DÖNEM: 24 CİLT: 49 YASAMA YILI: 3
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
96’ncı Birleşim
24 Nisan 2013 Çarşamba
(TBMM Tutanak
Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu Tutanak Dergisi’nde yer alan ve
kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar
tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına
uygun olarak yazılmıştır.)
İ Ç İ N D E K İ L E R
I.-
GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.-
GELEN KÂĞITLAR
III.- YOKLAMA
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin
Gündem Dışı Konuşmaları
1.-
İstanbul Milletvekili Muhammet Bilal Macit’in, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve
Çocuk Bayramı’na ilişkin gündem dışı konuşması
2.-
Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Malatya’da yaşanan dolu ve don olaylarına
ilişkin gündem dışı konuşması
3.-
Afyonkarahisar Milletvekili Kemalettin Yılmaz’ın, eğitim ve istihdam
sorunlarına ve çözüm önerilerine ilişkin gündem dışı konuşması
V.- AÇIKLAMALAR
1.-
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel’in, Meclisin kuruluşunun 93’üncü
yılını kutladığımız bugünlerde cumhuriyetin sorununun eşitlik ve demokrasi
olduğuna ve cumhuriyetin, kuruluş felsefesiyle çelişen tarihiyle yüzleşmek
zorunda olduğuna ilişkin açıklaması
2.-
İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt’ün, ulusal ve resmî bayramlarla ilgili
bir yönetmelikle 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’ndan “Ulusal
Egemenlik” bölümünün çıkarılmasına ve bazı okullarda yapılan 23 Nisan
kutlamalarına ilişkin açıklaması
3.-
Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu’nun, Ermenilerin 518 bin Türk Müslüman’ı
katletmelerini görmezden gelip “büyük felaket” diyerek “Ermeni soykırımı
olduğunu” söyleyerek onlardan özür dileyenleri kınadığına ilişkin açıklaması
4.- Uşak
Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz’ın, Türk Silahlı Kuvvetlerinin batıya doğru
çekildiğine dair gazetelerde çıkan haberlerin doğru olup olmadığına ilişkin
açıklaması
5.-
İstanbul Milletvekili Türkan Dağoğlu’nun, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 23
Nisanı çocuklara armağan ettiğine ve çocuk hakları komitelerinin, politika
yapım süreçlerinde çocuk bakışı açısından önemli mekanizmalar olduğuna ilişkin
açıklaması
6.-
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova’nın, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve
Çocuk Bayramı’nı kutladığına ve 2/B arazileri için açıklanan rayiç bedellere
ilişkin açıklaması
7.-
İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı’nın, AK PARTİ Grubu olarak, doksan
üç yıllık köklü bir tarihi olan Meclise sahip olmaktan gurur duyduklarına ve bu
günü çocuklarımıza bayram olarak armağan eden Mustafa Kemal Atatürk ile tüm
şehit ve gazileri sevgiyle andıklarına ilişkin açıklaması
8.- İzmir
Milletvekili Alaattin Yüksel’in, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı
kutlamalarındaki çelenk koyma yasağına ve kuruluşunun 93’üncü yılını
kutladığımız Türkiye Büyük Millet Meclisinin 8 üyesinin tutuklu olduğuna
ilişkin açıklaması
9.- Bursa
Milletvekili İlhan Demiröz’ün, yazılı olarak cevaplandırılması için verdiği
önergedeki bazı sorulara Sağlık Bakanlığı tarafından yanıt verilmediğine, bunun
nedenini öğrenmek istediğine ve sorularının yanıtlanmasını talep ettiğine
ilişkin açıklaması
10.-
Afyonkarahisar Milletvekili Kemalettin Yılmaz’ın, Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanlığındaki bazı müşavirlere yönelik uygulamalara ilişkin açıklaması
11.-
Manisa Milletvekili Özgür Özel’in, Manisa’da 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk
Bayramı kutlamalarında yaşanan olaylara ilişkin açıklaması
12.-
Adana Milletvekili Ali Halaman’ın, Türkiye’de son yıllarda çeltik ekimi
yapılmadığına ilişkin açıklaması
13.-
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Mersin’de 2/B arazileri için açıklanan
rayiç bedellere ilişkin açıklaması
14.-
İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, İstanbul Büyükçekmece’de 23
Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamalarında yaşanan olaylara ilişkin
açıklaması
15.-
İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisinin PKK
terör örgütünü “aktivist” olarak belirleyen bir rapor yayınladığına ve bunu
kınadığına ilişkin açıklaması
16.-
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın, İzmir’de bir
toplantıda kullanmış olduğu bazı ifadelere ilişkin açıklaması
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis Araştırması
Önergeleri
1.-
İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu ve 32 milletvekilinin, 4734 sayılı Kamu
İhale Kanunu kapsamı dışında gerçekleştirilen ihalelerde harcanan kamu
kaynaklarının, kamu ihalelerinin bu Kanun kapsamı dışında yapılma sebeplerinin
ve bundan elde edilen faydanın araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/594)
2.-
Bingöl Milletvekili İdris Baluken ve 21 milletvekilinin, var olduğu iddia
edilen toplu mezarların belirlenip uluslararası hukuka uygun şekilde açılması
için yapılması gerekenlerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/595)
3.- BDP
Grubu adına Grup Başkan Vekili Iğdır Milletvekili Pervin Buldan’ın, tüm dünyada
ve ülkemizde hissedilen ekonomik krizin insan sağlığı üzerindeki psikolojik ve
sosyolojik etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/596)
VII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri
1.- CHP
Grubunun, Adana Milletvekili Turgay Develi ve 20 milletvekili tarafından TBMM
çalışmalarının Meclis TV’de on iki saat ile sınırlandırılmasının araştırılarak
çalışmaların tümünün Meclis TV’de izlenmesinin sağlanması amacıyla 1/4/2013
tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin Genel Kurulun 24 Nisan 2013 Çarşamba günkü birleşiminde
sunuşlarda okunmasına ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYON-LARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri
1.-
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin
Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet
Aydın’ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair
İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in; Türkiye Büyük Millet
Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve
Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S. Sayısı: 156)
2.-
Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet
Komisyonu Raporları (1/484) (S. Sayısı: 287)
3.-
Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkında Kanun Tasarısı ve
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Raporu (1/749) (S. Sayısı:
441)
4.-
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Bosna ve Hersek Bakanlar Konseyi Arasında
Sağlık Alanında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/421) (S. Sayısı: 160)
IX.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.-
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın, İzmir
Milletvekili Musa Çam’ın görüşülen kanun tasarısının geçici 5’inci maddesiyle
ilgili önerge üzerinde yaptığı konuşma sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
2.- İzmir
Milletvekili Musa Çam’ın, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali
Yıldırım’ın sataşma nedeniyle yaptığı konuşma sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
3.-
Kocaeli Milletvekili Haydar Akar’ın, Kocaeli Milletvekili İlyas Şeker’in
görüşülen kanun tasarısının oylamasından önce oyunun rengini belirtmek üzere
yaptığı konuşma sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması
X.- OYLAMALAR
1.- (S.
Sayısı: 441) Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkında
Kanun Tasarısı’nın oylaması
XI.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.-
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlık tarafından hizmete
açılan tesislere ve açılış törenlerinin maliyetine ilişkin sorusu ve Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın cevabı (7/19224)
2.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Bakanlığın Bursa’daki yatırımlarına ilişkin
sorusu ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın cevabı (7/19491)
3.- Aydın
Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın, Bakanlık tarafından hazırlanan kamu
spotlarına ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevabı (7/19567)
4.-
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Siirt’e yönelik proje ve
yatırımlara,
2012
yılında Bakanlığa yapılan bilgi edinme başvurularına,
İlişkin
soruları ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın cevabı (7/19769),
(7/19770)
5.-
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, istihdam edilen personel
sayısı ile personelin sendikal örgütlenmesine ilişkin sorusu ve Gümrük ve
Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın cevabı (7/20082)
I.- GEÇEN
TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu saat 14.02’de açıldı.
İstiklal Marşı okundu.
Genel Kurulu ziyaret eden Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e Başkanlıkça
“Hoş geldiniz.” denildi.
Genel Kurulun 17 Nisan 2013 tarihli 93’üncü Birleşiminde alınan
karar uyarınca, Türkiye Büyük Millet Meclisinin kuruluşunun 93’üncü yıl
dönümünün ve Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın kutlanması, günün önem ve
anlamının belirtilmesi amacıyla:
TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in sunuş konuşmasından sonra;
Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı ve Meclis Grubu Başkanı
Recep Tayyip Erdoğan,
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı ve Meclis Grubu Başkanı
Kemal Kılıçdaroğlu,
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı ve Meclis Grubu Başkanı
Devlet Bahçeli,
Barış ve Demokrasi Partisi Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak,
Birer konuşma yaptılar.
Alınan karar gereğince, 24 Nisan 2013 Çarşamba günü saat 14.00’te
toplanmak üzere birleşime 15.08’de son verildi.
Cemil ÇİÇEK
Başkan
Tanju ÖZCAN Muhammet
Bilal MACİT
Bolu İstanbul
Kâtip Üye Kâtip
Üye
II.- GELEN KâĞITLAR
No:
141
24 Nisan 2013 Çarşamba
Teklifler
1.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanunda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi (2/1458) (Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve
Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi:
10.04.2013)
2.- Ankara
Milletvekili İzzet Çetin’in; Terörle Mücadele Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi (2/1459) (İçişleri; Milli Savunma ile Plan ve Bütçe
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.04.2013)
3.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Devlet Memurları Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1460) (İçişleri ile Plan ve Bütçe
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
4.- Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata’nın; Devlet Memurları Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi (2/1461) (Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ile Plan
ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
5.- Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata’nın; 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1462) (Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler
ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
6.- Barış ve
Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Bingöl Milletvekili İdris Baluken’in;
Geçici ve Gönüllü Köy Koruculuğunun Kaldırılması Hakkında Kanun Teklifi
(2/1463) (Plan ve Bütçe; Milli Savunma; Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler
ile İçişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.04.2013)
7.- İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli’nin; Tarım Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi (2/1464) (Tarım, Orman ve Köyişleri ile Plan ve Bütçe
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.04.2013)
8.- İzmir
Milletvekili Hülya Güven’in; 17 Nisan Gününün Sağlık Çalışanlarına Yönelik
Şiddeti Önleme Günü İlan Edilmesi Hakkında Kanun Teklifi (2/1465) (Sağlık,
Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ile İçişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17.04.2013)
9.- İzmir
Milletvekili Hülya Güven ve 9 Milletvekilinin; Türk Ceza Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/1466) (Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal
İşler ile Adalet Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 19.04.2013)
10.- İstanbul
Milletvekili Gürsel Tekin ve Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün; Ardahan İlinin
Göle İlçesi Okçu Köyü Adının Berfo Ana Köyü Olarak Değiştirilmesine Dair Kanun
Teklifi (2/1467) (İçişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 19.04.2013)
11.- Eskişehir
Milletvekili Kazım Kurt’un; Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/1468) (Sağlık, Aile,
Çalışma ve Sosyal İşler ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş
tarihi: 19.04.2013)
12.- Artvin
Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın; İş Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi (2/1469) (Adalet ile Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 19.04.2013)
Rapor
1.- Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (1/759) (S. Sayısı: 453)
(Dağıtma tarihi: 24.04.2013) (GÜNDEME)
Sözlü Soru Önergeleri
1.- Erzurum
Milletvekili Oktay Öztürk’ün, İller Bankası Yönetim Kurulunun bazı üyeleriyle
ilgili iddialara ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından sözlü soru önergesi
(6/3600) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
2.- Erzurum
Milletvekili Oktay Öztürk’ün, İller Bankası Yönetim Kurulunun bazı üyeleriyle
ilgili iddialara ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından sözlü soru önergesi
(6/3601) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
3.- Erzurum
Milletvekili Oktay Öztürk’ün, İller Bankasına yapılan atamalarla ilgili bazı
iddialara ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından sözlü soru önergesi (6/3602)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
4.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, yabancı uyruklu kişilerle ilgili çeşitli
verilere ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/3603) (Başkanlığa
geliş tarihi: 03.04.2013)
5.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, verem savaş dispanserleri ve verem hastalığı ile
ilgili verilere ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/3604)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
6.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, sıtma hastalığı ile ilgili verilere ilişkin
Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/3605) (Başkanlığa geliş tarihi:
03.04.2013)
7.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, serbest kıyafet uygulaması yapılan okullara
ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/3606) (Başkanlığa geliş
tarihi: 03.04.2013)
8.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, yurt dışında görevlendirilecek öğretmenlere
yönelik sınavlarla ilgili verilere ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru
önergesi (6/3607) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
9.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Teşvik Fonunun
gelirlerine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/3608) (Başkanlığa geliş
tarihi: 03.04.2013)
10.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, bakanlıklardaki memur sayısı ile yurt dışında
görevlendirilen memur sayısına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/3609)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
11.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, Tokat ve Diyarbakır’daki ailelere yönelik sosyal
destek projelerine ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından sözlü soru
önergesi (6/3610) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
12.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, huzurevleri ile ilgili çeşitli verilere ilişkin
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından sözlü soru önergesi (6/3611) (Başkanlığa
geliş tarihi: 03.04.2013)
13.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, bazı illerdeki verilere yönelik gelir getirici
projelere ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından sözlü soru önergesi (6/3612)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
14.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Ankara’daki akciğer kanseri vakaları ile
ilgili çeşitli verilere ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/3613)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
15.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, çocuk felci ile ilgili çeşitli verilere
ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/3614) (Başkanlığa geliş
tarihi: 03.04.2013)
16.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, motorlu araçlarla ilgili çeşitli verilere
ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/3615) (Başkanlığa geliş
tarihi: 03.04.2013)
17.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Ankara’da TOKİ tarafından yapılan konutlar ve
bu konutların satışına ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından sözlü soru
önergesi (6/3616) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
18.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2007-2013 yılları arasında Ankara genelinde
çalışma izni verilen ve kaçak olarak çalışan yabancı uyruklu kişilere ilişkin
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi (6/3617) (Başkanlığa
geliş tarihi: 03.04.2013)
19.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2007-2013 yılları arasında Ankara’da işten
ayrılan kadınlar ve kıdem tazminatlarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından sözlü soru önergesi (6/3618) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
20.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, 2007-2013 yılları arasındaki evlilik ve boşanmalarla ilgili
verilere ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından sözlü soru önergesi
(6/3619) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
21.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, okul kantinlerinin denetimine ilişkin Milli Eğitim
Bakanından sözlü soru önergesi (6/3620) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
22.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, turizm sektörü ile bağlantılı olarak gıda güvenliği
denetimlerine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/3621)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
23.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Kars tren garı ile ilgili bazı hususlara ilişkin
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/3622)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
24.- İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal’ın, Başbakanlık tarafından çıkartılan gizli
yönetmeliklere ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/3623) (Başkanlığa
geliş tarihi: 03.04.2013)
25.- Tunceli
Milletvekili Kamer Genç’in, Muş’un Hasköy ilçesindeki bir karakolda intihar
ettiği iddia edilen bir vatandaşa ilişkin Milli Savunma Bakanından sözlü soru
önergesi (6/3624) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
26.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Kars’ın Akyaka ilçesindeki bir caminin büyütülmesi
için arazi tahsisine ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) sözlü soru
önergesi (6/3625) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
27.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, çeşitli sağlık hizmetlerine ilişkin Sağlık
Bakanından sözlü soru önergesi (6/3626) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
28.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Ardahan’ın Çıldır ilçesine bağlı bir köyde yaşayan
bir vatandaşın ev sorununa ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/3627) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
Yazılı Soru Önergeleri
1.- Kocaeli
Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, referandum ve seçim sonuçlarının maniple
edildiği iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21209)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
2.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Batman Cumhuriyet Meydanındaki Atatürk heykeli
kaidesinde bulunan yazının değiştirilmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/21210) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
3.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Van-Erivan arası uçak seferleri başlatılacağı
iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21211) (Başkanlığa geliş
tarihi: 02.04.2013)
4.- Kayseri
Milletvekili Yusuf Halaçoğlu’nun, 2003-2013 yılları arasında kurulan ve
kapatılan şirket sayısına ve şirketlerle ilgili bazı verilere ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21212) (Başkanlığa geliş tarihi:
02.04.2013)
5.- Erzurum
Milletvekili Oktay Öztürk’ün, İller Bankası Yönetim Kurulunun bazı üyeleriyle
ilgili iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21213) (Başkanlığa
geliş tarihi: 02.04.2013)
6.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, Açıköğretim Fakültesi sınavlarının ilçelerde
de yapılabilmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21214)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
7.- Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, adli uyuşmazlıklarda sulhe ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21215) (Başkanlığa geliş tarihi:
02.04.2013)
8.- Tekirdağ
Milletvekili Candan Yüceer’in, hastanelerdeki yeni doğan ünitelerine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21216) (Başkanlığa geliş tarihi:
02.04.2013)
9.- Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova’nın, çiftçilere yapılan destekleme ödemelerine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21217) (Başkanlığa geliş tarihi:
02.04.2013)
10.- Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova’nın, Balıkesir’de yoğun yağışlardan mağdur olan
kişilere yapılan yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21218)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
11.- Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova’nın, Balıkesir’de yoğun yağışlardan kaynaklanan
mağduriyetlerin giderilmesi amacıyla yapılan yardımlara ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/21219) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
12.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlar tarafından
gerçekleştirilen ihalelere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21220)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
13.- Ankara
Milletvekili Emine Ülker Tarhan’ın, İsrail’e ticari ambargo uygulandığı halde
oğlunun İsrail ile ticarete devam ettiği iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/21221) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
14.- İstanbul
Milletvekili İhsan Özkes’in, Diyanet İşleri Başkanlığının TÜİK aracılığıyla
yaptırdığı bir ankete ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21222)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
15.- Adana
Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu’nun, Suriyeli muhaliflerin desteklendiği
iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21223) (Başkanlığa
geliş tarihi: 02.04.2013)
16.- Ankara
Milletvekili Levent Gök’ün, Ankara Keçiören’de yaşandığı iddia edilen bir olaya
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21224) (Başkanlığa geliş tarihi:
02.04.2013)
17.- Ankara
Milletvekili İzzet Çetin’in, Siirt Pervari Devlet Hastanesi ile ilgili bazı
iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21225) (Başkanlığa geliş
tarihi: 02.04.2013)
18.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Diyarbakır’daki Nevruz etkinliğinde yaşanan olaylara
ve etkinlik alanında Türk bayrağının bulunmamasına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/21226) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
19.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Başbakanlık merkez teşkilatı personelinin psikolojik
taciz (mobbing) şikayetlerine ve yapılan işlemlere ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/21227) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
20.- İstanbul
Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt’ün, İstanbul’un Haydarpaşa semtinde yapılacağı
açıklanan stadyuma ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21228)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
21.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Abdullah Öcalan ile görüşmelerin
yapıldığı süreçte Başbakan’ın bazı basın mensuplarına yönelik ifadelerine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21229) (Başkanlığa geliş tarihi:
03.04.2013)
22.- Tokat
Milletvekili Orhan Düzgün’ün, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafından iptal
edilen tatbikatlara ve iptalin nedenlerine ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/21230) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
23.- Bolu
Milletvekili Tanju Özcan’ın, PKK’nın çekilme sürecine ve sınırda görev yapan
TSK personeli sayısına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21231)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
24.- Sinop
Milletvekili Engin Altay’ın, eğitimini yarıda bırakan ve çalışma hayatına
atılan çocuklara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21232) (Başkanlığa
geliş tarihi: 03.04.2013)
25.- Konya
Milletvekili Atilla Kart’ın, korumaları tarafından bir vatandaşın darp
edilmesine ve ödenecek tazminata ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/21233) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
26.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, olası bir depremin olumsuz etkilerinden
korunmak için alınan önlemlere ve hizmet binalarının depreme dayanıklılığına
ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/21234)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
27.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlar tarafından
gerçekleştirilen ihalelere ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç)
yazılı soru önergesi (7/21235) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
28.- İzmir
Milletvekili Musa Çam’ın, Vakıfbank’ın Vakıflar Genel Müdürlüğüne aktardığı
kaynak transferinden vazgeçilmesine ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bülent
Arınç) yazılı soru önergesi (7/21236) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
29.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, bağlı kurum ve kuruluşlar personelinin psikolojik
taciz (mobbing) şikayetlerine ve yapılan işlemlere ilişkin Başbakan
Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/21237) (Başkanlığa geliş
tarihi: 03.04.2013)
30.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, olası bir depremin olumsuz etkilerinden
korunmak için alınan önlemlere ve hizmet binalarının depreme dayanıklılığına
ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/21238)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
31.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, zorunlu trafik sigortası bedellerine ilişkin
Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/21239)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
32.- Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, Türkiye’deki bankalara, kredi
kartlarına ve kredilere ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı
soru önergesi (7/21240) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
33.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlar tarafından
gerçekleştirilen ihalelere ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı
soru önergesi (7/21241) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
34.- İstanbul
Milletvekili Durmuşali Torlak’ın, 2005 yılından itibaren bankaların karlılık
oranlarına ve kullandırdıkları kredilere ilişkin Başbakan Yardımcısından (Ali
Babacan) yazılı soru önergesi (7/21242) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
35.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, bağlı kurum ve kuruluşlar personelinin psikolojik
taciz (mobbing) şikayetlerine ve yapılan işlemlere ilişkin Başbakan
Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/21243) (Başkanlığa geliş
tarihi: 03.04.2013)
36.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, olası bir depremin olumsuz etkilerinden
korunmak için alınan önlemlere ve hizmet binalarının depreme dayanıklılığına
ilişkin Başbakan Yardımcısından (Beşir Atalay) yazılı soru önergesi (7/21244)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
37.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, sivil savunma uzmanlarının özlük haklarına ilişkin
Başbakan Yardımcısından (Beşir Atalay) yazılı soru önergesi (7/21245)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
38.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlar tarafından
gerçekleştirilen ihalelere ilişkin Başbakan Yardımcısından (Beşir Atalay)
yazılı soru önergesi (7/21246) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
39.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, bağlı kurum ve kuruluşlar personelinin psikolojik
taciz (mobbing) şikayetlerine ve yapılan işlemlere ilişkin Başbakan
Yardımcısından (Beşir Atalay) yazılı soru önergesi (7/21247) (Başkanlığa geliş
tarihi: 03.04.2013)
40.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, olası bir depremin olumsuz etkilerinden
korunmak için alınan önlemlere ve hizmet binalarının depreme dayanıklılığına
ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/21248)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
41.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, bağlı kurum ve kuruluşlar tarafından
gerçekleştirilen ihalelere ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ)
yazılı soru önergesi (7/21249) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
42.- İstanbul
Milletvekili Ali Özgündüz’ün, Diyanet İşleri Başkanlığına yapılan yardımlara
ilişkin Başbakan Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/21250)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
43.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, bir camide kılınacak Cuma namazının Ekonomi
Bakanı’nın yetişmesi için bekletildiği iddiasına ilişkin Başbakan
Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/21251) (Başkanlığa geliş
tarihi: 03.04.2013)
44.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, bağlı kurum ve kuruluşlar personelinin psikolojik
taciz (mobbing) şikayetlerine ve yapılan işlemlere ilişkin Başbakan
Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/21252) (Başkanlığa geliş
tarihi: 03.04.2013)
45.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, restore edilen ibadethanelere ilişkin Başbakan
Yardımcısından (Bekir Bozdağ) yazılı soru önergesi (7/21253) (Başkanlığa geliş
tarihi: 03.04.2013)
46.- Muğla
Milletvekili Mehmet Erdoğan’ın, Ceza İnfaz Kurumu çalışanlarının mali ve sosyal
haklarının iyileştirilmesine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21254) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
47.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, olası bir depremin olumsuz etkilerinden
korunmak için alınan önlemlere ve hizmet binalarının depreme dayanıklılığına
ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/21255) (Başkanlığa geliş
tarihi: 02.04.2013)
48.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen
ihalelere ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/21256) (Başkanlığa
geliş tarihi: 02.04.2013)
49.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık personelinin psikolojik taciz (mobbing)
şikayetlerine ve yapılan işlemlere ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru
önergesi (7/21257) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
50.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Diyarbakır’daki Nevruz etkinliğinde yaşanan olaylara
ve etkinlik alanında Türk Bayrağının bulunmamasına ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21258) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
51.- Manisa
Milletvekili Özgür Özel’in, ameliyat olması gereken ancak refakatçi talebi
kabul edilmeyen mahkumlara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21259) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
52.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, hastalığı olan mahkumlarla ilgili
çeşitli konulara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/21260)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
53.- Uşak
Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz’ın, bazı tutukluların sağlık sorunlarına ve
bir tutuklunun cezaevindeki ölümü ile ilgili soruşturmaya ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/21261) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
54.- Ankara
Milletvekili Emine Ülker Tarhan’ın, uzun bir süredir personele yönelik görevde
yükselme sınavı açılmamasına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21262) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
55.- Batman Milletvekili
Ayla Akat Ata’nın, polisin kovalaması sonucu Dicle Nehri’ne atlayarak yaşamını
yitirdiği iddia edilen bir vatandaşa ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru
önergesi (7/21263) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
56.- Diyarbakır
Milletvekili Emine Ayna’nın, cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülerle ilgili
çeşitli verilere ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/21264)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
57.- Eskişehir
Milletvekili Ruhsar Demirel’in, yoksul ailelerin tüp bebek tedavi giderlerinin
karşılanması amacıyla hazırlanan projeye ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/21265) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
58.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, olası bir depremin olumsuz etkilerinden korunmak
için alınan önlemlere ve hizmet binalarının depreme dayanıklılığına ilişkin
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/21266)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
59.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, şehit ailelerine tanınan kamuda ikinci iş hakkından
yararlanılmasına ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru
önergesi (7/21267) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
60.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen
ihalelere ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21268) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
61.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, 2012 yılında yapılan sosyal yardımlara ilişkin
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/21269)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
62.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık personelinin psikolojik taciz (mobbing)
şikayetlerine ve yapılan işlemlere ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/21270) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
63.- Ankara
Milletvekili Levent Gök’ün, bir lise öğrencisinin gözaltına alınmasıyla ilgili
iddialara ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21271) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
64.- Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata’nın, tek ebeveynli hanelere ilişkin Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/21272) (Başkanlığa geliş tarihi:
03.04.2013)
65.- İstanbul
Milletvekili Sebahat Tuncel’in, Çorum’da yaşanan bir olay ile kürtaja ilişkin
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından yazılı soru önergesi (7/21273)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
66.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, olası bir depremin olumsuz etkilerinden
korunmak için alınan önlemlere ve hizmet binalarının depreme dayanıklılığına
ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru önergesi (7/21274) (Başkanlığa
geliş tarihi: 02.04.2013)
67.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen
ihalelere ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı soru önergesi (7/21275)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
68.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık personelinin psikolojik taciz (mobbing)
şikayetlerine ve yapılan işlemlere ilişkin Avrupa Birliği Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21276) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
69.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, olası bir depremin olumsuz etkilerinden
korunmak için alınan önlemlere ve hizmet binalarının depreme dayanıklılığına
ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/21277)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
70.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen
ihalelere ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21278) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
71.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık personelinin psikolojik taciz (mobbing)
şikayetlerine ve yapılan işlemlere ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanından yazılı soru önergesi (7/21279) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
72.- İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli’nin, bütçede AR-GE harcamalarına ayrılan paya
ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru önergesi (7/21280)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
73.- İstanbul
Milletvekili Umut Oran’ın, Ankara’daki metro vagonları yapım işini alan firma
ile ilgili iddialara ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından yazılı soru
önergesi (7/21281) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
74.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, SGK prim borçlarının yapılandırılmasına yönelik
çalışmalara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21282) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
75.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, olası bir depremin olumsuz etkilerinden
korunmak için alınan önlemlere ve hizmet binalarının depreme dayanıklılığına
ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/21283)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
76.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Kamu Kurum ve Kuruluşlarına İşçi Alınmasında
Uygulanan Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik kapsamında yapılan işçi
alımlarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21284) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
77.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, sivil savunma uzmanlarının özlük haklarına ilişkin
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/21285)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
78.- Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, iş yeri hekimlerinin göreve
başlamasına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21286) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
79.- İstanbul
Milletvekili Sebahat Tuncel’in, sağlıkta taşeronlaşma ve İstanbul’da bir
hastanede yaşandığı iddia edilen olaylara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/21287) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
80.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen
ihalelere ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21288) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
81.- Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, bir taşeron firmanın çalışanlarını mağdur
ettiği iddialarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/21289) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
82.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık personelinin psikolojik taciz (mobbing)
şikayetlerine ve yapılan işlemlere ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/21290) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
83.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, 2012 yılındaki optik reçetelerine ve yapılan
ödemelere ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21291) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
84.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2004-2013 yılları arasında Fener Rum
Patrikhanesi ve bağlı kilise ve kurumlarda çalışan yabancı uyruklu kişilere
ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/21292)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
85.- İstanbul
Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt’ün, sağlık alanında taşeronlaşmadan kaynaklanan
sorunlara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21293) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
86.- Edirne
Milletvekili Recep Gürkan’ın, turizmci usta öğreticilerin özlük haklarına
ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/21294)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
87.- Hatay
Milletvekili Mevlüt Dudu’nun, erken emeklilik uygulaması ile ilgili çalışmalara
ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/21295)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
88.- İstanbul
Milletvekili Sebahat Tuncel’in, bir üniversitenin temizlik ve hizmet işlerini
tedarik eden alt işverene bağlı işçilerin mağduriyetlerine ilişkin Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/21296) (Başkanlığa geliş
tarihi: 03.04.2013)
89.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, olası bir depremin olumsuz etkilerinden
korunmak için alınan önlemlere ve hizmet binalarının depreme dayanıklılığına
ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/21297)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
90.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya’nın Emet ilçesine bağlı bir köydeki içme
suyunda yüksek miktarda arsenik bulunmasına ve çevresel etkilerine ilişkin
Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/21298) (Başkanlığa geliş
tarihi: 02.04.2013)
91.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen
ihalelere ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/21299)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
92.- İstanbul
Milletvekili Umut Oran’ın, İstanbul ili Bakırköy ilçesinde bulunan bir araziye
ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/21300)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
93.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık personelinin psikolojik taciz (mobbing)
şikayetlerine ve yapılan işlemlere ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21301) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
94.- İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzel’in, Kaz Dağlarındaki madencilik
faaliyetlerine ve çevre, hayvan ve insan sağlığı üzerindeki etkilerine ilişkin
Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/21302) (Başkanlığa geliş
tarihi: 03.04.2013)
95.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tan’ın, Erzurum’a yönelik proje ve yatırımlara ilişkin Çevre
ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/21303) (Başkanlığa geliş
tarihi: 03.04.2013)
96.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tan’ın, kentsel dönüşüm kapsamında mağdur edildiği iddia
edilen bazı vatandaşlara ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/21304) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
97.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tan’ın, Diyarbakır’a yönelik proje ve yatırımlara ilişkin
Çevre ve Şehircilik Bakanından yazılı soru önergesi (7/21305) (Başkanlığa geliş
tarihi: 03.04.2013)
98.- Bingöl
Milletvekili İdris Baluken’in, Suriyeli 600 mültecinin geri gönderildiği
iddialarına ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/21306) (Başkanlığa
geliş tarihi: 02.04.2013)
99.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen
ihalelere ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/21307)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
100.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık personelinin psikolojik taciz (mobbing)
şikayetlerine ve yapılan işlemlere ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/21308) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
101.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Rusya’da çalışan Türk işçi ve iş
adamlarına ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/21309)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
102.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Bakanlığın hizmet binalarında yapılan
yenileme çalışmalarına ilişkin Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21310) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
103.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Bakanlık tarafından düzenlenen yurt dışı
gezilerine ilişkin Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi (7/21311) (Başkanlığa
geliş tarihi: 02.04.2013)
104.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, tanıtım faaliyeti giderlerine ilişkin
Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi (7/21312) (Başkanlığa geliş tarihi:
02.04.2013)
105.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, olası bir depremin olumsuz etkilerinden
korunmak için alınan önlemlere ve hizmet binalarının depreme dayanıklılığına
ilişkin Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi (7/21313) (Başkanlığa geliş
tarihi: 02.04.2013)
106.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Bakan Yardımcısına ilişkin Ekonomi
Bakanından yazılı soru önergesi (7/21314) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
107.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, özel şahıslardan kiralanan taşınmazlara
ilişkin Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi (7/21315) (Başkanlığa geliş
tarihi: 02.04.2013)
108.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, engelli personele yönelik çalışmalara
ilişkin Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi (7/21316) (Başkanlığa geliş
tarihi: 02.04.2013)
109.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, engelli istihdamına ilişkin Ekonomi
Bakanından yazılı soru önergesi (7/21317) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
110.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, özel şahıslardan kiralanan araçlara ilişkin
Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi (7/21318) (Başkanlığa geliş tarihi:
02.04.2013)
111.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen
ihalelere ilişkin Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi (7/21319) (Başkanlığa
geliş tarihi: 02.04.2013)
112.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık personelinin psikolojik taciz (mobbing)
şikayetlerine ve yapılan işlemlere ilişkin Ekonomi Bakanından yazılı soru
önergesi (7/21320) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
113.- İstanbul
Milletvekili Umut Oran’ın, Ankara’daki metro vagonları yapım işini alan firma
ile ilgili iddialara ilişkin Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi (7/21321)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
114.- Kars
Milletvekili Mülkiye Birtane’nin, Kars’taki fabrikalarla ilgili çeşitli
verilere ilişkin Ekonomi Bakanından yazılı soru önergesi (7/21322) (Başkanlığa
geliş tarihi: 03.04.2013)
115.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Kamu Kurum ve Kuruluşlarına İşçi Alınmasında
Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik kapsamında yapılan işçi
alımlarına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21323) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
116.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya’nın Tavşanlı ilçesinde bulunan TKİ Genel
Müdürlüğüne ait sosyal tesislerin ve lojmanların Belediyeye devrine ilişkin
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/21324) (Başkanlığa
geliş tarihi: 02.04.2013)
117.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, olası bir depremin olumsuz etkilerinden
korunmak için alınan önlemlere ve hizmet binalarının depreme dayanıklılığına
ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/21325)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
118.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen
ihalelere ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21326) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
119.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık’ın, Bakanlık personelinin psikolojik taciz (mobbing) şikayetlerine ve
yapılan işlemlere ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru
önergesi (7/21327) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
120.- İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzel’in, Kaz Dağlarındaki madencilik
faaliyetlerine ve çevre, hayvan ve insan sağlığı üzerindeki etkilerine ilişkin
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/21328) (Başkanlığa
geliş tarihi: 03.04.2013)
121.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, elektrik tellerinin yarattığı
tehlikelere ve Ankara’da yaşanan bir olaya ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/21329) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
122.- Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün, Çatalağzı Termik Elektrik Santralinde
çalışan taşeron işçilerin tazminatlarına alt işveren tarafından el konulduğu
iddiasına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21330) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
123.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, olası bir depremin olumsuz etkilerinden
korunmak için alınan önlemlere ve hizmet binalarının depreme dayanıklılığına
ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/21331) (Başkanlığa
geliş tarihi: 02.04.2013)
124.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen
ihalelere ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/21332)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
125.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık personelinin psikolojik taciz (mobbing)
şikayetlerine ve yapılan işlemlere ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21333) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
126.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Türk Milli Futbol Takımına tahsis edilen kamu
kaynaklarına ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/21334)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
127.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, İstanbul 2020 logo ve sloganına ilişkin
Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi (7/21335) (Başkanlığa geliş
tarihi: 03.04.2013)
128.- Antalya
Milletvekili Yıldıray Sapan’ın, federasyonlar tarafından düzenlenen
