DÖNEM: 24 CİLT:
50 YASAMA
YILI: 3
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
100’üncü
Birleşim
7 Mayıs 2013 Salı
(TBMM Tutanak
Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu Tutanak Dergisi’nde yer alan ve
kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar
tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına
uygun olarak yazılmıştır.)
İ Ç İ N D E K İ L
E R
I.-
GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR
A)
Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.- Eskişehir Milletvekili Salih Koca’nın, Eskişehir Uluslararası
Yunus Emre Kültür ve Sanat Haftası kutlamaları ve etkinliklerine ilişkin gündem
dışı konuşması
2.- Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, Deniz Gezmiş, Yusuf
Aslan ve Hüseyin İnan’ın idam edilişlerinin 41’inci yıl dönümüne ilişkin gündem
dışı konuşması
3.- Muş Milletvekili Sırrı Sakık’ın,
Dersim katliamına ve Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ile Hüseyin İnan’ın idam
edilişlerinin 41’inci yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması
IV.- AÇIKLAMALAR
1.- İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt’ün, İstanbul’da 1
Mayıs kutlamalarında ve Deniz Gezmiş ile arkadaşlarının 6’ncı Filo’yu denize
döktüğü yer olan Dolmabahçe’ye yapılan yürüyüşte yaşanan olaylara ilişkin
açıklaması
2.- Iğdır Milletvekili Sinan Oğan’ın, açık öğretim fakültesi
öğrencilerinin sorunlarına ilişkin açıklaması
3.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın,
Malatya Kürecik’te kurulan üsse ve Millî Savunma
Bakanı İsmet Yılmaz’ın bu üsle ilgili açıklamalarına ilişkin açıklaması
4.- Adana Milletvekili Muharrem Varlı’nın, Hükûmetin mısır
ithalatını bir an önce durdurması gerektiğine ilişkin açıklaması
5.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin,
AKP Hükûmetinin mül-tecilerle ve Suriye’yle ilgili
politikasının yanlış olduğuna ve bunu yeniden gözden geçirmesi gerektiğine
ilişkin açıklaması
6.- Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, açık öğretim
fakültesi öğrencilerinin sorunlarına ilişkin açıklaması
7.- Giresun Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu’nun, Deniz
Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idam edilişlerinin 41’inci yıl dönümüne
ilişkin açıklaması
8.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın,
MHP Grubu olarak, Bursaspor Kulübü Başkanı İbrahim Yazıcı’ya Allah’tan rahmet
dilediklerine ve Yunus Emre Kültür ve Sanat Haftası’na ilişkin açıklaması
9.- Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in,
Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ile Hüseyin İnan’ın idam edilişlerinin 41’inci yıl
dönümüne ve Dersim katliamına ilişkin açıklaması
10.- İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu’nun, Deniz Gezmiş, Yusuf
Aslan ile Hüseyin İnan’ın idam edilişlerinin 41’inci yıl dönümüne ve halkı için
ölen bütün devrim şehitlerini saygıyla andığına ilişkin açıklaması
11.- Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in,
Kastamonu Milletvekili Mustafa Gökhan Gülşen’in BDP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşma sırasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
12.- Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, İstanbul Milletvekili
Bülent Turan’ın sataşma nedeniyle yaptığı konuşma sırasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
13.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın,
Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün açıklaması sırasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
14.- Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, Kayseri Milletvekili
Mustafa Elitaş’ın açıklaması sırasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA
SUNUŞLARI
A)
Tezkereler
1.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, Avrupa Konseyi
Parlamenter Meclisi (AKPM) Başkanı Jean-Claude Mignon'un beraberinde bir heyet ile birlikte ülkemizi
ziyaret etmesinin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanının 30/4/2013
tarih ve 48 sayılı Kararı ile uygun bulunduğuna ilişkin tezkeresi (3/1209)
2.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, Avrupa Birliği
Konseyi İrlanda Başkanlığı tarafından 12-13 Mayıs 2013 tarihlerinde İrlanda'nın
başkenti Dublin’de düzenlenecek olan Parlamento Çevre ve Enerji Komisyonları
Başkanları Toplantısı’na katılması Genel Kurulun 30/4/2013 tarihli 98'inci
Birleşiminde kabul edilen heyeti oluşturmak üzere AK PARTİ Grubunun bildirmiş
olduğu isme ilişkin tezkeresi (3/1210)
3.- (10/74, 471, 472, 473, 474, 475) esas numaralı Meclis
Araştırması Komisyonu Başkanlığının süre uzatımına ilişkin tezkeresi (3/1211)
4.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, Türk-Amerikan
Dernekleri Federasyonu tarafından 16-18 Mayıs 2013 tarihlerinde ABD'nin New
York şehrinde düzenlenecek olan 32’nci Türk Günü etkinliklerine katılım
sağlanması hususuna ilişkin tezkeresi (3/1212)
B) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Bursa Milletvekili Necati Özensoy ve 19 milletvekilinin,
ülkemizde enerji sektörünün sorunlarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/606)
2.- Adıyaman Milletvekili Salih Fırat ve 28 milletvekilinin,
Güneydoğu Anadolu Projesi'nin ekonomik kalkınma, sosyal gelişme ve temel
altyapı yatırımlarının bölgeye ne gibi yansımaları olduğunun ve projelerin
gerçekleştirilme oranlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/607)
3.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru ve 19 milletvekilinin,
ülkemizde organ nakillerinde ve organ bağışında yaşanan sorunların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/608)
C)
Önergeler
1.- Kırklareli Milletvekili Mehmet S. Kesimoğlu’nun (2/666) esas
numaralı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununun İki Maddesinde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin doğrudan gündeme
alınmasına ilişkin önergesi (4/110)
VI.- ÖNERİLER
A) Siyasi
Parti Grubu Önerileri
1.- BDP Grubunun, TSK'da yaşanan şüpheli asker ölümlerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla verilmiş olan
(10/445) esas numaralı Meclis araştırması önergesinin görüşmelerinin Genel
Kurulun 7 Mayıs 2013 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
2.- MHP Grubunun, aile kurumumuzun güçlendirilmesi için, ülkemizde
meydana gelen, birçok ailenin dağılması ve çocuklarımızın mağdur olmasına neden
olan boşanma olaylarının ve sebeplerinin araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla verilen Meclis araştırması önergesinin Genel
Kurulun 7 Mayıs 2013 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
3.- CHP Grubunun, İstanbul Milletvekili İhsan Özkes
ve 21 milletvekili tarafından Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait yerlerde ikamet
eden din görevlilerine açılan ecrimisil davalarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla 13/4/2012 tarihinde
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması
önergesinin Genel Kurulun 7 Mayıs 2013 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda
okunmasına ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin
önergesi
4.- AK PARTİ Grubunun, Genel Kurulun çalışma saatleri ile
gündemdeki sıralamanın yeniden düzenlenmesine; 7, 14, 21 ve 28 Mayıs 2013 Salı
günkü birleşimlerinde bir saat sözlü soruların görüşülmesini müteakip diğer
denetim konularının görüşülmeyerek gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri
ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmında yer alan işlerin
görüşülmesine; 8, 15, 22 ve 29 Mayıs 2013 Çarşamba günkü birleşimlerinde sözlü
soruların görüşülmemesine; 450 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel kanun olarak bölümler
hâlinde görüşülmesine ilişkin önerisi
VII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR
1.- İstanbul Milletvekili İhsan Özkes’in,
Malatya Milletvekili Ömer Faruk Öz’ün CHP grup önerisi üzerinde yaptığı konuşma
sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması
2.- Malatya Milletvekili Ömer Faruk Öz’ün, İstanbul Milletvekili
İhsan Özkes’in sataşma nedeniyle yaptığı konuşma
sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması
3.- Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, İstanbul Milletvekili
Bülent Turan’ın CHP grup önerisi üzerinde yaptığı konuşma sırasında Cumhuriyet
Halk Partisine sataşması nedeniyle konuşması
4.- İstanbul Milletvekili İhsan Özkes’in,
İstanbul Milletvekili Bülent Turan’ın CHP grup önerisi üzerinde yaptığı konuşma
sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması
5.- İstanbul Milletvekili Bülent Turan’ın, İstanbul Milletvekili
İhsan Özkes’in sataşma nedeniyle yaptığı konuşma
sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması
6.- İstanbul Milletvekili İhsan Özkes’in,
İstanbul Milletvekili Bülent Turan’ın sataşma nedeniyle yaptığı konuşma
sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması
7.- İstanbul Milletvekili Bülent Turan’ın, İstanbul Milletvekili
İhsan Özkes’in sataşma nedeniyle yaptığı konuşma
sırasında şahsına tekraren sataşması nedeniyle konuşması
8.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın,
Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın AK PARTİ grup
önerisi üzerinde yaptığı konuşma sırasında AK PARTİ Grubuna sataşması nedeniyle
konuşması
9.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi’nin, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş’ın sataşma nedeniyle
yaptığı konuşma sırasında CHP Grubuna sataşması nedeniyle konuşması
10.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın,
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi’nin sataşma nedeniyle yaptığı
konuşma sırasında Adalet ve Kalkınma Partisine sataşması nedeniyle konuşması
11.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi’nin, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş’ın sataşma nedeniyle
yaptığı konuşma sırasında Cumhuriyet Halk Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
12.- Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in,
Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın AK PARTİ grup
önerisi üzerinde yaptığı konuşma sırasında Barış ve Demokrasi Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
13.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın,
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın sataşma
nedeniyle yaptığı konuşma sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması
14.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi’nin, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş’ın görüşülen kanun
tasarısının 8’inci maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı konuşma sırasında
CHP Grubuna sataşması nedeniyle konuşması
VIII.- SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Posof’a bağlı bir köyün
dere yatağına köprü yapılmasına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/80) ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
2.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, enflasyon oranlarının hesaplanması
yöntemine ilişkin sözlü soru önergesi (6/305) ve Kalkınma Bakanı Cevdet
Yılmaz’ın cevabı
3.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan’da kamu
yatırımları için ayrılan ödenek miktarının artırılmasına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/500) ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
4.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun,
Bakanlıkta ve Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda özürlü personel istihdamına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/633) ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
5.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, sebze ve meyve
ithalatına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/775) ve Kalkınma Bakanı
Cevdet Yılmaz’ın cevabı
6.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, tatlı su balık-çılığının desteklenmesine ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/947) ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
7.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, gübre üretimi,
ithalatı ve ihracatına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/954) ve
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
8.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Et ve Balık
kurumunun faaliyetlerine yönelik ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/1028) ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
9.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın,
Adana ili ve ilçelerinde yürütülen proje ve yatırımlara ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1143) ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
10.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, engelli
vatandaşların ihtiyaçlarının Devlet tarafından karşılanması için yapılan
çalışmalara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1149) ve Kalkınma Bakanı
Cevdet Yılmaz’ın cevabı
11.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, sigara kaçak-çılığının önlenmesine ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/1180) ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
12.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Hak-İş’in
işsizlik konusunda yaptığı açıklamalara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/1182) ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
13.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, zeytin
üreticilerinin desteklenmesi ve zeytinyağı fiyatlarına ilişkin Başbakandan
sözlü soru önergesi (6/1183) ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
14.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, işsizlik
sigortası fonundan yararlanma koşullarının kolaylaştırılmasına ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1188) ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın
cevabı
15.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, fındık
kaçakçılığının önlenmesine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1190) ve
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
16.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, asgari ücretin
yeniden belirlenmesine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1191) ve
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
17.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın, TÜİK’te çalışan 4-C’li personele ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1449) ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
18.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan’ın kalkınması
için başta hayvancılık ve eğitim olmak üzere Devlet yatırımlarının artırılması
ihtiyacına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1640) ve Kalkınma Bakanı Cevdet
Yılmaz’ın cevabı
19.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Dışişleri
Bakanlığında görev yapan sözleşmeli personelin özlük haklarından kaynaklanan
mağduriyetlerine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1762) ve Kalkınma
Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
20.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, HES’lerde yaşanan iş kazalarına ilişkin Başbakandan sözlü
soru önergesi (6/1771) ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
21.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, iş adamlarının
yurt dışına, vizesiz seyahat edilebilmelerine ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/1832) ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
22.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, TÜİK
tarafından açıklanan verilerin güvenilirliğine ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/1834) ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
23.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, hane halkı sağlık
araştırmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1917) ve Kalkınma Bakanı Cevdet
Yılmaz’ın cevabı
24.- Gaziantep Milletvekili Mehmet Şeker'in, Bakanlığın kurumsal
kimliğinin oluşturulmasına yönelik harcamalara ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1953) ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
25.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, engellilerle
ilgili mevzuat kapsamında yapılması gereken düzenlemelerin denetimine ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1986) ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın
cevabı
26- İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli’nin,
İşsizlik Sigortası Fonundan yapılan ödemelere ilişkin sözlü soru önergesi
(6/2034) ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
27- İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli’nin,
gelir yöntemiyle milli gelir hesaplanmasına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/2035) ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
28.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Van ilinin bazı
sorunlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/2079) ve Kalkınma Bakanı
Cevdet Yılmaz’ın cevabı
29.- Giresun Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu’nun,
Suriye’deki olaylara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/2150) ve
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
30.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, SODES Projesi kapsamında
finanse edilen sportif projelere ilişkin sözlü soru önergesi (6/2320) ve
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
31.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, kalkınma öncelikli
illerde görev yapan Devlet memurlarına daha yüksek ücret ödenmesi talebine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/2532) ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
32.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, huzurevlerinde
çalışan yaşlı bakım elemanı sayısına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/2653) ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
33.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin,
2012 yılında Ankara’ya yapılan yatırımlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/2730)
ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
34.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın,
açlık ve yoksulluk sınırı verilerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/2793) ve
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
35.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun, Tokat’tan göçün
önlenmesine yönelik çalışmalara ve diğer illerden Tokat’a yapılan göçe ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/2833) ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın
cevabı
36.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, GAP kapsamındaki
yatırımlara ve bölgeden göçlere ilişkin sözlü soru önergesi (6/3107) ve
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
37.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, GAP kapsamındaki
desteklere ve yabancılara yapılan taşınmaz satışlarına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/3108) ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
38.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, GAP’a aktarılan bütçeye
ve GAP kapsamında toprak mülkiyeti konusundaki değişikliklere ilişkin sözlü
soru önergesi (6/3109) ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
39.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, GAP kapsamındaki yatırım
ve çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/3110) ve Kalkınma Bakanı Cevdet
Yılmaz’ın cevabı
40.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Karadeniz’e kıyısı olan
ülkelerle entegrasyon imkanlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/3118) ve
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
41.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, ülkemizin uluslararası
rekabet gücüne ve kalkınma ajanslarının katkılarına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/3119) ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
42.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, kalkınma ajanslarının
kısa, orta ve uzun vadeli programlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/3120) ve
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
43.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Bakanlık istisnai
kadrolarına yapılan atamalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/3159) ve Kalkınma
Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
44.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, ülkelerarası ekonomi
birliklerine ve SERKA Kalkınma Ajansına ilişkin sözlü soru önergesi (6/3209) ve
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
45.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Doğu illerinin teşvik
edilmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/3331) ve Kalkınma Bakanı Cevdet
Yılmaz’ın cevabı
46.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, bölgesel fuarların ve
ulusal fuarların uluslararası bir yapıya dönüştürülmesine ilişkin sözlü soru
önergesi (6/3370) ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
47.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, tanıtım faaliyeti
giderlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/3477) ve Kalkınma Bakanı Cevdet
Yılmaz’ın cevabı
48.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, engelli istihdamına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3478) ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
49.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, özel şahıslardan
kiralanan taşınmazlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/3479) ve Kalkınma Bakanı
Cevdet Yılmaz’ın cevabı
50.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Bakan Yardımcısına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3483) ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
51.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Bakanlık hizmet
binalarındaki yenileme çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/3490) ve
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
52.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Bakanlık tarafından
kiralanan araçlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/3492) ve Kalkınma Bakanı
Cevdet Yılmaz’ın cevabı
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul
Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli,
Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın;
Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük
Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in; Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa
Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S. Sayısı: 156)
2.- Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu
ile Adalet Komisyonu Raporları (1/484) (S. Sayısı: 287)
3.- Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısı ile Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Raporu (1/751) (S. Sayısı: 452)
X.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, bağlı
kurum ve kuruluşlar tarafından gerçekleştirilen proje ve yatırımlara ilişkin
sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın cevabı (7/18040)
2.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Adıyaman’a
yönelik proje ve yatırımlara ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bekir
Bozdağ’ın cevabı (7/18614)
3.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun,
Diyarbakır’a yönelik proje ve yatırımlara ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı
Bekir Bozdağ’ın cevabı (7/18865)
4.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, promosyon ödemesi ile
ilgili yapılan sözleşmeye ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın
cevabı (7/18909)
5.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, süt bankası kurulacağı
iddialarına ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın cevabı
(7/18911)
6.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın, Şanlıurfa’nın
Ceylanpınar ilçesinde yapılaşma sorununa ilişkin sorusu ve Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in cevabı
(7/18966)
7.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, promosyon ödemesi ile
ilgili yapılan sözleşmeye ilişkin sorusu ve Millî Savunma Bakanı İsmet
Yılmaz’ın cevabı (7/19040)
8.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, 2010-2013
yılları arasında Rize’ye yapılan yatırımlara ilişkin sorusu ve Başbakan
Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın cevabı (7/19171)
9.- Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen’in, Ankara’da bir camiye
yapılan eklentilere ilişkin Başbakandan sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bekir
Bozdağ’ın cevabı (7/19350)
10.- Mersin Milletvekili Ali Öz’ün, süt bankası uygulamasına
ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın cevabı (7/19899)
11.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, istihdam
edilen personel sayısı ile personelin sendikal örgütlenmesine ilişkin sorusu ve
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın cevabı (7/19900)
12.- Antalya Milletvekili Arif Bulut’un, enerji fiyatlarındaki
indirimlerin tüketicilere yansıtılmamasına ve Akdeniz EDAŞ’ın
özelleştirme ihalesine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız’ın cevabı (7/19951)
13.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, istihdam
edilen personel sayısı ile personelin sendikal örgütlenmesine ilişkin sorusu ve
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/19952)
14.- Muş Milletvekili Demir Çelik’in, termik santrallerin çevreye
verdiği zararlara ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız’ın cevabı (7/19953)
15.- Ankara Milletvekili Levent Gök’ün, AVM projelerine ilişkin
Başbakandan sorusu ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın cevabı
(7/20112)
16.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Abdullah Öcalan ile
yapılan görüşmelerde yer aldığı iddia edilen ifadelere ve PKK terör örgütü ile
yürütülen müzakerelere ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç),
Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelerde yer aldığı iddia edilen
ifadelere ve PKK terör örgütü ile yürütülen müzakerelere ilişkin Başbakan
Yardımcısından (Ali Babacan),
Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelerde yer aldığı iddia edilen
ifadelere ve PKK terör örgütü ile yürütülen müzakerelere ilişkin,
Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelerde yer aldığı iddia edilen
ifadelere ve PKK terör örgütü ile yürütülen müzakerelere ilişkin Başbakan
Yardımcısından (Bekir Bozdağ),
Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelerde yer aldığı iddia edilen
ifadelere ve PKK terör örgütü ile yürütülen müzakerelere ilişkin Adalet
Bakanından,
Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelerde yer aldığı iddia edilen
ifadelere ve PKK terör örgütü ile yürütülen müzakerelere ilişkin Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanından,
Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelerde yer aldığı iddia edilen
ifadelere ve PKK terör örgütü ile yürütülen müzakerelere ilişkin Avrupa Birliği
Bakanından,
Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelerde yer aldığı iddia edilen
ifadelere ve PKK terör örgütü ile yürütülen müzakerelere ilişkin Bilim, Sanayi
ve Teknoloji Bakanından,
Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelerde yer aldığı iddia edilen
ifadelere ve PKK terör örgütü ile yürütülen müzakerelere ilişkin Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanından,
Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelerde yer aldığı iddia edilen
ifadelere ve PKK terör örgütü ile yürütülen müzakerelere ilişkin Çevre ve
Şehircilik Bakanından, (Ek cevap)
Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelerde yer aldığı iddia edilen
ifadelere ve PKK terör örgütü ile yürütülen müzakerelere ilişkin Dışişleri
Bakanından,
Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelerde yer aldığı iddia edilen
ifadelere ve PKK terör örgütü ile yürütülen müzakerelere ilişkin Ekonomi Bakanından,
Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelerde yer aldığı iddia edilen
ifadelere ve PKK terör örgütü ile yürütülen müzakerelere ilişkin Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanından,
Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelerde yer aldığı iddia edilen
ifadelere ve PKK terör örgütü ile yürütülen müzakerelere ilişkin Gençlik ve
Spor Bakanından,
Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelerde yer aldığı iddia edilen
ifadelere ve PKK terör örgütü ile yürütülen müzakerelerin Bakanlık
çalışmalarına etkilerine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından,
Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelerde yer aldığı iddia edilen
ifadelere ve PKK terör örgütü ile yürütülen müzakerelere ilişkin Gümrük ve
Ticaret Bakanından,
Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelerde yer aldığı iddia edilen
ifadelere ve PKK terör örgütü ile yürütülen müzakerelerin Bakanlık
çalışmalarına etkilerine ilişkin İçişleri Bakanından,
Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelerde yer aldığı iddia edilen
ifadelere ve PKK terör örgütü ile yürütülen müzakerelerin Bakanlık çalışmalarına
etkilerine ilişkin Kalkınma Bakanından,
Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelerde yer aldığı iddia edilen
ifadelere ve PKK terör örgütü ile yürütülen müzakerelerin Bakanlık
çalışmalarına etkilerine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından, (Ek cevap)
Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelerde yer aldığı iddia edilen
ifadelere ve PKK terör örgütü ile yürütülen müzakerelerin Bakanlık
çalışmalarına etkilerine ilişkin Maliye Bakanından,
Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelerde yer aldığı iddia edilen
ifadelere ve PKK terör örgütü ile yürütülen müzakerelerin Bakanlık
çalışmalarına etkilerine ilişkin Millî Eğitim Bakanından,
Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelerde yer aldığı iddia edilen
ifadelere ve PKK terör örgütü ile yürütülen müzakerelerin Bakanlık
çalışmalarına etkilerine ilişkin Millî Savunma Bakanından,
Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelerde yer aldığı iddia edilen
ifadelere ve PKK terör örgütü ile yürütülen müzakerelerin Bakanlık
çalışmalarına etkilerine ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından,
Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelerde yer aldığı iddia edilen
ifadelere ve PKK terör örgütü ile yürütülen müzakerelerin Bakanlık
çalışmalarına etkilerine ilişkin Sağlık Bakanından,
Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelerde yer aldığı iddia edilen
ifadelere ve PKK terör örgütü ile yürütülen müzakerelerin Bakanlık
çalışmalarına etkilerine ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanından,
Soruları ve Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın cevabı (7/20150),
(7/20155), (7/20163), (7/20170), (7/20187), (7/20200), (7/20207), (7/20211),
(7/20226), (7/20239) Ek cevap (7/20251), (7/20256), (7/20264), (7/20276),
(7/20292), (7/20305), (7/20366), (7/20397), (7/20402), (7/20411), (7/20434),
(7/20460), (7/20472) Ek cevap (7/20486), (7/20506)
17.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Van’a
yönelik proje ve yatırımlara ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bekir
Bozdağ’ın cevabı (7/20174)
18.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin,
Gümüşhane’nin bir köyünde yaptırılan bir okula ilişkin sorusu ve Çevre ve
Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın cevabı (7/20238)
19.- Antalya Milletvekili Yıldıray Sapan’ın, esnaf bölge
birlikleri ve esnaf kefalet ve kredi kooperatifleri ile ilgili iddialara
ilişkin sorusu ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın cevabı (7/20300)
20.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin,
kadınların ticari hayata katılımına ilişkin sorusu ve Gümrük ve Ticaret Bakanı
Hayati Yazıcı’nın cevabı (7/20303)
21.- Denizli Milletvekili Emin Haluk Ayhan’ın, Bakanlık personeline
ilişkin sorusu ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın cevabı (7/20306)
22.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, 2002 yılından
itibaren Bursa’ya veya Bursa’dan tayin edilen personele ilişkin sorusu ve
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın cevabı (7/20307)
23.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, yurt dışı
görevlendirmelere ilişkin sorusu ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun
cevabı (7/20470)
24.- Antalya Milletvekili Arif Bulut’un, orman yangınlarıyla mücadele
kapsamındaki çalışmalara ilişkin sorusu ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlu’nun cevabı (7/20471)
25.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Abdullah Öcalan ile
yapılan görüşmelerde yer aldığı iddia edilen ifadelere ve PKK terör örgütü ile
yürütülen müzakerelerin Bakanlık çalışmalarına etkilerine ilişkin sorusu ve
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/20472)
26.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Bakanlığa bağlı
birimlerde çalışan taşeron işçilere ilişkin sorusu ve Orman ve Su İşleri Bakanı
Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/20475)
27.- İstanbul Milletvekili Melda Onur’un, Antalya’nın Finike
bölgesinde faaliyet gösteren taş ocaklarına ilişkin sorusu ve Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevabı (7/20476)
28.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığın merkez ve taşra
teşkilatı ile bağlı birimlerince düzenlenen toplantı ve organizasyonlara
ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Mehmet Zafer Çağlayan’ın cevabı (7/20681)
29.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun, Bakanlık
tarafından gerçekleştirilen denetimlere ve kesilen idari para cezalarına
ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Mehmet Zafer Çağlayan’ın cevabı (7/20682)
30.- İstanbul Milletvekili İhsan Özkes’in,
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yaptırılan bir ankete ilişkin Başbakandan
sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın cevabı (7/20983)
31.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun,
Çankırı’ya yönelik proje ve yatırımlara ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı
Bekir Bozdağ’ın cevabı (7/20993)
32.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun,
Çankırı’ya yönelik proje ve yatırımlara ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Mehmet
Zafer Çağlayan’ın cevabı (7/21036)
33.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin,
perdecilik sektörüne verilen destek ve teşviklere ilişkin sorusu ve Ekonomi
Bakanı Mehmet Zafer Çağlayan’ın cevabı (7/21037)
34.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin,
2008-2013 yılları arasında mermer üretici ile ihracatçılarına verilen destek ve
teşviklere ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Mehmet Zafer Çağlayan’ın cevabı
(7/21038)
35.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin,
TURQUALITY Projesi’ne ve yapılan harcamalara ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı
Mehmet Zafer Çağlayan’ın cevabı (7/21039)
36.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın, Türkiye ile İsrail
arasındaki dış ticaret hacmine ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Mehmet Zafer
Çağlayan’ın cevabı (7/21040)
37.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Bakanlığın hizmet
binalarında yapılan yenileme çalışmalarına ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı
Mehmet Zafer Çağlayan’ın cevabı (7/21310)
38.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Bakanlık tarafından
düzenlenen yurt dışı gezilerine ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Mehmet Zafer
Çağlayan’ın cevabı (7/21311)
39.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, tanıtım faaliyeti
giderlerine ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Mehmet Zafer Çağlayan’ın cevabı
(7/21312)
40.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, olası bir depremin
olumsuz etkilerinden korunmak için alınan önlemlere ve hizmet binalarının
depreme dayanıklılığına ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Mehmet Zafer
Çağlayan’ın cevabı (7/21313)
41.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Bakan Yardımcısına
ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Mehmet Zafer Çağlayan’ın cevabı (7/21314)
42.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, özel şahıslardan
kiralanan taşınmazlara ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Mehmet Zafer
Çağlayan’ın cevabı (7/21315)
43.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, engelli personele
yönelik çalışmalara ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Mehmet Zafer Çağlayan’ın
cevabı (7/21316)
44.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, engelli istihdamına
ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Mehmet Zafer Çağlayan’ın cevabı (7/21317)
45.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, özel şahıslardan
kiralanan araçlara ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Mehmet Zafer Çağlayan’ın
cevabı (7/21318)
46.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık personelinin
psikolojik taciz (mobbing) şikayetlerine ve yapılan
işlemlere ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın cevabı (7/21320)
47.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin,
2008-2013 yılları arasında uğranılan siber saldırılara ilişkin sorusu ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Mehmet Sağlam’ın cevabı (7/21510)
48.- Kastamonu Milletvekili Emin Çınar’ın, Kastamonu’da serbest
bölge açılmasına ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Mehmet Zafer Çağlayan’ın
cevabı (7/21603)
49.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Bursa’daki bağlı
kurum ve kuruluşlara yapılan açıktan personel atamalarına ilişkin sorusu ve
Ekonomi Bakanı Mehmet Zafer Çağlayan’ın cevabı (7/21604)
50.- Erzincan Milletvekili Muharrem Işık’ın, TBMM Kampüsü içinde
görüldükleri iddia edilen iki kişiye ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkan Vekili Mehmet Sağlam’ın cevabı (7/22182)
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu saat
14.02’de açılarak altı oturum yaptı.
Ardahan Milletvekili Orhan
Atalay, Dünya Kardeşlik Haftası’na,
Adana Milletvekili Ümit Özgümüş, 1 Mayıs 1977’de İstanbul Taksim’de yaşanan
olaylara,
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, Şırnak’ın sorunlarına,
İlişkin gündem dışı birer
konuşma yaptılar.
Balıkesir Milletvekili Namık
Havutça, 1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Bayramı’nda yaşanan olaylara,
Artvin
Milletvekili Uğur Bayraktutan, Artvin Cerattepe’de çıkarılmak istenen madenle ilgili mahkeme
kararına,
Bursa Milletvekili Aykan
Erdemir, 1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Bayramı’nı kutladığına ve Tokat Milletvekili
Zeyid Aslan’ın 30 Nisan 2013 Salı günü Türkiye Büyük
Millet Meclisi Genel Kurulunda söylediği bazı sözlere,
Tokat Milletvekili Reşat
Doğru, 3 Mayıs Milliyetçiler Günü’ne,
Tunceli Milletvekili Hüseyin
Aygün, İstanbul’da 1 Mayısta yaşanan olaylarda iki kadının yaralanmasına ve
bunu yapanları lanetlediğine,
İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal, Akçakale Sınır Kapısı’nda yaşanan olaylara ve Hükûmetin acilen sınır
güvenliğini sağlaması gerektiğine,
Ankara Milletvekili Özcan
Yeniçeri, 1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Bayramı’nı kutladığına ve 1 Mayısta
İstanbul’da yaşanan olaylara,
Çorum Milletvekili Tufan
Köse, 1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Bayramı’nı kutladığına, CHP Milletvekili Kamer
Genç’e 30 Nisan 2013 Salı günü kürsüde konuşurken yapılan saldırıya ve bu
durumu hiçbir parti grubunun kınamamasına,
Çanakkale Milletvekili Ali
Sarıbaş, 1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Bayramı’nı kutladığına ve Çanakkale’nin
Ezine ve Bayramiç ilçelerinin bazı sorunlarına,
Tunceli Milletvekili Kamer
Genç, 30 Nisan 2013 Salı günü Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda
yaşanan olaylarda Meclis Başkanlığının tarafsız davranmadığına ve bu durumu
kınadığına,
İzmir Milletvekili Oktay
Vural, 3 Mayıs Milliyetçiler Günü’nü kutladığına, MHP Grubu olarak, 30 Nisan
2013 Salı günü Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda kullanılan
ifadeleri ve 1 Mayısta İstanbul’da yaşanan olayları ve müsebbiplerini
kınadıklarına,
Adıyaman Milletvekili Ahmet
Aydın, 30 Nisan 2013 Salı günü Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda
yaşanan olaylarla ilgili AK PARTİ Grubu olarak gereğini yaptıklarına ve aynı
hassasiyeti diğer gruplardan da beklediklerine,
İlişkin birer açıklamada bulundular.
Tokat Milletvekili Zeyid Aslan’ın, haberleşme hürriyeti ve özel hayatın
gizliliğinin ihlallerini araştırma ve önerileri belirleme amacıyla kurulmuş
olan Meclis Araştırma Komisyonu Başkanlığı ve üyeliğinden istifa ettiğine
ilişkin önergesi Genel Kurulun bilgisine sunuldu.
Adana Milletvekili Ali Halaman ve 22 milletvekilinin, Adana iline bağlı Kozan
ilçesindeki Gökdere Köprü Barajı’nın yapımında ve baraj tünelinin patlamasında
hayatını kaybedenlerin (10/603),
Adana Milletvekili Ali Halaman ve 22 milletvekilinin, Adana iline bağlı Kozan
ilçesinin tarihî ve turistik değerlerinin (10/604),
Ankara Milletvekili Özcan
Yeniçeri ve 20 milletvekilinin, Ankaragücü futbol takımının içine düşürüldüğü
durumun bireysel, toplumsal ve ekonomik etkenlerinin (10/605),
Araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergeleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerlerini
alacağı ve ön görüşmelerinin sırası geldiğinde yapılacağı açıklandı.
CHP Grubunun, 2/5/2013
tarihinde İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi ve arkadaşları tarafından 1
Mayıs 2013 tarihinde meydana gelen olayların araştırılması amacıyla Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırma önergesinin (884
sıra no.lu) Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin
önüne alınarak 2 Mayıs 2013 Perşembe günkü (bugün) birleşiminde sunuşlarda
okunmasına ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin
önerisi yapılan görüşmelerden sonra kabul edilmedi.
İstanbul Milletvekili
Süleyman Çelebi, Kırıkkale Milletvekili Oğuz Kağan Köksal’ın CHP grup
önerisinin aleyhinde yaptığı konuşma sırasında şahsına,
Adıyaman Milletvekili Ahmet
Aydın, Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun CHP grup önerisinin lehinde
yaptığı konuşma sırasında Adalet ve Kalkınma Partisine,
Sataşmaları nedeniyle birer
konuşma yaptılar.
Gündemin “Kanun Tasarı ve
Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının:
1’inci sırasında yer alan ve
görüşmeleri yarım kalan, İç Tüzük’ün 91’inci
maddesine göre temel kanun olarak görüşülmesi kabul edilen, Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı,
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde
Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer
Genç’in; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu’nun (2/242, 2/80) (S.
Sayısı: 156),
2’nci sırasında yer alan ve
görüşmeleri yarım kalan, İç Tüzük’ün 91’inci
maddesine göre temel kanun olarak görüşülmesi kabul edilen, Devlet Sırrı Kanunu
Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu raporlarının
(1/484) (S. Sayısı: 287),
Görüşmeleri, komisyon
yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından ertelendi.
3’üncü sırasında yer alan ve
İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel kanun olarak
görüşülmesi kabul edilen, Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısı ile Bayındırlık,
İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Raporu’nun (1/751) (S. Sayısı: 452),
görüşmelerine başlanarak 5’inci maddesine kadar kabul edildi.
7 Mayıs 2013 Salı günü saat
15.00’te toplanmak üzere 20.19’da birleşime son verildi.
Meral
AKŞENER
Başkan
Vekili
Özlem
YEMİŞÇİ Fatih ŞAHİN
Mustafa HAMARAT
Tekirdağ Ankara Ordu
Kâtip Üye Kâtip Üye Kâtip Üye
II.- GELEN KÂĞITLAR
No: 147
6 Mayıs 2013 Pazartesi
Tasarı
1.- Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti Adına Jandarma Genel Komutanlığı ile Moğolistan Hükümeti Adına
Moğolistan İç Kuvvetler Komutanlığı Arasında Eğitim ve Öğretim Alanında
İşbirliğine İlişkin Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı (1/772) (İçişleri ile Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş
tarihi: 25.04.2013)
Teklifler
1.- İstanbul Milletvekili
Süleyman Çelebi'nin; İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi (2/1493) (Plan ve Bütçe ile Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal
İşler Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 22.04.2013)
2.- Muğla Milletvekili
Nurettin Demir'in; Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/1494) (Milli Savunma; Sağlık,
Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa
geliş tarihi: 23.04.2013)
3.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal'ın; Hukuk Muhakemeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi (2/1495) (Adalet Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.04.2013)
4.- İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in; 4447 Sayılı İşsizlik Sigortası Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1496) (Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler
ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.04.2013)
5.- İzmir Milletvekili Hülya
Güven ve 22 Milletvekilinin; Sosyal Hizmetler Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi (2/1497) (Plan ve Bütçe ile Sağlık, Aile, Çalışma ve
Sosyal İşler Komisyonlarına) (Başkanlığa
geliş tarihi: 25.04.2013)
6.- Kocaeli Milletvekili
Haydar Akar'ın; 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1498) (Sağlık, Aile,
Çalışma ve Sosyal İşler; Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve
Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi:
25.04.2013)
7.- Batman Milletvekili Ayla
Akat Ata'nın; Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1499) (İnsan Haklarını İnceleme; Sağlık,
Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ile Adalet Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.04.2013)
8.- Muğla Milletvekili
Nurettin Demir'in; Belediye Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifi (2/1500) (Plan ve Bütçe; Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor ile
İçişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.04.2013)
9.- Ankara Milletvekili Aylin
Nazlıaka ve 13 Milletvekilinin; 5393 Sayılı Belediye
Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi (2/1501) (Plan ve Bütçe
ile İçişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.04.2013)
10.- Batman Milletvekili Ayla
Akat Ata'nın; Türk Ceza Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi
(2/1502) (İnsan Haklarını İnceleme ile Adalet Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş
tarihi: 26.04.2013)
11.- Şanlıurfa Milletvekili Abdulkerim Gök ve Ağrı Milletvekili Ekrem Çelebi ile 46
Milletvekilinin; Devlet İhale Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifi (2/1503) (Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor ile Plan ve Bütçe
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.05.2013)
12.- İstanbul Milletvekili
Bülent Turan ve Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can ile 39 Milletvekilinin;
Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1504) (Adalet ile İçişleri Komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02.05.2013)
Sözlü Soru Önergeleri
1.- Osmaniye Milletvekili
Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, Osmaniye’nin Sumbas
ilçesinin orman kadastrosuna ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından sözlü soru
önergesi (6/3646) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
2.- Osmaniye Milletvekili
Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, Osmaniye’nin Bahçe ilçesinin orman kadastrosuna
ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/3647) (Başkanlığa
geliş tarihi: 10.04.2013)
3.- Osmaniye Milletvekili
Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, Osmaniye’nin Kadirli ilçesinin orman kadastrosuna
ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/3648) (Başkanlığa
geliş tarihi: 10.04.2013)
4.- Osmaniye Milletvekili
Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, Osmaniye’nin Toprakkale
ilçesinin orman kadastrosuna ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından sözlü soru
önergesi (6/3649) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
5.- Osmaniye Milletvekili
Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, Osmaniye’nin Hasanbeyli
ilçesinin orman kadastrosuna ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından sözlü soru
önergesi (6/3650) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
6.- Osmaniye Milletvekili
Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, Osmaniye’nin Düziçi ilçesindeki bir köyün orman
kadastrosuna ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/3651)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
7.- Osmaniye Milletvekili
Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, Osmaniye’nin Düziçi ilçesindeki bir köyün orman
kadastrosuna ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/3652)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
8.- Osmaniye Milletvekili
Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, Osmaniye’nin Düziçi ilçesindeki bir köyün orman
kadastrosuna ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/3653)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
9.- Osmaniye Milletvekili
Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, Osmaniye’nin Düziçi ilçesindeki bir köy okulunun
onarım ihtiyacına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/3654)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
10.- Osmaniye Milletvekili
Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, Osmaniye’nin Düziçi ilçesindeki bir köyün okul
ihtiyacına ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/3655)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
11.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, gıda ürünlerinde taklit ve tağşiş
yapılmasına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından sözlü soru önergesi
(6/3656) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
12.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, 2007-2013 yılları arasında kuduz
teşhisi konulan sokak hayvanlarına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru
önergesi (6/3657) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
13.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, hurda araç indirimine ilişkin
Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/3658) (Başkanlığa geliş tarihi:
10.04.2013)
14.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, AIDS ile ilgili verilere ilişkin
Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/3659) (Başkanlığa geliş tarihi:
10.04.2013)
15.- Tokat Milletvekili Reşat
Doğru’nun, Çekerek-Zile yolunda bir mevkie tünel yapılmasına ilişkin Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/3660) (Başkanlığa
geliş tarihi: 10.04.2013)
16.- Tokat Milletvekili Reşat
Doğru’nun, çiftçi destek primlerinde Ziraat Bankasınca kesinti yapılıp
yapılmadığına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından sözlü soru önergesi
(6/3661) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
17.- Tunceli Milletvekili
Kamer Genç’in, Bakanlığa bağlı kurumlarda kurum yazısının başında yer alan
Türkiye Cumhuriyeti ibaresinin kaldırıldığı iddiasına ilişkin Sağlık Bakanından
sözlü soru önergesi (6/3662) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.04.2013)
18.- İstanbul Milletvekili
Celal Dinçer’in, Trakya Üniversitesinin yenilenen Web sayfasına ilişkin Milli
Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/3663) (Başkanlığa geliş tarihi:
12.04.2013)
Yazılı Soru Önergeleri
1.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, dış borç stokuna ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/21753) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
2.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, iç borç stokuna ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/21754) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
3.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, toplam kamu borcuna ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/21755) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
4.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, kişi başına düşen kamu borcuna ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21756) (Başkanlığa geliş tarihi:
10.04.2013)
5.- Ankara Milletvekili
Levent Gök’ün, TOKİ Park Eymir konutlarıyla ilgili
sorunlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21757) (Başkanlığa geliş
tarihi: 10.04.2013)
6.- Çanakkale Milletvekili
Ali Sarıbaş’ın, resmi toplantı ve görüşmelerini İstanbul’da yapmasına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21758) (Başkanlığa geliş tarihi:
10.04.2013)
7.- Ankara Milletvekili
Levent Gök’ün, 10. Dönem Türkiye Öğrenci Meclisi çalışmalarının Eskişehir’de
yapılmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21759) (Başkanlığa
geliş tarihi: 10.04.2013)
8.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, çözüm sürecinin çeşitli boyutlarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21760) (Başkanlığa geliş tarihi:
10.04.2013)
9.- Aydın Milletvekili Metin
Lütfi Baydar’ın, PKK mensubu teröristlerin sınırdan giriş yaptıkları iddiasına
ve ülkedeki terörist sayısına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/21761) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
10.- İzmir Milletvekili Aytun
Çıray’ın, bazı kurumların tabelalarında yer alan
“T.C.” ibaresinin kaldırılmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/21762) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
11.- Aydın Milletvekili Metin
Lütfi Baydar’ın, su ürünleri ve balıkçılık teknolojisi mühendislerinin istihdam
sorununa ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21763) (Başkanlığa geliş
tarihi: 10.04.2013)
12.- Kırklareli Milletvekili
Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun, kaçırılan kamu görevlilerine yönelik kurtarma
çalışmaları ile ilgili iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/21764) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
13.- Aydın Milletvekili Metin
Lütfi Baydar’ın, İsrail-Filistin arasındaki görüşmelerde Türkiye’nin
arabuluculuk rolünün kabul edilmediği iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/21765) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
14.- Aydın Milletvekili Metin
Lütfi Baydar’ın, 23 Nisan törenlerinde çocuklara koltuk devretme uygulamasının
kaldırılmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21766) (Başkanlığa
geliş tarihi: 10.04.2013)
15.- Aydın Milletvekili Metin
Lütfi Baydar’ın, Akil İnsanlar Komisyonuna ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/21767) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
16.- Çanakkale Milletvekili
Mustafa Serdar Soydan’ın, maden arama faaliyetlerine ve çevreye etkilerine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21768) (Başkanlığa geliş tarihi:
10.04.2013)
17.- İstanbul Milletvekili
Aykut Erdoğdu’nun, Adıyaman’la ilgili bazı verilere ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/21769) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
18.- Kırklareli Milletvekili
Turgut Dibek’in, iletişimin tespitine yönelik mahkeme
kararı sayısına ve yasa dışı dinlemelere ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/21770) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
19.- İstanbul Milletvekili
Osman Oktay Ekşi’nin, Suriyeli muhaliflere ülkemiz üzerinden silah sevkiyatı
yapıldığı iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21771)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
20.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, bağlı kurum ve kuruluşların bilişim altyapısına ve PARDUS işletim
sistemi ile yerli yazılımların kullanımına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/21772) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
21.- Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkan’ın, Akil İnsanlar Heyetine ödeme yapılıp yapılmayacağına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21773) (Başkanlığa geliş tarihi:
10.04.2013)
22.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, Akil İnsanlar Komisyonuna ve terör örgütü ile yürütülen
görüşmeler kapsamında yapılan çalışmalara ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/21774) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
23.- Bingöl Milletvekili İdris
Baluken’in, Tunceli Üniversitesinde iki akademisyen
hakkında açılan soruşturmaya ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21775)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
24.- Artvin Milletvekili Uğur
Bayraktutan’ın, kamu dış borcuna ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/21776) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.04.2013)
25.- Artvin Milletvekili Uğur
Bayraktutan’ın, özel sektör dış borcuna ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21777) (Başkanlığa geliş tarihi:
11.04.2013)
26.- İstanbul Milletvekili Osman
Oktay Ekşi’nin, kamu kurum ve kuruluş isimlerinde “T.C.” ibaresinin
kaldırıldığı iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21778)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11.04.2013)
27.- Erzincan Milletvekili
Muharrem Işık’ın, Erzincan ilinin yatırım ve işsizlik verilerine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21779) (Başkanlığa geliş tarihi:
11.04.2013)
28.- Ankara Milletvekili
İzzet Çetin’in, Türkiye’nin çocuk işgücü verilerine ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/21780) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.04.2013)
29.- Tekirdağ Milletvekili
Candan Yüceer’in, Devlet kurumlarının isimlerinde yer alan “T.C.” ifadelerine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21781) (Başkanlığa geliş tarihi:
11.04.2013)
30.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, bakanlıklar tarafından kurulan ve kurulması
planlanan televizyon kanallarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/21782) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.04.2013)
31.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, bir kamu spotunun maliyetine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/21783) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.04.2013)
32.- Tunceli Milletvekili
Hüseyin Aygün’ün, Dicle Üniversitesindeki olaylara ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/21784) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.04.2013)
33.- Erzincan Milletvekili
Muharrem Işık’ın, çözüm sürecinde yer alan akil adamlara ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/21785) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.04.2013)
34.- Çanakkale Milletvekili
Mustafa Serdar Soydan’ın, ulaşım sektöründeki esnafın sorunlarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21786) (Başkanlığa geliş tarihi:
11.04.2013)
35.- Hatay Milletvekili Adnan
Şefik Çirkin’in, çözüm sürecinde yer alan akil adamlara ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/21787) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
36.- Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkan’ın, çözüm sürecinde yer alan akil insanlara ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/21788) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
37.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, 2002 yılından itibaren tespit edilen misyonerlik faaliyetlerine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21789) (Başkanlığa geliş tarihi:
12.04.2013)
38.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, FATİH Projesi kapsamında dağıtılan tabletlere ve arıza
durumlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21790) (Başkanlığa
geliş tarihi: 12.04.2013)
39.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, akil adamlara örtülü ödenekten ödeme yapıldığı iddiasına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21791) (Başkanlığa geliş tarihi:
12.04.2013)
40.- Tekirdağ Milletvekili
Candan Yüceer’in, genetiği değiştirilmiş pirinç ithali ile bu duruma karşı
alınan önlemlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21792) (Başkanlığa
geliş tarihi: 12.04.2013)
41.- Adana Milletvekili
Turgay Develi’nin, Adana’ya yönelik proje ve yatırımlara ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/21793) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
42.- İstanbul Milletvekili
Celal Dinçer’in, Kızılay tarafından yapılan bir ihaleye ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/21794) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
43.- Aydın Milletvekili Metin
Lütfi Baydar’ın, tabelalarından “T.C.” ibaresinin kaldırıldığı kamu kurum ve
kuruluşlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21795) (Başkanlığa
geliş tarihi: 12.04.2013)
44.- Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu’nun, Ortadoğu ülkelerine yapılan ihracat ve
transit taşımacılık sektöründe yaşanan sorunlara ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/21796) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
45.- Ankara Milletvekili
Aylin Nazlıaka’nın, Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi
ile ilgili çeşitli konulara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21797)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
46.- İstanbul Milletvekili
Kadir Gökmen Öğüt’ün, 2002 yılından itibaren haklarında soruşturma açılan
öğretim görevlilerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21798)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
47.- Kahramanmaraş
Milletvekili Durdu Özbolat’ın, bazı valilikler
tarafından sığınmacılarla ilgili hazırlık yapılması için ilgili birimlere yazı
yazıldığı iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21799)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16.04.2013)
48.- Artvin Milletvekili Uğur
Bayraktutan’ın, Artvin Cerattepe’de
maden çıkarılması çalışmalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/21800) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.04.2013)
49.- Denizli Milletvekili
Adnan Keskin’in, Akil Adamlar Heyetinin iaşe ve ibate masraflarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21801) (Başkanlığa geliş tarihi:
17.04.2013)
50.- Burdur Milletvekili
Ramazan Kerim Özkan’ın, Burdur Gölünü besleyen kaynak suları üzerindeki baraj
ve göletlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21802) (Başkanlığa
geliş tarihi: 17.04.2013)
51.- Burdur Milletvekili
Ramazan Kerim Özkan’ın, kamu kurum ve kuruluşlarında idarecilerin kişisel
kullanımına tahsis edilen araçlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/21803) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.04.2013)
52.- İstanbul Milletvekili
Erdoğan Toprak’ın, göç ve insan ticareti sorunlarına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/21804) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.04.2013)
53.- İstanbul Milletvekili
Erdoğan Toprak’ın, 2020 Olimpiyatlarının Türkiye’de yapılmasına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21805) (Başkanlığa geliş tarihi:
17.04.2013)
54.- Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu’nun, NATO çatısı altında kurulduğu iddia edilen
bir merkez ile PKK elebaşı ile yapılan görüşmelere ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/21806) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.04.2013)
55.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, afet riski altındaki alanlara ve yapılan çalışmalara ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21807) (Başkanlığa geliş tarihi:
12.04.2013)
56.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, kentsel dönüşüm projelerine ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/21808) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
57.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, Başbakanlığa yönelik siber
saldırılara ve alınan önlemlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/21809) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
58.- Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova’nın, Balıkesir’de aşırı yağışların olumsuz etkilerine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21810) (Başkanlığa geliş tarihi:
12.04.2013)
59.- Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova’nın, İstanbul’un Kadıköy ilçesindeki bir mesire yerinde
yaşanan zemin kaymasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21811)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
60.- Yalova Milletvekili
Muharrem İnce’nin, bir açıklamasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/21812) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
61.- Ankara Milletvekili
Levent Gök’ün, Kuzey Ankara Girişi Kentsel Dönüşüm Projesi ile söz konusu Proje
nedeniyle mağdur edildiği iddia edilen vatandaşlara ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/21813) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
62.- Artvin Milletvekili Uğur
Bayraktutan’ın, döviz açığına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/21814) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
63.- Artvin Milletvekili Uğur
Bayraktutan’ın, şirketlerin kredi borcuna ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21815) (Başkanlığa geliş tarihi:
12.04.2013)
64.- Sinop Milletvekili Engin
Altay’ın, Yatırımların ve İstihdamın Teşviki Kanununun yürürlük süresinin son
bulmasının yarattığı mağduriyet ve sorunlara ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/21816) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
65.- Adana Milletvekili Osman
Faruk Loğoğlu’nun, Adana’daki Güney Çevre Yolu Projesine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/21817) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
66.- Tokat Milletvekili Orhan
Düzgün’ün, Çevre Koruma Kanunu Tasarısı ile getirilmesi planlanan bazı
düzenlemelere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21818) (Başkanlığa
geliş tarihi: 12.04.2013)
67.- Bingöl Milletvekili
İdris Baluken’in, 2009 yılında Lice’de ölen bir çocukla
ilgili soruşturmalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21819)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
68.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, köşe yazarlarına baskı uygulandığı iddialarına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21820) (Başkanlığa geliş tarihi:
10.04.2013)
69.- Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı’nın, Göçmen Konutları Projesi kapsamında konut sahibi olanların
sorunlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21821) (Başkanlığa
geliş tarihi: 12.04.2013)
70.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, Şırnak’ın Uludere ilçesindeki kaçakçılık olaylarına ve kamu
görevlilerinin kaçakçılık olaylarına göz yumduğu iddialarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21822) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
71.- Aydın Milletvekili Metin
Lütfi Baydar’ın, Dicle Üniversitesinde iki grup arasında yaşanan olaylara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21823) (Başkanlığa geliş tarihi:
12.04.2013)
72.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Afyonkarahisar’da resmi ilan yayınlama hakkına
sahip yerel gazetelere ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı
soru önergesi (7/21824) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
73.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Adana’da resmi ilan yayınlama hakkına sahip yerel
gazetelere ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi
(7/21825) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
74.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Ankara’da resmi ilan yayınlama hakkına sahip
yerel gazetelere ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru
önergesi (7/21826) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
75.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Antalya’da resmi ilan yayınlama hakkına sahip
yerel gazetelere ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru
önergesi (7/21827) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
76.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Balıkesir’de resmi ilan yayınlama hakkına sahip
yerel gazetelere ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru
önergesi (7/21828) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
77.- İstanbul Milletvekili
Osman Oktay Ekşi’nin, Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünün yurt dışı
kadrolarına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi
(7/21829) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
78.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, bağlı kurum ve kuruluşların bilişim altyapısına ve PARDUS işletim
sistemi ile yerli yazılımların kullanımına ilişkin Başbakan Yardımcısından
(Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/21830) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
79.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Batman’da resmi ilan yayınlama hakkına sahip
yerel gazetelere ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru
önergesi (7/21831) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.04.2013)
80.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bursa’da resmi ilan yayınlama hakkına sahip yerel
gazetelere ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi
(7/21832) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.04.2013)
81.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Çorum’da resmi ilan yayınlama hakkına sahip yerel
gazetelere ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi
(7/21833) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.04.2013)
82.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Denizli’de resmi ilan yayınlama hakkına sahip
yerel gazetelere ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru
önergesi (7/21834) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.04.2013)
83.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Diyarbakır’da resmi ilan yayınlama hakkına sahip
yerel gazetelere ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru
önergesi (7/21835) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.04.2013)
84.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, deniz uçağı seferlerine ilişkin Başbakan Yardımcısından
(Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/21836) (Başkanlığa geliş tarihi:
11.04.2013)
85.- İstanbul Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, Bursa’da bağlı kurum ve kuruluşlarda yapılan denetimlere
ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/21837)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
86.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, bağlı kurum ve kuruluşlara
yönelik siber saldırılara ve alınan önlemlere ilişkin Başbakan Yardımcısından
(Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/21838) (Başkanlığa geliş tarihi:
12.04.2013)
87.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, İstanbul’da resmi ilan yayınlama hakkına sahip
yerel gazetelere ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru
önergesi (7/21839) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
88.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Hatay’da resmi ilan yayınlama hakkına sahip yerel
gazetelere ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi
(7/21840) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
89.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Gaziantep’te resmi ilan yayınlama hakkına sahip
yerel gazetelere ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru
önergesi (7/21841) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
90.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Eskişehir’de resmi ilan yayınlama hakkına sahip
yerel gazetelere ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru
önergesi (7/21842) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
91.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Erzurum’da resmi ilan yayınlama hakkına sahip
yerel gazetelere ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru
önergesi (7/21843) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
92.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, bağlı kurum ve kuruluşların bilişim altyapısına ve PARDUS işletim
sistemi ile yerli yazılımların kullanımına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali
Babacan) yazılı soru önergesi (7/21844) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
93.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, bağlı kurum ve kuruluşlara
yönelik siber saldırılara ve alınan önlemlere ilişkin Başbakan Yardımcısından
(Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/21845) (Başkanlığa geliş tarihi:
12.04.2013)
94.- Aydın Milletvekili Metin
Lütfi Baydar’ın, Akil İnsanlar Komisyonuna seçilen bir kişinin hakkındaki
mahkumiyet kararına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Beşir Atalay) yazılı soru
önergesi (7/21846) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
95.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, Karadeniz’de bilinenin dışında
bir başka fay hattı bulunduğu iddiasına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Beşir
Atalay) yazılı soru önergesi (7/21847) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
96.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, bağlı kurum ve kuruluşların bilişim altyapısına ve PARDUS işletim
sistemi ile yerli yazılımların kullanımına ilişkin Başbakan Yardımcısından
(Beşir Atalay) yazılı soru önergesi (7/21848) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
97.- İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak’ın, çözüm sürecinde yer alan akil adamlara
ilişkin Başbakan Yardımcısından (Beşir Atalay) yazılı soru önergesi (7/21849)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11.04.2013)
98.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, Bursa’da bağlı kurum ve kuruluşlarda yapılan denetimlere
ilişkin Başbakan Yardımcısından (Beşir Atalay) yazılı soru önergesi (7/21850)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
99.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, bağlı kurum ve kuruluşlara
yönelik siber saldırılara ve alınan önlemlere ilişkin Başbakan Yardımcısından
(Beşir Atalay) yazılı soru önergesi (7/21851) (Başkanlığa geliş tarihi:
12.04.2013)
100.- Adana Milletvekili
Osman Faruk Loğoğlu’nun, Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığının
bir düşünce kuruluşu ile birlikte düzenlediği seminere ilişkin Başbakan
Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/21852) (Başkanlığa geliş tarihi:
10.04.2013)
101.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, bağlı kurum ve kuruluşların bilişim altyapısına ve PARDUS işletim
sistemi ile yerli yazılımların kullanımına ilişkin Başbakan Yardımcısından
(Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/21853) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
102.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, Bursa’da bağlı kurum ve kuruluşlarda yapılan denetimlere
ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/21854)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
103.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, bağlı kurum ve kuruluşlara
yönelik siber saldırılara ve alınan önlemlere ilişkin Başbakan Yardımcısından
(Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/21855) (Başkanlığa geliş tarihi:
12.04.2013)
104.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, Bakanlığın bilişim altyapısına ve PARDUS işletim sistemi ile
yerli yazılımların kullanımına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21856) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
105.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, cezaevlerinde bulunan, tutuksuz
yargılanan ve tutuklu yargılanıp suçsuz bulunan öğrencilere ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/21857) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
106.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında çocuk
dilendirdiği tespit edilip ceza alan kişilere ilişkin Adalet Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21858) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
107.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında
akrabalar arası işlenen suçlardan dolayı ceza alan kişilere ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/21859) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
108.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında rögar
kapağı hırsızlığı nedeniyle ceza alan kişilere ilişkin Adalet Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21860) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
109.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında sahte
diploma satın alan ve sahte diploma düzenleyen kişiler hakkındaki adli
işlemlere ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/21861) (Başkanlığa
geliş tarihi: 10.04.2013)
110.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, 2008-2013 yılları arasında toplum
üzerinde korku ve panik oluşturarak çıkar sağladıkları gerekçesiyle
tutuklanarak ceza alan kişilere ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21862) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
111.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, adliye önlerinde ve mahkemelerde
yaşanan olaylara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/21863)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
112.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasındaki kan
davası vakalarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/21864)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
113.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında
ibadethanelerde hırsızlık yaptığı gerekçesiyle hakkında işlem yapılan kişilere
ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/21865) (Başkanlığa geliş
tarihi: 10.04.2013)
114.- Balıkesir Milletvekili
Haluk Ahmet Gümüş’ün, Balıkesir’de bir bor işletmesinde çalışan taşeron
işçilerin yaşadığı iddia edilen sorunlara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru
önergesi (7/21866) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.04.2013)
115.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, zabıt katipliği sınavlarına ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/21867) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.04.2013)
116.- Iğdır Milletvekili
Pervin Buldan’ın, Şırnak’ta nöbetçi savcının bir cenazenin otopsisini keyfi
olarak geciktirdiği iddiasına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21868) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.04.2013)
117.- Diyarbakır Milletvekili
Altan Tan’ın, Diyarbakır’da bir vatandaşın ölümüyle sonuçlanan patlamaya
ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/21869) (Başkanlığa geliş
tarihi: 11.04.2013)
118.- Diyarbakır Milletvekili
Nursel Aydoğan’ın, Gebze ve Alanya cezaevlerinde hükümlülerin çeşitli keyfi
uygulamalara maruz bırakıldıkları iddiasına ilişkin Adalet Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21870) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.04.2013)
119.- Iğdır Milletvekili
Pervin Buldan’ın, İzmir Aliağa Şakran Cezaevinde yaşandığı
iddia edilen hak ihlalleri ile aynı cezaevindeki açlık grevine ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/21871) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.04.2013)
120.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, Bursa’da Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda yapılan
denetimlere ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/21872)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
121.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, Bakanlığa yönelik siber
saldırılara ve alınan önlemlere ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21873) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
122.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, 2008-2013 yılları arasında kamu
kurumlarına karşı yapılan siber saldırılar nedeniyle yargılanan kişilere
ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/21874) (Başkanlığa geliş
tarihi: 12.04.2013)
123.- Yalova Milletvekili
Muharrem İnce’nin, Başbakanın 1989 yerel seçimlerinin ardından söylediği iddia
edilen sözler nedeniyle açılan dava ile ilgili çeşitli konulara ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/21875) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
124.- Bingöl Milletvekili
İdris Baluken’in, cezaevlerinde yaşandığı iddia
edilen hak ihlallerine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/21876)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
125.- Malatya Milletvekili
Veli Ağbaba’nın, tutuklu ve hükümlü gazeteci
sayılarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/21877) (Başkanlığa
geliş tarihi: 12.04.2013)
126.- Van Milletvekili Nazmi
Gür’ün, cezaevlerindeki intihar olaylarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21878) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
127.- Tunceli Milletvekili
Hüseyin Aygün’ün, cezaevlerinde tutuklu ve hükümlü bulunanlarla ilgili çeşitli
verilere ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/21879) (Başkanlığa
geliş tarihi: 12.04.2013)
128.- Kırklareli Milletvekili
Turgut Dibek’in, bir huzurevinin ilaç temini ile
ilgili iddialara ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru
önergesi (7/21880) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
129.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, Konya’daki bir dernek tarafından
verildiği iddia edilen silah kullanma eğitimine ilişkin Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/21881) (Başkanlığa geliş tarihi:
10.04.2013)
130.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, Bakanlığın bilişim altyapısına ve PARDUS işletim sistemi ile
yerli yazılımların kullanımına ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21882) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
131.- Kars Milletvekili
Mülkiye Birtane’nin, Kars’ta engelli erişimine dönük
alt yapı çalışmalarına ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21883) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.04.2013)
132.- Adana Milletvekili
Seyfettin Yılmaz’ın, 2022 sayılı Kanun çerçevesinde yapılan maaş ödemelerinin
kesildiği iddialarına ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru
önergesi (7/21884) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
133.- Adana Milletvekili
Seyfettin Yılmaz’ın, Bakanlık personelinin nakil taleplerine ilişkin Aile ve
Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/21885) (Başkanlığa geliş
tarihi: 12.04.2013)
134.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, Bursa’da Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda yapılan
denetimlere ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21886) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
135.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, sosyal yardım kapsamında
dağıtılan kömür miktarı ile yapılan ödemelere ilişkin Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/21887) (Başkanlığa geliş tarihi:
12.04.2013)
136.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, Bakanlığa yönelik siber
saldırılara ve alınan önlemlere ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21888) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
137.- Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova’nın, erken yaşta evliliğe ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/21889) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
138.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, tekerlekli ve akülü sandalyeler ile protezlerde faturalarıyla
uyumsuzluk saptandığı gerekçesiyle inceleme için gazilerin bir hastaneye
çağrılmasına ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21890) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
139.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, Bakanlığın bilişim altyapısına ve PARDUS işletim sistemi ile
yerli yazılımların kullanımına ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru
önergesi (7/21891) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
140.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, Bakanlık hizmet binalarındaki yenileme çalışmalarına
ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru önergesi (7/21892) (Başkanlığa
geliş tarihi: 12.04.2013)
141.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, Bakanlığa yönelik siber
saldırılara ve alınan önlemlere ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru
önergesi (7/21893) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
142.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, geri dönüşüm tesislerindeki
ayrıştırma işlemlerine ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21894) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
143.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, bazı ülkelere atanacak bilim
ataşelerine ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21895) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
144.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, Bakanlığın bilişim altyapısına ve PARDUS işletim sistemi ile
yerli yazılımların kullanımına ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21896) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
145.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, yerli uydu çalışmalarına ilişkin Bilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/21897) (Başkanlığa geliş tarihi:
11.04.2013)
146.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, Bursa’da Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda yapılan
denetimlere ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21898) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
147.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, Bakanlığa yönelik siber
saldırılara ve alınan önlemlere ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21899) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
148.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Türkiye’de söküm işleri yapılacağı iddia edilen
bir gemiye ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21900) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
149.- Muğla Milletvekili Ömer
Süha Aldan’ın, çocuk işçilere ve ilgili mevzuata
ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/21901)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
150.- İstanbul Milletvekili
Süleyman Çelebi’nin, Bakanlıkça destek verilen bir toplantıya ilişkin Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/21902) (Başkanlığa geliş
tarihi: 10.04.2013)
151.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, Bakanlığın bilişim altyapısına ve PARDUS işletim sistemi ile
yerli yazılımların kullanımına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21903) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
152.- Balıkesir Milletvekili
Haluk Ahmet Gümüş’ün, Balıkesir’deki bir bor işletmesinde çalışan taşeron
işçilerin yaşadığı iddia edilen sorunlara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/21904) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.04.2013)
153.- Bursa Milletvekili
Kemal Ekinci’nin, Bursa ilinin 2010 yılı istihdam, işsizlik ve işgücüne katılım
verilerine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21905) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.04.2013)
154.- Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkan’ın, 2003’ten sonra Türkiye’ye gelen Ahıska Türklerinin prim
borçları nedeniyle sağlık hizmetinden yararlanamamasına ilişkin Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/21906) (Başkanlığa geliş tarihi:
12.04.2013)
155.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, Bursa’da Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda yapılan
denetimlere ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21907) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
156.- İstanbul Milletvekili
Celal Dinçer’in, diş teknisyenlerinin silikozis
hastalığına yakalanmaya başlamalarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/21908) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
157.- Ankara Milletvekili Özcan
Yeniçeri’nin, Bakanlığa yönelik siber saldırılara ve
alınan önlemlere ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/21909) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
158.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, tekerlekli ve akülü sandalyeler ile protezlerde faturalarıyla
uyumsuzluk saptandığı gerekçesiyle inceleme için gazilerin bir hastaneye
çağrılmasına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21910) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
159.- Malatya Milletvekili
Veli Ağbaba’nın, AKSA şirketi çalışanlarının sendika
üyesi olamamalarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/21911) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
160.- İstanbul Milletvekili
İhsan Barutçu’nun, tekerlekli ve akülü sandalyeler ile protezlerde
faturalarıyla uyumsuzluk saptandığı gerekçesiyle inceleme için gazilerin bir
hastaneye çağrılmasına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21912) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.04.2013)
161.- Mersin Milletvekili Ali
Rıza Öztürk’ün, Mersin’in Silifke ilçesindeki bir bölgeye Suriyeli mültecilerin
yerleştirileceği iddialarına ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/21913) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
162.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından imara açılan bir
araziye ve plan tadilatı kararlarına ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21914) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
163.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, yok olma tehlikesi altında
bulunan endemik bitki türlerine ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21915) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
164.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, Foça Özel Çevre Koruma Bölgesinde
2012 yılında yapılan gözlemlerde Akdeniz foku sayısında düşüş görülmesine
ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/21916)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
165.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, Pamukkale’nin doğal
güzelliklerini korumak adına yürütülen çalışmalara ilişkin Çevre ve Şehircilik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/21917) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
166.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, Bakanlığın bilişim altyapısına ve PARDUS işletim sistemi ile
yerli yazılımların kullanımına ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21918) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
167.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Ankara’da riskli binaların yıkım çalışmalarına
ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/21919)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11.04.2013)
168.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, Bursa’da Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda yapılan
denetimlere ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21920) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
169.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, arkeolog kadroları ile Bakanlığın projelerine ilişkin Çevre
ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/21921) (Başkanlığa geliş
tarihi: 12.04.2013)
170.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, Kütahya’da uygulanan kentsel dönüşüm projelerine ilişkin Çevre ve
Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/21922) (Başkanlığa geliş tarihi:
12.04.2013)
171.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, Kütahya’da riskli yapı olarak belirlenen yapılara ilişkin Çevre
ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/21923) (Başkanlığa geliş
tarihi: 12.04.2013)
172.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, riskli yapı olarak belirlenen yapılara ve yapılan çalışmalara
ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/21924)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
173.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, afet riski altındaki alanlara ve yapılan çalışmalara ilişkin
Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/21925) (Başkanlığa geliş
tarihi: 12.04.2013)
174.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, kentsel dönüşüm projelerine ilişkin Çevre ve Şehircilik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/21926) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
175.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, rezerv yapı alanı olarak belirlenen bölgelere ilişkin Çevre ve
Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/21927) (Başkanlığa geliş tarihi:
12.04.2013)
176.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, Kütahya’daki afet riski altındaki alanlara ve yapılan çalışmalara
ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/21928)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
177.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, Kütahya’da rezerv yapı alanı olarak belirlenen bölgelere ilişkin
Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/21929) (Başkanlığa geliş
tarihi: 12.04.2013)
178.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, Kütahya’nın Simav ilçesinde 2011 yılındaki deprem nedeniyle hasar
gören binalara ve yapılan çalışmalara ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21930) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
179.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, Bakanlığa yönelik siber
saldırılara ve alınan önlemlere ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21931) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
180.- Antalya Milletvekili
Yusuf Ziya İrbeç’in, Antalya’daki taş ocaklarına
ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/21932)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
181.- Batman Milletvekili
Ayla Akat Ata’nın, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün 2009 yılında yaptığı bir
sınavın iptal edilmesinin doğurduğu sorunlara ilişkin Çevre ve Şehircilik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/21933) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
182.- Batman Milletvekili
Ayla Akat Ata’nın, afet riski altındaki alanların belirlenmesinde kullanılan
kriterlere ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21934) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
183.- Denizli Milletvekili
Adnan Keskin’in, şehir temsilciliklerine ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21935) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
184.- Aydın Milletvekili
Metin Lütfi Baydar’ın, İsrail-Filistin arasındaki görüşmelerde Türkiye’nin
arabuluculuk rolünün kabul edilmediği iddialarına ilişkin Dışişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21936) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
185.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, yabancı terör örgütlerinin elinde
bulunan vatandaşlara ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21937) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
186.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, Bakanlığın bilişim altyapısına ve PARDUS işletim sistemi ile
yerli yazılımların kullanımına ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/21938) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
187.- Eskişehir Milletvekili
Kazım Kurt’un, büyükelçilik ve elçiliklerimizin kullandığı binalara ilişkin
Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/21939) (Başkanlığa geliş tarihi:
11.04.2013)
188.- Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkan’ın, Türkiye ile Irak ve Ürdün arasındaki kara yoluyla yapılan
ticaretin İsrail üzerinden yapılacağı iddiasına ilişkin Dışişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21940) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
189.- Ankara Milletvekili Bülent
Kuşoğlu’nun, İsrailli şirketler tarafından yapılan villaların Türklere
satılmadığı iddialarına ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21941) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
190.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, Bakanlığa yönelik siber
saldırılara ve alınan önlemlere ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/21942) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
191.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, Bakanlığın bilişim altyapısına ve PARDUS işletim sistemi ile
yerli yazılımların kullanımına ilişkin Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21943) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
192.- Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı’nın, Konya’ya serbest bölge kurulmasına ilişkin Ekonomi
Bakanından yazılı soru önergesi (7/21944) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
193.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, Bursa’da Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda yapılan
denetimlere ilişkin Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi (7/21945)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
194.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, Bakanlığa yönelik siber
saldırılara ve alınan önlemlere ilişkin Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21946) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
195.- Tekirdağ Milletvekili
Candan Yüceer’in, Tekirdağ’da elektrik dağıtım hizmetleri ile ilgili sorunlara
ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/21947)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
196.- Kocaeli Milletvekili
Mehmet Hilal Kaplan’ın, Kocaeli’de elektrik dağıtım
hizmetleri ile ilgili sorunlara ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21948) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
197.- Kocaeli Milletvekili
Mehmet Hilal Kaplan’ın, sayaç değişim işlemleri için tüketicilerden tahsil
edilen bedellere ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru
önergesi (7/21949) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
198.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, Pamukkale’deki jeotermal
kaynaklara yönelik projelere ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21950) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
199.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, okul bahçelerinde bulunan yüksek
gerilim hatlarına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru
önergesi (7/21951) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
200.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, Bakanlığın bilişim altyapısına ve PARDUS işletim sistemi ile
yerli yazılımların kullanımına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21952) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
201.- Balıkesir Milletvekili
Haluk Ahmet Gümüş’ün, Balıkesir’deki bir bor işletmesinde çalışan taşeron
işçilerin yaşadığı iddia edilen sorunlara ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/21953) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.04.2013)
