DÖNEM: 24 CİLT: 56 YASAMA YILI: 3
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
137’nci Birleşim
11 Temmuz 2013 Perşembe
(TBMM Tutanak
Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu Tutanak Dergisi’nde yer alan ve
kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar
tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına
uygun olarak yazılmıştır.)
İ Ç İ N D E K İ L E R
I.- GEÇEN TUTANAK
ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- YOKLAMALAR
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları
1.- Malatya
Milletvekili Öznur Çalık’ın, 11 Temmuz Dünya Nüfus Günü’ne ilişkin gündem dışı
konuşması
2.- Bursa
Milletvekili İlhan Demiröz’ün, Bursa’da tarımın ve çiftçilerin sorunlarına
ilişkin gündem dışı konuşması
3.- Bursa
Milletvekili Necati Özensoy’un, Srebrenitsa
katliamının 18’inci yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması
V.- AÇIKLAMALAR
1.- İstanbul
Milletvekili Mihrimah Belma Satır’ın,
Srebrenitsa katliamının 18’inci yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
2.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, MHP Grubu olarak, Srebrenitsa katliamının 18’inci yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
3.- İstanbul Milletvekili
Mehmet Akif Hamzaçebi’nin, CHP Grubu olarak, Srebrenitsa
katliamının 18’inci yıl dönümüne ilişkin açıklaması
4.- Ankara
Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın, bir AKP
milletvekilinin Türkiye Büyük Millet Meclisinde görev yapan kadın gazetecilere
sarf ettiği sözleri kınadığına ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma
Şahin’in bu konuda görüşlerini bildirmesini beklediğine ilişkin açıklaması
5.- Iğdır
Milletvekili Pervin Buldan’ın, Türkiye Büyük Millet Meclisinde görev yapan
kadın gazetecilere yönelik sözleri nedeniyle AKP’li milletvekilini kınadığına,
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’den ve AKP grup başkan
vekillerinden bu konuda bir açıklama yapmalarını beklediğine ilişkin açıklaması
6.- Tokat
Milletvekili Zeyid Aslan’ın, günlük bir gazetede
kendisiyle ilgili çıkan habere, gazetecilerle bir sohbet esnasında söylediği
sözlerin kadınlıkla, kadın gazetecilikle alakası olmadığına ve kadın
gazetecilere hakaretten bahsedenlerin polislerin anasına küfreden arkadaşları
için bir cümle etmediğine ilişkin açıklaması
7.- İstanbul
Milletvekili Mihrimah Belma Satır’ın,
Tokat Milletvekili Zeyid Aslan’ın kadın gazetecilere
yönelik kullandığı sözlerin kabul edilemez olduğuna, şahsı ve AK PARTİ’li kadın milletvekilleri adına bu ifadeleri
reddettiğine ilişkin açıklaması
8.- İzmir
Milletvekili Oktay Vural’ın, MHP Grubu olarak bir milletvekilinin kadın
gazetecilere yönelik sözlerini kınadığına ilişkin açıklaması
9.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi’nin, Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı
altında gazetecilere yapılanları kınadığına, adı geçen milletvekilinin
sözlerinin arkasında duran bir anlayışla Genel Kurulda konuşma yapmış olmasını
üzüntü verici bulduğuna ve bu konuda Başkanlık makamının üzerine düşeni
yapmadığına ilişkin açıklaması
10.- Kayseri Milletvekili
Mustafa Elitaş’ın, AK PARTİ’li
milletvekilinin kadın gazetecilere söylediği sözleri doğru bulmadığına, bu
milletvekilinin özür dilemek için yaptığı konuşmasını muhalefet partisindeki
milletvekillerinin kesmeye çalıştığına ve herkesin hangi noktada hatası varsa
üstüne gidilip kınanması gerektiğine ilişkin açıklaması
11.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi’nin, Genel Kurul salonunun güvenliğini,
sükûneti ve uyumu sağlamakla görevli olan Adalet ve Kalkınma Partisine mensup
İdare Amirinin oturduğu yerden kürsüye laf atmasını, taciz etmesini kınadığına
ilişkin açıklaması
12.- Mersin
Milletvekili Ali Öz’ün, evde bakım yardımı alan engellilerle ilgili yeni bir
düzenleme yapılmasının düşünülüp düşünülmediğine ilişkin açıklaması
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Muş
Milletvekili Demir Çelik ve 22 milletvekilinin, Türkiye’de basın özgürlüğünü
kısıtlayan engellerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/714)
2.- Bitlis
Milletvekili Hüsamettin Zenderlioğlu ve 22
milletvekilinin, Van Gölü’nün korunması ve turizme kazandırılması konusunun
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/715)
3.- Elâzığ
Milletvekili Enver Erdem ve 19 milletvekilinin, Elâzığ ilindeki KOBİ’ler ile
küçük esnaf ve sanatkârların sorunlarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/716)
VII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- BDP Grubunun,
Kars Milletvekili Mülkiye Birtane ve arkadaşları
tarafından Bingöl Yayladere 2’nci Komando Tabur Komutanlığında zorunlu askerlik
hizmeti yaparken 23/6/2013 tarihinde silahla vurulma sonucu hayatını kaybeden Adem Kalkan’ın ölümünün araştırılması amacıyla 8/7/2013
tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 11 Temmuz 2013 Perşembe günkü
birleşiminde okunmasına ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
2.- MHP Grubunun,
Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin “Genel Görüşme ve Meclis Araştırması
Yapılmasına Dair Öngörüşmeler” kısmında yer alan,
(10/214) esas numaralı Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 19 milletvekilinin
işsizlik ve buna bağlı olarak gelişen iç göç sorununun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve 19 milletvekilinin 28/12/2012 tarih 7099
sayı ile Yozgat ilinin işsizlik sorununun; Kütahya Milletvekili Alim Işık ve 19 milletvekilinin 9/4/2013 tarih 11473 sayı
ile üniversite mezunlarının yaşadıkları işsizlik sorununun araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergelerinin, Genel Kurulun 11
Temmuz 2013 Perşembe günkü birleşiminde okunmasına ve görüşmelerinin aynı
tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
3.- CHP Grubunun,
Grup Başkan Vekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi ve arkadaşları
tarafından 2/B taşınmazları için belirlenen satış bedelleri ile ilgili
sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla 22/5/2013 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 11
Temmuz 2013 Perşembe günkü birleşiminde okunmasına ve görüşmelerinin aynı
tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Muş
Milletvekili Sırrı Sakık’ın, Bursa Milletvekili Hakan
Çavuşoğlu’nun BDP grup önerisi üzerinde yaptığı konuşma sırasında Barış ve
Demokrasi Partisine sataşması nedeniyle konuşması
2.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi’nin, Kars Milletvekili Yunus Kılıç’ın CHP
grup önerisi üzerinde yaptığı konuşma sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
3.- Kars
Milletvekili Yunus Kılıç’ın, Hakkâri Milletvekili Adil Zozani’nin
CHP grup önerisi üzerinde yaptığı konuşma sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
4.- Hakkâri
Milletvekili Adil Zozani’nin, Kars Milletvekili Yunus
Kılıç’ın sataşma nedeniyle yaptığı konuşma sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
5.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi’nin, Hakkâri Milletvekili Adil Zozani’nin CHP grup önerisi üzerinde yaptığı konuşma
sırasında CHP Grubuna sataşması nedeniyle konuşması
6.- Hakkâri
Milletvekili Adil Zozani’nin, İstanbul Milletvekili
Mehmet Akif Hamzaçebi’nin sataşma nedeniyle yaptığı konuşma sırasında şahsına
sataşması nedeniyle konuşması
7.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi’nin, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın yaptığı açıklama sırasında CHP Grubuna sataşması
nedeniyle konuşması
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYON-LARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul
Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli,
Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın;
Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük
Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in; Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa
Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S. Sayısı: 156)
2.- Devlet Sırrı
Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporları
(1/484) (S. Sayısı: 287)
3.- Orta Asya ve
Kafkaslar Bölgesel Balıkçılık ve Su Ürünleri Yetiştiriciliği Komisyonu
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Tarım
Orman ve Köyişleri Komisyonu ile Dışişleri Komisyonu
Raporları (1/498) (S. Sayısı: 173)
4.- Niğde Milletvekili Alpaslan Kavaklıoğlu ve Zonguldak
Milletvekili Özcan Ulupınar ile 100 Milletvekilinin; Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Devlet
Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm
Komisyonu ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporları (2/1613, 1/778) (S. Sayısı:
478)
5.- Sözleşmeli
Erbaş ve Er Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Yalova Milletvekili
Muharrem İnce’nin; Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ile Milli Savunma Komisyonu Raporu (1/795,
2/64) (S. Sayısı: 479)
6.- Sanal Ortamda
İşlenen Suçlar Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/676) (S. Sayısı: 380)
X.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, TİKA tarafından;
Gine Bissau
Belediyesi Tapu Kadastro Birimine yönelik bir destek projesi kapsamında
gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Taşkent Yenidoğan Enstitüsüne yönelik bir destek projesi kapsamında
gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Filistin Emniyet
Teşkilatına yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara
ilişkin,
Filistin Polis
Radyosu Kurulması Projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Novi Travnik Sultan Fatih Kreşine yönelik bir destek projesi
kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Arnavutluk
Bektaşi Merkezine yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen
harcamalara ilişkin,
Mezar-ı Şerif
Vilayeti Yolamarab Özbekiye
Mahallesine yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara
ilişkin,
Arabayev Kırgız Devlet
Üniversitesi Türkoloji Bölümüne yönelik bir destek projesi kapsamında
gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Aziz Kiril ve Metodiy Üniversitesi Türkoloji Bölümüne yönelik bir destek
projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Lübnan Sayda Türk
Travma ve Rehabilitasyon Hastanesi işi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara
ilişkin,
Aydamon, El-Kuaşra ve El-Biree Beldelerine
yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Lahor Badşahi Camiinde Bulunan Kutsal Emanetlerin Korunmasına
yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Prizren'de Kültürel Mirasın
Korunmasına Destek Projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Reçane Metro Bajraktari İlköğretim Okuluna yönelik bir destek projesi
kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Mali Yüksek İslam
Enstitüsüne yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara
ilişkin,
Filistinli
engelli mültecilere yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen
harcamalara ilişkin,
Fildişi Mülteci
Kampı Kouankan'a yönelik bir destek projesi
kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Gagauz Özerk Bölgesi
İdaresine yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara
ilişkin,
Karbinitsi Belediyesi Ocalı Köyüne yönelik bir destek projesi kapsamında
gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Bosna-Hersek
Federal Polis Akademisine yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen
harcamalara ilişkin,
Morane Köyüne yönelik
bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Sanski Most Şehrine yönelik bir destek projesi kapsamında
gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Belh Vilayeti Şortepe İlçesine yönelik bir destek projesi kapsamında
gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Sokullu Mehmet
Paşa Köprüsü işi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Osmangiç Camiine yönelik
bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Etiyopya
Dışişleri Bakanlığına yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen
harcamalara ilişkin,
Ayazdede Şenlikleri çevre
düzenlemesi işi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Tubas Türk-Filistin
Dostluk Projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Abadir Enstitüsüne
yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Cevizcan Radyo
Televizyonuna yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen
harcamalara ilişkin,
Elita Derneği ile
Medya ve İletişim Alanında İşbirliği Projesi kapsamında gerçekleştirilen
harcamalara ilişkin,
Dakar İslam
Enstitüsüne yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara
ilişkin,
FENA Haber
Ajansına yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara
ilişkin,
Gazze Şeridi’ne
ilaç temini işi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Ziguinchor Rabiatü'l İslam Eğitim Merkezi Kompleksi Projesi kapsamında
gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Gazze'deki
hastanelere yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara
ilişkin,
Oş Bölgesi Klinik Hastanesine
yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Refah
Belediyesine yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara
ilişkin,
Celalabad Bölgesi Klinik
Hastanesine yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara
ilişkin,
Beyt Hanun Belediyesine yönelik bir destek projesi kapsamında
gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Filistinli
engelli mültecilere yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen
harcamalara ilişkin,
Cebaliye'ye yönelik bir
destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Kosova Sinan Paşa
Camiine yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara
ilişkin,
Beyt Hanun'a yönelik bir destek projesi kapsamında
gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Demirkapı
Belediyesi Çelevez Köyüne yönelik bir destek projesi
kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
El-Nasser Belediyesine yönelik bir destek projesi kapsamında
gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Afganistan Vardak Meydan-ı Şehir Polis Eğitim Merkezine yönelik bir
destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Han Yunus'a
yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Vekâlet ile
Kurban Kesimi Organizasyonu kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Gazze'deki su
şebekelerinin rehabilitasyon işi kapsamında
gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Ummah Üniversitesine
yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Nuseyrat Belediyesine
yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Gazze'ye su
temini işi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Deyr El-Balah'a yönelik bir destek projesi kapsamında
gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Gazze Pediatri
Hastanesine yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara
ilişkin,
Zeytun, Şuraffa, Surani Dağı ve Remal'a yönelik bir destek projesi kapsamında
gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
El-Kuds Filistin Kültürünü Geliştirme Kurumuna yönelik bir
destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Batum Dil
Merkezine yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara
ilişkin,
Gazze Nuseyrat Belediyesine yönelik bir destek projesi kapsamında
gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Gazze İslam
Üniversitesine yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen
harcamalara ilişkin,
Yılmazlı Köyüne
yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Kalendiye Mülteci Kampına
yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Gazze Şeridi kıyı
belediyelerine yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen
harcamalara ilişkin,
Gazze
Türk-Filistin Dostluk Hastanesi yapım işi kapsamında gerçekleştirilen
harcamalara ilişkin,
Gine Bissau
Cumhurbaşkanlığı Konutuna yönelik bir destek projesi kapsamında
gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Filistin sivil
toplum kuruluşlarına yönelik destek projeleri kapsamında gerçekleştirilen
harcamalara ilişkin,
Gine'ye yönelik
bir sağlık tarama projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
El-Bireh'te okul inşası işi kapsamında gerçekleştirilen
harcamalara ilişkin,
Han Yunus
Kesimevi Projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Gine Conakry Dışişleri Bakanlığına yönelik bir destek projesi
kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Danilovgrad Sağlık Ocağına
yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Varketili Yaşlılar Sosyal
Merkezine yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara
ilişkin,
Bağdat El-Razi
Hastanesine yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara
ilişkin
Plav Devlet
Hastanesine yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara
ilişkin,
Kabil
Üniversitesi Türkoloji Birimi Hizmet Binası inşaatı işi kapsamında
gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Rojaye 30 Eylül
Lisesine yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara
ilişkin,
Acara Hulo, Keda, Çakvı
Polikliniklerine yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen
harcamalara ilişkin,
Osmanagiç Cami tadilatı
işi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Arslan Baba
Türbesi Müştemilatı yapım işi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Podgoritsa Çocuk
Hastalıkları Kliniğine yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen
harcamalara ilişkin,
Üsküp Şehir
Müzesine yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara
ilişkin,
Kırgız Ulusal
Askeri Lisesine yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen
harcamalara ilişkin,
Konik Karakoluna
yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Oş Aktilek
Devlet Okulu inşaatı işi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Hacı Hasan Camiine
yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Rojaye Butvoitsa Köyüne yönelik bir destek projesi kapsamında
gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Plav Belediyesine
yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Kazakistan'da
Araştırma ve Uygulama Serası Kurulması Projesi kapsamında gerçekleştirilen
harcamalara ilişkin,
Gilan Alaaddin Medresesi rehabilitasyon
işi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Sultan I. Murad
Hüdavendigar Türbesi rehabilitasyon işi kapsamında
gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Kademçay Semetey Kırgız-Türk Lisesine yönelik bir destek projesi
kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Kökçar Köyüne yönelik
bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Talas Bölgesine
yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Talas Bölgesine
yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Oş Devlet Üniversitesine yönelik bir
destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Oş Şehrinde Hastane inşaatı işi
kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Semengan Kız Meslek
Lisesine yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara
ilişkin,
Vardak Meydan-ı Şehir Tarım
Meslek Lisesine yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen
harcamalara ilişkin,
Afganistan'daki
bazı okulların inşaat ve tefrişat işleri kapsamında gerçekleştirilen
harcamalara ilişkin,
Kabil'de bir okul
inşaatı işi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Tahar Vilayetinde ana
çocuk sağlığı hizmet binası yapım işi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara
ilişkin,
Kabil'deki bazı
okulların inşa işi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Afganistan
Atatürk Çocuk Hastanesine yönelik bir destek projesi kapsamında
gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Afgan-Türk
Dostluk Hastanesine yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen
harcamalara ilişkin,
Faryab Vilayeti Meymene Ebe Eğitim Merkezi yapım işi kapsamında gerçekleştirilen
harcamalara ilişkin,
Kabil Askeri
Lisesi inşaatı işi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
K.D. Uşınskıy Üniversitesi Türkoloji Bölümüne yönelik bir destek
projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Sudan Cüneyne Göz Kliniği kurulması işi kapsamında
gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Dangara Nahiyesine
yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Tacikistan'da
kaynakçılık uygulama atölyesi kurulması işi kapsamında gerçekleştirilen
harcamalara ilişkin,
Şam Süleymaniye
Külliyesi restorasyonu işi kapsamında gerçekleştirilen
harcamalara ilişkin,
Sudan'da su
araştırmaları merkezi kurulması işi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara
ilişkin,
Sudan'daki bir laboratuar kurulması projesi kapsamında gerçekleştirilen
harcamalara ilişkin,
Gadarif El-Amiriyye'deki okullara yönelik bir destek projesi
kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Tacikistan'da
turizm-otelcilik uygulama restoranı kurulması işi kapsamında gerçekleştirilen
harcamalara ilişkin,
Duşanbe'de çocuk
onkoloji merkezi kurulması işi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Niyayla Yetimler Yurduna
yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
İmam-ı Azam Tacik
İslam Enstitüsüne yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen
harcamalara ilişkin,
Canköy Vilayeti Zareçnoye Okuluna yönelik bir destek projesi kapsamında
gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Vizyon-M
Derneğine yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Ali Rıza Efendi
Anı Evi yapım işi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Stundeniçan Belediyesi Tsetova Köyüne yönelik bir destek projesi kapsamında
gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Merhamet Derneği
Kitap Dağıtımına Destek Projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara
ilişkin,
Bayan Ulgii Vilayeti 8. Kreşin tadilatı işi kapsamında
gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Khan-Uul Belediye
Hastanesine yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara
ilişkin,
Moğolistan Eğitim
Değerlendirme Merkezine yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen
harcamalara ilişkin,
Asociata Motivatie Din Moldova Derneğine yönelik bir destek projesi
kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Orhun Müzesi
Projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Moğolistan Milli
İstatistik Ofisine yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen
harcamalara ilişkin,
Khuvsgul Vilayeti Chandmani Undur İlçesi Hastanesine yönelik bir destek
projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Ulan Bator Ankara Caddesi Çevre Düzenlemesi Projesi kapsamında
gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Moğolistan Agrobiyoloji Fakültesine yönelik bir destek projesi
kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Sukhbaatar Belediye Hastanesine
yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Pakistan'da inşa
edilecek okul ve yurt binaları işi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara
ilişkin,
Lahor Çocuk
Hastanesine yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara
ilişkin,
Necaşi Türbesi restorasyon işi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara
ilişkin,
Nijer Su Kuyuları
Projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Pakistan'ın bazı
eyaletlerine yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara
ilişkin,
Ulan Bator Mesleki Denetim Müdürlüğüne yönelik bir destek
projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Nijer'e yönelik
bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Nijer Biseg Derneğine yönelik bir destek projesi kapsamında
gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Songinokhairkhanlı işsiz kadınlara
yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Jampur'da hastane ve
lojman inşa işi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Hayber Paktunkva Dera İsmail Han Şehrine
yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Hayber Paktunkva Eyaletine yönelik bir destek projesi kapsamında
gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Yürütülen Uluslararası
Polis İşbirliği Projelerine ilişkin,
Sind Eyaletine
yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Muzaffergah ve Sıvabi Hastaneleri inşaatı işi kapsamında gerçekleştirilen
harcamalara ilişkin,
Akmescit Prudovoye Köyüne yönelik bir destek projesi kapsamında
gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Zareçnoye Müzik Okuluna
yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
TRT yayınlarının Azerbeycan'da Yayınlanması Projesi kapsamında
gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Çernobil
Çocuklarına Donanım Alınması işi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara
ilişkin,
Kırım Mühendislik
ve Pedagoji Üniversitesine yönelik bir destek projesi kapsamında
gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Urojaynoye Köyüne yönelik
bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Akmescit Malenskoye Okuluna yönelik bir destek projesi kapsamında
gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Uluslararası
Türkçe Olimpiyatlarına Devlet faaliyetleri kapsamındaki çalışmalara ilişkin,
Bahçesaray
Vilayetindeki bir okula yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen
harcamalara ilişkin,
Bahçesaray
Vilayetindeki bir okula yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen
harcamalara ilişkin,
Üsküp Mustafa
Paşa Camii Restorasyonu işi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
İsmail Gaspıralı Müzesine yönelik bir destek projesi kapsamında
gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Türk-Yemen Meslek
Enstitüsüne yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara
ilişkin,
Odesa Malinovka Köyüne yönelik bir destek projesi kapsamında
gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Karasupazar'a yönelik bir
destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Sıvabi, Dera İsmail Han ve Lakkı Mervat Su Kuyuları işi kapsamında gerçekleştirilen
harcamalara ilişkin,
Pencap Eyaletinde
Termik ve Hidroelektrik Santrali Projesi kapsamında gerçekleştirilen
harcamalara ilişkin,
Pakistan'a su
kuyusu yapım işi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Prizren Üniversitesi
Eğitim Fakültesi Türkçe Bölümüne yönelik bir destek projesi kapsamında
gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Koalack - Ascmarine Derneği Olgunlaşma Merkezine yönelik bir destek
projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Kaolack Sağlık
Taramasına İlaç ve Tıbbi Malzeme Temini işi kapsamında gerçekleştirilen
harcamalara ilişkin,
Tattaguine'de doğum evi
inşaatı işi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Pikine Sosyal
Pediatri Enstitüsüne yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen
harcamalara ilişkin,
Diacksao Belediyesi
Eğitim Merkezine yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen
harcamalara ilişkin,
UCAD Mediko-Sosyal Merkezi inşaat ve tıbbi cihaz temini işi
kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Senegal Kanserle
Mücadele Derneğine yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen
harcamalara ilişkin,
Casamance Engelliler
Eğitim Merkezine yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen
harcamalara ilişkin,
Türkmen-Özbek
Sınırı Farap Sınır Kapısının Güçlendirilmesi Projesi
kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Yeni Pazar Dositej Obradoviç İlköğretim
Okuluna yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara
ilişkin,
Somali'de Temiz
İçme Suyuna Erişim Projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Sremcitsa Engelliler
Yurduna yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara
ilişkin,
Belgrad Dr. Drapişa Mişoviç Hastanesine
yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Yenipazar İki
Köprü Projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Arencelovats Devlet
Hastanesine yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara
ilişkin,
Senta Turzo Lajos İlköğretim Okuluna
yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Yeni Pazar Devlet
Üniversitesine yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen
harcamalara ilişkin,
Sudan Ebe Eğitim
Merkezine yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara
ilişkin,
İbrahim Malik
Hastanesine yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara
ilişkin,
2010-2013 yılları
arasında Somali’de gerçekleştirilen çalışmalara ilişkin,
Sudan Vau Eğitim Hastanesine yönelik bir destek projesi
kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Mogadişu
Havalimanı rehabilitasyon işi kapsamında
gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Somali'de şehir
içi yolların rehabilitasyonu işi kapsamında
gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Mogadişu'ya
yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Petrovets Belediyesi
Çiftlik Köyüne yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen
harcamalara ilişkin,
Mesazhi.com
internet sitesine yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara
ilişkin,
Azerbaycan'da
gençlik merkezi kurulması işi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Arnavutluk
Elbasan Bölgesine yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen
harcamalara ilişkin,
Arnavutluk'taki
sporculara yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara
ilişkin,
Mostar Cemal Bijedic Üniversitesine yönelik bir destek projesi
kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Muhammed Fuzuli
Elyazmaları Enstitüsüne yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen
harcamalara ilişkin,
Fuar, seminer ve
kongre gibi organizasyonlara katılım için verilen desteklere ilişkin,
Mostar
Makine-Trafik Lisesine yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen
harcamalara ilişkin,
Jablanica Ravna İlköğretim Okuluna yönelik bir destek projesi
kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Maglaj Kurşunlu Cami restorasyonu işi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara
ilişkin,
Almanah Dergi Basımına
Destek Projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Ahıska Gazetesine
yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Arnavutluk Eğitim
ve Bilim Bakanlığına yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen
harcamalara ilişkin,
Afrika Uydu TV
Kanalına yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara
ilişkin,
Arnavutluk'ta
Fiziksel Engelliler Fizyoterapi Merkezi kurulması işi kapsamında
gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Arnavutluk
İşkodra Sheh Shamia Lisesi
Kız Bölümüne yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara
ilişkin,
Arnavutluk
İşkodra Sheh Shamia Lisesi
Erkek Bölümüne yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen
harcamalara ilişkin,
Mezar-ı Şerif
Afgan-Türk Dostluk Parkı işi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
İşkodra Meslek
Edindirme Müdürlüğüne yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen
harcamalara ilişkin,
Vardak Vilayeti Tarım
Müdürlüğüne yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara
ilişkin,
Pagman Tepesi'nin
ağaçlandırılması işi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Afganistan Hac ve
Evkaf Bakanlığına yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen
harcamalara ilişkin,
Afganistan
Mülteciler Bakanlığına yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen
harcamalara ilişkin,
Şipur Cami-Teymeni Caddesi-Nasvan Lisesi
Yolu asfaltlandırma işi kapsamında gerçekleştirilen
harcamalara ilişkin,
Cevizcan ve Sarıpul vilayetlerindeki kadınlara yönelik bir destek
projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Afganistan
hastanelerine yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen
harcamalara ilişkin,
Tahar Vilayeti Kökçe
Nehri Köprüsünün inşa işi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Kabil Mirvais Meydan-Kampanı Yolu
ağaçlandırma işi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin,
Soruları ve Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın cevabı (7/24482),
(7/24483), (7/24484), (7/24485), (7/24486), (7/24487), (7/24488), (7/24489),
(7/24490), (7/24491), (7/24492), (7/24493), (7/24494), (7/24495), (7/24496),
(7/24497), (7/24498), (7/24499), (7/24500), (7/24501), (7/24502), (7/24503),
(7/24504), (7/24505), (7/24506), (7/24508),
(7/24509), (7/24510), (7/24511), (7/24512), (7/24513), (7/24514),
(7/24515), (7/24516), (7/24517), (7/24518), (7/24519), (7/24520), (7/24521),
(7/24522), (7/24523), (7/24524), (7/24525), (7/24526), (7/24527), (7/24528),
(7/24529), (7/24530), (7/24531), (7/24532), (7/24533), (7/24534), (7/24535),
(7/24536), (7/24537), (7/24538), (7/24539), (7/24540), (7/24541), (7/24542),
(7/24543), (7/24544), (7/24545), (7/24546), (7/24547), (7/24548), (7/24549),
(7/24550), (7/24551), (7/24552), (7/24553), (7/24554), (7/24555), (7/24557),
(7/24558), (7/24559), (7/24560), (7/24561), (7/24562), (7/24563), (7/24564),
(7/24565), (7/24566), (7/24567), (7/24568), (7/24569), (7/24570), (7/24571),
(7/24572), (7/24573), (7/24574), (7/24575), (7/24576), (7/24577), (7/24578),
(7/24579), (7/24580), (7/24581), (7/24582), (7/24583), (7/24584), (7/24585),
(7/24586), (7/24587), (7/24588), (7/24589), (7/24590), (7/24591), (7/24592),
(7/24593), (7/24594), (7/24595), (7/24596), (7/24597), (7/24598), (7/24599),
(7/24600), (7/24601), (7/24602), (7/24603), (7/24604), (7/24605), (7/24606),
(7/24607), (7/24608), (7/24609), (7/24610), (7/24611), (7/24612), (7/24613),
(7/24614), (7/24615), (7/24616), (7/24617), (7/24618), (7/24619), (7/24620),
(7/24621), (7/24622), (7/24623), (7/24624), (7/24625), (7/24626), (7/24627),
(7/24629), (7/24630), (7/24631), (7/24632), (7/24633), (7/24634), (7/24635),
(7/24636), (7/24637), (7/24638), (7/24639), (7/24640), (7/24641), (7/24642),
(7/24643), (7/24644), (7/24645), (7/24646), (7/24647), (7/24648), (7/24649),
(7/24650), (7/24651), (7/24652), (7/24653), (7/24654), (7/24655), (7/24656),
(7/24658), (7/24659), (7/24660), (7/24661), (7/24662) (7/24663), (7/24664),
(7/24665), (7/24666), (7/24667), (7/24668), (7/24669), (7/24670), (7/24671),
(7/24672), (7/24673), (7/24674), (7/24677), (7/24678), (7/24679), (7/24680),
(7/24681), (7/24682), (7/24683), (7/24684), (7/24685), (7/24686), (7/24687),
(7/24688), (7/24689), (7/24690), (7/24691), (7/24692), (7/24693), (7/24694),
(7/24695), (7/24696), (7/24697), (7/24698), (7/24699), (7/24700), (7/24701),
(7/24702), (7/24703), (7/24704), (7/24705), (7/24706), (7/24707)
2.- Hatay
Milletvekili Mevlüt Dudu’nun, bir RTÜK üyesi
hakkındaki iddialara ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı (7/24762)
3.- Eskişehir
Milletvekili Ruhsar Demirel’in, bağlı kurum ve kuruluşlarda psikolojik tacizin
(mobbing) önlenmesi kapsamında yapılan çalışmalara
ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın
cevabı (7/24764)
4.- Ankara
Milletvekili Levent Gök’ün, elektrik dağıtım şirketlerinin mekanik elektrik
sayaçlarını elektronik sayaçlarla değiştirmesi uygulamasına ilişkin sorusu ve
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/24875)
5.- Kırklareli
Milletvekili Turgut Dibek’in, taş ocağı sayısına ve
ruhsatlara ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın
cevabı (7/24876)
6.- Eskişehir
Milletvekili Ruhsar Demirel’in, Bakanlık tarafından psikolojik tacizin (mobbing) önlenmesi kapsamında yapılan çalışmalara ilişkin
sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/24877)
7.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, soru önergelerine ve bunların
cevaplandırılmasına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız’ın cevabı (7/24878)
8.- Artvin
Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, bir enerji iletim
hattının yapımı ile ilgili iddialara ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/24879)
9.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Bakanlığın Bursa’daki yatırımlarına ve
Bursa’dan toplanan vergilere ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in
cevabı (7/25021)
10.- Diyarbakır
Milletvekili Emine Ayna’nın, Antalya’nın Finike ilçesinde ruhsat verilen taş
ocaklarına ilişkin sorusu ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı
(7/25063)
11.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, hububat depoları ihalesine ilişkin Başbakandan
sorusu ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in
cevabı (7/25167)
12.- İstanbul
Milletvekili Sedef Küçük’ün, vakıflar, vakıf
yöneticileri ve vakıf gelirleri ile ilgili verilere ilişkin sorusu ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı (7/25194)
13.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Bursa’da bağlı kurum ve kuruluşlarda 2002
yılından itibaren meydana gelen iş kazalarına ilişkin sorusu ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı (7/25196)
14.- İstanbul
Milletvekili Celal Adan’ın, İstanbul’da bağlı
kurumlarda çalışan personele ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevabı (7/25198)
15.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından
gerçekleştirilen temsil harcamalarına ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Mehmet
Zafer Çağlayan’ın cevabı (7/25837)
16.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları
arasında bağlı kurum ve kuruluşlarda tadilat, dekorasyon ve çevre düzenlemesi
kapsamında yapılan ödemelere ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Mehmet Zafer
Çağlayan’ın cevabı (7/25840)
17.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlığa yönelik siber saldırılara
ve alınan önlemlere ilişkin sorusu ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlu’nun cevabı (7/26073)
18.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlık çalışanlarının e-posta ve
sosyal medya hesaplarının izlenip izlenmediğine ilişkin sorusu ve Ekonomi
Bakanı Mehmet Zafer Çağlayan’ın cevabı (7/26269)
19.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık üst düzey yönetici
kadrolarında vekâleten görev yapan personele ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı
Mehmet Zafer Çağlayan’ın cevabı
(7/26270)
20.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, haklarında soruşturma açılan
personele ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Mehmet Zafer Çağlayan’ın cevabı
(7/26272)
21.- İstanbul
Milletvekili Celal Adan’ın, soru önergelerine ve
bunların cevaplandırılmasına ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Mehmet Zafer
Çağlayan’ın cevabı (7/26720)
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu saat
15.02’de açılarak on iki oturum yaptı.
Ankara Milletvekili Emrullah
İşler, Mısır’da yaşanan olaylara,
Iğdır Milletvekili Sinan
Oğan, Iğdır’ın sorunlarına,
Ankara Milletvekili Bülent
Kuşoğlu, Polatlı çiftçisinin sorunlarına,
İlişkin gündem dışı birer
konuşma yaptılar.
Iğdır Milletvekili Pervin
Buldan, Iğdır Milletvekili Sinan Oğan’ın gündem dışı konuşması sırasında Barış
ve Demokrasi Partisine sataşması nedeniyle bir konuşma yaptı.
Elâzığ Milletvekili Enver Erdem
ve 19 milletvekilinin, Elâzığ ilinde tarım ve hayvancılık sektörünün
sorunlarının (10/711),
Hatay Milletvekili Adnan
Şefik Çirkin ve 20 milletvekilinin, emniyet teşkilatı mensuplarının
sorunlarının (10/712),
Adana Milletvekili Ali Halaman ve 20 milletvekilinin, Türkiye’de seracılığın
sorunlarının (10/713),
Araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergeleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerlerini
alacağı ve görüşmelerinin sırası geldiğinde yapılacağı açıklandı.
MHP Grubunun, Adana
Milletvekili Seyfettin Yılmaz ve 22 milletvekilinin 26/3/2013
tarih 10935 sayı ile 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının
Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin
Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun’un
uygulanmasından doğan sorunların araştırılması amacıyla Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin,
CHP Grubunun, 10/7/2013 tarihinde Çorum Milletvekili Tufan Köse ve
arkadaşları tarafından emniyetin, idarenin ve adliyenin şüpheli kamu
görevlilerine müsamahalı davranıp davranmadığı, davranıyor ise bunun daha sonra
meydana gelebilecek benzer olaylara olabilecek etkilerinin araştırılması
amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin (1006 sıra no.lu) Genel Kurulun bilgisine sunulmak
üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak,
Genel Kurulun 10 Temmuz 2013
Çarşamba günkü (bugün) birleşiminde okunmasına ve görüşmelerinin aynı tarihli
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerileri yapılan görüşmelerden sonra kabul
edilmedi.
Adana Milletvekili Seyfettin
Yılmaz, Kars Milletvekili Yunus Kılıç’ın MHP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşma sırasında şahsına sataşması nedeniyle bir konuşma yaptı.
Kahramanmaraş Milletvekili
Mahir Ünal, Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak’ın CHP
grup önerisi üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine,
Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal’ın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine,
Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak, CHP grup önerisi üzerinde yaptığı konuşmasındaki
bir ifadenin tutanaklara yanlış geçtiğine,
İlişkin birer açıklamada
bulundular.
Gündemin “Kanun Tasarı ve
Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının:
1’inci
sırasında yer alan ve görüşmeleri yarım kalan, İç Tüzük’ün
91’inci maddesine göre temel kanun olarak görüşülmesi kabul edilen, Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş,
Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde
Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer
Genç’in; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu’nun (2/242, 2/80) (S.
Sayısı: 156),
2’nci sırasında yer alan ve
görüşmeleri yarım kalan, İç Tüzük’ün 91’inci
maddesine göre temel kanun olarak görüşülmesi kabul edilen, Devlet Sırrı Kanunu
Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu raporlarının
(1/484) (S. Sayısı: 287),
3’üncü sırasında yer alan ve
görüşmeleri yarım kalan, Orta Asya ve Kafkaslar Bölgesel Balıkçılık ve Su
Ürünleri Yetiştiriciliği Komisyonu Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Tarım, Orman ve Köyişleri
Komisyonu ile Dışişleri Komisyonu raporlarının (1/498) (S. Sayısı: 173),
5’inci
sırasında yer alan ve İç Tüzük’ün 91’inci maddesine
göre temel kanun olarak görüşülmesi kabul edilen, Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanunu
ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekili Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin; Türk
Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun
Teklifi ile Milli Savunma Komisyonu Raporu’nun (1/795, 2/64) (S. Sayısı: 479),
Görüşmeleri, komisyon
yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından ertelendi.
4’üncü
sırasında yer alan ve görüşmeleri yarım kalan, İç Tüzük’ün
91’inci maddesine göre temel kanun olarak görüşülmesi kabul edilen, Niğde
Milletvekili Alpaslan Kavaklıoğlu ve Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar ile
100 Milletvekilinin; Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu ile Plan ve Bütçe Komisyonu
raporları (2/1613, 1/778) (S. Sayısı: 478), görüşmelerine devam edilerek 73
üncü maddesinin (bb) bendine kadar görüşmeleri
tamamlandıktan sonra Komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından
ertelendi.
İstanbul Milletvekili Mehmet
Akif Hamzaçebi, 2 kez, görüşülmekte olan kanun teklifinin 73’üncü maddesinin (aa) bendinden sonra yeni bir madde ihdasına dair önergenin
Anayasa’ya ve İç Tüzük’e uygun olmadığına,
Sinop Milletvekili Engin
Altay, Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Sadık Yakut’un Genel Kurulu yönetme
usulüne,
İlişkin birer açıklamada
bulundular.
Görüşülmekte olan kanun
teklifinin 73’üncü maddesinin (aa) bendinden sonra
yeni bir madde ihdasına dair önergenin işleme alınmasının ve Oturum Başkanı TBMM
Başkan Vekili Sadık Yakut’un tutumunun İç Tüzük’e
uygun olup olmadığı konusunda 2 kez usul görüşmesi yapıldı. Başkanlığın
tutumunda bir değişiklik olmadığı açıklandı.
Komisyonların bulunmayacağı
anlaşıldığından, alınan karar gereğince, 11 Temmuz 2013 Perşembe günü saat
15.00’te toplanmak üzere 02.24’te birleşime son verildi.
Sadık YAKUT
Başkan
Vekili
Bayram
ÖZÇELİK Muharrem IŞIK Fehmi KÜPÇÜ
Burdur Erzincan Bolu
Kâtip Üye Kâtip Üye Kâtip Üye
II.- GELEN KâĞITLAR
No:
197
11 Temmuz 2013 Perşembe
Sözlü Soru Önergesi
1.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal’ın, alışveriş merkezlerine ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından
sözlü soru önergesi (6/4343) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
Yazılı Soru Önergeleri
1.- Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova’nın, Balıkesir’deki kamu kurumu kamplarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/27338) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.06.2013)
2.- Konya Milletvekili Atilla
Kart’ın, Suudi bir işadamının MİT Müsteşarı ile görüştüğü iddialarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/27339) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.06.2013)
3.- Aydın Milletvekili Metin
Lütfi Baydar’ın, Taksim Gezi Parkı gösterileri nedeniyle sanatçı ve STK ile
yapılan görüşmelere ait tutanakların ne zaman açıklanacağına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/27340) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.06.2013)
4.- Çanakkale Milletvekili
Mustafa Serdar Soydan’ın, üniversite öğrencilerinin çeşitli düzeylerdeki karar
alma mekanizmalarına katılımına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/27341) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
5.- Aydın Milletvekili Metin
Lütfi Baydar’ın, polisin müdahale gücünü artırmak için yapılacak çalışmalara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/27342) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.06.2013)
6.- Aydın Milletvekili Metin
Lütfi Baydar’ın, TOMA’lara konan sıvıların
Başbakanlık’a ait binada muhafaza edildiği ve sevkiyatının yapıldığı
iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/27343) (Başkanlığa
geliş tarihi: 26.06.2013)
7.- Aydın Milletvekili Metin
Lütfi Baydar’ın, Ethem Sarısülük’ün ölüm nedenine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/27344) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.06.2013)
8.- Aydın Milletvekili Metin
Lütfi Baydar’ın, Bitlis-Güroymak karayolunda meydana gelen bombalı saldırıya
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/27345) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.06.2013)
9.- Aydın Milletvekili Metin
Lütfi Baydar’ın, Gezi Parkı olayları nedeniyle soruşturmaya uğrayan öğrenci ve
kamu görevlisi sayısına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/27346)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
10.- İstanbul Milletvekili
İhsan Özkes’in, Gezi Parkı protestoları kapsamında
yaşandığı iddia edilen olaylara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/27347) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
11.- Aydın Milletvekili Metin
Lütfi Baydar’ın, Gezi Parkı eylemleri sırasında ölen ve yaralanan
vatandaşlarımızın yaralanma, ölüm nedenleri ile kimliklerine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/27348) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.06.2013)
12.- Aydın Milletvekili Metin
Lütfi Baydar’ın, ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan rapordaki
iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/27349) (Başkanlığa geliş
tarihi: 26.06.2013)
13.- Aydın Milletvekili Metin
Lütfi Baydar’ın, çekilme sürecinde hareket emri verilmediği iddialarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/27350) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.06.2013)
14.- Aydın Milletvekili Metin
Lütfi Baydar’ın, insan kaçakçılığına ve alınan önlemlere ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/27351) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
15.- Aydın Milletvekili Metin
Lütfi Baydar’ın, doping kullanan sporculara ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/27352) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.06.2013)
16.- Aydın Milletvekili Metin
Lütfi Baydar’ın, Gezi Parkı olaylarının çözüm sürecine etkilerine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/27353) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.06.2013)
17.- Aydın Milletvekili Metin
Lütfi Baydar’ın, 20 Haziran 2013 tarihinde bir askeri helikoptere ateş açılması
ile ilgili iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/27354)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
18.- Aydın Milletvekili Metin
Lütfi Baydar’ın, Şırnak’ta yapımı devam eden karakol inşaatına yönelik
protestolara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/27355) (Başkanlığa
geliş tarihi: 26.06.2013)
19.- Aydın Milletvekili Metin
Lütfi Baydar’ın, Gezi Parkı eylemlerine ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/27356) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
20.- Aydın Milletvekili Metin
Lütfi Baydar’ın, PKK ile görüşmelere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/27357) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
21.- Aydın Milletvekili Metin
Lütfi Baydar’ın, bugüne kadar ülkemiz topraklarını terk eden terörist sayısına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/27358) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
22.- Aydın Milletvekili Metin
Lütfi Baydar’ın, Gezi Parkı protestocularına çivili sopalarla saldıran
kişilerin “sivil polis” olduğu iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/27359) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
23.- Ankara Milletvekili
Aylin Nazlıaka’nın, Gezi Parkı protestocularının
şiddetine uğradığı iddia edilen bir kişiye ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/27360) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
24.- Aydın Milletvekili Metin
Lütfi Baydar’ın, Diyarbakır’da yapılan bir toplantının sonuç bildirgesine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/27361) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.06.2013)
25.- Aydın Milletvekili Metin
Lütfi Baydar’ın, çözüm sürecine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/27362) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
26.- Aydın Milletvekili Metin
Lütfi Baydar’ın, Abdullah Öcalan’a danışman atanacağı iddialarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/27363) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.06.2013)
27.- Aydın Milletvekili Metin
Lütfi Baydar’ın, bazı projelere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/27364) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
28.- Aydın Milletvekili Metin
Lütfi Baydar’ın, İstanbul Valisi ve Emniyet Müdürüne ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/27365) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
29.- Aydın Milletvekili Metin
Lütfi Baydar’ın, TOMA’lara konulan sıvıya ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/27366) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.06.2013)
30.- Aydın Milletvekili Metin
Lütfi Baydar’ın, Teşvikiye Camisinin içerisine gaz bombası atıldığı iddialarına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/27367) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.06.2013)
31.- Aydın Milletvekili Metin
Lütfi Baydar’ın, Türkiye genelinde “Duran Adam” eylemine katılarak gözaltına
alınan kişi sayısına ve gözaltına alınma gerekçelerine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/27368) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
32.- Aydın Milletvekili Metin
Lütfi Baydar’ın, Kato Dağı eteklerinde PKK tarafından düzenlenen cenaze
törenine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/27369) (Başkanlığa geliş
tarihi: 26.06.2013)
33.- Aydın Milletvekili Metin
Lütfi Baydar’ın, Gezi Parkı olaylarında polislerin bir kadına müdahalesine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/27370) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.06.2013)
34.- Aydın Milletvekili Metin
Lütfi Baydar’ın, Ankara’da miting düzenlenen yerlere ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/27371) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
35.- İzmir Milletvekili Oktay
Vural’ın, darbe girişimi için hazırlık olup olmadığına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/27372) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
36.- Balıkesir Milletvekili
Ahmet Duran Bulut’un, ekonomik performansın vatandaşların hayatına yeteri kadar
yansımadığı iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/27373)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
37.- İzmir Milletvekili Oktay
Vural’ın, biber gazı stoku ve kullanımına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/27374) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
38.- İzmir Milletvekili Oktay
Vural’ın, Abdullah Öcalan’ın Gezi Parkı protestoları ile ilgili açıklamalarına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/27375) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.06.2013)
39.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçay’ın, Diyarbakır’da düzenlenen bir toplantıyla ilgili iddialara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/27376) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.06.2013)
40.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçay’ın, terör örgütü ile görüşmeler kapsamında TBMM’nin tatilde
olağanüstü toplanacağı iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/27377) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
41.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Başbakanlık kadrolarında engelli istihdamına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/27378) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.06.2013)
42.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bazı personelin kanuna aykırı olarak işe
gelmediği halde maaşını almaya devam ettiği iddiasına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/27379) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
43.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, müşavir ve danışman kadrolarına atanan
personele ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/27380) (Başkanlığa geliş
tarihi: 26.06.2013)
44.- Diyarbakır Milletvekili
Altan Tan’ın, faiz lobisine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/27381)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
45.- Diyarbakır Milletvekili
Altan Tan’ın, bazı iç ve dış güçlerin hükümeti devirmek için faaliyette
bulunduğuna yönelik açıklamalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/27382) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
46.- Ankara Milletvekili
Aylin Nazlıaka’nın, doğal gaz satışında getirilen
sınırlamaya ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/27383) (Başkanlığa
geliş tarihi: 27.06.2013)
47.- Çanakkale Milletvekili
Mustafa Serdar Soydan’ın, Bozcaada’nın sosyo-ekonomik
gelişiminin artırılmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/27384)
(Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
48.- Çanakkale Milletvekili
Mustafa Serdar Soydan’ın, Gökçeada’nın sosyo-ekonomik
gelişiminin artırılmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/27385) (Başkanlığa
geliş tarihi: 27.06.2013)
49.- Muğla Milletvekili Tolga
Çandar’ın, Muğla’nın Milas ilçesinde yedi işçinin öldüğü bir tesisle ilgili
iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/27386) (Başkanlığa geliş
tarihi: 27.06.2013)
50.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, afet riski altındaki alanlara ve yapılan
çalışmalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/27387) (Başkanlığa
geliş tarihi: 27.06.2013)
51.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Akil İnsanlar Komisyonuna ve terör örgütü ile
yürütülen görüşmeler kapsamında yapılan çalışmalara ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/27388) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
52.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Diyarbakır’daki Nevruz kutlamalarına ve
İsrail’in Mavi Marmara baskını ile ilgili özrüne ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/27389) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
53.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bağlı kurum ve kuruluşların bilişim
altyapısına ve PARDUS işletim sistemi ile yerli yazılımların kullanımına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/27390) (Başkanlığa geliş tarihi:
27.06.2013)
54.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Başbakanlık merkez teşkilatı personelinin
psikolojik taciz (mobbing) şikayetlerine ve yapılan
işlemlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/27391) (Başkanlığa geliş
tarihi: 27.06.2013)
55.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Batman Cumhuriyet Meydanındaki Atatürk heykeli
kaidesinde bulunan yazının değiştirilmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/27392) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
56.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Van-Erivan arası uçak seferleri başlatılacağı
iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/27393) (Başkanlığa geliş
tarihi: 27.06.2013)
57.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, şehit ailelerine kanun ile tanınan ikinci iş
hakkını kullanamayan ailelerin bu hakkı birinci derece yakınlarına
devredebilmelerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/27394)
(Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
58.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Başbakanlık tarafından düzenlenen toplantı ve
organizasyonlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/27395) (Başkanlığa
geliş tarihi: 27.06.2013)
59.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bedelli askerlik uygulaması kapsamında
toplanan paraların kullanımı ile ilgili iddialara ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/27396) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
60.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, şehit veya malul ailelerindeki çalışanların
kurum içi yer değiştirme taleplerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/27397) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
61.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bir fabrikada çalışan işçilerin maaşlarını
alamadıkları iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/27398)
(Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
62.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelerde sarf
edildiği iddia edilen bazı ifadelere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/27399) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
63.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, PKK ile yapılan silahlı mücadelelerde şehit ya
da gazi olan vatandaşlara, ölü ele geçirilen teröristlere ve terör suçu
nedeniyle yargılananlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/27400)
(Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
64.- Kars Milletvekili
Mülkiye Birtane’nin, Kars Doğum ve Çocuk Bakımevi
Hastanesinin fiziki ve insan kaynağı kapasitesine ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/27401) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
65.- Samsun Milletvekili
Cemalettin Şimşek’in, PKK terör örgütü üyelerinin sınır dışına çekilmesi
sürecine ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi
(7/27402) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.06.2013)
66.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bazı personelin kanuna aykırı olarak işe
gelmediği halde maaşını almaya devam ettiği iddiasına ilişkin Başbakan
Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/27403) (Başkanlığa geliş
tarihi: 26.06.2013)
67.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, müşavir ve danışman kadrolarına atanan personele
ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/27404)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
68.- İstanbul Milletvekili
Celal Adan’ın, bağlı kurum ve kuruluşlarda istihdam
edilen engelli personel sayısına ve engelli personele yönelik çalışmalara
ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/27405)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
69.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bağlı kurum ve kuruluşlarda engelli
istihdamına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi
(7/27406) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
70.- İstanbul Milletvekili
Osman Oktay Ekşi’nin, Anadolu Ajansının hisse yapısına ilişkin Başbakan
Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/27407) (Başkanlığa geliş
tarihi: 27.06.2013)
71.- Kocaeli Milletvekili
Hurşit Güneş’in, TMSF’nin Akşam Gazetesi genel yayın
yönetmeni olarak atadığı kişiye ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan)
yazılı soru önergesi (7/27408) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
72.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçay’ın, iç borç ve dış borç için yapılan faiz ödemelerine ilişkin
Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/27409)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
73.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bazı personelin kanuna aykırı olarak işe
gelmediği halde maaşını almaya devam ettiği iddiasına ilişkin Başbakan
Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/27410) (Başkanlığa geliş
tarihi: 26.06.2013)
74.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, müşavir ve danışman kadrolarına atanan
personele ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi
(7/27411) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
75.- İstanbul Milletvekili
Celal Adan’ın, bağlı kurum ve kuruluşlarda istihdam
edilen engelli personel sayısına ve engelli personele yönelik çalışmalara
ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/27412)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
76.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bağlı kurum ve kuruluşlarda engelli
istihdamına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi
(7/27413) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
77.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bağlı kurum ve kuruluşlar personelinin
psikolojik taciz (mobbing) şikayetlerine ve yapılan
işlemlere ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi
(7/27414) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
78.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, zorunlu trafik sigortası bedellerine ilişkin
Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/27415)
(Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
79.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Ziraat Bankasının isminin değiştirilmesine
ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/27416)
(Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
80.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bağlı kurum ve kuruluşların bilişim
altyapısına ve PARDUS işletim sistemi ile yerli yazılımların kullanımına
ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/27417)
(Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
81.- Kars Milletvekili
Mülkiye Birtane’nin, Vakıfbank tarafından iş akdi
feshedilen bir çalışana ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı
soru önergesi (7/27418) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
82.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bazı personelin kanuna aykırı olarak işe
gelmediği halde maaşını almaya devam ettiği iddiasına ilişkin Başbakan
Yardımcısından (Beşir Atalay) yazılı soru önergesi (7/27419) (Başkanlığa geliş
tarihi: 26.06.2013)
83.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, müşavir ve danışman kadrolarına atanan
personele ilişkin Başbakan Yardımcısından (Beşir Atalay) yazılı soru önergesi
(7/27420) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
84.- İstanbul Milletvekili
Celal Adan’ın, bağlı kurum ve kuruluşlarda istihdam
edilen engelli personel sayısına ve engelli personele yönelik çalışmalara
ilişkin Başbakan Yardımcısından (Beşir Atalay) yazılı soru önergesi (7/27421)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
85.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bağlı kurum ve kuruluşlarda engelli
istihdamına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Beşir Atalay) yazılı soru önergesi
(7/27422) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
86.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bağlı kurum ve kuruluşlar tarafından
düzenlenen toplantı ve organizasyonlara ilişkin Başbakan Yardımcısından (Beşir
Atalay) yazılı soru önergesi (7/27423) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
87.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, demokratik açılım projesine ilişkin Başbakan
Yardımcısından (Beşir Atalay) yazılı soru önergesi (7/27424) (Başkanlığa geliş
tarihi: 27.06.2013)
88.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bağlı kurum ve kuruluşların bilişim
altyapısına ve PARDUS işletim sistemi ile yerli yazılımların kullanımına
ilişkin Başbakan Yardımcısından (Beşir Atalay) yazılı soru önergesi (7/27425)
(Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
89.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, bağlı kurum ve kuruluşlardaki personelin psikolojik taciz (mobbing) şikayetlerine ve yapılan
işlemlere ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi
(7/27426) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
90.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bazı personelin kanuna aykırı olarak işe
gelmediği halde maaşını almaya devam ettiği iddiasına ilişkin Başbakan
Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/27427) (Başkanlığa geliş
tarihi: 26.06.2013)
91.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, müşavir ve danışman kadrolarına atanan
personele ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi
(7/27428) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
92.- İstanbul Milletvekili
Celal Adan’ın, bağlı kurum ve kuruluşlarda istihdam
edilen engelli personel sayısına ve engelli personele yönelik çalışmalara
ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/27429)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
93.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bağlı kurum ve kuruluşlarda engelli
istihdamına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi
(7/27430) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
94.- İstanbul Milletvekili
Ali Özgündüz’ün, Diyanet İşleri Başkanlığınca yapılan yardımlara ilişkin
Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/27431)
(Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
95.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bağlı kurum ve kuruluşlar tarafından
düzenlenen toplantı ve organizasyonlara ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir
Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/27432) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
96.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Ardahan’da yer alan hizmet binalarındaki tadilat ve iyileştirme
çalışmalarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/27433)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
97.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Bayburt’ta yer alan hizmet binalarındaki tadilat ve iyileştirme
çalışmalarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/27434)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
98.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Gümüşhane’de yer alan hizmet binalarındaki tadilat ve
iyileştirme çalışmalarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi
(7/27435) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
99.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Ağrı’da yer alan hizmet binalarındaki tadilat ve iyileştirme
çalışmalarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/27436)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
100.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Iğdır’da yer alan hizmet binalarındaki tadilat ve iyileştirme
çalışmalarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/27437)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
101.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Kars’ta yer alan hizmet binalarındaki tadilat ve iyileştirme
çalışmalarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/27438)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
102.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Erzurum’da yer alan hizmet binalarındaki tadilat ve iyileştirme
çalışmalarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/27439)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
103.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Şırnak’ta yer alan hizmet binalarındaki tadilat ve iyileştirme
çalışmalarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/27440)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
104.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Hakkâri’de yer alan hizmet binalarındaki tadilat ve iyileştirme
çalışmalarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/27441)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
105.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Batman’da yer alan hizmet binalarındaki tadilat ve iyileştirme
çalışmalarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/27442)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
106.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, Reyhanlı saldırılarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi
(7/27443) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
107.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, Bakanlık personelinin psikolojik taciz (mobbing)
şikayetlerine ve yapılan işlemlere ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/27444) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
108.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, müşavir ve danışman kadrolarına atanan
personele ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/27445) (Başkanlığa
geliş tarihi: 26.06.2013)
109.- İstanbul Milletvekili
Celal Adan’ın, Bakanlık kadrolarında istihdam edilen
engelli personel sayısına ve engelli personele yönelik çalışmalara ilişkin
Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/27446) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.06.2013)
110.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bazı personelin kanuna aykırı olarak işe
gelmediği halde maaşını almaya devam ettiği iddiasına ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/27447) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
111.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık kadrolarında engelli istihdamına
ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/27448) (Başkanlığa geliş
tarihi: 26.06.2013)
112.- Van Milletvekili Aysel
Tuğluk’un, Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevinden Siirt’e nakledilen iki tutuklu
hakkındaki iddialara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/27449)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
113.- Diyarbakır Milletvekili
Altan Tan’ın, çözüm sürecine yönelik atılacak demokratik adımlara ilişkin
Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/27450) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.06.2013)
114.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, PKK terör örgütü ile görüşmeleri yürüten kamu
görevlilerine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/27451)
(Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
115.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığın merkez ve taşra teşkilatı ile bağlı
birimlerince düzenlenen toplantı ve organizasyonlara ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/27452) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
116.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, terör suçları kapsamında verilen cezalara ve
bazı terör suçlularının serbest bırakıldığı iddialarına ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/27453) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
117.- Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova’nın, Gezi Parkı olayları ile ilgili bir davaya taraf
olunacağını açıklamasına ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı
soru önergesi (7/27454) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
118.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, engellilerin sağlığa ödedikleri katılım payına ilişkin Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/27455) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.06.2013)
119.- İstanbul Milletvekili
Celal Adan’ın, Bakanlık kadrolarında istihdam edilen
engelli personel sayısına ve engelli personele yönelik çalışmalara ilişkin Aile
ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/27456) (Başkanlığa
geliş tarihi: 26.06.2013)
120.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bazı personelin kanuna aykırı olarak işe
gelmediği halde maaşını almaya devam ettiği iddiasına ilişkin Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/27457) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.06.2013)
121.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık kadrolarında engelli istihdamına
ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/27458)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
122.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, müşavir ve danışman kadrolarına atanan
personele ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/27459) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
123.- Kars Milletvekili
Mülkiye Birtane’nin, şiddete maruz kalan bir kadına
ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/27460)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
124.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığın bilişim altyapısına ve PARDUS
işletim sistemi ile yerli yazılımların kullanımına ilişkin Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/27461) (Başkanlığa geliş tarihi:
27.06.2013)
125.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bedelli askerlik uygulaması kapsamında
toplanan paraların şehit aileleri ve gazilere yönelik hizmetler için
kullanılması çalışmalarına ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı
soru önergesi (7/27462) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
126.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık personelinin psikolojik taciz (mobbing) şikayetlerine ve yapılan işlemlere ilişkin Aile ve
Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/27463) (Başkanlığa geliş
tarihi: 27.06.2013)
127.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, şehit ailelerine tanınan kamuda ikinci iş
hakkından yararlanılmasına ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı
soru önergesi (7/27464) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
128.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığın merkez ve taşra teşkilatı ile bağlı
birimlerince düzenlenen toplantı ve organizasyonlara ilişkin Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/27465) (Başkanlığa geliş tarihi:
27.06.2013)
129.- İstanbul Milletvekili
Celal Adan’ın, Bakanlık kadrolarında istihdam edilen
engelli personel sayısına ve engelli personele yönelik çalışmalara ilişkin
Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru önergesi (7/27466) (Başkanlığa geliş
tarihi: 26.06.2013)
130.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bazı personelin kanuna aykırı olarak işe
gelmediği halde maaşını almaya devam ettiği iddiasına ilişkin Avrupa Birliği
Bakanından yazılı soru önergesi (7/27467) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
131.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık kadrolarında engelli istihdamına
ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru önergesi (7/27468) (Başkanlığa
geliş tarihi: 26.06.2013)
132.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, müşavir ve danışman kadrolarına atanan
personele ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru önergesi (7/27469)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
133.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığın bilişim altyapısına ve PARDUS
işletim sistemi ile yerli yazılımların kullanımına ilişkin Avrupa Birliği
Bakanından yazılı soru önergesi (7/27470) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
134.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık personelinin psikolojik taciz (mobbing) şikayetlerine ve yapılan işlemlere ilişkin Avrupa
Birliği Bakanından yazılı soru önergesi (7/27471) (Başkanlığa geliş tarihi:
27.06.2013)
135.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığın merkez ve taşra teşkilatı ile bağlı
birimlerince düzenlenen toplantı ve organizasyonlara ilişkin Avrupa Birliği
Bakanından yazılı soru önergesi (7/27472) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
136.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Ardahan’da kiralama yoluyla kullanılan hizmet binalarına ilişkin
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/27473)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
137.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Bayburt’ta kiralama yoluyla kullanılan hizmet binalarına ilişkin
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/27474)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
138.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Iğdır’da kiralama yoluyla kullanılan hizmet binalarına ilişkin
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/27475)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
139.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Şırnak’ta kiralama yoluyla kullanılan hizmet binalarına ilişkin
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/27476)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
140.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Batman’da kiralama yoluyla kullanılan hizmet binalarına ilişkin
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/27477)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
141.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, esnaf ve sanatkârların sorunlarına ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanından yazılı soru önergesi (7/27478) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
142.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, yakıt tasarruf cihazlarına ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından
yazılı soru önergesi (7/27479) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
143.- İstanbul Milletvekili
Celal Adan’ın, Bakanlık kadrolarında istihdam edilen
engelli personel sayısına ve engelli personele yönelik çalışmalara ilişkin
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/27480)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
144.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bazı personelin kanuna aykırı olarak işe
gelmediği halde maaşını almaya devam ettiği iddiasına ilişkin Bilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/27481) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.06.2013)
145.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık kadrolarında engelli istihdamına
ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/27482)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
146.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, müşavir ve danışman kadrolarına atanan
personele ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi
(7/27483) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
147.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığın bilişim altyapısına ve PARDUS
işletim sistemi ile yerli yazılımların kullanımına ilişkin Bilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/27484) (Başkanlığa geliş tarihi:
27.06.2013)
148.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, yakıt tasarruf cihazlarına ve bir yazılı soru
önergesine verilen cevabın hatalı olduğu iddiasına ilişkin Bilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/27485) (Başkanlığa geliş tarihi:
27.06.2013)
149.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bir firma ile ilgili iddialara ilişkin Bilim,
Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/27486) (Başkanlığa geliş
tarihi: 27.06.2013)
150.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığın merkez ve taşra teşkilatı ile bağlı
birimlerince düzenlenen toplantı ve organizasyonlara ilişkin Bilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/27487) (Başkanlığa geliş tarihi:
27.06.2013)
151.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık personelinin psikolojik taciz (mobbing) şikayetlerine ve yapılan işlemlere ilişkin Bilim,
Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/27488) (Başkanlığa geliş
tarihi: 27.06.2013)
152.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Ardahan’da yer alan hizmet binalarındaki tadilat ve iyileştirme
çalışmalarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/27489) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
153.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Gümüşhane, Bayburt, Ağrı, Iğdır ve Kars’ta yer alan hizmet
binalarındaki tadilat ve iyileştirme çalışmalarına ilişkin Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/27490) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
154.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Erzurum, Elazığ, Şırnak, Hakkâri, Batman ve Siirt’te yer alan
hizmet binalarındaki tadilat ve iyileştirme çalışmalarına ilişkin Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/27491) (Başkanlığa geliş
tarihi: 26.06.2013)
155.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan sivil savunma uzmanlarının özlük ve
mali haklarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/27492) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
156.- İstanbul Milletvekili
Celal Adan’ın, Bakanlık kadrolarında istihdam edilen
engelli personel sayısına ve engelli personele yönelik çalışmalara ilişkin
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/27493)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
157.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bazı personelin kanuna aykırı olarak işe
gelmediği halde maaşını almaya devam ettiği iddiasına ilişkin Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/27494) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.06.2013)
158.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık kadrolarında engelli istihdamına
ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/27495)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
159.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, müşavir ve danışman kadrolarına atanan
personele ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/27496) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
160.- İzmir Milletvekili
Rahmi Aşkın Türeli’nin, iş kazalarına ilişkin Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/27497) (Başkanlığa geliş
tarihi: 27.06.2013)
161.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığın bilişim altyapısına ve PARDUS
işletim sistemi ile yerli yazılımların kullanımına ilişkin Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/27498) (Başkanlığa geliş tarihi:
27.06.2013)
162.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık personelinin psikolojik taciz (mobbing) şikayetlerine ve yapılan işlemlere ilişkin Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/27499) (Başkanlığa geliş
tarihi: 27.06.2013)
163.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, sivil savunma uzmanlarının özlük haklarına
ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/27500)
(Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
164.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Kamu Kurum ve Kuruluşlarına İşçi Alınmasında
Uygulanan Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik kapsamında yapılan işçi
alımlarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/27501) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
165.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, SGK prim borçlarının yapılandırılmasına
yönelik çalışmalara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/27502) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
166.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığın merkez ve taşra teşkilatı ile bağlı
birimlerince düzenlenen toplantı ve organizasyonlara ilişkin Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/27503) (Başkanlığa geliş tarihi:
27.06.2013)
167.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, şehit veya malul ailelerindeki çalışanların
kurum içi yer değiştirme taleplerine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/27504) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
168.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, terör eylemleri nedeniyle gazi olan
vatandaşların sağlık harcamaları ile ilgili sorunlara ilişkin Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/27505) (Başkanlığa geliş tarihi:
27.06.2013)
169.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, terör eylemleri nedeniyle gazi olan
vatandaşların özlük hakları ile ilgili sorunlara ilişkin Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/27506) (Başkanlığa geliş tarihi:
27.06.2013)
170.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bir fabrikada çalışan işçilerin maaşlarını
alamadıkları iddiasına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı
soru önergesi (7/27507) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
171.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bir şirketin el değiştirmesi sonucu
işçilerinin yaşadığı mağduriyete ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından
yazılı soru önergesi (7/27508) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
172.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, karayollarında çalışan taşeron işçilerin bağlı
olduğu sendika tarafından açılan bir davada verilen kararın uygulanmadığı
iddialarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/27509) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
173.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, köye dönüştürülen belde belediyelerinin SGK’ya prim borçlarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/27510) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
174.- Şanlıurfa Milletvekili
İbrahim Binici’nin, Kırşehir’deki mevsimlik tarım işçilerinin durumlarına
ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/27511)
(Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
175.- Şanlıurfa Milletvekili
İbrahim Binici’nin, Kayseri’deki mevsimlik tarım işçilerinin durumlarına
ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/27512)
(Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
176.- Şanlıurfa Milletvekili
İbrahim Binici’nin, Mersin’deki mevsimlik tarım işçilerinin durumlarına ilişkin
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/27513)
(Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
177.- Şanlıurfa Milletvekili
İbrahim Binici’nin, Uşak’taki mevsimlik tarım işçilerinin durumlarına ilişkin
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/27514)
(Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
178.- Şanlıurfa Milletvekili
İbrahim Binici’nin, Gaziantep’teki mevsimlik tarım işçilerinin durumlarına
ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/27515)
(Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
179.- Kocaeli Milletvekili
Haydar Akar’ın, Kocaeli’nin Körfez ilçesi Yarımca yerleşkesinde yapılması
planlanan bir projeye ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/27516) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
180.- Uşak Milletvekili Dilek
Akagün Yılmaz’ın, Uşak’ın İlyaslı Beldesindeki kömür
madeni alanına atık gömülmesi ve etkilerine ilişkin Çevre ve Şehircilik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/27517) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
181.- Balıkesir Milletvekili
Ahmet Duran Bulut’un, Mogan Gölündeki kirliliğe ilişkin Çevre ve Şehircilik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/27518) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
182.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, atık pillere ve geri dönüştürme
çalışmalarına ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/27519) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
183.- İstanbul Milletvekili
Celal Adan’ın, Bakanlık kadrolarında istihdam edilen
engelli personel sayısına ve engelli personele yönelik çalışmalara ilişkin
Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/27520) (Başkanlığa geliş
tarihi: 26.06.2013)
184.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık kadrolarında engelli istihdamına
ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/27521)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
185.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, müşavir ve danışman kadrolarına atanan
personele ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/27522)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
186.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bazı personelin kanuna aykırı olarak işe
gelmediği halde maaşını almaya devam ettiği iddiasına ilişkin Çevre ve
Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/27523) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.06.2013)
187.- İstanbul Milletvekili
Celal Adan’ın, Bakanlık kadrolarında istihdam edilen
engelli personel sayısına ve engelli personele yönelik çalışmalara ilişkin
Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/27524) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.06.2013)
188.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bazı personelin kanuna aykırı olarak işe
gelmediği halde maaşını almaya devam ettiği iddiasına ilişkin Dışişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/27525) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
189.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, müşavir ve danışman kadrolarına atanan
personele ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/27526)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
190.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık kadrolarında engelli istihdamına
ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/27527) (Başkanlığa geliş
tarihi: 26.06.2013)
191.- Diyarbakır Milletvekili
Altan Tan’ın, Bulgaristan’daki seçimlere müdahale edildiği iddialarına ilişkin
Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/27528) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.06.2013)
192.- Diyarbakır Milletvekili
Altan Tan’ın, İsrail’le yapılan Mavi Marmara tazminat görüşmelerine ilişkin
Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/27529) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.06.2013)
193.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığın bilişim altyapısına ve PARDUS
işletim sistemi ile yerli yazılımların kullanımına ilişkin Dışişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/27530) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
194.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığın merkez ve taşra teşkilatı ile bağlı
birimlerince düzenlenen toplantı ve organizasyonlara ilişkin Dışişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/27531) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
195.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık personelinin psikolojik taciz (mobbing) şikayetlerine ve yapılan işlemlere ilişkin
Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/27532) (Başkanlığa geliş tarihi:
27.06.2013)
196.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Suriye sınırında bir tampon bölge
oluşturulacağı iddialarına ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/27533) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
197.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Hatay’ın Reyhanlı ilçesindeki Cilvegözü Sınır Kapısında meydana gelen patlamaya ilişkin
Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/27534) (Başkanlığa geliş tarihi:
27.06.2013)
198.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Türkiye-Suriye ilişkilerine ilişkin Dışişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/27535) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
199.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Afganistan’da şehit olan askerlere ilişkin
Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/27536) (Başkanlığa geliş tarihi:
27.06.2013)
200.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Ardahan’da kiralama yoluyla kullanılan hizmet binalarına ilişkin
Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi (7/27537) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.06.2013)
201.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Batman’da kiralama yoluyla kullanılan hizmet binalarına ilişkin
Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi (7/27538) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.06.2013)
202.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Şırnak’ta kiralama yoluyla kullanılan hizmet binalarına ilişkin
Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi (7/27539) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.06.2013)
203.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Bayburt’ta kiralama yoluyla kullanılan hizmet binalarına ilişkin
Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi (7/27540) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
204.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Iğdır’da kiralama yoluyla kullanılan hizmet binalarına ilişkin
Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi (7/27541) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.06.2013)
205.- İstanbul Milletvekili
Celal Adan’ın, Bakanlık kadrolarında istihdam edilen
engelli personel sayısına ve engelli personele yönelik çalışmalara ilişkin
Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi (7/27542) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.06.2013)
206.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık kadrolarında engelli istihdamına
ilişkin Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi (7/27543) (Başkanlığa geliş
tarihi: 26.06.2013)
207.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bazı personelin kanuna aykırı olarak işe
gelmediği halde maaşını almaya devam ettiği iddiasına ilişkin Ekonomi
Bakanından yazılı soru önergesi (7/27544) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
208.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, müşavir ve danışman kadrolarına atanan
personele ilişkin Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi (7/27545) (Başkanlığa
geliş tarihi: 26.06.2013)
209.- İstanbul Milletvekili
Erdoğan Toprak’ın, 6492 sayılı Türk Petrol Kanunu ile getirilen bazı
düzenlemelere ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/27546) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
210.- Kayseri Milletvekili
Yusuf Halaçoğlu’nun, doğal gaz satışında üst limit getirilmesine ilişkin Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/27547) (Başkanlığa geliş
tarihi: 26.06.2013)
211.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bakanlık kadrolarında engelli istihdamına
ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/27548)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
212.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, müşavir ve danışman kadrolarına atanan
personele ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/27549) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
213.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bazı personelin kanuna aykırı olarak işe
gelmediği halde maaşını almaya devam ettiği iddiasına ilişkin Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/27550) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.06.2013)
214.- İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel’in, İzmir’in Çeşme ilçesinde yapılması planlanan rüzgâr
santraline ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/27551) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
215.- Muğla Milletvekili
Tolga Çandar’ın, Muğla’nın Milas ilçesinde yapılması planlanan bir termik
santrale ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/27552) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
216.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Ardahan’da kiralama yoluyla kullanılan hizmet binalarına ilişkin
Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/27553) (Başkanlığa geliş
tarihi: 26.06.2013)
217.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Iğdır’da kiralama yoluyla kullanılan hizmet binalarına ilişkin
Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/27554) (Başkanlığa geliş
tarihi: 26.06.2013)
218.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Şırnak’ta kiralama yoluyla kullanılan hizmet binalarına ilişkin
Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/27555) (Başkanlığa geliş
tarihi: 26.06.2013)
219.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Batman’da kiralama yoluyla kullanılan hizmet binalarına ilişkin
Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/27556) (Başkanlığa geliş
tarihi: 26.06.2013)
220.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Bayburt’ta kiralama yoluyla kullanılan hizmet binalarına ilişkin
Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/27557) (Başkanlığa geliş
tarihi: 26.06.2013)
221.- İzmir Milletvekili
Erdal Aksünger’in, sporda yaşanan doping
olaylarına ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/27558)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
222.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, Karabük’teki spor tesislerine ve ihtiyaçlarına ilişkin
Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/27559) (Başkanlığa geliş
tarihi: 26.06.2013)
223.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, Eskişehir’deki spor tesislerine ve ihtiyaçlarına ilişkin
Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/27560) (Başkanlığa geliş
tarihi: 26.06.2013)
224.- İstanbul Milletvekili
Celal Adan’ın, Bakanlık kadrolarında istihdam edilen
engelli personel sayısına ve engelli personele yönelik çalışmalara ilişkin
Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/27561) (Başkanlığa geliş
tarihi: 26.06.2013)
225.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık kadrolarında engelli istihdamına
ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/27562) (Başkanlığa
geliş tarihi: 26.06.2013)
226.- Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkan’ın, 17. Akdeniz Oyunlarına katılan ülkelere ilişkin Gençlik ve
Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/27563) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.06.2013)
227.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, müşavir ve danışman kadrolarına atanan
personele ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/27564)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
228.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bazı personelin kanuna aykırı olarak işe
gelmediği halde maaşını almaya devam ettiği iddiasına ilişkin Gençlik ve Spor
Bakanından yazılı soru önergesi (7/27565) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
229.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Ardahan’da kiralama yoluyla kullanılan hizmet binalarına ilişkin
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/27566)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
230.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Bayburt’ta kiralama yoluyla kullanılan hizmet binalarına ilişkin
