gelen 5 arkadaşımız bunun habercisidir, ekranları başında bizi izleyen değerli halkımıza, halklarımıza da bunu ifade etmek isterim.

Hakkâri’nin elektrik sorunlarıyla ilgili olarak söz almış bulunuyorum ancak öyle görünüyor ki mevcut durumda kentlerin ihmal edilen hizmetlerinin, sıkıntılarının konuşulacağının çok da zemini yok maalesef Türkiye’de. Hayatlar karartılırken elektrik kesintisinden söz etmek çok da anlamlı gelmiyor açıkçası.

Şırnak bölgesinden tutun, Hakkâri bölgesini de içine alacak sınır kuşağında, hemen hemen, günün ortalama altı saatinde elektrik kesintisinin yaşandığı bir durumdan söz etmek istiyorum. Parlamentoya geldiğimiz günden bugüne kadar, bire bir, bu sorunların giderilmesi için, özellikle Hakkâri ve ilçelerindeki elektrik kesintilerinin ve sıkıntılarının giderilmesi, bu sorunun aşılması için, ilgili bakanlık nezdinde defalarca girişimlerimiz oldu, soru önergeleri verdik, verilen cevaplar hep aynı. Bir yıl önce, 2012 yılında verdiğimiz soru önergesine, 2013 yılı başı itibarıyla Enerji Bakanlığı bize cevap veriyor, diyor ki: “Bütün sorunların farkındayız, sorunları biliyoruz. Sorunların giderilmesi için programımızı hazırladık ve bu yıl içerisinde ödeneğini de ayırmak suretiyle -2013 yılı içerisinde- Hakkâri’nin elektrik sorunu çözülmüş olacak.” Üzerinden bir yıl geçti, 2014 yılı içerisindeyiz, yine sorduk, Plan ve Bütçe Komisyonunda altı saat boyunca Bakanla bu konuda cebelleştik. Bir yıl önce bize verdiği cevabın aynısını tekrarlıyor Sayın Bakan. Yine, Hakkâri’nin ve ilçelerinin, özellikle Yüksekova ve Şemdinli’nin elektrik sorunlarının farkında olduklarını, bunu gidermek için de ödenek ayırdıklarını ifade ediyor. Bir yıl önce verilen cevap ile birkaç gün önce bana verilen cevap birbirinin aynısı.

Sayın Bakandan rica ediyoruz, artık bize bu şekilde cevap, matbu cevaplar göndermesin; ya mertçe çıkıp “Orası bizim açımızdan mahrumiyet bölgesidir. Biz oraya hizmet götürmüyoruz, hizmet götürmeyeceğiz.” desin ya da diğer bölgelere ayırdıkları gibi, oranın da sorunlarını belirlenen program çerçevesinde gidermesini, verdikleri sözü yerine getirmesini bekliyoruz. Açıkçası, Enerji Bakanı, Enerji Bakanlığı Hakkâri halkına bu konuda yalan söylemiştir. Programda olduğu hâlde, programa konulmuş olduğu hâlde, ödeneği ayrıldığı hâlde, bu konuda 2013 yılı içerisinde verilmiş hiçbir söz yerine getirilmemiştir ve bugün, Hakkâri’nin özellikle Yüksekova ve Şemdinli ilçeleri ve bağlı köyleri günün çoğunu karanlıkta geçirmek durumunda kalıyorlar.

Ama, son söz şunu söyleyeyim: “Orada hayatlar karartılıyor, elektrik kesintisi neyi ifade eder?” derseniz buna da hak veririz. Çünkü, bugünkü Roboski kararı, Roboski’yle ilgili alınan takipsizlik kararı bu konuda bizim açımızdan yeterince açıklayıcıdır.

Teşekkür ediyorum. (BDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Zozani.

Gündem dışı üçüncü söz, demokrasi ve hukuk konusunda söz isteyen Mersin Milletvekili Sayın Ali Rıza Öztürk’e aittir.

Buyurun Sayın Öztürk. (CHP sıralarından alkışlar)

3.- Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, demokrasi ve hukuk konusuna ilişkin gündem dışı konuşması

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; demokrasi ve hukuk adına gündem dışı söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, bir ülkede eğer demokrasiyi geliştirmek, güçlendirmek istiyorsanız hukuku güçlendirmek zorundasınız. Demokrasiyi güçlendirirken hukuk da güçlenmeli. Hukuk tükenirken demokrasi güçlenmez.

Şimdi, son günlerde, bu ülkede bir kavga yaşıyoruz. Bu kavga, Tellioğulları ile Seferoğulları’nın sulak araziyi ele geçirme kavgası. Yani, Hükûmetle cemaatin rant dağıtan devleti ele geçirme kavgasını yaşıyoruz. Tabii ki cemaatle Hükûmet arasındaki bu kavga şöyle dursun, bizi bunun hukuk kısmı ilgilendiriyor. Böyle bir çatışmadan sonra çıkan en önemli konu, burada gerçekten hukukun bu iktidar tarafından nasıl katledildiğinin somut bir göstergesi. Yine, cemaatle iktidar arasındaki bu kavganın en somut göstergelerinden birisi, özgür toplumun temeli laiklik ilkesidir.

Değerli milletvekilleri, bu elimdeki kutu, bu kutudan insan korkar mı? Bu kutu... Bu kutunun içinde demokrasi ve hukuk olursa korkar. Aslında, diktatör anlayışa sahip insanlar demokrasiden ve hukuktan korkarlar ama bu boş kutu yani bunun içerisinde dolar falan yok, bu boş kutu. Fakat, Sayın Başbakan bu kutudan korkuyor, balkonundan bu kutuyu gösteren insanlar apar topar gözaltına alınıyor.

Şimdi, 17 Aralıkta cemaatle bu iktidar arasındaki çatlaktan, patlaktan sonra araya bir pislik yayıldı. Bu pislikten biz şunu gördük değerli arkadaşlarım: Gerçekten, Türkiye yolsuzluğa boğazına kadar batmış, bu siyasi iktidar yolsuzluğa boğazına kadar batmış. Sayın Başbakan bundan önceki yargı sorunlarıyla ilgili konuşurken hep yargıya övgüler düzüyordu; nedense bu yolsuzluk soruşturmasının üzerine giden hâkim ve savcıları, bu yolsuzluk soruşturmasını yürütmekle görevli polisleri çete olarak tanımlamaya başladı. Şimdi, çete var mıdır, yok mudur? Çete varsa bugün mü olmuştur? On iki yıldır Adalet ve Kalkınma Partisi bu ülkeyi yönettiğine göre, çete ne zamandan beri bu ülkede vardır? Çete kimlerdir? Sayın Başbakan bunları açıklamalıdır, çete edebiyatının arkasına sığınarak yolsuzluğu örtme girişiminde bulunmamalıdır.

Değerli arkadaşlarım, Sayın Başbakan 12 Eylül referandumuyla ilgili diyor ki: “Bağımsız yargı teminat altına alındı.” Ve yine Sayın Başbakan 12 Eylül referandumuyla ilgili diyor ki: “Biz üstünlerin hukukuna değil, hukukun üstünlüğüne gittik.” Yine “İşini yeraltında götüren karşısında yargıyı bulacak.” diyor. İşte, şimdi, Başbakanın yakınına kadar dolaşan bu yolsuzluk işinde işini yeraltında götürmek isteyenler karşısında yargıyı buldular ama Sayın Başbakan bu yargının görev yapmasını engellemeye başladı. Daha önce, Sayın Başbakan demiş ki: “Bırakın mahkemeler işini yapsın, bırakın savcılar işini yapsın.” Şimdi ben de diyorum ki Sayın Başbakana: Ey Sayın Başbakan, bırak, savcılar ve yargı işini yapsın. Elbette ki devlet içerisinde paralel bir örgütlenme, çeteleşme varsa bu çeteleşme açığa çıkarılmalıdır ama “Çeteleşmeyle hesaplaşacağım.” adı altında, gerçekten yolsuzluklar bu ülkede örtülmemelidir değerli arkadaşlarım.

Türkiye’de, öteden beri yargıda sorunlar olduğunu biz söyledik. 12 Eylül 2010 yılındaki Anayasa değişikliğiyle ilgili iki tane madde vardı: Birisi HSYK, birisi Anayasa Mahkemesiydi. Diğer maddelerde muhalefet olarak bir itirazımız yoktu. Sayın Başbakan ve AKP’liler çıktılar, “Gerçekten bu Anayasa referandumuna ‘hayır’ oyu kullananlar darbecidir.” dediler. Şimdi, Sayın Başbakan HSYK konusunda yanlış yaptığını söylüyor. Ben şimdi bu Meclis kürsüsünden söylüyorum: Acaba, Sayın Başbakan da darbeci bir anlayışa mı sahip oldu?

Değerli arkadaşlarım, hukukta çifte standart olmaz. Bakın, milletvekillerinin tahliyesi yapılıyor, bir karara bir yerde uyuluyor, diğerinde uyulmuyor ve bir karar bir başka karara hiç uymuyor. Örneğin, BDP’li milletvekili arkadaşlarımız aramıza geldi, hoş geldiler. Onlara yurt dışı çıkış yasağı konulmadı, iyi oldu, doğrusu da budur ama diğer 3 milletvekili yurt dışı yasağı konularak tahliye edildi. Yine, daha önce Mustafa Balbay’a ilişkin karar açık ve seçik BDP milletvekillerine uygulanması gerekirken aynı yargı bunu uygulamadı değerli arkadaşlarım.

Hukukta çiftçe standart olmaz. Bu hukuku bu hâle getiren de Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarından başkası değildir. AKP’nin alternatifi cemaat değildir, AKP’nin de cemaatin de alternatifi Cumhuriyet Halk Partisidir.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

60’ıncı maddeye göre 10 arkadaşımıza söz vereceğim.

Sayın Öğüt…

VI.- AÇIKLAMALAR

1.- İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt’ün, Gezi ve Uludere olaylarında ölen gençlerin ailelerinin acılarına ve tutukluların görüşme sürelerinde farklılıklar olduğuna ilişkin açıklaması

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Geçtiğimiz yıl, Türkiye açısından tam bir dram yılıydı. En önemli dram, Gezi’de vahşice öldürülen gençlerimizdi. Bu gençlerin arkalarında gözü yaşlı, acılı anneler, babalar bırakıldı. Acıları o kadar derindi ki Mehmet Ayvalıtaş’ın sevgili annesi Fadime anamız, bu acıya dayanamadı vefat etti. Yine, Roboski Uludere’de kim vurduya giden gençlerimizden birkaçının annesi ölümünün 2’nci yıl dönümünde acıya dayanamadı vefat etti. Onlara rahmet diliyorum.

Bir de bugünlerde, oğullarını polise ifade vermeye, onun için yollamaya bile kıyamayan babalar var. Onlarınki de evlat, Başbakanımızınki de evlat. Bu acıya ortaklığımızı söylemek istiyorum.

Ayrıca beş yıldır zulümhanede tutulan yurtseverlerin çocukları, ayda bir kere on dakika görüşebilirken bazı “Ben tanırım, iyi çocuktur.” diye arkaları sıvazlananlar her gün görüşmektedirler. Bunun da bir hukuk devletinde nasıl olduğunu öğrenmek istiyorum, halkımızın da bunu öğrenmesini istiyorum.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Sayın Özdağ…

2.- Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ’ın, Seyyid Ahmet Arvasi’nin ve Arif Nihat Asya’nın ölüm yıl dönümlerine ilişkin açıklaması

SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) – 31 Aralık ve 5 Ocak tarihleri, Türk kültür ve edebiyat hayatımız açısından çok büyük kayıpların yaşandığı tarihtir.

31 Aralık 1988 yılında, henüz 56 yaşında ve daktilosu başında vefat eden ve “Ben İslam iman ve ahlakına göre yaşamayı en büyük saadet bilen, büyük Türk milletini iki cihanda aziz ve mesut görmek isteyen ve böylece İslam’ı gaye edinen Türk milliyetçiliği şuuruna sahibim. İnanıyorum ki hem Türk hem Müslüman olmak hem de muasır dünyaya öncülük etmek mümkündür. Ecdadımız bütün tarihleri boyunca bunu denediler ve başarılı oldular. O hâlde bizler niye bu tarihî misyonumuzu yerine getirmeyelim?” sözlerinin sahibi, bedene değil ruha akseden, yerli düşünen, yerli fikirler üreten, şahsiyet sahibi “İnsanın kurduğu medeniyette ilim, sanat ve din âdeta üç sütun gibidir, insanlık bunlara dayanarak yücelebilmektedir, yahut insanlık kendini koruyup geliştirecek üç sığınak bulmuştur; bunlar, laboratuvarlar, sanat galerileri ve evleri ile mabetleridir.” diyerek eserleriyle milletimize yön gösteren büyük mütefekkir Seyyid Ahmet Arvasi’yi 25’inci vefat yıl dönümünde rahmet ve minnetle anıyorum.

5 Ocak 1975 tarihinde kaybettiğimiz, Peygamber Efendimiz’e yazdığı naatı gönüllerimize taht kuran “Ve gelirse eğer mutlu günüm. / Yapılırsa bir gün düğünüm. / Telsiz duvaksız olabilirim. / Bayraksız olamam!” diyen bayrak şairimiz Arif Nihat Asya’yı rahmetle anıyorum.

BAŞKAN – Sayın Eyidoğan

3.- İstanbul Milletvekili Haluk Eyidoğan’ın, kentsel dönüşüm uygulamalarında yaşanan başıbozukluğun önlenmesi gerektiğine ilişkin açıklaması

HALUK EYİDOĞAN (İstanbul) - Teşekkür ederim Başkan.

6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Yasa’yla başlatılan kentsel dönüşüm uygulamaları için, Türkiye’de 121 riskli alan ilan edildi. 100 belediyeye bilgi isteme yazısı yazdık ancak yüzde 33’ünden cevap alabildik. Yüzde 10’unda belediye meclisi kararı var ancak yüzde 5’inde halka sorulmuş. Bu gerçekten vahim bir durumdur. Özellikle hak sahipleri ile müteahhitler, yüklenici ve belediye arasında yapılan sözleşmelerde hak sahibi hukuken korunamıyor, hak sahipleri müteahhitlerin önüne atılıyor. Hak sahiplerinin mülkiyetlerini kaybetme riski çok yüksek, birçok belirsizlik var, evleri yıkılanların sokakta kalma ihtimali var. Kentsel dönüşümde başıbozukluğun önlenmesi gerektiğini söylüyorum.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Sayın Özcan…

4.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, Bolu’da su borularının sık sık patlamasına ilişkin açıklaması

TANJU ÖZCAN (Bolu) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, artık, Bolu’da yolsuzluk topraktan fışkırıyor. Bolu’da, su boruları yolları parçalarcasına patlıyor, can ve mal güvenliğini tehdit ediyor. İki gün önce 66’ncı patlama gerçekleşti Bolu’daki su borularında ve maalesef, bu boruların döşenmesinde çok ciddi yolsuzluk iddiaları söz konusu.

Ben buradan, aracılığınızla Hükûmete soruyorum: 66 patlama geçti üzerinden, daha kaç patlama olması lazım ki Hükûmet Bolu Belediyesinin bu usulsüz uygulamasını sorgulayacak?

Bir de tabii, şunu da sormak istiyorum: Bolu’daki bu su borusu patlamaları yargıya intikal etti, suç duyurusunda bulundu bir grup arkadaşımız. Acaba, bu soruşturmayı yürüten savcıyı Hükûmet değiştirmeyi düşünür mü, düşünmez mi? Bu soruyu da aracılığınızla sormak istiyorum.

BAŞKAN – Sayın Atıcı…

5.- Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı’nın, AKP iktidarında Türkiye’nin getirildiği noktanın utanç verici olduğuna ilişkin açıklaması

AYTUĞ ATICI (Mersin) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, güzel Türkiye’mizin AKP iktidarında getirildiği nokta gerçekten utanç vericidir. “Her yer Taksim, her yer direniş.” diyenler tek tek toplanıp tutsak edilirken “Her yer rüşvet, her yer yolsuzluk.” diyenler korunmaya çalışılıyor. “Yurtta barış, dünyada barış.” diyenler tutsak edilirken Suriye’ye tırlar dolusu silah gönderenler ödüllendiriliyor. “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.” diyenler görevden el çektirilirken “Egemenlik kayıtsız şartsız Başbakanındır.” diyenler göreve getiriliyor. Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür.

Halkımız büyük bir koro hâlinde, sevgili Musa Eroğlu’nun sık sık terennüm ettiği gibi, şu sözleri söylüyor:

“Azrail’in gelir kendi,

Ne ağa der ne efendi,

Sayılı günler tükendi,

Yolun sonu görünüyor.”

Saygılar sunarım.

BAŞKAN – Sayın İrbeç

6.- Antalya Milletvekili Yusuf Ziya İrbeç’in, adil soruşturma ve yargılamayla yolsuzlukların üzerine gidilmesi ve acilen şeffaflık politikasına geçilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması

YUSUF ZİYA İRBEÇ (Antalya) – Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Türkiye, Reza Zarrab gibi, yabancı ülkelerden gelip yolsuzluğa karışanların rahatça hareket edebildiği ve hatta bakanlarla bile kolayca irtibat kurabildiği bir ülke hâline geldi. Bu durumda “Dış güçler bize kumpas kuruyor.” demenin ne kadar inandırıcı olduğu ortadadır. Bizim, Başbakandan beklentimiz, Türkiye’de kendi vatandaşlarımızın yolsuzluktan emin olduğu bir ortamı oluşturmasıdır. Bu da yolsuzlukları hafife alma ve üstünü örtme algısı varsa olamaz. Hükûmetin ne yaptığını bilme hakkımız çeşitli operasyonlarla engelleniyor izlenimi de oluşmamalıdır. Hükûmet, Suriye’de Türkmenlere yardım edildiğini vurguluyor, Türkmen Meclis Başkan Yardımcısı ise açıklama yapıyor, “İsviçre’den gelen bir tırla giysi yardımı var, onun dışında bir yardım yok.” diyor. Saklama, gizleme yapılmıyor, yolsuzlukların üzerine gidiliyor algısı adil soruşturma ve yargılamayla olur. Acilen şeffaflık politikasına geçilmelidir.

Çok teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Sayın Yeniçeri…

7.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, AKP’nin yargıdan elini çekmesi gerektiğine ilişkin açıklaması

ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Başbakan görülmekte olan bir davanın savcısı olduğunu ilan etmişti, ardından da “Yargıya söyledik, gereği yapılacaktır.” demişti. İktidar yanlılarının adlarının karıştığı Deniz Feneri davalarının savcıları görevden alınmış ve yargılanmıştı. AKP, bürokratlara özgü yasa çıkartmıştı. Türkiye’de yargı, iktidarın tutumuyla alenen siyasallaşmıştır. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı yargının siyasallaştığından söz etmiştir.

Ayakkabı kutularındaki dolarlar AKP’nin kimyasını bozmuştur. AKP, yargının bağımsız ve tarafsız işlemesini istemiyor. AKP, kurumları çalıştırmıyor, çatıştırıyor. Kuvvetlerin ayrılığı ilkesi, AKP döneminde kuvvetlerin çatışması ilkesine dönüşmüştür. Savcı emir veriyor, emniyet yerine getirmiyor; savcı konuşuyor, başsavcı yalanlıyor; MİT ile emniyet karşı karşıya geliyor, Başbakan savcılara verip veriştiriyor. Manzara budur. 17 Aralıktan bu yana devlet işlemiyor. Devleti işletmeyen iktidar da yok hükmündedir. AKP yargıdan elini çekmeli…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Korkmaz…

8.- Isparta Milletvekili S. Nevzat Korkmaz’ın, İstanbul Milletvekili Engin Alan’ı sevgiyle, saygıyla andıklarına ve Başbakanın yolsuzluk ve hırsızlık olaylarıyla ilgili tavrına ilişkin açıklaması

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Sayın Başkan, sözlerimin başında, Türk milletinin kahraman evladı, İstanbul Milletvekili Sayın Engin Alan Paşa’yı sevgiyle, saygıyla anıyoruz ve hatırlatıyoruz ki ilahi adaletten hiç kimse kaçamayacaktır.

Sayın Başbakan “Bir yargı mensubu maaşıyla yılda 20-22 defa nasıl yurt dışına çıkabilir?” diyor. otuz beş yıl önce simit satarak hayata atılan bir Başbakan nasıl dünyanın 8’inci en zengin başbakanı olabiliyorsa, oğulları daha ağzı süt kokarken nasıl fabrikalar ve gemicikler sahibi olabiliyorsa, bakan oğulları nasıl milyon dolarlık villa sahibi olabiliyorsa, bir kamu bankasının genel müdürünün evinde 4,5 milyon dolar nasıl istiflenebiliyor ise yönetiminizde o da olur Sayın Başbakan.

Değerli milletvekilleri, Sayın Başbakan meydanlarda, televizyonlarda hırsızlıkları, yolsuzlukları hiç ağzına almıyor, bilinen tekrarlara devam ediyor “dış güçler”, “operasyon” diye. Bilmiyor musun Sayın Başbakan, dış güçlerin operasyonuyla gelenler dış güçlerin operasyonuyla giderler.

Vatandaş soruyor: Savcıya, polise bağırdığın kadar ne zaman hırsızlara, yolsuzlara bağıracaksın?

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Sayın Doğru…

9.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, İstanbul Milletvekili Engin Alan’ı saygıyla selamladığına ve halkın yaşadığı geçim sıkıntısı konusunda Hükûmetin ne yapacağını öğrenmek istediğine ilişkin açıklaması

REŞAT DOĞRU (Tokat) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sözlerimin başında, cezaevinde haksız, hukuksuz şekilde, yiğitçe yatan kahraman insan, İstanbul Milletvekilimiz Engin Alan’ı Türkiye Büyük Millet Meclisinden saygıyla selamlıyorum. Zulüm mutlaka bir gün bitecek, yapanları da boğacaktır diyorum.

İkinci olarak, ülkemizde yolsuzluk, haksızlık, rant kavgaları yapılırken ülkemizin her yeri gibi Tokat ilinde de çiftçi, esnaf, memur, işçi çok büyük geçim problemiyle karşı karşıyadır. Çiftçi üretimde aradığını bulamamış, borç batağına saplanmış, kapısına icra daireleri dayanmıştır. Küçük esnaf iş yapamamaktan şikâyetçi olup senet ve çeklerini ödeyememiş, onlara da icralar gelmeye başlamıştır, kepenk kapatır konuma gelmişlerdir. Sonuçta, toplumda herkes icra, iflas, üretimden vazgeçme, esnafın kepenk kapatmasıyla ilgili durumla karşı karşıyadır. Bunlarla ilgili, Hükûmetin ne yapacağını merakla bekliyoruz.

Saygılar sunuyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Ağbaba

10.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Malatyalı kayısı üreticilerinin zor durumda olduğuna ilişkin açıklaması

VELİ AĞBABA (Malatya) – Sayın Başkan, teşekkür ederim.

Geçtiğimiz hafta sonu Malatya’daydım. Malatya’da Hekimhan ilçesi Kocaözü beldesini ziyaret ettim. Kocaözü beldesi bütün Malatya’yı aslında gösteren bir yer. Orada da kayısı ekip, kayısıyı hasat edip hâlâ para alamayan, ürünlerini satamayan çiftçi çoğunlukta. Maalesef, Malatyalı, kayısının para etmemesi nedeniyle açlıkla karşı karşıya. Bir yıldan beri biz söyledik ama AKP milletvekilleri, AKP duymadı. Malatyalı ekiyor, biçiyor, çalışıyor, herkesten fazla çalışıyor ama ekmiş olduğu ürün para etmiyor. Maalesef tedbir de alınmıyor, biz söylediğimizle kalıyoruz.

Bu duyguları, düşünceleri Kocaözülüler iletmemi istediler, ben de Meclise iletiyorum.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Sayın Altay, buyurun.

11.- Sinop Milletvekili Engin Altay’ın, yemin ederek görevlerine başlayan 5 milletvekiline başarılar dilediğine, İstanbul Milletvekili Engin Alan gelmeden Parlamentonun ayıplı görüntüsünün silinmeyeceğine ve bazı milletvekillerine yurt dışı yasağı getirilmesinin Meclise yapılabilecek en büyük aşağılama olduğuna ilişkin açıklaması

ENGİN ALTAY (Sinop) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, 24’üncü Dönem Parlamentosu, 8 üyesinin tutsak olarak cezaevlerinde, zindanlarda kaldığı bir ortamda çalışmalarına başladı. Aradan geçen iki buçuk yıl içerisinde yani iki yıl 8 üyesinin özgürlükten mahrum olması, millî iradenin Parlamentoya tam yansımamış şekilde, Parlamentonun ayıplı, defolu ve fireli olarak çalışmasına yol açmış idi. Önce Sayın Mehmet Haberal, sonra Sayın Mustafa Ali Balbay Parlamentoya gelerek, yemin ederek çalışmalarına başladılar.

Bugün yemin eden Sayın Yıldırım’a, Sayın Ayhan’a, Sayın Irmak’a, Sayın Sarıyıldız’a ve Sayın Aktaş’a “Geçmiş olsun.” diyoruz, başarılar diliyoruz. Bir hukuk ayıbının, bir hukuk garabetinin ve millî iradeye saygısızlığın ortadan kalkmasından dolayı memnuniyetimizi ifade ediyoruz. Ancak, aynı şekilde hâlen cezaevinde bulunan İstanbul Milletvekili Sayın Engin Alan Parlamentoya gelmeden, Parlamentomuzun ayıplı, defolu ve fireli görüntüsü kamuoyundan silinmeyecektir. Parlamentomuzun öncelikli işi, Sayın Engin Alan’ın da Parlamentoya gelmesi olmalıdır.

İlaveten, bir milletvekiline, birden çok milletvekiline yurt dışı yasağı getirmek, bir parlamentoya, Türkiye Büyük Millet Meclisine yapılabilecek en büyük aşağılamadır. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı olarak bu duruma yönelik tedbir ve çaba içinde olmanızı da Cumhuriyet Halk Partisi olarak diliyoruz. Sayın Aygün’ün, Sayın Haberal’ın ve Sayın Balbay’ın yurt dışı yasağı onların şahsına değil, Türkiye Büyük Millet Meclisine büyük bir aşağılama ve hakarettir.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Sayın Aydın…

12.- Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın, yemin ederek görevlerine başlayan 5 milletvekiline başarılar dilediğine, bunun Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkının tanınmasıyla mümkün olabildiğine, yolsuzlukla mücadelenin AK PARTİ’nin varlık nedeni olduğuna ve yargıya müdahalenin söz konusu olmadığına ilişkin açıklaması

AHMET AYDIN (Adıyaman) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Bugün 5 milletvekili arkadaşımızın yemin ederek görevlerine başlamasını biz de tebrik ediyoruz, hayırlı olsun diyoruz. Millî irade açısından, Meclisimiz açısından, milletimiz açısından hayırlı olsun. Kendilerine başarılar diliyorum.

Tabii şu da unutulmamalıdır ki eğer bugün bu arkadaşlarımız, burada yemin edip görevlerine başlıyorlarsa özellikle AK PARTİ iktidarının demokratikleşmeye vermiş olduğu önemin bir göstergesi olarak, en son 2010 yılında referandum suretiyle geçen pakette yer alan Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkını kullanmak suretiyle bugün buradalar. Bundan da büyük bir mutluluk duyduğumu ifade ediyorum. Eğer o gün orada, o bireysel başvuru maddesi de o paketin içinde olmasaydı ne yazık ki bugün bu arkadaşlarımızın burada olması biraz zor gibi görünüyordu. Ama, her şeye rağmen, geç de olsa bu karardan dolayı ben kendilerini tebrik ediyorum, saygıyla karşılıyoruz, hayırlı olsun diyorum.

Yine, aynı şekilde, özellikle konuşmacı arkadaşlarımız yolsuzlukla AK PARTİ’yi sürekli birleştirmeye, bir araya getirmeye çalışıyorlar. Şunu özellikle vurgulamak istiyorum ki yolsuzlukla mücadele AK PARTİ’nin varlık nedenidir. Gelinen noktada, baktığınızda, özellikle 2002 yılında uluslararası yolsuzlukla mücadeledeki algı endeksine baktığınızda, şeffaflaşmada, Türkiye, 2002 yılında 102 ülke arasında 65’inci sıradayken şu anda gelinen noktada 177 ülke arasında 53’üncü sıraya kadar yükselmiş, çok ciddi adımlar atmış. Tabii ki bu mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz.

Tabii ki hukukçular da hukuka bağlı kalmak suretiyle yargı işini yapacaktır. Yargıya asla müdahale etmeyeceğiz. Ancak, yargının bir operasyonuymuş gibi algılanıp da bu perde arkasında, özellikle bu operasyonun tüm AK PARTİ hükûmetlerine, tüm AK PARTİ iktidarına ve bu millete mal edilmesine de dur diyeceğiz, bu siyasi suikasta da dur diyeceğiz, bu açıdan da elimizden geleni yapacağız diyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Sayın Buldan…

13.- Iğdır Milletvekili Pervin Buldan’ın, yemin ederek görevlerine başlayan 5 milletvekiline geçmiş olsun dileğinde bulunduğuna, İstanbul Milletvekili Engin Alan’ın da görevine başlamasını temenni ettiğine, milletvekillerine yurt dışı yasağı getirilmesinin bir iradeye saygısızlık olduğuna ve Türkiye’nin bu konudaki ayıbından kurtulması gerektiğine ilişkin açıklaması

PERVİN BULDAN (Iğdır) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Ben de bugün yemin ederek görevlerine başlayan Sayın Yıldırım, Sayın Irmak, Sayın Aktaş, Sayın Sarıyıldız ve Sayın Ayhan’a bir kez daha geçmiş olsun diyorum.

Aynı zamanda, gruplar adına teşekkür konuşması ve geçmiş olsun dileklerini ileten grup başkan vekillerine de teşekkür ediyorum.

En kısa zamanda bir tutuklu milletvekilinin daha görevine başlaması dileğimizi, temennimizi ifade etmek istiyorum.

Ve bu, Sayın Engin Altay’ın ifade ettiği, tutuklu vekillerin serbest kalmasıyla birlikte gündeme gelen yurt dışı yasağının  bir an önce kaldırılması gerektiğini ben de ifade etmek istiyorum çünkü bizim de HDP Genel Başkanımız Sayın Sebahat Tuncel hakkında yurt dışına çıkma yasağı var; dolayısıyla, bunun bir iradeye saygısızlık olduğunu ifade ederek  bu yasağın bir an önce kaldırılması gerektiğini düşünüyorum.

Bu konuda kurulan bir komisyonumuz var, Meclis bünyesinde hukukçu vekillerden oluşan bir komisyon var. Ve bu komisyonun bir an önce bu konuyu, bu meseleyi gündemine alarak Türkiye'nin artık bu konudaki ayıbından kurtulması gerektiğini ifade ediyor, teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Gündeme geçiyoruz.

Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır.

Sayın milletvekilleri, Millî Eğitim Bakanı Sayın Nabi Avcı, gündemin "Sözlü Sorular" kısmının 1, 1320, 1504, 1592, 1637, 1664, 1776, 1932, 1947, 1948, 1949, 1950, 1951, 1952, 1953, 1954, 1979, 1980, 1981, 1982, 2032, 2036, 2060, 2088, 2186, 2188, 2304, 2349, 2351, 2401, 2502, 2607, 2792, 2794, 2798, 2850, 2851, 2852, 2855, 2856, 2898, 2972, 3031, 3032, 3033, 3049, 3064, 3065, 3184, 3253, 3277, 3278, 3279, 3280, 3281, 3282 ve 3283’üncü sıralarında yer alan önergeleri birlikte cevaplandırmak istemişlerdir. Sayın Bakanın bu istemini sırası geldiğinde yerine getireceğim. Sayın Nabi Avcı yerine Sayın Veysel Eroğlu cevaplandıracaktır.

Komisyonlardan istifa tezkereleri vardır, okutuyorum:

VII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Önergeler

1.- Bursa Milletvekili Önder Matlı’nın, Kamu İktisadi Teşebbüsleri Komisyonu üyeliğinden istifa ettiğine ilişkin önergesi (4/134)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Kamu İktisadi Teşebbüsleri Komisyonu üyeliğimden istifa ediyorum.

Gereğini arz ederim.

                                                                                                              Önder Matlı

                                                                                                                    Bursa

2.- Diyarbakır Milletvekili Oya Eronat’ın, İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üyeliğinden istifa ettiğine ilişkin önergesi (4/136)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İnsan Hakları İnceleme Komisyonu üyeliğinden istifa ediyorum.

Gereğini saygılarımla arz ederim. 07/01/2014

                                                                                                               Oya Eronat

                                                                                                                Diyarbakır

3.- Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancı’nın, İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üyeliğinden istifa ettiğine ilişkin önergesi (4/137)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üyeliği görevimden istifa ediyorum.

Gereğini arz ederim.

Saygılarımla. 07/01/2014

                                                                                                      Mehmet Naci Bostancı

                                                                                                                  Amasya

4.- Çanakkale Milletvekili Mehmet Daniş’in, Dilekçe Komisyonu üyeliğinden istifa ettiğine ilişkin önergesi (4/138)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Partim tarafından Çanakkale Belediye Başkan Adayı olarak gösterilmemden dolayı Dilekçe Komisyonu üyeliğinden ve Başkanlığından istifa ediyorum.

Gereği hususunda bilgilerinize arz ederim.

                                                                                                            Mehmet Daniş

                                                                                                                Çanakkale

5.- Mardin Milletvekili Gönül Bekin Şahkulubey’in, Dışişleri Komisyonu ile Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu üyeliğinden istifa ettiğine ilişkin önergesi (4/135)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Dışişleri Komisyonu ve Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu üyeliklerinden istifa ediyorum.

Gereğini saygılarımla arz ederim. 07/01/2014

                                                                                                    Gönül Bekin Şahkulubey

                                                                                                                  Mardin

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Meclis araştırması açılmasına ilişkin üç önerge vardır, okutuyorum:

B) Meclis Araştırması Önergeleri

1.- İzmir Milletvekili Hülya Güven ve 21 milletvekilinin, Suriyeli mülteciler için oluşturulan konteyner kentlerde görev yapan sağlık çalışanlarının sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/809)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının 29/12/2011 tarih ve 8551 sayılı yazısında Öncüpınar Gümrük Sahası Hac Konaklama Tesislerinde Suriyeli sığınmacılar için konteyner kent alanı oluşturulduğu öğrenilmiştir.

12.000 kişilik konteyner kent alanının 2.001 konteynerden oluştuğu, 17/3/2012 tarihi itibarıyla Hatay ilinden ve Öncüpınar Sınır Kapısı’ndan gelerek 10/4/2012 tarihi itibarıyla konteyner kent alanına 1.775 konteynere 9.171 Suriyeli mültecinin yerleştiği, kamp alanındaki konteynerlerden 2 tanesinin sağlık müdürlüğü elemanlarına tahsis edildiği, kamp sahasında 112 acil elemanları ve bir ambulansın yirmi dört saat görev yaptığı bildirilmektedir.

Ancak, sınırımızda yaşanan çatışmalar ve bu nedenle artan mülteci akını karşısında konteyner kentteki sağlık ünitesinin oldukça yetersiz kaldığı, özellikle de acil hizmet vermenin zor olduğu ve Suriye'den gelen silah seslerinin altında hasta bakmak durumunda kaldıkları belirtilmiştir.

Kilis ilinde her branştan sınırlı sayıda hekim yirmi dört saat zorunlu olarak çalışmasına rağmen, dört ana daldan hekimin her gün çatışma tehdidi altında ve güvensiz ortamda konteyner sağlık biriminde (Öncüpınar Gümrük Müdürlüğü Kamp Alanı Polikliniğinde) görevlendirildikleri ve görevlendirmelerde hekimlerin özel durumlarının (gebelik gibi) dikkate alınmadığı bildirilmektedir.

Bunun yanında, Kilis Valiliğince, bir ambulansa çatışmanın yaşandığı komşu ülkeden yaralı alması için emir verildiği, doğal olarak bir başka ülke toprağına izinsiz girip çatışma ortamına girmek istemeyen 112 acil sorumlusunun ise açığa alındığı bildirilmiştir.

Ülkemiz savaşta olmadığına göre ambulansa sınırın diğer tarafından kimleri alması için emir verildiği de aydınlatılması gereken diğer bir noktadır.

Suriye sınırında yer alan Öncüpınar ve bunun gibi diğer alanlarda sağlık çalışanları için yetersiz güvenlik önlemleri ve mülteci kampındaki çalışma koşullarının yeni Ersin Aslanların kaybedilmesine neden olacak nitelikte olduğu belirtilmektedir.

Bu nedenle,  Öncüpınar'da ve Suriye sınırında mülteci akını  nedeniyle oluşturulan diğer alanlarda sağlık çalışanlarının can güvenliğine yönelik tehditlerin, ülkemiz savaşta olmadığı hâlde sınır ötesinden yaralı getirmeleri için sağlık çalışanlarına verilen bazı emirlerin ve sağlık çalışanlarının en kısa zamanda yaşam güvenliği olan uygun çalışma koşullarına kavuşturulmalarına yönelik olarak alınacak önlemlerin ne olması gerektiğinin daha detaylı olarak araştırılması gerekmektedir. Bu nedenle Anayasa’mızın 98’inci maddesi ve TBMM İçtüzüğü’nün 104 ve 105’inci maddeleri gereğince bir araştırma komisyonu kurulmasını saygılarımızla arz ederiz.

1) Hülya Güven                              (İzmir)

2) Mehmet Ali Ediboğlu                 (Hatay)

3) Mustafa Sezgin Tanrıkulu          (İstanbul)

4) Emre Köprülü                            (Tekirdağ)

5) Candan Yüceer                           (Tekirdağ)

6) Alaattin Yüksel                          (İzmir)

7) Ayşe Nedret Akova                   (Balıkesir)

8) Ramis Topal                               (Amasya)

9) Haluk Ahmet Gümüş                 (Balıkesir)

10) Malik Ecder Özdemir               (Sivas)

11) Erdoğan Toprak                       (İstanbul)

12) Engin Altay                              (Sinop)

13) S. Sencer Ayata                        (Ankara)

14) Ramazan Kerim Özkan            (Burdur)

15) Vahap Seçer                             (Mersin)

16) Namık Havutça                        (Balıkesir)

17) Ümit Özgümüş                         (Adana)

18) Haydar Akar                            (Kocaeli)

19) Faik Öztrak                              (Tekirdağ)

20) Aydın Ağan Ayaydın               (İstanbul)

21) Oğuz Oyan                               (İzmir)

22) Ömer Süha Aldan                    (Muğla)

2.- İstanbul Milletvekili Umut Oran ve 20 milletvekilinin, 2004-2012 yılları arasında açıklanan teşvik paketlerinin uygulama sonuçlarının ve eksik yönlerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/810)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

2004 yılından beri ekonomik gelişmenin sağlanması, sosyoekonomik farklılıkların azaltılması, bölgeler arası eşitsizliklerin giderilmesi ve yapısal sorunların ortadan kaldırılması amacıyla sonuncusu bu yıl olmak üzere toplamda 4 teşvik paketi açıklanmış, bu teşvik paketleri ile sağlanan kolaylıklarla belli amaçlara ulaşılması hedeflenmiştir.

Nitekim 5 ve 6 Nisan tarihlerinde Sayın Başbakan ve Ekonomi Bakanı son teşvik paketini açıklamış; yatırım, üretim, istihdam, ihracat politikaları arasındaki bütünlüğün sağlanması, ithalatına bağımlı olduğumuz ara maddelerin ve ham maddelerin Türkiye'de üretiminin sağlanması, ihracatımızın emek yoğun teknolojiden bilgi yoğun teknolojiye doğru geçişinin sağlanması konusundaki ihtiyaçları tespit etmiş ve bu sorunların çözümü için de teşvik aracını kullanmıştır. Buna karşın, daha önceki teşvik paketlerinin sonuçları objektif kriterlerle araştırılmamış, bir değerlendirme raporu açıklanmamış, son açıklanan teşvik paketinin de hangi güncel ve objektif verilerle hazırlandığı belirtilmemiş, teşvik aracının doğru işlemesi, bölgeler arası farklılıkların giderilmesi, gençlerin ve kadınların istihdama katılımlarının arttırılması, enerjide dışa bağımlılığın giderilmesi, yeni enerji politikaları geliştirilmesi ve yenilenebilir enerji, yeşil ekonomi, ileri teknoloji üretimi gibi alanlara nasıl etki edeceği planlanmamış, geçmiş tecrübelerde gereken incelemeye tabi tutularak teşvik paketi objektif kıstaslarla ortaya konulmamıştır.

Bütün bu gerekçelerle; 2004-2012 yılları arasında açıklanan teşvik paketlerinin uygulama sonuçlarının araştırılması, bu teşvik paketlerinin olumlu ve olumsuz uygulamalarının belirlenmesi, iyi örneklerin ortaya konulması, eksik kalan yönlerinin belirlenerek yeni teşvik paketlerinde bu sebeple ortaya çıkabilecek aksaklıkların önlenmesi, teşviklere esas olacak objektif kriterlerin belirlenmesi ile alınması gereken tedbirlerin tespiti amacıyla, Anayasa'nın 98 ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nün 104 ve 105’inci maddeleri gereğince Meclis araştırması açılmasını saygılarımla arz ederim.

1) Umut Oran                                  (İstanbul)

2) Mustafa Sezgin Tanrıkulu           (İstanbul)

3) Hülya Güven                               (İzmir)

4) İhsan Özkes                                (İstanbul)

5) Ayşe Nedret Akova                    (Balıkesir)

6) Namık Havutça                           (Balıkesir)

7) Ali Rıza Öztürk                           (Mersin)

8) Gürkut Acar                                (Antalya)

9) Turgut Dibek                               (Kırklareli)

10) Mehmet Şeker                           (Gaziantep)

11) Refik Eryılmaz                          (Hatay)

12) Ramazan Kerim Özkan             (Burdur)

13) Mehmet Ali Ediboğlu                (Hatay)

14) İzzet Çetin                                 (Ankara)

15) Bülent Tezcan                            (Aydın)

16) Mahmut Tanal                           (İstanbul)

17) Aylin Nazlıaka                          (Ankara)

18) Mehmet Hilal Kaplan                (Kocaeli)

19) Ali Özgündüz                            (İstanbul)

20) Arif Bulut                                  (Antalya)

21) Kadir Gökmen Öğüt                 (İstanbul)

3.- Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 20 milletvekilinin, kadınların çalışma yaşamında karşılaştıkları sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/811)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Tarihe baktığımızda her dönem kadın iş gücüne ihtiyaç duyulmuş, günümüzün zorlu iş yaşamında da bu ihtiyaç giderek artmıştır. Kadın çalışanlar her türlü çalışma ortamında erkek çalışanların yaşadığı sorunları yaşamış, hatta kadın olmalarından kaynaklanan birçok farklı sorunla da mücadele etmek zorunda kalmışlardır.

Dünya nüfusunun yarısını kadınlar oluşturmaktadır. Kadınların özgürleşmeye başlamasıyla birlikte yaşam tarzı da giderek değişmiştir. Kadın-erkek eşitliğinin toplum tarafından kabul görmesiyle kadınlar, özellikle iş hayatının her alanında çalışmaya başlamışlardır. Fakat, özellikle erkek egemen bir toplum olan ülkemizde, kadın nüfus ile erkek nüfus arasında hep bir dengesizlik yaşanmıştır. Özellikle çalışma hayatında ve sosyal hayatta bu dengesizlikler kendisini daha çok göstermiştir. Çalışma hayatında kadınların yaşadığı sorunlar yasal düzenlemelerle ve uluslararası antlaşmalarla güvence altına alınmış olmasına rağmen, birçok kadın, hâlâ temeli erkeklerden kaynaklı değerler nedeniyle birtakım güçlüklerle mücadele etmektedirler. Bu mücadele tarih boyunca var olmuş bir mücadeledir. Geçmişten günümüze kadar gelen süreçte kadınların çalışma hayatındaki sorunları her zaman var olmuştur. Günümüzde kadınlar hukuki olarak birçok hakka sahip olmuş olsa da bu haklarını yeterince kullanmamaları onların çalışma hayatındaki sorunlarının devam etmesine de neden olmaktadır.

Çalışma hayatına katılım, kadınların yaşamlarında çok sayıda sıkıntıyı da beraberinde getirmektedir. Kadınlar iş yerlerinde cinsiyetlerinden dolayı en çok amir ve yöneticilerinin tutumlarından, tacizden, gelecek kaygısından, iş yerlerindeki fiziki ortamdan, iş yerlerinde uygulanan kadın-erkek ayrımcılığından, ücret eşitsizliğinden ve mevcut yasaların kadınları korumadaki etkinliğinden şikâyet  etmektedirler. Özellikle evli ve çocuğu olan kadınlar için durum daha da sıkıntılıdır. Çünkü kadınların istihdama katılımının önündeki en önemli engellerden biri çocuk bakımının tamamen kadınlara yüklenmiş olmasıdır. Kadına yüklenen onca rolün arasında en zoru çalışan anne olmaktır. Annenin çalıştığı saatlerde çocuğun bakımı, annenin çocuğuyla yeterince ilgilenememesi, çalıştığı için çocuğunu ihmal ediyor olma düşüncesi çocukla anne arasında sağlıklı bir iletişimin kurulmasına da engel bir durumdur. Bu nedenle, çalışan kadınlar çocuklarına karşı çoğunlukla suçluluk duygusu yaşarlar. Bu nedenle, çalışan kadınların sorunlarının çözümüne yönelik toplumsal destek politikalarının geliştirilmesi büyük önem taşımaktadır.

Kadının omuzlarındaki yük çalışmaya başlamasıyla birlikte hem artmakta hem de ağırlaşmaktadır. Kadın, annelik, ev kadını ve iş kadını rolleri arasında sıkışmakta ve bu durum nedeniyle daha çabuk yıpranmaktadır. Uzun çalışma süreleriyle paralel az uyuma, çok çalışma ve her işe yetişebilme kaygısıyla yaşayan çalışan kadınlarımız gün geçtikçe mutsuzlaşmaktadırlar. O nedenle, ülkemizde, aile yaşamında çocuk bakımı, yaşlı ve hasta bakımı gibi yükümlülükleri sadece kadınların sorumluluğunda gören anlayış yerine, bu sorumlulukların anne, baba, devlet veya işveren arasında paylaşılması yaklaşımının eksikliği giderilmelidir. Çalışma hayatının bir parçası olarak kadın çalışanların sırf kadın olduklarından dolayı yaşadıkları sorunları ortadan kaldırmadan onlardan iyi bir performans sergilemelerini beklemek mümkün olmayacaktır.

Eğer çocuk sahibiyse çalışan kadınlar için en büyük sorunlardan bir tanesi çalıştıkları iş yerlerinde kreş olmamasıdır. Bilindiği gibi, ülkemizde yıllar içinde kamu kurumlarına ait kreşler birer birer kapatılmıştır. Hâlen yasada var olan 100 kadından fazla çalışanı olan iş yerlerinin (özel, kamu) kreş açması zorunluluğu uygulanmamakta, konuyla ilgili 2010 yılında yayınlanan 2010/14 sayılı Başbakanlık Genelgesi olmasına rağmen, buna özen gösterilmemektedir. Bu durum ise en çok fabrikalarda çalışan kadınları, anneleri olumsuz etkilemektedir. Bilindiği gibi, kadın çalışanların büyük bir bölümü fabrikalarda çalışmakta ve bu konu binlerce çocuk sahibi çalışan anneyi yakından ilgilendirmektedir.

Çalışan kadınların çalışma yaşamında karşılaştıkları sorunların saptanması amacıyla Anayasa’nın 98’inci, TBMM İçtüzüğü’nün 104 ve 105’inci maddeleri uyarınca Meclis araştırması açılmasını saygılarımızla arz ederiz.

1) Candan Yüceer                            (Tekirdağ)

2) Mustafa Sezgin Tanrıkulu           (İstanbul)

3) Ramazan Kerim Özkan               (Burdur)

4) Mahmut Tanal                             (İstanbul)

5) Aylin Nazlıaka                            (Ankara)

6) Kadir Gökmen Öğüt                   (İstanbul)

7) Ayşe Nedret Akova                    (Balıkesir)

8) Namık Havutça                           (Balıkesir)

9) Hülya Güven                               (İzmir)

10) Ali Rıza Öztürk                         (Mersin)

11) Gürkut Acar                              (Antalya)

12) Mehmet Şeker                           (Gaziantep)

13) Turgut Dibek                             (Kırklareli)

14) İhsan Özkes                              (İstanbul)

15) Refik Eryılmaz                          (Hatay)

16) Mehmet Ali Ediboğlu                (Hatay)

17) İzzet Çetin                                 (Ankara)

18) Bülent Tezcan                            (Aydın)

19) Mehmet Hilal Kaplan                (Kocaeli)

20) Ali Özgündüz                            (İstanbul)

21) Arif Bulut                                                  (Antalya)

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Önergeler gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki görüşmeler, sırası geldiğinde yapılacaktır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının bir tezkeresi vardır, okutup oylarınıza sunacağım.

C) Tezkereler

1.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı İbrahim Yiğit başkanlığında Komisyon üyelerinden oluşan bir heyetin, Hırvatistan Parlamentosu Tarım Komisyonu Başkanı Franjo Lucic’in vaki davetine icabet etmek üzere Hırvatistan’a resmî bir ziyarette bulunmasına ilişkin tezkeresi (3/1361)

                                                                                                               03/01/2014

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı İbrahim Yiğit Başkanlığında Komisyon üyelerinden oluşan bir heyetin, Hırvatistan Parlamentosu Tarım Komisyonu Başkanı Franjo Lucıc'in vaki davetine icabet etmek üzere Hırvatistan'a resmî bir ziyarette bulunması hususu, 28/3/1990 tarihli ve 3620 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun'un 6'ncı maddesi uyarınca, Genel Kurulun tasviplerine sunulur.