organizasyonlarla ilgili ihalelere ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21336) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
129.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tan’ın, 30 Mart 2013 tarihinde Muğla Üniversitesinde meydana
gelen olaylara ilişkin Gençlik ve Spor Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21337) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
130.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman’ın, olası bir depremin olumsuz etkilerinden korunmak için
alınan önlemlere ve hizmet binalarının depreme dayanıklılığına ilişkin Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/21338) (Başkanlığa
geliş tarihi: 02.04.2013)
131.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya’nın Emet ilçesine bağlı bir köydeki içme
suyunda yüksek miktarda arsenik bulunmasına ve kullanılan suyun tarımsal
üretime etkisine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/21339) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
132.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut’un, tarım desteklerinin belirlenme yönteminde
yapılan değişikliğe ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/21340) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
133.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, ziyan olan sütleri ekonomiye kazandırmak için
yürütülen projelere ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/21341) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
134.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen
ihalelere ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21342) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
135.- Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova’nın, buğday desteklemelerinde yapılan kesintiler
ve çiftçilerin sorunlarına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21343) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
136.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, süt üreticilerinin desteklenmesi
kapsamındaki çalışmalara ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21344) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
137.- Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı’nın, damızlık sığır işletmeciliğine yönelik
desteklere Konya’nın dahil edilmemesine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/21345) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
138.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık personelinin psikolojik taciz (mobbing)
şikayetlerine ve yapılan işlemlere ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21346) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
139.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, zeytin üreticiliği eğitimlerine ilişkin Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/21347) (Başkanlığa
geliş tarihi: 03.04.2013)
140.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, dernek ve vakıflar aracılığıyla kesilecek kurbanlık
hayvanların yerli üreticilerden satın alınması için yapılan çalışmalara ilişkin
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/21348)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
141.- Kars
Milletvekili Mülkiye Birtane’nin, Kars Şeker Fabrikasına ilişkin Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanından yazılı soru önergesi (7/21349) (Başkanlığa geliş tarihi:
03.04.2013)
142.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Esendere Sınır Kapısındaki Türk bayrağının
indirildiği iddiasına ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21350) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
143.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, olası bir depremin olumsuz etkilerinden
korunmak için alınan önlemlere ve hizmet binalarının depreme dayanıklılığına
ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/21351) (Başkanlığa
geliş tarihi: 02.04.2013)
144.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen
ihalelere ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/21352)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
145.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık personelinin psikolojik taciz (mobbing)
şikayetlerine ve yapılan işlemlere ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21353) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
146.- İstanbul
Milletvekili Umut Oran’ın, Ankara’daki metro vagonları yapım işini alan firma
ile ilgili iddialara ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21354) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
147.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Yalova’da misyonerlik faaliyeti yaptığı
iddia edilen bir gruba ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21355) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
148.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, olası bir depremin olumsuz etkilerinden
korunmak için alınan önlemlere ve hizmet binalarının depreme dayanıklılığına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/21356) (Başkanlığa geliş
tarihi: 02.04.2013)
149.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı
tarafından hazırlatılan afişlere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/21357) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
150.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Batman Cumhuriyet Meydanında bulunan Atatürk
heykelinin kaidesindeki yazının değiştirilmesine ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21358) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
151.- Kocaeli
Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki bazı Atatürk
heykellerinin kaidelerinde bulunan bazı vecizelerin kaldırıldığı iddialarına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/21359) (Başkanlığa geliş
tarihi: 02.04.2013)
152.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Batman Cumhuriyet Meydanındaki Atatürk heykeli
kaidesinde bulunan yazının değiştirilmesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21360) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
153.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya’daki bir pazara ve semt pazarlarındaki
esnafın mağduriyetine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21361) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
154.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlığa ait özel belgelere internet üzerinden
erişime neden olduğu iddia edilen güvenlik açığına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21362) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
155.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya’nın Emet ilçesine bağlı bir köydeki içme
suyunda yüksek miktarda arsenik bulunmasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21363) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
156.- Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, Ankara’nın Beypazarı ilçesindeki bir
köyün kavşak ihtiyacına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21364) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
157.- Van
Milletvekili Nazmi Gür’ün, özel güvenlik görevlilerine ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/21365) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
158.- Bingöl
Milletvekili İdris Baluken’in, Bingöl’de yapılan bir protestoya katılanlar
hakkında soruşturma açıldığı iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21366) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
159.- Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, Ankara ili Beypazarı ilçesine bağlı
bir mahallenin Pazar yerinin değiştirilmesine ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21367) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
160.- Artvin
Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, Artvin’in Şavşat ilçesindeki bir köyün sulama
suyu ihtiyacına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/21368)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
161.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen
ihalelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/21369)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
162.- Artvin
Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, Artvin’in Şavşat ilçesindeki bir köyün yol
sorununa ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/21370) (Başkanlığa
geliş tarihi: 02.04.2013)
163.- Artvin
Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, Artvin’in Arhavi ilçesindeki bir köyün
sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/21371)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
164.- Artvin
Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, Artvin’in Arhavi ilçesindeki bir köyün
sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/21372)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
165.- İstanbul
Milletvekili Umut Oran’ın, İstanbul ili Bakırköy ilçesinde bulunan bir arazinin
plan tadiline ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/21373)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
166.- Kocaeli
Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, pasaport sahiplerine ve türlerine ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/21374) (Başkanlığa geliş tarihi:
03.04.2013)
167.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Aliağa-Menderes tren hattı güzergâhındaki
hemzemin geçitlerin kapatılmasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/21375) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
168.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, doğal gaz ile ilgili kazalar ve bunların
önlenmesine yönelik çalışmalara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/21376) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
169.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, güneş enerjisinden yararlanmaya yönelik
belediyelerce yürütülen projelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/21377) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
170.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, belediyeler tarafından restore edilen
ibadethanelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/21378)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
171.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, belediyelerdeki iş kazalarıyla ilgili veriler
ile bu kazaların önlenmesine yönelik çalışmalara ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21379) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
172.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, suça karışan yabancı uyruklu kişilere ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/21380) (Başkanlığa geliş tarihi:
03.04.2013)
173.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık personelinin psikolojik taciz (mobbing)
şikayetlerine ve yapılan işlemlere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/21381) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
174.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, su depolarının bakım ve onarımı ile sağlıklı
ve kesintisiz su sağlanmasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21382) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
175.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Diyarbakır’daki Nevruz etkinliğinde yaşanan olaylara
ve etkinlik alanında Türk bayrağının bulunmamasına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21383) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
176.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2004-2013 yılları arasında Türkiye Cumhuriyeti
vatandaşlığına alınarak metropolit yapılan kişilere ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21384) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
177.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Rum Ortodoks kiliseleri ile metropolitlere
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/21385) (Başkanlığa geliş
tarihi: 03.04.2013)
178.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2004-2013 yılları arasında Türkiye Cumhuriyeti
vatandaşlığına alınarak metropolit yapılan kişilere ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21386) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
179.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, üniversitelerde yaşanan olaylara ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/21387) (Başkanlığa geliş tarihi:
03.04.2013)
180.- Manisa
Milletvekili Özgür Özel’in, Manisa’nın Gölmarmara ilçesine bağlı bir köyün tapu
sorununa ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/21388) (Başkanlığa
geliş tarihi: 03.04.2013)
181.- Denizli
Milletvekili İlhan Cihaner’in, Kars Selim İlçe Belediye Başkanı ile ilgili
iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/21389)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
182.- İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal’ın, araç plakalarına ceza tutanağı düzenlenmesi uygulaması
ile ilgili mahkeme kararının uygulanmamasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21390) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
183.- Kars
Milletvekili Mülkiye Birtane’nin, Kars’ın Selim ilçesindeki bir köyün
sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/21391)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
184.- Iğdır
Milletvekili Pervin Buldan’ın, Şırnak’ın bazı bölgelerinde güvenlik
gerekçesiyle ağaçların kesildiği iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21392) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
185.- Iğdır
Milletvekili Pervin Buldan’ın, kadın koruculara ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21393) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
186.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tan’ın, Erciyes Üniversitesinde yaşanan olaylara ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/21394) (Başkanlığa geliş tarihi:
03.04.2013)
187.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tan’ın, Tunceli’de bulunan insan kemiklerine ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/21395) (Başkanlığa geliş tarihi:
03.04.2013)
188.- Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata’nın, polisin kovalaması sonucu Dicle Nehri’ne
atlayarak yaşamını yitirdiği iddia edilen bir vatandaşa ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/21396) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
189.- Muş
Milletvekili Demir Çelik’in, Keçiören Belediyesi ile bağlantısı olduğu iddia
edilen bir gruba ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/21397)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
190.- Muş
Milletvekili Demir Çelik’in, Ankara Emniyet Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliğinde
yaşandığı iddia edilen olaylara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/21398) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
191.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, olası bir depremin olumsuz etkilerinden
korunmak için alınan önlemlere ve hizmet binalarının depreme dayanıklılığına
ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/21399) (Başkanlığa geliş
tarihi: 02.04.2013)
192.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen
ihalelere ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru önergesi (7/21400)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
193.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık personelinin psikolojik taciz (mobbing)
şikayetlerine ve yapılan işlemlere ilişkin Kalkınma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/21401) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
194.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, olası bir depremin olumsuz etkilerinden
korunmak için alınan önlemlere ve hizmet binalarının depreme dayanıklılığına
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/21402) (Başkanlığa
geliş tarihi: 02.04.2013)
195.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, özel şahıslardan kiralanan taşınmazlara
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/21403) (Başkanlığa
geliş tarihi: 02.04.2013)
196.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, özel şahıslardan kiralanan araçlara ilişkin
Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/21404) (Başkanlığa geliş
tarihi: 02.04.2013)
197.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Bakanlık tarafından düzenlenen yurt dışı
gezilerine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/21405)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
198.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, tanıtım faaliyeti giderlerine ilişkin Kültür
ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/21406) (Başkanlığa geliş tarihi:
02.04.2013)
199.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, engelli personele yönelik yapılan
çalışmalara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/21407)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
200.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, engelli istihdamına ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından yazılı soru önergesi (7/21408) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
201.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, hizmet binalarında yapılan yenileme
çalışmalarına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21409) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
202.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Bakanlık ve personel arasındaki davalara
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/21410) (Başkanlığa
geliş tarihi: 02.04.2013)
203.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Bakan Yardımcısına ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından yazılı soru önergesi (7/21411) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
204.- Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, Bakanlığın bazı projelerine ilişkin
Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/21412) (Başkanlığa geliş
tarihi: 02.04.2013)
205.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen
ihalelere ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/21413)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
206.- İstanbul
Milletvekili Sedef Küçük’ün, Taşınmaz Kültür Varlıklarının Korunmasına Katkı
Payı hesabına yatırılan para tutarına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21414) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
207.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık personelinin psikolojik taciz (mobbing)
şikayetlerine ve yapılan işlemlere ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21415) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
208.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, devlet ve şehir tiyatroları ile özel
tiyatrolara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/21416)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
209.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, restore edilen ibadethanelere ilişkin Kültür
ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/21417) (Başkanlığa geliş tarihi:
03.04.2013)
210.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, zorunlu trafik sigortası bedellerine ilişkin Maliye
Bakanından yazılı soru önergesi (7/21418) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
211.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, sivil savunma uzmanlarının özlük haklarına ilişkin
Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/21419) (Başkanlığa geliş tarihi:
02.04.2013)
212.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, olası bir depremin olumsuz etkilerinden
korunmak için alınan önlemlere ve hizmet binalarının depreme dayanıklılığına
ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/21420) (Başkanlığa geliş
tarihi: 02.04.2013)
213.- Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, ÖTV’den muaf yakıtın kara yolu
taşımacılığında kullanılmasına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21421) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
214.- Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, 10 numara yağ denetimlerine ilişkin
Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/21422) (Başkanlığa geliş tarihi:
02.04.2013)
215.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, yurt dışı görevleri için ödenen harcırahlara
ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/21423) (Başkanlığa geliş
tarihi: 02.04.2013)
216.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen
ihalelere ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/21424) (Başkanlığa
geliş tarihi: 02.04.2013)
217.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık personelinin psikolojik taciz (mobbing)
şikayetlerine ve yapılan işlemlere ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru
önergesi (7/21425) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
218.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Ankara genelindeki işletme ve iş yeri sayısı
ile bunların vergi ve SGK prim borcu ödemelerine ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21426) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
219.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2007-2013 yılları arasında Ankara genelinde
kira geliri beyannamesi veren mükelleflere ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21427) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
220.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Gökçeada’da Rum azınlık okulunun açılmasına
onay verildiği iddiasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21428) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
221.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, TBMM Adalet Komisyonunda kabul edilen bir
tasarının öngördüğü bazı düzenlemelere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21429) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
222.- Eskişehir
Milletvekili Ruhsar Demirel’in, özel eğitim öğrencilerine ve öğretmenlerine
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/21430) (Başkanlığa
geliş tarihi: 02.04.2013)
223.- Eskişehir
Milletvekili Ruhsar Demirel’in, Eskişehir’deki özel eğitim öğrencilerine ve
öğretmenlerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/21431)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
224.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, olası bir depremin olumsuz etkilerinden
korunmak için alınan önlemlere ve hizmet binalarının depreme dayanıklılığına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/21432) (Başkanlığa
geliş tarihi: 02.04.2013)
225.- Iğdır
Milletvekili Pervin Buldan’ın, Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi
öğrencilerine bütünleme sınavı hakkı tanınmamasına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/21433) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
226.- Osmaniye Milletvekili
Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, Adli Uyuşmazlıklarda sulhe ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/21434) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
227.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen
ihalelere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/21435)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
228.- Ankara
Milletvekili Ayşe Gülsün Bilgehan’ın, yeni eğitim sisteminde 8 yılını
tamamlayıp okula devam etmeyen öğrencilerin durumlarına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/21436) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
229.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, özür grubu atamalarında il ve ilçe emri
uygulamasının yeniden getirilmesine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/21437) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
230.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, öğrencilerin taşıdıkları çantaların
ağırlıklarına ve okulların ihtiyaçlarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21438) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
231.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, dershanelerin kapatılması ile ilgili
çalışmalara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/21439)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
232.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, serbest kıyafet uygulamasına ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/21440) (Başkanlığa geliş tarihi:
03.04.2013)
233.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, ders kitaplarındaki yazım ve imla
yanlışlarına ve bunların düzeltilmesi için yapılan çalışmalara ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/21441) (Başkanlığa geliş tarihi:
03.04.2013)
234.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru’nun, yurt dışında görevli olan öğretmenlere ilişkin
Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/21442) (Başkanlığa geliş
tarihi: 03.04.2013)
235.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık personelinin psikolojik taciz (mobbing)
şikayetlerine ve yapılan işlemlere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/21443) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
236.- Edirne
Milletvekili Recep Gürkan’ın, turizmci usta öğreticilerin sorunlarına ilişkin
Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/21444) (Başkanlığa geliş
tarihi: 03.04.2013)
237.- Denizli
Milletvekili İlhan Cihaner’in, norm fazlası öğretmenlere ve yapılan yer
değiştirmeler ile atamalara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/21445) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
238.- İstanbul
Milletvekili Umut Oran’ın, tutuklu bir milletvekilinin kızının okulda mobbinge
maruz kaldığı ve hakkında disiplin işlemi uygulandığı iddialarına ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/21446) (Başkanlığa geliş tarihi:
03.04.2013)
239.- Mersin
Milletvekili Ali Öz’ün, öğrencilerin YGS türü sınavlardaki başarısı ile YGS’de
iptal edilen bir soruya ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21447) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
240.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tan’ın, personel ve öğrencilerin dini vecibelerini yerine
getirebilecekleri uygun ortamların sağlanmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21448) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
241.- Van
Milletvekili Nazmi Gür’ün, Van’daki bir okulda yapılan ihalede usulsüzlük
yapıldığı iddialarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21449) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
242.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, olası bir depremin olumsuz etkilerinden
korunmak için alınan önlemlere ve hizmet binalarının depreme dayanıklılığına
ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/21450) (Başkanlığa
geliş tarihi: 02.04.2013)
243.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Bakan Yardımcısına ilişkin Milli Savunma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/21451) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
244.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Bakanlık ve personel arasındaki davalara ilişkin
Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/21452) (Başkanlığa geliş
tarihi: 02.04.2013)
245.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, hizmet binalarında yapılan yenileme
çalışmalarına ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/21453)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
246.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, engelli istihdamına ilişkin Milli Savunma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/21454) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
247.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, engelli personele yönelik çalışmalara
ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/21455) (Başkanlığa
geliş tarihi: 02.04.2013)
248.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, özel şahıslardan kiralanan araçlara ilişkin
Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/21456) (Başkanlığa geliş
tarihi: 02.04.2013)
249.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, özel şahıslardan kiralanan taşınmazlara
ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/21457) (Başkanlığa
geliş tarihi: 02.04.2013)
250.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, tanıtım faaliyeti giderlerine ilişkin Milli
Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/21458) (Başkanlığa geliş tarihi:
02.04.2013)
251.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, Bakanlık tarafından düzenlenen yurt dışı
gezilerine ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/21459)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
252.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen
ihalelere ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/21460)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
253.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, uzman çavuşların sorunlarına ilişkin Milli
Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/21461) (Başkanlığa geliş tarihi:
03.04.2013)
254.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık personelinin psikolojik taciz (mobbing)
şikayetlerine ve yapılan işlemlere ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/21462) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
255.- Balıkesir
Milletvekili Namık Havutça’nın, uzman jandarmaların sorunlarına ilişkin Milli
Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/21463) (Başkanlığa geliş tarihi:
03.04.2013)
256.- Kars
Milletvekili Mülkiye Birtane’nin, zorunlu askerlik hizmeti ile vicdani ret
hakkına ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/21464)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
257.- Kars
Milletvekili Mülkiye Birtane’nin, Ardahan’ın Damal ilçesindeki piyade tabur
komutanlığındaki bir askerin ölümüne ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21465) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
258.- Muğla
Milletvekili Mehmet Erdoğan’ın, Basra böceğinin doğal ortamının korunmasına
ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/21466)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
259.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya’nın Emet ilçesine bağlı bir köydeki içme
suyunda yüksek miktarda arsenik bulunmasına ilişkin Orman ve Su İşleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/21467) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
260.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, olası bir depremin olumsuz etkilerinden
korunmak için alınan önlemlere ve hizmet binalarının depreme dayanıklılığına
ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/21468)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
261.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen
ihalelere ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/21469)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
262.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık personelinin psikolojik taciz (mobbing)
şikayetlerine ve yapılan işlemlere ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21470) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
263.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, su depolarının bakım ve onarımı ile sağlıklı
ve kesintisiz su sağlanmasına ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/21471) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
264.- İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzel’in, Kaz Dağlarındaki madencilik
faaliyetlerine ve çevre, hayvan ve insan sağlığı üzerindeki etkilerine ilişkin
Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/21472) (Başkanlığa geliş
tarihi: 03.04.2013)
265.- İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal’ın, Şanlıurfa’daki sulama birliklerine yönelik
denetimlerine ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21473) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
266.- Iğdır
Milletvekili Pervin Buldan’ın, Şırnak’ın İdil ilçesindeki bir bölgede kesilen
ağaçlara ilişkin Orman ve Su İşleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/21474)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
267.- Eskişehir
Milletvekili Ruhsar Demirel’in, karın veremi vakalarına ve karın veremi ile
mücadele kapsamında yapılan çalışmalara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/21475) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
268.- Eskişehir
Milletvekili Ruhsar Demirel’in, tüp bebek tedavisi başvurularına ve yoksul
ailelerin tüp bebek tedavi giderlerinin karşılanması amacıyla Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanlığı tarafından hazırlanan projeye ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21476) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
269.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, olası bir depremin olumsuz etkilerinden
korunmak için alınan önlemlere ve hizmet binalarının depreme dayanıklılığına
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/21477) (Başkanlığa geliş
tarihi: 02.04.2013)
270.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Kütahya’nın Emet ilçesine bağlı bir köydeki içme
suyunda yüksek miktarda arsenik bulunmasına ve bölge halkının sağlığı
üzerindeki etkilerine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/21478)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
271.- Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, kanser tedavisi için üretilen iki
yerli ilaca ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/21479)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
272.- Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun, Türkiye’deki kanser vakalarına ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/21480) (Başkanlığa geliş tarihi:
02.04.2013)
273.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen
ihalelere ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/21481) (Başkanlığa
geliş tarihi: 02.04.2013)
274.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık personelinin psikolojik taciz (mobbing)
şikayetlerine ve yapılan işlemlere ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/21482) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
275.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Iyme hastalığı ile ilgili çeşitli verilere ve
bu hastalığın önlenmesine yönelik çalışmalara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21483) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
276.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi Tüp Bebek
Merkezi ile ilgili iddialara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21484) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
277.- Gaziantep
Milletvekili Mehmet Şeker’in, Suriyeli muhaliflerin tedavi ve tedavi
masraflarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/21485)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
278.- Gaziantep
Milletvekili Mehmet Şeker’in, şark çıbanı vakalarına ve önlenmesi için alınan
önlemlere ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/21486) (Başkanlığa
geliş tarihi: 03.04.2013)
279.- Balıkesir
Milletvekili Namık Havutça’nın, Bandırma Devlet Hastanesindeki ses sisteminden
ezan yayını yapılmasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21487) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
280.- Bingöl
Milletvekili İdris Baluken’in, domuz gribi aşısı ve yan etkilerine ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/21488) (Başkanlığa geliş tarihi:
03.04.2013)
281.- Bingöl
Milletvekili İdris Baluken’in, Bingöl ili özelinde aile hekimliği uygulaması
ile aile sağlık merkezlerine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21489) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
282.- Iğdır
Milletvekili Pervin Buldan’ın, yeni doğan tarama formlarına ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/21490) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
283.- Diyarbakır
Milletvekili Emine Ayna’nın, Ankara Büyükşehir Belediyesine bağlı Belediye
Hastanesinin Sağlık Bakanlığına devrine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/21491) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
284.- Muş
Milletvekili Demir Çelik’in, yeni doğan tarama formlarına ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21492) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
285.- Muş
Milletvekili Demir Çelik’in, Muş’un Varto ilçesindeki Devlet Hastanesince
sağlanan sağlık hizmetlerinin yetersizliğine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21493) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
286.- Adana
Milletvekili Murat Bozlak’ın, Adana’da H1N1 ve kızamık virüslerine yakalanma
vakalarındaki artışa ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/21494)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
287.- Muğla
Milletvekili Mehmet Erdoğan’ın, Muğla’da bir köyün kavşak ihtiyacına ilişkin
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/21495)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
288.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman’ın, olası bir depremin olumsuz etkilerinden
korunmak için alınan önlemlere ve hizmet binalarının depreme dayanıklılığına
ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21496) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
289.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Van-Erivan arası uçak seferleri başlatılacağı
iddialarına ve yurt dışı uçuşlarda dağıtılan gazetelere ilişkin Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/21497) (Başkanlığa
geliş tarihi: 02.04.2013)
290.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, zorunlu trafik sigortası bedellerine ilişkin
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/21498)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
291.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen
ihalelere ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru
önergesi (7/21499) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
292.- Tekirdağ
Milletvekili Candan Yüceer’in, Saray Çerkezköy çevre yolunun yapımına ilişkin
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru önergesi (7/21500)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
293.- İstanbul
Milletvekili Umut Oran’ın, İstanbul ili Bakırköy ilçesinde bulunan bir arazinin
plan tadiline ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21501) (Başkanlığa geliş tarihi: 02.04.2013)
294.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, Bakanlık personelinin psikolojik taciz (mobbing)
şikayetlerine ve yapılan işlemlere ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanından yazılı soru önergesi (7/21502) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
295.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2008-2013 yılları arasında kapatılan hemzemin
geçitlere ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından yazılı soru
önergesi (7/21503) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
296.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, İstanbul’da şehir hatlarında sefer
yapan bir vapurda çıkan yangına ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanından yazılı soru önergesi (7/21504) (Başkanlığa geliş tarihi: 03.04.2013)
297.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, bir komisyon başkanının bir ürünün
reklamını yaptığı iddiasına ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından
yazılı soru önergesi (7/21505) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.04.2013)
298.- Mersin
Milletvekili Ali Öz’ün, demokrasi eğitimi ve okul meclisleri projesine ilişkin
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/21506)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11.04.2013)
299.- Eskişehir
Milletvekili Kazım Kurt’un, bir söyleşideki açıklamalarına ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/21507) (Başkanlığa geliş tarihi: 29.03.2013)
300.- İzmir
Milletvekili Aytun Çıray’ın, TBMM Ana Bina muhalefet kulusi girişinde bulunan
amblemde Türk bayrağı olmamasına ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanından yazılı soru önergesi (7/21508) (Başkanlığa geliş tarihi:
11.04.2013)
301.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık’ın, mobbing şikayetlerine ve mobbinge karşı alınan
önlemlere ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi
(7/21509) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
302.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2008-2013 yılları arasında uğranılan siber
saldırılara ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru
önergesi (7/21510) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.04.2013)
303.-
Afyonkarahisar Milletvekili Ahmet Toptaş’ın, inşaatı devam eden Yeni Halkla
İlişkiler Binasında kullanılan granitlere ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanından yazılı soru önergesi (7/21511) (Başkanlığa geliş tarihi:
12.04.2013)
Meclis Araştırması Önergeleri
1.- İstanbul
Milletvekili Aykut Erdoğdu ve 32 Milletvekilinin, Kamu İhale Kanunu kapsamı
dışında yapılan ihalelerin araştırılması amacıyla bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/594) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.02.2012)
2.- Bingöl
Milletvekili İdris Baluken ve 21 Milletvekilinin, toplu mezar iddialarının
araştırılması amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/595) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.02.2012)
3.- BDP Grubu
adına Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin Buldan, ekonomik krizin insan
sağlığı üzerindeki etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/596) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.02.2012)
24 Nisan 2013 Çarşamba
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.02
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER : Bayram ÖZÇELİK (Burdur),
Mustafa HAMARAT (Ordu)
BAŞKAN –
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 96’ncı Birleşimini
açıyorum.
III.- YOKLAMA
BAŞKAN –
Elektronik cihazla yoklama yapacağız.
Yoklama
için üç dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN –
Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme
geçmeden önce üç sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.
Gündem
dışı ilk söz, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle söz isteyen
İstanbul Milletvekili Muhammet Bilal Macit’e aittir.
Buyurunuz
Sayın Macit. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin
Gündem Dışı Konuşmaları
1.- İstanbul Milletvekili Muhammet Bilal
Macit’in, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’na ilişkin gündem dışı
konuşması
MUHAMMET
BİLAL MACİT (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 23 Nisan
üzerine gündem dışı söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Türkiye’de
biz millî bayramları kutlarız. Dünyada ise kimi ülkelerin bayramlarının yanında
millî günleri de vardır. Millî bayramlar, millî anmalar farklı sayılarda
olabilir ancak millî gün bir tanedir. Amerika Birleşik Devletleri’nin millî
günü 4 Temmuzdur, Bağımsızlık Deklarasyonu’nun ilanı. Fransızların ise 14
Temmuz yani Fransız Devrimi’nin başladığı Bastille’in basılması günü. Bu günün
o ülkenin millî şahsiyetini en halis şekilde temsil ettiği kabul edilir, aynı
şekilde birleştirici günüdür de.
Türkiye’de
kutladığımız resmî bayramlardan hangisi millî gün olabilir dersek, 23 Nisanın
diğer dört sembole nazaran çok daha hakiki anlamda bir millî gün olmaya yakın
olduğunu düşünüyorum. Bir millî ortaklığı ve millî iradeyi ifade etmektedir
çünkü ve bugünün demokrasisini de.
Hepimizin
de bildiği gibi, Ankara’da 23 Nisan 1920 günü toplanan Meclis, bir taraftan,
ocak ayında İngilizler tarafından dağıtılan Meclisin bir devamıydı. Öyle ki
orada yarım kalan gündemler hemen Ankara’da görüşülmeye başlanmıştı. Ancak öte
yandan, ismi Meclis-i Mebusan değildi. Önce Büyük Millet Meclisi ve 1921’den
itibaren Türkiye Büyük Millet Meclisiydi yani bir bakımdan bir kurucu meclisti
de. Öneminin farkındaydı, sadece, İstanbul’da toplanamadığından sürgünde
toplanmış olarak görmüyordu kendisini.
İlk
Meclis, üzerinde henüz kiremitleri dahi olmayan bir binaydı. Mazhar Müfit
Kansu’nun aktardığına göre Ankara’da halk, evlerinin kiremitlerini sökerek
getirmiş ve binanın üstü bu şekilde kapatılmıştı. Elektrik bulunmadığı gibi
lüks lambası da yoktu ve aydınlanma gaz lambalarıyla sağlanmaya çalışılıyordu.
Kâtiplerin önlerine geceleri mum dikilirdi. Ses ve görüntü cihazlarının
olmadığı o yıllarda hararetli tartışmaların yapıldığı o Mecliste tutanaklar
itinayla tutulur ve saklanırdı.
Ama bu
Meclisi asıl farklı yapan, Meclisin kompozisyonudur. İlk Meclisin ne kadar
renkli olduğu sıkça dile getirilmiştir. Çok farklı düşünsel, kültürel ve
sınıfsal kökenlerden insan aynı mücadele için bir araya gelmişti. Ahmet
Demirel'in o Mecliste çalışmış Hıfzı Velidedeoğlu'ndan aktardığına göre “İlk
Türkiye Büyük Millet Meclisinde milletvekillerinin giyim ve kuşamları, yaşları,
düşünsel yetenekleri ve görgüleri başka başka ve çok değişikti. Beyaz sarıklı
ve beyaz veya kara sakallı, cüppeli, eli tespihli hocalarla, pırıl pırıl üniformalı
genç subaylar, yazma veya şal sarıklı aşiret
beyleri, külahlı ağalar, tarikat babaları ve kavuklu çelebilerle
Avrupa'da yükseköğrenimlerini yeni bitirmiş, batı kültürüyle yetişmiş,
Kuvayımilliye kalpaklı, nokta bıyıklı, modern giyimli gençler yan yana
oturuyorlardı. Gerçi mebusların kıyafetleri ve kafaları renk renkti fakat
gönülleri ve amaçları birdi.”
İlk
Meclisin egemenlik ilkesi hâkimiyetimilliyedir. Bu tam da tanımsız kalmış
egemenlik ilkesi, nitekim Kasım 1922'de saltanatın lağvından hemen hemen tam
bir yıl sonra 29 Ekim 1923'te cumhuriyetin ilanına kadar da yönetimin adı
olacaktır. Bu şiardan kastedilen, yürütme ve yasamanın her ikisinin Meclisin
uhdesinde olduğu, hatta o dönemin olağanüstü şartlarında aynı ilkeye dayanarak
istiklal mahkemeleri örneğinde olduğu gibi yargı için de kendini en üst merci
gördüğü bir yönetim biçimidir.
Elbette,
bugün için bu, uygun addedilebilecek bir biçim değildir. Yasama, yürütme ve
yargının birlikteliği gibi demokrasi prensipleriyle bağdaşmayan bir usul savunulacak
değildir. Burada bundan bahsetmemin sebebi, bu vurgunun Meclisin kendisine
biçtiği önemi resmetmesi bakımından önemli ve açıklayıcı olmasıdır. Meclisin
kendini safi millî iradenin yansıması olarak gördüğünün ifadesi olmasındandır.
Bu
Mecliste yeni bir sosyal kontrata dayalı bir “millet kurma” iradesi olduğu
açıktır. Ancak bu millet kurma iradesi, sonradan anlaşılacağı gibi, tek tipçi,
dayatmacı ve her türlü çoğulculuğu ve farklılığı dışlayan karakterde değildir.
Tam aksine, zaten 1920 Ankara'sında bir araya gelen insanların bizzat kendileri
bu farklılığı taşımakta ve ortak iradeyi yansıtmaktadır.
Meclisin
açılışının yıl dönümünde bize düşen, bugünkü Türkiye'yi kucaklayan ve kapsayan
bir şekilde çalışmak ve hakkını verebilmektir. Aynı şekilde o ruha sahip
çıkmak ama asıl önemlisi bu idealizmi
anakronizm ve hamasetle boğularak değil, tam aksine bugünün dünyasına, bugünün
Türkiye’sine taşımaktır. 23 Nisan anması geçmişe değil, geleceğe dönük
olmalıdır; geçmişin böbürlenmesine değil, tıpkı Meclis çatısının inşası gibi
ortak geleceğin inşasına, geleceğin güzel Türkiye demokrasisine.
Teşekkür
ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ederiz Sayın Macit.
Gündem
dışı ikinci söz Malatya’da yaşanan dolu ve don olayları hakkında söz isteyen Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba’ya aittir.
Buyurunuz
Sayın Ağbaba. (CHP sıralarından alkışlar)
2.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın,
Malatya’da yaşanan dolu ve don olaylarına ilişkin gündem dışı konuşması
VELİ
AĞBABA (Malatya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Malatya’da
üst üste yaşanan, büyük zararlara yol açan dolu ve don olayıyla ilgili söz
almış bulunuyorum.
Değerli
milletvekilleri, AKP’nin uyguladığı politikalarla özellikle son bir yılda
Malatyalı üretici perişan oldu. 2,5-3 TL’ye mal ettiği kayısıyı, maalesef,
1,5-2 TL’ye satabildi. AKP felaketini yaşayan Malatya üreticisini son bir ayda
önce don, sonra da dolu afeti vurdu. Donla kayısı çiçekleri değil, hayaller söndü;
doluyla kayısı değil, umutlar, gelecek yaralandı.
Bugün,
aslında, geçen hafta yaşanan dolu afetiyle ilgili konuşacaktım ama sabah
Kuluncak’tan don haberi geldi. Kuluncak’ın Tohma Boyu ve düşük rakımlı
bölgelerinin tamamına, maalesef, donun vurduğunu öğrendim. Zaten 18 Martı 19
Marta bağlayan gece Malatya Merkez, Yazıhan, Kale, Akçadağ, Battalgazi, Darende
ve Hekimhan’ın bir bölümü olmak üzere Malatya’nın birçok bölgesinde kayısımız
dondan yanmıştı. Geçen hafta ise Akçadağ ilçesini 3 kez dolu vurdu. Ören,
Dedeköy, Kömekavak, Gölpınar, Altunlu, Bölüklü, İkinciler, Büyükçimiş,
Çatalbahçe, Büyükköy, Ancarlı, Aliçeri, Örüşkü, Develi, Esenbey ve Levent
bölgesinde büyümeye yüz tutmuş çağlaları dolu vurdu, neredeyse çekirdekleri
gözüküyor. Mart ayında dondan en az etkilenen yerlerden biri olan Doğanşehir
ilçesi de geçtiğimiz hafta doludan çok etkilendi. Doğanşehir, Sürgü, Güroba,
Kelhalil, Çömlekobası, Altıntop, Savaklı, Eskiköy, Hudut, Polatdere, Suçatı,
Yuvalı, Karaterzi, Dedeyazı, Çığlık ve Şatıroba köylerini dolu vurdu, zarar
yüzde 100’e yakın değerli arkadaşlar.
Şimdi, bu
elimdeki çağlalar, değerli milletvekilleri, Çığlık köyü muhtarının bahçesinden
geldi. Kayısıyı gördüğümüz zaman –daha bugün geldi, bu sabah geldi, siz de
bakın lütfen- dolu vurur belki vicdanlarınıza, biraz Malatyalılara karşı
vicdanlı olursunuz.
Şimdi,
yine hafta sonu Hekimhan’dan beni aradılar değerli arkadaşlar, dediler ki:
“Hekimhan’ı dolu vurdu.” Şu doluya bakın arkadaşlar, doluya bakın, şuna bakın.
EKREM
ÇELEBİ (Ağrı) – AK PARTİ mi yaptı onu?
FERİT
MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) – Laf atma! Ekmek bu, ekmek!
VELİ
AĞBABA (Devamla) – Bakın, sanki kış günü gibi arkadaşlar. Şu resimlere bakın ve
şu kayısının, şunun gelmiş olduğu hâle bakın arkadaşlar, şunun gelmiş olduğu
hâle bakın. Malatyalıyı önce AKP vurdu, ardından dolu vurdu, ardından don vurdu.
Şimdi,
değerli arkadaşlar, sizin vicdanlarınıza sesleniyorum değerli milletvekilleri:
Malatyalı üretici ne yapsın? Bir ürün düşünün ki dünyada marka. Bir ürün
düşünün ki dünyada kuru kayısı üretiminin tek başına yüzde 80’ini karşılıyor.
Bir ürün düşünün ki değerli milletvekilleri, her derde deva ve bir ürün düşünün
ki tutsa da üretici ağlıyor, üzülüyor; tutmasa da üretici ağlıyor, üzülüyor.