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/27567) (Başkanlığa
geliş tarihi: 26.06.2013)
231.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Batman’da kiralama yoluyla kullanılan hizmet binalarına ilişkin
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/27568)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
232.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Iğdır’da kiralama yoluyla kullanılan hizmet binalarına ilişkin
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/27569)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
233.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Şırnak’ta kiralama yoluyla kullanılan hizmet binalarına ilişkin
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/27570)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
234.- Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkan’ın, organik tarım desteklemesine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/27571) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
235.- Balıkesir Milletvekili
Ahmet Duran Bulut’un, çiğ süt fiyatlarına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/27572) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
236.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, Mersin’de meydana gelen doğal afetlerden etkilenen çiftçilere ilişkin
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/27573)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
237.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, Bakanlık personelinin psikolojik taciz (mobbing)
şikayetlerine ve yapılan işlemlere ilişkin Gıda, Tarım
ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/27574) (Başkanlığa geliş
tarihi: 26.06.2013)
238.- İstanbul Milletvekili
Celal Adan’ın, Bakanlık kadrolarında istihdam edilen
engelli personel sayısına ve engelli personele yönelik çalışmalara ilişkin
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/27575)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
239.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık kadrolarında engelli istihdamına
ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/27576)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
240.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, müşavir ve danışman kadrolarına atanan
personele ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/27577) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
241.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bazı personelin kanuna aykırı olarak işe
gelmediği halde maaşını almaya devam ettiği iddiasına ilişkin Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/27578) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.06.2013)
242.- Diyarbakır Milletvekili
Altan Tan’ın, TİGEM Ceylanpınar Tarım İşletmesinin master
planına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/27579) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
243.- Diyarbakır Milletvekili
Altan Tan’ın, hayvancılıkla ilgili master planına
ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/27580) (Başkanlığa
geliş tarihi: 26.06.2013)
244.- Diyarbakır Milletvekili
Altan Tan’ın, Şap Enstitüsünün piyasaya aşı verememesine ilişkin Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/27581) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.06.2013)
245.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, süt üreticilerinin sorunlarına ilişkin Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/27582) (Başkanlığa
geliş tarihi: 27.06.2013)
246.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, et üreticilerinin sorunlarına ilişkin Gıda, Tarım
ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/27583) (Başkanlığa geliş
tarihi: 27.06.2013)
247.- Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkan’ın, Amerikalı bir şirketten alınan gaz bombaları, plastik
mermiler ve bunları ateşleyen silahlara ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından
yazılı soru önergesi (7/27584) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
248.- İstanbul Milletvekili
Celal Adan’ın, Bakanlık kadrolarında istihdam edilen
engelli personel sayısına ve engelli personele yönelik çalışmalara ilişkin
Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/27585) (Başkanlığa geliş
tarihi: 26.06.2013)
249.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bazı personelin kanuna aykırı olarak işe
gelmediği halde maaşını almaya devam ettiği iddiasına ilişkin Gümrük ve Ticaret
Bakanından yazılı soru önergesi (7/27586) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
250.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık kadrolarında engelli istihdamına
ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/27587) (Başkanlığa
geliş tarihi: 26.06.2013)
251.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, müşavir ve danışman kadrolarına atanan
personele ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/27588)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
252.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Ardahan’da yer alan hizmet binalarındaki tadilat ve iyileştirme
çalışmalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/27589)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
253.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Ağrı’da yer alan hizmet binalarındaki tadilat ve iyileştirme
çalışmalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/27590)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
254.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Gümüşhane’de yer alan hizmet binalarındaki tadilat ve
iyileştirme çalışmalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/27591) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
255.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Bayburt’ta yer alan hizmet binalarındaki tadilat ve iyileştirme
çalışmalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/27592)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
256.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Hakkâri’de yer alan hizmet binalarındaki tadilat ve iyileştirme
çalışmalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/27593)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
257.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Batman’da yer alan hizmet binalarındaki tadilat ve iyileştirme
çalışmalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/27594)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
258.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Iğdır’da yer alan hizmet binalarındaki tadilat ve iyileştirme
çalışmalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/27595)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
259.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Erzurum’da yer alan hizmet binalarındaki tadilat ve iyileştirme
çalışmalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/27596)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
260.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Ardahan’da kiralama yoluyla kullanılan hizmet binalarına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/27597) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.06.2013)
261.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Iğdır’da kiralama yoluyla kullanılan hizmet binalarına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/27598) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.06.2013)
262.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Batman’da kiralama yoluyla kullanılan hizmet binalarına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/27599) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.06.2013)
263.- İstanbul Milletvekili
Sedef Küçük’ün, Gezi Parkı protestolarında polisin
orantısız güç kullandığı iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/27600) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
264.- Kocaeli Milletvekili
Haydar Akar’ın, kaybolan bir vatandaşa ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/27601) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
265.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Ardahan’ın Göle ilçesine bağlı köylerden faturasız olarak
toplanan elektrik bedellerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/27602) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
266.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Şırnak’ta kiralama yoluyla kullanılan hizmet binalarına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/27603) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.06.2013)
267.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Bayburt’ta kiralama yoluyla kullanılan hizmet binalarına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/27604) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.06.2013)
268.- Çanakkale Milletvekili
Mustafa Serdar Soydan’ın, Gezi Parkı olaylarında polis tarafından biber gazı ve
diğer kimyasal maddelerin kullanımına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/27605) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
269.- İstanbul Milletvekili
Erdoğan Toprak’ın, Adalet ve Kalkınma Partisi tarafından düzenlenen mitingler
için kamu kaynaklarının seferber edilip edilmediğine ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/27606) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
270.- Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova’nın, Gezi Parkı olaylarında TOMA’ların
sularına karıştırılan maddelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/27607) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
271.- Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova’nın, Türkiye genelinde ve Balıkesir özelinde taşınmazlarının
satışı amacıyla izin başvurusu yapan tüzel kişiliği kaldırılmış belediye ve
köylere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/27608) (Başkanlığa
geliş tarihi: 26.06.2013)
272.- Kocaeli Milletvekili
Haydar Akar’ın, Gebze Belediye Başkanı hakkında açılan soruşturmanın safahatine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/27609) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
273.- İstanbul Milletvekili
Osman Oktay Ekşi’nin, Nusaybin ve İdil’de PKK’ya yakın bir kuruluşun kimlik
kontrolü yaptığı iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/27610) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
274.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, sokak aydınlatmalarının asayiş ve güvenliğe etkilerine
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/27611) (Başkanlığa geliş
tarihi: 26.06.2013)
275.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, Eskişehir’deki içme suyu şebekeleri ile ilgili çalışmalara
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/27612) (Başkanlığa geliş
tarihi: 26.06.2013)
276.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, Karabük’teki kanalizasyon ve altyapı çalışmalarına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/27613) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.06.2013)
277.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, Eskişehir’deki kanalizasyon ve altyapı çalışmalarına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/27614) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.06.2013)
278.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, Eskişehir’deki kara yollarının asfaltlanma çalışmalarına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/27615) (Başkanlığa geliş
tarihi: 26.06.2013)
279.- Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkan’ın, Ankara’da Başbakanı karşılamaya gitmeyen dolmuşçulara ceza
kesildiği iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/27616) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
280.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, Ankara’daki bir köprü inşa işi
ihalesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/27617)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
281.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, Ankara’daki bir alt geçit
ihalesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/27618)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
282.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında Ankara
Büyükşehir Belediyesinde görev yapan personel ile ilgili verilere ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/27619) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.06.2013)
283.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında Ankara
Büyükşehir Belediyesinde görev yapan personel sayısına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/27620) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
284.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında
Ankara’da kişi başına düşen yeşil alan miktarına ve rekreasyon
alanlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/27621)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
285.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, Ankara’da yürütülen sosyal ve
kültürel projelere ve şefkat evlerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/27622) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
286.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında ele
geçirilen kaçak patlayıcı maddelere ve gerçekleştirilen soruşturmalara ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/27623) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.06.2013)
287.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında H
sınıfı ehliyet alan vatandaşlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/27624) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
288.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, atık pillere ve geri dönüştürme
çalışmalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/27625)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
289.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, Bolu Belediyesi tarafından
satılan ve kiralanan taşınmazlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/27626) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
290.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, Burdur Belediyesi tarafından
belediye şirketlerine satılan ve kiralanan taşınmazlara ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/27627) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
291.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, Burdur Belediyesi tarafından
satılan ve kiralanan taşınmazlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/27628) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
292.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, Bitlis Belediyesi tarafından
belediye şirketlerine satılan ve kiralanan taşınmazlara ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/27629) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
293.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, Bitlis Belediyesi tarafından
satılan ve kiralanan taşınmazlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/27630) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
294.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında
cinsiyet değiştiren vatandaşlarla ilgili verilere ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/27631) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
295.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, Bolu Belediyesi tarafından belediye
şirketlerine satılan ve kiralanan taşınmazlara ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/27632) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
296.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, Mersin’in Aydıncık ilçesindeki bir köye bağlı mahallenin içme suyu sorununa
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/27633) (Başkanlığa geliş
tarihi: 26.06.2013)
297.- İstanbul Milletvekili
Celal Adan’ın, Bakanlık kadrolarında istihdam edilen
engelli personel sayısına ve engelli personele yönelik çalışmalara ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/27634) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.06.2013)
298.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık kadrolarında engelli istihdamına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/27635) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.06.2013)
299.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bazı personelin kanuna aykırı olarak işe
gelmediği halde maaşını almaya devam ettiği iddiasına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/27636) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
300.- Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkan’ın, 7-19 Haziran tarihleri arasındaki bazı terörist eylemlerin
kamuoyundan gizlendiği iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/27637) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
301.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, müşavir ve danışman kadrolarına atanan
personele ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/27638)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
302.- Van Milletvekili Aysel
Tuğluk’un, Çorum’un Alaca ilçesinde öldürülen bir mevsimlik tarım işçisine
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/27639) (Başkanlığa geliş
tarihi: 26.06.2013)
303.- Kars Milletvekili
Mülkiye Birtane’nin, şiddete maruz kalan bir kadına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/27640) (Başkanlığa geliş
tarihi: 26.06.2013)
304.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığın bilişim altyapısına ve PARDUS
işletim sistemi ile yerli yazılımların kullanımına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/27641) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
305.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, sivil savunma uzmanlarının özlük haklarına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/27642) (Başkanlığa geliş
tarihi: 27.06.2013)
306.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya’daki bir ıslah çalışmasına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/27643) (Başkanlığa geliş tarihi:
27.06.2013)
307.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık personelinin psikolojik taciz (mobbing) şikayetlerine ve yapılan işlemlere ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/27644) (Başkanlığa geliş tarihi:
27.06.2013)
308.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Diyarbakır’daki Nevruz etkinliğinde yaşanan
olaylara ve etkinlik alanında Türk bayrağının bulunmamasına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/27645) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
309.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya’nın Emet ilçesine bağlı bir köydeki
içme suyunda yüksek miktarda arsenik bulunmasına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/27646) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
310.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya’daki bir pazara ve semt pazarlarındaki
esnafın mağduriyetine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/27647) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
311.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Batman Cumhuriyet Meydanındaki Atatürk heykeli
kaidesinde bulunan yazının değiştirilmesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/27648) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
312.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığın merkez ve taşra teşkilatı ile bağlı
birimlerince düzenlenen toplantı ve organizasyonlara ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/27649) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
313.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Doğu ve Güneydoğu illerinde bazı Emniyet
görevlilerine psikolojik tacizde bulunulduğu iddialarına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/27650) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
314.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Cilvegözü Sınır
Kapısında meydana gelen patlamaya ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/27651) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
315.- Kars Milletvekili
Mülkiye Birtane’nin, Kars’ın Selim ilçesindeki bir
köyün yol sorununa ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/27652)
(Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
316.- Kars Milletvekili
Mülkiye Birtane’nin, Sarıkamış’ın bir köyündeki yol
sorununa ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/27653) (Başkanlığa
geliş tarihi: 27.06.2013)
317.- Kars Milletvekili
Mülkiye Birtane’nin, Kars Belediyesinin gelir, gider
ve yatırımlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/27654)
(Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
318.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Ardahan’da kiralama yoluyla kullanılan hizmet binalarına ilişkin
Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/27655) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.06.2013)
319.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Bayburt’ta kiralama yoluyla kullanılan hizmet binalarına ilişkin
Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/27656) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.06.2013)
320.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Iğdır’da kiralama yoluyla kullanılan hizmet binalarına ilişkin
Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/27657) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.06.2013)
321.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Batman’da kiralama yoluyla kullanılan hizmet binalarına ilişkin
Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/27658) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.06.2013)
322.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Şırnak’ta kiralama yoluyla kullanılan hizmet binalarına ilişkin
Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/27659) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.06.2013)
323.- İstanbul Milletvekili
Celal Adan’ın, Bakanlık kadrolarında istihdam edilen
engelli personel sayısına ve engelli personele yönelik çalışmalara ilişkin
Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/27660) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.06.2013)
324.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık kadrolarında engelli istihdamına
ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/27661) (Başkanlığa geliş
tarihi: 26.06.2013)
325.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bazı personelin kanuna aykırı olarak işe
gelmediği halde maaşını almaya devam ettiği iddiasına ilişkin Kalkınma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/27662) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
326.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, müşavir ve danışman kadrolarına atanan
personele ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/27663)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
327.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığın merkez ve taşra teşkilatı ile bağlı
birimlerince düzenlenen toplantı ve organizasyonlara ilişkin Kalkınma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/27664) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
328.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık personelinin psikolojik taciz (mobbing) şikayetlerine ve yapılan işlemlere ilişkin
Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/27665) (Başkanlığa geliş tarihi:
27.06.2013)
329.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığın bilişim altyapısına ve PARDUS
işletim sistemi ile yerli yazılımların kullanımına ilişkin Kalkınma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/27666) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
330.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, Karabük’te yer alan müzelere ve kazı çalışmalarına ilişkin
Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/27667) (Başkanlığa geliş
tarihi: 26.06.2013)
331.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, Eskişehir’de yer alan müzelere ve kazı çalışmalarına ilişkin
Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/27668) (Başkanlığa geliş
tarihi: 26.06.2013)
332.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, Karabük’teki kültür ve tabiat varlıklarına ilişkin Kültür ve
Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/27669) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.06.2013)
333.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, Eskişehir’deki kültür ve tabiat varlıklarına ilişkin Kültür
ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/27670) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.06.2013)
334.- İstanbul Milletvekili
Celal Adan’ın, Bakanlık kadrolarında istihdam edilen
engelli personel sayısına ve engelli personele yönelik çalışmalara ilişkin
Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/27671) (Başkanlığa geliş
tarihi: 26.06.2013)
335.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık kadrolarında engelli istihdamına
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/27672) (Başkanlığa
geliş tarihi: 26.06.2013)
336.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bazı personelin kanuna aykırı olarak işe
gelmediği halde maaşını almaya devam ettiği iddiasına ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından yazılı soru önergesi (7/27673) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
337.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, müşavir ve danışman kadrolarına atanan
personele ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/27674)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
338.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığın bilişim altyapısına ve PARDUS
işletim sistemi ile yerli yazılımların kullanımına ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından yazılı soru önergesi (7/27675) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
339.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık personelinin psikolojik taciz (mobbing) şikayetlerine ve yapılan işlemlere ilişkin Kültür
ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/27676) (Başkanlığa geliş tarihi:
27.06.2013)
340.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığın merkez ve taşra teşkilatı ile bağlı
birimlerince düzenlenen toplantı ve organizasyonlara ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından yazılı soru önergesi (7/27677) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
341.- Şanlıurfa Milletvekili
İbrahim Binici’nin, kiralanan binalara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/27678) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
342.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Ardahan’da yer alan hizmet binalarındaki tadilat ve iyileştirme
çalışmalarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/27679)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
343.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Erzurum, Elazığ, Şırnak, Hakkâri, Batman ve Siirt’te yer alan
hizmet binalarındaki tadilat ve iyileştirme çalışmalarına ilişkin Maliye
Bakanından yazılı soru önergesi (7/27680) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
344.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Gümüşhane, Bayburt, Ağrı ve Iğdır’da yer alan hizmet
binalarındaki tadilat ve iyileştirme çalışmalarına ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/27681) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
345.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Kars’ta yer alan hizmet binalarındaki tadilat ve iyileştirme
çalışmalarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/27682)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
346.- İstanbul Milletvekili
Celal Adan’ın, Bakanlık kadrolarında istihdam edilen
engelli personel sayısına ve engelli personele yönelik çalışmalara ilişkin
Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/27683) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.06.2013)
347.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bazı personelin kanuna aykırı olarak işe
gelmediği halde maaşını almaya devam ettiği iddiasına ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/27684) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
348.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık kadrolarında engelli istihdamına
ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/27685) (Başkanlığa geliş
tarihi: 26.06.2013)
349.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, müşavir ve danışman kadrolarına atanan
personele ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/27686) (Başkanlığa
geliş tarihi: 26.06.2013)
350.- Adana Milletvekili
Seyfettin Yılmaz’ın, 2/B arazilerine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru
önergesi (7/27687) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
351.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Türkiye genelinde bulunan bazı Hazine
arazilerinin satışıyla ilgili iddialara ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru
önergesi (7/27688) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
352.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Elektrik Dağıtım Şirketleri bünyesinde 4857
sayılı Kanuna tabi olarak kapsam dışı çalışan personele ilişkin Maliye
Bakanından yazılı soru önergesi (7/27689) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
353.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, zorunlu trafik sigortası bedellerine ilişkin
Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/27690) (Başkanlığa geliş tarihi:
27.06.2013)
354.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık personelinin psikolojik taciz (mobbing) şikayetlerine ve yapılan işlemlere ilişkin Maliye
Bakanından yazılı soru önergesi (7/27691) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
355.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, kamu iktisadi teşebbüslerinde görev yapan
yönetim kurulu üyelerinin gelir vergilerinin kurumlarınca karşılanmasına
ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/27692) (Başkanlığa geliş
tarihi: 27.06.2013)
356.- Afyonkarahisar
Milletvekili Ahmet Toptaş’ın, Afyonkarahisar Milli Eğitim Müdürlüğünde görevli
bir şube müdürünün bazı açıklamalarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/27693) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
357.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık personelinin psikolojik taciz (mobbing) şikayetlerine ve yapılan işlemlere ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/27694) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.06.2013)
358.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, illerin ortaöğretim ve yükseköğretim sınavlarındaki başarı
sıralamasına ve başarılı okul ve öğretmenlere yönelik ödüllendirme politikasına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/27695) (Başkanlığa
geliş tarihi: 26.06.2013)
359.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, Eskişehir’de kurulması planlanan üniversiteye ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/27696) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.06.2013)
360.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, Eskişehir’de görev yapan öğretmenlere ve öğretmen açığına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/27697) (Başkanlığa
geliş tarihi: 26.06.2013)
361.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, Karabük’te görev yapan öğretmenlere ve öğretmen açığına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/27698) (Başkanlığa
geliş tarihi: 26.06.2013)
362.- Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkan’ın, İstanbul Üniversitesinin, diploma yemininden bir bölümü
çıkarmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/27699)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
363.- Balıkesir Milletvekili
Ahmet Duran Bulut’un, öğretmen atamalarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/27700) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
364.- Balıkesir Milletvekili
Ahmet Duran Bulut’un, okul dönüşümlerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/27701) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
365.- Balıkesir Milletvekili
Ahmet Duran Bulut’un, ilçe milli eğitim müdürü kadrolarına yapılan atamalara
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/27702) (Başkanlığa
geliş tarihi: 26.06.2013)
366.- Balıkesir Milletvekili
Ahmet Duran Bulut’un, il içi ve il dışı atama kılavuzuna ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/27703) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
367.- Balıkesir Milletvekili
Ahmet Duran Bulut’un, Bakanlık merkez teşkilatı ile il ve ilçe milli eğitim
müdürlüklerindeki şube müdürü kadrolarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/27704) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
368.- Balıkesir Milletvekili
Ahmet Duran Bulut’un, eğitim politikalarına ve eğitim sistemine ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/27705) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.06.2013)
369.- Balıkesir Milletvekili
Ahmet Duran Bulut’un, SBS’nin yerine uygulanacak yeni
sisteme ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/27706)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
370.- Balıkesir Milletvekili
Ahmet Duran Bulut’un, öğretmen atamalarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/27707) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
371.- Balıkesir Milletvekili
Ahmet Duran Bulut’un, ücretli öğretmen uygulamasına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/27708) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
372.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, serbest kıyafet uygulamasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/27709) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
373.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, geometrinin ayrı bir branş alanı olarak
belirlenmesine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/27710)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
374.- İstanbul Milletvekili
Celal Adan’ın, Bakanlık kadrolarında istihdam edilen
engelli personel sayısına ve engelli personele yönelik çalışmalara ilişkin
Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/27711) (Başkanlığa geliş
tarihi: 26.06.2013)
375.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık kadrolarında engelli istihdamına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/27712) (Başkanlığa
geliş tarihi: 26.06.2013)
376.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, müşavir ve danışman kadrolarına atanan
personele ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/27713)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
377.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bazı personelin kanuna aykırı olarak işe gelmediği
halde maaşını almaya devam ettiği iddiasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/27714) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
378.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık personelinin psikolojik taciz (mobbing) şikayetlerine ve yapılan işlemlere ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/27715) (Başkanlığa geliş tarihi:
27.06.2013)
379.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, üniversite kampüslerinde ve yurtlarda
yemeklere şap katıldığı iddialarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/27716) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
380.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığın bilişim altyapısına ve PARDUS
işletim sistemi ile yerli yazılımların kullanımına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/27717) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
381.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığın merkez ve taşra teşkilatı ile bağlı
birimlerince düzenlenen toplantı ve organizasyonlara ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/27718) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
382.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Anadolu Üniversitesi Açıköğretim
Fakültesi öğrencilerine bütünleme sınavı hakkı tanınmamasına ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/27719) (Başkanlığa geliş tarihi:
27.06.2013)
383.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, 2002-2013 yılları arasında öğretim üyeleri
tarafından üniversite yöneticileri hakkında yapılan şikayetlere ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/27720) (Başkanlığa geliş tarihi:
27.06.2013)
384.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, üniversitelerde doçent unvanına sahip olduğu
halde kadroya atanamayan öğretim elemanlarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/27721) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
385.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, 2002-2013 yılları arasında başka üniversite
veya kurum/kuruluşlara geçiş yapan öğretim elemanlarına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/27722) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
386.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, özel eğitim kurumlarının ve bu kurumlarda
çalışan öğretmenlerin sorunlarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/27723) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
387.- İzmir Milletvekili
Oktay Vural’ın, darbe girişimi için hazırlık olup olmadığına ilişkin Milli
Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/27724) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.06.2013)
388.- İstanbul Milletvekili
Celal Adan’ın, Bakanlık kadrolarında istihdam edilen
engelli personel sayısına ve engelli personele yönelik çalışmalara ilişkin
Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/27725) (Başkanlığa geliş
tarihi: 26.06.2013)
389.- Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkan’ın, 7-19 Haziran tarihleri arasındaki bazı terörist eylemlerinin
kamuoyundan gizlendiği iddialarına ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/27726) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
390.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, müşavir ve danışman kadrolarına atanan
personele ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/27727)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
391.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık kadrolarında engelli istihdamına
ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/27728) (Başkanlığa
geliş tarihi: 26.06.2013)
392.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bazı personelin kanuna aykırı olarak işe
gelmediği halde maaşını almaya devam ettiği iddiasına ilişkin Milli Savunma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/27729) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
393.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık personelinin psikolojik taciz (mobbing) şikayetlerine ve yapılan işlemlere ilişkin Milli
Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/27730) (Başkanlığa geliş tarihi:
27.06.2013)
394.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığın merkez ve taşra teşkilatı ile bağlı
birimlerince düzenlenen toplantı ve organizasyonlara ilişkin Milli Savunma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/27731) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
395.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bedelli askerlik başvurularına ve toplanan
paraların kullanılması ile ilgili iddialara ilişkin Milli Savunma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/27732) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
396.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, Bakanlık personelinin psikolojik taciz (mobbing)
şikayetlerine ve yapılan işlemlere ilişkin Orman ve Su
İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/27733) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.06.2013)
397.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, orman muhafaza memuru iken başka illerde yüksekokul kazananların o
illere atanmasına ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/27734) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
398.- İstanbul Milletvekili
Celal Adan’ın, Bakanlık kadrolarında istihdam edilen
engelli personel sayısına ve engelli personele yönelik çalışmalara ilişkin
Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/27735) (Başkanlığa geliş
tarihi: 26.06.2013)
399.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, müşavir ve danışman kadrolarına atanan
personele ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/27736)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
400.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık kadrolarında engelli istihdamına
ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/27737)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
401.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bazı personelin kanuna aykırı olarak işe
gelmediği halde maaşını almaya devam ettiği iddiasına ilişkin Orman ve Su
İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/27738) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.06.2013)
402.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, Bakanlık personelinin psikolojik taciz (mobbing)
şikayetlerine ve yapılan işlemlere ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/27739) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
403.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, yasa dışı kürtaj uygulamalarına ve cezai yaptırımlara
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/27740) (Başkanlığa geliş
tarihi: 26.06.2013)
404.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, internet üzerinden medikal kürtaj tableti satışı yapılmasına
ve engellenmesi için yapılan çalışmalara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/27741) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
405.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, Karabük’te görev yapan sağlık çalışanlarına ve personel
eksikliğine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/27742)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
406.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, Eskişehir’de görev yapan sağlık çalışanlarına ve personel
eksikliğine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/27743)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
407.- İstanbul Milletvekili
Celal Adan’ın, Bakanlık kadrolarında istihdam edilen
engelli personel sayısına ve engelli personele yönelik çalışmalara ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/27744) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.06.2013)
408.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bazı personelin kanuna aykırı olarak işe
gelmediği halde maaşını almaya devam ettiği iddiasına ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/27745) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
409.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık kadrolarında engelli istihdamına
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/27746) (Başkanlığa geliş
tarihi: 26.06.2013)
410.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, müşavir ve danışman kadrolarına atanan
personele ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/27747) (Başkanlığa
geliş tarihi: 26.06.2013)
411.- Diyarbakır Milletvekili
Altan Tan’ın, Soma Devlet Hastanesindeki uzman doktor eksiğine ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/27748) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
412.- İzmir Milletvekili
Rahmi Aşkın Türeli’nin, kalp kapağı rahatsızlığı
nedeniyle hastanelere başvuran kişilere ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/27749) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
413.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığın bilişim altyapısına ve PARDUS
işletim sistemi ile yerli yazılımların kullanımına ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/27750) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
414.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, 1997 yılında Bakanlığa devredilen kurumlara ve
bu kurumların personeline KEY ödemelerinin yapılmadığı iddialarına ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/27751) (Başkanlığa geliş tarihi:
27.06.2013)
415.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığın merkez ve taşra teşkilatı ile bağlı
birimlerince düzenlenen toplantı ve organizasyonlara ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/27752) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
416.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya’nın Emet ilçesine bağlı bir köydeki
içme suyunda yüksek miktarda arsenik bulunmasına ve bölge halkının sağlığı
üzerindeki etkilerine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/27753)
(Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
417.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık personelinin psikolojik taciz (mobbing) şikayetlerine ve yapılan işlemlere ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/27754) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
418.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Ardahan’da yer alan hizmet binalarındaki tadilat ve iyileştirme
çalışmalarına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı
soru önergesi (7/27755) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
419.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Erzurum, Elazığ, Şırnak, Hakkâri ve Siirt’te yer alan hizmet
binalarındaki tadilat ve iyileştirme çalışmalarına ilişkin Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/27756) (Başkanlığa
geliş tarihi: 26.06.2013)
420.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt’ün, Gümüşhane, Bayburt, Ağrı, Iğdır ve Kars’ta yer alan hizmet
binalarındaki tadilat ve iyileştirme çalışmalarına ilişkin Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/27757) (Başkanlığa
geliş tarihi: 26.06.2013)
421.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, Karabük ile ilçeleri arasındaki yolların asfaltlanma
çalışmalarına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı
soru önergesi (7/27758) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
422.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, Eskişehir ile ilçeleri arasındaki yolların asfaltlanma
çalışmalarına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı
soru önergesi (7/27759) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
423.- Balıkesir Milletvekili
Ahmet Duran Bulut’un, Balıkesir Ayvalık Alibey adası
girişinde bulunan boğazda deniz altında bulunan yığınların gemilerin iç denize
girişini engellemesine ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından
yazılı soru önergesi (7/27760) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
424.- İstanbul Milletvekili
Celal Adan’ın, Bakanlık kadrolarında istihdam edilen
engelli personel sayısına ve engelli personele yönelik çalışmalara ilişkin
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/27761)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
425.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, müşavir ve danışman kadrolarına atanan
personele ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru
önergesi (7/27762) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
426.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık kadrolarında engelli istihdamına
ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi
(7/27763) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.06.2013)
427.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bazı personelin kanuna aykırı olarak işe
gelmediği halde maaşını almaya devam ettiği iddiasına ilişkin Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/27764) (Başkanlığa
geliş tarihi: 26.06.2013)
428.- Denizli Milletvekili
İlhan Cihaner’in, 15 Nisan’da Ankara’da düzenlenen
miting için Sincan-Kayaş tren hattının kullanıma açıldığı iddialarına ilişkin
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/27765)
(Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
429.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığın bilişim altyapısına ve PARDUS
işletim sistemi ile yerli yazılımların kullanımına ilişkin Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/27766) (Başkanlığa
geliş tarihi: 27.06.2013)
430.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık personelinin psikolojik taciz (mobbing) şikayetlerine ve yapılan işlemlere ilişkin
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/27767)
(Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
431.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, zorunlu trafik sigortası bedellerine ilişkin
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/27768)
(Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
432.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Van-Erivan arası uçak seferleri başlatılacağı
iddialarına ve yurt dışı uçuşlarda dağıtılan gazetelere ilişkin Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/27769) (Başkanlığa
geliş tarihi: 27.06.2013)
433.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, Kızılay-Çayyolu metro hattı bina ve
inşaat çalışmalarına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından
yazılı soru önergesi (7/27770) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
434.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığın merkez ve taşra teşkilatı ile bağlı
birimlerince düzenlenen toplantı ve organizasyonlara ilişkin Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/27771) (Başkanlığa
geliş tarihi: 27.06.2013)
435.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, yurt dışında faaliyetleri yasaklanan bir
şirketin Türkiye’de faaliyete başladığı iddiasına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik
ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/27772) (Başkanlığa geliş
tarihi: 27.06.2013)
436.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığa bağlı, ilgili ve ilişkili kurum ve
kuruluşlarda koruma güvenlik görevlisi olarak çalışan personele ilişkin
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/27773)
(Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
437.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, 444’lü numaralar aracılığıyla yapılan para
transferlerine ve yaşanan mağduriyete ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/27774) (Başkanlığa geliş tarihi:
27.06.2013)
438.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya’da yapılan kamu yatırımlarına ve
ayrılan ödenek miktarına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından
yazılı soru önergesi (7/27775) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
439.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya-Balıkesir kara yoluna ilişkin
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/27776)
(Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
440.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Şaphane ilçesini Gediz-Simav kara yoluna
bağlayan kara yoluna ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından
yazılı soru önergesi (7/27777) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
441.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Pazarlar ilçesini Gediz-Simav kara yoluna
bağlayan kara yoluna ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından
yazılı soru önergesi (7/27778) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
442.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Simav-Dağardı-Harmancık-Bursa kara yoluna
ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi
(7/27779) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
443.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, PTT hizmetlerinde bazı çalışmaların
aksatılarak kurumun itibarsızlaştırılmaya çalışıldığı iddialarına ilişkin
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/27780)
(Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
444.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Karayolları Genel Müdürlüğünde çalışan taşeron
işçilerin bağlı bulunduğu sendika tarafından kazanılan bir davaya ilişkin
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/27781)
(Başkanlığa geliş tarihi: 27.06.2013)
445.- Kahramanmaraş
Milletvekili Durdu Özbolat’ın, Sayıştay raporlarında
kamu zararı kısmının kaldırılmasına ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanından yazılı soru önergesi (7/27782) (Başkanlığa geliş tarihi:
03.07.2013)
446.- Diyarbakır Milletvekili
Altan Tan’ın, TBMM yerleşkesinde yapılan yeni binada Türk Hava Yollarına
ayrılacak ofise ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru
önergesi (7/27783) (Başkanlığa geliş tarihi: 04.07.2013)
447.- Ankara Milletvekili Aylin
Nazlıaka’nın, yurt dışı görevlendirmelere ilişkin
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/27784)
(Başkanlığa geliş tarihi: 05.07.2013)
448.- Ankara Milletvekili
Aylin Nazlıaka’nın, TBMM’ye bağlı birimlerdeki boş
engelli kadrolarına ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı
soru önergesi (7/27785) (Başkanlığa geliş tarihi: 05.07.2013)
Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Muş Milletvekili Demir
Çelik ve 22 Milletvekilinin, basın özgürlüğünü kısıtlayan engellerin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/714) (Başkanlığa geliş tarihi: 30.03.2012)
2.- Bitlis Milletvekili
Hüsamettin Zenderlioğlu ve 22 Milletvekilinin, Van
Gölü'nün korunması ve turizme kazandırılması için alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/715) (Başkanlığa geliş tarihi: 30.03.2012)
3.- Elazığ Milletvekili Enver
Erdem ve 19 Milletvekilinin, Elazığ ilindeki KOBİ'ler ile küçük esnaf ve sanatkarların sorunlarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/716) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2012)
Süresi İçinde Cevaplanmayan Yazılı Soru Önergeleri
1.- Ankara Milletvekili Özcan
Yeniçeri’nin, Şamran
mercanlarının ekonomiye kazandırılmasına yönelik çalışmalara ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/22320)
2.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, Mersin’in turizm alanında desteklenmesine ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından yazılı soru önergesi (7/23721)
11 Temmuz 2013 Perşembe
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Muharrem IŞIK (Erzincan), Dilek YÜKSEL
(Tokat)
BAŞKAN – Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 137’nci Birleşimini açıyorum.
Toplantı yeter
sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden
önce üç sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı ilk
söz, Dünya Nüfus Günü münasebetiyle söz isteyen Malatya Milletvekili Öznur
Çalık’a aittir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları
1.- Malatya Milletvekili Öznur Çalık’ın, 11 Temmuz Dünya
Nüfus Günü’ne ilişkin gündem dışı konuşması
ÖZNUR ÇALIK (Malatya) – Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri, 11 Temmuz Dünya Nüfus Günü vesilesiyle gündem dışı söz almış
bulunuyorum ve yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime
başlamadan evvel, on sekiz yıl önce Srebrenitsa’da
çocuk, kadın, yaşlı fark etmeksizin katledilen Müslümanlarımızı rahmetle yâd
ediyorum. Bu yıllar geçse de içimizi acıtan olayların, kardeş kavgası
çıkartılmak istenen Mısır’da yaşanmamasını Cenab-ı
Allah’tan niyaz ediyorum. Ve Adeviye Meydanı'nda
demokrasi mücadelesi veren kardeşlerimizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlar, bir devleti oluşturan en önemli unsur millettir. Millet yok olursa
devlet de yok olur. Devletin bekası, milletin varlığına bağlıdır. Bir milletin
varlığı ve bekası açısından da nüfus çok önemlidir. Günümüzde, tüm dünyada
dünya nüfusunun geleceğiyle ilgili analizler yapılmakta olup özellikle yaşlı
bir nüfusa sahip Avrupa’da konunun ehemmiyetine sürekli vurgu yapılmaktadır.
2050 yılı nüfus
tahminlerine göre, dünya nüfusu 9 milyarı aşacaktır. 2050 yılında nüfusu 94
milyon 585 bin kişi olacağı tahmin edilen Türkiye’mizin ise 187 ülke arasında
19’uncu sırada yer alması öngörülmektedir.
2012 yılı
verilerine göre, dünyanın nüfus artış hızı yüzde 1,2 olup bu rakam Türkiye’de
yüzde 1,25’tir. Tüm dünyada nüfus artış hızı her geçen gün azalmakta olup tüm
dünya nüfusuyla birlikte maalesef Türkiye'nin nüfusu da yaşlanmaktadır.
Üzülerek söylüyorum ki, eğer gerekli çalışmaları yapamazsak Türkiye'nin de
gelecekte bu sorunla karşı karşıya kalması kaçınılmazdır. 2045-2050 arası
dönemde Türkiye'nin nüfus artış hızının binde 2’ye gerilemesi beklenmektedir.
Bu durumda, Türkiye'nin nüfus artış hızının, aynı dönem için binde 4 olarak
hesaplanan dünya nüfus artış hızının altına düşeceği öngörülmektedir.
Nüfusun
yaşlanması demografik yapının değişmesidir. Nüfusun yaşlanmasının iktisadi ve
toplumsal açıdan yıkıcı etkileri mevcuttur. Nüfuslarının yaşlanmasıyla
ülkelerin aktif iş gücü açısından sıkıntı yaşamaları kaçınılmazdır. Nüfus artış
hızının azalmasıyla birlikte, çalışan nüfus sürekli azalacak ve Türkiye
ekonomisi çökme tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır. Nüfus artış hızını
koruyarak gelişmeye devam edebilen ülkeler geleceğin güçlü devletleri arasında
olacaktır. Dünyanın ilk 20 ekonomisi içerisinde yer alan ülkemiz için nüfus
artış hızını korumamız geleceğimiz için hayati önem taşımaktadır.
Konunun
ciddiyetinin farkında olan Birleşmiş Milletler, küresel ısınma ve global terör ile birlikte üç küresel mücadele alanından
birisini nüfusun yaşlanması olarak belirlemiştir.
Türkiye Büyük
Millet Meclisinde, Nüfus Kalkınma Grubu olarak nüfusun yaşlanmasına kayıtsız
kalmamız kesinlikle söz konusu değildir. Sorun çok ciddidir ve bu soruna
ekseriyetle müdahale edilmelidir. Nüfusun dünya siyasetinde bir güç unsuru
olduğu gerçeğinden yola çıkarak ülkemizin bu açıdan zafiyet gösterme lüksü asla
yoktur. Bugün 15 yaşından küçük her çocuktan 9’u gelişmekte olan ülkelerde
yaşamaktadır. Bu ülkelerin, doğum oranı en yüksek ülkeler olmaya devam
edecekleri öngörülmektedir. Bu analizler ışığında, 2050 yılına kadar dünya
nüfusunda meydana gelecek artışın yüzde 70’i gelişmekte olan 24 ülkede meydana
gelecektir ve nüfuslarının bu ülkelerin en önemli güç unsurlarından birisi
olması beklenmektedir.
Bu minvalde,
nüfus artışındaki azalmanın durdurulabilmesi ve tersine çevrilebilmesi için iyi
planlanmış ve üremenin teşvik edildiği birkaç kuşaklık süre ya da ülkenin
dışarıdan göç alması gerekmektedir. Bunların yanı sıra, bir milletin yirmi beş
yıldan uzun bir süre devamlılığını sağlayabilmesi, nüfusun en azından sabit
kalması ve yaşlanmaması için aile başına düşen doğurganlık oranının 2,1 olması
gerekmektedir. Sayın Başbakanımızın ailelere 3 çocuk sahibi olmaları yönünde
yaptığı önerinin bütün bu analizler ve istatistikler çerçevesinde tekrar
değerlendirilmesi gerekmektedir. Türkiye’deki bilimsel verilere göre, nüfusu
bugünkü gençlik oranlarıyla tutabilmenin yolu, herhâlde, her ailede asgari 3
çocuğun olmasıyla mümkündür. Dolayısıyla, siz değerli milletvekilleri ve tüm
milletimize çağrım, Başbakanımızın bu sözlerine kulak vermektir.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÖZNUR ÇALIK
(Devamla) – Avrupa teyakkuza geçti, Amerika uyandı, darısı başımıza.
Değerli
milletvekilleri, sözlerimi noktalarken nüfusumuzun yaşlanması konusuna daha
fazla eğilmeye davet ediyor, hepinizi, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Gündem dışı
ikinci söz, Bursa’da tarım ve çiftçilerin sorunları hakkında söz isteyen Bursa
Milletvekili İlhan Demiröz’e aittir. (CHP sıralarından alkışlar)
2.- Bursa Milletvekili İlhan Demiröz’ün, Bursa’da tarımın
ve çiftçilerin sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
İLHAN DEMİRÖZ
(Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Bursa’da tarımın ve
çiftçilerimizin sorunlarına ilişkin gündem dışı söz almış bulunuyorum. Sizleri
ve ekran başındaki çiftçilerimizi, yurttaşlarımızı sevgi ve saygıyla
selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, ovası ile Uludağ’ı ile Bursaspor’u ile güney Marmara
Bölgesi’nde yer alan Bursa, Türkiye’nin 4’üncü büyük ili olup ülkemizin önemli
tarih, kültür, turizm, sanayi ve tarım kentidir. Coğrafi konumu ve ekolojik yapısının getirdiği avantajlar nedeniyle tarımda
verimlilik düzeyi Türkiye ortalamasının üzerindedir. Tarıma dayalı gelişmiş bir
sanayiye sahiptir. Bursa çiftçisinde sıkıntı varsa Anadolu çiftçisinde yangın
olduğunu ifade etmek isterim. Bursa, başta İstanbul ve Ankara gibi metropoller olmak üzere Marmara, Ege ve İç Anadolu
bölgelerinde birçok ili besleyen bir tarımsal merkez durumundadır. İlde, tarım
ile sanayi entegrasyonu oldukça gelişkin olup domates
salçası, dondurulmuş gıda, meyve ve sebze konservesi, meyve suyu sanayisinde
önde konumdadır.
Değerli
milletvekilleri, tarla günlerinin, hasat mevsiminin ortalarında olduğumuz bu
günlerde Mustafakemalpaşa ve Karacabey’de domates üreticileri son yağışlarla
beraber domates mildiyösüyle sıkıntılı bir
durumdadır. Domates ekili alanların yüzde 80’inde bu hastalık görülmektedir.
Çiftçiler, sözleşmeli ekim yaptıklarından, zor günlerin onları beklediğini
biliyor, buğdayda ortalama verim ve fiyat düşüklüğü nedeniyle kâr edemedikleri
için iyi bir sezon geçiremediklerini ifade etmektedirler.
Mısıra dayalı hasadı
ümitle bekleyen çiftçilerimiz, Bandırma Limanı’ndaki mısır yüklü gemiler
onların içini kararttığı için gümrük vergilerinin arttırılarak bir nebze de
olsa mısırda yüzlerinin gülmesini istediklerini ifade etmektedirler.
Orhangazi,
Gemlik, İznik, Mudanya ilçelerimizde sofralık zeytinle ilgili üreticilerimizin
2010 yılında çiçek yanığından dolayı, 2011 yılında kalite kaybından dolayı,
2012 yılında zeytin rekoltesinin düşüklüğü nedeniyle
zor durumda olduklarını, zeytinin şu anda 70-80 kuruşa alıcı beklediğini ifade
etmek isterim.
Gürsu, Kestel
ilçelerimizde meyvecilikle ilgili çiftçilerimizin en büyük korkusu Suriye ve
İran ile olan ilişkilerin aynen devam etmesidir.
Buradan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına açık bir çağrımız
var: İnegöl Gündüzlü, Aşağıballık, Hamamlı, Muratbey, Hayriye, Bahariye, Konurlar, Çitli, Akıncılar,
Hamidiye köyleri ile Kurşunlu kasabası; Kestel ilçemize bağlı Aksu, Babasultan, Gözede, Kozluören ve Ümitalanı köylerindeki şiddetli yağış ve doludan dolayı;
Karacabey’deki Hamidiye, Ovaesemen, Beylik ve İsmetpaşa ova köylerindeki aşırı yağıştan dolayı zarara
uğrayan çiftçilerimize afet nedeniyle yardım yapılmasını, Bursa il ve
ilçelerindeki tarım alanlarında mevsimsel olay ve hastalıklardan dolayı tarım
kredi kooperatiflerine, bankalara olan borçların ertelenmesini, tarım sigorta
kapsamının yeniden gözden geçirilmesini talep ediyoruz. Çünkü, icra borçlarıyla boğuşan köylülerimiz her geçen gün tarımdan,
tarla alanlarından uzaklaşmaktadır.
Bursa’mızda bir
başka sorun da tarım alanlarına onarılması güç zarar veren taş ocağı, maden,
mermer, HES’ler ve termik santrallerdir. Orhaneli
Başköy’de mermer ocaklarıyla ilgili, Kozağacı’nda
termik santralle ilgili demokratik haklarını kullanarak ÇED bilgilendirme
toplantısını yaptırmayan, suyuna, toprağına sahip çıkan köylülerimizle beraber
olduğumuzu ifade ediyorum.
Bir sıkıntının da
İnegöl ilçemizde Tüfekçikonak ve 11-12
köyümüzün…
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İLHAN DEMİRÖZ
(Devamla) - …içme ve sulama suyunu kaybetmekle karşı karşıya olduğunu
belirtiyor, hepinizi saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum. Sağ olun, var olun.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Gündem
dışı üçüncü söz, Srebrenitsa katliamının yıl dönümü
münasebetiyle söz isteyen Bursa Milletvekili Necati Özensoy’a aittir. (MHP
sıralarından alkışlar)
3.- Bursa Milletvekili Necati Özensoy’un, Srebrenitsa katliamının 18’inci yıl dönümüne ilişkin gündem
dışı konuşması
NECATİ ÖZENSOY
(Bursa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Srebrenitsa
katliamının yıl dönümüyle ilgili söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Ben Bursa’da Mollaarap Mahallesi’nde doğup büyümüş bir kişiyim. Bu
mahallede Bosna ve Sancak bölgesinden gelen kardeşlerimizle birlikte büyüdük.
Daha sonra, 1991 yılında başlayan o Sırp ve Hırvat saldırılarında onlarla
birlikte bu acıları yaşadık. Srebrenitsa’yı da yine o
tarihlerde öğrendik. 250 bin Boşnak şehit olmuş 1991 ila 1995 yılları arasında.
Srebrenitsa’da 11-12 Temmuz 1995 günlerinde 12 bin
kişi akla gelmedik işkencelerle şehit edildi. Depolara, ambarlara toplanan
binlerce kişi organları kesilerek, derileri yüzülerek, yakılarak ve diri diri
toprağa gömülerek öldürüyorlardı. Erkeklerin gözleri önünde bütün kadınların
ırzına geçiliyordu. Hamile kadınların karınlarını deşerek cenin kesmek de bu
Sırp alçaklarının çok hoşlandıkları işkencelerdendi. Kaçmayı başaranları
köpeklere parçalatıyorlardı.
Sorarım size,
annesinin önünde 1,5 yaşındaki bebeği parçalayıp derisini yüzerek etini
kızartıp annesine zorla yedirmek için ne türlü bir canavar olmak gerekir? Ancak
bütün bu alçak katiller sadece tetikçilerden ibarettir. Ne yazık ki bu
soykırımın gerçek failleri, her biri tek dişi kalmış canavar olan yine Hristiyan
Batı dünyasıdır. Birleşmiş Milletler Barış Gücü, NATO ve başta Hollanda olmak
üzere çeşitli Avrupa ülkelerinin askerleri bu vahşete seyirci kalmış, hatta çok
sayıda Sırp’la birlikte soykırıma iştirak etmişlerdir. Srebrenitsa’da
sokaktaki adama sorarsanız, size Hollandalı askerlerin Boşnak kadınlarına nasıl
tecavüz ettiklerini anlatacaklardır.
Esasen,
katliamdaki sorumluluğundan dolayı bugüne kadar sadece Sırp General Radislav Krstiç 2001 yılı Ağustos
ayında Lahey’deki Milletlerarası Savaş Suçları Mahkemesi tarafından soykırım
suçlusu bulunup kırk altı yıl hapisle cezalandırılmış ve böylece Srebrenitsa’da yaşananlar modern tarihin ilk soykırımı
olarak resmen tarihe geçmiştir. Portekizli hâkim Almiro
Rodrigues mahkemenin kararını Krstiç’in
yüzüne “General Radislav Krstiç,
siz soykırım suçundan, insanlığa karşı işlenen suçlardan ve savaş kurallarını
çiğnemek suretiyle cinayet işlemekten dolayı suçlu bulundunuz. General Krstiç, siz oradaydınız, siz binlerce Bosnalı Müslüman’ın
katledilmesinden suçlusunuz, siz insanlara inanılmaz acılar yaşatmaktan
suçlusunuz, siz 1995 yılının Temmuz ayında kötülüğe, şerre rıza gösterdiniz.
İşte, bu yüzden, mahkeme sizi suçlu bulmuş ve sizi kırk altı yıl hapse mahkûm
etmiştir.” şeklinde okuyarak Srebrenitsa’da o meşum
temmuz günlerini, yaşananları temelde kötülük ve şer olarak tanımlamıştı.
Bu soykırımda
asıl sorgulanması ve yargılanması gereken Sırp canilerden çok, Srebrenitsa’yı güvenli bölge ilan ederek Boşnakların
silahlarını toplayıp onları Sırp katillere teslim eden, hava harekâtını kasıtlı
olarak engelleyen Birleşmiş Milletlerin yetkilileri olsa gerek.
Srebrenitsa ve Bosna’nın her
yerinde bu soykırımları yapanların kurbanları olan Müslüman Boşnaklara hep aynı
lafı söyledikleri naklediliyor: “Siz Türkleri artık burada görmek istemiyoruz.”
Sırplar açıkça Osmanlı’dan intikam aldıklarını söylüyorlarmış. Bosna’da
işkenceyle öldürülenler bizim insanlarımız, ırzına geçilenler de bizim
kadınlarımız lakin bu şuur elbette bizim milletimizde var.
O günlere yine
çarpıcı bir örnek, küçük bir çocuk yaralandığında, annesinin kucağında annesine
sorar “Anne, küçük çocukları küçük mermilerle mi vururlar?” diye. Ama gerçek
öyle değildir, ayrım etmezler küçük-büyük ve çocuk, annesinin kucağında şehit
olur.
Bosna’da, veda
ederken herkese “Allah’a emanet.” derler, ben de bütün şehitlerimizi ve Bosna
bölgesindeki, Srebrenitsa’da şehit olanlarımızı
Allah’a emanet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP, AK PARTİ ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Sayın Satır, söz
talebiniz var, buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR
1.- İstanbul Milletvekili Mihrimah
Belma Satır’ın, Srebrenitsa
katliamının 18’inci yıl dönümüne ilişkin açıklaması
MİHRİMAH BELMA
SATIR (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Avrupa tarihinin
İkinci Dünya Savaşı’nın ardından şahit olduğu en büyük soykırım olan Srebrenitsa katliamının bugün 18’inci yıl dönümü. Bu
kapsamda düzenlenecek anma törenlerinde, katliamda şehit olan ve kimlikleri
henüz yeni tespit edilebilen 409 kişi için törenle son yolculuklarına uğurlama
yapılacak.
Savaş öncesi Srebrenitsa’da yaklaşık 30 bin Müslüman yaşıyordu, bugün bu
rakam sadece 5 bin civarındadır. Zira, bölgedeki
Müslümanların çoğu, 1995 yılındaki savaş esnasında ya katledilmiş ya da oradan
sürdürülmüşlerdir. Sırp askerleri, Müslüman Boşnakları yollarda, dağlarda
öldürüp cesetlerin kimlikleri tespit edilmesin diye cesetleri parçalayarak
sayıları 64’ü bulan toplu mezarlara gömmüşlerdir. Srebrenitsa
katliamı, Avrupa’nın ortasında, dünya kamuoyunun gözü önünde gerçekleşmiştir.
Birleşmiş Milletler, bu bölge güvenli bölge olarak ilan edilmesine rağmen,
yardım talep eden Boşnakları korumamıştır. Özellikle Avrupa’da bu gibi alçakça
işlenen cürümlerin artık geçmişte kaldığı düşünülürken tüm dünya sadece olup
bitenleri seyretmiştir. Bu yüzden, bu korkunç olayın her yıl yeniden hatırlanıp
hafızalarda canlı tutulması gerekmektedir. Srebrenitsa’daki
gibi toplu bir katliam, ne Avrupa’da ne de dünyanın herhangi başka bir yerinde
bir daha tekrarlanmamalıdır.
Sonuç olarak bu
savaşta, sayıları 200 binle 400 bin arasında değişen insanın öldürüldüğü… 20
binden fazlası kayıptır bu insanların, toplu mezarları hâlâ tespit
edilememiştir. 2 milyon kişi göç etmek zorunda bırakılmıştır. 20 binle 50 bin
arasındaki sayısı değişen kadına tecavüz edilmiş, bin ve 2 bin sayısı arasında
babası belli olmayan çocuklar doğmuştur. Bu yaşananları unutmak, soykırım
şehitlerinin anılarına ve aziz ruhlarına yapılan en büyük kötülük olacaktır.
Bu vesileyle,
soykırımın 18’inci yıl dönümünde katliam kurbanlarına Allah’tan rahmet,
yakınlarına sabır ve metanet diliyorum.
Teşekkür ederim.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Sayın Şandır…
2.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın,
MHP Grubu olarak, Srebrenitsa katliamının 18’inci yıl
dönümüne ilişkin açıklaması
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Biz de Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu olarak, Srebrenitsa’da yaşanan,
on sekiz yıl önce yaşanan vahşeti şiddetle ve nefretle kınıyoruz.
Birleşmiş
Milletler gözetiminde, Avrupalıların desteğinde, yalnızca Müslüman oldukları
için, yalnızca Osmanlının bakiyesi oldukları için, Türk oldukları için
katledilen bu insanların, on sekiz yıl sonra da olsa acılarını paylaşıyoruz ve
insanlığın hiçbir değerine yakışmayan bu katliamı şiddetle ve nefretle kınıyoruz,
bu insanlara yüce Allah’tan rahmetler diliyoruz.
Ancak, bu katliam
bitmiş değil, bugün de bölgemizde yine Batılıların gözetiminde ve desteğinde
Müslüman kanı akmaktadır. Bu, tarihin tüm dönemlerinde yaşanan hilalle salibin
kavgasıdır, bu kavga kıyamete kadar da devam edecektir.
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak, acılarımız sonsuz ama
ülkemizi yöneten siyasi iktidara da tarihin, geçmişin derslerinden faydalanarak
bugün dış politikada Türk özneli, Müslüman özneli bir dış politikayla bu Batı
saldırısına karşı, en azından onlara destek vermeyen, onlara karşı çıkan ve tüm
Müslümanları, Türkleri savunan bir dış politika takip edilmesini de tavsiye
ediyorum bu vesileyle.
Tekrar, Srebrenitsa’da hayatını kaybeden Müslüman kardeşlerime,
Boşnak kardeşlerime yüce Allah’tan rahmetler diliyorum efendim.
Sağ olun. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Sayın
Hamzaçebi…
3.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi’nin, CHP
Grubu olarak, Srebrenitsa katliamının 18’inci yıl
dönümüne ilişkin açıklaması
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Değerli milletvekilleri, Avrupa’da İkinci Dünya
Savaşı’ndan sonra yaşanan en büyük insanlık trajedisi olan Srebrenitsa
katliamının 18’inci yılını yaşıyoruz.
Yugoslavya’nın
parçalanmasıyla meydana gelen sürecin sonlarında, 1995 yılında Bosna-Hersek’in
doğusundaki Srebrenitsa kentinde İkinci Dünya Savaşı
sonrasının en büyük katliamı gerçekleştirildi ve 8.372 Müslüman Boşnak
kardeşimiz katledildi. Bu insanlık tarihine geçen çok büyük bir acıdır, çok
büyük bir lekedir. O kadar acıdır ki bu kişilerin, 8.372 Müslüman Boşnak
kişinin hâlâ kimlikleri tam olarak tespit edilebilmiş değildir, en son olarak
409 kişinin kimliği tespit edilmiştir.
Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu olarak insanlık dışı bu katliamı 18’inci yılında kınıyoruz. Rahmete
intikal eden bütün Müslüman Boşnak kardeşlerimizi rahmetle anıyoruz ve barış
içinde bir dünya yaratma umudunun insanlık önünde henüz bitmemiş bir ideal
olduğunu, ulaşılması gereken bir ideal, bir hedef olduğunu bütün dünyaya
hatırlatıyor, Müslüman Boşnak kardeşlerimize buradan selamlarımı gönderiyorum.
Rahmete intikal eden kardeşlerimize tekrar Allah’tan rahmet diliyorum;
yakınlarına, ailelerine, milletimize, Müslüman Boşnak kardeşlerimize sabır ve
başsağlığı diliyorum.
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Gündeme
geçiyoruz.
Başkanlığın Genel
Kurula sunuşları vardır.
Meclis
araştırması açılmasına ilişkin üç önerge vardır, okutuyorum:
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Muş Milletvekili Demir Çelik ve 22 milletvekilinin,
Türkiye’de basın özgürlüğünü kısıtlayan engellerin araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/714)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Türkiye'de
muhalif basın üzerindeki baskıların, gazetecilere yönelik tutuklamaların ve
basın özgürlüğünü kısıtlayan engellemelerin tespiti ile bu baskı ve
engellemelerin giderilmesine yönelik olarak Anayasa’nın 98’inci, İç Tüzük’ün 104 ve 105’inci maddeleri gereğince Meclis
araştırması açılmasını arz ederiz.
1) Demir Çelik (Muş)
2) Pervin Buldan (Iğdır)
3) Hasip Kaplan (Şırnak)
4) Sırrı Sakık (Muş)
5) Murat Bozlak (Adana)
6) Halil Aksoy (Ağrı)
7) İdris Baluken (Bingöl)
8) Ayla Akat Ata (Batman)
9) Hüsamettin Zenderlioğlu (Bitlis)
10) Emine Ayna (Diyarbakır)
11) Nursel Aydoğan (Diyarbakır)
12) Adil Zozani (Hakkâri)
13) Altan Tan (Diyarbakır)
14 ) Esat Canan (Hakkâri)
15) Sebahat Tuncel (İstanbul)
16) Erol Dora (Mardin)
17) Sırrı Süreyya Önder (İstanbul)
18) Mülkiye Birtane (Kars)
19) Ertuğrul Kürkcü (Mersin)
20) İbrahim Binici (Şanlıurfa)
21) Özdal Üçer (Van)
22) Nazmi Gür (Van)
23) Leyla Zana (Diyarbakır)
Gerekçe:
Basın özgürlüğü,
basılı medya veya basın vasıtasıyla görüş ve düşüncelerini açıklayabilme ve
yayabilme hakkıdır. Demokrasilerde en temel hak, eleştiri ve sorgulama
hakkıdır. Demokratik ülkelerde yaşayan her yurttaşın özgür ve tarafsız haber
alma hakkı vardır. Bu anlamda ülkemizde muhalif basın ve gazetecilere karşı
uygulanan sansür, engelleme ve tutuklamalar demokratik olmayan uygulamalardır.
Özellikle,
geçtiğimiz günlerde muhalif gazetecilik faaliyetleri yürüten Özgür Gündem
gazetesinin kapatılması ve şu an hâlihazırda tutuklu bulunan 106 gazeteci, bir
kez daha göstermiştir ki ülkemizde basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü gibi temel
haklar ve özgürlükler Hükûmet tarafından ipotek altına alınmıştır. Bu baskıcı
ve yıldırmacı politikalar cumhuriyet tarihi boyunca
uygulana gelmiş ve günümüzde de en sert hâli ile AKP Hükûmeti tarafından
yeniden uygulanmaya devam etmektedir. “KCK operasyonları” adı altında birçok
basın emekçisi mesnetsiz gerekçelerle gözaltına alınmış ya da tutuklanarak
cezaevlerine gönderilmiştir. Üstelik bu gazeteciler, çok ağır cezalar öngören
Terörle Mücadele Yasası kapsamında yargılanmaktadır. Bu uygulamalarla özgür
basın susturulmaya, muhalefet edemez duruma getirilmek istenmektedir. Yayın
hayatına 30 Mayıs 1992 tarihinde başlayan Özgür Gündem gazetesi üzerine
uygulanan baskı ve yıldırma politikaları yalnızca kapatma, 500’ün üzerinde
dava, yayınlarını toplatma ile kalmayarak en ağır biçimiyle 30'u gazeteci
toplam 76 basın emekçisinin hayatına mal olmuştur. Yalnızca bu örnek bile
Türkiye'deki basın özgürlüğü, düşünce ve ifade özgürlüğü ile muhalif
gazetecilere uygulanan baskı ve engellemeleri özetler niteliktedir.
Sınır Tanımayan
Gazeteciler Örgütünün dünya basın özgürlüğü listesinde, Türkiye 179 ülke
arasında 138’inci sıradan 148’inci sıraya gerilemiştir. Özellikle 2011
seçimleri öncesi ve sonrasında muhalif basın üzerine uygulanan baskı ve
engelleme politikalarının bir göstergesi olarak listede 10 sıra gerilemiş
olmamız, ülkemizin basın özgürlüğü alanındaki yerinin ileriki dönemlerde daha
da gerileyeceği endişesi yaratmaktadır.
Hâlen bilinen 6
binin üzerinde İnternet sitesine yasak getirilirken Ergenekon davasını izleyen
gazeteciler hakkında 5 binin üzerinde dava açılmış ve KCK operasyonları
kapsamında tutuklanan gazeteciler de dâhil olmak üzere toplam 106 gazeteci
cezaevlerinde haksız yere tutularak yargılanmayı beklemektedir. Ekonomik
kalkınma bakımından 17’nci sırada olan Türkiye'nin basın özgürlüğü açısından
geldiği nokta ortadadır. Bu durum kabul edilemezdir. Ancak diktatör rejimlerde
görülen uygulamalar ile kamusal özgürlüklerin kaldırılması veya yokluğu,
mekanik olarak basın özgürlüğünü de ortadan kaldırmaktadır. Bu anlamda
ülkemizdeki muhalif basın ve gazeteciler üzerinde uygulanan engelleme
politikaları diktatör politikalara işaret etmektedir.
Özellikle
kendisini bölgesel model olarak tanıtan Türkiye'nin, dünya basın özgürlüğü
listesinde 10 sıra gerilemesi, basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü ve muhalif
gazeteciler üzerindeki baskı ve engellerin arttığını göstermekte, aynı zamanda
da bölgesel model söylemini de ciddi oranda çürütmektedir. Bir başka açıdan
değerlendirildiğinde, AKP Hükûmetinin gerçekte basın özgürlüğüne, düşünce ve
ifade özgürlüğüne bakışını Avrupa Birliği Bakanı Sayın Egemen Bağış, BBC
televizyonunda 2 Mart 2012 tarihinde yayınlanan mülakatında özetlemiştir.
Türkiye'deki tutuklu gazeteciler için kullandığı sözler aynen şöyledir:
"Mesleği yüzünden tutuklanan hiçbir gazeteci yok. Gazeteci kimliği taşıyan
bazı kişiler var birine tecavüz ederken yakalanan, banka soyarken yakalanan. Bu
kişiler beğenmediğimiz yazılar yazdıklarından dolayı tutuklanmış değiller. Çok
daha kötü yazılar yazmış olan gazeteciler var ve bu kişiler hâlâ bu haklarını
kullanmaya devam ediyorlar."
Türkiye'de
muhalif basın üzerindeki baskıların, gazetecilere yönelik tutuklamaların ve
basın özgürlüğünü kısıtlayan engellemelerin tespiti ile bu baskı ve
engellemelerin acil olarak giderilmesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi bünyesinde
bir araştırma komisyonu kurulması gerekmektedir.
2.- Bitlis Milletvekili Hüsamettin Zenderlioğlu
ve 22 milletvekilinin, Van Gölü’nün korunması ve turizme kazandırılması
konusunun araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/715)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Van Gölü'nün orijinal hâliyle korunabilmesi, ülke ve dünya
bilimine daha fazla katkı yapabilmesi, tanıtımının yapılarak turizminde önemli
bir durak olabilmesi, ülke ekonomisine daha fazla katkı sunabilmesi için alınacak
önlemlerin ve yapılması gerekenlerin belirlenebilmesi amacıyla Anayasa'nın
98'inci, İç Tüzük’ün 104'üncü ve 105'inci maddeleri
gereğince Meclis araştırması açılması için gereğini arz ve teklif ederiz.
1) Hüsamettin Zenderlioğlu (Bitlis)
2) Pervin Buldan
(Iğdır)
3) Hasip Kaplan (Şırnak)
4) Sırrı Sakık (Muş)
5) Murat Bozlak
(Adana)
6) Halil Aksoy
(Ağrı)
7) Ayla Akat Ata
(Batman)
8) İdris Baluken (Bingöl)
9) Emine Ayna
(Diyarbakır)
10) Nursel Aydoğan
(Diyarbakır)
11) Altan Tan
(Diyarbakır)
12) Adil Zozani (Hakkâri)
13) Esat Canan
(Hakkâri)
14) Sırrı Süreyya Önder
(İstanbul)
15) Sebahat Tuncel
(İstanbul)
16) Mülkiye Birtane (Kars)
17) Erol Dora
(Mardin)
18) Ertuğrul Kürkcü (Mersin)
19) Demir Çelik
(Muş)
20) İbrahim Binici
(Şanlıurfa)
21) Nazmi Gür
(Van)
22) Özdal Üçer (Van)
23) Leyla Zana (Diyarbakır)
Gerekçe:
Van Gölü, tuzlu
(tuzluluk binde 19) sodalı (pH 9,8) suları ile
dünyada eşi benzeri bulunmayan orijinal bir ekosistemdir. Bu orijinalliği, tüm
dünyadaki bilim adamlarının dikkatini Van Gölü'ne çekmektedir. Van Gölü bu
yapısı ile paleolimnologlar tarafından "genç okyanus"ların oluşumunu aydınlatmak üzere büyük bir
ilgiyle incelenmektedir. Diğer taraftan göl, su seviyesi değişimleri ve küresel
iklim değişimlerinin göstergesi olarak değerlendirilmektedir. 2003 yılında
küresel iklim değişiminin göstergelerinin dünyada izlenmesi için, AB FP-6.
Çerçeve Programı kapsamında hazırlanan "Ecowater"
projesinde, Van Gölü iklim değişimlerinin ekolojik
etkilerinin en iyi izlenebildiği göl olarak belirlenmiş ve projenin
modellerinin Van Gölü dikkate alınarak oluşturulması planlanmıştır. Yani Van
Gölü, üstünde gölün tüm ekolojik dengelerini altüst
edecek deneyler yapılacak kadar küçücük ve önemsiz bir göl değildir. Mevcut
yapısı ile tüm dünyanın dikkatini üzerinde toplayan, orijinal bir ekosistemdir.
Ayrıca inci kefali dünyada sadece Van Gölü’nde bulunan bir balık türüdür. İnci
kefali aynı zamanda bölge halkı için büyük bir gelir kaynağıdır. 2010 yılı
rakamları ile ülke ekonomisine katkısı 10 milyon ABD dolarıdır. Göl
çevresindeki 14 bin insan geçimini inci kefali üretiminden sağlamaktadır.
Ülkemizde 60'tan
fazla uluslararası öneme sahip sulak alan bulunmaktadır. Ülkemizin de imza
atarak taraf olduğu Ramsar, CITES, Bern gibi
uluslararası sözleşme hükümlerine göre belirlenen bu sulak alanlardan üç tanesi
(Bendi Mahi Sazlığı, Çelebibağ Sazlığı, Arin Gölü)
Van Gölü çevresinde yer almaktadır. Bu sulak alanlarda şimdiye kadar 300
civarında kuş türü tespit edilmiştir. Göl ekosisteminde meydana gelecek
değişim, bu sulak alanları ve sulak alanlarda yaşayan biyoçeşitliliği
olumsuz yönde etkileyecektir.
Tüm bu
nedenlerden dolayı, Van Gölü özenle korunması gereken, Türkiye'nin sahip olduğu
en önemli doğal zenginliklerden biridir. Van Gölü'nün yapısını bozacak herhangi
bir projenin hayata geçirilmesi demek, dünyanın ilgi odağı olan orijinal bir
ekosistemin bozulması demektir. Gölün tamponlama
etkisinin olumsuz etkilenmesi yüzünden tuzlu-sodalı suyun tatlı suya
dönüşümünün gerçekleşememesi demektir. Böylelikle dünyada sadece Van Gölü
havzasında yaşayan ve IUCN tarafından kırmızı listeye dâhil edilen endemik inci
kefalinin üremesinin ve göçünün engellenmesi demektir. Ayrıca, göl çevresindeki
uluslararası öneme sahip sulak alanlar ve biyoçeşitliliğin
zarar görmesi anlamına gelecektir.
Van Gölü'nün
orijinal haliyle korunabilmesi, ülke ve dünya bilimine katkı yapmaya devam
edebilmesi, tanıtımının yapılabilmesi, turizmde önemli bir durak olabilmesi
için alınacak önlemlerin ve yapılması gerekenlerin belirlenebilmesi için TBMM
tarafından Meclis araştırması açılması oldukça önemlidir.
3.- Elâzığ Milletvekili Enver Erdem ve 19 milletvekilinin,
Elâzığ ilindeki KOBİ’ler ile küçük esnaf ve sanatkârların sorunlarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/716)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Elâzığ ilimizdeki
KOBİ'lerin, küçük esnaf ve sanatkârların sorunlarının araştırılması ve gereken
önlemlerin alınması amacıyla, Anayasa’nın 98’inci ve İçtüzük’ün
104 ve 105’inci maddeleri gereğince bir Meclis araştırması açılmasını arz ve
teklif ederiz.
1) Enver Erdem (Elâzığ)
2) Mehmet Şandır (Mersin)
3) Mehmet Günal (Antalya)
4) Alim Işık (Kütahya)
5) Erkan Akçay (Manisa)
6) Reşat Doğru (Tokat)
7) Mustafa Erdem (Ankara)
8) Muharrem Varlı (Adana)
9) S. Nevzat Korkmaz (Isparta)
10) Bülent Belen (Tekirdağ)
11) Kemalettin Yılmaz (Afyonkarahisar)
12) Hasan Hüseyin Türkoğlu (Osmaniye)
13) Seyfettin Yılmaz (Adana)
14) Sinan Oğan (Iğdır)
15) Emin Çınar (Kastamonu)
16) Ali Öz (Mersin)
17) Özcan Yeniçeri (Ankara)
18) Mehmet Erdoğan (Muğla)
19) Cemalettin Şimşek (Samsun)
20) Atila Kaya (İstanbul)
Gerekçe:
Elâzığ ilimizin
sosyoekonomik yapısı çerçevesinde KOBİ’ler, işsizliği azaltma, istihdamı
sağlama, yeni iş fırsatları oluşturma, büyük sanayinin tamamlayıcısı durumunda
olma, kalifiye eleman yetiştirilmesine katkıda bulunma, göçün önlenmesi ve
sağlıksız kentleşmenin önlenmesi, gelir dağılımının daha dengeli biçimde
gerçekleştirilmesini sağlama gibi birçok işlevin yerine getirilmesinde önemli
katkılar sağlamaktadır.
Ülkemizde yaşanan
ekonomik krize paralel olarak, Elâzığ’da mevcut küçük ve orta büyüklükteki işletmeler,
(KOBİ) küçük esnaf ve sanatkârlar da krizden oldukça etkilenmiştir. Son
dönemlerde ekonomideki belirsizlik ve güvensizlik bu iş yerlerinin de ciddi
sorunlar yaşamasına sebep olmuş ve birçoğu kapanmak zorunda kalmıştır.
İlimizdeki;
Elâzığ Çimento Fabrikası, Elâzığ Şarap Fabrikası, Elâzığ Ferrokrom
Tesisleri, Elâzığ Şeker Fabrikası, Maden Bakır İşletmeleri, Ağın Deri Fabrikası
özelleştirilmiş, Et Balık Kurumu, Elâzığ İplik Fabrikası, Azot Fabrikası,
Sodyum Bikromat Fabrikası, Eltaş Kâğıt Fabrikası,
Karadeniz Birlik (Ayçiçeği Yağı Fabrikası) ve Keban Plastik gibi tesisler de
kapanmıştır. Ayrıca, 2008-2011 yılları arasında 2.536 küçük esnafımız iş yerini
kapatmak zorunda kalmıştır.
Elâzığ’da
kurulmuş olan birçok fabrika ve sanayi kuruluşunun özelleştirilmesi ya da
kapanması, zaten ilimizde var olan işsizlik sorununu daha da artırmıştır.
Elâzığ’daki KOBİ'lerin de zor durumda olmaları sebebiyle Elâzığ’da işsizlik
Türkiye ortalamasının bir hayli üzerinde seyretmiştir. Türkiye’de 2011 yılında
işsizlik oranı yüzde 10’larda iken Elâzığ’da 2011 yılı işsizlik oranı yüzde 14
olarak gerçekleşmiştir.
Son zamanlarda
her ne kadar KOBİ’ler ve küçük esnafa düşük faizli krediler verilmek istense de
bu kredilerden faydalanan kişi sayısı oldukça azdır. Bu kredilerden faydalanmak
isteyen esnafın senedi protesto edilmemiş olacak, çeki hiç yazılmamış olacak,
kredi kartı borcu olmayacak ya da hiç geciktirmeden ödenmiş olacak, sigorta ve
vergi borcu olmayacak ki bu kredilerden faydalanabilsin. Zaten bu şartları
taşıyan esnaf da kredi almamaktadır.
İlimizdeki çoğu
esnaf, vergilerini ve sigorta primlerini ödeyememekte ve icralık durumuna
düşmektedir. Her geçen yıl kapanan iş yeri sayısı artmış, ilimizde istihdam
azalmış, işsizlik ise artmıştır. Bunun sonucunda Elâzığ’dan göç edenlerin
sayısı da çoğalmıştır.
Yaşam şartlarının
ağır olduğu ve kalkınma açısından Türkiye ortalamasının gerisinde bulunan
ilimizde, esnaf ve sanatkârlar talep daralması sonucunda gelirlerinin azalması
sorunu ile karşı karşıyadır. Sanayi işletmelerinin az olduğu ilimizde yeni
yatırımlara, esnaf ve sanatkârlara yönelik olarak kolaylaştırıcı düzenlemelere
ihtiyaç vardır.
Elâzığ’da
faaliyette olan KOBİ’lere özellikle finansal açıdan destek verilmeli ve çeşitli
vergi kolaylıkları sağlanmalıdır. KOBİ’lere hak ettikleri değer ve önem
verilmeli ve başarısızlıklarına sebep olan etmenler iyileştirilmelidir.
Girişimciliğin önündeki bürokratik engeller ortadan kaldırılmalı, kadın ve
gençlerin ilimiz ve dolayısıyla ülke ekonomisine katkıda bulunması
sağlanmalıdır.
İlimizde KOBİ
girişimciliğine önem verilmeli, başarı şansları yüksek, büyüme eğilimine girmiş
işletmeler ve girişimciler saptanarak desteklenmeli, potansiyel girişimcilerin
ilimizde iş sahibi olmaları sağlanmalıdır.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, KOSGEB, ticaret ve sanayi
odaları, esnaf ve sanatkârlar birlikleri, Fırat Üniversitesi ve ilimiz
bazındaki ilgili kuruluşların iş birliği sağlanarak, KOBİ yönetimlerine,
yönetim danışmanlığı, finans yönetimi, teknik bilgi aktarımı, AR-GE, ürün ve
süreç geliştirme, ortak üretim, pazarlama ve ihracat imkânlarının
geliştirilmesi yönünde eğitim ve teşvikler sağlanmalıdır.
Girişimcilere
altyapı ve danışmanlık hizmeti veren, Fırat Üniversitesi bünyesinde kurulan
teknoparklardan KOBİ’lerin daha etkin bir şekilde faydalanması sağlanmalı ve bu
teknoparkların yaptıkları teorik çalışmaların sanayiye aktarılması için
gerekenler yapılmalıdır. AR-GE hizmetlerine gerekli fonlar sağlanmalı ve
rekabet üstünlüğü sağlayan buluşlar mutlaka ödüllendirilmelidir.
Elâzığ ve ülkemiz
ekonomisine daha fazla katkı sağlamak için, ilimizdeki KOBİ’lerin, küçük esnaf
ve sanatkârların sorunlarının araştırılması ve çözüm yollarının bulunması ve
gerekli tedbirlerin alınması amacıyla, Anayasa’nın 98’inci ve İç Tüzük’ün 104-105’inci maddeleri gereğince bir Meclis
araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.
BAŞKAN -
Bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler gündemdeki
yerlerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki
görüşmeler, sırası geldiğinde yapılacaktır.
Barış ve
Demokrasi Partisi Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu
maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım.
VII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- BDP Grubunun, Kars Milletvekili Mülkiye Birtane ve arkadaşları tarafından Bingöl Yayladere 2’nci
Komando Tabur Komutanlığında zorunlu askerlik hizmeti yaparken 23/6/2013
tarihinde silahla vurulma sonucu hayatını kaybeden Adem
Kalkan’ın ölümünün araştırılması amacıyla 8/7/2013 tarihinde Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel
Kurulun 11 Temmuz 2013 Perşembe günkü birleşiminde okunmasına ve görüşmelerinin
aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulunun
11/7/2013 Perşembe günü (bugün) yaptığı toplantısında,
siyasi parti grupları arasında oy birliği sağlanamadığından grubumuzun
aşağıdaki önerisini, İç Tüzük’ün 19’uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.
Pervin
Buldan
Iğdır
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
8 Temmuz 2013
tarihinde, Kars Milletvekili Mülkiye Birtane ve
arkadaşları tarafından verilen (3818 sıra no.lu), "Bingöl Yayladere 2’nci
Komando Tabur Komutanlığında zorunlu askerlik hizmeti yaparken 23/6/2013
tarihinde silahla vurulma sonucu hayatını kaybeden Adem
Kalkan'ın ölümünün araştırılması" amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisine
verilmiş olan Meclis araştırma önergesinin, Genel Kurulun bilgisine sunulmak
üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak 11/7/2013 Perşembe günlü
birleşiminde sunuşlarda okunması ve görüşmelerin aynı tarihli birleşiminde
yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN – Barış ve
Demokrasi Partisi grup önerisi lehinde söz isteyen Sırrı Sakık,
Muş Milletvekili. (BDP sıralarından alkışlar)
SIRRI SAKIK (Muş)
– Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; ben de hepinizi saygıyla, sevgiyle
selamlıyorum.
Aslında, son
günlerde, tabii, Parlamentoda önemli yasalar, torba yasalar geçiyor ama bizim
bu -her ne kadar- Meclis araştırma önergelerimiz, Türkiye'nin aslında iç
barışıyla ilgili önergelerdir ve binlerce insanın, ailenin yüreğini yakan
sorunlardan biri. Şimdi, bunu tekrar buraya taşıyacağız ama birazdan tekrar
oylarınızla reddedilecek. Yani bu kutsal günlerde bu insanların acısını
dindirmek bu Parlamentonun görevi değil midir? Yüzlerce asker ailesi çocuklarının
ölümünden büyük kuşku duyuyorlar ve “Çocuklarımızı biz gelip size sağ salim
teslim ettik, sonra siz bize çocuklarımızın ölüsünü, tabutlarını teslim ettiniz
ve biz bu çocukların ölümünden büyük bir kuşku duyuyoruz. Bu çocuklarımızı
öldürdünüz…”
Bu çocuklarımızın
ismi Kürt, ismi Alevi olduğu için askerde, kışlada öldürüldü, Kıbrıs’ta
öldürüldü. Ben bunlara tanıklık ettim, gittim, çocukları defnettiğimizde
aileler feryat ettiler: “Çocuklarımız öldü ama biz bu yapılan otopsi
raporlarına inanmıyoruz. Savcıları göreve davet ettik ama Allah adına, savcılar
da aldıkları talimat doğrultusunda bir işlem bile yapmadılar.”
Şimdi, bunlar var
iken, bu kadar acil konular var iken bizim hiç bilmediğimiz bir torbanın içini
doldurduğunuz kadar dolduruyorsunuz ve sabahlara kadar buralarda zaman
harcıyoruz. Gelin, birlikte, oturalım, temel sorunlarımızı masaya yatırıp bunun
gereğini yapalım.
Dün Sayın
Başbakan da “Anayasa Uzlaşma Komisyonunda 48 maddede bir konsensüs
sağlandı. Alelacele bunu hayata geçirelim.” diyor. Peki, biz buna da varız,
bunu da geçirelim ama bu temel sorunlarla ilgili de komisyonlar oluşturalım.
Şimdi, bir taraftan 48 maddeden bahsediyorsunuz ama özgürlüklerimizi hayata
geçirecek temel maddelerle ilgili 4 grup arasında bir konsensüs
sağlanmıyor. Meclis Başkanımızın yaptığı görüşmelerden sonra bir uzlaşı
sağlandı. Bu uzlaşıyla, bugüne kadar uzlaşamadığımız maddelerle ilgili bir konsensüs sağlanabilir, bunu yapalım. Bu yapılmıyor.
Alelacele, 48 maddeyle ilgili sorun da yok, bir başka bir şey yapalım o zaman.
Bakın,
özgürlüklerden bahsediyorsunuz. E, Siyasi Partiler Yasası, Seçim Kanunu. Bakın,
bir hanımefendi -bugün üçüncü, dördüncü günü- İstanbul’dan yola çıktı, onurlu
bir mücadele sürdürüyor, Aylin Kotil. Türkiye’deki bu yüzde 10’luk barajı
protesto etmek, barajı sıfırlamak adına bizim Parlamentonun yapamadığını… Aylin
sokaklarda, İstanbul’dan Ankara’ya bir yürüyüş düzenledi, onurlu bir yürüyüş.
Biz yanındayız ve bu, Türkiye halklarının ortak sesidir. Gelin, bunu
değiştirelim.
Bu torba yasayı
bu kadar alelacele getiriyorsunuz. Bizim yapabileceğimiz yasal düzenlemeler var
Anayasa’nın dışında; TCK’yı, gelin, yeniden dizayn
edelim, Terörle Mücadele Yasası’nı yeniden dizayn edelim. Ama bunların hiçbiri
yapılmıyor. Ne yapılıyor? Olmazları masaya koymak. Ya,
zaten 48 maddede anlaşma yapıldı, bu konuda herhangi bir sorun yok. Bu
Parlamento çalışmayı sürdürebilir, tatili erteleyebilir. Ne yapabilir? Yasaları
değiştirebilir yani bu 4 siyasi partinin liderlerinin diktatörlüğünden bu
Parlamentoyu kurtarabilir, bu Türkiye’yi kurtarabilir; gelin, bunları yapalım.
Yok.
Anayasa bir
toplumsal sözleşme. Özgürlükler ve demokrasi ertelenemez. Bakın, Suriye’de,
Irak’ta, Mısır’da, Libya’da, yanı başımızda özgürlükleri öteledikleri için,
erteledikleri için ne oldu ne bitti, hepimiz birlikte tanıklık ettik.
Şimdi, siz,
özgürlükleri erteleyerek sonuç alamazsınız ki, özgürlükleri hayata geçirerek bu
beladan kurtulabilirsiniz. Çıkıp Gezi’deki olup bitenlerin uluslararası bir
komplo olduğunu söylüyorsunuz. O zaman, gelin, bu komployu boşa çıkaralım, hep
birlikte ne gerekiyorsa bunun gereğini yapalım ama siz bunu da yapmıyorsunuz.
Mesela, PKK “birinci aşama” dediği aşamayı geride bıraktı, binlerce kilometre,
Güney Kürdistan’daki dağlara çekildiler.
Siyaset dünyası,
onlar binlerce kilometre yol giderken siz kaç metre yol geldiniz? İşte BDP
sıraları burada, oturup konuşabileceğimiz bir iklim bile yaratamadık ve şimdi,
böyle önemli bir süreçten geçerken bu Parlamentoya önemli görevler düşüyor. Bu
Parlamento, alelacele, nasıl bu torba kanunla yasaları bir an önce geçirip ve
gidip tatile başlayabiliriz? Vallahi tatil hakkımız yok, hiçbirimizin bu tatil
hakkı yok, bu süreci heba etme hakkımız yok. Yani demokrasilerde çifte standart
olmaz.
Bakın, birkaç
gündür AKP’nin Mısır’da olup bitenlerle ilgili tavrını görüyoruz. Evet, bu bir
dik duruştur ama çifte standart olduğunda kimse sizin bu dik duruşunuzu ciddiye
almaz. Siz, Mursi’ye karşı bakın amansız… Lakin, biz, bir şekilde, “Darbe nereden gelirse gelsin her
darbeci bir alçaktır.” diyoruz ama siz Mursi’ye karşı
yapılan darbeyi alçakça değerlendiriyorsunuz ama diğer taraftan, mesela daha
önce Ömer El Beşir darbe yaptı, bir darbeciydi ve 300 bin insanın ölümünden
sorumludur ve 2 milyon 700 bin insan kendi topraklarını terk edip gitti, bu darbeci
bizim topraklarımıza geldiğinde siz onu kucaklıyorsunuz. Böyle çifte standart
olur mu?
TUFAN KÖSE
(Çorum) – Sayın Sakık, darbecilerle ilişkilerini
kesmiyorlar, darbe iktidarıyla…
SIRRI SAKIK
(Devamla) - Şimdi, o vesileyle, darbeye karşı duruş sergileyecekseniz adı Sisi,
adı Ömer El Beşir, kim olursa olsun, Kenan Evren kim…
TUFAN KÖSE
(Çorum) - Onlar darbeye karşı değiller.
SIRRI SAKIK
(Devamla) - …hepsine karşı dik duruş sergileyeceksiniz. Siz, ne yapacaksınız
biliyor musunuz?
Bakın, Ahmedinejad’ın 2008 seçimlerinde hileyle seçildiğine dair
muhalefetin ciddi bir tepkisi vardı ve İran halkı ayağa kalkmıştı. Siz,
alelacele, hemen Ahmedinejad’ı tebrik ettiniz.
Demediniz “Ya, şurada, milyonlarca insan sokakta ise bunların bir özgürlük
talebi var.” Böyle çiftçe standartlarla bu iş olmaz. Hele hele, demokrasi ve
özgürlük talebi olan bir ülkeyiz ve süreci başlatmışız, bu sürecin ruhuna uygun
hareket edeceksek bunun gereğini yapmalısınız. Bugün, PKK’nın lider kadroları
açıklama yapıyorlar, “Bizim tahammülümüz yok. Biz birinci aşama denilen süreci
bitirdik, sıra sizde.” diyorlar. Niçin söylüyorlar? Sayın Öcalan’ın sağlık
durumu çok ciddi bir noktada, endişeler ve kuşkular var, hem Kandil’in hem
Kürtlerin bu konuda hassasiyeti var. Alelacele, bir şekilde, oraya bir heyet
göndereceksiniz. Görüşmeleri sürdürdüğünüz bir noktada bir insanın ve bir
aktörün yani can güvenliğiyle, sağlığıyla ilgili ciddi kuşkular varsa bunun
gereğini yapacaksınız. Bir taraftan görüşmeleri sürdürürken hâlâ karakol
inşasını devam ettirirseniz barışta samimi olmadığınızı gösterir.
Onun için, Sayın
Başbakanın belirttiği 48 maddelik Anayasa paketindeki sorunla ilgili Barış ve
Demokrasi Partisinin bu konuda bir tek itirazı yok. Ama size çağrımızdır,
itirazımız şunadır: “Gelin, yüzde 10’luk barajı, eğer silahları siz gündemden
çıkaracaksanız, demokratik zeminde siyaset yapılacaksa, yüzde 10’luk barajı
derhâl ortadan kaldırın. Gelin bu karakolların inşaatını derhâl durdurun.
Barışın ruhuna uygun adımlar atın. Bizim getirdiğimiz bu asker ölümleriyle
ilgili derhâl bir komisyon oluşturun.”
Sevgili
arkadaşlar, yine, 2009 yılındaydı, Elâzığ’da bir askerî birlikte bir komutan çocuklara
kızıyor, emrindeki askerlere kızıyor, bombanın pimini çekiyor ve bombayı
askerin eline veriyor. O pimin çekilişinden sonra 4 asker yaşamını yitirdi, 3
asker ağır yaralandı. Hani, siz 2010’da Anayasa değişikliği yaptınız ya yani
rejime karşı gelen o Anayasa şeyini bir tarafa ittiniz ama halka karşı suç
işleyen askerleri kollayıp korudunuz. Sonra o komutan ne oldu biliyor musunuz?
Sekiz yıl mı, dokuz yıl mı ceza aldı. Bak, 4 insan öldü -çünkü askerî mahkemeye
havale edildi- ve 3 asker de yaralandı.
Şimdi, askerlerin
konumu bu, askerî mahkemelerin konumu bu, Roboski’yi
de askerî şeye havale ettiniz, durum bu. Buralardan özgürlük çıkmaz, buralardan
kavga çıkar, buralardan size karşı, yeniden, halkın ayaklanması çıkar. Biz
dostça söylüyoruz, sorunlarımızın adını dostça ortaya koyuyoruz ve sizden de
çok dostça öneriler ve dostça el kaldırmanızı bekliyoruz.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SIRRI SAKIK (Devamla) – Bu konuşulan araştırma
önergesine destek bekliyoruz.
Hepinize saygılar
sunuyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) – Sayın Başkan…
BAŞKAN – Buyurun
Sayın Elitaş.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) – Konuşmacı konuşmasının ilk cümlelerinde şöyle bir ifade kullandı,
Sayın Mülkiye Birtane’nin verdiği araştırma önergesi
çerçevesinde; Adem Kalkan 23 Haziran 2013 tarihinde
hayatını kaybetmiş. Bir tarafta bu önergeye göre öldürülmüş ama askerî
makamların verdiği ifadeye göre de intihar etmiş. Bu olay on beş gün önce zuhur
etmiş bir olay fakat konuşmacı konuşmasını yaparken “Askerdeki kişiler Kürt
olduğu için, Alevi olduğu için öldürüldü.” diye ifade etmesi ırkçılık ve
mezhepçilikten başka bir şey değildir.
İDRİS BALUKEN
(Bingöl) – Gerçek odur.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) – Oradaki görev yapan gençler, bu vatanı korumak için…
İDRİS BALUKEN
(Bingöl) – Gerçek odur. Bakın bir öldürülenlerin kaçı Kürt’tür, kaçı Alevi’dir.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) – ...bu milleti korumak için şehit olmak uğruna görev yapmaktadırlar.
Bu bayrağımızın rengi, Kürt’ü, Türk’ü, Alevi’si bütün ecdadımızın al kanıyla
boyanmıştır. Hiç kimse Kürt, Türk diye askerimizi ayırma hakkına sahip
değildir.
