Murat Can KARABULUT Normal Murat Can KARABULUT 2 3 2014-01-22T14:52:00Z 2014-01-22T14:52:00Z 89 54046 308068 2567 722 361392 14.00 Clean Clean false 0 0 nk 0 nk 0 0 false false false TR X-NONE X-NONE 0 nk 0 nk

DÖNEM: 24                              CİLT: 54                   YASAMA YILI: 3

 

 

 

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

TUTANAK DERGİSİ

 

125’inci Birleşim

26 Haziran 2013 Çarşamba

 

 

 

 

 

(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu Tutanak Dergisi’nde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

 

 

   I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

  II.- GELEN KÂĞITLAR

III.- YOKLAMA

IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları

1.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, Bayburt’un sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması

2.- Ağrı Milletvekili Ekrem Çelebi’nin, çözüm süreci kapsamında Muş ve Ağrı illerine yapılan ziyaretlere ilişkin gündem dışı konuşması

3.- İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt’ün, Gezi Parkı olayları ve sonuçlarına ilişkin gündem dışı konuşması

V.- AÇIKLAMALAR

1.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Anadolu Ajansı Genel Müdürü Kemal Öztürk’ün aynı zamanda şirketin ana ortağı olmasının doğru olmadığına ilişkin açıklaması

2.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın, Hükûmetin Musul ve Kerkük’te Türkmenlere yapılan saldırıları kınaması gerektiğine ilişkin açıklaması

3.- İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel’in, 26 Haziran İşkenceye Karşı Mücadele ve İşkence Görenlerle Dayanışma Günü’ne ilişkin açıklaması

4.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Irak’ın Selahattin kenti Tuzhurmatu ilçesinde Türkmenlere yapılan saldırıyı lanetlediğine, Türkmenlere yapılan saldırıların her geçen gün arttığına ve Hükûmetin Türkmenlerin hak ve menfaatlerini savunması gerektiğine ilişkin açıklaması

5.- İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt’ün, Sağlık Bakanlığının, Anayasa Mahkemesi kararına rağmen Sağlık.Net 2 sistemine veri göndermedikleri ya da eksik gönderdikleri gerekçesiyle diş hekimlerine tebligat gönderdiğine ilişkin açıklaması

6.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Kahramanmaraş’ta sulama şirketleriyle elektrik şirketleri arasındaki problemden dolayı tarlaların sulanamaz durumda olduğuna ve bu sorunun bir an önce çözülmesi gerektiğine ilişkin açıklaması

7.- Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu’nun, Irak ve Suriye’de Türkmenlere yönelik saldırılara, Şırnak’ın Cizre ilçesinde PKK’ya bağlı Yurtsever Devrimci Gençlik Hareketi’nin asayiş birimlerine diploma töreni düzenlemesine ve Hükûmetin bu konularla ilgilenmesi gerektiğine ilişkin açıklaması

8.- Tekirdağ Milletvekili Tevfik Ziyaeddin Akbulut’un, terör sorununun bitmesine vesile olacak çözüm sürecinin Mardin ve Şanlıurfa bölgelerinde çok olumlu yansımaları olduğuna ilişkin açıklaması

9.- Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in, 26 Haziran İşkenceye Karşı Mücadele ve İşkence Görenlerle Dayanışma Günü’ne ilişkin açıklaması

10.- İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın, PKK’nın sözde asayiş güçleriyle ilgili eğitimler verdiğine, diplomalar dağıttığına ilişkin görüntülere ve Hükûmetin bu gelişmeler karşısında tavrını ortaya koymamasını ve Türkiye Büyük Millet Meclisine bilgi vermemesini kınadığına ilişkin açıklaması

11.- Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz’ın, Adana’da zeytin hasadının başlamasına ve yaşanan susuzluk sorununa ilişkin açıklaması

12.- Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç’un, muhalefet milletvekillerinin Gezi Parkı olayları nedeniyle polisin şiddet uyguladığına ilişkin beyanlarının doğru olmadığına, asıl şiddete uğrayanın güvenlik güçleri olduğuna ve bu tür olayların teşvik edilmemesi gerektiğine ilişkin açıklaması

13.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun sataşma nedeniyle yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelere ilişkin açıklaması

 

VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Meclis Araştırması Önergeleri

1.- Antalya Milletvekili Osman Kaptan ve 22 milletvekilinin, kamuoyunda “Hal Kanunu” olarak bilinen 5957 sayılı Kanun’un uygulamasında yaşanan sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/678)

2.- Kars Milletvekili Mülkiye Birtane ve 22 milletvekilinin, mevsimlik tarım işçilerinin ulaşım sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/679)

3.- Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel ve 21 milletvekilinin, özel güvenlik görevlilerinin özlük hakları, sağlık problemleri ve diğer sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/680)

 

VII.- ÖNERİLER

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri

1.- MHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin “Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler” kısmında yer alan Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel ve arkadaşları tarafından çocukların uyuşturucu kullanımı konusunun araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi (10/448); Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin ve arkadaşları tarafından 10/10/2012 tarih 6285 sayı ile uyuşturucu madde bağımlılığı ve kaçakçılığının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi; Tokat Milletvekili Reşat Doğru ve arkadaşları tarafından 13/11/2012 tarih 6735 sayı ile uyuşturucu ile mücadele konusunun araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergelerinin Genel Kurulun 26 Haziran 2013 Çarşamba günkü birleşiminde okunarak görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

 

VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR

1.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Van Milletvekili Özdal Üçer’in MHP grup önerisi üzerinde yaptığı konuşma sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

2.- Giresun Milletvekili Nurettin Canikli’nin, Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun görüşülen kanun tasarısının birinci bölümü üzerinde MHP Grubu adına yaptığı konuşma sırasında AK PARTİ Grup Başkanına sataşması nedeniyle konuşması

3.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli’nin sataşma nedeniyle yaptığı konuşma sırasında Milliyetçi Hareket Partisine sataşması nedeniyle konuşması

 

IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYON-LARDAN GELEN DİĞER İŞLER

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri

1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S. Sayısı: 156)

2.- Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporları (1/484) (S. Sayısı: 287)

3.- Orta Asya ve Kafkaslar Bölgesel Balıkçılık ve Su Ürünleri Yetiştiriciliği Komisyonu Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu ile Dışişleri Komisyonu Raporları (1/498) (S. Sayısı: 173)

4.- Yargı Hizmetleri ile İlgili Olarak Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/785) (S. Sayısı: 475)

5.- Pan-Avrupa-Akdeniz Tercihli Menşe Kurallarına Dair Bölgesel Konvansiyonun Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/770) (S. Sayısı: 467)

6.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Romanya Hükümeti Arasında Avrupa İşleri Konusunda Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/681) (S. Sayısı: 429)

 

X.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın, Bakanlık tarafından kiralanan ve kiraya verilen hizmet binaları ile araçlara ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Mehmet Zafer Çağlayan’ın cevabı (7/24141)

 

I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

TBMM Genel Kurulu saat 15.00’te açılarak beş oturum yaptı.

Sakarya Milletvekili Münir Kutluata, Sakarya’da yaşanan çevre ve sağlık sorunlarına,

Şanlıurfa Milletvekili Abdulkerim Gök, Şanlıurfa’ya “şanlı” unvanının verilmesinin yıl dönümüne,

İstanbul Milletvekili Şafak Pavey, İstanbul’a,

İlişkin gündem dışı birer konuşma yaptılar.

Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü, demokrasi ve özgürlük isteyen insanları vuranların, bu emirleri verenlerin ve onları hukuk önünde akladığını zannedenlerin bu halk tarafından tarih boyunca unutulmayacağına,

Balıkesir Milletvekili Namık Havutça, polisin uyguladığı şiddet nedeniyle büyük bir terör yaşandığına, halkla polisi karşı karşıya getiren nefreti ve Başbakanın bu söylemlerini kınadığına,

İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel, Başbakanın, bir aydır sokaklarda yaşanan polis şiddetinin azmettiricisi olduğuna, Ethem Sarısülük’ü öldüren polisin kollandığına ve suç işleyenlerin halka mutlaka hesap vereceklerine,

Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri, Hükûmetin, terörün bittiğine yönelik açıklamalarıyla halka yalan söylediğine,

Kütahya Milletvekili Alim Işık, Kütahya Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliğinin resmî İnternet sitesinde 14/6/2013 tarihinden itibaren yer alan bir duyuruya,

Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek, buğday hasadının başladığına ve açıklanan fiyatların sıkıntı yarattığına,

İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt, Gezi Parkı olayları nedeniyle yapılan bazı açıklamalara,

Tokat Milletvekili Reşat Doğru, Tokat’ın Yeşilyurt ilçesinde kentsel dönüşüm ve yol yapımı için birçok ağacın kesildiğine ve 26 Haziran Uluslararası Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığıyla Mücadele Günü’ne,

Adana Milletvekili Ali Halaman, Ankara-Adana kara yolunun durumuna,

Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu, Kahramanmaraş ve ilçelerindeki tarihî ve kültürel yapıların tadilatlarının yapılması gerektiğine,

Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan, kanıtların görüntülerde yer almasına rağmen Ethem Sarısülük’ü öldüren polisin meşru müdafaa gerekçesiyle serbest bırakılmasını kınadığına,

İlişkin birer açıklamada bulundular.

Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 21 milletvekilinin, sosyal güvenlik sistemiyle ilgili sorunların (10/675),

İstanbul Milletvekili Aydın Ağan Ayaydın ve 21 milletvekilinin, medyanın sorunlarının, özgür ve güçlü bir medya için alınması gereken kararların (10/676),

Isparta Milletvekili S. Nevzat Korkmaz ve 20 milletvekilinin, doğal gaz arz-talep dengesi sorununun (10/677),

Araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergeleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerlerini alacağı ve görüşmelerinin sırası geldiğinde yapılacağı açıklandı.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, Dilekçe Komisyonunun Türkiye Büyük Millet Meclisinin tatilde bulunduğu dönemde de çalışma talebinin uygun bulunduğuna ilişkin tezkeresi kabul edildi.

BDP Grubunun, 31/5/2013 tarihinde Kars Milletvekili Mülkiye Birtane ve arkadaşları tarafından kadınların ve çocukların cinsel saldırılara karşı korunması amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin (3513 sıra no.lu) Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınmasına,

MHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin “Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler” kısmında yer alan Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve arkadaşları tarafından kamuda çalışan taşeron işçilerin sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi (10/185); Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve arkadaşları tarafından 5/11/2012 tarih 6558 sayı ile ve Mersin Milletvekili Ali Öz ve arkadaşları tarafından 10/4/2013 tarih 11604 sayı ile taşeron işçilerin sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi; Elâzığ Milletvekili Enver Erdem ve arkadaşları tarafından 19/2/2013 tarih 9766 sayı ile Karayolları Genel Müdürlüğünde çalışan taşeron işçilerin sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergelerinin,

CHP Grubunun, 25/6/2013 tarihinde Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı ve arkadaşları tarafından sporcularımızı doping yapmaya iten nedenlerin araştırılması ve dopingi önlemeye yönelik gerekli çalışmaların yapılabilmesi amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin (982 sıra no.lu) Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınmasına,

Genel Kurulun 25 Haziran 2013 Salı günkü (bugün) birleşiminde sunuşlarda okunarak görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerileri yapılan görüşmelerden sonra kabul edilmedi.

Bingöl Milletvekili İdris Baluken, Malatya Milletvekili Öznur Çalık’ın BDP grup önerisi üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine,

Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak’ın CHP grup önerisi üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine,

Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli’nin yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine,

İlişkin birer açıklamada bulundular.

Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı, Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç’un CHP grup önerisi üzerinde yaptığı konuşma sırasında şahsına,

Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan, Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç’un CHP grup önerisi üzerinde yaptığı konuşma sırasında Cumhuriyet Halk Partisine,

Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç, Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan’ın sataşma nedeniyle yaptığı konuşma sırasında Adalet ve Kalkınma Partisine,

Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan, Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç’un sataşma nedeniyle yaptığı konuşma sırasında Cumhuriyet Halk Partisine,

Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı, Giresun Milletvekili Adem Tatlı’nın CHP grup önerisi üzerinde yaptığı konuşma sırasında şahsına,

Sataşmaları nedeniyle birer konuşma yaptılar.

Danışma Kurulunun, Genel Kurulun çalışma gün ve saatleri ile gündemdeki sıralamanın yeniden düzenlenmesine; Türkiye Büyük Millet Meclisinin TBMM İçtüzüğü’nün 5’inci maddesine göre 1 Temmuz 2013 tarihinde tatile girmeyerek çalışmalarına devam etmesine; Plan ve Bütçe Komisyonundaki görüşmeleri 26 Haziran 2013 Çarşamba günü tamamlanacak olan Onuncu Beş Yıllık (2014-2018) Kalkınma Planı’nın ve Komisyon Raporu’nun gündemin “Özel Gündemde Yer Alacak İşler” kısmında yer almasına ve görüşmelerinin 1 Temmuz 2013 Pazartesi günkü birleşiminde yapılmasına; Onuncu Beş Yıllık (2014-2018) Kalkınma Planı’nın Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulundaki görüşmelerinin planın mevcut bölümleri itibarıyla üç bölüm hâlinde yapılmasına, her bölüm üzerinde siyasî parti grupları ile Hükûmet ve Komisyonun konuşma sürelerinin otuzar dakika, Hükûmetin sunuş konuşmasının otuz dakika, kişisel konuşmaların onar dakika olmasına, siyasî parti gruplarının sürelerinin birden fazla konuşmacı tarafından kullanılabilmesine; planın Hükûmete geri verilmesine ilişkin gerekçeli önergelerin Başkanlığa planın bölümleri üzerindeki görüşmelerin bitimine kadar verilmesine, önergeler üzerinde Komisyon, Hükûmet ve önerge sahibi tarafından yapılacak konuşmaların beşer dakika olmasına; 2 Temmuz 2013 Salı günkü birleşiminde sözlü sorularla diğer denetim konularının görüşülmemesine, TBMM Başkanı ve Başkanlık Divanı üyelerinin seçiminin bu birleşiminde yapılmasına; Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanının Başkan dâhil 18 üyeden oluşmasına ve görev yerleri dağılımının Adalet ve Kalkınma Partisi Grubuna 2 başkan vekili, 2 idare amiri, 6 kâtip üye, Cumhuriyet Halk Partisi Grubuna 1 başkan vekili, 1 idare amiri, 2 kâtip üye, Milliyetçi Hareket Partisi Grubuna 1 başkan vekili, 1 idare amiri, Barış ve Demokrasi Partisi Grubuna 1 idare amiri şeklinde olmasına; 475 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesine ilişkin önerisi kabul edildi.

Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, (2/16) esas numaralı 2022 Sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi yapılan görüşmelerden sonra kabul edilmedi.

Gündemin “Sözlü Sorular” kısmının:

1’inci        sırasında         bulunan       (6/102),

34’üncü                                           (6/274),

39’uncu                                           (6/287),

59’uncu                                           (6/350),

72’nci                                              (6/380),

75’inci                                             (6/391),

76’ncı                                              (6/393),

77’nci                                              (6/394),

85’inci                                             (6/448),

101’inci    sırasında         bulunan       (6/486),

111’inci                                           (6/545),

125’inci                                           (6/615),

139’uncu                                         (6/688),

158’inci                                           (6/753),

186’ncı                                            (6/812),

230’uncu                                         (6/912),

246’ncı                                            (6/990),

289’uncu                                         (6/1123),

326’ncı                                            (6/1198),

343’üncü                                         (6/1242),

344’üncü                                         (6/1243),

347’nci                                            (6/1246),

481’inci                                           (6/1471),

482’nci                                            (6/1472),

564’üncü                                         (6/1621),

609’uncu                                         (6/1679),

818’inci                                           (6/1963),

1143’üncü                                       (6/2364),

1244’üncü                                       (6/2496),

1354’üncü                                       (6/2623),

1395’inci                                         (6/2684),

1409’uncu                                       (6/2699),

1410’uncu                                       (6/2700),

1570’inci                                         (6/2907),

1729’uncu                                       (6/3096),

1776’ncı                                          (6/3164),

1812’nci                                          (6/3211),

1813’üncü                                       (6/3212),

1815’inci                                         (6/3215),

1847’nci                                          (6/3261),

1976’ncı                                          (6/3417),

1977’nci                                          (6/3418),

1978’inci                                         (6/3419),

1979’uncu                                       (6/3420),

1980’inci                                         (6/3421),

1981’inci  sırasında         bulunan       (6/3422),

1982’nci                                          (6/3423),

1984’üncü                                       (6/3425),

2066’ncı                                          (6/3539),

2067’nci                                          (6/3540),

2068’inci                                         (6/3541),

2081’inci                                         (6/3557),

2119’uncu                                       (6/3600),

2120’nci                                          (6/3601),

2121’inci                                         (6/3602),

2132’nci                                          (6/3616),

Esas numaralı sözlü sorulara, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar cevap verdi.

Soru sahiplerinden İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam, Kütahya Milletvekili Alim Işık, Tokat Milletvekili Reşat Doğru, Adana Milletvekili Ali Halaman, Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu, cevaplara ilişkin görüşlerini açıkladılar.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar da bu görüşlerle ilgili açıklamada bulundu.

Alınan karar gereğince, 26 Haziran 2013 Çarşamba günü saat 15.00’te toplanmak üzere 20.23’te birleşime son verildi.

 

                                                          Meral AKŞENER

                                                             Başkan Vekili

 

             Fatih ŞAHİN                        Özlem YEMİŞÇİ                    Mine LÖK BEYAZ

                  Ankara                                   Tekirdağ                                 Diyarbakır

                Kâtip Üye                                Kâtip Üye                                Kâtip Üye

II.- GELEN KâĞITLAR

                                                                                                                                No: 184

26 Haziran 2013 Çarşamba

Teklifler

1.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba'nın; Malatya İli Genelinde Kayısı Üreticilerine Alan Bazlı Gelir Desteği Verilmesi Hakkında Kanun Teklifi (2/1663) (Tarım, Orman ve Köyişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 21.06.2013)

2.- İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1664) (Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 21.06.2013)

3.- Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Devlet Memurları Kanununun 53 üncü Maddesinin İkinci Fıkrasında Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/1665) (Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 21.06.2013)

4.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; Siyasi Partiler Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/1666) (Plan ve Bütçe ile Anayasa Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 21.06.2013)

5.- İstanbul Milletvekili Faik Tunay'ın; Veraset ve İntikal Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi (2/1667) (Plan ve Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 21.06.2013)

6.- Kocaeli Milletvekili Lütfi Türkkan'ın; 298 Sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi (2/1668) (Anayasa Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.06.2013)

7.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Çiftçilerin Kamu Bankaları ve Tarım Kredi Kooperatiflerine Olan Kredi Borçlarının Yeniden Yapılandırılması Hakkında Kanun Teklifi (2/1669) (Tarım, Orman ve Köyişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.06.2013)

8.- Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan'ın; 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu Hakkında Değişiklik Teklifi (2/1670) (Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.06.2013)

Sözlü Soru Önergeleri

1.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, çocuk işçiliğine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi (6/3941) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

2.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen denetimlere ve kesilen idari para cezalarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi (6/3942) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

3.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, engelli vatandaşların Bakanlık ve Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlara erişimini kolaylaştırmaya yönelik çalışmalara ilişkin Dışişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/3943) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

4.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlık Merkez ve taşra teşkilatı binalarının bakım ve onarımına ilişkin Dışişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/3944) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

5.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen denetimlere ve kesilen idari para cezalarına ilişkin Dışişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/3945) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

6.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, 2012 yılında meydana gelen sahtecilik ve dolandırıcılık vakalarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/3946) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

7.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, kaybolan ve suça itilen çocuklara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/3947) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

8.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, eczacıların reçetesiz ilaç satılmaması konusunda uyarıldığı iddiasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/3948) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

9.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, kamu kurum ve kuruluşları bünyesinde taşeron firma elemanı olarak çalışanların izin ve fazla mesai konularındaki sorunlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/3949) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

10.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, AMATEM’lere ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/3950) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

11.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, nakil bekleyen hastalar için organ sıkıntısı yaşanmasına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/3951) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

12.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, yerli aşı çalışmalarına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/3952) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

13.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, çocuklarda görülen kanser vakaları ile lösemi hastası çocuklara yönelik yardımlara ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/3953) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

14.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlığa bağlı birimlerde görev yapan engelli personel sayısına ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından sözlü soru önergesi (6/3954) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

15.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, alkollü araç kullanmaktan kaynaklanan trafik kazalarına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/3955) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

16.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, 2012 yılında sosyal ve ekonomik destek sağlanan öğrencilere ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından sözlü soru önergesi (6/3956) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

17.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, 2012 yılında sosyal ve ekonomik destek sağlanan ailelere ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından sözlü soru önergesi (6/3957) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

18.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Türkiye’nin yoksulluk haritası konusundaki çalışmalara ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından sözlü soru önergesi (6/3958) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

19.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen denetimlere ve kesilen idari para cezalarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/3959) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

20.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, aile yanında bakım hizmetine ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından sözlü soru önergesi (6/3960) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

21.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, istismara uğrayan çocuklara yönelik bakım ve sosyal rehabilitasyon hizmetlerine ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından sözlü soru önergesi (6/3961) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

22.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, yol çizgilerinde kullanılan boyaya ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/3962) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

23.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, aile yanında bakım hizmetine ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından sözlü soru önergesi (6/3963) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

24.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, TÜBİTAK tarafından yabancı öğrencilere verilen yüksek lisans ve doktora burslarına ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından sözlü soru önergesi (6/3964) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

25.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlar tarafından yapılan denetimler ve kesilen para cezalarına ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından sözlü soru önergesi (6/3965) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

26.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, evlat edindirme konusunda yapılan çalışmalara ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından sözlü soru önergesi (6/3966) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

27.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, 2012 yılında sosyal ve ekonomik destek sağlanan ailelere ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından sözlü soru önergesi (6/3967) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

28.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, kadın konuk evlerine ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından sözlü soru önergesi (6/3968) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

29.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, suça yönelen çocukların davranış bozukluklarını gidermek amacıyla devlet tarafından verilen koruma bakım ve rehabilitasyon hizmetine ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından sözlü soru önergesi (6/3969) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

30.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlar tarafından gerçekleştirilen denetimlere ve kesilen idari para cezalarına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) sözlü soru önergesi (6/3970) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

31.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, yabancılar tarafından yapılan taşınmaz alımlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/3971) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

32.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, kentsel dönüşüm çalışmalarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/3972) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

33.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, esmer ekmek tüketiminin teşvik edilmesine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/3973) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

34.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, kişi başı kırmızı et tüketimine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/3974) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

35.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, öğretmen maaşlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/3975) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

36.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, 2012 yılında kurulan taş ocağı ve çimento fabrikalarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/3976) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

37.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Sırbistan’da bir okulun onarım işi kapsamında gerçekleştirilen çalışmalara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/3977) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

38.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Pakistan’da inşa edilen binalara ve yapılan harcamalara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/3978) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

39.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, piyasadan çekilen motorlu taşıtlara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/3979) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

40.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Arnavutluk İşkodra Sheh Shamia Lisesine yönelik bir destek projesi kapsamında gerçekleştirilen harcamalara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/3980) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

41.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Afganistan’da bazı yol yapım işleri kapsamında gerçekleştirilen çalışmalara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/3981) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

42.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, üniversitelere araştırma için aktarılan kaynağa ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/3982) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

43.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, üniversite genel sekreter yardımcılarının özlük haklarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/3983) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

44.- Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, Osmaniye Devlet Hastanesi bünyesindeki fizik tedavi ve rehabilitasyon ünitesinin Osmaniye dışında bir ilçeye taşınıp taşınmayacağına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/3984) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

45.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, reçete katkı paylarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/3985) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

46.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, akıllı pos cihazı uygulamasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/3986) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

47.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Afganistan’da bazı köy okullarının inşaat işi kapsamında gerçekleştirilen çalışmalara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/3987) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

48.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Karadağ’da bazı köprülerin inşaat ve dere ıslah işleri kapsamında gerçekleştirilen çalışmalara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/3988) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

49.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Karabağ’da bir okulun onarım işi kapsamında gerçekleştirilen çalışmalara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/3989) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

50.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Makedonya’da bir köprü restorasyonu işi kapsamında gerçekleştirilen çalışmalara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/3990) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

51.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Makedonya’da bazı köy okullarının inşaat ve tadilat işi kapsamında gerçekleştirilen çalışmalara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/3991) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

52.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bazı öğretmenevlerinin kapatıldığı iddiasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/3992) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

53.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, 2012 yılında burs imkanı sağlanan ve yurt hizmetlerinden yararlanan öğrencilere ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/3993) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

54.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, alışveriş merkezlerine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/3994) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

55.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, işsizlik sorununa ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/3995) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

56.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, sağlık hizmetlerindeki ücret artışı iddiasına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/3996) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

57.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen taşınır mal satışlarına ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından sözlü soru önergesi (6/3997) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

58.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlık bünyesinde boş bulunan memur kadrolarına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/3998) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

59.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, aile hekimliği uygulaması ile birlikte kapatılan sağlık ocağı ve sağlık evlerine ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/3999) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

60.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen taşınmaz satışlarına ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından sözlü soru önergesi (6/4000) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

61.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, hava ambulanslarına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/4001) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

62.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya’nın Hisarcık ilçesinde yükseköğrenim öğrenci yurdu ihtiyacına ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından sözlü soru önergesi (6/4002) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

63.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, sağlık çalışanlarına yönelik şiddete ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/4003) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

64.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya’nın Domaniç ilçesinde yükseköğrenim öğrenci yurdu ihtiyacına ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından sözlü soru önergesi (6/4004) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

65.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Alo 184 SABİM hattına yapılan başvurulara ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/4005) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

66.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya’nın Pazarlar ilçesinde yükseköğrenim öğrenci yurdu ihtiyacına ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından sözlü soru önergesi (6/4006) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

67.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Engelli Memur Seçme Sınavına ve boş engelli kadrosuna ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/4007) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

68.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya’nın Altıntaş ilçesinde yükseköğrenim öğrenci yurdu ihtiyacına ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından sözlü soru önergesi (6/4008) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

69.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, 2012 yılında ülkemizde yapılan hastane sayısına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/4009) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

70.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, 2012 yılında Devlet hastanelerinde tedavi gören hasta sayısına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/4010) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

71.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen taşınır mal satışlarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/4011) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

72.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, özel hastaneler ve kamu hastanelerinde tedavi gören yabancılara ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/4012) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

73.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, teknik öğretmen atamalarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/4013) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

74.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Haziran 2013’te öğretmen ataması yapılıp yapılmayacağına ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/4014) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

75.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, serbest kıyafet uygulamasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/4015) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

76.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Engelli Memur Seçme Sınavına ve boş engelli kadrosuna ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/4016) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

77.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlık bünyesinde boş bulunan memur kadrolarına ilişkin Dışişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/4017) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

78.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, serbest kıyafet uygulamasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/4018) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

79.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen taşınır mal satışlarına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/4019) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

80.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, İstanbul ve Çanakkale boğazlarından tehlikeli madde taşıyan gemi geçişlerine ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/4020) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

81.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, deniz araçlarına ve yangın söndürme römorkörlerine ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/4021) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

82.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen taşınmaz satışlarına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/4022) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

83.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, araçların yüklenmesi ile ilgili yönetmeliğe ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/4023) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

84.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, POMEM ve PMYO sınavları ile ilgili iddialara ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/4024) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

85.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, tarihi deniz fenerlerine ve turizme kazandırılmalarına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/4025) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

86.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, emniyet mensuplarının özlük haklarına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/4026) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

87.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, İstanbul ve Çanakkale boğazlarından yapılan gemi geçişlerine ve verilen kılavuzluk hizmetlerine ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/4027) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

88.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Engelli Memur Seçme Sınavına ve boş engelli kadrosuna ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/4028) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

89.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, ziraat mühendislerinin istihdamına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından sözlü soru önergesi (6/4029) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

90.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen taşınır mal satışlarına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından sözlü soru önergesi (6/4030) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

91.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Başbakanlık tarafından gerçekleştirilen taşınır mal satışlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/4031) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

92.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Başbakanlık tarafından gerçekleştirilen taşınmaz satışlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/4032) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

93.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bağlı kurum ve kuruluşlar tarafından gerçekleştirilen taşınmaz satışlarına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) sözlü soru önergesi (6/4033) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

94.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bağlı kurum ve kuruluşlar tarafından gerçekleştirilen taşınır mal satışlarına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) sözlü soru önergesi (6/4034) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

95.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen taşınır mal satışlarına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/4035) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

96.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen taşınır mal satışlarına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/4036) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

97.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen taşınır mal satışlarına ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/4037) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

98.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen taşınır mal satışlarına ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından sözlü soru önergesi (6/4038) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

99.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen taşınır mal satışlarına ilişkin Avrupa Birliği Bakanından sözlü soru önergesi (6/4039) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

100.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen taşınmaz satışlarına ilişkin Ekonomi Bakanından sözlü soru önergesi (6/4040) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

101.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen taşınmaz satışlarına ilişkin Dışişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/4041) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

102.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen taşınır mal satışlarına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/4042) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

103.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen taşınmaz satışlarına ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından sözlü soru önergesi (6/4043) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

104.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen taşınır mal satışlarına ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/4044) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

105.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen taşınmaz satışlarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi (6/4045) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

106.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen taşınır mal satışlarına ilişkin Milli Savunma Bakanından sözlü soru önergesi (6/4046) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

107.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen taşınmaz satışlarına ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından sözlü soru önergesi (6/4047) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

108.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen taşınır mal satışlarına ilişkin Kalkınma Bakanından sözlü soru önergesi (6/4048) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

109.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen taşınır mal satışlarına ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/4049) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

110.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen taşınmaz satışlarına ilişkin Avrupa Birliği Bakanından sözlü soru önergesi (6/4050) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

111.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen taşınır mal satışlarına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/4051) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

112.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen taşınmaz satışlarına ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından sözlü soru önergesi (6/4052) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

113.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen taşınır mal satışlarına ilişkin Ekonomi Bakanından sözlü soru önergesi (6/4053) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

114.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen taşınmaz satışlarına ilişkin Adalet Bakanından sözlü soru önergesi (6/4054) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

115.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen taşınır mal satışlarına ilişkin Dışişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/4055) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

116.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bağlı kurum ve kuruluşlar tarafından gerçekleştirilen taşınmaz satışlarına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) sözlü soru önergesi (6/4056) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

117.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen taşınır mal satışlarına ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından sözlü soru önergesi (6/4057) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

118.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bağlı kurum ve kuruluşlar tarafından gerçekleştirilen taşınmaz satışlarına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) sözlü soru önergesi (6/4058) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

119.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bağlı kurum ve kuruluşlar tarafından gerçekleştirilen taşınmaz satışlarına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Beşir Atalay) sözlü soru önergesi (6/4059) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

120.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen taşınır mal satışlarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi (6/4060) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

121.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen taşınmaz satışlarına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından sözlü soru önergesi (6/4061) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

122.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen taşınır mal satışlarına ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından sözlü soru önergesi (6/4062) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

123.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen taşınmaz satışlarına ilişkin Kalkınma Bakanından sözlü soru önergesi (6/4063) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

124.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen taşınır mal satışlarına ilişkin Adalet Bakanından sözlü soru önergesi (6/4064) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

125.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen taşınmaz satışlarına ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/4065) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

126.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen taşınmaz satışlarına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/4066) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

127.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen taşınmaz satışlarına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/4067) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

128.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bağlı kurum ve kuruluşlar tarafından gerçekleştirilen taşınır mal satışlarına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) sözlü soru önergesi (6/4068) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

129.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bağlı kurum ve kuruluşlar tarafından gerçekleştirilen taşınır mal satışlarına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) sözlü soru önergesi (6/4069) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

130.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bağlı kurum ve kuruluşlar tarafından gerçekleştirilen taşınır mal satışlarına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Beşir Atalay) sözlü soru önergesi (6/4070) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

131.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, teknik öğretmenlere ve bunların mühendis olabilmeleri için YÖK tarafından gerekli düzenlemelerin yapılmadığı iddialarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/4071) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

132.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, Van’da görevli iki öğretmenin hukuka aykırı olarak başka birimlere atandığı iddialarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/4072) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

133.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, 2002 yılından itibaren İstanbul ve Şanlıurfa’ya yapılan yatırımlara ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/4073) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

134.- Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in, 8-9 Haziran 2013 tarihlerinde Ankara’ya gelen ve Ankara’dan giden uçakların sefer iptallerine ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/4074) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

Yazılı Soru Önergeleri

1.- Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan’ın, bazı tren garlarında bulunan ağaçların kesilmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/25719) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

2.- Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova’nın, Diyanet İşleri Başkanlığının TÜİK aracılığıyla yaptırdığı bir ankete ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/25720) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

3.- Iğdır Milletvekili Sinan Oğan’ın, ibadethanelerin restorasyonu ve dönüştürülmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/25721) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

4.- Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin’in, Halkbank tarafından kullandırılan kredilere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/25722) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

5.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, internette yer alan bir videonun yayından kaldırılmasına ve internet sitelerine yönelik erişim engelleme girişimlerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/25723) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

6.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Reyhanlı’da meydana gelen bombalı saldırılar sonrasında Kızılay tarafından sağlanan yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/25724) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

7.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, İstanbul’daki yeşil alanlarla ilgili verilere ve bir açıklamasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/25725) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

8.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, ABD’ye ait nükleer bombaların bir kısmının Türkiye’de bulunduğu iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/25726) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

9.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Başbakanlık tarafından gerçekleştirilen temsil harcamalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/25727) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

10.- Kars Milletvekili Mülkiye Birtane’nin, öğrenci affı kanununun çıkarılmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/25728) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

11.- Kars Milletvekili Mülkiye Birtane’nin, ücretli öğretmenlere ve öğretmen atamalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/25729) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

12.- Mersin Milletvekili Vahap Seçer’in, Gezi Parkı olaylarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/25730) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

13.- İstanbul Milletvekili İhsan Özkes’in, İstanbul Üsküdar’daki bir arazinin imara açılacağı iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/25731) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

14.- İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli’nin, uyuşturucu maddelerin kullanımındaki artışa ve uyuşturucuyla mücadele kapsamında yapılan çalışmalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/25732) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

15.- İstanbul Milletvekili İhsan Özkes’in, Pakistan’da yaşanan sel felaketinden sonra Diyanet İşleri Başkanlığı ve Diyanet Vakfı tarafından düzenlenen yardım kampanyasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/25733) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

16.- İstanbul Milletvekili İhsan Özkes’in, Somali’de yaşanan kuraklık nedeniyle Diyanet İşleri Başkanlığı ve Diyanet Vakfı tarafından düzenlenen yardım kampanyasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/25734) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

17.- İstanbul Milletvekili İhsan Özkes’in, Suriye’deki çatışmaların olumsuz etkilerinin giderilmesine yönelik olarak Diyanet İşleri Başkanlığı ve Diyanet Vakfı tarafından düzenlenen yardım kampanyasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/25735) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

18.- İstanbul Milletvekili İhsan Özkes’in, Myanmar’ın Arakan bölgesinde yaşanan Müslümanlar için Diyanet İşleri Başkanlığı ve Diyanet Vakfı tarafından düzenlenen yardım kampanyasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/25736) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

19.- İstanbul Milletvekili Osman Taney Korutürk’ün, Taksim Gezi Parkı gösterileri ile ilgili iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/25737) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

20.- Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt’un, TMSF tarafından bir sermaye grubunun medya organlarına el konulmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/25738) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

21.- Manisa Milletvekili Özgür Özel’in, kendisi adına açılmış olan sosyal medya hesaplarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/25739) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

22.- İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi önünde bir siyasi partinin taraftarlarının toplanmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/25740) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

23.- İzmir Milletvekili Oğuz Oyan’ın, Atatürk Orman Çiftliğindeki bir kısım arazinin ABD Büyükelçiliğine tahsis edildiği iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/25741) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

24.- Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu’nun, Adana’da yapılması planlanan stadyuma ve eski stadyumun bulunduğu araziye ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/25742) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

25.- Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak’ın, faiz lobisi ile ilgili iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/25743) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

26.- İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli’nin, İzmir Karayolları 2. Bölge Müdürlüğünün içinde bulunduğu arazinin özelleştirme kapsamına alınacağı iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/25744) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

27.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Başbakanlığa yönelik siber saldırılara ve alınan önlemlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/25745) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

28.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Amasya’da yardıma muhtaç vatandaşlara yönelik sosyal yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/25746) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

29.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Ağrı’da yardıma muhtaç vatandaşlara yönelik sosyal yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/25747) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

30.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Afyonkarahisar’da yardıma muhtaç vatandaşlara yönelik sosyal yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/25748) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

31.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Adıyaman’da yardıma muhtaç vatandaşlara yönelik sosyal yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/25749) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

32.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Adana’da yardıma muhtaç vatandaşlara yönelik sosyal yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/25750) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

33.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Taksim Gezi Parkı olayları ve destek gösterileri sırasında sosyal medyadaki faaliyetleri nedeniyle yapıldığı iddia edilen gözaltılara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/25751) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

34.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Taksim Gezi Parkı olayları nedeniyle yapılan gözaltılara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/25752) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

35.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Taksim Gezi Parkı gösterilerine ve görevli polislerin kask numaralarını gizlemelerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/25753) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

36.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, İzmir’de bazı saatler arasındaki şehirlerarası otobüs seferlerinin yasaklandığı iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/25754) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

37.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, İstanbul’da yapılması planlanan üçüncü köprüye ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/25755) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

38.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında Başbakanlık ve bağlı kuruluşlarda tadilat, dekorasyon ve çevre düzenlemesi kapsamında yapılan ödemelere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/25756) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

39.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, muhtarların yaşadıkları sorunlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/25757) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

40.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, eğitim kurumlarında PKK ve diğer terör örgütlerinin gençlik yapılanmalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/25758) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

41.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, Akil İnsanlar Heyetinin ulaşım, konaklama gibi masraflarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/25759) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

42.- İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli’nin, 2003-2012 döneminde İzmir’de yapılan icra takipleri ile ilgili verilere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/25760) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

43.- Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı’nın, Mersin’in bazı ilçelerinde sel ve dolu nedeniyle çiftçilerin yaşadığı mağduriyete ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/25761) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

44.- Ankara Milletvekili Levent Gök’ün, Esenboğa Havalimanında karşılanması programı ile ilgili bazı iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/25762) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

45.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Ankara’daki reklam panolarına asılan bir afişe ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/25763) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

46.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, MİT’in bazı vatandaşlara ait kişisel bilgileri elde ettiği iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/25764) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

47.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, polislerin çalışma şartlarına ve intihar ettiği iddia edilen polislere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/25765) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

48.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, satın alınan insansız hava araçları ile ilgili iddialara ve Uludere’de sivillerin ölümüyle sonuçlanan olaya ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/25766) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

49.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bağlı kurum ve kuruluşlar tarafından gerçekleştirilen temsil harcamalarına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/25767) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

50.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlara yönelik siber saldırılara ve alınan önlemlere ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/25768) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

51.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında bağlı kurum ve kuruluşlarda tadilat, dekorasyon ve çevre düzenlemesi kapsamında yapılan ödemelere ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/25769) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

52.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bağlı kurum ve kuruluşlar tarafından gerçekleştirilen temsil harcamalarına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/25770) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

53.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlara yönelik siber saldırılara ve alınan önlemlere ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/25771) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

54.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında bağlı kurum ve kuruluşlarda tadilat, dekorasyon ve çevre düzenlemesi kapsamında yapılan ödemelere ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/25772) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

55.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, 2002-2013 yılları arasında kamu ve özel bankalara olan kredi ve kredi kartı borçlarına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/25773) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

56.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, 2002-2013 yılları arasında Manisa’da bankalar tarafından ipotek altında tutulan tarlalara ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/25774) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

57.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, 2002-2013 yılları arasında Manisa’da kredi kartı borcu bulunan kişilere ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/25775) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

58.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Merkez Bankasının adı kullanılarak gerçekleştirilen dolandırıcılık faaliyetlerine ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/25776) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

59.- Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, Gezi Parkı olaylarının ekonomiye etkisine ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/25777) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

60.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Özürlü Memur Seçme Sınavına ve boş engelli kadrosuna ilişkin Başbakan Yardımcısından (Beşir Atalay) yazılı soru önergesi (7/25778) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

61.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Yap-İşlet-Devret modeliyle yapılan yatırımlara ilişkin Başbakan Yardımcısından (Beşir Atalay) yazılı soru önergesi (7/25779) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

62.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bağlı kurum ve kuruluşlar tarafından gerçekleştirilen temsil harcamalarına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Beşir Atalay) yazılı soru önergesi (7/25780) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

63.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlara yönelik siber saldırılara ve alınan önlemlere ilişkin Başbakan Yardımcısından (Beşir Atalay) yazılı soru önergesi (7/25781) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

64.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında bağlı kurum ve kuruluşlarda tadilat, dekorasyon ve çevre düzenlemesi kapsamında yapılan ödemelere ilişkin Başbakan Yardımcısından (Beşir Atalay) yazılı soru önergesi (7/25782) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

65.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bağlı kurum ve kuruluşlar tarafından gerçekleştirilen temsil harcamalarına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/25783) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

66.- Hakkâri Milletvekili Adil Zozani’nin, Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı vakıf ve derneklere ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/25784) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

67.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlara yönelik siber saldırılara ve alınan önlemlere ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/25785) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

68.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, cezaevindeki bir mahkumun can güvenliği olmadığı iddiasına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/25786) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

69.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında ceza infaz kurumu görevlilerine yönelik saldırılara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/25787) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

70.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında hastanelerde yaşanan hırsızlık olayları ile ilgili soruşturmalara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/25788) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

71.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret suçu ile ilgili verilere ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/25789) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

72.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında ceza infaz kurumu görevlilerine yönelik saldırılara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/25790) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

73.- İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın, 2002-2013 yıllarında sosyal medya aracılığıyla işlenen suçlarla ilgili re’sen veya şikayete bağlı olarak başlatılan işlemlere ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/25791) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

74.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, bağlı kurum ve kuruluşlar tarafından gerçekleştirilen temsil harcamalarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/25792) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

75.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlara yönelik siber saldırılara ve alınan önlemlere ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/25793) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

76.- Muğla Milletvekili Mehmet Erdoğan’ın, bir vatandaşa gazilik unvanı verilmemesine ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/25794) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

77.- Muğla Milletvekili Mehmet Erdoğan’ın, bir vatandaşa gazilik unvanı verilmemesine ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/25795) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

78.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen temsil harcamalarına ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/25796) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

79.- İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli’nin, yoksulluk ile ilgili istatistiklere ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/25797) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

80.- İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli’nin, kadına yönelik şiddete ve bunun engellenmesi için yapılan çalışmalara ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/25798) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

81.- İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli’nin, küçük yaşta evliliklerden kaynaklanan sorunlara ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/25799) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

82.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlığa yönelik siber saldırılara ve alınan önlemlere ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/25800) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

83.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, Türkiye genelinde ve Manisa ili özelinde Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları Mütevelli Heyetlerine ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/25801) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

84.- Erzincan Milletvekili Muharrem Işık’ın, müdür, müdür yardımcısı ve kuruluş müdürü atamalarına ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/25802) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

85.- Iğdır Milletvekili Sinan Oğan’ın, Avrupa Birliği hibelerinin kullanımına ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru önergesi (7/25803) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

86.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Özürlü Memur Seçme Sınavına ve boş engelli kadrosuna ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru önergesi (7/25804) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

87.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen temsil harcamalarına ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru önergesi (7/25805) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

88.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlığa yönelik siber saldırılara ve alınan önlemlere ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru önergesi (7/25806) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

89.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlık Merkez Teşkilatı araçları ve lojmanlarının giderlerine ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/25807) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

90.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlık Merkez ve Taşra Teşkilatı binalarının bakım ve onarımına ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/25808) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

91.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, 2003-2012 yılları arasında görevden alınan ve atanan bürokratlara ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/25809) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

92.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen temsil harcamalarına ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/25810) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