                                                                                                              Cemil Çiçek

                                                                                                Türkiye Büyük Millet Meclisi

                                                                                                                 Başkanı

BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Barış ve Demokrasi Partisi Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır; okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.

VIII.- ÖNERİLER

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri

1.- BDP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin “Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler” kısmında yer alan, 28/12/2011 tarihinde meydana gelen ve 35 yurttaşımızın yaşamını yitirdiği Uludere (Roboski) katliamı sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesinin (10/436) görüşmelerinin, Genel Kurulun 7 Ocak 2014 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

                                                                                                               07/01/2014

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Danışma Kurulunun 07/01/2014 Salı günü (bugün) yaptığı toplantısında siyasi parti grupları arasında oy birliği sağlanamadığından, grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzük’ün 19’uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.

                                                                                                            Pervin Buldan

                                                                                                                    Iğdır

                                                                                                        Grup Başkan Vekili

Öneri:

Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin “Genel Görüşme ve Meclis Araştırmasına Dair Ön Görüşmeler” kısmında yer alan (10/436) 28 Aralık 2011 tarihinde meydana gelen ve 35 yurttaşımızın yaşamını yitirdiği Uludere/Roboski katliamı sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergelerin görüşülmesinin Genel Kurulun 07/01/2014 Salı günlü birleşiminde birlikte yapılması önerilmiştir.

BAŞKAN – Barış ve Demokrasi Partisi Grubu önerisinin lehinde ilk söz Şırnak Milletvekili Sayın Hasip Kaplan’a aittir.

Buyurun Sayın Kaplan. (BDP sıralarından alkışlar)

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkan, teşekkür ederim.

Sayın milletvekilleri, Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Evet, Roboski’yi, 34 canı, paramparça olan insanlarımızı konuşacağız. Bakıyorum gerçekten toplu bir katliamın, insan hakları ihlalinin, yaşam hakkı ihlalinin, böylesine bir vahim olayın geldiği nokta bu mu olmalıydı, Meclisi kullanarak bu noktaya mı gelmeliydi? Mecliste, maalesef, Meclisin İnsan Hakları Komisyonunun alt komisyonu olarak teşekkül eden bir komisyonda iktidar partisinin çoğunluk oylarıyla alınan bir rapor ve üç muhalefet partisinin reddine rağmen getirilip Diyarbakır’a gönderilen ve özel yetkili mahkemelerinde gizlilik kararı alınan, sonra da Genelkurmay Askerî Savcılığına gönderilen bir süreci konuşuyoruz. Evet, bu süreci konuştuğumuz zaman tekrar geliyoruz, dönüyoruz ve Meclise diyoruz ki: Bu ülkede, kendi bayrağını taşıyan F-16 uçakları tam bir saat, 4 ayrı defa, 4 ayrı emirle kendi yurttaşlarını bombaladı, parçaladı ve bu süreçte, bu faillerin tamamı kamuoyunca bilinmesine rağmen, Roboski halkı tarafından bilinmesine rağmen, sivil toplum tarafından bilinmesine rağmen, Meclisin araştırma komisyonunun yaptığı incelemede bilinmesine rağmen, bütün dünya bilmesine rağmen ve en son karşımıza, işte, şöyle bir kararla geldi: “Genelkurmay Başkanlığı Askerî Savcılığı, Ankara: Takipsizlik kararı…” Takipsizlik kararı… İsteyen takip etmesin ama insan olup da “Takip etmiyorum.” diyenin vicdanı kurusun! “Vicdanı kurusun!” diyorum. Biz adalet için sonuna kadar takip edeceğiz. Nasıl takip etmezsiniz? Sizin takip etmediğiniz an bizim takibini yeniden başlattığımız andır. 34 can için anaların yüreklerinin feryadını, adalet arayışlarını, Meclise gelişlerini, Meclis heyetlerinin oraya gidişlerini ne çabuk unutuverdik?

Şimdi, sormak istiyorum: Bize Ankara’nın karanlık dehlizlerinde Roboski katliamının asla unutulmayacağını söyleyen Başbakan şimdi ne diyecek acaba? Ankara’nın karanlık dehlizlerinde değil, Meclisin biraz ilerisinde, karanlık değil ışıklı Genelkurmay Başkanlığının askerî mahkemesinin ışıklı koridorlarında adalet kaybediliyor. Hani Dicle’nin kenarında bir kurt bir kuzuyu yese Allah hesabını Ömer’den sorardı? Hazreti Ömer’in özdeyişini sık sık kullanırdınız… Kuzu değil, 34 can... Size kolay geliyor değil mi? İnsanlığı, vicdanı, ahlakı, adaleti, onuru, doğruluğu, hukuku, yasayı bir hatırlarınıza getirin bakayım.

Bu Meclisin en büyük ayıbı nedir biliyor musunuz bu kararda? “Bu kararın en büyük dayanağı Türkiye Büyük Millet Meclisinin aldığı karar…” diyor. Savaş tezkeresine imza atan, oy verenlerin hepsi bu kararın aynı zamanda sorumlusudur maalesef. Çünkü bu kararda öyle yazıyor. Bu kararda bir şey daha söylüyor; “Bakanlar Kurulunun verdiği emirle…” Bakanlar Kurulunun verdiği emir, F-16 bombardıman uçakları… Ve sonuçta Meclis İnsan Hakları Komisyonunda iktidar partisinin oylarıyla “Bu kazaydı.” diyor. Kazaysa beyler, trafik kazasında bile kusurlu olana ceza verilmiyor mu bu ülkede? Hava trafiğinde 34 can paramparça olurken, hava trafiğinde 34 can paramparça olurken onun kusuru yok mu, ihmali yok mu, dikkatsizliği yok mu, tedbirsizliği yok mu, ihmali yok mu? Adalet yok mu, insanlık yok mu, onur yok mu, Allah yok mu, Allah korkusu yok mu yüreklerinizde? Bu Meclis, nasıl böyle bir kararın payandası olabilir? Bu Meclis, bu kararın altına nasıl böyle bir imza atabilir? Bu Meclis, böyle bir kararın altında kalır, kalır. Takipsizlik kararının arkasından Roboski anaları, simsiyah giysileri, başları dik, alınları dik, onurlarıyla, ellerinde çocuklarının resimleriyle dayanacaklar Strazburg’a, Cenevre’ye, Lahey’e, Uluslararası Ceza Mahkemesine. Brüksel’de, Lahey’de, Strazburg’da artık sizler “mahkeme ve Türkiye” olarak yargılanacaksınız. Bunu mu istiyordunuz? Barışa gitmek varken, çözüm istemek varken, onurlu bir şekilde çözmek varken, adalet varken, hukuk varken gittiniz, kendinizi başkalarının kucağına attınız. Bu ülkenin onurunu orada nasıl temsil ettiğinizi, nasıl savunduğunuzu göreceğiz hepinizin. Orada başı dik Roboskili analar olacak. Orada çocuklarının defterleriyle, çocuklarının ayakkabılarıyla gelecek analar, “Adalet!” diye çınlatacaklar o alanları. Siz ne yapacaksınız? Mahkûm olacaksınız. Yaşam hakkından, adaleti sağlayamamaktan, adil yargıyı sağlayamamaktan, 21’inci yüzyılda hâlâ kadıyı kadıya şikâyet etmekten ve koskoca bir Meclis olarak, bu karanlığa, bu adaletsizliğe taraf ve malzeme olmaktan utanacaksınız. Öyle bir utanacaksınız ki şu gördüğünüz yaşları 14-15 civarında 17 okul öğrencisi, çocuk okul defteriyle can verdi. Bunlar rüyalarınıza girecek. Rüyalarınıza girecek bunlar. Bunlar, takipsizlik kararı verenlerin rüyalarına girecek. Rüyalarınızdan hıçkırarak, zıplayarak uyanacaksınız, “Adalet!” diyecek anaların elleri yakanıza yapışacak. Ölen 34 çocuk gözleriyle gözlerinizin içine bakacak ve “Siz insan değil misiniz?” diye soracak. Siz insan değil misiniz? Siz insan değil misiniz? Savaş uçaklarının tam kusursuz hata… Tam kusursuz hataysa, Allah aşkına şu karara bakın, gün boyu, adım adım, komutan komutan yazışmışlar; Hava Kuvvetleri Genelkurmaya, Genelkurmay Kara Kuvvetlerine, Kara Kuvvetleri -MGK toplantısı var- Genelkurmay Başkanına ve Genelkurmay Başkanıyla yapılan görüşmelerden sonra, bu Meclisin dört saat boyunca izlediği insansız hava araçlarındaki görüntülere rağmen, işte son karar… Genelkurmay ve Hükûmet bu katliamın emrini ve iznini mi verdiler?

İşte bombalama saatleri: 21.39 ilk bomba, 21.43 ikinci bomba, 22.02 üçüncü bomba ve Allah bu bombaları zalimlerin beynine indirsin! Zalimlerin beynine indirsin ki bir daha evlatlar, çocuklar ölürken adalet karşısında bu kadar suskun kalmasınlar! Bu kadar vicdansız kalmasınlar! Bu kadar acımasız olmasınlar! Ve sonuna kadar adalet diyeceğiz.

Biz peşlerini bırakmayacağız, yakalarını da asla bırakmayacağız. (BDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Barış ve Demokrasi Partisi Grubu önerisinin aleyhinde ilk söz Ordu Milletvekili Sayın İhsan Şener.

Buyurunuz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

İHSAN ŞENER (Ordu) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bundan yaklaşık iki yıl önce meydana gelen çok elim, acı bir olayla ilgili Barış ve Demokrasi Partisinin verdiği araştırma önergesi üzerine AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlarım.

Bu olay meydana geldiği andan itibaren Meclis İnsan Hakları Komisyonu olarak muhalefet partilerinin tamamıyla, iktidar partisinin de talebiyle bir inceleme alt komisyonu kuruldu. Bu komisyon derhâl olay yerine gitti, acıyı yaşayan insanlarla görüştü; oradaki devlet organlarının temsilcileriyle görüştü, emniyet birimleriyle, istihbarat birimleriyle görüştü. Buraya geldi; olayla ilgisi, taraf olabilecek olan kurum ve kişileri komisyona davet etti, onlarla görüştü. Bütün bu inceleme neticesinde… Ki muhalefet partili arkadaşlarıma ben yürekten teşekkür ediyorum çünkü alınan bütün kararları, yapılması gereken bütün işlemleri oy birliğiyle o zaman yaptık ve kararlaştırdık.

Şunun altını çizmek istiyorum: Burada muhalefet partisinden arkadaşlarımızla da beraber yaptığımız bu çalışmada final cümlesi olarak zikredilen cümle yani inceleme sonucunda kasta dair bir belgeye rastlayamadığımızı ifade ettik. Bir şey gizlemedik. Elimizdeki olan bilgi ve belgeler ışığında bu olayı detaylıca inceledik, taraflarıyla görüştük. Yapılabilecek başka işlem olmadığına birlikte karar verdik bütün arkadaşlarımızla; BDP’den, MHP’den ve CHP’den arkadaşlarımızla. Ama bu bir inceleme komisyonuydu. Bu inceleme komisyonu neticesinde bir rapor hazırlandı. Rapora muhalefet şerhi yazan arkadaşlarımız oldu. Onların da görüşleri ve önerileri ek olarak raporda yer aldı.

Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu olarak yapılan bu çalışma tenkit edilebilir, eksik bulunabilir ama şu yapılamaz: Yani bunu, biz, bu acılı olaydan, gerçekten derin elem duyan bütün arkadaşlarımız, bütün milletimiz olarak söylüyorum, bu görmezlikten gelinecek bir şey değildir hiç şüphesiz ama Türkiye, kurumlarıyla bir hukuk devleti olarak ayaktadır, hak arama yolları her zaman açıktır. Bugün sivil mahkeme görevsizlik kararı verdi, askerî savcılık da takipsizlik kararı verdi ama bu itiraza açık bir karardır, itiraz edilir, neticede bu nihai bir durum değildir. Şimdi, burada bu acı üzerinden…

Gerçekten, Türkiye'nin yapısal problemleri vardır ve süreç içinde bunlar, Türkiye'nin hesap verebilir bir devlet olması ve şeffaf bir devlet olması için yapılacak değişikliklerle ilgili bizim iktidar partisi olarak taleplerimiz vardır. İki buçuk yıl süren bir Anayasa değişikliği süreci yaşandı ve maalesef, şu anda bu Anayasa Uzlaşma Komisyonu dağıtıldı. Sebebi çok açıktır, hiç…

HASAN ÖREN (Manisa) – Dağıtılmadı, siz masadan kalktınız.

İHSAN ŞENER (Devamla) – O süreci milletimiz biliyor. Dolayısıyla, burada iyi niyetle, Türkiye'nin gerçekten demokratik bir devlet olması, hesap verebilir bir mekanizmayla milletimizin idare edilebilmesi için çok çaba sarf edildi. Ben hiçbir partiyi ya da temsilcilerini ayıplamak adına söylemiyorum ama bizim siyaset kültürümüz ve geleneğimiz bu sonucu oluşturacak olgunluğa ulaşmadı, sonuç itibarıyla bunu söylemek istiyorum. Eğer Anayasa, bizim hep birlikte şikâyet ettiğimiz 82 Anayasası bu dönem ya da bundan önceki dönemlerde daha hesap verebilir ve şeffaf bir devlet oluşturmaya yönelik bir mekanizma hâline gelmiş olsaydı bugün belki bunları konuşmuyor olacaktık.

Bütün kusuru ve suçu bu Anayasa değişikliğinin yapılmamasına bağlamak istemiyorum ama neticede her birimiz siyasi kişileriz ve sorumluluklarımız millete karşıdır. Bu tür müessif olayların bir daha yaşanmaması, kurumsal ve mevzuat olarak böyle bir olaydan kendilerini meşru ve haklı görecek bir kurum ve kişinin meydana gelmemesi için hesap verebilir bir yapının olması lazım. Bu yapıyı hep birlikte oluşturmak Meclis olarak, siyasi partiler olarak bizlerin görevidir. Bu acı olaydan kimse, Türkiye Cumhuriyeti devleti sınırları içinde yaşayan hiç kimse hoşnut değil, bu açık. Bence de hatası, kusuru olan kim varsa hesap vermelidir, bu da açık.

HASAN ÖREN (Manisa) – Emri kim vermiş açıklayın.

İHSAN ŞENER (Devamla) – Ama siz Türkiye Büyük Millet Meclisini yargının yerine koymaya kalkarsanız bu hata olur.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Niye yargının yerine geçip karar aldınız o zaman? “Kasıt yoktur.” diye rapor verme hakkını kim verdi size, kim verdi Sayın Başkan o zaman? “Kasıt yoktur.” raporunu hangi mantıkla verdiniz ya!

BAŞKAN – Sayın Kaplan, lütfen…

İHSAN ŞENER (Devamla) – Hasip Bey, biraz önce siz burada iddialarınızı dile getirdiniz, lütfen, dinlerseniz iyi olur.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Konuşurken mantıklı konuşun, hukuk konuşun, doğru konuşun.

İHSAN ŞENER (Devamla) – Mantık dersini sizden almayacağım.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Almadığınız belli oluyor, Roboski’de şaşırdığınızdan belli zaten!

BAŞKAN – Lütfen Sayın Kaplan, rica ediyorum.

İHSAN ŞENER (Devamla) – İnceleme komisyonunun yapması gereken görev, hassasiyetle bütün unsurlar incelenerek yapılmıştır ve orada “Kasıt yoktur.” ibaresi de yoktur ayrıca, “Kasta dair bir bilgi ve belgeye rastlanmamıştır.” ibaresi vardır, bu çok nettir.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Ölenler gerçek değil miydi 34 kişi, onu da mı yazamadınız?

İHSAN ŞENER (Devamla) – Sayın Kaplan, bakın, siz o kadar burada bağırdınız çağırdınız, sizi sükûnetle dinledim, siz de aynı sükûnetle dinlemelisiniz, vereceğiniz bir cevap varsa gelip buraya vereceksiniz.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Vallahi bu hataları yapmaya devam ederseniz kimse sükûnetle dinlemez!

BAŞKAN – Sayın Kaplan, rica ediyorum, lütfen…

İHSAN ŞENER (Devamla) – Millet her şeye şahittir.

BAŞKAN - Sayın Şener, siz de lütfen Genel Kurula hitap edin.

İHSAN ŞENER (Devamla) – Şimdi, değerli arkadaşlar, dolayısıyla, bu olayla ilgili henüz hukukun verdiği nihai bir karar yoktur, bu itiraza açık bir durumdur. Bu süreç mutlaka bir gün adalet önünde hesap verecektir, biz buna inanıyoruz ama Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemi aşikâr ve açıktır, bu meseleyle ilgili yapılacak olanlar, en azından inceleme komisyonu bazında yapılması gerekenler yapılmıştır. Bundan sonraki süreçte yapılması gerekenler adalet mekanizmasının, yargının işidir, hukukun işidir. Gülyazı’da, Ortasu’da hayatlarını kaybeden bu kardeşlerimize rahmet diliyorum ben, acılarını ailelerin yürekten paylaşıyorum. O acıyı ben orada, gittiğimde de arkadaşlarımızla birlikte beraber yaşadık. Hiç kimse böyle acılı süreçlerden kendisine günlük siyasi çıkar elde etmek hedefine de koşmasın. Bu doğru bir sonuç değildir.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Adalet için, adalet için susmak...

İHSAN ŞENER (Devamla) – Adalet için yapılması gereken şeylerin usulü bellidir…

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Adalet için ses çıkaranlara böyle mi yapıyorsunuz?

İHSAN ŞENER (Devamla) – …ve nerede yapılacağı da açıktır.

Dolayısıyla, burada Barış ve Demokrasi Partisinin verdiği araştırma önergesiyle ilgili, grubumuzun tutumu açıktır. Türkiye Büyük Millet Meclisinin şu andaki gündemi, hedefleri bellidir. Ben, grubumuzun, bu araştırma önergesinin aleyhinde olduğunu beyan ediyorum ve hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

ÖZDAL ÜÇER (Van) – Sayın Başkan…

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkan, kendisi Komisyon Başkanıydı İnsan Hakları Komisyonunda ve raporları belli. Hakikaten tamamen kamuoyunu aldatan, yanlış bilgilendiren bir açıklama yaptı, onu düzeltmek istiyorum.

BAŞKAN – Buyurun.

ÖZDAL ÜÇER (Van) – Sayın Başkan ben de…

BAŞKAN – Yok, sizler alamazsınız, ilgilisine veriyoruz işte. Yok, öyle olmaz.

Kendi kendime dedim ki “Ay, harika gidiyor bugün, sessiz, sakin.” “Ya Allah bismillah, Allahü ekber!” dendi.

Haydi bakalım, buyurun.

VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)

14.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, Ordu Milletvekili İhsan Şener’in BDP grup önerisi üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

Sizler, İnsan Hakları Komisyonu Alt Komisyon Başkanlığını yaptınız ve bir rapor düzenlediniz. Bu raporda “Kasıt tespit edilemedi.” dediniz. Siz, yasamayken, Meclisin denetim, araştırma komisyonuyken hangi hakla kendinizi yargının yerine koyup “Kasıt yoktur.” deyip şu takipsizlik kararına malzeme sağladınız, bu bir. Bu yanlışı yaptınız.

İHSAN ŞENER (Ordu) – Siz raporu okudunuz mu, okudunuz mu raporu? Hayır, yanlış bilgi veriyorsun, yanlış bilgi veriyorsun.

HASİP KAPLAN (Devamla) – Vicdanında adalet olan birisi bunu yapmaz. Vicdanı, insanlık…

BAŞKAN – Birbirinizi sinirlendirmeyin, lütfen…

İHSAN ŞENER (Ordu) – Hayır ama yanlış bilgi veriyor.

BAŞKAN – Anladım da şimdi siz de düzeltirsiniz, karşılıklı olarak devam eder gider.

HASİP KAPLAN (Devamla) – İkinci bir konu, yine, bakın hiç olmazsa bu takipsizlik kararında 5-6 tane şüphelinin, generalin ismi var; Hava Kuvvetleri, Kara Kuvvetleri, Genelkurmay Başkanlığı. Sizin Komisyonunuzda 4 tanesini çağırıp, şöyle karşınıza alıp, doğru dürüst bir sorgulama yapıp bu konuda bir rapor düzenlerken bu raporda, burada, insansız hava araçlarının hangi ülkenin emrinde olduğunu, istihbaratın nasıl yanlış bilgi verdiğini, MİT’in niye suskun kaldığını, devletin derin birimlerinin, paralel devletin, zalim devletin, katil devletin, acımasız devletin, acımasız katillerin, bu insanların üstüne bomba yağdıranların, bunların da bir sorumlu olduğunu, araba kullanırken bile bir trafik kazasında çarptığınız bir bebenin, çarptığınız bir canlı hayvanın adalette bir bedeli olduğunu İnsan Hakları Komisyonu bilmiyorsa marangozlar komisyonu mu bilecekti? Bunda biraz vicdan ve kamuoyunu doğru bilgilendirin. Burada 34 canı konuşuyoruz, 34 can. 34 canı konuşurken insan hayatını konuşuyoruz. İnsan hayatında da doğru bilgilendirmek… Ve yüreğiniz yetiyorsa gelin araştırma komisyonu kuralım, gelin araştıralım, bu kadar basit.

İHSAN ŞENER (Ordu) – Sayın Başkan, istirham ediyorum, yanlış bilgi veriyor. Cümleyi yanlış…

BAŞKAN – Tamam, buyurun.

Şimdi, herkes birbirini düzeltsin, hadi bakalım. Keşke dilimi ısıraymışım, baktım Meclise, “Harika.” dedim ve gitti!

Buyurun.

15.- Ordu Milletvekili İhsan Şener’in, Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

İHSAN ŞENER (Ordu) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli arkadaşlar, bizim raporumuzun son cümlesi açıktır. Son cümlesi bir yargı cümlesi değildir ve net ifade ediyorum: “Bizim araştırma ve incelemelerimizde kasta dair bir belgeye rastlanmamıştır.” İfade budur. Dolayısıyla, bunu…

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Bunu nasıl yazarsınız?

İHSAN ŞENER (Devamla) – Lütfen, lütfen, lütfen…

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Hâkim misin? Hâkim misin?

İHSAN ŞENER (Devamla) – Lütfen diyorum.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Hâkimsen yazarsın ama yapmayın…

İHSAN ŞENER (Devamla) – Lütfen, oturur musunuz yerinize.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – …bunu anlatıyoruz, anlamıyorsunuz.

BAŞKAN – Sayın Kaplan, lütfen.

İHSAN ŞENER (Devamla) – Dolayısıyla, bu cümleyi evirip çevirmeye… Çünkü, Ertuğrul Bey burada yok, sizin buradaki taleplerinizi Ertuğrul Bey yazılı olarak bize komisyon sürecinde iletmedi.

LEVENT GÖK (Ankara) – İletti canım!

İHSAN ŞENER (Devamla) – Hayır, iletmedi.

PERVİN BULDAN (Iğdır) – Nasıl iletmedi?

İHSAN ŞENER (Devamla) – Yazılı talepleri yoktu, lütfen Levent Bey.

LEVENT GÖK (Ankara) – Ama reddettiniz…

İHSAN ŞENER (Devamla) – Değil.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Var, var; elinizde, elinizde.

İHSAN ŞENER (Devamla) – Bakınız, şimdi, yapmamız gereken şey ne ise o zaman -Levent Bey de Cumhuriyet Halk Partisi Grubundan arkadaşımızdı- hepsini birlikte karar aldık, ne yapacağımıza asla kimsenin şerhi olmadı. Çalışma süreci, takvimi ve şekli hususunda grubumuz, o zamanki komisyon, alt komisyon birlikte karar verdi. Bugün buradan yola çıkıp yanlış bilgiler, yanlış beyanlarda lütfen bulunmayalım.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Bunlar ne? Bunlar ne Başkan?

İHSAN ŞENER (Devamla) – Lütfen.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Bu BDP’nin, bu CHP’nin; MHP’nin de vardı. Al, al…

İHSAN ŞENER (Devamla) – Sayın Başkanım…

HASİP KAPLAN (Şırnak) – … al, yalan söyleme, o kürsüden yalan söyleme.

İHSAN ŞENER (Devamla) – Hayır, ben yalan söylemiyorum.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Yalan söyleme ama.

AHMET AYDIN (Adıyaman) – Sayın Başkanım böyle şey oluyor mu ki?

BAŞKAN – Sayın Şener…

Ne yapalım şimdi? Ara veriyorum o zaman, tamam bitirdi.

İHSAN ŞENER (Devamla) – Bu bir itiraz şerhidir, onlar var zaten.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Başkanım, yani bu kadar göz göre göre yalan söylenmez ki.

İHSAN ŞENER (Devamla) – Onlar var zaten.

BAŞKAN – Anladım da ama yani dövüşerek, kavga ederek çözemezsiniz ki.

HASİP KAPLAN (Şırnak) – Yalanın da biraz adabı olur, sınırı olur.

İHSAN ŞENER (Devamla) – Hayır, itiraz…

BAŞKAN – Herkes konuşacak, fikrini söyleyecek.

İHSAN ŞENER (Devamla) – İtiraz şerhi zaten var, ben ondan da bahsettim, arkadaşlarımızın itirazi görüşlerinin olduğunu söyledim. Rapor zaten onlarla bir bütün olarak ortadadır.

Hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

PERVİN BULDAN (Iğdır) – “BDP’nin yok.” diyorsunuz ama Başkan.

BAŞKAN – Birleşime on dakika ara veriyorum.

 

Kapanma Saati: 16.23


 

İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 16.44

BAŞKAN: Başkan Vekili Meral AKŞENER

KÂTİP ÜYELER: Dilek YÜKSEL (Tokat), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 43’üncü Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

VIII.- ÖNERİLER (Devam)

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)

1.- BDP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin “Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler” kısmında yer alan, 28/12/2011 tarihinde meydana gelen ve 35 yurttaşımızın yaşamını yitirdiği Uludere (Roboski) katliamı sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesinin (10/436) görüşmelerinin, Genel Kurulun 7 Ocak 2014 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)

BAŞKAN - Barış ve Demokrasi Partisi Grubu önerisinin lehinde Ankara Milletvekili Sayın Levent Gök; buyurunuz. (CHP sıralarından alkışlar)

LEVENT GÖK (Ankara) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Barış ve Demokrasi Partisinin vermiş olduğu araştırma önergesi üzerinde söz aldım. Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.

Bugün sözün bittiği bir günü konuşuyoruz. Acaba gerçekten söz bitti mi? Az önce izlediğim AKP sözcüsü arkadaşlarımın bir yanlışı savunurken vicdanlarının nasıl titrediğine tanık oldum -yakından tanıdığım arkadaşlarımın- zaten öyle de olması gerekirdi. Yakın tarihimizin en yakın ve en mağdur edici bir trajik olayını konuşuyoruz. 34 gencecik bedenimizin paramparça edildiği bir olayda bugün geldiğimiz noktada bakın hangi tablodayız? Roboski’de, Uludere’de 28 Aralık 2011 tarihinde Türk savaş uçaklarının 34 yurttaşımızı öldürmesi ve 4 yurttaşımızı yaralaması üzerine bir karartma uygulandı, ölenlerin PKK’lı olduğu algısı kamuoyuna yerleştirilmeye çalışıldı ama acı gerçek elbette ki mızrağın çuvala sığmayacağı gibi bir gerçekti ve ortaya çıkan gerçekler konusunda Başbakan dedi ki: “Bu olay Türkiye’nin karanlık dehlizlerinde kalmayacak.”

Değerli milletvekilleri, tam 3 tane mekanizma kurduk; Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonunda bu konu araştırıldı, İçişleri Bakanlığı müfettişleri görevlendirildi ve Diyarbakır Özel Yetkili Savcılığı soruşturma başlattı. Şimdi, gelinen noktada, tüm yurttaşlarımız ve Uludere’de çocuklarını kaybeden aileler devlete güvendiler çünkü devlet onlara söz verdi, “Bu olay karanlık dehlizlerde kalmayacak. Adalete güvenin, adaleti bir takip edin. Bakın, Meclis komisyonu çalışıyor, İçişleri Bakanlığı müfettişleri de görev yapıyor ve Diyarbakır Savcılığı olayı soruşturuyor.” denildi ve aileler bugüne kadar bağırlarına taş bastılar. Peki, ne oldu? Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonunun AKP’li üyelerinin çoğunluğunun verdiği oylarla sadece “kasıt yok” denilmedi değerli milletvekilleri, “kasıt yok” denilse idi bir derece belki hafifletici neden olabilirdi ama AKP’li üyeler yazdıkları gerekçede, ölen 34 yurttaşımızın içinde 2 tane de PKK’lı olduğunu yazarak olayı meşru göstermeye çalıştılar, olayın asıl üzücü tarafı budur. Olayda AKP’li üyeler çok masum değiller. Esasında, zaten onlar da o kararı kendileri yazmadı çünkü bizim son karar toplantısında oylama yapacağımız gün, -Komisyon Başkanını göremiyorum şu anda salonda-  “Arkadaşlar, ben de bu raporu sizlerle birlikte yeni açtım, yeni okuyorum.” dedi. Bu rapor Genelkurmay ve iktidarın bilemediğimiz karanlık odalarında hazırlandı ve önlerine kondu her zaman olduğu gibi. Raporu o gün gördüler onlar da. Ne gördüler? 2 tane PKK’lı 34 kişinin arasına girdi. Peki, o hâlde nedir? O hâlde bu olay meşrudur. Öyle midir değerli arkadaşlar? Devletin her zaman, herkesi öldürme yetkisi var mıdır?

Bir de AKP’li sözcüler diyor ki: “Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu inceleme raporunu düzenler, yargıya intikal etmez.” Öyle değil değerli arkadaşlarım. Bizim kapı gibi muhalefet şerhimiz var. Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu özel bir kanunla kurulmuştur ve bu kanunun 6’ncı maddesi aynen şöyledir: “Komisyonun gerekli görmesi halinde; inceleme konusunun sorumluları hakkında genel hükümlere göre kovuşturma veya işlem yapılabilmesi için, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığınca Komisyon raporu ilgili merciye bildirilir.” Başkan da raporu ilgili mercilere bildirir. Yani, öyle hafiften görülecek bir komisyon değiliz. Bizim vardığımız kanaatleri Meclis Başkanı savcılara göndermek durumundaydı değerli arkadaşlarım ama AKP’li üyelerin çoğunluk oylarıyla, İnsan Hakları bünyesinde kurulan alt komisyon ne yazık ki kendilerinin de bilmediği bir gerekçeyle olayı kapatmaya çalıştı. Bu şaşırtıcı değildi bizler için çünkü Uludere’ye gittiğimizden itibaren, halka verilen sözlerin bir bir yerine getirilmediğini biz komisyon çalışmaları sırasında çok net gördük. Verdiğimiz tanık dinletme taleplerimiz reddedilmiştir değerli arkadaşlarım. Genelkurmay Harekât Dairesinden, en önemli daireden en üst düzeydeki bir yetkilinin dinlenme talepleri reddedilmiştir. O nedenle, biz, bu komisyonda her kararımızı oy birliğiyle almadık; BDP’nin de talepleri reddedilmiştir, bizim de taleplerimiz reddedilmiştir.

Peki, İçişleri Bakanlığı ne yaptı? İçişleri Bakanlığının görevlendirdiği müfettişlerin raporuna bir baktık ki, ön inceleme raporu. Yani, sonuç doğurmayacak bir rapor, olayın fotoğrafını çeken bir rapor. Ne yapılması gerekiyordu? İçişleri Bakanlığının, ön inceleme raporu üzerine derhâl bir soruşturma izni ve soruşturma raporu düzenlenmesi talimatı vermesi gerekiyordu.

Değerli milletvekilleri, İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin verdikleri ön inceleme raporu, 2012 yılının Şubat ayında sunulduğu hâlde daha bugüne kadar İçişleri Bakanlığı tarafından verilmiş bir soruşturma izni veya soruşturma raporu bulunmamaktadır. Şimdi, Meclis İnsan Hakları Komisyonu olayı kapattı, İçişleri Bakanlığı olayı kapattı. Peki yargı ne yaptı değerli arkadaşlarım, hepimizin güvenmek istediği yargı ne yaptı? Diyarbakır Özel Yetkili Savcılığı, tam bir buçuk yıl sonra görevsizlik kararı verdi, dosyayı Genelkurmay Askerî Savcılığına gönderdi. Bir tek askerî yetkiliyi dinlemeden değerli arkadaşlar, bir tek askerî yetkiliyi dinlemeden Diyarbakır Özel Yetkili Savcılığı görevsizlik kararı verdi ve dosyayı Genelkurmay Askerî Savcılığına gönderdi. Sabah saatlerinde aldığımız karar, elimde. Muhalefet gerekçemizde ne yazıyorsak olayı aynen anlatıyor, diyor ki: “Genelkurmay Analiz Dairesi kararını Genelkurmay İkinci Başkanına bildirmiştir, Genelkurmay İkinci Başkanı da gitmiştir, Genelkurmay Başkanını bulmuştur, Genelkurmay Başkanı o zaman Millî Güvenlik Kurulundadır ve Genelkurmay Başkanının verdiği karar sonucu hava harekâtı yapılmıştır.”

Değerli yurttaşlarım, değerli milletvekilleri; 34 tane bedenin öldürüldüğü bir olayda, askerî savcılık olayı nasıl bağlıyor biliyor musunuz? “Askerî yetkililer görevlerini yerine getirirken kaçınılmaz bir hataya düşmüşler.” Cümleye bakın değerli arkadaşlarım, “…kaçınılmaz bir hataya düşmüşler.” 34 tane beden paramparça oluyor, 4 tanesi yaralanıyor ve askerî yetkililer kaçınılmaz bir hataya düşüyorlar.

BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) – Ne demek o kaçınılmaz?

LEVENT GÖK (Devamla) – Değerli milletvekilleri, en basit bir olayda dahi herkesin dünyasının karartıldığı bir Türkiye’de yaşıyoruz. 18 yaşından küçük çocukların öldüğü, 4 tanesinin 13 yaşında olduğu bu olayda, insan hayatı bu kadar ucuz mudur, bu kadar bedava mıdır? Biz bu ülkemizde adaleti ne zaman gerçekleştireceğiz?

Bugün devlet aklı çökmüştür değerli milletvekilleri, devlet aklı iflas etmiştir, devlet aklı tükenmiştir, vicdanlar kanamıştır. Uludere’deki aileler, bugün bir kez daha, çocuklarının ilk öldüğü günkü gibi sarsılmaktadırlar. Tüm Türkiye’de bu olayı yakından takip eden sivil toplum örgütleri, yurttaşlarımız, her gün, her dakika bu olayın acısını, bir kez daha, içlerinde hissetmektedirler. Bu kadar bedava değildir.

Peki, acaba, sizce bugün sözün bittiği bir gün müdür? Bence ancak Adalet ve Kalkınma Partisinin ve Genelkurmayın sözünün bittiği bir gündür. Bugün artık, Türk halkının bu olayla ilgili iktidara ve Genelkurmaya verdiği avansın bittiği bir gündür. (CHP ve BDP sıralarından alkışlar)  Bundan sonra artık vicdanlar ayağa kalkacaktır, bundan sonra artık insanlık ayağa kalkacaktır, bundan sonra sivil toplum ayağa kalkacaktır, dünya ayağa kalkacaktır ve herkes artık, esas, bugünden sonra konuşmaya başlayacaktır. Böylesi bir olayda, kimse zannetmesin ki, Türkiye’de adalet yerini bulmayacak, failler yargılanmayacak diye. Türk toplumu duyarlı değerli arkadaşlarım. Adalet ve Kalkınma Partisinin bu duyarsızlığı karşısında, Genelkurmayın bu duyarsızlığı karşısında Türk halkı, bir kez daha, hesap sorma kararlılığı içerisindedir. Bakın, burada hepiniz başınız önünüze eğik olarak izliyorsunuz çünkü bugün bir utanç yaşanıyor.

HAMZA DAĞ (İzmir) – Bizim adımıza konuşmayın!

LEVENT GÖK (Devamla) – Adalet bugün yere battı, tekrar yere çökertildi, diz çökertildi, yerin altına sokuldu; utanç yaşıyoruz bugün. 34 tane gencecik körpe çocuğumuzun, Türkiye Cumhuriyetinin eşit birer yurttaşının bugün hesabını kapattığınızı zannediyorsunuz ama o hesap bugün açılıyor. O hesabı bugün Türk halkı açıyor, Uludereli aileler açıyor.

Onlar adına bizler, Cumhuriyet Halk Partisi olarak üzerimize düşen bütün sorumlulukla, bu görevi, bundan sonra da aynı kararlılıkla üstleneceğimizi ifade ediyorum ve Barış ve Demokrasi Partisinin vermiş olduğu öneriyi desteklediğimizi ifade ediyor, hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. (CHP ve BDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Gök.

Barış ve Demokrasi Partisi Grubu önerisinin aleyhinde İzmir Milletvekili Sayın Hamza Dağ.

Buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

HAMZA DAĞ (İzmir) – Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Barış ve Demokrasi Partisinin vermiş olduğu grup önerisi aleyhinde söz aldım. Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.

28 Aralık 2012 günü, Şırnak ili Uludere ilçesi Gülyazı köyü Irak sınırında gerçekleşen ve 34 vatandaşımızın vefat ettiği olay, gerçekten, hepimizi derinden üzmüştür ve bu olay ve bu tarih sıradan bir tarih değildir, hepimiz için de hep tarihte ciddi anlamda yerini alacak bir gün olacaktır.

Bu olayın yaşanmasının hemen arkasından, içerisinde bulunduğumuz grup ile diğer siyasi partilerin İnsan Haklarını İnceleme Komisyonunun içinde bir alt komisyon kurulması için teklifleri söz konusu olmuştur. Bu teklifler neticesinde, 9 Ocak 2012 günü yapılan İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu toplantısında Şırnak ili Uludere ilçesi Irak sınırında yapılan hava harekâtı neticesinde meydana gelen ölüm olaylarıyla alakalı bir alt komisyon kurulmasına karar verilmiştir.

6 Şubat 2012 tarihinde bölgeye gidilip orada, yakınlarını kaybeden vatandaşlarımızla ve hem de yetkili kişilerle görüşme yapılmıştır. Komisyon üyeleri tarafından İHA görüntüleri incelenmiş, konuyla ilgili görevli bulunan gerek Genelkurmay ve Millî Savunma Bakanlığı gerekse Diyarbakır Özel Yetkili Mahkemesi tarafından gerekli dosyalar Komisyona istenmiştir ve bu dosyalar da Komisyonda mevcuttur. Bütün bu incelemelerden sonra, gerçekleşen bu üzücü olayın meydana gelmesinin yani yanılmanın nedenlerini düşündüğümüz takdirde, önümüzde İHA görüntüleri ve istihbarat konusunu görmekteyiz. Komisyona gelen bilgi ve belgelerden çıkardığımız nokta olarak da kasım ve aralık ayına ilişkin olarak çok yoğun bir istihbarat paylaşımının olduğunu görmekteyiz. Bu istihbaratların hem jandarma istihbaratından hem MİT’ten hem de diğer kurumlardan çok yoğun bir şekilde geldiği gözlemlenmektedir ama 28 Aralık tarihine ilişkin bir istihbaratın da söz konusu olmadığını görüyoruz.

İHA görüntüleri olayın olduğu gün Gülyazı Jandarma Tugay Komutanlığından, 23’üncü Jandarma Tümen Komutanlığından, 2’nci Ordudan ve Genelkurmaydan yani toplamda 8 tane merkezden izlenmektedir. Bizim izlediğimiz ekrandan daha büyük ekrandan ve askerî bilgiye sahip, artık bu konunun ustası olmuş kişiler tarafından bu incelemeler gerçekleştirilmiştir ve bütün bu incelemeler neticesinde burada yaşanan hareketliliğin bir terörist hareketliliği olduğu kanaatine varılmıştır. Ve bu kanaat neticesinde de gerçekten raporda da dercettiğimiz Tümen Komutanının şu ifadesi bizim için çok manidardır: “Ben Tümen Komutanı olarak bu görüntüleri izledikten sonra bu kişilerin kaçakçı olduğunu bilsem uçar birlik harekâtı planlamam. Neden? ‘Yapmayacağım’ derken de endişem… Neden planlamam? Çünkü o kaçakçı da yakaladığım şey de o riske değmez. Ben, orada 2 helikopterimi kırarsam yani düşerse, iyi eğitimli en az 30 vatan evladı hayatını kaybeder. 15 olduğunu düşünün veya 30 kişi, 1’inin düştüğünü düşünün yani ben kaçakçı için böyle riskli bir harekâtı gece planlamam. Ben, işte yıllardır -generalliğimin 5’inci senesi- böyle bir şey duymadım, ben de böyle bir şey planlamadım. Ha, bana emir verirlerse ‘Kaçakçı için uçar birlik harekâtı planla.’ diye, önce itiraz ederim, risklerini söylerim ama emir verirlerse bunu da yapmak durumundayım.” Dolayısıyla, burada Tümen Komutanı dahi yer güvenliği alınmadığı hâlde bu uçar birlik harekâtını düşündüğünü ifade etmektedir.

İnsan şunu düşünmeden edemiyor: Burada kasti bir durum olsa idi görüntüleri izleyen bu kişi, sivil kişilerin olduğu ve bölgede sürekli hâle gelmiş, ismine ister “kaçakçılık” deyin, ister “sınır ticareti” deyin, kişilerin olduğu gruba karşı böyle bir harekâtı düzenlemek gibi bir durumu düşünebilir miydi?

Bu konuyla ilgili hem uluslararası hem de ülkemizden birkaç örnek vermek istiyorum, hem eski Türkiye anlatımı açısından hem de uluslararası alanda bu konudaki örnekler açısından bunun da önemli olduğu kanaatindeyim: Almanya’da 2000 ile 2006 yılları arasında Neonaziler tarafından işlenen cinayetler neticesinde 26 Ocak 2012’de Alman Parlamentosunda bir araştırma komisyonu kurulmuş, bu komisyon konuyla ilgili gerekli incelemeler yapmış ve en neticesinde, raporu hâlen verilmemiştir ve işi yargıya havale etmiştir.

2 Temmuz 1993 günü Sivas’ta meydana gelen olaylarla ilgili 6 Temmuz 1993’te Meclis araştırma komisyonu kurulmuş ve bu komisyon 12-15 Temmuz arası Sivas’ta incelemelerde bulunmuştur. Komisyon tutanaklarından öğrendiğimiz üzere, komisyon birçok bürokratik engellerle karşılaşmış ve yeterli bilgi ve belge temin edemediği için raporu dahi dercedememiştir.

Aynı şekilde, “kanlı Nevroz” olarak tarihe geçen, 1992’de, DYP ve SHP iktidarı dönemindeki Nevrozda, Şırnak’ın Cizre ilçesinde çok ciddi bir katliam olmasına rağmen bununla ilgili de eski Türkiye’de ne yazık ki hiçbir şey yapılamamıştır.

LEVENT GÖK (Ankara) – Hamza, bugüne gel, Hamza.

HAMZA DAĞ (Devamla) – Şimdi, burada şu noktaya dikkat çekmek istiyorum: Meclisin iki temel görevi vardır, yasama ve denetim. Yani Meclisin yargılama gibi bir görevi söz konusu değildir.

LEVENT GÖK (Ankara) – Hamza, Komisyonun 6’ncı maddesi ne diyor ama?

HAMZA DAĞ (Devamla) – Uludere’yle ilgili kurulan komisyon bölgeye gitmiş, ilgili bütün kurumları tek tek dinlemiş, ilgili belge ve bilgileri almış, en mahrem verileri bile incelemiştir ve raporunu düzenleyerek komisyona sunmuştur. Yani Meclis, yasama ve denetim anlamında görevini yapmıştır. Bu noktadan sonra Meclis araştırma komisyonu açılmasının bir anlamı olmadığı kanaatindeyim. Çünkü biraz önce de değerli Cumhuriyet Halk Partili milletvekili arkadaşımız da inceleme komisyonunun ne kadar önemli görevleri olduğunu söylemiş, araştırma komisyonuyla bu görevlerin ötesinde bir görevin olması çok da mümkün gözükmemektedir.

Genelkurmay Başkanlığı Askerî Savcılığı da dün itibarıyla soruşturmasını tamamlamış ve kovuşturmaya yer olmadığına karar vermiştir. Şimdi, Genelkurmay Askerî Savcılığının bu şekilde karara gitmesinin birkaç gerekçesine –sürem de çok azaldı- değinmek istiyorum. Sinat-Haftanin bölgesine ait, son döneme ilişkin, yetkili istihbarat birimlerince iletilen bilgi, duyum ve arşiv bilgileri kapsamında, özellikle, bölgeden sorumlu birlik komutanlıklarında ve Genelkurmay İstihbarat Başkanlığında olay öncesi, son bir aylık dönemde bölgede terörist yoğunlaşmanın olduğu, bölgeden Şırnak kırsalına terörist geçişlerin yapılacağı ve sınırı geçen teröristlerin sansasyonel bir saldırı gerçekleştireceği hususunda yoğun bir beklentinin oluşması; yine, dosyada mevcut uzman raporlarından ve izlenen görüntülerden anlaşılacağı üzere, İHA görüntülerinden ısı kaynaklarının boyut ve hareketlerine dayanılarak, nitelikleri hakkında araç, insan, hayvan gibi tahminî değerlendirmeler yapılabilmesi; bu tanımlama dışında diğer niteliklere, terörist, kaçakçı, çoban ve benzere ilişkin kesin bir değerlendirmenin yapılamaması; dolayısıyla İHA tarafından tespit edilen ısı kaynaklarının başkaca bilgilerle ilişkilendirilerek tamamlanması gerekmesi; bu kapsamda mevcut istihbarat bilgileri dikkate alınmaksızın, sadece İHA görüntülerinin incelenmesiyle yapılan değerlendirmelerin alınacak karar açısından belirleyici nitelikte olmayacağı.

Aynen bizim raporumuzda bahsettiğimiz gibi burada sonuca gidecek iki husus vardır: Bir İHA görüntüleridir, iki istihbarattır. Son aylarda istihbaratın yoğunlaşması sebebiyle… Gerçekten biraz önce kaçınılmaz hata konusu gündeme getirildi. Kaçınılmaz hata birilerinin uydurduğu bir husus değildir, bizim Meclis olarak kanun hâline getirdiğimiz Türk Ceza Kanunu’nun 30’uncu maddesinde, kaçınılmaz hata, taksirle ilgili suçlarda suçu ortadan kaldıran bir sebep olarak gösterilmiş bir husustur. Türk Ceza Kanunu’nun 30’uncu maddesinin (3)’üncü bendi bu konuda gayet açıktır.

Değerli arkadaşlar, çözüm sürecini yaşıyoruz. Çözüm süreci, gerçekten bizim için çok önemli ve ülkemiz için de tarihî bir süreçtir. Ben bu olayı gördüğümde ve bu olayı, bizzat, işin içinde inceleyen komisyonun bir üyesi olarak, keşke bu çözüm sürecini çok daha önceleri yaşamış olsaydık.

Bizler, buradan, bu kürsüden, içinde hamaset ve husumet olan sözler söyleyebiliriz. Bizim sesimiz de gür çıkabilir, ama önemli olan sözümüzün gür çıkmasıdır. Bir şeyin yeşermesi, bir şeyin ortaya çıkması, gök gürültüsünün gürlüğünden değil, yağan yağmurun güzelliğindendir. Dolayısıyla, burada, sesimiz çok gür bir şekilde bir şeyler söyleyebiliriz.

Bu sesi gür çıkan arkadaşlarımız, biz onlara Bingöl’de Hatice Belgin’in vefatını söylediğimizde, “Orada düşük yoğunluklu bir savaş var kardeşim, bu tarzda şeyler olur.” Ne yazık ki bunları söylediler.

Keşke Silvan olayını yaşamamış olsaydık, keşke bu çözüm sürecini daha önce yaşamış olsaydık. Eğer Silvan olayını yaşamamış olsaydık, belki de bugün Uludere’yi yaşamamış olacaktık, Uludere’yi konuşmuyor olacaktık.

Son olarak da Sayın Cumhuriyet Halk Partisi temsilcisi, sözcüsü arkadaşımız raporu o gün öğrendiğimizi, komisyon üyeleri olarak raporu o gün okuduğumuzu söylediler. Rapor, kırk sekiz saat öncesinden Meclis komisyonundaki bütün üyelere gönderilmiştir ve ben kendim, şahsım raporu daha önce biliyordum ve raporu daha önce muhalefet şerhleriyle birlikte okumuştum. Dolayısıyla, bu konuda Meclis olarak gerekli incelemeler yapılmıştır. Meclis araştırması konusu yapılmasına gerek olmadığı kanaatiyle hepinizi sevgi, saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Dağ.

LEVENT GÖK (Ankara) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Efendim?

LEVENT GÖK (Ankara) – Bir dakika bir açıklama yapmama izin verir misiniz efendim. Konu önemli, bir dakika açıklama yapmama izin verir misiniz efendim.

HAMZA DAĞ (İzmir) – Sataşmadım Sayın Başkan, sataşmadım.

BAŞKAN – Buyurun.

VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)

16.- Ankara Milletvekili Levent Gök’ün, İzmir Milletvekili Hamza Dağ’ın BDP grup önerisi üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

LEVENT GÖK (Ankara) – Değerli arkadaşlar, değerli milletvekilleri; konu önemli, konu ciddi. Biz, ülkemizde gerçekleşen ve hepinizin üzüldüğünü bildiğim bu olayın adalet yönünden gerçekleşmesini başka mercilere bırakmamalıyız. Yani, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bu konuyu çözmemeliydi, bu konuyu biz kendi iç hukukumuzla, kendi mekanizmalarımızla çözmeliydik ve vicdanları tatmin etmeliydik. Doğrusu bu değil midir değerli arkadaşlarım? Yani, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine olay götürülecek, oradan bir karar çıkacak… E, biz bunu istemiyoruz ki. Bunu kendi mekanizmalarımızla, mahkemelerimizle, savcılarımızla, komisyonlarımızla beraber çözelim. Yani, biz bir olayı çözemeyecek bir iradede miyiz? Bakın ne olacak? Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin geçen kasım ayında verdiği bir kararda, yine buna benzer bir olayda, Şırnak’ta iki köyümüzün bombalanmasında tam 38 yurttaşımızın ölmesi ve bunun üzerine etkin soruşturma yapılmaması üzerine aileler Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurdular ve kasım ayında açıklanan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, kararında, Türkiye’yi tam 2 milyon 305 bin euro tazminata mahkûm etti. Şimdi, burada Türkiye’yi çok ciddi tazminatlar bekliyor değerli arkadaşlarım. Tazminatlar da bir yana, yani kamuoyu vicdanının rahatlaması lazım, hepimizin vicdanının rahatlaması lazım. Uludere’de ölen çocukların annelerinin vicdanlarının bir nebze olsun teselli edilmesi lazım. Anlatmaya çalıştığımız bu, çırpındığımız bu.

Az önce Hamza Bey’in söylediği üst komisyon toplantısı değildir. Biz ilk önce alt komisyonda toplantı yaparken Komisyon Başkanımız Sayın İhsan Şener kalkmıştır, demiştir ki: “Arkadaşlar, ben de bu raporu şu anda sizler gibi ilk defa görüyorum.” Benim kastettiğim odur. Aynen böyle olmuştur ve biz de şaşırdık elbette ki. Yani, AKP’li üyeler kendi gerekçelerini hazırlayamıyorlar mı ya da Başkan niçin bu gerekçeyi söyledi? Eğer inandırıcı bir gerekçeyi bize burada söylerse kendisini dinleriz. Ama, biz kendimiz olmalıyız, adaleti de kendimiz sağlamalıyız.

Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

VIII.- ÖNERİLER (Devam)

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)

1.- BDP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin “Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler” kısmında yer alan, 28/12/2011 tarihinde meydana gelen ve 35 yurttaşımızın yaşamını yitirdiği Uludere (Roboski) katliamı sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesinin (10/436) görüşmelerinin, Genel Kurulun 7 Ocak 2014 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)

BAŞKAN – Barış ve Demokrasi Partisi Grubunun önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.

Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım:

2.- MHP Grubunun, 10/10/2012 tarih ve 6284 sayı ile Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin ve arkadaşları tarafından Suriye’de yaşanan olaylar nedeniyle başta Hatay olmak üzere bölge illerinin sorunlarının belirlenmesi amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 7 Ocak 2014 Salı günkü birleşiminde okunarak, görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

                                                                                                          Tarih: 07/01/2014

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Danışma Kurulunun 7 Ocak 2014 Salı günü (bugün) yaptığı toplantısında, siyasi parti grupları arasında oy birliği sağlanamadığından, Grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzük’ün 19’uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını arz ederim.

Saygılarımla.

                                                                                                          Yusuf Halaçoğlu

                                                                                                                  Kayseri

                                                                                                   MHP Grup Başkan Vekili

Öneri:

10 Ekim 2012 tarih, 6284 sayı ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Hatay Milletvekili Şefik Çirkin ve arkadaşlarının “Suriye’de yaşanan olaylar nedeniyle başta Hatay olmak üzere bölge illerinin sorunlarının belirlenmesi” amacıyla verdiği Meclis araştırması önergesinin, 7 Ocak 2014 Salı günü (bugün) Genel Kurulda okunarak, görüşmelerinin bugünkü birleşiminde yapılması önerilmiştir.

BAŞKAN – Milliyetçi Hareket Partisi Grubu önerisinin lehinde ilk söz Hatay Milletvekili Sayın Adnan Şefik Çirkin’e aittir.

Buyurun Sayın Çirkin. (MHP sıralarından alkışlar)

ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN (Hatay) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın milletvekilleri, hepinizi saygı, sevgi ve hürmetle selamlıyorum.

Şimdi, malum olduğu üzere, son günlerde de gündeme gelen bu Suriye meseleleri nedeniyle Hatay’ımızın çektiği sıkıntılarla ilgili sorunları burada arz etmek üzere huzurlarınıza gelmiş bulunmaktayım.

Sayın milletvekilleri, öncelikle, şöyle bir geriye dönecek olursak bir anda, dost olduğumuz, aramızda çok derin ekonomik ilişkiler olan, kardeş dediğimiz bir ülkeyle birdenbire, yirmi dört saat içerisinde ipleri, bağları kopardık ve bunun da ötesine geçip âdeta bir emperyal devlet havası ve edasıyla Suriye’deki rejimi devirmek üzere bir harekât başlattık. Ne dedik? Emevi Camii’nde namaz kılacağız dedik. Elimize Kocatepe Camisi kaldı. Ne dedik? Sayın Dışişleri Bakanı üç haftaya kadar Suriye yıkılıyor, şöyle olacak, böyle olacak dedi. Üç sene geçti, daha Suriye yıkılacak. Ne dedik? İşte, Suriye’nin öz evlatları Suriye’deki rejimi devirecek dedik. Ama Sayın Başbakanın “Suriye’nin öz evlatları” dediği insanlar kafa kesti, kol kesti, vatandaşın ciğerini söktü, onu yedi. Ve böyle bir güruhla, böyle bir zebani ordusuyla koskoca Türkiye Cumhuriyeti devleti müttefik oldu, bu bir realite. Bunun arkasından ne oldu? Bunun arkasından, Hatay’ı harekât merkezi yaptık yani Suriye’yi devirmek üzere olan ordunun harekât merkezi. Komuta konseyi, sanki bir şey var. Ne yaptık? Özgür Suriye Ordusunu sözde kurduk. Onun başına, bu kadar generalin geleceğinin beklendiği bir ordunun başına bir albay getirdik. Orada da tabii, bu, harekâttan anlamayan, efendime söyleyeyim, bir altyapısı olmayan kişilerin yaptığı bir dış politikanın, güya, sözde emperyal bir dış politikanın basit hesaplarına ve acizliğine bu da kurban gitti. Ve biz bundan iki sene evvel “Özgür Suriye Ordusu bir gün dağılacak.” dediğimizde buralardan bize çok kızdılar ama bugün Özgür Suriye Ordusu dağılmış ve Suriye’de 1.200 tane grup var. Bilmiyorum sayın milletvekilleri, sizlerin ya da Hükûmetin bundan haberi var mı?

Bunun yanı sıra ne oldu? Merkez yaptığınız Hatay’da yüzbinlerce başıboş insan serseri mayın gibi dolaştı ve Hatay’ın huzuru bozuldu. Yetmezmiş gibi, Hatay içerisinde birtakım terör eylemleri başladı ve sonunda göstere, göstere, göstere Reyhanlı patlaması geldi. Ne oldu Reyhanlı patlaması? Cumhuriyet tarihinin en büyük terör saldırısı oldu. Ne oldu Reyhanlı’da ve aynı zamanda bütün Hatay’da? Hatay terör bölgesi hâline geldi. Reyhanlı esnafı battı başta, Hatay, Antakya, İskenderun, Kırıkhan, bütün bu esnaf battı ve ne yaptınız siz bunun karşılığında Reyhanlı’ya? Bugün, Uludere’de hayatlarını kaybeden kardeşlerimize yaklaşık 125 milyar hayat kaybından dolayı bir tazminat uygun görürken -keşke birkaç yüz milyar olsaydı, ki kimsenin de bunu aldığı yok- Reyhanlı’da 35 milyar, ortalama 35 milyar para verdiniz. Yani, dünyanın 16’ncı büyük ekonomisi, büyük devlet, filan devlet, falan devlet, dünya liderine de sahip bir Hükûmet olarak Reyhanlılıya layık gördüğünüz para 35 milyar. Hükûmetin bundan utanması gerekir her şeyden evvel, bunu hem Hataylı hem bir Reyhanlılı olarak söylüyorum; ki bu Reyhanlı 53 insanını kaybetmesine rağmen çıtını çıkarmamış, ağzını açmamış, asil bir şekilde, vakar bir şekilde olayları karşılamıştır.

4 milyar ağır yaralılara ödenen para, yeni rakamla 4 bin lira, 2.500 lira orta yaralılara ödenen para, 1.000 lira hafif yaralılara ödenen para.

Bakın, bugün bir kızımız hastanede -geçen konuşmamda burada bahsettim size- bir kızımız belediyenin yanındaki patlamadan dolayı mağdur. Günde sayısız şekilde, günde defalarca bayılıyor genç bir kızımız –artık bundan sonraki hayatı ne olacak belli değil- ve bugün hastanede yatıyor, tedavi görüyor ve tedavi masraflarını karşılayamıyor. Hükûmetin bundan utanması gerekmektedir.

Ve başta Reyhanlı olmak üzere Hatay’ı bitirdiniz. Hükûmete sesleniyorum eğer duyabiliyorsa: Hatay’ın esnafı bitti, çiftçisi bitti, turizm yatırımcısı bitti, her şeyi bitti, turist gelmiyor. Bu şekilde, siz ne yaptınız bunun karşılığında, olan bu tahribatın giderilmesi amacıyla kaç lira yardımda bulundunuz Hükûmet olarak, soruyorum. Varsa cevapları gelsin, söylesinler. Hangi esnafın borcunu affettiniz, hangi esnafa faizsiz kredi açtınız, hangi çiftçinin kredisini ertelediniz? Vazgeçtik Suriye’deki bu felaketten dolayı esnafın uğradığı felaketten, sel felaketine dair, tarımda sel felaketinin dahi borçlarını, tazminatlarını, zararlarını ödemediniz. Ondan sonra, 16’ncı büyük ekonomi, şöyle, böyle; yok filan temeli attık, yok falan temeli attık, yok şu kadar yatırım yaptık da Gezi olayları çıktı; yok şu oldu, yok bu oldu da ondan sonra, efendime söyleyeyim, bu Halk Bankası operasyonu çıktı veyahut başka bir operasyon çıktı. Geçin bunları, bunlar boş laflar.

Değerli arkadaşlar, son olarak şunu ifade etmek istiyorum: Geçtiğimiz günlerde Hatay’da bir tır vakası oldu. Bu tır vakasının arkasından Sayın İçişleri Bakanımız çıktı, bir açıklama yaptı. Tabii, bunun El Kaide’ye gittiği, şuraya gittiği, buraya gittiği yolunda birçok değerlendirmeler yapıldı. Sayın İçişleri Bakanı sanki biliyormuşçasına… Onun birinci açıklaması da var: “Dolarları kim aldı biliyoruz.” Bir araştırılsın… Cevap yok. İkinci açıklaması: “Efendim, bu tır Türkmenlere yardım için gitmiştir. Herkes işine baksın, içinde ne olduğunu kim biliyor.”

D. ALİ TORLAK (İstanbul) – Türkmenler öyle bir şey demiyor.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Götürme işi, götürme işi, “götürme” dediği o!

ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN (Devamla) – Şimdi, şunu ifade etmek istiyorum sayın milletvekilleri: Ben sahadaki Türkmenlerle konuşuyorum, ben sahada yiyecek ekmek bulamayan, atacak mermi bulamayan, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetinin teşvikiyle rejim güçleriyle karşı karşıya kalmış ve ondan sonra da Türkiye Cumhuriyeti devletinin, Hükûmetinin desteklediği El Nusra, El Kaide unsurlarının kıskacına girmiş ve onlar tarafından da katledilmeye başlanan ve şu anda sahip çıkılmayan Türkmenlerle konuşuyorum, sahadaki komutanlarla konuşuyorum, gelen bir yardım yok. Peki, nereye gidiyor bu? Sayın İçişleri Bakanına tavsiyemiz, biraz destekli konuşmasıdır.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – El Kaide’ye gidiyor.

ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN (Devamla) – O zaman bu nereye gidiyor? Peki, bu, bu kadar eğer Türkmen’e gidiyorsa kabul etmek gerekir ki bunu dahi beceremediniz yani bir tırı -Hatay’ı Türkiye’nin  hatta dünyanın gündemine sokacak şekilde- oradan alıp bir sınırdan geçiremediniz ya! Bunu kaçakçıya verin, sizden iyi yapar, Hükûmetten iyi yapar. Bu nasıl bir anlayıştır Allah aşkına? 40 ayrı noktada Hatay’da arama var. Hatay’ın güvenlik kuvvetlerinin bu operasyondan haberi olmaz mı? Bu yardım meşru bir yardımsa Türkmen’e gidiyorsa niçin güvenlik kuvvetlerinin -valisi dâhil olmak üzere- hiçbirisinin bundan haberi yok? Böyle bir devlet anlayışı olmaz.

Şimdi, Türk devleti yıpranmasın diye her şeyi ifade edemiyoruz.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Belki Rıza’nın altınları vardır, belki Rıza’nın altınları orada!

ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN (Devamla) – Ama, daha tırların olduğu da söyleniyor, daha malzemelerin olduğu da söyleniyor ve bunun El Kaide’ye gittiği yolunda çok ciddi bilgiler, emareler var. Ama, bir şeyi iyi biliyoruz, Türkmen’e giden bir damla yok.

AHMET AYDIN (Adıyaman) – Türkmenlere yardım götürüyor ya, o kadar insafsızlık yapma!

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Rıza’nın altınlarını yükleyip götürüyor.

ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN (Devamla) – Sahadaki Türkmen’den haberiniz var mı sizin?

AHMET AYDIN (Adıyaman) – Var.

ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN (Devamla) – Var mı?

AHMET AYDIN (Adıyaman) – Var, haberimiz  var.

ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN (Devamla) – E, çık gel, kim söylüyorsa gel burada söyle Sayın Grup Başkan Vekili. Nasıl olsa biraz sonra cevap vereceksiniz.

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Devlet sırrı…

ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN (Devamla) – Ben sahadakilerle konuşuyorum. Sizin kurduğunuz Türkmen derneklerinin…

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Soyduğunuz paralar bile devlet sırrı oluyor be, bırakın devlet sırrını!

ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN (Devamla) –…sizin teşvikinizle yaptığı açıklamalara inanmak durumunda değiliz.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Soyduğunuz paralar devlet sırrı.

ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN (Devamla) – Ben de bir Türkmen’im ayrıca, bunu bilin. Akrabalarım var orada. Bırakın bu işleri.

Yani, Türkiye Cumhuriyeti devletini bu kadar rezil rüsva etmenin ve oradaki Türkmenleri de aynı zamanda mağdur etmenin, bu yanlış politika neticesinde oradaki Türkmenleri de istismar etmenin, kullanmanın ahlaki bir yönünün olmadığını da burada ifade etmek istiyorum ve bunu bir an evvel temizleyin, oradaki Türkmenlerin yarasını sarın; silahı yok, mermisi yok, yiyeceği yok, içeceği yok, hiçbir şeyi yok, yok oğlu yok.

Hepinize saygılar…

AHMET AYDIN (Adıyaman) – E, götürüyorlar.

ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN (Devamla) – Efendim, buyurun.

AHMET AYDIN (Adıyaman) – Yardım götürüyorlar işte. Yok, tamam da…

ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN (Devamla) – Kim götürüyor efendim?

AHMET AYDIN (Adıyaman) – Yardımı götürüyorlar Türkmenlere.

ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN (Devamla) – Siz mi götürüyorsunuz?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

AHMET AYDIN (Adıyaman) – Kim götürüyor?

FARUK BAL (Konya) – Hüseyin El Abdullah diyor ki: “Hiçbir yardım almıyoruz.”

ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN (Devamla) – Gelin, burada açıklayın.

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Çirkin.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Soymayı devlet sırrı hâline getirdiniz, bırakın bu işleri!

Soygunu devlet sırrı hâline getirdiniz.

BAŞKAN - Teşekkür ederim.

ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN (Hatay) – Herkes kendine gelsin! Lafa bak ya!

BAŞKAN - Milliyetçi Hareket Partisi Grubu önerisinin aleyhinde Hatay Milletvekili Sayın Refik Eryılmaz…

Sayın Refik Eryılmaz yok mu?

Peki, Gaziantep Milletvekili Sayın Ali Şahin burada mı?

Buyurunuz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

ALİ ŞAHİN (Gaziantep) – Bir önceki konuşmacı olmayınca sürpriz oldu.

BAŞKAN – Hayır işte, bir lehte bir aleyhte veriyoruz da ondan dolayı.

Buyurun.

ALİ ŞAHİN (Gaziantep) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; MHP Grubunun, Suriye’de yaşanan olaylar ve sınırımızdaki illere yansımaları konusunda vermiş olduğu Meclis araştırması önergesiyle ilgili söz almış bulunuyorum grubum adına. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum, aziz milletimize saygı ve selamlarımı sunuyorum.

Değerli milletvekilleri, ben, 1970 yılında, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı İkizce köyünde yani Suriye sınırımıza sadece 20 kilometre uzaklıkta bir köyde dünyaya geldim. 20’li yaşlarına kadar, 20 kilometre uzağımızdaki bir başka millet için, bir başka ülke için, bir başka toplum için asla bir şey hayal edemedik. Niye? Çünkü, aramıza örülmüş sınırlar vardı, suni sınırlar vardı. Niye? Çünkü, aramıza maalesef ki döşenmiş 200 kilometreyi aşkın bir mayınlı bölge vardı. Karşı taraftaki insanları hep o yıllarda, çocukluk yıllarımda, gençlik yıllarımda, sanki farklı bir milletmiş gibi, sanki farklı bir toplulukmuş gibi hayal ederdim.

1994 yılında Pakistan Karaçi Üniversitesinde okurken orada karşılaştığım Ürdünlü Ali Ağa ismindeki bir arkadaşımla yaşadığım bir hatıraya kadar şuuraltımdaki Suriye, Orta Doğu algısı, hep farklı bir coğrafya, farklı bir millet algısıydı çünkü şuuraltımıza, zihnimize döşenmiş, aynen o fiziki mayınlar gibi maalesef psikolojik bir sınır da söz konusuydu. Ali Ağa ile bir gün konuşurken… Ali Ağa, Filistin asıllı Ürdünlü bir sınıf arkadaşımdı. Karaçi Üniversitesi uluslararası ilişkiler bölümünde okurken var olan Arapçamı ilerletmek adına kendisiyle yakınlık kurmaya çalışmama rağmen kendisi, tam tersi oldukça uzak yaklaşıyor, soğuk bir tavır sergiliyordu. Ali Ağa’nın bu davranışı, bu tavrı yaklaşık bir iki yıl kadar devam etti; ben ise sıcaklığımdan asla taviz vermeden, onunla olan ilişkilerimi, hem Orta Doğu’ya hem Arap toplumuna olan sevgimden dolayı, yakınlığımdan dolayı, kendisine olan yakınlığımı her hâlükârda hissettirmeye çalıştım.

İki yıl sonra Ali Ağa bir gün bana gelerek şöyle tarihî bir yüzleşmeye vesile oldu: “Ali, ben Türkiye’den gelen arkadaşları ve sizleri tanıdıktan sonra Türkiye’ye ilişkin kanaatlerim ve düşüncelerim tamamıyla değişti.” dedi. Böyle deyince şaşırdım. “Peki Ali Ağa, bize ilişkin kanaatlerin, bize ilişkin düşüncelerin neydi ki iki yıl sonra bu şekilde söylüyorsun ve değiştiğini ifade ediyorsun?” “Biz, tarih kitaplarımızda Türkiye’ye ilişkin, Osmanlı İmparatorluğu’na ilişkin şeyler okuduğumuzda hep Türklerin bizi sömürdüğünü, hep Türklerin zenginliklerimizi çaldıklarını, Türkler sefahat içerisindeyken Arap toplumlarının sefalet içerisinde yüzdüklerini okuduk. Hâlbuki, ben iki yıldan bu yana bakıyorum sizler de bizim gibi insanlarsınız; gurur, kibir sahibi değilsiniz; benden bana daha sıcak yaklaşıyorsunuz.

Bir şeyi asla unutamıyorum: Ürdün’ün kimi yerlerinde -burası çok önemli- biz siyah köpekleri Türk lakabıyla çağırırız. Şimdi, bunu sorgulamaya başladım: Biz, niçin kendi coğrafyamızdaki siyah köpeklere Türk lakabı takıyoruz diye.” Böyle deyince güldüm. “Peki Ali Ağa, Türkiye’de de kimi bölgelerde siyah köpeklere Arap lakabı takıldığını söylesem şaşırır mısın? Sence, bu bir tesadüf olabilir mi?” dedim.

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) - Türkiye’dekiler hakaret değil kardeşim ya!

ALİ ŞAHİN (Devamla) – “Türk coğrafyasında siyah köpeklerin Arap lakabıyla…

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Hakaret için değil Türkiye’dekiler.

ALİ ŞAHİN (Devamla) – …Arap coğrafyasında siyah köpeklerin Türk lakabıyla çağrılması bir tesadüf müdür, yoksa küresel güçlerin yüz yıldan beri bu coğrafyaya ilişkin oynadıkları bir oyunun, projeksiyonun bir neticesi midir?

Ona dedim ki sizleri bu coğrafyadan ayırmak adına, Arap toplumlarını, bu coğrafyayı bölmek ve bölmek suretiyle sömürebilmek adına size gelip dediler ki: “İşte, siz, Arap toplumları, niçin kendi imparatorluğunuzu kurmuyorsunuz?” Bu düşünceyle, sizden tam 22 ülke yarattılar. Aynı dili konuşan, aynı dine inanan, aynı kültürden, sınırları cetvellerle çizilmiş tam 22 ülke. Şu an, bu 22 ülkenin kendi sınırları arasında, kendi aralarında sınır problemleri var.

Bu da yetmedi, şuuraltlarımıza da sınırlar örüldü. Ne oldu? Arap coğrafyasında birileri, bizim dışımızda, bu coğrafyanın dışındaki birileri siyah köpekleri Arap lakabıyla çağırtırken kendi coğrafyamızda, biz siyah köpekleri, yıllarca, Arap coğrafyasında Türk lakabıyla çağrılan siyah köpekleri biz kendi coğrafyamızda Arap lakabıyla çağırdık. Bu da yetmedi, biz Araplarla alakalı…

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Kardeşim, biz köpek seviyoruz, onlar sevmez. Hakaret değil, hakaret değil!

ALİ ŞAHİN (Devamla) - Ben burada bir şuuraltı uyanmasına değiniyorum.

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Öyle bir şey olur mu ya? 

ALİ ŞAHİN (Devamla) - Bu hakaret değil bakın, bu bir tespit, bu iki kişi arasında…

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Ne alakası var?

ALİ ŞAHİN (Devamla) - …bir Arap genciyle bir Türk genci arasında vuku bulan bir konuşma, bir tespit.

FARUK BAL (Konya) – MHP’nin önerisine gel, bırak hikâyeyi kardeşim ya!

ALİ ŞAHİN (Devamla) - Ben burada bir tespit yapmaya çalışıyorum.

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Olur mu öyle şey ya! Bu ırkçılıktan başka bir şey değil.

ALİ ŞAHİN (Devamla) - Tabii, bu, sadece onunla sınırlı kalmadı, Arap atasözleri ürettik biz kendi içimizde. İşte, zor bir işi tarif etmek için, anlaşılması güç bir şeyi tarif etmek için dedik ki: “Anladıysam Arap olayım.” ifadesini kullandık veya ne bileyim, içinden çıkılmaz bir işi tarif etmek istediğimiz zaman “Bu iş Arap saçına döndü.” gibi. O toplum ile bu toplumun insanlarını, o coğrafya ile bu coğrafyanın insanlarını birbirinden psikolojik olarak, sosyolojik olarak ayıracak birtakım fitne tohumlarını ektiler şuuraltımıza.

Suriye ile ilgili son zamanlarda çekilmiş bir belgesi izlerken Suriyeli birisinin Türkiye tanımlaması beni oldukça şaşırtmıştı. “Biz, bu olaylar yaşanıncaya kadar Türkiye’nin Müslüman bir ülke olduğunu bilmiyorduk. Bu yaşanan olaylardan sonra Türkiyeli kardeşlerimizin bizlere kucaklarını açmasıyla, evlerini açmasıyla, ekmeklerini paylaşmasıyla birlikte biz Türkiye’yi tanımaya başladık.” Maalesef ki tam yüz yıldan bu yana bu coğrafyada oynanan bu oyunlar bugün ortadan kalkmış durumda.

Ben, ilinde 3 tane Suriye kampı olan bir milletvekiliyim. Gaziantep’imizde 3 tane kampımız var. Nizip’te, Gaziantep’in merkezinde ve ilçelerimizde yaşayan Suriyeli kardeşlerimiz var, zaman zaman onların evlerini ziyaret ediyorum. İnsani olarak, bakın, bütün ideolojik, bütün etnik duygularımızdan, hislerimizden ayrılarak gerçekten illerimizde yaşayan, ilçelerimizde yaşayan, aramızda bize sığınmış o insanları, o evleri, ben, bütün milletvekili arkadaşlarımızın, özellikle o sınır illerinde yaşayan arkadaşlarımızın gidip ziyaret etmesini isterim. O insanların gözlerindeki bize duydukları minneti, bizim onlarla paylaştığımız ekmeklerimizden dolayı, evlerimizden dolayı bize duydukları şükranı gözlerine bakıp okumak dahi yeterli. Bu ziyaretlerimden birisinde Suriyeli bir kadının bana söyledikleri çok manidardı. Şöyle diyordu Suriyeli kadın: “Belki çok büyük bir imtihandan geçiyoruz, çok sıkıntılı bir süreçten geçiyoruz. Bu süreci tanımlamak çok zor. Çocuklarımızı kaybettik, evlerimizi kaybettik, geleceğimizi göremiyoruz. Ama, bu sürecin bize bahşettiği bir şey var, o da Türkiye halkını tanımak; bizden farklı olduğunu düşündüğümüz, ‘farklı insanlar’ şeklinde tanımladığımız Türkiye insanını tanımak için, Türk insanını tanımak için bize büyük bir fırsat yarattı.” ve buna şükrediyordu. Her şeyden önce, tabii ki bu süreç kolay tanımlanabilir bir süreç değil, kolay katlanılabilir bir süreç değil.

Sözlerimin sonunda şunu da ifade etmek istiyorum: Allah’a hamdolsun ki biz kendisine sığınılan bir milletiz. Suriye halkı bize -canını, malını, namusunu- güvendiği için kendisine sığınılmış bir milletiz. Bir başka millete sığınmak zorunda olmak da vardı. Bir başka millete yaşadığımız sorunlardan dolayı, sıkıntılardan dolayı, katliamlardan dolayı sığınmak zorunda kala da bilirdik. O anlamda, bu coğrafyayı tanımlarken bu coğrafya gerçekten yaşadığı toprakla, üzerinde yaşayan Alevi’si, Sünni’si, Kürt’ü, Arap’ı, Laz’ı, Çerkez’iyle, bundan önceki dönemlerde zor durumda kalmış milletlere kucak açmışlığıyla, aziz ve necip bir milleti bağrında taşıyan bir millettir.

Bu noktayı da unutmadan sözlerimi bir bayram namazı sonrası karşılaştığımız Suriyeli bir kardeşimizin sözleriyle bitirmek istiyorum, çok manalı bir sözdü: “Biz, Türkiye'nin ve Türk milletinin bize yaptıklarını bir gün unutabiliriz, çocuklarımız bir gün milletinizin, sizlerin bize yaptıklarını unutabilir ancak Allahutaala bize yaptığınız bu iyilikleri asla unutmayacaktır.”

Bu vesileyle hepinizi saygıyla  selamlıyor, MHP Grubunun bu önerisinin, bu aşamada çok anlamlı bir altyapısı olduğunu düşünmüyorum.

Saygılarımla. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Şahin.

Milliyetçi Hareket Partisi Grubu önerisinin lehinde son söz Van Milletvekili Sayın Nazmi Gür’e aittir.

ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN (Hatay) - Sayın Başkan...

BAŞKAN – Efendim.

ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN (Hatay) – Sayın Başkanım, şimdi, sayın hatibin konuşmasında sanki bizim, verdiğimiz önergeyle veyahut yaptığımız konuşmayla Suriye’deki, Suriye’den gelen mültecilere yapılan yardımlara karşı olduğumuz gibi bir mana çıkıyor. Bunu düzeltmek üzere müsaade ederseniz...

BAŞKAN -  Yok ama yani hiç konuyla ilgili bir şey konuşmadı.

ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN (Hatay) – Zaten sorun da orada.

BAŞKAN – Hayır, anekdot anlattı.

ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN (Hatay) – Teşekkür ediyorum. Konuyla ilgili bir şey konuşmadığı açık.

BAŞKAN – Dolayısıyla ne sataşma var ne eksik bilgilendirme ne yanlış bilgilendirme var.

Şimdi söyledikleriniz de kayıtlara geçti. Gerçekten Sayın Çirkin, ben dikkatle izledim çünkü.

ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN (Hatay) – Konuyla ilgili konuşmadığını da zatıaliniz söyledi zaten.

BAŞKAN – Yani araştırma önergesiyle ilgili olmaktan ziyade anekdot anlattı.

Buyurun Sayın Gür.

NAZMİ GÜR (Van) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Bugün aramıza 5 arkadaş daha katıldı, bunun sevincini yaşıyoruz. Umarım Parlamentoda olması gereken diğer vekilimiz de en kısa sürede aramızda olur ve böylece bu Parlamento, bu ayıptan da kurtulmuş olur. Tabii, biz, bu sevinci yaşarken Askerî Savcılığın Roboski’yle ilgili aldığı karar hepimizi derinden yaraladı, yüreklerimizi, vicdanlarımızı kanattı. Bu ülkede hukukun nasıl işlediği, hukukun üstünlüğünün nasıl bir masal olduğu, bir söylem olduğu ve dolayısıyla “hak”, “hukuk”, “adalet” gibi söylemlerin içinin ne kadar boş olduğu bir kez daha kanıtlanmış oldu. Ama inanıyorum ki biz, özellikle Roboski aileleri, halkımız, Türkiye’de vicdanı olan, burada Roboski aileleriyle birlikte hareket eden, onların acısını paylaşan gerek Parlamentoda gerekse de demokratik muhalefetle birlikte Roboski’nin hesabını soracağız. Bu hesap -bir hatibin söylediği gibi- yeni açıldı, kapanmayacak. Ta ki Roboski’nin emrini verenler, bu katliamın emrini verenler cezalandırılıncaya kadar bizler mücadelemizi sürdüreceğiz.

Değerli arkadaşlar, Suriye konusu, tabii, iki iki buçuk yıl öncesinden başlayarak yaklaşık üç yıldır Suriye’deki iç savaşın Türkiye’yi nasıl etkilediği, Türkiye'nin sadece dış politikasını değil ama içini de nasıl etkilediğini hepimiz defalarca bu kürsüde dile getirdik, âdeta dilimizde tüy bitti, Hükûmeti, yanlış uygulamalarını hep eleştirdik, doğru yolu da gösterdik, çözüm yollarını da gösterdik ama Hükûmet hep bildiğini okudu, Hükûmet hep bu konuda kulaklarını muhalefetin eleştirilerine, demokratik muhalefetin eleştirilerine kapattı; dik durma siyaseti üzerinden, özellikle Suriye’de çöken bir dış politika ve nihayetinde de Türkiye’yi hem ekonomik hem de büyük mülteci göçü nedeniyle -mültecilerin içeride kalanı, sadece kayda geçenler değil- kayıt dışı mültecilerin de yarattığı ciddi sorunlarla karşı karşıya getirdi.

Biliyorsunuz, biz uzun süredir hep şunu dile getirdik, dedik ki: “Hükûmet Suriye’de özellikle dış politika konusunda ciddi yanlışlar içinde, hatalar içinde. Bu konuda ayrımcı politikalar güdüyor, sadece Sünni eksenli bir politika güdüyor, El Kaide ve El Kaide bağlantılı örgütleri destekliyor. Bu, bir bumerangdır, günün birinde size döner, döndüğünde de size nasıl çarptığı belli olmaz.” Hep bu uyarılarımızı dile getirdik. Fakat Hükûmet her nedense bu uyarılarımızı hiçbir şekilde dikkate almadı.

Başka bir şey daha söyledik Hükûmete, biz dedik ki: “Suriye halklarını sakın ha, inançlarına göre, etnik kökenlerine göre, dillerine göre, dinlerine göre ayırmayın, böyle bir ayrımcılığa tabi tutmayın. Çünkü eğer siz gerçekten Suriye halklarını düşünüyorsanız, Suriye’de gerçekten demokratik kuralların yerleşmesini istiyorsanız sizin yürüttüğünüz politikaların yanlış olduğunu… Bir an önce bu politikalardan vazgeçin. Aslında, tam tersini yaparsanız Suriye halklarına gerekli yardımı ve gerekli desteği sunarsınız.” Ama Hükûmet bu uyarılarımıza da maalesef kulak asmadı, bu uyarılarımızı da dinlemedi.

Şimdi, özellikle Kürtlerin durumu bizim için son derece önemli. Diyeceksiniz ki: “Kürtlerden başka Suriye’de halk yok mu?” Var. Suriye’deki bütün halklar, özellikle, rejimle ve ona karşı savaş sürdüren ya da sürdürdüğü iddia edilen El Kaide bağlantılı radikal İslamcı grupların cenderesi altında inim inim inliyor. Her iki taraf da gerçekten -biz hep söyledik- insanlığa karşı suç işliyor. Bu hem Birleşmiş Milletlerin kararlarına, raporlarına ve hem de uluslararası insan hakları örgütlerinin, bağımsız insan hakları örgütlerinin raporlarına yansıdı ve biz şunu söyledik: “Sakın ha! Bu iki tarafın da işlediği insanlık suçlarına karşı tavır alın, onlardan yana asla bir eğilim göstermeyin, onları eleştirin.” Fakat ne hikmettir ki bu konuda da en ufak bir hareketlenme gösterilmedi.

Şimdi Hükûmetin karşı karşıya kaldığı son derece önemli sorunlar var. Mültecilere ilişkin sorunlar özellikle, hem mültecilerin yüz binlercesinin yarattığı toplumsal, sosyal ve ekonomik sorunlar, bir taraftan da Hükûmetin özellikle Türkiye’deki yoksulların boğazından keserek onlara, güya “Misafirlerimizi iyi ağırlayacağız.” diye yardım etmesi; tabii ki bu insani bir duruştur. Biz bunu tabii ki takdirle karşılarız. Ancak Hükûmetin uyguladığı yanlış politikalar sebebiyle Suriye’deki göç katbekat artarak Hükûmetin de beklentileri dışında… Çünkü Hükûmet yaklaşık 100-150 bin kişilik bir göç dalgası bekliyordu ama Hükûmetin de gücünün ötesinde bir göç alınca, bir mülteci akınıyla karşı karşıya gelince şimdi uluslararası camiaya Hükûmet “Biz bunların altından kalkamıyoruz, bunların yükü çok ağır. Bize destek verin.” feryadını yükseltmeye çalıştı.

Bir yanıyla mülteciler. Diğer yanıyla özellikle El Kaide bağlantılı, El Nusra gibi örgütlere Hükûmetin, devletin sunduğu katkı, destek, hem politik destek hem silah yardımı hem lojistik yardımı… Özellikle Kürtlere karşı, Kürt bölgelerine karşı amansız bir savaş içine girdiler ve Türkiye hep bunların arkasında oldu. Biz bunun da yanlış olduğunu söyledik, dedik ki: Bakın, bunu yapmayın. Oradaki Kürtler size düşman değil, oradaki Kürtlerin size karşı hasmane bir tutumu söz konusu değil. Kürtlerin orada yaptığı tek bir şey var; kendi bölgelerini koruyorlar, kendi yerleşim alanlarını koruyorlar, köylerini, kasabalarını, şehirlerini koruyorlar, namuslarını koruyorlar, çocuklarını koruyorlar. Onların Türkiye’ye karşı hasmane bir tutumu yok, onlar Türkiye ile iyi ilişkiler geliştirmek istiyorlar. Siz eğer gerçekten Suriye halklarına destek sağlıyorsanız başta Kürtler olmak üzere Ermenilere, Süryani halkına ve diğer bütün halklara eşit mesafede yaklaşın, onları destekleyin, Suriye’deki demokratik muhalefeti destekleyin. Çünkü, AKP’nin desteklediği, oluşturduğu muhalefet -işte bugün de görüyoruz- Cenevre 2’ye doğru giderken âdeta gümledi, deyim yerindeyse, amiyane terimle, gümledi, birlikleri bozuldu çünkü çetelerden oluşmuş bir muhalefete demokratik muhalefet diyemezsiniz. Çetelerden oluşmuş bir muhalefetle Esed rejiminin karşısına Cenevre 2’de oturamazsınız, bir pazarlık söz konusu olmaz.

Değerli arkadaşlar, bir konu da insani yardım konusu. Bakın, Qamişlo’da, Kobani’de, Afrin’de, özellikle Afrin’de son derece ciddi -özellikle havaların da soğuk geçmesiyle, mevsim nedeniyle- insani bir dram yaşanıyor ve emin olun ne Türkiye’nin ne uluslararası camianın ne de Birleşmiş Milletlerin Kürtlere şimdiye kadar bir çöpü daha gitmemiştir, yardım diye bir çöpü dahi gitmemiştir. İşte biz bu ayrımcılığı hep eleştirdik.

Daha dün gece Suriye’deki Kürt kardeşlerimizle bir telefon görüşmesi yaptım, özellikle Afrin bölgesindeki yardım heyetiyle, yardım organizasyonuyla uğraşan kişilerle, sivil toplum örgütleri temsilcileriyle. Onların …(x) bütün dünyaya duyulurken Türkiye’den duyulmaması gerçekten bizim açımızdan içler acısı bir durum.

Değerli arkadaşlar, Kürt bölgesinde sadece Kürtler yaşamıyor. Suriye’den, iç savaştan kaçan her halktan, her ırktan ve her inançtan insanlar daha güvenlikli olduğu için o bölgelere sığınmış durumda, nüfus neredeyse ikiye katlanmış durumda. Dolayısıyla, bir kez daha burada çağrımızı yineliyoruz. Türkiye’den özellikle Afrin’e, Qamişlo’ya, Kobani’ye yani Kürt bölgelerine yardım ulaştırılması için Hükûmetin bir an önce o bölgelerde yardım koridorları açması gerekiyor. O bölgede, özellikle sınırda sıfır nokta politikasına işlerlik kazandırması gerekiyor çünkü bizim, BDP’nin, belediyelerimizin topladığı, Kürt halkının Türkiye’de topladığı insani yardımlar kamplarda bekletiliyor. Ciddi bir şekilde zorlanıyoruz o yardımların ulaştırılması için, çocuklar aç, ilaç yok, insanlar soğuktan donmak üzere. Tabii ki kapıları kapatırsanız oradaki yaşanan insani dramın da sorumluluğunu üstlenmiş olursunuz. Bir an önce bizim çağrımıza kulak açın, özellikle Suriye Kürtlerinin ve Suriye’deki diğer bütün halkların bu insani yardımlardan gerçekten eşit bir şekilde yararlanabilmesi için harekete geçin, bu yanlışlarınızdan dönün. MİT’in denetiminde “Türkmenlere insani yardım gönderiyoruz.” adı altında gizli saklı silah göndermekten vazgeçin. Radikal İslami grupları, El Kaide bağlantılı grupları desteklemekten vazgeçin. Radikal İslami grupları, El Kaide bağlantılı grupları, desteklemekten vazgeçin, Suriye’de Suriye halklarını, Suriye’nin demokratik muhalefetini destekleyin, Cenevre 2’de de Kürtler olmazsa Suriye’de bundan sonra ne barış ne de istikrar olur. Bunu da burada bir kez daha dile getirmek istiyoruz. Suriye Kürtlerinin mutlaka Yüksek Kürt Konseyi üzerinden…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

NAZMİ GÜR (Devamla) - …Cenevre 2’ye katılmaları gerekiyor. Hükûmetin de bu konuda gerçekten olumlu davranması gerekiyor, pozitif davranması gerekiyor.

Genel Kurulu sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. (BDP sıralarından alkışlar)

                                     

(x) Bu bölümde Hatip tarafından Türkçe olmayan bir dilde kelimeler ifade edildi.

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Gür.

Milliyetçi Hareket Partisi Grubu önerisinin aleyhinde son söz, Hatay Milletvekili Sayın Refik Eryılmaz’a aittir.

Buyurun Sayın Eryılmaz. (CHP sıralarından alkışlar)

REFİK ERYILMAZ (Hatay) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisinin verdiği araştırma önergesi üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle bütün Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, yaklaşık üç  yıldır biz bu kürsüden AKP’nin tamamen mezhep eksenli Suriye politikasının yanlışlıklarını, sakıncalarını ve yarattığı tahribatı anlatmaya çalıştık. Hükûmetin izlemiş olduğu yanlış Suriye politikası hem Suriye halkına hem de bölge halkına büyük bir kaos ve sıkıntı yaratmıştır. 900 kilometrelik Suriye sınırında şu anda Birleşmiş Milletlerin terör listesinde yer alan radikal, köktenci silahlı grupların hâkim olduğunu görüyoruz. Devlet görevlileri, güvenlik kuvvetlerimiz sınırda devriye görevi bile yapamaz bir hâle gelmiştir.

Bugün, 900 kilometrelik sınır boyunca çalışır vaziyette bir tek gümrük kapımız kalmamıştır. Gümrük kapılarının Hükûmetin desteğiyle silahlı radikal grupların eline geçmesiyle birlikte bölge büyük bir ekonomik krizin eşiğine gelmiştir. Şu anda bu sınırların kapanmasıyla birlikte Hatay’ın can damarı olan, Orta Doğu’ya açılan kapısı olan bütün gümrük kapıları kapanmış, bunun neticesinde, nakliyeciler, ihracatçılar, sanayiciler ve diğer esnaf mensupları büyük bir ekonomik buhran yaşamıştır ve bu sıkıntılar devam etmektedir.

Bütün bunların dışında, bölgede sınırların radikal grupların elinde olmasından kaynaklı çok ciddi güvenlik sorununun olduğunu da görüyoruz. Hükûmet, Suriye’deki çatışmalara taraf olarak, Suriye’deki radikal, köktenci gruplara her türlü desteği sağlayarak, her türlü silah desteğini  sağlayarak maalesef Suriye’de dökülen kandan da sorumlu olmuştur.

Değerli arkadaşlar, yeni yıla girerken kuşkusuz hepimiz yeni yıla ilişkin mesajlar yayınladık; 2014’ün ülkemize barış, mutluluk ve huzur getirmesini, ülkemizde hukuksuzluğun, yolsuzluğun yaşanmamasını temenni ettik. Ancak 2014’ün ilk gününde Hatay’da yaşadığımız bir skandalla 2014’e yine bir hukuksuzlukla başlamış olduk.

1 Ocak 2014 tarihinde, Hatay ili Kırıkhan ilçesi sınırlarında bir tır, içerisinde silah taşındığı ihbarı üzerine jandarma tarafından durduruluyor. Bu durum özel yetkili Adana Cumhuriyet Başsavcılığına da bildiriliyor. Başsavcılık tarafından görevlendirilen Adana Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı olay yerine intikal ediyor ve mahkeme kararına istinaden tırda arama yapmak istiyor. Tırda bulunan ve tıra eskortluk eden aracın içinde bulunan ve kendilerini MİT elemanı olarak tanıtan şahıslar, tırın içinde devlet sırrı olarak kabul edilen eşyaların bulunduğunu ileri sürerek özel yetkili cumhuriyet savcısının tırda arama yapmasına engel oluyorlar. Israrla mahkeme kararını gösterip tırda arama yapmak isteyen savcıya bu sefer fiilî müdahaleye varacak bir tepki ortaya konuluyor. Bunun üzerine valiye haber veriliyor, vali de İçişleri Bakanını arıyor, İçişleri Bakanı da bu tırda arama yapılmaması konusunda valiye talimat veriyor ve bu talimat üzerine Hatay Valisi yazılı bir talimat göndererek bu tırda arama yapılamayacağını, bu tırdaki görevlilerin MİT elemanı olduğunu, bunların sadece kimliklerinin tespit edilerek şahıslarla birlikte tırın serbest bırakılması konusunda talimat veriyor. Bunun üzerine kolluk kuvvetleri yani jandarma valinin bu yazılı talimatını gerekçe göstererek olay yerinden uzaklaşıyor. Bu ara, cumhuriyet savcısı tekrar bu tırın aranması konusunda ısrarcı olunca jandarmayla MİT elemanları arasında çatışmaya varacak bir tartışma yaşanıyor. Jandarmanın ayrılması üzerine cumhuriyet savcısı “Benim can güvenliğim tehlike altına girmiştir. Bu nedenle arama yapamıyorum.” diyerek olay yerinden uzaklaşmak zorunda kalıyor. Sayın cumhuriyet savcısı bunun üzerine bu olayı bir tutanak hâline getirip bu olayı esas soruşturan Adana Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığına bunu suç duyurusu olarak veriyor.

Değerli milletvekilleri, bu bir hukuk skandalıdır ve maalesef bu olayda devlet yetkilileri açıkça hukuka tecavüz etmişlerdir. Mahkeme kararına rağmen cumhuriyet savcısının görevini yerine getirmesine engel olan bütün devlet yetkilileri açıkça suç işlemişlerdir.

Ayrıca şunu ifade edeyim: Bu olay uluslararası suç kapsamında değerlendirilmesi gereken bir olaydır. Zira aranmasına izin verilmeyen tırın taşıdığı silahların Birleşmiş Milletler tarafından terör listesine alınan radikal, köktenci gruplara taşındığı yönünde vahim iddialar taşıyor. Bu olay üstü örtülemeyecek ve geçiştirilemeyecek kadar önemlidir.

Maalesef, bu skandalla, Türkiye terör gruplarına silah desteği veren bir ülke konumuna düşürülmüştür. Nitekim, Birleşmiş Milletler temsilcisi bu konuda açıklama yapmış, Avrupa Parlamentosu da bu konuyu gündemine taşımıştır. Ülkemizin güvenliğini ve uluslararası itibarını zedeleyen bu skandalın tek sorumlusu siyasi iktidardır.

Değerli milletvekilleri, olayın basına yansıması üzerine İçişleri Bakanı yakalanan tırın MİT mensuplarına ait olduğunu ve içinde devlet sırrı teşkil eden malzemeler taşındığını açıklamıştır. Ayrıca, bunların Türkmenlere götürüldüğü yönünde de bir ifade kullanmıştır. Biz de Sayın Bakana soruyoruz: Sayın Bakan, insani yardım malzemeleri ne zamandan beri devlet sırrı oluyor? Yok, eğer söylendiği gibi, taşınan silah ise o zaman, silahlar ne zamandan beri “insani yardım” kategorisinde değerlendirilebiliyor?

Sayın Bakan, şayet durdurulan tırda silah yoksa, o zaman mahkeme kararına rağmen neden tırın aranmasına izin vermediniz? Bu telaşınız neden? Neden tırı aratmamak için bütün devlet kurumlarını seferber ettiniz? Yargı kararına rağmen tırı incelemeye çalışan cumhuriyet savcısını tehdit etme cüretini bu görevliler kimden alıyor? Yüzyılın soygunu Deniz Feneri davasında ve cumhuriyet tarihimizin en büyük rüşvet ve yolsuzluk soruşturmalarında görev alan savcı ve emniyet müdürlerinin başına gelenler, bu tırı durduran, aramak isteyen emniyet görevlileri ve cumhuriyet savcılarının da başına gelmiştir. Unutmayınız ki er ya da geç, bu hukuksuzluğun ve pervasızlığın altına imza atanlar ve bunları koruyanlar halkımıza hesap vermek zorunda kalacaktır.

Değerli milletvekilleri, Suriye halkına gerçek anlamda insani yardım, gıda ve battaniye gibi yardımları götüren gerçek yardımsever vatandaşlarımız özel yetkili cumhuriyet savcıları tarafından yaka paça götürülüp tutuklanırken, tırlarla teröristlere silah sevkiyatı yapanlar, uluslararası teröre destek verenler, hukuku ayaklar altına alıp çiğneyenler Hükûmet tarafından korunup kollanabiliyor.

Bu tır olayı Hükûmetin ilk vukuatı da değildir. Hatırlarsanız, kısa bir süre önce Adana’da da füze başlıkları ve değişik türde silah taşıyan tırlar yakalanmıştı. O olay da yargıya intikal etmişti. Biz bu olayların takipçisiyiz.

Son olarak, Genelkurmay Başkanına da buradan bir çift sözümüz var: “Millî orduya kumpas kuruldu.” diye gazeteler her gün manşetten veriyorlar. Millî orduya kumpas kurulup bu ülkenin generalleri, yurtseverleri tek tek evlerinden alınıp cezaevine konulur iken sesini çıkaramayan Genelkurmay Başkanı, Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekilimiz, Sevgili Arkadaşımız Hüseyin Aygün’ün bir sorusu üzerine hemen suç duyurusunda bulunabiliyor. Gönül isterdi ki bu ülkenin generalleri, bu ülkenin komutanları yaka paça kumpasla görevden alınıp cezaevine götürülürken de bu şekilde sesinizi çıkarabilseydiniz.

Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Milliyetçi Hareket Partisi Grubu önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.

Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.