Niye? Çünkü Hükûmet bu ürünü yıllardan beri görmezden geliyor.
Değerli
milletvekilleri, Malatyalı öyle bir psikolojiye sokulmuş ki maalesef komşusunun
bahçesini dolu vurduğu zaman, don vurduğu zaman içten içe utanarak –tırnak
içerisinde- seviniyor çünkü kendi ürününün para etmesini kayısının az tutmasına
bağlıyor. Malatyalıyı düşürdüğünüz hâl bu.
Değerli
milletvekilleri, her yıl, Malatya, ülke ekonomisine 300 milyon doların üzerinde
bir katkı sağlıyor. Birileri belki buradan duyar. Şimdi, başına bir felaket
gelmiş, Malatyalı sizden sadaka istemiyor, sizden bağış istemiyor. Malatyalı
üretici diyor ki: “Biz, devletimize yıllarca üreterek ekonomiye katkıda
bulunduk. Bizim ürettiğimiz kayısı sayesinde istihdam sağladık, devletimize yük
olmadık. Şimdi devletimiz de bize sahip çıksın.” “Şimdi, fındıkta olduğu gibi
kayısı için de alan bazlı destek verin.” diyor. “Kredi borçlarımızı erteleyin,
faizlerimizi silin.” diyor.
Değerli
milletvekilleri, bakın, ben bu kürsüden defalarca söyledim, Malatyalının
düştüğü hâli söyledim. Maalesef bir arkadaşımız bunun yalan olduğunu söyledi.
Geçtiğimiz hafta tekrar gördüm, Malatya’daki yaşanan afeti gördüm. Bugün, eğer
izin verirseniz değerli milletvekilleri, Malatya’dan getirmiş olduğum
çağlaları, Malatya’nın düşmüş olduğu durumu, meyvemizin düşmüş olduğu durumu
sizlere göstermek için, izin verirseniz, hem grup başkan vekillerine vereceğim
bunlardan hem de Meclis Başkan Vekilimize vereceğim, Meclisi yöneten Başkan
Vekilimize. Vicdanlarınıza sesleniyorum: Malatyalının borçlarını öteleyin,
faizlerini silin, borçlarını erteleyin. Malatyalı bilin ki her zaman
üretmiştir, her zaman ekonomiye katkıda bulunmuştur. Mecliste bulunan bütün
partilerden bunu rica ediyorum.
Hepinizi
saygıyla sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ederiz Sayın Ağbaba.
Gündem
dışı üçüncü söz, eğitim ve istihdam sorunları ve çözüm önerileri hakkında söz
isteyen Afyonkarahisar Milletvekili Kemalettin Yılmaz’a aittir.
Buyurunuz
Sayın Yılmaz. (MHP sıralarından alkışlar)
3.- Afyonkarahisar Milletvekili Kemalettin
Yılmaz’ın, eğitim ve istihdam sorunlarına ve çözüm önerilerine ilişkin gündem
dışı konuşması
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) – Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli
milletvekilleri, yükseköğretimini tamamlayarak çalışmak isteyen meslektaşlarım
ziraat mühendislerinin, veteriner hekimlerin, gıda mühendislerinin, su ürünleri
mühendislerinin ve peyzaj mimarlarının sorunlarını dile getirmek amacıyla
gündem dışı söz aldım ancak zaman darlığı nedeniyle bugün sadece ziraat
mühendislerinin eğitimi ve istihdamı ile ilgili konuşacağım.
Değerli
milletvekilleri, tarımsal yükseköğretimin başlangıcından yani 1848 yılından bu
yana geçen yüz altmış beş yılda tarımsal yükseköğretimin geldiği nokta maalesef
hiç de iç açıcı değildir. Benim de tarımsal yükseköğretime başladığım 1974
yılında 4 tane ziraat fakültesi var idi, mezun olduğum 1981 yılında ise 7
ziraat fakültesi bulunuyor idi. Bu fakülteler tüm coğrafi bölgelerimizde
dağılmış idi. 1981 yılında kurulan YÖK önce bu ziraat fakültesinin açılmasına
karar verirken açılacak fakülte için bir daha, daha önceden açılmış ve öğretim
üyesi yeterli olan ziraat fakültesi görevlendirilir, görevlendirilen bu fakülte
7 öğretim üyesini kurucu olarak belirler ve bu üyeler çalışmalarını yapar,
binaları ve öğretim üyeleri hazır
olduktan sonra fakülte eğitime başlar idi. Mesela Ankara Üniversitesi Ziraat
Fakültesi, Çukurova ve Uludağ üniversiteleri ziraat fakültelerinin kurulmasında
bu görevi yapmıştır. Bugün ise Bakanlar Kurulu kararıyla, ön hazırlık
yapılmadan yeni ziraat fakülteleri açılmakta ve açılan fakülteler bir iki yıl
içerisinde öğrenci talep etmeye başlamaktadırlar. 2013 yılı başı itibarıyla
Türkiye’de 33 üniversitede 26 ziraat, 5 ziraat ve doğa bilimleri, 2 tarım
bilimleri ve teknolojileri fakültesi bulunmaktadır.
Değerli
milletvekilleri, sadece 2012 yılında 6 tarımsal yüksek öğretimle ilgili fakülte
açılmıştır. 1980’lere kadar sınavlarda yüzde 1 ile 10 aralığına giren
öğrencilerin tercih ettikleri ziraat fakülteleri son yıllarda çok düşük
puanlarla öğrenci kabul etmesine rağmen, pek çok fakültede bazı bölümler
öğrenci bulmakta zorlanmaktadırlar. Tıp fakülteleri için hastane neyse ziraat
fakülteleri için de laboratuvar ve
araştırma ve uygulamaları da odur. Bugün pek çok fakültenin uygulama çiftliği
yoktur. Aynı ekolojide ve birbirine çok yakın illerde ziraat fakülteleri
açılmaktadır. Uygulanagelen bu yanlış politikalar sonucu, fakültelerden mezun
olan on binlerce ziraat mühendisi boş gezmekte veya eğitimiyle alakası olmayan
alanlarda çalışmaktadırlar. Şu anda öğretmenlik, polislik, mübaşirlik,
gardiyanlık gibi kamu görevlerinde bulunan ziraat mühendisleri mevcuttur. Bu,
ciddi bir israftır. Uygulanan bu yanlış politikalara bir an evvel son
verilmelidir. Diğer taraftan, kamuoyunda ziraat mühendislerinin devlette
istihdamı çok fazla gösterilmekte, meslektaşlarım Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı arasında oyalanmaktadırlar. Tarım Bakanı canlı
yayında “Maliye Bakanlığından kadro istedik.” diye beyanat veriyor, Maliye
Bakanlığı ise “Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının Maliye Bakanlığından
yeni atamalar için bir kadro talebi bulunmamaktadır.” diyor. Olan Türk tarımına
ve atama bekleyen meslektaşlarıma oluyor. Şu anda Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanlığında 20 binden fazla boş kadro bulunmaktadır. Mühendislerimiz de bir an
evvel çiftçilerimizle buluşmak, Türk tarımına katkı sağlamak, arazilerde
çalışmak istemektedirler. Bu imkân onlara mutlaka verilmelidir. Millî
ekonomisinin temeli ziraat olan ülkemize canlı hayvan ithal etmek, kurbanlık
hayvan ithal etmek, karkas et ithal etmek, damızlık hayvan ithal etmek, yem ve
yem bitkisi ithal etmek ve en üzücüsü de saman ithal etmek hiç yakışmamaktadır.
Değerli
milletvekilleri, milyonlarca dönüm tarım yapılabilir hazine arazisi boş
durmaktadır. Bir kanun veya kanun hükmünde kararnameyle bu arazileri işlemek
isteyen ziraat mühendislerine tahsisi sağlanabilir. İşletme kredisi ve
desteklemeleriyle buralarda örnek teknik tarım uygulamaları yapılabilir.
Ülkemiz ekonomisine önemli bir istihdam ve katma değer sağlanmış olur.
Diğer
taraftan, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı kanun hükmünde kararnameyle
yeniden yapılandırma sürecinde; uzun yıllardır Bakanlığın merkez ve taşra
teşkilatlarında müsteşar, müsteşar yardımcısı, genel müdür, genel müdür
yardımcısı, daire başkanı, hukuk müşaviri, il müdürü gibi çok önemli görevleri
ifa etmiş olan insanlar şimdi bakanlık müşaviri olarak görevlendirilmişlerdir.
Doğrudan Bakana bağlı olarak görev yapması gereken bu insanlar merkez ve taşra
birimlerinde çalışabilecek şekilde yeni bir düzenlemeyle ele alınmış ve bunlar,
Bakanlık Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı emrinde görevlendirilmişlerdir. Bu
görevlendirmeler, resmen, kanuna ve hukuka aykırıdır. Bu görevlendirmelerdeki
müşavirler, âdeta, başmüşavir, hoş müşavir, boş müşavir şeklinde
adlandırılmaktadırlar. Acilen bu uygulamaya son verilmelidir.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ederiz Sayın Yılmaz.
Gündeme
geçmeden önce, sisteme girmiş sayın milletvekillerimize İç Tüzük 60’a göre bir
dakika söz hakkı vereceğim.
Buyurunuz
Sayın Tüzel.
V.- AÇIKLAMALAR
1.- İstanbul Milletvekili Abdullah Levent
Tüzel’in, Meclisin kuruluşunun 93’üncü yılını kutladığımız bugünlerde
cumhuriyetin sorununun eşitlik ve demokrasi olduğuna ve cumhuriyetin, kuruluş
felsefesiyle çelişen tarihiyle yüzleşmek zorunda olduğuna ilişkin açıklaması
ABDULLAH
LEVENT TÜZEL (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Dün,
Meclisin kuruluşunun 93’üncü yılını hep birlikte kutladık. Egemenlik, sermaye
sınıfının elinde, halk için sınırlı, barajlı, yasaklı, tutuklu ve hatta
prangalı bir duruma dönüşmüş durumda. Milletvekilleri cezaevlerinde ve 77
yaşındaki Nazife Ana “Devlet, benim devletim; ülke, benim ülkem ama ben
Kürt’üm.” dediği için oğluna yardım, yataklıktan ceza almış durumda, ayağı
prangalı.
Cumhuriyetin
sorunu eşitlik ve demokrasi sorunu; herkese, her görüşe, her dile, her inanca
demokrasi. Barış, çocuklarımıza vereceğimiz en büyük ödül olacaktır. Çocuklar
ölmemeli, aileleri tutuklanmamalı, bedenleri preslerde ezilmemeli; çağdaş,
laik, ana dilleriyle, bu değerlerle büyümeliler.
Cumhuriyet,
kuruluş felsefesiyle çelişen tarihiyle yüzleşmek zorunda. Türkleştirme ve
Müslümanlaştırma adına doksan sekiz yıl önce Ermeni aydınlarının ortadan
kaldırılmasıyla, 6-7 Eylüle, Hrant’tan er Sevag’a uzanan tehcir, katliam ve
felakete dönüşen süreçle yüzleşmek ve anlamak gerekiyor, özür dilemek
gerekiyor.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN -
Teşekkür ederiz Sayın Tüzel.
Sayın
Öğüt…
2.- İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen
Öğüt’ün, ulusal ve resmî bayramlarla ilgili bir yönetmelikle 23 Nisan Ulusal
Egemenlik ve Çocuk Bayramı’ndan “Ulusal Egemenlik” bölümünün çıkarılmasına ve
bazı okullarda yapılan 23 Nisan kutlamalarına ilişkin açıklaması
KADİR
GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
AKP’nin
çıkardığı bayram yönetmeliğine göre 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk
Bayramı’ndan “ulusal egemenlik” bölümü çıkarılarak çocuk bayramı hâline
bilinçli bir şekilde dönüştürülmüş, il ve ilçelerde törenlerde devlet adına
millî eğitim müdürleri çelenk koymuştur; millî egemenliğin temsilcisi
partilerin çelenklerine izin verilmemiştir. Amaç, millî egemenlik duygusunun
adım adım yok edilerek ümmet toplumuna geçmektir.
Bazı
okullar 23 Nisanı zikir ve ilahilerle karşılamıştır. Üsküdar’da bir ilköğretim
okulunda, 23 Nisan töreninde öğrencilere ilahiler eşliğinde semah
yaptırılmıştır. Bundan sonraki aşama, Meclis törenlerini de Millî Eğitim
Bakanlığının organize etmesi olacaktır. Laik cumhuriyeti tırnaklarıyla
oluşturan bilinçli halkımız sizin amaçlarınıza erişmenize asla ve asla izin
vermeyecektir.
Ulusal
Egemenlik Günü’nde rehin tutulan milletvekillerine buradan bin selam olsun
diyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN –
Teşekkür ederiz Sayın Öğüt.
Sayın
Halaçoğlu…
3.- Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu’nun,
Ermenilerin 518 bin Türk Müslüman’ı katletmelerini görmezden gelip “büyük
felaket” diyerek “Ermeni soykırımı olduğunu” söyleyerek onlardan özür
dileyenleri kınadığına ilişkin açıklaması
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Çanakkale’de,
Kafkasya’da, Musul’da, Filistin’de ölüm kalım mücadelesi veren Osmanlı
Devleti’nin vatandaşı olan Ermenilerin devletlerine karşı Rus, Fransız,
İngilizlerle birlikte savaşmaları ve Van, Bitlis, Muş, Çatak, Erzurum,
Zeytun’da isyan çıkarmaları üzerine 235 Taşnak, Hınçak ve Ramgavar örgüt
üyesinin tutuklanmasını “Soykırım Günü” olarak anmaları, Ermenilerin buna
karşılık 518 bin Türk Müslüman’ı katletmelerini kınıyorum. Bunu görmezden gelip
“büyük felaket” diyerek “Ermeni soykırımı” olduğunu söyleyip özür dileyenleri
de kınıyorum.
BAŞKAN –
Teşekkür ederiz Sayın Halaçoğlu.
Sayın
Yılmaz…
4.- Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz’ın,
Türk Silahlı Kuvvetlerinin batıya doğru çekildiğine dair gazetelerde çıkan
haberlerin doğru olup olmadığına ilişkin açıklaması
DİLEK
AKAGÜN YILMAZ (Uşak) - Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, Türk Silahlı Kuvvetlerinin batıya doğru çekildiğine dair bugün
gazetelerde haberler çıktı. Abdullah Öcalan da sözlerinde “Çekilme tek taraflı
olmayacak, iki taraflı çekilme olacak.” diyordu. O zaman şu mu oluyor: Türk
Silahlı Kuvvetleri güneydoğudan ve doğudan çekiliyor mu? PKK da buralardan mı
çekiliyor? Bu karşılıklı anlaşmanın sonucu mudur? Bu ülkenin, savaşmadan
birilerine teslimi mi söz konusudur? Bu konuda ben Hükûmet yetkililerinin cevap vermesini
istiyorum. 24’üncü Dönem yıkıcı bir Meclis olarak mı Türk tarihine geçecektir?
Bunu
öğrenmek istiyorum kendilerinden.
BAŞKAN –
Teşekkür ederiz Sayın Yılmaz.
Sayın
Dağoğlu…
5.- İstanbul Milletvekili Türkan Dağoğlu’nun,
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 23 Nisanı çocuklara armağan ettiğine ve çocuk
hakları komitelerinin, politika yapım süreçlerinde çocuk bakışı açısından
önemli mekanizmalar olduğuna ilişkin açıklaması
TÜRKAN
DAĞOĞLU (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bundan doksan üç
yıl evvel Gazi Mustafa Kemal Atatürk bu dünyanın bizlere çocukların bir emaneti
olduğunu o zamanlar belirtmiş ve Meclisin açılmasını ve onun arkasından da 23
Nisanı çocuklara emanet etmiş ve armağan etmiştir. Bugün, artık sadece
Türkiye’de değil, bütün dünyada bir ilk ve tek olan bir bayram olarak
kutlanmaktadır. Biz de, Türk halkı olarak bundan son derece gurur duymaktayız.
Dolayısıyla bizde çocukların ne kadar önemli olduğunu bir kere daha ben
vurgulamak istiyorum. 81 ilde oluşturulan çocuk hakları komiteleri tarafından
hazırlanan yeni anayasa çalışmalarında Çocuk Görüşü Raporu Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına bizzat çocuklar tarafından sunulmuştur. Çocuk hakları komiteleri,
politika yapım süreçlerinde çocuk bakış açısının dikkate alınması açısından
önemli mekanizmalardır.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatılmıştır.)
TÜRKAN
DAĞOĞLU (İstanbul) - Tartışılacak ve ortak akıl yaratacak konuların son derece
önemli olduğunu düşünüyorum ve çocukların gününü tekrar canıgönülden
kutluyorum.
BAŞKAN –
Teşekkür ederiz Sayın Dağoğlu.
Sayın
Akova…
6.- Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret
Akova’nın, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutladığına ve 2/B
arazileri için açıklanan rayiç bedellere ilişkin açıklaması
AYŞE
NEDRET AKOVA (Balıkesir) – Sayın Başkan teşekkür ediyorum.
Öncelikle
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutluyorum.
Sayın
Başkan, 2/B arazileriyle ilgili çıkarılan iki kanun da orman köylülerinin
mağduriyetini gidermemiştir. İkinci değişiklikle büyüklüğüne bakılmaksızın
tarım arazilerinden alınacak bedel rayiç bedelin yüzde 50’si olarak kabul
edilse bile Körfez bölgesinde, Edremit’te, belde ve köylerinde emlak bedelinin
10 katına varan rayiç bedellerinin belirlenmesi yüzünden köylülerimiz çok uzun
süredir kullandıkları bu toprakları ne peşin ne de vadeyle alabilecek durumda
değildirler. Kanuna itiraz hakkı tanınmaması yüzünden mağduriyetlerini kamu
otoritelerine belgeleyip anlatamayan köylülerimize itiraz hakkı tanınması için
bir çalışma yapılması planlanmakta mıdır? Açıklanan rayiç bedeller arasındaki dengesizliklere
itiraz edilebilmesi amacıyla konunun bütün taraflarını içeren itiraz
komisyonları kurulması için çalışma yapılması yerinde bir çözüm önerisi değil
midir?
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
AYŞE
NEDRET AKOVA (Balıkesir) – Rayiç bedel yerine emlak bedelinin dikkate alınması,
peşin alınacak bedel oranının indirilmesi, vade süresinin uzatılması ve
faizlerin alınmaması gibi çiftçilerimizin isteklerinin değerlendirilmesi
düşünülmemekte midir?
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN –
Teşekkür ederiz Sayın Akova.
Sayın
Bahçekapılı…
7.- İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı’nın, AK PARTİ Grubu olarak, doksan üç yıllık köklü bir tarihi olan
Meclise sahip olmaktan gurur duyduklarına ve bu günü çocuklarımıza bayram
olarak armağan eden Mustafa Kemal Atatürk ile tüm şehit ve gazileri sevgiyle
andıklarına ilişkin açıklaması
AYŞE NUR
BAHÇEKAPILI (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi bundan doksan üç yıl evvel kuruldu. Böyle köklü bir tarihi
olan Meclise sahip olmaktan kuşkusuz hepimiz gurur duyuyoruz. Bizler, 24’üncü
Dönem milletvekilleri, çalışma saat ve günlerinde bu koltuklarda oturmaya, bu
kürsüyü kullanmaya hak kazanmış insanlarız ve her zaman tam karşımızda
“Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.” cümlesini görmekteyiz. Bu ilkeyi
sadece görmekle kalmayıp 1920 kuruluş anlayışıyla içselleştirmemiz, bütün
siyasetlerimizi bu ilke üzerinden kurgulamamız gerekiyor. Burada bulunmak bir
onurdur. AK PARTİ Grubu olarak bu onuru yaşamamızı sağlayan ve 23 Nisan 1920’de
bu önemli tarihî adımı atarak bu günü çocuklarımıza bayram olarak armağan eden
Mustafa Kemal Atatürk ile Kurtuluş Savaşı şehitlerimizi ve tüm şehit ve
gazilerimizi sevgiyle anıyor, anıları önünde saygıyla eğiliyoruz
BAŞKAN –
Teşekkür ederiz Sayın Bahçekapılı.
Sayın
Yüksel…
8.- İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel’in, 23
Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamalarındaki çelenk koyma yasağına
ve kuruluşunun 93’üncü yılını kutladığımız Türkiye Büyük Millet Meclisinin 8
üyesinin tutuklu olduğuna ilişkin açıklaması
ALAATTİN
YÜKSEL (İzmir) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Dün
Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’mızı hüzünlü bir şekilde kutladık. Cumhuriyet
Meydanı’nda, İzmir’de, biz milletvekilleri olarak orada hazırdık ama sadece
Millî Eğitim Müdürlüğü çelenk sundu Ata’sına. Egemenliğin temel taşı olan
siyasi partiler orada çelenk koyamadılar, sivil toplum örgütleri, barolar,
odalar çelenk koyamadılar.
Kuruluşunun
93’üncü yılını kutladığımız Türkiye Büyük Millet Meclisinin 8 milletvekili, 8
üyesi bugün tutukludur, hapishanededir. Bunlardan bir tanesi olan Mustafa
Balbay’la aynı bölgeden 583 bin oy aldık. 684 gündür millî irade tutukludur,
684 gündür İzmirlinin 583 bin oyu da Silivri’de tutukludur. 23 Nisanı
çocuklarımıza armağan etmiş Ata’mız. Bugün çocuklarımız, on binlerce, hapiste
yatan aydınımızın, babaların çocukları, babaları kurtulsun...
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN –
Teşekkür ederiz Sayın Yüksel.
Sayın
Demiröz...
9.- Bursa Milletvekili İlhan Demiröz’ün,
yazılı olarak cevaplandırılması için verdiği önergedeki bazı sorulara Sağlık
Bakanlığı tarafından yanıt verilmediğine, bunun nedenini öğrenmek istediğine ve
sorularının yanıtlanmasını talep ettiğine ilişkin açıklaması
İLHAN
DEMİRÖZ (Bursa) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
15 Ocak
2013 tarihinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına, Sağlık Bakanlığı
tarafından yazılı yanıt verilmesi istemiyle 20 sorudan oluşan bir soru önergesi
verdim. 17 Nisan 2013 tarihinde, Sağlık Bakanı Doktor Mehmet Müezzinoğlu
imzasıyla 6’ncı sorudan itibaren yanıt gelmiştir. Hâlbuki önergemde ilk beş
soruda, Bursa’da yaptırılacak yeni kamu hastaneleri için neden kamu-özel
ortaklığı yöntemi tercih edilmektedir; kamu-özel ortaklığı metoduyla kampüs
ihalesi kazanan firmalar var mıdır; bunların ihale bedelleri nelerdir, kira
bedelleri, sabit yatırım tutarları ne kadardır diye sorum vardı. Bunlara yanıt
verilmemiş. Sağlık Bakanlığından bu sorularıma neden yanıt verilmediğini
soruyor ve sorularımın yanıtlanmasını talep ediyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
- Teşekkür ederiz Sayın Demiröz.
Sayın
Yılmaz...
10.- Afyonkarahisar Milletvekili Kemalettin
Yılmaz’ın, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığındaki bazı müşavirlere yönelik
uygulamalara ilişkin açıklaması
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) – Teşekkürler Sayın Başkan. Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanlığında “baş ve has müşavirler” dışında kalan 168 bakanlık müşaviri, 11-17
Kasım 2012 tarihleri arasında Antalya’da “Değişen Yöneticilik Akademisi” adı
altında bir hizmet içi eğitime tabi tutulmuş, burada “neo kişilik envanteri”
adı altında birbirinden farklı 240 soru ile muhatap kılınmışlardır.
Fotoğrafları da eklenerek bu insanlar âdeta fişlenmiştir. Hâlen bu müşavirler
uydurma gerekçeler ile üç beş günlüğüne il dışında görevlendirilmekte, eğitim
ve tecrübeleri gözetilmeksizin bazı konularda raporlar hazırlattırılmaktadır.
Zamanında
yetki ve sorumluluk alarak Türk tarımına hizmet etmiş olan bu müşavirlere reva
görülen bu uygulamalar, çalışma huzurunu, görev hassasiyetini ve kişilerin
devlete olan güvenini sarsmıştır. Bu insanlara resmen “mobbing” uygulanmakta ve
emekliliğe zorlanmaktadırlar.
Bu
uygulamaya bir an evvel son verilmelidir, zira bu uygulama diğer bakanlık
çalışanlarını da rahatsız etmekte, sorumluluk alma, yetki kullanma konusunda
tereddütlü davranışlara sebep olmaktadır.
BAŞKAN –
Teşekkür ederiz Sayın Yılmaz.
Sayın
Özel…
11.- Manisa Milletvekili Özgür Özel’in,
Manisa’da 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamalarında yaşanan
olaylara ilişkin açıklaması
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Dün 23
Nisan törenleri için Manisa’daydım. Manisa’da, valilikten bildirilen resmî
programa göre, saat 08.40’ta Manolya Meydanı’nda toplandık ve kortej yürüyüşü
başlayacaktı. Belediye Başkanı oradaydı, milletvekili oradaydı, vatandaşlarımız
oradaydı ama bize töreni bildirenlerden hiçbirisi yoktu, bir tek okul, bir tek
öğrenci, bir tek yetkili, vali yardımcısı veya da devleti temsilen kimse ve
iktidar partisi orada değildiler. “Bir yanlışlık mı var?” diye sorduğumuzda,
“Biz çelenk koyma törenindeyiz.” dediler. Koşarak gittik ancak İstiklal
Marşı’na yetişebildik.
Devletin
genleriyle oynayanlar, devletin kimyasını bozanlar bu emellerine, bu amaçlarına
ulaşamayacaklar. Dün Manisa’da yaşananları buradan bir kez daha kınıyorum.
BAŞKAN –
Teşekkür ederiz Sayın Özel.
Sayın
Halaman…
12.- Adana Milletvekili Ali Halaman’ın,
Türkiye’de son yıllarda çeltik ekimi yapılmadığına ilişkin açıklaması
ALİ
HALAMAN (Adana) – Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.
Sayın
Başkanım, bu tarımla ilgili, çeltik-pirinç genelde Adana’da, Edirne’de,
Çorum’da, bu bölgelerde çok ekilir, Maraş’ta da ekilir ama son zamanlarda
Türkiye’de çeltik ekilmiyor. Haberlerde de, araştırdığımızda da GDO’lu, yani
pirinç-çeltiğin gümrük kapılarında çok yakalandığı, GDO’lu tarım ürünlerinin
çok girdiği söyleniyor. Tarım Bakanlığı bir miktar bunlarla ilgilense de bu boş
tarlalara çeltik ekilmeye, pirinç ekilmeye devam edilse olmaz mı?
Ben
teşekkür ediyorum.
BAŞKAN –
Teşekkür ediyoruz Sayın Halaman.
Sayın
Şandır…
13.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın,
Mersin’de 2/B arazileri için açıklanan rayiç bedellere ilişkin açıklaması
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) – Çok teşekkür ederim.
Sayın
Başkanım, Mersin’in Erdemli ilçesinde, bu 2/B arazilerine uygulanacak rayiç
değerler açıklandı. Öyle yüksek rakamlar ki millet isyan hâlinde. Dönümü, bin
metrekaresi 400 bin lira. Dolayısıyla, bu, oranın çiftçisine, köylüsüne,
üreticisine bir zulümdür. Alabilmesi mümkün değildir, bu bedeli
karşılayabilmesi mümkün değildir. Bu sebeple, Hükûmetin, rayiç değerleri
yeniden gözden geçirmesini, kendi toprağında kendi çoluk çocuğuyla üreterek
kendini besleyen insanların cezalandırılmamasını Milliyetçi Hareket Partisi
olarak ve Mersin Milletvekili olarak Hükûmetten talep ediyorum. Bu kararları
yeniden gözden geçirmesini istiyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN –
Teşekkür ederiz Sayın Şandır.
Sayın
Aslanoğlu…
14.- İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu’nun, İstanbul Büyükçekmece’de 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk
Bayramı kutlamalarında yaşanan olaylara ilişkin açıklaması
FERİT
MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) – Sayın Başkan, İstanbul Büyükçekmece’de 23 Nisan
törenlerimizde, çocuklarımızın önünde, Büyükçekmece Millî Eğitim Müdürünün,
iktidar partisi ilçe başkanını çağırarak bir konuşma vermesini hakikaten
kınıyorum. Bu bayram hepimizin bayramıdır. Bu bayram çocukların bayramı,
hepimizin bayramı. Bu açıdan, buradan ihbar ediyorum: Bu işi yapan Büyükçekmece
Millî Eğitim Müdürü hangi amaçla yapmıştır, niçin yapmıştır, bunun hesabını kim
verecek?
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN –
Teşekkür ederiz Sayın Aslanoğlu.
Sayın
Vural…
15.- İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın, Avrupa
Konseyi Parlamenterler Meclisinin PKK terör örgütünü “aktivist” olarak
belirleyen bir rapor yayınladığına ve bunu kınadığına ilişkin açıklaması
OKTAY
VURAL (İzmir) – Teşekkür ederim.
Sayın
Başkan, bugün gazetelerde de var, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisinin bir
raporu kabul edilmiş ve bu utanç verici raporda, bu milletin kardeşliğine
kasteden, çocukları öldüren, Serapları yakan, kundaktaki bebelere kurşun sıkan
PKK terör örgütü aktivist olarak belirlenmiş. Bölücü terörü de “Türk Silahlı
Kuvvetleriyle PKK arasındaki çatışma” olarak ortaya koyan, ayrıca “Türkiye
vatandaşları” diye, anayasal olmayan bir ibare içeren bir raporu kabul
etmiştir. Öncelikle, bu ikiyüzlü Batı düşüncesini, terör örgütünü meşrulaştıran
ve aklaştıran, emperyalizmin taşeronu olarak kullanılan bir terör örgütünü
aktivist konumuna götüren Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisini kınıyorum.
Anayasa’mıza
göre, Türkiye Cumhuriyeti devletine vatandaşlık bağıyla bağlanan herkes Türk
vatandaşıdır, “Türkiye vatandaşı” diye bir tabir yoktur. Avrupa Konseyini,
kurucu iradesi olan Türkiye'nin Anayasası’nı tanımayan Avrupa Konseyini,
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda, bu ifadelerinden dolayı
kınadığımı ifade etmek istiyorum.
BAŞKAN –
Teşekkür ederiz Sayın Vural.
Gündeme
geçiyoruz.
Başkanlığın
Genel Kurula sunuşları vardır.
Meclis
araştırması açılmasına ilişkin üç önerge vardır, okutuyorum:
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis Araştırması
Önergeleri
1.- İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu ve 32
milletvekilinin, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamı dışında gerçekleştirilen
ihalelerde harcanan kamu kaynaklarının, kamu ihalelerinin bu Kanun kapsamı
dışında yapılma sebeplerinin ve bundan elde edilen faydanın araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/594)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
4734
sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamı dışında gerçekleştirilen ihalelerde harcanan
kamu kaynaklarının tespiti, kamu ihalelerinin bu Kanun kapsamı dışında yapılma
sebepleri ve bundan elde edilen faydanın ortaya konulması ile Kanun'a aykırı
işlemlerin tespit edilmesi amacıyla TBMM İçtüzüğü'nün 104’üncü ve 105’inci
maddeleri ve Anayasa'nın 98’inci maddesi uyarınca bir Meclis araştırması
açılmasını arz ederiz.
1) Aykut Erdoğdu (İstanbul)
2) Ali Rıza Öztürk (Mersin)
3) Faik Öztrak (Tekirdağ)
4) Mehmet Şeker (Gaziantep)
5) Mustafa Moroğlu (İzmir)
6) Celal Dinçer (İstanbul)
7) Haydar Akar (Kocaeli)
8) Salih Fırat (Adıyaman)
9) Veli Ağbaba (Malatya)
10) Aydın Ağan Ayaydın (İstanbul)
11) Selahattin Karaahmetoğlu (Giresun)
12) Durdu Özbolat (Kahramanmaraş)
13) Ramazan Kerim Özkan (Burdur)
14) Mehmet Ali Susam (İzmir)
15) Osman Oktay Ekşi (İstanbul)
16) Tolga Çandar (Muğla)
17) Nurettin Demir (Muğla)
18) Ali Haydar Öner (Isparta)
19) Arif Bulut (Antalya)
20) Melda Onur (İstanbul)
21) Binnaz Toprak (İstanbul)
22) Metin Lütfi Baydar (Aydın)
23) Sena Kaleli (Bursa)
24) Osman Taney Korutürk (İstanbul)
25) Turhan Tayan (Bursa)
26) İlhan Demiröz (Bursa)
27) Namık Havutça (Balıkesir)
28) Ali İhsan Köktürk (Zonguldak)
29) Haluk Ahmet Gümüş (Balıkesir)
30) Hüseyin Aygün (Tunceli)
31) Kazım Kurt (Eskişehir)
32) Turgut Dibek (Kırklareli)
33) Yıldıray Sapan (Antalya)
Gerekçe:
Türkiye'de
kamu alımlarının önemli bir kısmı 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu (Kanun) kapsamı
dışında gerçekleştirilmektedir. Oysa bu kanun, ilk hâliyle kamu ihalelerinde
etkinlik, verimlilik ve şeffaflığı sağlamak üzere hazırlanmış bir kanundu.
Kanun ve bu kanuna istinaden çıkarılan diğer mevzuat, yolsuzluk ve
suistimalleri engelleyecek mekanizmalarla güçlendirilmiştir.
Ne var ki
yolsuzluklara engel teşkil eden bu yapısı nedeniyle kanun, 2003-2011 yılları
arasında, birçoğu ya ortaya çıkan yolsuzlukları aklama ya da bazı kurumların
harcamasını kapsam dışına çıkararak yolsuzlukları kolaylaştırma amacı taşıyan
birçok defalar değiştirilmiştir.
Kanuna
göre deprem, sel, yangın veya salgın hastalık gibi istisnai hâller dışında tüm
isteklilerin katılabileceği açık ihale yapılması zorunludur. 2003-Eylül 2011
arasında Kamu İhale Kurumuna bildirilerek yapılan ihalelerin toplamı 437 milyar
TL'dir. Bu ihalelerin 137 milyar TL’lik kısmı (yüzde 31) rekabete kapalı olarak
yapılmıştır. Bu durum, Avrupa Birliği ilerleme raporlarında her yıl eleştiri
konusu yapılmasına rağmen Hükûmet, kurulu yolsuzluk düzenini bozmamak için bu
çürümüş yapıyı korumaktadır. Kamu İhale Kurumu (KİK) kayıtlarının
incelenmesinden, istisnai ihalelerde yapılan satıcı indirimlerinin (kırım
oranları) açık ihalelere göre çok daha düşük kaldığı görülmektedir.
Çeşitli
kurumlar tarafından açık ihale ile yapılan yaklaşık 300 milyar TL tutarındaki
kamu alımları da sorunsuz değildir. Geçtiğimiz günlerde KİK'e polis tarafından
düzenlenen operasyonda rüşvete konu edildiği tespit edilen kamu ihalelerinin
birçoğunun açık ihale yöntemiyle yapıldığı görülecektir. Açık ihalelerde mal
veya firma tarifiyle rekabetin ortadan kaldırılması çok rastlanan bir ihale
yolsuzluğu yöntemidir.
Kamu
ihalelerinde bir diğer sorunlu alan belediyelerdir. Belediyeler, açtıkları
ihaleleri önce kendi şirketlerine vermekte, sonra bu şirketler aldıkları işleri
kanunda belirtilen usuller dışında, yolsuzluk ve suistimale açık bir şekilde
istedikleri firmalara verebilmektedir.
Kamu
ihaleleriyle ilgili bir diğer sorunlu alan; Kanun kapsamında olmasına rağmen
KİK'ten gizlenerek yapılan alımlardır. Bu alımlarda devletin milyarlarca TL
kaynağı hiçbir ihale yapılmaksızın bazı şirketlerle doğrudan yapılan
sözleşmeler kapsamında harcanmıştır.