93.- İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli’nin, imalat sanayi üretiminin ara malı ithalatına bağımlılığının artmasına ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/25811) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

94.- İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli’nin, AR-GE harcamalarının milli gelir içindeki payına ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/25812) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

95.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlığa yönelik siber saldırılara ve alınan önlemlere ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/25813) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

96.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında bağlı kurum ve kuruluşlarda tadilat, dekorasyon ve çevre düzenlemesi kapsamında yapılan ödemelere ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/25814) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

97.- İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu’nun, gazilerin kamuda istihdamı ile ilgili çeşitli hususlara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/25815) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

98.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen temsil harcamalarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/25816) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

99.- İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli’nin, istihdam piyasasındaki kayıt dışılık oranının yüksekliğine ve Bakanlık tarafından gerçekleştirilen denetimlere ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/25817) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

100.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlığa yönelik siber saldırılara ve alınan önlemlere ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/25818) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

101.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında bağlı kurum ve kuruluşlarda tadilat, dekorasyon ve çevre düzenlemesi kapsamında yapılan ödemelere ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/25819) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

102.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, Türkiye genelinde ve Manisa ili özelinde METİP kapsamında uygulanan projelere ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/25820) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

103.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, belediyelerin sosyal güvenlik prim borçlarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/25821) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

104.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, bir sendika tarafından açıklanan açlık ve yoksulluk sınırlarının altında yaşayan kişilerle ilgili verilere ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/25822) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

105.- İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak’ın, intibak düzenlemesinde yapılan yanlış ödemelerin geri alınmasının emeklilere yaşattığı mağduriyete ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/25823) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

106.- Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz’ın, Çukurova Havaalanı için yapılan kamulaştırmalara ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/25824) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

107.- Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin’in, TOKİ tarafından ihalesi yapılan ancak geç teslim edilen konut ve işyeri sayısına ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/25825) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

108.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, Vanlı depremzedelere satılan TOKİ konutlarına ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/25826) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

109.- Bursa Milletvekili Necati Özensoy’un, doğal sit alanı olan bir araziyi İller Bankası AŞ’nin satın almasına ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/25827) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

110.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, Muğla’nın Bodrum ilçesinde imara açılması kararı alınan bir araziye ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/25828) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

111.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen temsil harcamalarına ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/25829) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

112.- Çorum Milletvekili Tufan Köse’nin, Çorum ili Mecitözü ilçesindeki bir köyün sorunlarına ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/25830) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

113.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlığa yönelik siber saldırılara ve alınan önlemlere ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/25831) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

114.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında bağlı kurum ve kuruluşlarda tadilat, dekorasyon ve çevre düzenlemesi kapsamında yapılan ödemelere ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/25832) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

115.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Suudi Arabistan’a ait bir limanda mahsur kalan tır şoförlerine ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25833) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

116.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen temsil harcamalarına ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25834) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

117.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlığa yönelik siber saldırılara ve alınan önlemlere ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25835) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

118.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında bağlı kurum ve kuruluşlarda tadilat, dekorasyon ve çevre düzenlemesi kapsamında yapılan ödemelere ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25836) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

119.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen temsil harcamalarına ilişkin Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi (7/25837) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

120.- İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli’nin, imalat sanayi üretiminin ara malı ithalatına bağımlılığına ve Dahilde İşleme Rejimi uygulamasına ilişkin Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi (7/25838) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

121.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlığa yönelik siber saldırılara ve alınan önlemlere ilişkin Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi (7/25839) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

122.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında bağlı kurum ve kuruluşlarda tadilat, dekorasyon ve çevre düzenlemesi kapsamında yapılan ödemelere ilişkin Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi (7/25840) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

123.- Muğla Milletvekili Ömer Süha Aldan’ın, Muğla’daki bir kömür rezerv alanının kamulaştırılmasına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/25841) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

124.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, Van’daki depremzedelerin elektrik faturalarına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/25842) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

125.- Muğla Milletvekili Mehmet Erdoğan’ın, Muğla’nın Bodrum ilçesinde engelliler için açılan bir eğitim merkezinin üzerinden yüksek gerilim hattı geçmesine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/25843) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

126.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen temsil harcamalarına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/25844) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

127.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, Antalya’nın Elmalı ilçesindeki Dur Dağı’nda yürütülen madencilik faaliyetlerine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/25845) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

128.- İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli’nin, İzmir’in Çeşme ilçesinde kurulması planlanan rüzgar enerji santrallerine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/25846) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

129.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlığa yönelik siber saldırılara ve alınan önlemlere ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/25847) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

130.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, Manisa’daki madencilik faaliyetleri ve çevreye etkilerine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/25848) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

131.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlığın temsil ve ikram harcamalarına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/25849) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

132.- Iğdır Milletvekili Sinan Oğan’ın, Kredi ve Yurtlar Kurumuna bağlı yurtların güvenlik sistemlerine ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/25850) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

133.- Iğdır Milletvekili Sinan Oğan’ın, Iğdır’ın bir beldesinde futbol sahası ihtiyacına ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/25851) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

134.- İstanbul Milletvekili Atila Kaya’nın, Akdeniz Oyunları için Mersin’de alınan güvenlik tedbirlerine ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/25852) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

135.- Mersin Milletvekili Ali Öz’ün, öğrenci yurtlarında kalan öğrencilerin sorunlarına ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/25853) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

136.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen temsil harcamalarına ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/25854) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

137.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlığa yönelik siber saldırılara ve alınan önlemlere ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/25855) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

138.- Iğdır Milletvekili Sinan Oğan’ın, Iğdır’daki bir köyde meydana gelen sel felaketine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/25856) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

139.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Türkiye Tohumcular Birliğinde yapılan seçimlerde kanuni yetersizlikler bulunduğu iddiasına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/25857) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

140.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen temsil harcamalarına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/25858) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

141.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Siirt’te buğday üreticilerinin sorunlarına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/25859) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

142.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan’da hayvancılığa verilen desteklere ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/25860) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

143.-   Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, şap hastalığından kaynaklı çiftçilerin mağduriyetine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/25861) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

144.-  İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli’nin, İzmir’de sakız üretimine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/25862) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

145.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlığa yönelik siber saldırılara ve alınan önlemlere ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/25863) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

146.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında bağlı kurum ve kuruluşlarda tadilat, dekorasyon ve çevre düzenlemesi kapsamında yapılan ödemelere ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/25864) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

147.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, 2002-2013 yılları arasında Manisa ili özelinde yapılan tarımsal desteklemelere ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/25865) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

148.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, ÇATAK Projesine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/25866) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

149.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında yasal olmayan yollarla ülkeye sokulan ilaçlara ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/25867) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

150.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen temsil harcamalarına ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/25868) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

151.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlığa yönelik siber saldırılara ve alınan önlemlere ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/25869) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

152.- Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun, toplumsal olaylarda kullanılan göz yaşartıcı gazlar ve tozlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25870) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

153.- Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun, Taksim Gezi Parkı olayları nedeniyle Ankara’da gerçekleşen gösterilerde gözaltına alınan kişilere ve soruşturmalara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25871) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

154.- Adana Milletvekili Ali Demirçalı’nın, Taksim Gezi Parkı gösterileri sırasında polis aracında bulunduğu iddia edilen bir silaha ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25872) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

155.- Iğdır Milletvekili Sinan Oğan’ın, Iğdır’ın Karakoyunlu ilçesine bağlı bir köyün yol sorununa ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25873) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

156.- Iğdır Milletvekili Sinan Oğan’ın, Iğdır’daki bir köyde meydana gelen sel felaketinden mağdur olan vatandaşlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25874) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

157.- Iğdır Milletvekili Sinan Oğan’ın, Iğdır’daki bir köyde aşırı yağışlar nedeniyle mağdur olan vatandaşlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25875) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

158.- Iğdır Milletvekili Sinan Oğan’ın, Taksim Gezi Parkı olaylarında kullanılan biber gazına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25876) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

159.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, koruma altında bulunan çocukların bağlı kurum ve kuruluşlarda istihdamına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25877) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

160.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, engelli vatandaşların Bakanlık ve Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlara erişimini kolaylaştırmaya yönelik çalışmalara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25878) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

161.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen denetimlere ve kesilen idari para cezalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25879) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

162.- Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz’ın, Suriyeli mültecilere hizmet alımı için yapılan ihalelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25880) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

163.- İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu’nun, gazilerin kamuda istihdamı ile ilgili çeşitli hususlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25881) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

164.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfınca Van’da yapılan sosyal yardımların maliyetine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25882) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

165.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, orman yangınlarına ve çıkış sebeplerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25883) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

166.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında belediyeler tarafından hayvanlar için tahsis edilen yardım araçlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25884) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

167.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Ankara’nın Sincan ilçesindeki sanayi sitesinde meydana gelen yangına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25885) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

168.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, bir ceza infaz kurumu müdürüne yönelik silahlı saldırıya ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25886) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

169.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasındaki ilaç ve tıbbi malzeme hırsızlığı vakalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25887) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

170.- İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın, İzmir’de yapılan sosyal medya gözaltıları ile 2012-2013 yıllarında sosyal medya aracılığıyla işlenen suçlarla ilgili re’sen ve şikayete bağlı olarak başlatılan işlemlere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25888) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

171.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, başpolis memurluğu rütbesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25889) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

172.- Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, yediemin otoparklarına çekilen araçlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25890) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

173.- Iğdır Milletvekili Sinan Oğan’ın, son on yıldaki biber gazı alımına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25891) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

174.- Mersin Milletvekili Ali Öz’ün, stadyum ve üniversitelerde görev yapmak üzere oluşturulacak güvenlik birimlerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25892) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

175.- Mersin Milletvekili Ali Öz’ün, mısır tarlalarında kenevir üretimi yapılıp yapılmadığına yönelik denetimlere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25893) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

176.- Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı’nın, biber gazı üretimi ve kullanımına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25894) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

177.- Mersin Milletvekili Ali Öz’ün, bazı kurumların tabelalarında yer alan “T.C.” ibarelerinin kaldırılmasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25895) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

178.- Mersin Milletvekili Ali Öz’ün, Ankara Ticaret Odası tarafından verilen bir ilana ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25896) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

179.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen temsil harcamalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25897) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

180.- Diyarbakır Milletvekili Emine Ayna’nın, Doğu Anadolu Bölgesindeki nüfus hareketlerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25898) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

181.- Diyarbakır Milletvekili Emine Ayna’nın, Marmara Bölgesindeki nüfus hareketlerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25899) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

182.- Diyarbakır Milletvekili Emine Ayna’nın, Ege Bölgesindeki nüfus hareketlerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25900) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

183.- Diyarbakır Milletvekili Emine Ayna’nın, Karadeniz Bölgesindeki nüfus hareketlerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25901) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

184.- Diyarbakır Milletvekili Emine Ayna’nın, Akdeniz Bölgesindeki nüfus hareketlerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25902) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

185.- Diyarbakır Milletvekili Emine Ayna’nın, Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki nüfus hareketlerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25903) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

186.- Diyarbakır Milletvekili Emine Ayna’nın, Orta Anadolu Bölgesindeki nüfus hareketlerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25904) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

187.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Gezi Parkı protestolarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25905) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

188.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Van’da ele geçirilen kaçak sigaralara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25906) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

189.- Antalya Milletvekili Yıldıray Sapan’ın, Gezi Parkı olaylarında İstanbul Beşiktaş’ta gözaltına alınan bazı eylemcilere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25907) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

190.- Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt’un, Gezi Parkı olaylarında Türkiye genelinde gözaltına alınanlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25908) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

191.- İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, İzmir’deki Gezi Parkı olaylarında eylemcilere müdahale eden eli sopalı kişilere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25909) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

192.- Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz’ın, İzmir’de Gezi Parkı olayları bağlamında sosyal medyada yaptıkları paylaşımlar nedeniyle bazı kişilerin gözaltına alınmasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25910) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

193.- İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt’ün, Çankırı’nın bir köyündeki yol ve su sorununa ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25911) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

194.- Kayseri Milletvekili Mehmet Şevki Kulkuloğlu’nun, bir siyasi partiye üye yapılan kişilere ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/25912) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

195.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, kolluk personeline biber gazı kullanımı eğitimi verilip verilmediğine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25913) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

196.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan’ın Posof ilçesindeki bir köyün kadastro sorununa ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25914) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

197.- Hatay Milletvekili Mehmet Ali Ediboğlu’nun, biber gazı ithalatına ve toplumsal olaylara müdahale yöntemleri ile ilgili iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25915) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

198.- Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan’ın, Taksim Gezi Parkı eylemlerine destek amaçlı İzmir’de gerçekleşen gösterilerde yaşanan olaylara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25916) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

199.- Muğla Milletvekili Ömer Süha Aldan’ın, Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından temin edilmesinin planlandığı iddia edilen bir silah türüne ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25917) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

200.- Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan’ın, Gezi Parkı olaylarında polisin müdahalesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25918) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

201.- İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel’in, Gezi Parkı protestolarına destek veren Ankara Büyükşehir Belediyesi çalışanlarının darp edildiği ve işten çıkarılmakla tehdit edildiği iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25919) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

202.- Balıkesir Milletvekili Namık Havutça’nın, Gezi Parkı olayları ile ilgili çeşitli illerde düzenlenen eylemlerde polisin müdahalesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25920) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

203.- Konya Milletvekili Atilla Kart’ın, Köylere Hizmet Götürme Birliği tarafından yürütülen altyapı çalışmaları için köylülerden katılım payı istendiği iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25921) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

204.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, Antalya’daki Gezi Parkı olaylarında eylemcilere müdahalede bulundukları iddia edilen eli sopalı kişilere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25922) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

205.- Amasya Milletvekili Ramis Topal’ın, İstanbul Gazi Mahallesindeki Gezi Parkı olaylarına polisin müdahalesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25923) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

206.- Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan’ın, İstanbul’da yaralı olarak bulunan bir kişiyle ilgili iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25924) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

207.- Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan’ın, Diyarbakır’da bir kişinin polis şiddetine uğradığı iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25925) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

208.- Iğdır Milletvekili Pervin Buldan’ın, koruculuk sistemine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25926) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

209.- Antalya Milletvekili Yıldıray Sapan’ın, Antalya’daki Gezi Parkı olaylarında eylemcilere müdahalede bulunduğu iddia edilen eli sopalı kişilere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25927) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

210.- İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt’ün, İstanbul İl Özel İdaresi bünyesinde kooperatif kurulduğu iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25928) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

211.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlığa yönelik siber saldırılara ve alınan önlemlere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25929) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

212.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Kütahya ili sınırları içerisindeki yerleşim birimlerinin altyapıları ile ilgili çeşitli hususlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25930) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

213.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Konya ili sınırları içerisindeki yerleşim birimlerinin altyapıları ile ilgili çeşitli hususlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25931) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

214.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Kocaeli ili sınırları içerisindeki yerleşim birimlerinin altyapıları ile ilgili çeşitli hususlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25932) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

215.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Kırşehir ili sınırları içerisindeki yerleşim birimlerinin altyapıları ile ilgili çeşitli hususlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25933) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

216.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Kırklareli ili sınırları içerisindeki yerleşim birimlerinin altyapıları ile ilgili çeşitli hususlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25934) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

217.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Kayseri ili sınırları içerisindeki yerleşim birimlerinin altyapıları ile ilgili çeşitli hususlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25935) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

218.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Kastamonu ili sınırları içerisindeki yerleşim birimlerinin altyapıları ile ilgili çeşitli hususlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25936) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

219.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Kars ili sınırları içerisindeki yerleşim birimlerinin altyapıları ile ilgili çeşitli hususlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25937) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

220.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, Sakarya-Kocaeli arasındaki otobüs seferlerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25938) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

221.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, Kocaeli Büyükşehir Belediyesinin su parası alınması konusunda köyler arasında ayrımcılık yaptığı iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25939) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

222.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından belediye şirketlerine satılan ve kiraya verilen taşınmazlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25940) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

223.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından belediye şirketlerine satılan ve kiraya verilen taşınmazlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25941) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

224.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından satılan ve kiraya verilen arazilere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25942) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

225.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından satılan ve kiraya verilen arazilere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25943) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

226.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından satılan ve kiraya verilen taşınmazlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25944) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

227.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından belediye şirketlerine satılan ve kiraya verilen arazilere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25945) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

228.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından satılan ve kiraya verilen taşınmazlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25946) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

229.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından satılan ve kiraya verilen arazilere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25947) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

230.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından belediye şirketlerine satılan ve kiraya verilen arazilere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25948) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

231.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından belediye şirketlerine satılan ve kiraya verilen arazilere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25949) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

232.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından satılan ve kiraya verilen taşınmazlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25950) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

233.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından belediye şirketlerine satılan ve kiraya verilen taşınmazlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25951) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

234.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan yol genişletme çalışmalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25952) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

235.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, eğitim kurumlarında PKK ve diğer terör örgütlerinin gençlik yapılanmasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25953) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

236.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Ankara’daki doğal gaz satış bürolarının çalışma saatlerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25954) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

237.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, üniversitelerde yaşanan olaylara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25955) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

238.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, KÖYDES Projesi kapsamında tamamlanan işlerin bakım ve onarım masraflarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25956) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

239.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, Manisa ili sınırları içerisinde bulunan köy ve beldelerdeki altyapı hizmetlerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25957) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

240.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, Gezi Parkı protestolarına müdahale eden emniyet güçleriyle ilgili bazı iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25958) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

241.- Diyarbakır Milletvekili Emine Ayna’nın, İzmir’de Gezi Parkı protestocularına saldırıda bulunduğu iddia edilen bir gruba ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25959) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

242.- Batman Milletvekili Ayla Akat Ata’nın, bir polis memuruna uygulanan disiplin cezasının yetersiz olduğu iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25960) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

243.- İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in, gaz bombası alımlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25961) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

244.- Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın, Başbakan’ın Esenboğa Havalimanında karşılanması programı ile ilgili bazı iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25962) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

245.- İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, bir emniyet müdürü ile ilgili iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25963) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

246.- Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun, Başbakan’ın Atatürk Havalimanında karşılanmasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25964) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

247.- Hatay Milletvekili Mehmet Ali Ediboğlu’nun, Gezi Parkı protestolarına yönelik polis müdahaleleri ile ilgili iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/25965) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

248.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen temsil harcamalarına ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/25966) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

249.- Kayseri Milletvekili Mehmet Şevki Kulkuloğlu’nun, Kayseri’nin Talas ilçesindeki bir köyün demografik verilerine ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/25967) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

250.- İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli’nin, yoksulluk ile ilgili istatistiklere ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/25968) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

251.- İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli’nin, istihdam piyasasındaki kayıt dışılık oranının yüksekliğine ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/25969) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

252.- İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli’nin, imalat sanayi üretiminin ara malı ithalatına bağımlılığına ve bu kapsamda yapılan araştırmalara ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/25970) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

253.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlığa yönelik siber saldırılara ve alınan önlemlere ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/25971) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

254.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, Mesleki Eğitim Merkezleri Projesine ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/25972) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

255.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, Türkiye genelinde ve Manisa ili özelinde sürdürülebilir kalkınma ve yeşil büyüme uygulamalarına ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/25973) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

256.- Edirne Milletvekili Kemal Değirmendereli’nin, tarihi, kültürel ve doğal varlıkların UNESCO Dünya Mirası Listesine alınma çalışmalarına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/25974) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

257.- Iğdır Milletvekili Sinan Oğan’ın, Iğdır’daki Ermeniler Tarafından Katledilen Şehit Türkler Anıt ve Müzesinin onarımına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/25975) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

258.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlık merkez ve taşra teşkilatı binalarının bakım ve onarımına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/25976) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

259.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen denetimlere ve kesilen idari para cezalarına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/25977) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

260.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen temsil harcamalarına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/25978) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

261.- Antalya Milletvekili Yıldıray Sapan’ın, Devlet Tiyatroları Genel Müdürünün görevden alınmasına, Bakanlıktaki üst düzey bürokratlara ve devlet tiyatroları ile ilgili çalışmalara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/25979) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

262.- İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli’nin, İzmir’in Çeşme ilçesinde kurulması planlanan rüzgar enerji santrallerinin turizme ve bölge esnafına olan etkilerine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/25980) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

263.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlığa yönelik siber saldırılara ve alınan önlemlere ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/25981) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

264.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, Manisa’daki kütüphanecilik hizmetlerine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/25982) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

265.- Iğdır Milletvekili Pervin Buldan’ın, Şanlıurfa ile ilgili bazı turizm verilerine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/25983) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

266.- İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu’nun, gazilerin kamuda istihdamı ile ilgili çeşitli hususlara ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/25984) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

267.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, engelli vatandaşların Bakanlık ve Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlara erişimini kolaylaştırmaya yönelik çalışmalara ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/25985) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

268.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen temsil harcamalarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/25986) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

269.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlığa yönelik siber saldırılara ve alınan önlemlere ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/25987) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

270.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, 2002-2013 yılları arasında Manisa’daki köy nüfusunun borçlarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/25988) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

271.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Dünya Bankasından alınan bir krediye ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/25989) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

272.- Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu’nun, Trabzon’da bazı öğrencilerin Atatürk resmi baskılı kıyafetleriyle okula alınmadıkları iddiasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/25990) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

273.- İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt’ün, Çankırı Milli Eğitim Müdürü ile ilgili iddialara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/25991) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

274.- Iğdır Milletvekili Sinan Oğan’ın, Iğdır’daki bir beldedeki ilköğretim okulunun ihtiyaçlarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/25992) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

275.- Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz’ın, Milli Eğitim Bakanlığında görevden ayrılan bir bürokratla ilgili bazı iddialara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/25993) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

276.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, engelli vatandaşların Bakanlık ve Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlara erişimini kolaylaştırmaya yönelik çalışmalara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/25994) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

277.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Öğretmenlik Alan Bilgisi Testine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/25995) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

278.- Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, Osmaniye ili özelinde 2013-2014 Eğitim Öğretim Yılı için okul dönüşüm işlerinin tamamlanıp tamamlanmadığına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/25996) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

279.- Mersin Milletvekili Ali Öz’ün, okullardaki bazı uygulamalara ve yeni eğitim öğretim yılı ile ilgili planlamaya ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/25997) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

280.- Mersin Milletvekili Ali Öz’ün, lise müfredatına ve lise son sınıftaki izin uygulamasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/25998) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

281.- Mersin Milletvekili Ali Öz’ün, özel öğretim kurumlarında ücretsiz veya burslu okutulacak öğrencilerle ilgili uygulamalara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/25999) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

282.- Mersin Milletvekili Ali Öz’ün, devlet üniversitelerindeki öğretim üyelerinin kadro değişikliklerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/26000) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

283.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, Kocaeli Derince’deki bir Anadolu lisesinde okul birincisi ilan edilen öğrenci ile ilgili bazı iddialara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/26001) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

284.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Yap-İşlet-Devret Modeliyle yapılan yatırımlara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/26002) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

285.- Muğla Milletvekili Mehmet Erdoğan’ın, Muğla’nın Bodrum ilçesinde engelliler için açılan bir eğitim merkezinin üzerinden yüksek gerilim hattı geçmesine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/26003) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

286.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen temsil harcamalarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/26004) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

287.- Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın, Zonguldak Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından okullara gönderildiği iddia edilen bir yazıya ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/26005) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

288.- Kayseri Milletvekili Mehmet Şevki Kulkuloğlu’nun, Kayseri’nin Talas ilçesindeki bir köye ilköğretim okulu yapılıp yapılmadığına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/26006) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

289.- Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, Zonguldak İl Milli Eğitim Müdürlüğünün Taksim Gezi Parkı olaylarına destek gösterilerine katılan öğretmen ve öğrencileri tespit etmeye çalıştığı iddiasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/26007) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

290.- İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli’nin, yurt dışında eğitim gören öğrencilerin geri dönmeleri için yapılan çalışmalara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/26008) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

291.- İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli’nin, öğretmen atamalarına ve öğretmenlerin özlük haklarının iyileştirilmesine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/26009) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

292.- Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan’ın, İzmit’te çeşitli kamu kurumlarının iş birliği ile düzenlenen Kutlu Doğum Haftası etkinliklerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/26010) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

293.- Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan’ın, sınav gözetmeni olarak belirlenen öğretmenlere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/26011) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

294.- Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan’ın, öğretmenlerin sendikal haklarının kullanmasının engellendiği iddialarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/26012) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

295.- Edirne Milletvekili Recep Gürkan’ın, İşletmelerde Beceri Eğitimi Yıl Sonu Sınavında görev alan öğretmenlere ödenen ek ders ücretlerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/26013) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

296.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlığa yönelik siber saldırılara ve alınan önlemlere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/26014) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

297.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Ankara’daki sendikalı yönetici ve öğretmenlere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/26015) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

298.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, okullardaki isim değişikliklerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/26016) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

299.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, seçmeli derslere ve bu dersleri okutan öğretmenlere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/26017) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

300.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Çankaya’da bir ilkokulun ortaokul olarak da kullanılması talebine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/26018) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

301.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Ankara’da çalışan ücretli öğretmen sayısına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/26019) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

302.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, pazarlama öğretmenlerinin atanmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/26020) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

303.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, özel okullarda okuyan gazi ve şehit çocuklarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/26021) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

304.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Ankara’da geçici görevlendirme ile çalışan öğretmen ve yöneticilere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/26022) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

305.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Ankara’daki okulların doğalgaz ve su ihtiyacının karşılanmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/26023) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

306.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Disiplin Yönetmenliğinde yapılan değişikliklere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/26024) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

307.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, yeni eğitim sistemi ile başlatılan seçmeli ders ve etkinliklere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/26025) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

308.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, üniversitelerin fen edebiyat fakültelerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/26026) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

309.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, eğitim fakültelerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/26027) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

310.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, saldırıya uğrayan okullara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/26028) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

311.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, 2011-2012 ve 2012-2013 öğretim yıllarında şiddete maruz kalan öğretmen ve yöneticilere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/26029) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

312.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlık bünyesinde çalışan açık öğretim ve ön lisans mezunu öğretmenlere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/26030) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

313.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, 2007-2013 öğretim yıllarında oluşturulan bilişim sınıflarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/26031) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

314.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, 2007-2013 öğretim yıllarında kapatılan bilişim sınıflarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/26032) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

315.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, yeni eğitim sisteminde seçmeli olarak okutulan bilişim ve teknoloji ile ilgili derslere giren öğretmenlere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/26033) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

316.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, ortaokul ve liselerde yapılan blok ders uygulamalarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/26034) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

317.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, okullarda yapılan müfredat dönüşüm programlarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/26035) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

318.- Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı’nın, Konya’daki bazı ilkokullar hakkında kapatılma kararı alındığı iddialarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/26036) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

319.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, öğretmenlere yönelik şiddete ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/26037) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

320.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, fen ve anadolu liselerinde açıkta kalan kontenjan sayısına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/26038) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

321.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, bazı okullarda seçmeli derslerin zorunlu seçmeli ders haline getirildiği iddiasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/26039) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

322.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, rektör atamalarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/26040) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

323.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, öğrencilerin yemek ve ulaşım masraflarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/26041) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

324.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, öğrenim durumu özrü atamalarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/26042) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

325.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, 2011 ve 2012 yılları LYS sonuçları arasındaki farkın nedenlerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/26043) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

326.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Alo 147 hattına yapılan başvurular ile ilgili verilere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/26044) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

327.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, FATİH Projesi kapsamında dağıtılan tabletler ile ilgili kontrollere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/26045) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

328.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, zorunlu eğitime devam etmeyen öğrencilere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/26046) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

329.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, zorunlu eğitim süresinin 12 yıla çıkmasıyla eğitimine devam etmeyen öğrenciler ile ilgili verilere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/26047) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

330.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, 2011-2012 eğitim-öğretim yılında 8. sınıftan mezun olup eğitimine devam etmeyen kız ve erkek öğrenciler ile ilgili verilere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/26048) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

331.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, 2011-2012 eğitim-öğretim yılında 8. sınıftan mezun olup eğitimine devam etmeyen öğrencilere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/26049) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

332.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, 2012-2013 eğitim-öğretim yılında açık liselere geçen öğrencilere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/26050) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

333.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Ankara’da ilkokul ve ortaokul eğitimini birlikte veren okullara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/26051) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

334.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlığa karşı açılan davalara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/26052) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

335.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, hiperaktivite teşhisi ve tedavisine yönelik çalışmalara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/26053) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

336.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında Bakanlık ve bağlı kuruluşlarda tadilat, dekorasyon ve çevre düzenlemesi kapsamında yapılan ödemelere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/26054) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

337.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, çocukların sosyalleşmesine katkı sağlaması beklenen derslere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/26055) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

338.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, Manisa’da ilköğretim ve ortaöğretim okullarındaki güvenlik görevlilerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/26056) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

339.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, 2002-2013 yılları arasında Manisa’da ilköğretim ile ortaöğretimde okullarını bırakan öğrenci sayısı ile okullarını bırakma sebeplerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/26057) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

340.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, Manisa’da elektrik ve su borcu olan okul sayısına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/26058) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

341.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, Manisa’daki okulların depreme dayanıklılığını güçlendirmek için yapılan harcamalara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/26059) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

342.- Van Milletvekili Nazmi Gür’ün, Van’ın Başkale ilçesindeki bir okulun bina sorununa ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/26060) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

343.- Manisa Milletvekili Hasan Ören’in, Manisa’nın okul, derslik ve öğretmen ihtiyacına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/26061) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

344.- İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu’nun, gazilerin kamuda istihdamı ile ilgili çeşitli hususlara ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/26062) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

345.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen temsil harcamalarına ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/26063) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

346.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, askeri hastanelere ve kapatılmaları ile ilgili çalışmalara ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/26064) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

347.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya’daki askeri hastanenin kapatılmasına ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/26065) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

348.- İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli’nin, 1996 yılında düşen bir uçağın enkazının ve pilotun naaşının Ege Denizinden çıkarılması talebine ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/26066) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

349.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlığa yönelik siber saldırılara ve alınan önlemlere ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/26067) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

350.- Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in, Bingöl’de yaşandığı iddia edilen bir olaya ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/26068) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

351.- Iğdır Milletvekili Sinan Oğan’ın, Iğdır’da dolu yağışı nedeniyle mağdur olan çiftçilere ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/26069) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

352.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen temsil harcamalarına ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/26070) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

353.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan’daki orman köylülerinin istihdam sorununa ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/26071) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

354.- Manisa Milletvekili Hasan Ören’in, Manisa’da çıkan orman yangınına ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/26072) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

355.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlığa yönelik siber saldırılara ve alınan önlemlere ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/26073) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

356.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, son on yılda Manisa’da doğal ve beşeri sebeplerle yok olan ormanlık alanlar ile Manisa’da yapılan ağaçlandırma çalışmalarına ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/26074) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

357.- İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli’nin, Küçük Menderes Havzasında kestane rekoltesinde yaşanan düşüşe ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/26075) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

358.- Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan’ın, toplumsal olaylarda kullanılan gaz bombalarının insan sağlığı üzerindeki etkilerine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/26076) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

359.- Iğdır Milletvekili Sinan Oğan’ın, Ankara’da bulunan bir hastanenin hijyen sorunu iddialarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/26077) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

360.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlığın Merkez ve Taşra teşkilatı birimlerindeki engelli istihdamına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/26078) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

361.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, bağlı kurumların eğitim ve dinlenme tesislerine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/26079) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

362.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, bazı kanser ilaçlarının teminine ve yurt içinde üretilmesine yönelik çalışmalara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/26080) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

363.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında hastanelerden ilaç ve tıbbi malzeme hırsızlığı vakalarına ve engellenmesi için alınan önlemlere ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/26081) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

364.- Mersin Milletvekili Ali Öz’ün, AMATEM’in faaliyetlerine ve madde bağımlılığı tedavisine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/26082) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

365.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen temsil harcamalarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/26083) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

366.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, 2003-2012 yılları arasında görevden alınan ve atanan bürokratlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/26084) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

367.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Gezi Parkı olaylarında yaralanan ve ölen kişi sayısına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/26085) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

368.- İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli’nin, organ nakli bekleyen hastalara ve organ kaçakçılığına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/26086) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

369.- Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt’un, Eskişehir Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği tarafından verildiği iddia edilen bir talimata ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/26087) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

370.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlığa yönelik siber saldırılara ve alınan önlemlere ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/26088) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

371.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, Türkiye genelinde ve Manisa ili özelinde hasta hakları konusundaki hizmetlere ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/26089) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

372.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, hiperaktif çocukların tedavisine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/26090) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

373.- Diyarbakır Milletvekili Emine Ayna’nın, Ankara Kamu Hastaneleri Birliği tarafından hastanelere gönderildiği iddia edilen bir yazıya ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/26091) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

374.- İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak’ın, bazı ilaçların reçetesiz satılmasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/26092) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

375.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, baz istasyonlarına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/26093) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

376.- Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz’ın, Çukurova Havaalanının yapıldığı bölgede kamulaştırılan araziye ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/26094) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

377.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, engelli vatandaşların Bakanlık ve Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlara erişimini kolaylaştırmaya yönelik çalışmalara ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/26095) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

378.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen denetimlere ve idari para cezalarına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/26096) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

379.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlık Merkez Teşkilatı araçları ve lojmanlarının giderlerine ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/26097) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

380.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlık Merkez Teşkilatı birimlerinin hizmet binalarına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/26098) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

381.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, koruma altında bulunan çocukların bağlı kurum ve kuruluşlarda istihdamına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/26099) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

382.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Merkez ve Taşra teşkilatlarındaki boş kadrolara ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/26100) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

383.- Mersin Milletvekili Ali Öz’ün, araç muayene istasyonlarının özelleştirilmesine ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/26101) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

384.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Yap-İşlet-Devret modeliyle yapılan yatırımlara ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/26102) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

385.- Muğla Milletvekili Mehmet Erdoğan’ın, Köyceğiz-Ortaca yolunun yapım ve asfaltlama çalışmalarına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/26103) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

386.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, 2003-2012 yılları arasında görevden alınan ve atanan bürokratlara ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/26104) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

387.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen temsil harcamalarına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/26105) (Başkanlığa geliş tarihi: 06.06.2013)

388.- Niğde Milletvekili Doğan Şafak’ın, yapılması planlanan YHT hatlarına Niğde’nin dahil edilmemesine ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/26106) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

389.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, uluslararası yolcu taşımacılığında getirilen doluluk uygulamasının yol açacağı sorunlara ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/26107) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

390.- İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, HGS’ye ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/26108) (Başkanlığa geliş tarihi: 07.06.2013)

391.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlığa yönelik siber saldırılara ve alınan önlemlere ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/26109) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

392.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, Manisa’daki köylerin ilçe merkezleri ile bağlantılarını sağlayan yollara ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/26110) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

393.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Ankara’da bir kişinin hayatını kaybettiği metro inşaatında meydana gelen göçük olayına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/26111) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.06.2013)

394.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, 22’nci Yasama Döneminden itibaren verilen yazılı ve sözlü soru önergelerine ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/26112) (Başkanlığa geliş tarihi: 14.06.2013)

Meclis Araştırması Önergeleri

1.- Antalya Milletvekili Osman Kaptan ve 22 Milletvekilinin, 5957 sayılı Kanunun uygulanmasında yaşanan sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/678) (Başkanlığa geliş tarihi: 22.03.2012)

2.- Kars Milletvekili Mülkiye Birtane ve 22 Milletvekilinin, mevsimlik tarım işçilerinin ulaşım sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/679) (Başkanlığa geliş tarihi: 22.03.2012)

3.- Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel ve 21 Milletvekilinin, özel güvenlik görevlilerinin yaşadıkları sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/680) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.03.2012)

 

26 Haziran 2013 Çarşamba

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 15.00

BAŞKAN: Başkan Vekili Meral AKŞENER

KÂTİP ÜYELER: Özlem YEMİŞÇİ (Tekirdağ), Fatih ŞAHİN (Ankara)

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 125’inci  Birleşimini açıyorum.

III.- YOKLAMA

BAŞKAN – Elektronik cihazla yoklama yapacağız.

Yoklama için iki dakika süre vereceğim.

Sayın milletvekillerinin oy düğmelerine basarak salonda bulunduklarını bildirmelerini, bu süre içerisinde elektronik sisteme giremeyen milletvekillerinin salonda hazır bulunan teknik personelden yardım istemelerini, buna rağmen sisteme giremeyen üyelerin ise yoklama pusulalarını görevli personel aracılığıyla iki dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.

Yoklama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.

Gündeme geçmeden önce üç sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.

Gündem dışı ilk söz, Bayburt’un sorunları hakkında söz isteyen Manisa Milletvekili Sayın Erkan Akçay’a aittir.

Buyurun Sayın Akçay. (MHP sıralarından alkışlar)

IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları

1.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, Bayburt’un sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması

ERKAN AKÇAY (Manisa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Bayburt’un sorunları üzerine gündem dışı söz aldım ve muhterem heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Konuşmama başlarken de bir Manisa milletvekili olarak Bayburt’u ziyaretten sonra da Manisa ve Bayburt’u buradan kardeş şehir ilan ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Merkezimizin görevlendirmesi üzerine 13, 14, 15 Haziran 2013 tarihlerinde Merkez Yönetim Kurulu üyelerimizle birlikte Bayburt’u ziyaret ettik ve çeşitli incelemelerde bulunduk. Bayburt merkezi ile Aydıntepe ve Demirözü ilçelerinde, Arpalı beldesinde vatandaşlarımızla bir araya geldik, esnaf ve çiftçilerimizle görüşerek sorunlarını bizzat dinledik. Bu üç günlük ziyaretimiz boyunca Türk konukseverliğinin en güzel örneklerini bizlere gösteren ve yaşatan, bir lokma ekmeğini bizimle paylaşan, bize yüreğini açan Bayburtlu kardeşlerime çok teşekkür ediyorum ve buradan selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Bayburtlu kardeşlerimiz gönüllerimizde yer ederken Bayburt’un bazı sosyoekonomik sorunları da maalesef yüreğimizi burkmuştur. Bayburt’taki ulaştırma, sanayi, eğitim, ticaret ve demografi alanlarındaki olumsuzluklar maalesef birbirini tetiklemektedir. Bayburt’ta işsizlik ve göç sosyoekonomik hayatı çok olumsuz etkilemektedir. Tarım ve hayvancılık âdeta can çekişmektedir. Siftahsız gününü bitiren esnafımız iş yerlerini kapatma noktasındadır. Hâlihazırda birkaç işletmeyle var olmaya çalışan sanayinin çarkları dönmekte ciddi manada zorlanmaktadır. İşsizlik ve göç Bayburt’ta her hanenin sorunu hâline gelmiştir. Oysa, TÜİK verilerine baktığımızda, Bayburt Türkiye'nin işsizlik oranı en düşük ili görünümündedir. İşsizlik oranı, istihdam yaratan yeni iş alanları açıldığı için değil, maalesef, işsizlik nedeniyle sürekli göç verildiği için düşük çıkmaktadır. Nitekim, 2000 yılında 97 bin olan Bayburt’un nüfusu 2012 yılında 76 bine düşmüştür. 2023’te ise 49 bine düşmesi öngörülmektedir.

Sosyoekonomik gelişmişlik, yani SEGE kriterleri bakımından 64’üncü sıradaki Bayburt altı bölgeli teşvik sisteminde beşinci bölgede olduğu için yatırımlarından ihtiyacınca ve yeterince yararlanamamaktadır. Bu nedenle, Bayburt için özel yatırım teşviklerinin uygulanmasında yarar görüyoruz.

Bayburt 2013 yılında aldığı toplam 46 milyon 929 bin liralık kamu yatırımıyla 81 il arasında 81’incidir. Demek ki, 82 il olsaymış yine 82’nci sırada olacakmış, yani tüm kamu yatırımları bakımından sonuncu sıradadır.

2013 yılında aldığı 22 milyon 842 bin liralık eğitim yatırımıyla yine sonuncu sıradadır. Gerçi sınavlarda 20’nci sırada görülmektedir, bu bir başarıdır, yalnız, sınavlara giren öğrenci sayısının azlığı nedeniyledir diğer illerle mukayese ettiğimizde.

2013 yılında aldığı 2 milyon 2 bin liralık sağlık yatırımıyla 73’üncü sıradadır. 2013 yılında 383 bin liralık ulaştırma yatırımıyla 79’uncu sıradadır. Madencilikte 67’nci, enerjide 57, konutta 61’inci sıradadır ve imalat ve turizm alanında da bir yatırım görülmemektedir. Ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayanan Bayburt, 2013 yılında aldığı 18 milyon 447 bin liralık tarım yatırımıyla da 56’ncı sıradadır.

Aydıntepelilerin yüzde 70’i geçimini tarımdan sağlamaktadır. P2 Sulama Kanalı’ndan dört yıldır su verilmediği için Aydıntepeli çiftçilerimiz sulama konusunda sıkıntı yaşamaktadır. GAP kapsamındaki illerde süt sığırcılığı yatırımları, DAP kapsamındakilerde damızlık sığır işletmesi yatırımları destek kapsamına alınmıştır. Yine Bayburt, GAP Eylem Planı kapsamındaki süt sığırcılığı desteklerinden yararlanamazken 16 Şubat 2013 tarihinde DAP kapsamındaki desteklerden yararlanmaya başlamıştır.

Bayburt’un ekonomisi ve sosyal hayatı için büyük öneme sahip olan Erzincan-Trabzon demir yolu projesine gereken Hükûmet desteği maalesef verilmemektedir. Demir yolu projesi ile Bayburt özel sektör yatırımları için cazip hâle gelmiştir. Karadeniz’in her noktasından Erzincan demir yoluna…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Bayburt’a selam olsun.

ERKAN AKÇAY (Devamla) – Muhterem heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Akçay.

Gündem dışı ikinci söz, çözüm süreci nedeniyle Ağrı il ziyaretleri hakkında söz isteyen Ağrı Milletvekili Sayın Ekrem Çelebi’ye aittir.

Buyurun Sayın Çelebi. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

2.- Ağrı Milletvekili Ekrem Çelebi’nin, çözüm süreci kapsamında Muş ve Ağrı illerine yapılan ziyaretlere ilişkin gündem dışı konuşması

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; çözüm süreci kapsamında Muş ve Ağrı illerine yapılan ziyaretler hakkında gündem dışı söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, AK PARTİ hükûmetleri ülkemizin otuz yıllık kanayan yarasına neşter vurmak üzere bir süreç başlattı. Bu süreç, ülkemizin her alanında olduğu gibi Doğu Anadolu Bölgesi’nde de ciddi desteğine mazhar olmaktadır. Çözüm sürecinin vatandaşlarımıza anlatılması ve yansımalarının değerlendirilmesi amacıyla, Sayın Başbakanımızın da bilgisi dâhilinde olmak kaydıyla, Muş ve Ağrı milletvekillerimiz tarafından organize edilen ve 21 ilden 30 milletvekili arkadaşımızla Muş ve Ağrı’da vatandaşlarla bir araya geldik. Bu gezide AK PARTİ Genel Başkan Yardımcımız Sayın Menderes Türel ve AK PARTİ Grup Başkan Vekilimiz Sayın Ahmet Aydın’ın başkanlıklarında 30 kişilik milletvekili heyetinin ilk durağı Muş ilimiz oldu. Heyette bulunan milletvekilleri, Muş Havaalanı’ndan gruplar hâlinde ilçelere hareket ederek vatandaşlarla bir araya geldik. İlçelere giden milletvekilleri, ilçede yaşayan vatandaşlarımızın çözüm sürecine ilişkin görüşlerini aldık. Yine akşam, Muş ili merkezinde, tüm sivil toplum örgütleriyle bir araya geldik. Bu toplantıda STK’ların görüş ve önerilerini aldıktan sonra çözüm sürecini akşamüstü hep birlikte değerlendirdik.

Muş ili programının tamamlanmasından sonra Ağrı ili Patnos ilçesine hareket ettik. Burada, Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesine bağlı Patnos Sultan Alparslan Sosyal Hizmetler Fakültesi, Mühendislik Fakültesi ve iki yıllık Meslek Yüksekokulunun temel atma törenine katıldıktan sonra, topluca Patnos halkı ve esnaflarını ziyaret ettik. Buradan Ağrı merkez ve ilçelerine gruplar hâlinde hareket eden milletvekili arkadaşlarımız vatandaşlarımızın görüşlerini dinledi. Ağrı Belediyesi tarafından yapılan hizmetlerin açılışı ve temel atma törenine katıldıktan sonra akşam STK’ların katılmış olduğu bir yemekle birlikte çözüm sürecini değerlendirmek üzere bir araya geldik.

