DÖNEM: 24 CİLT:
68 YASAMA
YILI: 4
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
43’üncü
Birleşim
7 Ocak 2014 Salı
(TBMM Tutanak
Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu Tutanak Dergisi’nde yer alan ve
kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar
tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına
uygun olarak yazılmıştır.)
İ Ç İ N D E K İ L
E R
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- YOKLAMA
IV.- ANT İÇME
1.- Mardin
Milletvekili Gülser Yıldırım, Şanlıurfa Milletvekili
İbrahim Ayhan, Şırnak Milletvekili Selma Irmak, Şırnak Milletvekili Faysal
Sarıyıldız ve Van Milletvekili Kemal Aktaş’ın ant içmesi
V.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları
1.- Adana
Milletvekili Ali Halaman’ın, Adana’nın düşman
işgalinden kurtuluşunun 92’nci yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması
2.- Hakkâri
Milletvekili Adil Zozani’nin, Hakkâri’deki elektrik
kesin-tileriyle ilgili sorunlara ilişkin gündem dışı konuşması
3.- Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, demokrasi ve hukuk konusuna ilişkin gündem
dışı konuşması
VI.- AÇIKLAMALAR
1.- İstanbul
Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt’ün, Gezi ve Uludere olaylarında ölen gençlerin
ailelerinin acılarına ve tutukluların görüşme sürelerinde farklılıklar olduğuna
ilişkin açıklaması
2.- Manisa
Milletvekili Selçuk Özdağ’ın, Seyyid Ahmet Arvasi’nin ve Arif Nihat Asya’nın ölüm yıl dönümlerine
ilişkin açıklaması
3.- İstanbul
Milletvekili Haluk Eyidoğan’ın, kentsel dönüşüm
uygula-malarında yaşanan başıbozukluğun önlenmesi
gerektiğine ilişkin açıklaması
4.- Bolu
Milletvekili Tanju Özcan’ın, Bolu’da su borularının sık sık patlamasına ilişkin
açıklaması
5.- Mersin
Milletvekili Aytuğ Atıcı’nın, AKP iktidarında Türkiye’nin getirildiği noktanın
utanç verici olduğuna ilişkin açıklaması
6.- Antalya
Milletvekili Yusuf Ziya İrbeç’in, adil soruşturma ve
yargılamayla yolsuzlukların üzerine gidilmesi ve acilen şeffaflık politikasına
geçilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
7.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, AKP’nin yargıdan
elini çekmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
8.- Isparta
Milletvekili S. Nevzat Korkmaz’ın, İstanbul Milletvekili Engin Alan’ı sevgiyle, saygıyla andıklarına ve Başbakanın
yolsuzluk ve hırsızlık olaylarıyla ilgili tavrına ilişkin açıklaması
9.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, İstanbul Milletvekili Engin Alan’ı
saygıyla selamladığına ve halkın yaşadığı geçim sıkıntısı konusunda Hükûmetin
ne yapacağını öğrenmek istediğine ilişkin açıklaması
10.- Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Malatyalı kayısı
üreticilerinin zor durumda olduğuna ilişkin açıklaması
11.- Sinop
Milletvekili Engin Altay’ın, yemin ederek görevlerine başlayan 5 milletvekiline
başarılar dilediğine, İstanbul Milletvekili Engin Alan gelmeden Parlamentonun
ayıplı görüntüsünün silinmeyeceğine ve bazı milletvekillerine yurt dışı yasağı
getirilmesinin Meclise yapılabilecek en büyük aşağılama olduğuna ilişkin
açıklaması
12.- Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydın’ın, yemin ederek görevlerine başlayan 5 milletvekiline
başarılar dilediğine, bunun Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkının
tanınmasıyla mümkün olabildiğine, yolsuzlukla mücadelenin AK PARTİ’nin varlık nedeni olduğuna ve yargıya müdahalenin söz
konusu olmadığına ilişkin açıklaması
13.- Iğdır
Milletvekili Pervin Buldan’ın, yemin ederek görevlerine başlayan 5
milletvekiline geçmiş olsun dileğinde bulunduğuna, İstanbul Milletvekili Engin Alan’ın da görevine başlamasını temenni ettiğine,
milletvekillerine yurt dışı yasağı getirilmesinin bir iradeye saygısızlık
olduğuna ve Türkiye’nin bu konudaki ayıbından kurtulması gerektiğine ilişkin
açıklaması
14.- Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplan’ın, Ordu Milletvekili İhsan
Şener’in BDP grup önerisi üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
15.- Ordu
Milletvekili İhsan Şener’in, Şırnak Milletvekili Hasip
Kaplan’ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
16.- Ankara
Milletvekili Levent Gök’ün, İzmir Milletvekili Hamza Dağ’ın BDP grup önerisi
üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
17.- Adana
Milletvekili Seyfettin Yılmaz’ın, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun
sözlü sorulara cevabındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
18.- Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun, Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz’ın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
VII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Önergeler
1.- Bursa
Milletvekili Önder Matlı’nın, Kamu İktisadi
Teşebbüsleri Komisyonu üyeliğinden istifa ettiğine ilişkin önergesi (4/134)
2.- Diyarbakır
Milletvekili Oya Eronat’ın, İnsan Haklarını İnceleme
Komisyonu üyeliğinden istifa ettiğine ilişkin önergesi (4/136)
3.- Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancı’nın, İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu
üyeliğinden istifa ettiğine ilişkin önergesi (4/137)
4.- Çanakkale
Milletvekili Mehmet Daniş’in, Dilekçe Komisyonu
üyeliğinden istifa ettiğine ilişkin önergesi (4/138)
5.- Mardin
Milletvekili Gönül Bekin Şahkulubey’in, Dışişleri
Komisyonu ile Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu üyeliğinden istifa ettiğine
ilişkin önergesi (4/135)
6.- Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı'nın, (2/1152) esas numaralı Sosyal Sigortalar ve
Genel Sağlık Sigortası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi
(4/133)
B) Meclis Araştırması Önergeleri
1.- İzmir
Milletvekili Hülya Güven ve 21 milletvekilinin, Suriyeli mülteciler için
oluşturulan konteyner kentlerde görev yapan sağlık çalışanlarının sorunlarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/809)
2.- İstanbul
Milletvekili Umut Oran ve 20 milletvekilinin, 2004-2012 yılları arasında
açıklanan teşvik paketlerinin uygulama sonuçlarının ve eksik yönlerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/810)
3.- Tekirdağ
Milletvekili Candan Yüceer ve 20 milletvekilinin, kadınların çalışma yaşamında
karşılaştıkları sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/811)
C) Tezkereler
1.- Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığının, Tarım, Orman ve Köyişleri
Komisyonu Başkanı İbrahim Yiğit başkanlığında Komisyon üyelerinden oluşan bir
heyetin, Hırvatistan Parlamentosu Tarım Komisyonu Başkanı Franjo
Lucic’in vaki davetine icabet etmek üzere
Hırvatistan’a resmî bir ziyarette bulunmasına ilişkin tezkeresi (3/1361)
VIII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- BDP Grubunun,
Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin “Genel Görüşme ve Meclis Araştırması
Yapılmasına Dair Öngörüşmeler” kısmında yer alan, 28/12/2011 tarihinde meydana gelen ve 35 yurttaşımızın
yaşamını yitirdiği Uludere (Roboski) katliamı
sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesinin (10/436) görüşmelerinin,
Genel Kurulun 7 Ocak 2014 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
2.- MHP Grubunun,
10/10/2012 tarih ve 6284 sayı ile Hatay Milletvekili
Adnan Şefik Çirkin ve arkadaşları tarafından Suriye’de yaşanan olaylar
nedeniyle başta Hatay olmak üzere bölge illerinin sorunlarının belirlenmesi
amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması
önergesinin, Genel Kurulun 7 Ocak 2014 Salı günkü birleşiminde okunarak,
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
3.- CHP Grubunun,
Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar ve arkadaşları tarafından 17 Aralık
rüşvet ve yolsuzluk operasyonu sonrasında gelişen olayların araştırılarak
sorumluların ortaya çıkarılması amacıyla 6/1/2014
tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer
önergelerin önüne alınarak Genel Kurulun 7 Ocak 2014 Salı günkü birleşiminde
okunmasına, görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin
önerisi
4.- AK PARTİ
Grubunun, gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler” kısmında bulunan 520, 455, 63 ve 377 sıra sayılı kanun tasarılarının bu
kısmın 3, 4, 5 ve 6’ncı sıralarına alınmasına ve diğer işlerin sırasının buna
göre teselsül ettirilmesine ilişkin önerisi
IX.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Sinop
Milletvekili Engin Altay’ın, İstanbul Milletvekili Metin Külünk’ün CHP grup
önerisi üzerinde yaptığı konuşması sırasında Cumhuriyet Halk Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
2.- İstanbul
Milletvekili Metin Külünk’ün, Sinop Milletvekili Engin Altay’ın sataşma
nedeniyle yaptığı konuşması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması
3.- Sinop
Milletvekili Engin Altay’ın, İstanbul Milletvekili Metin Külünk’ün sataşma
nedeniyle yaptığı konuşması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması
4.- Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydın’ın, Sinop Milletvekili Engin Altay’ın sataşma
nedeniyle yaptığı konuşması sırasında Adalet ve Kalkınma Partisine sataşması
nedeniyle konuşması
5.- Sinop
Milletvekili Engin Altay’ın, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın sataşma
nedeniyle yaptığı konuşması sırasında Cumhuriyet Halk Partisine sataşması
nedeniyle konuşması
6.- Adıyaman
Milletvekili Mehmet Metiner’in, Manisa Milletvekili Hasan Ören’in AK PARTİ grup
önerisi üzerinde yaptığı konuşması sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
7.- Manisa
Milletvekili Hasan Ören’in, Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner’in sataşma
nedeniyle yaptığı konuşması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması
8.- Adana
Milletvekili Seyfettin Yılmaz’ın, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun
yaptığı açıklaması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması
X.- SEÇİMLER
A) Komisyonlarda Açık Bulunan
Üyeliklere Seçim
1.- Bayındırlık,
İmar, Ulaştırma ve Turizm; Plan ve Bütçe; Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve
Spor; Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji; Dilekçe;
Çevre; Millî Savunma; Avrupa Birliği Uyum; Dışişleri; İnsan Haklarını İnceleme komisyonlarında açık
bulunan üyeliklere seçim
XI.- SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Kars, Ağrı ve Iğdır illerindeki üniversitelerin
bazı ihtiyaçlarına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/120)
ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
2.- Adana
Milletvekili Ali Halaman’ın, orman muhafaza
memurluğuna bayanların alınmadığı iddiasına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/2790) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
3.- Samsun
Milletvekili Cemalettin Şimşek’in, Çarşamba ve Bafra ovalarına sulama kanalı
yapılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/3024) ve Orman ve Su İşleri Bakanı
Veysel Eroğlu’nun cevabı
4.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Bakanlık istisnai kadrolarına yapılan
atamalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/3156) ve Orman ve Su İşleri Bakanı
Veysel Eroğlu’nun cevabı
5.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, 2002 yılından itibaren gerçekleştirilen
temsil giderlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/3226) ve Orman ve Su İşleri
Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
6.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2007-2013 yılları
arasında Ankara’da kullanılan su miktarına ve toplanan atık su bedellerine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3265) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlu’nun cevabı
7.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, 2-B arazileri ile ilgili mevzuatta yapılan
değişikliklere ilişkin sözlü soru önergesi (6/3408) ve Orman ve Su İşleri
Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
8.- İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal’ın, kullanılabilir su potansiyeline ve kişi başına
düşen su miktarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/3631) ve Orman ve Su İşleri
Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
9.- Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, Osmaniye’nin Sumbas
ilçesinin orman kadastrosuna ilişkin sözlü soru önergesi (6/3646) ve Orman ve
Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
10.- Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, Osmaniye’nin Bahçe ilçesinin orman
kadastrosuna ilişkin sözlü soru önergesi (6/3647) ve Orman ve Su İşleri Bakanı
Veysel Eroğlu’nun cevabı
11.- Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, Osmaniye’nin Kadirli ilçesinin orman
kadastrosuna ilişkin sözlü soru önergesi (6/3648) ve Orman ve Su İşleri Bakanı
Veysel Eroğlu’nun cevabı
12.- Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, Osmaniye’nin Toprakkale
ilçesinin orman kadastrosuna ilişkin sözlü soru önergesi (6/3649) ve Orman ve
Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
13.- Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, Osmaniye’nin Hasanbeyli
ilçesinin orman kadastrosuna ilişkin sözlü soru önergesi (6/3650) ve Orman ve
Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
14.- Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, Osmaniye’nin Düziçi ilçesindeki bir
köyün orman kadastrosuna ilişkin sözlü soru önergesi (6/3651) ve Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
15.- Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, Osmaniye’nin Düziçi ilçesindeki bir
köyün orman kadastrosuna ilişkin sözlü soru önergesi (6/3652) ve Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
16.- Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, Osmaniye’nin Düziçi ilçesindeki bir
köyün orman kadastrosuna ilişkin sözlü soru önergesi (6/3653) ve Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
17.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Şanlıurfa, Osmaniye ve Kilis’teki sulama
kanallarının temizlenmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/3681) ve Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
18.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Elazığ, Adıyaman, Bitlis ve Siirt’te sulama
kanallarının temizlenmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/3682) ve Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
19.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Iğdır, Erzurum ve Kars’taki sulama kanallarının
temizlenmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/3683) ve Orman ve Su İşleri
Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
20.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Van’da yapılması planlanan bir HES projesine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3684) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlu’nun cevabı
21.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Iğdır’da sulama birlikleri tarafından kullanılan
suyun ücretine ve sulama suyu borçlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/3747)
ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
22.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan’daki su tüketim ücretlerine ve sağlıklı
içme suyu teminine ilişkin sözlü soru önergesi (6/3753) ve Orman ve Su İşleri
Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
23.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Kars’a yönelik proje ve yatırımlara ilişkin sözlü
soru önergesi (6/3783) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
24.- İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli’nin, İstanbul’da 3.
Boğaz Köprüsü yapımına ilişkin sözlü soru önergesi (6/3812) ve Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
25.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından
kiralanan araçlar ile diğer taşınır mallara ilişkin sözlü soru önergesi
(6/3917) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
26.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından
kiralanan taşınmazlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/3919) ve Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
27.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından gerçek-leştirilen taşınır mal satışlarına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/4044) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
28.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık personelinin görev
yeri değişikliklerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/4095) ve Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
29.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık kadrolarına ve
personel durumuna ilişkin sözlü soru önergesi (6/4097) ve Orman ve Su İşleri
Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
30.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, 2002-2013 yılları arasında
Bakanlıkta hizmet alımı yoluyla veya sözleşmeli olarak çalıştırılan personele
ilişkin sözlü soru önergesi (6/4150) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlu’nun cevabı
31.- İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli’nin, İzmir Beydağ
Barajı Sulama Projesi kapsamına alınmayan terfili
alanlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/4251) ve Orman ve Su İşleri Bakanı
Veysel Eroğlu’nun cevabı
32.- Adana
Milletvekili Ali Halaman’ın, Adana’ya yönelik proje
ve yatırımlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/4366) ve Orman ve Su İşleri
Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
33.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, 4/C statüsünde çalışan personele
ilişkin sözlü soru önergesi (6/4554) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlu’nun cevabı
34.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, ücretsiz personel servisi
uygulaması bulunup bulunmadığına ilişkin sözlü soru önergesi (6/4556) ve Orman
ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
35.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlık tarafından kiralama
yoluyla kullanılan hizmet binalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/4560) ve
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
36.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya’nın Altıntaş
ilçesinde yürütülen sulama projesi çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/4613) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
37.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Darıderesi
Göleti yapım çalışmalarına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/4614) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
38.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Dağardı ve civar köylerinin
içme suyu sorununa ilişkin sözlü soru önergesi (6/4615) ve Orman ve Su İşleri
Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
39.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlıktaki boş kadrolara ilişkin sözlü soru
önergesi (6/4618) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
40.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlık personeline ilişkin
sözlü soru önergesi (6/4619) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun
cevabı
41.- Adana
Milletvekili Ali Halaman’ın, Adana’nın Kozan
ilçesinde orman yangınlarının artmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/4662) ve
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
42.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan’a yönelik proje ve yatırımlara ilişkin
sözlü soru önergesi (6/4736) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun
cevabı
43.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan iline yönelik işbirliği ve ticari anlaşma
amaçlı yabancı heyet ziyaretlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/4795) ve
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
44.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Kars ve Iğdır illerine yönelik işbirliği ve ticari
anlaşma amaçlı yabancı heyet ziyaretlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/4796)
ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
45.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Gümüşhane ve Bayburt illerine yönelik işbirliği ve
ticari anlaşma amaçlı yabancı heyet ziyaretlerine ilişkin sözlü soru önergesi
(6/4797) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
46.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Van ve Ağrı illerine yönelik işbirliği ve ticari
anlaşma amaçlı yabancı heyet ziyaretlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/4813)
ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
47.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Erzurum ve Elazığ illerine yönelik işbirliği ve
ticari anlaşma amaçlı yabancı heyet ziyaretlerine ilişkin sözlü soru önergesi
(6/4828) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
48.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan’ın Çıldır ilçesindeki Aktaş Gölü ve
çevresinin sit alanı ilan edilmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/4829) ve
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
49.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, Tokat’ın Erbaa ilçesindeki HES inşaatına ilişkin
sözlü soru önergesi (6/4948) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun
cevabı
50.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Kahramanmaraş Elbistan Kalealtı Sulama Birliğine ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/5017) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
51.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2010-2013 yılları
arasında Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen AR-GE
çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/5041) ve Orman ve Su İşleri Bakanı
Veysel Eroğlu’nun cevabı
52.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, bölge tahmin ve
uyarı merkezlerinin sayısının artırılması için gerçekleştirilen çalışmalara
ilişkin sözlü soru önergesi (6/5042) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlu’nun cevabı
53.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2010-2013 yılları
arasında Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen AR-GE
çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/5043) ve Orman ve Su İşleri Bakanı
Veysel Eroğlu’nun cevabı
54.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Meteoroloji Genel
Müdürlüğü tarafından tahmin ve erken uyarı sistemlerinin geliştirilmesi
kapsamında yapılan çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/5044) ve Orman ve
Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
55.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Meteoroloji Genel
Müdürlüğünün üyesi olduğu uluslararası kuruluşlara ilişkin sözlü soru önergesi
(6/5045) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
56.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Meteoroloji Genel
Müdürlüğü tarafından yabancı ülkeler ile ortak yürütülen projelere ilişkin
sözlü soru önergesi (6/5046) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun
cevabı
57.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Meteoroloji Genel
Müdürlüğü tarafından yürütülen çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/5047)
ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
XII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul
Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli,
Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın;
Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük
Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in; Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa
Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S. Sayısı: 156)
2.- Devlet Sırrı
Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporları
(1/484) (S. Sayısı: 287)
3.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Japonya Hükümeti Arasında Nükleer Enerjinin Barışçıl
Amaçlarla Kullanımına Dair İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar,
Bilgi ve Teknoloji Komisyonu ile Dışişleri Komisyonu Raporları (1/850) (S.
Sayısı: 520)
XIII.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, Yurt Dışı Türkler ve Akraba Toplulukları
Başkanlığının Doğu Türkistan’a yönelik çalışmalarına ilişkin sorusu ve Başbakan
Yardımcısı Emrullah İşler'in cevabı (7/32638)
2.- İstanbul
Milletvekili Celal Dinçer’in, Kredi ve Yurtlar Kurumuna ait yurtların erkek-kız
yurtları olarak ayrılmasına ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Akif
Çağatay Kılıç'ın cevabı (7/32756)
3.- İstanbul
Milletvekili İhsan Özkes’in, Edirne’nin Enez ilçesine
bağlı bir köyün imam ihtiyacına ilişkin Başbakandan sorusu ve Başbakan
Yardımcısı Emrullah İşler'in cevabı (7/33126)
4.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Gezi Parkı protestolarına
katıldıkları gerekçesiyle haklarında soruşturma açılan personele ilişkin sorusu
ve Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler'in cevabı
(7/33159)
5.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Gezi Parkı eylemlerine katıldıkları
gerekçesiyle haklarında soruşturma açılan personele ilişkin sorusu ve Gençlik
ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç'ın cevabı (7/33240)
6.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tan’ın, Türk Hava Yollarının Ankara–Paris arasında doğrudan
uçuş seferleri başlatıp başlatmayacağına,
Türk Hava
Yollarının Ankara’dan hangi ülkelere ve şehirlere doğrudan uçuş seferleri
yaptığına,
İlişkin soruları
ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı (7/33378), (7/33379)
7.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, seçimleri gerçekleştirilmesine
rağmen başkanlık atamaları yapılmayan federasyonlara ilişkin Başbakandan sorusu
ve Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç'ın cevabı (7/33393)
8.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, dopingin engellenmesine yönelik
denetimlere ve Türkiye’de kullanılan doping
maddelerine ilişkin Başbakandan sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay
Kılıç'ın cevabı (7/33396)
9.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, futbol kulüplerine yönelik
desteklere, futbolda vergilendirme sistemine ve futbol sektöründeki harcamalara
ilişkin Başbakandan sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç'ın
cevabı (7/33421)
10.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, öğrenim kredisi ve burslara ilişkin
Başbakandan sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç'ın cevabı
(7/33424)
11.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, barış elçisi olan gençlerin dünyaya
mesaj vermek için çıktıkları gemi seyahatine,
Türkiye-Akdeniz
Gençlik Barış Gemisi Projesi ve proje sırasında yaşandığı iddia edilen
olaylara,
İlişkin
Başbakandan soruları ve Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç'ın cevabı
(7/33435), (7/33910)
12.- İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal’ın, 2000 yılından itibaren Diyanet İşleri
Başkanlığında görev yapan personel sayısına ilişkin sorusu ve Başbakan
Yardımcısı Emrullah İşler'in cevabı (7/33468)
13.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya’nın Tavşanlı
ilçesine bağlı bir köydeki kamulaştırma ile ilgili iddialara ilişkin sorusu ve
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/33526)
14.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları
arasında Türkiye’de engelli vatandaşların spor olanaklarına ilişkin sorusu ve
Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç'ın cevabı (7/33553)
15.- Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata’nın, yeni evlenecek genç çiftlere yapılacak
yardımlara ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç'ın
cevabı (7/33555)
16.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, yoklama kaçakları ve bakayalara ilişkin sorusu ve Millî Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’ın
cevabı (7/33670)
17.- Mersin
Milletvekili Ali Öz’ün, bağlı kurum ve kuruluşlar tarafından satın alınan ve
kiralanan taşıtlara ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler'in cevabı (7/33824)
18.- İstanbul
Milletvekili Erdoğan Toprak’ın, meyve ve sebze halleri ile ilgili sorunlara
ilişkin sorusu ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın cevabı (7/34564)
19.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçay’ın, Suriye sınırındaki mayınlara ilişkin sorusu ve
Millî Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’ın cevabı (7/34674)
20.- Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, kapatılan Elektrik İşleri Etüt İdaresine ait
taşınır ve taşınmaz malların akıbetine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/34796)
21.- İstanbul
Milletvekili Ali Özgündüz’ün, TRT’nin Başbakan’a sansür uyguladığı iddialarına
ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın
cevabı (7/34905)
22.- İstanbul
Milletvekili Celal Adan’ın, son iki yılda İstanbul’da
yaptırılan anket ve araştırmalara ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı (7/34906)
23.- Erzurum
Milletvekili Oktay Öztürk’ün, enerji geri ödemelerinde indirim yapılan
bölgelere ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın
cevabı (7/34939)
24.- Erzincan
Milletvekili Muharrem Işık’ın, Nabucco Projesi’ne
ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı
(7/34940)
25.- Amasya
Milletvekili Ramis Topal’ın, destekleme prim
ödemelerine,
- İstanbul
Milletvekili Celal Dinçer’in, karekod uygulamasına,
- İstanbul
Milletvekili Celal Adan’ın, son iki yılda İstanbul’da
Bakanlık tarafından yaptırılan anket ve araştırmalara,
- Sinop
Milletvekili Engin Altay’ın, Tarımsal Yayını Geliştirme Projesi’ne,
İlişkin soruları
ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in
cevabı (7/34965), (7/34966), (7/34967), (7/34968)
26.- Kocaeli
Milletvekili Haydar Akar’ın, Kocaeli’deki doğal gaz
yatırımına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın
cevabı (7/35035)
27.- Eskişehir
Milletvekili Kazım Kurt’un, bir derginin yayınlarına ilişkin Başbakandan sorusu
ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı
(7/35052)
28.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, tarihî bir hanın kiralanmasına
ilişkin Başbakandan sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın
cevabı (7/35065)
29.- İstanbul
Milletvekili Ali Özgündüz’ün, bir vakfın yöneticilerine ilişkin sorusu ve
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı (7/35071)
30.- Samsun
Milletvekili Haluk Koç’un, bir vakfa ait gayrimenkule ilişkin sorusu ve
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı (7/35072)
31.- Ankara
Milletvekili Levent Gök’ün, Ankara’nın Çubuk ilçesinin bazı cadde ve
mahallelerindeki yüksek gerilim hattı ve elektrik dağıtım şebekesinin yer
altına alınmasına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız’ın cevabı (7/35130)
32.- İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal’ın, Şanlıurfa’da bazı bölgelerde yaşanan uzun süreli
elektrik kesintilerine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız’ın cevabı (7/35204)
33.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlığın afet yönetim planına
ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı
(7/35205)
34.- Uşak
Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz’ın, tütün
üreticilerinin sorunlarına,
- İstanbul
Milletvekili Melda Onur’un, Yedikule bostanları için ilgili bakanlığa verilen
görüşlere,
- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlığın afet yönetim planına,
İlişkin soruları
ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in
cevabı (7/35208), (7/35209), (7/35210)
35.- Eskişehir
Milletvekili Kazım Kurt’un, Sarp Gümrük Kapısı’nda tespit edilen kaçakçılık
olaylarına ilişkin sorusu ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın cevabı
(7/35239)
36.- Eskişehir
Milletvekili Kazım Kurt’un, Kapıkule Gümrük Kapısı’nda tespit edilen kaçakçılık
olaylarına ilişkin sorusu ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın cevabı
(7/35242)
37.- Eskişehir
Milletvekili Kazım Kurt’un, Gürbulak Gümrük Kapısı’nda tespit edilen kaçakçılık
olaylarına ilişkin sorusu ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın
cevabı (7/35244)
38.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlığın afet yönetim planına
ilişkin sorusu ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın cevabı (7/35257)
39.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, bağlı kurum ve kuruluşların İstanbul
ilindeki binalarında depreme karşı dayanıklılık ölçümü yapılıp yapılmadığına
ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın
cevabı (7/35297)
40.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçay’ın, Manisa’da herhangi bir azınlık cemaatinin vakıf
olarak tescil edilmek üzere başvuru yapıp yapmadığına,
Azınlık cemaat
vakıflarının taşınmaz iadesi taleplerine,
İlişkin soruları
ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı
(7/35363), (7/35364)
41.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tan’ın, TRT’nin tartışma programlarına katılan
milletvekillerine ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı (7/35365)
42.- İzmir
Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu’nun, ÇAYKUR’un ürettiği bir ürüne ilişkin
sorusu ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in
cevabı (7/35443)
43.- İstanbul
Milletvekili Umut Oran’ın, Gezi Parkı protestoları sırasında İstanbul Bezm-i Alem Camiinde çekilen
görüntülere ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın
cevabı (7/35499)
44.- Manisa
Milletvekili Özgür Özel’in, Anadolu Ajansının Bezm-i Alem Valide Sultan Camiinde içki içildiği yönünde yaptığı
haberlere ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın
cevabı (7/35670)
45.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, toplu açılış törenlerine ve açılışı
yapılan tesislere ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin
cevabı (7/35741)
46.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tan’ın, Başbakanın bir ifadesinin TRT tarafından
sansürlendiği iddiasına ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı (7/35809)
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu saat 15.00’te açılarak yedi oturum yaptı.
Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Sadık Yakut, Başkanlık Divanı
olarak 2014 yılının hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ettiklerine ilişkin bir
açıklamada bulundu.
Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan,
Artvin’de yaşanan sorunlara,
Kars Milletvekili Ahmet Arslan, Sarıkamış şehitlerini anma
etkinliklerine,
Burdur Milletvekili Bayram Özçelik, millî şair ve Burdur eski
milletvekili Mehmet Akif Ersoy’un 77’nci ölüm yıl dönümüne,
İlişkin gündem dışı birer konuşma yaptılar.
Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu, Sarıkamış şehitlerine
Allah’tan rahmet dilediğine, millî şair Mehmet Akif Ersoy’un ve bilim adamı Seyyid Ahmet Arvasi’nin ölüm yıl
dönümlerine ve yeni yılın Türkiye’ye ve dünyaya barış ve nizam getirmesini
niyaz ettiğine,
Yalova Milletvekili Muharrem İnce, Sarıkamış şehitlerimize
Allah’tan rahmet dilediğine ve İstiklal Marşı’mızın şairi Mehmet Akif Ersoy’un
herkes için önemli bir şahsiyet olduğuna,
İstanbul Milletvekili Mihrimah Belma
Satır, 2014 yılının ülkemize ve dünyaya sağlık, barış, mutluluk getirmesini
dilediğine, İstiklal Marşı’mızın şairi Mehmet Akif Ersoy’a Allah’tan rahmet
dilediğine ve Sarıkamış şehitlerini rahmet ve minnetle andığına,
İlişkin birer açıklamada bulundular.
Cumhurbaşkanlığının;
Bakanlar Kurulunda görev alan, Adalet Bakanı Sadullah
Ergin, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, Avrupa Birliği Bakanı
Egemen Bağış, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Ekonomi Bakanı
Mehmet Zafer Çağlayan, Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, İçişleri Bakanı
Muammer Güler ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın
bakanlık görevlerinden istifalarının kabul edildiğine; Çevre ve Şehircilik
Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın Başbakanın teklifi üzerine bakanlık görevinden
alındığına;
Ankara Milletvekili Emrullah İşler’in
Başbakan Yardımcılığına, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın Adalet
Bakanlığına, Sakarya Milletvekili Ayşenur İslam’ın Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanlığına, Antalya Milletvekili Mevlüt
Çavuşoğlu’nun Avrupa Birliği Bakanlığına, Kocaeli Milletvekili Fikri Işık’ın
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına, İstanbul Milletvekili İdris Güllüce’nin
Çevre ve Şehircilik Bakanlığına, Denizli Milletvekili Nihat Zeybekci’nin
Ekonomi Bakanlığına, Samsun Milletvekili Akif Çağatay Kılıç’ın Gençlik ve Spor
Bakanlığına, Karaman Milletvekili Lütfi Elvan’ın Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanlığına, TBMM dışından Efkan Ala’nın İçişleri Bakanlığına
atandıklarına,
İlişkin tezkeresi Genel Kurulun bilgisine sunuldu.
TBMM dışından İçişleri Bakanlığına atanan Efkan Ala ant içti.
Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel ve 20 milletvekilinin, GDO’lu (Genetiği Değiştirilmiş Organizma) ürünlerin insan
ve çevre sağlığı üzerinde yarattığı etkilerin (10/806),
BDP Grubu adına Grup Başkan Vekili Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, un ve ekmeğin üretiminden halka sunumuna
kadar olan süreçte halk sağlığını tehdit eden sorunların (10/807),
Mardin Milletvekili Erol Dora ve 22 milletvekilinin, cezaevlerinde
anneleriyle beraber kalan çocukların sorunlarının (10/808),
Araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergeleri Genel Kurulun bilgisine
sunuldu; önergelerin gündemdeki yerlerini alacağı ve görüşmelerinin sırası
geldiğinde yapılacağı açıklandı.
Başkanlıkça, Kamu İktisadi Teşebbüsleri Komisyonunda siyasi parti
grubu mensubu olmayan milletvekillerine düşen 1 üyelik için aday olmak isteyen
siyasi parti grubu mensubu olmayan milletvekillerinin yazılı olarak müracaat
etmelerine ilişkin duyuruda bulunuldu.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanı Cemil Çiçek başkanlığında, Türkiye-Kuveyt Parlamentolar
Arası Dostluk Grubu Başkanı ve Artvin Milletvekili İsrafil Kışla,
Türkiye-Bahreyn Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı ve Mardin
Milletvekili Gönül Bekin Şahkulubey, Bursa
Milletvekili İsmet Su, Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk ve Ankara
Milletvekili Mustafa Erdem’den müteşekkil heyetin, Kuveyt Devleti Ulusal
Meclisi Başkanı Marzouq Ali M. Al-Ghanim
ve Bahreyn Krallığı Temsilciler Meclisi Başkanı Khalifa
bin Ahmed Al Dhahrani’nin
vaki davetlerine icabet etmek üzere 5-8 Ocak 2014 tarihlerinde Kuveyt ve
Bahreyn’e resmî ziyaretlerde bulunmalarına ilişkin tezkeresi kabul edildi.
AK PARTİ Grubunun, Genel Kurulun çalışma saatleri ile
gündemdeki sıralamanın yeniden düzenlenmesine; Genel Kurulun, 7, 14, 21, 28
Ocak 2014 ile 4 ve 11 Şubat 2014 Salı günkü birleşimlerinde bir saat sözlü
soruların görüşülmesini müteakip diğer denetim konularının görüşülmeyerek
gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler”
kısmında yer alan işlerin görüşülmesine; 8, 15, 22, 29 Ocak 2014 ile 5 ve 12
Şubat 2014 Çarşamba günkü birleşimlerinde sözlü soruların görüşülmemesine; 521
sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın İç Tüzük’ün 91’inci
maddesine göre temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesine ilişkin
önerisi yapılan görüşmelerden sonra kabul edildi.
Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonunda açık bulunan ve BDP
Grubuna düşen 1 üyeliğe Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan seçildi.
Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen
Diğer İşler” kısmının:
1’inci sırasında yer alan ve görüşmeleri yarım kalan, İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel kanun olarak
görüşülmesi kabul edilen, Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri
İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli,
Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın;
Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük
Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in; Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa
Komisyonu Raporu’nun (2/242, 2/80) (S. Sayısı: 156),
2’nci sırasında yer alan ve görüşmeleri yarım kalan, İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel kanun olarak
görüşülmesi kabul edilen, Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum
Komisyonu ile Adalet Komisyonu raporlarının (1/484) (S. Sayısı: 287),
Görüşmeleri, komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır
bulunmadığından ertelendi.
3’üncü sırasında yer alan ve görüşmeleri yarım kalan, İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel kanun olarak
görüşülmesi kabul edilen, Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve
Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı ve 16
Milletvekilinin; Üniversite Öğretim Elemanları ile Sağlık Hizmetleri ve
Yardımcı Sağlık Hizmetleri Sınıfında Çalışan Personelin Tam Süre Çalışmasına ve
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal’ın; Organ ve Doku Alınması, Saklanması ve Nakli
Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun; Sağlık Hizmetleri
Temel Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, Tokat Milletvekili
Orhan Düzgün’ün; Devlet Memurları Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın;
Tababet ve Şuabatı San’atlarının
Tarzı İcrasına Dair Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile
Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Raporu’nun (1/791, 2/159,
2/401, 2/592, 2/769, 2/1049) (S. Sayısı: 480 ve 480’e 1’inci Ek) görüşmeleri
tamamlanarak yapılan açık oylamasından sonra kabul edildi.
Alınan karar gereğince, 7 Ocak 2014 Salı günü saat 15.00’te
toplanmak üzere 20.58’de birleşime son verildi.
Sadık
YAKUT
Başkan
Vekili
İsmail
KAŞDEMİR Mine
LÖK BEYAZ
Çanakkale Diyarbakır
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Muharrem
IŞIK Bayram
ÖZÇELİK
Erzincan Burdur
Kâtip Üye Kâtip
Üye
II.- GELEN KÂĞITLAR
No: 58
3 Ocak 2014 Cuma
Teklif
1.- Diyarbakır Milletvekili
Cuma İçten ve Rize Milletvekili Hasan Karal ile 6 Milletvekilinin; Bazı Kanun
ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
(2/1927) (Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm; Milli Eğitim, Kültür, Gençlik
ve Spor; Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler; İçişleri ile Plan ve Bütçe
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.01.2014)
No: 59
6 Ocak 2014 Pazartesi
Teklif
1.- Adana
Milletvekili Necdet Ünüvar ve Sivas Milletvekili Hilmi Bilgin ile 4
Milletvekilinin; Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/1928) (Adalet; İçişleri; Sağlık, Aile,
Çalışma ve Sosyal İşler; Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ile Plan ve
Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi:
06.01.2014)
Sözlü Soru Önergeleri
1.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, Gazipaşa Havaalanında düzenlenen açılış
törenine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/5055) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17.12.2013)
2.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, Alanya’da bir otel tarafından yapıldığı
iddia edilen yasa dışı inşaata ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/5056)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)
3.- İstanbul Milletvekili
Binnaz Toprak’ın, ilahiyat fakültelerinin ders programlarında yapılan
değişikliğe ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/5057)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)
Yazılı Soru Önergeleri
1.- Çanakkale Milletvekili
Ali Sarıbaş’ın, bir ihalede sahtecilik olduğu iddialarına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/35974) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.12.2013)
2.- Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer’in, bir
üniversitedeki heykellerin kaldırıldığı iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/35975) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.12.2013)
3.- Yalova Milletvekili
Muharrem İnce’nin, Hükümet yanlısı bir basın oluşturulmaya çalışıldığı
iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35976) (Başkanlığa
geliş tarihi: 10.12.2013)
4.- Kırklareli Milletvekili
Turgut Dibek’in, bir konuşmasına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/35977) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.12.2013)
5.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Türkiye’deki kaçak maden ocakları sayısına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35978) (Başkanlığa geliş tarihi:
11.12.2013)
6.- İstanbul Milletvekili Ali
Özgündüz’ün, Ergenekon davası kapsamında savcılık tarafından istenen bazı
belgelerin verilmediği iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/35979) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.12.2013)
7.- İstanbul Milletvekili Ali
Özgündüz’ün, kaldırılan Başbakanlık Takip Kurulunun faaliyetlerine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35980) (Başkanlığa geliş tarihi:
11.12.2013)
8.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, gelir dağılımına, intiharlara ve iktisadi
verilere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35981) (Başkanlığa geliş
tarihi: 11.12.2013)
9.- İstanbul Milletvekili Celal
Dinçer’in, Başbakanlıkça yayımlandığı iddia edilen bir belgeye ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35982) (Başkanlığa geliş tarihi:
11.12.2013)
10.- Tokat Milletvekili Orhan
Düzgün’ün, Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sınavındaki din kültürü ve ahlak
bilgisi sorularının zorluğuna ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/35983) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.12.2013)
11.- Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü’nün, Tekirdağ’da
gerçekleştirilen toplu açılış töreninde partinin belediye başkan adaylarının
tanıtımının yapılmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35984)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12.12.2013)
12.- Bitlis Milletvekili Hüsamettin Zenderlioğlu’nun,
koruculuk sistemine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35985)
(Başkanlığa geliş tarihi: 13.12.2013)
13.- Aydın Milletvekili Bülent Tezcan’ın, ziyaret gerçekleştirdiği bazı
illerdeki uygulamalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35986)
(Başkanlığa geliş tarihi: 13.12.2013)
14.- Van Milletvekili Nazmi Gür’ün, Suriye’ye yapıldığı iddia edilen
silah satışına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35987) (Başkanlığa
geliş tarihi: 16.12.2013)
15.- Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in,
KKTC’de eğitim ve öğretimini sürdüren bazı Kürt öğrencilere baskı uygulandığı
iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35988) (Başkanlığa geliş
tarihi: 16.12.2013)
16.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, 2023 yılı için
öngörülen hedeflere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35989)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)
17.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, 2002-2013
yılları arasında meydana gelen hırsızlık, gasp ve kapkaç olaylarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35990) (Başkanlığa geliş tarihi:
17.12.2013)
18.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, 2002-2013
yılları arasında yaşanan intihar olaylarına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/35991) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)
19.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, son günlerde yaşanan
elektrik kesintilerine ve enerji politikalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/35992) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)
20.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Suriye’ye silah
ihraç edildiği iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35993)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)
21.- Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan’ın, veteriner hekimlerin
istihdam sorunlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35994)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16.12.2013)
22.- Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova’nın, astsubayların çalışma
şartlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35995) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17.12.2013)
23.- Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova’nın, ülkemizdeki taş
ocaklarının sayısına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35996)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)
24.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın,
Malatya Kan Merkezinin araç gereç eksikliklerine ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/35997) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)
25.- İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, bilgi güvenliği ve kişisel
verilerin korunması ile ilgili çeşitli hususlara ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/35998) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)
26.- İstanbul Milletvekili Binnaz Toprak’ın, LGBT bireylerin uğradığı
mağduriyete ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35999) (Başkanlığa
geliş tarihi: 17.12.2013)
27.- İstanbul Milletvekili Binnaz Toprak’ın, Ermeni Meselesi ile ilgili
çalışanların TTK tarafından fişlendiği iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/36000) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)
28.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, AB ile
imzalanan Geri Kabul Anlaşmasına ve sınır polisi uygulamasına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36001) (Başkanlığa geliş tarihi:
18.12.2013)
29.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, kadına yönelik
şiddete ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36002) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18.12.2013)
30.- Muğla Milletvekili Tolga Çandar’ın, yabancılara satılan tarım
arazilerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36003) (Başkanlığa
geliş tarihi: 18.12.2013)
31.- İstanbul Milletvekili Osman Taney
Korutürk’ün, Suriye’ye silah sevkiyatı yapıldığı iddialarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36004) (Başkanlığa geliş tarihi:
18.12.2013)
32.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, kıyı işgalinde
bulunduğu için yıkılan yapılara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/36005) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)
33.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Başbakanlık
Takip Kurulunun çalışmalarına son verilmediği iddialarına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/36006) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)
34.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Jandarma
teşkilatında yeni bir yapılanmaya gidilip gidilmeyeceğine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/36007) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)
35.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, 2002-2013
yılları arasında mal varlığı dondurulan kişilere ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/36008) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)
36.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Ankara Devlet
Resim ve Heykel Müzesiyle ilgili iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/36009) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)
37.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun Ermenistan’la
ilişkilere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36010) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18.12.2013)
38.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Galatasaray TT
Arena Stadının eksikliklerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/36011) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)
39.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, bazı şirketlere
yönelik vergi incelemelerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36012)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)
40.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Kadıköy Anadolu
Lisesinin bulunduğu araziye ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36013)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)
41.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, Van
Depreminde yaralanan ve hayatını kaybeden vatandaşlara ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/36014) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)
42.- Iğdır Milletvekili Pervin Buldan’ın, Gezi eylemcilerinin soruşturma
dosyasındaki gizlilik kararına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi
(7/36015) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.12.2013)
43.- İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz’ün, bir cezaevinde din ve inanç
hürriyetinin ihlal edildiği iddiasına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru
önergesi (7/36016) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.12.2013)
44.- Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in,
sosyal paylaşım sitelerindeki paylaşımları nedeniyle haklarında soruşturma
açılan kişilere ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/36017)
(Başkanlığa geliş tarihi: 13.12.2013)
45.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, yargı
çalışanlarının sorunlarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/36018) (Başkanlığa
geliş tarihi: 16.12.2013)
46.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, bir
sendikanın adliyelerde yürütmüş olduğu sendikal çalışmalara müdahalede
bulunulduğu iddiasına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/36019)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16.12.2013)
47.- Bursa Milletvekili Aykan Erdemir’in, 17 Aralık 2004 tarihinden
itibaren gizlilik kararı alınan dava dosyalarına ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/36020) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)
48.- Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in, göz altı sürecinde kötü muamele ve işkence vakalarına
ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/36021) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17.12.2013)
49.- Iğdır Milletvekili Pervin Buldan’ın, cezaevlerindeki hasta tutuklu
ve hükümlüler ile ağır hasta bir hükümlüye ilişkin Adalet Bakanından yazılı
soru önergesi (7/36022) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)
50.- İzmir Milletvekili Rıza Mahmut Türmen’in,
toplantı ve gösteri yürüyüşleri ile ilgili düzenlemelere ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/36023) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)
51.- Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova’nın, çocuk ıslahevi ve
tutukevi sayısına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/36024)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)
52.- Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova’nın, çocuk hükümlü ve
tutukluların yaşam koşullarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/36025) (Başkanlığa
geliş tarihi: 17.12.2013)
53.- İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, kişisel verilerin korunmasına
ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/36026) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17.12.2013)
54.- Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova’nın, cinsel istismara
uğrayan çocuklara ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru
önergesi (7/36027) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)
55.- Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova’nın, şiddete maruz kalan
kadınlara ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/36028) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)
56.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Bitlis ve Siirt’te verilen iş
sağlığı ve güvenliği eğitimlerine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından
yazılı soru önergesi (7/36029) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.12.2013)
57.- Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan’ın, taşeron işçilerin
sorunlarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/36030) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.12.2013)
58.- Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in,
karayolu ve demiryolu işçilerinin sosyal ve özlük haklarına ilişkin Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/36031) (Başkanlığa geliş
tarihi: 16.12.2013)
59.- Kocaeli Milletvekili Haydar Akar’ın, personele ödenmeyen
ikramiyelere ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/36032) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)
60.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, dul ve yetim maaşı alanlardan
farklı isimler altında para alındığı iddiasına ilişkin Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/36033) (Başkanlığa geliş tarihi:
18.12.2013)
61.- Giresun Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu’nun, vize serbestisi
çalışmalarına ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/36034)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)
62.- İstanbul Milletvekili İhsan Barutçu’nun, 1915 Olayları ile ilgili
yürütülen çalışmalara ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/36035) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)
63.- Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu’nun, Erzincan Kompresör
İstasyonu Yapım İşine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru
önergesi (7/36036) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.12.2013)
64.- İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, doğalgaz kullanılamayan illere
ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/36037)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)
65.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın,
elektrik kesintilerine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru
önergesi (7/36038) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)
66.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, doğalgaz ve
elektrik yeterliliğine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru
önergesi (7/36039) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)
67.- Kocaeli Milletvekili Haydar Akar’ın, bir futbol takımı hakkında
başlatılan disiplin sürecine ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru
önergesi (7/36040) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.12.2013)
68.- Aydın Milletvekili Bülent Tezcan’ın, öğrenim kredisini ödeyemediği
için icra takibine giren kişilerin sayısına ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından
yazılı soru önergesi (7/36041) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)
69.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, susam fiyatlarındaki artışa
ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/36042)
(Başkanlığa geliş tarihi: 13.12.2013)
70.- Muğla Milletvekili Nurettin Demir’in, sera tarımında yaşanan çeşitli
sorunlara ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/36043) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)
71.- Balıkesir Milletvekili Haluk Ahmet Gümüş’ün, TKDK’nın
verdiği desteklere ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/36044) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)
72.- Muğla Milletvekili Nurettin Demir’in, Toprak Mahsulleri Ofisinin
Şanlıurfa’daki bir arazisinin satışına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/36045) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)
73.- İstanbul Milletvekili Sebahat Akkiray’ın,
Gezi olaylarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/36046) (Başkanlığa
geliş tarihi: 12.12.2013)
74.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, Bolu Belediye Başkanı hakkındaki
bazı iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/36047)
(Başkanlığa geliş tarihi: 13.12.2013)
75.- İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz’ün, Suriyeli direnişçilere
destek verildiği iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/36048) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.12.2013)
76.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın,
Antalya ziyaretindeki güvenlik önlemlerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/36049) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.12.2013)
77.- Muğla Milletvekili Nurettin Demir’in, koruma memuru alınacağı
iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/36050)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)
78.- Hatay Milletvekili Mehmet Ali Ediboğlu’nun, Suriye’ye silah
sevkiyatı yapıldığı iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/36051) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)
79.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, Van’ın
Çaldıran ilçesinde bir kişinin evine elektrik bağlanmamasına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/36052) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)
80.- Konya Milletvekili Atilla Kart’ın, yurt dışı görevlendirmelerine
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/36053) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17.12.2013)
81.- Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt’un, kolluk kuvvetleri tarafından
bir avukatın parmak izinin zorla aldırıldığı iddialarına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/36054) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)
82.- Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt’un, Eskişehir Valiliğindeki peyzaj
çalışmalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/36055)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)
83.- İstanbul Milletvekili Binnaz Toprak’ın, Gezi olaylarında polisin
yasadışı uygulamalar yaptığı iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/36056) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)
84.- Aydın Milletvekili Bülent Tezcan’ın, görevden alınan emniyet
mensuplarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/36057)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)
85.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan’daki bir köyün içme
suyu sorununa ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/36058)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)
86.- Konya Milletvekili Atilla Kart’ın, Mevlana Müzesinde yapılan
düzenlemelere ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi
(7/36059) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.12.2013)
87.- Hatay Milletvekili Mehmet Ali Ediboğlu’nun, Milli Kütüphanenin bazı
kitapları hurdaya çıkardığı iddialarına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/36060) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.12.2013)
88.- İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in, özel tiyatrolara
verilen desteklere ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi
(7/36061) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.12.2013)
89.- Iğdır Milletvekili Pervin Buldan’ın, Diyarbakır’da tarihi
kalıntıların bulunduğu bir alan için imar izni verilmesine ilişkin Kültür ve
Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/36062) (Başkanlığa geliş tarihi:
13.12.2013)
90.- Mersin Milletvekili Vahap Seçer’in, TEOG
sınavı için yapılan mazeret sınavına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/36063) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)
91.- Gaziantep Milletvekili Mehmet Şeker’in, konservatuvar mezunu
öğrencilere pedagojik formasyon eğitimi verecek
üniversitelerin belirlenmesine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/36064) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)
92.- İstanbul Milletvekili Binnaz Toprak’ın, bazı ders kitaplarındaki
şiirlerin sansürlendiği iddialarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/36065) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)
93.- İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt’ün, AÖF sınavında çıkan bir
soruya ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/36066)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)
94.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, Türk
Cumhuriyetlerinden gelen öğrencilere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/36067) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)
95.- Manisa Milletvekili Hasan Ören’in, okullarda rehber öğretmen norm
kadrosu için olması gereken öğrenci sayısının arttırılmasına ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/36068) (Başkanlığa geliş tarihi:
18.12.2013)
96.- Adana Milletvekili Ali Demirçalı’nın,
Ankara’daki helikopter kazasına ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/36069) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)
97.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in,
kendisinden beş aydır haber alınamayan bir askere ilişkin Milli Savunma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/36070) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)
98.- İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel’in, bir başhekim
hakkındaki iddialara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/36071)
(Başkanlığa geliş tarihi: 13.12.2013)
99.- Iğdır Milletvekili Pervin Buldan’ın, cezaevlerindeki hasta tutuklu
hükümlüler ile ağır hasta bir hükümlüye ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/36072) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)
100.- İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi’nin, bazı
yolsuzluk iddialarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/36073)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)
101.- İstanbul Milletvekili Celal Dinçer’in, sahte kanser
ilaçlarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/36074) (Başkanlığa
geliş tarihi: 17.12.2013)
102.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bazı bölgelerdeki
sağlık teçhizatı ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/36075) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)
103.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bazı bölgelerdeki
doktor ve sağlık teçhizatı ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/36076) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)
104.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bebek ve anne
ölümlerine ve engellenmesi için yapılan çalışmalara ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/36077) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)
105.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, sağlık
harcamalarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/36078)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)
106.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Karadeniz ve Doğu
Anadolu bölgelerindeki hemşire ve ebe ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/36079) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)
107.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Doğu Anadolu
Bölgesindeki uzman hekim ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/36080) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)
108.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, sağlık
hizmetlerine bütçeden ayrılan paya ve bölgesel dengesizliklere ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/36081) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)
109.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, ilaç tüketimi,
ameliyat sayısı ve hasta sayısı ile ilgili verilere ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/36082) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)
110.- Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, Halkbank
tarafından satılan bir gayrimenkule ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali
Babacan) yazılı soru önergesi (7/36083) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)
111.- Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova’nın, ÇYDD’nin yaptığı çelenk bağışlarına vergi cezası
kesilmesine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/36084)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)
112.- Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan’ın, Bakanlık
lojmanlarının tahsisinde yaşanan sorunlara ilişkin Orman ve Su İşleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/36085) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)
113.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın,
bir karayolundaki tuzlama çalışmasına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/36086) (Başkanlığa geliş tarihi:
17.12.2013)
114.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, TBMM
lokantalarında sunulan yiyeceklerin kontrolüne ilişkin Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/36087) (Başkanlığa geliş tarihi:
25.12.2013)
115.- Mersin Milletvekili Ali Öz’ün, Atatürk’ün gizli bir
vasiyeti olduğu iddialarına ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından
yazılı soru önergesi (7/36088) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.12.2013)
116.- İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, yeni İçişleri
Bakanının dokunulmazlık durumuna ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanından yazılı soru önergesi (7/36089) (Başkanlığa geliş tarihi:
27.12.2013)
Süresi İçinde Cevaplanmayan Yazılı Soru Önergeleri
1.- İstanbul Milletvekili
İhsan Özkes’in, Denizli’de bir camiye pankart ve
parti bayrakları asıldığı iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/32553)
2.- Hatay Milletvekili Adnan
Şefik Çirkin’in, anadilde eğitim ile ilgili bazı ifadelerine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/32557)
3.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Başbakanlığa ait arsa ve araziler ile bunların
satış ve kiralama işlemlerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/32576)
4.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, TİKA tarafından ABD’de gerçekleş-tirilmesi planlanan bir içme suyu projesine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/32588)
5.- Samsun Milletvekili
Cemalettin Şimşek’in, Başbakan ve bakanların katıldığı törenleri düzenleyen
organizasyon şirketlerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/32614)
6.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Hükümet politikalarına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/32619)
7.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlara ait arsa ve araziler
ile bunların satış ve kiralama işlemlerine ilişkin Başbakan Yardımcısından
(Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/32639)
8.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlara ait gayrimenkullere ve
bunların satış ve kiralama işlemlerine ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir
Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/32640)
9.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, Ceyhan Müftülüğünce Başbakanın katılacağı bir tören öncesi Cuma
namazı hutbesi sonrası anons yaptırılmasına ilişkin Başbakan Yardımcısından
(Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/32641)
10.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin,
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından gerçekleş-tirilen
bazı faaliyetlere ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru
önergesi (7/32642)
11.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin,
2002-2013 yılları arasında Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından verilen din
hizmetine ve niteliklerine ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ)
yazılı soru önergesi (7/32643)
12.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin,
2002-2013 yılları arasında Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı yurt dışı
teşkilatlarda çalışan personele ve gerçekleştirilen harcamalara ilişkin
Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/32646)
13.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin,
2002-2013 yılları arasında Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı birimler
tarafından gerçekleştirilen denetimlere ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir
Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/32649)
14.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin,
2002-2013 yılları arasında Hac ve Umre Hizmetleri Genel Müdürlüğüne yapılan şikayetlere ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ)
yazılı soru önergesi (7/32651)
15.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin,
2002-2013 yılları arasında Diyanet İşleri Başkanlığı Hukuk Müşavirliği
tarafından gerçekleştirilen mal ve hizmet alımlarına ilişkin Başbakan
Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/32652)
16.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin,
2002-2013 yılları arasında Din Hizmetleri Ataşeliklerinde çalışan personele
ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/32653)
17.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin,
2002-2013 yılları arasında Din Hizmetleri Yüksek Kurulu tarafından
gerçekleştirilen mal ve hizmet alımlarına ilişkin Başbakan Yardımcısından
(Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/32655)
18.- Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel’in, yükseköğrenim görmek için
yurt dışından ülkemize gelen öğrencilere ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir
Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/32656)
19.- Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel’in, yükseköğrenim görmek için
yurt dışından ülkemize gelen öğrencilere ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir
Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/32657)
20.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, uzun menzilli füze savunma
sistemi ihalesine ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/32954)
21.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin,
askerlik süresinin kısaltılmasına ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/32957)
22.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin,
2002-2013 yılları arasında yakalanan veya teslim olan terör örgütü mensuplarına
ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/32958)
23.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin,
2002-2013 yılları arasında TSK tarafından kullanılan biber gazına ilişkin Milli
Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/32959)
24.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Van’ın Çaldıran
ilçesinde mazot kaçakçılığı yaptığı ve sınırdaki askerler tarafından
öldürüldüğü iddia edilen bir kişiye ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı
soru önergesi (7/32960)
25.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, sınır
ihlallerine yönelik müdahalelere ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/32961)
26.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlığa ait
gayrimenkullere ve bunların satış ve kiralama işlemlerine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/33039)
27.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, bir
açıklamasında bahsettiği belgelere ve ayrımcılık iddiasına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/33040)
28.- Konya Milletvekili Atilla Kart’ın, Hava Kuvvetleri Komutanlığı
bünyesindeki soruşturmalar ile emeklilik ve istifalara ilişkin Milli Savunma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/33041)
29.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, 2002 yılından itibaren İSKİ
tarafından yapılan ihalelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/33206)
30.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, itfaiye teşkilatı
personeline ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/33207)
31.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, 6360 sayılı Kanunun
yürürlüğe girmesi ile yetki ve sorumluluk konularında oluşan boşluklara ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/33208)
32.- Kocaeli Milletvekili Haydar Akar’ın, bir fabrikanın faaliyet
aşamasında ortaya çıkabilecek insan sağlığına ve çevreye zararlı maddelere
ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/33496)
33.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Diyarbakır ve Şanlıurfa’da
çeşitli kategorilerdeki çalışma alanlarında işveren ve çalışanlara iş sağlığı
ve güvenliği eğitimi verilip verilmediğine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/33497)
34.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Şırnak, Osmaniye ve Mardin’de
çeşitli kategorilerdeki çalışma alanlarında işveren ve çalışanlara iş sağlığı
ve güvenliği eğitimi verilip verilmediğine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/33498)
35.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Adıyaman, Hakkâri ve Muş’ta
çeşitli kategorilerdeki çalışma alanlarında işveren ve çalışanlara iş sağlığı
ve güvenliği eğitimi verilip verilmediğine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/33499)
36.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Siirt, Adıyaman ve Hakkâri’de
çeşitli kategorilerdeki çalışma alanlarında işveren ve çalışanlara iş sağlığı
ve güvenliği eğitimi verilip verilmediğine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/33500)
37.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Bingöl, Batman ve Bitlis’te
çeşitli kategorilerdeki çalışma alanlarında işveren ve çalışanlara iş sağlığı
ve güvenliği eğitimi verilip verilmediğine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/33501)
38.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Erzurum ve Elazığ’da çeşitli
kategorilerdeki çalışma alanlarında işveren ve çalışanlara iş sağlığı ve
güvenliği eğitimi verilip verilmediğine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/33502)
39.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Van, Ağrı, Gümüşhane ve
Bayburt’ta çeşitli kategorilerdeki çalışma alanlarında işveren ve çalışanlara
iş sağlığı ve güvenliği eğitimi verilip verilmediğine ilişkin Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/33503)
40.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan’da çeşitli
kategorilerdeki çalışma alanlarında işveren ve çalışanlara iş sağlığı ve
güvenliği eğitimi verilip verilmediğine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/33504)
41.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Kars ve Iğdır’da çeşitli
kategorilerdeki çalışma alanlarında işveren ve çalışanlara iş sağlığı ve
güvenliği eğitimi verilip verilmediğine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/33505)
42.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin,
2002-2013 yılları arasında engelli vatandaşların spor olanaklarına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/33529)
43.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, Anıtkabir arazisi ile ilgili
iddialara ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/33874)
44.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, Vahdettin Köşkü ve
çevresindeki arazinin mülkiyetine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı
soru önergesi (7/33893)
45.- Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, bir şirketin halka arzında
hisse alan yatırımcılara ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı
soru önergesi (7/34440)
46.- Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın, genel af çıkartılıp
çıkartılmayacağına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/34867)
47.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Kocaeli’nin
Gölcük ilçesinde bir bebeğin ölümüne ve yapılan soruşturmaya ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/34868)
48.- Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in, bir
askeri operasyona ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/34869)
49.- Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın, Ankara’da doğal gaz
satışına uygulanan sınırlamaya ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/34872)
50.- Ankara Milletvekili Levent Gök’ün, Ankara Büyükşehir Belediyesinin
vergi borçlarının affedilmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/34873)
51.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, dershanelerin
kapatılacağı iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/34874)
52.- Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın, karma eğitimin
kaldırılacağı iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/34875)
53.- Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın,
Ankara’da 2013 yılında yaşanan elektrik arıza ve kesintilerine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/34877)
54.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Türkiye’de
gözaltına alınan ve tutuklanan yabancı gazetecilerin sayısına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/34878)
55.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Dünya Kölelik
Endeksi sonuçlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/34879)
56.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, sokakta yaşayan
çocuklara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/34880)
57.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, bir rektörün
beyanatına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/34881)
58.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Başbakanlık
Koruma Müdürüne herhangi bir saldırı halinde “vur emri” verildiği iddialarına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/34882)
59.- Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü’nün,
bir TOKİ sitesindeki borçlanma miktarının arttırılmasına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/34883)
60.- Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, 2013 yılı
itibarıyla Doğu ve Güneydoğuda terör örgütü tarafından basılan şantiyelere
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/34884)
61.- Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova’nın, Balıkesir’in
ilçelerindeki işsizlik oranlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/34887)
62.- İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt’ün, memurlara rotasyon
uygulamasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/34889)
63.- Adana Milletvekili Ali Demirçalı’nın,
Elazığ ilinin afet risk haritasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/34890)
64.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, psikiyatri ile
ruh ve sinir hastalıkları servislerinde muayene olan kişi sayısına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/34891)
65.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, TUİK
görevlilerinin bir anket çalışmasındaki tutumuna ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/34892)
66.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, 2010-2013
yılları arasında Niğde İl İnsan Hakları Kurulu ile Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesine yapılan başvurulara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/34893)
67.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, 2010-2013
yılları arasında Nevşehir İl İnsan Hakları Kurulu ile Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesine yapılan başvurulara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/34894)
68.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, 2010-2013
yılları arasında Muş İl İnsan Hakları Kurulu ile Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesine yapılan başvurulara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/34895)
69.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, 2010-2013
yılları arasında Muğla İl İnsan Hakları Kurulu ile Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesine yapılan başvurulara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/34896)
70.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, 2010-2013
yılları arasında Mardin İl İnsan Hakları Kurulu ile Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesine yapılan başvurulara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/34897)
71.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, 2010-2013
yılları arasında Manisa İl İnsan Hakları Kurulu ile Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesine yapılan başvurulara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/34898)
72.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, 2010-2013
yılları arasında Malatya İl İnsan Hakları Kurulu ile Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesine yapılan başvurulara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/34899)
73.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, 2010-2013 yılları
arasında Kütahya İl İnsan Hakları Kurulu ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine
yapılan başvurulara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/34900)
74.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, 2010-2013
yılları arasında Konya İl İnsan Hakları Kurulu ile Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesine yapılan başvurulara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/34901)
75.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, 2010-2013
yılları arasında Kahramanmaraş İl İnsan Hakları Kurulu ile Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesine yapılan başvurulara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/34902)
76.- Ankara Milletvekili İzzet Çetin’in, dershaneler konusunda görüş
alınan velilere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/34903)
77.- Balıkesir Milletvekili Namık Havutça’nın,
2012-2013 yılları arasında Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa muhalefet
nedeniyle hakkında soruşturma açılan kişi sayısına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/34904)
78.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, cari açığa ilişkin Başbakan
Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/34907)
79.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, tasarrufların milli gelire
oranındaki düşüşe ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru
önergesi (7/34908)
80.- İstanbul Milletvekili Celal Adan’ın, son
iki yılda İstanbul’da yaptırılan anket ve araştırmalara ilişkin Başbakan
Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/34909)
81.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Tokat’taki mülteci sayısına
ilişkin Başbakan Yardımcısından (Beşir Atalay) yazılı soru önergesi (7/34910)
82.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Türkiye’ye gelen mülteci
sayısına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Beşir Atalay) yazılı soru önergesi
(7/34911)
83.- İstanbul Milletvekili Celal Adan’ın, son
iki yılda İstanbul’da yaptırılan anket ve araştırmalara ilişkin Başbakan
Yardımcısından (Beşir Atalay) yazılı soru önergesi (7/34912)
84.- İstanbul Milletvekili
Celal Adan’ın, son iki yılda İstanbul’da Bakanlık
tarafından yaptırılan anket ve araştırmalara ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/34917)
85.- Mersin Milletvekili Ali Öz’ün, çocuk hakları ile ilgili çeşitli
hususlara ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/34918)
86.- Adana Milletvekili Ali Demirçalı’nın,
bakanlığın Adana’daki faaliyetlerine ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/34919)
87.- İstanbul Milletvekili Celal Adan’ın, son
iki yılda İstanbul’da Bakanlık tarafından yaptırılan anket ve araştırmalara
ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru önergesi (7/34920)
88.- Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan’ın, Türk Ulusal Ajansı
tarafından gerçekleştirilen projelere ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı
soru önergesi (7/34921)
89.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Van ve Ağrı’da eski
hükümlülerin istihdamları ile ilgili çalışmalara ilişkin Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/34922)
90.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Muş ve Şırnak’ta eski
hükümlülerin istihdamları ile ilgili çalışmalara ilişkin Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/34923)
91.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Mardin ve Osmaniye’de eski
hükümlülerin istihdamları ile ilgili çalışmalara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/34924)
92.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Kars ve Iğdır’da eski
hükümlülerin istihdamları ile ilgili çalışmalara ilişkin Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/34925)
93.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Gümüşhane ve Bayburt’ta eski
hükümlülerin istihdamları ile ilgili çalışmalara ilişkin Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/34926)
94.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Erzurum ve Elazığ’da eski
hükümlülerin istihdamları ile ilgili çalışmalara ilişkin Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/34927)
95.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Diyarbakır ve Şanlıurfa’da eski
hükümlülerin istihdamları ile ilgili çalışmalara ilişkin Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/34928)
96.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Bitlis ve Siirt’te eski
hükümlülerin istihdamları ile ilgili çalışmalara ilişkin Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/34929)
97.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Bingöl ve Batman’da eski
hükümlülerin istihdamları ile ilgili çalışmalara ilişkin Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/34930)
98.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan’da eski hükümlülerin
istihdamları ile ilgili çalışmalara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/34931)
99.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Adıyaman ve Hakkâri’de eski
hükümlülerin istihdamları ile ilgili çalışmalara ilişkin Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/34932)
100.- Çanakkale Milletvekili Ali Sarıbaş’ın, sigortasız
çalıştırılan kişilere ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/34933)
101.- Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü’nün,
bir firmada çalışan işçilerin kıdem tazminatını alamadığına ilişkin Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/34934)
102.- İstanbul Milletvekili Celal Adan’ın,
son iki yılda İstanbul’da Bakanlık tarafından yaptırılan anket ve araştırmalara
ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/34935)
103.- İstanbul Milletvekili Celal Adan’ın,
son iki yılda İstanbul’da Bakanlık tarafından yaptırılan anket ve araştırmalara
ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/34936)
104.- Adana Milletvekili Ali Demirçalı’nın,
bakanlık bütçesinden Adana için ayrılan orana ilişkin Çevre ve Şehircilik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/34937)
105.- İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler’in, Ankara’nın
Çankaya ilçesinde riskli alan olarak ilan edilen bir bölge ile ilgili yapılan
işlemlere ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/34938)
106.- Kocaeli Milletvekili Haydar Akar’ın, kimliği belirsiz
kişilerin şehir merkezinde yaptığı araç denetimlerine ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/34969)
107.- Amasya Milletvekili Ramis
Topal’ın, Sulama Birlikleri personeline ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/34970)
108.- İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel’in, bir kanun hükmünün
uygulanmasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/34971)
109.- İstanbul Milletvekili Celal Adan’ın,
son iki yılda İstanbul’da Bakanlık tarafından yaptırılan anket ve araştırmalara
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/34972)
110.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Kabahatlar Kanunundaki değişikliğe ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/34973)
111.- İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt’ün,
Kartal-Kadıköy Metrosuna ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/34974)
112.- İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt’ün, Anadolu
Yakasından pasaport teminine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/34975)
113.- Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek’in,