Nitekim bu salı
günü aileyle Kars Milletvekilimiz Sayın Yunus Kılıç görüşmüştür. Aile mahkemeye
müracaat etmiş, evlatlarının intihar etme değil, öldürüldüğü şeklinde bir
şüpheleri var; bu şüpheler mahkemeye intikal ettirilmiş. Mahkemeye intikal
ettirilmiş on beş günlük bir meseleyi, burada, Kürtlere karşı, Alevilere karşı
Türk ordusunun öldürdüğü şeklinde ifade etmek büyük bir yanlıştır. Şiddetle bu
düşünceyi kınıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
İDRİS BALUKEN
(Bingöl)- Sayın Başkan…
BAŞKAN – Evet,
Barış ve Demokrasi Partisi grup önerisi…
İDRİS BALUKEN
(Bingöl) – Sayın Başkan, şimdi bu söylenenlere karşı, tutanaklara geçmesi
açısından, bazı şeyleri bizim de belirtmemiz gerekiyor.
Sayın grup başkan
vekili kışlada şüpheli bir şekilde öldürülen ya da intihar ettiği söylenen askerlerin
doğum yerlerine ve kimliklerine bakarsa gerçekten bu askerlerin çoğunun Kürt ve
Alevi kökenli olduğunu görecektir.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) – Hâlâ aynı yoldalar Sayın Başkan, hâlâ ırkçılık ve mezhepçilik
yolundalar, “Çözüm süreci” diyorlar.
İDRİS BALUKEN
(Bingöl) – Ortada böyle bir realite vardır, ortada böyle bir gerçeklik
vardır. Irkçılığın kendisi, ırkçılığın
kendisi böylesi bir tablodur.
ADİL ZOZANİ
(Hakkâri) – O zaman araştıralım; Mustafa
Bey, kabul edin de araştıralım o zaman.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) – Daha yeni mahkeme aşamasında.
ADİL ZOZANİ
(Hakkâri) – Araştıralım.
İDRİS BALUKEN
(Bingöl) – Biz, defalarca, bu Meclise şüpheli asker ölümleriyle ilgili
araştırma önergeleri getirdik. Eğer sayın grup başkan vekili bu konuda
gerçekten bu şekilde düşünüyorsa buyurun bu araştırma önergesine destek
versinler, hep birlikte gidip araştıralım. Eğer böyle bir şey yoksa da, Kürt ve
Alevi olan gençlerin şüpheli ölümleriyle ilgili bir durum yoksa da buraya
gelir, burada Genel Kurulda hep beraber açıklama yaparız.
BAŞKAN – Evet,
teşekkür ediyorum.
Barış ve
Demokrasi Partisi …
SIRRI SAKIK (Muş)
– Sayın Başkan, eğer müsaadeniz olursa ben de bir iki şey söylemek istiyorum,
şuradan, yerimden.
BAŞKAN – Hayır,
uygun değil.
SIRRI SAKIK (Muş)
– Sayın Başkan...
BAŞKAN – Sayın Sakık, çıktınız konuştunuz, grup başkan vekiliniz de söz
aldı.
SIRRI SAKIK (Muş)
– Can Başkanım, bakın biz buralarda birçok konuya tanıklık ederiz.
BAŞKAN – Sayın Sakık, böyle bir usul yok, İç Tüzük’te…
SIRRI SAKIK (Muş)
- Hiç öneri olmadan, sataşma olmadan onlarca kez bu kürsüden konuşanlar olur,
sesiniz çıkmaz. Bizi ırkçılıkla, faşizmle suçluyor. Hayatımız ırkçılığa,
faşizme karşı mücadeleyle geçmiştir.
BAŞKAN – Evet,
Barış ve Demokrasi Partisi grup önerisi aleyhinde söz isteyen Ebu Bekir Gizligider, Nevşehir Milletvekili.
SIRRI SAKIK (Muş)
– Daha sonra grup başkan vekilimiz de söyledi, bu öldürülen kardeşlerimizin
hepsinin kimliğine bakın Alevi’dir ve Kürt’tür.
İDRİS BALUKEN
(Bingöl) – Irkçılığın en büyüğü budur; Kürt öldürmektir, Alevi öldürmektir.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) – Hâlâ ırkçılık yapıyorsun.
SIRRI SAKIK (Muş)
- Asıl ırkçılığı yapan… Bugün araştırın, eğer çıkmıyorsa biz de özür dileyelim
sizden.
ADİL ZOZANİ
(Hakkâri) – Destek verin de açığa çıksın.
BAŞKAN – Buyurun
Sayın Gizligider. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
EBU BEKİR
GİZLİGİDER (Nevşehir) – Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; ben de konuşmama
benden önceki konuşmacılar gibi Srebrenitsa’da yıllar
önce meydana gelen ve…
ADİL ZOZANİ
(Hakkâri) – Eren Yılmaz’ın Maraş davasını araştıralım.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) – On beş gün olmuş daha.
İDRİS BALUKEN
(Bingöl) – Ne on beş günü, yüzlerce asker var böyle. Sizin yeni haberiniz
olmuş. Yüzlerce örnek var, yüzlerce cinayet var; haberiniz yok mu, defalarca
gündeme getirdik.
EBU BEKİR
GİZLİGİDER (Devamla) – …sadece İslam dünyasını ve Türkiye’yi değil, bütün
dünyayı üzüntüye boğan olayları kınayarak başlamak istiyorum. Belki Srebrenitsa’nın çiçekleri bu dünyada soldu ama ebedi âlemde
peygamberlerle birlikteler. Allah onlara rahmet eylesin, yakınlarına sabır
versin.
Saygıdeğer
milletvekilleri, Barış ve Demokrasi Partisinin vermiş olduğu Meclis araştırması
önergesinin aleyhinde grubum adına söz almış bulunmaktayım. Öncelikle kesin
olan şu ki Adem Kalkan isimli bir askerimiz hayatını
kaybetmiş ve bu sebeple kendisine Allah’tan rahmet, ailesine sabırlar
diliyorum. Benden önceki konuşmacı dedi ki: “İsmi Kürt ismi olanlar, ismi Alevi
ismi olanlar ayrımcılığa tutuluyor.” Bu kardeşimizin, bu rahmetli kardeşimizin
ismi Adem. İsmi Adem yani
Alevi’nin, Sünni’nin Türk’ün, Kürt’ün de babası olan Adem. O vesileyle bu
örneğe bence hiç de uygun olmadı bu benzetme.
Şimdi, bu konuda
bize gelen bilgileri çok kısa olarak sizlerle paylaşmak istiyorum. “Er Adem Kalkan Kars Kağızman nüfusuna kayıtlı, Bingöl Yayladere
2’nci Jandarma Komando Tabur Komutanlığı emrinde görevli ve 23 Haziran 2013
günü zırhlı araç içine üst kapak bölümünden girerek, aracın silahından bir
miktar atış yapmayı müteakip, kendi silahıyla çene altına bir el ateş etmek
suretiyle intihara teşebbüs etmiş, yaralanmış, hastaneye kaldırılarak tedavi
altına alınmış fakat tüm çabalara rağmen vefat etmiş.” Bu, askerî makamların
bize vermiş olduğu bilgi. 8’inci Kolordu Komutanlığı Askerî Savcısı olay yerine
gelerek gerekli adli soruşturmaya başlamış, hâlen savcılık soruşturması devam
etmekte. Ayrıca, olaya ilişkin idari tahkikat da bu vesileyle başlatılmış ve devam
etmekte. İnşallah en kısa
sürede aydınlanmasını umut ediyoruz.
Saygıdeğer
milletvekilleri, elbette siyasi partiler toplumda yankı bulan, siyasi yönü olan
ve kendi siyasetlerini güçlendireceğini düşündükleri hadiselerle ilgili
araştırma önergesi verirler. Fakat önümüzde tamamen bize göre adli bir vaka
bulunmaktadır. Geçtiğimiz iki hafta boyunca bu Meclisin, özellikle AK PARTİ
Grubunun gösterdiği performans ortada. Burada muhalefet partilerinin birkaç
kişiyle kendilerini temsil etme tercihlerine de saygı duyuyorum ancak AK PARTİ
Grubu şu mübarek ramazan ayında iftarını da, sahurunu da Meclis çatısı altında
yapıyor. Bunu, esas itibarıyla, yargının görev ve yetki alanındaki bir olay ile
yüce Meclisin bu kadar yoğun bir mesaiyle meşgul edilmesinin doğru olmayacağını
vurgulamak için söylüyorum. Kaldı ki hukuken de Türkiye Büyük Millet Meclisinin
yargıya intikal etmiş, şu anda askerî savcılık tarafından kovuşturulan ve yargı
bağımsızlığına halel getirecekmiş gibi algılanabilecek bir hareketin içinde
bulunması da doğru olmaz.
SIRRI SAKIK (Muş)
– Ya, askerî mahkemeler ne kadar bağımsız? Allah’tan korkun ya! Kutsal
günlerden bahsediyorsunuz, askerî mahkemeler ne kadar bağımsız?
İDRİS BALUKEN
(Bingöl) – Ya, bu Meclis asker ölümlerini araştırmayacak da neyi araştıracak?
Ayıp, ayıp yani!
BAŞKAN – Lütfen…
EBU BEKİR
GİZLİGİDER (Devamla) – Sayın Başkan, sessizliği sağlarsanız memnun olacağım.
Bu seviyede bize
göre yapılması gereken yargıya güvenmek ve her türlü delili mahkemenin
takdirine sunabilmek ve bu uğurda profesyonel hukuki yardım almaktır. Bağımsız
yargının adil kararı vereceğine inanıyoruz. Kaldı ki verilecek kararın
taraflarca beğenilmemesi hâlinde iktidarımız döneminde güçlendirilen ve artık
seri kararlar alabilen Yargıtay incelemesi söz konusu olacaktır. O da tatmin
etmezse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi incelemesi yolu da açıktır. Görüldüğü
üzere, BDP tarafından verilen Meclis araştırma önergesi usule, teamüllere ve
hukukun genel ilkelerine bize göre aykırıdır. Vefat etmiş askerimizin gerek
aile gerekse sevenleri müsterih olsunlar. Elbette ki giden geri gelmeyecek,
yeri dolmayacaktır fakat kimsenin kafasında olaya dair en ufak bir kuşkunun
kalmayacağını düşünüyorum.
Bu vesileyle
devri iktidarımızda yargıdaki değişikliklere de çok kısa değinmek istiyorum:
Cumhuriyet
tarihinin en büyük Anayasa değişikliği yapıldı. 12 Eylül Anayasası hem de 12
Eylül tarihinde referandumla halkımızın onayıyla değişti.
Yeni Anayasa ile
kadınlar, çocuklar, yaşlılar, engelliler, harp ve vazife şehitleri, dul ve
yetimler, malul ve gaziler pozitif ayrımcılık uygulanabilecek kesimler olarak
benimsendi.
Çocuk haklarıyla
ilgili uluslararası temel ilkeler anayasal güvence altına alındı.
Kamu Denetçiliği
Kurumu yani ombudsmanlık getirildi.
Siyasi partilerin
kapatılması durumunda milletvekillerinin vekilliklerinin düşürülmesine son
verildi.
Yüksek Askerî
Şûra kararlarıyla ordudan atılanlara yargı yolu açıldı.
Sivillerin askerî
mahkemelerde yargılanmasına son verildi.
Askerlerin askerî
suçlar dışındaki suçlarla ilgili olarak sivil mahkemelerde yargılanması
sağlandı.
HSYK kararları
yargı denetimine tabi hâle getirildi.
Devlet
memurlarına verilen uyarma ve kınama cezalarıyla ilgili mahkemeye başvurma
hakkı getirildi.
HSYK ve Anayasa
Mahkemesi demokratik bir yapıya kavuştu.
İnsan hakları
ihlallerinden dolayı insanımıza Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkı
tanındı.
Yargı
bağımsızlığını güçlendirme adına Adalet Bakanının cumhuriyet savcılarına
talimat verme yetkisi kaldırıldı.
Hâkim ve
savcıların atama kararnameleri objektif kriterlere
bağlandı.
Yargı
mensuplarının terfi süreleri kısaltıldı.
Ceza infaz
sistemi etkinleştirildi.
Cezaevlerindeki
asayiş olayları, sıkıntı ve şikâyetler büyük oranda giderildi.
Adalet teşkilatı
iyileştirildi. Bu kapsamda adalet teşkilatı bilişim teknolojisiyle tanıştı.
Ülkenin dört bir
yanına geleneksel mimarimizden de ilham alan bir mimariyle muhteşem adalet
sarayları inşa edildi.
UYAP projesiyle
tüm adalet teşkilatımızı muhteşem bir yazılım altyapısına kavuşturduk.
Vatandaşlarımız artık davalar ile ilgili her aşamayı anında İnternet’ten takip
edebiliyor.
Adli Tıp Kurumunu
ülke çapında yaygınlaştırdık.
Yargıtay ve Danıştayda yeni daireler kurarak yüksek yargının iş yükünü
azalttık. Böylece temyiz aşamasındaki davaların sonuçlandırılma hızı da artmış
oldu.
Hâkim ve
savcılarımızın özlük hakları iyileştirildi.
Bölge adliye
mahkemeleri yani istinaf mahkemeleri kuruldu ve bu şekilde yargıdaki
yığılmaların önüne geçilmesi hedeflenmekte.
Yargı süreçlerini
hızlandırmak için Meclisten üç paket geçirildi; dördüncü yargı paketi de
gelecek.
Yargıda sosyal
devleti hayata geçirdik.
Maddi durumu iyi
olmadığı için avukat tutamayan herkes artık avukat tayin edebiliyor.
Basit suçlardan
dolayı cezaevlerinde kalan birçok hükümlünün cezasını dışarıda çekmesi için
denetimli serbestlik uygulaması hayata geçirildi.
Uluslararası
standartlara uymayan cezaevleri kapatılıyor.
Çocuklara özel
ceza infaz sistemi getirildi.
İnsan hakları
ihlallerinin önlenmesi için eylem planları uygulamaya kondu ve biz “kesintisiz
yargı” dedik, bunun için, az önce de belirtim, Ulusal Yargı Ağı Projesi yani UYAP’ı harekete geçirdik ve bu uğurda adalet neferlerinin sayısını
arttırdık. 2002 yılı ile 2011 yılı arasında basit bir mukayese yapmak
istiyorum. 2002 yılında 9.232 olan hâkim, savcı sayısı 2011 yılında 11.187’ye,
yüzde 20’yi aşkın bir artışla artıyor. Personel sayısı ise yüzde 50’ye yakın
bir artış sergiliyor.
Adaleti saraylara
taşıdık. Ülkemizin dört bir tarafında yapılan adalet sarayları artık
şehirlerimiz için de ilham kaynağı olmaya başladı.
AYTUĞ ATICI
(Mersin) – Adalet üretiliyor mu ona bak Sayın Milletvekili?
EBU BEKİR
GİZLİGİDER (Devamla) – Daha güçlü adalet sistemi için bütçedeki pay 2002
yılında 1 milyar 113 bin TL iken bu rakam 2011 yılında 3 milyar 783 bin TL’ye
yükselmiş.
Adalet
akademileri hizmete girdi.
Adalet saraylarının teknoloji üssü olması bugün herkesin ağzında.
AB
standartlarında cezaevlerine ülkeyi kavuşturmak istiyoruz. Elbette bizler o
cezaevleri dolu olsun istemiyoruz. Ancak hukuk devletinin doğal ve spontane gereğidir ki cezaevleriniz uluslararası standarda
olmak zorunda.
DGM’ler
kaldırıldı.
Anayasa
Mahkemesinde bir devrim yapıldı.
Hâkimler ve
Savcılar Yüksek Kurulu artık daha işlevsel, daha demokratik bir yapıya kavuştu.
ALİ ÖZGÜNDÜZ
(İstanbul) – Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulundan bahsetmeyin, orası artık
AKP’nin kurulu oldu.
EBU BEKİR
GİZLİGİDER (Devamla) – Neden bahsedeceğim benim takdirimde.
Adli tıp
Türkiye'nin dört bir yerine teşmil ettirildi.
Davaların daha
hızlı çözülmesi için gerek Danıştay gerek Yargıtay dairelerinde artış yapıldı
ve bu kapsamda adalet mensuplarının eğitimi noktasında ciddi artışlar sağlandı
gerek üniversite hukuk fakülteleri gerekse yüksekokullar.
Artık,
tutukluların da meslek sahibi olabilmesi için, tüm cezaevlerinde, yeniden
hayata kazandırılmaları için, “tretman”ları için
ciddi çalışmalar başlatıldı.
Şu anda sürem
geri kalanını saymaya elvermiyor, bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Barış ve
Demokrasi Partisi grup önerisi lehinde söz isteyen Muharrem Işık, Erzincan
Milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar)
MUHARREM IŞIK
(Erzincan) – Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; BDP grup önerisinin
lehinde söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, askerde intihar eden kişilerle ilgili daha önce de bir çok önerge geldi ama hepsi reddedildi. Şimdi, tabii,
biraz önce Sayın Sakık’ın söylediği bir laf üzerine
Sayın Canikli burada böyle bir şey olmadığı yönünde açıklama yaptı. İnşallah
yoktur ama şimdi, burada, biz, maalesef bazı şeyleri böyle savunmaya geçerek
üzerini örtemeyiz.
Ben daha önce
Sayın Millî Savunma Bakanımıza soru sordum. Ben sorumda diyorum ki: “Sayın
Bakanım, bu intihar eden kişilerin memleketlerini, köylerini, nüfuslarını bize
bir verin. Yani bunları verin ki nerede olmuş, kimler yapmış, bunlar belki
okuma yazma bilmeyen çok cahiller, belki köyden dışarı çıkmamışlar; oraya
gidince, o kışladan içeri girince orada çok yanlış hareketler yapıyorlar. Bir
köylerini görelim, bir ailelerin kim olduğunu bilelim, ona göre onlarla biz
görüşelim ki bir harita çıkaralım en azından.” Tabii, ona verdikleri cevapta
bize verilen şey… Ben direkt şehrini soruyorum, köyünü soruyorum, psikolojik
rahatsızlığı var mı, onu soruyorum. Bize verilen cevap şöyle, diyor ki: “Vefat
eden personelin etnik kimliğine ve inancına ilişkin sınıflandırma
yapılmamaktadır.” Ben, etnik kimliği sormuyorum ki. “Hangi şehirde, hangi köyde
oturuyor, nereli?” diye soru sormuşum ama hemen o şeye geliyor.
Şimdi, tabii
“etnik kimlik” dediğimiz zaman bunun yapılmaması…
İDRİS BALUKEN
(Bingöl) – Cahil olması ölmesini gerektirmiyor.
PERVİN BULDAN
(Iğdır) – Ölen bir insan için “cahil” kelimesinin kullanılması doğru değil.
MUHARREM IŞIK
(Devamla) - Direkt sormadık, dedik
“Versinler cevabını, köylerini çıkaralım.” ama yok.
Şimdi, tabii,
burada önemli olan şey şu: Yine, Sayın Ahmet Tan’ın soru önergesine verilen
cevaba göre 1 Ocak 2002-31 Aralık 2012’ye kadar 965, bu sene de -ben eğer
atlamadıysam ya da şey yapmadıysam- 48 intihar var, toplam 1.013 tane intihar
eden asker var.
Şimdi, bunların
araştırılmasından, bunların bulunmasından daha doğal ne olabilir? Erzincan’daki
–daha önce gündeme getirdim- Yaşar Karaağaç. Bu çocuk
üsteğmen, gencecik bir çocuk. O zaman da söylemiştim, geldi, nişanlandı,
gitti, salonu tuttu, düğün yapacak. Çocuk gidiyor Diyarbakır toplama
merkezinde, orada kalıyor, çocuk orada intihar ediyor ve resepsiyonun
yanındaki odada kalıyor. Orada silahla intihar ediyor çocuk ve on saat
duyulmuyor, kimsenin haberi yok. Ailesi ulaşamayınca arıyorlar, soruyorlar; ondan
sonra gidip “Kapıyı kırdık.” diye bilgi veriyorlar, gidip ailesi gördüğü zaman
kapıda kırık falan görülmüyor. Güzelce açıyor, bakıyorlar ve çocuğun orada
intihar ettiğini görüyorlar.
Tabii, biz
bununla ilgili gerekli araştırmaları yapmaya çalışıyoruz ama ulaşmamız mümkün
değil. Şimdi, biraz önce yine aradım “Durum ne?” diye öğrenmek için, hâlâ
soruşturmanın devam ettiğini söylediler ve tabii, burada önemli olan çocuğun
gelip orada ailesine söylediği lafların hiçbirinin ciddiye alınmaması. Çocuk
orada 2 uzman çavuşun baskı yaptığını söylüyor, çocuk orada komutanın bu işle
ilgilenmediğini söylüyor, altın meselesini söylüyor, bir sürü şey söylüyor
ailesine. “Beni öldürecekler, bunlarla ilgili ben bir şeyler biliyorum.” diyor
ve bunu komutanına söylediği hâlde hiçbir tedbir alınmıyor, hiçbir önlem
alınmıyor.
Şimdi, burada
asıl yapılması gereken şey bunun araştırılması çünkü bundan korkarak bir yere
gidemeyiz. Niye ölüyor bu insanlar? Biz bunları askere gönderdiğimiz zaman, ölü
gelsinler diye mi gidiyorlar? Yani niye ölmüş? Gitmiş, savaşmış mı ölmüş? Yok. Sapasağlam göndermişsin, oradan cesedi gelmiş ve geldiği zaman,
işin ilginç tarafı, otopsisi falan, her şeyi yapılıyor, aileye fazla bir bilgi
de verilmiyor, aile bir şey de öğrenemiyor doğru dürüst ve orada, en acı tarafı
şu: Askerde intihar ettiği söylenen çocuklara doğru dürüst yani önem verip de
onlara bir değer verip de… Cenaze törenlerine bile en alt seviyede
katılıyorlar. Bu bile o ailelerin yüreğini parçalıyor. O da size gelmişti.
Diğer tabii ki şehit olan askerlerin hepsinin başımın üstünde yeri var ama bu
da oraya gelirken aynı şeyle geldi. Belki o da dağda şehit olabilirdi ama orada
öldü. Onlara verilen şey de ayrı, bu da çok kafaları karıştırıyor.
Tabii, sivil
mahkemelerle ilgili biraz önce sayın vekil çok güzel şeyler söylüyor.
Askeriyeye gelince, işte, Uludere’de olan olay da gitti, sonuçta askerî
mahkemeye takıldı. Orada karar verilecek, hiçbir şey çıkmayacak. Aynı şekilde
bu da gitti, askerî mahkemede inceleniyor, oradan bir şey çıkmayacak. Niye?
Sivil mahkemeler açtınız, sivil mahkemeler bulsun ne olduğunu, sorunu ortaya
çıkarsın. Yazık değil mi o insanlara? Yani adam 65 yaşında, babası, her gün kan
ağlıyor. Sigara içmeyen adam, sigaraya başladı. Annesinin hâlini görseniz,
saçları bembeyaz olmuş. Bunlara yazık değil mi? Bunları araştırmak için niye bu
kadar engel koyuyorsunuz? Yani korktuğunuz bir şey mi var? Şu ana kadar en
fazla sizin dertli olduğunuz askeriye değil miydi? Yani askeriye sizin oldu
diye mi bundan sonra araştıramıyorsunuz? Yazık değil mi o insanlara? Biz bunu
istiyoruz. Kimseyi kötülemek, kimseyi karalamak, “Askeriyeye bir damga vuralım,
askeriyeyi kötüleyelim.” diye kimse bir şey istemiyor. Herkesin istediği şey,
gerçekler açığa çıksın. Bu genç insanlar, bu gencecik çocuklar niye ölüyor
orada, niye intihar ediyorlar?
Şimdi, tabii,
Amerika Birleşik Devletleri insan hakları raporunu açıkladı bu sene, raporun
Türkiye bölümünde diyor ki: “Adalete etkili biçimde erişilmemesi, Hükûmetin
ifade özgürlüğüne müdahale etmesi, savunmasız toplumların yeterince
korunmaması.” Bunu Amerika açıklamış. Amerika burada intihar olaylarını da
gündeme almış askerde intihar edenlerle birlikte. Bu intiharların arkasındaki
en önemli nedenler olarak “aşağılama, dayak ve aşırı fiziksel aktivite, gerekli
sağlık hizmetlerinden mağdur bırakma, kurumsallaşmış taciz” gibi fiziksel
istismarlardan dolayı intihar ettiklerini Amerika açıklıyor.
Tabii, gerçek
olan şu, hepimiz de biliyoruz, erkek olanlar askerliğin ne olduğunu bilir:
Orada mantık nedir? İçeri gireceğin zaman mantığını bırakacaksın, içeri
gireceksin. Adam hasta, gerçekten ruh hastası, ruhsal bir sorunu var. Tedavi
görmesi gerekir ama “Sen askersin, yalan konuşuyorsun. Sen kesinlikle buradan,
askerlikten kaçmak için, çürük raporu almak için gelip muayene oluyorsun.”
deyip kimse ciddiye alınmıyor. Biz de gördük, ben tabip er olarak askerlik
yaptım, orada askerlere nasıl davranıldığını gördüm. Bunların
araştırılması lazım. Psikolojisi bozuksa bu insana niye askerlik
yaptırıyoruz? Yazık günah değil mi bu insanlara? Tedavi görmesi gerekirken…
Bugün övünüyoruz işte “Hastanelerde şunu yaptık, bu kadar hastane geliştirdik,
bu kadar şey yaptık…” O zaman bu insanları da gönderelim tedavi ettirelim.
İllaki askerlik yaptırmak zorunda mıyız bunlara? Askerimiz yok mu yeterince?
Yani artık
diyoruz ki: “Makine çağına geçtik, her şey elektronik, Amerika orada düğmeye
bastığı zaman işte falan ülkeyi yok ediyor.” Bu seviyede, bu insanlara mı
ihtiyacımız var bizim, birkaç tane insana mı ihtiyacımız var? Bunlar niye
araştırılmıyor? Biz bunları istiyoruz.
Şimdi, hapishane
yapmakla övünüyoruz. Yani, bu kadar kötü bir şey olur mu? Hapishane yapmakla
övünülür mü bu ülkede? Bizim, okul yapmakla övünmemiz lazım, eğitime verdiğimiz
önemle övünmemiz lazım. Burada “Adliyeleri çok güzel yapmışız…” Adliyeleri
güzel yapmışsın, içindeki insanlar eğer orada adalet dağıtmıyorlarsa, orada
insanlara eşit davranmıyorlarsa, orada herkesi kucaklamıyorlarsa bunun
yapılmasının ne önemi var, ne anlamı var? İstediğiniz kadar dışarıdan görünüşü
5 yıldızlı olan hapishaneler yapın, içine girdikten sonra, orayı doldurmak için
çaba harcandıktan sonra ne değişecek?
Şimdi, Sayın
Başbakan, geliyor, konuşmalarını yaparken durmadan gerilim üzerine siyaset
yapıyor. Sayın Canikli diyor ki: “Etnik ayrım yok, kesinlikle mezhepsel bir
ayrım yok.”
Sayın Canikli, bu
işe alımlarda…
SIRRI SAKIK (Muş)
– Canikli demiyor, Elitaş diyor.
MUHARREM IŞIK
(Devamla) – “Elitaş”, özür dilerim.
Bu işe alımlarda,
40 defa söyledik, bunun sebepleri bunlar, bu Gezi olaylarına iki ağaç sebep
oldu ama asıl sebep uygulamalarınız, burada yaptığınız uygulamalarınız. İşte
iki gün önce getirdiğiniz yasada koyduğunuz o TMMOB’u yok etmekle ilgili
önergeleriniz, toplumu burada tek tipleştirmeye çalışmanız, “Biz ne dersek o
olur, bizden başkası, kimse bilmez.” bunu söylemeniz…
Dün burada
camiyle ilgili olay anlatılıyor, camide içki içilmediği söyleniyor. Orada bir
vekilimiz diyor ki: “O kızla erkeğin öpüşmesine ne diyorsun?” Yani, böyle bir
şey var mı? Televizyonlar gösteriyor, orada gayet normal bir şekilde, hiçbir
şey yok; imam açıklıyor “Bir şey yok.”, hâlen üzerine gidiliyor, hâlen üzerine
gidiliyor.
Toplumu bu kadar
germeyle, insanları bu kadar böyle bölüştürmeyle elinize ne geçecek? Hiçbir şey
geçmez.
Bakın, insanlar
uyandılar artık. Şimdiye kadar yaptığınız baskılarla bu gitti. 12 Eylülde
yaptığınız referandumla bir şeyler yapıldığı sanılıyor ama hiçbir şey
yapılmadı, daha da geriye gidildi.
Şimdi, ısrarla
diyorsunuz ki: “O köprünün adı kalacak.” İnsanlar gerilmiş yani ne olacak o
ismin kalmasıyla? Benim size bir önerim var: Köprünün ismini “Kenan Evren”
koyun, kimse size inan ki kızmaz, biz de kızmayız. Niye kızmayız? Deriz ki, ya,
12 Eylülde bunlara bir borcu var demek ki, 12 Eylülün o zamanki şeyiyle,
baskıyla, işte yapılan o zulümlerden buraya gelindi, bunlar da kendilerine
göre, işte şu anda sözüm ona yargılanıyor. İsim koyun, hiç kimse itiraz etmez.
Biz de kalıbımızı basarız, savunurunuz bunu çünkü
“ahde vefa” denen bir şey var ama biz bunları göremiyoruz ki, hiç toplumsal
barış yönünde bir çalışma yapılmıyor ki. “Her şeyi biz biliriz, siz hiçbir şey
bilmezsiniz. Bizim dediğimiz doğrudur, işe alımları da biz yaparız, atamaları
biz yaparız. Büyükelçi dışarı gider, buraya geldiği zaman boş kalmasın…” Yani,
hiç mi başka insan yok bu Türkiye'de atanacak da illaki büyükelçiyi getirip en
büyük yere atayacaksınız? O zaman valilerle ilgili bir yasa çıkarın. Merkeze
atanan valilerden kendi valileriniz varsa onları da bir yere atayın. Her yere
kendi adamlarınızı doldurun, ondan sonra işte böyle savaşa gidersiniz, iç
savaşa da götürürsünüz. İnsanları böyle körüklüyorsunuz. Siz barış yapmayın!
Sayın Başbakan
dört ay hapis yattı, hâlen mağdurları söylüyor ama beş yıldır, altı yıldır
hâlen mahkûmiyeti gerçekleşmeyen, tutuklu kalan insanlar hakkında bir kere bir
şey söylemiyor. 5 gencimiz, 1 polisimiz ölmüş bu Gezi olaylarında, hâlen niye
olduğu söylenmiyor. Eskişehir’de dün ölen gencimizle ilgili bir aydır failleri
araştırılmamış bile, MOBESE kameraları yok olmuş, her şey kapatılmış. Bunlara
yazık günah değil mi? Bunlara işte böyle yapmamız lazım. O insanlar da bizim
insanımız. Tabii ki Mısır’daki insanlara da acıyacağız ama televizyonda
konuşanları dinliyorum, ben de diyorum ki, Gezi olaylarındakileri söyleyecek,
herhâlde onlara acımış olacak. Hayır, orada yaşamını kaybedenleri bir kere
ağzınıza almadınız. İşte bu toplumsal kutuplaşmaya sebep oluyor.
Sizden ricamız, o
ailelerin biraz yüreğini ferahlatmak istiyorsanız bunu araştırmak için kabul
oyu verin, araştıralım gerçekler ortaya çıksın…
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUHARREM IŞIK
(Devamla) – …o zaman kimse demez ki “Şu, şu.” diye.
Teşekkür
ediyorum, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Barış ve
Demokrasi Partisi grup önerisi aleyhinde söz isteyen Hakan Çavuşoğlu, Bursa
Milletvekili. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa)
– Sayın Başkan, çok değerli milletvekili arkadaşlarım; öncelikle hepinizi
saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
Barış ve
Demokrasi Partisinin, Bingöl Yayladere 2. Komando Tabur Komutanlığında zorunlu
askerlik hizmetini yaptığı sırada elim bir hadise neticesinde hayatını kaybeden
Adem Kalkan isimli vatandaşımızın ölümüne müteallik
eden hususlarla ilgili olarak vermiş olduğu araştırma önergesi hakkında söz
aldım.
Değerli
arkadaşlar, sözlerimin hemen başında müteveffa Adem
Kalkan kardeşimize Allah’tan rahmet diliyorum, kederli ailesine bir kez daha
başsağlığı temenni ediyorum.
Değerli
arkadaşlar, bir hususun altını çizerek beyanda bulunmak istiyorum. Eğer, huzura
gelen bu hadiseyle alakalı olarak varsa bir flu alan,
bir müphem nokta ve olayın taraflarında da varsa bir endişe, bunun bütün
çıplaklığıyla araştırılmak suretiyle, rasyonel bir şekilde araştırılmak
suretiyle ortaya çıkarılması hepimizin temennisi olmalıdır ve bu böyledir, bu
noktadaki irademiz de tamdır değerli arkadaşlar.
ADİL ZOZANİ
(Hakkâri) – Yani, destek veriyorsun.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU
(Devamla) – Ancak, henüz olay tüm yönleriyle açığa çıkmadan, sadece bu adli
vaka üzerinden yola çıkarak etnik temelli bir ayrımcılık, bir kutuplaştırmacılık ortaya koymak da…
AYTUĞ ATICI
(Mersin) – Ya, ne alakası var?
HAKAN ÇAVUŞOĞLU
(Devamla) – …muhalefet anlayışı ve siyaset dili anlamında bir talihsizlik
olmuştur diyorum.
İDRİS BALUKEN
(Bingöl) – Ya, o öldürenler etnik ayrımcılık yapıyor, öldürenler! Bunu
anlamıyor musunuz?
AYTUĞ ATICI
(Mersin) – İnsan ölüyor, insan!
İDRİS BALUKEN
(Bingöl) – Öldürenler etnik ayrımcılık yapıyor.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU
(Devamla) – Bunu, aynı zamanda, ülkemiz sathında yaşamakta olan -Kürt’ünden,
Türk’ünden, Laz’ından, Çerkez’inden- bütün milletimize yapılmış bir haksızlık
olarak telakki etmekteyim.
İDRİS BALUKEN
(Bingöl) – Öldürenlere söyle!
HAKAN ÇAVUŞOĞLU
(Devamla) – Sevgili kardeşlerim, değerli arkadaşlar; Hükûmetimizin özellikle
Kürt sorunu noktasında ortaya koymuş olduğu performans, politikalar herkes
tarafından açıkça bilinmektedir.
AYTUĞ ATICI
(Mersin) – Irkçılığın daniskasını senin Başbakanın yapıyor!
HAKAN ÇAVUŞOĞLU
(Devamla) – Hükûmet etmeye başladığımız tarihten itibaren Kürt sorunu
noktasında bir paradigma değişikliği yaşanmıştır.
TUFAN KÖSE
(Çorum) – Hayatınız ikiyüzlülükle geçiyor.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU
(Devamla) – Bu, kabul edin ya da etmeyin, bir gerçek olarak karşımızda
durmaktadır.
Hemen birkaç
hususu sizlere belirtmek istiyorum. OHAL’i kaldıran
Hükûmetimiz olmuştur. Başka dil ve lehçelerde kursların açılması, enstitülerin
kurulması, hatta ve hatta, annelerin cezaevlerinde
mahkûm çocuklarıyla Kürtçe konuşabilmesinin önünü açan bizim Hükûmetimiz
olmuştur.
PERVİN BULDAN
(Iğdır) – Büyük bir lütufmuş gibi söylüyorsunuz; tabii ki olacak.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU
(Devamla) – Dolayısıyla, bu noktada ayrımcılık ve kutuplaştırmacılık
bağlamında bir isnatta bulunmayı, Hükûmetimize, partimize, grubumuza açıkça bir
haksızlık olarak telakki ediyorum.
İDRİS BALUKEN
(Bingöl) – Ya, kışlada öldürüyorlar, “Hükûmetiniz araştırsın.” diyoruz.
Hükûmetiniz araştırsın, kışlada öldürüyorlar ya.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Devamla) – Sevgili arkadaşlarım, bu noktada Sayın
Gizligider arkadaşımız detaylı açıklamalarda
bulundular ancak ben, buradaki bu konuşmamı bir fırsat bilerek, aynı zamanda
Bosna Hersek-Türkiye Parlamentolararası Dostluk Grubu
Başkanı olmam vesilesiyle de Bosna-Hersek’te bundan on sekiz yıl önce yaşanan Srebrenitsa katliamıyla ilgili olarak da birkaç hususa
temas etmek istiyorum.
AYTUĞ ATICI
(Mersin) – Ne alakası var Bosna-Hersek’le?
HAKAN ÇAVUŞOĞLU
(Devamla) – Değerli arkadaşlarım, bildiğiniz gibi, 1990 yılında Sovyet Bloku’nun parçalanmasıyla Yugoslavya’da yer alan etnik
gruplar bağımsızlıklarını ilan etmeye başlamışlar, nitekim 5 Nisan 1992
tarihinde Bosna-Hersek Hükûmeti de bağımsızlığını ilan etmiştir. Bosna-Hersek
devleti Birleşmiş Milletler tarafından tanınmış olmasına rağmen, devam eden
süreçte Sırplar ile Boşnaklar arasında baş gösteren savaş, 250 bin Boşnak
nüfusunun katledilmesine yol açmıştır.
Savaş sırasında
güvenli bölge olarak ilan edilen ve Birleşmiş Milletler koruması altına
alınarak silahsızlandırılan Srebrenitsa kenti 6
Temmuz 1995 tarihinde Sırp paramiliter gruplar
tarafından kuşatma altına alınmıştır. Kuşatma sırasında Sırpların kıyımından
korunmak için Birleşmiş Milletler askerlerine sığınan Boşnaklar, Birleşmiş
Milletler askerlerinin bölgeden çekilmesiyle 8.372 çocuk, genç, yaşlı Boşnak
erkek Sırpların soykırımına uğramıştır. Avrupa’nın İkinci Dünya Savaşı’ndan
sonra yaşadığı bu en büyük trajedi ne yazık ki uluslararası kamuoyunun gözleri
önünde cereyan etmiş ve bugün dahi faillerinden başka hiç kimsenin savunamadığı
bir kıyım olmuştur.
Sayın
milletvekilleri, bundan on sekiz yıl önce Srebrenitsa’da
işlenen soykırım nedeniyle kurbanların yakınları ile ailelerinin acılarını
paylaşıyor ve 8 binden fazla Boşnak erkeğin öldürülmesiyle sonuçlanan bu
insanlık suçunu bir kez daha şiddetle, nefretle kınıyoruz. Uluslararası
toplumun ve bölge ülkelerinin, Srebrenitsa’da
yaşananlardan gerekli dersleri çıkararak aşırı milliyetçilik ve etnik nefretin
sonucu olan benzer olayların bir daha tekerrür etmemesi için her türlü gayreti
göstereceğine ve gerekli önlemleri alacağına inanıyoruz. Son dönemlerde
Balkanlarda bölge liderlerinin öncülük ettiği barış ve uzlaşma çabalarını
memnuniyetle izliyoruz. Bölgede kalıcı barış ve istikrarın sağlanmasının
yolunun geçmişteki yaşanan düşmanlıklara son vermek ve daha müreffeh ortak bir
geleceği inşa etmekten geçtiğini düşünüyoruz.
BDP grup
önerisinin aleyhinde olduğumuzu tekrar ifade ediyorum.
Bu duygu ve
düşüncelerle yüce heyetinizi tekrar saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan…
BAŞKAN – Buyurun.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın konuşmacı, konuşmasında, olağanüstü hâl
uygulamasına Adalet ve Kalkınma Partisi hükûmetlerinin son verdiğini ifade
etti. On bir yıllık AKP iktidarları döneminde olağanüstü hâlin sona
erdirilmesine ilişkin herhangi bir Bakanlar Kurulu kararı bulunmamaktadır. Bunu
herkesin bilmesini istiyorum.
Öte yandan, bunu
iddia eden partinin hükûmeti Gezi olaylarında Taksim’de sıkıyönetim ilan
etmiştir.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
YAHYA AKMAN
(Şanlıurfa) - Bir kararla kaldırılmıyor ki, süresi dolmuş, süresi uzatılmadı.
SIRRI SAKIK (Muş)
– Sayın Başkan…
BAŞKAN - Buyurun
Sayın Sakık.
SIRRI SAKIK (Muş)
– Bizi etnik milliyetçilikle suçladı, bu konuda açıklama yapmak istiyorum.
BAŞKAN – Kim
etnik milliyetçilikle suçladı?
SIRRI SAKIK (Muş)
– Biraz önce konuşan hatip.
İDRİS BALUKEN
(Bingöl) – Irkçılık ve etnik milliyetçilikle suçladı.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU
(Bursa) – Hayır, “ırkçılık” ifadesi kullanmadım Sayın Başkanım, sadece “etnik
kimlik” ifadesini kullandım.
BAŞKAN – Sataşma
nedeniyle İki dakika söz veriyorum.
Buyurun.
VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Muş Milletvekili Sırrı Sakık’ın,
Bursa Milletvekili Hakan Çavuşoğlu’nun BDP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşma sırasında Barış ve Demokrasi Partisine sataşması nedeniyle konuşması
SIRRI SAKIK (Muş)
– Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Aslında, sevgili
kardeşimiz Çavuşoğlu, tam bir çavuş gibi burada sorunları dile getirdi. Biz
çıkıp şunu söyledik, dedik ki: “Evet, açık ve net olarak söylüyoruz, 1.000’in
üzerinde insan öldü. Askerde intihar ettiğine dair böyle bir şey var. İntihar
ettiler ama intihar edenlerin hepsinin…”
Bakın, biraz önce
CHP Grubu adına konuşan Muharrem arkadaşımız da soru önergesi veriyor, soru
önergesinde Bakanlık “Efendim, biz etnik milliyetçiliğe, bilmem ne…” şeklinde
bir cevap. Biz onu sormuyoruz, bu ölen insanlar hangi ilden? Buna bile cevap
verilmiyorsa, bu Meclisin bunu araştırmak gibi bir görevi yok mudur?
Asıl etnik
milliyetçiliği siz yapıyorsunuz. Bakın, Hatay’da Reyhanlı’da ölenler için ne
dediniz? Orada mezhebi tetikleyen sizin anlayışınızdır. Bizim bütün hayatımız
ırkçılığa, milliyetçiliğe karşı mücadeleyle geçti, bunu böyle bilin. Biz,
hiçbir dönemde ırkçılık, milliyetçilik yapmadık ve siz çıkıp askerî mahkemelere
sığınıyorsunuz. “Yargıya intikal etti” diyorsunuz ve ben size söylüyorum:
Bakın, bir komutan pimi çekiyor, birinin eline veriyor, 4 insan yaşamını
yitiriyor. 4 insan ölüyor, 3 insan da yaralanıyor, dokuz yıl ceza veriyor ve
sizin grup başkan vekilinizdi o dönem, şu anda da Başbakan Yardımcısı Bekir
Bozdağ çıktı, ne dedi biliyor musunuz? “Ey vicdan, ey askerî mahkeme, trafik
kazasında bile bu kadar insan ölse bu kadar cezayla insanlar kurtulamaz.” diyen
sizin Başbakan Yardımcınızdı. Hâlâ siz de çıkmışsınız, askerî mahkemelerden
medet bekliyorsunuz. Onun içindir ki Roboski’nin üstünü
örttünüz, askerî mahkemelere havale ettiniz.
Sizin grup başkan
vekiliniz bizi ırkçılık, milliyetçilikle suçluyor; kendisi birazdan çıksın,
gitsin aynaya baksın, kimin ırkçı, milliyetçi olduğunu görür.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU
(Bursa) – Sayın Başkan, Sayın Hamzaçebi olağanüstü hâlle ilgili olarak bir
beyanda bulundu, düzeltme yapmak istiyorum kayıtlara geçmesi açısından sadece.
BAŞKAN – Evet,
dinliyorum.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU
(Bursa) – Sayın Başkan, bildiğiniz gibi olağanüstü hâl ilan edildikten sonra
periyodik olarak uzatıla gelmiştir. Ancak, bizim dönemimizde sona eren
olağanüstü hâl tekrar uzatılmamıştır. Bunun mefhumu muhalifinden çıkan anlam
da, olağanüstü hâlin kaldırılmış olmasıdır. Mesele bundan
ibaret.
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) – Bunu siz kaldırmadınız.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU
(Bursa) – Kaldırdık.
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) – Siz kaldırmadınız bunu.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) – Hayır efendim, kaldırdık, uzatmadık.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Kaldırılan herhangi bir şey yok.
İDRİS BALUKEN
(Bingöl) – Sayın, Başkan, tutanaklara geçmesi açısından bir şey belirtmek
istiyorum…
BAŞKAN – Eksik
kalmasın, buyurun tabii.
İDRİS BALUKEN
(Bingöl) – …çünkü birazdan oylama da yapılacak.
Son on yılda
kışlada şüpheli bir şekilde yaşamını yitiren asker sayısı 934’tür. Sadece 2012
yılında 65 asker bu şekilde yaşamını yitirmiştir. 2013 yılında yine aynı
şekilde bu vahim istatistiklerle bu olay, maalesef, gündemimizde durmaya devam
etmektedir.
Biz buradan,
Barış ve Demokrasi Partisi olarak, bütün milletvekillerinin vicdani bir
muhasebeyle bu araştırma önergesine yaklaşmalarını, tekrar bir çağrı şeklinde
belirtmek istiyoruz.
BAŞKAN – Evet,
teşekkür ediyorum.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
1.- BDP Grubunun, Kars Milletvekili Mülkiye Birtane ve arkadaşları tarafından Bingöl Yayladere 2’nci
Komando Tabur Komutanlığında zorunlu askerlik hizmeti yaparken 23/6/2013
tarihinde silahla vurulma sonucu hayatını kaybeden Adem
Kalkan’ın ölümünün araştırılması amacıyla 8/7/2013 tarihinde Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel
Kurulun 11 Temmuz 2013 Perşembe günkü birleşiminde okunmasına ve görüşmelerinin
aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN – Öneriyi
oylarınıza sunacağım...
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından
bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Yoklama istiyoruz.
BAŞKAN – Yoklama
talebi var, yerine getireceğim.
Sayın Hamzaçebi,
Sayın Özgündüz, Sayın Develi, Sayın Tayan, Sayın Kuşoğlu, Sayın Özkan, Sayın
Topal, Sayın Köse, Sayın Koç, Sayın Erdoğdu, Sayın Demiröz, Sayın Ekşi, Sayın
Bulut, Sayın Değirmendereli, Sayın Loğoğlu, Sayın Kurt, Sayın Özel, Sayın Akar,
Sayın Ağbaba, Sayın Atıcı.
İki dakika süre
veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
1.- BDP Grubunun, Kars Milletvekili Mülkiye Birtane ve arkadaşları tarafından Bingöl Yayladere 2’nci
Komando Tabur Komutanlığında zorunlu askerlik hizmeti yaparken 23/6/2013
tarihinde silahla vurulma sonucu hayatını kaybeden Adem
Kalkan’ın ölümünün araştırılması amacıyla 8/7/2013 tarihinde Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel
Kurulun 11 Temmuz 2013 Perşembe günkü birleşiminde okunmasına ve görüşmelerinin
aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN – Öneriyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Öneri kabul
edilmemiştir.
Milliyetçi
Hareket Partisi Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu
maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım.
2.- MHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin
“Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler”
kısmında yer alan, (10/214) esas numaralı Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve
19 milletvekilinin işsizlik ve buna bağlı olarak gelişen iç göç sorununun;
Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve 19
milletvekilinin 28/12/2012 tarih 7099 sayı ile Yozgat ilinin işsizlik
sorununun; Kütahya Milletvekili Alim Işık ve 19
milletvekilinin 9/4/2013 tarih 11473 sayı ile üniversite mezunlarının
yaşadıkları işsizlik sorununun araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan
Meclis araştırması önergelerinin, Genel Kurulun 11 Temmuz 2013 Perşembe günkü
birleşiminde okunmasına ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
11/07/2013
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulunun
11/07/2013 Perşembe günü (bugün) yaptığı toplantısında
siyasi parti grupları arasında oy birliği sağlanamadığından Grubumuzun
aşağıdaki önerisinin İç Tüzük'ün 19'uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Mehmet
Şandır
Mersin
MHP
Grup Başkan Vekili
Öneri:
Türkiye Büyük
Millet Meclisinin gündeminin “Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına
Dair Öngörüşmeler” kısmında yer alan Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve 19 Milletvekilinin, (10/214) esas numaralı,
"İşsizlik ve buna bağlı olarak gelişen iç göç sorununun araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi" ve Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve 19 Milletvekilinin, 28 Aralık 2012 tarih,
7099 sayı ile TBMM Başkanlığına vermiş olduğu “Yozgat ilinin işsizlik sorunun
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi” ve Kütahya Milletvekili
Alim Işık ve 19 Milletvekilinin, 09 Nisan 2013 tarih,
11473 sayı ile TBMM Başkanlığına vermiş olduğu “üniversite mezunlarının
yaşadıkları işsizlik sorununun araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi” amacıyla verdikleri Meclis Araştırma önergelerinin 11/07/2013
Perşembe günü (bugün) Genel Kurulda okunarak görüşmelerinin bugünkü birleşimde
yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN –
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu önerisi lehinde söz isteyen Mehmet Günal, Antalya
Milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)
MEHMET GÜNAL
(Antalya) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli
milletvekilleri, hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlar, bugün, az önce Başkanlığın sunuşunda da ifade ettiği, işsizlik ve
buna bağlı olarak göç sorunları, genç işsizlikle ilgili önergelerimizin
birleştirilerek bu konularda bir araştırma komisyonu kurulmasına dair
görüşlerimi beyan edeceğim. İlgili Sayın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız
da buradaymış, tam muhatabını da bulmuşken söylemiş olalım. Nasıl olsa,
araştırma komisyonunun kurulmasını iktidar taassubu içerisinde reddediyorlar,
hiç olmazsa siz bunları not alırsanız çözüm konusunda belki biraz daha isabetli
olur diye düşünüyorum.
Hakikaten de,
işsizliğin birçok sosyal sonucu var. Özellikle genç işsizliği konuşacağız ama
onunla beraber de göç olgusu başlıyor işsizliğin çok olduğu kentlerde. Siz,
geçen haftaki şeylerden hatırlayacaksınız, burada Bayburt milletvekilimiz,
değerli arkadaşımız söylüyordu sayının 2’den 1’e düştüğünü.
Tabii ki belli
şehirlerden göç hızlandıkça, metropol kentlere doğru
göç artıkça oralarda nüfus azalması ve buna bağlı olarak da milletvekili
sayılarında da düşme oluyor ama bizim sorunumuz bundan daha vahim. Çünkü büyük
kentlerdeki plansız yapılaşma… Bir taraftan, biz “O bölgelerde kırsal kalkınma
projeleri yapalım, cazibe merkezleri yapalım.” derken, siz hâlâ İstanbul’da
birtakım “mega projeler” diyerek yoğunluğu oraya doğru
kaydırmaya çalışıyorsunuz. Bu, ayrı bir konu.
Değerli
arkadaşlarım, burada, gerçekten de sürekli olarak, nüfus artışıyla beraber
işsizlik artışı birleşince, göçlerde de ciddi anlamda büyük şehirlerde artış ve
yığılma baş göstermiş, benim ilim olan Antalya’da da bu önemli bir sorun olarak
karşımızda duruyor.
Peki, ne oluyor?
Bir süre sonra, tarımdaki işsizliği, belki tarım dışı istihdam, tarım içi
istihdam diyerek birtakım rakam oyunlarıyla işsizliği düşük göstermek için
kullanıyorsunuz, “ücretli aile işçisi” diyorsunuz ama netice itibarıyla
topraktan da ayrılan…
Sayın Başkanım,
arkadaşlar yoklamayı yaptılar ama arkada herhâlde devam ediyor, işsizlik
meselesi onları ilgilendirmiyor gibi.
BAŞKAN – Gayet
sakin Sayın Günal.
MEHMET GÜNAL
(Devamla) – Değerli arkadaşlar, buna katılırsınız, katılmazsınız, birazdan oylayacaksınız
ama en azından konunun vahameti açısından bilgileri dinlerseniz, sizin
söylediğinizi söylüyorum, geçen gün Sayın Bayburt milletvekilimizin söylediği
gibi, sonuçlarını en azından tartışalım ki, kulağımızda kalsın. Yarın,
araştırma komisyonu kurmasanız bile burada bir kanun görüşülürken aklınıza
gelir, çözüm önerilerinden bir ikisini belki hayata geçirme şansımız olur.
Bizim buradaki gerekçemiz, sanal gündemlerden uzaklaşıp her zaman söylediğim
gibi yapısal önlemleri almaya yoğunlaşmamız lazım, bu da temel sorunlarımızdan
bir tanesidir. Çünkü daha önceki hafta kalkınma planı görüşülürken, burada
işsizlikle ilgili konulara, istihdam dostu olmayan üretim yapısına, büyüme
yapısına değindik.
Bakın, bu kadar övünmemize rağmen gelmiş olduğumuz nokta,
17’nciyiz, 16’ncıyız, bir sıradan fazla ilerleyemiyoruz ama sonuç itibarıyla
bakıyoruz, mart ayındaki işsizlik rakamı hâlâ 10,1 yani bir arpa boyu yol katedemiyoruz ki bunu da TÜİK’İn
rakamlarıyla söylüyoruz, bunun içerisine iş bulmaktan ümidini kesen, iş
aramayanları eklediğimiz zaman 2 misline çıkıyor yani resmî rakamlara göre her
5 gencimizden 1’isi, üzerine bunları da eklediğimiz zaman 4 gencimizden 1’isi
işsiz. Bunlar gerçekten önemli şeyler. Birtakım
kısır çekişmelerle burada, “O, onu dedi; bu, bunu dedi; sataştı.”yla uğraşmamış lazım. Bunun çözülmesi gerekiyor bir
şekilde. Önümüzdeki sürece bakıyoruz, bir taraftan toplumsal olaylarda
gençlerin davranışlarını tartışıyoruz ama neden oraya itildikleri, neden işsiz
kaldıkları, neden sosyal olaylarda bu tür davranışlar sergilediklerini maalesef
irdelemiyoruz. Bakıyorsunuz, eğer 5 gençten 1’i resmen, fiiliyata bakınca en az
4’ünden 1’i işsizse bu gençler ne yapacak? Geleceğe nasıl umutla bakacaklar?
Onlardan nasıl bir lider Türkiye inşasında acaba faydalanacağız? Çünkü
kendilerine hayırları yok, gelecekle ilgili kaygıları var.
Bu çerçevede
baktığımız zaman değerli arkadaşlar, hakikaten de gerçek işsiz sayısı 3
milyondan 5,5 milyona çıkıyor, 6 milyona yaklaştığı dönem oluyor yaptığımız
istatistiklere göre bakarsanız, TÜİK’in
istatistiklerine göre. Bu dışarıda bırakılan kesime de, gerçekte işsiz olan ama
istatistiklere yansımayan kesime baktığımız zaman, 5,5-6 milyon çok önemli bir
rakam. Ondan sonra, sosyal olaylar oluyor birtakım. Zaten kültürel yozlaşmanın etkileri
var, bunun içerisine ekonomik zorluklar da girince boşanmalar artıyor
affedersiniz, diğer birtakım sosyal suç olaylarında artış oluyor. Bunları
çözmemiz lazım, bunlar siyaset üstü şeyler. Ama çözümünde eğer kafamızı kuma
gömersek, sorunun nedenine inmezsek maalesef bunu yapamayız. Yani çözüme
odaklanmamız gerekiyor diye düşünüyorum. Aksi takdirde böyle bir şeyi yapma
şansımız yok.
Üniversitelerle
ilgili sorunu önceki hafta yine tartışmalarımızda söyledik. Bakın, eğer bir
eğitim planlaması yapmaz isek, eğitimle iş gücünü, sanayiyle üniversiteyi bir
araya getiremezsek bunu çözemeyiz diye defalarca söylüyoruz ama maalesef bir
önlem alınmıyor, gerçekten alınmıyor. Yukarıda bekliyoruz, her bütçe döneminde
söylüyoruz, ilgili bakanlarımız da söylüyor, şu anda yeniden birtakım
gelişmeler yaşanıyor ama en önemli şey burada, dışarıya bağımlılığı
azaltmakken, kalkınma planında da koyduğumuz, bütçelerde de görüşürken, yıllık
programlarda koyduğunuz hedefler olmasına rağmen ithalata bağımlılığımız devam
ediyor ve üretim ekonomisine geçemiyoruz. Ekonomimiz tüketime dayalı, ithalata
dayalı hâle gelmiş. Bu şekliyle işsizliği azaltma şansımız yok değerli
arkadaşlar. Söylediğimizin özü budur. Eğer bunu sorun olarak görmezseniz böyle
devam eder. Eğer dışarıdaki ekonomik gelişmeler iyi olur, borca dayalı, sıcak
paraya dayalı ekonomiyi çevirebilirsek sanki sorun yokmuş gibi görünür bir süre
ama ondan sonra bir şey çıkınca, patlayınca bu sefer başlarız “Yok faiz lobisi
mi yaptı, onlar mı yaptı, frenciler mi frene basıyor, gazcılar gaza niye
basmıyor?” diye tartışmaya başlıyoruz. Oysa işin esası, baştan da söyledim,
eğer bu üretim ekonomisini tesis edemezsek, ithalata dayalı tüketim ekonomisi,
borca dayalı ekonomiyle devam edersek maalesef bunun sonu hüsrandır.
Şu anda kur riskini
özel sektöre yıktık dedim, 2 bin liraya dayanan bir kur var. Önceki gün
söyledim Sayın Babacan varken burada, o da bir yorum getiremedi. Ne desin şu
anda yani? Bu şartlarda işte o risk gerçekleşmiş oluyor. 100 milyarı eğer özel
sektör bu yıl içerisinde, bir yıldan daha kısa sürede -bir yıldan az diyoruz
ama bunun çoğu üç ay, altı ay vade- bunu nasıl çevirecek? Çevirdiği zaman bunun
zararını nasıl kapatacak? Yarın iflaslarla karşılaşırsak bu sefer istihdam
imkânlarımız daha da daralmayacak mı? Söylediğimiz budur.
Biz, Milliyetçi
Hareket Partisi olarak her zaman çözümden yana olduğumuzu söyledik,
beyannamelerimizde, programımızda, sizlerle yaptığımız tartışmalarda da
söylüyoruz. Bunun temelinde, mutlaka “İstihdam odaklı bir sürdürülebilir
büyüme.” diyoruz ama istihdam odaklı olmadığı zaman bu kalıcı olmuyor, maalesef
vatandaşın refahına yansımıyor. Girişimci odaklı istihdam edilebilirlik
düzeyinin yükseldiği bir yapı oluşturmamız gerekiyor. Bütün üretim faktörlerini
de etkin bir şekilde, verimli bir şekilde kullanmamız gerekiyor. Kısacası, tam
istihdamı esas alan bir ekonomi programı uygulayarak burada, rant
ekonomisinden, şehir rantlarından, ketsel rantlardan,
tüketim ekonomisi ve AVM ekonomisinden artık, gerçekten üretim, yatırım,
ihracata dayalı bir ekonomik yapıya geçmemiz gerekiyor.
Onun için diyoruz
ki: “Gelin, bunları hem araştıralım, hem alınması gereken önlemleri, yapılması
geren işleri burada diğer konularda yaptığınız gibi…” Bakın, Anayasa’yla ilgili
komisyon çalışıyor, İç Tüzük Komisyonu çalışıyor. Diyorum ki ekonomik ve sosyal
konularda gelin bir komisyon kuralım, çağırın kurumları da. Ama maalesef biz
kalkınma planını bile herkesten kaçırarak geçiriyoruz. Önümüzdeki beş yılı
alelacele, böyle, bir kâğıt üzerinde kalan planla maalesef yapmış olduk. Ne
yapmamız lazım? Bir şekilde bu üniversite-sanayi iş birliğini, iş hayatı ile
üniversiteleri, yani önümüzdeki genç işsizleri artırmayacak şekilde bölümlerin
planlamasını, gelecekteki öncelikli sektörlere ilişkin ne kadar üniversite
mezunu lazım olduğunu, yükseköğrenimle ilgili planlamayı da eğer bu çerçevede
yapamazsak, maalesef, önümüzdeki yıllarda da aynı şeyleri konuşuyor olacağız.
Gelin, yol yakınken bunları düzeltelim.
“Üniversiteliler”
diyoruz. Bakın, önceki gün Sayın Mehdi Eker’e
söyledim, ziraat yüksek mühendislerimiz işsiz, ziraat mühendisleri işsiz,
teknikerler işsiz. Sadece, burada kendilerinin sorununu dile getirmiş
olmamızdan dolayı bir sürü tebrik mesajı attılar ama netice itibarıyla henüz
buraya bir şey yansımadı. Yeni, atanamayan öğretmenlerle ilgili sıkıntımız
devam ediyor. Bunların hepsi genç, dinamik, aslında “fırsat penceresi”
dediğimiz Türkiye'nin avantajına olabilecek bir şey ama biz doğru planlama
yapmadığımız için ve gündelik politikalarla günü kurtarmaya çalıştığımız için bu
sorunumuz devam ediyor.
Bu çerçevede, bu
konularda gereken önlemlerin alınması, sorunların tespiti zaten var ama
ayrıntılı bir şekilde önlem alınabilmesi için bir komisyon kurulmasını
öneriyoruz.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET GÜNAL
(Devamla) – Yapıcı bir şekilde bu önergemize destek olacağınızı bekliyor,
saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisi aleyhinde söz isteyen,
Zeynep Armağan Uslu, Şanlıurfa Milletvekili. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ZEYNEP KARAHAN
USLU (Şanlıurfa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle, sözlerime
başlamadan 1995 yılında, bundan yıllar önce Bosna’da katledilen binlerce masumu
hiçbir zaman unutmayacağımızı ve unutturmayacağımızı bir kere daha ifade etmek
istiyorum.
Bu çerçevede, MHP
Grubunun verdiği önerinin konusu olan işsizliği ele aldığımız zaman, şunu
öncelikle söylemek lazım: AK PARTİ iktidarı insan odaklı bir iktidar ve hayatı
da, siyaseti de bu şekilde kavrıyor ve bu çerçevede, insanımızın hayat
kalitesini artırmak, herkes için ama herkes için bu ülkenin her köşesinde
hayatın kalitesini yükseltmek, refahı artırmak ve şüphesiz ki işsizliği
azaltmak adına göreve başladığımız 2002 yılından itibaren çoklu politikalar
üretmek suretiyle büyük bir efor sarf ettik ve bu
eforun karşılığını aldık, almaya da devam ediyoruz. Yani,
diğer bir ifadeyle: Sıklıkla konunun sadece olumsuzlukları, âdeta
lunaparklardaki abartı aynalarından yansıtarak durumu olabildiğince vahim
göstermek isteyen ve bu anlamda doğru, iyi, güzel, toplumun yararına olan,
netice almış olan her gayreti yok saymaya ve toplumsal hassasiyetleri nasıl
kaşısak da buradan bir olumsuzluk damıtsak, ne yapsak da kara propagandalarla
kapkara tablolar çizerek kampanyalar yapsak diye çalışanlara rağmen ülkemizin
en önemli sosyal meselelerinden biri olan işsizlik konusunda da pozitif
gelişmeler yaşanıyor.
Bakın, ILO ne
diyor: Gençler için Küresel İstihdam Eğilimleri 2013 Raporu’na baktığımızda,
tüm dünyada genç işsizliğinin arttığını ve dünyada 73 milyon genç işsiz nüfusun
olduğunu görüyoruz. Fakat yine ILO’nun verilerine dönüp baktığımızda, son beş
yılda Avrupa’da, Orta Doğu’da, Kuzey Afrika’da genç işsizler artarken
Türkiye’de bambaşka şeyler oluyor, Türkiye genç işsizlerini istihdam etmeye
başlıyor. 2018 yılına kadar dünyada genç işsizliğinin artmaya devam edeceği
bekleniyor ve yüzde 16’nın altına düşmesi beklenmiyor. En nitelikli, en
çalışabilecek çağındaki gençler adına konuşuyoruz sadece Türkiye değil dünya
gençleri adına. Ama Türkiye’ye dönüp baktığımızda pozitif bir trendin
gözlemlendiği açıkça ifade ediliyor. 2007 rakamlarıyla yüzde 20 olan genç
işsizliği 2009’da yüzde 25’e ve 2012’de ise yüzde 17,5’a düşmüştür.
E, tamam, peki,
uluslararası objektif değerlendirmeler böyleyken dönüp kendi içimize bakalım ve
ulusal verilerimize bakalım. İşte, orada da TÜİK verilerinde hanehalkı iş gücü istatistiklerinde 2013 Mart dönemi
sonuçlarına göre; evet, geçen yılın Mart ayında 2 milyon 615 bin olan işsiz
sayısı 186 bin artmış ve 2013 yılında 2 milyon 801 bine ulaşmıştır. Ama bunu
söylerken şunu da söyleyeceğiz: Evet, aynı dönemde istihdam 23 milyon 817
binden 24 milyon 974 bine çıkmıştır yani bir tarafta, ülkemizin nüfusu bir
yılda 200 bin kişi artmış, diğer taraftan ise artık vatandaşlarımız ülkesine
güveniyor, geleceğine güveniyor. Artık, iş bulma ümidinin arttığı ve bu anlamda
iş bulma, arama motivasyonunu bırakmış kişilerin de
yeniden iş aramaya başladığı sevindirici bir Türkiye portresi var ve bütün bu
ilave faktörlere rağmen, ülkemizde iş, aş, istihdam, refah gelişmeye devam
ediyor. Yani, rakamlar yalan söylemiyor. Bir yılda 1 milyon 150 bin kişilik bir
istihdam artışına biz bu ülkede imza attık, birlikte attık. Ülkemizin iş gücüne
katılma oranı geçen yılın mart ayına göre 2013 yılında 1,6 puan arttı ve yüzde
50,2 olarak belirlendi. Çünkü, artık hem iş gücüne
katılımı artıran hem de aynı zamanda istihdamı artırabilecek güce ve
yetkinliğine sahip bir iktidar var, Türkiye böyle bir iktidarla yönetiliyor.
OECD ülkeleri
arasında Almanya dışında işsizliğini düşürebilen tek bir ülke var, Türkiye.
2009 sonrasındaki krize rağmen Türkiye bunu başardı ve bunu başarırken bütün
OECD ülkelerinde işsizlik artmaya devam ediyor. Yunanistan,
İspanya, İtalya’da yüzde 25’in üzerinde ve 2009 küresel ekonomik krizin
ülkemize etkisiyle işsizlik yüzde 14’e yükselmişken bugün geldiğimiz nokta
yüzde 9,2. Bir de şunu da söyleyelim: Bakın, krizin, şunun bunun olmadığı bir
Türkiye’de dahi yani 2008’de Türkiye’de işsizlik yüzde 11’di. Yani, biz
işsizliği küresel krizin olmadığı dönemden de daha geriye ülkemizde çekebildik.
Bu ciddi bir başarı hikâyesidir, bunun da adını böyle koyacağız. Hani
derler ya “Kediye kedi diyeceğiz.” her konuda “Kediye kedi diyeceğiz.”
Bir diğer
sevindirici gelişme de kadınlarımızın artık aktif iş gücü olarak kendilerini
hayata karşı konumlama motivasyonlarının AK PARTİ
iktidarı döneminde gerçekten artmış olmasıdır. 2008’e baktığımızda
kadınlarımızın iş gücüne katılma oranı yüzde 24,5. 2012’ye baktığımızda ise bu,
yüzde 29,5’a çıktı. Bu ne demek? Böyle rakamla konuşunca insan anlamıyor ama
bu, şu demek başka bir sayısal rakamla konuştuğumuzda: Bu, 1 milyon 900 bin
kadın iş hayatına katıldı demek. Bu ne demek? Bu, cumhuriyet tarihini dört
yıllık periyotlara ayırdığımızda, bir cumhuriyet tarihi rekoru demek ve ilk
defa, tarım dışı sektörlerde yani -hadi adını koyalım çocuğun- ücretsiz aile
işçisi olmadan, parayı eşler almadan, kadınlar, kendi
işlerinin ve kendi ücretlerinin sahibi olarak istihdam edilebildiği bir
Türkiye portresinde ilk kez böylesine bir rekora imza atarak konumlanabiliyor
ve şunu da söyleyelim: Kadınlarımız da bununla kalmayacak, erkeklerimiz de,
gençlerimiz de; bu bulunduğumuz noktada kalmayacağız ve 2023’te, inşallah,
Türkiye, kadın istihdamını da yüzde 38’e yükseltmiş yani her 3 kadının 1’inin
aktif iş gücü olarak hayata katma değer kattığı bir Türkiye olarak karşımıza
çıkacak.
Bir diğer husus
da bunların belki hepsinden önemlisi: Artık Türkiye’de insanlar işini
kaybettiği için iş aramıyor, daha fazla insan istihdam pazarına girmek istiyor.
Türkiye'nin asıl meselesi bu çünkü artık, Türkiye'nin ve Türk
insanının kendine güveni arttı, artmaya devam ediyor ve biz, yürüttüğümüz
bölgesel teşvik sistemleriyle, tarımı modernleştirerek, –yerli ve yabancı-
yatırımcının önünü açmaya devam ederek, daha fazla yatırım, daha fazla üretimle
Türkiye’yi güçlendirerek, elbette, 2023’te -dost da görecek, düşman da görecek-
biz, bu dünyanın 10 büyük ekonomisinden biri olacağız. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Sosyal güvenlik
kuruluşlarına kayıtlı olmayan çalışanların oranının da -önemli bir gelişme
olduğu için ifade etmek istiyorum- 0,7 puan azaldığını yani aynı zamanda
istihdamı artırırken diğer taraftan sosyal güvenlik şemsiyesinin altındaki
insanımızı da artırdığımızı ifade etmek istiyorum. Bu, sadece bir yıldaki
ilerleme.
İşte “göç”
diyoruz. Burada da aslında sosyolojik bir çarpıtma var, bunu da söylemek lazım.
Yani iç göçün etkisi… Ee, peki ne var iç göçte
Türkiye’de? Hadi onda da bakalım hakikatlere. O zaman, hakikatlere
baktığımızda, 2010-2011 dediğimizde, 2 milyon 420 bin kişi Türkiye’de iç göç
yapmış. Peki, 2011-2012’ye geldiğimizde bu rakam 100 bin kişi düşmüş, 2 milyon
317 bin yani Türkiye’de iç göç artmıyor, Türkiye’de iç göç düşüyor; bir kere
birincisi bu, hakikatti bu.
Diğer taraftan, TÜİK’in 2011 nüfus ve konut araştırmasına bakalım. Oraya
baktığımızda da Türkiye’de insanlar niye göç ediyor acaba yani işsizlikten
ötürü mü göç ediyor, başka sebeplerden mi? Oraya baktığımızda, bakın Türkiye’de
iş bulmak ve iş aramak için göç sebebi sadece yüzde 12. Peki, niye göç ediyor
yani bu 2 milyon küsur insan? Tayin ve iş değişikliği
sebebiyle -yeni işler buluyoruz- yüzde 13, eğitim yüzde 23, evlilik-boşanma
yüzde 7,5, sağlık yüzde 1, hanede fertlerden birine bağımlı göç yani eşiniz
tayin olabilir, iş değiştirebilir, çocuğunuz, evladınız bir okul kazanabilir, o
zamanda işte yüzde 42. Yani, artık iç göç işsizlikle ilgili değil, son derece
düşük bir oran. Ayrıca, iç göçten de korkmamak lazım, biz artık başka
bir dünyada yaşıyoruz, teknoloji çağında, iletişim çağında, insanların,
olanakların çok daha fazla farkına vardığı ve bunu değerlendirebildiği bir
Türkiye’deyiz.
Bu çerçevede, son
olarak, 2023’te işsizlik oranını yüzde 5’e indireceğiz ve istihdamı yüzde 50’ye
çıkaracağız, kim ne derse desin bu gezegenin en müreffeh ülkelerinden biri
olacağız.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Milliyetçi
Hareket Partisi Grup önerisi lehinde söz isteyen Veli Ağbaba,
Malatya Milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar)
VELİ AĞBABA
(Malatya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar,
konuşmama başlamadan önce, son dönemde ölen arkadaşlarımızı anmak istiyorum.
Medeni Yıldırım
18 yaşında, Ali İsmail Korkmaz 19 yaşında, Mehmet Ayvalıtaş
20 yaşında, Abdullah Cömert 22 yaşında, Ethem Sarısülük
26 yaşında ve Komiser Mustafa Sarı. 6 genç fidan, maalesef, AKP’nin izlemiş
olduğu baskıcı politikalar sonucunda öldürüldüler. Mustafa Sarı isimli
polisimiz, Başbakandan başlayarak silsile yoluyla kendisine iletilen kanunsuz
emirleri uygularken köprüden düşerek öldü, geride dört aylık hamile bir eş
bıraktı. Niye öldüler? Bir inat yüzünden, gençleri
anlayamamaktan. Arkalarında gözü yaşlı analar babalar bıraktılar,
kardeşler bıraktılar, 5 eve ateş düştü. Değerli arkadaşlar, polis şiddeti
Türkiye’de sıradan, alışılmış bir durum oldu. Ölüm artık sıradanlaştı yani
bizim ülkemizde insanın değeri yok.
Değerli
milletvekilleri, değerli arkadaşlar; dün akşam söyledim, bugün bir kez daha
tekrar etmekte fayda var. Amerika’da 2 kişi öldü, ulusal yas ilan edildi,
Türkiye’deki Amerika Birleşik Devletleri’nin Büyükelçiliği bile bayrakları
yarıya indirdi. Ancak bizim ölen gençlerimizin ölümünden sonra bırakın
ağlamayı, yas tutmayı, ölülerini gömen -bugün Hatay’da, geçtiğimiz günlerde
Çorum’da- insanların üzerine saldırdı polisler, AKP’nin polisleri. Maalesef, bu
ölen gençlerle ilgili hiçbir işlem yapılmadı. Bakın, 5 tane genç öldü, bunların
failleriyle ilgili hiçbir şey yok. Ama bilin ki ne kadar kaçarsanız kaçın, bir
gün bu hesap bu gençleri katledenlerden sorulacaktır.
Değerli
arkadaşlar, bu Gezi olaylarıyla ilgili çeşitli lobiler buldunuz ama ben size
yardımcı olmak istiyorum muhalefet milletvekili olarak. Bu faiz lobisi falan
değil; bu Gezi olaylarının arkasındaki güçler faiz lobisi değil. Gezi olaylarının arkasındaki güç işsizlik lobisi değerli
milletvekilleri, işsizlik lobisi. Bakın, sakın ola bu eylem yapan
gençleri işsizlik lobisi yönlendiriyor olmasın. Bu gençler önce “özgürlük”
dediler, sokağa çıktılar; sonra siz suladıkça, gazladıkça büyüdüler ve bu
gençler artık susmayacaklar. Bunu bilmenizi isterim -ki size yardımcı olmak
açısından- bu gençleri yönlendiren faiz lobisi değil, bu geçleri yönlendiren,
sizin söylediğiniz gibi -tırnak içerisinde- Musevi lobisi değil, bunu
yönlendiren işsizlik lobisi.
Değerli
arkadaşlar, Türkiye'de dirinin de değeri yok ölünün de. Türkiye'de nüfus genç
diye övünüyoruz. 76 milyonluk ülkemizde 12,5 milyon genç işsiz. Gençlerin geleceği karanlık. İşsizlik almış başını gidiyor. Ama, onların içinde çoğalan bir kitle var. Çoğalan kitle,
genç işsizler, üniversiteli işsizler. İlk kez AKP döneminde bazı tanımlarla
karşılaştık, ilk kez AKP döneminde gazeteler manşet atmaya başladı. Atanamayan
öğretmenlerin sayısı 400 bini buluyor. İşsiz iktisadi ve idari bilimler
fakültesi mezunları, fen edebiyat mezunları, ziraat mühendisleri, bilişim mezunları,
felsefe mezunları, formasyon hakları ellerinden alınan
fen edebiyat mezunları, tıbbi sekreterler, jeoloji mühendisleri, Türkiye'de
üniversite açılan her bölümle ilgili atanamayan, iş bulamayan gençleri saymak
mümkün.
Değerli
arkadaşlar, bu dönem ilk kez “intihar eden atanamayan öğretmen” tanımıyla
karşılaştık. Sayıları 50’yi bulan intihar eden atanamayan öğretmen mevcut
ülkemizde.
Bu okuyan gençler
ne yapıyor? Değerli milletvekilleri, Malatya’da kayısı mevsimi başladı.
Geçtiğimiz yıl da gördüm, bu okuyan makine mühendisleri, inşaat mühendisleri,
ziraat mühendisleri, atanamayan öğretmenler Malatya’da kayısı pırtlatıyor.
Analar, babalar, kardeşler bu gençleri üniversiteye kayısı pırtlatsın diye mi
gönderdi. O analar, babalar ki kendi ekmeklerinden, kendi ocaklarından keserek,
yemeyerek, içmeyerek o gençleri okuttular. Ama, bugün
onlar maalesef, Adıyaman’dan gelerek, Urfa’dan gelerek, Diyarbakır’dan gelerek,
Batman’dan gelerek üniversite öğrencileri, üniversiteyi bitirmiş insanlar
Malatya’da kayısı pırtlatıyor ve ben de diyorum ki: Onları bu duruma düşüren,
kayısı pırtlatmak durumuna düşürenlere yazıklar olsun!
Değerli
arkadaşlar, biz tabii birçok konuda rekor kırdık. Biz, makine mühendislerini,
öğretmenleri, matematik öğretmenlerini kayısı pırtlatırken gördük ama biz
gençlerimizi en çok cezaevine atan dünyadaki ülke olduk. Dünyadaki en çok
tutuklu öğrenci sayısı bizim ülkemizde ve maalesef, “Parasız eğitim istiyorum.”
diyen öğrenciler de bizim ülkemizde cezaevinde.
Değerli arkadaşlar,
genç işsizlikte, üniversite mezunu işsizlikte dünya rekorları kırıyoruz. 2012 yılında toplam nüfusun iş gücüne katılımı yüzde 50, işsizlik
oranı yüzde 9,2, tarım dışı işsizlik oranı yüzde 11,5 iken gençlerde iş gücüne
katılım oranı maalesef yüzde 38’de kalmış, işsizlik oranı ise yüzde 17,5. Yani,
genç işsizlik Türkiye’deki işsizlik oranının 2 katı ve yıllarca okuttuğumuz
çocuğumuzla üniversite mezunu genç kardeşlerimiz işsiz. Bu ülkede
üniversite mezunu genç işsiz oranı yüzde 30. Bu oranla da övünebilirsiniz çünkü
AKP dünyada genç işsiz, üniversiteli işsiz konusunda Türkiye rekoru kırdı,
AKP’yi kutlamak lazım.
Değerli
arkadaşlar, bakın, babası, dayısı, iktidar partisine yakın olanlar bilmez; öyle
sınava girmeden Türk Hava Yollarına, özerk kurumlara atananlar bilmez;
çocuklarına gemicik alanlar, bir gecede çocuklarına mısır filoları kuranlar
bilmez. Bunları kim bilir? Yoksul çocukları bilir. AKP’ye oy vermiş olsa dahi
bir yakını olmayan, atanamayan öğretmen bilir, atanamayan ziraat mühendisi
bilir ve yıllarca okuttuğu çocuğunu işe sokamayan Malatya’daki yoksul çiftçi
bilir. “Köyümden AKP dışında hiç kimseye oy çıkmadı ama bir tek çocuğum işe
alınmadı.” diyen Malatyalı köylü bilir ama tuzu kuru AKP’li vekiller bilmez.
Değerli
arkadaşlar, ben kendi ilimi köy köy, belde belde
geziyorum, adım adım geziyorum. Geçtiğimiz günlerde Malatya’da pazarı gezdim.
Anlattıklarıma inanamayacaksınız. Üniversite mezunu bir gencin maydanoz
sattığını gördüm “Sayın Vekilim, ben matematik öğretmeniyim, Malatya’da pazarda
maydanoz satıyorum.” dedi. Sakalları uzamış. “Bu durumdan kim utansın?” dedi.
Bu durumdan utanması gereken biri varsa sen değil, bu ülkeyi on yıldan beri
yöneten Hükûmettir. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli
arkadaşlar, bakın, size bir resim göstereceğim ve resimdeki insan yüzünü
saklayacağım.
Değerli
arkadaşlar, tezgâh açmış, ikinci el eşya satıyor; sifon, 2 tane sprey boya,
priz ve adaptör, toplam değeri 8 TL. Bu, Malatya’da çekmiş olduğum bir resim.
“Pazar günleri sadece 5 TL’lik eşya satabiliyorum.” diyor ve haftada 5 TL’yle 2
çocuğunu geçindirmeye çalışıyor.
Yine, bir başka
resim değerli arkadaşlar, belki ilk kez AKP döneminde gündeme geldi, daha önce
duydunuz mu bilmiyorum. İşte, size gerçek değerli arkadaşlar: Bakın, Malatya’da
ikinci el pantolon satan bir pazar. İkinci el pantolon satıyor; kotun fiyatı 1
lira, kumaş pantolon fiyatı 1,5 TL. Burada, bak da gör, bak da gör… Burada
pardösü var, burada kazak var, burada tişört var; Malatya’nın düştüğü hâl bu.
Değerli
arkadaşlar, bakın, sizin ayaklarınızdaki ayakkabılar 500 TL. Bakın, Malatyalı
ne giyiyor? Malatyalının ayakkabısına bakın değerli milletvekilleri, bakın da
bundan utanın. Giydiği ayakkabı 1 TL.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU
(Bursa) – Etro gömlektir o.
VELİ AĞBABA
(Devamla) – Senin giydiğin… Bursa Milletvekili, sen bilmezsin, senin tuzun
kuru, sen yandaşsın çünkü ama bu vatandaş, bu yurttaş aç. Kimin yüzünden aç? On
yıldan beri ülkeyi yönetenler yüzünden aç. Bu ikinci el eşyayı satmanın ne
olduğunu sen bilemezsin.
Değerli
arkadaşlar, değerli milletvekilleri, bunların çocukları aç. Bu adam, bu kadın,
buradaki kadın, bunları ne için satıyor? Bir çocuğunu okutmak için satıyor. Siz
ise rakamlarla oynayarak Türkiye’nin geliştiğini söylüyorsunuz. Bakın, ağzınızı
açtığınızda diyorsunuz ki “Millî gelir 3 kat arttı.” Ben de Malatya’ya gittim,
köy köy, belde belde “Millî geliri 3 kat artan kimse
var mı?” diye sordum. Malatyalı kayısı üreticisinin millî geliri 3 kat
artmamış, işçinin millî geliri 3 kat artmamış ama millî gelirden 3 kat pay alan
birileri var. Onlar da kim? Özelleştirmede yandaşlarınız, peşkeş çektiğiniz
fabrikalar, Sümerbankı alanlar. Kim zenginleşti? Her
daim aynı ihaleleri alan insanlar zenginleşti.
Değerli
arkadaşlar, bakın, Malatya’da ve bütün Türkiye’de resim bundan farklı değil.
Türkiye’de işsizlik oranı gittikçe büyüyor ve bunun tek sorumlusu var; AKP
milletvekilleri, AKP Hükûmeti.