Değerli milletvekilleri, AK PARTİ olarak sürekli halkın içindeyiz. Milletin partisiyiz ve milletin bize bugüne kadar çizmiş olduğu istikamet doğrultusunda da hareket etmeye devam ediyoruz ve devam edeceğiz. Milletimizin sorunlarına çözüm konusunda elimizden gelen tüm gayreti gösteriyoruz. Son on yılda Türkiye müthiş bir atılım gerçekleştirdi. Ekonomide, eğitimde, sağlıkta ve demokratikleşmede, Türkiye, her alanda ciddi adımlar attı, ciddi hamleler yaptı. Dışarıda itibarın sembolü oldu, içeride bu istikrar ve güven sayesinde halkıyla kenetleşerek muazzam bir çağdaşlaşma, demokratikleşme, gelişme ve büyüme trendi yakaladı. Bu trendden rahatsız olanlar, millî iradeden rahatsız olanlar, krizden, kaostan medet ummaya çalışanlar, âdeta, bulanık sulardan balık avlamak üzere çeşitli senaryolarla bu ülkede geçmişte de buna benzer oyunlar oynadılar ve yeniden de oynamaya çalışıyorlar ama milletimiz bunlara Ankara, İstanbul, Kayseri, Samsun ve Erzurum mitingleriyle cevap verdi. Türkiye’yi karıştırmak isteyen çevreler her zaman olmuştur ama milletimiz artık bunlara tevessül etmemektedir ve etmeyecektir.

Değerli milletvekilleri, Ağrı ve Muş gezilerimizde, milletimiz bizlere bunu deklare etmiştir. Milletimiz artık bu ülkede ölümlerin olmasını istemiyor, gözyaşı istemiyor, artık, terörün engellediği yatırımların şehrine gelmesini istiyor. Vatandaşlarımız bizlere “Dağa çıkan değil, fabrikadan dönen evlatlarımızın yolunu gözlemek istiyoruz. Çözüme ekmekten sudan daha fazla muhtacız.” diyorlar. Türkiye’nin hemen hemen her yerinde yükselen bu sese kulaklarımızı kapatmamamız lazım. Bu sesi, bu haykırışı AK PARTİ duyduğu için bugün ülkemizde yaklaşık altı aydır kan ve gözyaşı akmıyor ve inşallah bundan sonra da akmayacak.

Bu gezinin gerçekleştirilmesinde desteklerini bizden esirgemeyen Sayın Başbakanımıza ve bizleri gönülden kucaklayan Muş ve Ağrılı hemşehrilerimize ve hasseten Ağrı, Muş il ve ilçe teşkilatlarına ben burada şükranlarımı sunuyorum.

Bu vesileyle ben Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum, Allah’a emanet olun diyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Çelebi.

Gündem dışı 3’üncü söz, İstanbul Gezi Parkı olayları ve sonuçları hakkında söz isteyen, İstanbul Milletvekili Sayın Kadir Gökmen Öğüt’e aittir.

Bu arada, Sayın Altay, tebrik ediyorum sizi. Hayırlı, uğurlu olsun ve başarılarınızın devamını diliyorum.

Buyurun Sayın Öğüt. (CHP sıralarından alkışlar)

3.- İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt’ün, Gezi Parkı olayları ve sonuçlarına ilişkin gündem dışı konuşması

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Saygıdeğer Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; yaklaşık üç hafta önce başlayan ve halen devam eden Gezi Parkı protestoları, ülkede istemediğimiz pek çok görüntüye sahne olmakta.

İstanbul’da 22’si ağır, 4.675 yaralı var. 2 kişinin hayati tehlikesi devam ediyor, 2 kişi yoğun bakım ünitesinde, 7 kişi ağır kırıklı kafa travmasına uğradı, 6 kişi gözünü kaybetti. Sadece 22 Haziranda; 19 plastik mermi yaralanması, 2 kişide kafatası ödemi, 1 kişide yüz kemiklerinde yaralanma, 2 kişide copla darp, 1 kişide el bileği kırığı şüphesi, 1 kişide kafa derisinde 5 santimetre kesi, 8 kişide TOMA suyuna bağlı 2’nci derecede yanık, 26 kişide gazdan etkilenme, 1 kişide epilepsi nöbeti, gaz bombası ve revire saldırı sonucu görevli doktorda astım nöbeti vakaları kaydedildi. Ankara’da 21’i ağır 1.544 yaralı mevcut; 7 ağır kırıkla kafa travması, 1 görme kaybı var. İzmir’de 2’si ağır 800 yaralı, Antakya’da 3’ü ağır 165 yaralı, Adana’da 6’sı ağır, 162 yaralı, 5 kafa travması. 24 Hazirana kadar olan süreçte toplam 8.038 kişi yaralı olarak sağlık kuruluşlarına müracaat etti. En ağır bilanço ise 4 kişinin hayatını kaybetmesi oldu. Mehmet Ayvalıtaş 2 Haziran 2013 tarihinde İstanbul Ümraniye’de aracın altında kalarak yaşamını yitirdi. 3 Haziran 2013’te Antakya’da Abdullah Cömert başına aldığı darbelerle hayatını kaybetti. Adana’da 5 Haziran 2013’te köprüden düşen Komiser Mustafa Sarı ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. 1 Haziranda Ankara’daki eylemlerde 1 polis memurunun silahından çıkan kurşunlarla ağır yaralanan Mehmet Ethem Sarısülük hayatını kaybetti, polis alelacele salıverildi. Bir trafik kazasında bile olmayan salıverilme bu vakada maalesef yaşandı. Ülkede 60 ağır yaralı var. Yerli ve yabancı onlarca basın mensubu darbedildi.

İçişleri Bakanının insan sağlığına zarar vermediğini savunduğu, Başbakanın polisin asli görevi olarak nitelediği, 10 Nisan 2012 tarihiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararına göre barışçıl gösterilerde kullanılmasının insan hakkı ihlali olarak kabul edildiği biber gazının etkilerine gelelim.

Bu zararsız gaz bugüne değin tam 8 vatandaşımızın ölümüne neden oldu. 5 Haziranda Ankara Kızılay’daki bir dershanede temizlik görevlisi olarak çalışan İrfan Tuna, polisin yoğun gaz saldırısı ardından kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi. Biz mi yalan söylüyoruz, adli tıp mı yalan söylüyor, bunların sorumlusu kim? Bir an önce açığa çıkmalı. Göz yaşartıcı gazın kapalı yerlerde atılmasının uluslararası sözleşmeler çerçevesinde tümüyle yasak olmasına, bunun AİHM tarafından belirtilmesine, kullanımının ilgili talimatlara uygun olması gerekmesine rağmen son bir aydır hiçbir kurala bağlı olmaksızın kullanıldığını görmekteyiz.

Bunları niye konuşuyoruz? Dilinizde hep aynı türkü. Başbakan “Çok önemli bir yakınımın gelinini yerlerde sürüklediler.” diye, yaklaşık 100 kişilik bir grubun İstanbul’da başörtülü bir kadına ve bebeğine saldırdığını, idrarlarını yaptıklarını söylüyor. Sayın Başbakan, biz de günlerdir birçok şeyi söylüyoruz, görüntülerle bunları ispat ediyoruz, görüntüler medyada dolaşıyor. Üstelik bizim emrimizde güçlü istihbarat örgütlerimiz yok. Ülkemizde bir sürü ajan olduğunu, tüm bunların uluslararası tezgâh olduğunu söylüyorsunuz. Kürsüden bağırmak yerine, o çok koruduğunuz MİT’e sorsanıza, iddialarınızı ispatlasanıza. Bu MİT, bu emniyet, istihbarat ne iş yapmaktadır? Bu insanlar niye açığa çıkarılmamaktadır? Eğer böyle alçaklar varsa niye bir an önce toplumun önünde sergilenmemektedir?

Bir terörist ilan etme furyasıdır gidiyor. Birkaç gösteriye katıldığı için bir insanı terörist ilan ediyorsunuz. Devletin televizyonu olması gereken, vergilerimizle dönen ve adına “TRT” denen yayın organı, Ethem’in öldürülme anının videosunu değil de ondan beş dakika öncesinin videosunu yayınlıyor, onu terörist ilan ediyor. Katilini koruma altına aldığınız Ethem Sarısülük âdeta terörist ilan ediliyor. Neredeyse bu delikanlının, bu gencecik delikanlının katlinin vacip olduğunu bile söyleyeceksiniz, bu söylemlerle meydana çıkacaksınız. Onlar da hep terörist değil, yurtsever çocuklardı, yurtsever çocuklardı, yurtsever çocuklardı. Dün Taliban’ın önünde diz çökenleri ise tarih yargılayacaktır, bunu da hep birlikte göreceğiz.

Başbakanın kahraman ilan ettiği polislerin her gün bir ayrı marifeti ortaya çıkmaktadır. Sarıgazi’de yapılan eylemler sırasında polisin insanlık dışı saldırısına uğrayan Hakan Yaman’ın görüntüleri, bugün tüm İnternet sitelerinde dahi nasıl dayak yediği ve ateşe atıldığı anbean görünüyor.

Değerli arkadaşlarım, unutmayın, korku bulaşıcıdır ama cesaret de bulaşıcıdır. Her birimizi terörist ilan etseniz de ne bizden sonraki nesiller bugünleri ne de biz bugünleri unutmayacağız, yaptıklarınızı mutlaka tarih önünde yargılayacağız.

Sizlerin kendinizi, bir dakika olsun gözünüzü kapatarak gözü çıkartılan arkadaşlarımızın yerine koymanızı istiyoruz.

Hepinize saygılar sunuyorum.

Şu hareketle bile bir saniye nasıl dayanacaksınız merak ediyorum.

(Hatibin sol eliyle sol gözünü kapatarak beklemesi)

(AK PARTİ sıralarından gürültüler)

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (Devamla) - Buna bile dayanamıyorsunuz. İnşallah sizin başınıza gelmez. İnşallah sebep olanlar bu Türkiye’de yargılanırlar.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Ögüt.

60’ıncı maddeye göre söz vereceğim.

Sayın Yeniçeri…

V.- AÇIKLAMALAR

1.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Anadolu Ajansı Genel Müdürü Kemal Öztürk’ün aynı zamanda şirketin ana ortağı olmasının doğru olmadığına ilişkin açıklaması

ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Kemal Öztürk Başbakanın basın danışmanıyken Anadolu Ajansının Genel Müdürlüğüne atanmıştır. Sermaye artırımı bağlamında rüçhan hakkı kullanmayan hisseler Anadolu Ajansının başındaki şahıs olan Genel Müdür Öztürk tarafından satın alınmıştır. Böylece, şirketin 1 milyon 287 bin hissesini satın alan Öztürk, yüzde 25,26’lık payla Anadolu Ajansının ana ortağı hâline gelmiştir. Sermaye artırımının ardından ana ortaklar arasına giren Öztürk, ana sözleşme değişikliği ile yetkileri elinde toplamış, şirketin yönetim ve denetimini de kendi eline almıştır. Anadolu Ajansı Müdürü bu aşamada yalnız yönetici değil, aynı zamanda ajansın sahibi de olmuştur. AKP iktidarı döneminde kurumların mülkiyeti de kurum başındakilere satılır hâle gelmiştir, kurumları kurumların başındakilere satmak bir AKP klasiğidir. İktidar her türlü satışta sınır tanımıyor. Bu, hayra vesile olacak konu değildir, az tamah çok zarar verir; bizden hatırlatması.

BAŞKAN – Sayın Halaman

2.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın, Hükûmetin Musul ve Kerkük’te Türkmenlere yapılan saldırıları kınaması gerektiğine ilişkin açıklaması

ALİ HALAMAN (Adana) – Başkanım, teşekkür ediyorum.

Şimdi, Sayın Başkanım, on yıldır iktidar olan AKP “Ezilen halkların savunucusuyum Gazze’de, Suriye’de, Filistin’de, -bazen, yeni moda- Kürdistan’da.” diyerek halkları savunduğunu söylüyor. O bölgede şark politikası uygulayarak, o Türkmenler Musul’da, Kerkük’te her gün saldırıya uğrayıp ölümlerle muhatap olurken bu iktidar, bir gün bu ölümleri kınama noktasında, diğer halkları nasıl savunuyorsa oradaki Türkmenleri savunmayı düşünmüyor mu?

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Sayın Tüzel…

3.- İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel’in, 26 Haziran İşkenceye Karşı Mücadele ve İşkence Görenlerle Dayanışma Günü’ne ilişkin açıklaması

ABDULLAH LEVENT TÜZEL (İstanbul) – Sayın Başkan, bugün İşkence Görenlerle Uluslararası Dayanışma Günü. Ülkemiz bir aydır işkencenin sokağa indiği günleri yaşıyor; biber gazı, gazlı su, cop, kaba dayak, göz çıkarma, kafa kırma, plastik mermi ve nihayetinde insanların öldürülmesi. Sadece göstericiler değil; avukatlar, gazeteciler, milletvekilleri, sağlık çalışanları, herkes bu polis şiddetinden nasibini aldı. Bunlar orantısız güç falan değil, doğrudan açık işkence uygulamaları yani insanlık suçu. Bugün basında yer alan Sarıgazi’deki servis şoförü Hakan Yaman’ın nasıl vahşice dövüldüğü ve gözü çıkarıldığı bu Antalya’daki çocuklardan sonra çarpıcı bir şekilde önümüze geldi. Tam 300 çocuğa gözaltı yapıldı. Berkin Elvan 14 yaşında, hayati tehlikeyle Okmeydanında yatıyor. Başbakan “Polisimi yedirmem.” diyor, kahramanlık destanları yazıyor ama meydanlarda milyonlar da özgürlük ve demokrasi destanları yazıyor, forumlar örgütlüyor. Demokrasi, Başbakanın “ayak takımı” dediği bu ayağa kalkmış halkın eseri olacaktır.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Sayın Doğru…

4.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Irak’ın Selahattin kenti Tuzhurmatu ilçesinde Türkmenlere yapılan saldırıyı lanetlediğine, Türkmenlere yapılan saldırıların her geçen gün arttığına ve Hükûmetin Türkmenlerin hak ve menfaatlerini savunması gerektiğine ilişkin açıklaması

REŞAT DOĞRU (Tokat) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Dün Irak’ın Selahattin kenti Tuzhurmatu ilçesinde haince bombalı bir saldırı sonucu Irak Türkmen Cephesi Başkan Yardımcısı Ali Haşim Muhtaroğlu ve Vali Yardımcısı Ahmet Koca olmak üzere birçok kardeşimiz hayatını kaybetmiştir. Soydaşlarımıza yapılan bu hain saldırıyı şiddetle lanetliyorum; şehitlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum.

Irak’ta Türkmenlere saldırılar her geçen gün artarak devam etmektedir. Başbakan ve AKP Hükûmeti Türkmen kardeşlerimizin feryadını ne zaman duyacaktır? Türkmenlerin hak ve menfaatleri ne zaman savunulacaktır? Nerede 2002’de söylenen kırmızı çizgiler? Paspas mı olmuştur? Merakla cevap bekliyoruz. Türkmenlerin haklı davası dünyada bütün yerlerde anlatılmalı, onlara sahip çıkılmalıdır. Meclisimizin konuyla ilgili özel gündem yapmasını ve gerekli mesajı dünyaya vermesini bekliyor, teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Sayın Öğüt…

5.- İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt’ün, Sağlık Bakanlığının, Anayasa Mahkemesi kararına rağmen Sağlık.Net 2 sistemine veri göndermedikleri ya da eksik gönderdikleri gerekçesiyle diş hekimlerine tebligat gönderdiğine ilişkin açıklaması

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Son günlerde, sağlık kuruluşlarının Sağlık.Net 2 sistemine veri göndermedikleri ya da eksik gönderdikleri gerekçesiyle diş hekimi meslektaşlarımız tebligat yapıldığı bilgisi tarafıma ulaşmıştır. Bu tebligatlarda veri göndermeyen kurum ve kuruluşların gönderim yapmama gerekçeleri de istenmektedir. Oysaki bu konu Anayasa Mahkemesine götürülmüş ve yüksek mahkeme de verdiği iptal kararıyla Sağlık Bakanlığının diş hekimi muayenehaneleriyle diğer bütün sağlık kurum ve kuruluşlarından hastaların kişisel verileriyle ilgili sağlık hizmet bilgilerini isteme yetkisinin mevcut düzenlemelerle istenmesinin mümkün olmadığına hükmetmiştir. Bu karara rağmen Sağlık Bakanlığı hangi gerekçeyle meslektaşlarımıza böyle bir tebligat yapmaktadır? Bakanlık hangi gerekçeyle bir kısım bilişim firmalarına gönderdiği yazıda ve kimi yerlerde meslektaşlarımıza yazılı ya da sözlü olarak iletilen mesajlarda sistemlerin aynı şekilde çalışmaya devam edeceğini belirtmektedir, çok merak etmekteyiz, meslektaşlarımıza bunların duyurulmasını istiyorum.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Sayın Dedeoğlu…

6.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Kahramanmaraş’ta sulama şirketleriyle elektrik şirketleri arasındaki problemden dolayı tarlaların sulanamaz durumda olduğuna ve bu sorunun bir an önce çözülmesi gerektiğine ilişkin açıklaması

MESUT DEDEOĞLU (Kahramanmaraş) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Kahramanmaraş Elbistan, Afşin, Göksun, özellikle Türkoğlu’nda ve diğer ilçelerimizde şu anda mahsul su beklemektedir. Bu bölgede sulama şirketleriyle elektrik şirketlerinin arasındaki problemden dolayı tarlalar sulanamaz durumdadır şu anda ve çiftçimiz çok büyük perişanlık çekmektedir. Millî ekonomidir. Bu tarlalarımızdaki mahsullerimize mutlaka su verilmesi lazım.

İlgili bakanlıklardan rica ediyoruz, talep ediyoruz Kahramanmaraşlılar olarak bu problemin bir an önce halli cihetine gidilmesini.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Sayın Halaçoğlu…

7.- Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu’nun, Irak ve Suriye’de Türkmenlere yönelik saldırılara, Şırnak’ın Cizre ilçesinde PKK’ya bağlı Yurtsever Devrimci Gençlik Hareketi’nin asayiş birimlerine diploma töreni düzenlemesine ve Hükûmetin bu konularla ilgilenmesi gerektiğine ilişkin açıklaması

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Dün, Irak’ta Selahattin kentine bağlı Tuzhurmatu kasabasında terörü telin eden Türklere karşı iki intihar saldırısı sonucu Türkmen Cephesi Başkan Yardımcısı Ali Haşim Muhtaroğlu ile 13 kişi şehit edildi, 71 kişi de yaralandı.

Yine, bugün, Suriye’de Halep Başköy de, Türkmen köyü olan Başköy de PYD tarafından kuşatılmış durumda. Burada da ölü ve yaralıların olduğu söyleniyor.

Bu iki bölgede meydana gelen, Türkmenlere karşı bir etnik temizlik söz konusu. Hükûmete bu konuyla ilgilenmesi çağrısında bulunuyorum.

Ayrıca, Şırnak Cizre ilçesinde, PKK’ya bağlı Yurtsever Devrimci Gençlik Hareketi’nin asayiş birimlerinin diploma töreni düzenlenmiştir.

Bunlarla bu iki olayı birleştirdiğimiz takdirde ortaya çıkan görüntü zannediyorum ki Hükûmetin ilgi alanına girmektedir. Bunların düzene sokulmasını talep ediyorum.

Saygılar sunuyorum.

BAŞKAN – Sayın Akbulut…

8.- Tekirdağ Milletvekili Tevfik Ziyaeddin Akbulut’un, terör sorununun bitmesine vesile olacak çözüm sürecinin Mardin ve Şanlıurfa bölgelerinde çok olumlu yansımaları olduğuna ilişkin açıklaması

TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ) – Sayın Başkanım, iki hafta önce Mardin ve Şanlıurfa il ve ilçelerini kapsayan özel bir ziyarette bulundum. Otuz yıldır devam eden terör sorununun bitmesine vesile olacak çözüm sürecinin bölgede çok olumlu yansımalarını izledim. Bölgeye âdeta bir huzur ve bahar havası gelmişti. Otellerde doluluk oranları yüzde 90’lara ulaşmış, bölgeye yatırım yapmak isteyenler âdeta sıraya girmişlerdi. Bu birlik ve beraberlik ve kardeşlik ortamının meydana gelmesinde emeği geçen Sayın Başbakanımıza ve diğer emeği geçenlere teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.

BAŞKAN – Sayın Baluken

9.- Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in, 26 Haziran İşkenceye Karşı Mücadele ve İşkence Görenlerle Dayanışma Günü’ne ilişkin açıklaması

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, işkence, insanlık suçu olarak kabul edilen bir olgudur. 26 Haziran İşkence Görenlerle Dayanışma Günü olarak, biz işkencenin bir insanlık suçu olduğunu tekrar hatırlatıyoruz.

İşkenceye karşı önlemlerin ve cezai yaptırımların güçlendirilmeye çalışıldığı dünya konjonktürü ortada iken, Türkiye’de ise işkence, güvenlik kurumlarından taşarak sokaklara ulaşmıştır. Ölüme yol açan sokak ortası işkencelerde bulunan güvenlik memurlarının devlet ve siyasi iktidar tarafından bizzat korunması, işkencenin yaygınlaşmasına ve yoğunlaşmasına yol açmaktadır. İşkence yaptıkları, tüm delilleri ile beraber ortada olan kamu personeli, ödül niyetine olan bazı cezai süreçlerle karşılaşmakta, çeşitli yalan yanlış ifadelerle sürekli kurtarılmaya çalışılmaktadırlar. Ayrıca işkence suçunun işlenmesinde emir verenler ise daha üst terfilere getirilmek suretiyle bu işkenceciler ödüllendirilmektedir. Tüm işkenceler ve siyasi iktidarın, topluma karşı devleti ve memurlarını koruması karşısında…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - …işkence günbegün normal hayatın bir parçası hâline gelmektedir. Biz, bu tutumu Barış ve Demokrasi Partisi olarak kınıyoruz, işkencenin bir insanlık suçu olarak değerlendirilmesi gerektiğini tekrar vurgulamak istiyorum.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Sayın Vural…

10.- İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın, PKK’nın sözde asayiş güçleriyle ilgili eğitimler verdiğine, diplomalar dağıttığına ilişkin görüntülere ve Hükûmetin bu gelişmeler karşısında tavrını ortaya koymamasını ve Türkiye Büyük Millet Meclisine bilgi vermemesini kınadığına ilişkin açıklaması

OKTAY VURAL (İzmir) – Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, bugün gazetelerde, dün gazetelerde, televizyonlarda, vatan coğrafyamızın bir köşesinde PKK paçavralarıyla, sözde asayiş güçleriyle ilgili eğitimler verildiği ve bunlarla ilgili diplomaların dağıtıldığına ilişkin görüntüleri üzüntüyle izledik. Şimdi, burada bu konularda Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir bakanın gelip bilgi vermesi gerekiyor. Böyle bir rezalet kabul edilebilecek bir husus değildir. Türkiye Cumhuriyetinin toprakları üzerinde meşru bir tek savunma vardır, o da polisimizdir, askerimizdir. Böylesine önemli bir konuda Hükûmetin bu gelişmeler karşısında gerçekten tavrını ortaya koymaması ve bu konuda Türkiye Büyük Millet Meclisine bilgi vermemesini de esefle kınıyorum. Bu, hazmedilebilecek bir konu değildir. Egemenliğimizle ilgili bir konudur, PKK-KCK paralel devlet yapılanması, Doğu ve Güneydoğu’da derinleştiriliyor.

BAŞKAN – Sayın Yılmaz…

11.- Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz’ın, Adana’da zeytin hasadının başlamasına ve yaşanan susuzluk sorununa ilişkin açıklaması

SEYFETTİN YILMAZ (Adana) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Özellikle, seçim bölgem Adana’da Pozantı, Kamışlı, Aşçıbekirli ve Hamidiye bölgeleriyle Aladağ ve Karaisalı’da, Saimbeyli’de zeytin hasadı başlamıştır fakat bütün umutlarını buna bağlamasına rağmen çiftçilerin, bir yıldır verdiği emeklerin karşılığını alamaması sonucunda kirazların derelere döküldüğü bir süreçten geçiyoruz. Bütün borçlarını ve geleceklerini buna bağlayan çiftçilerimizin birkaç tane komisyoncuya terk edilmesi, binlerce çiftçimizi mağdur etmektedir. Bununla ilgili, birliklerin güçlendirilmesi noktasında tedbirlerin alınması gerektiğine inanıyorum.

Yine, gezdiğimizde, Adana’ya 45 kilometre mesafede binlerce insanın yaşadığı Meydan Mahallesi, Adana’nın dibinde, susuz. Yine, Şehit Zafer Sabancı Mahallesi susuzluk içerisinde. Bu konuyla ilgili, Özel İdare Genel Sekreterliğini buna çözüm bulunması için aramamıza rağmen, ne yazık ki atanmışların seçilmişlerin üzerinde tahakküm kurduğu bir süreçte telefonumuza bile çıkılmadığı bir süreçten geçiyoruz. Bu vatandaşlarımızın, Adana’ya 45 kilometre mesafede susuzluk yaşayan bu vatandaşlarımızın problemi ne olacak?

BAŞKAN – Sayın Tunç…

12.- Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç’un, muhalefet milletvekillerinin Gezi Parkı olayları nedeniyle polisin şiddet uyguladığına ilişkin beyanlarının doğru olmadığına, asıl şiddete uğrayanın güvenlik güçleri olduğuna ve bu tür olayların teşvik edilmemesi gerektiğine ilişkin açıklaması

YILMAZ TUNÇ (Bartın) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Polisin şiddet kullandığı yönünde beyanda bulunan muhalefet milletvekillerimiz oldu. Görüntüleri izlediğimizde bu beyanların doğru olmadığını, asıl şiddete uğrayanın güvenlik güçleri olduğunu görüyoruz. Maalesef, çıkan olaylarda 1 polisimiz vefat etmiş, 600’den fazla polisimiz yaralanmıştır. Taşla, sopayla polise saldıranların, dükkânları yakıp yıkanların, çevreye zarar verenlerin görüntüleri ortadayken meşru savunma içerisinde olayları önlemek için çalışan polisin suçlanmasının doğru olmadığını belirtmek istiyorum.

Milletimiz huzur istiyor. Bu tür şiddet olaylarının teşvik edilmemesi gerektiğini, milletvekillerimizin bu konuda daha duyarlı olması gerektiğini belirtiyor, saygılar sunuyorum.

BAŞKAN – Gündeme geçiyoruz.

Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır.

Meclis araştırması açılmasına ilişkin üç önerge vardır, okutuyorum:

VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Meclis Araştırması Önergeleri

1.- Antalya Milletvekili Osman Kaptan ve 22 milletvekilinin, kamuoyunda “Hal Kanunu” olarak bilinen 5957 sayılı Kanun’un uygulamasında yaşanan sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/678)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Kamuoyunda Hal Kanunu olarak bilinen 5957 sayılı "Sebze ve Meyveler ile Yeterli Arz ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Malların Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun" 2012 yılı başında yürürlüğe girmiştir. Uygulamada yaşanan aksaklıklar birçok sorunu da beraberinde getirmiş ve üreticiler, toptancılar, belediyeler, tüketiciler olmak üzere tüm tarafların şikâyetine neden olmuştur.

Uygulamadaki aksaklıkların giderilmesi ve ortaya çıkan sorunların çözümü için alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla, Anayasa’mızın 98, TBMM İçtüzüğü’nün 104 ve 105’inci maddeleri gereğince Meclis araştırması açılmasını arz ederiz. 20/03/2012

1) Osman Kaptan                            (Antalya)

2) Bülent Kuşoğlu                           (Ankara)

3) Haluk Eyidoğan                          (İstanbul)

4) Ali Demirçalı                               (Adana)

5) Veli Ağbaba                                (Malatya)

6) Gürkut Acar                                (Antalya)

7) Celal Dinçer                                (İstanbul)

8) Ümit Özgümüş                            (Adana)

9) Mustafa Serdar Soydan               (Çanakkale)

10) Bülent Tezcan                            (Aydın)

11) Mehmet Ali Ediboğlu                (Hatay)

12) Ali Serindağ                              (Gaziantep)

13) Uğur Bayraktutan                      (Artvin)

14) Mehmet Şeker                           (Gaziantep)

15) Ferit Mevlüt Aslanoğlu             (İstanbul)

16) Aytun Çıray                              (İzmir)

17) Rahmi Aşkın Türeli                   (İzmir)

18) Kazım Kurt                               (Eskişehir)

19) Kadir Gökmen Öğüt                 (İstanbul)

20) Ahmet İhsan Kalkavan              (Samsun)

21) Hülya Güven                             (İzmir)

22) Musa Çam                                 (İzmir)

23) Ali İhsan Köktürk                     (Zonguldak)

Gerekçe:

Ülkemiz, dünyada Çin, Hindistan ve ABD'den sonra 4’üncü büyük sebze ve meyve üreticisidir.

TÜİK'in Tarım Bakanlığından aldığı tahminî rakamlara göre 2011 yılında 45 milyon ton sebze ve meyve üretilmiştir. Bunun 17 milyon tonu meyve, 28 milyon tonu da sebzedir.

İç Ticaret Genel Müdürlüğüne göre 2010 yılında üretilen sebze ve meyvenin yaklaşık yüzde 5'i ihraç edilmekte, yüzde 95'i de ülke içinde tüketilmektedir. Ancak bunun yüzde 25'lik bölümü ise tüketim merkezlerine ulaşmadan zayi olmaktadır.

İç pazara sürülen sebze ve meyvenin yüzde 30'u hallerde işlem görmekte, kalan yüzde 70'i de kayıt dışı pazarlanmaktadır.

Toptancı haller, belediyelerce kurulan üretici ve tüccar mallarının pazarlanıp değerlendirilerek paraya çevrildiği, fiyat bulduğu yerlerdir. Yani bir bakıma sebze ve meyve borsasıdır.

Toptancı haller aynı zamanda; belediyelerin rüsum, devlet içinse stopaj toplama yerleridir.

Sebze ve meyve, dayanıklı tüketim malı olmadığı için maliyet esasına göre satılamamaktadır. Raf ömrü kısa olan, çabuk bozulabilen, çürüyebilen, fiyatları da günlük arz ve talebe göre belirlenen mallardır.

Bu yılbaşında uygulamaya konan 5957 sayılı yeni hal kanunundan hiç kimse memnun değildir ve birçok sorunu da beraberinde getirmiştir.

1) Ucuzluk getirilecek denmiş, ucuzluk gelmemiştir. Tüketim bölgelerinden fiyatların yüksek olduğu şikâyeti hâlen gelmeye devam etmektedir. Ürünler, üretim bölgesindeki halin 4-5 katına Ankara ve İstanbul'daki manavlarda satılmaktadır. Eskiden de böyle idi, şimdi de böyledir.

2) Belediyelerin hal müdürlükleri aracılığıyla aldığı, eskiden yüzde 2 olan rüsum geliri, üretim bölgelerinde yüzde 0,25'e inmiştir. Bu gelir ile analiz laboratuvarı, soğuk hava deposu gibi yatırımlar bir yana dursun, halin temizliği bile yapılamayacak duruma gelmiştir. Sadece Finike-Kumluca arasındaki hallerin sebze ve meyve artıkları bir sezonda 500 bin tonu bulduğu, bu kadar çok atığın nasıl temizleneceği söylenmektedir.

3) Komisyoncuların dükkân devir hakları ellerinden alınmıştır. “Kırk elli yıl komisyonculuk yaptıktan sonra çoluğumuz çocuğumuza ne bırakacağız.” diye sormaktadırlar. Üreticilere avans, alıcılara da veresiye mal veren onlardır. Eğer üretim bölgesinde sel, don, dolu gibi bir afet olması durumunda üreticiden mal alınamamakta ve alınan banka kredileri nedeniyle de icralara maruz kalınmaktadır.

Hâlbuki komisyonculuk güvene dayanır. Komisyoncu mal gönderene avans vermezse dükkânına mal gönderen olmaz, veresiye mal vermezse de dükkânından mal alan olmaz.

4) Yeni Çek Kanunu caydırıcı değil, halcinin ve üreticinin aleyhinedir. Çeki veren malı alıp gidecektir. Sonradan da çekin karşılığı çıkmayacaktır. Dolayısıyla gelen de vuracaktır giden de vuracaktır. Komisyoncunun ve üreticinin hakkı nasıl koruncaktır.

5) Hal bildirim sistemi, tamamen konuya hâkim olmayan İç Ticaret Genel Müdürlüğü bürokratlarınca hazırlanmış ve ellerine yüzlerine bulaştırmışlardır. Sistem çökmüş ve çalışamaz duruma gelmiştir.

6) Hal içinde KDV yüzde 1, hal dışında ise yüzde 8'dir. Büyük işletmeler hal içinde küçük bir dükkân alıp sorunu çözmeye çalışmaktadır.

7) Bakanlık rüsum toplama yetkili mercisi olarak sadece Vakıfbankı belirlemiştir. Ancak, Demre gibi her merkezde Vakıfbank olmadığı için mağduriyet yaşanmaktadır.

Yukarıda arz ettiğimiz ve görüşmeler sırasında TBMM Genel Kurulunda arz edeceğimiz nedenlerle bir araştırma komisyonu kurularak konunun araştırılması ve öneriler sunulması gerekmektedir.

2.- Kars Milletvekili Mülkiye Birtane ve 22 milletvekilinin, mevsimlik tarım işçilerinin ulaşım sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/679)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Kadın, çocuk ve yaşlıların da içinde bulunduğu mevsimlik gezici tarım işçilerinin ölümlerine neden olan trafik kazalarının nedenlerinin tespit edilerek, trafiğe uygun araçlarla ve uygun koşullarda ulaşımlarının sağlanması amacıyla alınacak tedbirlerin belirlenmesi için Anayasa’nın 98'inci, TBMM İçtüzüğü’nün 104’üncü ve 105’inci maddeleri uyarınca meclis araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.

1) Mülkiye Birtane                          (Kars)

2) Pervin Buldan                             (Iğdır)

3) Hasip Kaplan                              (Şırnak)

4) Sırrı Sakık                                   (Muş)

5) Murat Bozlak                              (Adana)

6) Halil Aksoy                                 (Ağrı)

7) Ayla Akat Ata                             (Batman)

8) İdris Baluken                               (Bingöl)

9) Hüsamettin Zenderlioğlu             (Bitlis)

10)  Emine Ayna                             (Diyarbakır)

11) Nursel Aydoğan                        (Diyarbakır)

12) Altan Tan                                  (Diyarbakır)

13) Adil Zozani                               (Hakkâri)

14) Esat Canan                                (Hakkâri)

15) Sırrı Süreyya Önder                  (İstanbul)

16) Sebahat Tuncel                          (İstanbul)

17) Erol Dora                                  (Mardin)

18) Ertuğrul Kürkcü                        (Mersin)

19) Demir Çelik                               (Muş)

20) İbrahim Binici                           (Şanlıurfa)

21) Nazmi Gür                                (Van)

22) Özdal Üçer                                (Van)

23) Leyla Zana                                 (Diyarbakır)

Gerekçe:

Tarımsal üretimin yoğunluk kazandığı bu mevsimde her yıl olduğu gibi yine on binlerce gezici tarım işçisinin mevsimlik göçü başlamıştır. Türkiye'de her yıl onlarca gezici tarım işçisi, ulaşım sırasında meydana gelen trafik kazaları sonucu hayatını kaybediyor. Yaşadıkları illerde iş imkânı bulamayan, gittikleri illerde ise sosyal güvenceden yoksun, günlük 20 liraya çalışan yaşlı, çocuk ve kadınların da içinde bulunduğu işçiler, ulaşım masraflarını karşılayamadıkları için topluca kamyon kasalarına bindiriliyor ve trafiğe çıkması uygun olmayan araçlarla yaptıkları yolculuklarda kazalara kurban gidiyor.

Yıllardır devam eden bu sorun hala çözülebilmiş değildir. Oysaki, 2009 yılında yayınlanan İçişleri Bakanlığı genelgesinde bu soruna dikkat çekilmiş ve çözüm bulunacağı yönünde düzenleme yapılacağı ileri sürülmüştü. Ancak geldiğimiz aşamada bu sorunun çözümüne yönelik hiçbir ilerleme kaydedilmemiş, genelgede belirlenen hiçbir önlem hayata geçirilmemiş. Bu nedenle her yıl onlarca kaza meydana geliyor. 27/1/2011 tarihinde Ankara'nın Beypazarı ilçesinde meydana gelen kazada çocukların da içinde bulunduğu Mardin doğumlu 11 kişi hayatını kaybetmişti. Yoksulluk ve yokluk içinde kamyon kasalarında ucuz iş gücü olarak diğer kentlere taşınan ve çoğu Kürt olan vatandaşlarımız, ekmek parası için düştükleri yollarda tabutlarla topraklarına geri gönderiliyor. Kamyon kasalarında başlayan yolculukları çoğu kez trafik kazalarında ölümle sonlanıyor. Bu yıl da önlem alınması yönünde bir adım yok. Anlaşılan o ki işçi ölümlerine yine seyirci kalınacak.

Mevsimlik gezici tarım işçisi olarak çalışmak amacıyla bulundukları illerden diğer illere aileleri ile birlikte giden işçilerin, barınma, eğitim, sağlık, güvenlik, sosyal çevreyle ilişkiler, çalışma ve sosyal güvenlik sorunlarının çözümü için tedbirleri içeren Başbakanlık genelgesi ise 28 Mart 2010 tarihinde Resmî Gazete’de yayınlanmıştı. Genelge, mevsimlik gezici tarım işçilerinin sorunlarına çözüm bulunması yönünde önemli hususlar içeriyor olsa da bu hususların bir tanesinin bile hayata geçirilmesinde başarılı olunamamış, tarım işçilerinin olumsuz şartlarda tüm güvencelerden yoksun çalıştırılmasına devam edilmiştir. Mevsimlik gezici tarım işçilerinin, barınma, eğitim, sağlık, güvenlik, sosyal çevreyle ilişkiler, çalışma ve sosyal güvenlik konusunda devlet tarafından ya da işveren tarafından sunulan hiçbir imkânı mevcut değildir. Mevsimlik işçilerin çalışma ve ücret koşulları son derece yetersiz olmakla beraber yaşadıkları ulaşım sorunlarına çözüm bulunmaması hâlinde daha çok can kaybı olacağı ortadadır.

Uzun mesafelerden gelen mevsimlik tarım işçileri, kamyon kasaları, traktör römorkları ya da tıka basa doldurulan araçlarda yolculuk yapmaya devam etmektedirler. Mevsimlik gezici tarım işçilerinin bütün sorunlarının ele alınarak çözüm bulunması gereklidir. Can güvenlikleri ile doğrudan ilgili olan ulaşım konusu ise acil çözüm bulunması gereken bir durumdur.

Hükûmetin mevsimlik tarım işçilerinin sorunlarına bütüncül bir çözüm sunmayacağı ortada. Ancak en azından mevsimlik gezici tarım işçilerinin göç döneminde yolculuklarının güvenli ve sağlıklı bir şekilde yapılabilmesi maksadıyla göç alan ve göç veren yerler arasında ulaşım ile ilgili koordinasyon sağlanmalı, trafik denetimleri artırılmalı, araç ve trafik güvenliğinin gerektirdiği kontroller hassasiyetle ve sıklıkla yapılarak yaşanan trafik kazaları sonlandırılarak işçi ölümlerine engel olunmalıdır. Soruna kalıcı çözümler bulunması için bir Meclis araştırması açılması gereklidir.

3.- Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel ve 21 milletvekilinin, özel güvenlik görevlilerinin özlük hakları, sağlık problemleri ve diğer sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/680)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Özel güvenlik görevlilerinin özlük hakları, sağlık problemleri ve diğer sorunlarının araştırılması ve gerekli önlemlerin alınması amacıyla Anayasa’mızın 98’inci, Türkiye Büyük Millet Meclisi İç Tüzüğü'nün 104’üncü ve 105’inci maddeleri gereğince Meclis araştırması açılması için gereğini saygılarımızla arz ederiz.

1) Ruhsar Demirel                           (Eskişehir)

2) Oktay Vural                                (İzmir)

3) Mehmet Şandır                            (Mersin)

4) Ali Uzunırmak                            (Aydın)

5) Oktay Öztürk                              (Erzurum)

6) Özcan Yeniçeri                            (Ankara)

7) Erkan Akçay                               (Manisa)

8) Enver Erdem                               (Elâzığ)

9) Hasan Hüseyin Türkoğlu            (Osmaniye)

10) Kemalettin Yılmaz                     (Afyonkarahisar)

11) Sadir Durmaz                            (Yozgat)

12) Yusuf Halaçoğlu                       (Kayseri)

13) Ali Öz                                       (Mersin)

14) Emin Çınar                                (Kastamonu)

15) Seyfettin Yılmaz                        (Adana)

16) Mesut Dedeoğlu                        (Kahramanmaraş)

17) Lütfü Türkkan                           (Kocaeli)

18) Celal Adan                                (İstanbul)

19) Sümer Oral                                (Manisa)

20) Ahmet Kenan Tanrıkulu            (İzmir)

21) Emin Haluk Ayhan                   (Denizli)

22) Mustafa Kalaycı                        (Konya)

Gerekçe:

Kamu ve özel kurum ve kuruluşlarda, alışveriş merkezleri, hatta ikamet ettiğimiz site vb. yapılarda dışarıdan gelebilecek tehditlere karşı koruma ve güvenlik önlemleri her geçen gün artırılmakta, seçenekleri sürekli geliştirilmektedir.

Kamu güvenlik hizmetlerinin yetersizliği ve güvenlik hizmetlerine duyulan ihtiyacın her geçen gün artmasıyla özel güvenlik şirketlerinin kamusal alandaki faaliyetlerine izin verilmiş, yasa ve yönetmeliklerle de görev ve sorumlulukları belirlenmiştir. Özel güvenlik hizmetlerinin hayatımızı kolaylaştırmada ve güven duygusu içinde yaşamımızı sürdürmemizdeki önemi herkes tarafından kabul edilen bir gerçektir.

5188 Sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun kapsamında, kamu güvenliğini tamamlayıcı mahiyette hizmetleri yerine getiren özel güvenlik şirketleri, teknoloji ve insan gücünü bir arada kullanarak, koruma ve güvenlik seçeneklerini kişiye ve kuruma özel olarak sürekli geliştirmektedir. Elektromanyetik alan esasına dayalı duyarlı kapılar ve metal dedektörleri ile x-ray cihazları, güvenlik görevlilerinin teknolojik yardımcılarıdır.

Her gün en az bir kez geçtiğimiz ve aslında pek farkında olmadığımız güvenlik noktaları, bina girişlerinde, kapılara oldukça yakın yerlerde bulunmaktadır. Güvenlik görevlilerinin hemen yanında durduğu, çanta vs. eşyamızın içinden geçirildiği x-ray cihazlarının üzerinde "dikkat radyasyon yayar" ibaresi bulunmaktadır. Araştırmalara göre, gün içinde birden fazla geçildiğinde, radyasyon eşyalarımızda ve özellikle gıda maddelerinde birikmektedir. Ayrıca x-ray cihazının hemen yanında çalışan güvenlik görevlisi de düşük doz radyasyonun uzun süreli etkilerine maruz kalmaktadır.

Ayrıca 5188 sayılı Yasa’ya tabi olarak çalışan özel güvenlik görevlileri, 24 saat esasına dayalı ve vardiyalı olarak görev yapmaktadırlar. Uzun çalışma saatleri ve işten çıkarılma endişesiyle yapılan fazla mesailer nedeniyle dikkat bozuklukları yaşanmakta, asosyal kişilik bozuklukları, kronik yorgunluk ile açık alanda veya kapı girişlerinde çalıştıkları için sürekli sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kalmaktadırlar.