Suriyeli sığınmacıların Türk vatandaşlığına geçişine ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/34976)
114.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan-Posof
Karayolunun Ilgar Dağı mevkiindeki bölümünün asfaltlanmasına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/34977)
115.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan
Posof’taki bir köyün konak ihtiyacına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/34978)
116.- İstanbul Milletvekili Haluk Eyidoğan’ın,
Bakanlığın çıkardığı bir genelgeye ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/34979)
117.- İstanbul Milletvekili Celal Adan’ın,
son iki yılda İstanbul’da bakanlık tarafından yaptırılan anket ve araştırmalara
ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/34980)
118.- İstanbul Milletvekili Fatma Nur Serter’in, karma
eğitime ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/34982)
119.- İstanbul Milletvekili Celal Adan’ın,
son iki yılda İstanbul’da Bakanlık tarafından yaptırılan anket ve araştırmalara
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/34983)
120.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, etüt beslenmeli
okulların statüsüne ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/34984)
121.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan’ın Posof
ilçesinde öğretmenlere yönelik lojman yapılmasına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/34985)
122.- Amasya Milletvekili Ramis
Topal’ın, Amasya’da özel bir sirk tarafından düzenlenen gösteriye okul öncesi
öğrencilerin katılmasının İl Milli Eğitim Müdürlüğünce uygun görülmediği
iddiasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/34986)
123.- Kocaeli Milletvekili Haydar Akar’ın, zihinsel
engelliler öğretmenliği açığına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/34987)
124.- Antalya Milletvekili Yıldıray Sapan’ın, tutuklu
askerlere ödenen maaşların geri istendiği iddialarına ilişkin Milli Savunma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/34988)
125.- İstanbul Milletvekili Celal Adan’ın,
son iki yılda İstanbul’da Bakanlık tarafından yaptırılan anket ve araştırmalara
ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/34989)
126.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun,
2003-2012 yılları arasında Kars İlinin komşu ülke sınırında yaşanan ölümlere
ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/34990)
127.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, 2003-2012
yılları arasında Hatay İlinin komşu ülke sınırında yaşanan ölümlere ilişkin
Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/34991)
128.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun,
sınırda kaçakçılık yaparken hayatını kaybeden kişi sayısına ilişkin Milli
Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/34992)
129.- Balıkesir Milletvekili Haluk Ahmet Gümüş’ün,
Marmaray’da su sızıntısı olduğuna ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanından yazılı soru önergesi (7/34999)
130.- Mersin Milletvekili Ali Öz’ün, Marmaray’da su sızması
gerçekleştiği iddialarına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanından yazılı soru önergesi (7/35000)
131.- İstanbul Milletvekili Celal Adan’ın,
son iki yılda İstanbul’da Bakanlık tarafından yaptırılan anket ve araştırmalara
ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi
(7/35001)
132.- İstanbul Milletvekili Celal Adan’ın,
son iki yılda İstanbul’da bakanlık tarafından yaptırılan anket ve araştırmalara
ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/35002)
133.- İstanbul Milletvekili Celal Adan’ın,
son iki yılda İstanbul’da Bakanlık tarafından yaptırılan anket ve araştırmalara
ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/35003)
134.- İstanbul Milletvekili Celal Adan’ın,
son iki yılda İstanbul’da Bakanlık tarafından yaptırılan anket ve araştırmalara
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/35006)
135.- İstanbul Milletvekili Celal Adan’ın,
son iki yılda İstanbul’da Bakanlık tarafından yaptırılan anket ve araştırmalara
ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/35007)
136.- Gaziantep Milletvekili Mehmet Şeker’in, Eti Maden
İşletmeleri Genel Müdürlüğünce yapılan bor ihracatına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/35008)
137.- Balıkesir Milletvekili Namık Havutça’nın,
İçişleri Bakanlığı tarafından üniversite öğrencilerinin fişlendiği iddiasına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35009)
138.- İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, demokratikleşme
paketine yönelik açıklamalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/35013)
139.- Van Milletvekili Özdal
Üçer’in, Van Havaalanından yapılan direk seferlerin artırılmasına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/35014)
140.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun,
çocuk yaşta çalışanlara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı
soru önergesi (7/35017)
141.- İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel’in, bir
termik santralde çalışan işçilerin mezhep ayrımcılığına maruz kaldığı iddialarına
ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/35018)
142.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, Şanlıurfa SGK’da çalışan taşeron işçi sayısına ilişkin Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/35019)
143.- Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, emekli
maaşlarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/35020)
144.- Gaziantep Milletvekili Ali Serindağ’ın,
öğrenci evleriyle ilgili açıklamalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/35021)
145.- Mardin Milletvekili Erol Dora’nın, Mardin Nusaybin’de
üç kişinin hayatını kaybettiği olaya ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/35022)
146.- İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel’in, bir
termik santralde çalışan işçilerin mezhep ayrımcılığına maruz kaldığı
iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/35023)
147.- İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, Yozgat’ta
yürütülen bazı kamu hizmetleri ile ilgili çeşitli hususlara ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/35024)
148.- Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek’in,
Gezi Parkı eylemlerine katılanlarla ilgili basında çıkan bir habere ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/35025)
149.- Antalya Milletvekili Gürkut
Acar’ın, Antalya’nın Kaş ilçesindeki bir köyde bulunan iki okulda yaşanan yemek
sorununa ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/35026)
150.- Mersin Milletvekili Ali Öz’ün, okul müdürlüğü
mülakatına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/35027)
151.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un,
dershanelerin kapatılmasına yönelik çalışmalara ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/35028)
152.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, Başbakan ile
Barzani arasındaki görüşmeye ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/35034)
153.- Van Milletvekili Özdal
Üçer’in, Karayolları Van Bölge Müdürlüğü ihalelerindeki usulsüzlüklere ilişkin
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/35037)
154.- Giresun Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu’nun,
Karadeniz Sahil Yolu Projesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/35039)
155.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun,
trafiğe kapalı bir alanda hafriyat kamyonunun çarpması nedeniyle bir çocuğun
hayatını kaybetmesine ve yapılan soruşturmaya ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/35040)
No: 60
7 Ocak 2014 Salı
Teklif
1.- Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç ve 77 Milletvekilinin; Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1929) (Anayasa; Plan ve
Bütçe ile Adalet Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.01.2014)
Tezkereler
1.- Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolat'ın
Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/1358)
(Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonuna)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03.01.2014)
2.- Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in
Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/1359)
(Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonuna)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03.01.2014)
3.- Siirt Milletvekili Gültan Kışanak,
Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, Mardin Milletvekili Ahmet Türk, Van
Milletvekili Aysel Tuğluk, Hakkari Milletvekili
Selahattin Demirtaş ve İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'in Yasama
Dokunulmazlıklarının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/1360) (Anayasa
ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonuna) (Başkanlığa geliş
tarihi: 03.01.2014)
Sözlü Soru Önergeleri
1.- İstanbul Milletvekili
Celal Dinçer’in, yem amaçlı GDO’lu mısır ve soya
ithaline izin verilmesine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından sözlü
soru önergesi (6/5058) (Başkanlığa geliş tarihi: 19.12.2013)
2.- İstanbul Milletvekili
Celal Dinçer’in, bir vakfa ait araca kesilen cezaya ilişkin İçişleri Bakanından
sözlü soru önergesi (6/5059) (Başkanlığa geliş tarihi: 19.12.2013)
3.- Tunceli Milletvekili
Kamer Genç’in, bir inşaat ile ilgili iddialara ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/5060) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)
4.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, F Klavyeye geçiş çalışmalarına ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/5061) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)
Yazılı Soru Önergeleri
1.- İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, Çağdaş Yaşamı Destekleme
Derneğiyle ilgili yapılan işlemlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/36090) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.12.2013)
2.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, bir bakanın
aile mezarlığının genişletilmesi amacıyla tarihi mezarların tahrip edildiği
iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36091) (Başkanlığa geliş
tarihi: 16.12.2013)
3.- İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, yolsuzluk iddialarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36092) (Başkanlığa geliş tarihi:
17.12.2013)
4.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, kömürlü
termik santrallere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36093)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)
5.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, orantısız güç
uygulayan kolluk personeline verilen cezalara ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/36094) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)
6.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, ara seçim
yapılıp yapılmayacağına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36095)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)
7.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Almanya’da
bir taraftar grubunca toplanan yardım kolilerinin THY tarafından taşınmak
istenmediği iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36096)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)
8.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Gümrük ve
Ticaret Bakanlığının taşra teşkilatında personel odalarına kamera sistemi kurulacağı
iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36097) (Başkanlığa
geliş tarihi: 18.12.2013)
9.- Erzurum Milletvekili Oktay Öztürk’ün, İçişleri Bakanlığının bir
genelgesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36098) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18.12.2013)
10.- İstanbul Milletvekili İhsan Özkes’in,
Bursa’nın Yenişehir ilçesindeki bir caminin duvarına seçim panosu konulmasına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36099) (Başkanlığa geliş tarihi:
19.12.2013)
11.- Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova’nın, termik santrallere ve
bunların çevreye zararlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36100)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19.12.2013)
12.- Tokat Milletvekili Orhan Düzgün’ün, bir gazetenin dağıtımının
durdurulduğu iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36101)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19.12.2013)
13.- İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, İstanbul Emniyet Müdürlüğünde
görev yapan bazı şube müdürlerinin görevden alınmasına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/36102) (Başkanlığa geliş tarihi: 19.12.2013)
14.- Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın, para sayma makinelerinin
imalatına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36103) (Başkanlığa geliş
tarihi: 19.12.2013)
15.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, bazı müteahhitlerin 112 Acil Servis istasyonları kurma
bahanesiyle dolandırıldıkları iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/36104) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
16.- Bitlis Milletvekili Hüsamettin Zenderlioğlu’nun,
Siirt Üniversitesindeki atamalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/36105) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
17.- Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in,
bazı açıklamalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36106)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
18.- İstanbul Milletvekili Fatma Nur Serter’in, bir vakıf tarafından
üniversite kurulmasına ve üniversitenin kurulacağı arsaya ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/36107) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
19.- Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın, 2002-2013 yılları
arasında gerçekleşen altın ithalatı ve ihracatına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/36108) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
20.- Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın, 2002-2013 yılları arasında
gerçekleşen pırlanta ithalatı ve ihracatına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/36109) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
21.- Ankara Milletvekili Levent Gök’ün, Ankara’nın Haymana ilçesinde bir
vatandaşın ambulans eksikliği nedeniyle hayatını kaybetmesine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36110) (Başkanlığa geliş tarihi:
20.12.2013)
22.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, 2002-2013
yılları arasında açılan ve kapanan alışveriş merkezlerine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/36111) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
23.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Diyarbakır Üç
Kuyular Toplu Konut Alanına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36112)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
24.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, geçmiş
dönemlerde milletvekilliği veya belediye başkanlığı yapmış olup halihazırda Bakanlıklarda danışman veya üst kurullarda
yönetim kurulu üyesi olarak çalışan kişilere ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/36113) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
25.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, TOKİ’nin borç
ve alacaklarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36114) (Başkanlığa
geliş tarihi: 20.12.2013)
26.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Ankara’daki
hafriyat döküm sahalarına ve elde edilen gelirlere ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/36115) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
27.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, İstanbul’daki
hafriyat döküm sahalarına ve elde edilen gelirlere ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/36116) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
28.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Başbakanlık
tarafından gerçekleştirilen gazete ve ikram malzemeleri alımlarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36117) (Başkanlığa geliş tarihi:
20.12.2013)
29.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, TEDAŞ’a ait bir
taşınmazın satışına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36118) (Başkanlığa
geliş tarihi: 20.12.2013)
30.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, EÜAŞ’a ait bazı santrallerin satışına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/36119) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
31.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Türkiye Şeker
Fabrikalarına ait bir taşınmazın satışına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/36120) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
32.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, TEKEL’e ait bir
taşınmazın satışına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36121)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
33.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, TEDAŞ’a ait bir
taşınmazın satışına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36122)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
34.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, TEDAŞ ve
Hazineye ait bazı taşınmazların satışına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/36123) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
35.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, özelleştirme
kapsamındaki bazı taşınmazların satışına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/36124) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
36.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, TEDAŞ ve
Türkiye Şeker Fabrikalarına ait bazı taşınmazların satışına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/36125) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
37.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, TEDAŞ’a ait
bazı taşınmazların satışına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36126)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
38.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, özelleştirme
kapsamındaki bazı taşınmazların satışına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/36127) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
39.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, TEDAŞ’a ait
bazı taşınmazların satışına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36128)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
40.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, TEDAŞ ve
TEKEL’e bazı taşınmazların satışına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/36129) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
41.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, TEDAŞ ve
TEKEL’e ait bazı taşınmazların satışına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/36130) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
42.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, TEDAŞ’a ait
bazı taşınmazların satışına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36131)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
43.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Türkiye Şeker
Fabrikalarına ait bazı taşınmazların satışına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/36132) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
44.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, TEDAŞ’a ait
bazı taşınmazların satışına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36133)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
45.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, TCDD’ye ait bir
taşınmazın satışına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36134)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
46.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Türkiye Şeker
Fabrikalarına ait bir taşınmazın satışına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/36135) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
47.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, TEDAŞ ve
Hazineye ait bazı taşınmazların satışına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/36136) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
48.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, özelleştirme
kapsamındaki bazı taşınmazların satışına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/36137) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
49.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, TEDAŞ’a ait bir
taşınmazın satışına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36138)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
50.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, TEDAŞ ve
Hazineye ait bazı taşınmazların satışına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/36139) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
51.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, TEDAŞ’a ait
bazı taşınmazların satışına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36140)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
52.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Türkiye Şeker
Fabrikalarına ait bir taşınmazın satışına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/36141) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
53.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, yolsuzluk ve
rüşvet operasyonu sonrasında görevden alınan emniyet müdürlerine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36142) (Başkanlığa geliş tarihi:
20.12.2013)
54.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, zor
durumdaki bir aileye yapılacak sosyal yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/36143) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.12.2013)
55.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, zor
durumdaki bir aileye yapılacak sosyal yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/36144) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.12.2013)
56.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, zor
durumdaki bir aileye yapılacak sosyal yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/36145) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.12.2013)
57.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, zor durumdaki
bir aileye yapılacak sosyal yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/36146) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.12.2013)
58.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, zor
durumdaki bir aileye yapılacak sosyal yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/36147) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.12.2013)
59.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, zor
durumdaki bir aileye yapılacak sosyal yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/36148) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.12.2013)
60.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, zor
durumdaki bir aileye yapılacak sosyal yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/36149) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.12.2013)
61.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, zor
durumdaki bir aileye yapılacak sosyal yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/36150) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.12.2013)
62.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, zor
durumdaki bir aileye yapılacak sosyal yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/36151) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.12.2013)
63.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, zor
durumdaki bir aileye yapılacak sosyal yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/36152) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.12.2013)
64.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, zor
durumdaki bir aileye yapılacak sosyal yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/36153) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.12.2013)
65.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, zor
durumdaki bir aileye yapılacak sosyal yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/36154) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.12.2013)
66.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, zor
durumdaki bir aileye yapılacak sosyal yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/36155) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.12.2013)
67.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, zor durumdaki
bir aileye yapılacak sosyal yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/36156) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.12.2013)
68.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, zor
durumdaki bir aileye yapılacak sosyal yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/36157) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.12.2013)
69.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, zor
durumdaki bir aileye yapılacak sosyal yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/36158) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.12.2013)
70.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, zor
durumdaki bir aileye yapılacak sosyal yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/36159) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.12.2013)
71.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, zor
durumdaki bir aileye yapılacak sosyal yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/36160) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.12.2013)
72.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, zor
durumdaki bir aileye yapılacak sosyal yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/36161) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.12.2013)
73.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, zor
durumdaki bir aileye yapılacak sosyal yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/36162) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.12.2013)
74.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, zor
durumdaki bir aileye yapılacak sosyal yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/36163) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.12.2013)
75.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, zor
durumdaki bir aileye yapılacak sosyal yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/36164) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.12.2013)
76.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, zor
durumdaki bir aileye yapılacak sosyal yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/36165) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.12.2013)
77.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, zor durumdaki
bir aileye yapılacak sosyal yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/36166) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.12.2013)
78.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, zor
durumdaki bir aileye yapılacak sosyal yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/36167) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.12.2013)
79.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, Van’da
yapılması planlanan sosyal konut projelerine ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/36168) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.12.2013)
80.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, Atik
Ali Paşa Külliyesine ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru
önergesi (7/36169) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)
81.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, bağlı kurum ve
kuruluşlar tarafından gerçekleştirilen gazete ve ikram malzemeleri alımlarına
ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/36170)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
82.- İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, Halkbank’ın faaliyetleri ile
ilgili çeşitli iddialara ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı
soru önergesi (7/36171) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
83.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, bağlı kurum ve
kuruluşlar tarafından gerçekleştirilen gazete ve ikram malzemeleri alımlarına
ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/36172)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
84.- İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, bir soruşturmaya ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/36173) (Başkanlığa geliş tarihi: 19.12.2013)
85.- Kars Milletvekili Mülkiye Birtane’nin,
bir cezaevindeki kötü muamele iddialarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru
önergesi (7/36174) (Başkanlığa geliş tarihi: 19.12.2013)
86.- Kars Milletvekili Mülkiye Birtane’nin,
ağır hasta ve bakıma muhtaç tutuklu ve hükümlülere ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/36175) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
87.- Kars Milletvekili Mülkiye Birtane’nin,
bir mahkumun sağlık sorunlarına rağmen cezaevinde
olduğu iddialarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/36176)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
88.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, bir mahkuma işkence yapıldığı iddialarına ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/36177) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
89.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın,
cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülerle ilgili bazı verilere ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/36178) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
90.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın,
yabancı uyruklu tutuklu ve hükümlülere ve ülkelerine iadelerine ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/36179) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
91.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlık
tarafından gerçekleştirilen gazete ve ikram malzemeleri alımlarına ilişkin
Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/36180) (Başkanlığa geliş tarihi:
20.12.2013)
92.- Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan’ın, hakim
ve savcıların dinlendiği iddialarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru
önergesi (7/36181) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
93.- Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova’nın, bir tecavüz vakasında
mahkemenin kararına ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru
önergesi (7/36182) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)
94.- Kars Milletvekili Mülkiye Birtane’nin,
kadın cinayetlerine ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru
önergesi (7/36183) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
95.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlık
tarafından gerçekleştirilen gazete ve ikram malzemeleri alımlarına ilişkin Aile
ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/36184) (Başkanlığa
geliş tarihi: 20.12.2013)
96.- Balıkesir Milletvekili Haluk Ahmet Gümüş’ün, KOSGEB tarafından
düzenlenen kurslara ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru
önergesi (7/36185) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
97.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlık
tarafından gerçekleştirilen gazete ve ikram malzemeleri alımlarına ilişkin
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/36186)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
98.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, öğretmen ve polislerin özlük
haklarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/36187) (Başkanlığa geliş tarihi: 19.12.2013)
99.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, ülkemizdeki sığınmacıların durumuna
ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/36188)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19.12.2013)
100.- İzmir Milletvekili Hülya Güven’in, yabancıların
istihdamına ve Geri Kabul Anlaşmasının ülkemizdeki işsizliğe olası etkilerine
ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/36189)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
101.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu’nun, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen gazete ve ikram malzemeleri
alımlarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/36190) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
102.- Iğdır Milletvekili Pervin Buldan’ın, organ
nakli için SGK’ya başvuran hastalara ilişkin Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/36191) (Başkanlığa geliş
tarihi: 23.12.2013)
103.- İstanbul Milletvekili Celal Dinçer’in, AB ile
imzalanan Vize Serbestisi Diyaloğu Mutabakat Metni ve Geri Kabul Anlaşmasının
kapsamına ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/36192) (Başkanlığa
geliş tarihi: 19.12.2013)
104.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu’nun, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen gazete ve ikram malzemeleri
alımlarına ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/36193)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
105.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu’nun, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen gazete ve ikram malzemeleri
alımlarına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/36194) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
106.- Batman Milletvekili Ayla Akat Ata’nın,
elektrik üretimine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru
önergesi (7/36195) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.12.2013)
107.- Batman Milletvekili Ayla Akat Ata’nın, Dicle
Elektrik A.Ş. tarafından il müdürlüklerine yollanan bir yazıya ilişkin Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/36196) (Başkanlığa geliş
tarihi: 23.12.2013)
108.- Iğdır Milletvekili Pervin Buldan’ın,
Iğdır’daki elektrik kesintilerine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/36197) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.12.2013)
109.- İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, TOKİ’nin
inşa ettiği spor tesislerine ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru
önergesi (7/36198) (Başkanlığa geliş tarihi: 19.12.2013)
110.- İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi’nin,
Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumuna bağlı yurtlarla ilgili bazı verilere
ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/36199) (Başkanlığa
geliş tarihi: 19.12.2013)
111.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu’nun, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen gazete ve ikram malzemeleri
alımlarına ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/36200)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
112.- Çanakkale Milletvekili Ali Sarıbaş’ın,
çiftçilerin ekonomik durumuna ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/36201) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)
113.- Bursa Milletvekili Turhan Tayan’ın, Hükümetin
tarım politikasına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/36202) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)
114.- İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, Tarım
Reformu Genel Müdürlüğünce yapılan bazı ihalelerle ilgili iddialara ilişkin
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/36203)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19.12.2013)
115.- Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü’nün,
Çorlu’nun bir köyündeki arazinin bir derneğe verileceği iddialarına ilişkin
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/36204)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
116.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu’nun, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen gazete ve ikram malzemeleri
alımlarına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/36205) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
117.- İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, Atatürk
Havalimanında 1 Ocak 2013’te bir kargo uçağında altın tespit edilmesine ilişkin
Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/36206) (Başkanlığa geliş
tarihi: 19.12.2013)
118.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu’nun, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen gazete ve ikram malzemeleri
alımlarına ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/36207)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
119.- Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova’nın,
aile içi şiddet olaylarında izlenecek stratejiye ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/36208) (Başkanlığa geliş tarihi: 19.12.2013)
120.- İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi’nin,
Adana Valiliği Özel Kalem Müdürünce söylendiği iddia edilen ifadelere ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/36209) (Başkanlığa geliş tarihi:
19.12.2013)
121.- İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi’nin,
İstanbul Maltepe’deki bazı Alevi vatandaşların evlerinin işaretlenerek tehdit
edildikleri iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/36210) (Başkanlığa geliş tarihi: 19.12.2013)
122.- Aydın Milletvekili Bülent Tezcan’ın, görevden
alınan emniyet müdürlerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/36211) (Başkanlığa geliş tarihi: 19.12.2013)
123.- Ankara Milletvekili Levent Gök’ün,
Ankara’daki otobüslerin belediyenin özel bir birimi tarafından denetleneceği
iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/36212)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
124.- İstanbul Milletvekili Celal Dinçer’in, imara
açılan bir sit alanına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/36213) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
125.- Kars Milletvekili Mülkiye Birtane’nin,
bir köyde kapanan yollara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/36214) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
126.- Kars Milletvekili Mülkiye Birtane’nin,
bir köyün konut sorununa ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/36215) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
127.- İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, vergi,
resim ve harç muafiyetlerine ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/36216) (Başkanlığa geliş tarihi: 19.12.2013)
128.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu’nun, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen gazete ve ikram malzemeleri
alımlarına ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/36217)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
129.- Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan’ın,
Milli Kütüphanedeki bazı kitapların hurdaya verildiği iddialarına ilişkin
Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/36218) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17.12.2013)
130.- Bitlis Milletvekili Hüsamettin Zenderlioğlu’nun, Bitlis’te restorasyonu
süren camilere ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi
(7/36219) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
131.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu’nun, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen gazete ve ikram malzemeleri
alımlarına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/36220)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
132.- İzmir Milletvekili Oğuz Oyan’ın,
ÇYDD denetimlerine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/36221)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16.12.2013)
133.- İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, vergi,
resim ve harç muafiyeti tanınan şirketlere ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/36222) (Başkanlığa geliş tarihi: 19.12.2013)
134.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu’nun, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen gazete ve ikram malzemeleri
alımlarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/36223) (Başkanlığa
geliş tarihi: 20.12.2013)
135.- Bitlis Milletvekili Hüsamettin Zenderlioğlu’nun, Bitlis’in köylerinde yaşayanların
okullara ulaşım sorunlarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/36224) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
136.- Aydın Milletvekili Bülent Tezcan’ın, fişleme
iddialarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/36225)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)
137.- İstanbul Milletvekili Fatma Nur Serter’in, bir
vakıf tarafından kurulması planlanan üniversiteye ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/36226) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
138.- İstanbul Milletvekili Celal Dinçer’in, bir
dernek tarafından İstanbul’daki okullarda yapılan ankete ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/36227) (Başkanlığa geliş tarihi: 19.12.2013)
139.- İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel’in,
okullardaki temizlik sorununa ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/36228) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
140.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu’nun, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen gazete ve ikram malzemeleri
alımlarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/36229)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
141.- Antalya Milletvekili Gürkut
Acar’ın, Deniz Kuvvetleri ile ilgili çeşitli konulara ilişkin Milli Savunma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/36230) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.12.2013)
142.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu’nun, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen gazete ve ikram malzemeleri
alımlarına ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/36231)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
143.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bazı
yatırımların çevreye verdiği zarara ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/36232) (Başkanlığa geliş tarihi: 19.12.2013)
144.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu’nun, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen gazete ve ikram malzemeleri
alımlarına ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/36233)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
145.- Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in,
Somali’ye gönderilen sağlık çalışanlarının maaşlarının ödenmemesine ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/36234) (Başkanlığa geliş tarihi:
17.12.2013)
146.- Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan’ın,
Tarsus Devlet Hastanesinde yaşanan bir olaya ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/36235) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2013)
147.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Türkiye’de
bulunmayan ilaçlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/36236)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19.12.2013)
148.- Bursa Milletvekili Sena Kaleli’nin, Bursa Ali
Osman Sönmez Hastanesinin kapatılarak bir kliniğe dönüştürüleceği iddialarına
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/36237) (Başkanlığa geliş
tarihi: 19.12.2013)
149.- Bitlis Milletvekili Hüsamettin Zenderlioğlu’nun, 2002-2013 yılları arasında Bitlis Devlet
Hastanesinden diğer illerdeki hastanelere sevk edilen hasta sayısına ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/36238) (Başkanlığa geliş tarihi:
20.12.2013)
150.- Manisa Milletvekili Özgür Özel’in, bir
hastanedeki ihmal iddialarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/36239) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
151.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu’nun, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen gazete ve ikram malzemeleri
alımlarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/36240) (Başkanlığa
geliş tarihi: 20.12.2013)
152.- Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova’nın,
Ören’deki kıyı işgali iddialarına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanından yazılı soru önergesi (7/36241) (Başkanlığa geliş tarihi: 19.12.2013)
153.- İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi’nin,
Karadeniz’i Akdeniz’e bağlayacak yol yapım çalışmalarına ilişkin Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/36242) (Başkanlığa
geliş tarihi: 19.12.2013)
154.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu’nun, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen gazete ve ikram malzemeleri
alımlarına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru
önergesi (7/36243) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
155.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlar tarafından gerçekleştirilen gazete ve
ikram malzemeleri alımlarına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Beşir Atalay)
yazılı soru önergesi (7/36244) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
156.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlar tarafından gerçekleştirilen gazete ve
ikram malzemeleri alımlarına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Emrullah İşler)
yazılı soru önergesi (7/36245) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
157.- Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek’in, bir köye yapılacak kalker ocağına ilişkin Çevre
ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/36246) (Başkanlığa geliş
tarihi: 19.12.2013)
158.- İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, bazı
ihalelerde ihaleleri kazanan yerli isteklilerin damga vergisi ve harç
istisnasından yararlandığı iddiasına ilişkin Ekonomi Bakanından yazılı soru
önergesi (7/36247) (Başkanlığa geliş tarihi: 19.12.2013)
159.- Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın,
İstanbul Emniyet Müdürlüğünde görev yapan bazı şube müdürlerinin görevden
alınmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36248) (Başkanlığa geliş
tarihi: 19.12.2013)
160.- Antalya Milletvekili Gürkut
Acar’ın, mühendis ve mimar odalarının Çevre ve Şehircilik Bakanlığı denetimine
alınmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36249) (Başkanlığa geliş
tarihi: 20.12.2013)
161.- Van Milletvekili Özdal
Üçer’in, zor durumdaki bir aileye yapılacak sosyal yardımlara ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36250) (Başkanlığa geliş tarihi:
23.12.2013)
162.- Muğla Milletvekili Nurettin Demir’in, HSYK’ya yapılan şikayetlere
ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/36251) (Başkanlığa geliş
tarihi: 20.12.2013)
163.- İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel’in, taşeron
şirketlere ve çalışanlarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından
yazılı soru önergesi (7/36252) (Başkanlığa geliş tarihi: 19.12.2013)
164.- İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, bir
kişinin sahibi olduğu şirketlere ve bu şirketlerin faaliyetlerine ilişkin
Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/36253) (Başkanlığa geliş tarihi:
20.12.2013)
165.- Muğla Milletvekili Nurettin Demir’in, çeşitli
davalardaki ihbar sahiplerine ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/36254) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.12.2013)
166.- Ankara Milletvekili Levent Gök’ün,
vatandaşların randevu taleplerine hastanelerin cevap vermediği iddialarına
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/36255) (Başkanlığa geliş
tarihi: 19.12.2013)
167.- İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt’ün,
Marmaray inşaatında yapılan arkeolojik kazılara ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/36256) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)
168.- Konya Milletvekili Atilla Kart’ın, Sayıştay
Denetçilerinin istediği belgeleri vermeyen kamu görevlileri olduğu iddialarına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36257) (Başkanlığa geliş tarihi:
24.12.2013)
169.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu’nun, erişimi engellenen bir internet sitesine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/36258) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)
170.- Antalya Milletvekili Gürkut
Acar’ın, yurtlarda kalan öğrencilerin seçmen kaydı için muhtarlıklara
yaptıkları başvuruların kabul edilmediği iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/36259) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)
171.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu’nun, Van’daki konteyner kentlerin sorunlarına ve depremzedelerin
ihtiyaçlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36260) (Başkanlığa
geliş tarihi: 24.12.2013)
172.- İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, İstanbul
Emniyet Müdürüne ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36261) (Başkanlığa
geliş tarihi: 24.12.2013)
173.- Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan’ın,
İstanbul Emniyet Müdürü hakkındaki bazı iddialara ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/36262) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)
174.- Giresun Milletvekili Selahattin
Karaahmetoğlu’nun, Giresun Merkez köylerindeki KÖYDES projelerine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36263) (Başkanlığa geliş tarihi:
24.12.2013)
175.- Giresun Milletvekili Selahattin
Karaahmetoğlu’nun, Çamoluk ilçesindeki KÖYDES projelerine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/36264) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)
176.- Giresun Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu’nun,
Giresun’un Alucra ilçesinde KÖYDES Projesi kapsamında yapılan yatırımlara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36265) (Başkanlığa geliş tarihi:
24.12.2013)
177.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu’nun, THY uçuşlarında dağıtılan gazetelere ve kendisi ve bakanları
yurt içi ve yurt dışı ziyaretlerinde takip eden gazetecilere ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36266) (Başkanlığa geliş tarihi:
24.12.2013)
178.- Giresun Milletvekili Selahattin
Karaahmetoğlu’nun, Giresun’un Çanakçı ilçesinde KÖYDES Projesi kapsamında
yapılan yatırımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36267)
(Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)
179.- İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, İzmir
Tersanesindeki kazaya ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36268)
(Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)
180.- İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, bir
Suriyeli generalin Ankara’da tedavi edildiği iddialarına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/36269) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)
181.- Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu’nun,
Ankara Numune Hastanesinde Özgür Suriye Ordusuna mensup bir şahsın tedavi
edildiği iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36270) (Başkanlığa
geliş tarihi: 24.12.2013)
182.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın,
Artvin’in Borçka ilçesine bağlı bir köyün içme suyu sorununa ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36271) (Başkanlığa geliş tarihi:
24.12.2013)
183.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın,
Artvin’in Borçka ilçesine bağlı bir köyün içme suyu sorununa ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36272) (Başkanlığa geliş tarihi:
24.12.2013)
184.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın,
Artvin’in Borçka ilçesine bağlı bir köyün yol sorununa ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/36273) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)
185.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın,
Artvin’in Borçka ilçesine bağlı bir köyün yol sorununa ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/36274) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)
186.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın,
Artvin’in Borçka ilçesine bağlı bir köyün içme suyu sorununa ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36275) (Başkanlığa geliş tarihi:
24.12.2013)
187.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın,
Artvin’in Borçka ilçesine bağlı bir köyün yol sorununa ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/36276) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)
188.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın,
Artvin’in Borçka ilçesine bağlı bir köyün içme suyu sorununa ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36277) (Başkanlığa geliş tarihi:
24.12.2013)
189.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın,
Hopa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığının tır karnelerinin verilmesi ile ilgili
bir talebine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36278) (Başkanlığa
geliş tarihi: 24.12.2013)
190.- Manisa Milletvekili Hasan Ören’in, Emniyet
Genel Müdürlüğü envanterinde bulunan teknik takip
cihazlarının sayısına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36279)
(Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)
191.- Giresun Milletvekili Selahattin
Karaahmetoğlu’nun, 2002-2013 yılları arasında Giresun’a yapılan yatırımlara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36280) (Başkanlığa geliş tarihi:
24.12.2013)
192.- Giresun Milletvekili Selahattin
Karaahmetoğlu’nun, Giresun Gençlik Merkezi Projesine ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/36281) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)
193.- Giresun Milletvekili Selahattin
Karaahmetoğlu’nun, Bulancak ilçesindeki KÖYDES Projelerine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/36282) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)
194.- Giresun Milletvekili Selahattin
Karaahmetoğlu’nun, Dereli ilçesindeki KÖYDES Projelerine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/36283) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)
195.- Giresun Milletvekili Selahattin
Karaahmetoğlu’nun, Doğankent ilçesindeki KÖYDES Projelerine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/36284) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)
196.- Giresun Milletvekili Selahattin
Karaahmetoğlu’nun, Espiye ilçesindeki KÖYDES Projelerine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/36285) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)
197.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu’nun, İran menşeli bir bankaya yönelik denetimlere ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/36286) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)
198.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu’nun, Türkiye ile İran arasındaki ekonomik faaliyetlere ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36287) (Başkanlığa geliş tarihi:
24.12.2013)
199.- İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt’ün,
Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet Köprülerinde yapılacak bakım ve onarım
çalışmalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36288) (Başkanlığa
geliş tarihi: 24.12.2013)
200.- Manisa Milletvekili Hasan Ören’in, ülkede
faaliyet gösteren İran kökenli şirketlere ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/36289) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)
201.- Antalya Milletvekili Gürkut
Acar’ın, Gezi Parkı ile ilgili hazırlanan rapora ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/36290) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)
202.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu’nun, Başbakanlıkta görev yapan memurların maaşlarına ve Başbakanlığa
yönelik denetimlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36291)
(Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)
203.- Giresun Milletvekili Selahattin
Karaahmetoğlu’nun, Güce ilçesindeki KÖYDES Projelerine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/36292) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)
204.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu’nun, kanser hastalarına ve kanser nedeniyle hayatını kaybeden
kişilere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36293) (Başkanlığa geliş
tarihi: 25.12.2013)
205.- Giresun Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu’nun,
Eynesil ilçesindeki KÖYDES Projelerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/36294) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)
206.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu’nun, 2002-2013 yılları arasındaki doğum oranlarına ve anne-bebek
ölümlerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36295) (Başkanlığa geliş
tarihi: 25.12.2013)
207.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu’nun, yolsuzluk soruşturması kapsamında tutuklu bulunan bir iş
adamının ticari işlerini takip eden bir kişiye ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/36296) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)
208.- Giresun Milletvekili Selahattin
Karaahmetoğlu’nun, Görele ilçesindeki KÖYDES Projelerine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/36297) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)
209.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu’nun, Adalet Bakanının İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı ile görüştüğü
iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36298) (Başkanlığa
geliş tarihi: 25.12.2013)
210.- Giresun Milletvekili Selahattin
Karaahmetoğlu’nun, Keşap ilçesindeki KÖYDES Projelerine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/36299) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)
211.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu’nun, 2010-2013 yılları arasında Sağlık A.Ş.’nin
belediyelerden ve kamu kurumlarından aldığı işlere ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/36300) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)
212.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu’nun, 2010-2013 yılları arasında Kültür A.Ş.’nin
belediyelerden ve kamu kurumlarından aldığı işlere ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/36301) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)
213.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu’nun, 2010-2013 yılları arasında Spor A.Ş.’nin
belediyelerden ve kamu kurumlarından aldığı işlere ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/36302) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)
214.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu’nun, 2010-2013 yılları arasında UGETAM A.Ş.’nin
belediyelerden ve kamu kurumlarından aldığı işlere ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/36303) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)
215.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu’nun, 2010-2013 yılları arasında BELBİM A.Ş.’nin
belediyelerden ve kamu kurumlarından aldığı işlere ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/36304) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)
216.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu’nun, 2010-2013 yılları arasında BELTUR A.Ş.’nin
belediyelerden ve kamu kurumlarından aldığı işlere ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/36305) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)
217.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu’nun, 2010-2013 yılları arasında BİMTAŞ A.Ş.’nin
belediyelerden ve kamu kurumlarından aldığı işlere ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/36306) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)
218.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu’nun, 2010-2013 yılları arasında Boğaziçi Yönetim A.Ş. tarafından
satın alınan mal ve hizmetlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/36307) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)
219.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu’nun, 2010-2013 yılları arasında Şişli Kültür A.Ş.’nin
belediyelerden ve kamu kurumlarından aldığı işlere ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/36308) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)
220.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu’nun, 20 Aralık 2012 tarihinde Ankara’da bir hastaneye yatırılan
Suriyeli bir kişiye ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36309)
(Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)
221.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu’nun, el değiştirilen bir TV kanalında işten çıkartılan işçilere
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36310) (Başkanlığa geliş tarihi:
25.12.2013)
222.- İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi’nin,
Adli Kolluk Yönetmeliğine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/36311)
(Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)
223.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın,
Ulucanlar Köyünün SİT alanı ilan edilmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/36312) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)
224.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, çalışan
memur ve işçiler ile emeklilere yapılması planlanan zamlara ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/36313) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)
225.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, yerel
basın kuruluşlarının sorunlarına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç)
yazılı soru önergesi (7/36314) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)
226.- İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, Türk Hava
Yollarına ait uçaklarda bazı gazetelerin dağıtılmamasına ilişkin Başbakan
Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/36315) (Başkanlığa geliş
tarihi: 24.12.2013)
227.- İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi’nin,
TRT personelinden bazıları hakkında Gezi Olaylarını desteklediği gerekçesiyle
soruşturma başlatıldığı iddiasına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent
Arınç) yazılı soru önergesi (7/36316) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)
228.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlarda görev yapan memurların maaşlarına ve
bu kurum ve kuruluşlara yönelik denetimlere ilişkin Başbakan Yardımcısından
(Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/36317) (Başkanlığa geliş tarihi:
25.12.2013)
229.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın,
Borçka’ya bağlı bir köy camisinin tadilatına ilişkin Başbakan Yardımcısından
(Emrullah İşler) yazılı soru önergesi (7/36318) (Başkanlığa geliş tarihi:
24.12.2013)
230.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlarda görev yapan memurların maaşlarına ve
bu kurum ve kuruluşlara yönelik denetimlere ilişkin Başbakan Yardımcısından
(Emrullah İşler) yazılı soru önergesi (7/36319) (Başkanlığa geliş tarihi:
25.12.2013)
231.- Iğdır Milletvekili Pervin Buldan’ın, son beş
yılda hakkında soruşturma açılan avukatlara ilişkin Adalet Bakanından yazılı
soru önergesi (7/36320) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)
232.- Kocaeli Milletvekili Haydar Akar’ın, yargı
çalışanlarına ulaşım gideri ödemesi yapılmamasına ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/36321) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)
233.- İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel’in, hükümlü
ve tutuklu sayısına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/36322)
(Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)
234.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu’nun, Bakanlıkta görev yapan memurların maaşlarına ve Bakanlığa
yönelik denetimlere ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/36323)
(Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)
235.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu’nun, Bakanlık bünyesindeki kadın çalışanlara ve kadın yöneticilere
ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/36324) (Başkanlığa geliş
tarihi: 25.12.2013)
236.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu’nun, Bakanlıkta görev yapan memurların maaşlarına ve Bakanlığa
yönelik denetimlere ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/36325)
(Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)
237.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Yardımcı
Hizmetler sınıfında çalışan memurlara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/36326) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)
238.- Giresun Milletvekili Selahattin
Karaahmetoğlu’nun, 2011-2013 yılları arasında Giresun’daki işsizlik oranlarına
ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/36327)
(Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)
239.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu’nun, Bakanlıkta görev yapan memurların maaşlarına ve Bakanlığa
yönelik denetimlere ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/36328) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)
240.- Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu’nun,
Bakanlık tarafından yapılan bir açıklamaya ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/36329) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)
241.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu’nun, Bakanlıkta görev yapan memurların maaşlarına ve Bakanlığa
yönelik denetimlere ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/36330)
(Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)
242.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın,
Erzurum’daki elektrik kesintilerine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/36331) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)
243.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın,
Diyarbakır’daki elektrik kesintilerine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/36332) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)
244.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu’nun, Bakanlıkta görev yapan memurların maaşlarına ve Bakanlığa
yönelik denetimlere ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru
önergesi (7/36333) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)
245.- Giresun Milletvekili Selahattin
Karaahmetoğlu’nun, Giresun’daki devlet yurdu ve özel yurt sayısına ilişkin
Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/36334) (Başkanlığa geliş
tarihi: 25.12.2013)
246.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu’nun, Bakanlıkta görev yapan memurların maaşlarına ve Bakanlığa
yönelik denetimlere ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi
(7/36335) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)
247.- Manisa Milletvekili Sakine Öz’ün, YURTKUR’un twitter hesabından paylaşılan bir bilgiye ilişkin Gençlik
ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/36336) (Başkanlığa geliş tarihi:
25.12.2013)
248.- Giresun Milletvekili Selahattin
Karaahmetoğlu’nun, Giresun’da çiftçilere kullandırılan tarımsal kredilere
ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/36337)
(Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)
249.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun,
Bakanlıkta görev yapan memurların maaşlarına ve Bakanlığa yönelik denetimlere
ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/36338)
(Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)
250.- Balıkesir Milletvekili Namık Havutça’nın, bir göletteki balık ölümlerine ilişkin Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/36339) (Başkanlığa
geliş tarihi: 24.12.2013)
251.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın,
Artvin’in Arhavi ilçesindeki yıkılan tarihi bir köprünün yeniden inşa
edilmesine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/36340)
(Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)
252.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın,
Bakanlık tarafından yapılan tanıtım ihalelerine ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından yazılı soru önergesi (7/36341) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)
253.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın,
Türkiye’deki tiyatro, bale ve opera salonu sayısına ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından yazılı soru önergesi (7/36342) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)
254.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın,
2002-2013 yılları arasında kapatılan tiyatro, opera ve bale salonuna ilişkin
Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/36343) (Başkanlığa geliş
tarihi: 25.12.2013)
255.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, bir
uluslararası sözleşmeye ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru
önergesi (7/36344) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)
256.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu’nun, Bakanlıkta görev yapan memurların maaşlarına ve Bakanlığa yönelik
denetimlere ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/36345)
(Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)
257.- Ankara Milletvekili İzzet Çetin’in, bazı
ihalelerde usulsüzlük olduğu iddialarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru
önergesi (7/36346) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)
258.- Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolat’ın, özel mülkiyete ait olup devlet tarafından
kiralanan taşınmazların sayısına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/36347) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)
259.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu’nun, Bakanlıkta görev yapan memurların maaşlarına ve Bakanlığa
yönelik denetimlere ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/36348)
(Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)
260.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Tıbbi
Dokümantasyon ve Sekreterlik Bölümü mezunlarına teknik eleman unvanı
verilmesine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/36349)
(Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)
261.- Manisa Milletvekili Hasan Ören’in, Manisa’da
öğrenci taşıyan servis aracı sayısına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/36350) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)
262.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın,
Borçka ilçesine lise yapılıp yapılmayacağına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/36351) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)
263.- Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan
Canalioğlu’nun, SHÇEK’e bağlı bir okulun kapatılacağına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/36352) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)
264.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, bir
öğrencinin öğretmeni tarafından dövüldüğü iddialarına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/36353) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)
265.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu’nun, Bakanlıkta görev yapan memurların maaşlarına ve Bakanlığa
yönelik denetimlere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/36354) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)
266.- Ankara Milletvekili Levent Gök’ün, öğretmen
atamalarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/36355)
(Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)
267.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın,
İstanbul’un Ümraniye ilçesinin bir mahallesinde bulunan okullarda yapılan
çalışmalara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/36356)
(Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)
268.- Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan’ın,
askerliğe elverişli olmayan bir vatandaşın askere alındığı iddialarına ilişkin
Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/36357) (Başkanlığa geliş
tarihi: 25.12.2013)
269.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu’nun, Bakanlıkta görev yapan memurların maaşlarına ve Bakanlığa
yönelik denetimlere ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/36358) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)
270.- İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt’ün,
Bakanlıktaki Beyaz Kod uygulamasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/36359) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)
271.- Manisa Milletvekili Sakine Öz’ün, bir ilçedeki
sağlık personeli ve ekipmanı eksikliğine ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/36360) (Başkanlığa geliş tarihi:
24.12.2013)
272.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu’nun, Bakanlıkta görev yapan memurların maaşlarına ve Bakanlığa
yönelik denetimlere ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/36361)
(Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)
273.- İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel’in, Sağlık
Bakanlığı bünyesindeki hastane sayısına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/36362) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)
274.- İzmir Milletvekili Hülya Güven’in, Bakanlığın karekod uygulamasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/36363) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)
275.- Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu’nun,
Google’a yapılan içerik kaldırma taleplerindeki artışa ilişkin Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/36364) (Başkanlığa
geliş tarihi: 25.12.2013)
276.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, 2003
senesinde meydana gelen bir uçak kazasına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/36365) (Başkanlığa geliş tarihi:
25.12.2013)
277.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu’nun, Bakanlıkta görev yapan memurların maaşlarına ve Bakanlığa
yönelik denetimlere ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından
yazılı soru önergesi (7/36366) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)
278.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlarda görev yapan memurların maaşlarına ve
bu kurum ve kuruluşlara yönelik denetimlere ilişkin Başbakan Yardımcısından
(Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/36367) (Başkanlığa geliş tarihi:
25.12.2013)
279.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu’nun, Bakanlıkta görev yapan memurların maaşlarına ve Bakanlığa
yönelik denetimlere ilişkin Başbakan Yardımcısından (Beşir Atalay) yazılı soru
önergesi (7/36368) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)
280.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, AB ile
imzalanan bir anlaşmaya ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru önergesi
(7/36369) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)
281.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu’nun, Bakanlıkta görev yapan memurların maaşlarına ve Bakanlığa
yönelik denetimlere ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru
önergesi (7/36370) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)
282.- Van Milletvekili Nazmi Gür’ün, TOKİ site
yönetimlerine ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/36371) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)
283.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu’nun, Bakanlıkta görev yapan memurların maaşlarına ve Bakanlığa
yönelik denetimlere ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi
(7/36372) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)
284.- Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan’ın,
Diyarbakır İl Özel İdaresi tarafından yapılan ihalelere ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/36373) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.12.2013)
285.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu’nun, Bakanlıkta görev yapan memurların maaşlarına ve Bakanlığa
yönelik denetimlere ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/36374)
(Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)
286.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu’nun, Bakanlıkta görev yapan memurların maaşlarına ve Bakanlığa
yönelik denetimlere ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/36375) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.12.2013)
Meclis Araştırması Önergeleri
1.- İzmir Milletvekili Hülya
Güven ve 21 Milletvekilinin, Suriyeli mülteciler için oluşturulan konteyner
kentlerde görev yapan sağlık çalışanlarının sorunlarının araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/809) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.04.2012)
2.- İstanbul Milletvekili Umut Oran ve 20
Milletvekilinin, 2004-2012 yılları arasında açıklanan teşvik paketlerinin
uygulama sonuçlarının ve eksik yönlerinin araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/810) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.04.2012)
3.- Tekirdağ Milletvekili
Candan Yüceer ve 20 Milletvekilinin, kadınların çalışma hayatında
karşılaştıkları sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/811) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.04.2012)
7 Ocak 2014 Salı
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER: Dilek YÜKSEL (Tokat), Bayram
ÖZÇELİK (Burdur)
BAŞKAN –
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 43’üncü Birleşimini açıyorum.
III.- YOKLAMA
BAŞKAN –
Elektronik cihazla yoklama yapacağız.
Yoklama
için üç dakika süre vereceğim.
Sayın
milletvekillerinin oy düğmelerine basarak salonda bulunduklarını
bildirmelerini, bu süre içerisinde elektronik sisteme giremeyen
milletvekillerinin salonda hazır bulunan teknik personelden yardım
istemelerini, buna rağmen sisteme giremeyen üyelerin ise yoklama pusulalarını
görevli personel aracılığıyla üç dakikalık süre içerisinde Başkanlığa
ulaştırmalarını rica ediyorum.
Yoklama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN –
Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.
IV.- ANT İÇME
1.- Mardin Milletvekili Gülser
Yıldırım, Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Ayhan, Şırnak Milletvekili Selma
Irmak, Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız ve Van Milletvekili Kemal Aktaş’ın
ant içmesi
BAŞKAN –
Sayın milletvekilleri, Anayasa’mıza göre milletvekillerinin göreve başlamadan
önce ant içmeleri gerekmektedir.
Şimdi,
ant içmemiş milletvekillerinin adlarını okuyup ant içmek üzere kürsüye davet
edeceğim.
Mardin
Milletvekili Sayın Gülser Yıldırım.
Buyurun
Sayın Yıldırım. (BDP ve HDP sıralarından alkışlar)
(Mardin
Milletvekili Gülser Yıldırım ant içti)
(BDP, AK
PARTİ, CHP ve HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ederim Sayın Yıldırım.
Şanlıurfa
Milletvekili Sayın İbrahim Ayhan.
Buyurun
Sayın Ayhan. (BDP ve HDP sıralarından alkışlar)
(Şanlıurfa
Milletvekili İbrahim Ayhan ant içti)
(BDP, AK
PARTİ, CHP ve HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
–Teşekkür ederim Sayın Ayhan.
Şırnak
Milletvekili Sayın Selma Irmak.
Buyurun
Sayın Irmak. (BDP ve HDP sıralarından alkışlar)
(Şırnak
Milletvekili Selma Irmak ant içti)
(BDP, AK
PARTİ, CHP ve HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ederim Sayın Irmak.
Şırnak
Milletvekili Sayın Faysal Sarıyıldız.
Buyurun.
(BDP ve HDP sıralarından alkışlar)
(Şırnak
Milletvekili Faysal Sarıyıldız ant içti)
(BDP, AK
PARTİ, CHP ve HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ederim Sayın Sarıyıldız.
Van
Milletvekili Sayın Kemal Aktaş.
Buyurun.
(BDP ve HDP sıralarından alkışlar)
(Van
Milletvekili Kemal Aktaş ant içti)
(BDP, AK
PARTİ, CHP ve HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ederim Sayın Aktaş.
Gündeme
geçmeden önce üç sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.
Gündem
dışı ilk söz, Adana’nın düşman işgalinden kurtuluşunun 92’nci yıl dönümü
münasebetiyle söz isteyen Adana Milletvekili Sayın Ali Halaman’a
aittir.
Sayın
milletvekilleri, Genel Kurulda ciddi bir uğultu var, sükûneti sağlarsak…
Gerçekten, ben işitemiyorum.
Buyurun
Sayın Halaman. (MHP sıralarından alkışlar)
V.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin
Gündem Dışı Konuşmaları
1.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın,
Adana’nın düşman işgalinden kurtuluşunun 92’nci yıl dönümüne ilişkin gündem
dışı konuşması
ALİ
HALAMAN (Adana) – Sağ ol Başkanım.
5 Ocak
Adana, 6 Ocak Ceyhan’ın düşman işgalinden kurtuluşunun 92’nci yıl dönümü
hakkında gündem dışı söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygı ve sevgiyle
selamlıyorum.
Adana,
Ceyhan millî mücadelenin soluk aldığı yerler. 1918-1920 arası, üç yıllık bir
dönemde -Osmanlı’nın son dönemi- Fransızlar, Adana coğrafyasını Mersin’den,
İskenderun’dan, gemilerden inip işgal ediyorlar. Son zamanlarda, bu, Adana…
İşgal altındayken; doksan iki yıl önce, millî mücadelesini verip kurtulduktan
sonra da, son on-on iki yıllık dönem içerisinde de Adana en çok -PKK terörü
tarafından- şehit veren, gazisi çok olan bir ilimiz.
Bundan
tam doksan iki yıl önce al bayrağımıza kanının rengini veren, hakkı ödenmez
vatan evlatlarının verdiği bu kutsal mücadele sonucu, bugünlerde, o
kahramanların torunları, evlatları kurtuluş bayramını kutluyorlar.
Millî
Mücadele’nin kazanılmasında büyük emeği geçen Mustafa Kemal Atatürk o günlerde
şöyle diyor: “Adana’yı işgal eden düşmanın defedilmesinde, kurtuluş
mücadelesinde ilk hissî teşebbüsün, bağımsızlık fikrinin temellerinin
oluşmasının, filizlenmesinin yeri Adana’dır. Adana, bu güzel memleket, birçok
yiğidin, kahramanların çıkarak, destanlar yazarak düşman askerlerinin
kovulmasına sebep oldu.”
Şanlı tarihimizde
buna benzer nice zaferler kazanmış ve yaşanan sıkıntılarda büyük dayanışma
örneği göstermiş bir milletin evlatları olarak Millî Mücadele’yi ve kurtuluş
hareketini tarihî sorumluluk içerisinde kutlamanın sevinci ve gururu Adanalılar
tarafından yaşanmaktadır. Her sayfası zaferle, şan ve şerefle dolu tarihimizde,
millî değerlerimiz uğruna atalarımızın gösterdiği büyük fedakârlık ve
kahramanlıklar geleceğimizin teminatı olan değerli gençlerimiz tarafından iyi
bilinmelidir çünkü milletimizi ekonomide, fende, kültürde, sanatta ve medeniyet
alanlarında ileriye taşımak için tarihimizin her sayfası mücadele alanlarıyla
dolu. Atalarımızın canı ve kanı pahasına vermiş oldukları millî ve manevi
mücadeleye ter dökerek, çalışarak, öğrenerek anlam kazandırmak zorundayız. Çünkü, en başta insanlık için, Türklük için, dolayısıyla
Müslümanlık için vatanlarını korumak, işgalcileri defetmek için, başta bunun
için çok mücadele veren Mustafa Kemal Atatürk’e, dolayısıyla o gün Allah’ın
rahmetine kavuşan Adanalılara nesil olarak teşekkür etme borcumuzun olduğunu
hissediyorum. İman gücü ve millî gücün birlikte olması gerektiğini ve
işgalcilerden kurtulmanın yolunu ve önemini Adana halkı herkese göstermiştir.
Türk
Bayrağı’nı indirmeye, bu vatanı bölmeye kimsenin gücünün yetmeyeceğini büyük
bir istekle söylemiş olan Adanalıların 5 Ocak bayramını kutluyor, büyük Türk
milletine saygı ve sevgilerimi sunuyorum.
Sağ olun.
(MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ederim Sayın Halaman.
Gündem
dışı ikinci söz, Hakkâri’nin elektrik sorunlarıyla ilgili söz isteyen Hakkâri
Milletvekili Sayın Adil Zozani’ye aittir.
Buyurun
Sayın Zozani. (BDP sıralarından alkışlar)
2.- Hakkâri Milletvekili Adil Zozani’nin, Hakkâri’deki elektrik kesintileriyle ilgili
sorunlara ilişkin gündem dışı konuşması
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Öncelikle,
5 değerli arkadaşımızın bugün bizim aramıza katılmış olmalarından duyduğum
memnuniyeti, mutluluğu ifade ederek konuşmama başlıyorum. 5 vekilimiz aramıza
katıldı, umut ediyorum diğer eksikler de tamamlanır. Ama,
özellikle hakkı gasbedilen, milletvekilliği gasbedilen ve bugün Meclise “çalıntı parlamenterlik”
kavramını da getiren uygulamanın son bulacağını umut ediyor ve bunun için
mücadelemizi sürdüreceğimizi bir kez daha belirtiyor, önümüzdeki süreçte Sayın
Hatip Dicle’nin de Parlamentoda, bu sıralarda oturmasını sağlamak için mücadele
etmeye devam edeceğimizi ifade etmek istiyorum. Gelen 5 arkadaşımız bunun
habercisidir, ekranları başında bizi izleyen değerli halkımıza, halklarımıza da
bunu ifade etmek isterim.
Hakkâri’nin
elektrik sorunlarıyla ilgili olarak söz almış bulunuyorum ancak öyle görünüyor
ki mevcut durumda kentlerin ihmal edilen hizmetlerinin, sıkıntılarının
konuşulacağının çok da zemini yok maalesef Türkiye’de. Hayatlar karartılırken
elektrik kesintisinden söz etmek çok da anlamlı gelmiyor açıkçası.
Şırnak
bölgesinden tutun, Hakkâri bölgesini de içine alacak sınır kuşağında, hemen
hemen, günün ortalama altı saatinde elektrik kesintisinin yaşandığı bir
durumdan söz etmek istiyorum. Parlamentoya geldiğimiz günden bugüne kadar, bire
bir, bu sorunların giderilmesi için, özellikle Hakkâri ve ilçelerindeki
elektrik kesintilerinin ve sıkıntılarının giderilmesi, bu sorunun aşılması
için, ilgili bakanlık nezdinde defalarca girişimlerimiz oldu, soru önergeleri
verdik, verilen cevaplar hep aynı. Bir yıl önce, 2012 yılında verdiğimiz soru önergesine,
2013 yılı başı itibarıyla Enerji Bakanlığı bize cevap veriyor, diyor ki: “Bütün
sorunların farkındayız, sorunları biliyoruz. Sorunların giderilmesi için
programımızı hazırladık ve bu yıl içerisinde ödeneğini de ayırmak suretiyle
-2013 yılı içerisinde- Hakkâri’nin elektrik sorunu çözülmüş olacak.” Üzerinden
bir yıl geçti, 2014 yılı içerisindeyiz, yine sorduk, Plan ve Bütçe Komisyonunda
altı saat boyunca Bakanla bu konuda cebelleştik. Bir yıl önce bize verdiği
cevabın aynısını tekrarlıyor Sayın Bakan. Yine, Hakkâri’nin ve ilçelerinin,
özellikle Yüksekova ve Şemdinli’nin elektrik sorunlarının farkında olduklarını,
bunu gidermek için de ödenek ayırdıklarını ifade ediyor. Bir yıl önce verilen
cevap ile birkaç gün önce bana verilen cevap birbirinin aynısı.
Sayın
Bakandan rica ediyoruz, artık bize bu şekilde cevap, matbu cevaplar
göndermesin; ya mertçe çıkıp “Orası bizim açımızdan mahrumiyet bölgesidir. Biz
oraya hizmet götürmüyoruz, hizmet götürmeyeceğiz.” desin ya da diğer bölgelere
ayırdıkları gibi, oranın da sorunlarını belirlenen program çerçevesinde
gidermesini, verdikleri sözü yerine getirmesini bekliyoruz. Açıkçası, Enerji
Bakanı, Enerji Bakanlığı Hakkâri halkına bu konuda yalan söylemiştir. Programda
olduğu hâlde, programa konulmuş olduğu hâlde, ödeneği ayrıldığı hâlde, bu
konuda 2013 yılı içerisinde verilmiş hiçbir söz yerine getirilmemiştir ve
bugün, Hakkâri’nin özellikle Yüksekova ve Şemdinli ilçeleri ve bağlı köyleri
günün çoğunu karanlıkta geçirmek durumunda kalıyorlar.
Ama, son söz şunu söyleyeyim: “Orada hayatlar
karartılıyor, elektrik kesintisi neyi ifade eder?” derseniz buna da hak
veririz. Çünkü, bugünkü Roboski
kararı, Roboski’yle ilgili alınan takipsizlik kararı
bu konuda bizim açımızdan yeterince açıklayıcıdır.
Teşekkür
ediyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ederim Sayın Zozani.
Gündem
dışı üçüncü söz, demokrasi ve hukuk konusunda söz isteyen Mersin Milletvekili
Sayın Ali Rıza Öztürk’e aittir.
Buyurun
Sayın Öztürk. (CHP sıralarından alkışlar)
3.- Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün,
demokrasi ve hukuk konusuna ilişkin gündem dışı konuşması
ALİ RIZA
ÖZTÜRK (Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; demokrasi ve hukuk
adına gündem dışı söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, bir ülkede eğer demokrasiyi geliştirmek, güçlendirmek
istiyorsanız hukuku güçlendirmek zorundasınız. Demokrasiyi güçlendirirken hukuk
da güçlenmeli. Hukuk tükenirken demokrasi güçlenmez.
Şimdi,
son günlerde, bu ülkede bir kavga yaşıyoruz. Bu kavga, Tellioğulları
ile Seferoğulları’nın sulak araziyi ele geçirme
kavgası. Yani, Hükûmetle cemaatin rant dağıtan devleti
ele geçirme kavgasını yaşıyoruz. Tabii ki cemaatle Hükûmet arasındaki bu kavga
şöyle dursun, bizi bunun hukuk kısmı ilgilendiriyor. Böyle
bir çatışmadan sonra çıkan en önemli konu, burada gerçekten hukukun bu iktidar
tarafından nasıl katledildiğinin somut bir göstergesi. Yine, cemaatle
iktidar arasındaki bu kavganın en somut göstergelerinden birisi, özgür toplumun
temeli laiklik ilkesidir.
Değerli
milletvekilleri, bu elimdeki kutu, bu kutudan insan korkar mı? Bu kutu... Bu
kutunun içinde demokrasi ve hukuk olursa korkar. Aslında, diktatör anlayışa
sahip insanlar demokrasiden ve hukuktan korkarlar ama bu boş kutu yani bunun
içerisinde dolar falan yok, bu boş kutu. Fakat, Sayın
Başbakan bu kutudan korkuyor, balkonundan bu kutuyu gösteren insanlar apar
topar gözaltına alınıyor.
Şimdi, 17
Aralıkta cemaatle bu iktidar arasındaki çatlaktan, patlaktan sonra araya bir
pislik yayıldı. Bu pislikten biz şunu gördük değerli arkadaşlarım: Gerçekten,
Türkiye yolsuzluğa boğazına kadar batmış, bu siyasi iktidar yolsuzluğa boğazına
kadar batmış. Sayın Başbakan bundan önceki yargı sorunlarıyla ilgili konuşurken
hep yargıya övgüler düzüyordu; nedense bu yolsuzluk soruşturmasının üzerine
giden hâkim ve savcıları, bu yolsuzluk soruşturmasını yürütmekle görevli
polisleri çete olarak tanımlamaya başladı. Şimdi, çete var mıdır, yok mudur?
Çete varsa bugün mü olmuştur? On iki yıldır Adalet ve Kalkınma Partisi bu
ülkeyi yönettiğine göre, çete ne zamandan beri bu ülkede vardır? Çete
kimlerdir? Sayın Başbakan bunları açıklamalıdır, çete edebiyatının arkasına
sığınarak yolsuzluğu örtme girişiminde bulunmamalıdır.
Değerli
arkadaşlarım, Sayın Başbakan 12 Eylül referandumuyla ilgili diyor ki: “Bağımsız
yargı teminat altına alındı.” Ve yine Sayın Başbakan 12 Eylül referandumuyla
ilgili diyor ki: “Biz üstünlerin hukukuna değil, hukukun üstünlüğüne gittik.”
Yine “İşini yeraltında götüren karşısında yargıyı bulacak.” diyor. İşte, şimdi,
Başbakanın yakınına kadar dolaşan bu yolsuzluk işinde işini yeraltında götürmek
isteyenler karşısında yargıyı buldular ama Sayın Başbakan bu yargının görev
yapmasını engellemeye başladı. Daha önce, Sayın Başbakan demiş ki: “Bırakın
mahkemeler işini yapsın, bırakın savcılar işini yapsın.” Şimdi ben de diyorum
ki Sayın Başbakana: Ey Sayın Başbakan, bırak, savcılar ve yargı işini yapsın.
Elbette ki devlet içerisinde paralel bir örgütlenme, çeteleşme varsa bu
çeteleşme açığa çıkarılmalıdır ama “Çeteleşmeyle hesaplaşacağım.” adı altında,
gerçekten yolsuzluklar bu ülkede örtülmemelidir değerli arkadaşlarım.
Türkiye’de,
öteden beri yargıda sorunlar olduğunu biz söyledik. 12 Eylül 2010 yılındaki
Anayasa değişikliğiyle ilgili iki tane madde vardı: Birisi HSYK, birisi Anayasa
Mahkemesiydi. Diğer maddelerde muhalefet olarak bir itirazımız yoktu. Sayın
Başbakan ve AKP’liler çıktılar, “Gerçekten bu Anayasa referandumuna ‘hayır’ oyu
kullananlar darbecidir.” dediler. Şimdi, Sayın Başbakan HSYK konusunda yanlış
yaptığını söylüyor. Ben şimdi bu Meclis kürsüsünden söylüyorum: Acaba, Sayın
Başbakan da darbeci bir anlayışa mı sahip oldu?
Değerli
arkadaşlarım, hukukta çifte standart olmaz. Bakın, milletvekillerinin tahliyesi
yapılıyor, bir karara bir yerde uyuluyor, diğerinde uyulmuyor ve bir karar bir
başka karara hiç uymuyor. Örneğin, BDP’li
milletvekili arkadaşlarımız aramıza geldi, hoş geldiler. Onlara yurt dışı çıkış
yasağı konulmadı, iyi oldu, doğrusu da budur ama diğer 3 milletvekili yurt dışı
yasağı konularak tahliye edildi. Yine, daha önce Mustafa Balbay’a ilişkin karar
açık ve seçik BDP milletvekillerine uygulanması gerekirken aynı yargı bunu uygulamadı
değerli arkadaşlarım.
Hukukta
çiftçe standart olmaz. Bu hukuku bu hâle getiren de Adalet ve Kalkınma Partisi
iktidarından başkası değildir. AKP’nin alternatifi cemaat değildir, AKP’nin de
cemaatin de alternatifi Cumhuriyet Halk Partisidir.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ederim.
60’ıncı
maddeye göre 10 arkadaşımıza söz vereceğim.