202.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, Bursa’da Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda yapılan
denetimlere ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21954) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
203.- Kocaeli Milletvekili Lütfü
Türkkan’ın, TPAO’nun bir İngiliz şirketi tarafından sözleşmeye uyulmayarak
zarara uğratıldığı iddiasına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21955) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
204.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, istihdam edilen arkeologlara ilişkin Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/21956) (Başkanlığa geliş tarihi:
12.04.2013)
205.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, Bakanlığa yönelik siber
saldırılara ve alınan önlemlere ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21957) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
206.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, Bakanlığın bilişim altyapısına ve PARDUS işletim sistemi ile
yerli yazılımların kullanımına ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru
önergesi (7/21958) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
207.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, izlemeye gittiği spor müsabakalarına ilişkin
Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/21959) (Başkanlığa geliş
tarihi: 11.04.2013)
208.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Akdeniz Oyunları ile UEFA 2020 Avrupa Futbol
Şampiyonası kapsamında yapılan çalışmalara ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21960) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.04.2013)
209.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, yurtlarda kalan öğrencilere film izletilmesine
ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/21961) (Başkanlığa
geliş tarihi: 11.04.2013)
210.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, Bursa’da Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda yapılan
denetimlere ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/21962)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
211.- Ankara Milletvekili
Aylin Nazlıaka’nın, Etimesgut ilçesindeki atletizm
tesisinin altyapısı ile ilgili çeşitli konulara ilişkin Gençlik ve Spor
Bakanından yazılı soru önergesi (7/21963) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
212.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, Bakanlığa yönelik siber saldırılara
ve alınan önlemlere ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21964) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
213.- Ankara Milletvekili
Levent Gök’ün, Bakanlığın Antalya’da gerçekleştirdiği bir toplantıda yapılan
kişilik testine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/21965) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
214.- Niğde Milletvekili
Doğan Şafak’ın, borcu bulunmadığı halde elektrikleri kesilen çiftçilerin
mağduriyetlerine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/21966) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
215.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, fındık üretiminde don tehlikesine
karşı alınan önlemlere ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21967) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
216.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, ülkemizdeki gıda maddelerinde acrylamide adlı maddenin kullanılıp kullanılmadığına
ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/21968)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
217.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, metal kutu ambalajlı içeceklerin
insan sağlığı üzerindeki etkisine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21969) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
218.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, Bakanlığın bilişim altyapısına ve PARDUS işletim sistemi ile
yerli yazılımların kullanımına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21970) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
219.- Manisa Milletvekili
Özgür Özel’in, GDO’lu pirinç konusundaki iddialara
ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/21971)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11.04.2013)
220.- İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak’ın, çay üreticilerine verilen sigorta
desteğinde çayda don riskinin teminat dışı bırakılmasına ilişkin Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/21972) (Başkanlığa geliş tarihi:
11.04.2013)
221.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlık tarafından kurulan televizyon kanalına
ve basın müşavirleri ile danışmanlarına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/21973) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.04.2013)
222.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, Bursa’da Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda yapılan
denetimlere ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21974) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
223.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, Bakanlık hizmet binalarındaki yenileme çalışmalarına ilişkin
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/21975)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
224.- İzmir Milletvekili
Aytun Çıray’ın, Bakanlık tarafından verilen çeşitli
hizmetlere ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21976) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
225.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, Bakanlığa yönelik siber
saldırılara ve alınan önlemlere ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21977) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
226.- İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel’in, GDO’lu ürün ithaline ve
bunun denetimine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/21978) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
227.- Muğla Milletvekili Ömer
Süha Aldan’ın, bir başmüfettişe verilen disiplin
cezalarına ve başmüfettişin çalışmalarına ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21979) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
228.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, gümrüklerde yapılması planlanan
tasarrufa ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/21980)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
229.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, Bakanlığın bilişim altyapısına ve PARDUS işletim sistemi ile
yerli yazılımların kullanımına ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru
önergesi (7/21981) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
230.- Antalya Milletvekili
Yıldıray Sapan’ın, berberlik mesleği ve sorunlarına ilişkin Gümrük ve Ticaret
Bakanından yazılı soru önergesi (7/21982) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
231.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçay’ın, Şırnak’ın Uludere ilçesindeki bir köyde gerçekleştirildiği
iddia edilen kaçakçılık faaliyetlerine ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21983) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
232.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, Bursa’da Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda yapılan
denetimlere ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/21984)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
233.- Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu’nun, Ortadoğuya
yapılan taşımacılıkta yaşanan sıkıntıların çeşitli boyutlarına ilişkin Gümrük
ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/21985) (Başkanlığa geliş tarihi:
12.04.2013)
234.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, Bakanlığa yönelik siber
saldırılara ve alınan önlemlere ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21986) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
235.- Artvin Milletvekili
Uğur Bayraktutan’ın, Artvin’in Şavşat ilçesindeki bir
köyün yol sorununa ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/21987)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
236.- Artvin Milletvekili
Uğur Bayraktutan’ın, Artvin’e bağlı bir köyün
sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/21988)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
237.- Ankara Milletvekili
Levent Gök’ün, bir soruşturma kapsamında Ankara Emniyet Müdürlüğünün kamera
kayıtlarını vermediği iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/21989) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
238.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, belediyeler tarafından yapılan reklamlara ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/21990) (Başkanlığa geliş tarihi:
10.04.2013)
239.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Antalya’da 29 Ekim Cumhuriyet Bayramının
öncesinde yaşanan bir olaya ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21991) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
240.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, İstanbul’un Beşiktaş ilçesindeki Kabataş metro
istasyonunda bir vatandaşın ihmal sonucu öldüğü iddiasına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/21992) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
241.- Eskişehir Milletvekili
Kazım Kurt’un, Eskişehir Odunpazarı Belediyesinde
çalışan taşeron işçilere ve ücretlerini tahsil edemedikleri iddialarına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/21993) (Başkanlığa geliş tarihi:
10.04.2013)
242.- İstanbul Milletvekili
Gürsel Tekin’in, Kars-Selim güzergahındaki yolcu taşımacılığı ile ilgili
sorunlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/21994)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
243.- Artvin Milletvekili
Uğur Bayraktutan’ın, Artvin’in Şavşat ilçesindeki bir
köyün yol sorununa ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/21995)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
244.- Artvin Milletvekili
Uğur Bayraktutan’ın, Artvin’in Arhavi ilçesindeki bir
köyün sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/21996)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
245.- Artvin Milletvekili
Uğur Bayraktutan’ın, Artvin’in Arhavi ilçesindeki bir
köyün sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/21997)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
246.- Artvin Milletvekili
Uğur Bayraktutan’ın, Artvin’e bağlı bir köyün
sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/21998)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
247.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, 2008-2013 yılları arasındaki
intihar ve intihar girişimi vakalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/21999) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
248.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, terör olayları nedeniyle farklı
bölgelere göç edenler ile bunların geri dönüş taleplerine ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/22000) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
249.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, Konya’daki bir dernek tarafından
verildiği iddia edilen silah kullanma eğitimine ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22001) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
250.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında
dilendirildiği tespit edilen çocuklar ile bu çocukları dilendirenlere ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/22002) (Başkanlığa geliş tarihi:
10.04.2013)
251.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, belediyeye ait geri dönüşüm
tesislerindeki ayrıştırma işleri ile bu işlemin çevreye ve insan sağlığına
etkisine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/22003) (Başkanlığa
geliş tarihi: 10.04.2013)
252.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında
akrabalar arası işlenen suçlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/22004) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
253.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, düğün ve asker konvoylarında
yaşanan kazalara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/22005)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
254.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında
ibadethanelerde yaşanan hırsızlık olaylarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/22006) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
255.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında adliye
önlerinde ve mahkeme önlerinde yaşanan olaylara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/22007) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
256.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, FSM Köprüsü ile Boğaziçi
Köprüsünde yaşanan intihar ve intihar girişimi vakalarına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/22008) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
257.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında
muhtarlara yönelik şiddete ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/22009) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
258.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasındaki
rögar kapağı hırsızlığına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/22010) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
259.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, 2008-2013 yılları arasında son
kullanma tarihi geçtiği için imha edilen gıda maddeleri miktarı ile bunları
satanlara kesilen cezalara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/22011) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
260.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında sahte
diploma satın alan ve sahte diploma düzenleyen kişilerle ilgili bazı verilere
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/22012) (Başkanlığa geliş
tarihi: 10.04.2013)
261.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, 2008-2013 yılları arasında toplum
üzerinde korku ve panik oluşturarak çıkar sağlayan kişilere ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/22013) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
262.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, boğularak yaşamını yitiren
kişilere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/22014) (Başkanlığa
geliş tarihi: 10.04.2013)
263.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, 2008-2013 yılları arasında
Ankara’da denetimlerde uygunsuzluk saptanan fırınlara ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/22015) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
264.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, Başbakanın içinde bulunduğu
konvoylarda meydana gelen kazalara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/22016) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
265.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında
büyükşehir belediyeleri ve bağlı kuruluşları tarafından ekilen bitkilerin
maliyetine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/22017)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
266.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, çocuk ölümlerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/22018) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
267.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, Bakanlığın bilişim altyapısına ve PARDUS işletim sistemi ile
yerli yazılımların kullanımına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/22019) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
268.- Van Milletvekili Nazmi
Gür’ün, bir soruşturmanın akıbetine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/22020) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
269.- Artvin Milletvekili
Uğur Bayraktutan’ın, Artvin’in Şavşat ilçesindeki bir
köyün yol sorununa ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/22021)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11.04.2013)
270.- Malatya Milletvekili
Veli Ağbaba’nın, köy korucularının özlük hakları ve
sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/22022)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11.04.2013)
271.- Artvin Milletvekili
Uğur Bayraktutan’ın, Artvin’in Arhavi ilçesindeki bir
köyün sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/22023)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11.04.2013)
272.- Artvin Milletvekili
Uğur Bayraktutan’ın, Artvin’in Arhavi ilçesindeki bir
köyün sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/22024)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11.04.2013)
273.- İstanbul Milletvekili
Osman Oktay Ekşi’nin, Göktürk 2 uydusunun uzaya fırlatılması töreni sırasında
yaşanan olaylara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/22025)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11.04.2013)
274.- Antalya Milletvekili
Yıldıray Sapan’ın, Antalya’nın Kepez ilçesinde düzenlenen bir kermese ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/22026) (Başkanlığa geliş tarihi:
11.04.2013)
275.- İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak’ın, siyasi partilerini değiştiren
büyükşehir, il, ilçe ve belde belediye başkanlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22027) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.04.2013)
276.- Kars Milletvekili
Mülkiye Birtane’nin, Kars’taki bir köyün su sorununa
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/22028) (Başkanlığa geliş
tarihi: 11.04.2013)
277.- Diyarbakır Milletvekili
Altan Tan’ın, bir vatandaş ile Diyarbakır Valiliği arasındaki anlaşmazlığa
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/22029) (Başkanlığa geliş
tarihi: 11.04.2013)
278.- İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel’in, Dicle Üniversitesindeki olaylara ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/22030) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.04.2013)
279.- Diyarbakır Milletvekili
Altan Tan’ın, Kırklareli’de bir vatandaşın saldırıya
uğradığı iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/22031)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11.04.2013)
280.- Diyarbakır Milletvekili
Nursel Aydoğan’ın, Muğla ve Afyon’daki bazı öğrencilerin saldırıya uğradığı ve
polisin söz konusu olaylara müdahale etmediği iddialarına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/22032) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.04.2013)
281.- Diyarbakır Milletvekili
Nursel Aydoğan’ın, Diyarbakır’ın Bismil ilçesindeki bir okulda meydana gelen
olaylara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/22033) (Başkanlığa
geliş tarihi: 11.04.2013)
282.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçay’ın, Şırnak’ın Uludere ilçesindeki bir köyde gerçekleş-tirildiği iddia edilen kaçakçılık faaliyetlerine ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/22034) (Başkanlığa geliş tarihi:
12.04.2013)
283.- Adana Milletvekili
Seyfettin Yılmaz’ın, 2002-2013 yılları arasında Adana’da işlenen cinayetlere
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/22035) (Başkanlığa geliş
tarihi: 12.04.2013)
284.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, Emek Sineması için yapılan gösteriye yapılan polis müdahalesine ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/22036) (Başkanlığa geliş tarihi:
12.04.2013)
285.- Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkan’ın, Kocaeli’nin Çayırova ilçesindeki
trafik sorununa ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/22037)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
286.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, Bursa’da Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda yapılan
denetimlere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/22038)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
287.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, Bursa Şehirlerarası Otobüs Terminalindeki otopark ücret
tarifesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/22039)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
288.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, Bursa’da dikimi yapılan çiçeklere ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/22040) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
289.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından gerçekleştirilen
tramvay projesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/22041)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
290.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, şehir içindeki cadde ve yol kenarlarının otopark olarak
kullanılmasına ve katlı otopark inşa çalışmalarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22042) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
291.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, ismi değiştirilen yerleşim yerlerine ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/22043) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
292.- Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkan’ın, Kocaeli’nin Kandıra ilçesindeki bir mahallenin altyapı ve
üstyapı sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/22044)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
293.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, sivil savunma uzmanlarının özlük haklarına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/22045) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
294.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, Kütahya’daki bir ıslah çalışmasına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22046) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
295.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, sosyal yardım kapsamında
dağıtılan kömüre ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/22047)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
296.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, Bakanlığa yönelik siber
saldırılara ve alınan önlemlere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/22048) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
297.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, tekerlekli ve akülü sandalyeler ile protezlerde faturalarıyla
uyumsuzluk saptandığı gerekçesiyle inceleme için gazilerin bir hastaneye
çağrılmasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/22049)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
298.- Ankara Milletvekili
Levent Gök’ün, Demir Kafes adı verilen yapı ile ilgili çeşitli konulara ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/22050) (Başkanlığa geliş tarihi:
12.04.2013)
299.- Artvin Milletvekili
Uğur Bayraktutan’ın, Artvin’in Arhavi ilçesine bağlı
bir köyün sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/22051) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
300.- Artvin Milletvekili
Uğur Bayraktutan’ın, Artvin’in Arhavi ilçesindeki bir
köyün sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/22052)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
301.- Artvin Milletvekili
Uğur Bayraktutan’ın, Artvin’in Şavşat ilçesindeki bir
köyün yol sorununa ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/22053)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
302.- İstanbul Milletvekili
Ayşe Eser Danışoğlu’nun, kolluk güçleri tarafından
biber gazı kullanımına ve biber gazının içeriğine ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22054) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
303.- Ankara Milletvekili
İzzet Çetin’in, Ankara’nın Keçiören ilçesinde mahkeme kararı ile yıkım kararı
verilen bir kule inşaatına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/22055) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
304.- İstanbul Milletvekili
Kadir Gökmen Öğüt’ün, İstanbul’un Pendik ilçesindeki bir köyün özel proje alanı
olarak ilan edildiği iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/22056) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
305.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, TÜİK’in veri edinimine ve bunların
güvenilirliğine ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/22057)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
306.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, Bakanlığın bilişim altyapısına ve PARDUS işletim sistemi ile
yerli yazılımların kullanımına ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/22058) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
307.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, Bursa’da Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda yapılan
denetimlere ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/22059)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
308.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, Bakanlığa yönelik siber
saldırılara ve alınan önlemlere ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/22060) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
309.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, destek sağlanan filmler ile Kürtçe oyun, sinema
vb. projelere ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi
(7/22061) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
310.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Osmanlı Milletler Müzesi ile ilgili çalışmalara
ve yapılması planlanan bazı anıtlara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı
soru önergesi (7/22062) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
311.- İstanbul Milletvekili
Sedef Küçük’ün, Bakanlık ve ilgili kuruluşlarda etik
ihlallerine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/22063)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
312.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, 2008-2013 yılları arasında
Türkiye’ye gelen turistlere ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru
önergesi (7/22064) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
313.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, 2008-2013 yılları arasında
yabancı ülkelerde yürütülen reklam ve tanıtım faaliyetlerinin maliyetine
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/22065) (Başkanlığa
geliş tarihi: 10.04.2013)
314.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, Pamukkale’nin turizm
potansiyelini artırmak için yapılan çalışmalara ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından yazılı soru önergesi (7/22066) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
315.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, Muğla’nın Fethiye ilçesindeki
kerpiç evlerin bakımına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru
önergesi (7/22067) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
316.- Kütahya Milletvekili Alim
Işık’ın, Bakanlığın bilişim altyapısına ve PARDUS işletim sistemi ile yerli
yazılımların kullanımına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru
önergesi (7/22068) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
317.- İstanbul Milletvekili
Sebahat Tuncel’in, Emek Sinemasının yıkılarak yerine AVM yapılmasına ilişkin
Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/22069) (Başkanlığa geliş
tarihi: 10.04.2013)
318.- Ankara Milletvekili
Aylin Nazlıaka’nın, Bakanlık tarafından özel
tiyatrolara yapılan yardımlara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru
önergesi (7/22070) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.04.2013)
319.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, Emek Sineması Projesine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru
önergesi (7/22071) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
320.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, Bursa’da Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda yapılan
denetimlere ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/22072)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
321.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, Bursa’nın Yıldırım ilçesindeki tarihi bir medresenin
onarım çalışmalarına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi
(7/22073) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
322.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, kütüphaneler ile ilgili verilere ve yeni kütüphane
projelerine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/22074)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
323.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, tiyatro sahnelerine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22075) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
324.- İstanbul Milletvekili
Ayşe Eser Danışoğlu’nun, yunus gösteri merkezlerinin
“müze kart+” kullanım alanlarına dahil edilmesine ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından yazılı soru önergesi (7/22076) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
325.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, Bursa’nın Mudanya ilçesindeki 3. derece SİT alanında
sürmekte olan alışveriş merkezi inşaatına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22077) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
326.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, müzeler ve müzelerde çalışan arkeolog sayılarına ilişkin
Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/22078) (Başkanlığa geliş
tarihi: 12.04.2013)
327.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, arkeolog kadroları ile Bakanlığın projelerine ilişkin Kültür
ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/22079) (Başkanlığa geliş tarihi:
12.04.2013)
328.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, Bakanlığa yönelik siber
saldırılara ve alınan önlemlere ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru
önergesi (7/22080) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
329.- Batman Milletvekili
Ayla Akat Ata’nın, Batman’da bir köy arazisinde Güneş Tapınağı bulunduğu
iddiasına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/22081)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
330.- Batman Milletvekili
Ayla Akat Ata’nın, Ilısu Barajı çalışmalarının bölgeye verdiği zararlara
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/22082) (Başkanlığa
geliş tarihi: 12.04.2013)
331.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, Türkiye’den offshore
hesaplara para aktarılmasına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/22083) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
332.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, Bakanlığın bilişim altyapısına ve PARDUS işletim sistemi ile
yerli yazılımların kullanımına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/22084) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
333.- Van Milletvekili Nazmi
Gür’ün, Van’da toplanan vergilere ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru
önergesi (7/22085) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
334.- Balıkesir Milletvekili
Haluk Ahmet Gümüş’ün, Balıkesir’deki bir bor işletmesinde çalışan taşeron
işçilerin yaşadığı iddia edilen sorunlara ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru
önergesi (7/22086) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.04.2013)
335.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, e-haciz uygulamasından doğan mağduriyetlere
ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/22087) (Başkanlığa geliş
tarihi: 11.04.2013)
336.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, Bakanlığın tanıtım giderlerine ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22088) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
337.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, Bakanlıktaki engelli personele yönelik çalışmalara
ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/22089) (Başkanlığa geliş
tarihi: 12.04.2013)
338.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, Bursa’da Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda yapılan
denetimlere ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/22090)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
339.- İstanbul Milletvekili
Celal Dinçer’in, tahakkuk ettirilen vergi cezalarının tahsil edilebilirlik
oranının düşük olmasına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/22091) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
340.- İstanbul Milletvekili
Celal Dinçer’in, iç denetim ve iç denetçilerle ilgili çeşitli konulara ilişkin
Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/22092) (Başkanlığa geliş tarihi:
12.04.2013)
341.- Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu’nun, Ortadoğu ülkelerine yapılan ihracat ve
transit taşımacılık sektöründe yaşanan sorunlara ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22093) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
342.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, Bakanlığa yönelik siber
saldırılara ve alınan önlemlere ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/22094) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
343.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, 2010 yılında iptal edilen KPSS ile ilgili çeşitli
konulara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/22095) (Başkanlığa
geliş tarihi: 10.04.2013)
344.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, devlet üniversitelerinde okuyan
yabancı uyruklu öğrencilere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/22096) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
345.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, mevcut ve yapılmakta olan
üniversitelerin sayılarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/22097) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
346.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, cezai işlem uygulanan dershanelere
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/22098) (Başkanlığa
geliş tarihi: 12.04.2013)
347.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, özel üniversite sayısı ile özel
üniversite kurmak için yapılmış başvurulara ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22099) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
348.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, Bakanlığın bilişim altyapısına ve PARDUS işletim sistemi ile
yerli yazılımların kullanımına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/22100) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
349.- Mardin Milletvekili
Erol Dora’nın, öğretmenevlerinde görevli sözleşmeli personele ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/22101) (Başkanlığa geliş tarihi:
10.04.2013)
350.- İstanbul Milletvekili
Sebahat Tuncel’in, üniversitelerin bölüm ve kontenjan belirleme kriterlerine
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/22102) (Başkanlığa
geliş tarihi: 10.04.2013)
351.- Balıkesir Milletvekili
Haluk Ahmet Gümüş’ün, 2013 yılı Seviye Belirleme Sınavı başvurularına ilişkin
Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/22103) (Başkanlığa geliş
tarihi: 11.04.2013)
352.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, okullarda serbest kıyafet uygulamasına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/22104) (Başkanlığa
geliş tarihi: 11.04.2013)
353.- Antalya Milletvekili
Yıldıray Sapan’ın, otelcilik ve turizm meslek lisesi usta öğreticilerinin özlük
haklarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/22105)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11.04.2013)
354.- Eskişehir Milletvekili
Kazım Kurt’un, maddi yardımda bulunarak okul yaptırma uygulamasına ilişkin
Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/22106) (Başkanlığa geliş
tarihi: 11.04.2013)
355.- Muş Milletvekili Demir
Çelik’in, öğretim üyelerine baskı yapıldığı iddiaları ile bu duruma örnek
olarak gösterilen Akdeniz Üniversitesindeki bir soruşturmaya ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/22107) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.04.2013)
356.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, Öğrenci Meclisinin 2013 yılında Eskişehir’de toplanmasına ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/22108) (Başkanlığa geliş tarihi:
12.04.2013)
357.- Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkan’ın, İzmit Kız Meslek Lisesinin ek binasındaki soruna ilişkin
Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/22109) (Başkanlığa geliş
tarihi: 12.04.2013)
358.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, Bakanlığın tanıtım giderlerine ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/22110) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
359.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, Bursa’da Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda yapılan
denetimlere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/22111)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
360.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, öğretmenlerin özür grubu atamalarının bir yıl öğretmenlik
yapmış olma şartına bağlanmasından kaynaklanan mağduriyetlerine ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/22112) (Başkanlığa geliş tarihi:
12.04.2013)
361.- İstanbul Milletvekili
Kadir Gökmen Öğüt’ün, İstanbul’un Pendik ilçesindeki bir okulun ilköğretim
kısmının kapatılarak ortaokula dönüştürüleceği iddiasına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/22113) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
362.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, üniversitelerdeki arkeoloji bölümleri, arkeoloji bölümü
mezunları ile bunların kamu kurumlarına yerleştirilmelerine ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/22114) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
363.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, Bakanlığa yönelik siber
saldırılara ve alınan önlemlere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/22115) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
364.- Manisa Milletvekili
Sakine Öz’ün, Manisa’nın Köprübaşı ilçesindeki bir ilköğretim okulunun bir
Anadolu Lisesine devredileceği iddialarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22116) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
365.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, mayın döşeli arazilere ilişkin
Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/22117) (Başkanlığa geliş
tarihi: 10.04.2013)
366.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, Bakanlığın bilişim altyapısına ve PARDUS işletim sistemi ile
yerli yazılımların kullanımına ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/22118) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
367.- İzmir Milletvekili
Ahmet Kenan Tanrıkulu’nun, uzman jandarma personelinin sorunlarına ilişkin
Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/22119) (Başkanlığa geliş
tarihi: 12.04.2013)
368.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçay’ın, Şırnak’ın Uludere ilçesindeki bir köyde gerçekleştirildiği
iddia edilen kaçakçılık faaliyetlerine ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı
soru önergesi (7/22120) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
369.- Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkan’ın, Ağrı 12. Mekanize Tugayında yaşandığı iddia edilen olaylara
ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/22121) (Başkanlığa
geliş tarihi: 12.04.2013)
370.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, Bursa’da Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda yapılan
denetimlere ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/22122)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
371.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, Bakanlığa yönelik siber
saldırılara ve alınan önlemlere ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/22123) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
372.- İstanbul Milletvekili
Umut Oran’ın, tekerlekli ve akülü sandalyeler ile protezlerde faturalarıyla
uyumsuzluk saptandığı gerekçesiyle inceleme için gazilerin bir hastaneye
çağrılmasına ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/22124)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
373.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, yok olma tehlikesi altında
bulunan endemik bitki türlerine ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/22125) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
374.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, 2008-2013 yılları arasında kaçak
avlandığı için ceza kesilen kişilere ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22126) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
375.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, barajların doluluk oranlarına
ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/22127)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
376.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, Ankara’daki sulak alanlarda
konaklayan kuş türlerine ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/22128) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
377.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, alageyik sayısı ile alageyiklerin
korunması için yürütülen çalışmalara ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22129) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
378.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, Bakanlığın bilişim altyapısına ve PARDUS işletim sistemi ile
yerli yazılımların kullanımına ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/22130) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
379.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, Bursa’da Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda yapılan
denetimlere ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/22131) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
380.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, Bakanlık hizmet binalarındaki yenileme çalışmalarına
ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/22132)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
381.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, Kütahya’daki dere ıslah projelerine ilişkin Orman ve Su İşleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/22133) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
382.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, Kütahya’daki bir ıslah çalışmasına ilişkin Orman ve Su İşleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/22134) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
383.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, Bakanlığa yönelik siber
saldırılara ve alınan önlemlere ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/22135) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
384.- Batman Milletvekili Ayla
Akat Ata’nın, Ilısu Barajı çalışmalarının çevreye zararlarına ilişkin Orman ve
Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/22136) (Başkanlığa geliş tarihi:
12.04.2013)
385.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, randevu alınması ve tomografi çektirilmesi için
uzun süre boyunca beklenmesi başta olmak üzere sağlık hizmetleri ile ilgili
bazı hususlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/22137)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
386.- Tokat Milletvekili
Orhan Düzgün’ün, Ankara’da bir hastanede yaşanan olaya ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/22138) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
387.- Aydın Milletvekili
Metin Lütfi Baydar’ın, kurumsal internet sitesinde Bakanlık isminin önünde yer
alan “T.C.” ibaresinin kaldırılmasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/22139) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
388.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirel’in, çocuk ölümlerine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/22140) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
389.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, Bakanlık tarafından
gerçekleştirilen bir düzenlemenin uygulamasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/22141) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
390.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, yenidoğan
tarama formlarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/22142)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
391.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, 2008-2013 yılları arasında yurt
dışında tedavi olmaya giden ve masrafları SGK tarafından karşılanan hastalara
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/22143) (Başkanlığa geliş
tarihi: 10.04.2013)
392.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasındaki
kalın bağırsak kanseri vakalarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/22144) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
393.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, evde hemodiyaliz tedavisine
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/22145) (Başkanlığa geliş
tarihi: 10.04.2013)
394.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, ücretsiz kanser taramalarına
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/22146) (Başkanlığa geliş
tarihi: 10.04.2013)
395.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, organ nakillerindeki enfeksiyon
riskine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/22147) (Başkanlığa
geliş tarihi: 10.04.2013)
396.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, çatışmalarda yaralanarak
Türkiye’ye getirilen Suriyelilerin tedavilerine ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22148) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
397.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, Bakanlığın bilişim altyapısına ve PARDUS işletim sistemi ile
yerli yazılımların kullanımına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/22149) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
398.- Van Milletvekili Nazmi
Gür’ün, Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesinin sorunlarına ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/22150) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
399.- Van Milletvekili Özdal Üçer’in, uyuşturucu madde bağımlılığının önlenmesine
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/22151) (Başkanlığa geliş
tarihi: 10.04.2013)
400.- Tokat Milletvekili
Orhan Düzgün’ün, Bakanlığa bağlı kurum isimlerinde kullanılan ifadelere ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/22152) (Başkanlığa geliş tarihi:
11.04.2013)
401.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, kanser vakalarına ve Türkiye’de kurulacak eğitim
merkezine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/22153) (Başkanlığa
geliş tarihi: 11.04.2013)
402.- Hatay Milletvekili
Adnan Şefik Çirkin’in, il sağlık müdürlüklerine bağlı ambulanslara ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/22154) (Başkanlığa geliş tarihi:
12.04.2013)
403.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, 1 Eylül 2012 tarihinde yapılan görevde yükselme sınavına ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/22155) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
404.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, sağlık kurumları işletmeciliği mezunlarının istihdam sorunlarına ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/22156) (Başkanlığa geliş tarihi:
12.04.2013)
405.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, Bakanlıktaki engelli personele yönelik çalışmalara
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/22157) (Başkanlığa geliş
tarihi: 12.04.2013)
406.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, 2002-2013 yılları arasında sağlık çalışanlarına yönelik
şiddet olaylarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/22158)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
407.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükataman’ın, Bursa’da Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda yapılan
denetimlere ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/22159)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
408.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, Bakanlığa yönelik siber
saldırılara ve alınan önlemlere ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/22160) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
409.- Sinop Milletvekili
Engin Altay’ın, Sinop’taki Atatürk Devlet Hastanesinin altyapı yetersizliğine
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/22161) (Başkanlığa geliş
tarihi: 12.04.2013)
410.- İzmir Milletvekili Musa
Çam’ın, Suriyeli muhaliflere silah sevkiyatı yapıldığı iddialarına ilişkin
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/22162)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
411.- Aydın Milletvekili
Metin Lütfi Baydar’ın, 2002-2013 yılları arasında Karayolları Genel Müdürlüğü
bünyesinde çalışan taşeron işçilere ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanından yazılı soru önergesi (7/22163) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
412.- Aydın Milletvekili
Metin Lütfi Baydar’ın, 2002-2013 yılları arasında erişimi engellenen internet
sitelerine ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru
önergesi (7/22164) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
413.- Hatay Milletvekili
Mehmet Ali Ediboğlu’nun, Ulukışla-Ankara duble yoluna ve bakım onarım
harcamalarına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı
soru önergesi (7/22165) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
414.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, Bingöl, Şırnak ve Hakkâri
havalimanlarının yapım işini alan firmalara ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/22166) (Başkanlığa geliş tarihi:
10.04.2013)
415.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, Gemlik-Haliç deniz uçağı
seferlerine ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru
önergesi (7/22167) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
416.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, kansere sebep olduğu için
yasaklanan madde ile izolasyonu yapılmış bir geminin söküm işleminin Türkiye’de
yapılacağı iddiasına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22168) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
417.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, Bakanlığın bilişim altyapısına ve PARDUS işletim sistemi ile
yerli yazılımların kullanımına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanından yazılı soru önergesi (7/22169) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.04.2013)
418.- Bartın Milletvekili
Muhammet Rıza Yalçınkaya’nın, Amasra’nın tarihi ve kültürel dokusuna zarar
verildiği iddialarına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22170) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.04.2013)
419.- Manisa Milletvekili
Sakine Öz’ün, PTT çalışanlarına sendika üyelikleri konusunda baskı yapıldığı
iddialarına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru
önergesi (7/22171) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.04.2013)
420.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, THY’nin uçak alımına ilişkin Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/22172) (Başkanlığa
geliş tarihi: 11.04.2013)
421.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, Bursa’da Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda yapılan
denetimlere ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru
önergesi (7/22173) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
422.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, Bakanlığa yönelik siber
saldırılara ve alınan önlemlere ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanından yazılı soru önergesi (7/22174) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
423.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, 2008-2013 yılları arasında kamu
kurumlarına karşı yapılan siber saldırılar ile ilgili verilere ilişkin
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/22175)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
424.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, kamu kurumlarına yönelik siber
saldırılara ve önlenmesi için yapılan çalışmalara ilişkin Ulaştırma, Denizcilik
ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/22176) (Başkanlığa geliş
tarihi: 12.04.2013)
425.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, gemi kaynaklı hava emisyonlarının
kontrolüne, kesilen cezalara ve ceza kesilen gemilerin bandıralarına ilişkin
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/22177)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
426.- İstanbul Milletvekili
Kadir Gökmen Öğüt’ün, Karabük’teki kara yolları ile ilgili çeşitli sorunlara
ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi
(7/22178) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
427.- İstanbul Milletvekili
Kadir Gökmen Öğüt’ün, Ankara Esenboğa Havalimanındaki yolcu çıkış kapısına
ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi
(7/22179) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
428.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, TBMM İdari Teşkilatında görev yapan idarecilerin özlük
haklarına ve kampüs lojmanlarına ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanından yazılı soru önergesi (7/22180) (Başkanlığa geliş tarihi:
17.04.2013)
429.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, inşaatı devam eden yeni Halkla İlişkiler Binasında kullanılan granitlere
ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/22181)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17.04.2013)
430.- Erzincan Milletvekili
Muharrem Işık’ın, TBMM Kampüsü içinde görüldükleri iddia edilen iki kişiye
ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/22182)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19.04.2013)
431.- Adana Milletvekili
Seyfettin Yılmaz’ın, 24. Yasama Döneminde kabul edilen Danışma Kurulu ve Siyasi
Parti Grup Önerilerine ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı
soru önergesi (7/22183) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.04.2013)
432.- Adana Milletvekili
Seyfettin Yılmaz’ın, 24. Yasama Döneminde verilen kanun tekliflerine ilişkin
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/22184)
(Başkanlığa geliş tarihi: 24.04.2013)
433.- Adana Milletvekili
Seyfettin Yılmaz’ın, 24. Yasama Döneminde verilen soru önergelerine ilişkin
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/22185) (Başkanlığa
geliş tarihi: 24.04.2013)
434.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, yeni Halkla İlişkiler Binası, Genel Kurul Salonu
ve Başkanlık Konutuna ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı
soru önergesi (7/22186) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.04.2013)
Süresi İçinde Cevaplanmayan Yazılı Soru Önergeleri
1.- İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak’ın, bağlı kurum ve kuruluşların
İstanbul’daki proje ve yatırımlarına ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir
Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/18015)
2.- Bilecik Milletvekili
Bahattin Şeker’in, yurt dışında yaşayan Türkler’e
yönelik asimilasyon ve misyonerlik faaliyetlerine ilişkin Başbakan
Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/18041)
3.- Muş Milletvekili Demir
Çelik’in, Antalya L Tipi Kapalı Cezaevinde psikolojik sorunları olan bir
hükümlünün durumuna ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/18044)
4.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, Antalya L Tipi Cezaevi ile ilgili iddialara
ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/18045)
5.- Bursa Milletvekili İlhan
Demiröz’ün, Bursa-Gemlik Adliyesinin hizmet binası sorununa ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18046)
6.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal’ın, tutuklu ve hükümlü avukatlara ilişkin Adalet Bakanından yazılı
soru önergesi (7/18047)
7.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal’ın, icra dosyalarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18048)
8.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen proje ve
yatırımlara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/18049)
9.- Bursa Milletvekili Kemal
Ekinci’nin, Bursa’nın Gemlik ilçesindeki adliye binasına ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18051)
10.- İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak’ın, Bakanlığın İstanbul’daki proje ve
yatırımlarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/18052)
11.- İzmir Milletvekili Ahmet
Kenan Tanrıkulu’nun, yargı çalışanlarının sorunlarına ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18053)
12.- Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkan’ın, Körfez Devlet Hastanesinin kapatılacağı iddialarına ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/18293)
13.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, Bakanlığa bağlı birimlerce
sağlanan evde sağlık ve bakım hizmetlerine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/18294)
14.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında
Bakanlık tarafından toplatılan ilaçlara ve bir öksürük şurubuna ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18295)
15.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, 112 Acil Servis hattına gelen
asılsız ihbarlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/18296)
16.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, ülkemizdeki diyabetli hastalarla
ilgili çalışmalara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/18297)
17.- Van Milletvekili Nazmi
Gür’ün, Bahçesaray Devlet Hastanesinde ihaleye fesat karıştırıldığı iddialarına
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/18298)
18.- Muş Milletvekili Demir
Çelik’in, Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesinde çocuk acil bölümünün
yeterliliğine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/18299)
19.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın, bir hastanın nakil sırasında hayatını
kaybetmesiyle ilgili iddialara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/18300)
20.- Bingöl Milletvekili
İdris Baluken’in, Diyarbakır Eğitim ve Araştırma
Hastanesinin eksikliklerine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/18301)
21.- İzmir Milletvekili
Mehmet Ali Susam’ın, ülkemizdeki meslek hastalıklarının teşhisi ve tedavisine
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/18302)
22.- Kars Milletvekili
Mülkiye Birtane’nin, Kars Devlet Hastanesinin
bahçesinde kar temizliği yapılmamasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18303)
23.- Diyarbakır Milletvekili
Altan Tan’ın, Oltu Devlet Hastanesinin sağlık personeli ihtiyacına ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/18304)
24.- Van Milletvekili Nazmi
Gür’ün, Ankara Sanatoryum Göğüs Hastalıkları Devlet Hastanesinin eksikliklerine
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/18305)
25.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen proje ve
yatırımlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/18306)
26.- Gaziantep Milletvekili
Mehmet Şeker’in, aile hekimlerince kullanılan binalara ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18307)
27.- Antalya Milletvekili
Yıldıray Sapan’ın, Antalya’da madde bağımlılığı tedavi merkezi ihtiyacına
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/18308)
28.- İstanbul Milletvekili
Kadir Gökmen Öğüt’ün, Süreyyapaşa Hastanesi ile
ilgili sorunlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/18309)
29.- Elazığ Milletvekili
Enver Erdem’in, Elazığ’da lösemi tanı ve tedavi merkezi kurulması talebine
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/18310)
30.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, Bakanlık personeline döner
sermaye gelirinden ek ödeme yapılmasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18311)
31.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında sahte
ve kaçak ilaç kullandığı için yaşamını yitiren kişi sayısına ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18312)
32.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında organ
bağışında bulunan kişi sayısına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/18313)
33.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, kayıtlara geçen domuz gribi
vakası sayısına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/18314)
34.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, yıllara göre AİDS’li
hasta sayısına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/18315)
35.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, 2002-2013 yılları arasında
yıllara göre depresyon tanısı konulan vaka sayısı ile anti-depresan
ilaç kullanım miktarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/18316)
36.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, sağlık çalışanlarına yönelik şiddete ve engellenmesi için yapılan
çalışmalara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/18317)
37.- Mersin Milletvekili Ali
Öz’ün, Bakanlık ve bağlı kurumların hizmet binası ihalelerine ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18319)
38.- Balıkesir Milletvekili
Ahmet Duran Bulut’un, sağlık çalışanlarına ek ödeme verilmesi ile ilgili
yönetmeliğin yayımlanmamasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/18320)
39.- İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak’ın, Bakanlığın İstanbul’daki proje ve
yatırımlarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/18321)
40.- Samsun Milletvekili
Ahmet Haluk Koç’un, Bakanlık Merkez teşkilatında görev yapan bürokratların
hastanelere yönetici olarak atandığı iddialarına ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18322)
41.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Van’ın Erciş ilçesinde bir hastanın normal doğuma
zorlandığı iddialarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/18323)
42.- Diyarbakır Milletvekili
Altan Tan’ın, Diyarbakır, Mardin ve Batman’daki uçak ambulanslara ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/18324)
No: 148
7 Mayıs 2013 Salı
Teklif
1.- Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekilleri Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş, İstanbul Milletvekili
Ayşe Nur Bahçekapılı, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın ve Kahramanmaraş
Milletvekili Mahir Ünal, Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi, Yalova Milletvekili Muharrem İnce ve Ankara
Milletvekili Emine Ülker Tarhan,
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ve İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Barış ve Demokrasi Partisi
Grup Başkanvekilleri Iğdır Milletvekili Pervin Buldan ve Bingöl Milletvekili
İdris Baluken’in; Türkiye Büyük Millet Meclisi
Üyeliği Kanunu Teklifi (2/1505) (Anayasa; İçişleri; Sağlık, Aile, Çalışma ve
Sosyal İşler ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi:
07.05.2013)
Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Bursa Milletvekili Necati
Özensoy ve 19 Milletvekilinin, enerji sektörünün sorunlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/606) (Başkanlığa geliş tarihi: 01.03.2012)
2.- Adıyaman Milletvekili
Salih Fırat ve 28 Milletvekilinin, GAP'ın bölgeye etkisinin ve projelerin
tamamlanma durumunun araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/607)
(Başkanlığa geliş tarihi: 01.03.2012)
3.- Tokat Milletvekili Reşat
Doğru ve 19 Milletvekilinin, organ nakli ve organ bağışı konusunun
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/608) (Başkanlığa geliş tarihi:
02.03.2012)
07 Mayıs 2013 Salı
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.03
BAŞKAN: Başkan Vekili Mehmet SAĞLAM
KÂTİP ÜYELER : Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır), Muhammet Rıza YALÇINKAYA
(Bartın)
BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 100’üncü Birleşimini açıyorum.
Toplantı yeter sayısı vardır,
gündeme geçiyoruz.
Gündeme geçmeden önce, üç
sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.
Konuşma süreleri beşer
dakikadır, Hükûmet bunları cevaplandırabilir, süresi yirmi dakikadır.
Gündem dışı ilk söz,
Eskişehir Uluslararası Yunus Emre Kültür ve Sanat Haftası kutlamaları,
etkinlikleri münasebetiyle söz isteyen Eskişehir Milletvekili Salih Koca’ya
aittir.
Buyurun Sayın Koca. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
III.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.- Eskişehir Milletvekili Salih Koca’nın, Eskişehir Uluslararası Yunus
Emre Kültür ve Sanat Haftası kutlamaları ve etkinliklerine ilişkin gündem dışı
konuşması
SALİH KOCA (Eskişehir) –
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Anadolu, farklı kültürleri, inançları,
ırkları, konuşulan dilleri, aslından uzaklaştırmadan bir arada yaşatmış ve bu
medeni vasfını her zaman devam ettirmiş uygarlıkların diyarıdır.
Pek çok medeniyete ev
sahipliği yapmış olan bu coğrafya, kadim kültürlerin nesilden nesile aktarılmasıyla dünyanın kültür merkezlerinden biri
hâline gelmiş ve o kültürlerin damıtılarak geleceğe aktarılması neticesinde
elde edilen sevgi ve barış medeniyetimizin remzi olarak “Anadolu” adıyla
isimlendirilmiştir. Bu ev sahipliğinin manevi temsilcileri, evrensel mesajla
şekillenen sevgi ve barış medeniyetini yüzyıllarca ileriye taşımışlardır.
Bu manevi temsilcilerden
birisi de Eskişehir’in Sarıköy’ünden çıkan bizim Yunus’tur.
Saf ve duru bir ifadeyle İslam’ın ahlak anlayışını anlatan Yunus, sevginin ve
barışın şairidir. İnsanlık tarihinin en güzel değerlerinden biri olan Yunus,
sadece yaşadığı çağı değil, bütün çağları etkilemiştir. Yunus, sevgi ve barış
söylemiyle insani değerleri yeniden inşa etme anlayışının en güçlü
mimarlarından biri olmuştur. Yunus mutfağında insan, sevgi terkibiyle terbiye
olur ve tekâmül ocağında pişer. Yunus’un sevgi terkibi, İslam membasından sulanmış, tasavvuf imbiğinden geçmiş, ilim
ateşinde dem bulmuş, şiirsel bir anlatım ile tatlandırılmıştır. Böylece, her
yüzyıla hitap eden ve evrensel bir mesaj hâlini almıştır.
Yunus’un şiirleri ile
gönüllerde oluşturduğu huzur iklimi, bu felsefenin hayatın her alanında etkili
olması gerektiğini bizlere gösteriyor. Bu nedenle, Yunus felsefesinin
eğitimcilerimiz tarafından nesillerimize okullarda ders olarak anlatılması,
geleceğimizin sağlıklı bir şekilde inşa edilmesi açısından önemlidir.
Tüm çağlara hitap eden bizim
Yunus “Biz kimseye kin tutmayız/ Kamu âlem birdir bize.” dizeleriyle eşitlik
ilkesini; “Yaratılanı hoş gör, Yaradan’dan ötürü.” dizesiyle tevazu ve
hoşgörüyü; “Gelin tanış olalım/ İşi kolay kılalım/ Sevelim sevilelim/ Dünya
kimseye kalmaz.” dizeleriyle de birliği, beraberliği, kardeşliği ve barışı
anlatmıştır.
2013 Yılı Türk Dünyası Kültür
Başkenti olan Eskişehir; Yunus Emre, Nasreddin Hoca, Şeyh Şucaeddin-i
Veli, Seyit Battal Gazi, Mahmud Hüdayi
gibi gönül erlerini yetiştirerek manevi iklimi en güçlü kaynaklardan beslemiş
bir ilim ve irfan yurdudur.
Eskişehir Osmanlıdan bu yana
Kırım’dan, Kafkaslardan ve Balkanlardan göç etmiş soydaşlarımızı bağrına
basarak aynı zamanda sevgi ve hoşgörünün başkenti olmuştur. Eskişehirliler
olarak barış ve sevginin sözcüsü Yunus gibi bir değerimizin içimizden çıkmasından
dolayı gurur duyuyoruz. Yunus’u anlamak, onun felsefesini yaşamak ve bu
felsefenin yaşanmasını sağlamak, bu topraklarda yaşayan herkesin görevidir. Bu
amaçla, son yıllarda Eskişehir Valiliğimizin öncülüğünde aktiviteler
gerçekleştiriyoruz. Yunus’un ve felsefesinin tüm dünyaya tanıtılması amacıyla
her yıl mayıs ayının ilk haftasını “Uluslararası Eskişehir Yunus Emre Kültür ve
Sanat Haftası” olarak kutluyoruz. Bu yıl da 3-11 Mayıs tarihleri arasında
gerçekleşen etkinlikler Yunus’un, Mevlânâ’nın ve Hacı Bayram Veli’nin
torunlarının bir araya gelmesiyle daha bir anlamlı oldu. Çünkü bu sene,
Anadolu’nun bu üç manevi önderinin medfun olduğu
başkentler birbirine daha güçlü bağlandı. Bu vesileyle, bu üç başkentin
birbirine yüksek hızlı trenle bağlanmasında öncülük eden başta Sayın
Başbakanımıza ve bakanlarımıza şükranlarımızı sunuyoruz.
Yunus’un hoşgörü ve sevgi
diyarı olan 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti Eskişehir’imize siz değerli
milletvekillerimizi ve halkımızı davet ediyoruz.
Sözlerimi sevginin şairi
Yunus’tan şu dizelerle bitirmek istiyorum:
“Söz ola kese savaşı,
Söz ola kestire başı,
Söz ola ağulu
aşı,
Yağ ile bal ede bir söz.”
Bu duygularla sözlerime son
veriyor, yüce heyetinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim
Sayın Koca.
Gündem dışı ikinci söz, Deniz
Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idam edilişlerinin 41’inci yıl dönümü
münasebetiyle söz isteyen Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’e aittir.
Buyurun Sayın Öztürk. (CHP
sıralarından alkışlar)
2.- Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan
ve Hüseyin İnan’ın idam edilişlerinin 41’inci yıl dönümüne ilişkin gündem dışı
konuşması
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) –
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün 7 Mayıs, dün 6 Mayıstı. Bundan
kırk bir yıl bir gün önce, 6 Mayıs 1972’de, 1968 devrimci kuşağının
önderlerinden Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan bir şafak vakti,
alacakaranlıkta, hukuksuz bir şekilde idam sehpasına çekilerek idam edildiler.
Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan ne yapmış da idam cezasını hak
etmişlerdi? O tarihte bu Mecliste yapılan görüşmelerde kimi milletvekilleri bu
olayı bir vatan kurtarma mücadelesi olarak görmüşler ve Deniz Gezmiş’in, Yusuf
Aslan’ın ve Hüseyin İnan’ın idamı doğrultusunda oy kullanmışlardır.
Değerli arkadaşlarım, oysa,
Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın gerçekten amaçlarının ne olduğunu
doğrudan kendi ağızlarından dinlemekte yarar vardır: “Yaptıklarımızın haklı
olduğuna inanıyorum, hâlen de bu inancı taşıyorum. Türkiye'nin bağımsızlığından
başka bir şey istemedik ve bu sebeple Amerikan emperyalizmine ve iş
birlikçilerine karşı mücadele verdik. Bundan dolayı, ölümden korkmuyoruz. Onu
ancak iş birlikçileri düşünsün ve ancak onlar kendi canının telaşına düşsün. Ve
ben 24 yaşındayken kendimi Türkiye'nin bağımsızlığına armağan etmekten onur
duyuyorum. Biz şahsi hiçbir çıkar gözetmeden, halkımızın bağımsızlığı ve
mutluluğu için savaştık. Ben Amerikan emperyalizmine, Sovyet revizyonizmine,
Romen soytarılığına, Bulgar dalkavukluğuna karşı bir Türk devrimcisiyim.”
Gerçekten, Deniz Gezmiş o
savunmasında “Ben silahımı halka ve orduya karşı kullanmadım ancak vatan
hainlerine karşı kullanmak maksadıyla taşıdım. ‘Halka ve orduya karşı silah
kullanırım.’ şeklinde beyanda da bulunmadım.” demiştir.
Değerli milletvekilleri, Deniz
Gezmiş o savunmasında “Türkiye'nin bağımsızlığından başka bir şey istemedik ve
hayatımızı bu yola koyduk, varlığımızı Türkiye adına armağan ettik. Bunun
aksini iddia edenler vatan hainidir.” demiştir.
Gerçekten, Deniz Gezmiş ve
arkadaşları, emperyalizmin ve iş birlikçilerinin bu ülkeden sökülüp
atılacağına, Türkiye'nin bağımsızlığına kavuşacağına, tam demokratik bir
Türkiye oluşacağına, bir gün bu ülkede sömürüsüz bir toplum yani sosyalizmin
oluşacağına, insanların eşit, özgür yaşayacaklarına inanıyorlardı ve bu inançla
mücadele etmişlerdir. Tarihte yaşam öykülerini okuduğumuz pek çok devrimci gibi
Denizlerin, Yusufların ve İnanların ölümü göze almalarını sağlayan işte bu
inanç ve mücadele gücüydü. Biz Deniz Gezmişlerin inançlarını şu cümlelerle de görebiliriz,
büyük ozan Nazım Hikmet diyor ki:
“Ölüm
bir ipte sallanan bir ölü.
Bu ölüme bir türlü
razı olmuyor gönlüm.
Fakat
emin ol ki sevgili;
zavallı bir çingenenin
kıllı, siyah bir örümceğe
benzeyen eli
geçirecekse eğer
ipi boğazıma,
mavi gözlerimde korkuyu
görmek için
boşuna bakacaklar
Nâzım'a!
Ben,
alacakaranlığında son
sabahımın
dostlarımı ve seni göreceğim,
ve yalnız
yarı kalmış bir şarkının
acısını
toprağa götüreceğim...”
İşte, bu 68 kuşağının
devrimcileri de Nazım’ın bu şiirinde söylediği gibi korkusuzca darağaçlarına
çıktılar ve o günün faşist diktatörleri Deniz Gezmiş’in, Yusuf Aslan’ın ve
Hüseyin İnan’ın gözünde korkuyu görebilmek için boşuna baktılar. Yusuf Aslan
idam sehpasına giderken söylediği şu sözler onların bu davaya ne kadar
inandığının somut göstergesidir: “Ben ülkemin bağımsızlığı ve halkımın
mutluluğu için şerefimle bir defa ölüyorum. Sizler, bizi asanlar
şerefsizliğinizle her gün öleceksiniz. Biz halkımızın hizmetindeyiz, sizler
Amerika’nın hizmetindesiniz. Yaşasın devrimciler, kahrolsun faşizm!” diye idam
sehpasına korkusuzca çıkmıştır. (CHP sıralarından alkışlar)
Evet, aradan kırk bir yıl
geçmiştir. Denizleri asanlar, Yusufları asanlar, bunlar korkularıyla,
şerefsizliğiyle, onursuzluklarıyla her gün ölmektedirler ama Denizler herkesin,
76 milyon Türk vatandaşının yüreğinde, kalbinde yaşamaktadır.
Hepinize saygılar sunuyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim
Sayın Öztürk.
Gündem dışı üçüncü söz,
Dersim katliamı ve Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının ölüm yıl dönümleri
münasebetiyle söz isteyen, Muş Milletvekili Sayın Sırrı Sakık’a
aittir.
Buyurun Sayın Sakık. (BDP sıralarından alkışlar)
3.- Muş Milletvekili Sırrı Sakık’ın, Dersim
katliamına ve Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ile Hüseyin İnan’ın idam edilişlerinin
41’inci yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması
SIRRI SAKIK (Muş) – Sayın
Başkan, değerli arkadaşlar; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Evet, bugün, ne yazık ki
tarihimizde acı dolu günler vardır. Daha 4 Mayısta Dersim’in 76’ncı yıl
dönümüydü; katliamın, soykırımın yıl dönümüydü. Dün de Deniz, Yusuf ve
Hüseyin’in ölüm yıl dönümüydü. Denizler, Hüseyinler, Yusuflar darağacına
giderken bugünkü Türkiye’nin konuştuğu “Yaşasın halkların, Kürt ve Türk
halkının kardeşliği.” diyordu. Sadece bir Türk devrimcisi değildi, Türkiye’de
yaşayan bütün halkların ortak bir devrimcisiydi ve halklar için mücadele eden 3
yiğitti. Burada konuşurken onların ruhunu incitecek sözler, sözcükler
söylenmemelidir. Onlar çünkü bedenlerini bu halkların özgürlüğü için feda eden
yiğitlerdi.
Yıl 1969, İstanbul’da köprü
yapılıyordu ama onlar, İstanbul köprüsüne misilleme olarak, Hakkâri’ye kadar
giden Deniz Gezmişler, Mahirler, Ömerler orada, Zap Suyu’nda halkların kardeşlik köprüsünü inşa eden yiğit
devrimcilerdi, biz Denizleri böyle biliriz.
Denizler, işte bugün
konuşulan, tartışılan Kürt sorununun çözümüyle ilgili, aslında darağacında
“Yaşasın Kürt ve Türk halklarının kardeşliği.” deyip işte, aradan kırk bir yıl
geçmiş, bugün o ruhu hep birlikte burada hayata geçirmek için çaba sarf ediyoruz
ama o gün Deniz’in yol arkadaşı olup ve bugün Denizlerin ruhuna ters gelen
söylemleri seslendirenler, ulusalcılık yapıp Denizler adına, Deniz’in, Yusuf’un
ve Hüseyin’in ruhunu incitirler.
Evet, tarihimizde acı dolu
günler vardır. Yetmiş altı yıl önce bir soykırım, bir katliamla Dersim’de,
oradaki yaşayan halklar, orada yaşayan Kürtler bir soykırımla karşı karşıya
kaldılar. Yediden yetmişe, çoluğuyla çocuğuyla süngüyle, zehirli gazlarla
katledildiler. O gün o katliamı gerçekleştirenlerin adı ne olursa olsun,
siyasal kimliği ne olursa olsun, Almanya’da Hitler’in Yahudilere uyguladığı
soykırım ne ise ve Yahudiler onlarla ilgili, yani Hitler’le ilgili ne
hissediyorsa Dersim katliamını gerçekleştirenlerle ilgili de biz Kürtler,
Dersimliler aynı şeyi hissediyoruz; kimliği ne olursa olsun ama biz tarihe
takılıp kalacağımıza tarihteki yaralarımızı hep birlikte sarmalıyız. Deniz’in
ruhu öyle şad olur, Hüseyin’in ruhu öyle şad olur ve Seyit Rıza’nın ruhu öyle
şad olur.
Bakın, Dersim’de katliam
yaşandı, aradan yetmiş altı yıl geçti, iki gün önce Dersim’in vadilerinde ve
Dersim’in mağaralarında hâlâ topluca katledilen insanların kemikleriyle yüz
yüzeyiz. Onun için tarih hepimize önemli sorumluluklar yüklüyor iktidarı
muhalefetiyle. Gelip Dersim’in yaralarını saracağız, Dersim’in adını iade
edeceğiz. Buradan çıkıp kuru bir özürle bu iş olmaz. Yani bir acemi cerrah gibi
neşter atıp yaraları eğer dikemiyorsak sorunu çözemeyiz. Dersim’de hâlâ Şeyh
Sait Efendi ile Seyit Rıza’nın mezarları bilinmiyor. Eğer sorunu çözeceksek ilk
önce onların mezarlarını bulmalıyız. Dersim’in isminin iadesi için derhâl,
iktidar ve muhalefet partileri bir an önce bunu iade edebilmeliyiz ve Dersim’le
yüzleşmek için, Deniz’in ruhuyla yüzleşmek için bugünkü barış projesine bir
bütün olarak destek sunmalıyız. Eğer bunu sağlayabilirsek Deniz’in ruhu, Seyit
Rıza’nın ruhu ve Şeyh Sait Efendi’nin ruhu da böyle şad olur ve gerçek
devrimcilerin ruhu böyle huzur bulabilir. Ama bir taraftan devrimci bir ruha
sahip olup, bir taraftan da bugünkü barış sürecine karşı direnç göstermek bu
ruhlara karşı yapılabilecek en büyük haksızlıktır.
Ben de o günün devrimcilerini
minnetle yâd ediyorum. Onlara büyük bir hayranlığımız vardı ve hâlen devam
ediyor ve bu ülkede onların darağacında seslendirdiği “Yaşasın halkların kardeşliği!”
şiarını hep birlikte hayata geçirebilirsek hepimiz yaşayabileceğimiz ülkenin
temellerini atmış oluruz.
Bu duygularla hepinize
teşekkür ediyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Sakık.
Sisteme giren arkadaşlarımıza
birer dakika söz vereceğim sırasıyla.
Sayın Öğüt…
IV.- AÇIKLAMALAR
1.- İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt’ün, İstanbul’da 1 Mayıs
kutlamalarında ve Deniz Gezmiş ile arkadaşlarının 6’ncı Filo’yu denize döktüğü
yer olan Dolmabahçe’ye yapılan yürüyüşte yaşanan olaylara ilişkin açıklaması
KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul)
– Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
İstanbul’daki 1 Mayıs
olayları tüm dünyanın tanıklık ettiği bir rezalete dönüşmüştür. Bunun tek
sorumlusu her durum ve fırsatta işçisini, emekçisini ezmeye çalışan AKP’dir.
“Fevkalade orantılı” müdahale neticesinde yüzlerce kişi yaralanmış, kalp krizi
geçirmiş, sadece kamuoyuna yansıdığı kadarıyla bir kişi görme yetisini
yitirmiş, bir diğeri de beyin ameliyatı geçirmiştir. İstanbul’da “fevkalade
orantılı” müdahalenin bilançosu budur. Görevi emniyeti sağlamak olan polisler
çoluk çocuk, genç yaşlı bir yana, hastaneleri, CHP otobüsünü gaz yağmuruna
tutmuştur. “Tam bağımsızlık” dedikleri için alçakça idam edilen Deniz Gezmiş ve
arkadaşlarının 6’ncı Filo’yu denize döktüğü Dolmabahçe’ye yapılmak istenen
yürüyüşte polisin sert müdahalesi sonucu çok sayıda genç, biber gazı, tazyikli
su ve copa maruz kalmıştır. Bu iktidar ki Deniz’in yolundaki gençlere dahi
tahammül edememektedir. Valinin “marjinal gruplar” olarak nitelendirdiği,
Başbakanın “militan” diye adlandırdığı bu ülkenin işçileri, emekçileri ve
onların örgütlü mücadelesine destek veren milyonlardır. Yaşasın tam bağımsız
Türkiye. Taksim 1 Mayıs alanıdır, aynen öyle kalmaya devam edecektir.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkürler Sayın
Öğüt.
Sayın Oğan…
2.- Iğdır
Milletvekili Sinan Oğan’ın, açık öğretim fakültesi öğrencilerinin sorunlarına
ilişkin açıklaması
SİNAN OĞAN (Iğdır) – Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Şimdi, efendim, ülkemizin
maalesef başına gelebilecek en kötü şey geldi ve bir önceki Millî Eğitim Bakanı
eğitim sistemini altüst etti. Çok şükür ki ülke, öğretmenler, öğrenciler ve
eğitim camiası önceki Sayın Millî Eğitim Bakanından kurtuldu ama açık öğretim
fakültesi öğrencilerinin sorunları daha bitmiş değil.
Geçenlerde yeni Eğitim
Bakanımıza soruyu sorduk ama cevabını alamadık. Buradan Genel Kurulun huzurunda
tekrar soruyorum: Bütün öğrencilere tanınan bütünleme hakkı açık öğretim
fakültesi öğrencilerine neden tanınmıyor? Muafiyet ve formasyon hakkı açık
öğretim fakültesi öğrencilerine neden verilmiyor? Türkiye’de açık öğretim
fakültesi öğrencilerine bu Anayasa’ya göre fırsat eşitliğinden alması gereken
hakkı neden tanımıyor? Çok şükür ki yeni bir Millî Eğitim Bakanı var
-öncesinden kurtulduk- yeni Millî Eğitim Bakanından bunun cevaplarını
bekliyoruz.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkürler Sayın
Oğan.
Sayın Ağbaba…
3.- Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Malatya Kürecik’te kurulan üsse ve Millî Savunma Bakanı İsmet
Yılmaz’ın bu üsle ilgili açıklamalarına ilişkin açıklaması
VELİ AĞBABA (Malatya) – Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Malatya Kürecik’te
kurulan İsrail’i korumaya yönelik füze kalkanı Amerika Birleşik Devletleri
tarafından kurulmuştu, tepki gelmesinden korkulduğu için NATO çarşafına
dolanmıştı. Ben bu gerçeği defalarca söyledim. Bunun bir ABD üssü olduğunu, ABD
tarafından kurulduğunu, temel amacının ise İsrail’i korumaya yönelik olduğunu
söyledim, maalesef beni yalanladılar. Yalancının mumu yatsıya kadar yanarmış.
Bugün, Millî Savunma Bakanı İsmet Yılmaz bunu itiraf etti. Kendisine teşekkür
ediyorum hiç olmazsa bu yalanı ortaya çıkardığı için. Burası bir ABD üssüdür,
ABD tarafından kurulmuştur, Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündeminden
kaçırılmıştır, anayasal suç işlenmiştir. Bunun takipçisi olacağımızı Türkiye
Büyük Millet Meclisinin bilmesini istiyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Ağbaba.
Sayın Varlı…
4.- Adana
Milletvekili Muharrem Varlı’nın, Hükûmetin mısır ithalatını bir an önce
durdurması gerektiğine ilişkin açıklaması
MUHARREM VARLI (Adana) –
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Aracılığınızla Hükûmeti
uyarmak istiyorum.
Erken mısırlar ekildi;
ağustos sonu, eylül 15 itibarıyla da biçilecek. Hâlâ, glikoz ve nişasta üreten
sanayi tesislerine mısır ithalatı serbest, ihracat yapmak kaydıyla dışarıdan
mısır ithalatı serbest ancak bu sanayi tesisleri ihracata gönderdiklerinin en
az 5 mislini iç piyasada tüketmek kaydıyla mısır ithal ediyorlar. Bu da iç
piyasanın doyması anlamına geliyor. Yani, çiftçi hasada girdiği zaman, mısır
hasadına girdiği zaman iç piyasa doymuş olacak. Dolayısıyla, çiftçinin malı
elinde kalmış olacak. Lütfen bu konuda Hükûmet olarak bir girişimde bulunun ve
mısır ithalatını bir an önce durdurun. Buğdayı bitirdiniz, pamuğu bitirdiniz,
bari mısır üreticileri ayakta kalsın. Allah aşkına, eğer çiftçiye, üreten
insana birazcık saygınız varsa, birazcık onları düşünüyorsanız lütfen bu konuda
bir çare üretin.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkürler Sayın
Varlı.
Sayın Yeniçeri…
5.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin,
AKP Hükûmetinin mültecilerle ve Suriye’yle ilgili politikasının yanlış olduğuna
ve bunu yeniden gözden geçirmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) –
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Akçakale Gümrük Kapısı’nda
Özgür Suriye Ordusu polisimizi şehit etmiştir. Hatay Reyhanlı’da Özgür Suriye
Ordusu militanlarınca Türk Bayrağı yakılmıştır. Bölgede hemen her gün
mültecilerle ilgili olarak onlarca olay yaşanmaktadır. Yaşanan olaylar,
Türkiye’deki mülteci sorununun siyasetten daha çok sosyolojik bir boyut
kazandığını göstermektedir. AKP Hükûmetinin hem mülteci hem de Suriye
politikası yanlıştır. AKP iktidarının Beşar Esad
düşmanlığını giderek Suriye düşmanlığına, İsrail dostluğuna dönüştürdüğü ortaya
çıkmıştır. AKP’nin Suriye düşmanlığı yalnızca İsrail’in elini
güçlendirmektedir. AKP, Müslüman ve komşu ülkeler arasında kalıcı düşmanlık
yaratacak politikalardan süratle vazgeçmelidir. Komşuya düşman, düşmana komşu
politikası izlenemez. İsrail Suriye’de yeni kazanımlar peşindedir. Dış
politikada rotası ve ilkesi olmayan AKP Hükûmetini uyanık olma, Suriye
politikasını yeniden gözden geçirme konusunda bir kez daha uyarıyor, teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkürler Sayın
Yeniçeri.
Sayın Türkoğlu…
6.- Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, açık öğretim
fakültesi öğrencilerinin sorunlarına ilişkin açıklaması
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU
(Osmaniye) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, eğitimdeki en
önemli fırsatlardan birisi, üniversitelileşme
noktasında, açık öğretim fakülteleri. Açık öğretim fakülteleri ister birinci
üniversite olsun, ister ikinci ya da üçüncü üniversite olsun, yüz binlerce
gencimizin üniversite mezunu olması açısından önemli bir fırsat ve bu fırsatı
değerlendiren öğrencilerimizden dolayı zaman zaman üniversitelileşme
oranları içerisinde açık öğretim fakülteliler de sayılmakta, ancak, diğer
üniversitelerde yaşanan bazı kolaylıkların bu üniversitedeki, açık öğretim
fakültesinde okuyanlara tanınmadığını görüyoruz. Örneğin bunlar, diğer
fakültelerden mezun olanlar gibi, diplomaları açısından birinci sınıf bir
diploma olarak değerlendirilmemektedirler.
Diğer taraftan, geçen, Millî
Eğitim Bakanına söyledik ama cevap alamadık. Bu çocukların ders kitaplarının
kayıtta ya da sınavlardan üç ay önce verilmesi gerekirken, maalesef, sınavlara
bir hafta kala kitaplarına kavuşabilmekte, bunlar da ciddi…
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Teşekkürler Sayın
Türkoğlu.
Sayın Karaahmetoğlu…
7.- Giresun Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu’nun, Deniz Gezmiş,
Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idam edilişlerinin 41’inci yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
SELAHATTİN KARAAHMETOĞLU
(Giresun) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve
Hüseyin İnan’ın idam edilişlerinin 41’inci yılı. Onlar bağımsızlık için,
ülkemizin bağımsızlığı için ve halkımızın mutluluğu için ölümü göze aldılar.
“Ölenler dövüşerek öldüler,
güneşe gömüldüler.
Vaktimiz yok onların matemini
tutmaya!
Akın var, güneşe akın!
Güneşi zaptedeceğiz,
güneşin zaptı yakın!”
Saygıyla anıyoruz. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkürler Sayın
Karaahmetoğlu.
Sayın Şandır…
8.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, MHP
Grubu olarak, Bursaspor Kulübü Başkanı İbrahim Yazıcı’ya Allah’tan rahmet
dilediklerine ve Yunus Emre Kültür ve Sanat Haftası’na ilişkin açıklaması
MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Çok
teşekkür ederim.
Sayın Başkan, öncelikle,
Bursaspor Kulübünün Başkanı Sayın İbrahim Yazıcı’nın Hakk’ın rahmetine
yürüdüğünü biraz önce öğrenmiş bulunuyoruz. Grubumuz olarak, Meclisimiz olarak,
merhuma rahmetler diliyorum; Bursaspor camiasına başsağlığı diliyorum.
İkinci olarak, Milliyetçi
Hareket Partisi olarak biz de Yunus Emre’nin anıldığı bugünleri şükranla yâd
ediyoruz, Yunus Emre’ye rahmetler diliyoruz. Yunus Emre insan olmanın anlamını,
kardeşlik duygusunun önemini Türkçe söyleyen, bugünün dünyasında kaos
içerisindeki insanlığa huzuru, kardeşliği, sevgiyi Türkçe dillendiren çok
değerli bir gönül insanı, bir tasavvuf insanı. İnsan sevgisini Allah sevgisi
seviyesine çıkartan, günümüz değerlerini bundan yedi yüz, sekiz yüz yıl önce
insanlığa sunan, gerçekten çok değerli bir Türk evladı. Anadolu’da Türk
birliğini sağlayan, Türkçeyi bir millet dili hâline getiren önemli bir
değerimiz.
Milliyetçi Hareket Partisi
olarak bugünü anıyoruz, şükranlarımızı sunuyoruz Yunus Emre’ye ve onun yolundan
gidenlere, rahmetler diliyoruz efendim.
BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Şandır.
Sayın Baluken…
9.- Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in,
Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ile Hüseyin İnan’ın idam edilişlerinin 41’inci yıl
dönümüne ve Dersim katliamına ilişkin açıklaması
İDRİS BALUKEN (Bingöl) –
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
6 Mayıs 1972’de katledilen
Türkiye devrimci gençlik hareketinin
liderleri Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ı bizler de büyük bir
saygıyla anıyoruz.
3 fidanı katledildikleri
41’inci yılında özlemle andığımızı tekrar ifade etmek istiyoruz. Onlardan
aldığımız mücadeleyi ve direniş mirasını kararlılıkla sürdüreceğimizi ifade
ediyoruz. Denizleri idama götüren zihniyetle yüzleşilmesi
gerektiğinin sözünü burada tekrar tüm halklarımıza veriyoruz. Tarihimize kara
leke olarak geçen bu idamlar tarihinin utancını kaldırma görevinin de bu
Mecliste olduğunu hatırlatmak istiyoruz.
Diğer taraftan, 4 Mayıs 1937
tarihi, Dersim soykırımının Bakanlar Kurulunda kararlaştırıldığı bir tarihtir.
Dersim’i bir çıban olarak görüp neşter atılması gereken bir olay, olgu olarak
değerlendiren zihniyeti kınadığımızı vurgulamak istiyorum. Özellikle birkaç gün
içerisinde Laç Deresi mağaralarında ortaya çıkan
insan kemiklerinin, soykırımdan kalma insan kemiklerinin Dersim katliamıyla
yüzleşmenin ne kadar acil ve elzem olduğunu ortaya koyduğunu düşünüyoruz. Başta
Dersim adının iadesi olmak üzere Dersim halkından özür dilenmesi, Dersim kayıp
kızlarının akıbetiyle ilgili arşivlerin açılması ve Seyit Rıza ve
arkadaşlarının mezarlarının Dersim halkına verilmesinin bu Meclisin önündeki
önemli gündemlerden ve görevlerden biri olduğunu düşünüyoruz.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Baluken.
Sayın Erdoğdu…
10.- İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu’nun, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan
ile Hüseyin İnan’ın idam edilişlerinin 41’inci yıl dönümüne ve halkı için ölen
bütün devrim şehitlerini saygıyla andığına ilişkin açıklaması
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) –
Sayın Başkan, mayıs ayı yurtseverler için bir yas ayıdır. Bundan kırk bir yıl
önce Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın haksız olarak katledildikleri
yılın kırk birinci yılını matemle andık; onları saygı, sevgi ve özlemle
anıyoruz. Deniz Baba’nın idam sehpasında söyledikleri bizim için şiardır,
“Yaşasın halkların kardeşliği, yaşasın tam bağımsız Türkiye.” bizim için
şiardır. Ben bu vesileyle Sinan Cemgil, Ulaş
Bardakçı, Mahir Çayan, Alpaslan Özdoğan gibi halkı için ölen devrim şehitlerini
de saygıyla anıyorum.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkürler Sayın
Erdoğdu.
Gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın Genel Kurula
sunuşları vardır.
Sayın milletvekilleri,
Kalkınma Bakanı Sayın Cevdet Yılmaz gündemin sözlü sorular kısmının 1, 51, 113,
140, 186, 260, 261, 277, 333, 338, 362, 364, 365, 367, 368, 369, 546, 673, 771,
778, 830, 832, 896, 929, 959, 1006, 1007, 1046, 1109, 1253, 1448, 1558, 1628,
1680, 1716, 1971, 1972, 1973, 1974, 1982, 1983, 1984, 2021, 2071, 2191, 2230,
2335, 2336, 2337, 2341, 2348 ve 2350’nci sıralarında yer alan önergeleri
birlikte cevaplandırmak istemişlerdir.
Sayın Bakanın bu istemini
sırası geldiğinde yerine getireceğim.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının iki tezkeresi vardır, okutup bilgilerinize sunacağım:
V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Tezkereler
1.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, Avrupa Konseyi
Parlamenter Meclisi (AKPM) Başkanı Jean-Claude Mignon'un beraberinde bir heyet ile birlikte ülkemizi
ziyaret etmesinin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanının 30/4/2013
tarih ve 48 sayılı Kararı ile uygun bulunduğuna ilişkin tezkeresi (3/1209)
07/05/2013
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna
Avrupa
Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Başkanı Jean-Claude
Mignon'un beraberinde bir heyet ile birlikte ülkemizi
ziyaret etmesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanının 30 Nisan 2013
tarih ve 48 sayılı Kararı ile uygun bulunmuştur.
Söz
konusu heyetin ülkemizi ziyareti, Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış
İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında 3620 sayılı Kanun’un 7’nci maddesi
gereğince Genel Kurulun bilgilerine sunulur.
Cemil
Çiçek
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
2.- Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının, Avrupa Birliği Konseyi İrlanda Başkanlığı tarafından 12-13 Mayıs
2013 tarihlerinde İrlanda'nın başkenti Dublin’de düzenlenecek olan Parlamento
Çevre ve Enerji Komisyonları Başkanları Toplantısı’na katılması Genel Kurulun
30/4/2013 tarihli 98'inci Birleşiminde kabul edilen heyeti oluşturmak üzere AK
PARTİ Grubunun bildirmiş olduğu isme ilişkin tezkeresi (3/1210)
06/05/2013
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna
Avrupa
Birliği Konseyi İrlanda Başkanlığı tarafından 12-13 Mayıs 2013 tarihlerinde
İrlanda'nın başkenti Dublin'de düzenlenecek olan Parlamento Çevre ve Enerji
Komisyonları Başkanları Toplantısı’na katılım sağlanması hususu, Genel Kurulun
30 Nisan 2013 tarihli 98'inci Birleşiminde kabul edilmiştir.
28/3/1990
tarihli ve 3620 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin
Düzenlenmesi Hakkında Kanun'un 2'nci maddesi uyarınca toplantıya katılmak üzere
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunun bildirmiş olduğu isim Genel Kurulun
bilgilerine sunulur.
Cemil
Çiçek
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
Muzaffer
Çakar Muş
Milletvekili
BAŞKAN –
Bilgilerinize sunulmuştur.
Meclis
araştırması açılmasına ilişkin üç önerge vardır, okutuyorum:
B) Meclis Araştırması
Önergeleri
1.- Bursa Milletvekili Necati Özensoy ve 19
milletvekilinin, ülkemizde enerji sektörünün sorunlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/606)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Ülkemizde
yaşanan enerji sektörünün sorunlarının araştırılarak gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla, Anayasa’nın 98’inci ve TBMM İçtüzüğü’nün
104 ve 105’inci maddesi uyarınca Meclis araştırması açılmasını saygılarımla arz
ve talep ederiz.
1) Necati
Özensoy (Bursa)
2) Faruk
Bal (Konya)
3) Oktay
Vural (İzmir)
4) Lütfü
Türkkan (Kocaeli)
5) Ali Uzunırmak (Aydın)
6) Atila
Kaya (İstanbul)
7) Ahmet
Duran Bulut (Balıkesir)
8) Emin
Haluk Ayhan (Denizli)
9) Enver
Erdem (Elâzığ)
10) Özcan
Yeniçeri (Ankara)
11) Reşat
Doğru (Tokat)
12)
Bülent Belen (Tekirdağ)
13)
Kemalettin Yılmaz (Afyonkarahisar)
14) Hasan
Hüseyin Türkoğlu (Osmaniye)
15)
Mehmet Günal (Antalya)
16) Yusuf
Halaçoğlu (Kayseri)
17)
Muharrem Varlı (Adana)
18) Ali Halaman (Adana)
19) S.
Nevzat Korkmaz (Isparta)
20) Ali
Öz (Mersin)
Gerekçe:
Bütün
dünyada olduğu gibi ülkemizde de enerji en temel ihtiyaçlardan biri olma
özelliğini korumaktadır. Bu ihtiyacın karşılanmasında verimlilik, süreklilik ve
ekolojik olması önemlidir.
Giderek
artan enerji ihtiyacının karşılanması mevcut projeler ve yatırımlarla yeterli
olmadığı anlaşılmaktadır.
Ülkemizde
kalkınmayı sürdürebilmemiz için doğru bir enerji politikasına ihtiyaç vardır.
TEİAŞ'ın
yaptığı elektrik enerjisi projeksiyon çalışmasına göre ülkemizde enerji açığı
2015 yılı itibarıyla başlamakta, mevcut projelerin de gerçekleşmesi hâlinde
bile giderek artan ihtiyaç karşılanamamaktadır. Enerji açığı hızla artmaktadır.
Doğal gaz
fiyatları petrole bağlı olarak sürekli yükselmekte, son yıllarda sanayi ve
enerji üretiminin de doğal gaza bağımlılığı düşünüldüğünde sıkıntılar giderek
büyümektedir.
Sanayi
kuruluşları, başta Bursa olmak üzere enerji girdi maliyetlerinin yüksekliğinden
dolayı üretimlerini durdurmak tehlikesiyle karşı karşıya kalmaktadırlar.
Enerji
koridorunda bulunan kömür işletmeleri, doğal gaz tedarikçisi BOTAŞ, TPAO,
elektrik üreticisi EÜAŞ, TETAŞ gibi kurumlar KİT olma özelliği ve farklı
nedenlerden dolayı verimli üretim yapamamaktadır.
Elektrik
alım garantisi ile alım ve satım yapan TETAŞ'ın YİD ve Yİ'lerden
ortalama maliyetin üzerinde alım yaptığı bilinmektedir.
HES ve
rüzgâr santralleri yapmak üzere lisans alan ve proje sahibi olan birçok
firmanın çantacı tabir edilen konumda olduğu, projeleri pazarlayan aracıların
oluştuğu görülmektedir. Gerçek girişimcilerin önü tıkanarak haksız kazançlar elde
edilmektedir.
Bu
uygulamalar enerji yatırımlarının önünü tıkayarak hızını da azaltmaktadır.
2005
yılında 5346 sayılı "Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi
Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun" ve 2010 yılında 6094 sayılı
"Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı
Kullanımına İlişkin Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" TBMM'de
kabul edilmiş olmasına rağmen uygulamalarda aksaklıklar olduğu
gözlemlenmektedir.
Fosil
yakıtların giderek azalması ve ekolojik olmaması nedeniyle ülkemizde var olan
ve hâlâ kullanıma alınmayan çok sayıda yenilenebilir kaynaklar bulunmaktadır.
Mevcut
aktarımların verimli kullanılmadığı ve yeni enerji kaynaklarının da yeterli
hızda hayata geçirilmediğini düşünerek ve enerjinin ülkemiz için en önemli
strateji olması gerektiğinden hareketle yukarıda belirttiğimiz sorunların ve
tedbirlerin ele alınacağı yüce Meclisimizce bir Meclis araştırması açılmasının
yerinde olacağı kanaatindeyiz.
2.- Adıyaman Milletvekili Salih Fırat ve 28
milletvekilinin, Güneydoğu Anadolu Projesi'nin ekonomik kalkınma, sosyal
gelişme ve temel altyapı yatırımlarının bölgeye ne gibi yansımaları olduğunun
ve projelerin gerçekleştirilme oranlarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/607)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Güneydoğu
Anadolu Projesi'nin ekonomik kalkınma, sosyal gelişme ve başta sulama olmak
üzere temel altyapı yatırımlarının bölgeye ne gibi yansımaları olduğu ve projelerin
gerçekleştirilme oranı hakkında Anayasa'nın 98’inci ve TBMM İçtüzüğü’nün
104 ve 105’inci maddesi uyarınca araştırma açılmasını saygılarımla arz ve talep
ederiz. 28.02.2012
1) Salih
Fırat (Adıyaman)
2) Hasan
Ören (Manisa)
3) Ferit Mevlüt Aslanoğlu (İstanbul)
4) Erdal Aksünger (İzmir)
5) Sakine
Öz (Manisa)
6)
Hüseyin Aygün (Tunceli)
7) Engin
Altay (Sinop)
8) Aydın
Ağan Ayaydın (İstanbul)
9) Candan
Yüceer (Tekirdağ)
10) Ercan
Cengiz (İstanbul)
11) Özgür
Özel (Manisa)
12) Ensar
Öğüt (Ardahan)
13)
Muharrem Işık (Erzincan)
14) Malik
Ecder Özdemir (Sivas)
15)
Mehmet Hilal Kaplan (Kocaeli)
16)
Süleyman Çelebi (İstanbul)
17) Haluk
Eyidoğan (İstanbul)
18) Aytuğ
Atıcı (Mersin)
19) Emre
Köprülü (Tekirdağ)
20) Ali
Özgündüz (İstanbul)
21) Sena
Kaleli (Bursa)
22)
Mehmet Volkan Canalioğlu (Trabzon)
23) Ömer
Süha Aldan (Muğla)
24) İlhan
Demiröz (Bursa)
25) Veli Ağbaba (Malatya)
26) Engin
Özkoç (Sakarya)
27) Uğur Bayraktutan (Artvin)
28) Ayşe
Nedret Akova (Balıkesir)
29)
Nurettin Demir (Muğla)
Gerekçe:
GAP, 9
ilin (Adıyaman, Batman, Diyarbakır, Gaziantep, Kilis, Mardin, Siirt, Şanlıurfa
ve Şırnak) yer aldığı Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde uygulanmaktadır. GAP
kapsamındaki illerin arazi ve nüfus büyüklüğü, Türkiye'nin ortalama yüzde 10'u
civarındadır.
GAP,
başlangıçta bölgenin su ve toprak kaynaklarının geliştirilmesine dayanan bir
program olarak ele alınmış, Fırat ve Dicle Havzası'nda sulama ve hidroelektrik
enerji üretimine yönelik 22 baraj, 19 hidroelektrik santrali ve sulama
yatırımları öngörülmüştür.
1989
yılında hazırlanan Master Plan ve 2002 yılında yapılan revizyon ile tarım,
sanayi, ulaştırma, eğitim, sağlık, kırsal ve kentsel altyapı yatırımlarını da
içine alan GAP, çok sektörlü, sürdürülebilir insani kalkınmaya dayalı entegre
bir bölgesel kalkınma projesi hâline gelmiştir.
GAP Eylem
Planı’na (2008-2012) göre 2008 yılında, GAP kapsamında bölgede gerçekleştirilen
bütün yatırımlar ve yaşanan gelişmeler gözden geçirilmiş, Güneydoğu Anadolu
Projesi'nin ekonomik kalkınma, sosyal gelişme ve başta sulama olmak üzere temel
altyapı yatırımlarının hızlandırılarak büyük bir bölümünün 2012 yılı sonuna
kadar tamamlanması kararı alınmıştır.
GAP Eylem
Planı kapsamında dört stratejik gelişme ekseni vardır:
I.
Ekonomik Kalkınmanın Gerçekleştirilmesi
II.
Sosyal Gelişmenin Sağlanması
III.
Altyapının Geliştirilmesi
IV.
Kurumsal Kapasitenin Geliştirilmesi
Bu
eksenler altında 73 ana eylem bulunmaktadır. Ana eylemler çerçevesinde yer alan
proje ve faaliyetlerin sayısı ise 300’ün üzerindedir.