Görevleri esnasında tanık oldukları bazı olaylar nedeniyle görevleri sonrasında da tehdit, gasp, yaralanma ve hatta ölümle yüz yüze gelebilmektedirler.

Büyük risklerle görevini ifa eden özel güvenlik görevlilerinin özlük hakları, ücret, kıdem tazminatı, silah tazminatı ve görevde yükselme gibi problemleri de motivasyonu azaltıcı ve tükenmeyi artırıcı nedenler arasında önemli yer teşkil etmektedir.

Araştırmanın genel amacı, günümüzde giderek yaygınlaşan özel güvenlik hizmetleri çalışanlarının, sağlığını tehdit eden etmenlerin ortadan kaldırılması, motivasyonu arttırıcı ve tükenmeyi önleyici tedbirlerin alınmasıdır. Araştırmanın alt amaçları;

1) Ülkemizde faaliyet gösteren güvenlik şirketi ve çalışanlarının sayısını belirlemek,

2) Çalışanların haftalık mesai saatlerini belirlemek,

3) Radyasyon yayan cihazların güvenlik görevlileri üzerindeki etkilerini belirlemek,

4) Radyasyon yayan cihazların kalibrasyonlarının hangi sıklıkta yapıldığını belirlemek,

5) Güvenlik hizmetlerinde çalışan personelin sağlık kuruluşuna başvurma sayı ve sıklığını belirlemek,

6) Güvenlik görevlilerinin psikososyal iyiliklerinin sağlanabilmesi için gerekli koşulları belirlemek,

7) Motivasyonu artırmaya yönelik özlük hakları ve ücret gibi konularda yapılabilecek düzenlemeleri belirlemek.

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Önergeler gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki görüşmeler, sırası geldiğinde yapılacaktır.

Birleşime yirmi dakika ara veriyorum.

 

Kapanma Saati: 15.48

İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 16.32

BAŞKAN: Başkan Vekili Meral AKŞENER

KÂTİP ÜYELER: Özlem YEMİŞÇİ (Tekirdağ), Fatih ŞAHİN (Ankara)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 125’inci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.

VII.- ÖNERİLER

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri

1.- MHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin “Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler” kısmında yer alan Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel ve arkadaşları tarafından çocukların uyuşturucu kullanımı konusunun araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi (10/448); Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin ve arkadaşları tarafından 10/10/2012 tarih 6285 sayı ile uyuşturucu madde bağımlılığı ve kaçakçılığının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi; Tokat Milletvekili Reşat Doğru ve arkadaşları tarafından 13/11/2012 tarih 6735 sayı ile uyuşturucu ile mücadele konusunun araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergelerinin Genel Kurulun 26 Haziran 2013 Çarşamba günkü birleşiminde okunarak görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

                                                                                                           Tarih: 26/6/2013

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Danışma Kurulu 26/6/2013 Çarşamba günü (bugün) toplanamadığından grubumuzun aşağıdaki önerisinin  İç Tüzük'ün 19'uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını arz ederim.

Saygılarımla.

                                                                                                            Mehmet Şandır

                                                                                                                  Mersin

                                                                                                   MHP Grup Başkan Vekili

Öneri:

Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin “Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler” kısmında yer alan Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel ve arkadaşlarının (10/448) esas numaralı "Çocukların uyuşturucu kullanımı konusunun araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi" ve Hatay Milletvekili Şefik Çirkin ve arkadaşlarının 10 Ekim 2012 tarih, 6285 sayı ile TBMM Başkanlığına vermiş olduğu "Uyuşturucu madde bağımlılığı ve kaçakçılığının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi" ve Tokat Milletvekili Reşat Doğru ve arkadaşlarının 13 Kasım 2012 tarih, 6735 sayı ile TBMM Başkanlığına vermiş olduğu, "Uyuşturucu ile mücadele konusunun araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi" amacıyla verdikleri Meclis araştırma önergelerinin 26/6/2013 Çarşamba günü (bugün) Genel Kurulda okunarak görüşmelerinin bugünkü birleşiminde yapılması önerilmiştir.

BAŞKAN - Milliyetçi Hareket Partisi Grubu önerisinin lehinde Tokat Milletvekili Sayın Reşat Doğru.

Buyurunuz. (MHP sıralarından alkışlar)

REŞAT DOĞRU (Tokat) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Okullarımızda uyuşturucu kullanma ve madde bağımlılığı durumunun tespiti ve alınması gereken önlemlerle ilgili olarak vermiş olduğumuz Meclis araştırması önergesiyle ilgili söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

26 Haziran Birleşmiş Milletlerce Dünya Madde Kullanımı ve Kaçakçılığıyla Mücadele Günü olarak kabul edilmiştir. Ben de bu günü kutluyorum, duyarlılığı olan herkesi de tebrik ediyorum.

Ülkemizde uyuşturucu madde kullanımı, dünyada birçok ülkede olduğu gibi, her geçen gün artmaktadır. Uyuşturucu kullanım yaşı da 11 yaşlara kadar inmiştir yani ilköğretim çocuklarına kadar yaş inmiştir. Bu çok vahim bir tablodur. Okullarımızda bu yönlü araştırmalar yapılıp gerekli önlemler mutlaka alınmalıdır. Vermiş olduğumuz araştırma önergesinin de mahiyeti bu yönlüdür.

Günümüzde madde kullanımının önüne geçilmediği takdirde, ülkelerin en önemli sorunu olarak karşımıza çıkmaya devam edecektir. AKP iktidarının sosyal düzende yapmış olduğu tahribatlar, maalesef, aileleri birçok sıkıntı ile karşı karşıya bırakmıştır. Ülkemizde çiftçi, memur, emekli, işçi, iş adamı, esnaf çok büyük sıkıntı içerisindedir. Bunlara bağlı olarak borçlar ödenememekte, her gün icralarla karşı karşıya kalınmaktadır. Bu da toplumun psikolojisini bozmakta, insanları umutsuzluğa itmektedir. Sonuçta da insanlarda madde kullanımı her geçen gün artmaktadır. Gençler, erişkinler, kadınlar, yaşlılar, maalesef, her geçen gün madde bağımlılığıyla karşı karşıya bulunmaktadır. AKP iktidarı mutlaka bu gençleri görmelidir, bu insanları görmelidir. Başta büyük şehirler olmak üzere birçok ilimizde uyuşturucu ve diğer madde bağımlısı sayısı artmaktadır, aileler dağılmaktadır. Millî Eğitim, Aile ve Sosyal Politikalar, Sağlık Bakanlığı yetkilileri gençlere süratli ama süratli bir şekilde sahip çıkmalı, daha doğrusu halka sahip çıkmalıdır. Bakanlıklar maalesef pansuman tedbirlerle bu önemli konuyu geçiştirmektedir, bir çözüm yolu maalesef bulmamaktadır.

Sayın milletvekilleri, tabii, bununla ilgili, çok değişik, yapılan araştırmalar vardır. Bilhassa TUBİM’in yapmış olduğu araştırmalar, çeşitli kurum ve kuruluşların yapmış olduğu araştırmalar, TÜİK’in yapmış olduğu araştırmalar olayın ne kadar vahim bir durumda olduğunu ve acil önlemler alınması gerektiğini de göstermektedir. Örneğin 15-34 yaş grubundaki herhangi bir maddenin kullanım oranı, esrar dâhil, neredeyse yüzde 1’ler, yüzde 1,6’lar seviyesine yükselmiştir. Bu da çok ciddi manada değerlendirilmesi gereken bir durumdur. Öğrenciler arasında yapılan araştırmalarda herhangi bir yasa dışı bağımlılık yapan maddelerin en az bir kere denenmesi oranı yüzde 1,5 olarak görülmüştür. Bu oran erkeklerde yüzde 2,3; kızlarda 0,7 olarak hesaplanmıştır. Öğrencilerin yüzde 1,1’inin ailesinde, maalesef, tütün, sigara kullanımı ya da alkol kullanımı gibi bir madde kullanımı vardır. Bunlarda maddeyi ilk kez kullanma yaşı özellikle 14 yaş civarındadır.

Bu araştırma sonuçlarına bakılınca, konu ülkemiz için çok önemlidir. Anayasa’mızın 58’inci maddesinde “Devlet, gençleri uyuşturucu maddelerden korumak için gerekli tedbirleri alır.” denildiğine göre, maalesef bu tedbirler alınmamaktadır yani koruyucu tablo maalesef yerine getirilmemektedir. Bundan dolayı da çevresel önleme çalışma grupları mutlaka ve mutlaka oluşturulmalıdır. Okul, aile, toplum odaklı çalışmalar mutlaka yapılmalıdır.

Sayın milletvekilleri, bu büyük tehdide rağmen okullarımızda, dokuz yıldır, uyuşturucu madde kullanımı konusunda araştırma maalesef yapılmamıştır. Avrupa’da uygulanan ve ülkemizde uygulanması istenen ESPAD (Avrupa gençlerde Madde Kullanımı Değerlendirme Projesi) 2003 yılından itibaren, Millî Eğitim Bakanlığı izin vermediği için maalesef yapılmamaktadır. Millî eğitim bakanlarının hepsine ama hepsine müteaddit defalar buradan konuşmalarımızda, araştırma önergelerimizde, soru önergelerimizde söylemiş olmamıza rağmen, “Gelin, bu ESPAD Projesi’ni yapalım, Türkiye genelinde okullarımızdaki madde kullanımını, uyuşturucu kullanımını tespit edelim.” demiş olmamıza rağmen, maalesef ama maalesef bir türlü bu konuda ilerleme yapılmamış, hiçbir Millî Eğitim Bakanı şu ana kadar bununla ilgili çalışmayı başlatmamıştır. Bu doğru değildir. Ülkemizde çocuklarımız ve gençlerimizde bu alışkanlık artarak devam etmektedir. Bunun sorumlusu da tabii, bu izni vermeyen bakanlarımız ve yetkililerimizdir.

AKP iktidarında işsizlik ve yoksullukla yeterli mücadele maalesef sağlanmamaktadır. Emeklisinden memuruna, esnafına ve çiftçilerine kadar, iş adamlarına kadar, engellilerine kadar, çok zor şartlar altında yaşam mücadelesi verilmektedir. Evde geçim zorluğu aile bağlarını etkilemekte ve çocuklar ilgisiz ve sahipsiz kalabilmektedir. Ayrıca, aile bireyleri arasındaki çeşitli diyalogsuzluk da çocukları dışarıya, dış dünyaya sevk etmekte, kötü alışkanlıklarla baş başa bırakmaktadır. Sonuçta çocuklarımız kabul edilemeyecek, çok kötü durumlarla karşılaşmaktadır. Bundan dolayı da başta siyasiler olmak üzere, özellikle Hükûmetin yetkilileri olmak üzere, bütün toplum fertlerinin hepsi -STK’lar dâhil- sorumludur.  Dolayısıyla bu yönlü olarak gençler üzerindeki bu hadiseleri çeşitli projeler, meşguliyetlerle yönlendirmek dururken, maalesef, aile bağlarını kuvvetlendirmiyoruz, çeşitli projeler yapmıyoruz.

Sayın milletvekilleri, madde temininden tutun da uyuşturucu kullanımına kadar her yerde devlet müdahil olmalıdır. Bugün ülkemiz ağır bir PKK saldırısıyla karşı karşıyadır. PKK’nın ve diğer terör örgütlerinin gelir kaynaklarının başında, birçoğunda uyuşturucu ticaretinin olduğu da maalesef her geçen gün ortaya çıkmaktadır ve belirtilmektedir. Bunun yaklaşık olarak 10 milyar doların üzerinde bir paraya tekabül ettiği de ifade edilmektedir yani 10 milyar doların üzerindeki para, terör örgütlerinin elinde, uyuşturucudan kazanılmaktadır.

Bakınız, son günlerde basına da yansıyan şekliyle, Doğu ve Güneydoğu Bölgesi’nde KCK yapılanmaları, PKK yapılanmaları, kolluk kuvveti yapılanmaları vardır. Bunlar doğru değildir. Hükûmetin süratli bir şekilde, bu yönlü olarak buralara müdahale etmesi gerekmektedir. Özellikle diyorum, bakınız, KCK yapılanmaları neredeyse oradaki asayişi ve oralardaki güvenliği sağlar pozisyona gelmişlerdir. Tabii, gelmiş de ne olmuştur? Hem orada asayişsizlik ortaya çıkmış ve beraberinde uyuşturucu ticaretinin de -hem sentetik uyuşturucular olsun hem organik uyuşturucular olsun- yolu açılmıştır, önü açılmıştır. Yani, şu anda maalesef sınırlarımız kevgir hâline dönmüştür, kaçakçılık almış başını gitmektedir.

İşte, bu yönlü olarak, gençlerimiz zehirleniyor diyoruz. Gençlerimizin zehirlenmesi esnasında PKK terör örgütü, işte, en büyük gelir kaynağını buradan elde ediyor diyoruz ama onun yanında Hükûmetin de maalesef seyretmekte olduğu ve bu şekilde geliş geçişlerin kaçakçılığı neredeyse artık kanuni hâle getirmiş olduğu bir zaman dilimini yaşıyoruz. Bu doğru değildir. Bu, ülkemize yapılan bir yanlıştır, milletimize yapılan bir yanlıştır. Bu çocuklar bizim çocuklarımızdır, bu ülke bizim ülkemizdir. Bu ülkeyi bölmeye, parçalamaya, yok etmeye, millî birlik ve beraberliğimizi bozmaya hiç kimsenin ama hiç kimsenin hakkı olmamalıdır.

Bakınız, ülkemiz uyuşturucu olayları konusunda sıkıntı içerisindedir diyoruz. 2011 yılında ülkemizde 67.099 uyuşturucu olayı meydana gelmiş, bu olaylardan da 105.665 kişi yakalanıp adliyeye sevk edilmiştir. Bu olayların yüzde 87’si uyuşturucu ve madde kullanımı bulundurma, yüzde 13’ü ise satma ve kaçakçılık suçlarından oluşmaktadır. Yani cezaevlerinde uyuşturucu suçundan yatanların oranı devamlı olarak artmaktadır ve maalesef, o artış da gün geçtikçe kabul edilemeyecek konumlara gelmeye başlamıştır.

Saygıdeğer milletvekilleri, 2007 döneminde yani 23’üncü Dönemde Meclisimiz bir araştırma komisyonu kurmuştur, madde bağımlılığının araştırılmasıyla ilgili komisyon kurulmuştur. Hatta, kurulan bu komisyon çok önemli çalışmalar yapmış olmasına rağmen, bu komisyonun yapmış olduğu çalışmalardan sonra ortaya konan raporla ilgili hiçbir çalışma maalesef yapılmamıştır. Ülkemizde uyuşturucu sorunu vardır diyoruz. Bununla ilgili, o raporun son bölümünde  bununla ilgili deniyor ki: “Yeni bir kurum oluşturulmalıdır.” Bakınız, şu anda ülkemizde neredeyse TUBİM, yani kaçakçılıkla ilgili KOM Dairesi bu işi almış başının üzerine, götürüyor. TUBİM bundan on-on beş gün önce uluslararası bir konferans tertip etmiştir ve bu yönlü olarak da çalışmalarına yoğun bir şekilde devam etmektedir. Ben buradan TUBİM çalışanlarına, TUBİM yetkililerine en küçük memurundan amirine kadar teşekkürlerimi ve şükranlarımı arz ediyorum.

Ama, uyuşturucu kullanımı, değerli arkadaşlar, bir hastalıktır, önemli bir sorundur. Bu sorunu öyle basit şekilde geçiştirmek mümkün değildir. Yani İçişleri Bakanlığı da bunda sorumlu olmalıdır, Sağlık Bakanlığı da sorumlu olmalıdır, aileyle ilgili Bakanlık da sorumlu olmalıdır, hatta Gençlik ve Spor Bakanlığı da bu konuyla -maalesef- sorumlu olmalıdır ama gördüğümüz kadarıyla, bunların hepsi bir kenara itilmektedir. Bakınız, 26 Haziran tarihi diyoruz, işte, Birleşmiş Milletlerce Uyuşturucu ve Kaçakçılıkla Mücadele Günü olarak dünyaya ilan edilmiştir ama geçmiş yıllara bakıyorsunuz, 26 Haziran tarihinde, sadece, işte, TUBİM’in İstanbul’da Taksim Meydanı’nda veya Ankara’da Kızılay Meydanı’nda, oluşturmuş olduğu broşürleri dağıtmakta olduğunu fakat diğer bakanlıkların çok fazla bir şey yapmamış olduğunu görüyoruz. Bunlar doğru değildir. İhtisas mahkemeleri de kurulmalıdır, yeni bir birim de oluşturulmalıdır ve Türk insanı, Türk çocuğu, Türk gençliği korunmalıdır. Bunu korumadığımız zaman, gelecek nesillerimize ihanet etmiş oluruz.

Bu ihaneti de hiç kimse kaldıramaz diyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. Önergemiz de mutlaka ama mutlaka her hâliyle karşılık görecektir diye umut ediyorum.

Saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Doğru.

Milliyetçi Hareket Partisi Grubu önerisinin aleyhinde Van Milletvekili Sayın Özdal Üçer.

Buyurun. (BDP sıralarından alkışlar)

ÖZDAL ÜÇER (Van) – Sayın Başkan, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Teknik olarak aleyhinde almış olduğumuz söz hakkını fiilî olarak lehinde değerlendirmek istiyoruz fakat sayın hatibin konuyu izah ederken bazı yanlış bilgilerle kamuoyunu farklı bilgilendirmesine katılmadığımızı belirtmek istiyoruz. Bu ülkede yaşanan bütün olumsuzlukların kaynağı olarak PKK’yi göstermesi fikrine katılmadığımızı açıkça belirtmek istiyorum.

Değerli arkadaşlar, hani bize herkes diyor ya “Gerçekleri anlatın, hikâye anlatmayın”, ben de hikâye olarak, hikâyelerden gerçekleri anlatmaya çalışacağım. Millî Eğitim Bakanlığına bağlı, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na, kanunlarına, yönetmeliklerine, tüzüğüne göre işleyen bir resmî devlet okulunu düşünün. Van’da, Bingöl’de, Diyarbakır’da, İstanbul’da, İzmir’de, Antalya’da, herhangi bir Türkiye ilinde, bölgesel olarak Kürdistan ya da Türkiye metropolleri, farklı, nasıl isimlendirirseniz öyle ama Millî Eğitim Bakanlığına bağlı bir okulda, okulun bahçesinde, polis gözetimi varken birileri ilkokul çocuklarına uyuşturucu satabiliyorsa ve bunun da sorumluluğu PKK’ye yükleniyorsa burada büyük bir yanlış var. Evet, bahsettiğim olay böyle. Van’da da, İstanbul’da da, Antalya’da da, Diyarbakır’da da bizzat devletin polisleri kontrolünde, yargı mekanizmasının kontrolünde ilkokul çocuklarına eroin satılmasına, esrar satılmasına müsaade ediliyor. Ve hatta, geçenlerde Van’daki olayda gördünüz, polisler bizzat eroin nakliyatından alındılar.

Peki, yakalanmayanlara ne denecek? Kaç şebeke var bu işleyişte? Düşünün, hudut karakol birlikleri var. Van’ın Başkale, Özalp, Saray, Çaldıran, Hakkâri’nin Yüksekova, Şırnak’ın… Sınırlardan geçen çocuklar Roboski’deki gibi katledilebiliyor, bir bidon mazot için. Van’da Çaldıran’da bir çocuk, bir bidon mazot getirdi diye devletin ordusunun askeri tarafından katledilebiliyor ama aynı sınırdan bir kamyon yüküyle eroin İstanbul’a kadar gidebiliyor. Peki, bu eroin yüklü kamyonu yakalamayan asker sorumlu değil mi, yargı sorumlu değil mi? Başkale hâkim, savcıları, kendi araçlarında o numune olarak kullanılacak eroinleri ne yaptılar? Bununla ilgili nasıl bir soruşturma yürüdü? Bazı şeyleri eğri oturup doğru konuşmak lazım. Ben gençliğe, çocukluğa karşı arkadaşlarımızın, milletvekili arkadaşlarımızın duyarlılığını anlıyorum ama hangi sorun olursa olsun, gerçek manada tanımlanmayan, gerçekliğiyle bilinmeyen hiçbir sorunu çözebilmek mümkün değildir.

Yüksekova’dan bir kamyon eroin giriyor, İstanbul’dan çıkıyor ama Yüksekova’da bir çocuk, bir bidon mazot diye, kaçakçı diye katledilebiliyor. Oradan buraya geçerken, siz bir turist olarak bile Yüksekova’dan Tatvan Balaban’a kadar geldiğiniz zaman 11 defa arama noktasından geçiyorsunuz. Bu aramayı yapanlar PKK’nin gerillaları değil; bu aramayı yapanlar Türk ordusunun askerleri, Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığına bağlı polisler ve oranın denetimini yapan yargı güçleri. Bazı şeyleri gerçek değerlendirmek lazım.

Üniversitelerde gençlere dönük yozlaştırma operasyonlarını herkes biliyor. Bakın, Kürdistan’da Kürt gençleri, Türk gençleriyle kol kola, omuz omuza, bu yozlaşıma karşı, fuhuşa, eroin bağımlılığına ve benzeri yozlaşımlara karşı yürüyor. Polis ne yapıyor? Dünyada bunun kadar güzel bir amaç var mı ki gençler eylem yapsın? Silah yok, şiddet yok ama “gençler yozlaştırılmasın, eroin batağına düşürülmesin, fuhuş batağına düşürülmesin diye yürüyüş yapılıyor, bu ülkenin -Sayın Başbakanın dediği gibi- demokrasi sınavından geçmiş polisleri o gençlere gaz bombası atıyor, kiminin gözünü çıkaracak belki Gezi Parkı’ndaki gibi. Daha önceden Ceylan Önkol -yüzlerce defa dile getirdik- bu ülkede askerin bombasıyla katledildi, Uğur Kaymaz devletin polisinin silahıyla, mermisiyle katledildi, üniversite öğrencileri hakeza ama eroin şebekelerinin bu Ankara’da diktiği gökdelenleri görmüyorsanız, onların ortaklarının kim olduğunu görmüyorsanız, bu sorunu çözebilmeniz mümkün değil. İstanbul’da kimlerin ortak olduğunu açıklayabilirsiniz, kim olursa olsun. Değerli arkadaşlar, kim olursa olsun -Samimi olmak lazım- kim olursa olsun… Bunun gelen zararının hepimizin çocuklarına, bu vatandaşın çocuklarına, gençlerine dönük bir zarar olduğunu görmek lazım.

Düşünün, İstanbul’da, demokrasi eylemi için çıkan insanlar, bir genç kızı, elindeki su şişesi bomba sayılıyor ama ta Afganistan’dan gelen eroin, eroin sanılıp alınmıyor. Peki, bunu görmezden gelen polis, bunu görmezden gelen vali, bunu görmezden gelen asayiş komutanlığı, bunu görmezden gelen hukuk sistemi sorumlu değil mi?

Hiç kimse, kusuru, kabahati, okulun bahçesinde torbacılık yapan diğer uç bağlantılara yüklemesin. Bizzat devlet kontrolünde Türkiye’de bir transit geçiş noktası var ve bundan da Türk, Kürt, Alevi, Laz, Çerkez, gençler, çocuklar zarar görüyor. Eğer çözüm, gerçek manada çözüm aranacaksa bu sorunun üzerine gerçek manada gidilir ve bu araştırma komisyonuna, bu araştırma önergesine herkes oy verir, gider.

Biz de bu araştırma önergesine olumlu oy vereceğiz ama içerik değerlendirmelerine karşı, karşıt görüşlerimizi belirttiğim şekilde ifade ederek.

Düşünün, hâlâ, iki yıldır Van’da depremin… Van konusuna geçiyorum tekrar çünkü dün, öbür gün kuralar çekildi, güya noter huzurunda. Ama kim çekti? Milletvekili çekti. Kimi çekti? Amcasının oğlunu çekti. Vali çekti. Kimi? Öbür milletvekilinin dayısının oğlunu çekti. Böyle bir kurayla kimseyi kandıramazsınız.

Düşünün, bir milletvekilinin 20 tane akrabasının 20’si de kuradan çıkıyor ama konteynerde kalan 200 aileden 7 kişiye kura çıkıyor. Matematiksel istatistik bilgisi olan insanlar bunun olasılık hesabını yapsın bakayım; 20 kişiden 20 çıkıyor, 200 kişiden 7 kişi çıkıyor. Siz zar atsanız bile bu kadar düşeş atamazsınız ama onların zarları hep düşeş geliyor.

İşte, yüz yıldır devam eden Zilan katliamı bu depremden bu yana devam edip geliyor. Bu hafta da bizzat bu devletin güçlerinin yapmış olduğu bir jenosidin, bir soykırımın, bir katliamın yıl dönümünün başlangıcı, aylarca süren ve on binlerce Kürt’ün sadece ve sadece Kürt olduğu için katledildiği Zilan katliamının yıl dönümü. Bu hafta sonu gene, Erciş halkıyla beraber Zilan katliamının şehitlerini anmak üzere Zilan Deresi’nde birlikte olacağız ve Zilan’da hâlâ yankılanan tek ağıt var. Çok büyük bir çelişkidir, insanlar halaylarında bile Zilan için yaktıkları ağıtlarla halay çekiyorlar. İnsanlar halaylarında bile Zilan için yaktıkları ağıtlarla halay çekiyorlar ve o ağıt nedir, biliyor musunuz? “…” (x) Bunun şarkısını, bunun melodisini söyleyerek insanlar Zilan’da akan kanın, Zilan’da yitip giden canların ağıdını hâlen düğünlerinde, yaslarında dile getiriyorlar ama bu konularla ilgili, bu ülkede devletin güçlerinin kontrolüyle ilgili samimi bir şeffaf uygulamaya gidilmesi lazım. Bir slogan attı diye bir genç kafasından vurulabiliyorsa, 1 ton eroin satan kişiye bu ülkenin sunmuş olduğu lütufların çelişkisini görmek lazım ve Zilan’ı da unutmadık, katledilen çocuklarımızı, gençlerimizi de unutmadık, unutmayacağız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÖZDAL ÜÇER (Devamla) - Bu ülkede özgürlük ve eşitlik doğrultusunda, insanlık onuruna yaraşır bir düzen için her şekilde duyarlı girişimi destekleyeceğiz.

Teşekkürler. (BDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

REŞAT DOĞRU (Tokat) – Sayın Başkanım, şahsıma sataşma olmuştur, söz istiyorum.

BAŞKAN – Buyurun.

VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR

1.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Van Milletvekili Özdal Üçer’in MHP grup önerisi üzerinde yaptığı konuşma sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

REŞAT DOĞRU (Tokat) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Madde bağımlılığı, uyuşturucu kullanımı dünyanın en yanlış bir şeyidir.

Tabii, bunun bir ticareti vardır, bunun temini vardır. Kim bu konuda suçluysa, askerdir, polistir -aynen kabul ediyorum- bunun suçunu aynı şekilde devlet tespit etmeli, yakalamalı, hatta en ağır ceza da verilmelidir. Bununla ilgili de ihtisas mahkemeleri kurulmalıdır, özel mahkemeler kurulmalıdır diye de söylemek istiyorum.

                              

(x) Bu bölümde Hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.

TUBİM’in yapmış olduğu çalışmalar önemli çalışmalardır, devam etmelidir. Ancak, şurası bir gerçektir, Doğu ve Güneydoğu’da -yapılan araştırmalar da bunu göstermiştir, dünyadaki uyuşturucu ticareti de göstermiştir- PKK terör örgütü tarafından burası, yani uyuşturucu ticareti desteklenmektedir. Yaklaşık olarak 10 milyar doların üzerinde bir para da burada kullanılmaktadır.

Bakınız, sayın konuşmacı “Ankara’da İstanbul’da gökdelenler var.” dediler. Değerli arkadaşım, siz o zaman Ankara’daki gökdelenlerin kimlerin olduğunu veyahut da batıdaki, bilhassa otellerin sahiplerinin kimler olduğunu ve şahısların kimler olduğunu, bunları filan açıklayacaksınızdır veya burada açıklamazsanız başka bir yerde açıklayabilirsiniz.

ÖZDAL ÜÇER (Van) – Resmî kayıtlarda var, Bakanlıktan isteyin, hemen açıklasınlar.

REŞAT DOĞRU (Devamla) – Tabii, yani bunlar açıklanabilir.

ÖZDAL ÜÇER (Van) – Hükûmet biz değiliz ki… Biz hükûmet olunca soru önergesi verirsiniz, cevap veririz.

REŞAT DOĞRU (Devamla) – Ama şurası bir gerçektir ki, burada kim sorumluysa, kim suçluysa mutlaka bunlar tespit edilmelidir. Kaçakçılığın masumiyeti olmaz.

PKK terör örgütü bölücü bir örgüttür, Kürt halkını temsil etmemektedir.

ÖZDAL ÜÇER (Van) – Referandum yapalım Kürtlerde, PKK temsil ediyor mu etmiyor mu, referandum yapalım.

REŞAT DOĞRU (Devamla) – 76 milyonun hepsi kardeştir. 76 milyon kardeşimizden, 1 kimseden vazgeçmeyeceğiz ve 1 metrekare toprağımızdan da hiç kimse bizi vazgeçiremez. Vatanımızı da böldürmeyeceğiz, milletimizi de böldürmeyeceğiz. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

ÖZDAL ÜÇER (Van) – Sayın Başkanım, sayın hatip şahsımla ilgili bahsetti, konuşmamdan yola çıkarak bir şeyler açıklamamı ifade etti, ben de açıklama gereği duyuyorum.

BAŞKAN – Şimdi, bakın, aslında ikiniz de yani her ikiniz de birbirinize resmî sataşmada bulunmadınız.

ÖZDAL ÜÇER (Van) – Zaten resmî sataşmıyoruz, gayri resmî sataşıyoruz.

BAŞKAN – Muhterem, bir dakika…

Hayır, hayır... Yani İç Tüzük’ün sataşma, hakaret, kıl, tüy dediği cinsten bir şey yapılmadı ama bu yolu açtık hayırlısıyla.

Şimdi, ikinci kişiye söz vermeyeceğim.

ÖZDAL ÜÇER (Van) – Tamam, ben bir daha söz istemiyorum Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Bakın, tekrar ediyorum, veririm yarım saat ara, görürsünüz gününüzü.

Buyurun, sadece açıklama yapacaksınız.

Yani burada ben dünden beri bıktım bu sataşma işinden.

ÖZDAL ÜÇER (Van) – Tamam Sayın Başkanım.

BAŞKAN – Buyurun.

V.- AÇIKLAMALAR (Devam)

13.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun sataşma nedeniyle yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelere ilişkin açıklaması

ÖZDAL ÜÇER (Van) – Sayın Hatip, konuşmamın içeriğinde belirtmiş olduğum ve eroin ticaretinden, sınır kaçakçılığından, bu devletin kontrolüyle, bu devletin desteğiyle, devletin resmî organlarında görev yapanların desteğiyle dikmiş oldukları gökdelenlerin, edinmiş oldukları servetlerin bilgisini verme sorumluluğu bende değildir; Maliye Bakanlığı var, Başbakanlık var.

Burada kimlerin nasıl kazandığının bilgisini verecek Hükûmete soru önergesi olarak yönlendiriyoruz: Kaç kişi bir günde otel dikmiştir, onların gelirini nasıl sağlamıştır? Kaç kişinin şirketi bir günde milyon dolarları aşan gelir değişikliği yaşamıştır? Bunların bilgisini Hükûmetten beraber isteyelim. yani bir gecede trilyoner olan şirketleri, bir gecede milyoner olan şahısları, bir gecede otel kurabilen otellerin kayıtlarını Hükûmetten beraber isteyelim. Şu an, bu konuşmam aracılığıyla ve resmî olarak talep ediyorum.

Ama şunu belirtmek lazım: Biz öneriyi destekliyoruz. Bu sorunun kapsamlı bir şekilde üzerine gidilmesi ve bu araştırma komisyonunun gerçekten önemsenmesi ve her partinin bu konuda yürekli çalışabilecek üyeler seçmesi konusunda desteğimizi veriyoruz.

Bakın, herkes yayınları okuyor. PKK’nin de dünyaya birçok mesajı var, diyor ki: “Oluşturacağınız komisyonlar gelsin, bizim yapılarımızı da eleştirsin, araştırsın, biz her türlü denetime açığız.” O zaman, eğer bir şey söyleyeceksek, bunun gerçekliğini biz ispatlamak zorundayız. Biz, o zaman, o bölgede yaşanan bütün olayları objektif derecede açıklayacak, araştıracak bir komisyonu gerçekten, yürekli bir şekilde kuralım.

Teşekkürler. (BDP sıralarından alkışlar)

VII.- ÖNERİLER (Devam)

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)

1.- MHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin “Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler” kısmında yer alan Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel ve arkadaşları tarafından çocukların uyuşturucu kullanımı konusunun araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi (10/448); Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin ve arkadaşları tarafından 10/10/2012 tarih 6285 sayı ile uyuşturucu madde bağımlılığı ve kaçakçılığının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi; Tokat Milletvekili Reşat Doğru ve arkadaşları tarafından 13/11/2012 tarih 6735 sayı ile uyuşturucu ile mücadele konusunun araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergelerinin Genel Kurulun 26 Haziran 2013 Çarşamba günkü birleşiminde okunarak görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)

BAŞKAN - Milliyetçi Hareket Partisi Grubu önerisinin lehinde Antalya Milletvekili Sayın Yıldıray Sapan.

Buyurunuz. (CHP  sıralarından alkışlar)

YILDIRAY SAPAN (Antalya) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Milliyetçi Hareket Partisinin çocukların uyuşturucu kullanımı konusundaki araştırma önergesinin gündeme alınması konusunda vermiş olduğu grup önerisinin lehinde söz aldım, yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, öncelikle, şunu belirtmek durumunda hissediyorum kendimi: Bu konunun, küçük çocukların uyuşturucu bağımlılığı konusunun öyle ajite edilecek, provoke edilecek veya birbirine karşı polemik yaratacak bir duygudan uzak olarak konuşulması, tartışılması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü, bir de şunu ifade etmek istiyorum: Bu konuyu içselleştirmek için, bu konuyu anlayabilmek için öncelikle, kendi çocuğunuzun, kendi hısım akrabalarınızın bir uyuşturucu bağımlısı olduğunu düşünürseniz eğer, bu konunun ne kadar vahim olduğunu anlayabilme olanağımız var.

Türkiye'de uyuşturucu kullanım yaşı maalesef 7-8’lere düşmüş durumda ve maalesef, bir milletvekilimizin anlattığı gibi, Türkiye transit geçiş noktası. Ve ben, devletin eğer istemezse buna izin vermeyeceğini, sorumlu Hükûmetin eğer istemezse buna izin vermeyeceğini bilen bir vatandaşım. Yani, birçok ülkede meşrubat diye geçen biranın içilmesini eleştiren Hükûmet, bunu bir kenara bırakıp uyuşturucuyla nasıl gerçekçi mücadele edileceğini ve nasıl somut adımlar atacağını ortaya koymalıdır bence.

Vekili olduğum Antalya'da, 8 yaşındaki çocuklar uyuşturucu kullanıyor. Ailelerinin bu belaya bir şekilde satıcı olarak bulaşmasından ötürü, bir aile şirketi hâline gelmiş, orada, piyasaya uyuşturucu sürmek için paketlemek suretiyle, temastan dolayı uyuşturucu bağımlısı hâline gelen 8-10 yaşındaki kız çocukları biliyorum ben. 12 yaşında, uyuşturucu temin etmek için, parası olmadığından dolayı, 12-13 yaşında yine o uyuşturucu merkezi olan bölgenin –adını zikretmek istemiyorum- arkasında kendi vücutlarını satan kız çocuklarını biliyorum. Yani, bunu kavrayabilmemiz için, bu çocuğun bizim çocuğumuz olduğunu düşünmenizi istiyorum, anca o zaman bu konuya ciddiyetle yaklaşırız. Bakın, bunu her fırsatta, her konuşma fırsatı bulduğumda söylüyorum, Türkiye'nin en önemli sorunu uyuşturucu sorunudur arkadaşlar. 

Nüfusumuzun yüzde 3’ünün, hayatlarında en az bir kez uyuşturucu kullandığını biliyor musunuz? Aslında, burada bir kavram karmaşası var. “Uyuşturucu” da dememek gerekiyor. Öncelikle, bu kavram karmaşasının yaşanmaması için  sözcüklerin doğru kullanılması gerektiğini düşünüyorum. Her ne kadar kullanım bakımından yaygınlığa sahip olsa da bilimsel olarak kastedilen olguyu karşılamaktan uzaktır “uyuşturucu bağımlılığı.” Dolayısıyla, uyuşturucu kapsamı afyon ve türevlerini kapsamakta olduğu için, en uygun ifadenin “yasa dışı bağımlılık” olduğunu söylemek, sanırım yanlış olmaz.

Değerli arkadaşlar, bu yasa dışı bağımlılık maddeleri başlangıçta keyif vermekte ancak bu arada beyin hücrelerini öldürerek insanın aklını kullanmasını engellemektedir. Uyuşturucu kullanan bir insanın her uyuşturucu kullanımında 1 milyon beyin hücresinin öldüğünü biliyor muydunuz? 1 milyon… Beyin görüntüleme çalışmalarında, bu kişilerin beyninin sağlıklı kişilere kıyasla giderek küçüldüğü tespit edilmiştir.

Değerli arkadaşlar, bu dönemde yasa dışı bağımlılık maddeleri konusunu Meclise ciddi olarak taşıyan bir milletvekili arkadaşınız olarak, yine ismini vermekten imtina edeceğim “nokta nokta” yerden aldığım uyuşturucu maddeleri Meclise getirmek ve bu konudaki hassasiyeti belirtmek için basın açıklamaları yapmak suretiyle bu konuya vurgu yapmaya çalışmıştım. Daha sonra da bu konuda televizyon programlarına katıldım, konuyu mümkün mertebe gündemde tutmaya çalıştım, bu konuda kanun teklifi verdim, cezaların yetersizliğinden bahsettim. Öyle ki adamı yakalıyorsunuz  “Ben içiciyim.” diyor, serbest kalıyor. Sonra, o sirkülasyon devam ediyor. Dolayısıyla, bu cezaların artırımı konusunda bir teklif vermiştim ve bu teklifin hâlihazırda raflarda tozlandığını biliyoruz. Keşke diğer arkadaşlarımız da, AKP milletvekilleri de bu konuda en az bizim kadar duyarlı olsa bu raflardan bu kanun teklifini indirip bir an önce yasalaştırsak, sanırım daha temiz bir gençlik, uyuşturucudan daha arınmış bir gençlik elde etmeye yönelik çalışma başlatmış oluruz.

Değerli arkadaşlar, madde bağımlılığı sorunu, AKP’nin önemsemediği ama gerçekte, hayatta çok önemsenmesi gereken ve ülkemizde ciddi boyutlara ulaşan bir durumdur. Ülkemizde herhangi bir yasa dışı bağımlılık yapıcı maddenin kullanım oranı -biraz önce söyledim- nüfusumuzun yüzde 3’ü hayatında bir kez bu madde kullanıcısı olmuş durumda ve yine söylüyorum, 6-7’lere düşmüş durumda bu uyuşturucu kullanım yaşı.

Şu anda, 13 ilimizde madde bağımlılığı ile ilgili olarak 22 tedavi merkezi bulunmaktadır. Ben bu konuda da bir kanun teklifi vermiştim, inşallah bu da gündeme alınır, bekliyoruz almanızı. Zira uyuşturucu bağımlılarıyla ilgili Türkiye’de bulunan toplam yatak kapasitesi sadece 544’tür ve yetersizdir.

Buna mukabil olarak da geçtiğimiz yıllara oranla çok hızla artmaktadır uyuşturucu kullanım sayısı arkadaşlar. Mesela, 2011’e oranla 2012’de uyuşturucu bağımlısı sayısı tam 2 kat artmıştır. Bunu yürütmenin dikkatine sunuyorum.

Değerli arkadaşlar, özellikle büyük şehirlerimizde madde kullanımı yaygınlığı ve buna bağlı olarak gerçekleşen ölümlerin oranları gün geçtikçe artmaktadır. İstanbul birinci önceliklidir yani en çok uyuşturucudan, uyuşturucu bağımlısı olup da bir şekilde ölen vatandaşlarımız İstanbul’da birinciliği, Antalya’da ikinciliği çekmektedir. Size çok önemli saydığım başka bir şey söyleyeyim, terör saldırılarında ölen vatandaşlarımızdan daha çoktur uyuşturucudan ölen vatandaşlarımız. Çok acıdır. Yani, ben Türkiye’nin -hep vurgu yapıyorum- birincil önceliği konusunda sanki biraz strateji değiştirmemiz gerektiği düşüncesindeyim. Hatırlarsanız, geçen aylarda, Ankara’da bir parkta, gündüz saatlerinde, liseli çocukların uyuşturucu partisi yaptığı basına yansımıştı. Herkes bu parkın varoşlarda olduğunu düşündü, sanki bunu yapan varoş çocukları diye düşündü ve gerçeği bir türlü kimse öğrenmedi ama ben orada bir araştırma yaptım ve bu araştırmanın sonucunda, bu olayın Gazi Osmanpaşa’da yani Ankara’nın “GOP” diye tabir ettiğimiz, Uğur Mumcu Caddesinin hemen arkasındaki bir parkta geçtiğini tespit ettim ve şaşırdım. Yani, bu kadar önemli bir muhitte, üstelik gündüz vaktinde, polisin de gözünün önünde bu tip olayın yaşanması beni açıkçası rahatsız etti iki çocuk babası olarak.

Değerli arkadaşlar, nereye giderseniz gidin, hangi okulun arkasına giderseniz gidin, mutlaka torbacılar var. Yani, ben sizden rica ediyorum, kendi çocuklarınız gibi düşünün, buna bir el atın. Her ilkokul da dâhil veya ilköğretim okulu ve lisenin arka bahçesi mutlaka bu tip insanlarla dolu. Bir kontrol ederseniz, böyle düzgün, ehemmiyetli, itinayla bu konuya bir eğilirseniz göreceksiniz. Yani, bu uyuşturucu konusunun yarın bizim kapımızı çalmayacağı bilinemez. Yarın bizim çocuğumuzun bununla karşılaşmayacağı bilinemez, tahmin edemezsiniz.

Dolayısıyla, bugün, Dünya Uyuşturucu Madde Kullanımı ve Kaçakçılığıyla Mücadele Günü. Böylesine önemli bir günde, böylesine önemli bir konu hakkında konuştuğum için mutluyum ancak keşke bu olmasa da konuşmasaydım. Ancak, böylesine önemli bir meseleyi sadece böyle günlerde veya belirli günlerde değil, her gün ehemmiyetle konuşmak ve çözüm üretmek sanırım hepimizin görevi.

Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum, teşekkür ediyorum. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Sapan.

Milliyetçi Hareket Partisi Grubu önerisinin aleyhinde Gaziantep Milletvekili Sayın Mehmet Erdoğan.

Buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

MEHMET ERDOĞAN (Gaziantep) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, uyuşturucu olayı hakikaten dünyanın ve ülkemizin maruz kaldığı en büyük sıkıntılardan bir tanesi. Tabii, bu sıkıntının devam etmesinin nedenlerine baktığımızda, yüksek bir illegal gelirinin olması. Yılda uyuşturucudan elde edilen illegal gelir 335 milyar dolar. Tabii, dünyadaki bu büyük rakamın bir de hareket alanı var. Buna baktığımızda, uyuşturucunun en büyük ham madde kaynağının, üretim kaynağının Afganistan olduğunu görüyoruz. Afganistan, dünya uyuşturucusunun yüzde 90’ının ham maddesini imal eden bir ülke. Ancak, bu ülkeden ham madde en çok, daha öncelerine baktığımızda, tarih boyu, Türkiye üzerinden Avrupa’ya ve diğer ülkelere gittiğini görüyoruz. Aynı şekilde, yurt dışındaki sentetik uyuşturucu dediğimiz maddelerin de yine Belçika ve Hollanda gibi ülkelerden, Türkiye üzerinden, Akdeniz’e, Orta Doğu’ya hareket ettiğini görüyoruz.