Sayın
Öğüt…
VI.- AÇIKLAMALAR
1.- İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen
Öğüt’ün, Gezi ve Uludere olaylarında ölen gençlerin ailelerinin acılarına ve
tutukluların görüşme sürelerinde farklılıklar olduğuna ilişkin açıklaması
KADİR
GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Geçtiğimiz
yıl, Türkiye açısından tam bir dram yılıydı. En önemli dram, Gezi’de vahşice
öldürülen gençlerimizdi. Bu gençlerin arkalarında gözü yaşlı, acılı anneler,
babalar bırakıldı. Acıları o kadar derindi ki Mehmet Ayvalıtaş’ın
sevgili annesi Fadime anamız, bu acıya dayanamadı vefat etti. Yine, Roboski Uludere’de kim vurduya
giden gençlerimizden birkaçının annesi ölümünün 2’nci yıl dönümünde acıya
dayanamadı vefat etti. Onlara rahmet diliyorum.
Bir de
bugünlerde, oğullarını polise ifade vermeye, onun için yollamaya bile kıyamayan
babalar var. Onlarınki de evlat, Başbakanımızınki de evlat. Bu acıya
ortaklığımızı söylemek istiyorum.
Ayrıca
beş yıldır zulümhanede tutulan yurtseverlerin çocukları,
ayda bir kere on dakika görüşebilirken bazı “Ben tanırım, iyi çocuktur.” diye
arkaları sıvazlananlar her gün görüşmektedirler. Bunun da bir hukuk devletinde
nasıl olduğunu öğrenmek istiyorum, halkımızın da bunu öğrenmesini istiyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN –
Sayın Özdağ…
2.- Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ’ın, Seyyid Ahmet Arvasi’nin ve Arif
Nihat Asya’nın ölüm yıl dönümlerine ilişkin açıklaması
SELÇUK
ÖZDAĞ (Manisa) – 31 Aralık ve 5 Ocak tarihleri, Türk kültür ve edebiyat
hayatımız açısından çok büyük kayıpların yaşandığı tarihtir.
31 Aralık
1988 yılında, henüz 56 yaşında ve daktilosu başında vefat eden ve “Ben İslam
iman ve ahlakına göre yaşamayı en büyük saadet bilen, büyük Türk milletini iki
cihanda aziz ve mesut görmek isteyen ve böylece İslam’ı gaye edinen Türk
milliyetçiliği şuuruna sahibim. İnanıyorum ki hem Türk hem Müslüman olmak hem
de muasır dünyaya öncülük etmek mümkündür. Ecdadımız bütün tarihleri boyunca
bunu denediler ve başarılı oldular. O hâlde bizler niye bu tarihî misyonumuzu
yerine getirmeyelim?” sözlerinin sahibi, bedene değil ruha akseden, yerli
düşünen, yerli fikirler üreten, şahsiyet sahibi “İnsanın kurduğu medeniyette
ilim, sanat ve din âdeta üç sütun gibidir, insanlık bunlara dayanarak yücelebilmektedir, yahut insanlık kendini koruyup
geliştirecek üç sığınak bulmuştur; bunlar, laboratuvarlar, sanat galerileri ve
evleri ile mabetleridir.” diyerek eserleriyle milletimize yön gösteren büyük
mütefekkir Seyyid Ahmet Arvasi’yi
25’inci vefat yıl dönümünde rahmet ve minnetle anıyorum.
5 Ocak
1975 tarihinde kaybettiğimiz, Peygamber Efendimiz’e
yazdığı naatı gönüllerimize taht kuran “Ve gelirse
eğer mutlu günüm. / Yapılırsa bir gün düğünüm. / Telsiz duvaksız olabilirim. /
Bayraksız olamam!” diyen bayrak şairimiz Arif Nihat Asya’yı rahmetle anıyorum.
BAŞKAN –
Sayın Eyidoğan…
3.- İstanbul Milletvekili Haluk Eyidoğan’ın, kentsel dönüşüm uygulamalarında yaşanan
başıbozukluğun önlenmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
HALUK
EYİDOĞAN (İstanbul) - Teşekkür ederim Başkan.
6306
sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Yasa’yla
başlatılan kentsel dönüşüm uygulamaları için, Türkiye’de 121 riskli alan ilan
edildi. 100 belediyeye bilgi isteme yazısı yazdık ancak yüzde 33’ünden cevap
alabildik. Yüzde 10’unda belediye meclisi kararı var ancak yüzde 5’inde halka
sorulmuş. Bu gerçekten vahim bir durumdur. Özellikle hak sahipleri ile müteahhitler, yüklenici ve belediye arasında yapılan
sözleşmelerde hak sahibi hukuken korunamıyor, hak sahipleri müteahhitlerin
önüne atılıyor. Hak sahiplerinin mülkiyetlerini kaybetme riski çok yüksek,
birçok belirsizlik var, evleri yıkılanların sokakta kalma ihtimali var. Kentsel
dönüşümde başıbozukluğun önlenmesi gerektiğini söylüyorum.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN –
Sayın Özcan…
4.- Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın, Bolu’da
su borularının sık sık patlamasına ilişkin açıklaması
TANJU
ÖZCAN (Bolu) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, artık, Bolu’da yolsuzluk topraktan fışkırıyor. Bolu’da, su boruları
yolları parçalarcasına patlıyor, can ve mal güvenliğini tehdit ediyor. İki gün
önce 66’ncı patlama gerçekleşti Bolu’daki su borularında ve maalesef, bu
boruların döşenmesinde çok ciddi yolsuzluk iddiaları söz konusu.
Ben
buradan, aracılığınızla Hükûmete soruyorum: 66 patlama geçti üzerinden, daha
kaç patlama olması lazım ki Hükûmet Bolu Belediyesinin bu usulsüz uygulamasını sorgulayacak?
Bir de
tabii, şunu da sormak istiyorum: Bolu’daki bu su borusu patlamaları yargıya
intikal etti, suç duyurusunda bulundu bir grup arkadaşımız. Acaba, bu
soruşturmayı yürüten savcıyı Hükûmet değiştirmeyi düşünür mü, düşünmez mi? Bu
soruyu da aracılığınızla sormak istiyorum.
BAŞKAN –
Sayın Atıcı…
5.- Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı’nın, AKP
iktidarında Türkiye’nin getirildiği noktanın utanç verici olduğuna ilişkin
açıklaması
AYTUĞ
ATICI (Mersin) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, güzel Türkiye’mizin AKP iktidarında getirildiği nokta gerçekten utanç
vericidir. “Her yer Taksim, her yer direniş.” diyenler tek tek toplanıp tutsak
edilirken “Her yer rüşvet, her yer yolsuzluk.” diyenler korunmaya çalışılıyor.
“Yurtta barış, dünyada barış.” diyenler tutsak edilirken Suriye’ye tırlar
dolusu silah gönderenler ödüllendiriliyor. “Egemenlik kayıtsız şartsız
milletindir.” diyenler görevden el çektirilirken “Egemenlik kayıtsız şartsız
Başbakanındır.” diyenler göreve getiriliyor. Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür.
Halkımız
büyük bir koro hâlinde, sevgili Musa Eroğlu’nun sık sık terennüm ettiği gibi,
şu sözleri söylüyor:
“Azrail’in
gelir kendi,
Ne ağa
der ne efendi,
Sayılı
günler tükendi,
Yolun
sonu görünüyor.”
Saygılar
sunarım.
BAŞKAN –
Sayın İrbeç…
6.- Antalya Milletvekili Yusuf Ziya İrbeç’in, adil soruşturma ve yargılamayla yolsuzlukların
üzerine gidilmesi ve acilen şeffaflık politikasına geçilmesi gerektiğine
ilişkin açıklaması
YUSUF
ZİYA İRBEÇ (Antalya) – Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Türkiye, Reza Zarrab gibi, yabancı
ülkelerden gelip yolsuzluğa karışanların rahatça hareket edebildiği ve hatta
bakanlarla bile kolayca irtibat kurabildiği bir ülke hâline geldi. Bu durumda “Dış
güçler bize kumpas kuruyor.” demenin ne kadar inandırıcı olduğu ortadadır.
Bizim, Başbakandan beklentimiz, Türkiye’de kendi vatandaşlarımızın yolsuzluktan
emin olduğu bir ortamı oluşturmasıdır. Bu da yolsuzlukları hafife alma ve
üstünü örtme algısı varsa olamaz. Hükûmetin ne yaptığını bilme hakkımız çeşitli
operasyonlarla engelleniyor izlenimi de oluşmamalıdır. Hükûmet, Suriye’de
Türkmenlere yardım edildiğini vurguluyor, Türkmen Meclis Başkan Yardımcısı ise
açıklama yapıyor, “İsviçre’den gelen bir tırla giysi yardımı var, onun dışında
bir yardım yok.” diyor. Saklama, gizleme yapılmıyor, yolsuzlukların üzerine
gidiliyor algısı adil soruşturma ve yargılamayla olur. Acilen şeffaflık
politikasına geçilmelidir.
Çok
teşekkür ediyorum.
BAŞKAN –
Sayın Yeniçeri…
7.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, AKP’nin yargıdan elini çekmesi gerektiğine
ilişkin açıklaması
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Başbakan
görülmekte olan bir davanın savcısı olduğunu ilan etmişti, ardından da “Yargıya
söyledik, gereği yapılacaktır.” demişti. İktidar yanlılarının adlarının
karıştığı Deniz Feneri davalarının savcıları görevden alınmış ve yargılanmıştı.
AKP, bürokratlara özgü yasa çıkartmıştı. Türkiye’de yargı, iktidarın tutumuyla
alenen siyasallaşmıştır. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı yargının
siyasallaştığından söz etmiştir.
Ayakkabı
kutularındaki dolarlar AKP’nin kimyasını bozmuştur. AKP, yargının bağımsız ve
tarafsız işlemesini istemiyor. AKP, kurumları çalıştırmıyor, çatıştırıyor.
Kuvvetlerin ayrılığı ilkesi, AKP döneminde kuvvetlerin çatışması ilkesine
dönüşmüştür. Savcı emir veriyor, emniyet yerine getirmiyor; savcı konuşuyor,
başsavcı yalanlıyor; MİT ile emniyet karşı karşıya geliyor, Başbakan savcılara
verip veriştiriyor. Manzara budur. 17 Aralıktan bu yana devlet işlemiyor.
Devleti işletmeyen iktidar da yok hükmündedir. AKP yargıdan elini çekmeli…
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN –
Sayın Korkmaz…
8.- Isparta Milletvekili S. Nevzat Korkmaz’ın,
İstanbul Milletvekili Engin Alan’ı sevgiyle, saygıyla
andıklarına ve Başbakanın yolsuzluk ve hırsızlık olaylarıyla ilgili tavrına
ilişkin açıklaması
S. NEVZAT
KORKMAZ (Isparta) – Sayın Başkan, sözlerimin başında, Türk milletinin kahraman
evladı, İstanbul Milletvekili Sayın Engin Alan Paşa’yı sevgiyle, saygıyla
anıyoruz ve hatırlatıyoruz ki ilahi adaletten hiç kimse kaçamayacaktır.
Sayın
Başbakan “Bir yargı mensubu maaşıyla yılda 20-22 defa nasıl yurt dışına
çıkabilir?” diyor. otuz beş yıl önce simit satarak
hayata atılan bir Başbakan nasıl dünyanın 8’inci en zengin başbakanı
olabiliyorsa, oğulları daha ağzı süt kokarken nasıl fabrikalar ve gemicikler
sahibi olabiliyorsa, bakan oğulları nasıl milyon dolarlık villa sahibi
olabiliyorsa, bir kamu bankasının genel müdürünün evinde 4,5 milyon dolar nasıl
istiflenebiliyor ise yönetiminizde o da olur Sayın Başbakan.
Değerli
milletvekilleri, Sayın Başbakan meydanlarda, televizyonlarda hırsızlıkları,
yolsuzlukları hiç ağzına almıyor, bilinen tekrarlara devam ediyor “dış güçler”,
“operasyon” diye. Bilmiyor musun Sayın Başbakan, dış güçlerin operasyonuyla
gelenler dış güçlerin operasyonuyla giderler.
Vatandaş
soruyor: Savcıya, polise bağırdığın kadar ne zaman hırsızlara, yolsuzlara
bağıracaksın?
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN –
Sayın Doğru…
9.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun,
İstanbul Milletvekili Engin Alan’ı saygıyla
selamladığına ve halkın yaşadığı geçim sıkıntısı konusunda Hükûmetin ne
yapacağını öğrenmek istediğine ilişkin açıklaması
REŞAT
DOĞRU (Tokat) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sözlerimin
başında, cezaevinde haksız, hukuksuz şekilde, yiğitçe yatan kahraman insan,
İstanbul Milletvekilimiz Engin Alan’ı Türkiye Büyük
Millet Meclisinden saygıyla selamlıyorum. Zulüm mutlaka bir gün bitecek,
yapanları da boğacaktır diyorum.
İkinci
olarak, ülkemizde yolsuzluk, haksızlık, rant kavgaları
yapılırken ülkemizin her yeri gibi Tokat ilinde de çiftçi, esnaf, memur, işçi
çok büyük geçim problemiyle karşı karşıyadır. Çiftçi üretimde aradığını
bulamamış, borç batağına saplanmış, kapısına icra daireleri dayanmıştır. Küçük
esnaf iş yapamamaktan şikâyetçi olup senet ve çeklerini ödeyememiş, onlara da
icralar gelmeye başlamıştır, kepenk kapatır konuma gelmişlerdir. Sonuçta,
toplumda herkes icra, iflas, üretimden vazgeçme, esnafın kepenk kapatmasıyla
ilgili durumla karşı karşıyadır. Bunlarla ilgili, Hükûmetin ne yapacağını
merakla bekliyoruz.
Saygılar
sunuyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN –
Sayın Ağbaba…
10.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Malatyalı kayısı üreticilerinin zor durumda
olduğuna ilişkin açıklaması
VELİ
AĞBABA (Malatya) – Sayın Başkan, teşekkür ederim.
Geçtiğimiz hafta sonu Malatya’daydım.
Malatya’da Hekimhan ilçesi Kocaözü beldesini ziyaret
ettim. Kocaözü beldesi bütün Malatya’yı aslında
gösteren bir yer. Orada da kayısı ekip, kayısıyı hasat edip hâlâ para alamayan,
ürünlerini satamayan çiftçi çoğunlukta. Maalesef, Malatyalı,
kayısının para etmemesi nedeniyle açlıkla karşı karşıya. Bir yıldan beri
biz söyledik ama AKP milletvekilleri, AKP duymadı. Malatyalı ekiyor, biçiyor,
çalışıyor, herkesten fazla çalışıyor ama ekmiş olduğu ürün para etmiyor.
Maalesef tedbir de alınmıyor, biz söylediğimizle kalıyoruz.
Bu
duyguları, düşünceleri Kocaözülüler iletmemi
istediler, ben de Meclise iletiyorum.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN –
Sayın Altay, buyurun.
11.- Sinop Milletvekili Engin Altay’ın, yemin
ederek görevlerine başlayan 5 milletvekiline başarılar dilediğine, İstanbul
Milletvekili Engin Alan gelmeden Parlamentonun ayıplı görüntüsünün
silinmeyeceğine ve bazı milletvekillerine yurt dışı yasağı getirilmesinin
Meclise yapılabilecek en büyük aşağılama olduğuna ilişkin açıklaması
ENGİN
ALTAY (Sinop) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, 24’üncü Dönem Parlamentosu, 8 üyesinin tutsak olarak cezaevlerinde,
zindanlarda kaldığı bir ortamda çalışmalarına başladı. Aradan geçen iki buçuk
yıl içerisinde yani iki yıl 8 üyesinin özgürlükten mahrum olması, millî
iradenin Parlamentoya tam yansımamış şekilde, Parlamentonun ayıplı, defolu ve fireli olarak çalışmasına yol açmış idi. Önce Sayın Mehmet
Haberal, sonra Sayın Mustafa Ali Balbay Parlamentoya gelerek, yemin ederek
çalışmalarına başladılar.
Bugün
yemin eden Sayın Yıldırım’a, Sayın Ayhan’a, Sayın Irmak’a, Sayın Sarıyıldız’a
ve Sayın Aktaş’a “Geçmiş olsun.” diyoruz, başarılar diliyoruz. Bir hukuk
ayıbının, bir hukuk garabetinin ve millî iradeye saygısızlığın ortadan
kalkmasından dolayı memnuniyetimizi ifade ediyoruz. Ancak, aynı şekilde hâlen
cezaevinde bulunan İstanbul Milletvekili Sayın Engin Alan Parlamentoya
gelmeden, Parlamentomuzun ayıplı, defolu ve fireli
görüntüsü kamuoyundan silinmeyecektir. Parlamentomuzun öncelikli işi, Sayın
Engin Alan’ın da Parlamentoya gelmesi olmalıdır.
İlaveten,
bir milletvekiline, birden çok milletvekiline yurt dışı yasağı getirmek, bir
parlamentoya, Türkiye Büyük Millet Meclisine yapılabilecek en büyük
aşağılamadır. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı olarak bu duruma yönelik
tedbir ve çaba içinde olmanızı da Cumhuriyet Halk Partisi olarak diliyoruz.
Sayın Aygün’ün, Sayın Haberal’ın ve Sayın Balbay’ın yurt dışı yasağı onların
şahsına değil, Türkiye Büyük Millet Meclisine büyük bir aşağılama ve
hakarettir.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN –
Sayın Aydın…
12.- Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın,
yemin ederek görevlerine başlayan 5 milletvekiline başarılar dilediğine, bunun
Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkının tanınmasıyla mümkün olabildiğine,
yolsuzlukla mücadelenin AK PARTİ’nin varlık nedeni
olduğuna ve yargıya müdahalenin söz konusu olmadığına ilişkin açıklaması
AHMET
AYDIN (Adıyaman) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Bugün 5
milletvekili arkadaşımızın yemin ederek görevlerine başlamasını biz de tebrik
ediyoruz, hayırlı olsun diyoruz. Millî irade açısından, Meclisimiz açısından,
milletimiz açısından hayırlı olsun. Kendilerine başarılar diliyorum.
Tabii şu
da unutulmamalıdır ki eğer bugün bu arkadaşlarımız, burada yemin edip
görevlerine başlıyorlarsa özellikle AK PARTİ iktidarının demokratikleşmeye
vermiş olduğu önemin bir göstergesi olarak, en son 2010 yılında referandum
suretiyle geçen pakette yer alan Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkını
kullanmak suretiyle bugün buradalar. Bundan da büyük bir mutluluk duyduğumu
ifade ediyorum. Eğer o gün orada, o bireysel başvuru maddesi de o paketin
içinde olmasaydı ne yazık ki bugün bu arkadaşlarımızın burada olması biraz zor
gibi görünüyordu. Ama, her şeye rağmen, geç de olsa bu
karardan dolayı ben kendilerini tebrik ediyorum, saygıyla karşılıyoruz, hayırlı
olsun diyorum.
Yine,
aynı şekilde, özellikle konuşmacı arkadaşlarımız yolsuzlukla AK PARTİ’yi sürekli birleştirmeye, bir araya getirmeye
çalışıyorlar. Şunu özellikle vurgulamak istiyorum ki yolsuzlukla mücadele AK PARTİ’nin varlık nedenidir. Gelinen noktada, baktığınızda,
özellikle 2002 yılında uluslararası yolsuzlukla mücadeledeki algı endeksine
baktığınızda, şeffaflaşmada, Türkiye, 2002 yılında 102 ülke arasında 65’inci
sıradayken şu anda gelinen noktada 177 ülke arasında 53’üncü sıraya kadar
yükselmiş, çok ciddi adımlar atmış. Tabii ki bu mücadeleyi sonuna kadar
sürdüreceğiz.
Tabii ki
hukukçular da hukuka bağlı kalmak suretiyle yargı işini yapacaktır. Yargıya
asla müdahale etmeyeceğiz. Ancak, yargının bir operasyonuymuş gibi algılanıp da
bu perde arkasında, özellikle bu operasyonun tüm AK PARTİ hükûmetlerine, tüm AK
PARTİ iktidarına ve bu millete mal edilmesine de dur diyeceğiz, bu siyasi
suikasta da dur diyeceğiz, bu açıdan da elimizden geleni yapacağız diyorum,
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN –
Sayın Buldan…
13.- Iğdır Milletvekili Pervin Buldan’ın,
yemin ederek görevlerine başlayan 5 milletvekiline geçmiş olsun dileğinde
bulunduğuna, İstanbul Milletvekili Engin Alan’ın da
görevine başlamasını temenni ettiğine, milletvekillerine yurt dışı yasağı
getirilmesinin bir iradeye saygısızlık olduğuna ve Türkiye’nin bu konudaki
ayıbından kurtulması gerektiğine ilişkin açıklaması
PERVİN
BULDAN (Iğdır) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Ben de
bugün yemin ederek görevlerine başlayan Sayın Yıldırım, Sayın Irmak, Sayın
Aktaş, Sayın Sarıyıldız ve Sayın Ayhan’a bir kez daha geçmiş olsun diyorum.
Aynı
zamanda, gruplar adına teşekkür konuşması ve geçmiş olsun dileklerini ileten
grup başkan vekillerine de teşekkür ediyorum.
En kısa
zamanda bir tutuklu milletvekilinin daha görevine başlaması dileğimizi,
temennimizi ifade etmek istiyorum.
Ve bu,
Sayın Engin Altay’ın ifade ettiği, tutuklu vekillerin serbest kalmasıyla
birlikte gündeme gelen yurt dışı yasağının bir an önce kaldırılması gerektiğini
ben de ifade etmek istiyorum çünkü bizim de HDP Genel Başkanımız Sayın Sebahat
Tuncel hakkında yurt dışına çıkma yasağı var; dolayısıyla, bunun bir iradeye
saygısızlık olduğunu ifade ederek bu
yasağın bir an önce kaldırılması gerektiğini düşünüyorum.
Bu konuda
kurulan bir komisyonumuz var, Meclis bünyesinde hukukçu vekillerden oluşan bir
komisyon var. Ve bu komisyonun bir an önce bu konuyu, bu meseleyi gündemine
alarak Türkiye'nin artık bu konudaki ayıbından kurtulması gerektiğini ifade
ediyor, teşekkür ediyorum.
BAŞKAN –
Gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın
Genel Kurula sunuşları vardır.
Sayın milletvekilleri, Millî Eğitim Bakanı Sayın Nabi Avcı, gündemin
"Sözlü Sorular" kısmının 1, 1320, 1504, 1592, 1637, 1664, 1776, 1932,
1947, 1948, 1949, 1950, 1951, 1952, 1953, 1954, 1979, 1980, 1981, 1982, 2032,
2036, 2060, 2088, 2186, 2188, 2304, 2349, 2351, 2401, 2502, 2607, 2792, 2794,
2798, 2850, 2851, 2852, 2855, 2856, 2898, 2972, 3031, 3032, 3033, 3049, 3064,
3065, 3184, 3253, 3277, 3278, 3279, 3280, 3281, 3282 ve 3283’üncü sıralarında
yer alan önergeleri birlikte cevaplandırmak istemişlerdir. Sayın
Bakanın bu istemini sırası geldiğinde yerine getireceğim. Sayın Nabi Avcı
yerine Sayın Veysel Eroğlu cevaplandıracaktır.
Komisyonlardan
istifa tezkereleri vardır, okutuyorum:
VII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Önergeler
1.- Bursa Milletvekili Önder Matlı’nın, Kamu İktisadi Teşebbüsleri Komisyonu üyeliğinden
istifa ettiğine ilişkin önergesi (4/134)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Kamu
İktisadi Teşebbüsleri Komisyonu üyeliğimden istifa ediyorum.
Gereğini
arz ederim.
Önder
Matlı
Bursa
2.- Diyarbakır Milletvekili Oya Eronat’ın, İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üyeliğinden
istifa ettiğine ilişkin önergesi (4/136)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
İnsan
Hakları İnceleme Komisyonu üyeliğinden istifa ediyorum.
Gereğini
saygılarımla arz ederim. 07/01/2014
Oya
Eronat
Diyarbakır
3.- Amasya Milletvekili Mehmet Naci
Bostancı’nın, İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üyeliğinden
istifa ettiğine ilişkin önergesi (4/137)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
TBMM
İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üyeliği görevimden istifa ediyorum.
Gereğini
arz ederim.
Saygılarımla.
07/01/2014
Mehmet
Naci Bostancı
Amasya
4.- Çanakkale Milletvekili Mehmet Daniş’in, Dilekçe Komisyonu üyeliğinden istifa ettiğine
ilişkin önergesi (4/138)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Partim
tarafından Çanakkale Belediye Başkan Adayı olarak gösterilmemden dolayı Dilekçe
Komisyonu üyeliğinden ve Başkanlığından istifa ediyorum.
Gereği
hususunda bilgilerinize arz ederim.
Mehmet
Daniş
Çanakkale
5.- Mardin Milletvekili Gönül Bekin Şahkulubey’in, Dışişleri Komisyonu ile Kadın Erkek Fırsat
Eşitliği Komisyonu üyeliğinden istifa ettiğine ilişkin önergesi (4/135)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Dışişleri
Komisyonu ve Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu üyeliklerinden istifa
ediyorum.
Gereğini
saygılarımla arz ederim. 07/01/2014
Gönül
Bekin Şahkulubey
Mardin
BAŞKAN –
Bilgilerinize sunulmuştur.
Meclis
araştırması açılmasına ilişkin üç önerge vardır, okutuyorum:
B) Meclis Araştırması
Önergeleri
1.- İzmir Milletvekili Hülya Güven ve 21
milletvekilinin, Suriyeli mülteciler için oluşturulan konteyner kentlerde görev
yapan sağlık çalışanlarının sorunlarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/809)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Başbakanlık
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının 29/12/2011
tarih ve 8551 sayılı yazısında Öncüpınar Gümrük
Sahası Hac Konaklama Tesislerinde Suriyeli sığınmacılar için konteyner kent
alanı oluşturulduğu öğrenilmiştir.
12.000
kişilik konteyner kent alanının 2.001 konteynerden oluştuğu, 17/3/2012
tarihi itibarıyla Hatay ilinden ve Öncüpınar Sınır
Kapısı’ndan gelerek 10/4/2012 tarihi itibarıyla konteyner kent alanına 1.775
konteynere 9.171 Suriyeli mültecinin yerleştiği, kamp alanındaki
konteynerlerden 2 tanesinin sağlık müdürlüğü elemanlarına tahsis edildiği, kamp
sahasında 112 acil elemanları ve bir ambulansın yirmi dört saat görev yaptığı
bildirilmektedir.
Ancak,
sınırımızda yaşanan çatışmalar ve bu nedenle artan mülteci akını karşısında
konteyner kentteki sağlık ünitesinin oldukça yetersiz kaldığı, özellikle de
acil hizmet vermenin zor olduğu ve Suriye'den gelen silah seslerinin altında
hasta bakmak durumunda kaldıkları belirtilmiştir.
Kilis
ilinde her branştan sınırlı sayıda hekim yirmi dört
saat zorunlu olarak çalışmasına rağmen, dört ana daldan hekimin her gün çatışma
tehdidi altında ve güvensiz ortamda konteyner sağlık biriminde (Öncüpınar Gümrük Müdürlüğü Kamp Alanı Polikliniğinde)
görevlendirildikleri ve görevlendirmelerde hekimlerin özel durumlarının
(gebelik gibi) dikkate alınmadığı bildirilmektedir.
Bunun
yanında, Kilis Valiliğince, bir ambulansa çatışmanın yaşandığı komşu ülkeden
yaralı alması için emir verildiği, doğal olarak bir başka ülke toprağına
izinsiz girip çatışma ortamına girmek istemeyen 112 acil sorumlusunun ise açığa
alındığı bildirilmiştir.
Ülkemiz
savaşta olmadığına göre ambulansa sınırın diğer tarafından kimleri alması için
emir verildiği de aydınlatılması gereken diğer bir noktadır.
Suriye
sınırında yer alan Öncüpınar ve bunun gibi diğer
alanlarda sağlık çalışanları için yetersiz güvenlik önlemleri ve mülteci
kampındaki çalışma koşullarının yeni Ersin Aslanların kaybedilmesine neden
olacak nitelikte olduğu belirtilmektedir.
Bu
nedenle, Öncüpınar'da
ve Suriye sınırında mülteci akını nedeniyle oluşturulan diğer alanlarda
sağlık çalışanlarının can güvenliğine yönelik tehditlerin, ülkemiz savaşta
olmadığı hâlde sınır ötesinden yaralı getirmeleri için sağlık çalışanlarına
verilen bazı emirlerin ve sağlık çalışanlarının en kısa zamanda yaşam güvenliği
olan uygun çalışma koşullarına kavuşturulmalarına yönelik olarak alınacak
önlemlerin ne olması gerektiğinin daha detaylı olarak araştırılması
gerekmektedir. Bu nedenle Anayasa’mızın 98’inci maddesi ve TBMM İçtüzüğü’nün 104 ve 105’inci maddeleri gereğince bir
araştırma komisyonu kurulmasını saygılarımızla arz ederiz.
1) Hülya
Güven (İzmir)
2) Mehmet
Ali Ediboğlu (Hatay)
3)
Mustafa Sezgin Tanrıkulu (İstanbul)
4) Emre
Köprülü (Tekirdağ)
5) Candan
Yüceer (Tekirdağ)
6)
Alaattin Yüksel (İzmir)
7) Ayşe
Nedret Akova (Balıkesir)
8) Ramis Topal (Amasya)
9) Haluk
Ahmet Gümüş (Balıkesir)
10) Malik
Ecder Özdemir (Sivas)
11)
Erdoğan Toprak (İstanbul)
12) Engin
Altay (Sinop)
13) S.
Sencer Ayata (Ankara)
14)
Ramazan Kerim Özkan (Burdur)
15) Vahap
Seçer (Mersin)
16) Namık
Havutça (Balıkesir)
17) Ümit Özgümüş (Adana)
18)
Haydar Akar (Kocaeli)
19) Faik Öztrak (Tekirdağ)
20) Aydın
Ağan Ayaydın (İstanbul)
21) Oğuz
Oyan (İzmir)
22) Ömer
Süha Aldan (Muğla)
2.- İstanbul Milletvekili Umut Oran ve 20
milletvekilinin, 2004-2012 yılları arasında açıklanan teşvik paketlerinin
uygulama sonuçlarının ve eksik yönlerinin araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/810)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
2004
yılından beri ekonomik gelişmenin sağlanması, sosyoekonomik farklılıkların
azaltılması, bölgeler arası eşitsizliklerin giderilmesi ve yapısal sorunların
ortadan kaldırılması amacıyla sonuncusu bu yıl olmak üzere toplamda 4 teşvik
paketi açıklanmış, bu teşvik paketleri ile sağlanan kolaylıklarla belli
amaçlara ulaşılması hedeflenmiştir.
Nitekim 5 ve 6 Nisan tarihlerinde Sayın Başbakan ve Ekonomi Bakanı son
teşvik paketini açıklamış; yatırım, üretim, istihdam, ihracat politikaları
arasındaki bütünlüğün sağlanması, ithalatına bağımlı olduğumuz ara maddelerin
ve ham maddelerin Türkiye'de üretiminin sağlanması, ihracatımızın emek yoğun
teknolojiden bilgi yoğun teknolojiye doğru geçişinin sağlanması konusundaki
ihtiyaçları tespit etmiş ve bu sorunların çözümü için de teşvik aracını
kullanmıştır. Buna karşın, daha önceki teşvik paketlerinin
sonuçları objektif kriterlerle araştırılmamış, bir
değerlendirme raporu açıklanmamış, son açıklanan teşvik paketinin de hangi
güncel ve objektif verilerle hazırlandığı belirtilmemiş, teşvik aracının doğru
işlemesi, bölgeler arası farklılıkların giderilmesi, gençlerin ve kadınların
istihdama katılımlarının arttırılması, enerjide dışa bağımlılığın giderilmesi,
yeni enerji politikaları geliştirilmesi ve yenilenebilir enerji, yeşil ekonomi,
ileri teknoloji üretimi gibi alanlara nasıl etki edeceği planlanmamış, geçmiş
tecrübelerde gereken incelemeye tabi tutularak teşvik paketi objektif
kıstaslarla ortaya konulmamıştır.
Bütün bu
gerekçelerle; 2004-2012 yılları arasında açıklanan teşvik paketlerinin uygulama
sonuçlarının araştırılması, bu teşvik paketlerinin olumlu ve olumsuz
uygulamalarının belirlenmesi, iyi örneklerin ortaya konulması, eksik kalan
yönlerinin belirlenerek yeni teşvik paketlerinde bu sebeple ortaya çıkabilecek
aksaklıkların önlenmesi, teşviklere esas olacak objektif kriterlerin
belirlenmesi ile alınması gereken tedbirlerin tespiti amacıyla, Anayasa'nın 98
ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nün 104 ve
105’inci maddeleri gereğince Meclis araştırması açılmasını saygılarımla arz
ederim.
1) Umut
Oran (İstanbul)
2)
Mustafa Sezgin Tanrıkulu (İstanbul)
3) Hülya
Güven (İzmir)
4) İhsan Özkes (İstanbul)
5) Ayşe
Nedret Akova (Balıkesir)
6) Namık
Havutça (Balıkesir)
7) Ali
Rıza Öztürk (Mersin)
8) Gürkut Acar (Antalya)
9) Turgut
Dibek (Kırklareli)
10)
Mehmet Şeker (Gaziantep)
11) Refik
Eryılmaz (Hatay)
12)
Ramazan Kerim Özkan (Burdur)
13)
Mehmet Ali Ediboğlu (Hatay)
14) İzzet
Çetin (Ankara)
15)
Bülent Tezcan (Aydın)
16)
Mahmut Tanal (İstanbul)
17) Aylin
Nazlıaka (Ankara)
18)
Mehmet Hilal Kaplan (Kocaeli)
19) Ali
Özgündüz (İstanbul)
20) Arif
Bulut (Antalya)
21) Kadir
Gökmen Öğüt (İstanbul)
3.- Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 20
milletvekilinin, kadınların çalışma yaşamında karşılaştıkları sorunların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/811)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Tarihe
baktığımızda her dönem kadın iş gücüne ihtiyaç duyulmuş, günümüzün zorlu iş
yaşamında da bu ihtiyaç giderek artmıştır. Kadın çalışanlar her türlü çalışma
ortamında erkek çalışanların yaşadığı sorunları yaşamış, hatta kadın
olmalarından kaynaklanan birçok farklı sorunla da mücadele etmek zorunda
kalmışlardır.
Dünya
nüfusunun yarısını kadınlar oluşturmaktadır. Kadınların özgürleşmeye
başlamasıyla birlikte yaşam tarzı da giderek değişmiştir. Kadın-erkek eşitliğinin
toplum tarafından kabul görmesiyle kadınlar, özellikle iş hayatının her
alanında çalışmaya başlamışlardır. Fakat, özellikle
erkek egemen bir toplum olan ülkemizde, kadın nüfus ile erkek nüfus arasında
hep bir dengesizlik yaşanmıştır. Özellikle çalışma hayatında ve sosyal hayatta
bu dengesizlikler kendisini daha çok göstermiştir. Çalışma hayatında kadınların
yaşadığı sorunlar yasal düzenlemelerle ve uluslararası antlaşmalarla güvence
altına alınmış olmasına rağmen, birçok kadın, hâlâ temeli erkeklerden kaynaklı
değerler nedeniyle birtakım güçlüklerle mücadele etmektedirler. Bu mücadele
tarih boyunca var olmuş bir mücadeledir. Geçmişten günümüze kadar gelen süreçte
kadınların çalışma hayatındaki sorunları her zaman var olmuştur. Günümüzde
kadınlar hukuki olarak birçok hakka sahip olmuş olsa da bu haklarını yeterince
kullanmamaları onların çalışma hayatındaki sorunlarının devam etmesine de neden
olmaktadır.
Çalışma
hayatına katılım, kadınların yaşamlarında çok sayıda sıkıntıyı da beraberinde
getirmektedir. Kadınlar iş yerlerinde cinsiyetlerinden dolayı en çok amir ve
yöneticilerinin tutumlarından, tacizden, gelecek kaygısından, iş yerlerindeki
fiziki ortamdan, iş yerlerinde uygulanan kadın-erkek ayrımcılığından, ücret
eşitsizliğinden ve mevcut yasaların kadınları korumadaki etkinliğinden şikâyet etmektedirler.
Özellikle evli ve çocuğu olan kadınlar için durum daha da sıkıntılıdır. Çünkü
kadınların istihdama katılımının önündeki en önemli engellerden biri çocuk
bakımının tamamen kadınlara yüklenmiş olmasıdır. Kadına yüklenen onca rolün
arasında en zoru çalışan anne olmaktır. Annenin çalıştığı saatlerde çocuğun
bakımı, annenin çocuğuyla yeterince ilgilenememesi, çalıştığı için çocuğunu
ihmal ediyor olma düşüncesi çocukla anne arasında sağlıklı bir iletişimin kurulmasına
da engel bir durumdur. Bu nedenle, çalışan kadınlar çocuklarına karşı
çoğunlukla suçluluk duygusu yaşarlar. Bu nedenle, çalışan kadınların
sorunlarının çözümüne yönelik toplumsal destek politikalarının geliştirilmesi
büyük önem taşımaktadır.
Kadının
omuzlarındaki yük çalışmaya başlamasıyla birlikte hem artmakta hem de
ağırlaşmaktadır. Kadın, annelik, ev kadını ve iş kadını rolleri arasında
sıkışmakta ve bu durum nedeniyle daha çabuk yıpranmaktadır. Uzun çalışma
süreleriyle paralel az uyuma, çok çalışma ve her işe yetişebilme kaygısıyla
yaşayan çalışan kadınlarımız gün geçtikçe mutsuzlaşmaktadırlar. O nedenle,
ülkemizde, aile yaşamında çocuk bakımı, yaşlı ve hasta bakımı gibi
yükümlülükleri sadece kadınların sorumluluğunda gören anlayış yerine, bu sorumlulukların
anne, baba, devlet veya işveren arasında paylaşılması yaklaşımının eksikliği
giderilmelidir. Çalışma hayatının bir parçası olarak kadın çalışanların sırf
kadın olduklarından dolayı yaşadıkları sorunları ortadan kaldırmadan onlardan
iyi bir performans sergilemelerini beklemek mümkün olmayacaktır.
Eğer
çocuk sahibiyse çalışan kadınlar için en büyük sorunlardan bir tanesi
çalıştıkları iş yerlerinde kreş olmamasıdır. Bilindiği gibi, ülkemizde yıllar
içinde kamu kurumlarına ait kreşler birer birer kapatılmıştır. Hâlen yasada var
olan 100 kadından fazla çalışanı olan iş yerlerinin (özel, kamu) kreş açması
zorunluluğu uygulanmamakta, konuyla ilgili 2010 yılında yayınlanan 2010/14
sayılı Başbakanlık Genelgesi olmasına rağmen, buna özen gösterilmemektedir. Bu
durum ise en çok fabrikalarda çalışan kadınları, anneleri olumsuz
etkilemektedir. Bilindiği gibi, kadın çalışanların büyük bir bölümü
fabrikalarda çalışmakta ve bu konu binlerce çocuk sahibi çalışan anneyi
yakından ilgilendirmektedir.
Çalışan
kadınların çalışma yaşamında karşılaştıkları sorunların saptanması amacıyla
Anayasa’nın 98’inci, TBMM İçtüzüğü’nün 104 ve
105’inci maddeleri uyarınca Meclis araştırması açılmasını saygılarımızla arz
ederiz.
1) Candan
Yüceer (Tekirdağ)
2)
Mustafa Sezgin Tanrıkulu (İstanbul)
3)
Ramazan Kerim Özkan (Burdur)
4) Mahmut
Tanal (İstanbul)
5) Aylin Nazlıaka (Ankara)
6) Kadir
Gökmen Öğüt (İstanbul)
7) Ayşe
Nedret Akova (Balıkesir)
8) Namık
Havutça (Balıkesir)
9) Hülya
Güven (İzmir)
10) Ali
Rıza Öztürk (Mersin)
11) Gürkut Acar (Antalya)
12)
Mehmet Şeker (Gaziantep)
13)
Turgut Dibek (Kırklareli)
14) İhsan
Özkes (İstanbul)
15) Refik
Eryılmaz (Hatay)
16)
Mehmet Ali Ediboğlu (Hatay)
17) İzzet
Çetin (Ankara)
18)
Bülent Tezcan (Aydın)
19)
Mehmet Hilal Kaplan (Kocaeli)
20) Ali
Özgündüz (İstanbul)
21) Arif
Bulut (Antalya)
BAŞKAN –
Bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler
gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki
görüşmeler, sırası geldiğinde yapılacaktır.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığının bir tezkeresi vardır, okutup oylarınıza sunacağım.
C) Tezkereler
1.- Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının, Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu
Başkanı İbrahim Yiğit başkanlığında Komisyon üyelerinden oluşan bir heyetin,
Hırvatistan Parlamentosu Tarım Komisyonu Başkanı Franjo
Lucic’in vaki davetine icabet etmek üzere
Hırvatistan’a resmî bir ziyarette bulunmasına ilişkin tezkeresi (3/1361)
03/01/2014
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna
Tarım,
Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı İbrahim Yiğit
Başkanlığında Komisyon üyelerinden oluşan bir heyetin, Hırvatistan Parlamentosu
Tarım Komisyonu Başkanı Franjo Lucıc'in
vaki davetine icabet etmek üzere Hırvatistan'a resmî bir ziyarette bulunması hususu,
28/3/1990 tarihli ve 3620 sayılı Türkiye Büyük Millet
Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun'un 6'ncı maddesi
uyarınca, Genel Kurulun tasviplerine sunulur.
Cemil
Çiçek
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
BAŞKAN –
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Barış ve
Demokrasi Partisi Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu
maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır; okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım.
VIII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri
1.- BDP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi
gündeminin “Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler” kısmında yer alan, 28/12/2011
tarihinde meydana gelen ve 35 yurttaşımızın yaşamını yitirdiği Uludere (Roboski) katliamı sorunlarının araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesinin (10/436) görüşmelerinin, Genel Kurulun 7 Ocak 2014 Salı günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
07/01/2014
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma
Kurulunun 07/01/2014 Salı günü (bugün) yaptığı
toplantısında siyasi parti grupları arasında oy birliği sağlanamadığından,
grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzük’ün 19’uncu
maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.
Pervin
Buldan
Iğdır
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi gündeminin “Genel Görüşme ve Meclis Araştırmasına Dair Ön
Görüşmeler” kısmında yer alan (10/436) 28 Aralık 2011 tarihinde meydana gelen
ve 35 yurttaşımızın yaşamını yitirdiği Uludere/Roboski
katliamı sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergelerin görüşülmesinin
Genel Kurulun 07/01/2014 Salı günlü birleşiminde
birlikte yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN –
Barış ve Demokrasi Partisi Grubu önerisinin lehinde ilk söz Şırnak Milletvekili
Sayın Hasip Kaplan’a aittir.
Buyurun
Sayın Kaplan. (BDP sıralarından alkışlar)
HASİP
KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkan, teşekkür ederim.
Sayın
milletvekilleri, Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına söz aldım. Hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Evet, Roboski’yi, 34 canı, paramparça olan insanlarımızı
konuşacağız. Bakıyorum gerçekten toplu bir katliamın, insan hakları ihlalinin,
yaşam hakkı ihlalinin, böylesine bir vahim olayın geldiği nokta bu mu
olmalıydı, Meclisi kullanarak bu noktaya mı gelmeliydi? Mecliste, maalesef,
Meclisin İnsan Hakları Komisyonunun alt komisyonu olarak teşekkül eden bir
komisyonda iktidar partisinin çoğunluk oylarıyla alınan bir rapor ve üç
muhalefet partisinin reddine rağmen getirilip Diyarbakır’a gönderilen ve özel
yetkili mahkemelerinde gizlilik kararı alınan, sonra da Genelkurmay Askerî
Savcılığına gönderilen bir süreci konuşuyoruz. Evet, bu
süreci konuştuğumuz zaman tekrar geliyoruz, dönüyoruz ve Meclise diyoruz ki: Bu
ülkede, kendi bayrağını taşıyan F-16 uçakları tam bir saat, 4 ayrı defa, 4 ayrı
emirle kendi yurttaşlarını bombaladı, parçaladı ve bu süreçte, bu faillerin
tamamı kamuoyunca bilinmesine rağmen, Roboski halkı
tarafından bilinmesine rağmen, sivil toplum tarafından bilinmesine rağmen, Meclisin
araştırma komisyonunun yaptığı incelemede bilinmesine rağmen, bütün dünya
bilmesine rağmen ve en son karşımıza, işte, şöyle bir kararla geldi:
“Genelkurmay Başkanlığı Askerî Savcılığı, Ankara: Takipsizlik kararı…” Takipsizlik
kararı… İsteyen takip etmesin ama insan olup da “Takip etmiyorum.” diyenin
vicdanı kurusun! “Vicdanı kurusun!” diyorum. Biz adalet için sonuna kadar takip
edeceğiz. Nasıl takip etmezsiniz? Sizin takip etmediğiniz an bizim takibini
yeniden başlattığımız andır. 34 can için anaların yüreklerinin feryadını,
adalet arayışlarını, Meclise gelişlerini, Meclis heyetlerinin oraya gidişlerini
ne çabuk unutuverdik?
Şimdi,
sormak istiyorum: Bize Ankara’nın karanlık dehlizlerinde Roboski
katliamının asla unutulmayacağını söyleyen Başbakan şimdi ne diyecek acaba?
Ankara’nın karanlık dehlizlerinde değil, Meclisin biraz ilerisinde, karanlık
değil ışıklı Genelkurmay Başkanlığının askerî mahkemesinin ışıklı
koridorlarında adalet kaybediliyor. Hani Dicle’nin kenarında bir kurt bir
kuzuyu yese Allah hesabını Ömer’den sorardı? Hazreti Ömer’in özdeyişini sık sık
kullanırdınız… Kuzu değil, 34 can... Size kolay geliyor değil mi? İnsanlığı,
vicdanı, ahlakı, adaleti, onuru, doğruluğu, hukuku, yasayı bir hatırlarınıza
getirin bakayım.
Bu
Meclisin en büyük ayıbı nedir biliyor musunuz bu kararda? “Bu kararın en büyük
dayanağı Türkiye Büyük Millet Meclisinin aldığı karar…” diyor. Savaş
tezkeresine imza atan, oy verenlerin hepsi bu kararın aynı zamanda sorumlusudur
maalesef. Çünkü bu kararda öyle yazıyor. Bu kararda bir şey daha söylüyor;
“Bakanlar Kurulunun verdiği emirle…” Bakanlar Kurulunun verdiği emir, F-16
bombardıman uçakları… Ve sonuçta Meclis İnsan Hakları Komisyonunda iktidar
partisinin oylarıyla “Bu kazaydı.” diyor. Kazaysa beyler, trafik kazasında bile
kusurlu olana ceza verilmiyor mu bu ülkede? Hava trafiğinde 34 can paramparça
olurken, hava trafiğinde 34 can paramparça olurken onun kusuru yok mu, ihmali
yok mu, dikkatsizliği yok mu, tedbirsizliği yok mu, ihmali yok mu? Adalet yok
mu, insanlık yok mu, onur yok mu, Allah yok mu, Allah korkusu yok mu
yüreklerinizde? Bu Meclis, nasıl böyle bir kararın payandası olabilir? Bu
Meclis, bu kararın altına nasıl böyle bir imza atabilir? Bu Meclis, böyle bir
kararın altında kalır, kalır. Takipsizlik kararının arkasından Roboski anaları, simsiyah giysileri, başları dik, alınları
dik, onurlarıyla, ellerinde çocuklarının resimleriyle dayanacaklar Strazburg’a,
Cenevre’ye, Lahey’e, Uluslararası Ceza Mahkemesine. Brüksel’de, Lahey’de,
Strazburg’da artık sizler “mahkeme ve Türkiye” olarak yargılanacaksınız. Bunu
mu istiyordunuz? Barışa gitmek varken, çözüm istemek varken, onurlu bir şekilde
çözmek varken, adalet varken, hukuk varken gittiniz, kendinizi başkalarının
kucağına attınız. Bu ülkenin onurunu orada nasıl temsil ettiğinizi, nasıl
savunduğunuzu göreceğiz hepinizin. Orada başı dik Roboskili
analar olacak. Orada çocuklarının defterleriyle, çocuklarının ayakkabılarıyla
gelecek analar, “Adalet!” diye çınlatacaklar o alanları. Siz ne yapacaksınız?
Mahkûm olacaksınız. Yaşam hakkından, adaleti sağlayamamaktan, adil yargıyı
sağlayamamaktan, 21’inci yüzyılda hâlâ kadıyı kadıya şikâyet etmekten ve
koskoca bir Meclis olarak, bu karanlığa, bu adaletsizliğe taraf ve malzeme
olmaktan utanacaksınız. Öyle bir utanacaksınız ki şu gördüğünüz yaşları 14-15
civarında 17 okul öğrencisi, çocuk okul defteriyle can verdi. Bunlar
rüyalarınıza girecek. Rüyalarınıza girecek bunlar. Bunlar, takipsizlik kararı
verenlerin rüyalarına girecek. Rüyalarınızdan hıçkırarak, zıplayarak
uyanacaksınız, “Adalet!” diyecek anaların elleri yakanıza yapışacak. Ölen 34
çocuk gözleriyle gözlerinizin içine bakacak ve “Siz insan değil misiniz?” diye
soracak. Siz insan değil misiniz? Siz insan değil misiniz? Savaş uçaklarının
tam kusursuz hata… Tam kusursuz hataysa, Allah aşkına şu karara bakın, gün
boyu, adım adım, komutan komutan yazışmışlar; Hava
Kuvvetleri Genelkurmaya, Genelkurmay Kara Kuvvetlerine, Kara Kuvvetleri -MGK
toplantısı var- Genelkurmay Başkanına ve Genelkurmay Başkanıyla yapılan
görüşmelerden sonra, bu Meclisin dört saat boyunca izlediği insansız hava
araçlarındaki görüntülere rağmen, işte son karar… Genelkurmay ve Hükûmet bu
katliamın emrini ve iznini mi verdiler?
İşte
bombalama saatleri: 21.39 ilk bomba, 21.43 ikinci bomba, 22.02 üçüncü bomba ve
Allah bu bombaları zalimlerin beynine indirsin! Zalimlerin beynine indirsin ki
bir daha evlatlar, çocuklar ölürken adalet karşısında bu kadar suskun
kalmasınlar! Bu kadar vicdansız kalmasınlar! Bu kadar acımasız olmasınlar! Ve
sonuna kadar adalet diyeceğiz.
Biz
peşlerini bırakmayacağız, yakalarını da asla bırakmayacağız. (BDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN –
Barış ve Demokrasi Partisi Grubu önerisinin aleyhinde ilk söz Ordu Milletvekili
Sayın İhsan Şener.
Buyurunuz.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
İHSAN
ŞENER (Ordu) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bundan yaklaşık iki yıl
önce meydana gelen çok elim, acı bir olayla ilgili Barış ve Demokrasi
Partisinin verdiği araştırma önergesi üzerine AK PARTİ Grubu adına söz almış
bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlarım.
Bu olay
meydana geldiği andan itibaren Meclis İnsan Hakları Komisyonu olarak muhalefet
partilerinin tamamıyla, iktidar partisinin de talebiyle bir inceleme alt
komisyonu kuruldu. Bu komisyon derhâl olay yerine gitti, acıyı yaşayan
insanlarla görüştü; oradaki devlet organlarının temsilcileriyle görüştü,
emniyet birimleriyle, istihbarat birimleriyle görüştü. Buraya geldi; olayla
ilgisi, taraf olabilecek olan kurum ve kişileri komisyona davet etti, onlarla
görüştü. Bütün bu inceleme neticesinde… Ki muhalefet partili arkadaşlarıma ben
yürekten teşekkür ediyorum çünkü alınan bütün kararları, yapılması gereken
bütün işlemleri oy birliğiyle o zaman yaptık ve kararlaştırdık.
Şunun
altını çizmek istiyorum: Burada muhalefet partisinden arkadaşlarımızla da beraber
yaptığımız bu çalışmada final cümlesi olarak zikredilen cümle yani inceleme
sonucunda kasta dair bir belgeye rastlayamadığımızı ifade ettik. Bir şey
gizlemedik. Elimizdeki olan bilgi ve belgeler ışığında bu olayı detaylıca
inceledik, taraflarıyla görüştük. Yapılabilecek başka işlem olmadığına birlikte
karar verdik bütün arkadaşlarımızla; BDP’den, MHP’den
ve CHP’den arkadaşlarımızla. Ama bu bir inceleme komisyonuydu. Bu inceleme
komisyonu neticesinde bir rapor hazırlandı. Rapora muhalefet şerhi yazan arkadaşlarımız
oldu. Onların da görüşleri ve önerileri ek olarak raporda yer aldı.
Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu olarak
yapılan bu çalışma tenkit edilebilir, eksik bulunabilir ama şu yapılamaz: Yani
bunu, biz, bu acılı olaydan, gerçekten derin elem duyan bütün arkadaşlarımız,
bütün milletimiz olarak söylüyorum, bu görmezlikten gelinecek bir şey değildir
hiç şüphesiz ama Türkiye, kurumlarıyla bir hukuk devleti olarak ayaktadır, hak
arama yolları her zaman açıktır. Bugün sivil mahkeme
görevsizlik kararı verdi, askerî savcılık da takipsizlik kararı verdi ama bu
itiraza açık bir karardır, itiraz edilir, neticede bu nihai bir durum değildir.
Şimdi, burada bu acı üzerinden…
Gerçekten,
Türkiye'nin yapısal problemleri vardır ve süreç içinde bunlar, Türkiye'nin
hesap verebilir bir devlet olması ve şeffaf bir devlet olması için yapılacak
değişikliklerle ilgili bizim iktidar partisi olarak taleplerimiz vardır. İki
buçuk yıl süren bir Anayasa değişikliği süreci yaşandı ve maalesef, şu anda bu
Anayasa Uzlaşma Komisyonu dağıtıldı. Sebebi çok açıktır, hiç…
HASAN
ÖREN (Manisa) – Dağıtılmadı, siz masadan kalktınız.
İHSAN
ŞENER (Devamla) – O süreci milletimiz biliyor. Dolayısıyla, burada iyi niyetle,
Türkiye'nin gerçekten demokratik bir devlet olması, hesap verebilir bir
mekanizmayla milletimizin idare edilebilmesi için çok çaba sarf edildi. Ben
hiçbir partiyi ya da temsilcilerini ayıplamak adına söylemiyorum ama bizim
siyaset kültürümüz ve geleneğimiz bu sonucu oluşturacak olgunluğa ulaşmadı, sonuç
itibarıyla bunu söylemek istiyorum. Eğer Anayasa, bizim hep birlikte şikâyet
ettiğimiz 82 Anayasası bu dönem ya da bundan önceki dönemlerde daha hesap
verebilir ve şeffaf bir devlet oluşturmaya yönelik bir mekanizma hâline gelmiş
olsaydı bugün belki bunları konuşmuyor olacaktık.
Bütün
kusuru ve suçu bu Anayasa değişikliğinin yapılmamasına bağlamak istemiyorum ama
neticede her birimiz siyasi kişileriz ve sorumluluklarımız millete karşıdır. Bu
tür müessif olayların bir daha yaşanmaması, kurumsal ve mevzuat olarak böyle
bir olaydan kendilerini meşru ve haklı görecek bir kurum ve kişinin meydana
gelmemesi için hesap verebilir bir yapının olması lazım. Bu yapıyı hep birlikte
oluşturmak Meclis olarak, siyasi partiler olarak bizlerin görevidir. Bu acı
olaydan kimse, Türkiye Cumhuriyeti devleti sınırları içinde yaşayan hiç kimse
hoşnut değil, bu açık. Bence de hatası, kusuru olan kim varsa hesap vermelidir,
bu da açık.
HASAN
ÖREN (Manisa) – Emri kim vermiş açıklayın.
İHSAN
ŞENER (Devamla) – Ama siz Türkiye Büyük Millet Meclisini yargının yerine
koymaya kalkarsanız bu hata olur.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) – Niye yargının yerine geçip karar aldınız o zaman? “Kasıt
yoktur.” diye rapor verme hakkını kim verdi size, kim verdi Sayın Başkan o
zaman? “Kasıt yoktur.” raporunu hangi mantıkla verdiniz ya!
BAŞKAN –
Sayın Kaplan, lütfen…
İHSAN
ŞENER (Devamla) – Hasip Bey, biraz önce siz burada
iddialarınızı dile getirdiniz, lütfen, dinlerseniz iyi olur.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) – Konuşurken mantıklı konuşun, hukuk konuşun, doğru konuşun.
İHSAN
ŞENER (Devamla) – Mantık dersini sizden almayacağım.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) – Almadığınız belli oluyor, Roboski’de
şaşırdığınızdan belli zaten!
BAŞKAN –
Lütfen Sayın Kaplan, rica ediyorum.
İHSAN
ŞENER (Devamla) – İnceleme komisyonunun yapması gereken görev, hassasiyetle
bütün unsurlar incelenerek yapılmıştır ve orada “Kasıt yoktur.” ibaresi de
yoktur ayrıca, “Kasta dair bir bilgi ve belgeye rastlanmamıştır.” ibaresi
vardır, bu çok nettir.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) – Ölenler gerçek değil miydi 34 kişi, onu da mı yazamadınız?
İHSAN ŞENER
(Devamla) – Sayın Kaplan, bakın, siz o kadar burada bağırdınız çağırdınız, sizi
sükûnetle dinledim, siz de aynı sükûnetle dinlemelisiniz, vereceğiniz bir cevap
varsa gelip buraya vereceksiniz.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) – Vallahi bu hataları yapmaya devam ederseniz kimse sükûnetle
dinlemez!
BAŞKAN –
Sayın Kaplan, rica ediyorum, lütfen…
İHSAN
ŞENER (Devamla) – Millet her şeye şahittir.
BAŞKAN -
Sayın Şener, siz de lütfen Genel Kurula hitap edin.
İHSAN
ŞENER (Devamla) – Şimdi, değerli arkadaşlar, dolayısıyla, bu olayla ilgili
henüz hukukun verdiği nihai bir karar yoktur, bu itiraza açık bir durumdur. Bu
süreç mutlaka bir gün adalet önünde hesap verecektir, biz buna inanıyoruz ama
Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemi aşikâr ve açıktır, bu meseleyle ilgili
yapılacak olanlar, en azından inceleme komisyonu bazında yapılması gerekenler
yapılmıştır. Bundan sonraki süreçte yapılması gerekenler adalet mekanizmasının,
yargının işidir, hukukun işidir. Gülyazı’da, Ortasu’da hayatlarını kaybeden bu kardeşlerimize rahmet
diliyorum ben, acılarını ailelerin yürekten paylaşıyorum. O acıyı ben orada,
gittiğimde de arkadaşlarımızla birlikte beraber yaşadık. Hiç kimse böyle acılı
süreçlerden kendisine günlük siyasi çıkar elde etmek hedefine de koşmasın. Bu
doğru bir sonuç değildir.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) – Adalet için, adalet için susmak...
İHSAN
ŞENER (Devamla) – Adalet için yapılması gereken şeylerin usulü bellidir…
HASİP
KAPLAN (Şırnak) – Adalet için ses çıkaranlara böyle mi yapıyorsunuz?
İHSAN
ŞENER (Devamla) – …ve nerede yapılacağı da açıktır.
Dolayısıyla,
burada Barış ve Demokrasi Partisinin verdiği araştırma önergesiyle ilgili,
grubumuzun tutumu açıktır. Türkiye Büyük Millet Meclisinin şu andaki gündemi,
hedefleri bellidir. Ben, grubumuzun, bu araştırma önergesinin aleyhinde
olduğunu beyan ediyorum ve hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ederim.
ÖZDAL
ÜÇER (Van) – Sayın Başkan…
HASİP
KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkan, kendisi Komisyon Başkanıydı İnsan Hakları
Komisyonunda ve raporları belli. Hakikaten tamamen kamuoyunu aldatan, yanlış
bilgilendiren bir açıklama yaptı, onu düzeltmek istiyorum.
BAŞKAN –
Buyurun.
ÖZDAL
ÜÇER (Van) – Sayın Başkan ben de…
BAŞKAN –
Yok, sizler alamazsınız, ilgilisine veriyoruz işte. Yok, öyle olmaz.
Kendi
kendime dedim ki “Ay, harika gidiyor bugün, sessiz, sakin.” “Ya Allah
bismillah, Allahü ekber!”
dendi.
Haydi bakalım, buyurun.
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
14.- Şırnak Milletvekili Hasip
Kaplan’ın, Ordu Milletvekili İhsan Şener’in BDP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
HASİP
KAPLAN (Şırnak) – Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Sizler,
İnsan Hakları Komisyonu Alt Komisyon Başkanlığını yaptınız ve bir rapor
düzenlediniz. Bu raporda “Kasıt tespit edilemedi.” dediniz. Siz, yasamayken,
Meclisin denetim, araştırma komisyonuyken hangi hakla kendinizi yargının yerine
koyup “Kasıt yoktur.” deyip şu takipsizlik kararına malzeme sağladınız, bu bir.
Bu yanlışı yaptınız.
İHSAN
ŞENER (Ordu) – Siz raporu okudunuz mu, okudunuz mu raporu? Hayır, yanlış bilgi
veriyorsun, yanlış bilgi veriyorsun.
HASİP
KAPLAN (Devamla) – Vicdanında adalet olan birisi bunu yapmaz. Vicdanı,
insanlık…
BAŞKAN –
Birbirinizi sinirlendirmeyin, lütfen…
İHSAN
ŞENER (Ordu) – Hayır ama yanlış bilgi veriyor.
BAŞKAN –
Anladım da şimdi siz de düzeltirsiniz, karşılıklı olarak devam eder gider.
HASİP
KAPLAN (Devamla) – İkinci bir konu, yine, bakın hiç olmazsa bu takipsizlik
kararında 5-6 tane şüphelinin, generalin ismi var; Hava Kuvvetleri, Kara
Kuvvetleri, Genelkurmay Başkanlığı. Sizin Komisyonunuzda 4
tanesini çağırıp, şöyle karşınıza alıp, doğru dürüst bir sorgulama yapıp bu
konuda bir rapor düzenlerken bu raporda, burada, insansız hava araçlarının
hangi ülkenin emrinde olduğunu, istihbaratın nasıl yanlış bilgi verdiğini,
MİT’in niye suskun kaldığını, devletin derin birimlerinin, paralel devletin,
zalim devletin, katil devletin, acımasız devletin, acımasız katillerin, bu
insanların üstüne bomba yağdıranların, bunların da bir sorumlu olduğunu, araba
kullanırken bile bir trafik kazasında çarptığınız bir bebenin, çarptığınız bir
canlı hayvanın adalette bir bedeli olduğunu İnsan Hakları Komisyonu bilmiyorsa
marangozlar komisyonu mu bilecekti? Bunda biraz vicdan ve kamuoyunu
doğru bilgilendirin. Burada 34 canı konuşuyoruz, 34 can. 34 canı konuşurken
insan hayatını konuşuyoruz. İnsan hayatında da doğru bilgilendirmek… Ve
yüreğiniz yetiyorsa gelin araştırma komisyonu kuralım, gelin araştıralım, bu
kadar basit.
İHSAN
ŞENER (Ordu) – Sayın Başkan, istirham ediyorum, yanlış bilgi veriyor. Cümleyi
yanlış…
BAŞKAN –
Tamam, buyurun.
Şimdi,
herkes birbirini düzeltsin, hadi bakalım. Keşke dilimi ısıraymışım, baktım
Meclise, “Harika.” dedim ve gitti!
Buyurun.
15.- Ordu Milletvekili İhsan Şener’in, Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplan’ın yaptığı açıklamasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
İHSAN
ŞENER (Ordu) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli
arkadaşlar, bizim raporumuzun son cümlesi açıktır. Son cümlesi bir yargı
cümlesi değildir ve net ifade ediyorum: “Bizim araştırma ve incelemelerimizde
kasta dair bir belgeye rastlanmamıştır.” İfade budur. Dolayısıyla, bunu…
HASİP
KAPLAN (Şırnak) – Bunu nasıl yazarsınız?
İHSAN
ŞENER (Devamla) – Lütfen, lütfen, lütfen…
HASİP
KAPLAN (Şırnak) – Hâkim misin? Hâkim misin?
İHSAN
ŞENER (Devamla) – Lütfen diyorum.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) – Hâkimsen yazarsın ama yapmayın…
İHSAN
ŞENER (Devamla) – Lütfen, oturur musunuz yerinize.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) – …bunu anlatıyoruz, anlamıyorsunuz.
BAŞKAN –
Sayın Kaplan, lütfen.
İHSAN
ŞENER (Devamla) – Dolayısıyla, bu cümleyi evirip çevirmeye… Çünkü,
Ertuğrul Bey burada yok, sizin buradaki taleplerinizi Ertuğrul Bey yazılı
olarak bize komisyon sürecinde iletmedi.
LEVENT
GÖK (Ankara) – İletti canım!
İHSAN
ŞENER (Devamla) – Hayır, iletmedi.
PERVİN
BULDAN (Iğdır) – Nasıl iletmedi?
İHSAN
ŞENER (Devamla) – Yazılı talepleri yoktu, lütfen Levent Bey.
LEVENT
GÖK (Ankara) – Ama reddettiniz…
İHSAN ŞENER (Devamla) – Değil.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) – Var, var; elinizde, elinizde.
İHSAN
ŞENER (Devamla) – Bakınız, şimdi, yapmamız gereken şey ne ise o zaman -Levent
Bey de Cumhuriyet Halk Partisi Grubundan arkadaşımızdı- hepsini birlikte karar
aldık, ne yapacağımıza asla kimsenin şerhi olmadı. Çalışma süreci, takvimi ve
şekli hususunda grubumuz, o zamanki komisyon, alt komisyon birlikte karar
verdi. Bugün buradan yola çıkıp yanlış bilgiler, yanlış beyanlarda lütfen
bulunmayalım.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) – Bunlar ne? Bunlar ne Başkan?
İHSAN ŞENER (Devamla) – Lütfen.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) – Bu BDP’nin, bu CHP’nin; MHP’nin de
vardı. Al, al…
İHSAN
ŞENER (Devamla) – Sayın Başkanım…
HASİP
KAPLAN (Şırnak) – … al, yalan söyleme, o kürsüden
yalan söyleme.
İHSAN
ŞENER (Devamla) – Hayır, ben yalan söylemiyorum.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) – Yalan söyleme ama.
AHMET
AYDIN (Adıyaman) – Sayın Başkanım böyle şey oluyor mu ki?
BAŞKAN –
Sayın Şener…
Ne
yapalım şimdi? Ara veriyorum o zaman, tamam bitirdi.
İHSAN
ŞENER (Devamla) – Bu bir itiraz şerhidir, onlar var zaten.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) – Başkanım, yani bu kadar göz göre göre yalan söylenmez ki.
İHSAN
ŞENER (Devamla) – Onlar var zaten.
BAŞKAN –
Anladım da ama yani dövüşerek, kavga ederek çözemezsiniz ki.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) – Yalanın da biraz adabı olur, sınırı olur.
İHSAN
ŞENER (Devamla) – Hayır, itiraz…
BAŞKAN –
Herkes konuşacak, fikrini söyleyecek.
İHSAN
ŞENER (Devamla) – İtiraz şerhi zaten var, ben ondan da bahsettim,
arkadaşlarımızın itirazi görüşlerinin olduğunu
söyledim. Rapor zaten onlarla bir bütün olarak ortadadır.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
PERVİN
BULDAN (Iğdır) – “BDP’nin yok.” diyorsunuz ama
Başkan.