Kamu
ihalelerinde bir diğer açık yara toplu konut ihaleleridir. Arsa karşılığı gelir
ortaklığı modeliyle yapılan ihaleler, kanuna aykırı bir tebliğ hükmüyle 4734
sayılı Kanun kapsamı dışına taşınmıştır. Bu şekildeki ihalelerin toplamı 25
milyar TL'ye ulaşmıştır. Yapılan bu ihalelere konu edilen İstanbul/Ataşehir,
İzmir/Karşıyaka veya Ankara/Çankaya gibi büyükşehirlerin en değerli arsaları
yüzde 30-yüzde 35 gibi çok düşük kamu paylarıyla ihale edilmiştir. Bu şekilde
yapılan ihalelerde milyarlarla ifade edilebilecek kamu zararı oluştuğu denetim
raporlarıyla sabittir.
Kamu
ihaleleriyle ilgili yolsuzluk, suistimal ve kötü yönetim örnekleri, bir yandan
kaynak israfına yol açarken, diğer yandan toplumsal çürümeyi hızlandırmaktadır.
Bu sebeplerle; kamu ihalelerinin bu kanun kapsamı dışında yapılma sebepleri,
bunların tutarı ve bundan elde edilen faydanın ortaya konulması ile Kanun’a
aykırı işlemlerin tespit edilmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına
ihtiyaç olduğuna inanıyoruz.
2.- Bingöl Milletvekili İdris Baluken ve 21
milletvekilinin, var olduğu iddia edilen toplu mezarların belirlenip
uluslararası hukuka uygun şekilde açılması için yapılması gerekenlerin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/595)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Toplu
mezarlar gerçeği, tarih boyunca halkların toplumsal, siyasal, sosyal ve
kültürel hak arayışlarına karşı şiddet ve baskı politikalarının uygulandığı pek
çok coğrafyada ortaya çıkan yakıcı insanlık trajedilerindendir. Türkiye,
Filistin, Çeçenistan, Meksika, Kosova ve Fransa gibi birçok ülkenin sınırları
içerisinde, şiddet ortamlarından kaynaklı çok sayıda toplu mezar bulunmuştur.
Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar, özellikle Kürt sorununun şiddet
yöntemleri ile çözülmesi politikalarından kaynaklanan uygulamalar, ülkeyi deyim
yerindeyse tam bir toplu mezar tarlasına çevirmiştir. Toplu mezar gerçekliğinin
tamamıyla açığa çıkmasını, toplumsal barışın sağlanmasında yerine getirilmesi gereken
en önemli koşullardan biri olarak değerlendirmek gerekir. Türkiye'deki toplu
mezarların belirlenmesi ve henüz açılmamış toplu mezarların açılması, tarihle
yüzleşmenin başarılması ve uluslararası hukuktan doğan toplu mezarlarla ilgili
kriterlerin güncellenip uygulamaya konulması amacıyla Anayasa’nın 98, TBMM
İçtüzüğü'nün 104 ve 105’inci maddeleri gereğince araştırma komisyonu
kurulmasını talep ediyoruz.
1) İdris Baluken (Bingöl)
2) Pervin Buldan (Iğdır)
3) Hasip Kaplan (Şırnak)
4) Sırrı Sakık (Muş)
5) Murat Bozlak (Adana)
6) Halil Aksoy (Ağrı)
7) Ayla Akat Ata (Batman)
8) Hüsamettin Zenderlioğlu (Bitlis)
9) Emine Ayna (Diyarbakır)
10) Nursel Aydoğan (Diyarbakır)
11) Altan Tan (Diyarbakır)
12) Adil Kurt (Hakkâri)
13) Esat Canan (Hakkâri)
14) Sırrı Süreyya Önder (İstanbul)
15) Sebahat Tuncel (İstanbul)
16) Mülkiye Birtane (Kars)
17) Erol Dora (Mardin)
18) Ertuğrul Kürkcü (Mersin)
19) Demir Çelik (Muş)
20) İbrahim Binici (Şanlıurfa)
21) Nazmi Gür (Van)
22) Özdal Üçer (Van)
Gerekçe:
Uluslararası
hukuk açısından "ölüm hakkı"nı düzenleyen protokol Minnesota
Protokolü’dür. Protokol, hukuk dışı, keyfî ve yargısız infaz şüphesi, ulusal
veya yerel ceza hukukuna uygun olarak soruşturulması ve ceza yargılanmasına
başvurulması için bağımsız, bilimsel ve etkin soruşturma için delillerin
sağlıklı toplanmasını öngörmektedir. Bu protokol 87 ülke tarafından kabul
edilip onaylanmıştır. Ancak Türkiye bu protokolü çekinceli olarak kabul
etmiştir. Türkiye tarafından çekince konulan en önemli protokol maddesi
şöyledir: "Hükûmetler tam yetkili ve bağımsız bir komisyon kurarak
araştırmaya başlamalı. Komisyon, tarafsız, yetkinlikleri ve bağımsızlıkları
kabul görmüş kişilerden oluşmalı. Tarafsızlığa gölge düşürülmemesi için
komisyon üyelerinin, muhtemel herhangi bir kişi, kamu organı, siyasi parti ya
da örgütle bağlantılı olmaması gerekir."
Minnesota
Protokolü’nde; toplu mezar soruşturmalarının kapsadığı alan, olay yeri
incelemesine ilişkin ayrıntılı anlatım, toplu mezarın nasıl açılması ve
açılırken kimlerin bulunması gerekliliği, faili meçhul, toplu öldürme gibi
olaylarda yaşamını yitirenlerin otopsi incelemesinde bilimsel ve tam bağımsız
bir çalışma durumlarının kriterleri sıralanmıştır.
Yıllardır
şiddet ve savaş ortamında bulunan Türkiye, büyük çoğunluğu Doğu Anadolu ve
Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde bulunmak üzere çok sayıda toplu mezarı
barındırmaktadır. Dersim'de Seyit Rıza döneminden (1937-38 döneminden) kaldığı
belirtilen, içerisinde 230 kişinin bulunduğu toplu mezar ile Bingöl'de Şeyh
Said'in döneminde (1924-25) 84 kişinin diri diri yakıldığı köydeki toplu mezar
Türkiye'deki toplu mezar tarihinin ilk örneklerini sunmaktadır. Şeyh Said,
Seyit Rıza ve onların arkadaşlarının gerçekliklerinin gündemleşmesi, son otuz
yıldır bölgede süren savaştan dolayı bugün tesadüfen yapılan kazılarda ortaya
çıkan insan kemikleri, bu konuda çözüme yönelik önemli bir toplumsal duyarlılık
yaratmıştır.
İnsan
hakları alanında çalışan sivil toplum örgütleri tarafından yapılan çalışmalar,
Türkiye'nin toplu mezar gerçekliğiyle ciddi bir yüzleşme yaşamadığını ortaya
koymaktadır. Yapılan çalışmalara göre; Türkiye'de tahmin edilen toplu mezar
sayısı 253 iken, bu toplu mezarlarda 3.248 insana ait kemikler bulunmaktadır.
Oysaki Türkiye'de açılan toplu mezar sayısı 29 ve bu toplu mezarlardan
çıkarılan insan kemiklerinin sayısı ise 190'dır. Dolayısıyla, şu anda
Türkiye'de açılmayan 224 toplu mezar ve bu mezarlarda 3.058 insana ait kemikler
bulunmaktadır.
Türkiye'de
çoğunluğu Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde bulunduğu iddia edilen toplu
mezarlara ilişkin neredeyse hiçbir çalışma yapılmamıştır. Sadece Bingöl
ilimizde toplu mezarlarda bulunan 38 insana ait kemikler varken henüz açılmayı
bekleyen 32 toplu mezarda ise 430 insana ait kemikler bulunmaktadır.
Tüm bu
gerçeklerden hareketle hem ulusal yasaların uluslararası yasalara uygunluğu ve
uyumluluğunun sağlanması hem de var olduğu iddia edilen toplu mezarların
belirlenip uluslararası hukuka uygun şekilde açılması için Meclis araştırması
açılmasını talep ediyoruz.
3.- BDP Grubu adına Grup Başkan Vekili Iğdır
Milletvekili Pervin Buldan’ın, tüm dünyada ve ülkemizde hissedilen ekonomik
krizin insan sağlığı üzerindeki psikolojik ve sosyolojik etkilerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/596)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Tüm
dünyada ve ülkemizde hissedilen ekonomik krizin insan sağlığı üzerindeki
psikolojik, sosyolojik etkilerinin araştırılması, gerekli önlem ve tedbirlerin
alınması amacıyla Anayasa'nın 98, İç Tüzük’ün 104 ve 105’inci maddeleri
gereğince Meclis araştırması açılmasını arz ederim.
Pervin
Buldan
Iğdır
BDP
Grup Başkan Vekili
Gerekçe:
Tüm dünya
ülkelerinde yaşanan ekonomik kriz bireylerin psikolojisi üzerinde birçok
olumsuz etkilere neden olmuştur. Ekonomik kriz ortamında tüm kesimleri olumsuz
etkileyen stres toplumun büyük kısmının akıl ve ruh sağlığını tehdit eder
duruma gelmiştir. Uzmanlar tarafından ekonomide kriz yaşanan dönemlerde
çalışanların yaşam tarzlarını sorguladıkları ve gelecekle ilgili kaygı
duydukları ve temel ihtiyaçlarını karşılamada sorun yaşadıkları
vurgulanmaktadır. Ayrıca maddi sorunların, işten çıkarmaların ve borçların,
toplumun büyük bir kesimini çaresizlikle yüz yüze getirdiği işsizlik sonucu
bireylerin aile bireylerine karşı öfkeli ve saldırgan bir tavır
sergileyebileceklerini, hem kendilerine hem de yakınlarına zarar vermelerinin
söz konusu olabileceğini, depresyon ve intihar vakalarında artış olacağını
belirtmektedirler.
Ekonomik
krizler ve bunların yol açtığı işsizlik ve yoksulluk sadece iktisadi olgular
olarak değil, kişilerin hayatta kalma mücadelelerini sürdürmeleri için de
önemlidir fakat uzmanlar işsizlik ve intihar arasında bir nedensellik ilişkisi
olduğunu ve işsiz olan bireylerde çalışanlara göre intihara bağlı ölümlerin 2-3
kat arttığının tespit edildiğini belirtmektedir. Bu nedenle, işsizlik bireyde
önemli yansımaları olan toplumsal bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır.
İşsizlik ve yoksulluk sadece fiziksel hastalıklara yol açmamakla birlikte,
işsiz insanlarda stres, depresyon, umutsuzluk, intihar gibi ruh sağlığı
sorunlarını ortaya çıkardığı belirtilmektedir. İşsizlikten dolayı cinnet
geçirerek intihar edenlerin, hırsızlık yapanların, psikolojik dengesi
bozulanların sayısının sürekli olarak arttığı kamuoyu tarafından bilinmektedir.
İşsizlik ve ona bağlı olan karamsarlık sonucunda gelecekle ilgili soru
işaretleriyle birlikte intihar vakalarının arttığını, giderek de artacağı
söylenmektedir. Her gün gazetelere yansıyan haberlere bakıldığında, kriz
bağlantılı intiharların sayısında trajik bir artışın olduğu, görüldüğü açıktır.
Bu da ekonomik krizin sosyal değişimlere neden olduğunun ve insan akıl ve ruh sağlığının
olumsuz yönde etkilediğinin bir göstergesi olarak karşımıza çıkmaktadır.
Türkiye'de
birçok sosyal alanda olduğu gibi bu konuda da bilimsel bir araştırma sonucunun
olmaması daha etkin önlenebilir çözümlerin geliştirilememesine neden
olmaktadır. Bu bağlamda, işsizlik ve yoksulluğun sosyal değişimlere neden olan
olguları incelenip çözüm geliştirilmediği sürece, sorunun devam edeceği
belirtilmektedir.
Sonuç
olarak, ekonomik kriz nedeniyle vatandaşlar üzerinde psikolojik ve sosyolojik
travmalara yol açabilecek nedenlerin araştırılması ve gereken önlem tedbirlerin
alınması için bir Meclis araştırma komisyonu kurulmalıdır.
BAŞKAN –
Bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler
gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki
görüşmeler sırası geldiğinde yapılacaktır.
Sayın
milletvekilleri, on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 14.51
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.03
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER : Bayram ÖZÇELİK (Burdur),
Muhammet Bilal MACİT (İstanbul)
BAŞKAN –
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 96’ncı Birleşiminin
İkinci Oturumunu açıyorum.
Cumhuriyet
Halk Partisi Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi
vardır, okutup işleme alacağım ve daha sonra oylarınıza sunacağım.
VII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri
1.- CHP Grubunun, Adana Milletvekili Turgay
Develi ve 20 milletvekili tarafından TBMM çalışmalarının Meclis TV’de on iki
saat ile sınırlandırılmasının araştırılarak çalışmaların tümünün Meclis TV’de
izlenmesinin sağlanması amacıyla 1/4/2013 tarihinde Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin Genel Kurulun
24 Nisan 2013 Çarşamba günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
24/4/2013
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma
Kurulu 24/4/2013 Çarşamba günü (Bugün) toplanamadığından, grubumuzun aşağıdaki
önerisinin İç Tüzük’ün 19’uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına
sunulmasını saygılarımla arz ederim.
Emine
Ülker Tarhan
Ankara
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Adana
Milletvekili Turgay Develi ve 20 milletvekili tarafından 1/4/2013 tarihinde
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına "TBMM çalışmalarının Meclis
TV'de on iki saat ile sınırlandırılmasının araştırılarak çalışmaların tümünün
Meclis TV'de izlenmesinin sağlanması" amacıyla verilmiş olan Meclis
Araştırması Önergesi’nin (812 sıra no.lu), Genel Kurulun bilgisine sunulmak
üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak, 24/4/2013 Çarşamba günlü
birleşimde sunuşlarda okunması ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde
yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN –
Önerinin lehinde Adana Milletvekili Turgay Develi.
Buyurunuz
Sayın Develi. (CHP sıralarından alkışlar)
TURGAY
DEVELİ (Adana) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; televizyonları başında
bizi izleyen sevgili yurttaşlarımızın bu Meclisin hâl-i pürmelalini görmelerini
isterim, Meclis kameraları şu Meclisin koltuklarını gösterirse.
Türkiye
Büyük Millet Meclisinin nasıl bir çalışma düzenine sahip olduğu, aslında bu
konuşacağımız konuyla da yakından bağlantılı. İktidar partisi, Meclis
çoğunluğuna dayanarak Meclis Televizyonunu haftada üç gün dörder saatle
sınırlayarak, akşam saatlerine sarktırdığı ana kanunları, halkın aleyhine,
toplumun vicdanını yaralayan kanunları televizyonun göstermediği saatlerde
çıkararak gerçekleri halktan gizliyor.
Meclis
Televizyonunun açılmasıyla ilgili olarak Sayın Başkan Cemil Çiçek’i parti
grubumuzda oluşturduğumuz arkadaşlarımızla beraber 2 defa ziyaret ettik.
Dünyada meclisi topluma açık, canlı yayınlanan ender televizyonlardan -3’üncü
televizyon- olmasına rağmen 2011 yılında yapılan bir protokolle Meclisin
çalışmalarını halktan neden gizlediklerini sorduk ve yasalara göre bunun mümkün
olmadığını kendilerine anlattık, izah ettik. Ama Sayın Başkan, anladığımız
kadarıyla -iradenin kendisinde olmadığını- Sayın Başbakanın TRT Genel Müdürüne
verdiği talimatla, Meclis yayınlarının yapılmasını sağlayamıyor, buna karşı
çıkamıyor.
Değerli
milletvekilleri, sevgili yurttaşlar; Türkiye Büyük Millet Meclisi gibi, dün
93’üncü yılını kutladığımız kutsal bir çatının altında, kanuna karşı hülle
yapılarak, hukuksuz bir işlem yapılıyor. Millet Meclisi hukuksuz bir işlem
yaparsa, Türkiye’nin diğer kurumlarında, günlük hayatında, her türlü yasa
dışılığın, kanun tanımazlığın olmasını da anlayışla karşılamak gerekiyor.
3984
sayılı Radyo ve Televizyon Kanunu’nun
Meclis Başkanlığına verdiği yetkiye dayanarak, Meclis çalışmalarını sizlerin
izleyebilmeniz için bir televizyon kanalı tahsis edilmişti. Daha sonra yapılan
değişiklikte, 6112 sayılı TRT Kanunu’nda yapılan değişiklikte “TRT 3 Meclis
Başkanının ve TRT Genel Müdürünün ortak hazırlayacağı protokolle Meclis
çalışmalarını yansıtır.” diyor. Bizim Meclis Başkanımız Sayın Cemil Çiçek
-protokolü yenilemeye gerek dahi duymayacak şekilde- öylesine iktidara teslim olmuş
ki, bütün haykırışlarımıza rağmen, bütün ziyaretlerimize rağmen, bu konuda
topluma yaptığımız açıklamalara rağmen kılını kıpırdatmıyor.
Medya,
Türk medyası, küresel finansın cariyesine dönüşmüş durumda. AK PARTİ
iktidarının da cariyeliğini yapan, siyaseten cariyeliğini yapan Türk medyası,
zaten, toplumun temel taleplerini gündem maddesi yapmak yerine, finans
kapitalin Türkiye’yi sömürmesini, cumhuriyetin doksan üç yıllık birikimlerini,
Devlet Demiryollarını, PTT’yi, petrolü, TEK’i, dağıtım ihalelerini, bunları,
bağımsızlığımızın nişanesi olan bütün kurumları teker teker satarken, bir
yandan Meclisin çalışmalarını halka kapatarak, bir yandan da cariyeleşmiş
medyayla toplumu başka gündem maddeleriyle meşgul ederek Türkiye’nin artık
iyice bağımsızlığının, ekonomik bağımsızlığının bitirildiği, diz çökertildiği
günler yaşıyoruz.
Buradan
Sayın Meclis Başkanına nezaketen, saygımla, bir kez daha çağrıda bulunuyorum:
Sayın Başkan, bu Parlamentonun saygınlığına sizin tavrınız yakışmıyor. Bu
Meclisin saygınlığına… Bu Parlamentonun çalışmalarının tamamının yirmi dört
saat yayın yapılarak halka duyurulması gerekiyor. Eğer Adalet ve Kalkınma
Partisi, halktan gizleyecek, halktan kaçıracak bir şeyleri yoksa, çıkardığı
kanunlar, yasalar halkın yararınaysa neden Meclis Televizyonunu halka
kapatıyor?
Biliyorsunuz
ki sevgili yurttaşlarımız, saat yedi olduğu zaman Meclis Televizyonu kapanıyor.
Bilin ki bütün kanunlar, sizin hayatınızı direkt ilgilendiren, sizin yaşamınızı
direkt ilgilendiren, sizin çocuklarınızın, torunlarınızın geleceğini ipotek
altına alan bütün yasalar Meclis Televizyonu kapatıldıktan sonra buraya
geliyor, AK PARTİ’nin oylarıyla teker teker geçiyor. Ertesi gün gazeteye
baktığınızda -zaten onların gündeminde böyle bir şey yok- ancak uygulamayla
karşılaştığınızda Mecliste neler olduğunu görüyorsunuz; hani şu emeklilerden
2003 yılından itibaren geriye dönük olarak primlerin tahsil edilmeye başlandığı
gerçeği gibi.
Sevgili
yurttaşlar, Adalet ve Kalkınma Partisi, 2002 yılından bu yana, “Yolsuzluğu,
yoksulluğu ve çaresizliği yeneceğiz.” diyerek sizden temsil iradesi
devralmıştı. Şimdi, çok sıcak yaşadığınız bir konu daha var: 2/B arsaları,
arazileri meselesi. Bir örnek vermek istiyorum. Sadece bir yerden örnek
vereceğim, bu bütün Türkiye’ye teşmil ediyor. Çukurova bölgesinde ÇKS sistemine
kayıtlı 38 bin tane çiftçi var. Yüreğir İlçe Başkanımız Turgut Üstün, Ceyhan
İlçe Başkanımız İlyas Kurt ve ilçe başkanlarımızla beraber tüm ovayı tarıyoruz
“Ne kadar hazine arazisi var, ne kadar 2/B arazisi var, ne kadar orman arazisi
var?” diye. Düşünebiliyor musunuz, Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu günden bugüne
kadar sadece 1 defa kadastro yapılmış, bugün, köylünün, çiftçinin kullandığı
arazilerin neredeyse büyük bir bölümü, Üçdut köyünde, Yeşilova köyünde TİGEM
arazisi olarak duruyor.
Türkiye'deki
2/B sorunu halkın cebinden halkın parasını çalmaktan başka hiçbir anlam ifade
etmiyor, yeni bir kadastro çalışması yapılmadığı takdirde. Bu çalışmaların,
biraz sonra konuşacağımız Devlet Demiryolları kanunu gibi…
Mayıs ayı
ortasında Çukurova bölgesinde buğday hasadına başlanacak. Sevgili
Çukurovalılar, sevgili Adanalılar, Mersinliler, Tarsuslular; Adalet ve Kalkınma
Partisi, buğday sezonuna on beş gün kalmasına rağmen, buğday taban fiyatını
açıklamadı, açıklamayacak. Neden? Çünkü buğday hasat edilecek. Çiftçi zor
durumda; mazotu borca almış, tohumu borca almış, ilacı borca almış, tefeci
kapıda bekliyor. Bir an önce hasat edecek, götürecek tefeciye borcunu ödeyecek
ki kurtulacak. Hasattan on beş gün sonra, yirmi gün sonra taban fiyat belli
olacak. Sizin çıkarınızın, sizin geleceğinizin, sizin çocuklarınızın
geleceğinin düşünülmediğini bilin.
Buradan
iktidara soruyorum: Taban fiyatını açıklamak için ne bekliyorsunuz? Buğday
taban fiyatını açıklamak için neden bekliyorsunuz?
Çukurova
buğday deposudur. Yüz binlerce insanın geleceği mayıs ayı içerisindeki buğday
taban fiyatının açıklanmasına bağlı. Neden şimdi açıklamıyorsunuz da tüccara,
tefeciye mahkûm bırakıyorsunuz Çukurova çiftçisini?
İnanın,
bilin, başta partinizin Adana milletvekilleri olmak üzere, sizleri Ceyhan’da,
Yumurtalık’ta, Karataş’ta, İmamoğlu’nda köylü vatandaşlar bekliyorlar. Bakalım
yüzlerine karşı ne diyeceksiniz? Orada köylülerimizle beraber, çiftçilerimizle
beraber… Sizin, halkın gözünden gerçekleri saklamak için Meclis Televizyonunu
kapattığınız gibi, buğday taban fiyatlarını tüccarcın, tefecinin işine gelecek
şekilde geç belirlediğinizi, 2/B
arazilerinden nasıl devletçe kadastro yapılmadığı için halkın cebinden
milyarlarca lira para çalınmasına çanak tuttuğunuzu onlara anlatıyoruz,
anlatmaya devam edeceğiz.
Teşekkür
ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ederiz Sayın Develi.
Aleyhinde
Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can.
Buyurunuz
Sayın Can. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
RAMAZAN
CAN (Kırıkkale) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Öncelikle,
Meclis TV yayınlarının hukuki dayanağı nedir, temeli nedir, sebebi nedir,
mevzuattaki karşılığı nedir, buna bakmamız gerekiyor.
3/1/1995
tarihli bir protokol var, bu protokol hukuki dayanağını teşkil ediyor. Bu
protokolün, dönemin TRT Genel Müdürü Profesör Doktor Tayfun Akgüner ile dönemin
Meclis Başkanı Hüsamettin Cindoruk arasında imzalanan 3/1/1995 tarihli
protokolün 2’nci maddesini buradan okuyorum: “Madde 2- TRT, üçüncü televizyon
programında Türkiye Büyük Millet Meclisinin toplantı günlerinde haftada üç gün
14.00 ile 19.00 saatleri arasında bir yayın süresini, Türkiye Büyük Millet
Meclisi faaliyetlerinin kamuoyuna yansıtılması amacıyla TBMM Başkanlığına
tahsis etmiştir.” Yani burada tamamen bir keyfîlikten, takdirden bahsediliyor
ama olayın böyle olmadığı anlaşılıyor çünkü hukuki dayanağa, mevzuata
baktığımızda Meclis TV yayınlarının bu protokole dayandığını görüyoruz.
TURGAY
DEVELİ (Adana) – Ortada protokol yok, protokol!
RAMAZAN
CAN (Devamla) – Diğer taraftan, bir grup başkan vekili, AK PARTİ grup başkan
vekili, Cumhuriyet Halk Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi ya da Barış ve
Demokrasi Partisinin grup başkan vekili şu an, basın bölümünde, en önemli saat
olan saat 11.30’da bir basın toplantısı yapmak istese temmuz ayına kadar bu
toplantıyı yapamayacak. AK PARTİ grup başkan vekilleri genelde grup toplantı
salonunu kullanıyor, başka bir alanı kullanıyor, basın toplantısını burada
yapıyor ama hasbelkader, diğer muhalefet partisi grup başkan vekilleri bu
saatlerde toplantı yapamayacak. Sebebi nedir diye sorarsanız, sebebi,
Milliyetçi Hareket Partisi milletvekillerinden Sayın Özcan Yeniçeri temmuz
ayına kadar bu saati, bu toplantı salonunu tamamen kendisine tahsis etmiş vaziyette.
(x)
OKTAY
VURAL (İzmir) – 11.00’de yapın.
RAMAZAN
CAN (Devamla) - “Bir hakkın sırf gayri ısrar eden suistimalini kanun himaye
etmez. Kanun, lafzıyla ve ruhuyla temas ettiği bütün meselelerde meridir.
Hüsnüniyet şart kılınan hâllerde asıl olan onun vücududur.” diyor ya Medeni
Kanun, bu, tamamen Medeni Kanun’un bu maddelerine… Kanunu istismar etmekten
başka bir niyet taşımamaktadır, hakkın kötüye kullanımıdır.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Meclis TV yayınlarında AK PARTİ’nin bunu
kısıtladığından bahsediliyor. Şu an, İnternet’ten bu yayınlara herkes
ulaşabilmektedir. Yine, Meclis Genel Sekreterliğinden aldığımız bilgi
muvacehesinde, bir hafta içerisinde bütün vatandaşlarımız cep telefonundan
sınırsız olarak, Meclisin çalıştığı saatler itibarıyla, bu yayını izleme
hakkına kavuşacaklardır.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Meclis TV’nin çalışmalarıyla ilgili kısaca bir
bilgi vermek gerekir ise, örnek olarak, Kasım 2012’de haberler babında AK PARTİ
39 dakika 15 saniye, Cumhuriyet Halk Partisi 1 saat 17 dakika, Milliyetçi
Hareket Partisi 54 dakika, Barış ve Demokrasi Partisi 50 dakika; oranlara
geldiğimizde, AK PARTİ yüzde 7, diğerleri yani muhalefet yüzde 32, komisyon
yüzde 32, genel 12, Başkan yüzde 17 şeklinde.
Bir de
ocak ayıyla ilgili bilgi verebilirim. Ocak ayında toplamda, AK PARTİ 1 saat 14
dakika, Cumhuriyet Halk Partisi 50 dakika, Milliyetçi Hareket Partisi 1 saat 3
dakika, Barış ve Demokrasi Partisi 32 dakika; toplamda, yüzde olarak, AK PARTİ
yüzde 20, muhalefet toplamda yüzde 38. Buradan göz önüne aldığımızda, muhalefet
ve iktidar arasında da –belki tartışmalara neden olabilir, tartışmalara neden
olsa da- AK PARTİ’nin aleyhine bir durum gözlemleniyor.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisinin grup önerisi
-Devlet Demiryolları kanunu yarım kalmıştır, Devlet Demiryolları kanununu
kamuoyu yakinen izlemektedir, beklemektedir- gündem uzatmaya matuftur. Bu
nedenle, grup önerisinin aleyhinde oy vereceğimizi beyan ediyor, Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ederiz Sayın Can.
Lehinde
İzmir Milletvekili Oktay Vural. (MHP sıralarından alkışlar)
Buyurunuz
Sayın Vural.
OKTAY
VURAL (İzmir) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Yine,
sözlerimin başında, özellikle Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisini, maalesef
terörün kanlı yüzünü görmeyen ikiyüzlü anlayışından dolayı kınıyorum.
Özellikle, terör örgütünü, bebeleri öldüren, insanları, Serapları yakanları
aktivist olarak değerlendiren kör bir bakış açısının aslında insanlığa bir
medeniyet getiremeyeceğini de huzurlarınızda ifade etmek istiyorum.
Öte
yandan, Çin’in Uygur Bölgesi’nde, maalesef, yine Çin özel kuvvetlerinin bir
Uygur evine yaptığı saldırı neticesinde 10 Uygurlunun ölmesi… Gerçekten, orada,
yine, maalesef, Uygurlara yönelik baskılar, tehditler ve şantajlar var. Ben huzurlarınızda
Doğu Türkistan’da, Uygur Bölgesi’nde bu saldırılar neticesinde hayatını
kaybeden Uygurlara Allah’tan rahmet diliyorum.
(x) Bu ifadeye ilişkin açıklama 25/4/2013 tarihli 97’nci Birleşim
Tutanağı’nın 697’nci sayfasında “Geçen Tutanak Hakkında Konuşmalar” bölümünde
yer almıştır.
Evet,
Cumhuriyet Halk Partisinin verdiği, Meclis çalışmalarının Meclis
Televizyonundan verilmesi… Aslında, doğrusu hayretler içindeyim. Neden?
Parlamentonun faaliyetleri yansıtılsın isteniyor; bu Parlamentoda görev yapan
bir milletvekili ya da bir parti Meclis faaliyetlerinin yansıtılmamasının doğru
olduğunu ifade ediyor. Böyle bir anlayış olabilir mi ya? Yani böyle bir taassup
anlayışı içerisinde bakılırsa, o zaman bu Parlamentonun faaliyetleri hakkında
bilgi edinmek isteyen AKP’ye oy vermiş insanların hakkını, hukukunu bile
korumayan bir anlayışın, burada kalkıp Meclis TV yayınlarının kısıtlanmasının
doğru olduğunu ifade edecek kadar şeffaflıktan, hesap verebilmeden, toplumun
bilgi alma özgürlüğünden bihaber bir anlayışın Türkiye’yi, demokrasisini ileriye
götürebileceğini düşünmek gerçekten mümkün değil. Yani burada sizin sözünüzü de
bizim sözümüzü de millet izlesin, dinlesin, karar versin, Meclis faaliyetleri
hakkında, Parlamentolarının faaliyetleri hakkında vatandaşlar bilgi sahibi
olsun. Burada onların haklarını, hukuklarını konuşuyoruz, geliniyor burada,
“Efendim, gerek yok.” anlayışıyla Parlamentonun faaliyetlerini topluma
kapatmanın ve karartmanın meşruiyeti oluşturuluyor. Yani, böyle bir şey kabul
edilemez. Şurası, dinleyici locaları vatandaşlara açık ise, günümüzde
teknolojiyi kullanarak bütün vatandaşlara Parlamentonun çalışmalarının
kapatılmasını istemek ancak kara bir düşüncenin eseri olabilir, kapalı bir
düşüncenin eseri olabilir. Bu anlayışın düşünce ve ifade özgürlüğünden bihaber,
basın özgürlüğünden bihaber olduğunu gerçekten ifade etmemiz gerekiyor.
Şimdi,
biraz önce Meclis TV’de konuşulanlar veriliyor. Burada kim ne kadar konuşuyorsa
o kadar… Sizin sözünüz yoksa, sadece parmaklarınız konuşuyorsa ne yapalım yani?
Yani, Parlamento faaliyetlerinde Milliyetçi Hareket Partisinin önergesi var,
sizin yok, Milliyetçi Hareket Partisinin sözü var, sizin yoksa ne yapalım, biz
de mi susalım, bizi de mi susturacaksınız? “Biz konuşmuyoruz, ey muhalefet, siz
de konuşmayın.” mı demek istiyorsunuz? Aslında, bugün tartıştığımız konu,
Meclis Televizyonunun üç saatlik, salı, çarşamba, perşembe günleri yaptığı
yayınların ötesinde, bir haktır. Vatandaş bilmek istiyor, vatandaş görmek
istiyor milletvekilini; ne konuştuğunu, hangi önergeyi verdiğini, gelip
gitmediğini görmek istiyor.
Bakın,
2008 yılında Fatoş Gürkan, AKP Milletvekili ne diyor? “22 Temmuz seçimlerinden
bir ay kadar sonra, Genel Kurul çalışmaları sırasında, Genel Kuruldan çıktığım
sırada kapıda telefonum çaldı, vatandaşımız nerede olduğumu sordu. Ben de
‘Genel Kuruldayım.’ dedim. ‘Evet, Genel Kuruldasınız ama çıktığınızı görüyorum.
Hayırdır, bir şey mi oldu?’ dedi. Türkiye Büyük Millet Meclisi Televizyonu
gerçekten önemli. Her partinin grup toplantılarını, komisyon toplantılarını,
Meclis programlarını objektif olarak yayınlayan bir kanaldır.” 2008’de
yayınlayan kanal bugün niye yayınlamıyor, niye görmüyor, niye göstermiyorsunuz?
İşte bu, aslında, milletin egemenliğini alarak kullanan iradenin, milletin
üzerinde nasıl bir baskı, tehdit, şantaj, kararma amacıyla gücünü kullandığını
göstermesi bakımından önemli.
Evet,
bizim arzumuz, gücün medeniyeti değildir, medeniyetin gücünü ortaya koymaktır.
Maalesef, bugün, çoğunluk iradesiyle gücü eline alanın oluşturduğu bu medeniyet
anlayışında, Parlamento faaliyetleri hakkında, vatandaşların, saat yediden
sonra burada bir önerge verirsek bilme hakkı yoktur, görme hakkı yoktur. Yani
altıda dinleyenin var da yediden sonra çalışan Parlamentoyu, parlamenteri görme
hakkı niye yok? Böyle bir mantıksızlık olur mu yani? Böyle bir anlamsızlık olur
mu?
İşte,
bugün geldiğimiz bu noktada, aslında, bu, doğrudan doğruya yürütmenin
baskısıyla oluşturulmuştur. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan TBMM TV hakkında
diyor ki: “Tamamen şov manzarası arz ediyor. İşin aslı budur. Kimsenin sesi
kısılmıyor. TRT, diğer televizyonlar gibi, haber bülteninde bunları oralardan
çekip kullanabilecek.” Nerede? Sabahtan akşama kadar Recep Tayyip Erdoğan
dizisi izlemekten millet bıktı; geldiğimiz bu noktada televizyonlara bakın,
yayınlara bakın. El insaf ya! Bugün sadece, Parlamentoda yaptığımız yasama
görevlerinden vatandaş haberdar olsun, ne konuşuyor benim milletvekilim, orada
mı değil mi diye denetlesin istiyoruz. Bu bakımdan, Meclis Televizyonunun
yayınları, kamu düşüncesinin oluştuğu ve kamu düşüncesinin şekillendiği
Parlamento faaliyetleri hakkında vatandaşların doğrudan bilgi sahibi olmasını,
aynı zamanda aktif bir şekilde bu sürece katılmasını sağlıyor. Hesap verebilme,
şeffaf olabilme, vatandaşın hakkını, hukukunu koruması, milletvekilleri
üzerinden, açıkçası, kendi hakkının, hukukunun korunmasını istemesi tamamen
Parlamento faaliyetlerinin vatandaşa açılmasından geçmektedir. O bakımdan,
böyle bir süreç içerisinde bakıldığında, bu ucube…
Değerli
arkadaşlarım, bütün ülkelerde genel kurul çalışmalarının tamamı, -Bulgaristan
haricinde- canlı veriliyor, evet. Çoğu ülkelerde bu çalışmalar tekrar banttan
veriliyor. Çoğu ülkelerde parlamento, çalışmalarıyla ilgili haber ve yorumlarla
yirmi dört saat yayın yapabiliyor. Ne istiyoruz biliyor musunuz? Biz milletin
temsilcisiyiz. Milletin temsilcisi olarak burada bulunuyorsak, bir söz
söylüyorsak, bir önerge veriliyorsa millet bundan haberdar olsun. Bundan
haberdar olmamasını isteyenler, ancak ve ancak, milletten korkanlardır. Denetim
yapılmalı, şeffaf olabilmeli.