3.- CHP Grubunun, Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar ve arkadaşları tarafından 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonu sonrasında gelişen olayların araştırılarak sorumluların ortaya çıkarılması amacıyla 6/1/2014 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak Genel Kurulun 7 Ocak 2014 Salı günkü birleşiminde okunmasına, görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

                                                                                                               07/01/2014

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Danışma Kurulunun 07/01/2014 Salı günü (bugün) yaptığı toplantısında, siyasi parti grupları arasında oy birliği sağlanamadığından, grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzük’ün 19’uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.

                                                                                                              Engin Altay

                                                                                                                   Sinop

                                                                                                   CHP Grup Başkan Vekili

Öneri:

Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar ve arkadaşları tarafından, 06/01/2014 tarihinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına "17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonu sonrasında gelişen olayların araştırılarak sorumluların ortaya çıkarılması" amacıyla verilmiş olan Meclis Araştırma Önergesinin (1231 sıra no.lu) Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak 07/01/2014 Salı günlü birleşimde sunuşlarda okunması ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılması önerilmiştir.

BAŞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi Grubu önerisinin lehinde ilk söz, Aydın Milletvekili Sayın Metin Lütfi Baydar.

Buyurunuz. (CHP sıralarından alkışlar)

METİN LÜTFİ BAYDAR (Aydın) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 17 Aralık operasyonu sonrası yaşanan gelişmelerde iktidar yetkililerince “uluslararası komplo”, “kumpas”, “maşa”, “taşeronlar”, “çete” gibi sözcükler ile “devlet içinde devlet”, “paralel devlet”, “iç mihraklar”, “dış mihraklar”, “global güçler” kavramları oldukça fazla dile getirilmiştir. Hükûmetinizi ve devletimizi tehdit eden, komplo kuran, paralel devlet oluşturan bu iç ve dış mihraklar, global güçler, çeteler, taşeronlar kimlerdir? Bu mihraklar devlet içinde devlet kurarken neredeydiniz; tatilde miydiniz, yolluk ve yevmiyeli yurt dışı gezide miydiniz yoksa sizi kandırdılar mı? Günde 5 vakit 25 televizyon kanalından yaptığınız canlı yayın sırasında mı ele geçirmişler devleti? 2 iç mihrak toplamı 1 komşu dış mihrak eder mi? Bunların açıklanmaya ihtiyacı vardır.

Vatandaşın bize sorduğu bizim de sizden sormamızı istediği bazı soruları şimdi sormak istiyorum: Özgül ağırlığını önemseten duygular içerisinde olan iktidar sözcüsünün söylediği gibi, yargıda yapılan atamalar sonrası “Güzel Allah’ım verdikçe veriyor.” diyen sizler değil misiniz?

Ağlayan ifadelerle kameralar karşısına geçip “Bana suikast yapacaklardı.” diyerek, kozmik odayı basarak devletin bütün gizli bilgilerini deşifre eden yargıya destek veren sizin bu sözcünüz ve sizler değil misiniz?

Türkiye Cumhuriyeti Genelkurmay Başkanı terör örgütü üyesi sıfatıyla içeri atılırken bağımsız yargıya karışılamayacağını açıklayıp, şimdi ise, yargının gizli bir yapılanma içinde olduğunu söyleyen sizler değil misiniz?

İki günlük gazete kâğıtlarına sarılı hâlde bulunan kullanılmış mühimmat parçalarını delil gösterip içeri atılanların seslerini duymayan, görmeyen, konuşmayan sizler değil misiniz?

İfade vermek için yurt dışı görevlerinden koşa koşa gelen askerlerimizi, istihbaratçılarımızı, öğretim görevlilerimizi içeri tıkanlara ses çıkarmayan sizler değil misiniz?

Karaciğer kanseri hastalığı belgelenen, onlarca heyet raporuna rağmen hâlâ içeride suçunun ne olduğunu bilmeden yatan Profesör Doktor Fatih Hilmioğlu’nun tahliye edilmesi için kılını bile kıpırdatmayan, vicdanı sızlamayan sizler değil misiniz?

Yıllarca mağdur edebiyatı yapıp “Bize fişleme yapılıyor.” diyerek fişlemelerin babasını yapanlar sizler değil misiniz?

Vücudunun parçalarını Türk vatanı için bırakmış askerlerimizin yapılan haksızlara dayanamayıp beylik tabancalarıyla yaşamlarına son vermelerine neden olan, sizlerin ordumuza yapılan suçlamalar karşısındaki suskunluğunuz değil mi?

Ergenekon, Balyoz, amirallere suikast, askerî casusluk gibi aslında olmayan yapıları olmuş gibi ortaya çıkaran, suçlayan, yargılayan, hapse atan sonra da geri adım atıp bir pazarlık gibi, bir lütuf gibi dışarıya çıkarmaya çalışan sizler değil misiniz?

Gezi olayları sırasında “Camide içki içildi.” yalanına tutunup meydan meydan gezen, halkı galeyana getirip anlatan, “Görüntüleri yayınlayacağız.” diyen, nedense bir türlü yayınlamayan sizler değil misiniz?

Suriye sınırında yakalanan tırdaki silah ve mühimmatı “Suriye’deki Türkmenlere gönderiyoruz.” diye açıklama yapan İçişleri Bakanına cevap veren Suriye’deki Türkmenlerin “Bugüne kadar Türkiye’den hiçbir yardım almadık.” açıklaması sonrası dut yemiş bülbüle dönen sizler değil misiniz?

Türk Silahlı Kuvvetlerinin resmî olarak yaptığı kayıt altında olan sivil kamyonlarla mühimmat taşınması işini tüm kanallara, devletin kanalına canlı yayın yaptırarak orduya iftira atan, kumpas kuran ama içi silah, mühimmat dolu tırları Suriye’deki şeriatçı yapılara, El Kaide’ye MİT eliyle gönderip bunları aramak isteyen savcıyı tehdit eden, bağımsız yargıya valilik yazısıyla müdahale eden, o bölgedeki tüm emniyet  mensuplarının yerlerini değiştiren sizler değil misiniz?

Aydınlarımızın, gazetecilerimizin, öğretim görevlilerimizin, askerlerimizin, emniyetçilerimizin evlerine, ofislerine düzmece CD’ler, belgeler, flaş diskler koyan, sonra bunlar üzerinden iddianame hazırlayan emniyet ile yargıya destek veren sizler değil misiniz?

Sabah saat beşte vatandaşlarımızın evini basan, eşinin, çocuğunun yanından yaka paça gözaltına alan, aldıran kurumlara ses çıkarmayan, “Elbette olacak.” deyip 17 Aralık sabahı bakan çocuklarının evleri basılınca “Böyle şey olur mu?” diyenler sizler değil misiniz?

Kahraman Albay Mustafa Levent Göktaş’ın avukatlık ofisinde bulunan 51 numaralı DVD’nin polis tarafından konulduğu kanıtlanmasına rağmen gıkını çıkartmayan, bakan çocuklarının odalarından para sayma makineleri çıkınca makineyi polisin koyduğunu iddia eden sizler değil misiniz?

Halkbank Müdürünün evinden ayakkabı kutuları içinde çıkan 4,5 milyon doları ilk önce “İmam hatip yaptıracaktık.” deyip sonra Makedonya’daki Balkan Üniversitesine bağış için toplanan para olduğunu söyleyen, Balkan Üniversitesi Rektörünün “Bizim böyle bir paradan haberimiz yok.” açıklaması sonrası yine çevirip “Polis koydu.” iddiasında bulunan sizler değil misiniz?

Subaylarımızın, aydınlarımızın, gazetecilerimizin onlarca polis tarafından itilip kakılıp gözaltına alınmasından utanmayıp bakan çocuğunun koluna polisin elini bile değdirtmeyen sizler değil misiniz?

Gezi Parkı olaylarında ölen evlatlarımız için bir kelime bile söylemeyip, kilometrelerce uzaklıkta ölen birisi için ağlama programları yaptırıp; daha ne anlama geldiğini çözemediğimiz Mısır tarafından yasaklanan bir işareti, ortaya saçılan dolarları, euroları, Türk liralarını kapatmak için kullanan sizler değil misiniz?

Yıllarca hizmet aşkıyla yanıp tutuşan dostlarınıza bir anda sırt çevirip inlerine gireceğinizi söyleyenler sizler değil misiniz?

Çocukları tutuklanan ve soruşturmada adı geçen bakanları ilk önce el üstünde tutan, sonra rahatlatmaları için istifa ettiren, görevden alınan bir bakanın “Başbakan da istifa etsin.” açıklamasını duymayarak “Çürük yumurtaları temizledik.” diyenler sizler değil misiniz?

Mahkemelerin amirallere suikast, casusluk davalarında vermiş olduğu arama, gözaltına alma ve tutuklama kararlarına harfiyen uyan, 17 Aralık operasyonu sonrasında ise Adli Kolluk Yönetmeliği’ni değiştiren, binlerce emniyet personelinin görev yerini değiştiren sizler değil misiniz?

Ayağa kalkmadığı için cezalandırıldığını söylediğiniz, şimdi ise milletin vekili olduğu hâlde hâlâ içeride tuttuğunuz “Kahraman Engin Alan Paşa’mızı nasıl dışarı çıkartabiliriz?” diyerek bugünlerde kara kara düşünen sizler değil misiniz?

12 Eylül referandumunda sizlere ölümüne destek veren hizmete karşı iktidar sözcüsünü  Pensilvanya’ya gönderip “Hocamızın bir isteği var mı?” diye sordurtan, şimdi kalkıp “Yargıtaydan bir dosya Pensilvanya’ya gitti.” diyerek yargıyı suçlayan sizler değil misiniz?

Değerli milletvekilleri, yolsuzlukları yok edeceklerini söyleyenler, “Hortumları keseceğiz.” diyenler aslında hortum yerine boru döşediklerinin; milletin karşısına ak çıktıklarını söyleyenlerin, Türkiye’yi karanlığa götürdüklerinin ortaya çıkış tarihidir 17 Aralık.

Değerli milletvekilleri, gerçekleri öğrenmemiz için çürük yumurta durumuna düşmemeniz; “Yasama da benim, yürütme de benim.” diyerek kuvvetler ayrılığı ilkesini yok sayanlara yasama erkinin ne demek olduğunu hatırlatmanız; meselenin ehlinamus olmak mı yoksa ehlinamus görünmek mi olduğunu tespit etmek; hırsızlığın babadan mı oğula yoksa oğuldan mı babaya geçtiğinin incelenebilmesi; “Allah’ın ipine sarılın.” diyenlerin aslında euro ve dolar ipine nasıl sarıldıklarının ortaya çıkarılabilmesi; kendilerine yönelik ciddi iddialara maruz kalan ve istifa etmek zorunda kalan bakanların hakkındaki fezlekelerin bir an önce Meclise gelip görüşmelerinin yapılabilmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin tarihe not düşebilmesi ve tertemiz bir Türkiye’nin yaratılabilmesi için vermiş olduğumuz bu Meclis araştırması önergesine desteklerinizi bekliyor, hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Baydar.

Cumhuriyet Halk Partisi Grubu önerisinin aleyhinde İstanbul Milletvekili Sayın Metin Külünk. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Buyurunuz.

METİN KÜLÜNK (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisinin vermiş olduğu grup önerisi hakkında AK PARTİ Grubu adına önerinin aleyhinde söz almış bulunmaktayım. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Ana muhalefet partisi ne öneriyor? 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonu ardına gizlenmiş, bu ülkenin millî devlet yapısına yönelik, darbe girişimine yönelik olarak atılmış bu adımın ardından gelişen olayların araştırılması ve ortaya çıkarılması için Meclis araştırma komisyonu kurulması öneriliyor. Gerekçesinde de şu ifade ediliyor: “Operasyon sonrasında Hükûmet tarafından ve özellikle Başbakan tarafından yasama, yürütme ve yargı erklerinin bağımsızlığına gölge düşürecek niteliğe ulaşılmıştır.” Sonuç olarak CHP diyor ki: Yürütme erki diğer erklere, özellikle de yargı erkine göre üstün konuma gelmiştir. Bu sebeple yasama erki olarak bir araştırma komisyonu kuralım ve bağımsız olması gereken yargı erki ve mahkemelere yön verelim. Yani yasama erkini yürütme ve yargı erkine müdahale aracı olarak kullanalım. Böyle bir anlayışla Meclis araştırma komisyonu kurulabilir mi? Soruyorum sizlere. Peki, diyelim ki bu komisyon kuruldu, mahkemeye intikal etmiş soruşturma konusu dosya, yargılama aşamasında olan bu dosyalar ve davalar hakkında kurulacak olan Meclis araştırma komisyonu ne yapacak? Oluşturulacak komisyon mahkeme karar vermeden önce çalışmasını sonuçlandırıp raporunu ortaya koyarsa mahkeme bu sonuçlardan olumlu ya da olumsuz etkilenmeyecek mi? Peki, yürürlükte olan Anayasa’mızın 138’inci maddesi ne diyor? “Hâkimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler.”

TANJU ÖZCAN (Bolu) – İlk kez mi oluyor Metin Bey?

METİN KÜLÜNK (Devamla) – Ve sayın milletvekilleri, devam ediyor, burası çok önemli; “Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz.”

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – “Başbakan hariç” mi diyor?

METİN KÜLÜNK (Devamla) – Cumhuriyet Halk Partisi Anayasa’nın 138’inci maddesinden galiba haberdar değil.

ORHAN DÜZGÜN (Tokat) – Meclis Başkanı söyledi onun öldüğünü.

METİN KÜLÜNK (Devamla) – Değerli milletvekilleri, “Anayasa” diyeceksiniz, “hukuk” diyeceksiniz, “erklerin bağımsızlığı” diyeceksiniz sonra gelip Türkiye Büyük Millet Meclisinde Anayasa’nın 138’inci maddesini alenen ihlal eden önerge vereceksiniz. Buna da, sözde “Adaletin ve hukukun tecellisi için yapıyoruz.” diyeceksiniz. Bu millet böyle Şark kurnazlıklarını bugüne kadar yutmadı, bugün de yutmayacak değerli arkadaşlar.

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Meclis Başkanını dinlemiyor musun?

METİN KÜLÜNK (Devamla) - Ancak, bu yollara, bir ülkenin iddia sahibi olması gereken ana muhalefet partisinin başvurması doğrusu çok düşündürücü.

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Hassas, hassas konu.

METİN KÜLÜNK (Devamla) – Zaten, ana muhalefet partisi görevini hakkıyla yerine getiremediği için Parlamento dışında değişik kurumların başlarında ve dün siyasetin dışına itilmek isteyenlerin ne kadar irade koyup sürece dair bir ana muhalefet hareketi gibi tavır koymasından anlaşılmaktadır.

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Sen besledin, sen besledin onları!

METİN KÜLÜNK (Devamla) – Millete bir şey vadedemeyen, güven vermeyen, iddiası ve inandırıcılığı olmayan CHP’nin iktidar olmak istediğinden ben şahsen şüphe ediyorum.

AHMET DURAN BULUT (Balıkesir) – Siz onları iktidar yapın.

METİN KÜLÜNK (Devamla) – Hiç emin değilim iktidar olmaktan… Zaten de bir anlamda iktidardan kaçmak için bütün bu tavırların içerisine giriyorsunuz. Çünkü bu milletin zamanın ruhuna uygun “Büyük Türkiye” idealini gerçekleştirecek iddiayı kendinize çok fazla elbise olarak biçemiyorsunuz.

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Kutu bile alamamışız! Bir kutumuz bile yok!

METİN KÜLÜNK (Devamla) – Çünkü planınız yok, projeniz yok, bir gelecek tasavvurunuz yok.

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Bir kutumuz bile yok, bir kutumuz bile yok!

METİN KÜLÜNK (Devamla) – “Bağımsız  bir Türkiye” hayaliyle millet iradesine, sandık iradesine saygınız yok.

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Para makinemiz de yok, kutumuz da yok.

METİN KÜLÜNK (Devamla) – Peki, ne var ana muhalefet partisinde? Sabırla dinlerseniz, bakın ne var? Bir: Gezicilerin arkasında kuyruk olmak var.

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Onur duyarız.

METİN KÜLÜNK (Devamla) – İki: Türkiye’ye operasyon yapmak isteyenlere alkış tutmak var.

Üç: Sermaye ve faiz lobisinin dümen suyuna girmek var.

Dört: Polise küfretme, kamu düzenini bozma, bozanları teşvik etmek var.

ORHAN DÜZGÜN (Tokat) – Siz yapıyorsunuz. Kaç polisi görevden aldınız?

METİN KÜLÜNK (Devamla) – Diktatörlere ve darbecilere selam vermek var.

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Daha dün gece 800 polisi görevden aldınız.

METİN KÜLÜNK (Devamla) – Amerika’nın sokaklarından, lobilerden iktidar arama talebi var.  Kendi genel kurullarında onayladıkları ihraç ettiklerinden iktidar devşirme talebi var. Yavaş yavaş dönüşen, kendi duruşunu ve ideolojisini bile belirleyemeyen, güller açan, ortaya karışık bir ana muhalefet partisi var. Şimdi de maalesef paralel devlet anlayışından medet uman, “Acaba buradan bir iktidar çıkarabilir miyiz?” diyen bir CHP var.

Değerli milletvekilleri, bu ülke 17 Aralık darbe girişimiyle son iki haftada döviz-faiz-borsa ekseninde yaşananlardan dolayı 120 milyar lira zarara uğratılmıştır; mutlu musunuz?

ORHAN DÜZGÜN (Tokat) - Onlara söyle, kutuları dolduranlara söyle onu.

TANJU ÖZCAN (Bolu) – Ayakkabı kutularını dolduranlara…

METİN KÜLÜNK (Devamla) - İnanıyorum ki hiçbiriniz bu fotoğraftan mutlu değil. Her ülkede görülebilecek hukuki bir soruşturma gizlilik ilkesi ihlal edilerek sansasyonel bir operasyona dönüştürülmüştür. Soruşturmanın gizliliği ihlal edilmiş, Başsavcının ve hâkimin görmediği bilgi ve belgeler basına sızdırılarak bu darbe girişiminin psikolojik harekât yöntemleriyle halk nezdindeki adımı atılmıştır.

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Ee, etme bulma dünyası! Etme bulma dünyası!

METİN KÜLÜNK (Devamla) - Karşımızda hukuki bir süreç değil, seçimle, sandıkla iş başına gelmiş bir iktidarı darbe girişimiyle alaşağı etme talebi vardır.

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Bu yağmur herkesin üzerine yağar.

METİN KÜLÜNK (Devamla) - Buna asla müsaade etmedik, etmiyoruz, etmeyeceğiz de.

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Etme bulma dünyası! Alma mazlumun ahını!

METİN KÜLÜNK (Devamla) - Saygıdeğer milletvekilleri, operasyonun hedefi çözüm sürecini akamete uğratmaktır, operasyonun hedefi Türkiye’ye ikinci bir Sevr’i dayatmaktır, operasyonun hedefi millî devleti yok etmektir, operasyonun hedefi yeni Türkiye’dir.

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Hurma, hurma meselesi, hurma!

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Götür malı. 

METİN KÜLÜNK (Devamla) - Bakınız, ey CHP, şimdi size sesleniyorum…

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Hadi bakalım.

METİN KÜLÜNK (Devamla) - İstiklal Savaşı’nı yapan, cumhuriyeti kuran kadronun ruhunu muazzep ediyorsunuz. Nasıl Sevr alelade bir anlaşma değilse 17 Aralık da herhangi bir soruşturma değildir. Küresel sermayenin millî devlet çatışmasıdır; bu coğrafyada devam eden küresel sermaye ile millî devlet mücadelesinin bir karşılığıdır 17 Aralık darbe girişimi.

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Allah Allah!

METİN KÜLÜNK (Devamla) - Açılım politikalarıyla ikinci Sevr’i saf dışı bırakan siyasi akla 17 Aralık darbesiyle yeni bir Sevr dayatılmak istenmektedir. Bu millet yine Kuvayımilliye ruhuyla ayaktadır, bu operasyonu da boşa çıkarmıştır.  (CHP ve MHP sıralarından “Vay vay vay, bravo” sesleri, alkışlar[!])

Ey CHP, gelişmeleri okuyamamakla olup bitenleri anlamlı bir çerçeveye oturtamayarak İstiklal Savaşı şehitlerine ve Mustafa Kemal’e haksızlık ediyorsunuz. Doksan yıllık Cumhuriyet Türkiyesi’yle geldiğimiz aşama Mustafa Kemal’in söylediği muasır medeniyet seviyesinin son aşamasını zorlamaktır. (CHP sıralarından “Vay vay” sesleri, alkışlar [!])” O hedef, muasır medeniyetler seviyesinin ardından küresel güç olacak Türkiye hedefidir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – “Tek yol devrim” diye çıkarsınız!

METİN KÜLÜNK (Devamla) - Lakin lafın tamamı adama anlatılmaz, içinde bulunduğumuz durum size her şeyin tek tek teferruatıyla anlatılmasını gerektiriyor ne acı ki. Muasır medeniyet seviyesine ulaşmak, ulaştıktan sonra bu seviyenin aşılması var. AK PARTİ iktidarı bu seviyeyi aşmanın sancılarıyla doludur.

1920’li yıllarda bu ülkede bakanlıklar inşaatında kullanılacak kireç bulunamıyordu, o günden bugüne geldik. Bugüne kadar emeği geçen herkesi saygıyla ve rahmetle anıyoruz.

İDRİS YILDIZ (Ordu) – Bugünden Allah razı olsun!

METİN KÜLÜNK (Devamla) - Türkiye, Başbakanın çalışma ofislerinin bile dinlenildiği bir müstemleke devleti değildir, devletle paralel yapının kaldırılması Sayın Başbakanımızın dile getirdiği gibi ikinci kurtuluş savaşıdır. (CHP ve MHP sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar[!])

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Bir kutu daha bulsan “Tek yol devrim” diye…

METİN KÜLÜNK (Devamla) - Bu paralel yapının yaşamlarını, sağlıklarını, aile huzurlarını, itibarlarını ve haysiyetlerini darmadağın ettiği herkese sesleniyorum, Türkiye’mizde garip şeyler oluyor endişesine kapılanlara sesleniyorum: Başta Sayın Başbakanımız olmak üzere AK PARTİ iktidarı dimdik ayaktadır, gelişmelere hâkimdir, ikinci kurtuluş savaşını da bu millet Allah’ın izniyle kazanacaktır. (CHP ve MHP sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar[!])

Saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

ENGİN ALTAY (Sinop) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Buyurun Sayın Altay.

Ben gürültünün kesilmesini bekledim de…

ENGİN ALTAY (Sinop) – Üç dakika rica etsem olur mu?

BAŞKAN – Yok, onu yapamam ama maalesef. Şimdi, açmadan evvel önce bir gürültünün kesilmesini bekleyelim, zaten süreniz iki dakika olduğu için.

Sayın milletvekilleri, lütfen, Sayın Grup Başkan Vekili konuşacak.

Buyurunuz.

IX.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR

1.- Sinop Milletvekili Engin Altay’ın, İstanbul Milletvekili Metin Külünk’ün CHP grup önerisi üzerinde yaptığı konuşması sırasında Cumhuriyet Halk Partisine sataşması nedeniyle konuşması

ENGİN ALTAY (Sinop) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Allah hiçbir siyasetçiyi Meclis kürsüsünde biraz önceki sayın vekilin içinde bulunduğu hâl içine düşürmesin, önce bunu temenni ediyorum bir.

(CHP sıralarından "Amin" sesleri, alkışlar)

İkincisi: Sayın vekil bize Anayasa 138’i hatırlattı ama sayın vekil, 17 Aralık operasyonunun -asrın, tarihin en büyük yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun- adli sonuçları da var, ekonomik sonuçları da var, siyasi sonuçları da var. Biz verdiğimiz  önergeyle sizin devleti ne kadar kirlettiğinizin araştırılmasını istiyoruz, önce onu söyleyeyim. (CHP sıralarından alkışlar)

Şimdi, siyasi partiler birbirini eleştirir, eder. Biraz önce Cumhuriyet Halk Partisiyle ilgili söylediğiniz çok gayrietik, çok yakışmayan, ilkokul çocuklarının ağzına yakışmayan lafları size iade ederim. Ama ben buradan yüzlü yüzlü derim ki: Sizin içinizden çıkan Hükûmet hukuken zanlıdır, siyaseten kirli bir Hükûmettir. (CHP sıralarından alkışlar)

Ben bu kürsüde sordum, sizin partinize mensup, eski bakan da buradan kaça kaça gitti, şimdi yine soruyorum: Egemen Bağış, 1,5 milyon dolar rüşveti aldın mı, almadın mı? Egemen Bağış’ın yüreği yetiyorsa gelsin bu kürsüye almadım desin, almadım desin.

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) – Kürsüden konuştu ya, kürsüden cevap verdi. “Başımız dik alnımız ak” dedi, duymadın mı? Sen yok muydun?

ENGİN ALTAY (Devamla) – Ben bu kürsüden Halk Bankası Genel Müdürünün evindeki 4,5 milyonu o eve, o ayakkabı kutularının içine küresel güçler mi koydu, ana muhalefet partisi mi koydu, kim koydu, bunun cevabını arıyorum.

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) – Konuşma yaptı burada, bütçede konuştu.

AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) – Şeytan koydu.

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) – Kürsüden cevap verdi.

ENGİN ALTAY (Devamla) – Milletvekili olarak bunun cevabını aramak benim görevimdir, Sayın Milletvekili.

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) – Ya, kürsüden konuştu duymadınız mı? Kürsüden konuştu.

ENGİN ALTAY (Devamla) – Sizin şu işte söyleyecek bir tek lafınız yok.

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Kuvayımilliye yaptı!

ENGİN ALTAY (Devamla) – Bu konuda buraya gelip, konuşup da daha çok batmayın, daha aciz bir hâl içine burada girmeyin, size de yazık. Ben bu grupta haramdan sakınan birçok milletvekili olduğunu biliyorum. Bu gruptaki milletvekillerinin belki de büyük çoğunluğunun…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ENGİN ALTAY (Devamla) – …siyaseti kendisi için değil millet için yaptığını biliyorum ama bu Parlamentoda, bu Hükûmette siyaset üzerinden zenginleşen Başbakan dâhil birçok insanın olduğunu da biliyorum.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Eyvah, eyvah!

ENGİN ALTAY (Devamla) – Bence gene Başbakanın tabiriyle, edep yahu, edep! Size ancak bu söylenir. (CHP sıralarından alkışlar)

METİN KÜLÜNK (İstanbul) – Sayın Başkan…

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Kalpak vereyim mi, kalpak?

BAŞKAN – Yalnız, cevap verilmesine sebep olacak bir konuşma yapmayın lütfen.

Buyurun.

2.- İstanbul Milletvekili Metin Külünk’ün, Sinop Milletvekili Engin Altay’ın sataşma nedeniyle yaptığı konuşması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

METİN KÜLÜNK (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sizleri tekraren saygıyla selamlıyorum.

Keşke buraya gelen sayın grup başkan vekili, benim siyaset okumam üzerinden konuşabilseydi. Cümleler arasına sıkıştırdığı “aciz, ilkokul talebesi” üslubuna cevap vermeye dahi layık görmüyorum.

AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) – Vah, vah, vah!

METİN KÜLÜNK (Devamla) – Ardından da keşke AK PARTİ’nin Türkiye’yi, on bir yılda devlet felsefesini nasıl dönüştürdüğünü tarihe bakarak anlayabilseydiler ve bunun için de Cumhuriyet Halk Partisinin tarihi üzerinden bir okuma yapabilseydiler.

AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) – Cumhuriyet Halk Partisinin tarihi çarpar seni, çarpar!

METİN KÜLÜNK (Devamla) – Bakın, burası Parlamento, burası bir anlamda entelektüel tartışmaların merkezi, burada böyle seviyesi düşük, birbirimizi itham ve ilzam edecek üslubu ne ben size yakıştırıyorum ne de kendime yakıştırıyorum. Ancak benim, Cumhuriyet Halk Partisinin durduğu aklı bu kürsüden sorgulama hakkım var. Siz nasıl bizi sorguluyorsanız, bizim de bunu sorgulama hakkımız var, buna saygı duymak hepimizin ortak görevi.

Artı, AK PARTİ’nin başı diktir, AK PARTİ’nin yüreği aydınlıktır, AK PARTİ’nin bu ülkede başardıkları gelecek yüzyılın şekillenmesine dairdir. Bugünkü bu kavga da 2023’ten 2123’e taşınacak Türkiye’nin kavgasıdır. Birileri tekrar Türkiye’yi elimizden almak istiyor. Biz bu Türkiye’yi, aldığımız, millet olarak alıp bu noktaya getirdiğimiz Türkiye’yi…

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Kim almak istiyor, kim? Adını söyle, adını. Amerika mı, kim?

METİN KÜLÜNK (Devamla) – …bu ülkeye Sevr’i dayatanlara, bu topraklardaki Türklerin ve Kürtlerin kaderini birbirinden ayırmak isteyenlere teslim etmeyeceğiz diyor, saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Kime, kime?

ENGİN ALTAY (Sinop) – Sayın Başkan, yani seviye düşüklüğünden bahsetti. Şimdi seviyeyi yükseltiriz.

BAŞKAN – Buyurun.

3.- Sinop Milletvekili Engin Altay’ın, İstanbul Milletvekili Metin Külünk’ün sataşma nedeniyle yaptığı konuşması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

ENGİN ALTAY (Sinop) – Sayın Başkan, teşekkür ederim.

“Ortaya karışık ana muhalefet partisi” dersen, böyle bir saygısızlık yaparsan az bile söylerim sana. Neyse, ben seviyeyi biraz yumuşatayım, ortamı da yumuşatayım. Bir fıkra anlatmak istiyorum Sayın Başkan, bu fıkra bir cevaptır aynı zamanda.

Köyün birine bir hırsız dadanmış, köyün camisine dadanmış hırsız. Cemaat her namaza durup imam “Allahü ekber.” dediğinde, hırsız hemen hem caminin içinde hem köyde operasyon yapıyor, eline ne geçirirse çalıp çırpıyor. Bir gün, iki gün derken köylüler bir gün hırsızı yakalar. “Ne yapalım, nasıl bir ceza verelim?” derler ve ihtiyar heyeti bir karar verir uzun tartışmadan sonra. “Bu hırsızı camiye imam yapalım. Böylece önümüzde olur, namaz kıldırır, hırsızlık yapamaz.” derler. Güzel, hırsızı imam yaparlar. Köyden ayrılan bir vatandaş da uzun süre sonra köye geri döner ve meraken ilk karşılaştığı köylüye de “Ya şu bizim hırsız ne yapıyor? İmam olunca uslandı mı, hırsızlıkları bitti mi?” diye de sorar. “Ne gezer!” demiş arkadaşı. “İmamlığa devam ediyor ama hırsızlığı da sürdürüyor.” “Nasıl oluyor o?” “Allah’ı var, artık çalmıyor.” der. Allah’ı var, artık çalmıyor. “Hatta günde beş vakit ‘hırsızlık günahtır ey cemaat, aman ha!’ diye vaaz veriyor.” Köylü sorar: “Ee?” “İki tane adam tuttu, onlara çaldırıyor, malı götürüyor.” der.

Teşekkür ederim. Tablo budur. Tablo budur. (CHP sıralarından alkışlar)

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Nerede bu?

BAŞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi…

AHMET AYDIN (Adıyaman) –Sayın Başkanım...

BAŞKAN – Efendim?

ENGİN ALTAY (Sinop) – Ne var bunda? Bunda sataşmadan söz verilemez.

AHMET AYDIN (Adıyaman) – Sayın Başkanım, bu fıkrayı ne amaçla, kimi kastederek konuştu, söylesin efendim sayın grup başkan vekili.

ENGİN ALTAY (Sinop) – Ne alakası var? Fıkra anlattım ben kürsüde.

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Merak ettik, nerede olduğunu bile söylemedi.

BAŞKAN – Bir saniye, bir saniye…

Sayın Altay, diyor ki Sayın Aydın: “Bu fıkrayı kimin için, neyi kastederek anlattı?”

AHMET AYDIN (Adıyaman) – Kimi kastettiği…

ENGİN ALTAY (Sinop) – Sayın Aydın bunu bilmiyorsa burada boşuna oturuyor.

AHMET AYDIN (Adıyaman) – Öğrenelim, söylesin. Tamam, söyleyin. Hangi köyün imamıymış, onu söyleyin.

BAŞKAN – Buyurunuz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

4.- Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın, Sinop Milletvekili Engin Altay’ın sataşma nedeniyle yaptığı konuşması sırasında Adalet ve Kalkınma Partisine sataşması nedeniyle konuşması

AHMET AYDIN (Adıyaman) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Evet, Cumhuriyet Halk Partisi, Sayın Başbakanımızdan bazen iyi şeyler de öğrenebiliyormuş, “Edep yahu!” dediği gibi. Sayın Başbakanımız da bizler de her zaman bu ifadeyi kullanıyoruz.

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Evet, “terbiyesizler”i de kullanıyor ama.

AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) – Edep yahu! Edep!

AHMET AYDIN (Devamla) – İfadelerimizi kullanırken sözümüzün nereye gittiğini hepimizin çok iyi takdir etmesi lazım. O sözün altında kalmaması lazım. O sözün altında kimsenin kalmaması lazım.

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Çalarken de edepli olmak lazım.

AHMET AYDIN (Devamla) – Değerli arkadaşlar, sizler Çankaya’nın yamyamlarını unuttunuz herhâlde, değil mi?

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) – Doyuramadılar mı? Doymuyorlar hâlâ!

AHMET AYDIN (Devamla) – Unuttunuz herhâlde değil mi? Doyuramadı sizi değil mi?

Kusura bakmayın eğer bir hırsızlık varsa, eğer bir yolsuzluk varsa üzerine gidilmiyorsa, kim gitmiyorsa o namerttir! (CHP ve MHP sıralarından gürültüler) O şerefsizdir! Sonuna kadar hırsızlığın yolsuzluğun üzerine gidilecektir!

MUHARREM VARLI (Adana) – Kim gitmiyorsa namerttir!

ORHAN DÜZGÜN (Tokat) - Deniz Feneri hırsızları ne oldu, onu söyle!

AHMET AYDIN (Devamla) – Ama olmadığı hâlde de birileri bu şekilde isnatlarda bulunuyorsa da o da şerefsizdir! O da namussuzdur! O da ahlaksızdır!

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Mahdum ifade vermeye gitmedi ya!

AHMET AYDIN (Devamla) – Değerli arkadaşlar, mahkemeler, yargı işini yapacak ama bir “operasyon” adı altında da eğer milletin iradesi gasbedilmeye çalışılıyorsa da bu millet namusu bildiği iradesine sahip çıkacaktır. Siz ne yaparsanız yapın bu millet iradesine sahip çıkacaktır.

SEYFETTİN YILMAZ (Adana) – Yardımları açıklasanız!

AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) – Bakanlar nerede, bakanlar?

AHMET AYDIN (Devamla) – Ve bu manada bu siyasi suikasta da asla ve asla prim vermeyecektir.

Evet, yargı işini yapacak ama kusura bakmayın da siyaseti de gasbedemeyecektir, siyaset de işini yapacaktır. Siyaset, yapılan yanlışlara, hukuksuzluklara dur demek için vardır.

Dolayısıyla kim hukuksuzluğu yapıyorsa, kim hukuku çiğniyorsa, hukukçular da dâhil olmak üzere, siyaset bunun gereğini yapacaktır, millet adına yapacaktır. Yargı da, yasama da, yürütme de millet adına iş yapar. Milletin aleyhine kim ne iş yaparsa da buna hepimiz dur diyeceğiz diyorum.

Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Ahmet, mahdum ifadeye gidecek mi şimdi?

ENGİN ALTAY (Sinop) – Şimdi benim anlattığım fıkradan sebep bir üzerine alınma oldu, öyle anlıyorum ben.

Şimdi “Çankaya yamyamları” derken bizi mi kastettiniz?

AHMET AYDIN (Adıyaman) – Sizin belediye başkanınız söylemişti, Çankaya Belediye Başkanı söylemişti. Ben söylemedim efendim, Çankaya Belediye Başkanı söylemişti. Ben onları hatırlattım burada.

ENGİN ALTAY (Sinop) – İyi, o hiç değilse söylemiş.

BAŞKAN – Buyurun.

5.- Sinop Milletvekili Engin Altay’ın, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın sataşma nedeniyle yaptığı konuşması sırasında Cumhuriyet Halk Partisine sataşması nedeniyle konuşması

ENGİN ALTAY (Sinop) – Teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Çankaya Belediye Başkanı en azından müşteki olmuş. Böyle her kurumda, her ailede, her siyasi partide bu tür şeyler çıkar…

AHMET AYDIN (Adıyaman) – “CHP’lileri doyuramıyorum…”

ENGİN ALTAY (Devamla) – Otur yahu! Otur! Ayıp yahu! Otur! Ayıp, ayıp…

Şimdi, demek ki Çankaya Belediye Başkanı da birilerinden rahatsız olmuş, adam bunu söylemiş. Keşke o Çankaya Belediye Başkanı kadar olabilse Sayın Başbakan ve dese ki… Keşke Adnan Menderes kadar olabilse Sayın Başbakan, keşke Adnan Menderes kadar olabilse, oğluna ticaret yapma yasağı getirebilse ve oğluna “Oğlum, burası hukuk devleti, git mahkemeye, git savcıya ifadeni ver.” diyebilse…

AHMET AYDIN (Adıyaman) – Başbakan söyledi: “Evladım olsa bile affetmem.” dedi.

ENGİN ALTAY (Devamla) – Bir dur kardeşim.

Siz biraz önce dediniz ki: “Kim üstüne gitmiyorsa…” Siz söylediniz Sayın Başkan. (Gürültüler)

Başkan, kim konuşacak?

BAŞKAN – Vallahi öyle tercih ediyorsunuz.

ENGİN ALTAY (Devamla) – “Kim yolsuzluğun üstüne gitmiyorsa -yanlış duymadıysam- namussuz ve şerefsiz.” dediniz, doğru mu?

AHMET AYDIN (Adıyaman) – Doğrudur.

ENGİN ALTAY (Devamla) – Peki.

Şimdi, ben burada bir soru soruyorum: Ortada iddialar var, para kasaları var, para sayma makineleri var, paralar var, çil çil dolarlar var, milyarlık saatler var, ayakkabı kutuları var.

AHMET AYDIN (Adıyaman) – Yargı kararını verir.

ENGİN ALTAY (Devamla) – Ve siz, hepiniz, hepiniz değil, bir kısmınız, AKP Grubunun bir kısmı koro hâlinde “Büyük Türkiye'nin önünü kesmek için yapıldı.” diyorsunuz değil mi siz?

AHMET AYDIN (Adıyaman) – Evet ama “Yolsuzluğun üzerine gidilecektir.” diyor.

ENGİN ALTAY (Devamla) – Peki, ben de diyorum ki: Türkiye hukuk devletiyse, Necmettin Bilal Erdoğan’a bir mahkeme bir çağrı yapmış ise edep şunu gerektirir: “Git oğlum, ver ifadeni.” demeyi gerektirir. Edep bunu gerektirir.

Saygılar sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Birleşime on dakika ara veriyorum.

 

Kapanma Saati: 18.26
 

ÜÇÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 18.46

BAŞKAN: Başkan Vekili Meral AKŞENER

KÂTİP ÜYELER: Dilek YÜKSEL (Tokat), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 43’üncü Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.

VIII.- ÖNERİLER (Devam)

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)

3.- CHP Grubunun, Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar ve arkadaşları tarafından 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonu sonrasında gelişen olayların araştırılarak sorumluların ortaya çıkarılması amacıyla 6/1/2014 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak Genel Kurulun 7 Ocak 2014 Salı günkü birleşiminde okunmasına, görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)

BAŞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi Grubu önerisinin lehinde Antalya Milletvekili Sayın Mehmet Günal.

Buyurunuz. (MHP sıralarından alkışlar)

MEHMET GÜNAL (Antalya) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, maalesef, aradan önceki iktidar mensubu konuşmacılar on bir yıldır iktidar olduklarını galiba unutmuşlar. Ben hayretle izledim içeriği. Herkes tartışmaya cevabını verdi, ben de söyleyeceğim ama baştan şunu belirtmek istiyorum ki siz on bir yıldır iktidardasınız.

Şimdi, burada özellikle de Sayın Külünk “ikinci kurtuluş savaşı” falan dedi, birazdan geleceğim ama eğer on bir yıldır iktidardaysanız bu savaşı kime karşı vereceksiniz onu da anlayabilmiş değilim. Yani iktidarınız döneminde palazlanan, gerçekleşen bu işlerden hakikaten haberdar değilseniz zaten böyle bir şeyi konuşmanın bir anlamı yok, boşa iktidar olmuşsunuz, on bir yıldır haberiniz yok demektir.

Şimdi, değerli arkadaşlarım, bu olayın 2013 yılının değil, on bir yıllık AKP iktidarının da değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin en büyük rüşvet ve yolsuzluk operasyonu olduğu, iddianamede yer alan hususlar eğer gerçek çıkarsa çok net bir şekilde ortadadır. Ama bu ilk değil. Biliyorsunuz, daha önce üstü örtülen özelleştirme ihaleleri oldu, TÜPRAŞ, Türk TELEKOM, Galataport... Bunun üzerine Deniz Feneri Almanya’da yargılandı, burada üzeri örtüldü, aklandı. O zaman da yargı vardı, o zaman da hâkimler, savcılar vardı. Maalesef, bu yolsuzlukların üstü örtüldü, teftiş kurulları kapandı… Burada bütçe görüşmelerinde saatlerce tartıştık biliyorsunuz, AKP’nin Sayıştay denetiminden nasıl kaçtığını hep birlikte gördük. Neden? E, bir şey araştırıldığı zaman usulsüzlük, yolsuzluk ortaya çıkıyor. Bunun araştırılmasını önlemenin yolu da kanunlarla kurumları kapatarak, denetim yetkisini elinden alarak oluyor.

Şimdi, biz, esas itibarıyla masumiyet karinesine inanıyoruz. Suçsuzlukları ispat oluncaya kadar ya da suçlu oldukları ispat olununcaya kadar herkesle ilgili bir şey söylemek doğru değil ama ortada da görünen deliller var. Bunların soruşturulmasını engellemeyi anlamak da mümkün değil. Çok net bir şekilde yalanlanamayan, ortada görünen deliller var ki bu deliller ciddi bulunduğu için ilgili bakanlar görevlerinden alındı ya da istifa ettirildi ve şu anda yeni bir kabine oluşturuldu. Herhâlde hiçbir şey olmamış olsaydı dururlardı veya ilk anda en azından istifaları istenebilirdi.

Şimdi, değerli arkadaşlar, burada birkaç tane hususu dikkatinize sunmak istiyorum. Dedim ya, on bir yıldır bu devam ediyor diye. AKP hükûmetleri birtakım yasal çalışmalarla bu usulsüzlüklerin, yolsuzlukların altyapısını yaptılar. Bir iki örnek vereyim: Şu anda arkadaşlarımız yukarıda, Plan ve Bütçe Komisyonunda mevcut hâliyle 130 maddeye yakın, ekleneceklerle 150’yi geçecek bir torba kanun tasarısı daha görüşüyorlar. Onun içerisinde de bu söylediğim tipten öneriler, teklifler, tasarının içerisinde olan maddeler var. En önemlisi, Kamu İhale Kanunu’nda birçok madde değiştirildi, her şey istisna, muafiyet kapsamına alındı ve böylece usulsüzlüğün, yolsuzluğun önü açılmış oldu.

İkincisi: Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, TOKİ gibi kurumlara ve üstüne üstlük de Çevre ve Şehircilik Bakanlığına bugün gündemde olan imar planlarıyla  özel imar yetkisi verildi, belediyelerin üzerinde, kendiliğinden, kafasına göre bir imar yapma yetkisi verildi, imar planlarını tadil etme yetkisi verildi. Şimdi, bu da bu tip yolsuzlukların önünü açan bir düzenlemeydi, uyardık, olmadı.

Burada Halk Bankasıyla ilgili konuşulan, onun dışında 87 milyar eurodan bahsedilen şey sadece İran’a ambargonun delinmesiyle ilgili, altın ticaretiyle ilgili husus değil biliyorsunuz. Bunun içerisinde kara para aklama var, suçlamalar var. Burada biz terörün finansmanıyla ilgili, kara paranın önlenmesiyle ilgili kanun çıkardık mı? Çıkardık. Ama başka ne çıkardık? Bunu kolaylaştıran vergi barışı, varlık barışı gibi kanunlar da çıkardık. Kaynağını sormadan getirdiğiniz parayı yüzde 2 alıp, aklayacağız dedik. Şimdi, bunlar bu usulsüzlüğün önünü açmıyor mu? Kaynağını sormadan gelen para nereden geldi, ne kadar miktar geldi, kim getirdi? Sorduğumuz sorular havada kalmıştı. Maalesef bunlar uzun hikâyeler.

Bu bankalarla ilgili konuyu ayrıca gündeme getireceğim ama burada birkaç şeye daha değinmek istiyorum değerli arkadaşlar.

Kısacası, denetimden nasıl kaçtığımız ortadayken bunları engelleme şansımız yok. Soruşturulması, üzerine gidilmesi lazım.

Sayın Başbakan az önce Sayın Külünk’ün dediği gibi istiklal savaşı olarak nitelendiriyor. Hakikaten, bu yolsuzluğun üstünü örtmek için emniyetle, yargıyla başlattığınız savaşı nasıl istiklal savaşı olarak görüyorsunuz ben anlamadım. Kimin istiklali ya da kimin istikbali için bu savaşı yapıyorsunuz? Türk milletinin istiklali için çalışmadığınız ortada çünkü on bir yıldır bütün Türk milletinin istiklalini tehlikeye atan bölücü, parçalayıcı politikalar bu dönemde gündeme geldi. Habur’dan Oslo’ya uzanan ve en son şu anda Mecliste de devamını seyrettiğimiz birtakım senaryolar Türk milletinin istiklalini de, istikbalini de tehlikeye atan senaryolardı. Genel Başkanımız önceki hafta İzmir’de yaptığı konuşmada sormuştu: “Bu savaşın tarafları kim, kime karşı yapıyorsunuz? Böyle bir savaş nasıl olur? Burada istiklal ne anlama gelir? Örneğin, helale yüz çevirip haramın derin çukuruna düşmek istiklal mi, yoksa ikbal mücadelesi midir?” Bunları açık bir şekilde ortaya koymak lazım. Asıl, istikbalimizi gölgeleyen; varsa yerli, yabancı, iş birlikçi, kumpasçı, paralel, ne varsa bunları palazlandıran, bunları bu hâle getiren Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarıdır. On bir yıldır bunlar çıkmıştır. Burada, lütfen, eğer terör örgütüne… Türk milletinin istiklalini terör lobilerine, cinayet projelerine, illegal örgütlere, devlet içinde yuvalanan her neviden gruplara ikram eden, asıl bu “İstiklal mücadelesi yapıyorum.” diyen on bir yıllık AKP iktidarıdır.

Değerli arkadaşlar, burada, hukuki durumla ilgili birkaç şeyi dikkatinize sunmak istiyorum. Sayın Başbakanın çok çarpıcı cümleleri var bugün yaşadığımız garabetle ilgili. Sayın Genel Başkanımız bugün grup toplantısında değindiler, bir cümleyi sizin de dikkatinize sunmak istiyorum. Diyor ki Sayın Başbakan 13 Ocak 2009 tarihli Meclis toplantısında… Bugün mahkemeye sürekli müdahale ederek yargıyı yönlendirdiğini… HSYK’yla ilgili kanun tekliflerini, tasarılarını, Danıştayla ilgili tasarıları, teklifleri unutarak, bugün sanki orada bir paralel devlet varmış gibi söylüyor ama bakın 2009 yılında ne demiş: “Ortada devam eden bir dava, bir mahkeme süreci, devam eden bir soruşturma var. Savcılarımız, hâkimlerimiz tamamen bağımsız şekilde çalışmalarını yürütüyor. Süreç tamamen hukuk çerçevesinde, tamamen Anayasa ve ilgili yasalar çerçevesinde devam ediyor.” Bunu Sayın Başbakan söylüyor. Şimdi ne oldu? Şimdi ters döndü, bunlar paralel devlet oldu. Hukuk nereye gitti? Devamında da şöyle diyor: “Esasen Hükûmet olarak da, siyasetçiler olarak da, vatandaşlar olarak da bize düşen, hukuk kurallarının işlemesine yardımcı olmaktır.” Şimdi niye olmuyorsunuz? Kimin istikbali ve istiklali için mücadele ediyorsunuz? “Burada gerçekten de vahim iddialar vardır. Anayasa’mıza, yasalarımıza göre suç teşkil eden ithamlar vardır. Bu iddiaların peşine düşen, bu iddiaları aydınlatmaya çalışan bir hukuk sistemimiz var. Bırakalım yargı işlesin, bırakalım hukuk işlesin, bırakalım ak ile kara ortaya çıksın.” diyor Sayın Başbakan. Biz de onun bu sözlerine katılıyoruz ama bugün de bunu kabul etmesi gerektiğini söylüyoruz.

Şimdi, burada, değerli arkadaşlar bir taraftan hukukun üstünlüğünü savunurken, bir taraftan bu tip yaklaşımlarda bulunmak, emniyeti, savcıları, hâkimleri yer değişikliğine tabi tutmak, görevden almak ve “paralel devlet” olarak nitelendirmek doğru değil. Ha, orada varsa bir usulsüzlük onun da üstüne gidin, orada varsa farklı, Anayasa’ya, yasalara aykırı bir durum onun da üstüne gidin, üstünü örtmeyin, bizim buna itirazımız yok ama böyle bir ortamda olumsuzlukların üstünün örtülmesini ve hele hele kendisinin de itiraf ettiği gibi “Oğlumun üzerinden bana geliyorlar.” dediği imar usulsüzlükleri, vakıf yolsuzluklarının üstünün örtülmesini biz anlayamıyoruz.

