DÖNEM: 24 CİLT: 62 YASAMA YILI: 4
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
18’inci
Birleşim
19 Kasım 2013 Salı
(TBMM Tutanak
Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu Tutanak Dergisi’nde yer alan ve
kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar
tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına
uygun olarak yazılmıştır.)
İ Ç İ N D E K İ L
E R
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- YOKLAMALAR
IV.- GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları
1.- Van
Milletvekili Nazmi Gür’ün, Van’ın sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
2.-
Afyonkarahisar Milletvekili Ahmet Toptaş’ın, Afyonkarahisar’ın sorunlarına
ilişkin gündem dışı konuşması
3.- İstanbul
Milletvekili Türkan Dağoğlu’nun, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’ne ilişkin
gündem dışı konuşması
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, nüfusu 2 binin üzerinde
olduğu hâlde bazı belde belediyelerinin kapatılması nedeniyle yaşanan
haksızlığa karşı Hükûmeti göreve davet ettiğine ilişkin açıklaması
2.- İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzel’in, adil, insani ve hukuki yargılama
hakkının herkes için olduğuna ancak yaşanan gerçeklerin bunu yansıtmadığına
ilişkin açıklaması
3.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Hükûmetin demokratik
açılım için izlediği politika ve tutumla Türk milletinin iktidarlığına layık
olmadığına ilişkin açıklaması
4.- Isparta
Milletvekili S. Nevzat Korkmaz’ın, Şivan Perwer’in bazı dizelerinde Türk milletine hakaret ettiğine
ilişkin açıklaması
5.- İstanbul
Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt’ün, Marmaray’da sızıntı olup olmadığını öğrenmek
istediğine ilişkin açıklaması
6.- Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, tiyatro sanatçısı Nejat Uygur’a
Allah’tan rahmet dilediğine ve Diyarbakır’da Başbakan ile Barzani buluşmasının
tarihimiz açısından utanç verici bir gün olduğuna ilişkin açıklaması
7.- Adana
Milletvekili Ali Halaman’ın, Diyarbakır’da Başbakan
ile Barzani buluşmasında yaşananlar nedeniyle savcıların işlem yapmasını
beklediğine ilişkin açıklaması
8.- Mersin
Milletvekili Aytuğ Atıcı’nın, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’ne ilişkin açıklaması
9.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, dershanelerin kapatılması konusunu Hükûmetin
tekrar gözden geçirmesini istirham ettiğine ilişkin açıklaması
10.- Bingöl
Milletvekili İdris Baluken’in 20 Kasım Dünya Çocuk
Hakları Günü’ne ilişkin açıklaması
11.- Tekirdağ
Milletvekili Emre Köprülü’nün, 14 Kasım Tekirdağ’ın Malkara ilçesinin kurtuluş
yıl dönümü nedeniyle yapılan törenlerde kendisinin ve CHP’li Tekirdağ
milletvekillerinin kutlama mesajlarının Belediye Başkanı tarafından
okunmamasına ilişkin açıklaması
12.- Uşak
Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz’ın, kıdem
tazminatının kaldırılmasına işçi sınıfının izin vermeyeceğine ve AKP
iktidarının PKK ve Barzani ortaklığıyla ülkeyi bölmeye çalıştığına ilişkin
açıklaması
13.- Van
Milletvekili Burhan Kayatürk’ün, Van depreminden
sonra Hükûmetin yaptığı hizmetlere ve Diyarbakır’da Başbakan ile Barzani
buluşmasında bütün kitlelerin bu mutluluğa ortak olduklarına ilişkin açıklaması
14.- Kayseri
Milletvekili Yusuf Halaçoğlu’nun, tiyatro sanatçısı Nejat Uygur ile fikir adamı
Aytunç Altındal’a Allah’tan rahmet dilediğine ve Başbakanın tarihi iyi
öğrenmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
15.- Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Malatya’nın en önemli
su kaynaklarının üzerine HES’lerin kurulduğuna ve
doğal hayatın yok edildiğine ilişkin açıklaması
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Tezkereler
1.- Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığının, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Cemil Çiçek
başkanlığında Belarus Cumhuriyet Konseyi Başkanı Anatoly Rubinov ve Belarus Temsilciler Meclisi Başkanı Vladimir Andreychenko’nun vaki davetlerine icabetle 20-21 Kasım 2013
tarihlerinde Belarus’a resmî bir ziyarette bulunması
Genel Kurulun 3/10/2013 tarih ve 3’üncü Birleşiminde
kabul edilmiş olan heyeti oluşturmak üzere siyasi parti gruplarınca bildirilen
üyelerin isimlerine ilişkin tezkeresi (3/1335)
2.- Sağlık, Aile,
Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanlığının, 480 sıra sayılı Sağlık
Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde
Kararname ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın
tümünün İç Tüzük’ün 88’inci maddesine göre Komisyona
iade edilmesine ilişkin tezkeresi (3/1336)
B) Meclis Araştırması Önergeleri
1.- BDP Grubu
adına, grup başkan vekilleri Iğdır Milletvekili Pervin Buldan ve Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplan’ın, okullarda kantinlerin
neden olduğu sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/781)
2.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve 21 milletvekilinin, ülkemizdeki enerji kayıp ve
kaçaklarının nedenleri ve sonuçlarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/782)
3.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve 21 milletvekilinin, engelli vatandaşların istihdam
sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/783)
C) Önergeler
1.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, (2/1675) esas numaralı Ceza ve
Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi’nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin
önergesi (4/127)
VII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- MHP Grubunun,
İstanbul Milletvekili D. Ali Torlak ve arkadaşlarının Suriye, Irak ve İran
sınırlarımızda yaşanan güvenlik zafiyetlerinin araştırılması ve alınması
gereken önlemlerin ve çözüm yollarının belirlenmesi amacıyla 29/5/2013
tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına vermiş olduğu Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 19 Kasım 2013 Salı günkü birleşiminde
sunuşlarda okunmasına ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
2.- CHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin “Genel
Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler”
kısmında yer alan işçi sağlığı ve güvenliği konusundaki sorunların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla verilmiş olan
Meclis araştırması önergesinin (10/628) ön görüşmelerinin Genel Kurulun 19
Kasım 2013 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
VIII.- SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan ve ilçe belediyelerinin et taşıma aracı
ihtiyacına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/119) ve Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
2.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, aşırı yağışlardan zarar gören çiftçilerin
mağduriyetine ve sebze fiyatlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1139) ve
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
3.- Adana
Milletvekili Ali Halaman’ın, Adana’da don olayları nedeniyle
zarar gören üreticilerin mağduriyetlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1140)
ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
4.- Adana
Milletvekili Ali Halaman’ın, kaçak et ticaretine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1160) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı
Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
5.- Adana
Milletvekili Ali Halaman’ın, Tarım Sigortası
Kanunu’na ilişkin sözlü soru önergesi (6/1161) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
6.- Tekirdağ
Milletvekili Emre Köprülü’nün, Çorlu’daki angus
çiftliğinin çevreye verdiği zararlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/1170) ve
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
7.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, tarım sigortası kapsamının genişletilmesine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1197) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı
Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
8.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Iğdır hayvan pazarının altyapı sorununa ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1204) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
9.- Adana
Milletvekili Ali Halaman’ın, Adana ve ilçelerinde
şiddetli yağışlardan etkilenen çiftçilerin mağduriyetine ve alınacak önlemlere
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1245) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı
Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
10.- Ankara
Milletvekili Zühal Topcu’nun, GDO’lu
ürünlere ilişkin sözlü soru önergesi (6/1251) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
11.- Kocaeli
Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan’ın, Kandıra’da yoğurt üretimine teşvik
verilmesine ve hindi üretim çiftliği kurulmasına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1269) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
12.- Niğde
Milletvekili Doğan Şafak’ın, çiftçilere ödenen ürün desteğinin gecikmesine ve
yaşanan mağduriyete ilişkin sözlü soru önergesi (6/1280) ve Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
13.- Adana
Milletvekili Ali Halaman’ın, Adana ve ilçelerindeki
üreticilerin mağduriyetine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1284) ve Gıda, Tarım
ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
14.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel
Müdürlüğünde; su ürünleri mühendisi ve teknikeri ile balık teknolojisi
mühendisi istihdam edilmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1306) ve Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
15.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bir köy yolunda bulunan meranın
köy tüzel kişiliğine tahsis edilmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1322) ve
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
16.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Gavur
Gölü mevkiindeki tarım işletmeleri ve arazilerinin su tahliyesinden kaynaklanan
sorunlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/1323) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
17.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Pazarcık ilçesinde bazı köylere
sulama kanalı yapılıp yapılmayacağına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1324) ve
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
18.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Kahramanmaraş ilçe tarım
müdürlüklerinin bina ve personel ihtiyacına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1351) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
19.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Amik Ovası sulama kanalı
inşaatına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1352) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
20.- Giresun
Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu’nun, TMO’nun stoklarında bulunan fındığın
FİSKOBİRLİK’e satışı konusunda yeni bir kararname hazırlanmasına ilişkin sözlü
soru önergesi (6/1358) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
21.- Ankara
Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın, Ankara’daki tarım
alanlarına ve kredi borcu olan çiftçi sayısına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1362) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
22.- Mersin
Milletvekili Aytuğ Atıcı’nın, deprem sonrasında Van’ın bazı ilçelerindeki
hayvan yetiştiricilerine yem desteği yapılmamasına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1364) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
23.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, nişasta bazlı
şeker kullanımı ve ithalatına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1378) ve Gıda, Tarım
ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
24.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Kahramanmaraş’a kontrol
laboratuvarı kurulmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1379) ve Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
25.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, tarımsal kredilerin yeniden yapılandırılmasına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1389) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı
Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
26.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan’daki çiftçilerin mazot ve gübre paralarının
ödenmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1404) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
27.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Kars Yem Fabrikasının özelleştirilmesine, et
kombinasının kapatılmasına ve yün işleme fabrikası ihtiyacına ilişkin sözlü
soru önergesi (6/1405) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
28.- Adana
Milletvekili Ali Halaman’ın, Bakanlık ve bağlı
kuruluşlarınca çıkarılan dergilere ilişkin sözlü soru önergesi (6/1451) ve
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
29.- Adana
Milletvekili Ali Halaman’ın, buğday ve ekmek
fiyatlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1457) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
30.- Adana Milletvekili
Ali Halaman’ın Bakanlık ve bağlı kuruluşlarda çıkan
dergilere ilişkin sözlü soru önergesi (6/1527) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
31.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, 2011 yılı itibarıyla yapılan hayvan ithalatına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1565) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı
Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
32.- Adana
Milletvekili Ali Halaman’ın, Adana ve ilçelerindeki
süt fiyatlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1592) ve Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
33.- Adana
Milletvekili Ali Halaman’ın, Adana’daki çiftçilere
destekleme çerçevesinde yapılacak ödemelere ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1593) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
34.- Balıkesir
Milletvekili Haluk Ahmet Gümüş’ün, Doğu Anadolu Bölgesinin afet bölgesi ilan
edilmesine ve çiftçilere tarım sigortası fonundan destek verilip
verilmeyeceğine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1611) ve Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
35.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan’da canlı hayvan ve et ithalatının
durdurulmasına yönelik çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/1642) ve
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
36.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Ardahan’da hayvancılığın desteklenmesine ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1643) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
37.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, borçlanma yolu ile verilen ineklerde çıkan bazı hastalıklar
nedeniyle besicilerin yaşadığı sorunlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/1663)
ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
38.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Kars Sarıkamış’taki bir köyde göldeki balık
zehirlenmelerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1667) ve Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
39.- Niğde
Milletvekili Doğan Şafak’ın, bazı illerimizdeki patates üreticilerinin pazar
sorununa ilişkin sözlü soru önergesi (6/1668) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
40.- Tunceli
Milletvekili Kamer Genç’in, Konya’da bir sulama kooperatifi başkanının görevden
alınıp yerine kayyım atanmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1677) ve Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
41.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, sıfır faizli büyükbaş
hayvancılık kredisine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1701) ve Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
42.- Giresun
Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu’nun, fındık üretimine ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1707) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
43.- Giresun
Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu’nun, fındık alan bazlı
gelir desteği ve doğrudan gelir desteği ödemelerine ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1708) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
44.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Posof’da bir köyde
yaşanan balık ölümlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1772) ve Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
45.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Iğdır’da hayvancılığın desteklenmesi için yapılan
yardımlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/1809) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
46.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Ağrı’da hayvancılığın desteklenmesi için yapılan yardımlara
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1810) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı
Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
47.- Yozgat
Milletvekili Sadir Durmaz’ın, jeotermal kaynakları
sera amaçlı kullanan işletmelere ilişkin sözlü soru önergesi (6/1821) ve Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
48.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, sebze ve meyvelerin ambalajlı olarak satılabilmesi
için çiftçilere yardım yapılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1823) ve
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
49.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan’da çiftçilere Devlet destekli zirai alet
dağıtımına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1827) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
50.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, insan sağlığını tehdit eden
ürünlerin denetimine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1850) ve Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
51.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, canlı hayvan ve et ithalatına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1865) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
52.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, Bakanlıkta görev yapan tütün teknolojisi mühendislerinin
özlük haklarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1872) ve Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
53.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Muş’taki tütün çiftçilerinin mağduriyetine ilişkin
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1905) Cevaplanmadı
54.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Muş’ta 2010-2012 yılları arasında kredi kullanan
çiftçilere ilişkin sözlü soru önergesi (6/1907) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
55.- İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzel’in, Tarımsal Yayımı Geliştirme Projesi
kapsamında yapılacak personel alımına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1927) ve
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
56.- Ankara
Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın, Ankara’da büyük ve
küçükbaş hayvan sayısına ve hayvancılığa verilen destek miktarına ilişkin sözlü
soru önergesi (6/1929) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
57.- Ankara
Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın, 2011ve 2012
yıllarında tarımsal sulamadan doğan elektrik borçlarına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1933) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
58.- Adana
Milletvekili Ali Halaman'ın, zirai kredilere ve
küçükbaş hayvan yetiştiricilerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1941) ve Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
59.- Gaziantep
Milletvekili Mehmet Şeker'in, Bakanlığın kurumsal kimliğinin oluşturulmasına
yönelik harcamalara ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1957) Cevaplanmadı
60.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan’a yapılacak yeni yatırımlara ilişkin Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanından sözlü soru önergesi (6/2045) Cevaplanmadı
61.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, kurbanlık hayvan ithalatına ilişkin Gıda, Tarım
ve Hayvancılık Bakanından sözlü soru önergesi (6/2065) Cevaplanmadı
62.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Van ilinin tarım alanındaki sorunları ve çözüm
önerilerine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından sözlü soru önergesi
(6/2085) Cevaplanmadı
63.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Van ilinde hayvancılığın sorunlarına ve yerli
üretimin desteklenmesine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından sözlü
soru önergesi (6/2086) Cevaplanmadı
64.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Doğu Anadolu Bölgesindeki illerde yapılan
denetimlere ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından sözlü soru önergesi
(6/2101) Cevaplanmadı
65.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Çıldır Gölünde üretilen ıstakozun ülke ekonomisine
kazandırılmasına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından sözlü soru
önergesi (6/2103) Cevaplanmadı
66.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan’daki çiftçilere hibe destekli süt sağım
makinesi ve jeneratör verilmesine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından
sözlü soru önergesi (6/2105) Cevaplanmadı
67.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Şırnak’ta arıcılık faaliyetlerinin desteklenmesine
ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından sözlü soru önergesi (6/2108)
Cevaplanmadı
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul
Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli,
Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın;
Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük
Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in; Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa
Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S. Sayısı: 156)
2.- Devlet Sırrı
Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporları
(1/484) (S. Sayısı: 287)
3.- T.C. Başbakanlık Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı
ile Azerbaycan Cumhuriyeti Haberleşme ve Enformasyon Teknolojileri Bakanlığı ve
Azerbaycan Cumhuriyeti Milli Televizyon ve Radyo Şurası Arasında Televizyon
Yayıncılığı Alanında İşbirliğine Dair Protokol ile Teknik Hizmet Sözleşmesinin
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu
Raporu (1/344) (S. Sayısı: 105)
4.- Yozgat
Milletvekili Yusuf Başer ve Isparta Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç ile 11
Milletvekilinin; Kamu İhale Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi
ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Raporu (2/1784) (S.
Sayısı: 493)
5.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Arşiv
Alanında İşbirliği Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/669) (S. Sayısı: 421)
6.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Polis
Eğitiminde İşbirliği Üzerine Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/671) (S. Sayısı 359)
X.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Tunceli
Milletvekili Kamer Genç’in, Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can’ın görüşülen 493
sıra sayılı Kanun Teklifi’yle ilgili oyunun rengini
belli etmek üzere yaptığı konuşması sırasında Cumhuriyet Halk Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
2.- Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş’ın, Tunceli Milletvekili
Kamer Genç’in sataşma nedeniyle yaptığı konuşması sırasında AK PARTİ Grup
Başkanına sataşması nedeniyle konuşması
3.- Tunceli
Milletvekili Kamer Genç’in, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın
sataşma nedeniyle yaptığı konuşması sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
XI.- OYLAMALAR
1.- (S. Sayısı:
105) T.C. Başbakanlık Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı ile
Azerbaycan Cumhuriyeti Haberleşme ve Enformasyon Teknolojileri Bakanlığı ve
Azerbaycan Cumhuriyeti Milli Televizyon ve Radyo Şurası Arasında Televizyon
Yayıncılığı Alanında İşbirliğine Dair Protokol ile Teknik Hizmet Sözleşmesinin
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın oylaması
XII.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları
arasında sağlık denetçileri tarafından düzenlenen raporlar neticesinde hakkında
işlem yapılan personele ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'nun
cevabı (7/30505)
2.- Antalya
Milletvekili Yıldıray Sapan’ın, Antalya’nın Kemer ilçesindeki Ağva Çayı
üzerinde HES yapılacağı iddialarına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/30900)
3.- Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova’nın, Balıkesir’in Körfez bölgesinde oturanların
yüksek elektrik faturalarından şikâyetlerine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/30901)
4.- Kocaeli
Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, Kocaeli’nin Gölcük ilçesine bağlı bir
mahalledeki elektrik trafosunun kaldırılmasına yönelik mahalle sakinlerinin
taleplerine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın
cevabı (7/30902)
5.- Ankara
Milletvekili İzzet Çetin’in, TEİAŞ’ın yargı kararıyla yürütmesinin durdurulduğu
bir işleminin doğurduğu kamu zararına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/30903)
6.- Ankara
Milletvekili Levent Gök’ün, Ankara’da tüketicilerin elektriklerinin haksız yere
kesildiği iddialarına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız’ın cevabı (7/30904)
7.- İzmir
Milletvekili Musa Çam’ın, yenilenebilir enerji alanında yapılan yatırımlara
ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı
(7/30905)
8.- İstanbul
Milletvekili Faik Tunay’ın, İstanbul Küçükçekmece’de elektrik hatlarının yer
altına alınması çalışmalarının yarım kalmasına ilişkin sorusu ve Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/30906)
9.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Diyarbakır ve Şanlıurfa illerine gerçekleşen
işbirliği ve ticari anlaşma amaçlı yabancı heyet ziyaretlerine ilişkin sorusu
ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/30907)
10.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Mardin ve Osmaniye illerine gerçekleşen işbirliği
ve ticari anlaşma amaçlı yabancı heyet ziyaretlerine ilişkin sorusu ve Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/30908)
11.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Adıyaman ve Hakkâri illerine gerçekleşen işbirliği
ve ticari anlaşma amaçlı yabancı heyet ziyaretlerine ilişkin sorusu ve Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/30909)
12.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Muş ve Şırnak illerine gerçekleşen işbirliği ve
ticari anlaşma amaçlı yabancı heyet ziyaretlerine ilişkin sorusu ve Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/30910)
13.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Bitlis ve Siirt illerine gerçekleşen işbirliği ve
ticari anlaşma amaçlı yabancı heyet ziyaretlerine ilişkin sorusu ve Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/30911)
14.- İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal’ın, İstanbul’daki organize sanayi bölgelerinde
yaşanan elektrik kesintilerine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/30912)
15.- İzmir Milletvekili
Mustafa Moroğlu’nun, İzmir’in Bergama ilçesindeki taş
ocaklarının denetimine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız’ın cevabı (7/30913)
16.- Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplan’ın, Silopi Elektrik Üretim
Tesisinde çalışan işçilerin sorunlarına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/30914)
17.- Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova’nın, maden arama çalışmalarından kaynaklanan
mağduriyetlere ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız’ın cevabı (7/30915)
18.- İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzel’in, MKEK’ye bağlı
Barutsan Roket ve Patlayıcı Fabrikası ile eklentilerinin işçi sağlığı ve iş
güvenliği açısından taşıdığı risklere ilişkin sorusu ve Millî Savunma Bakanı
İsmet Yılmaz’ın cevabı (7/31336)
19.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, elektrik faturalarındaki TRT payına
ilişkin Başbakandan sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın
cevabı (7/31695)
20.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları
arasında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen ihalelere ilişkin
Başbakandan sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın
cevabı (7/31719)
21.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Vakıflar Genel
Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen bir restorasyon
işine ilişkin Başbakandan sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı (7/31720)
22.- Aydın
Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın, Lübnan’da kaçırılan Türk pilotların
durumuna ilişkin Başbakandan sorusu ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun
cevabı (7/31740)
23.- Samsun
Milletvekili Ahmet Haluk Koç’un, muhalefet ile ilgili haberlerin AA tarafından
sansürlendiği iddiasına ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı (7/31752)
24.- Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlara yapılan
atamalara ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın
cevabı (7/31753)
25.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları
arasında bağlı kurum ve kuruluşlarca kamu ihale mevzuatından istisna sağlanarak
yapılan ihalelere ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı (7/31755)
26.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, kendisi hakkında sosyal medyada yer
alan eleştiriler nedeniyle açılan soruşturmalara ilişkin sorusu ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı (7/31756)
27.- Niğde
Milletvekili Doğan Şafak’ın, Niğde’deki kentsel dönüşüm planına ilişkin sorusu
ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın cevabı (7/31825)
28.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Devlet Personel
Başkanlığı Hizmet Binası inşaatı işi kapsamında satın alınan mal ve hizmetlere
ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın cevabı
(7/31851)
29.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Avrupa Birliği Genel
Sekreterliği Yapı İşleri Genel Müdürlüğü tarafından yaptırılan muhtelif işler
kapsamında satın alınan mal ve hizmetlere ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik
Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın cevabı (7/31868)
30.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları
arasında TOKİ tarafından kurulan et kombinalarına ve satın alınan mal ve
hizmetlere ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın
cevabı (7/31878)
31.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, kendisi hakkında sosyal medyada yer
alan eleştiriler nedeniyle açılan soruşturmalara ilişkin sorusu ve Çevre ve
Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın cevabı (7/31879)
32.- Aydın
Milletvekili Ali Uzunırmak’ın, Yunanistan tarafından
el konulan bir feribota ilişkin sorusu ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun
cevabı (7/31886)
33.- Trabzon
Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu’nun, Lübnan’da kaçırılan Türk pilotlarına
ilişkin sorusu ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun cevabı (7/31890)
34.- Tekirdağ
Milletvekili Candan Yüceer’in, Tekirdağ’da elektrik hizmetlerinin
özelleştirilmesinden sonra yaşanan sorunlara ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/31901)
35.- Kayseri
Milletvekili Yusuf Halaçoğlu’nun, ön ödemeli doğal gaz sayaçlarının
değiştirilmesine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız’ın cevabı (7/31902)
36.- Balıkesir
Milletvekili Haluk Ahmet Gümüş’ün, İran’dan alınan doğal gaz ve petrole ilişkin
sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/31903)
37.- Hatay
Milletvekili Mehmet Ali Ediboğlu’nun, enerji antlaşmaları ve boru hattı
projeleri ile ilgili iddialara ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/31905)
38.- Antalya
Milletvekili Mehmet Günal’ın, Ankara’da doğal gaz dağıtım işinin
özelleştirilmesinin ardından gerçekleştirilen bazı uygulamalara ilişkin sorusu
ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/31906)
39.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, kendisi hakkında sosyal medyada yer
alan eleştiriler nedeniyle açılan soruşturmalara ilişkin sorusu ve Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/31907)
40.- Kocaeli
Milletvekili Haydar Akar’ın, Ankara’da doğal gaz satışına kota konulmasına
ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı
(7/31908)
41.- Samsun
Milletvekili Ahmet Haluk Koç’un, İstanbul Avrupa Yakası elektrik dağıtım işinin
özelleştirilmesine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız’ın cevabı (7/31909)
42.- Samsun
Milletvekili Ahmet Haluk Koç’un, Ankara’da doğal gaz satışını alan firmayla
ilgili iddialara ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız’ın cevabı (7/31910)
43.- Antalya
Milletvekili Gürkut Acar’ın, Antalya’da son on yılda
verilen madencilik ruhsatlarına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/31911)
44.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, ETİ Maden İşletmeleri Genel
Müdürlüğü tarafından yapılması planlanan Kırka-Değirmenözü
Demiryolu Projesine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız’ın cevabı (7/31912)
45.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, doğal gaz satışına
getirilen sınırlamaya ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız’ın cevabı (7/31913)
46.- İstanbul
Milletvekili Haluk Eyidoğan’ın, İstanbul’un Adalar
ilçesindeki plaj ve mesire alanlarının işletilmesine ilişkin sorusu ve Orman ve
Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/32159)
47.- Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı’nın, Konya’nın Beyşehir ilçesine yapılması
planlanan yeni Devlet Hastanesi ile ilgili arazi tahsis işleminin iptal
edilmesine ilişkin sorusu ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
(7/32164)
48.- Tekirdağ
Milletvekili Candan Yüceer’in, Demokratikleşme Paketinin açıklandığı toplantıya
muhalif gazete ve televizyonların davet edilmediği iddiasına ilişkin
Başbakandan sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın
cevabı (7/32208)
49.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Diyarbakır’da yer
alan binalara ve yapılan denetimlere ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik
Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın cevabı (7/32298)
50.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, İstanbul’da yer alan
binalara ve yapılan denetimlere ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı
Erdoğan Bayraktar’ın cevabı (7/32299)
51.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Bursa’da yer alan
binalara ve yapılan denetimlere ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı
Erdoğan Bayraktar’ın cevabı (7/32300)
52.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Ankara’da yer alan
binalara ve yapılan denetimlere ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı
Erdoğan Bayraktar’ın cevabı (7/32301)
53.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, İzmir’de yer alan
binalara ve yapılan denetimlere ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı
Erdoğan Bayraktar’ın cevabı (7/32302)
54.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlara ait
gayrimenkullere ve bunların satış ve kiralama işlemlerine ilişkin sorusu ve
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı (7/32623)
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu saat
14.03’te açılarak dokuz oturum yaptı.
Adana Milletvekili Ali Halaman, Adana ve ilçelerinin sorunlarına,
İstanbul Milletvekili İhsan Özkes, Aşure Matemi’ne,
Malatya Milletvekili Ömer
Faruk Öz, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 30’uncu kuruluş yıl dönümüne,
İlişkin gündem dışı birer
konuşma yaptılar.
Gaziantep Milletvekili Mehmet
Şeker,
Adana Milletvekili Necdet
Ünüvar,
14 Kasım Dünya Diyabet
Günü’ne;
Gaziantep Milletvekili Ali Serindağ, Gaziantep Kâmil Ocak Stadyumu’nun yerine TOKİ
tarafından yapılması planlanan AVM projesine,
İstanbul Milletvekili Tülay
Kaynarca, Ahıska Türklerinin yurtlarından sürgün edilmelerinin 69’uncu yıl
dönümüne,
Kocaeli Milletvekili Lütfü
Türkkan, Ahıska Türklerinin yurtlarından sürgün edilmelerinin 69’uncu yıl
dönümüne ve vefatının 33’üncü yıl dönümünde Mehmed Zahid Kotku’yu rahmetle andığına,
Osmaniye Milletvekili Hasan
Hüseyin Türkoğlu, iktidar partisinin sandığa saygı duymadığına, Adana
Büyükşehir Belediye Başkanının sandıktan çıkmasına rağmen hâlâ görevinin
başında olmadığına ve Osmaniye’nin Toprakkale
ilçesine bağlı Tüysüz Belediyesinin kapatılmasını şiddetle protesto ettiğine,
Kahramanmaraş Milletvekili
Mesut Dedeoğlu, Kahramanmaraş Tapu Sicil Müdürlüğünün fiziki şartlarına ve tapu
müdürlüklerinde çalışan personelin özlük haklarında düzenleme yapılmasını
istirham ettiğine,
Mersin Milletvekili Aytuğ
Atıcı, Hazreti Hüseyin’in şehit edilmesi nedeniyle tutulan yasa ve Mersin Akkuyu’da yapılacak nükleer santrale,
Manisa Milletvekili Sakine
Öz, muharrem ayına,
Bingöl Milletvekili İdris Baluken, Seyit Rıza ve arkadaşlarını idamlarının 76’ncı yıl
dönümünde saygı, şükran ve rahmetle andıklarına ve Dersim katliamının hesabını
Türkiye halklarıyla birlikte mutlaka soracaklarını ifade etmek istediklerine,
Balıkesir Milletvekili Ahmet
Duran Bulut, kamuoyunda “yaşa takılanlar” olarak bilinenlerin emeklilikle
ilgili mağduriyetlerinin giderilmesi için Hükûmeti göreve davet ettiğine,
İstanbul Milletvekili Mehmet
Akif Hamzaçebi, Ahıska Türklerinin yurtlarından sürgün edilmelerinin 69’uncu ve
Naim Süleymanoğlu’nun Melbourne Olimpiyatları’nda 3 altın madalya kazanmasının
20’nci yıl dönümlerine,
İlişkin birer açıklamada
bulundular.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının, Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonunun (KPK) 73’üncü Genel
Kurul toplantısının 5-6 Aralık 2013 tarihlerinde Türkiye Büyük Millet
Meclisinde yapılmasının Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanının 31/10/2013 tarih ve 57 sayılı Kararı ile uygun bulunduğuna
ilişkin tezkeresi Genel Kurulun bilgisine sunuldu.
Başbakanlığın, Siirt
Milletvekili Gültan Kışanak hakkında tanzim edilen
soruşturma dosyasının iade edilmesine ilişkin tezkeresi okundu; Anayasa
Komisyonu ve Adalet Komisyonu üyelerinden kurulu Karma Komisyonda bulunan söz
konusu dosyanın Hükûmete geri verildiği açıklandı.
BDP Grubu adına, Grup Başkan
Vekili Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın,
demokratik açılım sürecinin (10/778),
BDP Grubu adına, Grup Başkan
Vekili Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, yerel
basının sorunlarının (10/779),
Adana Milletvekili Ali Halaman ve 19 arkadaşının, arı ve bal ürünlerinin
üretiminde ve pazarlamasında yaşanan sorunların (10/780),
Araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergeleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerlerini
alacağı ve görüşmelerinin sırası geldiğinde yapılacağı açıklandı.
BDP Grubunun, 13/11/2013 tarihinde BDP Grup Başkan Vekili Bingöl
Milletvekili İdris Baluken tarafından cezaevlerinde
yaşanan sürgünlerin insan hakları boyutuyla incelenmesi, politik arka planın
ortaya çıkarılması ve cezaevlerindeki hak ihlallerinin açığa çıkarılması
amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin (4310 sıra no.lu) Genel Kurulun bilgisine sunulmak
üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak,
MHP Grubunun, 11/10/2012 tarih ve 6295 sayı ile Osmaniye Milletvekili
Hasan Hüseyin Türkoğlu ve arkadaşları tarafından Suriye krizinin Türkiye
ekonomisine olumsuz etkileri ile ilgili sorunların giderilmesi ve çözüm
yollarının belirlenmesi amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin,
CHP Grubunun, 5/11/2013 tarihinde İstanbul Milletvekili Ercan Cengiz ve
arkadaşları tarafından İstanbul trafiğinin ve İstanbul Trafik Vakfı
uygulamalarının incelenmesi ve alınacak önlemlerin belirlenmesi amacıyla
verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin (1076 sıra no.lu) Genel Kurulun
bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak,
Genel Kurulun 14 Kasım 2013
Perşembe günkü (bugün) birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve görüşmelerinin
aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerileri yapılan görüşmelerden
sonra kabul edilmedi.
Van Milletvekili Özdal Üçer, İstanbul Milletvekili Bülent Turan’ın BDP grup
önerisi üzerinde yaptığı konuşması sırasında şahsına ve BDP Grubuna,
Osmaniye Milletvekili Hasan
Hüseyin Türkoğlu, Ankara Milletvekili Fatih Şahin’in BDP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşması sırasında Milliyetçi Hareket Partisine,
Van Milletvekili Özdal Üçer, Ankara Milletvekili Fatih Şahin’in BDP grup
önerisi üzerinde yaptığı konuşması sırasında BDP Grubuna,
İstanbul Milletvekili Bülent
Turan, Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında Adalet ve Kalkınma Partisine,
Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, İstanbul Milletvekili Bülent Turan’ın sataşma
nedeniyle yaptığı konuşması sırasında şahsına,
Sataşmaları nedeniyle birer
konuşma yaptılar.
Muş Milletvekili Sırrı Sakık, Muş Cezaevi’ndeki 61 mahkûmun Tekirdağ Cezaevi’ne
götürülürken işkenceye maruz kaldığına ve bunun hangi düzenleme adına
yapıldığını öğrenmek istediğine,
Kayseri Milletvekili Yusuf
Halaçoğlu, İstanbul Milletvekili Mehmet Muş’un MHP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine,
Osmaniye Milletvekili Hasan
Hüseyin Türkoğlu, İstanbul Milletvekili Mehmet Muş’un MHP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine,
İlişkin birer açıklamada
bulundular.
Gündemin “Kanun Tasarı ve
Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının:
1’inci
sırasında yer alan ve görüşmeleri yarım kalan, İç Tüzük’ün
91’inci maddesine göre temel kanun olarak görüşülmesi kabul edilen, Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş,
Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde
Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer
Genç’in; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu’nun (2/242, 2/80) (S.
Sayısı: 156),
2’nci sırasında yer alan ve
görüşmeleri yarım kalan, İç Tüzük’ün 91’inci
maddesine göre temel kanun olarak görüşülmesi kabul edilen, Devlet Sırrı Kanunu
Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu raporlarının
(1/484) (S. Sayısı: 287),
3’üncü
sırasında yer alan ve görüşmeleri yarım kalan, T.C. Başbakanlık Türk İşbirliği
ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı ile Azerbaycan Cumhuriyeti Haberleşme ve
Enformasyon Teknolojileri Bakanlığı ve Azerbaycan Cumhuriyeti Milli Televizyon
ve Radyo Şurası Arasında Televizyon Yayıncılığı Alanında İşbirliğine Dair
Protokol ile Teknik Hizmet Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun (1/344) (S. Sayısı: 105)
4’üncü sırasında yer alan,
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Arşiv
Alanında İşbirliği Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun (1/669) (S. Sayısı: 421),
5’inci sırasında yer alan,
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Polis
Eğitiminde İşbirliği Üzerine Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun (1/671) (S. Sayısı: 359),
6’ncı sırasında yer alan,
Türkiye Cumhuriyet Hükümeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Meteoroloji Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Tarım, Orman ve Köyişleri
Komisyonu ve Dışişleri Komisyonu raporlarının (1/694) (S. Sayısı: 397),
7’nci sırasında yer alan,
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Ormancılık Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Tarım, Orman ve Köyişleri
Komisyonu ile Dışişleri Komisyonu raporlarının (1/703) (S. Sayısı: 399),
8’inci sırasında yer alan,
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Basın
ve Enformasyon Alanlarında İşbirliği Protokolünün Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu’nun (1/714) (S.
Sayısı: 379),
9’uncu sırasında yer alan,
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Aile,
Kadın ve Çocuk Politikaları Alanında İşbirliği Protokolünün Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu
ve Dışişleri Komisyonu raporlarının (1/736) (S. Sayısı: 440),
10’uncu sırasında yer alan,
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Arama
ve Kurtarma Hizmetlerinin Koordinasyonuna Dair Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun
Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun (1/753) (S.
Sayısı: 447),
Görüşmeleri, komisyon
yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından ertelendi.
11’inci sırasında yer alan,
Yozgat Milletvekili Yusuf Başer ve Isparta Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç ile
11 Milletvekilinin; Kamu İhale Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Raporu’nun
(2/1784) (S. Sayısı: 493) görüşmeleri 3’üncü maddesine kadar tamamlandı.
İstanbul Milletvekili Mehmet
Akif Hamzaçebi, Yozgat Milletvekili Yusuf Başer’in 493 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin tümü üzerinde şahsı adına yaptığı konuşması
sırasında şahsına,
İstanbul Milletvekili Aykut
Erdoğdu, Yozgat Milletvekili Yusuf Başer’in 493 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin tümü üzerinde şahsı adına yaptığı konuşması
sırasında şahsına,
İstanbul Milletvekili Celal
Adan, Yozgat Milletvekili Yusuf Başer’in 493 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin tümü üzerinde şahsı adına yaptığı konuşması
sırasında Milliyetçi Hareket Partisine,
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, İstanbul Milletvekili Celal Adan’ın
sataşma nedeniyle yaptığı konuşması sırasında Adalet ve Kalkınma Partisine,
İstanbul Milletvekili Celal
Adan, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın sataşma
nedeniyle yaptığı konuşması sırasında şahsına,
Sataşmaları nedeniyle birer
konuşma yaptılar.
Yapılan oylamalar sonucunda
karar yeter sayısı bulunmadığından, alınan karar gereğince, 19 Kasım 2013 Salı
günü saat 15.00’te toplanmak üzere 22.35’te birleşime son verildi.