1990-2007
dönemi itibarıyla GAP'a kamu yatırım kaynaklarından yılda ortalama yüzde 7,0
düzeyinde pay ayrılmıştır. 2008 yılı başında GAP yatırımları için 1,06 milyar
TL kaynak tahsis edilmiştir. GAP Eylem Planı'nın uygulamaya başlanmasıyla
birlikte kurumlara aktarılan 1 milyar TL de ek ödenek ile yıllık yatırım tutarı
2 katına yükseltilmiş, GAP yatırımlarının toplam kamu yatırımları içindeki payı
da ilk kez yüzde 10'un üzerine çıkarak yüzde 12 olmuştur. 2009 yılında 3,1
milyar TL ile bu oran yüzde 14,4'e yükselmiştir.
Yukarıda
sunduğumuz veriler göz önüne alındığında, bu kadar yatırım yapılmasına rağmen
yörede işsizliğin ve göçün düşmediği, Güneydoğu Anadolu Projesi'nin de 2012
yılının sonuna kadar bitirileceği öngörüsünün gerçekleşemeyeceği görülmektedir.
Güneydoğu
Anadolu Projesi'nin ekonomik kalkınma, sosyal gelişme ve başta sulama olmak
üzere temel altyapı yatırımlarının bölgeye ne gibi yansımaları olduğu ve
projelerin gerçekleştirilme oranı hakkında Anayasa'nın 98’inci ve TBMM İçtüzüğü’nün 104 ve 105’inci maddesi uyarınca araştırma açılmasını
arz ve talep ederiz.
3.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru ve 19
milletvekilinin, ülkemizde organ nakillerinde ve organ bağışında yaşanan
sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/608)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Ülkemizde
organ nakillerinde ve organ bağışındaki sorunların araştırılarak alınması
gereken tedbirler konusunda Anayasa’nın 98’inci, İç Tüzük’ün
104 ve 105’inci maddeleri gereğince Meclis araştırması yapılmasını arz ve
teklif ederiz.
1) Reşat
Doğru (Tokat)
2) Mehmet
Şandır (Mersin)
3) Münir Kutluata (Sakarya)
4) D. Ali
Torlak (İstanbul)
5) Ruhsar
Demirel (Eskişehir)
6) Mehmet
Günal (Antalya)
7) Necati
Özensoy (Bursa)
8) Erkan
Akçay (Manisa)
9) Sümer
Oral (Manisa)
10) Ali Uzunırmak (Aydın)
11) Emin
Haluk Ayhan (Denizli)
12) Özcan
Yeniçeri (Ankara)
13) Hasan
Hüseyin Türkoğlu (Osmaniye)
14) S.
Nevzat Korkmaz (Isparta)
15) Adnan
Şefik Çirkin (Hatay)
16)
Muharrem Varlı (Adana)
17) Ali
Öz (Mersin)
18) Emin
Çınar (Kastamonu)
19)
Kemalettin Yılmaz (Afyonkarahisar)
20) Alim
Işık (Kütahya)
Gerekçe:
Organ
nakli; vücutta görevini yapamayan bir organın yerine canlı bir vericiden veya
ölüden alınan sağlam ve aynı görevi üstlenecek bir organın nakledilmesi
işlemidir.
Organ
bağışı ise, bir kişinin hayatta iken serbest iradesi ile tıbben yaşamı sona
erdikten sonra doku ve organlarının başka hastaların tedavisi için
kullanılmasına izin vermesi ve bunu belgelendirmesidir.
Tıp
20’nci yüzyıla gelene kadar pek çok değişim ve gelişme göstermiştir.
Uygulamalar sırasında pek çok da olağanüstü hâllere tanık olundu. Ama artık bir
konu çok iyi bilinmektedir; o da yaşam ve ölümün ne olduğu. Ölüm konusunda
artık bir tereddüt taşımıyoruz. Hele de bazı testler yapıldıktan sonra ölümün
kesinliği kuşku götürmez bir gerçektir. Defnettiğimiz bir insan ne kadar ölüyse
beyin ölümü gelişmiş bir insan da o kadar ölüdür. Bugüne dek, ölmüş,
defnettiğimiz bir insanın yaşama geri dönmesi gibi bir mucize nasıl
gerçekleşmediyse, bundan sonra da böyle bir mucize gerçekleşemez. Tıpta
mucizelerin gerçekleştiği pek çok alan olmasına rağmen ne yazık ki ölüm
bunlardan birisi değildir. Bugüne kadar basında bazı spekülasyonlara zaman
zaman rastlanmasına rağmen hiçbir beyin ölümü ve ölüm vakasının yaşama dönmesi
söz konusu olmamıştır.
İyilik
yapmanın belki de en açık karşılığıdır organ bağışı yapmak. Yaşamımızda,
davranışlarımızı yönlendiren ilkelerin içinde en önemlilerinden birisi belli
bir yarar ummaktır. İyilik yaparken bile bir yanımızla bu iyiliğin bize bir
şekilde dönmesini umarız. Yaptığımız iyilikten karşımızdakinin ve diğer
insanların bir şekilde haberdar olması ve bize borçlu hissetmesi karşı
konulamaz bir istektir. Oysaki bir davranışın tam anlamıyla iyilik
sayılabilmesi için hiçbir şekilde karşılığının olmaması ve habersiz olması
gerekir.
Ülkemizde,
yakınını kaybedip organ bağışı ile ilgili soruyla karşılaşan insanlardan
neredeyse yarısı yakınlarının organlarını bağışlama cesaretini ve olgunluğunu
göstermişlerdir. Bu durum, her konuda başta giden ABD’nin bile organ bağış
oranının üzerindedir.
Bu, bizim
insanımızın sağduyusunu ve yüreğini en açıklıkla ortaya koyan bir değerdir.
Ülkemizde asıl yetersizliğin beyin ölümlerinin tespiti konusunda olduğunu artık
anlamış bulunmaktayız.
Organ
bağışı konusunun bir diğer yönü ise sosyoekonomik düzeyi düşük kesimde bağış
oranlarının çok daha yüksek oranda gerçekleşmiş olması. Hiçbir maddi çıkar
olmamasına karşın böyle bir sonucun ortaya çıkması da hayli ilginçtir.
"Acaba ekonomik yönden iyi durumda olup daha yüksek eğitim imkânları
buldukça insanlıktan uzaklaşılıyor mu?" sorusu ister istemez insanların
aklına geliyor.
İnanıyoruz
ki güven ve bilgilenme sorunu halledilebilirse ülkemiz dünyada organ bağışı
konusunda en gelişmiş ülke olacaktır.
Diğer bir
gerçek de ülkemiz sağlık çalışanlarının bu konuda tam bilgi sahibi
olmamalarıdır. Ülkemizin, kadavradan organ bağışı ve nakli konusunda en zayıf
noktası ne yazık ki bu. Bugüne kadar tıp ve sağlık personeli eğitiminde teknik
unsurları ön plana çıkarıp sosyal yönden yeterli bilgilenmenin sağlanamamış
olması bunun en önemli nedeni. Bir şekilde organ nakli merkezlerinde çalışmış
olanlar dışında, beyin ölümü tespitlerinin önemini kavramış ve bu konuda
hassasiyet gösteren hekim sayısı ne yazık ki çok az. Doktorlar karşılarında
görmedikleri ve kendi takipleri altında olmayan bir hastanın yaşamı konusunda
henüz yeterli duyarlılığı göstermekten uzaklar. Bu nedenle çalışmaların ve
eğitim programlarının ilk basamağında halktan önce sağlık çalışanları yer almalıdır.
Son
günlerde görsel medyadan da takip ettiğimiz üzere, dünyada ilk kez yapılan 4
uzvun bir anda nakledilmesi ve alıcının hayatını kaybetmesi doktorlar arasında
da polemiğe neden olmuştur. Bu gibi durumlarda polemiğin önlenmesi için konunun
uzmanlarından oluşan komisyonların da bir an önce kurulması gerekmektedir.
Konunun
TBMM tarafından da araştırılması organ nakli ve organ bağışı konusunda ülkemizi
ve halkımızı çok daha iyi yerlere getirecektir.
Önergemiz
bu amaçla hazırlanmıştır.
BAŞKAN –
Bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler
gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki
görüşmeler sırası geldiğinde yapılacaktır.
Haberleşme
Özgürlüğüne ve Özel Hayatın Gizliliğine Yönelik İhlallerin Tespiti ve
Önlenmesine İlişkin Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan (10/74, 471, 472,
473, 474, 475) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonu Başkanlığının
Komisyonun görev süresinin uzatılmasına dair bir tezkeresi vardır, okutuyorum:
A) Tezkereler (Devam)
3.- (10/74, 471, 472, 473, 474, 475) esas
numaralı Meclis Araştırması Komisyonu Başkanlığının süre uzatımına ilişkin
tezkeresi (3/1211)
03/05/2013
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
12/02/2013
tarihinde çalışmalarına başlayan Komisyonumuzun, 02/05/2013 tarihli
toplantısında aldığı karar gereğince görev süresinin Türkiye Büyük Millet
Meclisi İçtüzüğü’nün 105’inci maddesinin ikinci
fıkrası uyarınca 12/05/2013 tarihinden itibaren bir ay uzatılması hususunda
gereğini saygılarımla arz ederim.
Yusuf
Başer
Yozgat
Komisyon
Başkan Vekili
BAŞKAN –
Sayın milletvekilleri, İç Tüzük’ün 105’inci
maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Araştırmasını üç ay içinde bitiremeyen
komisyona bir aylık kesin süre verilir.” hükmü gereğince Komisyona bir aylık ek
süre verilmiştir.
Şimdi,
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının bir tezkeresi vardır; okutup
oylarınıza sunacağım:
4.- Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının, Türk-Amerikan Dernekleri Federasyonu tarafından 16-18 Mayıs 2013
tarihlerinde ABD'nin New York şehrinde düzenlenecek olan 32’nci Türk Günü
etkinliklerine katılım sağlanması hususuna ilişkin tezkeresi (3/1212)
29/04/2013
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna
Türk
Amerikan Dernekleri Federasyonu tarafından 16-18 Mayıs 2013 tarihlerinde
ABD'nin New York şehrinde 32. Türk Günü etkinlikleri düzenlenecektir.
Söz
konusu etkinliklere katılım sağlanması hususu, 28/3/1990 tarihli ve 3620 sayılı
Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında Kanunun
6'ncı maddesi uyarınca Genel Kurulun tasviplerine sunulur.
Çemil Çiçek
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
BAŞKAN –
Tezkereyi kabul edenler… Etmeyenler… Tezkere kabul edilmiştir.
Barış ve
Demokrasi Partisi Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu
maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım:
VI.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri
1.- BDP Grubunun, TSK'da yaşanan şüpheli asker
ölümlerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
verilmiş olan (10/445) esas numaralı Meclis araştırması önergesinin
görüşmelerinin Genel Kurulun 7 Mayıs 2013 Salı günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
7/05/2013
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma
Kurulunun 07/05/2013 Salı günü (Bugün) yaptığı toplantısında, siyasi parti
grupları arasında oy birliği sağlanamadığından, grubumuzun aşağıdaki önerisinin
İç Tüzük’ün 19’uncu maddesi gereğince Genel Kurulun
onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.
İdris
Baluken
Bingöl
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Gündeminin Genel Görüşme ve Meclis Araştırmasına Dair Ön
Görüşmeler Kısmının 418’inci sırasında yer alan 10/445 "TSK'da yaşanan
şüpheli asker ölümlerinin" araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla bir Meclis Araştırması açılmasına ilişkin önergelerin
görüşülmesini, Genel Kurulun 07/05/2013 Salı günlü birleşiminde birlikte
yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN –
Grup önerisi üzerinde lehinde olmak suretiyle ilk söz Abdullah Levent Tüzel,
İstanbul Milletvekili.
Sayın
Tüzel buyurun. (BDP sıralarından alkışlar)
ABDULLAH
LEVENT TÜZEL (İstanbul) – Teşekkür ederim.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Önergemizde,
“kışlada şüpheli asker ölümleri” diye kamuoyunun tartıştığı konuda bir Meclis
araştırması ve bir komisyon kurulması talebimiz var. Bu konu hem Türkiye'de
barışın tesis edilmesine dönük konuştuğumuz süreç açısından hem de Hükûmetin
yeniden gündeme aldığını söylediği askerlik süresinin kısaltılmasının
konuşulduğu bugün açısından son derece önem kazanmıştır.
Bugün,
yine bu şekilde evlatları ölen ailelerden bir kısmı Mecliste grup toplantısına
katıldılar. En son 6 Martta 20’yi aşkın asker ailesi, grubu ziyaret ederek ve
birlikte basın toplantısı yaparak bu yöndeki taleplerini de dile getirdiler.
Ancak ben, bu konuya girmeden önce, bugün yaşadığımız ve İstanbul’da özellikle,
Türkiye’nin emekçilerinin, Türkiye halklarının değerli evlatları Deniz Gezmiş,
Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın ölüm yıl dönümlerinde her yerde yapılan anma etkinlikleri
ve bunun karşısında Hükûmetin tutumunu bir kez daha sizlerle birlikte paylaşmak
istiyorum.
Bildiğiniz
gibi kırk bir yıl boyunca, 70’li yıllarda 68 gençliğinin önderlerinden olan,
antifaşist-antiemperyalist mücadelenin üniversitelerde, iş yerlerinde, köylük
alanlarda temsilcileri olan, ülkenin bağımsızlık ve yurtseverlik mücadelesinin
simge isimleri olmuş bu gençlik önderleri haksız bir şekilde idamla
katledildiler ve o zamandan bugüne Türkiye’nin her yerinde Denizlerin izinden
gidenler, Denizlerin ismini evlatlarına, çocuklarına verenler onları saygıyla
sevgiyle andılar, bağırlarına bastılar. Dün İstanbul’da, yine aynı şekilde
Denizleri anmak isteyen gençler, Başbakanın talimatıyla ve İstanbul Valiliğinin
emirleriyle İstiklal Caddesi’nin yasaklanması nedeniyle, aynı şekilde gaz
bombalarıyla susturulmak, bastırılmak ve eylemleri engellenmek istendi. Oysaki
70’li yıllarda “ibret olsun” diye Denizleri asan, gençliğin mücadelesini,
emekçi halkların mücadelesini bastırmak isteyen devlet anlayışı, aradan geçen
bunca zaman sonra aynı şekilde iktidardaydı. Bizzat Hükûmetin “ileri demokrasi”
söylemleri adı altında, 6 Mayıs günü, onun öncesinde 1 Mayıs günü sokakları
gazlayarak, sadece gaz bombalarıyla değil, aynı şekilde her biri emekçi çocuğu
olan Dilanları, Zeynepleri, İbrahimleri, Serdalları
kafalarından gaz fişekleriyle âdeta öldürmeye kastederek bu gençlik
yakarışlarını, gençlik isteklerini boğmaya, bastırmaya çalışmıştır. İşte AKP
Hükûmetinin ve bugünkü devlet anlayışının demokrasi yaklaşımı, bugün, hak ve
özgürlükler için, bilimsel eğitim için; cezaevlerinde siyasi nedenlerle,
görüşleri nedeniyle tutuklanmışların salıverilmesi için, emeği için; ülkedeki
barış ve kardeşlik için alanlara çıkan insanlara reva görülen davranış, Hükûmet
tutumu budur. Bu tutum Başbakanın iki dudağının arasından çıkmıştır ve İstanbul
Valisi temel hak ve özgürlüklerin başında gelen gösteri hakkını, ifade
özgürlüğünü, örgütlenme hakkını bu şekilde keyfince ortadan kaldırmıştır. Yani
aradan geçen kırk bir yıl boyunca aslında egemenler açısından hiçbir şey
değişmemiştir. Ama bu ülkede aynı şekilde, yine emekçi sınıflar
sömürülmektedir; işsizlik, yoksulluk had safhadadır.
Üniversitelerde
bilim dışarıya gitmiştir. Üniversiteler sermayenin hizmetinde birer
ticarethaneye dönüşmüştür. Üniversitelerde mistisizm, din örgütlenmesi alıp
başını gitmiştir ve gençliğin demokratik üniversite, bilimsel, özerk üniversite
talepleri aynı şekilde devlet terörüyle bastırılmaya çalışılmaktadır. 2013 Türkiyesi’ndeki gelinen manzara budur.
Değerli
milletvekilleri, Hükûmet ve İstanbul Valiliği 1 Mayıstaki bu yasakçılığı ve
devlet terörünü bir şekilde izah etmelidir. Binlerce polisin İstanbul’a yığılması…
Biz soruyoruz: Bunlar için emekçilerin bütçesinden ne kadar para harcanmıştır?
İşçilerin, emekçilerin uluslararası dayanışma, mücadele, birlik günü olan, aynı
zamanda resmî bir tatil olan 1 Mayıs, nasıl emekçilere, gençlere “özgürlük”,
“bağımsızlık”, “kardeşlik” diyerek yurtseverce duygularını ifade edenlere
yasaklanmıştır ve sadece yasaklanmayla da kalmayıp işte bu şekilde gençlerin
ölümlerine ve ağır yaralanmalarına yol açacak şekilde bir saldırganlık
gerçekleştirilmiştir. Ama biz bunları tarihimizden biliyoruz. Türkiye
Cumhuriyeti tarihi, aslında, bu doksan küsur yıllık tarih tam anlamıyla bir
katliamlar tarihidir. Tekleştirmenin, Müslümanlaştırmanın, Türkleştirmenin ve
bütün bu eşitsizlikleri korumanın tarihi olarak, işte onlardan bir tanesine yine
4 Mayıs 37 tarihindeki “Dersim Tertele” diye geçen
Dersim katliamının aradan geçen bunca zaman sonra hâlâ izleri sorgulanmaktadır,
hâlâ bunların nedenleri, niçinleri ve hesabı
sorulmaktadır.
Evet, bu,
sadece basit bir özür olarak geçmemeli. Türkiye Cumhuriyeti eğer gerçekten
demokrasiyi inşa edecekse, gerçekten toplumsal eşitsizlikleri giderecekse,
haklar, inançlar, kimlikler üzerinde, etnisiteler
üzerindeki ayrımcılık son bulacaksa, bu tarihle, bu acımasız katliamlarla olan
tarihle mutlaka yüzleşilmelidir.
İşte, bu
yüzleşmenin bir gereği olarak da bugün, Millî Savunma Bakanlığının ve İnsan
Hakları Komisyonunun verilerine göre on yılda sayısı 961’i bulan ve her geçen
gün yenileri beklenen kışladaki şüpheli asker ölümleri de mutlaka sorgulanmalı,
mutlaka aydınlatılmalı ve bu ailelere bir yanıt verilmelidir.
Biz,
öncelikle, bu acılı ailelere başsağlığı diliyoruz ve başkaca bir ölüm
olmamasını diliyoruz. Özellikle ülkemizin girmiş olduğu bu yeni çatışmasızlık
süreci zannederim ki ailelere, çocukları evlatları askerde olan ailelere yeni
bir umut ışığı yaratmıştır ama bunun kalıcı olması çok önemli. Kalıcı olması
önemli ve bugün halklar arası bir savaşın, çatışmanın giderek bir toplumsal
barışa, eşitliğe, kardeşliğe, ortak demokrasi kültürüne, dillere, inançlara
saygıya dönüşmesi için Hükûmetin de, Meclisin de önünde acil yapması gereken
tedbirler, alınması gereken tedbirler vardır.
En son
ölümlerden bir tanesi Kars’ta olmuştur. 24 Nisanda, bu Ermeni tehcirinin yıl
dönümünde, sanki ona nazire yapılırcasına, Ermeni Er Sevag
Balıkçı’nın arkadaşı tarafından öldürülmesinin de üzeri kapatılmıştır.
Yine, 21
Şubat tarihinde, bu yılın 21 Şubatında Darıca’da Emek Partisinin ilçe
yöneticisi olan Mazlum Aksu, Mardinli bir ailenin çocuğu olan Mazlum Aksu da
benzer şekilde “şüpheli asker ölümü” olarak kayıtlara geçmiştir. Bunlar son
örnekleridir ama gerçekten son olması için aileleri dinlemek ve onların
taleplerine yanıt vermek gerekiyor. Aileler ne istiyor? Aileler öncelikle bu
soruşturmaların, güven ortamını ortadan kaldıracak askerî mahkemelerde değil,
sivil mahkemelerde yapılmasını istiyor. Ve gerçekten İnsan Hakları Komisyonunun
bir alt komisyonu olarak bu konudaki bütün şüpheli ölümleri soruşturacak bir
incelemenin ve görevlendirmenin yapılması ama sadece askerlik süresinin
kısaltılması değil, milyonlarca lira emekçinin bütçesinin bu savunma sanayisi
ve askerlik ortamına, savaş sanayisine ayrılması değil, gerçekten zorunlu
askerliğin yasalarımızdan, Anayasa’dan çıkartılması, bütün çağdaş, medeni
ülkelerde olduğu gibi vicdani ret hakkının tanınması, ölmek, öldürmek istemeyen
gençler için zorunlu tutulan bu askerlik hizmetinin artık ortadan kaldırılması
gerekmektedir.
Değerli
milletvekilleri, geçen zaman içerisinde Meclisten çıkan Türk Silahlı Kuvvetleri
askerî disiplin yasası da, bizleri Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde zor duruma
düşüren hükümler nedeniyle yapılmış bu düzenlemelerin de kışlada asker
ölümlerini önleyecek içerikte bir düzenleme olmadığı ortadır. Türk Silahlı
Kuvvetlerinin kendi yapısı başlı başına antidemokratiktir ve sadece savaş
ortamı değil, sadece toplumsal eşitsizliklerin, kimlik eşitsizliğinin, inanç
eşitsizliğinin yol açtığı haksızlıklar ve psikolojik sorunlar değil, aynı
zamanda ordunun yapısı da bu intiharlara ve şüpheli ölümlere yol açmaktadır. Bunlar
Meclisimiz tarafından ciddi bir şekilde soruşturulmalı ve masaya yatırılmalı.
Bu konuda grubumuzun Meclis araştırması önergesini onaylarınıza ve kabulünüze
sunuyorum.
Teşekkür
ediyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkürler Sayın Tüzel.
İkinci
konuşmacı, aleyhinde olmak üzere İstanbul Milletvekili Sayın Şirin Ünal.
Buyurun
Sayın Ünal. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ŞİRİN
ÜNAL (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Barış ve Demokrasi
Partisi grup önerisi hakkında söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
Askerlik
hizmeti, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 72’nci maddesi gereğince her Türk'ün
hem hakkı hem de ödevidir. Askerlik hizmetinin nasıl yerine getirileceği,
Anayasa’mıza göre, ilgili kanunlarca düzenlenir. Bu kapsamda, askerlik hizmeti,
1111 sayılı Askerlik Kanunu ile 1076
sayılı Yedek Subay ve Yedek Askerî Memurlar Kanunu gereğince icra edilmektedir.
Askerlik
hizmet çeşitlerine şöyle bir göz attığımızda karşımıza üç ana yapı çıkmaktadır.
Bunlardan birincisi, kısa dönem hizmet için askere alınanlar: Yedek subay adayı
statüsüne ayrılmayan kısa dönem statüsündeki yükümlülerin hizmet süresi, 1111
sayılı Askerlik Kanunu’nun 5‘inci maddesi gereği, yedek subay adayı olarak
ayrılanların hizmet süresinin yani on iki ayın yarısı kadar, altı ay olarak
belirlenmiştir. Bu altı aylık sürenin yaklaşık bir ayı acemi eğitiminde
geçmekte ve on iki günü de izin olarak kullanılmaktadır.
İkinci
asker yükümlülerimiz, yedek subay kategorisinde vatani görevini yapan
kardeşlerimizin durumudur. Bu dört yıl veya daha fazla süreli fakülte, akademi,
yüksekokul ve enstitüler ile Yükseköğretim Kurulu Başkanlığınca bunların dengi
olduğu kabul edilen yurt dışı öğrenim kurumlarını bitirenler ile Türk Silahlı
Kuvvetleri Sağlık Yeteneği Yönetmeliği’ne göre askerliğe elverişli olanlar
arasından Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyacı kadar yedek subay adayı, 1076
sayılı Yedek Subaylar ve Yedek Askerî Memurlar Kanunu’nun 3’üncü maddesi
esaslarına göre belirleniyor.
Yedek
subayların hizmet süresi, 1076 sayılı Yedek Subaylar ve Yedek Askerî Memurlar
Kanunu’nun 3’üncü maddesi ve ayrıca, 23 Haziran 2003 tarihli ve 5795 sayılı
Bakanlar Kurulu kararı gereği, on iki ay olarak belirlenmiştir. Tüm yedek
subaylarımızın otuz günlük de izin hakkı bulunmaktadır. Buna göre, on iki ayın
karışık sınıf yedek subaylar için üç ayı, sağlık sınıfı ile ihtiyaç fazlası
olduklarından Millî Eğitim Bakanlığı emrine öğretmen olarak verilen yedek
subaylar için ise bir ayı sınıf okullarında yedek subay eğitiminde geçmektedir.
Grup
önerisine konu olan en son, kapsam ise on beş ay er veya erbaş olarak hizmet
süresini tamamlayan askerlerimizle ilgili olan konudur. Yoklaması yapılanların
tertip edilecekleri kuvvet komutanlıkları, Askeralma
Dairesi Başkanlığınca bilgisayar ortamında şifreli kayıtlar üzerinden rastgele
erişim sistemiyle; sınıfları, branşları ve eğitim merkezleri ile celp grupları
ise ayrılmış bulundukları kuvvet komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığıyla
Sahil Güvenlik Komutanlığınca bilgisayar ortamında rastgele olarak
belirlenmektedir.
Erbaş ve
er statüsündeki yükümlüler yılda 4 celp 8 grup olmak üzere silahaltına
alınmaktadır. Erbaş ve er statüsünde sevk edilen yükümlülerin hizmet süresi on
beş aydır. Yine, bu kardeşlerimizin de bir ila üç ayı acemi eğitiminde geçiyor,
otuz günlük de yasal izin süreleri var.
Dört yıl
ve daha fazla süreli yüksekokul mezunlarının askerlik hizmet süreleri, biraz
önce ifade ettiğim gibi, 1076 sayılı Yedek Subay ve Yedek Askerî Memurlar
Kanunu’yla düzenlenmiştir. Bunlardan yedek subay olanların hizmet süreleri,
biraz önce ifade ettiğim gibi, on iki ay; kısa dönem erbaşların ise altı aydır.
Dört yıldan daha az süreli yüksekokul mezunları ise 1111 sayılı Askerlik
Kanunu’na tabidirler ve askerlik hizmet süreleri on beş aydır.
Değerli
milletvekilleri, biraz önce BDP’li vekilimizin arz ettiği,
bu şüpheli asker ölümleriyle ilgili olarak ben müsaadelerinizle size Türk
Silahlı Kuvvetlerinde bu konuyla ilgili olarak yürütülen 13 adımlık bir
prosedürü okuyarak arz etmek istiyorum:
Türk
Silahlı Kuvvetlerinde meydana gelen her türlü vefat olaylarında, mutlaka,
sorumluluk sahasına göre yetkili askerî savcılar tarafından adli soruşturma
yapılmakta, akılda herhangi bir şüphe kalmaması için üstün gayret sarf
edilmektedir.
Olayın
vuku bulması ile birlikte askerî savcı, olay yeri inceleme ekibi ile birlikte
olay bölgesine süratle intikal etmektedir. Askerî savcının, olay bölgesine
herhangi bir sebeple gidememesi durumunda inceleme ve soruşturma o bölgedeki
cumhuriyet savcısı tarafından yapılmaktadır. Olay inceleme ekibi, savcının
talimatları doğrultusunda tüm delilleri toplamaktadır. Savcılar olay yerinde
ilk incelemelerini detaylı olarak yapmakta, tüm deliller itina ile
toplanmaktadır. İnceleme sürecinde olayla ilgili bütün tanıklar ve ilgisi
olduğu değerlendirilen tüm personelin ifadesi alınmaktadır. Gerektiğinde kriminal inceleme için deliller kriminal
laboratuvarlarına ve Adli Tıp Kurumuna gönderilmektedir. Savcı bütün
ihtimalleri değerlendirerek vefat ile ilgili, akıllarda hiçbir soru işareti
kalmaması için otopsi yaptırmaktadır.
Otopsi,
biri adli tıp, diğeri patoloji uzmanı iki hekim tarafından yapılmaktadır.
Otopsi raporu, kriminal inceleme sonuçları ve tanık
ifadeleri en ince detayına kadar incelenmekte ve sonuca göre, ölüm olayıyla
ilgili sorumluluğu bulunan tespit edilirse sorumlu hakkında dava açılıp
açılmamasına karar verilmektedir.
Savcı,
bütün soruşturmayı Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 157’nci maddesi gereğince
gizlilik içerisinde yürütmektedir. Savcı, eldeki bilgi ve belgelerin
incelemesini yapmakta, olayın meydana geliş şeklini ortaya çıkarmakta, gerekli
gördüğü kişilerin ifadesini almakta ve daha sonra dava açılmasına karar
vermektedir. Dava açılmasını gerekli gördüğü takdirde iddianame tanzim
etmektedir; kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesi durumunda ise bu husus aileye
bildirilmektedir ancak bazı hâllerde bu karardan sonra da bilgi, belge temin
edilmesi hâlinde, soruşturma tekrar başlatılarak genişletilmekte ve devam
ettirilmektedir. Kovuşturmaya yer olmadığı kararına itiraz edilmesi durumunda,
soruşturma dosyası itirazı inceleyecek en yakın askerî mahkemeye
gönderilmektedir. Askerî mahkeme, itirazın yerinde ve haklı olduğuna kanaat
getirir ve kamu davası açılmasının gerekli olduğuna karar verirse, askerî savcı
tarafından kamu davası açılmaktadır; itirazın yerinde olmadığı sonucuna
varılması durumunda ise itiraz reddedilmekte ancak yeni olay ve yeni deliller
ortaya çıkması hâlinde kamu davası açılabilmektedir.
Türk
Silahlı Kuvvetleri, insan hayatına mal olacak kaza ve olaylar ile
disiplinsizlikleri önceden tespit etmeye ve önlemeye yönelik olarak uyguladığı
çeşitli tedbirlerle silah ve mühimmatların kontrolü, nöbet esasları ve benzeri
hususlarda eğitim faaliyetleri yanında, tüm dünyada artan intihar vakalarının
azaltılması için gayret sarf etmekte, özellikle, sorumlu personelin önceden
tespiti ve koruyucu ruh sağlığı hizmetine ilişkin tedbirleri hassasiyetle
uygulamaktadır.
Vefat
eden personelin kötü muameleye maruz kalması, içinde bulundukları ortam
sebebiyle böyle bir eylemi gerçekleştirmiş olması ve etnik kimliğini vurgulayan
çıkarımlar, herhangi bir araştırma ve bilimsellikten uzaktır. Meydana gelen her
türlü intihar vakası, öncesinden başlamak üzere adli ve idari yönden
soruşturulmakta, herhangi bir kusur ve ihmali tespit edilenler hakkında gerekli
yasal işlemler yapılmaktadır.
Yalnızca
intihar olaylarında değil, ölümle sonuçlanan tüm olaylarda, yukarıda
bahsedildiği gibi, savcılık tarafından adli soruşturma mutlaka yapılmakta, olay
bütün yönleriyle incelenmekte, varsa sorumlular hakkında yasal işlem
gerçekleştirilmektedir. Bugüne kadar kayıtlarımızda adli ve idari yönden
tahkikatı yapılmamış, ölümü şüpheli olan bir vaka bulunmamaktadır. Ayrıca,
ailenin verilen bilgiler dışında belge talep etmesi hâlinde –otopsi raporu
gibi- adli soruşturmanın yapıldığı makamın iletişim bilgileri de verilmektedir.
Sayın
milletvekilleri, Türk Silahlı Kuvvetlerindeki uygulamamızı detaylı olarak
sizlere arz etmeye çalıştım. BDP grup önerisine katılamadığımızı belirtiyor,
yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Teşekkür ederim. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkürler Sayın Ünal.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) – Sayın Başkan, tutanaklara geçmesi açısından bir hususu
belirtmek istiyorum: Şimdi, tabii, biz bu önergeyi vererek Türk Silahlı
Kuvvetlerinin mevzuatının yeterliğiyle ilgili bir tartışma açmak istemiyoruz.
Sayın Hatip Türk Silahlı Kuvvetlerinin bu konuyla ilgili mevzuatını okudu.
Bununla ilgili herhangi bir talebimiz yok. Bizim söylediğimiz şey şudur: Askerî
mahkemeler, kışla içerisinde yaşanan şüpheli asker ölümlerine gerekli, yeterli
duyarlılığı göstermemişlerdir. Sürekli olarak bütün bu şüpheli asker ölümlerine
maskelemeyle yaklaşan bir anlayış vardır. Bir emir-komuta zinciri içerisindeki
bu askerî mahkeme uygulamalarının bu soruna çözüm getirmeyeceğine inanıyoruz,
sivil mahkemelerde görülmesi gerektiğini söylüyoruz ve şüpheli bir durum
olduğu, son on yılda bine yakın askerimizin bu şekilde yaşamı söz konusu olduğu
için Meclisin bu konuda bir araştırma komisyonu kurmasını öneriyoruz. Sayın
Hatip konuşurken sanki biz mevzuatı bilmiyormuşuz gibi bize mevzuatı okudu.
Doğru anlaşılması açısından kayıtlara geçmesini istiyoruz.
BAŞKAN –
Teşekkürler.
Sözleriniz
zabıtlara geçti.
Şimdi,
öneri üzerinde üçüncü konuşmacı, lehinde olmak suretiyle Muharrem Işık,
Erzincan Milletvekili.
Buyurun
Sayın Işık. (CHP sıralarından alkışlar)
MUHARREM
IŞIK (Erzincan) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; grup önerisi lehinde
söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Tabii,
ben, sözlerime başlamadan önce, intihar eden Erzincanlı bir arkadaşımızın
durumunu anlatarak başlayacağım: Diyarbakır Hani ilçesinde görev yapan 29
yaşındaki hemşehrim Piyade Üsteğmen Yaşar Karaağaç, 8
Şubat 2013’te -geldiği izinden ayrılarak- Diyarbakır’a gitti. Diyarbakır’da
toplama kampında bir gün kaldı, orada kalmak için durdu daha doğrusu. Daha
sonra, ailesi haber alamayınca Hani ilçesindeki birliğini aradılar ve ilçeye
gelmediği söylendi. Arama sonucu, kapının kırıldığı ya da güzel bir şekilde
açıldığı söylenerek intihar ettiği yönünde haber verildi.
Şimdi,
burada, önce, yer olarak hemen resepsiyonun iki oda öbür tarafında olan bir
odada tek el ateş ederek kendini öldürdüğü söyleniyor arkadaşımızın ve on saat
orada beklediği söyleniyor. Hiç kimse duymuyor. Diyarbakır gibi yerde -ki, o
zaman terörün şiddetli olduğu bir dönemdi- askerlerin dışarı çıkmadığı, genelde
hepsinin orada beklediği, toplama kampında bekletildiği bir zamanda hiç kimse
bu silah sesini duymuyor ne hikmetse ve on saat sonra da haberleri oluyor.
Şimdi,
Yaşar Karaağaç fakir bir ailenin çocuğuydu, babası binbir
zorlukla bunu okuttu. Babası şöyle diyor: “Dağda bekçilik yaptım, çocuklarımı
yetiştirmek için her şeyi yaptım, sevgilerini kazandım, sevgi verdim, doğruluk
verdim; milletine, vatanına faydalı olsunlar diye uğraştım. Öyle an oldu ki
komşularımdan para aldım, onları okula gönderdim. Şu anda, ben, dönüp onların
yanına yatmak istiyorum.” Annesi de bağırıyor, diyor ki: “Yavrularımı yediler,
dayanamıyorum, filizimi kopardılar.”
Şimdi,
anne-babasının orada iddia ettikleri nokta şu: Diyorlar ki 2 tane uzman çavuş
varmış. Şimdi, tabii, diyeceksiniz ki uzman çavuş, üsteğmene nasıl şey yapar?
Uzman çavuşların sürekli arkadaşımızı rahatsız ettiği söyleniyor, sürekli bu
anlatılıyor, çocuk da söylüyor, rahmetlik devamlı anlatıyor ama bir türlü sonuç
alınamıyor çünkü… Hatta istifa noktasına geldiği düşünülüyor ama paraları
olmadığı için, maddi durumları iyi olmadığı için, en azından on seneyi
tamamlamayı beklediği için çocuk istifa da edemedi ve şu anda, maalesef hiçbir
sonuç da alınmadı. Biraz önce, hatip, sayın komutanımız burada şu ana kadarki
incelemenin hiçbirinden bir şey çıkmadığını söylüyor, en azından biz de bunu
söylüyoruz, hiçbir sonuç çıkmıyor ne yazık ki, hepsinin üzeri kapatılıyor
resmen.
Daha
önce, burada, ben kendim olsun, diğer milletvekili arkadaşlarımız olsun, soru
önergeleri vermişler. Ben verdiğim soru önergesinde birçok soru sormuşum, işte
intihar edenlerin nereli olduğu, hangi nüfusa kayıtlı olduğu, psikolojik
sorunları var mı yok mu, bu yönde çalışma yapılmasını istemişim. Bana verilen
cevap: “Vefat eden personelin etnik kimliğine veya inancına ilişkin bir
sınıflandırma yapılmamaktadır.” Ben onu sormuyorum ki, ben nereli olduklarını
soruyorum, hangi memleketliler? “Askere geldiğinde yapılan ilk mülakat veya
daha sonraki işlemler esnasında, askere gelmeden önce madde kullanımı hikâyesi
bulunan bütün erbaş, erler rehberlik danışma merkezi sürecine alınmakta, askerî
hastaneye sevk edilmekte, tedavi görmektedirler.” Bu şekilde cevap veriyorlar,
tabii, bunun da doğru olmadığını biliyoruz.
Diğer bir
arkadaşımızın verdiği soru önergesine, Levent Tüzel Bey’in verdiği soru
önergesine verilen cevapta, yapılan araştırmalar sonucu intiharların büyük bir
çoğunluğunun ruhi bunalım sonucu gerçekleştiği, bunun dışında ailevi
problemler, sağlık sorunları, maddi yetersizlik, istediği ile evlenememe gibi
sebeplerden dolayı olduğu söyleniyor. Ayrıca, buraya bir madde daha eklemişler:
“Askerliğe elverişli olarak askerlik şubelerine sevk edilen tüm personele
eğitim birliklerine katılışlarında kayıt-kabul, muayene ile değerlendirme
anketi uygulanmakta, uzman personel ile doktor tarafından her hükümlü ile tek
tek görüşülmekte, anketten elde edilen sonuçlar ve bire bir yapılan
görüşmelerde sorumlu olduğu belirlenen personel, rehberlik danışma
merkezlerinde görüşmeye alınmakta ve sonuç için takip edilmektedir.” Ben dört
sene boyunca askerlik şubesinde asker muayenesi yaptım sivil hekim olarak, hiç
böyle bir şey yapmadık. O zaman gerçi sünnet muayenesi yoktu, o da kaldırıldı
ama ondan önce bir tek sünnet olup olmadığına bakılıyordu. Diğer konularla
ilgili gelenlerin eğer elinde bir raporu varsa orada hiç ciddiye alınmadan,
direkt “Geç.” diye gönderiliyordu sert bir şekilde ama elinde bir raporu varsa,
hastalık durumu varsa onların belli merkezlere gönderilip orada rapor almaları
sağlanıyordu ama hiçbiri için, öyle dediğimiz gibi “Psikolojik sorunlarından
dolayı, psikolojik sorunları olduğu için, ilaç bağımlısı olduğu için bunları
araştıralım, inceleyelim.” diye bir çalışma yapılmadığını hepimiz biliyoruz.
Biraz
önce dediğim gibi, sayın hatip dedi ki: “Şu ana kadar alınan bir sonuç yok.”
Zaten bizim derdimiz de bu, niye sonuç alınmıyor? Genelkurmay inceleme yapıyor,
İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu inceleme yapıyor ama hiçbir sonuç alınmıyor
ne hikmetse.
Bu
askerlerle ilgili, askere kötü muamele yapılmasıyla ilgili bir İnternet sitesi
kurulmuş. Buraya gelen şikâyetlerden çıkan şeylerin sonucu şu: Yüzde 48’i
“Hakaretten dolayı; biz hakaret görüyoruz.”, yüzde 39’u “Dayak yiyoruz.”, yüzde
16’sı “Aşırı fiziksel aktiviteden dolayı intiharlara gidiyoruz.” diyor; yüzde
15’i yeterli sağlık hizmeti alamamaktan şikâyetçi; yüzde 13’ü tehditten, yüzde
9’u orantısız cezalardan, yüzde 5’i şahsi sicil, kovuşturmadan, uykusuz bırakılmaktan
ve devrecilikten bahsediyor.
Tabii,
burada bunlar tasniflenmiş ama maalesef şu anda askeriyede ya da Hükûmetin
elinde ya da işte Millî Savunma Bakanlığında bununla ilgili bir çalışma yok.
Bunlar tamamen diyorlar ki: “Siz geldiniz, ruhsal sağlığınız bozuktu ya da ilaç
bağımlısısınız ya da istediğiniz kızı size vermedikleri için bunalıma girdiniz
ve burada intihar ettiniz.” Başka hiçbir sonuç bulunmuyor.
İşte,
Yaşar Karaağaç arkadaşım –rahmetli- Erzincan’a izne geliyor, Erzincan’da
nişanını yapıyorlar, İzmir’e gidiyorlar, İzmir’de ağustos ayına düğün salonunu
kiralıyorlar ve o zaman da evlenecek ama ne hikmetse, görev yerine döndükten
sonra, bu kadar cıvıl cıvıl bir çocuk orada intihar
ediyor.
Demek ki
bazı şeylerin altında illaki ruhsal sorun aramamak lazım, oradaki baskıları
sorgulamak lazım.
Şimdi
tabii, buradaki soruşturmaların kesinlikle gizli yapıldığı söyleniyor. Zaten
gizli yapılması da tam bir muamma. Niye gizli yapılıyor? Yani ne varsa, bu,
açığa çıksın.
Şimdi,
adli tıp uzmanı veya patoloji uzmanı tarafından otopsi yapıldığı söyleniyor.
Türkiye’deki adli tıp uzmanının sayısı belli. Ben pratisyen hekim olarak, en az
–abartmıyorum- 250-300 tane otopsi yapmış kişiyim. Dolayısıyla, bunda illaki uzmanlık aranacak
diye bir şart yok. Her önüne gelen savcı, istediği hekimi çağırıp istediği
hekime otopsi yaptırabilir. Bunda hiçbir sakınca, hiçbir engelleme yoktur ki,
bu da zaten yasalarda mevcut.
Tabii, ne
kadar inanılır ne kadar inanılmaz bilmiyoruz ama özellikle Taraf gazetesinin
yayınladığı yazılar vardı. Bu yazılarda özellikle emekli subayların söylediği
bazı şeyler var. Diyor ki bir tanesi: “Genelkurmay, astsubaylarla ilgili
çalışma yaptı. Yapılan bu çalışmanın sonunda astsubayların TSK’ya aidiyet
duygularının ciddi bir şekilde azalması sonucu çıktı. İkinci olay ise her yıl
ocak ayında TSK Dayanışma Vakfına üye olunmasıyla ilgili durumdu. Personelin
yüzde 90’ının bu vakfa bu yıl üye olmadığı… Bunlar ciddi veriler. Astsubaylar
kendilerine uygulanan ötekileştirmeden ve mobbingden
dolayı artık aidiyetlerini kaybetmişler.” Zaten kaç tane astsubayın da intihar
ettiğini basında görüyoruz. Ayrıca, bu konuda subayların da açıklamaları var.
Subaylar, özellikle, bilmiyorum artık Hükûmet düşmanı mı, askeriye düşmanı mı,
onu bilemiyorum ama açıklamalarında askeriyede olan bu intiharların birçoğunun
intihar olmadığının saklandığı yönünde açıklamalarda bulundular. Bu da herhâlde
bir yerlerde okunmuştur.
Şimdi,
ben son olarak şunları söyleyeceğim: Tabii, verilen her önergede olduğu gibi bu
önergede de hemen baştan reddi açıkladınız çünkü önemli konularınız var, önemli
yasalar gelecek, bu, önemli bir konu değil! Birkaç asker orada hayatından
olmuş, dolayısıyla da bunu önemsemenin bir anlamı yok! Hele üstelik bir de
Genelkurmay bunu inceliyorsa kendi içinde ve de İnsan Hakları Komisyonu da
incelemişse her şey bitmiştir. Burada, işte, verdiğiniz değer ortaya çıkmış
oluyor.
Tabii, şu
var: Askeri “kelle”, vatandaşı “köle”, öğrenciyi, işçiyi, memuru “terörist” olarak
gören zihniyetin, asker intiharlarını incelemesini, bunu dikkate almasını
beklemiyorum zaten. Ayrıca, kendi yakınlarına çürük raporu alarak askerlik
yaptırmayanlardan, askerlik yapsa bile özel muamele görenlerden de ben bunu
beklemiyorum. Kindar gençlik isteyenlerin askerlere, intihar eden ya da intihar
süsü olarak gelen -ki benim görüşüme göre- üç beş kelleye ayıracakları
zamanlarının olmadığını da düşünmüyorum. Toplumu kutuplaştıran, durmadan
söylemler yapan insanların, “Barış ortamını getireceğiz.” diyenlerin, bu konuda
ciddi adımlar atacağına inanmıyorum. Dolayısıyla, “Uludere kürtajdır.” diyen
-bunu da söyleyeyim bari- zihniyetin ve ne olduysa, son zamanda bu katliamı
unutanların da “Askerde intihar edenlerde psikolojik bozukluk var.” diye yaftalayacağını
ve buna destek vermeyeceklerini biliyorum ama şunu da söyleyeyim: Bu sefer en
azından, bu konuda, Recep arkadaşımızı ya da Ramazan arkadaşımızı çıkarıp “Bu
konu önemli değil” demediniz, en azından yine on dakikanızı ayırdınız. Ama
dediğim gibi, önemli olan, bunu araştırmak, ciddi bir şekilde bulmaktır. Ne
kadar ciddiye alırsınız bilmiyoruz ama, tabii, bu önerge BDP’nin
önergesiydi, bizim önergelerimiz de var, haddinden fazla var hem de, biz de
bunları, günü geldiği zaman tekrar getirip, durmadan kamuoyunun önüne
getireceğiz.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkürler Sayın Işık.
Önerge
üzerinde son konuşmacı, aleyhinde olmak üzere Kastamonu Milletvekili Sayın
Mustafa Gökhan Gülşen.
Buyurun
Sayın Gülşen. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MUSTAFA
GÖKHAN GÜLŞEN (Kastamonu) – Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; BDP grup
önerisi aleyhine söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, BDP grup önerisiyle ilgili teferruatlı açıklamayı İstanbul
Milletvekilimiz Sayın Şirin Ünal yapmıştır, ancak bu arada geçen bir iki konuya
da değinmek istiyorum.
Özetle,
Türk Silahlı Kuvvetlerinde intihar, kaza, kaza kurşunu gibi sebeplerle meydana
gelen her türlü vefat olayı, askerî savcılıklarca her yönüyle
soruşturulmaktadır. Bu soruşturmalar neticesinde gerçeğin herhangi bir şüpheye
mahal bırakmayacak şekilde ortaya çıkması için de büyük bir özen
gösterilmektedir. İddiaların aksine, şüpheye mahal bırakmayacak şekilde
gerçeğin ortaya çıkması için özen gösterilmektedir.
Hayatını
kaybeden askerlerin büyük bölümünün belli bir etnik kökenden geldiği iddiası
vardır gerekçede, oysa bu, dayanağı olmayan bir ifadedir; buna katılmadığımızı
özellikle ifade etmek istiyorum.
Ayrıca,
özellikle intihar konularıyla ilgili, Genelkurmayın çalışmaları devam
etmektedir. Bu kapsamda Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde rehberlik danışma
merkezleri ve psikolojik danışmanların sayısı artırılmıştır, bunun neticesinde
son on yılda yarı yarıya bir azalma sağlanmıştır.
Elbette
bu konu önemlidir, elbette insan hayatının söz konusu olduğu her yer, her konu
son derece önemlidir. Bu konunun önemine binaen zaten Genelkurmay Başkanlığı
hassasiyetle konunun üzerinde durmaktadır, aslı itibarıyla da onların
görevidir. Askerî savcılıklarca da bu konudaki her şey teferruatlı
incelenmektedir.
Bu
sebeple, BDP grup önerisine katılmadığımızı ifade ediyor, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) – Sayın Başkan, sayın hatip konuşmasında önergenin
gerekçesinde dayanağı olmayan bazı iddiaların olduğunu söyledi. Açıklama yapmak
istiyorum.
BAŞKAN –
Normal değil mi yani bu, her eleştiriye siz tekrar mı cevap vereceksiniz?
“Aleyhinde konuşacağım.” dediğine göre aleyhinde şeyler söyleyecek Sayın Baluken.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) – Hayır ama şimdi, dayanağı olmayan bir iddiayı Genel Kurulun
gündemine getirerek Genel Kurulu oyalamak istemeyiz. Buna bir açıklama getirmek
isterim.
BAŞKAN –
Peki, buyurun, iki dakika.
Ama bu,
usulden değil yani size söyleyeyim.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) – Hayır, söylediğimizi Genel Kurula farklı bir şekilde
yansıttığı için açıklama ihtiyacı var Sayın Başkan.
BAŞKAN –
Buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
11.- Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in, Kastamonu Milletvekili Mustafa Gökhan Gülşen’in
BDP grup önerisi üzerinde yaptığı konuşma sırasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) – Evet, teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Bu konu
gerçekten son derece hassas ve ailelerin de beklentisinin olduğu bir konu ama
ona rağmen, maalesef büyük bir duyarsızlık gördüm iktidar partisinde.
Son on
yılda bine yakın asker bu şekilde yaşamını yitirmiş. Bakın, size sadece kendi
seçim bölgemden bir olayı anlatacağım. Sezer Altındağ’ın, Temmuz 2012’de,
Bingöl’ün Sancak beldesine cenazesi getirildi; Ergani’de mayına bastığı
gerekçesiyle. Cenazeyi getiren ekip aileye verip geri döndü. Ailenin,
ısrarlarıyla defalarca direnmesine rağmen, son bir kez çocuğunu görme ısrarıyla
babanın cenazeye bakması ve “Mayına bastı.” denilen askerin alnında tek bir
kurşunla cinayete kurban gittiği görüldü.
Kürt etnisiteden gelme işini söyleyelim. Gelin, araştıralım yani
kışla içerisindeki bu cinayetlerin yüzde 90’ının Kürt ve Alevi olduğunu
göreceksiniz. Olmasa bile önemli değil, bunu ortaya çıkarmak zaten Meclisin
görevi.
MUSTAFA
GÖKHAN GÜLŞEN (Kastamonu) – Bir dayanağınız var mı? Dayanağı var mı böyle bir
iddianın? Yazmışsınız oraya…
İDRİS
BALUKEN (Devamla) – Bakın, bugün Meclise Antalya’dan gelen Oktay Can, oğlunun
resimleriyle geldi ama ahlaki olarak, etik olarak o resimleri buraya
getiremediğimiz için, buraya getirmeyi doğru bulmadığımız için sözle ifade
edeyim: “İntihar etti” denilen silah emniyette yani hiç emniyeti bile açılmamış
silahla intihar ettiği söyleniyor. Kafada iki tane giriş deliği var, aileye
teslim edilirken bir giriş deliğine estetik operasyon yapılmış ve bir giriş
deliği kapatılmış.
Şimdi, bu
kadar şüpheli cinayetlerin olduğu bir yerde, böyle “Gerekçesi dayanaktan
yoksun.” falan demeyin. Eğer bu konuda hassasiyetiniz varsa, Meclisin bir
araştırma komisyonu kurmasını destekleyin, hep beraber inceleyelim. Bizim
söylediklerimiz dayanaksızsa ortaya çıkan raporu gelir, Genel Kurulda birlikte
paylaşırız.
Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN –
Teşekkürler Sayın Baluken.
VI.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri (Devam)
1.- BDP Grubunun, TSK'da yaşanan şüpheli asker
ölümlerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
verilmiş olan (10/445) esas numaralı Meclis araştırması önergesinin
görüşmelerinin Genel Kurulun 7 Mayıs 2013 Salı günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN –
Barış ve Demokrasi Partisi Grubu önerisini…
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Karar yeter sayısı…
BAŞKAN –
…oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısını arayacağım.
Öneriyi
kabul edenler… Kabul etmeyenler… Karar yeter sayısı yoktur.
Beş
dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 16.26
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 16.39
BAŞKAN: Başkan Vekili Mehmet SAĞLAM
KÂTİP ÜYELER : Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır),
Özlem YEMİŞÇİ (Tekirdağ)
BAŞKAN –
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 100’üncü Birleşiminin
İkinci Oturumunu açıyorum.
Barış ve
Demokrasi Partisi Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu
maddesine göre verilmiş önerisinin oylamasında karar yeter sayısı
bulunamamıştı. Şimdi öneriyi yeniden oylarınıza sunacağım ve karar yeter
sayısını arayacağım.
Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir, karar yeter sayısı vardır.
Şimdi
Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun İç Tüzük’ün
19’uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım.
2.- MHP Grubunun, aile kurumumuzun
güçlendirilmesi için, ülkemizde meydana gelen, birçok ailenin dağılması ve
çocuklarımızın mağdur olmasına neden olan boşanma olaylarının ve sebeplerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla verilen Meclis
araştırması önergesinin Genel Kurulun 7 Mayıs 2013 Salı günkü birleşiminde
sunuşlarda okunmasına ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
Tarih:
7/5/2013
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma
Kurulunun 7/5/2013 Salı günü (bugün) yaptığı toplantısında siyasi parti
grupları arasında oy birliği sağlanamadığından grubumuzun aşağıdaki önerisinin
İç Tüzük'ün 19'uncu maddesi gereğince Genel Kurulun
onayına sunulmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Oktay
Vural
İzmir
MHP
Grup Başkan Vekili
Öneri:
1 Haziran
2012 tarih ve 5354 sayı ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına “Aile kurumumuzun
güçlendirilmesi için, ülkemizde meydana gelen, birçok ailenin dağılması ve
çocuklarımızın mağdur olmasına neden olan boşanma olaylarının ve sebeplerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla” verdiğimiz
Meclis araştırması önergemizin 7/5/2013 Salı günü (bugün) Genel Kurulda
okunarak görüşmelerinin bugünkü birleşiminde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN –
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu önerisi üzerinde, lehinde olmak suretiyle
Sayın Süleyman Nevzat Korkmaz, Isparta Milletvekili.
Sayın
Korkmaz, buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)
S. NEVZAT
KORKMAZ (Isparta) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; aile kurumumuzun
güçlendirilmesi için, ülkemizde vuku bulan ve birçok yuvanın dağılmasına, aile
kurumunun yıpratılmasına neden olan ve böylece çocuklarımızın mağduriyetine yol
açan boşanma olaylarının ve sebeplerinin araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Milliyetçi Hareket Partisi olarak verdiğimiz Meclis
araştırması önergesi üzerine söz aldım. Yüce Meclisi saygılarımla selam-lıyorum.
Sözlerimin
başında, ebedî hayata uğurlanan Bursaspor Başkanı Sayın İbrahim Yazıcı
Beyefendi’ye Milliyetçi Hareket Partisi olarak Allah’tan rahmet, ailesine,
Bursaspor camiasına, Türk spor dünyasına ve aziz Bursalılara başsağlığı
diliyorum.
Değerli
milletvekilleri, evlilik kurumu hem inancımız hem de millî kültürümüz açısından
mübarektir, korunması gerekir, üzerine titrenmesi
gerekir. Anayasa’nın 41’inci maddesi “Aile Türk toplumunun temeli” dedikten
sonra, 2001’de Milliyetçi Hareket Partisinin de içinde bulunduğu 57’nci Hükûmet
zamanında aile kurumunun eşler arasında eşitliğe dayandığı ifade edilmiştir.
Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunmasıyla
ilgili tedbirleri almak zorundadır.
Bugün,
maalesef, siyasi hayatımızın toz dumana çevrilmiş olması yüzünden, toplumu
ayakta tutan aile kurumunun güçlendirilmesiyle ilgili tedbirlerin
alınabildiğini söylememiz güçtür. Koca koca laflar etmek, önündeki ormana
bakarken ayağının dibindeki çalıya takılıp kalmak böyle bir şey olsa gerek.
Burada fazlaca bir istismar sahası olmadığından, Hükûmetin görmemezlikten
geldiği alanlardan birisidir yaşadıklarımız ve maalesef bu olup bitenler.
Elbette, bunun sosyal, kültürel ve ekonomik nedenleri vardır.
Boşanma
oranlarında çok büyük bir yükselme görüyoruz. Elbette, evlilik kadar, eşler
arasında bir anlaşma olmuyor ve bir arada yaşama imkânı kalmıyorsa boşanmak da
doğal karşılanmalıdır. Buradaki “doğallık” sözcüğü, tabiatıyla, içinde huzur ve
keder barındırmaktadır. Evlilik, kavuşmak, boşanmak, ayrılık ve hicran
demektir. Tek tek olayların üzerine çıkıp daha genelden bakarsak, ağaç dallarından
bir yaprağın düşmesi gibidir aile kurumunun yıkılması, yuvanın bozulması.
Çünkü, artan boşanma olayları ailenin yıkılmasına, on binlerce çocuğun anne
veya baba sevgisinden mahrum kalmasına ve neticede, çocuklarımızda tamiri,
telafisi mümkün olmayan tahribatlara neden olmaktadır. Kimi zaman da yuvasız
kalan, ortalıkta kalan çocukları devletin kurumlarında yetiştirmek gibi,
hakikatte hüzünlü bir sonla karşılaşılmaktadır. Aile ortamının sıcaklığından
uzak kalan bu yavrularımızın sorunları ise katlanarak artmaktadır. Bireysel
gelişimlerinde sıkıntılar ortaya çıkmakta, topluma entegre olamama gibi,
topluma yabancılaşma gibi sair problemlerle karşı karşıya kalmaktadırlar.
Değerli
milletvekilleri, boşanma olayları elbette tek tek incelenmeli ve ona göre bir
değerlendirme yapılmalıdır ancak bu olayların toplumsal etkenler ya da
hızlandırıcılarla ivme kazandığı da bir gerçektir. Hızlı kentleşme, apartman
hayatında birbirini tanımayan komşular, geleneksel aile yapısından çekirdek
aile yapısına geçiş, yüz yüze ilişkilerin ortadan kalkması gibi sosyal etkenler
vardır. Özellikle görsel medyanın Türk kültür hayatında yaşattığı dejenerasyon
ve depremler, inanç ve kültür yapımızla bağdaşmayan hususların âdeta
olağanlaştırılması sosyal nedenleri tetikleyen en önemli unsurdur diye
düşünüyorum.
Ekonomik
nedenler vardır aile kurumunun yıpranmasının nedenleri arasında. “Parayla
saadet olmaz.” demişler ama geçim sıkıntısı, işsizlik, parasızlık yahut
nafakayı temin etmek üzere eşlerin birbirini dahi göremez hâle gelişlerine yol
açan iş hayatındaki aşırı yoğunlukları zikredebiliriz bu nedenleri sayarken.
Mutfak
giderleri artmıştır. Şubat 2013’te mutfak harcamasındaki artışlar bir önceki
yıla göre yıllık enflasyon artışından daha fazla olmuştur. Zorunlu gıda
maddelerindeki artışı da dikkate alırsanız bu rakamlar çok çok yüksektir ancak
çalışanların ücretindeki artışlar aynı oranlarda artmadığı için mutfakta üç beş
yıldır yaşanan yangın bir tabii afete dönüşmüştür.
Mutfak
harcamalarının yanında, kira, yakacak, giyim, ulaşım, sağlık, eğitim gibi
zorunlu diğer harcamaları da eklerseniz ocaklardaki mali sıkıntılardan
kaynaklanan stres ve öfke patlamasının âdeta grizu patlaması gibi yuvaları
darmadağın ettiğini görüyoruz.
Devletin
belirlediği asgari ücret mutfak harcamalarına dahi yetmemektedir. 980 liradır
asgari ücret, yoksulluk sınırı ise bunun neredeyse 2,5 katıdır yani 2.477 lira.
Çok hesap bilen Sayın Hükûmet, Sayın Başbakan, gel de çık bakalım şu işin, şu
hesabın içerisinden.
Değerli
milletvekilleri, 2011 yılında evlenen çiftlerin sayısı 592 bin boşanan
çiftlerin sayısı bir önceki yıla göre yüzde 1,3 artarak 120.117 olmuştur yani
evlenen her 5 kişiden 1’i boşanmıştır. 2012’de evlenmelere, boşanmalara
baktığımızda ise bu sorunun daha da vahim bir hâl almış olduğunu görüyoruz.
Evlenme oranı yüzde 1,9 artışla 603.751’dir, boşanma oranı ise neredeyse 2 katı
bir artışla yüzde 3’leri geçmiştir. Boşanmaların en yüksek olduğu bölge ise,
garip bir çelişki gibi görünse de, okuryazarlık oranının, şehirleşme oranının
en yüksek olduğu bölge olan Ege Bölgesi’dir, Marmara Bölgesi’dir, yani
Türkiye’nin batı bölgesidir. Boşanmadaki bu yüksek oranlar, maalesef, aile
yapısının zayıflamış olması ile itham ettiğimiz Batı Avrupa’nın yirmi yıl
önceki rakamlarıdır. Bu ne demektir? Yirmi yıl sonra, geleneksel aile yapısının
çözüldüğü, insanların yalnızlaştığı, vurdumduymazlaştığı
ve içinde yaşadığı cemiyete yabancılaştığı bir toplum bizi bekliyor demektir.
Bugünden bu hazin sonun emarelerini görmeyenimiz var mı değerli
milletvekilleri?
Sorunlar
bu kadar da değil. Boşanma olayları ile doğrudan ya da dolaylı olarak alakalı
ve sebep-sonuç ilişkisi olan sokakta yaşayan çocuklar, çocuk işçiliği, kadın ve
çocuklara yönelik aile içi şiddet, alkol ve uyuşturucu bağımlılığı, çocuk
suçluluğu oranlarının artması ve gençlik sorunları gibi hususlar üzerine de
detaylı araştırmalar yapılması toplumsal sorunlara çare üretme yeri olan,
millet iradesinin tecelligâhı Türkiye Büyük Millet
Meclisinin görevi değil midir? Sorunlara yönelik çözüm tedbirleri üretme gibi
bir sorumluluğu yok mudur bu Parlamentonun? Belki müdahale edilebilecek
değişkenler sınırlıdır, belki bu meseleyi tarafların istediği ölçüde, tamamıyla
çözüme kavuşturmak zordur ama “Hiç olmazsa bir deniz yıldızını kurtaramaz
mıyım?” diyen şahsın sorumluluğu ile hareket edilmesini, çok yönlü, çok boyutlu
bu meseleye Milliyetçi Hareket Partisi olarak eğilinmesini
ve araştırılmasını öneriyor ve bekliyoruz. Ailevi sıkıntıların çözümünün
aslında toplumsal çatışmaları da azaltan bir etkisi olduğunu düşünüyor,
Milliyetçi Hareket Partisi olarak, aile sorunları ve boşanmalarla ilgili bir
araştırma komisyonu kurulmasını yüce Meclise teklif ediyoruz. Bu siyaset üstü
teklifimizin -eminim ki- diğer siyasi partilerce de makul karşılandığını görmek
istiyoruz.
Teklifimizin
kabulü dileklerimle, sözlerimin sonunda, aziz milletimizin önümüzdeki pazar
günü kutlanacak Anneler Günü’nü tebrik ediyorum. Başta şehit analarımız olmak
üzere, yüce Türk milletinin mübarek annelerinin ellerinden öpüyor, hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ederim Sayın Korkmaz.
Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu önerisi üzerinde, aleyhinde olmak üzere ikinci konuşmacı
Sayın Tülay Selamoğlu, Ankara Milletvekili.
Sayın
Selamoğlu, buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
TÜLAY
SELAMOĞLU (Ankara) – Sayın Başkan, değerli milletvekillerimiz; hepinizi sevgi
ve saygıyla selamlıyorum.
Aile
kurumunun güçlenmesi, boşanma olaylarının ve sebeplerinin araştırılarak gereken
tedbirlerin alınması amacıyla araştırma açılmasıyla ilgili önerge MHP
tarafından verildi, bu konuda aleyhte söz almış bulunuyorum.
Aile
kurumuyla ilgili şunu söyleyebiliriz: Özellikle biz AK PARTİ Grubu olarak
aileye önem veriyoruz. Bunun önemli olduğunu da kurduğumuz bir bakanlıkla ispat
ettik. Nedir bu bakanlık? Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı.
Şimdi, bu
çalışmalar içerisinde… MHP’nin bu duyarlılığına çok teşekkür ediyorum ama
yapılan çalışmaların da ne olduğunu göstermek, anlatmak istiyorum.
Aile
bizim için önemli çünkü bizim toplumumuzun en büyük değeridir. Bizim inancımız
bize şunu öğretir zaten: Dünyaya Adem ile Havva aile olarak inmiştir, tek,
birey olarak inmemiştir ve insanlığın temelini oluşturan ailedir.
Peki, biz
bununla ilgili yaşanılan sorunları görüyor muyuz? Gerçekten görüyoruz.
Özellikle şehirleşme sürecinde kentlerin hızla nüfusunun artması sonucunda
ailelerde yaşanan sıkıntıları görüyoruz. Bununla ilgili özellikle Aile ve
Sosyal Politikalar Bakanlığımızın yaptığı çeşitli çalıştaylar
sonucunda bazı çalışmalar yapılıyor, uygulamalar başladı. Ama Meclisin de
yaptığı bir çalışma var, onu biliyoruz. Büyük ihtimalle kasım ya da aralık
ayında, alt komisyon çalışması olarak, Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonunun
altında boşanmayla ilgili alt komisyon çalışmaları başlıyor. Bu süreç
içerisinde peki yapılanlar neler? Aile önemli mi, evlilik kurumu önemli mi?
Gerçekten önemli. Biz, tanımlanırken, Türk aile tipinde, büyük aile olarak
tanımlanıyoruz, ona alışmıştık ama şehirleşmenin sonucunda aile bireyleri
azaldı ve küçük aileler hâline dönüştürdük. Bu çekirdek aile gerçekten çok
ufaldı ve biz geçmişimizde şunu biliyoruz: Geçmişte küçük evlerde büyük aileler
olarak yaşardık ama şimdi büyük evlerde küçük aileler olarak yaşıyoruz ve bu
birçok sıkıntıyı da beraberinde getiriyor.
Aile ve
Sosyal Politikalar Bakanlığımız, özellikle aile kurumunun ilk kurulma
aşamasında ya da sonra, devam ettiği sürece ya da aileler bu süreci bitirmek
istediklerinde farklı uygulamalar, çalışmalar yapıyor, rehberlik ve danışmanlık
hizmetleri veriyor. “Evliliğe başlarken” denilen süreçte evlilik öncesi eğitim
programları var Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından yapılan. Bu
programı gerçekleştirmek için de Türk Belediyeler Birliğiyle yapılan protokolle
Evlilik Öncesi Eğitim Programı’nın ülke genelinde tüm belediyeler tarafından
uygulanarak yaygınlaştırılması faaliyetleri organize edildi. Bunun için 81 ilde
eğitici eğitimleri tamamlandı. Eğitimler sadece evlenmek üzere gelen çiftlere
değil, silah altındaki er ve erbaşlara, polis okulları ve üniversitelerin son
sınıf öğrencilerine de verilmektedir. Bu eğitimlerin amacı: Evlilik yuvasını
kuracak, aile oluşturacak niyette olan grupların bu sistemin içerisinde
yaşayacakları sorunlar, kriz yönetimi, sevgi, saygı ve insanlık değerleri
üzerinde yapılan eğitimler oldu. 2 bin kişi evlilik öncesi eğitim eğiticisi
olarak yetiştirildi ve eğitimlerde bugüne kadar toplam 22 bin kişiye ulaşıldı.
Evlilik Öncesi Eğitim Programı ile evlilik çağına gelmiş ve aile kurmak
amacıyla bir araya gelen çiftlerin evlilik hayatına hazırlanmaları amaçlandı.
Evlilik Öncesi Eğitim Programı, evlilik öncesi süreçte çiftlerin birbirlerini
iyi tanıması, evlilikle ilgili gerçekçi beklentiler oluşturabilmeleri amacıyla
etkili iletişim kurma yollarını ve olası sorunlarla nasıl baş edeceklerini
öğrendikleri bir program olup çiftlere evliliğe iyi bir başlangıç yapabilme
fırsatı vermekte.
Ama
ikinci bir süreç var: Aile eğitim programları. Yine, Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanlığı, bu programda, özellikle anne ve babalar başta olmak üzere, ailelere
kendi içinde sorun çözme kapasitesini kazandırmak amacıyla ve ailelerin
ihtiyaçları doğrultusunda üç yıllık bir çalışmanın ürünü olarak hazırlanmış,
eğitim-iletişim, sağlık, hukuk, medya ve iktisat alanlarında olmak üzere beş
alanda yirmi üç modülden oluşan aile eğitim programlarını yaygınlaştırma
faaliyetlerini sürdürüyor. Şimdiye kadar, yaygınlaştırma faaliyetleri
kapsamında, ülke genelinde bu eğitimleri organize edecek 184 formatör, 11 ilimizde eğitimleri verecek 450'yi aşkın
eğitici yetiştirildi. Sponsorlarımız vasıtasıyla, Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanlığına destek veren sponsorlar vasıtasıyla 115 bin kitap basılarak
dağıtıldı. 2013 yılı içerisinde bu kitaplar illerimizde açılacak eğitimlerle
vatandaşlarımıza dağıtılacaktır. 2018 yılına kadar 500 formatör,
5 bin eğitici yetiştirerek 6 milyon vatandaşımıza bu eğitimleri ulaştırmayı
amaçlıyoruz. 2013’ün ilk dört ayında 10 binin üzerinde vatandaşımıza ulaştık.
Programın temel yaklaşımı, önleyicilik, bilgilendiricilik
ve eğiticilik yönü ön planda olan aile yaşamı eğitimi. Sorun, tedavi veya kriz
odaklı değil, vizyon odaklı eğitimler veriliyor bu kapsamda. Ama aileler eğer
bu “boşanma süreci” dediğimiz aileyi bozma sürecine girmişlerse üçüncü bir
danışmanlık sistemi var, yine Bakanlığımız tarafından uygulanıyor. Bu, pilot
olarak 5 ilde başlatıldı. Ankara, Kırıkkale, Burdur, İzmir ve Karabük pilot iller
olarak seçildi ve bu sorunların çözümü üzerine aileye destek ve aile
danışmanlık hizmetleri başladı. Bu hizmet merkezlerinde görev yapan
danışmanlara, boşanma aşamasında olan çiftlere danışmanlık hizmeti konusunda
beceri ve bilgi kazandırmaya yönelik hizmet içi eğitimler verildi.
2012
yılının son üç ayında başlayan pilot uygulama süreci devam ederken,
danışmanlara yönelik daha kapsamlı bir eğitim programı hazırlandı. Aile
mahkemeleri ile iş birliği içinde, mahkemelere başvuran çiftlere boşanma süreci
danışmanlığı hizmetinin verilmesi ülke genelinde yaygınlaştırıldı. 2013 yılı
içinde gerçekleştirilecek olan bu süreçte, tamamlanacak olan bu pilot çalışma
süresince 450 aileye danışmanlık hizmeti verilerek 75 ailenin evliliklerinin
devamı yönünde karar alması sağlandı. Programın ülke genelinde yaygınlaşmasına
yönelik çalışmalar devam ediyor.
Boşanma
süreci danışmanlığı hizmeti de boşanma öncesi danışmanlık, eğer boşanma kararı
netleşmişse boşanma sürecinde destek ve danışmanlık hizmetleri ve boşanmanın
sonrasında da -eğer gerçekleşiyorsa- destek ve danışmanlık çalışmaları olarak
üç başlık altında ve modül çalışmalarla yapılıyor.
Biz
aileye önem veriyoruz, bu toplumun temelinde aile olduğunu biliyoruz ama,
özellikle, amacımız ailelerin boşanmasına engel olmak. Her türlü sosyal
danışmanlık hizmeti veriliyor. Bu süreç, biliyorsunuz, son dört yılda başladı,
bununla ilgili çalıştaylar yapıldı. Özellikle,
Milliyetçi Hareket Partisinin duyarlılığına teşekkür ediyoruz ama bu
çalışmaların zaten yapıldığını, çalıştayların
tamamlandığını, uygulamaların -bazı noktalarda pilot ama- 2013’ün sonunda tüm
ülkede gerçekleşeceğini bildirerek herkese sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Bu
araştırma önergesi konusunda da çalışmalar başladığı ve devam ettiği için
aleyhte söz almış bulunuyorum.
Saygılar.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ederim Sayın Selamoğlu.
Milliyetçi
Hareket Partisi grup önerisi üzerinde üçüncü konuşmacı, lehinde olmak
suretiyle, İstanbul Milletvekili Sayın Sedef Küçük.
Sayın
Küçük, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
SEDEF
KÜÇÜK (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket
Partisi grup önerisi lehinde söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, toplumsal yapı farklılaştıkça ve dönüştükçe aile kurumu da
farklılaşmakta ve dönüşmektedir. Bildiğiniz gibi, toplumsal kurumlardaki
değişimler temelde ekonomik dönüşümlerin sonucudur. Kuşkusuz, kültür, din,
gelenek gibi toplumsal yapılar da bu değişimlerde önemli faktörlerdir. Bütün
bunların hızları ve yoğunlukları farklı olsa da karşılıklı etkileşim içinde
oldukları söylenebilir. Ancak, ekonomik yapıda meydana gelen dönüşümler
toplumsal kurumların değişmesinde temel itici güçtür. Aile yapısı, ekonomik
sıkıntıların doğrudan yansıdığı temel toplumsal kurumdur. Eğer geçiminizi
sağlayamıyorsanız, eğer çocuklarınıza mutlu bir gelecek vadedemiyorsanız eğer
yarınınızdan kuşkunuz varsa, kendinizi ve ailenizi güven içinde
hissedemiyorsanız, eğer umudunuz her geçen gün azalıyorsa aile yapısını ayakta
tutmanız imkânsız hâle geliyor demektir. İşte, Türkiye’de de olan bundan
ibarettir. Uygulanan neoliberal politikaların bu
sonucu doğurması da kaçınılmazdır.
Bakınız, TÜİK’in 2012 Eylül ayında yayımladığı Gelir ve Yaşam
Koşulları Araştırması’na göre, en yüksek gelire sahip yüzde 20’lik kesimin
toplam gelirden aldığı pay yüzde 46,7 iken, en düşük gelire sahip ilk
gruptakilerin toplam gelirden aldığı pay sadece yüzde 5,8’dir. Aynı araştırmaya
göre, nüfusun yüzde 16,1’i yoksulluk sınırının altındadır ve sürekli yoksulluk
riski altında bulunanların oranı da yüzde 18,5’tir. Bu rakamlar bize bir
gerçeği göstermektedir: Toplumsal yapı özellikle son yıllarda ağır bir sarsıntı
geçirmektedir. Böyle adaletsiz bir gelir dağılımının olduğu bir ülkeyi de
sorunsuz saymak mümkün değildir. Hane halkının bankalara kredi ve kredi kartı
borcu 2002-2012 yılları arasında 74 kat artmıştır. 2003’te 12,8 milyar lira
olan tüketici kredileri 179,8 milyar liraya, 4,4 milyar lira olan kredi kartı
borcu ise 66,9 milyar liraya ulaşmıştır. Bu rakamlar, üretmeyen, istihdam
yaratmayan, yalnızca iç tüketimin körüklenmesiyle ayakta duran bir ekonomi
politikasının doğal sonucudur. Değerli milletvekilleri, bu borç rakamları
yalnızca ekonomiye ilişkin değildir, bu borçlar, bu rakamlar hayata da ilişkindir.
Bu rakamlar, cenneti dünyada bulmak için yola çıkıp cinneti bulmanın
ifadesidir.
Değerli
milletvekilleri, boşanma sayılarındaki artış kriz dönemlerini takip eden
yıllarda yoğunluğunu artırmaktadır. Krizin etkilerinin can yakıcı olarak
hissedildiği 2001 yılı, son on iki yılın en çok boşanma sayısı olan 145.700 ile
zirve yapmıştır. 2003-2004 yıllarında 96 bin civarında gerçekleşen boşanmalar,
yine krizin hissedildiği 2009 yılında 117.410’a ulaşmıştır. Yani, ekonomik
krizlerle boşanma sayıları arasında açık bir paralellik vardır ve önümüzdeki
dönem, ekonomik anlamda sıkıntılara gebe bir dönemdir çünkü büyüme oranları
düşmektedir, işsizlik artma eğilimindedir, hane halkı borçluluğu büyümektedir
ve maalesef, bu açık göstergeler, önümüzdeki dönemde de bir krizin
göstergeleridir.
Aile
kurumunun değişimini, geleneksel ailenin çözülüşünü, kentleşmeyi, toplumsal
değerlerin farklılaşmasını yalnızca Türkiye’de değil, ekonomik dönüşüm geçiren
her toplumda, az ya da çok, hızlı ya da yavaş, gözlemlemek mümkündür ancak
ülkemizde bu dönüşüm sancılı olmaktadır. Aile yapısının değişiminde ve boşanma
sayılarındaki yükselişte, ekonomideki değişimin yanı sıra, geleneksel ailenin
çözülüşünün, gelir dağılımı bozukluğunun, göçlerin ve hızlı kentleşmenin
etkileri de söz konusudur.
İnsanları
doğdukları yerde doyurmayı başaramazsanız, kentlere yığınlar hâlinde göçler
olması kaçınılmazdır. Ülkemizde, tarımdan geçinen nüfus her geçen gün gelir
kaybına uğramaktadır. Bunun yaratacağı sorunları görmezden gelirseniz, yalnızca
boşanma sayılarındaki artışla karşı karşıya kalmazsınız, aynı zamanda toplumsal
bir çözülüşe, toplumsal bir patlamaya da yol açarsınız. Elbette, bunu önlemek
mümkündür. İnsanların doğdukları yerde doymalarını sağlayacak, onları Dünya
Ticaret Örgütü programlarına kurban etmeyecek politikalar uygulamakla bu
tehlikenin önüne geçmek mümkündür ancak şu an uygulanan ekonomik politikalar,
bu konuda hiç umut vermemektedir.