BAŞKAN –
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 16.23
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 16.44
BAŞKAN: Başkan Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER: Dilek YÜKSEL (Tokat), Bayram
ÖZÇELİK (Burdur)
BAŞKAN –
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 43’üncü Birleşiminin
İkinci Oturumunu açıyorum.
VIII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri (Devam)
1.- BDP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi
gündeminin “Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler” kısmında yer alan, 28/12/2011
tarihinde meydana gelen ve 35 yurttaşımızın yaşamını yitirdiği Uludere (Roboski) katliamı sorunlarının araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesinin (10/436) görüşmelerinin, Genel Kurulun 7 Ocak 2014 Salı günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN -
Barış ve Demokrasi Partisi Grubu önerisinin lehinde Ankara Milletvekili Sayın
Levent Gök; buyurunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
LEVENT
GÖK (Ankara) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Barış ve Demokrasi
Partisinin vermiş olduğu araştırma önergesi üzerinde söz aldım. Hepinizi
sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.
Bugün
sözün bittiği bir günü konuşuyoruz. Acaba gerçekten söz bitti mi? Az önce
izlediğim AKP sözcüsü arkadaşlarımın bir yanlışı savunurken vicdanlarının nasıl
titrediğine tanık oldum -yakından tanıdığım arkadaşlarımın- zaten öyle de
olması gerekirdi. Yakın tarihimizin en yakın ve en mağdur edici bir trajik
olayını konuşuyoruz. 34 gencecik bedenimizin paramparça edildiği bir olayda
bugün geldiğimiz noktada bakın hangi tablodayız? Roboski’de, Uludere’de 28 Aralık
2011 tarihinde Türk savaş uçaklarının 34 yurttaşımızı öldürmesi ve 4
yurttaşımızı yaralaması üzerine bir karartma uygulandı, ölenlerin PKK’lı olduğu
algısı kamuoyuna yerleştirilmeye çalışıldı ama acı gerçek elbette ki mızrağın
çuvala sığmayacağı gibi bir gerçekti ve ortaya çıkan gerçekler konusunda
Başbakan dedi ki: “Bu olay Türkiye’nin karanlık dehlizlerinde kalmayacak.”
Değerli
milletvekilleri, tam 3 tane mekanizma kurduk; Meclis İnsan Haklarını İnceleme
Komisyonunda bu konu araştırıldı, İçişleri Bakanlığı müfettişleri
görevlendirildi ve Diyarbakır Özel Yetkili Savcılığı soruşturma başlattı.
Şimdi, gelinen noktada, tüm yurttaşlarımız ve Uludere’de çocuklarını kaybeden
aileler devlete güvendiler çünkü devlet onlara söz verdi, “Bu olay karanlık
dehlizlerde kalmayacak. Adalete güvenin, adaleti bir takip edin. Bakın, Meclis
komisyonu çalışıyor, İçişleri Bakanlığı müfettişleri de görev yapıyor ve
Diyarbakır Savcılığı olayı soruşturuyor.” denildi ve aileler bugüne kadar
bağırlarına taş bastılar. Peki, ne oldu? Meclis İnsan
Haklarını İnceleme Komisyonunun AKP’li üyelerinin çoğunluğunun verdiği oylarla
sadece “kasıt yok” denilmedi değerli milletvekilleri, “kasıt yok” denilse idi
bir derece belki hafifletici neden olabilirdi ama AKP’li üyeler yazdıkları
gerekçede, ölen 34 yurttaşımızın içinde 2 tane de PKK’lı olduğunu yazarak olayı
meşru göstermeye çalıştılar, olayın asıl üzücü tarafı budur. Olayda
AKP’li üyeler çok masum değiller. Esasında, zaten onlar da o kararı kendileri
yazmadı çünkü bizim son karar toplantısında oylama yapacağımız gün, -Komisyon
Başkanını göremiyorum şu anda salonda-
“Arkadaşlar, ben de bu raporu sizlerle birlikte yeni açtım, yeni
okuyorum.” dedi. Bu rapor Genelkurmay ve iktidarın bilemediğimiz karanlık
odalarında hazırlandı ve önlerine kondu her zaman olduğu gibi. Raporu o gün
gördüler onlar da. Ne gördüler? 2 tane PKK’lı 34 kişinin arasına girdi. Peki, o
hâlde nedir? O hâlde bu olay meşrudur. Öyle midir değerli arkadaşlar? Devletin
her zaman, herkesi öldürme yetkisi var mıdır?
Bir de
AKP’li sözcüler diyor ki: “Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu inceleme
raporunu düzenler, yargıya intikal etmez.” Öyle değil değerli arkadaşlarım.
Bizim kapı gibi muhalefet şerhimiz var. Meclis İnsan Haklarını İnceleme
Komisyonu özel bir kanunla kurulmuştur ve bu kanunun 6’ncı maddesi aynen
şöyledir: “Komisyonun gerekli görmesi halinde; inceleme konusunun sorumluları
hakkında genel hükümlere göre kovuşturma veya işlem yapılabilmesi için, Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığınca Komisyon raporu ilgili merciye
bildirilir.” Başkan da raporu ilgili mercilere bildirir. Yani, öyle hafiften
görülecek bir komisyon değiliz. Bizim vardığımız kanaatleri Meclis Başkanı
savcılara göndermek durumundaydı değerli arkadaşlarım ama AKP’li üyelerin
çoğunluk oylarıyla, İnsan Hakları bünyesinde kurulan alt komisyon ne yazık ki
kendilerinin de bilmediği bir gerekçeyle olayı kapatmaya çalıştı. Bu şaşırtıcı
değildi bizler için çünkü Uludere’ye gittiğimizden itibaren, halka verilen
sözlerin bir bir yerine getirilmediğini biz komisyon
çalışmaları sırasında çok net gördük. Verdiğimiz tanık dinletme taleplerimiz
reddedilmiştir değerli arkadaşlarım. Genelkurmay Harekât Dairesinden, en önemli
daireden en üst düzeydeki bir yetkilinin dinlenme talepleri reddedilmiştir. O
nedenle, biz, bu komisyonda her kararımızı oy birliğiyle almadık; BDP’nin de talepleri reddedilmiştir, bizim de taleplerimiz
reddedilmiştir.
Peki,
İçişleri Bakanlığı ne yaptı? İçişleri Bakanlığının görevlendirdiği
müfettişlerin raporuna bir baktık ki, ön inceleme raporu. Yani, sonuç
doğurmayacak bir rapor, olayın fotoğrafını çeken bir rapor. Ne yapılması
gerekiyordu? İçişleri Bakanlığının, ön inceleme raporu üzerine derhâl bir
soruşturma izni ve soruşturma raporu düzenlenmesi talimatı vermesi gerekiyordu.
Değerli
milletvekilleri, İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin verdikleri ön inceleme
raporu, 2012 yılının Şubat ayında sunulduğu hâlde daha bugüne kadar İçişleri
Bakanlığı tarafından verilmiş bir soruşturma izni veya soruşturma raporu
bulunmamaktadır. Şimdi, Meclis İnsan Hakları Komisyonu olayı kapattı, İçişleri
Bakanlığı olayı kapattı. Peki yargı ne yaptı değerli
arkadaşlarım, hepimizin güvenmek istediği yargı ne yaptı? Diyarbakır Özel
Yetkili Savcılığı, tam bir buçuk yıl sonra görevsizlik kararı verdi, dosyayı Genelkurmay
Askerî Savcılığına gönderdi. Bir tek askerî yetkiliyi dinlemeden değerli
arkadaşlar, bir tek askerî yetkiliyi dinlemeden Diyarbakır Özel Yetkili
Savcılığı görevsizlik kararı verdi ve dosyayı Genelkurmay Askerî Savcılığına
gönderdi. Sabah saatlerinde aldığımız karar, elimde. Muhalefet gerekçemizde ne
yazıyorsak olayı aynen anlatıyor, diyor ki: “Genelkurmay Analiz Dairesi
kararını Genelkurmay İkinci Başkanına bildirmiştir, Genelkurmay İkinci Başkanı
da gitmiştir, Genelkurmay Başkanını bulmuştur, Genelkurmay Başkanı o zaman
Millî Güvenlik Kurulundadır ve Genelkurmay Başkanının verdiği karar sonucu hava
harekâtı yapılmıştır.”
Değerli
yurttaşlarım, değerli milletvekilleri; 34 tane bedenin öldürüldüğü bir olayda,
askerî savcılık olayı nasıl bağlıyor biliyor musunuz? “Askerî yetkililer
görevlerini yerine getirirken kaçınılmaz bir hataya düşmüşler.” Cümleye bakın
değerli arkadaşlarım, “…kaçınılmaz bir hataya düşmüşler.” 34 tane beden
paramparça oluyor, 4 tanesi yaralanıyor ve askerî yetkililer kaçınılmaz bir
hataya düşüyorlar.
BİNNAZ
TOPRAK (İstanbul) – Ne demek o kaçınılmaz?
LEVENT
GÖK (Devamla) – Değerli milletvekilleri, en basit bir olayda dahi herkesin
dünyasının karartıldığı bir Türkiye’de yaşıyoruz. 18 yaşından küçük çocukların
öldüğü, 4 tanesinin 13 yaşında olduğu bu olayda, insan hayatı bu kadar ucuz
mudur, bu kadar bedava mıdır? Biz bu ülkemizde adaleti ne zaman
gerçekleştireceğiz?
Bugün
devlet aklı çökmüştür değerli milletvekilleri, devlet aklı iflas etmiştir,
devlet aklı tükenmiştir, vicdanlar kanamıştır. Uludere’deki aileler, bugün bir
kez daha, çocuklarının ilk öldüğü günkü gibi sarsılmaktadırlar. Tüm Türkiye’de
bu olayı yakından takip eden sivil toplum örgütleri, yurttaşlarımız, her gün,
her dakika bu olayın acısını, bir kez daha, içlerinde hissetmektedirler. Bu
kadar bedava değildir.
Peki,
acaba, sizce bugün sözün bittiği bir gün müdür? Bence ancak Adalet ve Kalkınma
Partisinin ve Genelkurmayın sözünün bittiği bir gündür. Bugün artık, Türk
halkının bu olayla ilgili iktidara ve Genelkurmaya verdiği avansın bittiği bir
gündür. (CHP ve BDP sıralarından alkışlar)
Bundan sonra artık vicdanlar ayağa kalkacaktır, bundan sonra artık
insanlık ayağa kalkacaktır, bundan sonra sivil toplum ayağa kalkacaktır, dünya ayağa
kalkacaktır ve herkes artık, esas, bugünden sonra konuşmaya başlayacaktır.
Böylesi bir olayda, kimse zannetmesin ki, Türkiye’de adalet yerini bulmayacak,
failler yargılanmayacak diye. Türk toplumu duyarlı değerli arkadaşlarım. Adalet
ve Kalkınma Partisinin bu duyarsızlığı karşısında, Genelkurmayın bu
duyarsızlığı karşısında Türk halkı, bir kez daha, hesap sorma kararlılığı
içerisindedir. Bakın, burada hepiniz başınız önünüze eğik olarak izliyorsunuz
çünkü bugün bir utanç yaşanıyor.
HAMZA DAĞ
(İzmir) – Bizim adımıza konuşmayın!
LEVENT
GÖK (Devamla) – Adalet bugün yere battı, tekrar yere çökertildi, diz
çökertildi, yerin altına sokuldu; utanç yaşıyoruz bugün. 34 tane gencecik körpe
çocuğumuzun, Türkiye Cumhuriyetinin eşit birer yurttaşının bugün hesabını
kapattığınızı zannediyorsunuz ama o hesap bugün açılıyor. O hesabı bugün Türk
halkı açıyor, Uludereli aileler açıyor.
Onlar
adına bizler, Cumhuriyet Halk Partisi olarak üzerimize düşen bütün
sorumlulukla, bu görevi, bundan sonra da aynı kararlılıkla üstleneceğimizi
ifade ediyorum ve Barış ve Demokrasi Partisinin vermiş olduğu öneriyi
desteklediğimizi ifade ediyor, hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. (CHP
ve BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ederim Sayın Gök.
Barış ve
Demokrasi Partisi Grubu önerisinin aleyhinde İzmir Milletvekili Sayın Hamza
Dağ.
Buyurun.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
HAMZA DAĞ
(İzmir) – Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Barış ve Demokrasi
Partisinin vermiş olduğu grup önerisi aleyhinde söz aldım. Hepinizi sevgiyle,
saygıyla selamlıyorum.
28 Aralık
2012 günü, Şırnak ili Uludere ilçesi Gülyazı köyü
Irak sınırında gerçekleşen ve 34 vatandaşımızın vefat ettiği olay, gerçekten,
hepimizi derinden üzmüştür ve bu olay ve bu tarih sıradan bir tarih değildir,
hepimiz için de hep tarihte ciddi anlamda yerini alacak bir gün olacaktır.
Bu olayın
yaşanmasının hemen arkasından, içerisinde bulunduğumuz grup ile diğer siyasi
partilerin İnsan Haklarını İnceleme Komisyonunun içinde bir alt komisyon
kurulması için teklifleri söz konusu olmuştur. Bu teklifler neticesinde, 9 Ocak
2012 günü yapılan İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu toplantısında Şırnak ili
Uludere ilçesi Irak sınırında yapılan hava harekâtı neticesinde meydana gelen
ölüm olaylarıyla alakalı bir alt komisyon kurulmasına karar verilmiştir.
6 Şubat
2012 tarihinde bölgeye gidilip orada, yakınlarını kaybeden vatandaşlarımızla ve
hem de yetkili kişilerle görüşme yapılmıştır. Komisyon üyeleri tarafından İHA
görüntüleri incelenmiş, konuyla ilgili görevli bulunan gerek Genelkurmay ve
Millî Savunma Bakanlığı gerekse Diyarbakır Özel Yetkili Mahkemesi tarafından
gerekli dosyalar Komisyona istenmiştir ve bu dosyalar da Komisyonda mevcuttur.
Bütün bu incelemelerden sonra, gerçekleşen bu üzücü olayın meydana gelmesinin
yani yanılmanın nedenlerini düşündüğümüz takdirde, önümüzde İHA görüntüleri ve
istihbarat konusunu görmekteyiz. Komisyona gelen bilgi ve belgelerden
çıkardığımız nokta olarak da kasım ve aralık ayına ilişkin olarak çok yoğun bir
istihbarat paylaşımının olduğunu görmekteyiz. Bu istihbaratların hem jandarma
istihbaratından hem MİT’ten hem de diğer kurumlardan çok yoğun bir şekilde
geldiği gözlemlenmektedir ama 28 Aralık tarihine ilişkin bir istihbaratın da
söz konusu olmadığını görüyoruz.
İHA
görüntüleri olayın olduğu gün Gülyazı Jandarma Tugay
Komutanlığından, 23’üncü Jandarma Tümen Komutanlığından, 2’nci Ordudan ve
Genelkurmaydan yani toplamda 8 tane merkezden izlenmektedir. Bizim izlediğimiz
ekrandan daha büyük ekrandan ve askerî bilgiye sahip, artık bu konunun ustası
olmuş kişiler tarafından bu incelemeler gerçekleştirilmiştir ve bütün bu
incelemeler neticesinde burada yaşanan hareketliliğin bir terörist
hareketliliği olduğu kanaatine varılmıştır. Ve bu kanaat neticesinde de
gerçekten raporda da dercettiğimiz Tümen Komutanının
şu ifadesi bizim için çok manidardır: “Ben Tümen Komutanı olarak bu görüntüleri
izledikten sonra bu kişilerin kaçakçı olduğunu bilsem uçar birlik harekâtı
planlamam. Neden? ‘Yapmayacağım’ derken de endişem… Neden planlamam? Çünkü o
kaçakçı da yakaladığım şey de o riske değmez. Ben, orada 2 helikopterimi
kırarsam yani düşerse, iyi eğitimli en az 30 vatan evladı hayatını kaybeder. 15
olduğunu düşünün veya 30 kişi, 1’inin düştüğünü düşünün yani ben kaçakçı için
böyle riskli bir harekâtı gece planlamam. Ben, işte yıllardır -generalliğimin
5’inci senesi- böyle bir şey duymadım, ben de böyle bir şey planlamadım. Ha,
bana emir verirlerse ‘Kaçakçı için uçar birlik harekâtı planla.’ diye, önce
itiraz ederim, risklerini söylerim ama emir verirlerse bunu da yapmak
durumundayım.” Dolayısıyla, burada Tümen Komutanı dahi yer güvenliği alınmadığı
hâlde bu uçar birlik harekâtını düşündüğünü ifade etmektedir.
İnsan
şunu düşünmeden edemiyor: Burada kasti bir durum olsa idi görüntüleri izleyen
bu kişi, sivil kişilerin olduğu ve bölgede sürekli hâle gelmiş, ismine ister
“kaçakçılık” deyin, ister “sınır ticareti” deyin, kişilerin olduğu gruba karşı
böyle bir harekâtı düzenlemek gibi bir durumu düşünebilir miydi?
Bu konuyla ilgili hem uluslararası hem de ülkemizden birkaç örnek
vermek istiyorum, hem eski Türkiye anlatımı açısından hem de uluslararası
alanda bu konudaki örnekler açısından bunun da önemli olduğu kanaatindeyim:
Almanya’da 2000 ile 2006 yılları arasında Neonaziler tarafından işlenen
cinayetler neticesinde 26 Ocak 2012’de Alman Parlamentosunda bir araştırma
komisyonu kurulmuş, bu komisyon konuyla ilgili gerekli incelemeler yapmış ve en
neticesinde, raporu hâlen verilmemiştir ve işi yargıya havale etmiştir.
2 Temmuz
1993 günü Sivas’ta meydana gelen olaylarla ilgili 6 Temmuz 1993’te Meclis
araştırma komisyonu kurulmuş ve bu komisyon 12-15 Temmuz arası Sivas’ta
incelemelerde bulunmuştur. Komisyon tutanaklarından öğrendiğimiz üzere,
komisyon birçok bürokratik engellerle karşılaşmış ve yeterli bilgi ve belge
temin edemediği için raporu dahi dercedememiştir.
Aynı
şekilde, “kanlı Nevroz” olarak tarihe geçen, 1992’de, DYP ve SHP iktidarı
dönemindeki Nevrozda, Şırnak’ın Cizre ilçesinde çok ciddi bir katliam olmasına rağmen
bununla ilgili de eski Türkiye’de ne yazık ki hiçbir şey yapılamamıştır.
LEVENT
GÖK (Ankara) – Hamza, bugüne gel, Hamza.
HAMZA DAĞ
(Devamla) – Şimdi, burada şu noktaya dikkat çekmek istiyorum: Meclisin iki
temel görevi vardır, yasama ve denetim. Yani Meclisin yargılama gibi bir görevi
söz konusu değildir.
LEVENT
GÖK (Ankara) – Hamza, Komisyonun 6’ncı maddesi ne diyor ama?
HAMZA DAĞ
(Devamla) – Uludere’yle ilgili kurulan komisyon bölgeye gitmiş, ilgili bütün
kurumları tek tek dinlemiş, ilgili belge ve bilgileri almış, en mahrem verileri
bile incelemiştir ve raporunu düzenleyerek komisyona sunmuştur. Yani Meclis,
yasama ve denetim anlamında görevini yapmıştır. Bu noktadan sonra Meclis
araştırma komisyonu açılmasının bir anlamı olmadığı kanaatindeyim. Çünkü biraz
önce de değerli Cumhuriyet Halk Partili milletvekili arkadaşımız da inceleme
komisyonunun ne kadar önemli görevleri olduğunu söylemiş, araştırma
komisyonuyla bu görevlerin ötesinde bir görevin olması çok da mümkün
gözükmemektedir.
Genelkurmay
Başkanlığı Askerî Savcılığı da dün itibarıyla soruşturmasını tamamlamış ve
kovuşturmaya yer olmadığına karar vermiştir. Şimdi, Genelkurmay Askerî
Savcılığının bu şekilde karara gitmesinin birkaç gerekçesine –sürem de çok
azaldı- değinmek istiyorum. Sinat-Haftanin bölgesine
ait, son döneme ilişkin, yetkili istihbarat birimlerince iletilen bilgi, duyum
ve arşiv bilgileri kapsamında, özellikle, bölgeden sorumlu birlik
komutanlıklarında ve Genelkurmay İstihbarat Başkanlığında olay öncesi, son bir
aylık dönemde bölgede terörist yoğunlaşmanın olduğu, bölgeden Şırnak kırsalına
terörist geçişlerin yapılacağı ve sınırı geçen teröristlerin sansasyonel
bir saldırı gerçekleştireceği hususunda yoğun bir beklentinin oluşması; yine,
dosyada mevcut uzman raporlarından ve izlenen görüntülerden anlaşılacağı üzere,
İHA görüntülerinden ısı kaynaklarının boyut ve hareketlerine dayanılarak,
nitelikleri hakkında araç, insan, hayvan gibi tahminî değerlendirmeler
yapılabilmesi; bu tanımlama dışında diğer niteliklere, terörist, kaçakçı, çoban
ve benzere ilişkin kesin bir değerlendirmenin yapılamaması; dolayısıyla İHA
tarafından tespit edilen ısı kaynaklarının başkaca bilgilerle
ilişkilendirilerek tamamlanması gerekmesi; bu kapsamda mevcut istihbarat
bilgileri dikkate alınmaksızın, sadece İHA görüntülerinin incelenmesiyle
yapılan değerlendirmelerin alınacak karar açısından belirleyici nitelikte
olmayacağı.
Aynen
bizim raporumuzda bahsettiğimiz gibi burada sonuca gidecek iki husus vardır:
Bir İHA görüntüleridir, iki istihbarattır. Son aylarda istihbaratın
yoğunlaşması sebebiyle… Gerçekten biraz önce kaçınılmaz hata konusu gündeme
getirildi. Kaçınılmaz hata birilerinin uydurduğu bir husus değildir, bizim
Meclis olarak kanun hâline getirdiğimiz Türk Ceza Kanunu’nun 30’uncu
maddesinde, kaçınılmaz hata, taksirle ilgili suçlarda suçu ortadan kaldıran bir
sebep olarak gösterilmiş bir husustur. Türk Ceza Kanunu’nun 30’uncu maddesinin
(3)’üncü bendi bu konuda gayet açıktır.
Değerli
arkadaşlar, çözüm sürecini yaşıyoruz. Çözüm süreci, gerçekten bizim için çok
önemli ve ülkemiz için de tarihî bir süreçtir. Ben bu olayı gördüğümde ve bu
olayı, bizzat, işin içinde inceleyen komisyonun bir üyesi olarak, keşke bu
çözüm sürecini çok daha önceleri yaşamış olsaydık.
Bizler,
buradan, bu kürsüden, içinde hamaset ve husumet olan sözler söyleyebiliriz.
Bizim sesimiz de gür çıkabilir, ama önemli olan sözümüzün gür çıkmasıdır. Bir
şeyin yeşermesi, bir şeyin ortaya çıkması, gök gürültüsünün gürlüğünden değil,
yağan yağmurun güzelliğindendir. Dolayısıyla, burada, sesimiz çok gür bir
şekilde bir şeyler söyleyebiliriz.
Bu sesi
gür çıkan arkadaşlarımız, biz onlara Bingöl’de Hatice Belgin’in vefatını
söylediğimizde, “Orada düşük yoğunluklu bir savaş var kardeşim, bu tarzda
şeyler olur.” Ne yazık ki bunları söylediler.
Keşke
Silvan olayını yaşamamış olsaydık, keşke bu çözüm sürecini daha önce yaşamış
olsaydık. Eğer Silvan olayını yaşamamış olsaydık, belki de bugün Uludere’yi
yaşamamış olacaktık, Uludere’yi konuşmuyor olacaktık.
Son
olarak da Sayın Cumhuriyet Halk Partisi temsilcisi, sözcüsü arkadaşımız raporu
o gün öğrendiğimizi, komisyon üyeleri olarak raporu o gün okuduğumuzu
söylediler. Rapor, kırk sekiz saat öncesinden Meclis komisyonundaki bütün
üyelere gönderilmiştir ve ben kendim, şahsım raporu daha önce biliyordum ve
raporu daha önce muhalefet şerhleriyle birlikte okumuştum. Dolayısıyla, bu
konuda Meclis olarak gerekli incelemeler yapılmıştır. Meclis araştırması konusu
yapılmasına gerek olmadığı kanaatiyle hepinizi sevgi, saygıyla selamlıyorum.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ederim Sayın Dağ.
LEVENT
GÖK (Ankara) – Sayın Başkan…
BAŞKAN –
Efendim?
LEVENT
GÖK (Ankara) – Bir dakika bir açıklama yapmama izin verir misiniz efendim. Konu
önemli, bir dakika açıklama yapmama izin verir misiniz efendim.
HAMZA DAĞ
(İzmir) – Sataşmadım Sayın Başkan, sataşmadım.
BAŞKAN –
Buyurun.
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
16.- Ankara Milletvekili Levent Gök’ün, İzmir
Milletvekili Hamza Dağ’ın BDP grup önerisi üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
LEVENT
GÖK (Ankara) – Değerli arkadaşlar, değerli milletvekilleri; konu önemli, konu
ciddi. Biz, ülkemizde gerçekleşen ve hepinizin üzüldüğünü bildiğim bu olayın
adalet yönünden gerçekleşmesini başka mercilere bırakmamalıyız. Yani, Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesi bu konuyu çözmemeliydi, bu konuyu biz kendi iç
hukukumuzla, kendi mekanizmalarımızla çözmeliydik ve vicdanları tatmin
etmeliydik. Doğrusu bu değil midir değerli arkadaşlarım? Yani, Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesine olay götürülecek, oradan bir karar çıkacak… E, biz bunu
istemiyoruz ki. Bunu kendi mekanizmalarımızla, mahkemelerimizle, savcılarımızla,
komisyonlarımızla beraber çözelim. Yani, biz bir olayı çözemeyecek bir iradede
miyiz? Bakın ne olacak? Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin
geçen kasım ayında verdiği bir kararda, yine buna benzer bir olayda, Şırnak’ta
iki köyümüzün bombalanmasında tam 38 yurttaşımızın ölmesi ve bunun üzerine
etkin soruşturma yapılmaması üzerine aileler Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine
başvurdular ve kasım ayında açıklanan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi,
kararında, Türkiye’yi tam 2 milyon 305 bin euro
tazminata mahkûm etti. Şimdi, burada Türkiye’yi çok ciddi tazminatlar
bekliyor değerli arkadaşlarım. Tazminatlar da bir yana, yani kamuoyu vicdanının
rahatlaması lazım, hepimizin vicdanının rahatlaması lazım. Uludere’de ölen
çocukların annelerinin vicdanlarının bir nebze olsun teselli edilmesi lazım.
Anlatmaya çalıştığımız bu, çırpındığımız bu.
Az önce
Hamza Bey’in söylediği üst komisyon toplantısı değildir. Biz ilk önce alt
komisyonda toplantı yaparken Komisyon Başkanımız Sayın İhsan Şener kalkmıştır,
demiştir ki: “Arkadaşlar, ben de bu raporu şu anda sizler gibi ilk defa
görüyorum.” Benim kastettiğim odur. Aynen böyle olmuştur ve biz de şaşırdık
elbette ki. Yani, AKP’li üyeler kendi gerekçelerini hazırlayamıyorlar mı ya da
Başkan niçin bu gerekçeyi söyledi? Eğer inandırıcı bir gerekçeyi bize burada
söylerse kendisini dinleriz. Ama, biz kendimiz
olmalıyız, adaleti de kendimiz sağlamalıyız.
Hepinizi
sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
VIII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri (Devam)
1.- BDP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi
gündeminin “Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler” kısmında yer alan, 28/12/2011
tarihinde meydana gelen ve 35 yurttaşımızın yaşamını yitirdiği Uludere (Roboski) katliamı sorunlarının araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesinin (10/436) görüşmelerinin, Genel Kurulun 7 Ocak 2014 Salı günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN –
Barış ve Demokrasi Partisi Grubunun önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Milliyetçi
Hareket Partisi Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu
maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza
sunacağım:
2.- MHP Grubunun, 10/10/2012
tarih ve 6284 sayı ile Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin ve arkadaşları
tarafından Suriye’de yaşanan olaylar nedeniyle başta Hatay olmak üzere bölge
illerinin sorunlarının belirlenmesi amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 7 Ocak
2014 Salı günkü birleşiminde okunarak, görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi
Tarih:
07/01/2014
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma
Kurulunun 7 Ocak 2014 Salı günü (bugün) yaptığı toplantısında, siyasi parti
grupları arasında oy birliği sağlanamadığından, Grubumuzun aşağıdaki önerisinin
İç Tüzük’ün 19’uncu maddesi gereğince Genel Kurulun
onayına sunulmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Yusuf
Halaçoğlu
Kayseri
MHP
Grup Başkan Vekili
Öneri:
10 Ekim
2012 tarih, 6284 sayı ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Hatay
Milletvekili Şefik Çirkin ve arkadaşlarının “Suriye’de yaşanan olaylar
nedeniyle başta Hatay olmak üzere bölge illerinin sorunlarının belirlenmesi”
amacıyla verdiği Meclis araştırması önergesinin, 7 Ocak 2014 Salı günü (bugün)
Genel Kurulda okunarak, görüşmelerinin bugünkü birleşiminde yapılması
önerilmiştir.
BAŞKAN –
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu önerisinin lehinde ilk söz Hatay Milletvekili
Sayın Adnan Şefik Çirkin’e aittir.
Buyurun
Sayın Çirkin. (MHP sıralarından alkışlar)
ADNAN
ŞEFİK ÇİRKİN (Hatay) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın
milletvekilleri, hepinizi saygı, sevgi ve hürmetle selamlıyorum.
Şimdi,
malum olduğu üzere, son günlerde de gündeme gelen bu Suriye meseleleri
nedeniyle Hatay’ımızın çektiği sıkıntılarla ilgili sorunları burada arz etmek
üzere huzurlarınıza gelmiş bulunmaktayım.
Sayın
milletvekilleri, öncelikle, şöyle bir geriye dönecek olursak bir anda, dost
olduğumuz, aramızda çok derin ekonomik ilişkiler olan, kardeş dediğimiz bir
ülkeyle birdenbire, yirmi dört saat içerisinde ipleri, bağları kopardık ve
bunun da ötesine geçip âdeta bir emperyal devlet
havası ve edasıyla Suriye’deki rejimi devirmek üzere bir harekât başlattık. Ne
dedik? Emevi Camii’nde namaz kılacağız dedik. Elimize
Kocatepe Camisi kaldı. Ne dedik? Sayın Dışişleri Bakanı üç haftaya kadar Suriye
yıkılıyor, şöyle olacak, böyle olacak dedi. Üç sene geçti, daha Suriye
yıkılacak. Ne dedik? İşte, Suriye’nin öz evlatları Suriye’deki rejimi devirecek
dedik. Ama Sayın Başbakanın “Suriye’nin öz evlatları” dediği insanlar kafa
kesti, kol kesti, vatandaşın ciğerini söktü, onu yedi. Ve böyle bir güruhla,
böyle bir zebani ordusuyla koskoca Türkiye Cumhuriyeti devleti müttefik oldu,
bu bir realite. Bunun arkasından ne oldu? Bunun arkasından, Hatay’ı harekât
merkezi yaptık yani Suriye’yi devirmek üzere olan ordunun harekât merkezi.
Komuta konseyi, sanki bir şey var. Ne yaptık? Özgür Suriye Ordusunu sözde
kurduk. Onun başına, bu kadar generalin geleceğinin beklendiği bir ordunun
başına bir albay getirdik. Orada da tabii, bu, harekâttan anlamayan, efendime
söyleyeyim, bir altyapısı olmayan kişilerin yaptığı bir dış politikanın, güya,
sözde emperyal bir dış politikanın basit hesaplarına
ve acizliğine bu da kurban gitti. Ve biz bundan iki sene evvel “Özgür Suriye
Ordusu bir gün dağılacak.” dediğimizde buralardan bize çok kızdılar ama bugün
Özgür Suriye Ordusu dağılmış ve Suriye’de 1.200 tane grup var. Bilmiyorum sayın
milletvekilleri, sizlerin ya da Hükûmetin bundan haberi var mı?
Bunun
yanı sıra ne oldu? Merkez yaptığınız Hatay’da yüzbinlerce başıboş insan serseri
mayın gibi dolaştı ve Hatay’ın huzuru bozuldu. Yetmezmiş gibi, Hatay içerisinde
birtakım terör eylemleri başladı ve sonunda göstere, göstere, göstere Reyhanlı
patlaması geldi. Ne oldu Reyhanlı patlaması? Cumhuriyet tarihinin en büyük
terör saldırısı oldu. Ne oldu Reyhanlı’da ve aynı zamanda bütün Hatay’da? Hatay
terör bölgesi hâline geldi. Reyhanlı esnafı battı başta, Hatay, Antakya,
İskenderun, Kırıkhan, bütün bu esnaf battı ve ne yaptınız siz bunun
karşılığında Reyhanlı’ya? Bugün, Uludere’de hayatlarını kaybeden kardeşlerimize
yaklaşık 125 milyar hayat kaybından dolayı bir tazminat uygun görürken -keşke
birkaç yüz milyar olsaydı, ki kimsenin de bunu aldığı
yok- Reyhanlı’da 35 milyar, ortalama 35 milyar para verdiniz. Yani, dünyanın
16’ncı büyük ekonomisi, büyük devlet, filan devlet, falan devlet, dünya
liderine de sahip bir Hükûmet olarak Reyhanlılıya layık gördüğünüz para 35
milyar. Hükûmetin bundan utanması gerekir her şeyden evvel, bunu hem Hataylı
hem bir Reyhanlılı olarak söylüyorum; ki bu Reyhanlı
53 insanını kaybetmesine rağmen çıtını çıkarmamış, ağzını açmamış, asil bir
şekilde, vakar bir şekilde olayları karşılamıştır.
4 milyar
ağır yaralılara ödenen para, yeni rakamla 4 bin lira, 2.500 lira orta
yaralılara ödenen para, 1.000 lira hafif yaralılara ödenen para.
Bakın,
bugün bir kızımız hastanede -geçen konuşmamda burada bahsettim size- bir
kızımız belediyenin yanındaki patlamadan dolayı mağdur. Günde sayısız şekilde,
günde defalarca bayılıyor genç bir kızımız –artık bundan sonraki hayatı ne
olacak belli değil- ve bugün hastanede yatıyor, tedavi görüyor ve tedavi
masraflarını karşılayamıyor. Hükûmetin bundan utanması gerekmektedir.
Ve başta
Reyhanlı olmak üzere Hatay’ı bitirdiniz. Hükûmete sesleniyorum eğer
duyabiliyorsa: Hatay’ın esnafı bitti, çiftçisi bitti, turizm yatırımcısı bitti,
her şeyi bitti, turist gelmiyor. Bu şekilde, siz ne yaptınız bunun
karşılığında, olan bu tahribatın giderilmesi amacıyla kaç lira yardımda
bulundunuz Hükûmet olarak, soruyorum. Varsa cevapları gelsin, söylesinler.
Hangi esnafın borcunu affettiniz, hangi esnafa faizsiz kredi açtınız, hangi
çiftçinin kredisini ertelediniz? Vazgeçtik Suriye’deki bu felaketten dolayı
esnafın uğradığı felaketten, sel felaketine dair, tarımda sel felaketinin dahi
borçlarını, tazminatlarını, zararlarını ödemediniz. Ondan sonra, 16’ncı büyük
ekonomi, şöyle, böyle; yok filan temeli attık, yok falan temeli attık, yok şu
kadar yatırım yaptık da Gezi olayları çıktı; yok şu oldu, yok bu oldu da ondan
sonra, efendime söyleyeyim, bu Halk Bankası operasyonu çıktı veyahut başka bir
operasyon çıktı. Geçin bunları, bunlar boş laflar.
Değerli
arkadaşlar, son olarak şunu ifade etmek istiyorum: Geçtiğimiz günlerde Hatay’da
bir tır vakası oldu. Bu tır vakasının arkasından Sayın İçişleri Bakanımız
çıktı, bir açıklama yaptı. Tabii, bunun El Kaide’ye gittiği, şuraya gittiği,
buraya gittiği yolunda birçok değerlendirmeler yapıldı. Sayın İçişleri Bakanı
sanki biliyormuşçasına… Onun birinci açıklaması da var: “Dolarları kim aldı
biliyoruz.” Bir araştırılsın… Cevap yok. İkinci açıklaması: “Efendim, bu tır
Türkmenlere yardım için gitmiştir. Herkes işine baksın, içinde ne olduğunu kim
biliyor.”
D. ALİ
TORLAK (İstanbul) – Türkmenler öyle bir şey demiyor.
LÜTFÜ
TÜRKKAN (Kocaeli) – Götürme işi, götürme işi, “götürme” dediği o!
ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN (Devamla) – Şimdi, şunu ifade etmek istiyorum sayın
milletvekilleri: Ben sahadaki Türkmenlerle konuşuyorum, ben sahada yiyecek
ekmek bulamayan, atacak mermi bulamayan, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetinin
teşvikiyle rejim güçleriyle karşı karşıya kalmış ve ondan sonra da Türkiye
Cumhuriyeti devletinin, Hükûmetinin desteklediği El Nusra,
El Kaide unsurlarının kıskacına girmiş ve onlar tarafından da katledilmeye
başlanan ve şu anda sahip çıkılmayan Türkmenlerle konuşuyorum, sahadaki
komutanlarla konuşuyorum, gelen bir yardım yok. Peki,
nereye gidiyor bu? Sayın İçişleri Bakanına tavsiyemiz, biraz destekli
konuşmasıdır.
LÜTFÜ
TÜRKKAN (Kocaeli) – El Kaide’ye gidiyor.
ADNAN
ŞEFİK ÇİRKİN (Devamla) – O zaman bu nereye gidiyor? Peki, bu, bu kadar eğer
Türkmen’e gidiyorsa kabul etmek gerekir ki bunu dahi beceremediniz yani bir
tırı -Hatay’ı Türkiye’nin
hatta dünyanın gündemine sokacak şekilde- oradan alıp bir sınırdan
geçiremediniz ya! Bunu kaçakçıya verin, sizden iyi yapar, Hükûmetten iyi yapar.
Bu nasıl bir anlayıştır Allah aşkına? 40 ayrı noktada Hatay’da arama var.
Hatay’ın güvenlik kuvvetlerinin bu operasyondan haberi olmaz mı? Bu yardım
meşru bir yardımsa Türkmen’e gidiyorsa niçin güvenlik kuvvetlerinin -valisi
dâhil olmak üzere- hiçbirisinin bundan haberi yok? Böyle bir devlet anlayışı
olmaz.
Şimdi,
Türk devleti yıpranmasın diye her şeyi ifade edemiyoruz.
LÜTFÜ
TÜRKKAN (Kocaeli) – Belki Rıza’nın altınları vardır, belki Rıza’nın altınları
orada!
ADNAN
ŞEFİK ÇİRKİN (Devamla) – Ama, daha tırların olduğu da
söyleniyor, daha malzemelerin olduğu da söyleniyor ve bunun El Kaide’ye gittiği
yolunda çok ciddi bilgiler, emareler var. Ama, bir
şeyi iyi biliyoruz, Türkmen’e giden bir damla yok.
AHMET
AYDIN (Adıyaman) – Türkmenlere yardım götürüyor ya, o kadar insafsızlık yapma!
LÜTFÜ
TÜRKKAN (Kocaeli) – Rıza’nın altınlarını yükleyip götürüyor.
ADNAN
ŞEFİK ÇİRKİN (Devamla) – Sahadaki Türkmen’den haberiniz var mı sizin?
AHMET
AYDIN (Adıyaman) – Var.
ADNAN
ŞEFİK ÇİRKİN (Devamla) – Var mı?
AHMET
AYDIN (Adıyaman) – Var, haberimiz var.
ADNAN
ŞEFİK ÇİRKİN (Devamla) – E, çık gel, kim söylüyorsa gel burada söyle Sayın Grup
Başkan Vekili. Nasıl olsa biraz sonra cevap vereceksiniz.
KADİR
GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Devlet sırrı…
ADNAN
ŞEFİK ÇİRKİN (Devamla) – Ben sahadakilerle konuşuyorum. Sizin kurduğunuz
Türkmen derneklerinin…
LÜTFÜ
TÜRKKAN (Kocaeli) – Soyduğunuz paralar bile devlet sırrı oluyor be, bırakın
devlet sırrını!
ADNAN
ŞEFİK ÇİRKİN (Devamla) –…sizin teşvikinizle yaptığı açıklamalara inanmak
durumunda değiliz.
LÜTFÜ
TÜRKKAN (Kocaeli) – Soyduğunuz paralar devlet sırrı.
ADNAN
ŞEFİK ÇİRKİN (Devamla) – Ben de bir Türkmen’im ayrıca, bunu bilin. Akrabalarım
var orada. Bırakın bu işleri.
Yani, Türkiye Cumhuriyeti devletini bu kadar rezil rüsva etmenin ve
oradaki Türkmenleri de aynı zamanda mağdur etmenin, bu yanlış politika
neticesinde oradaki Türkmenleri de istismar etmenin, kullanmanın ahlaki bir
yönünün olmadığını da burada ifade etmek istiyorum ve bunu bir an evvel
temizleyin, oradaki Türkmenlerin yarasını sarın; silahı yok, mermisi yok,
yiyeceği yok, içeceği yok, hiçbir şeyi yok, yok oğlu yok.
Hepinize
saygılar…
AHMET
AYDIN (Adıyaman) – E, götürüyorlar.
ADNAN
ŞEFİK ÇİRKİN (Devamla) – Efendim, buyurun.
AHMET
AYDIN (Adıyaman) – Yardım götürüyorlar işte. Yok, tamam da…
ADNAN
ŞEFİK ÇİRKİN (Devamla) – Kim götürüyor efendim?
AHMET
AYDIN (Adıyaman) – Yardımı götürüyorlar Türkmenlere.
ADNAN
ŞEFİK ÇİRKİN (Devamla) – Siz mi götürüyorsunuz?
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
AHMET
AYDIN (Adıyaman) – Kim götürüyor?
FARUK BAL
(Konya) – Hüseyin El Abdullah diyor ki: “Hiçbir yardım almıyoruz.”
ADNAN
ŞEFİK ÇİRKİN (Devamla) – Gelin, burada açıklayın.
BAŞKAN –
Teşekkür ederim Sayın Çirkin.
LÜTFÜ
TÜRKKAN (Kocaeli) – Soymayı devlet sırrı hâline getirdiniz, bırakın bu işleri!
Soygunu
devlet sırrı hâline getirdiniz.
BAŞKAN -
Teşekkür ederim.
ADNAN
ŞEFİK ÇİRKİN (Hatay) – Herkes kendine gelsin! Lafa bak ya!
BAŞKAN -
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu önerisinin aleyhinde Hatay Milletvekili Sayın
Refik Eryılmaz…
Sayın
Refik Eryılmaz yok mu?
Peki,
Gaziantep Milletvekili Sayın Ali Şahin burada mı?
Buyurunuz.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ALİ ŞAHİN
(Gaziantep) – Bir önceki konuşmacı olmayınca sürpriz oldu.
BAŞKAN –
Hayır işte, bir lehte bir aleyhte veriyoruz da ondan dolayı.
Buyurun.
ALİ ŞAHİN
(Gaziantep) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; MHP Grubunun, Suriye’de
yaşanan olaylar ve sınırımızdaki illere yansımaları konusunda vermiş olduğu
Meclis araştırması önergesiyle ilgili söz almış bulunuyorum grubum adına. Bu
vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum, aziz milletimize saygı ve selamlarımı
sunuyorum.
Değerli
milletvekilleri, ben, 1970 yılında, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı İkizce
köyünde yani Suriye sınırımıza sadece 20 kilometre uzaklıkta bir köyde dünyaya
geldim. 20’li yaşlarına kadar, 20 kilometre uzağımızdaki bir başka millet için,
bir başka ülke için, bir başka toplum için asla bir şey hayal edemedik. Niye? Çünkü, aramıza örülmüş sınırlar vardı, suni sınırlar vardı.
Niye? Çünkü, aramıza maalesef ki döşenmiş 200
kilometreyi aşkın bir mayınlı bölge vardı. Karşı taraftaki insanları hep o
yıllarda, çocukluk yıllarımda, gençlik yıllarımda, sanki farklı bir milletmiş
gibi, sanki farklı bir toplulukmuş gibi hayal ederdim.
1994
yılında Pakistan Karaçi Üniversitesinde okurken orada
karşılaştığım Ürdünlü Ali Ağa ismindeki bir arkadaşımla yaşadığım bir hatıraya
kadar şuuraltımdaki Suriye, Orta Doğu algısı, hep farklı bir coğrafya, farklı
bir millet algısıydı çünkü şuuraltımıza, zihnimize döşenmiş, aynen o fiziki
mayınlar gibi maalesef psikolojik bir sınır da söz konusuydu. Ali Ağa ile bir
gün konuşurken… Ali Ağa, Filistin asıllı Ürdünlü bir sınıf arkadaşımdı. Karaçi Üniversitesi uluslararası ilişkiler bölümünde
okurken var olan Arapçamı ilerletmek adına kendisiyle yakınlık kurmaya çalışmama
rağmen kendisi, tam tersi oldukça uzak yaklaşıyor, soğuk bir tavır
sergiliyordu. Ali Ağa’nın bu davranışı, bu tavrı yaklaşık bir iki yıl kadar
devam etti; ben ise sıcaklığımdan asla taviz vermeden, onunla olan
ilişkilerimi, hem Orta Doğu’ya hem Arap toplumuna olan sevgimden dolayı,
yakınlığımdan dolayı, kendisine olan yakınlığımı her hâlükârda hissettirmeye
çalıştım.
İki yıl
sonra Ali Ağa bir gün bana gelerek şöyle tarihî bir yüzleşmeye vesile oldu:
“Ali, ben Türkiye’den gelen arkadaşları ve sizleri tanıdıktan sonra Türkiye’ye
ilişkin kanaatlerim ve düşüncelerim tamamıyla değişti.” dedi. Böyle deyince
şaşırdım. “Peki Ali Ağa, bize ilişkin kanaatlerin,
bize ilişkin düşüncelerin neydi ki iki yıl sonra bu şekilde söylüyorsun ve
değiştiğini ifade ediyorsun?” “Biz, tarih kitaplarımızda Türkiye’ye ilişkin,
Osmanlı İmparatorluğu’na ilişkin şeyler okuduğumuzda hep Türklerin bizi
sömürdüğünü, hep Türklerin zenginliklerimizi çaldıklarını, Türkler sefahat
içerisindeyken Arap toplumlarının sefalet içerisinde yüzdüklerini okuduk. Hâlbuki, ben iki yıldan bu yana bakıyorum sizler de bizim
gibi insanlarsınız; gurur, kibir sahibi değilsiniz; benden bana daha sıcak
yaklaşıyorsunuz.
Bir şeyi
asla unutamıyorum: Ürdün’ün kimi yerlerinde -burası çok önemli- biz siyah
köpekleri Türk lakabıyla çağırırız. Şimdi, bunu sorgulamaya başladım: Biz,
niçin kendi coğrafyamızdaki siyah köpeklere Türk lakabı takıyoruz diye.” Böyle
deyince güldüm. “Peki Ali Ağa, Türkiye’de de kimi
bölgelerde siyah köpeklere Arap lakabı takıldığını söylesem şaşırır mısın?
Sence, bu bir tesadüf olabilir mi?” dedim.
KADİR
GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) - Türkiye’dekiler hakaret değil kardeşim ya!
ALİ ŞAHİN
(Devamla) – “Türk coğrafyasında siyah köpeklerin Arap lakabıyla…
KADİR
GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Hakaret için değil Türkiye’dekiler.
ALİ ŞAHİN
(Devamla) – …Arap coğrafyasında siyah köpeklerin Türk lakabıyla çağrılması bir
tesadüf müdür, yoksa küresel güçlerin yüz yıldan beri bu coğrafyaya ilişkin
oynadıkları bir oyunun, projeksiyonun bir neticesi
midir?
Ona dedim
ki sizleri bu coğrafyadan ayırmak adına, Arap toplumlarını, bu coğrafyayı
bölmek ve bölmek suretiyle sömürebilmek adına size gelip dediler ki: “İşte,
siz, Arap toplumları, niçin kendi imparatorluğunuzu kurmuyorsunuz?” Bu
düşünceyle, sizden tam 22 ülke yarattılar. Aynı dili konuşan, aynı dine inanan,
aynı kültürden, sınırları cetvellerle çizilmiş tam 22 ülke. Şu an, bu 22
ülkenin kendi sınırları arasında, kendi aralarında sınır problemleri var.
Bu da
yetmedi, şuuraltlarımıza da sınırlar örüldü. Ne oldu?
Arap coğrafyasında birileri, bizim dışımızda, bu coğrafyanın dışındaki birileri
siyah köpekleri Arap lakabıyla çağırtırken kendi coğrafyamızda, biz siyah
köpekleri, yıllarca, Arap coğrafyasında Türk lakabıyla çağrılan siyah köpekleri
biz kendi coğrafyamızda Arap lakabıyla çağırdık. Bu da yetmedi, biz Araplarla
alakalı…
KADİR
GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Kardeşim, biz köpek seviyoruz, onlar sevmez. Hakaret
değil, hakaret değil!
ALİ ŞAHİN
(Devamla) - Ben burada bir şuuraltı uyanmasına değiniyorum.
KADİR
GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Öyle bir şey olur mu ya?
ALİ ŞAHİN
(Devamla) - Bu hakaret değil bakın, bu bir tespit, bu iki kişi arasında…
KADİR
GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Ne alakası var?
ALİ ŞAHİN
(Devamla) - …bir Arap genciyle bir Türk genci arasında vuku bulan bir konuşma,
bir tespit.
FARUK BAL
(Konya) – MHP’nin önerisine gel, bırak hikâyeyi kardeşim ya!
ALİ ŞAHİN
(Devamla) - Ben burada bir tespit yapmaya çalışıyorum.
KADİR
GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Olur mu öyle şey ya! Bu ırkçılıktan başka bir şey
değil.
ALİ ŞAHİN
(Devamla) - Tabii, bu, sadece onunla sınırlı kalmadı, Arap atasözleri ürettik
biz kendi içimizde. İşte, zor bir işi tarif etmek için, anlaşılması güç bir
şeyi tarif etmek için dedik ki: “Anladıysam Arap olayım.” ifadesini kullandık
veya ne bileyim, içinden çıkılmaz bir işi tarif etmek istediğimiz zaman “Bu iş Arap saçına döndü.” gibi. O toplum ile bu toplumun
insanlarını, o coğrafya ile bu coğrafyanın insanlarını birbirinden psikolojik
olarak, sosyolojik olarak ayıracak birtakım fitne tohumlarını ektiler şuuraltımıza.
Suriye
ile ilgili son zamanlarda çekilmiş bir belgesi izlerken Suriyeli birisinin
Türkiye tanımlaması beni oldukça şaşırtmıştı. “Biz, bu olaylar yaşanıncaya
kadar Türkiye’nin Müslüman bir ülke olduğunu bilmiyorduk. Bu yaşanan olaylardan
sonra Türkiyeli kardeşlerimizin bizlere kucaklarını açmasıyla, evlerini
açmasıyla, ekmeklerini paylaşmasıyla birlikte biz Türkiye’yi tanımaya
başladık.” Maalesef ki tam yüz yıldan bu yana bu coğrafyada oynanan bu oyunlar
bugün ortadan kalkmış durumda.
Ben,
ilinde 3 tane Suriye kampı olan bir milletvekiliyim. Gaziantep’imizde 3 tane
kampımız var. Nizip’te, Gaziantep’in merkezinde ve ilçelerimizde yaşayan
Suriyeli kardeşlerimiz var, zaman zaman onların evlerini ziyaret ediyorum.
İnsani olarak, bakın, bütün ideolojik, bütün etnik duygularımızdan,
hislerimizden ayrılarak gerçekten illerimizde yaşayan, ilçelerimizde yaşayan,
aramızda bize sığınmış o insanları, o evleri, ben, bütün milletvekili
arkadaşlarımızın, özellikle o sınır illerinde yaşayan arkadaşlarımızın gidip ziyaret
etmesini isterim. O insanların gözlerindeki bize duydukları minneti, bizim
onlarla paylaştığımız ekmeklerimizden dolayı, evlerimizden dolayı bize
duydukları şükranı gözlerine bakıp okumak dahi yeterli. Bu ziyaretlerimden
birisinde Suriyeli bir kadının bana söyledikleri çok manidardı. Şöyle diyordu
Suriyeli kadın: “Belki çok büyük bir imtihandan geçiyoruz, çok sıkıntılı bir
süreçten geçiyoruz. Bu süreci tanımlamak çok zor. Çocuklarımızı
kaybettik, evlerimizi kaybettik, geleceğimizi göremiyoruz. Ama,
bu sürecin bize bahşettiği bir şey var, o da Türkiye halkını tanımak; bizden
farklı olduğunu düşündüğümüz, ‘farklı insanlar’ şeklinde tanımladığımız Türkiye
insanını tanımak için, Türk insanını tanımak için bize büyük bir fırsat
yarattı.” ve buna şükrediyordu. Her şeyden önce, tabii ki bu süreç kolay
tanımlanabilir bir süreç değil, kolay katlanılabilir bir süreç değil.
Sözlerimin
sonunda şunu da ifade etmek istiyorum: Allah’a hamdolsun ki biz kendisine
sığınılan bir milletiz. Suriye halkı bize -canını, malını, namusunu- güvendiği
için kendisine sığınılmış bir milletiz. Bir başka millete sığınmak zorunda
olmak da vardı. Bir başka millete yaşadığımız sorunlardan dolayı, sıkıntılardan
dolayı, katliamlardan dolayı sığınmak zorunda kala da bilirdik. O anlamda, bu coğrafyayı
tanımlarken bu coğrafya gerçekten yaşadığı toprakla, üzerinde yaşayan Alevi’si,
Sünni’si, Kürt’ü, Arap’ı, Laz’ı, Çerkez’iyle, bundan önceki dönemlerde zor
durumda kalmış milletlere kucak açmışlığıyla, aziz ve
necip bir milleti bağrında taşıyan bir millettir.
Bu
noktayı da unutmadan sözlerimi bir bayram namazı sonrası karşılaştığımız
Suriyeli bir kardeşimizin sözleriyle bitirmek istiyorum, çok manalı bir sözdü:
“Biz, Türkiye'nin ve Türk milletinin bize yaptıklarını bir gün unutabiliriz,
çocuklarımız bir gün milletinizin, sizlerin bize yaptıklarını unutabilir ancak Allahutaala bize yaptığınız bu iyilikleri asla
unutmayacaktır.”
Bu
vesileyle hepinizi saygıyla
selamlıyor, MHP Grubunun bu önerisinin, bu aşamada çok anlamlı
bir altyapısı olduğunu düşünmüyorum.
Saygılarımla.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ederim Sayın Şahin.
Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu önerisinin lehinde son söz Van Milletvekili Sayın Nazmi
Gür’e aittir.
ADNAN
ŞEFİK ÇİRKİN (Hatay) - Sayın Başkan...
BAŞKAN –
Efendim.
ADNAN
ŞEFİK ÇİRKİN (Hatay) – Sayın Başkanım, şimdi, sayın hatibin konuşmasında sanki
bizim, verdiğimiz önergeyle veyahut yaptığımız konuşmayla Suriye’deki,
Suriye’den gelen mültecilere yapılan yardımlara karşı olduğumuz gibi bir mana
çıkıyor. Bunu düzeltmek üzere müsaade ederseniz...
BAŞKAN
- Yok ama yani hiç konuyla ilgili bir
şey konuşmadı.
ADNAN
ŞEFİK ÇİRKİN (Hatay) – Zaten sorun da orada.
BAŞKAN –
Hayır, anekdot anlattı.
ADNAN
ŞEFİK ÇİRKİN (Hatay) – Teşekkür ediyorum. Konuyla ilgili bir
şey konuşmadığı açık.
BAŞKAN –
Dolayısıyla ne sataşma var ne eksik bilgilendirme ne yanlış bilgilendirme var.
Şimdi
söyledikleriniz de kayıtlara geçti. Gerçekten Sayın Çirkin, ben dikkatle
izledim çünkü.
ADNAN
ŞEFİK ÇİRKİN (Hatay) – Konuyla ilgili konuşmadığını da zatıaliniz
söyledi zaten.
BAŞKAN –
Yani araştırma önergesiyle ilgili olmaktan ziyade anekdot
anlattı.
Buyurun
Sayın Gür.
NAZMİ GÜR
(Van) – Teşekkürler Sayın Başkan.
Bugün
aramıza 5 arkadaş daha katıldı, bunun sevincini yaşıyoruz. Umarım Parlamentoda
olması gereken diğer vekilimiz de en kısa sürede aramızda olur ve böylece bu
Parlamento, bu ayıptan da kurtulmuş olur. Tabii, biz, bu sevinci yaşarken
Askerî Savcılığın Roboski’yle ilgili aldığı karar
hepimizi derinden yaraladı, yüreklerimizi, vicdanlarımızı kanattı. Bu ülkede
hukukun nasıl işlediği, hukukun üstünlüğünün nasıl bir masal olduğu, bir söylem
olduğu ve dolayısıyla “hak”, “hukuk”, “adalet” gibi söylemlerin içinin ne kadar
boş olduğu bir kez daha kanıtlanmış oldu. Ama inanıyorum ki biz, özellikle Roboski aileleri, halkımız, Türkiye’de vicdanı olan, burada
Roboski aileleriyle birlikte hareket eden, onların
acısını paylaşan gerek Parlamentoda gerekse de demokratik muhalefetle birlikte Roboski’nin hesabını soracağız. Bu hesap -bir hatibin
söylediği gibi- yeni açıldı, kapanmayacak. Ta ki Roboski’nin
emrini verenler, bu katliamın emrini verenler cezalandırılıncaya kadar bizler
mücadelemizi sürdüreceğiz.
Değerli arkadaşlar, Suriye konusu, tabii, iki iki
buçuk yıl öncesinden başlayarak yaklaşık üç yıldır Suriye’deki iç savaşın
Türkiye’yi nasıl etkilediği, Türkiye'nin sadece dış politikasını değil ama
içini de nasıl etkilediğini hepimiz defalarca bu kürsüde dile getirdik, âdeta
dilimizde tüy bitti, Hükûmeti, yanlış uygulamalarını hep eleştirdik, doğru yolu
da gösterdik, çözüm yollarını da gösterdik ama Hükûmet hep bildiğini okudu,
Hükûmet hep bu konuda kulaklarını muhalefetin eleştirilerine, demokratik
muhalefetin eleştirilerine kapattı; dik durma siyaseti üzerinden, özellikle
Suriye’de çöken bir dış politika ve nihayetinde de Türkiye’yi hem ekonomik hem
de büyük mülteci göçü nedeniyle -mültecilerin içeride kalanı, sadece kayda
geçenler değil- kayıt dışı mültecilerin de yarattığı ciddi sorunlarla karşı
karşıya getirdi.
Biliyorsunuz,
biz uzun süredir hep şunu dile getirdik, dedik ki: “Hükûmet Suriye’de özellikle
dış politika konusunda ciddi yanlışlar içinde, hatalar içinde. Bu konuda
ayrımcı politikalar güdüyor, sadece Sünni eksenli bir politika güdüyor, El
Kaide ve El Kaide bağlantılı örgütleri destekliyor. Bu, bir bumerangdır, günün
birinde size döner, döndüğünde de size nasıl çarptığı belli olmaz.” Hep bu
uyarılarımızı dile getirdik. Fakat Hükûmet her nedense bu uyarılarımızı hiçbir
şekilde dikkate almadı.
Başka bir
şey daha söyledik Hükûmete, biz dedik ki: “Suriye halklarını sakın ha,
inançlarına göre, etnik kökenlerine göre, dillerine göre, dinlerine göre
ayırmayın, böyle bir ayrımcılığa tabi tutmayın. Çünkü eğer siz gerçekten Suriye
halklarını düşünüyorsanız, Suriye’de gerçekten demokratik kuralların
yerleşmesini istiyorsanız sizin yürüttüğünüz politikaların yanlış olduğunu… Bir
an önce bu politikalardan vazgeçin. Aslında, tam tersini yaparsanız Suriye
halklarına gerekli yardımı ve gerekli desteği sunarsınız.” Ama Hükûmet bu
uyarılarımıza da maalesef kulak asmadı, bu uyarılarımızı da dinlemedi.
Şimdi,
özellikle Kürtlerin durumu bizim için son derece önemli. Diyeceksiniz ki:
“Kürtlerden başka Suriye’de halk yok mu?” Var. Suriye’deki bütün halklar,
özellikle, rejimle ve ona karşı savaş sürdüren ya da sürdürdüğü iddia edilen El
Kaide bağlantılı radikal İslamcı grupların cenderesi altında inim inim inliyor.
Her iki taraf da gerçekten -biz hep söyledik- insanlığa karşı suç işliyor. Bu
hem Birleşmiş Milletlerin kararlarına, raporlarına ve hem de uluslararası insan
hakları örgütlerinin, bağımsız insan hakları örgütlerinin raporlarına yansıdı
ve biz şunu söyledik: “Sakın ha! Bu iki tarafın da işlediği insanlık suçlarına
karşı tavır alın, onlardan yana asla bir eğilim göstermeyin, onları eleştirin.”
Fakat ne hikmettir ki bu konuda da en ufak bir hareketlenme gösterilmedi.
Şimdi
Hükûmetin karşı karşıya kaldığı son derece önemli sorunlar var. Mültecilere
ilişkin sorunlar özellikle, hem mültecilerin yüz binlercesinin yarattığı
toplumsal, sosyal ve ekonomik sorunlar, bir taraftan da Hükûmetin özellikle
Türkiye’deki yoksulların boğazından keserek onlara, güya “Misafirlerimizi iyi
ağırlayacağız.” diye yardım etmesi; tabii ki bu insani bir duruştur. Biz bunu
tabii ki takdirle karşılarız. Ancak Hükûmetin uyguladığı yanlış politikalar
sebebiyle Suriye’deki göç katbekat artarak Hükûmetin de beklentileri dışında…
Çünkü Hükûmet yaklaşık 100-150 bin kişilik bir göç dalgası bekliyordu ama
Hükûmetin de gücünün ötesinde bir göç alınca, bir mülteci akınıyla karşı
karşıya gelince şimdi uluslararası camiaya Hükûmet “Biz bunların altından kalkamıyoruz,
bunların yükü çok ağır. Bize destek verin.” feryadını yükseltmeye çalıştı.
Bir
yanıyla mülteciler. Diğer yanıyla özellikle El Kaide bağlantılı, El Nusra gibi örgütlere Hükûmetin, devletin sunduğu katkı,
destek, hem politik destek hem silah yardımı hem lojistik yardımı… Özellikle
Kürtlere karşı, Kürt bölgelerine karşı amansız bir savaş içine girdiler ve
Türkiye hep bunların arkasında oldu. Biz bunun da yanlış olduğunu söyledik,
dedik ki: Bakın, bunu yapmayın. Oradaki Kürtler size düşman değil, oradaki
Kürtlerin size karşı hasmane bir tutumu söz konusu
değil. Kürtlerin orada yaptığı tek bir şey var; kendi bölgelerini koruyorlar,
kendi yerleşim alanlarını koruyorlar, köylerini, kasabalarını, şehirlerini
koruyorlar, namuslarını koruyorlar, çocuklarını koruyorlar. Onların Türkiye’ye
karşı hasmane bir tutumu yok, onlar Türkiye ile iyi
ilişkiler geliştirmek istiyorlar. Siz eğer gerçekten Suriye halklarına destek
sağlıyorsanız başta Kürtler olmak üzere Ermenilere, Süryani halkına ve diğer
bütün halklara eşit mesafede yaklaşın, onları destekleyin, Suriye’deki
demokratik muhalefeti destekleyin. Çünkü, AKP’nin
desteklediği, oluşturduğu muhalefet -işte bugün de görüyoruz- Cenevre 2’ye
doğru giderken âdeta gümledi, deyim yerindeyse, amiyane terimle, gümledi, birlikleri
bozuldu çünkü çetelerden oluşmuş bir muhalefete demokratik muhalefet
diyemezsiniz. Çetelerden oluşmuş bir muhalefetle Esed
rejiminin karşısına Cenevre 2’de oturamazsınız, bir pazarlık söz konusu olmaz.
Değerli
arkadaşlar, bir konu da insani yardım konusu. Bakın, Qamişlo’da,
Kobani’de, Afrin’de,
özellikle Afrin’de son derece ciddi -özellikle
havaların da soğuk geçmesiyle, mevsim nedeniyle- insani bir dram yaşanıyor ve
emin olun ne Türkiye’nin ne uluslararası camianın ne de Birleşmiş Milletlerin
Kürtlere şimdiye kadar bir çöpü daha gitmemiştir, yardım diye bir çöpü dahi
gitmemiştir. İşte biz bu ayrımcılığı hep eleştirdik.
Daha dün
gece Suriye’deki Kürt kardeşlerimizle bir telefon görüşmesi yaptım, özellikle Afrin bölgesindeki yardım heyetiyle, yardım
organizasyonuyla uğraşan kişilerle, sivil toplum örgütleri temsilcileriyle.
Onların …(x) bütün dünyaya duyulurken Türkiye’den duyulmaması gerçekten bizim
açımızdan içler acısı bir durum.
Değerli
arkadaşlar, Kürt bölgesinde sadece Kürtler yaşamıyor. Suriye’den, iç savaştan
kaçan her halktan, her ırktan ve her inançtan insanlar daha güvenlikli olduğu
için o bölgelere sığınmış durumda, nüfus neredeyse ikiye katlanmış durumda.
Dolayısıyla, bir kez daha burada çağrımızı yineliyoruz. Türkiye’den özellikle Afrin’e, Qamişlo’ya, Kobani’ye yani Kürt bölgelerine yardım ulaştırılması için
Hükûmetin bir an önce o bölgelerde yardım koridorları açması gerekiyor. O
bölgede, özellikle sınırda sıfır nokta politikasına işlerlik kazandırması
gerekiyor çünkü bizim, BDP’nin, belediyelerimizin
topladığı, Kürt halkının Türkiye’de topladığı insani yardımlar kamplarda
bekletiliyor. Ciddi bir şekilde zorlanıyoruz o yardımların ulaştırılması için,
çocuklar aç, ilaç yok, insanlar soğuktan donmak üzere. Tabii ki kapıları
kapatırsanız oradaki yaşanan insani dramın da sorumluluğunu üstlenmiş
olursunuz. Bir an önce bizim çağrımıza kulak açın, özellikle Suriye Kürtlerinin
ve Suriye’deki diğer bütün halkların bu insani yardımlardan gerçekten eşit bir
şekilde yararlanabilmesi için harekete geçin, bu yanlışlarınızdan dönün. MİT’in
denetiminde “Türkmenlere insani yardım gönderiyoruz.” adı altında gizli saklı
silah göndermekten vazgeçin. Radikal İslami grupları, El Kaide bağlantılı
grupları desteklemekten vazgeçin. Radikal İslami grupları, El Kaide bağlantılı
grupları, desteklemekten vazgeçin, Suriye’de Suriye halklarını, Suriye’nin
demokratik muhalefetini destekleyin, Cenevre 2’de de Kürtler olmazsa Suriye’de
bundan sonra ne barış ne de istikrar olur. Bunu da burada bir kez daha dile
getirmek istiyoruz. Suriye Kürtlerinin mutlaka Yüksek Kürt Konseyi üzerinden…
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
NAZMİ GÜR
(Devamla) - …Cenevre 2’ye katılmaları gerekiyor. Hükûmetin de bu konuda
gerçekten olumlu davranması gerekiyor, pozitif davranması gerekiyor.