Meral AKŞENER
Başkan
Vekili
Muharrem
IŞIK Fehmi KÜPÇÜ İsmail KAŞDEMİR
Erzincan Bolu Çanakkale
Kâtip Üye Kâtip Üye Kâtip Üye
II.- GELEN KÂĞITLAR
No: 27
15 Kasım 2013 Cuma
Tasarı
1.- Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Sudan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Elektrik Alanında İşbirliğine
İlişkin Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/859) (Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile
Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.11.2013)
Teklifler
1.- Cumhuriyet Halk Partisi
Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin; Darbe
Mağdurlarının Hukuksal Haklarının İadesi Hakkında Kanun Teklifi (2/1844)
(Adalet; Anayasa; Milli Savunma; Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ile Plan
ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.10.2013)
2.- Kocaeli Milletvekili
Lütfi Türkkan'ın; 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1845) (Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm
ile Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş
tarihi: 06.11.2013)
3.- Balıkesir Milletvekili
Namık Havutça'nın; 26/4/1961
Tarih ve 298 Sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında
Kanunun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/1846)
(Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor ile Anayasa Komisyonlarına) (Başkanlığa
geliş tarihi: 06.11.2013)
4.- Diyarbakır Milletvekili
Altan Tan'ın; Erzurum İlinin Adının Erzerom Olarak
Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifi (2/1847) (İçişleri Komisyonuna)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07.11.2013)
5.- Ağrı Milletvekili Halil
Aksoy'un; Ağrı İli ve İlçelerinin İsimlerinin İadesi Hakkında Kanun Teklifi
(2/1848) (İçişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.11.2013)
6.- Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun; Ayasofya'nın
Cami Olarak Yeniden İbadete Açılmasına İlişkin Kanun Teklifi (2/1849) (Milli
Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 08.11.2013)
7.- Batman Milletvekili Ayla
Akat Ata'nın; Batman İli Adının ve Batman İli’ne
Bağlı İlçe Adlarının Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifi (2/1850) (İçişleri
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 08.11.2013)
8.- Cumhuriyet Halk Partisi
Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin; Askerlik
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/1851) (Plan ve Bütçe
ile Milli Savunma Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.11.2013)
9.- Hakkari
Milletvekili Esat Canan'ın; Hakkari İli ve Hakkari İline Bağlı İlçelerin Yerel
Adlarının İadesine Dair Kanun Teklifi
(2/1852) (İçişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.11.2013)
No: 28
18 Kasım 2013 Pazartesi
Süresi İçinde Cevaplanmayan Yazılı Soru Önergeleri
1.- Ankara Milletvekili Özcan
Yeniçeri’nin, Taksim Gezi Parkı eylemleri nedeniyle
bazı öğrencilerin burslarının kesildiği iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/26114)
2.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, Başbakanlık ve bakanlıklar için kamuoyu araştırmaları yaptığı
ifade edilen araştırma şirketi ve bir ortağının açıklamasına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/26121)
3.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Gezi Parkı olaylarında bir grup eylemcinin
İstanbul Dolmabahçe’deki bir camiye sığınmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/26143)
4.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bağlı kurum ve kuruluşlar aleyhine açılan
davalara ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi
(7/26181)
5.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, yurt dışına gönderilen personele ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/26187)
6.- Ankara Milletvekili Özcan
Yeniçeri’nin, 1 Nisan 2013 tarihinden itibaren sosyal
medyada yer alan ifadeler nedeniyle gerçekleştirilen soruşturmalara ilişkin
Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/26188)
7.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlık çalışanlarının e-posta ve sosyal medya
hesaplarının izlenip izlenmediğine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru
önergesi (7/26189)
8.- Aydın Milletvekili Bülent
Tezcan’ın, Tanık Koruma Kanununun uygulanması kapsamında yürütülen faaliyetlere
ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/26190)
9.- Bingöl Milletvekili İdris
Baluken’in, faili meçhullere ait mezarların
kazılmasına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/26191)
10.- Ağrı Milletvekili Halil
Aksoy’un, Ankara Adliyesinin bina sorununa ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru
önergesi (7/26192)
11.- Ağrı Milletvekili Halil
Aksoy’un, Ankara Numune Hastanesinde tutuklu ve hükümlülerin tedavi edildiği
bölümün fiziki eksikliklerine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi
(7/26193)
12.- Ağrı Milletvekili Halil
Aksoy’un, sosyal medya araçlarındaki paylaşımları nedeniyle haklarında
soruşturma başlatılan kişi sayısına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru
önergesi (7/26194)
13.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık üst düzey yönetici kadrolarında
vekaleten görev yapan personele ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi
(7/26196)
14.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık aleyhine açılan davalara ilişkin
Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/26197)
15.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, yabancı gerçek veya tüzel kişiler tarafından
Bakanlık aleyhine açılan davalara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru
önergesi (7/26198)
16.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, haklarında soruşturma açılan personele ilişkin
Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/26199)
17.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında
Bakanlık ve bağlı kuruluşlarda tadilat, dekorasyon ve çevre düzenlemesi
kapsamında yapılan ödemelere ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru
önergesi (7/26284)
18.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, Bakanlığın Bursa’daki projelerine ilişkin Gençlik ve Spor
Bakanından yazılı soru önergesi (7/26285)
19.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, bir proje kapsamında gençlerin Balkanlar turu
yapacağı trene ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi
(7/26286)
20.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlık çalışanlarının e-posta ve sosyal medya
hesaplarının izlenip izlenmediğine ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı
soru önergesi (7/26287)
21.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Mersin Akdeniz Oyunlarının güvenliği ile açılış
ve kapanış biletlerine ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi
(7/26288)
22.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık aleyhine açılan davalara ilişkin
Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/26289)
23.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık üst düzey yönetici kadrolarında
vekaleten görev yapan personele ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru
önergesi (7/26290)
24.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, yabancı gerçek veya tüzel kişiler tarafından
Bakanlık aleyhine açılan davalara ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı
soru önergesi (7/26291)
25.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, haklarında soruşturma açılan personele ilişkin
Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/26292)
26.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, mısır şurubunun sağlığa zararlarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/26498)
27.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçay’ın, çocukluk çağı lösemi hastalığına ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/26499)
28.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçay’ın, sağlık çalışanları açısından döner sermayelerin emekliliğe
yansıtılması ile araştırmacı kadrosuna atananların mali ve özlük haklar
bağlamında yaşadıkları sorunlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/26500)
29.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçay’ın, domuz gribi tedavisinde kullanılan tamifluların
kullanım tarihi geçtiği ve Bakanlığın söz konusu ilaçların kullanım tarihini
uzattığı iddialarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/26501)
30.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçay’ın, Suriyeli sığınmacılar ve Suriye’de yaralanıp Türkiye’ye
getirilenler için yapılan sağlık harcamalarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/26502)
31.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçay’ın, özel hastane ilave fark ücretlerine ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/26504)
32.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında
Bakanlık ve bağlı kuruluşlarda tadilat, dekorasyon ve çevre düzenlemesi
kapsamında yapılan ödemelere ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/26505)
33.- Van Milletvekili Aysel
Tuğluk’un, Gezi Parkı olayları çerçevesinde yapılan eylemlerde yaralanarak
sağlık kuruluşlarına giden kişilere ilişkin ayrı bir kayıt tutulduğu iddiasına
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/26506)
34.- Ağrı Milletvekili Halil
Aksoy’un, Doğubeyazıt Hastanesinin fiziki ve insan
kaynağı eksikliklerine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/26507)
35.- Ağrı Milletvekili Halil
Aksoy’un, Tutak Devlet Hastanesinin dahiliye doktoru
sorununa ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/26508)
36.- Ağrı Milletvekili Halil
Aksoy’un, Ankara Numune Hastanesinde tutuklu ve hükümlülerin tedavi edildiği
bölümün fiziki eksikliklerine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/26509)
37.- Iğdır Milletvekili Sinan
Oğan’ın, Iğdır Devlet Hastanesindeki sağlık cihazlarına ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/26510)
38.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, Bakanlığın Bursa’daki projelerine ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/26511)
39.- Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkan’ın, meslek hastalıkları hastanelerinin sayısı ile Kocaeli’nin
meslek hastalıkları hastanesi ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/26512)
40.- Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkan’ın, Gezi Parkı olaylarında yaralanarak hastaneye başvuran
kişilerin fişlendiği iddiasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/26513)
41.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, yurt dışına gönderilen personele ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/26514)
42.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, Gezi Parkı protestolarında yaralananların hastane kayıtlarından
kimlik bilgilerinin toplandığı iddialarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/26515)
43.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, hastanelerde yatan hastaların ilaçlarının çalındığı iddialarına ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/26516)
44.- Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkan’ın, tıbbi ilaçlar için belirlenen kullanım sürelerine ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/26518)
45.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlık çalışanlarının e-posta ve sosyal medya
hesaplarının izlenip izlenmediğine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/26519)
46.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık üst düzey yönetici kadrolarında
vekaleten görev yapan personele ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/26521)
47.- Kars Milletvekili
Mülkiye Birtane’nin, Kars’taki sağlık ocaklarının
fiziki yetersizliklerine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/26524)
48.- İzmir Milletvekili Oğuz Oyan’ın, Ankara’daki hastanelere Gezi olayları bağlamında
biber gazı yanık, travma gibi şikayetlerle
başvuranların ayrı bir forma kaydedilmesi talimatı verildiği iddiasına ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/26525)
No: 29
19 Kasım 2013 Salı
Tasarı
1.- Gelişen Sekiz
Ülke Ekonomik İşbirliği Örgütü Şartının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı (1/860) (Plan ve Bütçe; Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii
Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş
tarihi: 07.11.2013)
Teklifler
1.- Muş
Milletvekili Demir Çelik'in; Muş İlinde Bulunan Bazı İlçe Adlarının
Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifi (2/1853) (İçişleri Komisyonuna)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07.11.2013)
2.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 4734 Sayılı Kamu İhale Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi (2/1854) (Plan ve Bütçe ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş
tarihi: 07.11.2013)
3.- Antalya
Milletvekili Gürkut Acar'ın; Milli Parklar Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi (2/1855) (Çevre ile Tarım, Orman
ve Köyişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş
tarihi: 08.11.2013)
4.- İstanbul Milletvekili Durmuşali
Torlak ve 1 Milletvekilinin; Orman Köylülerin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve
Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile
Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına
İlişkin Kanun Teklifi (2/1856) (Plan ve Bütçe ile Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi:
11.11.2013)
5.- Bursa
Milletvekili İlhan Demiröz'ün; Tarım Sigortaları Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1857) (Tarım, Orman ve Köyişleri
ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.11.2013)
6.- Mardin
Milletvekili Erol Dora'nın, Nusaybin İlçesinin Nsibin
Olarak Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifi (2/1858) (İçişleri Komisyonuna)
(Başkanlığa geliş tarihi:14.11.2013)
Meclis Araştırması Önergeleri
1.- BDP Grubu
adına Grup Başkanvekilleri Iğdır Milletvekili Pervin Buldan ve Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplan'ın, okullarda kantinlerin
neden olduğu sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/781)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16.04.2012)
2.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve 21 Milletvekilinin, enerji kayıp ve kaçaklarının
nedenleri ve sonuçlarının tespit edilerek enerji verimliliğinin artırılması
için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/782) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.04.2012)
3.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve 21 Milletvekilinin, engellilerin istihdam sorununun
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/783) (Başkanlığa geliş tarihi:
17.04.2012)
19 Kasım 2013 Salı
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Fehmi KÜPÇÜ (Bolu), Mine Lök BEYAZ
(Diyarbakır)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 18’inci Birleşimini açıyorum.
III.- YOKLAMA
BAŞKAN –
Elektronik cihazla yoklama yapacağız.
Üç dakika süre
veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN – Toplantı
yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden
önce 3 sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı ilk
söz, Van’ın sorunları hakkında söz isteyen Van Milletvekili Nazmi Gür’e aittir.
Sayın
milletvekilleri, lütfen, biraz sessiz olursak Sayın Gür’ün konuşmasını daha iyi
duyacağız.
Buyurunuz Sayın
Gür.
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları
1.- Van Milletvekili Nazmi Gür’ün, Van’ın sorunlarına
ilişkin gündem dışı konuşması
NAZMİ GÜR (Van) –
Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Van ilinin sorunlarıyla ilgili gündem dışı söz almış
bulunuyorum. Hepinizi ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Konuşmama
geçmeden önce, yarın, yani 20 Kasım günü Dünya Çocuk Hakları Günü. Şimdiden
Dünya Çocuk Hakları Günü bütün dünya çocuklarına ve ülkemizin çocuklarına
hayırlı ve uğurlu olsun diyorum, Dünya Çocuk Hakları Günü’nü kutluyorum.
Hepimizin özlemi
demokratik, gelişmiş, müreffeh bir Türkiye’yi çocuklarımıza miras bırakmaktır.
Değerli
arkadaşlar, bilindiği gibi, 2011 yılında ekim ve kasım aylarında Van’da meydana
gelen iki yıkıcı deprem ilimizde büyük can ve mal kaybına sebep olmuştur.
Ancak, bu depremlerin yıkıcı etkileri günümüzde de devam etmekte, birçok kesimi
ve özellikle de SGK ve vergi mükelleflerini, esnaf, sanayici ve ticaret erbabı
birçok insanı etkilemeye devam etmektedir. Biriken bu borçların genel bütçeye
etkisi son derece düşüktür, ancak Van esnafından ve ticaret erbabından tahsil
edilmesi düşünülen bu vergiler Van için ve esnafımız için de son derece
önemlidir. Bütün bu vergi borçları ve SGK alacakları esnafımızı şimdiden
sıkıştırmaya başlamış ve bu nedenle kara kara düşünen esnafımız ne yapacağını
bilememe durumundadır.
Değerli
arkadaşlar, bizim önerimiz, özellikle vergi ve SGK alacaklarının üç yıl boyunca
terkin edilmesi yönünde karar alınması belki bütçeyi etkilemeyecek ancak
ilimizin kalkınmasına büyük katkı sağlayacaktır. Hükûmetin ve özellikle Maliye
Bakanlığının terkin yönünde bir karar alması ve uygulamaya sokması Van il
ekonomisine sonsuz yararlar sağlayacaktır.
Değerli
arkadaşlar, 17 Ağustos ve 12 Kasım 1999 tarihlerinde Sakarya’da meydana gelen
depremlerde, o dönemin Hükûmeti, pek isabetli alınan terkin kararını Van için
de uygulayarak bir ayrımcılığı önleyebilir. Devlet, doğal felaketler karşısında
batıda başka, doğuda başka bir uygulama yapamaz. Bu, esasında, Anayasa’nın
eşitlik ilkesine de aykırı olur.
Değerli
arkadaşlar, Van’da meydana gelen deprem sonrasında Maliye Bakanlığınca 23/10/2011 tarihinden bugüne kadar vergi ödevlerini yerine
getirmeyen mükelleflerin, önceki dönemlerden gelen borçlarını da hesaba katacak
olursak bu süre içinde ciddi bir vergi borçları birikmiş bulunmaktadır.
Mükelleflerin mücbir sebep hâlinin bitiminden hemen sonra vergi borçlarını
ödeyebilmeleri için, 31/12/2011 tarihinde yayımlanan 7
sıra no.lu Tahsilat Genel Tebliği’nde yirmi dört aya kadar vade
yapılabilmektedir. Ancak katma değer vergisi ve özel tüketim vergisiyle ilgili
herhangi bir çalışma bulunmamaktadır, bunu özellikle dikkatinize sunuyorum.
Deprem sonrasında
ticaret durma noktasına gelmiş, depremin kış aylarında olmasının da bunda
önemli bir etkisi olmuştur. İlimize gidenlerin önemli bir bölümü ancak bir yıl
sonra geri dönmüşlerdir. Dolayısıyla, bu sürede kazanç sağlayacak iş
yapılmadığı gibi harcamalar da artmıştır. İlimizdeki ekonomik, sosyal
gelişmişlik dikkate alındığında, bu durumun hane halkı için ciddi bir ekonomik
yıkım olduğu aşikârdır. Bu nedenle, değerli arkadaşlar, bizim özellikle ilde
yer alan esnaf ve ticaret odalarının çok önemli önerilerini burada, huzurunuzda
Hükûmetin dikkatine sunmak istiyorum. Bu öneriler son derece gerçekçi
önerilerdir; Hükûmetin ve Maliye Bakanlığının yapacağı, gerçekleştireceği
önerilerdir.
Özellikle
varlıklarının yüzde 10’unu kaybeden mükellefler dikkate alınmadan bütün
mükellefler açısından, depremden önceki vergilendirme dönemine ilişkin tahakkuk
etmiş ve vadesi geldiği hâlde ödenmemiş veya bu tarihten öncesine ait olup
deprem tarihi itibarıyla vadesi geçmemiş vergi alacaklarının derhâl terkin
edilmesi gerekiyor.
Değerli
arkadaşlar, Van’daki esnaflarımızın beklentisi, Maliye Bakanlığının yapacağı
bir çalışmayla bu vergi alacaklarının özellikle Van esnafı açısından terkin
edilmesidir. Meslek odalarımızın talepleri budur, halkımızın talebi budur,
esnafımızın talebi budur. 4731 sayılı Yasa’da olduğu gibi, 2011 ve 2012 yılı
gelir ve kurumlar vergisi terkin edilmeli, ödenen vergiler iade edilmelidir.
Bunun için varlıklarının yüzde 10’unu kaybetme şartı aranmamalıdır.
Hepinize sevgi ve
saygılarımı sunuyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ederiz Sayın Gür.
Gündem dışı
ikinci söz, Afyonkarahisar’ın sorunları hakkında söz isteyen Afyonkarahisar
Milletvekili Ahmet Toptaş’a aittir.
Buyurunuz Sayın
Toptaş. (CHP sıralarından alkışlar)
2.- Afyonkarahisar Milletvekili Ahmet Toptaş’ın,
Afyonkarahisar’ın sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
AHMET TOPTAŞ
(Afyonkarahisar) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Afyonkarahisar ilimizin
ekonomik, sosyal, kültürel konulardaki durumunu, sorunlarını ve sahip olduğu
olumlu potansiyeli gündeme getirmek üzere söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi
saygıyla selamlarım.
Afyonkarahisar
ülkemizin önemli kavşak yerlerinden birisidir. Afyonkarahisar otogarından yılda
iki milyonun üzerinde insan geçici olarak geçmekte, transit olarak geçmekte,
Afyon yollarından da milyonlarca insan Afyon kenarından geçmektedir.
Afyon Kocatepe
Üniversitesinde 40 bine yakın öğrenci Afyon tarafından konuk edilmektedir.
İlimizin
ekonomisinde pancar, patates, meyvecilik, kiraz, vişne, elma gibi tarımsal
üretim, mermer, et ve et ürünleri, yumurta, şeker, şeker ürünleri, kaymağı,
kaymaklı şekeri, sucuk ve pastırmasıyla Türkiye'nin marka ürünleri arasında
önemli yer tutmaktadır.
Afyonkarahisar
2012 yılında 314 milyon dolar ihracatı ile ülke ekonomisine önemli katkılarda
bulunan bir ilimizdir. İlimiz, Sandıklı, Bolvadin, Gazlıgöl,
Ömer-Gecek kaplıcaları, şifalı suları ile termal otel
ve konaklama tesisleri ile termal turizmin de başkentidir.
İlimiz, tüm bu
özelliklerinin yanında tarihî ve kültürel zenginlikler açısından da çok önemli
bir yerdir.
Anadolu’nun ve
Türk kurtuluşunu sağlayan Büyük Taarruz’un 26 Ağustos
1922 tarihinde Başkomutan Mustafa Kemal tarafından başlatıldığı, sevk ve idare
edildiği Kocatepe, Afyonkarahisar topraklarının bir parçasıdır.
İlimizde çok
sayıda şehitlik, cami, müze, kervansaray bulunmakta olup Sultan Divani Mevlevihanesi Anadolu’da kurulan ilk mevlevihanelerden
biridir.
Afyonkarahisar,
il ve ilçelerinde düzenlenen festivaller dışında, Klasik Müzik ve Uluslararası
Caz Festivali’ne, Dinar’da düzenlenen Marsyas
Festivali’ne, önemli kültürel etkinliklere ev sahipliği yapmaktadır.
Afyonkarahisar,
suç ortalamalarında en son sıralarda yer alan bir ilimizdir yani suç işleme
oranı açısından Türkiye'nin en son sırasında yer alan illerinden biridir. Ama, Afyon’un tüm bu olumlu özelliklerine rağmen son
zamanlarda bizzat ilimizi yönetenler tarafından yaratılan ve olumlu imajını
zedeleyen uygulamalar Afyonkarahisar halkını rahatsız etmektedir, üzmektedir.
Geçtiğimiz yıl
valilikçe alkol kullanma ve alkol satışını yasaklayan bir genelge yayımlandı.
Bu genelgeye göre gar, otopark, meydan, cadde, sokak, tarihî ve kültürel
mekânlar, ibadethane gibi yerlerde alkollü içeceklerin içilmesinin yasaklandığı
kaydedildi. Ulusal basında geniş yankı bulan bu genelge ile Afyon insanı
caddelerde, sokaklarda, hatta ibadethanelerde alkol alan insanlarmış gibi
takdim edildi. Bu yetmiyormuş gibi, Afyonkarahisar Belediyesine ait bazı otobüs
seferlerinde ahlak dışı olayların arttığı bahanesiyle sadece kadınların
binebileceği otobüsler sefere konuldu. Başbakan “Kız ve erkek aynı evlerde
kalıyor, parklarda aynı kanepelerde oturuyor, bu benim içime sinmiyor.”
dedikten ve talimat verdikten sonra ilk icraat Afyonkarahisar’da yapılıp bir
polis ordusuyla kafeler basıldı, kafelerde oturanların adresleri alındı, GBT
sorguları yapıldı; gençlere, öğrencilere gözdağı verilip hizaya getirilmeye
çalışıldı. Tüm bunlar, Afyonkarahisar halkının imajını sarsmaya yönelik
eylemlerdi. Hâlbuki yöneticilere düşen görev, Afyon’dan transit geçen
milyonlarca insanı Afyon merkezine çekerek Afyon’un sosyal, kültürel, ekonomik
yaşamına katkıda bulunulmasını sağlamak olmalıydı. Yine, üniversitemizde eğitim
gören 40 bine yakın öğrencinin kent merkezine gelmesinin, Afyon’u yakından
tanımasının ve Afyon’un sosyal, kültürel ve ekonomik yaşamına katkı
sağlamasının önünü açmak gerekirken bu insanları Afyon halkından soğutan
uygulamalar yapmak yöneticilerin görevi olmamalıydı.
Değerli
milletvekilleri, Afyonkarahisar, kendisiyle barışık, yardımsever, sıcakkanlı ve
mert insanların kentidir. Afyonkarahisar, cumhuriyetin kurulduğu toprakların
kentidir. Afyonkarahisar, ulusal Kurtuluş Savaşı’nda düşmana ilk kurşunu atan
Ali Çetinkaya’nın kentidir.
Güncel önemine
binaen şunu da belirtmek isterim ki: “Ankara Kerkük’e karışırsa biz de
Diyarbakır’a karışırız.” diyen, kendisinin de “Kendisi terör örgütüne yataklık
yapıyor.” dediği Barzani’yle yoldaş olup Kürdistan’ın kuruluş coşkusunu
kutlayan Başbakan’ı Türk milleti gibi Afyon halkı da not etmiştir. Şivan Perwer adlı bir militanın
ölen bir Kürt militanı için yaktığı ağıtı dinlerken gözyaşlarını tutamayan
Sayın Bayan Erdoğan’ın binlerce şehidimiz için bir damla gözyaşı dökmemiş
olmasını da Afyon halkı not etmiştir. Afyon’da bir patlamada ölen 25
şehidimizin kanının yerde kaldığını gören şehit aileleri de not etmiştir.
Gün ola harman
ola, karanlık devam etmeyecek. Afyon halkı da, Türk halkı gibi bir an önce
aydınlığa kavuşmanın yolunu gözlemektedir.
Saygılarımı
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ederiz Sayın Toptaş.
Gündem dışı
üçüncü söz Dünya Çocuk Hakları Günü nedeniyle söz isteyen İstanbul Milletvekili
Türkan Dağoğlu’na aittir.
Buyurunuz Sayın
Dağoğlu.
3.- İstanbul Milletvekili Türkan Dağoğlu’nun, 20 Kasım
Dünya Çocuk Hakları Günü’ne ilişkin gündem dışı konuşması
TÜRKAN DAĞOĞLU
(İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Dünya Çocuk Hakları Günü
nedeniyle şahsım adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlarım.
Sayın
milletvekilleri, şüphesiz ki doğanın insana vermiş olduğu hak, yaşama hakkıdır;
bu da anne karnından başlar. Bundan böyle bir çocuğun doğduğu andan itibaren
yaşamaya hakkı vardır. Biz, bunları tabii ki gördüğümüz için bu çocuğu böyle
düşünüyoruz ama şu gerçeği unutmamamız gerekir ki: Anne karnındaki çocuğun da
yaşamaya hakkı vardır. Bunu devamlı hatırımızda ve bilincimizde tutmamız
gerekir.
Peki, bu yaşamaya
hakkı olan çocukların sağlıktan, adaletten ve bu çocukları sosyal ve psikolojik
birtakım travmalardan koruyabilmek için biz Mecliste
veya toplumda neler yapıyoruz bu çocuk için? Ben inanıyorum ki Sağlıkta Dönüşüm
Projesi’yle bu sıfır-on sekiz yaş arasındaki çocukların yaşam kalitesini
artırdık ve dolayısıyla, bu çocukların sağlıktan en üst düzeyde
faydalanmalarına olanak sağladık.
Tabii ki çocuk
hakları bununla
bitmiyor. Çocukların işçi olmama gibi bir hakları var, çocukların
okula gitme gibi bir hakları var. Dolayısıyla, ben -Kurban
Bayramı’nın 4’üncü günü Fransa’da işçi çocuklarla ilgili katıldığım bir
toplantıda- Türkiye’deki 4+4+4 eğitim sisteminin meslek okullarının
gelişmesinde çok büyük etkisi olacağına ve dolayısıyla bu çocukların kalitesiz,
niteliksiz işçi değil, okuldan bir meslek sahibi olmalarının bu çocukların
lehine çok büyük fayda sağlayacağına inanıyorum ve Avrupa Parlamentosunda da
herkesin, hep beraber bu konuda hemfikir olduğunu gördüm ve yaşadım.
Hapishanedeki
çocuklar var. Bu çocukların oralarda çürümesini, oralardan çıktıkdan
sonra birtakım yasa dışı kişilerin elinde kalmalarını asla ve asla istemiyoruz.
O zaman ne yapalım? O zaman hapishanelerde -mümkün olduğu kadar bu çocukları
tabii ki oralara koymayalım ama eğer koyuluyorsa- burada onların eğitimiyle
meşgul olalım.
Değerli
milletvekilleri, bugün çocuk refahının en önemli sorunlarından bir tanesi
annenin istihdamıdır. Bir aileye birden daha fazla maddi imkânın girebilmesi bu
çocukların refah seviyelerinin daha yüksek bir durumda, yoksulluktan uzak
yaşamalarını sağlayacaktır. Bugün İsveç’te kadın istihdamı yüzde 77 iken bizim
Türkiye’de kadın istihdamı yüzde 24’lerdedir. Peki, bu kadınların çalışmasının
nasıl bir sorunla karşılaştığını biz düşündüğümüz zaman, tabii ki karşımıza bir
kreş sorunu çıkıyor ve dolayısıyla, bütün iş yerlerinde, özel veya kamu,
buralarda kreşlerin yapılabilmesi ve dolayısıyla anne çalışırken bu çocuğun
güvenli yerlerde bakılabilmesi bunun ilk şartlarından birini oluşturmaktadır.
Ve eğitim…
Değerli milletvekilleri, bütün her şey, erken yaşta evlilikler, 15 yaşının
altında veya üstündeki çocuk gelinler ve çocukların daha refah seviyesi içinde
yaşamaları, bütün hepsinin temelinde eğitim yatmaktadır. Dolayısıyla, bizim
çocukların eğitimine çok fazla önem vermemiz gerekir. Bugün, ilkokul çağında,
kız-erkek ayrılmadan, eğitim düzeyi yüzde 98’lere çıkmış, ancak bunun ortaokul
seviyesine indiği zaman yüzde 70’lere düştüğünü, hatta kız çocuklarında daha da
aşağılara düştüğünü görmekteyiz.
Bunun, çocuk
haklarının ve bu haklara yönelik yapılacak çalışmaların hiçbir zaman partisi
olmaz. Burada hep beraber çocukların bu haklarına sahip çıkmalıyız ve -geçen
sene son günde ortaya çıkan ombudsmanlık gibi-
çocuklara gerekli her türlü yardımı ve katkıyı sağlamalıyız.
Sözlerimi burada
bitirirken hepinizi saygıyla tekrar selamlıyorum, teşekkür ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ederiz Sayın Dağoğlu.
Gündeme geçmeden
önce, sisteme giren sayın milletvekillerine bir dakika söz vereceğim.
Sayın Işık…
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Kütahya Milletvekili Alim
Işık’ın, nüfusu 2 binin üzerinde olduğu hâlde bazı belde belediyelerinin
kapatılması nedeniyle yaşanan haksızlığa karşı Hükûmeti göreve davet ettiğine
ilişkin açıklaması
ALİM IŞIK (Kütahya) –
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Bilindiği gibi,
2012 yılı sonunda çıkarılan “bütün zehir” yasası kapsamındaki illerin dışında
kalan diğer illerde, nüfusu 2 binin altında kaldığı gerekçesiyle çok sayıda
belediyemiz tüzel kişiliğini kaybetti. Bunlar içerisinde 2012 yılı nüfusu 2
binin üzerinde olduğu hâlde kapatılan, Türkiye genelindeki 64 beldeden birisi
de benim ilim Kütahya ilinin Simav ilçesi Kuşu beldesidir. Dün bu beldede halk
demokratik tepkisini göstermek amacıyla bu yanlışa dur demek istedi.
Türkiye’nin birçok yerindeki beldelerimiz aynı durumdadır. Hükûmeti bu
haksızlığa karşı göreve davet ediyorum, “Çıkabilecek sosyal patlamalarda da
sorumluluk tamamen Hükûmete ait olacaktır.” hatırlatmasını yaparak size
teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür
ederiz Sayın Işık.
Sayın Tüzel…
2.- İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel’in, adil,
insani ve hukuki yargılama hakkının herkes için olduğuna ancak yaşanan
gerçeklerin bunu yansıtmadığına ilişkin açıklaması
ABDULLAH LEVENT
TÜZEL (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Özgürlükleri en
çok gözetmesi gereken kurum Meclisimizdir.
Cezaevlerinde dört duvar arasında yaşanan trajedilere bigâne kalınamaz. Adil,
insani ve hukuki yargılama hakkı herkes içindir; gerçekse uzun tutukluluk, uzun
bekleyişlerdir. Gezi iddianamelerinin hâlâ hazırlanmaması da, haksız yere
tutulmaları da bunu göstermektedir.
Diyarbakır
çıkarmasında verilen sözlerin gereği gerçek barış için cezaevlerinin
boşaltılmasıdır. “Çalışıyoruz.” diyebilirsiniz ancak ölümü bekleyen hasta
tutukluların beklemeye tahammülleri de, dayanacak canları da yoktur. İnsan
Hakları Derneği verilerine göre 544 ağır hasta acil salıverilmeyi bekliyor.
Milletvekilleri, avukat, gazeteci, seçilmiş, siyaset hakkını kullanan kimse
cezaevinde kalmamalı, barışın yolu özgürlüklerden geçiyor. Akil insanlara,
çözüm komisyonlarına, Hükûmete milyonlar bunu söylüyor, bunu diliyor.
Kardeşlikse, hak, hukuk, demokratik kültürse bir an olsun beklenmesin.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür
ederiz Sayın Tüzel.
Sayın Yeniçeri…
3.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin,
Hükûmetin demokratik açılım için izlediği politika ve tutumla Türk milletinin
iktidarlığına layık olmadığına ilişkin açıklaması
ÖZCAN YENİÇERİ
(Ankara) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Ey AKP, ben size
ne diyeyim! Diyarbakır’da Kürdistan adlı bir çocuğunuz, Barzani adlı bir de hısmınız oldu, yeni kıbleniz hayırlı olsun. Unutmayınız ki
Türk milleti bunu sarsılmaz hafızasına kaydetmiş bulunmaktadır. Zihniyetiniz
milletin ve vatanın birliğine düşman unsurlarla kol kola girmeyi siyaset
sanıyor. Bununla da yetinmiyorsunuz; vatandaşa alenen hakaret eden bürokratı
valilik makamında tutuyor, millete “Arabamı şerefsizlerin ülkesinde bıraktım.”
diye hakaret eden şahsa ödül veriyor, kendi iktidarınıza küfreden Belediye
Başkanının makamına giderek ona onur vermekte beis görmüyorsunuz. Size de bu
yakışır ama siz, Türk milletinin iktidarlığına layık değilsiniz.
Bir zamanlar
açılımlar için ABD’li Kevin Costner’den,
akillerden medet umuyordunuz, şimdilerde Şivan’dan,
Tatlıses’ten yardım umuyorsunuz. Ne diyelim, denize düşen yılana sarılır. Bütün
bunlar alenen ve kamuoyunun gözleri önünde gerçekleşiyor. Türk milleti, onuruna
yönelik bu saldırılara herhâlde gerekli karşılığı verecektir.
BAŞKAN – Teşekkür
ederiz Sayın Yeniçeri.
Sayın Korkmaz…
4.- Isparta Milletvekili S. Nevzat Korkmaz’ın, Şivan Perwer’in bazı dizelerinde
Türk milletine hakaret ettiğine ilişkin açıklaması
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) – Size bazı dizeler okuyacağım değerli milletvekilleri, Şivan Perwer’e ait.
“Ya babam, acaba
ne yapalım?
İnsanlık
istemiyorlar, saldırın ve tutun.
Kemiklerini
kırın, o pislik iğrençleri içimizden çıkartın.
Ta ki Kürdistan,
Zavallı ve perişan.
Esir düşene
kadar,
Uykuya daldılar,
Esaret uykusuna
daldılar,
Uyudular,
uyudular,
Bazı kereler
başlarını kaldırdılar,
Fakat, düşman
kellelerini kesti.
El ele verelim,
ilerleyelim,
Vatan için
yürüyelim,
Ya ölüm,
Ya kurtuluş,
Güneş bizim için
doğdu,
Uyanın uykudan
çabuk,
Artık savaş
zamanıdır.
“Şivan Perwer ne yaptı ki?” diye
soruyor Başbakan. Daha ne yapsın? Milletimize “İğrenç pislikler.” diye hakaret
etmiştir, Kürt kökenli kardeşlerimize “düşman” diye bin yıllık kardeşlerini
hedef göstermiştir, teröre ve teröriste söz ve şarkılarıyla hampalık
yapmıştır. Daha ne yapsın, Sayın Başbakan? Uyan, yoksa bu millet seni
uyandırmasını biliyor.
BAŞKAN – Teşekkür
ederiz Sayın Korkmaz.
Sayın Öğüt…
5.- İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt’ün, Marmaray’da
sızıntı olup olmadığını öğrenmek istediğine ilişkin açıklaması
KADİR GÖKMEN ÖĞÜT
(İstanbul) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Marmaray ile
ilgili CHP olarak bugüne değin yaptığımız uyarılarda ve geçen hafta bizzat
yaptığım konuşmamda tüplerin birleştirilmesi yöntemiyle oluşturulan projede
herhangi bir sızıntı olmayacağının garantisi olup olmadığını, su sızması
durumunda o suyu tahliye edecek pompa sistemi bulunup bulunmadığını sormuştum.
Bu sorulara cevap gelmesi bir yana, bugün de bir İnternet sitesinde böyle bir sızıntının olduğu söylendi.
İddia edilen video görüntüler var. Marmaray’ın kuzey kısmı alt 10’uncu segmentte su kaçağı bulunuyor. Diğer kaçağın ise yine kuzey
kısım 13’üncü segmentte olduğu söyleniyor. Bu iddia
gerçek midir? Görüntüler ve iddialar doğru ise açılışın üzerinden bir ay bile
geçmemişken bu sorumsuzluğun hesabını kim verecektir? Aynı sızıntıların daha
önce Kadıköy-Kartal metrosunda olduğunu söylemiştik,
ispat etmiştik, görüntüler göstermiştik. Bugün yine bir gazetemizde oradaki
sızıntılar görünmekte, insanlar o sızıntıların içinde yürümektedirler.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür
ederiz Sayın Öğüt.
Sayın Türkoğlu…
6.- Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun,
tiyatro sanatçısı Nejat Uygur’a Allah’tan rahmet dilediğine ve Diyarbakır’da
Başbakan ile Barzani buluşmasının tarihimiz açısından utanç verici bir gün
olduğuna ilişkin açıklaması
HASAN HÜSEYİN
TÜRKOĞLU (Osmaniye) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Evvela, dün
aramızdan ayrılan tiyatro sanatçısı Nejat Uygur’a Cenabı Allah’tan rahmet,
kederli ailesine başsağlığı diliyorum.
Geçtiğimiz hafta
sonu Türk devlet tarihi açısından en utanç verici günlerden biri yaşanmıştır.
Devletimizin topraklarını kendi toprakları içinde sayan bir peşmerge
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı tarafından onur konuğu olarak Diyarbakır’da
ağırlanmıştır. Bu peşmerge “Rüyalarımın
gerçekleştiğini görüyorum.” diyerek Başbakanın kendisine ettiği hizmeti dile
getirmiştir. Türk devletine, milletine silah sıkanlar, bunların suç ortakları,
bunları öven şarkıcılar için gözyaşları dökülmüştür. Bölücülerle Başbakan el
ele tutuşarak aşklarını ilan etmişlerdir. Artık yeter! AKP’nin bu
politikalarının bizi uçuruma götürdüğü aşikârdır. Önce cumhuriyet savcılarını,
sonra da devlet ve millet sevgisi olan AKP’lileri buna itiraz etmeye davet
ediyorum. Buna bugün itiraz etmeyip de ne zaman itiraz edecekler?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür
ederiz Sayın Türkoğlu.
Sayın Halaman…
7.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın,
Diyarbakır’da Başbakan ile Barzani buluşmasında yaşananlar nedeniyle savcıların
işlem yapmasını beklediğine ilişkin açıklaması
ALİ HALAMAN (Adana)
– Sayın Başkanım, teşekkür ederim.
Sayın
milletvekillerimin bahsettiği gibi, dün Türkiye’nin doğusunda, Türkiye’yi
yönetenler tarafından… Türk milletine ne kadar küfreden, ne kadar söven, hain,
bebek katilleri… Habur’da nasıl yapıldıysa dün Diyarbakır’da yapıldı. Türkiye
Cumhuriyeti’nin, Türkiye Büyük Millet Meclisinin dikkatini çekerken Türkiye’de
görev yapan savcıların bunlarla ilgili işlem yapmasını bekliyor, saygılarımı
sunuyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür
ederiz Sayın Halaman.
Sayın Atıcı…
8.- Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı’nın, 20 Kasım Dünya
Çocuk Hakları Günü’ne ilişkin açıklaması
AYTUĞ ATICI
(Mersin) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, 20
Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’dür. Bu önemli günde Türkiye’nin tablosu
maalesef karanlıktır, karnesi de zayıflarla doludur.
Çocuk Hakları
Günü kutlanırken Türkiye’de Uludere’de çocukların en kutsal hakları olan yaşama
hakları ellerinden alınmıştır. On binlerce çocuk yoksulluk çekmektedir, on
binlerce çocuk istismar edilmektedir, on binlerce çocuk etnik ve inanç
ayrımcılığına maruz bırakılmaktadır. Yine, on binlerce çocuk kindar olarak yetiştirilmektedir.
On binlerce çocuk suça itilmektedir. Çocuklar üzerinden siyaset yapılarak
çocuklar istismar edilmektedir, hatta torunlar bile istismar edilerek siyasete
alet edilmektedir. Üstelik, bunu maalesef bu ülkenin
Başbakanı yapmaktadır. İşte, AKP’nin çocuklarımıza armağanı bunlardır. 20 Kasım
Dünya Çocuk Hakları Günü’nün onurla, gururla kutlanacağı günler diliyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür
ederiz Sayın Atıcı.
Sayın Dedeoğlu…
9.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun,
dershanelerin kapatılması konusunu Hükûmetin tekrar gözden geçirmesini istirham
ettiğine ilişkin açıklaması
MESUT DEDEOĞLU
(Kahramanmaraş) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Kahramanmaraş, 81
ilimizin içerisinde her konuda son sırada yer almaktadır maalesef. Eğitim
konusunda da öyle. Üniversiteyi kazanan öğrenci sayımız diğer illerimize göre
çok gerilerde. Şimdi bu dershanelerin kapanmasıyla da Kahramanmaraş’ta
üniversite imtihanını kazanan öğrencimiz neredeyse kalmayacak gibi gözüküyor.
16 dershanemizin içerisinde 30 bin öğrencimiz buradan eğitim almaktadır. Bu
dershanelerin kapanması konusunu Hükûmetin tekrar gözden geçirmesini özellikle
istirham ediyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür
ediyoruz Sayın Dedeoğlu.
Sayın Baluken…
10.- Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in
20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’ne ilişkin açıklaması
İDRİS BALUKEN
(Bingöl) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, 20
Kasım 1940 tarihinden beri Birleşmiş Milletlerde 193 ülke tarafından onaylanmış
olan Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’den
dolayı her 20 Kasım, Dünya Çocuk Hakları Günü olarak kabul edilmektedir.
Dünyada çocuklarla ilgili özellikle emek sömürüsü alanında var olan görüntü
vahim durumdayken Türkiye’de çocuklar emek sömürüsü ve sistematik baskı başta
olmak üzere birçok alanda sömürü altında tutulmaktadır.