Bir taraftan son, bu durumu düzeltmek için şu anda hukuk çalışmaları yapılıyor, bir taraftan “istiklal ve istikbal mücadelesi” diyorsunuz ama gerçekten istiklal mücadelesini yapan, bu memleketin istiklali ve istikbali için mücadele eden değerli milletvekilimiz, şu anda tutuklu bulunan Engin Alan’ın durumunu da burada istismar malzemesi yapıyorsunuz. Bunları anlamak mümkün değil. Hukuk devleti varsa herkes için eşit uygulanmak zorunda. Neden beklediniz, neden tutukluluk kararı çıkıncaya kadar beklediniz de bugün karıştırıyorsunuz? Lütfen Engin Alan Paşa’yı buraya karıştırmayınız. Sayın Genel Başkanımızın tabiriyle “şerefsizce yazılan, iğrenç bir senaryo”nun sonucunda içeride tutulan Engin Paşa’nın kendisi de bizatihi gönderdiği şeyde kendisinin bunlardan ayrı tutulması gerektiğini ve PKK’nın aklanmasına, İmralı canisinin affına yol açacaksa ömür boyu orada yatmayı tercih ettiğini söylemiştir.

Bizler bu yolsuzlukların üstünün örtülmesini istemiyoruz. Hukuk devleti varsa herkese eşit uygulansın, sonuna kadar gidilsin, Başbakan da olsa onun da sonuna kadar gidilsin diyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Günal.

Cumhuriyet Halk Partisi Grubu önerisinin aleyhinde Kırıkkale Milletvekili Sayın Ramazan Can.

Buyurunuz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Konuşmama başlarken, her şeyden önce beraatizimmet asıldır, onu beyan etmek istiyorum. Buna rağmen, kim yolsuzluk yaptıysa Allah onu kahretsin, çaldığı çırptığı varsa zehir ile zıkkım olsun. (MHP sıralarından “Amin! Amin!” sesleri)

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) – Beddua etme Ramazan!

RAMAZAN CAN (Devamla) – Ancak, yine özellikle söylüyorum ben: Beraatizimmet asıldır. Hak ettiği cezayı da herkes almalıdır. Hukuk devletinde hukuk kendi işini yapacak, siyaset de kendi işini yapacaktır. Hükûmet ve parti olarak bizler yolsuzluk yapanların karşısında olduk, olmaya devam edeceğiz. Sayın Başbakanımız “Eğer yolsuzluk yapan babamın oğlu da olsa, oğlum da olsa onun üzerine gideceğiz.” demiştir. Siyaseten de yapılması gerekenler yapılmış ve ilgili bakanlar, beraatizimmet asıl olmakla birlikte, görevlerinden istifa etmişlerdir. Ancak 17 Aralık operasyonu, “yolsuzluk” adı altında yapılan, millî iradeye ve Hükûmeti devirmeye yönelik bir operasyondur, demokratik açılım sürecine ve terörün çözümüne yönelik sürecin önünü kesmek için ulusal ve uluslararası bazı güçlerin yolsuzluk kılıfı altında yapmış oldukları operasyondur. 17 Aralık komplosunun Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve 30 Mart belediye seçimleri öncesinde Türkiye'nin yürüyüşünü durdurmaya yönelik bir hamle olduğunu herkes bilmektedir. On dört ay boyunca gizlenmiş ve 17 Aralıkta tüm emniyet ve adalet hiyerarşisi atlanarak siyasi mühendisliğe gidilmiş ve Türkiye'nin önü kesilmek istenmiştir.

Değerli arkadaşlar, yolsuzluk kisvesi altında yapılan aslında çok farklı boyutları olan bir operasyon, asla bir rutin hukuki işlem değildir. Hukuki operasyon zırhında, birbiri içerisine çok farklı siyasi hedeflerin konulduğu, siyaset mühendisliği projesidir.

Hazırlık tahkikatı gizlidir. Hazırlık tahkikatında deliller lehe ve aleyhe olmak üzere toplanır. Dosyaların gizli olması, hukukta, birincisi, soruşturmanın selameti açısından, ikincisi de şüphelilerin infaz edilmemesi açısından gereklidir. Ama bütün bu süreçlere, hukukun genel ilkelerine uyulmamıştır. Masumiyet karinesi açısından tahkikat gizli olmalıdır dedik. Bu süreçte buna uyulmamıştır. On dört aylık bir bekletme söz konusudur. Emniyetçe ve savcılıkça bilgi sızdırılarak operasyonun ikinci ayağı olan medya devreye sokularak toplumda Hükûmet ve AK PARTİ aleyhine yolsuzluk algısı işlenmeye çalışılmıştır. Savcı bununla da yetinmeyerek, âdeta basın açıklaması yaparak basına bildiri dağıtmıştır.

Böyle bir garabet, Allah aşkına, değerli milletvekili arkadaşlar, hiçbir hukuk devletinde olabilir mi? “İki dakika süren var, ifadeni ver, çık.”, “Efendiler seni kurtarsın.” demek hangi hukuk devletinde vardır? Diğer taraftan, farklı soruşturmaların tesirinin güçlü olması açısından aynı güne denk getirilmesi, maalesef yargıdaki belli bir grubun siyaset mühendisliğine soyunması anlamına gelmektedir.

“Operasyon hukuka aykırı bir şekilde başlamış ve aynı şekilde devam etmektedir ve masumiyet karinesi çiğnetilmiştir.” dedik. Hâlbuki, aslolan, öncelikle hukukçuların uyması gerekir hukuka. Yargının dışında olan eğer bir hukuksuzluk varsa yargı gereğini yapmalıdır ancak hukuk camiasında, yargı camiasında hukuksuzluk yapan varsa, siyasi mühendisliğe soyunan varsa yargı ve hukuk gereğini yapmalıdır. Yargı içerisinde yanlışlık yapan varsa dokunulmaz olmamalı, imtiyaz sahibi olmamalıdır. Diğer taraftan, HSYK bir  idari kuruldur, yargılama kurulu ve yargı makamı değildir. Buna rağmen, idari kurulun yürüyen bir davayla ilgili açıklama yapması Anayasa’mızın 138’inci maddesinin açıkça ihlalidir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bunu muhalefet partileri de bilir ki, AK PARTİ’nin varlık sebebi yolsuzluk, yasak ve yoksulluğa karşı çıkışıdır. Bu hukuk dışı operasyonla toplum vicdanında AK PARTİ aleyhinde yolsuzluk algısı medya üzerinden oluşturulmak istendi ancak toplum ve milletimiz oynanan oyunları gördü, fotoğrafın tamamına şahit oldu. 30 Martta sizler de göreceksiniz. Herkes hukuka uymalı, herkesten önce de yargı hukuka uymalı, asla tuz kokmamalı. Yargı, elindeki hukuk silahını siyaseten kullanmamalı.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 17 Aralık mühendisliği milletin Hükûmetini ve milletin iradesini hedef almıştır. 17 Aralık mühendisliği Türkiye ekonomisini, demokrasiyi, sandığı hedef almıştır; Türkiye’nin enerji yatırımlarını, Türkiye’nin aktif, onurlu dış politikalarını hedef almıştır. 17 Aralık mühendisliği, hangi partiye oy verirse versin, ayrım yapmaksızın milletimizi, milletimizin alın terini hedef almıştır. Yine, 17 Aralık mühendisliği Diyarbakır’da oluşan kardeşlik iklimini, susan silahları, gelmeyen şehitleri, ölüleri, çözüm sürecini, kardeşliğimizi, millî birlik ve beraberliğimizi hedef almıştır.

Yargı ve emniyet üzerine çöreklenmiş bir yapı, aldığı talimatlarla Türkiye’nin istikrarına, güven ortamına, Türkiye’nin büyüyen ekonomisine ve kardeşliğine suikastta bulunmuştur, hatta çöreklenmiş bu yapı egemenliği milletten alıp yargıya devretmek için kirli tuzaklar kurmuştur. Hâlbuki bu tuzaklara gerek yoktur. Demokraside millet getirir, millet götürür. Önümüzde 30 Mart seçimleri, bir yıl sonra cumhurbaşkanlığı seçimleri ve bir yıl sonra genel seçimler var. Eğer millet memnun değilse iktidarı görevden alır, son söz milletindir. Millet bize destek oldukça biz de bu emaneti kimseye yedirmeyeceğiz. Yeni Türkiye’de hükûmetleri sadece millet işbaşına getirir, sadece millet görevden alır; birtakım kurumlar içindeki illegal yapılar asla değil.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; medya, geçmişte yaptığı gibi, millete, siyasete yön vermiştir ama artık asla veremeyecektir. Sermaye, geçmişte yaptığı gibi, Hükûmet kurmuş, asla kuramayacaktır bugün. Uluslararası şer odakları, geçmişte olduğu gibi, içerideki hain taşeronları kullanarak ülkemizi ameliyat edemeyeceklerdir. Biz buna asla fırsat vermedik, vermeyeceğiz. Eski Türkiye’nin alışkanlıkları artık geri gelmemek üzere tarihe geçmiştir. Yeni Türkiye’de egemenlik milletindir, söz de karar da yetki de milletindir. Çözüm süreci, bu saldırı ve sabotajlara rağmen güçlü bir şekilde gelişecek, kardeşliğimiz pekişecek, millî birlik ve beraberliğimiz güçlenmeye devam edecektir.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; operasyonun hedefi yolsuzlukla mücadele değil, millî iradeye operasyondur; Hükûmeti devirmeye yönelik bir operasyondur; 30 Mart seçimlerine, cumhurbaşkanı seçimlerine yönelik operasyondur. Hukuki olmadığını, bu operasyonların siyasi olduğunu vatandaşımız da biliyor. Bu nedenle sandıkta, 30 Martta da buna vereceği cevaptan şüphemiz olmadığını tekrar beyan ediyorum.

Ülkemizin dünyanın sayılı ekonomilerinden biri olması, 2023 vizyonundan, terörün çözümüne yönelik atılan adımlardan, mazlum ülkelerin temsilcisi olmamızdan, dışarıda itibar kazanmamızdan, millî gelirimizin artmasından, şehitlerin gelmemesinden kim memnun değilse operasyonun arkasında onların olduğu da açıktır. Demokratik açılım sürecinin önünü kesmek için ulusal ve uluslararası bazı güçler devreye girmiştir.

Değerli arkadaşlar, hiç kuşkunuz olmasın, yeni Türkiye, 2023, 2053 ve 2071 hedeflerine, büyük Türkiye idealine el birliğiyle yürüyecek, âdeta koşacaktır. Milletimizin hayır dualarıyla kurulmuş devletimizin aydınlık yarınlara doğru koşmasına siyaset mühendisleri asla engel olamayacaktır ve buna milletimiz karar verecektir diyor, Genel Kurulu tekrar saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Cumhuriyet Halk Partisi Grubu önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.

Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.

4.- AK PARTİ Grubunun, gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmında bulunan 520, 455, 63 ve 377 sıra sayılı kanun tasarılarının bu kısmın 3, 4, 5 ve 6’ncı sıralarına alınmasına ve diğer işlerin sırasının buna göre teselsül ettirilmesine ilişkin önerisi

                                                                                                                 7/1/2014

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Danışma Kurulunun 7/1/2014 Salı günü (bugün) yaptığı toplantıda siyasi parti grupları arasında oy birliği sağlanamadığından, İç Tüzük’ün 19’uncu maddesi gereğince grubumuzun aşağıdaki önerisinin Genel Kurulun onayına sunulmasını arz ederim.

                                                                                                             Ahmet Aydın

                                                                                                                Adıyaman

                                                                                              AK PARTİ Grup Başkan Vekili

Öneri:

Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmında bulunan 520, 455, 63 ve 377 sıra sayılı kanun tasarılarının bu kısmın 3, 4, 5 ve 6’ncı sıralarına alınması ve diğer işlerin sırasının buna göre teselsül ettirilmesi önerilmiştir.

BAŞKAN – Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu önerisinin lehinde ilk söz, İstanbul Milletvekili Sayın Tülay Kaynarca’ya aittir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Buyurun.

TÜLAY KAYNARCA (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Adalet ve Kalkınma Partisi grup önerisi üzerinde söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, AK PARTİ grup önerimiz, gündemde görüşülmesi öngörülen kanun tasarı ve teklifleriyle ilgilidir.

Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmında bulunan 520, 455, 63 ve 377 sıra sayılı kanun tasarılarının, bu kısmın 3, 4, 5 ve 6’ncı sıralarına alınması ve diğer işlerin sırasının buna göre teselsül ettirilmesi önerilmiştir.

Değerli milletvekilleri, görüşülmesini önerdiğimiz uluslararası sözleşmelerde ise şunlar yer alıyor: Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Japonya Hükümeti Arasında Nükleer Enerjinin Barışçıl Amaçlarla Kullanımına Dair İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı; diğer uluslararası sözleşme ise Nükleer Maddelerin Fiziksel Korunması Sözleşmesinde Değişikliğin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu, Nükleer Enerjinin Barışçıl Amaçlarla Kullanımına Dair Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ürdün Haşimi Krallığı Hükümeti Arasında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve son olarak, 377 sıra sayılı Nükleer Enerjinin Barışçıl Amaçlarla Kullanımına Dair Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Çin Halk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı.

Adalet ve Kalkınma Partisi grup önerisine desteğinizi bekliyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Kaynarca.

Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu önerisinin aleyhinde Manisa Milletvekili Sayın Hasan Ören, buyurunuz. (CHP sıralarından alkışlar)

HASAN ÖREN (Manisa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yine, kürsüye çıktığımda her zaman tekrarladığım bir şeyi daha tekrarlayacağım: Gerçekten bu Meclisin seçmene saygısı var ise, bu Meclisin seçmenden sakladığı bir şey yok ise TRT 3’ü yani Meclis kanalını Parlamento çalıştığı süre içerisinde açık tutması gereklidir. Yine tekrarlıyorum: Yirmi dört saat yayın yapan TRT Şeş, Arap ülkeleri bunu hak ediyor ise bu yüce Meclisi, bu Parlamentoyu izlemek, milletvekillerini denetleme hakkını kullanmak isteyen halktan neyi kaçırıyorsunuz? Lütfen, rica ediyorum, burada bu kürsüden halkının adına konuşan milletvekillerini halkın izlemesini engellemeyin.

Bir araştırma önergesi, bununla ilgili, geçen hafta Danıştay Kanunu’yla ilgili yine gündem değişikliğine gidildi. Danıştay Kanunu’yla ilgili yapılan gündem değişikliğinde, Başbakanın Japonya gezisi öncesi konuştuğuyla Danıştay Kanunu’nun gelmeyeceği öğrenildi. Bakanın haberi yok, milletvekillerinin haberi yok; muhalefet milletvekillerine hadi haber vermiyorsunuz, saymıyorum.

Değerli arkadaşlarım, her gün böyle bir gündem gelir. Hepimiz milletvekilleri olarak bu gündem üzerinde çalışırız, tartışırız ama ne yazık ki yürütme yasamayı öyle bir baypas etmiş ki, artık, gündemle ilgili milletvekillerini bilgilendirmeye ihtiyaç hissedilmez hâle gelmiş. Gündemde grup önerileriyle ilgili… BDP’nin grup önerisi var, MHP’nin grup önerisi var, Cumhuriyet Halk Partisinin grup önerisi var. Peki, bu gündemde Adalet ve Kalkınma Partisinin grup önerisi yok mu? Haberimiz yok. Hadi bizim haberimiz yok, anladık. Peki, siz milletvekillerinin haberi olması gerekli değil mi? Yani AKP milletvekillerinin odasına gelen bu gündemde, milletvekilleri olarak siz, bu gündeme göre hazırlanmıyor musunuz? Yani burada da aynı; CHP, MHP, BDP grup önerileri.

Değerli arkadaşlarım, bu, halkın Meclisiyse, devamlı övünüyor iseniz, halk iradesiyle teşekkül etmiş Meclise saygı istiyor iseniz, ilk önce yürütme yasamaya saygı gösterecek.

Türkiye yolsuzluklarla çalkalanıyor. Biraz evvel değerli arkadaşımız Cumhuriyet Halk Partisinin grup önerisini getirdi. Türkiye, 17 Aralıkta patlayan ve Türk halkının hiç müsamaha göstermediği –doğru, yanlış- iddialar üzerine Adalet ve Kalkınma Partisini dinlemek istiyor ama ne yazık ki, Cumhuriyet Halk Partisinin, Sayın Metin Lütfi Baydar’ın getirdiği grup önerisini reddediyorsunuz. Niye çekiniyorsunuz? Niye konuşmayla ilgili bu konu üzerinde fikir beyan etmiyorsunuz? Neden yine yan yollara sapıyorsunuz, yine teorisyenlik yapıyorsunuz? “Bize karşı komplo kuruldu. Paralel devlet, derin devlet, pergel devlet...” Biz bunları konuşmuyoruz. Bizim cemaatle işimiz yok, AKP’yle işimiz yok. Bu hırsızlığı kim yapmış, bu halkın emeğini ve alın terini kim çalmış, bizim düşüncemiz bu, bunu bulalım. Eğer iktidar siz iseniz iktidarın bunun cevabını vermesi gerekli ama bakıyorsunuz ki iktidar oralı değil, iktidar başka bir şeyin peşinde. “Aman bu gündemi kapatalım, aman bunu konuşmayalım.” Ee, peki, Türkiye’deki milyonlarca insan bunun konuşulmasını istiyor ise sizin derdiniz ne?

Yirmi yıldan beri… 1993 yılında Nurettin Sözen’in İstanbul Belediye Başkanlığı yaptığı dönemde, İSKİ Genel Müdürünün zimmetine geçirdiği parayla ilgili, Nurettin Sözen parayı geçiren genel müdürü aldı götürdü, savcının, hâkimin karşısına dikti. Yirmi yıldır “İSKİ, İSKİ” şarkısı söylediniz. Şimdi, 17 Aralıktan bu yana, kutuları konuşalım; “Olmaz.” Para sayma makinesini konuşalım. “Konuşmayalım.” Ee, peki, bu para kasalarını konuşalım; “Onu da konuşmayalım.”

Gaziantep milletvekilleri çok iyi bilir, para kasalarının en iyi imal edildiği yer Gaziantep’tir. Ee, Seyyar Tayyar, “tweet”te çok şampiyonsun, “tweet” atmaya başladın, patladı gitti. Bununla ilgili, Bakanın oğlunun evinde çıkan 6 tane para kasasıyla ilgili hiçbir düşüncen yok mu? “Tweet”leri kullanırken yani Bülent Arınç’ın dediği gibi “çıt çıt” attığınız “tweet”lerde bununla ilgili bir şey söylemeyecek misiniz?

AKP’nin seçmeni sizden bir izahat beklemiyor mu? Keşke inkâr etseydiniz, keşke şunu söyleseydiniz seçmen buna inanacaktı: “Bunlar fotomontaj, bu kasalar yok, fotoğraflarda hile yapmışlar, dijital hileler kullanılmış. Bu gerçek değil.” deseydiniz seçmeniniz buna ikna olacaktı ama bir hata yaptınız -Cenab-ı Allah yukarıda, elinizi kolunuzu bağladı- dediniz ki: “Evet, Genel Müdürün evinde çil çil yeşil 4,5 milyon dolar kutuların içerisinde bulundu ama…” “Bulundu.” dediğiniz an o parayı kabullenmiş oldunuz. Dediniz ki: “Evet, para kasaları var, para sayma makinesi var, milyon dolarlar var ama…” Değerli arkadaşlarım, “ama”yı dinlemiyor insanlar, “ama”yı dinlemiyor insanlar. Genel Müdürün evinde bu kadar paranın nasıl durduğunu izah etmek zorundasınız.

Değerli arkadaşlarım, bu, Adalet ve Kalkınma Partisi bir panik hâline gelmiştir. Adalet ve Kalkınma Partisi yolsuzlukla ilgili gerekli olan tedbiri almamaktadır, üzerini örtme telaşı içerisindesiniz. Niye üzerini örtüyorsunuz? Şimdi, yirmi yıldır “İSKİ, İSKİ, İSKİ…” bir marş hâline getirdiniz, şimdi “Bilal, Bilal, Bilal, Bilal…” diye yirmi yıl da biz konuşalım mı?

MEHMET METİNER (Adıyaman) – Yakışır sana!

İHSAN ŞENER (Ordu) – Haklılığınız varsa konuşursunuz. Böyle bir şey yok ama. İftira atarak ona inanıyorsunuz, sadece iftira atıyorsunuz.

HASAN ÖREN (Devamla) – Anayasa’ya hepimiz yemin etmedik mi burada? Bu Anayasa’ya yemin etmedik mi? Anayasa’ya bağlı kalacağımıza, hukuk devleti olduğumuza yemin etmedik mi? Savcı, hukuk devletinin cumhuriyet savcısı eğer bir tebligat çıkarıyor ise…

İHSAN ŞENER (Ordu) – Sabırlı olun, sabırlı.

HASAN ÖREN (Devamla) – …o tebligata Genelkurmay Başkanı uyuyor ise Sevgili Bilal niye uymuyor?

ALİ ŞAHİN (Gaziantep) – Şu an yaptığınız bir iftira.

HASAN ÖREN (Devamla) – Birçoğunuzu tenzih ederim ama sizlerin çocuklarını anaları Kadir Gecesi’nde mi doğurmuş? Bizlerinki ne oluyor?

İHSAN ŞENER (Ordu) – İftira üzerinden siyaset yapmayın.

HASAN ÖREN (Devamla) – Nasıl bir iftira?

İHSAN ŞENER (Ordu) – Tabii ki iftira.

HASAN ÖREN (Devamla) – Tutuklulukla ilgili 2 defa müracaat ediyorsunuz, tutukluluk süresinin devamına karar veriyor. Savcıyı değiştiriyorsunuz, yetmedi, binlere yakın polisi ve müdürü değiştiriyorsunuz. Sinmiyor içinize, yüzünüzden belli; sinmiyor, sinmeyecek de içinize.

ALİ ŞAHİN (Gaziantep) – Yo, gayet de siniyor.

HASAN ÖREN (Devamla) – Değerli arkadaşlarım, eğer siz gerçekten bu batağın içinden çıkmak istiyor iseniz dün söylediklerinizi bugün kulaklarınızın duyması gerekli. Hani dün ne diyordunuz? Hani burada oturan arkadaşlarımız diyordu ki: “Biz biat etmeyiz kimseye, biat bizim kültürümüzde yok. Tutturmuşsunuz Kemalizm… Bir ‘izm’ takmışsınız, kişiye biat ediyorsunuz.” Konuşulanları ne yapacağız? Dün dündür, bugün bugündür. Ne diyor arkadaşlar: “Biz biat ederiz, itaat ederiz, yolunda da ölürüz.”

MEHMET METİNER (Adıyaman) – Aynen… Ölürüz, evet.

HASAN ÖREN (Devamla) – E, biz de Mustafa Kemal Atatürk için ölürüz.

MEHMET METİNER (Adıyaman) – Ölün.

HASAN ÖREN (Devamla) – Biz de Mustafa Kemal Atatürk için ölürüz. Demek ki dün söyledikleriniz doğru değil.

MEHMET METİNER (Adıyaman) – Biat bizim kültürümüzde var.

HASAN ÖREN (Devamla) - Ama biz biat etmeyiz Mustafa Kemal Atatürk’e, biz itaat etmeyiz Mustafa Kemal Atatürk’e...

ERKAN AKÇAY (Manisa) – Mustafa Kemal Atatürk yolsuzluk mu yaptı? Niye mukayese ediyorsun Sayın Ören?

HASAN ÖREN (Devamla) - …biz Mustafa Kemal Atatürk’ü sevdiğimiz için onunla birlikte hareket ederiz. (Gürültüler)

ERKAN AKÇAY (Manisa) – Yolsuzluk yapan Tayyip Erdoğan’a biat ediyor bunlar. Haramzadelere, kara paracılara biat ediyorlar. Mustafa Kemal’le mukayese edilir mi?

HASAN ÖREN (Devamla) – Değerli arkadaşlarım, gemi battı, bir an evvel terk edin. Terk eden arkadaşlarımız bellidir, bu da devam edecektir. Buradan kaçış yok.

MEHMET METİNER (Adıyaman) – Sen biatin anlamını öğren, ondan sonra…

HASAN ÖREN (Devamla) - Bunların hepsini biz söylemiş olsaydık kabul… Ne dedi Erdoğan Bayraktar? “Ben bunu yaptıysam sen söyledin yaptım. Sen de o zaman yargılan, sen de o zaman istifa et.” dedi. Kime söyledi? Sayın Başbakana söyledi.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Ören.

MEHMET METİNER (Adıyaman) – Sayın Başkan, şu meseleye ben de bir iki çift laf edeyim, biat meselesine.

BAŞKAN – Yani, o iki çift lafı ederseniz yarım saatimiz gider.

ERKAN AKÇAY (Manisa) – Ya, iki çift laf edip… Burası kahvehane mi Sayın Başkan? Ne biçim söz istiyor bu adam? İki çift laf edecekmiş. Git, kuliste…

MEHMET METİNER (Adıyaman) – Şöyle bir kelimeyle, lütfen…

BAŞKAN – Muhterem, ben size söz veririm de ben ricada bulunuyorum, diyorum ki: Feragat ederseniz yarım saatimiz şey yapar.

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Sataşma yok ki.

MEHMET METİNER (Adıyaman) – Hiçbir şekilde bir şey yapmam. Merak etmeyin.

BAŞKAN – O sizin hakkınız, vereceğim onu. Başka bir şey dedim, kişisel bir ricada bulundum.

Buyurunuz.

IX.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)

6.- Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner’in, Manisa Milletvekili Hasan Ören’in AK PARTİ grup önerisi üzerinde yaptığı konuşması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

MEHMET METİNER (Adıyaman) – Sevgili Hasan, bırak da kimi ne kadar seveceğimize, nasıl seveceğimize biz karar verelim. Biatin anlamını bilmiyorsan öğrenirsin; sadakatle bağlılık demektir. Biz liderimize sadakatle bağlıyız. Söylediğimiz budur. Zoruna gidiyorsa gitsin. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

MEHMET GÜNAL (Antalya) – “Allah’tan başkasına biat etmem.” diyen bakanlarınız vardı o zaman.

MEHMET METİNER (Devamla) - Biat dediğiniz şey, itaat dediğiniz şey bizim nezdimizde kötü olan bir şey değildir.

MEHMET GÜNAL (Antalya) – “Allah’tan başkasına biat edilmez.” diyordu.

MEHMET METİNER (Devamla) – Biz ihanetçilerden değiliz; liderimize sadakatle bağlıyız, ölümüne de arkasındayız.

MEHMET GÜNAL (Antalya) – Başbakan yardımcısı diyordu iki sene önce.

MEHMET METİNER (Devamla) - Saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

HASAN ÖREN (Manisa) - Sayın Başkan, sataşma var efendim.

BAŞKAN – Bir şey demedi ama… Yok, Sayın Ören…

HASAN ÖREN (Manisa) – Efendim, ismimi zikrederek...

BAŞKAN – Yok, Allah aşkına!

HASAN ÖREN (Manisa) – Olur mu “Hasan Ören” dedi, bana söyledi.

BAŞKAN – Hayır canım… Siz ona dediniz.

HASAN ÖREN (Manisa) – Olur mu efendim, ben isim kullanmadım. Bakın, efendim benim konuşmamda…

BAŞKAN – Hayır canım, sağır sultan biliyor. Sayın Milletvekilim…

HASAN ÖREN (Manisa) – Sayın Başkanım, 69’a göre isim zikrederek konuşuluyor ise bana bir hak doğar.

BAŞKAN – Hayır canım…

HASAN ÖREN (Manisa) – Arkadaşımızın ismini zikretmediğim hâlde siz ona o hakkı verdiyseniz ben de 69’a göre hakkımı istiyorum.

BAŞKAN – Hayır, öyle bir şey yok. Bakın, isminiz…

HASAN ÖREN (Manisa) – Ben “Metiner” demedim, bir şey söylemedim, niçin söz verdiniz?

BAŞKAN – Niye söz vermeyeyim?

HASAN ÖREN (Manisa) – “Hasan Ören” dedi.

BAŞKAN – Biatla ilgili mevzuyu sağır sultan duydu.

ENGİN ALTAY (Sinop) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Hayır, şimdi bir saniye, bir dakika...

Yani sadece kendimi anlatabileyim ondan sonra konuşuruz.

Şimdi, bir: Her isim söylendiğinde, yani bunun içinde sataşma olur, hakaret olur, eziyet olur, şu olur, bu olur tamam.

HASAN ÖREN (Manisa) – Sataşma var efendim.

BAŞKAN – Böyle bir şey yapmadı, sadece biat kelimesini size açıkladı. Şimdi, Sayın Altay, yani...

ENGİN ALTAY (Sinop) – Şimdi, takdir, tasarruf tabii ki makamınızın.

BAŞKAN – Hakkaniyet açısından bakıldığı zaman…

ENGİN ALTAY (Sinop) – Ancak, sayın milletvekili ismini zikrederek Türkçe bilgisinin eksik olduğunu itham etti.

MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) - Öyle mi anladınız? Vallahi helal olsun!

HASAN ÖREN (Manisa) – Öyle anladık.

MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) – Ne kadar genişsiniz. Vallahi helal olsun size!

ENGİN ALTAY (Sinop) – Yani Meclisi izleyen seçmenler milletvekilleriyle ilgili, bir dakika.. Takdir sizin.

BAŞKAN – Sayın Altay, grup başkan vekilini kıramayacağımı biliyorsunuz.

ENGİN ALTAY (Sinop) – Takdir sizin. Ama Türkçe bilgisizliğiyle itham etti.

BAŞKAN – Şimdi, ben gayet dikkatle dinledim. Amma velakin, şimdi bu yarım saat gider bu iş.

ENGİN ALTAY (Sinop) – Yok yok gitmez, Hasan Bey çok naziktir.

BAŞKAN – Buyurun.

7.- Manisa Milletvekili Hasan Ören’in, Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner’in sataşma nedeniyle yaptığı konuşması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

HASAN ÖREN (Manisa) – Çok teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Değerli arkadaşlar, isim zikretmediğim hâlde bir kelime üzerinde eğer bir görüş belirtiyorsanız o zaman siz arşivlere dönüp bakacaksınız, biat kelimesiyle ilgili grup başkan vekilleriniz, Başbakan yardımcılarınız ve zatınız neler söylemiş?

MEHMET METİNER (Adıyaman) – Neler söylemiş?

HASAN ÖREN (Devamla) – Biatin kime yapılacağını, biat kelimesinin… Sadece Allah’a biat edileceğini söyleyen siz değil misiniz?

İHSAN ŞENER (Ordu) – Doğru.

HASAN ÖREN (Devamla) – Peki, ne oldu şimdi, ne değişti?

MEHMET METİNER (Adıyaman) – Hiç alakası yok.

HASAN ÖREN (Devamla) - Yani her gün bir şey değiştiriyorsunuz. Yani şu an biati nereye çevirdiniz?

ALİ ŞAHİN (Gaziantep) – Peygambere çevirdik biatı.

HASAN ÖREN (Devamla) – Yüzyılın lideri Mustafa Kemal Atatürk’tü, çevirdiniz, iki yüz yılın lideri Tayyip Erdoğan demeye başladınız. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

Değerli arkadaşlarım, kızmayın…

ALİ ŞAHİN (Gaziantep) – Biat ehli biziz, siyaset ehli sizsiniz.

HASAN ÖREN (Devamla) - …sinirlenmeyin çünkü üzerine bastığınız bu çamur sizi yutacak. Eğer siz…

ALİ ŞAHİN (Gaziantep) – Biatin kelime anlamına bir bakın.

HASAN ÖREN (Devamla) - 17 Aralıkta düştüğünüz bu girdaptan ancak bir şekilde çıkarsınız: Hukuka güvenirsiniz, hukukun gereği olan, savcıların elini kolunu… Dün, Sayın Metiner’in dediği gibi, Balyoz davasında, Ergenekon davasında zırhlı araba verdiğiniz gün, aynı savcıya tanıdığınız hakları bugün tanıdığınız gün ancak o zaman çıkabilirsiniz. Niye tanımıyorsunuz?

ŞUAY ALPAY (Elâzığ) – Hata yaparsa, yanlış yaparsa tabii...

HASAN ÖREN (Devamla) - Ne oldu, niye kızıyorsunuz?

ŞUAY ALPAY (Elâzığ) – Niye kızalım?

HASAN ÖREN (Devamla) - O savcıyı niye görevden alıyorsunuz? Ama yaptığınız bir şey var. Ucunun nereye gideceğini biliyorsunuz, oraya gittiğinde de sizlere sirayet edeceğini biliyorsunuz.

ŞUAY ALPAY (Elâzığ) – Yanlışı kim yaparsa karşısına dikiliriz, hiç unutmayın. Bunu siz bilmiyorsunuz.

HASAN ÖREN (Devamla) - Ne kadar güzel –tenzih ederim birçoğunuzu- çocuklarınız varmış…

MEHMET METİNER (Adıyaman) – Allah’a biat edilmez, kula biat edilir.

HASAN ÖREN (Devamla) - …hepsi de Kadir Gecesi’nde doğmuşlar, maşallahları var.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

MEHMET METİNER (Adıyaman) – Allah’a biat edilmez, Allah’a itaat edilir.

VIII.- ÖNERİLER (Devam)

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)

4.- AK PARTİ Grubunun, gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmında bulunan 520, 455, 63 ve 377 sıra sayılı kanun tasarılarının bu kısmın 3, 4, 5 ve 6’ncı sıralarına alınmasına ve diğer işlerin sırasının buna göre teselsül ettirilmesine ilişkin önerisi (Devam)

BAŞKAN – Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu önerisinin lehinde, Bolu Milletvekili Sayın Ali Ercoşkun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Buyurunuz.

ALİ ERCOŞKUN (Bolu) – Teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AK PARTİ Grubu lehine söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Biraz önce, değerli grup yönetim kurulu üyemiz Tülay Kaynarca Hanımefendi grubumuzun tasarrufuyla alakalı detaylı bir bilgi paylaştı. Evet, bu hafta Genel Kurul gündeminde özellikle uluslararası sözleşmeler olarak bildiğimiz bazı kanun tasarı ve tekliflerini görüşerek karara bağlamak istiyoruz. Ben bunların üstünde çok fazla durmak istemiyorum.

Sanayi Ticaret Komisyonunda birlikte çalıştığımız Değerli Milletvekili Ağabeyimiz Hasan Bey bazı görüşlerde bulundu. Her ne kadar grup önerimizle alakalı olmasa da bir milletvekili olarak Meclis kürsüsünde görüşlerini paylaşması gayet doğal ama şöyle satır başlarına baktığımız zaman: 17 Aralıktan bahsetti, İSKİ’den bahsetti, “yargı” dedi, “üzerini örtme telaşesi” dedi, “savcıyı değiştirme” dedi, birçok şey söyledi. Ama burada konuştuğumuz meselelerin sübjektif meseleler olmaması lazım yani net… Ortada yürüyen bir yargı süreci varken, bu yargı sürecinin üzerinde… Hepimiz şunu çok iyi biliyoruz ki Adalet ve Kalkınma Partisi bu sürecin sonuna kadar takipçisi olacağını ilk günden itibaren Sayın Başbakanımızın iradesiyle ortaya koydu. Bu konuda hiçbir tereddüt yokken ve AK PARTİ bugüne kadar, 2001 yılında başladığı bu yolda, 3 Kasım 2002’den itibaren milletten aldığı güçle bu anlamda irade ortaya koymuşken bunun üstünden herhangi bir siyasi rant elde etmeye çalışmak açıkçası çok akıllıca da değil. Çünkü, eğer burada “Bir ay sonra memur maaşını nasıl veririz?” diye düşünen bir Türkiye’den şu anda millî gelirini 3’e katlamış, her ortamda yapılacak hizmetleri defalarca değişik dönemlerle karşılaştırabileceğimiz bir tablo konuşuyorsak, nasıl Gezi olaylarında “mesele 3 ağaç meselesi değil” noktasına aklıselim her insan gelmişse, o zaman, 17 Aralık operasyonu meselesinde de mesele 17 Aralıktaki usulsüzlükler veya yolsuzluklar değil.

HASAN ÖREN (Manisa) – Değil, paralel devlet…

ALİ ERCOŞKUN (Devamla) – Buradaki mesele, tamamen, Türkiye’nin bu meseleler üzerinden yolunu kesme meselesi. Bunun da yapılabilmesinin tek yolu, yöntemi bu Hükûmetin başı Recep Tayyip Erdoğan’ın önünü kesmek. Ha, bunu kesebilme gayretiyle eğer bunlar konuşuluyorsa onun yeri de burası değil. Çünkü, milletten aldığı güçle hareket eden bir parti, gücünü derin güçlerden veya herhangi bir statükodan almayan bir parti bugüne kadar defalarca eğer bu oyunları bozduysa bugün de Allah’ın izniyle bu oyunları sonuna kadar bozar. Bal gibi hepimiz biliyoruz. Biz bu operasyonun her boyutunun, sadece yargı boyutun değil her boyutunun sonuna kadar arkasından gideceğiz…

HASAN ÖREN (Manisa) – Kim yaptı bu operasyonu? Kim yaptı bu operasyonu; CHP mi, MHP mi?

ALİ ERCOŞKUN (Devamla) – …ve gerçeklerin gün yüzüne çıkması için de biz üstümüze ne düşüyorsa, bugüne kadarki iradeyle nasıl yaptıysak bundan sonra da yapacağız. Ama şuna hiçbir zaman izin vermeyeceğiz, bugüne kadar gelmiş olduğumuz bu noktadan bir adım geri gidilmesine kesinlikle müsaade etmeyeceğiz ve bu milletten aldığımız bu güçle de Sayın Başbakanımızın arkasında dimdik durarak bunu hep birlikte gerçekleştireceğiz. O yüzden, Hasan Ağabey, kusura bakma, buradan size herhangi bir şey çıkmaz.

HASAN ÖREN (Manisa) – Oradan bize ne çıkacak! Kutular size çıkıyor, bize ne çıkacak!

ALİ ERCOŞKUN (Devamla) – Ve biz de Allah’ın izniyle Sayın Başbakanımızın, Recep Tayyip Erdoğan’ın arkasında dimdik durarak bu süreci hep beraber götüreceğiz.

HASAN ÖREN (Manisa) – Kim yaptı bunu kim, bunu kim yaptı? Hadi dün asker yapıyordu, derin devlet; bugün paralel…

ALİ ERCOŞKUN (Devamla) – Bizim oralarda bir laf vardır, derler ki: “Sayılı gün çabuk geçer.” Yani şurada 30 Marta çok az bir zaman kaldı, sayılı gün çabuk geçer.

HASAN ÖREN (Manisa) – Yarın cetvel…

ALİ ERCOŞKUN (Devamla) – Hep beraber 30 Martı görürüz ve 30 Mart neticesinde yanılan kim olacak, hep birlikte bu millet bu kararı verir diyorum.

HASAN ÖREN (Manisa) – Yemin etmedin mi Anayasa üzerine?

ALİ ERCOŞKUN (Devamla) – Grubumuzun bugünkü durumunun lehinde söz aldığımı bir kez daha yineliyor ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Adalet ve Kalkınma Partisi grup önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

İç Tüzük’ün 37’nci maddesine göre verilmiş bir doğrudan gündeme alınma önergesi vardır. Okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım:

VII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)

A) Önergeler (Devam)

6.- Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı'nın, (2/1152) esas numaralı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/133)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

2/1152 Esas Numaralı Kanun Teklifimin, İç Tüzüğün 37. Maddesine göre doğrudan gündeme alınması hususunu saygılarımla arz ederim.

                                                                                                           Mustafa Kalaycı

                                                                                                                  Konya

BAŞKAN – Teklif sahibi adına Antalya Milletvekili Sayın Mehmet Günal, buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)

MEHMET GÜNAL (Antalya) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Konya Milletvekilimiz Sayın Mustafa Kalaycı’nın Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin İç Tüzük’ün 37’nci maddesine göre gündeme alınmasıyla ilgili söz aldım.

Kendisi bugün biraz rahatsız olduğu için kendisine de geçmiş olsun diyorum.

Değerli arkadaşlar, buradaki işin esası, emekli aylığı hesabında refah payının tam olarak verilmesini öngörüyoruz kanun teklifinde. Arkadaşlarımız gürültüden duyamamış olabilir, bir daha tekrar edeyim, emeklileri ilgilendiriyor çünkü: Emekli aylığı hesabında refah payının tam olarak verilmesini öngörüyoruz -ki bunu on bir yıllık devri iktidarınızda, 2008 yılında sizler yüzde 30’a indirmiştiniz- dolayısıyla bunun yeniden hesaplanmasında tamamının dikkate alınmasını istiyoruz. Maalesef birtakım istikrar masallarına ve “Enflasyona ezdirmedik.” pembe yalanlarına rağmen en fazla ezilen kesimlerden bir tanesi emeklilerimiz. Uzunca süredir hak ettiklerini alamıyorlar, yüzde 100’den yüzde 30’a düştü ve öyle duruyor.

Tabii, bunun dışında, sadece emeklilerimiz değil, esnaflarımız da, emekli esnaflarımız da bu dönemde maalesef ezilen kesimler arasında yer aldılar ve şu andaki artışlar da bu çerçevede yeterli değil. Görüyorsunuz işte, enflasyona göre yüzde 2 küsur artışlar geliyor ama bunun fiilî yansıması maalesef 20-25 lirayı geçmiyor; BAĞ-KUR, Emekli Sandığı olarak baktığımız zaman hâlâ yetersiz düzeyde.

Tabii, bu durum emeklilerimizi normal bir hayat standardının -Anayasa’nın da öngördüğü şekliyle normal bir hayat standardının- altında yaşattığı gibi maalesef çoğu açlık sınırının altında yaşıyor. Hem aldıkları maaş itibarıyla hem de zamlar itibarıyla bunları hak etmediklerini düşünüyoruz. Onun için, hiç olmazsa bir nebze rahatlatılabilmesi için bu refah payının tam olarak hesaplanması gerektiğini düşünüyoruz.

Örneğin, bunun dışında, çok gündeme gelen banka promosyonları var. Biliyorsunuz, sendikalar dava açtı, çalışanların çoğu alıyor, hatta bunlarla ilgili birtakım usulsüzlükler bile konuşuluyor ama yedi yıldır emekliler bankalardan promosyon alamıyor. Sosyal Güvenlik Kurumu yılda 120-130 milyar liralık -katrilyonluk eski parayla- emekli maaşı ödüyor, küçücük bir şeyi olan kurum bile promosyon anlaşması yapıyor ve mensuplarına bunu ödüyor, emekliler maalesef bunu alamıyor.

Şimdi, bakınız, Halk Bankasındaki işlere bakınız, yani kimlere kredi verildiğine bakınız, kimlerin vergilerinin uzlaşmayla silindiğine bakınız, yandaşlara geldiği zaman kredi hemen veriliyor. Bunlar hakkını istiyor. Ziraat Bankasında -sordum değerli bakana, gelirse cevap, hâlâ gelmedi- belli gruplara verilen krediler batmış, başka bir bankanın kabul etmediği, kredibil bulmadığı, teminatı geçersiz bulduğu gruba krediyi vermiş, gitti. Faizleriyle beraber 600-700 milyon lirayı buluyor.

Şimdi, arkadaşlar, peki, bunlara göz yumarken yani zavallı emeklilerin hesaplanmasında, ne olur, refah payını yüzde 100’e çıkarsak. Çünkü gerçekten açlık sınırının altında birçok insan yaşıyor ve bir anket yapmışlar işçilerin derneği ve yüzde 60’ından fazlasının çocukları işsiz, yüzde 95’inden fazlasının durumu, burada mutlu bir hayat sürdürme imkânı olmadığını söylüyor.

Gelin, bu, toplumun yararına olan bir şey, siyasi bir şey değildir, bu kanun teklifimizi gündeme alın. Yukarıda, bakın, bir torba kanun görüşülüyor, yani evlere şenlik, hararı şimdiden geçti. 41 tane kanun ve kanun hükmünde kararnamede değişiklik yapılıyor, hazır aile ve sosyal politikalar dediniz, bununla ilgili esas maddeler var ama gelin, bu kanunun içine hiç olmazsa bunları da bir önergeyle dercedelim ve söylemiş olduğunuz “Emekliyi ezdirmedik.” lafının kısmen doğrulanmasını sağlayalım tamamen olmasa da. Bu, değiştirmiş olduğunuz, 2008 yılındaki hesaplamaya yeniden dönelim. Aynı zamanda, onların maaşlarını da -geçen sefer birtakım şeylerde tartışılmıştı meccanen ödeme yapılması konusunda- artışın dışında emeklilerin maaşlarını da insanca yaşanabilecek bir düzeye getirelim diyor, teklifimizin kabulünü, tekrar Genel Kurulun takdirlerine arz ediyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Manisa Milletvekili Sayın Erkan Akçay, buyurun. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)

ERKAN AKÇAY (Manisa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; emekli aylığı hesabında refah payının tam olarak verilmesini öngören, Milliyetçi Hareket Partisi Konya Milletvekilimiz Sayın Mustafa Kalaycı tarafından verilen kanun teklifi üzerinde şahsım adına söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizde 10 milyon 500 bin vatandaşımız emekli, dul ve yetim aylığı almaktadır. AKP Hükûmeti, emekliler arasındaki maaş adaletsizliğini gidereceği sözünü vermesine rağmen on  bir yıldır bu sözünü hâlen yerine getirmemiştir. İntibak düzenlemesi olarak takdim edilen kanunla sadece 2000 yılı öncesi SSK emeklileri için kısmi iyileşme yapılmıştır. 2000 yılı ve sonrası emeklilerin aylıklarındaki eşitsizlik görmezden gelinmiştir, BAĞ-KUR emeklilerinin mağduriyeti hiç dikkate alınmamıştır. AKP Hükûmeti, 2008 yılında çıkardığı kanunla emekli aylıklarındaki refah payını yüzde 100’den yüzde 30’a indirmiş, emekli aylığı hesabında aylık bağlama oranını düşürmüştür yani  büyümenin yüzde 70’i emekli maaşlarına yansıtılmamıştır. Ülkenin büyümesinden  yeterince pay alamayan SSK ve BAĞ-KUR emeklilerinin aylıkları her geçen gün erimektedir. Ekim 2008’den sonraki hizmetler için eskisine nazaran çok düşük emekli aylığı bağlanmaktadır. Bu nedenle eski ve yeni emeklilerin aylıkları arasındaki fark her geçen yıl artmaktadır.

Emeklilerin geçim kaygısı duymadan, onuruna yakışır bir hayat sürmesini temin etmek devletin en önemli görevleri arasındadır ancak emeklilerin tamamına yakını açlık sınırının altında aylık almaktadır. 2014 yılında memur emekli aylığında yıllık ortalama 140 lira civarında artış olacaktır. SSK ve BAĞ-KUR emeklileri aylıkları ise 2014 yılı Ocak ve Temmuz aylarında sırasıyla yüzde 2,85 ve yüzde 2,36 nispetinde artırılacaktır. Ocak ayında enflasyon farkı olarak emekli aylıklarına sadece 2 lira, 3 lira artış yapılacaktır. AKP Hükûmeti âdeta emekliyle dalga geçerken yandaş basın bu artışı “emekliye müjde” diye verebilmektedir. Ocak ayında 6’ncı basamak tarım BAĞ-KUR emekli aylığı 20 lira, esnaf BAĞ-KUR emekli aylığı 25 lira, SSK emekli aylığı da ortalama 30 lira artacaktır. Emekli aldığı aylıkla geçinememekte -birçoğu borç batağına girmiş- geçim sıkıntısı içinde boğulmaktadır. AKP Hükûmeti emeklilerimizi yoksulluğa mahkûm etmiş; bir torba kömüre, bir paket makarnaya muhtaç hâle getirmiştir. Türkiye İşçi Emeklileri Derneğinin yaptığı araştırmaya göre, emeklilerin yüzde 95,6’sı mutlu bir hayat sürdürememektedir. İşsiz çocuğu olan emeklilerin oranı yüzde 60’ın üzerine çıkmıştır. Emeklinin aldığı aylık kendine yetmezken bir de işsiz çocuğuna bakmakla karşı karşıyadır. Emekliler üvey evlat muamelesi görmektedir.

Nitekim, emekliler yedi yıldır banka promosyonunu alamamaktadır. SGK yıllık 120 milyar yani eski ifadeyle 120 katrilyon lirayı aşan emekli aylıkları ödüyor. Bu ödemeleri yapan bankalardan emeklilere neden promosyon alınamıyor?

Emeklilerin enflasyona ezdirilmediği söylenmektedir ancak halkın gerçek enflasyonunu yansıtan gıda, kira, ulaşım, su, elektrik ve gaz gibi kalemler açısından değerlendirdiğimizde emeklilerin enflasyona ezdirildiği açıkça görülmektedir.

Emekliye güya “Sağlık harcamaları ücretsiz.” deniyor ama emekli daha ilacını almadan hapı yutmaktadır. “Muayene parası”, “fark ücreti”, “katılma payı”, “reçete parası”, “kutu parası”, “ilaç fark parası” diyerek yapılan kesintilerle emeklimizin maaşı kuşa çevrilmektedir.

Çalışan emekli esnafa “Niye çalışıyorsun?” diye borç çıkarılmakta, emekli aylığından prim kesilmektedir. Başbakan ve bakanlar “Emekli aylıklarını şöyle artırdık, böyle artırdık.” derken de yaptığı bu kesintileri hiç hesaba katmamaktadır; ondan sonra “Enflasyona ezdirmedik.” masalları anlatılmaktadır.