Genel
Kurulu sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
(x) Bu bölümde Hatip tarafından Türkçe olmayan
bir dilde kelimeler ifade edildi.
BAŞKAN –
Teşekkür ederim Sayın Gür.
Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu önerisinin aleyhinde son söz, Hatay Milletvekili Sayın
Refik Eryılmaz’a aittir.
Buyurun
Sayın Eryılmaz. (CHP sıralarından alkışlar)
REFİK
ERYILMAZ (Hatay) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket
Partisinin verdiği araştırma önergesi üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle bütün Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, yaklaşık üç
yıldır biz bu kürsüden AKP’nin tamamen mezhep eksenli Suriye
politikasının yanlışlıklarını, sakıncalarını ve yarattığı tahribatı anlatmaya
çalıştık. Hükûmetin izlemiş olduğu yanlış Suriye politikası hem Suriye halkına
hem de bölge halkına büyük bir kaos ve sıkıntı
yaratmıştır. 900 kilometrelik Suriye sınırında şu anda Birleşmiş Milletlerin
terör listesinde yer alan radikal, köktenci silahlı grupların hâkim olduğunu
görüyoruz. Devlet görevlileri, güvenlik kuvvetlerimiz sınırda devriye görevi
bile yapamaz bir hâle gelmiştir.
Bugün,
900 kilometrelik sınır boyunca çalışır vaziyette bir tek gümrük kapımız
kalmamıştır. Gümrük kapılarının Hükûmetin desteğiyle silahlı radikal grupların
eline geçmesiyle birlikte bölge büyük bir ekonomik krizin eşiğine gelmiştir. Şu
anda bu sınırların kapanmasıyla birlikte Hatay’ın can damarı olan, Orta Doğu’ya
açılan kapısı olan bütün gümrük kapıları kapanmış, bunun neticesinde,
nakliyeciler, ihracatçılar, sanayiciler ve diğer esnaf mensupları büyük bir
ekonomik buhran yaşamıştır ve bu sıkıntılar devam etmektedir.
Bütün
bunların dışında, bölgede sınırların radikal grupların elinde olmasından
kaynaklı çok ciddi güvenlik sorununun olduğunu da görüyoruz. Hükûmet,
Suriye’deki çatışmalara taraf olarak, Suriye’deki radikal, köktenci gruplara
her türlü desteği sağlayarak, her türlü silah desteğini sağlayarak maalesef Suriye’de dökülen
kandan da sorumlu olmuştur.
Değerli
arkadaşlar, yeni yıla girerken kuşkusuz hepimiz yeni yıla ilişkin mesajlar
yayınladık; 2014’ün ülkemize barış, mutluluk ve huzur getirmesini, ülkemizde hukuksuzluğun,
yolsuzluğun yaşanmamasını temenni ettik. Ancak 2014’ün ilk gününde Hatay’da
yaşadığımız bir skandalla 2014’e yine bir hukuksuzlukla başlamış olduk.
1 Ocak
2014 tarihinde, Hatay ili Kırıkhan ilçesi sınırlarında bir tır, içerisinde
silah taşındığı ihbarı üzerine jandarma tarafından durduruluyor. Bu durum özel
yetkili Adana Cumhuriyet Başsavcılığına da bildiriliyor. Başsavcılık tarafından
görevlendirilen Adana Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı olay yerine intikal
ediyor ve mahkeme kararına istinaden tırda arama yapmak istiyor. Tırda bulunan
ve tıra eskortluk eden aracın içinde bulunan ve
kendilerini MİT elemanı olarak tanıtan şahıslar, tırın içinde devlet sırrı
olarak kabul edilen eşyaların bulunduğunu ileri sürerek özel yetkili cumhuriyet
savcısının tırda arama yapmasına engel oluyorlar. Israrla mahkeme kararını
gösterip tırda arama yapmak isteyen savcıya bu sefer fiilî müdahaleye varacak
bir tepki ortaya konuluyor. Bunun üzerine valiye haber
veriliyor, vali de İçişleri Bakanını arıyor, İçişleri Bakanı da bu tırda arama
yapılmaması konusunda valiye talimat veriyor ve bu talimat üzerine Hatay Valisi
yazılı bir talimat göndererek bu tırda arama yapılamayacağını, bu tırdaki
görevlilerin MİT elemanı olduğunu, bunların sadece kimliklerinin tespit edilerek
şahıslarla birlikte tırın serbest bırakılması konusunda talimat veriyor. Bunun
üzerine kolluk kuvvetleri yani jandarma valinin bu yazılı talimatını gerekçe
göstererek olay yerinden uzaklaşıyor. Bu ara, cumhuriyet savcısı tekrar bu
tırın aranması konusunda ısrarcı olunca jandarmayla MİT elemanları arasında
çatışmaya varacak bir tartışma yaşanıyor. Jandarmanın ayrılması üzerine
cumhuriyet savcısı “Benim can güvenliğim tehlike altına girmiştir. Bu nedenle
arama yapamıyorum.” diyerek olay yerinden uzaklaşmak zorunda kalıyor. Sayın
cumhuriyet savcısı bunun üzerine bu olayı bir tutanak hâline getirip bu olayı
esas soruşturan Adana Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığına bunu suç duyurusu
olarak veriyor.
Değerli
milletvekilleri, bu bir hukuk skandalıdır ve maalesef bu olayda devlet
yetkilileri açıkça hukuka tecavüz etmişlerdir. Mahkeme kararına rağmen
cumhuriyet savcısının görevini yerine getirmesine engel olan bütün devlet
yetkilileri açıkça suç işlemişlerdir.
Ayrıca
şunu ifade edeyim: Bu olay uluslararası suç kapsamında değerlendirilmesi
gereken bir olaydır. Zira aranmasına izin verilmeyen tırın taşıdığı silahların
Birleşmiş Milletler tarafından terör listesine alınan radikal, köktenci
gruplara taşındığı yönünde vahim iddialar taşıyor. Bu olay üstü örtülemeyecek
ve geçiştirilemeyecek kadar önemlidir.
Maalesef,
bu skandalla, Türkiye terör gruplarına silah desteği veren bir ülke konumuna
düşürülmüştür. Nitekim, Birleşmiş Milletler temsilcisi
bu konuda açıklama yapmış, Avrupa Parlamentosu da bu konuyu gündemine
taşımıştır. Ülkemizin güvenliğini ve uluslararası itibarını zedeleyen bu
skandalın tek sorumlusu siyasi iktidardır.
Değerli
milletvekilleri, olayın basına yansıması üzerine İçişleri Bakanı yakalanan
tırın MİT mensuplarına ait olduğunu ve içinde devlet sırrı teşkil eden
malzemeler taşındığını açıklamıştır. Ayrıca, bunların Türkmenlere götürüldüğü
yönünde de bir ifade kullanmıştır. Biz de Sayın Bakana soruyoruz: Sayın Bakan,
insani yardım malzemeleri ne zamandan beri devlet sırrı oluyor? Yok, eğer
söylendiği gibi, taşınan silah ise o zaman, silahlar ne zamandan beri “insani
yardım” kategorisinde değerlendirilebiliyor?
Sayın
Bakan, şayet durdurulan tırda silah yoksa, o zaman
mahkeme kararına rağmen neden tırın aranmasına izin vermediniz? Bu telaşınız
neden? Neden tırı aratmamak için bütün devlet kurumlarını seferber ettiniz?
Yargı kararına rağmen tırı incelemeye çalışan cumhuriyet savcısını tehdit etme
cüretini bu görevliler kimden alıyor? Yüzyılın soygunu Deniz Feneri davasında
ve cumhuriyet tarihimizin en büyük rüşvet ve yolsuzluk soruşturmalarında görev
alan savcı ve emniyet müdürlerinin başına gelenler, bu tırı durduran, aramak
isteyen emniyet görevlileri ve cumhuriyet savcılarının da başına gelmiştir.
Unutmayınız ki er ya da geç, bu hukuksuzluğun ve pervasızlığın altına imza
atanlar ve bunları koruyanlar halkımıza hesap vermek zorunda kalacaktır.
Değerli
milletvekilleri, Suriye halkına gerçek anlamda insani yardım, gıda ve battaniye
gibi yardımları götüren gerçek yardımsever vatandaşlarımız özel yetkili
cumhuriyet savcıları tarafından yaka paça götürülüp tutuklanırken, tırlarla
teröristlere silah sevkiyatı yapanlar, uluslararası teröre destek verenler,
hukuku ayaklar altına alıp çiğneyenler Hükûmet tarafından korunup
kollanabiliyor.
Bu tır
olayı Hükûmetin ilk vukuatı da değildir. Hatırlarsanız, kısa bir süre önce
Adana’da da füze başlıkları ve değişik türde silah taşıyan tırlar yakalanmıştı.
O olay da yargıya intikal etmişti. Biz bu olayların takipçisiyiz.
Son
olarak, Genelkurmay Başkanına da buradan bir çift sözümüz var: “Millî orduya
kumpas kuruldu.” diye gazeteler her gün manşetten veriyorlar. Millî orduya
kumpas kurulup bu ülkenin generalleri, yurtseverleri tek tek evlerinden alınıp
cezaevine konulur iken sesini çıkaramayan Genelkurmay Başkanı, Cumhuriyet Halk
Partisi Milletvekilimiz, Sevgili Arkadaşımız Hüseyin Aygün’ün bir sorusu
üzerine hemen suç duyurusunda bulunabiliyor. Gönül isterdi ki bu ülkenin
generalleri, bu ülkenin komutanları yaka paça kumpasla görevden alınıp
cezaevine götürülürken de bu şekilde sesinizi çıkarabilseydiniz.
Yüce
Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Cumhuriyet
Halk Partisi Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine
göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza
sunacağım.
3.- CHP Grubunun, Aydın Milletvekili Metin
Lütfi Baydar ve arkadaşları tarafından 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonu
sonrasında gelişen olayların araştırılarak sorumluların ortaya çıkarılması
amacıyla 6/1/2014 tarihinde Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel
Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak
Genel Kurulun 7 Ocak 2014 Salı günkü birleşiminde okunmasına, görüşmelerinin
aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
07/01/2014
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma
Kurulunun 07/01/2014 Salı günü (bugün) yaptığı
toplantısında, siyasi parti grupları arasında oy birliği sağlanamadığından,
grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzük’ün 19’uncu
maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.
Engin
Altay
Sinop
CHP
Grup Başkan Vekili
Öneri:
Aydın
Milletvekili Metin Lütfi Baydar ve arkadaşları tarafından, 06/01/2014
tarihinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına "17 Aralık rüşvet ve
yolsuzluk operasyonu sonrasında gelişen olayların araştırılarak sorumluların
ortaya çıkarılması" amacıyla verilmiş olan Meclis Araştırma Önergesinin
(1231 sıra no.lu) Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer
önergelerin önüne alınarak 07/01/2014 Salı günlü birleşimde sunuşlarda okunması
ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN –
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu önerisinin lehinde ilk söz, Aydın Milletvekili
Sayın Metin Lütfi Baydar.
Buyurunuz.
(CHP sıralarından alkışlar)
METİN
LÜTFİ BAYDAR (Aydın) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 17 Aralık
operasyonu sonrası yaşanan gelişmelerde iktidar yetkililerince “uluslararası
komplo”, “kumpas”, “maşa”, “taşeronlar”, “çete” gibi sözcükler ile “devlet
içinde devlet”, “paralel devlet”, “iç mihraklar”, “dış mihraklar”, “global güçler” kavramları oldukça fazla dile getirilmiştir.
Hükûmetinizi ve devletimizi tehdit eden, komplo kuran, paralel devlet oluşturan
bu iç ve dış mihraklar, global güçler, çeteler,
taşeronlar kimlerdir? Bu mihraklar devlet içinde devlet kurarken neredeydiniz;
tatilde miydiniz, yolluk ve yevmiyeli yurt dışı gezide miydiniz yoksa sizi
kandırdılar mı? Günde 5 vakit 25 televizyon kanalından yaptığınız canlı yayın
sırasında mı ele geçirmişler devleti? 2 iç mihrak toplamı 1 komşu dış mihrak
eder mi? Bunların açıklanmaya ihtiyacı vardır.
Vatandaşın
bize sorduğu bizim de sizden sormamızı istediği bazı soruları şimdi sormak
istiyorum: Özgül ağırlığını önemseten duygular içerisinde olan iktidar
sözcüsünün söylediği gibi, yargıda yapılan atamalar sonrası “Güzel Allah’ım
verdikçe veriyor.” diyen sizler değil misiniz?
Ağlayan
ifadelerle kameralar karşısına geçip “Bana suikast yapacaklardı.” diyerek,
kozmik odayı basarak devletin bütün gizli bilgilerini deşifre eden yargıya
destek veren sizin bu sözcünüz ve sizler değil misiniz?
Türkiye
Cumhuriyeti Genelkurmay Başkanı terör örgütü üyesi sıfatıyla içeri atılırken
bağımsız yargıya karışılamayacağını açıklayıp, şimdi ise, yargının gizli bir
yapılanma içinde olduğunu söyleyen sizler değil misiniz?
İki
günlük gazete kâğıtlarına sarılı hâlde bulunan kullanılmış mühimmat parçalarını
delil gösterip içeri atılanların seslerini duymayan, görmeyen, konuşmayan
sizler değil misiniz?
İfade
vermek için yurt dışı görevlerinden koşa koşa gelen askerlerimizi,
istihbaratçılarımızı, öğretim görevlilerimizi içeri tıkanlara ses çıkarmayan
sizler değil misiniz?
Karaciğer
kanseri hastalığı belgelenen, onlarca heyet raporuna rağmen hâlâ içeride
suçunun ne olduğunu bilmeden yatan Profesör Doktor Fatih Hilmioğlu’nun tahliye
edilmesi için kılını bile kıpırdatmayan, vicdanı sızlamayan sizler değil misiniz?
Yıllarca
mağdur edebiyatı yapıp “Bize fişleme yapılıyor.” diyerek fişlemelerin babasını
yapanlar sizler değil misiniz?
Vücudunun
parçalarını Türk vatanı için bırakmış askerlerimizin yapılan haksızlara
dayanamayıp beylik tabancalarıyla yaşamlarına son vermelerine neden olan,
sizlerin ordumuza yapılan suçlamalar karşısındaki suskunluğunuz değil mi?
Ergenekon,
Balyoz, amirallere suikast, askerî casusluk gibi aslında olmayan yapıları olmuş
gibi ortaya çıkaran, suçlayan, yargılayan, hapse atan sonra da geri adım atıp
bir pazarlık gibi, bir lütuf gibi dışarıya çıkarmaya çalışan sizler değil
misiniz?
Gezi
olayları sırasında “Camide içki içildi.” yalanına tutunup meydan meydan gezen, halkı galeyana getirip anlatan, “Görüntüleri
yayınlayacağız.” diyen, nedense bir türlü yayınlamayan sizler değil misiniz?
Suriye
sınırında yakalanan tırdaki silah ve mühimmatı “Suriye’deki Türkmenlere
gönderiyoruz.” diye açıklama yapan İçişleri Bakanına cevap veren Suriye’deki
Türkmenlerin “Bugüne kadar Türkiye’den hiçbir yardım almadık.” açıklaması
sonrası dut yemiş bülbüle dönen sizler değil misiniz?
Türk
Silahlı Kuvvetlerinin resmî olarak yaptığı kayıt altında olan sivil kamyonlarla
mühimmat taşınması işini tüm kanallara, devletin kanalına canlı yayın
yaptırarak orduya iftira atan, kumpas kuran ama içi silah, mühimmat dolu
tırları Suriye’deki şeriatçı yapılara, El Kaide’ye MİT eliyle gönderip bunları
aramak isteyen savcıyı tehdit eden, bağımsız yargıya valilik yazısıyla müdahale
eden, o bölgedeki tüm emniyet
mensuplarının yerlerini değiştiren sizler değil misiniz?
Aydınlarımızın,
gazetecilerimizin, öğretim görevlilerimizin, askerlerimizin, emniyetçilerimizin
evlerine, ofislerine düzmece CD’ler, belgeler, flaş diskler koyan, sonra bunlar
üzerinden iddianame hazırlayan emniyet ile yargıya destek veren sizler değil misiniz?
Sabah
saat beşte vatandaşlarımızın evini basan, eşinin, çocuğunun yanından yaka paça
gözaltına alan, aldıran kurumlara ses çıkarmayan, “Elbette olacak.” deyip 17
Aralık sabahı bakan çocuklarının evleri basılınca “Böyle şey olur mu?” diyenler
sizler değil misiniz?
Kahraman
Albay Mustafa Levent Göktaş’ın avukatlık ofisinde bulunan 51 numaralı DVD’nin
polis tarafından konulduğu kanıtlanmasına rağmen gıkını çıkartmayan, bakan
çocuklarının odalarından para sayma makineleri çıkınca makineyi polisin
koyduğunu iddia eden sizler değil misiniz?
Halkbank
Müdürünün evinden ayakkabı kutuları içinde çıkan 4,5 milyon doları ilk önce
“İmam hatip yaptıracaktık.” deyip sonra Makedonya’daki Balkan Üniversitesine
bağış için toplanan para olduğunu söyleyen, Balkan Üniversitesi Rektörünün
“Bizim böyle bir paradan haberimiz yok.” açıklaması sonrası yine çevirip “Polis
koydu.” iddiasında bulunan sizler değil misiniz?
Subaylarımızın,
aydınlarımızın, gazetecilerimizin onlarca polis tarafından itilip kakılıp
gözaltına alınmasından utanmayıp bakan çocuğunun koluna polisin elini bile
değdirtmeyen sizler değil misiniz?
Gezi
Parkı olaylarında ölen evlatlarımız için bir kelime bile söylemeyip,
kilometrelerce uzaklıkta ölen birisi için ağlama programları yaptırıp; daha ne
anlama geldiğini çözemediğimiz Mısır tarafından yasaklanan bir işareti, ortaya
saçılan dolarları, euroları, Türk liralarını kapatmak
için kullanan sizler değil misiniz?
Yıllarca
hizmet aşkıyla yanıp tutuşan dostlarınıza bir anda sırt çevirip inlerine
gireceğinizi söyleyenler sizler değil misiniz?
Çocukları
tutuklanan ve soruşturmada adı geçen bakanları ilk önce el üstünde tutan, sonra
rahatlatmaları için istifa ettiren, görevden alınan bir bakanın “Başbakan da
istifa etsin.” açıklamasını duymayarak “Çürük yumurtaları temizledik.” diyenler
sizler değil misiniz?
Mahkemelerin
amirallere suikast, casusluk davalarında vermiş olduğu arama, gözaltına alma ve
tutuklama kararlarına harfiyen uyan, 17 Aralık operasyonu sonrasında ise Adli
Kolluk Yönetmeliği’ni değiştiren, binlerce emniyet personelinin görev yerini
değiştiren sizler değil misiniz?
Ayağa
kalkmadığı için cezalandırıldığını söylediğiniz, şimdi ise milletin vekili
olduğu hâlde hâlâ içeride tuttuğunuz “Kahraman Engin Alan Paşa’mızı nasıl
dışarı çıkartabiliriz?” diyerek bugünlerde kara kara düşünen sizler değil
misiniz?
12 Eylül
referandumunda sizlere ölümüne destek veren hizmete karşı iktidar sözcüsünü Pensilvanya’ya gönderip “Hocamızın bir isteği var
mı?” diye sordurtan, şimdi kalkıp “Yargıtaydan bir
dosya Pensilvanya’ya gitti.” diyerek yargıyı suçlayan
sizler değil misiniz?
Değerli
milletvekilleri, yolsuzlukları yok edeceklerini söyleyenler, “Hortumları
keseceğiz.” diyenler aslında hortum yerine boru döşediklerinin; milletin
karşısına ak çıktıklarını söyleyenlerin, Türkiye’yi karanlığa götürdüklerinin
ortaya çıkış tarihidir 17 Aralık.
Değerli milletvekilleri, gerçekleri öğrenmemiz için çürük yumurta
durumuna düşmemeniz; “Yasama da benim, yürütme de benim.” diyerek kuvvetler
ayrılığı ilkesini yok sayanlara yasama erkinin ne demek olduğunu hatırlatmanız;
meselenin ehlinamus olmak mı yoksa ehlinamus görünmek mi olduğunu tespit etmek; hırsızlığın
babadan mı oğula yoksa oğuldan mı babaya geçtiğinin incelenebilmesi; “Allah’ın
ipine sarılın.” diyenlerin aslında euro ve dolar
ipine nasıl sarıldıklarının ortaya çıkarılabilmesi; kendilerine yönelik ciddi
iddialara maruz kalan ve istifa etmek zorunda kalan bakanların hakkındaki
fezlekelerin bir an önce Meclise gelip görüşmelerinin yapılabilmesi için
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin tarihe not düşebilmesi ve tertemiz bir
Türkiye’nin yaratılabilmesi için vermiş olduğumuz bu Meclis araştırması
önergesine desteklerinizi bekliyor, hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum. (CHP ve
MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ederim Sayın Baydar.
Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu önerisinin aleyhinde İstanbul Milletvekili Sayın Metin
Külünk. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Buyurunuz.
METİN
KÜLÜNK (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk
Partisinin vermiş olduğu grup önerisi hakkında AK PARTİ Grubu adına önerinin
aleyhinde söz almış bulunmaktayım. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Ana
muhalefet partisi ne öneriyor? 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonu ardına
gizlenmiş, bu ülkenin millî devlet yapısına yönelik, darbe girişimine yönelik
olarak atılmış bu adımın ardından gelişen olayların araştırılması ve ortaya
çıkarılması için Meclis araştırma komisyonu kurulması öneriliyor. Gerekçesinde
de şu ifade ediliyor: “Operasyon sonrasında Hükûmet tarafından ve özellikle
Başbakan tarafından yasama, yürütme ve yargı erklerinin bağımsızlığına gölge
düşürecek niteliğe ulaşılmıştır.” Sonuç olarak CHP diyor ki: Yürütme erki diğer
erklere, özellikle de yargı erkine göre üstün konuma gelmiştir. Bu sebeple
yasama erki olarak bir araştırma komisyonu kuralım ve bağımsız olması gereken
yargı erki ve mahkemelere yön verelim. Yani yasama erkini yürütme ve yargı
erkine müdahale aracı olarak kullanalım. Böyle bir anlayışla Meclis araştırma
komisyonu kurulabilir mi? Soruyorum sizlere. Peki, diyelim ki bu komisyon
kuruldu, mahkemeye intikal etmiş soruşturma konusu dosya, yargılama aşamasında
olan bu dosyalar ve davalar hakkında kurulacak olan Meclis araştırma komisyonu
ne yapacak? Oluşturulacak komisyon mahkeme karar vermeden önce çalışmasını
sonuçlandırıp raporunu ortaya koyarsa mahkeme bu sonuçlardan olumlu ya da
olumsuz etkilenmeyecek mi? Peki, yürürlükte olan Anayasa’mızın 138’inci maddesi
ne diyor? “Hâkimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka
uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler.”
TANJU
ÖZCAN (Bolu) – İlk kez mi oluyor Metin Bey?
METİN
KÜLÜNK (Devamla) – Ve sayın milletvekilleri, devam ediyor, burası çok önemli;
“Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin
kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir
beyanda bulunulamaz.”
KADİR
GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – “Başbakan hariç” mi diyor?
METİN KÜLÜNK
(Devamla) – Cumhuriyet Halk Partisi Anayasa’nın 138’inci maddesinden galiba
haberdar değil.
ORHAN
DÜZGÜN (Tokat) – Meclis Başkanı söyledi onun öldüğünü.
METİN
KÜLÜNK (Devamla) – Değerli milletvekilleri, “Anayasa” diyeceksiniz, “hukuk”
diyeceksiniz, “erklerin bağımsızlığı” diyeceksiniz sonra gelip Türkiye Büyük
Millet Meclisinde Anayasa’nın 138’inci maddesini alenen ihlal eden önerge
vereceksiniz. Buna da, sözde “Adaletin ve hukukun tecellisi için yapıyoruz.”
diyeceksiniz. Bu millet böyle Şark kurnazlıklarını bugüne kadar yutmadı, bugün
de yutmayacak değerli arkadaşlar.
KADİR
GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Meclis Başkanını dinlemiyor musun?
METİN
KÜLÜNK (Devamla) - Ancak, bu yollara, bir ülkenin iddia sahibi olması gereken
ana muhalefet partisinin başvurması doğrusu çok düşündürücü.
KADİR
GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Hassas, hassas konu.
METİN
KÜLÜNK (Devamla) – Zaten, ana muhalefet partisi görevini hakkıyla yerine
getiremediği için Parlamento dışında değişik kurumların başlarında ve dün
siyasetin dışına itilmek isteyenlerin ne kadar irade koyup sürece dair bir ana
muhalefet hareketi gibi tavır koymasından anlaşılmaktadır.
KADİR
GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Sen besledin, sen besledin onları!
METİN
KÜLÜNK (Devamla) – Millete bir şey vadedemeyen, güven vermeyen, iddiası ve
inandırıcılığı olmayan CHP’nin iktidar olmak istediğinden ben şahsen şüphe
ediyorum.
AHMET
DURAN BULUT (Balıkesir) – Siz onları iktidar yapın.
METİN
KÜLÜNK (Devamla) – Hiç emin değilim iktidar olmaktan… Zaten de bir anlamda
iktidardan kaçmak için bütün bu tavırların içerisine giriyorsunuz. Çünkü bu
milletin zamanın ruhuna uygun “Büyük Türkiye” idealini gerçekleştirecek iddiayı
kendinize çok fazla elbise olarak biçemiyorsunuz.
KADİR
GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Kutu bile alamamışız! Bir kutumuz bile yok!
METİN
KÜLÜNK (Devamla) – Çünkü planınız yok, projeniz yok, bir gelecek tasavvurunuz
yok.
KADİR
GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Bir kutumuz bile yok, bir kutumuz bile yok!
METİN
KÜLÜNK (Devamla) – “Bağımsız
bir Türkiye” hayaliyle millet iradesine, sandık iradesine
saygınız yok.
KADİR
GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Para makinemiz de yok, kutumuz da yok.
METİN
KÜLÜNK (Devamla) – Peki, ne var ana muhalefet partisinde? Sabırla dinlerseniz,
bakın ne var? Bir: Gezicilerin arkasında kuyruk olmak var.
KADİR
GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Onur duyarız.
METİN
KÜLÜNK (Devamla) – İki: Türkiye’ye operasyon yapmak isteyenlere alkış tutmak
var.
Üç:
Sermaye ve faiz lobisinin dümen suyuna girmek var.
Dört:
Polise küfretme, kamu düzenini bozma, bozanları teşvik etmek var.
ORHAN
DÜZGÜN (Tokat) – Siz yapıyorsunuz. Kaç polisi görevden aldınız?
METİN
KÜLÜNK (Devamla) – Diktatörlere ve darbecilere selam vermek var.
KADİR
GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Daha dün gece 800 polisi görevden aldınız.
METİN
KÜLÜNK (Devamla) – Amerika’nın sokaklarından, lobilerden iktidar arama talebi
var. Kendi genel kurullarında
onayladıkları ihraç ettiklerinden iktidar devşirme talebi var. Yavaş yavaş
dönüşen, kendi duruşunu ve ideolojisini bile belirleyemeyen, güller açan,
ortaya karışık bir ana muhalefet partisi var. Şimdi de maalesef paralel devlet
anlayışından medet uman, “Acaba buradan bir iktidar çıkarabilir miyiz?” diyen
bir CHP var.
Değerli
milletvekilleri, bu ülke 17 Aralık darbe girişimiyle son iki haftada
döviz-faiz-borsa ekseninde yaşananlardan dolayı 120 milyar lira zarara
uğratılmıştır; mutlu musunuz?
ORHAN
DÜZGÜN (Tokat) - Onlara söyle, kutuları dolduranlara söyle onu.
TANJU
ÖZCAN (Bolu) – Ayakkabı kutularını dolduranlara…
METİN
KÜLÜNK (Devamla) - İnanıyorum ki hiçbiriniz bu fotoğraftan mutlu değil. Her
ülkede görülebilecek hukuki bir soruşturma gizlilik ilkesi ihlal edilerek sansasyonel bir operasyona dönüştürülmüştür. Soruşturmanın
gizliliği ihlal edilmiş, Başsavcının ve hâkimin görmediği bilgi ve belgeler
basına sızdırılarak bu darbe girişiminin psikolojik harekât yöntemleriyle halk
nezdindeki adımı atılmıştır.
KADİR
GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Ee, etme bulma dünyası! Etme
bulma dünyası!
METİN
KÜLÜNK (Devamla) - Karşımızda hukuki bir süreç değil, seçimle, sandıkla iş
başına gelmiş bir iktidarı darbe girişimiyle alaşağı etme talebi vardır.
KADİR
GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Bu yağmur herkesin üzerine yağar.
METİN
KÜLÜNK (Devamla) - Buna asla müsaade etmedik, etmiyoruz, etmeyeceğiz de.
KADİR
GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Etme bulma dünyası! Alma mazlumun ahını!
METİN
KÜLÜNK (Devamla) - Saygıdeğer milletvekilleri, operasyonun hedefi çözüm
sürecini akamete uğratmaktır, operasyonun hedefi Türkiye’ye ikinci bir Sevr’i
dayatmaktır, operasyonun hedefi millî devleti yok etmektir, operasyonun hedefi
yeni Türkiye’dir.
KADİR
GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Hurma, hurma meselesi, hurma!
LÜTFÜ
TÜRKKAN (Kocaeli) – Götür malı.
METİN
KÜLÜNK (Devamla) - Bakınız, ey CHP, şimdi size sesleniyorum…
KADİR
GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Hadi bakalım.
METİN
KÜLÜNK (Devamla) - İstiklal Savaşı’nı yapan, cumhuriyeti kuran kadronun ruhunu
muazzep ediyorsunuz. Nasıl Sevr alelade bir anlaşma değilse 17 Aralık da
herhangi bir soruşturma değildir. Küresel sermayenin millî devlet çatışmasıdır;
bu coğrafyada devam eden küresel sermaye ile millî devlet mücadelesinin bir
karşılığıdır 17 Aralık darbe girişimi.
KADİR
GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Allah Allah!
METİN
KÜLÜNK (Devamla) - Açılım politikalarıyla ikinci Sevr’i saf dışı bırakan siyasi
akla 17 Aralık darbesiyle yeni bir Sevr dayatılmak istenmektedir. Bu millet
yine Kuvayımilliye ruhuyla ayaktadır, bu operasyonu
da boşa çıkarmıştır. (CHP ve MHP
sıralarından “Vay vay vay, bravo” sesleri, alkışlar[!])
Ey CHP,
gelişmeleri okuyamamakla olup bitenleri anlamlı bir çerçeveye oturtamayarak
İstiklal Savaşı şehitlerine ve Mustafa Kemal’e haksızlık ediyorsunuz. Doksan
yıllık Cumhuriyet Türkiyesi’yle geldiğimiz aşama
Mustafa Kemal’in söylediği muasır medeniyet seviyesinin son aşamasını zorlamaktır.
(CHP sıralarından “Vay vay” sesleri, alkışlar [!])” O hedef, muasır
medeniyetler seviyesinin ardından küresel güç olacak Türkiye hedefidir. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
LÜTFÜ
TÜRKKAN (Kocaeli) – “Tek yol devrim” diye çıkarsınız!
METİN
KÜLÜNK (Devamla) - Lakin lafın tamamı adama anlatılmaz, içinde bulunduğumuz
durum size her şeyin tek tek teferruatıyla anlatılmasını gerektiriyor ne acı
ki. Muasır medeniyet seviyesine ulaşmak, ulaştıktan sonra bu seviyenin aşılması
var. AK PARTİ iktidarı bu seviyeyi aşmanın sancılarıyla doludur.
1920’li
yıllarda bu ülkede bakanlıklar inşaatında kullanılacak kireç bulunamıyordu, o
günden bugüne geldik. Bugüne kadar emeği geçen herkesi saygıyla ve rahmetle
anıyoruz.
İDRİS
YILDIZ (Ordu) – Bugünden Allah razı olsun!
METİN
KÜLÜNK (Devamla) - Türkiye, Başbakanın çalışma ofislerinin bile dinlenildiği
bir müstemleke devleti değildir, devletle paralel yapının kaldırılması Sayın
Başbakanımızın dile getirdiği gibi ikinci kurtuluş savaşıdır. (CHP ve MHP
sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar[!])
LÜTFÜ
TÜRKKAN (Kocaeli) – Bir kutu daha bulsan “Tek yol devrim” diye…
METİN
KÜLÜNK (Devamla) - Bu paralel yapının yaşamlarını, sağlıklarını, aile
huzurlarını, itibarlarını ve haysiyetlerini darmadağın ettiği herkese
sesleniyorum, Türkiye’mizde garip şeyler oluyor endişesine kapılanlara
sesleniyorum: Başta Sayın Başbakanımız olmak üzere AK PARTİ iktidarı dimdik
ayaktadır, gelişmelere hâkimdir, ikinci kurtuluş savaşını da bu millet Allah’ın
izniyle kazanacaktır. (CHP ve MHP sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar[!])
Saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ENGİN
ALTAY (Sinop) – Sayın Başkan…
BAŞKAN –
Buyurun Sayın Altay.
Ben
gürültünün kesilmesini bekledim de…
ENGİN
ALTAY (Sinop) – Üç dakika rica etsem olur mu?
BAŞKAN –
Yok, onu yapamam ama maalesef. Şimdi, açmadan evvel önce bir gürültünün
kesilmesini bekleyelim, zaten süreniz iki dakika olduğu için.
Sayın
milletvekilleri, lütfen, Sayın Grup Başkan Vekili konuşacak.
Buyurunuz.
IX.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Sinop Milletvekili Engin Altay’ın,
İstanbul Milletvekili Metin Külünk’ün CHP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşması sırasında Cumhuriyet Halk Partisine sataşması nedeniyle konuşması
ENGİN
ALTAY (Sinop) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Allah
hiçbir siyasetçiyi Meclis kürsüsünde biraz önceki sayın vekilin içinde
bulunduğu hâl içine düşürmesin, önce bunu temenni ediyorum bir.
(CHP
sıralarından "Amin" sesleri, alkışlar)
İkincisi:
Sayın vekil bize Anayasa 138’i hatırlattı ama sayın vekil, 17 Aralık
operasyonunun -asrın, tarihin en büyük yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun- adli
sonuçları da var, ekonomik sonuçları da var, siyasi sonuçları da var. Biz verdiğimiz önergeyle
sizin devleti ne kadar kirlettiğinizin araştırılmasını istiyoruz, önce onu
söyleyeyim. (CHP sıralarından alkışlar)
Şimdi,
siyasi partiler birbirini eleştirir, eder. Biraz önce Cumhuriyet Halk
Partisiyle ilgili söylediğiniz çok gayrietik, çok
yakışmayan, ilkokul çocuklarının ağzına yakışmayan lafları size iade ederim.
Ama ben buradan yüzlü yüzlü derim ki: Sizin içinizden
çıkan Hükûmet hukuken zanlıdır, siyaseten kirli bir Hükûmettir. (CHP
sıralarından alkışlar)
Ben bu
kürsüde sordum, sizin partinize mensup, eski bakan da buradan kaça kaça gitti,
şimdi yine soruyorum: Egemen Bağış, 1,5 milyon dolar rüşveti aldın mı, almadın
mı? Egemen Bağış’ın yüreği yetiyorsa gelsin bu kürsüye almadım desin, almadım
desin.
OSMAN
AŞKIN BAK (İstanbul) – Kürsüden konuştu ya, kürsüden cevap verdi. “Başımız dik
alnımız ak” dedi, duymadın mı? Sen yok muydun?
ENGİN
ALTAY (Devamla) – Ben bu kürsüden Halk Bankası Genel Müdürünün evindeki 4,5
milyonu o eve, o ayakkabı kutularının içine küresel güçler mi koydu, ana
muhalefet partisi mi koydu, kim koydu, bunun cevabını arıyorum.
OSMAN
AŞKIN BAK (İstanbul) – Konuşma yaptı burada, bütçede konuştu.
AHMET
TOPTAŞ (Afyonkarahisar) – Şeytan koydu.
OSMAN
AŞKIN BAK (İstanbul) – Kürsüden cevap verdi.
ENGİN
ALTAY (Devamla) – Milletvekili olarak bunun cevabını aramak benim görevimdir,
Sayın Milletvekili.
OSMAN
AŞKIN BAK (İstanbul) – Ya, kürsüden konuştu duymadınız mı? Kürsüden konuştu.
ENGİN
ALTAY (Devamla) – Sizin şu işte söyleyecek bir tek lafınız yok.
KADİR
GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Kuvayımilliye yaptı!
ENGİN
ALTAY (Devamla) – Bu konuda buraya gelip, konuşup da daha çok batmayın, daha
aciz bir hâl içine burada girmeyin, size de yazık. Ben bu grupta haramdan
sakınan birçok milletvekili olduğunu biliyorum. Bu gruptaki milletvekillerinin
belki de büyük çoğunluğunun…
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ENGİN
ALTAY (Devamla) – …siyaseti kendisi için değil millet için yaptığını biliyorum
ama bu Parlamentoda, bu Hükûmette siyaset üzerinden zenginleşen Başbakan dâhil
birçok insanın olduğunu da biliyorum.
LÜTFÜ
TÜRKKAN (Kocaeli) – Eyvah, eyvah!
ENGİN
ALTAY (Devamla) – Bence gene Başbakanın tabiriyle, edep yahu, edep! Size ancak
bu söylenir. (CHP sıralarından alkışlar)
METİN
KÜLÜNK (İstanbul) – Sayın Başkan…
KADİR
GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Kalpak vereyim mi, kalpak?
BAŞKAN –
Yalnız, cevap verilmesine sebep olacak bir konuşma yapmayın lütfen.
Buyurun.
2.- İstanbul Milletvekili Metin Külünk’ün,
Sinop Milletvekili Engin Altay’ın sataşma nedeniyle yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
METİN
KÜLÜNK (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sizleri tekraren
saygıyla selamlıyorum.
Keşke
buraya gelen sayın grup başkan vekili, benim siyaset okumam üzerinden
konuşabilseydi. Cümleler arasına sıkıştırdığı “aciz, ilkokul talebesi” üslubuna
cevap vermeye dahi layık görmüyorum.
AHMET
TOPTAŞ (Afyonkarahisar) – Vah, vah, vah!
METİN
KÜLÜNK (Devamla) – Ardından da keşke AK PARTİ’nin
Türkiye’yi, on bir yılda devlet felsefesini nasıl dönüştürdüğünü tarihe bakarak
anlayabilseydiler ve bunun için de Cumhuriyet Halk Partisinin tarihi üzerinden
bir okuma yapabilseydiler.
AHMET
TOPTAŞ (Afyonkarahisar) – Cumhuriyet Halk Partisinin tarihi çarpar seni,
çarpar!
METİN
KÜLÜNK (Devamla) – Bakın, burası Parlamento, burası bir anlamda entelektüel
tartışmaların merkezi, burada böyle seviyesi düşük, birbirimizi itham ve ilzam
edecek üslubu ne ben size yakıştırıyorum ne de kendime yakıştırıyorum. Ancak
benim, Cumhuriyet Halk Partisinin durduğu aklı bu kürsüden sorgulama hakkım
var. Siz nasıl bizi sorguluyorsanız, bizim de bunu sorgulama hakkımız var, buna
saygı duymak hepimizin ortak görevi.
Artı, AK PARTİ’nin başı diktir, AK PARTİ’nin
yüreği aydınlıktır, AK PARTİ’nin bu ülkede
başardıkları gelecek yüzyılın şekillenmesine dairdir. Bugünkü bu kavga da
2023’ten 2123’e taşınacak Türkiye’nin kavgasıdır. Birileri tekrar Türkiye’yi
elimizden almak istiyor. Biz bu Türkiye’yi, aldığımız, millet olarak alıp bu
noktaya getirdiğimiz Türkiye’yi…
KADİR
GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Kim almak istiyor, kim? Adını söyle, adını. Amerika
mı, kim?
METİN
KÜLÜNK (Devamla) – …bu ülkeye Sevr’i dayatanlara, bu topraklardaki Türklerin ve
Kürtlerin kaderini birbirinden ayırmak isteyenlere teslim etmeyeceğiz diyor,
saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
KADİR
GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Kime, kime?
ENGİN
ALTAY (Sinop) – Sayın Başkan, yani seviye düşüklüğünden bahsetti. Şimdi
seviyeyi yükseltiriz.
BAŞKAN –
Buyurun.
3.- Sinop Milletvekili Engin Altay’ın,
İstanbul Milletvekili Metin Külünk’ün sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması
ENGİN
ALTAY (Sinop) – Sayın Başkan, teşekkür ederim.
“Ortaya
karışık ana muhalefet partisi” dersen, böyle bir saygısızlık yaparsan az bile
söylerim sana. Neyse, ben seviyeyi biraz yumuşatayım, ortamı da yumuşatayım.
Bir fıkra anlatmak istiyorum Sayın Başkan, bu fıkra bir cevaptır aynı zamanda.
Köyün
birine bir hırsız dadanmış, köyün camisine dadanmış hırsız. Cemaat her namaza
durup imam “Allahü ekber.”
dediğinde, hırsız hemen hem caminin içinde hem köyde operasyon yapıyor, eline
ne geçirirse çalıp çırpıyor. Bir gün, iki gün derken köylüler bir gün hırsızı
yakalar. “Ne yapalım, nasıl bir ceza verelim?” derler ve ihtiyar heyeti bir
karar verir uzun tartışmadan sonra. “Bu hırsızı camiye imam yapalım. Böylece
önümüzde olur, namaz kıldırır, hırsızlık yapamaz.” derler. Güzel, hırsızı imam
yaparlar. Köyden ayrılan bir vatandaş da uzun süre sonra köye geri döner ve meraken ilk karşılaştığı köylüye de “Ya şu bizim hırsız ne
yapıyor? İmam olunca uslandı mı, hırsızlıkları bitti mi?” diye de sorar. “Ne
gezer!” demiş arkadaşı. “İmamlığa devam ediyor ama hırsızlığı da sürdürüyor.”
“Nasıl oluyor o?” “Allah’ı var, artık çalmıyor.” der. Allah’ı var, artık
çalmıyor. “Hatta günde beş vakit ‘hırsızlık günahtır ey cemaat, aman ha!’ diye
vaaz veriyor.” Köylü sorar: “Ee?” “İki tane adam
tuttu, onlara çaldırıyor, malı götürüyor.” der.
Teşekkür
ederim. Tablo budur. Tablo budur. (CHP sıralarından alkışlar)
KADİR
GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Nerede bu?
BAŞKAN –
Cumhuriyet Halk Partisi…
AHMET
AYDIN (Adıyaman) –Sayın Başkanım...
BAŞKAN –
Efendim?
ENGİN
ALTAY (Sinop) – Ne var bunda? Bunda sataşmadan söz verilemez.
AHMET
AYDIN (Adıyaman) – Sayın Başkanım, bu fıkrayı ne amaçla, kimi kastederek
konuştu, söylesin efendim sayın grup başkan vekili.
ENGİN
ALTAY (Sinop) – Ne alakası var? Fıkra anlattım ben kürsüde.
KADİR
GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Merak ettik, nerede olduğunu bile söylemedi.
BAŞKAN –
Bir saniye, bir saniye…
Sayın
Altay, diyor ki Sayın Aydın: “Bu fıkrayı kimin için, neyi kastederek anlattı?”
AHMET
AYDIN (Adıyaman) – Kimi kastettiği…
ENGİN
ALTAY (Sinop) – Sayın Aydın bunu bilmiyorsa burada boşuna oturuyor.
AHMET
AYDIN (Adıyaman) – Öğrenelim, söylesin. Tamam, söyleyin. Hangi köyün imamıymış,
onu söyleyin.
BAŞKAN –
Buyurunuz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
4.- Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın,
Sinop Milletvekili Engin Altay’ın sataşma nedeniyle yaptığı konuşması sırasında
Adalet ve Kalkınma Partisine sataşması nedeniyle konuşması
AHMET
AYDIN (Adıyaman) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Evet,
Cumhuriyet Halk Partisi, Sayın Başbakanımızdan bazen iyi şeyler de
öğrenebiliyormuş, “Edep yahu!” dediği gibi. Sayın Başbakanımız da bizler de her
zaman bu ifadeyi kullanıyoruz.
KADİR
GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Evet, “terbiyesizler”i de
kullanıyor ama.
AHMET
TOPTAŞ (Afyonkarahisar) – Edep yahu! Edep!
AHMET
AYDIN (Devamla) – İfadelerimizi kullanırken sözümüzün nereye gittiğini
hepimizin çok iyi takdir etmesi lazım. O sözün altında kalmaması lazım. O sözün
altında kimsenin kalmaması lazım.
ENGİN
ÖZKOÇ (Sakarya) - Çalarken de edepli olmak lazım.
AHMET
AYDIN (Devamla) – Değerli arkadaşlar, sizler Çankaya’nın yamyamlarını unuttunuz
herhâlde, değil mi?
OSMAN
AŞKIN BAK (İstanbul) – Doyuramadılar mı? Doymuyorlar hâlâ!
AHMET
AYDIN (Devamla) – Unuttunuz herhâlde değil mi? Doyuramadı sizi değil mi?
Kusura
bakmayın eğer bir hırsızlık varsa, eğer bir yolsuzluk varsa üzerine
gidilmiyorsa, kim gitmiyorsa o namerttir! (CHP ve MHP sıralarından gürültüler)
O şerefsizdir! Sonuna kadar hırsızlığın yolsuzluğun üzerine gidilecektir!
MUHARREM
VARLI (Adana) – Kim gitmiyorsa namerttir!
ORHAN
DÜZGÜN (Tokat) - Deniz Feneri hırsızları ne oldu, onu söyle!
AHMET
AYDIN (Devamla) – Ama olmadığı hâlde de birileri bu şekilde isnatlarda
bulunuyorsa da o da şerefsizdir! O da namussuzdur! O da ahlaksızdır!
KADİR
GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Mahdum ifade vermeye gitmedi ya!
AHMET
AYDIN (Devamla) – Değerli arkadaşlar, mahkemeler, yargı işini yapacak ama bir
“operasyon” adı altında da eğer milletin iradesi gasbedilmeye
çalışılıyorsa da bu millet namusu bildiği iradesine sahip çıkacaktır. Siz ne
yaparsanız yapın bu millet iradesine sahip çıkacaktır.
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) – Yardımları açıklasanız!
AHMET
TOPTAŞ (Afyonkarahisar) – Bakanlar nerede, bakanlar?
AHMET
AYDIN (Devamla) – Ve bu manada bu siyasi suikasta da asla ve asla prim
vermeyecektir.
Evet,
yargı işini yapacak ama kusura bakmayın da siyaseti de gasbedemeyecektir,
siyaset de işini yapacaktır. Siyaset, yapılan yanlışlara, hukuksuzluklara dur
demek için vardır.
Dolayısıyla
kim hukuksuzluğu yapıyorsa, kim hukuku çiğniyorsa, hukukçular da dâhil olmak
üzere, siyaset bunun gereğini yapacaktır, millet adına yapacaktır. Yargı da,
yasama da, yürütme de millet adına iş yapar. Milletin aleyhine kim ne iş
yaparsa da buna hepimiz dur diyeceğiz diyorum.
Teşekkür
ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
KADİR
GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Ahmet, mahdum ifadeye gidecek mi şimdi?
ENGİN
ALTAY (Sinop) – Şimdi benim anlattığım fıkradan sebep bir üzerine alınma oldu,
öyle anlıyorum ben.
Şimdi
“Çankaya yamyamları” derken bizi mi kastettiniz?
AHMET
AYDIN (Adıyaman) – Sizin belediye başkanınız söylemişti, Çankaya Belediye
Başkanı söylemişti. Ben söylemedim efendim, Çankaya Belediye Başkanı
söylemişti. Ben onları hatırlattım burada.
ENGİN
ALTAY (Sinop) – İyi, o hiç değilse söylemiş.
BAŞKAN –
Buyurun.
5.- Sinop Milletvekili Engin Altay’ın,
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında Cumhuriyet Halk Partisine sataşması nedeniyle konuşması
ENGİN
ALTAY (Sinop) – Teşekkür ediyorum.
Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Çankaya
Belediye Başkanı en azından müşteki olmuş. Böyle her kurumda, her ailede, her
siyasi partide bu tür şeyler çıkar…
AHMET
AYDIN (Adıyaman) – “CHP’lileri doyuramıyorum…”
ENGİN
ALTAY (Devamla) – Otur yahu! Otur! Ayıp yahu! Otur! Ayıp, ayıp…
Şimdi,
demek ki Çankaya Belediye Başkanı da birilerinden rahatsız olmuş, adam bunu
söylemiş. Keşke o Çankaya Belediye Başkanı kadar olabilse Sayın Başbakan ve
dese ki… Keşke Adnan Menderes kadar olabilse Sayın Başbakan, keşke Adnan
Menderes kadar olabilse, oğluna ticaret yapma yasağı getirebilse ve oğluna
“Oğlum, burası hukuk devleti, git mahkemeye, git savcıya ifadeni ver.”
diyebilse…
AHMET
AYDIN (Adıyaman) – Başbakan söyledi: “Evladım olsa bile affetmem.” dedi.
ENGİN
ALTAY (Devamla) – Bir dur kardeşim.
Siz biraz
önce dediniz ki: “Kim üstüne gitmiyorsa…” Siz söylediniz Sayın Başkan.
(Gürültüler)
Başkan,
kim konuşacak?
BAŞKAN –
Vallahi öyle tercih ediyorsunuz.
ENGİN
ALTAY (Devamla) – “Kim yolsuzluğun üstüne gitmiyorsa -yanlış duymadıysam-
namussuz ve şerefsiz.” dediniz, doğru mu?
AHMET
AYDIN (Adıyaman) – Doğrudur.
ENGİN ALTAY (Devamla) – Peki.
Şimdi,
ben burada bir soru soruyorum: Ortada iddialar var, para kasaları var, para
sayma makineleri var, paralar var, çil çil dolarlar
var, milyarlık saatler var, ayakkabı kutuları var.
AHMET
AYDIN (Adıyaman) – Yargı kararını verir.
ENGİN
ALTAY (Devamla) – Ve siz, hepiniz, hepiniz değil, bir kısmınız, AKP Grubunun
bir kısmı koro hâlinde “Büyük Türkiye'nin önünü kesmek için yapıldı.”
diyorsunuz değil mi siz?
AHMET
AYDIN (Adıyaman) – Evet ama “Yolsuzluğun üzerine gidilecektir.” diyor.
ENGİN
ALTAY (Devamla) – Peki, ben de diyorum ki: Türkiye hukuk devletiyse, Necmettin
Bilal Erdoğan’a bir mahkeme bir çağrı yapmış ise edep şunu gerektirir: “Git
oğlum, ver ifadeni.” demeyi gerektirir. Edep bunu gerektirir.
Saygılar
sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 18.26
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 18.46
BAŞKAN: Başkan Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER: Dilek YÜKSEL (Tokat), Bayram
ÖZÇELİK (Burdur)
BAŞKAN –
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 43’üncü Birleşiminin
Üçüncü Oturumunu açıyorum.
VIII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri (Devam)
3.- CHP Grubunun, Aydın Milletvekili Metin
Lütfi Baydar ve arkadaşları tarafından 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonu
sonrasında gelişen olayların araştırılarak sorumluların ortaya çıkarılması
amacıyla 6/1/2014 tarihinde Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel
Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak
Genel Kurulun 7 Ocak 2014 Salı günkü birleşiminde okunmasına, görüşmelerinin
aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN –
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu önerisinin lehinde Antalya Milletvekili Sayın
Mehmet Günal.
Buyurunuz.
(MHP sıralarından alkışlar)
MEHMET
GÜNAL (Antalya) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli
milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlar, maalesef, aradan önceki iktidar mensubu konuşmacılar on bir yıldır
iktidar olduklarını galiba unutmuşlar. Ben hayretle izledim içeriği. Herkes
tartışmaya cevabını verdi, ben de söyleyeceğim ama baştan şunu belirtmek
istiyorum ki siz on bir yıldır iktidardasınız.
Şimdi,
burada özellikle de Sayın Külünk “ikinci kurtuluş savaşı” falan dedi, birazdan
geleceğim ama eğer on bir yıldır iktidardaysanız bu savaşı kime karşı
vereceksiniz onu da anlayabilmiş değilim. Yani iktidarınız döneminde palazlanan,
gerçekleşen bu işlerden hakikaten haberdar değilseniz zaten böyle bir şeyi
konuşmanın bir anlamı yok, boşa iktidar olmuşsunuz, on bir yıldır haberiniz yok
demektir.
Şimdi,
değerli arkadaşlarım, bu olayın 2013 yılının değil, on bir yıllık AKP iktidarının
da değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin en büyük rüşvet ve yolsuzluk operasyonu
olduğu, iddianamede yer alan hususlar eğer gerçek çıkarsa çok net bir şekilde
ortadadır. Ama bu ilk değil. Biliyorsunuz, daha önce üstü örtülen özelleştirme
ihaleleri oldu, TÜPRAŞ, Türk TELEKOM, Galataport...
Bunun üzerine Deniz Feneri Almanya’da yargılandı, burada üzeri örtüldü,
aklandı. O zaman da yargı vardı, o zaman da hâkimler, savcılar vardı. Maalesef,
bu yolsuzlukların üstü örtüldü, teftiş kurulları kapandı… Burada bütçe görüşmelerinde
saatlerce tartıştık biliyorsunuz, AKP’nin Sayıştay denetiminden nasıl kaçtığını
hep birlikte gördük. Neden? E, bir şey araştırıldığı zaman usulsüzlük,
yolsuzluk ortaya çıkıyor. Bunun araştırılmasını önlemenin yolu da kanunlarla
kurumları kapatarak, denetim yetkisini elinden alarak oluyor.
Şimdi,
biz, esas itibarıyla masumiyet karinesine inanıyoruz. Suçsuzlukları ispat
oluncaya kadar ya da suçlu oldukları ispat olununcaya kadar herkesle ilgili bir
şey söylemek doğru değil ama ortada da görünen deliller var. Bunların
soruşturulmasını engellemeyi anlamak da mümkün değil. Çok net bir şekilde
yalanlanamayan, ortada görünen deliller var ki bu deliller ciddi bulunduğu için
ilgili bakanlar görevlerinden alındı ya da istifa ettirildi ve şu anda yeni bir
kabine oluşturuldu. Herhâlde hiçbir şey olmamış olsaydı dururlardı veya ilk
anda en azından istifaları istenebilirdi.
Şimdi,
değerli arkadaşlar, burada birkaç tane hususu dikkatinize sunmak istiyorum.
Dedim ya, on bir yıldır bu devam ediyor diye. AKP hükûmetleri birtakım yasal
çalışmalarla bu usulsüzlüklerin, yolsuzlukların altyapısını yaptılar. Bir iki
örnek vereyim: Şu anda arkadaşlarımız yukarıda, Plan ve Bütçe Komisyonunda
mevcut hâliyle 130 maddeye yakın, ekleneceklerle 150’yi geçecek bir torba kanun
tasarısı daha görüşüyorlar. Onun içerisinde de bu söylediğim tipten öneriler,
teklifler, tasarının içerisinde olan maddeler var. En önemlisi, Kamu İhale
Kanunu’nda birçok madde değiştirildi, her şey istisna, muafiyet kapsamına
alındı ve böylece usulsüzlüğün, yolsuzluğun önü açılmış oldu.
İkincisi:
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, TOKİ gibi kurumlara ve üstüne üstlük de Çevre
ve Şehircilik Bakanlığına bugün gündemde olan imar planlarıyla özel imar yetkisi verildi,
belediyelerin üzerinde, kendiliğinden, kafasına göre bir imar yapma yetkisi
verildi, imar planlarını tadil etme yetkisi verildi. Şimdi, bu da bu tip
yolsuzlukların önünü açan bir düzenlemeydi, uyardık, olmadı.
Burada
Halk Bankasıyla ilgili konuşulan, onun dışında 87 milyar eurodan
bahsedilen şey sadece İran’a ambargonun delinmesiyle ilgili, altın ticaretiyle
ilgili husus değil biliyorsunuz. Bunun içerisinde kara para aklama var,
suçlamalar var. Burada biz terörün finansmanıyla ilgili, kara paranın
önlenmesiyle ilgili kanun çıkardık mı? Çıkardık. Ama başka ne çıkardık? Bunu
kolaylaştıran vergi barışı, varlık barışı gibi kanunlar da çıkardık. Kaynağını
sormadan getirdiğiniz parayı yüzde 2 alıp, aklayacağız dedik. Şimdi, bunlar bu
usulsüzlüğün önünü açmıyor mu? Kaynağını sormadan gelen para nereden geldi, ne
kadar miktar geldi, kim getirdi? Sorduğumuz sorular havada kalmıştı. Maalesef
bunlar uzun hikâyeler.
Bu
bankalarla ilgili konuyu ayrıca gündeme getireceğim ama burada birkaç şeye daha
değinmek istiyorum değerli arkadaşlar.
Kısacası,
denetimden nasıl kaçtığımız ortadayken bunları engelleme şansımız yok. Soruşturulması, üzerine gidilmesi lazım.
Sayın
Başbakan az önce Sayın Külünk’ün dediği gibi istiklal savaşı olarak
nitelendiriyor. Hakikaten, bu yolsuzluğun üstünü örtmek için emniyetle,
yargıyla başlattığınız savaşı nasıl istiklal savaşı olarak görüyorsunuz ben
anlamadım. Kimin istiklali ya da kimin istikbali için bu savaşı yapıyorsunuz?
Türk milletinin istiklali için çalışmadığınız ortada çünkü on bir yıldır bütün
Türk milletinin istiklalini tehlikeye atan bölücü, parçalayıcı politikalar bu
dönemde gündeme geldi. Habur’dan Oslo’ya uzanan ve en son şu anda Mecliste de
devamını seyrettiğimiz birtakım senaryolar Türk milletinin istiklalini de,
istikbalini de tehlikeye atan senaryolardı. Genel Başkanımız önceki hafta
İzmir’de yaptığı konuşmada sormuştu: “Bu savaşın tarafları kim, kime karşı
yapıyorsunuz? Böyle bir savaş nasıl olur? Burada istiklal ne anlama gelir?
Örneğin, helale yüz çevirip haramın derin çukuruna düşmek istiklal mi, yoksa
ikbal mücadelesi midir?” Bunları açık bir şekilde ortaya
koymak lazım. Asıl, istikbalimizi gölgeleyen; varsa yerli, yabancı, iş
birlikçi, kumpasçı, paralel, ne varsa bunları palazlandıran, bunları bu hâle
getiren Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarıdır. On bir yıldır bunlar çıkmıştır.
Burada, lütfen, eğer terör örgütüne… Türk milletinin istiklalini terör
lobilerine, cinayet projelerine, illegal örgütlere, devlet içinde yuvalanan her
neviden gruplara ikram eden, asıl bu “İstiklal mücadelesi yapıyorum.” diyen on
bir yıllık AKP iktidarıdır.
Değerli
arkadaşlar, burada, hukuki durumla ilgili birkaç şeyi dikkatinize sunmak
istiyorum. Sayın Başbakanın çok çarpıcı cümleleri var bugün yaşadığımız
garabetle ilgili. Sayın Genel Başkanımız bugün grup toplantısında değindiler,
bir cümleyi sizin de dikkatinize sunmak istiyorum. Diyor ki Sayın Başbakan 13
Ocak 2009 tarihli Meclis toplantısında… Bugün mahkemeye sürekli müdahale ederek
yargıyı yönlendirdiğini… HSYK’yla ilgili kanun
tekliflerini, tasarılarını, Danıştayla ilgili
tasarıları, teklifleri unutarak, bugün sanki orada bir paralel devlet varmış
gibi söylüyor ama bakın 2009 yılında ne demiş: “Ortada devam eden bir dava, bir
mahkeme süreci, devam eden bir soruşturma var. Savcılarımız, hâkimlerimiz
tamamen bağımsız şekilde çalışmalarını yürütüyor. Süreç tamamen hukuk
çerçevesinde, tamamen Anayasa ve ilgili yasalar çerçevesinde devam ediyor.”
Bunu Sayın Başbakan söylüyor. Şimdi ne oldu? Şimdi ters döndü, bunlar paralel
devlet oldu. Hukuk nereye gitti? Devamında da şöyle diyor: “Esasen Hükûmet
olarak da, siyasetçiler olarak da, vatandaşlar olarak da bize düşen, hukuk
kurallarının işlemesine yardımcı olmaktır.” Şimdi niye olmuyorsunuz? Kimin
istikbali ve istiklali için mücadele ediyorsunuz? “Burada gerçekten de vahim
iddialar vardır. Anayasa’mıza, yasalarımıza göre suç teşkil eden ithamlar
vardır. Bu iddiaların peşine düşen, bu iddiaları aydınlatmaya çalışan bir hukuk
sistemimiz var. Bırakalım yargı işlesin, bırakalım hukuk işlesin, bırakalım ak
ile kara ortaya çıksın.” diyor Sayın Başbakan. Biz de onun bu sözlerine
katılıyoruz ama bugün de bunu kabul etmesi gerektiğini söylüyoruz.
Şimdi,
burada, değerli arkadaşlar bir taraftan hukukun üstünlüğünü savunurken, bir
taraftan bu tip yaklaşımlarda bulunmak, emniyeti, savcıları, hâkimleri yer
değişikliğine tabi tutmak, görevden almak ve “paralel devlet” olarak
nitelendirmek doğru değil. Ha, orada varsa bir usulsüzlük
onun da üstüne gidin, orada varsa farklı, Anayasa’ya, yasalara aykırı bir durum
onun da üstüne gidin, üstünü örtmeyin, bizim buna itirazımız yok ama böyle bir
ortamda olumsuzlukların üstünün örtülmesini ve hele hele kendisinin de itiraf
ettiği gibi “Oğlumun üzerinden bana geliyorlar.” dediği imar usulsüzlükleri,
vakıf yolsuzluklarının üstünün örtülmesini biz anlayamıyoruz.
Bir
taraftan son, bu durumu düzeltmek için şu anda hukuk çalışmaları yapılıyor, bir
taraftan “istiklal ve istikbal mücadelesi” diyorsunuz ama gerçekten istiklal
mücadelesini yapan, bu memleketin istiklali ve istikbali için mücadele eden
değerli milletvekilimiz, şu anda tutuklu bulunan Engin Alan’ın
durumunu da burada istismar malzemesi yapıyorsunuz. Bunları anlamak mümkün
değil. Hukuk devleti varsa herkes için eşit uygulanmak zorunda. Neden
beklediniz, neden tutukluluk kararı çıkıncaya kadar beklediniz de bugün
karıştırıyorsunuz? Lütfen Engin Alan Paşa’yı buraya karıştırmayınız. Sayın
Genel Başkanımızın tabiriyle “şerefsizce yazılan, iğrenç bir senaryo”nun sonucunda içeride tutulan Engin Paşa’nın
kendisi de bizatihi gönderdiği şeyde kendisinin bunlardan ayrı tutulması gerektiğini
ve PKK’nın aklanmasına, İmralı canisinin affına yol açacaksa ömür boyu orada
yatmayı tercih ettiğini söylemiştir.
Bizler bu
yolsuzlukların üstünün örtülmesini istemiyoruz. Hukuk devleti varsa herkese
eşit uygulansın, sonuna kadar gidilsin, Başbakan da olsa onun da sonuna kadar
gidilsin diyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ederim Sayın Günal.
Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu önerisinin aleyhinde Kırıkkale Milletvekili Sayın Ramazan
Can.
Buyurunuz.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
RAMAZAN
CAN (Kırıkkale) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Konuşmama
başlarken, her şeyden önce beraatizimmet asıldır, onu
beyan etmek istiyorum. Buna rağmen, kim yolsuzluk yaptıysa Allah onu kahretsin,
çaldığı çırptığı varsa zehir ile zıkkım olsun. (MHP sıralarından “Amin! Amin!” sesleri)
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) – Beddua etme Ramazan!
RAMAZAN
CAN (Devamla) – Ancak, yine özellikle söylüyorum ben: Beraatizimmet
asıldır. Hak ettiği cezayı da herkes almalıdır. Hukuk devletinde hukuk kendi
işini yapacak, siyaset de kendi işini yapacaktır. Hükûmet ve parti olarak
bizler yolsuzluk yapanların karşısında olduk, olmaya devam edeceğiz. Sayın
Başbakanımız “Eğer yolsuzluk yapan babamın oğlu da olsa, oğlum da olsa onun
üzerine gideceğiz.” demiştir. Siyaseten de yapılması gerekenler yapılmış ve
ilgili bakanlar, beraatizimmet asıl olmakla birlikte,
görevlerinden istifa etmişlerdir. Ancak 17 Aralık operasyonu, “yolsuzluk” adı
altında yapılan, millî iradeye ve Hükûmeti devirmeye yönelik bir operasyondur,
demokratik açılım sürecine ve terörün çözümüne yönelik sürecin önünü kesmek
için ulusal ve uluslararası bazı güçlerin yolsuzluk kılıfı altında yapmış
oldukları operasyondur. 17 Aralık komplosunun Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve 30
Mart belediye seçimleri öncesinde Türkiye'nin yürüyüşünü durdurmaya yönelik bir
hamle olduğunu herkes bilmektedir. On dört ay boyunca gizlenmiş ve 17 Aralıkta
tüm emniyet ve adalet hiyerarşisi atlanarak siyasi mühendisliğe gidilmiş ve
Türkiye'nin önü kesilmek istenmiştir.
Değerli
arkadaşlar, yolsuzluk kisvesi altında yapılan aslında çok farklı boyutları olan
bir operasyon, asla bir rutin hukuki işlem değildir. Hukuki operasyon zırhında,
birbiri içerisine çok farklı siyasi hedeflerin konulduğu, siyaset mühendisliği
projesidir.
Hazırlık
tahkikatı gizlidir. Hazırlık tahkikatında deliller lehe ve aleyhe olmak üzere
toplanır. Dosyaların gizli olması, hukukta, birincisi, soruşturmanın selameti
açısından, ikincisi de şüphelilerin infaz edilmemesi açısından gereklidir. Ama
bütün bu süreçlere, hukukun genel ilkelerine uyulmamıştır. Masumiyet karinesi
açısından tahkikat gizli olmalıdır dedik. Bu süreçte buna uyulmamıştır. On dört
aylık bir bekletme söz konusudur. Emniyetçe ve savcılıkça bilgi sızdırılarak
operasyonun ikinci ayağı olan medya devreye sokularak toplumda Hükûmet ve AK
PARTİ aleyhine yolsuzluk algısı işlenmeye çalışılmıştır. Savcı bununla da
yetinmeyerek, âdeta basın açıklaması yaparak basına bildiri dağıtmıştır.
Böyle bir
garabet, Allah aşkına, değerli milletvekili arkadaşlar, hiçbir hukuk devletinde
olabilir mi? “İki dakika süren var, ifadeni ver, çık.”, “Efendiler seni
kurtarsın.” demek hangi hukuk devletinde vardır? Diğer taraftan, farklı
soruşturmaların tesirinin güçlü olması açısından aynı güne denk getirilmesi,
maalesef yargıdaki belli bir grubun siyaset mühendisliğine soyunması anlamına
gelmektedir.