Türkiye’de her 3
çocuktan 1’i sağlıklı beslenemiyor. 6 ila 18 yaş grubunda çalışan çocuk sayısı
6 milyon sınırındadır. Çalışan çocukların yüzde 50,2’si okula devam
edememektedir. Çalışan çocuk sayısı 2006-2012 yılları arasında yüzde 64
oranındadır. 2005’e oranla 2012’de ceza infaz kurumlarında bulunan tutuklu ve
hükümlü çocuk sayısı yüzde 42’lik bir artışla 2.206’ya yükselmiştir.
Avrupa Konseyi
İşkenceyi ve Kötü Muameleyi Önleme Komitesinin Türkiye raporunda Türkiye’deki
birçok cezaevinde çocuk tutuklu ve hükümlülere yönelik sistematik işkencenin
olduğu rapor edilmiştir. Türkiye’de çocuk gelin sayısı 181 bini geçmiştir.
Türkiye, özellikle Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’de
bulunan, çocukların eğitimleri, kendi dillerini kullanma ve kendi kültürlerini
geliştirme hakkına yönelik çekinceleri bir an önce kaldırmalıdır. Çocukların
korunması ve çocuk savcılığının işlevsel hâle getirilmesi gerekmektedir.
Ayrıca, Anayasa’da bulunan çocuk haklarıyla ilgili düzenlemelerin de bir an
önce hayata geçirilmesi gerekmektedir.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür
ederiz Sayın Baluken.
Sayın Köprülü…
11.- Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü’nün, 14 Kasım
Tekirdağ’ın Malkara ilçesinin kurtuluş yıl dönümü nedeniyle yapılan törenlerde
kendisinin ve CHP’li Tekirdağ milletvekillerinin kutlama mesajlarının Belediye
Başkanı tarafından okunmamasına ilişkin açıklaması
EMRE KÖPRÜLÜ
(Tekirdağ) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli
milletvekilleri, 14 Kasım, Tekirdağ ilinin Malkara ilçesinin kurtuluş
yıldönümüydü. Bu kurtuluş yıldönümü törenlerine biz de Meclisteki
çalışmalarımız dolayısıyla katılamadık. Ancak, törenlerle ilgili, halka
okunması amacıyla Belediyeye gönderdiğimiz kutlama mesajları Malkara’nın
demokrasiden, halk iradesinden maalesef ki hiçbir koşulda anlamayan AKP’li
Belediye Başkanı tarafından sansürlenerek okunmamıştır. Sadece Tekirdağ ilinin
2 AKP’li milletvekilinin kutlama mesajları okunmuş, benim ve Cumhuriyet Halk
Partili diğer milletvekillerinin mesajları okunmamıştır. Bununla ilgili,
Belediye Başkanı, açıklamasında mesajların ulaşmadığını söylemişse de,
Kaymakamlık aracılığıyla, mesajların ulaştığı kanıtlanmıştır. Ben buradan
Belediye Başkanını uyarmak istiyorum. Partili, partisiz, kim olursa olsun,
Tekirdağ milletvekilleri Tekirdağ’ın bütün halkını temsil ederler ama bu halkın
iradesini anlamayan Belediye Başkanı maalesef ki temsil kabiliyetini kaybetmiştir
ve 30 Martta da sonucunu ödeyecektir.
BAŞKAN – Teşekkür
ederiz Sayın Köprülü.
Sayın Yılmaz…
12.- Uşak Milletvekili Dilek Akagün
Yılmaz’ın, kıdem tazminatının kaldırılmasına işçi sınıfının izin vermeyeceğine
ve AKP iktidarının PKK ve Barzani ortaklığıyla ülkeyi bölmeye çalıştığına
ilişkin açıklaması
DİLEK AKAGÜN
YILMAZ (Uşak) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bu ülkede IMF,
Dünya Bankası, OECD, işveren sendikaları ve AKP Hükûmeti iş birliği ile kıdem
tazminatı yok edilmek istenmektedir. Kıdem tazminatının kaldırılmasına,
yıllardır kazanılmış hakkı olan bu hakkın kaldırılmasına Türkiye işçi sınıfı
izin vermeyecektir.
Bunun yanında,
dini istismar ederek tüm uygulamalarında şeriat kurallarına dayalı bir devlet
kurmayı amaçladığını açıkça gösteren, Anayasa’nın laiklik ilkesini hiçe sayan
AKP iktidarına bu ülkenin çağdaş ve aydınlık yüzlü kadın ve erkekleri izin
vermeyecektir. Bu ülkeyi Amerika Birleşik Devletleri’nin yani Amerikan
emperyalizminin eş güdümünde, AKP, PKK ve Barzani ortaklığıyla bölmeye çalışan,
“birleşik Kürdistan” rüyalarını gerçekleştirmeye ve Türkiye’nin güneydoğusunu
“kuzey Kürdistan” olarak bölmeye çalışan, bir ulus devlet olan Türkiye
Cumhuriyeti’ni yıkmak isteyen bu iktidar ve ortakları açıkça suç
işlemektedirler. Bu ülkenin yurtsever insanları bu oyunu bozacak ve
emperyalizmin “böl ve yönet” politikalarına alet olmayacaktır.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
DİLEK AKAGÜN
YILMAZ (Uşak) – Bu suç ortakları günü geldiğinde halka hesap vereceklerdir.
Aynı zamanda,
“AKP’nin yurtsever milletvekilleri ne zaman uyanacaksınız?” diye size de
soruyorum.
RECEP ÖZEL
(Isparta) – Biz hep uyanığız, asıl uyuyan sizsiniz.
DİLEK AKAGÜN
YILMAZ (Uşak) – Hiç belli değil uyanık olduğunuz.
BAŞKAN – Teşekkür
ediyoruz Sayın Yılmaz.
Sayın Kayatürk, buyurunuz.
13.- Van Milletvekili Burhan Kayatürk’ün,
Van depreminden sonra Hükûmetin yaptığı hizmetlere ve Diyarbakır’da Başbakan
ile Barzani buluşmasında bütün kitlelerin bu mutluluğa ortak olduklarına
ilişkin açıklaması
BURHAN KAYATÜRK
(Van) – Sayın Başkan, ben öncelikle, Van Milletvekili Sayın Nazmi Gür’ün
Van’daki problemleri dile getirmesi hasebiyle kendisine teşekkür ediyorum.
Bu depremden
sonra, değerli arkadaşlar, iki yıl içerisinde AK PARTİ Hükûmeti bütün dünyanın
takdir ettiği, hız rekorlarını altüst eden bir hizmet sunmuştur. 75 bin
çadırdan sonra 35 bin konteyner ve şehir merkezlerinde 18 bin konut, peşinden,
köylerde de 10 bine yakın konut bitmiştir, bitmek üzeredir.
Bu arada şunu da
söyleyeyim: Benim anladığım kadarıyla muhalefetin tamamının yöneticilerinde
Diyarbakır buluşmasıyla alakalı bir hazımsızlık söz konusu. Ancak, bizim de
burada doğru yaptığımız anlaşılıyor, sadece muhalefetin bunu eleştirmesinden
kaynaklanmıyor, aynı zamanda Diyarbakır’da Kürtlerin, Türklerin, Arapların,
bütün kitlelerin gözyaşları içerisinde, gözyaşı mutluluğu içerisinde bizi
dinlediklerini, oradaki o mutluluğa ortak olduklarını ben gördüm. Bunu da
sizinle paylaşmak istiyorum.
BAŞKAN – Teşekkür
ederiz Sayın Kayatürk.
Sayın Halaçoğlu…
14.- Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu’nun, tiyatro
sanatçısı Nejat Uygur ile fikir adamı Aytunç Altındal’a Allah’tan rahmet
dilediğine ve Başbakanın tarihi iyi öğrenmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
YUSUF HALAÇOĞLU
(Kayseri) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Türk mizah
ustası, tiyatronun duayeni, herkesin sevgisini
kazanmış olan değerli sanatçımız Nejat Uygur’a ve fikir adamımız, millî
duruşuyla fikir hayatımıza birçok eser kazandırmış büyük kaybımız Aytunç
Altındal’a Allah’tan rahmet diliyorum, yakınlarına sabırlar diliyorum.
Siyasi sebeplerle
Türkiye’nin bir bölümünü “kuzey Kürdistan” olarak telaffuz eden, Şark
meselesinin mimarı, Batı devletlerinin sözcülüğünü üstlenmiş ve aynı dili kullanan
Sayın Başbakan’a tarihi iyi öğrenmesini öneriyorum, isterse kendisine yeterli
kaynağı vereceğimi belirtiyorum, ülkemizi yarın bazı yükümlülüklere sokmaması
için böyle konulara girmemesini diliyorum. Biliyorsunuz ki 1921’de Koçgiri İsyanı meydana gelmişti. Batı’nın ortaya attığı
Şark meselesi içerisinde sadece Kürdistan vardır, onun dışında herhangi bir
şekilde yoktur.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür
ediyoruz Sayın Halaçoğlu.
Sayın Ağbaba…
15.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın,
Malatya’nın en önemli su kaynaklarının üzerine HES’lerin
kurulduğuna ve doğal hayatın yok edildiğine ilişkin açıklaması
VELİ AĞBABA
(Malatya) – Sayın Başkan, teşekkür ederim.
Tohma Çayı, Kozluk
Çayı, Sancar Deresi, Fındık Çayı, Şiro Çayı, Hışhış Deresi, Sürgü Çayı gibi Malatya’nın en önemli su
kaynaklarının üzerine, Malatyalıların tüm tepkilerine rağmen HES’ler kurulmakta, akarsular özel şirketlere kiraya
verilerek doğal hayat yok edilmektedir. AKP Hükûmeti tarafından toprağın taşı,
taşın, derenin suyu para kaynağı olarak görülmekte, ancak gelecek nesillere
bırakılacak yaşam kaynakları düşünülmemektedir.
Malatya’da son
olarak Sultansuyu üzerinde Bakanlık tarafından
onaylanan Suçatı Hidroelektrik Santrali’yle ilgili işlemler hızlandırılarak
santrallerle ilgili imar planı askıya çıkarılmıştır. Sultansuyu,
Malatya’nın hem alabalık yetiştiriciliği anlamında hem de sulama anlamında en
önemli derelerinden birisidir. Bölgeye yapılacak HES, başta balık üretimi olmak
üzere doğal çevreyi yok edecek, sulama suyunu yok edecektir.
Malatya’nın
gelişmesinin önünde AKP zaten engel, elimizde ne varsa bölge müdürlüklerinin
tamamını kapattı, satılmayan bir suyumuz kalmıştı, o suyu da satıyor.
Bu kararın gözden
geçirilmesini…
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Ağbaba.
Gündeme
geçiyoruz.
Başkanlığın Genel
Kurula sunuşları vardır.
Sayın milletvekilleri, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Sayın
Mehmet Mehdi Eker, gündemin “Sözlü Sorular” kısmının 1, 278, 279, 289, 290,
296, 304, 306, 321, 325, 337, 343, 347, 353, 361, 362, 363, 376, 377, 381, 385,
387, 394, 395, 400, 408, 409, 435, 439, 460, 489, 510, 511, 523, 543, 544, 560,
563, 564, 569, 578, 582, 583, 629, 655, 656, 665, 666, 669, 679, 690, 696, 723,
724, 740, 742, 746, 753, 765, 838, 854, 869, 870, 881, 883, 885 ve 887’nci
sıralarda yer alan önergeleri birlikte cevaplandırmak istemişlerdir.
Sayın Bakanın bu
istemini sırası geldiğinde yerine getireceğim.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığının bir tezkeresi vardır, okutup bilgilerinize
sunacağım.
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Tezkereler
1.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanı Cemil Çiçek başkanlığında Belarus
Cumhuriyet Konseyi Başkanı Anatoly Rubinov ve Belarus Temsilciler
Meclisi Başkanı Vladimir Andreychenko’nun vaki
davetlerine icabetle 20-21 Kasım 2013 tarihlerinde Belarus’a
resmî bir ziyarette bulunması Genel Kurulun 3/10/2013
tarih ve 3’üncü Birleşiminde kabul edilmiş olan heyeti oluşturmak üzere siyasi
parti gruplarınca bildirilen üyelerin isimlerine ilişkin tezkeresi (3/1335)
18/11/2013
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Cemil Çiçek'in, beraberinde
bir heyetle, Belarus Cumhuriyet Konseyi Başkanı Anatoly Rubinov ve Belarus Temsilciler Meclisi Başkanı Vladimir Andreychenko'nun vaki davetlerine icabetle 20-21 Kasım 2013
tarihlerinde Belarus'a resmî ziyarette bulunması TBMM
Genel Kurulunun 3/10/2013 tarih ve 3. Birleşiminde
kabul edilmiştir.
Anılan Kanun'un 2. Maddesi uyarınca, heyetimizi oluşturmak üzere
siyasi parti gruplarınca bildirilen isimler Genel Kurulun bilgisine sunulur.
Cemil
Çiçek
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
Adı soyadı: Seçim
çevresi
1) Hasan Fehmi Kinay (Kütahya)
2) Mehmet Şandır (Mersin)
3) Murat Göktürk (Nevşehir)
4) Ahmet İhsan Kalkavan (Samsun)
5) Dilek Yüksel (Tokat)
BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.
Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonunun, 480 sıra
sayılı Kanun Tasarısı’nın İç Tüzük’ün 88’inci
maddesine göre Komisyona geri verilmesine dair bir tezkeresi vardır,
okutuyorum:
2.- Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal
İşler Komisyonu Başkanlığının, 480 sıra sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı
Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın tümünün İç Tüzük’ün 88’inci maddesine göre Komisyona iade edilmesine
ilişkin tezkeresi (3/1336)
19/11/2013
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Genel Kurul gündeminde bulunan 480 sıra sayılı Sağlık Bakanlığı ve
Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname
ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın tümünün,
Türkiye Büyük Millet Meclisi İç Tüzüğü'nün 88'inci maddesi uyarınca, Komisyona
geri verilmesini saygılarımla arz ederim.
Necdet
Ünüvar
Adana
Komisyon
Başkanı
BAŞKAN – 480 sıra sayılı Kanun Tasarısı, Sağlık, Aile, Çalışma ve
Sosyal İşler Komisyonuna geri verilmiştir.
Meclis araştırması açılmasına ilişkin üç önerge vardır,
okutuyorum:
B) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- BDP Grubu adına, grup başkan
vekilleri Iğdır Milletvekili Pervin Buldan ve Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, okullarda kantinlerin neden olduğu
sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/781)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
2012 Yılı Uluslararası Kooperatifler Yılı olması nedeniyle,
okullarda kantinlerin neden olduğu sorunların araştırılması ve kantinlerin
yerine kooperatifçiliğin tanıtılması, özendirilmesi, tekrardan okullarda yaygınlaştırılması
için neler yapılması gerektiğinin belirlenmesi amacıyla Anayasa'nın 98'inci, İç
Tüzük’ün 104'üncü ve 105'inci maddeleri gereğince
Meclis araştırması açılması için gereğini arz ve teklif ederiz.
Pervin
Buldan Hasip Kaplan
Grup
Başkan Vekili Grup
Başkan Vekili
Gerekçe:
Kooperatifler, ekonomik güçlükler içinde bulunan kitlelerin,
yerel, kümesel toplulukların ortak sorunlarını çözmek
için; cinsel, sosyal, ırksal, siyasal ve dinsel ayrımcılık olmaksızın
hizmetlerinden yararlanabilecek ve üyeliğin sorumluluklarını kabule razı olan
herkese açık, gönüllü olarak çalışma yapan, karşılıklı dayanışma ve yardımlaşma
ilkelerine dayanan örgütlerdir. Kooperatifler eğitici-öğretici ve
bilgilendirici yönüyle, halkın toplumsal ve ekonomik sorunlarının farkına
varmasını, bunların çözümü hususunda örgütlenme biçimi olarak kooperatiflerden
yararlanmaya yöneltilmesi sağlanmaktadır. Bu temelde
okullarda kooperatifler, öğrencilerin eğitim, öğretim ve ekonomik ihtiyaçlarını
karşılıklı yardım ve dayanışma ile sağlamak, öğrencilere ortak bir amaç etrafında,
birlikte çalışmayı, iş birliği ve iş bölümü ilkelerini öğreterek, onları
toplumsal yaşantıya hazırlamak, kendilerine verilen görevleri ortakların
yararına kullanmalarını ve böylece sorumluluk alma bilincini geliştirmelerini,
kooperatifçiliğin sosyal ve ekonomik bir çalışma olduğu bilincinin
oluşturulmasını ve böylece toplumsal kalkınmadaki önemini kavratmak amacıyla
kurulmuşlardır.
Fakat eğitim sisteminde hayata geçirilen neoliberal
politikalarla öğrencilerin, öğretmenlerin ve velilerin denetimine açık olan,
kâr amacı gütmeyen okul kooperatifleri yerlerini hızla, tek amacı kâr elde
etmek olan okul kantinlerine bırakmışlardır. Kantinlerin, özellikle kâr
oranının yüksek olduğu bölgelerdeki okullarda mafyalaştığı, öğrencileri bir
tüketim aracı olarak gören ticarethanelere dönüştüğü bilinmektedir. Ayrıca,
kantinlerin bir tür "serbest ticaret bölgesi" hâline geldiği, okul
müdürlerinin kantinlerde okul kurallarını uygulayamadığı, bu nedenle okul
yönetimi ile kantin işletmecileri arasında sorunlar yaşandığı, kantinlerde
öğrencilerin sağlıkları değil, yüz binlerce liralık sözleşmeye imza atan
işletmecilerin ticari kaygılarının öncelik taşıdığı bilinmektedir.
Çocuklarımızın sağlığını ve güvenliğini doğrudan ilgilendiren okul
kantinlerinin denetiminin yapılmaması, okul kantinlerinin işletmecisi ve
kantinde personel olarak çalışanların beslenme, hijyen
ve gıda sağlığı konularında eğitimli olmamaları, işe başlamadan önce sabıka
kayıtlarının detaylı bir şekilde araştırılmamış olması kantin uygulamasının
belli başlı sorunlarındandır. Örneğin, İstanbul'da okul kantinlerde 233
sabıkalının çalıştığı, Gaziantep'te yapılan incelemede, okul kantini
çalışanından 17'sinin "Dolandırıcılık, adam öldürme, uyuşturucu madde imal
ve ticareti" suçlarından kaydının bulunduğu tespit edilmiştir.
Kantinlerin neden olduğu önemli sorunlardan biri de obezitedir. Ticari kaygılar nedeniyle okul kantinleri, bol
miktarda şekerli içeceğin sergilendiği, kötü yağlarla hazırlanmış gıdaların
satıldığı yerler hâlindedir. Birçok araştırma ilköğretim çağındaki öğrencilerin
yüzde 60-85'inin kahvaltı yapmadığını, sandviç, gofret, çikolata, hamburger
tipi yiyecekler tükettiğini, öğrencilerin yüzde 50'den fazlasının şeker içeriği
yüksek içecekleri içtiğini göstermektedir. Bazı illerde Kantinciler Esnaf Odasının
başvurusu ile okullardaki öğle yemeklerini kaldırdığı ve çocukların
kola-hamburger ikilisine mahkûm edildiği bilinmektedir. Bazı okullarda, okul
yöneticileri kantinler daha çok para kazansın diye her yöntemi dayatmaktadır.
Örneğin İstanbul'da İsmail Erez Endüstri Meslek Lisesi, öğrencilerin öğle
arasında okula giriş çıkışlarını yasaklamıştır. Bu uygulama üzerine, yiyecek
fiyatlarını fahiş buldukları kantini boykot etme kararı almış, evden
getirdikleri yiyeceklerle paylaşma masaları kurmuş, ancak okul idaresi bu
eyleme sert tepki göstermiş, okul müdürü, sivil polislerle sınıfa girip kurulan
sofraları kaldırtmıştır. Daha sonra, "Lisemizde 9 saat boyunca yemek
ihtiyacımızı karşılayamıyoruz. Kantin fiyatları pahalı olduğu için çoğu zaman
karnımızı doyuramıyoruz" yazan bildirileri dağıtan 17 öğrenci hakkında da
disiplin soruşturması başlatılmış ve boykota katılan öğrenci Abdülmelik Yalçın
okuldan atılmıştır.
2012 yılı Uluslararası Kooperatifler Yılı olması nedeniyle
okullarda kantinlerin neden olduğu sorunların araştırılması ve kantinlerin
yerine tekrardan öğrenci sağlığını merkeze alan, öğrenciler arası yardımlaşma
ve dayanışmayı geliştiren, sorumluluk bilincini güçlendiren, kâr amacı gütmeyen
kooperatifçiliğin tanıtılması, özendirilmesi ve tekrardan okullarda
yaygınlaştırılması için neler yapılması gerektiğinin belirlenmesi amacıyla bir
Meclis araştırması komisyonunun kurulması elzemdir.
2.- Manisa Milletvekili Erkan
Akçay ve 21 milletvekilinin, ülkemizdeki enerji kayıp ve kaçaklarının nedenleri
ve sonuçlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/782)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Ülkemizdeki enerji kayıp ve kaçaklarının nedenleri ve sonuçlarının
tespit edilerek enerji verimliliğinin artırılması için yasal düzenlemeler de
dâhil olmak üzere alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi için Anayasa’nın 98
ve İçtüzük’ün 104’üncü ve 105’inci maddeleri
gereğince Meclis araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.
1) Erkan Akçay (Manisa)
2) Atila Kaya (İstanbul)
3) Mehmet Şandır (Mersin)
4) Faruk Bal (Konya)
5) D. Ali Torlak (İstanbul)
6) Koray Aydın (Trabzon)
7) Enver Erdem (Elâzığ)
8) Ahmet Duran Bulut (Balıkesir)
9) Mustafa Erdem (Ankara)
10) Seyfettin Yılmaz (Adana)
11) Necati Özensoy (Bursa)
12) Cemalettin Şimşek (Samsun)
13) Kemalettin Yılmaz (Afyonkarahisar)
14) Bülent Belen (Tekirdağ)
15) Mustafa Kalaycı (Konya)
16) Meral Akşener (İstanbul)
17) Emin Haluk Ayhan (Denizli)
18) Oktay Öztürk (Erzurum)
19) Sümer Oral (Manisa)
20) Mehmet Erdoğan (Muğla)
21) Ruhsar Demirel (Eskişehir)
22) Mehmet Günal (Antalya)
Gerekçe:
Enerjinin tüm tüketicilere yeterli, kaliteli, sürekli, düşük
maliyetli ve sürdürülebilir bir şekilde sunulması temel bir enerji politikası
olmalıdır.
Türkiye, kullandığı petrolün yüzde 9,1'ini, doğal gazın yüzde
1,8'ini üretebilmektedir. 2011 yılında elektrik üretiminin yüzde 44,7'si doğal
gazdan, yüzde 10'u ithal kömürden üretilmiştir. 2011 yılındaki 240,8 milyar
dolarlık ithalatımızın yüzde 22,42'si yani 54 milyar doları enerji ithalatıdır.
Ülkemizde enerji talebinin yerli üretimle karşılanma oranı gittikçe
azalmaktadır. 2009 yılında bu oran yüzde 29,5 iken 2010 yılında yüzde 28,5'e
2011 yılında ise yüzde 27,6'ya düşmüştür.
Enerjide dışa bağımlılık, arz güvenliğini ve ülkenin ekonomik ve
sanayi geleceğini riske sokmaktadır. Bu nedenle dışa bağımlılığımız azaltılmalıdır.
Ancak Türkiye'de bu güne kadar enerji açığını kapatmak için tek çare olarak
yeni enerji yatırımları öngörülmüş, “yeni yatırım” denince de ithal kaynaklara
ve fosil yakıtlara başvurulmuştur. Bu durumda hem dışa bağımlılık, hem de sera
gazlarının salımı artmıştır. Oysa enerjide dışa bağımlılığı azaltmanın en
önemli yollarından biri de enerji verimliliğidir. Üretim, iletim-dağıtım ve
kullanımdaki kayıpların azaltılması ile ilave bir enerji kaynağına ihtiyaç
duyulmadan kısa dönemde oluşacak ek talebin büyük bir bölümünü karşılamak
mümkündür.
Enerji verimliliği konusunda yapılan çalışmalar sonucunda bina
sektöründe yüzde 30, sanayi sektöründe yüzde 20 ve ulaşım sektöründe yüzde 15
olmak üzere enerji verimliliğinden 58 milyar kw/s,
santrallerin rehabilitasyonuyla 19 milyar kw/s elektrik katkısı sağlanabilir.
Yaşlanma sonucu termik santrallerin verimi düşmektedir. Ülkemizde
son yıllarda inşa edilen hidrolik santraller hariç diğer santrallerin verimleri
yüzde 80'e kadar düşmüştür. Hidrolik santrallerin rehabilitasyonu
sonucu yılda 615 milyon kwh kazanım elde edilebilecektir.
İletim ve dağıtım gerilimi seviyesinde şebeke kaybı 2009 yılında
yüzde 2,1 iken 2010 yılında yüzde 3'e yükselmiştir. Dağıtım sisteminde kayıp
oluşan kayıp-kaçak oranı 2009 yılında yüzde 15,6'ya kadar düşürülmüşse de bu
konuda başarı sağlanamamıştır. 2009 yılında iletim ve dağıtım kayıplarının
toplamının tüketime sunulan elektrik enerjisine oranı yüzde 14,5
seviyesindedir. Bu oran Almanya ve Japonya'da yüzde 5, ABD'de yüzde 7'dir.
Sanayide ve KOBİ'lerde önemli ölçüde enerji verimliliği
potansiyeli vardır. Türkiye'de 2010 yılında tüketilen birincil enerjinin yüzde
26,6’sı meskenlerde tüketilmektedir. Türkiye nüfusunun yüzde 43,3'ünün oturduğu
konutta yalıtım eksikliğinden dolayı ısınma sorunu yaşanması, binalarda ısı
yalıtımıyla elde edilebilecek tasarruf potansiyeli hakkında fikir vermektedir.
Ayrıca, bu tüketim miktarı elektrikli ev aletlerinin enerji verimliliği
çalışmaları içindeki önemini göstermektedir. AB ülkelerinde, elektrikli ev
aletleri, elektrikli ev aletleri enerji tüketimlerini gösteren etiketleri
bulundurmak zorundadır.
Enerji Verimliliği Kanunu'nda bina ve sanayi sektörlerinde enerji
verimliliği uygulamalarının yaygınlaştırılması amaçlanmışsa da bu alanda kayda
değer bir başarı sağlanamamıştır. Enerji talebinin somut şekilde
azaltılabilmesi için, ülkemizin ekonomik şartları, kültürel seviye ve
alışkanlıklarımız göz önüne alınarak enerji verimliliği konusunda daha etkin
stratejiler geliştirilmelidir.
Enerji Verimliliği Yasası’nın kurgusunda önemli bir rolü bulunan,
1935 yılında kurulmuş olan gerek kadrosu ve gerek birikimleri ile kilit kuruluş
hâline gelmiş olan Elektrik İşleri Etüt İdaresi, 2 Kasım 2011 tarihinde 662
sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kapatılarak kadroları çeşitli kamu
kurumlarına dağıtılmış ve kurumsal hafızası yok edilmiştir. Yerine kurulan Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğünün görev tanımı, enerji
verimliliğinde daha etkin çalışmalar yapılmasının önünü kesmektedir. Elektrik
İşleri Etüt İdaresinin kapatılması, enerji verimliliğinin AKP Hükûmeti
tarafından gerektiği kadar önemsenmediğinin ve enerji planlamasında dikkate
alınan bir politika olarak benimsenmediğinin bir göstergesidir.
3.- Manisa Milletvekili Erkan
Akçay ve 21 milletvekilinin, engelli vatandaşların istihdam sorunlarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/783)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Engelli vatandaşlarımızın istihdam sorunlarının tespiti ve yasal
düzenlemeler de dâhil olmak üzere bu sorunların çözümü amacıyla Anayasa’nın 98
ve İç Tüzük’ün 104'üncü ve 105'inci maddeleri
gereğince Meclis araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz. 17/04/2012
1) Erkan Akçay (Manisa)
2) Atila Kaya (İstanbul)
3) Mehmet Şandır (Mersin)
4) D. Ali Torlak (İstanbul)
5) Koray Aydın (Trabzon)
6) Enver Erdem (Elâzığ)
7) Ahmet Duran Bulut (Balıkesir)
8) Mustafa Erdem (Ankara)
9) Seyfettin Yılmaz (Adana)
10) Necati Özensoy (Bursa)
11) Cemalettin Şimşek (Samsun)
12 Mustafa Kalaycı (Konya)
13) Bülent Belen (Tekirdağ)
14) Mehmet Günal (Antalya)
15) Ruhsar Demirel (Eskişehir)
16) Kemalettin Yılmaz (Afyonkarahisar)
17) Meral Akşener (İstanbul)
18) Emin Haluk Ayhan (Denizli)
19) Oktay Öztürk (Erzurum)
20) Sümer Oral (Manisa)
21) Faruk Bal (Konya)
22) Mehmet Erdoğan (Muğla)
Gerekçe:
Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından 2002 yılında yapılan
"Türkiye Özürlüler Araştırması 2002" ile ülkemizdeki engellilerin
sayısal durumu tespit edilmiştir. Araştırmanın sonuçlarına göre ülkemizde
8.431.937 kişi engelli olarak yaşamını sürdürmektedir. Bunun genel nüfusa oranı
yüzde12,29'dur. Engellilerin yüzde 36.34'ü okuma yazma bilmemekte, yüzde
77.81'i iş gücüne dâhil değildir.
Engellilerle ilgili tüm hizmetlerin, ilgili bütün kurum ve
kuruluşların ortak plan ve programlarla, iş birliği ve koordinasyon sağlanarak
yapılması ve milli politikaların yaygınlaştırılması bugüne kadar mümkün
olamamıştır. Ülkemizde, birçok kurum ve kuruluşların görev alanına giren
engellilik konusu ile rehabilitasyon hizmetlerine bir
bütün olarak bakılmaması; bu konuda çeşitli ve dağınık mevzuat oluşmasına,
hizmetlerde karmaşıklığa ve kopukluğa, takipsizliğe bu da görev ve yetki
karmaşasına neden olmaktadır.
Ülkemizde bakıma muhtaç engellilere yönelik sosyal bakım
hizmetleri son derece yetersizdir. Bakıma muhtaç engellinin başvurusunda, çok
sayıda ayrı kurumdan belge istenilmektedir. Ülkemizde engellilere bir meslek
kazandırmak suretiyle onları üretime katmayı amaçlayan yeterli mesleki rehabilitasyon merkezleri bulunmamaktadır. Çeşitli özür
gruplarına mensup engellilerin aynı mesleki rehabilitasyon
programına alınmaları nedeniyle hizmet amacına ulaşamamaktadır.
Devlet tüm vatandaşlarının hayatlarını idame ettirecek miktarda
gelir sağlayabilecekleri iş alanları yaratmakla yükümlüdür. Bu yükümlülük
engelliler için de geçerlidir. Ülkemizde engellilere yönelik istihdam
politikaları büyük ölçüde “kota tekniği”ne
dayanmaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 30’uncu maddesi; 50 veya daha fazla
işçi çalışan özel sektör iş yerlerinde yüzde 3, kamu iş yerlerinde ise yüzde 4
özürlü çalıştırılmasını öngörmektedir. 657 Sayılı DMK'nın
53’üncü maddesine göre ise bu oran yüzde 3'tür.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 25 Kasım 2011 tarihli
verilerine göre kamuda açık engelli işçi kontenjanı 995, açık engelli memur
kontenjanı 23.360 kişidir. Özel sektörde açık engelli işçi kontenjanı 22.600
kişidir. Bu veriler kota sisteminin; engellilerin işgücü piyasasına katılımı,
istihdamı, çalışma barışı ve iş ilişkilerinde beklenilen katkıyı
sağlayamadığını göstermektedir.
5378 Sayılı Kanun'un 14'üncü maddesi hükümlerine dayanılarak
hazırlanan Korumalı İşyerleri Hakkında Yönetmelik; 30 Mayıs 2006 tarihinde
yürürlüğe girmiştir. Bu Yönetmelikte, devletçe yapılacak teknik yardımın ve
mali desteğin kimlere, nasıl ve hangi miktarda verileceği gibi konularda
herhangi bir açıklık bulunmamakta, büyük yatırımlar gerektiren bu tür iş
yerlerinin kurulmasını teşvik için herhangi bir hüküm içermemektedir.
5378 sayılı Kanun’un geçici 2'nci maddesine göre; kamu kurum ve
kuruluşlarına ait alan ve yapılar ile gerçek ve tüzel kişiler tarafından
yapılan umuma açık hizmet veren her türlü yapıların bu kanunun yürürlüğe
girdiği tarih olan 1/7/2005 tarihinden itibaren yedi
yıl içinde engellilerin erişebilirliğine uygun duruma
getirilmesi gerekmektedir. Kanunun geçici 3'üncü maddesinde;
"Belediyelerin toplu taşıma hizmetlerinin özürlülerin erişilebilirliğine
uygun olması için bu kanunun yürürlüğe giriş tarihi olan 1/7/2005
tarihinden itibaren yedi yıl içinde özürlüler için erişilebilir duruma
getirilir." hükmü yer almaktadır. Bu kanun yürürlüğe girdiğinden bu yana,
kanunda belirtilen hususların ne kadarının hayata geçirildiği konusunda hiçbir
çalışma bulunmamaktadır. Kanunda belirtilen hususların kimler tarafından
yapılacağının belirtilmiş olmasına rağmen; bu hizmetlerin nasıl yapılacağı,
hangi kaynaklar tarafından finanse edileceği ve denetim ve kontrollerinin hangi
kurum tarafından yapılacağı belirtilmemiştir.
Modern devletin görevi, yalnızca engelli bireylerin haklarını
geliştirmek ve denetlemek değildir. Devlet, aynı zamanda engellilerin
yetenekleri ve potansiyelleri doğrultusunda gelişmelerini, eşit fırsatlara
sahip olmalarını güvence altına almak, onların ekonomik ve sosyal refahını
sağlamak zorundadır. Oysa Türkiye'deki yaklaşık 8,5 milyon engelli vatandaşımız
eğitimden sağlığa, istihdamdan ulaşıma kadar her alanda onlarca sorun
yaşamaktadır.
BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler, gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması
açılıp açılmaması konusundaki görüşmeler, sırası geldiğinde yapılacaktır.
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu’nun İç Tüzük’ün
19’uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır; okutup işleme alacağım ve
daha sonra oylarınıza sunacağım:
VII.- ÖNERİLER
A) Siyasi
Parti Grubu Önerileri
1.- MHP Grubunun, İstanbul
Milletvekili D. Ali Torlak ve arkadaşlarının Suriye, Irak ve İran
sınırlarımızda yaşanan güvenlik zafiyetlerinin araştırılması ve alınması
gereken önlemlerin ve çözüm yollarının belirlenmesi amacıyla 29/5/2013
tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına vermiş olduğu Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 19 Kasım 2013 Salı günkü birleşiminde
sunuşlarda okunmasına ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
19/11/2013
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulunun 19 Kasım
2013 Salı günü (bugün) toplanamadığından grubumuzun aşağıdaki önerisini, İç Tüzük'ün 19'uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına
sunulmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Oktay
Vural
İzmir
MHP Grup
Başkan Vekili
Öneri:
29 Mayıs 2013 tarih, 2013/13679 sayı ile TBMM Başkanlığına
vermiş olduğumuz İstanbul Milletvekili Durmuş Ali Torlak ve arkadaşlarının
"Suriye, Irak ve İran sınırlarımızda yaşanan güvenlik zafiyetlerinin
araştırılması ve alınması gereken önlemlerin ve çözüm yollarının belirlenmesi
amacıyla" verdiği Meclis araştırma önergemizin 19 Kasım 2013 Salı günü
(bugün) Genel Kurulda okunarak görüşmelerinin bugünkü Birleşiminde yapılması
önerilmiştir.
BAŞKAN – Lehinde Iğdır Milletvekili Sinan Oğan (MHP sıralarından
alkışlar)
Buyurunuz Sayın Oğan.
SİNAN OĞAN (Iğdır) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemiz kurulduğu günden
bugüne hiçbir dönemde bu kadar hakarete maruz bırakılmadı. Türk tarihi, hiçbir
döneminde bu kadar ihanete uğramadı. Türk milleti, hiçbir zaman içerideki ve
dışarıdaki şer cephelerinin böylesi bir ittifakına şahit olmadı.
Sayın Genel Başkanımız bugünkü grup konuşmasında ifade etti:
Türkiye 16 Kasım günü hiç
olmadığı kadar küçük düşürülmüş, Türk milleti hıyanetin resmî
geçidine yüreği sızlayarak şahitlik etmiş, caniyle Başbakanın fotoğrafları aynı
pankarta iliştirilmiş, şehit ve şühedanın kemikleri sızlatılmıştır.
Değerli milletvekilleri, hakikaten de Türkiye hiçbir dönemde
olmadığı kadar bölücülerin içerideki ve dışarıdaki düşmanların âdeta bir şer
cephesi gibi ittifakın saldırısına uğramıştır.
Yedi düvelin saldırısı sonucu imzalatamadıkları Sevr ile alamadıklarını
siz, maalesef AKP iktidarı olarak davulla, zurnayla teröristlere veriyorsunuz.
Türkiye topraklarını kendi haritası içerisinde gösteren Barzani “Amacımız
Kürtlerin birliği.” dedikten sonra Kürtlere sabırlı olmalarını öğütlemiş ve
“Diyarbakır’da Kürdistan bayrağıyla karşılanacağımı rüyamda görsem
inanamazdım.” demiştir. Soruyorum size Sayın Başbakan: Sizin göreviniz, bu
bölücü başlarının, bu bölücülerin rüyasını gerçekleştirmek mi, yoksa vatan
toprağında gözü olanların rüyasını kâbusa çevirmek mi? Siz, maalesef, bu
bölücülerin rüyasını kâbusa çevirmediniz, siz Türk milletinin gecesini ve
gündüzünü kâbusa çeviriyorsunuz. Siz, Türk milletine musallat olmuş yılanların
başını ezmek bir yana, bu yılanları kendi elinizle Türk milletinin koynuna
sokuyorsunuz.
Sayın Başbakan “Kelimelerden, kavramlardan korkanlar, kendi icat
ettiği tabulardan, kendi imal ettiği kâbuslardan korkanlar büyük devletler inşa
edemezler.” diyor. Sayın Başbakan, bu ülkenin başına gelmiş en büyük kâbus
sensin, sen! Bu ülkede sizden daha büyük kâbus yoktur maalesef.
Sayın Başbakanın şefliğini yürüttüğü bölücüler korosuna yeni saz
arkadaşları eklenmeye devam ediyor. Türkiye’ye her fırsatta küfreden, İmralı
canisine “özgürlük savaşçısı”, Türkiye’ye “terörist” diyen, Türk diline hakaret
edenler, Sayın Başbakanın bölücülük korosunda yerlerini almış bulunmaktadır.
Şimdi, buradan size soruyorum: Bir atadığınız vali, bu ülkenin
vatandaşına, vatandaşlarımıza -affınıza sığınarak ifade ediyorum- “kavat”
diyor, siz dönüp onu savunuyorsunuz. Belediye başkanı “meşenin dalları” diyor,
gidip el ele geziyorsunuz. Ötekisi, “Bebek katili özgürlük savaşçısıdır.”
diyor, Türkiye’ye “terörist devlet” diyor, siz onu düete davet ediyorsunuz.
Sormak lazım, sormak lazım; bu ülkeye “şerefsizlerin ülkesi”
diyenlere ödül verenlere sormak lazım: Bu ülke size neyledi?