Tüm bu olaylarda taşıyıcı unsurlara baktığımızda, maalesef karşımıza, her zaman olduğu gibi, bu ranttan beslenen çevrelerle birlikte tabii terör örgütleri çıkıyor. Tabii, bu terör örgütlerinin tamamını buna katabilirsiniz. Nedeni de yüksek bir gelirin olması, yüksek bir rantın olması.

Bununla mücadeleye gelindiğinde, biraz önce kastedildiği gibi “Türkiye mücadele etmiyor.” söylemleri doğru değil. Bugün Türkiye, dünyada, 2011 yılında, İran’dan sonra uyuşturucuyla mücadelede 2’inci sırada bir ülke; 2012 yılında, İran’ı da geride bırakarak, şu anda dünya uyuşturucu mücadelesinde ilk sırada bir ülke. Gerek x-ray tedbirleriyle gerek oradaki narkotik köpeklerle çok ciddi bir mücadele içine girildiğinden, şu anda dünyadaki uyuşturucu hareketi Türkiye üzerinden, eski Rus cumhuriyetleri olan Güney  Rusya’ya doğru kaymış, dünyaya oradan açılma yolu daha çok tercih edilir duruma gelmiş. Bunun yanında, yine, Avrupa’dan, Türkiye üzerinden geçişler de Akdeniz’e doğru kayarak hareket alanı bulmuş durumda.

Şimdi, bugün, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu bir komisyon kurulmasıyla ilgili öneride bulunuyor. Ben çok teşekkür ediyorum çünkü önemli bir konu.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞU (İstanbul) – Kuralım.

REŞAT DOĞRU (Tokat) – Kuralım. Herhâlde kuracağız?

MEHMET ERDOĞAN (Devamla) - Ve bugün, 26 Haziran Dünya Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığıyla Mücadele Günü.

REŞAT DOĞRU (Tokat) – Mehmet Bey, destekleyin isterseniz.

MEHMET ERDOĞAN (Devamla) - Sizi destekliyorum fakat Reşat Bey, herhâlde çabuk unuttuk. 2008’de, sizinle beraber AK PARTİ Grubumuzca verilen, uyuşturucu başta olmak üzere madde bağımlılığı ve kaçakçılığı sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla komisyon kurulmuş, kurulan bu komisyon çalışmaları kamuoyuyla ve raporlarla paylaşılmıştı. O günden bugüne hangi adımları attık? O raporları takipte neler yaptık? Bizim Hükûmet olarak yaptıklarımızı anlatacağım.

AMATEM’lerin mesela sayısını artırdık. 14 tane olan AMATEM’in bulunduğu hastane sayısını 25’e çıkardık. Yatak sayısı 300’dü, bugün 675’e çıktı ve şu anda, kurulan bölgesel eğitim ve araştırma hastanelerinde psikiyatr sayılarını artırarak bununla mücadele yollarını araştırdık. Yine, şu anda, aynı yıl, tam komisyondayken Gaziantep’te dahi, kendi ilimde, bir AMATEM merkezi açtık, fakat onun altyapısının desteklenmesi noktasındaki psikiyatr yetişme eksikliğini gördük ve buna Sağlık Bakanlığımız daha çok önem vererek bu noktada gelişmeler ve eğitim alanlarını, hastane şeyini artırdılar. Bu bağlamda, Gaziantep’te şu anda, tam teşekküllü bir AMATEM hastanesini özel şahısların da destekleriyle kurmak üzereyiz.

Değerli arkadaşlar…

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) – Yani, şimdi komisyon kuracağız mı, kurmayacağız mı Mehmet Bey?

MEHMET ERDOĞAN (Devamla) – Ağabey, kuruldu zaten. Komisyonun raporu var, ondan haberimiz yok mu?

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) – Var, var.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Pek işe yaramamış.

MEHMET ERDOĞAN (Devamla) – Olur mu öyle bir şey?

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) – Hiçbir işe yaramamış.

MEHMET ERDOĞAN (Devamla) – O raporun hangi noktasında çalışma yapıldığı, hangi noktasında işe yaramadığını şimdiye kadar ortaya koymaları gerekirdi.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – 13 yaşındaki biri esrara ulaşıyorsa işe yaramamış demektir.

MEHMET ERDOĞAN (Devamla) – Biz, 2008’den… Mevlüt Bey, 2008-2013, beş yıl içerisinde, muhalefetteki kardeşlerimiz hangi noktada bir eksik görüp bize ilettiler ya da bu konuda hangi çalışma olmadı?

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) – Böyle bir şey var mı? Yok.

MEHMET ERDOĞAN (Devamla) – Ben anlatıyorum, uyuşturucuyla mücadele…

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – İlkokul önünde esrar satılıyor, bundan daha büyük eksiklik olur mu?

MEHMET ERDOĞAN (Devamla) – Bakın arkadaşlar, o raporda uyuşturucuyla mücadelenin daha hızlı artırılması söylendi. Biz de o günden beri, bugün dünyada uyuşturucuyla mücadelede 1’inci sırada bir ülkeyiz, AMATEM kurma çok büyük mesafe katettik. Biraz önce Sayın Vekilim de bahsetti, “500 küsur” demiştiniz Sayın Vekilim, o 675’e çıktı, merkez sayısı 25, yeni kurulanlar hariç.

Değerli arkadaşlar, uyuşturucu… Tabii, bununla ilgili şunu da belirtmek istiyorum, biraz önce BDP Grubundaki arkadaşımız da bahsetti: Tabii, doğru bir olay. Birileri, hakikaten, uyuşturucudaki o demin bahsettiğim 335 milyar dolardan rant elde ederek oteller kuruyorsa onun üzerine gidilmeli ama ben sayın vekilimden rica ediyorum, MASAK’a lütfen o firmaları bildirsinler. Biz, uyuşturucu komisyonundayken, Reşat Doğru Vekilim de vardı ve yine, o günkü, bir sürü arkadaş vardı, tek tek saymak istemiyorum, Reşat Bey burada olduğu için bahsettim -rahmetli Nuri Yaman vardı o komisyonumuzda- MASAK’a gittik. MASAK’ta iş adamı sıfatıyla tanıdığımız ya da farklı sıfatlarla tanıdığımız ama illegal gelir elde eden bir sürü insanın o tabloda yerlerini gördük. Hepsi tek tek takip ediliyor ve tespit ediliyor. MASAK’a yardımcı olalım arkadaşlar yani onu demek istiyorum, bu tamamen bir iyi niyet dileği. Bu isimleri bildirelim, bunları takip ettirelim. Bunlar, bizim çocuklarımızın ve geleceğimizin zaten tehdidi, bunu söylemeye gerek yok, hepimiz bu konuda aynı görüşteyiz.

Tabii, uyuşturucu üretimi, ticareti ve kullanımı tüm dünya gençliğinin sorunu, sadece bizim değil arkadaşlar. Özellikle 2001 yılından bu yana, AK PARTİ hükûmetleri olarak, gençlerimizin geleceğine önem vermekte ve bu konuda adımlar atmaktayız. Yarınımızın geleceği olan gençlerimizin her türlü gelişmiş, modern teknoloji ile eğitim hayatlarını sürdürmeleriyle ilgili çalışmalar zaten ortada. Sağlıklı bir nesil olmaları için gereken her türlü tedbiri almaktayız ve gençlerimizin sağlıklı bireyler olmaları için bu tedbirleri almaya devam edeceğiz. Daha önce kurulan komisyonca yapılan çalışmalar ve alınan tedbirler ilgili kurumlara iletilmiş olup böyle bir araştırma komisyonunun kurulmasına gerek duyulmamaktadır.

Bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar.)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Erdoğan.

REŞAT DOĞRU (Tokat) – Sayın Başkanım, “Komisyondan sonra herhangi bir öneri yapılmadı.” diye şahsıma sataştığı için…

BAŞKAN – Yok, sataşmadı. Artık, bu kadar… Yok…

REŞAT DOĞRU (Tokat) – Ama Sayın Başkanım, ismimi vererek…

BAŞKAN - Dün, bana… Bakın… Bir saniye…

Sayın Doğru, Sayın Şandır arkanızda oturuyor; dün, herkesin birbirine laflar söylediği bir durumda, bu şekilde söz verdiğim için bana kızdı Sayın Şandır.

Şimdi, ben çok dikkatle dinledim…

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın Başkanım, ben sizi İç Tüzük’e davet ettim.

BAŞKAN – İşte, ben de şimdi İç Tüzük’ü uyguluyorum. Burada bir sataşma yok.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Eğer, Sayın Reşat Doğru’nun ismiyle sayın hatip bir şeyler söylediyse…

BAŞKAN – Demedi. Hayır, öyle bir şey söylemedi.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Tutanakları getirtip bakın.

BAŞKAN – Son derece… Getirttiririm şeyleri…

MEHMET ŞANDIR (Mersin) –  Gayet tabii. Yani öyle, iktidarla ana muhalefet arasındaki o tartışmada burayı kullandıramayız. Ben size onu hatırlatırım.

BAŞKAN – Tamam, işte ben ona hak verdim. Ben size hak verdim Sayın Şandır. Tutanaklara da geçse, hak verdim

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Ama, “kızmak” falan diye… Bunu, ikide bir “Mehmet Şandır kızdı.” diye söylemenizin hiçbir nezaketi yok maalesef. Yani, Mehmet Şandır’ın kızması mı belirleyecek sizin hareketlerinizi?

BAŞKAN – Hayır, ben size hak verdiğimi ifade ediyorum.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Lütfen… Lütfen.. 

BAŞKAN – Sataşma yoktu.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Ama, eğer Sayın Reşat Doğru’nun beyanlarını başka anlama çekecek şekilde hatip ifade ettiyse 69’a göre söz vereceksiniz.

BAŞKAN – Hayır, öyle bir şey yapmadı ama tutanakları getirttireceğim.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Tutanakları getirtin inceleyin o zaman.

BAŞKAN –  Tutanakları getirttireceğim, tamam.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) –  Mehmet Şandır’ın kızmasıyla orayı belirleyemezseniz. İkide bir bunu söylemenizin bir anlamı yok Sayın Başkan.

REŞAT DOĞRU (Tokat) – Neyse, vazgeçtim.

BAŞKAN – İyi, tamam.

Milliyetçi Hareket Partisi Grubu önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.

Alınan karar gereğince sözlü soru önergelerini görüşmüyor ve gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmına geçiyoruz.

1’inci sırada yer alan, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri

1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S. Sayısı: 156)

BAŞKAN – Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

2’nci sırada yer alan, Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu raporlarının görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

2.- Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporları (1/484) (S. Sayısı: 287)

BAŞKAN – Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

3’üncü sırada yer alan, Orta Asya ve Kafkaslar Bölgesel Balıkçılık ve Su Ürünleri Yetiştiriciliği Komisyonu Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu ile Dışişleri Komisyonu raporlarının görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

3.- Orta Asya ve Kafkaslar Bölgesel Balıkçılık ve Su Ürünleri Yetiştiriciliği Komisyonu Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu ile Dışişleri Komisyonu Raporları (1/498) (S. Sayısı: 173)

BAŞKAN – Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

4’üncü sırada yer alan, Yargı Hizmetleri ile İlgili Olarak Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlıyoruz.

4.- Yargı Hizmetleri ile İlgili Olarak Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/785) (S. Sayısı 475) (x)

BAŞKAN – Komisyon? Burada.

Hükûmet? Burada.

                                

(x) 475 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

Komisyon raporu 475 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Sayın milletvekilleri, alınan karar gereğince bu tasarı İç Tüzük’ün 91’inci maddesi kapsamında görüşülecektir. Bu nedenle tasarı, tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanıp maddelerine geçilmesi kabul edildikten sonra bölümler hâlinde görüşülecek ve bölümlerde yer alan maddeler ayrı ayrı oylanacaktır.

Tasarının tümü üzerinde, Hükûmet adına Adalet Bakanı Sayın Sadullah Ergin, buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; huzurlarınızda bugün görüşeceğimiz tasarı, yargı hizmetleri ile ilgili olarak bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair, daha önce KHK ile düzenlenmiş ancak yetki yasasına aykırılıktan dolayı Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş bir tasarı.

6 Nisan 2011 tarihli ve 6223 sayılı Kamu Hizmetlerinin Düzenli, Etkin ve Verimli Bir Şekilde Yürütülmesini Sağlamak Üzere Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Teşkilat, Görev ve Yetkileri ile Kamu Görevlilerine İlişkin Konularda Yetki Kanunu ile Bakanlar Kuruluna kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi verilmiş idi. Bu yetki kanununa dayanarak hazırlanan kanun hükmünde kararname ile adalet hizmetlerinin daha etkin, verimli bir şekilde yürütülmesine katkı sağlaması bakımından çeşitli yasalarda değişiklik öngören bir KHK yapılmış ve yürürlüğe girmiş idi.

Değerli milletvekilleri, 650 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’de yargı hizmetleriyle ilgili olarak yapılan değişikliklerden birkaçının başlıklarını sizlerle paylaşmak istiyorum.

2992 sayılı Kanun’da değişiklik yapılarak Bakanlığımız Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü bünyesinde İnsan Hakları Daire Başkanlığı kurmuş idik.

Yine, aynı KHK ile Bakanlığımız ile Dışişleri Bakanlığı arasında iş birliği hâlinde çalışma ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesindeki savunmaların Adalet Bakanlığı tarafından yürütülmesi ve beraberce yürütülmesi konusunda bir çalışma öngörmüş idik.

Yine, 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Yasası’nda yapılan değişiklikle, avukatlık mesleğinden hâkimliğe geçiş için yaş sınırı olan 35 yaşı 45’e çıkartmış idik.

Yine, 2802 sayılı Yasa’da değişiklik yaparak hâkim ve cumhuriyet savcılarımızın yurt dışına eğitim amacıyla gönderilmesi sağlanmış, ayrıca yurt dışına gidenlerin mali hakları ve yükümlülükleri düzenlenmiş idi.

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’da yapılan değişiklikle de resmî veya özel ayrımı yapılmaksızın kurum ve kuruluş temsilcilerinin heyet hâlinde veya bireysel olarak ceza infaz kurumlarını ziyaret edebilmeleri sağlanmıştır. Bu konuda Adalet Bakanlığına yetki verilmiştir.

Öte yandan, aynı kanunda, tutuklu ve hükümlülerin insani beklentilerine çözüm üretebilmek amacıyla ana, baba, eş ve kardeşlerinin cenazelerine katılabilmesine imkân veren hüküm daha da genişletilmiş ve aynı derecedeki kayın hısımları için de bu imkân getirilmiş idi.

Onun ötesinde, çeşitli yasalarda adli tatile ilişkin düzenlemelerde farklı tarihler, farklı uygulamalar söz konusu idi. Bütün bunları değiştirerek aynı tarihte birleştirme ve uygulama birliğini sağlama adına bu tasarıda düzenleme yapılmış idi. 650 sayılı KHK ile yapılan değişiklikler yürürlüğe girdikten sonra, söz konusu kanun hükmünde kararnamenin Anayasa’ya ve dayandığı yetki yasasına aykırı olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesine başvurulmuştur. Anayasa Mahkemesi, bu KHK’nın belli hükümlerinin yetki yasasında belirtilen sınırların dışında olduğuna hükmederek iptaline karar vermiştir.

Bu iptale ilişkin maddeleri de kısaca sizinle paylaşmak istiyorum. Adli tatile ilişkin düzenlemelerin yetki yasası kapsamında olmadığına dair düzenlemeler var. Danıştayda Başkanlar Kurulu, Başkanlık Kuruluna ilişkin düzenlemelerin yetki yasası kapsamında olmadığına, ayrıca yine hâkim ve savcıların meslek içi eğitimlerine ilişkin düzenlemenin yetki yasası kapsamında olmadığına hükmetti. Yine, ceza infaz kurumu personelinin eğitimine ilişkin bir maddemiz vardı, onun da yetki yasası kapsamı dışında olduğuna hükmetti Anayasa Mahkemesi. Ayrıca, cezaevinde kimlerin ziyaret yapabileceğine dair maddenin ve bununla beraber, hükümlü ve tutukluların yakınlarının cenazesine katılma iznini genişleten düzenlemenin yetki yasası kapsamı dışında olduğuna ve iptaline karar verdi. Bu kararın uygulamasının altı ay sonra yürürlüğe girmesine de hükmeden Anayasa Mahkemesinin bu düzenlemesinden sonra, 1 Temmuzdan önce bu boşluk oluşmaması için bizim bu yasal düzenlemeyi yapma zaruretimiz oluştu. Hazırlanan bu tasarıyla 650 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin iptal edilen ancak esas itibarıyla Anayasa’ya aykırı bulunmayan maddelerini yeniden yasa hâline getirme çalışması için huzurlarınızdayız.

Değerli milletvekilleri, şunun altını çizmek istiyorum: Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçesi, yapılan düzenlemelerin esas itibarıyla Anayasa’ya aykırı olduğundan değil, yetki yasasındaki sınırların içerisinde olmadığından bahisledir. O açıdan, bu düzenlemeleri büyük ölçüde aynı şekilde huzurlarınıza getirdik. Şu an huzurunuza getirilen ve görüşülmekte olan tasarı, daha önce çıkarılan KHK içerisinde düzenlenmiş olan maddelerden ibarettir. Bu düzenleme, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi, Uyuşmazlık Mahkemesi, Danıştay daireleri, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemeleri, ceza mahkemeleri, hukuk mahkemeleri ve Sayıştayda uygulanan adli tatil sürelerinin birbiriyle paralel hâle getirilmesini öngörüyor. Onun dışında, başkanlık divanı ve Başkanlar Kurulu düzenlemelerini içeriyor.

Hülasa, bu getirmiş olduğumuz tasarı, daha önce yapmış olduğumuz 650 sayılı KHK’nın Anayasa Mahkemesince yetki yasası kapsamı dışında kalan maddelerinin iptalinin telafisi amacıyla huzurlarınıza getirilmiştir. Bu yasama faaliyetinde eleştirileriyle, görüş ve önerileriyle katkı verecek milletvekillerimize teşekkür ediyor, bu tasarının hayırlara vesile olmasını temenni ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Ergin.

Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Kırklareli Milletvekili Sayın Turgut Dibek, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA TURGUT DİBEK (Kırklareli) – Teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; 475 sıra sayılı Yasa Tasarısı’nın tümü üzerinde görüşlerimizi açıklamak üzere Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz aldım. Öncelikle, sizleri saygılarımla selamlıyorum.

Şimdi, tasarıya bakıyorum: Tasarının hemen, Bakanlar Kurulundan sevkiyle ilgili olan yazıda -Sayın Başbakanın imzasıyla beraber, biliyorsunuz sevki var- bu tasarının Meclis Başkanlığına gönderilirken niye gönderildiği yazıyor.

Değerli arkadaşlar, Sayın Bakan da az önce kısaca belirtti, Anayasa’ya aykırılık iddiası nedeniyle dava açmıştık Cumhuriyet Halk Partisi olarak. Gerçi, baktığımızda gerekçeye Cumhuriyet Halk Partisinden bahsedilmiyor, sadece Anayasa’ya aykırılık iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurulduğuna dair bir beyan var. Peki, niye başvurmuşuz, niçin Anayasa Mahkemesine gidilmiş ve biz niye, hangi düzenleme için Anayasa Mahkemesine gitmiştik? Önce bunlarla ilgili birkaç cümle sizlerle paylaşmak isterim.

Kanun hükmünde kararname… Bu kanun hükmünde kararname ne zaman çıkmıştı değerli arkadaşlar? Seçimlerden sonra, yani 2011 genel seçimleri olmuştu haziran ayında, hemen onun ardından ağustos ayında böyle bir kanun hükmünde kararname çıktı, daha doğrusu birçok bakanlıkla ilgili düzenleme çıktı. Bu kanun hükmünde kararnamenin bir dayanak kanunu var. O kanun da seçimlerden hemen önce -yine buradaki Mecliste, 2011 Nisandı sanıyorum, yani tam kampanya, seçim dönemi için milletvekillerinin artık yavaş yavaş bölgelerine gitmeye başladığı dönemdi- burada çıkarılan bir dayanak kanun. İşte o kanuna dayanarak birçok düzenlemeyi kanun hükmünde kararnameyle yapmıştı Hükûmet. Maalesef bu kötü alışkanlıktan bir türlü vazgeçmiyorsunuz. İşte, yargı kararları dahi sizi bu konuda yolunuzdan alıkoymuyor. Anayasa Mahkemesi verdiği kararla -ki burada bakıyorum 27 maddeyle ilgili olarak değerli arkadaşlar- tam 27 tane maddeyi Anayasa’ya aykırı bulmuş. Sayın Bakan diyor ki: “Yahu, işte, Anayasa Mahkemesi aykırı buldu ama içerik itibarıyla Anayasa’ya aykırılık yok.” E, Anayasa’ya aykırı bulmuş yani içeriği miçeriği var mı? Yetki kanununda böyle bir yetkiniz yok yani böyle bir yetkiniz olmadan birtakım düzenlemeler yapıyorsunuz ve o düzenlemeler iki yıldır da yürürlükte. Şimdi, yetkiniz olmadan yargıyla ilgili birtakım düzenlemeler ki bu, yargıda yapılan düzenlemelerin aslında Türkiye’yi nereye götürdüğünü, nereye getirdiğini de hep beraber gözlemliyoruz. Biraz sonra belki konuşmamın içerisinde o konulara da değinmek istiyorum değerli arkadaşlar.

İçinde içerik olarak daha ziyade Danıştay ve Yargıtay ama Danıştayın yapısıyla ilgili birtakım düzenlemeler var, teknik düzenlemeler var ama şunu belirtmek isterim: Danıştay ve Yargıtay, özellikle referandum sonrası, son üç yıl, iktidar partisinin yani sizlerin tamamen hedefinde olan yüksek yargı kurumları. Anayasa Mahkemesi de bunun içindeydi ama Anayasa Mahkemesindeki yapı referandumla oluştuktan sonra bunu yeterli gördünüz. Fakat, özellikle Danıştay, 1860’lı yıllarda “Şûra- Devlet” adıyla var olan o kurum ki içeriği aynı, yapısı aynı, aynı görevi yapıyor -yani yüz elli yıllık geçmişi olan bir kurum Danıştay diyebiliriz- 1924 Anayasası, 1961 Anayasası ve 1982 Anayasası’nda, Anayasa’mızda bir yüksek yargı, sadece yargı da değil, bir inceleme makamı, danışma makamı olarak da görev yapıyor ama üç anayasada da yer alan çok önemli bir kurum, anayasal bir kurum. Yalnız, Danıştayla ilgili olarak… Kaçıncı Hükûmet, yanılmıyorsam 62 mi oldu, yanılıyorsam da arkadaşlar düzeltsin ama… Değerli arkadaşlar, sizden önce 59 tane hükûmet de bu ülkede görev yaptı, bu ülkede hükûmet olarak Türkiye’yi almış olduğu yetkiyle yönetti. Ama bu Danıştay ya da Yargıtay son üç yılda sizden çektiği kadar kimseden çekmedi. Belki de yüz elli yıllık tarihi içerisinde Danıştayın üzerinde bu kadar oynayan, yasa maddeleriyle oynayan, onun üzerindeki hesaplarını hayata geçirmek için düzenlemeler yapan ve bundan da çekinmeyen başka bir iktidar hiç olmadı değerli arkadaşlar. Belki bunlar size uzak gelebilir teknik olduğu için ama öyle şeyler yaptınız ki, öyle düzenlemeler… Ki Sayın Bakan veya burada, Komisyon sıralarında işi bilen, belki Danıştaydan, Yargıtaydan arkadaşlar da var, onlar her şeyi çok iyi biliyorlar değerli arkadaşlar. Anayasa referandumundan sonra kalktık, 6110 sayılı bir Yasa’yla Yargıtay ve Danıştay kanunlarında değişiklik yaptık. Hep şu söylendi, çok iyi hatırlıyorum, ki geçen dönem yine burada, Parlamentoda beraberdik, Adalet Komisyonundaki arkadaşlarımız da bunu çok iyi bilirler: İşte “Yargıtayda ve Danıştayda dosyalar çok birikiyor, vatandaşımız mağdur oluyor. Milyonlarca dosya Yargıtayda bekliyor. İşte, yaklaşık 100 bin 150 bin dosya Danıştayda bekliyor. Bir an evvel bu mağduriyetin giderilmesi lazım, bu hizmetlerin hızlanması gerekiyor. Etkin, aktif, verimli bir yargı hizmeti sunmamız gerekiyor halkımıza.” diye böyle güzel, süslü, sihirli diyebileceğimiz sözcüklerle karşımıza çıktı yasal düzenlemeler. Orada da öyle oldu. İşte, Danıştayın o 13 dairesi vardı, 95 üyesi vardı. Ne oldu? 2 daire ilave edildi -61 bildiğim kadarıyla- 95’e 61 yeni üyenin Danıştaya seçilmesi yönünde kanunda düzenleme yapıldı, “Çift heyetle Danıştay çalışsın.” diye düzenleme yapıldı. “Bir an evvel dosyalar eritilecek ve bu mağduriyet giderilecek.” diye de kamuoyuna deklarasyonlar, açıklamalar yapıldı arkadaşlarımız veya yetkililer tarafından. Ancak, gelin görün ki, yıllara bir bakıyorum ben -baktım- bu düzenlemelerden sonra şöyle düşünürsünüz: Yani Yargıtayda ve Danıştayda dosyaların tümünün veya birçoğunun erimeye başladığını, eridiğini, bu gelen dosyalar ve bakılan dosyalarla birlikte artık vatandaşımızın öyle yıllarca beklemediğini, dosyaların bir an evvel ilk derece mahkemesi olarak ya da temyiz mercisi olarak incelenen dosyaların gönderildiğini düşünürsünüz. Hiç de öyle değil yani 2010’dan 2011’e 197 bin, yaklaşık 200 bin dosya devretmiş, 2011’den 2012’ye 207 bin dosya devretmiş, 2012’den 2013’e yani bu yıl içerisine yaklaşık 240 bin civarı dosya 2012’nin sonundan devretmiş. Her yıl artarak devam eden dosyalarla karşılaşıyoruz.

Peki, bu değişiklikler niye olmuş o zaman? Sadece daire sayısını ve işte hâkim sayısını artırarak, çift heyet yaparak neyi sağlamışız, neyi kazanmışız? Hiçbir şey kazanılmamış. Aslında ardında yatan olay başkaydı, onları zaman zaman bu kürsüden söylemiştim. Özellikle Danıştayla, Yargıtayla ilgili olarak Sayın Başbakandan başlamak üzere iktidarın tüm sözcülerinin açıklamaları var. Yani geçmişe bir bakın, bir dönün, bu katsayı konusu, efendim Tam Gün Yasası, buna benzer yasalarla ilgili olarak Danıştayın verdiği kararlar var. Ben çok iyi hatırlıyorum, “Bu kararlar bizi çıldırtıyor.” demiştir Başbakan, “Bu kararlar ideolojiktir.” demiştir Sayın Başbakan yani yüksek yargının verdiği kararlarla ilgili hiç çekinmeden kafasındaki düşüncelerini bu şekilde, eleştiri boyutunu da aşan bu suçlamalarla dile getirmiştir. Ve şu vardır tabii ki iktidarın kafasında: “Bu yüksek yargının dizaynı gerekir. Yüksek yargının da bugün Türkiye’de birçok kurumda, medyada, iş dünyasında olduğu gibi, Sayın Başbakanın vücut dilinden ve ses tonundan gereken mesajı alması gerekir ve ona göre bu düzenlemeleri bizim yapmamız gerekir.” anlayışıyla çok sayıda düzenleme oldu.

Kanun hükmünde kararnameyle -az önce belirttiğim- başka düzenlemeler yapıldı. Ondan sonra yeni dönemde, seçimlerden sonra burada üçüncü yargı paketini çıkardık. Üçüncü yargı paketinde bu kez bambaşka düzenlemeler yapıldı. Danıştayda, o kurumsal hâlde olan Danıştayın savcılarını bir kenara koyduk yani savcılar, Danıştay savcıları önemli görev üstleniyordu. Danıştayın, ilk derece mahkemesi olarak baktığı tüm dosyalarda veya temyize gelen dosyalarda veya yürütmenin durdurulmasıyla ilgili taleplerde görüş beyan ediyorlar, mütalaa veriyorlardı, yok artık; sadece esas hakkında görüş beyan eder hâle geldiler, o düzenlemeler yapıldı.

Bunun dışında da Danıştayla ilgili olarak, efendim, bir Başkanlar Kurulu vardı, bir Başkanlık Kurulu geldi; Başkanlar Kurulunun yetkileri Başkanlık Kuruluna devredildi. Şimdi, o yetkiler, tabii, bu kanun hükmünde kararname iptal olunca bu düzenlemede, Hükûmetin, Bakanlar Kurulunun buraya sevk ettiği düzenlemede Başkanlık Kuruluna tekrar verilmiş gözüküyor; Komisyonda, bu kez bakıyoruz, Başkanlık Kurulundan tekrar Başkanlar Kuruluna aktarılmış. Yani, şunu da söyleyeyim, bizi izleyen vatandaşlarımız belki teknik olduğu için diyebilir: “Ya, ne demek istiyor milletvekilimiz?” Değerli arkadaşlar, o kadar oynamışsınız ki düzenlediğiniz ve dizayn ettiğiniz yapı içinde dahi artık arkadaşlar içinden çıkamaz hâle gelmiş. Yani, Yargıtay ve Danıştayın içinde “Ya, siz ne yapıyorsunuz? Bir Başkanlık Kurulu, bir Başkanlar Kurulu, bu böyle olmaz; bunun mutlaka, işte, efendim, daha derli toplu bir hâle gelmesi gerekir.” Yani, Yargıtayın, Danıştayın geldiği noktada…

Ki Danıştayda sanıyorum -ne zaman- dündü herhâlde, başkanlık seçimi vardı yani yaş haddinden Sayın Başkan ayrılıyor fakat aday çıkmadı değerli arkadaşlar. Niye çıkmadı aday? Bunu nasıl okursunuz veya nasıl değerlendirirsiniz? Ben şöyle değerlendiriyorum: Yani “Ya, bizim işimiz gücümüz yoğundu, biz oraya bir tane aday öneremedik, siz de oturun oturduğunuz yerde, kimse kendi başına aday olmasın.” gibi bir tablo var orada. Yani, Danıştay içerisinde hâkimler, o adaylık hakkını taşıyan, aday olma hakkını, sıfatını taşıyan -yasadaki- adaylar kendi özgür iradeleriyle Danıştayda başkanlığa aday olamadılar, aday olmadığı için seçimler yapılamadı. Şimdi, bekleniyor ki işte bir şekilde bir aday önerilecek, o aday da Danıştayın yeni başkanı olacak.

Bakın, yargının bu kadar üzerinde oynanması, siyasallaşması aslında güncel, yaşadığımız sıkıntıları da bence doğuruyor. Yani, söyleyecek çok şeyim var aslında burada ama biraz, özellikle Türkiye’nin bugün içinden geçmekte olduğu konulara da değinmek istiyorum sürenin bu kısmında.

Geçtiğimiz günlerde -dün ya da evvelsi gün- bir polis memuru, değerli arkadaşlar, hepimizin izlediği üzere… Ya herkes izliyor görüntüyü. Bir video görüntüsü var, orada polis memuru ateş ederek bir vatandaşımızı, biliyorsunuz, yaralamıştı ve daha sonra o vatandaşımız da -Ethem Sarısülük- hayatını kaybetmişti ve o olayla ilgili olarak yargı bir karar verdi. Bakın, bu, belki turnusol olabilecek, aslında hepimizin yargının bugün geldiği noktada oturup düşünmemiz gereken bir konu diye düşünüyorum. Görüntüleri izliyoruz. Hukukçuyum, hukukçu arkadaşlar var, hukukçu olmaya da gerek yok. Sıradan, sade bir vatandaşımız o görüntüleri izlediğinde, vicdanıyla… “Ya burada bir olay var ama işte, polis memuru daha sonra savcı tarafından tutuklanma istemiyle sevk ediliyor ama yargıç tarafından “Hayır.” deniyor, “Burada meşru müdafaanın şartları olabilir. Tutuklarsam telafisi güç, telafi edilemeyecek zararlara uğrayabilir polis memuru.” diyerek tutuksuz yargılamak üzere bırakıyor.

Bakın, şuna çok eminim -hukukun içinden geldiğim için biz de yaşadık o olayları- o yargıç çok sıkıntılı bir süreç yaşamıştır o dosyayı değerlendirirken. Bunu çok net söylüyorum. Sayın Başbakan çıkıp her mitingde “Polis destan yazmıştır, benim polisim, benim polisim…” dedikçe, sesini o şekilde yükselttikçe, vatandaşlara yapılan bu aşırı uygulamaları hiçbir şekilde eleştirmedikçe, polis memurlarının tüm davranışlarını meşru gördüğü o sürede, o polis memurlarının davranışlarının yargı tarafından böyle değerlendirilmesi de gayet normaldir, gayet doğaldır.

Az önce söyledim. Nasıl ki medya, kendiliğinden, Sayın Başbakanın sesinden veya işte vücut dilinden mesajı alıyor, ona göre başlıkları atıyor, ona göre üzerine düşeni yapıyor, bazı konuları gündeme getiriyor, getirmiyor… Aynı anda 6 veya 7 tane gazetenin aynı manşeti attığını görüyoruz ya, noktası virgülüne kadar aynı cümleyi atıyorlar. Yani, bu, dünyanın neresinde görülmüştür, bilmiyorum. Türkiye'nin belki demokratik gelişiminde böyle bir süreç de yaşıyoruz. Ama, o yargıç meşru müdafaa düşüncesine zorlamış kendini, zorlamış. Bunun başka bir izahı yok. Hep beraber görüyoruz; orada, polis memuru, arkadaşlar, belinde silahı olan, elinde silahı olan, vücudunda kendini koruyacak materyalleri olan, kaskı olan bir polis memuru, doğrudur, eylemin içerisinde kalıyor, kendisine saldırı oluyor ama görüntüyü görüyoruz. Yani, orada kendisine verilen yetkileri doğru mu kullanmıştır? En sonunda, tamam, silahı ateşliyor birkaç kez fakat bir insanı başından vurmuştur, hedef gözetmiştir ve sonunda telafisi güç veya bırakın telafisi gücü, telafisi imkânsız bir zarar oluştuysa o vatandaşımızın yaşamı gitmiştir. Yani o vatandaşımızı bizim geriye döndürmemiz mümkün müdür? Değildir.

Ama, gelin görün ki sizin iktidarınızda, AKP iktidarında öyle bir hâle geldi ki yargı, bu, hukukun, adaletin bu değerlendirmeleri nedense Sayın Başbakanın veya iktidarın yanında olan, yakın olduğu insanlar için uygulanıyor. Bir bakıyorsunuz, Deniz Feneri’ndeki sanıklar üç ay tutuklu kalıyorlar, üç ay sonra aynen şöyle bir gerekçeyle yani Ethem arkadaşımızı, vatandaşımızı öldüren, ölümüne neden olan polisin kararında olduğu gibi yani “Tutuklanırsa telafi edilemeyecek zararlar oluşabilir.” gerekçesinde olduğu gibi, Deniz Feneri’ndeki sanıklar da üç ay sonra aynen şu gerekçeyle: “Deliller toplanmıştır. İşte, eğer tutukluluk hâli devam ederse sanıklarla ilgili telafisi güç ya da telafi edilemeyecek zararlar oluşacaktır. O nedenle tutuksuz yargılanmaları…” Ne güzel. Ya da bakıyorum, ondan önce, bu faili meçhul cinayetleri işleyen polisler vardı veya özel harekatçılar vardı, onların da bir kısmı itiraf etmişlerdi “İşte, şunu öldürdük, bunu öldürdük geçmiş dönemde...” Onlar da tutuklandılar, onlar sanıyorum daha az içeride kaldılar onlar da tahliye oldular.

Ya, değerli arkadaşlar, bakın, Türkiye’de başka yargılamalar da var. Türkiye’nin 8 milletvekili tutuklu. Türkiye’de kanser tedavisi gören ve şu anda yaşam mücadelesi veren ve her gün, cezaevinin koşulları nedeniyle, bulunduğu sağlık durumu kötüleşen insanlar var, bir Fatih Hilmioğlu var mesela.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) – Sayın Bakanım, duyuyorsunuz, değil mi?

TURGUT DİBEK (Devamla) – Şimdi, Fatih Hilmioğlu’yla ilgili olarak şu mahkemeler kaç yıldır… Ya, raporlar var; 1, 2, 3, bir sürü rapor var. Bir mahkeme çıkıp da şunu demiyor: “Ya, deliller toplanmıştır. Artık bu saatten sonra Fatih Hilmioğlu’nu tutuksuz yargılamak üzere tahliye edersem yapacağı bir şey yok, delilleri karartması söz konusu değil, tanıkları etkilemesi söz konusu değil. Kaçacak hâli yok.” Zaten bununla ilgili yasal düzenleme yaptık. İşte, Sayın Bakanın da, iktidarın da zaman zaman övündüğü adli kontrol tedbirlerini genişlettik. İşte, mahkeme “Ya ben yurt dışına çıkış yasağı koyayım.” ya da “Kenti terk etmesin diyeyim.” falan, bunun gibi düzenlemeler var ama bu insan yaşam mücadelesi veriyor, yarın telafi edilemeyecek zararlarla karşılaşabiliriz. “Tahliye edilmesi gerekir.” yönünde bugüne kadar bir görüş niye beyan etmedi değerli arkadaşlar? Yani, yok böyle bir şey.

Ya da tutuklu milletvekilleri… Sayın Başbakan 4 ya da 5 tane miting yaptı, mitinglerin bir ismi var: “Millî İradeye Saygı Mitingleri” Yani İstanbul, Ankara, Kayseri, Erzurum. Millî iradeye saygı… Bu insanlar cezaevinde tutuklu, onlara saygısızlık yapmaya devam ediyor bu ülke, bu ülkenin adaleti. Niye devam ediyor? Yargının siyasallaşmasıyla ilgili olarak; tek sorun bu.

Cumhurbaşkanımız şu kürsüden son üç yıldır 1 Ekimde şuraya geliyor, konuşmasını yaparken “Milletvekillerinin tutukluluklarının kesinlikle artık devam etmemesi gerekir, onlar millî iradeyi temsil ediyor.” diyor, “Milletvekillerinin mutlaka görevlerini yapması gerekir.” diyor, “Türkiye’deki tutukluluk durumunun bu kadar uzun sürmemesi gerekir.” diyor, konuşmalarını yapıyor. Buradan çıkılıyor, gazeteciler Sayın Başbakanı şurada merdivenlerde yakalıyor “Sayın Başbakan, Sayın Cumhurbaşkanı Meclisin açılış konuşmasında şunları söyledi, ne diyorsunuz?” “Biz kendisine katılmıyoruz, kendisiyle polemik yapmak istemiyorum, biz aynı düşüncede değiliz.” Tamam, mesajı vermiş oluyor zaten Sayın Başbakan. Kime veriyor? Oradaki hâkimlere veriyor. “Bak, ben ne dersem onu yapacaksınız. Cumhurbaşkanın ne dediği çok önemli değil.” diyor. Arkadaşlar, bunu başka türlü okumak mümkün mü? Mümkün mü bunu başka türlü okumak?

Yani, şu “Gezi Parkı olayları niye meydana gelmiştir?” diye yedi saat Bakanlar Kurulu Sayın Başbakan yurt dışındayken oturmuş Sayın Arınç’ın Başkanlığında Bakanlar Kurulu, veya yetkililer, İçişleri Bakanlığı veya yetkililer “Niçin bu olaylar meydana geldi, ardında ne var?” diye düşünmüşler, Sayın Başbakan çıkıyor diyor ki: “Bu Memet Ali Alabora bir “tweet” atmış, “tweet”te demiş ki ‘Gezi Parkı sadece Gezi Parkı değildir.’” Vay vay vay… Ne düşünüyor? “Ya, bunun ardında ne var, darbe mi var?” Ya, yedi saat düşünmüşsünüz ardında ne olduğunu. Yani adamın demeye çalıştığı şu: “Bu, sadece ağaç meselesi değil, bu ülkede başka konular var, bu insanların yaşam alanlarına müdahale ediyorsunuz, bu insanları aşağılıyorsunuz, yargıyı siyasallaştırıyorsunuz.” Yani Türkiye’deki gelinen son dört yıllık sürede artık insanlar, bu iktidarın, özellikle AKP iktidarının geçmiş iktidarların yapmadığı bu uygulamaları karşısında “Yeter.” diyor, “Kendinize bir çekidüzen verin.” diyor. Yani Sayın Başbakan, çıkıyor… Şu Meclis ki zaman zaman “gazi Meclis” lafı kullanılır ki, doğrudur; şurada, Polatlı’da silah sesleri duyulurken burada o zamanki milletvekilleri Kurtuluş Savaşı’nın mücadelesini yapmışlar. Yani “2 tane ayyaş” lafı yapılıyor Sayın Başbakan tarafından. “Dinin gereği, dinin emirlerini niye işte uygun görmüyorsunuz?” diye o yasanın altındaki gerekçe açıklanmaya çalışılıyor. İşte Gezi olaylarının altında yatan nedenler bu. Suriye; Suriye’yle ilgili girmiştiniz bir politikanın içerisine… Gençler nerede işte “Parasız eğitim var.” diyorsa ya da gençler nerede demokratik hakkını kullanmaya çalışıyorsa ya cop yiyor ya biber gazı yiyor. Altında bunlar yatıyor. Ama Sayın Başbakan, mitinge çıkıyor, bir sanatçıya “Sana bunun hesabını soracağız.” diyor.

Değerli arkadaşlar, yargı bu noktaya nasıl gelebilir hukuk Türkiye’de bu noktaya nasıl gelebilir?

Evet, sürem sona eriyor. Diğer konularla ilgili olarak düşüncelerimizi açıklayacağız ama şunu söyleyeyim değerli arkadaşlar, bu Yasa…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

TURGUT DİBEK (Devamla) - …şunu gösteriyor: “Zaten birçok maddeyi çekeceğiz.” diyor arkadaşlar. Yani Anayasa Mahkemesi iptal etmiş, Komisyona gelmiş, Komisyonda değiştirmişsiniz, buraya gelmiş, burada yine çekiyorsunuz. Yani kendinize çekidüzen veriniz diyorum.

Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Dibek.

Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına, Konya Milletvekili Sayın Faruk Bal. (MHP sıralarından alkışlar)

Buyurunuz.

MHP GRUBU ADINA FARUK BAL (Konya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 475 sıra sayılı Kanun Tasarısı üzerinde Milliyetçi Hareket Partisinin görüşlerini yüce heyete sunmak üzere söz aldım. Hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum.

650 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin gerekçesinde kamu hizmetlerinin etkin, düzenli ve verimli hâle getirilebilmesi için kanun hükmünde kararname çıkarılmıştı. Hatırlarsanız, o tarihte Meclis seçime gidiyordu ama toplantı hâlindeydi. Türkiye Büyük Millet Meclisinin kanun yapma yetkisi iktidar organının yani Bakanlar Kurulunun iradesine teslim edilmişti ve bu kapsam içerisinde de suistimal edilmişti. Bu yetki kanununa dayalı olarak çıkarılan 650 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin Anayasa Mahkemesi tarafından 28 maddesi iptal edildi. Şimdi, bu iptal edilen maddelerle ilgili olmak üzere tasarı huzurunuzdadır. Ben de bu tasarıyla ilgili düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Değerli milletvekilleri, tasarıda 32 tane madde var, bunun 9 tanesi adli tatille ilgili. Adli tatil eskiden 20 Temmuz-5 Eylül tarihleri arasındaydı. Bu, Türkiye'nin tarım toplumu olmasının gereği olarak, davaların daha rahat bir ortam içerisinde görüşülebilmesine imkân sağlamak üzere belirlenmiş bir tarihti. Şimdi, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidara geldi, bunu önce 1 Ağustos-5 Eylül tarihleri arasında kullanılmak üzere -adli tatili- değiştirdi. Bu defa bunu kendisi beğenmedi, 35 güne indirdiği adli tatili 20 Temmuz-31 Ağustos arasında kullanılmak üzere tekrar 40 güne çıkardı.