Malatyalıların
dediği gibi, Malatya’yı, Türkiye’yi işsizlik konusunda bu duruma düşürenlere
yazıklar olsun diyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisi aleyhinde söz isteyen
Bülent Turan, İstanbul Milletvekili. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BÜLENT TURAN
(İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; MHP grup önerisi aleyhine
grubumuz adına söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Ben de bundan
yıllar önce Bosna Hersek’te dünyanın hâkim güçlerine inandığı için canlarıyla
bedel ödeyen, Srebrenitsa katliamında rahmetli olan
kardeşlerimizi anarak konuşmama başlamak istiyorum.
Aynı şekilde, dün
Eskişehir’de yine, rahmetli olan Ali İsmail Korkmaz kardeşimizi de rahmetle
anmak istiyorum.
Ölenler hepimizin
canı, hiç kimsenin, hiçbir siyasi görüşün, hiçbir partinin tekelinde olduğunu
düşünmüyorum. Her can bu ülkenin canı, fikri, zikri ne olursa olsun bu ülkenin
canı.
Değerli
arkadaşlar, grup önerisinin konusu işsizlik. Ben, işsizlikle ilgili sürece
baktığımızda, Türkiye ekonomisinin kırılma noktalarını göz önüne aldığımızda
2001 krizini masaya yatırmadan bugünü görmenin mümkün olmadığını düşünüyorum.
Ancak, Meclisimizin gündeminin yoğun olması, zaman zaman sizlerin
“Gece yarısı kanun geçiyor, niye bu kadar geç kalıyoruz?” demesi bahanesiyle,
benden önceki konuşmacı, Urfa vekilimizin de zaten en ayrıntılı şekilde cevap
vermesi hasebiyle sadece 2001 krizinde bir gecede faizin nereden nereye
geldiğini, enflasyonun ne olduğunu, doların ne olduğunu, millî gelirin ne
olduğunu hatırlamanızı isteyeceğim. Fakat ilaveten
şunu hatırlatmakta fayda olduğunu düşünüyorum: O zaman Türkiye’de olağanüstü
krizler varken, yüzde 70 enflasyon, yüzde 6 binlere varan faiz oranları varken
dünyada kriz olmadığının altını çizmek istiyorum, yani dünyada kriz yokken
Türkiye’de kriz yaratan bir Hükûmet vardı. Bugün ise hepimizin bildiği, hemen
yanı başımızda, bağırtılarınızı duyacak kadar yanı başımızda, Yunanistan’dan
bir haber paylaşmak istiyorum. Bakınız, gazetelere yansıdı birkaç gün önce,
diyorlar ki: “Yunanlılar kriz yüzünden evlatlarını yetimhanelere bırakmaya
başladılar.” Adam, evladını doyuramadığı için çoluğunu çocuğunu yetimhaneye
bırakıyor. Yetmiyor, kalori kaybı azalsın diye Yunanistan’da millî eğitimden
–açlıktan- beden eğitimini çıkarmaya başlıyorlar. Bizim, yanı
başımızda böyle kriz varken, Mısır’da, Suriye’de bildiğiniz, malum siyasi
krizler varken hâlâ ülkemizde enflasyon oranlarının göz kamaştırıcı olması,
faiz oranlarının en düşük seviyede olması, millî gelirimizin anlamamanıza
rağmen 3 kat fazla artması, her türlü alanda, ekonomik alanda, siyasi alanda,
ulaşımda, sağlıkta, teknolojide, dış politikada dünyanın örnek ülkelerinden
birisi olmaya başladığımız bu dönemde, 2001 kriziyle geldiğimiz yer aslında
işsizliğin de cevabı bence. O zaman dünyada ekonomik kriz yokken, yüzde
15-20’ler arasında olan işsizlik oranı, bugün dünyada ekonomik krize rağmen,
Yunanistan’ın göstermiş olduğum bu tablolarına rağmen, Avrupa Birliği
bölgesinde yüzde 12-15 arasında olan işsizlik Türkiye’de yüzde 10’un altında.
Yeter mi? Yetmez, daha iyisini yapacağız. Kim yapacak? Yine, biz yapacağız.
Az önceki
konuşmacının üslup farkı aslında bunun da göstergesi. Bağırarak,
çağırarak, kızarak değil, ne yaptığını bilerek, dünyadaki gelişmeleri göz
önünde bulundurarak, ayağımızı yere sağlam basarak, inşallah göreceksiniz,
ekonomik olarak düzelen bu sistemimizin, bu verilerimizin daha iyi olması,
gençlerimizin daha çok iş bulması, eğitimde de işsizlikte de çok güzel yerlere
geleceğimizi inşallah ümit ediyor, grup önerisi aleyhine oy vereceğimizi
söylüyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) – Karar yeter sayısı…
BAŞKAN –
Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisini oylarınıza sunacağım ve karar yeter
sayısı arayacağım.
VELİ AĞBABA
(Malatya) – Sayın Başkan, Sayın Turan, benim üslubumla ilgili bir şey söyledi,
cevap vermek istiyorum.
RECEP ÖZEL
(Isparta) – Başkanım, telefonla konuştu, dinlemedi bile orada.
VELİ AĞBABA
(Malatya) – Üslupla ilgili, bağırmayla ilgili bir şeyler söyledi, izin
verirseniz cevap vermek istiyorum.
BÜLENT TURAN
(İstanbul) – Sayın Başkanım, Etro gömlek demedim…
BAŞKAN – Ne
söyledi Sayın Ağbaba?
VELİ AĞBABA
(Malatya) – Söylediklerimi parantez içinde “üslup farkıyla bağırmak” dedi,
hakaret etti yani.
BAŞKAN – İsminizi
zikretmedi yani sadece…
VELİ AĞBABA
(Malatya) – Sayın Başkan, benden önceki konuşmacı müdahale etsin, o söylesin.
BAŞKAN – Hayır,
lütfen, canım, siz anlaşılmıyorsunuz oradan. Kendisi de yüksek sesle konuştu
zaten, her konuşan yüksek sesle konuşuyor Sayın Ağbaba.
VELİ AĞBABA
(Malatya) – Sayın Başkan, ama…
BAŞKAN – Evet,
Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisini oylarınıza sunuyorum, karar yeter
sayısı arayacağım.
Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Karar yeter sayısı yoktur, birleşime beş dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 17.08
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 17.16
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Muharrem IŞIK (Erzincan), İsmail KAŞDEMİR
(Çanakkale)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 137’nci Birleşiminin İkinci
Oturumunu açıyorum.
Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu önerisinin oylanmasında karar yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi öneriyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.
Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Öneri kabul edilmemiştir, karar yeter sayısı vardır.
Cumhuriyet Halk
Partisi Grubunun İç Tüzük'ün 19'uncu maddesine göre
verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım:
3.- CHP Grubunun, Grup Başkan Vekili İstanbul Milletvekili
Mehmet Akif Hamzaçebi ve arkadaşları tarafından 2/B taşınmazları için
belirlenen satış bedelleri ile ilgili sorunların araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla 22/5/2013 tarihinde
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması
önergesinin, Genel Kurulun 11 Temmuz 2013 Perşembe günkü birleşiminde
okunmasına ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin
önerisi
11/07/2013
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma
Kurulunun, 11/07/2013 Perşembe günü (Bugün) yaptığı
toplantısında, siyasi parti grupları arasında oy birliği sağlanamadığından,
grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzük’ün 19’uncu
maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.
Mehmet
Akif Hamzaçebi
İstanbul
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
İstanbul
Milletvekili ve Grup Başkanvekili Mehmet Akif Hamzaçebi ve 22 milletvekili
tarafından, 22/05/2013 tarihinde, Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına "2/B taşınmazları için belirlenen satış bedelleri ile
ilgili sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi"
amacıyla verilmiş olan Meclis araştırma önergesinin (913 sıra nolu), Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen
diğer önergelerin önüne alınarak, 11/07/2013 Perşembe günlü birleşimde
sunuşlarda okunması ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılması
önerilmiştir.
BAŞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi lehinde
söz isteyen Mehmet Akif Hamzaçebi, İstanbul Milletvekili. (CHP sıralarından
alkışlar)
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tam 7 milyonu
orman köylüsü olmak üzere 10 milyon vatandaşımızı, bu 10 milyon vatandaşımızın
kullandığı 305 bin hektarlık bir araziyi ilgilendiren ve Türkiye
Cumhuriyeti’nde tam otuz bir yıldır var olan bir sorunu görüşüyoruz; 2/B
arazilerinin kullanıcılarına tapularının verilmesi sorunu. Türkiye'nin
gündeminde bu kadar uzun süre yer alan ve bu kadar uzun zamandır çözülememiş
bir sorun, herhâlde 2/B sorunu kadar başka bir sorun yoktur.
Cumhuriyet Halk
Partisi olarak Türkiye’de 2/B sorununu çözmek, 2/B arazilerini kullanan gerek
tarımsal amaçla gerekse üzerinde yaptığı bina ile ikametgâh veya diğer
amaçlarla kullanan vatandaşların sorununun çözülmesi, bu bina sahipleriyle binaların
sahibi olan kişilerle tapu sahibinin aynı kişi olması yani tapunun hazineden
alınıp o şahıslara verilmesi yönündeki projemizi biz 2011 yılı seçimlerinden
önce “2/B Barış Projesi” adı altında İstanbul’un Sultanbeyli semtinde
açıkladık. Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu
bu projeyi o zaman Sultanbeyli’de açıklarken “Barış Projesi” olarak
isimlendirdi. Yani vatandaşla devlet arasında süregelen bu sorunu, bu
uyuşmazlığı ortadan kaldıralım; vatandaş devletiyle barışmak istiyor, devlet de
elini uzatsın, iki taraf el sıkışsın ve adalet üzerine bir çözümü
gerçekleştirelim.
Bu projenin
Sultanbeyli’de açıklanmasının özel bir önemi vardı. İstanbul’da 2/B sorununun
çokça yaşandığı birçok ilçemiz vardır; Beykoz vardır, Sancaktepe
vardır, Çekmeköy vardır, Sultangazi
vardır, Ümraniye vardır, Sultanbeyli vardır. Bunların birisinde bu projeyi
açıklayacaktık. Sultanbeyli, gerek 2/B sorunu açısından gerekse arazilerdeki
mülkiyet sorununun yaşandığı diğer unsurlar açısından Türkiye’nin sembolü
olarak isimlendirebileceğimiz bir ilçemizdi, o nedenle bu projeyi orada
açıkladık.
Seçimler yapıldı,
Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldı ve biz, açıldıktan sonra projemizi bir
kanun teklifi hâlinde Kasım 2011’de Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
sunduk. Daha sonra Hükûmet bir tasarı getirdi ve 26 Nisan 2012 tarihinde bu
konuda bir kanun Türkiye Büyük Millet Meclisinden çıkarıldı, 26 Nisan 2012. Bu
Parlamentoda bunun görüşmelerini beraber yaptık. Cumhuriyet Halk Partisi olarak
olumlu katkılarda bulunduk, pozitif baktık, yanlış bulduğumuz noktalar vardı,
bunların düzeltilmesi için öneriler verdik, önergeler verdik. Kanun çıktı,
başvuru süreleri tanındı, on aylık başvuru süresi geçti, fiyatlar uzun süre
açıklanmadı ve nihayetinde fiyatlar yani arazilerin satış bedelleri, metrekare satış
bedelleri açıklandı ve açıklanmasıyla birlikte Türkiye’de bütün, bütün
demeyeyim ama önemli ölçüde 2/B kullanıcısı vatandaşlarımızdan şikâyet gelmeye
başladı. Şikâyet: “Bu bedeller bizim alım gücümüzün üzerinde.” Fiyatlar, arazi
fiyatları piyasa fiyatları olabilir ama vatandaşın alım gücünü gözetmiyor ise
bu bedeller burada bir yanlışlık var demektir. Bu arazilere bu
vatandaşlarımızın bu kadar yıldır verdiği emeği göz ardı etmemek gerekir.
Beykoz’da olsun, Sultanbeyli’de olsun, Çekmeköy’de
olsun, Ümraniye’de olsun, Şile’de olsun, Sultangazi’de
olsun, Antalya’da olsun, Muğla’da olsun, Karadeniz’de olsun bu arazilerin
hepsinde buraya yapı yapmış olan vatandaşımızın veya bu araziyi tarımsal amaçla
kullanan vatandaşımızın bir emeği vardır. Otuz yıldır, kırk yıldır, elli yıldır
o araziyi kullanıyor, bakıyor, bağ bahçe yapmış, bina yapmış. Devlet buraları
kabul etmiş, altyapı yatırımlarını getirmiş, yol getirmiş, elektrik getirmiş,
su getirmiş, o araziyi vatandaşımız beklemiş ama çıkan kanun, vatandaşın buradaki
emeğini göz ardı eden ve onun alım gücünü, satın alma gücünü bir kenara atan,
onu dikkate almayan bir kanun oldu.
Sizlere bu
şikâyetler geliyordur. Ben, devamlı muhtarlarımızla, vatandaşlarımızla bu
konuda görüşüyorum, hepsi beni arıyor: “Bu fiyatlar açıklandı, bizim satın alma
gücümüzün üzerinde Başkanım, biz ne yapacağız? Bize bir çare bulun.” Biz, bu
konuda toplam dört kanun teklifi verdik. Hükûmet, ilk kanunun yanlışlığını fark
etti, sonra iki kanun daha çıkardı, bedelleri indirdi, fiyatları indirmedi yani
yüzde 70’ten yüzde 50’ye indirdi tarım arazilerinde bedeli. Diğer, bina, konut
amaçlı kullanılan arazilerde de 400 metrekareye kadar rayiç bedelin yüzde 50’si
dedi. Ancak bu rakam, bu oran vatandaşın satın alma gücünün üzerinde.
Sizlere örnekler
vereceğim. Bakın, Çekmeköy’de vatandaşlarımızla
yaptığım 2/B sohbetinde birkaç vatandaşımız bana durumunu şöyle anlattı. Birisi
Çekmeköy’ün Ekşioğlu Mahallesi’nde yaşıyor, 250
metrekarelik bir 2/B arazisini kullanıyor. “100 bin liranın üzerinde bir bedeli
ödemem gerekiyor.” dedi bu vatandaşımız “Ama benim emekli maaşım 750 lira. Eşim
öldü, ondan bana maaş kaldı, 750 lira maaşla ben bunu nasıl ödeyeceğim?
Ödeyemem, birisi gelip alır, ben buradan çıkmak zorunda kalırım.” dedi. Yine Çekmeköy’de bir başka vatandaşımız bana şu örneği verdi, Çatalmeşe Mahallesi’nde 523 metrekarelik bir arsası var.
Metrekare fiyatı 650 TL. “İşim yok, burada gecekonduda yaşıyorum. Ramazan ayı
olunca benim gecekonduma iktidar partisi erzak getiriyor, iftara geliyor ama
şimdi bu kanunla benim gecekondumun arazisine göz dikmiş durumda, bunu benden
alacak.” diyor. Bakın, Ümraniye’nin 6 mahallesi; Elmalıkent,
Topağacı, Karabekir, Hekimbaşı, İnkılap Mahallesi,
Dumlupınar mahalleleri; fiyatlar yüksek. Özellikle Karabekir ve Elmalıkent mahallelerinde fiyatlar vatandaşımızın alım
gücünün olağanüstü üzerinde, alma imkânları yok. Hükûmet böyle devam ederse,
ısrar ederse birileri gelip bunların, bu vatandaşlarımızın elinden bu arazileri
alacak.
İki gün önce
Muğla’dan Muğla Milletvekilimiz Sayın Tolga Çandar aradı beni. “Muğla’da
köylüler veryansın ediyor. Eyvah, fiyatlar bize tebliğ edildi, biz bunu satın
alabilecek durumda değiliz, perişanız diyorlar.”
Bakın,
Sultanbeyli’de Fatih Mahallesi Muhtarımızla görüştüm, Ahmet Çalışkan. “İsmimi
de verebilirsin.” dediği için ismini vermekte bir sakınca görmüyorum, diğer
vatandaşlarımıza böyle bir şey sormadığım için isimlerini vermiyorum,
izinlerini almadım. Muhtarım diyor ki: “Bak, ben Ziraat Bankasına gittim. Orada
80 yaşın üzerinde bir vatandaş vardı. Orada bir başka mahallemizin muhtarı
vardı. O muhtarın boynuna 80 yaşındaki vatandaşımız sarılmış “Beni bu yaşımda
faize muhtaç ettiniz.” demiş. “Bu araziyi alabilmek için buraya faizle kredi
almaya geldim.” demiş vatandaş. Bunu aynen anlatmamı istedi, çarpıcı olduğu
için anlatıyorum.
Bakın,
Sultanbeyli’de Necip Fazıl Mahallesi, Kur’an Kursu Caddesinde metrekare fiyatı
650 TL. Yani bu fiyat neye göre azdır veya yüksektir? Eğer insanın cebinde
parası çoksa bu fiyat düşüktür ama cebinde parası yoksa bu fiyat pahalıdır.
Devlet, adalet üzerine kanun çıkarmak zorundadır. Çıkardığınız kanun vatandaşı
hiçe saymışsa, orman köylüsünü hiçe saymışsa, Beykoz’u hiçe saymışsa… Bakın,
Beykoz’un Görele Köyü, fiyatlar yüksek, millet perişan. Zerzevatçı Köyü,
fiyatlar olağanüstü yüksek millet perişan durumda “çare” diye yollara düşmüş
durumda. Beykoz’da 6 mahallenin özel proje alanı olarak ilan edilmesi sorunu
çözmeye yetmiyor, o vatandaşlarımız o sorunu yaşayacaklar. Önerim şudur:
Dördüncü kanun teklifimiz Türkiye Büyük Millet Meclisimizde bekliyor. Gelin,
Parlamento kapanmadan bunu yasalaştıralım, bu bedelleri aşağı çekelim. Herkese
emlak vergi değeri üzerinden -orman köylüsü dışında- bu satışı
gerçekleştirelim. Orman köylülerine bedelsiz bu araziyi verelim. Yatırım amaçlı
bu arazileri ellerinde bulunduranlara ise rayiç bedeli üzerinden satışı
gerçekleştirelim.
Teşekkür
ediyorum, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi Grup Önerisi aleyhinde söz isteyen Yunus Kılıç,
Kars Milletvekili. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
YUNUS KILIÇ
(Kars) – Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; öncelikle on sekizinci
yılında Bosna şehitlerini saygıyla anıyor, bu olaya sebep olanları, destek
olanları ve görmezlikten gelenleri de lanetliyorum ve hepinize saygılar
sunuyorum.
Saygıdeğer
milletvekilleri, tabii 2/B son zamanlarda, dikkat ediyorsanız, Meclisin sürekli
gündemini meşgul etmekte ve bununla alakalı araştırma önergeleri, Meclis
araştırması açılması yönünde talepler olmakta. Şimdi, tabii ki bu sürece nasıl
gelindiğini tekrar tekrar anlatmak durumunda kalıyoruz ama öncelikle saygıdeğer
milletvekillerimizin bunu anlaması, aslında öncelikli olarak bilmeleri gereken
onlar olduğunu düşünüyorum. Çünkü Sayın Hamzaçebi, zaten Meclis araştırma
önergesi teklifinin sahibi grubuyla beraber, otuz bir yıllık bir sorun, Sayın
Hamzaçebi, otuz bir yıllık değil aslında 1961’den öncesi bile var. 1961’deki bu
sıkıntıya girmiş, orman vasfını kaybetmiş arazilerin 1970’te Anayasa’daki bir
değişiklikle hükûmetlere görev veriyor…
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) – 71’de yapıldı o değişiklik, 70 değil.
YUNUS KILIÇ
(Devamla) – Evet, 71.
…diyor ki: “Bu
sorunu çözün.” ama ne zamandan itibaren? 1961’den itibaren diyor. Çözmüyorlar,
o zaman sizin de içerisinde bulunduğunuz hükûmetler bunu yapmıyor, hiç elini
soğuktan sıcağa vurmuyor, bu riski almıyor. Daha sonra 1982 Anayasası’nda da bu
tarih ileriye çekiliyor, 81’e kadar getiriliyor ve diyor ki yine ondan sonraki
hükûmetlere: “Bunu çözün.” Kimse yine, elini soğuktan sıcağa vurmuyor, hiçbir
risk almıyor. Niye almıyor, onu da söyleyeyim: Arkadaşlar, yaklaşık 800 bin
aileyi ilgilendiriyor bu mesele. Aile fertlerini ve bununla direkt alakalı
insan sayımızı hesapladığınız zaman en az 5 milyon insanı ilgilendiriyor. Yani
aslında çok büyük bir mesele, bir o kadar da ekonomik boyutu, sosyal boyutları
var. Bunun içerisine girmek bütün hükûmetler için bir risk. Bu riski kim
alıyor? AK PARTİ geliyor ve “Devletle millet arasında problem
olmaz, barış olur, kardeşlik olur ve devlet veren olur.” diyor ve bunu çözmeye
karar veriyor ve -bütün safahatıyla ben işin içerisinde olanlardan birisiyim-
ve bu kanun düzenlenirken şu duyguyla düzenleniyor -bakın, bunu, toplumumuzun
bilmesini istediğim için söylüyorum- şu duyguyla hazırlanıyor: Devlet buradan
bir gelir elde etmek gayesiyle hazırlamıyor bu yasayı “Vatandaş, hakkını,
hukukunu bilsin, arazisini bilsin, evinin yerini bilsin, sahiplensin, imar
etsin, iskân etsin, inkişaf ettirsin burayı.” diyor. Yani, “Arsanın,
tarlanın sahibi olsun, vatandaş da çocuklarına bir miras olarak bunu
bırakabileceğini bilsin ve buna sahiplensin.” diyor ve “Orada yaşayanlar,
devletten yıllardır alamadıkları, zar zor çeşitli usulsüzlüklerle aldıkları
hizmetleri artık bundan sonra isteyerek, hakları olarak talep etsinler ve
alsınlar.” diyor. Yani “Vatandaş hizmet alsın.” diyor.
SEYFETTİN YILMAZ
(Adana) – Yeri alamıyorlar Yunus Hocam, yeri, yeri.
YUNUS KILIÇ
(Devamla) - Dolayısıyla, kanunun çıkış gayesi bu. Hani, çok iddia ediliyor ya
“Büyük paralar bekliyordunuz, efendim, büyük paralar gelsin diye yaptınız.”
Aslında hiç öyle bir şey yok arkadaşlar. Bakın, altı üstü 400 bin hektarlık bir
alandan bahsediyoruz. Bunun yanı sıra, daha sonra çıkarmış olduğumuz bir
yasayla da, efendim, tarıma açılacak olan hazine arazilerinin satışıyla alakalı
bir madde daha getirmiştik, bu da 800 bin hektar ile 1 milyon hektar arasında
bir şey. Bunun değerleri zaten çok küçük. Bu 2/B’ye konu olan taşınmazlardaki
ortalama rayiç bedelini ben size söyleyeyim 8 lira arkadaşlar, ortalama değer 8
lira.
Bir de, hani,
Sayın Hamzaçebi dedi ki: “Vatandaşın da bunun üzerinde emeği var.” Eyvallah,
vatandaşın da emeği var da, arkadaş, bunun, bir kere başına bakın ya, bu
devletin yeri, bu 76 milyon insanın toprağı. Tamam, buna, insanlar, elbette bir
emek verdiler ama biz de diyoruz ki… Bu emeklerinin karşılığı olarak rayiç
komisyonlarını kurarken şu duyguyla hareket etmelerini istediğimizi dün de
ifade ettim, dedik ki: “Arkadaşlar, bu rayiç komisyonlarında maliyeden,
belediyelerden, STK’lardan, muhtarlıklardan, oradaki ziraat odalarından, her
taraftan insanlar olsun; vatandaş gözüyle baksın, merhametli olsun, en düşük
belirleyebileceği fiyatları belirlesin.” Bunu yaptırdık, bunda ısrar ettik, her
komisyon toplantısında bunda ısrar ettik ve sonradan ilave bir şey daha yaptık…
SEYFETTİN YILMAZ
(Adana) – Yok, yok, Hocam, öyle yapılmadı. Rayiç bedeli Millî Emlak belirliyor.
YUNUS KILIÇ
(Devamla) – …dedik ki: Bu da yetmez. Vatandaşın gelir seviyesi düşük olan
bölgeler var; özellikle Beykoz gibi, Samandıra gibi, Sancaktepe gibi, Ümraniye gibi üzerine konut yapılmış
araziler var, küçük araziler bunlar, çok büyük de değil. Buralara da dedik daha
düşürelim, efendim yüzde 50’ye düşürdük bakın. Peki, peşin ödeyenlere yüzde 10
daha düşürdük, toplam yüzde 40’a düşürdük arkadaşlar. Evet, bir emeği var ama
biz de diyoruz ki “Yüzde 60’ını yine verme, emeğinin karşılığı olsun.” ama bu
toplumun da orada bir karşılığı var, bunu nasıl alacağız?
Arkadaşlar,
sosyal söylemler güzel, insanın hoşuna gidiyor, böyle kulakta hoş bir seda
bırakıyor ama söylem sosyal, icraat öyle olmadığı takdirde topluma hiçbir
yararı olmuyor. Zaten bu toplumun en büyük sıkıntısı da buradan; söylemler
sosyalist ama uygulamalar despotik. Vatandaş, yıllardır bu sıkıntı içerisinde
ezilmiş kalmış, altmış yıldır hiç kimse bunların problemlerini çözmeye
yanaşmamış. Birileri geliyor, fedakârca bu konuda yola çıkıyor, alabileceğinin
en azını almaya razı oluyor, bu toplumun büyük problemini çözmeye kalkıyor.
Sonuçlarını
söyleyeyim size, dün de anlattım, bir kere daha söyleyeyim. 800 bin hak
sahipliğinden 650 bin tanesi müracaat etmiş almak için. Bunların tebligatları
yapılmaya başlamış, yavaş yavaş da satışlar gerçekleşmeye başlamış. Oran yüzde
81 arkadaşlar yani ülkedeki 800 bin hak sahibinden 650 bin tanesinin şu anda
problemini çözmüş durumdayız. Bu, çevreleriyle topladığınız zaman yaklaşık 5
milyonluk insan demek. Peki, bir de geriye kalan 150 bini var, bunlardan da bir
kısmının hâlâ kadastro güncellenmeleri tamamlanmadığı için daha müracaat edilememiş.
Bunların süresi var. Bunları da kattığınız takdirde aşağı yukarı 2/B’ye konu
olan taşınmazlardaki çözüm yüzde 90’lar üzerinde. Efendim, topluma çıkarmış
olduğumuz sıkıntı bu mudur? Bu sıkıntıyı çıkardıysak bundan dolayı özür
diliyoruz.
Toplumun sorunlarını
biz çözüyoruz. Arkadaşlar, en büyük sıkıntılardan bir tanesi rayiç bedeldi.
Rayiç bedeli belirleme noktasında emin olun Hükûmet üyeleri… Hani, bu parayı
alacaksınız, oraya buraya… Bu parayı da alırken bunun şartları da belli. Dedik ki: Rayiç bedel düşük olsun, vatandaş alabilsin ama gelirleri
de başka kaynaklarda değil, yine orman vasfını düzeltmek için, yeni orman
alanları açabilmek için, afet riski altında -ki yine birçoğu bu 2/B
arazilerinin, 2/B’lerdeki binaların bulunduğu yerler buralar, afet riski
altında- deprem riski altında, bunların yarın ne olacağı belli değil, yine
“Buraların dönüşümünde kullanalım.” dedik. Zaten bu, öyle bahsettiğiniz
gibi 20 milyar, 30 milyarlık, falan filan bir rakam değil arkadaşlar. Bunun
toplamı, rayiç bedel ortalamasını söylemiştim, 8 lira bunun toplamı arkadaşlar,
3-4 milyar liradan fazla bir para da değil.
Arkadaşlar,
Türkiye, artık sizin bıraktığınız günlerdeki bir devlet değil, 3-4 milyar lira
için vatandaşına zulmetmez. Türkiye, dünyadaki mazlumlar için, fakirler için,
açlar için, garibanlar için, soydaşlar için zaten bu kadar parayı her yıl
yardım ediyor. Türkiye, dışarıdaki insanlarına bu yardımları yaparken,
dışarıdaki soydaşlarına, ezilenlere, mazlumlara, fakirlere bunları yaparken
kendi ülkesinde bu para için vatandaşını asla üzmez çünkü sosyal devlet olmayı
kendi hükûmet programına koymuş bir Hükûmetle karşı karşıyasınız.
Dolayısıyla bu
konuda, 2/B noktasında sıkıntı nedir? Sosyolojik, psikolojik bir analiz yapmak
gerekirse nedir sıkıntı arkadaşlar? Arkadaşlar, bu, tabii ki insanların
cebinden para çıkarken bazı sıkıntılar olacaktır ama toplum nezdinde büyük
beğeniyle izlenen bir kanundur, faaliyettir, icraattır; bunun dönüşü olmaya
başlamıştır. Tabii ki tek tük dramatik, sıkıntılı dönüşleri
olacaktır Sayın Hamzaçebi’nin anlattığı gibi ama 800 bin insanına, hak
sahibinden bahsediyoruz arkadaşlar, bunun içerisinde bu küçük sıkıntılar
olacaktır ama büyük fotoğrafa baktığımız zaman ülkede elli iki yıllık -sadece
kanunlara girmiş şekliyle söylüyorum- bunun bir o kadar da evveliyatı var, yüz
yıllık bir olayı çözmüş, toplumla, vatandaşla devleti barıştırmış, bu 2/B’den
kaynaklanan taşınmazla alakalı sorunları çözmüş ve vatandaşın yüzüne devleti
bakacak bir hâle getirmiş olmanın huzuruyla hepinize saygılar sunuyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ederim.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan…
BAŞKAN – Buyurun
Sayın Hamzaçebi.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan, ben bir konuşma yaptım. Konuşmamda
birtakım tarihler telaffuz ettim. Sayın konuşmacı benim verdiğim tarihlerin
doğru olmadığı yönünde bir değerlendirme yapmak suretiyle benim söylediklerimi,
asıl amacından başka bir yere gidecek şekilde yorumlamıştır.
69’uncu maddeye
göre söz istiyorum efendim.
BAŞKAN – Buyurun Sayın
Hamzaçebi.
Sataşma nedeniyle
iki dakika söz veriyorum.
VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
2.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi’nin, Kars
Milletvekili Yunus Kılıç’ın CHP grup önerisi üzerinde yaptığı konuşma sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Değerli milletvekilleri, tabii on dakikalık zaman 2/B
sorununu anlatmak için çok yeterli olmadığı için, konunun çok evveliyatına
girme imkânı bulamadım. Orman köylüsü açısından bu sorun yüzlerce yıldır,
cumhuriyetin çok daha önceki yıllarından bu yana devam eden bir sorundur. Öte
yandan anayasal sorun, 1982 Anayasası’ndan çok daha önceye gider. Konuşmacı
“1970 yılındaki Anayasa değişikliğiyle başlar.” dedi. Hayır, 1971 yılında
yapıldı o Anayasa değişikliği. Sayın konuşmacı herhâlde heyecandan o tarihleri
atlamış olabilir.
YUNUS KILIÇ
(Kars) – Düzelttim, düzelttim.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Devamla) – Olabilir, tabii ki ama 2/B sorunu çok daha eskiye gider.
50’li yıllarda köyden kente göçle birlikte 2/B arazileri yerleşime açılır ve o
tarihten beri vatandaşlarımız mülkiyet sorunu yaşar. Ancak ben değerli
konuşmacının hangi ülkede yaşadığını doğrusu merak ediyorum. Diyor ki: “800 bin
kişi var, 650 bin kişinin sorununu çözdük.” Hayır, 650 bin kişi başvuru yaptı,
hakkımı kaybetmeyeyim endişesiyle başvuru yaptı. Vatandaşlar sizi aramıyor mu
bilmiyorum, bizi arıyorlar. Sizi de arıyorlardır ama siz, tabii ki vatandaşla
teması kestiğiniz için bu konuda onun ne durumda olduğunun farkında değilsiniz.
YUNUS KILIÇ
(Kars) – Teşekkür için arıyorlar.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Devamla) – Bir de, kusura bakmayın, AKP milletvekilleri şöyle bir
şeyle vatandaşın karşısına çıkıyor, ben bunun tanığıyım, tanıkları size
getirebilirim: “Ya, biz bunu düşük belirleyecektik aslında ama bu Millî Emlak
memurları Hükûmet karşıtı olduğu için
onlar, mahsus yüksek belirledi.” Böylesi bir çirkin iftirayı Millî Emlak bürokrasinin üzerine
atıyorsunuz, bu yakışır mı? Millî Emlak memuru kanunların kendisine
verdiği görev neyse onu yapar. Böyle kendiniz bir şey yapamıyorsunuz, çözüm
üretemiyorsunuz, gelip Millî
Emlakı suçluyorsunuz. Sorun Millî Emlakı
suçlama meselesi değil. Gelin, burada yasayla bunu çözelim aksi takdirde bu
sorun büyüyerek devam edecek.
Saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
3.- CHP Grubunun, Grup Başkan Vekili İstanbul Milletvekili
Mehmet Akif Hamzaçebi ve arkadaşları tarafından 2/B taşınmazları için
belirlenen satış bedelleri ile ilgili sorunların araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla 22/5/2013 tarihinde
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması
önergesinin, Genel Kurulun 11 Temmuz 2013 Perşembe günkü birleşiminde
okunmasına ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin
önerisi (Devam)
BAŞKAN -
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi lehinde söz isteyen Mehmet Şandır, Mersin
Milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Gerçekten, bir
türlü gündemden düşüremediğimiz çok önemli bir sorunu bugün Cumhuriyet Halk
Partisi gündeme getirerek bu konuyla ilgili bir Meclis komisyonunun kurulmasını
ve sorunların araştırılmasını talep etmiştir. Bu önergenin lehinde söz aldım.
Değerli
arkadaşlar, “marka yaratmak” diye bir tabir vardır. Övüneceğimiz markalarımızın
olmasını hepimiz arzu ederiz ama sorunlarımızı marka hâline getirmekte de çok
maharetli olduğumuzu ifade etmemiz lazım. 2/B sorunu böyle bir, Türkiye'ye özgü
bir sorun markası hâline geldi ne yazık ki ama konuşuyoruz, tabii gönül arzu
eder çözmek. Bu konuyu çözmek iktidarların, siyaset kurumunun, Meclisin görevi,
görevi; bununla övünmek hakkı kimsede yok ama sorunun çözüldüğünü de söylemek
mümkün değil değerli hocam. Dolayısıyla bugün toplumun gelir seviyesi
itibarıyla birbirleriyle çelişen iki kesimini çok yakından ilgilendiren bir
sorun 2/B sorunu; birilerinin ekmek meselesi, birilerinin de rant
meselesi.
Değerli
arkadaşlar, Türkiye'nin çok temel sorunlarında çıkmazımızın kaynağı kanunlarımızın
genellik ilkesidir. Tabii, evrensel hukukta bir zorunluluktur, kanunlar genel
olmak durumunda ama bazı kanunları Türkiye'nin genelinde uygulamaya kalkarsanız
adaleti sağlayamaz, zulmü gerçekleştirirsiniz, zulmetmiş olursunuz. İstanbul’un
Beykoz’undaki 2/B sorununun muhatapları ile Toros Dağlarındaki köylülerin,
orman içi köylülerinin 2/B sorunu aynı sorun değil ama bu iki sorunu, bu sorunu
tek kanunla çözmeye kalkarsanız sonuçta adaleti temin etmezsiniz. Bu sorunun
çok temel çıkmazı bence budur. Bunu daha önce de Sayın Orman Bakanına arz
etmiştik bizi davet ettiğinde. Bu sorunu çözmek istiyorsanız… Çünkü Adalet ve
Kalkınma Partisi iktidarının tüm dönemlerinde, üç döneminde de bu sorun gündeme
gelmiştir, topluma sözler verilmiştir ama bu sorun hâlâ çözülebilmiş değildir.
Sorunu çözebilmek konusunda Türkiye’nin reelini, gerçeğini ortaya koyup o
gerçeğe dayalı bir çözüm üretmek gerekiyordu, ona dayalı bir hukuk kurmak
gerekiyordu ama öyle olmadı. Burada, işte, bir kanun çıkarıldı, bu kanun üçüncü
defa tekrar Meclise geldi, yine geleceğinden eminim çünkü uygulanabilirliliği
yok, uygulansa sorunu çözme kabiliyeti yok, “Sorunu çözdüm.” dese bile adaleti
temin edebilme kabiliyeti yok.
Değerli
arkadaşlar, iki hususu düzeltmem lazım. Ben de orman yüksek mühendisiyim,
ormancılıkta uzun müddet çalıştım, ormanı da bilirim, orman içi köylüsünü de
bilirim, 2/B arazisi meselesini de bilirim. İki hususu düzeltmek gerekiyor.
Sayın konuşmacı,
iktidar grubu adına yaptığı konuşmada “Biz bu işi gelir için yapmıyoruz.” dedi.
Bu, doğru değil değerli hocam. 25 milyar dolarlık bir geliri öngören
açıklamalarınız ortada; bunu hiç reddetmeniz mümkün değil. Yani iktidar olarak
bunu bir gelir kapısı olarak görüp rayiçleri de yüksek tutmanız, uygulamayı
veya düzenlediğiniz hukuku da bu yönde tanzim etmeniz bir gerçektir.
İkinci husus,
değerli arkadaşlar, gelirlerin yüzde 90’ı Çevre ve Şehircilik Bakanlığına
aktarıldı. Yani söylediğiniz gibi, 2/B sorununun mağduru olan köylüye
aktarılmıyor, ormancılığa aktarılmıyor. Hâlbuki Anayasa’nın 170’inci maddesi,
2/B arazilerinin değerlendirilmesinden elde edilecek gelirlerin orman içi
köylülerinin kalkındırılması ve ormanın geliştirilmesi için kullanılacağı bir
anayasal amir hükümdür. Buna rağmen, siz, işte, Anayasa’ya aykırılık
iddialarımızı hiç dikkate almadan burada dediniz ki: “Gelirlerin yüzde 90’ı
Çevre ve Şehircilik Bakanlığının kentsel dönüşüm projelerine
aktarılacaktır.” Orman içi köylüsünün
bundan çok nemalanacağını, herhangi bir gelirine, geçimine katkı verileceğini
söyleyebilmek mümkün değil.
Değerli
arkadaşlar, bakınız, 2/B arazisi dediğiniz hadise böyle düz ovada tarla değil,
bahçe değil büyük kısmıyla. Yani İstanbul’u bir ayrı tutmak lazım, İstanbul’da
bu mesele bir rant kapısı olmuş ve köylünün elinde
değil bu araziler; birilerinin elinde, daha çok da siyasilerin elinde.
Dolayısıyla, esas, 2/B arazileri Antalya’da, Mersin’de, Adana’da, Muğla’da,
Ege’de köylünün elinde ama o araziler dağlarda, efendim, taşların arasında,
hali araziler, orman arazisi. Köylü burayı atasıyla, çoluk çocuğuyla dünden bu
yana yoğun bir gayretle tarla hâline getirmiş, emek vermiş, yoksa orasının
rayiç değeri yok, dağ orası ama köylü orayı dişiyle tırnağıyla tarla yapmış,
orayı bahçe yapmış, orayı bağ yapmış, şimdi bir değer kazanmış. Köylünün
emeğiyle geliştirdiği o değere şimdi devlet olarak el koyuyorsunuz ve
diyorsunuz ki: “Burayı sen ikinci defa satın alacaksın.” Hakkı yok devletin
buna çünkü orayı bir değer hâline, bir varlık hâline getiren köylünün bizatihi
kendisi.
Bu sebeple,
yapılması gereken şey şu, birinci husus: 2/B konusunu, işte, konut yapımında
kullanılan arazilere ayırıp, üretim yapılan arazileri bir ayrı statüde
değerlendirerek iki ayrı hukukta değerlendirmek ve iki ayrı bedelle satmak
lazım. Bize göre, Milliyetçi Hareket Partisi olarak -bu konuda benim de kanun
teklifim var- bizim de beyanlarımız var, ısrarla söylüyoruz: Üretimde
kullanılan 2/B arazileri köylülere, orman içi ve kenarı köylülere bedelsiz
verilmelidir. Üretim şartıyla üstüne, bana göre, destek de verilmeli çünkü o
insanlar o dağın başında çoluk çocuklarıyla yani kendi emekleriyle kendi
geçimlerini temin ediyorlar. Bu insanlar geçimlerini orada temin etmeseler,
şehirlere göçseler çok daha büyük bir maliyet oluşturacaklar.
Onun için, o
insanların 2/B arazilerinde, kendilerinin gayretleriyle imar ettikleri o 2/B
arazilerinde kendi emekleriyle üretim yaparak yaşamalarını devlet olarak
desteklememiz lazım, teşvik etmemiz lazım. Üstüne bedel almak değil, onlara
karşılıksız kredi vererek, destek vererek, üretimlerini destekleyerek o
topraklarda yaşamalarını temin etmemiz lazım. Ama büyük şehirlerin kenarında,
İstanbul’un, işte, adı “köy” olmakla beraber megaşehirlere
dönüşmüş yerlerdeki ormandan çıkartılan 2/B arazilerinin değerlendirilmesi
bedeli karşılığında yapılmalıdır ve o milletin malı olmak hesabıyla bütçeye
gelir olarak kaydedilmelidir. Ona itirazımız yok ama Toros Dağlarında inanınız
ki -ben o dağlarda çalıştığım için biliyorum- yani taşı kırıyor, önüne
duvar örüyor, toprak taşıyor, onun üzerine sera yapıyor; orada meyve
yetiştiriyor, sebze yetiştiriyor. Bu insanların, eli öpülesi bu insanların
elinden tarlasını almak, o tarlayı bir bedel karşılığında satmak, ona hakaret
olmaktan öte zulmetmektir. Buna hakkımız yok.
Dolayısıyla bu
konu bir toplumsal sorun, çözülmemiştir. Kural koyarak “Sorunu çözdük.” demeniz
doğru değil. Koyduğunuz kural eğer insanlara zulmediyorsa, insanların canını
acıtıyorsa, devlet olmanın gücüyle siz insanlara haksızlık yapmak, zulmetmek
hakkına sahip değilsiniz. Bu sebeple, sorun çözülmemiştir. Sorunun çözülmesi
için meselenin çok boyutlu olarak tartışılıp araştırılması bence önemlidir,
değerlidir, faydalıdır; zor olmaz, oturup karşılıklı tartışırız. Neyi yaptık,
yaptığımızla hangi yanlışı yaptık, hangi sonuç muhtemel sonuç olacak, bunları
konuşmakta fayda vardır.
Böyle bir
komisyon kurulmasını Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak biz de faydalı
bulmaktayız. Katkı vereceğimizi ifade eder, yüce heyetinize saygılar sunarım
efendim. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Cumhuriyet Halk
Partisi grup önerisi aleyhinde söz isteyen Adil Zozani,
Hakkâri Milletvekili. (BDP sıralarından alkışlar)
ADİL ZOZANİ
(Hakkâri) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli
milletvekilleri, Cumhuriyet Halk Partisinin vermiş olduğu araştırma önergesi
üzerine söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, orman
köylülerinin sorunlarıyla ilgili olarak verilmiş bir araştırma önergesinin,
hele hele yoksul köylüleri yakından ilgilendiren böyle bir araştırma
önergesinin aleyhinde konuşmak mümkün değil ki iktidar partisi mensubu da çıkıp
burada konuşurken çok da aleyhinde konuşamadı, aleyhinde konuşulacak bir durum
yok çünkü. Pekâlâ bu konu araştırmaya değer. Mademki
dört parti sözcüleri buraya çıkıp konuşurlarken aleyhte bir şey ifade edecek
bir durum bulamıyorlarsa konunun araştırılması konusundaki talebin haklılığı da
otomatikman açığa çıkar.
Ancak
yadırgadığım bir durum var. Sayın iktidar partisi sözcüsünün tavrı gerçekten
yadırganacak bir tavırdır. Yani bu kavramı kullanıp kullanmama konusunda çok
düşündüm ama nihayetinde kullanmak durumundayım. Kusura bakmayın ama bu “sokak
kabadayısı” tavrıdır. “Bizim zaten bu orman köylerinden elde ettiğimiz gelir
başkalarına verdiğimiz sadaka kadardır. Dolayısıyla, bu paraya ihtiyacımız
yok.” tavrı bir sokak kabadayısı tavrıdır.
YUNUS KILIÇ
(Kars) – Öyle bir şey yok kardeşim. Bilmeden konuşuyorsun.
ADİL ZOZANİ
(Devamla) – Öyle dediniz. Tutanaklara bakın, öyle dediniz.
“Bizim zaten yurt
dışında yaptığımız yardımlar kadardır, 3-5 milyar dolar paradır bu. Bu para
bizim cep harçlığımızdır.” Bu tavır, doğru bir tavır olmamıştır.
AHMET AYDIN
(Adıyaman) – Öyle değil, öyle değil ya. Yanlış anlamışsınız.
YUNUS KILIÇ
(Kars) – Öyle değil.
ADİL ZOZANİ
(Devamla) – Tutanaklara bakın Yunus Bey, göreceksiniz.
Mademki böyledir,
Sayın Şandır’ın önerisine yüzde yüz katılıyorum.
Gelin, bu arazileri bedelsiz, hak sahiplerine iade edelim. Daha doğrusu,
insanlar zaten on yıllardır o arazilerin üzerinde yaşamlarını idame ediyorlar;
oraları kendilerinin varsayıyorlar, kabul ediyorlar. Kaç kuşak oranın üzerinde
sahibi olarak büyümüş ve şimdi devlet diyor ki onlara: “Yok burası sizin
değil.” Tersinden, hiçbir karşılık… Nasılsa elde ettiğiniz gelir de, oradan
beklediğiniz gelir de cep harçlığı, çocuklara verilen okul harçlığı kadar bir
paradır devlet için, o zaman hak sahiplerine iade edelim hiçbir karşılık
almadan. Rant konusu olan bölgeler varsa, rant konusu
bölgelerle ilgili olarak da ayrıca düşünülebilir. Dolayısıyla, bu konunun böyle
zaman zaman siyasi polemik malzemesi durumuna
getirilmekten artık çıkarılması gerekiyor. Eğer gerçekten 5 milyon insanın
yaşamını bu kadar yakından ilgilendiren bir konuysa -ki gerçektir- o zaman siyasetüstü yaklaşalım, bu köylülerimizin mağduriyetlerini
ortadan kaldıralım, arazileri kendilerine iade edelim.
Bakın ama devlet
genellikle böyledir. Vatandaştan alırken eli sıkı davranıyor, sıkı pazarlık
yapıyor vatandaşla, mümkün olduğu kadar fazla almaya çalışıyor ancak verirken
tersten bir eli sıkılık vardır, vermeme gayreti içerisindedir. Örneğin, bu,
Olağanüstü Hâl Bölge Valiliğinin vaktiyle yayınladığı bir raporun verisidir.
Sadece 1990’lı yıllarda boşaltılan köy ve mezraların toplamı -devletin resmî
rakamını ifade ediyorum- 3.185 köy, 3.185 köy boşaltılmış. Bu zorunlu göçten
kaynaklı köy boşaltmalarında mağdur olmuş -devletin verdiği rakamı gene ifade
ediyorum- hane sayısı 57.314. Bu insanlara, sonradan bir kanun çıkarıldı,
“terör tazminatı” adı altında bir para ödendi. Yirmi yıldır köyüne gidemeyen,
tarlasını ekemeyen, ağacı kurumuş köylüye devlet vere vere 12 lira, 13 lira, 15
lira verdi çok torpilliyse 20 ve üstü rakamlar insanlara verildi. Yani, eğer gerçekten köylü iktidar yanlısıysa ya da orada bir göz
kırpma görmüşse torpilli tarafından para aldı, 3-5 kuruş fazla aldı ama şimdi,
devlet, vatandaşa ait, kuşaklar boyu üzerinde büyümüş vatandaşa ait olan
arazileri vatandaşına iade ederken, verirken, tapusunu verirken böyle
davranmıyor, pazarlığı sıkı tutuyor, mümkün olduğunca daha fazla koparıyor;
vatandaşı, köylü vatandaşını ömür boyu takside bağlıyor; bundan sonra rahat
lokmayı vatandaşa reva görmüyor, yediği lokmayı zehir ediyor vatandaşa,
köylüye. Bu tutum, doğru bir tutum değildir.
Ramazan ayının
ilk haftasındayız, gelin hayırlı bir iş yapalım. Burada bir düzeltme yapıp bu
araştırma önergesine hep birlikte, dört parti grubu olarak “evet” diyelim;
vatandaşlarımızın, köylülerimizin bu konudaki sıkıntısını araştıralım; Meclisin
ortak aklıyla bir çözüm üretelim bu konuda.
İktidar partisi
böyle bir tavra, böyle uzlaşmacı bir tavra yeltenirse hiçbir şey kaybetmez;
tersine, kazanır. Böylelikle, bu sorun hiç kimse açısından siyasi polemik konusu olmayacaktır, konuyu buradan kurtarmış oluruz
-kendiniz de ifade ediyorsunuz- on yıllardır devam eden bir sorunu çözmüş
olursunuz. O geleneğe, bu geleneğe mal etmek, sataşmak, “Siz yapmadınız, biz
yapıyoruz.” demek çok akıllı bir politika olmaz.
Kusura bakmayın,
siz de Millî Selamet geleneğinden geliyorsunuz. Niye yapılmadı o zaman? Hadi,
Cumhuriyet Halk Partisi geleneğinin zaten böyle bir derdi yok çünkü 1960’da
çıkan 105 no.lu yani 2005 sayılı İskân Kanunu’na ek 105 no.lu Kanun’da,
vatandaşın malına, mülküne nasıl el konulup kendisine şantaj aracı olarak
kullandığını biliyoruz. Şimdi, bu geleneği devletten kurtarmak lazım, daha
doğrusu siyaseti bu gelenekler manzumesi içerisinden çıkaralım. Vatandaşa ait
olan şeyi vatandaşa karşı şantaj malzemesi olarak kullanmaktan vazgeçelim.
Bakın, 27 Mayıs
darbesinden sonra ne olmuştu? Sivas kampına götürülen vatandaşların tarlası o
vatandaşlara karşı şantaj aracı olarak kullanılmıştı. Kanun burada iki yıl
yürürlükte kaldıktan sonra 1962’de yürürlükten kaldırıldı. Ne pahasına? Oradaki
insanların iradesini teslim alma pahasına bunu yaptı. Arada fark yok, arada
fark yok. Köylü vatandaşın, 2/B mağduru köylü vatandaşların iradesini şimdi
ipotek altına alma gayreti vardır, ömür boyu bankaların kapısında kuyruğa sokma
gayreti vardır, vatandaşların yaşamını taksite bağlama gayreti vardır burada.
Bu şantajcı mantıktan kurtulmak gerekir.
Başta da ifade
ettim, bütün konuşmalarda gördüğümüz kadarıyla kimse buna karşı değil, karşı
bir argüman geliştiremiyor. O zaman, bize düşen, hep
birlikte bunun çözümünü bulmaktır. Bu araştırma önergesi de buna vesile olacağı
için bence iyi iş yapmış olacağız, grup olarak da lehinde oy kullanacağımızı
ifade etmek istiyorum.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
YUNUS KILIÇ
(Kars) – Sayın Başkanım…
BAŞKAN – Buyurun
Sayın Kılıç.
YUNUS KILIÇ
(Kars) – Hatip benim anlatmadığım şeyleri… Benim söylemek istediklerimin
dışında sözler sarf etti ve şahsımı kastederek “sokak kabadayısı” diye bir
tanımlama yaptı. 69’a göre söz istiyorum.
BAŞKAN – Buyurun
Sayın Kılıç, iki dakika söz veriyorum sataşma nedeniyle. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Sayın
milletvekilleri, Başkanlık Divanına seçilen Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir Bey’e başarılar diliyoruz, kendisini tebrik
ediyoruz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
3.- Kars Milletvekili Yunus Kılıç’ın, Hakkâri Milletvekili
Adil Zozani’nin CHP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşma sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması
YUNUS KILIÇ
(Kars) – Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Sayın BDP’li
hatibin bana yakıştırdığı tanımlama “Sokak kabadayısı.” Tabii, ben bu
ramazanda, aziz mübarek günde karşılık verme gayreti içerisinde değilim bir bu
aziz mübarek günün huzur hürmeti için, bir de kendime üzüldüğüm, acıdığım için.
Çünkü ben, kırk sekiz yıldır, arkadaşlar, kendimi, toplumumuzu eğitmekle
uğraştım, efendileştirmekle uğraştım. Sizin efendilik
adına vermek istediklerinizi alırım ama kabalığınızı asla almam.
Bir kere bunu
söyledikten sonra, ben, asla “sadaka, bağış” şeklinde topluma verilen bir şey
olduğundan bahsetmedim. Ben “Devlet veren el olmalıdır, büyük olan devlettir,
vatandaşın sıkıntılarını çözme devlete ait bir tasarruftur. O yüzden, devletin
bu işi de bir gelir beklentisiyle yapmış olduğu bir kanun değildir; tamamen,
devletin, vatandaşla olan sorununu çözmek için uğraştığı, çabaladığı ve elli
yıllık sorunu çözdüğü bir kanundur.” dedim.
Yanlış anlamış
olduğunu düşünüyorum, özür dilemesini bekliyor, saygılar sunuyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
ADİL ZOZANİ
(Hakkâri) – Sayın Başkan, yani bir özür bekliyor, cevap vermek istiyorum,
sataşma var, çok açık.
BAŞKAN – Yok öyle bir şey.
ADİL ZOZANİ
(Hakkâri) – Özür bekliyor.
BAŞKAN – Hayır,
“Özür dilemenizi bekliyorum.” dedi. Sataşma neresinde bunun?
ADİL ZOZANİ
(Hakkâri) – Sayın Başkan, bakın, sataşma çok açık.
BAŞKAN – Nedir?
ADİL ZOZANİ
(Hakkâri) – Belki özür dilerim.
BAŞKAN – Şimdi,
bu soru-cevap şeklinde bir şey değil.
ADİL ZOZANİ
(Hakkâri) – Hayır.
BAŞKAN – Hayır,
sataşma varsa verelim ama “Özür dilemesini beklerim.” dedi, bu sataşma değil
ki.
ADİL ZOZANİ
(Hakkâri) – Sataşma var. Diyor ki yani: “İçinde bulunduğumuz ramazan ayı olmasa ne
söyleyeceğimi bilirim ben.” Öyle bir cümle sarf ediyor.
YUNUS KILIÇ
(Kars) – Hayır, öyle bir şey demedim.
AHMET AYDIN
(Adıyaman) – Adil Bey, öyle bir şey demedi ya.
BAŞKAN – Sayın Zozani, o zaman biz Tüzük’ü
kaldıralım yani her isteyene söz verelim.
İDRİS BALUKEN
(Bingöl) - İç Tüzük’ü niye kaldırıyorsunuz?
ADİL ZOZANİ
(Hakkâri) – Sataşma var.
BAŞKAN - Buyurun
size de verelim yani. Yok, sataşma falan söz konusu değil Sayın Zozani. Özür dilemenizi bekledi, bu sataşma değil.
İDRİS BALUKEN
(Bingöl) – Bariz bir şekilde sataşma var yani. Ona niye söz vermekten imtina
ediyorsunuz?
BAŞKAN – Buyurun,
iki dakika söz veriyorum. Sataşma falan olduğu için değil yani.
YUNUS KILIÇ
(Kars) – Şimdi özür bekliyorum.
BAŞKAN – Elini
kaldırana söz verelim o zaman burada. Hepiniz için söylüyorum yani.
Buyurun.
4.- Hakkâri Milletvekili Adil Zozani’nin,
Kars Milletvekili Yunus Kılıç’ın sataşma nedeniyle yaptığı konuşma sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
ADİL ZOZANİ
(Hakkâri) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın hatip
esasında burada sarf ettiği cümlelerle benim eleştirimi haklı çıkardı. Tekrar
ifade ediyorum; siz de dinliyorsunuz, ben de dinliyorum. Diyor ki: “Ben
yıllarca, kırk sekiz yılımı insanlara efendilik aşılamakla geçirdim.” Ne anlama
geliyor?
YUNUS KILIÇ
(Kars) – Anlamamışsın.
ADİL ZOZANİ
(Devamla) - Ne anlama geliyor? Ya, ne anlama geliyor? Ya, toplumu çocuk yerine
koymaktan vazgeçin.
YUNUS KILIÇ (Kars) – Senin eğitilmen lazım.
ADİL ZOZANİ (Devamla)
– Bakın, aynen söylediğim şey budur. Aynen söylediğim şey budur. “Ben kırk
sekiz yılımı topluma efendilik aşılamakla geçirdim.” dediniz. Aynı efendiliği… Vallaha, ben sizin gibi efendi olmak istemiyorum, halk gibi
halk çocuğu olmak istiyorum.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
3.- CHP Grubunun, Grup Başkan Vekili İstanbul Milletvekili
Mehmet Akif Hamzaçebi ve arkadaşları tarafından 2/B taşınmazları için
belirlenen satış bedelleri ile ilgili sorunların araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla 22/5/2013 tarihinde
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması
önergesinin, Genel Kurulun 11 Temmuz 2013 Perşembe günkü birleşiminde
okunmasına ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin
önerisi (Devam)
BAŞKAN -
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Gündemin “Kanun
Tasarı ve Teklifleri İle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmına geçiyoruz.
1’inci sırada yer
alan, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair
İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi
Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili
Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili
Ahmet Aydın’ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına
Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in; Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük
Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S. Sayısı: 156)
BAŞKAN –
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2’nci sırada yer
alan, Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet
Komisyonu Raporlarının görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
2.- Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum
Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporları (1/484) (S. Sayısı: 287)
BAŞKAN –
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
3’üncü sırada yer
alan, Orta Asya ve Kafkaslar Bölgesel Balıkçılık ve Su Ürünleri Yetiştiriciliği
Komisyonu Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile
Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu ile Dışişleri
Komisyonu Raporlarının görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
3.- Orta Asya ve Kafkaslar Bölgesel Balıkçılık ve Su
Ürünleri Yetiştiriciliği Komisyonu Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Tarım Orman ve Köyişleri
Komisyonu ile Dışişleri Komisyonu Raporları (1/498) (S. Sayısı: 173)
BAŞKAN –
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
4’üncü sırada yer alan, Niğde Milletvekili Alpaslan Kavaklıoğlu ve
Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar ile 100 Milletvekilinin; Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve
Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve
Turizm Komisyonu ile Plan ve Bütçe Komisyonu raporlarının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
4.- Niğde Milletvekili Alpaslan
Kavaklıoğlu ve Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar ile 100 Milletvekilinin;
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi ve Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve
Turizm Komisyonu ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporları (2/1613, 1/778) (S.
Sayısı: 478) (x)
BAŞKAN – Komisyon
ve Hükûmet? Yerinde.
Geçen birleşimde
İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel kanun olarak
görüşülen teklifin beşinci bölümünde yer alan 73’üncü maddenin (aa) bendinden sonra yeni madde ihdası üzerinde Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubu ile Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına konuşmalar
tamamlanmıştı.
Şimdi söz sırası
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Sinan Oğan…
Şahsı adına Ferit
Mevlüt Aslanoğlu, İstanbul Milletvekili. (CHP
sıralarından alkışlar)
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (İstanbul) – Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; mutlaka
milletvekillerinin en tabii hakkı kanun teklifi vermektir, en doğal görevidir.
Ancak, yaklaşık 1 maddede 55 tane a, b, z, alfabede yer kalmayıp aa, bb olan bir şeyi bir torbaya
doldurmak da kimsenin hakkı değildir.
Ben Bayındırlık
Komisyonu üyelerinden özür diliyorum, ben Sağlık Komisyonu üyelerinden özür
diliyorum, ben Tarım Komisyonu üyelerinden özür diliyorum ve diğer
komisyonlardan. Plan ve Bütçe Komisyonu mu Mera Kanunu’nu iyi bilir yoksa Tarım
Komisyonu mu iyi inceler? Plan ve Bütçe Komisyonu mu İmar Kanunu’nu daha iyi
bilir yoksa Bayındırlık Komisyonu mu? Plan ve Bütçe Komisyonu mu doktorlara
yapılacak, sağlıkla ilgili bir şeyi daha iyi bilir yoksa Sağlık Komisyonu mu?
Vatandaşın elinden alınan, şu anda dava konusu olan… Kamulaştırma davalarını
ben mi iyi bilirim yoksa Adalet Komisyonundaki üyelerimiz mi?
Bu torbada
Anayasa’ya aykırı bir sürü madde var. Görüşülsün ama bunun ilgili komisyonlarda
görüşülmesi hepimiz açısından daha faydalı olurdu.
Plan ve Bütçe Komisyonunda
alt komisyona geldiğimizde, Dışişleriyle ilgili dün ve şu anda konuştuğumuz
madde alt komisyon metninde vardı. Bunu, alt komisyonda AKP’nin alt komisyon
üyeleri çıkardı. Şimdi, alt komisyonda çıkarılan bir önergeye gelip dün burada
oy veriyorlar. Bu bir kere eşyanın tabiatına aykırı arkadaşlar. Kendi komisyon
üyeliği sıfatınla bunun çıkmasını istemişsin ve çıkarmışsın.
(x)
478 S. Sayılı Basmayazı 03/07/2013
tarihli 129’uncu Birleşim Tutanağı’na eklidir.
Üst komisyona
geldiğimizde, 11.00’de başladı, iki konu vardı. Mutlaka, muhalefet olarak, bu
ülkenin yararına olan her şeye destek olmak bizim görevimiz. Nitekim oluyoruz
da, imzamızı da koyuyoruz. Aile Bakanlığıyla ilgili bir sürü önergeyi biraz
önce sayın grup başkan vekilime getirdiler, yaklaşık 25 tane önergeye gözümüzü
kırpmadan imza attık. Biz, bu ülkeye, ülke insanına, vatandaşlarımıza yararlı
olan her bir maddeye imza koymaktan çekinmeyiz, gururla imza koyarız, gururla
imza koyuyoruz komisyonda da Genel Kurulda da ama bir güven vardır, birbirimize
güvenmek zorundayız, birbirimize inanmak zorundayız.
Plan ve Bütçe
Komisyonu teknik bir komisyon genelde, orada genelde ülke siyaseti çok
konuşulmaz, genelde tüm partilerden tüm arkadaşlarımız ilgili konuyu konuşur,
katkı vermeye çalışırlar, katkı verirler. Ama Plan ve Bütçe Komisyonunda akşam
dokuzda, özellikle Dışişleriyle ilgili maddenin kesinlikle gelmeyeceğine,
getirilmeyeceğine, bir daha görüşülmeyeceğine Sayın Komisyon Başkanı, Sayın
Komisyon Başkan Vekili ve Sayın Bakan Faruk Çelik bize söz verdi. Biz inanmak
zorundayız. Ben Komisyon Başkanıma inanmazsam, Komisyon Başkan Vekiline
inanmazsam, bu ülkenin bir bakanına inanmazsam ben ve arkadaşlarım ne yaparız?
İnanmak zorundayız. Ama orada “Getirmeyeceğiz.” denildi, dün gece getirildi.
Arkadaşlar, bu Meclis inanmak Meclisidir, bu Meclis birlikte bir şey üretme
Meclisidir. Birbirimizi aldatarak, birbirimize olmayan bir şeyi varmış gibi
göstererek çalışma ortamı olamaz.
Bu nedenle,
bizim, Cumhuriyet Halk Partisinin Plan ve Bütçe Komisyonu üyeleri olarak,
Sevgili Komisyon Başkanıma, Sevgili Komisyon Başkan Vekilime ve Sayın Faruk
Çelik Bakanıma inancımız zayıflamıştır.
Hepinize saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Yine, şahsı adına
söz isteyen Özcan Ulupınar, Zonguldak Milletvekili. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ÖZCAN ULUPINAR (Zonguldak) – Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; görüşülmekte olan 478 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin
73’üncü maddesinin (aa) bendinden sonra gelmek üzere,
Dışişleri Bakanlığında meslek mensupları dışından büyükelçi ve daimi temsilci
olarak atananların ülkemize döndüklerinde meslek mensubu olanlarla aynı haklara
sahip olmaları için verilen önerge üzerine şahsım adına söz almış
bulunmaktayım. Sizleri ve aziz milletimizi sevgi
ve saygıyla selamlıyorum.
6004 sayılı
Kanun’un 12’nci maddesinin (d) bendinde, 657 sayılı Kanunun 59’uncu maddesi
çerçevesinde büyükelçi olarak atananlardan diğer kamu kurum veya kuruluşlarına
mensup olanlar, ülkemize döndüklerinde, hizmetlerine ihtiyaç duyulması hâlinde,
Bakanlıkta çalışmaya ve bu görevleri süresince büyükelçi unvanını kullanmaya
devam etmektedir. Bunlardan hizmetlerine ihtiyaç duyulmayanlar, Bakanlık ile
ilişikleri kesilerek daha önceden bağlı bulundukları kamu kurum ve
kuruluşlarındaki kadrolarına iade edilmektedir. Aynı şekilde, daimi temsilci
olarak atananlar da aynı hükümlere tabi olmaktadır. Büyükelçi ve daimi temsilci
olarak atanan bu diplomatlar, devletimizin bir başka ülkede temsilcisi olup
kendi ülkesi ile gönderildiği ülke arasındaki ilişkileri yürütmekle görevlidir.
Temsil görevini yürüttüğü ülkenin hükûmeti ile kendi hükûmeti
arasındaki diplomatik ilişkileri yürütmek; politik sistemler, uluslararası
hukuk, siyasi partilerle ilgili araştırmalar yapmak, bu araştırma sonuçlarını
yorumlayarak raporlar hazırlamak ve politik davranış geliştirme konusunda
önerilerde bulunmak; yurt dışında bulundukları görev derecesine göre ülkemizi
en iyi şekilde temsil etmek, o ülkede bulunan vatandaşların sorunlarıyla ilgilenmek,
vize uygulanan ülkelerle vize anlaşmasını sağlamak başlıca görevleri
arasındadır.
Şu an yürürlükte
olan kanun ile böylesine önemli görev ve sorumluluklar taşıyan büyükelçi ve
daimî temsilcilerimiz yurdumuza döndüklerinde Dışişleri mensubu olamadıklarından
dolayı, Bakanlık mensubu olan büyükelçi ve daimî temsilcilerle aynı haklara
sahip olamamaktadırlar. Verdiğimiz bu önergeyle, Dışişleri mensubu olmadan
atanan büyükelçi ve daimî temsilcilerin mağduriyetlerini gidermeyi amaçladık.
Dışişleri Bakanlığı mensubu olmayan büyükelçi ve daimî temsilcilerimizin yurt
dışındaki görev sürelerini tamamlayıp yurt içine döndüklerinde Dışişleri
Bakanlığı bünyesinde çalışabilmeleri ve Bakanlık mensubuyla aynı haklara sahip
olabilmeleri sağlanacaktır.
Ayrıca, 657
sayılı Kanun’un 59’uncu maddesi çerçevesinde, büyükelçi ve daimî temsilci
olarak atananlardan Dışişleri Bakanlığına veya diğer kamu kurum ve
kuruluşlarına mensup olanlar ile açıktan atananlar Dışişleri Bakanlığında
müstakil daire başkanı ile genel müdür yardımcısı ya da daha üst yönetici
kadrolarına atanabileceklerdir.
AK PARTİ
Hükûmetimizin göreve geldiği 2002 yılında dış temsilcilik sayımız 163 iken,
2013 yılında bu sayı 219’a yükselmiştir. Bunun yanında, 2002’de 93
büyükelçiliğimiz ve 58 başkonsolosluğumuz bulunurken, 2013 yılı itibarıyla 129
büyükelçiliğimiz ve 78 başkonsolosluğumuz bulunmaktadır.
AK PARTİ
hükûmetlerimiz döneminde, Dışişleri Bakanlığı memuru olmayıp, 657 sayılı
Kanun’un 59’uncu maddesi kapsamında 11 büyükelçi ataması yapılmıştır. Bugün
itibarıyla, Bakanlık dışından atanan 10 büyükelçi yurt dışında görev
yapmaktadır, 1 büyükelçi görev süresini tamamlayıp merkeze dönmüştür.
Atanan
büyükelçilerin tamamının kamu geçmişi ve ileri düzeyde yabancı dil bilgisi
bulunmaktadır. Genel itibarıyla üst düzey bürokrat veya üniversite öğretim
görevlileri arasından atamalar yapılmıştır. Yeni yapılan bu atamalarla birlikte
ülkemizin yurt dışındaki büyükelçilik ve daimî temsilcilik sayısı 140,
dışarıdan atanan büyükelçi sayısı ise 12 olacaktır.
Görüşülmekte olan
478 Sıra Sayılı Kanun Teklifi’nin 73’üncü maddesinin
(aa) bendinden sonra gelmek üzere verdiğimiz
önergenin hayırlı ve uğurlu olmasını ve bu vesileyle, on bir ayın sultanı
mübarek ramazan ayının tüm İslam âlemine hayırlara vesile olmasını diliyor,
yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Şimdi, on dakika
süreyle soru-cevap işlemi yapılacaktır.
Dün soru sormak
için sisteme giren Sayın Genç, Sayın Korkmaz, Sayın Çirkin, Sayın Akçay, Sayın
Özel, Sayın Atıcı, Sayın Çelebi ve Sayın Kurt burada bulunuyorlarsa, sisteme
girerlerse bu sıraya göre soru soracağız.
Sayın Genç…
KAMER GENÇ
(Tunceli) – Teşekkür ederim.
Aslında, Hariciye
Bakanının bir kanunu, Bülent Bey gelmiş. Bülent Bey hariciyeden ne anlar, onu
öğrenmek de istiyorum.
Burada öyle bir
değişiklik getirmişler ki, Dışişleri teşkilatının dengesi bozuluyor yani bir
hatıra binaen yarın getirecek bir adamını elçi tayin edecek, elçilikten sonra
genel müdür, müsteşarlığı devam edecek. Herhâlde burada da AKP Hükûmetiyle
beraber imam-hatip mezunu olmayan kişiler bir yere gelmeyeceğine göre, yine
Bülent Bey getirecek burada, kendine uygun imam-hatipli bir kişiyi getirecek,
Dışişleri Bakanlığına müsteşar yapacak, genel müdür yapacak, işte Dışişlerinin
hâli de bugünkü hâle dönecek. Yani, Türkiye, bugün, dış politikası itibarıyla
iflas etmiş bir ülke; komşularının hepsi düşman hâline getirilmiş; bunun
sebebi, bugünkü AKP iktidarının maalesef Dışişleri teşkilatını yok sayarak
kendi…
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KAMER GENÇ
(Tunceli) - …kafalarıyla hareket etmesinden kaynaklanıyor.
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Sayın Korkmaz…
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Türkiye
Cumhuriyeti devletinin dört önemli ayağı vardır -tabii, bu diğer bakanlıkların
önemsiz olduğu anlamına gelmez- bir tanesi İçişleri Bakanlığı, birisi
Dışişleri, diğerleri Adalet ve Maliye bakanlıkları. Bu bakanlıklarda
yaşanabilecek sıkıntılar doğrudan devlet teşkilatını ilgilendiren sıkıntılar
olarak karşımıza çıkıyor.
Benim sorum şudur
Sayın Bakan: Meslekten gelmeyen, bunun eğitim ve uygulamasını bilmeyen hariciye
memurlarınızın, yetersiz ve tüm dünyayı karşımıza alan dış politikamızda bir
etkisi var mıdır? Bu amatör zihniyete daha ne kadar tahammül edeceksiniz?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Sayın Akçay…
ERKAN AKÇAY
(Manisa) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
657’nin 59’uncu
maddesi istisnai memuriyeti zaten düzenlemiş. Bir istisnai memuriyet olarak
büyükelçi atamaya mâni bir hâl yok ancak bu büyükelçi atanan kişilerin daha
sonra, 6004 sayılı Teşkilât Kanunu’ndaki bakanlık personelinin görevlerine
baktığımızda, tekrar bakanlıkta görevli olarak atanmalarının hata olduğunu
görüyoruz. Kanun’da “Türk dış politikasının oluşturulması ve icrasında görev,
yetki ve sorumluluk üstlenen … uluslararası
ilişkiler alanındaki gelişmeleri takip ve analiz eder, dış politikanın
oluşturulmasına yönelik çalışır.” diyor. Bunu son derece sakıncalı ve meslek
memurluğunu dejenere edecek bir sistem olarak
değerlendirdiğimizi ifade ediyorum ve bu konuda Hükûmetin görüşünü merak
ediyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Sayın Kurt…
KAZIM KURT
(Eskişehir) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Bakanım ve
Sayın Komisyon Başkanım; bu önerge komisyon tartışmaları sırasında da gündeme
geldi ama hangi nedenle geri çekildi, şimdi hangi nedenle tekrar getiriliyor?
Bu, doğru bir yaklaşım, doğru bir tavır değildir. Özellikle, Dışişleri
Bakanlığında madde 59’a göre yani istisnai memuriyetten getirilenlerin kadrolu
bir biçimde çalıştırılmasının çok doğru olmadığı gerçeği karşısında niçin
getiriliyor, onu öğrenmek istiyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Sayın Kuşoğlu…
BÜLENT KUŞOĞLU
(Ankara) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başbakan Yardımcım,
bu Mısır olaylarıyla Türkiye çok ilgilendi. Konuyla ilgili de Suudi
Arabistan’ın ve Körfez ülkelerinin maddi yardımları da söz konusu. Türkiye'nin
de şimdiye kadar Mısır’a maddi desteği söz konusuydu. Bundan sonra da devam
edecek mi ya da şimdiye kadar olanlarla ilgili nasıl bir tasarrufta
bulunacağız?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Sayın Köktürk…
ALİ İHSAN KÖKTÜRK
(Zonguldak) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakan,
özellikle Orta Doğu’daki Libya, Suriye’de ve Mısır’da siyasal iktidarınızın
müdahaleci olduğu ve oradaki muhaliflere ciddi anlamda maddi katkı sağladığı
ulusal basınımızda yer almıştı ve bizlerin de bu konuda soru önergeleri
olmuştu. Bu önergelerden bir tanesinde, Libya’da Kaddafi’nin son dönemlerinde,
mevcut hükûmet olan muhaliflere 200 milyon dolar civarında Hükûmetinizin yardım
yaptığı şeklinde, Bakanlığınızca bir açıklama yapılmıştı.
Benim sorum:
Libya’ya gönderilen 200 milyon doların ne kadarı şu ana kadar tahsil edildi?
BAŞKAN – Evet,
teşekkür ediyorum.
Sayın Bakan,
buyurun.
AYTUĞ ATICI
(Mersin) – Sayın Başkan, benim de adımı söylediniz ama söz vermediniz.
BAŞKAN – Var ama
süre on dakika soru-cevap, beş dakika soru sorma…
AYTUĞ ATICI
(Mersin) – İsmimi okuduğunuz için ben de hazırlık yaptım.
BAŞKAN – 3-4 kişi
daha sırada var Sayın Atıcı ve en son sıradasınız.
AYTUĞ ATICI
(Mersin) – Efendim?
BAŞKAN – Burada
en son sıradasınız.
AYTUĞ ATICI (Mersin) – Hayır, tamam Sayın Başkan, ismimi
okuduğunuz için ben, acaba, yanlışlıkla mı…
BAŞKAN – Yok,
yanlışlık oldu, kusura kalmayın. Doğru, var.
Buyurun.
AYTUĞ ATICI
(Mersin) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Öncelikle, Sayın
Başkan, bir AKP milletvekilinin, kuliste uyuduğunu haber yapan bir kadın
gazeteciye yaptığı tacizi, ağza alınmayacak sözleri insanlığın ürünü olarak
göremediğimi ifade ediyor ve esefle kınıyorum.
Sayın Bakana da
bir soru yöneltmek istiyorum: Mersin’in Silifke ilçesinin Yeşilovacık beldesine
kaçak bir liman yapıldığından acaba Hükûmetin haberi var mıdır? Buraya
yapılacak termik santrallere kolaylık sağlamak, nükleer santrale kolaylık sağlamak
için bir kaçak liman yapılıyor Bern Anlaşması’na, uluslararası anlaşmasına
aykırı olarak. Hükûmetin bundan haberi var mı, gereğini yapacak mı acaba?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Buyurun Sayın
Bakan.
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Bursa) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Şimdi, yeni madde
ihdası suretiyle Genel Kurula gelen konu üzerinde arkadaşlarımız daha çok
sorularını sordular.
Bildiğiniz gibi,
Sayın Akçay da ifade etti, büyükelçilik istisnai bir memuriyettir, şartları
taşıyorsa meslek dışından da atanabiliyor aynen valilerde olduğu gibi, aynen
başka görevlerde olduğu gibi. Bilebildiğim kadarıyla -yani Dışişleri Bakanımız
olsaydı kesin rakamı verirdi ama- 10 civarında meslek dışından… Mesela Profesör
Gürsoy’u biliyorum, Vatikan’da büyükelçimizdir; Profesör Ahmet Kavas’ı
biliyorum, Çad’da büyükelçimizdir, geçmişte Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı
yapan bir değerli bürokrat yine Afrika’da büyükelçimiz olarak görev yapıyor.
Her biri kendi mesleklerinde temayüz etmiş olan belli şahsiyetler Türkiye ile o
ülke arasındaki ilişkileri geliştirmek amacıyla büyükelçi olarak atanmaya
başladılar. Geçmişte de bunun örnekleri var. Bugün belki sayı itibarıyla biraz
daha fazla olmuş olabilir. Bu yadırganacak bir durum değil yani belli şartları
taşıyorlarsa, belli unvanları taşıyorlarsa, belli kamu görevlerini yapmışlarsa;
hatta bunlara bile ihtiyaç duyulmadan, istisnai memuriyet olduğu için belli
ölçüler içerisinde büyükelçi olarak atanabilirler. Burada yeni olan husus, bu
şekilde büyükelçi olarak atanmış olanların merkeze döndüklerinde nasıl bir
görev yapabilecekleridir. Bu düzenleme ile merkezdeki görevlere de
atanabilecekleri düşünülmüş. Esasen gerekçe kısmında Dışişleri Bakanlığında
meslek mensupları dışından büyükelçi ve daimî temsilci olarak atananların
merkeze döndüklerinde meslek mensubu olanlarla aynı haklara sahip olması
amaçlanmaktadır. Bu çok garip bir durum değil çünkü bu bir temsil görevidir,
büyükelçilik görevini temsilen yapacağı düşünülen bazı kişilerin atamaları
yapılmışsa, bunların tekrar eski görevlerine dönmektense merkezde
görevlendirilmeleri bu önerge sahiplerince de uygun görülmüş, Hükûmetimiz de
buna katılmış bulunmaktadır. Yani meslekten gelenlerin çok başarılı olacakları
ama bu şekilde atananların baştan itibaren başarısız olacakları düşüncesi bence
bir varsayım olabilir, buna katılmamız mümkün değil.
Sayın Kurt
Komisyondaki aşamasıyla ilgili bir şey sormuştu. İzin verirseniz buna Komisyon
Başkanımız cevap versin ama elimizdeki metin ve buna ilave edilmek istenen
madde üzerinde görüşmelerimizi yapıyoruz.
Sayın Kuşoğlu,
Mısır’a, Suudi Arabistan ve bazı Körfez ülkelerinin maddi katkısından bahsetti.
Evet, bu gerçektir. Biz de bildiğim kadarıyla 2 milyar dolarlık bir yardımı
öngörmüştük, bunun 1 milyar doları yapıldı, diğer 1 milyar doları da
zannediyorum ki proje karşılığı, bazı işler karşılığında verilecekti, bunun
iptal edilmesi konusunda Hükûmetimizin bir görüşü yok, evvelce varılan söz
veyahut da verilen söz yerine getirilecektir. Ancak, Bakanlar Kurulu
toplantısından sonra yaptığım açıklamada da şunu ifade etmiştim: Yani, bu olay
sebebiyle Mısır’la diplomatik ilişkilerimizi kesme noktasında değiliz, ancak
orada bir flu durum var; henüz Başbakan atanmış
değildi, bugünlerde atandığını biliyoruz. Hükûmet kurulmuş değil, seçimler yapılmış
değil, darbeyi öngören koalisyon içerisinde de fikir ayrılıkları var.
Dolayısıyla, ilişkilerimiz şu anda rölantide devam
ediyor, kesmedik, kesmeyi de düşünmüyoruz, bir an evvel Mısır’da demokrasiye
geçiş şartlarının olgunlaşmasını bekliyoruz.
“Meslekten
gelmeyen… uygulamasını bilmeyen… dış
politikada etkisi var mıdır?” Yani, meslekten gelme şartını kesin olarak
düşünmemeliyiz; o kişinin bilgisi, birikimi, temsil kabiliyeti itibarıyla
Türkiye ile o hükûmet arasındaki ilişkileri ne kadar götürebileceği konusu
elbette tartışma konusu olabilir.
Sayın Köktürk
“Suriye, Mısır’da muhaliflere ciddi katkı sağlıyoruz veya sağlıyorlar.
Kaddafi’nin muhaliflerine de 200 milyon dolar gönderilmişti, bunun ne kadarı
tahsil edildi?” Bununla ilgili zannediyorum ki Sayın Dışişleri Bakanımıza
verilen gensorularda bu konu görüşülmüştü. Gensoruda söz konusu edilen bir
olayın soru hâline getirilmesi İç Tüzük’ümüz
açısından mümkün değil, ancak eğer bunun dışında, bu kapsamda değilse yeni bir
soruyla bunu da sormanız mümkündür.
Sayın Atıcı
Silifke’nin bir beldesindeki kaçak imardan bahsediyor, doğrusu haberim yok,
kendisinin haberi varsa bunu bize açıkça bildirsin. Bu konu üzerinde kendisine
yazılı cevap vermeyi her hâlde düşünebiliriz.
Sayın Genç yorum
yaptı. Ben hariciyeden bir büyükelçi kadar belki anlamıyor olabilirim ama
parlamenter diplomasi denen bir şey var dünyada ve bunu genelde meclis
başkanları yapar. Beş yıllık dönemimde de parlamenter diplomasinin gereklerini
oldukça fazla yerine getirdim.
Sayın Başkan,
teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum Sayın Bakan.
ALİ İHSAN KÖKTÜRK
(Zonguldak) – Sayın Bakan, bu para geri alındı mı? Davutoğlu bu paranın geri
alınacağını söylemişti. Ben geri alındı mı, onu soruyorum, sorum bu, bu kadar
açık.
BAŞKAN – Teşekkür
ederim.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan…
BAŞKAN – Buyurun
Sayın Hamzaçebi.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan, torba yasa görüşmelerine geçmeden önce 2/B
konusunda Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun önerisini görüşürken Barış ve
Demokrasi Partisi Milletvekili Sayın Adil Zozani bir
değerlendirme yaptı. Emin olamadığım için tutanakları istedim. Tutanaklarda yer
alan şekliyle, Cumhuriyet Halk Partisine yönelik olarak, 1960 yılında çıkan bir
kanunla Cumhuriyet Halk Partisini ilişkilendirmek suretiyle gerçeğe aykırı bir
şey söylemiştir. Grubumuza sataşma olduğu için söz istiyorum efendim.