AKP Hükûmeti, iş yeri açan, katma değer yaratan, gençlere iş imkânı sunan emekli esnafı ödüllendirmek yerine “İş yerini niye kapatmadın? Neden iş yeri açtın?” diye esnafın emekli maaşının yüzde 15’ine el koymakta, sosyal güvenlik destek primini kesmektedir.

Bu düşüncelerle, kanun teklifinin kabulü dileğiyle hepinize saygılar sunarım. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.

Gündemin “Seçim” kısmına geçiyoruz.

X.- SEÇİMLER

A) Komisyonlarda Açık Bulunan Üyeliklere Seçim

1.- Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm; Plan ve Bütçe; Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor; Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji; Dilekçe; Çevre; Millî Savunma; Avrupa Birliği Uyum; Dışişleri;  İnsan Haklarını İnceleme komisyonlarında açık bulunan üyeliklere seçim

BAŞKAN - Şimdi bazı komisyonlarda boş bulunan ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grubuna düşen üyelikler için seçim yapacağız.

Adayları okuyorum:

Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonunda boş bulunan üyelikler için;

Düzce Milletvekili Sayın İbrahim Korkmaz: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Ordu Milletvekili Sayın Mustafa Hamarat: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Plan ve Bütçe Komisyonunda boş bulunan üyelik için Bursa Milletvekili Sayın Önder Matlı: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonunda boş bulunan üyelikler için;

Bursa Milletvekili Sayın Bedrettin Yıldırım: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

İstanbul Milletvekili Sayın Sevim Savaşer: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonunda boş bulunan üyelik için Zonguldak Milletvekili Sayın Ercan Candan: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Dilekçe Komisyonunda boş bulunan üyelik için Mardin Milletvekili Sayın Gönül Bekin Şahkulubey: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Çevre Komisyonunda boş bulunan üyelik için Kocaeli Milletvekili Sayın İlyas Şeker: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Millî Savunma Komisyonunda boş bulunan üyelik için İstanbul Milletvekili Sayın Gülay Dalyan: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Avrupa Birliği Uyum Komisyonunda boş bulunan üyelik için Niğde Milletvekili Sayın Ömer Selvi: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Dışişleri Komisyonunda boş bulunan üyelikler için;

Şanlıurfa Milletvekili Sayın Mehmet Kasım Gülpınar: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Gaziantep Milletvekili Sayın Ali Şahin: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Karabük Milletvekili Sayın Osman Kahveci: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Erzurum Milletvekili Sayın Fazilet Dağcı Çığlık: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

İnsan Haklarını İnceleme Komisyonunda boş bulunan üyelik için Batman Milletvekili Sayın Ziver Özdemir: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Birleşime kırk beş dakika ara veriyorum.

 

Kapanma Saati: 19.42


 

DÖRDÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 20.31

BAŞKAN: Başkan Vekili Meral AKŞENER

KÂTİP ÜYELER: Dilek YÜKSEL (Tokat), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 43’üncü Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.

Gündemin “Sözlü Sorular” kısmına geçiyoruz.

XI.- SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Kars, Ağrı ve Iğdır illerindeki üniversitelerin bazı ihtiyaçlarına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/120) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

2.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın, orman muhafaza memurluğuna bayanların alınmadığı iddiasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2790) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

3.- Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek’in, Çarşamba ve Bafra ovalarına sulama kanalı yapılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/3024) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

4.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Bakanlık istisnai kadrolarına yapılan atamalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/3156) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

5.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, 2002 yılından itibaren gerçekleştirilen temsil giderlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/3226) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

6.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2007-2013 yılları arasında Ankara’da kullanılan su miktarına ve toplanan atık su bedellerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/3265) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

7.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, 2-B arazileri ile ilgili mevzuatta yapılan değişikliklere ilişkin sözlü soru önergesi (6/3408) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

8.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, kullanılabilir su potansiyeline ve kişi başına düşen su miktarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/3631) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

9.- Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, Osmaniye’nin Sumbas ilçesinin orman kadastrosuna ilişkin sözlü soru önergesi (6/3646) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

10.- Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, Osmaniye’nin Bahçe ilçesinin orman kadastrosuna ilişkin sözlü soru önergesi (6/3647) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

11.- Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, Osmaniye’nin Kadirli ilçesinin orman kadastrosuna ilişkin sözlü soru önergesi (6/3648) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

12.- Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, Osmaniye’nin Toprakkale ilçesinin orman kadastrosuna ilişkin sözlü soru önergesi (6/3649) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

13.- Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, Osmaniye’nin Hasanbeyli ilçesinin orman kadastrosuna ilişkin sözlü soru önergesi (6/3650) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

14.- Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, Osmaniye’nin Düziçi ilçesindeki bir köyün orman kadastrosuna ilişkin sözlü soru önergesi (6/3651) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

15.- Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, Osmaniye’nin Düziçi ilçesindeki bir köyün orman kadastrosuna ilişkin sözlü soru önergesi (6/3652) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

16.- Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, Osmaniye’nin Düziçi ilçesindeki bir köyün orman kadastrosuna ilişkin sözlü soru önergesi (6/3653) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

17.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Şanlıurfa, Osmaniye ve Kilis’teki sulama kanallarının temizlenmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/3681) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

18.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Elazığ, Adıyaman, Bitlis ve Siirt’te sulama kanallarının temizlenmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/3682) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

19.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Iğdır, Erzurum ve Kars’taki sulama kanallarının temizlenmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/3683) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

20.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Van’da yapılması planlanan bir HES projesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/3684) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

21.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Iğdır’da sulama birlikleri tarafından kullanılan suyun ücretine ve sulama suyu borçlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/3747) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

22.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan’daki su tüketim ücretlerine ve sağlıklı içme suyu teminine ilişkin sözlü soru önergesi (6/3753) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

23.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Kars’a yönelik proje ve yatırımlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/3783) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

24.- İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli’nin, İstanbul’da 3. Boğaz Köprüsü yapımına ilişkin sözlü soru önergesi (6/3812) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

25.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından kiralanan araçlar ile diğer taşınır mallara ilişkin sözlü soru önergesi (6/3917) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

26.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından kiralanan taşınmazlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/3919) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

27.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen taşınır mal satışlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/4044) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

28.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık personelinin görev yeri değişikliklerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/4095) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

29.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık kadrolarına ve personel durumuna ilişkin sözlü soru önergesi (6/4097) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

30.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, 2002-2013 yılları arasında Bakanlıkta hizmet alımı yoluyla veya sözleşmeli olarak çalıştırılan personele ilişkin sözlü soru önergesi (6/4150) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

31.- İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli’nin, İzmir Beydağ Barajı Sulama Projesi kapsamına alınmayan terfili alanlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/4251) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

32.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın, Adana’ya yönelik proje ve yatırımlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/4366) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

33.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, 4/C statüsünde çalışan personele ilişkin sözlü soru önergesi (6/4554) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

34.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, ücretsiz personel servisi uygulaması bulunup bulunmadığına ilişkin sözlü soru önergesi (6/4556) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

35.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlık tarafından kiralama yoluyla kullanılan hizmet binalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/4560) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

36.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya’nın Altıntaş ilçesinde yürütülen sulama projesi çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/4613) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

37.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Darıderesi Göleti yapım çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/4614) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

38.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Dağardı ve civar köylerinin içme suyu sorununa ilişkin sözlü soru önergesi (6/4615) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

39.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlıktaki boş kadrolara ilişkin sözlü soru önergesi (6/4618) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

40.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlık personeline ilişkin sözlü soru önergesi (6/4619) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

41.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın, Adana’nın Kozan ilçesinde orman yangınlarının artmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/4662) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

42.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan’a yönelik proje ve yatırımlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/4736) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

43.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan iline yönelik işbirliği ve ticari anlaşma amaçlı yabancı heyet ziyaretlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/4795) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

44.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Kars ve Iğdır illerine yönelik işbirliği ve ticari anlaşma amaçlı yabancı heyet ziyaretlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/4796) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

45.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Gümüşhane ve Bayburt illerine yönelik işbirliği ve ticari anlaşma amaçlı yabancı heyet ziyaretlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/4797) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

46.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Van ve Ağrı illerine yönelik işbirliği ve ticari anlaşma amaçlı yabancı heyet ziyaretlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/4813) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

47.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Erzurum ve Elazığ illerine yönelik işbirliği ve ticari anlaşma amaçlı yabancı heyet ziyaretlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/4828) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

48.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan’ın Çıldır ilçesindeki Aktaş Gölü ve çevresinin sit alanı ilan edilmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/4829) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

49.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Tokat’ın Erbaa ilçesindeki HES inşaatına ilişkin sözlü soru önergesi (6/4948) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

50.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Kahramanmaraş Elbistan Kalealtı Sulama Birliğine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/5017) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

51.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2010-2013 yılları arasında Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen AR-GE çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/5041) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

52.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, bölge tahmin ve uyarı merkezlerinin sayısının artırılması için gerçekleştirilen çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/5042) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

53.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2010-2013 yılları arasında Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen AR-GE çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/5043) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

54.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından tahmin ve erken uyarı sistemlerinin geliştirilmesi kapsamında yapılan çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/5044) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

55.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Meteoroloji Genel Müdürlüğünün üyesi olduğu uluslararası kuruluşlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/5045) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

56.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından yabancı ülkeler ile ortak yürütülen projelere ilişkin sözlü soru önergesi (6/5046) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı

57.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/5047) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (x)

                                        

(x) Sözlü soru önergeleri Genel Kurulda okunmamış olup tutanağa eklidir.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, sunuşlar bölümünde belirttiğim sözlü soru önergelerini cevaplandırmak üzere Orman ve Su İşleri Bakanı Sayın Veysel Eroğlu.

Buyurun Sayın Bakan.

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) -

Sayın Başkanım, değerli milletvekillerim; hepinizi saygıyla  selamlıyorum.

Öncelikle, Ardahan Milletvekili Sayın Ensar Öğüt’ün (6/120) esas numaralı sözlü sorusunu cevaplandırmak istiyorum: Kafkas Üniversitesi 2011-2012 eğitim-öğretim yılında ihtiyaç duyulan alanlarda öğretim üyesi ve öğretim görevlisi ilanı yapmıştır. Yapımı 2013 yılı sonu itibarıyla tamamlanan 20 daireli lojman hak sahiplerine teslim edilecek, ayrıca, 20 daireli lojmanın yapımına devam edilecektir. Üniversite kütüphanesinin kitap ve yazılım ihtiyacı karşılanmış, fiziki olarak da 2024 yılına kadar ihtiyaçları karşılayacak kapasitededir.

Iğdır Üniversitesinde, her yıl artan öğrenci sayısına göre ihtiyaç duyulan öğretim elemanı ihtiyacı karşılanmaktadır. Üniversitede görevli öğretim elemanları için kiralama usulüyle lojman ihtiyacı giderilmektedir. Mevcut kütüphane ihtiyaçları karşılanmaktadır, ayrıca, merkezî kütüphane için çalışmalar devam etmektedir.

Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesinde 324 öğretim üyesi ve görevlisi bulunmaktadır. Ek olarak 2013 yılında 60 kişilik kadro ilanına çıkılmıştır. 2014 yılında da 100 kadro tahsisi konusunda çalışmalar devam etmektedir. 24 tanesi kampüs alanı içerisinde 40 adet de dışarıda olmak üzere 64 adet lojman bulunmaktadır. Kütüphanelerde kitap sayısı, ihtiyaçlar doğrultusunda yeni alımlarla artırılmaktadır.

Adana Milletvekili Sayın Ali Halaman’ın (6/2790) esas numaralı sözlü sorusuna cevabım: Yönetmelikte yapılan değişiklikle “erkek” ifadesi çıkarılmıştır, bayan adaylar da orman muhafaza memuru olarak atanmaktadır.

Samsun Milletvekili Sayın Cemalettin Şimşek’in (6/3024) esas numaralı sözlü sorusuna cevabım: Bafra Ovası ve Çarşamba Ovası sulamalarında ana kanallar ile sulanacak tarım alanları arasında yeterli kot farkı bulunmaması sebebiyle sulama projeleri basınçlı borulu sisteme dönüştürülememiştir.

Bursa Milletvekili Sayın İsmet Büyükataman’ın (6/3156) esas numaralı sözlü sorusu: 6 bakanlık müşaviri, 1 basın halkla ilişkiler müşaviri ve 1 özel kalem müdürü kadrosu bulunmaktadır. Bakanlıkta istisnai kadrodan ataması yapıldıktan sonra başka kuruma geçen 2 personel bulunmaktadır.

Bursa Milletvekili Sayın İsmet Büyükataman’ın (6/3226) esas numaralı sözlü sorusu: Bakanlığım 4 Temmuz 2011 tarih ve 27984 mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 645 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kurulmuş olup genel bütçenin temsil ve tanıtım giderleri faslından 2011, 2012 ve 2013 yılları için tahsis edilen toplam 1 milyon 590 bin 825 TL ödeneğin sadece 818.651 Türk lirasını harcamıştır. Bu harcama sadece bakan yardımcılığı, müsteşar ve müsteşar yardımcılarının dışında Su Yönetimi Genel Müdürlüğü, Doğa Koruma ve Millî Parklar Genel Müdürlüğü, Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü tarafından yapılmaktadır. Bakanlık üst yönetim ve üç genel müdürlüğünün kullandığı temsil ve tanıtım giderleri, ağırlıklı olarak yabancı heyetlerin ağırlanması konularında kullanılmıştır. Zorunlu olmadıkça temsil ve tanıtım harcaması yapılmamaktadır. Miktarlardan da görüleceği üzere tahsis edilen ödeneğin yüzde 49’u tasarruf edilmiştir.

Ankara Milletvekili Sayın Özcan Yeniçeri’nin (6/3265) esas numaralı sözlü sorusu: 2007-2012 yılları arasında kullanılan sulama suyu miktarı 224 milyon metreküptür. İş yeri ve konutlarda kullanılan su miktarıyla abonelerden toplanan atık su bedelleri konusu, mahalli yönetimlerin ve dolayısıyla da İçişleri Bakanlığının vazife alanındadır.

Ardahan Milletvekili Sayın Ensar Öğüt’ün (6/3408) esas numaralı sözlü sorusuna cevabım: 2/B alanları için ödenmesi gereken bedellerin tespitiyle alakalı düzenlemeler yapılmış olup sorulan husus Maliye Bakanlığının uhdesindedir.

İstanbul Milletvekili Sayın Mahmut Tanal’ın (6/3631) esas numaralı sözlü sorusuna cevabım: Ülkemizin brüt yer üstü suyu potansiyeli 193 milyar metreküptür. Kişi başına düşen yıllık su miktarı 1.519 metreküptür. Türkiye  su zengini olmadığı gibi su fakiri de değildir.

Osmaniye Milletvekili Sayın Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun (6/3646), (6/3647), (6/3648), (6/3649), (6/3650), (6/3651), (6/3652) ve (6/3653) esas numaralı sözlü sorularına müşterek cevabım: Osmaniye’deki çalışmalar da 2/B kapsamında yürütülmektedir. Osmaniye merkez, Bahçe, Düziçi, Hasanbeyli, Kadirli ve Sumbas ilçelerinde bulunan 184 birimin 78’inde 2/B uygulaması yapılmıştır. 2/B uygulaması yapılmamış 106 birimdeyse Bakanlığım imkânları dâhilinde ve bir plan çerçevesinde önümüzdeki yıllarda yapılacaktır.

Ardahan Milletvekili Sayın Ensar Öğüt’ün (6/3681) esas numaralı sözlü sorusuna cevabım: Sulama mevsimi başlamadan önce Şanlıurfa, Osmaniye ve Kilis illerinde sulama ve tahliye kanallarında temizlik çalışmalarını gerçekleştirdik. Sulamada herhangi bir problem bulunmamaktadır.

Ardahan Milletvekili Sayın Ensar Öğüt’ün (6/3682) esas numaralı sözlü sorusuna cevabım: Elâzığ, Adıyaman, Bitlis ve Siirt’te her yıl sulama sezonundan önce kanalların bakım ve temizlik çalışmaları yapılmaktadır.

Ardahan Milletvekili Sayın Ensar Öğüt’ün (6/3683) esas numaralı sözlü sorusuna cevabım: Erzurum’da sulama birlikleri tarafından işletilen tesislerin temizliği birlikler tarafından, Bakanlığımca işletilen tesislerin temizliği ise tarafımızca ihtiyaç duyulan her dönemde yapılmaktadır. Kars ve Iğdır’da işletmeye açılmış sulama kanallarının temizliği, devralan kullanıcı teşkilatlarca yapılmaktadır.

Ardahan Milletvekili Sayın Ensar Öğüt’ün (6/3684) esas numaralı sözlü sorusuna cevabım: Tarihî Şamran Kanalı ile Köprüler, Gem HES Projesi eski Şamran Kanalı’nın suyunu da alarak kanala paralel olarak inşa edilmekte, herhangi bir olumsuz etkisi olmamaktadır. Firma, ÇED sürecinde kanun ve ilgili yönetmelik hükümlerine uyulacağı taahhüdünü vermektedir.

Ardahan Milletvekili Sayın Ensar Öğüt’ün (6/3747) esas numaralı sözlü sorusuna cevabım: Çiftçilerin sulama birliklerine olan borçlarının yeniden yapılandırılması ya da affedilmesi hususunda Bakanlığımızın herhangi bir yetkisi bulunmamaktadır.

Ardahan Milletvekili Sayın Ensar Öğüt’ün (6/3753) esas numaralı sözlü sorusuna cevabım: Bakanlık olarak 1053 sayılı Kanun gereğince, yatırım programında yer almak kaydıyla, belediye teşkilatı olan yerleşim yerlerine içme ve kullanma suyu temin ediyoruz. Bakanlık olarak en son teknoloji kullanılarak tesislerin işletme maliyetlerini asgari seviyeye indiriyoruz.

Ardahan Milletvekili Sayın Ensar Öğüt’ün (6/3783) esas numaralı sözlü sorusuna cevabım: Kars ilimizde 2002-2012 yılları arasında toplam 171 milyon 823 bin 482 TL, Bakanlığımızca yatırım yapılmıştır. Kars için planlayıp yapmadığımız bir proje yoktur. 2014 yılında da Kars’ımıza yatırımlar devam edecektir.

İzmir Milletvekili Sayın Rahmi Aşkın Türeli’nin (6/3812) esas numaralı sözlü sorusuna cevabım: Kuzey Marmara otoyolu ve üçüncü köprü güzergâhı için 2.542 hektar orman alanında izin verilmiştir. Bunun 706,92 hektarında çalışma yapılacaktır. Üçüncü köprünün trafiği rahatlatacağına inanıyorum.

Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın (6/3917) esas numaralı sözlü sorusuna cevabım: Kiralama yoluyla 1’i makam aracı olmak üzere toplam 29 adet kiralık araç mevcut olup, yıllık kira tutarı 657.925 TL’dir. DSİ Genel Müdürlüğü merkez birimlerinde 27 adet kiralık araç mevcut olup, yıllık toplam 1 milyon 57 bin 879 TL ödeme yapılmaktadır. Orman Genel Müdürlüğü merkez birimlerinde 25 adet kiralık araç mevcut olup, yıllık toplam 289.718 TL ödeme yapılmaktadır. Meteoroloji Genel Müdürlüğü merkez birimlerinde 17 adet kiralık araç mevcut olup, yıllık toplam 331.956 TL ödeme yapılmaktadır.

Kütahya Milletvekili Sayın Alim Işık’ın (6/3919) esas numaralı sözlü sorusuna cevabım: Merkez teşkilatı ve bağlı kuruluşlarım için kiralanmış herhangi bir gayrimenkul bulunmamaktadır. Orman Genel Müdürlüğü yeni kampüs alanı yapılıncaya kadar Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından kiralanan 2 adet binada geçici olarak hizmet vermektedir.

Kütahya Milletvekili Sayın Alim Işık’ın (6/4044) esas numaralı sözlü sorusuna cevabım: Merkez ve taşra teşkilatımda herhangi bir taşınır satışı yapılmamıştır. DSİ Genel Müdürlüğünde taşınır satışlardan 2 milyon 992 bin 439 TL, Orman Genel Müdürlüğünde taşınır satışlardan 4 milyon 948 bin 631 TL ve Meteoroloji Genel Müdürlüğünde taşınır satışlardan 6 milyon 200 bin TL ek gelir elde edilmiştir. Bu satışlardan elde edilen gelir, kurumlarımızın döner sermayesine kaydedilmiş ve ihtiyaçlar doğrultusunda kullanılmıştır. Taşınır satışlardan dolayı açılmış herhangi bir dava bulunmamaktadır.

Kütahya Milletvekili Sayın Alim Işık’ın (6/4095) esas numaralı sözlü sorusuna cevabım: Bakanlığımın merkez ve taşra teşkilatı ile bağlı kuruluşlardaki görev yeri değişiklikleri birimlerimizin personel ihtiyaçları dikkate alınarak, yürürlükteki mevzuata uygun yapılmakta olup, 2002-2013 yılları arasında resen ataması yapılan 789 personelden 240’ı mahkeme kararıyla eski görevlerine iade edilmiştir. Bu da bütün personel dikkate alındığında ancak binde 7’ye tekabül etmektedir.

Kütahya Milletvekili Sayın Alim Işık’ın (6/4097) esas numaralı sözlü sorusuna cevabım: Kurulduğu günden bugüne istifa, emeklilik, ölüm vesaire gibi sebeplerle merkez ve taşra teşkilatında 165 kadro boşalmıştır. 2002-2013 yılları arasında DSİ Genel Müdürlüğünde 20.734, Orman Genel Müdürlüğünde 9.507 ve Meteoroloji Genel Müdürlüğünde 1.045 personel kadrosu istifa, emeklilik, ölüm vesaire gibi sebeplerle boşalmıştır. Boşalan bu kadrolar KPSS neticelerine göre, ÖSYM tarafından yapılan yerleştirilmelerle, açıktan atama suretiyle doldurulmuştur.

Kütahya Milletvekili Sayın Alim Işık’ın (6/4150) esas numaralı sözlü sorusuna cevabım: Hizmet alım suretiyle Bakanlığımda 181, bağlı kuruluşlardan DSİ Genel Müdürlüğünde 398, Orman Genel Müdürlüğünde 206 ve Meteoroloji Genel Müdürlüğünde 114 personel çalıştırılmaktadır. Bakanlığım ve bağlı kuruluşlarımda 2002-2013 yıllarında sözleşmeli olarak işe alınan 1.436 personel bulunmaktadır. Bunların bir kısmı 2011 yılında çıkarılan 632 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’yle, geri kalanı da 6495 sayılı Kanun’la memur kadrosuna atanmışlardır. Merkez, taşra ve bağlı kuruluşlarımda 4/C statüsünde toplam 752 personel çalışmaktadır. Bakanlığımızda toplam 69.187 personel bulunmakta olup 4/C statüsündekiler toplam personelin binde 1’idir.

İzmir Milletvekili Sayın Rahmi Aşkın Türeli’nin (6/4251) esas numaralı sözlü sorusuna cevabım: Beydağ Barajı’nda 2009 yılında su tutulmuştur. 196.500 dekar alanı sulamaya açacak bu projeden, Ödemiş ve Beydağ ilçeleri de dâhil olmak üzere, 38 adet yerleşim yeri faydalanacaktır. Terfi gerektiren alanlar proje kapsamında değerlendirilememiş ve bu konuda bir çalışma yapılmamıştır.

Adana Milletvekili Sayın Ali Halaman’ın (6/4366) esas numaralı sözlü sorusuna cevabım: Adana iline 2003-2013 yılları arasında Bakanlığım tarafından 832 milyon TL yatırım yapılmıştır. Adana ilindeki Bakanlığım ve bağlı kuruluşların taşra teşkilatındaki personel ihtiyacı için 2013/1 ve 2013/2 KPSS yerleştirmeleri neticesinde alımlar yapılmıştır. Boş kadrolara 2014 KPSS yerleştirmeleriyle yeniden alım yapılacaktır.

Kahramanmaraş Milletvekili Sayın Mesut Dedeoğlu’nun (6/4554) esas numaralı sözlü sorusuna cevabım: Bakanlığımın merkez ve taşra teşkilatı ile bağlı kuruluşlarda 4/C statüsünde toplam 752 personel çalıştırılmaktadır.

Kahramanmaraş Milletvekili Sayın Mesut Dedeoğlu’nun (6/4556) esas numaralı sözlü sorusuna cevabım: Bakanlığımın merkez teşkilatı ve bağlı kuruluşlarında personelin işe geliş ve gidişlerini sağlamak maksadıyla hizmet alımı suretiyle taşıt kiralanmaktadır. Merkez teşkilatında 63, DSİ Genel Müdürlüğünde 89, Orman Genel Müdürlüğünde 91 ve Meteoroloji Genel Müdürlüğünde 38 adet servis aracı hizmet satın alınması yoluyla kiralanmıştır.

Kahramanmaraş Milletvekili Sayın Mesut Dedeoğlu’nun (6/4560) esas numaralı sözlü sorusuna cevabım: Bakanlığım merkez teşkilatı ve bağlı kurumlar için kiralanmış herhangi bir gayrimenkul bulunmamaktadır. Bağlı kuruluşum Orman Genel Müdürlüğü, yeni kampüs alanı yapılıncaya kadar Başbakanlık Toplu Konut İdaresi tarafından kiralanan 2 adet binada geçici olarak hizmet vermektedir. Orman Genel Müdürlüğünün yeni binasının projeleri tamamlanmış, ihalesi yapılmıştır.

Kütahya Milletvekili Sayın Alim Işık’ın (6/4613) esas numaralı sözlü sorusuna cevabım: Kütahya’nın Altıntaş ilçesinde yapılmakta olan Beşkarış Sulama Projesi’ne 22 Şubat 2013 tarihinde başlanmıştır. Fiziki gerçekleşmesi yüzde 12, parasal gerçekleşmesi yüzde 10’dur. Sözleşmesine göre iş bitim tarihi 22 Ocak 2015’tir. Proje ile toplam 234.410 metre şebeke imalatı ile 9.672 hektar arazi sulanacaktır. 2013 yılı iş programında bir aksama yaşanmamıştır.

Kütahya Milletvekili Sayın Alim Işık’ın (6/4614) esas numaralı sözlü sorusuna cevabım: Kütahya’nın Simav ilçesi Dağardı köyünde yapılması istenen içme ve sulama maksatlı göletle alakalı etüt çalışmalarına hâlen devam edilmektedir.

Kütahya Milletvekili Sayın Alim Işık’ın (6/4615) esas numaralı sözlü sorusuna cevabım: Köylere içme suyu temin görevi, il özel idarelerinin uhdesinde olup sorulan hususların Bakanlığımın görevleriyle alakası bulunmamaktadır.

Kahramanmaraş Milletvekili Sayın Mesut Dedeoğlu’nun (6/4618) esas numaralı sözlü sorusuna cevabım: Bakanlığımdaki boş kadrolar, KPSS neticelerine göre ÖSYM tarafından yapılan yerleştirmeler ile doldurulmaktadır. İlgili kurumlardan mevzuat gereği alınması zorunlu olan izin ve vizeler alındıktan sonra açıktan atamalar yapılacaktır.

Kahramanmaraş Milletvekili Sayın Mesut Dedeoğlu’nun (6/4619) esas numaralı sözlü sorusuna cevabım: Bakanlığım merkez ve taşra teşkilatında 2013 yılı sonu itibarı ile 763 kadın ve 2.205 erkek personel görev yapmaktadır. Personel istihdamı cinsiyete göre değil, liyakate göre yapılmaktadır. Ayrıca, oranlara bakılacak olursa, özel sektör ya da kamudaki pek çok kurumdan oran yüksektir.

Adana Milletvekili Sayın Ali Halaman’ın (6/4662) esas numaralı sözlü sorusuna cevabım: Yangın sezonu süresince, Orman Genel Müdürlüğümüze bağlı ekipler, yirmi dört saat teyakkuz hâlinde nöbet tutmaktadır. Ayrıca, kritik günlerde orman içinde konuşlandırılarak hem ormanlarımızın hem de vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini temin etmeye çalışmaktadırlar.

Ardahan Milletvekili Sayın Ensar Öğüt’ün (6/4736) esas numaralı sözlü sorusuna cevabım: 2014 yılında tüm illerimizde olduğu gibi Ardahan’da da yatırımlara devam edilecektir. On bir yılda Ardahan’da Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından takriben 25 milyon TL yatırım yapılmıştır. Ayrıca, Doğu Anadolu Projesi (DAP) başlatılmıştır.

Ardahan Milletvekili Sayın Ensar Öğüt’ün (6/4795), (6/4796), (6/4797), (6/4813) ve (6/4828) esas numaralı sözlü soru önergelerine cevabım: Son on yılda Ardahan, Kars, Iğdır, Gümüşhane, Bayburt, Van, Ağrı, Erzurum ve Elâzığ illerine iş birliği ve ticari anlaşma yapmak üzere herhangi bir yabancı heyet gelmemiştir.

Ardahan Milletvekili Sayın Ensar Öğüt’ün (6/4829) esas numaralı sözlü sorusuna cevabım: Ardahan’da bulunan Çıldır ve Aktaş gölleri, uluslararası öneme sahip sulak alanlarımızdandır. Doğal sit alanı belirleme ve tescil yetkisi Çevre ve Şehircilik Bakanlığının uhdesindedir.

Tokat Milletvekili Sayın Reşat Doğru’nun (6/4948) esas numaralı sözlü sorusuna cevabım: Tokat Erbaa ilçesinde bulunan Tepekışla Barajı ve HES’in inşaatı devam etmektedir. Projenin 2015 yılında bitirilmesi öngörülmektedir. Projeyle yılda ortalama 230 milyon kilovat/saat enerji üretimi hedeflenmektedir. Tepekışla Barajı’nın sulama maksadı bulunmamaktadır.

Kahramanmaraş Milletvekili Sayın Mesut Dedeoğlu’nun (6/5017) esas numaralı sözlü sorusuna cevabım: Sulama birliklerinde çalıştırılan personelin işvereni 6172 sayılı Sulama Birlikleri Kanunu gereğince birliktir. Personel, 4857 sayılı İş Kanunu hükümlerine göre çalıştırılmaktadır. Birlik personelinin sosyal ve ekonomik haklarının birlik meclisi tarafından belirlenmesi gerekmektedir.

Ankara Milletvekili Sayın Özcan Yeniçeri’nin (6/5041), (6/5043) ve (6/5046) esas numaralı sözlü soru önergelerine müşterek cevabım: 2010-2013 yılları arasında meteoroloji, atmosfer ve çevre alanlarında her yıl 6 adet olmak üzere toplam 18 adet araştırma ve geliştirme projesi uygulanmıştır. Projelerin detayları meteoroloji gözlem ağının iyileştirilmesi ve geliştirilmesi adına diğer yürütülen çalışmalara ait bilgiler, tarafınızca aynı konuda verilmiş olan -26 adet- (7/35570)’ten (7/35595)’e kadar olan yazılı soru önergelerinin cevabında belirtilmiştir, tarafınıza da iletilecektir.

Ankara Milletvekili Sayın Özcan Yeniçeri’nin (6/5042) esas numaralı sözlü soru önergesine cevabım: Meteoroloji Genel Müdürlüğünün 15 bölge müdürlüğünde tahmin merkezleri oluşturulmuştur. 2012 yılı sonunda, hedeflenen sayıya da ulaşılmıştır. Ülkemizde hâlen 930 ilçenin günlük ve beş günlük hava tahminleri hazırlanmaktadır. Hatta, web sitemizden, meteoroloji.gov.tr’den yayınlanmaktadır.

Ankara Milletvekili Sayın Özcan Yeniçeri’nin (6/5044) esas numaralı sözlü soru önergesine cevabım:

Tahmin ve erken uyarı sistemleri:

1) Karadeniz ve Ortadoğu Bölgesel Ani Taşkın Erken Uyarı Sistemi,

2) Güneydoğu Avrupa Ani Taşkın Erken Uyarı Sistemi,

3) Orman Yangınlarına Yönelik Meteorolojik Erken Uyarı Modeli,

4) Zirai Don Uyarı Sistemi olarak belirlenmiştir.

İklim değişikliklerinin izlenmesine yönelik çalışmalar ise

1) Türkiye ve çevresi için bölgesel iklim modeli uygulamaları ve iklim projeksiyonlarının geliştirilmesi,

2) Dünya Meteoroloji Teşkilatı Doğu Akdeniz İklim Merkezi olarak bölgedeki 10 ülkeye sunulması. Yani, bundan gurur duyuyorum. Hakikaten, biz 10 ülkenin de meteoroloji açısından bir tahmin merkeziyiz.

Ankara Milletvekili Sayın Özcan Yeniçeri’nin (6/5045) esas numaralı sözlü soru önergesine cevabım: Meteoroloji Genel Müdürlüğünün üye olduğu kurumlar ve yürütülen ortak projeler şunlardır:

1) Avrupa Birliği ve Dünya Meteoroloji Teşkilatı ile Batı Balkanlar’da ve Türkiye’de Afet Direncini Geliştirme Projesi,

2) Hidrolojik ürün geliştirme maksatlı Uydu Verisi Uygulama Konsorsiyumunda sürekli ürün geliştirme maksatlı proje,

3) Avusturya Meteoroloji Teşkilatı ile yüksek çözünürlüklü EPS Projesi,

4) Dünya Meteoroloji Teşkilatı ile Karadeniz ve Ortadoğu Ani Taşkın Erken Uyarı Sistemi. Bu sistem 2013 yılında kurularak tamamlandı.

5) Dünya Meteoroloji Teşkilatınca Doğu Akdeniz Bölgesel İklim Merkezi. 2009’dan bugüne kadar bu bizde, Doğu Akdeniz Bölgesel İklim  Merkezi.

6) Hükûmetler Arası İklim Hizmetleri Kurulunda ve Dünya Meteoroloji Teşkilatı Klimatoloji Komisyonunda görev yapılmaktadır.

Dolayısıyla, Meteoroloji gerçekten çok yaygın bir çalışma yapıyor.

Ankara Milletvekili Sayın Özcan Yeniçeri’nin (6/5047) esas numaralı sözlü sorusuna cevabım: Ülkemizde 81 il ve 930 ilçe merkezimizde hava tahmini yapılmaktadır. Ayrıca, deniz, hava tahminleri ile kuvvetli meteorolojik olaylar için erken uyarılar hazırlanmaktadır. Meteorolojik değerlendirme ve uyarılara kurum İnternet sayfası ile Meteorolojinin Sesi Radyosunun yanı sıra, televizyon, e-posta, SMS gibi iletişim imkânları ile ulaşılabilmektedir.

2013 yılı içerisinde Meteoroloji Genel Müdürlüğü personelimizin gelişmesine yönelik olarak düzenlenen 92 adet eğitim ve seminere 2.900 personel katılmıştır.

Ayrıca, Sayın Seyfettin Yılmaz’ın, Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğünde yaşanan mutemedin soruşturulması konusuyla ilgili kısa bilgi açıklayacağım. Bakanlığımızda yapılan 6,2 milyon TL’lik maaş yolsuzluğuyla alakalı olarak, olay tarafımızdan ortaya çıkarılmış, dolandırıcılığı yapan mutemet tutuklanmıştır. Görevlendirilen 2 müfettiş, dosya üzerinde bir yıl süreyle hiçbir yönlendirme yapılmaksızın tam bağımsız olarak çalışmışlardır. Talepleri doğrultusunda Bakanlığımız ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı mensubu 34 kişi hakkında müfettiş ön incelemesi yapılmış, müfettiş raporu doğrultusunda, kusur ve ihmali görülen, 2’si maaş mutemedi olan 4 kişi hakkında soruşturma izni verilmiştir. Diğer 30 kişinin olayda herhangi bir ihmali, kusuru olmadığı cihetle soruşturma izni verilmemiş, bu durum (2013/1026) sayılı Danıştay Kararı ile de kesinleşmiştir.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 23/12/2013 sayılı İşlemden Kaldırma Karalı ile mutemetler tarafından yapılan sahte belgelerin iğfal kabiliyetini haiz olduğu, diğer görevlilerin fiilleriyle olay arasında illiyet rabıtası bulunmadığı tespiti ile dosyanın işlemden kaldırılmasına kesin olarak karar vermiştir.

Olayın faili 2 mutemet hakkında -ki onları da biz yakaladık- savcılık tarafından nitelikli dolandırıcılık suçundan ağır cezada dava açılmıştır.

Görüldüğü gibi olay, talimatımla başlatılan teftiş ile birlikte, en objektif bir şekilde bütün idari ve adli incelemelerden geçmiş, mutemetler haricinde hiçbir kamu görevlisinin olayda ihmal veya kusuru bulunmadığı adli mercilerce kesin karara bağlanmıştır.

Gene Sayın Seyfettin Yılmaz’ın Çanakkale Destanı Tanıtım Merkeziyle alakalı bilgi notu: Çanakkale Destanı Tanıtım Merkezi ihalesiyle alakalı olarak yürütmeyi durdurma kararının kaldırılması yönündeki müteahhit firma ile şikâyetçi firma arasında cereyan eden görüşmeler, Bakanlığımızın bilgisi dışında olmuştur. Bakanlığımızla hiçbir alakası yoktur. İddia edildiği gibi bundan dolayı Bakanlığımızca müteahhit firmaya bir ödeme yapılmamıştır, kamu zararı da söz konusu değildir. İddia, sayın milletvekiline verilen yanlış bilgiden kaynaklanmaktadır.

SEYFETTİN YILMAZ (Adana) – Sizin çıkardığınız kitapta yazıyor, ben yanlış bilgi vermiyorum ki.

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Proje maliyetinin artışı ise ihale kapsamında bulunmayan, bir, enerji nakil hattı ve buna ait ekipmanlar ve iki, çevre düzenlemesinden kaynaklanan, sözleşmesinde bulunmayıp bilahare ihtiyaç duyulan ve 4734 ve 4735 sayılı kanunların müsaade ettiği proje ile alakalı ilave işlerin yüzde 10 mertebesindeki keşif artışı yolu ile yaptırılmasına dair ödemeleri kapsamaktadır. “Müteahhide fazla yapılan bir ödeme” şeklinde ifade edilmesi de doğru bir iddia değildir.

Son olarak, toprak dolgu ile ilgili özet bir bilgi arz edeceğim, konuşmamı tamamlayacağım.

Efendim, 1996-2009 yılları arasında İstanbul ilinde 48 adede denk gelen 3 milyon 919 bin 681 metrekarelik alanın 72 milyon 788 bin 499 metreküp dolgu malzemesi ile doldurulması işlemleri ihale edilmiştir. Bu işlemler sonucunda toplam 35 milyon 125 bin 443 TL gelir elde edilmiştir. Ancak, dolgu sonrası ağaçlandırma ve bakım çalışmalarına -fidan bedeli, arazi hazırlığı ve beş yıllık bakım bedeli, dikim masrafları, idaremiz araçlarının giderleri ve amortismanları gibi- yapılan masraflar hesaplandığında yapılan masrafın 20 milyon 239 bin 956 TL olduğu görülmektedir. Şimdi, 2010 yılında kanuni düzenleme yapıldıktan sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesine toplam 21 adet izinle 4 milyon 614 bin 512 metrekarelik alanda 73 milyon 759 bin 189 metreküp dolgu izni verilmiştir. Verilen -bakın, aşağı yukarı miktar aynı yaklaşık hacim olarak- izinlerden toplam, bakın, 47 milyon 178 bin 976 TL bedel İstanbul Büyükşehir Belediyesinden tahsil edilmiştir.

SEYFETTİN YILMAZ (Adana) – İnşallah biz soruştururuz Sayın Bakanım onları, Allah fırsat verir de biz soruştururuz.

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Ayrıca -sadece İstanbul’a değil, kanun gereği biz büyükşehirlere veriyoruz- Kocaeli Büyükşehir Belediyesine toplam 10 adet izinle 840.315 metrekare alanda 15 milyon 605 bin 275 metreküp dolgu izni verilmiştir, verilen izinlerden toplam 10 milyon 251 bin 812 TL bedel tahsil edilmiştir.

İzmir Büyükşehir Belediyesine 1 adet izinle 45.461 metrekare alanda 1 milyon 857 bin 277 metreküp dolgu izni verilmiştir, verilen izinlerden toplam 1 milyon 209 bin 175 TL tahsil edilmiştir.

Manisa Belediyesine 1 adet izinle 15.589 metrekare alanda 381.729 metreküp dolgu izni verilmiştir, verilen izinden toplam 259.174 TL tahsil edilmiştir.

Ayrıca, alınan taahhüt senetlerinde toprak dolgu işleminin tamamlanmasını takiben büyükşehir belediyelerince bu alanların en az 1,5 metre boyunda tüplü fidanlar ile ağaçlandırılması ve beş yıl süreyle bakımlarının yapılması zorunluluğu getirilmiştir. Bu alanlarda yapılan dolgu işlemleri hem idaremizce hem de büyükşehir belediyelerince denetime ve kontrole tabi tutulmaktadır.

Ben hepinizi saygıyla tekrar selamlıyorum, teşekkür ediyorum efendim, sağ olun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Sayın Halaman

ALİ HALAMAN (Adana) – Başkanım, teşekkür ederim.

Sayın  Bakanım alınganlık yapmasın yalnız. Ben, Adana’nın Kozan ilçesindenim. Kozan’ın orman bölgesi sulu tarım yapılan bir bölge. Buranın Devlet Su İşlerini Sayın Bakanım kapattı, başka bir ilçeye, Ceyhan’a götürdü. Dolayısıyla, Meteoroloji de kapandı.

Yine, bizim bu Kozan’ın kenarından bir ırmak geçer, kenarında sulu tarım yapılır. Bunun taşlanmasıyla ilgili, selden korunmasıyla ilgili çok mücadele verdim. Bir kısmı taşlandı, geri kalan kısmı da bir miktar benim de arazim var orada, bana gelince durdu. Şimdi, durmasından ben çok alınganlık da yapmıyorum ama lütfen, Sayın Bakanım -oradaki personel arkadaşlar çalışkan çocuklar, “Taş yok.” diyorlar- eğer, bir tensip veya bir emir buyurursanız, bu selden korunması için bu taşlanmayı devam ettirirse bundan mutlu oluruz.

Teşekkür ediyorum.

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Kozan ilçesi mi? Onu ben sizden not alayım.

BAŞKAN – Kozan ilçesi. Şimdi cevap verirsiniz.

Sayın Yılmaz, sizin sorunuz yok, dolayısıyla ek soru soramazsınız. Dolayısıyla…

SEYFETTİN YILMAZ (Adana) – 60’a göre kısa bir açıklama yapacağım.

BAŞKAN – Ha, o zaman sadece açıklama yaparsınız. Yani, izah ediyorum ki Sayın Bakan…

SEYFETTİN YILMAZ (Adana) – Ama cevap verdi o. Neye cevap verdi? Benim üç tane soruma cevap verdi.

BAŞKAN – Hayır, sizin sorunuz yok dedi arkadaşlar.

SEYFETTİN YILMAZ (Adana) – Niye cevap verdi üç tane soruma Seyfettin Yılmaz’ın diye?

BÜLENT BELEN (Tekirdağ) – Üç tane soruyla ilgili açıklama yaptı Sayın Başkan.

BAŞKAN – Yok, yok.

SEYFETTİN YILMAZ (Adana) – O zaman sormadığım soruya mı cevap verdi?

BAŞKAN – Hayır, konunuz aynı olabilir de burada isminiz yok.

SEYFETTİN YILMAZ (Adana) – Var, “Seyfettin Yılmaz” dedi, ismimi de kullandı, tutanaklarda var.

BAŞKAN – Hayır, ben onu duymadım. Bakın…

SEYFETTİN YILMAZ (Adana) – İnceleyin.

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Kayda geçsin diye söyledim.

BAŞKAN – “Kayda geçsin diye söyledim.” diyor ama bu…

Bir dakika ya, ben 60’a göre söz vereceğim.

SEYFETTİN YILMAZ (Adana) – Korsan cevap verdi o zaman.

BAŞKAN – Sayın Bakan istemezse size cevap vermeyebilir, o anlamda söylüyorum.

Şimdi, 60’a göre bir dakika söz veriyorum.

Buyurun.

VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)

17.- Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz’ın, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun sözlü sorulara cevabındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

SEYFETTİN YILMAZ (Adana) – Şimdi, asrın yolsuzluğunda, iddiaların arasında 10 milyar dolarlık Sultanbeyli Paşaköy maden işletmesi izniyle ilgili iddialar vardır. Sayın Bakan bunları açıklığa kavuşturmadan burada yaptığı açıklamalar kanımca yok hükmündedir.

Şimdi, burada, özellikle maden arazisine, sit çalışmaları devam ettiği, madencilik faaliyetleri başladığı takdirde sosyal problemlerle karşılaşılacağı, İstanbul il sınırları içerisinde doğal olarak yetişen bitki türlerinin bulunduğu ve kontrolsüz kentleşme, aşırı ölçüde gelişme ve yeşil alanlara yapılan müdahalelerden dolayı tehdit altında bulunması gerekçesiyle maden işletme izni verilmiyordu. Fakat, meşhur Bosphorus360, Yasin El Kadı’nın da ortağı olduğu firmanın devreye girmesiyle beraber buraya maden işletme izninin verildiği ifade ediliyor ve bu ifadelerde, Sayın Başbakanın Orman ve Su İşleri Bakanını aradığı ve Özel Kalem Müdürünün devreye girdiği iddiaları var. Şimdi, bu kadar önemli, 10 milyar dolarlık bu maden sahasına, sit alanında olmasına rağmen izin verildi mi, verilmedi mi? Verildiyse, Sayın Başbakan sizi arayıp da mı verdiniz, Özel Kalem Müdürü…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SEYFETTİN YILMAZ (Adana) – …devreye girdiği için mi verdiniz? Bunların bir açıklığa kavuşması lazım.

BAŞKAN – Şimdi, Sayın Halaman’ın sorusuyla ilgili siz oradan “Bana yazılı olarak anlatırsanız gereğini yapacağım.” dediniz. Bu soruya cevap verip vermeme hakkınız mevcut. Verecekseniz, zamanınız var, buyurun, size söz veriyorum.

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Müsaade ederseniz…

BAŞKAN – Ben sadece usulü anlatıyorum.

Buyurun.

18.- Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun, Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz’ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Şimdi, özellikle bir maden ruhsatına -ormanlık alanda- nasıl izin verileceği gayet bellidir. Önce Maden İşleri Genel Müdürlüğünden ruhsat alır. Esasen, Maden Kanunu’nda da, Maden İşlerinden ruhsat alınca… Orman Kanunu’ndaki 16 ve 17’nci maddelere bakarsanız “İzin verilebilir.” değil, “İzin verilir.” hükmü vardır. Ama özellikle bazı alanlarda çok büyük hassasiyet var, dolayısıyla ben bizzat kendim inceletiyorum.

Bu Sultanbeyli’dekinde herhangi bir mahzur var mı diye üç noktainazardan incelettim. Yoksa, verilecek olsa niye inceleteyim? Bir: Acaba yerleşim alanlarına mesafesi yönetmelikte belirtilen mesafeye uygun mu? Dediler “Uygun.” İki: Endemik türler var mı, onu şey yaptık. Üç: Herhangi diğer havzayla ilgili… Orada içme suyu havzası var, Ömerli’de. Havza da kanunda belirtilen alanda mı, yoksa mutlak koruma alanında mı? Bunların hepsi belirlendi, ondan sonra, bu üç tane hususta hiçbir mahzur olmayınca biz buraya verdik. Sadece burası değil, ben aşağı yukarı haftada 400-500 tane maden izni inceliyorum. Bizzat ben de… Bakanlıkta güzel bir sistem vardır. Sistemi, tabakaları üst üste koyuyoruz, havza vesaire, herhangi bir mahzuru olup olmadığını belirledikten sonra veriyoruz.

SEYFETTİN YILMAZ (Adana) – Yasin El Kadı neresinde bu işin, Yasin El Kadı?

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Bu da müracaat etmiş, ruhsatını almış.

SEYFETTİN YILMAZ (Adana) – Yasin El Kadı neresinde bu işin?

BÜLENT BELEN (Tekirdağ) – Göbeğinde, göbeğinde.

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Bakın, şunu söylüyorum: Başbakanımız o kadar dürüst adam ki… Ben İSKİ Genel Müdürlüğü, DSİ Genel Müdürlüğü, Çevre ve Orman Bakanlığı ve Orman ve Su İşleri Bakanlığı yaptım.

SEYFETTİN YILMAZ (Adana) – Başbakanın dürüstlüğünü bırak da Yasin El Kadı neresinde bunun?

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Bir dakika, müsaade edin.

Şu ana kadar Başbakan telefon edip de bana “Şu kişiye şunu ver.” diye söylememiştir, asla böyle bir şey değil. Başbakanımız başı dik, son derece dürüst bir insandır, bunu özellikle söylüyorum.

İkincisi, şunu söyleyeyim…

SEYFETTİN YILMAZ (Adana) – Mahkemede cevap versin, mahkemede. Mahkemeye çıkıp bir cevap versin.

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Bakın, şunu söylüyorum… Bakın, mahkemede…

SEYFETTİN YILMAZ (Adana) – Dürüstse mahkemede cevap versin.

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Bana telefon falan etmemiştir.

AYTUĞ ATICI (Mersin) – Sayın Bakan, ona Yüce Divan karar verecek, merak etmeyin. Siz endişe buyurmayın efendim, Yüce Divan karar verecek ona.

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – İkincisi: Biz İSKİ’yi yolsuzluktan aldık, büyükşehirden, Yuvacık Barajı’nı şey yaptık.