Bu ülkeye hakaret edenler, bu millete hakaret edenler niye sizin nazarınızda
hep iyi yerlerde? Ödüller veriyorsunuz, başköşelerde ağırlıyorsunuz, davulla
zurnayla Habur’dan karşılıyorsunuz, düet yapıyorsunuz, Türk milletinin gözünün
içine baka baka bu millete hakaret ediyorsunuz. Bu millet size neyledi, bunun cevabını bu millete vermeniz lazım.
Değerli milletvekilleri, Sayın Başbakan bugünkü grup
toplantısında, yine her aklına estiğinde Başbuğ Türkeş’in adını tekrar
zikrettiği gibi, bugün de zikrediyor ve “Başbuğ Türkeş de mi bölücüydü?” diyor.
İyi de sizin anlamadığınız şu: Başbuğ Türkeş’in de Türk milliyetçilerinin de
sorunu Kürt kardeşlerimizle değil ki; bizim sorunumuz, sizin besleyip
büyüttüğünüz, sizin
desteklediğiniz bölücülerdir ve Türkiye’nin hasmı, Türk
milletinin hasmı bölücülerdir ve bölücüler olmaya devam edecektir size rağmen
ve bölücülerin arkasında olanlar da yine Türk milletinin hasmı olmaya devam
edecektir.
Diyarbakır’da çıkıp birisi “Kuzey Kürdistan” ifadesini
kullanabiliyor ve bunun da ismi maalesef bu dönemde Başbakan olabiliyor. Sayın
Başbakan bugün kalkıp diyor ki: “Biz Diyarbakır’da ‘tek vatan’ dedik.” Sayın
Başbakan, merak ediyorum, hakikaten sizin bu “tek vatan” dediğiniz yer acaba
kendi elinizle kurup büyütmeye, birleştirmeye çalıştığınız Kürdistan mıdır?
Bunun cevabını da Türk milletine vermeniz lazım.
Başta Sayın Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, AKP’li bakanlara ve
milletvekillerine hatırlatmak isterim ki siz buraya “Kuzey Kürdistan” olarak
ifade ettiğiniz yerlerin oylarıyla değil, Güneydoğu Anadolu Bölgemizde yaşayan
insanlarımızın oylarıyla geldiniz. Teröristleri kastederek “hapishanelerin
boşalacağını” ifade ediyorsunuz. Unutmayın ki o hapishanelerde yatan
teröristler Mehmetçik’i şehit ettiği için o hapishanededir. Peki, teröristi
hapishaneden çıkaracaksanız, Mehmetçik’in şehit anasını nereye koyacaksınız?
Bunun da cevabını vermeniz lazım.
“İnşallah BOP gerçekleşir.” dediğinde Sayın Başbakan biz dahi
inanmamıştık, “Diyarbakır BOP’un parlayan yıldızı
olacak.” dediğinde biz dahi bu kadar ileriye gideceğine inanmamıştık ama
maalesef ki Sayın Başbakan sözünde duruyor. Sözünün eri bir Başbakanmış,
her dediğini yapıyor; Diyarbakır’ı BOP’un yıldızı
hâline getirmeye, teröristleri birer birer dışarı salmaya devam ediyor.
AKP’li yetkililer, siz adalet ve kalkınmayı unuttunuz, ihanet ile
rezaleti bir araya getirdiniz. Bu, son dönemde netçe görülmüştür. “Teröristi
dağdan ovaya indireceğiz.” diye yola çıktınız ancak teröristi dağdan ovaya
indirmediniz, siz bu teröristleri Türk milletinin başına çıkardınız. Ama, unutmayınız ki Türk milleti, bu teröristi de, başına
çıkardığınız o teröristi de, onun yardakçısı olan sizleri de tepesinden aldığı
gibi yere çakmasını da biliyor, bilecektir.
AHMET YENİ (Samsun) – Biraz saygılı konuş, dikkatli konuş!
KEMALETTİN YILMAZ (Afyonkarahisar) – Battı mı, battı mı? Dokundu
mu?
SİNAN OĞAN (Devamla) – AKP bu dönemde ne yaptı? Habur’da
teröristleri davulla zurnayla karşıladı; yetmedi, Hükûmetiniz Diyarbakır’da
şarkıyla, türküyle peşmergeleri ağırladı. Kongrenizde
“Türkiye seninle gurur duyuyor.” dediğiniz Barzani’yi bir devlet başkanı
edasıyla Diyarbakır’da karşıladınız ve bu Diyarbakır sanki Türkiye'nin bir
şehri değilmiş ve sanki Sayın Başbakan oraya misafir gitmiş diye ağırladınız.
Türk milleti bunun hesabını soracaktır.
Döneminizde, PKK sempatizanları, artık,
sözde şehitlikler, PKK’lıların Mehmetçik’i şehit ettiği yerlerde öldürülen
teröristler için müze evleri kurmaya başladı.
Özetle söylemek gerekirse: Emekliye, işçiye, memura, tabiri
caizse, gıdım gıdım, merasimle verdiğinizi ama iş teröriste, bölücübaşına, Barzanilere gelince, bebek katillerine, peşmergelere, davulla zurnayla, âdeta festival havasında
veriyorsunuz. Bugüne kadar küresel iş birlikçilerinizin çizdiği haritadaki
hayalî Kürdistan, maalesef, sizin iktidarınızda gerçek olmaya başladı ve
Atlantik Konsül gibi “Türkler ve Irak Kürtleri Arasında Güven İnşası” adlı
raporda, küresel güçlerin raporunda yazılan her şey adım adım sizin elinizle
hayata geçiriliyor.
Bir dönem bebek katili için kamuoyu PR çalışması
yapıyordunuz, şimdi aynı çalışmayı Barzani için yapıyorsunuz ve kaç gündür,
sanki bu ülkeye uzaydan biri gelecekmiş gibi, sanki düne kadar bu ülkede
Mehmetçik’in kanını dökenlerin gidip saklandığı yer değilmiş gibi orası, sanki
bu ülkede gözü yokmuş gibi, sanki bu ülkenin toprağını kendi bölgesinin
haritası içerisinde göstermiyormuş gibi, sanki bir ulu kişiyi bölgede ağırlıyor
gibi, basınınız, yandaş basınınızla böyle bir hava yarattınız.
Değerli milletvekilleri, “kızlı erkekli” dediğiniz öğrenci
evleriyle uğraşıyorsunuz, gelin görün ki bunu diyen siz, kanlı bıçaklı
teröristlerin yuvalarının en gözde misafirleri hâline gelmişsiniz. Bu ülkenin
gençleriyle ettiğiniz mücadele kadar, bu ülkede gözü olanlarla, teröristlerle
bu mücadeleyi etseydiniz, emin olunuz ki bugün ortalıkta ne terör ne terörist
kalmamıştı.
Değerli milletvekilleri, elbette, bu konuda yüreğimiz yanıyor,
Türk milletinin bu konuda yüreği yanıyor. Bu konuda söylenecek çok şey var ama
şunu bilin ki…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SİNAN OĞAN (Devamla) - …ne tarih sizi affedecek ne Türk milleti
sizi affedecektir ve bu ihanetinizin cezasını Türk milleti en kısa zamanda
soracaktır.
Saygılarımla. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Oğan.
Aleyhinde, Diyarbakır Milletvekili Altan Tan. (BDP sıralarından alkışlar)
Buyurunuz Sayın Tan.
ALTAN TAN (Diyarbakır) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bu
kürsüden defalarca Türkiye’nin dış politikasıyla ilgili konuşmalar yaptık ve
özellikle Suriye politikasının ne kadar yanlış bir yolda gittiğiyle ilgili
defalarca yine ikazda bulunduk. Ama ne yazık ki bundan önce de verdiğimiz bütün
önergeler nasıl reddedildiyse bugün de sanırım yine aynı şekilde bu öneri de
yine iktidarın oylarıyla reddedilecek.
Peki, Suriye’de neler oyluyor, niye Suriye politikasına karşıyız,
neden ısrarla Meclis araştırması önergeleri vererek veya bu konuda verilen
önergeleri destekleyerek konuşuyoruz, yine defalarca bu kürsüden uzun uzadıya
izah ettik, görüşlerimizi arz ettik.
Şimdi, Türkiye Cumhuriyeti, daha birkaç sene önce, mevcut
Dışişleri Bakanının ağzından ve Başbakanın ağzından, işte “Biz komşularımızla
sıfır sorun noktasına geldik, herkesle diyaloğumuz çok iyi, çok doğru bir
yoldayız.” ifadeleriyle takdim ediliyordu, methediliyordu. Suriye’yle, Irak’la,
Yunanistan’la, Bulgaristan’la, Gürcistan’la, hatta Ermenistan’la, İran’la
diyalogların en üst seviyeye geldiği ve mevcut kalan -mesela Ermenistan sınır
kapısının açılması gibi- meselelerin de çok kısa bir zamanda çözüleceği,
hallolacağı söyleniyordu. Şimdi, sıfır sorundan öyle bir noktaya geldik ki
hepsi sorun noktasına geldik. Bunu söylediğimiz vakit de Sayın Başbakan, Sayın
Dışişleri Bakanı ve iktidardaki arkadaşlarımız bizlere kızıyorlar.
İşte, en son Sayın Başbakan Diyarbakır’a geldiğinde Dışişleri
Bakanıyla aynı masada, yan yana oturuyorduk; yaklaşık bir saat, o yemek boyunca
bir sohbet etme imkânımız oldu. Şunu söyledim Sayın Dışişleri Bakanına da:
“Bakın, Mukteda El Sadr’dan
El Nusra temsilcilerine kadar Orta Doğu’da herkes
sizinle görüşebiliyor. Irak’ta Kürt siyasetçilerin hangisiyle karşılaşıyorsak
bize söylediği, işte ‘Geçen ay Ankara’daydım, İstanbul’daydım, Sayın
Davutoğlu’yla yemekteydim, Sayın Başbakanla sohbetteydim, filan gün filan
bakanın evindeydim.’ Ama, ben, daha Türkiye Dışişleri
Bakanlığının kapısından içeriye adımımı atamadım, sizinle bu mevzularla ilgili
on beş dakika bir sohbet edemedim. Yani, bütün herkesle, konu komşuyla aran iyi
ama evin içindeki kardeşinle on dakika bu mevzuları müzakere edecek, mütalaa
edecek; bırakınız müzakereyi ve mütalaayı, en azından bu kardeşinizi dinleyecek
bir perspektifiniz yoksa nereye varabilirsiniz?”
İşte, şimdi geldiğimiz tabloya baktığımız vakit, İran’dan tutun,
Bağdat’taki Nuri El Maliki yönetiminden tutun, Şam’daki diktatörden tutun
Bulgaristan’a kadar her tarafla sorunlar en üst safhaya geldi. Irak’a bir
başbakan atamak istedi bizimkiler, yine örtülü ödenekten, diğer çalışmalardan.
İşte, başbakan yapılmak istenen Tarık Haşimi bugün
Bağdat’a gidemiyor; idamla yargılandı, idama mahkûm oldu. Suriye iktidarıyla
-işte bugün babasından daha eli kanlı bir diktatör denilen- Baas
Partisi ile Halep’te ortak bakanlar kurulu toplantıları yapıldı. Beypazarı’na
geldi, bizim protokoldeki Sayın Cumhurbaşkanımızın hanımı “first
lady”miz ile Başbakanımızın muhterem eşi ve bu
diktatörün eşi birlikte bazlamalar açtılar.
Yine aynı şekilde, ticari ilişkiler… Manavgat Şelalesi’nin suyunun
İsrail’e götürülmesiyle ilgili projeler, kanallar, borular, Akdeniz’in altından
götürülecek borular “Bugün, yarın bitecek.” şeklinde konuşulmaya başlandı ama
öyle bir tablo oldu ki bugün, işte, her tarafla işler arapsaçına döndü.
Peki, ne oldu? Şimdi, biz burada, klasik, işte, hepsini yanlış
yapıyorsunuz, işte, hiçbir şeyiniz doğru değil, işte, bilmem şu, bu, falan,
böyle bir polemiğe de girmek istemiyoruz çünkü bu
polemiklerden de bir şey çıkaramadık, çıkaramayız da. Peki, ne yapalım? Diyoruz
ki: Kardeşim… Sayın Başbakan Diyarbakır’a son geldiğinde Büyükşehir
Belediyesini ziyaretinde de şunu söyledi: “Sorunlarımızın hal yeri
Parlamentodur. Biz Ankara'da Parlamentoda bunları eğer konuşamazsak, çözemezsek
hiçbir yerde çözemeyiz.” Doğru, bunların altına imza konulur. E, peki, hadi
gelin konuşalım; işte, gelin, Türkiye'nin dış işleri politikasını burada masaya
yatıralım; Sayın Bakan da, Başbakan da -ilgili kimse- herkes gelsin, önce bilgi
versin, sonra biz de görüşlerimizi söyleyelim, tartışalım, birbirimizi ikna
edelim. Yoksa, karşılıklı, kayıkçı dalaşı gibi sürekli
birbirimize atıp tutmamızla varabileceğimiz bir yer de yok, bir netice
alacağımız da yok. Ama, ne hikmettir ki şu ana kadar
basından öğrendiğimiz, İnternet sitelerinden öğrendiğimiz bilgilerin dörtte
1’ini biz bu Parlamentonun içindeki kulislerden bile öğrenemiyoruz, burada
zaten hiçbir şey öğrenemiyoruz. E, peki, nereye varacağız? Yani, nasıl bir
çözüme ulaşacağız? E, çıkalım, işte, birbirimizi karalayalım, sövelim sayalım.
Ben, mesela, yine resmî soru önergesiyle Enerji Bakanına
sordum: “Bugün, Irak Kürdistan bölgesel
yönetiminden Türkiye’ye petrol geliyor, bir nakliye oluyor, Bağdat Hükûmeti
buna karşı çıkıyor -işte, uluslararası anlaşmalara göre- bunu kim yapıyor, niye
yapıyor, nasıl yapıyor, kaça alınıyor, kaça satılıyor?” “Efendim, bunlar devlet
sırrıdır, bunlar söylenmez.” E, peki, ne söylenir? Biz yani gidip bunu CIA’e mi soralım, İngiliz istihbaratına mı soralım? Yani,
bütün dünya âlem biliyor, siz kendi Parlamentonuzda milletvekili, sözde, halkın
önüne koyduğu, en yetkili kişilersiniz, sizin bunlardan haberiniz yok. Peki, şu
an bu petrolün nasıl geldiğini, kaça alındığını, kaça satıldığını bütün bu
istihbarat örgütleri bilmiyorlar mı? Hepsi biliyor. Hepsi bilsin ama sen bilme.
E, peki, nasıl çözeceğiz? Doğru ne, yanlış ne, ne yapılması lazım? Mesela, yine
Halep’te çatışan rejim muhaliflerinden birisi Antep’e yaralı olarak getiriliyor
ve hayatını kaybediyor. E, peki, bunu… Bir yandan da diyorsun ki: “Benim hiçbir
şeyle alakam yok. Ben silah da vermiyorum, mühimmat da vermiyorum, para da
vermiyorum, böyle bir çalışmam da yok.” E, peki, doğru olan ne?
İşte, değerli arkadaşlar, ben, dikkat ederseniz, mümkün olduğu
kadar dikkatli bir dil kullanıyorum yani üzüm yemeye çalışıyorum, bağcıyı
dövmek… Yoksa birbirimizi döverek de bir yere varamayız. Ama,
burada, gelin, konuşalım bunları, bize anlatın: Siz şu an Suriye’de ne
yapıyorsunuz? Siz şu an Irak’ta ne yapıyorsunuz, Maliki’yle ne yapıyorsunuz?
Kürdistan bölgesel yönetimiyle, Sayın Barzani’yle ne yapıyorsunuz? İran’la ne
yapıyorsunuz? Mesela, İran’a karşı, getirdiniz, Malatya’ya füzeleri koydunuz, ondan
sonra da dediniz ki: “Biz bunu İran’a karşı koymadık, ona karşı koymadık, buna
karşı koymadık.” Peki, kime karşı koydunuz? Veya bu füzeleri niye götürüp de
Kütahya’ya, Çankırı’ya, Çorum’a, Tokat’a koymadınız? Yani, dolayısıyla, bugün,
tam anlamıyla böyle bir pejmürdelik ve bir yandan da ben yaptım oldu, bir
müddet sonra da ben yaptım olmadı, hadi tekrar düzelteyim… Mesela, şu an, Nuri
Maliki’yle tekrar diyaloglar başladı, işte, Suriye yönetimiyle tekrar farklı
ilişkiler denenmeye çalışılıyor ve buradan da hiçbir şey çıkmıyor ve üstelik şu
an daha tehlikeli şeyler yapılıyor. Bugün Rojava yani
Suriye Kürdistan’ında Kürtler, orada kendilerince bir düzen kurmaya
çalışıyorlar; rejimin otoritesi kalmamış, farklı silahlı unsurlar var, orada
bir düzen kurmaya çalışıyorlar, bir yönetim oluşturmaya çalışıyorlar Araplarla,
Süryanilerle beraber ve diğer yaşayan bütün unsurlarla birlikte; siz “Bu benim kırmızı çizgimdir, bunu da asla kabul etmiyorum.”
diyorsunuz. E, siz düne kadar Kürdistan bölgesel yönetimini de kabul
etmiyordunuz, bu ismi de ağzınıza almıyordunuz. Nitekim,
Sayın Başbakan bu ismi ağzına aldı. Diyarbakır Valisi, akşam Başbakanın yanında
yemekte “Kuzey Irak bölgesel yönetimi.” dedi, hâlâ ağzına almıyor.
Onun için, değerli arkadaşlar, bunların doğru düzgün tartışılması
lazım. Suriye sınırına niye duvar örüyorsunuz, gelin hele bir anlatın. Hani
mayınları kaldıracaktınız, ne oldu? Bunu da bilen yok.
Onun için, değerli arkadaşlar, acilen bu Parlamentonun görev
üstlenmesi lazım, bunların burada bütün boyutlarıyla tartışılması lazım ve
oradan bir çözüm çıkarılması lazım.
Saygılar sunuyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Tan.
Lehinde, Gaziantep Milletvekili Mehmet Şeker. (CHP sıralarından alkışlar)
Buyurunuz Sayın Şeker.
MEHMET ŞEKER (Gaziantep) – Sayın Başkan, değerli milletvekili
arkadaşlarım; Milliyetçi Hareket Partisinin Suriye, Irak ve İran sınırlarında
yaşanan güvenlik zafiyetlerinin araştırılması ve alınan önlemlerle ilgili
Meclis araştırmasının lehinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış
bulunuyorum.
Değerli arkadaşlar, ben, Gaziantep Milletvekili olarak, Suriye
sorununun en çok yaşandığı bölge olan Gaziantep’te yaşıyorum. Suriye
politikasının ülkemize verdiği zararla ilgili de, ilk kez bu Mecliste 10/12/2011 tarihinde Suriye politikasının ülkemiz
ekonomisine etkisinin araştırılmasıyla ilgili bir Meclis önergesi vermiştim. O
zaman da gerçekten, Gaziantepli esnaf, orada yatırım yapan fabrika sahipleri
çok ciddi sıkıntılar yaşadılar; fabrikalarını bıraktılar, işletmelerini
kapattılar. Suriyelilerin Gaziantep’e gelip alışveriş yapmalarından, buna
güvenerek otel açan, iş yeri açan arkadaşlarımız da ciddi mağduriyetler
yaşadılar. O gün, 10/12/2011’de verdiğim bu önerge
Mecliste maalesef kabul edilmedi.
2 Ocak 2012’de, yine, bu sefer konteyner kent kurulmasıyla ilgili
bir çalışma yaptım ve bunu gündeme getirdim. Kilis’te, Öncüpınar
Sınır Kapısı’nda, sınıra sıfır noktada bir konteyner kent kurulmasıyla ilgili
Hükûmet karar aldı ve o gün söyledik, dedik ki: “Bu çok tehlikeli. Sınırın
sıfır noktası, karşıya insanlar çok rahat gider gelirler, buradan karşıya geçer
yaralanırlar, çatışırlar. Türkiye için iyi olmaz.” Maalesef sözümüzü
dinletemedik. O zaman Van depremi olmuştu. Van’daki arkadaşlarımız,
depremzedeler çadırda yaşamayı bile elde edemezken Suriye’den gelecek
mülteciler için -sanki, hani devre mülk sistemi ya da
erken tatil rezervasyonları vardır ya- daha Suriye’den mülteci gelmeden, Öncüpınar Sınır Kapısı’nda, orada bir konteyner kent yaptık
ve bunu da gündeme getirdik fakat maalesef sesimizi çok da duyuramadık.
12 Ocak 2012 tarihinde, yine ben bu kürsüden şunlardan bahsettim
sizlere arkadaşlar: Öncüpınar Sınır Kapısı’nda bir
yıl önce bir kamyon yakalanmıştı içinde silahlar olan ve bir yıl sonra yani 12
Ocak 2012 tarihinde de 5 tane tır içinde kimyasal maddeler, silah yapımında,
bomba yapımında kullanılan mühimmatlar yakalanmıştı. Sorduk: “Bunlar nereden
geliyor, nereye gidiyor ve bunları kim organize ediyor?” Cevap verdi bize
İçişleri Bakanlığı: “Gürbulak Sınır Kapısı’ndan geçtiğini tahmin ediyoruz.” 10
tane ili geçiyor ve bu 10 tane ili geçerken içi bomba yüklü araçları maalesef
keşfedemiyoruz, bulamıyoruz, haberimiz olmuyor ve sınır güvenliğinden sorumlu
bir gümrük muhafaza memuru bunu tesadüfen yakalıyor. Kara Kuvvetleri
Komutanlığına başvuruluyor, Kara Kuvvetleri Komutanlığı diyor ki: “Evet, bunlar
bomba yapımında kullanılan maddelerdir ve biz bunları imha ettik.” Yine, ciddi
bir cevap alamıyoruz.
Ve bütün bunları gündeme getirdikten sonra, Gaziantep’in Şehitkamil Karşıyaka Mahallesi’nde, polis merkezinin
yakınında -bayramın ikinci günüydü- 20 Ağustos 2012 günü bir bomba patladı.
Araçtaki patlayan bomba sonucu 10 vatandaşımız hayatını kaybetti. Hemen koştuk,
gereken çalışmalarımızı yaptık ve şu uyarıda bulunduk yetkililere: “Değerli
arkadaşlar, lütfen dikkat edin. Bakın, bu bomba Hatay’da da patlayabilir, bir
başka yerde de patlayabilir.” dedik. Bu defa, iktidar partisine mensup
milletvekili arkadaşlarımızdan bazıları dedi ki: “Cumhuriyet Halk Partililer bu
bombanın nerede patlayacağını biliyor mu?” E, biliyoruz. Sınırında bomba
yakalanıyor, bomba yüklü kamyonlar yakalanıyor, sınıra nasıl gittiğini
bilemiyorsun, kimlerin götürdüğünü bilemiyorsun, Gaziantep’in merkezinde, hem
de polis karakolunun önünde bomba patlıyor, 10 insan hayatını kaybediyor,
bunlardan haberin yoksa, ondan sonra Hatay’da
patlayacağını da bilemeyebilirsin. Ve nitekim, 11
Şubat 2013 günü Cilvegözü Sınır Kapısı’nda patladı,
13 kişi hayatını kaybetti. Reyhanlı’da 11 Mayıs 2013 günü bomba yüklü araç
patladı, 53 vatandaşımız hayatını kaybetti.
Bütün bunlar Suriye politikasındaki yanlışlarımızdan kaynaklandı,
birilerine destek verdik. Bunu ben söylemiyorum, bunu dünyadaki bütün
basın-yayın kuruluşları söylüyor, bu yönde açıklamalar yapılıyor. Yaralılar
Kilis’e ve Gaziantep’e geliyor. Yaralananlar, kampta kalan, adresi kamp olan
kişinin yaralanması ateşli silah yaralanması. Kampta kalan adam elini bıçakla
kesebilir, düşer, ayağını da kırabilir ama kampta kalan bir adam ateşli silah
yaralanmasıyla yaralanamaz. Ne yaptık? O tarafa gittiler, çatıştılar,
çatışmadan sonra yaralı olarak geldiler ve bu kamplara çok rahat da girip
çıkmaya başladılar.
Sonra, dedik ki: Yine, 31 Ocak 2013 günü, Suriyelilerin
kiraladıkları evde –arkadaşlar, bunu gündeme getirdik- bir bomba patladı, bir
mahallemizde ve bu bombanın patlaması sonucu bir kişi de hayatını kaybetti.
Yaralılardan birisi de YÖK’ün Gaziantep Üniversitesine Suriye’den gelip beyanı
asıl olmak üzere alınmış bir öğrenciydi. İçeride 4 tane de roketatar mermisi
yakalandı. Peki, bundan Türkiye’nin istihbarat örgütünün, emniyetin haberi yok
muydu? Bunların hepsini gündeme getirdik, maalesef, dinletemedik.
Çok ciddi -hekim olduğum için- bir konunun daha altını çizdim ve
Sağlık Bakanıyla da o zaman görüştüm, dedim ki: “Bu sınır güvenliğimiz yok.
İnsanlar elini kolunu sallayarak geçiyor ve bu insanların nasıl geldikleri
belirsiz.” Suriye’deki mevcut hükûmet aşı yapmıyor, çocuklar aşısız, bunlara
bulaşıcı hastalıklar konusunda dikkat edilmesi gerektiğini bu kürsüden gündeme
getirdik, yine dinlenilmedi. Bunu gündeme getirdiğim tarih 6 Mart 2013, bugün
Türkiye 9 ilde kızamık aşısı yapmaya başladı. On beş senedir bu ülkede görülmeyen
kızamık vakaları tekrar çıkmaya başladı. On beş senedir en son Van’da görülen “polio” vakası, çocuk felci vakası ülkemizde görülmeye
başladı.
Peki, değerli arkadaşlar, muhalefet her şeyi mi yanlış söylüyor?
Lütfen bizlerin söylediklerine de kulak verin; birazcık bizim de kafamız var,
gözümüz görüyor, ne olduğunu takip ediyoruz. Sizlere bu önerileri söylerken
ülkemiz için söylüyoruz. Suriye’de çocukların aşı yapılmadığını biliyoruz.
Bunlar sınırdan geçip bizim ülkemize geliyor, bu hastalıkları çok kolay
taşıyabileceklerini hep söyledik ama maalesef dinletemedik. Bugün tüm
Türkiye’yi aşılamak zorunda kalacağız, nedeni de eradike
ettiğimiz hastalıklar tekrar gündeme geldi.
Yine, burada 28 Mart 2013’te gündeme getirdim. Gaziantepli bir
vatandaş beni aradı, “Çocuğumun pasaportu olmadığı hâlde Suriye’ye çatışmaya
gitti, cihat için gitti, çocuğumu götürdüler, buna engel olun.” dedi.
Araştırdık, Gaziantep’ten böyle giden 13 tane ve orada hayatını kaybeden
insanlar var. Beni Trabzon’dan, Bingöl’den pek çok insan aradı. Peki, bu
çocuklar nasıl gittiler oraya? Kim götürdü? Bugün basından takip ediyoruz,
Suriye hükûmeti Birleşmiş Milletler nezdinde girişimde bulunuyor “Türkiye teröristlere
yardım ediyor.” diye. Nereden yola çıkıyorlar? Şam’da, Halep’te yakalanan,
teslim olanların ifadelerinden yola çıkarak. Kendilerinin neyle geldiğini,
uçakla Türkiye’nin hangi şehrine indiklerini, oradan sınırı nasıl geçtiklerini,
hangi silahları kimlerden aldıklarını ifade ediyorlar. Dolayısıyla, maalesef,
Türkiye, bu Suriye politikası ve dış politikamız nedeniyle tüm dünyada da küçük
düşürülmüş oluyor değerli arkadaşlar.
Yine, bir diğer sorun, sınır güvenliği olmadığı için kaçakçılık.
Hayvan kaçakçılığı, insan kaçakçılığı, eroin kaçakçılığı, silah kaçakçılığı,
aklınıza ne gelirse bu bölgede bu kaçakçılık yapılıyor.
Organ kaçakçılığı yapılıyor değerli arkadaşlar. Organ kaçakçılığı
yapıldığını emniyetteki arkadaşlarımız biliyor çünkü Suriye’den gelen kaç kişi
olduğunu… AFAD diyor ki: “200 bin kişi.” Sadece Gaziantep’te evlerde kalan,
kimlik belgesi almış, oturma belgesi almış kişi sayısı 150 bin değerli
arkadaşlar. Kamplarda kalanla birlikte bu sayı, maalesef, sadece Gaziantep’te
200 bini geçiyor. Dolayısıyla, burada her türlü istismara açık, her türlü
sıkıntıya açık bir kapımız, bir sınırımız maalesef mevcut.
Değerli arkadaşlar, bütün bu söylediklerimizden sonra, sınır
güvenliğini sağlamak amacıyla bir yerinde duvar örülmeye başlandı, bir başka
yerde de kanal açılmaya başlandı ama sınırın güvenliğinin böyle
sağlanmayacağını, böyle olamayacağını maalesef biliyoruz.
Tabii, bu önergemiz de, burada anlattıklarımız da biraz sonra
reddedilecek. Bunları tarihe kayıt düşsün diye söylüyoruz. Bunun hepsini ben bu
Meclis kürsüsünden tek tek anlattım, hiçbirine tedbir alınmadı, bundan sonra da
alınmayacak ama maalesef, orada ölen çocukların, orada ölen insanların, bomba
patlaması sonucu hayatını kaybeden insanların vebali bizlerin, bu Meclisteki
üyelerimizin boynunda olacak.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Şeker.
Aleyhinde, Niğde Milletvekili Alpaslan Kavaklıoğlu.
Buyurunuz Sayın Kavaklıoğlu. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ALPASLAN KAVAKLIOĞLU (Niğde) – Sayın Başkanım, değerli
milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun Suriye, Irak ve İran
sınırlarımızda yaşanan güvenlik zafiyetinin araştırılması ve alınması gereken
önlemlerin ve çözüm yollarının belirlenmesi amacıyla Anayasa’nın 98’inci ve Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğü’nün 104 ve 105’inci maddeleri
uyarınca Meclis araştırması teklifi üzerine söz almış bulunuyorum. Hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti devletinin toplam
kara sınırı uzunluğu 2.949 kilometre, deniz sınırı uzunluğu ise 8.333
kilometredir. Kara sınırlarının korunması sorumluluğu Kara Kuvvetleri Komutanlığına,
deniz sınırlarının korunması sorumluluğu ise Sahil Güvenlik Komutanlığına
verilmiştir. Kara sınırlarımızın korunması, takviyeler hariç 317 sınır
karakolunda toplam 51.107 personelle sağlanmaktadır. Sınır güvenliği ile ilgili
olarak, Kara Kuvvetleri Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı haricinde,
Jandarma Genel Komutanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Gümrük Muhafaza Genel
Müdürlüğü de sorumluluk sahibi kurumlardır.
Ülkemizde karalarımızın sınır güvenliğini yıllardır büyük ölçüde
Kara Kuvvetleri Komutanlığına bağlı hudut birlikleri sağlamaktadır. Bilindiği
gibi, terör örgütü PKK’yla mücadele çerçevesinde, bölgede oluşturulan Jandarma
Asayiş Kolordusu yapısı çerçevesinde jandarma tugayları, özellikle Hakkâri ve
Şırnak’ın sınır bölgelerinde önemli görevler üstlenmişti. PKK’nın Türkiye’ye
Irak’tan giriş ve çıkış güzergâhlarının bulunduğu dağlık bölgede sınır
güvenliği büyük ölçüde jandarma tarafından sağlanmıştı.
Sayın milletvekilleri, sınır güvenliği hususunda Suriye mevzusuna
özellikle değinmemiz gerekmektedir. Suriye’de 2011 yılı Mart ayında başlayan
halk protestolarına Esed rejiminin şiddet kullanarak
karşılık vermesi üzerine başlayan çatışmalar hâlen devam etmektedir. Şüphesiz
ki bölgedeki bu iç savaş en çok Suriye’yle yaklaşık 911 kilometre sınıra sahip
olan ülkemizi etkilemiştir. Suriye ile vatandaşlarımız arasında akrabalık
bağları ve insani nedenlerle de sınır ihlalleri yapılabilmektedir.
Ticari faaliyetlerimizin de olumsuz bir şekilde etkilendiği
Suriye’yle aramızda bulunan Hatay Yayladağı, Şanlıurfa Ceylânpınar ve Mürşitpınar, Mardin Nusaybin sınır kapıları kapalı durumda
olup Hatay Cilvegözü, Gaziantep Karkamış, Kilis Öncüpınar ve Şanlıurfa Akçakale sınır kapıları açık
durumdadır. Suriye’deki karışıklıkları fırsat bilen terör örgütleri, buradaki
faaliyetlerine ağırlık vermişlerdir. Suriye tarafındaki otorite boşluğundan
istifade etmek isteyen gruplarla sınırlarımızda mücadele kararlı bir şekilde
yürütülmektedir. Güvenlik tedbirlerinin artırılması kapsamında, sınırlarımıza
son derece gelişmiş kamera ve askerî tesisatlar yerleştirilmiş ve birçoğu da
takviye edilmiştir.
Değerli milletvekilleri, terör olayları ve kaçakçılık
faaliyetlerini önlemek için, sınırların korunması ve tedbirlerin
güçlendirilmesine yönelik yürütülen projelerden de bahsetmek istiyorum.
Partimizin 63 maddelik yol haritasında da yer alan entegre
sınır yönetiminin uygulanması için yürütülen projede çalışmalar verimli bir
şekilde devam etmektedir. Bu projeye yönelik olarak, İçişleri Bakanlığımız
bünyesinde Sınır Yönetimi Bürosu görevlendirilmiştir. Entegre sınır yönetimi
ülkemizin sınır ve iç güvenliği için çok önemlidir. Türkiye’de sınır yönetimde
görev alan kurumlar arasında iş birliği ve eş güdüm fiilî olarak mevcut olsa da
kapsamı genişletilerek entegre sınır yönetimi anlayışı
çerçevesinde ele alınması gerekmektedir. Kurum içi ve uluslararası iş birliği
alanında faaliyetler de yeterli düzeyde değildir.
Değerli üyeler, Kara Sınırlarının Korunması ve Güvenliği Hakkında
Kanun’la kara sınırlarında güvenliğin sağlanması görevi Kara Kuvvetleri
Komutanlığına verilmiş ise de sınırlarda yaşanan her türlü güvenlik sorunu ve
yasa dışı geçişlerin iç güvenliği İçişleri Bakanlığımızla da ilgilidir. Entegre
Sınır Yönetimi Projesi ile sınırlarımız Avrupa Birliği standartlarında son
teknolojiyle korunacak düzeye gelecektir. Projeyle, sınırlara güçlü fiziki
engeller inşa edilmesi planlanmaktadır. Riskli bölgelere bazı Avrupa
ülkelerinde olduğu gibi fosforlu yumuşak toprak serpilerek sınırlarda iz
tarlaları oluşturulması da düşünülmektedir. Proje sonunda, sınır yönetimine
ilişkin mevcut yapıdan kaynaklanan sorunların aşılması amacıyla daha hızlı ve
etkili bir hizmet yürütülmesine imkân sağlayacak, sivil otoriteye bağlı tek bir
kurumun yetkili olacağı bir yapılanma oluşturulacaktır. Bu çerçevede,
Türkiye’nin kara sınırları ile tüm sahillerinin korunmasını ve kara, deniz,
hava sınır kapılarının genel yönetim ve denetimini sağlamak amacıyla
üniformalı, silahlı ve profesyonel bir kolluk birimi olarak İçişleri
Bakanlığına bağlı yeni bir sınır güvenliği biriminin kurulması ve sınır
güvenliği hizmetlerinin de daha etkin, verimli ve kaliteli sunulması ve mevcut
kaynaklardan azami şekilde yararlanılması mümkün olacaktır. Yani, entegre sınır yönetimi sistemiyle sınırlar tek elden
yönetilecektir. Emniyet, gümrük, askerî kurumlar gibi 13 farklı kurumun görev
aldığı sınırların sorumluluğu, yeni kurulacak sınır güvenliği teşkilat
başkanlığına devredilecektir. Kurum başkanı İçişleri Bakanlığı'na bağlı olacak,
sınırda kolluk kuvveti görev yapacak ama bu kolluk kuvveti Emniyet Genel
Müdürlüğüne bağlı olmayacak. Emniyet, jandarma, Türk Silahlı Kuvvetleri ve
Sahil Güvenlik personeli sınır güvenliği teşkilat başkanlığı sınıfına geçiş
yapabilecek, bu kişiler sınır polisi statüsünde görevlendirilebilecektir.
Değerli arkadaşlar, Türkiye’nin sınırlarının fiziki güvenlik
sistemi açısından tümüyle yeniden elden geçirilmesi ve tam donanımlı bir
güvenlik sistemine kavuşturulması amaçlanmaktadır. Sınır güvenliğinde
kullanılacak yeni fiziki engellerin ilk olarak Suriye sınırında inşa edilmesi
de düşünülmektedir. İçişleri Bakanlığımız gerekli malzeme alımlarını yapmaya
devam etmektedir; sınırlara kurulacak termal kameralar, radarlar, gece görüş
cihazları, sensörler, hava ve devriye araçlarının bir
bölümünü temin etmiştir. Diğer taraftan, Elektrik Piyasası Kanunu’yla sınır
güvenliğinin önemli bir unsuru olan sınır aydınlatmalarına ait yatırımların
yapılması ve tüketim giderlerinin ödenmesi görevi de İçişleri Bakanlığına
verilmiştir. Gerekli koordinasyon çalışmaları sağlanmıştır.
Bu projenin haricinde, İçişleri Bakanlığınca Sınır Aydınlatma
Projesi Yapımı ile Tamir ve Bakım Projesi, Türkiye'nin Doğu Sınırlarında Sınır
Gözetleme Kapasitesinin Artırılması ve Mayın Temizlenmesi Projesi ve Entegre
Sınır Yönetimi Sistemi Projeleri yürütülmektedir. Mahallinde yürütülen sınır
güvenliği projeleri ise Hatay, Kilis, Gaziantep, Şanlıurfa, Mardin ve Şırnak
Valiliğince yapılan fiziksel ve teknik güçlendirmeye yönelik çalışmalardan
oluşmaktadır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüldüğü gibi,
sınırlarımızda terör örgütleri, kaçakçılar ve komşularımızdaki otorite boşluğundan
istifade etmek isteyen gruplarla mücadele de kararlı bir şekilde
yürütülmektedir. Ayrıca, yeni projelerle de sınır güvenliğimiz
güçlendirilmektedir.
Suriye, Irak ve İran sınırlarımızda yaşanan güvenlik
zafiyetlerinin araştırılması ve alınması gereken önlemlerin ve çözüm yollarının
belirlenmesi amacıyla Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun vermiş olduğu Meclis
araştırması teklifine katılmadığımızı belirtiyor, hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Kavaklıoğlu.
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu önerisini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
On dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 16.38
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 16.55
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran
Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: İsmail KAŞDEMİR
(Çanakkale), Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
18’inci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun İç Tüzük'ün
19'uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve
daha sonra oylarınıza sunacağım:
2.- CHP Grubunun,
Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin “Genel Görüşme ve Meclis Araştırması
Yapılmasına Dair Öngörüşmeler” kısmında yer alan işçi
sağlığı ve güvenliği konusundaki sorunların araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin
(10/628) ön görüşmelerinin Genel Kurulun 19 Kasım 2013 Salı günkü birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi
19/11/2013
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulu 19/11/2013 Salı günü (bugün) toplanamadığından,
grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzük'ün 19'uncu
maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.