Değerli arkadaşlar, bu, 2004 ve ondan sonraki yıllarda AKP’nin getirdiği kanunlarla ortaya çıkmıştı. O zaman mı doğruydu, şimdi mi doğru bir karar vermeleri lazım ya da bundan sonra adli tatil konusunda herhangi bir öneri gelecek mi? İş arapsaçına dönmüş vaziyettedir. Sadece hâkimlerin ve savcıların tatiliyle ilgili değildir bu mesele; adli tatille ilgili maddeler aynı zamanda onların aileleriyle, çocuklarıyla ilgilidir ama ondan daha mühimi, milyonlarca insanı, dava sırası bekleyen, duruşma günü bekleyen milyonlarca davacı, davalı, şüpheli, sanık, şahit, efendim, bunların da hayatını etkilemektedir. Dolayısıyla arapsaçına dönmüş olan bu uygulamanın neresinde etkinlik vardır hizmette, neresinde verimlilik vardır, neresinde düzen vardır? Dolayısıyla bu etkinliği ve düzeni genel manada düşünmek gerekmektedir.

Milliyetçi Hareket Partisi olarak hazırladığımız Millî Yargı Projesi’nde yargının temel ve kronik sorunlarını tespit ettik. Bu sorunlar…

Sayın Bakanım, bunları lütfen not ederseniz, defalarca bunları ben bu kürsüden anlattım ama maalesef hiçbiri konusunda hiçbir adım atılmış değildir. Bu defa inşallah dikkate alırsınız diye bir kez daha anlatma ihtiyacını hissediyorum.

Yargının temel sorunu, Bir: Araç, gereç ve teknolojik imkânsızlıkla boğuşmaktadır yargı, el emeğiyle, el arabasıyla inşaat yapar gibi bir yargı hizmeti sunmaktadır. Oysa günümüzde büyük binalara vinçle, teknolojik aletlerle hizmet sunulmaktadır. Yargıya da teknolojiyi, araç ve gereç imkânını sağlamak zorundasınız. On bir yılda bunu yapmadınız, inşallah, kalan süre içerisinde bunu yaparsınız.

Yargının ikinci temel sorunu, iş yoğunluğu ve iş çeşitliliğidir. İş yoğunluğu, suç ortamını üreten, hukuki uyuşmazlık ortamı üreten bir yapı getirdiniz Türkiye'ye; bu, yeni yeni suçların doğmasına neden oldu, yeni yeni suç tiplerinin ve ihtilaf tiplerinin oluşmasına neden oldu. Bununla mücadele etmesi lazım Adalet Bakanlığı ve Hükûmetin.

Adil yargılanma hakkı ihlal edilmektedir Türkiye'de. Ülkemizde uzun tutukluluk hâli bir kanser hâline dönüşmüştür ve bu kanserli hücre bütün yargıyı sarmış vaziyettedir. Bugün, uzun tutukluluk hâlinde temyiz hakkını dahi kullanmaktan feragat eden mahkûmlar veya hükümlüler bulunmaktadır çünkü Yargıtayda bekleyen dava dosyalarının sırası gelinceye kadar meşruten tahliye süreci geçmektedir veya denetimli bir haktan yararlanma ihtimali ortadan kalmaktadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yargının savunma açısından temel sorunu delillere ulaşamamaktır, yani avukatların delil toplama yetkisinin bulunmamasıdır. Karar, iddia ve savunmadan oluşan üç ayaklı yargı Türkiye’de bir bacağı eksik yürümektedir. Dolayısıyla, bunun ortaya konulabilmesi için, buna çözüm bulunabilmesi için millî yargıda avukatlara delil toplama yetkisinin kamu yetkisi kullanılır bir biçimde mahkeme marifetiyle tanınmasına ilişkin özgün projemizi de hazırlamış bulunmaktayız.

Yargının temel sorunları içerisinde personel, mahkeme sayılarının yetersizliği vardır. En az onun kadar önemli olmak üzere, personelin, Sayın Bakan, motivasyonu bozuktur yargıda. Personel eğitim ihtiyacı içerisindedir. Bu eğitimin, uluslararası hukuk bazında ele alınması ve yerel hukuk ve millî hukukumuz kapsamı içerisinde yargının her kademesinde gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

En az eğitim eksikliği kadar önemli bir başka konu: Bugün hiç korkmaması gereken yargı mensupları korkmaktadır. Başkalarının hakkını “hak” kelimesine sahip olduğu inanç ile başkasından alınıp ona teslim etmesi gereken hâkim eğer korkuyorsa, savcı eğer korkuyorsa, bu ülkede tuz kokmuş demektir. Deniz Feneri savcılarının maruz kaldığı olay, özel yetkili mahkemelerde istenildiği gibi karar vermeyen, mütalaa vermeyen hâkim ve savcıların kararnamelerle değişik yerlere sürülmesi gibi olaylar; hâkim ve savcıların dinlenilmesi, teknik takibe tabi tutulması, aile fertlerinin dahi araştırılmasına ilişkin hadiseler yargıyı korkutmuştur. Bu korku, hem bireysel düzeyde hem kurumsal düzeyde ciddi boyutlara ulaşmıştır.

Sayın Bakan, değerli milletvekilleri -Sayın Bakana hitap ediyorum çünkü bunların çoğu onun sorumluluğu altındadır- yargı mensupları, hayatlarına mütenasip, gördükleri işlere mütenasip bir hayat standardına sahip değildirler. Hâkimler, savcılar, infaz koruma memurları, kâtipler, mübaşirler ve diğer yargı çalışanları hayat standartları itibarıyla çok düşük bir seviyede kalmıştır. Bunun yerine getirilemediğine ilişkin ciddi belirtileri biz geçmişte görmüştük, şimdi, o belirtiler hâlâ yerindedir. Yani “Hâkimler vicdanları ve cüzdanları arasında sıkışıp kalmıştır.” lafı, belki yirmi yıllık bir laftır ama hâlen bu laf hükmünü sürdürmektedir. “Avukat tutma hâkim tut.” lafı, belki yirmi yıl önce söylenmiştir ama değerini hâlâ bugün yitirmemiştir. Dolayısıyla hâkim, savcı, yüksek mahkeme üyeleri, başkanları dâhil olmak üzere, zabıt kâtipleri, yazı işleri müdürleri, infaz koruma memurları, mübaşirler; bunların kadro, derece ve maaşlarının yaptıkları işin mehabetine uygun hâle getirilmesi gerekmektedir.

Yargıda temel sorunlarından birisi de standart sorunudur, dokümantasyon sorunudur, otomasyon sorunudur bütün bunlarla ilgili olarak maalesef on bir yıllık AKP iktidarında atılmış bir adım görememekteyiz. Bununla ilgili Sayın Bakan iki tane şifreli söz söylüyorum: Bunlardan birisi “verisayar” diğeri “yapay zekâ”dır.

Verisayar” dediğimiz kelime Milliyetçi Hareket Partisinin Türk diline kazandırdığı bir kelimedir. Bunun İngilizcesi “data mining”dir. İngilizceden Türkçeye çevirenler de buna “veri madenciliği” adını koymuştur. Veri madenciliği tam anlamını karşılamadığı için bilgisayardan esinlenerek “verisayar” adını koyduk ve yargının otomasyon, dokümantasyon, standardizasyon, reorganizasyon ve motivasyon projelerinin özü, verisayar teknolojisinin yargıya kazandırılmasıyla mümkün olabilecektir. Buna ilişkin ihtiyaç duyarsanız Milliyetçi Hareket Partisinin Millî Yargı Projesi’nden size yeterli bilgiyi ve desteği sunmaya amadeyiz.

İkinci şifreli söz: “Yapay zekâ”dır. Sayın Bakan, bugün Türkiye’de mahkemelerin verdiği kararların yarısı usul hatası nedeniyle bozuluyor, bu milyonlarca dava demektir. Eğer yapay zekâ ile hâkimleri, savcıları, adli görev yapan kolluk kuvvetlerini destekleyebilir isek sıfır hata ile araştırma ve soruşturma ve kovuşturma yapma imkânı mümkündür. Bunun biz prototip örneğini de hazırladık ve eğer bu proje hayata geçerse -ki milliyetçi hareketin iktidarında inşallah geçecektir- en önemli hizmet olan, en önemli sorun olan adalet hizmetinde usul hataları, maddi hatalar nedeniyle milyonlarca dosyanın Yargıtaydan bozulup tekrar tekrar inceleme konusu yapılması gibi bir durum ortadan kalkacaktır; hâkimler de, savcılar da, kolluk kuvvetleri de el arabasıyla inşaata malzeme taşımaktan kurtulacak, tabir yerindeyse, benzetme yerindeyse vinçle ve teknik araçlarla büyük inşaatları, gökdelenleri yapabilecek kadar teknik bir imkâna kavuşabileceklerdir. Tabii ki bütün bunlar yargıya milliyetçi hareketin kazandıracağı teknolojik araç gereç ve personel desteğiyle ilgilidir. Meselenin öbür yanı da anayasa değişikliğiyle ilgilidir.

Yargının gerçekten bağımsız, gerçekten tarafsız ve kul hakkı yemeyen, yetim hakkı gözeten, peygamber postunda oturan bir makam hâline getirilebilmesi için peygamber postuna oturacak kişilerin atayan makamla ilişkisinin kesilmesi gerekmektedir. İşte, bununla ilgili olmak üzere, tüm yargı organlarına kura sistemiyle seçimi öneren milliyetçi hareketin yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığıyla ilgili projeleri Anayasa Uzlaşma Komisyonuna sunulmuştur. Hakikaten, Uzlaşma Komisyonunda Adalet ve Kalkınma Partisi, CHP ve BDP’nin üyelerinin de önemli kabulleri ile bunların bir kısmı Uzlaşma Komisyonu kararı hâline dönüşmüştür.

Değerli milletvekilleri, biraz da sadede gelelim.

Şimdi, yargının sorunları var demiştik, bunları sıralamıştık. Yargının temel sorunu, aslında, 2010 yılında “Yargının sorununu çözüyorum.” diyerek yaratılan sorun olmuştur. O da şudur: 2010 yılından önce yargıyla ilgili şikâyetler vardı, bu şikâyetlerin büyük bir kısmı doğruydu. Birinci olarak, “Yargı ideolojik karar veriyor.” deniliyordu, doğruydu; 367 kararında olduğu gibi, başörtüsü kararında olduğu gibi ve pek çok örnekte olduğu gibi. “Yargıda kast sistemi var. Biri birini seçiyor, diğeri de onu seçiyor.” şeklinde bir iddia vardı, bu da doğruydu. “Yargının kronik sorunları var.” deniliyordu, biraz önce saydığımız kronik sorunlar, bu da doğruydu.

Bunların çözümlenmesi gerekiyordu. AKP on yıllık bir iktidardan sonra, 2010 yılında aklını başına getirdi “Bunları çözeceğim.” diye ortaya çıktı, bir anayasa değişikliği gündeme getirdi. Gelen anayasa değişikliği yargının sorununa bin bela getirmiştir ve bu belaların başında da, en başında da, bir tanesini AKP’nin kendi başına getirmiştir. Dolayısıyla, yargının bu sorunlarını çözerken AKP, 2010 anayasa değişikliğinde kanı kanla yıkamıştır ve “Jurassic Park” misali iç içe, iç denetimden ve iç dengelerden yoksun bir yandaş yargı yaratmaya çalışmıştır. Tabii ki yaratılan yandaş yargı, iç denetimden yoksun, kontrolden, kendisini kontrol eden yargı mekanizmasının kontrolünden yoksun olduğu içindir ki AKP’nin yandaşı olmak yerine başına bela olmuştur. MİT soruşturmasıyla AKP’nin aklı başına gelmiştir. Şimdi oradan kurtulmaya çalışıyor ve AKP, bu defa, Anayasa Uzlaşma Komisyonuna öyle bir “başkanlık sistemi” adı altında sunuyor ki görüşlerini, tek cümleyle -uzun uzun anlatamayacağım- ifade edersek: Tek adamın iradesine dayalı ve tek adamın iradesiyle kurulan yargı organları inşa etmek istiyorlar. Değerli arkadaşlarım, bunun anlamı şudur: Siz 2010 yılında yargıyı kanı kanla yıkayarak bir sorun hâline getirmiştiniz, şimdi bir defa daha kanı kanla yıkamak ve yargıyı bu defa siyasallaştırma değil, tek kişileştirme gibi bir amaca yöneliyorsunuz. Dolayısıyla, bu yol yanlıştır. 2010’da, tabii, bu, bir demokrasiyi yok eden zehir idi, yargının yoksunluğu, yargının gücünün bulunmaması itibarıyla, demokrasiyi zehirleyen bir maddeydi. O zehrin üstünü siz tatlı maddelerle kapladınız, başörtüsü suistimali gibi. Anayasa  değişikliğinde, hiç ilgisi olmadığı hâlde, “Başörtüsünün önü açılacaktır.” diye vatandaşları aldattınız, kandırdınız. Bununla yetinmediniz, vatandaşın şehide olan, şehit yakınlarına, dul ve yetimlerine olan muhabbetini suistimal ettiniz. Milletimizin kadına olan saygısını suistimal ettiniz, çocuğa olan sevgisini suistimal ettiniz, engelliye olan şefkatini suistimal ettiniz. Hatta “Kamu görevlilerine toplu sözleşme hakkı vereceğiz.” diye rüşvet vadettiniz ve o zehirli hapı millete yutturdunuz. Aslında, millet değil, siz yuttunuz o zehirli hapı.

Şimdi, 2010 yılından bu yana daha da ağırlaşarak gelenek adaletsizliği içine sindiremeyen kitleler öfkelenmektedir. Adalete olan güven duygusu sarsılmıştır. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu bunu bir tehdit olarak algılamış, İnternet sitesinde yayınlamıştır. Bütün bunlar bir öfke dolgunluğuna malzeme taşımaktadır. İşte, o öfke, başkalarına dolduğu gibi, dola dola Gezi Parkı olaylarında patlamıştır. AKP’nin aklı başına gelmemiş olacak ki Gezi Parkı olaylarında adaletsizliğin, adalete olan güven duygusunun ve diğer uygulamaların tepkisini almak yerine Taksim Meydanı’ndaki idrar kokusundan haberdar oluyor ve idrar kokusunu vatandaşa bir mesaj olarak veriyor. Arkasından, Sayın Başbakan Taksim olaylarında ortaya çıkan öfke patlamasının sebeplerini anlamak, idrak etmek ve ona uygun çözüm bulmak yerine bir cepheleşme politikası izlemekte. Bu cephede bir tarafta “Biz besmele çekersek bütün tuzakları bozarız, lâ havle dersek bütün tuzaklar bozulur, ya Fettah dersek bütün tuzaklar bozulur.” gibi, yine, “Camide içki içiyorlar.”, “Başörtülü kızlara saldırıyorlar.” gibi, dinî ritüellerle, dinî konularla bir kutuplaştırma, bir ayrıştırma ve cepheleştirme politikası izlenmektedir.

Değerli milletvekilleri, Taksim Meydanı’nda bulunanlar da Müslüman’dır. Siz kime cihat ilan ediyorsunuz, kime karşı mücadele ediyorsunuz? Sizinki din de onlarınki din değil mi? Niçin hoşgörüyle bakamıyorsunuz? Niçin anlayamıyorsunuz? Başbakanın görevi cihat endeksinde karşı taraftakileri gayrimüslim, kâfir mesabesine koyacak şekilde bir kutuplaştırma mıdır, yoksa eğer camiye ayakkabısıyla giren varsa onun kulağından tutup cezasını verdirmek midir? Başbakanın görevi bunu cepheleşme aracı olarak stadyumlarda, konferans salonlarında, meydanlarda propaganda malzemesi mi yapmaktır, yoksa camiye içkili olarak giden kişiyi kulağından tutup, layık olduğu cezaya çarptırmak için devletin kurum ve kuruluşlarını hayata geçirmek midir? İşte Sayın Başbakan bu görevlerinin idrakinde değildir.

Sayın Başbakan gelişen, adalet duygusunun güvenilirliğine de gölge düşmesi nedeniyle ortaya çıkmış olan bu bunalımdan aklını başına toplayamamakta, çıkış için cepheleşme, inatlaşma ve kutuplaşma politikasına sarılmakta; burada da nasıl başörtüsünü suistimal etmişse, nasıl kadına karşı şefkati, çocuğa karşı sevgiyi, şehide karşı merhameti suistimal etmişse, bu olaydan da yine dinî söylemlerle kendine alan yaratmakta ve vatandaşın din duygularını suistimal etmeye kalkışmaktadır. Bu yol, yol değildir dolayısıyla bu yoldan dönmek AK PARTİ ve Hükûmetin alması gereken bir numaralı tedbirdir.

Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bal.

Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına Adana Milletvekili Sayın Murat Bozlak. (BDP sıralarından alkışlar)

Buyurun.

BDP GRUBU ADINA MURAT BOZLAK (Adana) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 475 sıra sayılı Yargı Hizmetleri ile İlgili Olarak Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı üzerinde Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle sayın Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, “torba yasa” diye tanımlanan birçok kanunda değişikliği birer veya ikişer madde ile getiren yasa tasarısı ve teklifleri konusunda, daha önceki Genel Kurul çalışmaları sırasında bu yöntemin doğru bir yöntem olmadığını belirtmiştik. Ne yazık ki 24’üncü Yasama Dönemi içerisinde Genel Kurulun gündemine getirilen kanun tasarıları ile AKP’li milletvekili arkadaşlarımızın verdiği kanun tekliflerinin tamamı “torba yasa” diye tanımlanan tarzda olmuştur. Hükûmet istisnai bir durum olması gereken bu yöntemi maalesef alışkanlık hâline getirmiştir. Farklı farklı yasaların birer, ikişer maddesini, hatta birer fıkrasını değiştirme, her yasanın kendi düzenlenme mantığını bozma riskini de taşımaktadır. Bu yöntem kanun tekniği açısından da son derece yanlış bir yöntemdir.

Değerli milletvekilleri, torba yasa kapsamı içerisinde görüşmekte olduğumuz 475 sıra sayılı Kanun Tasarısı 34 maddeden oluşmaktadır. Bunun 2 maddesi yürürlükle ilgili olup esas itibarıyla 32 maddedir. Bakın, 32 maddelik tasarı ile hangi yasalarda değişikliğe gidiliyor:

1) 1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu’nda değişiklik yapılıyor.

2) 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’da değişiklik öngörülüyor.

3) 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nda değişikliğe gidiliyor.

4) 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda değişiklik yapılıyor.

5) 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nda değişiklik öngörülüyor.

6) 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu’nda değişikliğe gidiliyor.

7) 3572 sayılı İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair Kanun’da değişiklik yapılıyor.

8) 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda değişiklik yapılıyor.

9) 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’da değişikliğe gidiliyor.

10) 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda değişiklik öngörülüyor.

11) 4769 sayılı Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri Personeli Eğitim Merkezleri Kanunu’nda değişiklik yapılıyor.

12) 6085 sayılı Sayıştay Kanunu’nda değişiklik öngörülüyor.

13) 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda değişikliğe gidiliyor.

14) 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’da değişiklik yapılmak isteniyor.

Böylelikle, değerli milletvekilleri, toplam 14 kanunda değişiklik yapılmak istenmektedir. Değerli milletvekilleri, yasaları yasama organı yapar yani şu an Genel Kurul salonunda bulunan siz değerli milletvekilleri yapacaksınız. Birbirinden ayrı 14 farklı temel yasada değişiklik öngörüldüğünden bu 14 yasanın tamamının doğru bir değerlendirmesi için önce Adalet Komisyonu üyeleri tarafından, sonra da Genel Kurulda siz değerli milletvekilleri tarafından ayrı ayrı, etraflıca incelenmesi gerekmez mi? İncelenmesi gerekiyor, çünkü doğru bir değerlendirmeyi ancak o noktada yapabiliriz.

Bu yasa, Adalet Komisyonunda bir günde görüşüldü, Genel Kurulda da bir günde görüşülecek ve iktidar partisinin oy çokluğu ile büyük ihtimalle kabul edilecektir.

Değerli milletvekilleri, bir gün içerisinde 14 ayrı yasayı kim derli toplu inceleyip değerlendirme yapabilir? Bir kere, süre itibarıyla bu mümkün değildir. Mümkün olmadığına göre, biz “Milletvekilleri olarak bu değişiklikleri yapıyoruz.” deme hakkına da sahip değiliz. Doğrusu, bu değişiklikleri Sayın Bakanın talimatıyla bürokratlar yapıyor, bizler de onay makamı oluyoruz; yaşadığımız gerçeklik işte bu. Bu anlamda, “torba yasa” diye tanımlanan yöntem son derece yanlıştır, Parlamentonun yasa yapma hakkını bertaraf edici niteliktedir. Bu yönteme parti olarak şiddetle karşıyız, bu yöntem Hükûmet için de son derece sakıncalıdır aslında. Zira, bu tür torba yasalar toplum tarafından son derece şaibeli olarak algılanmaktadır. Birçok kişi, bir yasanın sadece bir fıkrasının ya da bir tek maddesinin değiştirilme amacını merak etmektedir. Mantıklı bir izah yapılmadığı noktada da, tasarı ve tekliflerin yandaşlara çıkar sağlama ve yandaşların içinde bulunduğu sıkıntılı durumdan çıkarılması amaçlı olduğu kanaati oluşmaktadır. Bu nedenle de, bu yöntem, Hükûmet için de artı puan oluşturacak bir yöntem değildir.

Değerli milletvekilleri, yapılmak istenen değişiklikler, Türkiye'deki güncel sorunlara ve sıkıntılara çözüm getirecek nitelikte değişiklikler değildir.

Bilindiği gibi, kanun kuvvetindeki kararnameyle Hükûmetin yaptığı değişiklikler Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmişti. 1 Temmuz tarihine kadar bu tasarı kanunlaşmazsa, kararnameyle getirilen düzenlemeler Anayasa Mahkemesinin iptal kararı nedeniyle yürürlükten kalkacaktır. Bu nedenle, Hükûmet, tasarıyı çok tartışılmadan Genel Kurulun gündemine getirmiştir. Sahip olduğu çoğunlukla da tasarıyı, inanıyorum ki kabul ettirecektir. Şimdiden hayırlı uğurlu olmasını dilemekten başka yapacağımız bir şey yok.

Buna rağmen, tasarıyla ilgili bir iki noktaya, tutanaklara geçmesi açısından değinmek istiyorum: Tasarının adında da ifade edildiği gibi, amacın, yargı hizmetlerinin hızlandırılması olduğu bilinmektedir. Tasarıyla bu yönde öngörülen düzenlemelerden biri de adli tatil süresini kısaltarak yargı hizmetlerini hızlandırmaktır. Adli tatil süresi sadece dört gün kısaltılıyor. Dört günde, sizlere soruyorum değerli milletvekilleri, hangi yargı hizmetini sonuç alıcı şekilde hızlandırabilirsiniz? Bu doğru bir yaklaşım değildir.

Yine tasarının 27’nci maddesiyle, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 85’inci maddesinin (1)’inci fıkrasının “Resmî kurum ve kuruluşlar, heyet hâlinde veya bireysel olarak ceza infaz kurumlarını ziyaret edebilmek ve hükümlülerle görüşebilmek için Adalet Bakanlığından izin almak zorundadırlar.” şeklinde yeniden düzenlenmesi öngörülmektedir.

Bildiğiniz gibi, milletvekillerinin cezaevlerini ziyaret etmesi, tutuklu ve hükümlülerle görüşebilmesi de Adalet Bakanlığının iznine tabidir. Biz de milletvekili olarak zaman zaman cezaevlerini ziyaret ettik ama Bakanlığın iznine rağmen birçok kez, tutuklu ve hükümlülerle, disiplin cezası aldıkları gerekçesiyle görüştürülmeden kapıdan geri döndürüldük. Eğer bir milletvekili, Bakanlığın iznine rağmen gittiği bir cezaevinde kapıdan geri çevriliyorsa o zaman bu iznin bir anlamı var mıdır sizce? Bu durum, milletvekilleri açısından zaman kaybına yol açtığı gibi, Adalet Bakanlığı açısından da bir acziyetin ifadesidir.

Bu sorun ivedilikle çözülmeli, milletvekillerinin tutuklu ve hükümlülerle görüşebilmeleri önündeki engeller kaldırılmalı, Bakanlık ve cezaevi arasındaki iletişim sorunları giderilmeli, cezaevi yetkililerinin keyfî disiplin cezası uygulamalarına da esas itibarıyla son verilmelidir. Adalet Bakanlığından izin alan bir milletvekili, hiçbir engellemeyle karşılaşmaksızın gittiği cezaevindeki tutuklu ve hükümlülerle rahat görüşebilmelidir. Adalet Bakanlığının verdiği izin üzerine cezaevine ziyarete giden kişi veya kişilerin hükümlü veya tutuklularla görüşmelerine görüş yasağı gerekçesiyle engel olunmamalıdır.

Değerli milletvekilleri, bugün için gerçekten bu tasarıyla yapılmak istenen değişikliklerden çok daha önemli sorunlarımız var. Türkiye’nin tamamına bakın, doğusuna bakın, batısına bakın, kuzeyine bakın, güneyine bakın, neresine bakarsanız bakın her sokakta, her alanda özgürlük talep eden, adalet isteyen, barış isteyen insanların sesini duyacaksınız. Hükûmet ve Parlamentomuz bu sese muhakkak kulak vermelidir. Özgürlük istemiyle sokağa çıkan insanları “marjinal gruplar”, adalet ve eşitlik isteyenleri “çapulcular”, kimliğini ve ana dilinde eğitim isteyenleri “bölücüler” olarak tanımlayıp cemevinecümbüşevi” dersek, adları geçmişte yaptıkları katliamlarla anılan kişilerin isimlerini meydanlara, caddelere, havaalanlarına, köprülere verirsek bu ülkede asla toplumsal barışı sağlayamayız.

Türkiye Büyük Millet Meclisinin toplumsal barışımızı zedeleyici sorunlara bir an önce el atıp çözüm getirmesi gerektiği düşüncesindeyiz. Toplumsal barışın sağlanması konusunda özellikle iktidar partisine büyük sorumluluk düşmektedir. Hükûmet üyelerinin ve özellikle de Sayın Başbakanın halka tepeden bakan, küçümseyici ifadeleri, ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı söylemleri terk edilmelidir. Daha kucaklayıcı, kuşatıcı, ayrılıklara değil, ortak noktalara vurgu yapan bir söylemin bu süreçte benimsenmesi gerektiği kanısındayız. “Ayaklar ne zaman baş oldu?” söylemi doğru bir söylem değildir. Unutmamalıyız ki Başbakanlık makamı, bakanlıklar makamı, milletvekilliği makamı halkı küçümseme makamları değildir, halka hizmet etme makamlarıdır.

Değerli milletvekilleri, Hükûmetin çok tartışılan bir uygulamasına değinmek istiyorum. Bilindiği gibi, İstanbul’da yapılacak üçüncü köprüye Hükûmet Yavuz Sultan Selim adının verileceğini açıkladı. Daha önce de İstanbul’un Anadolu yakasına yapılan ikinci havaalanına da “Sabiha Göçken Havaalanı” ismi, bildiğiniz gibi, verilmişti. Şimdi, bir kurgu yapalım diyorum: İstanbul’da, Gaziosmanpaşa’da veya Esenyurt’ta oturan Dersimli Alevi bir yurttaşımızın Dersim’e gitmek üzere, İstanbul’un Anadolu yakasında bulunan havaalanından kalkacak uçak için bilet aldığını düşünelim. Bu yurttaşımız Dersim’e gitmek için önce Yavuz Sultan Selim köprüsünü geçecek. Köprüdeyken Yavuz Sultan Selim’in kendi dedelerini katlettiğini hatırlayacak. Köprüyü geçtikten sonra, havaalanına geldiğinde “Sabiha Gökçen Havaalanı’na hoş geldiniz” levhasıyla karşı karşıya kalacaktır. “Kim bu Sabiha Gökçen?” diye düşününce, Sabiha Gökçen’in Dersim halkının üzerine bomba yağdıran Türkiye’nin ilk kadın pilotu olduğunu hatırlayacak.

Şimdi, sizlere soruyorum: Bu yurttaşımızla, bu vatandaşımızla bir empati yaparsak, ne hâle koymuşuz o adamı? Bu yaklaşımla, değerli milletvekilleri, toplumsal barışı sağlayabilir miyiz? Toplumsal tepkilere karşı büyük mitingler düzenleyerek de toplumsal barışı sağlayamayız. Toplumsal barışı “Samsun’dan geldim, Erzurum’dayım, buradan da Sivas’a gideceğim.” mesajıyla da asla sağlayamayız. Samsun’dan çıkıp Erzurum ve Sivas üzerinden Ankara’ya gelenlerin mirasçıları bu ülkede var. O mirasçılar bu ülkede tekçi zihniyeti savunarak var olan toplumsal barışı da bozdular. Yeni mirasçıya asla ihtiyaç yok.

Değerli milletvekilleri, cumhuriyetin kuruluşundan bugüne devlete hâkim olan yasakçı zihniyet, Türkiye toplumu üzerinde ciddi tahribatlar yarattı ve ülke bir bütün olarak bundan gerçekten büyük zarar gördü. Yasakçı zihniyetin, özgürlükleri kısıtlayan anlayışın 2011 seçimleri sonrası tamamlanan iktidar değişikliğiyle geride kaldığını düşündüğümüz noktada, yeni iktidar sahipleri, eski iktidar sahipleri gibi, bu kez kendi yasakçı zihniyetini eski zihniyetin yerine monte ederse kaybeden yine Türkiye olur.

İktidar sahipleri şunu bilmeli ki eninde sonunda gerçek kayıp yasakçı zihniyeti savunanların olur. Bu süreçte çare ve çözümü yasaklarda değil, karşılıklı sevgi ve saygıda aramalıyız, toplumumuzu oluşturan grupların değer yargılarına saygı göstermede aramalıyız. Özellikle de Türkiye'nin temel sorunlarının çözümüne el atan iktidardan toplumun beklentisi reformist bir yaklaşımdır, hatta radikal çözümlerdir; eski yasakçı, köhneleşmiş zihniyetin farklı bir versiyonunu oluşturması asla değildir.

İktidar partisi ve Hükûmet sokaktan yükselen sesi doğru algılamalı, o sese cevap olacak acil demokratik düzenlemelere gitmelidir. Türkiye toplumunun ezici çoğunluğunun canıyürekten desteklediği barış ve çözüm süreci noktasında da Hükûmet hızla adım atmalı, toplumda oluşan umuda cevap olmalıdır. Başlamış olan bu süreci, iktidarıyla muhalefetiyle hep birlikte doğru temelde değerlendirmeliyiz. Bu tarihî bir süreçtir. Son derece önemli bir tarihî fırsat yakalanmıştır. Parlamentonun bunu iyi değerlendirmesi gerekiyor. Türkiye Büyük Millet Meclisinin bu süreci kalıcı hâle getirmeden tatil yapma hakkının olmadığını düşünüyoruz. Çözüm sürecinin başlamasıyla birlikte Hükûmet, iki önemli adım attı.

Bunlardan biri, Akil İnsanlar Heyetinin oluşturulmasıydı. Akil insanlar bütün ülkeyi il il, ilçe ilçe dolaşıp süreci halka anlatarak, halkın nabzını tutarak önemli bir görevi yerine getirdiler. Kendilerine ben huzurunuzda teşekkür ediyorum. Sayın Başbakan, bugün, kendileriyle bir toplantı yapıyor, umuyoruz ki akil insanların tespit ve önerilerini dikkate alır.

Hükûmetin attığı ikinci olumlu adım ise, Toplumsal Barış Yollarının Araştırılması ve Çözüm Sürecinin Değerlendirilmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonunun, kısaca barış ve çözüm komisyonunun kurulmasıdır. Bildiğiniz gibi, Komisyon çalışmalarına devam etmektedir. Bu Komisyona üye vermeyen partiler, toplumsal barış isteminde asla inandırıcı olamazlar. “Barış istiyorum.” demekle barış istenilmez, fiilen aktif hareket etmek gerekir.

Değerli milletvekilleri, Hükûmet sorunun pratik çözümü için yapacağı yasal değişiklikleri derhâl Parlamentonun gündemine getirmelidir. On binlerce Kürt siyasetçisinin “KCK” adı altında hâlen tutuklu olduğu, cezaevlerinde ölümle burun buruna kalan hasta tutuklu ve hükümlülerin sorunlarına çözüm bulunmadığı, ana dilde eğitim hakkının tanınmadığı, adaletsiz seçim barajının hâlâ yürürlükte olduğu, Siyasi Partiler Yasası’na göre Türkçeden başka bir dilin propaganda çalışmalarında kullanılmasının yasak olduğu gibi dünya kadar yasağın toplumumuzu rahatsız ettiği bir dönemde Meclis -tekrar belirtiyorum- tatile girmemelidir. Ancak, sorunun çözümüne ilişkin yapılacak düzenlemelerle halka barış sürecinin kalıcı olacağı konusunda verilecek umuttan sonra Parlamento tatil yapmalıdır. Parlamento ancak bu noktada kendisine tatil yapma hakkı görmelidir diyor ve hepinizi saygıyla selamlıyorum. (BDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bozlak.

Şahısları adına Mersin Milletvekili Sayın Ali Rıza Öztürk.

Sayın Öztürk, buyurunuz. (CHP sıralarından alkışlar)

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan Yargı Hizmetleri ile İlgili Olarak Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı üzerine söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, bugüne kadar Adalet Komisyonundan geçen kanun tasarılarına baktığımız zaman, bu kanun tasarılarına ya “yargı hizmetlerinin etkinleştirilmesi ve verimlileştirilmesi üzerine bazı kanunlarda yapılması gerekli kanun değişiklikleri” denilmiştir ya da işte “yargıdaki sorunların aşılması üzerine Danıştay ve Yargıtay kanunlarında değişiklik yapılmasına ilişkin kanun tasarısı” denilmiştir. Bir kanun gelmiştir, onunla Yargıtay ve Danıştaydaki daire sayıları, üye sayıları azaltılmaya çalışılmıştır; arkasından, başka bir kanun tasarısı gelmiştir, bunun tam zıttı, bu sefer de artırılmaya çalışılmıştır.

Şimdi, bu görüşülmekte olan kanun tasarısıyla ilgili, daha önce görüştüğümüz hususlar yeniden bu tasarının bir taraflarına sıkıştırılmıştır. Bu, şunu gösteriyor değerli arkadaşlarım: Adalet ve Kalkınma Partisi sürecinde Türkiye Büyük Millet Meclisi çoğunluk baskısının altında yönetilmeye çalışılmaktadır. Aslında komisyonlarda ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda uyulması gereken kurallar ve yöntemlere uyulmamaktadır, kanun yapma tekniğine uyulmamaktadır. Âdeta komisyonlarda “Ben yaptım, oldu.” anlayışıyla sadece komisyonlardan geçirmiş olmak için kanunlar geçirilmekte, Genel Kurulda da yine çoğunluğun parmaklarıyla bu işler halledilmektedir. Aslında gerçekten bugün yaşadığımız çoğunlukçu demokrasidir, çoğulcu demokrasi değildir.

Değerli arkadaşlar, Sayın Başbakan açıklama yaptı, “Polisimizi yedirtmeyiz.” dedi. Son zamanlarda bu yedirtmeme muhabbeti çok sıkça gündeme geldi, geliyor sanki birileri, birilerini yemeye çalışıyormuş gibi. Hiç kimsenin hiç kimseyi yemeye çalıştığı falan yok ama bakın, bu Türkiye’de kimisinin “Ergenekon”, kimisinin “faiz lobisi”, bazı insanların da “dış güçlerden kaynaklandı” dediği, kimilerinin de “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası’ndan ve Anayasa’dan kaynaklanan protesto etme hakkını kullandık.” dedikleri olaylarla ilgili olarak 4 vatandaşımız öldü 1 polisle birlikte ama bunlardan bir tanesi polis kurşunuyla öldürülen Ethem Sarısülük’tür.

Bunu şu nedenle önemsiyorum: Ethem Sarısülük, bu olaylar sırasında televizyon kameralarında polis tarafından öldürüldüğü açığa çıkmasına rağmen, bu polisin kimliği uzun müddet kamuoyundan saklanmıştır, açıklanmamıştır; Daha sonra bu polisin kimliği bildirilmiştir, açıklanmıştır, bu sırada da Sayın Başbakan “Biz polisimizi yedirtmeyiz.” demiştir.

Değerli arkadaşlarım, bu polis de bizim polisimiz, sokaktaki protesto hakkını kullanan yurttaşlar da bizim yurttaşlarımız ama önemli olan buradaki konu şudur: Hep tartışılıyor “Efendim, polis orantılı mı, orantısız mı güç kullandı?” diye. Öncelikle polisin görevi güç kullanmak değildir, polisin görevi, Anayasa’da ve Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası’nda hüküm altına alınan bu toplantı ve gösteri yapma hakkını kullanmasını sağlamaktır. Aslında polis, vatandaşın bu protesto hakkını kullanmasının koşullarını yaratmak için eğer gerekliyse güç kullanmak zoruna kalabilir.

Şimdi, burada, güç kullanmanın, orantılı ya da orantısız olmaktan daha önce iki tane koşulu vardır. Birinci koşul: Güç kullanmanın gerekliliği var mıdır, yok mudur? Öncelikle bunun tespit edilmesi lazım. Şimdi, bu olaylarda dünya kamuoyunda da, Türkiye kamuoyunda da genel kanı, olayların başlamasına neden olanın polis olduğudur. Burada da Ethem Sarısülük ölmüş. En sonunda, kamuoyu baskısı üzerine bunu mahkemeye çıkartmak zorunda kalmışlar ve mahkeme şöyle bir karar veriyor, -polisin aslında bu kişiyi öldürdüğünü kabul ediyor, belinden silah çıkartarak öldürdüğünü kabul ediyor- aynen şunu söylüyor, diyor ki: “Göstericiler tarafından prefabrik bir kulübenin arkasına sıkıştırıldığı ve kalabalık bir grup tarafından taşlanmaya maruz bırakıldığı, -ama televizyondaki görüntülere baktığınızda aslında böyle bir durum da söz konusu değil- bu sırada şüphelinin belinden tabancasını çıkardığı ve havaya doğru üç el ateş ettiği, bu esnada maktulün aniden yere düştüğü, -ya, bu ne biçim havaya doğru ateş etmek ki bir adam aniden yere düşüyor; demek ki havaya doğru ateş etmemiş, hedef göstererek ateş etmiş ve bir kişi düşmüş- şüphelinin arkasını dönerek grubun aksi yönünde koşmaya devam ettiği, bu sırada beline ve sırtına atılan taşların isabet etmeye devam ettiği…” Vallahi, televizyon ekranlarından ben bunu seyrettim, hiç böyle bir görüntüyü görmedim, mahkemenin tespit ettiği gibi. Ama değerli arkadaşlarım, burada, arkasından da bunun meşru müdafaa sınırları içerisinde kalabileceğini düşünerek tutuksuz yargılanmasına karar veriyor.

Şimdi, ben sormak istiyorum hepimize: Böyle bir olay sıradan vatandaşlar arasında olsaydı, bir vatandaşımız bir başkasına bunu yapsaydı gerçekten mahkemeler bunu serbest bırakır mıydı, o vatandaşı serbest bırakırlar mıydı? Yani, ben kural olarak tutuklu yargılanmayı savunan bir insan değilim, bunu Meclisteki bütün arkadaşlarımız bilirler ama burada çifte standart var.

Benim dikkatinize sunmak istediğim konu şudur: Değerli arkadaşlarım, şimdi, bakın, Sayın Başbakan “PKK örgütüyle yapılan, kimisinin ‘çözüm süreci,’ kimisinin ‘barış süreci,’ kimisinin ‘çözülme süreci’ dediği süreçle ilgili olarak biz güvenlikçi politikalara ne olursa olsun dönmeyeceğiz yani özgürlükçü politikalar izleyeceğiz.” dedi bu süreçle ilgili olarak. Peki, doğuda gerçekten bu sorunun çözülmesi için siz “Güvenlikçi politikaları uygulamayacağız, özgürlükçü politikaları uygulayacağız.” diyorsunuz, o zaman, batıda protesto hakkını kullanan insanların üzerinde neden güvenlikçi politikaları izlemekte ısrar ediyorsunuz? Orada da özgürlükçü politikaları uygulayın. Yani, doğru, güvenlikçi politikalarla ülkenin doğusunda bir yere gidememişseniz, batısında da bir yere gidemezsiniz. Devlet terörüyle ve devlet terörünün uygulanmasına aracılık yapan polis şiddeti ve polis terörüyle bir yere varmanız mümkün değil. O zaman, İstanbul Taksim’de, Ankara Kızılay Meydanı’nda, Kennedy Caddesi’nde, ne bileyim, Dikmen sokaklarında gerçekten protesto hakkını kullanan insanlara karşı neden polis terörünü uyguluyorsunuz? Efendim, provokatörler varmış, ışık lambalarını yıkıyorlarmış, sağı solu yakıp yıkıyorlarmış. E, yakıp yıktırma, işte polisin görevi bu zaten, polisin görevi onu ayırmak. Yani, Anayasa’dan ve Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası’ndan kaynaklanan hakkını kullanmak isteyenler ile bu hakkını kullanmaya çalışanları, provoke edenler, onu, o hareketi baltalamaya çalışanlar arasında polisin görevi bunları tespit edip o kitlenin içerisinden bunu almak. E, bu olmuyor değerli arkadaşlarım ama bakıyoruz bu olaylarla ilgili dünya basınında çok ciddi eleştiriler çıkıyor. Tabii, Sayın Başbakan, Türkiye’deki basını kendisine bağımlı hâle getirdiği için, Türkiye'deki basın artık siyasal iktidara bağımlı yayın politikaları izlediği için, şimdi, Başbakan yurt dışındaki basını da bu şekilde hizaya getirmeye çalışıyor anlaşılan. Ama hizaya getiremediği için onlara ateş püskürüyor. Bugüne kadar Avrupa Birliğiyle ilgili hep söylediniz, Avrupa Birliğinin dostu olarak AKP’yi gösterdiniz, Cumhuriyet Halk Partisi ve diğer muhalefet partileri “Avrupa Birliğine gireceksek onurlu girelim.” dedikleri zaman onları Avrupa Birliğine karşı olmakla suçladınız ama Avrupa Birliğinin organı Avrupa Parlamentosu yenilir yutulur cinsten olmayan sert kararlar aldı, şimdi de bunun karşısında söyleye söyleye bir tek şey söylüyorsunuz: “Efendim, bu kararlar yoktur.” E, doğru. Avrupa Birliğinin 2012 İlerleme Raporu’nda Sayın Egemen Bağış alternatif bir rapor hazırlamıştı…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) – …ama buna kargalar bile gülecektir.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Öztürk.

Komisyon adına Adalet Komisyonu Başkanı…

ADALET KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) – Konuşmayacağım.

BAŞKAN – Vaz mı geçtiniz, peki, sağ olasınız.

Şahısları adına Sakarya Milletvekili Sayın Ali İhsan Yavuz.

Buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 475 sıra sayılı Yargı Hizmetleri ile İlgili Olarak Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın tümü üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Bilindiği üzere, söz konusu tasarıya konu olan hükümler 650 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’yle yapılan değişiklikle yürürlüğe girmiş ancak yürürlüğe girdikten sonra 6223 sayılı Yetki Yasası’na aykırı olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesine götürülmüştü. Anayasa Mahkemesi tarafından, söz konusu kanun hükmünde kararnamedeki adli tatil süreleri ile bunlara bağlı izin sürelerine yönelik düzenlemeleri içeren hükümler; Danıştay Kanunu’nda Başkanlar Kurulu ve Başkanlık Kurulu yönünden yapılan düzenlemeler ile bu kurulların oluşumu, görevleri ve üye seçimlerine ilişkin düzenlemeler; 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu’nda adli tatilden yararlanmanın esas olduğuna vurgu yapan düzenleme; 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu’ndaki hâkim ve savcıların meslek içi eğitimini düzenleyen değişiklikler; ceza infaz kurumu personellerinin hizmet öncesi eğitim süresiyle ilgili eğitime alınan ceza infaz kurumu personellerinin sağlık sigortasından yararlanmasına dönük düzenleme; 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’da yapılan değişiklikle Adalet Bakanlığının izniyle kişilerin de hükümlüleri ziyaret edebilmelerine imkân veren düzenleme ve de 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un tutukluların yakınlarının cenazelerine katılma iznini genişleten düzenlemenin, 6223 sayılı Yetki Yasası’nın kapsamı dışında olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir.

Burada dikkat edilmesi gereken husus, Anayasa Mahkemesinin söz konusu iptal kararını, 650 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’deki söz konusu düzenlemelerin, 6223 sayılı Kamu Hizmetlerinin Düzenli, Etkin ve Verimli Bir Şekilde Yürütülmesini Sağlamak Üzere Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Teşkilat, Görev ve Yetkileri ile Kamu Görevlilerine İlişkin Konularda Yetki Kanunu kapsamında yer almadığı sonucuna vararak iptal kararı vermiş olmasıdır. Bir başka ifadeyle, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı usule ilişkindir; görüldüğü üzere, Anayasa Mahkemesi içerik itibarıyla bir aykırılık tespitinde bulunmamıştır. Anayasa Mahkememizin iptal hükmü, kararın Resmî Gazete’de yayımlandığı 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren altı ay geçtikten sonra yani 1 Temmuz 2013 tarihinde yürürlüğe girecektir. İşte, görüşmekte olduğumuz bu tasarıyla, 650 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin iptal edilen ancak esas itibarıyla Anayasa’ya aykırı olmayan yargı hizmetlerine ilişkin hükümlerinin uygulamada herhangi bir boşluğa ve tereddüde yer vermemesi amacıyla, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı da yürürlüğe girmeden, yeniden kanun olarak düzenlenmesi öngörülmektedir.

Bu tasarı, büyük oranda 650 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’deki metinlerin aynen tasarı metnine aktarılması suretiyle oluşmuştur. Ancak, son bir yıl içerisinde ortaya çıkmış olan gelişmeler ve de uygulamada ortaya çıkan ihtiyaçlar da dikkate alınarak bir kısım ilavelerde bulunulmuştur.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; iktidarımız döneminde, her alanda olduğu gibi yargı alanında da peş peşe düzenlemeler yapılmış ve hâlen de bu çalışmalara büyük bir hızla devam edilmektedir. AK PARTİ olarak amacımız yargıyı daha işlevsel hâle getirmek, hızlı, etkin ve adaletli bir yargı mekanizması oluşturmaktır. Gerçi Cumhuriyet Dönemi’nde hemen hemen her hükûmet, hızlı, etkin ve adaletli bir yargı mekanizması oluşturma arzusu elbette taşımıştır. Taşımıştır taşımasına, ancak bu çalışmaların bütüncül olmaması, sistematik yapılmaması, palyatif bir şekilde yapılmış olması, derli toplu, planlı programlı bir şekilde olmaması, sadece mevzuat odaklı yapılması, küresel gelişim ve değişimleri karşılamaması gibi sebeplerle istenilen amaç maalesef bir türlü yakalanamamıştır. Oysa AK PARTİ iktidarı dönemindeki düzenleme ve yargı reform çalışmalarında, sorun odaklı değil sistem odaklı bir yaklaşım sergileniyor, sorunların köklerine iniliyor, bütüncül bir yaklaşımla yapılıyor, toplumun talepleri dikkate alınıyor, uzun vadeli bakış açısı ve stratejik yaklaşım içerisinde hareket ediliyor, uluslararası gelişim ve değişimler dikkate alınarak bu çalışmalar sürdürülüyor. İşte, bu nedenle, son dönemde yani AK PARTİ iktidarı döneminde bu yolda çok önemli bir mesafe katedildiğini söylememiz mümkündür. İşte, bu nedenle, peş peşe düzenlemeler yapılıyor, yeni yeni mekanizmalar kuruluyor ve yargı reform çalışmalarına hız veriliyor.

İktidarımız döneminde yargı alanında gerçekleşen çok ehemmiyetli işler yaptık gerçekten. “Hafızayı beşer nisyan ile maluldür.” derler. Şimdi geri dönüp dönemimizde yaptıklarımızdan bazı örnekleri sizlerle paylaşmak istiyorum: Daha önce neler yaptık? Mesela, Türkiye Adalet Akademisini kurduk. Akademi, özerk yapısıyla hizmet öncesi ve hizmet içi eğitime getirdiği ivmenin yanında gittikçe artan biçimde hukuk alanında bilimsel aktör olma yolunda ilerlemektedir.

UYAP yani Ulusal Yargı Ağı Projesi kuruldu. Tamamen Türk mühendisleri tarafından geliştirilen ve hâlen birçok devlet tarafından ilgiyle takip edilen ve incelenen UYAP, Birleşmiş Milletler Kamu Hizmeti Ödülleri arasında birincilik ödülü yanında başka daha birçok ödül almış bir projedir.

Son on yılda yaklaşık 170 tane adliye binası inşa edildi. Adliyelerin toplam kapalı alanı 2002 yılında 569 bin metrekare iken, son on yılda 2 milyon 130 bin metrekare daha kapalı alana sahip adliye yapıldı. Yüzdeye vurduğumuzda, eskiye oranla yüzde 374 oranında böyle bir inşaat çalışması söz konusu oldu.

Son on yılda ihtisas mahkemelerinin sayısı yüzde 100’den fazla artmış oldu. Anayasa Mahkemesi ve HSYK’nın yapısı değiştirildi, yüksek mahkemeler güçlendirildi. Daire sayıları, tetkik hâkim ve personel sayısı artırıldı.

Bakınız, Yargıtayda, ilk kez 2012 yılında gelen dosya sayısından daha fazla sayıda dosya karara bağlanmıştır. Yani 2012 yılında gelen dosyaların dışında önceki yıllara ait 46.670 adet dosya da karara bağlanmıştır. Çok şükür, bugün itibarıyla Yargıtay âdeta postaya çalışır vaziyete gelmeye başlamıştır.

Önümüzdeki süreç bölge adliye mahkemelerinin hizmete girdiği süreç olacak inşallah. Bölge adliye mahkemelerine ilişkin, 2014 adli yılı başında faaliyete geçecek şekilde bütün altyapı hazırlıkları tamamlanmıştır. Bilindiği üzere, daha önce bölge adliye mahkemelerinin başsavcıları atanmış ve personelin eğitimi büyük oranda tamamlanmıştır. Özetle, konuya ilişkin tüm hazırlıklar yapılmış ve âdeta bu konuda da sona yaklaşılmıştır. Bölge adliye mahkemelerinin birkaç yıl gibi kısa süre içerisinde faaliyete geçmesiyle temyiz mahkemeleri daha da rahatlayacak ve tam bir içtihat mahkemesi hâline, inşallah, dönüşmüş olacaktır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gerek yaptıklarımız gerek yapmakta olduklarımız ve gerekse yapmayı planladıklarımızla, inşallah, yargıda hedefimiz olan etkin, hızlı ve adil bir yapının oluşmasını sağlamış olacağız.

Bu duygu ve düşüncelerle, siz değerli milletvekillerinin oylarıyla bu tasarının yasalaşmasını ve ülkemiz açısından hayırlı olmasını diliyor, bir kez daha yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Yavuz.

Birleşime on dakika ara veriyorum.

                                                                    

 

Kapanma Saati: 18.51

 

 

ÜÇÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 19.02

BAŞKAN: Başkan Vekili Meral AKŞENER

KÂTİP ÜYELER: Özlem YEMİŞÇİ (Tekirdağ), Fatih ŞAHİN (Ankara)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 125’inci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.

475 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Komisyon? Burada.

Hükûmet? Burada.

Şimdi soru-cevap işlemine geçiyorum.

Sayın Halaman...

Sayın Barutçu…

Sayın Işık…

ALİM IŞIK (Kütahya) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Bakan, bugünkü bazı medya organlarında: “Cizre düştü, PKK Kürt ordusu kuruyor.” manşetleriyle yer alan ve “Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetinin Cizre üzerinde hiçbir gücü, tek bir askeri veya polisi yoktur. Bakkallarda bile Türk parası kabul edilmiyor. Cizre PKK’nın elindedir.” şeklindeki haber ve iddialar doğru mudur? Doğruysa siz ve Hükûmetiniz bu olaylar karşısında ne yaptınız, neden sessiz kaldınız? Adalet Bakanı olarak şimdiye kadar bu konuyla ilgili hangi tedbirleri aldınız, açıklama yapar mısınız?

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Sayın Erdoğan…

MEHMET ERDOĞAN (Muğla) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Bakan, çözüm süreci diye milletin kafasını bulandırdığınız bir süreç devam ediyor. “Analar ağlamayacak, terör bitecek, teröristler sınır dışına gidecek.” dediniz. Lakin dünden bu yana Cizre’den kamuoyuna yayılan görüntüler bazı bölgelerimizde farklı bir güvenlik birimi kurulduğu izlenimi vermektedir. Bu görüntülerle ilgili yapılan herhangi bir inceleme, soruşturma var mıdır? Gezi olayları sebebiyle silahsız gençlere yapılan müdahale bu görüntülerdekilere de yapılacak mıdır? PKK ve İmralı ile yapılan görüşmelerde bu görüntülerde gördüklerimize Hükûmet izin vermiş midir? Hükûmet bu görüntülere izin vermemişse niçin sessiz kalmaktadır?

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Sayın Bulut…

AHMET DURAN BULUT (Balıkesir) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başbakanın talimatıyla PKK terör örgütü lideri Öcalan’la görüşüp anlaşan Hükûmetiniz bunun karşılığında ülkemizin bir bölgesini PKK’ya mı terk etti ki Diyarbakır’da Kuzey Kürdistan adına görüşmeler yapılırken Sayın Başbakan Gezi Parkı’ndan bir türlü çıkamamakta, ülkenin diğer taraflarında PKK’nın bölge halkı üzerindeki baskılarına, hükümranlığına göz yumulmaktadır? Gezi eylemlerinde her yapılan takip edilip gereği yapılırken, şimdiye kadar PKK terör örgütünün İstanbul’da ve diğer illerde yaptıklarına bilerek mi göz yumulmuştur? Televizyon haberlerinde sokak aralarında kayboldukları söylenen teröristler sizce bilerek mi yakalanmamış ve ülkenin teröre teslim edilmesi sağlanmıştır?

BAŞKAN – Sayın Uzunırmak

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Teşekkür ediyorum.

Sayın Bakan, yakın bir zamanda AK Parti Sözcüsü Sayın Çelik Gezi olaylarıyla ilgili “Dışarı çıkanlar sevinmesinler.” gibi birtakım demeçler verdi. Daha öncelerde de Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent Arınç’ın başka davalarla ilgili bu mealde açıklamaları oluyordu. Bir Adalet Bakanı olarak bu konularda acaba tavrınız ne oluyor? Böyle bir şey siyaseten uygun mudur?

İkincisi: Basına yansıyan bir konu da, arkadaşlarımın da dile getirdiği, Türkiye'nin belli bölgelerinde trafik kontrollerini özel giyimli… Ve aynı zamanda diplomaların dağıtıldığı alanında haberler var. Türkiye'nin bütün bölgelerinde kanun hâkimiyeti temin edilebilmiş midir? Eğer bu kanun hâkimiyeti temin edilemediyse temin etmeyi düşünüyor musunuz?

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Sayın Yılmaz…

SEYFETTİN YILMAZ (Adana) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Geçenlerde Diyarbakır’da bir Kürdistan Kongresi toplandı ve sonuç bildirgesinde birtakım açıklamalarda bulunuldu. Bu, mevcut yasalarımıza göre suç mudur, değil midir? Eğer suçsa bununla ilgili ne yapmayı düşünüyorsunuz?

Yine, PKK terör örgütüyle “Analar ağlamasın ve çözüm süreci.” dediniz. Yıllardır bu ülkede anaları ağlatan kimdir? Anaları ağlatanların elini kolunu sallayarak ülke sınırlarımız içerisinde dolaşması veya dışarıya çıkıyor gözükmesi herhangi bir suç teşkil etmemekte midir? Bununla ilgili herhangi bir işlem yapmayan başta oradaki görevliler, vali, cumhuriyet savcısı ve Hükûmet olarak bir suç işlendiği kanaatini taşıyor musunuz?

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Sayın Doğru…

REŞAT DOĞRU (Tokat) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Dün Irak’ta, Selahattin kentinde Irak Türkmen Cephesi Başkan Yardımcısı ve Vali Yardımcısı hunhar bir şekilde, bomba patlatılması neticesinde hayatlarını kaybetmişlerdir, yine 50’ye yakın da yaralı vardır. Hükûmet olarak bu kötü olayla ilgili olarak ne tür bir çalışma yaptınız, herhangi bir şekilde bir telin falan, bir şey yapılmış mıdır?

İkinci olarak da özellikle dün gelen haberler içerisinde, Doğu Türkistan’da 24 tane Doğu Türkistan Türkü idam edilmiştir. Bu yönlü olarak da herhangi bir protesto yapılmış mıdır, öğrenmek istiyorum.

Teşekkür ederiz.

BAŞKAN – Sayın Türkoğlu…

HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) – Teşekkür ederim.

Sayın Bakan, geri çekilmediği hâlde PKK’nın geri çekildiği söylenmekte, çekilmenin de tamamlandığı, ikinci aşamaya geçildiği ifade edilmekte ve artık Hükûmetin bir şeyler yapacağı söylenmektedir. Geçtiğimiz günlerde İmralı’daki katilin size yeni talepler gönderdiği konuşulmaktadır. Bu taleplerle ilgili olarak Hükûmetinizin bölücü çevrelerle birkaç gün önce görüştüğü doğru mudur? Doğru ise bu görüşmede dile getirilen talepler, hususlar nelerdir? Basına sızanlar mıdır yoksa daha fazlası ve gizlenen yönler var mıdır?

Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti toprakları içerisinde adına “Amed” denilen ya da “Kuzey Kürdistan” denilen bir coğrafya var mıdır? Bu ifadeleri kullananlar hakkında adli tahkikat başlamış mıdır? Adalet Bakanı olarak bir şey yapmayı düşünüyor musunuz?

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Sayın Yılmaz…

DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Uşak) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakan, 15-16 Haziran tarihinde “Kuzey Kürdistan Konferansı” diye bir konferans yapıldı Diyarbakır ilinde ve oradaki konferansta Kürtçenin resmî dil olarak tanınması, ana dilde eğitim yapılması, Abdullah Öcalan’a af, PKK’nın, terör örgütü listesinden çıkarılması gibi taleplerde bulunuldu.

BDP’nin de tarafınıza 25 maddelik bir demokratikleşme paketini sunduğunu biliyoruz. Bu demokratikleşme paketi içerisinde bu talep edilen konularla ilgili düzenlemeler de var mı? Ülkemizin bir bölümünde “Kuzey Kürdistan” diye bir yapı mı oluşturuldu? Bu konuda herhangi bir yaptırım düşünüyor musunuz?

BAŞKAN - Sayın Halaman...

ALİ HALAMAN (Adana) – Sayın Başkanım, teşekkür ederim. Kusura da bakmayın, geç gelmiş oldum.

BAŞKAN – Olsun, olsun, vakit var daha.

ALİ HALAMAN (Adana) – Sağ olun.

 Ben, Sayın Bakanımıza şöyle bir sual sormak istiyorum: Bu kanun 32 madde. Şimdi, bu kanun 32 madde olmakla birlikte, 27’nci maddesinde “resmî” kelimesini kaldırıyor, metinden çıkartıyor. Bundan önce Sağlık Bakanı “T.C.”yi çıkartmıştı. Şimdi, bu “resmî” kelimesini kaldırmasının sebebi bu İmralı süreci diyorlar. İşte, Kandil’in talebi gibi, PKK’nın talebi gibi, İmralı’da yatanla doğrudan görüşmenin fiziki şartlarını oluşturmak için mi bu “resmî” kelimesini kaldırıyorlar? Ben bunu sormak isterim.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Sayın Barutçu…

İHSAN BARUTÇU (İstanbul) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Bugün, bildiğimiz kadarıyla, cezaevlerinde yaklaşık 130 bin civarında insanımız cezalarını çekmekte. Şahsım birçok cezaevini ziyaret ederken, Metris, Kandıra, Buca, Sincan, Silivri ve diğer cezaevlerine yaptığım ziyaretlerde tutuklu, hükümlü ve yakınlarıyla birlikte umumi bir merakı giderme adına Sayın Bakanımıza şu soruyu sormak istiyorum: On binler ismini zikrettiğimiz mevcut cezaevlerinde cezalarını bir şekilde tamamlarken neden İmralı’da bulunan şahsa ayrıcalık tanınıyor? Eğer o şahsın ayrıcalığı yoksa önümüzdeki herhangi bir zaman diliminde İmralı’dan bir başka cezaevine nakli ve sevki mümkün olacak mı?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Öğüt…

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sayın Bakan, Çankırı’nın Orta ilçesine bir cezaevi yapacağınızı duyduk. Bu cezaevinin niteliği ve kaç kişilik olacağı konusunda ve ne zaman başlayıp ne zaman biteceği konusunda bir bilgi verme şansınız var mı, onu öğrenmek istiyorum çünkü oradaki vatandaşlar, oranın niteliği konusunda hemşehrilerimiz bir cevap bekliyorlar. Yani, yarı açık mı olacak, kapalı mı olacak, nasıl bir cezaevi olacağı konusunda ve kaç kişilik olacağı konusunda bir beklenti var, onu soruyorlar. Bir de ne zaman biteceği konusunda soruları var, onu sizlere iletmek istedim.

Gine, tabii, sizin Hükûmetinizle ilgili bir konu ama orada köy yollarımızın yapımıyla ilgili hem Valiliğin hem de Ulaştırma Bakanlığının, ikisinin birden bende cevabı var, ikisinin de kendileriyle ilgili olmadığına dair cevapları var. Bu konuda da vatandaşlarımız orada bir şaşkınlık içinde, nereye müracaat edeceklerini bilmiyorlar. Çok önemli bir şekilde… Orada beş köyün insanları alt geçit olmadığı için 14-15 kilometre yolu yürümek zorunda kalıyorlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Bakan, buyurun.

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın Başkanım, birden çok milletvekilimiz aynı soruyu sordular Sayın Alim Işık’la başlayan süreçte, onunla başlayayım. “Cizre bölgesinde PKK Kürt ordusu kuruyor.” şeklinde gazetelere yansıyan haberlerden neşet eden, bu çerçevede 4-5 arkadaşımız aynı soruyu sordular. Şimdi şunu çok net şuradan ifade etmek istiyorum: Türkiye’de, Cizre’de olur, Erzurum’da olur, Antalya’da, Sinop’ta olur, hangi bölgesinde olursa olsun, yasalarımızın ihlali anlamına gelen her eylem kanunlarla yetkili olan cumhuriyet savcıları tarafından soruşturulur, cumhuriyet savcılarının talimatıyla kolluk o konularla ilgili araştırmalarını yapar, dosyasını teşekkül ettirir ve gerekli operasyonlarını yapar.

Şimdi, bahsettiğiniz olayla ilgili olarak ilk andan itibaren özel yetkili, Terörle Mücadele Yasası’nın 10’uncu maddesiyle yetkili Diyarbakır Başsavcılığı soruşturma dosyası açmıştır, kolluktan bununla ilgili delilleri talep etmiştir. Molotofkokteyli atarak kamu görevlilerinin araçlarına bunlarla saldıran, yol kesen ve yasaları ihlal eden eylemleri yapanlarla ilgili dosya tamamlanmak üzeredir ve bunun sonuçlarını kısa süre içerisinde görürsünüz. Anlık yapılan bu tür eylemler…

Tekrar ediyorum, Türkiye’nin hangi bölgesinde olursa olsun hiç kimse bu ülkenin yasalarının üstünde değil, bakanı da milletvekili de 76 milyon vatandaşının her bir bireyi de. O açıdan hiç kimse bu konuda bir endişeye kapılmasın, herhangi bir telaşa mahal yok. İlgili görevliler, sorumlular gereken çalışmaları şu anda yapıyorlar.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın Bakan, kolluk kuvvetlerinin önleyici görevi yok mu? Orada saatlerce süren bir suç işleniyor.

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) – Elbette var. Elbette var, bununla ilgili…

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Valisi var, emniyet müdürü var, kaymakamı var…

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) – Sayın Şandır, hatırlarsanız üç hafta boyunca devam eden “Gezi olayları” diye İstanbul ve Ankara merkezinde yapılan eylemler sırasında da gördüğümüz ve asla kabul edemeyeceğimiz, devletin kolluk güçlerine karşı yaralamalı, ölümlü saldırılar da cereyan etmiştir. Kamu araçları, kolluk güçlerine ait araçlar, vatandaşlarımıza ait sivil araçlar yakılmıştır, tahrip edilmiştir, iş yerleri tahrip edilmiştir. Şuradan Kızılay’a doğru bir inin, Meclis kavşağından Kızılay’a kadar giderken yol kenarındaki o şeffaf kaldırım camlarının tamamı kırılmıştır. Bütün bunlar bu milletin kaynaklarıdır ama takdir edersiniz ki o kalabalık olaylar esnasında kolluk aynı anda bunların fezlekesini hazırlayıp, delilleri tanzim edip bunu fezlekeye bağlayarak savcıların önüne getirememiştir.

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Sayın Bakan, kalabalık falan değil, yol kontrolü yapıyor bunlar. Arabanın plakası da belli, yol kontrolü yapılıyor ya!

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) – Bir süre sonra, bu dosyalar tekemmül ettikten sonra adliye gerekli işlemleri yapmış, bir kısmı sevk edilmiş, bir kısmı tutuklanmış, bir kısmı da tutuksuz yargılanmak üzere salıverilmiştir.

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) – Cizre’yle ne alakası var?

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) – Onun için şunu çok net ifade ediyorum: Hiç kimsenin yaptığı yanına kâr kalmaz, arkadaşlarımızın endişesine mahal yoktur diye ifade ediyorum.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Bunu takip edeceğiz yalnız.

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) – Elbette takip edeceksiniz, göreviniz bu. Biz de bunun hesabını hem Parlamentoda hem sokakta vatandaşımıza vermek durumundayız.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Yani sizin beyanlarınızı önemsiyoruz.

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) – Bir arkadaşımız bu çözüm sürecine ilişkin olarak yapılan görüşmelerle ilgili bir soru sordu “Hükûmet bu görüntülerin oluşmasına izin mi vermiştir?” diye. Hükûmetin böyle bir izin verme yetkisi de yoktur. Yasalarımızda olmayan bir yetkiyi kullanamayız, Anayasa’mız çok açık, hiç kimse kaynağını Anayasa’dan almayan bir yetkiyi kullanamaz. Bu şekilde, kanunların suç saydığı bir işi serbest bırakma gibi Hükûmetin bir yetkisi de yok, buna dönük bir tasarrufu da olamaz.

Onun ötesinde, Diyarbakır’da toplanan konferans sonunda yapılan açıklamalar… Sayın Yılmaz’ın sorusu, aynı soru yine Sayın Dilek Akagün Yılmaz’ın da sorusu. Bir başka Yılmaz da var, her ikiniz de aynı soruyu sorduğunuz için ifade ediyorum.

Değerli arkadaşlar, biliyorsunuz, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde korunmuş olan hakları korumak üzere birtakım yasalarda değişiklikler yaptık. En son yapmış olduğumuz değişiklikler de şiddet barındırmayan, şiddeti teşvik etmeyen düşünce açıklamalarının suç oluşturmayacağına dair. Bu konferansta katılımcıların görüşlerini beyan etmeleri ve bu görüşler doğrultusunda taleplerde bulunmaları, demokratik taleplerde bulunmaları en tabii haklarıdır. Ancak -parantez açıyorum- o sonuç bildirgesi içerisinde, talepler içerisinde, şiddeti öven, şiddeti teşvik eden, toplumu kaosa, teröre, anarşiye sevk edecek bir talep varsa bunun gereğini ilgili savcılar yapar. Yine tekrar ifade ediyorum, bununla ilgili hiç kimsenin bir telaşa kapılmasına gerek yok. Şu anda, Türkiye, Anayasa’sına ve yasalarına bağlı demokratik bir hukuk devleti. Bu anlamda, kimsenin yaptığı yanına kâr kalmamıştır bundan sonra da kâr kalmayacaktır. Ama, bizim yasalarımızın cevaz verdiği düşünceyi açıklama, görüşünü paylaşma… Şu Parlamentoda siyasi partilerimizin temsilcileri var. Bir milletvekilli arkadaşımız sorusunda şunu sordu: “Siz birkaç gün önce –bir siyasi partinin demedide- bir örgütün destekçileriyle bir görüşme yaptınız.” Benim görüşme yaptığım kişiler bu Parlamentoda temsil edilen milletvekilleridir, bir siyasi partinin yetkilileridir, eş başkanlarıdır, grup başkan vekilleridir.

SEYFETTİN YILMAZ (Adana) – Sayın Başbakan diyor ya, Sayın Başbakanın Şemdinli açıklamasını hatırlayın Sayın Bakan.

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) – Dolayısıyla, ben, Hükûmetin bir üyesi olarak, bu Parlamentoda görev yapan her milletvekiliyle görüşürüm.

SEYFETTİN YILMAZ (Adana) – Parlamentoda görev yapan milletvekiline Sayın Başbakan söylemedi mi aynı ifadeyi?

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Siz, Sayın Başbakanın söylemi üzerine mi iş yapıyorsunuz?

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) – Her siyasi parti temsilcisiyle görüşürüm, onların demokratik taleplerini dinlerim. Bu demokratik talepler içerisinde karşılayabileceklerimiz varsa bunları karşılayabilmek için de elimizden geleni yaparız.

Türkiye 1950 yılından bu yana Avrupa Konseyinin kurucu üyesidir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin yargılama yetkisini tanımıştır. İnsan Hakları Sözleşmesi’nin altında imzası vardır Türkiye'nin. İnsan Hakları Sözleşmesi’nden kaynaklı hakları talep edenler için “Niçin bu hakları talep ettiniz?” diye sorulmaz. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin içtihatlarının gereğini yerine getirmek isteyenlerin bu talepleri için “Bunları niye dile getirdiniz?” de denilmez.

Yine, sorulan sorular içerisinde: “BDP’nin sizden talepte bulunduğu 25 madde içerisinde ne var?” Barış ve Demokrasi Partisinin bize getirmiş olduğu kendi önerileri içerisinde Terörle Mücadele Yasası’nın bazı maddelerinin, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun bazı maddelerinin, Siyasi Partiler Yasası’nın bazı maddelerinin değiştirilmesi yönünde talepleri vardır. Bu ülkede biz yıllardan bu yana şunu söylemiyor muyuz: Demokratik siyaset zemininde bunları konuşalım ve siyaset zemininde üzerinde mutabık kalabileceğimiz konularda mesafe katedelim. Yaptığımız şey budur.

DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Uşak) – Neden açıklanmıyor Sayın Bakan, biz bunu soruyoruz size. Niye kamuoyuna açıklanmıyor?

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Bütün basında yazıyor, okumadınız mı siz?

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) – Bir siyasi partinin temsilcileri Hükûmetin bir üyesine bu yönde taleplerini getirmiş, ortaya koymuş. Ne yapması gerekiyor Hükûmet mensuplarının? Bu talepleri alır, kendi parti programına uyuyorsa, kendi siyaset yapma anlayışına, Türkiye'nin gelecek vizyonu içerisinde öngördüğü tabloda bu taleplerin yeri varsa ortak bulduğumuz zeminde bunları karşılamak siyasetin görevidir, Parlamentonun görevidir. Ben böyle inanıyorum, siyaset anlayışımız budur.

DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Uşak) – Peki, Sayın Bakan, bunlar neden açıklanmıyor? Neden kapalı kapılar ardında görüşülüyor?

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) – Müsaade ederseniz… Siz soru sorarken ben dinledim ama benim cevap vermeme bile tahammül göstermiyorsunuz.

DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Uşak) – Sadece açıklanmasını istiyoruz.

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) – Dolayısıyla değerli arkadaşlar, Anayasa’mızda ve yasalarımızda taahhüt etmiş olduğumuz, varmak istediğimiz hedeflere dönük, siyaset kurumundan ya da STK’lardan, sivil toplumdan gelecek taleplerin başımızın üzerinde yeri vardır. Herkes düşüncesini barışçıl yöntemlerle ifade edebilir.

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Anayasa’ya aykırı işler de var mı bunun içinde?

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) – Ama bu talepler içerisinden hangilerinin hayata geçeceği konusu Parlamentonun takdirindedir. Sadece siyasi iktidarın buna karar verme imkânı da yoktur, yetkisi de yoktur. Onun için, bu talepler gelir, bu taleplerden uygun gördüklerimizi, altına imza koyabileceklerimizi huzurlarınıza getiririz. Yüce Parlamento kabul ederse hayata geçer, kabul etmezse geçmez. Demokratik siyasetin anlamı da bu olsa gerek.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) – Sayın Başkan, tutanaklara geçmesi açısından bir hususu ifade etmek istiyorum.

Şimdi, Sayın Bakanın vermiş olduğu cevap üzerinden algıladığımız kadarıyla bir milletvekili, bu Parlamento çatısı altındaki bir milletvekili, partimizin yetkili heyetlerinin Hükûmetle yapmış olduğu bir görüşme üzerinden partimizi illegal pozisyona düşürecek şekilde bir tanımlama yapmış. Bu tanımlamayı yapan milletvekilini kınıyoruz.

Barış ve Demokrasi Partisi, 3 milyona yakın, halkımızdan, oy almış, bütün engellemelere rağmen son seçimde de milletvekili sayısını 2 katına çıkararak bu Meclis çatısı altında bu ülkenin sorunlarını tartışan ve bunlara çözüm arayan legal, yasal siyasi bir partidir. Bundan sonraki tanımlamalarda da partimize yaklaşımın bu çerçevede olması gerekir.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır. Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Birinci bölümün görüşmelerine başlıyoruz.

Birinci bölüm 1 ila 17’nci maddeler kapsamaktadır.

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Sayın Başkan, yanlışlık yapıyorsunuz, bölümlere geçtik.

BAŞKAN – Evet, bölümler hâlinde görüşülüyor ama maddelerine diye yazıldığını… Doğru yazılmış, doğru okudum.

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Bölümlere geçilmesini oylayacaktınız Sayın Başkan.

BAŞKAN – Öyle değilmiş işte yani bölümleri konuşup maddelere geçilme deniliyor.

Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına Mardin Milletvekili Sayın Erol Dora.

Buyurunuz. (BDP sıralarından alkışlar)

BDP GRUBU ADINA EROL DORA (Mardin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 475 sıra sayılı Yargı Hizmetleri ile İlgili Olarak Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın birinci bölümü üzerine Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, hemen her fırsatta dile getirdiğimiz uzun tutukluluk hâlleri temel hak ve özgürlüklerin önündeki en büyük engellerden birisi olarak ülke gündemini işgal etmeye devam etmektedir. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 109’uncu maddesi gereğince adli kontrol tedbirleri uygulanıp tahliye etme imkânı varken maalesef mahkemeler adli kontrol sistemini uygulamayarak uzun tutukluluk durumlarının ortaya çıkmasına sebebiyet vermektedir. Tutuklananlar için uzun bir yargılama sürecinin başladığı, bu açıdan, tutuklamanın bir tedbirden çok ceza hâlini aldığı, tutuklanmayanların ise kurtulduklarını düşündükleri bir gerçektir. Toplumun algısı da bu yöndedir. Ülkemizdeki yargılamalar yapılan soruşturma ve kovuşturmalar sonucunda en kısa sürede gerçeğe ve adalete ulaşılmasını amaçlayan şekilde değil, tahliye talepleri ve tutukluluğun ortadan kaldırılmasına yönelik olarak devam etmektedir.

Uzun süren ve makul sürede tamamlanmayan yargılamalar Türk hukukunun en önemli sorunudur. Bu sorunu çözme noktasında gerekli çaba harcanmamaktadır. Böylece tutuklama tedbiri yönünden de makul süreye uyulmadığı görülmektedir. Bunun üzerine, her ne kadar hukuka aykırılığı tespit edip tazminata hükmetse de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuruların uzun yıllar sonuçlandırılmaması olumsuzluğu da eklendiğinde hukukun evrensel ilke ve esaslarına aykırı şekilde verilen yargı kararlarının devam ettiği görülmektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin geç verilen kararları ciddiye alınmamakta, sadece tazminat olarak değerlendirilmekte, devlet tarafından ödenen bu tazminatların sorumlusuna rücu mekanizması da işletilmediğinden İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile varılmak istenen hedefe ulaşılamamaktadır. Güncel bir örnek vermek istiyorum: Şırnak Milletvekilimiz Sayın Faysal Sarıyıldız dört yıl üç aydır tutuklu olmasına rağmen bugün mahkeme davayı 29 Ağustosa erteleme kararı aldı. Kendisi için zaten istenen ceza beş yıl olmasına rağmen infazı bittiği hâlde böyle bir ertelemeyi anlamak gerçekten mümkün değildir.

Türkiye’de artık cezaya dönüşmüş bulunan uzun tutukluluk hâlleri söz konusu olanlar hasta mahkûmlar olunca daha da katmerli olarak karşımıza çıkmaktadır çünkü uzun tutukluluk durumunun yol açtığı en büyük hak ihlaline hasta tutuklular maruz kalmaktadır. Bu çok açık bir şekilde herkes tarafından bilindiği hâlde, son yargı paketinde birtakım düzenlemeler yapıldığı hâlde maalesef uygulamada sorunlar aşılabilmiş değildir. Ölümcül hastalıklara kapıldıkları hâlde elverişli sağlık koşullarından yoksun bir şekilde -tahliye edilmeyen mahkûmlar- son derece zor olan cezaevi koşullarında yaşamaya mecbur bırakılmaktadırlar.

Değerli Milletvekilleri, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Türkiye’yi, tutuklu iken yakalandığı kanser sonucu cezaevinde yaşamını yitiren Gülay Çetin’in hükümlülerin ağır hastalık nedeniyle serbest bırakabileceğine ilişkin hükümlerden -tutuklu olduğu için- yararlandırılmaması nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 3’üncü maddesi yani işkence yasağı ve 14’üncü yani ayrımcılık yasağı maddelerini ihlal ettiği gerekçesiyle mahkûm etmiştir.

Hasta tutuklu ve hükümlü tablosu Türkiye’de ağır bir tutuklama rejimi yani kişi güvenliği ve özgürlüğü hakkı ihlali olduğunu göstermektedir. Hapishanelerdeki hasta mahpusların sağlık koşullarının düzeltilebilmesi için öncelikle 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un bir bütün olarak değiştirilerek, özgürlüğünden yoksun bırakılan veya hapsedilen kişilerin yani mahpusların haklarının ilgili Birleşmiş Milletler standartlarına uygun hâle getirilmesi gerekmektedir.

F tipi hapishanelere geçildikten sonra mahpuslara uygulanan tecrit mahpusları âdeta çürütmektedir. Tecrit, mahpusların hastalıklarını tetiklemekte ve hızlı bir şekilde ilerlemesine neden olmaktadır. İnsan onuruna aykırı olan tecridin tüm hapishanelerden kaldırılması gerekir.

İnsan Hakları Derneği 2013 veri ve raporlarına göre hâlen hapishanelerde 122’si ağırlaşmış, 108’i acil tedaviye ihtiyacı olan toplam 230 ağır olmak üzere 411 hasta mahpus vardır. Bu mahpuslardan 230’unun derhâl salıverilmesi gerekmektedir. Geriye kalan 181 hasta mahpusun ise acilen tedavi edilmesi gerekmektedir.

Değerli Milletvekilleri, Adli Tıp Kurumunun bilimsellikten uzak ve taraflı siyasi kararları da hasta tutukluların maruz kaldığı durumun en başta nedenlerindendir.

Adli tıp hizmetleri 1982 yılında 2659 sayılı Yasa ile Adli Tıp Kurumunun resmî bilirkişilik görevini yerine getirmesi için yeniden düzenlenmiştir. Bu düzenleme ile adli tıp hizmetlerinin verilmesinde yaşanan sorunların giderilmesi amaçlanmış ise de Adli Tıp Kurumu merkezî yapılanmayı güçlendirmiş ve adli tıp alanında bilimsel gelişmeyi engelleyici, çelişkili ve yetersiz kabul edilen kararları çözüme bağlayıcı özelliğiyle birlikte bilimsel niteliğini de yitirmeye başlamıştır. Oysa bilirkişilik, hizmetin niteliği gereği herhangi bir konuda verilecek objektif, teknik ve bilimsel görüştür. Bilirkişiliğin esası bilimsel görüşün özgürce sunulabilmesidir.

Kurum, 12 Eylül rejiminin etkisinde yapılmış düzenlemelerin ruhunu yansıtmaktadır. Kurumun resmî bilirkişilik yapmak üzere kurulduğu, bu bağlamda da tutuklu ve hükümlülerin tahliye ve infazının ertelenmesi kararlarının verildiği merci olarak değerlendirildiği düşünüldüğünde durumun vahameti daha da görünür olmaktadır.

Zira, Adli Tıp Kurumu, ölümcül hastalar için dahi raporlarını geciktirmekte, verdiği raporlarda ise tutuklunun hastalığının ciddiyetinin aksine kararların altına imza atabilmektedir. Örneğin, kurum, cezaevi koşullarında hastalıkları iyice ağırlaşan hasta mahpuslara ya rapor vermemekte ya da kanser gibi tedavisi ev ortamında bile mümkün olmayan hastalıkların cezaevi koşullarında tedavi edilebileceğine yönelik raporlar vermektedir.

Adalet Bakanlığı verilerinden de anlaşılacağı üzere, Adli Tıp Kurumunun kötü uygulamaları nedeniyle infazı geri bırakılmayan ağır hasta mahpuslar cezaevinde yaşamını yitirmekte ya da tahliye olduktan birkaç gün sonra yaşamlarını yitirmektedirler. Bu bakımdan, hasta tutuklu ve hükümlülerin durumlarının ciddiyetle incelenebilmesi için sağlık konusunda devlet eliyle yaratılan bu tekelleşmenin ortadan kaldırılması gerekmektedir.

Her türlü teknik donanıma sahip, modern cihazlarla donatılmış tam teşekkülü devlet hastanelerinin, eğitim ve araştırma hastanelerinin, üniversite hastanelerinin raporlarının kabul edilmemesi bu sorunların asıl kaynağıdır. Hastane kurulları tarafından verilen raporları kabul etmeyerek kendi kurumlarının itibarını düşüren bu anlayış her yönüyle sakattır. Ayrıca ilk olarak tam teşekküllü hastane raporunu arayan, bu raporun Adli Tıp Kurumu tarafından onaylamasının ardından cumhuriyet savcısının vereceği olumlu karar üzerine durumu tayin edilen hastanın mağduru olduğu bu yoğun bürokrasi en büyük insan hakları ihlallerindedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; verilen sağlık raporlarına karşı itiraz yolunun tanınmayarak kişinin durumunun daha da ağırlaşması üzerine, aynı süreçleri yeniden tekrarlamasını beklemek hukukla bağdaşmamaktadır. Hasta tutuklu ve hükümlülerin revire çıkmaları, ring araçlarıyla hastanelere gitmeleri, sağlık raporları için uzun süre beklemeleri göz önüne alındığında, bu tedavi ve başvuru sürelerinin kendisi için ezaya dönüştüğü anlaşılacaktır. Hâl böyleyken bilimsel bilgi, kişisel kanı, ayrımcı uygulama gibi herhangi bir nedenle olumsuz rapor almış ve sayılı günleri kalan bir hasta tutuklu ve hükümlünün itiraz hakkının olmamasını da kabul etmek mümkün değildir. Bunun başta, sağlık hakkı, hukuk devleti çerçevesinde değerlendirilmesi gereken en önemli konulardan birisi olduğunu da vurguluyor, Genel Kurulu tekrar saygıyla selamlıyorum. (BDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Dora.

Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Osmaniye Milletvekili Sayın Hasan Hüseyin Türkoğlu.

Buyurunuz. (MHP sıralarından alkışlar)

MHP GRUBU ADINA HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) – Sayın Başkan, Türk milletinin saygıdeğer milletvekilleri; 475 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın birinci bölümü üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Müzakere etmekte olduğumuz tasarı, hukukun evrensel kuralları ve Anayasa hükümleri yerine, farklı görüş ve düşünceleri dikkate almadan “Ben bilirim, başkası bilmez ve anlamaz.” tavrıyla Meclise ve topluma dayatılan bir yanlışın şeklen düzeltilmesinden ibaret olup hâlâ yanlışlar ihtiva etmektedir. Kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisiyle Meclisin yasama görevinin Hükûmete devrini karıştıran iktidar partisi, bu yanlışını şeklen düzeltme gayretindedir ancak AKP de hukukun üstünlüğü yerine, üstünlerin hukukunu tercih etmiştir ve kendi hukukunu tesis etme ve yaşatma arzusundadır.

Amerikan demokrasisinin kurucuları “Yürütme vahşi bir aslandır, o aslanı kontrol altında tutan zincirler ise hukuktur.” derler. Yürütme yetkisini yed-i kudretinde tutan siyasal iktidardır. Siyasal iktidarların doğasında ise otorite, belirleyici unsurdur. Otorite yani siyasal iktidarın gücüyle demokrasi ve hukuk arasında ters orantılı bir ilişki mevcuttur. Bir ülkede yürütme erkini elinde bulunduranların otoriterleşme eğilimleri arttıkça demokrasiye ve hukuk devletine bağlılık azalmakta, demokrasi ve hukukun üstünlüğüne olan bağlılık arttıkça, yönetenlerin otoriterliğe olan hevesleri törpülenmektedir. Bu nedenle, yürütme mutlak otoritesini tesis etmek ve sürdürebilmek için diğer erkleri, özellikle de yargı kurumlarını daima boyun eğdirme, kuşatma ve sindirme istidadındadır.

Bugün Türkiye'nin yaşadığı gerilimlerin, ayrışma ve çatışmaların temelinde de bu sorun yatmaktadır. Yürütme yetkisini eline geçirmiş olan iktidar, kendisini sınırlayan evrensel hukuk ilkelerinden kurtulmaya çalışmaktadır. Demokrasi teorisi bağlamında yürütme erkinin başı olan Hükûmetin valisi ve polisi belki tartışmaya değer bulunabilir ancak iş “benim mahkemem” noktasına gidiyorsa orada “Hop, hemşehrim, bir dakika, ne oluyoruz?” derler. Biz milletvekilleri olarak defalarca Sayın Başbakana bu kürsüden seslendik, “Bu gidişat iyi değil." dedik. “Demokrasi, hak, hukuk adalet” diye seslendik ama biz bunu herhâlde nezaket içerisinde ve terbiyeli bir şekilde yapmış olmalıyız ki Sayın Başbakan bir türlü bizi duymamış ve dikkate almamıştır. Ancak dijital gençlik Taksim Meydanı’ndan “Hop, hemşehrim, haddini bil, çizmeyi aşma.” diye bağırmaya başlayınca, bizi yıllardır duymayan sağır kulaklar birdenbire dikiliverdi. Yıllardır siyasetçiye, bürokrata, iş adamına, gazetecilere ve aydınlara ayar vermeye çalışan Başbakan birdenbire Twitter’li çocuk gördükleri tarafından azarlanıp ayar verilmeye başlayınca apışıp kalmıştır, Anadolu tabiriyle “şakulü kaymıştır.”