Değerli
milletvekilleri, bozulmakta olan yalnızca ekonomik durum değildir; basın
özgürlüğünden hak ve özgürlüklerin kullanımına kadar her alanda bir bozulma,
bir gerileme yaşanmaktadır. Bu durum, temel hak ve özgürlüklerin kullanımında
yaşanan gerilemeler, ABD Dışişleri Bakanlığının son İnsan Hakları Raporu’nda da
yer almıştır. Raporda “Yasalar, toplanma özgürlüğünü güvence altına almaktadır.
Bununla birlikte Hükûmet, seçici bir şekilde, belli tarihler ya da mekânlarla
sınırlamış ve özellikle Hükûmeti eleştiren bir nitelik taşıyorsa ya da hassas
konularla ilgiliyse gösterileri peşinen yasaklama yoluna gitmiştir.”
denilmektedir. Son 1 Mayıs olaylarında da yaşananlar bu durumu kanıtlamaktadır.
Görünen
odur ki muhalif hiçbir sese tahammül yoktur. Bu tahammülsüzlük hayatın her
alanına sirayet etmektedir. Hükûmetin uygulamalarını beğenmeyenler,
eleştirenler, bir anda “demokrasi düşmanı” diye damgalanmaktadır. Hükûmetten
farklı düşünenler, farklı bakış açısına sahip olanlar “barış düşmanı” ilan
edilmektedir. Asıl bu anlayış, bu tahammülsüzlük toplumsal barışı tehdit
etmektedir, artık bunu görmek lazımdır. Özgürlükler, özellikle ifade özgürlüğü,
yalnızca Adalet ve Kalkınma Partisi gibi düşünenler için değil, hepimiz
içindir. Elbette farklı düşüneceğiz, elbette farklılıklarımızı ifade edeceğiz,
kimse bu farklılıklardan korkmamalıdır, kimse kimseyi farklılıklarla
korkutmamalıdır.
Değerli
milletvekilleri, ülkemizi yönetenlerin bu farklı düşüncelere tahammül edemeyen
bakış açısı, kullanılan bu ötekileştirici dil,
toplumsal hayatımızın her alanına, sokağa, hatta aile yaşantımıza bile
yansımaktadır. Bu dil, ekonomik sorunlarla da birleştiği zaman, toplumumuzu,
aile yaşantılarımızı bir hoşgörüsüzlük atmosferine sokmaktadır, artık bunu
görmemiz lazımdır. Bu nedenle, hoşgörüsüzlük kimden gelirse gelsin karşı
çıkmamız gerekmektedir.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; her sorun aşılabilir, ekonomik durum da
düzelebilir, boşanma sayıları makul hâle getirilebilir, bütün bunlarla başa
çıkabiliriz ama hoşgörüsüzlükle başa çıkamayız. Bizi bir arada tutan, bizi
çoğaltan, bizi biz yapan şey, birbirimize duyduğumuz saygı ve bizim gibi
düşünmeyenlere göstereceğimiz hoşgörüdür diyor, yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
–Teşekkür ederim Sayın Küçük.
Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu önerisi üzerinde, aleyhinde olmak üzere, son konuşmacı
Bolu Milletvekili Sayın Ali Ercoşkun.
Sayın Ercoşkun, buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ALİ
ERCOŞKUN (Bolu) – Teşekkür ederim.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi Grup önerisi
aleyhine söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Tabii,
bugün, haftanın ilk gününde, gene BDP ve akabinde de MHP’nin grup önerileriyle
devam ediyoruz.
Sonuçta,
hazırlanmış olan grup önerisine saygımız var. Muhakkak ki kendileri açısından
önemli gördükleri bir konuyu gündeme getirmek amacıyla bir grup önerisi
hazırladılar ve Genel Kurulun takdirine sundular. Fakat, bildiğiniz gibi, daha
önce almış olduğumuz karar gereği, bugün, Sayın Bakanımız Cevdet Yılmaz’ın bir
saatlik bir soru-cevap çalışması olacak. Akabinde de geçtiğimiz hafta
başladığımız -kısaca- PTT’yle alakalı kanunla ilgili çalışmalarımıza devam
edeceğiz.
O yüzden,
Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisini saygıyla karşıladığımızı belirtir ama
aleyhinde olacağımızı Genel Kurulun takdirine sunar, bu vesileyle hepinizi
saygıyla selamlarım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ederim Sayın Ercoşkun.
S. NEVZAT
KORKMAZ (Isparta) – Sayın Başkan, karar yetersayısı…
BAŞKAN –
Şimdi, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu önerisini oylarınıza sunacağım ve karar
yeter sayısını arayacağım.
Öneriyi
kabul edenler… Kabul etmeyenler… Karar yetersayısı yoktur.
On dakika
ara veriyorum.
Kapanma Saati: 17.11
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 17.30
BAŞKAN: Başkan Vekili Mehmet SAĞLAM
KÂTİP ÜYELER : Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır),
Tanju ÖZCAN (Bolu)
BAŞKAN –
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 100’üncü Birleşiminin
Üçüncü Oturumunu açıyorum.
Milliyetçi
Hareket Partisi Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu
maddesine göre verilmiş önerisinin oylanmasında karar yeter sayısı
bulunamamıştı. Şimdi öneriyi yeniden oylarınıza sunacağım ve karar yeter
sayısını arayacağım.
Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Öneri kabul edilmemiştir, karar yeter sayısı vardır.
Şimdi
Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu
maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım.
3.- CHP Grubunun, İstanbul Milletvekili İhsan Özkes ve 21 milletvekili tarafından Vakıflar Genel
Müdürlüğüne ait yerlerde ikamet eden din görevlilerine açılan ecrimisil davalarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla 13/4/2012 tarihinde Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin Genel Kurulun
7 Mayıs 2013 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve görüşmelerinin
aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önergesi
7/5/2013
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma
Kurulunun 7/5/2013 Salı günü (Bugün) yaptığı toplantısında siyasi parti
grupları arasında oy birliği sağlanamadığından, grubumuzun aşağıdaki önerisinin
İç Tüzük’ün 19’uncu maddesi gereğince Genel Kurulun
onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.
Mehmet
Akif Hamzaçebi
İstanbul
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
İstanbul
Milletvekili İhsan Özkes ve 21 milletvekili
tarafından 13/04/2012 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait yerlerde ikamet eden din görevlilerine açılan ecrimisil davalarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla verilmiş olan Meclis araştırma önergesinin
(355 sıra no.lu) Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer
önergelerin önüne alınarak 7/5/2013 Salı günlü birleşimde sunuşlarda okunması
ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN –
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu önerisi lehinde ilk konuşmacı Sayın İhsan Özkes, İstanbul Milletvekili.
Buyurun
Sayın Özkes. (CHP sıralarından alkışlar)
İHSAN
ÖZKES (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk
Partisi grup önerisi hakkında söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Sayın
milletvekilleri, Diyanet İşleri Başkanlığının kullanım hakkı çerçevesinde cami
lojmanlarında ikamet eden din görevlilerine, Vakıflar Genel Müdürlüğü, toplamda
yüz binlerce lira borç tahakkuk ettirerek ecrimisil
davaları açmaktadır. Diyanet İşleri Başkanlığı altı dükkân, üstü cami
ibadethanelerden milyonlarca lira gelir elde ederken, minareleri GSM
şirketlerine kiralarken Vakıflar Genel Müdürlüğü de ezan okuyan müezzinden,
namaz kıldıran imamdan para toplamaya çalışmaktadır. Kiliselerin ve havraların
elektrik paraları için gizli emirler gönderen Diyanet İşleri Başkanlığı,
camilerde yaşanan bu sıkıntılara ilgisiz kalmakta, mağdur olan personeli için
parmağını dahi kıpırdatmamaktadır.
Değerli
milletvekilleri, Kutlu Doğum Haftası’nın bu yılki teması, bildiğiniz gibi,
insanlık onurudur. Diyanet, kendi personelinin onurunu zedeleyen bu davalara
âdeta seyirci kalmaktadır. Onurlu din görevlilerimizi ne kendilerinin sokakta
bırakılması ne de binlerce liralık borç tahakkuku yıkamamıştır ancak onları
inciten tek nokta, yıllardır görev yaptıkları camilerde devlet tarafından
“işgalci” olarak adlandırılmalarıdır. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin cami meşrutahanelerinden kira istenemeyeceği yönündeki kararına
rağmen, mahkemelerde farklı kararlar çıkması yüzlerce din görevlisini zor
durumda bırakmaktadır. 22 Ağustos 2001 tarihinde, Vakıflar Genel Müdürlüğünce
“Meşrutanın, vakfiye şartlarına uygun olarak kullanılmasına” şeklinde oy
birliğiyle karar alınmasına karşın, din görevlileri aleyhine açılan ecrimisil davaları hâlen devam etmektedir. Fatih 1. Sulh
Hukuk Mahkemesi, Vakıflar Genel Meclisinin 22/8/2001 tarihli kararının
davalıların meşrutalarda oturmasına muvafakat niteliğinde olduğuna, bu nedenle
haksız işgal sonucu talep edilen ecrimisle karar
vermeye olanak bulunmadığına hükmetmiştir.
Sayın
milletvekilleri, tarihî camilerin avlularındaki meşrutalar hayır sahibi
ecdadımız tarafından camilerle birlikte yapılmışlardır. Bu meşrutalarda
imam-hatipli müezzin kayyum olarak din hizmeti veren din görevlileri ikamet
etmektedirler. Bu yerler genellikle bakımsızdırlar. Din görevlileri ya kendi
imkânlarıyla veya cami cemaatinin yardımlarıyla buraları tamir ederek günümüze
kadar gelmelerini sağlamaktadırlar. Tarihî camilerin çevresi genellikle meskûn
mahal değildir. Din görevlileri camiyi ve çevresini gece gündüz hırsızdan,
hayduttan, tinerciden, her türlü olumsuzluklardan korumaktadırlar. Sabahın çok
erken saatlerinde göreve başlayıp gecenin geç saatlerine kadar görevlerine
devam eden din görevlilerinin sabah ve yatsı namazları vakitlerinde görev
yerlerinde olmaları ancak cami yanındaki lojmanlarda oturmalarıyla mümkündür.
Sayın
milletvekilleri, mülkiyeti vakıflara ait olan tarihî camilerin meşrutalarında
ikamet eden din görevlilerinden ücret alınmaması için, bir yıl kadar önce kanun
teklifini verdim. Bunun bir an önce görüşülmesini diliyorum.
İçinde
bulunduğumuz hafta Vakıflar Haftası’dır. Ne acıdır ki bu haftada, ecrimisil davalarından büyük meblağlarda para ödemeye
mahkûm olan din görevlileri hüzünlüdür, aileleri de perişandır.
Vakıflara
ait gayrimenkullerde iki statü vardır. Camiler gibi ibadethaneler hayrattır,
dükkân ve iş hanı gibi gelir getiren yerler ise akardır. Cami meşrutalarının
din görevlilerinin ikameti için ayrılan yerler olması sebebiyle, gelir getiren
akar olarak değerlendirilmesi yanlıştır ve amacına da uygun değildir. Vakıflar
Genel Müdürlüğü, din görevlilerine reva gördüğü bu işgalci bakışından
vazgeçmeli ve açtığı icra davalarını geri çekmelidir. Zira, bu davalarla din
görevlileri ve aileleri mağdur olmaktadır, belirlenen ecrimisil
meblağlarını ödememeleri durumunda tahliye edilecekleri tehdidiyle karşı
karşıya kalmaktadırlar. Din görevlilerinin lojmanlardan tahliye edilerek bu
lojmanların başka kurumlara veya kişilere kiraya verilmesi kamuoyunda güven
kaybına yol açmaktadır.
Sayın
milletvekilleri, hayır sahibi, vakfeden, camiyi yaparken camiye hizmet verecek
hocaların oturması için meşrutayı da ihmal etmemiştir. Bakımını, onarımını ya
hocanın kendisi ya da dernek veya cemaat yapıyor. Kaldı ki caminin gece gündüz
korunması için hocanın burada oturması zorunludur. Ayrıca, bu meşrutaların
tahsisini görev yaptıkları yerin müftülüğü yapmakta ve hiçbir din görevlisi
müftülüğün onayını almadan bu yerlerde ikamet etmemektedir.
Din
görevlisi olmasına rağmen camilerin ve müştemilatının temizliğini sağlayan,
bakım ve onarımını yapan, bayram tatili ve hafta tatilini kullanmadan
vatandaşlarımıza din hizmeti veren bu görevlilerin işgalci olarak görülmesi
devletin bir ayıbıdır. Hocalara yapılan bu zulüm kaldırılmalıdır. Vakıflar
geçmiş yılların ecrimislini hem de faiziyle ve
mahkeme masraflarıyla hoca efendilerden istiyor. Din görevlilerinin ödeme
güçlerini aşan ve hayatlarını zehir eden bu uygulamaya acilen son verilmelidir.
Sayın
milletvekilleri, içinde zerre kadar imanı olan, İsrail’in Müslümanlara attığı
bombayı Allah’ın nusreti olarak göremez. İçinde zerre
kadar imanı olan kimse, İsrail’in attığı bombalarla canlarını veren Müslüman
çoluk çocuğun feryadından zevk alamaz.
Sayın
milletvekilleri, Allah’a zerre kadar imanı olan, Müslümanlara karşı İsrail’le
birlikte hareket etmez. Yine, Allah’a zerre kadar inancı olan, Allah’ın
ayetlerini keyfine göre tefsir etmez. Zerre kadar inancı olan, Kur'an
ayetlerini dış güçlerin emrine uyarlamaya çalışmaz. Değerli milletvekilleri,
içinde zerre kadar imanı olan, Allah’a kulluğu bırakıp da dış güçlerin uşağı
asla olmaz.
Değerli
milletvekilleri, Allah, sevgili Peygamber’imizin ciğerparesi Hazreti Hüseyin’i
hunharca şehit eden Yezid’e de, dış güçlerle birlikte
olup İslam dünyasını kan gölüne çeviren zamanımız yezit temsilcilerine de lanet
etsin.
Din
görevlilerinin mağdur olduğu, mahrum olduğu, eziyet gördüğü bu ecrimisil davalarının araştırılması için kabul oylarınızı
bekliyorum.
Hepinize
saygılar sevgiler sunuyorum. Sağ olun, var olun. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkürler Sayın Özkes.
Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu önerisi üzerinde aleyhinde olmak suretiyle Malatya Milletvekili
Sayın Ömer Faruk Öz.
Sayın Öz,
buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ÖMER
FARUK ÖZ (Malatya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; CHP tarafından
Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait meşrutalarla ilgili ecrimisiller
noktasında araştırma önergesi verilmesiyle ilgili söz almış bulunuyorum. Bu
vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Vakıflar
Genel Müdürlüğünün idare ettiği gayrimenkullerin hayrat ve akar diye ikiye
ayrıldığı herkesin malumudur. Akar ve hayrat dengesi vakfın yaşaması için
şarttır. Vakfeden, bir vakfın yaşayabilmesi için bu dengeye azami hassasiyet
göstermiştir. Eğer, bir vakfın akarı olmazsa yani hayır şartlarını yerine
getirecek derecede bir düzeyde geliri olmazsa vakfın yaşama imkânı da yoktur.
Bu durum hayratın yani hayır için ayrılmış unsurların devam etmesini engeller.
Hayratı olmayan veya devam etmeyen bir vakıf düşünülemeyeceğine göre, öncelikli
olarak akarını yaşatacağız ki hayratı da yaşasın. Bu nedenle, bu dengeyi
yöneticiler ve vakıf mütevellileri mutlaka gözetmeli ve buna göre
davranmalıdırlar. Bu durum vakfedenin yöneticiler üzerindeki hakkıdır.
Vakfedenin iradesine uygun davranmak her yöneticinin yapması gereken bir
davranıştır. Aksi takdirde, emanet edileni, emanet edenin rızasına aykırı
kullanmış oluruz ki bu durum büyük bir vebaldir.
Önergede
belirtilen meşrutaları 3 kategoride sıralayabiliriz:
1)
Vakfiyesinde “meşruta” yazan, meşruta bulunan yerlerle ilgili zaten bir sıkıntı
bulunmamakta, buradan cami görevlilerimiz ücretsiz olarak istifade
etmektedirler.
2) Vakfiyesinde
meşruta olmasına rağmen bilahare yıkılmış, cemaat tarafından yapılmış olan
yerler var. Ki doğrudur, 1999 yılından 2004’lü yıllara kadar bunlardan bedel
alınmıştır, 2004 yılından itibaren de buradan artık kira alınmamaktadır.
3’üncüsü,
hayrat veya akar bir yer üzerinde cemaat tarafından yapılmış olan meşrutalar
vardır. Hayrat bir yere eğer vakfiyesinde olmadığı hâlde, bir meşruta
yapılmışsa buradan Kamu Konutları Yönetmeliği çerçevesinde sembolik bir lojman
bedeli alınmaktadır. Akar bir yerin üzerine yapılmış ise bu rayiç bedel
üzerinden hesaplanmış olsa dahi, şimdiye kadar ödenen, alınan bedeller, normal
kira bedellerinin üzerine çıkmamıştır. Bu süreçte vakfiyesinde olmadığı hâlde
hayrat veya akar üzerine yapılan yerlerle ilgili kira bedellerinin ödenmesi
gayet tabiidir. Bunun en doğal örneği de Diyanet Vakfı tarafından yönetilen
yerlerdeki meşrutalardan da Kamu Konutları Yönetmeliği çerçevesinde lojman
bedeli alınmaktadır. Bunu da böyle algılamak gerekiyor. Bu meşrutaları kullanan
imam, müezzin veya müftülük görevlileri burada otururlar ve oturdukları süre
içerisinde kiranın bir kısmını verirler veya vermezler ve bu arada, bu imamın
tayini çıkar, ayrılır veya emekli olur, yerine gelen din görevlisi kardeşimiz
de belli bir süre bu kirayı ödemediği zaman
belli bir kira tahakkuk eder. Bunlarla ilgili, geçtiğimiz yıllarda 4916 ve 6111
sayılı Kanun’la düzenlemeler yapıldı ama din görevlilerimiz bundan istifade
noktasında müracaatta bulunmadılar. Ki şunu belirteyim: Bu çok az sayıda bir
din görevlimizi ilgilendiren bir konudur. Din görevlilerimize AK PARTİ
iktidarının nasıl sahip çıktığı din görevlilerimiz tarafından zaten
bilinmektedir.
Vakıflar
Genel Müdürlüğü, vakfedenlerden emanet aldığı vakıflarla ilgili olarak bilhassa
meşrutalar noktasında oluşacak sorumluluğu gidermek için bir sistem
oluşturmuştur. Bana göre de bizler açısından önerilecek sistem de bu olmalıdır.
Hiçbir din görevlisi aleyhine mağduriyet oluşturacak mahiyette, vakfedenin
rızasına uymayan bir uygulama söz konusu değildir. Eğer bu sistem dışına
çıkılırsa bu kez, vakfedenin rızasına aykırı davranılmış olur ki asıl
sorgulanması gereken ve sorumluluk taşınması gereken alan da budur.
Bu
nedenle, sözlerimin başında da ifade ettiğim gibi, vakfedenin akar ve hayrat
dengesine azami hassasiyet göstererek vakıflarımızı ve vakıf alanlarımızı
korumalıyız. Sadece cami alanlarında değil, bütün alanlarda bu hassasiyeti
göstermediğimiz takdirde korkarım ki vakıf gayrimenkullerimiz işgale uğrar.
Zaten bu hassasiyetin gösterilmemesi nedeniyle cumhuriyetin ilk yıllarından bu
yana, gerek planlı gerekse de plansız, vakıf gayrimenkulleri işgale tabi
tutulmuştur. Her alanda olduğu gibi bu alanda da yapılan yanlış uygulamaları
düzeltmek, iyileştirmek ve vakfedenin rızasına uygun hâle getirmek de AK PARTİ
iktidarına nasip olmuştur. 2004 yılında çıkarılan kanunla vakıf yerleri işgal
altından arındırılmış ve vakıflar lehine muazzam bir gelir kapısı açılmıştır.
2002
yılında Vakıflar Genel Müdürlüğünün geliri -dikkatinizi çekiyorum sayın
milletvekillerimiz- 30 milyon TL idi. Enflasyon oranında hiçbir artış
olmamasına rağmen, 2012 yılında Vakıfların geliri 350 milyon liraya çıkmıştır,
yaklaşık 12 katı. Bu rakama ulaşabilmek için eldeki gayrimenkuller en verimli
şekilde yatırıma dönüştürülmüş ve işgalden arındırılmıştır. Bu başarı,
vakfedenin iradesine gösterilen ihlaslı samimiyetin sonucudur. Vakıf
yöneticileri ve aynı zamanda vakıf kullanıcıları bu samimiyeti göstermedikleri
takdirde korkarım ki vakfın manevi sorumluluğundan kaçamayacaklardır. Bu
hassasiyet sadece gelir getirmek noktasında kalmamalı, aynı zamanda hayır
şartlarının yerine getirilmesinde de gösterilmelidir. Bu çerçevede, Vakıflar
2002 yılından bugüne kadar 3.750 vakıf eserinin restorasyonunu tamamlamıştır ve
bununla da kalmamış, 5 bin muhtaç aileye maaş, 15 bin öğrenciye burs ve 20 bin
aileye de gıda yardımı yapmıştır.
Hülasa
olarak, Meclis araştırması yapılması istenen konu çerçevesinde şunu ifade etmek
mümkündür: Vakıflar Genel Müdürlüğü, bütün konularda olduğu gibi meşruta
konusunda da vakfedenin iradesine azami hassasiyet göstermektedir. Bütün
bunlara rağmen, bu sistem içerisinde mağduriyete uğramış din görevlilerimiz
varsa bunların mağduriyetinin giderilmesi de Vakıflar Genel Müdürlüğünün
sorumluluğu içerisindedir; bunun için azami gayret gösteriyor ve bundan sonra
da gösterecektir.
Bu
nedenle, sözlerime son verirken verilen Meclis araştırması önergesine karşı
olduğumuzu bu vesileyle tekrar ediyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ederim Sayın Öz.
İHSAN
ÖZKES (İstanbul) – Sayın Başkan…
BAŞKAN –
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu önerisi üzerinde üçüncü konuşmacı…
İHSAN
ÖZKES (İstanbul) – Sayın Başkanım, lütfen…
BAŞKAN –
Buyurun.
İHSAN
ÖZKES (İstanbul) – Anlattıklarıma sayın konuşmacı yanlış anlam yükledi.
Dolayısıyla düzeltmem lazım. İstirham ediyorum.
ÖMER
FARUK ÖZ (Malatya) – Gayet doğru anlam yükledim.
BAŞKAN –
Sizin anlattıklarınıza yanlış anlam… Nasıl bir yanlış anlam yükledi ben
anlayamadım.
RECEP
ÖZEL (Isparta) – Öyle bir şey var mı? Yanlış anlam yüklendi diye cevap verme
var mı?
MEHMET
GÜNAL (Antalya) – Olur mu ya, sabahleyin verdi demin Sayın Başkan.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Farklı anlamlara gelecek şekilde…
BAŞKAN –
Her zaman verilecek anlamına gelmiyor o yani.
Buyurun
Sayın Özkes neyse bir dakika içerisinde.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan…
BAŞKAN –
Tamam, söylesin.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan…
BAŞKAN –
Söylesin efendim, bir dakika, neymiş görelim.
Buyurun.
VII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- İstanbul Milletvekili İhsan Özkes’in, Malatya Milletvekili Ömer Faruk Öz’ün CHP grup
önerisi üzerinde yaptığı konuşma sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
İHSAN
ÖZKES (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sayın konuşmacı öyle
konuştu ki imamları sanki hak hukuk yiyen…
RECEP
ÖZEL (Isparta) – Öyle bir şey demedi ki ya!
ÖMER
FARUK ÖZ (Malatya) – Demedim.
İHSAN
ÖZKES (Devamla) – …vakfedenin vakfiyesine uymayan kimseler olarak âdeta
tanıtmaya çalıştı.
Allah’ın
ayetiyle sabittir ki Allah’tan en çok korkanlar ilim adamlarıdır, sizler
değilsiniz.
Şimdi,
değerli arkadaşlar, bakınız…
RECEP
ÖZEL (Isparta) – Sen nereden biliyorsun onu? Senin öyle bir yetkin var mı?
İHSAN
ÖZKES (Devamla) – Bakınız, bir hoca ne diyor biliyor musunuz? “Eski imama dava
açıldı, eski imam vefat etti, kurtuldu. Şimdi benden istiyorlar.” diyor. Bir
din görevlisi de şöyle diyor: “Mahkeme aleyhime sonuçlandı. Avukat masrafları
hariç 17 bin lira ödemeye mahkûm oldum. Eşim Parkinson hastası, oğlum askerde,
kızım üniversitede okuyor. Çok zor durumdayım.”
Şimdi,
vakıfların ecrimisil davasını açtığı hoca efendilerin
bir kısmı karşı dava açıyor.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İHSAN
ÖZKES (Devamla) – Bu karşı dava açanların çoğu kazanıyor. İmamları karşı dava
açmaması için Vakıflar tehdit ediyor. Elimde belgeleri var. “Açarsanız sizi
perişan ederim.” diyor. Dolayısıyla imamları hak hukuk yiyen insanlar olarak
takdim edemezsiniz. (CHP sıralarından alkışlar)
RECEP
ÖZEL (Isparta) – Öyle takdim etmedik ki ya!
BAŞKAN –
Sayın Özkes, teşekkür ediyorum.
Şimdi…
ÖMER
FARUK ÖZ (Malatya) – Sayın Başkanım, düzeltme yapmam gerekiyor.
BAŞKAN –
Efendim?
ÖMER
FARUK ÖZ (Malatya) – Türkiye’de görev yapan yüz binlerce din görevlimiz
hakkında olumsuz bir kanaatte olduğumu belirtmiştir. Düzeltme yapmak istiyorum,
söz istiyorum.
RECEP
ÖZEL (Isparta) – Çok yanlış yükleme yaptı.
BAŞKAN
– Buyurun, bir dakika içinde siz de
bitirin lütfen.
2.- Malatya Milletvekili Ömer Faruk Öz’ün,
İstanbul Milletvekili İhsan Özkes’in sataşma
nedeniyle yaptığı konuşma sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması
ÖMER
FARUK ÖZ (Malatya) – Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; din görevlilerine AK PARTİ iktidarı kadar sahip çıkan,
onların hak ettiği değerde ücret almasını sağlayan başka bir iktidar söz konusu
olmamıştır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Burada, elmayla
armudu karıştırmamak gerekiyor. Vakıftan bahsediyoruz. Vakıf gayrimenkulleri
hayrattır, akardır. Vakfın yönetimini kanunlarla değil, vakfedenin vakfiyesinde
belirttiği şartlara uygun olarak yönetmek zorundayız. Vakfeden vakfiyesinde
eğer “Meşruta var.” demişse biz ondan bir bedel almıyoruz, meşruta varsa
almıyoruz ama vakfedenin vakfiyesinde bu caminin bahçesi millet gelsin,
dinlensin, istirahat etsin diye ayrılmışsa o vakfiyeye aykırı olarak biz ne
yapıyoruz? Oraya gelip ev yapıyoruz, ondan kira almamaya çalışıyoruz. Bu
noktada, hak hukuk noktasında buraya yapanın imam olması veya normal bir
vatandaş olması ayırt edilmemesi gereken bir konudur. Bu konuda imam
kardeşlerimizi, din görevlilerimizi zan altında bırakmamak gerekiyor ve bu
değerli konuşmacının belirttiği de çok az sayıda olan bir olaydır. Bu da 1999
yılında başlamıştır, 2004 yılında da bu Meclis kararı iptal edilmiştir.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
– Teşekkür ederim.
İHSAN
ÖZKES (İstanbul) – Sayın Başkan…
BAŞKAN
– Sayın Özkes,
rica ediyorum, burada bitsin.
İHSAN
ÖZKES (İstanbul) – Sayın Başkan, bakın,
samimi söylüyorum…
BAŞKAN
– Lehinde olmak üzere Enver Erdem,
Elâzığ Milletvekili.
Buyurun
Sayın Erdem.
İHSAN
ÖZKES (İstanbul) – Rica ediyorum Sayın Başkan.
KAMER
GENÇ (Tunceli) – Ya, bir fikrini söylesin canım.
OKTAY
VURAL (İzmir) – Tutanaklara girmesi açısından söyleyecek.
BAŞKAN
– Efendim, bu tartışmaya lütfen devam
etmeyelim rica ediyorum. “Bir dakika” dediniz, karşılıklı konuşuldu bitti.
Buyurun
Sayın Erdem.
RAMAZAN
KERİM ÖZKAN (Burdur) – Tartışma değil canım, bir tespit.
İHSAN
ÖZKES (İstanbul) – Olmuyor Sayın Başkan.
BAŞKAN
– Rica edeyim, rica edeyim… Size de bir
dakika verdim, ona da.
Buyurun
Sayın Erdem.
VI.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri (Devam)
3.- CHP Grubunun, İstanbul Milletvekili İhsan Özkes ve 21 milletvekili tarafından Vakıflar Genel
Müdürlüğüne ait yerlerde ikamet eden din görevlilerine açılan ecrimisil davalarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla 13/4/2012 tarihinde Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin Genel Kurulun
7 Mayıs 2013 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve görüşmelerinin
aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önergesi (Devam)
ENVER
ERDEM (Elâzığ) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; mülkiyeti Vakıflar
Genel Müdürlüğüne ait yerlerde ikamet eden din görevlilerine açılan ecrimisil davalarının araştırılarak davaya konu olan
anlaşmazlıkların ortadan kaldırılmasına yönelik tedbirlerin belirlenmesi
amacıyla Cumhuriyet Halk Partisi tarafından verilmiş olan araştırma önergesinin
üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi adına söz almış bulunmaktayım. Yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, mülkiyeti Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait olan, kullanımı
Diyanet İşleri Başkanlığına ait olan camilerimizin müştemilatlarında genel
olarak din görevlisi personeli ikamet etmektedir. Bu müştemilatların tamamı,
cami görevlilerinin ikamet etmesi için, cami cemaatleri tarafından yaptırılmıştır.
Görevi din görevlisi olan, amacı sadece beş vakit namaz kıldırmak olmayıp
bulunduğu mahaldeki vatandaşlarımızı dinî ve ahlaki konularda aydınlatmak, dinî
bilgilerini sağlam kaynaklarla, gerçek bilgilerle tamamlamak olan ve bu göreve
atanırken çeşitli sınavlardan ve eğitimlerden geçirilen Türkiye Cumhuriyeti
devletinin resmî din görevlisi olarak görev yapan imamlarımızın ve
müezzinlerimizin, Vakıflar Genel Müdürlüğü yetkililerince ikamet etmekte
oldukları cami müştemilatlarında işgalci olarak ilan edilmiş olmasını kabul
edebilmek mümkün değildir. Diyanet İşleri Başkanlığının hiçbir birimine cami
müştemilatlarının kullanımı, kimlerin ikamet etmekte olduğu ile alakalı hiçbir
görüş sorulmadan Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından imam ve müezzinlerimizin
işgalci olarak tespit edilerek ecrimisil tahakkuk
ettirilmesi, yine, ecrimisli ödemeyen görevlilerle
alakalı davalar açılması, davaları kaybeden görevlilerin icralık olmaları ve
tahliye kararları ile karşı karşıya kalmaları da kabul edilebilecek bir durum
değildir. Ayrıca, Vakıflar bölge müdürlükleri tarafından bazı cami
meşrutalarının vatandaşa kiraya verilmesi veya kat karşılığı ihaleye
çıkarılması uygulaması da kabul edilecek bir durum olmamaktadır.
Vakıf
mallarının statülerine bakılmaksızın, akar veya hayrat olduğu göz önünde
bulundurulmadan bu işlemlerin yapılması, huzursuzlukları ve yanlışlıkları
beraberinde getirecektir. Kur’an kursu olarak veya müftülük hizmet binası
olarak kullanılan cami alanı içerisindeki yapılara kira tahakkuk ettiren AKP
Hükûmetinin camilerden ne zaman kira almaya başlayacağı da doğrusu merak
konusudur. Gerçi, cami odalarının ve yıkılan cami yerlerinin üzerinde bulunan
otopark ve eğlence mekânı gibi kullanılan yerlerin kiraya verildiğini basından
zaman zaman duymaktayız.
Değerli
milletvekilleri, 6/1/1999 tarih ve 1089/16 sayılı Vakıflar Genel Meclisi
kararıyla cami meşrutalarının kullanımıyla ilgili düzenlemeleri içeren bu
uygulama, son on dört yıl içerisinde çok sayıda din görevlisini çok yüksek ecrimisil bedelleri, kira bedelleri, tahliyelerle,
davalarla, sıkıntılarla karşı karşıya getirmiştir. 22/8/2001 tarihinde,
Vakıflar Genel Müdürlüğünce, 1999 tarihli Vakıflar Genel Meclisi kararının 2/a
maddesi “Meşrutanın, vakfiye şartlarına uygun olarak kullanılması” şeklinde değiştirilerek
cami imam ve müezzinlerine yönelik açılan davaların kaldırılması amaçlanmış
olmasına ve bu düzenlemeye dayanılarak Fatih 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin
2010/343 esas ve 2011/728 no.lu Kararı ile Vakıflar Genel Meclisinin 28/8/2001
tarihli kararının davalıların meşrutalarda oturmasına muvafakat niteliğinde
olduğuna, bu nedenle haksız işgal sonucu talep edilen ecrimisil
ile karar vermeye olanak bulunmadığına hükmetmiş olmasına rağmen, bu sorun hâlâ
devam etmektedir. Yine, aynı bağlamda, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 1966
tarihinde vermiş olduğu cami meşrutalarından kira istenemeyeceğine ilişkin
kararı olmasına rağmen, bu sorunlar yine aynı şekilde devam etmektedir.
Yani,
biraz önceki değerli konuşmacılardan AK PARTİ’yi
temsilen konuşan sayın vekilimizin söylediği ifadeye bizler de katılıyoruz.
Yani, vakıfların gelirlerinin yükseltilmesi için akarlarının mutlaka rayiç
bedeller üzerinden kiraya verilmesi hususu elbette önem arz etmektedir. Zaten
bu gelirlerdeki artışlar da buradaki yanlışlıkların düzeltilmesinden ibarettir,
yoksa oradaki meşrutalardan veyahut da imamların, müezzinlerin, Kur’an kursu
hocalarının içinde oturdukları bu müştemilatlardan elde edilen gelirlerle
vakıfların gelirleri 30 milyon liradan 350 milyon liraya çıkmamıştır, bunu da
vurgulamak gerekmektedir.
Değerli
milletvekilleri, devlet, sorun çözen devlettir. Devlet vatandaşlarıyla ve kamu
görevlileriyle ilgili konularda sorunları öngören, hatta bu sorunlar ortaya
çıktıktan sonra bu sorunları halleden bir yapıdır, kavramdır. Yoksa, çıkarmış
olduğu bir düzenlemeyle çok sayıda kamu görevlisini mahkemelerde davalı hâle
getiren, süründüren bir devlet mantığı doğru bir yaklaşım değildir. Değerli
milletvekilleri, özellikle AK PARTİ milletvekillerine sesleniyorum, bu
imamlarımızın, müezzinlerimizin -yani size de siyasi açıdan sürekli destek
olmuş olan bu kamu görevlilerinin- bu sorunlarını ortadan kaldırmak için bu
araştırma önergesi verilmiş, bu araştırma önergesine, gelin, destek verin. Hep
beraber bu sorunu… Sorun varsa, “Sorun yok.” diyorsanız zaten araştırma
sonucunda bunlar ortaya çıkacak ve bir sorun olmadığı tespit edilecektir.
Dolayısıyla, görevleri sadece dinî hizmetler yapmak olan bu insanların kendi
dertlerinin dışında başka konularla meşgul edilmemesi adına bu önergenin kabul
edilmesi gerekmektedir.
Değerli
milletvekilleri, bu vesileyle, ben, din hizmetlerinde çalışan imamlarımızın,
müezzin-lerimizin, Kur’an kursu hocalarımızın,
vaizlerimizin bir kısım sorunlarıyla ilgili de bazı hususlara temas ederek
konuşmamı tamamlamak istiyorum.
Öncelikli
olarak, imamlar, müezzinler diğer kamu görevlilerinde olduğu gibi günlük sekiz
saat çalışma gibi bir durumla karşı karşıya değillerdir, günde en az on sekiz
saat çalışmak mecburiyetinde olan son derece vefakâr ve cefakâr görev yapan bir
kesimdir. Yine, haftalık tatil günleri, resmî tatilleri olmayan bir kesimden
bahsediyoruz. Şimdi, bu kesimdeki kamu görevlileri hac, umre ve yurt dışı
görevlendirmelerinde adaletli bir sistem talep ediyorlar yani her sene bir
kısım insanlar tarafından veya siyasi olarak kayırılan kamu görevlilerinin
hacca ve umreye gittiği bir yöntemden öte daha objektif kriterlerle hacca ve
umreye, yurt dışına görevlendirilecek personelin tespit edilmesini istiyorlar.
Yine, bu
haftalık izinlerini kullanma konusunda müftülüklerin bir kısım yerlerde değişik
uygulamaları ve sıkıntıları var, bunların ortadan kaldırılmasını istiyorlar.
Köylerde
uzun süredir görev yapan ve çocuklarının eğitim durumu sebebiyle aileleri
parçalanmış olan din görevlilerinin bu sorunlarını ortadan kaldırmak amacıyla
bunların tayin sorunlarının halledilmesini istiyorlar.
Yine, yer
değiştirme taleplerini başka yere başvurulmadan yani siyasi birtakım kriterler,
vesaireler kullanılmadan, ihtiyacı olanların tayinleriyle ilgili kolaylıkların
sağlanmasını istiyorlar.
Lojmanı
olmayan imamlar, müezzinler ve Kur’an kursu hocaları, lojmanlarının
tamamlanmasıyla alakalı talepleri var, bunların hallolmasını istiyorlar.
4/B
sözleşmeli personel alımından vazgeçilerek bunların kadroya atanmasını
istiyorlar.
Dört
yıllık İlahiyatı Tamamlama Programı’na sınavsız geçiş istiyorlar.
3000 ek
gösterge uygulamasından, bütün çalışanların bundan faydalanmasını istiyorlar.
Personel arasında,
özellikle yani bizim kendilerine çok büyük itibar ettiğimiz din hizmetleri
kesiminde çalışan kamu görevlilerine kesinlikle siyasi konuda herhangi bir
baskı yapılmamasını; bunların tayinleri, terfileri, vesaire gibi konularda da
bunların göz önünde bulundurulmamasını istiyorlar.
Dolayısıyla,
değerli milletvekilleri, bu önergeye, gelin, hep beraber “Evet.” diyerek
imamlarımızın karşı karşıya kalmaması gereken bu sorunu el birliğiyle ortadan
kaldıralım diyorum.
Yüce
Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkürler Sayın Erdem.
Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu önerisi üzerinde, aleyhinde olmak üzere son konuşmacı Sayın
Bülent Turan, İstanbul Milletvekili.
Sayın
Turan, buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BÜLENT
TURAN (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; CHP grup önerisi
aleyhinde söz aldım, ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Konuyla
ilgili ayrıntılı cevabı az önce Malatya Milletvekilimiz Sayın Ömer Faruk Öz Bey
verdiler, “Vakıflar bize emanettir ve emanetin gereği yapılacak.” dediler.
Kaldı ki imamlar bizi bilirler, imamlar grup önerisi sahiplerini bilirler, o
yüzden ben konuyu fazla açmayacağım.
Fakat
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün tarihe not düşme adına, bir
hususun altını çizme adına zikretmek istiyorum: Dün, bu ülkenin tarihinde
“utanç yıl dönümü” diye ifade edilen günlerden bir tanesiydi. Dün hepimizin
gündem yaptığı, özellikle CHP’li milletvekillerimizin konuştuğu Deniz Gezmiş’in
ve arkadaşlarının idam yıl dönümüydü. Ben, öncelikle, bu siyasi tarihimizde
şimdiye kadar gündeme gelen, değişik darbe dönemlerinden sonra hukuka aykırı
yargılamalarla bedel ödeyen kim varsa Allah’tan rahmet diliyorum. Bu konuda
siyasetin ne kadar kusuru varsa bununla ilgili mahcubiyetimi ifade etmek
istiyorum. 28 Şubatta darbe sonrası yargılamalarda büyük bedeller ödendi, büyük
sıkıntılar yaşandı. 80 darbesinden sonra bu ülkenin evlatları sağcı-solcu diye
büyük bedeller ödedi. Daha önceki döneme baktığımızda 71 muhtırasından sonra
Deniz Gezmiş ve arkadaşları başta olmak üzere bir sürü genç insan bu ülkede
bedel ödedi, bunlar bizim mahcubiyetlerimiz. Dönüp arkaya baktığımızda
üzüldüğümüz, ders aldığımız, “keşke böyle olmasaydı.” dediğimiz birçok iş var
ama son on yıldan beri, elimizden geldiği kadar, hukuk reformlarıyla, yargı
reformlarıyla “Bir daha böyle şeyler olmasın.” diye çetecilere karşı,
darbecilere karşı yaklaşımımızla ciddi adımlar attık.
Ben bugün
bir hususu daha belirgin hâle getirmek için, altını çizmek için bir konudan
bahsetmek istiyorum: Bugün, şahsı adına söz alan CHP’li arkadaşlarımız, Deniz
Gezmiş ve arkadaşları gerekçesiyle yaptıkları konuşmalarda, onların
emperyalizme karşı olduklarından, bağımsızlık istediklerinden yola çıkarak “Ben
ülkemin bağımsızlığı ve halkımın mutluluğu için şerefimle bir defa ölüyorum;
sizler, bizi asanlar şerefsizliğinizle her gün öleceksiniz.” gibi iddialı
cümlelerle konuşmalarını tamamladılar. Ben, düne kadar, Deniz Gezmiş’i asan
insanların -tırnak içerisinde- “sağcı, muhafazakâr” insanlar olduğu zannıyla
hep konuyu böyle değerlendirirdim. Fakat, bu konuşmalardan sonra, artık
milletvekiliyiz, sözümüz birçok şeyi bağlar deyip o zamanı bir araştırdım, o
zamanın tutanaklarını bir elime aldım, bir vahim tabloyla karşılaştım. Değerli
arkadaşlar, Deniz Gezmiş’in ve arkadaşlarının -Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan,
Hüseyin İnan’ın- ölüm cezalarının yerine getirilmesine dair kanun tasarısı var
elimde, resmî belge. Şu belgede, çok üzülerek, “Denizler ölmez.” diye miting
yapan, cenazesine gidip nümayiş yapan, her gün bu konuyu gündeme getiren
arkadaşlarımızın hassasiyetini eski arkadaşlarının, eski vekillerinin
paylaşmadığını gördüm. Keşke sizden önceki vekilleriniz de, arkadaşlarınız da
sizin kadar hassas olsalardı da, sizin kadar bu konulara dikkat etselerdi de,
sizin kadar bu ülkenin bağımsızlığı için kavga ettiğini iddia eden gençlere
sahip çıksalardı da o insanlar asılmasalardı. Elimdeki belgede o gün Deniz
Gezmiş’in ve arkadaşlarının asılmasına ilişkin kanun tasarısında 30’a yakın CHP’linin
idama “Evet.” dediği var. Bunlar resmî tutanaklar.
RECEP
ÖZEL (Isparta) – Kim onlar?
BÜLENT
TURAN (Devamla) – Kimler olduğunu merak edenlere; şu resmî belgenin
içerisindeki sarı çizilmiş olanlar CHP’li arkadaşlar.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) – 100’ü de kaçmış zaten. 100’ü de oy kullanmamış.
BÜLENT
TURAN (Devamla) – Bir daha diyorum, kötü bir şey söylemiyorum, söylediğim şey
şu: Siz hassassınız, gereğini yapıyorsunuz ama keşke bu demokratik tavrı, keşke
bu hukuki tavrı daha önceki CHP’li vekiller de, 70’teki vekiller de sizin gibi
paylaşsalardı da, 30 tane eksik kalan oy CHP üzerinden tamamlanmasaydı da bugün
Deniz Gezmişler yaşıyor olsalardı.
ALİ İHSAN
KÖKTÜRK (Zonguldak) – Toplam oy kaç, toplam oy? Oy toplamını söyle de
öğrenelim.
BÜLENT
TURAN (Devamla) – Ben tarihî bir gerçeği hatırlatmak için söyledim. “Yoklama
kaçtı?” diyen arkadaşların hepsine belgesini veririm. O zaman 450 tane
milletvekili var, 144 tane CHP’li milletvekili var, 30’a yakını “Evet,
asılsın.” oyu veriyor, 2 tanesi çekimser kalıyor, diğerleri de katılmıyorlar.
Oysa 30 tanesi “Evet.” demese, katılmayanlar katılıyor olsa içeriye bugün Deniz
Gezmişler herhâlde, belki aranızda olacaklardı.
ALİ İHSAN
KÖKTÜRK (Zonguldak) – Kaç kişi katılmış?
BÜLENT
TURAN (Devamla) – O yüzden bir daha söylüyorum: Hassasiyetiniz, hassasiyetimiz.
Hiç sataşmaya imkân vermedim, dikkat ettim. Bir daha söylüyorum: O zamanki
vekilleriniz de sizin kadar hassas, sizin kadar demokrat, sizin kadar darbelere
karşıymış gibi yapsalardı da keşke bugün -samimiyetle söylüyorum- hiç bu
ülkenin idamla ilgili kara bir tablosu olmasaydı. Fakat bir daha söylüyorum.
Dostoyevski’nin bir sözü var: “Ya hatalarınızla yüzleşirsiniz ya da
hatalarınızla yüzsüzleşirsiniz.” diyor. Ben bugünkü konuşmaları bir yüzleşme
olarak alıyorum, bir özür olarak kabul etmek istiyorum, bir sataşmaya mahal
vermemek için bunları söylüyorum. CHP’nin de gelinen tarihte bundan sonra
darbecilere karşı olacağını, hukukun yanında olacağını, Deniz Gezmişlerin veya
başka görüşteki insanların asılmasına oy vermeyeceğini ümit ediyor, hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ederim Sayın Turan.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan…
BAŞKAN –
Buyurun Sayın Hamzaçebi.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Şimdi, sayın konuşmacı Sayın Ali Rıza Öztürk’ün
yapmış olduğu konuşmaya atfen bazı değerlendirmeler yaparak Cumhuriyet Halk
Partisine sataşmada bulunmuştur, o nedenle söz istiyoruz efendim. Sayın Ali
Rıza Öztürk konuşacak.
BÜLENT
TURAN (İstanbul) – Ben isim vermedim Sayın Başkanım, tebrik ettim hatta.
BAŞKAN –
Buyurun Sayın Öztürk.
İki
dakika lütfen.
VII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
3.- Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün,
İstanbul Milletvekili Bülent Turan’ın CHP grup önerisi üzerinde yaptığı konuşma
sırasında Cumhuriyet Halk Partisine sataşması nedeniyle konuşması
ALİ RIZA
ÖZTÜRK (Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Deniz Gezmiş, Yusuf
Aslan ve Hüseyin İnan’ın idamlarına ilişkin, idam kararlarının yürürlüğe
konulmasına ilişkin kanunla ilgili arkadaşımız açıklamada bulundu.
Şimdi,
biliyorsunuz, mahkemelerin verdiği idam kararları Türkiye Büyük Millet Meclisi
Genel Kurulunda görüşülür ve oylanır. O tarihte de Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve
Hüseyin İnan’a ilişkin idam kararları Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel
Kurulunda görüşülüyor. 24 Nisan 1972 tarihli tutanaklar… Mesela, Nuri Erdoğan
-hangi partiye mensup olduğunu bilmiyorum ama muhtemelen Adalet Partisinden o
tarihte- diyor ki: “O zaman, eğer bunlar, sadece bir rejim değişikliği istiyor
idiyseler o zaman bunları affetmek mümkün olabilirdi ancak, onlar, bir milleti
öldürmek kastıyla hareket etmektedirler. Bu, bir kin, nefret, intikam hissinin
tezahürü değildir; bu, bir vatan kurtarma mücadelesidir.” Herkes tartışıyor.
İsmet
İnönü, Cumhuriyet Halk Partisinin Genel Başkanı -ben onun dışında bazı münferit
milletvekillerinin ne dediğini bilmiyorum ama- bu kürsüye geliyor, diyor ki:
“Bu gençlerin işlediği suçun cezası idam değildir.” Hatta o tutanak şimdi
gelecek. bende vardı, onu şeye gönderdim. Necdet Uğur o zaman Cumhuriyet Halk
Partisi adına kürsüye çıkıyor: “Yüce Meclis bir mahkeme gibi karar vermiyor.
Yüce Meclis bir başka açıdan karar veriyor. Bir toplumun geleceği açısından
karar veriyor.
Şimdi
böyle düşünürsek on sene sonra, yirmi sene sonra bu toplumdaki bizim yerimizde
oturacaklar eğer bir başka türlü bakacaklarsa bu olaylara, onların elinden
niçin bu hakkı alıyoruz da birtakım insanları ölüm cezasına gönderiyoruz?
Bırakalım onlar da bir baksınlar. (Adalet Partisi sıralarından gürültüler)”
Nihat
Erim’in dedikleri var, Muammer Erten’in dedikleri var ama Cumhuriyet Halk
Partisinin o tarihteki, İsmet İnönü’nün de açık seçik, hiçbir duraksamaya,
kuşkuya yer bırakmayacak şekilde Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın
idamlarına bu kürsüden karşı çıktığı gerçeği vardır.
Bunu
bilgilerinize sunmak istedim. Arkadaşımız genç olduğu için tarihi yeteri kadar
okumamış diye düşünüyorum.
Saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkürler Sayın Öztürk.
İHSAN
ÖZKES (İstanbul) – Sayın Başkan, konuşmacı arkadaş “İmamların kendilerini de
tanıdığını, grup önerisi veren bizleri de tanıdığını” söyledi.
ÖMER
FARUK ÖZ (Malatya) – Tamam. Ne var?
MUHYETTİN
AKSAK (Erzurum) – Ne biçim bakıyorsun!
BAŞKAN –
Evet, lütfen…
Buyurun
Sayın Özkes.
İHSAN
ÖZKES (İstanbul) – Dolayısıyla…
BÜLENT
TURAN (İstanbul) – Sayın Başkanım, düzelteyim, “Tanımıyorlar.” Öyle mi diyeyim
yani?
BAŞKAN –
Efendim, ne söyleyecekseniz söyleyin zapta geçsin. Bu konuda konuşmalar bitti,
kusura bakmayın. Size verdim daha evvel, tekzip edeceğiniz konu…
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan, sayın konuşmacı, kürsüden “Bizim din
karşısında, cami karşısında, imam karşısındaki tutumumuzu halk bilir, önerge
sahibini de bilir. Yani inandırıcı olan biziz, önerge sahibinin hiçbir
inandırıcılığı yoktur. Gerçek dışı şeyler söylüyor.” anlamında Sayın Özkes’in söylediklerini bir başka anlama gelecek şekilde
orada bir değerlendirme yaptı. Sayın Özkes de bu
değerlendirme nedeniyle sataşma hakkını kullanarak söz istiyor efendim.
BÜLENT TURAN
(İstanbul) – Demokratik bir kültür var, söylemeyecek miyiz Sayın Başkan?
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, sayın konuşmacı önerge sahibinin ifade ettiği
bir söze karşılık “İlim adamları Allah’tan en çok korkandır. Sizin korktuğunuz
şüpheli.” anlamına gelecek bir ifade kullandı.
İHSAN
ÖZKES (İstanbul) – Ben demiyorum onu, Allah söylüyor!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) - Bir din görevlisinin “siz” diye işaret etmesi yakışıksız bir
şeydir. Özellikle din görevlileri şunu bilmelidir ki… Hiç kimsenin imanı
konusunda hiçbir kulun hükmetme hakkının olmadığını en iyi din görevlileri
bilmelidir. Bakınız, bizim konuşmacı arkadaşımız “Önerge sahibini de biliyor,
önergeye karşı çıkanların da ne olduğunu, inancını biliyor.” dedi. Hakem olarak
milleti gösterdi. Bunda alınacak, gücenecek ne var? Millet değerlendirecek,
bakacak, sandıkta bu konuyla ilgili eğer kanaatini oluşturmak istiyorsa… Hakem
millettir. Bunda itiraz edecek, sataşma, ne var?
BÜLENT
TURAN (İstanbul) – Asla yok Sayın Başkanım.
BAŞKAN –
Sayın Hamzaçebi, ne dersiniz?
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Efendim, bu ayrı bir tartışma konusu. Şimdi, Sayın Özkes’e Sayın Turan açıkça bir sataşmada bulundu. Yani
“İslamiyet deyince biz akla geliriz, sen değil.” anlamında bir değerlendirme
yaptı.
BÜLENT
TURAN (İstanbul) – Yok Sayın Başkanım. Ne alakası var?
BAŞKAN –
Sayın Hamzaçebi, şimdi, sadece “Bizi de bilirler, önerge sahiplerini de
bilirler.” dedi. “Önerge sahibi” derken, zaten Cumhuriyet Halk Partisi. Siz de
ona cevap verdiniz, zapta da geçti. Müsaade ederseniz devam edelim.
İHSAN
ÖZKES (İstanbul) – Şimdi, efendim, bakınız…
BAŞKAN -
Sayın Özkes, rica ediyorum.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan, lütfen…
BÜLENT
TURAN (İstanbul) – Söz verirseniz ben de isterim Sayın Başkan, öyle bir sataşmam
yok.
İHSAN
ÖZKES (İstanbul) – Rica ediyorum, burada ciddi şekilde…
BAŞKAN –
Efendim, bakın zabıtları getiririm. Sizin söyledikleriniz var, daha da büyük
tartışma yaratır.
BÜLENT
TURAN (İstanbul) – Çok daha fazla var.
BAŞKAN -
Zabıtları getiririm. Yani, işte, konunun dışına çıkarak söyledikleriniz var.
Bence burada bırakalım.
ÖMER
FARUK ÖZ (Malatya) – Nereden biliyorsa!
İHSAN
ÖZKES (İstanbul) – Ben söylemiyorum, Allah söylüyor ya. (AK PARTİ sıralarından
“Bırak Allah aşkına!” sesleri)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan…
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) – Germeyin Meclisi.
BAŞKAN –
Size ne oluyor, size? Bakınız, Grup Başkan Vekiliniz konuşuyor. Benim bir şey
gerdiğim yok. Ben sadece yatıştırmaya çalışıyorum. Daha da zaman istiyorsanız
veririm, bununla alakası yok. Yalnız, siz müdahale etmeyin. Kendi Grup Başkan
Vekiliniz konuşurken sizin müdahaleniz hiç olmuyor.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) – Tamam efendim.
BAŞKAN –
Buyurunuz Sayın Hamzaçebi.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan, şimdi, bence bu tartışmayı uzatmaya
hiç gerek yok. Bu sizin takdirinizde olan bir konudur. Sayın Özkes’e bir sataşma olduğu izlenimindeyim ben de, kanaatim
budur. Sayın Özkes de bu kanaatte. İzin verin
açıklamasını yapsın efendim.
BÜLENT
TURAN (İstanbul) – Sayın Başkan, ben de o zaman söz isterim çünkü önerge
sahibini tanıyorlar. Ne var bunda? Öyle şey olur mu?
BAŞKAN –
Bir saniye efendim.
Sayın
Hamzaçebi, samimi olarak ben, sataşma olmadığı kanaatindeyim ama karşılıklı
birer dakika söz vereceğim.
Buyurun
Sayın Özkes. (CHP sıralarından alkışlar)
4.- İstanbul Milletvekili İhsan Özkes’in, İstanbul Milletvekili Bülent Turan’ın CHP grup
önerisi üzerinde yaptığı konuşma sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
İHSAN
ÖZKES (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Konuşmacı
arkadaş “Din adamları sizleri de tanırlar önerge sahipleri olarak, bizleri de
tanırlar dolayısıyla bu konuda hiç konuşmaya gerek yok.” dedi ve başka konuya
geçti.
Şimdi,
önerge sahiplerinden birisi de benim. Ben emekli bir müftüyüm ve emekli bir
müftü olmaktan dolayı da Allah’a şükrediyorum, Cumhuriyet Halk Partisinde bir
milletvekili olmaktan dolayı da Allah’a şükrediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar) En azından kul hakkı yemeyen bir partideyim. (AK PARTİ sıralarından
“Allah, Allah!” sesleri)
ÖMER
FARUK ÖZ (Malatya) – İSKİ, İSKİ…
BAŞKAN –
Dinleyelim arkadaşlar.
İHSAN
ÖZKES (Devamla) – Şimdi, bir diğer konu, vakfedenler, üç yüz yıl önce, beş yüz
yıl önce camiyi yaptıranlar “AKP iktidarı para kazansın.” diye mi yaptırdı?
RECEP
ÖZEL (Isparta) – “İktidar para kazanıyor.” Ne demek yahu?
İHSAN
ÖZKES (Devamla) - Caminin lojmanını “Siz para kazanasınız.” diye mi yaptırdı
vakfedenler?
ÖMER
FARUK ÖZ (Malatya) – Sayın Vekil, o gelen paralar ilgili vakıf hesabına
giriyor.
İHSAN
ÖZKES (Devamla) - “O caminin avlusunda olan bir lojmandan para alamazsınız.”
diyoruz çünkü vakıflar oraya bir kuruş harcamıyor. İmam, ya kendi cebinden
harcıyor ya dernek yapıyor ya da cemaat ödüyor.
ÖMER
FARUK ÖZ (Malatya) – O para ilgili vakfın hesabına giriyor, başkasının hesabına
girmiyor.
İHSAN
ÖZKES (Devamla) - Yani siz biliyorsunuz da imamlar bilmiyor mu?
ÖMER
FARUK ÖZ (Malatya) – Bilmiyorsanız ıslah etsin. Allah seni ıslah etsin.
İHSAN
ÖZKES (Devamla) - Paraya gelince siz biliyorsunuz. İmamları bile para olarak
görüyorsunuz yahu! Allah’tan korkun, Allah’tan.
BAŞKAN –
Daha sakin, daha sakin lütfen…
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Müftü efendi, sana yakışmıyor bu işler.
ÖMER
FARUK ÖZ (Malatya) – İstismar etme! Dini istismar etme.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Sana yakışmıyor bu işler müftü efendi.
BAŞKAN –
Teşekkürler Sayın Özkes.
ÖMER
FARUK ÖZ (Malatya) – Hiç yakışmıyor.
BAŞKAN -
Sayın Öz, lütfen, lüften…
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – İftiracılık müftüye yakışmaz. İftira ediyorsun. Müftü
efendi, iftira ediyorsun. Yakışmıyor sana bu iş.
BAŞKAN -
Sayın Özkes, lütfen…
İHSAN
ÖZKES (Devamla) – “Allah’tan korkun.” diyorum ya, imamları niye suçluyorsunuz?
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Ben sana tavsiye ediyorum, Allah’tan kork.
BAŞKAN –
Lütfen… Lütfen…
İHSAN
ÖZKES (Devamla) - İmamları hak hukuk yiyen insan olarak nasıl gösterirsiniz?
Hak hukuk bilmez olarak nasıl gösterirsiniz? Kim iftira ediyor? Siz mi ben mi?
(CHP sıralarından alkışlar)
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Sen iftira ediyorsun! Kürsüden iftira ediyorsun sen!
ÖMER
FARUK ÖZ (Malatya) – Yalan söylüyorsun! Müslümanlıkta yalan olmaz.
BAŞKAN –
Sayın Özkes, teşekkür ediyorum.
Sayın
Turan, buyurun… Bir dakika...
BÜLENT
TURAN (İstanbul) – Sayın Başkan…
BAŞKAN –
Nedir? Cevap mı vereceksiniz?
BÜLENT
TURAN (İstanbul) – Sayın Başkan, sataşmam olmadığı hâlde cevap verdi.
BAŞKAN –
Peki, burada bırakalım.
Buyurun.
ÖMER
FARUK ÖZ (Malatya) – İmanla yalan bir arada olmaz.
İHSAN
ÖZKES (İstanbul) – Evet, aynen öyle, aynen öyle!
BAŞKAN –
Lütfen, lütfen Sayın Özkes… Arkadaşlar, lütfen…
5.- İstanbul Milletvekili Bülent Turan’ın,
İstanbul Milletvekili İhsan Özkes’in sataşma nedeniyle
yaptığı konuşma sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması
BÜLENT
TURAN (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; öncelikle, az önceki
konuşmamda Deniz Gezmiş’le ilgili bilgileri, belgeleri verdim. Sayın eski
müftü, CHP milletvekili arkadaşımızın niye alındığını, niye cevap hakkı
aldığını, sizin de niye verdiğinizi anlamadım.
Söylediğim
şuydu: “Grup önerisiyle ilgili tarafları, aleyhte olanları da yani bizleri de,
lehte olanları da millet biliyor.” dedim. Bu aynen -çok özür diliyorum- “hava
nemli, ördek” meselesi. Böyle şey olabilir mi ya? Niye söz aldınız siz,
anlamadım. Bu bir. Fakat söz aldıktan sonra cevap hakkım doğdu, o da şu: Az
önce sayın müftü dedi ki: “Arkadaş, CHP’li olduğum için Allah’a hamdediyorum.”
İHSAN
ÖZKES (İstanbul) – Nasıl?
BÜLENT
TURAN (Devamla) – Ben de söylüyorum, diyorum ki: Allah’a hamdolsun ki, defaatle AK PARTİ’ye başvurmuş
olmasına rağmen aday yapmayarak doğru iş yaptığımızdan dolayı Allah’a hamdediyorum.
Saygılar
sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkürler.
VI.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri (Devam)
3.- CHP Grubunun, İstanbul Milletvekili İhsan Özkes ve 21 milletvekili tarafından Vakıflar Genel
Müdürlüğüne ait yerlerde ikamet eden din görevlilerine açılan ecrimisil davalarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla 13/4/2012 tarihinde Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin Genel Kurulun
7 Mayıs 2013 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve görüşmelerinin
aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önergesi (Devam)
BAŞKAN –
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisini oylarınıza…
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Karar yeter sayısı…
BAŞKAN –
Karar yeter sayısı arayacağım.
Cumhuriyet
Halk Partisi grup önerisini kabul edenler… Kabul etmeyenler…
RECEP
ÖZEL (Isparta) – Var efendim, elektronik yapalım.
BAŞKAN –
Efendim, bir saniye…
Kâtip
üyeler arasında anlaşmazlık var, elektronik cihazla yoklama yapacağım.
Buyurun.
İHSAN
ÖZKES (İstanbul) – Sayın Başkanım…
BAŞKAN –
İki dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylamaya başlandı)
İHSAN
ÖZKES (İstanbul) – Sayın Başkanım, rica ediyorum…
BAŞKAN –
Bağırmayın, yerinize…
İHSAN
ÖZKES (İstanbul) – Bak, rica ediyorum Sayın Başkanım… Beni AKP’den aday olmakla
suçladı arkadaş.
BAŞKAN –
Lütfen… Lütfen… Sayın Özkes, rica ediyorum, bağırarak
yapmayın.
İHSAN
ÖZKES (İstanbul) – Rica ederim…
BAŞKAN –
Başka bir zamanda açıklayın.
Buyurun.
İHSAN
ÖZKES (İstanbul) – Sayın Başkanım, ben AKP’den aday olmaktan Allah’a sığınırım!
Rica ederim…
BAŞKAN –
Zapta geçti, zapta geçti söyledikleriniz.
İHSAN
ÖZKES (İstanbul) – Böyle bir ithamı kesinlikle kabul edemem!
BAŞKAN –
Zapta geçti, söyledikleriniz zapta geçti.
Buyurun
Sayın Özkes.
İHSAN
ÖZKES (İstanbul) – Bir dakika… Sayın Başkanım, rica ediyorum… Ben AKP’den aday
olduysam şerefsizim, bunu ispat etmeyen de şerefsizdir! Böyle yok! Sayın
Başkanım, rica ediyorum… (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
AKP’den
aday olmaktan Allah’a sığınırım! Ben o kadar şerefsiz olmadım!
MUHYETTİN
AKSAK (Erzurum) - Ne bu terbiyesizlik ediyor ya Başkan!
İSMAİL
AYDIN (Bursa) - Ne biçim konuşuyorsun!
İHSAN
ÖZKES (İstanbul) – Kim diyor ya? Hangi şerefsiz der bunu! Hangi şerefsiz der
ya! Konuşma be!
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Hocam, tamam… Söz verecek…
BAŞKAN –
Söz vereceğim, oylamadan sonra vereceğim. Geçin, geçin, oylamadan sonra
vereceğim.
(Elektronik
cihazla oylamaya devam edildi)
BAŞKAN –
Sayın milletvekilleri, karar yeter sayısı vardır, önerge reddedilmiştir.
OKTAY
VURAL (İzmir) – Sayın Başkan, siz yoklamaya sunduğunuzu ifade ettiniz.
Tutanaklarda yoklama aradığınızı ifade ettiniz. “Yoklamaya sunuyorum.” dediniz.
BAŞKAN –
Evet, yoklama yaptım.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – “Oylamaya sunuyorum.” dedi. Başkanım, oylama yaptınız. Dil
sürçmesi oldu ya.
OKTAY
VURAL (İzmir) – O zaman toplantı yeter sayısı olup olmadığını… Var mı? Var mı
efendim toplantı yeter sayısı?
BAŞKAN –
“İşari oylamayı elektronik cihazla yapacağım.” dedim.
OKTAY
VURAL (İzmir) – Ama yoklamaya sundunuz siz.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Hayır, yoklamaya sunamaz ya. Dil sürçmesi olmuştur.
OKTAY
VURAL (İzmir) – Siz “yoklama” dediniz efendim. Resen yoklama yapabilirsiniz.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Resen yapamazsınız Sayın Başkan. Resen yoklama yapamaz,
açılışta yapabilir.
BAŞKAN –
Efendim, işari oylamaydı zaten, sonucu da açıkladım.
OKTAY
VURAL (İzmir)- Her zama
yapabilir. Karar düzeltme olmadan…
BAŞKAN - Bir
dakika.
Tekrar mı
oylamamı istiyorsunuz?
OKTAY
VURAL (İzmir) – Hayır, siz yoklamaya sundunuz.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Hayır efendim, yoklamaya sunmadınız.
BAŞKAN –
Efendim, sehven onu söylemiş olabilirim ama zaten işari
oylama tekrarlandı kâtipler anlaşmazlığa düştüğü için.
OKTAY
VURAL (İzmir) – Hayır, “yoklama” dediniz de o bakımdan.
BAŞKAN –
Efendim olabilir, insan hâli, yanlışlıkla söylemiş olabilirim ama oylamada
zaten yeterli sayı olmadığı… Oylamaya sundum, “Kâtip üyeler arasında
anlaşmazlık olduğu için işari oylama yerine cihazla
oylama yapacağım, cihazla yoklama yapacağım.” dedim. Zaten daha evvel oylamaya
sundum, anlaşamadıkları için cihazla yaptım.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) – Karar yeter sayısı için istediniz Sayın Başkan.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) – Tutanaklara geçti efendim.
BAŞKAN -
Evet, “Karar yeter sayısı vardır.” dedim ve “Kabul edilmemiştir.” dedim.
Efendim,
on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 18.26
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 18.37
BAŞKAN: Başkan Vekili Mehmet SAĞLAM
KÂTİP ÜYELER : Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır),
Tanju ÖZCAN (Bolu)
BAŞKAN –
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 100’üncü Birleşiminin
Dördüncü Oturumunu açıyorum.
Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubunun önerisine gelmeden önce, Sayın İhsan Bey’e söz
vereceğim.
Lütfen,
çok rica ediyorum, iki dakika içinde, yeni bir tartışmaya da meydan vermeden...
VII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
6.- İstanbul Milletvekili İhsan Özkes’in, İstanbul Milletvekili Bülent Turan’ın sataşma
nedeniyle yaptığı konuşma sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması
İHSAN
ÖZKES (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hayatım boyunca
şerefimle, izzetimle, namusumla yaşamaya çalıştım ve hayatım boyunca yalan
söylemedim, kimseye de iftira etmedim. Bugün, hayatımın en büyük iftirasıyla
karşı karşıya kaldım. Böyle bir zulüm, böyle bir iftira gerçekten çok sarsıcı
ve çok vahim bir durumdur.
Ben,
Üsküdar müftüsüyken –tüm Üsküdarlılar bilir- 1999 yılında Demokratik Sol
Partiden Üsküdar belediye başkan adayı oldum ve seçimlere girdim, 2002’de de
Cumhuriyet Halk Partisine üye oldum ve aday adayı oldum, neticede de
milletvekili oldum.
Şimdi,
bakınız, arkadaşımız şöyle diyor: “Ben de söylüyorum ki, diyorum ki: ‘Allah’a
hamdolsun ki, defaten AK PARTİ’ye başvurmuş olmasına
rağmen aday yapmayarak doğru iş yaptığımızdan dolayı Allah’a hamdediyorum.’”
AKP’nin
kapısından içeriye girmişsem bu dünyanın en namussuzu benim.
MEHMET
METİNER (Adıyaman) – Giremezsin zaten!
SONER
AKSOY (Kütahya) – Herkes layık olduğunu bulur.
İHSAN
ÖZKES (Devamla) – Ama bunu da -benim AKP’ye müracaat ettiğimi, hem de defaten
müracaat ettiğimi- söyleyen eğer ispat etmezse namus yoksunudur, şeref
yoksunudur. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Lütfen! Lütfen!
İHSAN
ÖZKES (Devamla) – Böyle bir iftira kesinlikle olamaz ve kesinlikle kabul
edilemez. Eğer, ben, AKP’nin kapısından içeri girmişsem ve aday olmuşsam,
adaylık için müracaat etmişsem, bugün milletvekilliğini bırakmazsam namerdim.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN –
Sayın Özkes, teşekkür ediyorum.
İHSAN
ÖZKES (Devamla) – Sen de, bunu söyleyen, ispat etmezsen, milletvekilliğini de
bırakmazsan şeref yoksunusun. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Sayın Özkes, teşekkür ederim.
İHSAN
ÖZKES (Devamla) – Böyle bir iftira kesinlikle kabul edilemez.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkanım, bakın, Sayın Milletvekili burada konuşurken
sataşmaya cevap vermek üzere konuştu. Herkes her siyasi partiden aday da
olabilir, adaylık müracaatı da yapabilir. (CHP sıralarından gürültüler)
İHSAN
ÖZKES (Devamla) – İftira kesinlikle. AK PARTİ’den aday
olmaktan Allah’a sığınırım.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Bırak sen… Herkes Allah’a sığınıyor. Sen sık sık da Allah’a
sığınıyorsun. Bak, Allah’a çok sığınıyorsun…
İHSAN
ÖZKES (Devamla) – Evet.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) - Hep hatalar
yapıyorsun, hep yanlışlar yapıyorsun, sürekli Allah’a sığınıyorsun.
MALİK
ECDER ÖZDEMİR (Sivas) – Haydi oradan canım sende! Nereden biliyorsun hata
yaptığını!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Ama Allah’ın yüce adaleti sana herhâlde orada gerekli dersi
verecektir.
Bakın
Değerli Başkanım, “şeref yoksunu” gibi, “haysiyet yoksunu” gibi, “onur yoksunu”
gibi meseleleri söylemek hiçbir milletvekiline yakışmaz. Burada milletvekili
arkadaşımız “AK PARTİ’den aday olmadığı için Allah’a hamdediyorum, şükrediyorum.” diyor. “Senin gibi birisi AK PARTİ’ye yakışmadığı için Allah’a hamdediyorum.”
diyor. Bunda alınacak, gücenecek veya başka söylenecek ne var Sayın Başkan?
İHSAN
ÖZKES (Devamla) – Kim müracaat etmiş defaatle?
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) - Ama “şeref yoksunu” demek haksızlıktır, bir müftüye, bir din
adamına yakışmaz.
İHSAN
ÖZKES (Devamla) – Defaten müracaat eden eğer ben isem ben milletvekilliğini
bırakıyorum.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Ya, hamdediyoruz, sen iyi ki
bizden olmamışsın. Ne güzel, iyi bir şey yapmışsın.
İHSAN
ÖZKES (Devamla) – Sizin gibi müfteri, sizin gibi iftiracıların yanında ne işim
var!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Ne kadar güzel… Ne kadar güzel olmuş! Herkes bizi de biliyor
seni de biliyor.
BAŞKAN –
Sayın Özkes, tamam, teşekkür ediyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BÜLENT
TURAN (İstanbul) – Sayın Başkan…
BAŞKAN –
Buyurun Sayın Turan.
BÜLENT
TURAN (İstanbul) – Sayın Başkan, sataşmadan, hakaretten ötürü söz istiyorum.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – “Şeref yoksunu, haysiyet yoksunu.” dedi ama Sayın Başkan.
BAŞKAN –
Değerli arkadaşlarım, bir saniye…
Sayın
Turan, lütfen, bu konuyu burada kapatalım.
BÜLENT
TURAN (İstanbul) – İzin verin, kapatayım.
BAŞKAN
- Siz de bir dakika içerisinde ne
söyleyecekseniz söyleyin hakaret etmeksizin ve tekrar bir sataşmaya meydan vermeksizin.
MUZAFFER
YURTTAŞ (Manisa) – İki dakika olacak Sayın Başkan. Adaletli olun.
7.- İstanbul Milletvekili Bülent Turan’ın,
İstanbul Milletvekili İhsan Özkes’in sataşma
nedeniyle yaptığı konuşma sırasında şahsına tekraren sataşması nedeniyle
konuşması
BÜLENT
TURAN (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; iki yıldan beri burada
vekilim, beni tanıyan tanır, bilen bilir. Kimseye hakaret etme kastım yok,
bilmeden söylediğim bir söz yok fakat şaşırdığım şu ki: Ben garip bir
tartışmanın içerisinde buldum kendimi. Ben buraya Deniz Gezmiş’e olan
hassasiyetinize teşekkür etmeye çıktım, “Eski CHP’lilerin 30 tanesi de keşke
sizin gibi kıymetli, sizin gibi makul yaklaşsaydı da bu olmasaydı.” dedim.
Deniz Gezmiş’i kapatmak için bir taktikse tebrik ediyorum, harika bir taktik
fakat ben müftü beyi İl Başkan Yardımcılığı dönemimden, Üsküdar’dan da,
Beyoğlu’ndan da tanıyorum, herkesi tanıyorum… Bu bir suç değil ya! Bu kadar
küfür etmek, hakaret etmek, bir defa bir din adamına yakışmaz her şeyden önce.
(CHP sıralarından gürültüler) Bu üslubu aynen iade ediyorum.
Bir daha
söylüyorum, benim söz alma gerekçem ne müftü beydir ne başka bir şeydir.
Üzüldüğüm, bu ülkede idama vesile olan 30 tane CHP’linin kınanmasıdır.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkürler.
Sayın
milletvekilleri, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu…
ALİ RIZA
ÖZTÜRK (Mersin) – Sayın Başkan…
BAŞKAN –
Sayın Öztürk…
ALİ RIZA
ÖZTÜRK (Mersin) – Şimdi, açıklama yapmama rağmen, sayın hatip Denizlerle ilgili
Cumhuriyet Halk Partisinin geçmişteki… (AK PARTİ ve CHP sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN –
Arkadaşlar, söylediğinizi anlayamıyorum, bir saniye susarsanız…
Buyurun
Sayın Öztürk.
ALİ RIZA
ÖZTÜRK (Mersin) – Sayın Başkanım, şimdi Denizlerin idamıyla ilgili, sayın
hatip, konuşmalarından sonra açıklama yapmama rağmen tatmin olmamış olacak ki
yine aynı konuyu söyledi.
Elimde
Türkiye Büyük Millet Meclisinin tutanağı var İsmet İnönü’yle ilgili, onu
açıklamak istiyorum.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Tutanaklar zaten kayıtlarda mevcut Sayın Başkan, tarihini
verdi!
BAŞKAN –
Sayın Öztürk, biraz önce Sayın İnönü’nün konuşmasını söylediniz, değil mi?
ALİ RIZA
ÖZTÜRK (Mersin) – Evet.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – “Nisan 1972” dedi, tarih de belli, tutanaklardan herkes buna
bakabilir!
ALİ RIZA
ÖZTÜRK (Mersin) – İzin verir misin Sayın Başkan…
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Ama şu anda yaptığın usule uygun değil.
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) – Onu Başkan takdir edecek.
ALİ RIZA
ÖZTÜRK (Mersin) – Usulü senden mi öğreneceğim ya!
BAŞKAN –
Şimdi, Sayın Öztürk…
AYŞE NUR
BAHÇEKAPILI (İstanbul) – Öğrenirsin, ne var yani! Ne var, öğrenebilirsin! Ben
de senden öğrenebilirim, siz de Mustafa Elitaş’tan
öğrenebilirsiniz! Bunda ayıp bir şey mi var?
BAŞKAN –
Şimdi, Sayın Öztürk, siz o zamanki Cumhuriyet Halk Partisi Grubu Başkanının,
Sayın İnönü’nün -müteveffa- zaten bu işte ne söylediğini burada izah ettiniz,
buna ilave mi bir şey söyleyeceksiniz?
ALİ RIZA
ÖZTÜRK (Mersin) – Evet, ama ondan sonra sayın hatip arkadaşımız tekrar çıktı,
aynı yanlış bilgiyi tekrar yineledi.
AYŞE NUR
BAHÇEKAPILI (İstanbul) – Yanlış bilgi filan yok!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, bilgilerin hepsi doğru!
BAŞKAN –
Hayır, bir “30 kişi oy vermedi.” dedi o kadar, o mu?
“Cumhuriyet
Halk Partisinden de oy verenler oldu.” dedi, onu mu tekzip edeceksiniz?
ALİ RIZA
ÖZTÜRK (Mersin) – Hayır, oy veren yok efendim.