“Operasyon
hukuka aykırı bir şekilde başlamış ve aynı şekilde devam etmektedir ve
masumiyet karinesi çiğnetilmiştir.” dedik. Hâlbuki, aslolan, öncelikle hukukçuların uyması gerekir hukuka.
Yargının dışında olan eğer bir hukuksuzluk varsa yargı gereğini yapmalıdır
ancak hukuk camiasında, yargı camiasında hukuksuzluk yapan varsa, siyasi
mühendisliğe soyunan varsa yargı ve hukuk gereğini yapmalıdır. Yargı içerisinde
yanlışlık yapan varsa dokunulmaz olmamalı, imtiyaz sahibi olmamalıdır. Diğer
taraftan, HSYK bir
idari kuruldur, yargılama kurulu ve yargı makamı değildir. Buna
rağmen, idari kurulun yürüyen bir davayla ilgili açıklama yapması Anayasa’mızın
138’inci maddesinin açıkça ihlalidir.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bunu muhalefet partileri de bilir ki, AK PARTİ’nin varlık sebebi yolsuzluk, yasak ve yoksulluğa
karşı çıkışıdır. Bu hukuk dışı operasyonla toplum vicdanında AK PARTİ aleyhinde
yolsuzluk algısı medya üzerinden oluşturulmak istendi ancak toplum ve
milletimiz oynanan oyunları gördü, fotoğrafın tamamına şahit oldu. 30 Martta
sizler de göreceksiniz. Herkes hukuka uymalı, herkesten önce de yargı hukuka
uymalı, asla tuz kokmamalı. Yargı, elindeki hukuk silahını siyaseten
kullanmamalı.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 17 Aralık mühendisliği milletin Hükûmetini ve
milletin iradesini hedef almıştır. 17 Aralık mühendisliği Türkiye ekonomisini,
demokrasiyi, sandığı hedef almıştır; Türkiye’nin enerji yatırımlarını,
Türkiye’nin aktif, onurlu dış politikalarını hedef almıştır. 17 Aralık
mühendisliği, hangi partiye oy verirse versin, ayrım yapmaksızın milletimizi,
milletimizin alın terini hedef almıştır. Yine, 17 Aralık mühendisliği
Diyarbakır’da oluşan kardeşlik iklimini, susan silahları, gelmeyen şehitleri,
ölüleri, çözüm sürecini, kardeşliğimizi, millî birlik ve beraberliğimizi hedef
almıştır.
Yargı ve
emniyet üzerine çöreklenmiş bir yapı, aldığı talimatlarla Türkiye’nin
istikrarına, güven ortamına, Türkiye’nin büyüyen ekonomisine ve kardeşliğine
suikastta bulunmuştur, hatta çöreklenmiş bu yapı egemenliği milletten alıp
yargıya devretmek için kirli tuzaklar kurmuştur. Hâlbuki bu tuzaklara gerek
yoktur. Demokraside millet getirir, millet götürür. Önümüzde 30 Mart seçimleri,
bir yıl sonra cumhurbaşkanlığı seçimleri ve bir yıl sonra genel seçimler var.
Eğer millet memnun değilse iktidarı görevden alır, son söz milletindir. Millet
bize destek oldukça biz de bu emaneti kimseye yedirmeyeceğiz. Yeni Türkiye’de
hükûmetleri sadece millet işbaşına getirir, sadece millet görevden alır;
birtakım kurumlar içindeki illegal yapılar asla değil.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; medya, geçmişte yaptığı gibi, millete,
siyasete yön vermiştir ama artık asla veremeyecektir. Sermaye, geçmişte yaptığı
gibi, Hükûmet kurmuş, asla kuramayacaktır bugün. Uluslararası şer odakları,
geçmişte olduğu gibi, içerideki hain taşeronları kullanarak ülkemizi ameliyat
edemeyeceklerdir. Biz buna asla fırsat vermedik, vermeyeceğiz. Eski Türkiye’nin
alışkanlıkları artık geri gelmemek üzere tarihe geçmiştir. Yeni Türkiye’de
egemenlik milletindir, söz de karar da yetki de milletindir. Çözüm süreci, bu
saldırı ve sabotajlara rağmen güçlü bir şekilde gelişecek, kardeşliğimiz
pekişecek, millî birlik ve beraberliğimiz güçlenmeye devam edecektir.
Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; operasyonun hedefi yolsuzlukla mücadele değil,
millî iradeye operasyondur; Hükûmeti devirmeye yönelik bir operasyondur; 30
Mart seçimlerine, cumhurbaşkanı seçimlerine yönelik operasyondur. Hukuki
olmadığını, bu operasyonların siyasi olduğunu vatandaşımız da biliyor. Bu
nedenle sandıkta, 30 Martta da buna vereceği cevaptan şüphemiz olmadığını
tekrar beyan ediyorum.
Ülkemizin
dünyanın sayılı ekonomilerinden biri olması, 2023 vizyonundan,
terörün çözümüne yönelik atılan adımlardan, mazlum ülkelerin temsilcisi
olmamızdan, dışarıda itibar kazanmamızdan, millî gelirimizin artmasından,
şehitlerin gelmemesinden kim memnun değilse operasyonun arkasında onların
olduğu da açıktır. Demokratik açılım sürecinin önünü kesmek için ulusal ve
uluslararası bazı güçler devreye girmiştir.
Değerli
arkadaşlar, hiç kuşkunuz olmasın, yeni Türkiye, 2023, 2053 ve 2071 hedeflerine,
büyük Türkiye idealine el birliğiyle yürüyecek, âdeta koşacaktır. Milletimizin
hayır dualarıyla kurulmuş devletimizin aydınlık yarınlara doğru koşmasına
siyaset mühendisleri asla engel olamayacaktır ve buna milletimiz karar
verecektir diyor, Genel Kurulu tekrar saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ederim.
Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu
maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım.
4.- AK PARTİ Grubunun, gündemin “Kanun Tasarı
ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmında bulunan 520, 455,
63 ve 377 sıra sayılı kanun tasarılarının bu kısmın 3, 4, 5 ve 6’ncı sıralarına
alınmasına ve diğer işlerin sırasının buna göre teselsül ettirilmesine ilişkin
önerisi
7/1/2014
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma
Kurulunun 7/1/2014 Salı günü (bugün) yaptığı
toplantıda siyasi parti grupları arasında oy birliği sağlanamadığından, İç Tüzük’ün 19’uncu maddesi gereğince grubumuzun aşağıdaki
önerisinin Genel Kurulun onayına sunulmasını arz ederim.
Ahmet
Aydın
Adıyaman
AK
PARTİ Grup Başkan Vekili
Öneri:
Gündemin
“Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmında
bulunan 520, 455, 63 ve 377 sıra sayılı kanun tasarılarının bu kısmın 3, 4, 5
ve 6’ncı sıralarına alınması ve diğer işlerin sırasının buna göre teselsül
ettirilmesi önerilmiştir.
BAŞKAN –
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu önerisinin lehinde ilk söz, İstanbul
Milletvekili Sayın Tülay Kaynarca’ya aittir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Buyurun.
TÜLAY
KAYNARCA (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Adalet ve Kalkınma
Partisi grup önerisi üzerinde söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, AK PARTİ grup önerimiz, gündemde görüşülmesi öngörülen kanun
tasarı ve teklifleriyle ilgilidir.
Gündemin
“Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmında
bulunan 520, 455, 63 ve 377 sıra sayılı kanun tasarılarının, bu kısmın 3, 4, 5
ve 6’ncı sıralarına alınması ve diğer işlerin sırasının buna göre teselsül
ettirilmesi önerilmiştir.
Değerli milletvekilleri, görüşülmesini önerdiğimiz uluslararası
sözleşmelerde ise şunlar yer alıyor: Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Japonya
Hükümeti Arasında Nükleer Enerjinin Barışçıl Amaçlarla Kullanımına Dair İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı; diğer
uluslararası sözleşme ise Nükleer Maddelerin Fiziksel Korunması Sözleşmesinde
Değişikliğin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu, Nükleer Enerjinin Barışçıl Amaçlarla Kullanımına Dair Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Ürdün Haşimi Krallığı
Hükümeti Arasında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı ve son olarak, 377 sıra sayılı Nükleer Enerjinin Barışçıl
Amaçlarla Kullanımına Dair Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Çin Halk
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı.
Adalet ve
Kalkınma Partisi grup önerisine desteğinizi bekliyor, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ederim Sayın Kaynarca.
Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubu önerisinin aleyhinde Manisa Milletvekili Sayın Hasan
Ören, buyurunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
HASAN
ÖREN (Manisa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yine, kürsüye çıktığımda
her zaman tekrarladığım bir şeyi daha tekrarlayacağım: Gerçekten bu Meclisin
seçmene saygısı var ise, bu Meclisin seçmenden sakladığı bir şey yok ise TRT
3’ü yani Meclis kanalını Parlamento çalıştığı süre içerisinde açık tutması
gereklidir. Yine tekrarlıyorum: Yirmi dört saat yayın yapan TRT Şeş, Arap
ülkeleri bunu hak ediyor ise bu yüce Meclisi, bu Parlamentoyu izlemek,
milletvekillerini denetleme hakkını kullanmak isteyen halktan neyi kaçırıyorsunuz?
Lütfen, rica ediyorum, burada bu kürsüden halkının adına konuşan
milletvekillerini halkın izlemesini engellemeyin.
Bir
araştırma önergesi, bununla ilgili, geçen hafta Danıştay Kanunu’yla ilgili yine
gündem değişikliğine gidildi. Danıştay Kanunu’yla ilgili yapılan gündem
değişikliğinde, Başbakanın Japonya gezisi öncesi konuştuğuyla Danıştay
Kanunu’nun gelmeyeceği öğrenildi. Bakanın haberi yok, milletvekillerinin haberi
yok; muhalefet milletvekillerine hadi haber vermiyorsunuz, saymıyorum.
Değerli
arkadaşlarım, her gün böyle bir gündem gelir. Hepimiz milletvekilleri olarak bu
gündem üzerinde çalışırız, tartışırız ama ne yazık ki yürütme yasamayı öyle bir
baypas etmiş ki, artık, gündemle ilgili milletvekillerini bilgilendirmeye
ihtiyaç hissedilmez hâle gelmiş. Gündemde grup önerileriyle ilgili… BDP’nin grup önerisi var, MHP’nin grup önerisi var,
Cumhuriyet Halk Partisinin grup önerisi var. Peki, bu gündemde Adalet ve
Kalkınma Partisinin grup önerisi yok mu? Haberimiz yok. Hadi bizim haberimiz
yok, anladık. Peki, siz milletvekillerinin haberi olması gerekli değil mi? Yani
AKP milletvekillerinin odasına gelen bu gündemde, milletvekilleri olarak siz,
bu gündeme göre hazırlanmıyor musunuz? Yani burada da aynı; CHP, MHP, BDP grup
önerileri.
Değerli
arkadaşlarım, bu, halkın Meclisiyse, devamlı övünüyor iseniz, halk iradesiyle
teşekkül etmiş Meclise saygı istiyor iseniz, ilk önce yürütme yasamaya saygı
gösterecek.
Türkiye
yolsuzluklarla çalkalanıyor. Biraz evvel değerli arkadaşımız Cumhuriyet Halk
Partisinin grup önerisini getirdi. Türkiye, 17 Aralıkta patlayan ve Türk
halkının hiç müsamaha göstermediği –doğru, yanlış- iddialar üzerine Adalet ve
Kalkınma Partisini dinlemek istiyor ama ne yazık ki, Cumhuriyet Halk
Partisinin, Sayın Metin Lütfi Baydar’ın getirdiği grup önerisini
reddediyorsunuz. Niye çekiniyorsunuz? Niye konuşmayla ilgili bu konu üzerinde
fikir beyan etmiyorsunuz? Neden yine yan yollara sapıyorsunuz, yine
teorisyenlik yapıyorsunuz? “Bize karşı komplo kuruldu. Paralel devlet, derin
devlet, pergel devlet...” Biz bunları konuşmuyoruz. Bizim cemaatle işimiz yok,
AKP’yle işimiz yok. Bu hırsızlığı kim yapmış, bu halkın emeğini ve alın terini
kim çalmış, bizim düşüncemiz bu, bunu bulalım. Eğer iktidar siz iseniz
iktidarın bunun cevabını vermesi gerekli ama bakıyorsunuz ki iktidar oralı
değil, iktidar başka bir şeyin peşinde. “Aman bu gündemi kapatalım, aman bunu
konuşmayalım.” Ee, peki, Türkiye’deki milyonlarca
insan bunun konuşulmasını istiyor ise sizin derdiniz ne?
Yirmi
yıldan beri… 1993 yılında Nurettin Sözen’in İstanbul Belediye Başkanlığı
yaptığı dönemde, İSKİ Genel Müdürünün zimmetine geçirdiği parayla ilgili,
Nurettin Sözen parayı geçiren genel müdürü aldı götürdü, savcının, hâkimin
karşısına dikti. Yirmi yıldır “İSKİ, İSKİ” şarkısı söylediniz. Şimdi, 17
Aralıktan bu yana, kutuları konuşalım; “Olmaz.” Para sayma makinesini
konuşalım. “Konuşmayalım.” Ee, peki, bu para
kasalarını konuşalım; “Onu da konuşmayalım.”
Gaziantep
milletvekilleri çok iyi bilir, para kasalarının en iyi imal edildiği yer
Gaziantep’tir. Ee, Seyyar Tayyar, “tweet”te çok şampiyonsun, “tweet”
atmaya başladın, patladı gitti. Bununla ilgili, Bakanın oğlunun evinde çıkan 6
tane para kasasıyla ilgili hiçbir düşüncen yok mu? “Tweet”leri
kullanırken yani Bülent Arınç’ın dediği gibi “çıt çıt” attığınız “tweet”lerde
bununla ilgili bir şey söylemeyecek misiniz?
AKP’nin
seçmeni sizden bir izahat beklemiyor mu? Keşke inkâr etseydiniz, keşke şunu
söyleseydiniz seçmen buna inanacaktı: “Bunlar fotomontaj, bu kasalar yok,
fotoğraflarda hile yapmışlar, dijital hileler kullanılmış. Bu gerçek değil.”
deseydiniz seçmeniniz buna ikna olacaktı ama bir hata yaptınız -Cenab-ı Allah yukarıda, elinizi kolunuzu bağladı- dediniz
ki: “Evet, Genel Müdürün evinde çil çil yeşil 4,5
milyon dolar kutuların içerisinde bulundu ama…” “Bulundu.” dediğiniz an o
parayı kabullenmiş oldunuz. Dediniz ki: “Evet, para kasaları var, para sayma
makinesi var, milyon dolarlar var ama…” Değerli arkadaşlarım, “ama”yı dinlemiyor insanlar, “ama”yı dinlemiyor insanlar. Genel Müdürün evinde bu kadar
paranın nasıl durduğunu izah etmek zorundasınız.
Değerli
arkadaşlarım, bu, Adalet ve Kalkınma Partisi bir panik hâline gelmiştir. Adalet
ve Kalkınma Partisi yolsuzlukla ilgili gerekli olan tedbiri almamaktadır,
üzerini örtme telaşı içerisindesiniz. Niye üzerini örtüyorsunuz? Şimdi, yirmi
yıldır “İSKİ, İSKİ, İSKİ…” bir marş hâline getirdiniz, şimdi “Bilal, Bilal,
Bilal, Bilal…” diye yirmi yıl da biz konuşalım mı?
MEHMET
METİNER (Adıyaman) – Yakışır sana!
İHSAN
ŞENER (Ordu) – Haklılığınız varsa konuşursunuz. Böyle bir şey yok ama. İftira
atarak ona inanıyorsunuz, sadece iftira atıyorsunuz.
HASAN
ÖREN (Devamla) – Anayasa’ya hepimiz yemin etmedik mi burada? Bu Anayasa’ya
yemin etmedik mi? Anayasa’ya bağlı kalacağımıza, hukuk devleti olduğumuza yemin
etmedik mi? Savcı, hukuk devletinin cumhuriyet savcısı eğer bir tebligat
çıkarıyor ise…
İHSAN
ŞENER (Ordu) – Sabırlı olun, sabırlı.
HASAN
ÖREN (Devamla) – …o tebligata Genelkurmay Başkanı uyuyor ise Sevgili Bilal niye
uymuyor?
ALİ ŞAHİN
(Gaziantep) – Şu an yaptığınız bir iftira.
HASAN
ÖREN (Devamla) – Birçoğunuzu tenzih ederim ama sizlerin çocuklarını anaları
Kadir Gecesi’nde mi doğurmuş? Bizlerinki ne oluyor?
İHSAN
ŞENER (Ordu) – İftira üzerinden siyaset yapmayın.
HASAN
ÖREN (Devamla) – Nasıl bir iftira?
İHSAN ŞENER (Ordu) – Tabii ki iftira.
HASAN
ÖREN (Devamla) – Tutuklulukla ilgili 2 defa müracaat ediyorsunuz, tutukluluk
süresinin devamına karar veriyor. Savcıyı değiştiriyorsunuz, yetmedi, binlere
yakın polisi ve müdürü değiştiriyorsunuz. Sinmiyor içinize, yüzünüzden belli;
sinmiyor, sinmeyecek de içinize.
ALİ ŞAHİN
(Gaziantep) – Yo, gayet de siniyor.
HASAN
ÖREN (Devamla) – Değerli arkadaşlarım, eğer siz gerçekten bu batağın içinden
çıkmak istiyor iseniz dün söylediklerinizi bugün kulaklarınızın duyması
gerekli. Hani dün ne diyordunuz? Hani burada oturan arkadaşlarımız diyordu ki:
“Biz biat etmeyiz kimseye, biat bizim kültürümüzde yok. Tutturmuşsunuz
Kemalizm… Bir ‘izm’ takmışsınız, kişiye biat
ediyorsunuz.” Konuşulanları ne yapacağız? Dün dündür, bugün bugündür. Ne diyor
arkadaşlar: “Biz biat ederiz, itaat ederiz, yolunda da ölürüz.”
MEHMET
METİNER (Adıyaman) – Aynen… Ölürüz, evet.
HASAN
ÖREN (Devamla) – E, biz de Mustafa Kemal Atatürk için ölürüz.
MEHMET
METİNER (Adıyaman) – Ölün.
HASAN
ÖREN (Devamla) – Biz de Mustafa Kemal Atatürk için ölürüz. Demek ki dün
söyledikleriniz doğru değil.
MEHMET
METİNER (Adıyaman) – Biat bizim kültürümüzde var.
HASAN
ÖREN (Devamla) - Ama biz biat etmeyiz Mustafa Kemal Atatürk’e, biz itaat
etmeyiz Mustafa Kemal Atatürk’e...
ERKAN
AKÇAY (Manisa) – Mustafa Kemal Atatürk yolsuzluk mu yaptı? Niye mukayese
ediyorsun Sayın Ören?
HASAN
ÖREN (Devamla) - …biz Mustafa Kemal Atatürk’ü sevdiğimiz için onunla birlikte
hareket ederiz. (Gürültüler)
ERKAN
AKÇAY (Manisa) – Yolsuzluk yapan Tayyip Erdoğan’a biat ediyor bunlar.
Haramzadelere, kara paracılara biat ediyorlar. Mustafa Kemal’le mukayese edilir
mi?
HASAN
ÖREN (Devamla) – Değerli arkadaşlarım, gemi battı, bir an evvel terk edin. Terk
eden arkadaşlarımız bellidir, bu da devam edecektir. Buradan kaçış yok.
MEHMET
METİNER (Adıyaman) – Sen biatin anlamını öğren, ondan sonra…
HASAN
ÖREN (Devamla) - Bunların hepsini biz söylemiş olsaydık kabul… Ne dedi Erdoğan
Bayraktar? “Ben bunu yaptıysam sen söyledin yaptım. Sen de o zaman yargılan,
sen de o zaman istifa et.” dedi. Kime söyledi? Sayın Başbakana söyledi.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ederim Sayın Ören.
MEHMET
METİNER (Adıyaman) – Sayın Başkan, şu meseleye ben de bir iki çift laf edeyim,
biat meselesine.
BAŞKAN –
Yani, o iki çift lafı ederseniz yarım saatimiz gider.
ERKAN
AKÇAY (Manisa) – Ya, iki çift laf edip… Burası kahvehane mi Sayın Başkan? Ne
biçim söz istiyor bu adam? İki çift laf edecekmiş. Git, kuliste…
MEHMET
METİNER (Adıyaman) – Şöyle bir kelimeyle, lütfen…
BAŞKAN –
Muhterem, ben size söz veririm de ben ricada bulunuyorum, diyorum ki: Feragat
ederseniz yarım saatimiz şey yapar.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) – Sataşma yok ki.
MEHMET
METİNER (Adıyaman) – Hiçbir şekilde bir şey yapmam. Merak etmeyin.
BAŞKAN –
O sizin hakkınız, vereceğim onu. Başka bir şey dedim, kişisel bir ricada
bulundum.
Buyurunuz.
IX.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
6.- Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner’in,
Manisa Milletvekili Hasan Ören’in AK PARTİ grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması
MEHMET
METİNER (Adıyaman) – Sevgili Hasan, bırak da kimi ne kadar seveceğimize, nasıl
seveceğimize biz karar verelim. Biatin anlamını bilmiyorsan öğrenirsin;
sadakatle bağlılık demektir. Biz liderimize sadakatle bağlıyız. Söylediğimiz
budur. Zoruna gidiyorsa gitsin. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MEHMET
GÜNAL (Antalya) – “Allah’tan başkasına biat etmem.” diyen bakanlarınız vardı o
zaman.
MEHMET
METİNER (Devamla) - Biat dediğiniz şey, itaat dediğiniz şey bizim nezdimizde
kötü olan bir şey değildir.
MEHMET
GÜNAL (Antalya) – “Allah’tan başkasına biat edilmez.” diyordu.
MEHMET
METİNER (Devamla) – Biz ihanetçilerden değiliz; liderimize sadakatle bağlıyız,
ölümüne de arkasındayız.
MEHMET
GÜNAL (Antalya) – Başbakan yardımcısı diyordu iki sene önce.
MEHMET
METİNER (Devamla) - Saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
HASAN
ÖREN (Manisa) - Sayın Başkan, sataşma var efendim.
BAŞKAN –
Bir şey demedi ama… Yok, Sayın Ören…
HASAN
ÖREN (Manisa) – Efendim, ismimi zikrederek...
BAŞKAN –
Yok, Allah aşkına!
HASAN
ÖREN (Manisa) – Olur mu “Hasan Ören” dedi, bana söyledi.
BAŞKAN –
Hayır canım… Siz ona dediniz.
HASAN
ÖREN (Manisa) – Olur mu efendim, ben isim kullanmadım. Bakın, efendim benim
konuşmamda…
BAŞKAN –
Hayır canım, sağır sultan biliyor. Sayın Milletvekilim…
HASAN
ÖREN (Manisa) – Sayın Başkanım, 69’a göre isim zikrederek konuşuluyor ise bana
bir hak doğar.
BAŞKAN –
Hayır canım…
HASAN
ÖREN (Manisa) – Arkadaşımızın ismini zikretmediğim hâlde siz ona o hakkı
verdiyseniz ben de 69’a göre hakkımı istiyorum.
BAŞKAN –
Hayır, öyle bir şey yok. Bakın, isminiz…
HASAN
ÖREN (Manisa) – Ben “Metiner” demedim, bir şey söylemedim, niçin söz verdiniz?
BAŞKAN –
Niye söz vermeyeyim?
HASAN
ÖREN (Manisa) – “Hasan Ören” dedi.
BAŞKAN – Biatla ilgili mevzuyu sağır sultan duydu.
ENGİN
ALTAY (Sinop) – Sayın Başkan…
BAŞKAN –
Hayır, şimdi bir saniye, bir dakika...
Yani
sadece kendimi anlatabileyim ondan sonra konuşuruz.
Şimdi,
bir: Her isim söylendiğinde, yani bunun içinde sataşma olur, hakaret olur,
eziyet olur, şu olur, bu olur tamam.
HASAN
ÖREN (Manisa) – Sataşma var efendim.
BAŞKAN –
Böyle bir şey yapmadı, sadece biat kelimesini size açıkladı. Şimdi, Sayın
Altay, yani...
ENGİN ALTAY (Sinop) – Şimdi, takdir, tasarruf tabii ki makamınızın.
BAŞKAN –
Hakkaniyet açısından bakıldığı zaman…
ENGİN
ALTAY (Sinop) – Ancak, sayın milletvekili ismini zikrederek Türkçe bilgisinin
eksik olduğunu itham etti.
MEHMET
ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) - Öyle mi anladınız? Vallahi helal olsun!
HASAN
ÖREN (Manisa) – Öyle anladık.
MEHMET
ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) – Ne kadar genişsiniz. Vallahi helal olsun size!
ENGİN
ALTAY (Sinop) – Yani Meclisi izleyen seçmenler milletvekilleriyle ilgili, bir
dakika.. Takdir sizin.
BAŞKAN –
Sayın Altay, grup başkan vekilini kıramayacağımı biliyorsunuz.
ENGİN ALTAY (Sinop) – Takdir sizin. Ama
Türkçe bilgisizliğiyle itham etti.
BAŞKAN –
Şimdi, ben gayet dikkatle dinledim. Amma velakin, şimdi bu yarım saat gider bu
iş.
ENGİN
ALTAY (Sinop) – Yok yok gitmez, Hasan Bey çok naziktir.
BAŞKAN –
Buyurun.
7.- Manisa Milletvekili Hasan Ören’in,
Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner’in sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması
HASAN
ÖREN (Manisa) – Çok teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Değerli
arkadaşlar, isim zikretmediğim hâlde bir kelime üzerinde eğer bir görüş
belirtiyorsanız o zaman siz arşivlere dönüp bakacaksınız, biat kelimesiyle
ilgili grup başkan vekilleriniz, Başbakan yardımcılarınız ve zatınız neler
söylemiş?
MEHMET
METİNER (Adıyaman) – Neler söylemiş?
HASAN
ÖREN (Devamla) – Biatin kime yapılacağını, biat kelimesinin… Sadece Allah’a
biat edileceğini söyleyen siz değil misiniz?
İHSAN ŞENER (Ordu) – Doğru.
HASAN
ÖREN (Devamla) – Peki, ne oldu şimdi, ne değişti?
MEHMET
METİNER (Adıyaman) – Hiç alakası yok.
HASAN
ÖREN (Devamla) - Yani her gün bir şey değiştiriyorsunuz. Yani şu an biati
nereye çevirdiniz?
ALİ ŞAHİN
(Gaziantep) – Peygambere çevirdik biatı.
HASAN
ÖREN (Devamla) – Yüzyılın lideri Mustafa Kemal Atatürk’tü, çevirdiniz, iki yüz
yılın lideri Tayyip Erdoğan demeye başladınız. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
Değerli
arkadaşlarım, kızmayın…
ALİ ŞAHİN
(Gaziantep) – Biat ehli biziz, siyaset ehli sizsiniz.
HASAN
ÖREN (Devamla) - …sinirlenmeyin çünkü üzerine bastığınız bu çamur sizi yutacak.
Eğer siz…
ALİ ŞAHİN
(Gaziantep) – Biatin kelime anlamına bir bakın.
HASAN
ÖREN (Devamla) - 17 Aralıkta düştüğünüz bu girdaptan ancak bir şekilde
çıkarsınız: Hukuka güvenirsiniz, hukukun gereği olan, savcıların elini kolunu…
Dün, Sayın Metiner’in dediği gibi, Balyoz davasında, Ergenekon davasında zırhlı
araba verdiğiniz gün, aynı savcıya tanıdığınız hakları bugün tanıdığınız gün
ancak o zaman çıkabilirsiniz. Niye tanımıyorsunuz?
ŞUAY
ALPAY (Elâzığ) – Hata yaparsa, yanlış yaparsa tabii...
HASAN
ÖREN (Devamla) - Ne oldu, niye kızıyorsunuz?
ŞUAY
ALPAY (Elâzığ) – Niye kızalım?
HASAN
ÖREN (Devamla) - O savcıyı niye görevden alıyorsunuz? Ama yaptığınız bir şey
var. Ucunun nereye gideceğini biliyorsunuz, oraya gittiğinde de sizlere sirayet
edeceğini biliyorsunuz.
ŞUAY
ALPAY (Elâzığ) – Yanlışı kim yaparsa karşısına dikiliriz, hiç unutmayın. Bunu
siz bilmiyorsunuz.
HASAN
ÖREN (Devamla) - Ne kadar güzel –tenzih ederim birçoğunuzu- çocuklarınız
varmış…
MEHMET
METİNER (Adıyaman) – Allah’a biat edilmez, kula biat edilir.
HASAN
ÖREN (Devamla) - …hepsi de Kadir Gecesi’nde doğmuşlar, maşallahları var.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
MEHMET
METİNER (Adıyaman) – Allah’a biat edilmez, Allah’a itaat edilir.
VIII.- ÖNERİLER
(Devam)
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri (Devam)
4.- AK PARTİ Grubunun, gündemin “Kanun Tasarı
ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmında bulunan 520, 455,
63 ve 377 sıra sayılı kanun tasarılarının bu kısmın 3, 4, 5 ve 6’ncı sıralarına
alınmasına ve diğer işlerin sırasının buna göre teselsül ettirilmesine ilişkin
önerisi (Devam)
BAŞKAN –
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu önerisinin lehinde, Bolu Milletvekili Sayın
Ali Ercoşkun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Buyurunuz.
ALİ
ERCOŞKUN (Bolu) – Teşekkür ediyorum.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; AK PARTİ Grubu lehine söz almış bulunuyorum.
Bu vesileyle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Biraz
önce, değerli grup yönetim kurulu üyemiz Tülay Kaynarca Hanımefendi grubumuzun
tasarrufuyla alakalı detaylı bir bilgi paylaştı. Evet, bu hafta Genel Kurul
gündeminde özellikle uluslararası sözleşmeler olarak bildiğimiz bazı kanun
tasarı ve tekliflerini görüşerek karara bağlamak istiyoruz. Ben bunların
üstünde çok fazla durmak istemiyorum.
Sanayi
Ticaret Komisyonunda birlikte çalıştığımız Değerli Milletvekili Ağabeyimiz
Hasan Bey bazı görüşlerde bulundu. Her ne kadar grup önerimizle alakalı olmasa
da bir milletvekili olarak Meclis kürsüsünde görüşlerini paylaşması gayet doğal
ama şöyle satır başlarına baktığımız zaman: 17 Aralıktan bahsetti, İSKİ’den
bahsetti, “yargı” dedi, “üzerini örtme telaşesi” dedi, “savcıyı değiştirme”
dedi, birçok şey söyledi. Ama burada konuştuğumuz meselelerin sübjektif
meseleler olmaması lazım yani net… Ortada yürüyen bir yargı süreci varken, bu
yargı sürecinin üzerinde… Hepimiz şunu çok iyi biliyoruz ki Adalet ve Kalkınma
Partisi bu sürecin sonuna kadar takipçisi olacağını ilk günden itibaren Sayın
Başbakanımızın iradesiyle ortaya koydu. Bu konuda hiçbir tereddüt yokken ve AK
PARTİ bugüne kadar, 2001 yılında başladığı bu yolda, 3 Kasım 2002’den itibaren
milletten aldığı güçle bu anlamda irade ortaya koymuşken bunun üstünden
herhangi bir siyasi rant elde etmeye çalışmak açıkçası
çok akıllıca da değil. Çünkü, eğer burada “Bir ay
sonra memur maaşını nasıl veririz?” diye düşünen bir Türkiye’den şu anda millî
gelirini 3’e katlamış, her ortamda yapılacak hizmetleri defalarca değişik
dönemlerle karşılaştırabileceğimiz bir tablo konuşuyorsak, nasıl Gezi
olaylarında “mesele 3 ağaç meselesi değil” noktasına aklıselim her insan
gelmişse, o zaman, 17 Aralık operasyonu meselesinde de mesele 17 Aralıktaki
usulsüzlükler veya yolsuzluklar değil.
HASAN
ÖREN (Manisa) – Değil, paralel devlet…
ALİ
ERCOŞKUN (Devamla) – Buradaki mesele, tamamen, Türkiye’nin bu meseleler
üzerinden yolunu kesme meselesi. Bunun da yapılabilmesinin tek yolu, yöntemi bu
Hükûmetin başı Recep Tayyip Erdoğan’ın önünü kesmek. Ha, bunu kesebilme
gayretiyle eğer bunlar konuşuluyorsa onun yeri de burası değil. Çünkü, milletten aldığı güçle hareket eden bir parti, gücünü
derin güçlerden veya herhangi bir statükodan almayan bir parti bugüne kadar
defalarca eğer bu oyunları bozduysa bugün de Allah’ın izniyle bu oyunları
sonuna kadar bozar. Bal gibi hepimiz biliyoruz. Biz bu operasyonun her
boyutunun, sadece yargı boyutun değil her boyutunun sonuna kadar arkasından
gideceğiz…
HASAN
ÖREN (Manisa) – Kim yaptı bu operasyonu? Kim yaptı bu operasyonu; CHP mi, MHP
mi?
ALİ
ERCOŞKUN (Devamla) – …ve gerçeklerin gün yüzüne çıkması için de biz üstümüze ne
düşüyorsa, bugüne kadarki iradeyle nasıl yaptıysak bundan sonra da yapacağız.
Ama şuna hiçbir zaman izin vermeyeceğiz, bugüne kadar gelmiş olduğumuz bu
noktadan bir adım geri gidilmesine kesinlikle müsaade etmeyeceğiz ve bu
milletten aldığımız bu güçle de Sayın Başbakanımızın arkasında dimdik durarak
bunu hep birlikte gerçekleştireceğiz. O yüzden, Hasan Ağabey, kusura bakma,
buradan size herhangi bir şey çıkmaz.
HASAN
ÖREN (Manisa) – Oradan bize ne çıkacak! Kutular size çıkıyor, bize ne çıkacak!
ALİ
ERCOŞKUN (Devamla) – Ve biz de Allah’ın izniyle Sayın Başbakanımızın, Recep
Tayyip Erdoğan’ın arkasında dimdik durarak bu süreci hep beraber götüreceğiz.
HASAN
ÖREN (Manisa) – Kim yaptı bunu kim, bunu kim yaptı? Hadi dün asker yapıyordu,
derin devlet; bugün paralel…
ALİ
ERCOŞKUN (Devamla) – Bizim oralarda bir laf vardır, derler ki: “Sayılı gün çabuk
geçer.” Yani şurada 30 Marta çok az bir zaman kaldı, sayılı gün çabuk geçer.
HASAN
ÖREN (Manisa) – Yarın cetvel…
ALİ
ERCOŞKUN (Devamla) – Hep beraber 30 Martı görürüz ve 30 Mart neticesinde
yanılan kim olacak, hep birlikte bu millet bu kararı verir diyorum.
HASAN
ÖREN (Manisa) – Yemin etmedin mi Anayasa üzerine?
ALİ
ERCOŞKUN (Devamla) – Grubumuzun bugünkü durumunun lehinde söz aldığımı bir kez
daha yineliyor ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN –
Adalet ve Kalkınma Partisi grup önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
İç Tüzük’ün 37’nci maddesine göre verilmiş bir doğrudan
gündeme alınma önergesi vardır. Okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım:
VII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
(Devam)
A) Önergeler (Devam)
6.- Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı'nın,
(2/1152) esas numaralı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin
doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/133)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
2/1152
Esas Numaralı Kanun Teklifimin, İç Tüzüğün 37. Maddesine göre doğrudan gündeme
alınması hususunu saygılarımla arz ederim.
Mustafa
Kalaycı
Konya
BAŞKAN –
Teklif sahibi adına Antalya Milletvekili Sayın Mehmet Günal, buyurun. (MHP
sıralarından alkışlar)
MEHMET
GÜNAL (Antalya) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli
milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Konya
Milletvekilimiz Sayın Mustafa Kalaycı’nın Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık
Sigortası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin
İç Tüzük’ün 37’nci maddesine göre gündeme alınmasıyla
ilgili söz aldım.
Kendisi
bugün biraz rahatsız olduğu için kendisine de geçmiş olsun diyorum.
Değerli
arkadaşlar, buradaki işin esası, emekli aylığı hesabında refah payının tam
olarak verilmesini öngörüyoruz kanun teklifinde. Arkadaşlarımız gürültüden
duyamamış olabilir, bir daha tekrar edeyim, emeklileri ilgilendiriyor çünkü:
Emekli aylığı hesabında refah payının tam olarak verilmesini öngörüyoruz -ki
bunu on bir yıllık devri iktidarınızda, 2008 yılında sizler yüzde 30’a
indirmiştiniz- dolayısıyla bunun yeniden hesaplanmasında tamamının dikkate
alınmasını istiyoruz. Maalesef birtakım istikrar masallarına ve “Enflasyona
ezdirmedik.” pembe yalanlarına rağmen en fazla ezilen kesimlerden bir tanesi
emeklilerimiz. Uzunca süredir hak ettiklerini alamıyorlar, yüzde 100’den yüzde
30’a düştü ve öyle duruyor.
Tabii,
bunun dışında, sadece emeklilerimiz değil, esnaflarımız da, emekli esnaflarımız
da bu dönemde maalesef ezilen kesimler arasında yer aldılar ve şu andaki
artışlar da bu çerçevede yeterli değil. Görüyorsunuz işte, enflasyona göre
yüzde 2 küsur artışlar geliyor ama bunun fiilî yansıması maalesef 20-25 lirayı
geçmiyor; BAĞ-KUR, Emekli Sandığı olarak baktığımız zaman hâlâ yetersiz
düzeyde.
Tabii, bu
durum emeklilerimizi normal bir hayat standardının -Anayasa’nın da öngördüğü
şekliyle normal bir hayat standardının- altında yaşattığı gibi maalesef çoğu
açlık sınırının altında yaşıyor. Hem aldıkları maaş itibarıyla hem de zamlar
itibarıyla bunları hak etmediklerini düşünüyoruz. Onun için, hiç olmazsa bir
nebze rahatlatılabilmesi için bu refah payının tam olarak hesaplanması
gerektiğini düşünüyoruz.
Örneğin,
bunun dışında, çok gündeme gelen banka promosyonları
var. Biliyorsunuz, sendikalar dava açtı, çalışanların çoğu alıyor, hatta
bunlarla ilgili birtakım usulsüzlükler bile konuşuluyor ama yedi yıldır
emekliler bankalardan promosyon alamıyor. Sosyal Güvenlik
Kurumu yılda 120-130 milyar liralık -katrilyonluk eski parayla- emekli maaşı
ödüyor, küçücük bir şeyi olan kurum bile promosyon
anlaşması yapıyor ve mensuplarına bunu ödüyor, emekliler maalesef bunu
alamıyor.
Şimdi,
bakınız, Halk Bankasındaki işlere bakınız, yani kimlere kredi verildiğine
bakınız, kimlerin vergilerinin uzlaşmayla silindiğine bakınız, yandaşlara
geldiği zaman kredi hemen veriliyor. Bunlar hakkını istiyor. Ziraat Bankasında
-sordum değerli bakana, gelirse cevap, hâlâ gelmedi- belli gruplara verilen
krediler batmış, başka bir bankanın kabul etmediği, kredibil
bulmadığı, teminatı geçersiz bulduğu gruba krediyi vermiş, gitti. Faizleriyle
beraber 600-700 milyon lirayı buluyor.
Şimdi,
arkadaşlar, peki, bunlara göz yumarken yani zavallı emeklilerin
hesaplanmasında, ne olur, refah payını yüzde 100’e çıkarsak. Çünkü gerçekten
açlık sınırının altında birçok insan yaşıyor ve bir anket yapmışlar işçilerin
derneği ve yüzde 60’ından fazlasının çocukları işsiz, yüzde 95’inden fazlasının
durumu, burada mutlu bir hayat sürdürme imkânı olmadığını söylüyor.
Gelin,
bu, toplumun yararına olan bir şey, siyasi bir şey değildir, bu kanun
teklifimizi gündeme alın. Yukarıda, bakın, bir torba kanun görüşülüyor, yani
evlere şenlik, hararı şimdiden geçti. 41 tane kanun ve kanun hükmünde
kararnamede değişiklik yapılıyor, hazır aile ve sosyal politikalar dediniz,
bununla ilgili esas maddeler var ama gelin, bu kanunun içine hiç olmazsa
bunları da bir önergeyle dercedelim ve söylemiş
olduğunuz “Emekliyi ezdirmedik.” lafının kısmen doğrulanmasını sağlayalım
tamamen olmasa da. Bu, değiştirmiş olduğunuz, 2008 yılındaki hesaplamaya
yeniden dönelim. Aynı zamanda, onların maaşlarını da -geçen sefer birtakım
şeylerde tartışılmıştı meccanen ödeme yapılması konusunda- artışın dışında
emeklilerin maaşlarını da insanca yaşanabilecek bir düzeye getirelim diyor,
teklifimizin kabulünü, tekrar Genel Kurulun takdirlerine arz ediyor, saygılar
sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ederim.
Manisa
Milletvekili Sayın Erkan Akçay, buyurun. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
ERKAN
AKÇAY (Manisa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; emekli aylığı hesabında
refah payının tam olarak verilmesini öngören, Milliyetçi Hareket Partisi Konya
Milletvekilimiz Sayın Mustafa Kalaycı tarafından verilen kanun teklifi üzerinde
şahsım adına söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizde 10 milyon 500 bin vatandaşımız
emekli, dul ve yetim aylığı almaktadır. AKP Hükûmeti, emekliler arasındaki maaş
adaletsizliğini gidereceği sözünü vermesine rağmen on bir yıldır bu sözünü hâlen yerine
getirmemiştir. İntibak düzenlemesi olarak takdim edilen kanunla sadece 2000
yılı öncesi SSK emeklileri için kısmi iyileşme yapılmıştır. 2000 yılı ve
sonrası emeklilerin aylıklarındaki eşitsizlik görmezden gelinmiştir, BAĞ-KUR
emeklilerinin mağduriyeti hiç dikkate alınmamıştır. AKP Hükûmeti, 2008 yılında
çıkardığı kanunla emekli aylıklarındaki refah payını yüzde 100’den yüzde 30’a
indirmiş, emekli aylığı hesabında aylık bağlama oranını düşürmüştür yani büyümenin yüzde
70’i emekli maaşlarına yansıtılmamıştır. Ülkenin büyümesinden yeterince pay alamayan SSK ve BAĞ-KUR
emeklilerinin aylıkları her geçen gün erimektedir. Ekim 2008’den sonraki
hizmetler için eskisine nazaran çok düşük emekli aylığı bağlanmaktadır. Bu
nedenle eski ve yeni emeklilerin aylıkları arasındaki fark her geçen yıl
artmaktadır.
Emeklilerin
geçim kaygısı duymadan, onuruna yakışır bir hayat sürmesini temin etmek
devletin en önemli görevleri arasındadır ancak emeklilerin tamamına yakını
açlık sınırının altında aylık almaktadır. 2014 yılında memur emekli aylığında
yıllık ortalama 140 lira civarında artış olacaktır. SSK ve BAĞ-KUR emeklileri
aylıkları ise 2014 yılı Ocak ve Temmuz aylarında sırasıyla yüzde 2,85 ve yüzde
2,36 nispetinde artırılacaktır. Ocak ayında enflasyon farkı olarak emekli
aylıklarına sadece 2 lira, 3 lira artış yapılacaktır. AKP Hükûmeti âdeta
emekliyle dalga geçerken yandaş basın bu artışı “emekliye müjde” diye
verebilmektedir. Ocak ayında 6’ncı basamak tarım BAĞ-KUR emekli aylığı 20 lira,
esnaf BAĞ-KUR emekli aylığı 25 lira, SSK emekli aylığı da ortalama 30 lira artacaktır.
Emekli aldığı aylıkla geçinememekte -birçoğu borç batağına girmiş- geçim
sıkıntısı içinde boğulmaktadır. AKP Hükûmeti emeklilerimizi yoksulluğa mahkûm
etmiş; bir torba kömüre, bir paket makarnaya muhtaç hâle getirmiştir. Türkiye
İşçi Emeklileri Derneğinin yaptığı araştırmaya göre, emeklilerin yüzde 95,6’sı
mutlu bir hayat sürdürememektedir. İşsiz çocuğu olan emeklilerin oranı yüzde
60’ın üzerine çıkmıştır. Emeklinin aldığı aylık kendine yetmezken bir de işsiz
çocuğuna bakmakla karşı karşıyadır. Emekliler üvey evlat muamelesi görmektedir.
Nitekim, emekliler yedi yıldır banka
promosyonunu alamamaktadır. SGK yıllık 120 milyar yani eski ifadeyle 120
katrilyon lirayı aşan emekli aylıkları ödüyor. Bu ödemeleri yapan bankalardan
emeklilere neden promosyon alınamıyor?
Emeklilerin
enflasyona ezdirilmediği söylenmektedir ancak halkın gerçek enflasyonunu
yansıtan gıda, kira, ulaşım, su, elektrik ve gaz gibi kalemler açısından
değerlendirdiğimizde emeklilerin enflasyona ezdirildiği açıkça görülmektedir.
Emekliye
güya “Sağlık harcamaları ücretsiz.” deniyor ama emekli daha ilacını almadan
hapı yutmaktadır. “Muayene parası”, “fark ücreti”, “katılma payı”, “reçete
parası”, “kutu parası”, “ilaç fark parası” diyerek yapılan kesintilerle
emeklimizin maaşı kuşa çevrilmektedir.
Çalışan
emekli esnafa “Niye çalışıyorsun?” diye borç çıkarılmakta, emekli aylığından
prim kesilmektedir. Başbakan ve bakanlar “Emekli aylıklarını şöyle artırdık,
böyle artırdık.” derken de yaptığı bu kesintileri hiç hesaba katmamaktadır;
ondan sonra “Enflasyona ezdirmedik.” masalları anlatılmaktadır.
AKP
Hükûmeti, iş yeri açan, katma değer yaratan, gençlere iş imkânı sunan emekli
esnafı ödüllendirmek yerine “İş yerini niye kapatmadın? Neden iş yeri açtın?”
diye esnafın emekli maaşının yüzde 15’ine el koymakta, sosyal güvenlik destek
primini kesmektedir.
Bu
düşüncelerle, kanun teklifinin kabulü dileğiyle hepinize saygılar sunarım. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ederim.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Gündemin
“Seçim” kısmına geçiyoruz.
X.- SEÇİMLER
A) Komisyonlarda Açık
Bulunan Üyeliklere Seçim
1.- Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm;
Plan ve Bütçe; Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor; Sanayi, Ticaret, Enerji,
Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji; Dilekçe; Çevre; Millî Savunma; Avrupa
Birliği Uyum; Dışişleri; İnsan Haklarını
İnceleme komisyonlarında açık bulunan üyeliklere seçim
BAŞKAN -
Şimdi bazı komisyonlarda boş bulunan ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grubuna
düşen üyelikler için seçim yapacağız.
Adayları
okuyorum:
Bayındırlık,
İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonunda boş bulunan üyelikler için;
Düzce
Milletvekili Sayın İbrahim Korkmaz: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Ordu
Milletvekili Sayın Mustafa Hamarat: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul
edilmiştir.
Plan ve
Bütçe Komisyonunda boş bulunan üyelik için Bursa Milletvekili Sayın Önder
Matlı: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor
Komisyonunda boş bulunan üyelikler için;
Bursa
Milletvekili Sayın Bedrettin Yıldırım: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
İstanbul
Milletvekili Sayın Sevim Savaşer: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Sanayi,
Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonunda boş bulunan
üyelik için Zonguldak Milletvekili Sayın Ercan Candan: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Dilekçe
Komisyonunda boş bulunan üyelik için Mardin Milletvekili Sayın Gönül Bekin Şahkulubey: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Çevre Komisyonunda boş bulunan üyelik için
Kocaeli Milletvekili Sayın İlyas Şeker: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Millî Savunma Komisyonunda boş bulunan üyelik
için İstanbul Milletvekili Sayın Gülay Dalyan: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Avrupa Birliği Uyum Komisyonunda boş bulunan
üyelik için Niğde Milletvekili Sayın Ömer Selvi: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Dışişleri
Komisyonunda boş bulunan üyelikler için;
Şanlıurfa
Milletvekili Sayın Mehmet Kasım Gülpınar: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Gaziantep
Milletvekili Sayın Ali Şahin: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Karabük
Milletvekili Sayın Osman Kahveci: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Erzurum
Milletvekili Sayın Fazilet Dağcı Çığlık: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
İnsan
Haklarını İnceleme Komisyonunda boş bulunan üyelik için Batman Milletvekili
Sayın Ziver Özdemir: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Birleşime
kırk beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 19.42
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 20.31
BAŞKAN: Başkan Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER: Dilek YÜKSEL (Tokat), Bayram
ÖZÇELİK (Burdur)
BAŞKAN –
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 43’üncü Birleşiminin
Dördüncü Oturumunu açıyorum.
Gündemin
“Sözlü Sorular” kısmına geçiyoruz.
XI.- SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Kars,
Ağrı ve Iğdır illerindeki üniversitelerin bazı ihtiyaçlarına ilişkin Millî
Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/120) ve Orman ve Su İşleri Bakanı
Veysel Eroğlu’nun cevabı
2.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın,
orman muhafaza memurluğuna bayanların alınmadığı iddiasına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/2790) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
3.- Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek’in,
Çarşamba ve Bafra ovalarına sulama kanalı yapılmasına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/3024) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
4.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın,
Bakanlık istisnai kadrolarına yapılan atamalara ilişkin sözlü soru önergesi
(6/3156) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
5.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın,
2002 yılından itibaren gerçekleştirilen temsil giderlerine ilişkin sözlü soru
önergesi (6/3226) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
6.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2007-2013 yılları arasında Ankara’da
kullanılan su miktarına ve toplanan atık su bedellerine ilişkin sözlü soru
önergesi (6/3265) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
7.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, 2-B
arazileri ile ilgili mevzuatta yapılan değişikliklere ilişkin sözlü soru
önergesi (6/3408) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
8.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın,
kullanılabilir su potansiyeline ve kişi başına düşen su miktarına ilişkin sözlü
soru önergesi (6/3631) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
9.- Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin
Türkoğlu’nun, Osmaniye’nin Sumbas ilçesinin orman
kadastrosuna ilişkin sözlü soru önergesi (6/3646) ve Orman ve Su İşleri Bakanı
Veysel Eroğlu’nun cevabı
10.- Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin
Türkoğlu’nun, Osmaniye’nin Bahçe ilçesinin orman kadastrosuna ilişkin sözlü
soru önergesi (6/3647) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
11.- Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin
Türkoğlu’nun, Osmaniye’nin Kadirli ilçesinin orman kadastrosuna ilişkin sözlü
soru önergesi (6/3648) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
12.- Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin
Türkoğlu’nun, Osmaniye’nin Toprakkale ilçesinin orman
kadastrosuna ilişkin sözlü soru önergesi (6/3649) ve Orman ve Su İşleri Bakanı
Veysel Eroğlu’nun cevabı
13.- Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin
Türkoğlu’nun, Osmaniye’nin Hasanbeyli ilçesinin orman
kadastrosuna ilişkin sözlü soru önergesi (6/3650) ve Orman ve Su İşleri Bakanı
Veysel Eroğlu’nun cevabı
14.- Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin
Türkoğlu’nun, Osmaniye’nin Düziçi ilçesindeki bir köyün orman kadastrosuna
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3651) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlu’nun cevabı
15.- Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin
Türkoğlu’nun, Osmaniye’nin Düziçi ilçesindeki bir köyün orman kadastrosuna
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3652) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlu’nun cevabı
16.- Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin
Türkoğlu’nun, Osmaniye’nin Düziçi ilçesindeki bir köyün orman kadastrosuna
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3653) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlu’nun cevabı
17.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün,
Şanlıurfa, Osmaniye ve Kilis’teki sulama kanallarının temizlenmesine ilişkin
sözlü soru önergesi (6/3681) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun
cevabı
18.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün,
Elazığ, Adıyaman, Bitlis ve Siirt’te sulama kanallarının temizlenmesine ilişkin
sözlü soru önergesi (6/3682) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun
cevabı
19.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün,
Iğdır, Erzurum ve Kars’taki sulama kanallarının temizlenmesine ilişkin sözlü
soru önergesi (6/3683) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
20.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün,
Van’da yapılması planlanan bir HES projesine ilişkin sözlü soru önergesi
(6/3684) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
21.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün,
Iğdır’da sulama birlikleri tarafından kullanılan suyun ücretine ve sulama suyu
borçlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/3747) ve Orman ve Su İşleri Bakanı
Veysel Eroğlu’nun cevabı
22.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün,
Ardahan’daki su tüketim ücretlerine ve sağlıklı içme suyu teminine ilişkin
sözlü soru önergesi (6/3753) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun
cevabı
23.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün,
Kars’a yönelik proje ve yatırımlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/3783) ve
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
24.- İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli’nin, İstanbul’da 3. Boğaz Köprüsü yapımına ilişkin
sözlü soru önergesi (6/3812) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun
cevabı
25.- Kütahya Milletvekili Alim
Işık’ın, Bakanlık tarafından kiralanan araçlar ile diğer taşınır mallara
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3917) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlu’nun cevabı
26.- Kütahya Milletvekili Alim
Işık’ın, Bakanlık tarafından kiralanan taşınmazlara ilişkin sözlü soru önergesi
(6/3919) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
27.- Kütahya Milletvekili Alim
Işık’ın, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen taşınır mal satışlarına ilişkin
sözlü soru önergesi (6/4044) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun
cevabı
28.- Kütahya Milletvekili Alim
Işık’ın, Bakanlık personelinin görev yeri değişikliklerine ilişkin sözlü soru
önergesi (6/4095) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
29.- Kütahya Milletvekili Alim
Işık’ın, Bakanlık kadrolarına ve personel durumuna ilişkin sözlü soru önergesi
(6/4097) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
30.- Kütahya Milletvekili Alim
Işık’ın, 2002-2013 yılları arasında Bakanlıkta hizmet alımı yoluyla veya
sözleşmeli olarak çalıştırılan personele ilişkin sözlü soru önergesi (6/4150)
ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
31.- İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli’nin, İzmir Beydağ Barajı Sulama Projesi kapsamına
alınmayan terfili alanlara ilişkin sözlü soru
önergesi (6/4251) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
32.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın, Adana’ya yönelik proje ve yatırımlara ilişkin
sözlü soru önergesi (6/4366) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun
cevabı
33.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu’nun, 4/C statüsünde çalışan personele ilişkin sözlü soru önergesi
(6/4554) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
34.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu’nun, ücretsiz personel servisi uygulaması bulunup bulunmadığına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/4556) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlu’nun cevabı
35.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu’nun, Bakanlık tarafından kiralama yoluyla kullanılan hizmet binalarına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/4560) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlu’nun cevabı
36.- Kütahya Milletvekili Alim
Işık’ın, Kütahya’nın Altıntaş ilçesinde yürütülen sulama projesi çalışmalarına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/4613) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlu’nun cevabı
37.- Kütahya Milletvekili Alim
Işık’ın, Darıderesi Göleti
yapım çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/4614) ve Orman ve Su İşleri
Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
38.- Kütahya Milletvekili Alim
Işık’ın, Dağardı ve civar köylerinin içme suyu sorununa ilişkin sözlü soru
önergesi (6/4615) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
39.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu’nun, Bakanlıktaki boş kadrolara ilişkin sözlü soru önergesi (6/4618)
ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
40.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu’nun, Bakanlık personeline ilişkin sözlü soru önergesi (6/4619) ve
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
41.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın, Adana’nın Kozan ilçesinde orman yangınlarının
artmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/4662) ve Orman ve Su İşleri Bakanı
Veysel Eroğlu’nun cevabı
42.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün,
Ardahan’a yönelik proje ve yatırımlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/4736) ve
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
43.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün,
Ardahan iline yönelik işbirliği ve ticari anlaşma amaçlı yabancı heyet
ziyaretlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/4795) ve Orman ve Su İşleri Bakanı
Veysel Eroğlu’nun cevabı
44.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Kars
ve Iğdır illerine yönelik işbirliği ve ticari anlaşma amaçlı yabancı heyet
ziyaretlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/4796) ve Orman ve Su İşleri Bakanı
Veysel Eroğlu’nun cevabı
45.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün,
Gümüşhane ve Bayburt illerine yönelik işbirliği ve ticari anlaşma amaçlı
yabancı heyet ziyaretlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/4797) ve Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
46.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Van
ve Ağrı illerine yönelik işbirliği ve ticari anlaşma amaçlı yabancı heyet
ziyaretlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/4813) ve Orman ve Su İşleri Bakanı
Veysel Eroğlu’nun cevabı
47.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün,
Erzurum ve Elazığ illerine yönelik işbirliği ve ticari anlaşma amaçlı yabancı
heyet ziyaretlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/4828) ve Orman ve Su İşleri
Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
48.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün,
Ardahan’ın Çıldır ilçesindeki Aktaş Gölü ve çevresinin sit alanı ilan
edilmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/4829) ve Orman ve Su İşleri Bakanı
Veysel Eroğlu’nun cevabı
49.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun,
Tokat’ın Erbaa ilçesindeki HES inşaatına ilişkin sözlü soru önergesi (6/4948)
ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
50.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun,
Kahramanmaraş Elbistan Kalealtı Sulama Birliğine
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/5017) ve Orman ve Su İşleri Bakanı
Veysel Eroğlu’nun cevabı
51.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2010-2013 yılları arasında Meteoroloji Genel
Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen AR-GE çalışmalarına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/5041) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
52.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, bölge tahmin ve uyarı merkezlerinin sayısının
artırılması için gerçekleştirilen çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi
(6/5042) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
53.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2010-2013 yılları arasında Meteoroloji Genel
Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen AR-GE çalışmalarına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/5043) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
54.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından tahmin
ve erken uyarı sistemlerinin geliştirilmesi kapsamında yapılan çalışmalara
ilişkin sözlü soru önergesi (6/5044) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlu’nun cevabı
55.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Meteoroloji Genel Müdürlüğünün üyesi olduğu
uluslararası kuruluşlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/5045) ve Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
56.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından
yabancı ülkeler ile ortak yürütülen projelere ilişkin sözlü soru önergesi
(6/5046) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
57.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından
yürütülen çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/5047) ve Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (x)
(x) Sözlü soru önergeleri Genel Kurulda
okunmamış olup tutanağa eklidir.
BAŞKAN -
Sayın milletvekilleri, sunuşlar bölümünde belirttiğim sözlü soru önergelerini
cevaplandırmak üzere Orman ve Su İşleri Bakanı Sayın Veysel Eroğlu.
Buyurun
Sayın Bakan.
ORMAN VE
SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) -
Sayın
Başkanım, değerli milletvekillerim; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle,
Ardahan Milletvekili Sayın Ensar Öğüt’ün (6/120) esas numaralı sözlü sorusunu
cevaplandırmak istiyorum: Kafkas Üniversitesi 2011-2012 eğitim-öğretim yılında
ihtiyaç duyulan alanlarda öğretim üyesi ve öğretim görevlisi ilanı yapmıştır.
Yapımı 2013 yılı sonu itibarıyla tamamlanan 20 daireli lojman hak sahiplerine
teslim edilecek, ayrıca, 20 daireli lojmanın yapımına devam edilecektir.
Üniversite kütüphanesinin kitap ve yazılım ihtiyacı karşılanmış, fiziki olarak
da 2024 yılına kadar ihtiyaçları karşılayacak kapasitededir.
Iğdır
Üniversitesinde, her yıl artan öğrenci sayısına göre ihtiyaç duyulan öğretim
elemanı ihtiyacı karşılanmaktadır. Üniversitede görevli öğretim elemanları için
kiralama usulüyle lojman ihtiyacı giderilmektedir. Mevcut kütüphane ihtiyaçları
karşılanmaktadır, ayrıca, merkezî kütüphane için çalışmalar devam etmektedir.
Ağrı
İbrahim Çeçen Üniversitesinde 324 öğretim üyesi ve görevlisi bulunmaktadır. Ek
olarak 2013 yılında 60 kişilik kadro ilanına çıkılmıştır. 2014 yılında da 100
kadro tahsisi konusunda çalışmalar devam etmektedir. 24 tanesi kampüs alanı
içerisinde 40 adet de dışarıda olmak üzere 64 adet lojman bulunmaktadır.
Kütüphanelerde kitap sayısı, ihtiyaçlar doğrultusunda yeni alımlarla
artırılmaktadır.
Adana
Milletvekili Sayın Ali Halaman’ın (6/2790) esas
numaralı sözlü sorusuna cevabım: Yönetmelikte yapılan değişiklikle “erkek”
ifadesi çıkarılmıştır, bayan adaylar da orman muhafaza memuru olarak
atanmaktadır.
Samsun Milletvekili
Sayın Cemalettin Şimşek’in (6/3024) esas numaralı sözlü sorusuna cevabım: Bafra
Ovası ve Çarşamba Ovası sulamalarında ana kanallar ile sulanacak tarım alanları
arasında yeterli kot farkı bulunmaması sebebiyle sulama projeleri basınçlı
borulu sisteme dönüştürülememiştir.
Bursa
Milletvekili Sayın İsmet Büyükataman’ın (6/3156) esas numaralı sözlü sorusu: 6
bakanlık müşaviri, 1 basın halkla ilişkiler müşaviri ve 1 özel kalem müdürü
kadrosu bulunmaktadır. Bakanlıkta istisnai kadrodan ataması yapıldıktan sonra
başka kuruma geçen 2 personel bulunmaktadır.
Bursa Milletvekili Sayın İsmet Büyükataman’ın (6/3226) esas numaralı
sözlü sorusu: Bakanlığım 4 Temmuz 2011 tarih ve 27984 mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 645 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile
kurulmuş olup genel bütçenin temsil ve tanıtım giderleri faslından 2011, 2012
ve 2013 yılları için tahsis edilen toplam 1 milyon 590 bin 825 TL ödeneğin
sadece 818.651 Türk lirasını harcamıştır. Bu
harcama sadece bakan yardımcılığı, müsteşar ve müsteşar yardımcılarının dışında
Su Yönetimi Genel Müdürlüğü, Doğa Koruma ve Millî Parklar Genel Müdürlüğü,
Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü tarafından yapılmaktadır.
Bakanlık üst yönetim ve üç genel müdürlüğünün kullandığı temsil ve tanıtım
giderleri, ağırlıklı olarak yabancı heyetlerin ağırlanması konularında
kullanılmıştır. Zorunlu olmadıkça temsil ve tanıtım harcaması yapılmamaktadır.
Miktarlardan da görüleceği üzere tahsis edilen ödeneğin yüzde 49’u tasarruf
edilmiştir.
Ankara
Milletvekili Sayın Özcan Yeniçeri’nin (6/3265) esas
numaralı sözlü sorusu: 2007-2012 yılları arasında kullanılan sulama suyu
miktarı 224 milyon metreküptür. İş yeri ve konutlarda kullanılan su miktarıyla
abonelerden toplanan atık su bedelleri konusu, mahalli yönetimlerin ve
dolayısıyla da İçişleri Bakanlığının vazife alanındadır.
Ardahan
Milletvekili Sayın Ensar Öğüt’ün (6/3408) esas numaralı sözlü sorusuna cevabım:
2/B alanları için ödenmesi gereken bedellerin tespitiyle alakalı düzenlemeler
yapılmış olup sorulan husus Maliye Bakanlığının uhdesindedir.
İstanbul
Milletvekili Sayın Mahmut Tanal’ın (6/3631) esas numaralı sözlü sorusuna
cevabım: Ülkemizin brüt yer üstü suyu potansiyeli 193 milyar metreküptür. Kişi
başına düşen yıllık su miktarı 1.519 metreküptür. Türkiye su zengini olmadığı gibi su fakiri de
değildir.
Osmaniye
Milletvekili Sayın Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun (6/3646), (6/3647), (6/3648),
(6/3649), (6/3650), (6/3651), (6/3652) ve (6/3653) esas numaralı sözlü
sorularına müşterek cevabım: Osmaniye’deki çalışmalar da 2/B kapsamında
yürütülmektedir. Osmaniye merkez, Bahçe, Düziçi, Hasanbeyli,
Kadirli ve Sumbas ilçelerinde bulunan 184 birimin
78’inde 2/B uygulaması yapılmıştır. 2/B uygulaması yapılmamış 106 birimdeyse
Bakanlığım imkânları dâhilinde ve bir plan çerçevesinde önümüzdeki yıllarda
yapılacaktır.
Ardahan
Milletvekili Sayın Ensar Öğüt’ün (6/3681) esas numaralı sözlü sorusuna cevabım:
Sulama mevsimi başlamadan önce Şanlıurfa, Osmaniye ve Kilis illerinde sulama ve
tahliye kanallarında temizlik çalışmalarını gerçekleştirdik. Sulamada herhangi
bir problem bulunmamaktadır.
Ardahan
Milletvekili Sayın Ensar Öğüt’ün (6/3682) esas numaralı sözlü sorusuna cevabım:
Elâzığ, Adıyaman, Bitlis ve Siirt’te her yıl sulama sezonundan önce kanalların
bakım ve temizlik çalışmaları yapılmaktadır.
Ardahan
Milletvekili Sayın Ensar Öğüt’ün (6/3683) esas numaralı sözlü sorusuna cevabım:
Erzurum’da sulama birlikleri tarafından işletilen tesislerin temizliği
birlikler tarafından, Bakanlığımca işletilen tesislerin temizliği ise tarafımızca
ihtiyaç duyulan her dönemde yapılmaktadır. Kars ve Iğdır’da işletmeye açılmış
sulama kanallarının temizliği, devralan kullanıcı teşkilatlarca yapılmaktadır.
Ardahan
Milletvekili Sayın Ensar Öğüt’ün (6/3684) esas numaralı sözlü sorusuna cevabım:
Tarihî Şamran Kanalı ile Köprüler, Gem HES Projesi
eski Şamran Kanalı’nın suyunu da alarak kanala
paralel olarak inşa edilmekte, herhangi bir olumsuz etkisi olmamaktadır. Firma,
ÇED sürecinde kanun ve ilgili yönetmelik hükümlerine uyulacağı taahhüdünü
vermektedir.
Ardahan
Milletvekili Sayın Ensar Öğüt’ün (6/3747) esas numaralı sözlü sorusuna cevabım:
Çiftçilerin sulama birliklerine olan borçlarının yeniden yapılandırılması ya da
affedilmesi hususunda Bakanlığımızın herhangi bir yetkisi bulunmamaktadır.
Ardahan Milletvekili
Sayın Ensar Öğüt’ün (6/3753) esas numaralı sözlü sorusuna cevabım: Bakanlık
olarak 1053 sayılı Kanun gereğince, yatırım programında yer almak kaydıyla,
belediye teşkilatı olan yerleşim yerlerine içme ve kullanma suyu temin
ediyoruz. Bakanlık olarak en son teknoloji kullanılarak tesislerin işletme
maliyetlerini asgari seviyeye indiriyoruz.
Ardahan
Milletvekili Sayın Ensar Öğüt’ün (6/3783) esas numaralı sözlü sorusuna cevabım:
Kars ilimizde 2002-2012 yılları arasında toplam 171 milyon 823 bin 482 TL,
Bakanlığımızca yatırım yapılmıştır. Kars için planlayıp yapmadığımız bir proje
yoktur. 2014 yılında da Kars’ımıza yatırımlar devam edecektir.