O
bakımdan, bugün geldiğimiz bu noktada, gerçekten Parlamento faaliyetlerinin
verilmesinin kısıtlanması, doğrudan doğruya vatandaşın bilgi sahibi olmasını
engellemektir. Hani biz bilgili toplum oluşturacaktık? Hani biz bilgili toplum
olarak rekabet gücü yüksek bir Türkiye oluşturacaktık? Parlamentoda hakkı
savunulan çiftçi, esnaf, işsiz eğer bu hakkını kimlerin savunduğunu, hangi
önergelerin getirildiğini bilmiyorsa, parlamenterin ne yaptığını bilmiyorsa, bu
parlamenterlerin kendisine karşı sorumlu olmasını temin edemiyorsa parlamenter
demokrasiyi yaşatmamız mümkün değil.
O
bakımdan, evet, Parlamento faaliyetleri bir kanal tarafından, doğrudan doğruya
Türkiye Büyük Millet Meclisine tahsis edilmiş bir kanal tarafından canlı
yayınlanmalıdır, komisyon toplantıları yayınlanmalıdır. Türkiye’nin önemli
meseleleri ve kanunları Meclis TV’deki bu kanal tarafından tartışmalarla
millete iletilmelidir; yetmedi, komisyon çalışmaları verilmelidir; yetmedi,
medyanın tamamının Parlamento faaliyetlerine katılması, bilgi sahibi olması
temin edilmelidir. Milletin nabzı burada atıyorsa milletin bu nabzın kendi
isteğine göre atıp atmadığını öğrenme hakkı vardır.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OKTAY
VURAL (Devamla) – Bu bakımdan, Milliyetçi Hareket Partisi olarak, bu önerinin
sadece bir parti önerisi olarak ele alınmaması gerektiğini, her bir
parlamenterin ve her partinin yaptığı faaliyetler karşısında sorumlu olduğu
milletine karşı, sorumluluğunu göstermesi açısından da bir fırsat olduğunu
düşünüyoruz. O bakımdan, Parlamento yayınlarının, Parlamentonun bu
çalışmalarının yayınlanması konusunda belli bir esası sağlamak üzere bir
araştırma komisyonu kurularak bu konuyu Parlamentonun ele alması ve kendisini
halkına karşı sorumlu göstermesi gerekmektedir.
Saygılarımı
arz ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ederiz Sayın Vural.
Aleyhinde
Isparta Milletvekili Recep Özel.
Buyurunuz
Sayın Özel. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
RECEP
ÖZEL (Isparta) – Sayın Başkan, çok değeli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum. Cumhuriyet Halk Partisinin vermiş olduğu grup önerisinin
aleyhinde söz almış bulunmaktayım.
Bugünkü
gündemimizde, geçen haftadan yarım kalan Demiryolları kanununu görüşeceğiz.
Biraz
önceki konuşmacılar Türkiye Büyük Millet Meclisindeki bu yayınların TRT 3
kanalından yayınlanmadığı, yayınlarının kısıldığı ve “İktidar bizim sesimizi
kısıyor.” diye bir ifadede bulundular.
Şimdi,
bakın, Türkiye Büyük Millet Meclisi ile TRT arasında 1994 yılında yapılan
anlaşmanın 2’nci maddesini sizlere okuyorum: “TRT, üçüncü televizyon
programında Türkiye Büyük Millet Meclisinin toplantı günlerinde haftada üç gün
14.00 ile 19.00 saatleri arasında bir yayın süresini, Türkiye Büyük Millet
Meclisi faaliyetlerinin kamuoyuna yansıtılması amacıyla Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına tahsis edilmiştir.” Yani, haftada üç gün, ikiyle yedi
arası. Bu, 1994 yılında imzalandı dönemin Meclis Başkanı Hüsamettin Cindoruk
tarafından.
TURGAY
DEVELİ (Adana) – O protokol, protokol! Sen kanundan haber ver!
RECEP
ÖZEL (Devamla) - Bizim dönemimizde imzalanmış bir sözleşme değildir.
Bunun
5’inci maddesinde de “Yayın süresinde değişiklik…”
OKTAY
VURAL (İzmir) – Bu zamana kadar yayınlanıyordu.
RECEP
ÖZEL (Devamla) – “Bütçe, Hükûmet Programı, konuk yabancı devlet adamlarının
Parlamentodaki konuşmaları gibi toplantılar özel hâller kapsamındadır.”yani bu
zamanlarda da yayınlar uzatılabilir deniliyor.
TURGAY
DEVELİ (Adana) – Sen kanundan bahset, kanundan, protokol o!
OKTAY
VURAL (İzmir) – Madem öyle, protokolü değiştirin, kanun getirelim.
RECEP
ÖZEL (Devamla) – Şimdi, biraz önceki konuşmacı burada “Parlamento
faaliyetlerinden halkımız haberdar değil…”
OKTAY
VURAL (İzmir) – Ya, halktan kaçmayın, korkmayın ya!
RECEP
ÖZEL (Devamla) – Vallahi, hiç merak etmeyin, her gittiğimiz yerde Parlamento
çalışmalarından bütün halkımız a’dan z’ye haberdardır.
OKTAY
VURAL (İzmir) – Yandaş televizyonlarla resmen pazarlama yapıyorsunuz.
RECEP
ÖZEL (Devamla) – Eğer siz kendinizi ifade edemiyorsanız kamuoyunda, vatandaşın
ayağına gidip anlatamıyorsanız, onları dinlemiyorsanız bunlardan da bihaber
olmanız doğaldır.
TURGAY
DEVELİ (Adana) – Niye saklıyorsunuz, niye? Bırakın, herkes izlesin.
OKTAY
VURAL (İzmir) – Korkmayın, korkmayın! Parmaklarınız konuşuyor!
RECEP
ÖZEL (Devamla) – Bakın, dün, 23 Nisan 1920’de kurulan Meclisin 93’üncü yıl
dönümünü kutladık, değil mi? Doksan üç yıldan beri sanki burada televizyon
yayınları vardı, milletimiz haberdar oluyordu, sonra da biz kestik. Arkadaşlar,
1994 yılından beri bu yayınlar… 1994 yılından önce milletimiz bu Meclis
çalışmalarından, Parlamento faaliyetlerinden haberdar değil miydi? Haberdardı,
değil mi?
TURGAY
DEVELİ (Adana) – Bu nasıl bir mantık ya?
OKTAY
VURAL (İzmir) – Ya, oluyordu, yayın vardı ya! Yani şu mantığa bir bakın ya!
Yayın vardı!
RECEP
ÖZEL (Devamla) – Şimdi, bakın, burada yapılan her türlü çalışma, burada yapılan
her türlü komisyon çalışması, verilen her türlü önerge, yapılan her türlü
konuşma kamuoyunun bilgisine, basına açık, hepsi açık, buradan kamuoyu mutlaka
bilgileniyor.
OKTAY
VURAL (İzmir) – Seni de Ispartalılar dinliyor vallahi, nereden oldu bu da geldi
bizi temsil ediyor diye hayıflanıyorlar! Seni Nevzat Korkmaz’a havale ediyorum.
RECEP
ÖZEL (Devamla) – Ayrıca, İnternet TV’de, 24 saat İnternet yayınları burada
yayınlanmakta. İsteyen vatandaşlarımızın açıp oradan, İnternet üzerinden
bunları seyretme imkânları da var.
İLHAN
DEMİRÖZ (Bursa) – Şahane!
RECEP
ÖZEL (Devamla) – Kapalı toplum demek, yayına kapalı demek, hiçbir basın
mensubunun alınmadığı anlamına gelir. Hiç merak etmeyin…
İZZET
ÇETİN (Ankara) – Onları da al, onları da!
TURGAY
DEVELİ (Adana) – İktidarınızda bütün medyayı cahilleştirdiniz, şimdi de Meclis
Televizyonunu mu cahilleştirmeye çalışıyorsunuz? Niye halktan saklıyorsunuz,
niye, niye?
RECEP
ÖZEL (Devamla) – Ayrıca, biraz önceki konuşmacı Meclis basın toplantılarında
Hükûmetin, AK PARTİ’nin bir şeyi yok, ondan dolayı…
OKTAY
VURAL (İzmir) – Yap bir basın toplantısı yarın. Basın toplantısı da mı
yapmayalım?
RECEP
ÖZEL (Devamla) – Biz icraatlarımızla milletimize derdimizi anlatıyoruz,
yaptığımız icraatlarla onlarla iletişimi kuruyoruz. Basın toplantısında öyle
olur olmadık konularla da halkımızı fazla meşgul etmek istemiyoruz.
OKTAY VURAL (İzmir) – Sizin işiniz, gücünüz
MHP’ye, milliyetçilere çatmak.
RECEP
ÖZEL (Devamla) – Biz anlatacak meselemiz… İcraatlarla bunu
gerçekleştirebiliyoruz.
Bir de
ayrıca, hiç yakışmayan bir şeyi burada dile getirdi, “Bütün kanallarda Recep
Tayyip Erdoğan dizisini seyrettiriyorsunuz.” diye.
TURGAY
DEVELİ (Adana) – Türkiye’yi AKP stüdyosuna döndürdünüz!
RECEP
ÖZEL (Devamla) – Hiç kusura bakmayın, özel yayın kuruluşları kim izleniyorsa
onu yayınlar. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Siz izlenemiyorsanız, siz
millete her tür açık konuşmalarda hakaret, küfür, ağza gelmedik her türlü şeyi,
ufak çocukları… (CHP ve MHP sıralarından gürültüler)
OSMAN
AŞKIN BAK (İstanbul) – Siz çalışmıyorsanız televizyonlar ne yapsın?
RECEP
ÖZEL (Devamla) - Bütün liderleriniz çıktığı zaman “Televizyonunuzu lütfen
kapatın.” uyarısı çıkması gerektiği…
HALUK
EYİDOĞAN (İstanbul) – Çok ticari bir konuşma oldu.
RECEP
ÖZEL (Devamla) - …bizim liderimiz çıktığı zaman şefkatle, toplumu kucaklayıcı
bir şekilde konuştuğu için, bütün kanallar rating aldığı için Başbakanımızın
konuşmalarını yayınlıyor.
HALUK
EYİDOĞAN (İstanbul) – Magazin programı gibi oldu.
RECEP
ÖZEL (Devamla) - Durum bundan ibarettir diyorum.
CHP’nin
grup önerisine katılmadığımızı bildiriyor, hepinize saygılar sunuyorum efendim.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Öneri kabul
edilmemiştir.
Alınan
karar gereğince sözlü soru önergelerini görüşmüyor ve gündemin “Kanun Tasarı ve
Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmına geçiyoruz.
1’inci
sırada yer alan, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik
Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli,
Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın;
Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük
Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in; Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa
Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S. Sayısı: 156)
BAŞKAN –
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2’nci
sırada yer alan, Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu
ile Adalet Komisyonu raporlarının görüşmelerine kaldığımız yerden devam
edeceğiz.
2.- Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporları (1/484) (S. Sayısı: 287)
BAŞKAN –
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
3’üncü
sırada yer alan, Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkında
Kanun Tasarısı ve Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Raporu’nun
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
3.- Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının
Serbestleştirilmesi Hakkında Kanun Tasarısı ve Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve
Turizm Komisyonu Raporu (1/749) (S. Sayısı: 441) (x)
BAŞKAN –
Komisyon? Yerinde.
Hükûmet?
Yerinde.
18/4/2013
tarihli 94’üncü Birleşimde İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel kanun
olarak görüşülen tasarının birinci bölümünde yer alan maddelerin oylanması
tamamlanmıştı.
Şimdi,
ikinci bölümün görüşmelerine başlıyoruz.
İkinci
bölüm, çerçeve 10’uncu maddenin (1)’inci, (2)’nci, (3)’üncü ve (4)’üncü
fıkraları ile geçici 1, 2, 3, 4 ve 5’inci maddeler dâhil 10 ila 12’nci
maddeleri kapsamaktadır.
İkinci
bölüm üzerinde, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Sakarya Milletvekili
Münir Kutluata konuşacaktır.
Buyurunuz
Sayın Kutluata. (MHP sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU
ADINA MÜNİR KUTLUATA (Sakarya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye
Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkında Kanun Tasarısı’nın ikinci
bölümü üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum,
yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Demir
yolu taşımacılığı, ulaştırma sistemleri içindeki büyük önemi ve ülkemizdeki
ihmal edilmiş hâliyle her zaman tartışma konusu olmuştur. Nitekim, bu tasarının
genel gerekçesinin ilk cümlesi de “Ülkemizin kalkınmasında ve bağımsızlığında
belirleyici olan demir yolları” şeklindedir. Ülkenin kalkınmasından
bağımsızlığına, kültüründen refahına ve sayılabilecek pek çok alana kadar
etkili olan bir sektörde çok ciddi bir düzenleme yapılmaktadır. Bu düzenleme
bir kanun tasarısıyla önümüze gelmiştir.
İlk
dikkat çeken husus, kamuoyunun bu önemli değişiklikten ne kadar haberdar olduğu
hususudur. Üniversitelerin bu konudan haberi var mıdır? Üniversite
öğrencilerine sorsanız, 100 üniversite öğrencisinden kaç tanesi böyle bir
değişiklik yapıldığından haberdardır? Belki, son hafta içinde duyanlar olmuştur
ama bir hafta önce, Meclise geldiği tarihte bunu deneseydiniz, eminim ki
gençliğin yüzde 99’unun, bundan haberi yoktu. Bu, acaba, üniversite gençliğinin
ne hâlde olduğunu mu gösterir, konuların ciddiyetle ele alınmadığını ve kamuya
mal edilmediğini mi gösterir, demokrasimizin içinde bulunduğu durumu mu
gösterir? Ama şunu kesin ifade ediyorum ki böyle bir değişiklik, sadece, burada
çoğunluğa dayanarak yine tartışılmadan çıkarılmış olacak. Herkes demir
yollarının ne kadar önemli olduğunu bilmekte ancak bu kadar önemli bir konuda
ne değişiklikler yapılmaktadır, ondan haberdar olabilmiş değildir.
(x) 441 S. Sayılı Basmayazı 18/4/2013 tarihli 94’üncü Birleşim
Tutanağı’na eklidir.
Değerli
milletvekilleri, yine, bu gerekçede “Tekelin kaldırılması ve sektörün
serbestleştirilmesi…” deniliyor. Tekelin kaldırılması anlaşılabilir bir şeydir,
birçok açıdan tartışmalıdır ama anlaşılabilmektedir fakat “serbestleştirme” ile
ne kastedilmektedir, orası belli değil. Demir yollarına rekabet şartlarının
getirilmesi denilmek isteniyorsa neden açıkça söylenmez? Maksat özelleştirme
ise neden açıkça ifade edilmez? İkisi birden kastediliyorsa neleri kapsamaz? O
zaman, hiç değilse o sayılsaydı. Serbest pazar ekonomisinden esinlenerek
kullanılmış bir ifade ise en azından serbestleşmenin pazar şartları ile
sınırlandırılacağı belirtilseydi daha isabetli olurdu. Bu kadar köklü
değişikliğe kalkışıp böyle muğlak ifadelerin kullanılmasının anlamı
anlaşılabilmiş değildir.
Tekelin
kaldırılmasından anlaşılan rekabetin getirilmesi olmalıdır. Devlet tekeli
kaldırılıp özel tekel getirilecek olursa o zaman ne kalkınmaya katkısı
olabilecektir ne de biraz önce gerekçede ifade edildiği gibi bağımsızlığın
pekiştirilmesine.
Taslakta
geçen “serbestleştirme” ifadesinin özelleştirmeyi kapsadığı anlaşılıyor ancak
rekabet boyutunun ne olacağı anlaşılamıyor. Özelleştirmeler maksadından
uzaklaşıp yabancılaştırmaya dönüştüğü için, demir yollarının bağımsızlıkla
ilgisi de kurulduğuna göre, serbestleştirmenin nasıl bir özelleştirmeye
dönüşeceği merak konusudur. Bu endişeyi, yaşadığımız sayısız örnekten ötürü
duymaktayız.
Hatırlayacağınız
üzere, İDO (İstanbul Deniz Otobüsleri) adıyla var olan bir işletme
özelleştirilmiş, satılmış ve Marmara Denizi’nde insafsız özel bir tekel
oluşturulmuştur. Merak etmekteyiz: Deniz taşımacılığı en ucuz alan olmasına
rağmen, deniz taşımacılığında karşıdan karşıya taşıma en önemli hat olmasına
rağmen, Marmara Denizi de buna müsait olmasına rağmen, bu acımasız tekel niye
oluşturulmuştur, niye rakipler oluşturulmamıştır, merak konusudur. Dolayısıyla,
demir yollarıyla ilgili endişelerimize bir örnek olsun diye bunu söylüyorum. 5
liralık fiyatlar 20 liraya çıkmış, televizyon kanalları bile vatandaşlara zorla
seyrettirilir hâle getirilmiştir. O bakımdan, devlet tekelinin kaldırılması
önemli değil, özel tekelin oluşturulmayacağının garantisinin verilmesi
önemlidir.
Değerli
milletvekilleri, bu yasa ile Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları bağlı
kuruluşları olan TÜVASAŞ, TÜLOMSAŞ ve TÜDEMSAŞ iktisadi devlet teşekkülü hâline
getirilmektedir. Bu kuruluşlarda çalışanların bir ay içinde emekliye sevk
edileceği, arzu edenlerin bir ay içinde emekliye sevk edilmesinin teşvikler
verilerek sağlanacağı ifade edilmekte ama “Tekrar geriye dönemezler, hiçbir
şart süremezler.” gibi, âdeta bir derdest mantığı sezilmektedir. Bu çalışanlar
bir ömrünü bu işe verdikten sonra maddi zaruretlerden ötürü emeklilik yolunu
seçiyorlar ise neden bu insanlara bir süre düşünme fırsatı verilmez, neden bu
insanlara temmuz ayında alacakları enflasyon farkını alma fırsatları tanınmaz,
anlaşılabilmiş değildir.
Değerli
milletvekilleri, bu özelleştirmenin tekelleştirmeye dönüşeceği veya sağlıklı
olmayacağı şeklindeki endişelerimizin ikinci kaynağı vagon sanayisinde yaşanan
gelişmelerdir. Bu alanda Türkiye'de, bildiğiniz gibi, hem demir yolları
üzerindeki hatlarda hem de Boğaz geçiş tünelinde kullanılacak hatlarda çok
sayıda vagona, çekilen, çeken araca ihtiyaç vardır. Bunların iki senelik süre
içerisinde gerekli, satın alınacak miktarının 5 milyar doları aştığı,
önümüzdeki on beş yıl içinde de 18 milyar dolar civarında bir pazar olduğu
görülmektedir. Türkiye'de vagon sanayisi gibi, TÜLOMSAŞ gibi, lokomotif
sanayisi gibi kuruluşlarımız varken bu pazarın değerlendirilmesi vasıtasıyla
neden dünyayla vagon konusunda, demir yolu araçları konusunda rekabet edecek
bir sanayi geliştirilmesinin önü açılmaz, bu merak konusudur.
Bakın,
Adapazarı’ndaki TÜVASAŞ Vagon Sanayii büyük deprem yedi, deprem döneminde bile
üretimine ara vermeden devam etti oradaki işçilerin, çalışanların
fedakârlıklarıyla. Şimdi, böyle bir pazar genişliği döneminde bu sanayinin
canlandırılması, dâhilî ihtiyaçlarımızın karşılanması, bu pazar avantajıyla
ihracata yönelik gelişmelerin sağlanması beklenirken TÜVASAŞ’ın arazisinin
içine “TÜDEMSAŞ” diye bir kuruluş yerleştirildi. “TÜDEMSAŞ” denilen kuruluşun
ne yaptığını, ne yapacağını kimse bilemedi, 10 milyon liracık bir sermayeyle
milyarlarca dolarlık işler alınmaya başlandı. Israr ettik, rica ettik “Burada
imal edilen vagonları bize bir gösterin.” diye. Vagon imal etmediği, sadece
Güney Kore’den vagon ithal edip, demir yolu araçları ithal edip orada montaj
yapan ama bununla pazara giren, Türkiye’deki pazarı değerlendiren bir kuruluş
ortaya çıktı. Dolayısıyla, bu örnekler ortada iken mevcut millî
kuruluşlarımızın, millî sanayimizin zarar görmesi elbette samimi endişemizdir.
Adapazarı’ndan
söz açılmışken, Adapazarı’nda nasıl ki TÜVASAŞ’ın verimsiz, gelişemeyen bir
kuruluş hâline düşürüldüğünü görüyorsak, Sakarya’nın can damarı olan olan şeker
sanayisinin de önce özel bankayla ilişkilendirildiğine, daha sonra
borçlandırıldığına, daha sonra kota artırılmadığı için şeker fabrikasının zarar
ettirildiğine, zarar ettirildikten sonra bir özel bankaya ama çok çok özel olan
bir bankaya Sakarya pancar üreticilerinin fabrikasının devredildiğine şahit
olduk. Ama, ne hikmetse bu devir gerçekleştirildikten sonra bu fabrikanın
kotası artırılmış bulunmaktadır. Dolayısıyla, bölgedeki, ülkedeki sanayi
kuruluşları bu şekilde bir bir el değiştirirken ve farklı yönlere giderken,
hazır pazar bizim pazarımızken ve milyarlarca dolarlık, on milyarlarca dolarlık
bir yatırım söz konusu iken, pazar payı söz konusu iken bu gelişmenin millî
sanayi hâline dönüştürülmesi ve Türkiye'nin lehine kullanılması gerektiği
kanaatindeyiz.
O açıdan,
tekrar serbestleştirme konusuna dönerek diyorum ki demir yollarındaki her türlü
gelişmenin önünün açılmasını elbette arzu ederiz, destekleriz ama sınırlarının
belirlenmesi ve önümüze nasıl bir tablonun çıkacağını hem bizlerin bilmesini
hem de kamuoyunun bilmesini arzu ederiz.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ederiz Sayın Kutluata.
Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu adına Niğde Milletvekili Doğan Şafak.
Buyurunuz
Sayın Şafak. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU
ADINA DOĞAN ŞAFAK (Niğde) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 441 sıra sayılı Türkiye
Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkında Kanun Tasarısı’nın ikinci
bölümü üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım.
Değerli
milletvekilleri, tarihi, ekonomiyi ve siyaseti konuşmadan demir yollarını
konuşmamız doğru olmaz. Osmanlı Dönemi’nde ve cumhuriyetin ilk yıllarında demir
yollarımızın 5.144 kilometresinin 2.378 kilometresini yabancı şirketler
işletmekteydi. Atatürk ve İnönü’nün isabetli kararlarıyla demir yollarının
7.676 kilometresinin tamamı devletleştirildi. Neden devletleştirilmesini ve
devletin yatırım yapmasını doğru buluyoruz? Çünkü, tarihte sömürgeci
devletlerin ve özel şirketlerin yapıp işlettiği demir yollarında nasıl ekonomik
oyunların döndüğünü Hindistan örneğiyle sizlere anlatmak istiyorum.
Değerli
arkadaşlar, Hindistan’ın demir yollarını yapan İngilizler, yerli sanayinin
gelişmesini teşvik edeceğini görünce bu gelişmeyi engellemek amacı ile farklı
iki strateji izlemişlerdir. Limanlar ile üretim ve yerleşme merkezleri arasında
taşınan mallardan daha az taşıma ücreti alınırken ülkenin kendi ürünlerini
merkezler arasında taşıyan demir yollarında çok yüksek ücretler
uygulamışlardır. Limanları ham madde kaynaklarına bağlayan ana demir yollarının
standart genişlikte olmasına karşılık, iç ulaşımı sağlayan ikinci yolları
çeşitli genişlikte yaparak ekonomilerini nasıl sömürdüklerine tarih tanıklık
etmiştir.
Çok
önemli bir örnek daha verecek olursak: Mal ve sermaye dolaşımı 1800’de 2 milyar
doların altındayken 1900’de 20 milyar doların üzerine çıkması küreselleşmenin,
dünya pazarlarının Batı’nın istediği forma ne kadar hızlı bir şekilde
dönüştüğünün ve demir yollarının nasıl bir siyasal ve ekonomik güç olarak
kullanıldığının en önemli iki kanıtıdır.
Avrupa
ülkelerinden 19’uncu ve 20’nci yüzyılda sömürgeleştirilmiş ve yarı
sömürgeleştirilmiş ülkelere demir yolu yapımında kullanılmak üzere yoğun
sermaye ihracatı yapılmıştır. Aynı zamanda, bu sermaye ihracatı, dünya
ekonomisindeki belirsizlikler ve demir yolu yapımı maliyetinin çok yüksek
olması gibi nedenlerle demir yolu yapımını gerekli gören ancak teknolojisine
sahip olmayan devletler bu işi üstlenen şirketlere garanti vererek demir
yollarını inşa ettirmişlerdir. Dolayısıyla, zamanla, demir yolunun yapımı ve
işletilmesi için, demir yolu yapımını talep eden ülkeler arazi ve insan
kaynakları açısından Batı bankalarına ve şirketlerine bağımlı hâle
gelmişlerdir. Bu yasayla bugün, bunun yolu açılmaktadır. Siyasi coğrafya
açısından Türkiye demir yollarının konumu hem ulusal hem de uluslararası
boyutta büyük öneme sahiptir.
Değerli
milletvekilleri, son yıllarda küresel iş birliği yapısı içinde Türkiye’nin
konumu ve bölgesel etkinliği AB, Rusya ve İran gibi ülkelerin birbiriyle
stratejik ortaklık kurmasıyla azaltılmaya çalışılsa da Türkiye, gelecek yüz yıl
içinde doğu ve batı için alternatifsiz projeleri devlet eliyle üretmek
zorundadır, ancak bu şekilde küresel dengeler içinde yerini koruyacak, ulaşım
koridorlarında, özellikle demir yollarında istediği konuma ulaşacaktır.
Türkiye’de
demir yolu yapımı fiziki koşulları olumsuz etkilemekte, özellikle de hızlı tren
uygulamalarında topoğrafya önemli bir sorun teşkil etmekte, bu durum yatırım
maliyetlerini artırmaktadır. Bugün Türkiye’de mevcut demir yollarının sadece
yüzde 23’ü topoğrafyaya uyumludur. Arazi eğiminin yüzde 5 olduğu yerlerde demir
yolları ekonomik olmakla birlikte, Türkiye demir yollarının ancak yüzde 30’u
buna dâhildir. Dolayısıyla, Türkiye’de demir yollarının yüzde 53’ü ekonomik
anlamda yararlılık göstermektedir. Öte yandan, ulaşım sektörleri içinde demir
yollarının gerisindeki işletmeler ve araziler geniş yer kaplamakla birlikte
bazı sorunlara da sahiptir.
Türkiye
Cumhuriyeti Devlet Demiryollarına bağlı olarak faaliyet gösteren 3 ayrı fabrika
bulunmaktadır. Bu fabrikalar; Türkiye Lokomotif ve Motor Sanayii Anonim Şirketi
TÜLOMSAŞ, Türkiye Vagon Sanayii Anonim Şirketi TÜVASAŞ ve Türkiye Demiryolu
Makinaları Sanayii Anonim Şirketi TÜDEMSAŞ’tır.
Demir
yolu ulaşımında ihtiyaç duyulan lokomotif, vagon gibi çeken ve çekilen araçlar
ile bu araçların aksamları mevcut fabrikalarda üretilmekte ancak üretimde
verimlilik istenilen düzeyde olmamaktadır. Görülüyor ki anonim şirketi kurmak,
serbestleştirmek fayda sağlamamaktadır. Bu fabrikaların etkili bir şekilde
kullanılması gerçekleştirilmelidir.
Diğer
taraftan, AB ülkeleri, çok modlu ulaşım koridorlarıyla Orta Asya Türk
cumhuriyetlerine, Çin ve Hindistan gibi büyük nüfusa sahip Asya ülkelerine
ulaşmayı hedefleyen yeni koridorlar geliştirmişlerdir. Pan-Avrupa ve TEN
projeleri yeni şekillenen TRACECA ve Trans-Asya koridorlarıyla bütünleşmiş,
bunun sonucunda Avrasya Koridoru ortaya çıkmıştır. Avrasya koridorları içinde
en önemlisi TRACECA Koridoru’dur. AB TACIS-TRACECA Programı, 1993 yılında,
Avrupa Komisyonu tarafından Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan, Kazakistan,
Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan hükûmetlerinin katılımı ile
Brüksel’de düzenlenen konferansta, bu ülkelere ticareti ve ulaştırmayı güçlendirmek
ve uluslararası ekonomiyle bütünleşmelerini sağlamak için formüle edilmiştir.
Demir yolu ulaştırması, TRACECA Programı’ndaki önemli bir ulaşım sektörüdür.
Çok modlu ulaşım sistemlerini içeren TRACECA Koridoru’nda Türkiye’nin yeri
ayrıca önemlidir. Bulgaristan’ın ve Romanya’nın da Avrupa Birliğine
katılmasıyla Türkiye de bu projenin içine alınmıştır, sınırlı da olsa
alınmıştır.
Gerçekte
Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla ortaya çıkan Türk cumhuriyetleri,
Türkiye’nin önüne çok geniş bir coğrafyada siyasi ve ekonomik nüfuz sahibi olma
fırsatını çıkarmıştır. Başlangıçta dil, din, kültür yakınlığı ve Türkiye’nin
kalkınma başarılarını da dikkate alan Batılı ülkeler, Orta Asya pazarına
girişte Türkiye’yi anahtar ülke kabul etmişler, bu durum çerçevesinde Avrupa
ülkeleri Türkiye’ye bağımlı bir politika izlemek istememişlerdir. Türkiye’yi
enerji ve ulaşım koridorlarının dışında bırakacak veya bölgesel etkinliğini en
aza indirecek alternatif yol arayışlarına yönlenmişlerdir. AB’nin Türkiye’yi
mega ulaşım koridorlarının dışında bırakma isteği TRACECA ile
belirginleşmiştir.
Türkiye,
denizleri birbirine bağlayan, boğazları olan, Hazar ve Orta Doğu petrollerine,
doğal gaz rezervlerine yakınlığı olan bir coğrafyadır; bu hattaki en önemli
koridor olduğu gerçeğini göz önünde bulundurarak ulaşımda ciddi bir ana plan
yapmalıdır. Diğer yandan demir yolu politikaları, dış bağlantıları, enerji
politikaları da göz önünde bulundurularak gelecekte ekonomik, siyasi, stratejik
gücü oluşturacak, elinde bulunduracak yatırımların devletin kontrolü ve
tekelinde yapılması kaçınılmaz bir gerçektir.
Bugün,
özelleştirme yolundaki en önemli adım olan serbestleştirme kuşku
uyandırmaktadır. Gelecekte yerli veya yabancı şirketlerin demir yollarında
haklar ve imtiyazlar edinmesinin -yukarıda verdiğimiz tarihî gerçekler
ışığında- ülkemizin çıkarlarına yarar sağlamayacağı açıktır. Bu nedenle, Devlet
Demiryollarının ekonomik ve siyasi yönden stratejik önemi olduğundan dolayı
serbestleştirilmesine ve özelleştirilmesine Cumhuriyet Halk Partisi olarak
karşı olduğumuzu belirtmek ister, yüce Meclisi saygıyla selamlarım. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ederiz Sayın Şafak.
Barış ve
Demokrasi Partisi Grubu adına Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Binici.
Buyurunuz
Sayın Binici. (BDP sıralarından alkışlar)
BDP GRUBU
ADINA İBRAHİM BİNİCİ (Şanlıurfa) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
441 sıra
sayılı Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkında Kanun
Tasarısı’nın ikinci bölümüyle ilgili olarak grubum adına söz almış
bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, önümüzdeki tasarı, bir kez daha, AKP iktidarının kamu
hizmetlerinin tamamen özele devri yolunda bir adım daha attığı, bu sayede
hizmetlerin tamamen piyasa denetimine bırakılmasını öngören, taşeronluğu
yaygınlaştıran ve yurttaşların ucuz ve nitelikli hizmete erişebilmesini
zorlaştıracak bir düzenlemeyi içermektedir.
Bakın, bu
tasarıyla birlikte, demir yolları devletin malı olarak kalacak ancak faaliyeti,
işletmeciliği ticari özel şirketler yapacak, Türkiye Cumhuriyeti Devlet
Demiryolları ise demir yolu trafiğini yönetecek. Yine tasarıyla, Türkiye
Cumhuriyeti Devlet Demiryolları demir yolu altyapı işletmecisi olarak yeniden
yapılandırılıyor. Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryollarının tren işletmesiyle
ilgili birimleri ise ayrılarak Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları
Taşımacılık Anonim Şirketi olarak kalacaktır. Yani, Türkiye Cumhuriyeti Devlet
Demiryollarının ulusal demir yolu altyapı ağı içinde yer alan ve devletin
tasarrufundaki demir yolu altyapısının kendisine devredilen kısmı üzerinde
demir yolu altyapı işletmecisi olarak görev yapması öngörülüyor. Bununla
birlikte, kamu tüzel kişileri ve şirketlerinin kendilerine ait demir yolu
altyapısı inşa etmesi ve bu altyapı üzerinde demir yolu altyapı işletmecisi
olması ve ulusal demir yolu altyapı ağı üzerinde demir yolu tren işletmecisi
olarak faaliyet yürütmesinin önü açılıyor. Buna göre, Türkiye Cumhuriyeti
Devlet Demiryolları, demir yolu altyapısının kendisine devredilen kısmı
üzerinde demir yolu altyapı işletmecisi olarak görev yapacak, üstyapısı ise
tamamen şirketlere devredilecektir.
Tasarının
gerekçesinde, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryollarının tekelciliğine atıfta
bulunularak tekelcilikten kurtulma, birçok firmanın olaya dâhil olmasıyla
rekabet ve bu rekabetle daha ucuz ve daha kaliteli bir demir yolu hizmeti
sunulacağından bahsedilmiş. Sanırım, tekelciliğe negatif atıfta bulunularak
yeni bir tekelciliğin yolunu açmak bu şekilde olsa gerek. Zira, on yıllık
iktidarı döneminde yaşadığımız deneyimlerden ve daha evvel İngiltere gibi
gelişmiş ülkelerde denenmiş ve fiyaskoyla sonuçlanmış örneklerden yola çıkarak
bu düzenlemenin, tam tersi bir biçimde, tekelleşmeyi artıracağını; ayrıca,
hizmetlerin ticarileştirilmesiyle birlikte bilet fiyatlarında dengesiz bir
artışın olacağını öngörmek zor olmasa gerek. Üstelik, bu önemli hizmetlerin
maliyetleri de düşürülerek kâr amacı güden şirketlere devri, can taşıyacak
demir yollarının güvenilirliğini de tartışmaya açacaktır.
Değerli
milletvekilleri, tasarıda, Devlet Demiryolları personeli âdeta emekliye
zorlanmaktadır. Zira, düzenlemede, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryollarında
istihdam edilen personelden, emekli aylığı bağlanmasına hak kazananlardan bir
ay içinde başvuruda bulunanların emekli ikramiyelerinin; yaş haddinden
emekliliğine en fazla üç yıl kalanlar için yüzde 25, yaş haddinden emekliliğine
üç yıldan fazla, beş yıldan az kalanlar için yüzde 30, yaş haddinden
emekliliğine beş yıl ve daha fazla kalanlar için de yüzde 40 fazlasıyla
ödenmesi öngörülmektedir.
Yine,
emekli aylığı bağlanması şartlarını 2013 yılı sonuna kadar haiz olacakların, bu
hakkı kazandığı tarihten itibaren bir ay içinde başvuruda bulunmaları hâlinde,
emekli ikramiyelerinin yüzde 40 fazlasıyla ödenmesi düzenlenmektedir.
Ayrıca
“Bu madde uyarınca yapılan emeklilik başvurularında emeklilik tarihi olarak
daha sonraki bir tarih gösterilemez, başvurular herhangi bir kayda bağlanamaz
ve geri alınamaz.” denilmiştir. Üstelik emekli personelin emekli olduktan sonra
beş yıl içinde Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryollarında ve bağlı
ortaklıklarında istihdam edilemeyeceği belirtilmektedir.