BAŞKAN –
Soru-cevap işlemi tamamlanmıştır.
Sayın Hamzaçebi,
buyurun.
Sataşma nedeniyle
iki dakika söz veriyorum.
VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
5.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi’nin,
Hakkâri Milletvekili Adil Zozani’nin CHP grup önerisi
üzerinde yaptığı konuşma sırasında CHP Grubuna sataşması nedeniyle konuşması
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Değerli milletvekilleri; 2/B sorununun çözülmesi için
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak dört kez kanun teklifi verdik. Dördüncü
kanun teklifimiz, başlangıçta verdiklerimizle birlikte Türkiye Büyük Millet
Meclisinde yasalaşmayı beklemektedir. Çözüm için verdik bunları.
Biz çözüm için
çırpınırken Barış ve Demokrasi Partisi adına buraya çıkan sayın konuşmacı
“Cumhuriyet Halk Partisinin böyle bir derdi yok.” anlamında bir değerlendirme
yaptı. Sayın konuşmacının konuşma yaptığı konu, Cumhuriyet Halk Partisinin 2/B
arazilerinde yaşayan vatandaşlarımızın sorunlarının araştırılması ve çözüm
yollarının tespit edilmesi önergesi. Bizim önergemizle ilgili konuşuyor. Biz
çözüm için bir önerge getirmişiz ama sayın milletvekili diyor ki: “Cumhuriyet
Halk Partisinin böyle bir derdi yok.” Bu kadar gerçek dışı bir değerlendirmeyi
sizlerin değerlendirmesine, takdirine sunuyorum.
İkinci olarak,
gerçek dışı bir şey daha söylüyor. Cumhuriyet Halk Partisinin vatandaşa bir şey
verme yönünde bir derdi olmadığının kanıtı olarak da kendine göre bir kanun
bulmuş. “1960 yılında çıkan 105 sayılı Kanun.” diyor, İskân Kanunu’na ek kanun.
1960 yılında çıkan 105 sayılı Kanun, Millî Birlik Komitesi döneminde çıkmış
olan bir kanundur. Cumhuriyet Halk Partisi ile herhangi bir şekilde uzaktan
yakından ilgisi yoktur. Biraz yakın tarihi Sayın Zozani
incelerse bunları esasen kendisi de görecektir. Bunu, sizlerin bilgisine, değerlendirmesine
sunuyorum.
Hepinize saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
ADİL ZOZANİ
(Hakkâri) – Yani “Sataşma var.” dememin bir haceti yok, gereği yok, bir sataşma
var.
BAŞKAN – Hayır,
nasıl sataşma var? Sizin söylediklerinize cevap verdi, Sayın Zozani.
ADİL ZOZANİ
(Hakkâri) – Yani, yakın tarihi bilmemekle suçladı Sayın Grup Başkan Vekili.
BAŞKAN – Ondan
dolayı mı?
ADİL ZOZANİ
(Hakkâri) – Evet.
KAMER GENÇ
(Tunceli) – Sayın Başkan, Mısır’a yapılan yardımı eksik söyledi. 250 milyon
dolar da Sisi’ye vermiş, Genelkurmay Başkanına. Niye bunu söylemiyor Bülent
Bey? Onu inkâr etti Bakan.
BAŞKAN – Sayın Zozani, iki dakika söz veriyorum, buyurun.
6.- Hakkâri Milletvekili Adil Zozani’nin,
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi’nin sataşma nedeniyle yaptığı
konuşma sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması
ADİL ZOZANİ
(Hakkâri) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın grup başkan
vekilinin ifadelerini aslında tabii ben… Biz yakın tarihi çok iyi biliyoruz. Çünkü, yakın tarih kafamıza sopa vurula vurula bize
yaşatıldı. Biz yakın tarihi çok iyi biliyoruz. “1960”tan neyi kastettiğimizi de
siz aslında biliyorsunuz da teğet geçiyorsunuz. Teğet geçmeyin lütfen. O,
tarihinizin bir parçasıdır. 27 Mayıs darbesinden sonra kimin neyden
nemalandığını…
Hatta, devamında
da şunu söyleyeyim: 1963’te o dönem kurulan Hükûmette bir İçişleri Bakanıyla bir
Sağlık Bakanı arasındaki bir polemik… Tarih
kitaplarına bakarsanız, okursanız, zahmet ederseniz, görürsünüz. Diyarbakır’a
sağlık ocağı yapıldı diye o dönemin, sizin geleneğinizden gelen Hükûmetin,
sürdürücüsü olduğunuz geleneğin Hükûmetinin İçişleri Bakanı “Efendim, buraya
niye sağlık ocağı yapılıyor, ayrımcılık yapılıyor, bölücülük yapılıyor.” deyip
Hükûmetten istifa ettiğini görürsünüz. Hıfzı Oğuz Bekata’dan
söz ediyorum. Diğer Bakan -çok iyi bilirsiniz- Yusuf Azizoğlu’dur.
Yakın tarihi
biliyoruz, 1960’ları çok iyi biliyoruz. Sivas kampından söz ettim. Sivas
kampında bir devlet geleneğinden söz ediyorum. Devlet orada vatandaşa ait olan
araziyi Sivas kampına götürdüğü o vatandaşlarına karşı şantaj aracı olarak
kullandı, ben ondan söz ediyorum. Devlet kendi vatandaşına karşı kendi malını,
mülkünü şantaj aracı olarak kullanmasın diyorum. O nedenle, 1960’daki o Sivas
kampına götürülen vatandaşların arazilerini “kamulaştırma” adı altında
çıkarılan ek 105 no.lu Kanun ile bugünkü 2/B arazileri konusunda arazilerin
köylülere karşı şantaj aracı olarak kullanılması arasında bir fark olmadığını
ifade etmek için bu örneğe başvurdum ama o örnek de sizin tarihinizin bir
parçası.
Yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN – Evet,
teşekkür ediyorum.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan, benim verdiğim bilgi doğru.
ADİL ZOZANİ
(Hakkâri) – Benim verdiğim bilgi de doğru.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Şimdi, sayın konuşmacı bir iddiada bulundu, “60 yılında
Cumhuriyet Halk Partisinin çıkardığı kanun.” diyor. İşte, kanunun tarihi 19
Ekim 1960, Millî Birlik Komitesi döneminde çıkmış. Konu budur efendim yani
konuyu başka taraflara çekmeye gerek yok.
BAŞKAN –
Tutanaklara geçti Sayın Hamzaçebi.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Tarihte aslında hangi hükûmet döneminde yapılmış olursa
olsun bir yanlışlık yapılmış ise biz bu yanlışlıkların da hiçbir zaman sahibi
değiliz. Yani, güneydoğuya birisi bir hizmet etmiş de bir başkası bunu eleştiri
konusu yapmış ise biz eleştiri yapanı eleştiririz, hizmeti değil. Ama, bir şeyi anlatırken hem Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
önerisinin lehinde konuşmak üzere çıkacaksınız hem “Cumhuriyet Halk Partisinin
bir derdi yok.” diyeceksiniz, bunu yadırgıyorum. Ben sormak istiyorum: Barış ve
Demokrasi Partisinin 2/B arazileriyle ilgili bir kanun teklifi var mıdır, merak
ediyorum. Bizim dört teklifimiz var.
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum Sayın Hamzaçebi.
ADİL ZOZANİ
(Hakkâri) – Sayın Başkan, ben tutanaklara geçmesi açısından ifade ediyorum.
BAŞKAN – Lütfen,
Sayın Zozani…
Konu anlaşıldı
efendim.
ADİL ZOZANİ
(Hakkâri) – “Cumhuriyet Halk Partisinin böyle bir derdi yoktur.” demedim. Sayın
grup başkan vekiline tutanaklarda olmayan ifadeleri bana mal ederek konuşması
yakışmıyor.
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Niğde Milletvekili Alpaslan
Kavaklıoğlu ve Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar ile 100 Milletvekilinin;
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi ve Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve
Turizm Komisyonu ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporları (2/1613, 1/778) (S.
Sayısı: 478) (Devam)
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, yeni madde ihdasına dair görüştüğümüz maddenin Anayasa’ya
aykırı olduğuna dair aynı mahiyette iki önerge vardır, önergeleri okutup
birlikte işleme alacağım, talepleri hâlinde önerge sahiplerine ayrı ayrı söz
vereceğim veya gerekçelerini okutacağım.
TBMM Başkanlığına
Görüşmekte
olduğumuz teklifin 73. m.ye eklenen bb bendi ay nın 128. maddesine aykırıdır.
Gereğini arz
ederiz.
Erkan Akçay S. Nevzat Korkmaz Oktay Vural
Manisa Isparta İzmir
Celal Adan Sinan Oğan Enver Erdem
İstanbul Iğdır Elâzığ
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na
Görüşülmekte olan 478 sıra sayılı yasa teklifinin 73. maddesinin aa) bendinde ihdas edilen yeni
maddenin Anayasa’ya aykırılığı nedeniyle teklif metninden çıkarılmasını arz
ederiz.
Ferit Mevlüt Aslanoğlu Bülent
Kuşoğlu Kazım
Kurt
İstanbul Ankara Eskişehir
İlhan Demiröz Süleyman Çelebi Candan Yüceer
Bursa İstanbul Tekirdağ
Faruk
Loğoğlu
Adana
BAŞKAN – Komisyon
aynı mahiyetteki önergelere katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU BAŞKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet
katılıyor mu?
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Bursa) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Sinan Oğan, Iğdır
Milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)
SİNAN OĞAN
(Iğdır) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bir defa açıkça Anayasa’ya
aykırı bir işlem yapıldığını ifade etmem lazım. Anayasa madde
128’le açıkça çelişen bu işlemi niye yaptığınızın da üzerinde uzun uzun
düşünmek lazım. Tabii devri iktidarınızda benzer uygulamaları o kadar
çok yaptınız ki, istisnai memur atamalarının, aday memurların müdür
yapılmasının o kadar çok örneği var ki… Örneğin -Sayın Sağlık Bakanımız da
buradayken ifade edeyim- Iğdır’da beş yılını tamamlayan onlarca doktor varken
Sayın Sağlık Bakanı acaba nasıl izah edersiniz, aday memurun Iğdır’da Halk
Sağlığı Müdürü olarak atanmasını? Doğrusu, biz bütün Iğdırlılar bunu merak
ediyoruz. Bunun bir kerameti, bu arkadaşın hakikaten üstün nitelikleri, diğer
arkadaşlarda olmayan bir vasfı varsa söyleyin, bunu biz de bilelim.
Şimdi, aynı
mantıkla yaklaştığınız zaman değerli arkadaşlar, Dışişlerinde de benzer bir
kadrolaşma içerisine girmek amacınız çok açık bir şekilde ortaya çıkıyor.
Binlerce uluslararası ilişkilerden mezun gencecik arkadaşlarımız var iken,
binlerce üniversiteden ilgili bölümleri okuyup işsiz olan, herhangi bir şekilde
atanamayan, iş bulamayan öğrencilerimiz var iken sizin siyaset kadronuza
Dışişleri gibi güzide bir kuruluşumuzu yeni istihdam yeri olarak açmanızı
doğrusu Türk milletinin görmesi lazım.
Peki, daha önce
benzer bir uygulama yaptınız, eski milletvekillerinizi bakan yardımcısı
yaptınız. Şimdi, aklımıza şu geliyor: Acaba bu uygulamanızla
siz üç dönemi dolan ve herhangi bir yerde belediye başkanlığına aday
gösteremeyeceğiniz, vali yapamayacağınız arkadaşları şimdi büyükelçi yapmaya mı
kalkışıyorsunuz veya -2015 senesinde Türkiye’nin önemli bir kararı uygulanacak,
yurt dışında binlerce insanımız oy kullanacak- acaba yandaş büyükelçilerinizle,
yandaş büyükelçilerinizi atayarak yurt dışında Türkiye’de yaptığınız gibi oy
üzerinde birtakım tasarrufta mı bulunmak istiyorsunuz? Bunu niye
yapıyorsunuz, bunu açıklamanız lazım. Dışişlerinde yeterince büyükelçi mi yok?
Yeterince uluslararası ilişkiler mezunu veren üniversitemiz mi yok? Bunu da bu
gençlerimize sizin izah etmeniz lazım.
Bunların hepsini
tabii biz görüyoruz, biz anlıyoruz. Siz Dışişleri gibi güzide bir kurumumuza
tamamıyla ve tamamıyla siyaseti sokmakla Dışişleri Bakanlığımızı da yandaş hâle
getirmeye çalışıyorsunuz.
Sayın Davutoğlu
“Dışişlerini nasıl siyasetin bir parçası hâline getiririm? Meslekten gelen
memurların yerine nasıl eski siyasetçilerimizi ve yandaşlarımızı atarım?”, bunu
düşünmek yerine, birazcık terörden bu ülkenin çektiğini, şimdi Sayın
Davutoğlu’nun çabalarıyla beraber komşularımızın yeni bir… Nasıl siz bir madde
ihdas ediyorsunuz, Sayın Davutoğlu’nun bu çabalarıyla yanı başımızda yeni bir
devlet kuruyorsunuz, yeni bir devletçik kuruyorsunuz. Dışişlerimizin
bunu düşünmesi lazım. Irak’ı böldünüz. Irak’ta Barzani’yi siz dış
politikanızın temeli hâline getirdiniz, Irak’ta fiilen bir Kürt bölgesi
oluşturdunuz. Şimdi, benzer hazırlıkların Suriye’de olduğunu görüyoruz. Yakın
bir zamanda İran ve Türkiye ile de KCK’nın
emellerini, hedeflerini açıkça siz gerçekleştirmiş olacaksınız.
Öngörüsüzlüğünüz
dış politikada maalesef bize sıfır komşu mirası bıraktı. Sayenizde hakikaten de
ilişki içerisinde duracağımız, normal ilişki kurabileceğimiz bir tek komşu,
doğru düzgün ilişki kuracağımız bir tek komşu bırakmadı.
Ben, tabii,
grubunuz içerisinde, Dışişlerinden gelen, Dışişleri, diplomasi kökenli, bizim
de Dışişleri Komisyonu Başkanımız da burada, kendisine soruyorum: Gönlü
elveriyor mu? Kendisinin yıllarca Dışişlerinin her kademesinde yapmış olduğu
tecrübeyi, etmiş olduğu zahmeti bir çırpıda bir tarafa koyup kendisiyle aynı
statüde Dışişleri mensubu yeni büyükelçilerin, farklı mesleklerden gelen
insanların, orada kendisiyle beraber aynı tecrübede, aynı işleri, aynı
nitelikteki işleri yapacağını ifade edebiliyor mu veya diğer Dışişleri kökenli
arkadaşlarım?
Arkadaşlar,
mesleğe biraz saygınız olsun, diplomasiye biraz saygınız olsun. Aksi takdirde,
Türkiye'nin bugün içerisinde bulunduğu durumun çok daha kötüsüyle dış
politikada karşı karşıya kalacağımızı ifade eder, saygılar sunarım. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
AYLİN NAZLIAKA
(Ankara) – 60’a göre söz istiyorum yerimden Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hayır,
biz önerge üzerinde konuşuyoruz, lütfen.
Aynı mahiyetteki
önerge üzerinde söz isteyen Faruk Loğoğlu, Adana Milletvekili. (CHP sıralarından
alkışlar)
OSMAN FARUK
LOĞOĞLU (Adana) – Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Değerli
arkadaşlar, istisnai büyükelçiler bağlamında iktidar partisinin getirmekte
olduğu bu düzenleme çok tehlikeli, çok zararlı, çok yanlış bir girişimdir.
Dışişleri Bakanlığı teşkilatı, hep siyasetin ötesinde, mümkün olduğu kadar da
siyasetin dışında kalmış, profesyonel kimliği olan bir kuruluştur. Diplomasi
bir meslektir. Bu meslek mensuplarına dışarıdan müdahale olduğu takdirde sadece
bir kurumla değil, Türkiye’nin geleceğiyle, Türkiye’nin güvenliğiyle, ulusal
çıkarlarıyla oynamakta olduğunuzun farkında olmanızı istiyorum. Tehlikeli
sularda yüzüyorsunuz; bu, ülkenize karşı sorumsuzluktur; bu, ülkenize karşı çok
büyük bir hatadır. Bunu çok iyi anlamanız gerekmektedir.
Değişiklik önerisinin
herhâlde etkileri Dışişleri Bakanlığının bütünlüğünü bozacaktır, Dışişleri
Bakanlığının profesyonel kimliğini yok edecektir ve Dışişleri Bakanlığı
teşkilatını iktidar partisinin arka bahçesi hâline getirecektir. Zaten
Dışişleri Bakanlığı teşkilatına yönelik bu girişimi, iktidar partisinin son
yıllarda yürütmekte olduğu bütün devlet aygıtında kadrolaşma eylemlerinin bir
parçası, yeni bir halkası olarak görmeniz gerekmektedir. Oysa Dışişleri
Bakanlığı, Türk devlet aygıtının en güçlü, en muteber, en itibarlı, en saygın
kuruluşlarından biridir. En son kalelerden birini fethetmeye kalkışmanız ve
bunu Adalet ve Kalkınma Partisinin bir arka bahçesi hâline getirmeye çalışmanız
herhâlde vicdanlara sığacak bir hareket değildir. Dışişleri Bakanlığı teşkilatı,
bir partinin arka bahçesi değil, Türkiye’nin gücüdür, Türkiye’nin kalesidir ve
o şekilde kalması gerekir.
Şimdi, Sayın
Hükûmet Sözcüsü biraz önce, efendim, dışarıdan gelecek istisnai büyükelçilerin
meslekten gelen büyükelçilerden daha az başarılı olacakları varsayımının pek
doğru olmayacağını söyledi. Tabii, tersi de geçerli yani bir hasta bakıcıya
doktor diyebilirsiniz, doktor olarak takdim edebilirsiniz ama o hasta bakıcı,
eğitimi, bilgisi, birikimi olmadığı için doktorluk yapamaz. İstisnai büyükelçilikler
her zaman vardı, fena da bir kurum değildi çünkü hakikaten hizmetlerinden,
bilgisinden Dışişleri, yurt dışında da yararlanılabilecek insanlar hep olmuştur
ama bunları getirip Dışişleri teşkilatında döndükten sonra görev vermek o
bambaşka bir âlemdir, ne birikimleri ne üç dört yıllık büyükelçilik tecrübeleri
buna yeterlidir. Bunu daha önce arkadaşlarımız hem kendi partimizden hem diğer
arkadaşlar çeşitli seviyelerde, Genel Kurul dâhil olmak üzere, açıkladılar,
bunların ayrıntılarına girmek istemiyorum. Fakat şunu bilin:
Yıllardır, cumhuriyet kurulduğundan beri bu ülkeye hizmet veren Dışişleri
Bakanlığı teşkilatı hep başarılı olmuştur, hep saygın olmuştur, uluslararası
itibarı hep yüksek olmuştur, şimdi bunu tersine çevirmeye çalışmanız hangi
maksada hizmet edecektir, sadece partinizin dar menfaatleri dışında hangi
maksada hizmet edecektir, bunu sormanız lazım; yüreklerinizde, aklınızda bu
soruları sormanız lazım. Eskiden yurt dışından dönen istisnai
büyükelçiler, döndükleri anda Dışişleri Bakanlığı teşkilatıyla ilgileri
kesilirdi. Özlük hakları bakımından istedikleri kadar haklardan yararlansınlar
ama bunlara aktif görev vermek herhâlde Dışişleri Bakanlığı teşkilatına sadece
zarar verir; ayrıca, Dışişleri Bakanlığı teşkilatında yıllarca emek vererek üst
noktalara gelmiş insanlara, meslek memurlarına karşı da bir saygısızlık teşkil
eder.
Benim sözlerim
daha çok Türkiye'nin geleceğine, Türkiye'nin ulusal güvenliğine, Türkiye'nin
çıkarlarına yönelik bir çağrıdır. Bu önerinizi geri çekmeniz Türkiye bakımından
şarttır. Bunu yaptığınız takdirde ülkenize büyük bir hizmet vermiş olursunuz,
yapmadığınız takdirde ülkenize büyük zarar vereceksiniz.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Aynı mahiyetteki
önergeleri oylarınıza sunuyorum…
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından
bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Yoklama istiyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Yoklama
talebi var, yerine getireceğim.
Sayın Hamzaçebi,
Sayın Aslanoğlu, Sayın Altay, Sayın Özel, Sayın Çetin, Sayın Toprak, Sayın Nazlıaka, Sayın Canalioğlu, Sayın Atıcı, Sayın Kuşoğlu,
Sayın Topal, Sayın Kurt, Sayın Karaahmetoğlu, Sayın Genç, Sayın Tayan, Sayın Öztrak, Sayın Kesimoğlu, Sayın Akar, Sayın Değirmendereli,
Sayın Öz.
İki dakika süre
veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Niğde Milletvekili Alpaslan
Kavaklıoğlu ve Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar ile 100 Milletvekilinin;
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi ve Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve
Turizm Komisyonu ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporları (2/1613, 1/778) (S.
Sayısı: 478) (Devam)
BAŞKAN – Aynı
mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
Madde 73/bb’de üç önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Sıra Sayılı Kanun Teklifinin 73. Maddesinin bb) Fıkrasının (b) bendi ile değiştirilmek istenen 6085 Sayılı
Sayıştay Kanununun 4 üncü maddesinin (a) bendinde yer alan “mahalli idareler”
ibaresinin madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Pervin Buldan Adil Zozani İbrahim
Binici
Iğdır Hakkâri Şanlıurfa
Sırrı Sakık Abdullah
Levent Tüzel Nazmi
Gür
Muş İstanbul Van
Hasip Kaplan
Şırnak
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 478 sıra sayılı Niğde Milletvekili
Alpaslan Kavaklıoğlu ve Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar ile 100
Milletvekilinin; Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporları (2/1613, 1/778) nın 73 üncü maddesinin (bb) bendinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Mustafa Kalaycı Erkan Akçay Mehmet Günal
Konya Manisa Antalya
Alim Işık Oktay
Vural S. Nevzat
Korkmaz
Kütahya İzmir Isparta
"bb) 3/12/2010 tarihli ve 6085
sayılı Sayıştay Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b)
bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"a) Merkezi
yönetim bütçesi kapsamındaki kamu idareleri ile sosyal güvenlik kurumlarını,
mahallî idareleri, sermayesindeki kamu payı doğrudan veya dolaylı olarak %
50'den fazla olan özel kanunlar ile kurulmuş anonim ortaklıkları (% 50'den az
olması halinde ortaklık hakları yönüyle), diğer kamu idarelerini (kamu kurumu
niteliğindeki meslek kuruluşları hariç),
b) (a) bendinde
sayılan idarelere bağlı veya bu idarelerin kurdukları veya doğrudan doğruya ya
da dolaylı olarak ortak oldukları her çeşit idare, kuruluş, müessese, birlik,
işletme ve şirketleri (kamu payının yarıdan az olması halinde ortaklık hakları
yönüyle),
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
478 sıra sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporlarının 73/bb. Maddesinin tasarıdan
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Kazım Kurt Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Mustafa Moroğlu
Eskişehir İstanbul İzmir
Hülya Güven Kamer Genç Özgür Özel
İzmir Tunceli Manisa
Aytuğ
Atıcı Kadir
Gökmen Öğüt
Mersin İstanbul
BAŞKAN – Komisyon
önergeye katılıyor mu?
AYLİN NAZLIAKA
(Ankara) – Sayın Başkan, söz istiyorum.
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU BAŞKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet
katılıyor mu?
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Bursa) – Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN – Önerge
üzerinde söz isteyen Kamer Genç…
AYLİN NAZLIAKA
(Ankara) – Sayın Başkan, söz istiyorum, 60’a göre yerimden söz istiyorum.
BAŞKAN – Anladım
Sayın Nazlıaka da burada yasal faaliyet yapıyoruz,
önerge görüşüyoruz.
AYLİN NAZLIAKA
(Ankara) – Bugüne kadar bir kez istedim, bakın, dört yasama dönemidir ilk kez
istiyorum, söz vermenizi istiyorum.
BAŞKAN – Bekleyin
efendim, bekleyin.
KAMER GENÇ
(Tunceli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 478 sıra sayılı Yasa Teklifi’nin (bb) bendiyle ilgili
olarak, bunun tasarı metninden çıkarılmasıyla ilgili verdiğimiz önerge üzerinde
söz aldım. Hepinize saygılar sunuyorum.
Biraz önce Bülent
Bey bize cevap verdi, arkadaşımız sordu: “Mısır’a ne kadar yardım yaptınız?”
Mısır’a 2 milyar dolar yaptılar, Mursi’ye. Fakat
sonradan Mursi’nin, bu, ihtilal yapan genelkurmay
başkanı Ankara’ya gelince de Tayyip Bey tutup buna 250 milyon dolar verdi. Onu
söylemedi. Bu devletin kaynaklarını -zaten sizde bir sorumluluk da yok- heba
ediyorsunuz, çarçur ediyorsunuz. Sanki babanızın malını dağıtıyorsunuz. Böyle
bir devlet yönetimi olmaz. Böyle bir devlet yönetimi olmadığı gibi, burada,
Meclise de doğru dürüst bilgi vermiyorsunuz. O zaman niye geliyorsunuz, burada
Meclisin karşısında oturuyorsunuz? Lütfen, biraz kendinize çekidüzen verin,
kendinize bir sorumluluk duygusu takının.
Bu Ahmet
Davutoğlu nerede? Bu, Türkiye’nin dış politikasını sıfıra indiren, Türkiye’nin
dünyada itibarını yok eden bir kişi geldi. Nerede bu adam? Meclisin karşısına
gelip hesap bile vermiyor.
Şimdi, bu maddede
getirilen şu arkadaşlar: Sayıştay denetimini kaldırıyor. Bu Hükûmet iktidara
geldiği günden beri devletin bütün kurumlarında yolsuzluklar alabildiğine
gitti, talanlar alabildiğine gitti, ihaleler yandaşlarına verildi, devlet
kaynakları maalesef talan edildi. Şimdi, burada da bütün denetimler kaldırıldı,
yalnız Sayıştay kaldı geride. Sayıştayda da şimdi,
burada getirilen bu fıkrayla deniyor ki: Eskiden, yüzde 50’den fazlası devlete
ait olmayan yerlerde devletin hissesi yüzde 50’nin altına düşüyorsa ortaklık
hakları nedeniyle Sayıştay bunu denetliyordu. Şimdi, o ortaklık hakları
nedeniyle denetimi kaldırıyor.
Şimdi,
arkadaşlar, bakın, bir TELEKOM’u alın. TELEKOM’da devletin hissesi aşağı yukarı yüzde 45 -benim
tam aklımda değil- ama bir TELEKOM Genel Müdürlüğünde yapılan harcamalar,
yapılan israflar, yani bütçeye muazzam bir zarar veriyor. Bir TELEKOM Genel
Müdürü 200 milyar lira aylık alıyor. Bir yönetim kurulu toplantısı en lüks
otellerde yapılıyor, uçaklar tutuluyor, gidiliyor. Bunların hepsi denetimsiz
kalıyor. Yönetim kurulu üyelerine, denetim kurulu üyelerine o kadar büyük
paralar ödeniyor ki.
Arkadaşlar, bu
devleti, bu hâle, çiftlik hâline koyan AKP’dir. Yahu,
insanlarda biraz sorumluluk olması lazım, insanlarda biraz Allah korkusu olması
lazım. Bu devletin malının ve mülkünün bu kadar çarçur edilmemesi lazım. İhalelerde
öyle yolsuzluklar yapılıyor ki. KİT Komisyonuna gidiyoruz arkadaşlar, Sayıştayı o hâle getirdiler ki, KİT Komisyonunda ciddi bir
inceleme yapılmıyor.
Şimdi, bu sene bütçe
kanununa göre, siz burada bütçeyi geçirmeden önce, Sayıştayın
düzenlediği 132 rapor vardı; niye bunu gizliyorsunuz? Niye gizliyorsunuz? Çünkü, sizin yolsuzluklarınız burada tespit edilmiş. Mesela,
ben birisini söyleyeyim: Efendim, Maliye Bakanlığı Merkez Uzlaşma Komisyonu
var. İçinizde birtakım insanlar muhasebeci. Bu muhasebeciler, birtakım
insanlara, muazzam vergi kaçakçılığından dolayı vergi ve ceza bulunuyor,
gidiyorsunuz orada yandaşlarınız var, talimat veriliyor, Merkez Uzlaşma
Komisyonunda milyarlarca lira, katrilyonlarca liralık vergi sıfıra indiriliyor,
katrilyonlarca lira ceza sıfıra indiriliyor. E, şimdi bunu gizlemişsiniz. Bizim
aldığımız haberlere göre, mesela, bu Sayıştay raporlarından birisinde 8
katrilyon lira civarında vergi aslı ve ceza Merkez Uzlaşma Komisyonunda yok
edilmiş. Ya, o sizin babanızın parası mı? Sizin malınız mı? Bu milletin parası.
Şimdi,
getiriyorsunuz siz, hiçbir sorumluluk duymadan, efendim, şu devlete 2 milyar
lira para, öte tarafta insanların… Yüksekokul bitirmiş insanlarımız aç yahu.
Her gün bana insanlar o kadar çok telefon ediyor; insanlar açlıktan,
işsizlikten intihar ediyor. Vatandaşların en önemli konularından birisi
işsizliktir. Devletin kaynaklarını getirip de kendi malınız gibi, çiftlik gibi
harcıyorsunuz, ondan sonra bu denetimden de kaçıyorsunuz. Bu vicdana sığar mı?
Neden bu devletin 8 katrilyon lirasını getirip de Merkez Uzlaşma Komisyonunda
siliyorsunuz? Bunların isimlerini açıklayın siz eğer çekinmiyorsanız, siz
içinde değilseniz. Bu 8 katrilyon lira silinirken, birilerinin ceplerine
katrilyon liraları koymadılar mı? Kim kanar buna? Yani sen gideceksin, bir tane
vatandaşın parasını, 8 katrilyon lirasını Uzlaşma Komisyonunda yok edeceksin,
cebine beş kuruş almayacaksın! Geçen, geçmişte Citybank’a
5 milyar dolar vergi bulundu, Merkez Uzlaşma Komisyonunda sıfıra
indirildi. Bu parasız mı yapıldı,
birileri bundan menfaat almadı mı? Çıksın buradan söylesinler bunlar. Devleti
böyle çiftlik gibi yönetemezsiniz.
RECEP ÖZEL
(Isparta) – Sakin ol, sakin ol.
KAMER GENÇ
(Devamla) – Burada oturanlar da bize, doğru karar vermek zorundadır.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KAMER GENÇ
(Devamla) – Bülent Bey, bir daha doğru bilgi vermediğin zaman sana karşı çok
ağır konuşacağım.
Saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Evet, Sayın Nazlıaka…
AYLİN NAZLIAKA
(Ankara) – İki dakika mı veriyorsunuz?
BAŞKAN – Bir dakika.
Buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
4.- Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın,
bir AKP milletvekilinin Türkiye Büyük Millet Meclisinde görev yapan kadın
gazetecilere sarf ettiği sözleri kınadığına ve Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanı Fatma Şahin’in bu konuda görüşlerini bildirmesini beklediğine ilişkin
açıklaması
AYLİN NAZLIAKA
(Ankara) – Sayın Başkan, bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında bir
AKP milletvekili kadın gazetecilere ağza alınmayacak sözler sarf etmiştir.
Mübarek ramazan gününde hiçbir ahlaka, hiçbir edebe sığmayan bu sözleri
kınıyorum. Öyle görünüyor ki bu kişi küfretmeyi bir davranış kodu hâline
getirmiştir. AKP milletvekilleri kadına saldırmayı da, gene, kadınlık üzerinden
yapmayı tercih etmektedir.
Ben daha
öncesinde bunun bir örneğini, bizzat, bu çatıda, bu Genel Kurul salonunda
deneyimlemiş birisi olarak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sayın Fatma
Şahin’in de bu konuda görüşlerini bildirmesini istiyorum. Kendisi Genel Kurul
salonunu ben söz alınca koşarak terk etti, bunu da ayrıca kınıyorum. Daha
öncesinde yurt dışında olduğunu söylemişti. Bu sefer de Türkiye’de olduğuna
göre “Görmedim, duymadım, bilmiyorum.” mu diyecektir? Bunu öğrenmek istiyorum.
Biraz edep yahu diyorum.
Teşekkür ederim.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
PERVİN BULDAN (Iğdır)
– Sayın Başkan…
İDRİS BALUKEN
(Bingöl) – Sayın Başkan, Grup Başkan Vekilimiz söz istiyor.
PERVİN BULDAN
(Iğdır) – Sayın Aylin Nazlıaka’nın yapmış olduğu
açıklamayla ilgili ben de kısa bir açıklama yapmak istiyorum. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
RECEP ÖZEL
(Isparta) – Ne oluyor ya?
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Niğde Milletvekili Alpaslan
Kavaklıoğlu ve Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar ile 100 Milletvekilinin;
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi ve Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve
Turizm Komisyonu ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporları (2/1613, 1/778) (S.
Sayısı: 478) (Devam)
BAŞKAN – Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir. (CHP sıralarından gürültüler ve sıra kapaklarına vurmalar) Lütfen
sayın milletvekilleri…
Evet, diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
478 sıra sayılı Niğde Milletvekili Alpaslan Kavaklıoğlu ve Zonguldak
Milletvekili Özcan Ulupınar ile 100 Milletvekilinin; Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Devlet
Memurları Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu ile Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporları (2/1613, 1/778) nın 73 üncü
maddesinin (bb) bendinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Kalaycı (Konya) ve arkadaşları
"bb) 3/12/2010 tarihli ve 6085
sayılı Sayıştay Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b)
bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"a) Merkezi
yönetim bütçesi kapsamındaki kamu idareleri ile sosyal güvenlik kurumlarını,
mahallî idareleri, sermayesindeki kamu payı doğrudan veya dolaylı olarak %
50'den fazla olan özel kanunlar ile kurulmuş anonim ortaklıkları (% 50'den az
olması halinde ortaklık hakları yönüyle), diğer kamu idarelerini (kamu kurumu
niteliğindeki meslek kuruluşları hariç),
b) (a) bendinde
sayılan idarelere bağlı veya bu idarelerin kurdukları veya doğrudan doğruya ya
da dolaylı olarak ortak oldukları her çeşit idare, kuruluş, müessese, birlik,
işletme ve şirketleri (kamu payının yarıdan az olması halinde ortaklık hakları
yönüyle),
BAŞKAN – Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet
katılıyor mu?
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Bursa) – Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN – Önerge üzerinde
söz isteyen Nevzat Korkmaz, Isparta Milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
Getirdiğiniz
kanun teklifinde kamu payı sermayesinin yüzde 50’sinden az olan şirketler,
denetim dışına çıkarılıyor. Yüzde 50’den az da olsa, değerli arkadaşlar, bu,
bir kamu payıdır, kamunun hakkıdır. “Bu şirketler neden Sayıştay denetimi
dışında bırakılıyor?” diye soruyoruz. Bu gayretkeşliğiniz neden? Anlaşılır gibi
değil, neyi saklıyor, ne gizlemeye çalışıyorsunuz? Bu payların, hiç olmazsa
rüçhan hakkı gibi,
bazı ortaklık hakları açısından denetlenmesi lazım. Örneğin, Türk Hava Yolları
yüzde 50 kamu hissesine sahip. Biraz önce bir arkadaşımız söyledi, keza Türk
TELEKOM öyle. Bunlar ekonominin devleri. Bunlar denetlenmeyecek. Bu olabilir
mi? Şirket yönetimi kendisi çalıp kendisi oynayacak.
Verdiğimiz önerge
bunu sağlamaya çalışıyor. Her zamanki gibi AKP tavrı devam ediyor. Milyarlarca
dolarlık kaynak kullanan AKP, denetimden, hesap vermekten kaçıyor.
Saklayacağınız bir şeyler yoksa neden kaçıyorsunuz değerli arkadaşlar? Ama ne
yaparsanız yapın, hesap vermenizi sadece birazcık geciktirebilirsiniz, bundan
kaçış yok.
Değerli
milletvekilleri, iki gün önce bu kürsüden dile getirdik, öz vatanları Doğu
Türkistan'da yaşayan Müslüman Türk kardeşlerimizi, Uygurları, dinsizliği şiar
edinmiş komünist Çin katletmeye devam ediyor. Turfan, Urumçi
ve Hotan'da silahsız kadın-erkek, çoluk çocuk demeden
insanların üzerine ağır silahlar ve tanklarla gidiyorlar, açık bir katliam
yapılıyor. Her tarafa laf yetiştirmeye çalışan, kimsesizlerin kimsesi olduğunu
söyleyen Sayın Başbakan sessizliğini koruyor. Dışişleri kör olmuş, Mısır'dan
ötesini göremiyor. İşte, tam yeri değil mi şu sözün? "Gözleri var
görmezler, kulakları var duymazlar.” Kimseyi kandırmayın, Mısırdaki olaylara
tepki verirken niyetiniz Müslüman kardeşlerimizle dayanışma falan değil. Eğer
öyle olsaydı, Musul'da, Kerkük'te,
Karabağ'da, şimdi de Doğu Türkistan'da yaşayan kardeşlerimiz için sessiz
kalmazdınız. Mısır'dakiler Müslüman da, oradakiler değil mi?
Sorun ne biliyor
musunuz değerli arkadaşlar? Eğer insanlar yüreklerinden millet ve milliyet
mefhumunu siliyor, milliyetçiliği ayaklar altına alıyorlarsa kimliklerini de
kaybediyorlar. Sanıyorum, bugün Hükûmetin yaşadığı atalet ve ilgisizliği ancak
bu şekilde anlatabiliriz. İmralı canisine, Mursi'ye,
Suriye'deki muhaliflere ayırdığınız zamanı, Uygur Türklerinden neden
esirgiyorsunuz?
Dünya Uygur
Kongresi Başkan Yardımcısı Sayın Tümtürk'e kulak
verin. Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde devlet memurları ve öğrencilerin
ramazanda oruç tutması yasaklanmıştır. Bu genelge İnternet’te var değerli
arkadaşlar. Genelge, Komünist Parti liderlerinden yerel yöneticilere halkın
ramazanda yemek yemelerini teşvik etmek üzere yiyecek ikram etmelerini
istemektedir. Hotan'da da aynı yasaklar var.
Görmezlikten gelerek, Müslüman Türklerin bu çığlıklarına kulak tıkayarak
vebalden kurtulacağınızı mı sanıyorsunuz? Böyle yaparsanız ne kıldığınız namaz,
ne tuttuğunuz oruç kabul olur mu değerli arkadaşlar?
Nerede hiç
bilinmeyen coğrafyalara yardım iddiasında olan İHH, Deniz Feneri nerede? Nerede
İslam Konferansı, Müslüman Arap dünyası? Siz neredesiniz, hangi kovuğun
arkasına gizleniyorsunuz? AKP’nin inançlı, imanlı kadroları, sizlere
sesleniyorum: Doğu Türkistan’da Müslüman Türklere bir çocuktan fazla çocuk
yapmak yasaklanmıştır. Nerede “üç çocuk” diye ortalıkta dolaşan Başbakan?
Dünyanın birçok başkentinde telin edilen Çin zulmü karşısında Hükûmet sessiz,
yetkililer devekuşu gibi başlarını kuma sokuyorlar.
Değerli
arkadaşlar, bakın, Japon hücumbotları, Çin Denizinde Doğu Türkistan bayrakları
asarak Çin’e gözdağı verdi. Tokyo’da bir protesto gösterisi, Amerika’da bir
protesto gösterisi, bütün dünya başkentlerinde protesto gösterileri var,
hükûmetler tepkilerini dile getiriyorlar, sadece Ankara kapı duvar! Bu
sessizliğin vebali ağırdır, ramazan ayında inançları ve kimliklerinden dolayı
katledilen Uygurların vebali, sizin üzerinizdedir Sayın Başbakan, Sayın
Dışişleri Bakanı. Allah rızası için artık sesinizi yükseltin, ay yıldızlı gök
bayraklı Müslüman Uygur Türkleri gönül bağlılığı hissettikleri bu topraklardan
yürekli sesler bekliyor diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul
edilmemiştir.
(CHP ve BDP
sıralarından bir grup kadın milletvekili Başkanlık Divanı kürsüsünün önüne
geldi)
BAŞKAN – Böyle
bir söz talebi yok ki zaten, lütfen böyle bir usul olmaz. Lütfen ama
yerlerinize oturun, böyle bir usul söz konusu olmaz.
BİNNAZ TOPRAK
(İstanbul) – Var, böyle bir söz talebi olmuş.
BAŞKAN – Lütfen,
her sayın milletvekili söz istediği zaman, usulüne uygunsa söz verilir. Lütfen
oturun sayın milletvekilleri.
CANDAN YÜCEER
(Tekirdağ) – Yaşanmaması gereken şeyler yaşanıyor maalesef. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Ama bu
usul doğru değil ki.
BİNNAZ TOPRAK
(İstanbul) – …çok çirkin laflar bunlar.
BAŞKAN – Yanlışa
yanlışlıkla cevap verilmez.
Sayın Buldan,
buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
5.- Iğdır Milletvekili Pervin Buldan’ın, Türkiye Büyük
Millet Meclisinde görev yapan kadın gazetecilere yönelik sözleri nedeniyle
AKP’li milletvekilini kınadığına, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma
Şahin’den ve AKP grup başkan vekillerinden bu konuda bir açıklama yapmalarını
beklediğine ilişkin açıklaması
PERVİN BULDAN
(Iğdır) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
AKP’li bir
milletvekili arkadaşımız, Mecliste görev yapan kadın gazetecilere çok çirkin,
ağza alınmayacak bir söylemde. Bir kadın milletvekili olarak bu tür
söylemlerden çok rahatsızlık duyduğumuzu ifade etmek istiyoruz. BDP Grubu
olarak bu milletvekilini kınıyoruz aynı zamanda. Ancak Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanı Sayın Fatma Şahin başta olmak üzere, AKP grup başkan
vekillerinden de bu konuda bir açıklama yapmalarını bekliyoruz.
Teşekkür
ediyoruz.
BAŞKAN – Teşekkür
ediyorum.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Niğde Milletvekili Alpaslan
Kavaklıoğlu ve Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar ile 100 Milletvekilinin;
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi ve Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve
Turizm Komisyonu ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporları (2/1613, 1/778) (S.
Sayısı: 478) (Devam)
BAŞKAN - Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
478 sıra sayılı Kanun Teklifinin 73. Maddesinin bb) Fıkrasının (b) bendi ile değiştirilmek istenen 6085 Sayılı
Sayıştay Kanununun 4 üncü maddesinin (a) bendinde yer alan “mahalli idareler”
ibaresinin madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Pervin Buldan (Iğdır) ve arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Hükûmet
katılıyor mu?
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Bursa) – Katılmıyoruz
efendim.
PERVİN BULDAN
(Iğdır) – Gerekçe…
BAŞKAN –
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Mahalli
idarelerin Sayıştay tarafından denetime tabi tutulması merkezi yapının tek
elden denetlenmesine yönelik sıkıntıları artırıcı ve yerel yönetimlerin karar
alma süreçlerine olumsuz etki edici bir faktördür. Bu nedenle yerel
yönetimlerin denetim mekanizmalarının ayrı tutulması işleyişin hızlı ve etkili
olması bakımından önem arz etmektedir.
BAŞKAN – Son
önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Barış ve
Demokrasi Partisi Grubunun önergesi kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
74’üncü madde
üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
478 sıra sayılı Kanun Teklifinin 74 üncü maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
ve bu maddeye bağlı olarak Teklife aşağıdaki (4) ve (5) sayılı listelerin
eklenmesi arz ve teklif ederiz.
Mahir Ünal Ramazan Can Oğuz Kaan Köksal
Kahramanmaraş Kırıkkale Kırıkkale
Ercan
Candan Recep Özel
Zonguldak
Isparta
"MADDE 74-
Bu Kanuna ekli (2), (3), (4) ve (5) sayılı listelerde yer alan kadrolar ihdas
edilerek 13/12/1983 tarihli ve 190 sayılı Genel Kadro
ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye ekli (I) sayılı cetvelin Spor
Genel Müdürlüğü, Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü, Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığı ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına ait bölümlerine
eklenmiştir."
(4) SAYILI LİSTE
KURUMU: ÇALIŞMA
VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI
TEŞKİLATI : YURTDIŞI
İHDAS EDİLEN KADROLARIN
Sınıfı
Unvanı Derecesi Serbest Toplam
Kadro
Adedi
GİH Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Müşaviri 1 15 15
GİH Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Ataşesi 3 5 5
GİH Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Ataşe Yardımcısı 5 5 5
TOPLAM 25 25
(5) SAYILI LİSTE
KURUMU : AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI
TEŞKİLATI : TAŞRA
İHDAS EDİLEN KADROLARIN
Sınıfı Unvanı Derecesi Serbest Toplam
Kadro
Adedi
YH Hizmetli 10 200 200
TOPLAM 200 200
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 478 sıra sayılı Niğde Milletvekili Alpaslan
Kavaklıoğlu ve Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar ile 100 Milletvekilinin;
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi ve Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Bayındırlık,
İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporları
(2/1613, 1/778) nın 74 üncü maddesinde yer alan
"Spor Genel Müdürlüğü" ibaresinden önce gelmek üzere "Milli
Eğitim Bakanlığı," ibaresinin ve ekli (1) sayılı cetvele aşağıdaki ihdas
edilen kadroların eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa Kalaycı Erkan Akçay Mehmet Günal
Konya Manisa Antalya
Alim Işık Oktay
Vural
Kütahya İzmir
"KURUMU:
MİLLÎ EĞİTİM BAKANLİĞİ
TEŞKİLATI: MERKEZ
İHDAS EDİLEN KADROLARIN
Sınıfı Unvanı Derecesi Serbest Toplam
Kadro
Adedi
EÖH Öğretmen 9 100.000 100.000
TOPLAM 100.000 100.000
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 478 sıra sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Devlet Memurları
Kanunu İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı ile Bayındırlık, imar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporlarının 74. Maddesinin tasarıdan çıkarılmasını arz
ve teklif ederiz.
Ferit Mevlüt Aslanoğlu Kazım
Kurt Mustafa Moroğlu
İstanbul Eskişehir İstanbul
Hülya Güven Aytuğ Atıcı Özgür Özel
İzmir Mersin Manisa
Tufan
Köse Kadir
Gökmen Öğüt
Çorum İstanbul
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ
(Isparta) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?
GENÇLİK VE SPOR BAKANI SUAT KILIÇ (Samsun) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Tufan Köse.
BAŞKAN – Tufan Köse, Çorum Milletvekili.
Buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
TUFAN KÖSE (Çorum) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gerçi
Sayın Bülent Arınç gitti ama tutanakları izlesin, ona birkaç soru yöneltecektim
az evvel, süre yetmedi.
Şimdi, Dışişleri Komisyonu Başkanı Volkan Bozkır burada mı
bilmiyorum, Dışişleri Bakanı yok. Sayın Bülent Arınç Mısır’la ilgili, Mısır’da
yapılan darbeyle ilgili sorulara verdiği yanıtta Mısır’la olan ilişkilerimizin rölantide olduğunu söyledi. Ben hukuk fakültesinde
uluslararası hukuk diye bir ders okudum, orada dış ilişkilerde, uluslararası
ilişkilerin literatüründe ilişkilerin rölantiye
alındığı diye bir terim duymadım bunu kendisine hatırlatmak istiyorum.
Yüreklice konuşsunlar; siz darbeye karşı mısınız, Mısır’da yapılan
darbeye? Mısır’da yapılan darbeye karşıysanız, asker eliyle ortadan kaldırılan
demokrasiyi yeniden, özgür, herkesin katılacağı bir seçimle iade edilene kadar
Mısır’la olan diplomatik ilişkilerimizi kesin, en azından büyükelçilik
seviyesinde olan ilişkileri -aynı İsraille yaptığınız
gibi- kâtiplik düzeyine indirin, madem bu kadar, darbeye karşısınız, yüreklice
bunu söyleyin. Ama yok, siz, darbeye karşı filan değilsiniz. İşin doğrusu, siz
sahte kahramanlık yapıyorsunuz darbelere karşı da. Amerika’nın arkanızda
olmadığı hangi olayda siz darbeye karşısınız? Yani, Mısır’da, Libya’da,
Suriye’de karşıydınız ama Amerika arkanızdaydı. Amerika’nın olmadığı yerde
sizler birer sahte kahramansınız, başta Sayın Başbakan olmak üzere.
Değerli arkadaşlarım, şimdi, 28 Şubatta da, sürekli buraya
geldiğinizde 28 Şubattan bahsediyorsunuz, mağdur olduğunuzdan söz ediyorsunuz.
Aslında 28 Şubatın da mağduru değil, kazananı sizsiniz, yalnızca kazananı
sizsiniz. 28 Şubatta sabaha karşı kimin evine gidilip de gözaltılar
yapıldı? 28 Şubatta hangi biriniz evinde
gözaltına alındınız? Ben hiç duymadım,. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
METİN KÜLÜNK (İstanbul) -
Nereden biliyorsun? Nereden biliyorsun?
TUFAN KÖSE (Devamla) – Ya 28 Şubatta eline pala alan, eline balta
sapı alan…(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri lütfen…
TUFAN KÖSE (Devamla) – …eline kazma alan, Beyoğlu sokaklarında,
Çorum sokaklarında çember sakallı mı aradı? 28 Şubattan da siz nemalanmışsınız.
Tutturmuşsunuz bir 28 Şubat, tutturmuşsunuz bir 28 Şubat. Kaç tane can gitti 28
Şubatta?
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) - Can mı gitmesi lazım? (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
TUFAN KÖSE (Devamla) – Sadece şu Gezi olaylarında 1’isi polis
olmak üzere 6 tane genç insanımız öldü. Kaç tane can gitti Gezi olaylarında
biliyor musunuz?
Bakın, imam, tayyare sesi çıkarınca cemaat uçmaya kalkıyor. Bu Güngör Azim Tuna diye
bir Eskişehir Valisi var -diliyorum gün görmesin- adı Güngör Azim Tuna’ymış,
dün hayatını kaybeden Ali İsmail Korkmaz için ne demiş biliyor musunuz
arkadaşlar, izlediniz mi? Siz gerçi milletvekilinizin kadın gazeteciler için
söylediği lafı da duymamışsınız, bunu da duymamışsınızdır, ben size söyleyeyim,
Ali İsmail Korkmaz için: “Kendi arkadaşlarına bile zarar verip ‘polis yaptı’
süsü veriyorlar.” diyor! Ya bu millet bu kadar mı ahmak?
MUHAMMET BİLAL MACİT (İstanbul) – Lafa bak, yoruma bak, analize
bak, böyle olur mu?
TUFAN KÖSE (Devamla) – Yani polisin yaptığı işlerden, polisin
işlediği cinayetten hangi polis tutuklandı ki bugüne kadar da böyle bir ahmaklık yapsın bu
insanlar? Kimi kandırıyorsunuz siz? Yine, demiş ki: “Bunu yapan, kesinlikle
Türk polisi değil.” Nereden biliyorsun sen kardeşim? Nereden biliyorsun?
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) – Sen nereden biliyorsun? Sen nereden
biliyorsun?
TUFAN KÖSE (Devamla) – Ben Türk polisi yaptı demiyorum. “Sen
nereden biliyorsun?” diyorum ben Valiye, “değil” derken arkadaşlar. Yani bunu
samimiyetle söylüyorum, yürekten söylüyorum. Böyle bir şey söyler mi Vali ya,
bu yakışıyor mu? Lütfen…
ALİ İHSAN KÖKTÜRK (Zonguldak) – Orada bir can öldü. Ölüye saygılı
olun arkadaşlar.
TUFAN KÖSE (Devamla) – Şimdi değerli arkadaşlarım, Polis Vazife ve
Salahiyetleri Kanunu değiştikten sonra 2007’de, polis tarafından tam 128 tane
yargısız infaz gerçekleştirilmiş. Şimdi, bakın, bugün mübarek bir gün, ramazan
günü, bir babanın feryadını söyleyeceğim size. 2007’de dur ihtarına uymadığı
için öldürülen, polis tarafından öldürülen Baran Tursun isimli bir arkadaşımız
vardı. Bunun babası ne diyor biliyor musunuz? İnanın, çok üzüldüm, yüreğim
burkuldu, eğer gerçekse -bunun da İçişleri Bakanı tarafından açıklanmasını
istiyorum- yürekler acısı. Diyor ki Baran Tursun’un babası Mehmet Tursun:
“Ethem’i öldüren katilin serbest bırakılması, polis okullarında destan gibi
ballandıra ballandıra anlatılacak.” Bildiği bir şey
var da diyor demek ki yüreği yaralı baba. Bunun da İçişleri Bakanı tarafından
araştırılmasını istiyorum.
Tabii, ben burada Türkiye
Cumhuriyeti’nin polislerine bir şey söylemiyorum. Ben burada Türkiye
Cumhuriyeti’nin namuslu, ahlaklı, görevini özveriyle yapan polislerini de
eleştirmiyorum. Ben burada iktidarın polisi olmaya çalışan gayretkeş
polislerden bahsediyorum, ahlaklarını unutmuş polislerden bahsediyorum, memur
namusunu, memur yeminini, polis memuru yeminini unutmuş polislerden
bahsediyorum.
Değerli arkadaşlarım, polisin yargısız infaz yapmadığı günler
dileğiyle, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Yoklama istiyoruz.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunacağım, yoklama talebi var, yerine
getireceğim.
Sayın Hamzaçebi, Sayın Aslanoğlu, Sayın Canalioğlu…
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, böyle oturduğu yerde
yoklama olmaz, 20 kişi birden ayağa kalkacak.
ENGİN ALTAY (Sinop) – Neredeyiz biz? Hani
baksana, bir baksana.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Taksit taksit
ayağa kalkma olmaz, hepsi ayağa kalkacak.
ENGİN ALTAY (Sinop) – Taksit taksit
kanun getiriyorsun ya.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Hayır, taksit taksit
olmaz böyle. Ayağa kalkacaklar, 20 kişi bekleyecek.
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, 20 kişinin ayağa kalkması
gerekiyor.
Sayın Akar, lütfen ayağa kalkın, lütfen ama madem yoklama talep
ediliyor. Yani Meclise saygı gösterelim, İç Tüzük’e
saygı gösterelim.
Sayın Altay, Sayın Toprak, Sayın Develi, Sayın Aksünger,
Sayın Özel, Sayın Değirmendereli, Sayın Köse, Sayın Köktürk, Sayın Topal, Sayın
Kurt, Sayın Karaahmetoğlu, Sayın Tayan, Sayın Yıldız, Sayın Ekinci, Sayın Demirçalı, Sayın Sapan, Sayın Akar.
BAŞKAN – İki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri
(Devam)
4.- Niğde
Milletvekili Alpaslan Kavaklıoğlu ve Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar ile
100 Milletvekilinin; Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporları (2/1613, 1/778) (S. Sayısı: 478) (Devam)
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunacağım: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Sayın Aslan, buyurun, söz talebiniz var. (CHP ve BDP sıralarından
sıra kapaklarına vurmalar)
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
6.- Tokat Milletvekili Zeyid Aslan’ın, günlük bir gazetede kendisiyle ilgili çıkan
habere, gazetecilerle bir sohbet esnasında söylediği sözlerin kadınlıkla, kadın
gazetecilikle alakası olmadığına ve kadın gazetecilere hakaretten bahsedenlerin
polislerin anasına küfreden arkadaşları için bir cümle etmediğine ilişkin
açıklaması
ZEYİD ASLAN (Tokat) – Sayın Başkanım, bugün bir günlük gazetede,
pazartesi günü Meclis, çalışmalara başlamadan önce Meclisin bahçesinde bir
milletvekili arkadaşımızla birlikte bir insani duruşumuz, oturuşumuz ve
yatışımızla ilgili, altında çok ağır ve aşağılayıcı yorum yapılarak bir haber
yayınlandı.
Ben, öncelikle, bugün, burada kınama yapan arkadaşların, bir
milletvekilinin insani hâlinin bir gazetede insanlık dışı ve ağır bir eleştiriyle
yayınlanmasına tepki göstermelerini öncelikle beklerdim. Aynı zamanda da olayın
ne olduğunu sormalarını beklerdim. (CHP ve BDP sıralarından sıra kapaklarına
vurmalar)
Bugün, bazı gazeteci arkadaşlarımızla bu konuyu konuşurken bir
örnek verdik, belki örnek şık kaçmamış olabilir ama öncelikle şunu ifade etmek
istiyorum: Bunu kadın-erkek diye ayırmak yanlış. Karşımızdaki muhatap
arkadaşlarımız, gazeteci arkadaşlarımızdı ve bir sohbet esnasında söylenmiş bir
sözden ibarettir. Kadınlıkla, kadın gazetecilikle alakası olmayan bir durumdur.
PERVİN BULDAN (Iğdır) – Söylediğin lafların hiçbir gerekçesi
olamaz!
ZEYİD ASLAN (Tokat) - Ama burada şunu ifade etmek istiyorum:
Bugün, burada, kadın gazetecilere hakaretten bahsederek konuşma yapanlar,
polislerin anasına küfreden arkadaşları için bir cümle etmediler! (AK PARTİ
sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar; CHP ve BDP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan…
BAŞKAN – Sayın Satır…
İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Ne alakası var! Kendini polis üzerinden
aklamaya çalışıyorsun!
KEMAL DEĞİRMENDERELİ (Edirne) – O polislerin üstünden politika yapma!
BAŞKAN – Sayın Satır, buyurun.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan, söz istiyorum.
BAŞKAN – Vereceğim efendim.
KEMAL DEĞİRMENDERELİ (Edirne) - O gençlerin üzerinden suçunuzun
üzerini kapatamazsın!
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan…
BAŞKAN – Vereceğim size.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Duyamıyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN - Daha önce sisteme girdiler Sayın Satır ve Sayın Vural.
Siz de sisteme girin, vereceğim.
Sayın Satır, buyurun.
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) – Sayın Başkan…
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Efendim, bir saniye…
Siz, “Sisteme girin.” diyerek benim konuşma biçimimi
biçimlendirmeye çalışıyorsunuz.
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) – Söz hakkı bende ama Başkanım…
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, sizin öyle bir yetkiniz
yok! Beyefendi size tarif edecek, siz öyle yöneteceksiniz!
BAŞKAN – Sayın Hamzaçebi, ne alakası var sizin konuşma biçiminizi
şekillendirmekle. Diyorum ki: Sayın Satır ve Sayın Vural sisteme girdiler.
Sayın Satır’a söz verdim, Sayın Vural’a vereceğim ve
size vereceğim.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Böyle bir hakkınız yok, istediği zaman
konuşabilir!
BAŞKAN – Yani, sizin konuşma biçiminizi niye şekillendireyim ben?
Niye böyle algılıyorsunuz? Lütfen…
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Bir saniye…
Sayın Başkan…
BAŞKAN – Lütfen ama…
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, burada konuşmacı
konuşacak, sistem açılmış.
BAŞKAN – Söz verdim Sayın Satır’a.
Müsaade edin, konuşsun.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Lütfen, nazik olsun, konuşmacının
konuşmasına müsaade etsin.
BAŞKAN – Evet, onun mücadelesini veriyorum.
Buyurun Sayın Satır…
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Ben onu fark etmedim, konuşsun,
tekrar ayağa kalkacağım.
BAŞKAN – Her şeye müdahale ediyorsunuz ya.
Buyurun Sayın Satır.
7.- İstanbul Milletvekili Mihrimah Belma Satır’ın, Tokat
Milletvekili Zeyid Aslan’ın kadın gazetecilere
yönelik kullandığı sözlerin kabul edilemez olduğuna, şahsı ve AK PARTİ’li kadın milletvekilleri adına bu ifadeleri
reddettiğine ilişkin açıklaması
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
(CHP sıralarından gürültüler) Arkadaşlar bir dakika. Biraz sakin olursanız…
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Tokat Milletvekilimiz Sayın
Zeyid Aslan hakkında İnternet sitelerinde yayınlanan
haberi okudum. Biraz evvel de Sayın Aslan konuyla ilgili açıklamayı yaptı.
Haberde kadın gazetecilere yönelik kullanılan söz ve cümlelerin kabul edilemez
olduğunu öncelikle ifade etmek isterim. Geç saatlere kadar çalıştığımız bu
mekân bizim için özeldir ve âdeta bizim mahremimizdir. Burada yaptıklarımız,
hareketlerimiz, oturma tarzımız gazeteciler için konu olmamalıdır ama bununla
birlikte, gazetecilik mesleği gereği arkadaşlarımızın haber peşinde koşmalarını
da makul görüyorum. Resmin yayınlanmasını takdirlerinize sunuyorum. Hepiniz
milletvekilisiniz, hepiniz aynı vaziyetlerde olabilirsiniz…
ERKAN AKÇAY (Manisa) – Yok olmayız ya. Ben niye olacağım?
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) – Ancak Sayın Zeyid
Aslan’ın ifadelerini reddettiğimi, şahsım adına ve AK PARTİ’li
kadın milletvekilleri adına bu ifadeleri reddettiğimi de saygıyla sunmak
istiyorum.
Teşekkür ederim. (CHP, MHP ve BDP sıralarından alkışlar)
PERVİN BULDAN (Iğdır) – Bravo Belma Hanım.
BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) – Bravo.
ALİ ŞAHİN (Gaziantep) – Tahrik etmeyin.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Vural…
OKTAY VURAL (İzmir) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak da…
ZEYİD ASLAN (Tokat) – Sayın Tayyip Erdoğan’ın annesi, anne değil
mi? Polisin annesi, anne değil mi? (AK PARTİ ve CHP sıralarından gürültüler)
ALİ ŞAHİN (Gaziantep) – Tahrik etmeyin!
BAŞKAN – Sayın Vural, buyurun.
Sayın milletvekilleri, lütfen… (AK PARTİ ve CHP sıralarından
gürültüler)
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 19.29
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 19.37
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Muharrem IŞIK
(Erzincan), Dilek YÜKSEL (Tokat)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
137’nci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
478 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin
görüşmelerine devam edeceğiz.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri
(Devam)
4.- Niğde
Milletvekili Alpaslan Kavaklıoğlu ve Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar ile
100 Milletvekilinin; Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporları (2/1613, 1/778) (S. Sayısı: 478) (Devam)
BAŞKAN - Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Sayın milletvekilleri, birleşime saat 20.00’ye kadar ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 19.38
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 19.49
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Muharrem IŞIK
(Erzincan), Dilek YÜKSEL (Tokat)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
137’nci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
478 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin
görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Grupların ortak kararı neticesinde birleşime saat 21.30’a kadar
ara veriyorum.
Kapanma Saati: 19.50
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 21.33
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Muharrem IŞIK
(Erzincan), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 137’nci Birleşiminin
Beşinci Oturumunu açıyorum.
478 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin
görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Sayın Vural, söz talebiniz var.
Buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
8.- İzmir Milletvekili Oktay
Vural’ın, MHP Grubu olarak bir milletvekilinin kadın gazetecilere yönelik
sözlerini kınadığına ilişkin açıklaması
OKTAY VURAL (İzmir) – Evet, Sayın Başkan, bir milletvekilinin
kadın gazetecilere yönelik sözlerini Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak
bizim de kınadığımızı ifade istiyorum efendim. Onun için söz istedim.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ederim.
Sayın Hamzaçebi, buyurun.
9.- İstanbul Milletvekili Mehmet
Akif Hamzaçebi’nin, Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında gazetecilere
yapılanları kınadığına, adı geçen milletvekilinin sözlerinin arkasında duran
bir anlayışla Genel Kurulda konuşma yapmış olmasını üzüntü verici bulduğuna ve
bu konuda Başkanlık makamının üzerine düşeni yapmadığına ilişkin açıklaması
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında bugün son derece üzücü
bazı olaylar yaşadık. Gazeteciler kamu
görevleri yaparlar. Bu görevlerini ifa ederken hoşumuza giden haberleri
yapabilecekleri gibi bizi üzebilecek haberler de yapabilirler. Önemli olan, bu
haberlerin içeriğinin doğruluğudur. Böyle olduğu hâlde, bu haberlere karşı
kendimizi sorgulamak yerine gazetecilere saldırmayı, onları incitmeyi, rencide
etmeyi, onlara ağza alınmayacak sözler söylemeyi kesinlikle doğru bulmadığımı,
kınadığımı ifade etmek isterim.
Ancak, bundan daha sonra meydana gelen gelişmeler daha da üzücü
olmuştur. Adı geçen milletvekilinin, ilgili milletvekilinin
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna gelerek bu sözlerinden duyduğu
pişmanlığı ifade etmesi kendisinden beklenirken, tam tersi bir anlayışla, âdeta
o sözlerinin arkasında duran, onları mazur göstermeye yönelik ya da “Benzer
sözleri başkaları da söyledi, benim yaptığımda ne var?” gibi bir anlayışla
burada konuşma yapmış olmasını çok da üzücü buluyorum.
Yine, bir üzücü nokta, bu konuşma Adalet ve Kalkınma Partisi
Grubunun bir kısım milletvekillerince alkışlarla karşılanmıştır. Böylesi bir
konuşmanın alkışlarla karşılanmış olmasını hakikaten üzüntüyle karşılıyorum.
Ancak, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına söz alan değerli grup başkan
vekili güzel bir konuşma yaparak bu konuda Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunun
görüşlerini ifade etti. Bunu önemli bulduğumu, önemli karşıladığımı ve mutlu
olduğumu ifade ediyorum.
Sayın Başkan, bir de şu konuyu dikkatinize sunmak istiyorum:
“Geliyorum.” diyen bir krize davetiye çıkarmak, bu krizi öngörememek, doğrusu,
Başkanlık makamına uygun düşmemiştir. Bu kriz hiç yaşanmayabilirdi,
önlenebilirdi. Bu konuda Başkanlık makamı üzerine düşeni yapmamıştır. İki üç
gündür böyle bir tabloyu yaşıyoruz, Başkanlık makamını daha dikkatli olmaya
davet ediyorum.
Teşekkür ederim
BAŞKAN – Uyarınız için teşekkür ediyorum Sayın Hamzaçebi.
Sayın Elitaş, buyurun.
10.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın, AK PARTİ’li
milletvekilinin kadın gazetecilere söylediği sözleri doğru bulmadığına, bu
milletvekilinin özür dilemek için yaptığı konuşmasını muhalefet partisindeki
milletvekillerinin kesmeye çalıştığına ve herkesin hangi noktada hatası varsa
üstüne gidilip kınanması gerektiğine ilişkin açıklaması
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Biraz önceki oturumda yaşanan hadiseleri üzüntüyle karşıladığımızı
ifade etmek istiyorum.
Milletvekili arkadaşımızın, basında çıkan, kadın gazetecilerle
ilgili söylediği ifadeyi grup başkan vekilimiz uygun bulmadığını ifade etmişti.
Ama sadece milletvekillerinin buradaki veya basında çıkan sözleri kınamak,
eleştirmek yönünde ve iktidar partisi grubuna ait bir milletvekilinin yaptığı
hareketi -ki özür dilemek, sözünü geri almak babında yaptığı konuşmayı-
maalesef, muhalefet partisindeki milletvekilleri sıra kapaklarına vurarak,
gürültüyle kesmeye çalışmışlardır. Ama aynı hassasiyeti, Twitter’dan,
bir milletvekili tarafından, Sayın Başbakana yönelik yapılan hakaretleri,
küfürleri ve annesine yapılan küfürleri de aynı şiddetle kınamalarını
beklerdim.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Öyle bir şey yok, yalan söylüyor.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Öte yandan, bir milletvekilinin polise,
polislere fiilen ve kayıtlara geçmiş bir şekilde küfretmesini de, o milletvekilinin
de kınanmasını beklerdim.
Tekrar altını çizerek ifade ediyorum: Tek taraflı olmayan, böyle
bir sözün ve söylemin hiçbir milletvekiline yakışmadığını, böyle bir sözün
doğru bulunmadığını ama standartlarla ayırmayıp herkesin hangi noktada hangi
hatası varsa üstüne gidilip kınanması gerektiğini ifade ediyorum.
Saygılar sunuyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan, bir söz istiyorum
efendim. Grubumuza yönelik olarak bir sataşmada bulunmuştur Sayın Grup Başkan
Vekili.
BAŞKAN – Buyurun.
VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR (Devam)
7.- İstanbul Milletvekili Mehmet
Akif Hamzaçebi’nin, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın
yaptığı açıklama sırasında CHP Grubuna sataşması nedeniyle konuşması
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Ben Sayın Belma Satır’a tekrar çok teşekkür ediyorum. Onun göstermiş olduğu
bu güzel ve üstün tavır öyle anlaşılıyor ki diğer grup başkan vekili
arkadaşları tarafından benimsenmiyor. Göz her şeyi görür ama kendini göremez.
İnsanın kendini ve yaşadığı olayları görebilmesi için kalp gözüne sahip olması
gerekir. Kalp gözü olmayanlar olayları göremezler, bilemezler, fark edemezler.
Yaşanan bir üzücü olaydan sonra gönülleri almak, gönülleri tamir etmek varken
sen de şunu yaptın, bunu yaptın gibi yaklaşımlarla olayı başka yere çekmeyi
doğru bulmuyorum.
İkinci olarak da Sayın Başbakana, sayın bakanlarımıza, bir
milletvekilimize, kim olursa olsun Cumhuriyet Halk Partisi Grubundan hiçbir
milletvekili bu şekilde bir saldırıda, tweet atmak
suretiyle bir eleştiride bulunmamıştır. Böyle bir milletvekili olursa biz
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak gereğini yapmaya hazırız. Hiçbir zaman da
kalkıp “Siz de şunu yapmıştınız.” gibi bir şey demeyiz, böyle bir gerekçenin
arkasına sığınmayız.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, kalp gözüne gerek yok,
gerçek gözle baktığı zaman görürler.
RECEP ÖZEL (Isparta) – Twitter
hesaplarında var.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri
(Devam)
4.- Niğde
Milletvekili Alpaslan Kavaklıoğlu ve Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar ile
100 Milletvekilinin; Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporları (2/1613, 1/778) (S. Sayısı: 478) (Devam)
BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 478 sıra sayılı Niğde Milletvekili
Alpaslan Kavaklıoğlu ve Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar ile 100
Milletvekilinin; Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporları (2/1613, 1/778) nın 74 üncü maddesinde yer
alan "Spor Genel Müdürlüğü" ibaresinden önce gelmek üzere "Milli
Eğitim Bakanlığı," ibaresinin ve ekli (1) sayılı cetvele aşağıdaki ihdas
edilen kadroların eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Kalaycı (Konya) ve arkadaşları
"KURUMU: MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI
TEŞKİLATI: MERKEZ
İHDAS EDİLEN KADROLARIN
Sınıfı Unvanı Derecesi Serbest Toplam
Kadro
Adedi
EÖH Öğretmen 9 100.000 100.000
TOPLAM 100.000 100.000
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ
(Isparta) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI FATMA ŞAHİN (Gaziantep) –
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın Erkan Akçay…
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Erkan Akçay, Manisa
Milletvekili.
ERKAN AKÇAY (Manisa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
74’üncü maddede verdiğimiz önerge üzerinde söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Millî Eğitim Bakanlığı iç denetçilerinin raporuna göre, Türkiye'de
133.317 öğretmen açığı varken yaklaşık 350 bin öğretmen hâlâ atama
beklemektedir. Millî Eğitim Bakanlığı, öğretmen açığı ve atama bekleyen
öğretmenleri öncelikli olarak gündemine almalıdır. “Bütçe yetersiz, kadromuz
kısıtlı.” söylemleri en azından eğitim için geride kalmalıdır çünkü eğitimin
sorunlarını ertelemeniz mümkün değildir.
Burada vermiş olduğumuz önergeyle öğretmen açığının önemli ölçüde
giderilmesi için 100 bin öğretmen kadrosu ihdas edilmesini öneriyoruz.
İstenildiği zaman pek çok yere, pek çok kişiye, kuruma pekâlâ kadro
alınabilmektedir, bu da son derece makul bir kadro önerisidir.
Sayın Başbakanın atanamayan öğretmenlere bakış açısını hatırlatmak
bakımından tekrar sizlerle paylaşmak istiyorum.
Yıl 2002, İzmir mitingi: “Şu sisteme bakın hele, ülkede 72 bin
öğretmen açığı var, sen sınavla öğretmen seçiyorsun. Hangi akla hizmet ediyorsunuz?
Biz hükûmetimizi kurduğumuzda bütün öğretmenleri göreve başlatacağız ve
öncelikli olarak eğitim sorununu çözeceğiz.”
Yine, 2002, Samsun mitingi: “Biz geldiğimizde üniversiteyi bitiren
öğretmen adaylarının ‘Ne yapacağım, sınavı ya kazanamazsam.’ korkusu olmayacak
çünkü sınav olmayacak.”
2002, Gaziantep mitingi: “Bunlar bir de sınavla öğretmen alıyor. O
zaman niye okutuyorsun bu öğrencileri, yazık değil mi? ‘Öğretmen almıyorum.’
de, bu evlatlarım okumasın boşuna. Ama, biz iktidar
olunca inşallah boşta öğretmen adayı kalmayacak.” İktidar olduktan sonra
değişen ve dönüşen Sayın Başbakan, on yıl sonra yani 2012 yılında öğretmen
açığı 133 bini geçmiş, atamayan öğretmen sayısı 370 bine ulaşmışken ne diyor?
Diyor ki: “Öğretmen maaşları memura haksızlıktır. Zaten on beş saat
çalışıyorlar, bir de iki ay tatil yapıyorlar.”
Bizlere düşen görev öğretmenlerin katlanan ve derinleşen
sorunlarına bir an önce çözüm bulmakken AKP’nin içindeki bir komisyon âdeta
öğretmenlerimizi aşağılamakta ve itibarsızlaştırmaya çalışmaktadır. AKP’nin
içindeki bu komisyonun adı öğretmenleri itibarsızlaştırma komisyonudur ve bu
komisyonun başkanı da Sayın Başbakandır, üyeleri de Millî Eğitim eski Bakanı
Ömer Dinçer’le AKP Grup Başkan Vekili Sayın Elitaş’tır.
Bu komisyonun başkanı Sayın Başbakanın öğretmenlerimizle ilgili fikirlerini
söyledim, şimdi diğer üyelere bakacak olursak: “Ben öğretmen olmak isteyenleri Eminönü’deki caminin önünde bekleyen güvercinlere
benzetiyorum. Bekliyorlar ki biri önlerine yem atsın.” ve “Atama bekleyen öğretmenler
kendisine başka iş bulsun.” diyerek öğretmenleri aşağılamıştır. Yine, bir başka
sayın bakan öğretmenlere şahsiyet kazandırmak isteyen bir insan olarak Ömer
Dinçer’in bu sözlerini yorumlamıştır ve Sayın Elitaş
da “Öğretmen 1.800 lira maaş alıyormuş. Ne iş yapıyorlar? Git git, gel.
Beğenmeyen başka iş yapsın.” diyerek öğretmenleri ve öğretmenlik mesleğini
küçümsemiştir.
Sayın Başbakan, Millî Eğitim Bakanı ve AKP’li yöneticilerin
öğretmenlerin çalışma saati, maaşları ve öğretmen atamalarına ilişkin bu yanlış
ve kamuoyunu yanıltan açıklamaları öğretmenlerimizin psikolojik olarak
yıpranmalarına yol açmakta ve öğretmenlerle diğer kamu görevlilerini ve toplumu
karşı karşıya getirmektedir.
Geleceğimizin güvenceleri olan çocuklarımızı hayata hazırlayan
öğretmenlerimiz hâlâ en temel ihtiyaçlarını gidermekte zorluk çekmekte ve
ekonomik problemler karşısında da maalesef çaresiz bırakılmaktadır.
Bu düşüncelerle önergemizin kabulünü diliyor, hepinize saygılar
sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Karar yeter sayısı…
BAŞKAN – Karar yeter sayısı arayacağım.
Kabul etmeyenler… Karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 21.46
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati: 21.53
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Muharrem IŞIK
(Erzincan), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
137’nci Birleşiminin Altıncı Oturumunu açıyorum.
478 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin
74’üncü maddesi üzerinde Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve arkadaşlarının
vermiş olduğu önergenin oylanmasında karar yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi, önergeyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı
arayacağım.
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Karar yeter sayısı vardır, önerge
kabul edilmemiştir.
478 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin
görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 478 sıra sayılı Kanun Teklifinin 74 üncü
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini ve bu maddeye bağlı olarak
Teklife aşağıdaki (4) ve (5) sayılı listelerin eklenmesi arz ve teklif ederiz.
Mahir Ünal (Kahramanmaraş) ve arkadaşları
"MADDE 74- Bu Kanuna ekli (2), (3), (4) ve (5) sayılı
listelerde yer alan kadrolar ihdas edilerek 13/12/1983
tarihli ve 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye
ekli (I) sayılı cetvelin Spor Genel Müdürlüğü, Türkiye İş Kurumu Genel
Müdürlüğü, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanlığına ait bölümlerine eklenmiştir."
(4) SAYILI LİSTE
KURUMU: ÇALIŞME VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI
TEŞKİLATI : YURTDIŞI
İHDAS EDİLEN KADROLARIN
Sınıfı
Unvanı Derecesi Serbest Toplam
Kadro
Adedi
GİH Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Müşaviri 1 15 15
GİH Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Ataşesi 3 5 5
GİH Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Ataşe Yardımcısı 5 5 5
TOPLAM 25 25
(5) SAYILI LİSTE
KURUMU : AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI
TEŞKİLATI : TAŞRA
İHDAS EDİLEN KADROLARIN
Sınıfı Unvanı Derecesi Serbest Toplam
Kadro
Adedi
YH Hizmetli 10 200 200
TOPLAM 200 200
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın Başkan…
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI LÜTFÜ ELVAN (Karaman) – Takdire
bırakıyoruz.
BAŞKAN – Bir saniye…
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın Başkan, bu maddeyle ilgili bir hususu
arz etmek istiyorum.
Bilmiyorum ama daha geçici 1’inci madde kabul edilmiş değil.
Geçici 1’inci maddeye bağlı olarak bir cetvel oluşturulmasını nasıl kabul
edeceğiz? Geçici 1 kabul edilmeden kadro ihdas ediyorsunuz. Gerekçede deniyor
ki: “Teklifin geçici 1 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca yapılacak
atamalarda kullanılmak üzere…” Aslında bunun geçici 1’inci maddeye eklenmesi
gerekmiyor mu? Yani daha kabul edilmemiş. Şarta bağlı önerge olmaz
biliyorsunuz. Burada bir problem olmasın.
BAŞKAN – Evet, Sayın Komisyon Başkanı…
OKTAY VURAL (İzmir) – Bir dakika…
İkinci husus da Sayın Başkan, şimdi, bu Plan ve Bütçe Komisyonunun
kabul ettiği metne ekli listeler: “(I) sayılı liste” diyor, “(2) sayılı liste”
diyor, “(3) sayılı liste” diyor, demek ki bu listeler kabul edilmiş ancak
74’üncü madde sadece bu kanuna ekli (2) ve (3) no.lu listelerden bahsediyor.
“(I) no.lu liste kabul edilmiş.” diyor ama yok. Burada bir problem var efendim.
BAŞKAN – Komisyon Başkanının açıklamasını bir dinleyelim.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan… Sayın Başkan…
OKTAY VURAL (İzmir) – Liste yok.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Efendim, ben de bununla ilgili
bir soru sorayım da…
BAŞKAN – Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 21.56
YEDİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 22.11
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Muharrem IŞIK
(Erzincan), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 137’nci Birleşiminin
Yedinci Oturumunu açıyorum.
478 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin
görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Şimdi, 74’üncü maddede son önerge üzerinde…
Sayın Komisyon Nurettin Canikli ve arkadaşlarının önergesine
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) –
Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI FATMA ŞAHİN (Gaziantep) –
Katılıyoruz Sayın Başkan.
Evet, önerge üzerinde söz isteyen Sayın Mustafa Elitaş, Kayseri Milletvekili.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
bir hususu açıklamak için burada bulunuyorum. Muhtemelen inanıyorum, ümit
ediyorum ki biraz önce burada ifade eden arkadaşımız da herhâlde İnternet’ten
aldığı yanlış bir haber doğrultusunda incelemeden, araştırmadan bizim
üzerimizden bir meseleyi dile getirmeye çalıştı.
2011 yılının Eylül ayında öğretmenlerle ilgili bir sendika bana
müracaat etti. 652 ve 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’de kendilerinin yer
almadığını, maaşlarının düşük olduğunu ifade ettiler, “Bu konuda ne
yapabilirsiniz?” dediler. Biz de o çalışmalarımızda hem daha önceki gelen hem de
o gün gelen arkadaşlarımızdan aldığımız bilgi ve Maliye Bakanlığından aldığımız
bilgi doğrultusunda 9/1 öğretmen ile 13/1 hizmetli arasında 30 liralık ücret
farkı olduğunu ifade ettik. Bir üniversite doçenti 2.400 lira alırken bir
öğretmenin 1.800 lira, en üst seviyede, 1’inci dereceden bir öğretmenin 1.800
lira, 9’uncu dereceden bir öğretmenin de 1.700 lira civarında aldığını, aradaki
farkların çok düşük olduğunu ifade ettik. Bugün, geleceğimizi
teslim ettiğimiz, en değerli varlıklarımız olan evlatlarımızı ellerine teslim
ettiğimiz öğretmenlerin maaşlarının çok düşük olduğunu ifade ederken arkadan da
şunu söyledik, dedik ki: “Bu kadar düşük maaş olmasına rağmen, hâlâ 300 bin
kişi-500 bin kişi bu meslek için sıraya giriyorsa, birbirleriyle yarış
hâlindeyse bunda bir terslik var.” Ama her ne hikmetse o gün bizi
ziyarete gelen sendika farklı bir şekilde ifade ederek: “Sayın Elitaş öğretmen maaşlarının fazla olduğunu, bunların yerine
göz diken 1 milyon civarında öğretmen adayının bulunduğunu, bu öğretmen adaylarının
bulunmasından dolayı bu maaşların yüksek olduğunu ifade eden yanıltıcı ve
yanlış bir bilgi vermişler…” Kendilerini defalarca aramamıza
rağmen, öğretmen maaşlarının düşük olduğunu ifade ederken bir örnek
verdiğimizin, 1 milyon 500 bin-1 milyon 800 bin liraya bu öğretmenlerin
çalıştığını, özveriyle çalıştığını ama bunlar çalışırken de sırada,
birbirleriyle olağanüstü yarış içerisinde bulunan adayların çokluğunun bir
çelişki olduğunu ifade etmemize rağmen bunu farklı bir şekilde ortaya
koymuşlardır. Defalarca da söylememize rağmen, maalesef, herhâlde
fikirlerimiz tutmadığından dolayı o sendika düzeltme ihtiyacını hissetmemiştir.