BÜLENT
TURAN (İstanbul) – Yapmayın Sayın Başkan…
BAŞKAN –
Ha, yok diyorsunuz siz de…
ALİ RIZA
ÖZTÜRK (Mersin) – Evet, yok efendim…
BAŞKAN –
Tamam, bir dakika içinde siz de “Oy veren yok.” deyin ve bu işi kapatalım. (CHP
sıralarından alkışlar)
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
12.- Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün,
İstanbul Milletvekili Bülent Turan’ın sataşma nedeniyle yaptığı konuşma
sırasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
ALİ RIZA
ÖZTÜRK (Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu elimdeki tutanak
24/04/1972 tarihli Türkiye Büyük Millet Meclisi Tutanak Dergisi. Burada,
Demokrat Parti Grubu adına konuşma yapıldıktan sonra, idamların oylanması
konusunda kabul yönünde oy verilmesi istenildikten sonra CHP Grubu adına İsmet
İnönü çıkıyor. İsmet İnönü diyor ki, açıkça söylüyorum: “Bunlar, suçlarının
karşılığı olan cezaları görmelidirler; bu cezaları göreceklerdir. Bu cezalar
hususunda özel bir kanaatimiz var. O da ‘Siyasi suçlardan dolayı idam cezası
yapılmasın.’ davasındayız. Siyasi suçlardan dolayı idam cezası yapılmaması,
Büyük Meclisce kabul olunursa evvelâ bunun kanunu
çıkarılmak lazımdır… Şimdi, siyasi suçlardan dolayı ‘Kapital Ceza’ dediğimiz
idam cezası yapılmaması için, bugün harekete geçmiş değiliz. Demokratlardan
idama mahkûm olanların, idam cezası görmemeleri için ilk gününden, o zamanki
askerî idareye var gücümüzle çalıştık. Var gücümüzle çalıştık, neticeyi
alamadık. Nasıl; ondan sonra, güya biz o siyasi idamları istemişiz; yahut onlar
yapılmasın diye uğraşmamışız, uğraşmışız gibi aleyhimize siyasi propagandalar
yapıldı. Siyasi seçimlerde tez olarak aleyhimize işlendi. Bunları tekrar
hatırlatıp, arkadaşlarımızı herhangi bir surette münakaşaya tahrik etmek istemem.”
Değerli
arkadaşlar, bu oylamadan -bu oylama aynı gün olmuyor zaten- sonra da Cumhuriyet
Halk Partisi milletvekillerinin bir kısmı Genel Kurulda oylamaya katılmıyor,
diğerleri, katılanlar da ret oyu kullanıyor; Adalet Partisi ile Demokrat Parti
kabul ediyor.
Şimdi,
bunları, geçmişi bırakalım, benim elimde ölüm cezalarının yani idam cezalarının
Türkiye Büyük Millet Meclisinde yürürlüğe konulmasına ilişkin kanunların
kaldırılmasına dair kanun teklifi var. Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin
İnan’ın idam edilişlerine…
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ RIZA
ÖZTÜRK (Devamla) - …ilişkin kanunun yürürlükten kaldırılması için aynı şekilde…
AYŞE NUR
BAHÇEKAPILI (İstanbul) - O başka bir şey Ali Rıza, o başka bir şey.
ALİ RIZA
ÖZTÜRK (Devamla) – …gelin, bu kanun teklifini hep beraber çıkartalım, bu idam
cezasının da mesnetsiz olduğunu tespit edelim. (CHP sıralarından alkışlar)
13.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın, Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün
açıklaması sırasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, bakın, sayın milletvekili dedi ki: “Cumhuriyet
Halk Partisinden idama ‘evet’ diyen hiç kimse yok.” Elimdeki tutanak, 24 Nisan
1972: “Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın Ölüm Cezalarının Yerine
Getirilmesine Dair Kanun Tasarısı’na verilen oyların sonucu: Üye sayısı: 450.
Oy verenler: 323. Kabul edenler: 273. Reddedenler: 48. Çekimserler: 2. Oya
katılmayanlar: 118. Açık üyelikler: 9.”
AYŞE NUR
BAHÇEKAPILI (İstanbul) – Niye katılmadınız o zaman?
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Ben CHP’lilerin kim olduğunu bilmiyorum…
MALİK
ECDER ÖZDEMİR (Sivas) – Ya, katılmamak başka şey, oy vermek başka şey.
BAŞKAN –
Bir dakika. Lütfen…
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – …ama kabul edenler içerisinde, mesela, çok iyi bildiğim…(AK
PARTİ ve CHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN –
Arkadaşlar, tamam. Lütfen, lütfen, lütfen…
MALİK
ECDER ÖZDEMİR (Sivas) – Bu kadar demagojiye gerek yok ki!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, kabul edenler arasında, kabul edenler…
HALUK
EYİDOĞAN (İstanbul) – Dil oyunu yapıyorlar.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Saymışlar: Adana Milletvekili, Cumhuriyet Halk Partisi Genel
Sekreteri olduğunu bildiğimiz, mesela, Kemal Satır “evet” diyenler arasında.
Mesela, meşhurlardan, Ali İhsan Göğüş “evet” diyenler arasında. Mustafa Kemal
Çilesiz, Nurettin Özdemir Gümüşhane Milletvekili, bunun gibi milletvekilleri oy
vermiş. Arkadaşımız diyor ki: “Cumhuriyet Halk Partili milletvekillerinden 30
tanesi bu oylamaya katılmış.” Yani burada alınacak, gücenecek ne var, yine anlayamıyorum.
Ama sayın milletvekili buradan kürsüye çıkarken “Hiçbir Cumhuriyet Halk Partili
milletvekili ‘evet’ dememiştir.” diyor ve tutanaklarla yanlış bilgi veriyor,
düzeltmek adına… Sayın Kemal Satır herhâlde o günlerde Cumhuriyet Halk
Partiliydi.
Bilginize
sunuyorum.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN –
Teşekkürler.
ALİ RIZA
ÖZTÜRK (Mersin) – Sayın Başkan, şimdi, bakın…
BAŞKAN –
Değerli arkadaşlarım, şimdi, buna ne kadar devam edeceğiz? Ne o zaman ki oylama
bugünkü partileri bağlar… İkiniz de söyleyeceklerinizi söylediniz ve zabıtlara
geçti.
Buyurun
Sayın Öztürk.
14.- Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün,
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın açıklaması
sırasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
ALİ RIZA
ÖZTÜRK (Mersin) – Sayın Başkan, şimdi, bu tutanakta… Bir kere, oylama 24
Nisanda değil, o şey ayrı. Burada, İsmet Paşa’nın yaptığı konuşmada, zaten çok
açık bir şekilde İsmet Paşa diyor ki bu konuyla ilgili: “Vicdan meselesidir.
Biz insanların vicdanına bırakıyoruz. Grup kararı almadık.” Ve İsmet Paşa o
tarihte -hatırlarsa Sayın Grup Başkan Vekili de- 12 Mart Hükûmetine bakan
vermeyi savunan bir genel başkandı. O nedenle zaten Ecevit ve arkadaşları karşı
çıktı. İsmet Paşa genel başkan olarak bu kürsüye çıkıyor. Bu idam cezalarını
tasvip etmediğimizi açık ve net olarak söylüyor. Bunun dışındaki münferit… Bazı
milletvekillerinin verip vermediği değil, katılmamışlar zaten, o belli.
BAŞKAN –
Doğru, doğru.
AYŞE NUR
BAHÇEKAPILI (İstanbul) – Daha beter. Keşke katılsaydı! (AK PARTİ ve CHP
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN –
Tamam efendim. Zabıtlara geçti. Lütfen, lütfen…
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) – Sayın Başkan, oylamaya katılmayanların sayısı ret verenlerin
2 katı, münferit falan değil yani. (AK PARTİ ve CHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN –
Evet, arkadaşlar, tamam, tamam, teşekkür ediyorum.
Sayın
Öztürk, teşekkürler.
Şimdi,
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu önerisini okutuyorum:
VI.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi
Parti Grubu Önerileri (Devam)
4.- AK PARTİ Grubunun, Genel Kurulun çalışma
saatleri ile gündemdeki sıralamanın yeniden düzenlenmesine; 7, 14, 21 ve 28
Mayıs 2013 Salı günkü birleşimlerinde bir saat sözlü soruların görüşülmesini
müteakip diğer denetim konularının görüşülmeyerek gündemin "Kanun Tasarı
ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmında yer alan
işlerin görüşülmesine; 8, 15, 22 ve 29 Mayıs 2013 Çarşamba günkü
birleşimlerinde sözlü soruların görüşülmemesine; 450 sıra sayılı Kanun
Tasarısı’nın İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel
kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesine ilişkin önerisi
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma
Kurulunun 07/05/2013 Salı günü (bugün) yaptığı toplantıda siyasi parti grupları
arasında oybirliği sağlanamadığından, İç Tüzük’ün 19
uncu maddesi gereğince, Grubumuzun aşağıdaki önerisinin Genel Kurulun onayına
sunulmasını arz ederim.
Mustafa Elitaş
Kayseri
AK
PARTİ Grup Başkan Vekili
Öneri:
Gündemin
"Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler"
kısmında bulunan 450, 315, 230, 414, 211, 210, 209, 133, 121, 117, 351, 380,
386, 324, 416, 434, 354, 415, 51, 62, 214, 433, 340, 308, 392, 254, 256, 422,
425, 253 ve 202 sıra sayılı kanun tasarılarının bu kısmın 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10,
11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30,
31, 32, 33 ve 34 üncü sıralarına alınması ve diğer işlerin sırasının buna göre
teselsül ettirilmesi;
Genel
Kurulun;
7, 14, 21
ve 28 Mayıs 2013 Salı günkü birleşimlerinde bir saat Sözlü Soruların
görüşülmesini müteakip diğer denetim konularının görüşülmeyerek Gündemin
"Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler"
kısmında yer alan işlerin görüşülmesi;
8, 15, 22
ve 29 Mayıs 2013 Çarşamba günkü birleşimlerinde sözlü soruların görüşülmemesi;
7 Mayıs
2013 Salı günkü (bugün) birleşiminde 452 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı’nın
görüşmelerinin tamamlanmasına kadar;
8 Mayıs
2013 Çarşamba günkü birleşiminde 414 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı’na kadar olan
işlerin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar;
9 Mayıs
2013 Perşembe günkü birleşiminde 51 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı’na kadar olan
işlerin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar;
Yukarıda
belirtilen birleşimlerde gece 24:00'de günlük programın tamamlanamaması hâlinde
günlük programın tamamlanmasına kadar,
çalışmalarına
devam etmesi;
14 Mayıs
2013 Salı günkü birleşiminde 15.00-23.00;
15 ve 16
Mayıs 2013 Çarşamba ve Perşembe günkü birleşimlerinde 14.00–23.00 saatleri
arasında;
21 ve 28
Mayıs 2013 Salı günkü birleşimlerinde 15.00-20.00 saatleri arasında;
22, 23,
29 ve 30 Mayıs 2013 Çarşamba ve Perşembe günkü birleşimlerinde 14.00-20.00
saatleri arasında çalışmalarını sürdürmesi;
450 sıra
sayılı Kanun Tasarısı’nın İç Tüzük’ün 91’inci
maddesine göre temel kanun olarak görüşülmesi ve bölümlerinin ekteki cetveldeki
şekliyle olması,
önerilmiştir.
450 Sıra
Sayılı Türk Petrol Kanunu Tasarısı
(1/725)
BÖLÜMLER BÖLÜM
MADDELERİ BÖLÜMDEKİ
MADDE
SAYISI
1. BÖLÜM 1 ila 20’nci maddeler 20
21
ila 29’uncu maddeler (27’nci
maddenin
birinci fıkrasının (a)
2. BÖLÜM ve (b) bentleri, ikinci, üçüncü,
dördüncü
ve beşinci fıkraları ile
geçici
1, 2, 3 ve 4’üncü maddeler dâhil) 18
TOPLAM MADDE SAYISI 38
BAŞKAN –
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu önerisi üzerinde, lehinde olmak suretiyle,
Isparta Milletvekili Sayın Recep Özel.
Sayın
Özel, buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
RECEP
ÖZEL (Isparta) – Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Grubumuzun,
Danışma Kurulunda oy birliği sağlanamadığından dolayı grup önerisi olarak
getirmiş olduğu, bu haftaki ve bu ay içerisindeki çalışma saatlerinin
belirlenmesine yönelik grup önerisi lehinde söz almış bulunmaktayım. Hepinizi
saygıyla selamlarım.
Biraz
önceki konuşmalarda herhâlde gruplar olarak, partiler olarak birbirimize biraz
daha… Geçen hafta burada Meclis Başkanlığımızın ve 4 grup başkan vekilimizin
imzalamış olduğu, siyasetin her zaman konuşma dilini güzelleştirme anlamına
herhâlde uygun konuşmadığımızı, özellikle buna da bir emekli müftünün de alet
olmasını pek hoş karşılamadığımızı… Bir yanlış bilgi olabilir, eksik bilgi
olabilir. Bunun burada telafisi hakaret ederek, onu olmadık, dinden çıkarma
noktasına da… Burada hiç kimsenin elinde dinî hassasiyetleri ölçen bir terazi
yok. Sizin dininiz size, bizim dinimiz bize. Herkes dininden kendisi
sorumludur. Onun için kimsenin…
VELİ
AĞBABA (Malatya) – Bu nasıl laf Recep Özel, bu nasıl laf?
RECEP
ÖZEL (Devamla) – Evet, bu öyle bir laf. Sizin dininiz size, bizim dinimiz bize;
herkesin dini kendisine aittir. Ondan dolayı burada dini değerlerimizi,
ölçülerimizi ölçecek biçecek kimsenin elinde bir terazi yok. Ondan dolayı bir
kişinin (a) partisinden, (b) partisinden, (c) partisinden gönlünden adaylık
geçmiş olabilir, “Ah keşke ben de o partiden aday olsaydım.” diyebilir ama
müracaat ettiği parti vardır, etmediği parti vardır; bunlar siyasi hayatın
olağan şeyleri. Bundan dolayı da birbirimize yaralayıcı, bereleyici, kırılgan
laflar etmemize de bu anlamda gerek yoktur diye düşünüyorum.
Biraz
önce, Sayın Özkes de imamların bu cami avlularındaki
yerlerde paralı… Vakıf hukukunun, vakfın amacının, vakfı kuran iradenin bir
ömür boyu devam etmesi gerektiği noktasında vakıf hassasiyeti olan bir kişinin
burada o konuşmayı yapmaması gerekiyordu. Onu da o hassasiyette bulunmaya davet
ediyorum.
Bugünkü
grup önerimizle Petrol Kanunu Tasarısı’nı gündemin ön sıralarına çekiyoruz,
Hükûmetimizin bizlerden talep etmiş olduğu uluslararası anlaşmaları ön sıraya
çekiyoruz. Çalışma saatlerimizi de mayıs ayı içerisinde salı günleri
15.00-20.00 arası, çarşamba ve perşembe günleri de 14.00-20.00 arası, yalnız
önümüzdeki hafta salı günü saat 15.00-23.00, perşembe ve çarşamba günü de
14.00-23.00 olarak belirlemiş bulunuyoruz.
Petrol
Kanunu’nu da -inşallah- temel kanun olarak öneriyoruz. Bugün bir saat sözlü
sorulardan sonra -inşallah- Posta Kanunu’nun bitimine kadar, bitmezse yarın
bunun devamı ve iki tane uluslararası sözleşmeyi, perşembe günü de 15 kadar
uluslararası sözleşmeyi görüşüp bu haftaki çalışmamızı tamamlamak istiyoruz.
İnşallah, güzel bir hafta, güzel bir çalışma olur diyoruz. Milletvekilinin
onuruna, saygınlığına yakışır bir şekilde bu kürsüyü kullanmayı Allah hepimize
nasip etsin diyor, saygılar sunuyorum efendim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Sayın Özel, teşekkür ediyorum.
İkinci
konuşmacı, aleyhinde olmak üzere Mersin Milletvekili Sayın Mehmet Şandır.
Buyurun
Sayın Şandır. (MHP sıralarından alkışlar)
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Muhtemelen
dünyanın hiçbir ülkesinde kendi gündemini belirlemek için dört saat tartışan ne
bir kurul vardır ne bir heyet vardır ne de bir kurum vardır.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Doğru, çok doğru.
MEHMET
ŞANDIR (Devamla) - Ama “Doğru.” dediğiniz hadisenin sorumluluğu da size ait.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Aynen öyle, doğru.
MEHMET
ŞANDIR (Devamla) - Çünkü, bu uzlaşmayı temin ederek, bu Genel Kurulun
çalışmalarını, çalışma programını muhalefetle beraber belirlemek ve kabul etmek
sizin sorumluğunuzda, iktidar grubu olarak ama ne yazık ki böyle.
Değerli
arkadaşlar, biz, bu grup önerilerini, milletin gündemini dile getirmek, bu
Genel Kurulda, Meclisin kürsüsünde dile getirmek için bir fırsat olarak
değerlendiriyoruz. Ama ne yazık ki şimdi TRT’nin engeline takılıyoruz, milletin
gündemini yine milletin huzuruna getirememek gibi bir sonucumuz da var.
Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubu, tabii, Hükûmetin grubu olması dolayısıyla gene Meclisin
gündemini belirlemek yetkisine, hakkına sahip çünkü ülkeyi yönetme sorumluluğu
kendilerine ait. Ama bu konuda, yılların deneyimiyle on yılını dolduran bir
grup olarak, her defasında ifade ettiğimizi bir daha söylemek istiyorum. Sayın Elitaş buraya bakıyor ama bakın, geçen hafta, Adalet ve
Kalkınma Partisi grup önerisinin belirlediği program elimde. Bu hafta için
diyorsunuz ki: “7 Mayıs 2013 Salı günkü birleşimde 15.00 ila 20.00 saatleri
arasında çalışalım.” Ama şimdi getirdiğiniz öneriyle “Bitime kadar çalışalım.”
diyorsunuz. Geçen hafta hangi kanunları öne çıkartacağınızı belirliyorsunuz, bu
hafta kaç tane bilemedim, sayamadım, muhtemelen 30 tane kanunu tekrar öne almaya
çalışıyorsunuz. Milletin aklıyla alay eder gibi, Genel Kurulun, sayın
milletvekillerinin aklıyla alay eder gibi, önümüzdeki haftayı -bu hafta bitime
kadar- yani bu angarya usulünü yine bir dayatma üslubuyla getiriyorsunuz.
Önümüzdeki haftaya lütfediyorsunuz, “Saat 23.00’e kadar çalışalım.” diyorsunuz.
Fakat bir sonraki haftada, yine milletin aklıyla alay eder gibi “Saat 20.00’ye
kadar çalışalım.” diyorsunuz. Biz de biliyoruz ki onu tekrar değiştireceksiniz,
bitime kadar usulünü gene getireceksiniz.
Değerli
arkadaşlar, kendimize saygının gereği, bu kuruma saygının gereği, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin ruhunun, misyonunun gereği biraz ciddiyet, lütfen biraz
ciddiyet. Böyle kendi kararıyla bu kadar oynayan bir kurul, bir grup, bir
anlayış nasıl kabul edilebilinir? Her defasında bunu
söylemiş olmamıza rağmen “Biz yaptık oldu. Bizim yaptığımız doğru.”
anlayışının, bir yerlere bakılırsa bir anlamı vardır, bir tanımı vardır.
Değerli
arkadaşlar, ben, Sayın Başbakan Yardımcısının, Sayın Bakanın ve iktidar partisi
grubunun yöneticilerinin burada bulunmasını da fırsat bilerek size milletin
gündeminden başlıklar sunmak istiyorum.
Tabii ki
işte uluslararası sözleşmeleri getireceksiniz, tabii ki işte bazı kurumları
özelleştirebilmek için hukuk getireceksiniz yani kendi anlayışınız ve
programınız doğrultusunda buraya bir karar, bir program getireceksiniz ama bir
de milletin gündemi var, milletin gündemindeki olaylar var. Bunları da
muhalefet partileri olarak bizler huzurunuza getiriyoruz; olmadık laflar,
dünyanın lafını söylüyorsunuz.
Bakın,
değerli arkadaşlar, bugün bir arkadaşımız ifade etti: Mısır üreticileri mısırı
ektiler, birkaç ay sonra da hasat edecekler. Ama şimdiden inanınız ki Çukurova
çiftçisi tir tir titriyor. Niye? Çünkü mısır ithalatçılarına hâlâ ruhsat
veriyorsunuz. Türkiye mısır doldu. Üretilen mısırı bu üretici kime satacak,
kaça satacak? Şuna bir tedbir geliştirin ey Hükûmet, buradasınız, Kalkınma
Bakanımız da burada.
Pamuk
primleri, yağlı tohum primleri gecikti ve söz vermiş olmanıza rağmen gecikti.
Hâlbuki üretici, çiftçi, verdiğiniz söze dayalı olarak program yaptı,
borçlandı, söz verdi. Hâlbuki şimdiden bir ay gecikti. Daha ne kadar sonra
ödeneceği de belli değil. Niye? Anlaşılıyor ki hazinede nakit paranız yok.
Bir başka
konu değerli arkadaşlar, 2/B konusu. 2/B meselesinin gündeme geldiği her ilde
kıyamet kopmaktadır değerli milletvekilleri, her biriniz için geçerli bu. Henüz
daha rahat olanlar illerinde 2/B’nin rayiç bedelleri açıklanmayan illerdir.
Açıklandığında siz de göreceksiniz. Mersin’de bazı ilçelerde açıklandı,
samimiyetle söyleyeyim, eylem yapmalarına muhalefet partisi olarak biz engel
olduk, trafiği keseceklerdi. 1 dönüm 2/B arazisi için 400 bin lira rayiç bedel
biçilir mi? Bunu bu çiftçi, bu köylü nasıl alsın? Kendi elinizle kör kuyuya bir
taş attınız, şimdi çıkartabilmek için üç defa oldu kanun çıkartıyorsunuz, daha
on üç defa da kanun çıkartsanız bu kör kuyudan çıkamayacaksınız. 2/B Yasası,
2/B uygulaması bir zulüm yasasıdır; çiftçimize, köylümüze, elinin emeğiyle
geçinen insanımıza karşı AKP iktidarının bir zulmü olmuştur. Ama bu konuyla
ilgili yine kulağınızın üzerine yattınız, Hükümet olarak bir gündem olarak bu
Meclise getirmiyorsunuz.
Bir başka
husus: Bu çiftçilerin sorunlarını yarın biz grup önerisi olarak Genel Kurula
getireceğiz. Adana Milletvekilimiz Sayın Muharrem Varlı da burada bu işin
detayını size anlatacak. Ümit ederim ki vicdana gelirsiniz, bir şeyler yapmak
gereğini duyarsınız.
Bir başka
konu: Değerli arkadaşlar, yetki aldınız, kanun hükmünde kararnameler
çıkarttınız ama çıkarttığınız kanun hükmünde kararnameyle işin dengesini,
düzenini bozdunuz. Bakın, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığında, Millî Eğitim
Bakanlığında çıkarttığınız kanun hükmündeki kararnameyle çalışanların özlük haklarını
bir düzene bağladınız, aynı yetkiyle Sağlık Bakanlığında çıkarttığınız kanun
hükmünde kararnameyle düzeni altüst ettiniz. Bir kısmının özlük haklarını
korudunuz, bir kısmının özlük haklarını geriye götürdünüz. İki yıldır bağırıyor
Sağlık Bakanlığının çalışanları: “Burada bir adaletsizlik var -rakamları var-
bunu düzeltin.” diyor. İşte Hükûmet burada, Sayın Genel Başkan Yardımcımız
burada. Bana ulaşan metni size de sunabilirim, örnekleriyle var. Bir zulüm var
değerli arkadaşlar. Devlet, eğer uygulamalarında adalet duygusunu geliştirirse
meşru olur yoksa gayrimeşru olur. Devlet milletten aldığı yetkiyi kullanırken
eğer adaletli davranmıyorsa, eşit davranmıyorsa o devlet zulüm devleti olur.
Bugün Sağlık Bakanlığında çıkarttığınız kanun hükmündeki kararnameyle
uyguladığınız personel rejimi bir zulüm yaratmaktadır. Bu konuyu da yarın bizim
bir milletvekilimiz Sayın Ali Öz gündem dışı tekrar gündeme getirecek. Ama,
lütfen, bunlar muhalefetin şovu değil, muhalefetin muhalefet yapmak arzusuyla
buraya getirdiği konular değil, ülkemizin ve insanımızın yaşadığı sıkıntılar.
Bunlara bir tedbir getirmemiz lazım.
Milletin
gündeminde daha birçok konu var. Benim memleketim olan Hatay’da, Gaziantep’te,
Şanlıurfa’da Suriye olaylarından dolayı bir hadise yaşanıyor değerli bakanlar;
kaçakçılık dolayısıyla. Hatay’daki çiftçinin, Gaziantep’teki, Şanlıurfa’daki
çiftçinin ürünleri payimal oldu. Dolayısıyla,
Hükûmetin gündemini belirlemek için sayısal gücünüzü kullanarak burada ikide
bir program değiştirebilirsiniz ama milletin gündemi sizin de
sorumluluğunuzdur. Bunları arz etmek için söz aldım.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET
ŞANDIR (Devamla) - Getirdiğiniz programın aleyhinde söz aldım, yaptığınızın
doğru olmadığını tekrar ifade ediyorum.
Teşekkür
ediyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkürler Sayın Şandır.
Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubu önerisi üzerinde lehinde olmak suretiyle Sayın İdris Baluken, Bingöl Milletvekili.
Buyurun
Sayın Baluken. (BDP sıralarından alkışlar)
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Her ne
kadar önerinin lehinde söz aldığımız yazılsa da önerinin aleyhine konuşacağız
çünkü AK PARTİ’nin buraya getirmiş olduğu gündemin
halkın gündemiyle doğrudan çok ilişkili olduğunu düşünmüyoruz. Şu anda halkın
gündeminde çok daha farklı, çok daha acil çözüm bekleyen sorunlar var ama biz
durmadan sermayeye, özel sektöre rant alanı açan, emekçinin aleyhine olan yasal
düzenlemeleri iktidar partisinin buraya getirmesi neticesinde Meclis gündemini
meşgul etmek durumunda kalıyoruz.
Özellikle,
bu haftanın ve bence uzun süredir, son bir aydır bu Meclisin en önemli
gündemlerinden birinin hasta tutukluların yaşamış olduğu insanlık dramının
olması gerekiyor. Neredeyse son bir ayda basın açıklamasından sokaktaki eyleme
kadar, Meclis kürsüsünden Hükûmet yetkilileriyle, Adalet Bakanlığıyla yapmış
olduğumuz görüşmelere kadar bu konuda yaşanmış olan dramı dile getirmemize
rağmen, bu konuda her gün siyasetin, iktidar partisinin insanlığının demir
kapılar ardında, beton duvarlar ardında yok olduğunu belirtmemize rağmen hiçbir
çözüm üretilmiyor, çaresiz insanlar, sağlık problemi yaşayan tutsaklar bir bir dört duvar arasında ölmeye devam ediyorlar. Bakın, en
son Sincan Cezaevinde yaklaşık son bir aydır 2 hasta tutuklu için Adalet
Bakanlığı yetkilileriyle görüşüyoruz. Biri İrfan Eskibağ,
diğeri Abdülsamet Çelik. İrfan Eskibağ,
zamanında teşhis edilmediği için, son dönemde sarılıkla hastaneye kaldırıldığı
için ilerlemiş pankreas kanseri teşhisi alıyor. İlerlemiş pankreas kanseri
teşhisi aldıktan sonra zaten tıbbın bütün imkânları çaresiz kalıyor, yetersiz
kalıyor. Bu teşhisten sonra hastaya yönelik yapılan bütün tedavi girişimlerinde
aksaklıklar var. Bütün tedavi girişimleri zaten herhangi bir sonuç vermiyor ve
hasta giderek, eriyen bedeniyle kendi ihtiyaçlarını karşılayamaz duruma; bilincini,
şuurunu yitirmiş durumda ölümü bekleyen bir duruma geliyor. Bir aydır İrfan Eskibağ kişisel ihtiyaçlarını karşılayamadığı için… Dört
duvar arasında eriyen İrfan Eskibağ’ın bedeniyle
beraber sizin vicdanınızdır. Düşündüğümüz için bu hastanın en azından son
günlerini, son saatlerini kendi ailesinin yanında, kendi sevdiklerinin yanında
geçirmesini talep ediyoruz.
Gereken
yapılmadı, bugüne kadar gösterilmiş olan duyarsızlık maalesef büyük bir
vicdansızlıkla beraber devam ettirildi ve İrfan Eskibağ
bu akşam yaşamını yitirdi. Şimdi Abdülsamet Çelik
için aynı süreç işliyor. Abdülsamet Çelik de “Myelodisplastik sendrom” dediğimiz bir sendromun lösemiye
transformasyon göstermiş bir formundan muzdarip
durumda. Şu anda aynı süreç Abdülsamet Çelik için
işliyor.
Yani, bu
hastaların sadece daha iyi bir bakım almaları için, son dönemlerinde hiç
olmazsa, az da olsa bir moral bulmaları için göstermemiz gereken bir insanlık
erdemini gösterememe neticesinde -sağlıklı insanın zaten hastalandığı cezaevi
koşullarında- bu hastaların ölümüne neden olan bir iktidar anlayışıyla, bir
iktidar partisiyle karşı karşıyayız.
Bundan
birkaç gün önce İrfan Eskibağ’ı ziyaret etmek için
Sincan Cezaevi’ne gittim. Oradaki tutsakların, tutuklu arkadaşlarımızın
sorunlarını öğrenmek için yapmış olduğum görüşmeden sonra, Sincan’daki cezaevi
kampüsünde bulunan hastaneye -hekim olmam nedeniyle- bir hastayı göreyim, belki
bir iki dakikalığına da olsa terminal dönemde olan bir hastaya bir moral
veririm beklentisiyle gittim. Bir milletvekili, hekim olan bir milletvekili bir
hasta ziyaretine gidiyor, neredeyse tamamı bir cumhuriyet hâline gelmiş cezaevi
yönetimi çaresiz, yatalak durumda olan, kendi ihtiyacını karşılayamayan bir
hastanın elini tutma hakkını bir hekimden, bir milletvekilinden almayı, gasbetmeyi ne hikmetse kendi üzerine vazife görüyor. Böyle
bir anlayışla karşı karşıyayız.
Şimdi,
orada biz İrfan Eskibağ’ı, bugün yaşamını yitirmiş
olan arkadaşımızı ziyaret edip elini tutmuş olsaydık bu ülke mi bölünecekti?
Cezaevleriyle ilgili bugüne kadar göstermiş olduğunuz duyarsızlığı hadi bir
kenara bırakıyoruz, sadece, bir hastaya moral vermeyle ilgili bir kararı verme
erdemini göstermiş olsaydınız bu ülkede bir şeyler elden mi gidecekti? Bu kadar
vicdanı taşlaşmış, görmeyen, kulakları sağır bir anlayışla hükûmetin bir ülkeyi
yönetmesi mümkün değildir.
Şu anda
cezaevinde sırasını bekleyen 122 ağır hasta var. 108’i acil tedavi gerektiriyor
ve bunlardan 50’si konuşmuş olduğumuz saat içerisinde de, her an, her dakika
içerisinde yaşamlarını yitirebilirler. Toplam hasta sayısı 411. Bu Hükûmet kaç
yıldır iktidarda olmasına rağmen -411 hasta tutukluyla ilgili- bu insanları
bürokratik birtakım saçmalıklardan kurtarıp son dönemlerde tedavi süreçlerini
ailelerinin yanında geçirmelerini sağlayan bir yasal düzenlemeyi yapamadı.
Burada ana dilde savunmayla ilgili yasa görüşülürken kamuoyuna hem Adalet
Bakanlığı hem de Hükûmet yetkilileri çıkıp “Biz hasta tutuklularla ilgili bir
düzenleme yaptık. Durumu ağır olan hasta tutukluları bir an önce ailelerine
kavuşturacağız, serbest bırakacağız.” propagandası yaptılar. Külliyen yalan.
Orada yapılan düzenlemede bu bürokratik işlemlerin tamamı daha fazla birtakım
süzgeçlere tabi tutuldu. Burada görüşülürken biz şunu dedik: Bu ülkede
üniversite hastaneleri var, Sağlık Bakanlığına bağlı hastaneler var, tam
teşekküllü sağlık kurumları var. Bu ülkede devlet yönetimi kendi hastanesine
güvenmeyecekse neye güvenecek? Tam teşekküllü hastanelerden alınan sağlık
raporlarını yeterli olarak kabul edin, bu hastalarla ilgili adli tıp gibi,
cezaevlerini mezarlık hâline getirmiş, her uygulamasında insanları ölüme
gönderen bir kurumu baypas edelim, hiç olmazsa bu dramı biraz azaltalım
önerimizi reddettiniz. Getirmiş olduğumuz düzenlemede Adli Tıp Kurumu rapor
verse bile savcının “Bu tutuklu ya da hükümlü topluma zararlı değildir.”
şeklinde bir rapor verme şartını getirdiniz. O verse bile Adalet Bakanlığının
buna onay verme şartını getirdiniz. Böyle olduğu için de cezaevlerinde her gün
hasta tutuklu arkadaşlarımızla ilgili dramlar yaşanıyor.
Bakın,
geçen yıl Sincan Cezaevine gittiğimde, yine tedavi amacıyla Erzurum Cezaevinden
Sincan’a getirilmiş Burhan Kartal iki gün önce anjiyo olmuş. Hâlâ anjiyo
yerinde ara ara kanaması olan bir hasta. Bu hasta Sincan Cezaevine tedavi
amacıyla “Ankara’da şartlar daha iyi.” diye gönderiliyor. Sincan Cezaevine
alınırken bu hastaya çıplak arama dayatılıyor. Hasta olduğu yetmiyor, onuru
ayaklar altına alınmaya çalışılıyor. “Çırılçıplak seni arayacağız.” diyorlar ve
o sağlık durumuyla bu uygulamaya karşı çıktığı için kendisine A takımı diyen
bir işkence takımı tarafından saatlerce bu hasta tutuklu, anjiyo yeri kanayan
bu hasta tutuklu işkenceye tabi tutuluyor. Düşünün, Erzurum’dan buraya tedavi
amacıyla getirilmiş, biz görüştüğümüzde hastanın her tarafında morluklar, ekimozlar, hematomlar vardı.
Şimdi, böylesi bir durumu, böylesi bir uygulamayı kabul etmek mümkün müdür?
Halkın gerçek gündemi budur. Burada önümde bir liste var. Akciğer kanserinden
gırtlak kanserine kadar, kan kanserinden tüberküloza -vereme- kadar, kas
hastalığına kadar, aylarca yemek yemese bile yemek yemediğini hatırlayamayacak
durumda ağır beyin problemi yaşayan hastalara kadar bir liste var. Ayıptır, bu
liste sizin ayıbınızdır. İrfan Eskibağ’ı bu gece
kaybettik, bu akşam kaybettik ama bu ayıbı kaldırmayla ilgili artık birazcık
vicdanlarınızı harekete geçirmeye çağırıyorum. Özellikle Adalet Bakanlığının bu
konuda bir an önce mevcut engelleri ortadan kaldırarak bu hasta tutukluların
tahliyesiyle ilgili, özgürlüğüyle ilgili bir düzenleme yapmasını bekliyoruz,
halkımız bunu bekliyor.
Bu
duygularla Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ederim Sayın Baluken.
Grup
önerisi üzerinde son konuşmacı, aleyhinde olmak üzere Malatya Milletvekili
Sayın Veli Ağbaba.
Sayın Ağbaba, buyurun.
VELİ
AĞBABA (Malatya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Tabii,
Meclisi çalıştırmak iktidarın görevidir ama köle gibi çalıştırmak, maalesef,
hem milletvekillerine, özellikle de burada Meclis çalışanlarına köle gibi
bakmak da doğru bir şey değildir. Bu bile AKP iktidarının işçiye, emekçiye
nasıl baktığının en açık göstergesidir.
Değerli
arkadaşlar, ben bir konuya değinerek sözlerime başlamak istiyorum. Grup
konuşmalarında -muhalefet partisi olduğunu unutup- iktidarı eleştirmek yerine
iktidarı bırakıp ana muhalefet partisini eleştiren muhalefet partilerine bir
hatırlatma yapmak isterim. Seçildiğimiz günden beri Manisa Milletvekilimiz
Özgür Özel, Muğla Milletvekilimiz Nurettin Demir ile birlikte 50’den fazla
cezaevi -yaklaşık 110’a yakın cezaevi- ziyareti yaptık. Hiç ayırmadan herkese
gittik, hiç ayırmadan. Bakın, Bakırköy Cezaevinde, iki gözü görmeyen, tek
isteği kaymaz bir terlik olan Hediye Aksoy’u da ziyaret eden, onları gündeme
getiren parti Cumhuriyet Halk Partisidir, Urfa’dan milletvekili seçilip
haksızca Urfa Cezaevinde tutulan İbrahim Ayhan’ın da yangın esnasında yanında
bulunan parti Cumhuriyet Halk Partisidir. Size hatırlatmak isterim, hiç
ayırmadan herkesi ziyaret ettik. Ama marifet… Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir
şey olmaz: Muhalefete muhalefet edilerek muhalefet yapılmaz arkadaşlar. (CHP
sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar) Muhalefete muhalefet edilerek muhalefet
yapılmaz. Eğer muhalefet yapacaksanız iktidar burada, AKP burada. On iki yıldan
beri ülkeyi yöneten, cezaevlerini eza evlerine çeviren, hiç ayırmadan işkence
yapan, bunlara göz yuman, Pozantı’daki çocuklara tecavüz edilmesine göz yuman
iktidar burada arkadaşlar.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) – İktidarı da eleştiriyoruz Veli Bey.
VELİ
AĞBABA (Devamla) – Onun için, grup toplantılarında grup başkan vekillerine ve
parti başkanlarına hatırlatmak isterim.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) – Savaş ısrarcısı kim olursa onları eleştiririz, o konuda
rahat olun. Kim savaş isterse onu da eleştiririz.
VELİ
AĞBABA (Devamla) – İlk kez, bakın, ilk kez bu Mecliste “hasta tutuklu” diye bir
rapor yazıldı Sayın Başkan. Bu konuyu da dikkatlerinize sunuyorum yani bunu da
bir milletvekili olarak, bu konuda emek vermiş bir milletvekili olarak sizlere
hatırlatıyorum.
Değerli
arkadaşlar, geçtiğimiz hafta 1 Mayısta Taksim’de yaşatılan terörü kınıyorum.
Taksim’i söke söke, bedel ödeyerek alan ve “Yine Taksim emekçilerin olacak.”
diyen emekçilerin üzerine TOMA’larla, gaz
bombalarıyla saldıranları kınıyorum. Bir buçuk yıldan beri hak mücadelesi veren
Hey Tekstil işçisinin 17 yaşındaki kızının kafasını gaz bombasıyla kıranları,
atanamayan öğretmenlerden biri olan Meral Dönmez’i
gaz bombasıyla yaralayanları, Cumhuriyet Halk Partililerin, sendikaların,
emekçilerin ve diğer partililerin ve daha birçok yurttaşımızın hastaneye
kaldırılmasına sebep olanları, “Fevkalade orantılı ve dengeli bir mücadele
gerçekleştirdik.” diyen İstanbul Valisini ve kendi halkına uyguladığı bu zulüm
yüzünden iktidarı bir kez daha kınıyorum.
Değerli
arkadaşlar, İstanbul Valisinin yaptığı açık. Bunun adına ne diyorlar? “Führer’e doğru çalışmak.” Ne demek yani? Vali diyor ki:
“Ben böyle davranayım, bu göstericilerin kafasını kırayım, gaza boğayım,
coplayayım, susturayım, tutuklayayım çünkü Führer’im
böyle yapmamı isterdi. Onun düşünceleri, onun fikirleri bunu yapmamı
gerektirir.” diyor. İşte, bu, Führer’e doğru
çalışmak.
Yani Führer rejimi öyle bir rejimdir ki tüm bürokratlar, iş
adamları Führer’i örnek alır, ona yaranmaya çalışır.
Nasıl mı? Değerli milletvelleri, Führer
“Batsın sizin gazeteciliğiniz.” der, medya patronları gider gazetecileri işten
atar. Örnek mi istersiniz? Daha düne kadar “Hasan Ağabey” dediği Hasan Cemal,
Can Dündar, Nuray Mert, Uğur Dündar. Şimdi, yeni dönemde bir de Führer’in gazetecileri ortaya çıktı. Bunların görevi de
Başbakanın, Führer’in her yaptığı şeyi onaylamak, ona
zemin oluşturmak. Führer “Batsın sizin
gazeteciliğiniz.” der, muhalif medyada çalışanlar tutuklanır, cezaevine
gönderilir. Türkiye’nin en etkili gazetecileri sadece ve sadece gazetecilik
yaptıkları için cezaevine atılır, yargılanır. Örnek mi istersiniz? Mustafa
Balbay, Soner Yalçın, Ahmet Şık, Hikmet Çiçek.
Führer “Bunların öğrencilikle alakası yok.“ der, 5
bin polis ile ODTÜ basılır, öğrencilerin kafası kırılır. Führer
“Bunların öğrencilikle alakası yoktur.” der, okul yöneticileri -tırnak
içerisinde- rektörler öğrencilere disiplin soruşturması açar, mahkeme ceza
vermeden rektörler öğrencileri cezaevinden atarlar. Örnek mi istersiniz?
Diyarbakır Dicle Üniversitesi. Örnek mi istersiniz? Ankara Üniversitesi. Örnek
mi istersiniz? Hacettepe Üniversitesi.
Değerli
arkadaşlar, Führer “Onlar sendikacı değil.” der, bürokratlar
gider sendikacıları gaza boğar, cezaevine gönderir ve bu dönemde Türkiye’nin en
büyük sendikacılarının yattığı bir cezaevi hâline gelir Türkiye. Führer demokratik haklarını kullananlara “Kadın mı kız mı
belli değil.” Der, polis gider müdahale eder, o kadının kalçasını kırar ve o,
kalçasını kıran insan hakkında hiçbir soruşturma açılmaz. İşte Führer’e doğru çalışmak, işte Führer
rejiminin bürokratı olmak böyle bir şey.
Değerli
milletvekilleri, Führer “Eyleme izin vermeyin.” der,
illerde görev yapan emniyet müdürleri, valiler Anayasa’yı hiçe sayarak,
insanların seyahat özgürlüklerini ellerinden alarak eyleme gitmelerini
önlerler. Daha geçen yıl yaşadığımız 4+4+4, Cumhuriyet Halk Partisi dışında
bütün partilerin desteklemiş olduğu bir yasayı protesto etmek isteyen
öğretmenlerin, öğrencilerin illerinden çıkmalarına izin verilmedi, kimi
otobüste ceset torbası arandı, kimi otobüste Atatürk resmi, Türk Bayrağı
arandı, gelenler ise maalesef, Kızılay’ın meydanında coplanarak, gazlanarak
dağıtılmaya çalışıldı.
Değerli
milletvekilleri, işte bugün ülkemizde Führer’e doğru
çalışan bürokratlar, gazeteciler, iş adamları ve yöneticiler var, maalesef
siyasetçiler de var. Bunlar bir zihniyet inşa ediyorlar. İşte biz de,
demokrasiye inanan, her koşulda demokrasiyi savunan, insan haklarını savunan
milletvekilleri de bu zihniyete karşı mücadele ediyoruz.
Değerli
arkadaşlar, Vali diyor ki: “Uçurum kenarında eylem mi yapılır?” Bakın daha dün, pazar akşamı, sarı kırmızı
formayı giyerek binlerce Galatasaray taraftarı Taksim’de kutlama yaptı. Hiç
duydunuz mu 1 kişinin çukura düştüğünü? Hiç duydunuz mu çukura düşen insanları?
Hayır. Peki, bahane ettiğiniz o çukurlara kimler düştü? O çukurlara değerli
arkadaşlar, İstanbul Valisi düştü, o çukurlara iktidar düştü, Taksim’in çukurlarına
bu yasakları destekleyen, bu yasaklarla ilgili yazılar yazan sözde gazeteciler
düştü.
Değerli
arkadaşlar, önce çukuru bahane ettiniz ama şimdi Başbakan yeni büyük bir meydan
yapıp, Taksim’de bundan sonra gösteriye izin verilmeyeceğini söyledi. Gerçek niyet
açığa çıktı. Daha geçen hafta, sadece ve sadece bu sene yasaklıyordunuz. Biz
bunun Taksim’i ebediyen yasaklamak olduğunu söylüyorduk. Şimdi 1 milyon kişilik
yeni meydan yapılıyormuş Yenikapı’ya.
Değerli
arkadaşlar, 1 milyon kişilik, denizin kıyısında, kimsenin bir yere
kaçamayacağı, herkesin kameraya alınacağı, muhaliflerin otomatik olarak fişleme
sistemine tabi tutulacağı bir yer işte orası. Orası hatta kişiye özel ya da
toptan gazlama tertibatlarının kurulacağı bir meydan.
Değerli
arkadaşlar, niyet ortada, niyet ortada, her şeyi tayin eden Führer
şimdi muhalefetin nerede eylem yapacağını, nerede muhalefet yapacağını da tayin
etmeye çalışıyor. Belki düşünmemişsinizdir o meydanla ilgili ne isim verelim
diye. Biz düşündük. Bence, değerli milletvekillerim, semtin adı “yeni biber”
olsun, meydanın adı da “gazlı çeşme” olsun. Böylece uslu çocuklar Kazlıçeşme’ye, yaramaz çocuklar da gazlı çeşmeye giderler.
(CHP sıralarından alkışlar)
Değerli
arkadaşlar, bu kürsüden defalarca söyledim, “Boynuz kulağı geçti, Kenan Evren
sizinle gurur duyuyor.” dedim. Kenan Evren sizinle gurur duyuyor. Değerli
arkadaşlar, niye gurur duyuyor? Bakın, Türkiye’deki demokrasinin geldiği
noktayı kendimizden örnek vererek açıklamak istiyorum. Ben ve arkadaşlarım
Sayın Özgür Özel, Nurettin Demir, bizler tüm dünyada örnek parlamenterleriz
maalesef. Niye? Bizler dünyada en çok tutuklu milletvekili ziyaret eden
milletvekilleriyiz, dünya parlamentolarında örneğimiz yok. Bizler dünyada en
çok tutuklu gazeteci ziyaret eden milletvekiliyiz. Bizler dünyada en çok
tutuklu avukat ziyaret eden milletvekiliyiz. Bizler -maalesef, geçen ay da o
unvanı aldık- dünyada en çok tutuklu sendikacıyı ziyaret eden milletvekiliyiz
ve bizler dünyada en çok tutuklu siyasetçiyi ziyaret eden milletvekilleriyiz.
Türkiye’deki durum bizim geldiğimiz noktayla, kırdığımız rekorlarla
ölçülebilir.
Ben beni
dinlediğiniz için hepinize teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkürler Sayın Ağbaba.
Buyurun
Sayın Başkan.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Hatip konuşmasını yaparken baştan sona “Führer
Führer” diye bir şeyler ifade etti. Öyle tahmin
ediyorum ki, herhâlde AK PARTİ Grubuna atfen bunu söyledi. İzin verirseniz o
konuya cevap vermek istiyorum.
BAŞKAN –
Buyurun Sayın Başkan. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
İki
dakika içinde lütfen.
VII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
8.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın, Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın
AK PARTİ grup önerisi üzerinde yaptığı konuşma sırasında AK PARTİ Grubuna
sataşması nedeniyle konuşması
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Adalet ve Kalkınma
Partisi Grubuna herhâlde ifade ederek, dönerek “Führer,
Führer” diye ifade etti. Bildiğimiz kadarıyla “Führer” Alman Nazi Partisinin Başkanı, Almanya’nın
Başbakanı Hitler adına kullanılmış bir söz. İtalya’da faşistlerin başına “Duce” denir, Almanya’da “Führer”
denir. Ama AK PARTİ’nin yetiştiği felsefe, inanç
ortamında önderlik, liderlik diye bir şey yoktur. Bizim bir tek Genel
Başkanımız vardır, o da milletin iradesiyle, sandıkta yüzde 50 oyla her
seferinde daha da yükselerek gelen AK PARTİ’nin Genel
Başkanıdır.
“Dervişin
fikri neyse zikri odur.” derler. Geçmişini, tarihini incelediği zaman hep Führerlerle yaşamış, hep önderlerle yaşamış, hep Ducelerle büyümüş…
MAHİR
ÜNAL (Kahramanmaraş) – Millî Şeflerle, Millî Şeflerle…
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) – …Führerlere, Hitlerlere övgüler
dizmiş bir siyasi partinin temsilcisinin de bugünkü uygulamaları eleştirirken
geçmişte yaşadığı şuuraltının tezahüründen başka bir şey olamaz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Bakın
“işkenceler” diye ifade ediyor. Bugüne kadar bu memlekette işkencelerle
mücadele eden tek parti Adalet ve Kalkınma Partisidir.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) – Hadi oradan, hadi oradan!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) – Bugüne kadar çocuk yuvalarında…
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) – Cezaevlerinde var, cezaevlerinde...
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) – …başka yerlerde çocuk istismarıyla ilgili yasal düzenlemeyi
yapan tek parti Adalet ve Kalkınma Partisidir. 1977 yılında 1 Mayıs katliamı
olduğunda…
ÖZGÜR ÖZEL
(Manisa) – Çatır çatır cezaevinde işkence var, çatır çatır! Çıplak arama var,
çıplak arama!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) – Otuz yıl 1 Mayıs katliamının olduğu Taksim Meydanı’nı hiçbir
zaman işçilere açamayan ve İşçi Bayramı’nı ortadan kaldıran…
ÖZGÜR ÖZEL
(Manisa) – Söke söke aldı işçi sınıfı o hakkı, söke söke!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) – …Emek ve Dayanışma Bayramı’nı yapan Adalet ve Kalkınma
Partisidir.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) – Senin Führer’in verdi diye almadı o
hakkı, söke söke aldı, söke söke!
MUSTAFA ELİTAŞ
(Devamla) – 12 Eylül faşisti, 12 Eylül darbecisi Kenan Evren’i yargılamak için
15’inci maddeyi kaldıran Adalet ve Kalkınma Partisidir ama o anayasa
değişikliğine oy veren sizsiniz.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) – Siz lütfetmediniz onu.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) – “Hayır” oyunu veren sizsiniz. Kenan Evren kiminle yoldaş...
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
VELİ
AĞBABA (Malatya) – Oy veren burada, yüzde 95 burada!
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) – Yüzde 95 burada, yüzde 95!
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) – Sayın Başkan…
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan…
BAŞKAN –
Buyurun Sayın Hamzaçebi.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) – Başbakanın sandığından 1 tane “Hayır” çıktı. Soru önergesi
verdim, cevap vermiyor.
BAŞKAN –
Lütfen, lütfen…
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) – Başbakanla eşinin oy kullandığı sandıktan 1 “Hayır” çıktı,
birinden biri “Evet” vermiş.
BAŞKAN –
Buyurun.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan, sayın konuşmacı Sayın Elitaş konuşmasında Cumhuriyet Halk Partisinin tarihine
gitmek suretiyle bazı değerlendirmeler yaparak Cumhuriyet Halk Partisi Grubuna
sataşmada bulunmuştur. Söz istiyorum efendim.
BAŞKAN –
Buyurun efendim.
Yeni bir
sataşma olmasın lütfen.
İki
dakika içinde siz de toparlayın.
9.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi’nin, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın
sataşma nedeniyle yaptığı konuşma sırasında CHP Grubuna sataşması nedeniyle
konuşması
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bizim
tarihimizde, Cumhuriyet Halk Partisinin tarihinde, hatta Adalet ve Kalkınma
Partisi hükûmetlerine kadar, Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a kadar, onun
Başbakanlığına kadar hiçbir cumhuriyet hükûmeti döneminde hiçbir başbakan,
hangi inşaatın kaç kat olacağına karar vermemiştir. Hiçbir başbakan,
Süleymaniye, Sultanahmet, Ayasofya minarelerinin arasına dikilecek olan
gökdelenin kaç kat olacağına karışmamıştır. Hiçbir başbakan, o camileri, o
olağanüstü görüntüyü ranta feda etmemiştir.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) - Üçüncü köprünün yeri…
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) - Hiçbir başbakan, Doğu Anadolu’da, Kars’ta veya bir
başka ilde dikilen bir heykele karışma cesaretini kendinde görmemiştir. Hiçbir
başbakan, Taksim’de Topçu Kışlası yerine alışveriş merkezi yapma cesaretini
gösterememiştir. Sizin on bir yıllık tarihiniz, bir kirlilik tarihidir. Siz
şimdi iki yıl Taksim’i 1 Mayıs gösterilerine açtınız…
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) – Uçuk çıktı, uçuk çıktı!
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) - …sonra bundan rahatsız oldunuz çünkü sizin
kültürünüzde demokrasi yok, özgürlükler yok. Toplantı ve gösteri yürüyüşleri
hakkı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına göre, aynı zamanda mekân
belirleme hakkını da o hakkı talep eden, o hakkın sahibi olan kişilere
vermektedir. 1 Mayısın tarihsel önemi ve Taksim Meydanının 1 Mayıs 1977’de bir
katliama sahne olmuş olması, göstericilere 1 Mayısı Taksim’de kutlama hakkını
vermektedir, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları bunu söylüyor. Siz
uluslararası hukuka aykırı hareket ediyorsunuz…
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) - …çünkü siz özgürlükten yana bir hükûmet anlayışına
sahip değilsiniz.
Teşekkür
ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkürler Sayın Hamzaçebi.
OSMAN
AŞKIN BAK (İstanbul) - Hiçbir başbakan yedi seçim üst üste kazanmamıştır.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Başkanım, tartışmayı uzatmak istemiyorum.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) - Ekleme yapacak, üçüncü köprünün de yerine Başbakan karar verdi,
onu hatırlatacak.
BAŞKAN –
Bir saniye…
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Başkan, paraziti bir susturursanız bir şeyler
söyleyeceğim.
BAŞKAN –
Lütfen…
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Başkanım, tartışmayı büyütmek istemiyorum...
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) - Zararlı çıkarsınız.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Yok, büyütebiliriz.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) - … ama Sayın Hamzaçebi konuşmasında “Sizin tarihiniz
kirliliklerle doludur.” gibi bir ifade kullandı. İzin verirseniz cevap vermek
istiyorum.
BAŞKAN -
Buyurun efendim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
VELİ
AĞBABA (Malatya) - Bu Muhteşem Yüzyıl’ın senaryosunu kim yazıyor?
10.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın, İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi’nin
sataşma nedeniyle yaptığı konuşma sırasında Adalet ve Kalkınma Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AK PARTİ on yıldır
iktidarda. AK PARTİ, bu milletin anasının ak sütü gibi kazançlarından,
terlerinden elde ettiği gelirleri, yine, millete hizmet olarak geri döndürdü.
Bakın,
basit örnekler: Cumhuriyet tarihi döneminde yetmiş dokuz yılda yapılan duble
yol 6.100 kilometre, on yıllık AK PARTİ dönemindeki yapılan duble yollar 17 bin
kilometre.
HALUK
EYİDOĞAN (İstanbul) - Yedi düvelin
yabancı arabası geziyor, yerli araba gezmiyor.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) – IMF’nin kapısından kaynak bulamadığından dolayı dışarıdan
ithal edilen bakanlar, AK PARTİ iktidarından önce ama üç gün sonra, yedi gün
sonra IMF’yle bütün ilişkilerini kesecek, IMF’ye borç para veren Türkiye, AK
PARTİ iktidarı döneminde. Allah aşkına, düşünebiliyor musunuz?
MALİK
ECDER ÖZDEMİR (Sivas) - IMF’ye borcu
kapattın, başka yere 100 katı borç yaptın.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) - Bu ülkede yolsuzluk olsa, bu ülkede hırsızlık olsa, bu
ülkede peşkeş olsa…
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) - Yine single çalıyorsun. Bir bu
şarkıyı biliyorsun. Hep aynı şarkı...
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) – Özgür, parazit yapma, Özgür… Parazit yapma, parazit
yapıyorsun.
Bu ülkede
hırsızlık olsa, yolsuzluk olsa IMF’ye borç verebilecek duruma nasıl gelirdi?
MALİK
ECDER ÖZDEMİR (Sivas) - Borcu borçla
ödüyorsunuz Sayın Elitaş.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) – Seksen yılda bu ülkenin meseleleri basit meselelerle
tartışılırken, Führerler, Duceler,
önderler ve İstiklal Mahkemeleriyle bu memleketin değerleri yok edilmeye
çalışırken AK PARTİ iktidarı döneminde darbelerle, darbecilerle hesaplaşılmaya
başlanmış.
KADİR
GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) - Özel yetkili mahkemeler kuruldu.
MALİK
ECDER ÖZDEMİR (Sivas) - Sivil darbe
yapıyorsunuz, sadece apoletleriniz yok.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Tekrar ediyorum: Anayasa’nın geçici 15’inci maddesiyle ilgili
Anayasa değişikliği teklifi ortadan kalksın derken, buradan, Kenan Evren gelse
sizin gibi savunamazdı. Onun için, Kenan Evren’le, Sayın Ağbaba,
kimin yoldaş olduğunu, kimin arkadaş, kimin kardeş olduğunu eğer tutanaklara
bakarsan o zaman açık ve net bir şekilde görürsün. Kenan Evren yatıp kalkıp
size dua edecekti ama AK PARTİ’nin milletvekilleri,
duyarlı, şuurlu milletvekilleri ve yüzde 58, halkımız, Kenan Evren’in
yargılanmasına “evet” oyu verdi ve o, kirli bir tarihten, kirli bir geçmişten
kurtarılmış oldu.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KADİR
GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) - Yüzde 98’i de oy verdi ama.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) – “Adalet ve Kalkınma Partisi kirlidir.” diye düşünmek ancak
kirin kendi ellerinde kalmasına sebebiyet verecektir.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan, Sayın Elitaş
konuşmasında bizim, Anayasa’nın geçici 15’inci maddesine ilişkin olarak Parlamentoda
izlediğimiz politikanın tam tersine bir açıklama yaptı, grubumuzun o zaman
izlediği politikayı farklı bir şekilde tarif etti. Bu nedenle söz istiyorum
efendim.
BAŞKAN –
Bu defa birer dakika yapıp bitirelim.
Buyurun.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Ama Sayın Başkan, lütfen…
BAŞKAN –
Ama böyle süremez yani, müsaade ederseniz.
ÜNAL
KACIR (İstanbul) – Sadece orasını açıklamak üzere bir dakika.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan, iki dakika…
BAŞKAN –
Peki, iki dakika da öbür taraf, nereye kadar gideceğiz Sayın Hamzaçebi?
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, pazarlık olmaz, siz ne derseniz o olur.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – İç Tüzük’ün gereğini
yapacağız.
BAŞKAN –
Ama güzel de yani bunun sonu yok, konuyla da ilgisi olmayan mevzulara girdik.
Lütfen, bitirelim yani.
11.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi’nin, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın
sataşma nedeniyle yaptığı konuşma sırasında Cumhuriyet Halk Partisine sataşması
nedeniyle konuşması
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Anayasa’nın
geçici 15’inci maddesinin 12 Eylül darbesini gerçekleştirenlere sağlamış olduğu
korumanın kaldırıl-masına ilişkin madde düzenlemesi
Cumhuriyet Halk Partisinin önerisidir. Önce bunu tespit edelim.
İkincisi
şudur: Sadece o maddenin kaldırılmış olması 12 Eylül darbesini gerçekleştirmiş
olanların yargılanmasını sağlamaya yetmeyeceği düşüncesiyle Cumhuriyet Halk
Partisi ilave bir madde önerisi yapmıştır, ilave madde önerisi Adalet ve
Kalkınma Partisinin oylarıyla reddedilmiştir.
İkinci
olarak şunu da söyleyeyim: Evet, birkaç gün sonra Türkiye'nin IMF’ye olan borcu
sona erecek, AKP Hükûmeti 2005 yılında IMF’den aldığı 10 milyar dolar borcun
son taksitini ödeyecek yani kendi aldığınız borcu sona erdirmiş olacaksınız.
Bunun övünülecek bir yanı varsa övünün. (CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
OSMAN
AŞKIN BAK (İstanbul) – Nazar etme ne olur, çalış senin de olur.
BAŞKAN –
Teşekkürler Sayın Hamzaçebi.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) – Sayın Başkan…
BAŞKAN – Baluken, rica ederim yani burada bırakalım, lütfen.
Adalet ve
Kalkınma…
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) – Sayın Başkan, söz istemiştim cevap vermediniz.
BAŞKAN –
Efendim.
VELİ
AĞBABA (Malatya) – Sayın Başkan…
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkanım, oylamadan sonra söz verin.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) – Sayın Başkan, biz cevap vermedik ki. Söz istemiştik sayın
hatip konuşurken.
BAŞKAN –
Evet, buyurun, daha evvel söz istemiştiniz, tamam.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkanım, Genel Kurul saat 20.00’de kapanacak,
oyladıktan sonra söz verin değerli milletvekillerine.
BAŞKAN –
Daha evvel söz istemişti Sayın Başkanım, sonra.
VELİ
AĞBABA (Malatya) – Sayın Başkan, Sayın Grup Başkan Vekili de benim ismimi
vererek sataşmada bulundu.
BAŞKAN –
Lütfen, isim söylemekle hemen cevaba… Lütfen yerinize oturun.
Buyurun
Sayın Baluken.
12.- Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in, Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın
AK PARTİ grup önerisi üzerinde yaptığı konuşma sırasında Barış ve Demokrasi
Partisine sataşması nedeniyle konuşması
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) – Sayın Başkan, CHP’li milletvekili arkadaş burada konuşurken
muhalefet partisinin sadece ana muhalefeti eleştirdiğini, iktidar partisini
eleştirmediğini söyledi. Şimdi, biz, tabii, eleştiriyi Başbakana laf
yetiştirmek olarak algılamıyoruz. Eğer, AK PARTİ’ye
yönelik eleştirilerimizi merak ediyorsanız sokaklara, meydanlara, zindanlara,
mezarlıklara bakın. Sizin bahsettiğiniz konularda AK PARTİ’yi
eleştirme, AK PARTİ’nin politikalarını boşa çıkarma
noktasında siyaset üretmenin bütün bedellerini Barış ve Demokrasi Partisi hiç
çekinmeden ödemiştir ve ödemeye de devam eder. Ancak, bugün içerisinde
bulunduğumuz doksan yıllık bir sorunu çözmeyle ilgili, yeni bir süreçle ilgili,
maalesef, sizin tutumunuz iktidar partisinin, AK PARTİ’nin
tutumunun çok çok gerisindedir. Sizin bahsettiğiniz savaş politikalarının
tamamını AK PARTİ sağ olsun layıkıyla yerine getirdi. Askerî operasyonlar,
siyasi operasyonlar, tecrit, bütün bunların hepsini en şiddetli bir şekilde
yaptı ama sonuç alınamayacağını görünce müzakere ve diyaloğa geldi. Şimdi, siz
hâlâ savaş ısrarında bulunursanız, müzakere ve diyaloğu ıskalarsanız o zaman
biz bunu eleştiririz.
Dersim’deki
Laç Deresi’nde kemikler çıkınca o dönemin iktidarı
kimse biz onu eleştiririz; Deniz Gezmişler idam edildiğinde buradaki sandalye
sayısından daha fazla milletvekili dışarı çıkmışsa, kaçmışsa sorumluluktan, biz
bunu eleştiririz. Bununla ilgili kendi seçim bölgemde size Çaytepe
köyü ve Guev köyünde yapılan katliamları söyleyeyim:
1925’yılında 7’den 70’e 80 kişinin ahırlara, evlere doldurularak canlı canlı
yakıldığı politikaların sahibi kimse bunu eleştiririz.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı.)
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) – Ortak tarihimiz kardeşim, o senin milletvekillerinin dedesi o
zaman Parlamentoda.
İDRİS
BALUKEN (Devamla) – Bizim açımızdan, siyasetin halkımız lehine yapılması
gerektiği süreci kim işletiyorsa onunla ilgili bir yapıcı rol oynamak
önceliklidir ama kim yanlış yapıyorsa muhalefet, iktidar olduğuna bakmadan
eleştirmek boynumuzun borcudur.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN –
Teşekkür ederim Sayın Baluken.
VELİ
AĞBABA (Malatya) – Sayın Başkan…
BAŞKAN –
Buyurun Sayın Ağbaba.
VELİ
AĞBABA (Malatya) – Sayın Elitaş “Kenan Evren’in
yoldaşları.” dedi. Bu, benim için kabul edilemez bir suçlamadır, cevap vermek
zorundayım. Sayın Elitaş “CHP’lilerin yoldaşıdır.”
dedi, ona cevap vermek zorundayım.
BAŞKAN –
Siz de “Kenan Evren’in yandaşı.” dediniz.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) – Ondan söz verdin sende!
BAŞKAN –
Siz, bir dakika susar mısınız lütfen!
Buyurun,
bir dakika içerisinde neler söyleyecekseniz…
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, oylamayı yapın sabaha kadar konuşalım!
BAŞKAN –
Oylamayı yapacağız…
Sayın Ağbaba, lütfen, bir dakika içinde olabilirse…
13.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın sataşma nedeniyle yaptığı konuşma sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
VELİ
AĞBABA (Malatya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu resme bir bakın,
Kenan Evren’in yoldaşı kim? Bakın, Kenan Evren’in elinde puro, buradaki Sayın
Başbakanın yüzüne puro üfleyerek “Sayın Başbakan, bir talimatınız var mı?”
diyor.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) – Düğmeler nasıl, düğmeler?
VELİ
AĞBABA (Devamla) – Düğmeler, üç düğme ilikli. Burada, bakın istiyorsanız,
görmek istiyorsanız Sayın Başbakanın resmi bu. Sayın Başbakan… Kenan Evren puro
içiyor, ağzında puro, üflüyor. Bu, Başbakan, Sayın Başbakan.
MEHMET
GÜNAL (Antalya) – O, o zamandı!
VELİ
AĞBABA (Devamla) – Şimdi, ben bazı rakamlar veriyorum, diyorum ki: “12 Eylülde
31 gazeteci var tutuklu, şimdi 72 tane gazeteci var.” Daha önce, değerli
arkadaşlar, 31 gazeteci içeride…
Bakın,
uygulamalara bakın… Muhteşem Yüzyıl dizisinin senaryosuna, insanların içeceği
meşrubata -örneğin “millî içki ayran” dedi; şimdi, millî sebze, millî sanatçı,
bunlar yayılacak herhâlde, millî vekil. Bunların hepsi gerçek- her şeye karar
veren bir Başbakan var. Cumhurbaşkanını seçen Başbakan, milletvekillerini seçen
Başbakan, bakanları seçen Başbakan, sizleri seçen Başbakan… Ee,
Kenan Evren sizin kadar değildi. Kenan Evren 5 kişiydi, Başbakan 1 kişi. (CHP
sıralarından alkışlar)
Şimdi,
arkadaşlar…
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) – Onu bir sayın bakanlara da göster, sayın bakanlara da göster!
VELİ
AĞBABA (Devamla) – Evet, sayın bakanlara da göstereyim burada; yani durum
budur!
Teşekkür
ederim. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Sayın Ağbaba, teşekkür ediyorum.
VI.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri (Devam)
4.- AK PARTİ Grubunun, Genel Kurulun çalışma
saatleri ile gündemdeki sıralamanın yeniden düzenlenmesine; 7, 14, 21 ve 28
Mayıs 2013 Salı günkü birleşimlerinde bir saat sözlü soruların görüşülmesini
müteakip diğer denetim konularının görüşülmeyerek gündemin "Kanun Tasarı
ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmında yer alan
işlerin görüşülmesine; 8, 15, 22 ve 29 Mayıs 2013 Çarşamba günkü
birleşimlerinde sözlü soruların görüşülmemesine; 450 sıra sayılı Kanun
Tasarısı’nın İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel
kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesine ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN –
Sayın milletvekilleri, Adalet ve Kalkınma Partisi grup önerisini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Öneri kabul edilmiştir.
Saat
20.30’a kadar ara veriyorum.
Kapanma Saati: 19.44
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 20.35
BAŞKAN: Başkan Vekili Mehmet SAĞLAM
KÂTİP ÜYELER : Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır),
Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
BAŞKAN –
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 100’üncü Birleşiminin
Beşinci Oturumunu açıyorum.
İç Tüzük’ün 37’nci maddesine göre verilmiş bir doğrudan
gündeme alınma önergesi vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım:
V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
C) Önergeler
1.- Kırklareli Milletvekili Mehmet S.
Kesimoğlu’nun (2/666) esas numaralı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununun İki
Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin
doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/110)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
(2/666)
Esas Numaralı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununun İki Maddesinde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifimin doğrudan Genel Kurul gündemine alınması için
İç Tüzük’ün 37’nci maddesi uyarınca işlem yapılmasını
arz ve rica ederim. 2/5/2013
Mehmet
S. Kesimoğlu
Kırklareli
BAŞKAN –
Teklif sahibi Kırklareli Milletvekili Sayın Mehmet Siyam Kesimoğlu’na söz
veriyorum.
Sayın
Kesimoğlu buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
MEHMET S.
KESİMOĞLU (Kırklareli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 3 Haziran 2012
tarihinde (2/666) sayıyla vermiş olduğum kanun teklifinin İç Tüzük’ümüzün 37’nci maddesine göre doğrudan Genel Kurulda
görüşülmesi için vermiş olduğum önerge doğrultusunda söz almış bulunuyorum. Bu
vesileyle şahsım ve grubum adına sizleri saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, bugün, bu kürsüde dile getiren arkadaşlarım gibi ben de
hayatlarının baharında tam bağımsız Türkiye için yaşama veda eden üç fidanı
anma gününde kendilerini saygıyla, sevgiyle ve şükranla anmak istiyorum.
Sözlerimin
başlangıcında yine paylaşmak istediğim bir nokta: 1 Mayısta, Taksim’de emeğin
bayramında fevkalade orantılı güç kullanılması karşısında kafası yarılan,
gözünü kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya bırakılan, yoğun bakımda olan ve
İstanbul Valisi Sayın Mutlu’nun değerlendirmesine göre de “marjinal ve militanlar”a geçmiş olsun demek istiyorum. Bu vesileyle de
biber gazından bugüne kadar yaşamını yitirenlerin ailelerine tekrar başsağlığı
diliyorum.
Değerli
milletvekilleri, bildiğiniz gibi, kolluk gücümüz olan polis yasalardan
kaynaklanan zor kullanma gücüne sahiptir. Bu zor kullanma yetkisi de
aşamalıdır; bedenî güç, maddi güç ve sonunda da silah kullanılmasına ilişkin
bir güçtür. Mevzuat böyle ama her yerde biber gazının kullanıldığını görmekten
dolayı büyük üzüntü içerisinde olduğumu ve olduğumuzu ifade etmek istiyorum.
Değerli
milletvekilleri, sizlere birkaç resim göstermek istiyorum. Bu görüntüler 1
Mayısta Taksim Meydanı’nda çekildi, bir kurtuluş bayramında temsilî düşman
kuvvetleriyle ilgili bir fotoğraf değil. Emeğiyle yaşama tutunmaya çalışan ve
demokratik hakkını kullanmak isteyen işçilere karşı biber gazı uygulanmasının
fotoğrafları.
Bir başka
fotoğrafı sizlerle paylaşmak istiyorum. Bakın, burada kolluk gücümüz olan
polis, vatandaşlara, emekçilere -kaldı ki kendileri de emekçi olan
polislerimiz- vatandaşlarımızın üç adım ötesinden biber gazı sıkıyorlar; bir
metre geriden biber gazı sıkıyorlar kafalarına, gözlerine. Sayın
milletvekilleri, bu sıkılanlar deodorant ya da parfüm değil; bunlar silah,
kimyasal silah, öldürücü silahlar bunlar. Bakın, bundan değerli basın
mensupları da nasibini almış durumdalar. Onlar biber gazının etkisinden
korunmak için 250 liralık gaz maskesiyle görev yapmaya çalışıyorlar.
Yine bir
başka görüntü; sadece bir vatandaşımızı görebiliyoruz biber gazının içerisinde
ve özellikle şunu paylaşmak istiyorum, 2004 yılında… Bakın, bu kadar yakından
-büyütemedim, dağılıyor görüntü- başına, gözlerine biber gazı sıkılıyor
yurttaşımızın, ödül alan bir fotoğraf. Bu da bugün hâlâ yoğun bakımda olan
Dilan Alp’e polisin çok yakın mesafeden uyguladığı biber gazıyla ilgili
fotoğraf.
Değerli
milletvekilleri, bugün getirmiş olduğum bu teklif, işte bu sahnelerin bir daha
yaşanmamasıyla ilgili bir teklif. Benim önerim son derece basit: Polis Vazife
ve Salahiyet Kanunu’nda küçük bir değişiklik. Biraz önce ifade ettiğim gibi,
zor kullanma yetkisinin ikinci aşamasında olan maddi güç, biber gazının, daha
doğrusu kanundaki adıyla göz yaşartıcı gazlar ve tozların bu maddi güç
aşamasından alınıp silahın kullanıldığı aşamaya getirilmesiyle ilgili bir kanun
teklifi. Kullanım koşullarını daraltıp, kullanım alanını daraltıp silah
kullanımıyla eşit hâle getirmek. Taksim’de bunları yaşadık, hatta milletvekili
arkadaşlarımız bizzat kendileri yaşadılar. Bunlar demokrasi adına, Türk
demokrasisi adına ayıp. Gelin, hep birlikte bu kanun teklifine destek verin,
Türkiye’yi bu demokrasi ayıbından birlikte kurtaralım.
17
yaşında bir lise öğrencisi, Dilan Alp, biraz önce gösterdim. 27 yaşında,
atanamayan öğretmen Meral Dönmez. Bu görüntüler…
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN –
Evet, süreniz doldu efendim.
Teşekkür
ediyorum Sayın Kesimoğlu. (CHP sıralarından alkışlar)
Şimdi,
Edirne Milletvekili Sayın Recep Gürkan.
Sayın
Gürkan, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
RECEP
GÜRKAN (Edirne) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; (2/666) sayılı Kanun
Teklifi üzerinde İç Tüzük’ün 37’nci maddesine göre
söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlarım.
Değerli
milletvekilleri, Türkiye demokrasisi, Anayasası, insan hak ve özgürlükleri,
hepsinden de önemlisi insanlık, 1 Mayısta İstanbul'da büyük yara aldı.
Giderek
tek adam rejimine ve polis devletine dönüştürülmeye çalışılan Türkiye, tüm
dünyanın şenliklerle kutladığı 1 Mayısı 2'si komada 7 yaralı, yüzlerce tutuklu
ve gözaltında işçi, öğrenci, siyasetçiyle geçirdi.
Hükûmet
ve Başbakan, Başbakanın valileri, 1 Mayısta ne yazık ki ülkemizi âdeta yangın
yerine çevirdiler. 1977'deki 1 Mayıs katliamından bu yana Türkiye'de simge
alanlardan birisi hâline gelen Taksimde 1 Mayısı kutlamak isteyen
insanlarımıza, işçilerimize, sendikacılarımıza uygulanan polis şiddeti,
orantısız güç tüm dünyanın gözleri önünde Türkiye'yi bir kez daha en geri
demokrasiler sıralamasında zirveye çıkarttı.
Bir
öğretmen adayı genç kızımız ve lise öğrencisi bir kızımız polisin attığı gaz
bombalarının isabet etmesiyle komadalar ve hâlen hayati tehlikeyi atlatmaya
çalışıyorlar.
Bütün
dünyanın her yıl açıklanan basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü değerlendirmelerini
merakla beklediği bağımsız sivil toplum kuruluşu Freedom
House'un 2013 Dünya Basın Özgürlüğü Raporu'nda Türkiye daha da geriledi.
Düşünce
ve ifade özgürlüğünün genişletilmesi, bu konudaki kısıtlayıcı yasaların
ayıklanması konusundaki önerilerimize AKP hep suskun kalmayı sürdürüyor.
Son
olarak, Freedom House'un açıkladığı Basın Özgürlüğü
Raporu ülkemiz adına kaygı ve utanç verici, neredeyse en gerici
diktatörlüklerin de gerisine düşmüş durumdayız.
Türkiye,
geçtiğimiz yıl, 2012 raporunda 55 puanla 117’nci sırada iken bu yıl 56 puanla
120’nci sırayı Kongo, Fiji, Liberya ve Seyşeller ile paylaştı. 2011 yılında
açıklanan raporda ise, Türkiye, 54 puan ile yine 117’nci sıradaydı.
Raporda,
Türkiye, "kısmi özgür" ülkeler sınıfında yer alıyor. Bu, ülkemiz,
demokrasimiz, insanlarımız adına onur kırıcı, küçük düşürücü. Ancak Hükûmetin
böyle bir utancının, böyle bir kaygısının olmadığını maalesef görüyoruz.
Türkiye bunu hak etmiyor değerli milletvekilleri. Dünyada böyle görülmeyi,
böyle algılanmayı ülkemiz adına büyük kayıp olarak görmeliyiz.
Raporda,
Türkiye "dünyada en çok gazeteciyi hapseden ülke" olarak
tanımlanıyor. Rapora göre tutuklanma tehdidi, Türkiye'deki gazetecilerin
özgürce hareket etme ve iş yapma imkânlarını kısıtlaması, endişe verici bir nokta
olarak değerlendiriliyor.
Değerli
milletvekilleri, Türkiye, son on iki yılda 21 milyon 269 bin dolarlık yani
yaklaşık 40 milyon TL’lik 628 ton biber gazı ve göz yaşartıcı sprey ithal etti.
Hep AKP milletvekilleri yıllara göre rakamlar verir ya, ben de size bir rakam
vereyim: AKP iktidarından önce yani 2001’de bu rakam sadece 13 ton. Bu 628
tonun 615 tonu sizin iktidarınıza ait, sizin iktidarınızın marifeti.
Bütün
soru önergelerine rağmen, AKP Hükûmeti “ticari sır” gerekçesiyle biber gazı
ithalatını kimin yaptığını açıklamıyor. Hükûmet, biber gazının zehirli ve ölüm
nedeni olmadığını ileri sürse de Türkiye’de ve dünyada sağlık örgütleri bunun
tersini söylüyor. Biber gazı öldürüyor ve insan sağlığını gerçekten olumsuz
şekilde etkiliyor. Bir taraftan gazın kendisi, bir taraftan o gazın çekirdeği
dediğimiz, kovanı dediğimiz kısmı; artık kısmetinize hangisi gelirse; gaz mı
gelir, kovan mı gelir belli değil.
Bu kanun
teklifinin içerdiği düzenlemelerle beraber düşünce, gösteri ve örgütlenme
özgürlüğü tanınsaydı halkın vergileriyle alınan 40 trilyon yani 40 milyon TL
ölümcül ve tehlikeli biber gazına değil, belki de yoksulluğu yenmek için, o
yalın ayak ilkokula giden çocuklarımızın ayaklarına ayakkabı almak için
kullanılacaktı.