Başbakan 31 Mayıstan bu yana bir türlü düzen tutturamamaktadır. Kâh hayali bir faiz lobisi uydurup onun arkasına sığınmakta, kâh eski dost ve müttefiklerinin komplolarından bahsetmektedir. Kimdir bunlar, Başbakan neden isim verememektedir, adres gösterememektedir? Başbakan söyleyemiyor, bari ben söyleyeyim: Başbakan dün kendisini iktidara taşıyan ulusal ve uluslararası sermayeyi bugün düşman ilan etmektedir. Daha dün Soros'la, Soros'un desteklediği Açık Toplum Enstitüsüyle, TESEV'le iş birliği yapan siz değil miydiniz? Küresel sermayenin uzantıları olan Haririlere, Oferlere özelleştirme adı altında kamunun işletmelerini peşkeş çeken siz değil miydiniz? ABD'deki Yahudi kuruluşlarından üstün cesaret madalyası alan siz değil miydiniz? Türk ve Müslüman düşmanı Papa’nın heykeli altında Avrupa Birliği Müzakere Anlaşması’na imza atan, “Müzakere tarihi aldık.” diye gündüz vakti havai fişek patlatan siz ve sizin belediye  başkanlarınız değil miydi? “Büyük Ortadoğu Projesi’nin Eş Başkanıyım.” diye böbürlenen siz değil miydiniz? İş adamlarını baskı altına alarak sermayenin ve medya kuruluşlarının el değiştirmesine ve kontrolünüz altındaki medya kuruluşlarında liboş kötü adamlara propaganda yaptıran siz değil miydiniz? Bugün ne oldu da bu çevreleri komplocu ve düşman ilan ettiniz? Dün iktidarınıza ulusal ve uluslararası meşruiyet sağlayan bu mavi kuvvetlerin rengi neden kırmızıya döndü? Eski dostlarınızla şimdi neden düşman olduğunuzu yüce Türk milletine açık açık söyleyin: “İktidar beni sarhoş etti, güç zehirlenmesi oldum, otoriterlik sevdasına tutuldum.” deyin. Çekinmeyin, “Etrafımdaki şakşakçıların gürültüsünden milletimi duyamaz oldum, sağırlaştım.” deyin. “Gözüme kibir perdesi indi, milletimin gerçek hâlini göremez oldum, milletime karşı körleştim.” deyin. “Bana iktidar nasip eden Yaradan’a ve Türk milletine karşı küstahlaştım.” deyin. Milleti bölecek ve parçalayacak etnik ve mezhepsel fitneyi terk etmek gerekir. Doğuya gidince “millet”, Ankara’da miting meydana inince “Türk milleti” demekten; eski dostlarının şerrinden kaçarken üç hilalli bayrağın gölgesine sığınmaktan, münafıkça davranışlar sergilemekten vazgeçin.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Ayıp, ayıp!

Sayın Başkan, böyle konuşma olmaz, hakaret ediyor Sayın Başkan.

HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Devamla) – Çünkü, bunları artık bu millet, özellikle dijital gençlik yemiyor.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Sayın Başkan, sözünü geri alsın. Münafık ne demek münafık, Sayın Başkan?

BAŞKAN – Sayın Türkoğlu…

HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Devamla) – Bu gençlik senin televizyonlarını izlemiyor.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Sayın Başkanım, böyle konuşamaz Sayın Başkanım, hakaret ediyor. Konuşmuyor, hakaret ediyor Sayın Başkanım, böyle bir şey olmaz.

HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Devamla) – Bu gençlik senin gazetelerini okumuyor. Bu gençlik, propaganda makinesi hâline getirdiğin sözde aydınlarını ve akillerini takmıyor.

BAŞKAN – Sayın Türkoğlu…

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Aynen iade ediyoruz, katıyla iade ediyoruz! Ayıp sana, gerçekten çok ayıp!

HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Devamla) – Bu gençlik, senin istismarlarına prim vermiyor. Bu gençlik senin yalanlarına kanmıyor. Bu gençlik senin totaliter iktidarına boyun eğmiyor. Bu gençlik senin tehditlerine pabuç bırakmıyor.

Başbakanın on yılda kurduğu ve ilk kez Sayın Genel Başkanımızın kamuoyuna ilan ettiği korku imparatorluğu “Twitter, Facebook” bombalarıyla infilak etmiştir.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Allah Allah!

ÜNAL KACIR (İstanbul) – Hani siz destek vermiyordunuz.

HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Devamla) – Sanal ekonomik istikrar balonları sönmüş, varlık içindeki yoksulluk, adaletsiz hukuk, hürriyetsiz demokrasi ve iktidarsız iktidar deşifre olmuştur.

ÜNAL KACIR (İstanbul) – Hani siz destek vermiyordunuz.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) – Sen hangi dünyada yaşıyorsun?

HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Devamla) – Başbakan meseleyi çarpıtıp esrarengiz, gizemli havalar çalmasın. Mesele açıktır: Türk milleti, gençliğin şahsında artık gerçek hakkı, adaleti ve hürriyeti aramaktadır. Türk milleti, yasakçı bir Türkiye'yi yaratan, yasaları onaylayarak siyasi iktidarın noterliğine soyunan Anayasa Mahkemesini sorgulamaktadır. Siyasal iktidarın tasarruflarına meşruiyet kazandıran idari yargıyı sorgulamaktadır. Suçunu dahi bilmeden yıllardır tutuklu bulunanların hakkını aramaktadır. Açılım projeleriyle milletin bin yılda mayaladığı kardeşlik hukukuna kasteden AKP iktidarına karşı varlığını ve birliğini korumanın mücadelesini vermektedir.

Bütün bu söylediklerim bir siyasi söylem değil, maalesef bizim gerçeğimizdir. Hep birlikte aklıselim ile tekrar düşünelim. Kaseti bir an için geriye saralım. Şayet Sayın Başbakan alkolle ilgili gerekli düzenlemeyi yaptıktan sonra "iki ayyaşın yaptığı yasa" deyip kurucu geçmişimize hakaret etmeseydi, “Kafası kıyak gençlik istemiyoruz." demeseydi ne olurdu?

YILMAZ TUNÇ (Bartın) – Sen istiyor musun?

HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Devamla) - Gezi Parkı’na "o kışla yapılacak" diyerek, affedersiniz, Anadolu’daki tabirle "it ürür kervan yürür" havası yaratmasaydı; hadi Başbakan inat etti diyelim, peki, yargı bir buçuk  sene önce yapılan başvuru üzerine yürütmeyi durdurma kararını daha o zaman verseydi ne olurdu? İdareler yargı kararlarına uyarak, yargı kararlarını boşa çıkaracak fetvazlıklar yapmasalar ve halkın hukuk devletine olan inancını zedelemeselerdi ne olurdu? Polislik, üniversite ve Anadolu lisesi sınavlarında usulsüzlük, yolsuzluk ve haksızlık yapıldığı herkesçe bilindiği hâlde bunu yapanlar cezalandırılmış, hak kaybına uğrayanların hakları teslim edilmiş olsaydı, bu durum sadece ÖSYM idaresinin tasfiyesi ve yandaş kadrolaşma için kullanılmasaydı ne olurdu? Anayasa değişikliklerinden sonra yüksek yargıda yapılan atama ve seçimlerde toplumun yüzde 50’lik diğer kesiminin de hassasiyetleri dikkate alınsaydı, ideolojik tartışmalarla adalet mekanizması yıpratılmasaydı ne olurdu?

Başbakan yıkım projesi konusunda milleti ikna etmek için “profesör” unvanlı veya halkın saygı, sevgi duyduğu bir sürü şahsiyeti "akil insanlar" deyip sokağa salmasaydı, milletin millî  değerleriyle uyuşmayan söylemlerle gerilim ortamı yaratmasaydı ne olurdu? Başbakan "benim kellemi istiyorlar" diye düşünüp paranoyakça bir duyguya kapılmasaydı, kendisini koruma içgüdüsüyle hareket edip mitinglerle safları sıklaştırmaya çalışmak yerine makul, mantıklı ve hoşgörülü bir tavır sergileseydi ne olurdu? Bu isyanlar, bu gerilimler, bu direnişler ve çatışmalar yaşanır mıydı? Hayatında karakol görmemiş on beş yaşındaki çocuklar polisle çatışmayı göze alabilir miydi?

YILMAZ TUNÇ (Bartın) – DHKP-C’nin avukatlığını yapar hâle geldin, utanmıyorsun!

HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Devamla) - Hayatının önemli bir kısmını evinde bilgisayar başında geçiren bir gençlik gece yarılarına kadar sokaklara dökülür, parklarda sabahlar mıydı?

YILMAZ TUNÇ (Bartın) – DHKP-C’nin savunuculuğunu yapıyorsun, ayıptır! Terör örgütünün savunuculuğunu yapıyorsun, ayıp ya!

HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Devamla) - Eline cep telefonu ve bilgisayardan başka bir şey almamış, annesinin market poşetini bile taşımamış bir gençlik elinde gaz maskesi, başında baret taşır mıydı?

YILMAZ TUNÇ (Bartın) – Terör örgütünün savunuculuğunu yapıyorsun ya, ayıp!

HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Devamla) - Hayatı boyunca babasından tokat yememiş çocuklar polis copu yemek için çaba gösterir miydi? Hayır.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) – Dükkânları yağmalayanları savunuyorsun, ayıptır ya!

HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Devamla) – Hayır, bunların hiçbirisi olmazdı. Küresel aktörün, bölgesel  liderin, oyun kurucu Başbakanın, Obama’nın özel protokol uygulayıp gül bahçesinde ağırladığı Tayyip Erdoğan’ın balonu Gezi Parkı’nda dijital çocuklar tarafından patlatılmazdı.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) – Polise saldıran teröristleri savunuyorsun! Utanman lazım, ayıptır!

HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Devamla) - Gezi Parkı’ndaki ağacın dalı Başbakanın şişman egosuna batmış ve büyük bir gürültüyle patlamıştır. Bütün bu kaosun tek sorumlusu Başbakanın kibri ve egosudur. Başbakan her ne kadar “Mesajı aldım.” dese de davranışları hiç de mesaj almışa benzememektedir. “Camide içki içtiler, elimde görüntüler var; ayaklar baş olmuş, hesap soracağız.” diyerek sürekli aba altından sopa göstermektedir.

RECEP ÖZEL (Isparta) – İçmediler mi?

YILMAZ TUNÇ (Bartın) – MHP kabul ediyor mu bu söylediklerini?

HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Devamla) - On beş gündür bahsettiği camideki görüntüleri bekliyoruz ama bir türlü göremiyoruz. Başbakanın elinde böyle bir görüntü yoktur. Milletin birliğini ve sosyal barışını düşünen bir Başbakan, böyle bir görüntü olsa dahi bunu söylememelidir.

RECEP ÖZEL (Isparta) – Osmaniye’de bu konuşmayı yapsana.

HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Devamla) - Çünkü bunu söylemek milletin birliğini, kutsal kabul ettiğimiz manevi değerleri üzerinden dinamitlemeye çalışmaktır. Başbakan bu millete yazık etmektedir. Bunun hesabını Allah’tan önce millet sorar adama.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Türkoğlu.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) – İşçi Partisinin konuşma metni, Doğu Perinçek’in!

ÜNAL KACIR (İstanbul) – Konuşmaları karıştırdı; CHP’nin konuşma metnini almış.

MAHMUT TANAL (İstanbul) – Kafana taş düşse CHP diyeceksin ya!

BAŞKAN – Şimdi, Sayın Canikli cevap verecek.

Buyurun.

VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)

2.- Giresun Milletvekili Nurettin Canikli’nin, Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun görüşülen kanun tasarısının birinci bölümü üzerinde MHP Grubu adına yaptığı konuşma sırasında AK PARTİ Grup Başkanına sataşması nedeniyle konuşması

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Öncelikle, gerçekten utanç verici, bu Meclise yakışmayan bir konuşma dinledik. Çok ayıp, hakaretten başka bir şey olmayan, içinde zerre kadar…

HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) – Hangisinin hakaret olduğunu söyle, özür dileyeceğim!

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – …insaftan, nasipten nasibini almamış bir konuşma dinledik. Ayıp!

HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) – Bak, söz veriyorum sana. Hangisinin hakaret olduğunu söyle, özür dileyeceğim!

YILMAZ TUNÇ (Bartın) – Hepsi hakaret!

HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) – Bir tanesini söyle.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Tepeden tırnağa hakaret. Sayın Başbakana nasıl “münafık” dersiniz?

HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) – Başbakana “münafık” demedim ben. Sen duyduğunu anlamıyorsun. Sen bir kontrol et, aç tutanaklara bak; ne söylediğimi ben biliyorum, burada yazılı.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) – Bakın, ben de burada çıkıp misilleme olarak aynı şekilde kullansam ne olur? Böyle bir şey olabilir mi? Burada çıkıp illegal örgütlerin, DHKP-C’nin, devlete karşı ayaklanma başlatanların avukatlığını yapıyorsunuz, sözcülüğünü yapıyorsunuz. Tabanınız buna ne der?

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Yok böyle bir şey.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Aynen öyle. Evet, aynen öyle.

Polise silah sıkan, polise karşı gelen, vurup kıran, yıkan ne kadar illegal örgüt varsa onun avukatlığını yapan bir konuşma izledik burada. Ülkücü taban bunu kabul ediyor mu?

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Öyle bir şey yok, doğru anlayın.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Ben doğru anlıyorum, kelimeler çok net. Siz esas ona şey yapın Sayın Şandır, lütfen. Böyle bir konuşma olabilir mi?

REŞAT DOĞRU (Tokat) – Öyle bir şey demedi.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Orada devlete başkaldırı vardır; orada nizamı, sistemi yaralamak amacıyla, ortadan kaldırmak amacıyla bir başkaldırı vardır. Onun savunuculuğunu yapıyor konuşmacınız. Bu mu resmî açıklamanız, resmî görüşünüz bu mu? Böyle bir şey olabilir mi? Elbette eleştirilebilir. Bütün hakaretleri misliyle iade ediyorum.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın Canikli, hakaret yok konuşmada.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Ama bir Milliyetçi Hareket Partisi milletvekilinin çıkıp burada, ne kadar illegal örgüt varsa; yakan, yıkan illegal örgüt varsa, onların avukatlığına soyunmasını gerçekten yadırgıyorum, kınıyorum ve hiçbir ülkücünün bunu hak etmediğini düşünüyorum.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Sayın Başkanım, Milliyetçi Hareket Partili… Müsaade ederseniz…

YILMAZ TUNÇ (Bartın) – Bence “Bağlamaz.” diyecek.

RECEP ÖZEL (Isparta) – “Bağlar.” der.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) – “Bağlar.” derse çok yazık olacak.

HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) – Üç hilalli bayrakta yer geniş; gelin, gelin, size de yerimiz var, buyurun. Öyle mitinglere sahte ülkücü götürmeyin.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Şandır. (MHP sıralarından alkışlar)

3.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli’nin sataşma nedeniyle yaptığı konuşma sırasında Milliyetçi Hareket Partisine sataşması nedeniyle konuşması

MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Değerli arkadaşlar, sayın milletvekilimin asla hakaret kastı yoktur. Soru sorarak…

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Sayın Şandır, yapmayın, hakaret. Biz de çıkalım, aynı şeyleri söyleyelim. Olur mu ama ya!

MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Sayın Canikli, sayın milletvekili kendisi de ifade ediyor: “Hakaret kastım yok, hangi cümlede hakaret varsa onu ortaya koyun.” diyor.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Ağzından çıkan kelime önemli ama. Yapmayın Allah aşkına! Biz de çıkalım aynı kelimeleri kullanarak öyle bir konuşma yapayım, bakalım siz ne diyeceksiniz?

MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Efendim, hayır. Tutanaklardan…

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Yapmayın lütfen Sayın Şandır.

MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Sayın Canikli, bakın, Milliyetçi Hareket Partisi olarak her defasında burada hakaret kastını, hakaret fiilini şiddetle tenkit etmişizdir.

ÜNAL KACIR (İstanbul) – Sayın Şandır, konuşmanın arkasında mısınız?

MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Efendim, az müsaade et kardeşim.

Yani hep beraber okuyalım konuşmayı. Soru sorarak arkadaşımız konuştu. Kalkarsınız, sorulara cevap verirsiniz.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Hakarete nasıl cevap vereceksiniz Sayın Şandır?

MEHMET ŞANDIR (Devamla) - Sayın Canikli, sorulara cevap verirsiniz. Asla hakaret kastı yoktur arkadaşımın, kendisi de ifade ediyor. Milliyetçi Hareket Partisinin Gezi olaylarıyla ilgili değerlendirmesi Sayın Genel Başkan tarafından yapılmıştır ve Türkiye tarafından, dünyaca takdirle karşılanmıştır.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Biliyorum, biliyorum. Biz de takdir ediyoruz.

ÜNAL KACIR (İstanbul) – Biz de onun için şaşırıyoruz zaten.

MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Şimdi, benim konuşmacı arkadaşımı, benim arkadaşımı DHKP-C’nin avukatı olmakla suçlamak size yakışmamıştır. Esas hakareti siz yaptınız Sayın Canikli.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Yapmayın Allah aşkına, yapmayın!

MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Değerli arkadaşlar, evet, Türkiye on yıllık AKP iktidarından sonra bugün çok kötü günler yaşamaktadır. Gezi olaylarıyla ilgili bizim sözlerimiz ortadadır, ne söylediğimiz belli ama bunu nizami yapmanız lazım Sayın Canikli. Bu Türkiye ve sizin yönettiğiniz Türkiye. Bununla ilgili bir şey söylemeniz lazım.

ALİM IŞIK (Kütahya) – Cizre orası, Cizre!

MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Buna cevap veremedikten sonra, kalkıp Gezi olaylarıyla ilgili sayın milletvekilinin söylediklerini burada avukatlık olarak suçlamanız size yakışmamıştır Sayın Canikli.

Evet, bu, sizin yönettiğiniz Türkiye. Bakın…

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Sayın Bahçeli’nin değerlendirmesiyle milletvekilinizin konuşması arasında dağlar kadar fark var.

MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Beraber inceleyelim, birlikte inceleyelim sayın milletvekilinin konuşmasını.

ÜNAL KACIR (İstanbul) – O konuşmaya katılıyor musun, katılmıyor musun?

MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Hakaret olursa…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Kayıtlara geçti Sayın Şandır, kayıtlara geçti.

MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Bakın, tutanakları birlikte inceleyelim, eğer hakaret varsa çıkar, burada özür dilerim ama hakaret yok.

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Şandır.

Birleşime on dakika veriyorum.

 

 

Kapanma Saati: 19.49

DÖRDÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 19.57

BAŞKAN: Başkan Vekili Meral AKŞENER

KÂTİP ÜYELER: Özlem YEMİŞÇİ (Tekirdağ), Fatih ŞAHİN (Ankara)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 125’inci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.

475 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)

4.- Yargı Hizmetleri ile İlgili Olarak Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/785) (S. Sayısı 475) (Devam)

BAŞKAN – Komisyon? Burada.

Hükûmet? Burada.

Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Uşak Milletvekili Sayın Dilek Akagün Yılmaz.

Buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Uşak) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

475 sıra sayılı Yasa Tasarısı’nın birinci bölümü üzerinde partim Cumhuriyet Halk Partisi adına görüşlerimizi bildirmek üzere söz almış bulunuyorum ama öncelikle, tasarıyı değerlendirmeye geçmeden önce gündemimizdeki bazı konularla ilgili görüşlerimi sunmak istiyorum.

Bu çiçekleri getirmemin nedeni; Taksim’de 22 Haziranda insanlar, Taksim Gezi Parkı protestoları sırasında ölen insanlarımızı, Mehmet Ayvalıtaş, Abdullah Cömert, Ethem Sarısülük ve polis memuru Mustafa Sarı’yı anmak adına o gün 19.00’da orada toplandılar. Ellerinde hepsinin de karanfiller vardı. Bu karanfiller gördüğünüz gibi arkadaşlar hiçbir şekilde şiddet niteliğinde bir şeyi içermiyor. Bunlar, hepimizin de bildiği gibi aslında barışın ve belki de hüznün simgesi. İnsanlar orada bu duygularını dile getirmek, saygıyla o insanları anmak ve Gezi Parkı’ndaki olaylardan dolayı yaşamlarını kaybeden insanları orada yeniden anmak üzere bulunuyorlardı. Ama ne yazık ki bakın, o gün, 22 Haziran 2013 tarihinde hiçbir taşkınlık yapılmadığı hâlde, insanlar hiçbir şekilde bir yerde, ne polise ne çevredeki binalara ne de oradaki başka bir yerde herhangi bir taşkınlık yapmadıkları hâlde polis orada aynen şöyle söyledi: “Halka ait alanı işgal ediyorsunuz, alanı boşaltın.” Şimdi, oradaki insanlar halk değil miydi? Halktan kasıt nedir? Barışçıl bir şekilde orada, acı içinde olan insanları anmak için eğer bulunuyorlarsa o insanlara hoşgörü gösterilemez miydi? Oradaki taleplerini, özgürlük taleplerini, demokrasi taleplerini ve bu ülkede artık diktatörlükle yönetilmek istemediklerine dair taleplerini dile getiriyorlarsa bu en doğal hakları değil mi? Biraz önce Sayın Bakan dedi ki: “Şiddet içermeyen her türlü görüş beyan edilebilir.” Karanfillerle orada gösteri yapmak şiddet içeren bir olay mıydı da polis orada önce tazyikli suyla, ardından TOMA’dan sıktığı gazlarla, ardından coplarla saldırdı? Kadınlar vardı, çocuklar vardı, yaşlı insanlar vardı; engelli insanlar vardı, onların hepsine de saldırıldı. Çünkü o gün insanlar bir anma toplantısı olacak diye, herhangi bir saldırı olmayacak düşüncesiyle gittiler, çocuklarıyla gittiler ve o çocuklarıyla beraber o gaza, o şiddete, orantısız ve hukuk dışı polis şiddetine maruz kaldılar. İşte o nedenle bu insanlar susmuyorlar, işte o nedenle bu gençliği susturamıyorsunuz, o nedenle bu halk hareketini engelleyemiyorsunuz. Böylesine en masum gösterilere bile gaz, su sıkıyorsanız, copla saldırıyorsa polis, “Bunun talimatını da ben verdim.” diyorsa eğer Başbakan, işte o zaman insanlar susmazlar, susturamazsınız, susturamayacaksınız.

Bir konudan daha bahsetmek istiyorum: Ethem Sarısülük’ü öldüren polis dün serbest bırakıldı, adli kontrole tabi tutularak serbest bırakıldı. Gerekçesi şu, hâkimin gerekçesini de okudum, avukat arkadaştan aldım: Meşru müdafaa sınırları içerisinde kalabilirmiş. Eğer sizler de baktıysanız, kamuoyuna yansıyan videolara baktıysanız amir –eğer zahmet edip de okursanız bu dosyayı- aynen şöyle söylüyor: “Ben polislerin geri çekilmesi konusunda talimat verdim ve geri çekilmeleri konusunda her türlü önlemi de aldım.” Ama bu polis, Ethem Sarısülük’ü öldüren polis, amirin çekilme talimatına uymaksızın kalkanını yere bırakıyor ve gidiyor göstericilerin üzerine doğru; yerde yatmakta olan, tazyikli su ve gaz sonucunda yere yatmış durumda olan göstericiyi tekmelemeye başlıyor. Bunun üzerine oradaki insanlar tepki gösteriyorlar ve polisin arkasında en ufak bir engel yok –videoları izlerseniz- gidebilecek durumda, orada göstericiler eğer onun üzerine doğru geliyorsa kaçabilecek durumda. Bunu yapmıyor, geri çekilmiyor, amirinin emrini de dinlemiyor ve ondan sonra silahını çekiyor ve ateşliyor. Oradaki video kasetlerine bakarsanız herhangi bir şekilde eline taş gelmiş falan da değil, havaya doğru falan da ateş etmiş değil. Doğrudan doğruya, kinle ve nefretle, yaratılan kin ve nefret ortamından dolayı hedef gözeterek Ethem Sarısülük’e karşı silahını sıkıyor ve ölümüne neden oluyor.

RECEP ÖZEL (Isparta) – Dilek Hanım, yargının alanına müdahale ediyorsun bak. Yargının kararına müdahale etme.

DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Devamla) – Şimdi, eğer buna “meşru müdafaa” dersek, meşru müdafaanın sınırlarının hepimiz ne olduğunu biliyoruz. Başka türlü kurtulamayacaksa eğer yani bir de üstelik bu polis memuruysa, havaya ateş etmek yerine yani insanların üzerine doğru ateş ediyorsa, bunu bilinçli olarak yapıyorsa bu kasten adam öldürmektir. Bunun adına “meşru müdafaa” diyemezsiniz.

RECEP ÖZEL (Isparta) – Yargılamayla ilgili konuşmanız doğru mu?

DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Devamla) – Bundan sonraki aşamalarda… Bülent Arınç bu konuda dedi ki: “Meşru müdafaa sınırları içinde kaldı.” Bülent Arınç söyleyince yargıya müdahale olmuyor, biz söyleyince yargıya müdahale oluyor arkadaşlar.

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) – O da müdahale.

RECEP ÖZEL (Isparta) – O da müdahale.

DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Devamla) – Biraz objektif olmanızı tavsiye ediyorum size. Bundan sonra bu şekilde kararlar verildiği takdirde, siyasallaştırmış olduğunuz yargı tarafından bu kararlar verildiği takdirde, artık her polis “Ben, önüme çıkan, kafamı kızdıran ya da sinir olduğum insanları öldürebilirim.” kanaatine kapılacak ve bundan sonra, siz, gösterilerdeki polisin şiddetini, silahla ateş etmesini asla engelleyemeyeceksiniz. Bundan sonraki süreçte biz bunu yaşayacağımızdan korkuyoruz ve bu polisin yeniden tutuklanması gerektiğini, kasten adam öldürmekten yargılanması gerektiğini düşünüyoruz. Bu, ancak bu şekilde engellenebilir. “Sorumlularla ilgili soruşturma açacağım.” diye uydurma bir şekilde insanları teskin ederek değil, gerçekten gereğini yaparak, bu yargının üzerindeki elinizi çekerek ancak bu şiddet eylemlerine engel olabilirsiniz.

Bunun yanında bir de şunu söylemek istiyorum: Bir de bu Gezi Parkı olaylarından sonra, halk hareketlerine hâkim olamadığınız için, bu kendiliğinden gelişen ve diktatörlük hareketine karşı, Tayyip Erdoğan’ın baskıcı sistemine karşı gelişen halk hareketini engelleyemediğiniz için “Bunun arkasında faiz lobisi, bunun arkasında Cumhuriyet Halk Partisi vardır.” sözlerini söylediniz ve ardından da Cumhuriyet Halk Partisinin kapatılması gerektiğini, Sayın Cemil Çiçek, bu Meclisin Başkanı olan Sayın Cemil Çiçek, Cumhuriyet Halk Partisinin kapatılabileceğini ima etti, Sayın Başbakan aynı şeyi yaptı ve Melih Gökçek, Ankara Belediye Başkanı, Cumhuriyet Halk Partisinin kapatılması konusunda kampanyalar açtı.

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) – Komisyona gelmediniz, kanunla ilgili konuşamazsınız.

DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Devamla) – Bu, nasıl bir demokrasi anlayışıdır? Bu nasıl bir yaklaşımdır? Bunu şiddetle protesto ediyoruz. Hiç kimsenin gücü yetmez, Cumhuriyet Halk Partisi gibi bu ülkenin kurucu felsefesini oluşturan, bu ülkenin kurucu hamurunda yeri olan Cumhuriyet Halk Partisini kapatmaya hiç kimsenin gücü yetmez. Bir kere, böylesi bir şeye asla tevessül etmemeniz ve ağzınıza dahi almamanız gerekmektedir. (CHP sıralarından alkışlar) Bunun yerine, kapatılması gereken, eğer kapatılıyorsa, kapatılması gerekecekse bu kadar şiddet eylemine neden olan AKP kapatılmalıdır aksine.

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) – Komisyona katılmadınız, kanunla ilgili bir şey konuşamazsın.

DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Devamla) – Bunun yanında, bir de önümüzdeki günlerde 2 Temmuz Sivas katliamının 20’nci yıl dönümünün anma etkinlikleri var. 2 Temmuz 1993’te, orada, Madımak Oteli’nde, insanlar sadece düşüncelerinden dolayı ya da mensup oldukları dinî anlayıştan dolayı orada yakıldılar, diri diri yakıldılar orada, 35 can.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) – Kim vardı iktidarda?

DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Devamla) – Bu 35 canın hesabı… Gerçek yaptıranları ne yazık ki ortaya çıkmadı. O Madımak Oteli ne yazık ki müze hâline dönüştürülmedi.

RECEP ÖZEL (Isparta) – İktidarda siz vardınız ya.

DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Devamla) – Bu nedenle, bakın, bu karanfillerin bir nedeni de bu, orada 35 can öldü ve bunların hesabı sorulmadı.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) – İktidarda siz vardınız o zaman.

DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Devamla) – Bunun hesabının sorulmamasının, zaman aşımına uğramasının aslında nedenleri de AKP iktidarıdır, bunu söylemek istiyorum. Başbakan, bu ülkede, Sivas’taki gibi olayların olması için neredeyse uğraşıyor, insanları Alevi-Sünni diye ayırıyor…

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) – Dilek Hanım, kanun neydi?

DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Devamla) – …insanları “yüzde 50 benden yana ve diğerleri” diye ayırıyor, Kürt-Türk diye ayırıyor, Başbakan bu ayrımı yapıyor.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) – Bunların hepsini tersten söylüyorsunuz.

DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Devamla) – Başbakanın bu tahrik etmesi sonucunda, bakın, Rize’de Gezi olayları başladığında bir olay yaşandı.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) – Biz birleştiriyoruz, sen ayırıyorsun.

DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Devamla) – Atatürkçü Düşünce Derneğindeki insanlar Rize’de bir basın toplantısı yapmak istediklerinden dolayı orada linç girişimine tabi tutuldular, altı buçuk saat boyunca dernek binalarında mahsur kaldı o insanlar. Eğer Cumhuriyet Halk Partisi olarak, ilçe başkanımızla, grup başkan vekillerimizle ve Genel Başkanımızla o olaya müdahale etmeseydik, valiyle gerçekten görüşülmesi gerektiği gibi sert bir üslupla görüşülmemiş olsaydı… 30 tane polisle bin tane insanın durdurulabileceğini iddia ediyordu vali, bunu biz engelledik. Bakın, bu türden şeylere girdiğiniz zaman, insanları tahrik ettiğiniz zaman başımıza neler gelebileceğini görmenizi istiyoruz. Bir daha, biz, 2 Temmuzdaki gibi olayların asla yaşanmasını istemiyoruz ve bu ülkede, bu ülkenin bir kısmında “Kuzey Kürdistan” denilerek ayrı bir bölge oluşturulması…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Yılmaz.

DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Devamla) – …konusunda ya da yeni bir polis teşkilatı oluşturuluyormuş gibi Cizre’de, bu türden…

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Yılmaz.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) – Dilek Hanım, “Şiddete karşıyız.” diyemiyorsun ama.

DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Devamla) – …bu ülkedeki barış ortamını işte o zaman yok edeceksiniz…

YILMAZ TUNÇ (Bartın) – “CHP olarak şiddeti savunmuyoruz.” diyemiyorsun. Niye diyemiyorsun?

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) – Dilek Hanım, gülleri koparmasaydın daha iyiydi.

DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Devamla) –  Bu çiçekleri, Taksim Gezi Parkı olaylarında ölen 4 insanımıza, şehidimize ve 35 canımıza, Sivas’ta 2 Temmuz 1993’te katledilen 35 canımıza…

RECEP ÖZEL (Isparta) – Hadi, bugün akşam haberlerde yer alacaksın.

DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Devamla) – …saygı adına burada bırakıyorum. Umarım, bu çiçekler size vicdanınızın sesini hatırlatır.

Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Şahıslar adına Muğla Milletvekili Sayın Mehmet Erdoğan.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) – “Polisin intikamını aldık.” diyen vekilinize ne diyeceksiniz?

RECEP ÖZEL (Isparta) – Sana verdi bak Mehmet Bey karanfilleri.

MEHMET ERDOĞAN (Muğla) – Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Çiçekleri bana verir misiniz.

Buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)

MEHMET ERDOĞAN (Muğla) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 475 sıra sayılı Kanun’un birinci bölümü üzerinde şahsım adına söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

AKP iktidarı, çok kanun değiştirmeyi bir başarı gibi görmektedir. Bu, son derece yanlış bir algıdır. Bu devletin en önemli görevi, adaleti doğru ve zamanında tecelli ettirmektir. Adalet mülkün temelidir. Buradaki “mülk” devlettir. Devletin bekası, adaletin tecellisindeki başarımıza bağlıdır.

Her yasama yılında beş on yargı paketi ve değişik aflar çıkararak adalet sağlanmaz. Adaletin tecellisi için kalıcı, adil ve herkesi tatmin edecek kanunlar yapmak gerekir, rüzgâra göre kanun yapılmaz. Hele, adaletin işleyişiyle ilgili olarak Meclisi yok sayacaksınız, kanun hükmünde kararnameyle adaletin işleyişini düzenleyeceksiniz; bu, çok vahim ve Parlamentoyu yok sayan bir durumdur.

Üstelik, yaptığınız kanun hükmünde kararname, kendi el attığınız Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilecek ve bugün bu paketi yeniden görüşmek zorunda kalacaksınız. Şimdi, tamirat için bir paket getireceksiniz. Yargının sorunlarını adli tatili bir hafta uzatarak ya da kısaltarak çözemezsiniz. Bugün yargının en temel sorunu yargıya olan güvenin azalmasıdır. Bu da AKP iktidarının eseridir.

İkinci sorun, yargıya ulaşmayı zorlaştırıyorsunuz. 100’den fazla ilçede adliyeyi kapattınız.

Üçüncü sorun, yargılamanın uzun sürmesidir.

Dördüncü sorun, yargının bağımsızlığı. Yani, iktidar ve savcılar Diyarbakır’daki nevruz mitingini görmüyorlar ama Gezi olaylarını bitirmemek için durmadan kaşıyorlar.

Gezi olaylarından söz açılmışken, tabii, bunu herkes kendi cephesinden değerlendirdi. Aslında Gezi olaylarında ortaya çıkan tablo AKP’nin en son eseridir. AKP iktidara geldiğinde Gezi olaylarında eylemlere katılan 17 yaşındaki çocukların çoğu okula bile başlamamıştı. Şapkanızı önünüze koyun ve Gezi olaylarını doğru okuyun. Bu nesli siz yetiştirdiniz, size karşı taşlarla, sopalarla geliyorlar. Bu çocukları polisle, taşla, sopayla, gazla, biberle durduramazsınız; bu çocukları anlamaya çalışın.

İLYAS ŞEKER (Kocaeli) – Çocuk mu, provokatör mü?

MEHMET ERDOĞAN (Devamla) - Onun içinde 3 tane provokatör varsa 300 tane çocuk var. O 3 provokatörü yakalamıyorsanız o da sizin âcizliğinizdir.

İLYAS ŞEKER (Kocaeli) – Yakıp yıkan, talan eden, adam öldüren çocuk mu oluyor?

MEHMET ERDOĞAN (Devamla) - MİT’in görevi PKK’yla görüşmek değildir; MİT’in görevi, istihbaratın görevi bu provokatörleri ortaya çıkartmaktır. Burada boşuna çene yormayın.

İLYAS ŞEKER (Kocaeli) – Türk Bayrağı’nı yakanlar çocuk mu?

MEHMET ERDOĞAN (Devamla) - “PKK yurt dışına çekildi.” diye milleti kandırdınız ama Cizre’de PKK mı işte biraz önce sayın grup başkan vekilimizin gösterdigi fotoğrafları ortaya koydu. KCK, PKK’yla birlikte öz güvenlik gücünü kurdu, eğitti, bunları siz hiç görmezden geliyorsunuz. Sadece Gezi olaylarındaki provokatörlere bakıyorsunuz, biraz da aynaya bakın.

İLYAS ŞEKER (Kocaeli) – Çocuk diyorsun onlara!

MEHMET ERDOĞAN (Devamla) - İçlerinde 17 yaşında yüzlerce çocuk var, hâlâ mı görmüyorsunuz?

İLYAS ŞEKER (Kocaeli) – Türk Bayrağı’nı yakan çocuk mu?

BAŞKAN – Lütfen birbirinize bağırmayın!

MEHMET ERDOĞAN (Devamla) - Türk Bayrağı olmadan mitingler yapılırken neredeydiniz?

İLYAS ŞEKER (Kocaeli) - Polise silah çeken çocuk mu?

MEHMET ERDOĞAN (Devamla) - Bırakın onu siz, onları başkalarına anlatın!

BAŞKAN – Birbirinize bağırmayın!

İLYAS ŞEKER (Kocaeli) – Çocuk diyorsun bir de!

MEHMET ERDOĞAN (Devamla) – Yine, Habur’da çadır mahkemesi kurulması da sizin eserinizdir ve yargıya olan güveni sarsmıştır. Ülkemizde herkes adaletin huzuruna götürülürken siz adaleti teröristlerin huzuruna götürdünüz. Onlarca general, gazeteci sebepsiz yere tutuklandı ve iddianame bile hazırlanmadan aylarca tutuklu kaldı; bu, yargıya olan güveni sarsmıştır. Yargıya olan güvenin yeniden tesisi için AKP “Ben her şeyi bilirim.” demekten vazgeçmeli, ortak akılla kanun yapmayı öğrenmelidir. “Biz yüzde 50 oy aldık, istediğimizi yaparız.” mantığından kurtulmalısınız. Yüzde 50 oy size istediğinizi yapın diye verilmedi, doğruları yapın diye verildi. Aklınızı başınıza alın, kibirden kurtulun, kibir tehlikeli bir şeydir.

Yargının bağımsızlığını yeniden sağlayacak bir yapıyı yeniden kuralım. Adalet herkese lazım, unutmayın pek yakında size de çok lazım olacak. Başta hâkim, savcılar olmak üzere bütün yargı çalışanlarının sorunlarını doğru tespit edip çözelim. Yargının hızını kesen bütün yanlışlara son verelim, adalet zamanında tecelli etsin, zamanında tecelli etmeyen adalet, adalet değildir.

Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

İstanbul Milletvekili Sayın Sedef Küçük, buyurunuz. (CHP sıralarından alkışlar)

SEDEF KÜÇÜK (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 475 sıra sayılı Kanun Tasarısı üzerine söz aldım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, yargıyı konuşuyoruz, yargıda iyileştirme yapılması gerektiğini konuşuyoruz. Hepimiz yargının işleyişinden şikâyetçiyiz ve reformlar yapılsın istiyoruz, haklıyız da. Evet, yargıda reformlar yapabiliriz, bir şeyleri düzeltebiliriz. Peki ya adaleti nasıl kuracağız? Peki ya vicdanları nasıl temizleyeceğiz? Peki ya Ethem Sarısülük’ün hesabını kendimize nasıl vereceğiz? Yitip giden canların kıymetini nasıl ölçeceğiz? Ne yazık ki yargı bazı yaraları kapatmıyor.

Sorarım size, vicdandan ve adaletten yoksun bir yargının kime ne faydası var? Kitaptan, ameliyat maskesinden, iki arkadaşın konuşmasından örgüt yaratan bir yargı, tecavüze uğrayan çocukları görmüyor bile. Ethem Sarısülük’ü öldüren polisi tutuklayamayan yargı, poşu taktı diye bir genci aylardır tutuklu yargılıyor bu ülkede. Sorarım size: Böyle bir yargı sisteminin neresinde adaleti bulacağız? Bunları görüp içi sızlamayanın ya vicdanı kararmıştır ya da adalet duygusundan nasibini almamıştır. Haksızlık etmek istemiyorum, sorunlu olan yalnızca yargı sistemi değildir. Neresinden bir ip çeksen kırk yaması dökülen bir sistemin içinde yaşıyoruz.

Değerli milletvekilleri, yargıya talimat verebilen bir yürütmenin olduğu sistemden daha fazlasını da beklemek haksızlık olur. Öyle bir sistemde yaşıyoruz ki kapalı garajlarda onlarca polis, gençleri öldüresiye dövebiliyor, hastanelere gaz bombası atabiliyor. Bu ülke halkına bir ay içinde 150 bin gaz fişeği sıkılabiliyor. Avukatlar adliyeden sürüklenerek çıkarılıyor ve savcı buna izin veriyor. Gencecik kızlar, insan onuru ayaklar altına alınarak çırılçıplak soyularak aranabiliyor ve bunu bu ülkenin polisi yapıyor, bu ülkenin polisi bu ülkenin insanlarına yapıyor ve daha da acı verici olanı, bunları yapanlara “Destan yazdınız.” deniliyor.

Değerli milletvekilleri, bu ülkede bir meydanda toplananları “millî irade” diye nitelerken bir başka meydanda toplananları “onlar-bunlar” diye ayrıştıran bir bakış açısı var. “Onlar” denilen kimlerdir? Düşman mıdırlar? Kimin böyle bir ayrım yapmaya hakkı vardır? Halk, “onlar -bunlar, ayaklar- başlar” diye ayrılıyorsa hakikaten çok ciddi bir sorunumuz vardır demektir. “Onlar, bunlar” denilenler, vatan hainliğiyle suçlananlar bu ülkenin gençleridir, hepimizin geleceğidir. Emin olun, bu gençler de onları “onlar-bunlar” diye ayıranlar kadar çok seviyorlar. “Vatan haini” denilen, “çapulcu” denilen o gençler ki tarihin en güzel yerinde son sözü söyleyecek onlardır.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) – Her yeri yağmalayacaksın, ondan sonra “en güzel yer” olacak.

SEDEF KÜÇÜK (Devamla) – Değerli milletvekilleri, bu ülkede birileri birilerini ötekileştirdiği için çok acı çekildi, çok can yandı. Unutulmamalıdır ki ötekileştirmek çok tehlikeli bir tuzaktır. Yalnızca ötekileştiren için değildir bu tuzak, hepimiz içindir.

Ötekileştirmek barış getirmez, kardeşlik getirmez, bu kadim coğrafyada yaşayan herkes bu gerçeği bilir. “Onlar-bunlar” demenin derin ve onulmaz yaralar açtığını hepimiz iyi biliriz. Bizim ötekileştirmeye değil, onurumuzla yaşayacağımız bir ülkeye ihtiyacımız var. “Bizim” diyebileceğimiz, kimsenin yok sayılmadığı, ayrımcılığa uğramadığı, kimliklerimizle gurur duyabileceğimiz bir ülkeye ihtiyacımız var. Bizim barışın diline ihtiyacımız var. Bizim karanfillerin diline ihtiyacımız var.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) – Onun için şiddeti savunuyorsunuz.

SEDEF KÜÇÜK (Devamla) – Son yaşadığımız bir ay içinde gençler bu dilin de var olabildiğini, farklı bir dünyanın mümkün olduğunu bize gösterdiler. Bu sese, geleceğimize kulak verelim, bunu da heba etmeyelim diyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Küçük.

Birinci bölüm üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Soru-cevap yoktur, tamamladık.

Birleşime beş dakika ara veriyorum.

 

 

Kapanma saati: 20.18

 

BEŞİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 20.20

BAŞKAN: Başkan Vekili Meral AKŞENER

KÂTİP ÜYELER: Özlem YEMİŞÇİ (Tekirdağ), Fatih ŞAHİN (Ankara)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 125’inci  Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.

475 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

5’inci sırada yer alan, Pan-Avrupa-Akdeniz Tercihli Menşe Kurallarına Dair Bölgesel Konvansiyonun Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.

5.- Pan-Avrupa-Akdeniz Tercihli Menşe Kurallarına Dair Bölgesel Konvansiyonun Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/770) (S. Sayısı: 467)

BAŞKAN – Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

6’ncı sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Romanya Hükümeti Arasında Avrupa İşleri Konusunda Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine başlayacağız.

6.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Romanya Hükümeti Arasında Avrupa İşleri Konusunda Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/681) (S. Sayısı: 429)

BAŞKAN – Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

Sayın milletvekilleri, bundan sonra da komisyonun bulunmayacağı anlaşıldığından kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla görüşmek için 27 Haziran 2013 Perşembe günü, alınan karar gereğince, saat 14.00’te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.

İyi geceler.

 

Kapanma Saati: 20.21