Sayın milletvekili burada bu konuyu gündeme getirdiğinden tekrar
açıklama ihtiyacı hissettim.
Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge kabul edilmiştir.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan, biraz önce, ara
vermeden önce Sayın Oktay Vural bir konuyu gündeme getirdikten sonra ben de
aynı maddeyle ilgili olarak bir konuyu gündeme getirmek üzere ayağa kalktım
fakat benim konuşmama fırsat vermeden oturumu kapadınız. Yani, ben de aynı
konuyla ilgili, aynı maddeyle ilgili bir başka konuyu gündeme getirecektim,
buna maalesef fırsat vermediniz. Bunu doğrusu anlayabilmiş değilim. Oturumu
açtınız, “Sayın Hamzaçebi, bir şey söyleyecektiniz, neydi acaba?” diye bir soru
sormanızı beklerdim, onu da sormadınız.
Şimdi ben söylemek istediğimi söyleyeceğim: Komisyondan geçen ve
Genel Kuruldaki önergeyle yeni kadro ilaveleriyle yeniden düzenlenen bu madde
Anayasa’nın 163’üncü maddesine aykırı olarak düzenlenmiştir. Anayasa’nın
163’üncü maddesi, cari yıl bütçesine yük getirecek veya ileriki yıl bütçelerine
yük getirecek bütün düzenlemelerin, o bütçeye getireceği yüke ilişkin bir
hesabın ilgili kanun tasarısına eklenmesini öngörür. Anayasa’nın 163’üncü
maddesi gayet açıktır. Esasen, Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu’na göre
böyle bir tablonun bu tasarıya, teklife eklenmesi gerekirken bu ihmal
edilmiştir. Komisyonda bu eksiklik tamamlanabilirdi, bu tamamlanmadı; buraya
geldi, önergeyle madde kapsamı yani bütçeye gelecek yükün kapsamı
genişletiliyor ama buna rağmen Hükûmet Parlamentoyu Anayasa’nın 163’üncü
maddesine göre bilgilendirme ihtiyacı duymuyor. Doğrusu, Anayasa hükümlerini bu
kadar pervasız bir şekilde diyeceğim -yani Anayasa hükmü
açık, ve Komisyon bunu gayet iyi bilir, Hükûmet bilir, bakanlar bilir- bu kadar
göz göre göre ayaklar altına alınmasını, doğrusu ben içime sindiremiyorum.
Genel Kurulun bilgisine, dikkatine sunuyorum.
Bir soruyu da dün sormuştum, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
25 tane yurt dışı kadro alıyor, acaba hangi ihtiyaçtan almaktadır? Yurt
dışındaki işçilere verilen hizmetimiz arttı da mı bu ilave kadroyu istiyor
yoksa birtakım subjektif gerekçelerle belirli
birtakım kişileri yurt dışı kadrolara tayin etmek amacıyla mı bu kadrolar talep
ediliyor. Dün sormuştum, bir cevap alamadım, bugün bir kez daha soruyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Hamzaçebi.
Kabul edilen önerge doğrultusunda maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, yeni madde ihdasına dair otuz önerge
vardır. İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre yeni bir
madde olarak görüşülmesine Komisyonun salt çoğunlukla katıldığı önergeler
üzerinde görüşme açılır ve bu maddede belirtilen sayıda önerge verilebilir. Bu
nedenle, önergeyi okutup Komisyona soracağım. Komisyon önergeye salt
çoğunlukla, 21 üyesiyle katılırsa önerge üzerinde yeni bir madde olarak görüşme
açacağım. Komisyonun salt çoğunlukla katılmaması hâlinde ise önergeyi işlemden
kaldıracağım.
Şimdi, ilk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 478 sıra sayılı Kanun Teklifine 74 üncü maddeden
sonra gelmek üzere aşağıdaki maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin Canikli Hüseyin Şahin Ahmet Aydın
Giresun Bursa Adıyaman
Mihrimah
Belma Satır Vedat Demiröz Engin Altay
İstanbul Bitlis Sinop
Mustafa Şahin Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Ekrem Çelebi
Malatya İstanbul Ağrı
Erkan Akçay Recep Özel Ramazan Can
Manisa Isparta Kırıkkale
Oktay Vural Bayram Özçelik Mehmet Galip Ensarioğlu
İzmir Burdur Diyarbakır
Mustafa Baloğlu Mehmet Şandır Mehmet Doğan Kubat
Konya Mersin İstanbul
Mehmet
Akif Hamzaçebi Mehmet S. Hamzaoğulları
İstanbul Diyarbakır
“MADDE 75- 18/3/1924 tarihli ve 442
sayılı Köy Kanununun ek 16 ncı maddesinin birinci
fıkrasında yer alan “5.000” ibaresi, “8.500” şeklinde değiştirilmiştir.
BAŞKAN – Sayın Komisyon, önergeye salt çoğunlukla katılıyor
musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman) – Sayın
Başkan, salt çoğunluğumuz vardır, katılıyoruz.
BAŞKAN – Evet, Komisyon önergeye salt çoğunlukla katıldığından
dolayı önerge üzerinde yeni bir madde olarak görüşme açacağım.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Şahsım adına söz istiyorum Sayın Başkanım,
şahsım adına söz istiyorum.
BAŞKAN – Efendim?
KAMER GENÇ (Tunceli) – Madde üzerinde şahsım adına söz istiyorum.
BAŞKAN – Önerge üzerinde gruplar adına söz isteyen yok.
Şahsı adına Kamer Genç, Tunceli Milletvekili.
Buyurun Sayın Genç.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; aslında, tabii, Türkiye’de
işsizlik çok önemli boyutlarda. Bugün yüz binlerce üniversite mezunu,
öğretmenler, ziraat fakültesi mezunları, iktisat fakültesi mezunları her gün
bize başvuruyorlar, diyorlar ki: “İşsiziz biz.”
Arkadaşlar, aslında, devletin kaynakları buna müsait. Bu devletin
kaynakları, adil davranılsa, hakkıyla kullanılsa Türkiye Cumhuriyeti devleti
özellikle üniversiteyi bitiren insanlara iş imkânlarını sağlayabilecek bir düzeyde
ama maalesef bugünkü AKP’nin bir hesabı var. Yani ille de imam-hatip mezunu
isen sana bir iş temin ediyorlar. Biz imam-hatip mezunlarına karşı değiliz, biz
Türkiye Cumhuriyeti hudutları içinde yaşayan her vatandaşın eşit haklara sahip
olduğunu, iş temininde, işe alınmada aynı, eşit imkânlara kavuşması gerektiğine
inanan insanlarız, yani biz kimseye karşı değiliz. Bir dönem, kendi danışmanım
imam hatip mezunuydu. Yani biz kimseye karşı da şey değiliz.
Ama önemli olan, bakın, bu memlekette üniversiteyi bitiren yüz
binlerce insan çalışmıyor, iş bulamıyor. Öyle aileler var ki 3-4 tane çocuğunu
okutmuş, fakat bir türlü bunlara iş verilmiyor. Şimdi, getirip de Mısır’a 2
milyar 250 milyon dolar yardım yapıyorsunuz, birçok yerlere fuzuli yardım
yapıyorsunuz. Yahu kardeşim, yani bu işsiz olan gençlerimize de bir
imkân sağlayalım, bunlara bir imkân verelim.
Şimdi, bir genci düşünün ki, ekmek bulamıyor, üniversiteyi
bitirmiş, evde 3-4 tane kardeş üniversiteyi bitirmiş, çarşıya çıkacak cebinde
parası yok, babası emekli. Şimdi, ne yapacak bu insan? Nasıl bu insanların
rahat bir yaşama kavuşması için nasıl bir buna… Türkiye Büyük Millet Meclisinin
buna bir çare bulması lazım. Dolayısıyla, Türkiye'nin imkânları buna çare
bulmaya elverişli.
Türkiye’de ihaleler özellikle yandaşlara yapılıyor. İhalelerde
büyük soygunlar var. İhalelerde hakiki bir ihale bedeli tespit edilmiyor. TOKİ’lerde özellikle eğer yandaş bir kişiye
ihale veriliyorsa o ihale gerekli olan muhammen bedelleri tespit edilerek,
proje bedelleri tespit edilmeden veriyorlar. Yani, ben bir olaya şahit oldum,
bizim Tunceli’de TOKİ’ye bir ihale vermişlerdi, İstanbul’da AKP’li belediye
meclis üyesini getirmişler Çemişgezek’teki 100 tane konutu 16 milyon 250 bin
liraya ihale etmişler. Şimdi, ama aynı TOKİ -Çemişgezek merkezinde yani orada bir evin maliyeti 160
bin liraya geliyor- Çemişgezek’in içinde bir ihaleyi ev
başına 50-60 bine vermiş. Şimdi dedim ki: Yahu arkadaş, sizde hiç mi hesap yok?
Yani, köyde yapılan bir ihalede zaten arsa bedeli yok, burada inşaat
maliyetleri ucuz. Sonra benim müdahalemle, tuttular ufak tefek bir şey de
yaptılar, o 16 milyon 250 bin liralık ihaleyi 8,5 milyona indirdiler. Yani,
bunların daha neleri var arkadaşlar. Onun için…
Bir Ağaoğlu var İstanbul’da, ona ne imkânlar sağlanıyor
arkadaşlar. O Ağaoğlu’na sağlanan imkânları bu Meclisin incelemesi lazım.
Bunlar TOKİ’nin parasıyla katrilyoner oldular. Adam
20 tane araba alıyor, genç genç sevgililerle geziyor. Bir bakalım, bakalım TOKİ
bunlara ne şartlar tanıyor. Yani ben bununla şunu söylemek istiyorum: Eğer
devletimizin mali kaynakları yerli yerinde kullanılsa… İşte Tayyip Erdoğan’la
Abdullah Gül’ün, efendim, 7-8 tane özel uçakları var. Canları istediği zaman
çoluk çocuğunu dolduruyor, akrabalarını dolduruyor, haydi, dünyanın her tarafına
gidip tatil yapıyorlar. Ya, yazık günah arkadaş. Bu
memlekette Müslüman bir kişinin özünde adalet vardır. Diyor ki: “Komşun açsa
sen orada gidip de bunu yapamazsın.” Dolayısıyla, böyle bir…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KAMER GENÇ (Devamla) – …çelişkili bir ortamda yaşıyoruz. Devletin
kaynakları bu kadar israf ediliyor, devlet birtakım kişilerin çiftliği hâlinde
yönetiliyor. Bunları eşit şekilde paylaşın.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Genç, lütfen, teşekkür ediyorum.
KAMER GENÇ (Devamla) – Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Sayın Vural, buyurun.
OKTAY VURAL (İzmir) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Şimdi, birazdan görüşeceğimiz, görüştüğümüz bu köy
korucularının maaşlarında düzenleme yapan hususta, köy muhtarlarının maaşlarını
düzenleyen hususta partiler arasında ortak bir mutabakatla, ortak önergeyle bu
safhaya kadar gelinmesi, inşallah, Genel Kurul tarafından kabul edilmesini çok
olumlu gördüğümüzü, Milliyetçi Hareket Partisi olarak, inşallah, bu tip
girişimlerde vatandaşlarımızın bu sorunlarını çözme konusunda ortak iradenin
her zaman oluşması gerektiğini ifade etmek istiyorum.
Hayırlı uğurlu olsun efendim.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Yeni madde 75 kabul edilmiştir.
ENGİN ALTAY (Sinop) – Başkanım, özür dilerim, soru-cevap
mekanizmasını çalıştırmadınız mı? Başkanım, yani yapmayın gene ama bana nazik
bir cevap verin yani “Olmadı, atladım” deyin ama böyle olmaz ki yani.
Arkadaşımız…
BAŞKAN – Sayın Altay, böyle bir usulümüz yok, biliyorsunuz
efendim.
ENGİN ALTAY (Sinop) – Nasıl yok? Yeni madde, nasıl olmaz? Daha
önce oldu, yaptınız.
BAŞKAN – Yeni maddede vereyim o zaman, tamam, anlaşıldı. Kusura
kalmayın, şey yapamadım, evet.
Evet, yeni maddeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 478 sıra sayılı Kanun Teklifine 74 üncü maddeden
sonra gelmek üzere aşağıdaki maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin Canikli Mehmet Akif Hamzaçebi Oktay Vural
Giresun İstanbul İzmir
Engin Altay Adil Zozani Ahmet
Aydın
Sinop Hakkâri Adıyaman
Mihrimah
Belma Satır Ferit Mevlüt Aslanoğlu Mehmet
Doğan Kubat
İstanbul İstanbul İstanbul
Mehmet S. Hamzaoğulları Ramazan
Can Recep
Özel
Diyarbakır Kırıkkale Isparta
Bayram Özçelik Erkan Akçay Mehmet Galip Ensarioğlu
Burdur Manisa Diyarbakır
Ekrem Çelebi Mehmet Şandır Mustafa Şahin
Ağrı Mersin Malatya
Vedat Demiröz Hüseyin Şahin Mustafa Baloğlu
Bitlis Bursa Konya
“MADDE 76 – 18/3/1924 tarihli ve 442
sayılı Köy Kanununun ek 17 nci maddesinin dördüncü
fıkrasında yer alan “15.000” ibaresi, “50.000” şeklinde değiştirilmiştir.”
BAŞKAN – Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman) – Sayın
Başkan, salt çoğunluğumuz vardır, katılıyoruz.
BAŞKAN – Komisyon salt çoğunlukla katıldığı için önerge üzerinde
madde olarak görüşme açıyorum.
Gruplar adına söz talebi var mı?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Grup adına Sayın Sezgin
Tanrıkulu…
BAŞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Sayın Sezgin
Tanrıkulu, İstanbul Milletvekili.
Buyurun.
CHP GRUBU ADINA MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) – Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; şu anda İstanbul’da Çağlayan Adliyesinde
Taksim Gezi Parkı Platformu üyeleri adliyeden getirildiler, savcılık tarafından
mahkemeye sevk edildiler ve şu anda sorguları yapılıyor. Biraz önce
milletvekillerimizle görüştük, birçok milletvekilimiz orada ve sorgu
tutanaklarına hâkimler. Sorgu tutanaklarına geçen ifadeler, gerçekten hepimizi
utandıracak, hepimizin yüzünü kızartacak ve bu Meclisin onuruyla, bu Meclisin
vakarıyla, yasa yapmasıyla utanacağımız beyanlar var orada.
Sayın Bakanım orada, Kabinenin tek kadın Bakanı ama bunu birçok
taciz vakasının avukatlığını yapmış olan bir insan olarak söylüyorum ve burada
utanarak söylüyorum: Eğer 2013 yılında İstanbul’da gözaltına alınan kadınlara…
62 yaşındaki bir kadın soyuluyorsa, çırılçıplak soyuluyorsa ve –utanarak
söylüyorum, söylemekten hicap duyuyorum- taciz ediliyorsa, bu cumhuriyetin ve
bu Meclisin ayıbıdır. Eğer biz…
RECEP ÖZEL (Isparta) - Yapan varsa yanlıştır.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) – Bakın, bu cumhuriyetin ve bu
Meclisin ayıbıdır.
OKTAY VURAL (İzmir) – Yapanın ayıbı olsun, yapanın ayıbıdır.
RECEP ÖZEL (Isparta) – Yapanın ayıbıdır.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) – Yapanın ayıbı değil, bu
cumhuriyetin de ayıbıdır, bu Meclisin ayıbıdır. Niye? Senin yüzünden işte, bak,
senin yüzünden onlara cesaret veriyorsunuz, cesaret, cesaret. Bugüne kadar
hangisini açığa çıkardınız, hangisini? 5 kişi öldü.
RECEP ÖZEL (Isparta) – Ya, kardeşim onların ayıbıdır.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) – Bak, 5 kişi öldü, 5 kişi.
Hangisine söylediniz, hangisine söylediniz? Bakın, senden, bu sözden, bu
cumhuriyetin Meclisindeki bu milletvekili sözlerinden cesaret alıyorlar,
cesaret, cesaret alıyorlar.
RECEP ÖZEL (Isparta) – Nereden cesaret alıyorlar gözünü seveyim
ya! Oraya gidenler cesaret alıyorlar.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) – Cesaret alıyorlar, cesaret
almasalar insanların beynine o kurşunu sıkmazlar, sizden cesaret alıyorlar, bu
sözlerden, bu laf atmalardan cesaret alıyorlar.
İSRAFİL KIŞLA (Artvin) - Bu maddeyle ne alakası var ya!
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) – Sayın Bakanım, sizin
bakanlığınıza güveniyorum, sağduyunuza güveniyorum. Buradan kalkın, bütün bu
tacizleri kınayın bugün, kınayın, kınayın. Kınamanız lazım, gelip burada bütün
tacizleri kınamanız lazım. Yirmi yıl önce, otuz yıl önce güneydoğuda oldu. Tek
tek ben vakaları size söylerim, hepsinin avukatlığını yaptım İnsan Hakları
Mahkemesinde. Biz eğer 2013 yılında yeniden İnsan Hakları Mahkemesini burada adres
gösteriyorsak hepimizin ayıbıdır, hepimizin. Kadınlara eğer taciz yapılıyorsa
bugün, İstanbul’da taciz yapılıyorsa, TOMA’ların
içinde taciz yapılıyorsa ve bununla ilgili olarak da bu Meclis burada el
birliğiyle bunu kınamıyorsa hepimizin ayıbıdır, hepimizin ayıbıdır: yapanların
değil, hepimizin ayıbıdır. Kalkalım, kınayalım. (CHP sıralarından alkışlar)
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) – Yapan varsa cezasını çeker.
RECEP ÖZEL (Isparta) – Yapan yanlış yapıyor ya!
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - El sallama böyle, el sallama,
senden cesaret aldılar, senden cesaret aldılar tamam mı? Bu yüzden. Hele bu
pişkinliğe bakın ya, tam bir pişkinlik yani, tam bir pişkinlik yani.
RECEP ÖZEL (Isparta) – Yapan yanlış yapıyor diyorum ya!
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) – Arkadaşlar, yanlışsa gelin,
burada “Hesap soracağız.” deyin, “Hesap soracağız, hesap soracağız.” Göz altında kadınlara taciz yapanlara, onlara taciz
yapanlara, işkence yapanlara “Hesap soracağız.” deyin burada, alnınız açık bir
şekilde, “Hesap soracağız.” deyin burada. Alnınız açık bir şekilde “Hesap
soracağız.” deyin. Niye söyleyemiyorsunuz?
RECEP ÖZEL (Isparta) - Niye söylemeyelim? Yapana yanlış diyoruz.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) – Yapılıyor işte, bakın, bugün,
burada zabıtlara geçmiş.
Değerli arkadaşlar… Gülmeyin gülmeyin.
Bakın, Türkiye Cumhuriyetinin aleyhine, bu devletin aleyhine… Arkadaşlar… (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Yapanın Allah cezasını versin.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Arkadaşlar, dinleyin bakın.
Türkiye adına büyük bir ayıp yapılıyor, büyük bir ayıp. Büyük
tacizler yapılıyor, insanlar taciz ediliyor. Bu cumhuriyetin vakarına uygun
olmayan davranışlar yapılıyor. Yirmi yıl önce yapılıyordu. Bakın, Diyarbakır’da
yapılıyordu, Hakkâri’de yapılıyordu. Karşı çıkıyorduk, götürüyorduk ama kimse
bizi dinlemiyordu, kimse. Yirmi yıl önce, on yıl önce bütün o davaları Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesine taşıdık, hepsinden de mahkûmiyet aldık, hepsinden
mahkûmiyet aldık ama eğer, bugün, 2013 yılında hâlen burada işkenceyi, tacizi,
uzun gözaltıyı ve tutuklamayı tartışıyorsak, bu, kimin
ayıbıdır? Kimin ayıbıdır değerli arkadaşlar? Bu Meclisin değil mi?
OKTAY VURAL (İzmir) – Yapanın ayıbıdır.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Hükûmetin ayıbı Hükûmetin.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - On yıldır, on yıldır… Bakın
arkadaşlar, on yıldır siz iktidarda değil misiniz? Nedir bu cezasızlık hâli?
Kimi yargıya götürdünüz? Hangi polisiniz, güvenlik güçleriniz yargıya gitti?
Hangisi gitti, hangisi gitti bana söyler misiniz? Bakın, size… Burada avukat
arkadaşlarım var, hepsi biliyorlar. Bakın, hiç tebessüm etmenize gerek yok,
hepiniz biliyorsunuz, hepiniz… (AK PARTI sıralarından gürültüler)
SALİM USLU (Çorum) - Ağlayacak mıyız? Ne istiyorsun?
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Ağlayacaksınız tabii ya,
utanılacak hâlinize ağlayacaksın. Ağlayacaksın… Ağlayacaksın, utanacak
hâlinize. Bir de HAK-İŞ’in başkanlığını yapmışsın.
BAŞKAN – Sayın Tanrıkulu, lütfen… Sayın milletvekilleri… Sayın
Uslu…
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Utanmanız lazım ya, utanmanız
lazım. Bir de HAK-İŞ’in başkanlığını yapmışsın ya. Taciz
diyorum.
BAŞKAN - Sayın Tanrıkulu, lütfen Genel Kurula hitap edin,
karşılıklı konuşmayalım.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Gel burada kına, kına; gel
burada bu tacizi kına. Bakın, burada sizlere sesleniyorum…
BAŞKAN – Sayın Tanrıkulu, lütfen, Genel Kurula hitap edin.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) – Kadın milletvekilleri sizlere
sesleniyorum, zapta geçmiş. Gelin, burada, gözaltında tacizi, İstanbul’da
yapılan, Gezi Parkı’nda yapılan tacizi gel kına burada, Salim Uslu; gel kına
burada, gel. Hesap soracağım diye…
BAŞKAN – Sayın Tanrıkulu, lütfen, Genel Kurula hitap edin,
karşılıklı konuşmayalım.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) – “Hesap soracağım.” diyor, gel
burada söyleyebiliyor musun?
SALİM USLU (Çorum) – Yapılan tacizi de söyle.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) – Söyleyebiliyor musun, gel
burada söyle! Sana bıraktım, gel, gel beraber söyleyelim,
gelir misiniz!
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkanım, böyle bir şey olmaz
Sayın Başkanım. Herkesi buraya çağırıyor, ne biçim iş bu!
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) – Gelin beraber söyleyelim.
Dört tane milletvekili, gelin burada beraber söyleyelim.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Tanrıkulu…
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) – “Bu Meclisin iradesi,
gözaltında tacize, tecavüze, işkenceye karşıdır.” beraber söyleyelim. Neden
kaçınıyorsunuz? Gelin burada dört siyasi partinin üyeleri olarak beraber bu
kürsüyü kullanalım, onlara cesaret vermeyelim. Ama cesareti bu laflardan
alıyorlar…
RECEP ÖZEL (Isparta) – Ya, biz ne dedik?
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) – …sizlerden alıyorlar.
Değerli arkadaşlar, gözaltında tacizi kınıyoruz. Gezi Parkı
nedeniyle aldığınız intikamı kınıyoruz ve gözaltında tacizlere de son
verilmesini istiyoruz.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
ALİ ŞAHİN (Gaziantep) – İki dakikan daha vardı.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) – Gel kullan, sen kullan o
zaman.
BAŞKAN – Sayın Tanrıkulu, lütfen. Konuştunuz tamam, süreniz de
tamamlandı, yerinizde oturun.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Sezgin Bey, tamam, söyleyeceğini söyledin,
gel.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
11.- İstanbul Milletvekili Mehmet
Akif Hamzaçebi’nin, Genel Kurul salonunun güvenliğini, sükûneti ve uyumu
sağlamakla görevli olan Adalet ve Kalkınma Partisine mensup İdare Amirinin
oturduğu yerden kürsüye laf atmasını, taciz etmesini kınadığına ilişkin açıklaması
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan, efendim, bir
konuyu Başkanlık Divanının ve Genel Kurulun bilgisine sunmak istiyorum:
Hatip kürsüde konuşurken tabii ki bu ortam içerisinde, bu
atmosferde zaman zaman milletvekilleri laf atabiliyor, kürsüdeki hatip ona
yönelik birtakım cevaplar verebiliyor. Bunlar görüşmelerin doğal seyridir, bunu
yadırgamıyorum, elbette daha sakin görüşme yapabiliriz ama bu da oturumun
atmosferinden kaynaklanan bir olay. Ama ilk kez bir şey görüyorum: Bu Meclis
salonunun, Genel Kurul salonunun güvenliğini, buradaki sükûneti, uyumu
sağlamakla görevli olan idare amiri, Adalet ve Kalkınma Partisine mensup idare
amiri oturduğu yerden kürsüye laf atıyor…
ENGİN ALTAY (Sinop) – Taciz ediyor.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – …taciz ediyor. Bunu kınıyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri
(Devam)
4.- Niğde
Milletvekili Alpaslan Kavaklıoğlu ve Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar ile
100 Milletvekilinin; Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporları (2/1613, 1/778) (S. Sayısı: 478) (Devam)
Madde üzerinde Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına söz isteyen
Adil Zozani, Hakkâri Milletvekili.
BDP GRUBU ADINA ADİL ZOZANİ (Hakkâri) – Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, ben de yeni madde ihdasıyla
ilgili olarak söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii 25 yeni madde ihdası 76, 25 daha 101. Biz ilk gün yaptığımız
konuşmalarda bu gelen torbanın 100’ü aşacağını ifade etmiştik. Tabii, arada
yapılan diğer madde ihdaslarıyla birlikte bu 100’ü aştı. Gelen fıkra ve
önergeler şeklinde yapılan tekliflerle de bunları hesaba kattığınız zaman,
artık, çeteleyi tutmaktan hepimizin vazgeçmiş olması gerekir diye düşünüyorum.
Tabii ki bu kadar yoğun bir çalışma temposunda çalışıldıktan
sonra, zaman zaman, ister istemez sinirlerin gerildiğine tanıklık ediyoruz.
Zaman zaman maksadını aşan ifadeler de birbirimize karşı kullanmış olabiliyoruz
bu noktada. Ama tümünde yani dönüp kişileri suçlamak yerine bu çalışma
yöntemine bakmakta fayda var. Burada bulunan vekillerin büyük bir kesimi… Ki
ben bir Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi olarak burada konuşuyorum hem bu torba
yasanın alt komisyon çalışmalarında hem de üst komisyon çalışmalarında yer
aldım. Ben de işin ucunu kaçırdım; artık neyi tartıştığımızı kaçırmaya
başladım. E, bu tartışmaların tümünden habersiz olan milletvekili arkadaşların
neyi tartıştığını bilmeden burada lehte veya aleyhte ellerini kaldırıp
indirdiği bir durumda sinirlerin tahrip olması kadar doğal bir şey yoktur, bunu
görüyoruz. Bu çalışma stili, bu çalışma yöntemi Meclisin sağlığını bozuyor.
Böylesi sağlıksız bir ortamda, bu gerilimi daha fazla bu şekilde devam
ettirmenin hiç kimseye bir faydası yok.
Hesap ettim, bu torba kanun çalışması esnasında, sadece Genel
Kurul safhasında yaklaşık 250 konuşma yapılmış yani her 2 milletvekilinden
1’isi ortalama konuşma yapma şansına sahip olmuş bu konuyla ilgili. Peki,
tamamını yan yana getirip neyi konuştuğumuza baksak… Bakın, ben burada yapılan
bazı konuşmaları, özellikle de iktidar partisi cenahından konuyla ilgili yapılan
konuşmaların bazılarını gerçekten burada ifade etsem yani tezadı ifade etmeye
kalkışsam o arkadaşların kişiliğini rencide etmiş olurum ki böyle bir şeyin
tarafı olmam. Niye böyle? Çünkü, yöntem sağlıksız.
Bundan sonra yapacağınız madde ihdaslarında grup olarak zorunlu olmadığı
sürece, gerekmediği sürece söz almayacağız artık, sözün bittiği bir noktaya
geldik.
İktidar partisi bu çalışmanın tamamında uzlaşma tarafı olmadı. Alt
komisyon kurulma gerekçesi bir uzlaşma arayışıdır ancak siz alt komisyonda dört
parti milletvekillerinin, üyelerinin ortak talebiyle, ortak tutumuyla torbadan
çıkardığınız bir önergeyi, bir maddeyi Genel Kurul safhasında getirip tekrar
geçirirseniz, oylatırsanız ahlaki bir iş yapmış olmazsınız.
Belki Meclis komisyonları içerisinde uyum açısından, uzlaşı
kültürü açısından retoriği en iyi olan komisyonlardan bir tanesi Plan ve Bütçe
Komisyonudur ve bir Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi olarak bu retoriğin burada
bozulmuş olmasından son derece üzüldüm, yapmamanız gerekirdi. Çok ihtiyaç idiyse
daha sonraki safhalarda, ilgili bir komisyonda getirir, tartışırdınız Dışişleri
Bakanlığıyla ilgili görüşmeyi ama o gün alt komisyon görüşmelerini yaptığımızda
bize söylenen aynen şudur: “Dışişleri Bakanlığının bu önergeden haberi yoktur.”
denildi. “Kim önergeyi buraya sokmuş, ne şekilde, hangi maksatla buraya koymuş
bilmiyoruz.” denildi. Dışişleri Bakanlığı temsilcisi önergeye sahip çıkmadı,
siz o önergeyi getirdiniz, burada geçirdiniz. Kusura bakmayın ama ahlaki
değildi bu. Bu Mecliste her tartışmayı yaparız ama birbirimizi kandırmayı
tercih etmememiz gerekir.
Konuyla ilgili, bu maddeyle ilgili olarak, ihdas edilen
maddeyle ilgili olarak, evet, bu ihdas edilen yeni maddelerle ilgili birçoğunda
grup başkan vekilimizin de imzası vardır ancak üzerinde konuştuğum özellikle
korucuların maaş artırımıyla ilgili, emekli korucuların maaş artırımıyla ilgili
önergede biz siyaseten bugüne kadar bu konuyla ilgili hiçbir şekilde pozitif
bakmadık bu olaya, bugün de pozitif bakmıyoruz.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) – Sizin imzanız okundu.
ADİL ZOZANİ (Devamla) – Sehven ifade edildi, önergede ismim olduğu
ifade edildi. Yalnız, o önergede muhtarların maaş artışlarıyla ilgili bir
düzenleme olduğunu düşünerek ben imzamı atmıştım ancak daha sonra Başkanlık
Divanına bu imzayı geri çektiğimizi ifade ettim. Ancak bundan sonraki
önergelerden, bazılarında evet imzamız vardır, destekliyoruz, diğerlerinde de
Meclisin çoğunluk iradesi böyle kabul etmiştir şeklinde yaklaşıyoruz.
Muhalefetimiz vardır, görüşümüzü ifade ediyoruz bu çerçevede, onun dışında bir
yaklaşımın içerisinde değiliz.
Bütün bu çalışmalar içerisinde ben tekrar oturup koruculuk
sisteminin bu ülkede yarattığı tahribatları yeniden, yeniden sıralama taraftarı
değilim, hiç değinmeyeceğim. Daha öncesinde ne yaptıklarıyla ilgili olarak da
bir şey ifade etmeyeceğim ama bu ramazan gecesinde şu duayı edeceğim: Allah bu
ülkeyi, bu koruculuk sisteminden tez elden kurtarsın, Kürt halkını da bu
ayıptan kurtarsın diyorum. Çünkü Kürtlere koruculuk sistemi, Orta Doğu
ülkelerinin tamamında, Kürtlerle ilişkili olan Suriye’de de, İran’da da,
Irak’ta da ve Türkiye’de de hepsi de birbirini örnekleyerek bu ayıbı birlikte
yaşadıkları bir halka dayattılar, reva gördüler. Evet, bu haksızlığı bu halka
yaptınız, bu kişiliksizliği bu halka dayattınız. Umut ediyorum günün birinde bu
ayıptan dönülür ve bu sistemle ilgili olarak, bu sistemin ayıplarıyla ilgili
olarak bir daha burada konuşma ihtiyacı duymayız diye düşünüyorum.
Evet, bu maddenin yani emekli korucularının maaşlarının artışıyla
ilgili pozitif bir görüşümüz yoktur. Elbette ki muhtarlarla ilgili olarak,
maaşlarının arttırılması, sosyal haklarının geliştirilmesiyle ilgili olarak
pozitif düşünüyoruz, destek sunuyoruz. Bundan sonra ihtiyaç hasıl olmadığı
sürece de diğer önergeler üzerinde daha çok sinirlerin tahrip olmaması
dileğiyle konuşmayacağımızı
ifade etmek istiyorum.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
76’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 478 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin
74 üncü maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki maddenin eklenmesini arz ve
teklif ederiz.
Nurettin Canikli Hüseyin Şahin Ahmet Aydın
Giresun Bursa Adıyaman
Mihrimah
Belma Satır Vedat Demiröz Engin Altay
İstanbul Bitlis Sinop
Mustafa Şahin Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Ekrem Çelebi
Malatya İstanbul Ağrı
Erkan Akçay Recep Özel Ramazan Can
Manisa Isparta Kırıkkale
Oktay Vural Bayram Özçelik Mehmet Galip Ensarioğlu
İzmir Burdur Diyarbakır
Mustafa Baloğlu Mehmet Şandır Abdullah Nejat Koçer
Konya Mersin Gaziantep
Mehmet Akif Hamzaçebi Mehmet S. Hamzaoğulları Recai Berber
İstanbul Diyarbakır Manisa
Salih Koca MehmetYüksel Uğur Aydemir
Eskişehir Denizli Manisa
Pervin Buldan Cahit Bağcı Mehmet Doğan Kubat
Iğdır Çorum İstanbul
İlknur Denizli Mehmet
Muş Sadık Badak
İzmir İstanbul Antalya
Süreyya Sadi Bilgiç Mehmet Şükrü Erdinç Abdulkerim
Gök
Isparta Adana Şanlıurfa
Ertuğrul Soysal Feramuz
Üstün Cengiz Yavilioğlu
Yozgat Gümüşhane Erzurum
“MADDE 77 – 29/8/1977 tarihli ve 2108
sayılı Muhtar Ödenek ve Sosyal Güvenlik Yasasının 1 inci maddesinin birinci
fıkrasında yer alan “3.000” ibaresi, “5.700” şeklinde değiştirilmiştir.”
BAŞKAN – Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ
(Isparta) – Salt çoğunluğumuz vardır, katılıyoruz Başkan.
BAŞKAN – Komisyon önergeye salt çoğunlukla katıldığından madde
olarak görüşme açıyorum.
Madde üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Ferit Mevlüt Aslanoğlu, İstanbul Milletvekili. (CHP sıralarından
alkışlar)
CHP GRUBU ADINA FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) – Sayın Başkan,
çok değerli milletvekilleri; hepinize saygılar sunuyorum.
On bir yıldır bu Meclisteyim. İlk
geldiğim günden itibaren hep muhtarlarla ilgili sorunu dile getirdim.
Bilmiyorum kaç bakan geçti, kaç tane grup başkan vekili geçti. Her seferinde
getirdiğimizde, “Haklısın, hemen ek gösterge hazırlıyoruz, hemen getireceğiz,
Maliye Bakanlığı çalışma yapıyor…” İlk İçişleri Bakanlığınca yani -2002 Kasım
ayında seçim olmuştu- zannediyorum ki 2003 Şubat veya Mart ayında muhtarların
sorunu ele alındı. Aradan on bir yıl geçti.
Değerli arkadaşlarım, muhtarlar herhangi bir maaş almıyor bugüne
kadar çünkü 400 lira maaş alıyorlar, 350 lira BAĞ-KUR primleri var ve herkes
muhtar olduğu günden itibaren sosyal güvenlik sistemine üye olmak zorundadır.
Muhtar olduğu gün üye olmazsa tüm cezaları, olduğu günden itibaren cezalı bir
şekilde ödüyor sosyal güvenlik primini değerli arkadaşlarım.
Tabii, birazcık bu konu gündeme geldiğinde, iktidar partisi dört
gruba da bunu teklif ettiğinde bizler grup başkan vekillerimizle birlikte seve
seve imza attık. Kısmen, maaşlarını yüzde 90 oranında artırıyor ama muhtarlar
sadece bunu istemiyor arkadaşlar. En azından, bir asgari ücrete bağlı olup
sosyal güvenlik primlerinin devlet tarafından ödenmesini istiyorlar.
İstanbul'da bir muhtar, yanında en azından 1 kişi çalıştırıyor. Muhtarlık
kirası, elektriği, suyu, çayı, kahvesi… Bu insanların işi kolay değil.
İki, o mahallenin her türlü sorununu biliyorlar.
Değerli arkadaşlar, adrese dayalı sistem geldikten sonra, artık
muhtarlıklar sadece… Zabıtanın, polisin ve kamu kimi arıyorsa
sorumlusu muhtar. Yasal sorumluluğu var. Eğer tebligatı yapmamışsa yasal
sorumluluğu var, hapis cezası var. Yani verdikleri emek kolay değil arkadaşlar.
Bu açıdan, mutlaka, hepimiz, özellikle muhtarların sosyal güvenlik primlerini…
İki, mutlaka, yaşadıkları bölgenin belediyelerine belli oranda
muhtar sokmamız gerekiyor. Çünkü o yörenin her türlü sorununu bilen, o yörenin
her türlü sorunuyla ilgilenenler bu kişilerdir arkadaşlar. Halkın en çok girip
çıktığı yerler muhtarlıklardır, halkın derdini en iyi bilenler bu insanlar. Bu
açıdan, muhtarlarımızın meselesi sadece maaş değil, kendilerinin o şehrin
yönetiminde belli oranda belediye meclis üyeliklerine girmelerini istiyorlar,
mutlaka olmalı.
Yani nüfusa göre büyük ilçelerde birkaç muhtarın diyelim 30
belediye meclis üyesi varsa, en azından 2 ve 3 muhtarın da belediye meclis
üyesi olması gerekiyor.
Yine söylüyorum, muhtarlar, sadece maaş istemiyorlar, onurlarını
istiyorlar. Adrese dayalı sistem
sorumluluklarını çok daha artırdı. Adrese dayalı sistemde -altını çiziyorum-
muhtarlık dışında olduğu için çok büyük sahtekârlıklar oluyor. Birisi, sadece
notere gidip, noterden “Ben burada oturuyorum.” derse aynı evde 20 kişi, 30 kişi,
40 kişinin adresi çıkıyor. Hâlbuki, adrese dayalı
sistem olmadan önce, muhtarlarda yetki olduğu zaman bunlar olmuyordu. Diyelim
ki, okul kayıtlarında çok büyük sahtekârlıklar oluyor. Bu açıdan, adrese dayalı
sistemin tekrar muhtarlıkların kontrolünden geçirilmesi gerekiyor. Eğer bir
noter “Orada oturuyor.” diye bir şekilde bir kira kontratını onaylıyorsa,
noter, sadece kira kontratını görüyor “Kira kontratını gördüm.” diye onaylıyor
ama o adreste başka biri oturuyor mu, oturmuyor mu, kesinlikle noter bilmez.
Onun için, adrese dayalı sistem birçok sahtekârlığı getirmiştir, birçok
sahtekârın sahtekârlık yapmasına neden olmuştur. Hâlbuki,
noterlerin tasdik ettiği adrese dayalı sistemdeki tasdik edilen tüm belgeler
tekrar muhtarlık kanalıyla gittiği zaman bunların çoğu olmaz arkadaşlar. Bu
açıdan, görevlerini istiyorlar, işlerini istiyorlar ve bir muhtar, özellikle
kırsal bölgelerde, kaç defa valiye, kaymakama, her gün cebinden bir sürü masraf
ederek gitmek zorunda. Bu açıdan, muhtarlara verdiğimiz bu maaş yetmez. Özellikle sosyal güvenlik sistemini bir kez daha gözden geçirmek
lazım.
Muhtarların onurunu, şerefini, haysiyetini biz hep birlikte
vermeliyiz. Muhtarlar hepimize lazım, hepimizin muhtar babası, o mahalleyi en
iyi bilen kişi. Bunun hakkını teslim etmek bu Meclisin görevidir.
Bu önergeye imza atan 4 gruba da teşekkür ediyorum ancak sadece
çok küçük bir sorunu gideriyor. Muhtarlar sorunlarının temelden giderilmesini
istiyor.
Bu açıdan, bu Meclisin bu konuyu bir kez daha ele alması dileğiyle
hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
77’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 478 sıra sayılı Kanun Teklifine aşağıdaki
maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin Canikli Mehmet Akif Hamzaçebi Oktay Vural
Giresun İstanbul İzmir
Yılmaz Tunç Mustafa Kalaycı Oğuz Kağan Köksal
Bartın Konya Kırıkkale
Ferit Mevlüt Aslanoğlu Süreyya
Sadi Bilgiç Recep
Özel
İstanbul Isparta Isparta
Afif
Demirkıran Salim
Uslu
Siirt Çorum
"MADDE 78 - 3/11/1980 tarihli ve
2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanunun 1 inci
maddesine "görevli olanların" ibaresinden sonra gelmek üzere
"Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik
Komutanlığı ve Emniyet Teşkilatında bulunan patlayıcı maddelerin incelenmesi,
muhafazası, nakli, imha edilmesi ve zararsız hale getirilmesi işlemlerinde
görevlendirilenlerin" ibaresi eklenmiştir."
BAŞKAN – Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ
(Isparta) – Salt çoğunluğumuz vardır, katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Komisyon salt çoğunlukla katıldığı için yeni madde
görüşmesi olarak açıyorum.
Madde üzerinde söz isteyen Mustafa Kalaycı, Konya
Milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bu kanun teklifine dâhil edilmekte olan şehit aileleri ve
gazilerimiz, yaşlılarımız, engellilerimiz, muhtarlarımız ve geçici köy
korucularımızla ilgili maddeler üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına
söz aldım. Bu vesileyle hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Anayasa’mızın 61’inci maddesine göre devletin, harp ve vazife
şehitlerinin dul ve yetimleriyle malul ve gazileri korumak ve toplumda
kendilerine yaraşır bir hayat seviyesi sağlamak görevi bulunmaktadır. Ancak
şehit aileleriyle gazilerimiz ve malullerimizin birçok sorunları bulunmaktadır.
Şehit aileleri ile gaziler ve malullerin aralarındaki adaletsiz ve ayrımcı
uygulamalar mutlaka giderilmeli ve mevcut hakların iyileştirilmesi
gerekmektedir.
AKP, pozitif ayrımcılık getirileceği, geniş imkânlar sunulacağı
sözleri vermesine rağmen yıllarca yerine getirmemiştir. Şehit aileleri ve
gazilerimizi sürekli hayal kırıklığına uğratmıştır. Geçen yıl temmuz ayında
torba kanunda yapılan düzenlemelerin kapsamı çok sınırlı tutulmuştur. Ayrıca, o
kanunla şehit yakınlarına ikinci iş hakkı tanınmakla birlikte bu hakkın
kullanımına dair hâlen sorunlar yaşanmaktadır. Yine, geçen yılki torba kanunda
ücretsiz seyahat, faizsiz konut kredisi ve kira yardımıyla ilgili olarak bazı
düzenlemeler yapılmasına ve aradan bir yıl geçmesine rağmen hâlâ gerekli
yönetmelikler çıkarılmamış, uygulamaya geçilmemiştir. Dolayısıyla, uygulamaya
geçmedikten sonra yasal düzenleme yapmanın, kanun çıkarmanın da bir anlamı
kalmamaktadır. Hükûmet, geçen yılki torba kanuna alınmayan diğer konuların ekim
ayında değerlendirileceği sözünü vermiş ancak bir yıl boyunca hiçbir gelişme
olmamıştır. Nihayet, Hükûmet tarafından 26 Mayıs 2013 tarihinde Meclise sevk
edilen 102 maddelik tasarıda şehit aileleri ve gazilerimizle ilgili bazı
maddeler yer almıştır. Ancak, Meclisin tatile girmesine kısa bir süre kala sevk
edilen bu tasarının Meclis kapanmadan görüşülüp yasalaştırılmasının mümkün
olmadığı, AKP’nin de ekim ayında görüşülmesi düşüncesinde olduğu anlaşılmıştır.
Bunun üzerine, bu torba kanunun görüşmelerine başladığımız ilk gün şehit
aileleri ve gazilerimizin sorunları hakkında yaptığım gündem dışı konuşmamda ve
teklifin geneli üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına yaptığım
konuşmamda partilerimizin değerli grup yönetimlerine ve siz değerli
milletvekillerine çağrılarda bulundum. Hükûmet tasarısında yer alan şehit
aileleri, gazilerimiz, malullerimiz, yaşlılarımız ve engellilerimizle ilgili
maddeleri ayıklayıp görüştüğümüz bu torba kanuna önergelerle dâhil edelim
dedim. Ayrıca, şehit yakınları ve gazilerimiz ile derneklerimizin 1-2 madde
ilavesi ve 1-2 maddede küçük değişiklik talebini de dikkate alalım dedim.
Yine, Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkan Vekili Sayın Mehmet
Şandır Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sayın Fatma Şahin Hanımefendiyle
görüştü, bu önerimizi iletti, karşılıklı bu düzenlemelerin bu torbaya gelmesi
konusunda mutabakata varıldı. Biz, o konuşmalarımızda da Milliyetçi Hareket Partisi
olarak, yapılacak düzenlemelere katkı vermeye hazır olduğumuzu söyledik.
Bu gelişmeler üzerine Hükûmet, tekliflerini partilere sundu.
Yapılan görüşmeler sonucunda mutabakat sağlanarak bu önergeler verildi.
Dolayısıyla, şehit aileleri ve gazilerimizle ilgili, torba kanuna dâhil edilen
maddeler Milliyetçi Hareket Partisi olarak bizim çağrımız üzerine ve talebimiz
üzerine gündeme gelmiştir. Bu konuda uzlaşmayı gerçekleştiren tüm siyasi
partilerimize, değerli yöneticilerine teşekkür ediyoruz. Bu düzenlemede
gerçekten hayır vardır, hasenat vardır.
Bu düzenlemeyle neler geliyor, satır başlarıyla ifade etmek
istiyorum. Birincisi, öncelikle şunu ifade edeyim: Genelde yeni bir haktan
ziyade, mevcut haklardan yararlanamayan kesimlerin yararlandırılması düzenlenmektedir.
Şöyle ki: İstihdam hakkıyla ilgili düzenlemeden mevcut kanunda, Terörle
Mücadele Kanunu kapsamında, hayatını kaybeden şehitlerimizin yakınları ile
gazilerimiz yararlandırılırken mevcut düzenlemeyle harp malulleri, vazife
malulleri, bilinen adıyla ordu malulleri, emniyet malulleri ve hayatını
kaybedenler, hepsi kapsama alınıyor; kamu görevlileri, yine, kapsama alınıyor,
bunlara istihdam hakkı getiriliyor.
Yine, faizsiz konut kredisi kapsamı genişletiliyor. Yine, vazife
malullerinin aylıklarında derece, kademe ilerlemesiyle ilgili kapsam
genişletiliyor. Yine, ek ödeme ve eğitim öğretim yardımı kapsamı
genişletiliyor, ücretsiz seyahat ile su ve elektrik ücret indirimi kapsamı
genişletiliyor. Yine, vazife malulü kamu görevlilerinde anne ve babasına aylık
bağlamada muhtaçlık şartı kaldırılıyor.
Bir yeni madde, patlayıcı maddelerle ilgili bir düzenleme.
Patlayıcı maddelerin incelenmesi, muhafazası, nakliyesi, imha edilmesi ve
zararsız hâle getirilmesi işlemleri sebebiyle hayatını kaybedenler veya malul olanlar
da 2330 sayılı Kanun kapsamına alınıyor. Herkesin bildiği Afyon’daki patlama bu
maddeyle 2330 sayılı Kanun kapsamına alınıyor.
Ayrıca, aylıklarda artış öngörülüyor. 2330 sayılı Kanun ile harp
malulü kapsamındakiler ile er ve erbaşların aylıklarında üst sınır kaldırılarak
maaşlarına kısmi de olsa bir artış getiriliyor.
Bunun dışında, çalışan gazilerimizin, malullerimizin sorunları
var. O konuda da yine düzenlemeler var. Belki hâlen mevcut yaşanan sorunları
tümüyle gideremiyor ama en azından buraya getirilen düzenleme ile bir sorunun
çözüme kavuşturulması sağlanıyor.
Yine, terör mağduru sivil vatandaşlarımıza aylık bağlanmasıyla
ilgili düzenleme var. Burada da işte Güngören’deki patlama, Kumrular’daki
patlama, orada hayatını kaybeden vatandaşlarımız, yaralanan vatandaşlarımız da
bu kanun kapsamına alınıyor.
Böylesi mübarek bir ramazan gününde kabul edilen bu düzenlemelerin
tüm şehit ailelerine ve gazilerimize ben hayırlı olmasını diliyorum.
Burada şu konuyu da ifade edeceğim: Adalet ve Kalkınma Partisi,
Hükûmet, getirdiği tekliflerine başka bir önergenin dâhil edilmesini kabul
etmemiştir.
Bizim şu konularda taleplerimiz oldu, onları kısaca ifade
edeceğim: Şehit çocuklarımızın hepsine iş hakkı verilmesi önerimiz AKP
tarafından uygun görülmedi. Değerli arkadaşlarım, daha dün Çanakkale’den bir
şehit polisimizin eşi aradı, 2 çocuğu varmış, soruyor, “Bu düzenlemede benim
çocuklarım da iş hakkı alabilecek mi?” diyor. Boynumu bükerek cevap verdim,
maalesef dedim. Yani bu konuda, bilmiyorum, sayısı çok fazla da değil.
Biliyorsunuz, şehitlerimizin büyük çoğunluğu bekâr. Evli olan şehitlerimizin
çocuklarının tümüne sahip çıkmamanın bana göre hiçbir haklı gerekçesi olamaz.
Sayıları da çok değil, tüm şehit çocuklarımızın istihdam hakkının verilmesini
hassaten istiyoruz.
Yine, şehit ve gazi çocuklarına vakıf üniversitelerince kontenjan
ayrılması, burs verilmesiyle ilgili teklifimiz de kabul edilmemiştir. Şehit
anne ve babasına ayrı ayrı, asgari ücret tutarında aylık bağlanması talebimizi
AKP yine geri çevirmiştir.
Yine, çok önemli bir talep; çalışan gazilerimiz, malullerimiz var.
Bunların 3600 prim
gününde yaşlılık aylığı bağlanması talepleri var yani on yılda emekli olma
talepleri var. Yani, bir pozitif ayrımcılık açısından bana göre bu düzenleme de
yapılmalı. Hepiniz biliyorsunuz, şu anda çalışan gazilerimizin, malullerimizin
belli uzuvları yok. Yani on yılda emekli olma gibi bana göre masum bir
talepleri var. Bu taleplerin de mutlaka dikkate alınması lazım.
Bunun dışında, devlet övünç madalyası verilenlere şeref aylığı
bağlanması teklifimiz yine AKP tarafından uygun görülmemiştir. Kore ve Kıbrıs
gazilerimize şeref aylığının hiçbir şarta bağlı olmaksızın tam olarak ödenmesi
teklifimiz yine reddedilmiştir.
Son olarak, muhtarlarımızla
ilgili yapılan düzenlemeye de Milliyetçi Hareket Partisi olarak katılıyoruz.
Gerçekten, yıllardır, bu konuda söz vermeyen bakan kalmamıştı, geç de olsa
muhtarlarımızın maaşında gerekli artış yapılıyor. Ayrıca, 55 yaşını dolduran
geçici köy korucularımızın çalıştığı yıla göre, hizmetine göre maaşlarında
önemli artışlar getiriliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUSTAFA KALAYCI (Devamla) – Ben bunların da hayırlı olmasını
diliyorum. Emeği, katkısı geçenlerden de Allah razı olsun diyorum.
Teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Madde üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen
Aylin Nazlıaka, Ankara Milletvekili. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA AYLİN NAZLIAKA (Ankara) – Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum.
Altında imzamız olan bu önergeyi de onayladığımızı özellikle
vurgulamak istiyorum.
Şimdi, hazır, Sayın Bakan buradayken özellikle gündeme getirmek
istediğim bazı konular var, onun için bunu da bir fırsata dönüştürmek
istiyorum. Gerçekten, Sayın Bakanın bugün, bu Meclis çatısı altında yapılan ve
Tokat Milletvekili tarafından sarf edilen sözlere yönelik olarak vermiş olduğu
kınama son derece olumludur.
BAŞKAN – Sayın Nazlıaka, bu konu biraz
önce konuşuldu, lütfen ama! Yeniden Meclisi germek mi istiyorsunuz?
AYLİN NAZLIAKA (Devamla) – Dolayısıyla, Sayın Bakanın da…
BAŞKAN - Yani, grup başkan vekili gerekli açıklamayı yaptı, lütfen
Sayın Nazlıaka!
AYLİN NAZLIAKA (Devamla) – Müsaade ederseniz sözümü güzel bir yere
bağlayacağım, zamanımdan çalıyorsunuz.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) – Hâlâ aynı şeyi zikrediyorsunuz bıkmadan,
usanmadan.
BAŞKAN – Ama bu konu görüşüldü, grup başkan vekili konuştu.
Meclisi germek için mi çıkıyorsunuz kürsüye? Lütfen…
AYLİN NAZLIAKA (Devamla) – Hayır efendim, grup başkan vekili
kınamadı, “Reddediyoruz.” dedi. Ayrıca, mahrem hayattan da bahsetti. Burası
mahrem alan değil ki, burası kamusal bir alan, hangi mahremiyetten
bahsediyoruz?
BÜLENT TURAN (İstanbul) – Midemiz bulandı, yeter.
AYLİN NAZLIAKA (Devamla) – Sayın Bakanın kınaması olumlu bir
harekettir, ben bunu hakikaten takdir ediyorum, bu kendisinden de beklediğimiz
bir hareketti. Ancak, gerçekten, Sayın Bakanın işi zor değerli milletvekilleri.
“Neden zor?” diyecek olursanız, gerçekten de kınaması gereken o kadar çok konu
var ki bunların hangi birini kınayacak, ben gerçekten merak ediyorum.
Mesela, bakın, geçenlerde Takvim gazetesi, erkek arkadaşı
tarafından şiddet gören ve yere serilen bir kadınla ilgili olarak bir başlık
attı, ne yazdı biliyor musunuz? “Nakavt” yazdı.
Gene geçenlerde AKP mitinginde, beş altı yaşlarında bir kız
çocuğumuz elinde bir pankart tutuyordu, bu pankartta ne yazıyordu biliyor
musunuz? “Ayyaş, çapulcu koca istemiyorum; dindar, Allah’tan korkan koca
istiyorum.” yazıyordu. Şimdi, bu pankart zaten başlı başına kınanmayı hak
ediyor ancak aynı zamanda bir gazete bunu ilk sayfasına taşıyarak da haber
yaptı, Sayın Bakanın tabii bunu da kınamasını bekliyoruz.
Gene, bundan birkaç gün önce, son derece iç yakıcı bir öykü yaşandı
değerli milletvekilleri. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Sayın Başkan, müdahale ederseniz!
Bakın, bir hikâyeden bahsediyorum, bir insan hayatından
bahsediyorum, dinleyin de öğrenin.
On altı yaşında bir kız çocuğu koyunları otlatmak için…
İSMAİL AYDIN (Bursa) - Senden öğrenecek hiçbir şeyimiz yok.
AYLİN NAZLIAKA (Devamla) - ...Ankara’nın Akyurt ilçesinde
koyunları otlatmaya çıkıyor, fakat döndüğünde 8 koyunu kaybetmiş oluyor,
dönüyor babasına “Babacığım, ben 8 koyunu kaybettim.” diyor.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) – Milletin düzenini bozmakta birebirsiniz.
BÜLENT TURAN (İstanbul) – Hüseyin Aygün’ü tanıyor musunuz?
AYLİN NAZLIAKA (Devamla) – Babası da onun üzerine “Peki, o zaman,
eğer bu koyunları iki gün içinde getirmezsen sana iki tane kurşun sıkacağım.”
diyor. Bu kız çocuğu bunu şaka zannediyor önce, gülümsüyor, fakat baba, bunu
ayrı bir sinirlenme konusuna dönüştürüyor ve kızı o anda elindeki tabancayla
vuruyor ve öldürüyor. Şimdi, bu olay da kınanmayı hak ediyor Sayın Bakan. Sayın
Bakan gene kaçmış gördüğüm kadarıyla. Tabii, olay bunlarla da bitmiyor.
Bakın, Pendik Belediye Başkanınız çıkıyor, bir konuşma yapıyor,
diyor ki: “1+1 evler aile yaşamına uygun değildir.” Bakın, hiç
anlayamamışsınız, hiç olayı kavrayamamışsınız.
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) – Gezi Parkı’ndakileri de anlatır mısın!
AYLİN NAZLIAKA (Devamla) - Tam da sizin işte bu dayatmacı
yaklaşımınız nedeniyle insanlar sokağa çıktılar. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) – Sayın Başbakana ve ailesine söylenenleri
de anlat!
AYLİN NAZLIAKA (Devamla) - Her ne kadar bulunduğunuz yerden
sözlerimi kesmeye çalışsanız da, konsantrasyonumu
kaybettirmeye çalışsanız da verdiğiniz bilgiler daha güzel benim beslenmemi
sağlıyor. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) – Adil olun biraz, tek taraflı anlatmayın.
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen…
AYLİN NAZLIAKA (Devamla) - Gezi Parkı’nı hatırlatmışken onu da
söyleyeyim.
Sayın Başkan, yalnız ek süre istemek durumunda kalacağım hem siz
hem de müdahaleler nedeniyle. Sözlerimi tamamlamama izin vermenizi isteyeceğim.
BAŞKAN – Lütfen… Cevap vermeyin, siz Genel Kurula hitap edin.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) – Senin söylediğin kelimeyi unutmadık. Senin
bu ülkenin Başbakanı için söylediğin kelimeyi unutmadık. Çok mu güzeldi o
kelime?
AYLİN NAZLIAKA (Devamla) – Sayın milletvekilleri, bakın, tam da
işte bu dayatılan yaşam biçimleri için insanlar sokağa döküldüler. Yani
yediğime içtiğime karışma, giydiğime karışma, nasıl evlerde oturacağıma
karışma, kaç çocuk doğuracağıma, o çocukları nasıl dünyaya getireceğime karışma
diyerek sokaklara çıktılar.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) – Kimse karışmıyor.
AYLİN NAZLIAKA (Devamla) - Ama sizler işte bunu anlamıyorsunuz.
Kadınların isyan çığlığı tam da bununla ilgilidir değerli
arkadaşlar. Bakın, bu ülkede, kadınlar, sırf beyaz pantolon giydi diye, kırmızı
ruj sürdü diye, kırmızı telefon aldı diye öldürülüyor biliyor musunuz? Ama
nereden buluyorlar bu cesareti? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen…
AYLİN NAZLIAKA (Devamla) - 13 yaşındaki bir kız çocuğunun 26
kişiyle -kişiyle demeye utanıyorum- kendi rızasıyla beraber olabileceğini ifade
eden yargı kararlarından alıyorlar. Nereden alıyorlar bu cesareti? Gene kadın
katillerini, çocuk tecavüzcülerini, tacizcilerini, gözaltı işkencelerini
cezalandırmayan yargıdan alıyorlar. Nereden alıyorlar bu cesareti? İşte, kadın
erkek eşitliğine inanmayan zihniyetlerden alıyorlar, kadını bir mal gibi gören
zihniyetlerden alıyorlar.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) – Hadi oradan, kim inanıyor be, kim inanıyor?
Sen inanıyorsun!
BAŞKAN – Sayın Tunç, lütfen…
AYLİN NAZLIAKA (Devamla) – Bakın, bugün ben bir davayı izledim…
İSMAİL AYDIN (Bursa) – Hayal kuruyorsun.
AYLİN NAZLIAKA (Devamla) - …KESK üyelerinin davasıydı ve bu davada
yargılanan kişiler tam dört aydır tutuklu, çok büyük bir suç işlemişler. Ne
yapmışlar? Adam mı öldürmüşler? Hayır. Hırsızlık mı yapmışlar? Hayır. Ellerinde
palalarla, sopalarla sokağa mı çıkmışlar? Hayır.
BEDRETTİN YILDIRIM (Bursa) – Dükkânları yağmalayanlardan bahset.
AYLİN NAZLIAKA (Devamla) – Ne yapmışlar biliyor musunuz? Grup Yorum’un konserine gitmişler, Alevi mitingine gitmişler;
üstelik de çok daha ayıp bir şey yapmışlar, o mitingde eğlenip halaylar
çekmişler. Bunun için dört aydır tutuklu.
BEDRETTİN YILDIRIM (Bursa) – Otobüsleri kim yaktı, otobüsleri?
AYLİN NAZLIAKA (Devamla) – Sayın Bakan umarım dinleyecektir bunu.
Özelikle, kadın tutuklu olan arkadaşlarımızla konuştum. 62 çocuk da mağdur
edilmiş durumda bu dava sürecinde ve biliyor musunuz, çocuklarıyla görüşmek
için telefon konuşması yapmaya giderlerken bile ince aramadan geçiriliyorlar.
İnce aramanın ne olduğundan az önce Sezgin Bey bahsetti zaten. İç çamaşırlarına
kadar soyuluyor bu kadınlar ve gittiklerinde tekmil vermeleri gerekiyor,
telefonu açtıklarında isimlerini söylemeleri gerekiyor. Karşıdaki çocuk “Anne,
seni biliyorum, niye her seferinde ismini söylüyorsun?” deyince bu sefer bir
sonraki telefon açmaya gittiklerinde çocuklarına karşı da mahcup olmamak için
kendi isimlerini söylemiyorlar, tekmil vermiyorlar. Böyle olunca “Çat!” diye
telefon kapatılıyor, çocuklarıyla konuşma hakları ellerinden alınıyor sayın
milletvekilleri. Siz bunun ne olduğunu anlayamıyorsunuz. O davalara
gitmediğiniz için o kişilerle empati kuramıyorsunuz. Ama, öyle görünüyor ki hem tutukluluk süreçleri hem de
gözaltı süreçleri âdeta bir onur kırma ve kişileri psikolojik şiddete maruz
etme girişimine dönüşmüştür.
Bunu tabii Gezi olaylarında da sık sık yaşadık. Bakın, şu anda
sonuçlanmasını beklediğimiz davada, gene Mücella Yapıcı’nın neler yaşadığını
hepimiz biliyoruz, az önce bahsedildi.
Gene, Ankara’da Dikmen’de Akrep’e alınan Eylem kızımızın üç saat o
Akrep’in içerisinde keyfî olarak tutulduğunu ve o esnada da tacize uğradığını
hepimiz biliyoruz. Sizler de mutlaka bunları gazetelerden okudunuz.
Biliyor musunuz, D.E. kod adlı bir kız arkadaşımız tutukluluk
esnasında şöyle diyor: “Kadına ve erkeğe farklı şiddet uygulandığını şimdi
anladım.” Hemen hemen gözaltına alınan kadın arkadaşlarımızın her biri sözlü
tecavüz tehdidiyle korkutulmaya çalışılıyor. Ama, değerli
arkadaşlar, bunlar bizi yıldırmayacak.
Bir de şunu söyleyeyim: Mücella Yapıcı’nın evinde bulunan Feminist
Politika dergisi de delil olarak kayıt altına alınmış. Yani, eğer bu bir suç
unsuruysa söyleyeyim, ben de bu dergiyi okuyorum, ben de bu suçu işliyorum, o
zaman bu suçu işlemekten de onur duyuyorum, bunu da biliniz.
Sonra, bir başka şeyi daha söyleyeyim size değerli arkadaşlar.
Bakın, hak savunuculuğu gerçekten samimiyet ister -özellikle kadın
milletvekillerine seslenmek istiyorum- tutarlılık ister. Bizler doğru
taraftayız; gelin, sizler de doğru tarafta olun artık.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Siz yanlış yerde olmayın da.
AYLİN NAZLIAKA (Devamla) - Kadın haklarını samimiyetle, içtenlikle
savunun. Kadınları ikiye bölmeyin. Kadınlar üzerinden siyaset yapmayın. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen…
AYLİN NAZLIAKA (Devamla) - Eğer Z.D. kod adlı kızımızın hakkını
savunuyorsanız, aynı zamanda polisin tokat attığı o başörtülü kadın
arkadaşımızın da hakkını savunun. Yani, başörtülü arkadaşlarımızı ikiye
bölüyorsunuz. Kadınları “başı açık”, “başı örtülü” diye ikiye bölüyorsunuz.
ÖZNUR ÇALIK (Malatya) - Başörtülü arkadaşlarımızı bu Meclisten
çıkaran sizin zihniyetiniz!
AYLİN NAZLIAKA (Devamla) - Kadınları her daim siyasi malzemeye
dönüştürüyorsunuz. Bu, doğru değil arkadaşlar.
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) – Genel Kurulu tahrik ediyorsunuz!
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen…
AYLİN NAZLIAKA (Devamla) - Hep birlikte hareket edersek inanın,
direne direne kazanabiliriz. Onun için ben size diyorum ki cesur olun ya, cesur
olun! Korkmayın ya! Kırın zincirlerinizi, kaybedeceğiniz hiçbir şeyiniz yok.
Kaybedeceğiniz hiçbir şey yok arkadaşlar zincirlerinizden başka
diyor, hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından gürültüler, CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Madde üzerinde şahsı adına söz isteyen Oya Eronat, Diyarbakır Milletvekili. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
OYA ERONAT (Diyarbakır) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
ben buraya çok önemli bir konuda konuşmaya çıktım. Bize emanet olan
şehitlerimizle ilgili yeni düzenlemeler yapılıyor. Dolayısıyla, şu anda da o
maddeyi görüşüyoruz. Ben onun için buraya çıktım. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
YILMAZ TUNÇ (Bartın) – Çok ağır cevap oldu ama.
OYA ERONAT (Devamla) – Aslında eylül ya da ekim ayına
bırakabileceğimiz, bırakmak zorunda kalacağımız şehitlerle ilgili yeni
düzenlemeleri bu akşam muhalefet partileriyle beraber anlaşarak hızlı bir
şekilde geçirme kararıyla getirdik. Önce, bütün muhalefet partilerdeki
arkadaşlarımıza burada teşekkürü borç biliyorum.
PERVİN BULDAN (Iğdır) – Biz hariç.
OYA ERONAT (Devamla) – Biliyorsunuz, şehit yakınları bize
şehitlerimizin emanetidir, hani ne yapsak az. Az önce burada Milliyetçi Hareket
Partisinden bir arkadaşımız: İşte “Bunu da verseydik, şunu da verseydik…” Gönül
her şeyi vermek istiyor, her şeyi vermek istiyor yani bunun ölçüsü yok, sınırı
yok. Fakat, yapılanları da göz ardı etmemek lazım.
2011 yılında, tüm şehitlerin annesi kabul ettiğimiz Sayın
Bakanımız Fatma Şahin Hanımefendi, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı altında
dağınık vaziyette bulunan ve 43 mevzuatta bulunan şehit yakınları ve gazilerle
ilgili düzenlemeleri Şehit Yakınları ve Gaziler Dairesi Başkanlığını kurarak
bir çatı altında topladı ve o günden sonra da çok yoğun çalışmalarda bulundu.
6353 sayılı Yasa’yı geçen temmuz ayında biz buraya getirdik. Fakat, bu yasa daha çok, terörden mağdur olan şehitleri ve
gazilerimizi kapsıyordu. Bu yasayla neler yaptık? Eskiden bir tane istihdam
hakkı vardı şehitlerimizin, bu da sıkıntılara sebep oluyordu. Takdir edersiniz,
şehit, şehit olduğu zaman -o sıcaklık içinde, o acının içinde, çocuğu küçük,
hanımı genç- istihdam hakkını kardeşine veriyorduk, kardeşe veriliyordu veya
aileden birine veriliyordu da kardeşe veriliyordu. Bu arada, bir müddet sonra,
çocuklar büyüdüğü zaman ve eşler de zaman geçtikçe ne kadar mağdur olduklarının
farkına varıyorlardı ama maalesef istihdam hakkı gitmiş oluyordu.
Bunun başka, ikinci bir sıkıntılı tarafı da şuydu: Gene şehidin
istihdam hakkı eşine ve çocuklarına da verilebiliyordu. Fakat,
bizim, biliyorsunuz, ülkemizin geleneklerindendir; erkekler annelerine,
babalarına da bazen ihtiyaç durumlarında bakarlar. Biz şimdi, ne anne baba
mağdur olsun dedik ne eş ve çocuklar mağdur olsun dedik, iki istihdam hakkını
getirmemizin bir sebebi budur. Ve bunu da şarta bağladık: Eğer şehit bekârsa
iki kardeşi de istihdamdan faydalanabilecek veya annesi ya da babası; şehit
evliyse bir hak mutlaka ve mutlaka eş ve çocuğun, öbür hak da kardeşin olacak.
Böylece, aileler mağdur olmayacak.
Ben bir şehit annesi olarak sadece maddiyat olarak da mağduriyete
bakmıyorum, bunun manevi boyutu da var. Şu anda yeni bir düzenleme geliyor. Biz
bundan önce, geçen temmuzda getirdiğimiz düzenlemelerde sivillerle ilgili de
bir düzenleme getirdik. Bu, patlamalarda veya sivil olarak kaybettiğimiz
vatandaşlarımıza mağduriyetleri durumunda bir istihdam hakkı getiriyorduk fakat
genelde terörle mücadele sırasında kaybettiğimiz çocuklar olduğu için, onların
da annelerinden ya da babalarından biri mutlaka çalıştığı için çok az
faydalanan oldu. Yaptığımız çalışmalarda bunu gözlemledik ve çok fazla da telefon
aldık.
Şimdi, şu anda neyi getiriyoruz bu akşam? Çok şükür ki mağduriyete
bakılmayacak artık, annenin ya da babanın mağduriyetinin ispatlanması
gerekmeyecek ve bizim sivil kayıplarımızın anne ya da babalarına ya da
çocuklarına bir net asgari ücret maaş bağlanacak ve bir istihdam hakkı
verilecek. Bunun manevi tatmini gerçekten çok büyük. Hani, damdan düşenin
hâlinden damdan düşen anlar, bunun ne demek olduğunu şehit ailelerini
gezdiğimiz zaman çok daha iyi anlıyoruz.
Bir de bu yasalarla bir şeyi daha önledik, hülle boşanmaları
önledik. Yani gerçekten, şehitlerimiz oluyor, şehidin annesi babası
mağduriyetini ispat edemediği için -veya mağdur değil, bir geliri var ama ufak
bir geliri- boşanmaya kalkıyordu. Boşanıyorlardı -hülle boşanma- gene bir arada
yaşıyorlardı. Biz bu utançtan bu insanları kurtardık, bugün ve geçen temmuzda
getirdiğimiz yasalarla bu hülle boşanmaların önüne geçtik.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OYA ERONAT (Devamla) – Daha söyleyeceğimiz çok şey vardı ama… (AK
PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Hayırlı olsun.
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın Başkanım, sayın hatip Milliyetçi
Hareket Partisi milletvekilinin taleplerini “Şunu da ver, bunu da ver.”
şeklinde, “Bu taleplerin bir sınırı olmalı.” diye söyledi.
Şimdi, şunu ifade etmeliyim ki: Onlar canlarını verdiler,
kanlarını verdiler, bunlar hak ettikleridir. Bugün yaptığımız değişiklikler
demek ki bugüne kadar yapılmamıştır, eksik var. Bundan sonrakiler için de
eksikler vardır. Milliyetçi Hareket Partisi olarak bunların, canlarını ve
kanlarını veren şehitlerimizin ve gazilerimizin, bizim bu egemenliğimizi
kullanmamızı sağlayanlara bu milletin gönlünden ne kopuyorsa onun verilmesini
hak ediyor demektir.
Milliyetçi Hareket Partisi bu düşüncededir. Sağ olun.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Sayın Başkan, kısa bir açıklama
yapabilir miyim?
BAŞKAN – Sayın Canikli…
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Gerçekten, şehitlerimizin ve gazilerimizin yakınlarına ne kadar
katkı sağlayıcı düzenlemeler yapsak onların hiçbir şekilde, bu millete, bu
ülkeye hizmetlerinin karşılığını vermiş olamayız. Ancak dikkatinizi çekmek
istediğim husus şu: Bu gerçek, bu zaruret sadece on yılda, son on yılda ortaya
çıkmadı; on beş yıl önce de bu gerçek ortadaydı, yirmi yıl önce de ortadaydı. Yani on beş yıl önce de, yirmi yıl önce de şehitlerimize ne kadar
versek azdı, o zaman da bu kural geçerliydi ama on beş yıl önce, yirmi yıl
önce, AK PARTİ döneminde sağlanan imkânlar yetersiz olmasına rağmen sağlanan
çok ciddi imkânların neredeyse hiçbirisinin verilmediğini, hiçbir katkının
sağlanmadığını bu anlamda belirtmemiz gerekiyor.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
CELAL ADAN (İstanbul) – Ya, bunun üzerinden particilik yapma! Biz
alkışladık arkadaşı! Ayıp ya, ayıp! Bunun üzerinden ne particilik yapıyorsun!
OKTAY VURAL (İzmir) – On bir yıldır niye yan gelip yattın acaba!
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Kaç defa söyledim.
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – 2001 yılında kurulmuş olmanız mı sizi
kurtarıyor acaba! Siyasi geçmişiniz yok mu hiç sizin!
BAŞKAN – Madde üzerinde şahsı adına söz isteyen Özgür Özel,
Manisa Milletvekili. (CHP sıralarından
alkışlar)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
İkinci yıl yine yasamanın son günlerinde gelenekselleşmeye
başlayan, çok olumlu bir iş yapıyoruz. Bu sene dört partinin iş birliğiyle,
yapılması gereken düzenlemeleri…
(AK PARTİ ve MHP sıraları arasında karşılıklı laf atmalar)
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) – Sayın Başkan, bir daha başlatır
mısınız.
BAŞKAN – Sayın Özel, hitap edin Genel Kurula, lütfen.
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Geçen sene de son gece uzlaşıyla çok doğru işler yapmıştık. Bu
gece de her partinin milletvekillerinin gönlünden geçen bir işi hem de bu sefer
dört partiyle birlikte çok güzel bir uzlaşmayla, çok doğru işler yapıyoruz.
Üzerinde konuştuğumuz maddelerde, özellikle bu madde ve öncekinde Kırıkkale’de
ve Afyon patlamalarında hayatını kaybeden şehitlerimizin mevzuattaki
eksiklikten dolayı alamadıkları hakları veriliyor, bu çok doğru bir yaklaşım.
Vazife malulü diye bir uygulamanın olmaması, evinden ayrılıp asker ocağına
katıldıktan sonra kişinin başına ne gelirse gelsin, hepsinin aynı haklardan
yararlanması gerektiğini ilkesel olarak savunuyoruz. Bütün şehit ailelerine,
çocuklarını kaybetmiş olan bütün annelere, babalara bir kez daha rahmet
diliyoruz, onların yüreğindeki yangını en içten duygularımızla paylaşıyoruz Cumhuriyet
Halk Partisi olarak.
Benim ifade etmek istediğim bir diğer husus: Dün burada yine
hepimizin yüreğini hoplatan bir konuya değinmiştim, 8 tane Gezi tutuklusuna Metris’te yapılan kötü muameleyle ilgili, o konudaki
şüphelerle ilgili. Adalet Bakanlığından bugün öğle saatlerinde, onun altına
imza atan 30 milletvekilinin odalarına -biz, Adalet Bakanına ulaşamadığımız
için, konutuna yıldırım telgraf çekmiştik- bir cevap geldi. Cevabı okuyunca
içim rahatlamıştı açıkçası. Demek ki iddialar doğru değilmiş diye düşünmüştüm
ama akşam saatlerinde gelen somut bilgiler tamamen tersinde -bu cevabı da
sizlerle daha sonra paylaşacağım- Adalet Bakanlığında bu basın açıklamasını kim
kaleme aldıysa, hani Ahmet Kaya’nın şarkısındaki gibi “Nereden baksan
tutarsızlık”, nereden baksan bir eksiklik var. Şimdi, diyor ki birincide:
“Buradaki kişiler, görevi yapan güvenlik güçlerine direnmekten yakalandıkları
için hepsi aynı yere konulamaz, ayrı ayrı konulmaları lazım.” Beni çocukların
avukatlarından bir tanesi, Yelda Hanım aradı ve dedi ki: “Biz de inanamıyoruz
çünkü çocuklar toplantı ve gösteri yürüyüşüne muhalefet olan 2911 sayılı
Kanun’dan tutuklandılar ama hem Bakanlığın açıklaması hem de Metris Cezaevi’nin
uygulaması ‘polisin görevine engel olmak’ denen ve adli bir suçtan dolayı
tutuluyorlar. Adli suçlu olunca, aynı suça karışan adli suçlular ayrı
dağıtılıyor. Oysaki tutuklama gerekçesi elimizde ve suçları siyasi, bu yüzden
de birlikte kalmaları gerekir. Metris’te bu imkân
yoksa mutlaka bunların Silivri’ye yollanması gerekir.” Peki, dedim, öyle
diyorsunuz da bakın altta ne diyor; Bakanlık demiş ki: “İlgili kişilerin
kaldıkları bölümlerde cinayet, hırsızlık, gasp, uyuşturucu, cinsel suçtan kalan
kimse yok.” Hemen bana… Çocukların isimlerini okumayacağım ama sizlerle
paylaşabilirim: A.S., U.A., O.T., M.Y., bütün
çocuklar… Mesela, bir tanesi, eniştesini ve kız kardeşini öldürmekten; diğeri,
kendi eşini öldürmekten; diğeri, kan kardeşini öldürme kastıyla yaralamaktan;
bir diğeri, bıçaklı yaralama ve gasptan yani her birinin koğuşundaki isimleri
verdi avukat hanım. Akıl alır gibi değil.
Devam ediyoruz; oruç tutmayanlarla ilgili bir şey var, ben onu
dile getirmemiştim ama dile gelmiş İnternet sitelerinde başka kaynaklardan.
Burada diyor ki: “Oruç tutan, tutmayan karışık bütün koğuşta.” Bir çocuğun
koğuşunda oruç tutmayan kimse olmadığını “Nasıl yemek yiyeceksin burada? Neden
oruç tutmuyorsun?” baskısı geldiğini söylüyor.
Yine bir diğer mesele var, diyor ki: “Kurum müdürü -son açıklama-
8’iyle de tek tek görüştü ve yazılı beyanlarını aldı ‘şikâyetçi değilim’ diye.”
Çocukların avukatı diyor ki, ben de konuştum: “Ortacılığı
düzgün yaparsan, çayı pişirirsen, temizliği mükemmel yaparsan bu koğuş sana
cennet olur, yoksa cehennem olur.” gibi bir yaklaşım söylenmiş. “Neden imza
attın?” “Ben nasıl imza atmayayım? ‘Koğuştaki durumum kötü’ desem, akşam yine o
koğuşta yatacağım. Avukat hanım, lütfen bir şey yapın.” demişler ve bu
temizliğe ve muameleye zorlanan çocuklardan bir tanesi, vücudunda 3 tümör
tespit edilmiş, radyoterapi gören bir arkadaşımız.
Bakanlığın açıklamasının iler tutar, tutulacak yanı yok.
Bu salondaki herkesten, özellikle de Sayın Bakandan bu konuya
yarın bir el atmasını rica ediyoruz. Yarın savcıyla görüşülecek, bu çocukların
uygun bir hapishaneye naklini talep ediyoruz.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Soru-cevap işlemi yapılacaktır on dakika süreyle.
Sayın Türkmenoğlu…
AYŞE TÜRKMENOĞLU (Konya) – Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.
Öncelikle Sayın Bakanımıza ve diğer partilere, bu son maddelerde
destek verdikleri için teşekkür ediyorum.
Biraz önce konuşmacıların çok haksız söylemleri vardı, onlarla
ilgili bir iki şey söylemek istiyorum.
Öncelikle bizden adalete, yargıya müdahil olmamızı istiyorlar.
Böyle bir dönem AK PARTİ hükûmetleri döneminde olmadı ve bundan sonra da
olmayacaktır. Yargıya hiçbir şekilde müdahale etmeyeceğiz.
Yine, adi suçları Meclis kürsüsünde getirip söylemek ve vicdanı
kanatan şeyler söylemek çok doğru değil. Adi suçlarla ilgili ya da toplumun yüz
kızartıcı suçlarıyla ilgili zaten ceza yasalarında gerekli düzenlemeler var ve
bunlarla ilgili mahkemelerimiz var. Burada bizler yargılamanın yerine kendimizi
koyup Meclis olarak herhangi bir karar veremeyiz. Ha, bunlarla ilgili cezaların
artırılmasını istiyorlarsa teklif getirirler, yapılabilir.
Ve özellikle şunu söylemek istiyorum: AK PARTİ’li
kadın…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
Teşekkür ediyorum.
Sayın Sakık...
SIRRI SAKIK (Muş) – Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Aslında görüşmekte olduğumuz bu yasalarda, buralarda adalet yok.
Bakın, orada şehitler ve gazilerle ilgili ne verirsek azdır, bunlar canlarını
feda ettiler ama bu devletin üniformalıları silahlarıyla geldiler, sivil
vatandaşları katlettiler, bir evi yaktılar. Muş Altınova’da bir aileden 7
çocuk, anne, baba -ve anne hamileydi- 10 can diri diri yandı. Şimdi, bu ülkenin
vatandaşlarıydılar, tek günahları oydu ve Kürt’tüler ve diğer şehit ailelerine
verilen hakkın, hukukun, adaletin bu insanların ailelerine de verilmesi
gerektiğini hep söyledik ama ne yazık ki bu konuda bir çifte standart
içerisindeyiz. Bir tarafta 17.500 faili meçhul cinayetlerin yaşandığı ve
sivillerin öldüğü bir coğrafyada yaşıyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SIRRI SAKIK (Devamla) – Evet, askere ve polise bu konuda verilecek
bütün hakların bu mağdurlara da verilmesi gerekir; yoksa bu, Parlamentonun
ayıbı olur.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Yüceer…
CANDAN YÜCEER (Tekirdağ) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Gezi Parkı protestoları ülkemizdeki demokrasiyle beraber kadına
şiddet ve tacizin ne boyutta olduğunu da apaçık bize gösterdi. Kadınların, hiçbir yerde, ne evinde ne sokakta ne
karakolda ne de bizatihi güvenliğini sağlamakla görevli kolluk güçlerinin
yanında güvende olduğunu gösterdi. En sonunda, maalesef, Meclis çatısı altında
bile kadınların güvende olmadığını gösteren bugün yaşadığımız bir olaya şahit
olduk. Binlerce kadının oyunu da alarak, Meclise onların oylarıyla seçilerek
gelen Tokat Milletvekili Zeyid Aslan, Parlamentodaki
kadın muhabirlere hakaret ve tehdit içerikli ifadelerde bulundu.