İzmir
Milletvekili Sayın Rahmi Aşkın Türeli’nin (6/3812)
esas numaralı sözlü sorusuna cevabım: Kuzey Marmara otoyolu ve üçüncü köprü
güzergâhı için 2.542 hektar orman alanında izin verilmiştir. Bunun 706,92
hektarında çalışma yapılacaktır. Üçüncü köprünün trafiği rahatlatacağına
inanıyorum.
Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın (6/3917) esas numaralı sözlü
sorusuna cevabım: Kiralama yoluyla 1’i makam aracı olmak üzere toplam 29 adet
kiralık araç mevcut olup, yıllık kira tutarı 657.925 TL’dir. DSİ Genel
Müdürlüğü merkez birimlerinde 27 adet kiralık araç mevcut olup, yıllık toplam 1
milyon 57 bin 879 TL ödeme yapılmaktadır. Orman Genel Müdürlüğü merkez
birimlerinde 25 adet kiralık araç mevcut olup, yıllık toplam 289.718 TL ödeme
yapılmaktadır. Meteoroloji Genel Müdürlüğü merkez birimlerinde 17 adet kiralık
araç mevcut olup, yıllık toplam 331.956 TL ödeme yapılmaktadır.
Kütahya
Milletvekili Sayın Alim Işık’ın (6/3919) esas numaralı
sözlü sorusuna cevabım: Merkez teşkilatı ve bağlı kuruluşlarım için kiralanmış
herhangi bir gayrimenkul bulunmamaktadır. Orman Genel Müdürlüğü yeni kampüs
alanı yapılıncaya kadar Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından
kiralanan 2 adet binada geçici olarak hizmet vermektedir.
Kütahya
Milletvekili Sayın Alim Işık’ın (6/4044) esas numaralı
sözlü sorusuna cevabım: Merkez ve taşra teşkilatımda herhangi bir taşınır
satışı yapılmamıştır. DSİ Genel Müdürlüğünde taşınır satışlardan 2 milyon 992
bin 439 TL, Orman Genel Müdürlüğünde taşınır satışlardan 4 milyon 948 bin 631
TL ve Meteoroloji Genel Müdürlüğünde taşınır satışlardan 6 milyon 200 bin TL ek
gelir elde edilmiştir. Bu satışlardan elde edilen gelir, kurumlarımızın döner
sermayesine kaydedilmiş ve ihtiyaçlar doğrultusunda kullanılmıştır. Taşınır
satışlardan dolayı açılmış herhangi bir dava bulunmamaktadır.
Kütahya
Milletvekili Sayın Alim Işık’ın (6/4095) esas numaralı
sözlü sorusuna cevabım: Bakanlığımın merkez ve taşra teşkilatı ile bağlı
kuruluşlardaki görev yeri değişiklikleri birimlerimizin personel ihtiyaçları
dikkate alınarak, yürürlükteki mevzuata uygun yapılmakta olup, 2002-2013
yılları arasında resen ataması yapılan 789 personelden 240’ı mahkeme kararıyla
eski görevlerine iade edilmiştir. Bu da bütün personel dikkate alındığında
ancak binde 7’ye tekabül etmektedir.
Kütahya
Milletvekili Sayın Alim Işık’ın (6/4097) esas numaralı
sözlü sorusuna cevabım: Kurulduğu günden bugüne istifa, emeklilik, ölüm vesaire
gibi sebeplerle merkez ve taşra teşkilatında 165 kadro boşalmıştır. 2002-2013
yılları arasında DSİ Genel Müdürlüğünde 20.734, Orman Genel Müdürlüğünde 9.507
ve Meteoroloji Genel Müdürlüğünde 1.045 personel kadrosu istifa, emeklilik,
ölüm vesaire gibi sebeplerle boşalmıştır. Boşalan bu kadrolar KPSS neticelerine
göre, ÖSYM tarafından yapılan yerleştirilmelerle, açıktan atama suretiyle
doldurulmuştur.
Kütahya
Milletvekili Sayın Alim Işık’ın (6/4150) esas numaralı
sözlü sorusuna cevabım: Hizmet alım suretiyle Bakanlığımda 181, bağlı
kuruluşlardan DSİ Genel Müdürlüğünde 398, Orman Genel Müdürlüğünde 206 ve
Meteoroloji Genel Müdürlüğünde 114 personel çalıştırılmaktadır. Bakanlığım ve
bağlı kuruluşlarımda 2002-2013 yıllarında sözleşmeli olarak işe alınan 1.436
personel bulunmaktadır. Bunların bir kısmı 2011 yılında çıkarılan 632 sayılı
Kanun Hükmünde Kararname’yle, geri kalanı da 6495 sayılı Kanun’la memur
kadrosuna atanmışlardır. Merkez, taşra ve bağlı kuruluşlarımda 4/C statüsünde toplam
752 personel çalışmaktadır. Bakanlığımızda toplam 69.187 personel bulunmakta
olup 4/C statüsündekiler toplam personelin binde 1’idir.
İzmir
Milletvekili Sayın Rahmi Aşkın Türeli’nin (6/4251)
esas numaralı sözlü sorusuna cevabım: Beydağ Barajı’nda 2009 yılında su
tutulmuştur. 196.500 dekar alanı sulamaya açacak bu projeden, Ödemiş ve Beydağ
ilçeleri de dâhil olmak üzere, 38 adet yerleşim yeri faydalanacaktır. Terfi
gerektiren alanlar proje kapsamında değerlendirilememiş ve bu konuda bir
çalışma yapılmamıştır.
Adana
Milletvekili Sayın Ali Halaman’ın (6/4366) esas
numaralı sözlü sorusuna cevabım: Adana iline 2003-2013 yılları arasında
Bakanlığım tarafından 832 milyon TL yatırım yapılmıştır. Adana ilindeki
Bakanlığım ve bağlı kuruluşların taşra teşkilatındaki personel ihtiyacı için
2013/1 ve 2013/2 KPSS yerleştirmeleri neticesinde alımlar yapılmıştır. Boş
kadrolara 2014 KPSS yerleştirmeleriyle yeniden alım yapılacaktır.
Kahramanmaraş
Milletvekili Sayın Mesut Dedeoğlu’nun (6/4554) esas numaralı sözlü sorusuna
cevabım: Bakanlığımın merkez ve taşra teşkilatı ile bağlı kuruluşlarda 4/C
statüsünde toplam 752 personel çalıştırılmaktadır.
Kahramanmaraş
Milletvekili Sayın Mesut Dedeoğlu’nun (6/4556) esas numaralı sözlü sorusuna
cevabım: Bakanlığımın merkez teşkilatı ve bağlı kuruluşlarında personelin işe
geliş ve gidişlerini sağlamak maksadıyla hizmet alımı suretiyle taşıt
kiralanmaktadır. Merkez teşkilatında 63, DSİ Genel Müdürlüğünde 89, Orman Genel
Müdürlüğünde 91 ve Meteoroloji Genel Müdürlüğünde 38 adet servis aracı hizmet
satın alınması yoluyla kiralanmıştır.
Kahramanmaraş
Milletvekili Sayın Mesut Dedeoğlu’nun (6/4560) esas numaralı sözlü sorusuna
cevabım: Bakanlığım merkez teşkilatı ve bağlı kurumlar için kiralanmış herhangi
bir gayrimenkul bulunmamaktadır. Bağlı kuruluşum Orman Genel Müdürlüğü, yeni
kampüs alanı yapılıncaya kadar Başbakanlık Toplu Konut İdaresi tarafından
kiralanan 2 adet binada geçici olarak hizmet vermektedir. Orman Genel
Müdürlüğünün yeni binasının projeleri tamamlanmış, ihalesi yapılmıştır.
Kütahya
Milletvekili Sayın Alim Işık’ın (6/4613) esas numaralı
sözlü sorusuna cevabım: Kütahya’nın Altıntaş ilçesinde yapılmakta olan Beşkarış Sulama Projesi’ne 22 Şubat 2013 tarihinde
başlanmıştır. Fiziki gerçekleşmesi yüzde 12, parasal gerçekleşmesi yüzde
10’dur. Sözleşmesine göre iş bitim tarihi 22 Ocak 2015’tir. Proje ile toplam
234.410 metre şebeke imalatı ile 9.672 hektar arazi sulanacaktır. 2013 yılı iş
programında bir aksama yaşanmamıştır.
Kütahya
Milletvekili Sayın Alim Işık’ın (6/4614) esas numaralı
sözlü sorusuna cevabım: Kütahya’nın Simav ilçesi Dağardı köyünde yapılması
istenen içme ve sulama maksatlı göletle alakalı etüt çalışmalarına hâlen devam
edilmektedir.
Kütahya
Milletvekili Sayın Alim Işık’ın (6/4615) esas numaralı
sözlü sorusuna cevabım: Köylere içme suyu temin görevi, il özel idarelerinin
uhdesinde olup sorulan hususların Bakanlığımın görevleriyle alakası
bulunmamaktadır.
Kahramanmaraş
Milletvekili Sayın Mesut Dedeoğlu’nun (6/4618) esas numaralı sözlü sorusuna
cevabım: Bakanlığımdaki boş kadrolar, KPSS neticelerine göre ÖSYM tarafından
yapılan yerleştirmeler ile doldurulmaktadır. İlgili kurumlardan mevzuat gereği
alınması zorunlu olan izin ve vizeler alındıktan sonra açıktan atamalar
yapılacaktır.
Kahramanmaraş
Milletvekili Sayın Mesut Dedeoğlu’nun (6/4619) esas numaralı sözlü sorusuna
cevabım: Bakanlığım merkez ve taşra teşkilatında 2013 yılı sonu itibarı ile 763
kadın ve 2.205 erkek personel görev yapmaktadır. Personel istihdamı cinsiyete
göre değil, liyakate göre yapılmaktadır. Ayrıca, oranlara bakılacak olursa,
özel sektör ya da kamudaki pek çok kurumdan oran yüksektir.
Adana
Milletvekili Sayın Ali Halaman’ın (6/4662) esas
numaralı sözlü sorusuna cevabım: Yangın sezonu süresince, Orman Genel
Müdürlüğümüze bağlı ekipler, yirmi dört saat teyakkuz hâlinde nöbet
tutmaktadır. Ayrıca, kritik günlerde orman içinde konuşlandırılarak hem
ormanlarımızın hem de vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini temin etmeye
çalışmaktadırlar.
Ardahan
Milletvekili Sayın Ensar Öğüt’ün (6/4736) esas numaralı sözlü sorusuna cevabım:
2014 yılında tüm illerimizde olduğu gibi Ardahan’da da yatırımlara devam
edilecektir. On bir yılda Ardahan’da Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından
takriben 25 milyon TL yatırım yapılmıştır. Ayrıca, Doğu Anadolu Projesi (DAP) başlatılmıştır.
Ardahan
Milletvekili Sayın Ensar Öğüt’ün (6/4795), (6/4796), (6/4797), (6/4813) ve
(6/4828) esas numaralı sözlü soru önergelerine cevabım: Son on yılda Ardahan,
Kars, Iğdır, Gümüşhane, Bayburt, Van, Ağrı, Erzurum ve Elâzığ illerine iş
birliği ve ticari anlaşma yapmak üzere herhangi bir yabancı heyet gelmemiştir.
Ardahan
Milletvekili Sayın Ensar Öğüt’ün (6/4829) esas numaralı sözlü sorusuna cevabım:
Ardahan’da bulunan Çıldır ve Aktaş gölleri, uluslararası öneme sahip sulak
alanlarımızdandır. Doğal sit alanı belirleme ve tescil yetkisi Çevre ve
Şehircilik Bakanlığının uhdesindedir.
Tokat
Milletvekili Sayın Reşat Doğru’nun (6/4948) esas numaralı sözlü sorusuna
cevabım: Tokat Erbaa ilçesinde bulunan Tepekışla
Barajı ve HES’in inşaatı devam etmektedir. Projenin
2015 yılında bitirilmesi öngörülmektedir. Projeyle yılda ortalama 230 milyon
kilovat/saat enerji üretimi hedeflenmektedir. Tepekışla
Barajı’nın sulama maksadı bulunmamaktadır.
Kahramanmaraş
Milletvekili Sayın Mesut Dedeoğlu’nun (6/5017) esas numaralı sözlü sorusuna
cevabım: Sulama birliklerinde çalıştırılan personelin işvereni 6172 sayılı
Sulama Birlikleri Kanunu gereğince birliktir. Personel, 4857 sayılı İş Kanunu
hükümlerine göre çalıştırılmaktadır. Birlik personelinin sosyal ve ekonomik haklarının
birlik meclisi tarafından belirlenmesi gerekmektedir.
Ankara
Milletvekili Sayın Özcan Yeniçeri’nin (6/5041),
(6/5043) ve (6/5046) esas numaralı sözlü soru önergelerine müşterek cevabım:
2010-2013 yılları arasında meteoroloji, atmosfer ve çevre alanlarında her yıl 6
adet olmak üzere toplam 18 adet araştırma ve geliştirme projesi uygulanmıştır.
Projelerin detayları meteoroloji gözlem ağının iyileştirilmesi ve
geliştirilmesi adına diğer yürütülen çalışmalara ait bilgiler, tarafınızca aynı
konuda verilmiş olan -26 adet- (7/35570)’ten (7/35595)’e kadar olan yazılı soru
önergelerinin cevabında belirtilmiştir, tarafınıza da iletilecektir.
Ankara
Milletvekili Sayın Özcan Yeniçeri’nin (6/5042) esas
numaralı sözlü soru önergesine cevabım: Meteoroloji Genel Müdürlüğünün 15 bölge
müdürlüğünde tahmin merkezleri oluşturulmuştur. 2012 yılı sonunda, hedeflenen
sayıya da ulaşılmıştır. Ülkemizde hâlen 930 ilçenin günlük ve beş günlük hava
tahminleri hazırlanmaktadır. Hatta, web sitemizden, meteoroloji.gov.tr’den yayınlanmaktadır.
Ankara
Milletvekili Sayın Özcan Yeniçeri’nin (6/5044) esas
numaralı sözlü soru önergesine cevabım:
Tahmin ve
erken uyarı sistemleri:
1)
Karadeniz ve Ortadoğu Bölgesel Ani Taşkın Erken Uyarı Sistemi,
2)
Güneydoğu Avrupa Ani Taşkın Erken Uyarı Sistemi,
3) Orman
Yangınlarına Yönelik Meteorolojik Erken Uyarı Modeli,
4) Zirai
Don Uyarı Sistemi olarak belirlenmiştir.
İklim
değişikliklerinin izlenmesine yönelik çalışmalar ise
1)
Türkiye ve çevresi için bölgesel iklim modeli uygulamaları ve iklim projeksiyonlarının geliştirilmesi,
2) Dünya
Meteoroloji Teşkilatı Doğu Akdeniz İklim Merkezi olarak bölgedeki 10 ülkeye
sunulması. Yani, bundan gurur duyuyorum. Hakikaten, biz 10 ülkenin de
meteoroloji açısından bir tahmin merkeziyiz.
Ankara
Milletvekili Sayın Özcan Yeniçeri’nin (6/5045) esas
numaralı sözlü soru önergesine cevabım: Meteoroloji Genel Müdürlüğünün üye
olduğu kurumlar ve yürütülen ortak projeler şunlardır:
1) Avrupa
Birliği ve Dünya Meteoroloji Teşkilatı ile Batı Balkanlar’da ve Türkiye’de Afet
Direncini Geliştirme Projesi,
2)
Hidrolojik ürün geliştirme maksatlı Uydu Verisi Uygulama Konsorsiyumunda
sürekli ürün geliştirme maksatlı proje,
3)
Avusturya Meteoroloji Teşkilatı ile yüksek çözünürlüklü EPS Projesi,
4) Dünya
Meteoroloji Teşkilatı ile Karadeniz ve Ortadoğu Ani Taşkın Erken Uyarı Sistemi.
Bu sistem 2013 yılında kurularak tamamlandı.
5) Dünya
Meteoroloji Teşkilatınca Doğu Akdeniz Bölgesel İklim Merkezi. 2009’dan bugüne
kadar bu bizde, Doğu Akdeniz Bölgesel İklim Merkezi.
6)
Hükûmetler Arası İklim Hizmetleri Kurulunda ve Dünya Meteoroloji Teşkilatı
Klimatoloji Komisyonunda görev yapılmaktadır.
Dolayısıyla,
Meteoroloji gerçekten çok yaygın bir çalışma yapıyor.
Ankara
Milletvekili Sayın Özcan Yeniçeri’nin (6/5047) esas
numaralı sözlü sorusuna cevabım: Ülkemizde 81 il ve 930 ilçe merkezimizde hava
tahmini yapılmaktadır. Ayrıca, deniz, hava tahminleri ile kuvvetli meteorolojik
olaylar için erken uyarılar hazırlanmaktadır. Meteorolojik değerlendirme ve
uyarılara kurum İnternet sayfası ile Meteorolojinin Sesi Radyosunun yanı sıra,
televizyon, e-posta, SMS gibi iletişim imkânları ile ulaşılabilmektedir.
2013 yılı
içerisinde Meteoroloji Genel Müdürlüğü personelimizin gelişmesine yönelik
olarak düzenlenen 92 adet eğitim ve seminere 2.900 personel katılmıştır.
Ayrıca,
Sayın Seyfettin Yılmaz’ın, Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğünde yaşanan mutemedin
soruşturulması konusuyla ilgili kısa bilgi açıklayacağım. Bakanlığımızda
yapılan 6,2 milyon TL’lik maaş yolsuzluğuyla alakalı olarak, olay tarafımızdan
ortaya çıkarılmış, dolandırıcılığı yapan mutemet tutuklanmıştır.
Görevlendirilen 2 müfettiş, dosya üzerinde bir yıl süreyle hiçbir yönlendirme
yapılmaksızın tam bağımsız olarak çalışmışlardır. Talepleri doğrultusunda
Bakanlığımız ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı mensubu 34 kişi hakkında müfettiş
ön incelemesi yapılmış, müfettiş raporu doğrultusunda, kusur ve ihmali görülen,
2’si maaş mutemedi olan 4 kişi hakkında soruşturma izni verilmiştir. Diğer 30
kişinin olayda herhangi bir ihmali, kusuru olmadığı cihetle soruşturma izni
verilmemiş, bu durum (2013/1026) sayılı Danıştay Kararı ile de kesinleşmiştir.
Ankara
Cumhuriyet Başsavcılığı 23/12/2013 sayılı İşlemden
Kaldırma Karalı ile mutemetler tarafından yapılan sahte belgelerin iğfal
kabiliyetini haiz olduğu, diğer görevlilerin fiilleriyle olay arasında illiyet
rabıtası bulunmadığı tespiti ile dosyanın işlemden kaldırılmasına kesin olarak
karar vermiştir.
Olayın
faili 2 mutemet hakkında -ki onları da biz yakaladık- savcılık tarafından
nitelikli dolandırıcılık suçundan ağır cezada dava açılmıştır.
Görüldüğü
gibi olay, talimatımla başlatılan teftiş ile birlikte, en objektif bir şekilde
bütün idari ve adli incelemelerden geçmiş, mutemetler haricinde hiçbir kamu
görevlisinin olayda ihmal veya kusuru bulunmadığı adli mercilerce kesin karara
bağlanmıştır.
Gene
Sayın Seyfettin Yılmaz’ın Çanakkale Destanı Tanıtım Merkeziyle alakalı bilgi
notu: Çanakkale Destanı Tanıtım Merkezi ihalesiyle alakalı olarak yürütmeyi
durdurma kararının kaldırılması yönündeki müteahhit
firma ile şikâyetçi firma arasında cereyan eden görüşmeler, Bakanlığımızın
bilgisi dışında olmuştur. Bakanlığımızla hiçbir alakası yoktur. İddia edildiği
gibi bundan dolayı Bakanlığımızca müteahhit firmaya
bir ödeme yapılmamıştır, kamu zararı da söz konusu değildir. İddia, sayın
milletvekiline verilen yanlış bilgiden kaynaklanmaktadır.
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) – Sizin çıkardığınız kitapta yazıyor, ben yanlış bilgi
vermiyorum ki.
ORMAN VE
SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Proje maliyetinin artışı ise ihale
kapsamında bulunmayan, bir, enerji nakil hattı ve buna ait ekipmanlar
ve iki, çevre düzenlemesinden kaynaklanan, sözleşmesinde bulunmayıp bilahare
ihtiyaç duyulan ve 4734 ve 4735 sayılı kanunların müsaade ettiği proje ile
alakalı ilave işlerin yüzde 10 mertebesindeki keşif artışı yolu ile
yaptırılmasına dair ödemeleri kapsamaktadır. “Müteahhide fazla yapılan bir
ödeme” şeklinde ifade edilmesi de doğru bir iddia değildir.
Son
olarak, toprak dolgu ile ilgili özet bir bilgi arz edeceğim, konuşmamı
tamamlayacağım.
Efendim,
1996-2009 yılları arasında İstanbul ilinde 48 adede denk gelen 3 milyon 919 bin
681 metrekarelik alanın 72 milyon 788 bin 499 metreküp dolgu malzemesi ile doldurulması
işlemleri ihale edilmiştir. Bu işlemler sonucunda toplam 35 milyon 125 bin 443
TL gelir elde edilmiştir. Ancak, dolgu sonrası ağaçlandırma ve bakım
çalışmalarına -fidan bedeli, arazi hazırlığı ve beş yıllık bakım bedeli, dikim
masrafları, idaremiz araçlarının giderleri ve amortismanları
gibi- yapılan masraflar hesaplandığında yapılan masrafın 20 milyon 239 bin 956
TL olduğu görülmektedir. Şimdi, 2010 yılında kanuni düzenleme yapıldıktan sonra
İstanbul Büyükşehir Belediyesine toplam 21 adet izinle 4 milyon 614 bin 512
metrekarelik alanda 73 milyon 759 bin 189 metreküp dolgu izni verilmiştir.
Verilen -bakın, aşağı yukarı miktar aynı yaklaşık hacim olarak- izinlerden
toplam, bakın, 47 milyon 178 bin 976 TL bedel İstanbul Büyükşehir
Belediyesinden tahsil edilmiştir.
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) – İnşallah biz soruştururuz Sayın Bakanım onları, Allah fırsat
verir de biz soruştururuz.
ORMAN VE
SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Ayrıca -sadece İstanbul’a değil,
kanun gereği biz büyükşehirlere veriyoruz- Kocaeli Büyükşehir Belediyesine
toplam 10 adet izinle 840.315 metrekare alanda 15 milyon 605 bin 275 metreküp
dolgu izni verilmiştir, verilen izinlerden toplam 10 milyon 251 bin 812 TL
bedel tahsil edilmiştir.
İzmir Büyükşehir Belediyesine 1 adet izinle
45.461 metrekare alanda 1 milyon 857 bin 277 metreküp dolgu izni verilmiştir,
verilen izinlerden toplam 1 milyon 209 bin 175 TL tahsil edilmiştir.
Manisa
Belediyesine 1 adet izinle 15.589 metrekare alanda 381.729 metreküp dolgu izni
verilmiştir, verilen izinden toplam 259.174 TL tahsil edilmiştir.
Ayrıca,
alınan taahhüt senetlerinde toprak dolgu işleminin tamamlanmasını takiben
büyükşehir belediyelerince bu alanların en az 1,5 metre boyunda tüplü fidanlar
ile ağaçlandırılması ve beş yıl süreyle bakımlarının yapılması zorunluluğu
getirilmiştir. Bu alanlarda yapılan dolgu işlemleri hem idaremizce hem de
büyükşehir belediyelerince denetime ve kontrole tabi tutulmaktadır.
Ben
hepinizi saygıyla tekrar selamlıyorum, teşekkür ediyorum efendim, sağ olun. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ederim.
Sayın Halaman…
ALİ
HALAMAN (Adana) – Başkanım, teşekkür ederim.
Sayın Bakanım
alınganlık yapmasın yalnız. Ben, Adana’nın Kozan ilçesindenim. Kozan’ın orman
bölgesi sulu tarım yapılan bir bölge. Buranın Devlet Su İşlerini Sayın Bakanım
kapattı, başka bir ilçeye, Ceyhan’a götürdü. Dolayısıyla, Meteoroloji de
kapandı.
Yine,
bizim bu Kozan’ın kenarından bir ırmak geçer, kenarında sulu tarım yapılır.
Bunun taşlanmasıyla ilgili, selden korunmasıyla ilgili çok mücadele verdim. Bir
kısmı taşlandı, geri kalan kısmı da bir miktar benim de arazim var orada, bana
gelince durdu. Şimdi, durmasından ben çok alınganlık da yapmıyorum ama lütfen,
Sayın Bakanım -oradaki personel arkadaşlar çalışkan çocuklar, “Taş yok.” diyorlar-
eğer, bir tensip veya bir emir buyurursanız, bu selden korunması için bu
taşlanmayı devam ettirirse bundan mutlu oluruz.
Teşekkür
ediyorum.
ORMAN VE
SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Kozan ilçesi mi? Onu ben
sizden not alayım.
BAŞKAN – Kozan ilçesi. Şimdi cevap verirsiniz.
Sayın
Yılmaz, sizin sorunuz yok, dolayısıyla ek soru soramazsınız. Dolayısıyla…
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) – 60’a göre kısa bir açıklama yapacağım.
BAŞKAN –
Ha, o zaman sadece açıklama yaparsınız. Yani, izah ediyorum ki Sayın Bakan…
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) – Ama cevap verdi o. Neye cevap verdi? Benim üç tane soruma
cevap verdi.
BAŞKAN –
Hayır, sizin sorunuz yok dedi arkadaşlar.
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) – Niye cevap verdi üç tane soruma Seyfettin Yılmaz’ın diye?
BÜLENT
BELEN (Tekirdağ) – Üç tane soruyla ilgili açıklama yaptı Sayın Başkan.
BAŞKAN –
Yok, yok.
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) – O zaman sormadığım soruya mı cevap verdi?
BAŞKAN –
Hayır, konunuz aynı olabilir de burada isminiz yok.
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) – Var, “Seyfettin Yılmaz” dedi, ismimi de kullandı, tutanaklarda
var.
BAŞKAN –
Hayır, ben onu duymadım. Bakın…
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) – İnceleyin.
ORMAN VE
SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Kayda geçsin diye söyledim.
BAŞKAN –
“Kayda geçsin diye söyledim.” diyor ama bu…
Bir
dakika ya, ben 60’a göre söz vereceğim.
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) – Korsan cevap verdi o zaman.
BAŞKAN –
Sayın Bakan istemezse size cevap vermeyebilir, o anlamda söylüyorum.
Şimdi,
60’a göre bir dakika söz veriyorum.
Buyurun.
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
17.- Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz’ın,
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun sözlü sorulara cevabındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) – Şimdi, asrın yolsuzluğunda, iddiaların arasında 10 milyar
dolarlık Sultanbeyli Paşaköy maden işletmesi izniyle
ilgili iddialar vardır. Sayın Bakan bunları açıklığa kavuşturmadan burada
yaptığı açıklamalar kanımca yok hükmündedir.
Şimdi,
burada, özellikle maden arazisine, sit çalışmaları devam ettiği, madencilik
faaliyetleri başladığı takdirde sosyal problemlerle karşılaşılacağı, İstanbul
il sınırları içerisinde doğal olarak yetişen bitki türlerinin bulunduğu ve
kontrolsüz kentleşme, aşırı ölçüde gelişme ve yeşil alanlara yapılan
müdahalelerden dolayı tehdit altında bulunması gerekçesiyle maden işletme izni
verilmiyordu. Fakat, meşhur Bosphorus360, Yasin El
Kadı’nın da ortağı olduğu firmanın devreye girmesiyle beraber buraya maden işletme
izninin verildiği ifade ediliyor ve bu ifadelerde, Sayın Başbakanın Orman ve Su
İşleri Bakanını aradığı ve Özel Kalem Müdürünün devreye girdiği iddiaları var.
Şimdi, bu kadar önemli, 10 milyar dolarlık bu maden sahasına, sit alanında
olmasına rağmen izin verildi mi, verilmedi mi? Verildiyse, Sayın Başbakan sizi
arayıp da mı verdiniz, Özel Kalem Müdürü…
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) – …devreye girdiği için mi verdiniz? Bunların
bir açıklığa kavuşması lazım.
BAŞKAN –
Şimdi, Sayın Halaman’ın sorusuyla ilgili siz oradan
“Bana yazılı olarak anlatırsanız gereğini yapacağım.” dediniz. Bu soruya cevap
verip vermeme hakkınız mevcut. Verecekseniz, zamanınız var, buyurun, size söz
veriyorum.
ORMAN VE
SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Müsaade ederseniz…
BAŞKAN –
Ben sadece usulü anlatıyorum.
Buyurun.
18.- Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlu’nun, Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz’ın yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
ORMAN VE
SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Şimdi,
özellikle bir maden ruhsatına -ormanlık alanda- nasıl izin verileceği gayet
bellidir. Önce Maden İşleri Genel Müdürlüğünden ruhsat alır. Esasen, Maden
Kanunu’nda da, Maden İşlerinden ruhsat alınca… Orman Kanunu’ndaki 16 ve 17’nci
maddelere bakarsanız “İzin verilebilir.” değil, “İzin verilir.” hükmü vardır.
Ama özellikle bazı alanlarda çok büyük hassasiyet var, dolayısıyla ben bizzat
kendim inceletiyorum.
Bu
Sultanbeyli’dekinde herhangi bir mahzur var mı diye üç noktainazardan incelettim.
Yoksa, verilecek olsa niye inceleteyim? Bir: Acaba
yerleşim alanlarına mesafesi yönetmelikte belirtilen mesafeye uygun mu? Dediler
“Uygun.” İki: Endemik türler var mı, onu şey yaptık. Üç: Herhangi diğer
havzayla ilgili… Orada içme suyu havzası var, Ömerli’de. Havza da kanunda
belirtilen alanda mı, yoksa mutlak koruma alanında mı? Bunların hepsi
belirlendi, ondan sonra, bu üç tane hususta hiçbir mahzur olmayınca biz buraya
verdik. Sadece burası değil, ben aşağı yukarı haftada 400-500 tane maden izni
inceliyorum. Bizzat ben de… Bakanlıkta güzel bir sistem vardır. Sistemi,
tabakaları üst üste koyuyoruz, havza vesaire, herhangi bir mahzuru olup
olmadığını belirledikten sonra veriyoruz.
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) – Yasin El Kadı neresinde bu işin, Yasin El Kadı?
ORMAN VE
SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Bu da müracaat etmiş, ruhsatını
almış.
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) – Yasin El Kadı neresinde bu işin?
BÜLENT
BELEN (Tekirdağ) – Göbeğinde, göbeğinde.
ORMAN VE
SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Bakın, şunu söylüyorum: Başbakanımız
o kadar dürüst adam ki… Ben İSKİ Genel Müdürlüğü, DSİ Genel Müdürlüğü, Çevre ve
Orman Bakanlığı ve Orman ve Su İşleri Bakanlığı yaptım.
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) – Başbakanın dürüstlüğünü bırak da Yasin El Kadı neresinde
bunun?
ORMAN VE
SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Bir dakika, müsaade edin.
Şu ana
kadar Başbakan telefon edip de bana “Şu kişiye şunu ver.” diye söylememiştir,
asla böyle bir şey değil. Başbakanımız başı dik, son derece dürüst bir
insandır, bunu özellikle söylüyorum.
İkincisi,
şunu söyleyeyim…
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) – Mahkemede cevap versin, mahkemede. Mahkemeye çıkıp bir cevap
versin.
ORMAN VE
SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Bakın, şunu söylüyorum… Bakın,
mahkemede…
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) – Dürüstse mahkemede cevap versin.
ORMAN VE
SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Bana telefon falan etmemiştir.
AYTUĞ
ATICI (Mersin) – Sayın Bakan, ona Yüce Divan karar verecek, merak etmeyin. Siz
endişe buyurmayın efendim, Yüce Divan karar verecek ona.
ORMAN VE
SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – İkincisi: Biz İSKİ’yi yolsuzluktan
aldık, büyükşehirden, Yuvacık Barajı’nı şey yaptık.
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) – O zaman şu TÜRGEV’i açıklasana, TÜRGEV’e yapılan ödemeleri!
BÜLENT
BELEN (Tekirdağ) - Hâlâ utanmadan “İSKİ yolsuzluğu” diyorsun ya!
ORMAN VE
SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – DSİ’ye geldiğimiz zaman 3,2
katrilyon… Bunları şey yapan bir kişiyiz, kusura bakmayın.
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) – O kadar Başbakanı savunuyorsun, TÜRGEV’e
yapılan bağışları açıklasana, TÜRGEV’e yapılan
bağışları!
BAŞKAN –
Sayın Yılmaz, lütfen… Anladım ama lütfen…
ORMAN VE
SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Özellikle dürüstlük konusunda hiç
kimse bize çamur atamaz.
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) – Açıkla o zaman TÜRGEV’e yapılan
bağışları!
ORMAN VE
SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Allah’a şükür, alnımız açık, her şey
ortada. Kusura bakmayın, öyle bir şey diyemezsiniz.
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) – Açıklasana TÜRGEV’i, TÜRGEV’İ
açıklasana o zaman! TÜRGEV’i açıklasana, TÜRGEV’e yapılan bağışları, Başbakana kefilsen!
BAŞKAN –
Sayın Yılmaz, lütfen…
BÜLENT
BELEN (Tekirdağ) – Yasin El Kadı’yı açıkla!
AYTUĞ
ATICI (Mersin) – Temiz bir yer kalmamış ki, neyi açıklayacak Allah aşkına!
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) – Açıklasana!
BAŞKAN –
Sayın Yılmaz, lütfen… Ben çok zor durumda kalıyorum. Onun sorusuna cevap
vermeme hakkına sahip.
ORMAN VE
SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) – Arkadaşlar, ben sizi dinledim,
karşılıklı bir şey yok. Haddini bil!
Arkadaşlar,
kati surette, bizim yaptığımız her şey hukuka uygundur. Hiçbir şekilde -kendisi
de aslında bilir beni- hiçbir şekilde herhangi tavassut veya da suistimal söz konusu değildir. Allah’a şükürler olsun,
alnımız açık. O bakımdan, bunu açık söyleyeyim, varsa şey yapsın.
Teşekkür
ediyorum, sağ olun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Soru önergeleri cevaplandırılmıştır.
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) – Sayın Başkan, Sayın Bakan konuşmasında “Haddini bil!” diyerek
şahsıma hakaret etmiştir, sataşmadan dolayı söz istiyorum.
AHMET
AYDIN (Adıyaman) – Hakaret değil efendim.
ENGİN
ALTAY (Sinop) – Sataşma olabilir, hakaret değil ama bir sataşma var yine de.
ORMAN VE
SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Esasen arkadaşın bir kuyruk
acısı var, bir sürü yolsuzluklardan mahkemeye gidiyor, arkadaşlar da dava
açtılar. (MHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN –
Buyurun.
IX.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
8.- Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz’ın,
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun yaptığı açıklaması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) – Bakın, bunu açıklamayan, burada iddia ediyorum, ahlak
yoksunudur! Benim hiçbir şeyim yok. Bakın, bana üç sene boyunca gönderdiği
müfettişler var, Allah rızası için gelsin, ifade etsin. Burada Orman Genel
Müdürü var, Osman Kahveci, çıksın, ifade etsin. Altında Osman Kahveci’nin
imzası var beni suçladığı konuda. Var mı, yok mu Sayın Bakan? Dolayısıyla,
Orman Bakanlığının izni var. Nedir biliyor musunuz?
BAŞKAN –
Birbirinize hitap etmeyin lütfen.
SEYFETTİN
YILMAZ (Devamla) – 2004 yılında, AKP iktidarı döneminde büyükşehir belediyesine
verilen bir yerle ilgili. Verilen yer, belediye. 10 tane müfettiş gönderdin,
bir şey çıkarabildin mi? O mahkemeler ne dedi biliyor musun? “Orada suç unsuru
yok.” dedi. Hani sen yalan söylemezdin, gel izah etsene, gel! Ne kuyruk acım
varmış benim? Hiçbir kuyruk acım yok! Ama…
AHMET
AYDIN (Adıyaman) – Böyle bir usul var mı ya?
SEYFETTİN
YILMAZ (Devamla) - Sen oraya cevap verme, oraya cevap ver.
AHMET
AYDIN (Adıyaman) - Sen, bana “sen” diyemezsin.
SEYFETTİN
YILMAZ (Devamla) - Şimdi, ben buradan soruyorum: Gel sen, sen orada şeysen...
Bu işte, Sultanbeyli’de, tamam mı, Sultanbeyli’de Yasin El Kadı’nın olduğu
iddia ediliyor. Önce verilmeyen izne, izin veriyorsun. Orada Adem
Peker, maden izninin sahibi. Maden izninin sahibinin elindeki yetkiler
alınıyor, Yasin El Kadı’ya kadar ortaya geçiriyor.
Şimdi,
abdestinden şüphesi olmayan, Allah’a inanan, Kur'an’a inanan, bayrağa inanan...
Açıkça söylüyorum, ben on yıldır sorgulanıyorum. Sayın Başbakan da sayın
bakanlar da eğer adalete inanıyorsa, Türk yargısına inanıyorsa, Türk polisine
inanıyorsa... Bakın, Başbakanla ilgili iddiaları operasyon var diye
geçiremezsiniz. Burada söylenenler var. Burada ne söyleniyor? “İş alan iş
adamları TÜRGEV’e bağışta bulundu.” deniyor. Burada,
yüreğiniz yetiyorsa, TÜRGEV’e hangi iş adamı ne kadar
bağış yapmıştır, gelin bunu açıklayın da o zaman alnınızın ak olduğunu görelim,
o zaman abdestinizden şüpheniz olmadığını görelim. Var mı sizde bu yürek?
Gelsin bir kişi açıklasın bakayım.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İBRAHİM
KORKMAZ (Düzce) – Vakıf orası, vakıf!
BAŞKAN –
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 21.11
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 21.33
BAŞKAN: Başkan Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER: Dilek YÜKSEL (Tokat), Bayram
ÖZÇELİK (Burdur)
BAŞKAN –
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 43’üncü Birleşiminin
Beşinci Oturumunu açıyorum.
Alınan
karar gereğince diğer denetim konularını görüşmüyor ve gündemin “Kanun Tasarı
ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmına geçiyoruz.
1'inci
sırada yer alan, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik
Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
XII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri
1.- Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı,
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde
Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer
Genç’in; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S. Sayısı:
156)
BAŞKAN –
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2’nci
sırada yer alan, Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu
ile Adalet Komisyonu raporlarının görüşmelerine kaldığımız yerden devam
edeceğiz.
2.- Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporları (1/484) (S. Sayısı: 287)
BAŞKAN –
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
3’üncü
sıraya alınan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Japonya Hükümeti Arasında
Nükleer Enerjinin Barışçıl Amaçlarla Kullanımına Dair İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Sanayi, Ticaret,
Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu ile Dışişleri Komisyonu
raporlarının görüşmelerine başlayacağız.
3.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Japonya
Hükümeti Arasında Nükleer Enerjinin Barışçıl Amaçlarla Kullanımına Dair
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile
Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu ile
Dışişleri Komisyonu Raporları (1/850) (S. Sayısı: 520) (x)
BAŞKAN –
Komisyon? Burada.
(x) 520 S. Sayılı Basmayazı
tutanağa eklidir.
Hükûmet?
Burada.
Komisyon
raporu 520 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının
tümü üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen Mersin
Milletvekili Sayın Aytuğ Atıcı, buyurunuz lütfen. (CHP sıralarından alkışlar)
Süreniz
yirmi dakika.
CHP GRUBU
ADINA AYTUĞ ATICI (Mersin) – Teşekkür ederim.
Sayın
Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Japonya Hükümeti Arasında Nükleer Enerjinin Barışçıl Amaçlarla Kullanımına Dair
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın
tümü üzerine Cumhuriyet Halk Partisi adına söz almış bulunuyorum. Nükleer
santrallerin kirliliklerine bulaşmayan ve ülkemizin başına bu püsküllü belayı
sarmaya çalışmayan milletvekillerini saygıyla selamlıyorum.
Şimdi,
konumuz nükleer enerji, nükleer enerjinin barışçıl kullanımı yani enerji
konuşacağız, Enerji Bakanı yok. Konumuz bu enerjiyle ilgili yapılan bir
uluslararası sözleşme, Dışişleri Bakanı yok. Sayın Bakan “Ben nöbetçi Bakanım,
her işe bakarım.” diyor, ben de nöbetçi hekim olduğum zaman, anlamadığım
konularda konsültasyon yapardım, acilen çağırırdım.
Eğer böyle bir uygulama varsa Sayın Bakan, Dışişleri Bakanını ve Enerji
Bakanını buraya çağırmanızı istiyorum çünkü bu hassas bir konudur, teknik bir
konudur. Ha, eğer gelmeyeceklerse ben burada yolsuzlukları konuşacağım çünkü
ondan anlarsınız. Ama, eğer enerji konuşacaksak, dış
politika konuşacaksak burada Dışişleri Bakanı da olacak, Enerji Bakanı da
olacak.
AHMET
AYDIN (Adıyaman) – Siz de doktorsunuz enerjiyi konuşuyorsunuz, Sayın Bakan da
anlar.
AYTUĞ
ATICI (Devamla) – Elbette, ben doktorum ve enerji konuşacağım Sayın Grup Başkan
Vekili. Niye biliyor musunuz? Çünkü, sizin Türkiye'nin
başına bela etmek istediğiniz enerji insan sağlığına zararlı. Eğer isterseniz
bu konuda saatlerce konuşabilirim ve gerekirse de konuşacağım, bu çatı altında
defalarca da konuştum. Sizin Türkiye’ye getirmek istediğiniz bu kirli enerji
Sayın Aydın, sizin çocuklarınızı da kanser yapabilir, inşallah yapmaz.
AFİF
DEMİRKIRAN (Siirt) – Nereden çıkarıyorsunuz bunu Allah aşkına?
AYTUĞ
ATICI (Devamla) – “Nereden çıkarıyorsunuz?” diye enerjiden anlayan bir
milletvekili sordu.
AFİF
DEMİRKIRAN (Siirt) – Evet, anladığım için söylüyorum: Nereden çıkardınız?
AYTUĞ
ATICI (Devamla) – Sayın Milletvekilim, nereden çıkardığımı size hemen
söylüyorum: Almanya’da nükleer santral çevresinde yapılan bir araştırma…
AFİF
DEMİRKIRAN (Siirt) – Fransa onun yüzde 72’sini üretiyor, kapatsın gitsin o
zaman Fransa.
AYTUĞ
ATICI (Devamla) – Şimdi, soru sordunuz, eğer müsaade ederseniz cevap vereceğim.
Soru sordunuz, eğer merak ediyorsanız… Yok, sataşmaysa memnun olurum.
AFİF
DEMİRKIRAN (Siirt) – Yok, hayır, hayır, merak ediyorum.
AYTUĞ
ATICI (Devamla) – Merak ediyorsanız… Ben bu kürsüden de bu anlaşmanın metnini
ve hakemli dergide yayımlanmış şeklini gösterdim. Almanya’da bir nükleer
santralin çevresinde yapılan araştırmada lösemi yani kan kanseri oranının
çocuklarda 2,2 kat arttığı tespit edilmiş ve bu, uluslararası bir dergide
Almanca ve İngilizce olarak yayımlanmış. Eğer arzu ederseniz derhâl size bunu
takdim edebilirim. Bakın, altını çizerek söylüyorum Sayın Milletvekili:
Herhangi bir kaza yok, herhangi bir bilinen sızıntı yok, herhangi bir felaket
de yok, depremdi, terör saldırısıydı yok; sadece bir nükleer santral var ve bu
nükleer santralin etrafında yaşayanlarda kan kanseri oranı 2,2 kat fazla. Diğer
kanserler üzerinde bir araştırma yapılmadığı için bilmiyoruz. Ama kan kanseri
2,2 kat fazla.
AFİF
DEMİRKIRAN (Siirt) – Kanada’ya gidin. Nükleer santralin girişindeki gölden
balık avlıyor insanlar, kamping yapıyor insanlar. Allah aşkına!
AYTUĞ
ATICI (Devamla) – Şimdi “Karadeniz’de insanlar balık avlıyor.” diyorsunuz. Çok
güzel bir hatırlatma yaptınız, halkımızın da hatırlayacağını çok iyi tahmin
ediyorum. Çernobil olayında…
İDRİS
ŞAHİN (Çankırı) – Kanada’yı diyor.
AYTUĞ
ATICI (Devamla) – Ha, Kanada’yı diyorsunuz…
AFİF
DEMİRKIRAN (Siirt) – Kanada…
AYTUĞ
ATICI (Devamla) – Kanada’ya da geleyim, Fransa’yı da telaffuz ettiniz, ona da
geleyim ama çağrışım yaptığı için söylüyorum: Karadeniz’de de biliyorsunuz,
Çernobil’den sonra bir sayın bakan çıkmış, demişti ki: “Kardeşim, bakın, siz
‘buradaki çaylara nükleer bulaşık’ diyorsunuz. Bakın, aha çay, ben içiyorum.”
televizyonun karşısında. Hatırlarsınız siz de, rahmetli oldu o bakan. Niye
öldü, biliyor musunuz? Kanserden öldü.
AFİF
DEMİRKIRAN (Siirt) – Çaydan değil ama. Yapma ya!
AYTUĞ
ATICI (Devamla) – Yapmayın değil Sayın Milletvekili. Bu sayın bakan kanserden
öldü.
KEMALETTİN
AYDIN (Gümüşhane) – O kanserin Çernobil’le ne alakası var?
AYTUĞ
ATICI (Devamla) – “O kanserin Çernobil’le ne alakası var?” diye bir soru geldi.
Çok güzel. Sayın Milletvekili, siz, gördüğüm kadarıyla…
KEMALETTİN
AYDIN (Gümüşhane) – Kaç yıl olması lazım?
BAŞKAN –
İsterseniz doktorlar olarak birbirinizle konuşmayın da Genel Kurula hitap
edilsin çünkü ben de izliyorum, bilgileniyorum.
AYTUĞ
ATICI (Devamla) – Peki Sayın Başkanım.
Şimdi, soruyu soran milletvekili bir hekim milletvekili. Şaşırdım
doğrusu bu soruyu nasıl sorduğuna.
AFİF
DEMİRKIRAN (Siirt) – Fransa’nın tamamının kanser olması gerekirdi doğru
söyleseydiniz.
AYTUĞ
ATICI (Devamla) – Bir nükleer sızıntı olduğunda maruz kaldığınız enerji miktarı
ile kanser oluşma süresi arasında ters orantı vardır yani bir sızıntıya ne
kadar çok maruz kalırsanız kanser olma süreniz o kadar kısalır. Biz bu sayın
bakanın bu sızıntıya ne kadar maruz kaldığını bilmiyoruz ama kaderin cilvesi
diyelim, bu insan “Ben ‘nükleer bulaşmış’ dediğiniz çayı içiyorum, siz de için
ey halkım.” dedi ve kanserden öldü. Buradan akıllı insanlar ders çıkarırlar,
akıllı insanlar; daha akıllı insanlar ise başkalarının, diğer ülkelerin
yaptıklarından ders çıkarırlar. Sayın Dışişleri Komisyonu Başkanı burada -gerçi
biraz meşgul görünüyor Sayın Bozkır ama- o da çok iyi hatırlayacak. Sayın
Enerji Bakanı ben Dışişleri Komisyonu üyesiyken geldi, bize bilgi aktarıyordu,
ben ona dedim ki… Sizin Kanada ve Fransa sorunuza Sayın Milletvekili cevap
olarak söylüyorum. Sayın Bakan, Allah rızası için söyleyin, bir nükleer
santralin olduğu yerin dibinde siz denize girer misiniz? Çünkü,
Mersin’e yaptığınız nükleer santral belası turizmimizi öldürecek. Sayın Bakan
tebessüm etti, dedi ki: “Ben daha önceki bakanı hatırlıyorum, şimdi siz de
belki güleceksiniz ama evet, ben o santralin yanından denize girerim.” Şimdi,
Allah uzun ömür versin Sayın Enerji Bakanına, gerçi oraya santral yapılmayacak
ama ben –naçizane- Fransa ve Kanada’da, birçok yerde deniz kıyısında santraller
var; bir gün, kendisini ve çocuklarını burada denize girerken görmek istiyorum,
bir gün. Girmeyecektir, aklı varsa girmez, Enerji Bakanımız akıllı bir adam. Şu
kadar aklı olan bir insan girmez.
İSMAİL
TAMER (Kayseri) – Kanser olayına sadece bağlama Aytuğ Bey yani doktor
olarak...
AYTUĞ
ATICI (Devamla) – O yüzden, söylediklerimi bir siyasi polemik
olarak almayın, ciddiye alın. Ben burada, bu kürsüde, size bir soru sormuştum
tam bir yıl önce. Demiştim ki Allah rızası için bana söyleyin; hangi biriniz
evinizin yanına, kendi iline nükleer santral ister? Kimse el kaldırmamıştı,
hatırlıyor musunuz? Haklıydınız çünkü siz de akıllısınız, evinizin yanına,
kendi ilinize nükleer santral istemeyeceksiniz. Bunu çok iyi biliyorum.
İSMAİL
TAMER (Kayseri) – Fransa’da kaç tane nükleer santral var Aytuğ Bey?
AYTUĞ
ATICI (Devamla) – Şimdi, konuşmamı biraz daha detaylandıracağım ama
sataşmalarınızı da memnuniyetle karşılayıp bana cevap verme hakkı doğurduğunuz
için teşekkür ediyorum, daha renkli olur o zaman.
“Fransa’da
kaç tane nükleer santral var? Almanya’da kaç tane nükleer santral var?”
soruları geliyor. Almanya, teknolojinin devi, dünyada enerjiyi en çok kullanan
ülkelerden bir tanesidir ve bütün nükleer santralleri kapatma kararı almıştır.
METİN
KÜLÜNK (İstanbul) – Sayın Atıcı, bu konudaki bilgilerinizi tazeleyin.
AYTUĞ
ATICI (Devamla) – Dediler ki veya Külünk de diyecek ki şimdi: “Efendim, süresi
bittiği için kapatılacak.” Ve onu diyen…
METİN
KÜLÜNK (İstanbul) – Hayır, onu demeyeceğim. Şuna cevap verin sadece: “Nükleer
santraller kapatıldı.” görüntüsü altında işleyen nükleer santrallerden
bahsediyoruz.
AYTUĞ
ATICI (Devamla) – O ancak AKP zihniyetinde mümkün. Almanya’da böyle ikircikli,
böyle ikiyüzlü politika olmaz. O ancak size mahsus bir şeydir.
AHMET
AYDIN (Adıyaman) – Almanya’yla da anlaşmamız var, nükleer enerji.
AYTUĞ
ATICI (Devamla) – Almanya’da bütün nükleer santrallerin kapatılacağını Merkel
söyledi, bakın, muhafazakâr, sağcı birisi. Kime söyledi biliyor musunuz?
Yeşiller Partisinin olduğu bir ortamda söyledi.
AFİF
DEMİRKIRAN (Siirt) – Fransa’dan ithal edecek o zaman.
AYTUĞ
ATICI (Devamla) – Nereden ithal edeceğini söyleyeceğim.
Şu anda,
Almanya’da bir tane bile yeni nükleer santral yok, olmayacak.
AFİF
DEMİRKIRAN (Siirt) – İhtiyaç yok çünkü.
AYTUĞ
ATICI (Devamla) – Bunu söyleyen Almanya’nın Başbakanıdır. Almanya’nın Başbakanı
bizden daha mı akıllı, bizden daha mı vicdanlı? Öyle görünüyor, keşke
olmasaydı. Almanya’nın Başbakanının benim Başbakanımdan daha akıllı, daha zeki,
daha vicdanlı olmasını hazmedemiyorum, hazmedemiyorum!
AFİF
DEMİRKIRAN (Siirt) – Değildir ki!
AYTUĞ
ATICI (Devamla) – Alman Başbakanının Alman halkını Recep Tayyip Erdoğan’ın
kendi halkını sevdiğinden daha çok sevmesini de kendime yediremiyorum.
METİN
KÜLÜNK (İstanbul) – Hamburg’da olup bitenlerden haberin var mı? O “Vicdanlı”
dediğin Başbakanın olduğu ülkedeki, Hamburg’da olup bitenlerden haberiniz var
mı? Bir haftadır Hamburg’da neler oluyor?
AYTUĞ ATICI
(Devamla) – Şimdi, Almanya acaba nasıl enerji ihtiyacını karşılayacak? Almanya
acaba bütün fabrikaları kapatacak mı yoksa kapatmayacak mı? Cevap:
Kapatmayacak.
METİN
KÜLÜNK (İstanbul) – Kendi ülkenize bu kadar sadıksınız siz!
AYTUĞ
ATICI (Devamla) – Peki, enerjiyi nereden elde edecek?
HAKAN
ÇAVUŞOĞLU (Bursa) – Kompleks bu, kompleks. Almanya kompleksi var sende.
AYTUĞ
ATICI (Devamla) – Enerjiyi nereden elde edecek biliyor musunuz? Bizden daha
akıllı çıktılar. Sizler, sizin gibi düşünenler, Fransa, İngiltere gibi emperyal ülkeler Libya’nın çöllerinin altındaki fosil
yakıtlara göz dikerken akıllı Alman çölün üstündeki güneşe göz dikti
arkadaşlar. Şu anda, Almanlar Libya’nın çöllerinde tam 12 tane büyük güneş
enerjisi santrali inşa ediyor. Ben buradan bunu söylerken yine sizin gibi
düşünen ve ilk defa karşılaştığım bir milletvekili bana demişti ki: “Sen güneş
enerjisi lobisinin adamı mısın?” Hiç unutmuyorum. “Allah Allah!
Ya, böyle bir lobi mi var?” dedim. Yani bunu düşünmek de ancak AKP’li
zihniyetlere yakışır. Güya, güneş enerjisi lobisi varmış, ben de o lobi adına
konuşuyormuşum. Ancak gülerim ama nasıl gülerim, onu sizin takdirinize
bırakıyorum.
Şimdi,
gelelim Japonya’yla yapacağınız bu anlaşmaya. Bu anlaşmanın Japonya’yla
karşılıklı dostluk ve çıkar temelinde yürütüleceği söyleniyor. Japonya’yla
anlaşma yapmanıza hiç karşı değiliz, hiç.
Sayın
Bakan, Enerji Bakanı gelmedi, Dışişleri Bakanı da gelmedi, ben de sözümü
tutuyorum, yolsuzluklara giriyorum, haberiniz olsun. Vallahi girmeyecektim.
Dışişleri Bakanı gelmedi, Enerji Bakanı da yok; konuşacak, bu konuyu
toparlayacağız.
Şimdi,
Japonya’yla yapacağınız anlaşmalara karşı değiliz, bu hariç. Ben, Japonya’yla
daha çok iş birliği yapmanızı öneririm, Japonya’yla çok daha fazla ilişkiler
kurmanızı öneririm. Niye biliyor musunuz? Belki biraz onlardan onurlu davranış
öğrenirsiniz, belki biraz edep öğrenirsiniz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
AHMET
AYDIN (Adıyaman) – Sayın Başkanım, böyle bir konuşma olur mu ya?
AYTUĞ
ATICI (Devamla) – Belki de ülkenizi daha iyi yönetirsiniz.
AHMET
AYDIN (Adıyaman) – Böyle konuşma olur mu ya? Ne demek? Edebi başkasından mı
öğreneceğiz?
AYTUĞ ATICI (Devamla) – Evet.
AHMET
AYDIN (Adıyaman) – Siz önce edebi kendiniz öğrenin, gelin edepli konuşun! Öyle
şey mi olur!
AYTUĞ
ATICI (Devamla) – Edebi başkasından öğrenme zorunluluğu olanlar böyle zıplar.
RECEP
ÖZEL (Isparta) – Böyle şey olur mu ya?
BAŞKAN –
Sayın Atıcı…
AYTUĞ
ATICI (Devamla) – Edep öğrenme zorunluluğunu hissedenler zıplar.
RECEP
ÖZEL (Isparta) – Hâlâ hakaret ediyorsun sen ya!
AYTUĞ
ATICI (Devamla) – “Benim edebim bana yeter.” diyorsan oturursun yerine ama
senin edebin sana yetmiyorsa zıplar, itiraz edersin.
AHMET
AYDIN (Adıyaman) – Sizin edebiniz yetmiyor işte, bu şekilde konuşmaya hakkınız
yok sizin!
AYTUĞ
ATICI (Devamla) – Şimdi, ben size Japonlarla iş birliği yapın, onlardan edep
öğrenin derken harakiri yapın demiyorum.
AHMET
AYDIN (Adıyaman) – Harakiriyi sen yapıyorsun şimdi zaten!
AYTUĞ
ATICI (Devamla) – Merak ediyorum…
AHMET
AYDIN (Adıyaman) – “Edep öğrenin.” derken harakiri yapıyorsun
, edepsiz olduğun için!
AYTUĞ
ATICI (Devamla) – …bir Japon bakan, eğer rüşvet aldığı tespit edilirse veya
güçlü iddialarla, güçlü delillerle suçlanırsa acaba ne yapar? Bunu bir öğrenin,
bunu öğrenmek iyi bir şey. Belki o zaman siz de bu davranışlarınızla
oturduğunuz kürsülere layık olabilirsiniz.
AHMET
AYDIN (Adıyaman) – Onu vatandaş takdir ediyor, vatandaş onu biliyor!
AYTUĞ
ATICI (Devamla) – Merak ediyorum, bir Japon bakanın çocuklarının evlerinde,
odalarında milyonlarca dolar bulunursa o Japon bakan ne yapardı acaba?
CELAL
ADAN (İstanbul) – İntihar eder, intihar!
FARUK BAL
(Konya) – Harakiri…
AYTUĞ
ATICI (Devamla) – Bunun milyonda biri olsa harakiri yapardı. Ben onun için size
öğrenin diyorum.
AHMET
AYDIN (Adıyaman) – Biz biliyoruz, sen öğren yeter!
AYTUĞ
ATICI (Devamla) – Bakın, anlaşma yapıyorsunuz, güzel ama bakın bu anlaşmayı
gelin nükleer alanda yapmayalım…
İBRAHİM
KORKMAZ (Düzce) – Sen ne yaparsın, sen!
AYTUĞ
ATICI (Devamla) – …her alanda yapalım. Hiç olmazsa onun zararı yoktur, hiç
olmazsa biraz, böyle, karşılıklı konuşmakla bir şeyler öğrenebilirsiniz, onurlu
davranışları öğrenebilirsiniz.
AHMET
AYDIN (Adıyaman) – Kimseye bir şey öğretmeyin siz, burada öğrenci yok. Siz
kendiniz öğrenin, kendiniz konuşun. Biz öğreneceğimizi öğrendik, sizden
öğrenecek değiliz.
AYTUĞ
ATICI (Devamla) – Bir Japon bakanın çocuğunun evinden para sayma makinesi çıksa
acaba ne yapar, merak ediyorum.
Tabii ki
AKP’nin grup başkan vekili elbette ki bu şekildeki saldırılara -saldırı değil,
itham değil, bunlar gerçekler- ya da bunlara tabii ki cevap verecek, kayıtlara
geçecek ki daha sonra Başbakan “Aferin, iyi yaptın.” diyecek. Mecbur yapmaya,
anlayışla karşılıyorum. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Şimdi…
RECEP
ÖZEL (Isparta) – Ne kadar basit bir şey konuşuyorsun ya!
HAKAN
ÇAVUŞOĞLU (Bursa) – Senin Genel Başkanın şu konuştuklarına bakarak mı senin
hakkında karar verecek? Yazık sana, yazık!
AYTUĞ
ATICI (Devamla) – Kime yazık olduğunu zaman gösterecek.
HAKAN
ÇAVUŞOĞLU (Bursa) – Demek ki sen tutanakları Genel Başkanına götürüyorsun.
AYTUĞ
ATICI (Devamla) – Kime yazık olduğunu zaman gösterecek. Dönüp dolaşıp “Halk
bilir, halk bilir.” diyorsunuz. Doğru…
AHMET
AYDIN (Adıyaman) – Halk da bilmez, zaten her şeyi siz bilirsiniz! Her şeyi siz
bilirsiniz, siz bilirsiniz!
AYTUĞ
ATICI (Devamla) – Halkımız en iyiyi bilir, halkımız en iyiyi bilir. Halkımız
nasıl hesap sorulacağı konusunu da çok iyi bilir ancak sandık konulduğunda…
İSMAİL
AYDIN (Bursa) – Kırk yıldır CHP’ye sorduğu gibi halkın, değil mi!1
AYTUĞ
ATICI (Devamla) – Efendim?
İSMAİL
AYDIN (Bursa) – Kırk yıldır CHP’ye sorduğu gibi, çok iyi biliyor.
AYTUĞ ATICI (Devamla) – Peki.
Sandık
konulduğunda…
BAŞKAN –
Sayın milletvekilleri, birbirinizle konuşmayın lütfen.
HAKAN
ÇAVUŞOĞLU (Bursa) – Konuşmayalım da Başkanım, bir iktidara gelememe kompleksi var arkadaşlarda. Habire
saldırıyorlar, ne yapalım yani!
AYTUĞ
ATICI (Devamla) – Şimdi, sandık konulduğunda halkımız size dersini verecek.
Benim buna karışma hakkım yok, benim buna karışma haddim de yok.
RECEP
ÖZEL (Isparta) – Ha, işte haddini bil!
AYTUĞ
ATICI (Devamla) – Benim ancak ve de ancak kendi adıma ve şu anda olduğu gibi
partim adına konuşma hakkım var. Halkımızın ne yapacağını benim söylememe gerek
yok. Bugüne kadar halkımız nasıl siyasi partilerin tamamını -CHP dâhil-
tokatladıysa sizi de tokatlamasını bilecektir. Ona söyleyecek bir lafım yok.
İBRAHİM
KORKMAZ (Düzce) – Siz tokadı niye yediniz? Tokadı niye yediniz, niye?
AYTUĞ
ATICI (Devamla) – Söyleyeceğim.
İkinci
hesap vereceğiniz nokta öteki taraftadır. Öteki tarafa da karışmak benim haddim
değildir.
İSMAİL
KAŞDEMİR (Çanakkale) – Karışma oraya artık ya!
AYTUĞ
ATICI (Devamla) – Öteki tarafla ilgili bir şey söylemeye de hakkım yok. Onun da
hesabını orada vereceksiniz ancak bu dünyada ve siz yaşarken vereceğiniz üçüncü
hesabın yeri Yüce Divandır. Bunu da sağlayacak olan Cumhuriyet Halk Partisidir.
İşte siz bundan korkuyorsunuz.
İSMAİL
KAŞDEMİR (Çanakkale) – Hâkim sen mi olacaksın, hâkim?
AYTUĞ
ATICI (Devamla) – Halk hesabı gördü, sizi sandığa gömdü, ne olur? Alırsınız
çantanızı gidersiniz, sorun yok. Ha, öldünüz, cennet de var, cehennem de var,
denge de var, “Hepsi haktır.” deyip orada gereğini görürsünüz ama Yüce Divana
gitme korkusu, burada bulunan az sayıdaki milletvekilini ve bizi dinleyen
milletvekillerini zıplatıyor. O nedenle, gideceğiniz Yüce Divandan hiçbir
şekilde kurtuluşunuz olmayacak.
İSMAİL
KAŞDEMİR (Çanakkale) – Ne olacak orada?
AYTUĞ
ATICI (Devamla) – Ne olacağını da ben bilmem.
İSMAİL
KAŞDEMİR (Çanakkale) – Söyle bakalım, söyle bakalım ne olacak.
AYTUĞ
ATICI (Devamla) – Yüce Divana gideceksiniz, hesap vereceksiniz.
İSMAİL
AYDIN (Bursa) – Ne olacağını da söyle.
AYTUĞ
ATICI (Devamla) – Bizler sizin gibi ne olacağını önceden bilmeyiz, bizler sizin
gibi yargıya talimat vermeyiz, bizler daha öncesinden kurgulu planların
içerisinde olmayız. Bunu ancak sizin zihniyetiniz anlar ve attığınız laflardan
da bunları çok iyi bir şekilde anlıyoruz.
Şimdi, bu
anlaşmanın başlığına baktığınız zaman, barışçıl olduğunu söylüyorsunuz ve
barışın adını kirletiyorsunuz. “Barış” sözcüğünde insanın onuru vardır, “barış”
sözcüğünde insanın haysiyeti vardır, refahı vardır, mutluluğu vardır, şerefi
vardır, geleceği vardır ama nükleerle getireceğiniz barışta… Barışçıl amaçlı
kullanımmış! Sevsinler sizin güzel, süslü cümlelerinizi! Burada ölüm var, ölüm;
nükleerin her noktasında ölüm var. Dün de ölüm vardı, bugün de ölüm var, yarın
da ölüm olacak ve siz, bu nükleer santrallerle bütün Türkiye’ye ölüm
saçacaksınız.
Bakın,
demin bir laf konuştum. Bu lafı dikkatle tekrar dinlemenizi istirham ediyorum:
“Akıllı olanlar yaptıkları hatalardan ders alırlar, daha akıllı olanlar
başkalarının hatalarından ders alırlar.” Bu hatalar geçmişte yapıldı mı?
Elbette ki yapıldı. Nerede yapıldı? Sizin şu anda anlaşma yaptığınız Japonya’da
yapıldı. Japonya’da nükleer santrallerle ilgili iki tane çok ama çok büyük kaza
oldu. Bunlardan bir tanesi Fukuşima’dır. Fukuşima’da yaşanan olaylar Japon halkını öldürdü, Japon
halkının boyu kısa, boyu uzun olanını dinlemedi. Tıpkı, sizin Akkuyu’da ve Sinop’ta yapacağınız ve daha sonra başka
yerlerde yapmayı planladığınız ve bu anlaşmayı da onun için getirdiğiniz
yerlerdeki halkımızın öleceği gibi, Fukuşima’da da Tokaimura’da da Mihama’da da
insanlar öldüler. Niye biliyor musunuz? Sizin bir türlü aklınızın almadığı
nükleer kazalar yüzünden. Bunların hepsi Japonya’da oldu. “Kelin ilacı olsa
başına sürer.” diye bir atasözü var, Japonlar bu işi bilselerdi kendi
ülkelerinde kazalara neden olmazlardı. “En ileri teknolojiyi getiriyoruz.”
diyorsunuz yazdığınız gerekçede. En ileri teknolojiyi getiriyoruz ve en ileri
teknolojiyi uygulayan ülkede onlarca nükleer kaza var ve bu nükleer kazalardan
dolayı ölen yüzlerce insan var. Bakın, atom bombasından bahsetmiyorum, Nagasaki ve Hiroşima, onları da Japonlar yaşadı, ondan
bahsetmiyorum veya Kazakistan’ın yaptığı gibi nükleer denemelerden de
bahsetmiyorum. Bahsettiğim şey, sizin barışçıl amaçlı olarak kullanmayı
düşündüğünüz nükleer santrallerdir.
Bakın,
çok canlı bir örnek vereceğim: İran. İran’ın nükleer santrali var mı? Var.
Uranyum zenginleştiriyor mu? Zenginleştiriyor. Amacı ne? Barışçıl işler için
yapıyor. Bunu böyle vadediyor, iddia ediyor, altına imza atıyor. Barışçıl. Kim
inanıyor? Hiç kimse inanmıyor. Amerika Birleşik Devletleri geliyor, İran’la bir
anlaşma yapıyor, bütün dünya seviniyor. Neden? Çünkü,
buradaki nükleer santrallerin hiçbir tanesi barışçıl amaçlı değil, tıpkı sizin
Türkiye’de yapmayı planladığınız gibi. Çocuklarınıza nükleer santral
bırakıyorsunuz beyler, bayanlar, çocuklarınıza nükleer santral bırakıyorsunuz.