Muharrem
İnce
Yalova
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin “Genel Görüşme ve Meclis
Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler” kısmında yer alan işçi sağlığı ve güvenliği
konusundaki sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla verilmiş olan (10/628) esas numaralı Meclis araştırması önergesinin
görüşmesinin, Genel Kurulun 19/11/2013 Salı günlü
(bugün) birleşiminde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN – Önerinin lehinde, Aydın Milletvekili Bülent Tezcan.
Buyurunuz Sayın Tezcan. (CHP sıralarından alkışlar)
BÜLENT TEZCAN (Aydın) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; iş kazalarının
araştırılması, iş güvenliği önlemleriyle ilgili bir Meclis araştırması
açılmasını istiyoruz.
Tabii, Türkiye'nin son dönemde çok yoğun tartıştığımız gündemi
içerisinde “Bu nereden çıktı?” diye düşünenler belki olacaktır ama özellikle,
iş kazalarının artık iş kazası olmaktan çıkıp iş cinayeti olma noktasına
geldiği bir süreçte, örgütlü çalışmanın yok edildiği ve taşeronlaşmanın
sistematik bir biçimde yerleştirildiği bir süreçte bu konuları tekrar tekrar
hatırlama zorunluluğumuz olduğunu unutmayalım.
Değerli arkadaşlar, Türkiye, iş kazalarında dünyanın 3’üncü
sıradaki ülkesi. Avrupa’da, iş kazalarında 1’inci sıradayız ve 2002 yılından bu
yana, Türkiye’de, iş kazalarında toplam kaybettiğimiz işçi sayısı 2.688. Yani
yılda ortalama 1.000 ila 1.200 işçimizi çalışırken iş kazasında kaybediyoruz.
Artık, bu aşamadan sonra, bu sürece “iş kazası” demek doğru değildir.
Sayın milletvekilleri, Türkiye’de, gelinen noktada artık, doğrudan
doğruya iş cinayetleriyle karşı karşıyız. Bakın, 2013 yılında, bugüne kadar, 18
Kasım tarihine kadar, bu iş cinayetlerinde kaybettiğimiz emekçi sayısı 1.050.
Sadece bu sene 1.050 işçimizi iş cinayetlerine kurban etmişiz.
Değerli arkadaşlar, hafızalarımızı şöyle bir tazeleyelim. Bakın,
yaşadığımız, o iş cinayetlerinde kaybettiğimiz işçilerimiz hangi kazalarda
kurban olmuşlar, bir bakalım: Zonguldak, 2010 yılı 30 işçi grizu patlamasında
öldü. Adana-Kozan, 2012 yılı, 10 işçi Köprü Barajı inşaatında hayatını
kaybetti. 2012 yılı, 5 TEDAŞ işçisi gölette boğuldu, hayatını kaybetti ve belki
de en acılarından bir tanesi, 2012 yılı, İstanbul Esenyurt’ta,
amele çadırında -evine ekmek götürmek için, o kışın soğuk koşullarında çadırda
yaşayan şantiyedeki işçiler- çıkan yangında 11 işçi hayatını kaybetti.
Değerli milletvekilleri, iş kazalarının iş cinayeti düzeyine
ulaşmasının, noktasına gelmesinin iki temel sebebi vardır. Bu iki temel sebep
de ne yazık ki on yıllık, on bir yıllık AKP iktidarının ürünüdür, bu iktidarın
ürünüdür on bir yıl içerisinde iş kazalarının cinayet düzeyine gelmiş olması.
Nedir bunun iki sebebi? Bir, örgütsüz emek; birinci temel sebep, örgütsüz emek
koşullarının yaratılmış olmasıdır. İkinci temel sebep, taşeron işçiliğin,
taşeron çalışmanın sistematik olarak yerleştirilmiş olmasıdır. Emek
dünyasındaki bu iki belanın da sebebi AKP iktidarıdır. 2002 yılından bu yana,
OECD raporlarına göre, sendikasızlaştırma oranının en yüksek olduğu ülke
Türkiye’dir. Yine, 13 milyon 306 bin işçinin çalıştığı bir ülkede 567 bin işçi
sadece toplu sözleşme hakkından yararlanarak çalışabilmektedir.
Değerli arkadaşlar, örgütsüz emeğin hâkim olduğu bir yerde
işçinin, emekçinin onurlu bir yaşam sürebilmesi mümkün değildir. Sendikal
örgütlenmenin doğrudan doğruya yok edildiği ya da iktidarların kontrolü altına
alındığı bir ülkede iş cinayetlerinin önüne geçmek, geçebilmek ne yazık ki
mümkün değildir.
Bir diğer temel problem, taşeronlaştırma sürecidir. On bir yıllık
AKP iktidarı, güvenceli çalışma sistemini terk eden ve taşeron işçiliği
sistematik bir şekilde bütün hizmet alanlarında ve kamu alanında yerleşik bir
çalışma biçimi hâline getiren bir pratik sergilemiştir. 350 bin olan taşeron
işçi sayısı, 2002 yılında 350 bin olan taşeron işçi sayısı şimdi, bugün, ne
yazık ki 1 milyon 750 bine ulaşmıştır. Bu şartlar altında iş cinayetlerini
önlemek için alınması gereken önlemleri konuşmak, görüşmek ve bununla ilgili
çalışma yapmak Türkiye Büyük Millet Meclisinin temel görevlerinden birisidir.
Bunun için araştırma önergesi verdik.
Değerli arkadaşlar, bakın, şunu çok iyi biliyoruz: AKP’nin
yerleşik anlayışında emekçiye ve çalışana nasıl bakıldığını doğrudan doğruya
Başbakanın ve bakanların, iktidarın bakanlarının ifadelerinden görüyoruz,
anlıyoruz. Ne diyordu Sayın Başbakan? “Ayakların baş olduğu yerde kıyamet
kopar.” diyordu. İşçiyi, emekçiyi, çalışanı “ayak” diye gören ve “Sana baş olma
hakkı vermeyeceğiz.” diyen bir anlayışın iktidar olduğu bir ülkede tabii ki iş
cinayetlerinin önüne geçebilmek mümkün olamayacaktır. Ne diyordu Başbakan?
“Ölmek madencilerin kaderinde var.” diyordu. Güvencesiz çalışma koşullarında
ölümü işçinin kaderi olarak gören bir iktidardan iş güvenliği önlemlerini
beklemek, anlamak, güvenceli çalışma ortamını beklemek ne yazık ki mümkün
olamayacaktır. Onun için, Türkiye Büyük Millet Meclisi bu soruna el atmak
zorundadır.
Değerli arkadaşlar, çalışma hayatına nasıl bakıldığını biliyoruz.
Çalışma Bakanı Sayın
Faruk Çelik çıkıp “Asgari ücretle bir aile geçinebilir.” dedi. Asgari ücret 800
lira. Açlık sınırı 1.062 lira olan bir ülkede 800 liraya açlık sınırının
altında çalışmaya muhtaç ettiğiniz ailelere “Bununla geçinebilirsin.” diyen bir
iktidarla karşı karşıyadır Türkiye.
Değerli arkadaşlar, genç işsizlik oranının yüzde 20 olduğu bir
Türkiye’de yaşıyoruz ve böyle bir Türkiye’de, iş cinayetlerinin yerleşik ve
yaygın olduğu bir Türkiye’de, şimdi, iktidar eliyle kıdem tazminatını, son işçi
hakkını da, yıllardan bu yana devam eden kıdem tazminatını da ortadan
kaldırmaya çalışan bir iktidarla karşı karşıyayız. İşte buna karşı, emeğe dönük bütün bu
saldırılara karşı, örgütlü olan emek düşmanlarına karşı Türkiye’de emekçilerin
yapması gereken tek bir şey vardır; örgütlü emekle buna karşı mücadele etme
görevi ile karşı karşıyadırlar.
Değerli arkadaşlar, Türkiye'nin gündemine bakıyoruz, çok
ilginçtir, böyle bir tablo içerisinde Türkiye'nin gündemi emeğe karşı bu
saldırılar değil. Nedir gündem? Son on beş güne dönün bakın, ya Kürdistan ya
türban. Türkiye'nin başka derdi yok mu, Türkiye'nin konuşacağı başka bir konu
yok mu? Değerli arkadaşlar, her yıl bin işçi iş cinayetlerinde ölürken ölüm,
ayrım yapıyor mu? Ölümün gözünde Kürt’ün, Türk’ün, Laz’ın, Çerkez’in ayrımı var
mı? Ölümün önünde başı açığın, başı kapalının ayrımı var mı? Aynı grizuda
ölmüyorlar mı hepsi? Aynı amele çadırında yanmıyorlar mı? Aynı yoksulluk
içerisinde paramparça olmuyorlar mı? Böyle bir Türkiye yaratanlar, şimdi,
Türkiye'nin gündemini Diyarbakır’dan belirlemeye çalışıyorlar. (CHP
sıralarından alkışlar) Diyarbakır’dan bir Türkiye gündemi yaratmanın
peşindeler.
Değerli arkadaşlar, bakın, Başbakan Diyarbakır konuşmasında çıktı
dedi ki: “Bölgenin haritası yanlış çizildi.” Şimdi, Başbakana soruyorum: Yanlış
çizilen bu haritaya Misakımillî’nin haritası da dâhil mi? Türkiye Cumhuriyeti’nin
haritası da dâhil mi? BOP’un teorisyenlerinin ağzıyla
konuşarak bölgede…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BÜLENT TEZCAN (Devamla) – …yeni bir harita çizmenin
bayraktarlığını yapmak Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanına yakışıyor mu? Ben yakışmadığını
söylüyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Tezcan.
Aleyhinde, Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Kaçar. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Buyurunuz Sayın Kaçar.
MAHMUT KAÇAR (Şanlıurfa) – Sayın Başkan, saygıdeğer
milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisinin vermiş olduğu önerge hakkında söz
almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, iş sağlığı ve güvenliği konusu, sadece iş yeri
ve çalışan düzeyinde değil, toplumun genelini ilgilendiren ve aynı zamanda
ulusal ve uluslararası düzeyde ele alınması gereken çok önemli bir konu.
Türkiye, Uluslararası Çalışma Örgütünün iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili
olarak 155 sayılı Sözleşmesi’ni 5038 sayılı Kanun’la, yine 161 sayılı İş
Sağlığı Hizmetlerine İlişkin Uluslararası Sözleşme’yi
ise 5039 sayılı Yasa’yla onaylamış olan bir ülke. 155 sayılı Sözleşme’de, sözleşmenin bütün ekonomik faaliyet kollarına
uygulanacağı, “ekonomik faaliyet kolları” teriminin kamu hizmetleri dâhil olmak
üzere tüm çalışanları kapsadığı; 161 sayılı Sözleşme’de
ise bütün ekonomik faaliyet dallarında ve tüm işletmelerle bütün çalışanlar
için iş sağlığı hizmetlerinin sürekli bir şekilde geliştirilmesinin
üstlenilmesi gerektiği hususu vurgulanmaktadır.
Hiç şüphesiz ki sağlıklı ve güvenli bir ortamda çalışma tüm
çalışanlarımız için en temel insan haklarından biridir. İş sağlığı ve
güvenliğinin sağlanamamasıyla bağlantılı sorunlardan kaynaklanan insani ve
ekonomik kayıplar hiç şüphesiz ki bütün ülkeleri olumsuz etkilemektedir. Bu
nedenle, çalışanların hayat seviyesini yükseltecek, istihdamı, insana yakışır
işi ve verimli
çalışmayı destekleyecek tedbirleri almak ve çalışma barışını sağlamak,
Hükûmetimizin öncelikli görevleri arasından yer almıştır. Ekonomik
gelişmeyi hedef alan, bu noktada insanı esas alan Hükûmetimizce hazırlanan
61’inci Hükûmet Programı’nda, işin değil insanın korunması vurgulanmakta, iş
sağlığı ve güvenliği kültürünün yaygınlaştırılmasıyla çalışan ve işverenlerin
bilinçlendirilmesine yönelik faaliyetleri sürdürülebileceği, iş sağlığı ve
güvenliği tedbirlerini alan ve kayıt dışı işçi çalıştırmayan işverenlerimiz
için ise bu durumlarını gösteren ve ödüllendiren düzenlemelerin yapılacağı,
çalışma hayatı hususunda yer alan önemli hususlardan birkaçı.
Değerli arkadaşlar, iş sağlığı ve güvenliği konusu, gerek
Türkiye’de gerekse de dünyada son derece önemli bir tartışma konusu. Sürekli,
Türkiye’de, iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili yeterli tedbirlerin alınmadığı,
Türkiye’de iş kazalarının arttığı, Türkiye’de ölümlü iş kazaları sayısının
arttığı ve bu anlamda da Türkiye'nin sicilinin bozuk olduğuyla ilgili,
özellikle muhalefet partisi milletvekili arkadaşlarımız tarafından sürekli
gündeme getirilen bir iddia var. Önce şu sağlıklı tespiti yapmakta fayda var
değerli arkadaşlar: Türkiye, geçen yıl haziran ayında Türkiye Büyük Millet
Meclisinde yasalaşan bir kanunla, ilk defa, müstakil bir İş Sağlığı ve
Güvenliği Yasası’na sahip olmuş oldu. İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası’ndan
önceki Türkiye’de çalışma hayatında 50 kişinin altında işçi çalıştıran iş yerlerinin hiçbiri iş sağlığı ve
güvenliği kapsamında değildi. Türkiye’de 50 kişinin altında işçi çalıştıran iş
yerlerini incelediğimizde yaklaşık 1 milyon 507 bin civarında iş yerinin
çalışan sayısının 50’nin altında olduğunu, bunun da toplam istihdamın yaklaşık
yüzde 56’sına tekabül ettiğini görürüz. Geçen yıl çıkarılan
İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası’yla birlikte, Türkiye’de, bütün iş yerlerinde
çalışan sınırlaması yapılmaksızın, bunun içerisine memurlar da dâhil edilmek
suretiyle, tüm çalışanların iş sağlığı ve güvenliği şemsiyesi altında olması
mecburiyeti getirilmiştir ve bütün işverenlerin de çalışanların güvenli bir iş
yerinde çalışmaları için gereken iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerini almaları
mecburi hâle getirilmiştir. Yine, bu anlamda, özellikle takdir edersiniz ki 10
kişiden az işçi çalıştıran iş yerlerinde, iş yerlerine yeni bir mali külfet
getirmeme adına, bunların iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinden dolayı
kendilerine gelebilecek olan maddi yükün Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından
karşılanması da yine bu yasal düzenleme içerisinde işçi çalıştıranlara
getirilen son derece önemli bir kolaylık olmuştur.
İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası’nın getirmiş olduğu en önemli
devrim, hiç şüphesiz risk değerlendirmesiyle ilgili yapılan yasal düzenlemedir.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – İşçilerin ölümüne engel oluyor mu?
MAHMUT KAÇAR (Devamla) – Artık Türkiye’de, herhangi bir iş yerinin
risk değerlendirmesi yapmadan, bununla ilgili iş sağlığı ve güvenliği uzmanını
çalıştırmadan, ortak sosyal güvenlik merkezlerinden hizmet almadan herhangi bir
faaliyette bulunabilmesi mümkün değildir. Şu anda Türkiye’de son bir buçuk
yıllık verilere baktığınız zaman da iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili çıkarılan
bu yasanın ve ardındaki uygulamaların sahaya ciddi anlamda olumlu yansıdığını
da görme imkânına sahibiz.
Değerli arkadaşlar, elbette ki yasal düzenleme iş sağlığı ve
güvenliğiyle ilgili nihai neticeyi almak için yeterli bir etken değildir. Her
şeyden önce, toplumdaki güvenlik bilincinin geliştirilmesi ve toplumda
özellikle iş yeri güvenliğiyle ilgili farkındalık oluşturulması bu anlamda son
derece önemli.
Çalışma Bakanlığımızın, son bir buçuk yıl içerisinde, yasal
düzenlemeden sonra bu anlamda yapmış olduğu son derece önemli eğitim
toplantıları var. Son bir buçuk yıl içerisinde, yaklaşık 211.233 iş yerine bu anlamda
yeni yasal düzenlemelerin neler getirdiği ve bununla ilgili yapılması
gerekenler noktasında resmî yazılar yazılmıştır. Uygulamayla ilgili 34
yönetmelik ve 5 tebliğ Resmî Gazete’de yayımlanarak
faaliyete girmiştir. İş sağlığı ve güvenliği noktasında, iş yerlerinde yapılan
eğitimlerde yaklaşık 30 bin işverenimiz ve bu anlamda çalışan temsilcilerimiz
iş güvenliği noktasında bilgilendirilmiştir.
Bütün bu çalışmaların sonucunda nereye gelindi? Gelinen nokta
itibarıyla şu anda Türkiye, 2002 yılına göre, 100 bin çalışanı baz aldığınız zaman, iş kazalarının ciddi anlamda azaldığı,
ölümlü iş kazaları noktasında da olumlu anlamda önemli mesafeler aldığımız bir
ülke hâline gelmiştir. Burada elimde resmî istatistikler var;
özellikle bunlardan birkaçını siz değerli milletvekili arkadaşlarımla paylaşmak
istiyorum: 2002 yılında Türkiye’deki iş yeri sayısı 727 bin, 2012’de ise bu
sayı 1 milyon 538 bin; yani Türkiye’de iş yeri sayısında son on yılda yüzde
111,4 civarında bir artış olmuş, iş yeri sayısında 2,5 katlık bir artış var. Çalışan
sayısına baktığımız zaman ise 2002 yılında 5 milyon 200 bin çalışan varken şu
anda Türkiye’de 12 milyon civarında çalışanımız var. Yani çalışan sayısına da
baktığımızda, çalışan sayısında yüzde 128,5 civarında bir artış olduğunu görürüz.
100 bin işçide iş kazası oranına baktığınızda ise yüzde 54,7 civarında bir
azalma söz konusu. 100 bin işçide ölüm oranına geldiğinizde ise yüzde 63,1
civarında bir azalma söz konusu. Yani, özetle Türkiye büyüyor, üretim artıyor,
çalışan sayımızda 2,5 katlık artış var ama iş kazası ve ölümlü iş kazası
sayısında ise yüzde 54 ile yüzde 63,5 civarında bir azalma söz konusu.
Yine, bu kürsüden sürekli dillendirilen bir konu,
Türkiye'nin iş kazaları noktasında Avrupa’da 1’inci, dünyada ise 3’üncü
olduğuyla ilgili yaklaşım. Çok açık ve net
ifade ediyorum, 2008 Uluslararası Çalışma Örgütünün ilan ettiği veriler
üzerinden konuşuyorum -sosyal güvenliği ve diğer verileri katmadan-
arkadaşlarımızın sürekli referans kullandığı Dünya Çalışma Örgütünün verilerine
göre Türkiye’de 2002 yılında ölüm oranı yüz binde 16 iken 2012’de yüz binde
6,2’ye gerilemiş. İş kazası sayısında ülkemiz dünyada 22’nci sırada ve 2012
yılı verilerine göre de şu anda Litvanya, Letonya ve Bulgaristan’dan da daha
iyi bir noktaya gelmiş durumda. Elbette ki almamız gereken mesafe var, elbette
ki her bir iş kazasıyla ilgili bir haber aldığımızda yüreğimiz dağlanıyor.
Ben inanıyorum ki, bu yasanın tam anlamıyla uygulamaya geçmesiyle,
güvenlik bilinci noktasında farkındalık oluşturmasıyla birlikte, hepimizin arzu
ettiği daha çağdaş, yaşanılabilir ve gerçekten ILO normlarının da üzerinde bir
çalışma ortamını hep birlikte sağlamış oluruz. Ben çok açık ve net ifade
ediyorum, çalışma hayatının demokratikleşmesini, Türkiye'nin
demokratikleşmesinden ayrı olarak düşünmeyen ve çalışma hayatının
demokratikleşmesi noktasında da hayati adımları atan bir Hükûmetiz, iktidarız.
Ben ümit ediyorum ki bu yasal düzenlemeyle birlikte, inşallah, iş kazaları
Türkiye gündeminden çıkarılmış olur diye düşünüyor ve bu vesileyle yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Kaçar.
Lehinde, Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan. (MHP sıralarından
alkışlar)
Buyurunuz Sayın Türkkan.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Cumhuriyet Halk Partisinin grup önerisi olarak Türkiye Büyük Millet Meclisine
sunduğu işçi sağlığı ve güvenliğiyle ilgili araştırma önergesi hakkında söz
aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Çalışan insanın iş yerinde üretim araçlarını kullanarak bir görev
yapması, bir üretimi gerçekleştirmesi sırasında çeşitli koşullarla karşı
karşıya bulunması meslek hastalıklarına yakalanmasına veya iş kazalarına maruz
kalmasına sebep olmaktadır. Günümüz endüstri çağında, makine ile insan
arasındaki artan ilişkiler, insana uyumlu çevre, eşya, makine, ofis gibi
fiziksel çevre birimlerinin yaratılması çabalarını zorunlu kılmaktadır.
Üretimin ana unsurlarını oluşturan iş yeri ortamı, üretim araçları ve çalışan insan,
üretim süreci boyunca sürekli olarak iletişim ve etkileşim içinde
bulunmaktadır. Bunun sonucunda ise çalışan insan açısından çeşitli sorunlar
gündeme gelmekte, iş yerinde çeşitli fiziksel ve kimyasal faktörler çalışan
insan üzerinde doğrudan ve dolaylı etkilere yol açmaktadır. Doğrudan etkiler
sonucunda kısa sürede zehirlenme, uzun sürede ise meslek hastalığı gibi olaylar
ortaya çıkmaktadır. İş yerindeki olumsuz çalışma koşullarının dolaylı etkileri
iş kazaları şeklinde kendini göstermektedir. İş kazalarının oluşmasında üretim
teknolojisi, üretim araçları, çevre koşullarının yanında sosyolojik,
psikolojik, fizyolojik etkenler gibi birçok etken rol oynamaktadır.
Ayrıca, insanın yapmakla yükümlü olduğu iş için gerekli ve
yeterli eğitimi görmemiş olması ya da yeterli beceri ve deneyim kazanmamış
olması, yaptığı işin kendisine zor ya da sevimsiz görünmesi ve çalışanın
kişilik özellikleri dikkate alınmadan iş verilmesi nedeniyle işe uygun işçi ya
da işçiye uygun iş düzeni kurulmamış olması güvensiz davranışlara kaynaklık
etmekte ve iş kazası nedenlerini ortaya çıkarmaktadır.
Çalışan insanı etkileyen çevre koşulları geniş anlamda
düşünüldüğünde, işçinin aile yapısı ve sorunlarından oturduğu eve ve
beslenmesine, işe gelip gidişinde kullandığı taşıt araçlarından yolun
uzunluğuna kadar birçok etkeni içermektedir. Ayrıca, iş yerindeki ücret ödeme
biçimi, ücret düzeyi, vardiya sistemi, işletme büyüklüğü ve yönetim şekli
çalışan insanın davranışlarını olumlu ya da olumsuz yönde etkileyen etkenler
arasında bulunmaktadır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; günümüzde işçi sağlığı ve
güvenliği her geçen gün daha da kötüye gitmekte, AKP iktidarının yanlış
politikaları ve uygulamaları, işçilerin yaşamında tehlike oluşturmaya
başlamaktadır. Hemen hemen her sektörde ölümlü ve yaralanmalı kazaların günden
güne artış göstermesi de bunun en somut kanıtıdır. 2002 yılından 2011 yılının
Ekim ayına kadar geçen sürede 706.608 iş kazası meydana gelmiş, bu kazalarda
15.961 işçi sürekli iş göremez hâle gelmiş,10.297 işçi de yaşamını yitirmiştir
yani yılda ortalama 1.000 işçi iş kazaları sonucu yaşamını yitirmiştir. Bakın,
İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisinin yayınladığı son rapor, bu
felaketin görünmez boyutunu gözler önüne sermektedir. Bu rapora göre, 2013’ün
ilk on ayında 1.017 işçi hayatını kaybetmiş, yalnız ekim ayında 7’si kadın
olmak üzere en az 109 işçi yaşamını yitirmiştir. Bu rapor sonuçları da
göstermiştir ki Türkiye’de iş kazaları bir kaza değil, âdeta cinayettir. Peki “Bu cinayetin esas sorumlusu kimdir?” derseniz yanlış
politika, uygulamalar ve denetimsizlikte ısrar eden Adalet ve Kalkınma
Partisidir. İktidarın yanlış politika ve uygulamaları sonucu işçilerin yaşamı
her geçen gün daha da kötüye gitmekte, iktidar partisi işçi sağlığı ve
güvenliğini hiçe saymaktadır. Son dönemde yaşanan işçi ölümleri bunun en büyük
kanıtıdır. Günümüzde artık birçok işçi güvencesiz çalıştırılarak tam anlamıyla
sömürülmekte, güvensiz bir şekilde çalıştırılarak telafisi mümkün olmayan
kazalara zemin hazırlanmakta, kalıcı hasar yaratan, yaralanmalı, hatta ölümlü
kazalar yaşanmaktadır. İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği
Meclisinin yine aynı raporuna göre, 2013’ün Ocak ayında 84 işçi, Şubat ayında
61 işçi, Mart ayında 74 işçi, Nisan ayında 74 işçi, Mayıs ayında 115 işçi,
Haziran ayında 105 işçi, Temmuz ayında 120 işçi, Ağustos ayında 148 işçi, Eylül
ayında 127 işçi ve Ekim ayında da 7’si kadın, 4’ü çocuk olmak üzere 109 işçi
yaşamını yitirmiştir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizde işçiler bir
maliyet unsuru olarak görülmektedir. İşçi sağlığı ve güvenliği konusunda
gerekli önlemler alınmadığı için hayatlar bir bir son
bulmaktadır. Kuralsız çalışma, iş saatlerinin uzaması, gerekli güvenlik
önlemlerinin alınmaması ve kötü çalışma koşulları nedeniyle iş kazaları
sonucunda gelen ölümler her geçen gün artmaktadır. Üstelik tüm bunlar,
teknolojinin geliştiği, insan hayatını kolaylaştıracak her türlü ürünlerin
üretildiği bir yüzyılda yaşanıyor. Sermaye sınıfının ışıltılı dünyası işçilerin
emeğiyle daha bir parıldarken işçilerin hayatları kararmaktadır. Adalet ve
Kalkınma Partisi Hükûmeti, bağıra çağıra gelen iş kazalarını kaderle, kısmetle
açıklıyor. Oysa, işveren örgütlerinin de itiraf ettiği
acı gerçeklerden en önemlisi, iş kazalarının yüzde 98’inin, meslek
hastalıklarının da yüzde 100’ünün önlenebilir oluşudur ancak AKP Hükûmeti,
uzatılan çalışma saatleriyle, aşırı fazla mesaiyle, taşeronlaşmayla, ücretlerin
düşürülmesiyle, gerekli güvenlik önlemlerinin alınmamasıyla, bizzat
kendilerinin iş kazalarına yol açtıklarından söz etmiyor.
Burada, taşeronlaşmaya tekrar parmak basmak istiyorum. Taşeron
işçilerin ölümlü iş kazalarında kalan aileler perişan olmaktadır, karşılarında
tazminat alacak herhangi bir muhatap bulamamaktadır. Dolayısıyla, Türkiye'nin
gerçekten emek sömürüsüne son vermesi için bu taşeronlaşmaya acilen son vermesi
gerekmektedir.
Sözlerime son vermeden önce, işçilerimizin daha güvenli ve
sağlıklı ortamlarda çalışmasını, iş kazalarının ve işçi ölümlerinin olmadığı
bir iş hayatı olmasını temenni ediyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
(MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Türkkan.
Aleyhinde, Bolu Milletvekili Ali Ercoşkun.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Buyurunuz Sayın Ercoşkun.
ALİ ERCOŞKUN (Bolu) – Evet, teşekkür ederim.
Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi
grup önerisi aleyhinde söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle sizleri saygıyla
sevgiyle selamlıyorum.
Evet, değerli milletvekili arkadaşımızın bir grup milletvekiliyle
birlikte vermiş olduğu bir öneriyi şu anda görüşüyoruz ama şöyle bir baktığım
zaman, Değerli Milletvekilimiz Bülent Tezcan’ın şu anda salonda olmadığını
görüyorum. Aslında, kendisi sözlerinde de bahsetti, “Biz, en azından bunun
gündeme gelebilmesi veya bir kez daha hatırlanabilmesi maksadıyla böyle bir
konuyu açıyoruz.” dedi, dolayısıyla kendisine teşekkür ediyoruz. Evet, önemli
bir konu iş kazaları, taşeron işçiler de dâhil olmak üzere önemli bir gündem
oluşturuyor ve bu konuda Hükûmetimiz her türlü öneriye de açık, yapılabilecek
çalışmaları hep birlikte şekillendirmek anlamında berber bir mesai verebiliriz.
Değerli arkadaşlar, bildiğiniz gibi, gündemimiz belli. Bu gündem
çerçevesinde, her ne kadar bu öneriye saygı duysak da katılmadığımızı bir kez
daha ifade etmek istiyorum.
Değerli milletvekilimiz bir şeyin altını çizdi: “Sayın Başbakanı
anlayamıyoruz.” dedi.
RECEP ÖZEL (Isparta) – “Ben anlamıyorum.” dedi.
ALİ ERCOŞKUN (Devamla) – Ben düzelteyim, “Ben anlamıyorum.” dedi.
Evet, nereye gitseniz, dünyanın neresine giderseniz gidin,
Arabistan’daki bir taksi şoförü anladı, Belçika’daki bir manav anladı,
Amerika’daki bir tüccar anladı ama hâlâ Cumhuriyet Halk Partisi anlayamadı,
eğer böyle giderse de anlamaya pek niyetleri yok diyorum.
Ben hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
"Bravo" sesleri, alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Ercoşkun.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu önerisini oylarınıza sunuyorum…
MUHARREM İNCE (Yalova) – Karar yetersayısı…
BAŞKAN – Arayacağım efendim.
Grup önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Karar yeter sayısı yok.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Zorlamayın, yok, zorlamayın.
BAŞKAN – Elektronik cihazla oylama yapacağız.
MUHARREM İNCE (Yalova) – Sayın Başkan, “Yok.” diyorsanız niye süre
verdiniz, onu anlayamadım.
BAŞKAN – Kâtip üyeler arasında anlaşmazlık oldu Sayın İnce, var
diye ısrar ediyorlar.
RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Burdur) – Niye anlaşamıyorlar?
MUHARREM İNCE (Yalova) – Arkadaşların matematiği kaçmış lisedeyken?
BAŞKAN - Bir dakika süre
veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN – Karar yeter sayısı yoktur.
On dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 17.28
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 17.43
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran
Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Muhammet Bilal MACİT
(İstanbul), Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
18’inci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu önerisinin oylamasında karar yeter
sayısı bulunamamıştı. Şimdi öneriyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter
sayısı arayacağım. Bunun için de bir dakika elektronik cihazla oylama
yapacağım.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN – Karar yeter sayısı vardır, kabul edilmemiştir.
İç Tüzük’ün 37’inci maddesine göre
verilmiş bir doğrudan gündeme alınma önergesi vardır, okutup işleme alacağım ve
daha sonra oylarınıza sunacağım.
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA
SUNUŞLARI (Devam)
C)
Önergeler
1.- İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu’nun, (2/1675) esas numaralı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin
İnfazı Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin
doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/127)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
(2/1675) esas numaralı Kanun Teklifi’min
İç Tüzük 37’nci maddeye göre doğrudan Genel Kurul gündemine alınmasını
saygılarımla arz ederim.
Mustafa
Sezgin Tanrıkulu
İstanbul
BAŞKAN – Teklif sahibi olarak İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu.
Buyurunuz, Sayın Tanrıkulu.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli
arkadaşlar; gerçekten de insan vicdanını sızlatan ve insanlığı olan herkesin bu
Meclis kürsüsünde, bu Meclis çatısı altında kulak vermesi gereken bir meseleye
değiniyorum; sizden ricam, partili kimliklerimizin dışında bu konuyu
dinlemeniz.
Değerli arkadaşlar, (2/1675) sayılı Yasa Teklifi’nde
tutuklu ve hasta hükümlüleri çok yakından ilgilendiren bir konu var. Bugün
yaklaşık… (Gürültüler)
Sayın Başkan, bir Genel Kurulu…
BAŞKAN – Buyurunuz, siz devam ediniz.
Sayın milletvekilleri, biraz sessiz olursanız konuşmayı daha iyi
duyabileceğiz.
Buyurunuz Sayın Tanrıkulu.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) – Değerli arkadaşlar, sizin
umursamadığınız, dikkate almadığınız ve her gün insanların cezaevinde öldüğü
bir konuyla ilgili konuşuyorum. Bugün, cezaevlerinde 3 Kasım 2013 tarihi
itibarıyla 162’si ağır olmak üzere 544 tutuklu ve hükümlü hasta var. Bunlarla
ilgili düzenleme yetersiz. Adli Tıbbın tekeli var, Adli Tıbbın onayı olmadan
bir hasta hükümlünün, bir hasta tutuklunun dışarıda tedavi edilmesi mümkün
değil, Adli Tıptan da rapor almak mümkün değil. Herhangi bir
biçimde bir tutuklu veya hükümlünün hastaneye ulaşması, oradan Adli Tıbba ulaşması
büyük bir zaman kaybı ve büyük bir eziyet. Bugün, Metris Cezaevinde
bekleyen onlarca hasta tutuklu ve hükümlü var; sırasını beklemeye çalışan, zor
koşullarda kalan. Bu tutuklu ve hükümlülerin sorunu bu Meclisin vicdan
sorunudur. Onları orada o hâlde bırakamayız. Dolayısıyla, bugün Türkiye’de
onlarca eğitim ve araştırma hastanesi var, bugün Türkiye’de onlarca tıp
fakültesi var, hepsi bu raporları vermeye ehildirler ve yeterlidirler. Dolayısıyla, yasada, Ceza infaz Yasası’nın 16’ncı maddesinde
değişiklik yapılması lazım ve Adli Tıbbın tekelinin kaldırılması lazım.
Değerli arkadaşlar, burada dördüncü yargı paketiyle yine bir
değişiklik yapıldı ve “Durum düzeltildi.” denildi ama daha kötüye götürüldü.
Bugün Adli Tıp rapor verse bile, onay verse bile hasta olduğu tespit edilen
hükümlü ve tutuklunun tahliye edilmesi cumhuriyet başsavcısından “Topluma
zararlı değildir.” raporunu almasına bağlı. Bu nedenle cezaevlerinde bekleyen
onlarca tutuklu ve hükümlü var. Haklarında Adli Tıbbın olumlu rapor vermesine
karşın cumhuriyet başsavcılarının rapor vermediği, izin vermediği onlarca
tutuklu ve hükümlü var cezaevlerinde bekleyen. Bu nedenle, teklifimizin gündeme
alınması gerekir. Bilhassa soruyorum değerli arkadaşlar sizlere, gerçekten: Bu
umursamazlık, bu tabloyu izleyen yurttaşlarımız sizlerin insan haklarına,
sizlerin özgürlüklere ve sizlerin çok dillendirdiğiniz çözüm sürecine olan
duyarlılığınızı da şimdi görüyorlardır, gerçekten görüyorlardır. Eğer gerçekten
demokrasiye inanıyorsanız, gerçekten bu Mecliste mutabakata inanıyorsanız,
gerçekten sorunların diyalogla çözümüne inanıyorsanız gelin, burada, bu sorunun
çözümü noktasında, her inancın, her fikrin ve her siyasal düşüncenin veya
düşüncesi olmayanların sorunu olan bu sorun konusunda ortaklaşalım. Eğer bugüne
kadar doğru yapmışsanız bizim önergelerimizi dikkate almayarak bugün de yanlış
yapın, eğer bugüne kadar yanlış yaptıysanız bu sefer de doğru yapın. Bu öneriyi
gündeme aldıralım ve beraber, ortaklaşarak tutuklu ve hükümlülerin sorunlarının
bu Meclis çatısı altında çözülebileceği noktasında bir adım atalım.
Sayın Başbakan üç gün önce Diyarbakır’da birçok laf söyledi,
gerçekten ama demokrasiyle ilgili, özgürlüklerle ilgili tek bir cümle etmedi,
tek bir cümle. Ne yapacağı konusunda hiçbir şey söylemedi. Açın, okuyun, tek
bir cümle etmedi değerli arkadaşlar. Size somut fırsat. Bakın,
bu Mecliste ben sizlere çok fırsat tanıdım, hepsini reddettiniz, tümünü
reddettiniz. Size bir fırsat daha: Hasta olan, ölüm döşeğinde olan tutuklu ve
hükümlülerin sorunları bakımından bu yasa teklifini gündeme alalım, eksiği
varsa beraber tamamlayalım, eksikleri giderelim ve yol açalım.
Bakın, Sayın Cumhurbaşkanına buradan sesleniyorum: Önceki
Cumhurbaşkanı hasta olan, ölüm döşeğinde olan 270 hasta ve tutukluyu
affetmişti.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) – Sayın Gül’ün affettiği hasta
sayısı ise 30, sadece 30. Böyle, yetkilerini, aynı zamanda, ideolojik kullanan
başka bir yapı da var.
Teşekkür ediyorum duyarlılığınız için. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Tanrıkulu.
Malatya Milletvekili Veli Ağbaba…
Buyurunuz Sayın Ağbaba. (CHP
sıralarından alkışlar)
VELİ AĞBABA (Malatya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, cezaevlerinin problemleri çok. Cezaevinde yatan normal hastaların, cezaevinde yatanları ziyarete
giden ailelerin problemlerini sürekli dile getiriyoruz. Ancak, maalesef, bu
konuyla ilgili bir çözümü Meclis hâlâ üretebilmiş değil.
Değerli milletvekilleri, cezaevlerine girer girmez çıplak aramaya
tabi tutuluyorsunuz. Dünyada örneği var mı bilemiyorum, ilk girer girmez
mahkûmlara, daha suçları kesinleşmeden, daha suçlu olduklarına mahkeme karar
vermeden ilk cezayı cezaevi yönetimleri veriyor. Çıplak gerçekle karşılaşıyor
mahpuslar. Çıplak arama, onursuz arama, keyfî aramayı bütün cezaevlerinde
maalesef görmek mümkün. İnsan olan herkesin utanması gereken
bir durum.
Ardından, cezaevine giriyorsunuz, mahkûmlar cezaevinin tipine göre
sorunlarla karşılaşıyorlar. Kimi cezaevlerinde 10 kişilik koğuşlarda 20-30 kişi
üst üste yatıyor, nöbetleşe uyuyor, nöbetleşe nefes alıyor. Bazı insanlar
yoğunluktan, kimisi tuvaletin önünde, kimisi kanalizasyon boruları üzerilerine damlarken yatmaya çalışıyor. Kimi cezaevinde
ölümüne tecrit var, ölümüne insansızlaştırma var. F
tipi, işsiz işkence, sessiz ölüm. İnsanları yalnızlaştırarak cezalandırıyorlar.
Bunun yanında, sağa dönsen suç, sola dönsen suç, konuşsan suç, keyfî disiplin
cezalarıyla mahkûmlar cezalandırılıyor.
Değerli arkadaşlar, yani kısacası, bütün cezaevleri hastalık
üretiyor ve uygulanan politikalar sonucunda önümüzde bir problem duruyor. Belki
cezaevlerinin en can alıcı sorunu, belki cezaevlerinin en yakıcı sorunu hasta
mahpuslar meselesi. Hasta mahpuslar için her şey sorun değerli arkadaşlar. Önce
hasta olduklarını kanıtlamak zorundalar, hasta olduklarını kanıtlayınca sevk
problemi yaşanıyor. Daha geçtiğimiz hafta Adana Cezaevinde bir çocuğun parmağı
kırılıyor, hasta olduğunu kanıtlayabilmek için, sevk olabilmek için uğraşıyor
ve bir buçuk ay sonra sevk oluyor ama parmağı kaynamış.