“Bu kanun
teklifini destekleyin.” diyeceğiz ama yine AKP Grubunun desteklemeyeceğini de
biliyoruz.
Şunu hiç
kimse aklından çıkarmasın ki zulmedenler bir gün zulmün en büyüklerine maruz kalırlar.
Hepinize
saygılar sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ederim Sayın Gürkan.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Karar yeter sayısı…
BAŞKAN –
Önergeyi oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısını arayacağım.
Önergeyi
kabul edenler… Kabul etmeyenler… Karar yeter sayısı yoktur.
On dakika
ara veriyorum.
Kapanma Saati: 20.48
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati: 21.02
BAŞKAN: Başkan Vekili Mehmet SAĞLAM
KÂTİP ÜYELER : Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır),
Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
BAŞKAN –
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 100’üncü Birleşiminin
Altıncı Oturumunu açıyorum.
Kırklareli
Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun İç Tüzük’ün
37’nci maddesine göre doğrudan gündeme alınma önergesinin oylamasında karar yeter
sayısı bulunamamıştı.
Şimdi
önergeyi yeniden oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısını arayacağım:
Önergeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir, karar
yeter sayısı vardır.
Gündemin
“Sözlü Sorular” kısmına geçiyoruz.
VIII.- SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI (x)
1.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün,
Posof’a bağlı bir köyün dere yatağına köprü yapılmasına ilişkin İçişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/80) ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın
cevabı
2.- Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın,
enflasyon oranlarının hesaplanması yöntemine ilişkin sözlü soru önergesi
(6/305) ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
3.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün,
Ardahan’da kamu yatırımları için ayrılan ödenek miktarının artırılmasına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/500) ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
4.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu’nun, Bakanlıkta ve Bakanlığa bağlı kurum ve
kuruluşlarda özürlü personel istihdamına ilişkin sözlü soru önergesi (6/633) ve
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
5.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu’nun, sebze ve meyve ithalatına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/775) ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
6.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu’nun, tatlı su balıkçılığının desteklenmesine ilişkin Başbakandan sözlü
soru önergesi (6/947) ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
7.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu’nun, gübre üretimi, ithalatı ve ihracatına ilişkin Başbakandan sözlü
soru önergesi (6/954) ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
8.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun,
Et ve Balık kurumunun faaliyetlerine yönelik ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/1028) ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
9.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın,
Adana ili ve ilçelerinde yürütülen proje ve yatırımlara ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1143) ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
10.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu’nun, engelli vatandaşların ihtiyaçlarının Devlet tarafından
karşılanması için yapılan çalışmalara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/1149) ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
11.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu’nun, sigara kaçakçılığının önlenmesine ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/1180) ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
(x) Sözlü soru önergeleri Genel Kurulda
okunmamış olup tutanağa eklidir.
12.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu’nun, Hak-İş’in işsizlik konusunda yaptığı açıklamalara ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1182) ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın
cevabı
13.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu’nun, zeytin üreticilerinin desteklenmesi ve zeytinyağı fiyatlarına
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1183) ve Kalkınma Bakanı Cevdet
Yılmaz’ın cevabı
14.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu’nun,
işsizlik sigortası fonundan yararlanma koşullarının kolaylaştırılmasına ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1188) ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın
cevabı
15.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu’nun, fındık kaçakçılığının önlenmesine ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/1190) ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
16.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu’nun, asgari ücretin yeniden belirlenmesine ilişkin Başbakandan sözlü
soru önergesi (6/1191) ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
17.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın, TÜİK’te çalışan
4-C’li personele ilişkin sözlü soru önergesi (6/1449) ve Kalkınma Bakanı Cevdet
Yılmaz’ın cevabı
18.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün,
Ardahan’ın kalkınması için başta hayvancılık ve eğitim olmak üzere Devlet
yatırımlarının artırılması ihtiyacına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1640) ve
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
19.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu’nun, Dışişleri Bakanlığında görev yapan sözleşmeli personelin özlük
haklarından kaynaklanan mağduriyetlerine ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/1762) ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
20.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu’nun, HES’lerde yaşanan iş kazalarına ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1771) ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın
cevabı
21.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu’nun, iş adamlarının yurt dışına, vizesiz seyahat edilebilmelerine
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1832) ve Kalkınma Bakanı Cevdet
Yılmaz’ın cevabı
22.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu’nun, TÜİK tarafından açıklanan verilerin güvenilirliğine ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1834) ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın
cevabı
23.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, hane
halkı sağlık araştırmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1917) ve Kalkınma
Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
24.- Gaziantep Milletvekili Mehmet Şeker'in,
Bakanlığın kurumsal kimliğinin oluşturulmasına yönelik harcamalara ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1953) ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
25.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu’nun, engellilerle ilgili mevzuat kapsamında yapılması gereken
düzenlemelerin denetimine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1986) ve
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
26- İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli’nin, İşsizlik Sigortası Fonundan yapılan ödemelere
ilişkin sözlü soru önergesi (6/2034) ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
27- İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli’nin, gelir yöntemiyle milli gelir hesaplanmasına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/2035) ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
28.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Van
ilinin bazı sorunlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/2079) ve
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
29.- Giresun Milletvekili Selahattin
Karaahmetoğlu’nun, Suriye’deki olaylara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/2150) ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
30.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, SODES
Projesi kapsamında finanse edilen sportif projelere ilişkin sözlü soru önergesi
(6/2320) ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
31.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün,
kalkınma öncelikli illerde görev yapan Devlet memurlarına daha yüksek ücret
ödenmesi talebine ilişkin sözlü soru önergesi (6/2532) ve Kalkınma Bakanı
Cevdet Yılmaz’ın cevabı
32.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu’nun, huzurevlerinde çalışan yaşlı bakım elemanı sayısına ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/2653) ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın
cevabı
33.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2012 yılında Ankara’ya yapılan yatırımlara
ilişkin sözlü soru önergesi (6/2730) ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
34.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın, açlık ve yoksulluk sınırı verilerine ilişkin
sözlü soru önergesi (6/2793) ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
35.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun,
Tokat’tan göçün önlenmesine yönelik çalışmalara ve diğer illerden Tokat’a
yapılan göçe ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/2833) ve Kalkınma
Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
36.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, GAP
kapsamındaki yatırımlara ve bölgeden göçlere ilişkin sözlü soru önergesi
(6/3107) ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
37.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, GAP
kapsamındaki desteklere ve yabancılara yapılan taşınmaz satışlarına ilişkin
sözlü soru önergesi (6/3108) ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
38.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, GAP’a
aktarılan bütçeye ve GAP kapsamında toprak mülkiyeti konusundaki değişikliklere
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3109) ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
39.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, GAP
kapsamındaki yatırım ve çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/3110) ve
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
40.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün,
Karadeniz’e kıyısı olan ülkelerle entegrasyon imkanlarına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/3118) ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
41.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün,
ülkemizin uluslararası rekabet gücüne ve kalkınma ajanslarının katkılarına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3119) ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
42.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün,
kalkınma ajanslarının kısa, orta ve uzun vadeli programlarına ilişkin sözlü
soru önergesi (6/3120) ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
43.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın,
Bakanlık istisnai kadrolarına yapılan atamalara ilişkin sözlü soru önergesi
(6/3159) ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
44.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün,
ülkelerarası ekonomi birliklerine ve SERKA Kalkınma Ajansına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/3209) ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
45.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Doğu
illerinin teşvik edilmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/3331) ve Kalkınma
Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
46.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün,
bölgesel fuarların ve ulusal fuarların uluslararası bir yapıya dönüştürülmesine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3370) ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
47.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın,
tanıtım faaliyeti giderlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/3477) ve Kalkınma
Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
48.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın,
engelli istihdamına ilişkin sözlü soru önergesi (6/3478) ve Kalkınma Bakanı
Cevdet Yılmaz’ın cevabı
49.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın,
özel şahıslardan kiralanan taşınmazlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/3479) ve
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
50.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın,
Bakan Yardımcısına ilişkin sözlü soru önergesi (6/3483) ve Kalkınma Bakanı
Cevdet Yılmaz’ın cevabı
51.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın,
Bakanlık hizmet binalarındaki yenileme çalışmalarına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/3490) ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
52.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın,
Bakanlık tarafından kiralanan araçlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/3492) ve
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın cevabı
BAŞKAN –
Sayın milletvekilleri, sunuşlar bölümünde belirttiğim üzere, birlikte
cevaplandırmak istediği sözlü soru önergelerini cevaplamak için Kalkınma Bakanı
Sayın Cevdet Yılmaz’ı kürsüye davet ediyorum.
Buyurun
Sayın Bakan. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
KALKINMA
BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; değerli
vekillerimiz tarafından yönlendirilen sözlü soru önergelerini cevaplamak üzere
karşınızdayım. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Aslında,
52 tane soru var. Bunların büyük bir kısmına daha önceden yazılı cevap verilmiş
durumda. 60 dakika ve 52 soru dengesini düşündüğümüzde, olabildiğince bu
cevapları özetleyerek, kısa kısa aktararak 52 soruyu da bu süre içinde
cevaplamaya çalışacağım.
İlk
olarak, Ardahan Milletvekili Sayın Ensar Öğüt’ün yönelttiği (6/80) esas
numaralı soruya cevap vermek istiyorum. Ardahan ili Posof ilçesi Kaleönü köyüne ait bağlantı yolu için ihtiyaç duyulan köprü
konusunda bir soru yöneltmişti Değerli Vekilimiz. Burada, proje, KÖYDES
kapsamında yapılıp, tamamlanıp hizmete açılmıştır. Ayrıca Posof ilçesi Çakırkoç köyü kanalizasyon sorunuyla ilgili olarak da
ilgili yönetmelik çerçevesinde köyde lağım mecrası mümkün olmadığı ve arıtma
tesisi bulunmadığından ferdî foseptik uygulaması ile
çözüm bulunmuştur.
(6/2079)
esas numaralı, yine Sayın Ensar Öğüt tarafından yöneltilen, Van’la ilgili,
Van’da göçün önüne geçilmesi, çarpık kentleşme, depreme dayanıklı konut gibi
kapsamlı konuları içeren soru önergesine baktığımızda şunu söylemek isterim.
Buna çok detaylı bir yazılı cevap gönderdik aslında fakat bir tek şunu
vurgulamak isterim: Bugün Van, geçirdiği depremden sonra nüfusu artmış, birçok
altyapı meselesi çözülmüş ve hızlı bir şekilde toparlanmış bir ilimizdir.
Deprem öncesinin üstünde bir nüfusu söz konusu. Dolayısıyla, göçü tersine
çevirdiğimizi rahatlıkla söyleyebilirim.
SUKAP
kapsamında belediyelerin altyapılarını yapıyoruz.
DSİ,
yine, Van içme suyuyla ilgili projesini yürütüyor. Erciş Belediyemizde AB
destekli projeler yürütüyoruz. Yine, Van Ergil II. Merhale Sulama Projesi,
Erciş Pay Sulama Projesi devam ediyor.
Çok
sayıda yol projemiz, duble yol projemiz, Van bölgemizde yine, tamamlanmış veya
inşa hâlinde.
Sosyal
destek projelerimiz SODES’i uyguluyoruz. Sadece
Van’da geçtiğimiz üç yıl içinde 31,4 milyon lirayla 222 adet proje uyguladık.
Depreme dönük olarak da özel projeler hayata geçirdik.
Yine,
Van, Bitlis, Hakkâri ve Muş illerini kapsayan Doğu Anadolu Kalkınma Ajansımız
kanalıyla da çok sayıda kalkınma projesine destek oluyoruz.
İŞKUR
kanalıyla, yine, meslek edindirme kursları ve toplum yararına çalışma
programları uyguluyoruz.
Ayrıca,
AFAD kanalıyla on binlerce konutu çok kısa sürede inşa edip Vanlı hemşehrilerimizin, insanımızın hizmetine sunduk.
Yine,
(6/2833) esas numaralı, Sayın Reşat Doğru, Tokat Milletvekilinin yönlendirdiği
soru söz konusu. Buna da, aslında, yazılı bir cevap verildi. Detaylarına
inmeden sadece şunu söyleyebilirim: Tokat ilimiz, verdiği göç yanında göç de
alan bir ilimiz. 2011’de 608.299 kişilik bir nüfusa tekabül ediyor. Burada,
işsizlik konusunda özellikle, Türkiye ortalamasının altında bir işsizliğe sahip
olduğunu TÜİK çalışmalarıyla tespit ediyoruz. Buna rağmen Tokat ilimizde de,
yine, çok güçlü bir şekilde aktif iş gücü programlarımızı uyguluyoruz ve buna
binlerce insanımız katılmış durumda.
Kamu
yatırımlarında da önemli kaynaklar tahsis etmiş durumdayız, sadece 2013 yılında
ve sadece ayırt edebildiğimiz projelere baktığımızda. Çünkü bazı projeler
global projeler, il bazında ayıramıyoruz. Ayırabildiğimiz projelere
baktığımızda, Tokat ilinde toplam 1,3 milyar liralık bir proje stoku söz
konusu. Kümülatif harcaması 485 milyon, 2013 yılı ödeneği de yaklaşık 74
milyon. Çok sayıda projemizi yürütüyoruz.
Teşvik
kapsamında da yine, Tokat ilimiz, beşinci bölge teşviklerinden istifade ediyor
ve bu kapsamda da yine Orta Karadeniz Kalkınma Ajansımız (OKA) tarafından da
Tokat ilimize desteklerimiz söz konusu.
Kahramanmaraş
Milletvekili Sayın Mesut Dedeoğlu’nun (6/1149) esas numaralı sorusu, engelli
vatandaşlarımızın ortez, protez ve tekerlekli
sandalye gibi ihtiyaçlarına dönük bir soru. Öncelikle şunu söylemek isterim:
Engelli vatandaşlara yönelik hizmetleri hak eksenli bir bakış açısıyla yürüterek
sosyal devlet ilkesinin gereklerini yerine getirmeye çalışıyoruz. Bu konuda,
engelli vatandaşlarımızın tekerlekli sandalye ihtiyaçlarının giderilmesine
yönelik kapsamlı destekler veriyoruz. Buna rağmen bu konuda çeşitli sivil
toplum kuruluşlarınca kampanyalar düzenlenebiliyor. Bunlar da olumsuz hususlar
değil şüphesiz, sivil toplum kuruluşlarının bu konulardaki hassasiyetini
göstermiş oluyor. Ama şunu özellikle belirtmek isterim: Devlet olarak da biz
üzerimize düşeni yapıyoruz.
Ayrıca,
yazılı cevapta da ayrıntılı bir şekilde belirtildiği üzere, SGK, yeşil kart ve
Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu kapsamında da bu ihtiyaçları
karşılıyoruz muhatabımızın konumuna göre.
Ayrıca,
yine ortez ve protezde SGK tebliğlerinin üzerinde
fiyatlarda fark veya katkı payı olabiliyor ancak bunun istisnalarını da kanunla
düzenlemiş durumdayız. İş kazası, meslek hastalıkları, askerî tatbikat ve
manevralar, harp malulleri, terörle mücadele (TMK) kapsamında aylık alanlar,
vazife malulleri istisna kapsamına giren kesimler.
Yine
Sayın Mesut Dedeoğlu’nun, (6/1986) esas numaralı, kurum ve kuruluşlarda,
belediyelerde engelliler kanunu kapsamındaki sorusuna şunu söyleyebilirim: Bu
konuda 5378 sayılı Kanun’un 2’nci ve 3’üncü maddelerinde “yedi yıl” ibaresi,
“sekiz yıl”a çıkarıldı biliyorsunuz. Bu konuda
yükümlülüklerin yerine getirilmesi konusunda bir yıllık bir ilave süre
sağlanmış durumda. Tabii, bu konuda bütün yerel yönetimlerimizin titizliğini,
hassasiyetini bekliyoruz.
Ayrıca
yine Sayın Mesut Dedeoğlu’nun (6/2653) esas numaralı, Huzurevi Yaşlı Bakım
Merkezleri Yönetmeliği’ne göre huzurevinde her 10 yaşlı için 1 yaşlı bakım
elemanı çalıştırılması zorunluluğuna ilişkin sorusu var. Bu konuda da şunu
söyleyebilirim: Ocak 2003 itibarıyla 9.840 kapasiteli 167 adet özel huzurevi
bulunmakta, burada da hâlen 6.876 yaşlımız bakım altındadır. Bu yaşlılarımıza
yaklaşık 855 bakım elemanı hizmet vermektedir. Oranladığımız zaman yüzde 12,4’e
denk geliyor ama ferdî olarak herhangi bir yerde bir suistimal,
bir farklı uygulama söz konusuysa onu da mutlaka Bakanlığımıza iletmenizi
bekliyoruz.
Diğer
taraftan yine Kahramanmaraş Milletvekili Sayın Mesut Dedeoğlu’nun (6/1182) esas
numaralı önergesinde, HAK-İŞ’in iş yaratan,
girişimciliği geliştiren mesleki eğitim ve yaşam boyu öğrenmeyi ön planda tutan
yeni politikalarının uygulanması yönünde talep dile getiriliyor. Bu konuda şunu
özellikle belirtmek isterim: Hükûmetimiz bütün politikalarının odağına
istihdamı koymuş durumda ve gerçekten gerek ekonomik büyümeyle gerek aktif iş
gücü programlarımızla, diğer politikalarımızla, KOBİ politikasından bölgesel
politikaya, sosyal politikaya kadar bütün politikalarımızın bir unsuru olarak
istihdamı ele alıyoruz. 2008 yılından başlamak üzere 4 ayrı istihdam paketi
ilan ettik, çeşitli prim indirimleri ve teşvikler getirdik, istihdam üzerindeki
yükleri azalttık, işsizlik ödeneği miktarında artış sağladık ve kısa çalışma
ödeneğini işler hâle getirdik, kadınların, engellilerin ve gençlerin
istihdamına dönük ve yine AR-GE personelinin istihdamına dönük önemli
düzenlemeler yaptık. Bu konuda daha detaylı bilgi yazılı olarak da ifade
edilebilir.
Burada
gerçekten bir başarı görüyoruz ve sonuçlardan da bu anlaşılabilir. 2009 yılında
krizin pik yaptığı noktadan bugüne baktığımızda 4 milyonun üzerinde bir
istihdam artışı görüyoruz. İş gücüne katılım oranı: istihdam oranı artarken
işsizliğin azaldığını tespit ediyoruz, yüzde 14’lerden yüzde 9 küsurlara
gerilemiş bir işsizlik söz konusu. Küresel ortamda, birçok ülkede işsizlik
artarken, iş gücüne katılma oranları düştüğü hâlde işsizlikleri artarken,
Türkiye bu alanda çok büyük bir başarıyı ortaya koymuş durumda.
Yine,
Kahramanmaraş Milletvekilimiz Sayın Mesut Dedeoğlu’nun (6/1188) esas numaralı,
İşsizlik Sigortası Fonu’nun amaca uygun kullanımına ilişkin bir sorusu var.
Burada, bizim için esas olan, tabii, kanunda yazan amaca uygun bir şekilde bu
fonun kullanılması. Burada da kanuna baktığınız zaman, “Sadece insanlar işsiz
kalınca onlara kaynak aktarın.” diyen bir kanun yok karşımızda; tam aksine,
“Bir taraftan bunu yapın ama bir taraftan da esas olarak işsizliği azaltın,
işsizliği azaltmaya dönük aktif programlara destek olun, işsizliği azaltmaya
dönük yatırımlara, altyapıya destek olun.” diyen bir kanunumuz var ve bu kanun
çerçevesinde de bu fonlarımızı kullanıyoruz, her geçen yıl da aslında fonumuzun
arttığını, geliştiğini de görüyoruz bir taraftan. Burada esas olan, “İnsanlar
işsiz kalsın da ona para vereyim.” gibi bir mantık olmamalı; esas olan,
“İnsanları nasıl işsiz duruma düşürmeyiz, bunun yollarını nasıl buluruz?” diye
bakmak olmalı diye düşünüyoruz.
Yine,
Kahramanmaraş Milletvekilimiz Sayın Mesut Dedeoğlu’nun (6/1191) esas numaralı,
asgari ücretle ilgili konularda yönlendirdiği bir sorusu var. Burada, tabii,
Anayasa’nın 55’inci, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 39’uncu maddelerinde ve Asgari
Ücret Yönetmeliği’nde belirtilen hükümler çerçevesinde bu belirlemeleri
yapıyoruz.
Son
duruma baktığımız zaman; 2013 yılında 8,7 oranına isabet eden bir artış söz
konusu. Yine, asgari ücretli sayısına baktığımız zaman; Sosyal Güvenlik
Kurumuna 2012 Aralık ayı itibarıyla prime esas günlük kazanç alt sınırı
üzerinden yani 31,35 TL üzerinden 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin 1’inci
fıkrasının (a) bendi kapsamında 4 milyon 972 bin 590 sigortalının bildirim
yaptığını görüyoruz. Bu, tabii, prime esas yapılan bildirim, gerçek maaşların
ne olduğunu tam olarak tespit etmek her zaman mümkün değil.
Yine,
Sayın Mesut Dedeoğlu’nun (6/1834) esas numaralı şöyle bir sorusu var: “İşçi ve
memur konfederasyonları ile TÜİK’in açıkladığı açlık
ve yoksulluk sınırı niçin birbirini tutmuyor?” şeklinde. Buna kapsamlı bir
yazılı cevap vermiş durumdayız. Esas itibarıyla, TÜİK, enflasyon oranlarını
uluslararası kavram ve yöntemleri kullanarak hesaplıyor. 2012 yılını örnek
gösterecek olursak 444 üründe, 1.169 ürün çeşidi kapsamında, 27.500 iş yeri ve
4.176 konuttan her ay yaklaşık 375 bin fiyat derlenerek bu hesaplar
gerçekleştiriliyor. Sepeti de her sene hanehalkı
bütçe anketine göre yeniliyoruz.
Diğer
taraftan, yoksulluk araştırmamızı da yine uluslararası standartlarda
gerçekleştiriyoruz. Burada, esas itibarıyla, uluslararası literatürde standart
tanımları olan “açlık sınırı” ve “yoksulluk sınırı” gibi teknik terimler ile
“refah düzeyi” ve “asgari geçim düzeyi”, “rahat yaşam sürme” gibi kavramlar
aynı anlama gelmemektedir, bazen bunlar karıştırılabiliyor. TÜİK’in
hesapladığı uluslararası standartlar da bu rakamlardır. Yani hesap yöntemi,
metodoloji, kapsam ve tanımlar değiştiği için doğal olarak sonuçlar da
değişiyor. Fakat şunu özellikle bu vesileyle de belirtmek isterim: Bundan on
yıl önce yoksulluğu hesapladığımızda 4,3 doların altında harcaması olan
nüfusumuz yüzde 30’lardeyken, 66 milyonluk bir nüfusumuz içinde 20 milyonun
üzerinde bu anlamda mutlak yoksul varken, en son hesaplamalarımızda bu, yüzde
2,8’e kadar gerilemiş durumda. 76 milyon nüfus içinde 2 milyonu biraz aşan bir
yoksul sayımız söz konusu. Tabii, hedefimiz, bu mutlak yoksulluğu ortadan
kaldırmak ve bütün gelişmiş ülkelerin yaptığı gibi, artık sadece nispi
yoksullukla, bir ortalamaya göre yoksulluk durumuyla mücadele etmek.
Kahramanmaraş
Milletvekili Sayın Mesut Dedeoğlu’nun (6/1762) esas numaralı sorusunda,
Dışişleri Bakanlığımızın merkezde ve yurt dışındaki sözleşmeli personeline ilişkin
sorular söz konusu. Yazılı cevabı detaylı bir şekilde verilmiş durumda. Bu
konuda ilgili bakanlığımız, Maliye gibi bakanlıklar ile Devlet Personelle
birlikte maksimum düzeyde, bu ücretlerin, özlük haklarının düzenlenmesi
konusunda gayret sarf etmektedir. Yazıda da bunlar ifade edilmiş durumda.
Yine,
Sayın Mesut Dedeoğlu, Kahramanmaraş Milletvekilimizin (6/1832) esas numaralı
soru önergesinde yurt dışı vize konusu gündeme getirilmektedir. Bu konuda
Hükûmetimiz çok çeşitli ülkelerle vize muafiyeti anlaşması akdetmiş durumda.
Ayrıca, Avrupa Birliğiyle de bu konuda çok yoğun müzakereler sürdürüyoruz.
Avrupa Birliğiyle aslında gümrük birliğini 90’lı yıllarda akdederken maalesef
bu konularda yeterli hassasiyet gösterilmediği için, bugün serbest ticaret anlaşmalarında
da vize konularında da sıkıntılar yaşamaya devam ediyoruz. Burada Türkiye'nin
çok açık bir haklılığı söz konusu. Gümrük birliği yaptığınız, tam üyelik
müzakereleri yaptığınız bir topluluğa vizeyle gidiyor olmanız tabii ki kabul
edilebilir bir durum değil. Bunu ortadan kaldırabilmek için ciddi bir şekilde
müzakereler yürütülüyor, geri kabul anlaşmaları konusunda çalışmalar
yürütülüyor. Umarız, bu konularda önümüzdeki dönemde sonuç alırız. Hep birlikte
gayret etmemiz gerekiyor.
Diğer
taraftan, bireysel şikâyetlerle ilgili, konsolosluklarımız ilgili ülkeler
nezdinde girişimlerde bulunuyorlar.
Yine,
Suriye meselesiyle ilgili (6/2150) esas numaralı, Sayın Selahattin
Karaahmetoğlu’nun, Giresun Milletvekilimizin bir sorusu var. Burada yine
iletilen yazılı bir cevap söz konusu. Ben sadece özet olarak şunu söylemek
istiyorum: Türkiye Cumhuriyeti buradaki sorunu çıkaran ülke değil. Sorunu
çıkaran, kendi halkıyla çatışan, kavgalı olan, evrensel standartlarda bir
yönetim anlayışını hayata geçirmek yerine halkına silah çeviren ve halkını bu
büyük acılarla karşı karşıya getiren Suriye yönetimi. Bu konuda ülkemiz tarihî
duruşunu sergiliyor. Bu tür anlar tarihî anlardır. Üzerinden on yıl, elli yıl
geçtikten sonra dönüp tekrar bakılacak anlardır. Türkiye burada hem ilkeli hem
insani duruşunu sergiliyor.
KAMER
GENÇ (Tunceli) – Doğru bilgi ver, verdiğin bilgilerin hepsi yanlış.
KALKINMA
BAKANI CEVDET YILMAZ (Devamla) - Burada bizim amacımız, etnik köken, din ve
mezhep ayrımı yapmaksızın tüm Suriye vatandaşlarının temel hak ve
özgürlüklerinin, eşitlik temelinde anayasal güvence altına alındığı hür ve
demokratik bir sistemin tesis edilmesi. Bizim politikamız gayet açık.
Yine,
Sayın Mesut Dedeoğlu’nun (6/775) esas numaralı, Türkiye'nin meyve ve sebze ithal
ettiğine ilişkin soru önergesi var. Burada da şunu özellikle vurgulamak
isterim: Meyve ve sebze konusunda Tarım Bakanlığımız kanalıyla çok etkili
politikalar uyguladık ve bu konuda önemli gelişmeler sağlandı. Türkiye, yaş
meyve-sebzenin gerek üretimi gerekse ihracatında dünyada ilk sıralarda yer alan
bir ülkedir. Yaş meyve-sebze üretici birlikleri verilerine göre ülkemizin
sebze-meyve ihracat miktarı, son dokuz yılda yüzde 100 artarak 2002 yılında 1,6
milyon tondan, 2011 yılında 3,2 milyon tona yükselmiştir. Yine, ihracat değeri
yüzde 369 artarak 2002 yılında 532 milyon dolardan, 2011 yılında 2,5 milyar
dolara yükselmiştir. Bu rakamlar, bu sektörlerimizde gayet başarılı bir
politikanın izlendiğini gösteriyor.
Yine,
Kahramanmaraş Milletvekilimiz Sayın Mesut Dedeoğlu’nun (6/947) esas numaralı, tatlısu balığı üretimi destekleriyle ilgili sorusu var. Bu
konuda da yine dünyada FAO verilerine göre, en hızlı büyüyen 3’üncü ülke
olduğumuz ortaya çıkıyor. Bu gayet olumlu bir gelişme. 2003 yılında su ürünleri
ilk kez bizim dönemimizde destekleme kapsamına alınmıştır ve geçen süre içinde
çok ciddi oranlarda destekler sağlanmış durumda. Bunun bir sonucu olarak 25
Avrupa Birliği ülkesi arasında su ürünleri yetiştiriciliği üretiminde 5’inci
sıraya gelmiş durumdayız; 2010 itibarıyla söylüyorum. Alabalık üretiminde AB
ülkeleri arasında 1’inci sıraya yükselmiş durumdayız.
Ayrıca,
GFCM-FAO tarafından yapılan bir çalışmada, ülkemizin Avrupa çipura, levrek
pazarında yüzde 25’lik pazara ulaştığı belirtiliyor. Bu hızlı gelişmeyle
ihracata da bunun yansıdığını görüyoruz ve gerçekten güzel rakamlar var. Burada
yine Tarım Bakanlığımız tarafından 2001-2011 yılları arasında doğal göl, baraj
gölü, nehirlerimiz ve göletlerimiz olmak üzere ülke genelinde toplam 3.425 tatlısu kaynağına 59 milyon adet balık yavrusu
bırakılmıştır.
Sayın
Mesut Dedeoğlu’nun (6/954) esas numaralı soru önergesinde azotlu ve fosfatlı mineral veya kimyasal gübre üretimine ilişkin bir
soru yöneltilmektedir.
Değerli
milletvekilleri, ülkemizin 2008 yılı gübre üretimi 2 milyon 878 bin iken 2011
yılı sonunda yüzde 30 artışla 3 milyon 749 bin tona ulaşmıştır. Gübre
ithalatımız 2009-2011 döneminde yüzde 25 oranında gerilemiş, gübre ihracatımız
ise 2009 yılında 220.684 ton iken 2011 yılında yüzde 146 artışla 543.242 tona
yükselmiştir. Gübre desteği 2005 yılında ilk kez doğrudan çiftçiye ödenmeye
başlanmış, 2005-2011 döneminde toplam 2 milyar 793 milyon TL gübre desteği
verilerek çiftçimizin gübre maliyetinin ortalama yüzde 15’i bu desteklerle
karşılanmıştır.
Yine,
Kahramanmaraş Milletvekilimiz Sayın Mesut Dedeoğlu’nun (6/1028) esas numaralı
sorusunda ithal et işi ve et fiyatları konusunda ve yine balık konusunda
soruları söz konusu. Et fiyatlarında geçici olarak, iç pazarda yükselen
fiyatların dengelenmesi amacıyla tüketicilerin alım gücüne uygun seviyelere
indirilmesi hedeflenerek bir ithal müsaadesi verilmiştir. Ancak piyasanın arzu
edilen doğrultuda gelişmesi sonucunda, bu ihtiyaç ortadan kalkınca da ithalat
da fiilen durdurulmuş vaziyettedir, yani şu anda böyle bir sorun söz konusu
değil.
Yine,
balık konusunda Et Balık Kurumumuz bir görev ifa ediyor. Biliyorsunuz, Et ve
Süt Kurumuna dönüştü bu kurumumuz, bir taraftan et kapsamında hem kırmızı etle
hem su ürünleriyle ilgilenecek, diğer taraftan da süt konusuyla ilgilenecek.
Burada artık biz, Et Balık Kurumumuzu sadece ticari bir işletme olarak
görmüyoruz, piyasada piyasa düzenleyici rolü olan, bu ürünlerde tüketiciyle
üretici arasındaki dengeyi gözeten bir kurum olarak da algılıyoruz.
Yine,
Sayın Mesut Dedeoğlu’nun (6/1183) esas numaralı soru önergesinde zeytin
üreticilerine destek konusu gündeme getiriliyor. Ülkemiz, yıllara göre
değişmekle birlikte, sofralık zeytin üretiminde dünyada 2’nci, yağlık zeytin ve
zeytinyağı üretiminde ise dünyada 4’üncü sırada yer alıyor. Bu konuda
sağladığımız desteklere baktığımız zaman, 2010 yılı ürünü zeytinyağına 30
kuruş/kilogram, 2011 yılı için 50 kuruş/kilogram ödeme söz konusu. 2013 yılı
için de -henüz hayata geçmedi ama- 70 kuruş/kilogram yönünde bir çalışma söz
konusu, prosedürler tamamlanınca inşallah bu da hayata geçirilmiş olacak.
Dolayısıyla, çok ciddi bir destek sağlıyoruz. Biliyorsunuz, özellikle Avrupa
Birliği kurallarında bu konularda önemli kısıtlayıcı hükümler söz konusu ama
Türkiye, Avrupa Birliği üyesi olmadan önce bu alanda altyapısını son derece
güçlendirmiş durumda.
Yine,
Kahramanmaraş Milletvekilimiz Sayın Mesut Dedeoğlu’nun (6/1190) esas numaralı
fındık kaçakçılığı konusundaki soru önergesi var. Burada, 5607 sayılı
Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na aykırı olarak ülkemize girmiş olan gıda ürünü
tespit edildiğinde -hangi ürün olursa olsun- cumhuriyet savcılarına suç
duyurusunda bulunulmaktadır. Bu kapsamda, ülke genelinde 2010-2011 yıllarında
fındık kaçakçılığı olayı tespit edilememiştir. Sadece Gürcistan’dan değil, tüm
komşu ülkelerden Türkiye’ye açılan hudut kapılarında her türlü eşya
kaçakçılığıyla mücadele faaliyetleri Gümrük ve Ticaret Bakanlığımız tarafından
etkin bir şekilde yürütülmektedir.
Diğer
taraftan, (6/1180) esas numaralı soru önergesinde, yine, Kahramanmaraş
Milletvekilimiz Sayın Mesut Dedeoğlu sigara kaçakçılığı konusundaki çalışmaları
gündeme getirmiş. Bu konuda da yine, ilgili makamlarımızın koordinasyonu içinde
etkin bir şekilde çalışmalar yürütülüyor. Çalışmaların etkinliğini artırmak
babında, 2011-2013 Tütün ve Tütün Mamulleri Kaçakçılığı ile Mücadele Eylem
Planı 2010 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanarak
yürürlüğe girdi ve bu eylem planı etkin bir şekilde uygulanıyor. Yine, Gümrük
ve Ticaret Bakanlığımız, x-ray tarama sistemleri, bagaj x-ray tarama
sistemleri, dedektör köpekler, transit sigara ve
tütün taşımalarında araç takip sistemleri gibi yöntemlerle bu konuda etkili bir
şekilde mücadelesini yürütüyor. Yakalanan ürünler ile ilgili olarak da 5607
sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu ve 4733 sayılı Tütün ve Alkol Piyasası
Düzenleme Kurumu Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun çerçevesinde işlem
yapılmaktadır.
Yine,
Sayın Mesut Dedeoğlu’nun (6/1771) esas numaralı soru önergesinde HES’lerdeki kazalar gündeme getiriliyor. HES inşaatları
arttıkça, gerçekten kazalarda da bir artış olduğunu görüyoruz. Bununla en
etkili bir şekilde mücadele etmek için de her türlü gayreti sarf ediyoruz. Bir
taraftan kamunun denetimini artırmış durumdayız, diğer taraftan, tabii,
mutlaka, müteahhit firmalardan çalışanlara, işte şantiye şeflerine kadar
herkesin bu konuda daha hassas olması gerekiyor.
Değerli
milletvekilleri, sözlü soru önergelerimize devam ediyorum.
Sayın
Rahmi Aşkın Türeli’nin (6/2035) esas numaralı soru
önergesine baktığınız zaman, bu üretim faktörleriyle ilgili millî gelir
hesaplarımızı sormuş sayın milletvekilimiz. Bu konuyla ilgili alt veri setinin
2013 yılı sonuna kadar gelir yöntemiyle güncellenmesini hedefliyoruz. Daha önce
yazılı cevabımızda daha erken yapacağımızı söylemiştik ama maalesef onu tam
istediğimiz zamanda gerçekleştiremiyoruz. Bu anlamda, cevabımızı da güncellemiş
oluyorum. 2013 yılı sonuna kadar bu hesapları TÜİK olarak yapmaya gayret
ediyoruz.
Yine,
Kütahya Milletvekilimiz Sayın Alim Işık’ın (6/305) esas numaralı soru
önergesinde enflasyon hesaplamaları ile ilgili soruları söz konusu. Burada
tabii, çok detaylı listeler içeren bir yazılı cevap gönderdik. Esas itibarıyla
enflasyon oranları sepetlerde kapsanan mal ve hizmetlerle yürütülüyor ve onları
da biz ekine koyup gönderdik değerli milletvekilimize. TÜFE sepetinde
kapsanacak ürünler hanehalkları ile sürekli yapılan hanehalkı bütçe anketi sonuçlarına dayalı olarak tespit
ediliyor ve sık kullanılan ve sürekli fiyatları artan ürünlerin kapsanmaması
diye bir sorun söz konusu değil. Yine, sepetlerin kapsadığı mal ve hizmetler
her yıl aralık ayı itibarıyla değerlendirilerek bir sonraki yılın başından
itibaren güncel bir yapıda kullanılıyor. Enflasyon oranları gerçekçi bir yapıya
dayanılarak hesaplanmaktadır. Ancak, bununla birlikte, her hesapta olduğu gibi
bu hesapta da eleştiriye konu şeyler olabilir. Daha da ileriye nasıl gideriz
diye her zaman için elbette tartışmamızda da fayda var diye düşünüyorum.
Yine,
Adana Milletvekilimiz Sayın Ali Halaman’ın (6/2793)
esas numaralı önergesine detaylı bir yazılı cevap verdik. Bu da yine, aslında,
daha önce cevap vermeye çalıştığım işçi ve memur konfederasyonlarıyla TÜİK
arasındaki farklılık. Az önce de arz ettiğim gibi, hesap yöntemi farklı, veri
kaynağı farklı, günlük kalori gereksinimi hesapları farklı, mal sepeti ve
fiyatlar farklı, gerçek hanehalkı büyüklüğünü
hesaplama yöntemi farklı, yoksulluk sınırının elde edilmesi için gıda dışı
harcama payının hesaplanması farklı ve bütün bu farklılıklardan dolayı, doğal
olarak, sonuçlar da farklı çıkmaktadır.
Yine,
memurlarla ilgili ücret endekslerinden bahsediliyor. Burada net maaşları,
devlet memurlarının maaşlarını endekslediğimiz zaman… 2003-2012 döneminde
birikimli enflasyonun yüzde 146,6 olduğunu görüyoruz. Bu dokuz yılda reel
olarak memur maaşlarında yüzde 46,6 oranında bir artış sağlanması söz konusu.
Dolayısıyla, yüzde 50’ye yakın bir refah artışının, enflasyonun üzerinde bir
maaş artışının olduğunu tespit ediyoruz. Ücreti reel olarak azalan bir tek
kesim var değerli milletvekilleri, o da yüksek düzeyli bürokratlar. Onun
dışında, bütün kesimlerin maaşlarında reel olarak artışlar olduğunu görüyoruz.
İzmir
Milletvekilimiz Sayın Rahmi Aşkın Türeli’nin (6/2034)
esas numaralı soru önergesinde işsizlik ödeneğiyle ilgili hesaplar soruluyor.
Burada da yine detaylı bir cevap gönderdik ama şunu söyleyeyim: 2002-2012
arasında 3 milyon 306 bin 549 kişi işsizlik ödeneğine başvurmuş, 2 milyon 604
bin 670 kişi ödeneği almaya hak kazanmış ve bu kişilere toplam 5 milyar TL’nin
üzerinde de ödeme yapılmıştır. Burada, tabii, ayrıca, İşsizlik Sigortası
Fonu’ndan yatırım amaçlı ve aktif iş gücü amaçlı programlara da kaynak
aktarılmıştır. Bu kaynakların tutarı da 10,8 milyar düzeyindedir. Bu, tabii,
sadece GAP için değil -bu bazen yanlış anlaşılıyor- GAP, DAP, KOP, DOKAP, diğer
bölgesel programlar ve altyapı programları için. Esas itibarıyla, uygun yatırım
ortamı sağlayan önemli yatırım projelerimizde de bunlar kullanılmıştır. Sonuçta
da bir sonuç elde ettiğimizi de görüyoruz. Bakın, Haziran 2009’da istihdam 21
milyon 947 binken Haziran 2012’de 25 milyon 577 bine çıkmış, 3 milyon 630 bin
kişi artmış. Demek ki biz bu programları etkili bir şekilde hayata geçirmişiz.
Yine,
Ardahan Milletvekilimiz Sayın Ensar Öğüt’ün (6/2532) esas numaralı soru
önergesinde kalkınmada öncelikli yörelerdeki devlet memurlarının maaş, ücret
farklarıyla ilgili hususlar dile getirilmiş. Ayrıntılı bir cevap gönderdik.
Belli düzenlemelerimiz var bu alanda ancak bunlarla ilgili tabii ki ilave
tartışmalar da yapılabilir. Şu anda, belli kanunlarda, belli kesimlere dönük
düzenlemelerimiz söz konusu.
Adana
Milletvekilimiz Sayın Ali Halaman’ın (6/1449) esas
numaralı soru önergesi TÜİK’te çalışan 4/C’li personelle ilgili. Kısaca söyleyecek olursak, bunların
durumlarında son yıllarda önemli iyileşmeler sağlanmış durumda, giderek de bu
iyileşmenin daha iyi yönde geliştiğini görüyoruz.
Yine,
Ankara Milletvekili Sayın Zühal Topcu’nun -28 Aralık
2011 tarihinde yazılı olarak cevapladığımız aslında- (6/633) sayılı soru
önergesi engelli personel istihdamına yönelik. Bu konudaki çalışmalarımızı
mevzuat çerçevesinde devam ettiriyoruz.
Yine,
Ardahan Milletvekilimiz Ensar Öğüt’ün (6/1917) esas numaralı soru önergesi:
Burada, veri hazırlama takvimiyle ilgili bir soru vardı. Veri uygulama
takviminde de ilan edildiği üzere, 25 Nisan 2013 tarihinde, sağlıkla ilgili hanehalkı sağlık araştırmalarımızı yayınlamış durumdayız.
Bunun tarihini sormuştu milletvekilimiz, bunu yayınlamış durumdayız.
Yine
Ardahan Milletvekili Sayın Ensar Öğüt (6/2320) esas numaralı soru önergesinde
“Bu köylere SODES’i kullandırıyor musunuz?” diye soruyor
özet olarak. SODES’le ilgili şunu söyleyeyim:
2008-2012 döneminde Sosyal Destek Programı’mıza 674 milyon lira tahsis ettik,
5.792 projeye destek olduk. İl merkezleriyle birlikte bazı ilçe, belde
merkezleri ve köylerde de projelerimizi uyguluyoruz. Bu kapsamda 1.971 spor
kursu düzenledik ve 117.862 kursiyer yararlandı. 3.337 adet kültür merkezi,
semt sahası, çocuk parkı, spor merkezi oluşturduk ve özellikle de dar
gelirlilere dönük bölgelerde 1 milyon 174 bin 776 kişi bunlardan yararlandı.
Yine, kültür sanat ve spor etkinliklerine 2 milyona yakın insanımız katıldı.
Yüz binlerce kişiye spor kıyafeti ve malzemesi dağıtıldı, imkânı kısıtlı
insanlara. Bunlar sadece 2008-2011 döneminde SODES’le
gerçekleştirdiğimiz bazı hizmetler.
Yine
Ardahan Milletvekilimiz Sayın Ensar Öğüt’ün (6/500) esas numaralı soru
önergesinde Ardahan yatırımları soruluyor. Bu konuya da yine ayrıntılı cevap
yazılı olarak gönderildi. Bu konuda, Ardahan iliyle ilgili olarak gerçekten
önemli yatırımlar gerçekleştiriyoruz. Sadece üniversitesine bile baktığımızda
ne kadar büyük destekler olduğunu görebiliriz.
Bir
izleyen soru önergesi de benzer mahiyette, (6/1640) esas numaralı soru
önergesinde de yine Ardahan yatırımları soruluyor. Buraya baktığınızda, DAP
kapsamında 50 baş ve üzeri hayvancılık tesislerine destekler sağladık, yaklaşık
3,6 milyon. Yine, Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu (IFAD) kapsamında Artvin,
Kars ve Ardahan illerini kapsayan bir projeyi uyguluyoruz.
Diğer
taraftan, yine, üniversiteden az önce bahsetmiştim. Bakın, Ardahan
Üniversitemize 2013 yılında sadece üniversitenin bir yıllık yatırımı için
tahsis ettiğimiz ödenek 21 milyon 800 bin TL. Geçmişte, yine, doğal gaz vesaire
eksik kalan birtakım altyapı ihtiyaçları vardı. Onun için de yine yıl içinde 5
milyon lira ek ödenek tahsis etmiş durumdayız. Bu da bu rakama dâhil değil.
Geçtiğimiz yıllarda da yine önemli yatırımlar yaptık. Burada, Serhat Kalkınma
Ajansımız kanalıyla proje destekleri, İŞKUR kanalıyla destekler, Tarım
Bakanlığımızın fonları, KOSGEB kanalıyla, bütün değişik kanallarla Ardahan’ın
gelişmesi, kalkınması için çaba sarf ediyoruz.
Yine,
Ankara ilinin yatırımlarıyla ilgili Sayın Özcan Yeniçeri’nin
(6/2730) esas numaralı soru önergesi söz konusu. Ankara’ya da gerçekten çok
önemli yatırımlar yapıyoruz. 2012 yılı itibarıyla Ankara ili yatırımlarının
proje toplamı 12,2 milyar TL -eski parayla 12,2 katrilyon- ve bu projelere
tahsis edilen ödenek yaklaşık 3,6 milyar lira. Buna ilave olarak, muhtelif
iller kapsamındaki projelerini de aldığımızda, 7 milyar lirayı aşan bir ödenek
tahsisi, proje toplamı söz konusu ve bunlara da 1,1 milyarı aşan bir tahsisat
söz konusu.
Ankara
ilinde gerçekten önemli projeler yürütülüyor. Biz Ankara’ya sadece bir başkent
olarak bakmıyoruz, aynı zamanda ekonomimizin de önemli merkezlerinden biri
olarak bakıyoruz. Ben de doğrusu geçtiğimiz yıllarda organize sanayi
bölgelerini, iş dünyasıyla ilgili çalışmaları yakından takip ettim. Ankara
Kalkınma Ajansını kurduk. Ajansımız kanalıyla da yine çeşitli destekler
sağlıyoruz, analizler yapıyoruz çünkü Ankara aynı zamanda büyük bir ekonomik
güç. Burada Ankara ili projelerinin listesini yazılı olarak göndermiştik.
Takdir edersiniz ki tek tek okumamız mümkün değil. Çok sayıda projeyi
gerçekleştiriyoruz.
Adana
Milletvekilimiz Sayın Ali Halaman’ın (6/1143) esas
numaralı soru önergesinde ise Adana ili yatırımları soruluyor. Bu konuda,
Kalkınma Bakanlığının doğrudan faaliyetleri kapsamında Çukurova Kalkınma
Ajansına sadece 2008-2011 döneminde 36 milyon liralık bir destek verdik ve
bununla 98,5 milyon liralık bir yatırımı harekete geçirdik 2011 yılı sonu
itibarıyla. Bu çalışmalar, tabii, devam etti. Yazılı cevap verdiğimiz tarih
itibarıyla bu rakamlar.
Ayrıca,
Çukurova Bölge Planı’mızı hazırladık. Yenisini de, daha nitelikli bir planı da
hazırlama çalışmaları içindeyiz. “Toroslarda Doğa Turizmi” konulu çalıştay yaptık. Ayakkabı İmalatı Sektörel
Araştırma Raporu hazırladık. Çukurova bölgesinde göç olgusunu araştırıyoruz.
Narenciyeyi, kimya sektörünü, enerjiyi, lojistiği, tekstili, hazır giyimi,
kuluçka merkezlerini, yine, çeşitli raporlarımızla, araştırmalarımızla daha
detaylı hâle getiriyoruz. Baktığınız zaman, Adana bölgemize gerçekten önemli
miktarda yatırımlar tahsis etmiş durumdayız ve buna da devam edeceğiz.
Diğer
yandan, SODES dediğimiz Sosyal Destek Programı’mızı Adana’da da uyguluyoruz.
2011 yılı SODES uygulamaları kapsamında 40 tane projeye 4 milyonluk bir destek
sağladık. Çok göç alan bir ilimiz. Sosyal hayatını zenginleştirme ve geliştirme
anlamında bu destekleri Adana ilimize sağlıyoruz. Buradan da şunu söyleyeyim:
Bu SODES projeleri arasında düzenlediğimiz bir yarışmada 1’inci olan da
Adana’dan gelen bir projemiz oldu.
Yine, çok
çeşitli proje isimlerini liste hâlinde göndermiş durumdayız. Bunları tek tek
sayıp vaktinizi almak istemiyorum.
Gaziantep
Milletvekilimiz Sayın Mehmet Şeker (6/1953) esas numaralı soru önergesinde
amblem ve logo konusunda soru yönlendiriyor. Bu konularda, kayda değer bir
harcama yapmadık Bakanlık olarak. 19.711 liralık bir ödeme, başka bazı
ödemelerle birlikte toplam 45.224 TL’lik Bakanlık olarak bir harcamamız sadece
söz konusu.
Diğer
yandan, devam edecek olursam, Sayın İsmet Büyükataman, Bursa Milletvekilimizin
(6/3478) esas numaralı sözlü önergesinde engelli… “Özürlü” diye sorulmuş ama
artık hep “engelli” diyeceğiz herhâlde, kanunu da çıkardık. Engelli Memur Seçme
Sınavı sonuçlarına göre 2013 Mart ayında 11 engelli personeli Bakanlığımıza
yerleştirdik. 2 personel başladı. Peyderpey başlıyorlar, diğerlerinin de atama
işlemleri devam ediyor. Şu an itibarıyla 3 engelli kadromuz boş durumda.
(6/3483)
esas numaralı, yine Sayın İsmet Büyükataman, Bursa Milletvekilimizin Bakan
Yardım-cımızın atanmasıyla ilgili soru önergesi var.
Burada da şunu söyleyeyim: Bakan
Yardımcımız Sayın Mehmet Ceylan, eğitimiyle, kalkınma ve planlama konusunda
Devlet Planlamada önceden sahip olduğu tecrübeyle, belediye başkanlığı ve iki dönem milletvekilliğiyle
önemli birikimlere sahip bir arkadaşımız ve bizim de gerçekten çok verimli bir
mesai arkadaşımız şu anda. Görevlerden de ihtiyaç duyulan alanlarda
görevlendiriyoruz. Bakan olarak, önemli oranda yükümüzü aldığını burada ifade
edebilirim. Uluslararası toplantılardan bölgesel programlara kadar çok çeşitli
konularda Bakan Yardımcımız Bakanlığa hizmet etmektedir.
Yine
Sayın İsmet Büyükataman, Bursa Milletvekilimizin (6/3159) esas numaralı soru
önergesinde Bakanlığın kadrolarına ilişkin sorular soruluyor. Bakanlığımızda
istisnai kadrolara 1 Özel Kalem Müdürü, 7 Bakanlık müşaviri ve 1 Basın Halkla
İlişkiler Müşaviri olmak üzere toplam 9 kişi atanmıştır. Bu kadrolarda
memurluğa atanan personel bulunmamaktadır.
Yine
İsmet Büyükataman’ın (6/3477) esas numaralı soru önergesi tanıtım
faaliyetleriyle ilgili, ilan ve tanıtım faaliyetleri konusunda Kalkınma
Bakanlığının harcamaları soruluyor. Bu konuda herhangi bir harcamamız söz
konusu değil 2011-2013 döneminde.
Yine
Sayın İsmet Büyükataman’ın (6/3479) esas numaralı soru önergesi, (6/3490) esas
numaralı soru önergesi, ayrıca (6/3492) esas numaralı soru önergesi var.
Bunları sırayla cevaplayacak olursak, (6/3479) esas numaralı soru önergesine
şunu söyleyebilirim: Özel şahıslardan kiralanan taşınmazımız Bakanlık olarak
bulunmamaktadır.
(6/3490)
esas numaralı soru önergesine karşılık olarak: Dış cephe yenilemesi yapmadık
Bakan-lığımızda. Diğer, tefrişat, çeşitli başka harcamalarımız bulunmaktadır
ama dış cephe yenilemesi yapmadık.
(6/3492)
esas numaralı soru önergesine cevap olarak da şunu söyleyebilirim: 2011-2013
yılları arasında Bakanlığımızda 20 araç kiralanmıştır.
Yine,
Ensar Öğüt Milletvekilimizin, Ardahan Milletvekilimizin (6/3110) esas numaralı
soru önergesinde GAP bölgesinde sulu tarıma geçmek amacıyla başlatılan projeler
soruluyor. GAP bölgesinde çok sayıda sulama projemiz var. Batman sol ve sağ
sahil sulamaları, Kralkızı-Dicle cazibe, Kayacık, Kralkızı-Dicle I. ve II. Merhale, Suruç I. Merhale, Mardin-
Ceylânpınar, Batman sol sahil, Kayacık Barajı, yine, Adıyaman’da planlamaları
bitmek üzere olan Koçali Barajı, Bozova pompaj sulamaları, yine Kralkızı-Dicle’de çeşitli başka çalışmalarımız,
Mardin-Ceylânpınar ovaları sulamaları, Çetintepe
Barajı, Silvan Barajı -ki çok büyük, Atatürk Barajı’ndan sonra ikinci büyük
sulama barajımız, onu da başlattık ve hızlı bir şekilde yürüyor çalışmalar-
TİGEM tarafından yapılan çalışmalar, yine, sulamaya dönük daha etkili toplulaştırma projeleri… 2 milyon hektarın
üzerinde toplulaştırma yürütüyoruz. Yine, geçmişte olan hatalar yapılmasın diye
iki büyük tedbir öngörüyoruz, tuzlanma olmasın, vahşi sulama olmasın diye:
Birincisi, artık hep tarla içinde kapalı sistem projeler kullanıyoruz, açık
sisteme müsaade etmiyoruz; ikincisi, çiftçi eğitimiyle ilgili, yine, GAP Bölge
İdaremiz ve Tarım Bakanlığımız, DSİ, hep birlikte yeni bir tarımsal yayım
modelini de GAP bölgemizde hayata geçiriyoruz. Organik tarımla ilgili, yine,
hayvancılıkla ilgili çok çeşitli çalışmalar yürütüyoruz.
Sayın
Ensar Öğüt’ün, Ardahan Milletvekilimizin (6/3109) esas numaralı soru
önergesinde ise işsizlerle ilgili yine İşsizlik Fonu’ndan GAP’a ayrılan paralar
ifade ediliyor. Az önce de ifade ettim, GAP’a ayırdığımız paralar veya GAP gibi
diğer projelere… Sadece GAP değil, belki öyle sembolleşti, basında da öyle
geçti ama esas itibarıyla, bütün bölgesel programlara ve istihdamı artırıcı,
yatırım ortamını geliştirici altyapı projelerine bu kaynaklardan destek olduk.
Şimdi, artık, 2013’te kullanmıyoruz biliyorsunuz. 2012 yılına kadar bu söz
konusuydu ve gerçekten de başarılı oldu bu programlarımız. “İnsanlar işsiz
kalsın da para verelim.” mantığı yerine “Onlara daha fazla iş imkânı
oluşturalım.” mantığıyla hareket ettik ve bu mantığın da son yıllarda başarılı
olduğunu, 4 milyondan fazla istihdam oluştuğunu görüyoruz Türkiye genelinde.
GAP bölgesinde ise son beş yılda 400 binden fazla yeni istihdam oluştuğunu
görüyoruz. İşte bizim arzu ettiğimiz de bu tür sonuçlar. Herhâlde bunu hepimiz
arzu ederiz diye düşünüyorum.
Yine
Sayın Ensar Öğüt, Ardahan Milletvekilinin (6/3107) esas numaralı soru
önergesinde “GAP’ta uygulanan projelere rağmen niye göç azalmıyor?” veya “Niye
göç bitmiyor?” gibi bir soru var. Az önce bahsettiğim gibi, istihdamda çok
ciddi artış sağladık, 400 binin üzerinde. Yüzde 17,4 olan işsizlik oranı
-2009’da GAP bölgesinde işsizlik yüzde 17,4’tü- 2011 yılında yüzde 11,7’ye
kadar geriledi. Yine, göç hızına baktığımız zaman, 2007 yılında binde eksi 7,6
olan GAP bölgesinin net göç hızı 2011 yılında eksi 4,1’e kadar geriledi yani
göç hâlen devam ediyor ama göç hızında ciddi bir düşüş söz konusu. Bu da
aslında programlarımızın başarılı olduğunu gösteriyor. Önümüzdeki dönemde
huzur, güven ortamının pekişmesiyle, teşvik politikalarımızın daha etkili hâle
gelmesiyle, inşallah, ben yürekten inanıyorum ki bu bölgemize tersine göçü de
göreceğiz hep birlikte. Bu amaçla çok sayıda sulama projesi, toplulaştırma
projesi, diğer projeler yürütüyoruz. Bunların detaylarına bu vakit sınırı
içinde takdir edersiniz ki giremiyoruz.
Yine
Sayın Ensar Öğüt, Ardahan Milletvekilimizin (6/3331) esas numaralı sorusunda
gelir ve kurumlar vergisinde bölgede indirim konusu gündeme getiriliyor. Bu
konuda, biliyorsunuz, son teşvik kararnamemizde 6 tane bölge belirledik ve
6’ncı bölgede gerçekten çok önemli teşvikler… Doğu Anadolu illerimizin önemli
bir kısmı da zaten bu kapsama giriyor, Ardahan dâhil olmak üzere 6’ncı bölge ve
en ileri düzeyde bu illerimize teşvik sağlıyoruz. Gelir vergisinde, kurumlar
vergisinde ciddi destekler sağlıyoruz ve dediğim gibi, geçmişte hiç olmayan
bazı destekleri de bu dönemde gündeme getirdik. İnşallah, bunlar daha etkili
hâle gelecek. Şu ana kadar, baktığımızda, ilk üç ayda, Doğu, Güneydoğu illerine
baktığımızda, daha doğrusu 6’ncı bölge illerine baktığımızda 2013’ün ilk üç
ayında sabit sermaye yatırım tutarı -teşvik belgelerinden bahsediyorum- özel
sektörün sabit sermaye yatırım tutarı yüzde 199, yaklaşık yüzde 200 artmış
durumda. Türkiye ortalaması yüzde 100 artarken, bu bölgelerimizin ortalaması
yüzde 200 artmış durumda. Bu, tabii, önümüzdeki dönemde sahaya yansıyacak ve
inşallah, sadece kamu yatırımlarıyla değil… Zaten sadece kamu yatırımlarıyla
bir bölgenin kalkınması mümkün değil, özel sektörle birlikte olursa bu anlamlı.
Bu önümüzde ki süreçte ben bunun çok daha fazla ivmeleneceğine ve bu
bölgelerimizin ülkemize yük olan değil ülkemize omuz veren bölgeler hâline
geleceğine, 2023 vizyonumuzu gerçekleştirme konusunda daha fazla katkıda
bulunan bölgeler hâline geleceğine kamusuyla özeliyle, buna yürekten inanıyorum.
Yine
Sayın Ensar Öğüt’ün, Ardahan Milletvekilimizin (6/3120) esas numaralı soru
önergesinde kalkınma ajanslarımızla, SERKA, Serhat Kalkınma Ajansımızla ilgili
soruları var. Burada Serhat Kalkınma Ajansımız 2010-2013 döneminde kendi
bölgesiyle ilgili olarak önemli çalışmalar yürüttü. TRA2 Bölgesi’nde yaşam
kalitesinin yükseltilmesi, tarım ve hayvancılıkta verimliliğin ve katma değerin
arttırılması, turizm potansiyelinin harekete geçirilmesi ve markalaştırılması,
işletmelerde rekabet edebilirliğin artırılması eksenlerine dayalı bir plan
hazırladı ve bunları da hayata geçirmek yolunda bir taraftan mali destek
programları uyguluyor, bir taraftan da bölgeye özel sektörü çekmek için tanıtım
gayretlerini devam ettiriyor.
Ajanslar,
her şeyi yapmak durumunda olan kurumlar değil. Ajansları biz biraz da bilgi
kurumu olarak görüyoruz. Maalesef, biraz, kamuoyunda sadece hibe programlarıyla
ön plana çıkıyor fakat ajanslar için bizim esas gördüğümüz misyon, içinde
bulunduğu bölgeyi iyi analiz etmesi, bilgi üretmesi. Biz, bilgiye dayalı bir
kalkınma sürecinden yanayız. Dolayısıyla, ne kadar çok analiz yaparsa
ajanslarımız, içinde bulundukları bölgenin sektörleriyle ilgili, fırsatlarıyla,
potansiyelleriyle ilgili ne kadar çok çalışma üretirlerse kalkınma sürecine de
o kadar destek olmuş olurlar. Ben zaman zaman şunu benzeterek söylüyorum:
Kendimizden örnek verelim. Nefsini tanımayan nefsini düzeltemez, geliştiremez;
kendi nefsini bilen ancak nefsini düzeltir. Bu kalkınmada da aynı şey geçerli.
Bir yöreyi iyi analiz ederseniz, iyi tanırsanız geliştirebilirsiniz, daha iyiye
götürebilirsiniz. Biz, sadece Ankara’da oturarak -Türkiye büyük bir ülke- her
tarafın potansiyelini analiz edemeyiz. Burada mutlaka her yöremizde bir akıl
olması lazım, her yöremizde bilgi üreten yapılar olması lazım. İşte, bizim
kalkınma ajanslarında asıl ortaya koyduğumuz misyon bu. Bunun sonuçlarını
inşallah zamanla daha iyi göreceğiz çünkü Türkiye, hızlı gelişmek zorunda olan
bir ülke ve bütün yöreleriyle topyekûn kalkınmayı, kapsayıcı kalkınmayı gerçekleştirmek
zorunda olan bir ülke. Birkaç ilimizin potansiyeliyle bunu yapamayız, bütün
illerimizin, bütün yörelerimizin enerjisiyle bunu gerçekleştirebiliriz, 2023’ü
hayata geçirebiliriz. İşte, kalkınma ajanslarından bizim asıl beklentimiz bu.
Bu nedenle, ben, doğrusu, ajanslarda en fazla uzman personeli önemsiyorum.
Nitelikli, projeden anlayan, dil bilen, yatırımcıya yardımcı olabilecek,
perspektif verebilecek ciddi bir uzman kadrosu oluşturduk. Tabii, bir günde bu
uzmanlık olmuyor. Belki üç yıl sonra, beş yıl sonra bunun meyvelerini, uzmanlık
ve bilgi birikimi anlamında daha iyi göreceğiz diye inanıyorum.
Ardahan
Milletvekilimiz Sayın Ensar Öğüt’ün (6/3119) esas numaralı soru önergesi yine SERKA’yla ilgili. Burada, yine Serhat Kalkınma Ajansımız
beşeri sermayenin geliştirilmesine yönelik destek programları üzerinde
çalışıyor. Şunu da belirteyim: Eskiden AB fonlarının bir kısmı iyi proje
hazırlayamadığımız için geri giderdi. Biz kalkınma ajanslarımıza biraz da bu
misyonu verdik, “İyi projeler üretin ve bu uluslararası fonları da bölgenize
çekin.” dedik ve gerçekten başarılı çalışmalar yapıyor ajanslarımız. Birçok
ajansımız, sadece bizim verdiğimiz fonlarla değil, uluslararası fonları da
bölgelerine çekecek, yatırımcıyı da çekerek kalkınma sürecine destek oluyorlar.
Serhat Ajansımız da bu yönde AB projeleriyle de yine ilgileniyor. Fakat, esas
itibarıyla, tabii, görevi, dediğim gibi, bilgi üretmek, analiz üretmek, bilgi
temelli bir kalkınma stratejisi oluşturmak ve bütün yerel aktörlerle, yerel
dinamikleri de harekete geçirerek bunu gerçekleştirmek. Bu yönde de
gayretlerimize devam ediyoruz.
Yine
Sayın Ensar Öğüt’ün (6/3209) esas numaralı soru önergesinde Sırbistan,
Makedonya, Karadağ, Arnavutluk, Bosna-Hersek gibi ülkelerle ilişkimiz gündeme
getiriliyor.
Şunu
belirtelim: Ticaret konusunda Türkiye, Makedonya, Karadağ, Arnavutluk ve
Bosna-Hersek ile yürürlükte olan serbest ticaret anlaşmalarına sahiptir. TİKA
kanalıyla da çok sayıda kültürel projeyi bu bölgelerde hayata geçiriyoruz.
SERKA kendi alanıyla ilgili, Serhat Ajansımız da yine, dış ticareti
geliştirmek, komşu ülkelerle iş ortamı hakkında işletmeleri bilgilendirmek
amacıyla toplantılar düzenlemekte, yayınlar yapmaktadır. Bunun da altını bir
Kalkınma Bakanı olarak çizmek isterim.
Bölgesel
gelişme politikaları komşu ülkelerle ticaretten bağımsız ele alınamaz. Diğer
türlüsü çok suni bir gelişme olur. Tarihte Erzurum’u, Van’ı, Trabzon’u bu
noktalara getiren, baktığınız zaman, uluslararası ticaret. Bizim, mutlaka,
Asya’ya kayan üretim yapısını da dikkate alarak, komşu ülkelerimiz başta olmak
üzere pazarımızı çeşitlendirmemiz, Kafkaslarla, Asya’yla, Orta Doğu’yla, Kuzey
Afrika’yla ticaret kanallarını elimizden gelen maksimum düzeyde artırmamız
lazım. Asıl bölgesel gelişmenin en önemli dinamiklerinden birini bunun
oluşturduğunu hepimiz biliyoruz.
Yine
Ardahan Milletvekilimiz Ensar Öğüt’ün (6/3118) esas numaralı soru önergesinde
Karadeniz Ekonomik İşbirliği ülkeleriyle ticaretimiz sorulmuş.
Hemen bir
rakam söyleyeyim, bu nereden nereye geldiğimizi gösteriyor. 2002 yılında bu
ülkelerle 10,1 milyar ABD doları ticaret hacmimiz söz konusu iken, 2012’de 60,3
milyar dolara çıkmış yani aşağı yukarı 6 kat artmış. İhracatımızın bu dönemde 4
kat arttığını düşünürseniz nispi payının arttığını görürsünüz. Bu küresel kriz
ortamında Avrupa’daki krizden nispi olarak az etkilenmemizin altında da bu
politikamız yatıyor esasında. Biz, ihraç pazarlarımızı çeşitlendirdik ve
Türkiye'nin riskini azalttık. Son on yılda komşu ülkeler başta olmak üzere
ihraç pazarlarımızı çeşitlendirmeseydik, bugün, Avrupa’da yaşanan kriz bizi çok
daha derinden etkileyecekti. Çok şükür, bu politikamız bu kriz ortamında
gerçekten çok güzel sonuçlar veriyor. Dünyadaki talep daralmasına rağmen
Türkiye ihracatı geçen yıl 152,5 milyar doları buldu ve artmaya da devam
ediyor.
Yine
Sayın Ensar Öğüt’ün (6/3108) esas numaralı soru önergesi GAP bölgesiyle ilgili.
GAP bölgesindeki konulara baktığımız zaman, hayvancılık destekleri yapıyoruz,
yeni teşvik sistemi kapsamında OSB’lerin altyapısını geliştiriyoruz. Gerçekten,
az önce söylediğim gibi, yeni teşvik sistemimiz nispi huzur ortamında çok ciddi
bir hareketlilik gösteriyor. İnşallah, bunun pekişmesiyle, çok daha güçlü bir
şekilde burada özel sektör yatırımlarını hep birlikte göreceğiz. Çünkü, şunu
kabul edelim, terörün olduğu ortamda kamu ısrarla, inatla yatırımını yapıyor,
çok şükür. Şantiyelerimize de saldırı olsa, sıkıntılar da yaşasak, biz dönüp
yatırımlarımıza devam ediyoruz ama takdir edersiniz ki huzurun olmadığı yerde,
özel sektör yatırımlarına ne kadar teşvik verirseniz verin, bunlar büyük oranda
kâğıt üzerinde kalıyor; yine bir gelişme var ama potansiyele göre çok çok düşük
seviyede kalıyor. Şimdi yeni teşvik politikalarımız bu huzur ortamında çok daha
etkili bir hâle gelecek inşallah ve turizmden sanayiye, ticarete bu
bölgelerimizin katma değerinin çok daha yükseldiğini göreceğiz inşallah çünkü
uzun bir süredir kullanılmamış bir potansiyel var.
Buradan
ben biraz büyük sermayeye de çağrıda bulunmak istiyorum. Bakın, ekonomide şöyle
bir genel kural vardır: Sermaye, kıt olduğu yerde daha fazla getiri elde eder.
Bu bölgelerimize bu büyük sermaye kuruluşları gelsinler. Ben iki konuda biraz muzdaribim doğrusu büyük sermayeden; birisi araştırma
geliştirme harcamaları, ikincisi de nispi olarak geri kalmış yörelerimize
yaptıkları yatırımlar. Her iki konuda da, tabiri caizse, büyük sermaye
kuruluşlarımız çuvallıyorlar. Kamunun sadece bu işleri yapmasıyla olmaz. Büyük
sermaye kuruluşlarından hayırseverlik beklemiyoruz; gitsinler biraz analiz
yapsınlar, fırsatları analiz etsinler. Gerçekten, kârlı olarak yapılabilecek
çok sayıda proje var bu bölgelerimizde. Az önce söylediğim gibi, sermayenin kıt
olmasından dolayı getirisi de çok yüksek. Ama, biraz imaj meselesi, biraz fazla
emek harcamama, daha alışılageldik bir şeyi sürdürme gibi sebeplerle herhâlde
yeterince yatırım yapılmıyor bu bölgelere. Bundan sonraki süreçte, büyük sermaye
gruplarından da doğuya, güneydoğuya, Doğu Karadeniz’e, Orta Anadolu’nun belli
kesimlerine daha fazla yatırım yapmalarını bekliyorum.
Yine
Sayın Ensar Öğüt, Ardahan Milletvekilimizin (6/3370) esas numaralı soru
önergesi İstanbul’la ilgili, bu fuar alanlarıyla ilgili konular. Burada, söz
konusu ihracat hedefleri belirleniyor ve burada fuarların önemine işaret
ediliyor.
İhracat
hedeflerimizin geliştirilmesi için ihracatçılarımızın yurt dışı fuarlara
katılımı ve yurt içi fuarların geliştirilerek uluslararası fuarlara dönüşmesi
hiç şüphesiz ki büyük önem taşıyor. Bu kapsamda, İzmir’in EXPO 2020 adaylığı
Hükûmetimizin bu alana verdiği önemin açık bir göstergesi. Bu konuda Hükûmet
düzeyinde, en yüksek düzeyde destek sağlıyoruz ve hep birlikte, büyük bir gayretle
yürütüyoruz bu çabalarımızı.
Yine,
2009/5 sayılı Yurt Dışında Gerçekleştirilen Fuar Katılımlarının Desteklenmesine
İlişkin Tebliğ’imiz söz konusu. Ayrıca, 1995/7 sayılı Tebliğ kapsamında da
uluslararası nitelikteki yurt içi ihtisas fuarlarını destekliyoruz.
Diğer
yandan, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği kanalıyla da çeşitli çalışmalar
yürütülüyor.
Ben, bir
dakika da artırarak 52 soruya bu şekilde, kısa kısa da olsa cevap vermiş oldum.
İlave bilgi talep eden vekillerimiz olursa yazılı olarak veya başka kanallarla
da bilgi arz etmeye hazır olduğumuzu belirtir, heyetinizi saygıyla selamlarım.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkürler Sayın Bakan.
Sayın
Dedeoğlu sisteme girmiş. Bir açıklamanız mı var? Kısa bir açıklama
yapabilirsiniz.
Buyurun.
MESUT
DEDEOĞLU (Kahramanmaraş) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın
Bakanım, 2013 yılı için asgari ücretliye ve emekliye günlük 1 lira zam uygun
gördünüz. 2014 yılında da aynı, günlük 1 lirayı mı düşünüyorsunuz?
Teşekkür
ederim.
KADİR
GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Ben de vardım efendim, en baştan vardım.
BAŞKAN -
Soru soran arkadaşların, cevaplarıyla ilgili açıklama hakları var.
KADİR
GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – İçinde vardı sorum.
BAŞKAN -
Bugünkü açıklamada sizin yok efendim.
Teşekkür
ederim Sayın Bakan.
Bir şey
söyleyecek misiniz Sayın Dedeoğlu’yla ilgili?
Buyurun.
KALKINMA
BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) – Net asgari ücret 2002 yılında 184 lira iken,
2013 Ocak ayında 773 liraya yükselmiş durumda. nominal artış yüzde 320, reel
artış yüzde 66.
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) – Çok artırmışsın Sayın Bakan! Bravo! (CHP sıralarından
alkışlar!)
MUSA ÇAM
(İzmir) – Sayın Bakan 2010-2011 ile mukayese yap bakalım, ne?
KALKINMA
BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) – Burada, tabii… Şimdi, son artışımızı da
biliyorsunuz az önce arz ettim, yüzde 8’in üzerinde bir artış söz konusu. Artık
o eski enflasyonlar yok. Türkiye gerçekten fiyat istikrarını sağlamış
istikrarlı bir ülke, Finansal istikrarıyla, fiyat istikrarıyla. Bu enflasyon
oranlarını düşündüğünüz zaman yine reel enflasyonun üzerinde bir artış söz
konusu.
BAŞKAN –
Teşekkürler Sayın Bakan.
S. NEVZAT
KORKMAZ (Isparta) – “Millî geliri 3’e katladık.” diyorsunuz, hakkını verin o
zaman.
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) – 2003’de mazot neydi, şimdi mazot ne?
KALKINMA
BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) – Yüzde 66 reel artış var.
S. NEVZAT
KORKMAZ (Isparta) – O zaman, millî geliri de yüzde 60 artırdık deseniz ya!
Millî geliri 3’e katladık diyorsunuz.
OKTAY
VURAL (İzmir) – 3’e katladık, doğru değil.
S. NEVZAT
KORKMAZ (Isparta) – Madem yüzde 60 veriyorsunuz, bu nasıl çelişkidir.
KALKINMA
BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) – Keşke siz de bu reel artışları verebil-seydiniz, keşke siz de bu reel artışları verebilseydiniz.
S. NEVZAT
KORKMAZ (Isparta) – Kendinizle tenakuza düşüyorsunuz.
OKTAY
VURAL (İzmir) – Zaten 3 kat artığı da yalan çünkü yüzde 42 artı zaten sabit
fiyatlarda.
S. NEVZAT
KORKMAZ (Isparta) – O da yalan çünkü.
KALKINMA
BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) – O zaman, birbirinizle tenakuza düştünüz. Yani
siz “Arttı, niye asgari ücret artmadı?” diyorsunuz. Eğer yüzde 40 ise o zaman
onun üzerinde artırmışız demektir.
S. NEVZAT
KORKMAZ (Isparta) – 3 kat artı mı artmadı mı, siz onu söyleyin.
OKTAY
VURAL (İzmir) – Nerede arttı?
BAŞKAN –
Tamam, teşekkürler efendim.
Sayın
Bakan, lütfen… Diğerlerine yazılı cevap vereceksiniz.
Teşekkür
ediyorum. Süre tamam.
S. NEVZAT
KORKMAZ (Isparta) – Sayın Bakan, ne dediğinin farkında değilsin sen ya! 3 kat
arttıysa hakkını ver o zaman!
BAŞKAN –
Sayın Korkmaz… Sayın Korkmaz…
Teşekkürler.
Alınan
karar gereğince, diğer denetim konularını görüşmüyor ve gündemin “Kanun Tasarı
ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmına geçiyoruz.
1’inci
sırada yer alan, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik
Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili
Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydın’ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde
Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer
Genç’in; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S. Sayısı:
156)
BAŞKAN –
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2’nci
sırada yer alan, Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu
ile Adalet Komisyonu raporlarının görüşmelerine kaldığımız yerden devam
edeceğiz.
2.- Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporları (1/484) (S. Sayısı: 287)
BAŞKAN –
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
3’üncü
sırada yer alan, Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısı ile Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam
edeceğiz.
3.- Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısı ile Bayındırlık,
İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Raporu (1/751) (S. Sayısı: 452) (x)
BAŞKAN –
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
2/5/2013
tarihli ve 99’uncu Birleşimde İç Tüzük’ün 91’inci
maddesine göre temel kanun olarak görüşülen tasarının birinci bölümünde yer
alan 4’üncü maddesi kabul edilmişti.
Şimdi,
5’inci madde üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 452 Sıra Sayılı Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısının 5 inci maddesinin
1'inci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
D. Ali Torlak Ali Halaman Zühal
Topcu
İstanbul Adana Ankara
Yusuf Halaçoğlu Necati Özensoy Mehmet
Günal
Kayseri Bursa Antalya
MADDE 5-
(1) Posta gönderilerinin kabulü, toplanması, işlenmesi, sevki, dağıtımı ve
teslimini kapsayan posta hizmetleri, bu Kanun hükümlerine göre faaliyet
gösteren PTT ve diğer hizmet sağlayıcıları tarafından yerine getirilir.
(x) 452 S. Sayılı Basmayazı
02/05/2013 tarihli 99’uncu Birleşim Tutanağı’na
eklidir.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
1/751
Esas numaralı (SS452) Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısı'nın 5'inci Maddesinin
tasarı metninden çıkarılmasını ve talep ederiz.
İlhan Demiröz Haydar Akar İdris
Yıldız
Bursa Kocaeli Ordu
Haluk Eyidoğan Aykut Erdoğdu Sakine Öz
İstanbul İstanbul Manisa
Doğan
Şafak
Niğde
BAŞKAN –
Sayın Komisyon, son okunan önergeye katılıyor musunuz?
BAYINDIRLIK,
İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) –
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN –
Sayın Hükûmet?
KALKINMA
BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Haydar Akar...