SEYFETTİN YILMAZ (Adana) – O zaman şu TÜRGEV’i açıklasana, TÜRGEV’e yapılan ödemeleri!

BÜLENT BELEN (Tekirdağ) - Hâlâ utanmadan “İSKİ yolsuzluğu” diyorsun ya!

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – DSİ’ye geldiğimiz zaman 3,2 katrilyon… Bunları şey yapan bir kişiyiz, kusura bakmayın.

SEYFETTİN YILMAZ (Adana) – O kadar Başbakanı savunuyorsun, TÜRGEV’e yapılan bağışları açıklasana, TÜRGEV’e yapılan bağışları!

BAŞKAN – Sayın Yılmaz, lütfen… Anladım ama lütfen…

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Özellikle dürüstlük konusunda hiç kimse bize çamur atamaz.

SEYFETTİN YILMAZ (Adana) – Açıkla o zaman TÜRGEV’e yapılan bağışları!

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Allah’a şükür, alnımız açık, her şey ortada. Kusura bakmayın, öyle bir şey diyemezsiniz.

SEYFETTİN YILMAZ (Adana) – Açıklasana TÜRGEV’i, TÜRGEV’İ açıklasana o zaman! TÜRGEV’i açıklasana, TÜRGEV’e yapılan bağışları, Başbakana kefilsen!

BAŞKAN – Sayın Yılmaz, lütfen…

BÜLENT BELEN (Tekirdağ) – Yasin El Kadı’yı açıkla!

AYTUĞ ATICI (Mersin) – Temiz bir yer kalmamış ki, neyi açıklayacak Allah aşkına!

SEYFETTİN YILMAZ (Adana) – Açıklasana!

BAŞKAN – Sayın Yılmaz, lütfen… Ben çok zor durumda kalıyorum. Onun sorusuna cevap vermeme hakkına sahip.

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Arkadaşlar, ben sizi dinledim, karşılıklı bir şey yok. Haddini bil!

Arkadaşlar, kati surette, bizim yaptığımız her şey hukuka uygundur. Hiçbir şekilde -kendisi de aslında bilir beni- hiçbir şekilde herhangi tavassut veya da suistimal söz konusu değildir. Allah’a şükürler olsun, alnımız açık. O bakımdan, bunu açık söyleyeyim, varsa şey yapsın.

Teşekkür ediyorum, sağ olun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Soru önergeleri cevaplandırılmıştır.

SEYFETTİN YILMAZ (Adana) – Sayın Başkan, Sayın Bakan konuşmasında “Haddini bil!” diyerek şahsıma hakaret etmiştir, sataşmadan dolayı söz istiyorum.

AHMET AYDIN (Adıyaman) – Hakaret değil efendim.

ENGİN ALTAY (Sinop) – Sataşma olabilir, hakaret değil ama bir sataşma var yine de.

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Esasen arkadaşın bir kuyruk acısı var, bir sürü yolsuzluklardan mahkemeye gidiyor, arkadaşlar da dava açtılar. (MHP sıralarından gürültüler)

BAŞKAN – Buyurun.

IX.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)

8.- Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz’ın, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun yaptığı açıklaması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

SEYFETTİN YILMAZ (Adana) – Bakın, bunu açıklamayan, burada iddia ediyorum, ahlak yoksunudur! Benim hiçbir şeyim yok. Bakın, bana üç sene boyunca gönderdiği müfettişler var, Allah rızası için gelsin, ifade etsin. Burada Orman Genel Müdürü var, Osman Kahveci, çıksın, ifade etsin. Altında Osman Kahveci’nin imzası var beni suçladığı konuda. Var mı, yok mu Sayın Bakan? Dolayısıyla, Orman Bakanlığının izni var. Nedir biliyor musunuz?

BAŞKAN – Birbirinize hitap etmeyin lütfen.

SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) – 2004 yılında, AKP iktidarı döneminde büyükşehir belediyesine verilen bir yerle ilgili. Verilen yer, belediye. 10 tane müfettiş gönderdin, bir şey çıkarabildin mi? O mahkemeler ne dedi biliyor musun? “Orada suç unsuru yok.” dedi. Hani sen yalan söylemezdin, gel izah etsene, gel! Ne kuyruk acım varmış benim? Hiçbir kuyruk acım yok! Ama…

AHMET AYDIN (Adıyaman) – Böyle bir usul var mı ya?

SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Sen oraya cevap verme, oraya cevap ver.

AHMET AYDIN (Adıyaman) - Sen, bana “sen” diyemezsin.

SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Şimdi, ben buradan soruyorum: Gel sen, sen orada şeysen... Bu işte, Sultanbeyli’de, tamam mı, Sultanbeyli’de Yasin El Kadı’nın olduğu iddia ediliyor. Önce verilmeyen izne, izin veriyorsun. Orada Adem Peker, maden izninin sahibi. Maden izninin sahibinin elindeki yetkiler alınıyor, Yasin El Kadı’ya kadar ortaya geçiriyor.

Şimdi, abdestinden şüphesi olmayan, Allah’a inanan, Kur'an’a inanan, bayrağa inanan... Açıkça söylüyorum, ben on yıldır sorgulanıyorum. Sayın Başbakan da sayın bakanlar da eğer adalete inanıyorsa, Türk yargısına inanıyorsa, Türk polisine inanıyorsa... Bakın, Başbakanla ilgili iddiaları operasyon var diye geçiremezsiniz. Burada söylenenler var. Burada ne söyleniyor? “İş alan iş adamları TÜRGEV’e bağışta bulundu.” deniyor. Burada, yüreğiniz yetiyorsa, TÜRGEV’e hangi iş adamı ne kadar bağış yapmıştır, gelin bunu açıklayın da o zaman alnınızın ak olduğunu görelim, o zaman abdestinizden şüpheniz olmadığını görelim. Var mı sizde bu yürek? Gelsin bir kişi açıklasın bakayım.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)                                              

İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) – Vakıf orası, vakıf!

BAŞKAN – Birleşime on dakika ara veriyorum.

 

Kapanma Saati: 21.11


 

BEŞİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 21.33

BAŞKAN: Başkan Vekili Meral AKŞENER

KÂTİP ÜYELER: Dilek YÜKSEL (Tokat), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 43’üncü Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.

Alınan karar gereğince diğer denetim konularını görüşmüyor ve gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmına geçiyoruz.

1'inci sırada yer alan, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

XII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri

1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S. Sayısı: 156)

BAŞKAN – Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

2’nci sırada yer alan, Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu raporlarının görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

2.- Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporları (1/484) (S. Sayısı: 287)

BAŞKAN – Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

3’üncü sıraya alınan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Japonya Hükümeti Arasında Nükleer Enerjinin Barışçıl Amaçlarla Kullanımına Dair İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu ile Dışişleri Komisyonu raporlarının görüşmelerine başlayacağız.

3.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Japonya Hükümeti Arasında Nükleer Enerjinin Barışçıl Amaçlarla Kullanımına Dair İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu ile Dışişleri Komisyonu Raporları (1/850) (S. Sayısı: 520) (x)

BAŞKAN – Komisyon? Burada.

                                  

(x) 520 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

Hükûmet? Burada.

Komisyon raporu 520 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Tasarının tümü üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen Mersin Milletvekili Sayın Aytuğ Atıcı, buyurunuz lütfen. (CHP sıralarından alkışlar)

Süreniz yirmi dakika.

CHP GRUBU ADINA AYTUĞ ATICI (Mersin) – Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Japonya Hükümeti Arasında Nükleer Enerjinin Barışçıl Amaçlarla Kullanımına Dair İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın tümü üzerine Cumhuriyet Halk Partisi adına söz almış bulunuyorum. Nükleer santrallerin kirliliklerine bulaşmayan ve ülkemizin başına bu püsküllü belayı sarmaya çalışmayan milletvekillerini saygıyla selamlıyorum.

Şimdi, konumuz nükleer enerji, nükleer enerjinin barışçıl kullanımı yani enerji konuşacağız, Enerji Bakanı yok. Konumuz bu enerjiyle ilgili yapılan bir uluslararası sözleşme, Dışişleri Bakanı yok. Sayın Bakan “Ben nöbetçi Bakanım, her işe bakarım.” diyor, ben de nöbetçi hekim olduğum zaman, anlamadığım konularda konsültasyon yapardım, acilen çağırırdım. Eğer böyle bir uygulama varsa Sayın Bakan, Dışişleri Bakanını ve Enerji Bakanını buraya çağırmanızı istiyorum çünkü bu hassas bir konudur, teknik bir konudur. Ha, eğer gelmeyeceklerse ben burada yolsuzlukları konuşacağım çünkü ondan anlarsınız. Ama, eğer enerji konuşacaksak, dış politika konuşacaksak burada Dışişleri Bakanı da olacak, Enerji Bakanı da olacak.

AHMET AYDIN (Adıyaman) – Siz de doktorsunuz enerjiyi konuşuyorsunuz, Sayın Bakan da anlar.

AYTUĞ ATICI (Devamla) – Elbette, ben doktorum ve enerji konuşacağım Sayın Grup Başkan Vekili. Niye biliyor musunuz? Çünkü, sizin Türkiye'nin başına bela etmek istediğiniz enerji insan sağlığına zararlı. Eğer isterseniz bu konuda saatlerce konuşabilirim ve gerekirse de konuşacağım, bu çatı altında defalarca da konuştum. Sizin Türkiye’ye getirmek istediğiniz bu kirli enerji Sayın Aydın, sizin çocuklarınızı da kanser yapabilir, inşallah yapmaz.

AFİF DEMİRKIRAN (Siirt) – Nereden çıkarıyorsunuz bunu Allah aşkına?

AYTUĞ ATICI (Devamla) – “Nereden çıkarıyorsunuz?” diye enerjiden anlayan bir milletvekili sordu.

AFİF DEMİRKIRAN (Siirt) – Evet, anladığım için söylüyorum: Nereden çıkardınız?

AYTUĞ ATICI (Devamla) – Sayın Milletvekilim, nereden çıkardığımı size hemen söylüyorum: Almanya’da nükleer santral çevresinde yapılan bir araştırma…

AFİF DEMİRKIRAN (Siirt) – Fransa onun yüzde 72’sini üretiyor, kapatsın gitsin o zaman Fransa.

AYTUĞ ATICI (Devamla) – Şimdi, soru sordunuz, eğer müsaade ederseniz cevap vereceğim. Soru sordunuz, eğer merak ediyorsanız… Yok, sataşmaysa memnun olurum.

AFİF DEMİRKIRAN (Siirt) – Yok, hayır, hayır, merak ediyorum.

AYTUĞ ATICI (Devamla) – Merak ediyorsanız… Ben bu kürsüden de bu anlaşmanın metnini ve hakemli dergide yayımlanmış şeklini gösterdim. Almanya’da bir nükleer santralin çevresinde yapılan araştırmada lösemi yani kan kanseri oranının çocuklarda 2,2 kat arttığı tespit edilmiş ve bu, uluslararası bir dergide Almanca ve İngilizce olarak yayımlanmış. Eğer arzu ederseniz derhâl size bunu takdim edebilirim. Bakın, altını çizerek söylüyorum Sayın Milletvekili: Herhangi bir kaza yok, herhangi bir bilinen sızıntı yok, herhangi bir felaket de yok, depremdi, terör saldırısıydı yok; sadece bir nükleer santral var ve bu nükleer santralin etrafında yaşayanlarda kan kanseri oranı 2,2 kat fazla. Diğer kanserler üzerinde bir araştırma yapılmadığı için bilmiyoruz. Ama kan kanseri 2,2 kat fazla.

AFİF DEMİRKIRAN (Siirt) – Kanada’ya gidin. Nükleer santralin girişindeki gölden balık avlıyor insanlar, kamping yapıyor insanlar. Allah aşkına!

AYTUĞ ATICI (Devamla) – Şimdi “Karadeniz’de insanlar balık avlıyor.” diyorsunuz. Çok güzel bir hatırlatma yaptınız, halkımızın da hatırlayacağını çok iyi tahmin ediyorum. Çernobil olayında…

İDRİS ŞAHİN (Çankırı) – Kanada’yı diyor.

AYTUĞ ATICI (Devamla) – Ha, Kanada’yı diyorsunuz…

AFİF DEMİRKIRAN (Siirt) – Kanada…

AYTUĞ ATICI (Devamla) – Kanada’ya da geleyim, Fransa’yı da telaffuz ettiniz, ona da geleyim ama çağrışım yaptığı için söylüyorum: Karadeniz’de de biliyorsunuz, Çernobil’den sonra bir sayın bakan çıkmış, demişti ki: “Kardeşim, bakın, siz ‘buradaki çaylara nükleer bulaşık’ diyorsunuz. Bakın, aha çay, ben içiyorum.” televizyonun karşısında. Hatırlarsınız siz de, rahmetli oldu o bakan. Niye öldü, biliyor musunuz? Kanserden öldü.

AFİF DEMİRKIRAN (Siirt) – Çaydan değil ama. Yapma ya!

AYTUĞ ATICI (Devamla) – Yapmayın değil Sayın Milletvekili. Bu sayın bakan kanserden öldü.

KEMALETTİN AYDIN (Gümüşhane) – O kanserin Çernobil’le ne alakası var?

AYTUĞ ATICI (Devamla) – “O kanserin Çernobil’le ne alakası var?” diye bir soru geldi. Çok güzel. Sayın Milletvekili, siz, gördüğüm kadarıyla…

KEMALETTİN AYDIN (Gümüşhane) – Kaç yıl olması lazım?

BAŞKAN – İsterseniz doktorlar olarak birbirinizle konuşmayın da Genel Kurula hitap edilsin çünkü ben de izliyorum, bilgileniyorum.

AYTUĞ ATICI (Devamla) – Peki Sayın Başkanım.

Şimdi, soruyu soran milletvekili bir hekim milletvekili. Şaşırdım doğrusu bu soruyu nasıl sorduğuna.

AFİF DEMİRKIRAN (Siirt) – Fransa’nın tamamının kanser olması gerekirdi doğru söyleseydiniz.

AYTUĞ ATICI (Devamla) – Bir nükleer sızıntı olduğunda maruz kaldığınız enerji miktarı ile kanser oluşma süresi arasında ters orantı vardır yani bir sızıntıya ne kadar çok maruz kalırsanız kanser olma süreniz o kadar kısalır. Biz bu sayın bakanın bu sızıntıya ne kadar maruz kaldığını bilmiyoruz ama kaderin cilvesi diyelim, bu insan “Ben ‘nükleer bulaşmış’ dediğiniz çayı içiyorum, siz de için ey halkım.” dedi ve kanserden öldü. Buradan akıllı insanlar ders çıkarırlar, akıllı insanlar; daha akıllı insanlar ise başkalarının, diğer ülkelerin yaptıklarından ders çıkarırlar. Sayın Dışişleri Komisyonu Başkanı burada -gerçi biraz meşgul görünüyor Sayın Bozkır ama- o da çok iyi hatırlayacak. Sayın Enerji Bakanı ben Dışişleri Komisyonu üyesiyken geldi, bize bilgi aktarıyordu, ben ona dedim ki… Sizin Kanada ve Fransa sorunuza Sayın Milletvekili cevap olarak söylüyorum. Sayın Bakan, Allah rızası için söyleyin, bir nükleer santralin olduğu yerin dibinde siz denize girer misiniz? Çünkü, Mersin’e yaptığınız nükleer santral belası turizmimizi öldürecek. Sayın Bakan tebessüm etti, dedi ki: “Ben daha önceki bakanı hatırlıyorum, şimdi siz de belki güleceksiniz ama evet, ben o santralin yanından denize girerim.” Şimdi, Allah uzun ömür versin Sayın Enerji Bakanına, gerçi oraya santral yapılmayacak ama ben –naçizane- Fransa ve Kanada’da, birçok yerde deniz kıyısında santraller var; bir gün, kendisini ve çocuklarını burada denize girerken görmek istiyorum, bir gün. Girmeyecektir, aklı varsa girmez, Enerji Bakanımız akıllı bir adam. Şu kadar aklı olan bir insan girmez.

İSMAİL TAMER (Kayseri) – Kanser olayına sadece bağlama Aytuğ Bey yani doktor olarak... 

AYTUĞ ATICI (Devamla) – O yüzden, söylediklerimi bir siyasi polemik olarak almayın, ciddiye alın. Ben burada, bu kürsüde, size bir soru sormuştum tam bir yıl önce. Demiştim ki Allah rızası için bana söyleyin; hangi biriniz evinizin yanına, kendi iline nükleer santral ister? Kimse el kaldırmamıştı, hatırlıyor musunuz? Haklıydınız çünkü siz de akıllısınız, evinizin yanına, kendi ilinize nükleer santral istemeyeceksiniz. Bunu çok iyi biliyorum.

İSMAİL TAMER (Kayseri) – Fransa’da kaç tane nükleer santral var Aytuğ Bey?

AYTUĞ ATICI (Devamla) – Şimdi, konuşmamı biraz daha detaylandıracağım ama sataşmalarınızı da memnuniyetle karşılayıp bana cevap verme hakkı doğurduğunuz için teşekkür ediyorum, daha renkli olur o zaman.

“Fransa’da kaç tane nükleer santral var? Almanya’da kaç tane nükleer santral var?” soruları geliyor. Almanya, teknolojinin devi, dünyada enerjiyi en çok kullanan ülkelerden bir tanesidir ve bütün nükleer santralleri kapatma kararı almıştır.

METİN KÜLÜNK (İstanbul) – Sayın Atıcı, bu konudaki bilgilerinizi tazeleyin.

AYTUĞ ATICI (Devamla) – Dediler ki veya Külünk de diyecek ki şimdi: “Efendim, süresi bittiği için kapatılacak.” Ve onu diyen…

METİN KÜLÜNK (İstanbul) – Hayır, onu demeyeceğim. Şuna cevap verin sadece: “Nükleer santraller kapatıldı.” görüntüsü altında işleyen nükleer santrallerden bahsediyoruz.

AYTUĞ ATICI (Devamla) – O ancak AKP zihniyetinde mümkün. Almanya’da böyle ikircikli, böyle ikiyüzlü politika olmaz. O ancak size mahsus bir şeydir.

AHMET AYDIN (Adıyaman) – Almanya’yla da anlaşmamız var, nükleer enerji.

AYTUĞ ATICI (Devamla) – Almanya’da bütün nükleer santrallerin kapatılacağını Merkel söyledi, bakın, muhafazakâr, sağcı birisi. Kime söyledi biliyor musunuz? Yeşiller Partisinin olduğu bir ortamda söyledi.

AFİF DEMİRKIRAN (Siirt) – Fransa’dan ithal edecek o zaman.

AYTUĞ ATICI (Devamla) – Nereden ithal edeceğini söyleyeceğim.

Şu anda, Almanya’da bir tane bile yeni nükleer santral yok, olmayacak.

AFİF DEMİRKIRAN (Siirt) – İhtiyaç yok çünkü.

AYTUĞ ATICI (Devamla) – Bunu söyleyen Almanya’nın Başbakanıdır. Almanya’nın Başbakanı bizden daha mı akıllı, bizden daha mı vicdanlı? Öyle görünüyor, keşke olmasaydı. Almanya’nın Başbakanının benim Başbakanımdan daha akıllı, daha zeki, daha vicdanlı olmasını hazmedemiyorum, hazmedemiyorum!

AFİF DEMİRKIRAN (Siirt) – Değildir ki!

AYTUĞ ATICI (Devamla) – Alman Başbakanının Alman halkını Recep Tayyip Erdoğan’ın kendi halkını sevdiğinden daha çok sevmesini de kendime yediremiyorum.

METİN KÜLÜNK (İstanbul) – Hamburg’da olup bitenlerden haberin var mı? O “Vicdanlı” dediğin Başbakanın olduğu ülkedeki, Hamburg’da olup bitenlerden haberiniz var mı? Bir haftadır Hamburg’da neler oluyor?

AYTUĞ ATICI (Devamla) – Şimdi, Almanya acaba nasıl enerji ihtiyacını karşılayacak? Almanya acaba bütün fabrikaları kapatacak mı yoksa kapatmayacak mı? Cevap: Kapatmayacak.

METİN KÜLÜNK (İstanbul) – Kendi ülkenize bu kadar sadıksınız siz!

AYTUĞ ATICI (Devamla) – Peki, enerjiyi nereden elde edecek?

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) – Kompleks bu, kompleks. Almanya kompleksi var sende.

AYTUĞ ATICI (Devamla) – Enerjiyi nereden elde edecek biliyor musunuz? Bizden daha akıllı çıktılar. Sizler, sizin gibi düşünenler, Fransa, İngiltere gibi emperyal ülkeler Libya’nın çöllerinin altındaki fosil yakıtlara göz dikerken akıllı Alman çölün üstündeki güneşe göz dikti arkadaşlar. Şu anda, Almanlar Libya’nın çöllerinde tam 12 tane büyük güneş enerjisi santrali inşa ediyor. Ben buradan bunu söylerken yine sizin gibi düşünen ve ilk defa karşılaştığım bir milletvekili bana demişti ki: “Sen güneş enerjisi lobisinin adamı mısın?” Hiç unutmuyorum. “Allah Allah! Ya, böyle bir lobi mi var?” dedim. Yani bunu düşünmek de ancak AKP’li zihniyetlere yakışır. Güya, güneş enerjisi lobisi varmış, ben de o lobi adına konuşuyormuşum. Ancak gülerim ama nasıl gülerim, onu sizin takdirinize bırakıyorum.

Şimdi, gelelim Japonya’yla yapacağınız bu anlaşmaya. Bu anlaşmanın Japonya’yla karşılıklı dostluk ve çıkar temelinde yürütüleceği söyleniyor. Japonya’yla anlaşma yapmanıza hiç karşı değiliz, hiç.

Sayın Bakan, Enerji Bakanı gelmedi, Dışişleri Bakanı da gelmedi, ben de sözümü tutuyorum, yolsuzluklara giriyorum, haberiniz olsun. Vallahi girmeyecektim. Dışişleri Bakanı gelmedi, Enerji Bakanı da yok; konuşacak, bu konuyu toparlayacağız.

Şimdi, Japonya’yla yapacağınız anlaşmalara karşı değiliz, bu hariç. Ben, Japonya’yla daha çok iş birliği yapmanızı öneririm, Japonya’yla çok daha fazla ilişkiler kurmanızı öneririm. Niye biliyor musunuz? Belki biraz onlardan onurlu davranış öğrenirsiniz, belki biraz edep öğrenirsiniz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

AHMET AYDIN (Adıyaman) – Sayın Başkanım, böyle bir konuşma olur mu ya?

AYTUĞ ATICI (Devamla) – Belki de ülkenizi daha iyi yönetirsiniz.

AHMET AYDIN (Adıyaman) – Böyle konuşma olur mu ya? Ne demek? Edebi başkasından mı öğreneceğiz?

AYTUĞ ATICI (Devamla) – Evet.

AHMET AYDIN (Adıyaman) – Siz önce edebi kendiniz öğrenin, gelin edepli konuşun! Öyle şey mi olur!

AYTUĞ ATICI (Devamla) – Edebi başkasından öğrenme zorunluluğu olanlar böyle zıplar.

RECEP ÖZEL (Isparta) – Böyle şey olur mu ya?

BAŞKAN – Sayın Atıcı…

AYTUĞ ATICI (Devamla) – Edep öğrenme zorunluluğunu hissedenler zıplar.

RECEP ÖZEL (Isparta) – Hâlâ hakaret ediyorsun sen ya!

AYTUĞ ATICI (Devamla) – “Benim edebim bana yeter.” diyorsan oturursun yerine ama senin edebin sana yetmiyorsa zıplar, itiraz edersin.

AHMET AYDIN (Adıyaman) – Sizin edebiniz yetmiyor işte, bu şekilde konuşmaya hakkınız yok sizin!

AYTUĞ ATICI (Devamla) – Şimdi, ben size Japonlarla iş birliği yapın, onlardan edep öğrenin derken harakiri yapın demiyorum.

AHMET AYDIN (Adıyaman) – Harakiriyi sen yapıyorsun şimdi zaten!

AYTUĞ ATICI (Devamla) – Merak ediyorum…

AHMET AYDIN (Adıyaman) – “Edep öğrenin.” derken harakiri yapıyorsun , edepsiz olduğun için!

AYTUĞ ATICI (Devamla) – …bir Japon bakan, eğer rüşvet aldığı tespit edilirse veya güçlü iddialarla, güçlü delillerle suçlanırsa acaba ne yapar? Bunu bir öğrenin, bunu öğrenmek iyi bir şey. Belki o zaman siz de bu davranışlarınızla oturduğunuz kürsülere layık olabilirsiniz.

AHMET AYDIN (Adıyaman) – Onu vatandaş takdir ediyor, vatandaş onu biliyor!

AYTUĞ ATICI (Devamla) – Merak ediyorum, bir Japon bakanın çocuklarının evlerinde, odalarında milyonlarca dolar bulunursa o Japon bakan ne yapardı acaba?

CELAL ADAN (İstanbul) – İntihar eder, intihar!

FARUK BAL (Konya) – Harakiri…

AYTUĞ ATICI (Devamla) – Bunun milyonda biri olsa harakiri yapardı. Ben onun için size öğrenin diyorum.

AHMET AYDIN (Adıyaman) – Biz biliyoruz, sen öğren yeter!

AYTUĞ ATICI (Devamla) – Bakın, anlaşma yapıyorsunuz, güzel ama bakın bu anlaşmayı gelin nükleer alanda yapmayalım…

İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) – Sen ne yaparsın, sen!

AYTUĞ ATICI (Devamla) – …her alanda yapalım. Hiç olmazsa onun zararı yoktur, hiç olmazsa biraz, böyle, karşılıklı konuşmakla bir şeyler öğrenebilirsiniz, onurlu davranışları öğrenebilirsiniz.

AHMET AYDIN (Adıyaman) – Kimseye bir şey öğretmeyin siz, burada öğrenci yok. Siz kendiniz öğrenin, kendiniz konuşun. Biz öğreneceğimizi öğrendik, sizden öğrenecek değiliz.

AYTUĞ ATICI (Devamla) – Bir Japon bakanın çocuğunun evinden para sayma makinesi çıksa acaba ne yapar, merak ediyorum.

Tabii ki AKP’nin grup başkan vekili elbette ki bu şekildeki saldırılara -saldırı değil, itham değil, bunlar gerçekler- ya da bunlara tabii ki cevap verecek, kayıtlara geçecek ki daha sonra Başbakan “Aferin, iyi yaptın.” diyecek. Mecbur yapmaya, anlayışla karşılıyorum. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

Şimdi…

RECEP ÖZEL (Isparta) – Ne kadar basit bir şey konuşuyorsun ya!

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) – Senin Genel Başkanın şu konuştuklarına bakarak mı senin hakkında karar verecek? Yazık sana, yazık!

AYTUĞ ATICI (Devamla) – Kime yazık olduğunu zaman gösterecek.

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) – Demek ki sen tutanakları Genel Başkanına götürüyorsun.

AYTUĞ ATICI (Devamla) – Kime yazık olduğunu zaman gösterecek. Dönüp dolaşıp “Halk bilir, halk bilir.” diyorsunuz. Doğru…

AHMET AYDIN (Adıyaman) – Halk da bilmez, zaten her şeyi siz bilirsiniz! Her şeyi siz bilirsiniz, siz bilirsiniz!

AYTUĞ ATICI (Devamla) – Halkımız en iyiyi bilir, halkımız en iyiyi bilir. Halkımız nasıl hesap sorulacağı konusunu da çok iyi bilir ancak sandık konulduğunda…

İSMAİL AYDIN (Bursa) – Kırk yıldır CHP’ye sorduğu gibi halkın, değil mi!1

AYTUĞ ATICI (Devamla) – Efendim?

İSMAİL AYDIN (Bursa) – Kırk yıldır CHP’ye sorduğu gibi, çok iyi biliyor.

AYTUĞ ATICI (Devamla) – Peki.

Sandık konulduğunda…

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, birbirinizle konuşmayın lütfen.

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) – Konuşmayalım da Başkanım, bir iktidara gelememe kompleksi var arkadaşlarda. Habire saldırıyorlar, ne yapalım yani!

AYTUĞ ATICI (Devamla) – Şimdi, sandık konulduğunda halkımız size dersini verecek. Benim buna karışma hakkım yok, benim buna karışma haddim de yok.

RECEP ÖZEL (Isparta) – Ha, işte haddini bil!

AYTUĞ ATICI (Devamla) – Benim ancak ve de ancak kendi adıma ve şu anda olduğu gibi partim adına konuşma hakkım var. Halkımızın ne yapacağını benim söylememe gerek yok. Bugüne kadar halkımız nasıl siyasi partilerin tamamını -CHP dâhil- tokatladıysa sizi de tokatlamasını bilecektir. Ona söyleyecek bir lafım yok.

İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) – Siz tokadı niye yediniz? Tokadı niye yediniz, niye?

AYTUĞ ATICI (Devamla) – Söyleyeceğim.

İkinci hesap vereceğiniz nokta öteki taraftadır. Öteki tarafa da karışmak benim haddim değildir.

İSMAİL KAŞDEMİR (Çanakkale) – Karışma oraya artık ya!

AYTUĞ ATICI (Devamla) – Öteki tarafla ilgili bir şey söylemeye de hakkım yok. Onun da hesabını orada vereceksiniz ancak bu dünyada ve siz yaşarken vereceğiniz üçüncü hesabın yeri Yüce Divandır. Bunu da sağlayacak olan Cumhuriyet Halk Partisidir. İşte siz bundan korkuyorsunuz.

İSMAİL KAŞDEMİR (Çanakkale) – Hâkim sen mi olacaksın, hâkim?

AYTUĞ ATICI (Devamla) – Halk hesabı gördü, sizi sandığa gömdü, ne olur? Alırsınız çantanızı gidersiniz, sorun yok. Ha, öldünüz, cennet de var, cehennem de var, denge de var, “Hepsi haktır.” deyip orada gereğini görürsünüz ama Yüce Divana gitme korkusu, burada bulunan az sayıdaki milletvekilini ve bizi dinleyen milletvekillerini zıplatıyor. O nedenle, gideceğiniz Yüce Divandan hiçbir şekilde kurtuluşunuz olmayacak.

İSMAİL KAŞDEMİR (Çanakkale) – Ne olacak orada?

AYTUĞ ATICI (Devamla) – Ne olacağını da ben bilmem.

İSMAİL KAŞDEMİR (Çanakkale) – Söyle bakalım, söyle bakalım ne olacak.

AYTUĞ ATICI (Devamla) – Yüce Divana gideceksiniz, hesap vereceksiniz.

İSMAİL AYDIN (Bursa) – Ne olacağını da söyle.

AYTUĞ ATICI (Devamla) – Bizler sizin gibi ne olacağını önceden bilmeyiz, bizler sizin gibi yargıya talimat vermeyiz, bizler daha öncesinden kurgulu planların içerisinde olmayız. Bunu ancak sizin zihniyetiniz anlar ve attığınız laflardan da bunları çok iyi bir şekilde anlıyoruz.

Şimdi, bu anlaşmanın başlığına baktığınız zaman, barışçıl olduğunu söylüyorsunuz ve barışın adını kirletiyorsunuz. “Barış” sözcüğünde insanın onuru vardır, “barış” sözcüğünde insanın haysiyeti vardır, refahı vardır, mutluluğu vardır, şerefi vardır, geleceği vardır ama nükleerle getireceğiniz barışta… Barışçıl amaçlı kullanımmış! Sevsinler sizin güzel, süslü cümlelerinizi! Burada ölüm var, ölüm; nükleerin her noktasında ölüm var. Dün de ölüm vardı, bugün de ölüm var, yarın da ölüm olacak ve siz, bu nükleer santrallerle bütün Türkiye’ye ölüm saçacaksınız.

Bakın, demin bir laf konuştum. Bu lafı dikkatle tekrar dinlemenizi istirham ediyorum: “Akıllı olanlar yaptıkları hatalardan ders alırlar, daha akıllı olanlar başkalarının hatalarından ders alırlar.” Bu hatalar geçmişte yapıldı mı? Elbette ki yapıldı. Nerede yapıldı? Sizin şu anda anlaşma yaptığınız Japonya’da yapıldı. Japonya’da nükleer santrallerle ilgili iki tane çok ama çok büyük kaza oldu. Bunlardan bir tanesi Fukuşima’dır. Fukuşima’da yaşanan olaylar Japon halkını öldürdü, Japon halkının boyu kısa, boyu uzun olanını dinlemedi. Tıpkı, sizin Akkuyu’da ve Sinop’ta yapacağınız ve daha sonra başka yerlerde yapmayı planladığınız ve bu anlaşmayı da onun için getirdiğiniz yerlerdeki halkımızın öleceği gibi, Fukuşima’da da Tokaimura’da da Mihama’da da insanlar öldüler. Niye biliyor musunuz? Sizin bir türlü aklınızın almadığı nükleer kazalar yüzünden. Bunların hepsi Japonya’da oldu. “Kelin ilacı olsa başına sürer.” diye bir atasözü var, Japonlar bu işi bilselerdi kendi ülkelerinde kazalara neden olmazlardı. “En ileri teknolojiyi getiriyoruz.” diyorsunuz yazdığınız gerekçede. En ileri teknolojiyi getiriyoruz ve en ileri teknolojiyi uygulayan ülkede onlarca nükleer kaza var ve bu nükleer kazalardan dolayı ölen yüzlerce insan var. Bakın, atom bombasından bahsetmiyorum, Nagasaki ve Hiroşima, onları da Japonlar yaşadı, ondan bahsetmiyorum veya Kazakistan’ın yaptığı gibi nükleer denemelerden de bahsetmiyorum. Bahsettiğim şey, sizin barışçıl amaçlı olarak kullanmayı düşündüğünüz nükleer santrallerdir.

Bakın, çok canlı bir örnek vereceğim: İran. İran’ın nükleer santrali var mı? Var. Uranyum zenginleştiriyor mu? Zenginleştiriyor. Amacı ne? Barışçıl işler için yapıyor. Bunu böyle vadediyor, iddia ediyor, altına imza atıyor. Barışçıl. Kim inanıyor? Hiç kimse inanmıyor. Amerika Birleşik Devletleri geliyor, İran’la bir anlaşma yapıyor, bütün dünya seviniyor. Neden? Çünkü, buradaki nükleer santrallerin hiçbir tanesi barışçıl amaçlı değil, tıpkı sizin Türkiye’de yapmayı planladığınız gibi. Çocuklarınıza nükleer santral bırakıyorsunuz beyler, bayanlar, çocuklarınıza nükleer santral bırakıyorsunuz. Sizin çocuklarınıza ayakkabı kutusu dolusu paralar, bizim çocuklarımıza nükleer santraller.

Hepinize iyi akşamlar diliyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Atıcı.

Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına, Konya Milletvekili Sayın Faruk Bal, buyurunuz. (MHP sıralarından alkışlar)

MHP GRUBU ADINA FARUK BAL (Konya) – Teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Cumhuriyeti ile Japonya Hükûmeti arasındaki nükleer enerjiye ilişkin anlaşma metninin onaylanması kanun tasarısı üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi adına söz aldım. Yüce heyeti partim ve şahsım adına saygıyla selamlıyorum.

Yıl 1850, Amerika’dan kalkan Commodore Perry komutasında bir gemi Japonya’ya gelir. O tarihe kadar Japonya, kendi içinde izolasyon politikasını uygulayan, dünyaya kapalı bir ülkedir. “Bizimle ticaret yapacaksınız.” der, Japon imparatoru karşı çıkar. “Bir yıl sonra tekrar geleceğim, kalabalık geleceğim.” der. Bir yıl sonra, daha çok gemiyle Commodore Perry gelir ve Japonlar Amerika’yla bir dış ticaret anlaşması yapmak zorunda kalır. Japonlar buna “Kara gemiyle gelen felaket.” der, anlaşmaya da “Eşitsizlik anlaşması.” Biz buna yabancı değiliz; aynen Osmanlı İmparatorluğu’nun kapitülasyonları gibi bir anlaşma yapılır. Japonya bu kapitülasyonlardan  kurtulabilmek için, ruhlarına sinmiş çalışkanlık, disiplin, gurur ve vatanseverlikle sıyrılabilmenin çarelerini arar ve dünyaya açılmaya başlar.

1887 yılında, Japon İmparatoru Komei yeğenini –prensi- Abdülhamit’e gönderir ve Sultan Abdülhamit ile ilk teması bu şekilde başlar. Arkasından, bu ziyareti iade maksadıyla Ertuğrul Fırkateyni 1890 yılında gönderilir ama hazin bir kazayla Ertuğrul Fırkateyni kayalıklara çarpar, 600 civarında Osmanlı subayı ve askeri şehit olur. Burada, Japonlarla Türk milleti arasındaki duygusal ilişki başlar. Hüzne dayalı olan bu ilişki, tarihi boyunca dostluğa dönüşebilecek bir hâl alır.

Yıl 1941, kendilerini sömüren Amerika’ya karşı Japonlar bir mücadele içerisinde; ekonomide, sanayide ve ticarette gelişmişler, Pearl Harbor’da Amerika’nın uçak gemisine saldırırlar ve 1945 yılına gelindiğinde 2 tane atom bombası -biri “little boy”, biri “fat man”- biri Hiroşima’ya, biri Nagasaki’ye atılmak suretiyle, hem dünyanın tarihini değiştirir ve hem de Japonya ile Türkiye arasında bir başka hüzne dayalı yakınlaşmayı ortaya çıkarır.

Yıl 2011, Fukuşima’yı tsunami vurur ve oradaki nükleer santralin yaydığı radyasyon ile Japon halkı bir kez daha radyasyonla tanışır ve ciddi kayıplarla, Türkiye’nin manevi desteğini ve maddi desteğini ortaklık ve dostluk çerçevesi içerisinde hak eder.

Yıl 2011, bu defa Türkiye’de bir deprem olur ve o depreme yardıma gelen Miyazaki artçı depremler sırasında hayatını kaybeder.

Bu kısa geçmiş içerisinde, Türk-Japon dostluğuna hüzünlü bir tablo çizdim. O hüznün, o acıların paylaşılması iki ülke arasında ve iki millet arasında güçlü dostlukların doğmasına vesile olmuştur. Bu hüzünlü olayların cereyanı sırasında hayatını kaybeden herkese Cenab-ı Allah’tan bir kez daha rahmet diliyor ve onların maruz kaldığı felaketlerin gerek Japonya’da gerek Türkiye’de cereyan etmemesini temenni ediyorum.

Değerli arkadaşlarım, şimdi, bugün önümüzde bulunan tasarı ile Türkiye’de inşa edilecek Mersin ve Sinop’ta, daha sonra belirlenecek üçüncü bir yerde nükleer enerji üretilecek. Bu enerjinin sağlıklı bir şekilde, güvenli bir şekilde üretebilmesine imkân sağlayacak bir anlaşma tasarısı yüce heyetin önündedir.

Japonya, tabiidir ki içinde bulunduğu coğrafi konum, iklim şartları ve tüketim pazarlarına uzaklığı nedeniyle teknolojiyi geliştirme ihtiyacı içinde olan bir ülkedir ve o geliştirdiği teknolojilerden bir tanesi de elimizdeki nükleer güç reaktörü, nükleer güç ekipmanı, nükleer güç maddesi ve enerji santrali üretimi ve işletmesiyle ilgilidir.

Burada bizim Hükümetle paylaşmak istediğimiz iddiamızı iki bölümde sizlerle paylaşmak istiyorum. Birincisi, Japonya’dan çok daha fazla Türkiye nükleer enerji üretimine sahip, kaynaklara sahiptir ve dünyada en büyük kaynakların bulunduğu coğrafya da Türkiye Cumhuriyeti devletinin sınırları içerisindedir. Bunlardan bir tanesi toryumdur, diğeri neptünyumdur, bir üçüncüsü ise bordur. Dolayısıyla bu teknolojinin -Japon teknolojisi için madem buraya bir anlaşma tasarısı getirdiniz- bu teknolojilerin millîleştirilerek Türkiye’de yer altında bulunan ve bin yılın madeni olarak tanımlanan bor, toryum ve neptünyumdan enerji üretilmesi konusunda da teknolojik bir iş birliğinin bir anlaşmaya bağlanması gerekmektedir.

Sayın Bakan çok dikkatle dinlemiyor beni ama herhâlde yanındaki arkadaşlar dikkate almışlardır.

İkincisi ise değerli arkadaşlarım, nükleer enerji, tehlike katsayısı çok yüksek bir teknolojinin ürünü olarak üretilen enerjidir. Nükleer enerjinin felaket hâline dönüşmesi, insanoğlunun geliştirebildiği tekniklerle önlenmesi mümkün olmayan hastalıklar yaymaktadır, radyoaktif maddeler. Dolayısıyla, Japonya’yla yapılan bu anlaşmayla kurulacak olan tesislerin öncelikli hedefi, mademki “Dünyanın en gelişmiş ülkesi Japonya.” deniliyor burada, varsa daha gelişmiş, diğer gelişmiş ülkelerle iş birliği yapılmak suretiyle güvenlik meselesi ön planda tutularak bir çalışma yapılması gerekmektedir. Demek ki güvenlik meselesiyle ilgili yasada gördüğümüz eksiği değerli milletvekili arkadaşlarımızla paylaşmış oluyoruz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; konumuz, tabii, dış ilişkilerle ilgili. Biz, bu kanuna, elbette ki Japonya’yla olan dostluğumuz, karşılıklı iş birliğimiz çerçevesinde bakıyoruz ama Japonya’yla olan ticarete…(Gürültüler)

BAŞKAN – Sayın Bal, bir saniye.

Sayın milletvekilleri, konuşmalarınızı tek tek ben işitiyorum buradan.

Buyurun Sayın Bal.

FARUK BAL (Devamla) – Japonya’yla ilgili ekonomik ilişkilerimize değinmek isterim. Bu kadar dost olduğumuz ülkenin ithalat ve ihracat rakamlarını sizlerle paylaşmak istiyorum. Bizim Japonya’ya 2012 yılında yaptığımız ihracatın toplamı 332 milyon dolar, Japonya’dan yaptığımız ithalatın tutarı ise 2 milyar 818 milyon dolar. Neredeyse 10 katı, aradaki fark 2 milyar 486 milyon dolar. Burada, şimdi “İhracatı patlattık.” diyen sayın ekonomiden sorunlu bakanlar veya Sayın Bakan da cevap verebilir: Japonya’dan bu kadar büyük bir ithalatı yaparken niçin ihracatımızda onun karşılığında bir yükseliş olmamaktadır?

Diğer taraftan da Türkiye’de Hükûmet içerisinde ithalattan sorumlu bir bakan var mı, ben onu çok merak ediyorum. O bakan kimse Sayın Bakan buradan bize ifade etsin, ona soracak sorularımız vardır. Bu patlamanın sadece ithalatta mı yoksa, ihracatta da bir patlama olup olmadığını yüce Kurula arz etmesi gerekmektedir.

Değerli arkadaşlarım, dış ilişkilerle ilgili… Sayın milletvekillerinin sohbetlerinden daha fazla ilgi çekeceğini umduğum için Japonya bahsini kapatıyorum. Türkiye Cumhuriyeti, tarihinde, kurulduğu yıldan itibaren hep toprak kazanmıştır. Türkiye Cumhuriyeti, cumhuriyet dönemi kurulduktan sonra Suriye ve Irak sınırını çizebilmiş bir ülkedir, Hatay’ı Türk topraklarına kazandırabilmiş bir ülkedir, Kıbrıs’taki Kıbrıs Türklüğüne sahip olabilmiş bir ülkedir ta ki AKP gelene kadar. AKP geldikten sonra, 2011 yılında, Ege adalarında bulunan 16 tane Lozan çerçevesi içerisinde sahipsiz adacıklar Yunanistan tarafından işgal edilmiştir. Bir zamanlar Tansu Çiller Hanım’ın Başbakanlığı döneminde sadece Kardak kayalıklarıyla ilgili Türkiye ile Yunanistan harp hâline gelmişken 16 tane adanın Yunanlılar tarafından işgaline AKP seyirci kalmıştır, niçin? Uygulanan politikalar gereği. Uygulanan politika nedir? Sıfır sorun.

Sıfır sorunla başladık: İran’la sorunumuz zaten sıfırdı, ta Karlofça Antlaşması’ndan beri sorunumuz yoktu; Irak’la bir PKK sorunumuz vardı, Barzani sorunumuz vardı AKP iktidara geldiğinde; Suriye ile sorunumuz kalmamıştı, Yunanistan’la aslında sorunumuz kalmamıştı, Bulgaristan’la Jivkov gittikten sonra sorunumuz kalmamıştı. Aşağı yukarı sıfır sorunla AKP Türkiye'yi dış politika çerçevesinde teslim aldı, geldiğimiz günlerde dostumuz olan bir tane ülke kalmadı. İran’la neredeyse harp hâline giriyorduk, Irak’la harp hâline girmek üzereyiz, Suriye ile ateşle barut gibiyiz. Güney Kıbrıs Rum kesimiyle, Akdeniz’in doğu ve kuzeyindeki petrol ve doğal gaz yatakları nedeniyle eğer Türkiye direnebilirse, milletinin hakkını koruyabilirse harp hâlindeyiz; 16 tane adacığa eğer Türkiye sahip çıkabilirse Yunanistan’la harp hâlindeyiz.

Değerli arkadaşlarım, işte “sıfır sorun” denilen ebleh politika Türkiye'yi on bir yılda buraya getirmiştir. On bir yılın vebali gelecek nesillere taşınan husumetlerle sizin vicdanınızda büyük bir yara açacaktır eğer vicdan varsa tabii. Gelecek yıllarda bunlardan kaynaklanan, Türkiye'nin elinin zayıflamasından kaynaklanan bir sorunda akacak kanın vebali sizin üzerinizde olacaktır. Yunanistan’la bir çatışmanın vebali sizin üzerinizde olacaktır. Gaz ve Akdeniz’deki petrol nedeniyle şimdi sadece Güney Kıbrıs Rum kesimiyle değil, anlaşarak İsrail’le, Mısır’la, Yunanistan’la ortaklık kurdukları için oradaki Türk milletinin hakkını korumak isterseniz bu 3 ülkeyle çatışacaksınız, sizin sorunuz olacaktır, sizin vebaliniz olacaktır. 

Suriye’deki sorun: El Nusra’yı destekliyorsunuz, El Kaide’yi destekliyorsunuz. Biliyor musunuz ki El Nusra’nın, El Kaide’nin militanları Suriye’deki Türkmen köylerine gidiyorlar, “Sizin itikatınız zayıf, kanınız bize helal, malınız bize helal.” diyor hem canına hem malına hem ırzına tecavüz ediyor. Siz, iki yıl önce “Üç hafta sonra cumayı Şam’da kılacağız.” diyen Sayın Davutoğlu’nun uygulamış olduğu bu miyop politikası nedeniyle sadece -Türkiye’nin güvenliğini- 910 kilometrelik sınır komşusu olan Türkiye’yle Suriye arasında güvenlik sorunu yaratmadınız, oradaki 3,5 milyon Türkmen’in canının, malının ve ırzının vebalini taşıyan bir hâle geldiniz. Demek ki ortağınız, dostunuz, sıfır sorunlu olduğunuz Suriye’de sadece El Nusracı, sadece El Kaideci ve PKK’nın uzantısı PYD kalmıştır. Görmüyor musunuz, milletvekilisiniz siz, milletin temsilcisisiniz? Barzani dururken Suriye’nin kuzeydoğusunda ikinci bir Barzani devleti oldu. Bu, Barzani’den daha da ileri, doğrudan PKK’nin kontrolünde olan bir bölge ve burada ayrı bir devletçik oluştu. İsteseniz de istemeseniz de bu devlete karşı Türkiye’nin hukukunu korumak zorundasınız. Siz, bu hukuku korumuyorsunuz. Siz, aksine, oradaki Türkmenlere kapıyı kapatıyorsunuz, PYD’nin eli kanlı celladını getirip Türkiye’de ağırlıyorsunuz. Demek ki sıfır sorunun getirdiği, sizin dış politikada ortağınız El Nusra’dan sonra bir de PKK terör örgütünün uzantısı PYD olmuştur.

Üçüncüsü: Ortağınız var tabii. Maliki’yle düşmansınız, Merkezî Irak Hükümetiyle düşmansınız, Irak’taki Şiilerle düşmansınız, Sünni Araplarla düşmansınız. Geriye ne kaldı? Yol arkadaşınız Kandil ve yol arkadaşınız İmralı’daki bebek katili. Irak’taki iki tane dostunuz da bu kaldı.

Toparlarsak değerli arkadaşlarım, sizin dostunuz olarak ortaya çıkan Irak’taki PKK, Irak’taki Kandil, Suriye’deki PYD ve Suriye’deki El Nusra, El Kaide dünyada terörist olarak algılanmaktadır. Siz Türkiye’yi terörist bir ülke hâline mi getirmek istiyorsunuz, bunun için mi tırlarla birtakım malzemeleri gönderiyorsunuz? Dünyada, Türkiye terör ülkesi ilan edilirse, teröre yardım eden ülke olarak ilan edilirse Türkiye’nin gelecekteki bir yıl, beş yıl, on yıl değil, elli yılını kapatırsınız. Dolayısıyla, ortaya koymuş olduğunuz buradan bir çıkış yolu var.