Değerli arkadaşlar, hasta olup sevk olunca ring var ring. O ringe
binen hastalar diyorlar ki: “Allah kimseyi ringe bindirmesin, Allah kimseyi bu
ringe muhtaç etmesin.” Birçok hasta mahpus, o ringe binmemek için hastaneye
gitmiyor. Her şeye rağmen doktora giderseniz eğer doktor
Hükûmetin emrinde bir doktorsa maalesef kelepçeli muayeneyi dayatıyor.
Kelepçeli muayene dışında -örnekleri mevcut- kelepçeli olarak ameliyat edilen
hasta mahpuslar var.
Değerli milletvekilleri, hasta mahpusların cezaevinden
çıkmalarının tek bir yolu var, o da ölüm maalesef. Hem de Başbakan son günlerde
diyor ya “Cezaevlerini boşaltacağız.” Herhâlde cezaevlerini insanları öldürerek
boşaltacak.
Değerli arkadaşlar, biz CHP Cezaevi Komisyonu olarak Hasta
Mahpuslar Raporu’nu hazırladık, Sayın Nurettin Demir ve Sayın Özgür Özel’le.
Hasta mahpuslar için en büyük problem değerli milletvekilleri, hasta mahpuslar
için en büyük problem, önlerindeki en büyük engel Adli Tıp Kurumu. Adli Tıbbı
tanımanız için size bir örnek vermek istiyorum.
Değerli arkadaşlar, kamuoyunun yakından tanıdığı bir hasta mahpus
Fatih Hilmioğlu. Silivri Cezaevinde karaciğer kanseri, şeker, böbrek tahribatı
gibi ağır hastalıklarla yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Fatih Hilmioğlu hakkında
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi -Türkiye’nin en önemli üniversitelerinden biri- 3 kez
rapor veriyor, diyor ki: “İleri derecede siroz, kanser başlangıcı var, cezaevi
şartlarında kalırsa ölür.” Peki, bunu kim duyuyor değerli milletvekilleri?
Maalesef Adli Tıp duymazdan geliyor. Bu yıl gündeme getirdik, Cumhurbaşkanına
kadar gündeme getirdik. 18 Şubat 2013’te Adli Tıbba Fatih Hilmioğlu başvuru
yapıyor.
Değerli milletvekilleri, Adli Tıptan dokuz aydan beri tek bir
kelime cevap yok çünkü cevap veremez, cevap vermeye korkuyor çünkü,
maalesef, Adli Tıp Hükûmetin emrinde olan bir kurum.
Değerli milletvekilleri, Fatih Hilmioğlu maalesef şu anda ölümü
bekleyen bir hasta mahpus ve maalesef bunu duyan yok, duyan vicdanlı insanlar
yok maalesef bizim dışımızda.
Değerli arkadaşlar, eğer bu Mecliste vicdan varsa 162’si ölümcül
544 ağır hasta için Adli Tıp Kurumunu aradan kaldırır ve raporları sadece
üniversite hastanelerinin vermesi yönünde bir düzenleme yapar. Bu konuda,
vicdan varsa, eğer hâlâ hasta mahpuslara karşı birazcık vicdanınız varsa bu
maddeyi değiştirmenizi sizden rica ediyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Ağbaba.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Şimdi, gündemin “Sözlü Sorular” kısmına geçiyoruz.
VIII.- SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI (x)
1.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğüt’ün, Ardahan ve ilçe belediyelerinin et taşıma aracı ihtiyacına ilişkin
İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/119) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
2.- Kahramanmaraş Milletvekili
Mesut Dedeoğlu’nun, aşırı yağışlardan zarar gören çiftçilerin mağduriyetine ve
sebze fiyatlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1139) ve Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
3.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın, Adana’da don olayları nedeniyle zarar gören
üreticilerin mağduriyetlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1140) ve Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
4.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın, kaçak et ticaretine ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1160) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
5.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın, Tarım Sigortası Kanunu’na ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1161) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
6.- Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü’nün,
Çorlu’daki angus çiftliğinin çevreye verdiği
zararlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/1170) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
7.- Kahramanmaraş Milletvekili
Mesut Dedeoğlu’nun, tarım sigortası kapsamının genişletilmesine ilişkin sözlü
soru önergesi (6/1197) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
8.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğüt’ün, Iğdır hayvan pazarının altyapı sorununa ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1204) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
9.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın, Adana ve ilçelerinde şiddetli yağışlardan
etkilenen çiftçilerin mağduriyetine ve alınacak önlemlere ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1245) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
10.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, GDO’lu ürünlere
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1251) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı
Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
(x) Sözlü soru önergeleri Genel
Kurulda okunmamış olup tutanağa eklidir.
11.- Kocaeli Milletvekili Mehmet
Hilal Kaplan’ın, Kandıra’da yoğurt üretimine teşvik verilmesine ve hindi üretim
çiftliği kurulmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1269) ve Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
12.- Niğde Milletvekili Doğan
Şafak’ın, çiftçilere ödenen ürün desteğinin gecikmesine ve yaşanan mağduriyete
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1280) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı
Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
13.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın, Adana ve ilçelerindeki üreticilerin
mağduriyetine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1284) ve Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
14.- Kahramanmaraş Milletvekili
Mesut Dedeoğlu’nun, Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğünde; su ürünleri
mühendisi ve teknikeri ile balık teknolojisi mühendisi istihdam edilmesine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1306) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı
Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
15.- Kahramanmaraş Milletvekili
Mesut Dedeoğlu’nun, bir köy yolunda bulunan meranın köy tüzel kişiliğine tahsis
edilmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1322) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
16.- Kahramanmaraş Milletvekili
Mesut Dedeoğlu’nun, Gavur Gölü mevkiindeki tarım
işletmeleri ve arazilerinin su tahliyesinden kaynaklanan sorunlara ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1323) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
17.- Kahramanmaraş Milletvekili
Mesut Dedeoğlu’nun, Pazarcık ilçesinde bazı köylere sulama kanalı yapılıp
yapılmayacağına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1324) ve Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
18.- Kahramanmaraş Milletvekili
Mesut Dedeoğlu’nun, Kahramanmaraş ilçe tarım müdürlüklerinin bina ve personel
ihtiyacına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1351) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
19.- Kahramanmaraş Milletvekili
Mesut Dedeoğlu’nun, Amik Ovası sulama kanalı inşaatına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1352) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
20.- Giresun Milletvekili
Selahattin Karaahmetoğlu’nun, TMO’nun stoklarında bulunan fındığın
FİSKOBİRLİK’e satışı konusunda yeni bir kararname hazırlanmasına ilişkin sözlü
soru önergesi (6/1358) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
21.- Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın, Ankara’daki tarım alanlarına ve kredi borcu
olan çiftçi sayısına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1362) ve Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
22.- Mersin Milletvekili Aytuğ
Atıcı’nın, deprem sonrasında Van’ın bazı ilçelerindeki hayvan yetiştiricilerine
yem desteği yapılmamasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1364) ve Gıda, Tarım
ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
23.- Kahramanmaraş Milletvekili
Mesut Dedeoğlu’nun, nişasta bazlı şeker kullanımı ve
ithalatına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1378) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
24.- Kahramanmaraş Milletvekili
Mesut Dedeoğlu’nun, Kahramanmaraş’a kontrol laboratuvarı kurulmasına ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1379) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
25.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğüt’ün, tarımsal kredilerin yeniden yapılandırılmasına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1389) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
26.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğüt’ün, Ardahan’daki çiftçilerin mazot ve gübre paralarının ödenmesine ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1404) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
27.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğüt’ün, Kars Yem Fabrikasının özelleştirilmesine, et kombinasının
kapatılmasına ve yün işleme fabrikası ihtiyacına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1405) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
28.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın, Bakanlık ve bağlı kuruluşlarınca çıkarılan
dergilere ilişkin sözlü soru önergesi (6/1451) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
29.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın, buğday ve ekmek fiyatlarına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1457) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
30.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın Bakanlık ve bağlı kuruluşlarda çıkan dergilere
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1527) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı
Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
31.- Tokat Milletvekili Reşat
Doğru’nun, 2011 yılı itibarıyla yapılan hayvan ithalatına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1565) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
32.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın, Adana ve ilçelerindeki süt fiyatlarına ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1592) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
33.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın, Adana’daki çiftçilere destekleme çerçevesinde
yapılacak ödemelere ilişkin sözlü soru önergesi (6/1593) ve Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
34.- Balıkesir Milletvekili Haluk
Ahmet Gümüş’ün, Doğu Anadolu Bölgesinin afet bölgesi ilan edilmesine ve
çiftçilere tarım sigortası fonundan destek verilip verilmeyeceğine ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1611) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
35.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğüt’ün, Ardahan’da canlı hayvan ve et ithalatının durdurulmasına yönelik
çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/1642) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
36.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğüt’ün, Ardahan’da hayvancılığın desteklenmesine ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1643) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
37.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğüt’ün, borçlanma yolu ile verilen ineklerde çıkan bazı hastalıklar nedeniyle
besicilerin yaşadığı sorunlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/1663) ve Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
38.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğüt’ün, Kars Sarıkamış’taki bir köyde göldeki balık zehirlenmelerine ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1667) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
39.- Niğde Milletvekili Doğan
Şafak’ın, bazı illerimizdeki patates üreticilerinin pazar sorununa ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1668) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
40.- Tunceli Milletvekili Kamer
Genç’in, Konya’da bir sulama kooperatifi başkanının görevden alınıp yerine
kayyım atanmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1677) ve Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
41.- Kahramanmaraş Milletvekili
Mesut Dedeoğlu’nun, sıfır faizli büyükbaş hayvancılık kredisine ilişkin sözlü
soru önergesi (6/1701) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
42.- Giresun Milletvekili
Selahattin Karaahmetoğlu’nun, fındık üretimine ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1707) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
43.- Giresun Milletvekili
Selahattin Karaahmetoğlu’nun, fındık alan bazlı gelir
desteği ve doğrudan gelir desteği ödemelerine ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1708) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
44.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğüt’ün, Posof’da bir köyde yaşanan balık ölümlerine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1772) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı
Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
45.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğüt’ün, Iğdır’da hayvancılığın desteklenmesi için yapılan yardımlara ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1809) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
46.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğüt’ün, Ağrı’da hayvancılığın desteklenmesi için yapılan yardımlara ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1810) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
47.- Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz’ın, jeotermal kaynakları sera amaçlı kullanan
işletmelere ilişkin sözlü soru önergesi (6/1821) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
48.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğüt’ün, sebze ve meyvelerin ambalajlı olarak satılabilmesi için çiftçilere
yardım yapılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1823) ve Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
49.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğüt’ün, Ardahan’da çiftçilere Devlet destekli zirai alet dağıtımına ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1827) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
50.- Kahramanmaraş Milletvekili
Mesut Dedeoğlu’nun, insan sağlığını tehdit eden ürünlerin denetimine ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1850) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
51.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğüt’ün, canlı hayvan ve et ithalatına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1865) ve
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
52.- Tokat Milletvekili Reşat
Doğru’nun, Bakanlıkta görev yapan tütün teknolojisi mühendislerinin özlük
haklarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1872) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
53.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğüt’ün, Muş’taki tütün çiftçilerinin mağduriyetine ilişkin Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1905) Cevaplanmadı
54.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğüt’ün, Muş’ta 2010-2012 yılları arasında kredi kullanan çiftçilere ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1907) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
55.- İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel’in, Tarımsal Yayımı Geliştirme Projesi kapsamında
yapılacak personel alımına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1927) ve Gıda, Tarım
ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
56.- Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın, Ankara’da büyük ve küçükbaş hayvan sayısına
ve hayvancılığa verilen destek miktarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1929)
ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
57.- Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın, 2011ve 2012 yıllarında tarımsal sulamadan
doğan elektrik borçlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1933) ve Gıda, Tarım
ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
58.- Adana Milletvekili Ali Halaman'ın, zirai kredilere ve küçükbaş hayvan
yetiştiricilerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1941) ve Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
59.- Gaziantep Milletvekili Mehmet
Şeker'in, Bakanlığın kurumsal kimliğinin oluşturulmasına yönelik harcamalara
ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1957)
Cevaplanmadı
60.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğüt’ün, Ardahan’a yapılacak yeni yatırımlara ilişkin Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanından sözlü soru önergesi (6/2045) Cevaplanmadı
61.- Tokat Milletvekili Reşat
Doğru’nun, kurbanlık hayvan ithalatına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanından sözlü soru önergesi (6/2065) Cevaplanmadı
62.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğüt’ün, Van ilinin tarım alanındaki sorunları ve çözüm önerilerine ilişkin
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından sözlü soru önergesi (6/2085) Cevaplanmadı
63.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğüt’ün, Van ilinde hayvancılığın sorunlarına ve yerli üretimin desteklenmesine
ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından sözlü soru önergesi (6/2086)
Cevaplanmadı
64.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğüt’ün, Doğu Anadolu Bölgesindeki illerde yapılan denetimlere ilişkin Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanından sözlü soru önergesi (6/2101) Cevaplanmadı
65.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğüt’ün, Çıldır Gölünde üretilen ıstakozun ülke ekonomisine kazandırılmasına
ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından sözlü soru önergesi (6/2103)
Cevaplanmadı
66.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğüt’ün, Ardahan’daki çiftçilere hibe destekli süt sağım makinesi ve jeneratör
verilmesine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından sözlü soru önergesi
(6/2105) Cevaplanmadı
67.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğüt’ün, Şırnak’ta arıcılık faaliyetlerinin desteklenmesine ilişkin Gıda, Tarım
ve Hayvancılık Bakanından sözlü soru önergesi (6/2108) Cevaplanmadı
BAŞKAN – “Sunuşlar” bölümünde belirttiğim sözlü soru önergelerini
cevaplandırmak üzere Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Sayın Mehmet Mehdi Eker’i kürsüye davet ediyorum.
Buyurunuz Sayın Eker. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Siz belirtirseniz soru sahiplerini memnun oluruz.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) –
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün 67 soru önergesinin
cevaplarını sizlere arz edeceğim. Bunlardan 1 tanesi İçişleri eski Bakanı Sayın
İdris Naim Şahin’e sorulan (6/119) esas numaralı sözlü soru önergesidir, 66
adedi de Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemindeki Bakanlığımız ile ilgili
olan önergelerdir.
Cevaplandıracağım 66 adet sözlü soru önergesinin 23 adedi Ardahan
Milletvekili Sayın Ensar Öğüt’e, 12 adedi Kahramanmaraş Milletvekili Sayın
Mesut Dedeoğlu’na, 11 adedi Adana Milletvekili Sayın Ali Halaman’a
ve 20 adedi de diğer, isimlerini biraz sonra zikredeceğim 13 farklı sayın
milletvekiline aittir.
Cevapları benzer soru içeren önergelere birleştirmek suretiyle
cevap vereceğim. Sayın Başkan, bunu arz ediyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; önerge sahibi Sayın Ensar
Öğüt’ün İçişleri eski Bakanı Sayın İdris Naim Şahin’e yöneltmiş olduğu (6/119)
esas numaralı önergeyi gündemin ilk sırasındaki önerge olması hasebiyle
cevaplandıracağım.
Sayın Öğüt’ün Ardahan il ve ilçe belediyelerinin et taşıma aracı
ihtiyacına ilişkin soru önergesiyle ilgili olarak, Ardahan ilimizde mezbaha
hizmetleri belediye sınırları içerisinde Ardahan Belediye Başkanlığı denetiminde
özel sektör tarafından yerine getirilmektedir. Mezbaha hizmetlerinin
iyileştirilmesi ve eksikliklerin giderilmesi konusunda da gerekli uyarılar
yapılmaktadır. İçişleri Bakanlığınca Ardahan ilimize bağlı ilçe belediyelerine
et taşıma aracı alımı ihtiyaca göre planlamaya alınacaktır.
Önerge sahibi Sayın Dedeoğlu’nun (6/1139) ve (6/1197) ile Sayın Halaman’ın (6/1140), (6/1161) ve (6/1245) esas numaralı
önergeleri. Sayın milletvekillerimizin önergelerindeki sorular benzer hususları
içerdiğinden birlikte cevap vereceğim.
Sayın Dedeoğlu’nun ülke genelinde fırtına ve aşırı yağışlar
nedeniyle zarar gören çiftçilerimizin desteklenmesi ve Sayın Halaman’ın Adana’da meydana gelen don ve yağışlar ile
ilgili yapılan çalışmalar hakkındaki sorularına ilişkin olarak, 2012 yılının
tamamında 2013 yılında ise Ocak-Ağustos döneminde 81 ilimizde çeşitli doğal
afetler nedeniyle zarar gören üreticilerimizin Ziraat Bankası ve tarım kredi
kooperatiflerine olan borçları, farklı tarihlerde çıkarılan Bakanlar Kurulu
kararları ile bir yıl ertelenmiş olup bu erteleme fırtına, aşırı yağış, sel ve
su baskını ile don kapsamında zarar gören üreticilerimizi de kapsamaktadır.
Sel ve don afeti tarım sigortaları kapsamında yer almaktadır.
Adana’da ve diğer illerimizde sigortasını yaptıran üreticilerin, hasar
tespitleri sonucu belirlenen tazminatları ödenmektedir. Adana’da Sayın Halaman’ın soru önergesinde bahsettiği don olayının meydana
geldiği 1/1/2012 ila 23/2/2012 tarihleri arasında don
riskinden dolayı meydana gelen hasar nedeniyle TARSİM’e
toplam 215 adet hasar ihbarında bulunulmuştur. Bu ihbarlara yönelik yapılan
tespitler sonucunda 856 bin TL hasar tazminatı ödenmiştir.
Yine, Sayın Halaman’ın, Adana ve
ilçelerinde meydana gelen yağışlar nedeniyle tarım alanlarında oluşan zararlara
ilişkin sorusuyla ilgili olarak, Adana ilimizde tarım sigortası yaptıran
üreticilerden 2012 yılı içerisinde sel ve su baskını riskinden dolayı meydana
gelen hasar nedeniyle TARSİM’e toplam 135 adet hasar
ihbarında bulunulmuştur. TARSİM eksperleri tarafından
yapılan hasar tespitleri sonucuna göre toplam 14.373 TL hasar ödemesi
yapılmıştır. Adana ilinde 2012 yılında tarım sigortaları kapsamında
üreticilerimize toplam 7,6 milyon TL poliçe desteği sağlanmış ve 5,6 milyon TL
hasar ödemesi yapılmıştır.
Sayın Halaman ve Sayın Dedeoğlu’nun
tarım sigortaları uygulamalarına yönelik sorularına ilişkin olarak, devlet
destekli tarım sigortası uygulamaları 2006 yılında ilk kez başlatılmış olup
poliçe bedelinin yüzde 50’si devlet tarafından karşılanmaktadır. Devlet destekli
tarım sigortası uygulamalarının kapsamı her geçen yıl genişletilmektedir.
Sigorta kapsamının genişletilmesi yönünde, başta Hazine Müsteşarlığımız olmak
üzere ilgili kurum ve kuruluşlarla iş birliği içerisinde de çalışmalar
yürütülmektedir. Uygulanması diğer sigorta türlerine göre oldukça zor olan
tarım sigortalarında uygulamanın başladığı 2006 yılından bugüne kadar önemli
bir gelişme yaşanmıştır. 2006 yılından 2013 yılı Ekim ayı sonuna kadar geçen
sürede toplam 3,4 milyon adet sigorta poliçesi kesilmiş, 994 milyon TL prim
desteği, 1 milyar TL hasar tazminatı ödemesi yapılmıştır. Üreticilerin, Çiftçi
Kayıt Sistemi ve bu sisteme entegre diğer kayıtlarını
her yıl güncellemeleri ve bu çerçevede sigortalarını yaptırmaları, uygulamada
sorun yaşamamaları açısından önemlidir.
Sayın Dedeoğlu’nun, yaşanan olumsuz hava şartları nedeniyle
-yaşanan doğal afetlerden dolayı- sebze fiyatlarının artması ve bunun meyve
sebze ihracatına olan etkisine yönelik sorularıyla ilgili olarak, ürün
fiyatları serbest piyasa şartlarında arz-talep dengesine göre oluştuğundan
Bakanlığımızın ürün fiyatlarına herhangi bir müdahalesi bulunmamaktadır. Doğal
afetler ve kötü hava şartları, tarımsal ürünlerin piyasaya arzını ve kalitesini
kısa dönemlerde olumsuz etkileyebilmekte ve geçici fiyat dalgalanmalarına neden
olabilmektedir.
Ancak, genel olarak, ülkemizin meyve sebze üretiminde ve
ihracatında son yıllarda önemli artışlar yaşanmıştır. TÜİK verilerine göre
toplam meyve ve sebze üretimimiz 2010 yılında 42,6 milyon ton iken, 2012
yılında 45,8 milyon tona yükselmiştir. Yine TÜİK verilerine göre meyve ve sebze
ihracatımız -kuru meyveler dâhil- 2010 yılında 2 milyon 464 bin ton, parasal
değeri 2,4 milyar dolar; 2012 yılındaysa 3 milyon 490 bin ton, parasal değeri
4,4 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir.
Önerge sahibi Sayın Halaman’ın (6/1160)
esas no.lu sınırlarda yakalanan kaçak ete ilişkin önergesi: 5996 sayılı Kanun
ile canlı hayvan ve hayvansal ürün kaçakçılığıyla ilgili caydırıcı önlemler
alınmıştır. Bakanlığımız, Genelkurmay Başkanlığı, Millî Savunma Bakanlığı,
İçişleri Bakanlığı ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile iş birliği içerisinde
canlı hayvan ve hayvansal ürün kaçakçılığının önlenmesi konusunda ortak
çalışmalar yapılmakta, her türlü denetim ve kontrol mekanizmaları yoğun bir
şekilde yürütülmektedir. Özellikle sınırlarda bulunan il valilikleri, illegal
giriş ve çıkışların, geçişlerin önlenmesi amacıyla gerekli tedbirlerin alınması
konusunda talimatlandırılmaktadır. Yapılan denetim ve
kontrollerde kaçakçılıkla ilgili bir durum tespit edilmesi hâlinde ürün ve ürün
sahipleri hakkında ilgili kanunlar gereğince işlem yapılmaktadır. Canlı
hayvanlarda ise bunlara el konulmakta ve en yakın kesimhanede kestirilerek
mülkiyeti kamuya geçirilmektedir. Kaçak getirilen canlı hayvan ve ürünler piyasaya
dağıtılmışsa, sahibi tarafından toplattırılmakta ve 5 bin TL de idari para
cezası ayrıca verilmektedir.
Sınır kapılarında tespit edilen kaçak canlı hayvan veya hayvansal
ürünlerin sorumluluğu Gümrük ve Ticaret Bakanlığı görev alanında olduğundan bu
kapsamdaki veriler de ilgili bakanlıkta bulunmaktadır.
Et fiyatlarındaki artış ve bunun engellenmesine yönelik
çalışmalara ilişkin sorulara ilişkin olarak, et fiyatlarının yüksek olduğu
iddiaları doğru değil. Bakanlığımızca et fiyatları günlük olarak takip edilmekte,
bu kapsamda 26 Nisan 2010 tarihinde ortalama 16,13 TL olan dana karkas fiyatı
18 Kasım 2013 tarihi itibarıyla 16,28 TL’dir. 26 Nisan 2010’da Ankara iline ait
marketlerde ortalama kıyma fiyatı 24,24 TL/kg, kuşbaşı fiyatı 27,29 TL/kg iken,
Ankara iline ait marketlerde 18/11/2013 tarihli
ortalama kıyma fiyatı 23,22 TL/kg, kuşbaşı fiyatı 25,14 TL/kg olarak
belirlenmiştir. Et ve Süt Kurumu tarafından satılan kıyma fiyatı 18,5 TL/kg,
kuşbaşı fiyatı ise 23 TL/kg’dır.
Hayvancılık alanında uygulanan etkin politikalar, verilen önemli
miktarlardaki destekler ve yapılan yatırımlar sayesinde son yılarda sektörde
önemli gelişmeler sağlanmış ve et fiyatlarındaki dalgalanmaların önüne
geçilmiştir. Bu kapsamda yapılan çalışmaların bazıları şu şekildedir:
Hayvancılığa önemli destekler sağlanmakta, 2002 yılında 83 milyon
TL’den ibaret olan hayvancılık desteği 2013 yılı Ekim ayı sonu itibarıyla yani
on aylık ödemesi 2,3 milyar TL’dir. Yıl sonunda bu
rakam 2,5 milyar TL’ye ulaşacaktır.
Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerince çiftçilerimize 1
Ağustos 2010 tarihinden
bugüne kadar yaklaşık 7,3 milyar TL faizsiz kredi
kullandırılmıştır.
Et ve sütte fiyat dalgalanmalarının olumsuz etkilerinin ortadan
kaldırılması, üreticinin korunup gelirinin artırılması ve piyasada istikrarın
sağlanması amacıyla EBK yeniden yapılandırılmış ve Et ve Süt Kurumu Genel
Müdürlüğü kurulmuştur.
Önerge sahibi Sayın Köprülü’nün (6/1170) esas numaralı Çorlu’daki angus çiftliğinin çevreye verdiği zararlara ilişkin
önergesi: 5996 sayılı Yasa çerçevesinde hayvancılık işletmelerinin çevre
sağlığına olan etkileri açısından Bakanlığımızın sorumluluğu, hayvan
hastalıklarının yayılmasının önlenmesiyle ilgilidir. Hayvancılık işletmelerinde
oluşan katı ve sıvı atıklar ile koku gibi çevresel etkiler 2872 sayılı Çevre
Kanunu gereğince Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızın sorumluluk alanındadır. Bu
kapsamda ihtiyaç ve talep olduğu durumlarda Bakanlığımız il müdürlüklerince
görev alanı içerisinde çevre ve şehircilik il müdürlüklerine gerekli destek de sağlanmaktadır.
Önerge sahibi Sayın Öğüt’ün (6/1204) esas numaralı Iğdır hayvan
pazarının altyapı sorununa ilişkin önergesi: Hayvan pazarları, belediyeler,
ticaret odalarıyla gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulmakta ve
işletilmektedir. Iğdır ilinde ruhsatlı hayvan satış yeri bulunmamakta olup,
hayvan satış yerlerinin ruhsatlandırılma işlemleri ve denetimleri 24/12/2011 tarihli Hayvan Satış Yerlerinin Ruhsatlandırılma
ve Denetleme Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre
Bakanlığımızca yapılmaktadır. İlgili yönetmelik hükümlerine göre
ruhsatlandırılmış olan hayvan satış yerlerinde vatandaşlarımızın temel
ihtiyaçlarını karşılayacak hizmetler bulunmaktadır.
Önerge sahibi Sayın Topcu’nun (6/1251)
esas numaralı önergesi:
Sayın Topcu’nun genetiği değiştirilmiş
ürünlere ilişkin sorularına yönelik olarak, dünyada ticarete konu genetiği
değiştirilmiş ürünler genel olarak pamuk, soya, kanola
ve mısır gibi ürünlerdir. Ülkemizde genetiği değiştirilmiş ürünlerle ilgili
işlemler, 2010 yılında çıkarılan Biyogüvenlik
Kanunu ve bu Kanun kapsamında yayımlanan alt mevzuat hükümlerine göre
yürütülmektedir.
Ülkemizde GDO’lu ürünlerin üretimi
kesinlikle yasaktır. Ülkemizde gıda amaçlı olarak kullanımına izin verilen
herhangi bir gen veya genetiği değiştirilmiş ürün bulunmamakta, bu ürünlerin
ithaline ise kesinlikle izin verilmemektedir. Genetiği değiştirilmiş ürünlere
ilişkin yapılan başvurulara, 5977 sayılı Kanun çerçevesinde bilimsel komiteler
tarafından bilimsel esaslara göre yapılan risk değerlendirmeleri ve sosyoekonomik
değerlendirme sonuçlarına göre Biyogüvenlik Kurulu
karar vermektedir. Biyogüvenlik Kurulu tarafından
oluşturulan bilimsel komiteler değerlendirmelerini yaparken, risk
değerlendirmesi yapan uluslararası kuruluşların -ki bunlar, EFSA, Dünya Sağlık
Örgütü, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Teşkilatı, Amerika’nın ve Avrupa’nın bu konularla ilgili
çalışan uluslararası kuruluşları- görüşlerini, bilimsel araştırmaların
sonuçlarını, farklı ülkelerde üretim, tüketim durumları ile çevre ve insan
sağlığına olan muhtemel risklerini dikkate almaktadır.
Biyogüvenlik Kurulu
tarafından bugüne kadar sadece hayvan yemlerinde kullanılmak üzere, bu kayıt ve
şartla, 3 adet soya çeşidi ile 16 adet mısır çeşidinin ithaline izin
verilmiştir, Biyogüvenlik Kurulu kararları da Resmî Gazete’de yayımlanmaktadır. Bakanlığımız tarafından, Biyogüvenlik Kurulu kararlarında belirtilen koşulların
yerine getirilmesi için gerekli denetimler yapılmakta, ithal edilecek ürünler
GDO analizine tabi tutulmakta, GDO tespit edilen gıda amaçlı ürünlerin yurda
girişine de kesinlikle izin verilmemektedir.
Ayrıca, Bakanlığımız tarafından genetiği değiştirilmiş ürün
içermesi muhtemel gıdaların kontrolleri, hazırlanan kontrol planları, şüphe,
ihbar ve şikâyetler çerçevesinde etkin bir şekilde yürütülmekte ve bu
ürünlerden numuneler alınmaktadır. Gerekli hâllerde izlenebilirlik denetimleri
yapılmakta ve söz konusu ürünlerin üretiminde kullanılmış olan hammaddelerden
de numuneler alınmakta ve incelenmektedir.
Önerge sahibi Sayın Hilal Kaplan’ın (6/1269) esas numaralı
önergesi: Kandıra’da mandacılığın gelişmesi ve Kandıra yoğurdu üretiminin
artırılmasına ilişkin olarak, Bakanlığımızca mandacılığın geliştirilmesi
amacıyla ilk defa olarak çeşitli projeler, programlar ve destekler uygulanmaya
konmuştur. 2008 yılında anaç manda desteklemesi başlatılmıştır. 2013 yılında
manda başına 350 TL destek verilmektedir. Bu kapsamda Kandıra’da bugüne kadar
484 çiftçimize 2.370 baş manda için 677 bin TL destek ödemesi yapılmıştır.
Manda sütüne çiğ süt desteği sağlanmaktadır. 2012 yılında litre başına 15 kuruş
olan destek miktarı, 2013 yılında litre başına 20 kuruşa yükseltilmiştir.
Hayvan gen kaynaklarının korunması kapsamında Halk Elinde Manda
Islahı Projesi yürütülmektedir. Projeyle 2012 yılında manda başına ayrıca 650
TL destek verilmiş olup bu destek 2013 yılında da devam etmektedir. Ziraat
Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri tarafından manda yetiştiriciliğine
yönelik 3 milyon TL’ye kadar olan yatırımlara yüzde 50 faiz indirimli kredi
sağlanmaktadır. Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı
kapsamında mandacılık konusundaki yatırımlara yüzde 50 hibe destek
sağlanmaktadır. 2012 yılında Kandıra ilçe merkezinde uygulanmak üzere 100
başlık manda sütü üretme projesi destek kapsamına alınmış, Kandıra’da manda
üreticileri birliğinin kurulmasına yönelik çalışmalar da devam etmektedir.
Sayın Kaplan’ın Kandıra’da hindiciliğin
geliştirilmesi ve üretim çiftliği kurulmasına yönelik sorusuyla ilgili olarak
da, Kocaeli ilimizde hindicilik, kapalı kümeslerde ve
mera hindiciliği şeklinde yapılmaktadır. Kandıra
ilçesinde 23 kümeste yıllık 300 bin adede yakın hindi üretimi yapılmakta, bu
ilçemizde mera hindiciliğinin geliştirilmesi amacıyla
da özel idare kaynaklarından 2003-2005 döneminde toplam 270 bin TL kaynak
sağlanmış, 59.185 adet hindi palazıyla, kırk beş günlük yemleri tedarik edilmiş
ve çiftçilerimize dağıtılmıştır. Ayrıca, hindicilik
tesislerinin kurulmasında Bakanlığımızın görev alanı içerisinde gerekli
kolaylıklar ve destekler de sağlanmaktadır.
Önerge sahibi Sayın Şafak’ın (6/1280) ve (6/1668) esas no.lu soru
önergeleri:
Sayın Şafak’ın baklagil ve hububat
primleri, mazot, gübre ve toprak analizi desteklerine ilişkin sorularıyla
ilgili olarak, 2012 yılında 612 milyon TL, 2013 yılında ise 744 milyon TL
hububat ve baklagil prim desteği ödenmiş olup
ödemelerin büyük kısmı tamamlanmıştır. Ancak, illerimizden gelen icmaller
doğrultusunda primler ödenmektedir. Bu kapsamda Niğde iline 2012 yılında 3,4
milyon TL, 2013 yılında 2,6 milyon TL de buğday primi ödenmiştir. 2012 yılı
mazot, gübre ve toprak analiz destekleri 6 Mart 2012 tarihinde çiftçi
hesaplarına aktarılmıştır. 2013 yılı destekleri mart ayının ilk haftası
itibarıyla ödenmiştir.
Sayın Şafak’ın (6/1668) esas numaralı önergesinde yer alan patates
üreticilerinin pazar sorunuyla ilgili olarak, Bakanlığımız ve Ekonomi
Bakanlığınca patates ile ilgili 16 Mayıs 2012 tarihinde Niğde ilinde STK
temsilcileri ve üreticilerin katılımıyla bir toplantı gerçekleştirilmiştir.
Yine, Bakanlığımız tarafından 2012 yılı Eylül ayında patates ürününün iç
pazarda tüketilmesine yönelik olarak özellikle Niğde ve Nevşehir patates
üreticileriyle Ortak Akıl Toplantısı düzenlenmiş ve toplantıda alınan kararlar
çerçevesinde patatesle ilgili bir eylem planı hazırlanarak uygulamaya
konulmuştur. Söz konusu dönemde yapılan girişimlerle Tarım Kredi Kooperatifi kuruluşu
olan TAREKS tarafından Niğde ve Nevşehir illerinden toplam 10 bin ton patatesin
20 kuruş/kilogram fiyatla alımı yapılmıştır. Böylece hem depolardaki patatesin
satılması sağlanmış hem de piyasanın canlanmasına katkı yapılmıştır. Bu
canlanmayla özel firmalar da piyasadan patates alımı yapmış ve yaptığımız
tespitlere göre depolarda patates kalmamıştır.
Önerge sahibi Sayın Halaman’ın (6/1284)
ve (6/1593) esas numaralı önergeleri:
Bakanlığımızca Adana ilimize tarım sektörünün geliştirilmesi
amacıyla son on yılda önemli oranda destekler verilmiştir. Adana’da 2002
yılında toplam 45 milyon TL tarımsal destek verilmiş iken, 2013 yılında Kasım
ayı itibarıyla 243 milyon TL destek verilmiştir. 2003-2013 döneminde Adana’ya
toplam 1 milyar 834 milyon TL nakit tarımsal destek verilmiştir. Aynı dönemde Adana
ilimize toplam 1 milyar 234 milyon TL prim desteği, 118,4 milyon TL hayvancılık
desteği verilmiştir. Verilen destekler ve yürütülen projelerle Adana ilimizde
TÜİK verilerine göre 2002-2012 döneminde tarla bitkileri üretiminde yüzde 23,
meyve üretiminde ise yüzde 32 artış sağlanmıştır.
Adana’da desteklerin diğer illere göre geç ödendiğine yönelik
sorularına ilişkin olarak da, Adana ilimize yapılan tarımsal destekler, diğer
tüm illerimizde olduğu gibi Bakanlığımıza ulaşan destek icmalleri çerçevesinde
aynı dönemde yapılmaktadır. Bu çerçevede, iller arasında bir ayrım ya da farklı
uygulama yapılması veya Türk çiftçisine ilgisizlik gibi bir durum kesinlikle
söz konusu değildir. Tarımsal üretimimizin arttırılması ve geliştirilmesi
yönünde Adana ve diğer illerimizdeki üreticilerimizin desteklenmesine devam
edilecektir.
Sayın Dedeoğlu’nun (6/1306) esas numaralı önergesiyle, Sayın
Tüzel’in (6/1927) esas numaralı önergesi:
Sayın milletvekillerimizin soruları benzer hususlar içerdiğinden
birlikte cevaplandırılacaktır.
Sayın Dedeoğlu ve Sayın Tüzel’in, su ürünleri mühendisi ve
teknikeri ile balıkçılık teknolojisi mühendisi istihdamına ilişkin sorularıyla
ilgili olarak, Bakanlığımızda 2002 yılında toplam 318 su ürünleri mühendisi ve
balıkçılık teknolojisi mühendisi çalışmakta iken, 2013 yılında kadrolu ve
sözleşmeli statüde toplam 806 su ürünleri mühendisi ve balıkçılık teknolojisi
mühendisi görev yapmaktadır. Bakanlığımız
Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğünde hâlihazırda 8 veteriner hekim, 15
ziraat mühendisi, 60 su ürünleri mühendisi ve balıkçılık teknolojisi mühendisi görev
yapmaktadır. Bakanlığımızca kadro ve bütçe imkânları göz önünde bulundurularak
su ürünleri ve balıkçılık teknolojisi mühendisi istihdamına yönelik bugüne
kadar olduğu gibi bundan sonra da çalışmalar sürdürülecektir.
Engelli Memur Seçme Sınavı yerleştirmesi sonucuna göre, 2012 ve
2013 yıllarında Bakanlığımıza 22 su ürünleri mühendisiyle, 2 balıkçılık
teknolojisi mühendisi yerleştirilmiştir. 2013 yılında KPSS yerleştirmesiyle 50
su ürünleri mühendisi ve 5 balıkçılık teknolojisi mühendisi alımı gerçekleştirilmiştir.
Bakanlığımıza TAR-GEL Projesi kapsamında 1.516 veteriner hekim ve 984 mühendis
olmak üzere toplam 2.500 personelin sözleşmeli olarak 3 Ocak 2013 tarihinde
ÖSYM tarafından yerleştirme işlemleri yapılmıştır. TAR-GEL kapsamında 155 su
ürünleri mühendisi görev yapmaktadır.
Sayın Tüzel’in, Bakanlığın taşra teşkilatlanmasında su ürünleri
için ayrı bir birim kurulmaması ve 1380 sayılı Su Ürünleri Kanunu’nun yeniden
yapılandırılması sorularıyla ilgili olarak, Bakanlığımız hizmet birimlerinin
taşra teşkilatlarında doğrudan yansıması şeklinde şube müdürlükleri
bulunmamaktadır. Burada fonksiyonel bir yapılanma amaçlanmış olup, personelin
daha etkin ve verimli kullanılması hedeflenmiştir. 1380 sayılı Su Ürünleri
Kanunu’nda teknolojik ve bilimsel gelişmeler yanında, günümüz ihtiyaçları göz
önünde bulundurularak değişiklik çalışmalarına başlanmıştır. Çalışma sonunda
hazırlanan tasarı taslağı, Bakanlığımız web sayfasından bütün kamuoyunun
görüşüne açılmıştır.
Sayın Dedeoğlu’nun (6/1322), (6/1323), (6/1324), (6/1351) ve
(6/1352) esas no.lu önergeleri:
Çakallıhasanağa köyü yol
kenarında bulunan meranın köy tüzel kişiliğine katılması hususunda, önergede
bahsedilen köy sınırları dâhilinde bulunan 36 parsel numaralı 32.625 metrekare
yüzölçümlü mera vasıflı taşınmazın 8.803 metrekarelik kısmı için köy odası,
muhtarlık odası, ibadethane ve köylünün ihtiyaçlarını karşılamak üzere tahsis
amacı değişikliği talep edilmiştir. Talep 4342 sayılı Mera Kanunu kapsamında
değerlendirilerek incelenmiş ve il mera komisyonu tarafından 19/04/2013
tarihinde uygun bulunmuştur. Karar valilik tarafından da 19/07/2013 tarihinde
onaylanmıştır.