Şimdi “Bu
maddeden ne anlıyorsunuz?” diye sorarsanız tek bir açıklaması var: AKP
Hükûmeti, Demiryollarının mevcut personelini bir an evvel emekli edip
neoliberalizmin en önemli araçlarından teşoranlaştırmayı ve ucuz iş gücünü Demiryollarında
kalıcı kılmak istiyor. Bunu yaparken de mevcut personelin ağzına bir parmak bal
çalıyor. Emekliye ayrılacakların ikramiyelerinin üzerine ilave paralar verip
hem olayın sosyal yanını halletmeyi hem de oluşabilecek örgütlü muhalefete
karşı bunu da âdeta sus payı olarak kullanmayı hedefliyor. Ayrıca, Demiryolları
gibi teknik uzmanlaşma ve yeterlilik gerektiren bir alandan emekli olan
personelin demir yollarına bağlı bütün alanlarda çalışmasının önünü keserek
ileride bu alanda bazı risklerin oluşmasının önünü açıyor.
Değerli
milletvekilleri, özü itibarıyla bu tasarıyla kamunun elindeki önemli bir hizmet
alanı yani demir yolları bir kez daha özel şirketlere, piyasaya veriliyor. İşte
bu tasarı, bizi “paran kadar ulaşım”a götürecek bir tasarı. Evet, demir
yollarının mevcut durumda yük ve yolcu taşıma kapasitesi diğer ulaşım
araçlarına kıyasla oldukça düşüktür. Tasarının gerekçesinde de 1950’li
yıllardaki yolcu taşımacılığında demir yollarının payı yüzde 42 ve yük
taşımacılığının payı ise yüzde 68 düzeylerindeyken bugün sırasıyla bu payların
yüzde 1,5 ve yüzde 4,5 olduğu belirtilmiştir. Ancak, bu oranların düşme
gerekçesi olan ve bugün AK PARTİ iktidarının da devam ettirdiği siyasi
yaklaşımdan bahsedilmemiştir.
Değerli
milletvekilleri, nedir bu siyasi yaklaşım, bundan bahsedeyim: Bakın, bugünkü
mevcut demir yollarının yüzde 80'i 1950’li yıllara kadarki süreçte yapılmıştır;
bu oranın da yüzde 40'ı, cumhuriyet öncesi dönemde yapılmıştır. Avrupa egemen
güçlerinin Bağdat-Basra üzerinden Asya ve Hindistan'daki sömürgelerine
ulaşmalarını mümkün kılmak amacıyla Osmanlının ciddi borç yüküne girerek
yaptırdığı bu demir yollarının yüzde 40'ı da savaş psikolojisi üzerinden
militarist bir bakış açısıyla
ülkenin birçok yerine ulaşımı sağlayabilmek adına, cumhuriyetin
başlangıcından sonra, 1950'lere kadarki süreçte inşa edilmiştir. Ancak,
1950'lerde başlayan kara yolu ulaşımına dönük devlet yatırımları, "Demir
yolları komünist taşır." şeklindeki ideolojik söylemler özellikle o günden
itibaren iktidarda olan sağ partilerin propagandası olmuştur. Bununla kalmayıp
özellikle seçim süreçlerinde, bugün AK PARTİ iktidarının da oldukça yoğun
kullandığı pragmatik propagandacı "Size yol getireceğiz." üzerinden
şekillenen söylem, demir yollarını, 1950 öncesindeki mevcut yollara
hapsetmiştir. Oysa ülkenin coğrafik koşulları ve iklim yapısından kaynaklı,
sürekli olarak iklim şartlarına ve kullanıma bağlı bozulan yolların tamir
maliyetleri ve bunun yanında petrol fiyatlarındaki artış ile dalgalanmalar
nedeniyle kara yollarına kamu kaynaklarından müthiş rakamlar harcanmış, hâlen
harcanmaktadır. Ancak, bunlardan da öte, can güvenliği açısından kara
yollarının demir yollarına kıyasla çok daha az güvenilir olduğunun, her geçen
gün kara yollarında meydana gelen kazalarda orta yoğunlukta bir savaşta
yitirilen canlardan fazla can yitirdiğimizin altını çizerek dikkatinize
sunuyorum.
Bu
sebeple hepinizi saygıyla selamlıyor, teşekkür ediyorum. (BDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ederiz Sayın Binici.
Şahsı
adına Tokat Milletvekili Reşat Doğru…
OKTAY
VURAL (İzmir) – Yok efendim.
BAŞKAN –
Adana Milletvekili Turgay Develi… (CHP sıralarından alkışlar)
Buyurunuz
Sayın Develi.
TURGAY
DEVELİ (Adana) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Devlet Demiryollarının
serbestleştirilmesi, özelleştirilmesi kanununun teknik maddeleri üzerine
girmeyeceğim.
Bu
kanunun ruhu şu: Sayın Bakan, kanunun görüşülmesine başlanırken yaptığı sunuş
konuşmasında “Demir yolları bağımsızlıktır.” demişti. Katılıyorum kendisine,
demir yolları bağımsızlıktır, PTT bağımsızlıktır; Türkiye Petrolleri Anonim
Ortaklığı, Petrol Kanunu, petrolümüz bağımsızlıktır; şeker fabrikaları
bağımsızlıktır, Türkiye Elektrik Kurumu bağımsızlıktı, limanlar bağımsızlıktı.
Adalet ve Kalkınma Partisi cumhuriyetin, ulus devletin ekonomik temellerini
oluşturan, bağımsızlığımızın simgesi ne kadar kurum ve kuruluş varsa hepsini
sattı ve şimdi bağımsız bir ülkeden bahsediyor.
Değerli
milletvekilleri, Türkiye Toprak Mahsulleri Ofisi, TÜRKSAT dahi, devletin ana
kurumları dahi; ey çiftçiler, köylüler, sizin ürününüzü hasat etmek için dahi
AK PARTİ Hükûmeti, dışarıdan borç para alarak sizden alım yapıyor.
Bankalarımızın size verdikleri kredilerin tamamı dış kaynaklı krediler. İşin
özü şu: 1980 darbesiyle beraber, 24 Ocak kararlarıyla beraber, Türkiye, küresel
finansa eklemlendi. O günden bugüne kadar bilinçli olarak, neoliberal
politikacılarla, Türkiye'nin ürettiği doksan yıllık cumhuriyetin değerlerinin
tamamı istila ediliyor, tarumar ediliyor. Bugün Devlet Demiryollarıyla bunun
bir örneğini yaşıyoruz.
2008-2011
yılları arasında Devlet Demiryollarına 5 milyar liraya yakın yatırım yapıldı,
sadece 2011 yılında da 700 milyon lira borcu var. Ne yapıyorlar? Satışa hazır
hâle getiriyorlar. Aynısını limanlar için de yapmışlardı, aynısını enerji
dağıtım ihalelerinde de yaptılar. Neoliberalizmin istilacı politikasına karşı
koyabilmek için, bağımsızlığımızı koruyabilmek için, bağımsız bir devlet olarak
kalabilmemiz için bizim fabrikalarımızın olması gerekiyor, postanenin bizim
olması gerekiyor, Devlet Demiryollarının bizim olması gerekiyor, petrol arama
şirketlerinin bizim olması gerekiyor, şeker fabrikalarımızın bizim olması
gerekiyor. Adalet ve Kalkınma Partisi, bütün bunların hepsini sattı, satıyor,
çiftçiden toplayacağı ürünün parasını dışarıdan alıyor, işçinin maaşını
dışarıdan alıyor, ondan sonra da “Siyaseten bağımsız bir ülkedeyiz.” diyor.
Bağımsızlık,
arkadaşlar, işçisi güçlü, köylüsü güçlü, halkı güçlü, refahlı, refah düzeyi
yüksek, damıtılmış, rafine bir hayat yaşayan ülkenin devletleri bağımsızdır,
hükûmetleri bağımsızdır.
Bu
kanunun ruhu, teknik maddelerde ne yazarsa yazsın, Türkiye'nin Cumhuriyet
Dönemi’nde biriktirdiği ulus devletin temel ekonomik değerlerinden bir
tanesinin daha peşkeş çekilmesi, ulus devletin ekonomik olarak tasfiye edilmesidir.
Sermaye birikiminizi sağlayamıyorsanız, sermaye birikimine, küresel finansın,
büyük tekellerin parasına ihtiyacınız varsa bunu da… Kendi ülkenizde finans
kapitalinin cariyeleştirdiği, siyaseten cariyeleştirdiği hükûmetlerin; sizlerin
de medyayı cariyeleştirerek kurduğunuz bu hükümranlığın hesabının bir gün
sorulacağından emin olun. Bundan sonra, yaşantınızda -bugünler geçecek, bu
milletvekilliğiniz kalmayacak- çevrenizde her yoksul insanı, her çaresiz
insanı, her umutsuz insanı gördüğünüzde yüreğiniz sızlayacak çünkü bunun
müsebbibi sizlersiniz sayın AK PARTİ milletvekilleri.
Teşekkür
ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ederiz Sayın Develi.
Soru-cevap
bölümüne geçiyoruz.
Soru-cevap
bölümü on beş dakika; yarısını sorulara, yarısını cevaplara ayıracağım.
Buyurunuz
Sayın Halaman.
ALİ
HALAMAN (Adana) – Başkanım, teşekkür ederim.
Şimdi,
Sayın Bakanım, gerçi bunu bundan önce de sordum ama alınganlık yapmayın lütfen.
Türkiye çok sıkıntılı bir ülke gibi gözüküyor, genelde mal mülk satmak zor,
devretmek de zor. Yani, Türkiye son on senedir bu kadar mı çok sıkıntılı da
Devlet Demiryollarının bütün malını mülkünü, gelecekle ilgili alacaklarını
şimdiden tahsil etmeyi düşünüyorsunuz? Bu malı mülkü devretmek, kiraya vermek,
satmak Türkiye’nin on senelik bu borcunu kapatır mı veya kapatmaya yeterli olur
mu?
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN –
Teşekkür ederiz Sayın Halaman.
Sayın
Yılmaz…
DİLEK
AKAGÜN YILMAZ (Uşak) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Ben biraz
önce de sormuştum ama sayın bakanlarımız yoktu.
Sayın
Bakan, şöyle bir görüntü var, bugün bütün gazetelerde çıktı biliyorsunuz: Türk
Silahlı Kuvvetleri Irak sınırından ve Şırnak’tan çekiliyormuş. Bu çekilmenin
gerekçesi nedir? Yarın da Kandil’de bir açıklama yapılarak PKK’lıların
çekileceği konusunda bir gelişme olacağı söyleniyor. Yaptığınız anlaşma,
yaptığınız müzakere, Öcalan’la yaptığınız müzakere ve Öcalan’ın aldığı güvence
bu mudur? Türk Silahlı Kuvvetleri savaşmadan mağlup olmuş bir ordu mudur? Siz
de o ordunun Bakanı mısınız? Bunu sormak istiyorum. Lütfen buna cevap veriniz.
BAŞKAN –
Teşekkür ederiz Sayın Yılmaz.
Sayın
Yılmaz, buyurunuz.
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın
Bakan, Çamardı ilçemiz var -Niğde sınırına kadar- iki senedir yolları toz
toprak. Sağında, solunda elma bahçeleri var, vatandaşlar yaşıyor, iki senedir
boğuldular. Soruyoruz “Müteahhit bıraktı, gitti.” gibi birtakım ifadelerle
karşılaşıyoruz. Bunu ne zaman çözeceksiniz? Oradaki yaşayan vatandaşlar
gerçekten çok sıkıntı içerisinde.
İkincisi
de: Bu Çamardı’ndan, Niğde sınırından sonra Kamışlı-Fındıklı-Alpu-Pozantı
arasında, üç dört senedir söz verilmesine rağmen, tek kazık çakılmadı. Bu yolu
yapmayı ne zaman düşüyorsunuz?
Yine,
geçen de sordum, Aladağ-Akören arası… Turizm Bakanı, 2011 seçimlerinden önce
dedi ki: “Dozerleri indiriyorum oraya.” Şimdi de Bakan… Yollar hâlâ yapılmadı,
üç sene geçti. Bunlar seçim vaadi miydi? Yapacak mısınız, yapacaksanız ne zaman
yapmayı düşüyorsunuz?
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN –
Teşekkür ederiz Sayın Yılmaz.
Sayın
Çetin…
İZZET
ÇETİN (Ankara) - Sayın Bakan, bildiğiniz gibi Devlet Demiryollarının kamuya ait
lojmanları var. Sayın Genel Müdürün bu lojmanlardan kaç daireyi uhdesinde
tuttuğunu… Diğer genel müdürlerinin, genel müdür yardımcılarından bazılarının
lojmanlarının altındaki daireleri gürültüden rahatsız olmamak için boş tuttuğu,
bir başka genel müdür yardımcısının iki daireyi birleştirerek tek lojman hâline
getirdiği ve buna rağmen de pek çok memurun lojman beklediği gerçeği var.
Bunlardan bilginiz var mı, durum nedir; bir, bunu öğrenmek istiyorum.
İkincisi:
Yine, Sayın Genel Müdürün oğlunun “Ankara Demirspor Kulübüne bağış” adı altında
ihale alan firmalardan çıkar sağladığı iddiaları vardır. Bunlar doğru mudur?
Yanıtlamanızı bekliyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN –
Teşekkür ederiz Sayın Çetin.
Sayın
Demiröz…
İLHAN
DEMİRÖZ (Bursa) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın
Bakanıma sormak istiyorum: Birinci soru önergemizde, 25 Kasım 2011, İzmit
Körfez Geçişi ve Bursa-Balıkesir-İzmir otoyol Projesi’yle ilgili 7 tane sorumuz
vardı, bu sorularımıza bir yanıt alamadık. Aynı şekilde, 4 Ocak 2013 tarihinde
İstanbul-Bursa-İzmir otoyolu Projesi’nde Uluabat Gölü geçişinin Karacabey
otoyolu olarak değiştirilmesiyle ilgili yine 7 tane soru sormuştum ama bugüne
kadar bu konularla ilgili de hiçbir yanıt alamadım. Bu konuda bilgi istiyorum,
sorularımın yanıtlanmasını istiyorum.
Teşekkür
ederim Sayın Bakan.
BAŞKAN –
Teşekkür ederiz Sayın Demiröz.
Sayın
Özensoy…
NECATİ ÖZENSOY
(Bursa) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Bakan, Bursa-Bilecik Hızlı Tren Projesi ne zaman hayata geçecek?
Bursa-Yenişehir
hattının altyapı ihalesini yani temel atma törenini 2010’da, kürsüden,
yapacağız müjdesini vermiştiniz ama 2012’de ancak atılabildi. Bu
Bursa-Yenişehir hattı altyapısı ne zaman bitecek?
Yenişehir-Bilecik
hattının projesi bitti mi? Onun ihalesi ne zaman yapılacak?
Daha
sonra, üst yapıların ihaleleri ne zaman yapılacak; bu, programlarınızda nasıl
gözüküyor? Yani, kısacası, Bursa’dan Ankara’ya hızlı trenle, sizin öngörünüzle,
hangi tarihlerde gelme ihtimalimiz var?
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN –
Teşekkür ederiz Sayın Özensoy.
Sayın
Serindağ…
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Bakan, Ankara-Adana-Gaziantep yolcu yoğunluğu en fazla olan hatlardan biridir.
Bu hatta yüksek hızlı tren işletmeyi düşünüyor musunuz?
İkinci
sorum: Sayın Bakan, bu, yüksek hızlı tren nedir, hızlı tren nedir? Şimdi
“Tanımlar” bölümüne baktım, bunun tanımı yapılmamış, sadece “yüksek hızlı tren”
ve “hızlı tren” terimleri geçiyor. Acaba, dünyada “yüksek hızlı tren” diye bir
kavram var mı?
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN –
Teşekkür ederiz Sayın Serindağ.
Sayın
Öğüt…
KADİR
GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Sayın Bakanım, bu, özelleştirme adı altında veya
serbestleşme adı altında yaptığınız çalışmaların bir kısmını da İngiltere’de,
Arjantin’de, Kanada’da yapmışlardı ve buralarda da çok ciddi geri dönüşler
oldu. Bu geri dönüşlere rağmen, bu serbestleşmeye hâlâ devam etmek istiyor
musunuz? Yani, orada denenmiş bir şey; çok ciddi kazalar oldu, güvenlik
konusunda çok ciddi problemler var. Çalışan sayısının 55 bin işçiden 28 bin
işçiye düştüğü bir süreç yaşadık. Bu süreçte taşeronlaşmayla ilgili güvenlik
daha da azalacak. Bu güvenliği nasıl sağlayacaksınız, bunu merak ediyoruz.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN -
Teşekkür ederiz Sayın Öğüt.
Sayın
Şafak, buyurun.
DOĞAN
ŞAFAK (Niğde) – Sayın Bakanım, Seyfettin Bey biraz önce Pozantı-Çamardı yolunu
sormuştu. Hakikaten, bir yıldır ben de Çamardı-Pozantı yolunu soruyorum. Bir
yıldır çok büyük sıkıntı var, bir türlü bitmedi. Bu konuda acil bir girişimde
bulunmanızı istiyoruz.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN –
Teşekkür ederiz Sayın Şafak.
Buyurun
Sayın Bakan.
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) – Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; soruları cevaplandırmak istiyorum.
Sayın
Halaman “Devlet Demiryolları varını yoğunu satıyor, geleceği satıyor, bu durum
ne olacak?” diye sormuştu anladığım kadarıyla. Devlet Demiryolları bütün
altyapısıyla, gayrimenkulleriyle, envanterindeki araçlarıyla 100 milyar Türk
lirasının üzerinde bir varlığa sahip. Devlet Demiryolları mecbur kalmadan
hiçbir arazisini satmıyor. Sadece şehirlerde belediyelerle, yerel yönetimlerle
veya bazı kamu kurumlarıyla ortak projeler yapıyor; buraları şehre kazandırmak,
şehrin akciğeri hâline getirmek için projeler üretiyor. Bu yapılan kanunla da herhangi
bir satış söz konusu değil, demir yollarının altyapısının özel sektöre açılması
hedefleniyor.
Sayın
Yılmaz, Türk Silahlı Kuvvetlerinin sınırlardan çekilmesi söz konusu değildir.
Ülkemizin güvenliği her zaman vazgeçilmez, en önemli önceliklerimizdendir. O
bakımdan, şartlar ne olursa, olsun ülkemizin birliği ve beraberliği ve topyekûn
güvenliği için silahlı kuvvetler dâhil bütün güvenlik unsurlarımız her zaman,
yirmi dört saat bu sınırlarımızı geçmişte de korumuştur, bundan sonra da
korumaya devam edecektir. Bu konuda kimsenin endişesi ve tereddüdü olmasın.
Sayın
Şafak, Çamardı-Niğde yoluyla ilgili bir soru yöneltti. Niğde-Çamardı kısmı
arasındaki çalışmalar tamamlandı. Çamardı-Kamışlı arasındaki 22 kilometrelik
bölümün de bu sene tamamlanması hedefleniyor. Her şey yolunda giderse bunu da
tamamlayacağız.
Sayın
Çetin “Genel müdür kaç lojman kullanıyor? Lojmanlar birleştirilip büyütüldü
mü?” ve genel müdürün oğlunun, efendim, Ankara Demirspor’a bağış topladığı
yolunda bir soru yöneltti. Genel müdür şu anda tek bir dairede oturuyor, benim
bildiğim bu, gelen bilgi de bunu doğruluyor. Genel müdür yardımcılarının da
oturduğu lojmanlarda, bir tanesinde su baskını olduğu için tahliye edilmiş.
Bildiğiniz gibi, yapılan yasal düzenlemelerle kurumların bünyeleriyle ilişkili
spor kuruluşlarına yardım yapmaları hukuken mümkün değildir. Dolayısıyla Ankara
Demirspor’un herhangi bir şekilde, doğrudan ve dolaylı, demir yollarıyla ilgili
kuruluşlardan bağış alması söz konusu değildir.
İZZET
ÇETİN (Ankara) – Bir araştırın Sayın Bakan.
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) – Mamafih, bunları
tekrar araştırıp size daha kapsamlı bilgi vereceğiz.
Sayın
Demiröz, soru önergeleriniz için kusura bakmayın. Cevap vermekte hakikaten geç
kaldık. En kısa zamanda telafi ederiz. Bu, biliyorsunuz, İstanbul-İzmir otoyolu
için...
KAMER
GENÇ (Tunceli) – Sayın Bakan, hiç cevap vermenize gerek yok, bu AKP’liler her
şeyin üstünü örtüyor.
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) – İstanbul-İzmir
otoyolu için Uluabat Gölü geçişi konusunda size bilgi verme sözüm de vardı ama
bir türlü gerçekleştiremedik, haklısınız. Ama, yapılan çalışmalar sonucunda
geçişin kuzeyden yapılmasına karar verildi. İki güzergâhta çalışıldı. Burada da
temel gerekçe, güneydeki sulak alanların korunması gerektiği yönünde; Orman ve
Su İşleri Bakanlığının ve uluslararası Ramsar Sözleşmesi’nin getirdiği bir
zorunluluktan kaynaklanıyor.
NECATİ
ÖZENSOY (Bursa) – Kuzeyde de var Ramsar Sayın Bakan.
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) – O sınırların dışından
geçiyor, sınırların dışından geçiyor.
NECATİ
ÖZENSOY (Bursa) – Orası tamamen ova zaten, ova orası.
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) – Evet, Sayın Özensoy,
bildiğiniz gibi Bursa-Bilecik demir yolunun Yenişehir-Bursa kısmının
altyapısının ihalesi yapıldı; diğer kısmın, Yenişehir-Bilecik bağlantısının da
projesi...
Tamamlandı
mı arkadaşlar proje?
NECATİ
ÖZENSOY (Bursa) – Tamamlanmadı.
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) – Henüz bitmedi,
haziranda bitecek ve bu sene içerisinde o bölümü de ihale edeceğiz.
Bildiğiniz
gibi, burası oldukça zor bir arazi, bilhassa Yenişehir-Bilecik arası.
Dolayısıyla, buradaki çalışmalar en az üç buçuk dört sene devam edecek. Her şey
yolunda giderse demek ki 2016, 2017 gibi açmayı hedefliyoruz.
NECATİ
ÖZENSOY (Bursa) – Sizin Bakanlığınızda göremeyeceğiz yani.
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) – Nasip, elbet birisi
bitirir. Devlette işlerde devamlılık esastır; önemli olan başlamaktır, başlanan
her iş eninde sonunda bitirilir. Geçtiğimiz on yıl bunun ispatıdır, birçok
proje bitirildi, birçok yenisine de başlandı.
Sayın
Serindağ, bunu, daha önce, aslında bir önceki oturumda cevaplamıştım. 2023
hedeflerimizde Konya-Karaman üzerinden Adana’ya, Mersin’e ve Adana-Antep
üzerinden Halep’e kadar uzanan bir demir yolu…
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) – Sayın Bakan, o zaman Türkiye’yi dolaştırın Antep’e öyle
gitsin.
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) – Hayır, yok en uygun
güzergâh o.
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) – Efendim, sizin dediğiniz yüksek hızlı tren değil.
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) – Onu söyleyeceğim
şimdi, izin verirseniz.
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) – Lütfen.
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) – Şimdi, o hat
üzerinde… Bütün hatlarda böyle. Hızlı tren ne, yüksek hızlı tren ne; önce onun
ayrımını yapalım. 250 kilometre ve üzerinde hıza sahip olanlara “yüksek hızlı
tren”, 250’ye kadar olan yani 160 ila 250’ye kadar olana “hızlı tren”, 160’tan
aşağı olanlara da “konvansiyonel tren” deniliyor. Bu hatta, bölge bölge 160 ilâ
250 arasında değişen hızlar var, dolayısıyla burası hem hızlı tren hem yüksek
hızlı tren güzergâhı olarak adlandırılıyor.
NECATİ
ÖZENSOY (Bursa) – 250’yi geçen yok ki nerede var?
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) – 250’yi geçen yok,
doğru, geçen de olabilir ama şu anda 250. Biz 50’den aldık, 250’ye çıkardık;
bundan sonra alanlar da çıkarsın 350’ye, itirazımız yok.
NECATİ
ÖZENSOY (Bursa) – YHT değil o, hızlı tren.
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) – Hayır efendim, 250
kilometre/saat yüksek hızlı trenin başlangıcıdır.
NECATİ
ÖZENSOY (Bursa) – Başlangıcıdır…
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) – Ama dâhil. Yani tanım
böyle.
NECATİ
ÖZENSOY (Bursa) – Dâhil değil, dâhil değil.
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) – Efendim, dâhil. Tanım
böyle.
NECATİ
ÖZENSOY (Bursa) – Siz söylediniz “160’la 250…”
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) – O zaman uluslararası
tanımı değiştirelim. UIC, Uluslararası Demiryolları… 250 kilometre dâhil, 250
kilometreden…
NECATİ
ÖZENSOY (Bursa) – Ortalama hızdır o Sayın Bakan.
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) – Neyse… Yani bunu
konuşalım.
100
kilometreyi bile Türkiye’de konuşmazken bugün 250 kilometreyi konuşuyorsak bu
iyi bir gelişme ülkemiz açısından.
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) – Şimdi, efendim, Gaziantep’e yüksek hızlı tren olacak mı,
olmayacak mı?
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) – Yüksek hızlı tren ve
hızlı tren, ikisi beraber olacak.
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) – Yüksek hızlı tren olacak mı, olmayacak mı?
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) – Hızlı tren olacak.
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) – Yüksek hızlı tren…
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) – Hayır, hızlı tren
olacak.
BAŞKAN –
Sayın Bakan, süreniz doldu. Ek süremiz de iki dakika oldu.
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) – Evet, teşekkür
ederiz.
Diğerlerini
yazılı olarak cevaplandıracağız. Süremiz kalmadı, kusura bakmayın. Ali Bey
zamanımızı çok aldı, cevaplayamadık ne yapalım.
BAŞKAN –
Teşekkür ederiz Sayın Bakan.
İkinci
bölüm üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Şimdi,
ikinci bölümde yer alan maddeleri, varsa o madde üzerindeki önerge işlemlerini
yaptıktan sonra ayrı ayrı oylarınıza sunacağım.
Genel
Kurulun 16/4/2013 tarihli 92’nci Birleşimde kabul edilen grup önerisi
doğrultusunda 441 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın görüştüğümüz ikinci bölümünde
yer alan 10’uncu maddesinin (1)’inci, (2)’nci, (3)’üncü ve (4)’üncü fıkraları
ayrı ayrı oylanacaktır.
Bilginize
tekrar sunuyorum.
Şimdi,
madde 10’un (1)’inci fıkrası üzerinde üç önerge vardır.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
441 Sıra
Sayılı Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkında Kanun
Tasarısının 10'uncu maddesinin (1) inci fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ali Halaman Seyfettin Yılmaz D. Ali Torlak
Adana Adana İstanbul
Lütfü Türkkan Mehmet Şandır Hasan
Hüseyin Türkoğlu
Kocaeli Mersin Osmaniye
MADDE 10-
(1) 8/6/1984 tarihli ve 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun
Hükmünde Kararnamenin eki "B-KAMU İKTİSADİ KURULUŞLARI(KİK)"
bölümünde yer alan "Demir Yolları" ibaresi "Demiryolları"
şeklinde değiştirilmiş ve aynı bölümün "Bağlı Ortaklıklar" kısmına
"4. Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları Taşımacılık Anonim Şirketi
(TCDD Taşımacılık A.Ş.)" ibaresi eklenmiştir.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
441 Sıra
Sayılı Kanun Tasarısının 10. maddesinin birinci fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
İdris Baluken Nazmi Gür Hüsamettin Zenderlioğlu
Bingöl Van Bitlis
Mülkiye Birtane İbrahim Binici
Kars Şanlıurfa
"MADDE
10- (1) 8/6/1984 tarihli ve 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında
Kanun Hükmünde Kararname'nin eki listede yer alan "B- KAMU İKTİSADİ
KURULUŞLARI (KİK)" bölümü
"İlgili
Bakanlık : ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANLIĞI
Teşekkül Müesseseler Bağlı Ortaklıklar
Türkiye Cumhuriyeti 1.
Türkiye Vagon Sanayii
Devlet Demiryolları A.Ş.
(TÜVASAŞ)
İşletmesi Genel 2.
Türkiye Lokomotif ve
Müdürlüğü (TCDD) Motor
Sanayii A.Ş.
(TÜLOMSAŞ)
3.
Türkiye Demiryolu Makinaları
Sanayii
A.Ş. (TÜDEMSAŞ)
4.
Türkiye Cumhuriyeti Devlet
Demiryolları
Taşımacılık Anonim
Şirketi
(TCDD Taşımacılık A.Ş.)”
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Türkiye
Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkında Kanun Tasarısı'nın
10'uncu Maddesinin 1'inci fıkrasının kanun tasarısı metninden çıkarılmasını arz
ve talep ederiz.
Mehmet Volkan Canalioğlu Haluk Eyidoğan Haydar Akar
Trabzon İstanbul Kocaeli
Ali Serindağ Turgay Develi Tufan Köse
Gaziantep Adana Çorum
BAŞKAN -
Komisyon bu son okuttuğum önergeye katılıyor mu?
BAYINDIRLIK,
İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) –
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN –
Hükûmet?
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) – Katılamıyoruz.
BAŞKAN –
Kim konuşacak? Buyurunuz Sayın Köse.
TUFAN
KÖSE (Çorum) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın
Başkanım, değerli milletvekilleri; bugün, geçtiğimiz hafta yargılanmasına
başlanılan, askerî casusluk davasında yargılanan, Millî Gemi Projemizin
başındaki, Denizaltı Projemizin başındaki astsubayından albayına kadar,
yurtsever askerlerimizden bahsetmeyeceğim. Bugün, yine, güneydoğudan, doğudan
çekilen askerî birliklerimizden de bahsetmeyeceğim. Bugün, yine, Milliyet
gazetesinde yayımlanan İmralı tutanaklarında “Çekilme tek taraflı olmayacak,
çift taraflı olacaktır.” diyen Abdullah Öcalan’ın sözlerinden de
bahsetmeyeceğim. Yine, Meclisimizin 93’üncü kuruluş yıl dönümünde, beş yıla
yakın süredir cezaevinde tutuklu bulunan milletvekillerimizden de
bahsetmeyeceğim. Bugün biraz demir yolu bağlamında Çorum’dan bahsedeceğim
sizlere.
Değerli
arkadaşlarım, Çorum, biliyorsunuz, “Anadolu kaplanları” olarak nitelendirilen
kentlerin en önünde gelenlerinden biridir. Türkiye Cumhuriyeti’nin -savaş
yıllarını saymazsak- bugüne kadar, büyümesinin, büyüme ortalamasının çok
üzerinde büyüme performansı gösteren, daha hızlı büyüyen kentlerinden biri
olduğunu sizlerle paylaşmak istiyorum.
Değerli
arkadaşlarım, Çorum ekonomisi özellikle 1970’li yıllardan sonra Türkiye
ekonomisinin ortalamasının çok üstünde büyümüştür. Bu büyümeyi yapan Çorum,
devlet yatırımlarından, devlet katkısından da hemen hemen hiç yararlanmamıştır.
Bu anlamda, 1957 yılında yapılan Çorum Çimento Fabrikası geçtiğimiz yıllarda
özelleştirilmiş, birçok işçisi işten çıkarılmış, nakliye sanayisine yaptığı
katkı da ortadan kalkmıştır. Yine, 1991 yılında yapılan şeker fabrikası da önce
özelleştirilmeye çalışılmış, yargının “Dur.” demesinden sonra da önümüzdeki
günlerde Meclise gelecek Şeker Kanunu ile faaliyetini sonlandıracaktır. Yani
Çorum, devlet yatırımlarından yararlanmayan bir kenttir.
Çorum’umuzda
havaalanı da yoktur. Aslında Çorum’da havaalanı var ama yüzde 45’i bitmiş bir
havaalanı bugün atıl, hayvanların otladığı bir yer konumundadır. Çorum’da, maalesef,
demir yolu da bulunmamaktadır. Çorum’da 1970’li yıllara kadar kara yolu ulaşımı
dahi yeterli değildir. Yani Çorum, Çorum girişimcisinin, iş adamının,
işçisinin, ustasının yokları var etmesiyle Çorum olmuştur.
Anlatmaya
çalıştığım gibi devletçi ekonomi modelinin tamamen dışında, özel sektör eliyle
gelişen, tüm engellere rağmen, tüm yokluklara rağmen, hiçbir destek almamasına
rağmen, elinden tutulmamasına rağmen gelişimini dışa açılarak sağlayan,
neredeyse olmayan bir sanayiden ürettiklerini Avrupa’dan Asya’ya, Afrika’dan
Amerika’ya, dünyanın dört bir köşesine satan ve gerçek bir Anadolu kaplanı olan
Çorum desteklenmeyi, motive edilmeyi, moral verilmeyi hak eden bir hikâyeye
sahiptir.
Değerli
arkadaşlarım, Çorum desteklenmelidir çünkü Çorum kendisine verilecek desteği,
yaratacağı katma değer ile bu ülkeye fazlasıyla ödeyecek güce sahiptir. Çorum
desteklenmelidir çünkü Çorum, Hitit uygarlığının merkezi olmakla tarihsel ve
kültürel bir öneme sahiptir. Yine, Çorum, başkent Ankara ile Karadeniz’in önemli
limanı olan Samsun arasında çok önemli bir coğrafyada bulunmaktadır. Üretim ve
ihracat yapan, güçlü gelenekleri olan bir sanayiye sahiptir ki Çorum, ihracatı
ithalatından fazla olan, geçtiğimiz yıl da 45 milyon Amerikan doları ihracat
fazlası veren, bu anlamda cari açığa da katkısı olan bir kenttir.
Çorum
markalaşmış ürünleri bulunan bir kenttir, pazar payı açısından ülke çapında söz
sahibi olan ürünleri bulunan bir kenttir. Örnek olsun: Çorum Türkiye’deki
-kiremit sanayisinin- kiremit ihtiyacının yüzde 40’ını, tuğla ihtiyacının yüzde
10’unu, yumurta ihracatının da yüzde 25’ini sağlayan bir kenttir. Çorum,
Çorum’da kazananların yeniden Çorum’a, Çorum ekonomisine katkı yaptıkları bir
kenttir.
Değerli
arkadaşlarım, Çorum, savunma sanayisi başta olmak üzere dünyanın dört bir
tarafında makine imal ederek makine satan firmalara ve sanayiye sahip bir
kenttir. Bu anlamda Çorum’un ihtiyacı olan, Çorum’a bir demir yolunun bu
Meclisin de sunacağı katkı ile bir an evvel hayata geçirilmesidir.
Bu
vesileyle hepinize sevgi ve saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ederiz Sayın Köse.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge
kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
441 Sıra
Sayılı Kanun Tasarısının 10’uncu maddesinin birinci fıkrasının aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
İdris Baluken (Bingöl) ve arkadaşları
"MADDE
10- (1) 8/6/1984 tarihli ve 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında
Kanun Hükmünde Kararname'nin eki listede yer alan "B- KAMU İKTİSADİ
KURULUŞLARI (KİK)" bölümü
"İlgili
Bakanlık : ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANLIĞI
Teşekkül Müesseseler Bağlı Ortaklıklar
Türkiye Cumhuriyeti 1.
Türkiye Vagon Sanayii
Devlet Demiryolları A.Ş.
(TÜVASAŞ)
İşletmesi Genel 2.
Türkiye Lokomotif ve
Müdürlüğü (TCDD) Motor
Sanayii A.Ş.
(TÜLOMSAŞ)
3.
Türkiye Demiryolu Makinaları
Sanayii
A.Ş. (TÜDEMSAŞ)
4.
Türkiye Cumhuriyeti Devlet
Demiryolları
Taşımacılık Anonim
Şirketi
(TCDD Taşımacılık A.Ş.)”
BAŞKAN -
Komisyon önergeye katılıyor mu?
BAYINDIRLIK,
İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) –
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN –
Hükûmet?
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) – Katılamıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN –
Gerekçeyi okutuyorum.