Dönüyoruz Japonya’ya. Japonya’ya döndüğümüzde… Bu olaylar Japonya’da olsa ne olurdu? İsterseniz birkaç cümle şu yolsuzluktan başlayayım da ne olduğunu ondan sonra anlatayım

Eğer Japonya’da bir bakanın, oğluna “Dikkat et, seni dinliyorlar. O paranın tamamını aldın mı, gerisi de ödendi mi?” gibi cümleleriyle sabit olan rüşvet işine girdiği belli olsaydı bırakın o bakanı, o evladı, o bakanın en yakını, can dostu insanlar harakiri yapar intihar ederdi, harakiri. Böyle haysiyetlidir, böyle şereflidir, böyle değerleri vardır Japon insanının. Eğer bir bankanın genel müdüründe, genel müdürünün odasında ayakkabı kutusunun içerisinde milyon dolar olsaydı o bankanın genel müdürü değil, onun şerefsizlik, haysiyetsizliğinden utanan en yakını olan kişiler intihar ederdi Japonlarda.

Buna ilişkin iki tane örnek vermek istiyorum. Birisi: Japon eski Maliye Bakanı bir Amerika ziyaretinde, resmî bir toplantıda uyuklamış. Bu konu Japonya’da gündeme geldiğinde, adam Japonya’ya ayağını basar basmaz “Ben istifa ediyorum, milletimin değerlerini orada savunamadım.” dedi. Sizin, yolsuzlukları bir kenara bırakın, dakikalarca, saatlerce uyuyan bir Bakanınız vardı değil mi? Turizmden sorumlu bakanınız vardı, dillere destandı, “uyuyan Bakan” olarak geçmişti cumhuriyet tarihine. Şimdi nerede o, arkadaşlar, biliyor musunuz? Dinlemeyen milletvekili arkadaşlara soruyorum: Nerede şimdi o biliyor musunuz? Cevabı ben vereyim: Telsim’in Yönetim Kurulu üyesi, Telsim’in.

FAİK TUNAY (İstanbul) – Turkcell’in.

FARUK BAL (Devamla) - Karamehmet’in hakkını güya Sovyetlere karşı savunacak. Uyuyarak mı savunacak?

İkincisi…

RECEP ÖZEL (Isparta) – O rahatsızdı, tedavi oldu geçti. Geçti onun rahatsızlığı, tedavi oldu.

FARUK BAL (Devamla) – Bunu siz Hükûmet kararıyla atadınız, Hükûmet kararıyla atadınız. Haysiyetli ve ahlaki bir yönetimi Japonya’yla mukayese ederek konuşuyorum.

İkinci bir örnek vereyim; yeni bu örnek, yeni, sizin 17 Aralıktan hemen sonra cereyan eden bir örnek. Vali Naoki Inose, Tokya Valisi Naoki Inose’ye bir iddiada bulunuldu. Dediler ki: “Sen bir şirketten 480 bin dolar -milyon değil o adamcağızınki- parayı rüşvet olarak almışsın.” Vali çıkıyor “Ben bu parayı 2002 yılında kredi olarak aldım ve kredi olarak da borcumu bir yıl içerisinde ödedim; delilim, belgem burada. Fakat, ben belgelerimle ne kadar suçsuz olduğumu ispatlasam da Japon halkı üzerinde yaratılmış olan şüpheyi gideremediğim için ben istifa ediyorum.” diyor ve istifa ediyor; böyle haysiyetli, böyle ahlaki bir duruş bu.

Değerli arkadaşlarım, şimdi sizin bakanlarınız sekiz gün sonra istifa etti, polislerin tayinine imza attıktan sonra istifa etti, gerekli tedbirleri aldıktan sonra istifa etti, delilleri kararttıktan sonra istifa etti ve istifaları ile birlikte de sizin üzerinize çok gölge düştü.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bal.

FARUK BAL (Devamla) – Peki, ben teşekkür ederim. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Soru-cevap işlemine geçiyorum.

Sayın Atıcı…

AYTUĞ ATICI (Mersin) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakan, daha önce benzer bir soru sordum ama sanıyorum ya iyi anlatamadım ya da yeterli zaman bulamadınız. Şimdi çok zamanınız var, yirmi dakika; herhâlde başka soru giren de yok, karşılıklı konuşacağız.

Şimdi, Akkuyu Nükleer Santrali’nin yapıldığı yere bir ziyarette bulundum ve henüz olumlu ÇED raporu çıkmadan binlerce ağacın kesildiğini gözümle gördüm. Oradakilere niye bu ağaçları kestiniz diye sorduğumda “Efendim, yangın yolu yapıyoruz.” dediler nükleer santral için tahsis edilen arazi içine ÇED raporu alınmadan Sayın Bakan. Bundan haberiniz var mı, nasıl yorumluyorsunuz, nasıl bunu kabullendiniz bir Bakan olarak, onu merak ediyorum.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Sayın Bakan buyurunuz.

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Sayın Başkanım, değerli vekiller; özellikle şunu… Sayın Atıcı’nın söylediği hususa daha önceden esasen cevap verdim ben. Biliyorsunuz, biz bütün ormanlara yangın yolları yapıyoruz. Yani, bir yangın olduğu zaman -daha öncede ifade etmiştim- bir taraftan öbür tarafa sıçramaması, ayrıca arazözlerin, araçların rahatça yangın mahalline ulaşması için biz Türkiye'de her yere yangın yolları yapıyoruz. Onu arkadaşlara sordum o maksatla yapıldığını söylediler yani tamamen bunun içindir, özetle belirteyim.

Ayrıca siz konuşmanızda şunu belirtiniz: Nükleer santrallerin gerçekten son derece riskli olduğunu ifade ettiniz. Ona da bir cevap vermek istiyorum. Bir kere, bakın, Fransa elektrik enerjisinin yüzde 86’sını nükleer santrallerden karşılıyor.

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Yüzde 56.

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Şunu da ifade edeyim: Sanıldığı gibi… Mesela Amerika Birleşik Devletleri’nde, 100’den fazla santrali olan bir ülkede, insanların maruz kaldığı radyasyon dozunun yüzde 96’sı tamamen tıp kaynaklı. Bakın, televizyonlar, biliyorsunuz radyasyon yayıyor. Ayrıca, herhangi biri gidip de röntgen çektirdiği zaman cihazlar da radyasyon yayıyor. Yani, özellikle kazaların haricinde, insanların nükleer santrallerden radyasyona maruz kalmaları -siz de biliyorsunuz hekim olarak- son derece sınırlıdır, bunu özetle belirteyim. Bir nükleer faaliyet nedeniyle halkın almasına müsaade edilen doz o kadar düşüktür ki 10 tane röntgen çektirilmekle bu dozun üzerinde bir radyasyon alınır yani bu çok açık, bunu özetle vurgulamak istiyorum. Bir de bu işin tıp açısından yönü bu.

Diğer yönlerine baktığımız zaman, Türkiye bana göre nükleer santral inşa etmekte çok geç kalmıştır. Biliyorsunuz, Türkiye enerjide tamamen dışa bağımlıdır. Yüzde 76’sını enerjinin dışarıdan karşılıyoruz ve cari açığın da büyük bir kısmı ve belki de tamamı enerji ithalatından kaynaklanıyor. Dolayısıyla Türkiye’de, eğer Türkiye’nin kalkınmasını istiyorsak enerjide arz güvenliği, enerji çeşitliliği, dışa bağımlılığın azaltılması fevkalade önemlidir. Dolayısıyla Almanya da nitekim “Kapatacağım.” diyor ama bana göre Sayın Merkel’in bu söylediği siyasi maksatlı söylenmiş bir sözdür seçimlerden önce. Almanya şu anda hiçbir nükleer santralini kapatmıyor, miadı dolmuş santralleri kapatıyor ama Fransa… Bakın, hemen dibimizde Bulgaristan’da yeni yeni nükleer santraller inşa ediliyor. Geçmişte inşa edilmiş, bakın, özellikle Doğu Bloku’nda çok sayıda eski teknolojiyle inşa edilmiş nükleer santraller var. Esas tehlike Türkiye'de yapılacak olan nükleer santraller değil; burnumuzun dibinde Doğu Bloku ülkeleri zamanında inşa edilmiş, geri teknolojiyle yapılan nükleer santraller var, onlar üzerinde titizlikle durmamız lazım. Ama Sayın Bal’ın da ifade ettiği husus çok doğru; bana göre, özellikle bu risklere karşı en ileri teknolojinin, emniyet tedbirlerini almak için en güvenli teknolojinin seçilmesi, bu konuda çok büyük hassasiyet gösterilmesi gerektiğine ben de yürekten inanıyorum. Zaten bu yapılıyor, bu yapılacak, bunu özellikle vurgulamak istiyorum.

Kaldı ki bu nükleer santral şu anda söz konusu değil benim bildiğim. Hatta Sayın Cumhurbaşkanı Demirel zamanında da “Türkiye’de enerji ihtiyacını nasıl karşılarız?” diye bütün kurumlara yazı gönderilmiştir Cumhurbaşkanlığı makamından. O zaman da ifade edildi yani nükleer santrallerin Türkiye’ye bir an önce kurulması dışa bağımlılığı azaltacak. Özellikle arz güvenliği ve bir de elektrik enerjisi güvenliği açısından önemli olduğunu söylemişti. Bu konuda da biliyorsunuz değişik adımlar atıldı ama değişik vesilelerle akamete uğratıldı, bu yüzden yapılamadı ama biz şu anda bu santrali yapmaya kararlıyız.

Kaldı ki atıkların giderilmesi, nükleer atıklar konusunda son zamanlarda çok ileri bir teknoloji de ortaya konuldu. İnşallah, nükleer atıkların giderilmesini de biz o şekilde sağlayacağız, merak etmeyin. Yani, bana göre, nükleer santraller ileri teknolojiyle kurulacak ve de ülke enerji arz güvenliği açısından ve dışa bağımlılığın azaltılması açısından ciddi bir mesafe katedecektir. Aksi takdirde, dışa bağımlı olursak, bakın… Hatta -burada arkadaşlar, enerjiyle ilgili olanlar hatırlar- bundan iki üç yıl önce, biliyorsunuz, doğal gaz vanaları kapatıldı değişik vesilelerle, Türkiye neredeyse elektriksiz kalacaktı ama biz hidroelektrik santrallerin yedeklerini dahi devreye sokmak suretiyle Türkiye’yi hakikaten enerjisiz kalmaktan o tarihlerde kurtarmıştık.

Dolayısıyla, nükleer enerji gerçekten dünyada en temiz, en çevreci enerji kaynağı olarak bilinmektedir. Bakın, bunu ben size ispat ederim, esasen dokümanlar da var. Bunları da size Sayın Vekilim, madem ilgileniyorsun -çevre kısmını, tıp kısmını- bunlarla ilgili bilgiyi vereceğim, atıkların bertarafıyla ilgili bilgiyi vereceğim ve bunun dışında, tabii, bunun ekonomik yanını istiyorsan tartışalım. Tıp yanını size ispat edeceğim ama “Ekonomik yanını konuşalım.” derseniz onu da konuşalım.

Türkiye’de nükleer enerji santrallerinin kurulması keyiften değil, bir zaruretten kaynaklanmaktadır. Bu da hakikaten Türkiye’nin kalkınması açısından, dışa bağımlılığın azaltılması açısından son derece lüzumludur; bakın, bunu özellikle vurgulamak istiyorum. Ve son teknoloji ile kurulmakta olması da gerçekten bir şanstır, bunu da belirteyim. Ve nükleer santrallerdeki kazalar diğer kazalara göre çok daha sınırlıdır.

Size ben önümüzdeki hafta bu konudaki, nükleer santrallerle ilgili çok detaylı bilgiyi bilgilenmeniz için göndereceğim. İşin sadece tıp yönü yok, sadece hekimlik yönü yok; işin ekonomik boyutu var, ülkenin kalkınması var, geleceğe emin adımlarla yürümek var ve sanayinin ucuz, sürekli ve emniyetli şekilde elektrik ihtiyacının karşılanması var. Yani, özellikle bunu vurgulamak istiyorum.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Sayın Atıcı, buyurun.

AYTUĞ ATICI (Mersin) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Şimdi, efendim, bir dakikalık soru sordum, tam on iki dakikada cevap verdi Sayın Bakan.

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Ama demek ki iyi bir soru sormuşsunuz ki…

AYTUĞ ATICI (Mersin) – Şimdi, bir dokun bin ah işit. Ben öğrencilerime şunu öğretirdim okuldayken: Ne kadar bir hastalığı detaylı anlatırsanız hastaya, demek ki o hastalık o kadar ağırdır ve siz de bunun teşhisini koyamamışsınız derdim. Bir dakikaya on iki dakika konuştunuz ama söylediklerinizin hiç birisi doğru değil Sayın Bakan. “Yangın yolu yaptık.” dediniz Sayın Bakan. Orası uluslararası sözleşme…

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Yok, aslında öyle değil. Bakın, demek ki o kadar vahim ki sizin hastalığınız, detaylı izah etmek durumunda kaldım.

AYTUĞ ATICI (Mersin) – On iki dakika yetmediyse susuyorum. On iki dakika yetmediyse ben susayım benim bir dakikamı da siz kullanın.

Şimdi, uluslararası anlaşmayla Hükûmetinizin imzaladığı ve nükleer santral yapmak üzere tahsis ettiği bir yere siz yangın yolu yapamazsınız Sayın Bakan, yapamazsınız. Halkımıza doğruları söyleyin.

Radyasyon, tıbbi; doğru. Ne olur bilmediğiniz konulara da çok girmeyin. Biz iyonize radyasyondan bahsediyoruz. Eğer siz de izin verirseniz belki Sayın Başkan bir dakika daha verir, konuşurum ama…

BAŞKAN – Yo, sizin vaktiniz var.

AYTUĞ ATICI (Mersin) – “Dışa bağımlılık” diyorsunuz. Bakın “dışa bağımlılık” dediğiniz şey nükleer santrallerle ortadan kalkmıyor, tam tersi, daha çok hem Rusya’ya hem Japonya’ya dışa bağımlılık oluyor.

Bakın, Merkel’e diyorsunuz ki: “Siyasi polemik yapıyor.” Hayır, o size mahsus Sayın Bakan. Siz halka doğruları söylemezsiniz. Avrupalılar, özellikle Almanlar hiç yalan söylemezler. Eğer Merkel bunu söylüyorsa bu bir devlet politikasıdır, lütfen bunu anlayın.

Bakın “ekonomik” diyorsunuz. Hayır Sayın Bakan, ekonomik değil. 12,35 sent kilovatsaate satacaksınız halkımıza siz bunu, hem de satım garantisiyle bunu verdiniz. Bunu yapmaya hiçbir şekilde hakkınız yok.

Metsamor’dan bahsetmeye çalıştınız, Ermenistan’daki miadı dolan. Evet, o da yapıldığında en büyük teknolojiyle, en ileri teknolojiyle yapılmıştı, şimdi bize resmen zehir saçıyor. Sizin yapacağınız bu santraller de bize zehir saçmaya devam edecek.

Efendim, hiçbir şekilde, halka rağmen, otuz yedi yıldır direnen Mersin halkına rağmen bu santrali yapamayacaksınız Sayın Bakan. Gelin, paramızı hiçbir şekilde boşa harcamayalım.

Şimdi dediniz ki: “Efendim, atık sorununu çözdük.” Sayın Bakanım, ne olur halkı yanıltmayın. Bakın, Uluslararası Enerji Ajansı da, Amerika Birleşik Devletleri Enerji Bakanlığı da sizin dediğinizin tam tersini söylüyor, diyor ki: “Atık sorununu çözsem bütün dünyayı nükleer enerji santralleriyle donatırım.” Hayır Sayın Bakan, bu sorun çözülmedi.

“Doğaya dost” diyorsunuz, Allah rızası için yapmayın bunu. O bahsettiğiniz belirlenen dozlardaki, az dozlardaki enerjiden bahsetmiyorum ben; ben Fukuşima’dan bahsediyorum, ben nükleer kazalardan, Çernobil’den bahsediyorum Sayın Bakan. Orada olacak bir kazada… Mersin’de benim çocuğum var, sizin çocuğunuz olmayabilir. Ama, Türkiye’de, özellikle Mersin’de bulutların dağılımına baktığınız zaman, bir nükleer kazada nükleer bulutlar ağustos ayında Adana, Gaziantep, Urfa üzerinden Irak’a, İran’a gidiyor; diğer aylarda Antalya üzerinden Yunanistan’a, Kıbrıs’a gidiyor. Sayın Bakanım, bunları küçümsemeyin.

Karşınızda da yıllardır bu işin resmen artık kurdu olmaya çalışan bir insan var ve ciğeri yanan bir milletvekili var. Benim kentime siz nükleer santral yapamazsınız Sayın Bakan, halkın rızasını almak zorundasınız. Hep “halk, halk, halk” diyorsunuz, gelin, eğer gerçekten samimiyseniz koyalım sandığı, halk istiyorsa  ben susacağım ve milletvekilliğimden istifa edeceğim ama eğer halk istemiyorsa siz de bu illeti Mersin’den, Sinop’tan lütfen çekin Sayın Bakan.

Teşekkür ederim.

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Evet, buyurun.

Aslında soru yok.

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Soruyu anlayamadım.

BAŞKAN – Hayır, soru yok.

AHMET AYDIN (Adıyaman) – Soru yok, soru yok.

BAŞKAN – Benim gördüğüm kadarıyla katkıda bulundu Sayın Atıcı.

Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

1’inci maddeyi okutuyorum:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE JAPONYA HÜKÜMETİ ARASINDA NÜKLEER ENERJİNİN BARIŞÇIL AMAÇLARLA KULLANIMINA DAİR İŞBİRLİĞİ ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1- (1) "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Japonya Hükümeti Arasında Nükleer Enerjinin Barışçıl Amaçlarla Kullanımına Dair İşbirliği Anlaşması"nın onaylanması uygun bulunmuştur.

BAŞKAN – Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Tunceli Milletvekili Sayın Hüseyin Aygün, buyurunuz. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA HÜSEYİN AYGÜN (Tunceli) – Sayın Başkanım, çok teşekkürler.

Nükleer enerjiye dayalı bu tartışmada, Japon ulusunun geleneksel kültürünün bir parçası olan harakiri, sürekli, muhalefetteki arkadaşlar tarafından AKP’li milletvekillerine örnek verildi. Para kutularının, sayma makinelerinin bir Japon bakanın evinde veya oğlunun evinde çıkması hâlinde neler olabileceğine dair sorular soruldu. Tabii, bu, bir partinin gururu ve şerefi üzerinden ele alınarak sert tepkiler gösterildi.

Şimdi, bu sabah üç karar geldi: Bir tanesi İzmir’den, 3 emniyet müdürünün açığa alındığına dair. Oradaki bir yolsuzluk soruşturmasına yine Hükûmetin müdahale ettiğini ve polis müdürlerinden 3’ünün, soruşturmayı yürüten polis müdürlerinden 3’ünün görev yerini değiştirdiğine dair karar geldi.

Bir tanesi: iki yıldır Hozat’ta halkın fişlendiğine dair ayan beyan delilleri araştırmayan Meclis, soruşturmayan Malatya Özel Yetkili Savcılığı ve kusurları çok açık olan İçişleri Bakanlığı personeli polis müdürlerini görevden almayı veya meslekten uzaklaştırmayı bile öngörmeyen İçişleri Bakanlığının kararlarına bir ilave olarak, iki yıl sonra, oradaki soruşturmanın, oradaki fişlemenin 2004’ten beri aslında olduğuna ve teknik takibin 2004’ten beri polisler tarafından yapıldığına dair yeni belgeler. Burada 32 kişinin Hozat’ta Emniyet Müdürlüğü tarafından fişlendiğine dair yeni bir belge var. Bugün basında yer aldı, oradaki bir gazeteci araştırmalarıyla ortaya çıkardı.

Üçüncü olay ise, Uludere’de meydana gelen ve 18’i çocuk 34 insanın katledildiğine dair askerî savcılığın takipsizlik kararı 14 sayfadan oluşuyor ve nedense, sadece orada görevli olan 23’üncü Tümen Sınır Komutanlığındaki 5 askerin soruşturulduğunu içeriyor. Öte yandan, bugüne kadar muhalefet milletvekillerinin hep iddia ettiği ama resmen kanıtlanamayan, emrin Genelkurmay Başkanı tarafından verildiğine dair bir savcılık yazısını kamuoyu öğrenmiş oldu. Genelkurmay Başkanı evinden haritaları izledikten sonra evinden oturarak Uludere’de 30 kişinin katledildiği operasyonun emrini vermiş. Savcılığın 14 sayfalık kararından bunu öğreniyoruz.

Bu üç olay, aslında nükleer enerji gibi hayati bir konudaki etik tartışmanın üzerine Türkiye'nin üç ayrı bölgesinden gelen bu üç haber kendi içimizde nükleer enerji dışında da bir etik tartışma yapmak gerektiğini aklıma getirdi. Şöyle ki: Aslında Genelkurmay Başkanına bu emrin de Recep Tayyip Erdoğan tarafından verildiğini biz, Uludere katliamı yapıldıktan bir gün sonra Başbakanın Genelkurmay Başkanını tebrik etmesinden anlamıştık. Yine, Recep Tayyip Erdoğan’ın Uludere katliamına yükselen yoğun tepkiler karşısında “Bekleyelim bir. Askerî savcı araştırıyor. Yargıya güvenelim.” dediğinde de bu soruşturmanın kapanacağını biliyordu. Yine, askerî savcılığın bu dosyaya el koyar koymaz öncelikle  ve ivedilikle gizlilik kararı verdiği gün aslında bu soruşturmanın bittiği ve buradan hiçbir şey çıkmayacağını Türkiye’de yaşayan her yurttaş biliyor.

Buradan Hozat’taki soruşturmaya gelecek olursam, polislerin bütün bir ilçe halkını fişlediği bir soruşturmada neden Malatya özel yetkili savcısının iki yıl evvel gizlilik kararı verdiği ve iki yıldır bu dosyanın neden gizlice soruşturulduğunu da Uludere’yle birlikte düşündüğümüzde bir çerçeveye oturtabiliyoruz. Çünkü bir dosyada gizlilik kararı verilmediğinde, o dosyayı mağdurların, avukatların, kamuoyunun, gazetecilerin, basının, televizyonların izlemesi, oradaki delillerin değerlendirilmesi, oradaki soruşturmaya müdahale edip soruşturmanın saydam bir şekilde adalet ve hakkaniyete göre yürütülmesini etkileme imkânı bulunuyor. Bu yüzden, Türkiye'nin her yerinde mahkemeler, soruşturmaları kamuoyundan, avukatlardan ve halktan gizliyorlar.

Şimdi, bu Uludere kararına dair önce şunu söyleyelim: Genelkurmay Başkanı son on güne damgasını vurdu, iki tane açıklama yaptı. Eski, AKP’nin çok reklamını yaptığı vesayet günlerini hatırlatan gelişmeler yaşandı. Allah’tan savcı kararı bugün açıkladı da emri bizzat kendisinin verdiğini, neden Hükûmete yıllardır bu kadar yakın çalıştığını ve Hükûmeti savunmakta bu kadar cevval olduğunu anlamış olduk. Çünkü açık bir suç ortaklığı var, katliam emrini kendisi vermiş. Bu yüzden kendi kaderini Recep Tayyip Erdoğan’ın kaderiyle bir ve aynı görüyor, şaşırmamak gerek.

Hozat’taki gelişme, tabii, AKP’lileri ve AKP Grubunu ilgilendiriyor mu bilmiyorum. Çünkü Türkiye’de yargı çökmüş durumda, Meclis Başkanı “Anayasa’nın 138’inci maddesi öldü.” diyor, savcılar açığa alınıyor, savcıların görev yerleri değiştiriliyor. İşte, Zekeriya Öz, henüz kanıtlanamayan gazete haberleriyle Bakırköy Savcılığına atandı bugün öğleden sonra. Dolayısıyla mevcut ve meşru bir yargı rejimi de yok, sağlıklı bir tartışma yapmak mümkün değil. Ancak, Hozat fişlemelerine dair şunu söyleyeyim: Bu fişlemeler çok önemli üç koldan soruşturulan, çok önemli araştırmalara konu olan ve kamuoyunun umutla beklediği bir süreci beraberinde getirdi. İdari soruşturma, İçişleri Bakanlığının hemen olay olur olmaz müdahale etmesi ve hazırladıkları 23 sayfalık uzman bilirkişi raporu fişleme yapıldığını kesinleştiren bir rapordu. Yine Malatya özel yetkili savcılığının polislere karşı açtığı soruşturma, o da çok önemliydi üzerinde gizlilik kararı olsa bile. Ve nihayet bütün partilerin oy birliği ile fişlemelere dair Mecliste bir komisyon kurulması ve Hozat’ta mağdurları da dinleyerek bu konuda bir çözüm planı toplumun önüne koyma beklentisi vardı. Fakat bu üç ayak iyi işlemediğinden, oğlu hırsızlıktan içeri atılan ve şu an burada bulunamayan, Meclise de herhâlde utancından gelemeyen Muammer Güler’in yaptığı açıklamaya göre, İçişleri Bakanlığı oradaki polislerin soruşturulmasını gerekli görmemiş ve soruşturmayı kapatmış, ağustos ayında öğrendik.

Yine, iki yıldır süren Malatya özel yetkili savcılığı soruşturmasından da iki yıldır hiçbir karar çıkmadı ve hiçbir polis memuru mahkeme önüne çıkarılmadı, muhtemelen bu soruşturmadan da takipsizlik kararı çıkacak bugünkü Uludere kararı gibi. Öte yandan, Meclis fişleme komisyonu ise, bu olaya dair spesifik olarak kurulan komisyon iki yıldır yaptığı incelemelerin ardından geçen haziran ayında bütün çalışmalarını tamamladı. O günden bu yana raporunu yazması ve açıklaması beklenirken herhangi bir gelişme sağlanamadı. Bu üç ayaktan hiçbir şey çıkmaması, kamuoyunun doyurucu bir adalet tatmini elde edememesi karşısında bugün orada çalışan yerel bir gazeteci yeni takiplerin, yeni fişlemelerin, yeni emniyet raporlarının olduğunu duyurdu ve bütün basında geniş olarak yer aldı. Emniyetin yeni olan iddiaları, aslında bizim iki yıldır incelediğimiz konulara bakıldığında çok yeni değil; insanların birebir takip edildiğini, insanların içki içip içmediğini, insanların kimlerle gezip kimlerle tozduğunu, insanların hangi yasal partilere, derneklere gittiğini, insanların hangi milletvekiline selam verdiğini, bölgede kimlerle görüştüğünü, yurt dışına çıkıp çıkmadığını içeren garip MİT raporlarından oluşuyor. Çünkü, bu eylemlerin hiçbiri suç değil, bu eylemler sosyal bir varlık olan bütün insanların gerçekleştireceği eylemler ama orası Hozat olduğu için polisler, muhtemelen kendilerini devlet adına görevli sayıp yoğun şekilde yurttaşları takip etmişler. Eğer komisyon, Meclisteki komisyon, Malatya savcısı ve İçişleri Bakanlığı fişlemeleri yapan polis memurlarına ve emniyet amirlerine karşı bir yaptırım uygulasaydı, eminim ki fişlemeler konusunda en  azından orada bugün aldığımız haberleri almazdık, herkes kendisine çekidüzen verirdi. Ancak, bu yapılmadı ve bundan sonra da orada fişleme yapanlara dair herhangi bir tedbir uygulanacağına dair umut verici hiçbir tablo önümüzde görülmüyor çünkü Türkiye’de hukuk çökmüş durumda, mevcut rejim altüst olmuş durumda, hiç kimse yargıya güvenmiyor. Yargıya güvensizliği öğlen başlayan oturumlarda buraya çıkıp konuşan bütün AKP’liler ellerine aldıkları yazılı metinlerle sık sık vurguluyorlar ve yargının Hükûmete karşı, millî iradeye karşı, seçilmiş Hükûmete karşı bir darbe girişimi içinde olduğunu söylüyorlar. Şimdi, eğer, mevcut durum böyleyse, Meclis Başkanı da bu durumu kabul ediyor ve ilan ediyorsa Hozat’taki binlerce insan ya da geçtiğimiz hafta Gaziantep’in İslâhiye ilçesinde fişlenen yüzlerce genç, mevcut yargıya nasıl güvenecek, hangi hareketlerinin suç oluşturduğunu, ne yaparsa fişleneceğini, hangi hareketlerinin yasanın koruması altında olduğunu nasıl belirleyecek ve huzur ve güven içerisinde nasıl yaşayacak? Benim buradan özetle söyleyeceğim şey şu: Siz, kısa bir süre evvel cemaatin sizi fişlediğini, emniyette F tipi polisler bulunduğunu, Yargıtayın, emniyetin imamları bulunduğunu söylediniz. Bu size döndüğünde değil, bütün vatandaşlar fişlemenin hedefi olduğunda, saldırıya uğradığında vatandaşların hak ve hukukuna sahip çıkmalısınız, aksi hâlde hiçbir inandırıcılığınız olmaz.

Çok teşekkür ederim.

Saygılar. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Evet, soru-cevap işlemine geçiyorum.

Bu sefer, bir saniye, beş dakika, beş dakika…

Sayın Atıcı…

AYTUĞ ATICI (Mersin) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakan, demin ağaçların niçin kesildiği konusuna net cevap vermekten kaçındınız. Peki, anladım. Aynı bölgede Sayın Bakan, nükleer santralin yapılacağı -ve tekrar altını çizerek söylüyorum- uluslararası anlaşmayla Ruslara tahsis edilen alanda bizzat yaptığım incelemelerde, ÇED raporu çıkmadan onlarca kamyon, dozer ve iş makinası gördüm, görüntüledim ve gelip burada milletin kürsüsünde sundum. Belki bunu açıklarsınız, belki bilginiz vardır çünkü ormanlık alan ve burada ÇED raporu henüz yok. “Ne yapıyorsunuz burada?” dedim. “Efendim, biz taş ocağı işletiyoruz.” dediler. “Kardeşim, burası nükleer santral alanı değil mi?” “Evet, nükleer…” “Nasıl taş ocağı işletiyorsunuz?” “Efendim, biz böyle, bir, işte, katakulli yaptık.” “Peki, taş ocağından aldığınız taşları ne yapıyorsunuz?” “Nükleer santrale temel oluşturuyoruz.” dediler. Bunların hepsi kayıtlarda var Sayın Bakan, bu konuda ne diyeceksiniz?

BAŞKAN – Sayın Kaplan…

MEHMET HİLAL KAPLAN (Kocaeli) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Bakan, Gebze Orman İşletme Şefliğine ait şehir merkezinde bulunan taşınmaz, imar durumu resmî kuruma kayıtlı olmak şartıyla görünürken imar değişikliği yapıldı. Bu taşınmaz resmî kurum kaydının dışına çıkarıldı. Orada, imarda kat irtifakı 6 kata çıkarıldı ve bir yandaşa ticaret alanı olarak tahsis edildi. Karşılığında da Orman İşletme Müdürlüğüne ait bulunan Gaziler Dağı’ndaki ormanın içerisinde 350-400 civarında yirmi-yirmi beş yıllık çam ağaçları kesilerek yerine Orman İşletmesine ait lojman ve idari bina yapılması konusunda sizin de onayınızın olduğu bir yapılanma oldu. Hükûmet uygulamalarında bir taraftan mevcut lojmanları satarken Orman İşletme Şefliğinin orman arazisinin içerisinde lojman yapmasını nasıl karşılıyorsunuz?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET HİLAL KAPLAN (Kocaeli) - İki: Ormanda vatandaş herhangi bir dal keserse sorun olup ceza yağdırılırken Orman Bakanlığına ait bu durum muaf mı tutuluyor?

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Sayın Bakan, buyurun.

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, Sayın Atıcı, tabii şöyle: Taş ocağı için usuller belli. Mutlaka, bu taş ocağı varsa, Maden İşleri Genel Müdürlüğünden ruhsat almıştır. Yani biz bu taş ocağı için -ormandan- izin verirken Kanun’a göre, Orman Kanunu’nun 16 ve 17’nci maddesine göre bizim ne maksatla kullanacağını araştırma durumumuz söz konusu değil. Yani onların öyle söylediğini iddia ediyorsunuz ama taş ocağı ruhsatı almıştır mutlaka mevzuata göre. Şu anda bana gelmediği için konuyu bilemiyorum ama inceleyeceğim. Taş ocağı ruhsatı almışsa biz de -mahzuru yoksa herhangi bir şekilde- ona ormanda izin veriyoruz tekrar rehabilite edip ağaçlandırmak kaydıyla. Çünkü 2008 yılında -daha önceki- maden ocakları, taş ocakları için -bırakıp gidiyorlardı- bir genelge çıkardım. Taş ocakları ve maden ocakları tamamen… Eğer İstanbul, Ankara, İzmir gibi hafriyat toprağı döküm için uygunsa oralarda belediyelere veriyoruz ama diğer alanlarda tamamen doldurup, ağaçlandırıp rehabilitasyon projesi hazırlayıp ona göre veriyoruz; durum budur.

Sayın Kaplan, tabii, şöyle: Aslında lojmanlarla ilgili hakikaten Hükûmetimiz lojmanların yapılmaması yönünde bir karar aldı. Ama, bazı bölgelerde bilhassa ormanların korunması, orman muhafaza memurları ve orman yangınlarıyla mücadele durumlarında mecburen acil hâller için lojman yapıyoruz ama genelde diğer maksatlar için lojman yapılmıyor; onu da özellikle vurgulamak istiyorum.

Evet, teşekkür ederim.

BAŞKAN – Sayın Atıcı, tekrar mı?

Buyurun.

AYTUĞ ATICI (Mersin) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakanım, özellikle altını çizerek söylüyorum, sizin verdiğiniz cevaplar normal orman alanı olan alanlar içindir, buna itirazım yok. Elbette ki burası muz cumhuriyeti değil, bir ormanda taş ocağı işletilecekse elbette ki ruhsat alacak. Benim söylediğim alan ise uluslararası anlaşmayla sınırları belirlenmiş, Hükûmetiniz tarafından imzalanmış ve nükleer santral kurmak üzere tahsis edilmiş alan; etrafı çevrilmiş, şu anda özel bir güvenlik alanı olarak kabul ediliyor. Ben milletvekili olarak oraya girmek için Hükûmetinizden izin almak zorunda kalıyorum, herkese kapalı. Böyle bir alanda taş ocağı işlettiğini söylüyorlar ve buna yani taş kafalılar bile güler diyorum ben de. O yüzden, şu anda bilmediğinizi söylediniz, anlıyorum, saygıyla karşılıyorum. Ben, bu sözünüzü bana yazılı cevap olarak vereceğinizi düşünebilir miyim diye soruyorum.

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Tabii, yazılı cevap vereceğim yani. Ayrıca, sizin bize böyle “Katakulli yaptık.” şeklindeki bu ifadeyi…

BAŞKAN – Mikrofonunuz açık, biraz yükseltebilirsiniz.

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Sayın Vekilim, özellikle, tabii, siz oradaki kişilerle konuştunuz. Bu işi böyle bir -tabiri caizse- “Katakulli yaparak böyle bir çözüm bulduk.” şeklinde bir ifadede bulundunuz. Ama, bunu kim söyledi, nasıl, kim, bunu söyleyen resmî bir kişi midir, onu da bize verirseniz onu da tahkik edelim. Yani, bu bir tahkikata konu olacak bir husustur, onu da verirseniz memnun olurum, biz bunu inceletiriz yani.

Evet, teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

1’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum…

AYTUĞ ATICI (Mersin) – Sayın Başkan, müsaade ederseniz…

BAŞKAN – Buyurun.

AYTUĞ ATICI (Mersin) – Sayın Bakanım bir soru sorduğu için de söyleyeceğim. Sayın Bakanım, benim orada resmî izinli olarak girdiğim ve muhatap aldığım kişiler Rus yetkililerdir, oradaki Rus güvenlik şefi, oradaki Rus teknik elemanlar, Rus teknik mühendislerdir ve onlar bize bu bilgileri verdiler tek tek. Ha, bizden sonra, benim girişimden sonra Mersin Barosu bir tespit davası açtı, Gülnar mahkemesinde ve buraya mahkeme kararıyla girdiler. Onlar da tespit yaptılar Sayın Bakanım.

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Tespit…

AYTUĞ ATICI (Mersin) – Tespit davası açıldı ve mahkeme kararıyla buraya girdi Mersin Barosu ve tespit yaptı. Yani benim söylediklerim katakulli matakulli değil, gerçeğin ta kendisidir.

Eğer gerçekten samimiyseniz, gerçekten bu konuyla ilgileniyor iseniz ve yetimin hakkını yedirmeyecek iseniz, o zaman lütfen baronun tespitlerini ve benim tespitlerimi ihbar olarak kabul edin ve buraya taş ocağı ruhsatı verdiği söylenen valiyi bir araştırın. “Vali bize verdi bunu.” diyor çünkü.

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Müsaade ederseniz...

BAŞKAN – Tabii, müsaade sizin.

Buyurun.

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Yanlış anlaşılma var yani ben sizin katakulli yaptığınızı demedim. Siz konuşmanızda bu şekilde bir oyun yaparak, katakulli yaparak bu şekilde taş ocağı işletmesi yaptığınızı söylediniz, onların beyanı şeklinde.

AYTUĞ ATICI (Mersin) – Onların beyanı, evet.

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – O şekilde anladım. Yoksa siz öyle demediniz.

AYTUĞ ATICI (Mersin) – Demem zaten Sayın Bakan.

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Katakulli yapıyorum filan diye, onu düzeltiyorum, herhâlde yanlış anlaşılma var. Yani o kişilerin böyle bir söz söylediğini ifade ettiniz, o bakımdan söyledim.

Evet ben inceleyeceğim, size yazılı cevap da vereceğim.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Maddeyi oylayabilir miyim?

Bitti mi? Hâlleştik mi? Vakit var da onun için soruyorum.

1’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2’nci maddeyi oylarınıza… Pardon, okutuyorum:

MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN – Madde üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Manisa Milletvekili Sayın Hasan Ören.

On dakikanız var, 23.00’te bitecek.

Evet, buyurunuz. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA HASAN ÖREN (Manisa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; nükleer santraller üzerinde söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, gerçekten nükleer santrallerle ilgili konu çok önemli ki siz gündem değişikliği yapıp nükleer santrallerle ilgili konuyu öne aldınız, her ne kadar hiçbir milletvekilinin bu konuda daha önceden bilgisi olmasa da önem arz ettiğinden dolayı böyle bir işlem yaptınız. Ama Sevgili Aytuğ Hocamın söylediği gibi bu konu bu kadar önemliyse Sayın Orman Bakanının ne işi var? Konu çok önemliyse Enerji Bakanı burada olmalı. Enerji Komisyonu üyesi olarak belki bizim de bir katkımız olabilir ama ne yazık ki böyle bir uygulamayı yapmıyorsunuz. Yasamayı ciddiye almıyorsunuz, yasamayı sadece bir noter olarak görüyorsunuz, sadece noterin yaptığı gibi tasdik mekanizması olarak düşünüyorsunuz ve onun için bu koltuklar boş. Ben biliyorum sizin de içinize sinmiyor bu.

AHMET AYDIN (Adıyaman) – Koltuklar nerede boş ya! Şu koltuklara bak Hasan Bey, şu koltuklara!

HASAN ÖREN (Devamla) – Yukarıdan birileri söylüyor, birileri emir veriyor. Biraz evvel görüldüğü gibi, Meclis Başkanımızın sürçülisan edişiyle madde üzerinde daha konuşmalar gerçekleşmeden “2’nci maddeyi oy…” deyince parmakların hepsi havaya kalkıyor. Yapmayın arkadaşlar, gözünüzü seveyim!

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) – Keşke iktidar olsanız da kaldırabilseniz!

HASAN ÖREN (Devamla) – Burası halkın iradesinin teşekkül ettiği yer. Buraya bizi –milletvekilleri- görev yapsınlar diye göndermişler.

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) – Bir şu koltukların tadına varamadınız, varamayacaksınız da!

HASAN ÖREN (Devamla) – Şimdi, biz Sayın Bakanımıza soralım branşıyla ilgili:  Sayın Bakanım, bir yıl önce Manisa’ya geldiniz, bakan olarak AKP’nin kongresine katıldınız, orada güzel açıklamalar yaptınız. Kütahya’dan başlayıp Menemen’de son bulan 403 kilometrelik koruma altına alınmış Gediz havzasıyla ilgili “Benim Bakanlığımda, bir yıl sonunda, 2012’nin sonunda Gediz Nehri’nde balık yakalamaya başlayacağız.” dediniz. Doğru mudur? Doğrudur. Kayıtlarda var, kayıtlar burada. Peki, aradan bir yıl geçti. Büyükşehir Belediye Başkanı, Kütahya’dan başlayıp Menemen’de denize dökülen pislikleri, trilyonlarca para harcayarak her yıl sizin yüzünüzden temizlemek zorunda kalıyor. Ondan sonra, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanına yüzlerce müfettiş gönderiyorsunuz.

Uşak organize sanayide arıtma yok. AKP’li belediye başkanlarının bulunduğu yerde arıtma yok. Hatta, Turgutlu Belediye Başkanı -sizinle çok iyi sevişir, biraz sonra anlatacağım- diyor ki: “Ben aptal mıyım 2 tane yol yapmak var iken arıtma yapacağım? Arıtma neymiş? Ben arıtma yapmam.”

Dibinde 10 bin nüfuslu Ahmetli beldesi var.

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Salihli’de var mı, Manisa’da var mı?

HASAN ÖREN (Devamla) – Salihli devam ediyor. Ha, bak nasıl hemen geliyorsunuz, hoş geldiniz! Salihli’nin ihalesi bitti, devam ediyor şu an.

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Ama kim yaptı?

HASAN ÖREN (Devamla) – Turgutlu’yu ne zaman yapacaksınız?

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Turgutlu’yu da yapacağız merak etme, onu da yapacağız.

HASAN ÖREN (Devamla) – Şimdi, Ahmetli Belediyesi bundan önce Cumhuriyet Halk Partili belediyeydi, 10 bin nüfuslu, arıtma tesisini yaptı, çalıştırmaya başladı. Seçim bu, sandık; kazanılır, kaybedilir, sandıktan AKP’li belediye başkanı geldi. Şimdi, AKP’li belediye başkanı CHP’li belediye başkanının yaptığı arıtmayı çalıştırmıyor, enerji fazla gidiyormuş. Basmıyor aklı, aklı basmıyor.

Peki, ne zaman biz Gediz’de balık tutacağız? Siz Gediz’de balık tutmayla ilgili vaadinizi ne zaman gerçekleştireceksiniz?

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Biz Bakanlık olarak vazifemizi yaptık ama Salihli Belediyesi, Manisa Belediyesi yaptı mı?

BAŞKAN – Şimdi, Sayın Bakan ve Sayın Milletvekilim, birbirinizle konuşmayınız, Genel Kurula hitap ediniz.

HASAN ÖREN (Devamla) – Biraz sonra cevap verirsiniz. Bakın, yine zıplıyorsunuz, yine atlıyorsunuz. Yapmayın, hatibi bir dinleyin, yanlışımız varsa siz devam edin, gelin buraya söyleyin.

Değerli arkadaşlarım, bütün Gediz Nehri şu an koruma altına alınmış Ramsar Sözleşmesi’yle, tarımsal alanda dünyanın yedi harikası olarak gösterilen bir bölge. Bölgenin içine edilmiş, Bakan geldiğinden bu yana her şey daha kötüye gitmeye başlamış. Hatta, bir şey daha sorayım.

BAŞKAN – Siz sormayın. Genel Kurula, Genel Kurula…

HASAN ÖREN (Devamla) – Sormadan nasıl cevap alacağım?

BAŞKAN – Hayır, Genel Kurula, Genel Kurula…

HASAN ÖREN (Devamla) – Sormadan nasıl cevap alacağım?

RECEP ÖZEL (Isparta) – Buraya konuş ya! Soru-cevap var, soru-cevap.

HASAN ÖREN (Devamla) - Size döndüğümde zıplıyorsunuz siz, başlıyorsunuz bağırmaya. Tahammül sınırlarınız aşınmış, onun hakkını kullanıyorsunuz.

Peki, Çal Dağı’yla ilgili, bu kürsüye gelip de siz demediniz mi… Çal Dağı dediğiniz yer neresidir? Turgutlu Çal Dağı nikel madeni. Yani, Çal Dağı’nda yabancıların ve yerlilerin aradığı nikel madeninde 18 milyon ton sülfürik asit kullanılacak. Yani, Ramsar Sözleşmesi’yle koruma altına alınmış, dünyanın yedi harikasından birinde, en verimli havzanın göbeğinde, kalbinde, Çal Dağı’nda nikel madeni kurduracaksınız. Peki, siz bu kürsüden demediniz mi “Ben altına imza atmadım.” diye? Kayıtlarda var. Peki, sizden önceki Orman Bakanı da dedi ki: “Benim bileğimi bükemediler. Ben, Çal Dağı’nda insan sağlığına zararlı olmadığını görseydim, çevreye zararının olmadığını bilseydim o ruhsatın altına imza atardım.” Aranızda başka bakan yok. Neydi adı? Osman Pepe. Peki, Osman Pepe bu imzayı atmadı. Siz de geldiniz -kayıtlarda var- bu kürsüden kâğıdı gösterdiniz, “Ben de atmadım bu imzayı.” dediniz. Yoksa, belediye başkanınızın söylediği gibi, İngilizler mi attı bu imzayı? Hani bir belediye başkanınız var ya, Turgutlu Belediye Başkanınız, videolarda da var. “Sayın Bakan beni çağırdı. ‘Serhat Orhan, sıkıştık, İngiliz Hükûmeti bize baskı yapıyor, biz bu baskıya dayanamayacağız, Çal Dağı’ndaki ruhsatı vermek zorunda kalacağız.’” beyanatını söyleyen AKP’li Belediye Başkanına 4 defa soru önergesi vermeme rağmen dava mı açtınız? Belediye Başkanı ısrar ediyor orada, “Ben yalan söylemem. Bakan çağırdı, bunu bana odasında söyledi.” diyor. Gerçekten, buradaki, Çal Dağı’yla ilgili ruhsatı imzalamak için… Siz İngilizlerin zoruyla mı imza attınız? Peki, arkadaşlar, birisi AKP’nin Belediye Başkanı, birisi AKP’nin Bakanı. İkisinden biri yanlış söylüyor, “yalan” kelimesini kullanmayayım. Peki, hangisine inanacağız? Eğer Belediye Başkanı yanlış söylüyorsa Bakan hukuksal haklarını arasın. Defalarca kendisine yazmama rağmen “Biz kendisiyle telefonda görüştük. O öyle bir şey dememiş...” Kayıtlar ortada. Kayıtlar ortada olmasına rağmen nasıl bir iştir bu? Ama artık zıvanadan çıkmışsınız, biraz evvel diyorsunuz ki: “İSKİ, İSKİ…” Yapmayın arkadaşlar, 1993 yılında olan olayı anlatırken ben cümlenin içerisine hangi kelimeyi koyayım ki incinmeyin; “yüzsüz” desem olmaz veya başka bir şey kullansam olmaz ama bu kadar pişkinlik olmaz. Yani 17 Aralık ortada iken, 17 Aralıktaki bu kadar maskaralık basına yansımışken -hiç sevmediğimiz, hiç istemediğimiz- bakanların çocukları içeride iken, para kasalarının meşhur olduğu, artık bürokratların bir ayakkabıcı dükkânına gidip de ayakkabı alırken “Aman evladım, çıkar kutusundan yanlış anlaşılır.” dediği bir mantığa geldiğimiz dönemde siz hâlâ 93’te kalmışsınız.

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) –Yuvacık’ı da unutma.

HASAN ÖREN (Devamla) – 93’te kalmışsınız. Anlıyorum, biliyorum, bu konu üzerinde sıkıntınız fazla ama olacak, bundan kaçış yok, bundan kaçmanız mümkün değil, biz bunu size unutturmayacağız. Size unutturmadığımız gibi, Türkiye’de yaşayan emeklinin, işçinin, memurun ve Türkiye’de tarımla uğraşan bütün yurttaşlarımızın alın terini ve emeğini çaldırmayacağız, çaldırmayacağız. Öyle buraya gelip de hamasi nutuklarla bir şeyler anlatmak değil, cevap vereceksiniz: Çal Dağı’nda gerçekten siz baskı altında kaldınız mı?

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Kaç defa cevap verdim. Duymuyor, bak!

HASAN ÖREN (Devamla) – Kalmadıysanız, bununla ilgili imzayı attıysanız, bu kürsüde neden “atmadım” dediniz. Gediz Nehri’yle ilgili verdiğiniz sözler niye yerine gelmiyor? Hâlâ daha AKP’li belediye başkanlarının arıtmayla ilgili lüks gördüğü olayları siz nasıl görüyorsunuz? Yazık değil midir İzmir Belediye Başkanına bu kadar müfettiş göndereceğinize, 403 kilometrelik, Kütahya, Afyon ve Menemen’de biten, Manisa’dan geçen Gediz Nehri’ndeki bu kirlilikle ilgili tedbirleri alsanız daha iyi değil midir? İzmir Belediye Başkanının harcadığı milyonlar İzmirli yurttaşımızın sırtından çıkmıyor mu? Tıpkı Türkiye’deki bu yapılan yolsuzluklarla ilgili, bu yolsuzluk iddialarıyla ilgili yapılanlar gibi. Susmayacağız arkadaşlar, bu kürsüden dile getireceğiz. Bu kürsünün dili var, bu kürsünün dili de halkın dili. O ayakkabı kutuları, o para kasaları, bunun hesabını soracağız. Bunu yirmi yıl idare ettiniz: İSKİ, İSKİ, İSKİ…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HASAN ÖREN (Devamla) – Şimdi kutuların zamanı geldi. Bu kutuların hesabını hepiniz vereceksiniz.

Saygılar sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

İki buçuk dakika kaldığından, alınan karar gereğince kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla görüşmek için, 8 Ocak 2014 Çarşamba günü saat 14.00'te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.

 

Kapanma Saati: 22.58