Gavur Gölü mevkisinde GÖRPA Tarım İşletmeleri ve Minehöyük
köyü tarım arazilerinin su tahliyesinden kaynaklanan sorunun tespiti ve
çözümüne ilişkin olarak, önergede söz edilen su tahliyesiyle ilgili konular
Orman ve Su İşleri Bakanlığımızın görev alanında yer almaktadır. Bakanlığımızca
ilgili kurum ve kuruluşlarla iş birliği içinde çalışmalara gerekli destekler
sağlanmaktadır.
Konuyla ilgili olarak, Orman ve Su İşleri Bakanlığımızdan
alınan bilgilere göre, 2012 yılında bölgenin bol yağış alması ve yöre
çiftçilerinin yoğun talebi neticesinde, DSİ tarafından Varto Ovası’nda Kılılı beldesi ile Kuyumcular köyü arasında 150 metre
uzunluğunda yeni bir yan savak tahliye kanalı açılarak mevcut fazla suyun Aksu
Nehri’ne tahliyesine başlanmıştır.
Kahramanmaraş Pazarcık ilçesi, Çınarlı, Aşağımülk,
Yukarı Höcüklü, Kırkpınar Bağlısı ve Sakarkaya köylerine tarımsal sulama kanalı yapılmasıyla
ilgili olarak da yine sulama kanalı yapılmasına ilişkin faaliyetler Orman ve Su
İşleri Bakanlığı ile il özel idarelerinin görev alanında bulunmaktadır. Konuyla
ilgili olarak ilgili bakanlıktan alınan bilgiye göre Çınarlı Projesi kapsamında
4.490 hektar alanın sulanması planlanmakta olup proje planlama aşamasındadır. Aşağımülk ve Yukarı Höcüklü
köylerinin tarım arazileri planlaması hazırlanmakta olan Adıyaman –Göksu-
Araban Projesi kapsamında sulanacaktır; Sakarkaya
köyü arazileriyse aynı projenin Abbasiye regülatörü sulaması kapsamında sulanacaktır.
Türkoğlu ilçesinde Amik Ovası’na giden sulama kanalı inşaatının
tamamlanmasıyla ilgili olarak, konu hakkında Orman ve Su İşleri Bakanlığımızdan
alınan bilgilere göre; Orta Ceyhan Menzelet II.
Merhale Projesi kapsamındaki Kılavuzlu ana kanalıyla
Amik Ovası sulanacaktır. Yaklaşık 86 kilometre olan Kılavuzlu
ana kanalının ilk 38 kilometrelik kesiminin inşaatı devam etmektedir. Amik
Ovası’na su taşıyacak olan Kılavuzlu sulaması ana
kanalının ilk 38 kilometrelik bölümünün 2013 yılında tamamlanması
planlanmıştır. Kılavuzlu sulaması ana kanalının 48
kilometrelik kesiminin 2016 yılında bitirilmesi hedeflenmektedir.
Kahramanmaraş ilinin Andırın, Ekinözü, Elbistan ve Nurhak
ilçelerinde ilçe tarım müdürlükleri binası yapılması ve bu ilçelerde yeterli
personel istihdamı konusunda, Kahramanmaraş Ekinözü ve Elbistan ilçelerimize
hizmet binası yapımı için Başbakanlıktan gerekli izinler alındı. Elbistan ilçe
müdürlüğümüzün hizmet binası yapımı yatırım programına alındı, uygulama projesi
devam ediyor. Ekinözü ilçe müdürlüğü hizmet binasınınsa yeni yatırım programına
alınması planlanmaktadır. Nurhak ilçe müdürlüğümüze hizmet binası olarak
yöredeki sağlık ocağı tahsis edilmiş, taşınma işlemi bitmiş, bakım-onarım için
ödenek tahsis edilmiştir. Andırın ilçe müdürlüğünün yeni hizmet binası talebi
bulunmamaktadır.
Kahramanmaraş ilinde Andırın ilçesinde 18, Ekinözü ilçesinde 13,
Elbistan ilçesinde 57 ve Nurhak ilçesinde 2 teknik personel görev yapmaktadır.
İhtiyaç doğrultusunda personel talebi de karşılanacaktır.
Önerge sahibi Sayın Karaahmetoğlu’nun (6/1358), (6/1707) ve
(6/1708) esas no.lu soru önergeleri:
Sayın Karaahmetoğlu’nun TMO’nun stoklarında bulunan fındığın
FİSKOBİRLİK’e satışı konusunda yeni bir kararname hazırlanmasına ilişkin
sorusuyla ilgili, FİSKOBİRLİK’in üreticilere olan borçlarının ödenmesini teminen en son 2011/1812 sayılı Bakanlar Kurulu kararı
ihdas edilmiştir. Bu karara göre TMO, stoklarındaki fındığın 50 bin tona kadar
olan miktarını yağlık olarak ayırıp, 1,1 TL/kilogram bedelle ve aylık 2.500
tonluk partiler hâlinde FİSKOBİRLİK’e satmakla görevlendirilmiştir. Karar
kapsamında FİSKOBİRLİK’e 2011 ve 2012 yıllarında toplam 28.500 ton kabuklu
fındık satışı gerçekleştirilmiştir. Bakiye 21.500 tonluk kısım konusunda ise
kararnamede FİSKOBİRLİK nezdinde denetimle görevlendirilmiş olan Hazine
Müsteşarlığının çalışmalarının tamamlanmasını müteakip gerekli işlemler
yapılacaktır.
Sayın Karaahmetoğlu’nun yeni fındık stratejisine yönelik
çalışmalar ve bunların sonuçlarına ilişkin sorularıyla ilgili olarak, yeni
fındık stratejisi 2011/1424 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla fındık üretimine
izin verilen 14 il ve 105 ilçede uygulanmıştır. Bakanlığımızca, 2009-2012
yılları arasında fındık üreticilerine dekar başına 150 TL olmak üzere üç yılda
toplam 450 TL dekar başına alan bazlı gelir desteği
ödenmiştir. Ayrıca, fındık üretiminden vazgeçip alternatif ürüne geçen
üreticilere de üç yılda toplam 600 TL dekar başına destek sağlanmıştır.
Alan bazlı gelir desteği uygulaması
kapsamında toplam 2,8 milyar TL, alternatif ürün desteği ve fındık söküm
tazminatı kapsamında toplam 3,4 milyon TL destek ödemesi yapılmış, Giresun’da
ise ruhsatlı alanlarda fındık üretimi yapan üreticilerimize alan bazlı gelir
desteği kapsamında toplam 590 milyon TL ödeme yapılmıştır. Fındıkta alan bazlı gelir desteği uygulamasına 2013/4245 no.lu Bakanlar
Kurulu kararıyla 2012-2014 yılları arasında üç yıl süreyle devam edilecektir.
Bu kapsamda ruhsatlı alanlarda fındık yetiştirenlere 2012 yılı ürünü için 150
TL, 2013 yılı ürünü için 160 TL, 2014 yılı ürünü için 170 TL alan bazlı gelir desteği verilecektir.
Fındık üretimimiz 2011 yılında 430 bin ton iken, 2012 yılında
yüzde 53 oranında artışla 660 bin ton olarak gerçekleşmiştir. 2013 yılı 2’nci
tahmin rakamlarına göre de bu üretim 549 bin ton beklenmektedir. Ülkemizin
fındık üretiminin yüzde 12 ila 15’i Giresun ilinde üretilmektedir. Tüm fındık
üreten illerimizde olduğu gibi Giresun ilinde de yıllar itibarıyla iklim
şartlarına bağlı olarak rekoltede değişimler
olabilmektedir.
Bakanlığımızca fındıkta depolama şartlarının iyileştirilmesine
yönelik olarak üreticilerimizi bilgilendirmekte, eğitim ve yayım çalışmaları
yürütülmektedir. Ayrıca, fındıkta lisanslı depoculuk çalışmaları kapsamında
2012 yılında Ünye’de 25 bin ton ve Düzce’de 10 bin ton kapasiteli depolar için
lisans alınarak fındığa yönelik faaliyete başlanmıştır. 2013 yılı Ekim ayı sonu
itibarıyla toplam 787 ton kabuklu fındık muhafaza altına alınmıştır.
Bakanlığımız Giresun İl Müdürlüğü ve Giresun Fındık Araştırma Enstitüsü
tarafından fındık ürününde verim ve kaliteyi artırmaya yönelik eğitim, yayım,
seleksiyon, toprak ve yaprak analizi, hastalık ve zararlılarla mücadele gibi
konularda projeler ve çalışmalar yürütülmektedir.
Önerge sahibi Sayın Nazlıaka’nın
(6/1362), (6/1929) ve (6/1933) esas no.lu önergeleri:
Ankara’daki tarım alanlarına ve sulama yatırımlarına ilişkin
olarak, Ankara’nın da içinde olduğu tüm illerimizin tarım alanlarına ilişkin
verileri TÜİK tarafından kamuoyuna açık şekilde yayınlanmaktadır. Sulamayla
ilgili yatırımlar Orman ve Su İşleri Bakanlığının görev alanında yürütülmekte
olup, Ankara ilimizde toplam sulanan alan 100 bin hektar civarındadır.
Bakanlığımızca Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı kapsamında
2006 yılından bugüne toplu basınçlı sulama projelerine yüzde 75, bireysel tarla
içi sulama projelerine yüzde 50 hibe destek verilmektedir. Bu kapsamda Ankara ilimizde bugüne kadar
toplam 229 proje tamamlanmış ve 2,6 milyon TL hibe ödemesi yapılarak yaklaşık
11 bin dekar alanda basınçlı sulama sisteminin kullanımı sağlanmıştır. Ayrıca
Ziraat Bankası ve tarım kredi kooperatiflerince basınçlı sulama yatırımlarına
2007 yılından bugüne sıfır faizli kredi kullandırılmaktadır. Bu kapsamda
Ankara’da bugüne kadar toplam 2.425 üreticiye 42,8 milyon TL kredi
kullandırılmış, yaklaşık 95 bin dekar alanda basınçlı sulama sisteminin
kullanımı sağlanmıştır.
Ankara ilindeki üreticilerin 2010 ve 2011 yıllarındaki kredi
borçlarına ilişkin olarak, Ziraat Bankasından alınan bilgilere göre, Ziraat
Bankasınca Ankara ilinde 2010 yılında 10.668 üreticiye toplam 547 milyon TL,
2011 yılında ise 7.661 üreticiye toplam 322 milyon TL tarımsal kredi
kullandırılmış. Ziraat Bankasının 31/12/2011 tarihi
itibarıyla tasfiye olunacak alacaklar hesaplarında kayıtlı 1.070 üretici
üzerinde 21 milyon TL civarında kredi alacağı bulunmaktadır yani 322 milyonun
21 milyonunda sadece kredi alacağı görülmektedir.
Tarım kredi kooperatiflerinden alınan bilgilere göre, tarım kredi
kooperatiflerince Ankara ilinde 2010 yılında 8.366 ortağa 83 milyon TL, 2011
yılında 9.585 ortağa 136 milyon TL kredi kullandırılmıştır. Ziraat Bankası ve
tarım kredi kooperatifleri tarafından borçlarını ödeyemeyen ve icra takibine
düşen üreticiler için kendi mevzuatları çerçevesinde çeşitli ödeme kolaylıkları
da sağlanmaktadır.
Ankara ilinde 2002 yılında tarımsal kredi geri dönüş oranları:
Ziraat Bankasında yüzde 41, tarım kredi
kooperatiflerinde yüzde 78 iken, 2012 yılında Ziraat Bankası ve Tarım Kredi
Kooperatiflerinde tarımsal kredi geri dönüş oranları yüzde 97’ye ulaşmıştır.
Sayın Nazlıaka’nın, Ankara’da son beş
yıldaki hayvan sayısındaki değişim ve verilen hayvancılık destekleriyle ilgili
sorularına ilişkin olarak: İl bazında hayvan sayılarına ilişkin veriler TÜİK
tarafından kamuoyuna açık şekilde yayınlamaktadır. Hayvancılığa önemli
destekler sağlanmış olup 2007-2013 yılları arasında Ankara’da çiftçilere toplam
yüzde 136,4 milyon TL hayvancılık desteği verilmiştir. Bakanlığımızca,
hayvancılık sektörüne önemli bir girdi olan yem bitkileri üretimi
desteklenmiştir. Bu kapsamda, Ankara’da üreticilere toplam 21 milyon TL yem
bitkileri desteği ödenmiştir. Hayvancılık sektöründe kaba yem ihtiyacının
karşılanması amacıyla mera ıslahı çalışmalarına önem verilmiş, Ankara’da 10
proje kapsamında 70.633 dekar alanda mera ıslahı tamamlanmıştır.
Tarımsal sulama nedeniyle elektrik borcunu ödeyemeyen sulama
kooperatifleriyle ilgili olarak: Sulama kooperatifleri ve sulamada elektrik
borçlarıyla ilgili konular Bakanlığımız görev alanında bulunmamakla birlikte,
Bakanlığımızca bu konuyla ilgili bakanlık, kurum ve kuruluşlar nezdinde
görüşmeler yapılmaktadır. Elektrik borçlarıyla ilgili olarak çıkarılan farklı
yasal düzenlemeyle borçların yapılandırılması ve taksitlendirilmesi imkânı
getirilmiştir.
Son beş yıl içerisinde Ankara ilinde yürütülen arazi toplulaştırılması
projeleriyle ilgili olarak: 609 hektar alanda toplulaştırma tamamlanmıştır. 6
projede toplam 156 bin hektar alanda çalışma devam etmektedir. Beypazarı ve
Polatlı ilçelerinde toplam 20 bin hektar alanda proje hazırlık çalışması
yapılmaktadır; ayrıca yapılan etüt çalışmaları sonucunda, Ankara’da 8 ilçede,
59 yerleşim biriminde toplam 119 bin hektar alanda toplulaştırma projesi
yapılmaya uygun alan olduğu tespit edilmiş olup bu alanlarda da çalışmalara
başlanılması planlamaktadır.
Sayın Atıcı’nın (6/1364) esas numaralı önergesi, Van’da meydana
gelen deprem nedeniyle Van’ın bazı ilçelerindeki hayvan yetiştiricilerine yem
desteği yapılmasına ilişkin: Van ilinde depremden zarar gören yetiştiricilerin
tespit edilmesi amacı ile İl Hasar Tespit Komisyonu kurulmuş. Bu Komisyon
tarafından hasar tespiti yapılan hayvancılık işletmelerine yem desteği ödemesi
yapılmış, bu kapsamda toplam 65 milyon TL yem desteği ödemesi gerçekleşmiştir.
Van ilinde deprem nedeniyle hayvan barınakları yıkılan
çiftçilerimizin hayvanlarının barınmaları ve beslenmeleri için Bakanlığımızca
3.498 çadır, hayvan barınağı ve 6 bin yemliğin kurulumu tamamlanmıştır. Ayrıca,
hayvanları telef olan yetiştiricilerimize 568 baş damızlık inek ve 700 baş
damızlık koyun ücretsiz olarak dağıtılmıştır.
Sayın Dedeoğlu’nun (6/1378) ve (6/1379) esas no.lu önergeleriyle
ilişkili: Nişasta bazlı şekerin kullanımı ve
ithalatına ilişkin şekerle ilgili düzenlemeler Bakanlığımız görev alanında
bulunmamakta olup, 2001 yılında çıkarılan 4634 sayılı Kanun kapsamında Şeker
Kurumu tarafından yürütülmektedir. Nişasta bazlı
şekerin sağlık üzerine etkileri konusundaki araştırmalar, ilgili akademik
kuruluşlar ve Sağlık Bakanlığımızın görev alanında yer almaktadır.
Bakanlığımızca, güvenilir gıdanın yanında sağlıklı beslenmeye yönelik önemli
çalışmalar yürütülmekte, bu kapsamda gıdalarda şeker ve tuz kullanımına yönelik
yeni düzenlemeler yapılması çalışmaları sürdürülmektedir.
Sayın Dedeoğlu’nun Kahramanmaraş’ta il kontrol laboratuvarı
kurulmasına yönelik önergesine ilişkin olarak: Bakanlığımıza bağlı 41 kamu
laboratuvarı bulunmakta olup, Kahramanmaraş’a yakın olan Sivas, Kayseri, Adana
ve Gaziantep illerinde bulunan gıda kontrol laboratuvarlarından
yararlanılmaktadır. Numunelerin dağıtımı laboratuvarların yetkin olduğu analiz
parametrelerine göre yapılmaktadır. Gıda kontrol laboratuvarları Bakanlar
Kurulu kararıyla kurulabilmekte olup, şu an itibarıyla Kahramanmaraş’ta gıda kontrol
laboratuvarı kurulması planlanmamaktadır.
Sayın Öğüt’ün (6/1389), (6/1404) ve (6/1405) esas no.lu
önergeleri: 2012 Şubat ayı itibarıyla, 4876 sayılı Kanun kapsamında, Ziraat
Bankası ve tarım kredi kooperatiflerine olan borcunu yeniden yapılandıran üreticilere
ilişkin olarak, sübvansiyonlu tarımsal kredi borçlarının yeniden
yapılandırılması çalışmaları ve bu kapsamdaki istatistiki bilgiler, uygulayıcı
kuruluşlar olan Ziraat Bankası ve tarım kredi kooperatifleri tarafından
yürütülmektedir. Konuyla ilgili,
Ziraat Bankasından alınan bilgilere göre 2012 Şubat ayı itibarıyla borcunu 4876
sayılı Kanun kapsamında yeniden yapılandıran ancak taahhüdünü yerine getirmeye
devam eden üretici ve bu kapsamda yapılan tahsilat bulunmamaktadır. Konuyla
ilgili, Tarım Kredi Kooperatifleri Genel Müdürlüğünden alınan bilgilere göre
ise 4876 sayılı Kanun kapsamına giren 2003 ve öncesinde vadesi geçen borcu
bulunan 587.966 ortağın üzerindeki 1 milyar 409 milyon TL alacaktan müracaat
eden 546.103 ortağın borcu yapılandırılmıştır. 2003/4876 sayılı Kanun
uygulamasının sona erdiği 30/1/2006 tarihinden sonra
da tarım kredi kooperatiflerince çeşitli ödeme kolaylıkları sağlanmıştır.
Ardahan’daki çiftçilerin mazot ve gübre paralarının ödenmesine
ilişkin olarak: 2012 yılı mazot ve gübre destekleri 6 Mart 2012 tarihinde
çiftçi hesaplarına aktarılmış, 2013 yılı destekleri ise mart ayının ilk
haftasında ödenmiştir. Ardahan iline 2012 yılında 2,6 milyon TL mazot ve 3,3
milyon TL kimyevi gübre desteği, 2013 yılında 2,8 milyon TL mazot ve 3,5 milyon
TL kimyevi gübre desteği ödenmiştir.
Kars Yem Fabrikasının özelleştirilmesine, et kombinasının
kapatılmasına ve yün işleme fabrikası ihtiyacına ilişkin Kars ilimizde 2’si il
merkezimizde, 3’ü ilçelerde olmak üzere toplam 5 adet mezbaha bulunmaktadır. Bu mezbahalardan 2 adedi belediye mezbahası
olup diğer 3 adeti özel sektöre aittir.
Ayrıca, Erzurum Et Kombinası Kars’ta sözleşmeli olarak Et ve Süt
Kurumu adına bir mezbahada kesim yaptırılmaktadır. Hayvanlarını kestirmek
isteyen yetiştiriciler il merkezinde bulunan kesimhanede kesim
yaptırabilmektedir. Erzurum Et Kombinasına verilen günlük kesim kontenjanının
yaklaşık yüzde 25’lik kısmı Kars ve Ardahan illerimize tahsis edilmiş
durumdadır.
Kars’ta yem üretim ruhsatı bulunan toplam 31 ton/saat üretim kapasitesine
sahip 3 adet özel sektöre ait yem fabrikası bulunmakta, Kars ilimizde hayvan
derisi ile koyun yünü işleme tesisi bulunmamaktadır
ancak gerek il içinden gerekse il dışından bu kapsamda yatırım yapmak isteyen
üreticilere Ekonomi Bakanlığı tarafından yürütülen yatırım teşvikleri
kapsamında imkânlar sağlanmaktadır.
Sayın Halaman’ın (6/1451, 1457, 1527,
1592) esas numaralı önergeleri: Bakanlık ve bağlı kuruluşlarınca çıkarılan
dergilere ilişkin Bakanlığımız ile bağlı ve ilgili kuruluşların merkez teşkilatı
ve Bakanlığımız taşra birimlerinin bazıları tarafından dergiler
çıkartılmaktadır. Dergilerin bütçesi genel bütçe, döner sermaye, reklam
gelirleri ve benzeri kaynaklardan karşılanmakta olup dergiler Bakanlık
matbaaları veya özel matbaalar tarafından basılmaktadır. Söz konusu dergiler,
tarımsal konularda eğitim ve yayım faaliyeti olarak üreticilerin ve kamuoyunun
bilgilendirilmesi, uzman ve teknik personelin tarımla ilgili mesleki ve aktüel
bilgilerinin geliştirilmesi, tarım gündemi ve tarım sektöründeki faaliyetlerden
tüm paydaşlarımızın haberdar edilmesi amacıyla yayımlanmaktadır.
Buğday fiyatları ve Adana’daki ekmek fiyatlarına ilişkin:
Bakanlığımızca hububat piyasaları takip edilerek piyasaların düzenlenmesi ve
sürdürülebilir üretimin sağlanması amacıyla politikalar oluşturulmaktadır. TMO
tarafından açıklanan müdahale fiyatları, ürün maliyetleri, üretim miktarı,
enflasyon oranı, refah payı, üretimin sürdürülebilirliği, dünya piyasalarındaki
gelişmeler ve bir önceki yılın fiyatları dikkate alınarak belirlenmektedir.
Önergenin sorulduğu 2012 yılında yüzde 11,5-12 oranında protein
içeren Anadolu kırmızı sert buğday için TMO tarafından açıklanan başlangıç alım
fiyatı 635 TL/ton, alım fiyatı bir önceki yıla göre yüzde 10 oranında
arttırılmıştır. Bakanlığımızca verilen 115 TL/ton ilave destekle birlikte fiyat
780 TL/tona yükselmektedir.
2013-2014 alım döneminde ise yüzde 11,5-12 oranında protein içeren
Anadolu kırmızı sert buğday için TMO tarafından açıklanan başlangıç alım fiyatı
720 TL/tondur. 123 TL/ton ilave destekle birlikte fiyat 843 TL/tona
yükselmektedir. Alım fiyatı, proteini yüzde 13 ve üzerinde, süne oranı düşük
olan kaliteli buğdaylarda ton başına 742 TL’ye kadar çıkmaktadır.
Ekmek fiyatları belediyeler ve fırıncılar odası tarafından
belirlenmekte olup Bakanlığımızın bu konuda bir müdahalesi olmamaktadır.
Adana ve ilçelerindeki 2012 yılındaki süt fiyatlarına ilişkin: Çiğ
süt fiyatı piyasa koşulları içinde oluşmakta olup bu konuda yine Bakanlığın bir
müdahalesi bulunmamaktadır ancak Bakanlığımızca uygulanan farklı desteklemeler
ile süt fiyatlarında dönemsel yaşanan dalgalanmalardan üreticilerin olumsuz
etkilenmesi önlenmeye çalışılmaktadır. İnek sütüne verilen destek, piyasa
fiyatları ve günün koşulları göz önüne alınarak üç aylık dönemler hâlinde
belirlenmekte ve böylelikle gerek üreticilerimizin gerek tüketicilerimizin
mağdur edilmesi önlenmektedir. Adana’da 2012 yılında 94 bin ton çiğ süt için
4,8 milyon TL ödenmiştir, 2013 yılı çiğ süt destekleme primlerinin 1’inci ve
2’nci dönemleri ödenmiştir. Adana’da 2013 yılında 26 bin ton çiğ süt için 11,6
milyon TL ödeme yapılmıştır. Süt piyasa düzenlemesi için süt tozu üretimi
teşvik edilmekte, böylece süt tozu ithalatının önlenmesi ve ihtiyacın yerli
üretimle karşılanması sağlanmaktadır.
Önerge sahibi Sayın Doğru’nun (6/1565) ve (6/1872) esas
numaralı soru önergeleri ile Sayın Öğüt’ün benzer mahiyetteki (6/1642) ve
(6/1865) esas numaralı soru önergeleri: Sayın Doğru’nun 2011 yılı itibarıyla
ülkemizdeki küpeli hayvan sayısına ilişkin olarak: 2011 yılında ülkemizdeki küpelenerek kayıt altına alınan hayvan sayısı sığır
cinsinde 11 milyon 454 bin 526 baş, küçükbaş 29 milyon 382 bin 924 baştır, 2012
yılında ise bu sayılar sığır için 12 milyon 484 bin 969 baş, küçükbaş olarak da
32 milyon 340 bin 726 baştır.
Sayın Doğru ve Sayın Öğüt’ün canlı hayvan ithalatına ilişkin
sayılar ile canlı hayvan ve et ithalatı ve bunun durdurulmasına ilişkin
önergeleriyle ilgili: Bakanlık olarak hayvancılık sektörünün ve et
piyasalarının durumu hem üreticiler hem de tüketiciler açısından
değerlendirilerek ithalattaki gümrük vergileri 30/12/2012
tarihinde karkas ette yüzde 100’e, kasaplık canlı hayvanda yüzde 40’a
çıkarılmış, mevcut üretim iç piyasadaki talep için yeterli olduğundan canlı
hayvan ithalatına talep azalmıştır ve yapılmamaktadır. İthalat izinleri
herhangi bir ilimize yönelik olarak verilmemektedir. İthal edilen hayvan ve
etler ithalatçının işletmesinin veya kesimhanesinin bulunduğu yere sevk
edilmekte, ayrıca dış ticarete ilişkin veriler TÜİK tarafından düzenli ve açık
olarak kamuoyuna duyurulmaktadır.
Sayın Öğüt’ün ithalat nedeniyle BSE hastalığının ülkemize taşınma
ihtimaline ilişkin önergelerindeki sorulara ilişkin olarak: Canlı hayvan ve
karkas sığır eti ithalatında sağlık şartları ülkemizin de üyesi olduğu Dünya
Hayvan Sağlığı Teşkilatı ve Avrupa Birliği standartları dikkate alınarak ulusal
mevzuatımıza göre belirlenmektedir. Bakanlığımız tarafından ihracatçı ülkede
görevlendirilen resmî veteriner hekimlerce ithalat öncesi gerekli muayene ve
kontroller yapılmaktadır. Ayrıca, söz konusu canlı hayvan ve sığır etlerinin
ülkemize girişinde sıkı veteriner kontrolleri yapılmakta, mevzuata uygun
olmayan veya hastalık taşıdığı tespit edilen hayvanların ve etlerin ithalatına
kesinlikle izin verilmemektedir. BSE hastalığına yönelik ilave bir önlem olarak
ülkemize ithal edilen hayvanların yüzde 5’ine kesim sonrası ayrıca bir test
yapılmakta, sığır eti ithalatında ise ihracatçı ülkede etlerin elde edildiği
hayvanların tamamına BSE testi yaptırılmakta ve ona göre Türkiye’ye eğer
gelmesi gerekiyorsa gelmesine izin verilmektedir.
Sayın Doğru’nun tütün teknolojisi mühendislerinin özlük haklarına
ilişkin (6/1872) esas numaralı önergesine ilişkin olarak: Bakanlığımızda görev
yapan tütün teknolojisi mühendisleri ile diğer mühendis unvanlı personel
arasında özlük hakkı açısından bir fark bulunmamaktadır.
Sayın Gümüş’ün (6/1611) esas numaralı önergesi Muş, Van,
Bitlis, Erzurum ve Ağrı illerimizin ağır kış şartlarından dolayı afet bölgesi
ilan edilmesi ve tarım, hayvancılıkla uğraşan çiftçilere tarım sigortası
fonundan destek verilip verilmeyeceğine ilişkin: Afet bölgesi ilanı ve ulaşım
ile ilgili konular Bakanlığımızın görevleri arasında bulunmamakta,
Bakanlığımızca 2006 yılında başlatılan devlet destekli tarım sigortaları
uygulamaları kapsamında, poliçe bedelinin yüzde 50’si hibe olarak karşılanmakta,
tüm Türkiye’de olduğu gibi bu illerimizde de sigortasını yaptıran üreticilerin
sigorta kapsamındaki riskler nedeniyle meydana gelen zararları TARSİM
tarafından poliçe şartlarına göre karşılanmaktadır.
Bu kapsamda, önergenin sorulduğu 2012 yılında Ağrı’da 745
bin TL prim desteği ödemesi, 409 bin TL hasar ödemesi; Bitlis’te 728 bin TL
prim desteği ödemesi ve 1,5 milyon TL hasar ödemesi; Erzurum’da 1,6 milyon TL
prim desteği ödemesi, 3,9 milyon TL hasar ödemesi; Muş’ta 494 bin TL prim
desteği ödemesi, 1,6 milyon TL hasar ödemesi; Van’da 439 bin TL prim desteği
ödemesi, 283 bin TL hasar ödemesi yapılmıştır.
Ayrıca, Bakanlığımızca bu illerimize önemli oranda tarımsal destek
sağlanmakta, 2003-2013 döneminde kasım ayı itibarıyla, Ağrı’ya 560 milyon TL,
Bitlis’e 232,1 milyon TL, Erzurum’a 651,5 milyon TL, Muş’a 425,3 milyon TL,
Van’a 752 milyon TL nakdi, karşılıksız tarımsal destek ödemesi yapılmıştır.
Önerge sahibi Sayın Öğüt’ün (6/1643), (6/1663), (6/1667), (6/1772),
(6/1809), (6/1810), (6/1823), (6/1827) ve (6/1907) esas numaralı önergeleri
2010 ve 2011 yılları arasında Ardahan, Iğdır, Ağrı ve Muş illerindeki
hayvancılık desteklemelerine ilişkin önergelerle ilgili: Hayvancılık
desteklemeleri kapsamında, 2010-2013 döneminde kasım ayı itibarıyla toplam,
Ardahan’da 52 milyon 152 bin TL, Iğdır’da 29 milyon 113 bin TL, Ağrı’da 85
milyon 440 bin TL, Muş’ta 51 milyon 594 bin TL destekleme ödemesi yapılmıştır.
Kars ili Kağızman ilçesi Çayarası
köyündeki süt sığırlarında yavru atma hastalığından dolayı, borçların tarım
sigortası tarafından ödenmesi hususunda: Kars ili Kağızman ilçesi Çayarası Kooperatifinde sigortalı hayvanlarla ilgili olarak
Tarım Sigortaları Havuzu TARSİM’e 34 adet hasar
tespit ihbarı yapılmış, TARSİM eksperleri tarafından
yapılan inceleme sonucunda hasar ihbarlarının çoğunun yavru hasarı olduğu
belirlenmiş, ancak tazminat ödemesi, tazminatlı hastalıklar kapsamında olup
veteriner kontrol enstitülerimizce tespiti yapılan hastalıklar için
yapılmaktadır. Bu kapsamda 2013 yılında Ruam, sığır tüberkülozu, bruselloz, koyun ve keçi brusellozu,
sığır vebası, Afrika at vebası, kuş gribi, kuduz, ve
şap hastalıkları Bakanlığımızca belirlenen mücadele bölgelerinde tazminatlı
hastalık kapsamındadır.
Kars ili Sarıkamış ilçesinde yer alan Asboğa
Gölü’nde ve Ardahan Posof ilçesi Armutveren köyü
Gölü’nde meydana gelen balık ölümleriyle ilgili olarak: Asboğa
Gölü’nde balık ölümleriyle ilgili olarak Sarıkamış İlçe Müdürlüğümüze 16 Nisan
2012 tarihinde, Ardahan ili Posof ilçesi Armutveren
köyündeki balık ölümleriyle ilgili olarak Posof İlçe Müdürlüğümüze 24 Nisan
2012 tarihinde yapılan ihbarlar üzerine Bakanlığımızca inceleme başlatılmış,
gölden su ve balık numuneleri alınmış, analizleri yapılmış. Raporda, göl suyunda canlı yaşamını tehdit edecek herhangi bir
unsur bulunmamıştır.
Sebze ve meyvelerin ambalajlı olarak satılabilmesi için
çiftliklere yardım yapılmasına ilişkin 2006 yılında başlatılan yüzde 50 hibe
destekli Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı kapsamında
tarımsal ürünlerin işlenmesi, paketlenmesi, ambalajlanması ve depolanmasına
yönelik yatırımlar desteklenmektedir. Bu kapsamda bugüne kadar bitkisel
ürünlerin işlenmesi ve paketlenmesine yönelik 1.611 tesis tamamlanmış, 333
milyon TL hibe ödemesi yapılmıştır. Bu proje 2015 yılına kadar devam edecek
olup meyve sebze paketlemeye yönelik yatırımlar desteklenecektir. Ayrıca 42
ilde IPARD Programı kapsamında sağlanan desteklerle meyve sebzelerin işlenmesi,
paketlenmesi ve pazarlanmasına yönelik yatırımlara ayrıca yüzde 50 hibe destek
verilmektedir. 1 milyon 250 bin avroya kadar yatırımların desteklendiği
programlar kapsamında Ardahan ilimiz de bulunmaktadır.
Ardahan’da 2011 yılı için makine ekipman
alımlarının desteklenmesi hususunda: Ardahan İl Müdürlüğümüzde önergede
bahsedilen 2011 yılında toplam 703 başvuru olmuş, Resmî Gazete’de
yayınlanan tebliğ ve uygulama rehberinde belirtilen şartlar dikkate alınarak değerlendirilmiştir.
Her bir makine, ekipman için başvuru şartları ve
puanlama kriterleri değişmektedir. Bu kapsamda, Ardahan ilinde 314 kişiye hak
ediş düzenlenmiştir. Makine, ekipman destekleri
kapsamında Ardahan’da 2007 yılından bugüne toplam 786 adet yeni ekipman, makine
için 4,9 milyon TL hibe destek ödenmiştir.
Sayın Genç’in (6/1677) esas no.lu önergesi: Konya’da bir sulama
kooperatifi başkanının görevden alınıp yerine kayyım atanmasına ilişkin Konya
ili Çeltik ilçesi Gökpınar kasabası sulama kooperatifinde,
Yunak Cumhuriyet Başsavcılığının talebi üzerine, 2/6/2011-21/7/2011
tarihleri arasında Bakanlığımız kontrolörlerince denetim yapılmış, denetim
sonucunda Yunak Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmuş, yapılan
inceleme sonucu hazırlanan soruşturma raporunda açık sorumluluğu görülen,
gerekli idari tedbirleri yerine getirmemek hususunda ısrarcı olan sorumlu
yönetim kurulu başkan ve üyeleri hakkında Kooperatifler Kanunu’na muhalefet
nedeniyle ek suç duyurusunda bulunulmuş, kamu yararı ve hizmet gerekleri
dikkate alınarak 29/2/2012 tarihinde görevlerine son verilmiştir. İlgili
kişilerce göreve son vermeye karşı açılan dava mahkemece reddedilmiş, ayrıca 19/1/2013 tarihli kooperatif olağan genel kurulu
toplantısında kooperatif ortakları tarafından seçilen 3 yeni yönetim kurulu
üyesi görevlerine başlamış olup tedbir uygulaması sona ermiştir.
Sayın Dedeoğlu’nun (6/1701) esas no.lu ve Sayın Halaman’ın (6/1941) esas no.lu soru önergeleri:
Çiftçilerimizin finansman ihtiyacını uygun şartlarda sağlaması amacıyla son on
yılda tarımsal kredilerde önemli düzenlemeler ve iyileştirmeler yapılmış, 2013
yılında, faaliyet alanına göre değişmekle birlikte yüzde 25-yüzde 100 arası
değişen oranlarda faiz indirimi uygulanmıştır. Sübvansiyonlu tarımsal
kredilerin kapsamı genişletilmiş, kredi limitleri artırılmıştır. İşletme
kredilerinin vadesi on sekiz aydan yirmi dört aya, yatırım kredilerinin vadesi
beş yıldan yedi yıla çıkarılmıştır.
Sayın Halaman’ın küçükbaş hayvancılığın
geliştirilmesine yönelik destek ve teşviklere ilişkin olarak: Küçükbaş
hayvancılığa 2006 yılından itibaren anaç koyun, keçi desteği sağlanmakta olup
2012 yılında 18 TL olan hayvan başına destek 2013 yılında 20 TL’ye
çıkarılmıştır. İlk defa, keçi ve koyun sütüne, inek sütüne göre daha fazla
destek primi başlatılmış. Yine küçükbaş hayvan yetiştiriciliği ve besiciliği
2010 yılında sıfır faizli kredi kapsamına alınmıştır.
Sayın Durmaz’ın (6/1821) esas numaralı önergesi jeotermal
seracılığın geliştirilmesine yönelik sorularıyla ilgili: Dünya çapında 78
ülkede jeotermal enerjinin doğrudan kullanımı yapılmakta; Türkiye, doğrudan
jeotermal enerjinin ısıtmada kullanımı bakımından dünyada ilk 5 içerisinde
gösterilmekte, Bakanlığımızca ilk etapta içinde Yozgat ilimizin de olduğu
jeotermal potansiyeli yüksek 11 pilot ilde jeotermal enerjinin örtü altı üretim
faaliyetlerinde kullanımını artırmaya yönelik çalışmalara başlanılmış, proje
kapsamında illerde ön etüt çalışmaları yapılmış, fizibilite çalışmalarına buna
göre başlanacaktır. Jeotermal,
biyogaz, güneş enerjisi gibi alternatif enerji kaynakları kullanan seraların
yapımına kırsal kalkınma destekleri kapsamında yüzde 50 hibe destek veriliyor.
Bugüne kadar da 253 projeye 50,3 milyon TL destek verilmiştir.
Sayın Dedeoğlu’nun gıda denetimlerine ilişkin olarak (6/1850) esas
numaralı önergesi: Son on yılda gıda denetimleri ve denetçi sayıları önemli
oranda artırılmış. On sene önce 1.500 civarında gıda denetçisi varken ve 39 bin
denetim yapılmışken 2012’de gıda denetçisi 4.732’ye ve denetim sayısı 413 bine
çıkarılmıştır. Denetimler sonucunda halkımızın sağlığını tehlikeye atan, taklit
ve tağşiş yapıldığı kesinleşen, bozulmuş değiştirilmiş gıdaları üretenler 2012
yılından itibaren ilave bir ceza olarak web sayfasından kamuoyuna
duyurulmaktadır. Bugüne kadar da 198 parti ürünle ilgili kamuoyuna teşhirde
bulunulmuştur.
Sayın Öğüt’ün (6/1905) esas numaralı önergesi Muş’ta tütün
ekiminin yasaklanması ile ilgili: Ülkemizin tütün ve tütün mamullerinin
üretimine, iç ve dış alım ve satımına ilişkin usulleri…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Eker, bir saat süremiz doldu.
Eğer müsaade ederseniz Sayın Doğru, Sayın Atıcı, Sayın Genç, Sayın
Dedeoğlu cevapladığınız sorularla ilgili ek açıklama istiyorlar. İsterseniz bu
soruların ek açıklamalarını yapınız, öyle sona erdirelim. Ek süreyi ona göre
vereceğim.
Şimdi, Sayın Doğru, buyurunuz.
REŞAT DOĞRU (Tokat) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Tokat ili Kazova çiftçileri Sayın Bakanı
dinleyince bizlere telefon ettiler. Diyorlar ki: “Bu yıl üretmiş olduğumuz ürünlerden
elde ettiğimiz gelirlerimiz borçlarımıza yetmedi ve bizlere hacizler geliyor.