Gerekçe:
1984
yılında çıkarılan bir kararname ile kamu işletmeleri “kâr esaslı” ve “kamu
hizmeti” esaslı olarak ayrılmıştır. Bu çerçevede kamu bankaları “İktisadi
Devlet Teşekkülleri” ve TCDD doğru bir kararla “Kamu İktisadi Kuruluşu” olarak
değerlendirilmiştir.
Kamu
hizmeti vermekle yükümlü olan TCDD bu hizmeti verirken kârlılık ve ticari
esasları değil kamu hizmeti niteliğini esas almalıdır. Bir kamu hizmeti olan
ulaşım hizmeti, kârlılık esaslarına göre işletilen bir kurumun işi olamaz.
Ulaşım hizmeti kamu hizmetinin yerine getirilmesini sağlayacak bir kamu
kurumunun “KİK” statüsünde işletmecilik vermesiyle sağlanabilir.
Özelleştirmeye
giden yolun başlangıcının, kamu hizmetinin gitgide ticarileşmesi, piyasa
kurallarına uygun hâle getirilmesi ve kârlılığın öne çıkarılması olduğu bugüne
kadar yaşanan örneklerden de bellidir.
Bu
nedenle de söz konusu statü değişikliği ulaşım hizmetinin kamu hizmeti
niteliğini etkilediği gibi, kurumun özelleştirilmesinin önünü de açacak bir
değişiklik içermektedir.
Önerdiğimiz
değişiklik bunu önlemeye yöneliktir. Dolayısıyla, 10. maddenin önerdiğimiz
şekilde değiştirilmesi gerekmektedir.
BAŞKAN –
Gerekçesini okuttuğum önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
441 Sıra
Sayılı Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkında Kanun
Tasarısının 10'uncu maddesinin (1) inci fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Hasan Hüseyin Türkoğlu (Osmaniye) ve arkadaşları
MADDE 10-
(1) 8/6/1984 tarihli ve 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun
Hükmünde Kararnamenin eki "B-KAMU İKTİSADİ KURULUŞLARI(KİK)"
bölümünde yer alan "Demir Yolları" ibaresi "Demiryolları"
şeklinde değiştirilmiş ve aynı bölümün "Bağlı Ortaklıklar" kısmına
"4. Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları Taşımacılık Anonim Şirketi
(TCDD Taşımacılık A.Ş.)" ibaresi eklenmiştir.
BAŞKAN –
Komisyon önergeye katılıyor mu?
BAYINDIRLIK,
İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) –
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN –
Hükûmet?
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) – Katılamıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN –
Sayın Türkoğlu, buyurunuz. (MHP sıralarından alkışlar)
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) – Sayın Başkan, Türk milletinin saygıdeğer
milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Sözlerimin
başında, Osmaniye’den gelen bir talebi Sayın Bakana iletmek istiyorum: Çona,
Çardak, Issızca köylüleri adına Issızca Muhtarı İbrahim Ceylan’ın “Köylerimizle
arazilerimiz arasından duble yol geçmekte ve biz bu duble yolu aşarak
tarlalarımıza ulaşamıyoruz, traktörlerimizle geçemiyoruz. Sayın Bakan buna bir
çözüm bulabilir mi?” diye bir ricaları var.
Diğer
taraftan, önergemizle Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryollarının iktisadi
devlet teşekkülü değil, kamu iktisadi kuruluşu olarak statüsünün tespit
edilmesini ve muhafaza edilmesini talep ediyoruz. Umarım, yüce heyetinizce
kabul görür.
Kuruldukları
günden bu yana, AKP hükûmetleri, en çok ihale ve özelleştirme ile anılmışlardır.
Türkiye, özelleştirme kavramı ile -Avrupa’dan on yıl sonra- 1980’li yıllarda
tanışmıştır. Türkiye Cumhuriyeti devleti, bu dönemde özelleştirmede iki ana
esas üzerinde durmuştur: Bunlardan birincisi, zarar eden kamuya ait
kuruluşların özelleştirilmesi, diğeri ise özelleştirmeden elde edilecek gelirin
borca, finansman açığına, cari giderlere değil, istihdamın artırılmasına
yönelik yatırım harcamalarına kullanılmasıdır.
AKP
hükûmetlerine gelinceye kadar 10 milyar dolara ulaşamayan miktarda özelleştirme
yapılmış, AKP’nin on bir yıllık iktidarında ise yaklaşık 38 milyar dolarlık
özelleştirme yapılmıştır. 1980’li yıllardaki anlayışın aksine, AKP, yaptığı
özelleştirmelerde, zarar eden-etmeyen, kritik olan-olmayan ayrımı yapmaksızın
önüne gelen tüm kurumları elden çıkarmıştır. Hatta, bazı özelleştirilen
kurumları zarar ettikleri için değil, yandaşları talep ettikleri için
özelleştirmiştir. Hem özelleştirilen kuruluşların değerinin çok altında
satılmış olmaları hem de alan kişilerin kimler olduğu değerlendirildiğinde
AKP’nin özelleştirme dosyası mali açıdan zarar, hukuki açıdan ise ciddi
derecede şaibelidir.
Saygıdeğer
milletvekilleri, devlet alım ve satım yaparken ihale usulünü kullanır. İhale
usulünü kullanmasındaki maksat, devlet malı nereden alacağını bilemediğinden ya
da malı kime satacağını bilemediğinden değil, muhatapları arasında eşitlik ve
adalet ilkesiyle, rekabet suretiyle kaliteli malı ucuza alma hedefinden
kaynaklanmaktadır.
Özelleştirmeler,
devlete ait değerlerin ihale yoluyla satışını içermektedir. AKP, iktidarda
bulunduğu on bir yıl boyunca ihale ve özelleştirme, bunlara ait şaibelerle
anılmıştır. İhale Kanunu’nda kapsam dışı tutulan alımlar AKP iktidara
geldiğinde 3 kalem ile sınırlıyken bugün özel kanunlar hariç sadece İhale
Kanunu’nda kapsam dışı tutulmuş 30’a yakın kamu alımı söz konusudur.
Buradan
şunu açık olarak ifade etmek istiyorum: Şeffaflık ve rekabet ile yapmış
olduğunuz her ihale, devlete ve millete ait paranın daha az harcanarak daha
kaliteli mal alımı sonucunu doğurur. Kamu alımlarının istisnasını artırarak,
şeffaflık ve rekabeti ortadan kaldırarak yapmış olduğunuz her alım, hem kamu
kaynaklarının israf edilmesi hem de kalitesiz alım yapılması sonucunu
doğurmaktadır.
İşte,
tüyü bitmemiş yetimin hakkının asıl yendiği yer burasıdır. Bu şekilde tüyü
bitmemiş yetimin hakkını yiyenler hem ihale mevzuatının böyle olmasını isteyen
Hükûmet hem de ihale mevzuatını değiştiren Meclisteki çoğunluktur. Bu vebal,
yaşarken de öldükten sonra da adalet divanında sorulacaktır.
Özelleştirme
Kanunu’nda geçtiğimiz yıl yapılan bir değişiklikle, Bakanlar Kurulunda, yargı
kararıyla iptal edilen özelleştirme işlemini ihya etme imkânı getirilmiştir.
Yani, yargının değerinden düşük fiyata satıldığı ya da satışında usulsüzlükler
olduğu gibi gerekçelerle iptal etmiş olduğu özelleştirme işlemleri bir Bakanlar
Kurulu kararıyla geçerli kılınmaktadır. Nitekim, bu kanuni düzenleme
yapıldıktan sonra yargı tarafından iptal edilmiş birçok özelleştirme işlemi
Bakanlar Kurulu kararıyla yeniden hayat bulmuştur. Hukuk devletinin en temel
prensiplerinden biri olan “idarenin yargısal denetimi” ilkesi ayaklar altına
alınmıştır. Bu şekilde yapılarak Başbakanın dünürüne 1 milyon 100 bin dolara
sattığı, dünürü tarafından bir yıl işletilerek 9-10 milyon dolar kâr ettiği
tespit edilen, bir yıl sonunda yargı tarafından özelleştirilmesi iptal edilen,
bir yıllık dönem içinde elde edilen gelirin, 9-10 milyon dolarlık kârın
Başbakanın dünüründen tahsil edilmesine ilişkin raporlar bulunan ancak Başbakan
tarafından bir türlü tahsil edilmeyen ve geçtiğimiz yıl çıkarılan yukarıda
bahsettiğim düzenlemeler ile Bakanlar Kurulu tarafından tekrar Başbakanın
dünürüne teslim edilen Balıkesir SEKA AKP’nin özelleştirme anlayışına, ihale
anlayışına en bariz örnektir. İşte, tüyü bitmemiş yetimin hakkı da buradadır.
Buradan
Sayın Bakana sormak istiyorum: Devlet Demiryollarını da özelleştirdiğinizde bu
usullerle ahbaplarınıza mı vereceksiniz? Bu ahbaplar belli midir, hazırlıkları
var mıdır?
Bu
düşüncelerle tasarının hayırlı olmasını diliyor, Türk milletinin
milletvekillerini saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ediyoruz Sayın Türkoğlu.
KAMER
GENÇ (Tunceli) – Karar yeter sayısı…
BAŞKAN –
Önergeyi oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.
Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Karar yeter sayısı görünmüyor efendim.
On dakika
ara veriyorum.
Kapanma Saati: 16.49
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 17.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER : Bayram ÖZÇELİK (Burdur),
Muhammet Bilal MACİT (İstanbul)
BAŞKAN –
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 96’ncı Birleşiminin
Üçüncü Oturumunu açıyorum.
Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve arkadaşlarının önergesinin oylamasında
karar yeter sayısı bulunamamıştı. Şimdi önergeyi oylarınıza sunacağım ve karar
yeter sayısı arayacağım.
Elektronik
cihazla oylama yapacağım.
İki
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN –
Karar yeter sayısı vardır, önerge ret olmuştur.
Şimdi,
10’uncu maddenin (1)’inci fıkrasını oylarınıza sunacağım: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
441 sıra
sayılı Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon
ve Hükûmet yerinde.
Madde
10’un (2)’nci fıkrası üzerinde bir önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Türkiye
Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkında Kanun Tasarısı’nın
10’uncu maddesinin 2’nci fıkrasının kanun tasarısı metninden çıkarılmasını arz
ve talep ederiz.
Mehmet Volkan Canalioğlu İzzet Çetin Haluk Eyidoğan
Trabzon Ankara İstanbul
Haydar Akar Ali Serindağ Turgay Develi
Kocaeli Gaziantep Adana
BAŞKAN –
Komisyon önergeye katılıyor mu?
BAYINDIRLIK,
İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) –
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN –
Hükûmet?
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN –
Sayın Çetin, buyurunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
İZZET
ÇETİN (Ankara) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 441
sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın çerçeve 10’uncu maddesinin (2)’nci fıkrası
üzerine söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlar, gerçekten ülkemizde başlayan özelleştirmeler, 12 Eylül döneminden
sonra transformasyon, değişim, dönüşümle başladı, “özelleştirme” adını aldı
80’li, 90’lı yıllarda, şimdi de “serbestleştirme” adı altında, devleti devlet
yapan, kamu hizmetini hizmet olarak topluma sunan pek çok kuruluşumuz ne yazık
ki bir bir elden çıkarılıyor. Elden çıkartılma yöntemleri kimi zaman açıktan
satış, kimi zaman halka arz, kimi zaman başka biçimlerde olurken şimdi adı
“serbestleşme” oldu.
Tabii,
Demiryollarının ülkeye nasıl hizmet ettiğini… Bakan geçtiğimiz haftaki
açıklamasında Demiryollarını överek başladı konuşmaya ama o övgüden sonra bu
kurumu serbestleştirmeyi nasıl içine sindirdiğini doğrusu merak ediyorum.
Değerli
arkadaşlar, “Kamu kötü, özel iyidir.” mantığı bu ülkeyi bu noktalara kadar
getirdi. Bir bir kurumlar elden çıktı, limanlar gitti, Hava Yolları gitti,
Demiryolları serbestleşiyor. Et ve Balıkla başladı, fabrikalar satıldı,
tarlalar, topraklar derken Demiryolları da piyasaya veriliyor.
Şimdi,
Osmanlının son dönemindeki çöküşünü ben sizlere hatırlatmak istiyorum ve burada
fazla konuşma yerine iki cümle ile bu maddenin neden çıkartılması gerektiğini
söyledikten sonra size kısa bir makale okumak istiyorum.
Değerli
arkadaşlar, maddeyle bir yandan yeni kadro ihdas ediyorsunuz, diğer taraftan da
Maliye Bakanı ayrı telden çalıyor, diğer bakanlar ayrı telden çalıyor. İş
yerlerinden ayrılması gerekenleri teşvik ediyorsunuz ve üç yıla kadar olanlara
yüzde 25, beş yıla kadar olanlara yüzde 30, emekli maaşı bağlanmaya hak
kazanmasına beş yıldan fazla olanlara yüzde 40 ikramiye vererek emeklilikte
yaşa takılanlar ordusunu arttırıyorsunuz. Bunları yaparken dayandığınız nokta,
aldığınız emir, ne yazık ki Hükûmetin Başbakanından bile değil; aldığınız emir,
yaptırdığınız, Kanadalı CANAC firması ve IBM firmasına hazırlattırdığınız
raporda; neler yapmanız gerektiği bir bir yazılmış, bütün milletvekillerinin
erişebileceğini düşünüyorum.
Ben
bundan tam altmış yedi yıl önce Sabahattin Ali’nin -ki haksız yere yaşamı
sonlandırılan Sabahattin Ali’nin- “Marko paşa” dergisinde yazdığı bir makaleyi
sizlerle paylaşmak istiyorum: “Yurdumuza tekrar yabancı sermaye gelecekmiş.
Gazeteler bu havadisi verirken cümbüş ediyorlar. Resmî makamlar da memlekete
yabancı para girmesini kolaylaştırmaya himmet ediyorlar. Hele bu sermaye bir
gelsinmiş, asfalt yollar uzayıp gidecek, gökleri uçaklar kaplayacak, memleket
malla dolacak, madenler gürül gürül işleyecek, herkes yağ bal içinde
yüzecekmiş. İyi ya, kırk seneden beri şu yabancı sermayeyi defetmek için sarf
edilen gayret neydi? Şimdi hatırlıyorum. Daha beş altı yaşında bir çocuktum.
Seferberlik başlamıştı. O zamanın maceracı hükûmeti bu kanlı macerayı halka
şirin göstermek için sokaklarda davul zurna çaldırıp şöyle bağırıyordu:
‘Kapitülasyonlar kalktııı!.. Bütün millet şad oldu!..’ Ve dört sene
seferberlikte, ondan sonra üç sene İstiklal Harbi'nde, yabancı sermayenin bizi
sürüklediği yarı müstemlekelikten kurtulmak için dövüştüğümüz söylendi.
Lozan'ın en şerefli tarafı, bizi yabancı sermaye köleliğinden kurtarması idi.
Arkasından yirmi sene, hep bu yabancı sermayeyi silkip atmaya çalıştık. Mini
mini Belçika'nın tramvay şirketindeki sermayesinden kurtulduk diye bayram
ettik. İzmir su şirketi yabancı sermayeden kurtuldu diye tören yaptık.
Havagazını aldık, sevincimizden zıpladık, elektriği kurtardık, gazetelere sütun
sütun yazı yazdık. Bütün bunların sonu buna mı varacaktı? El açıp davet edecek
olduktan sonra, yabancı sermayeyi ne diye düğün bayramla kapı dışarı ettik?”
Son paragrafını okuyorum: “Çünkü bir memlekete girip yerleşen yabancı sermayeyi
çıkarıp atmanın, yabancı orduları sürüp denize dökmekten daha güç olduğunu, biz
Osmanlı İmparatorluğu'nun mirasçıları herkesten iyi biliriz.”
Şimdi,
Devlet Demiryollarının kamu hizmeti olarak çıkartılıp serbestleştirilmesinin ne
anlama geldiğini AKP’li milletvekilleri de çok iyi biliyor ama ne yazık ki
milletvekili olduklarının farkında değiller.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İZZET
ÇETİN (Devamla) - Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ediyoruz Sayın Çetin.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
Madde
10’un (2)’nci fıkrasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Kabul edilmiştir.
Madde
10’un (3)’üncü fıkrasının üzerinde bir önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Türkiye
Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkında Kanun Tasarısı’nın
10’uncu Maddesinin 3’üncü fıkrasının kanun tasarısı metninden çıkarılmasını arz
ve talep ederiz.
Haluk Eyidoğan Mehmet Volkan Canalioğlu Haydar
Akar
İstanbul Trabzon Kocaeli
Ali Serindağ Arif Bulut
Gaziantep Antalya
BAŞKAN –
Komisyon önergeye katılıyor mu?
BAYINDIRLIK,
İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) –
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN –
Hükûmet?
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN –
Buyurunuz Sayın Bulut. (CHP sıralarından alkışlar)
ARİF
BULUT (Antalya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan
yasanın 10’uncu maddesi (3)’üncü fıkrası üzerine söz almış bulunuyorum. Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Bu kanun
tasarısının adında “özelleştirme” geçmese de -“serbestleştirme” denilmektedir-
kabul etmeliyiz ki bu, bir çeşit çok özel özelleştirmedir. Üstelik, altyapı
maliyetlerinin tümünü kamunun sırtına yükleyen yani Türk milletinin sırtına
yükleyen, bol kazançlı hatlardaki işletmeciliği özelleştiren, ayrıca kazanç
öngörülmeyen hatları kamunun işletmesini öngören bir özelleştirme çeşididir.
Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryollarında istihdam edilen vatandaşlarımızın
haklarını korumaya yönelik en ufak bir adım atılmamış ve gelecekte bu kurumda
çalışacak olanların da taşeronlaşmasına sebep olacak bir yasa tasarısıdır.
5’inci
madde gerekçesine baktığımızda, önümüzdeki on yıl içinde 100 milyar Türk lirası
yatırım planlandığı görülmektedir. Bu yatırım, kamu kaynaklarıyla yapılacaktır
ve oldukça yüksek bir rakamdır ancak bu kaynağın nereden bulunacağıyla ilgili
bir bilgi yoktur. Belli ki vatandaş 1 otomobil alabilmek için 3 otomobil parası
ödemeye, 1 litre yakıt alabilmek için 4 litre yakıt parası ödemeye devam edecek;
kısaca, vatandaş dolaylı vergilerin altında inim inim inleyecektir.
AKP
hükûmetleri, özelleştirme yoluyla, blok satışlar, tesis ve varlık satışları,
halka arz, İstanbul Menkul Kıymetler Borsasında satış, yarım kalmış tesislerin
satışı, bedelli devirler adı altında bugüne kadar 38 milyar 300 milyon dolar
gelir elde etmiştir. 2/B uygulamalarından gelecek olan gelirler bunun
dışındadır. Artık, satılacak hazine arazileri dışında kamu birikimi
kalmamıştır. Sadece 473 bin hektar hazine arazisi kalmıştır, AKP Hükûmeti
PTT’nin de işini bitirdikten sonra sıra buna gelecektir. Türkiye, Cumhuriyet
Dönemi boyunca hatta Osmanlıdan kalan kurumlarıyla beraber ne kadar değer
üretmişse, on bir yıllık AKP iktidarı döneminde tüm bunların hepsi teker teker
şaibeli ve suistimal dolu ihalelerle ve diğer yöntemlerle dış kaynaklı
ortaklarla beraber özel sektöre, deyim yerindeyse, peşkeş çekilmiştir. Sağlık
sektörü bile uluslararası kartellere satılmıştır. Peki, satılmış da ne
olmuştur? Dış borçlar giderek artmaktadır, 2002’ye göre 3 misli artmıştır,
bütçe açıkları devam etmektedir, bir defaya mahsus olan ÖTV’ler artık her yıl
zamlarla iyice yerleşmiştir, ekonomi gittikçe bozulmaktadır.
Değerli
arkadaşlar, yüz yıllar önce Konfüçyüs şöyle söylemiş: “Hak ve adalet duygusu
olmamakla beraber, yaptığı haksızlıkları süslü ve parlak gerekçeler arkasına
gizlemek en büyük suçlardandır.” AKP hükûmetleri de tam olarak bunu
yapmaktadır. Bu kadar ağır vergiler koyan, bu kadar birikimi satan ve
sorumsuzca harcayan AKP hükûmetleri ekonomide başarılı olabilmiş midir? Bunun
cevabı kocaman bir “hayır”dır.
Bu yasa
taslağının ruhuna baktığımızda, 19’uncu yüzyılda Avrupalılar demir yolu
imtiyazını alabilmek için Osmanlı üzerinde baskı kuruyorlardı. “Kilometre
garantisi” adı altında şirketlerin kârları Osmanlı Devleti’nce garanti altına
alınıyordu. Başrolde İngilizler vardı. Bugün de yine aynı tabloyla karşı
karşıyayız. AKP’nin Osmanlıya olan hayranlığı katlanarak artmaya devam
etmektedir. Belki görünen bir başrol oyuncusu yok ama oyun aynı oyun, oyuncular
değişiyor ama karakterler aynı karakter. Bugün hâlâ özelleştirme gelirlerinin
nasıl değerlendirildiği konusunda güvenilir ve şeffaf bir açıklama yoktur. Bu taslak
hazırlanırken diğer ülkelerdeki uygulamalar ve bunların sonuçlarının hiç
dikkate alınmadığı anlaşılmaktadır.
Bizim
ülkemizde demir yolu taşımacılığı bugüne kadar hep ihmal edilmiştir. AKP
hükûmetleri tercihlerini kara yolu taşımacılığı yönünde kullanmışlardır ve
yeterli yatırım yapmamışlardır. Hâlbuki kara yolu, altyapısı hem daha pahalı
hem de daha kısa ömürlüdür ve yük taşımacılığı daha az verimlidir.
Bu
yasanın bizim ülkemize, Türkiye'ye vereceği hiçbir yarar yoktur. Bu yasayı
önümüze koyanlar, ülkenin yararını düşünmekten ziyade talimatları yerine
getirdiklerini bir kere daha ispat etmişlerdir.
Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ederiz Sayın Bulut.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
Madde
10’un (3)’üncü fıkrasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Kabul edilmiştir.
Madde
10’un (4)’üncü fıkrası üzerinde bir önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Türkiye
Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkında Kanun Tasarısı’nın
10’uncu maddesinin 4’üncü fıkrasının kanun tasarısı metninden çıkarılmasını arz
ve talep ederiz.
Mehmet Volkan Canalioğlu Haluk Eyidoğan Haydar Akar
Trabzon İstanbul Kocaeli
Ali Serindağ Mehmet Hilal Kaplan İlhan Demiröz
Gaziantep Kocaeli Bursa
BAŞKAN –
Komisyon önergeye katılıyor mu?
BAYINDIRLIK,
İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) –
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN –
Hükûmet?
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN –
Sayın Demiröz, buyurunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
İLHAN
DEMİRÖZ (Bursa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 23 Nisan Ulusal
Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutluyor, bu güzel günü dünya çocuklarına armağan
eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü sevgiyle, saygıyla anıyorum.
Görüşülmekte
olan 441 sıra sayılı Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi
Hakkında Kanun Tasarısı’nın 10’uncu maddesinin (4)’üncü fıkrasında Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla ve sevgiyle
selamlıyorum.
Türkiye
demir yolu ulaştırmasının serbestleştirilmesi, değişik bir ifadeyle
özelleştirilmesi, bu Hükûmetin tutarsız uygulamalarından biridir. İstanbul
Deniz Otobüsleri İşletmesi (İDO) özelleştirildi ancak Bursa Büyükşehir
Belediyesi, Bursa Deniz Otobüsleri İşletmeciliğini kurdu. Neden?
İstanbul-Bursa-İzmir otoban yoluna başlandı, Körfez geçişinde demir yolu
projeye alınmıştı ancak daha sonra Körfez geçişinde bu demir yolu projeden
çıkarıldı. Anlamakta zorluk çektiğimiz husus şu: Neden çekildi? İstanbul-Bursa,
İstanbul-İzmir hızlı tren hattı için bu gerekli değil miydi ve ayrıca en az 65
kilometrelik bir tasarrufu gerektirmeyecek miydi? Bunları anlamakta zorluk
çektiğimizi ifade etmek istiyorum.
Bursa’da
hızlı tren ihalesi yapıldı, çalışmalara başlandı ancak arkadaşlar, kesin
güzergâh belli değil. İstasyon konusunda AKP Bursa milletvekilleri henüz kendi
aralarında anlaşamamış, daha doğrusu, değişik bir ifadeyle ortada gerçek bir
proje olmadığını ifade etmek istiyorum.
Değerli
milletvekilleri, İstanbul-Bursa-İzmir otoyolunun güzergâhlarının
belirlenmesinde yapılan görüşmelerimizde, itirazlarımızın, Sayın Bakanın az
önce ifade ettiği gibi, bir masa etrafında tüm milletvekilleriyle görüşüleceği,
konuşulacağı ifade edildi ancak bugüne kadar bu konuyla ilgili bir araya gelme
şansımız olmadı ve buradaki itirazlarımızı dile getiremedik maalesef. Örneğin,
Orhangazi-Gemlik güzergâhında, ziraat odalarının açıklamaları doğrultusunda,
100-150 bin zeytin ağacının kesileceğini ifade etmek istiyorum. Hâlbuki, başka
bir alternatif, başka bir projenin burada bulunduğunu da özellikle söylemek
istiyorum. Orhangazi’de 575 dekarlık tarım arazisinin yanı sıra, Orhangazi ile
İznik Gölü arasında Çin Seddi gibi bir blokun oluşacağını da ifade etmek
isterim.
Otoyolun
yeni Bursa-Başköy-Konaklı-Karacabey-Susurluk güzergâhına alındığını Sayın
Bakandan öğrendim. Şunu ifade etmek istiyorum arkadaşlar: Burası birinci sınıf
tarım arazilerinin olduğu bir bölge yani Karacabey tarım ovasından geçen bir
proje. 8.090 dekarlık bu bölümün 6.150 dekarı tamamen mutlak tarım arazisi.
Buranın 4.390 dekarında Devlet Su İşlerinin yatırımı var. 5 kilometresi TİGEM
arazilerinden geçiyor ama gelin görün ki, maalesef, bu birinci sınıf tarım
arazilerinden geçişi engelleyemedik. Uluabat’ın güneyine, Ramsar Sözleşmesi’ne
göre, 500 metre çekildiği zaman, bu projenin çok daha rahat yapılacağını tüm
teknik elemanlar, tüm sivil toplum örgütleri ifade etmesine rağmen, Sayın
Bakanı ve sayın bürokratları maalesef ikna edemedik.
İkna
edemediğimiz başka bir husus daha var değerli arkadaşlar. Karacabey Ovası’na
alınan bu projenin haricinde şöyle bir tutum ve davranış içerisine girdi
Hükûmet: Köylülere kamulaştırma bedelinin ödenmemesi için, on üç köyü
“toplulaştırma projesi” adı altında toplulaştırma kapsamına aldı.
Bunların
yanlış olduğunu, bu otobanın bu köylerde objektif unsurları artırıcı bir değer
ifade etmediğini belirtmek istiyor, hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum.
Sağ olun,
var olun. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ediyoruz Sayın Demiröz.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
Madde
10’un (4)’üncü fıkrasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Kabul edilmiştir.
Geçici
madde 1 üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
441 Sıra
Sayılı Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkında Kanun
Tasarısının Geçici 1’inci maddesinin (2) nci fıkrasının “ç” bendinde yer alan “on yıl süreyle” ibaresinin
madde bendinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Ali Halaman Seyfettin Yılmaz D. Ali Torlak
Adana Adana İstanbul
Lütfü Türkkan Mehmet Şandır
Kocaeli Mersin
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Türkiye
Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkında Kanun Tasarısı’nın Geçici
Madde 1’in 2’nci fıkrasının a bendinin madde metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Mehmet Volkan Canalioğlu Haluk Eyidoğan Haydar Akar
Trabzon İstanbul Kocaeli
Ali Serindağ
Turgay Develi
Gaziantep
Adana
BAŞKAN –
Komisyon önergeye katılıyor mu?
BAYINDIRLIK,
İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) –
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN –
Hükûmet?
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN –
Sayın Akar, buyurunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 441 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın geçici 1’inci
maddesi hakkında söz almış bulunuyorum.
Şimdi, bu
kanun neyi ihtiva ediyor? Ama “Bu kanun neyi ihtiva ediyor?”u konuşmadan önce,
geçen hafta yapmış olduğum iki konuşmayı hatırlatarak başlamak istiyorum. Çünkü
geçen hafta yapmış olduğum konuşmada sizlere Cumhuriyet Dönemi’nde TCDD yani
Devlet Demiryollarında neler yapıldığını, bu neler yapıldığıyla birlikte de
yabancılara ait olan demir yollarının nasıl devletleştirildiğini,
millîleştirildiğini, bunları yaparken de Osmanlının borcunun ödendiğini, yine,
bunları yaparken de bir lira dış borç alınmadığını ifade etmiştim. Ve daha
sonraki konuşmamda da sizin döneminizde yani on yıllık döneminizde Türkiye’deki
hangi ulusal kurumların satıldığını ve bunun karşılığında ne kadar gelir elde
edildiğini -ki yaklaşık gelir 38 milyar dolar - ve bunun yanında da 118 milyar
dolarlık bir dış borçlanma gerçekleştirdiğinizi ama bunun karşılığında o
Cumhuriyet Dönemi’nde sahip olduğumuz kurumların eşine benzer bir tesisi, bir
kurumu üretemediğinizi ifade etmiştim. Ve buradan da “Gelin, eğer bunları
yapmışsanız bu kürsüye gelin, bunları açıklayın.” demiştim. Evet, dedim ama siz
iddia ediyorsunuz, diyorsunuz ki: “Ya, niye böyle söylüyorsunuz? Biz Körfez
geçişini yapıyoruz.” Doğru, Körfez geçişini yapıyorsunuz. “Biz yeni havaalanı
yapıyoruz.” diyorsunuz. Doğru, yeni havaalanı da yapıyorsunuz ama siz yapmıyorsunuz,
siz yaptırıyorsunuz. Kime yaptırıyorsunuz? Yabancı konsorsiyuma
yaptırıyorsunuz? Nasıl yaptırıyorsunuz? Bir araç 35 dolara geçecek diye
yaptırıyorsunuz.
Bakana
ben üçüncü köprü ihalesi yapıldığında şunu sordum. “Birinci ihaleye kimse
girmedi.” dedi. İkinci ihaleye çıktılar. “Sayın Bakan, birinci ihaleye niçin
kimse girmedi?” dedim. “Çünkü özel şirketlere, bu ihaleye girecek
konsorsiyumlara yeterince kâr sağlayacak imkânlar sunmadık.” dedi ve daha sonra
garanti araç geçişi üzerine verdiği örnekte veya rakamda 22 katrilyonluk bir
ilave ödenek, ilave kazanç sağladıklarını, hatta kamulaştırmayı da özel
şirketlerden alarak devlete havale ettiklerini kendi ifade etmiştir.
Şimdi, bu
kanunla getirilmek istenen “serbestleşme” adı altında bir kandırmaca var. Bu
serbestleşme aslında mevcut TCDD’yi ikiye ayırıyor ve bunlardan bir tanesi
trafiği düzenleme, diğeri de altyapı hizmetleri olarak önümüze konuyor.
Aslında, baktığınız zaman çok masum görünüyor ama beş yıl sonra aynı zamanda
devlet desteğini kesiyor ve özel sektörün kucağına atıyor, bunu da beş yıl
sonra satışa hazır hâle getiriyor. Bunları defalarca burada anlattık.
Şimdi,
soruyorum, Bakanımız da burada, biraz sonra belki cevap verecek: On yıllık
icraatınız boyunca Bayburt’a yeni demir yolu yaptınız mı? Çorum’a yeni demir
yolu yaptınız mı veya Ulusal Kurtuluş Savaşı’ndan sonra döneminize kadar
yapılan iller dışında bir ile yeni demir yolu getirdiniz mi? Eğer getirmişseniz
sizin elinizi sıkacağım.
888
kilometrelik hızlı tren hattı dışında sadece 2011 yılında yapabildiğiniz
konvansiyonel tren hattı 39 kilometre ve bunların tümü dış borçla yapılıyor.
Yani kredi alıyorsunuz, sanki, diyorsunuz ki: “Bu krediyi ödemeyecek bu
vatandaş.” Her gün millî gelirden bahsediyorsunuz ama her doğan çocuğun
borcunun bu ülkede ne kadar daha arttığından bahsetmiyorsunuz. Bunlardan
bahsedeceksiniz bu kürsüde, “Biz bunları yaparken ülkeyi bu kadar
borçlandırıyoruz. Biz bunları yaparken yeni, doğmamış çocuğu şu kadar
borçlandırıyoruz.” diyeceksiniz.
Şimdi,
özelleştirmeyle beraber…
OSMAN
AŞKIN BAK (İstanbul) – Kocaeli’den de geçecek.
HAYDAR
AKAR (Devamla) – Kocaeli’ye de geleceğim.
…istihdamın
artacağını veya istihdamla ilgili sıkıntıların yaşanmayacağını söylüyorsunuz.
Diğerlerini konuşmayacağım ama Devlet Demiryollarını 40 bin kişi istihdamla
aldınız, 31 bin kişiye getirdiniz, yarısını taşeron yaptınız.
OSMAN
AŞKIN BAK (İstanbul) – Tekirdağ’da, Kocaeli’de demir yolu yok mu?
HAYDAR
AKAR (Devamla) – Sevgili kardeşim, oradan bağırma, gel iki dakika yerimi sana
vereyim, gel buradan konuş; gel, buyurun.
OSMAN
AŞKIN BAK (İstanbul) – Tamam, söyleyeyim, hemen cevap vereyim.
HAYDAR
AKAR (Devamla) – Benim söylediklerime cevap vereceksin burada, gel. (CHP
sıralarından “Geçsin, geçsin.” sesleri)
OSMAN
AŞKIN BAK (İstanbul) – Tamam, cevap veririm.
BAŞKAN –
Sayın Akar, lütfen devam ediniz.
HAYDAR
AKAR (Devamla) – Evet, şimdi, sadece bağırıyorsunuz ama gerçekler acıdır,
gerçekleri duyunca sadece bağırıyorsunuz ama bu millet sizlere bunun hesabını
soracaktır diyorum.
Yine,
özelleştirmeyle ilgili şunu söylüyorsunuz, “Kaliteli hizmet getireceğiz.”
diyorsunuz. Ben kendi kentimden örnek vereceğim, iki tane kurumun
özelleştirilmesinden örnek vereceğim, çok az zamanım kaldı: Biri İZGAZ, biri
SEDAŞ. Bir sonraki konuşmamda İZGAZ ve SEDAŞ’ı anlatacağım.
Şimdi
Kocaeli milletvekilleri burada. O arkadaşlarım senin gibi bağırmıyorlar,
dinliyorlar beni. Eğer bu söylediklerimden farklı düşünüyorlarsa, yanlış
olduğunu düşünüyorlarsa biraz sonra gelirler, onlar da söz alırlar, bu kürsüden
anlatırlar diyorum.
Hepinize
sevgiler, saygılar sunuyorum.
Teşekkür
ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ederiz Sayın Akar.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
441 Sıra
Sayılı Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkında Kanun
Tasarısının Geçici 1’inci maddesinin (2) nci fıkrasının “ç” bendinde yer alan “on yıl süreyle” ibaresinin
madde bendinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
D.
Ali Torlak (İstanbul) ve arkadaşları
BAŞKAN –
Komisyon önergeye katılıyor mu?
BAYINDIRLIK,
İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) –
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN –
Hükûmet?
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
OKTAY
VURAL (İzmir) – Gerekçe okunsun Sayın Başkan.
BAŞKAN –
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Süre
tahditlerinin zaman içerisinde yeni düzenlemeler gerektirdiğinden bağlayıcı ve
kısıtlayıcı olabilmektedir.
BAŞKAN –
Gerekçesini okuttuğum önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
Geçici
madde 1’i oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul
edilmiştir.