Gezi Parkı protestolarında kadınlar sadece dayak ve şiddete değil,
üzerine bir de tacize maruz kaldı. Birçok kadın “Akrep” denilen araçlarda taciz
edildi, karakollarda çırılçıplak soyularak arandı, kolluk güçlerinin tecavüz
tehditlerine maruz kaldı, eli palalı caniler tarafından tekmelendi ve maalesef
saldırıya maruz kaldığı için…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Gürkan…
FATOŞ GÜRKAN (Adana) – Teşekkür ediyorum Başkanım.
Biraz önce bir kadın vekil arkadaşımız “Kadınlar zincirlerini
kırmalı.” diye bir söz söyledi. Evet yani biz kadın
hassasiyetini hepimiz taşıyoruz, erkek arkadaşlarımız da taşıyor ama kadınlarla
ilgili hassasiyet, Sayın Başbakanımızın annesine, eşine, polislerin eşine,
annesine küfredilirken de gösterilmeliydi. Bunu belirtmek istiyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Bir ikincisi, şehit yakınları ve gazilerle ilgili kanun yaz
tatilinden sonra gelecekti, Meclis tatilinden sonra. Sayın Başbakanımızın ve
Sayın Bakanımız Fatma Şahin Hanımefendi’nin de gerçekten büyük uğraşları ve
grubumuzun da, diğer grupların da desteğiyle bugün görüşülmeye başlandı. Ben
şimdiden hayırlı olsun diyorum tüm şehit yakınları ve gaziler için.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Köksal…
OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Kırıkkale) – Sayın Başkan, değerli
milletvekillerimiz; ben özellikle Kırıkkale’deki şehitler ve Makine Kimyada
çalışan, hayatını kaybedenlerin bu kanunla yeni bir imkâna kavuşması
dolayısıyla, bütün Meclisimize ve Sayın Bakanımıza huzurlarınızda teşekkür
ediyorum. Kırıkkaleli şehit yakınları adına da şükranlarımı arz ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Sakık, son soru…
SIRRI SAKIK (Muş) – Sözümü bitiremediğim için tekrar bu süreyi
kullanmak istiyorum.
Gerçekten Parlamentoyu adalete, hakkaniyete davet ediyorum. 30
bine yakın insan öldürülmüş ve bu insanların büyük bir çoğunluğunun 12 Eylül
sonrası nasıl katledildiklerine tanıklık etmişiz. Allah adına söylüyorum:
Burada bütün acıları yüreğimde hissediyorum ama sizin de acılar arasına ayrım
koymamanız gerektiğini söylüyorum. Gidip öldürenler devlet adına öldürdüler,
apoletliydiler ve silahlıydılar, masum insanları alıp götürdüler, gözaltında
öldürdüler, evlerini yaktılar, kendi bedenlerini yaktılar. Şimdi bunlara nasıl
seyirci kalabilir bir parlamento? Seyirci kaldığı zaman nasıl “Benim
halkımdır.” diyebilir? Nasıl “Bu ülkede ayrımcı politikalar yoktur.” diyebilir?
Ben sizi hakkaniyete davet ediyorum, adalete davet ediyorum, bu kutsal gecede
gidip başınızı yastığa koyup bu insanların acısına ortak olmaya davet ediyorum.
BAŞKAN – Sayın Bakan, buyurun.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI FATMA ŞAHİN (Gaziantep) – Sayın
Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; öncelikle Sayın Sakık’ın söylediği mağduriyetle alakalı görüşlerimi
bildirmek istiyorum.
5233 no.’lu
Yasa’yı biz 2004 yılında çıkardık. Tam da Sayın Sakık’ın
söylediği mağduriyetlerin giderilmesiyle alakalı. Bu yasa yıllardır çalışıyor
ve yıllardır bir valinin, bir vali yardımcısının başkanlığında bir komisyon
toplanıyor; bu mağduriyetler bildiriliyor, bu mağduriyetlerin sonunda da ciddi
manada hem mali olarak o ailelerin mağduriyeti giderilecek şekilde yardımlar
yapıldı ve düzenlemeler yapıldı. Şu anda da biz tam sizin dediğiniz bu
konularla alakalı 5233’te düzenleme yapıyoruz, iyileştirmeler yapıyoruz.
Faili meçhullerle ilgili söylediğiniz söz üzerine de bizim
dönemimizde, biz, biliyorsunuz, bu konuda ne kadar hassas bir süreç yönettik ve
şu anda bizim dönemimizde faili meçhullerin bittiği bir dönemi yaşadık. Bugün
çözüm süreci, sizin dediğiniz mağduriyetleri gidermek için zaten, ortak bir konsensüste ve 76 milyonun heyecanıyla gidiyor. O yüzden,
bunlar olmasın, bu mağduriyetler giderilsin diye süreci yönetirken geriye
kalanların da mağduriyetini gidermek için bu teklifimizi getirdik.
PERVİN BULDAN (Iğdır) – Geride kalanlarda ayrım var Sayın Bakan.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI FATMA ŞAHİN (Gaziantep) – Eksik
olabilir, eksiğimiz olabilir, bunu yeniden oturur, konuşuruz.
SIRRI SAKIK (Muş) – Ayrımcı politikalar uygulamayın; diğer şehit
ailelerine, gazilere uyguladığınızı bunlara da uygulayın.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI FATMA ŞAHİN (Gaziantep) – Ama
zaten 5233 sizin dediğiniz mağduriyetleri gidermek için yıllardır çalışıyor
Sayın Sakık. Bunu da gayet iyi biliyorsunuz.
SIRRI SAKIK (Muş) – Biz sonuç istiyoruz Sevgili Bakanım…
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI FATMA ŞAHİN (Gaziantep) – Sonucu
da isterseniz ben size rakamsal olarak da, şahıs olarak da…
SIRRI SAKIK (Muş) – Bu gece bunlar için yasa çıkarıyorsanız bu mağdurlar
için de yasa çıkarın.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI FATMA ŞAHİN (Gaziantep) – Bakın,
Sayın Sakık, eğer “sonuç” dediğiniz rakamsa ben size
2004 yılından beri çalışan yasanın sonuçlarını bire bir de söylerim, kamuoyu ve
Meclis önünde de gerekli sonuçları söylerim.
SIRRI SAKIK (Muş) – Bakın, Sayın Bakanım, geçen yıl yasa
çıkarıldığında söz verdiniz…
BAŞKAN – Sayın Bakan, siz cevap verin lütfen.
Karşılıklı konuşmayalım, lütfen Sayın Sakık…
SIRRI SAKIK (Muş) – …diğer mağdurlarla bunlar arasına ayrım
koyulmayacağını ama şehitler ve gazilerle ilgili yapılan düzenleme diğer sivil
vatandaşlar için yapılmadı. Bizim isyanımız buna.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI FATMA ŞAHİN (Gaziantep) –
Bizim sivil vatandaşlarımızla ilgili yaptığımız yasada bir bölge ayırımı
yaptık mı? Şu anda biz bütün bölgeler için 5233’ü güçlendiriyoruz. Burada
güneydoğudan da, burada terörle mücadeleden dolayı, burada Afyon’dan dolayı,
burada Kırıkkale’den dolayı bir mağduriyet varsa, burada Kumrular’dan
dolayı bir mağduriyet varsa, burada Reyhanlı’dan dolayı bir mağduriyet varsa
biz herkese eşit davranıyoruz, hak ve adalet duyguları içerisinde yapıyoruz.
Ama burada daha da yapılacak bir şey varsa buna da açığız, oturur bunu da
konuşuruz. Ama getirdiğimiz pakette 76 milyonu ve bütün bölgelere aynı mesafede
yaklaşarak bütün insanımızı, burada dili, dini, mezhebi ve cinsiyeti, bölgesi
ne olursa olsun eşit görerek yaklaşıyoruz. Daha da güçlendirmek gerekiyorsa
oturur onu da beraber
çalışırız.
BAŞKAN – Teşekkür ederim
Sayın Bakan.
Evet, süre var.
Sayın Yüceer…
CANDAN YÜCEER (Tekirdağ) – Ben buradan Kabinenin tek kadın Bakanı
Sayın Fatma Şahin’e seslenmek istiyorum. Bir kadın olarak da çağrımı yapıyorum
-Başbakana rağmen, partinize rağmen, Zeyid Aslan
zihniyetine rağmen- kadınlara yapılan bu şiddeti neden görmezden geliyorsunuz?
Neden bu olaylar için tek bir söz söylemiyorsunuz? Neden bu olaylar için
kılınızı kıpırdatmıyorsunuz? Oysaki her alandaki şiddete uğrayan kadınlar
biziz. Sanırım siz de bunu göremeyecek kadar siyasi olmuşsunuz. Herkesi ayrıştırıyorsunuz
ama biz kadınları lütfen ayrıştırmayın. Çünkü, her
zaman ezilen, yok sayılan, katledilen biz kadınların bölünmesine izin vermeyin.
Bu olaylara lütfen kör ve sağır kalmayın. Bunu rica ediyorum sizden.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI FATMA ŞAHİN (Gaziantep) –
Sayın Başkan, cevap sürem var değil mi?
BAŞKAN – Buyurun Sayın
Bakan, cevap verin tabii ki.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI FATMA ŞAHİN (Gaziantep) – Bu Parlamento çatısı altında
bütün milletvekillerimizin ve bütün partilerimizin onayıyla çok önemli bir
yasal altyapıyı oluşturduk. Burada 6284 no.lu Yasa’nın getirdiği hak ve hukuk,
bugün Avrupa Parlamentosundaki birçok parlamentoda getirilmemiştir. Avrupa
Konseyinin İstanbul Anlaşması’nı ilk ve tek imzalayan ve parlamentosundan
geçiren iktidar ve parlamento budur ve şu anda biz kurumsal anlamda -siz de
geldiniz, yapılan çalışmaları yerinde gördünüz- çıkardığımız yasaların
altyapısını, kurumsal altyapısını, bugün konukevlerimizi, şiddet izleme
merkezlerimizi her geçen gün güçlendiriyoruz. Bir taraftan koruyucu
tedbirlerimizi artırıyoruz, bir taraftan önleyici tedbirlerimizi artırıyoruz.
Bu kadar çok şeyi yapmamıza rağmen, hâlâ “Hiçbir şey yapmıyorsunuz demenizi de
ben hem toplumun vicdanına hem bu Parlamentonun vicdanına bırakıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) Biz o bakımdan da kendimizin ne yaptığını
biliyoruz ve daha ne yapmamız gerektiğini de biliyoruz ama lütfen, sizden
istirham ediyorum, bardağın hep boş tarafına bakıp bu toplumu farklı şekilde yönlendirmeyin.
Bu bardağın hem dolu tarafı var hem boş tarafı var, bütün her taraflı
bakabilmeyi öğrenin Allah için. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
CANDAN YÜCEER (Tekirdağ) – Şu son günlerde yaşadığımız şiddeti
neden görmezden geliyorsunuz? Bunu soruyorum.
BAŞKAN – 78’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 478 sıra sayılı Kanun Teklifine aşağıdaki maddenin
eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin Canikli Mehmet Akif Hamzaçebi Oktay Vural
Giresun İstanbul İzmir
Süreyya Sadi Bilgiç Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Mustafa
Kalaycı
Isparta İstanbul Konya
Arif Demirkıran Recep Özel Yılmaz Tunç
Siirt Isparta Bartın
"MADDE 79- 2330 sayılı Kanunun 2 nci
maddesinin birinci fıkrasına (g) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki bent
eklenmiş ve mevcut (h) bendi (ı) bendi olarak teselsül ettirilmiştir…
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 23.42
SEKİZİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 23.52
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Muharrem IŞIK
(Erzincan), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
137’nci Birleşiminin Sekizinci Oturumunu açıyorum.
478 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin
görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 478 sıra sayılı Kanun Teklifine aşağıdaki
maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin Canikli Mehmet Akif Hamzaçebi Oktay Vural
Giresun İstanbul İzmir
Süreyya Sadi Bilgiç Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Mustafa
Kalaycı
Isparta İstanbul Konya
Afif Demirkıran Recep Özel Yılmaz Tunç
Siirt Isparta Bartın
"MADDE 79- 2330 sayılı Kanunun 2 nci
maddesinin birinci fıkrasına (g) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki bent
eklenmiş ve mevcut (h) bendi (ı) bendi olarak teselsül ettirilmiştir.
"h) Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı,
Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Emniyet Teşkilatında bulunan ve 24/2/2000 tarihli ve 4536 sayılı Denizlerde ve Yurt
Yüzeyinde Görülen Patlayıcı Madde ve Şüpheli Cisimlere Uygulanacak Esaslara
İlişkin Kanunda tanımlanan patlayıcı maddelerin incelenmesi, muhafazası, nakli,
imha edilmesi ve zararsız hale getirilmesi işlemlerinde
görevlendirilenleri;"
BAŞKAN – Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman) – Sayın
Başkan, salt çoğunluğumuz vardır, katılıyoruz.
BAŞKAN – Evet, Komisyon önergeye salt çoğunlukla katıldığı için
önerge üzerinde yeni bir madde olarak görüşme açıyorum.
Madde üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Mehmet Akif
Hamzaçebi İstanbul Milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; torba yasanın sonuna dört siyasi partinin
mutabakatıyla birtakım sosyal içerikli düzenlemeleri ilave ediyoruz. Geçen
yılın son günlerinde de yine Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına ait sosyal
içerikli birçok düzenlemeyi dört siyasi partinin mutabakatıyla temmuz ayının başlarında
bir torba yasa içerisine dâhil etmiştik. Görüyorum ki aradan geçen zaman
içerisinde kanun hazırlama usulü açısından Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanlığında değişen bir şey yok, on iki ay sonra tekrar Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanlığının düzenlemelerini dört siyasi parti grubunun uygun
görüşüyle yine bir torba yasanın içerisine dâhil ediyoruz. Bu içeriklerin, bu
önergelerin hepsine Cumhuriyet Halk Partisi olarak destek veriyoruz. Hepsi
önemli, hepsi güzel düzenlemeler ancak bu güzel düzenlemeleri, bu önemli
düzenlemeleri Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının, bu şekilde yılın
sonlarına bırakmaksızın, zamanında getirerek ve ilgili komisyonlarda kapsamlı
bir şekilde tartışılarak yasalaştırması gerekirdi. Ben, bunu Sayın Bakana, Aile
ve Sosyal Politikalar Bakanlığına tavsiye ediyorum.
Yine, Sayın Bakanın getirmiş olduğu bu önergeleri, biz, burada
destekliyoruz. Bir yandan bu önergeler okunurken siyasi parti grupları gerekli
değerlendirmeleri yapıyor, hepimiz dikkatle dinliyoruz, bunlardan yararlanıyoruz.
Ancak bir konuyu yadırgadığımı ifade etmek istiyorum. Bu Hükûmette ayrımcılık
yapmaması gereken tek bir bakan kalsa, o da derim ki Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanı. Hiçbir bakan ayrımcılık yapamaz, yapmamalıdır, hiçbir kamu görevlisi
ayrımcılık yapmamalıdır ama tek bir kişi kalsa, bu, herhâlde Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanı olur.
Şimdi, bizim bir milletvekilimiz burada konuşurken, Sayın Bakanı,
ben, komisyon sıralarını terk ederek dışarı çıkarken gördüm. Bunu çok
yadırgadığımı ifade etmeliyim yani burada hangi milletvekili konuşursa
konuşsun, sayın bakanlar onun konuşmalarından hoşlanabilir veya
hoşlanmayabilir, sayın bakanların görevi konuşan milletvekillerini dinlemektir.
Kaldı ki, ben, Sayın Aylin Nazlıaka’nın konuşmasını
dinledim. Sayın Nazlıaka’nın konuşmasında kaçırdığım
herhangi bir cümle, kelime olduğunu tahmin etmiyorum. Sayın Nazlıaka’nın
üslubunu da biliyorum. Kimseyi rahatsız edecek bir içerik, bir kelime, bir
cümle de bulunmamaktaydı. Sayın Nazlıaka konuşmasını
bitirdi, Sayın Bakan içeri geldi. Bu, çok hoş olmadı. Burada hep birlikte dört
siyasi parti grubunun oy birliğiyle, desteğiyle önemli düzenlemeleri geçirirken
Sayın Bakanın da herhâlde burada konuşan milletvekillerine kulak vermesi,
onları dinlemesi daha uygun olur diye düşünüyorum.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI FATMA ŞAHİN (Gaziantep) – Nazlıaka hariç, Nazlıaka’yı
dinlemem. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) – Sizleri kutluyorum, alkışlayan
milletvekillerini de! Ben burada nazik bir üslupla Sayın Bakana bir tavsiyede
bulunuyorum. Sayın Bakan burada oturduğu yerden alışık olmadık bir şekilde laf
atıyor. Olabilir, kendi konuşma üslubu, siyaset üslubu olabilir. “Şunları
dinlerim, şunları dinlemem.” gibi bir üslubu ben sayın bakanlara yakıştıramam
ama kendileri o üslubu kendilerine uygun görüyorsa ben o üslupla kendilerini
baş başa bırakırım.
Şimdi, ben, teklifle ilgili olarak gerekli değerlendirmeleri
yapacağım: Şimdi, daha evvel birçok düzenlemeler yapıldı. Eksik kalan
hususlarla ilgili olarak biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak çok sayıda teklif
verdik, çok sayıda kanun teklifimiz vardır. O tekliflerin önemli bir kısmının
bu önergelerin içerisine girmiş olduğunu görüyoruz. Bundan mutluyuz ama biz bu
eksiklikleri söylemeseydik veya diğer muhalefet partileri bu eksiklikleri
Türkiye'nin, Parlamentonun gündemine getirmiş olmasaydı belki de bu
düzenlemelerin bir bölümü burada olmayacaktı. Yani bardağın dolu tarafını
görürken elbette boş tarafını da milletvekilleri, muhalefet partileri
gösterecek ki hükûmetler, bakanlar bunu dikkate alsınlar, düzenlemeler
yapsınlar. Yani bardağın boş tarafını konuşan muhalefetin görev yaptığını,
Hükûmete yardımcı olmak üzere bu değerlendirmeleri yaptığını unutmayalım.
Örneğin bizim 25 civarında teklifimiz vardır, şehitlerin dul ve yetimleriyle,
gazilerle, vazife malulleriyle, onların vefat etmiş olması hâlinde onların eş
ve çocuklarıyla ilgili sosyal içerikli 25 civarında kanun teklifimiz vardır. Onlardan önemli olan bir tanesini söylemek istiyorum: Genel yönetim
kapsamındaki kamu idarelerinin, memur, sözleşmeli personel ve işçi kadrolarının
yürürlükteki yasalara göre sadece yüzde 1’lik kısmı engelli vatandaşlarımız
için ayrılmış iken onların istihdamı, atanması için ayrılmış iken bunun
yetersiz olduğunu görerek bu oranın yüzde 2’ye çıkarılması yönünde Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu olarak çok sayıda kanun teklifimiz vardır. Bir
tanesini buraya getirdim. Bu, benim teklifim ama Umut Oran arkadaşımızdan başka
milletvekili arkadaşlarımıza kadar çok sayıda teklifimiz vardır. Nihayet, o
düzenlemeyi burada görüyoruz. Cumhuriyet Halk Partisinin bu konuda sayısız
teklifinin bu düzenlemenin, bu önerge içerisinde yer almasında rolü olduğunu
düşünüyorum. Bu, çok önemli bir düzenleme. Şimdi Hükûmete düşen, bu ilave
artırılan yüzde 1’lik kadroya süratle gerekli atamaları yapmaktır.
Yine, ücretsiz seyahat hakkının kapsamı burada genişletiliyor.
Ücretsiz seyahat hakkının kapsamının genişletilmesi yolunda Cumhuriyet Halk
Partisi Grubunun kanun teklifleri vardır, soru önergeleri vardır. Muharip gazilerin,
2330 sayılı Nakdî Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkındaki Kanun kapsamındaki
kişilerin, 5510 sayılı Kanun’a göre vazife malullerinden hayatını kaybedenlerin
yakınlarının ve bu saydıklarıma benzer kişilerin ücretsiz seyahat hakkının
kapsamının genişletilmesi gerekir. Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu konuda çok
sayıda teklif verdik. Onların, yine, bu önergeler içerisinde yer almış olmasını
gayet olumlu bir düzenleme olarak görüyorum.
Yine, şehitlerin dul eşine, eğer dul eşi yok ise, hayatta değil ise
çocuklarına TOKİ’den ev edinmek üzere faizsiz kredi verilmesi yolundaki
uygulama olumludur. Ancak onların maddi durumunu dikkate alarak faizsiz kredi
verilmesinin ötesinde bir nakdî desteğin bütçeden yapılmasında son derece yarar
vardır.
Kırıkkale’de, Kırıkkale Silah Fabrikasında meydana gelen
patlamada, Afyon’daki cephanelikte meydana gelen patlamada hayatını kaybeden
vatandaşlarımızın, şehitlerimizin yakınlarına -dul eşine veya kardeşlerine,
çocuklarına- ailesine yardım yapılmasını ve onların, bu devletin sosyal koruma
görevinin içerisine alınmasını, nakdi tazminat ve aylık bağlanması uygulamasını
gayet doğru buluyoruz, bu da önemli bir sosyal devlet uygulamasıdır.
Bunlar yapılırken birçok şey eksik hâlâ. Bakın, bardağın boş
tarafına bakmamız lazım, birçok şey hâlâ sistemde eksik. Yani “Şimdilik bunu
uygun gördük.” anlayışı doğru değil. Devletin gücü, imkânı, bütçesi çok daha
fazlasını yapmaya imkân verir, devlet buna muktedirdir; devlet, gücünü biraz
buralarda göstersin meydanlarda değil, biraz sosyal devlet alanında devlet
gücünü göstersin. Örnek veriyorum: Vergi alanında yapılacak düzenlemeler
vardır. Engelli bireylerin ayrımcılık nedeniyle açtıkları davalar ve buna
ilişkin icra takiplerinin harçtan muaf tutulması gerekir. Uluslararası
uygulamaları vardır bunun, bizim sistemimizde yoktur, Cumhuriyet Halk
Partisinin kanun teklifi, Türkiye Büyük Millet Meclisinde beklemektedir. İşitme
engelli vatandaşlarımızın ÖTV’den muaf araç alımına ilişkin kanun teklifi,
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığında beklemektedir. Yine, zihinsel
engelli vatandaşlarımızın yakınlarına, daha doğrusu, o vatandaşımıza bakmakla
yükümlü olanların ÖTV’siz araç iktisabına ilişkin kanun teklifi, Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığındadır.
Sayın Bakana buradan şu soruyu da sormak istiyorum: Bedelli
askerlik çıktı, kanunda bir hüküm var, Sayın Başbakan bunu açıkladı: “Buradan
elde ettiğimiz geliri şehitlerin dul ve yetimlerine, engelli vatandaşlarımıza
vereceğiz.” dedi. Soru önergesi verdim “Ne kadar para toplandı, kime harcandı?”
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) – Bugüne kadar cevap alamadım,
Sayın Bakan buna cevap verirse mutlu olurum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Madde üzerinde şahsı adına söz isteyen Ali Uzunırmak,
Aydın Milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
teşekkür ediyorum, hepinize saygılarımı sunuyorum.
Değerli iktidar milletvekili arkadaşlarım, bu 2002 öncesi, AKP
iktidarı öncesi bir genel suçlamadan vazgeçerseniz, siyasete daha doğru yön
vermiş olursunuz. Bunu neden söylüyorum? Hemen konuşmamın başında bir özgün
fıkrayla bütün konuşmamı o fıkrayı ihatalı bir
şekilde dinlerseniz, kurmak istediğim mantığı ve siyaseti doğru yönlendirmemiz
gerektiğini anlarsınız: 18 yaşında bir gençle 15 yaşında bir kız çocuğu
evlenmişler, 300 gram bir çocuk doğmuş ve çocuğun adını “Gürbüz” koymuşlar.
Tabii ki çocuğun gürbüz olması mümkün değil. Eğer biz demokrasiyi ve mantık
inşasını bu çocuğun adının Gürbüz konulması gibi, “demokratız” demekle demokrat
olunduğunu zannedersek, o çocuk gürbüz olmaz değerli arkadaşlar.
Bakın, sandığın meşruiyetini tartışmak anlamında söylemiyorum ama
bir mantık inşası için söylüyorum. Tutturdunuz bir Mısır meselesi ve bir Mursi meselesi.
Değerli arkadaşlar, bu, mantık inşası için önemli. İlk turda Mursi’nin, seçime katılım oranı yüzde 46,4, Mursi’nin aldığı oy yüzde 24,7; yani toplam seçmenin yüzde
11,4’ünün oyunu almış Mursi. İkinci turda katılım
oranı yüzde 51 ve Mursi’nin aldığı oy yüzde 51,7;
yani toplam seçmenin yüzde 26,4’ünü almış.
İşte, mantığımız burada zaten.
MEHMET GELDİ (Giresun) – En son ne kadar oy aldı?
ALİ UZUNIRMAK (Devamla) – Dinlerseniz…
Sayın Başkanım…
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen.
ALİ UZUNIRMAK (Devamla) – Böyle bir ahlak, böyle bir anlayış…
AHMET YENİ (Samsun) – Darbe yapanları anlat!
ALİ UZUNIRMAK (Devamla) – Arkadaşlar, ya dinlersen anlayacaksın ne
olduğunu, ne söylediğimi anlarsın. Eğer siz, Mursi, yüzde 26,4’le iktidara geldiğinin farkında olmazsa,
“Bana oy vermeyen de yüzde 75 gibi bir kitle var; benim yönetim metotlarımda,
benim, politikaları uygulamamda bu yüzde 75’i de dikkate almam gerekir,
demokratlık bunu gerektirir.” demez de çocuğun, 300 gram doğan çocuğun adını
“Gürbüz” koydum diye eğer onun gürbüz olduğuna inandırmaya çalışırsa o zaman
bu, demokratlık olmaz değerli arkadaşlar.
Dolayısıyla sandığın meşruiyetini tartışmak için söylemiyorum
diyorum tekrar, sandığın meşruiyetini tartışmıyorum ama yönetenin mantığını
tartışıyorum. Bunu anlamazsanız yönetemezsiniz ülkeyi. Ülkenin geldiği durumu
görüyorsunuz. Çıkan milletvekili arkadaşımız diyor ki “Adeviye
Meydanı’ndaki Müslüman halkın yanındayız.” Peki, Tahrir meydanında Müslüman yok
mu? Bu yüzde 26’nın dışında Müslüman yok mu Mısır’da?
ALİ ŞAHİN (Gaziantep) – Oradakiler darbeci.
ALİ UZUNIRMAK (Devamla) – Ya bırakın darbecilik meselesini. Bakın,
28 Şubatta, Türkiye’de mağdur olan, rahmetli Erbakan Hoca’dır.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) – Erbakan Hoca’ma neler yaptınız.
ALİ UZUNIRMAK (Devamla) – Erbakan Hoca’dan ayrılan birtakım
arkadaşlarımız AKP’yi kurmuşlardır. Bunu önce doğru tahlil edin. Mağdur olan,
rahmetli Erbakan ve arkadaşlarıdır. Dolayısıyla, siz önce bu mantıkları doğru
kuracaksınız. Bakın, bugün Türkiye’nin geldiği hâle bakın, sokaklarda insanlar
var ve bunlar da Türk halkının bir parçası kabul edilmiyor âdeta. Bu mantıkla
Türkiye yönetilmez değerli arkadaşlar.
Siz, bir yandan başkalarıyla ittifaklar kurmaya çalışırken, başka
alanda onlar kadar kana bulaşmamış, cana kastetmemiş insanları bir anda
Türkiye’nin baş belası, yabancıların ajanı, başka şeyler ilan ettiniz, halkın büyük bir
çoğunluğunu. Bu yönetim mantığı içerisinde Türkiye yönetilmez değerli
arkadaşlar.
Türkiye çok kötü gidiyor, önce bunun farkında olmalıyız. Bu
inatlaşmayla sosyal barışı
sürdürülebilir kılmanız mümkün değil değerli arkadaşlar. Onun
için…
Bakın, Hamas’ın Basın Sözcüsü, Konya’ya
geldi. Konya’da ne diyor, bu ilişkiler çok tehlikeli ilişkiler, 03/06’da Mısri, Konya’daki Gazeteciler Cemiyetinde diyor ki:
“Filistin kanı eşittir Türk kanı olarak görüyoruz ve Marmara’nın intikamı
alınmadı, biz Marmara’nın intikamını alacağız.” Sizin, Hizbullah’tan, Müslüman
Kardeşlerden Hamas’a varıncaya kadar devletten
devlete olması gereken ilişkiler…
YILMAZ TUNÇ (Bartın) – İsrail bile özür diledi bu konuda, ne
konuşuyorsun.
ALİ UZUNIRMAK (Devamla) – …kişiden kişilere, kişiden başka
örgütlere olan ilişkilere dönüşmüştür, bu, gittikçe Türkiye’yi sıkmaktadır ve
üzmektedir. Nasıl olur bir Hamas sözcüsü gelip
“Filistin kanı eşittir Türk kanı olarak görüyoruz ve biz bu kanın intikamını
alacağız.” diye, Türkiye’nin göbeği Konya’da Gazeteciler Cemiyetinde bunun
söyleyebiliyor?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı.)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Türkiye devleti terör örgütü müdür?
Hepinize saygılarımı sunuyorum, teşekkür ediyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
79’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 478 sıra sayılı Kanun Teklifine aşağıdaki
maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin Canikli Mehmet Akif Hamzaçebi Oktay Vural
Giresun İstanbul İzmir
Harun Karaca Mustafa Kalaycı Fuat Karakuş
İstanbul Konya Kilis
Şuay Alpay Zülfü
Demirbağ
Elâzığ Elâzığ
“MADDE 80- 2330 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (c) bendinde yer alan "(5434 sayılı Kanunun 18/1/1979
gün ve 2177 sayılı Kanunla değişik 64 üncü maddesinden yararlananlar
hariç)" ibaresi çıkarılmış, son fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve
aynı maddenin sonuna aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"Birinci fıkranın (a) ve (b) bentleri hükümleri uygulanarak
aylık bağlananlara aylık bağlama tarihi itibarıyla sosyal güvenlik kurumlarınca
kendi sigortalılığı nedeniyle ödenmekte olan gelir ve/veya aylıkların toplamı,
14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 36 ncı maddesi gereğince öğrenim durumuna göre belirlenecek
giriş derece ve kademesi ile 30 yıl fiili hizmet süresi esas alınarak mülga
hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre
hesaplanacak vazife malullüğü aylığının %25 artırımlı tutarından az olamaz ve
bu şekilde belirlenen gelir ve/veya aylıklar ilgili sigortalılık halindeki
aylık artışları dikkate alınarak artırılır. Birinci fıkranın (a) ve (b)
bentleri kapsamına girenler, aylıklara ilişkin hükümler hariç olmak üzere (d)
bendi kapsamına girenlerin malullük haline bağlı olarak yararlandığı haklardan
da aynı esas ve usuller çerçevesinde yararlandırılır. Bu
Kanuna veya bu Kanun hükümleri uygulanarak aylık bağlanmasını gerektiren
kanunlara göre aylık bağlanan maluller ile 5434 sayılı Kanunun 56 ncı ve mülga 64 üncü maddesi kapsamında aylık bağlanan
malullerin, malul sayılmaları sebebiyle aylık bağlandığı tarihten önceki her
türlü sigortalılık ve prim ödeme süreleri, iştirakçilik ve fiili hizmet
süreleri ile bunların itibari ve fiili hizmet süresi zammı olarak
değerlendirilen süreleri, malullük aylığı bağlanmasından sonra geçecek çalışma
veya sigortalılık süreleriyle hiçbir sebeple birleştirilemez. Bu şekilde aylık
bağlanmasından önce geçen söz konusu süreler; malullük aylığı bağlanmasından
sonra geçen sigortalılık ve çalışma sürelerinin tabi olacağı sigortalılık hali
ile mülga 2829 sayılı Kanun uygulaması yönünden dikkate alınmayacağı gibi,
sonradan geçen sigortalılık veya çalışma süreleri yaşlılık/emeklilik, malullük
ya da ölüm/dul veya yetim aylığı bağlanmasında veya toptan ödeme yapılmasında
ilgili mevzuatına göre ayrı bir çalışma veya sigortalılık süresi olarak
değerlendirilir. Ancak, bu Kanuna göre aylık bağlandığı tarihten sonra
çalışmaya başlayanlardan, aylık bağlandıktan sonraki çalışmaları 5510 sayılı
Kanununun yürürlük tarihinden sonra olanlar için 5510 sayılı Kanunun geçici 4
üncü maddesi hükümleri uygulanamaz. Yukarıda belirtilen kanunlara göre malullük
aylığı bağlanmasına esas alınmış hastalık ya da engellilik halleri ve bu
hastalık ya da engellilik hallerindeki ilerlemeler, sonradan geçen çalışmalar
sebebiyle yaşlılık aylığına hak kazanılması koşullarının belirlenmesinde
dikkate alınmaz."
"Bu madde hükümleri 5434 sayılı Kanunun 56 ncı maddesi kapsamındakiler ve harp malulleri hakkında da
uygulanır.""
BAŞKAN – Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman) – Sayın
Başkan, salt çoğunluğumuz vardır, katılıyoruz.
BAŞKAN – Komisyon, önergeye salt çoğunlukla katılmış olduğundan
önerge üzerinde madde olarak görüşme açıyorum.
Söz talebi yok.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Soru soracağım.
BAŞKAN – Sayın Hamzaçebi’nin sorusu var, buyurun.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Biraz önce, kürsüdeyken, Sayın Bakana bir soru yönelttim, aynı
soruyu buradan tekrar etmek istiyorum: 30 Kasım 2011 tarihinde, bedelli
askerlik olarak isimlendirdiğimiz 6250 sayılı Kanun kabul edildi. Bu kanuna
göre, bedelli askerlik nedeniyle toplanan paralar, Bakanlar Kurulu tarafından
belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde belirteceğim alanlarda, hizmetlerde
kullanılmak zorundadır. Bu alanlar, hizmetler şunlardır: Şehit yakınları,
gaziler, engelliler, muhtaç erbaş ve er aileleri, Türk Silahlı Kuvvetlerine
mensup vazife malulleriyle emniyet hizmetleri sınıfına mensup vazife
malullerine yönelik sosyal hizmet yardım faaliyetleri.
Bu hesapta ne kadar para toplanmıştır? Toplanan paralardan bu
sözünü ettiğim alanlara ne kadarlık bir harcama yapılmıştır? Ben, 30 Kasım 2012
tarihinde bir soru önergesiyle bunu Sayın Başbakana sordum ama o tarihten bu yana,
ikinci yıla doğru gidiyoruz, ikinci yıl bitmek üzere, Sayın Başbakan bu soruma
cevap vermedi. Sayın Bakandan, ilgisi nedeniyle cevap bekliyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Işık…
ALİM IŞIK (Kütahya) –
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakan, 6353 Sayılı Kanun’la şehit ailelerine getirilen
ikinci iş imkânından yararlanmak üzere İçişleri Bakanlığına başvuran çoğu şehit
yakınlarının hâlen işe yerleştirilme işlemlerinin sürdüğü ve sonuçlanmadığı,
bazı sorunların yaşandığı dile getirilmektedir. Bu konuyla ilgili
Bakanlığımızın bir girişimi var mıdır? Bu sorunların çözümü hızlandırılabilir
mi? Şimdiye kadar size ulaşan, bu durumda kaç kişi var ve bunların sorunları ne
zaman çözülecek? Bu konuda açıklama yaparsanız sevinirim.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Bakan, buyurun.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI FATMA ŞAHİN (Gaziantep) –
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Hamzaçebi’nin sorduğu “Bedelli askerlik uygulamasıyla ilgili
şu ana kadar kaç lira toplandı?” sorusunun cevabını veriyorum: Yaklaşık 2
milyar 230 milyon TL kaynak sağlanmış olup, yaklaşık şu anda da bu konuda
harcadığımız para 170 milyon TL’dir.
En son, Sayın Başbakanımızın, grup toplantısında açıkladığı muhtaç
asker aileleriyle ilgili aldığımız bir karar var. Bu kararda, biliyorsunuz,
eğer er ve erbaş askere gittiyse ve aile muhtaç durumdaysa biz bu aileye
bedelli üzerinden de mali destek kararı verdik. Bununla alakalı şu an 60 bin
ailemiz müracaat etti. Bunların hepsinin uygulamalarını da toplayıp…
Ayrıca, engellilerle ilgili yaptığımız çalışmada, siz de soruyu
sorarken zaten engellilerle ilgili yapılan çalışmalara da bu kaynaktan
harcanabileceğiyle ilgili yasal altyapıyı da söylediniz.
Bunların hepsini toparlayıp size daha detaylı, kesin harcadığımız
parayı da bire bir de verebilirim Sayın Başkanım.
İkincisi, bu istihdamla alakalı bir yıl önce yine bütün partilerin
oybirliğiyle çıkardığımız çok önemli bir yasanın uygulaması çalışmaya başladı,
istihdamda yerleştirme hakkı, yine sayın milletvekilimin söylediği gibi,
İçişleri Bakanlığı bünyesinde yapılıyor fakat bizim şehit yakınları ve
gazilerle ilgili daire başkanlığımız gelen bütün talepleri bire bir takip
ediyor. Talepler bir anda, çok hızlı bir şekilde geldiği için İçişleri
Bakanlığında bu hızlı müdahalenin yapılmasıyla ilgili de biz de Bakanlık olarak
takibini yapıyoruz. Geçen hafta Sayın Bakanımızla da bunu daha hızlandıracak,
kurumsal altyapıyı geliştirecek önlemleri de aldık. Bir ay içerisinde bütün bu
taleplerin yerine getirileceği bir çalışmanın da altyapısını oluşturduk.
İnşallah, bu yasayla da beraber yeni hakların ve yeni istihdam haklarının da
Bakanlık olarak bire bir takipçisi olacağız.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Soruma devam etmek istiyorum
efendim. Tekrar bir soru sormak istiyorum.
BAŞKAN – Sayın Hamzaçebi…
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakanın açıklamalarından anlaşılan şudur: Bedelli askerlikle
ilgili olarak bugüne kadar 2 milyar 109 milyon Türk liralık bir kaynak
toplanmıştır. Bunun yüzde 10’undan az bir kısmı, 179 milyon Türk liralık kısmı
kanunda belirtilen amaçlarda harcanmıştır. Sayın Bakanın sözünü ettiği 60 bin
kişiye yapılacak ödemeleri -yanlış anlamadıysam- bir daimi ödeme, bir maaş
ödemesi şeklinde bir uygulama gibi anladım. Oysa kanun diyor ki: “Sosyal hizmet
yardım faaliyetlerinde kullanılır.” Siz bir maaş ödemesi yapacaksanız, maaş
ödemesinin yeri bütçenin diğer kaynaklarıdır. O kaynaklardan yapmanız gereken
harcamayı buradan yaparak “Bunu amacında kullandım.” deme imkânınız mevcut
değildir. Bu parayı münhasıran bu sayılan gruplar için sosyal hizmet yardım
faaliyeti olarak kullanmak zorundasınız. Bütçe harcamalarını buraya kaydırarak
buradan yaparsanız kanunun amacına aykırı hareket etmiş olursunuz.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI FATMA ŞAHİN (Gaziantep) – Cevap
vermek istiyorum.
BAŞKAN – Buyurun.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI FATMA ŞAHİN (Gaziantep) – Sayın
Başkanın söylediği yasal altyapının yönetmelik kısmında Maliye Bakanlığıyla
bedelliden ayrılan bu kaynağın iki yıl boyunca engellilerle ilgili yapılacak
çalışmalar da yönetmelikte belirtilmiştir. Bu konuda da hem bedelli üzerinden
muhtaç asker aileleri hem engelliler üzerinde yapılacak iki yıllık ödemeler ve
planları Maliye Bakanlığı yönetmeliği karşılığı çıkarılmıştır. Dolayısıyla,
Sayın Başkanın söylediği, şu an yüzde 10 harcanmış olan kaynak gözüktüğü
doğrudur fakat bu yılın sonunda bu kaynak Maliye Bakanlığıyla beraber
çıkardığımız yönetmelikle çok yüksek oranda harcanacak şekilde takibimizdedir.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Madde üzerinde bir önerge vardır, okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 478 sıra sayılı Kanun Teklifine eklenen 80.
maddeyle değiştirilen 2330 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin son fıkrasında
geçen “% 25 artırımlı” ibaresinin “emsalini geçmemek üzere % 50 artırımlı”
şeklinde değiştirilmesini arz teklif ederiz.
Oktay Vural Mustafa Kalaycı Mehmet Şandır
İzmir Konya Mersin
S. Nevzat Korkmaz Ali Uzunırmak Erkan Akçay
Isparta Aydın Manisa
Sümer
Oral
Manisa
BAŞKAN – Sayın komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ
(Isparta) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI FATMA ŞAHİN (Gaziantep) –
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Gerekçe.
BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Şehit aileleri ile gaziler ve malullerin maaşlarında artış
yapılması amaçlanmaktadır.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
80’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler…
Kabul edilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 478 sıra sayılı Kanun Teklifine aşağıdaki
maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin Canikli Mehmet Akif Hamzaçebi Oktay Vural
Giresun İstanbul İzmir
Ramazan Can Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Mustafa
Kalaycı
Kırıkkale İstanbul Konya
Hilmi Bilgin Recep Özel Adnan Yılmaz
Sivas Isparta Erzurum
Süreyya
Sadi Bilgiç Yılmaz
Tunç
Isparta Bartın
“MADDE 81 - 2330 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 4- 1/1/2012 tarihinden
önce meydana gelen ölüm, malullük veya yaralanma halleri hariç olmak üzere,
ölüm, malullük veya yaralanma sebepleri bu Kanunla 1 inci ve 2 nci maddelerde yapılan değişikliklerin kapsamına girenler
müracaatları üzerine, durumlarına uygun olarak bu Kanunla düzenlenen haklardan
aynı usul ve esaslar çerçevesinde yararlanırlar. Ancak, bunlara nakdi tazminat
hakları saklı kalmak kaydıyla, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önceki
dönem için geriye dönük olarak herhangi bir ödeme yapılmaz.
4 üncü maddenin bu Kanunla değiştirilen son fıkrası ile aynı
maddeye eklenen fıkra kapsamına girenlere, geriye dönük olarak herhangi bir
ödeme yapılmaz.""
BAŞKAN – Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ
(Isparta) – Salt çoğunluğumuz vardır Sayın Başkan, katılıyoruz.
BAŞKAN – Evet, Komisyon önergeye salt çoğunlukla katıldığından
önerge üzerinde yeni bir madde olarak görüşme açıyorum.
Söz talebi? Yok.
81’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 478 sıra sayılı Kanun Teklifine aşağıdaki
maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa Elitaş Süreyya
Sadi Bilgiç Recep
Özel
Kayseri Isparta Isparta
Hakan Çavuşoğlu İdris Şahin Mehmet Doğan Kubat
Bursa Çankırı İstanbul
Ramazan Can Osman Aşkın Bak İsrafil Kışla
Kırıkkale İstanbul Artvin
Oya Eronat Sermin
Balık Ekrem
Çelebi
Diyarbakır Elâzığ Ağrı
"MADDE 82 - 24/5/1983 tarihli ve
2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanununun 35 inci maddesinden sonra gelmek üzere
aşağıdaki madde eklenmiştir.
"Müeyyideler
MADDE 35/A - Gerçek kişi veya özel hukuk tüzel kişilerine
ait sosyal hizmet kuruluşunda yapılan kontrol ve denetim sonucunda, bu
kuruluşların açılışına, çalışma şartlarına, yönetimine, hizmetin etkin sunumuna
ilişkin olarak yönetmelikle belirlenen koşullara göre eksiklik veya aykırılığın
tespiti halinde il müdürü tarafından 16 yaşından büyükler için her yıl
belirlenen aylık net asgari ücret tutarının on katından elli katına kadar idari
para cezası verilir. Bu eksiklik veya
aykırılıkların giderilmesi ile idari para cezasının yatırılması için otuz günü
geçmemek üzere uygun bir süre verilerek ilgili kuruluş yazılı olarak ihtar
edilir.
Belirlenen süre içinde kuruluş tarafından eksiklik veya
aykırılığın giderilmemesi halinde birinci fıkra uyarınca verilen idari para
cezasının iki katı tutarında tekrar idari para cezası uygulanır ve eksiklik
veya aykırılığın giderilmesi için otuz günü geçmemek üzere ek süre verilir. Bu
süre içinde de eksiklik veya aykırılığın giderilmemesi halinde kuruluş, Aile ve
Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından kapatılır.
Birinci ve ikinci fıkralar uyarınca verilen sürede eksiklikler
veya aykırılıklar giderilinceye kadar kuruluşa yeni bir kişinin kabulü
yapılamaz.
Bir yıl içinde beş defa idari para cezası uygulanan kuruluş, Aile
ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından kapatılır.
Bu Kanun kapsamında verilen idari para cezaları tebliğinden
itibaren bir ay içinde ödenir. Bu süre içinde ödenmeyen idari para cezaları
kesinleşmesini müteakiben Bakanlığın bildirimi üzerine vergi daireleri tarafından
21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının
Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre takip ve tahsil edilir.””
BAŞKAN – Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ
(Isparta) – Salt çoğunluğumuz vardır Sayın Başkan, katılıyoruz.
BAŞKAN – Evet, yeni bir madde olarak görüşme açıyorum.
Söz talebi? Yok.
82’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 478 sıra sayılı Kanun Teklifine aşağıdaki
maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa Elitaş Süreyya
Sadi Bilgiç Hakan
Çavuşoğlu
Kayseri Isparta Bursa
Recep Özel Mehmet Doğan Kubat Ramazan Can
Isparta İstanbul Kırıkkale
Osman Aşkın Bak Oya Eronat
Sermin Balık
İstanbul Diyarbakır Elâzığ
İdris
Şahin İsrafil
Kışla
Çankırı Artvin
“MADDE 83- 24/5/1983 tarihli ve 2828
sayılı Sosyal Hizmetler Kanununun 35 inci maddesinden sonra gelmek üzere
aşağıdaki madde eklenmiştir.
“Kuruluşun kapatılması
MADDE 35/B- Bu Kanun kapsamında gerçek kişi veya özel hukuk
tüzel kişilerince açılan sosyal hizmet kuruluşlarında hizmet verilen kişilere
yönelik tehdit veya baskı ya da özgürlüğün keyfî engellenmesini de içeren,
fiziksel, cinsel, tıbbi, psikolojik veya ekonomik açıdan zarar veren her türlü
tutum ve davranışın gerçekleşmesi halinde bu tutum ve davranışların
engellenmesine yönelik gerekli tedbirleri almayan kurucu veya sorumlu müdüre
dört yüz günden az olmamak üzere adli para cezası verilir.
Sosyal hizmet kuruluşları aşağıda belirtilen hususlardan birinin
tespit edilmesi halinde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından
kapatılır:
a) Kurucu veya sorumlu müdürün kuruluşta hizmet verilen kişilere
yönelik tehdit veya baskı ya da özgürlüğün keyfî engellenmesini de içeren,
fiziksel, cinsel, tıbbi, psikolojik veya ekonomik açıdan zarar veren
eylemlerden dolayı cezalandırılmasına karar verilmiş olması.
b) Kurucu veya sorumlu müdürün birinci fıkra hükümleri uyarınca
cezalandırılmasına karar verilmiş olması.
c) Kuruluşun açılış izin onayı olmadan hizmete başlaması.
ç) Kuruluşun izinsiz olarak nakil veya devir işleminin yapılması.
d) Kuruluşun açılış işlemleri esnasında ibraz edilen belge ve
beyanların gerçeği yansıtmadığının sonradan ortaya çıkması.
İkinci fıkranın (a) ve (b) bentlerinde belirtilen hallerde 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun
231 inci maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar
verilmiş olması kapatma işleminin yapılmasına engel teşkil etmez.""
BAŞKAN – Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ
(Isparta) – Salt çoğunluğumuz vardır Sayın Başkan, katılıyoruz.
BAŞKAN – Evet, yeni bir madde olarak görüşme açıyorum.
Söz talebi? Yok.
83’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 478 sıra sayılı Kanun Teklifine aşağıdaki
maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin Canikli Mehmet Akif Hamzaçebi Oktay Vural
Giresun İstanbul İzmir
Ramazan Can Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Zülfü Demirbağ
Kırıkkale İstanbul Elâzığ
Yılmaz Tunç Mustafa Kalaycı Recep Özel
Bartın Konya Isparta
Mehmet Altay Süreyya Sadi Bilgiç Adnan Yılmaz
Uşak Isparta Erzurum
"MADDE 84 - 2/3/1984 tarihli ve 2985
sayılı Toplu Konut Kanununun ek 2 nci maddesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"EK MADDE 2- 8/6/1949 tarihli ve
5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun 56 ncı
maddesi ile mülga 45 inci ve 64 üncü maddelerine, 31/5/2006 tarihli ve 5510
sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 47 nci maddesine ve 3/11/1980 tarihli ve 2330 sayılı Nakdi
Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanuna göre veya 2330 sayılı Kanun
hükümleri uygulanarak aylık bağlanmasını gerektiren kanunlara göre harp veya
vazife malulü olmaları sebebiyle kendilerine aylık bağlananlara bir konut ile
sınırlı olmak kaydıyla Toplu Konut İdaresince faizsiz olarak kredi verilir. Aynı kanunlar kapsamına giren sebeplerle hayatını kaybedenlerin dul
ve yetimleri ile harp veya vazife malullüğü aylığı almaktayken faizsiz kredi
hakkından yararlanmaksızın hayatını kaybedenlerin dul ve yetimleri için ise;
bir konut ile sınırlı olmak üzere, öncelikle dul eşine, eşi hayatta değilse
veya evlenmişse kredi kullanacak çocuklardan en az birisinin yetim aylığı
almakta olması kaydıyla aylık bağlanma koşullarına bakılmaksızın talepte
bulunan çocuklarına müştereken, bu kişiler bulunmadığı takdirde de öncelikle
anaya olmak üzere ana veya babasına konut sahibi yapmak amacıyla Toplu Konut
İdaresince faizsiz olarak kredi verilir.
Birinci fıkrada belirtilen haller kapsamında harp veya vazife
malulü sayılanlardan sınıf veya görev değiştirerek çalışmaya devam eden kamu
görevlileri ile ilgili mevzuatına göre aylık bağlanan malullerden, 5510 sayılı
Kanunun 4 üncü maddesi kapsamında çalışmaya başlamaları nedeniyle ödenmekte
olan aylıkları kesilenler de birinci fıkra hükmünden yararlanırlar.
Bu kredinin tavan tutarı, Yüksek Planlama Kurulunca belirlenir.
Kredi için yapılacak başvurulara, kredilerin kullandırılmasına, geri ödeme süre
ve yöntemlerine ilişkin usul ve esaslar, Maliye Bakanlığı, Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanlığı ile Sosyal Güvenlik Kurumunun görüşü alınarak Toplu Konut
İdaresince çıkarılan yönetmelik ile belirlenir.""
BAŞKAN – Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ
(Isparta) – Salt çoğunluğumuz vardır, katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Evet, yeni bir madde olarak görüşme açıyorum.
Söz talebi yok.
84’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 478 sıra sayılı Kanun Teklifine aşağıdaki
maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin Canikli Mehmet Akif Hamzaçebi Oktay Vural
Giresun İstanbul İzmir
Süreyya Sadi Bilgiç Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Recep Özel
Isparta İstanbul Isparta
Yılmaz Tunç Afif Demirkıran Mustafa Kalaycı
Bartın Siirt Konya
"MADDE 85 - 12/4/1991 tarihli ve
3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 21 inci maddesinin birinci fıkrasının
(j) bendine "sivillerden" ibaresinden sonra gelmek üzere "Sosyal
Güvenlik Kurumunca" ibaresi eklenmiştir."
BAŞKAN – Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta)
– Salt çoğunluğumuz vardır, katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Evet, yeni bir madde olarak görüşme açıyorum.
Söz talebi yok.
Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 85’inci
madde kabul edilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 478 sıra sayılı Kanun Teklifine aşağıdaki
maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin Canikli Mehmet Akif Hamzaçebi Oktay Vural
Giresun İstanbul İzmir
Ramazan Can Mustafa Kalaycı Ferit Mevlüt
Aslanoğlu
Kırıkkale Konya İstanbul
Oğuz Kağan Köksal Salim Uslu Süreyya Sadi Bilgiç
Kırıkkale Çorum Isparta
MADDE 86 – 3713 sayılı Kanunun ek 1 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"EK MADDE 1- 10/12/2003 tarihli ve
5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununun eki (I), (II), (III) ve
(IV) sayılı cetvellerde yer alan kurum ve kuruluşları, kamu iktisadi
teşebbüsleri ve bağlı ortaklıkları, il özel idareleri, belediyeler ve bağlı
kuruluşları, özel kanunla kurulan diğer her türlü kamu kurum ve kuruluşları;
657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi memur kadroları ile sözleşmeli
personel pozisyonlarının ve sürekli işçi kadrolarının %2'sini aşağıdaki
hükümlerde belirtilen hak sahiplerinin istihdamı için ayırmak ve bu madde
hükümleri çerçevesinde İçişleri Bakanlığınca hak sahibi olduğu belirlenerek
Devlet Personel Başkanlığına bildirilen ve Başkanlıkça atama teklifi
yapılanları atamak zorundadır. Kamu kurum ve kuruluşlarının kadrolarına, ilgili
mali yılda 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 7 nci
maddesi kapsamında yapabilecekleri toplam atama sayılarının ne kadarını bu
madde kapsamında yapılacak atamalar için ayıracağı ve buna ilişkin diğer
hususlar Başbakan onayı ile belirlenir.
Bu madde kapsamında hak sahipliği sonucunu doğuran durumlar
aşağıda belirtilmiştir:
a) 5434 sayılı Kanunun mülga 64 üncü maddesi, 5510 sayılı Kanunun
47 nci maddesinin sekizinci fıkrası, bu Kanunun 21
inci maddesinin birinci fıkrasının (j) bendi kapsamına girenler hariç olmak
üzere 3/11/1980 tarihli ve 2330 sayılı Nakdi Tazminat
ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanuna göre veya 2330 sayılı Kanun hükümleri
uygulanarak aylık bağlanmasını gerektiren kanunlara göre harp veya vazife
malulü sayılanlar,
b) 5434 sayılı Kanunun mülga 45 inci maddesi ile 5510 sayılı
Kanunun 47 nci maddesinin birinci fıkrasında
belirtilen haller kapsamında vazife malulü sayılan; Türk Silahlı Kuvvetleri,
Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığının erbaş ve erler dahil askeri personeli ile Emniyet Teşkilatından Emniyet
Hizmetleri Sınıfına mensup personeli,
c) (b) bendi kapsamına girenler hariç olmak üzere 5434 sayılı
Kanunun mülga 45 inci maddesi ile 5510 sayılı Kanunun 47 nci
maddesinin birinci fıkrası kapsamında olanlardan vazife malulü sayılanlar,
ç) 21 inci maddenin birinci fıkrasının (j) bendi kapsamında vazife
malulü sayılanlar, 17/7/2004 tarihli ve 5233 sayılı
Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanunun ek
1 inci maddesi kapsamında aylık bağlananlardan terör eylemleri nedeniyle
hayatını kaybetmiş veya engelli hale gelmiş olanlar ile Makina ve Kimya
Endüstrisi Kurumuna ait fabrika, işletme, müessese veya bağlı ortaklıklarda
görevli olanlardan patlayıcı maddelerin üretimi, incelenmesi, muhafazası,
nakli, imha edilmesi ve zararsız hale getirilmesi sırasında oluşacak
patlamalardan dolayı hayatını kaybedenler,
İstihdam hakkından;
a) İkinci fıkranın (a) ve (b) bentleri kapsamında hayatını
kaybedenlerin eş veya çocuklarından birisi ile ana, baba veya kardeşlerinden
birisi olmak üzere toplam iki kişi; ana, baba ve kardeşi yoksa eş veya
çocuklarından toplam iki kişi; eş veya çocuğunun yoksa ana veya babası ile
kardeşlerinden birisi olmak üzere toplam iki kişi, ana veya babanın bu hakkı
kullanmaması durumunda ise bir diğer kardeşi olmak üzere toplam iki kişi,
b) İkinci fıkranın (a) ve (b) bentlerinde sayılan malullerin
kendileri veya eş veya çocuklarından birisi, eşi veya çocuğu yoksa kendisi veya
kardeşlerinden birisi olmak üzere toplam bir kişi,
c) İkinci fıkranın (c) bendine göre malul sayılanların kendileri
veya eş ve çocuklarından birisi, eşi veya çocuğu yoksa kendileri veya
kardeşlerinden birisi; hayatını kaybedenlerin ise eş veya çocuklarından birisi,
eşi veya çocuğu yoksa kardeşlerinden birisi olmak üzere toplam bir kişi,
ç) İkinci fıkranın (ç) bendine göre engelli hale gelenlerin
kendileri veya eş ve çocuklarından birisi, eşi veya çocuğu yoksa kendileri veya
kardeşlerinden birisi; hayatını kaybedenlerin ise eş ve çocuklarından birisi,
eşi veya çocuğu yoksa kardeşlerinden birisi olmak üzere toplam bir kişi,
yararlanır.
Bu madde kapsamında atanacakların, atamalarının yapılacağı kadro
veya pozisyonlar için sınavlara ilişkin hükümler hariç olmak üzere ilgili
mevzuatında öngörülen nitelik ve şartları taşımaları zorunludur.
Bir başkasının bakımına muhtaç olacak derecede engelli
olanlar, birinci fıkrada sayılan kurumlarda görev yapanlar, istihdam hakkını
sağlayan olayın meydana geldiği tarihten sonra söz konusu kurum ve
kuruluşlarında görev yapmakta iken bu görevinden ayrılmış olanlar ile kırkbeş yaşını bitirmiş olanlar istihdam hakkından
faydalanamazlar ve bu durumda olanlar yukarıdaki fıkraların uygulanmasında
dikkate alınmaz.
Hak sahiplerinden ilköğretim, ortaokul, ilkokul mezunu olanların
hizmetli unvanlı kadrolara; ortaöğretim ve yükseköğretim mezunu olanların ise
memur unvanlı kadrolara atama teklifleri Devlet Personel Başkanlığınca yapılır.
Sözleşmeli personel pozisyonları ve işçi kadrolarına yapılacak atama
tekliflerinde ise hak sahiplerinin bu fıkra uyarınca öğrenim durumları
itibarıyla atanabilecekleri kadro unvanları dikkate alınarak Devlet Personel
Başkanlığınca belirlenen aynı veya eşdeğer unvanlı pozisyon ve kadrolar esas
alınır.
Kamu kurum ve kuruluşları bu madde kapsamında atama yapılması amacıyla
ayırdıkları %2 oranındaki kadro ve pozisyonların unvan ve sayısını her yılın
Şubat ve Ağustos aylarının son gününe kadar Devlet Personel Başkanlığına
bildirirler.
Bu madde kapsamında başvuranlardan hak sahibi olanlar İçişleri
Bakanlığınca tespit edilerek, liste halinde her yılın Mart ve Eylül aylarının
son gününe kadar Devlet Personel Başkanlığına bildirilir. Bildirilenlerin atama
teklifleri, kamu kurum ve kuruluşlarının söz konusu münhal kadro ve
pozisyonlarına Devlet Personel Başkanlığınca kırkbeş gün
içerisinde yapılır. Kamu kurum ve kuruluşlarınca atama yapılabilecek kadro ve
pozisyonların bildirilmemesi veya unvan bazında ihtiyacın karşılanamaması
durumunda Devlet Personel Başkanlığınca kapsamdaki kamu kurum ve kuruluşlarının
münhal kadro ve pozisyonlarına resen atama teklifi yapılır. Atama işlemlerinin,
atama teklifinin kamu kurum ve kuruluşuna intikalinden itibaren otuz gün
içerisinde yapılması zorunludur. Atama emri ilgili kamu kurum ve kuruluşu
tarafından 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre ilgililere tebliğ
edilir. İlgililerin işe başlama sürelerine ve işe başlamama halinde yapılacak
işlemlere ilişkin olarak 657 sayılı Kanunun 62 nci ve
63 üncü maddeleri hükümleri uygulanır. Atama onayı alınmasına rağmen görevine
başlamayanlar ile başladıktan sonra herhangi bir sebeple görevden ayrılanlar bu
madde kapsamında yeniden istihdam edilemezler. Kamu kurum ve kuruluşları atama
ve göreve başlatma işlemlerinin sonucunu, işlemlerin tamamlanmasını takip eden onbeş gün içerisinde Devlet Personel Başkanlığına
bildirirler.
Bu maddenin uygulanmasında takip edilecek usul ve esaslar
ile diğer hususlar; Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı ile Sosyal
Güvenlik Kurumu Başkanlığının görüşleri alınmak suretiyle, bu maddenin
yürürlüğe girdiği tarihten itibaren dört ay içinde Devlet Personel Başkanlığı
ile İçişleri Bakanlığınca müştereken hazırlanan ve Bakanlar Kurulunca yürürlüğe
konulan yönetmelikle belirlenir.""
BAŞKAN – Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ
(Isparta) – Salt çoğunluğumuz vardır, katılıyoruz.
BAŞKAN – Evet, yeni bir madde olarak görüşme açıyorum.
Söz talebi yok.
Madde üzerinde önerge var, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 478 sıra sayılı Kanun Teklifi’ne
eklenen madde ile değiştirilen 3713 sayılı Kanunun ek 1 inci maddesinin üçüncü
fıkrasının sonuna aşağıdaki cümlenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Erkan Akçay Mustafa Kalaycı Oktay Vural
Manisa Konya İzmir
Mehmet
Şandır Ali Halaman
Mersin Adana
“Terörle mücadelede şehit olan er ve erbaşlar ile köy korucuları
ve kamu görevlilerinin çocuklarının tamamı istihdam hakkından yararlanır.”
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ
(Isparta) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI FATMA ŞAHİN (Gaziantep) –
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Erkan Akçay, Manisa
Milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)
ERKAN AKÇAY (Manisa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, şehit aileleri, gazilerimiz ve malullerimizle ilgili
yapılan bu düzenlemelere imza veren bütün gruplara, milletvekillerine ve siyasi
partilerimize teşekkür ediyorum, tebrik ediyorum ve bu getirilen düzenlemelere canıgönülden katkı verdiğimizi ve desteklediğimizi ifade
etmek istiyorum.
Tabii, 24’üncü Dönem İkinci Yasama Yılının son günü yani 4 Temmuz
2012 tarihinde 6353 sayılı Torba Kanunu çıkarmıştık, hatırlarsanız ve bu torba
kanun tasarısının içine şehit aileleri, gazi ve malullerimizle ilgili bazı
düzenlemeler ve önergeler de eklenmişti. Biz de gerek öneri olarak gerekse
uyarı olarak ve eleştiri olarak da… Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sayın
Şahin başta olmak üzere, Hükûmet üyeleri, 24’üncü Dönemin hemen başlangıcında
bu eksikliklerin düzeltileceği ve bu çalışmaların yapılacağını ifade etmişti.
Aslında, aradan tam bir yıllık bir zaman geçti ancak yine de bu yasama yılı
tamamlanmadan bu değişikliklerin geçmiş olması nedeniyle memnuniyetimi ifade
etmek istiyorum. Şehitlerimize, şehitlerimizin ailelerine, gazilerimize ve
onların ailelerine hepimizin bir vefa borcu ve şeref borcu vardır, Türkiye
Cumhuriyeti’nin borcu vardır. Bu borç mükellefiyeti Anayasa’da ve
kanunlarımızda yazılıdır.
Yine bu önergemizle de -keşke bütün gruplar olarak da kabul
edilseydi, inşallah, önümüzdeki ilk yasama yılında kabul edilmesini temenni
ediyorum- biz, bu ek 1’inci maddeye bir cümle ilave edilmesini istiyoruz.
Terörle mücadelede şehit olan er ve erbaşlar ile köy korucuları ve kamu
görevlilerinin çocuklarının tamamının istihdam hakkından yararlanmasını
istiyoruz.
Değerli milletvekilleri, şimdi, 3713 sayılı Kanun kapsamına giren
görev ya da eylemler sebebiyle hayatını kaybeden kamu görevlileri ile er ve
erbaşların çocuklarının tamamının işe yerleştirilmesinde zaruret vardır. Biz
Milliyetçi Hareket Partisi olarak şehitlerimizin evlatlarının tamamının işe
yerleştirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Geçen yıl birlikte çıkardığımız 6353
sayılı Kanun’la şehit ailelerine ikinci iş imkânı tanınmıştı. Şehitlikten doğan
iş hakkının birini eşi ya da çocukları, diğerini ise anne baba veya kardeşleri
kullanabilmektedir. Şehidimizin 2 veya 3 çocuğu olduğu durumlarda ikinci iş
hakkı şehidin kardeşlerinden birine verildiğinden, şehidin çocuğu açıkta
kalabilmektedir ve bu da aile içerisinde, yakın akrabalar arasında ve bilhassa
dağılmış ailelerde sorun çıkarabilmektedir. O yüzden, bunun mutlaka
düzeltilmesinde fayda vardır.
Yani, şimdi, babasının şehit tabutu başında 3 çocuk, ya, bunların
hangisine vereceğiz bu işi? Hangi birine ayrım yapacağız? Yapmamız mümkün
değil. O yüzden, hepsini bir arada gözetmemizde büyük fayda var.
Aslında diğer önergelerimiz de var. Harp ve vazife malullerinin
kullandıkları her türlü ortez, protez,
araç gereç, ilaç ve tıbbi malzemelere hiçbir kısıtlama getirilmeksizin bu
malzemelerin kurumca karşılanmasını amaçlıyoruz. İnşallah, önümüzdeki dönemde
bunun çıkarılmasını ümit ediyoruz.
Yine, 5510 sayılı Kanun’un 28’inci maddesiyle engelli
vatandaşlarımıza rapor durumuna göre erken emeklilik hakkı tanınmıştır ve
giderek artan emeklilik yaşı, terörle mücadele esnasında yaralanıp, gazi olup
3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun ek 1’inci maddesine göre rehabilite edilmek amacıyla işe yerleştirilen, fiziki ve
ruhi sorunu olan bu gazilerimize de sıkıntılarını gidermek bakımından 3600 prim
günü doldurduklarında emeklilik hakkı verilmesinde biz fayda görüyoruz.
Yine, özel öğretim kurumlarındaki kontenjanların yüzde 50
nispetinde artırılmasında büyük fayda gördüğümüzü ifade etmek istiyorum ve
inşallah, gazi ve malullere rapor istenmeden beş yılda bir, bir defa ÖTV’siz ve
KDV’siz…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ERKAN AKÇAY (Devamla) - …araç imkânının da getirilmesinde fayda
gördüğümüzü ifade ediyorum.
Bir sonraki yasama döneminde de yine gündemimizin bu hususta
olması temennisiyle hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Öz…
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
12.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, evde bakım yardımı alan engellilerle ilgili yeni bir düzenleme
yapılmasının düşünülüp düşünülmediğine ilişkin açıklaması
ALİ ÖZ (Mersin) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Bakanım, özellikle bu engellilere, evde bakım yardımı
yapılanlara son zamanlarda bakım yardımı kesilip, bakım yardımı alıp, ailede herhangi birisi Sosyal Güvenlik Kurumu
kapsamına girmiş veya bir yerde çalışıyorsa kendilerine daha önce almış
olduklarına tahakkuken ciddi borçlar geliyor. Bu özellikle belli bölgelerde daha yoğun. Bunların
borçlarını geriye ödemeleri noktasında yeni bir yapılanma yapmayı düşünüyor
musunuz? Bu insanlar zaten ailesinde engelli birine bakan ve gerçekten de bu
yardımı almayı hak eden fakir vatandaşlarımız. Bunlar için yeni bir düzenleme
gündeminizde var mı?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Bu neyin sözü efendim? Soru-cevaba geldik
mi?
OKTAY VURAL (İzmir) – Yerinden, 60’ncı maddeye göre yerinden söz
verdi.
BAŞKAN - Aslında soru-cevabı geçmiştik, 60’a göre söz vermiş
olduk.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri
(Devam)
4.- Niğde
Milletvekili Alpaslan Kavaklıoğlu ve Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar ile
100 Milletvekilinin; Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporları (2/1613, 1/778) (S. Sayısı: 478) (Devam)
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
86’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 478 sıra sayılı Kanun Teklifine aşağıdaki
maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin Canikli Mehmet Akif Hamzaçebi Oktay Vural
Giresun İstanbul İzmir
Ramazan Can Mustafa Kalaycı Ferit Mevlüt
Aslanoğlu
Kırıkkale Konya İstanbul
Adnan Yılmaz Hilmi Bilgin Süreyya Sadi Bilgiç
Erzurum Sivas Isparta
Recep
Özel Yılmaz
Tunç
Isparta Bartın
“MADDE 87- 3713 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 13- Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce
ek 1 inci madde kapsamında istihdam hakkı bulunanlardan kırkbeş
yaşını doldurduğu için istihdam hakkından yararlanamayacak olanlar, söz konusu
maddede öngörülen yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay
içerisinde İçişleri Bakanlığına müracaat etmeleri şartıyla bir defaya mahsus
olmak üzere mezkur maddede belirtilen istihdam hakkı
sınırlamaları çerçevesinde yararlandırılır.
Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte ek 1 inci madde kapsamına
girenler ile bu maddenin birinci fıkrasında belirtilenlerden İçişleri
Bakanlığınca hak sahibi olduğu tespit edilenlerin atama teklifleri Devlet
Personel Başkanlığınca 2015 yılı sonuna kadar kura usulü ile yapılır. Hak
sahiplerinin atama teklifleri; ek 1 inci madde kapsamına giren kurum ve
kuruluşların dolu kadro ve pozisyon sayısının, kurumların toplam dolu kadro ve
pozisyon sayısına oranı esas alınmak suretiyle hak sahiplerinin kamu kurum ve
kuruluşlarına dengeli dağılımı gözetilerek Devlet Personel Başkanlığınca kura
usulü ile gerçekleştirilir. Hak sahiplerinin atamasının yapılacağı kadro veya
pozisyonun belirlenmesinde ek 1 inci maddede öngörülen usul uygulanır. Bu madde
kapsamında yapılacak işlemlere ilişkin usul ve esaslar, ek 1 inci maddede
öngörülen yönetmelikte düzenlenir. Kura sonucu yapılacak atamalarda atama
teklifleri ile birlikte atama teklifi yapılan kamu kurum ve kuruluşlarına diğer
kanunlardaki hükümlere bakılmaksızın ve başka bir işleme gerek kalmaksızın
kadro ve pozisyonlar ihdas, tahsis ve vize edilmiş sayılır. Bu kadro ve
pozisyonlar mevzuatı uyarınca düzenlenen ilgili cetvel ve bölümlere eklenmiş
sayılır. Bu şekilde ihdas edilen kadro ve pozisyonlar herhangi bir şekilde
boşalması halinde başka bir işleme gerek kalmaksızın iptal edilmiş sayılır.
Bu madde uyarınca yapılan atamalar, ek 1 inci maddede belirtilen
hak sahiplerinin atanması için ayrılması gereken %2 oranındaki kadro ve pozisyon
sayılarının hesabında dikkate alınmaz.
Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce ek 1 inci maddeye göre
yapılan başvurular başvuru tarihindeki mevzuat hükümlerine göre
sonuçlandırılır.
Bu madde ile ek 1 inci madde kapsamında 31/12/2015
tarihine kadar yapılacak atamalar, yılı merkezi yönetim bütçe kanunlarında yer
alan kısıtlamalara tabi tutulmaz.""
BAŞKAN – Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ
(Isparta) – Başkanım, salt çoğunluğumuz vardır, katılıyoruz.
BAŞKAN – Evet, yeni bir madde olarak görüşme açıyorum.
Söz talebi? Yok.
Sayın Işık….
ALİM IŞIK (Kütahya) –
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, 2013 Özürlü Memur Seçme Sınavı’na yapılan bazı
başvuruların önce kabul edilip daha sonra telefonla adaylara kabul edilmediği
yönünde geri dönüşümler olmuştur. 2013 Özürlü Memur Seçme Sınavı’nda kaç
kişiye, başvurusu sonradan, telefonla, kabul edilmediği yönünde geri dönülerek
iade edilmiştir? Bunun sebebi nedir? Bu mağduriyetlerin giderilmesi konusunda
Bakanlığınız nasıl bir çözüm aramaktadır?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Öz…
ALİ ÖZ (Mersin) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Bakanım, az önce de sorduğum gibi, bu engelli bakım yardımı
alanlardan engelli bakım yardımı kesilenler ne kadardır? Bunların geri
ödemeleri engelli bakım yardımı için verilen toplam miktar üzerinden mi? Yoksa, aşan miktar kısımlarının taksitlendirerek geri ödeme
şeklinde bir düzenleme yapmayı düşünüyor musunuz? Bu konuda mağdur olan
insanlar gerçekten çok fazla müracaat ediyorlar. Bununla ilgili yeni bir
düzenleme yapılması lazım diye düşünüyorum.
Bir diğer sorum da şu olacak: Biz burada doğal afetlerden birtakım
şeyleri bahsediyoruz ama çığ
düşmesi gibi, sonra, yıldırım çarpması gibi, belki sayıları az
ama bu şekilde mağdur olan insanları da gerçekten doğal afet olarak tanımlayıp
bu tip insanların da mağduriyetini giderme yönünde bir çalışma yapılması
gerekmiyor mu? Çünkü her defasında bu göz ardı ediliyor diye düşünüyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Bakan, buyurun.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI FATMA ŞAHİN (Gaziantep) –
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Alim Işık Bey’in
özürlü memur alım sınavıyla ilgili sorusuna cevap vermek istiyorum:
Biliyorsunuz, iki yıl önce yeni bir sınav sistemi getirdik. Bu
sınav sisteminde şu anda bütün engelli grupları, zihinsel engellileri, görme
engellileri, işitme engellileri, bedensel engellileri, her biri kendi içinde
sınav edildi ve her biri kendi içindeki sınav sistemine göre yerleştirilmek
için müracaat ettiler ve iki yıl boyunca biz 14 bin engellimizin bu şekilde işe
yerleşmesini sağladık ve bu sınav sistemine göre daha önce bedensel engelliler
çok daha yüksek oranda yerleştirilirken burada, işitme engelli, görme engelli
grupları da işe yerleşmeye başladılar. Şu anda, bugün, sayın milletvekilimin
bana da söylediği, özellikle zihinsel engelli işe yerleştirmede zihinsel
engelli olduğu anlaşılınca işe yerleştirilen kurumun buna itiraz ettiğiyle
ilgili uygulamada bize de bir sorun geldi, biz şimdi bunun üzerinde çalışmaya
başladık çünkü biz engelli grubunda zihinsel engellilerin de ÖMSS sisteminde
yerini almasını ve kamuda yerini almasını çok önemsiyoruz. Hangi grupta,
hangi kurumda bunlara ne tür bir itiraz geliyorsa biz bunun bire bir Aile ve
Sosyal Politikalar Bakanlığı olarak takipçisi olacağız ve yerleşmeleriyle
önündeki engelleri kaldırmak için her türlü desteği vereceğiz.
Yeni uygulamalar da geldiği için şu anda size sayı söyleyemiyorum
ama Bakanlık olarak bunun takibini yapıp buradaki mağduriyeti giderecek şekilde
süreci yöneteceğiz. Sonuçlarını da, kaç kişiyle ilgili nasıl bir tasarruf
yaptığımızı da sayın milletvekilimle paylaşırım.
İkinci konu evde bakımla ilgili. 2007’de başladığımız çok önemli bir çalışmadır bu. Yaklaşık 400
bin engellimize evde bakım veriyoruz ve bu evde bakım ücretine baktığınız zaman
bir asgari ücret gibi önemli bir aylık engelli kardeşlerimize bağlamış
durumdayız. Şu anda, iki gün önce torba yasanın içerisinde
“2022” dediğimiz, “primsiz ödemeler” dediğimiz kısımda uygulamada yaşanan bu
sorunları düzelttik yani hem daha önce bekleyen ve ödemeden dolayı yeniden
ödeme isteyen veya kesintilerle ilgili düzeltmeleri yaptık ama evde bakımla
ilgili kısmı şu anda Plan ve Bütçedeki sistemin içerisinde, 100 maddelik
paketin içerisinde duruyor. Özelikle primsiz ödemelerdeki kısım acil
olduğu için ve kesmelerle ilgili kısmı, tabanı yükseltmek için acil bir şekilde
milletvekillerimizin ve partilerimizin ortak önergesiyle düzelttik. İnşallah,
ekim ayında, yine sizlerin desteğiyle Plan ve Bütçeden de geçirerek bu evde
bakımla ilgili bugün uygulamada yaşanan sıkıntıyı çözecek şekilde de şu anda
zaten Plan ve Bütçe Komisyonunda bekleyen kısmı yasalaştırdığımızda bu konuyla
ilgili de sorunları çözmüş olacağız.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
87’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 478 sıra sayılı Kanun Teklifine aşağıdaki
maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin Canikli Mehmet Akif Hamzaçebi Oktay Vural
Giresun İstanbul İzmir
Ramazan Can Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Mustafa
Kalaycı
Kırıkkale İstanbul Konya
Hilmi Bilgin Recep Özel Adnan Yılmaz
Sivas Isparta Erzurum
Yılmaz
Tunç Süreyya
Sadi Bilgiç
Bartın Isparta
"MADDE 88- 8/1/2002 tarihli ve 4736
sayılı Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Ürettikleri Mal ve Hizmet Tarifeleri ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 1 inci maddesine birinci
ve dördüncü fıkralarından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkralar eklenmiş, aynı
maddenin mevcut ikinci fıkrasında yer alan "malûl, yaşlı," ibaresi
yürürlükten kaldırılmış, üçüncü fıkrasında yer alan "ilgili
hükümleri" ibaresi "ilgili diğer hükümleri" ve beşinci
fıkrasında yer alan "üçüncü fıkrada" ibaresi "beşinci
fıkrada" şeklinde değiştirilmiştir.
"24/2/1968 tarihli ve 1005 sayılı
İstiklal Madalyası Verilmiş Bulunanlara Vatani Hizmet Tertibinden Şeref Aylığı
Bağlanması Hakkındaki Kanun veya 28/5/1986 tarihli ve 3292 sayılı Vatani Hizmet
Tertibi Aylıklarının Bağlanması Hakkında Kanun kapsamındaki hizmetleri
sebebiyle vatani hizmet tertibinden aylık bağlananların; 8/6/1949 tarihli ve
5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun 56 ncı
maddesi ile mülga 45 inci ve 64 üncü maddelerine veya 31/5/2006 tarihli ve 5510
sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 47 nci maddesine, 3/11/1980 tarihli ve 2330 sayılı Nakdi
Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanuna veya 2330 sayılı Kanun hükümleri
uygulanarak aylık bağlanmasını gerektiren kanunlara göre vazife malulü
sayılarak aylık bağlananların kendileri, eşleri, evli olmayan ve yirmibeş yaşını doldurmamış olan çocukları, anne ve
babaları; yukarıda sayılan kanunlara göre harp veya vazife malulü sayılanlardan
sınıf veya görev değiştirerek çalışmaya devam edenler ile vazife malulü
sayılarak aylık bağlananlardan, 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi kapsamında
çalışmaya başlamaları nedeniyle ödenmekte olan aylıkları kesilenlerin kendileri
ile eşleri, evli olmayan ve yirmibeş yaşını
doldurmamış çocukları, anne ve babaları; yukarıda sayılan kanunlara göre harp
veya vazife malulü sayılacak şekilde hayatını kaybedenlerin ya da aynı kapsamda
aylık almaktayken hayatını kaybedenlerin eşleri, evli olmayan ve yirmibeş yaşını doldurmamış olan çocukları, anne ve
babaları; engelliler için sağlık kurulu raporuyla %40 ve üzerinde engelli
olduğunu belgeleyen Türk vatandaşlarının kendileri, ağır engellilerin kendileri
ile birlikte birden fazla olmamak üzere birlikte yolculuk ettikleri
refakatçileri, demiryolları ve denizyollarının şehiriçi
ve şehirlerarası hatlarından, belediyelere, belediyeler tarafından kurulan
şirketlere, birlik, müessese ve işletmelere veya belediyeler tarafından yetki
verilen özel şahıs ya da şirketlere ait şehiriçi
toplu taşıma hizmetlerinden ücretsiz olarak yararlanırlar.
Türk vatandaşı olan altmışbeş yaş
ve üzeri kişiler, demiryolları ve denizyollarının şehiriçi
hatları ile belediyelere, belediyeler tarafından kurulan şirketlere, birlik,
müessese ve işletmelere veya belediyeler tarafından yetki verilen özel şahıs ya
da şirketlere ait şehiriçi toplu taşıma
hizmetlerinden ücretsiz olarak, demiryolları ve denizyollarının şehirlerarası
hatlarından ise %50 indirimli olarak yararlanırlar. Bu fıkrada belirtilen kurum ve kuruluşlar, belediyeler,
belediyeler tarafından kurulan şirketler, birlikler, müessese ve işletmeler
altmış ila altmışbeş yaş arasında bulunan kişilerin
toplu taşıma hizmetlerinden ücretsiz veya indirimli olarak yararlanmasını
sağlayabilirler."
"İlgili kurumlar, belediyeler ile belediyeler tarafından
yetki verilen özel şahıs ya da şirketler, ücretsiz ve indirimli seyahat
hakkının kullanılması ile ilgili olarak gerekli tedbirleri alırlar. Ücretsiz
veya indirimli seyahat hakkının kullandırılmaması halinde bu haktan
faydalandırılmayan her kişi için toplu taşıma aracının tarifesi üzerinden elli
tam bilet bedeli tutarında idari para cezası mülki idare amiri tarafından
uygulanır. Bu maddeye göre verilecek idari para cezaları tebliğinden itibaren
bir ay içinde ödenir.
İkinci ve üçüncü fıkra hükümleri kapsamında hizmet verecek
toplu taşıma araçları, toplu taşıma hizmetlerinin kapsamı ile bu hizmetlerden
ücretsiz ve indirimli yararlanmaya ilişkin usul ve esaslar, Maliye, Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme, İçişleri ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlıklarının görüşleri alınmak suretiyle Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanlığı tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.
1005 sayılı Kanun ve 3292 sayılı Kanun kapsamında vatani
hizmet tertibinden aylık bağlananlar ile 5434 sayılı Kanunun 56 ncı, mülga 45 inci ve 64 üncü maddelerine veya 5510 sayılı
Kanunun 47 nci maddesine göre harp veya vazife
malullüğü aylığı bağlananların ya da 2330 sayılı Kanuna veya 2330 sayılı Kanun
hükümleri uygulanarak aylık bağlanmasını gerektiren kanunlara göre aylık
bağlananların veya harp veya vazife malulü sayılanlardan sınıf veya görev
değiştirerek çalışmaya devam eden kamu görevlileri ile harp veya vazife
malullüğü aylığı almakta iken 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi kapsamında
çalışmaya başlamaları nedeniyle ödenmekte olan aylıkları kesilenlerin, bu
fıkrada sayılan kanunlar veya maddeler gereğince dul ve yetim aylığı
bağlananların ikametgâhlarında kullandıkları elektrik enerjisi ücreti % 40'tan;
belediyelerce tahakkuk ettirilecek su ücreti ise % 50'den az indirim içermemek
üzere belirlenecek tarife üzerinden alınır.""