Ayrıca, hayvancılık kredisi kullandık. Almış olduğumuz kredilerin taksitlerini
ödeyemiyoruz.” Tarım Bakanlığından tarım kredi ve bankalara olan borçların
faizlerinin silinmesini, yeniden yapılandırılmasını istiyorlar. Ayrıca, mazot,
ilaç, gübre, tohumluk fiyatlarının çok yüksek olduğunu ve KDV’siz ve ÖTV’siz
olarak kullanmak istediklerini ifade ediyorlar. Bu konuda Bakanlığın
görüşlerini istiyoruz.
Ayrıca, tabii, önümüzdeki dönemde çiftçilikle ilgili de çok büyük
sıkıntılar var. Eğer bu borçlar taksitlendirilmezse, faizler silinmezse
korkarım ki birçok çiftçi batmış şekilde tarlasını veyahut evini kaybetmiş
olacak. Sayın Bakandan bu konuda görüş almak istiyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Doğru.
Sayın Atıcı…
AYTUĞ ATICI (Mersin) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, tıpkı Van depreminde olduğu gibi, benzer şekilde
doğal afetlerin yaşandığı yerler var. Örneğin; Mersin’in Anamur ve Bozyazı
ilçeleri hortumdan; Tarsus, Erdemli, Kazanlı bölgeleri selden etkilendiler.
Burada tarım sigortası yaptıramayan çiftçilerimizin durumu içler acısı. Destek
olunmadığı için bu çiftçilere borçlarını ödeyemediler ve ellerindeki küçücük
arazileri ve evleri icra yoluyla satıldı. Gerçekten çok mağdur çiftçi var. Bu
çiftçilere yardımcı olacak mısınız? Yoksa intiharlar başlayacak, intiharın
eşiğine gelen pek çok çiftçi tanıyorum. Bu uyarıyı yapmak zorunda kaldım.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Atıcı.
Sayın Genç…
KAMER GENÇ (Tunceli) – Teşekkür ederim.
Efendim, soruma hiç cevap verilmedi. Zaten bu AKP’li bakanların
bir huyudur, söylediğimiz sorulara cevap vermiyorlar, işi başka tarafa
götürüyorlar. Ben zaten böyle Hükûmeti de tanımıyorum.
Geçenlerde Diyarbakır’da yaşanan olaylardan dolayı da utanç
duyuyorum. AKP’liler, bunlar laik Türkiye Cumhuriyeti devletini kaldırıp
bölmeye çalıyorlar. Ben başta Tayyip Erdoğan olmak üzere bunların ümüğünü
sıkacağım. Bunların güçleri buna yetmez.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, böyle edepsizlik olmaz.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Onu bilsinler ki laik Türkiye Cumhuriyeti
sahipsiz değildir. Bu devlet de parçalanamaz, parçalayanın kendisi
parçalanacaktır.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, bu terbiyesizliğe müsaade
etmeyin.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Ama, hem de
Hükûmet olarak çıksınlar, buradan bize de doğru dürüst cevap versinler. Cevap
da vermiyorlar. Soruyu da soruyoruz ama sırf, işte, bu konuşmaları elde etmek
için. Maalesef soruya cevap vermiyorlar. Böyle bir Hükûmet sırasında oturan
kişiler de fuzuli oluyor. Sorularımıza doğru dürüst cevap versinler.
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) – Sensin fuzuli olan!
BAŞKAN – Sayın Genç, lütfen, daha düzgün sözcükler seçmenizi rica
edeceğim.
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) – Fuzuli olan sensin. Otuz senedir boşu
boşuna oturuyorsun burada.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Düzgün konuşma düzgün hareket edenlere,
idarecilere karşı kullanılır. Bu memlekete karşı ihanet edenlere düzgün
konuşulamaz.
BAŞKAN – Buyurunuz Sayın Dedeoğlu.
MESUT DEDEOĞLU (Kahramanmaraş) – Sayın Başkanım, teşekkür
ediyorum.
Kahramanmaraş bir tarım şehridir; özellikle buğday, pirinç, pamuk
ve biber konusunda Türkiye’nin sayılı tarım şehirlerinden bir tanesi. Ancak,
son yıllarda çiftçimiz maalesef ki çok perişan durumda. Tohumun pahalılığı,
mazot fiyatları, traktör fiyatları ve tüm işçilik girdileriyle beraber
çiftçimiz çok zor durumda ve birçok arazimizin de her tarafı barajlarla kaplı
olmasına rağmen sulama kanallarımız yapılamadığından topraklarımız sulu tarıma
geçemedi. Bunların en bariz örneği, Türkoğlu Ovası sulama kanallarını
beklemekte.
Sayın Bakanım biraz önce sormuş olduğumuz sorulara cevap verdi,
teşekkür ediyorum. Ancak Kılavuzlu Barajı’nın
sulamalarının daha 8 kilometresinin yapıldığını, 2016 yılına kadar ve daha
ileriki yıllara kadar devam edeceğini beyan etti. Tek bir istirhamımız var
Kahramanmaraş olarak: Çiftçinin yanında olsun, hayvancılığın yanında olsun.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Dedeoğlu.
Sayın Halaman…
ALİ HALAMAN (Adana) – Sayın Başkanım, teşekkür ederim.
Sayın Bakanımız sağ olsunlar, sorularımıza cevap verdiler. Son
günlerde, yirmi otuz gündür, bizim bölgede portakal yani narenciyenin hasat
dönemi, işte, limondu, mandalinaydı. Genelde de bizim Kozan’ın geçim kapısı,
yaşamı narenciye bahçelerinin üzerine kurulu ama bugünlerde narenciye para
etmiyor, dalında 30 kuruş, 40 kuruş, alan da yok. Bunun sebebi nedir? Dış
ticaretten mi kaynaklanıyor? Buna Sayın Bakanımız müspet bir cevap verirse,
neden para etmediğini anlatırsa seviniriz.
Saygılar sunuyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Halaman.
Buyurunuz Sayın Bakan.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) –
Teşekkür ediyorum. Kürsüye mi geleyim?
BAŞKAN – İsterseniz kürsüden de cevaplayabilirsiniz.
Buyurunuz.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) –
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Doğru’nun, tabii, genel olarak Kazova
bölgesiyle ilgili söylediği ve çiftçilerin borçlarıyla, borçlarını ödememesi
hususuyla ilgili durumları… Tabii, değerli milletvekilleri, biraz önce aslında
Türkiye genelinde bunu söyledim. Bireysel, elbette ki
farklılıklar olur ama Türkiye’de on yıl içerisinde ödenen, verilen krediler ve
bunların geriye dönüş oranlarına baktığımızda -biraz önce soruları
cevaplandırırken değinmiştim ama bir kere daha söylüyorum- Ziraat Bankasında
çiftçi on sene önce 250 milyon, 257 milyon lira civarında kredi alıyor -Ziraat
Bankasında- bunun yüzde 38’ini geri ödeyebiliyordu, bugün 17 milyar -250 milyon
değil, 17 milyar- alıyor ve bunun yüzde 98’ini geri ödüyor.
Tarım kredi kooperatiflerine baktığımızda, on sene önce yine 200
küsur milyon lira kredi kullandırdığını, yüzde 70’lerde bunun geri dönüş oranı
olduğunu görüyoruz. Bugün, yine, yaklaşık 5 milyar…
ALİM IŞIK (Kütahya) –
Sayın Bakan, kefiller hapiste…
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) –
Müsaade eder misiniz?
ALİM IŞIK (Kütahya) –
Onu da söyleyin…
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) –
Yok…
ALİM IŞIK (Kütahya) –
Kefiller nerede?
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) –
Şimdi…
ALİM IŞIK (Kütahya) –
Kefillere kadar alıyorsunuz. Adamın evini soydunuz.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) –
Onu…
ALİM IŞIK (Kütahya) –
Bu geri dönüşü olan yüksek…
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) –
Evet, şimdi yüzde 71 iken Ziraat…
İLHAN DEMİRÖZ (Bursa) – Özel bankalar var Sayın Bakan.
AYTUĞ ATICI (Mersin) – Sayın Bakan, madem yüzde 98 geri ödeme var,
niye icra yoluyla alıyorsunuz?
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) – Müsaade
edin söyleyeyim. Yani, şimdi vereceğim cevap siyaseten sizin hoşunuza
gitmeyebilir, ona bir itirazım yok.
İLHAN DEMİRÖZ (Bursa) – Doğru olursa hoşumuza gider.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) –
Ama bunlar devletin…
ALİM IŞIK (Kütahya) –
Şu anda 200 bin kişi kaçak durumda.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) –
Benim…
ALİM IŞIK (Kütahya) –
Bunların çoğu kefil borcu…
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) – On
sene önceki de, geçen sene ki de devletin resmî rakamları yani mahkemeye
gidilse, herhangi bir yere gidilse karşımıza çıkacak olan rakamlar bunlar ve
bunlar gerçek.
ALİM IŞIK (Kütahya) – Sayın Bakan, o zaman niye haciz geliyor acaba?
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) –
Bankaların da, tarım kredi kooperatiflerinin de hepsi açık, yüzde 97. Bakın,
Ziraat… Tarım kredi kooperatiflerinin yüzde 97.
ALİM IŞIK (Kütahya) –
Müteselsil kefillerin tamamı şu anda hacizli Sayın Bakan.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) – Şimdi,
Değerli Milletvekilim, bireysel olarak bir çiftçinin başka bir bankadan çiftçi kredisi değil…
ALİM IŞIK (Kütahya) –
Caminin çıkışında jandarma yakalıyor Sayın Bakan; bunları görmüyor musunuz?
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) –
…bir kişinin herhangi bir bankadan
şahsen almış olduğu krediyi veya bunu ödeme güçlüğüne düşmesini, siz adamın
hayatındaki bütün ilişkileri, bütün ticari faaliyetlerinin tamamını getirip de
bir çiftçilik faaliyeti ve çiftçi kredisi gibi gösterirseniz bu, insafla
bağdaşmaz.
ALİM IŞIK (Kütahya) –
Sayın Bakan, sıfır faizli krediden dolayı şu anda perişan…
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) – Bunu
millet de biliyor, bunu çiftçi de biliyor, bunu herkes biliyor.
Bizim kaydımız şu: Ziraat Bankası…
ALİM IŞIK (Kütahya) –
7 milyara aldığı ineği şu anda 3,5 milyara satamıyor insanlar.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) – Sayın
Başkanım, böyle bir usul var mı?
BAŞKAN – Buyurunuz, siz
devam ediniz.
Sayın milletvekilleri, lütfen dinleyiniz.
ALİM IŞIK (Kütahya) –
Ama Sayın Bakan, doğru bilgilendirmiyorsunuz! Doğru bilgilen-dirmiyorsunuz!
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) – Ama
sürekli laf atılıyor, sürekli laf atılıyor.
Bakın, şimdi…
OKTAY VURAL (İzmir) – Dinleme meclisi değil ki bu ya!
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) – Dinlemek
mecburiyetindesiniz Sayın Başkan. Sayın Milletvekilim soru soruyorsanız
dinleyeceksiniz, eğer niyetiniz üzüm yemekse.
ALİM IŞIK (Kütahya)
– Ama doğru cevap vermeniz lazım Sayın
Bakan.
OKTAY VURAL (İzmir) – Zaten sorduğuna göre dinliyor demektir.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) – Yok biz,
Bakanı konuşturmayalım, soruyu soralım da, onun cevap vermesini engelleyim
falan diyorsanız, sesinizin çok çıkması haklı olduğunuz manasına gelmez.
İLHAN DEMİRÖZ (Bursa) – Yanlış bilgi veriyorsunuz Sayın Bakan.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) – Hele
bağırmanız, hiçbir şekilde haklı olduğunuz manasına gelmez. Soruyu sordunuz,
ben size doğrusunu söylüyorum.
ALİM IŞIK (Kütahya) –
Doğrusu bu değil ama! Doğrusu bu değil!
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) – Doğrusu
bu ama, bu doğru hoşunuza gider ama gitmez onu bilemem.
ALİM IŞIK (Kütahya) –
Vatandaş telefon ediyor “Söyledikleri doğru değil.” diyor.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) – Vatandaş
bunu değerlendirirken de vatandaş bunu zaten belirli zamanlarda değerlendiriyor
ve hoşuna gidip gitmediğini o zaman
söylüyor.
ALİM IŞIK (Kütahya) –
Değerlendiriyor, değerlendiriyor, az kaldı.
OKTAY VURAL (İzmir) – Biz burada milletin temsilcisiyiz. Neyiz
burada yani?
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) – O zaman
yazıyor. Seçimlerde sandıkta… Şimdi, birkaç ay sonra sandıklar vatandaşın önüne
konulacak, orada vatandaş değerlendirmesini yapacak; onu ona bırakın, siz kendi
şeyinizi söyleyin.
ALİM IŞIK (Kütahya)
– Değerlendiriyor…
OKTAY VURAL (İzmir) – Söylüyoruz ama sen…
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) – Şimdi,
Türkiye’de kredilerle ilgili, çiftçi kredileriyle, Ziraat Bankası kredileriyle
ilgili biz artık sıfır ila yüzde 8 arasına çektik faizi. Yüzde 59’dan
devraldık, yüzde 59 faizden devraldık.
HASAN ÖREN (Manisa) – Mazotu da 1.300 liradan aldınız!
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) –
Çiftçi, yüzde 59 faizle, tarım krediden yüzde 68 faizle kredi alıyordu, yüzde
68…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İLHAN DEMİRÖZ (Bursa) – Daha memnunlardı onlar, ödüyorlardı.
ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN (Hatay) - Mazotu, gübreyi kaçtan aldınız Sayın
Bakan?
BAŞKAN – Sayın Bakan, on dakika ek süre verdim fakat beş dakika
daha süre vereceğim size. Lütfen cevaplar…
OKTAY VURAL (İzmir) – Efendim, ama bir buçuk saattir Sayın Bakan
konuştu, bir saat yirmi dakika oldu.
BAŞKAN – Hayır efendim, bir saat on dakika oldu. Bunun dört beş
dakikası sorularla geçti.
Şimdi, beş dakika daha süre vereceğim Sayın Bakana açıklaması
için.
OKTAY VURAL (İzmir) – Bir de soruları okutsaydık ne olacaktı?
Zaten cevap vermiyor…
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) –
Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Dolayısıyla, zaman zaman, TARSİM’le
ilgili olarak da kanunda devlet destekli sigorta uygulamasını biz getirdik.
2005’te kanunu çıkardık, burada yüce Meclis çıkardı, 2006 1 Haziranında
uygulamasını başlattık ve her sene yeni bir riski ilave ettik. Başlangıçta
mesela don riski sadece, Türkiye’de yüzde 10’da uygulanıyordu. Biz, bunu bütün
Türkiye’ye teşmil ettik 2007’den itibaren. Don, dolu, sel, bütün bu risklerin
tamamı, fırtına, deprem, hayvan ölümü vesaire hepsi var.
Şimdi, yüzde 50 de sigortasını yaptıran vatandaşa destek veriyoruz
yani 100 liraya sigorta yaptırıyorsa 50 lirasını biz karşılıksız destek olarak
veriyoruz.
İLHAN DEMİRÖZ (Bursa) – Onu biliyoruz Sayın Bakan.
AYTUĞ ATICI (Mersin) – Sigortasızlar ne oluyor?
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) –
Müsaade edin...
Türkiye’nin 1935’ten beri hayata geçirmeye çalıştığı bir sistemdi
ve bunun 2005 yılında düzenlemesini biz getirdik, biz başlattık.
İLHAN DEMİRÖZ (Bursa) - Ama çiftçide para yok ki sigorta
yaptırsın!
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) –
Bugüne kadar, demin de söyledim, bazı vatandaşlarımızın gerek miras yoluyla
gerek mülkiyet meseleleriyle ilgili kendileri bunu alamıyor. Biz, bunu dikkate
alarak, birtakım risklerle karşı karşıya kalındığında, felaketle karşı karşıya
kalındığında, örneğin 2013 yılında…
ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN (Hatay)- Hatay iki sene üst üste sel yaşadı
Sayın Bakan.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) –
2013 yılında…
ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN (Hatay)- Sayın Bakan, kaç lira verdiniz?
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) –
Her sene, biz, bunu, yine, tabii afetlerle karşı karşıya kalan, dondu, doluydu,
mesela bu sene öyle genel bir kararname çıkardık ve vatandaşlarımızın
borçlarını, sigorta kapsamında olsa bile, borçlarını erteleme cihetine zaten
gidiyoruz. Dolayısıyla, burada…
İLHAN DEMİRÖZ (Bursa) - Faiz olarak…
ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN (Hatay) – Faize kaç lira verdiniz Sayın Bakan?
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) -
Hayır, o faiz, hiçbir zaman enflasyonun üzerinde değildir. Sadece masraflarla,
vesaireyle alakalı bir durumdur.
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Sayın Bakan, sorum sigortasızlarla ilgili,
sigortasızlarla…
ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN (Hatay) – Hatay Sayın Bakan, Hatay…
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) –
Sayın Genç dedi ki: “Benim soruma cevap vermiyorlar.” Haksızlar çünkü Sayın
Genç’in burada bir tane (6/1677) no.lu önergesi var, ben onun da tamamını
okudum. Konya’da Sulama Kooperatifi Başkanının görevden alınıp yerine kayyum
atanmasına ilişkin ben bütün süreci, yapılan denetimi, gidilen mahkemeyi,
mahkemenin neticesini, tamamını bütün bilgi olarak size hepsini söyledim.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Ama sebebi kazanmama. Kazanan başkasını siz görevden aldınız. Kendi adamınızı…
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) – Cevabını verdiniz değil mi Sayın
Bakanım?
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) –
İki, Türkiye Cumhuriyeti’nin Sayın Başbakanı da, Hükûmeti de Türkiye
Cumhuriyeti’nin birlik ve beraberliğini, cumhuriyet tarihinin hiçbir döneminde
olmadığı kadar önemsemekte, bunu takip etmekte, bunu izlemekte…
KAMER GENÇ (Tunceli) – Diyarbakır’daki durum ortada ya!
OKTAY ÖZTÜRK (İzmir) – Sayın Başkan, sorulara cevap versin,
uyarır mısınız. Eğer sataşmadansa
ona göre…
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) -
…Türkiye Cumhuriyeti’nin birlik ve beraberliğini, bütünlüğünü sağlama 76 milyon
vatandaşın tamamında aidiyet duygusunu geliştirmekle mümkündür. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Aidiyet duygusunu geliştirmediğiniz zaman, vatandaşlar
arasında sevgiyi tesis etmediğiniz zaman, adaletle ve hukukla muamelede bulunmadığınız
zaman sizin vatandaşınız size gönülden bağlı olmaz.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Sen olayı başka yere çekiyorsun.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) –
Biz de bunu yapıyoruz. Türkiye iç barışını da,
uluslararası barışı da çok önemsiyor ve bütün uygulamalarını, bütün
politikalarını buna göre düzenliyor ve Türkiye Cumhuriyeti’nde bugün
vatandaşlarımız gerçekte huzura ve güvene her zamankinden, genel manada her
zamankinden daha yakındır, huzur ve güven içerisinde yaşamaktadır. Bunu da
özellikle söyleyeyim.
KAMER GENÇ (Tunceli) – O öldürülen gençler sizin için bir şey
ifade etmiyor mu? Gece sabahlara kadar gençleri evinden alıp da götürmek huzur
mu?
OKTAY VURAL (İzmir) – PKK’nın yapmak istediğini siz
gerçekleştirir, bir de millete yutturabilirsiniz!
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) –
Vallahi, aslında PKK’ya kimlerin, asker, bir şekilde destek sağladığını onu
tarih biliyor, vatandaşlar da biliyor.
OKTAY VURAL (İzmir) – Biliyor, biliyor, biliyor!
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) –
Dolayısıyla, onu hiç karıştırmayın isterseniz, onu hiç karıştırmayın. Onu
karıştırırsanız başka şeyler çıkar altından. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
OKTAY VURAL (İzmir) – Atatürk Orman Çiftliği’nde gizli gizli
görüşmeler yapan sendin değil mi! Atatürk Orman Çiftliği’nde Habur’u planlayan
sendin değil mi! O rezaleti yaşatan sendin değil mi! Habur’u yaşatan rezaletin
baş mimarları bir de o Atatürk Orman Çiftliği’nde planlama yaptı. Sen Bakan mısın yoksa PKK’nın şeyi misin!
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) –
Kim… İnsanlara cezaevlerinde dışkı yedirenler PKK’ya asker, PKK’ya militan
sağladı. Siz, onlara sahip çıkmayın. Önce haktan, hukuktan bahsedin, önce hakkı
ve hukuku tesis edin. Ret ve inkâr politikalarıyla bu milleti bölünmenin
eşiğine esas sizin anlayışınız, sizin zihniyetiniz getirdi. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Biz, bu milleti birleştirecek Türk’ü, Kürt’ü, Arap’ı,
Çerkez’i, Acem’i herkesi bir, beraber tutan bir anlayışı hayata geçirdik ve
Türkiye bizimle birlik ve beraberliğini daha iyi bir noktaya getiriyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - İnekten bahset, inekten… İnekler para
etmedi.
OKTAY VURAL (İzmir) - Sen Barzani’ye git!
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) -
Barzani’nin bakanısın sen!
OKTAY VURAL (İzmir) - Barzani pazarlaması yapıyorsun. Nüfuz ajanı
mısın sen burada! Barzani’nin temsilcisi misin sen! Barzani’nin nüfuz ajanı ya…
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Eker. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Soru önergeleri cevaplandırılmıştır.
Sayın milletvekilleri, alınan karar gereğince diğer denetim
konularını görüşmüyor ve gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile
Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmına geçiyoruz.
1’inci sırada yer alan, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde
Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu’nun
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri
1.- Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş,
Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde
Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer
Genç’in; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S. Sayısı:
156)
BAŞKAN – Komisyon yok.
Ertelenmiştir.
2’nci sırada yer alan, Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporları’nın
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
2.- Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı
ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporları (1/484) (S.
Sayısı: 287)
BAŞKAN – Komisyon yok.
Ertelenmiştir.
3’üncü sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık
Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı ile Azerbaycan Cumhuriyeti
Haberleşme ve Enformasyon Teknolojileri Bakanlığı ve Azerbaycan Cumhuriyeti
Milli Televizyon ve Radyo Şurası Arasında Televizyon Yayıncılığı Alanında
İşbirliğine Dair Protokol ile Teknik Hizmet Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
3.- T.C.
Başbakanlık Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı ile Azerbaycan
Cumhuriyeti Haberleşme ve Enformasyon Teknolojileri Bakanlığı ve Azerbaycan
Cumhuriyeti Milli Televizyon ve Radyo Şurası Arasında Televizyon Yayıncılığı
Alanında İşbirliğine Dair Protokol ile Teknik Hizmet Sözleşmesinin
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu
Raporu (1/344) (S. Sayısı: 105) (x)
BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Şimdi, 13/11/2013 tarihli 16’ncı
Birleşimde 1’inci madde üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına konuşma
yapılmıştı.
Söz talebi yok.
1’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
2’nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
3’üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın elektronik cihazla yapılmasını oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Üç dakika süre veriyorum ve oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
(x) 105 S. Sayılı Basmayazı 13/11/2013 tarihli
16’ncı Birleşim Tutanağı’na eklidir.
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, 105 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın
açık oylama sonucu:
“Kullanılan oy sayısı : 204
Kabul :
204 (x)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
İsmail
Kaşdemir Mine
Lök Beyaz
Çanakkale Diyarbakır”
Böylece tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
Şimdi, 4’üncü sırada yer alan Yozgat Milletvekili Yusuf Başer ve
Isparta Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç ile 11 Milletvekilinin Kamu İhale
Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam
edeceğiz.
4.- Yozgat Milletvekili Yusuf
Başer ve Isparta Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç ile 11 Milletvekilinin; Kamu
İhale Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Bayındırlık,
İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Raporu (2/1784) (S. Sayısı: 493) (xx)
BAŞKAN – Komisyon ve Hükûmet yerinde.
14/112013 tarihli 17’nci Birleşimde 3’üncü madde üzerinde İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi ve arkadaşlarının verdiği önergenin oylama
işleminde karar yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi önergeyi hatırlamanız için tekrar okutacağım ve oylarınıza
sunacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
2/1784 Esas numaralı (SS 493) Kamu İhale Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin 3 üncü maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Madde 3- Bu Kanun hükümleri Bakanlar Kurulunca yürütülür.
Mustafa Moroğlu Aykut
Erdoğdu Haluk Eyidoğan
İzmir İstanbul İstanbul
Turgut Dibek Malik Ecder
Özdemir Mehmet Akif Hamzaçebi
Kırklareli Sivas İstanbul
BAŞKAN – Şimdi, önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Şimdi, 3’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Teklifin tümünü oylarınıza sunuyorum…
KAMER GENÇ (Tunceli) – Söz var efendim.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) -
Oylamaya geçtiniz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Teklifin tümü üzerinde oylamaya geçmeden önce, oyunun
rengini belirtmek üzere lehte Hatay Milletvekili Hacı Bayram Türkoğlu (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
HACI BAYRAM TÜRKOĞLU (Hatay) – Sayın Başkan, çok değerli
milletvekilleri; 493 sıra sayılı, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 22/(i)
maddesinde değişiklik yapılmasına dair kanun teklifinin lehinde söz almış
bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını
gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 493 S. Sayılı Basmayazı 14/11/2013 tarihli
17’nci Birleşim Tutanağı’na eklidir.
Kanunu teklif eden, kanunun sahibi Yüksek Seçim Kurulu.
Sahip olan, yürüten, sonucunu takip eden Yüksek Seçim Kurulu. Bu kanunda yapılmak istenen zaten hâlihazır yürürlükte 4734 sayılı
Kanun’un 22/(i) maddesine göre, işte, süresinde yapılmayan, ara seçimler
dolayısıyla önceden temin usulüyle filgranlı oy
pusulası, 20 maddeden oluşan oy sandığı, oy mührü alınmaktaydı. Şimdi yapılmak istenen değişiklik, 2014 mahalli idareler genel
seçimleri ile Cumhurbaşkanlığı seçimi ve muhtemel yapılması planlanan
Anayasa’da bir halk oylamasına gidildiği takdirde zaman ve süre sıkışıklığı
dolayısıyla zaman yetmezse herhangi bir sıkıntı ve zorluk yaşanmaması için
Yüksek Seçim Kurulu tarafından veya yetkilendirdiği il seçim kurulu
başkanlıkları tarafından bu, yine doğrudan temin usulü ile gerekli olan
malzemelerin temini hususudur. Bu, Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve
Turizm Komisyonu tarafından konu esas komisyon olarak görüşülmüş, orada kabul
edilmiştir.
Kanunun hayırlı olmasını temenni ediyor, bu vesileyle hepinizi
saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Türkoğlu.
Aleyhte, Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Buyurunuz Sayın Can.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, bak, bu suistimaldir.
Biraz önce biz başka anlaşmalar üzerinde konuşmadık. Şimdi kendi tekliflerine
nasıl aleyhte konuşuyorlar? Yani burada biraz dürüst olsunlar.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Usulen aleyhe almışım…
BAŞKAN – Pardon, bir dakika efendim.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Dürüst olmayan insanlarla bu Parlamento
yürütülmez.
BAŞKAN – Sayın Genç, daha önce talep edilmiş bu söz hakları. Onun
için lütfen…
Buyurunuz Sayın Can.
RAMAZAN CAN (Devamla) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Usulen aleyhe aldım. Bunu Cumhuriyet Halk Partisi sıkça yapıyor,
özellikle Sayın Genç sıkça yapıyor.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Suimisal misal
olmaz.
RAMAZAN CAN (Devamla) – Ama şunu gördüm ki: Aleyhe aldım,
gerçekten aleyhe bir durum var mı diye kanunu tetkik ettiğimde, teklifi tetkik
ettiğimde aleyhe bir durum olmadığını gördüm. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Aleyhte, aleyhte…
RAMAZAN CAN (Devamla) – Gerçekten, muhalefet ve iktidar bu kanun
üzerinde ciddi çalışmalar serdetmiş. Genel Kurula teşekkür ediyorum. Kanunun
kabulünü ya da reddini Genel Kurulun takdirine sunuyor, hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz.
Teklifin tümünü oylarınıza sunuyorum…
ENGİN ALTAY (Sinop) – Sayın Başkan, biraz önce sayın hatip “Aleyhte
söz aldım.” dedi, sonra Cumhuriyet Halk Partisinin ismini de zikrederek “Bunu
sıkça yapıyor.” dedi. Bizi izleyenler bakımından kafalarda bir istifham oluştu.
Müsaade ederseniz, iki dakika cevap vermek istiyoruz.
RECEP ÖZEL (Isparta) – Efendim, otuz saniyelik konuşmaya iki
dakikalık cevap olmaz ki!
ENGİN ALTAY (Sinop) – Kamer Genç çıkacak.
BAŞKAN – Buyurunuz Sayın Genç.
X.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Tunceli Milletvekili Kamer
Genç’in, Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can’ın görüşülen 493 sıra sayılı Kanun Teklifi’yle ilgili oyunun rengini belli etmek üzere yaptığı
konuşması sırasında Cumhuriyet Halk Partisine sataşması nedeniyle konuşması
KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, bakın, iki dakika verdiniz
sataşmadan…
RECEP ÖZEL (Isparta) – Otuz saniyeye iki dakika ya!
KAMER GENÇ (Devamla) – Neyse… Şimdi burada suistimal
yapan AKP’liler. Ben usulü suistimal etmiyorum.
Burada kanunun aleyhine konuşsam ciddi şeyler söylerim. Bir defa, seçimde büyük
hileler yapılıyor.
RECEP ÖZEL (Isparta) – Ne hilesi?
KAMER GENÇ (Devamla) – Bize gelen duyumlara göre -bakın,
AKP’liler- geçen seçimde bastırılmış milyonlarca oy pusulası kayıp. Bu oy
pusulalarını AKP’liler alıyorlar, getiriyorlar, vatandaşlara dağıtıyorlar, AKP
mührünü basıyorlar, sandık başına giden vatandaşlar bunu getirip zarfa
atıyorlar, boş oy pusulasını getiriyorlar. Böyle bir suistimal
var. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Eğer, dürüst seçim yapmak istiyorsanız, namuslu seçim yapmak
istiyorsanız; dürüst ve namuslu seçim yapmak, namuslu ve şerefli insanların
işi.
RECEP ÖZEL (Isparta) – Sen şimdi Yüksek Seçim Kuruluna şerefsiz mi
diyorsun?
KAMER GENÇ (Devamla) – O zaman, dürüst ve namuslu seçim yapalım,
dolayısıyla hileli seçimin önünü keselim. Bunu keselim, böyle bir kanunu
getirin. Yarına bu kanunla ne yapacaksınız? Milyonlarca basılı oy pusulasını
getireceksiniz, AKP teşkilatlarına dağıtacaksınız, o dağıtımda getirecekler
onlar bazı seçmenlere bu boş oy pusulalarını verecekler, AKP mührünün üzerine
“evet” mührünü basacaklar, getirecekler boşu, tekrar verecekler. İşte,
yiğitliğiniz varsa, biz dürüst bir seçim yapalım. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
Bakın, burada yüzde 10 barajından dolayı şu anda sizin grubunuzda
58 fuzuli şagil olan milletvekili var. Gelin, şu
yüzde 10 barajını kaldıralım. Yüzde 10 barajı olmasa siz şimdi iktidar
olamazdınız.
Bugün o hâlinizle Türkiye Cumhuriyeti devletini bölüyorsunuz,
Türkiye Cumhuriyeti devletini yok ediyorsunuz. Tayyip Erdoğan tutuyor,
Barzani’ye diyor ki: “Kürdistan Başkanı.” Kürdistan Başkanı demek, Kuzey
Irak’taki Kürt devletini onaylamak demektir. Ağzınızdan çıkan lafı bilin. Ama
tabii ki cahil, cühela insan ağzından çıkan lafı anlamaz, ne anlama geldiğini
bilmez. Bilerek konuşun.
Teşekkür ederim.
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) – Otuz senedir boşa duruyorsun burada,
otuz senedir boş konuşuyorsun!
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Genç.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan…
BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Elitaş.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, hem Sayın Başbakanımıza
hem grup başkanımıza hem de Türkiye Büyük Millet Meclisindeki değerli
milletvekillerine hakaret etmiştir. Söz almak istiyorum.
BAŞKAN – Buyurunuz Sayın Elitaş. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Lütfen yeni sataşmalara mahal vermeyiniz.
2.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın, Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in sataşma
nedeniyle yaptığı konuşması sırasında AK PARTİ Grup Başkanına sataşması
nedeniyle konuşması
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Burada konuşan şahıs, seçim hilelerinden öyle bahsetti ki yani
hayatı boyu hileyle geçmiş gibi. (AK PARTİ sıralarından gülüşmeler) Anlatıyor:
“Şöyle yaptınız, pusulaları böyle getirdiniz, sahte mühürlerle bunu yaptınız,
sahte pusulaları buraya götürdünüz…” Ya Allah aşkına hiç aklımıza, hayalimize
gelmeyen şeyler anlatıyor! Yani, hani bir deyim vardır, biliyorsunuz: Sirkatini
söylerken kendi meselesini söylermiş, tamamını söylemiyorum, ne olduğunu o
bilir.
AYTUĞ ATICI (Mersin) – Tersi, tersi. Şecaat arz ederken sirkatin…
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Şecaatini arz edermiş!
Bakın, değerli arkadaşlar, AK PARTİ grubundan ve diğer
milletvekillerinden baktığımız zaman, böyle hileli bir iş herhâlde normal bir
vatandaşın aklına gelmez. Hayatı boyunca yaptığı her türlü hileleri burada
ifade etmeye çalıştı. Zaten belli, kendisinin meşhur bir saman fabrikası vardı.
Nüfuz kullanarak Aksaray’dan Teşvik Kanunu karşılığında bedava arsa alarak ve
orada kim tarafından geldiği belli olmayan belli bir paranın banka kanalıyla
geçmesi gerekirken…
MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) – Sapla samanı karıştırma!
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – …nüfuzla, milletvekili seçildikten bir
hafta sonra yüzde 5 hisseyle Yönetim Kurulu Başkan Vekili olan birisi, hilenin
hurdanın nasıl yapıldığını en iyi o şekilde o bilir. AK PARTİ’li
milletvekillerine böyle bir lekeyi bulaştırmak kimsenin haddi değildir. (AK
PARTİ sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar)
Artı, bakın, bu seçimleri Yüksek Seçim Kurulu yapıyor. Şu anda
burada konuşan kişi Yüksek Seçim Kuruluna hakaret etmiştir. Yüksek Seçim Kurulu
filigranlı oy pusulalarını bastıracak, zaten bu kanun da onu ifade ediyor,
zarfları bastıracak, mühürleri bastıracak. Onlar nerede bastıracaklarını
biliyorlar ama hayatı hile ile geçmiş kişinin başka düşünecek bir şeyi yoktur.
Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Elitaş
Buyurunuz Sayın Genç.
KAMER GENÇ (Tunceli) – “Herhâlde, hayatı boyunca hileyle geçmiş…”
Bir de saman… Şimdi, bu Mustafa’ya ben dedim ki… (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN – Buyurunuz Sayın Genç.
Lütfen yeni sataşmalara mahal vermeyiniz.
3.- Tunceli Milletvekili Kamer
Genç’in, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın
sataşma nedeniyle yaptığı konuşması sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
KAMER GENÇ (Tunceli) – Benim hayatım hileyle geçseydi, en azından,
Mustafa, senin gibi bir şeytan her zaman için hilelerimi bulurdu! Şimdi, zaten,
senin ne olduğunu bilen bir insanım.
ÜNAL KACIR (İstanbul) – Sayın Başkan, üslubuna dikkat etsin.
SUAT ÖNAL (Osmaniye) – Kem söz sahibine aittir.
KAMER GENÇ (Devamla) – Ben hayatımda hep dürüstlükle mücadele
ettim. Hayatımda dürüstlükle mücadele ettiğim için 7 dönemdir bu kürsüye gelip
konuşuyorum. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN – Lütfen sakin olunuz.
KAMER GENÇ (Devamla) – Ayrıca, şimdi, değerli arkadaşlar, bakın,
bunun örnekleri var. AKP’li belediyeler seçmeni zorluyor; getireceksin boş oy
pusulasını atacaksın, mühürlüyü götürüp atacaksın, boşu getireceksin.
Ben diyorum ki -farz edelim ki ben bu hileyi yapıyorum- bu
hileleri önleyelim, dürüst seçim yapalım. Mustafa, senin aklın ermez, dürüstlük
nedir sen bilmezsin, tamam mı çünkü senin ne yaptığını ben iyi bilen bir
insanım.
Ayrıca da benim saman fabrikasıyla bir ilgim yok. Böyle bir şey
oldu. Mustafa Bey bu saman konusunu çok dile getiriyor. Ben de bu kürsüde
“Mustafa Bey, bu samanı çok seviyorsun. Merak etme, kışlık saman hisseni
ayıracağım.” dedim. Hâlâ da onları getiriyor.
Benim fabrikayla mabrikayla ilgim yok.
Bir arkadaşa kısa bir dönem için şey yaptım. Baktım ki olmuyor sizin
iktidarınız zamanında, zararla sattım.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Parayı nasıl aldın?
KAMER GENÇ (Devamla) - Eğer sen benim onu milletvekilliği forsumu
kullanarak aldığımı ispatlamazsan müfterisin! (AK PARTİ sıralarından
gürültüler) Erkeksen gel çıkalım bunu ispat edelim namuslu bir insansan. Eğer
ben bir kuruş orada nüfuz kullanmışsam şerefsizim.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Gazeteler yazdı. Milletvekili
seçimlerinden bir hafta sonra aldın.
KAMER GENÇ (Devamla) - Eğer hiç kullanmadan… Bana bu iftirayı atan
da şerefsizin kendisidir. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Onun için, şerefli
insansa gidelim araştıralım. Hakikaten, ben orada beş kuruş bir menfaat temin
etmiş miyim etmemiş miyim? Arkadaşlar, buyurun, siz iktidar partisisiniz. Yani
benimle meşru yollardan mücadele etmekten acizsiniz; hırsızlıklarınızı,
yolsuzluklarınızı dile getirdiğim için çıldırıyorsunuz. Bu hırsızlıkları,
yolsuzlukları burada dile getirmemem için benim söz hakkımı elimden
alıyorsunuz. Yiğitliğiniz varsa çıkalım burada birer saat konuşalım bu
konuları; sizin yaptığınız yolsuzlukları, hırsızlıkları… (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Genç.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Yozgat Milletvekili Yusuf
Başer ve Isparta Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç ile 11 Milletvekilinin; Kamu
İhale Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Bayındırlık,
İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Raporu (2/1784) (S. Sayısı: 493) (Devam)
BAŞKAN – Teklifin tümünü oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Teklif kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
Beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 19.35
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 19.39
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran
Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: İsmail KAŞDEMİR
(Çanakkale), Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
18’inci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
Kanun tasarı ve tekliflerinin görüşmelerine devam edeceğiz.
5’inci sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Arşiv Alanında İşbirliği Protokolünün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu
Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.
5.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti
ile Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Arşiv Alanında İşbirliği
Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/669) (S. Sayısı: 421)
BAŞKAN – Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
6’ncı sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Azerbaycan
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Polis Eğitiminde İşbirliği Üzerine Protokolün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu
Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.
6.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti
ile Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Polis Eğitiminde İşbirliği Üzerine
Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/671) (S. Sayısı 359)
BAŞKAN – Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Diğer işlerde de komisyonların bulunamayacağı anlaşıldığından,
alınan karar gereğince, kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen
diğer işleri sırasıyla görüşmek için 20 Kasım 2013 Çarşamba günü saat 14.00’te
toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.