BAŞKAN –
Sayın Akar, buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yine bir özelleştirme
hikâyesiyle karşı karşıyayız. Tabii, yeni bir moda çıktı, “özelleştirme” adına
“serbestleştirme” demeye başladık ama bu serbestleştirmeyle de kurumları
özelleştirmeye hazırlıyoruz ve bu kurumları daha sonra parçalayarak satmaya
başlıyoruz. Hepinizin bildiği gibi, PTT’nin “T”si
daha önce satılmıştı ve bugün de bu geri kalan kısmını satışa hazırlamak için
el birliği yapmış, burada kanunları sırayla çıkartıyoruz. Geçen hafta, yine
Devlet Demiryollarını serbestleştirdik; çok uzak değil, yakında satışı da
gündeme gelir.
Şimdi,
tabii ki liberal ekonomiyi savunuyorsunuz. Liberal ekonomiyi savunduğunuzda,
devletin işletmeci olarak vatandaşın karşısında bulunmasına veya bir sanayi
kuruluşunu, farklı kuruluşları işletmesine karşısınız. Her şeyi özel sektöre
devredip özelleştirerek bu işleri kurtarmaya çalışıyorsunuz. Aslında, Ulaştırma
Bakanı burada olsaydı ona söyleyecek bir çift lafım vardı. Devlet
Demiryollarını serbestleştirdi, yakında satacak, PTT’yi serbestleştirdi,
yakında onu da yolcu edecek, TELEKOM’u zaten yolcu
etti, Ulaştırma Bakanına bir iş kalmadı, çok fazla bir iş kalmadı, zaten üçüncü
dönemiydi Ulaştırma Bakanının. Bir İzmir diye düşünülüyor ama İzmir’de de ekmek
yok, bakalım ne yapacak? Aslında, çalışkan bir Bakandı, bundan sonra ne iş
yapacak, çok merak ediyorum. İzmir’den de ekmek çıkmaz ona, bakalım ne olacak,
diye düşünüyorum.
AHMET
ARSLAN (Kars) – Ulaştırma Bakanlığı her zaman yapacak büyük proje bulur, merak
etme.
HAYDAR
AKAR (Devamla) – Siz yine anlayamadınız, söylediğimi dinlemiyorsunuz çünkü.
Şimdi, liberalleşme
ve serbestleştirme, özelleştirmeyle beraber, her şeyin Türkiye’de iyi olacağını
düşünüyordunuz. Devlet Demiryolları konuşmasının bir kısmında, bunların ne
kadar iyiye gitmediğini, kötü olduğunu, insanları ne kadar yoksullaştırdığını,
örgütlenmeden yoksun bıraktığını anlatmıştım. Şimdi, yine, tekel hâline
dönüştürülmesini veya tekeli ortadan kaldırma olarak yorumluyorsunuz
özelleştirmeyi, serbestleştirmeyi ama tam bu kanunda, tekel hâline dönüştürmeyi
biraz daha destekliyorsunuz. Zaten PTT bir tekeldi ama yeni yeni ilave
maddelerle, PTT’yi daha kesin bir tekel hâline dönüştürdünüz. Aslında,
kartelleşme ve tekelleşmeyi… Anayasa’nın 167’nci maddesi devleti
görevlendirmiş. Ne diyor? “Kartelleşme ve tekelleşmenin önüne geçmelisiniz.”
diyor. Şimdi, tekelleşme burada var mı? Var ve bu kanunla beraber de yeni yeni
ilaveler getiriyorsunuz Türkiye'ye ait tekelleşmede.
Özelleştirmeyle
beraber savunduğunuz başka bir tez de rekabete açıyorsunuz. Peki, rekabet var
mı bu kanunda? Hayır, rekabet yok, tamamen tekelleşme var.
Ve yine,
özelleştirmeyle beraber kaliteli hizmetin geleceğini söylüyorsunuz. Kaliteli
hizmet geliyor mu? Çeşitli örneklerde gördüğümüz gibi, yine daha önceki
özelleştirme ve serbestleştirme örneklerinde verdiğimiz gibi, kaliteli hizmet
de yok. Nasıl yok kaliteli hizmet? Çünkü, örneğin “Elektrik dağıtım
şirketleriyle vatandaşın elektrik kesintisini azaltacağız.” diyorsunuz ama
Enerji Bakanlığından aldığım verilerde özelleştirilen tüm elektrik dağıtım
şirketlerinin kesintilerinin, kesinti rakamlarının arttığını görüyoruz. Demek
ki kalite de gelmiyor, elektrik kesintisi sonucu vatandaşlar mağdur oluyorlar.
Peki
“istihdam” diyoruz, istihdam artıyor mu bununla beraber? Hayır, istihdam da
artmıyor bu özelleştirme ve serbestleştirmeyle beraber.
Şeker Piliçin işten atılan işçileri geldi bugün, 50 tane
temsilcisi geldi sendikacılarla beraber. Yaklaşık 1.200-1.300 işçi var. Ya,
arkadaşlar iki yıldır bu Mecliste görev yapıyoruz ama işçinin lehine -yani
sermayenin dışında- bir tane kanun çıkartmadık. Bugün, işten atılan işçiye altı
aylık bir işsizlik parası veriyoruz, daha sonra da onu kaderine terk ediyoruz;
çoluğuyla çocuğuyla, yaşamıyla kaderine terk ediyoruz ve “yaşa” diyoruz. Yani,
1.300 kişi Şeker Piliçten bugün geldi ve bu kapıda, Meclisin kapısında “Açız,
çocuklarımıza verecek ekmek parası yok.” diye bağırıyorlardı. Devlet olarak bu
düzenlemeleri yapmamız gerekirken biz, sadece düzenlemeleri bütçe açığını
kapatmak ya da birtakım sermaye gruplarına daha çok finans aktarabilmek için
yapıyoruz.
Söyleyebilir
misiniz bu kürsüden gelip de Sayın Bakan? Biraz evvel konuştunuz… “İki yıl
boyunca –takip ediyoruz ama tabii önceki dönemleri bilemem- burada, bu Mecliste
vatandaşın lehine bir kanun çıkardık.” diyebilir misiniz? 2/B'yi söyleyebilir
misiniz? İntibak yasasını söyleyebilir misiniz?
Bunların detayını açtığımızda, İntibak yasasının, 2/B yasasının, Bedelli
askerlik yasasının vatandaşa hangi katkıları olduğunu burada söyleyebilir
misiniz? Söyleyemezsiniz. Söylersiniz, her zaman yaptığınız gibi birçok şey
anlatırsınız ama içinin boş olduğunu sokağa çıktığınızda görürsünüz diyorum,
teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkürler.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Karar yeter sayısı…
BAŞKAN –
Önergeyi oylarınıza sunacağım, karar yeter sayısını da arayacağım.
Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Karar yeter sayısı yoktur.
Beş
dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 22.13
YEDİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 22.24
BAŞKAN: Başkan Vekili Mehmet SAĞLAM
KÂTİP ÜYELER : Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır),
Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
BAŞKAN –
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 100’üncü Birleşiminin
Yedinci Oturumunu açıyorum.
452 sıra
sayılı Kanun Tasarısı’nın 5’inci maddesi üzerinde Kocaeli Milletvekili Haydar
Akar ve arkadaşlarının önergesinin oylamasında karar yeter sayısı
bulunamamıştı.
Şimdi,
önergeyi yeniden oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısını arayacağım.
Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir, karar yeter sayısı
vardır.
Tasarının
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon
yerinde.
Hükûmet
yerinde.
5’inci
madde üzerindeki öteki önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 452 sıra sayılı Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısının 5’inci maddesinin
1’inci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Yusuf
Halaçoğlu (Kayseri) ve arkadaşları
MADDE 5-
(1) Posta gönderilerinin kabulü, toplanması, işlenmesi, sevki, dağıtımı ve
teslimini kapsayan posta hizmetleri, bu Kanun hükümlerine göre faaliyet
gösteren PTT ve diğer hizmet sağlayıcıları tarafından yerine getirilir.
BAŞKAN –
Komisyon önergeye katılıyor mu?
BAYINDIRLIK,
İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) –
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN –
Sayın Hükûmet?
KALKINMA
BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN –
Sayın Halaçoğlu, buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; posta hizmetleri
Osmanlılarda 1834 yılında modern şekilde ilk defa kuruldu, 1939’da da tam
anlamıyla, bugünkü anlamıyla posta teşkilatı oluşturuldu. Ondan önceki
dönemlerde, Osmanlı Devleti, hepiniz biliyorsunuz ki 23 milyon kilometrekarelik
bir alanda telgraf olmadan, uçak olmadan, telefon olmadan haberlerini en iyi
şekilde taşraya kadar, en uç, ücra köşelere kadar uzatmıştı ve oradan gelen
haberler de aynı şekilde İstanbul’a gelmişti, bunu en iyi bir şekilde yerine
getirdi.
Aslında,
hepiniz şunu iyi bilirsiniz ki mesela “Kanuni Sultan Süleyman 200 bin kişilik
orduyla Viyana önlerine kadar gitti.” denir. Pekâlâ, 200 bin kişilik orduyla
oraya gittiğinizi düşünün ve bu ordu içerisinde 130 bin ila 140 bin süvari
vardır, at vardır ve üzerinde de insan vardır. 130 bin atın su ihtiyacını nasıl
karşılayacağınızı bir düşünürseniz veya o 200 bin insanın su ihtiyacını,
yiyecek ihtiyacını nasıl karşılayacağınızı düşünürseniz, aslında, Osmanlı
Devleti’nin gerçek büyüklüğünü ancak o zaman anlarsınız. İşte, Osmanlı
Devleti’nde ulaştırma ve haberleşme teşkilatı böylesine sistemli bir şekilde
kurulmuştu ve devletin büyük devlet olmasındaki en büyük pay bunlara
bağlanmıştı. Dolayısıyla, haberleşme teşkilatı gibi birtakım kuruluşların
devletlerin olmazsa olmazı olduğu aşikârdır. Dolayısıyla, bazı kurumlar vardır
ki bunların özelleştirilmemesi gerekir. Ancak, bugün bu özelleştirilen
kurumumuz, tarihi çok eskilere kadar uzanan kurumumuz şöyle düşünün: 1862
yılında, ilk defa posta pulunun kullanıldığı bir dönemi yaşamıştır. Yine,
1854’te ilk defa telgraf kullanılmaya başlanmıştır ki bu Avrupa’dan pek geri
bir zaman da değildir; 1841’de İngiltere’de, 1844’te de Fransa’da
kullanıldığını göz önüne alırsanız, 1854’te de Osmanlı Devleti’nde kullanılmış
ve haberleşme sisteminde en önemli görevlerden birini yerine getirmiştir.
Mesela, Birinci Dünya Savaşı’nda dört cephede savaşan ordunun birbiriyle
haberleşmesinde de posta işleri, “PTT” dediğimiz posta telgraf idaresi en
önemli görevi yerine getirmiştir. Dolayısıyla, bir şekilde, görevlerini
nostaljik de olsa yerine getiren şu anki posta teşkilatının -benim düşünceme
göre- özelleştirilmemesi gereken önemli kurumlardan biri olduğunu düşünüyorum.
Bunu her ne kadar liberal ekonomi içerisinde de düşünüyor olsanız, posta
teşkilatının bir şekilde kılık değiştirerek değişik, taşımacılıkta yer almış
olması -onu tarihindeki gerçek yerine oturtması açısından- devlete de büyük bir
yük olmadığını göz önüne alacak olursanız, bu şekilde değerlendirilmesinde
büyük bir yarar vardır.
Değerli
milletvekilleri, Türk Telekomünikasyonun gündeme geldiği ve özelleştirildiği
bir dönemde posta teşkilatının hiç olmazsa bir şekilde özelleştirilmemesi,
birinci derecede, bana göre, tarihe bağlılık açısından da önem taşıyor.
Bu
sözlerimle hepinize saygılar sunuyorum. Teşkilatla ilgili alınan kararların da
hayırlı olmasını diliyorum.
BAŞKAN –
Teşekkürler Sayın Halaçoğlu. (MHP sıralarından alkışlar)
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
5’inci
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 5’inci madde
kabul edilmiştir.
6’ncı
madde üzerinde üç önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 452 Sıra Sayılı Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısının 6 ncı
maddesinin 3'üncü fıkrasında yer alan "on katı" ibaresinin "yüz
katı" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
D. Ali Torlak Ali Halaman Zühal
Topcu
İstanbul Adana Ankara
Mehmet Günal Necati Özensoy
Antalya Bursa
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
1/751
Esas numaralı (SS 452) Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısının 6 ncı maddesinin aşağıdaki şekilde düzenlenmesini arz ve
teklif ederiz.
"Posta
tekeli
Madde 6 -
(1) Aşağıdaki hizmetler PTT'nin tekelindedir:
a)
Ağırlığı ve hacmi ne olursa olsun yurtiçi ve yurtdışı açık veya kapalı
mektuplar ile üzerinde veya içeriğinde haberleşme mahiyetinde yazı bulunan
haberleşme gönderilerinin ve kredi kartları ile hesap ekstrelerinin kabulü,
toplanması, işlenmesi, sevki, dağıtımı ve teslimi.
b)
4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun elektronik tebliğe ilişkin
hükümleri saklı kalmak kaydıyla, 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve diğer kanunlar
kapsamındaki elektronik ortam dâhil her türlü tebligatın kabulü, toplanması,
işlenmesi, sevki, dağıtımı ve teslimi.
c)
Barışta Türk Silahlı Kuvvetlerinin posta hizmetleri.
ç)
Postada alınacak ücretleri gösteren posta pulları, kişisel pul ve anma pulları,
posta kartları ve ilk gün zarflarının bastırılıp satışa çıkarılması.
(2)
Paket, koli, kargo, gazete, dergi, reklam, tanıtım, broşür gibi her türlü posta
gönderilerinin içine açık olsa dahi mektup veya bu mahiyette haberleşmeye
ilişkin kağıt ve belgeler ile bunların içlerine, zarf ve kuşakları üzerine
haberleşmeye ait işaretler ve yazılar konulması posta tekelinin ihlali sayılır.
(3) Posta
tekelini ihlal edenler, bu ihlal kapsamındaki gönderiler için PTT tarafından
belirlenen posta ücretinin on katı tutarında meblağı PTT'ye tazminat olarak
ödemekle yükümlüdür. Bu tazminat PTT'ye gelir kaydedilir. Bu kapsamda tespit
edilen gönderiler PTT tarafından gecikmeksizin alıcısına sevk edilir. Posta
tekeli ihlali hakkındaki yaptırımlara ilişkin diğer mevzuat hükümleri
saklıdır."
Mehmet Akif Hamzaçebi İlhan Demiröz Haydar Akar
İstanbul Bursa Kocaeli
Haluk Eyidoğan İdris Yıldız Sakine Öz
İstanbul Ordu Manisa
Erdal Aksünger Doğan
Şafak
İzmir Niğde
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
452 Sıra
Sayılı Kanun Tasarısının 6. Maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
İdris Baluken Pervin Buldan Hasip
Kaplan
Bingöl Iğdır Şırnak
Mülkiye Birtane Esat
Canan
Kars
Hakkâri
BAŞKAN –
Komisyon son okunan önergeye katılıyor musunuz?
BAYINDIRLIK,
İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) –
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN –
Hükûmet?
KALKINMA
BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN –
Gerekçeyi okutalım.
Gerekçe:
AB
mevzuatında (Posta direktifleri I, II, III) posta tekeli kademeli olarak
kaldırılmıştır. Ancak I. Direktiften itibaren posta tekeli için net ağırlık ve
ücret tanımlanmıştır. Nitekim I. Direktifte sınır, ağırlığı 350 gramın altında
ve ücreti en düşük ağırlıkta ve en hızlı standart kategorideki yurtiçi posta
gönderileri tariflerinin beş katına kadar olarak tespit edilmiş. II. Direktifte
sınırlar 100 gram ve en düşük ücretin üç katı mertebesine indirilmiş, III.
Direktifte bir program dahilinde tamamen kaldırılmıştır.
İlki 1982
yılında faaliyete geçen kargo/kurye şirketleri, 27 yıldan bu yana hiçbir gram
ya da fiyat sınırlamasına maruz kalmaksızın, çalışabilmiştir. Yani Türkiye'de
posta tekeli fiilen 27 yıl önce kaldırılmıştır.
Yasa ile
özelleştirmenin önünün açılacağı düşünüldüğünde, getirilecek herhangi bir
ölçüde tekel sınırı ile mevcut serbest rekabet ortamından geriye gidilmiş
olacaktır.
AB
ülkelerinde 31/12/2012'den itibaren posta tekeli tamamen sıfırlanmıştır.
Bu
nedenle maddenin tasarı metninden çıkarılması gerekmektedir.
BAŞKAN –
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
Bir
sonraki önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
1/751
Esas numaralı (SS 452) Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısının 6 ncı maddesinin aşağıdaki şekilde düzenlenmesini arz ve
teklif ederiz.
"Posta
tekeli
Madde 6-
(1) Aşağıdaki hizmetler PTT'nin tekelindedir:
a)
Ağırlığı ve hacmi ne olursa olsun yurtiçi ve yurtdışı açık veya kapalı
mektuplar ile üzerinde veya içeriğinde haberleşme mahiyetinde yazı bulunan
haberleşme gönderilerinin ve kredi kartları ile hesap ekstrelerinin kabulü,
toplanması, işlenmesi, sevki, dağıtımı ve teslimi.
b)
4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun elektronik tebliğe ilişkin
hükümleri saklı kalmak kaydıyla, 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve diğer kanunlar
kapsamındaki elektronik ortam dahil her türlü tebligatın kabulü, toplanması,
işlenmesi, sevki, dağıtımı ve teslimi.
c)
Barışta Türk Silahlı Kuvvetlerinin posta hizmetleri.
ç)
Postada alınacak ücretleri gösteren posta pulları, kişisel pul ve anma pulları,
posta kartları ve ilk gün zarflarının bastırılıp satışa çıkarılması.
(2)
Paket, koli, kargo, gazete, dergi, reklam, tanıtım, broşür gibi her türlü posta
gönderilerinin içine açık olsa dahi mektup veya bu mahiyette haberleşmeye
ilişkin kağıt ve belgeler ile bunların içlerine, zarf ve kuşakları üzerine
haberleşmeye ait işaretler ve yazılar konulması posta tekelinin ihlali sayılır.
(3) Posta
tekelini ihlal edenler, bu ihlal kapsamındaki gönderiler için PTT tarafından
belirlenen posta ücretinin on katı tutarında meblağı PTT'ye tazminat olarak
ödemekle yükümlüdür. Bu tazminat PTT'ye gelir kaydedilir. Bu kapsamda tespit
edilen gönderiler PTT tarafından gecikmeksizin alıcısına sevk edilir. Posta
tekeli ihlali hakkındaki yaptırımlara ilişkin diğer mevzuat hükümleri
saklıdır."
Erdal
Aksünger (İzmir) ve arkadaşları
BAŞKAN –
Komisyon önergeye katılıyor musunuz?
BAYINDIRLIK,
İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) –
Katılamıyoruz efendim.
BAŞKAN –
Hükûmet?
KALKINMA
BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN –
Sayın Hamzaçebi, buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte
olduğumuz tasarıyla Hükûmet, PTT kurumunu yeni bir yapıya kavuşturmayı
istemektedir. Ancak, yeni yapıya kavuşturayım derken fahiş hatalar
yapılmaktadır, Anayasa’ya aykırı düzenlemeler yapılmaktadır. “Çok dikkatle bir
kanun tasarısı hazırladık.” diyecektir belki Hükûmet ama beni dikkatle
dinlerlerse ne kadar büyük hatalar yaptıklarını göreceklerdir.
Tasarının
bu maddesiyle posta tekeli tanımlanmakta ve 5584 sayılı Kanun’daki tekel alanı
genişletilmektedir. Bu genişletme, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun
teklifi üzerine, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının yapacağı düzenlemeyle
olmaktadır. Yani, Bakanlık, posta tekelinin kapsamına PTT’nin sunmuş olduğu
birtakım hizmetleri de alma yetkisine sahiptir. Bir yandan tekel kapsamı
genişletilirken öte yandan bu tekel Anayasa’ya aykırı bir şekilde özel hukuk
hükümlerine tabi bir şirkete verilmektedir.
Tasarının
21’inci maddesiyle PTT AŞ kurulmaktadır. Tasarının 21’inci maddesine göre
kurulan PTT AŞ, bu kanun ile -yani görüşmekte olduğumuz tasarının kanunlaşması
hâlindeki kanunu tarif ediyor- 6102 sayılı Kanun’un hükümleri dışında özel
hukuk hükümlerine tabi olacaktır. Oysa, sermayesinin tamamı hazineye ait olan
bu şirketin, 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine tabi olması
gerekir; bu kanunda hüküm bulunmayan hâllerde, Türk Ticaret Kanunu’nun
kuruluşuna ilişkin, şirketlerin kuruluşuna ilişkin konularda hüküm bulunamayan
hâllerde, 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmündeki
Kararname hükümlerine tabi olması gerekir.
233
sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, KİT’leri,
kamu iktisadi teşebbüslerini 2 gruba ayırır: İktisadi devlet teşekkülleri ve
kamu iktisadi kuruluşları.
İktisadi
devlet teşekkülleri, iktisadi alanda ticari esaslara göre faaliyet göstermek
amacıyla kurulur; bunlar, arzu edilirse anonim şirket şeklinde de kurulabilir.
Kamu
iktisadi teşebbüsleri ise tekel mahiyetindeki hizmetleri üretmek üzere,
vatandaşa sunmak üzere kurulur. Yani, tekel hizmetini, posta tekelini, posta
tekeli kapsamındaki hizmetleri üretmek üzere kurulan PTT AŞ, mevzuatımıza göre,
Anayasa’ya göre kamu iktisadi kuruluşu olarak kurulması gerekirken bırakalım
kamu iktisadi kuruluşunu, iktisadi devlet teşekkülü olarak da kurulmasından
vazgeçiliyor, özel hukuk hükümlerine tabi bir anonim şirket olarak kurulması
öngörülüyor. Bu, açık bir şekilde Anayasa’ya aykırıdır. Böyle bir düzenlemeyi
yaparken Anayasa’ya aykırı bir düzenlemeye yer vermeyi son derece sakıncalı
buluyorum. Anayasa’mızın 167’nci maddesi, devlete ayrıca piyasalardaki
kartelleşmeyi, tekelleşmeyi önleme görevini vermektedir. Bu maddeye de
aykırıdır. Tekel mahiyetindeki hizmetler imtiyaz sözleşmeleriyle özel
şirketlere devredilebilir. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ile PTT AŞ
arasındaki imzalanması düşünülen sözleşme, imtiyazın devri sözleşmesi değil bir
görev sözleşmesidir. Çünkü, bu tasarıda yer alan hükümlere göre posta tekelinin
sahibi Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu değil PTT AŞ’dir, özel hukuk
hükümlerine göre faaliyet gösterecek olan PTT AŞ’dir. Onun sermayesinin
tamamının hazineye ait olması, onun kamu iktisadi kuruluşu veya bir kamu tüzel
kişisi olmasını gerektirmiyor.
Düzenleme
aykırıdır. Gelin, bizim önergemizi kabul edelim, bu aykırılığı giderelim.
Teşekkür
ederim. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkürler Sayın Hamzaçebi.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
Bir
sonraki önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 452 Sıra Sayılı Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısının 6 ncı
maddesinin 3’üncü fıkrasında yer alan “on katı” ibaresinin “yüz katı” olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
D.
Ali Torlak (İstanbul) ve arkadaşları
BAŞKAN –
Komisyon önergeye katılıyor mu?
BAYINDIRLIK,
İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) –
Katılamıyoruz efendim.
BAŞKAN –
Hükûmet?
KALKINMA
BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) – Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN –
Sayın Özensoy, buyurun.
NECATİ
ÖZENSOY (Bursa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; verdiğimiz önergeyle
ilgili söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii,
verdiğimiz önergeler dikkate alınmıyor, hâlbuki PTT’nin yaptırımıyla alakalı.
Yani, bir posta bedelinin 10 katı cezai müeyyidenin yaptırımı ne ola ki? Onun
için 100 katı olsun. dedik. Herhâlde Bakan bakmamıştır bile ne yazdığına çünkü
sonuç itibarıyla iktidar partisinden gelmiyor bu önerge.
Tabii,
perşembe günü kanun görüşülmeye başladığında, ben, Bursa’daki PTT çalışanları,
sendika temsilcisi arkadaş başta olmak üzere, yürüyerek Ankara’ya yola
çıkmışlardı demiştim. Bugün itibarıyla da o arkadaşlar, gerçekten yürüyerek,
inanın 370 kilometreyi yürüyerek tabanları şişerek hatta ayaklarında ödem
oluşarak Ankara’ya vardılar. O zaman da ifade ettim, iki istekleri var:
Birisi,
PTT’nin AŞ olmaması. Yani, AŞ olmasından kasıt da elbette özelleştirileceği
anlaşıldığı için. Sayın Bakan ve Genel Müdür “Özelleştirilmeyecek.” diyor ama
bugüne kadar hangi AŞ oluştuysa gördük ki özelleştirildi. Yani, bu niyetle
falan da olmuyor sonuç itibarıyla.
Bir de
yıpranma paylarının verilmesi. Bakın, sokakta bir anket yapalım “’PTT’ deyince
aklınıza ne geliyor?” diye. Kesinlikle, her hâlde ilk sırada postacı çıkar.
Yani, postacı şarkılarda bugüne kadar gelmiş, filmlerde gelmiş. Dolayısıyla,
postacı, belki de emek harcayan insanların içerisinde, çalışan insanların
içerisinde fiziken en fazla yorulanlardan bir tanesi.
Dolayısıyla, gerçekten yıpranan bu insanların yıpranma paylarını niye Meclis
olarak vermiyoruz, bunu da anlamak mümkün değil.
Tabii,
çalışanlara yıpranma payını vermiyoruz ama -perşembe günü de söyledim- 238
trilyon liralarına el koyuyoruz. 18 trilyonlarını dağıtıp göstermelik, işte,
yüzde 30’unu Maliyeye veriyor, gerisini de PTT’nin iyileştirilmesi için
harcıyor Hükûmet. Bunun yanında, bu iyileştirmeler yapılırken yalnız hovardaca
harcamalar yapılıyor.
Bakın,
hovardaca derken size örneklerini söyleyeceğim, boş söylemiyorum. Kullanılmayan
posta kutuları. Bakın, burada resimde görüldüğü gibi, caddelerde, belki sizin
de ne olduğunu fark etmeden geçtiğiniz plastik posta kutuları var. Tanesi tam
1.650 liradan 15 bin adet alınmış. Bakın, şu anda o posta kutularının
içerisinden çöp, kâğıt veya -geri dönüşüm kutusu zannedilip- birtakım şeyler
çıkıyor. Sayın Genel Müdür “Gerçekten, o caddelere konulan posta kutularından
beklenildiği gibi posta hizmetleri yapılıyor.” desin, ben çıkıp bir dahaki
maddede özür dileyeceğim çünkü çıkmıyor, biliyorum.
Bunun
dışında, yine 1.500 dolara alınan el terminallerinden -bu yazılımlar da bu el
terminallerinde- 12 bin tane alınmış ve yazılımı uygun olmadığı için de 3-4 kez
200-300 dolar harcanarak bu yazılımlar tekrar gözden geçirilmiş ve bu paralar
bu şekilde heba edilmiş.
Yine,
Cihet iyileştirme, dağıtıcıları izleme, dinleme cihazı alınmış. Bunlar
piyasadan 300-400 liraya temin edilebilecek hâldeyken bile 600 liraya mal
olmuş, bir de rakam 13 bin adet.
Bakın,
PTT, ifade ettiğim gibi, çalışanlarının durumunu, üstelik hakkı olanların
durumunu iyileştirmekte cimrilik yapıyor ama işte birilerinden, yandaşlarından
vesaire işe yaramayan şeyleri alarak, böyle hovardaca harcamalarla üstelik o
çalışanların sandıktaki paralarına el koyarak hovardalık yapıyor. Bunu da buradan
böyle ifade etmek istedim.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkürler.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul
edilmemiştir.
6’ncı
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 6’ncı madde
kabul edilmiştir.
7’nci
madde üzerinde üç önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
1/751
Esas numaralı Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısının 7 nci
maddesinin 1 inci fıkrasında ki “Hizmet sağlayıcıları” ifadesinin
“Yetkilendirilmiş hizmet sağlayıcıları” olarak değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
İlhan Demiröz Haydar Akar İdris Yıldız
Bursa Kocaeli Ordu
Haluk Eyidoğan
Turgay Develi Doğan Şafak
İstanbul Adana Niğde
Sakine
Öz
Manisa
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 452 Sıra Sayılı Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısının 7 nci
maddesinin 3’üncü fıkrasında yer alan “ve içeriği araştırılamaz” ibaresinin “…,
içeriği araştırılamaz ve okunamaz” olarak değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
D. Ali Torlak Ali Halaman Zühal
Topcu
İstanbul Adana Ankara
Alim Işık Adnan Şefik Çirkin Mehmet Günal
Kütahya Hatay Antalya
Necati
Özensoy
Bursa
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
452 Sıra
Sayılı Kanun Tasarısının 7. Maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
İdris Baluken
Pervin Buldan Hasip
Kaplan
Bingöl Iğdır Şırnak
Halil Aksoy Mülkiye Birtane
Ağrı Kars
BAŞKAN –
Sayın Komisyon son okunan önergeye katılıyor musunuz?
BAYINDIRLIK,
İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) –
Katılamıyoruz efendim.
BAŞKAN –
Hükûmet?
KALKINMA
BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN –
Gerekçeyi okutalım:
Gerekçe:
Posta
gönderilerinin kanunla yetkili kılınan merciler tarafından alıkonulması tasarı
ile öngörülmüştür. Bu ifade açık değildir. Hem kimlerin yetkili kılındığının
detaylı belirtilmesi hem de içeriği araştırılacak postalarının tanımı açıkça
yapılmalıdır.
Bu nedenle
maddenin tasarı metninden çıkarılması gerekmektedir.
BAŞKAN –
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
Bir
sonraki önergeyi okutuyorum.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 452 Sıra Sayılı Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısının 7 nci
maddesinin 3’üncü fıkrasında yer alan “ve içeriği araştırılamaz” ibaresinin “…,
içeriği araştırılamaz ve okunamaz” olarak değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Adnan
Şefik Çirkin (Hatay) ve arkadaşları
BAŞKAN –
Komisyon, önergeye katılıyor musunuz?
BAYINDIRLIK,
İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) –
Katılamıyoruz efendim.
BAŞKAN –
Hükûmet?
KALKINMA
BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN –
Sayın Çirkin, buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)
ADNAN
ŞEFİK ÇİRKİN (Hatay) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 452 sıra sayılı Posta Hizmetleri
Kanunu Tasarısı’nın 7’nci maddesinin (3)’üncü fıkrasında “içeriği
araştırılamaz” ibaresinin “içeriği araştırılamaz ve okunamaz” olarak
değiştirilmesini teklif etmemizin sebebi, bunun anayasal güvence altına alınmak
suretiyle manasının kuvvetlendirilmesidir.
Sayın
milletvekilleri, iletişim güvenliği çok önemlidir. Yani, iletişim güvenliği
sağlanmadan ülkemizde, bir ülkede bir meselenin tartışılıp sağlıklı bir
neticeye kavuşturulması namümkündür. Hangi fikir
adamı, hangi milletvekili, hangi bürokrat birisiyle telefonla konuşurken,
örneğin iletişim kurarken, bir mesele hakkında bir fikir beyan ederken
dinlenilmediğinden emin olabiliyor? Sayın Başbakanın dahi “Dinleniyorum,
dinlendim.” dediği, bu konuda soruşturmaların açıldığı bir ortamda Türkiye’de ne
Anayasa değişiklikleri ne bugün sözde, Hükûmetin “çözüm”, bizim de “çözülme”
olarak adlandırdığımız süreç sağlıklı bir şekilde tartışılabilir ve bir
neticeye kavuşturulabilir, bunun mümkünü yok. Yani, bu ülkede herhangi bir
konuda birisinden fikir alınmak maksadıyla kalkıp hele, mesela, bu çözüm
süreci, çözülme süreciyle ilgili bir fikir beyan etmeye, bir fikir sormaya
kalksanız, siz milletvekili dahi olsanız karşınızdaki size sağlıklı cevap
veremiyor. Hükûmetin en baştaki görevlerinden biri budur, bunu sağlamak da
hükûmetlerin görevidir. Evet, geçmişte de böyle hadiseler olmuştur, bu sadece
bu Hükûmetin döneminde olan bir mesele değildir. İletişim güvenliği sadece bu
Hükûmetin döneminde zedelenmemiştir ama en ağır zedelenmenin olduğu,
kasetlerin, şunların bunların, hatta montajlı ses kasetlerinin havada uçuştuğu
dönem, maalesef, bu dönemdir.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hazır fırsat bulmuşken dün gece Hatay ilinin
Reyhanlı ilçesinde -ki benim ilçemdir- gelişen olaylar hakkında da
düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Hükûmetin
öteden beri Suriye konusundaki yanlış politikalarının sonunda bir yerde duvara
toslayacağını, bir yerde takılacağını biz defalarca ifade etmiştik. Bugün
burada ifade ediyorum, emin olun ki bugünler iyi günler. Nüfusu 80 bin
civarında olan Reyhanlı’nın içerisinde 30 bin Suriyeli olursa, bunların ne idüğü, ne yaptığı belli olmazsa, Reyhanlı’da
vatandaşlarımız birçok sıkıntıya bunlar yüzünden düşerse işte sonunda olacak
olan da budur. Asla, gerçekten muhtaç olan din kardeşimizin, komşu ülkenin
evlatları olan, gerçekten sığınmacı durumunda olan insanların devletimiz,
Hükûmetimiz tarafından bakılmasına karşı değiliz; bu zaruridir, mecburiyettir.
Ancak dünkü müessif olay, ifadeye göre bayrağımıza yapılan bir hakaret, bu doğru
da olmayabilir -bunu bırakalım bir kenara- ama vatandaşın bir anda buna inanıp
gösterdiği reaksiyon, bu Hükûmete ve sizlere önemli bir ikaz olmalıdır. Buradan
ifade ediyoruz, durum kötü, her an bir patlamaya yol açabilir, belki dünkü
dedikodu olabilir ama bir gerçek var ki Urfa’da bayrağımız da indirildi,
polisimiz de şehit edildi. Biz, bunların, “muhalif” adı altında hükûmetle
savaşanların önemli bir bölümünün çapulcu olduğunu, yarın bu silahın bize
döneceğini defalarca söyledik, işte döndü. Umarım Hükûmet aklını başına alır ve
Suriye politikasını da yeniden gözden geçirmeye başlar.
Çok
teşekkür ediyorum, saygılarımı arz ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkürler Sayın Çirkin.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
Bir
sonraki önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
1/751
Esas numaralı Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısının 7 nci
maddesinin 1 inci fıkrasında ki “Hizmet sağlayıcıları” ifadesinin
“Yetkilendirilmiş hizmet sağlayıcıları” olarak değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Turgay
Develi (Adana) ve arkadaşları
BAŞKAN –
Komisyon önergeye katılıyor musunuz?
BAYINDIRLIK,
İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) –
Katılamıyoruz efendim.
BAŞKAN –
Hükûmet?
KALKINMA
BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN –
Sayın Develi, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
TURGAY
DEVELİ (Adana) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu kanunun
yasalaşmaması için köle yasasına karşı direnen sendikaları ve işçileri buradan
selamlıyorum.
Kamu
iktisadi teşebbüsü olan PTT’nin, özelleştirilmesinin önünü açan bu
serbestleştirme yasasına konu olan PTT’nin, KİT Komisyonunda denetimini
yapıyoruz. Yaptığımız denetimler sırasında gördüğümüz, teftiş kurulunun ve
kanununu değiştirmeye çalıştığınız Sayıştayın yaptığı
tespitlerden birkaç tanesini sizlere hatırlatmak istiyorum.
Değerli
AK PARTİ’li milletvekilleri, özellikle, sizlerin bunu
dinlemesini istiyorum çünkü yarın, seçim bölgelerinizde bunların hepsi işçiler
tarafından karşınıza çıkarılacak.
Sevgili
yurttaşlarımız, AK PARTİ’nin, AK PARTİ
bürokratlarının PTT’yi nasıl fütursuzca, keyiflerine göre kullandıklarını,
hiçbir denetime tabi olmaksızın hazinenin parasını, devletin parasını
kullandıklarını ve hiçbir hesap vermediklerini Sayıştayın
yaptığı tespitlerle şimdi sizlere anlatacağım.
Sayıştay
denetçileri, PTT’nin -Genel Müdürümüz burada- 2009, 2010, 2011, 2012 yıllarında
-2013’e geldik- değerli milletvekilleri, Malzeme Dairesi Başkanlığının,
Muhasebe ve Finansman Dairesi Başkanlığının hesaplarının teftiş edilmediğini
tespit etmişler. Düşünebiliyor musunuz, 37 bin kişinin çalıştığı, sadece 2008
ile 2011 yılları arasında 5 milyar lira yatırım yapılan, şimdi de görüştüğümüz
kanunla özelleştirilmesine kanun hazırlanılan PTT’nin tam dört yıldan bu yana
muhasebesi, Finansman Dairesi Başkanlığı ve Malzeme Dairesi Başkanlığı
denetlenmiyor arkadaşlar. Bu ne demek? Hazinenin, 75 milyon yurttaşın,
hepimizin bütçesi olan PTT’nin kullandığı para, muhasebesi, kaynakları ve
Malzeme Dairesi Başkanlığının yaptığı harcamalar hiçbir denetime tabi
tutulmamış, teftiş kurulu hiçbir evrakı incelememiş. Bunu KİT Komisyonunda
sorduk “Neden böyle?” diye, bize cevap geldi “2013 yılında denetleyeceğiz.”
diye. E, şimdi, şirket de satılacak, özelleşiyor. Ne olacak bundan önceki denetlenmemiş
hesaplar? Bunun hesabını kim verecek? Bu devletin, bu milletin parasının
hesabını bir genel müdürün, yönetim kurulu üyelerinin insafına mı terk
edeceğiz? Sadece bu kadar değil.
PTT’de
çok ilginç bir muhasebe işlemi daha yapılmış değerli milletvekilleri. Danıştay
ısrarla ve inatla “Şu kalem üzerinden harcamalarınızı yapın.” demesine rağmen,
o kalem üzerinden değil, başka bir muhasebe işlemi üzerinden 34 milyon lira
para harcanmış “Çeşitli Giderler” altında. Keyfiyete bakın. Bu milletin
parasını keyfî olarak harcamışlar. Bir kalemdeki para 34 milyon lira. Diğer
paraların hiçbirinin teftişi yapılmamış, izi sürülmemiş. Şimdi, bu şirket de
serbestleştirme adı altında özelleştirilerek geçmişteki dört yıl sorulamayan
hesaplar bir anlamda buharlaştırılmaya çalışılıyor. Bu, vicdanlarınıza sığıyor
mu?
AHMET
ARSLAN (Kars) – Yasal mecburiyet beş yıl.
TURGAY
DEVELİ (Devamla) – Yasal mecburiyet beş yıl. Beş yıldan sonra, aynı TEDAŞ’ta
yaptığınız gibi denetimi özel sektöre devredersiniz, siz de kurtulursunuz, milleti
de kandırmış olursunuz.
Biraz
sonra devam edeceğim.
Teşekkür
ederim. (CHP sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ederim Sayın Develi.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Karar yeter sayısı…
BAŞKAN –
Evet, önergeyi oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısını arayacağım.
Önergeyi
kabul edenler… Kabul etmeyenler…
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) – Yok, yok…
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Var, var Sayın Başkan.
Eğer
tereddüdünüz varsa elektronik yapın.
BAŞKAN –
Elektronik cihazla oylama yapacağız ve iki dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN –
Sayın milletvekilleri, karar yeter sayısı vardır, önerge kabul edilmemiştir.
Şimdi
7’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 7’nci madde kabul edilmiştir.
8’inci
madde üzerinde dört önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan Posta Hizmetleri Kanun Tasarısının 8 inci maddesinin birinci fıkrasında
yer alan “…vergi, harç…” ibaresinin madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
Mustafa Elitaş İsmail Tamer Mustafa Gökhan Gülşen
Kayseri Kayseri Kastamonu
Osman Kahveci Şirin Ünal Recep
Özel
Karabük İstanbul Isparta
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 452 Sıra Sayılı Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısının 8 inci maddesinin (1)
inci fıkrasında yer alan “alınan” ibaresinin “tahsil edilen” olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Namık Havutça Haluk Eyidoğan Ali İhsan Köktürk
Balıkesir İstanbul Zonguldak
Mehmet S. Kesimoğlu Erdal Aksünger
Kırklareli İzmir
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 452 Sıra Sayılı Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısının 8 inci maddesinin
1’inci fıkrasının birinci cümlesinden sonra “Eksik ya da fazlaya ilişkin
gecikme cezası uygulanmaz.” cümlesinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
D. Ali Torlak Ali Halaman Zühal
Topcu
İstanbul Adana Ankara
Mehmet Günal Kemalettin Yılmaz Necati Özensoy
Antalya Afyonkarahisar Bursa
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
452 Sıra
Sayılı Kanun Tasarısının 8. Maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
İdris Baluken
Pervin Buldan Hasip
Kaplan
Bingöl Iğdır Şırnak
Nursel Aydoğan Mülkiye Birtane
Diyarbakır Kars
BAŞKAN –
Komisyon son okunan önergeye katılıyor mu?
BAYINDIRLIK,
İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) –
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN –
Hükûmet?
KALKINMA
BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Gerekçeyi
okuyun lütfen.
Gerekçe:
Eksik
alınan paraların tahsil edilmesi işlemi ekstra bir iş yükü ve süreç
gerektirmektedir. Tahsil edilecek parada optimal bir değer belirlenmez ise
tahsil süreci kamunun aleyhine olacaktır. Bu açıdan optimal meblağın
hesaplanıp, tasarıda belirtilmesi gerekmektedir.
Bu
nedenle maddenin tasarı metninden çıkarılması gerekmektedir.
BAŞKAN –
Önergeyi oylarınıza arz ediyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmemiştir.
Bir
sonraki önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 452 Sıra Sayılı Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısının 8 inci maddesinin
1’inci fıkrasının birinci cümlesinden sonra “Eksik ya da fazlaya ilişkin
gecikme cezası uygulanmaz.” cümlesinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Kemalettin
Yılmaz (Afyonkarahisar) ve arkadaşları
BAŞKAN –
Komisyon önergeye katılıyor mu?
BAYINDIRLIK,
İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) –
Katılamıyoruz efendim.
BAŞKAN –
Hükûmet?
KALKINMA
BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN –
Kim konuşacak?
OKTAY
VURAL (İzmir) – Kemalettin Yılmaz…
BAŞKAN –
Kemalettin Yılmaz…
Sayın
Yılmaz, buyurun efendim. (MHP sıralarından alkışlar)
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 452 sıra
sayılı Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısı’nın 8’inci maddesiyle ilgili vermiş
olduğumuz değişiklik önergesi üzerine söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
AKP
Hükûmetinin klasiklerinden birini daha yaşamaya devam ediyoruz. Özerkleştirme
adına, kendilerine AKP’nin gizli çiftliklerini kurmaya devam ediyorlar. 1840
yılında Posta Nezareti olarak kurulan, Osmanlı İmparatorluğu’nda ve Türkiye
Cumhuriyeti’nin kuruluşunda büyük vazifeleri yerine getirmiş millî bir kurumu
daha sermayenin ve patronların düzenine geçiş yaptırıyorlar.
Yüz
yetmiş üç yıllık tarihi olan ulu çınar PTT’yi AŞ statüsüne alıyorsunuz. Yani
özerk yönetim adına “AK PTT AŞ”yi kurmayı
hedefliyorsunuz. Yıllardır “Yapılandırıyoruz.” diyerek PTT’nin her bölümünü iş
bilmeyen taşerona, yandaş şirketlere peşkeş çekiyorsunuz. PTT temizlikten
güvenliğe, dağıtımdan kargoya her bölümünde onlarca taşeron şirketle çalışan ve
millete para kazandırırken ihaleyle verdiği işi kendi kadrolu personeline
yaptırmaya devam eden bir devlet kurumu olarak var şu anda. Birileri
milyonlarca lira para kazanırken sen kendi kadrolu personelini bankacı yaptın,
postacı yaptın, dağıtıcı yaptın, kargocu yaptın. Bu çalışmayı yaparken de
yıllardır kuruma emek vermiş postacıyı, dağıtıcıyı, memuru hiçe saymaya devam
ediyorsunuz, onların haklarını âdeta gasbediyorsunuz.
Tabiri caizse, mevcut personele “İşine gelirse çalış, işine gelmezse seni bir
kuruma sözleşmeli olarak verirler, orada ne hâlin varsa gör.” diyorsunuz. Bu,
ne kurum kültürüne ne de devlet ahlakına yakışan bir tutumdur. Ülkenin
ekonomisini getirdiğiniz hâl nedeniyle postacıyı, halkın gözünde, kara haber
veren, icra bildirisi dağıtan, borç ekstresi getiren kamu görevlisi hâline
getirdiniz. Şimdi ise “Yeter, sizinle işimiz bitti, biz bütün işi kafamıza göre
eleman alır ona göre yaptırırız, o olmazsa taşerona yaptırırız.” demek için
eksik olan yetkiyi yani özerkliği almaya çalışıyorsunuz.
Değerli
milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti’nin hangi millî kurumu özelleştirildiyse
olan onun müşterilerine olmuştur. TEDAŞ’ın özelleştirilmesi, PETKİM’in
satılmasında müşterileri zarar görmüştür. Türk TELEKOM satıldı olan
müşterilerine oldu, binlerce vatandaş sıkıntı içinde, bu kurumun eziyetine
maruz kalıyor. Ülkedeki telekomünikasyon yabancı sermayenin elinde, vatandaş
ise sermayenin gözünde âdeta yolunacak kaz. İnternet’inden telefonuna herkese
zulüm eden bir kurum hâline getirdiniz TELEKOM’u. PTT
de aynı duruma düşürülecek, anonim şirket yapılıp özelleştirmenin yolu
açılacak, yarın vatandaşın pastasından çok ciddi kayıplar olacak. Telgrafından
postasına kadar her işinde, kamu kurumu olmayan PTT tarafından verilen
hizmetlerde ciddi mağduriyetler yaşanacaktır.
Anayasa’nın
22’nci maddesinde, vatandaşlara verilen “Haberleşme hürriyeti” başlıklı
maddenin, devlet tarafından sağlanması gereken hizmetlerden kaynaklanan
vatandaşın anayasal hakları da gaspedilmiş olacaktır.
PTT’nin telefon hizmeti, bir oldubittiyle, kâr ettiği hâlde âdeta peşkeş çekildi.
Sırada ise PTT’nin son kalan kısımlarını AŞ yaparak özelleştirmenin yolunu
açmaktasınız. Dünyanın birçok ülkesinde petrol, iletişim, posta hizmetleri
millî olarak korunurken, hatta, bazı ülkeler tekrar millîleştirirken bizdeki bu
heves nedir, anlamak mümkün değil. Yarın PTT’yi de iktidarınıza yakın bir
yabancı sermaye grubuna satarsanız -ki bundan hiç şüphe yok- ama dikkat edin ki
bir şarkı var “Bak, postacı geliyor, selam veriyor/Herkes ona bakıyor, merak
ediyor.” diye. Bu şarkının yerine “Gelme postacı, gelme kapıma/Ne bir mektup,
ne bir haber getirme bana.” şarkısını söylemek zorunda kalırsınız.
Değerli
milletvekilleri, genel olarak baktığımızda ise az ve nitelikli personeliyle
hizmet veren, yıllık yaklaşık 200 milyon lira civarında kâr eden PTT’nin
özelleştirmesinin temelleri atılacak bu yasadan derhâl vazgeçilmelidir. PTT
özerkleşecekse bile özerk yönetimini sağlayacak yasa çıkarılarak yeniden çağa
uygun, hizmet ve ürünlerini modernize eden kamu kurumu olarak, hatta, ikinci “T”sinin yanına tekrar telefonu da ekleyerek posta, telgraf,
telefon teşkilatı olarak hizmet vermeye devam ettirilmelidir.
Saygıdeğer
milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ederim.
OKTAY
VURAL (İzmir) – Karar yeter sayısı…
BAŞKAN –
Karar yeter sayısını arayacağım.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Var var; Sayın Başkan, var.
BAŞKAN –
Evet, karar yeter sayısı vardır, önerge kabul edilmemiştir.
Bir
sonraki önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 452 Sıra Sayılı Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısının 8 inci maddesinin (1)
inci fıkrasında yer alan “alınan” ibaresinin “tahsil edilen” olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Haluk
Eyidoğan (İstanbul) ve arkadaşları
BAŞKAN –
Komisyon katılıyor mu önergeye?
BAYINDIRLIK,
İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) –
Katılamıyoruz efendim.
BAŞKAN –
Hükûmet?
KALKINMA
BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN –
Kim konuşacak?
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Turgay Develi.
BAŞKAN –
Sayın Develi, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
TURGAY
DEVELİ (Adana) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu kanunlar, TEDAŞ’ın
satılması, Devlet Demiryollarının özelleştirilmesi için önünün açılması, TEK’in
satılması, SEKA’nın satılması, bütün bunlar Adalet ve Kalkınma Partisinin
mecburen çıkartmak zorunda kaldığı yasalar. Küresel finansın siyaseten
cariyeliğini yapan AK PARTİ ya bu yasaları çıkaracak Türkiye’yi küresel
finansın hizmetine sunacak ya da iktidardan o gün alaşağı edilecek. Başka şansı
yok, mecbursunuz, burada oturan milletvekillerinin hiçbirisinin bu yasalara
içinden gelmese bile “Hayır.” deme şansı yok.
RAMAZAN
CAN (Kırıkkale) – Nereden biliyorsun?
TURGAY
DEVELİ (Devamla) – Çünkü bu görevle iktidara getirildiniz siz. Siz bu görevle
iktidara getirilince sizin bu fütursuzluğunuzdan cesaret alan bürokratlar da
kendi bildikleri gibi şirketleri, kurumları yönetiyorlar.
Bir örnek
daha size: PTT, 2012 yılında çeşitli hizmetleri almak için ihaleye çıktı,
ihaleler yapıldı; posta dağıtım ihaleleri, kargo dağıtım ihaleleri. Aradan üç
ay geçti, beş ay geçti, devrettiği, ihaleyi verdiği şirketler işleri
yapamayınca işler PTT’nin kadrolu işçilerine yaptırılmaya başlandı. Bunun
üzerine, arkadaşlar, değerli milletvekilleri, paramızın nasıl çarçur
edildiğini, nasıl iğdiş edildiğini, ne kadar niteliksiz şekilde yönetildiğinizi
anlamanız için dikkatle dinlemenizi istiyorum, yönetim kurulu bu şirketlere,
bölge müdürlüklerine talimat yazarak cezai işlem uygulanması talimatını verdi.
Öyle ya, ihale yapılmış, iş yeri teslimi yapılmış, işler yapılmayınca yüklenici
firmaya sözleşme gereği ceza uygulanması gerekiyor. Tam ceza uygulanmasına
başlanırken ne hikmetse PTT Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı imzasıyla
“Bu işlerde biz altyapıyı hazırlamadan ihaleye çıktığımız için hata bizdedir.”
denilerek ceza işlemi yapılması talimatı veren genelgenin iptal edilmesini
istediler. Bunu komisyonda sorduk, “Madem ihaleye çıkmak için hazır değildiniz
niye ihaleye çıktınız? İhaleye çıktınız, işi teslim ettiniz, madem altyapı
uygun değildi firma neden işi kabul etti? Üç ay boyunca iş yapılamadı,
sözleşmeden doğan hak gereği bu şirketlerin ceza ödemeleri gerekiyordu, neden
bunu daha sonra iptal ettiniz? Burada kamunun, PTT’nin kaç lira zararı var? İş
yapmayan firmaya kaç lira para ödendi? Bunları bize verin, açıklayın.” dedik
Sayın Bakanın huzurunda, üst komisyon toplantısında. Sayın Bakan talimat verdi
Genel Müdüre, “Verin. Ben de bilmiyorum bu detayları.” dedi. Biz de umutla
bekledik, acaba PTT Genel Müdürü, yönetim kurulu nasıl bir işlem tesis etmiş,
hangi yanlışları yapmış, kaç lira ceza ödenmesi gerekirken ne kadar para üste
ödemiş. Gelen cevap hiçbir rakamı ihtiva etmiyordu arkadaşlar. Yine, devletin
ne kadar zarara uğratıldığı bir milletvekilinden, bir parti grubundan, siz
değerli milletvekillerinden gizlendi.
Şimdi
huzurunuzda bir daha soruyorum: Bu firmalara ne kadar para ödendi? Devletin iş
bilmez bürokratlarının yaptığı hatadan dolayı, işlerini iyi yapamayan
bürokratlardan dolayı bu milletin kaç lira parası iş yapmadığı hâlde müteahhit
firmalara ödendi? Niye bunu açıklamaktan kaçınıyorsunuz? Niye? Sebep ne? Bu
millete gerçekleri anlatacağız. Yüreğiniz varsa, yaptığınız bir yanlış yoksa bu
rakamları açıklayın, hep beraber öğrenelim.
Teşekkür
ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkürler.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
Bir
sonraki önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan Posta Hizmetleri Kanun Tasarısının 8 inci maddesinin birinci fıkrasında
yer alan “…vergi, harç…” ibaresinin madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
Mustafa
Elitaş (Kayseri) ve arkadaşları
BAŞKAN –
Komisyon önergeye katılıyor mu?
BAYINDIRLIK,
İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) – Takdire
bırakıyoruz efendim.
BAŞKAN –
Sayın Hükûmet?
KALKINMA
BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) – Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN –
Buyurun Sayın Elitaş.
MEHMET
GÜNAL (Antalya) – Katıldılar, bir şey yok.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Katılamaz, Komisyonun katılması gerekir biliyorsunuz.
MEHMET
GÜNAL (Antalya) – Katıldı Komisyon da.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) - Komisyon katılamaz, Komisyon takdire bırakır.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Biraz
önce burada konuşan milletvekili arkadaşımız ya akşamın bu saatinde ne
söylediğinin farkında değil… Çünkü, söylediği sözü umuyorum, diliyorum geri
alacaktır. “Küresel sermayenin cariyesi” ne demek?
TURGAY
DEVELİ (Adana) - Siyaseten cariyesi.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) - Siyaseten de cariyesi
olmaz, başka şekilde de olmaz.
TURGAY
DEVELİ (Adana) – Olur, yaptığınız o.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) - Bu, terbiye sınırlarını aşan bir deyimdir, terbiye
sınırlarını aşan bir deyimdir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
TURGAY
DEVELİ (Adana) – Terbiyesizlik değil. Sizin yaptığınız siyaseten cariyelik.
Söylenen her şeyi yapıyorsunuz.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) - Hiç kimsenin orada, burada bu haksızlığı, terbiyesizliği
yapma hakkı yoktur.
TURGAY
DEVELİ (Adana) – Bırakın bu işleri!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) - Sen kimin cariyesisin?
TURGAY
DEVELİ (Adana) – Ben Türk milletinin... Sen emperyalizmin cariyeliğini
yapıyorsun, siyaseten cariye… Bu kurumları niye satıyorsunuz?
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) - Ben Türk milletinin
hizmetkârıyım, ben Türk milletinin hadimiyim diye ortaya çıktım, hiç kimsenin
cariyesi…
TURGAY
DEVELİ (Adana) – Bırakın bu işleri! Bırak bu işleri!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Otur yerine… Otur
yerine…
Bakın
değerli milletvekilleri, her türlü eleştiriyi sindiririz, hazmederiz ama hiç
kimse, burada, birilerini farklı bir şekilde itham etme hakkına sahip değildir.
Cariye ne demek?
TURGAY
DEVELİ (Adana) – Her denileni yapan demek.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) - “Erkeğe hizmet eden
kadın” demektir. Ayıptır, utan!
TURGAY
DEVELİ (Adana) – Siyaseten cariyelik “Her denileni yapan” demek.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) – Bu yaptığınız iş yanlış demektir. Cariye “Alıp satılan
emtia” demektir.
TURGAY
DEVELİ (Adana) – Aklınıza kadından başka bir şey gelmiyor ki.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) – Otur yerine, otur!
Cariye
“Alıp satılan emtia” demektir.
BAŞKAN –
Lütfen arkadaşlar… Lütfen…
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) – On yıldır, on bir yıldır bu millete hizmet ediyoruz, bu
millete hizmet etmek için gayret gösteriyoruz. Yaptığımız iş ortada, icraatlarımız da ortada. Sanki milletin aklı yok, küresel
sermayeye satılmış bir AK PARTİ iktidarı ama kendisi hiçbir şey yapmamış, bu
memleketin dertleriyle, milletin problemleriyle ilgilenmeyen bir Cumhuriyet
Halk Partisi sandığın karşısına çıkıyor, her seferinde de neticeyi alıyor.
TURGAY
DEVELİ (Adana) – Görüşeceğiz, görüşeceğiz.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) – Bu memleketin sizi altmış yıldır iktidara getirmemesinin
sebebi bu. Anca söylüyorsunuz, hakaret ediyorsunuz, iftira ediyorsunuz ama
millet geliyor, sandıkta size her seferinde dersini veriyor.
TURGAY
DEVELİ (Adana) – Sorduğum sorulara cevap ver.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) – O soruya yazılı olarak cevap verilir ama sorduğun soruyu
edepli ve adaplı sorduğun sürece; eğer İç Tüzük kendisine yetki veriyorsa,
Başkan da izin veriyorsa bakan o konuyla ilgili cevap verir.
“Söyleyin
bakalım sayın milletvekilleri, hangi kanunun ne olduğunu bilmiyorsunuz. Vicdanınız
varsa, yüreğiniz varsa…” Senin yürek ölçün ne? Burada konuşarak, gelip de
“Şöyle şöyle yüreğin var mı?” diye... Haydi, biri de
çıkıp karşına “Gel bakalım, yürekleri tartalım.” derse ne diyeceksin? (AK PARTİ
sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar)
Değerli
milletvekilleri, gecenin bu saatinde konuşmalarımıza dikkat edelim, ölçülü
olalım. Eleştiriye açık olduğumuzu ifade ediyoruz, her türlü eleştiriye açık
olduğumuzu ifade ediyoruz, “Hakaret olmadığı sürece, iftira olmadığı sürece,
içinde küfür olmadığı sürece bu eleştirileri herkes yapabilir.” diyoruz ama
burada kalkıp da tahrik etmenin, milletvekili arkadaşlarımızın sakin bir
şekilde dinlemesini kullanıp da kürsünün şehvetine, sözün şehvetine kapılıp
lafın nereye gideceğini herkes bilmeli. Onun için bu yasayla ilgili…
TURGAY
DEVELİ (Adana) – Başkan, on beş dakika mı verdiniz söz hakkını?
BAŞKAN –
Anlamadım efendim.
TURGAY
DEVELİ (Adana) – On beş dakika mı verdiniz söz hakkını?
BAŞKAN –
Önergesi var, beş dakika konuşabilir Sayın Develi.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) – Evet, şimdi anlaşıldı, beş dakikayı on beş dakika da
görüyor. Ne diyelim artık? Başka bir şey diyemiyorum.
Bakınız,
değerli milletvekilleri, yaptığımız yasaları anlatırsınız, ifade edersiniz,
“Şurada yanlış yaptınız, burada yanlış yaptınız.” dersiniz. Vatandaş izliyor,
tutanakları okuyor, yarın basın toplantısı yaparsınız, bunu değerlendirirsiniz,
millete bizi şikâyet edersiniz. Millete yaptığınız şikâyetlerde, eğer milletin
dilinden anlıyorsanız, onların gönlüne girebiliyorsanız millet bir sene sonraki
yapılacak seçimlerde sizi destekler, mahallî idareler seçimlerinde AK PARTİ
iktidarına dersini verir. 2015 yılındaki yapılacak milletvekilliği seçimlerinde
de gelir, yine dersini verir ama siz, iftiradan başka bir şey bilmediğinizden
dolayı…
TURGAY DEVELİ
(Adana) – Ne iftirası arkadaş ya, ne iftirası!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) – …yalan meseleleri ifade ettiğinizden dolayı ve burada
milletvekillerine de hakaret ettiğinizden dolayı, kusura bakmayın, bu millet
altmış yıldır iktidarı vermediği gibi…
TURGAY
DEVELİ (Adana) – Demagojiyi bırak.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) – …2023’te de, 2053’te de, 2071’de de AK PARTİ’yi
ve AK PARTİ zihniyetini iktidara getirecektir, bunu kimse engelleyemeyecektir.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından ‘Bravo’ sesleri, alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ederim.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan…
BAŞKAN –
Buyurun Sayın Hamzaçebi.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Elitaş Sayın
Develi’nin açıklamasına cevap verirken Cumhuriyet Halk Partisi Grubuna sataşmada
bulunmuştur, söz istiyorum efendim.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Cevap vermedim, önerge adına konuştum.
BAŞKAN –
Buyurun efendim, iki dakika içinde, lütfen yeni bir sataşmaya meydan vermeden.
(CHP sıralarından alkışlar)
VII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
14.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi’nin, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın
görüşülen kanun tasarısının 8’inci maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı
konuşma sırasında CHP Grubuna sataşması nedeniyle konuşması
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; eleştiri
yaparken zaman zaman maksadı aşan kelimeler kullanılabilir. Elbette,
kullanmamak daha doğrudur ama Sayın Develi’nin yapmış olduğu bir siyasi
eleştiridir, hakaret kastıyla herhangi bir kelime kullanmamıştır. Ama o kelime
farklı da yorumlanabilir, Sayın Elitaş’ın söylediği
anlama da alınabilir ama Sayın Develi o anlamda, o kasıtla bir şey
söylememiştir. Ancak, Sayın Elitaş bu kelimeyi ele
alıp eleştiri yaparken kendisi çok daha ağır eleştiriler, çok daha ağır
cümleler kullandı.
RAMAZAN
CAN (Kırıkkale) – Mesela?
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) – Ben, o zaman Sayın Develi’nin cümlesini şöyle
düzeltip size yöneltiyorum: “Cari açık sizin Hükûmetinizin uluslararası
sermayeye verdiği rüşvettir.” İtirazınız var mı?
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Var.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) – Hayır, olamaz.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Hamzaçebi… Lütfen Sayın Hamzaçebi…
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) – İtirazınız yok, sesiniz çıkmıyor çünkü bu cümleyi
sizin genel başkan yardımcınız söyledi. Evet, sizin bir genel başkan
yardımcınız, AK PARTİ hükûmetlerinin on yıldır verdiği cari açığı AK PARTİ
hükûmetlerinin uluslararası sermayeye verdiği rüşvet olarak tanımladı. Yani,
siz, sizin genel başkan yardımcınızın ifadesine göre uluslararası sermayeye
rüşvet vererek ayakta kalıyorsunuz.
YUNUS
KILIÇ (Kars) – Ne alakası var?
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) - Evet, Sayın
Develi’nin cümlesini ben böyle anladım. Ben, hakaret kastıyla bir şey
anlamadım.
Saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Anlayış çok farklı, doğru söylüyorsun anlayış çok farklı!
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri (Devam)
3.- Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Raporu (1/751) (S. Sayısı:
452) (Devam)
BAŞKAN –
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmiştir.
Kabul
edilen önerge doğrultusunda 8’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum…
OKTAY
VURAL (İzmir) – Karar yeter sayısı…
BAŞKAN –
Evet, 8’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
8’inci madde kabul edilmiştir, karar yeter sayısı vardır.
OKTAY
VURAL (İzmir) – Var mı?
BAŞKAN –
Yeni madde ihdasıyla ilgili bir önerge vardır, okutuyorum:
OKTAY
VURAL (İzmir) – Sayın Başkan, var mı gerçekten? 97 kişi saydık…
BAŞKAN –
Bana verilen bilgi o.
MEHMET
GÜNAL (Antalya) – 100’ü bulmadı daha, 100’ü!
BAŞKAN –
Buyurun.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
1/751
esas numaralı Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısının 8 inci maddesinden sonra
gelmek üzere aşağıdaki 9 uncu maddenin eklenmesini ve mevcut maddelerin buna
göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
"Posta
yoluyla gönderilmesi yasak maddeler
Madde 9-
(1) Aşağıda gösterilen maddelerin posta yoluyla gönderilmesi yasaktır:
a) Doğası
ve mahiyeti veya ambalajı dolayısıyla kişileri tehlikeye düşürebilecek, posta
maddelerini kirletebilecek veya bozabilecek, parlayıp alevlenebilecek veya
patlayabilecek ve bunlara benzer tehlikeli maddeler.
b) Tıbbi
veya fenni amaçla gönderildikleri ve göndericilerinin bu gibi gönderilere
izinli bulundukları resmî belgelerle belirtilenler hariç, afyon, morfin, kokain
ve benzeri başka uyuşturucu maddeler.
c)
Üzerlerinde hakaret veya tezyif edici adresler veya yasak lakap, unvan ve
deyimler yazılı maddeler.
ç)
Üzerlerinde genel adap ve töreye uymayan ve güvenliği bozucu ve bir suç
işlenmesini teşvik edici işaret, resim ve yazılar taşıyan maddeler.
d) Kanun,
tüzük, karar ve yönetmeliklerle alınması, satılması, taşınması veya elden ele
geçmesi yasak edilen her türlü maddeler.
e) Canlı
ve kurutulmuş veya muhafaza edilmiş olanlar dışındaki cansız hayvanlar ile arı,
ipek böceği ve sülüklerle Sağlık Bakanlığı ile Gıda Tarım ve Hayvancılık
Bakanlığı tarafından gönderilmesine izin verilen ve tehlikeleri önlenmiş
bulunan canlı böcekler hariç diğer böcekler.
f)
Haberleşme gönderileri içine posta pulları, posta bonoları, banknot, kâğıt para
veya elinde bulunduranın faydalanabileceği her türlü değerli kâğıtlar
konulması.
g)
Değerli koli veya kutulardan başka posta gönderileriyle madeni paralar ve
işlenmiş veya işlenmemiş platin; altın, gümüş ile değerli taşlar ve mücevherler
ve bu gibi değerli maddeler gönderilmesi.”
İlhan Demiröz Haydar Akar İdris
Yıldız
Bursa Kocaeli Ordu
Haluk Eyidoğan
Sakine Öz Doğan Şafak
İstanbul Manisa Niğde
Turgay
Develi
Adana
BAŞKAN –
Şimdi Komisyona soracağım, Komisyon önergeye salt çoğunlukla, 14 üyeyle
katılırsa önerge üzerinde yeni bir madde olarak görüşme açacağım; Komisyonun
salt çoğunlukla katılmaması hâlinde ise önergeyi işlemden kaldıracağım.
Şimdi
Komisyona soruyorum: Önergeye salt çoğunlukla katılıyor musunuz?
BAYINDIRLIK,
İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) –
Çoğunluğumuz olmadığı için katılamıyoruz efendim.
ALİ RIZA
ÖZTÜRK (Mersin) – Davet etmeniz lazım.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Davet diye bir şey yok. Sayın Başkan davetiye mi çıkaracak
herkese. Gelir Komisyon üyesi, gider oraya.
BAŞKAN –
Evet, davet edebilirsiniz.
ALİ RIZA
ÖZTÜRK (Mersin) – Yani usul böyle.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, usulde davet diye bir şey yoktur, Komisyon
oraya oturursa olur.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Gerek yok, gerek yok davete.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, davete gerek yok, Komisyon oraya gider oturur.
BAŞKAN –
Komisyon…
KALKINMA
BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) – Önergeyi duydular.
BAYINDIRLIK,
İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) – Davete
gerek yok efendim.
BAŞKAN –
Salt çoğunluğunuz olmadığı için katılamıyorsunuz.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Efendim, böyle bir usul yok. Sayın Başkanım, yeni bir usul
çıkarmayalım.
BAŞKAN –
Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılmamış olduğundan önergeyi işlemden
kaldırıyorum.
Şimdi
9’uncu madde üzerinde üç önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 452 Sıra Sayılı Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısının 9 uncu maddesinin
7’nci fıkrasında yer alan "usul ve esaslara göre" ibaresinden sonra
gelmek üzere "en fazla üç kez yazılı olarak uyarılır. Mevzuata aykırı
uygulamaların devamı halinde" ibaresinin cümlesinin eklenmesini arz ve
teklif ederiz.
D. Ali Torlak Ali Halaman Zühal
Topcu
İstanbul Adana Ankara
Necati Özensoy Mehmet Günal Cemalettin
Şimşek
Bursa Antalya Samsun
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
1/751
Esas numaralı (SS 452) Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısının 9 uncu maddesinin
(3) numaralı fıkrasının, "PTT'nin söz konusu yetkiye ilişkin hak ve
yükümlülükleri Kurum ile imzalanacak görev sözleşmesi ile belirlenir. Bu
sözleşme damga vergisi ve harçtan müstesnadır. " şeklindeki ikinci ve
üçüncü tümceleri ile (6) numaralı fıkrasındaki "...veya milli güvenlik,
kamu düzeni ve genel sağlık gerekçeleri ile..." ibaresinin ve (8) numaralı
fıkrasının madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
İlhan Demiröz Haydar Akar İdris
Yıldız
Bursa Kocaeli Ordu
Haluk Eyidoğan
Sakine Öz Doğan Şafak
İstanbul Manisa Niğde
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
452 Sıra
Sayılı Kanun Tasarısının 9. Maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
İdris Baluken Pervin Buldan Hasip
Kaplan
Bingöl Iğdır Şırnak
Adil Zozani Mülkiye
Birtane
Hakkâri Kars
BAŞKAN –
Komisyon, son önergeye katılıyor musunuz?
BAYINDIRLIK,
İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) –
Katılamıyoruz efendim.
BAŞKAN –
Hükûmet?
KALKINMA
BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Gerekçeyi
okuyun lütfen.
Gerekçe:
PTT bir
yandan Anonim Şirketi statüsüne kavuşurken diğer yandan, yetki belgesi yerine
görev sözleşmesi imzalamaktadır. Bu anonim şirket statüsündeki bir şirkete
imtiyaz verilmesi anlamına gelmektedir.
Aynı
zamanda yetkilendirmenin, millî güvenlik, kamu düzeni ve sağlık gibi son derece
geniş ve yoruma açık gerekçeler ile reddedilebilmesine olanak sağlanması keyfîlik yaratma riski taşımaktadır. Bu eşitlik ilkesine
aykırılık teşkil etmektedir.
Bu
nedenle maddenin tasarı metninden çıkarılması gerekmektedir.
OKTAY
VURAL (İzmir) – Karar yeter sayısı…
BAŞKAN –
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Karar yeter
sayısını arayacağım.
RECEP
ÖZEL (Isparta) – Var efendim.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, elektronik yapın.
BAŞKAN –
Önerge kabul edilmemiştir, karar yeter sayısı vardır.
Bir
sonraki önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
1/751
Esas numaralı (SS 452) Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısının 9 ncu maddesinin (3) numaralı fıkrasının, "PTT'nin söz
konusu yetkiye ilişkin hak ve yükümlülükleri Kurum ile imzalanacak görev
sözleşmesi ile belirlenir. Bu sözleşme damga vergisi ve harçtan
müstesnadır." şeklindeki ikinci ve üçüncü tümceleri ile (6) numaralı
fıkrasındaki "... veya milli güvenlik, kamu düzeni ve genel sağlık
gerekçeleri ile..." ibaresinin ve (8) numaralı fıkrasının madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
İdris Yıldız (Ordu) ve arkadaşları
BAŞKAN –
Komisyon, önergeye katılıyor musunuz?
BAYINDIRLIK,
İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) –
Katılamıyoruz efendim.
BAŞKAN –
Hükûmet?
KALKINMA
BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN –
Sayın İdris Yıldız, Ordu.
Sayın
Yıldız, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
İDRİS
YILDIZ (Ordu) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Posta Hizmetleri Kanunu
Tasarısı’nın 9’uncu maddesi üzerine söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
OKTAY
VURAL (İzmir) – Sayın Başkan, bundan sonra karar yeter sayısı isteyeceğim de
kâtip üyeler bir sayarlarsa şimdiden.
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) – Saati düzeltin saati.
İDRİS
YILDIZ (Devamla) – Değerli milletvekilleri, öncelikle bir konudan bahsederek
bir konuya dikkatinizi çekmek istiyorum. Adalet ve Kalkınma Partisinin
Kızılcahamam kampının cumartesi günü akşamı Sayın Başbakan MİT-PKK
görüşmeleriyle ilgili bir açıklamada bulundu. MİT’in yetki, görev,
sorumluluklarını hepimiz biliyoruz. Tabii ki MİT’in PKK’yla, bir başka kurumla,
başka koşullarda, başka şartlarda, hangi görüşmeleri yapacağını, görev, yetki
ve sorumluluk alanlarını onlar da biliyorlar ama Sayın Başbakanın yaptığı açıklamayı
özenle ve dikkatle dinledim. Sayın Başbakan, sadece bu Hükûmet döneminde
MİT-PKK görüşmelerinin olmadığını, MİT-PKK görüşmelerinin merhum Özal
döneminde, merhum Erbakan döneminde, hatta –ki kendi ifadesi böyle- 56’ncı ve
57’nci Hükûmet döneminde de olduğunu ifade etti. Tabii ki MİT’in PKK’yla
görüşmesini ben de doğal buluyorum, görev, yetki ve sorumluluk alanları içinde
buluyorum ama Sayın Başbakanın bu hitabetinde merhum Özal’la merhum Erbakan
arasındaki Sayın Yıldırım Akbulut’un, Sayın Mesut Yılmaz’ın, 9’uncu
Cumhurbaşkanı Sayın Süleyman Demirel’in ve Tansu Çiller’in atlanılmasını, yine
56’ncı ve 57’nci Hükûmetin Başbakanı olan Sayın Ecevit’in, merhum Ecevit’in
burada ifade edilmemesini, gerçekten, hayretle ve ibretle izledim. Hayret
ettiğim, ibret ettiğim konu şu: Barış sürecinden, çözüm sürecinden
bahsediyoruz. Barışın bu ülke için ne kadar önemli, ne kadar değerli olduğunu
Sayın Başbakan da muhalefet partisi genel başkanı Sayın Kılıçdaroğlu
ve diğer siyasiler de, hep beraber söylüyoruz, bununla ülkede bir seferberlik
ilan ettiğimizi ifade ediyoruz ama Sayın Başbakan daha “barış” sözcüğünü ağzına
almışken aradaki başbakanları, merhum Sayın Ecevit’in… Ki ben gerçekten rahmet
diliyorum Sayın Özal’a da Sayın Erbakan’a da Sayın Ecevit’e de ama yaşayanlara
da uzun ömürler diliyorum. Biz bu Meclis çatısı altında, gazi Meclis çatısı
altında olanlar birlikte barışı konuşamıyorsak, bu ülkeyi temsil eden hepimizin
başbakanı Sayın Başbakan diğerlerini farklı görerek ifade etmiyorsa bu barışı
nasıl sağlayacağımızı hepinizin takdirine bırakıyorum.
Değerli
arkadaşlarım, kanun tasarısıyla ilgili… Posta sektörünün serbestleştirilmesi ve
sektörün düzenlenme ihtiyacı Türkiye'nin Avrupa Birliği üyelik süreci
bağlamında gündeme gelmiş, Avrupa Birliği Türkiye'den sektörün Avrupa
standartlarına göre düzenlenmesini istemiştir. Avrupa Birliğinin bizden bir
çırpıda gerçekleştirmemizi istediği bu konuda ne gibi aşamalardan geçtiğini ve
Avrupa Birliği iç marketinin yürütülmesinde karşılaştığı problemlerden
bahsetmek istiyorum.
Avrupa
Birliği, posta sektörünü serbestleştirerek posta hizmetinde iç pazarı
bütünleştirmek, uygun bir düzenleyici yapı ile Avrupa Birliği düzeyinde tüm
vatandaşların alım gücüne uygun ücretlerle etkin, güvenilir ve kaliteli posta
hizmeti sunulmasını sağlamayı amaçlamıştır. Ancak, Avrupa Birliği Komisyonu tüm
üye ülkelerde posta sektörünün 2009 yılına kadar özelleştirilmesini hedeflemiş
olmasına rağmen, Fransa, Belçika ve Lüksemburg'da tekelci posta hizmet
sağlayıcılarının öncülük ettiği serbestleştirmenin geciktirilmesi için
başlatılan kampanya İtalya, İspanya, Yunanistan, Polonya, Macaristan ve daha
birçok üye ülkenin hizmet sağlayıcılarından olduğu kadar Avrupa Parlamentosunun
birçok üyesi tarafından da destek görmüştür.
Buna
rağmen, serbestleştirmenin başlamış olduğu ya da tamamlanmakta olduğu Almanya,
İsveç, Hollanda ve İngiltere'de posta hizmeti sağlayıcıları Avrupa Birliği
ülkelerinin bu işi 2009 yılına kadar sonuçlandırma hedefine pek fazla kulak
asmamışlardır.
Posta
çalışanları da hızlı özelleştirmenin kamu görevlilerini tahrip edeceği ve büyük
oranda işten çıkarmalarla sonuçlanarak müşteriye daha zayıf hizmet sağlanacağı
korkuları arasında amaçlarının "Avrupa'da evrensel posta hizmetini
korumak" olduğunu belirterek Avrupa genelinde toplu greve gitmişlerdir.
Bütün
bunların sonunda Avrupa Parlamentosu Ulaştırma Komitesi Avrupa postalarının
2011 yılına kadar serbestleştirilmesindeki gecikmeyi ezici bir çoğunlukla kabul
etmiştir. Konseyde süren tartışmalar Fransa ve Almanya arasında kutuplaşmaya
sebep olmuştur.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN –
Sayın Yıldız, teşekkür ediyorum.
İDRİS
YILDIZ (Devamla) – Sayın Başkan, sürede bir şey…
BAŞKAN –
Vakti tam tersine bir buçuk dakika da fazla verdim.
İDRİS
YILDIZ (Devamla) – Hayır Sayın Başkan.
BAŞKAN –
Verdik efendim, evet. Başlangıçta olmuştu. Fazlasıyla…
Buyurun.
İDRİS
YILDIZ (Devamla) – Peki. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
- Çok teşekkür ederim.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Karar yeter sayısı…
BAŞKAN –
Tamam, karar yeter sayısını da arayacağım.
Kabul etmeyenler…
Karar yeter sayısı vardır, önerge kabul edilmemiştir.