BAŞKAN – Komisyon önergeye
salt çoğunlukla katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman) – Sayın
Başkan, salt çoğunluğumuz vardır, katılıyoruz.
BAŞKAN – Evet, yeni bir
madde olarak görüşme açıyorum.
Söz talebi? Yok.
Soru var.
Sayın Korkmaz…
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) – Teşekkür ederim.
Sayın Bakana bir soru iletmek istiyorum: Engelli kardeşlerimizin
sosyal hayatın içerisinde yer alabilmeleri ve topluma katkı verebilmesi üzerine toplumsal
entegrasyon adımlarının atılması, hangi siyasi çizgide olursa olsun sanıyorum
her partinin önceliğidir, her partinin taahhütleri arasındadır. Yapılan hiçbir
şeye karşı değiliz, özellikle toplumun faydasına olan şeylere. Öğrencilere
FATİH Projesi kapsamında 10 milyar doları -söylenene göre- bulan bir tablet
dağıtma işlemiyle karşı karşıyayız. Ancak birçok engellinin sokağa dahi
çıkamadığı toplumumuzda ihtiyaç sahibi engelli kardeşlerimize, bedeli SGK’dan karşılanmak üzere akülü araçlar dağıtılması daha
insancıl, daha öncelikli, daha acil değil mi? Bununla ilgili bir çalışma
yapmayı düşünüyor musunuz?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Erdem…
ENVER ERDEM (Elâzığ) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Bakanım, ben ülkemizdeki boşanma oranlarıyla alakalı bir
soru sormak istiyorum: Hükûmet mensupları olarak 2002-2013 yılları
karşılaştırmasını çok seviyorsunuz. Benim sorum da 2002 yılındaki Türkiye’deki
boşanma oranları ve sayıları ile 2013 yılı veya 2012 yılı rakamlarını
karşılaştırabilir misiniz?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Sapan…
YILDIRAY SAPAN (Antalya) – Sayın Başkan, teşekkür ederim.
Biraz önce aldığımız bir habere göre Hatay’da, yine, malum
olaylarda 12 yaralı, 1 de, yine, gaz bombası atılması vesilesiyle bir
arkadaşımızın gözü kör olmuş durumda. Bu gaz bombalarının atılış şekli…
Bilindiği gibi, 120 metre mesafeden atılmak durumunda ve 45 derece açıyla
atılmalı. Bu bilindiği hâlde ve üzerinde de yazdığı hâlde neden acaba bu
arkadaşlar insanlara yakın mesafeden, âdeta, bir düşmana ateş edermiş gibi ateş
etmekteler? Bu konuyla ilgili, acaba, bir soruşturma açılacak mıdır bunu merak
ediyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Güven…
HÜLYA GÜVEN (İzmir) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, bu korumalı iş yerlerinde çalıştırılan engellilerin
çalıştırılması için yönetmelik hazır mı? Buralarda çalışılacak, beş yıl boyunca
çalışacak yerlerde iş yerleri mi tamamını karşılayacak bu engelli aylıklarının,
yoksa proje kapsamında mı değerlendirilecek?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ederim.
Sayın Yılmaz…
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Uşak) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, daha önce de biz bunları dile getirdik ama hiçbir
şekilde bu sorularımıza cevap alamadık. Şimdi, pek çok sözleşmeli personele,
100 bin civarında kişiye burada devlet memuru olma hakkı tanınıyor. Ancak
belediyelerde çalışan, geçici işçi statüsünde çalışan teknik personel var;
mimar, mühendis, veteriner, avukat, 20 bin civarında insan var ve on beş yıldır
çalışıyor bu insanlar. Bu insanların neden kadroya alınması ve memur yapılması
konusunda, ataması yapılması konusunda bir çalışma yapılmıyor? Bu konuda
doyurucu bir cevap verebilirseniz çok memnun olacağım.
BAŞKAN –Teşekkür ediyorum.
Sayın Bakan, buyurun.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI FATMA ŞAHİN (Gaziantep) – Evet,
Sayın Başkanım, sondan başlamak üzere cevap vermek istiyorum.
Sözleşmeli personelle ilgili kısımda Çalışma Bakanımızın özellikle
bu sizin söylediğiniz grupla alakalı çalışması devam etmektedir. Bu konuda
yapılan çalışmaları Faruk Çelik Bakanımızdan daha detaylı olarak öğrenip
beraber çalışabiliriz çünkü Bakanlar Kuruluna netleşerek gelmediği için şu anda
direkt cevap veremiyorum ama üzerinde çalışıldığını biliyorum. Sendikalarla da üzerinde çalışılan konulardan bir tanesi.
Hülya Güven, Sayın Milletvekilimizin korumalı iş yeriyle ilgili…
Şu anda, tabii, biz, pakette çok önemli gördüğümüz kısımları Parlamentonun
özellikle çalışma programına, takvimine uymak için çıkarıp getirdiğimiz için
korumalı iş yeriyle ilgili paketimiz şu anda Plan ve Bütçedeki yaklaşık 75
maddenin içerisinde duruyor. Bunu çok önemsiyoruz. Biraz önce zihinsel engellilerde yaşanan
sorunu da çözmek için korumalı iş yerlerinin hem bürokratik olarak işlemlerinin
azaltılması hem de üzerindeki vergi muafiyetlerinin giderilerek bir teşvik
sistemine dönüştürülmesi, oradaki çalışan kişilerin, işverenin üzerindeki
istihdam ve üzerinde mali yükü azaltacak önemli bir çalışmayı tamamladık,
Maliye Bakanlığımızla da üzerinde uzlaştık ve şu an Plan ve Bütçe Komisyonuna
getirdik. İnşallah, ekim ayında Parlamento açıldığı zaman ilk çıkaracağımız
yasalardan biri olacak. Bu, özellikle otistik ve Down
sendromu olan grupların istihdama katılması ve
kalkınmanın içerisinde onların yer alabilmesi için çok önemli bir düzenleme.
İnşallah bunu ekim ayı içerisinde birlikte başaracağız diyorum.
Ayrıca boşanma oranlarıyla ilgili sayın milletvekilimin sorduğu
soruyla ilgili de cevap vermek istiyorum. Evet, biz son on yılın, 2001-2013
itibarıyla her yıl ne kadar boşanma var, her yıl ne kadar evlenme var, Türkiye
İstatistik Kurumuyla beraber bunların analizini yapıyoruz ve son on yılda
ortalama… 2001 en yüksek olan, 140 bin boşanmanın olduğu bir yıl. 2002-2013
yılları arası her yıl ortalama 600 bin evlilik kurumu gerçekleşiyor. Yaklaşık
100 bin ile 120 bin arası -yıllara göre değişse bile- yani on yıllık süreçte
100 bin ile 120 bin arası da boşanmanın gerçekleştiğini görüyoruz.
Biz burada özellikle Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı olarak
bunu önleyecek, koruyucu, önleyici, aile kurumunu güçlendirici tedbirleri de
almaya çalışıyoruz. Bir taraftan evlilik öncesi eğitimlere başladık.
Belediyeler Birliğiyle bir protokol imzaladık ve şu ana kadar bütün illerimizde
ve ilçelerimizde eğitici eğitimlerini yaptık. Evlilik öncesi eğitimle beraber,
içinde yeni evlenecek çiftlerin evlenmek için başvurmaya geldiği zaman ihtiyacı
olan bilgileri, sağlık bilgisini, hukuk bilgisini, iletişim bilgilerini onlara
veriyoruz ve evlilik devam ettiği sürece de onlara danışmanlık, rehberlik
yapacak bir altyapıyı oluşturuyoruz.
Ayrıca, boşanmak için başvuran çiftlerle ilgili de 5 ilde bir
pilot çalışma yaptık. 450 çiftimize, aile mahkemesi hâkimine gelip boşanmak
için başvuran çiftimize yaptığımız desteklerle 75 çiftimizin yeniden evlenmeye,
evlilik kurumunu devam ettirmeye karar aldığını gördük. Bunu da neden
yapıyoruz? Yine TÜİK verilerine göre, bu boşanan yaklaşık 100 binle 120 bin
arasındaki kişinin yüzde 80’inin yeniden, ikinci defa evlendiğini tespit ettik,
yüzde 17’sinin de eski eşiyle yani boşandığı eşiyle yeniden evlenme kararı
aldığını gördük. Biz burada onlara yapılacak desteklerle, psikososyal
desteklerle, danışmanlık hizmetiyle, rehberlik hizmetiyle doğru kararı alıp
doğru bir şekilde eğer boşanma gerçekleşmek zorundaysa da çocuk bakımından,
yakın çevre bakımından da en az sorun yaşanacak şekilde, yönetecek şekilde
onları bilgilendirmek ve onların yanında olacak bir altyapıyı da oluşturuyoruz.
İnşallah, bütün Türkiye’de bu pilot çalışmayı da genelleyip bu çalışmanın
sonuçlarını da Parlamentomuzla paylaşmak istiyoruz.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.
88’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 478 sıra sayılı Kanun Teklifine aşağıdaki
maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin Canikli Mehmet Akif Hamzaçebi Oktay Vural
Giresun İstanbul İzmir
Ramazan Can Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Hilmi
Bilgin
Kırıkkale İstanbul Sivas
Recep Özel Süreyya Sadi Bilgiç Mustafa Kalaycı
Isparta Isparta Konya
Yılmaz
Tunç Adnan
Yılmaz
Bartın Erzurum
MADDE 89- 4736 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 1- Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce,
yetim aylığı alan ve ücretsiz seyahat hakkı bulunanların bu aylıkları almaya
devam ettikleri müddetçe ücretsiz seyahat hakkı saklıdır."
BAŞKAN – Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman) – Sayın Başkan, salt çoğunluğumuz vardır,
katılıyoruz.
BAŞKAN – Yeni bir madde olarak görüşme açıyorum.
Söz talebi yok.
Soru var.
Sayın Şimşek…
CEMALETTİN ŞİMŞEK (Samsun) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Daha önce evde bakım ücretiyle alakalı olarak çıkarılan bir yasa
çerçevesinde evde bakım konusunda gittikçe ağırlaşan birtakım şartlar oluştu.
Örneğin 74 yaşında mide kanseri olan, artrozu olan ve yüzde 97 sakatlık oranı
bulunan bir hastaya ağır özürlü yazılamadığı için evde bakım ücretinden
istifade edememiştir. Bunun için Sayın Bakana buradan sormak istiyorum: Bir
düzenleme yapmayı düşünüyorlar mı? Ben, Sağlık Bakanına sormuştum bunu, “Aile
ve Sosyal Politikalar Bakanlığımızla ilgili bir çalışmamız var.” demişti. Yoksa
bu durumda çok mağdur olan insanlarımız var. Onu ifade etmek istedim. Eğer bu
kolaylaştırılamazsa gerçekten iyileşme ihtimali olmayan ve yüzde 97 sakatlığı
olan kanser hastasına bakım ücreti alınamamaktadır.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Can…
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) – Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; Yahşihan’daki askerî mühimmat deposundaki patlamada şehit
düşenler ile Makine Kimyadaki patlamada şehit düşenlerin yakınlarının şehitlik
statüsünden yararlanmalarını sağlayan ihdas edilen maddede emeği geçen başta
Başbakanımıza, bakanlarımız Sayın Beşir Atalay’a, Sayın Fatma Şahin’e, Sayın
İsmet Yılmaz’a, Milletvekilimiz Oğuz Kağan Köksal ve bütün parti gruplarına ve
bütün milletvekillerimize teşekkür ediyorum. Kanunun şehitlerimizin yakınlarına hayırlı olsun diyor, tekrar
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Kaleli…
SENA KALELİ (Bursa) – Sayın Başkanım, engelli vatandaşlarımıza
toplu taşıma araçlarının uyumu için bir süre verilmişti ve bu süre doldu. Ancak
henüz bu süreye uyum gösteren araçlar tamamlanamadı. Bu araçların üretici
firmalarıyla herhangi bir görüşme yapılıp bu tür araçların üretimi sağlandı mı?
Eğer mevcut araçlara herhangi bir değişiklik yapılırsa kaza ihtimali daha
çoğalacak, engellilerimiz daha da fazlalaşacaktır. Bununla ilgili bir önlem
alındı mı?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Erdoğdu…
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) – Sayın Bakan, öncelikle şunu söylemek
isterim ki: Meclisimizde konuşan kadın milletvekili arkadaşlarımız konuşma
yaparken özellikle erkek milletvekilleri nezaketen ve centilmenlik olarak laf
atmamasının bir usul olarak benimsenmesini tavsiye ediyorum.
Bir de, demin bizim Ankara Milletvekilimiz Sayın Aylin Nazlıaka konuşurken dikkat ettim, siz salonu terk ettiniz.
Bunu gerçekten eğer bilinçli yaptıysanız hiç yakıştıramadım. Milletvekilinin
fikri ne olursa olsun Hükûmeti temsilen bir bakanın onu dinlemesi büyük bir
nezakettir. Bundan sonra buna dikkat etmenizi rica ediyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Bakan, buyurun.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI FATMA ŞAHİN (Gaziantep) – Evet,
Sayın Başkanım, erişilebilirlikle ilgili çok önemli bir soru sordu Sayın
Milletvekilimiz çünkü şu anda engellilerimizle ilgili yaptığımız çalışmada
toplu taşıma, açık alan, kapalı alanların engellimizin erişebileceği hâle hızlı
bir şekilde dönüştürülmesi gerekiyor. Onun için biz
yönetmeliğimizi Başbakanlığa gönderdik ve yönetmeliğimizin içeriğine de
baktığınız zaman her ilde içinde engelli sivil toplum kuruluşlarının da olduğu
ve ilgili bütün kurumlardan, bizim Bakanlığımızın temsilcisi de ve beraberinde
Ulaştırma Bakanlığı, Çevre Bakanlığı gibi erişilebilirlikle ilgili bütün
kurumların temsilcilerinin de olduğu bir komisyon toplanacak ve o komisyon
gelen şikâyetleri değerlendirerek hukuki altyapıda cezai sistemin altyapısı
başlayacak. Bu konuda yönetmeliğimizi gönderdik, yönetmeliğimiz çıktığı
zaman da komisyonların eğitimine başlıyoruz, eğitimden sonra da bu işin
uygulama boyutunun bire bir takipçisi olacağız. Sivil toplumun içinde olması ve
takibini yapması da bugün katılımcı demokrasi adına ve engelliler adına çok
önemli bir çalışma diye düşünüyoruz.
Ayrıca “evde bakım” diye sorulan sorunun cevabını da vermek
istiyorum: Yine, Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülen 70 maddenin içerisinde
bugün yaşanan sorunu çözecek bir altyapı çalışması ve yasal altyapı düzenlemesi
yapıldı. Bu uygulamada yaşanan sorunları düzeltecek bir çalışma yapıyoruz.
Ayrıca, “sağlık kurulu raporu” dediğimiz ve bugün engellilerimizin
uygulamasında sorun olarak görülen birçok sorunu Sağlık Bakanlığıyla beraber
çalıştık. Ağustos sonunda Sağlık Bakanlığımız ve Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanlığı rapor sisteminde yeni bir yapılanmaya gidiliyor ve işi çok daha
kolaylaştıracak, bürokratik işlemleri çok daha azaltacak uluslararası kriterlere ve standartlara uygun yeni bir altyapı
oluşturuyoruz. Uygulamada da bunun takibinde birçok sorunun çözüleceğine
inanıyorum.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Dibek…
TURGUT DİBEK (Kırklareli) – Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.
Sayın Bakanım, bu akşam SBS sonuçları açıklanmış. Orada bir sorun
var, o konuyu eğer bizi dinleyen yetkililer takip ederlerse iyi olacak. Almanca
soruları 17 soru, onların doğru cevaplarıyla ilgili olarak bir yanlış var, yani
yanlış okuma var. Büyük olasılıkla İngilizce soruları üzerinden, doğruları
üzerinden değerlendirilmiş gibi gözüküyor. Yani 1 yanlışı olması gereken
öğrencilerin hemen hemen tamamında 12, 13 yanlış gözüküyor Almanca soruları
cevaplandıranlarda ve tabii ki sıralamalar da belli olduğu için bir mağduriyet
gözüküyor. Kitlesel olarak bu konuda bir şikâyet geliyor. Bu konuyu Millî
Eğitim Bakanlığının da mutlaka dikkate alması gerekir diye düşünüyorum. Bir
mağduriyet var Sayın Bakanım. İlgililerin konuyla ilgilenmelerini rica
ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Erdoğdu…
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) – Sayın Bakan deminki soruya cevap vermek
istemedi, kendi bileceği bir şey. O zaman teknik bir şey sorayım.
Sayın Bakan, biliyorsunuz, mevzuat gereği engelli ve eski hükümlü
çalıştırma zorunluluğu var. Biz KİT Komisyonundayız, KİT Komisyonu üyesi
milletvekilleri de bilirler, başta Ziraat Bankası ve Halk Bankası olmak üzere, kamu
bankaları engelli çalıştırma yükümlülüğüne uymadığı için 100 milyon lira ceza
ödemiş. Engelli çalıştırmıyor ve 100 milyon lira ödüyorsa siz Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanlığı olarak acaba bu kamu bankaları hakkında ne
düşünüyorsunuz?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Çelebi…
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Başkanım, ben, burada, özellikle Sayın Bakanımıza
teşekkürlerimi bir borç biliyorum. 2013 yılı içerisinde Ağrı’nın Patnos
ilçesinde Sosyal Hizmet Merkezi kuruldu. Bunun da onayını hakikaten geçen sene
özellikle İstanbul’dan, havaalanından gelirken cumartesi günü 18.05’te
imzaladılar dolayısıyla şu anda temeli atıldı. Ben burada sizin huzurunuzda,
Meclisin huzurunda kendisine müteşekkirim.
Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Yılmaz…
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Uşak) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, geçen gün de dile getirdiğimiz gibi İstanbul’da
palalarla saldıran kişiler salıverildiler, tutuklanmadılar ve onlarla ilgili
polisin gerekli müdahaleyi yapmadığını biz görüntülerden de izledik ve o
yakalanan kişilerin kendi ifadelerinde de “Biz polise mukavemet göstermedik ki,
polis zaten bize bir şey söylemedi ki.” dediler. Biz de buradan özellikle
belirtmiştik “Görevi kötüye kullanma suçundan polislerin hakkında soruşturma
açılmalı ve onlar o konuda yargılanmalılar ve gerçekten de görevi kötüye
kullandıklarını, yapmaları gereken görevi yapmadıklarını görmüş olduk.” dedik
ve bu konuda Hükûmetinize bazı görevler düştüğünü söyledik. Bu kişilerin görevi
kötüye kullanma suçundan -polis memurlarının- haklarında herhangi bir
soruşturma açıldı mı onu öğrenmek istiyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Sayın Bakan, buyurun.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI FATMA ŞAHİN (Gaziantep) – Sayın
Başkanım, özellikle kamuda engelli çalıştırmayla alakalı eğer bu yüzde 3
oranına uyulmazsa cezai yaptırım var. Aslında, iyi denetlendiğine ve engelli
çalıştırmıyorsa -sayın milletvekilimin söylediği rakamların- devletin bu
sistemi iyi denetlediğini, iyi takip ettiğini de gösteriyor. Biz, burada hem
engelli çalıştırmayı takip ediyoruz hem de engelli çalıştırmayı teşvik
ediyoruz. 2008 yılında çıkardığımız istihdam paketinde hem kadınlarımız hem
gençlerimiz hem de engellilerimizi çalıştırmada, ekonomik hayata girdirmede
işverenin üzerindeki devlet payını devletin ödeyeceği bir altyapı oluşturuldu
ve burada bir cazibe oluşturuldu. Bir taraftan bunu yapıyoruz, bir taraftan
buna rağmen engelli çalıştırmaya direnenlere karşı da ciddi bir denetim var.
Elde edilen paralar da engellilerimizle ilgili yapılan projelere kullanılıyor.
O yüzden, bu konuda eğer ceza alıyorsa bir kurum, daha dikkatli olması ve yasal
altyapıya uyması gerekiyor.
Ayrıca, Millî Eğitim Bakanlığı sınav sonuçlarıyla ilgili kısımda
bir mağduriyet varsa eğer bunu ben Sayın Bakanla da görüşürüm. Teknik bir konu,
takibini yapmak gerekiyor ama Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı olarak
yapılması gereken ne varsa Millî Eğitim Bakanımızla görüşürüz ve bir mağduriyet
varsa da giderilebilecek şekilde gerekli altyapıyı beraber çalışırız.
Sayın milletvekilimin söylediği, polisin aşırı şiddet
kullanmasıyla ilgili kısımda da, biliyorsunuz bu süreçte eğer böyle bir durum
varsa birtakım kişilerle, bu aşırı güç kullananlarla ilgili de birtakım
soruşturmalar açıldı ve bunların takibi yapılıyor. Eğer yine bu şekilde bir
olay varsa da yine İçişleri Bakanımızla da görüşürüz. Burada fazla bir güç
kullanımı varsa gerekli altyapı çalışması yapılır ve gerekli takip yapılır; bir
mağduriyet varsa da giderilir.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.
89’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 01.21
DOKUZUNCU OTURUM
Açılma Saati: 01.36
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK
(Burdur), Muharrem IŞIK (Erzincan)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
137’nci Birleşiminin Dokuzuncu Oturumunu açıyorum.
478 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin
görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 478 sıra sayılı Kanun Teklifine aşağıdaki
maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin Canikli Ramazan Can Hilmi Bilgin
Giresun Kırıkkale Sivas
Recep Özel Yılmaz Tunç Adnan Yılmaz
Isparta Bartın Erzurum
Mehmet Akyürek Süreyya Sadi Bilgiç Şenol Gürşan
Şanlıurfa Isparta Kırklareli
Osman
Aşkın Bak
İstanbul
"MADDE 90 - 17/7/2004 tarihli ve
5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında
Kanunun ek 1 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları aşağıdaki şekilde
değiştirilmiş ve ikinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra
eklenmiştir.
"(9.500) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı
sonucu bulunacak tutarın, çalışma gücü kaybı;
a) Yüzde kırktan daha aşağı olanlar hariç olmak kaydıyla, 9 uncu
maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen malullerin kendilerine
yüzde altmışı tutarında,
b) 9 uncu maddenin birinci fıkrasının (c) bendinde belirtilen
malullerin kendilerine yüzde sekseni tutarında,
c) 9 uncu maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde belirtilen
malullerin kendilerine tamamı tutarında,
ç) 9 uncu maddenin birinci fıkrasının (e) bendinde belirtilenlerin
31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve
Genel Sağlık Sigortası Kanununun 34 üncü maddesi uyarınca belirlenecek hak
sahiplerine ise tamamı üzerinden yapılacak paylaştırma tutarında,
aylık bağlanır.
Sosyal Güvenlik Kurumunca ödenen bu aylıklar her yılsonunda
faturası karşılığında Maliye Bakanlığından tahsil edilir.
Ancak, ölenlerin anne ve babasına aylık bağlanmasında, 5510
sayılı Kanunun 34 üncü maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde belirtilen
her türlü kazanç ve irattan elde etmiş olduğu gelirinin asgari ücretin net
tutarından daha az olması ve diğer çocuklarından hak kazanılan gelir ve
aylıklar hariç olmak üzere gelir ve/veya aylık bağlanmamış olması şartları
aranmaz. Çalışma gücü kayıpları nedeniyle bu maddeye göre aylık bağlanmasına hak
kazanmakla birlikte aylık bağlanmamış olanlardan veya bu maddeye göre aylık
almakta iken vefat edenlerin önceden tespit edilmiş malullük oranlarına göre
hak kazanabilecekleri ya da almakta oldukları aylıklar, 5510 sayılı Kanunun 34
üncü maddesi uyarınca belirlenecek hak sahiplerine birinci fıkranın (ç) bendine
göre intikal ettirilir.""
BAŞKAN – Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman) – Sayın
Başkan, salt çoğunluğumuz vardır, katılıyoruz.
BAŞKAN – Yeni bir madde olarak görüşme açıyorum.
Söz talebi yok.
Sayın Güven…
HÜLYA GÜVEN (İzmir) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, yeni dönemde engelli aylıklarında artış olacak mı?
Olacaksa ne oranda olacak? Yine, engelli raporlarında sorun yaşanıyor
bildiğiniz gibi. Bu sorunlar da düzeltilecek mi?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Buyurun Sayın Bakan.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI FATMA ŞAHİN (Gaziantep) – Sayın
Başkanım, burada engelli aylıklarını direkt artırmıyoruz fakat yaptığımız
çalışmada daha fazla yararlanıcı olacak şekilde kurumsal altyapı yapıyoruz,
düzeltiyoruz, uygulamalarda yaşanan sıkıntıları düzeltiyoruz, yeni dönemde
bunun üzerinde çalışıyoruz. Bir de hizmeti, verdiğimiz mali desteği kaliteli
hizmete dönüştürecek çalışmalar yapıyoruz.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
90’ıncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 478 sıra sayılı Kanun Teklifine aşağıdaki
maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin Canikli
Mehmet Akif Hamzaçebi Oktay Vural
Giresun İstanbul İzmir
Mustafa
Kalaycı Afif Demirkıran Recep Özel
Konya Siirt Isparta
Yılmaz Tunç Süreyya Sadi Bilgiç Ferit Mevlüt
Aslanoğlu
Bartın Isparta İstanbul
"MADDE 91 - 8/6/1949 tarihli ve 5434
sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun 72 nci
maddesinin dördüncü fıkrasının birinci cümlesi ile dördüncü cümlesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiş ve aynı maddenin son fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.
"Bu Kanunun 56 ncı maddesi ile
mülga 45 inci ve 64 üncü maddeleri, 5510 sayılı Kanunun 47 nci
maddesi ve 3/11/1980 tarihli ve 2330 sayılı Nakdi
Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun veya 2330 sayılı Kanun hükümleri
uygulanarak aylık bağlanmasını gerektiren kanunlara göre aylık bağlanmış
malullerden ölenlerin ya da bu hükümlere göre aylık bağlanmasını gerektiren
olaylar sebebiyle hayatını kaybedenlerin ana veya babalarına, ölüm tarihini
takip eden aybaşından geçerli olmak üzere 5510 sayılı Kanunun 56 ncı maddesi ile bu Kanunun mülga 77 nci
ve 92 nci maddelerinde sayılan haller hariç olmak
kaydıyla herhangi bir şart aranmaksızın aylık bağlanır; erbaş ve erler ile
yedek subay okulu öğrencilerinin ana veya babasına bağlanan aylığın toplamı 16
yaşından büyükler için tespit edilen bir aylık asgari ücretin net tutarından az
olamaz."
"Erbaş ve erler ile yedek subay okulu öğrencilerinin
ana ve babalarına bağlanacak aylığın 16 yaşından büyükler için tespit edilen
bir aylık asgari ücretin net tutarına yükseltilmesi amacıyla aylık
yükseltilmesi yapılan hallerde ilave edilen kısım hariç olmak kaydıyla, bu
fıkra kapsamında ana ve babalara bağlanacak aylıklar Bakanlar Kurulu kararı ile
%200'üne kadar yükseltilebilir.""
BAŞKAN - Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman) – Sayın
Başkan, salt çoğunluğumuz vardır, katılıyoruz.
BAŞKAN – Yeni bir madde olarak görüşme açıyorum.
Söz talebi yok.
Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 91’inci
madde kabul edilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 478 sıra sayılı Kanun Teklifine aşağıdaki
maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin Canikli Mehmet Akif Hamzaçebi Oktay Vural
Giresun İstanbul İzmir
Mustafa Kalaycı Yılmaz Tunç Süreyya Sadi Bilgiç
Konya Bartın Isparta
Ferit Mevlüt Aslanoğlu Afif
Demirkıran Recep
Özel
İstanbul Siirt Isparta
“MADDE 92- 5434 sayılı Kanunun ek 77 nci
maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi ve (b) bendinin üçüncü cümlesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, aynı bendin dördüncü cümlesi yürürlükten
kaldırılmış, (c) bendinde yer alan "Sivil iştirakçiler ile" ibaresi
"Sivil iştirakçilere uygulanacak azami derece ve kademe, öğrenim durumları
ve hizmet sınıfları itibarıyla 14/7/1965 tarihli ve
657 sayılı Devlet Memurları Kanununa göre yükselebilecekleri derece ve
kademe;" şeklinde değiştirilmiş, aynı maddeye birinci fıkrasından sonra
gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiş ve mevcut üçüncü fıkrası yürürlükten
kaldırılmıştır.
"Bu Kanunun 56 ncı maddesi ile
mülga 45 inci ve 64 üncü maddelerine, 5510 sayılı Kanunun 47 nci maddesine ve 2330 sayılı Kanuna veya 2330 sayılı Kanun
hükümleri uygulanarak aylık bağlanmasını gerektiren kanunlara göre harp veya
vazife malullüğü aylığı üzerinden aylık bağlananların bu aylıkları, aşağıdaki
esaslar dahilinde yükseltilir."
"Astsubaylar ve uzman jandarmalarda yükselinebilecek
azami derece ve kademe, 27/7/1967 tarihli ve 926
sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda kendilerine ilişkin aylık
gösterge tablosunda belirlenmiş olan en yüksek derece ve kademedir."
"Bu madde kapsamında yapılacak olan intibak işlemlerinde, 1
Eylül tarihi esas alınır. 1 Eylül tarihi esas alınarak yapılacak olan intibak
işlemlerinde, görevde iken yapılan son terfi işleminin üzerinden bir tam yıl
geçmemiş olanlar hakkında izleyen yılın 1 Eylül tarihi itibarıyla intibak
işlemi yapılır.""
BAŞKAN – Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman) – Salt
çoğunluğumuz vardır, katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Yeni bir madde olarak görüşme açıyorum.
Söz talebi? Yok.
Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 92’nci
madde kabul edilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 478 sıra sayılı Kanun Teklifine aşağıdaki
maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin Canikli Mehmet Akif Hamzaçebi Oktay Vural
Giresun İstanbul İzmir
Ferit Mevlüt Aslanoğlu Mustafa
Kalaycı Afif
Demirkıran
İstanbul Konya Siirt
Süreyya Sadi Bilgiç Recep Özel Yılmaz Tunç
Isparta Isparta Bartın
"MADDE 93 - 5434 sayılı Kanunun ek 79 uncu maddesinin
birinci, dördüncü, altıncı ve onuncu fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiş
ve aynı maddenin beşinci fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.
"Bu Kanunun 56 ncı maddesi ile
mülga 45 inci ve 64 üncü maddeleri, 5510 sayılı Kanunun 47 nci
maddesi, 2330 sayılı Kanun veya 2330 sayılı Kanun hükümleri uygulanarak aylık
bağlanmasını gerektiren kanunlara göre harp veya vazife malullüğü aylığı
üzerinden aylık bağlananlara, bu madde uyarınca ek ödeme verilir."
"Birinci fıkrada belirtilen hükümlere göre aylık
bağlanmasını gerektiren olaylar sebebiyle hayatını kaybedenlerin dul ve
yetimleri, birinci derece malullere uygulanan gösterge üzerinden; aynı
sebeplerle malullük aylığı almakta iken ölenlerin dul ve yetimleri ise
malullerin hayatta iken maluliyet derecelerine göre yararlandıkları gösterge
üzerinden ve sosyal güvenlik kanunlarına göre dul ve yetim aylığı aldıkları
süre ile sınırlı olarak ek ödemeden yararlanır. Dul ve yetim sayısının bir kişiden fazla olması halinde, verilecek
ek ödeme hak sahipleri arasında eşit olarak paylaştırılır."
"Birinci fıkrada belirtilen hükümlere göre aylık
bağlanmasını gerektiren olaylar sebebiyle hayatını kaybedenlerin, aynı
sebeplerle malullük aylığı almakta olanların veya bunlardan ölenlerin
çocuklarına her ay için; ilköğretimleri sırasında (1.250), ortaöğretimleri sırasında
(1.875) ve yükseköğretimleri sırasında (2.500) gösterge rakamının memur aylık
katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarda eğitim ve öğretim yardımı
yapılır. Bu yardımlar, yılda bir kez olmak üzere,
bulunulan yılın Eylül ayında geçerli olan memur aylık katsayısına göre
hesaplanarak 1 Eylül-31 Aralık tarihleri arasında ve öğrenim durumunu gösterir
belge ile birlikte yapılacak talep tarihindeki öğrenim seviyesi esas alınmak
suretiyle toptan ödenir. 8/2/2007 tarihli ve 5580
sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanununun 2 nci
maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi kapsamında faaliyet gösteren özel
eğitim okullarında eğitim alanlar da bu fıkranın durumlarına uygun
hükümlerinden yararlanırlar."
"Birinci fıkrada belirtilen haller kapsamında harp veya
vazife malulü sayılanlardan sınıf veya görev değiştirerek çalışmaya devam eden
kamu görevlileri ile ilgili mevzuatına göre aylık bağlanan malullerden, 5510
sayılı Kanunun 4 üncü maddesi kapsamında çalışmaya başlamaları sebebiyle
ödenmekte olan aylıkları kesilenler de yukarıdaki esaslar dahilinde
ek ödeme ile eğitim öğretim yardımından yararlanırlar.""
BAŞKAN – Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman) – Sayın
Başkan, salt çoğunluğumuz vardır, katılıyoruz.
BAŞKAN – Yeni bir madde olarak görüşme açıyorum.
Söz talebi yok.
Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 93’üncü
madde kabul edilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 478 sıra sayılı Kanun Teklifine aşağıdaki
maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin Canikli Mehmet Akif Hamzaçebi Oktay Vural
Giresun İstanbul İzmir
Süreyya Sadi Bilgiç Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Mustafa
Kalaycı
Isparta İstanbul Konya
Afif Demirkıran Recep Özel Yılmaz Tunç
Siirt Isparta Bartın
Mine
Lök Beyaz
Diyarbakır
"MADDE 94- 5434 sayılı Kanunun ek 81 inci maddesinin birinci
fıkrasında yer alan "ek 77 nci madde kapsamına
girenler hariç olmak üzere vazife malûllüğü
veya" ibaresi yürürlükten kaldırılmıştır."
BAŞKAN – Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman) – Sayın
Başkan, salt çoğunluğumuz vardır, katılıyoruz.
BAŞKAN – Yeni bir madde olarak görüşme açıyorum.
Söz talebi yok.
Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 94’üncü
madde kabul edilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 478 sıra sayılı Kanun Teklifine aşağıdaki
maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin Canikli Mehmet Akif Hamzaçebi Oktay Vural
Giresun İstanbul İzmir
Süreyya Sadi Bilgiç Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Mustafa
Kalaycı
Isparta İstanbul Konya
Afif Demirkıran Recep Özel Yılmaz Tunç
Siirt Isparta Bartın
“MADDE 95- 5434 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 225- Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten
önce, bu Kanunun 56 ncı maddesi ile mülga 45 inci ve
64 üncü maddelerine, 5510 sayılı Kanunun 47 nci
maddesine ve 3/11/1980 tarihli ve 2330 sayılı Nakdi
Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanuna göre veya 2330 sayılı Kanun
hükümleri uygulanarak aylık bağlanmasını gerektiren kanunlara göre harp
malullüğü veya vazife malullüğü aylığı bağlanmış olanlar ile bunlardan aylık
almakta iken ölenlerin veya anılan madde ve kanunlara göre aylık bağlanmasını
gerektiren olaylar sebebiyle hayatını kaybedenlerin dul ve yetimleri; bu
maddeyi düzenleyen Kanunla ana ve babalara aylık bağlanabilmesine ilişkin
olarak bu Kanunun 72 nci maddesinin dördüncü
fıkrasında yapılan değişikliklerin, bağlanmış olan aylıkların intibak suretiyle
arttırılmasına ilişkin ek 77 nci maddesinde yapılan
değişikliklerin, ek ödeme ve eğitim öğretim yardımı verilmesine ilişkin olarak
ek 79 uncu maddesinde yapılan değişikliklerin durumlarına uygun hükümlerinden,
bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önceki döneme ilişkin olarak herhangi
bir fark ödenmeksizin ilgili maddelerde belirlenmiş olan usul ve esaslar
çerçevesinde yararlandırılırlar.
Ek 79 uncu madde kapsamında ek ödemenin beş katı tutarında yardım
yapılmış olması halinde, bu ödemenin yapıldığı beşinci yılı takip eden ödeme
dönemine kadar bir süre geçmedikçe bu maddeyi düzenleyen Kanunla ek 79 uncu
maddenin dördüncü fıkrasında yapılan değişiklikten dolayı ödeme yapılmaz. Beş
yıllık dönemin bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce dolmuş olması
halinde geriye yönelik herhangi bir ödeme yapılmaz.
72 nci maddenin dördüncü
fıkrasının birinci cümlesinde bu Kanunla yapılan değişiklik neticesinde, aylık
bağlama şartları yeniden düzenlenen kişiler, bu maddenin yürürlüğe girdiği
tarihten önce bağlanmış olan aylıkları sebebiyle açtıkları davalardan feragat
etmeleri halinde; kendilerine çıkarılmış olan borçların faize ilişkin kısmı
terkin olunur, anaparaya ilişkin kısmı ise beş yıla kadar taksitlendirilir ve
haklarındaki mevcut dava ve icra takiplerinden vazgeçilir. Aylık taksit tutarının kişinin gelirinin dörtte birini aşması
halinde taksit süresi uzatılır. Ancak, adlarına borç çıkartılmış olanlardan bu
maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra vefat edenlerin vefat tarihi
itibarıyla borçlarının kalan kısmı; önceden vefat edenlerin ise bu maddenin
yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla borçlarının kalan kısmı tahsil edilmez ve
haklarında bu amaçla dava veya icra takibi bulunması halinde bunlardan
vazgeçilir.""
BAŞKAN – Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman) – Sayın
Başkan, salt çoğunluğumuz vardır, katılıyoruz.
BAŞKAN – Yeni bir madde olarak görüşme açıyorum.
Söz isteyen? Yok.
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 95’inci madde kabul edilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 478 sıra sayılı Kanun Teklifine aşağıdaki
maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin Canikli Mehmet Akif Hamzaçebi Oktay Vural
Giresun İstanbul İzmir
Ferit Mevlüt Aslanoğlu Mustafa
Kalaycı Hilmi
Bilgin
İstanbul Konya Sivas
Adnan Yılmaz Recep Özel Ramazan Can
Erzurum Isparta Kırıkkale
Yılmaz
Tunç Süreyya
Sadi Bilgiç
Bartın Isparta
"MADDE 96 - 31/5/2006 tarihli ve
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 5 inci
maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin birinci ve ikinci cümlesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
"Harp malulleri ile 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık
Bağlanması Hakkında Kanuna veya 2330 sayılı Kanun hükümleri veya 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanunun 56 ncı maddesi uygulanarak aylık bağlanmasını gerektiren
kanunlara göre vazife malullüğü aylığı bağlanmış malullerden, 4 üncü maddenin
birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri kapsamında sigortalı olarak
çalışmaya başlayanların aylıkları kesilmez.""
BAŞKAN – Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman) – Sayın
Başkan, salt çoğunluğumuz vardır, katılıyoruz.
BAŞKAN – Evet, yeni bir madde olarak görüşme açıyorum.
Söz talebi? Yok.
Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 96’ncı
madde kabul edilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 478 sıra sayılı Kanun Teklifine aşağıdaki
maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Akif Hamzaçebi Nurettin Canikli Oktay Vural
İstanbul Giresun İzmir
Ramazan Can Yılmaz Tunç Recep Özel
Kırıkkale Bartın Isparta
Hilmi Bilgin Adnan Yılmaz Mustafa Kalaycı
Sivas Erzurum Konya
Süreyya
Sadi Bilgiç
Isparta
“MADDE 97- 5510 sayılı Kanunun 47 nci
maddesinin beşinci fıkrasının ikinci cümlesi ile onbeşinci
fıkrasının (a) ve (d) bentlerinin birinci cümleleri aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“Ancak, harp malulleri ile 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve
Aylık Bağlanması Hakkında Kanuna veya 2330 sayılı Kanun hükümleri uygulanarak
aylık bağlanmasını gerektiren kanunlara göre veya 5434 sayılı Kanunun 56 ncı maddesine göre vazife malulü olduğuna karar
verilenlerden, sınıf veya görev değiştirerek çalışmaya devam edenlere ise
görevden ayrılmalarına ve başkaca bir müracaata gerek kalmaksızın sınıf veya
görev değiştirerek çalışmaya başladıkları tarihi takip eden aybaşından itibaren
aylık bağlanır.”
“5 inci maddenin birinci fıkrasının (c) bendi hükmü saklı kalmak
kaydıyla vazife malûllüğü aylığı bağlanmış olanlardan
Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında çalışmaya
başlayanların aylıkları, çalışmaya başladıkları tarihi takip eden ödeme dönemi
başından itibaren kesilir ve bunlar hakkında uzun vadeli sigorta kolları
uygulanır.”
“Harp malulleri ile 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık
Bağlanması Hakkında Kanuna veya 2330 sayılı Kanun hükümleri uygulanarak aylık
bağlanmasını gerektiren kanunlara göre veya 5434 sayılı Kanunun 56 ncı maddesine göre vazife malulü olduğuna karar
verilenlerden, sınıf veya görev değiştirerek 4 üncü maddenin birinci fıkrasının
(c) bendi kapsamında çalışmaya devam edenler hakkında uzun vadeli sigorta
kollarının uygulanmasına devam edilir.””
BAŞKAN – Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman) – Sayın
Başkan, salt çoğunluğumuz vardır, katılıyoruz.
BAŞKAN – Evet, yeni bir madde olarak görüşme açıyorum.
Söz talebi? Yok.
Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 97’nci
madde kabul edilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 478 sıra sayılı Kanun Teklifine aşağıdaki
maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin Canikli Mehmet Akif Hamzaçebi Oktay Vural
Giresun İstanbul İzmir
Ferit Mevlüt Aslanoğlu Afif
Demirkıran Recep
Özel
İstanbul Siirt Isparta
Yılmaz Tunç Mustafa Kalaycı Mine Lök Beyaz
Bartın Konya Diyarbakır
Süreyya
Sadi Bilgiç
Isparta
MADDE 98 - 5510 sayılı Kanunun geçici 14 üncü maddesinin
birinci fıkrasının (c) bendi aşağıdaki şekilde, aynı maddenin birinci
fıkrasının (d) bendinde geçen "3713 sayılı Kanuna göre" ibaresi ile
ikinci fıkrasında geçen "3713 sayılı Kanun kapsamında" ibaresi
"2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun veya 2330
sayılı Kanun hükümleri uygulanarak aylık bağlanmasını gerektiren kanunlar veya
5434 sayılı Kanunun 56 ve mülga 64 üncü maddeleri kapsamında" şeklinde
değiştirilmiş ve aynı maddenin birinci fıkrasının (d) bendinin son cümlesi
yürürlükten kaldırılmıştır.
"c) 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması
Hakkında Kanuna veya 2330 sayılı Kanun hükümleri uygulanarak aylık bağlanmasını
gerektiren kanunlara göre veya 5434 sayılı Kanunun 56 ve mülga 64 üncü
maddelerine göre vazife malullüğü aylığı almakta iken; bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarih itibarıyla çalışmaya devam edenler ile sonradan bu Kanuna tabi
çalışmaya başlayacaklar için sosyal güvenlik destek primi uygulanmaksızın bu
Kanunun 5 inci maddesinin (c) bendi hükümleri uygulanır."
BAŞKAN – Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman) – Sayın
Başkan, salt çoğunluğumuz vardır, katılıyoruz.
BAŞKAN – Evet, madde olarak görüşme açıyorum.
Söz isteyen? Yok.
Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 98’inci
madde kabul edilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 478 sıra sayılı Kanun Teklifine aşağıdaki
maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin Canikli Mehmet Akif Hamzaçebi Oktay Vural
Giresun İstanbul İzmir
Ferit Mevlüt Aslanoğlu Afif
Demirkıran Recep
Özel
İstanbul Siirt Isparta
Yılmaz Tunç Mustafa Kalaycı Mine Lök Beyaz
Bartın Konya Diyarbakır
Süreyya
Sadi Bilgiç
Isparta
"MADDE 99 - 31/5/2006 tarihli ve
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa aşağıdaki
geçici madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 5- Bu maddeyi düzenleyen Kanunla 2330
sayılı Kanunun 4 üncü maddesi kapsamında vazife malullüğü aylığı bağlandıktan
sonra sigortalı olarak çalışanların bu şekilde geçen sigortalı çalışmalarından
kaynaklanan haklarına ilişkin olarak yapılmış olan düzenlemeler, 3713 sayılı
Kanun kapsamına giren sebeplerle vazife malullüğü aylığı bağlanmış veya
bağlanmasına hak kazanmış olup da bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte sınıf
veya görev değiştirmek suretiyle çalışmaya devam eden veya bu Kanunun 4 üncü
maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında tekrar çalışmaya başlamış
olanlardan bu çalışmaları devam etmekte olanlar hakkında da uygulanır. Bunlardan, vazife malullüğü aylığı bağlandıktan sonra geçen
çalışmaları bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra olanların, kesenek ve
karşılık ödenmek suretiyle geçen hizmetleri süreleri prim ödeme gün sayısı
olarak ve bu süreler içindeki emeklilik keseneğine esas aylık tutarları da aynı
dönemler için geçerli olan aylık prime esas kazanç olarak sayılır.""
BAŞKAN – Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman) – Salt
çoğunluğumuz vardır, katılıyoruz.
BAŞKAN – Evet, madde olarak görüşme açıyorum.
Söz talebi? Yok.
Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 99’uncu
madde kabul edilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 478 sıra sayılı Kanun Teklifine aşağıdaki
maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin Canikli Mehmet Akif Hamzaçebi Mehmet Şandır
Giresun İstanbul Mersin
İdris Şahin Hacı Bayram Türkoğlu Recep Özel
Çankırı Hatay Isparta
Ramazan Can Hakan Çavuşoğlu Oya Eronat
Kırıkkale Bursa Diyarbakır
İsrafil Kışla İlyas Şeker Mine Lök Beyaz
Artvin Kocaeli Diyarbakır
'MADDE 100 - 3/7/2005 tarihli ve 5393
sayılı Belediye Kanununun 14 üncü maddesinin ikinci fıkrasının aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
"Belediyelerin birinci fıkranın (b) bendi uyarınca, sporu
teşvik amacıyla yapacakları nakdi yardım, bir önceki yıl genel bütçe vergi
gelirlerinden belediyeleri için tahakkuk eden belediyeleri için binde yedisini,
diğer belediyeler için binde on ikisini geçemez.”
BAŞKAN – Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman) – Sayın
Başkan, salt çoğunluğumuz vardır, katılıyoruz.
BAŞKAN – Yeni bir madde olarak görüşme açıyorum.
Söz talebi? Yok.
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 100’üncü madde kabul edilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 478 sıra sayılı Kanun Teklifine aşağıdaki
maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin Canikli Ali Öz Ferit Mevlüt Aslanoğlu
Giresun Mersin İstanbul
Recep Özel Hacı Bayram Türkoğlu Vedat Demiröz
Isparta Hatay Bitlis
İsrafil Kışla Ramazan Can Mustafa Kalaycı
Artvin Kırıkkale Konya
İdris
Şahin Hakan
Çavuşoğlu
Çankırı Bursa
MADDE 101- 20/6/2012 tarihli ve 6331
sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (f) ve (s) bentleri
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"f) İş Güvenliği Uzmanı: Usul ve esasları yönetmelikle
belirlenen, iş sağlığı ve güvenliği alanında görev yapmak üzere Bakanlıkça
yetkilendirilmiş, iş güvenliği uzmanlığı belgesine sahip, Bakanlık ve ilgili
kuruluşlarında çalışma hayatını denetleyen müfettişler ile mühendislik veya
mimarlık eğitimi veren fakültelerin mezunları ile teknik elemanı.
s) Teknik eleman: Teknik öğretmen, fizikçi, kimyager ve biyolog
unvanına sahip olanlar ile üniversitelerin iş sağlığı ve güvenliği programı
mezunlarını,"
BAŞKAN – Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman) – Salt
çoğunluğumuz vardır, katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Yeni bir madde olarak görüşme açıyorum.
Söz talebi? Yok.
Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 101’inci
madde kabul edilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 478 sıra sayılı Kanun Teklifine aşağıdaki
maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin Canikli Mehmet Akif Hamzaçebi Oktay Vural
Giresun İstanbul İzmir
Ramazan Can Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Hilmi
Bilgin
Kırıkkale İstanbul Sivas
Recep Özel Yılmaz Tunç Oğuz Kağan Köksal
Isparta Bartın Kırıkkale
Süreyya
Sadi Bilgiç Adnan
Yılmaz
Isparta Erzurum
“MADDE 102
1- a) 4/7/1934 tarihli ve 2559 sayılı
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununun ek 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrası,
b) 24/2/1968 tarihli ve 1005 sayılı
İstiklal Madalyası Verilmiş Bulunanlara Vatani Hizmet Tertibinden Şeref Aylığı
Bağlanması Hakkında Kanunun 2 nci ve ek 1 inci
maddesi,
c) 3713 sayılı Kanunun 21 inci maddesinin birinci fıkrasının (c)
ve (d) bentleri,
ç) 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 7 nci
maddesinde yer alan ", 12/4/1991 tarihli ve 3713
sayılı Terörle Mücadele Kanununun ek 1 inci maddesi" ibaresi,
yürürlükten kaldırılmıştır.
2- Diğer mevzuatta bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümlere
yapılan atıflar, bu Kanunla düzenlenen ilgili hükümlere yapılmış sayılır.”
BAŞKAN – Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman) – Sayın
Başkan, salt çoğunluğumuz vardır, katılıyoruz.
BAŞKAN – Madde olarak görüşme açıyorum.
Söz talebi? Yok.
Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 102’nci
madde kabul edilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 478 sıra sayılı kanun teklifine aşağıdaki
maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Erkan Akçay Mustafa Kalaycı Oktay Vural
Manisa Konya İzmir
Ali
Halaman Mehmet
Şandır
Adana Mersin
"2/8/2007 tarihli ve 5580 sayılı
Özel Öğretim Kurumları Kanununun 13 üncü maddesi aşağıdaki şeklide
değiştirilmiştir.
MADDE 13 - Öğrenim ücreti ve diğer ücretler, kurumlarca her yıl
tespit edilerek ocak ayından itibaren en geç mayıs ayında ilân edilir.
Ücretlerin hangi esaslara göre tespit, tayin, ilân ve tahsil
edileceği yönetmelikle belirlenir.
Kurumlar, öğrenim gören öğrenci sayısının yüzde dördünden az
olmamak üzere ücretsiz öğrenci okutmakla yükümlüdür. Bakanlıkça bu oran yüzde
ona kadar artırılabilir.
Yüzde dörtlük kontenjanın en az yüzde 50'si şehit ve gazi
çocuklarına ayrılır. Şehit ve gazi çocuklarına ayrılan kontenjan doldurulamaz
ise bu kontenjanlarda okutulacak diğer öğrencilerin yüzdesi, seçimi ve
kurumlara kabul şartlarına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.
Kurumlar ayrıca, öğrenim bursu verebilirler. Öğrenim bursu
verilmesine ilişkin usûl ve esaslar yönetmelikle
belirlenir.
Bir okula alınabilecek yabancı uyruklu öğrenci sayısı, o okulda
okuyan Türkiye Cumhuriyeti uyruklu öğrenci sayısının yüzde otuzunu aşamaz."
BAŞKAN – Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman) – Sayın
Başkan, salt çoğunluğumuz yoktur, katılamıyoruz.
BAŞKAN – Önergeyi işlemden kaldırıyorum.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) – Sayın Başkan, sabahtan beri
oturuyordu, niye gönderdiniz? Niye gönderdiniz? Salt çoğunlukla oturup
“Katılmıyorum.” derdiniz.
BAŞKAN - Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 478 sıra sayılı kanun teklifine aşağıdaki
maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Erkan Akçay Mustafa Kalaycı Oktay Vural
Manisa Konya İzmir
Mehmet
Şandır Ali Halaman
Mersin Adana
“MADDE – 31/5/2006 tarihli ve 5510 Sayılı
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası kanunun 28 inci maddesinin sonuna
aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
Harp malûlleri ile 12/4/1991 tarihli ve
3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu, 3/11/1980 tarihli ve 2330 sayılı Nakdi
Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanuna göre aylıkları hesaplanarak ödenen
veya asayiş ve güvenliğin sağlanması ile ilgili kanunlara göre vazife malûllüğü aylığı almakta olup da çalışanların kendileri
rapor veya vergi muafiyet belgesi istenmeden üç bin altı yüz prim gün sayısını
doldurmaları halinde yaşlılık aylığına bağlanır.”
BAŞKAN – Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman) – Salt
çoğunluğumuz yoktur, katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önergeyi işlemden kaldırıyorum.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 478 sıra sayılı kanun teklifine aşağıdaki
maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Erkan Akçay Mustafa Kalaycı Oktay Vural
Manisa Konya İzmir
Mehmet
Şandır Ali Halaman
Mersin Adana
“MADDE – 5510 sayılı Kanunun 73 üncü maddesinin 10 uncu fıkrasının
ilk cümlesi "Harp malûlleri ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu, 2330
sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun veya 5434 sayılı
kanunun 45 ve 56 ncı maddesine göre aylıkları
hesaplanarak ödenen veya asayiş ve güvenliğin sağlanması ile ilgili kanunlara
göre vazife malûllüğü aylığı almakta olanlar sağlık
kurulu raporuyla ihtiyaç duydukları her türlü ortez/protez ve diğer iyileştirici araç ve gereçler herhangi bir
kısıtlama getirilmeksizin Kurumca karşılanır."
BAŞKAN – Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman) – Sayın
Başkan, salt çoğunluğumuz yoktur, katılamıyoruz.
BAŞKAN – Önergeyi işlemden kaldırıyorum.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 478 Sıra sayılı yasa teklifinin 74. maddesinden
sonra gelmek üzerek aşağıdaki ifadenin eklenmesini arz ederiz. (Ek madde
olarak)
ı) İhdas edilen kadro
Sınıfı Unvanı Derecesi Serbest Toplam
Kadro
Adedi
EÖH Öğretmen 9 150.000 150.000
Kamer Genç Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Engin Altay
Tunceli İstanbul Sinop
Özgür Özel Turgay Develi Mehmet Volkan Canalioğlu
Manisa Adana Trabzon
BAŞKAN – Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman) – Sayın
Başkan, salt çoğunluğumuz yoktur, katılamıyoruz.
BAŞKAN – Evet, önergeyi işlemden kaldırıyorum.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) – Biz de bir gün salt çoğunluk
yapmayız. Alacağın olsun.
BAŞKAN – Geçici madde 1’de iki adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 478 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin
geçici 1’inci maddesinin (1)’inci fıkrasında yer alan “idari yargı kararı
sonucunda devlet memurluğundan çıkarılan” ibaresinin “sınavlarının iptal
edilmesi nedeniyle devlet memurluğu sona erdirilen” şeklinde, (2)’nci fıkrasında yer alan “idari yargı kararı gereği”
ibaresinin sınavlarının iptal edilmesi nedeniyle değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Oktay Vural Mesut Dedeoğlu Hasan Hüseyin Türkoğlu
İzmir Kahramanmaraş Osmaniye
Mustafa
Kalaycı Erkan
Akçay
Konya
Manisa
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Madde ihdası değil, değişiklik
önergesi.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Değişiklik önergesi, madde ihdası değil.
BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 478 sıra sayılı yasa teklifinin 74. maddesine
bağlı geçici 1. Maddesinin 2. Paragrafının teklif metninden çıkartılmasını arz
ederiz.
Ferit Mevlüt Aslanoğlu Aydın
Ağan Ayaydın Kazım
Kurt
İstanbul İstanbul Eskişehir
Ercan
Cengiz Mahmut
Tanal
İstanbul
İstanbul
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman) –
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI FATMA ŞAHİN (Gaziantep) –
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Kazım Kurt, Eskişehir
Milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar)
KAZIM KURT (Eskişehir) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın milletvekilleri, 478 sıra sayılı Torba Kanun’un geçici
1’inci maddesiyle ilgili vermiş olduğumuz önergeyle ilgili söz aldım. Hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Dün Eskişehir’de hayatını kaybeden Ali İsmail Korkmaz kardeşimize
Tanrı’dan rahmet, ailesine başsağlığı diliyorum ve bugün olayla ilgili
açıklamasından dolayı da Eskişehir Valisini kınıyorum. Adli yargılamayı
etkilemeye yönelik bir açıklamadır, bunun yapılmaması gerekirdi.
Değerli arkadaşlar, on gündür olağanüstü bir çabayla bu torbayı
bitirdik, “Herhâlde bitirdik.” diyorum ama yenileri gelir mi? Arkadaşlar
Komisyonda yerini aldı, yenileri de geleceğe benziyor. Bu tür bir yasa yapma
biçimini kabul etmiyorum, doğru bulmuyorum ve AKP’li arkadaşlarımızı da samimi
bulmuyorum. Yaklaşım doğru değildir, bunu kınıyorum.
Önergemizle ilgili de şunu anlatmak istiyorum: Sadece “demokrasi”
demek, sadece “Haksızlıklara karşı çıkıyorum.” demek kendin için olduğu zaman
geçerli olmamalıdır. Bu teklif 1997 yılında yanlış bir biçimde yapmış olduğunuz
sınavlarla yerleştirdiğiniz kadroların idari yargı yoluyla elde edemedikleri
haklarını yirmi yıl sonra da olsa vermeye yönelik bir tekliftir. Bunların
içerisinde Eskişehir Seyitgazi ilçesinde bulunan Kırka Boraks İşletme
Müdürlüğünde de personel vardı ve o personelin hangi sınavla, nasıl sorularla
sınav kazandığını bütün Türkiye biliyor. Eşeğin kaç vitesi olduğunu sorarak
kazandırdılar bu sınavları ve idari yargı iptal etti. O iptalden sonra eğer
varsa hâlâ şu anda işe yerleşemeyen, onların tekrar işe yerleşmesi için
getirilen bir önergedir, bunu doğru bulmuyorum. Eğer bir haksızlık var ise tüm
haksızlıkları ortadan kaldırmamız gerekir. 12 Eylülde, 12 Martta, daha sonraki
dönemlerde ve hatta son on yıldır AKP iktidarlarının uygulamalarından
haksızlığa uğrayan insanlarımızın da haklarını teslim etmek gerekir. Bütün
bunları bir tarafa bırakıp sadece ve sadece kendi yandaşlarınızın haklarını
teslim etmek için bir yasa yapıyorsanız bu doğru bir şey değildir, doğru bir
yaklaşım değildir, bunun geri çekilmesinde yarar vardır. Hem zaten bu nitelikte
zarar görmüş insan da şu ana kadar kalmamıştır diye düşünüyorum. Bu
arkadaşlarımızın yeniden müracaatları hâlinde altı ay içerisinde işe alınmaları
sağlanacak.
Peki, başka, iş akdi feshedilen, işinden olan yok mu? Pek çok.
Bunlarla ilgili düzenlemeleri, bunlarla ilgili yapmamız gerekenleri neden
yapmıyoruz? Özellikle 12 Eylülden sonra haksız bir biçimde işten atılmış ya da
işe girememiş ve güvenlik soruşturması nedeniyle tutulan raporlar nedeniyle işe
başlatılamamış insanlarla ilgili hak teslimi gerekmez mi? Gerekir ama maalesef
bunu da yapma yönünde bir adım atılmıyor. Oysa,
demokrasi herkese lazım, hukuk herkese lazım. Demokrasi ve hukuk eşit koşullar
altında bütün insanlara uygulanması gereken, bütün halkımıza uygulanması
gereken en temel kural ama maalesef AKP hükûmetleri döneminde bunu
gerçekleştirme şansımız olmamıştır, bundan sonra da olmayacaktır.
Bu nedenlerle hiç değilse önergemizi destekleyin. Yeni bir
haksızlığı yaratmayalım, yeni bir haksızlık doğurmayalım.
Hepinize saygılar sunuyorum, teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunacağım…
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Yoklama istiyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunacağım, yoklama talebi var, yerine
getireceğim: Sayın Hamzaçebi, Sayın Aslanoğlu, Sayın Özkan, Sayın Altay, Sayın
Özdemir, Sayın Canalioğlu, Sayın Sapan, Sayın Kuşoğlu, Sayın Yıldız, Sayın
Kurt, Sayın Moroğlu, Sayın Özel, Sayın Güler, Sayın Nazlıaka, Sayın Acar, Sayın Toprak, Sayın Güven, Sayın
Küçük, Sayın Ekşi.
İki dakika süre veriyorum.
Yoklama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri
(Devam)
4.- Niğde
Milletvekili Alpaslan Kavaklıoğlu ve Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar ile
100 Milletvekilinin; Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporları (2/1613, 1/778) (S. Sayısı: 478) (Devam)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) – Sayın Başkan, tutanaklara
geçmesi açısından, bu insanlar koruma görevlisi sınavına giriyorlar. KPSS
sınavı yok, bu insanlar, koruma görevlisi sınavına giriyorlar ama bu ülkede
binlerce insan KPSS sınavını kazanmalarına rağmen beklerken koruma görevlisi
sınavı yapılıyor ve memur olarak alınıyor. Ben, tutanaklara geçmesi açısından
bunu iletiyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 478 sıra sayılı Kanun Teklifinin geçici 1’inci
maddesinin (1) fıkrasında yer alan “idari yargı kararı sonucunda devlet
memurluğundan çıkarılan“ ibaresinin “sınavların iptal edilmesi nedeniyle devlet
memurluğu sona erdirilen” şeklinde, (2)’nci
fıkrasında yer alan “idari yargı kararı gereği” ibaresinin “sınavların iptal
edilmesi nedeniyle” şeklinde değiştirilmesini teklif ederiz.
Erkan Akçay (Manisa) ve arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman) – Takdire
bırakıyoruz.
BAŞKAN - Hükûmet katılıyor mu?
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI FATMA ŞAHİN (Gaziantep) –
Katılıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Önerge üstünde söz isteyen Mustafa Kalaycı, Konya
Milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)
MUSTAFA KALAYCI (Konya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Biraz önceki konuşmamda Sayın Bakanıma ve KİT Komisyonu
Başkanımıza teşekkür etmeyi unuttum. Hakikaten, her ikisine de bu yoğun
katkılarından dolayı…
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) – Plan Bütçe; KİT değil, Plan
Bütçe Başkanına.
MUSTAFA KALAYCI (Devamla) – Plan Bütçe Komisyonu Başkanı. Yanlış mı söyledim? Pardon.
Teşekkür ediyorum.
Bu görüştüğümüz maddede çok önemli, kısa bir bilgi vereceğim,
zamanınızı almayacağım.
Geçmişte yaşanan bazı mağduriyetler yıllar sonra da olsa
giderilmeye çalışılmakta. Kapatılan SHÇEK Genel Müdürlüğü tarafından 14 Haziran
1997 tarihinde yapılan sınavda başarı gösterip devlet memuru olarak atananlar,
göreve başladıktan sonra sınav iptal edildiği için memurluktan
çıkarılmışlardır. Bu maddeyle, 300 civarında olan bu arkadaşlarımızın hakları
gecikmeli de olsa teslim edilerek yıllar süren mağduriyetlerine son verilmektedir.
Bu kardeşlerimiz, altı ay içinde müracaat etmeleri hâlinde, Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanlığının taşra teşkilatında durumlarına uygun memur kadrolarına
atanacaklardır.
Yine, Seydişehir Alüminyum İşletmesi, Bigadiç Maden İşletmesi,
Kırka Boraks İşletmesi, Şark Kromları Ferrokrom
İşletmesi ve 100. Yıl Gümüş İşletmesi müdürlüklerinde 7 Haziran 1997 tarihinde yapılan
sınavda başarı gösterip koruma ve güvenlik görevlisi olarak atananlar da göreve
başlayıp yaklaşık üç yıl çalıştıkları hâlde sınav iptal edildiği için
görevlerine son verilmiştir. Bu madde ile 200 kişi civarında olan bu
arkadaşlarımızın hakları da gecikmeli de olsa teslim edilerek yıllar süren
mağduriyetlerine son verilmektedir. Bu kardeşlerimiz, altı ay içinde müracaat
etmeleri hâlinde, Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü veya bağlı birimlerinde
memur unvanlı sözleşmeli personel pozisyonlarına atanacaklardır.
Bu arkadaşlarımızla ve aileleriyle tanışanlarınız, onları
görenleriniz mutlaka vardır. Hayatları kararmış, yıllarca çile çekmişler,
yaşadıkları acılara gerçekten yürek dayanmaz. Yıllarca eza, cefa çeken, büyük
sıkıntılarla karşı karşıya kalan bu arkadaşlarımızın yüzlerinin güldürülmesinin
rahmet, mağfiret ve kurtuluş ayı olana ramazana rast gelmesi bu sevince bir
başka anlam kazandırmaktadır.
Ben inanıyorum ki bu kardeşlerimizin kadroya alınmaları için bu
maddeyi hazırlayanlara, teklife koyanlara ve kabul edenlere Cenab-ı
Allah mükâfatını verecektir.
Onlara hayırlı olsun diyorum, Milliyetçi Hareket Partisi olarak
sevinçlerini paylaştığımızı ifade ediyorum.
Tekrar hepinize teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (MHP ve AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
ENGİN ALTAY (Sinop) – Sayın Başkan…
BAŞKAN – Buyurun.
ENGİN ALTAY (Sinop) – Çok önemli olmamakla birlikte, hem emsal
olmasın diye hem de Divanın bir İç Tüzük ihlaliyle ilgili tatbikatını müsaade
ederseniz yerimden size ve Genel Kurula sunmak istiyorum. O da şudur: 87’nci
maddenin sekizinci fıkrasına Divan olarak bir bakılmasında bir fayda var.
Ayrıca, sekizinci fıkra ihlal edildiği gibi, biraz önce okunan önerge “Erkan
Akçay ve arkadaşları” diye okundu. Sordum, Genel Kurulda verilmiş, önce
verilmemiş ama az önce, müşterek önergeler ve iktidar partisi tarafından
verilen önergelerde de imza sahiplerinin tamamı okundu. Siz tecrübeli bir Başkanısınız. Bu önergelerdeki beş imzayı okumanız gerekir
yani MHP’de Erkan Akçay ve arkadaşları, AKP’de tam kadro… Bu tutumunuzu
yorgunluğa bağlıyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Sayın Altay, önergeler, birinci okunmada tüm isimler
okundu, ikinci okuma yapılırken…
ENGİN ALTAY (Sinop) – Okunmuyor, ben özellikle takip ettim. Beşten
fazla isim okundu mu okunmadı mı Sayın Başkan?
BAŞKAN – Hayır, ikinci okuma yapılırken…
ENGİN ALTAY (Sinop) – Beşten fazla isim okumayacaksınız İç Tüzük’e göre, onu söylüyorum ben.
BAŞKAN – Teşekkür ederim.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Geçici madde 2’de üç adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Kanun Teklifinin geçici 2 nci
maddesine aşağıdaki fıkraların eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin Canikli Ercan Candan Oğuz Kağan Köksal
Giresun Zonguldak Kırıkkale
Ramazan Can Recep Özel Hüseyin Şahin
Kırıkkale Isparta Bursa
Uğur
Aydemir Metin
Külünk
Manisa İstanbul
"2918 sayılı Kanun ve 4925 sayılı Kanuna göre 31/12/2010
tarihinden (bu tarih dahil) önce verilen ve bu
maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla vadesi geldiği halde ödenmemiş olan
ya da ödeme süresi geçmemiş bulunan veya dava açılmış ya da dava açma süresi
geçmemiş olan idari para cezaları için Ekim 2013 ayı sonuna kadar 6111 sayılı
Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere ilgili vergi dairelerine başvuruda
bulunulması halinde söz konusu cezalar 6111 sayılı Kanunun ilgili maddelerine
göre yapılandırılır. Şu kadar ki, 6111 sayılı Kanun hükümlerine göre hesaplanan
tutar, 1,05 katsayısı ile çarpılır ve Kanun hükümlerine göre ödenecek tutar
bulunur, bulunan tutarın tamamının; Kasım 2013, Ocak 2014 ve Mart 2014
aylarında üç eşit taksitte ödenmesi şarttır. Bu hüküm, fıkra kapsamına giren ve
aslı ödenmiş idari para cezalarının fer'ileri
hakkında da uygulanır. Bu maddenin yayımlandığı tarihten önce bu madde
kapsamına giren alacaklardan tahsil edilen tutarlar red
ve iade edilmez.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye
ilgisine göre 6111 sayılı Kanunun 168 inci maddesinin ikinci fıkrasında
belirtilen kamu kurum ve kuruluşları yetkilidir."
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 478 sıra sayılı yasa teklifinin Geçici 2.
maddesinin sonuna aşağıdaki ifadenin eklenmesini arz ederiz.
Ferit Mevlüt Aslanoğlu Bülent
Kuşoğlu Aytuğ
Atıcı
İstanbul Ankara Mersin
Ramis Topal Osman
Kaptan Mehmet Volkan
Canalioğlu
Amasya Antalya Trabzon
Ayrıca, 13.2.2011 tarihli ve 6111 sayılı kanunla yeniden
yapılandırılan, ancak, herhangi bir nedenle borçlarını ödeyemeyen, bu nedenle
kapsam dışında kalan gerçek ve tüzel kişiler, 6111 sayılı kanuna göre kalan
süreleri içerisinde ödeme yapmayı taahhüt etmeleri ve ödemeleri kaydıyle yeniden kapsam içerisine alınırlar.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 478 sıra sayılı Niğde Milletvekili
Alpaslan Kavaklıoğlu ve Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar ile 100
Milletvekilinin; Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporları (2/613, 1/778) nın geçici 2 nci maddesinin aşağıdaki şeklide değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Erkan Akçay Mustafa Kalaycı Mehmet Şandır
Manisa Konya Mersin
Mehmet Günal Alim
Işık Seyfettin
Yılmaz
Antalya Kütahya Adana
Emin
Çınar Ali
Öz
Kastamonu Mersin
"GEÇİCİ MADDE 2- 13/2/2011 tarihli
ve 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar
ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun kapsamında borçları yapılandırılan
ve bu maddenin yayımlandığı tarih itibariyle Kanundan yararlanma hakları devam
eden il özel idareleri, belediyeler ve bunlara bağlı müstakil bütçeli ve kamu
tüzel kişiliğini haiz kuruluşların, 6111 sayılı Kanun kapsamında 2013 yılının
Haziran, Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında ödenmesi gereken taksitleri, bu
borçluların 6111 sayılı Kanunun 18 inci maddesine göre tercih ettikleri taksit
sayısına göre belirlenen son taksit ödeme süresinde ödenir. Bu şekilde ödeme
süresi uzatılan taksitlerin son taksitle birlikte ödenmesi halinde bu
taksitlere geç ödeme zammı tatbik edilmez.
Ayrıca, 6111 sayılı Kanunun 1 inci maddesinde sayılan kamu
alacaklarından, 1/7/2013 tarihi itibariyle vadesi
geldiği halde ödenmemiş olanlar hakkında, bu Kanunun yayımlandığı tarihi
izleyen ikinci ayın sonuna kadar ilgili idareye başvuruda bulunulması halinde,
6111 sayılı Kanunun hükümleri uygulanır."
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman) –
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI FATMA ŞAHİN (Gaziantep) –
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Erkan Akçay, Manisa
Milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)
ERKAN AKÇAY (Manisa) – Biraz daha sabır değerli arkadaşlar, sabrın
sonu selamettir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; geçici 2’nci maddedeki
önergemiz üzerine söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Verdiğimiz önergeyle vatandaşlarımızın kamu idarelerine borçları
yeniden yapılandırılmaktadır. 2011’deki 6111 sayılı Yapılandırma Kanunu’nun
yeniden bir güncellemesini yapıyoruz.
Hepinizin bildiği üzere piyasalarda bir durgunluk hâkimdir. Birçok
çiftçi, esnaf, sanayici, iş adamı borç batağının içindedir. Tahsilat
yapılamamakta, icralar artmakta, iflaslar baş göstermektedir. İflas erteleme
kararları hızla artmaktadır. Vatandaşlarımız vergi ve prim borçlarını, kredi
borçlarını, vadesi gelen senetlerini yeterli parayı kazanamadıkları için de
ödeyememektedir. Protestolu senet ve karşılıksız çek rakamlarında görülen
yüksek artışlar da esnaf sanatkâr ve bütün ticaret erbabının, faaliyetlerini
yürütmekte sıkıntıya düştüğünü göstermektedir.
Değerli milletvekilleri, bu tasarıda, kamu kuruluşlarına, kamu
bankalarına, vergi dairelerine borçlarını ödeyemeyen vatandaşlara bir
iyileştirme, bir kolaylık
getirilmemektedir. Ancak, sahte çiftçi belgeleriyle, sahte müstahsil
makbuzlarıyla ve sahte şirketlerle haksız destekleme alan vurguncuları koruyan,
kolaylık sağlayan düzenlemeler var. O nedenle, kamu kuruluşlarına borcunu
ödeyemeyen vatandaşlarımızı da gözetmemizde fayda görüyoruz.
Yine, pek çoğunuzun, hepinizin bildiği bazı rakamları da
hatırlatmakta fayda görüyorum: 2013 yılı Mayıs ayı itibarıyla vatandaşın
bankalara tüm borcu
890 milyara ulaşmıştır. Tüketici ve bireysel kredi kartı borcu 295 milyar liradır.
Ferdî kredi ve kart borcunu ödeyemeyen kişilerin sayısı 413 binden, 822 bin
kişiye ulaşmıştır 2012 yılı itibarıyla ve bu, 2013 yılının ilk beş ayında 550
bin kişiye ulaşmıştır.
Yine, 2012 yılında 7 milyar lira değerinde 1 milyon 75 bin senet
protesto edilmiştir. Takibe alınan bireysel kredi müşteri sayısı Nisan 2013
itibarıyla 1 milyon 140 bin kişidir. 2012’de karşılıksız çek sayısı bir önceki
yıla göre yüzde 52 artarak 905 bine ulaşmıştır. 2013 yılı Ocak-Mart döneminde
karşılıksız çek sayısı bir önceki döneme göre yüzde 14’lük bir artışa
ulaşmıştır ve takipteki… (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Valla, ne kadar gürültü olursa olsun, biz ısrarla bunları
tutanaklara geçireceğiz. Sabırsızsınız, bu sabrınızı…
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) – Tamam, sabrediyoruz.
ERKAN AKÇAY (Devamla) – Evet, Sayın Elitaş
sabrediyor ama pek çok arkadaşımız sabır ve tahammül… Ya tahammül ya sefer
diyeceğiz, devam edeceğiz arkadaşlar. Bir dakika yirmi beş saniye kaldı. İnsaf
ediniz.
Takipteki KOBİ kredileri 7 milyar liraya ulaşmıştır ve bankalara
borcunu ödeyemediği için icra takibine düşen KOBİ sayısı 190 bini geçmiştir. Bu
sizi ilgilendirmiyor mu değerli arkadaşlar? Rakamlardan anlaşıldığı gibi
protestolu senet, batak kredi, ödenmeyen senet, hepsi her geçen gün
artmaktadır. Esnaf, tüccar, sanayici, çiftçi, işçi, köylü, şirketler
bankalardan aldıkları kredileri ödeyememektedir. Binlerce köylünün tarlası,
arazisi borçları
yüzünden haczedilerek ellerinden alınmıştır.
Siz bu sorunlara duyarsız kaldığınızı… Bir an evvel sahurdan bir
lokma fazla yiyecek diyerek telaş etmeyiniz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Çiftçilerin tarımsal kredi borcu 4,5 milyar liradan 39 milyar
liraya çıkmıştır. Bu sorunların sizleri ilgilendirmediği anlaşılmaktadır ve
açlık ve sabır konusunda ciddi bir sabırsızlığınız vardır. Ziraat Bankası ve
tarım kredi kooperatiflerinden çiftçilerin problemleri vardır ve tarımsal
sulama abonelerinin elektrik borçları da, bunlar hepsi Meclisin dikkate alması
gereken hususlardır.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 478 sıra sayılı yasa teklifinin Geçici 2.
maddesinin sonuna aşağıdaki ifadenin eklenmesini arz ederiz.
Ferit Mevlüt Aslanoğlu (İstanbul) ve
arkadaşları
Ayrıca, 13.2.2011 tarihli ve 6111 sayılı kanunla yeniden
yapılandırılan, ancak, herhangi bir nedenle borçlarını ödeyemeyen, bu nedenle
kapsam dışında kalan gerçek ve tüzel kişiler, 6111 sayılı kanuna göre kalan
süreleri içerisinde ödeme yapmayı taahhüt etmeleri ve ödemeleri kaydıyla
yeniden kapsam içerisine alınırlar.
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman) -
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI FATMA ŞAHİN ((Gaziantep)
– Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) – Neden katılamıyorsun ya,
esnafın borcu, esnafın borcu bu, borç ya!
BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Kamunun alacaklarını tahsil edilebilmesi amacıyla.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) – Ayıptır ya, bu küçük esnafın
borcu ya!
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Kanun Teklifinin geçici 2 nci
maddesine aşağıdaki fıkraların eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin
Canikli (Giresun) ve arkadaşları
"2918 sayılı Kanun ve 4925 sayılı Kanuna göre 31/12/2010
tarihinden (bu tarih dahil) önce verilen ve bu
maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla vadesi geldiği halde ödenmemiş olan
ya da ödeme süresi geçmemiş bulunan veya dava açılmış ya da dava açma süresi
geçmemiş olan idari para cezaları için Ekim 2013 ayı sonuna kadar 6111 sayılı
Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere ilgili vergi dairelerine başvuruda
bulunulması halinde söz konusu cezalar 6111 sayılı Kanunun ilgili maddelerine
göre yapılandırılır. Şu kadar ki, 6111 sayılı Kanun hükümlerine göre hesaplanan
tutar, 1,05 katsayısı ile çarpılır ve Kanun hükümlerine göre ödenecek tutar
bulunur, bulunan tutarın tamamının; Kasım 2013, Ocak 2014 ve Mart 2014
aylarında üç eşit taksitte ödenmesi şarttır. Bu hüküm, fıkra kapsamına giren ve
aslı ödenmiş idari para cezalarının fer'ileri
hakkında da uygulanır. Bu maddenin yayımlandığı tarihten önce bu madde
kapsamına giren alacaklardan tahsil edilen tutarlar red
ve iade edilmez.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye
ilgisine göre 6111 sayılı Kanunun 168 inci maddesinin ikinci fıkrasında
belirtilen kamu kurum ve kuruluşları yetkilidir."
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman) – Takdire
bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet katılıyor mu?
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI FATMA ŞAHİN (Gaziantep) –
Katılıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 4925 sayılı Karayolu
Taşıma Kanunu hükümlerine göre 31/12/2010 tarihinden (bu tarih dahil) önce verilen idari para cezalarından, 6111 sayılı
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması Hakkında Kanunun yayımlandığı 25/2/2011
tarihi itibarıyla vadesi geldiği halde ödenmemiş veya ödeme süresi geçmemiş ya
da dava açılmış veya dava açma süresi geçmemiş olanlar anılan Kanun kapsamında
yapılandırılmıştır.
2918 sayılı Kanun ile 4925 sayılı Kanun hükümlerine göre 31/12/2010 tarihinden önce verilmekle birlikte 6111 sayılı
Kanunun yayımlandığı 25/2/2011 tarihi itibarıyla ilgilisine tebliğ edilememiş
veya ilgilisine tebliğ edilmekle birlikte tahsil daireleri kayıtlarına intikal
etmemiş olan idari para cezalarının ise 6111 sayılı Kanun hükümlerine göre
yapılandırılmasına imkan bulunamamıştır.
2918 sayılı Kanun ile 4925 sayılı Kanun hükümlerine göre 31/12/2010 tarihinden önce verilen idari para cezalarına
ilişkin olarak ilgililerin bilgisine girmemesi nedeniyle gelişen hak kayıplarının
önüne geçilmesini sağlamak amacıyla, düzenlenme tarihi 31/12/2010 tarihinden
önce olan idari yaptırım karar tutanaklarına istinaden bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarih itibarıyla ödenmemiş olan idari para cezalarının 6111 sayılı
Kanun hükümlerine göre yapılandırılması yönünde önerilen düzenleme
yapılmaktadır.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Yeni geçici madde ihdasına dair bir önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 478 Sıra Sayılı Kanun Teklifine geçici 2 nci maddeden sonra gelmek üzere aşağıdaki maddenin
eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa Elitaş Süreyya
Sadi Bilgiç Oktay
Vural
Kayseri Isparta İzmir
Ferit Mevlüt Aslanoğlu Pervin
Buldan Hüseyin
Şahin
İstanbul Iğdır Bursa
Ekrem Çelebi Mustafa Kalaycı Ertuğrul Soysal
Ağrı Konya Yozgat
Muzaffer Baştopçu Sadık
Badak Uğur
Aydemir
Kocaeli Antalya Manisa
Mehmet Yüksel Salih Koca Mustafa Baloğlu
Denizli Eskişehir Konya
Mehmet Şükrü Erdinç Recai Berber Erkan Akçay
Adana Manisa Manisa
Ali Boğa İlknur Denizli Vedat Demiröz
Muğla İzmir Bitlis
GEÇİCİ MADDE 3- 31/12/2022 tarihine
kadar, 10/7/2003 tarihli ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanununun 33 üncü
maddesinde yer alan “%15” oranı “%5” olarak uygulanır.
BAŞKAN – Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman) – Sayın
Başkan, salt çoğunluğumuz vardır, katılıyoruz.
Yeni madde olarak görüşme açıyorum.
Söz talebi? Yok.
Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul
edilmiştir.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 02.37
ONUNCU OTURUM
Açılma Saati: 02.38
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK
(Burdur), Muharrem IŞIK (Erzincan)
BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 137’nci Birleşiminin
Onuncu Oturumunu açıyorum.
478 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin
görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
5’inci sırada yer alan, Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanunu ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkan Vekili Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin Türk Silahlı
Kuvvetleri İç Hizmet Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ile
Millî Savunma Komisyonu Raporlarının görüşmelerine başlayacağız.
5.- Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanunu
ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekili Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin; Türk
Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun
Teklifi ile Milli Savunma Komisyonu Raporu (1/795, 2/64) (S. Sayısı: 479)
BAŞKAN – Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
6’ncı sırada yer alan, Sanal Ortamda İşlenen Suçlar Sözleşmesinin
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu
Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.
6.- Sanal Ortamda İşlenen Suçlar
Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/676) (S. Sayısı: 380)
BAŞKAN – Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Bundan sonra da komisyonun bulunmayacağı anlaşıldığından, alınan
karar gereğince kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer
işleri sırasıyla görüşmek için 12 Temmuz 2013 Cuma günü saat 14.00’te toplanmak
üzere birleşimi kapatıyorum.