Sizin çocuklarınıza ayakkabı kutusu dolusu paralar, bizim çocuklarımıza nükleer
santraller.
Hepinize
iyi akşamlar diliyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ederim Sayın Atıcı.
Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu adına, Konya Milletvekili Sayın Faruk Bal, buyurunuz.
(MHP sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU
ADINA FARUK BAL (Konya) – Teşekkür ediyorum.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Cumhuriyeti ile Japonya Hükûmeti
arasındaki nükleer enerjiye ilişkin anlaşma metninin onaylanması kanun tasarısı
üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi adına söz aldım. Yüce heyeti partim ve
şahsım adına saygıyla selamlıyorum.
Yıl 1850,
Amerika’dan kalkan Commodore Perry komutasında bir
gemi Japonya’ya gelir. O tarihe kadar Japonya, kendi içinde izolasyon
politikasını uygulayan, dünyaya kapalı bir ülkedir. “Bizimle ticaret
yapacaksınız.” der, Japon imparatoru karşı çıkar. “Bir yıl sonra tekrar
geleceğim, kalabalık geleceğim.” der. Bir yıl sonra, daha çok gemiyle Commodore Perry gelir ve Japonlar Amerika’yla bir dış
ticaret anlaşması yapmak zorunda kalır. Japonlar buna “Kara gemiyle gelen
felaket.” der, anlaşmaya da “Eşitsizlik anlaşması.” Biz buna yabancı değiliz;
aynen Osmanlı İmparatorluğu’nun kapitülasyonları gibi bir anlaşma yapılır.
Japonya bu kapitülasyonlardan
kurtulabilmek için, ruhlarına sinmiş çalışkanlık, disiplin, gurur
ve vatanseverlikle sıyrılabilmenin çarelerini arar ve dünyaya açılmaya başlar.
1887
yılında, Japon İmparatoru Komei yeğenini –prensi-
Abdülhamit’e gönderir ve Sultan Abdülhamit ile ilk teması bu şekilde başlar.
Arkasından, bu ziyareti iade maksadıyla Ertuğrul Fırkateyni
1890 yılında gönderilir ama hazin bir kazayla Ertuğrul Fırkateyni
kayalıklara çarpar, 600 civarında Osmanlı subayı ve askeri şehit olur. Burada,
Japonlarla Türk milleti arasındaki duygusal ilişki başlar. Hüzne dayalı olan bu
ilişki, tarihi boyunca dostluğa dönüşebilecek bir hâl alır.
Yıl 1941, kendilerini sömüren Amerika’ya karşı Japonlar bir mücadele
içerisinde; ekonomide, sanayide ve ticarette gelişmişler, Pearl
Harbor’da Amerika’nın uçak gemisine saldırırlar ve
1945 yılına gelindiğinde 2 tane atom bombası -biri “little
boy”, biri “fat man”- biri
Hiroşima’ya, biri Nagasaki’ye atılmak suretiyle, hem
dünyanın tarihini değiştirir ve hem de Japonya ile Türkiye arasında bir başka
hüzne dayalı yakınlaşmayı ortaya çıkarır.
Yıl 2011,
Fukuşima’yı tsunami vurur
ve oradaki nükleer santralin yaydığı radyasyon ile Japon halkı bir kez daha
radyasyonla tanışır ve ciddi kayıplarla, Türkiye’nin manevi desteğini ve maddi
desteğini ortaklık ve dostluk çerçevesi içerisinde hak eder.
Yıl 2011,
bu defa Türkiye’de bir deprem olur ve o depreme yardıma gelen Miyazaki artçı depremler sırasında hayatını kaybeder.
Bu kısa
geçmiş içerisinde, Türk-Japon dostluğuna hüzünlü bir tablo çizdim. O hüznün, o
acıların paylaşılması iki ülke arasında ve iki millet arasında güçlü
dostlukların doğmasına vesile olmuştur. Bu hüzünlü olayların cereyanı sırasında
hayatını kaybeden herkese Cenab-ı Allah’tan bir kez
daha rahmet diliyor ve onların maruz kaldığı felaketlerin gerek Japonya’da
gerek Türkiye’de cereyan etmemesini temenni ediyorum.
Değerli
arkadaşlarım, şimdi, bugün önümüzde bulunan tasarı ile Türkiye’de inşa edilecek
Mersin ve Sinop’ta, daha sonra belirlenecek üçüncü bir yerde nükleer enerji
üretilecek. Bu enerjinin sağlıklı bir şekilde, güvenli bir şekilde
üretebilmesine imkân sağlayacak bir anlaşma tasarısı yüce heyetin önündedir.
Japonya,
tabiidir ki içinde bulunduğu coğrafi konum, iklim şartları ve tüketim
pazarlarına uzaklığı nedeniyle teknolojiyi geliştirme ihtiyacı içinde olan bir
ülkedir ve o geliştirdiği teknolojilerden bir tanesi de elimizdeki nükleer güç
reaktörü, nükleer güç ekipmanı, nükleer güç maddesi ve
enerji santrali üretimi ve işletmesiyle ilgilidir.
Burada
bizim Hükümetle paylaşmak istediğimiz iddiamızı iki bölümde sizlerle paylaşmak
istiyorum. Birincisi, Japonya’dan çok daha fazla Türkiye nükleer enerji
üretimine sahip, kaynaklara sahiptir ve dünyada en büyük kaynakların bulunduğu
coğrafya da Türkiye Cumhuriyeti devletinin sınırları içerisindedir. Bunlardan
bir tanesi toryumdur, diğeri neptünyumdur, bir üçüncüsü ise bordur. Dolayısıyla
bu teknolojinin -Japon teknolojisi için madem buraya bir anlaşma tasarısı
getirdiniz- bu teknolojilerin millîleştirilerek Türkiye’de yer altında bulunan
ve bin yılın madeni olarak tanımlanan bor, toryum ve neptünyumdan enerji
üretilmesi konusunda da teknolojik bir iş birliğinin bir anlaşmaya bağlanması
gerekmektedir.
Sayın
Bakan çok dikkatle dinlemiyor beni ama herhâlde yanındaki arkadaşlar dikkate
almışlardır.
İkincisi
ise değerli arkadaşlarım, nükleer enerji, tehlike katsayısı çok yüksek bir
teknolojinin ürünü olarak üretilen enerjidir. Nükleer enerjinin felaket hâline
dönüşmesi, insanoğlunun geliştirebildiği tekniklerle önlenmesi mümkün olmayan
hastalıklar yaymaktadır, radyoaktif maddeler. Dolayısıyla, Japonya’yla yapılan
bu anlaşmayla kurulacak olan tesislerin öncelikli hedefi, mademki “Dünyanın en
gelişmiş ülkesi Japonya.” deniliyor burada, varsa daha gelişmiş, diğer gelişmiş
ülkelerle iş birliği yapılmak suretiyle güvenlik meselesi ön planda tutularak
bir çalışma yapılması gerekmektedir. Demek ki güvenlik meselesiyle ilgili
yasada gördüğümüz eksiği değerli milletvekili arkadaşlarımızla paylaşmış
oluyoruz.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; konumuz, tabii, dış ilişkilerle ilgili. Biz,
bu kanuna, elbette ki Japonya’yla olan dostluğumuz, karşılıklı iş birliğimiz
çerçevesinde bakıyoruz ama Japonya’yla olan ticarete…(Gürültüler)
BAŞKAN –
Sayın Bal, bir saniye.
Sayın
milletvekilleri, konuşmalarınızı tek tek ben işitiyorum buradan.
Buyurun
Sayın Bal.
FARUK BAL
(Devamla) – Japonya’yla ilgili ekonomik ilişkilerimize değinmek isterim. Bu
kadar dost olduğumuz ülkenin ithalat ve ihracat rakamlarını sizlerle paylaşmak
istiyorum. Bizim Japonya’ya 2012 yılında yaptığımız ihracatın toplamı 332
milyon dolar, Japonya’dan yaptığımız ithalatın tutarı ise 2 milyar 818 milyon
dolar. Neredeyse 10 katı, aradaki fark 2 milyar 486 milyon dolar. Burada, şimdi
“İhracatı patlattık.” diyen sayın ekonomiden sorunlu bakanlar veya Sayın Bakan
da cevap verebilir: Japonya’dan bu kadar büyük bir ithalatı yaparken niçin
ihracatımızda onun karşılığında bir yükseliş olmamaktadır?
Diğer
taraftan da Türkiye’de Hükûmet içerisinde ithalattan sorumlu bir bakan var mı,
ben onu çok merak ediyorum. O bakan kimse Sayın Bakan buradan bize ifade etsin,
ona soracak sorularımız vardır. Bu patlamanın sadece ithalatta mı yoksa, ihracatta da bir patlama olup olmadığını yüce Kurula
arz etmesi gerekmektedir.
Değerli
arkadaşlarım, dış ilişkilerle ilgili… Sayın milletvekillerinin sohbetlerinden
daha fazla ilgi çekeceğini umduğum için Japonya bahsini kapatıyorum. Türkiye
Cumhuriyeti, tarihinde, kurulduğu yıldan itibaren hep toprak kazanmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti, cumhuriyet dönemi kurulduktan sonra Suriye ve Irak
sınırını çizebilmiş bir ülkedir, Hatay’ı Türk topraklarına kazandırabilmiş bir
ülkedir, Kıbrıs’taki Kıbrıs Türklüğüne sahip olabilmiş bir ülkedir ta ki AKP
gelene kadar. AKP geldikten sonra, 2011 yılında, Ege adalarında bulunan 16 tane
Lozan çerçevesi içerisinde sahipsiz adacıklar Yunanistan tarafından işgal
edilmiştir. Bir zamanlar Tansu Çiller Hanım’ın Başbakanlığı döneminde sadece
Kardak kayalıklarıyla ilgili Türkiye ile Yunanistan harp hâline gelmişken 16
tane adanın Yunanlılar tarafından işgaline AKP seyirci kalmıştır, niçin?
Uygulanan politikalar gereği. Uygulanan politika nedir? Sıfır sorun.
Sıfır sorunla
başladık: İran’la sorunumuz zaten sıfırdı, ta Karlofça
Antlaşması’ndan beri sorunumuz yoktu; Irak’la bir PKK sorunumuz vardı, Barzani
sorunumuz vardı AKP iktidara geldiğinde; Suriye ile sorunumuz kalmamıştı,
Yunanistan’la aslında sorunumuz kalmamıştı, Bulgaristan’la Jivkov
gittikten sonra sorunumuz kalmamıştı. Aşağı yukarı sıfır sorunla AKP Türkiye'yi
dış politika çerçevesinde teslim aldı, geldiğimiz günlerde dostumuz olan bir
tane ülke kalmadı. İran’la neredeyse harp hâline giriyorduk, Irak’la harp hâline
girmek üzereyiz, Suriye ile ateşle barut gibiyiz. Güney Kıbrıs Rum kesimiyle,
Akdeniz’in doğu ve kuzeyindeki petrol ve doğal gaz yatakları nedeniyle eğer
Türkiye direnebilirse, milletinin hakkını koruyabilirse harp hâlindeyiz; 16
tane adacığa eğer Türkiye sahip çıkabilirse Yunanistan’la harp hâlindeyiz.
Değerli
arkadaşlarım, işte “sıfır sorun” denilen ebleh politika Türkiye'yi on bir yılda
buraya getirmiştir. On bir yılın vebali gelecek nesillere taşınan husumetlerle
sizin vicdanınızda büyük bir yara açacaktır eğer vicdan varsa tabii. Gelecek
yıllarda bunlardan kaynaklanan, Türkiye'nin elinin zayıflamasından kaynaklanan
bir sorunda akacak kanın vebali sizin üzerinizde olacaktır. Yunanistan’la bir
çatışmanın vebali sizin üzerinizde olacaktır. Gaz ve Akdeniz’deki petrol
nedeniyle şimdi sadece Güney Kıbrıs Rum kesimiyle değil, anlaşarak İsrail’le,
Mısır’la, Yunanistan’la ortaklık kurdukları için oradaki Türk milletinin
hakkını korumak isterseniz bu 3 ülkeyle çatışacaksınız, sizin sorunuz
olacaktır, sizin vebaliniz olacaktır.
Suriye’deki
sorun: El Nusra’yı destekliyorsunuz, El Kaide’yi
destekliyorsunuz. Biliyor musunuz ki El Nusra’nın, El
Kaide’nin militanları Suriye’deki Türkmen köylerine gidiyorlar, “Sizin itikatınız zayıf, kanınız bize helal, malınız bize helal.”
diyor hem canına hem malına hem ırzına tecavüz ediyor. Siz, iki yıl önce “Üç
hafta sonra cumayı Şam’da kılacağız.” diyen Sayın Davutoğlu’nun uygulamış
olduğu bu miyop politikası nedeniyle sadece -Türkiye’nin güvenliğini- 910
kilometrelik sınır komşusu olan Türkiye’yle Suriye arasında güvenlik sorunu
yaratmadınız, oradaki 3,5 milyon Türkmen’in canının, malının ve ırzının
vebalini taşıyan bir hâle geldiniz. Demek ki ortağınız, dostunuz, sıfır sorunlu
olduğunuz Suriye’de sadece El Nusracı, sadece El
Kaideci ve PKK’nın uzantısı PYD kalmıştır. Görmüyor musunuz, milletvekilisiniz
siz, milletin temsilcisisiniz? Barzani dururken Suriye’nin kuzeydoğusunda
ikinci bir Barzani devleti oldu. Bu, Barzani’den daha da ileri, doğrudan
PKK’nin kontrolünde olan bir bölge ve burada ayrı bir devletçik oluştu.
İsteseniz de istemeseniz de bu devlete karşı Türkiye’nin hukukunu korumak
zorundasınız. Siz, bu hukuku korumuyorsunuz. Siz, aksine, oradaki Türkmenlere
kapıyı kapatıyorsunuz, PYD’nin eli kanlı celladını
getirip Türkiye’de ağırlıyorsunuz. Demek ki sıfır sorunun getirdiği, sizin dış
politikada ortağınız El Nusra’dan sonra bir de PKK
terör örgütünün uzantısı PYD olmuştur.
Üçüncüsü:
Ortağınız var tabii. Maliki’yle düşmansınız, Merkezî Irak Hükümetiyle
düşmansınız, Irak’taki Şiilerle düşmansınız, Sünni Araplarla düşmansınız.
Geriye ne kaldı? Yol arkadaşınız Kandil ve yol arkadaşınız İmralı’daki bebek
katili. Irak’taki iki tane dostunuz da bu kaldı.
Toparlarsak
değerli arkadaşlarım, sizin dostunuz olarak ortaya çıkan Irak’taki PKK,
Irak’taki Kandil, Suriye’deki PYD ve Suriye’deki El Nusra,
El Kaide dünyada terörist olarak algılanmaktadır. Siz Türkiye’yi terörist bir
ülke hâline mi getirmek istiyorsunuz, bunun için mi tırlarla birtakım
malzemeleri gönderiyorsunuz? Dünyada, Türkiye terör ülkesi ilan edilirse,
teröre yardım eden ülke olarak ilan edilirse Türkiye’nin gelecekteki bir yıl,
beş yıl, on yıl değil, elli yılını kapatırsınız. Dolayısıyla, ortaya koymuş
olduğunuz buradan bir çıkış yolu var.
Dönüyoruz
Japonya’ya. Japonya’ya döndüğümüzde… Bu olaylar Japonya’da olsa ne olurdu?
İsterseniz birkaç cümle şu yolsuzluktan başlayayım da ne olduğunu ondan sonra
anlatayım
Eğer
Japonya’da bir bakanın, oğluna “Dikkat et, seni dinliyorlar. O paranın tamamını
aldın mı, gerisi de ödendi mi?” gibi cümleleriyle sabit olan rüşvet işine
girdiği belli olsaydı bırakın o bakanı, o evladı, o bakanın en yakını, can
dostu insanlar harakiri yapar intihar ederdi, harakiri. Böyle haysiyetlidir,
böyle şereflidir, böyle değerleri vardır Japon insanının. Eğer bir bankanın
genel müdüründe, genel müdürünün odasında ayakkabı kutusunun içerisinde milyon
dolar olsaydı o bankanın genel müdürü değil, onun şerefsizlik,
haysiyetsizliğinden utanan en yakını olan kişiler intihar ederdi Japonlarda.
Buna
ilişkin iki tane örnek vermek istiyorum. Birisi: Japon eski Maliye Bakanı bir
Amerika ziyaretinde, resmî bir toplantıda uyuklamış. Bu konu Japonya’da gündeme
geldiğinde, adam Japonya’ya ayağını basar basmaz “Ben istifa ediyorum,
milletimin değerlerini orada savunamadım.” dedi. Sizin, yolsuzlukları bir
kenara bırakın, dakikalarca, saatlerce uyuyan bir Bakanınız vardı değil mi?
Turizmden sorumlu bakanınız vardı, dillere destandı, “uyuyan Bakan” olarak
geçmişti cumhuriyet tarihine. Şimdi nerede o, arkadaşlar, biliyor musunuz?
Dinlemeyen milletvekili arkadaşlara soruyorum: Nerede şimdi o biliyor musunuz?
Cevabı ben vereyim: Telsim’in Yönetim Kurulu üyesi, Telsim’in.
FAİK
TUNAY (İstanbul) – Turkcell’in.
FARUK BAL
(Devamla) - Karamehmet’in hakkını güya Sovyetlere karşı savunacak. Uyuyarak mı
savunacak?
İkincisi…
RECEP
ÖZEL (Isparta) – O rahatsızdı, tedavi oldu geçti. Geçti onun rahatsızlığı,
tedavi oldu.
FARUK BAL
(Devamla) – Bunu siz Hükûmet kararıyla atadınız, Hükûmet kararıyla atadınız.
Haysiyetli ve ahlaki bir yönetimi Japonya’yla mukayese ederek konuşuyorum.
İkinci
bir örnek vereyim; yeni bu örnek, yeni, sizin 17 Aralıktan hemen sonra cereyan
eden bir örnek. Vali Naoki Inose,
Tokya Valisi Naoki Inose’ye bir iddiada bulunuldu. Dediler ki: “Sen bir
şirketten 480 bin dolar -milyon değil o adamcağızınki- parayı rüşvet olarak
almışsın.” Vali çıkıyor “Ben bu parayı 2002 yılında kredi olarak aldım ve kredi
olarak da borcumu bir yıl içerisinde ödedim; delilim, belgem burada. Fakat, ben belgelerimle ne kadar suçsuz olduğumu ispatlasam
da Japon halkı üzerinde yaratılmış olan şüpheyi gideremediğim için ben istifa
ediyorum.” diyor ve istifa ediyor; böyle haysiyetli, böyle ahlaki bir duruş bu.
Değerli
arkadaşlarım, şimdi sizin bakanlarınız sekiz gün sonra istifa etti, polislerin
tayinine imza attıktan sonra istifa etti, gerekli tedbirleri aldıktan sonra
istifa etti, delilleri kararttıktan sonra istifa etti ve istifaları ile
birlikte de sizin üzerinize çok gölge düştü.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN –
Teşekkür ederim Sayın Bal.
FARUK BAL
(Devamla) – Peki, ben teşekkür ederim. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Soru-cevap işlemine geçiyorum.
Sayın
Atıcı…
AYTUĞ
ATICI (Mersin) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Bakan, daha önce benzer bir soru sordum ama sanıyorum ya iyi anlatamadım ya da
yeterli zaman bulamadınız. Şimdi çok zamanınız var, yirmi dakika; herhâlde
başka soru giren de yok, karşılıklı konuşacağız.
Şimdi, Akkuyu Nükleer Santrali’nin yapıldığı yere bir ziyarette
bulundum ve henüz olumlu ÇED raporu çıkmadan binlerce ağacın kesildiğini
gözümle gördüm. Oradakilere niye bu ağaçları kestiniz diye sorduğumda “Efendim,
yangın yolu yapıyoruz.” dediler nükleer santral için tahsis edilen arazi içine
ÇED raporu alınmadan Sayın Bakan. Bundan haberiniz var mı, nasıl
yorumluyorsunuz, nasıl bunu kabullendiniz bir Bakan olarak, onu merak ediyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN –
Sayın Bakan buyurunuz.
ORMAN VE
SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Sayın Başkanım, değerli
vekiller; özellikle şunu… Sayın Atıcı’nın söylediği hususa daha önceden esasen
cevap verdim ben. Biliyorsunuz, biz bütün ormanlara yangın yolları yapıyoruz.
Yani, bir yangın olduğu zaman -daha öncede ifade etmiştim- bir taraftan öbür
tarafa sıçramaması, ayrıca arazözlerin, araçların
rahatça yangın mahalline ulaşması için biz Türkiye'de her yere yangın yolları
yapıyoruz. Onu arkadaşlara sordum o maksatla yapıldığını söylediler yani
tamamen bunun içindir, özetle belirteyim.
Ayrıca
siz konuşmanızda şunu belirtiniz: Nükleer santrallerin gerçekten son derece
riskli olduğunu ifade ettiniz. Ona da bir cevap vermek istiyorum. Bir kere,
bakın, Fransa elektrik enerjisinin yüzde 86’sını nükleer santrallerden
karşılıyor.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) – Yüzde 56.
ORMAN VE
SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Şunu da ifade edeyim:
Sanıldığı gibi… Mesela Amerika Birleşik Devletleri’nde,
100’den fazla santrali olan bir ülkede, insanların maruz kaldığı radyasyon
dozunun yüzde 96’sı tamamen tıp kaynaklı. Bakın, televizyonlar,
biliyorsunuz radyasyon yayıyor. Ayrıca, herhangi biri gidip de röntgen
çektirdiği zaman cihazlar da radyasyon yayıyor. Yani, özellikle kazaların
haricinde, insanların nükleer santrallerden radyasyona maruz kalmaları -siz de
biliyorsunuz hekim olarak- son derece sınırlıdır, bunu özetle belirteyim. Bir
nükleer faaliyet nedeniyle halkın almasına müsaade edilen doz o kadar düşüktür
ki 10 tane röntgen çektirilmekle bu dozun üzerinde bir radyasyon alınır yani bu
çok açık, bunu özetle vurgulamak istiyorum. Bir de bu işin tıp açısından yönü
bu.
Diğer
yönlerine baktığımız zaman, Türkiye bana göre nükleer santral inşa etmekte çok
geç kalmıştır. Biliyorsunuz, Türkiye enerjide tamamen dışa bağımlıdır. Yüzde
76’sını enerjinin dışarıdan karşılıyoruz ve cari açığın da büyük bir kısmı ve
belki de tamamı enerji ithalatından kaynaklanıyor. Dolayısıyla Türkiye’de, eğer
Türkiye’nin kalkınmasını istiyorsak enerjide arz güvenliği, enerji çeşitliliği,
dışa bağımlılığın azaltılması fevkalade önemlidir. Dolayısıyla Almanya da
nitekim “Kapatacağım.” diyor ama bana göre Sayın Merkel’in bu söylediği siyasi
maksatlı söylenmiş bir sözdür seçimlerden önce. Almanya şu anda hiçbir nükleer
santralini kapatmıyor, miadı dolmuş santralleri kapatıyor ama Fransa… Bakın,
hemen dibimizde Bulgaristan’da yeni yeni nükleer santraller inşa ediliyor.
Geçmişte inşa edilmiş, bakın, özellikle Doğu Bloku’nda
çok sayıda eski teknolojiyle inşa edilmiş nükleer santraller var. Esas tehlike
Türkiye'de yapılacak olan nükleer santraller değil; burnumuzun dibinde Doğu
Bloku ülkeleri zamanında inşa edilmiş, geri teknolojiyle yapılan nükleer
santraller var, onlar üzerinde titizlikle durmamız lazım. Ama Sayın Bal’ın da
ifade ettiği husus çok doğru; bana göre, özellikle bu risklere karşı en ileri
teknolojinin, emniyet tedbirlerini almak için en güvenli teknolojinin
seçilmesi, bu konuda çok büyük hassasiyet gösterilmesi gerektiğine ben de
yürekten inanıyorum. Zaten bu yapılıyor, bu yapılacak, bunu özellikle
vurgulamak istiyorum.
Kaldı ki
bu nükleer santral şu anda söz konusu değil benim bildiğim. Hatta Sayın
Cumhurbaşkanı Demirel zamanında da “Türkiye’de enerji ihtiyacını nasıl
karşılarız?” diye bütün kurumlara yazı gönderilmiştir Cumhurbaşkanlığı
makamından. O zaman da ifade edildi yani nükleer santrallerin Türkiye’ye bir an
önce kurulması dışa bağımlılığı azaltacak. Özellikle arz güvenliği ve bir de
elektrik enerjisi güvenliği açısından önemli olduğunu söylemişti. Bu konuda da
biliyorsunuz değişik adımlar atıldı ama değişik vesilelerle akamete uğratıldı,
bu yüzden yapılamadı ama biz şu anda bu santrali yapmaya kararlıyız.
Kaldı ki
atıkların giderilmesi, nükleer atıklar konusunda son zamanlarda çok ileri bir
teknoloji de ortaya konuldu. İnşallah, nükleer atıkların giderilmesini de biz o
şekilde sağlayacağız, merak etmeyin. Yani, bana göre, nükleer santraller ileri
teknolojiyle kurulacak ve de ülke enerji arz güvenliği açısından ve dışa
bağımlılığın azaltılması açısından ciddi bir mesafe katedecektir.
Aksi takdirde, dışa bağımlı olursak, bakın… Hatta -burada arkadaşlar, enerjiyle
ilgili olanlar hatırlar- bundan iki üç yıl önce, biliyorsunuz, doğal gaz
vanaları kapatıldı değişik vesilelerle, Türkiye neredeyse elektriksiz kalacaktı
ama biz hidroelektrik santrallerin yedeklerini dahi devreye sokmak suretiyle
Türkiye’yi hakikaten enerjisiz kalmaktan o tarihlerde kurtarmıştık.
Dolayısıyla,
nükleer enerji gerçekten dünyada en temiz, en çevreci enerji kaynağı olarak
bilinmektedir. Bakın, bunu ben size ispat ederim, esasen dokümanlar da var. Bunları
da size Sayın Vekilim, madem ilgileniyorsun -çevre kısmını, tıp kısmını-
bunlarla ilgili bilgiyi vereceğim, atıkların bertarafıyla
ilgili bilgiyi vereceğim ve bunun dışında, tabii, bunun ekonomik yanını
istiyorsan tartışalım. Tıp yanını size ispat edeceğim ama “Ekonomik yanını
konuşalım.” derseniz onu da konuşalım.
Türkiye’de
nükleer enerji santrallerinin kurulması keyiften değil, bir zaruretten
kaynaklanmaktadır. Bu da hakikaten Türkiye’nin kalkınması açısından, dışa
bağımlılığın azaltılması açısından son derece lüzumludur; bakın, bunu özellikle
vurgulamak istiyorum. Ve son teknoloji ile kurulmakta olması da gerçekten bir
şanstır, bunu da belirteyim. Ve nükleer santrallerdeki kazalar diğer kazalara
göre çok daha sınırlıdır.
Size ben
önümüzdeki hafta bu konudaki, nükleer santrallerle ilgili çok detaylı bilgiyi
bilgilenmeniz için göndereceğim. İşin sadece tıp yönü yok, sadece hekimlik yönü
yok; işin ekonomik boyutu var, ülkenin kalkınması var, geleceğe emin adımlarla
yürümek var ve sanayinin ucuz, sürekli ve emniyetli şekilde elektrik
ihtiyacının karşılanması var. Yani, özellikle bunu vurgulamak istiyorum.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN –
Sayın Atıcı, buyurun.
AYTUĞ
ATICI (Mersin) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Şimdi,
efendim, bir dakikalık soru sordum, tam on iki dakikada cevap verdi Sayın
Bakan.
ORMAN VE
SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Ama demek ki iyi bir soru
sormuşsunuz ki…
AYTUĞ
ATICI (Mersin) – Şimdi, bir dokun bin ah işit. Ben öğrencilerime şunu
öğretirdim okuldayken: Ne kadar bir hastalığı detaylı anlatırsanız hastaya,
demek ki o hastalık o kadar ağırdır ve siz de bunun teşhisini koyamamışsınız
derdim. Bir dakikaya on iki dakika konuştunuz ama söylediklerinizin hiç birisi
doğru değil Sayın Bakan. “Yangın yolu yaptık.” dediniz Sayın Bakan. Orası
uluslararası sözleşme…
ORMAN VE
SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Yok, aslında öyle değil.
Bakın, demek ki o kadar vahim ki sizin hastalığınız, detaylı izah etmek
durumunda kaldım.
AYTUĞ
ATICI (Mersin) – On iki dakika yetmediyse susuyorum. On iki dakika yetmediyse
ben susayım benim bir dakikamı da siz kullanın.
Şimdi,
uluslararası anlaşmayla Hükûmetinizin imzaladığı ve nükleer santral yapmak
üzere tahsis ettiği bir yere siz yangın yolu yapamazsınız Sayın Bakan,
yapamazsınız. Halkımıza doğruları söyleyin.
Radyasyon, tıbbi; doğru. Ne olur bilmediğiniz konulara
da çok girmeyin. Biz iyonize radyasyondan bahsediyoruz. Eğer siz de izin
verirseniz belki Sayın Başkan bir dakika daha verir, konuşurum ama…
BAŞKAN –
Yo, sizin vaktiniz var.
AYTUĞ
ATICI (Mersin) – “Dışa bağımlılık” diyorsunuz. Bakın “dışa bağımlılık”
dediğiniz şey nükleer santrallerle ortadan kalkmıyor, tam tersi, daha çok hem
Rusya’ya hem Japonya’ya dışa bağımlılık oluyor.
Bakın,
Merkel’e diyorsunuz ki: “Siyasi polemik yapıyor.”
Hayır, o size mahsus Sayın Bakan. Siz halka doğruları söylemezsiniz.
Avrupalılar, özellikle Almanlar hiç yalan söylemezler. Eğer Merkel bunu
söylüyorsa bu bir devlet politikasıdır, lütfen bunu anlayın.
Bakın
“ekonomik” diyorsunuz. Hayır Sayın Bakan, ekonomik
değil. 12,35 sent kilovatsaate satacaksınız halkımıza siz bunu, hem de satım
garantisiyle bunu verdiniz. Bunu yapmaya hiçbir şekilde hakkınız yok.
Metsamor’dan bahsetmeye çalıştınız,
Ermenistan’daki miadı dolan. Evet, o da yapıldığında en büyük teknolojiyle, en
ileri teknolojiyle yapılmıştı, şimdi bize resmen zehir saçıyor. Sizin
yapacağınız bu santraller de bize zehir saçmaya devam edecek.
Efendim,
hiçbir şekilde, halka rağmen, otuz yedi yıldır direnen Mersin halkına rağmen bu
santrali yapamayacaksınız Sayın Bakan. Gelin, paramızı hiçbir şekilde boşa
harcamayalım.
Şimdi
dediniz ki: “Efendim, atık sorununu çözdük.” Sayın Bakanım, ne olur halkı
yanıltmayın. Bakın, Uluslararası Enerji Ajansı da, Amerika Birleşik Devletleri
Enerji Bakanlığı da sizin dediğinizin tam tersini söylüyor, diyor ki: “Atık
sorununu çözsem bütün dünyayı nükleer enerji santralleriyle donatırım.” Hayır Sayın Bakan, bu sorun çözülmedi.
“Doğaya
dost” diyorsunuz, Allah rızası için yapmayın bunu. O bahsettiğiniz belirlenen
dozlardaki, az dozlardaki enerjiden bahsetmiyorum ben; ben Fukuşima’dan
bahsediyorum, ben nükleer kazalardan, Çernobil’den bahsediyorum Sayın Bakan.
Orada olacak bir kazada… Mersin’de benim çocuğum var, sizin çocuğunuz
olmayabilir. Ama, Türkiye’de, özellikle Mersin’de
bulutların dağılımına baktığınız zaman, bir nükleer kazada nükleer bulutlar
ağustos ayında Adana, Gaziantep, Urfa üzerinden Irak’a, İran’a gidiyor; diğer
aylarda Antalya üzerinden Yunanistan’a, Kıbrıs’a gidiyor. Sayın Bakanım,
bunları küçümsemeyin.
Karşınızda
da yıllardır bu işin resmen artık kurdu olmaya çalışan bir insan var ve ciğeri
yanan bir milletvekili var. Benim kentime siz nükleer santral yapamazsınız
Sayın Bakan, halkın rızasını almak zorundasınız. Hep “halk, halk, halk”
diyorsunuz, gelin, eğer gerçekten samimiyseniz koyalım sandığı, halk istiyorsa ben
susacağım ve milletvekilliğimden istifa edeceğim ama eğer halk istemiyorsa siz
de bu illeti Mersin’den, Sinop’tan lütfen çekin Sayın Bakan.
Teşekkür
ederim.
ORMAN VE
SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Sayın Başkan…
BAŞKAN –
Evet, buyurun.
Aslında
soru yok.
ORMAN VE
SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Soruyu anlayamadım.
BAŞKAN –
Hayır, soru yok.
AHMET
AYDIN (Adıyaman) – Soru yok, soru yok.
BAŞKAN –
Benim gördüğüm kadarıyla katkıda bulundu Sayın Atıcı.
Tasarının
tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul
edilmiştir.
1’inci
maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE JAPONYA
HÜKÜMETİ ARASINDA NÜKLEER ENERJİNİN BARIŞÇIL AMAÇLARLA KULLANIMINA DAİR
İŞBİRLİĞİ ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1-
(1) "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Japonya Hükümeti Arasında Nükleer
Enerjinin Barışçıl Amaçlarla Kullanımına Dair İşbirliği Anlaşması"nın
onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN –
Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Tunceli Milletvekili Sayın
Hüseyin Aygün, buyurunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU
ADINA HÜSEYİN AYGÜN (Tunceli) – Sayın Başkanım, çok teşekkürler.
Nükleer
enerjiye dayalı bu tartışmada, Japon ulusunun geleneksel kültürünün bir parçası
olan harakiri, sürekli, muhalefetteki arkadaşlar tarafından AKP’li
milletvekillerine örnek verildi. Para kutularının, sayma makinelerinin bir
Japon bakanın evinde veya oğlunun evinde çıkması hâlinde neler olabileceğine
dair sorular soruldu. Tabii, bu, bir partinin gururu ve şerefi üzerinden ele
alınarak sert tepkiler gösterildi.
Şimdi, bu
sabah üç karar geldi: Bir tanesi İzmir’den, 3 emniyet müdürünün açığa
alındığına dair. Oradaki bir yolsuzluk soruşturmasına yine Hükûmetin müdahale
ettiğini ve polis müdürlerinden 3’ünün, soruşturmayı yürüten polis
müdürlerinden 3’ünün görev yerini değiştirdiğine dair karar geldi.
Bir tanesi: iki yıldır Hozat’ta halkın fişlendiğine dair ayan beyan
delilleri araştırmayan Meclis, soruşturmayan Malatya Özel Yetkili Savcılığı ve
kusurları çok açık olan İçişleri Bakanlığı personeli polis müdürlerini görevden
almayı veya meslekten uzaklaştırmayı bile öngörmeyen İçişleri Bakanlığının
kararlarına bir ilave olarak, iki yıl sonra, oradaki soruşturmanın, oradaki
fişlemenin 2004’ten beri aslında olduğuna ve teknik takibin 2004’ten beri
polisler tarafından yapıldığına dair yeni belgeler. Burada 32
kişinin Hozat’ta Emniyet Müdürlüğü tarafından fişlendiğine dair yeni bir belge
var. Bugün basında yer aldı, oradaki bir gazeteci araştırmalarıyla ortaya
çıkardı.
Üçüncü
olay ise, Uludere’de meydana gelen ve 18’i çocuk 34 insanın katledildiğine dair
askerî savcılığın takipsizlik kararı 14 sayfadan oluşuyor ve nedense, sadece
orada görevli olan 23’üncü Tümen Sınır Komutanlığındaki 5 askerin
soruşturulduğunu içeriyor. Öte yandan, bugüne kadar muhalefet
milletvekillerinin hep iddia ettiği ama resmen kanıtlanamayan, emrin
Genelkurmay Başkanı tarafından verildiğine dair bir savcılık yazısını kamuoyu
öğrenmiş oldu. Genelkurmay Başkanı evinden haritaları izledikten sonra evinden
oturarak Uludere’de 30 kişinin katledildiği operasyonun emrini vermiş.
Savcılığın 14 sayfalık kararından bunu öğreniyoruz.
Bu üç
olay, aslında nükleer enerji gibi hayati bir konudaki etik tartışmanın üzerine
Türkiye'nin üç ayrı bölgesinden gelen bu üç haber kendi içimizde nükleer enerji
dışında da bir etik tartışma yapmak gerektiğini aklıma getirdi. Şöyle ki:
Aslında Genelkurmay Başkanına bu emrin de Recep Tayyip Erdoğan tarafından
verildiğini biz, Uludere katliamı yapıldıktan bir gün sonra Başbakanın Genelkurmay
Başkanını tebrik etmesinden anlamıştık. Yine, Recep Tayyip Erdoğan’ın Uludere
katliamına yükselen yoğun tepkiler karşısında “Bekleyelim bir. Askerî savcı
araştırıyor. Yargıya güvenelim.” dediğinde de bu soruşturmanın kapanacağını
biliyordu. Yine, askerî savcılığın bu dosyaya el koyar koymaz öncelikle ve
ivedilikle gizlilik kararı verdiği gün aslında bu soruşturmanın bittiği ve
buradan hiçbir şey çıkmayacağını Türkiye’de yaşayan her yurttaş biliyor.
Buradan
Hozat’taki soruşturmaya gelecek olursam, polislerin bütün bir ilçe halkını
fişlediği bir soruşturmada neden Malatya özel yetkili savcısının iki yıl evvel
gizlilik kararı verdiği ve iki yıldır bu dosyanın neden gizlice
soruşturulduğunu da Uludere’yle birlikte düşündüğümüzde bir çerçeveye oturtabiliyoruz.
Çünkü bir dosyada gizlilik kararı verilmediğinde, o dosyayı mağdurların,
avukatların, kamuoyunun, gazetecilerin, basının, televizyonların izlemesi,
oradaki delillerin değerlendirilmesi, oradaki soruşturmaya müdahale edip
soruşturmanın saydam bir şekilde adalet ve hakkaniyete göre yürütülmesini
etkileme imkânı bulunuyor. Bu yüzden, Türkiye'nin her yerinde mahkemeler,
soruşturmaları kamuoyundan, avukatlardan ve halktan gizliyorlar.
Şimdi, bu
Uludere kararına dair önce şunu söyleyelim: Genelkurmay Başkanı son on güne
damgasını vurdu, iki tane açıklama yaptı. Eski, AKP’nin çok reklamını yaptığı
vesayet günlerini hatırlatan gelişmeler yaşandı. Allah’tan savcı kararı bugün
açıkladı da emri bizzat kendisinin verdiğini, neden Hükûmete yıllardır bu kadar
yakın çalıştığını ve Hükûmeti savunmakta bu kadar cevval olduğunu anlamış
olduk. Çünkü açık bir suç ortaklığı var, katliam emrini kendisi vermiş. Bu
yüzden kendi kaderini Recep Tayyip Erdoğan’ın kaderiyle bir ve aynı görüyor,
şaşırmamak gerek.
Hozat’taki
gelişme, tabii, AKP’lileri ve AKP Grubunu ilgilendiriyor mu bilmiyorum. Çünkü
Türkiye’de yargı çökmüş durumda, Meclis Başkanı “Anayasa’nın 138’inci maddesi
öldü.” diyor, savcılar açığa alınıyor, savcıların görev yerleri değiştiriliyor.
İşte, Zekeriya Öz, henüz kanıtlanamayan gazete haberleriyle Bakırköy
Savcılığına atandı bugün öğleden sonra. Dolayısıyla mevcut ve meşru bir yargı
rejimi de yok, sağlıklı bir tartışma yapmak mümkün değil. Ancak, Hozat
fişlemelerine dair şunu söyleyeyim: Bu fişlemeler çok önemli üç koldan
soruşturulan, çok önemli araştırmalara konu olan ve kamuoyunun umutla beklediği
bir süreci beraberinde getirdi. İdari soruşturma, İçişleri Bakanlığının hemen
olay olur olmaz müdahale etmesi ve hazırladıkları 23 sayfalık uzman bilirkişi
raporu fişleme yapıldığını kesinleştiren bir rapordu. Yine Malatya özel yetkili
savcılığının polislere karşı açtığı soruşturma, o da çok önemliydi üzerinde
gizlilik kararı olsa bile. Ve nihayet bütün partilerin oy birliği ile
fişlemelere dair Mecliste bir komisyon kurulması ve Hozat’ta mağdurları da
dinleyerek bu konuda bir çözüm planı toplumun önüne koyma beklentisi vardı.
Fakat bu üç ayak iyi işlemediğinden, oğlu hırsızlıktan
içeri atılan ve şu an burada bulunamayan, Meclise de herhâlde utancından
gelemeyen Muammer Güler’in yaptığı açıklamaya göre, İçişleri Bakanlığı oradaki
polislerin soruşturulmasını gerekli görmemiş ve soruşturmayı kapatmış, ağustos
ayında öğrendik.
Yine, iki
yıldır süren Malatya özel yetkili savcılığı soruşturmasından da iki yıldır
hiçbir karar çıkmadı ve hiçbir polis memuru mahkeme önüne çıkarılmadı,
muhtemelen bu soruşturmadan da takipsizlik kararı çıkacak bugünkü Uludere
kararı gibi. Öte yandan, Meclis fişleme komisyonu ise, bu olaya dair spesifik olarak kurulan komisyon iki yıldır yaptığı incelemelerin
ardından geçen haziran ayında bütün çalışmalarını tamamladı. O günden bu yana
raporunu yazması ve açıklaması beklenirken herhangi bir gelişme sağlanamadı. Bu
üç ayaktan hiçbir şey çıkmaması, kamuoyunun doyurucu
bir adalet tatmini elde edememesi karşısında bugün orada çalışan yerel bir
gazeteci yeni takiplerin, yeni fişlemelerin, yeni emniyet raporlarının olduğunu
duyurdu ve bütün basında geniş olarak yer aldı. Emniyetin
yeni olan iddiaları, aslında bizim iki yıldır incelediğimiz konulara bakıldığında
çok yeni değil; insanların birebir takip edildiğini, insanların içki içip
içmediğini, insanların kimlerle gezip kimlerle tozduğunu, insanların hangi
yasal partilere, derneklere gittiğini, insanların hangi milletvekiline selam
verdiğini, bölgede kimlerle görüştüğünü, yurt dışına çıkıp çıkmadığını içeren
garip MİT raporlarından oluşuyor. Çünkü, bu eylemlerin hiçbiri suç
değil, bu eylemler sosyal bir varlık olan bütün insanların gerçekleştireceği
eylemler ama orası Hozat olduğu için polisler, muhtemelen kendilerini devlet
adına görevli sayıp yoğun şekilde yurttaşları takip etmişler. Eğer komisyon,
Meclisteki komisyon, Malatya savcısı ve İçişleri Bakanlığı fişlemeleri yapan
polis memurlarına ve emniyet amirlerine karşı bir yaptırım uygulasaydı, eminim
ki fişlemeler konusunda en
azından orada bugün aldığımız haberleri almazdık, herkes
kendisine çekidüzen verirdi. Ancak, bu yapılmadı ve bundan sonra da orada
fişleme yapanlara dair herhangi bir tedbir uygulanacağına dair umut verici
hiçbir tablo önümüzde görülmüyor çünkü Türkiye’de hukuk çökmüş durumda, mevcut
rejim altüst olmuş durumda, hiç kimse yargıya güvenmiyor. Yargıya güvensizliği
öğlen başlayan oturumlarda buraya çıkıp konuşan bütün AKP’liler ellerine
aldıkları yazılı metinlerle sık sık vurguluyorlar ve yargının Hükûmete karşı,
millî iradeye karşı, seçilmiş Hükûmete karşı bir darbe girişimi içinde olduğunu
söylüyorlar. Şimdi, eğer, mevcut durum böyleyse, Meclis
Başkanı da bu durumu kabul ediyor ve ilan ediyorsa Hozat’taki binlerce insan ya
da geçtiğimiz hafta Gaziantep’in İslâhiye ilçesinde fişlenen yüzlerce genç,
mevcut yargıya nasıl güvenecek, hangi hareketlerinin suç oluşturduğunu, ne
yaparsa fişleneceğini, hangi hareketlerinin yasanın koruması altında olduğunu
nasıl belirleyecek ve huzur ve güven içerisinde nasıl yaşayacak? Benim
buradan özetle söyleyeceğim şey şu: Siz, kısa bir süre evvel cemaatin sizi
fişlediğini, emniyette F tipi polisler bulunduğunu, Yargıtayın,
emniyetin imamları bulunduğunu söylediniz. Bu size döndüğünde değil, bütün
vatandaşlar fişlemenin hedefi olduğunda, saldırıya uğradığında vatandaşların
hak ve hukukuna sahip çıkmalısınız, aksi hâlde hiçbir inandırıcılığınız olmaz.
Çok
teşekkür ederim.
Saygılar.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Evet, soru-cevap işlemine geçiyorum.
Bu sefer,
bir saniye, beş dakika, beş dakika…
Sayın
Atıcı…
AYTUĞ
ATICI (Mersin) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Bakan, demin ağaçların niçin kesildiği konusuna net cevap vermekten kaçındınız.
Peki, anladım. Aynı bölgede Sayın Bakan, nükleer santralin yapılacağı -ve
tekrar altını çizerek söylüyorum- uluslararası anlaşmayla Ruslara tahsis edilen
alanda bizzat yaptığım incelemelerde, ÇED raporu çıkmadan onlarca kamyon, dozer
ve iş makinası gördüm, görüntüledim ve gelip burada milletin kürsüsünde sundum.
Belki bunu açıklarsınız, belki bilginiz vardır çünkü ormanlık alan ve burada
ÇED raporu henüz yok. “Ne yapıyorsunuz burada?” dedim. “Efendim, biz taş ocağı
işletiyoruz.” dediler. “Kardeşim, burası nükleer santral alanı değil mi?”
“Evet, nükleer…” “Nasıl taş ocağı işletiyorsunuz?” “Efendim, biz böyle, bir,
işte, katakulli yaptık.” “Peki, taş ocağından
aldığınız taşları ne yapıyorsunuz?” “Nükleer santrale temel oluşturuyoruz.”
dediler. Bunların hepsi kayıtlarda var Sayın Bakan, bu konuda ne diyeceksiniz?
BAŞKAN –
Sayın Kaplan…
MEHMET
HİLAL KAPLAN (Kocaeli) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın
Bakan, Gebze Orman İşletme Şefliğine ait şehir merkezinde bulunan taşınmaz,
imar durumu resmî kuruma kayıtlı olmak şartıyla görünürken imar değişikliği
yapıldı. Bu taşınmaz resmî kurum kaydının dışına çıkarıldı. Orada, imarda kat
irtifakı 6 kata çıkarıldı ve bir yandaşa ticaret alanı olarak tahsis edildi.
Karşılığında da Orman İşletme Müdürlüğüne ait bulunan Gaziler Dağı’ndaki
ormanın içerisinde 350-400 civarında yirmi-yirmi beş yıllık çam ağaçları
kesilerek yerine Orman İşletmesine ait lojman ve idari bina yapılması konusunda
sizin de onayınızın olduğu bir yapılanma oldu. Hükûmet uygulamalarında bir
taraftan mevcut lojmanları satarken Orman İşletme Şefliğinin orman arazisinin
içerisinde lojman yapmasını nasıl karşılıyorsunuz?
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET
HİLAL KAPLAN (Kocaeli) - İki: Ormanda vatandaş herhangi bir dal keserse sorun
olup ceza yağdırılırken Orman Bakanlığına ait bu durum muaf mı tutuluyor?
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN –
Sayın Bakan, buyurun.
ORMAN VE
SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan.
Değerli
milletvekilleri, Sayın Atıcı, tabii şöyle: Taş ocağı için usuller belli.
Mutlaka, bu taş ocağı varsa, Maden İşleri Genel Müdürlüğünden ruhsat almıştır.
Yani biz bu taş ocağı için -ormandan- izin verirken Kanun’a göre, Orman
Kanunu’nun 16 ve 17’nci maddesine göre bizim ne maksatla kullanacağını
araştırma durumumuz söz konusu değil. Yani onların öyle söylediğini iddia
ediyorsunuz ama taş ocağı ruhsatı almıştır mutlaka mevzuata göre. Şu anda bana
gelmediği için konuyu bilemiyorum ama inceleyeceğim. Taş ocağı ruhsatı almışsa
biz de -mahzuru yoksa herhangi bir şekilde- ona ormanda izin veriyoruz tekrar rehabilite edip ağaçlandırmak kaydıyla. Çünkü 2008 yılında
-daha önceki- maden ocakları, taş ocakları için -bırakıp gidiyorlardı- bir
genelge çıkardım. Taş ocakları ve maden ocakları tamamen… Eğer İstanbul,
Ankara, İzmir gibi hafriyat toprağı döküm için uygunsa oralarda belediyelere
veriyoruz ama diğer alanlarda tamamen doldurup, ağaçlandırıp rehabilitasyon
projesi hazırlayıp ona göre veriyoruz; durum budur.
Sayın
Kaplan, tabii, şöyle: Aslında lojmanlarla ilgili hakikaten Hükûmetimiz
lojmanların yapılmaması yönünde bir karar aldı. Ama,
bazı bölgelerde bilhassa ormanların korunması, orman muhafaza memurları ve
orman yangınlarıyla mücadele durumlarında mecburen acil hâller için lojman
yapıyoruz ama genelde diğer maksatlar için lojman yapılmıyor; onu da özellikle
vurgulamak istiyorum.
Evet,
teşekkür ederim.
BAŞKAN –
Sayın Atıcı, tekrar mı?
Buyurun.
AYTUĞ
ATICI (Mersin) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Bakanım, özellikle altını çizerek söylüyorum, sizin verdiğiniz cevaplar normal
orman alanı olan alanlar içindir, buna itirazım yok. Elbette ki burası muz
cumhuriyeti değil, bir ormanda taş ocağı işletilecekse elbette ki ruhsat
alacak. Benim söylediğim alan ise uluslararası anlaşmayla sınırları
belirlenmiş, Hükûmetiniz tarafından imzalanmış ve nükleer santral kurmak üzere
tahsis edilmiş alan; etrafı çevrilmiş, şu anda özel bir güvenlik alanı olarak kabul
ediliyor. Ben milletvekili olarak oraya girmek için Hükûmetinizden izin almak
zorunda kalıyorum, herkese kapalı. Böyle bir alanda taş ocağı işlettiğini
söylüyorlar ve buna yani taş kafalılar bile güler diyorum ben de. O yüzden, şu
anda bilmediğinizi söylediniz, anlıyorum, saygıyla karşılıyorum. Ben, bu
sözünüzü bana yazılı cevap olarak vereceğinizi düşünebilir miyim diye
soruyorum.
ORMAN VE
SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Tabii, yazılı cevap vereceğim
yani. Ayrıca, sizin bize böyle “Katakulli yaptık.”
şeklindeki bu ifadeyi…
BAŞKAN –
Mikrofonunuz açık, biraz yükseltebilirsiniz.
ORMAN VE
SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Sayın Vekilim, özellikle,
tabii, siz oradaki kişilerle konuştunuz. Bu işi böyle bir -tabiri caizse- “Katakulli yaparak böyle bir çözüm bulduk.” şeklinde bir
ifadede bulundunuz. Ama, bunu kim söyledi, nasıl, kim,
bunu söyleyen resmî bir kişi midir, onu da bize verirseniz onu da tahkik
edelim. Yani, bu bir tahkikata konu olacak bir husustur, onu da verirseniz
memnun olurum, biz bunu inceletiriz yani.
Evet,
teşekkür ederim.
BAŞKAN –
Teşekkür ederim.
1’inci
maddeyi oylarınıza sunuyorum…
AYTUĞ
ATICI (Mersin) – Sayın Başkan, müsaade ederseniz…
BAŞKAN –
Buyurun.
AYTUĞ
ATICI (Mersin) – Sayın Bakanım bir soru sorduğu için de söyleyeceğim. Sayın
Bakanım, benim orada resmî izinli olarak girdiğim ve muhatap aldığım kişiler
Rus yetkililerdir, oradaki Rus güvenlik şefi, oradaki Rus teknik elemanlar, Rus
teknik mühendislerdir ve onlar bize bu bilgileri verdiler tek tek. Ha, bizden sonra, benim girişimden sonra Mersin Barosu
bir tespit davası açtı, Gülnar mahkemesinde ve buraya mahkeme kararıyla
girdiler. Onlar da tespit yaptılar Sayın Bakanım.
ORMAN VE
SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Tespit…
AYTUĞ
ATICI (Mersin) – Tespit davası açıldı ve mahkeme kararıyla buraya girdi Mersin
Barosu ve tespit yaptı. Yani benim söylediklerim katakulli
matakulli değil, gerçeğin ta kendisidir.
Eğer
gerçekten samimiyseniz, gerçekten bu konuyla ilgileniyor iseniz ve yetimin
hakkını yedirmeyecek iseniz, o zaman lütfen baronun tespitlerini ve benim
tespitlerimi ihbar olarak kabul edin ve buraya taş ocağı ruhsatı verdiği
söylenen valiyi bir araştırın. “Vali bize verdi bunu.” diyor çünkü.
ORMAN VE
SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Müsaade ederseniz...
BAŞKAN – Tabii, müsaade sizin.
Buyurun.
ORMAN VE
SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Yanlış anlaşılma var yani ben
sizin katakulli yaptığınızı demedim. Siz konuşmanızda
bu şekilde bir oyun yaparak, katakulli yaparak bu
şekilde taş ocağı işletmesi yaptığınızı söylediniz, onların beyanı şeklinde.
AYTUĞ ATICI (Mersin) – Onların beyanı, evet.
ORMAN VE
SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – O şekilde anladım. Yoksa siz
öyle demediniz.
AYTUĞ
ATICI (Mersin) – Demem zaten Sayın Bakan.
ORMAN VE
SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Katakulli
yapıyorum filan diye, onu düzeltiyorum, herhâlde yanlış anlaşılma var. Yani o
kişilerin böyle bir söz söylediğini ifade ettiniz, o bakımdan söyledim.
Evet ben inceleyeceğim, size yazılı cevap da
vereceğim.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN –
Maddeyi oylayabilir miyim?
Bitti mi?
Hâlleştik mi? Vakit var da onun için soruyorum.
1’inci
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
2’nci
maddeyi oylarınıza… Pardon, okutuyorum:
MADDE 2-
(1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN –
Madde üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Manisa Milletvekili Sayın
Hasan Ören.
On
dakikanız var, 23.00’te bitecek.
Evet,
buyurunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU
ADINA HASAN ÖREN (Manisa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; nükleer
santraller üzerinde söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlarım, gerçekten nükleer santrallerle ilgili konu çok önemli ki siz
gündem değişikliği yapıp nükleer santrallerle ilgili konuyu öne aldınız, her ne
kadar hiçbir milletvekilinin bu konuda daha önceden bilgisi olmasa da önem arz
ettiğinden dolayı böyle bir işlem yaptınız. Ama Sevgili Aytuğ Hocamın söylediği
gibi bu konu bu kadar önemliyse Sayın Orman Bakanının ne işi var? Konu çok önemliyse
Enerji Bakanı burada olmalı. Enerji Komisyonu üyesi olarak belki bizim de bir
katkımız olabilir ama ne yazık ki böyle bir uygulamayı yapmıyorsunuz. Yasamayı
ciddiye almıyorsunuz, yasamayı sadece bir noter olarak görüyorsunuz, sadece
noterin yaptığı gibi tasdik mekanizması olarak düşünüyorsunuz ve onun için bu
koltuklar boş. Ben biliyorum sizin de içinize sinmiyor bu.
AHMET
AYDIN (Adıyaman) – Koltuklar nerede boş ya! Şu koltuklara bak Hasan Bey, şu
koltuklara!
HASAN
ÖREN (Devamla) – Yukarıdan birileri söylüyor, birileri emir veriyor. Biraz
evvel görüldüğü gibi, Meclis Başkanımızın sürçülisan edişiyle madde üzerinde
daha konuşmalar gerçekleşmeden “2’nci maddeyi oy…” deyince parmakların hepsi
havaya kalkıyor. Yapmayın arkadaşlar, gözünüzü seveyim!
HAKAN
ÇAVUŞOĞLU (Bursa) – Keşke iktidar olsanız da kaldırabilseniz!
HASAN
ÖREN (Devamla) – Burası halkın iradesinin teşekkül ettiği yer. Buraya bizi
–milletvekilleri- görev yapsınlar diye göndermişler.
HAKAN
ÇAVUŞOĞLU (Bursa) – Bir şu koltukların tadına varamadınız, varamayacaksınız da!
HASAN
ÖREN (Devamla) – Şimdi, biz Sayın Bakanımıza soralım branşıyla
ilgili: Sayın Bakanım, bir yıl önce
Manisa’ya geldiniz, bakan olarak AKP’nin kongresine katıldınız, orada güzel
açıklamalar yaptınız. Kütahya’dan başlayıp Menemen’de son bulan 403
kilometrelik koruma altına alınmış Gediz havzasıyla ilgili “Benim Bakanlığımda,
bir yıl sonunda, 2012’nin sonunda Gediz Nehri’nde
balık yakalamaya başlayacağız.” dediniz. Doğru mudur? Doğrudur. Kayıtlarda var,
kayıtlar burada. Peki, aradan bir yıl geçti. Büyükşehir Belediye Başkanı,
Kütahya’dan başlayıp Menemen’de denize dökülen pislikleri, trilyonlarca para
harcayarak her yıl sizin yüzünüzden temizlemek zorunda kalıyor. Ondan sonra,
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanına yüzlerce müfettiş gönderiyorsunuz.
Uşak
organize sanayide arıtma yok. AKP’li belediye başkanlarının bulunduğu yerde
arıtma yok. Hatta, Turgutlu Belediye Başkanı -sizinle
çok iyi sevişir, biraz sonra anlatacağım- diyor ki: “Ben aptal mıyım 2 tane yol
yapmak var iken arıtma yapacağım? Arıtma neymiş? Ben arıtma yapmam.”
Dibinde
10 bin nüfuslu Ahmetli beldesi var.
ORMAN VE
SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Salihli’de var mı, Manisa’da
var mı?
HASAN
ÖREN (Devamla) – Salihli devam ediyor. Ha, bak nasıl hemen geliyorsunuz, hoş
geldiniz! Salihli’nin ihalesi bitti, devam ediyor şu an.
ORMAN VE
SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Ama kim yaptı?
HASAN
ÖREN (Devamla) – Turgutlu’yu ne zaman yapacaksınız?
ORMAN VE
SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Turgutlu’yu da yapacağız
merak etme, onu da yapacağız.
HASAN
ÖREN (Devamla) – Şimdi, Ahmetli Belediyesi bundan önce Cumhuriyet Halk Partili
belediyeydi, 10 bin nüfuslu, arıtma tesisini yaptı, çalıştırmaya başladı. Seçim
bu, sandık; kazanılır, kaybedilir, sandıktan AKP’li belediye başkanı geldi.
Şimdi, AKP’li belediye başkanı CHP’li belediye başkanının yaptığı arıtmayı
çalıştırmıyor, enerji fazla gidiyormuş. Basmıyor aklı, aklı basmıyor.
Peki, ne
zaman biz Gediz’de balık tutacağız? Siz Gediz’de balık tutmayla ilgili
vaadinizi ne zaman gerçekleştireceksiniz?
ORMAN VE
SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Biz Bakanlık olarak
vazifemizi yaptık ama Salihli Belediyesi, Manisa Belediyesi yaptı mı?
BAŞKAN –
Şimdi, Sayın Bakan ve Sayın Milletvekilim, birbirinizle konuşmayınız, Genel
Kurula hitap ediniz.
HASAN
ÖREN (Devamla) – Biraz sonra cevap verirsiniz. Bakın, yine zıplıyorsunuz, yine
atlıyorsunuz. Yapmayın, hatibi bir dinleyin, yanlışımız varsa siz devam edin,
gelin buraya söyleyin.
Değerli
arkadaşlarım, bütün Gediz Nehri şu an koruma altına alınmış Ramsar
Sözleşmesi’yle, tarımsal alanda dünyanın yedi harikası olarak gösterilen bir
bölge. Bölgenin içine edilmiş, Bakan geldiğinden bu yana her şey daha kötüye
gitmeye başlamış. Hatta, bir şey daha sorayım.
BAŞKAN –
Siz sormayın. Genel Kurula, Genel Kurula…
HASAN
ÖREN (Devamla) – Sormadan nasıl cevap alacağım?
BAŞKAN –
Hayır, Genel Kurula, Genel Kurula…
HASAN
ÖREN (Devamla) – Sormadan nasıl cevap alacağım?
RECEP
ÖZEL (Isparta) – Buraya konuş ya! Soru-cevap var, soru-cevap.
HASAN
ÖREN (Devamla) - Size döndüğümde zıplıyorsunuz siz, başlıyorsunuz bağırmaya.
Tahammül sınırlarınız aşınmış, onun hakkını kullanıyorsunuz.
Peki, Çal
Dağı’yla ilgili, bu kürsüye gelip de siz demediniz mi… Çal Dağı dediğiniz yer
neresidir? Turgutlu Çal Dağı nikel madeni. Yani, Çal Dağı’nda yabancıların ve
yerlilerin aradığı nikel madeninde 18 milyon ton sülfürik asit kullanılacak.
Yani, Ramsar Sözleşmesi’yle koruma altına alınmış,
dünyanın yedi harikasından birinde, en verimli havzanın göbeğinde, kalbinde,
Çal Dağı’nda nikel madeni kurduracaksınız. Peki, siz bu kürsüden demediniz mi
“Ben altına imza atmadım.” diye? Kayıtlarda var. Peki, sizden önceki Orman
Bakanı da dedi ki: “Benim bileğimi bükemediler. Ben, Çal Dağı’nda insan
sağlığına zararlı olmadığını görseydim, çevreye zararının olmadığını bilseydim
o ruhsatın altına imza atardım.” Aranızda başka bakan yok. Neydi adı? Osman
Pepe. Peki, Osman Pepe bu imzayı atmadı. Siz de geldiniz -kayıtlarda var- bu
kürsüden kâğıdı gösterdiniz, “Ben de atmadım bu imzayı.” dediniz. Yoksa, belediye başkanınızın söylediği gibi, İngilizler mi
attı bu imzayı? Hani bir belediye başkanınız var ya, Turgutlu Belediye
Başkanınız, videolarda da var. “Sayın Bakan beni çağırdı. ‘Serhat Orhan,
sıkıştık, İngiliz Hükûmeti bize baskı yapıyor, biz bu baskıya dayanamayacağız,
Çal Dağı’ndaki ruhsatı vermek zorunda kalacağız.’” beyanatını söyleyen AKP’li
Belediye Başkanına 4 defa soru önergesi vermeme rağmen dava mı açtınız?
Belediye Başkanı ısrar ediyor orada, “Ben yalan söylemem. Bakan çağırdı, bunu
bana odasında söyledi.” diyor. Gerçekten, buradaki, Çal Dağı’yla ilgili ruhsatı
imzalamak için… Siz İngilizlerin zoruyla mı imza attınız? Peki, arkadaşlar,
birisi AKP’nin Belediye Başkanı, birisi AKP’nin Bakanı. İkisinden biri yanlış
söylüyor, “yalan” kelimesini kullanmayayım. Peki, hangisine inanacağız? Eğer Belediye
Başkanı yanlış söylüyorsa Bakan hukuksal haklarını arasın. Defalarca kendisine
yazmama rağmen “Biz kendisiyle telefonda görüştük. O öyle bir şey dememiş...”
Kayıtlar ortada. Kayıtlar ortada olmasına rağmen nasıl bir iştir bu? Ama artık
zıvanadan çıkmışsınız, biraz evvel diyorsunuz ki: “İSKİ, İSKİ…” Yapmayın
arkadaşlar, 1993 yılında olan olayı anlatırken ben cümlenin içerisine hangi
kelimeyi koyayım ki incinmeyin; “yüzsüz” desem olmaz veya başka bir şey
kullansam olmaz ama bu kadar pişkinlik olmaz. Yani 17 Aralık ortada iken, 17
Aralıktaki bu kadar maskaralık basına yansımışken -hiç sevmediğimiz, hiç
istemediğimiz- bakanların çocukları içeride iken, para kasalarının meşhur
olduğu, artık bürokratların bir ayakkabıcı dükkânına gidip de ayakkabı alırken “Aman
evladım, çıkar kutusundan yanlış anlaşılır.” dediği bir mantığa geldiğimiz
dönemde siz hâlâ 93’te kalmışsınız.
ORMAN VE
SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) –Yuvacık’ı da unutma.
HASAN
ÖREN (Devamla) – 93’te kalmışsınız. Anlıyorum, biliyorum, bu konu üzerinde
sıkıntınız fazla ama olacak, bundan kaçış yok, bundan kaçmanız mümkün değil,
biz bunu size unutturmayacağız. Size unutturmadığımız gibi, Türkiye’de yaşayan
emeklinin, işçinin, memurun ve Türkiye’de tarımla uğraşan bütün
yurttaşlarımızın alın terini ve emeğini çaldırmayacağız, çaldırmayacağız. Öyle
buraya gelip de hamasi nutuklarla bir şeyler anlatmak değil, cevap
vereceksiniz: Çal Dağı’nda gerçekten siz baskı altında kaldınız mı?
ORMAN VE
SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Kaç defa cevap verdim.
Duymuyor, bak!
HASAN
ÖREN (Devamla) – Kalmadıysanız, bununla ilgili imzayı attıysanız, bu kürsüde
neden “atmadım” dediniz. Gediz Nehri’yle ilgili verdiğiniz sözler niye yerine
gelmiyor? Hâlâ daha AKP’li belediye başkanlarının arıtmayla ilgili lüks gördüğü
olayları siz nasıl görüyorsunuz? Yazık değil midir İzmir Belediye Başkanına bu
kadar müfettiş göndereceğinize, 403 kilometrelik, Kütahya, Afyon ve Menemen’de
biten, Manisa’dan geçen Gediz Nehri’ndeki bu kirlilikle ilgili tedbirleri
alsanız daha iyi değil midir? İzmir Belediye Başkanının harcadığı milyonlar
İzmirli yurttaşımızın sırtından çıkmıyor mu? Tıpkı Türkiye’deki bu yapılan
yolsuzluklarla ilgili, bu yolsuzluk iddialarıyla ilgili yapılanlar gibi.
Susmayacağız arkadaşlar, bu kürsüden dile getireceğiz. Bu kürsünün dili var, bu
kürsünün dili de halkın dili. O ayakkabı kutuları, o para kasaları, bunun
hesabını soracağız. Bunu yirmi yıl idare ettiniz: İSKİ, İSKİ, İSKİ…
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HASAN
ÖREN (Devamla) – Şimdi kutuların zamanı geldi. Bu kutuların hesabını hepiniz
vereceksiniz.
Saygılar
sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ederim.
İki buçuk
dakika kaldığından, alınan karar gereğince kanun tasarı ve teklifleri ile
komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla görüşmek için, 8 Ocak 2014 Çarşamba
günü saat 14.00'te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.