Son
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 452 Sıra Sayılı Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısı’nın 9’uncu maddesinin
(7)’ nci fıkrasında yer alan "usul ve esaslara
göre" ibaresinden sonra gelmek üzere "en fazla üç kez yazılı olarak
uyarılır. Mevzuata aykırı uygulamaların devamı hâlinde" ibaresinin,
cümlesinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
D.
Ali Torlak (İstanbul) ve arkadaşları
BAŞKAN –
Komisyon katılıyor mu önergeye?
BAYINDIRLIK,
İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) –
Katılamıyoruz efendim.
BAŞKAN –
Hükûmet?
ORMAN VE
SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN –
Cemalettin Şimşek, Samsun.
Buyurun
Sayın Şimşek.
CEMALETTİN
ŞİMŞEK (Samsun) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 452
sıra sayılı Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısı’nın 9’uncu maddesiyle ilgili
olarak vermiş olduğumuz değişiklik önergesi üzerine söz aldım. Bu vesileyle
hepinizi saygılarımla selamlarım.
Değerli
milletvekilleri, maddeyle posta hizmeti verilebilmesi veya bunun için gerekli
altyapının kurulup işletilebilmesi için Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu
tarafından yetkilendirme ve işletme usul ve esasları belirlenmektedir.
Maddenin
(7)’nci fıkrasında ise yetki belgesi hizmet
sağlayıcının faaliyetlerinin mevzuata aykırılık durumunda kurum tarafından ne
şekilde iptal edileceğini düzenlemektedir. Değişiklik önergesiyle şirketlerin
mevzuata aykırı iş ve eylemleriyle ilgili olarak önce uyarılması ve sonra
uyarılara rağmen devamında ise yetki belgesinin iptali öngörülmektedir.
İnşallah, bu değişiklik önergemize katılırsınız.
Değerli
milletvekilleri, şimdi, burada devlet böylece posta hizmetlerini de
piyasalaştırarak bir yükü daha üzerinden atıyor, ancak devlet bir anlamda bu
kuruluşların yükünü üzerinden atarken, bunların bütün yükünü vatandaşın üzerine
yıkmaktadır. Bu tamamen “Altta kalanın canı çıksın.” politikasıdır. Devlet
piyasalaşırken ve liberalleşirken sosyal devlet olma özelliğinden
uzaklaşmaktadır.
Evet, bu
yasaya gerekçe gösterilirken, devlete rekabete dayalı politikalar oluşturmak
çağdaş bir yaklaşım gibi gözükmektedir, ancak bu anlamda çıkarılan her yasa
hizmet bedellerini artırıp vatandaşa yeni yükler getirmektedir maalesef.
Değerli
milletvekilleri, ben geçen hafta Samsun’daydım, köylü, esnaf, asgari ücretli,
işçi, memur ve emekli, her kesimden insanlarla görüşme fırsatı buldum.
Maalesef, köylü ürettiği ürünü maliyetine satamamakta, dolayısıyla tarlasını
ekmekten vazgeçmektedir. Esnaf bitmiş, piyasalar durgun, gerçekten siftah
etmeden dükkânını kapatan esnaflarımız vardır. Esnaf kefalete ve bankalara olan
borçlarını artık ödeyemez duruma gelmişler. Asgari ücretli kıpırdayamaz hâle
gelmiş, ne yapacağını şaşırmış durumdadır. Emeklilerin durumuysa hepimizce
malumdur. Emekliler kendini geçindiremezken, bir de ülkemizdeki işsizlik
nedeniyle üniversite mezunu, evli, işsiz oğluna bakmak gibi bir yükümlülüğün
altında ezilmektedir.
Bakınız,
siz burada 2/B yasasını çıkarıyorsunuz, devlete para kazandıracaksınız, ancak
Samsun’da görüştüğüm 2/B arazisi olan köylüler “Bunu ödeme gücümüz yok.” diye
feryat ediyorlar, ama burada siz devletin kasasına ne kadar para gireceğini
hesap ediyorsunuz. Buralardan kazandığınız paraların bir kısmını vatandaşa
sadaka gibi dağıtarak milletimizi köle yapmaktasınız. “Sosyal yardım” adı
altında, bir kısmı da Avrupa Birliği müktesebatıyla ilgili çıkardığınız bu
sadaka dağıtma yasaları çerçevesinde vatandaşlara yaptığınız bu sosyal
yardımları gün geçtikçe zorlaştırıyor, bu konuda da âdeta vatandaşa zulüm
çektiriyorsunuz.
Bakınız,
elimde gördüğünüz gibi şimdi size takdim edeceğim bir rapor var. Bu, bir devlet
hastanesinden bakım ücreti alabilmek için çıkarılmış bir rapor değerli
arkadaşlar. Bu raporda tanımlanmış birçok hastalığı olan bir vatandaş örneğin senil nükleer kataraktı, esansiyel
tremoru, mide malign neoplazmı,
üriner inkontinansı, işitme
kaybı ve kalça artrozuyla beraber yüzde 97 sakatlık raporu almış ancak yüzde 97
sakat olmasına rağmen Hükûmetin yeni koyduğu kriterlere göre maalesef ağır
özürlü değil, dolayısıyla bakıma muhtaç değil. Böyle bir şey olabilir mi? Yüzde
97 özürlü çıkıyor vatandaşımız ama yeni kriterler nedeniyle maalesef kendisi
bakıma muhtaç raporundan dolayı bakım ücretinden faydalanamıyor.
Değerli
arkadaşlar, AKP her icraatında olduğu gibi burada da vatandaşlarımızı hastane hastane dolaştırarak süründürür. “Evet, sen yüzde 97
özürlüsün ama bakım hakkından yararlanamazsın.” diyerek vatandaşlarımızla dalga
geçmektedir. Eğer yüzde 97 sakatlığı olan vatandaşımız bakım yardımından
istifade edemeyecekse peki kim edecek? Bu vatandaşımız verilen rapora itiraz
edecek ancak bu sefer Ankara’ya sevk ederlerse, bir taraftan gelmek için parayı
nasıl tedarik edeceğini düşünürken…
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
CEMALETTİN
ŞİMŞEK (Devamla) - … diğer taraftan da bu vaziyetteki hastayı Ankara’ya nasıl
getireceğini düşünmektedir.
Daha
söyleyeceğim çok şeyler vardı ama zamanım dolduğu için… Çok teşekkür ediyorum.
BAŞKAN –
Teşekkür ederim Sayın Şimşek.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul
edilmemiştir.
9’uncu
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 9’uncu madde
kabul edilmiştir.
10’uncu
madde üzerinde bir önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
1/751
Esas numaralı Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısının 10’uncu maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
İlhan Demiröz Haluk Eyidoğan Haydar Akar
Bursa İstanbul Kocaeli
İdris Yıldız Erdal Aksünger Sakine
Öz
Ordu İzmir Manisa
Doğan
Şafak
Niğde
BAŞKAN –
Komisyon önergeye katılıyor mu?
BAYINDIRLIK,
İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) –
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN –
Hükûmet?
ORMAN VE
SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN –
Sayın Aksünger, buyurun.
ERDAL
AKSÜNGER (İzmir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Her
şeyden önce, bugün kaybettiğimiz çok değerli Bursaspor Başkanı İbrahim
Yazıcı’ya Allah’tan rahmet diliyorum. Spor camiasının ve Bursaspor camiasının
başı sağ olsun diyorum. Çok önemli bir dostumuzu kaybettik.
Şimdi,
Posta Kanunu’yla ilgili özellikle özelleştirme konusunda belirttiğim gibi…
Dünyada aslında çok önemli bir sektörün tam tepesinde oturan, çok önemli bir
markanın üzerinde konuşuyoruz, yüz yetmiş üç yıllık bir marka. Dünyada marka
değerleri yükseliyor. Dijital sektörün gelişmesi, bütün ticaretin aslında
dijital platforma oturmasından sonra bence en önemli sektörlerden bir tanesi
lojistik sektörü. Gördüğümüz gibi 2000’den sonra bütün dünyadaki lojistik
sektöründeki firmalar 10-15 kat büyüdüler, borsalarda çok büyük gelirler elde
ettiler ve gerçekten geldikleri nokta… Türkiye’de de öyle. Dışarıdan gelen
bütün firmaların çoğu, ilk talepte bulundukları şirketlerden -belki marka
olarak söylemek yanlış olabilir ama- 2 tane büyük markayı satın aldılar, çok
önemli yerlere getirdiler. Bunu neden söylüyorum? Önümüzdeki süreç, bir
vesileyle, on yıl içerisinde 5 kişilik bir firmanın İnternet üzerinde 5 milyar
dolarlık ciro yapacağı bir sürece doğru gidiyor. Bunu ben söylemiyorum,
dünyanın önde gelen, çok önemli kuruluşlarının tepesindeki CEO’lar söylüyor.
Ama bekleyen tehlike ne? Bununla birlikte aradaki hizmetlerin yani iş gücü
ihtiyacı olan hizmetlerin hepsini, görünen o ki yavaş yavaş yok edecek. Yani bu
yeni emek-sermaye düzeninde aradaki bütün emekçileri yok edecek. Ama bu arada
gelişen sektörler var. Lojistik sektörü onlardan bir tanesi. Daha önce TELEKOM’u bir vesileyle içerisinden çıkarıp ne yaptıklarını
hepimiz biliyoruz. İşte, daha önce de söyledik burada. O günden bugüne, siz
orayı özelleştirdiğinizden bugüne 84 milyar dolar ciro yapan bir şirket oldu. Peki,
ne oldu? Geri kalanını, posaları ayıkladılar, devletin değişik kurumlarına pas
ettiler orada çalışan insanları. 11 milyar dolar da yatırım yapacağını iddia
eden TELEKOM'u satın alan şirket hiçbir şey yapmadı,
her şeyin tepesine o oturdu. Peki, bugün yine PTT’yle ilgili getirdiğiniz
noktada şunu söyleyeyim: Kamu hizmeti yapmak üzere bundan sonraki hizmetlerin
de ucuzlayacağını söylüyorsunuz. TELEKOM’da öyle
olmadı, TELEKOM bugün dünyanın en pahalı İnternet’ini satıyor. İDO’yu (İstanbul Deniz Otobüsleri) sattınız, bir dönem
terör estirdi ortalıkta, 400 liraya karşıdan karşıya adam taşımaya başladı.
Sonra o kadar çok büyük tepki oldu ki düzenlemeye gidilmek zorunda kaldı. Bu
arada adam aldı da burayı, yirmi yıllığına, on yıllığına aldı da adam ne yaptı?
Sizin düşündüğünüzün 10 katı gelir elde edebilecek şekilde ticarethaneler açtı
içinde. Kardeşim, ben tamamen özelleştirme karşıtı bir adamım zaten. Özel
sektörde çok önemli firmaları kurduğuma, buna rağmen söylüyorum bunu. Niye
söylüyorum? Gelecekte, görünen o ki, iş tehlikeye gidiyor. Bu kurumları bir
daha kuramazsınız. Satarsınız on yıl, on beş yıl. Bir daha bu kurumları
kuramayacağınız gibi, bu ülkede çok ciddi şekilde istihdam sorunlarına çare
bulamazsınız.
Bakın,
PTT’yi verimli hâle getirmek istiyorsanız şöyle aklıselim birkaç kelime
söyleyeyim: Ya, bu kadar lojistik firmaları var. Adamlar kapılarda, pencerede
yatıp pazarlama, marketing yapıyorlar. En kötü ihtimalle çok değerli olduğuna
inandığım el yazısını transfer ediyorlar mesela. Sizin de aklınıza gelebilir
bunlar, oturup da değerlendirebilirsiniz.
Bir de
benim anlamadığım bunu BTK’ya niye vermişler? Acaba
başka bir kurumda akıllı adam bulamadılar da BTK’daki
insanlara “Gelin, bunu düzenleyin.” mi dediler? Burada da bir çelişki var,
neden BTK, ne alakası var BTK’yla bu konunun? Uzaktan
yakından bence bir alakası yok. Görünen o ki, şu var süreç itibarıyla: PTT, bir
vesileyle, marka değerinin çok çok altında satılacak, belli yani, görünen o.
Ama şunu yapmayı bir deneseniz ne güzel olacak: Ya, alın bunu verimli bir
şirket hâline döndürün. Türkiye'nin her yerinde böyle bir kurum yok, dünyada
böyle kurumlar yok. DHL, TNT gibi şirketlerin de yüzde 50’si zaten devletin
elinde duruyor, yıllardır o bildiğiniz şirketler. Dünya devlerinin yüzde 50’si
devletin zaten. Ne yapıyor ona bir bakın, onu uygulamaya çalışın arkadaşlar.
Burada çok ciddi yanlışlar yapılıyor bence.
Ben bir
an önce bu tür yanlışlardan, bundan sonra gelecek yanlıştan da imtina etmeniz
dileğiyle hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
10’uncu
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 10’uncu madde
kabul edilmiştir.
11’inci
madde üzerinde üç önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 452 Sıra Sayılı Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısının 11 inci maddesinin
1’inci fıkrasında yer alan “bince 5’ini” ibaresinin “binde 3’ünü” olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
D. Ali Torlak Ali Halaman Zuhal
Topcu
İstanbul
Adana Ankara
Mehmet Günal Necati Özensoy
Antalya Bursa
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
1/751
Esas numaralı Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısının 11 nci
maddesinin madde başlığı ile (1), (2) ve (3) numaralı fıkralarında geçen
"idari ücret" ibarelerinin "idari hizmet bedeli" şeklinde,
(1) numaralı fıkrasının birinci tümcesindeki "binde 5'ini" ibaresinin
ise, "binde 3'ünü" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
İlhan
Demiröz Haydar
Akar Haluk Eyidoğan
Bursa Kocaeli İstanbul
Sakine Öz
Doğan
Şafak İdris
Yıldız
Manisa Niğde Ordu
Mehmet
Hilal Kaplan
Kocaeli
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
452 Sıra
Sayılı Kanun Tasarısının 11. maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
İdris Baluken Pervin Buldan Hasip
Kaplan
Bingöl Iğdır Şırnak
İbrahim Binici
Mülkiye Birtane
Şanlıurfa Kars
BAŞKAN –
Sayın Komisyon, son okunan önergeye katılıyor musunuz?
BAYINDIRLIK,
İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) –
Katılamıyoruz efendim.
BAŞKAN –
Hükûmet?
ORMAN VE
SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN –
Gerekçeyi okuyun lütfen.
Gerekçe:
İktidar,
özelleştirmede sınır tanımama anlayışını gerçekleştirilen yasama
faaliyetlerinin tümünde sergilemektedir. 11. maddede hükümet özelleştirme
mantığı ile dahi çelişmektedir. Madde ile kamu eliyle yapılması gereken posta
hizmetlerinin özelleştirmenin ötesine geçilerek hem kamunun gücü yok edilmekte
hem de iktidarın özel sektör üzerindeki baskısı arttırılmaktadır. Hem kamu
yararına aykırı olan hem de idari ücretlerle özel sektörü dahi baskı altında
tutacaktır.
Bu
nedenle maddenin tasarı metninden çıkarılması gerekmektedir.
BAŞKAN –
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
Bir
sonraki önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
1/751
Esas numaralı Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısının 11 nci
maddesinin madde başlığı ile (1), (2) ve (3) numaralı fıkralarında geçen
"idari ücret" ibarelerinin "idari hizmet bedeli" şeklinde,
(1) numaralı fıkrasının birinci tümcesindeki "binde 5'ini" ibaresinin
ise, "binde 3'ünü" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Haluk
Eyidoğan (İstanbul) ve arkadaşları
BAŞKAN –
Önergeye katılıyor musunuz Sayın Komisyon?
BAYINDIRLIK,
İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) –
Katılamıyoruz efendim.
BAŞKAN –
Sayın Hükûmet?
ORMAN VE
SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN –
Sayın Kaplan, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
MEHMET
HİLAL KAPLAN (Kocaeli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi
ve tutuklu tüm milletvekillerini saygıyla selamlıyorum.
Bu yasa
tasarısı, yüz yetmiş üç yıllık PTT’nin yeniden yapılandırılması gerekçesiyle
kurumu tasfiye etme ve özel sektöre pazarlama yasasıdır. Adalet ve Kalkınma
Partisi bir kurumu özelleştirmeye karar verdiğinde bakın nasıl davrandığını
sizle paylaşmak istiyorum. Öncelikle, özelleştirmeyi düşündüğü kuruma uzun
vadeli yatırım yapmıyor, sonra kurumun fiziki durumunu ve hizmet sunumunu kendi
kaderine terk ediyor. Hatta, bu arada kuruma kendi yandaşlarını alarak
kadroların şişirilmesine neden oluyor. Sonradan dönüp şunu söylüyor: “Bakın, bu
kurum devletin sırtında bir kambur, bu kurum hantal, hizmet kalitesi yetersiz,
rekabetçi değil.” diyor. Dolayısıyla, âdeta kamu sisteminin beceriksizliğine
indirgeyecek bir algıyla kamuoyu oluşturmayı başarıyor. “O hâlde ne yapalım?”
diyor. Peşinen, arkasından diyor ki: “Rekabeti ve verimliliği artırma
gerekçesiyle bu kurumu özelleştirelim.”
1995’te
PTT’yi bölerek Türk TELEKOM AŞ’yi kurdunuz. 2005’te de bu kurumu, birkaç
yıllığına, kâr karşılığında piyasaya sattınız hatta Türkiye’yi bu nedenle gerek
telefon gerek Internet alanında dünyadaki en pahalı sistemi uygulayan
ülkelerden biri konumuna getirdiniz. Hükûmetiniz benzer özelleştirmeleri birçok
kez tekrarladı. Bunu TEKEL’de, PETKİM’de, Türk TELEKOM’da
başardı ve yaptığınızı paylaşmak istiyorum: Özelleştirme yaptığınız bu
kurumlarda çalışanların özlük hakları kısıtlandı. Eleman fazlalığı gerekçesiyle
işten atılmalar yaşandı. Çalışanlar zorla emekliliğe sevk edildi. Uzun çalışma
saatleri getirilerek güvencesiz çalışma ortamı yapıldı. Hizmeti daha ucuza mal
etme bahanesiyle de taşeronlaşmaya neden oldu. Şimdi, sıkılmadan bunun adına
“özelleştirme” değil, “serbestleştirme”, “iyileştirme”, “düzenleme” diyorsunuz.
Bakın,
Sayın Bakanım, size bir soru sormak istiyorum: Oluşturmaya çalıştığınız bu PTT
AŞ’nin personeli hangi statüde, siz bana yanıt verebiliyor musunuz, kamuoyunu
bilgilendirebiliyor musunuz? 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na bağlı
değiller, 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’deki sözleşmeli personele bağlı
değiller, 4857 sayılı İş Kanunu’na kısmen tabi değiller. Peki, soruyorum: Hangi
statüye tabiler? Siz bir taraftan diyorsunuz ki: “Biz, işçilerin ve
çalışanların kendi alanlarında, sendikalarda, önündeki engelleri kaldırıyoruz
ve örgütlenmelerine izin veriyoruz.” Soruyorum size Sayın Bakanım: PTT
çalışanları hangi sendikada örgütlenme hakkını bulacaklar? Devlet memurları
sendikasında mı, işçi sendikasında mı, yoksa belirsizliğini koruyacak mı?
Bakın, bu
noktada yüzlerce şikâyet var. Devlet memurluğuna girecek olan arkadaşlarımız,
yurttaşlarımız KPSS sınavına giriyor. KPSS’den sonra
şöyle bir durum var: Bu PTT uygulamasında bu yasa gerçekleşirse sizin “idari
hizmet sözleşmesi” dediğiniz, hiçbir yasada olmayan, Anayasa’ya aykırı bir
temelde oluşturduğunuz bir noktada, personelin KPSS sınavını kazanmış olsa dahi
başka bir kuruma geçişi mümkün değil. Hâlbuki adliyede ya da herhangi bir
kurumda KPSS ile kazanılan bir hakla başka bir kuruma geçiş hakkını elde ettiği
hâlde, sizde bu hak yeni oluşturacağınız yasada mümkün değil.
Diyorsunuz
ki bir taraftan: “Örgütlenme üzerindeki baskıları kaldırıyoruz, herkes istediği
sendikaya üye olsun.” Geçen hafta sonu İzmit’te Pakmaya
işçileriyle beraberdik. Pakmaya Türkiye’de tekel, bu
konuda başka bir üretici firma yok. Sendikalı olmaları gerekçesiyle 14 tane
çalışan kapının önüne kondu. Ne devlet yetkilileri ne Bakanlığınız ne Çalışma
Bakanlığı ne ilgili bürokratlar, bir tanesi uzlaşma zeminini aramıyor.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET
HİLAL KAPLAN (Devamla) – 14 tane yurttaşımızın, çalışanın sendikal haklarının
elinden alınmasını, kapı önüne konulmasını içinize sindiriyor musunuz?
Hepinize
saygılar sunuyor, teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
Bir
sonraki önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 452 Sıra Sayılı Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısının 11 inci maddesinin
1’inci fıkrasında yer alan “binde 5’ini” ibaresinin “binde 3’ünü” olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
D.
Ali Torlak (İstanbul) ve arkadaşları
BAŞKAN –
Komisyon önergeye katılıyor mu?
BAYINDIRLIK,
İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) –
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN –
Sayın Hükûmet?
ORMAN VE
SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN –
Sayın Günal, buyurun efendim.
MEHMET
GÜNAL (Antalya) – Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli
milletvekilleri, gecenin bu saatinde hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Ben
baştan bir şeyi merak ediyorum, Sayın Bakan vekâleten geldi ama yine de
Hükûmeti temsilen söyleyebilir: Sayın Genel Müdür ben bildim bileli Genel
Müdür. Sayın Tural bu mevcut kanunla neyi yapamadı da siz anonim şirket
yapıyorsunuz? Efendim, burada gerekçeye baktım; böyle bir sürü çağdaş, bilmem
ne, falan filan… Yani adı “anonim şirket” olmayınca PTT yapamadı mı hizmetleri?
Yani öyle bir gerekçe var ki işin içerisinde, bakıyorsun, işte yok Avrupa
Birliği… Avrupa Birliği mi kaldı? Allah rızası için yani lütfen bizlere doğru
dürüst deyin ki: “Kardeşim, biz bunu da özelleştiriyoruz, dolaylı olarak böyle
yapıyoruz, bir sonraki aşamada yapacağız.” deyin, bizi de kurtarın ya, Allah rızası için.
Avrupa Birliği diyorsunuz. Hangi ülke var Sayın Genel Müdür, Sayın Bakan
bilmiyor olabilir? Dört tane ülke var. Avrupa Birliği üyesi olmayan Arjantin de
geriye dönmüş kamulaştırmış PTT hizmetini. Yani ne yapmaya çalışıyorsunuz? Şu
anda PTT hizmet vermiyor mu arkadaşlar, mevcut kanunla PTT hizmet veremiyor mu?
O Genel Müdürü o zaman kaç senedir, veremiyorsa niye tutuyorsunuz?
İLHAN
ŞENER (Ordu) – Daha iyi veriyor.
MEHMET
GÜNAL (Devamla) – Ya, nasıl daha iyi veriyor? Diyorum, bak, söyle. Avrupa
Birliğine uyum diyorsun, iki tane Avrupa Birliği ülkesi var, onlarda da tam
bizimki gibi değil. Arjantin geri almış, tekrar kamulaştırmış diyorum. Bildiğin
varsa anlat, kim daha iyi veriyorsa… Öyle oradan konuşmayacaksın. Ben buradan
bakarak söylüyorum. Burada, Uluslararası Posta Birliğinin üyesi olan ülkelerin
sayısı belli. Bunların içerisinden kaç tanesi burada özel sektör olarak yapıyor?
160’tan fazla ülke var bildiğim kadarıyla. Bunun hiç birisinde, bu söylediğim
dört ülke dışında, posta hizmetlerinin özel sektör tarafından verildiği yok.
Dolayısıyla, şimdi, gelin burada birbirimizi kandırmayalım arkadaşlar. Burada
PTT kendisiyle ilgili olmayan işlerle uğraşıyor. E, bırakın, zaten hem
özelleştireceğiz diyorsunuz. Şimdi, bakın, burada bir tezat var arkadaşlar.
2003 yılında, Sayın Genel Müdürden önce, PTT Bank diye bir tabela yaptı genel
müdür. Ya, ortada izin yok, BDDK’nın izni yok, “Böyle bir şey yapamazsın.”
dedi, yeniden bir daha başvurdunuz. Baskıyla, zulümle bir ara formül, hülle
formül buldunuz. O da neydi? Efendim, bankacılık yapmasın ama adı banka olarak
dursun. Sonra -bir süre sonra burada kanunu zorla, madde geçirdik araya- bankalara
acentelik yapsın gibi oldu. Ya, şimdi bir taraftan bankaları özelleştireceğiz
diye söylüyorsunuz, bugün Sayın Başbakan söylüyor, arada bir Sayın Arınç’ın tabiriyle 57’nci Hükûmete çakmak için söylüyor ama
eksik bilgi, yanlış bilgi. Daha fazlasını söylemiyorum, bir sonraki aşaması
ağır olabilir. E, şimdi bunların hepsini özelleştirme havuzunun içine
alıyorsunuz, öbür taraftan PTT bankacılık yapsın… Bu ne perhiz, bu ne lahana
turşusu ya! Böyle bir şey olur mu?
Gelmiş,
şimdi bakıyorum burada -ben merak ediyorum Sayın Bakanım, eğer arkadaşlar cevap
verebilirlerse- 2010 yılında 6,3; 2011’de 7,5 milyon civarında komisyon geliri.
Western Union hizmetlerinden alınmış yani normal
havale işi. Şimdi, bankacılık ayrı bir iş; bu kargo, posta, telgraf hizmetleri
başka bir iş arkadaşlar. Bir de sizi uyarıyorum, Sayın Genel Müdürü de
uyarıyorum çünkü 2008’den 2011’e kadar Muhasebe ve Finansman Dairesi teftiş
edilmemiş, 2012’de var mı, bilmiyorum, Genel Müdürlüğün bütün finansal
hesaplarının olduğu birimler teftiş geçirmemiş.
Bir tane
daha soru soruyorum: “Western Union” denen havale
sistemi, dünyada kara para aklamanın en fazla yapıldığı yöntemdir -buradan
önceki ay kanun geçirdik biliyorsunuz terörün finansmanıyla ilgili- takibi en
zor olan, bireyden bireye yapılan küçük çaptaki havaleler yapılır. Körfez
ülkelerinde “havala” diyorlar bizdeki “havale”nin karşılığı. Şimdi, her işe öyle balıklama
atlamayacaksınız, elemanınız yok, yetenekli, bu işi yapabilecek nitelikte adam
yok. Şimdi, burada getirdiğimiz kanunla da bunları garabet bir modele
oturtuyoruz. Yani memur desen değil, işçi desen değil, sözleşmeli desen değil;
bir yönden birine bağlı, diğer yönden öbürüne bağlı, “Mevcutları teşvik edip
emekli edelim…” Peki, ne yapmaya çalışıyorsunuz, gerçekten ben anlamıyorum. Yani,
varsa doğrudan Borsa İstanbul AŞ’de yaptığınız gibi getirin o zaman, “Verdik
özel sektöre.” deyin, uğraştırmayın bizi de. O zaman sorumluluğunu da
üstlenirsiniz, faturasını da ödersiniz arkadaşlar.
Dolayısıyla,
kulağımızı yukarıdan göstermeyelim. Postanın yapacağı hizmetler bellidir,
dünyanın birçok ülkesinde de hâlâ, 4 ülke hariç, kamu eliyle sürdürülmektedir,
anonim şirket olmasa da adı ne olursa olsun geleneksel hizmetlerini devlet
eliyle sürdürmesi gerekir diyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN –
Sayın Günal, teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul
edilmemiştir.
11‘inci
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 11’inci
madde kabul edilmiştir.
12’nci
madde üzerinde üç önerge vardır, ikisi aynı mahiyettedir.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 452 Sıra Sayılı Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısının 12’nci maddesinin
1’inci fıkrasının "ç" bendinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
D. Ali Torlak Ali Halaman Zühal
Topcu
İstanbul Adana Ankara
Necati Özensoy Mehmet Günal Cemalettin
Şimşek
Bursa Antalya Samsun
ç) Yetki
Belgesi sahibi bir tüzel kişinin sermayesinin yüzde on (halka açık şirketlerde
yüzde beş) veya daha fazlasını temsil eden payların, doğrudan veya dolaylı
olarak bir gerçek veya tüzel kişi tarafından edinilmesi ile bir ortağa ait
payların tüzel kişilik sermayesinin yüzde onunu aşması sonucunu veren pay
edinimleri ve/veya bir ortağa ait payların yukarıdaki oranların altına düşmesi
veya yukarıda belirlenen pay edinimlerinden bağımsız olarak tüzel kişinin
ortaklık yapısında kontrolün değişmesi sonucunu veren pay devirleri her
defasında kurum onayına tabidir.
"Bu
hüküm oy hakkı edinilmesi halinde de geçerlidir."
"Hisse
devri söz konusu olmasa dahi, mevcut hisseler üzerinde imtiyaz tesisi veya
imtiyazın kaldırılması da, birinci fıkrada öngörülen oransal sınırlara
bakılmaksızın onaya tabidir."
"Kurum,
onay için gerekli inceleme ve değerlendirme sırasında ihtiyaç duyacağı ilave
bilgi ve belgeleri hisse devrine taraf olan gerçek veya tüzel kişilerden
isteyebilir."
BAŞKAN –
Şimdi okutacağım iki önerge aynı mahiyette bulunduğundan, önergeleri birlikte
işleme alacağım. Talepleri hâlinde önerge sahiplerine ayrı ayrı söz vereceğim
veya gerekçelerini okuyacağım.
Şimdi
aynı mahiyetteki önergeleri okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
1/751 Esas numaralı (SS 452) Posta Hizmetleri
Kanunu Tasarısının 12 nci maddesinin kanun metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Aykut Erdoğdu Haluk Eyidoğan Turgay Develi
İstanbul İstanbul Adana
Turgut Dibek Tufan Köse
Kırklareli
Çorum
Aynı
mahiyetteki diğer önergenin imza sahipleri:
İdris Baluken
Pervin Buldan Hasip
Kaplan
Bingöl Iğdır Şırnak
Sırrı Süreyya Önder
Mülkiye Birtane
İstanbul Kars
BAŞKAN –
Aynı mahiyetteki önergelere -son okunan- katılıyor musunuz Sayın Komisyon?
BAYINDIRLIK,
İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) –
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN –
Sayın Hükûmet?
ORMAN VE
SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN –
Birinin gerekçesini okutalım.
Gerekçe:
Getirilen
yasa tasarısının amacı taşeronlaşma ve özelleştirme amacına hizmet etmektedir.
Temel kamusal hizmet olan posta hizmetlerinin piyasaya sunulacak olması tıpkı
elektrik dağıtım hizmetlerinde olduğu yurttaşın hizmet alımında yüksek
maliyetlerle karşılaşmasına neden olacaktır. Aynı şekilde çalışan için büyük
kayıpları beraberinde getirecektir. Zaten emekçinin, çalışanın kısıtlı haklara
sahip olduğu bir ortamda yeni bir özelleştirme beraberinde iş güvenliği sorunu,
kazanılmış hakların kaybedilmesini gündeme getirecektir.
Bu
nedenle maddenin tasarı metninden çıkarılması gerekmektedir.
BAŞKAN –
Sayın Akar, siz mi konuşacaksınız?
Sayın
Akar, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; özelleştirme,
serbestleştirme, devam ediyoruz. Biraz evvelki konuşmamda özelleştirmelerden
beklenenlerin neler olduğunu kısaca açıklamaya çalıştım. İşte, ne dedik? Tekeli
ortadan kaldırma, rekabeti artırma, kaliteli hizmet ve istihdam dedik ve bu
arada da istihdamdan örnek verirken de Şeker Piliçte çalışanların başlarına
neler geldiğini kısaca anlatmaya çalıştım.
Tabii,
benim kentim bir işçi yoğun kent, yani Türkiye’nin sanayi başkenti ve ağır iş
kollarında binlerce işçi çalışıyor. Biraz evvel, yine Kocaeli milletvekili
arkadaşımız burada Pakmayadan örnek verdi. Evet, Pakmaya Türkiye’de 3 tane maya tesisi olan, kuru ve yaş
maya üreten, dünyada da 3 şirketten bir tanesi. Yaklaşık 120 ülkeye ihracat
yapıyor. Bu Pakmayada ne zaman bir örgütlenme
çalışması yapılsa bu çalışma sonucunda, işveren bu çalışma yapan arkadaşları
kapının önüne koyuyor. Bundan on sene önce de böyleydi, yirmi sene önce de
böyle ve bugün de aynı problemler yaşanıyor. Örgütlenme önündeki bu problemleri
bu Meclis yirmi senedir ortadan kaldıramadı, on senedir ortadan kaldıramadı. 12
Eylülde yapmış olduğunuz çift sendika hakkı referandumu bile ortadan kaldıramadı
çünkü çıkarmış olduğunuz bütün yasalar sermayeden ve işverenden yana yasalar.
Bir tane, iş hakkını, emeği savunan, onların emeklerini garanti altına alan bir
yasa bu Meclis kürsüsünden, bu Meclisten geçmedi.
Bakın
şimdi, Kocaeli’de 6 kişiyi, İzmir’de 4 kişiyi, yine
bir başka fabrikasında 4 kişiyi örgütlenme çalışması yapıyor diye kapının önüne
koydu. İşveren bunları yaparken ben burada Çalışma Bakanından bir şey talep
ettim, yine bu kürsüden konuşma yaparken o talebimi de Çalışma Bakanı yerine getireceğini
söyledi. Evet, Çalışma Bakanı bu şirkete bir müfettiş yolladı arkadaşlar. Bu
şirkete yolladığı müfettiş orada yaptığı görüşmede işverenin tayin etmiş olduğu
vatandaşlarla görüştü. İşveren ne yapıyor biliyor musunuz? Baba oğul aynı
fabrikada çalışıyorsa babaya diyor ki: ”Oğlun sakın örgütlenme çalışmasına
katılmasın. Sen de dâhil oğlunu da işten atarım.” Eğer bir işçi referans
olmuşsa, yeğenini, kardeşini, akrabasını iş yerine aldırmışsa işveren
çağırıyor, “Gel buraya. Kardeşini de atarım, yeğenini de atarım, seni de işten
atarım.” diyor. Niye? Örgütlenme çalışması yaptığı için, sendikal hakları
istediği için. Bununla da bitmiyor. Orada ona destek olan, işverene destek olan
işçilere hiç olmamış, tarihinde olmamış şeyler yapıyor; ikramiye veriyor, iki
altın veriyor, kömür veriyor.
Şimdi,
Çalışma Bakanına -yok burada ama herhâlde sesimi duyar- buradan bir kez daha
soruyorum: Yolladığın bir müfettişe sor Allah aşkına. İşten atılan, bir aydır
kapıda yatan bu işçilerle görüşmüş mü ya da örgütlenme çalışması yapan sendika
temsilcileriyle veya sendikanın orada görevlendirmiş olduğu arkadaşlarla
görüşmüş mü diye bir sor.
Buradan
bir sitemim de Büyükşehir Belediyesine. Biliyor musunuz, o işten atılan
vatandaşlar fabrikanın önündeki Büyükşehir Belediyesinin otobüsler için
kullanmış olduğu duraklarda kalıyordu ve Büyükşehir Belediyesi o durağı oradan
söktü. İşveren, otoparkını kapattı. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi otobüs
durağını yerinden söktü bu vatandaşlar hak aramasın diye. Türkiye'nin geldiği
nokta bu.
Peki,
özelleştiriyoruz; PTT’yi özelleştirdik, Devlet Demiryollarını özelleştirdik,
TÜPRAŞ’ı özelleştirdik, TELEKOM’u özelleştirdik
-sayıyorum sıradan- elektrik dağıtım şirketlerini özelleştirdik. Sayısız şeyi
sattınız, özelleştirdiniz. 40 milyar dolarlık özelleştirme yaptınız, bununla da
övünüyorsunuz. Şimdi size soruyorum: 40 milyar dolarla, bundan sonraki dönem
“Biz de yaptık, bunu da özelleştiriyoruz.” diyebileceğiniz bir yatırım var mı?
Maalesef yok.
Şimdi,
bunun sonucunda ülkeyi getirdiğiniz durumda ne var? İşsizlik var. Bakıyorsunuz,
üniversite mezunlarında işsizlik oranı Avrupa rekoru kırıyor. Ayrıca,
üniversite mezunu dışındaki insanlardaki işsizlik oranı çok yüksek ama başka
bir problem var benim kentimde; işten atılanlar problemi var. Belli yaşa geldikten
sonra, 40-45 yaşına geldikten sonra özel sektör o verimi alamadığı için,
performansı alamadığı için işten çıkartılıyor bu insanlar. Emekliliğe daha on
senesi, on beş senesi var. Aldığı altı aylık işsizlik sigortasıyla geçinmeye
çalışıyor. Daha sonra da hiçbir işveren bu yaşı geçmiş, 40-45 yaşındaki
insanları kabul etmiyor arkadaşlar. Bu insanlar evlerine ekmek getiremiyorlar,
sosyal destekleme fonundan yararlanamıyorlar, hastanelerden hizmet alamıyorlar.
Bununla ilgili bir yasa önergesi verdim, gününü doldurmuş yaşı bekleyenlerle
ilgili. Umarım bu yasa teklifine destek olursunuz, bu insanların mağduriyetini
gideririz diyorum.
Sevgiler,
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkürler Sayın Akar.
Aynı
mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önergeler kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 452 Sıra Sayılı Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısının 12 inci maddesinin 1'
inci fıkrasının "ç" bendinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Cemalettin
Şimşek (Samsun) ve arkadaşları
MADDE 12-
(1)
ç) Yetki
Belgesi sahibi bir tüzel kişinin sermayesinin yüzde on (halka açık şirketlerde
yüzde beş) veya daha fazlasını temsil eden payların, doğrudan veya dolaylı
olarak bir gerçek veya tüzel kişi tarafından edinilmesi ile bir ortağa ait
payların tüzel kişilik sermayesinin yüzde onunu aşması sonucunu veren pay
edinimleri ve/veya bir ortağa ait payların yukarıdaki oranların altına düşmesi
veya yukarıda belirlenen pay edinimlerinden bağımsız olarak tüzel kişinin
ortaklık yapısında kontrolün değişmesi sonucunu veren pay devirleri her
defasında kurum onayına tabidir.
“Bu hüküm
oy hakkı edinilmesi halinde de geçerlidir.”
“Hisse
devri söz konusu olmasa dahi, mevcut hisseler üzerinde imtiyaz tesisi veya
imtiyazın kaldırılması da, birinci fıkrada öngörülen oransal sınırlara
bakılmaksızın onaya tabidir.”
“Kurum,
onay için gerekli inceleme ve değerlendirme sırasında ihtiyaç duyacağı ilave
bilgi ve belgeleri hisse devrine taraf olan gerçek veya tüzel kişilerden
isteyebilir.”
BAŞKAN –
Komisyon önergeye katılıyor musunuz?
BAYINDIRLIK,
İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) –
Katılamıyoruz efendim.
BAŞKAN –
Hükûmet?
ORMAN VE
SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Katılmıyoruz Başkan.
MEHMET
GÜNAL (Antalya) – Karar yeter sayısı…
BAŞKAN –
Sayın Şimşek, buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)
CEMALETTİN
ŞİMŞEK (Samsun) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biraz evvel ifade
etmek istediğimi tam ifade edemeden burada sürem dolmuştu. Onun için, tekrar
söz aldım bu maddeyle ilgili olarak. Bu vesileyle tekrar hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, esas ifade etmek istediğim şey şuydu biraz evvel: Biz, bu
yasaları çıkarırken vatandaşlarımızın bu çıkardığımız yasalardan nasıl
etkilendiği, bunların bir hayat pahalılığı olarak mı vatandaşımıza yansıdığı,
yoksa hayatın ağırlıklarını üzerinden aldığı mı şeklindedir diye bunlara
bakmamız lazım ama tamamen buradaki tüm yasaları çıkarırken bu hizmetleri
piyasalaştırarak halkın, vatandaşın üzerine bir yük olarak gönderiyor isek eğer
“Burada bir eksiklik ve bir yanlışlık vardır.” demek istiyorum ve bu
piyasalaşan ekonomi sonucunda her çıkan yasa, her çıkardığımız yasa vatandaşa
bir mali külfet olarak gitmektedir. Devlet de o zaman sosyal devlet olma
özelliğinden maalesef uzaklaşmaktadır. Bakın, burada çıkardığımız 2/B Yasası
var. Biz, devlete para kazandıracağız diye çıkardık bunu. Ben biraz evvel de
belirttiğim gibi, vatandaşlar bunu gerçekten ödeyecek durumda değiller. Herkes
boşu boşuna yürüyüşler, vesaireler yapmıyor. O bakımdan, bu yasaları
değerlendirerek, piyasalaştırırken onların da, vatandaşın da bu durumunu göz
önünde bulundurmamız gerekir diye düşünüyorum.
Biliyorsunuz,
Özelleştirme Yasası 1987 yılında rahmetli Özal’ın döneminde çıkarıldı ancak
2002 yılına, AKP iktidara gelinceye kadar özelleştirmeden devletin geliri 8
milyar dolar civarındaydı. Zannediyorum, 2002-2013 arasında bu özelleştirme
geliri 50 milyar dolarlara yaklaştı. Bu, sadece bu yasaları çıkartarak bu
özelleştirme yasalarıyla beraber elde edilen gelir neticesinde… Bunların
vatandaşa hepsinin bir yük olarak döndüğünü düşünüyorum.
Bir de
şunu ifade etmek istiyorum: Başta Sayın Başbakan olmak üzere, biraz evvel sayın
grup başkan vekili de ifade ettiler, “Biz çok oy aldık. Dolayısıyla, on yıldır
da iktidardayız, millete de çok güzel hizmet götürüyoruz. Muhalefete ne oluyor,
niçin bize itiraz ediyor, önergeler veriyor?” vesaire bir tavır, anlayış var
burada. Her zaman bu karşımıza çıkıyor. Sayın Başbakan bunları söylerken
geçmişteki hükûmetleri de yanlış yaptıkları konusunda, kurulmuş cumhuriyet
hükûmetlerini de yanlış yaptıkları konusunda acımasızca eleştirmektedir. Ama
ben Sayın Başbakana ve AKP’li milletvekili, grup başkan vekili arkadaşımıza da
şunu hatırlatmak istiyorum, şunu bilmemiz lazım: Burada kurulmuş olan
hükûmetlerin, iktidarların hepsi çok oy alarak gelmişlerdir yani iktidarı hak
ederek gelmişlerdir. Demokrasilerde başka türlü iktidar olmak yoktur. Madem ki
-Sayın Başbakanın ağzıyla söylüyorum- onlar yanlış yaptıları,
eksik yaptıkları için ülke geri kaldı, işleri beceremediler, böyle bir ihtimal
AKP için yok mu? Yani, çok oy almak iktidar olmak için yeterli ama doğru işler
yapmak için yeterli mi? Burası tartışılmıyor hiç. Bunu tartışmamız lazım diye
düşünüyorum. AKP’li arkadaşlarıma, Sayın Başbakana buradan bunu hatırlatmak
istiyorum.
MUHYETTİN
AKSAK (Erzurum) – Millet biliyor, her seferinde oy veriyor.
CEMALETTİN
ŞİMŞEK (Devamla) – Efendim, anlayamadım?
MUHYETTİN
AKSAK (Erzurum) – Bu millet tartışıyor, her seferinde de oyunu veriyor.
CEMALETTİN
ŞİMŞEK (Devamla) – Onları da tartıştı da oy verdiydi efendim. Onlar da iktidar
olurken burada, hükûmet olurken tartışıldı, edildi ve neticede çok oy alan
hükûmet etme hakkını, iktidar olma hakkını elde ediyor ama eğer iktidar olanlar
hep doğru yapmış olsalardı, çok oy alanlar hep doğru yapmış olsalardı ülke bu
durumda olmazdı. Benim ifade etmeye çalıştığım şey bu. Onun için bunu biraz göz
önünde bulundurun. Bir kendinizi check edin.
Dolayısıyla da muhalefetten gelen eleştirilere biraz daha kulak verin diye
söylemek istiyorum.
Benim
söyleyeceklerim bundan ibaretti. Hepinize saygılar sunarım.
Teşekkür
ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkürler Sayın Şimşek.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
MEHMET
GÜNAL (Antalya) – Karar yeter sayısı istiyorum.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Geçti artık, arasında olmaz.
BAŞKAN –
Kabul etmeyenler…
MEHMET
GÜNAL (Antalya) – 55 kişi var Sayın Başkanım, buna da “Var.” derlerse…
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Hayır, Sayın Başkan, oylamaya geçtikten sonra olmaz bu iş.
BAŞKAN –
Geç kaldınız yalnız.
Önerge
kabul edilmemiştir.
12’nci
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul…
MEHMET
GÜNAL (Antalya) – Sayın Başkan, bakın, madde görüşülürken “Karar yeter sayısı
istiyorum.” dedim.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Olmaz öyle.
BAŞKAN –
“Görüşülürken” değil efendim.
MEHMET
GÜNAL (Antalya) – Şimdi tekrar kaldırıp, siz sorduğunuz zaman…
BAŞKAN –
“Kabul edenler…” dedim, oylandıktan sonra söylediniz. İstiyorsanız maddeyi
oylarken yaparız.
MEHMET
GÜNAL (Antalya) – Bakın, siz sorduğunuz zaman, ben burada daha oylama
yapılırken 55 kişinin olduğunu…
BAŞKAN –
Sayın Günal, bir saniye.
MEHMET
GÜNAL (Antalya) – 55 kişi vardı.
BAŞKAN –
Bir saniye efendim. İlk önce dinle. 55’i biz de görüyoruz 3 kişi.
MEHMET
GÜNAL (Antalya) – Karar yeter sayısı dedim mi?
BAŞKAN –
Demediniz, “Kabul edenler…”den sonra dediniz.
MEHMET
GÜNAL (Antalya) – Sorun arkadaşlara.
BAŞKAN –
Soralım efendim.
MEHMET
GÜNAL (Antalya) – Mustafa Elitaş demeyecek, ben
diyeceğim, ben.
BAŞKAN –
“Kabul edenler…”den sonra dediniz.
Şimdi
maddenin oylamasında karar yeter sayısını isteyeceğim.
MEHMET
GÜNAL (Antalya) – Ben diyeceğim, Mustafa Elitaş’a
bakma. Ben diyorum “Karar yeter sayısı” diye.
BAŞKAN –
Kimseye baktığım yok benim. Ben burada görevimi yapıyorum, kimseye baktığım
yok.
MEHMET
GÜNAL (Antalya) – Bak buraya sor, sor bakalım demiş miyim.
BAŞKAN –
Efendim bir saniye… Sayın Günal, bir saniye… Ben “kabul edenler” dedikten sonra
siz “karar yeter sayısı” dediniz. Ama şimdi, maddenin oylamasında karar yeter
sayısı arayın. Bunda bir şey yok. Celallenecek bir şey de yok.
MEHMET
GÜNAL (Antalya) – Tamam, çağırın hepsini bakalım. Böyle peşin hükümlü olmayın. Elitaş’a bakmayın, bize bakın, bize!
BAŞKAN –
Efendim, 12’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum ve karar yeter sayısını
arayacağım: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler...
MEHMET
GÜNAL (Antalya) – Kaç kişi var, söyle bakayım! Söyle kaç kişi var? Kaç kişi
var, söyle bakalım!
BAŞKAN –
Madde kabul edilmiştir. (MHP sıralarından gürültüler)
MEHMET
GÜNAL (Antalya) – Söyle, kaç kişi var? Söyle!
BAŞKAN –
13’üncü maddenin üzerinde bir önerge vardır, okutuyorum…
MEHMET
GÜNAL (Antalya) – Kaç kişi var kâtip üyeler, söyleyin bakalım?
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – 150 kişi var. Sana ne! (AK PARTİ ve MHP sıralarından
gürültüler)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
1/751
Esas numaralı (SS 452) Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısının 13 üncü maddesinin
kanun metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Aykut Erdoğdu Haluk Eyidoğan Turgay Develi
İstanbul İstanbul Adana
Turgut Dibek Tufan Köse
Kırklareli Çorum
MEHMET
GÜNAL (Antalya) – Bir daha sayın, bir daha sayın bakalım. Varsa istifamı
vereceğim sana.
BAŞKAN –
Sayın Günal…
MEHMET
GÜNAL (Antalya) – Say şimdi, say. İstifamı verip çıkacağım ya, say! 55’ti, oldu
75. Ne var yani?
BAŞKAN –
İstifaya da gerek yok. Burada insanlar sayıyor ve “peki” dedik. Oturun efendim.
MEHMET
GÜNAL (Antalya) – Ayıp, ayıp! Bu kadar olmaz.
BAŞKAN –
Lütfen Sayın Günal…
MEHMET
GÜNAL (Antalya) – Gelin o zaman. Oturmayın orada, gelin, sıraya oturun. (AK
PARTİ ve MHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN –
Bir saniye arkadaşlar…
MEHMET
GÜNAL (Antalya) – Otur buraya, dinle o zaman.
BAŞKAN –
Sayın Günal, rica edeyim, bir saniye…
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, siz devam edin.
BAŞKAN –
Arkadaşlar, sakin olun, sakin olun. (AK PARTİ ve MHP sıralarından gürültüler)
Lütfen… Lütfen…
S. NEVZAT
KORKMAZ (Isparta) – Meclisin huzurunu bozuyorsunuz Sayın Başkan. Buna hiç gerek
yok. Meclisi geren sizsiniz. Buna hiç gerek yok.
BAŞKAN –
Benimle ilgisi yok, herkes burada bakıyor.
MEHMET
GÜNAL (Antalya) – 2 tane burada kâtip üye var, ikisi de duruyor burada.
BAŞKAN –
Komisyon, önergeyi kabul ediyor musunuz efendim?
BAYINDIRLIK,
İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) – Kabul
etmiyoruz efendim.
BAŞKAN –
Hükûmet?
ORMAN VE
SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Kabul etmiyoruz Başkanım.
BAŞKAN –
Kimindi önerge?
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Sayın Haydar Akar…
BAŞKAN –
Sayın Akar, buyurun…
MEHMET
GÜNAL (Antalya) – Böyle ayıp ya! 2 tane kâtip üye oraya oturmuş, bakıyor:
“Var.”
BAŞKAN –
Ya, etmeyin şunu ya, etmeyin şunu ya.
MEHMET
GÜNAL (Antalya) – Kaç tane var? 55’i saydım da ben, giren 10 kişi, 75 olsun,
hadi 10 da ben koydum üstüne senin için.
BAŞKAN -
Etmeyin şunu. Yapmayın, yapmayın ya!
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kaldığımız yerden…
MEHMET
GÜNAL (Antalya) – Ayıp! Böyle olmaz yani.
BAŞKAN –
Ayıp olan bir şey yok.
Buyurun.
HAYDAR
AKAR (Devamla) – …devam ediyoruz.
Özelleştirmenin
bu ülkeye getirmiş olduğu faydaları tek tek sayıyoruz. Şimdi sıra geldi
yoksulluğa.
“Yoksulluk”
deyince şunu hatırlatmak istiyorum size: Başbakan bir konuşmasında, sosyal
yardımları yani kömür ve makarna yardımını 16 kat artırdığını ifade etti. Yani
gelinen on bir yıllık AKP iktidarı döneminde yoksul sayısının ve yardıma muhtaç
sayısının ne kadar kat arttığını Başbakanın ağzından çok rahatlıkla
dinleyebiliriz.
Ama ben
size bunu örnek vermeyeceğim. Ben size geçen hafta 16 milletvekiliyle
gittiğimiz Urfa gezisini anlatmak istiyorum. 13 tane AKP milletvekili, 2 CHP ve
1 MHP milletvekili Urfa Ceylânpınar yani TİGEM arazilerine bir gezi düzenledik
KİT Komisyonu olarak. Bu gezide, oradaki göçerlerin problemini çözmek ve
problemlerini yerinde anlayabilmek için oraya gittik.
Şimdi,
sevgili arkadaşlar, Şanlıurfa, evet; Şanlıurfa’ya baktığımızda, müthiş
arazileri olan ve tarımla uğraşan insanların yaşadığı bir alan. Yalnız,
göçerler bu TİGEM arazisinde yaşıyorlar, 1 milyon 750 bin dönümlük bir arazide
yaşıyorlar. Yaklaşık 23 tane köy var. Bu 23 tane köyün birine gittik.
Arkadaşlarım burada. Tam iki buçuk saatte 70 kilometrelik bir yolu… Yaklaşık
bir karış toz içerisinde ulaşabildik köye. Köye ulaştığımızda, bu köyde cami
yok. En çok onunla ilgilendiğiniz için ondan başladım öncelikli olarak.
BÜLENT
TURAN (İstanbul) – Hadi, bir cami yap oraya.
HAYDAR
AKAR (Devamla) – Okul da yok, ev de yok.
BÜLENT
TURAN (İstanbul) – Hadi okul da yap.
HAYDAR
AKAR (Devamla) – Hayvanların barınacağı alan da yok ve su da yok, elektrik de
yok. Bizim gittiğimiz köyde bu yok. Ama 23 köyün yüzde 70’inde, yüzde 80’inde
böyle.
Çocuklar
yalvarıyorlar, “Biz insan olmak istiyoruz.” diyorlar, “Biz okumak istiyoruz.”
diyorlar, “Biz devlete hizmet etmek istiyoruz.” diyorlar. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
Lütfen
sözümü kesmeyin, dinleyin, Türkiye’nin geldiği hâli anlayın. Burada, 23 köyde
660 hane yaşıyor, tespit edilen 660 hane ve bu 660 hanede 4.500 kişi yaşıyor.
4.500 kişi hayvancılıkla geçiniyor bu TİGEM arazisinde.
Sizden
gidip orayı görmenizi istiyorum. Hani diyorsunuz ya “Yurt dışında yardımda
bulunduk. Şunları yaptık, bunları yaptık.” Gidin, o insanları bulun ve onlara
yardımda bulunun. 2007 yılında söz vermişsiniz “Arazi vereceğiz.” diye ve
demişsiniz ki: “Eğer bu seçimlerde AKP’ye oy çıkarsa -vatandaş öyle anlatıyor, full oy çıkmış bu 23 köyde- size arazi vereceğiz.” 2013
yılında gittik ve bu arazilerin verilmediğini gördük. Hep beraber gördük,
arkadaşlarım da burada. Beni, farklı söylüyorsam doğrulayabilirler. Türkiye’yi
getirdiğiniz nokta bu, yoksulluk bu.
İşsizliklerden
bahsediyorduk. Biraz evvel dedim ki: Üniversite işsizleri, daha sonra da işten
atılan insanların Türkiye’deki açlık sorunu, Türkiye’deki geçinememe sorunu.
Arkadaşlar,
en büyük sorunlardan bir tanesi de taşeron problemi. İktidarınız döneminde taşeron
problemi had safhaya ulaşmıştır. Bakın, PTT’de de 37 bin kişi çalışıyor -Genel
Müdür gitti- 37 bin kişinin 8 bini taşeron, 23 bin kişi de sözleşmeli
çalışıyor. Benim kentim -dedim ya- sanayi kenti. Benim kentimde çalışan
insanlar, PETKİM’de, TÜPRAŞ’ta çalışan insanlar refah seviyesinde, Hükûmetin ve
TÜİK’in belirlemiş olduğu açlık sınırı üzerinde
yaşıyorlardı geçmişte yani refah bir hayat yaşıyorlardı. Babalarının
dedelerinin emekli olduğu fabrikalarda şimdi çocukları 774 liraya taşeron
işçisi olarak çalışıyor. Biliyor musunuz, babalar, dedeler ne yapıyor benim
kentimde? Babalar, dedeler benim kentimde taksi duraklarında taksi şoförü
olarak çalışıyorlar. Gidip sorduğumda “Niye burada çalışıyorsunuz?” dediğimde,
zannetmeyin ki Amerikalı, Alman emekli gibi Hawaii adasına gidiyorlar ya da
Türkiye’deki bir tatil beldesine gidip, rahat bir ay, geçimlerini sağlayıp
güzel bir tatil yapıyorlar. Bunlar, taksi duraklarında, çocuklarına bakabilmek,
onların ev kiralarını ödeyebilmek için çalışıyorlar, torunlarına bakabilmek
için çalışıyorlar; bunu görün arkadaşlar. Evet, bu millet size oy veriyor,
yüzde 52 oy veriyor ama millet önceliğini unutmuş, unutturmuşsunuz millete
önceliğini. Bu millet önceliğini hatırladığı zaman size gereken cezayı
verecektir, bundan hiç kuşkum yok.
Bu, Kocaeli’de yaşanan bir durum, ki Kocaeli’ni Türkiye'nin
sanayi başkenti olarak adlandırıyoruz. Ya, Türkiye'nin öbür illerindeki durum,
işsizlik oranı… Tarımla uğraşan insanların traktörlerindeki boş mazot
depolarını görüyor musunuz? Tarımdan çıkan alanların sayısını ve kaç dönüm
olduğunu biliyor musunuz arkadaşlar? Bunları lütfen irdeleyin, bu insanların
problemlerine çözüm bulun diyorum.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkürler Sayın Akar.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
13’üncü
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 13’üncü madde
kabul edilmiştir.
14’üncü
madde üzerinde üç önerge vardır, okutuyorum.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 452 Sıra Sayılı Posta Hizmetleri Kanun Tasarısının 14 üncü maddesinin
ikinci fıkrasında yer alan “Kurumun önerisi ve Bakanlığın teklifi” ibaresinin
“Kurumun görüşlerini alarak Bakanlıkça yapılacak teklif” şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ahmet Aydın Ahmet Arslan Şirin Ünal
Adıyaman Kars İstanbul
Cahit Bağcı Hakan Çavuşoğlu
Çorum Bursa
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 452 Sıra Sayılı Posta
Hizmetleri Kanunu Tasarısının 14 üncü maddesinin 3’üncü fıkrasının aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
D. Ali Torlak Ali Halaman Zühal
Topcu
İstanbul Adana Ankara
Mehmet Günal Necati Özensoy
Antalya Bursa
“(3)
Görme engellilere özgü gönderiler her türlü posta ücretinden muaftır.”
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
1/751
Esas numaralı (SS 452) Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısının 14 üncü maddesinin
tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Aykut Erdoğdu Turgay Develi Haluk
Eyidoğan
İstanbul Adana İstanbul
Turgut Dibek Tufan Köse
Kırklareli Çorum
BAŞKAN –
Komisyon, son okunan önergeye katılıyor musunuz?
BAYINDIRLIK,
İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) –
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN –
Hükûmet?
ORMAN VE
SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN –
Kim konuşacak Sayın Hamzaçebi?
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) – Gerekçe…
BAŞKAN –
Gerekçeyi lütfen…
Gerekçe:
14 üncü
maddede a fıkrasında yer alan 1 (BİR) kg ibaresinin 4 kg olarak değiştirilmesi
BAŞKAN –
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
Bir
sonraki önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 452 Sıra Sayılı Posta
Hizmetleri Kanunu Tasarısının 14 üncü maddesinin 3’üncü fıkrasının aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
D.
Ali Torlak (İstanbul) ve arkadaşları
“(3) Görme
engellilere özgü gönderiler her türlü posta ücretinden muaftır.”
BAŞKAN –
Komisyon, önergeye katılıyor musunuz?
BAYINDIRLIK,
İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) –
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN –
Hükûmet?
ORMAN VE
SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN –
Kim konuşacak?
MEHMET
GÜNAL (Antalya) – Sayın Özensoy.
BAŞKAN –
Sayın Özensoy, buyurun efendim. (MHP sıralarından alkışlar)
NECATİ
ÖZENSOY (Bursa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; verdiğimiz önerge
üzerine söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
6’ncı
maddedeki önerge üzerine konuşmamızdaki bazı rakamları Sayın Genel Müdür
düzeltti, teşekkür ediyorum. Yani böyle ilgi, alakayla… Ama tabii bunların
hiçbirini inkâr etmedim ama rakamlarda ufak tefek yanlışlıklar var, bunları da
yazılı olarak verdi. Önce teşekkür ederek başlayayım. Ama şimdi, bu
söylediklerimde de lütfen bir yanlışlık, bir fazlalık varsa bunları da
düzeltsinler.
Bakın,
bunu ben soru önergesi olarak vermişim, yazılı soru önergesi, hem de 17/10/2011
tarihinde vermişim. Bir buçuk sene geçmiş aradan ama bana hâlâ bu yazılı soru
önergesinin cevabı gelmedi. Bu soru önergesinde yine bu yanlışlıklarla ilgili,
fazla ödemelerle ilgili bir konuyu, özellikle araç kiralamasıyla ilgili konuyu
sormuşum.
1.100
araç operasyonel kiralama yöntemiyle, iktidara
yakınlığıyla bilinen ve 409 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Tebliği'ne göre
30/6/2011 tarihi itibarıyla ödenmemiş ve toplam miktarı 1 milyon TL'yi aşan,
hatta çok daha yukarılarda olan, vergi borçluları listesinde 28’inci sırada
olan Özdicle Gıda Sanayi ve Ticaret AŞ'den üç
yıllığına kiralanmıştır. Önceki durumda, taşeron firma eliyle PTT, yakıt ve
şoför dâhil günlük 65 TL ile 79 TL arası, aylık yaklaşık 1.500 ila 1.700 TL ödenmekteydi.
Kiralık
filo araçlarını PTT personeli kullanmaktadır şu anda. Kurum çalışanı memur,
şef, veznedar ve müdürler ile dağıtıcılar asli görevlerini yapmayarak 657
sayılı Yasa’da belirtilmesine rağmen unvanları dışında bir işte çalıştırılarak
bu araçları çalıştırma adına iş gücü kaybına neden olurken devlete maliyeti
2.800 ila 3.500 TL arasında olan personel sadece şoförlük yapmaktadır. Buna
göre, PTT Genel Müdürlüğü Özdicle Gıda Sanayi ve Ticaret AŞ adına Ford Otosan firmasına teminat gösterdi
mi? Yani daha doğrusu PTT göstermediyse de o firma bu işi teminat olarak
gösterdi. Bu araçlar için şoför olarak PTT personeli kullanılıyor iken ve yakıt
gideri PTT tarafından karşılanıyor iken neden Özdicle
Gıda Sanayi ve Ticaret AŞ aracılığında kiralamaya gidilmiştir? Parayı ödeyen
PTT. İletici firmadan filoyu satın alacak kadar taksit ödenmesine rağmen niye
PTT bu filoyu satın almamıştır?
Yine 657
sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 45’inci maddesine göre, “Hiçbir memur,
sınıfının dışında ve sınıfının içindeki derecesinin altında bir derecenin
görevinde çalıştırılamaz.” hükmü mevcutken hangi yasal dayanakla memur, şef,
veznedar, müdür gibi dağıtıcılar şoför olarak çalıştırılmaktadır? Burada
PTT’nin kârı nedir, Özdicle Gıda ve Ticaret
Sanayi’nin avantajı nedir diye soru önergesi vermişim. Yani, burada ciddi
anlamda vergi yüzsüzler listesinde olan bir firmaya ihale verildiğini ifade
ediyorum yani bu bir yolsuzluktur ama buna cevap gelmiyor. Üstelik verilen
ihale miktarlarını söylüyorum açık açık yani buradaki rakamları ifade etmeme
rağmen, bu soru önergesine, bana cevap gelmedi. Şimdi ben bu soru önergesini
burada tekrar ediyorum: Bu Özdicle’yi -o PTT’nin-
yine KİT Komisyonunda soru olarak sorduğumda, verilen cevapta yüzsüzler
listesinde olmadığı ifade edildi ama ben onun belgesini de getirip PTT’ye
vermeye hazırım. Böyle bir durumda, üstelik bu firma seçim öncesi tam mayıs
ayında, 2011’in Mayıs ayında Sayın Ulaştırma Bakanının bulunduğu bölgeye
Türkiye genelindeki bütün dağıtım araçları, filo oraya getirilerek oradan
gösteri yani bir seçim aleti edilerek bu konu ondan sonra şoförlerle tekrar
alanlarına gönderildi, üstelik yolda da kazalar oldu ve bu kazaları da kullanan
memurlardan talep ettiler.
Teşekkür
ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkürler.
MEHMET
GÜNAL (Antalya) – Karar yeter sayısı istiyoruz.
BAŞKAN –
Önergeyi oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısını arayacağım: Kabul
edenler… Kabul etmeyenler…
Evet,
anlaşmazlık var, elektronik cihazla yapacağız oylamayı.
İki
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN -
Karar yeter sayısı vardır.
Önerge
kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 452 Sıra Sayılı Posta Hizmetleri Kanun Tasarısının 14 üncü maddesinin ikinci
fıkrasında yer alan “Kurumun önerisi ve Bakanlığın teklifi” ibaresinin “Kurumun
görüşlerini alarak Bakanlıkça yapılacak teklif” şeklinde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Ahmet
Aydın (Adıyaman) ve arkadaşları
BAŞKAN –
Komisyon…
BAYINDIRLIK,
İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) – Takdire
bırakıyoruz efendim.
BAŞKAN –
Sayın Hükûmet…
ORMAN VE
SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Katılıyoruz Başkanım.
BAŞKAN –
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Bu
değişiklik ile evrensel posta hizmeti kapsamının belirlenmesinde Bakanlığın
teklifinden önce kurumun önerisinden ziyade görüşlerinin alınması
amaçlanmıştır.
BAŞKAN –
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmiştir.
Kabul
edilen önerge doğrultusunda 14’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... 14’üncü madde kabul edilmiştir.
15’inci
madde üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
1/751
Esas numaralı (SS 452) Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısının 15 inci maddesinin
(1) numaralı fıkrasının (a) bendinde yer alan “…yüzde 2’si…” ibaresinin,
“…yüzde 1’i…” şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
İlhan Demiröz Haluk Eyidoğan Haydar Akar
Bursa İstanbul Kocaeli
İdris Yıldız Sakine Öz Erdal Aksünger
Ordu Manisa İzmir
Doğan
Şafak
Niğde
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 452 Sıra Sayılı Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısının 15 inci maddesinin
1’inci fıkrasında yer alan “ve tahsil” ibaresinin “ve tahsili” olarak
değiştirilmesini, 1’inci fıkrasının “a” bendinde yer alan “yüzde 2’si”
ibaresinin “yüzde 1’i” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
D. Ali Torlak Ali Halaman Zühal
Topcu
İstanbul Adana Ankara
Özcan Yeniçeri Necati Özensoy Mehmet Günal
Ankara Bursa Antalya
BAŞKAN –
Komisyon önergeye katılıyor musunuz?
BAYINDIRLIK,
İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) –
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN –
Hükûmet…
ORMAN VE
SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN –
Sayın Yeniçeri, buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tabii, şimdi, yani
“Yüksek sesle konuşuyorsunuz.” diyorsunuz. Konuşmasak uyuyacaksınız. Onun için
uyaracağım sizi.
Şimdi,
aslında tepeden tırnağa hangi ihtiyaçtan kaynaklandığı ve PTT’ye ne yapmak
istendiği konusunda öncelikle bir temel düşünceyi ortaya koymak lazım çünkü
çıkış yeriniz yanlışsa varış yeriniz de yanlış olacaktır.
Bu
PTT’nin nesinden rahatsızlık duydunuz? Bu PTT’nin önce T’sini sattınız; sonra,
ona ilaveler yaptınız; sonra, değişik boyutlara götürüp indirgediniz. Şimdi,
madem öyleydi “Bunu kendi hâli içerisinde, kendi yapısı içerisinde devam
ettirmek mümkün iken bunu tutup şu anda yeni bir yasa tasarısıyla başka bir boyuta,
başka bir hukuki kimliğe kavuşturmanın manası ne?” sorusunu sormak lazım ve
bunun cevabını istemek lazım. “Eğer, madem, o kadar elzemdi de on iki senedir
niye beklediniz?” sorusunu da bunun arkasından sormak lazım. Madem gerekliydi,
zorunluydu, etkinlikti, kârlılıktı, rasyonaliteydi, bütün bunları
gerçekleştirmek istiyordunuz o zaman neden daha önce bunu yapmadınız da bugüne
kadar beklediniz; on iki senedir rasyonel, akılcı olmayan, etkin olmayan,
verimsiz olmayan bir şekilde çalışmasına izin verdiniz? Soru bu Sayın Bakan.
Şimdi,
aslında iktidar PTT’yi şirketleştiren bu yasayı getirirken çalışanların ve
tarafların, konuyla ilgili diğer sendikal ve sivil toplum kuruluşlarının
görüşlerine itibar etmemiştir. Demokrasi budur işte, katılımcılık varsa demokrasi
vardır, yönetimin içerisinde çalışanlar varsa demokrasi vardır. Siz, sendikaya
sormadıysanız, onun görüş ve düşüncelerine itibar etmediyseniz demokrasi
yoktur; o, laf demokrasisidir, sözde demokrasi var demektir. Onun için, sizi
gerçekten demokrat gibi davranmaya, bu şekilde değil de endüstriyel demokrasi
dediğimiz, çalışanları işin içerisine katarak, onların görüşlerine itibar
ederek devreye sokmanızın gerektiğinin de altını çizmek istiyorum.
AKP her
konuda olduğu gibi çalışanlara kaderlerini ilgilendiren hususlarda bile söz
hakkı tanımıyor. Tepeden inme bir yasayla çalışanlar karşı karşıya
bırakılmıştır ve bu yasa bu yönü itibarıyla bir dayatmadır. Bu kanunla PTT
gidecek, özel hukuk hükümlerine tabi PTT anonim şirketi gelecektir. Bu durum,
birçok sosyal sorunu da gündeme getirmiş olacaktır. Bu süreç bir
taşeronlaştırma ve doğal olarak özelleştirmeyle sonuçlanacak bir konumu
karşımıza çıkaracaktır.
Tasarı bu
hâliyle kanunlaşırsa iş güvencesi olmayan çalışanlar ordusu yaratacaktır. Kim
ne derse desin, çalışanlar, kazanılmış haklarını da büyük ölçüde
kaybedeceklerdir. Çalışanların geleceği yöneticilerin, daha çok da siyasilerin
iki dudağının arasına yerleşmiş olacaktır. Kadrolu personel dönemi sona erecek,
sözleşmeli personel dönemi başlayacaktır. Çalışanlar emekli olmaları için
teşvik edilecek ve kurumdan ayrılmaları için de türlü çeşit baskılar devreye
sokulacaktır. Ayrılanların yerine yeni şirketin değil, AKP’nin ihtiyaçlarına
uygun elemanlar gelecektir. Sonuçta çalışanlar, güvencesi olmayan sözleşmeli istihdam
sistemine geçirilecektir.
AKP
iktidarının temel özelliği vatandaşın hayatının her alanını paraya
çevirmesidir; bayağı başarılısınız, kutluyorum. AKP zihniyetine göre insan da
dâhil -tırnak içerisinde- her şeyin ölçüsü paradır. Bedelliyle askerliği, HES’lerle yer üstü sularını, sayaçlarla yer altı sularını,
2/B’yle vatandaşın kullandığı arazileri paraya çevirdiniz.
RECEP
ÖZEL (Isparta) – Hocam, siz de bedelli askerlik çıkardınız MHP döneminde.
ÖZCAN
YENİÇERİ (Devamla) - Akla gelen her şeyi paraya çeviren AKP, çok uluslu
şirketler lehine, yurttaşlar aleyhine bir düzenlemeyle bizi karşı karşıya
bırakmıştır. PTT’yi şirketleştiren bu tasarı da böyle bir süreci işaret
etmektedir.
AKP
iktidarı Cumhuriyet Dönemi’nin kurum ve kuruluşlarını satmakta çok büyük bir
iştah ve şehvet duymaktadır; bu, işin başka bir yanı. Yerli, yabancı demeden,
stratejik, hayati önemine bakmadan tarihî kuruluşlar birkaç yıllık geliri
karşılığında haraç mezat elden çıkarılmaktadır. İki asırdır bu millete
kaliteli, hızlı, sürekli hizmet veren PTT, özerk bir yapıya kavuşturularak
yönetimi rasyonelleştirilecek yerde özelleştirilmiştir.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÖZCAN
YENİÇERİ (Devamla) – Şimdi “Daha verimli, etkin ve kârlı bir kuruluş hâline
getiriyoruz.” diyerek tarihî kurumlar birer birer elden çıkarılmıştır.
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) – Başkan sesi aç, Başkan!
ÖZCAN
YENİÇERİ (Devamla) - Bunun için kurumların önce yapısı değiştiriliyor.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Hocam vakit bitti yazılı ver, yazılı.
ÖZCAN
YENİÇERİ (Devamla) – Sen yirmi dakika borçlusun bana.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) – Tamam doğru. Sayın Başkanım, doğru, Hocam alacaklı.
ÖZCAN
YENİÇERİ (Devamla) - Sonrasında ise; özel sektörle rekabet edemiyor, zarar
ediyor diyerek yandaş şirketlere satışın alt yapısını oluşturan bir süreç
başlatılıyor.
Halbuki,
kurumlar da toplumlar gibi gelişerek devam ederler, devam ederek de gelişirler.
Kuruluşların
doğaları yoktur, tarihleri vardır. AKP'nin tarihsiz ve hafızasız
uygulamalarından PTT de nasibini almıştır. Tarihsizlik aynı zamanda
talihsizliktir. (AK PARTİ, CHP ve MHP sıralarından alkışlar)
Sürekli
değiştiriyorsunuz, sürekli dönüştürüyorsunuz; bir değişen değişmeyene göre
değişir ya da dönüşür. Ya Troçki gibisiniz, bir şey
getirir gibi sürekli bugün getirdiğinizin yarın tersini getiriyorsunuz.
Hepinize
saygılar sunuyorum (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
- Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
Son
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
1/751
Esas numaralı (SS 452) Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısının 15’inci maddesinin
(1) numaralı fıkrasının (a) bendinde yer alan “… yüzde 2’si” ibaresinin “…
yüzde 1’i…” şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Haydar
Akar (Kocaeli) ve arkadaşları
BAŞKAN –
Komisyon önergeye katılıyor musunuz?
BAYINDIRLIK,
İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) –
Katılmıyoruz.
BAŞKAN
– Hükûmet?
ORMAN VE
SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) – Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN –
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Hizmet
sağlayıcıları tarafından Bakanlığa ödenecek "evrensel posta hizmeti geliri”nin, hizmet sağlayıcılarının gelir tablosunun net
satışlar kısmında belirtilen tutardan şirketin posta hizmetlerinden elde ettiği
net satış hasılatına isabet eden miktarın yüzde 2'si olması, oldukça yüksek bir
meblağa karşılık gelmektedir.
Evrensel
posta hizmeti geliri, toplumun ekonomik ve sosyal açıdan korunmaya muhtaç
kesimlerinin posta hizmetlerinin, evrensel posta hizmeti kapsamında bedelsiz
veya düşük bedeller karşılığında verilmesinin maliyetinin karşılanması amacıyla
alınacaktır.
Anılan
hizmetler, 5584 sayılı Posta Kanunun 22’nci maddesinde, askeri okullar, öksüz
yatılı okulları ve Darüşşafaka öğrencileri ile
onbaşıya kadar asker ve jandarma eratının gönderecekleri 100 grama kadar
ağırlıktaki yurt içi adi mektup ve kartlarla aile ve akrabaları tarafından sözü
geçen öğrenci ve erata gönderilecek aynı ağırlığa kadar olan adi mektup ve
kartlar ile Sağlık Bakanlığından gönderilip doktorlar tarafından doldurularak
postaya verilen ve bulaşıcı hastalıkları bildiren adi kartların posta bedelinin
binde beşi oranında alınacağı; tenzilatlı gönderilere ait tutarın her beş yılda
bir PTT idaresince tespit edilerek yıllık miktarlarının her yıl başında ilgili
Bakanlıklar bütçelerinden PTT'ye ödeneceği şeklinde kurallaştırılmıştı.
Kanun
Tasarısında ise, evrensel posta hizmetleri kapsamına konu olacak posta
gönderileri iki kilograma çıkarılarak kapsamına yirmi kilograma kadar olan koli
ve kargolar ile basılmış kağıt ve görme özürlülere özgü yazılar da alınmakta;
ancak bu kapsamdaki gönderilerden toplumun ekonomik ve sosyal korunmaya muhtaç
hangi kesimlerinin yararlanacağı hususu açık tutularak Kurumun düzenleyici
işlemine bırakılırken, finansmanının da sektörde faaliyet gösteren firmalardan
alınması öngörülmektedir.
Sektörde
faaliyet gösteren firmalar ise ortalama yüzde 10 karlılıkla çalışmakta ve hatta
PTT koli ve kargo hizmetlerinden 2009 yılından itibaren yüzde 86'lar düzeyinde
zarar etmektedir. Hizmet sağlayıcılarının posta hizmetlerinden elde ettiği net
satış hasılatına isabet eden miktarın yüzde 2'si oranında ödeyecekleri evrensel
posta hizmeti geliri ise, karlılığını korumak isteyen firmaların posta hizmeti
fiyatlarını yaklaşık yüzde 25 oranında yükseltmelerine yol açmaktadır. Başka bir
anlatımla, firmaların posta hizmetlerinden elde ettiği net satış hasılatının
yüzde 2'si oranında ödeyeceği evrensel posta hizmeti geliri, posta hizmeti
fiyatlarının yaklaşık %25 oranında yükselerek tüketicilerin istismarıyla
sonuçlanmaktadır.
Bu
itibarla, evrensel posta hizmeti geliri oranının "yüzde 1'i" olarak
değiştirilmesi, hem evrensel posta hizmeti kapsamında bedelsiz veya düşük
bedelli karşılanacak korunmaya muhtaç kesimlerin rasyonel belirlenmesini, hem
de posta hizmeti kullanıcısı tüketicilerin ekonomik istismarlarının ve
dolayısıyla refah kayıplarının daha az olmasını sağlayacaktır.
BAŞKAN –
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
15’inci
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 15’inci madde
kabul edilmiştir.
Beş
dakika ara veriyorum efendim.
Kapanma Saati: 00.47
SEKİZİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 00.49
BAŞKAN: Başkan Vekili Mehmet SAĞLAM
KÂTİP ÜYELER : Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır),
Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
BAŞKAN –
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 100’üncü Birleşiminin
Sekizinci Oturumunu açıyorum.
452 sıra
sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon?
Yok.
Ertelenmiştir.
Alınan
karar gereğince kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer
işleri sırasıyla görüşmek üzere 8 Mayıs 2013 Çarşamba günü saat 14.00’te
toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 00.51