Geçici
madde 2 üzerinde üç önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 441 sıra sayılı “Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkında
Kanun Tasarısı”nın “Borçlar” başlıklı Geçici 2 nci maddesinde yer alan
“31/12/2012” ifadesinin “bu Kanunun yürürlük” olarak değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Ayşe Nur Bahçekapılı Mehmet Doğan Kubat Recep Özel
İstanbul İstanbul Isparta
Osman Aşkın Bak Mustafa Gökhan Gülşen Tülay
Kaynarca
İstanbul Kastamonu İstanbul
Şuay Alpay Şirin Ünal Ülker Can
Elâzığ İstanbul Eskişehir
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
441 Sıra
Sayılı Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkında Kanun
Tasarısının Geçici 2’nci maddesinin (1) nci fıkrasında yer alan “31/12/2012”
ibaresinin 31/12/2013 olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ali Halaman Seyfettin Yılmaz D. Ali Torlak
Adana Adana İstanbul
Lütfü Türkkan Mehmet Şandır Hasan
Hüseyin Türkoğlu
Kocaeli Mersin Osmaniye
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Türkiye
Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkında Kanun Tasarısı’nın Geçici
Madde 2’nin 1’inci fıkrasındaki “Bakanın” sözcüğünün “Bakanlığın”, “Bakanı”
sözcüğünün ise “Bakanlığı” sözcüğü ile değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Volkan Canalioğlu Haluk Eyidoğan Haydar Akar
Trabzon İstanbul Kocaeli
Ali Serindağ Turgay Develi
Gaziantep Adana
BAŞKAN –
Komisyon son okuttuğum önergeye katılıyor mu?
BAYINDIRLIK,
İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) – Takdire
bırakıyoruz efendim.
OKTAY
VURAL (İzmir) – Kimin önergesi efendim?
BAŞKAN –
CHP’nin önergesi.
OKTAY
VURAL (İzmir) – Takdire bıraktılar.
BAŞKAN –
Evet, bırakabilir.
Hükûmet?
OKTAY
VURAL (İzmir) – Hükûmet mütereddit.
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) – Hayır, kabul
ediyoruz.
BAŞKAN –
Kabul ediyorlar efendim.
Kim
konuşacak?
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) – Ben konuşacağım Sayın Başkan.
BAŞKAN –
Buyurunuz Sayın Serindağ.
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın
Bakan, yaptığınız doğru şeylere “doğru” diyeceğiz. Karayolları Genel
Müdürlüğünü Ulaştırma Bakanlığına bağlamanız bence iyi oldu ancak size bir
önerim var: Bir gün, Ankara’dan Adana’ya kara yoluyla lütfen gidin, Konya
kavşağından Ereğli kavşağına kadar yolun kaç defa onarım gördüğünü, neden
sürekli sökülüp yeniden yapıldığını lütfen inceletin, oradaki kilometre
maliyetini lütfen gözden geçirtin Sayın Bakan.
Sayın
Bakan, tasarıya geleceğim ama hafta sonu Gaziantep’teydim, Nizip’e gittim,
Salkım beldesine gittim. Adaklı Mahallesi var orada, adı mahalle ama oradaki
insanlar çiftçilik yapıyor. Antep’in en iyi cevizleri orada yetişir, Gaziantep
milletvekili arkadaşlarım bilir. Ceviz ağaçları kurumuş. Niye kurumuş biliyor
musunuz? Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi’nin atık sularının, atıklarının
Nizip Deresi’ni kirlettiği ve bu nedenle daha önce sulama suyu olarak kullanılan
suyun şu anda sulamada kullanılamadığı köylülerce bize ifade edildi;
kullanılmasını bırakın, oradan geçemiyorlar bile. Gene 30’a yakın köyün içme
suyu bu şekilde kirleniyor.
Tabii
Türkiye sanayileşecek, biz sanayileşmeye kesinlikle karşı çıkmıyoruz. Türkiye
hem sanayileşmeli hem de çevreyi korumalı, biz ikisini beraber yapabiliriz. Biz
medeni bir ülkeyiz, bizim altyapı donanımımız var, yeter ki bunu isteyelim. Bu
vatandaşlarımızın feryatlarına lütfen kulak verin. Belki sizin Bakanlığınızı
doğrudan ilgilendirmiyor ama Hükûmetin biliyorsunuz bir de müşterek sorumluluğu
var. Lütfen bunun üzerinde duralım. Hem
Gaziantep yatırımcısının, sanayicisinin rekabet gücünü artıralım,
gerekiyorsa arıtmada kullanılan elektrik parasının alınmamasını temin edelim
veya cüzi bir fiyatla satalım. O zaman, bu şekilde, çiftçilerimizi, onları
tekrar tarıma döndürmek mümkün olabilir Sayın Bakan.
Sayın
Bakan, şimdi, biz, demir yolu ulaştırmasına önem veriyoruz. Gerçekten
Türkiye’de demir yolu ulaştırmasına önem verilmeli. Siz, şimdi, on bir yıldan
bu yana iktidardasınız. Sizin döşediğiniz demir yolu Ankara-Eskişehir,
Eskişehir-İstanbul hâlâ inşa hâlinde, bir de Polatlı’dan Konya’ya kadar. Şimdi,
sizin beğenmediğiniz 1923-1940 yılları arasında ne kadar demir yolu inşa edilmiş
biliyor musunuz? 3.208 kilometre. Tüm yokluklara rağmen, tüm yoksulluğa rağmen
on yedi yıl içerisinde 3.208 kilometre demir yolu inşa edilmiş. O nedenle, daha
önce cumhuriyetin kuruluşunda demir yollarına verilen önemi yeniden verelim.
Biliyorsunuz, 1950’den sonra bir konsept değişikliği nedeniyle demir yolu
ulaştırması ikinci plana itildi ama Türkiye’nin demir yolu ulaştırmasına
ihtiyacı var.
Şimdi,
Sayın Bakan, bu vatandaşlarımızın, demin söylediğim vatandaşlarımızın feryadına
kulak vereceğinizi umuyorum. Yalnız, Gaziantep’i bütün olarak ele almamız
lazım.
Değerli
arkadaşlar, Sayın Başbakan Gaziantep’e geçenlerde bir seyahat yaptı ve Gaziantep’i
doğudaki illere örnek olarak gösterdi. Biz bundan gurur duyuyoruz. Gaziantep
örnek şehir, evet. İhracat açısından Türkiye'nin önde gelen şehirlerinden,
ticari açıdan öyle, çok canlı, büyük bir potansiyeli bünyesinde barındırıyor
ancak Gaziantep layık olduğu hizmeti almıyor.
Demin
Sayın Bakana sordum, dedim ki: “Ankara-Adana-Gaziantep hattı en çok yolcu
kapasitesi olan hatlardan biridir.” Öğreniyoruz ki Sayın Bakanın sözlerinden,
maalesef Gaziantep yüksek hızlı trenden hiçbir şekilde yararlanamayacak. Onun
yerine bir kelime oyunuyla “Efendim, hızlı tren gidecek…” Hızlı tren neymiş?
Hızlı tren 250 kilometreden daha az sürat yapan trenmiş. E, o zaman siz niye
Eskişehir’e giden trene yüksek hızlı tren diyorsunuz? Seyahat edin, hız çok az
yerde belki 250 kilometrenin üzerine çıkıyor, genellikle 250 kilometrenin
altında.
Şimdi,
sizde kavramları dolandırmak var. “Yüksek hızlı tren”, “ileri demokrasi” ve
benzeri. Onları bırakın. Onların yerine gerçekçi olalım ve vatandaşa gerçek
hizmetleri götürelim.
Teşekkür ediyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ederiz Sayın Serindağ.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
441 Sıra
Sayılı Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkında Kanun
Tasarısının Geçici 2’nci maddesinin (1) nci fıkrasında yer alan “31/12/2012”
ibaresinin 31/12/2013 olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Hasan Hüseyin Türkoğlu (Osmaniye) ve
arkadaşları
BAŞKAN –
Komisyon önergeye katılıyor mu?
BAYINDIRLIK,
İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ OYA ERONAT (Diyarbakır) –
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN –
Hükûmet?
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
OKTAY
VURAL (İzmir) – Seyfettin Yılmaz…
BAŞKAN –
Sayın Yılmaz, buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 441 sıra sayılı Türkiye
Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkında Kanun Tasarısı’nın geçici
2’nci maddesinin (1)’inci fıkrasıyla
ilgili, verdiğimiz önergeyle ilgili söz almış bulunuyorum. Milliyetçi Hareket
Partisi Grubu adına hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri ve Sayın Bakan; 2011 seçimlerinden önce Adana’nın bütün
billboardları kiralandı ve “Adanalı gözün aydın, Adana’ya hızlı tren geliyor.”
diye günlerce, haftalarca reklam yapıldı. Şimdi, burada, Sayın Bakana
soruyorum: Adanalı hızlı treni bekliyor, ne zaman gelecek? “2023 yılına
planladık” diyor. 2023 yılında da gelip gelmeyeceği meçhul. Şimdi buradan
sormak lazım: “Yani, siz, 2023 yılına planladığınız hızlı trenin 2011 yılında,
seçimden önce reklamını yaparak bunun bir halkı kandırma olup olmadığına
inanıyor musunuz?” Şimdi, gittiğimiz zaman Adanalı soruyor: “Nerede bu hızlı
tren?” diye ama seçmeni yanıltma yönünden 2011 yılında Adana’nın bütün
billboardları kiralanıyor. Böyle bir seçim propagandası olabilir mi? Yani,
bunlar yanlıştır.
Yine,
Aladağ ilçemizin Akören yolu var. Bakın, Bugünkü Turizm Bakanı olan Ömer Çelik
-benim konuşmamdan önce- 2011 yılı Haziran ayında Aladağ’a gidiyor, diyor ki:
“Aladağlılar hiç merak etmeyin, ben şimdi burada ineceğim, talimatı vereceğim,
Aladağ-Akören arası yapılacak.” Aradan iki yıl geçti. Şimdi, vatandaş bekliyor.
Aladağlılar bizi arıyorlar, soruyorlar, diyorlar ki: “Ne oldu bu bizim
yolumuz?” Biz soruyoruz. “İşte planladık, yapacağız…” Bir şeyler indiriliyor
oraya, dozerler, greyderler, ondan sonra ödenek yok, para yok, müteahhit
bırakmış gitmiş, herhangi bir şey yok. Yani, bunun adı seçmeni kandırmadır,
seçmeni yanlış yönlendirerek yanlış oy almadır.
Yine,
biraz önce de sordum, geçen sene tozun içinde geçemedik Çamardı yolundan. Orada
elma bahçeleri var. Vatandaşlar, binlerce vatandaş yayla alanı olarak
kullanıyor. Sayın Bakan “Tamamlanacak.” diyor. Ama, orada millet perişan,
araçlarıyla perişan, bahçeler perişan, insanlar perişan.
Yine,
seçimden önce Kamışlı-Alpu-Fındıklı-Pozantı arasının yapılacağı söylendi.
Aradan üç yıl geçti. Buradan Sayın Bakana soruyorum: Bu da bir seçim vaadi
midir, ne zaman programa alındı, ne zaman planlanacak? Bunları belirtmek
istiyorum.
Şimdi,
Sayın Tarım Bakanı burada iken… Tarım Komisyonu üyesi olarak hafta sonu Bursa,
Balıkesir, İzmir, Muğla’yı gezdim değerli milletvekilleri. Burada, özellikle
AKP’nin milletvekillerine çok selamları var, Muğla milletvekillerine. Bakın,
söylüyorum: Yüzde 75 oy çıkmış Muğla’nın Hamitköy’ünde, Zeytinalanı köyünde
AKP’ye yüzde 70 oy çıkmış. Diyorlar ki: “Bu, iktidar partisinin Muğla
milletvekilleri bir buraya gelsinler. Aylarca, yıllarca, yüzyıllardır alın teri
dökerek işlettiğimiz bu topraklara öyle bir rayiç bedel belirlenmiş ki bunları
bizim almamız mümkün değil. Gelsinler, biz bu partiye yüzde 65 oy verdik ama oy
vermemize rağmen bizim yerlerimizi şu anda dışarıdan insanlar gelip bizlerden
ucuz fiyatla alarak ‘Siz bunları 2/B’yle alamazsınız, bize satın.’ diyorlar.”
Yine,
İzmir Sarnıç’ta Bulgaristan’dan gelen göçmen vatandaşlarımızın yaşadığı yerde
binlerce vatandaşımız perişan vaziyette, orman teşkilatıyla davalı, 2/B mi,
değil mi belli değil. Yine, AKP’nin İzmir milletvekilleri de lütfen Sarnıç’a
gitsinler, o vatandaşları bir dinlesinler. Bunlar sizlere oy vermişler.
ALİ AŞLIK
(İzmir) – Gidiyoruz biz.
SEYFETTİN
YILMAZ (Devamla) – Gidin o zaman, bir Sarnıç’a gidin de nelerle
karşılaşacağınızı görürsünüz.
Şimdi,
Sayın Tarım Bakanına sormak istiyorum: Tarım Bakanı buraya çıkıyor, eline bir
evrak alıyor, “2002 yılında şunu verdik, desteklemeden şunu verdik, bilmem şunu
yaptık.” diye milletin gözünün içine baka baka tablolardan bir şey okuyor.
Sayın Tarım Bakanına gerçekten -bak, Tarım Komisyonu üyesiyim- diyorum ki:
Gelin, şu Çukurova’daki çiftçilere bir beraber gidelim, Mersin’deki çiftçilere
bir gidelim, Muğla’daki çiftçilere bir gidelim, hodri meydan diyorum ama Sayın
Bakan diyor ki: “Ben Çukurova’ya gittim.” Kime gidiyor biliyor musunuz? AKP’li
yöneticiye, AKP il teşkilatı bir program yapıyor, Sayın Bakanla beraber
etrafında bir sürü partili “Efendim, Çukurova’da çiftçimizin durumu çok iyi.”
Bakın, çiftçi kan ağlıyor. Çiftçi şu anda banka borçlarını ödeyemez duruma
gelmiş. İlk defa, Çukurova gibi dünyanın en verimli topraklarına sahip olan
yerde diyorlar ki: “Tarihimizde ilk defa tefeciye düştük.” Biraz önce,
Kırıkkale’nin Karakeçili Muhtarı geldi, “16 milyar lira kredi aldım.
Kuraklıktan dolayı ödeyemedim, iki senedir ertelendi, şimdi 25 milyar liraya
çıktı. 25 milyar lirayı ödedim.” diyor. Sizin bir Kırıkkaleli Bakanınız var.
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) – Atalay, Atalay…
SEYFETTİN
YILMAZ (Devamla) – Atalay, Atalay, o, açılımcı.
AHMET
YENİ (Samsun) – Saygılı ol.
SEYFETTİN
YILMAZ (Devamla) – “Beşir Atalay’a mektup yazdım, kimse derdimle ilgilenmiyor…”
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SEYFETTİN
YILMAZ (Devamla) – “…Meclisin bahçesinde kendimi mi yakmam lazım?” diyor. Evet,
Ramazan Can’ı da aramış. Yani köylünün, vatandaşın bu durumda olduğu bir
tabloyla karşı karşıyayız. Onun için buralardan hiç tabela göstermeyin. Eğer
yüreğiniz yetiyorsa çiftçiye gidelim, çiftçiye beraberce bir gidelim.
Seni de
aramış. Ziraat Bankasının müdürüne göndermiş Ramazan Can. Ziraat Bankasının
müdürü de adamı azarlamış, gitmiş. Burada, şimdi, biraz önce yanımdaydı… (MHP
sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)
RAMAZAN
CAN (Kırıkkale) – Sayın Başkanım, bir konuyu düzeltmek istiyorum. Bir defa
“Karakeçili” diye bir köyümüz yok, Karakeçili bir ilçe. Osmanlının aşireti,
Osmanlının kurucusu…
SEYFETTİN
YILMAZ (Devamla) - Karakeçi’nin ilçesinde bir muhtar diyorum, Süleyman
Canbolat...
BAŞKAN –
Teşekkür ederiz Sayın Yılmaz.
RAMAZAN
CAN (Kırıkkale) – Özellikle belirteyim: “Karakeçili” diye bizim bir köyümüz
yok, ilçemiz var.
BAŞKAN –
Tamam, peki.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 441 sıra sayılı “Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi
Hakkında Kanun Tasarısı”nın “Borçlar” başlıklı Geçici 2 nci maddesinde yer alan
“31/12/2012” ifadesinin “bu Kanunun yürürlük” olarak değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Ayşe Nur Bahçekapılı
(İstanbul) ve arkadaşları
BAŞKAN –
Komisyon önergeye katılıyor mu?
BAYINDIRLIK,
İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ OYA ERONAT (Diyarbakır) -
Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
OKTAY
VURAL (İzmir) – Sayın Başkan…
Sayın
Bakan, gerekçeyle ilgili tabii bilgi yok ama 31/12/2012 tarihi şeyde var. Bu
tarihler arasında borç mu kullanıldı yani bir ihtiyaç mı, yoksa tedbiren mi?
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) – Tedbiren.
BAŞKAN –
Hükûmet önergeye katılıyor mu?
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) – Katılıyoruz.
AYŞE NUR
BAHÇEKAPILI (İstanbul) – Gerekçe…
BAŞKAN –
Gerekçe…
Gerekçe:
TCDD nin
yaptığı ve yapmaya devam edeceği büyük yatırımları için, uluslararası kredi
kullanımları nedeniyle kredi kullanım kolaylığı sağlanması için borçlarından
arınmış olması gerekmektedir. Kanunun yasalaşma süreci içerisinde geçen zaman
da dikkate alınarak yürürlüğünü değiştirmek ihtiyacı hasıl olmuştur.
BAŞKAN –
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmiştir.
Kabul
edilen bu önerge doğrultusunda geçici madde 2’yi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Geçici
madde 3 üzerinde üç önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Türkiye
Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkında Kanun Tasarısı'nın Geçici
Madde 3'ün 3'üncü fıkrasındaki "geçici 1 inci madde" ifadesinin
"Geçici 1 inci Madde" ifadesi ile değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Mehmet Volkan Canalioğlu Haluk Eyidoğan Haydar Akar
Trabzon İstanbul Kocaeli
Ali
Serindağ Muharrem
Işık
Gaziantep Erzincan
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
441 Sıra
Sayılı Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkında Kanun
Tasarısının Geçici 3' ncü maddesinin (1) nci fıkrasında yer alan "beşinci
yılın yıl sonuyla sınırlı" ibaresinin "onuncu yılın yıl sonuyla
sınırlı" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ali Halaman Seyfettin Yılmaz D. Ali Torlak
Adana Adana İstanbul
Mehmet Şandır Lütfü Türkkan Necati
Özensoy
Mersin Kocaeli Bursa
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
441 Sıra
Sayılı Kanun Tasarısının Geçici 3. maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Esat Canan Sebahat Tuncel Ertuğrul Kürkcü
Hakkâri İstanbul Mersin
Adil Kurt İdris
Baluken Erol Dora
Hakkâri Bingöl Mardin
“GEÇİCİ
MADDE 3- (1) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en az on yıl
TCDD'nin;
a) 5 inci
maddede belirtilenlerin dışında kalan yatırımlarının finansmanı,
b) Bakım
ve onarım bütçesinde yer alan finansman açıkları,
c) TCDD
taşımacılık A.Ş.'ye yapılan sermaye transferi nedeniyle doğan açıkları,
sermayesine mahsuben Hazine Müsteşarlığı tarafından karşılanır.
(2) Bu
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce TCDD tarafından gerçekleştirilmek üzere
kamu yatırım programına alınmış yatırımlar TCDD tarafından tamamlanır.
(3) TCDD
yatırım programında yer alan çeken ve çekilen araçlar temin edildikten sonraki
üç ay içerisinde geçici 1 inci madde hükümleri çerçevesinde TCDD Taşımacılık
A.Ş.'ye devredilir."
BAŞKAN –
Komisyon önergeye katılıyor mu?
BAYINDIRLIK,
İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ OYA ERONAT (Diyarbakır) –
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN –
Hükûmet?
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) – Katılmıyoruz.
İBRAHİM
BİNİCİ (Şanlıurfa) – Gerekçe…
BAŞKAN –
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Bu madde
TCDD'nin gelir/gider dengesi ve kar amaçlı olarak değiştirilmek istenen
statüsünün bir parçasıdır. Bu maddenin olduğu gibi kabul edilmesi halinde
özelleştirmenin görünmeyen bir yüzü gerçekleştirilmiş olacaktır. Çünkü
demiryolu işletmeciliği yapısı gereği büyük yatırımlar gerektiren bir
işletmeciliktir. Dolayısıyla bu yatırımlar özel sektör tarafından yerine
getirilebilecek yatırımlar değildir. Bu madde ile öngörülen finansman
desteğinin 5 yılla sınırlandırılması yatırımları aksatıp, yarım kalmasına neden
olabilir. Bu da trafik güvenliğini olumsuz olarak etkileyecektir. Dolayısıyla
Geçici Madde 3'ün önerdiğimiz şekilde değiştirilmesi gerekmektedir.
BAŞKAN –
Gerekçesini okuttuğum önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
441 Sıra
Sayılı Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkında Kanun
Tasarısının Geçici 3'ncü maddesinin (1) nci fıkrasında yer alan "beşinci
yılın yıl sonuyla sınırlı" ibaresinin "onuncu yılın yıl sonuyla
sınırlı" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Necati
Özensoy (Bursa) ve arkadaşları
BAŞKAN –
Komisyon önergeye katılıyor mu?
BAYINDIRLIK,
İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ OYA ERONAT (Diyarbakır) –
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN –
Hükûmet?
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN –
Sayın Özensoy, buyurunuz. (MHP sıralarından alkışlar)
NECATİ
ÖZENSOY (Bursa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 441 sıra sayılı
Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkında Kanun Tasarısı’nın
geçici 3’üncü maddesi üzerine verdiğimiz önergeyle ilgili söz aldım. Hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Tabii,
verdiğimiz bu önergede aslında Sayın Bakanın elini rahatlatıyoruz yani beş
yıllık desteklemenin on yıla çıkarılmasını burada öngördük ama Sayın Bakan
nedense katılmadığını ifade etti.
Tabii,
Demiryolları kurulduğundan bugüne kadar devletin desteklediği, desteklemek
durumunda kaldığı… Aslında, Türkiye’deki demir yollarının gelişimine
baktığımızda da çok da arzu edilen şekilde gelişmemiş olduğunu görüyoruz. Bu
anlamda, zarar eden Türkiye Cumhuriyeti Demiryollarının mutlaka desteğe
ihtiyacı olduğunu da tekrar buradan ifade etmek lazım. 10. Yıl Marşı’nda ifade
ediliyor “Demir ağlarla ördük ana yurdu dört baştan.” diye ama daha sonraki
gelişmeler maalesef böyle olmadı, yeterli yatırımlar yapılmadı, daha çok kara
yollarına önem verildi. Hatta 58, 59, 60… İşte, bu hükûmetler -hep
programlarında, övündükleri- otoban veya duble yolların yapılmasıyla alakalı
yaptıkları hizmetleri anlatageldiler.
Tabii,
demir yolu deyince sadece akla hızlı tren, yolcu taşımacılığı yani toplu
taşımacılık gelmesin. Belki bu kanun da bu anlamda demir yolu taşımacılığının
daha da gelişmesi açısından demir yolundaki rayların veya hizmetlerin
kullanılmasında özel sektörün de önünü açabilecek bir kanun gibi gözüküyor ama
asıl önemli olan, demir yolu ağlarının biraz daha geliştirilmesi.
Bakın,
ben Bursa Milletvekili olarak şunu şuradan sormak istiyorum: Bursa, bu anlamda,
baktığımızda, Türkiye’nin 4’üncü büyük vilayeti ve aynı zamanda Ankara,
İstanbul, İzmir üçgenin de tam ortasında bir yer. Aynı zamanda ihracatta 2’nci
konumdaydı, Kocaeli’yle yarışan konumda bir şehir. Ama lojistiğin de çok iyi
olması, gelişmesi gereken önemli bir nokta olmasına rağmen Bursa’da demir yolu
ulaşımı yok yani İstanbul, Ankara, İzmir üçgeninin tam ortasında olan bir
vilayete demir yolu ulaşımı yok. Hem taşımacılık açısından hem de toplu yük
taşımacılığı ve toplu taşımacılık açısından baktığımızda yıllardır bu
hizmetlerin Bursa’ya gelmemesi gerçekten bir eksiklik. Bu anlamda, en azından
başlayan, hızlı trenle alakalı projelerin gelişimini sordum Sayın Bakana. Valla,
Sayın Bakanın ifadesinden -matematiksel olarak- 2017 gibi algılanıyor ama eğer
bu hızla, altyapı projelerinin bitip ihalelerinin devam eden hızıyla bakarsak,
2020 yılında eğer Bursa’ya hızlı tren gelirse, ben bu hızı ve neticesini başarı
olarak kabul ettiğimi ifade etmek istiyorum.
Tabii,
aynı zamanda, Bursa’ya -ifade ettiğim gibi- yük taşımacılığının da bir an önce
gelmesi zaruridir diye düşünüyorum. Tabii, Bursa’ya, diğer kara yollarına da
baktığımızda, çok fazla yapılan pek yatırımın olmadığını da biliyor ve
görüyoruz. Mezitler, yaklaşık, işte on senedir orası yıkılıyor, burası
dökülüyor, hâlâ bitecek diye dört gözle bekliyoruz. Ben 1979 yılından bu yana
bu yolu kullanan bir insan olarak zaten sıkıntının Mezitler’de olduğunu
biliyorum. Üçte 2’sini, çevre yolunu… 57’nci Hükûmetin son döneminde
bıraktığımız çevre yolunun hâlâ on yıldır, on bir yıldır üçte 1’i tamamlanacak,
tamamlanmak üzere diye ifadelerde bulunuluyor.
Yani,
Bursa ulaştırma açısından, demir yolu ve kara yolu açısından hak ettiğini alamayan
illerin başında geliyor diye düşüyorum. Sayın Bakana buradan, Bursa’ya bu
yatırımların bir an önce, daha fazla önem verilmesini rica ediyor, hepinize
saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ediyoruz Sayın Özensoy.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Türkiye
Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkında Kanun Tasarısı'nın Geçici
Madde 3'ün 3'üncü fıkrasındaki "geçici 1 inci madde" ifadesinin
"Geçici 1 inci Madde" ifadesi ile değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Haluk
Eyidoğan (İstanbul) ve arkadaşları
BAŞKAN –
Komisyon önergeye katılıyor mu?
BAYINDIRLIK,
İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ OYA ERONAT (Diyarbakır) –
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN –
Hükûmet?
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN –
Sayın Işık, buyurunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
MUHARREM
IŞIK (Erzincan) – Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri, Sayın Bakanım;
tabii, ben burada Devlet Demiryollarının özelleştirilmesini değil de sizi
bulmuşken biraz Erzincan konusunda konuşacağım.
Sayın
Bakanım, Erzincan’da, biliyorsunuz, sizi çok seviyorlar, biz de sizi seviyoruz.
Size karşı Erzincan toplumunun bir sevgisi var. Bunu da zaten 2011 seçimlerinde
gördük. 2011 seçimlerinde Erzincan’da, siz kendiniz fazla gelmeseniz bile
resimlerle oyları alıp siz götürdünüz, sizi sevdikleri için herkes… Biz de
seviyoruz, dediğim gibi. Ama Erzincan’da şöyle bir olay var, Mevlânâ’nın bir
sözünü söyleyeceğim Sayın Bakanım, Mevlânâ diyor ki: “Sükût eyledim ‘kahrı var’
dediler. Biraz söyledim 'zehri var' dediler. Sustum 'kahrından susuyor'
dediler. Biraz konuştum 'zehrini kusuyor' dediler.”
Sayın
Bakanım, Erzincan’da fazla bir şey söylemiyor insanlar. Erzincan’da sizin adınıza çok şey konuşuluyor, herkes
sizin adınızı kullanıyor. Ben sizin yapmadığınıza, sizin böyle şeyler
söylemediğinize gayet eminim, kalıbımı da basarım ama ne yazık ki, Erzincan’da
yapılan her şeyde “Sayın Bakanımız böyle
istiyor, Sayın Bakanımız böyle dedi, Sayın Bakanımız buna verilsin dedi, Sayın
Bakanımız falan insan işe alınsın dedi...” Hep isminiz kullanılıyor. Bu, bilinçli bir şekilde yapılıyor ve bunun
yapıldığını da maalesef her tarafta
görüyoruz Sayın Bakanım. En son -geçen
hafta burada yasa tartışılırken konuşmuştum- adliyeye adam alımlarda bunu gayet
açık bir şekilde gördük. Diğer her türlü yapılan işlemlerde bunu açık bir
şekilde görüyoruz. Birinci şikâyetim bu Sayın Bakanım.
İkinci
söyleyeceğim şey: Erzincan’da imar konusunda büyük haksızlıklar dönüyor. Biraz
önce bir vatandaş aradı, bu kamu lojmanlarının olduğu yeri biliyorsunuz, şu
anda market olan yerler, burayla ilgili içerideki esnaf perişan durumda,
Belediye Başkanına, belediye yetkililerine ilettiğimiz hâlde hiçbir çözüm
getirmiyorlar. Bu, basit bir şey. Diğer şeyleri de aynı şekilde sürüyor.
Tabii
burada en önemli sorunumuz şu anda Erzincan’daki Devlet Hastanesi. 1 Mayıs
itibarıyla Devlet Hastanesinin mali olarak araştırma hastanesiyle birlikteliği
bitirilecek. Devlet Hastanesi tekrar ikinci basamak olacak. İkinci basamak
olduğu zaman da orada maalesef o hastanenin ayakta durması mümkün değil. Şu
anda bildiğiniz acil kısmını yıktılar, orayı otopark yapmışlar, resmen Erzincan’ın
park sorununu çözmüşler Sayın Bakanım. Bilmiyorum haberiniz var mı? Oraya bir
an önce hastane yapılması gerekiyor ama maalesef yapılmıyor. Şimdi hastanenin
hekim sayısı düştü, hastalar maalesef muayene olamıyor. Eskiden biz burada
“Erzincan çevre ilçelerden, çevre köylerden, çevre şehirlerden hasta alıyor.”
diyorduk, şu anda, Sayın Gümüşhane Milletvekilinin burada övgülerle anlattığı,
Aydın Doğan’ın hediye ettiği hastaneye Erzincan’dan hastalar gidiyor. Şu anda tersine döndü Sayın Bakanım. Gerçekten,
Erzincan’dan hasta Kelkit’e gidip muayene oluyor. Tabii güzel, orası da
gelişsin ama bizim Erzincan gibi bir yerde olacak şey değil bu. Bunun bir an
önce önlemini almamız lazım ve -TOKİ biliyorsunuz istediği zaman iki ayda, üç
ayda binaları bitiriyor- bizim acil tarafına bir an önce hastanenin yapılması
gerekiyor. Bu konuda çalışmalar yapmamız lazım.
KEMALETTİN
AYDIN (Gümüşhane) – Trabzon’dan da, Samsun’dan da geliyor.
MUHARREM
IŞIK (Devamla) – Tabii tabii, ne güzel, işte, bak. Övünüyoruz, işte, biz de söylüyoruz
zaten. Siz de övünmüştünüz ya burada. Hani hastaneyle övünmüştünüz. Orada bir
tane vatandaş hastaneden içeri girememiş. Kelkitlileri biraz cahil yapmıştınız
ya. O hastaneye, işte, Erzincan’dan hasta gidiyor şu anda. Neyse.
Sayın
Bakanım, bu konuda bir an önce bir tedbir alınmasını istiyoruz, bunun alınması
lazım.
Erzincan’da,
ayrıca, en büyük sorunlardan bir tanesi -tamam, iyi bir istihdam alanı sağlıyor
ama- ASSİSTT’te. Gerçekten oraya el atmanız lazım. Erzincan ASSİSTT’te şu anda
çalışma şartları çok kötü. Çocukların, resmen, ruhsal durumları bozuluyor,
kulaklarında… Bugün bir hastayla konuştum, duyma oranı yüzde 50 oranında
azalmış. Çünkü günde on bir saat çalıştırıyorlar. On bir saat çalıştırıldıkları
hâlde dinlenme alanları çok kısıtlı, sınırlı süresi. Ayrıca maaş konusunda
-biliyorsunuzdur büyük ihtimalle bunu Sayın Bakanım- onda da düşme var, o da
yeterince verilmiyor. Ayrıca, dediğim gibi, özellikle sendika kurma konusunda
harekete geçtikleri için bayağı bir baskı yapılıyor. Bu konuda da, Sayın
Bakanım, tedbir almanızı istiyorum.
Sayın
Bakanım, sizle ilgisi yok ama bugün çok telefon geldiği için söyleyeceğim,
sayın Erzurum milletvekillerime, hemşehrilerime söyleyeceğim: Erzurum’da,
biliyorsunuz, oradaki eski otogar yeriyle bir de Köy Hizmetlerinin binaları
özelleştirilmiş ve başka bir firmaya verilmiş. Özellikle vatandaş merak ediyor,
diyorlar ki: “Buranın içinde 2 tane cami var. Bu camileri ne yapacaklar?
Camiler yıkılacak mı, yıkılmayacak mı? Bunu kamuoyunda gündeme getirirseniz
eğer, biz de bilgi alırsak çok memnun oluruz.” diyorlar.
Sayın
Bakanım, son olarak da sizden özellikle hastane konusunda tekrar bir an önce
bir direktif vermenizi ve oradaki… Çünkü hekimler şu anda gitmek için
uğraşıyorlar.
Yasayla
ilgili söyleyeceklerimizi zaten arkadaşlar söylüyorlar. Hayırlı olmasını
diliyorum.
Teşekkür
ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ediyoruz Sayın Işık.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
Geçici
madde 3’ü oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul
edilmiştir.
Geçici
madde 4 üzerinde üç önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
441 Sıra
Sayılı Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkında Kanun
Tasarısının Geçici 4' ncü maddesinin (1) nci fıkrada yer alan
"beşinci" ibaresinin "onuncu", (2) nci fıkrada yer alan
"beş" ibaresinin "on" olarak değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Ali Halaman Seyfettin Yılmaz Lütfü Türkkan
Adana Adana Kocaeli
D. Ali
Torlak Mehmet
Şandır
İstanbul Mersin
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Türkiye
Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkında Kanun Tasarısı'nın Geçici
Madde 4'ün 2'nci fıkrasının madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Haluk Eyidoğan Ali Serindağ Turgay Develi
İstanbul Gaziantep Adana
Haydar
Akar Mehmet Volkan
Canalioğlu
Kocaeli
Trabzon
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
441 Sıra
Sayılı Kanun Tasarısının Geçici 4. maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
İbrahim Binici Sebahat Tuncel Adil Kurt
Şanlıurfa İstanbul Hakkâri
İdris Baluken Ertuğrul Kürkcü Erol Dora
Bingöl Mersin Mardin
"TCDD
Taşımacılık A.Ş.'nin desteklenmesi
GEÇİCİ
MADDE 4- (1) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en az on yıl TCDD
Taşımacılık A.Ş.'nin;
a)
Yatırım programlarında yer alan yatırımlarının finansmanı,
b)
İşletme bütçesinde yer alan finansman açıkları,
c) Fiili
finansman açığı ile işletme bütçesinde öngörülen arasındaki fark, sermayesine
mahsuben TCDD tarafından karşılanır.
(2) Kamu
hizmeti yükümlülüğü, on yıl süreyle TCDD Taşımacılık A.Ş. tarafından yerine
getirilir."
BAŞKAN –
Komisyon önergeye katılıyor mu?
BAYINDIRLIK,
İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ OYA ERONAT (Diyarbakır) –
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN –
Hükûmet?
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN –
Konuşacak var mı Sayın Baluken?
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) – Gerekçe…
BAŞKAN –
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Bu madde
TCDD'nin gelir/gider dengesi ve kâr amaçlı olarak değiştirilmek istenen
statüsünün bir parçasıdır. Bu maddenin olduğu gibi kabul edilmesi hâlinde
özelleştirmenin görünmeyen bir yüzü gerçekleştirilmiş olacaktır. Çünkü
demiryolu işletmeciliği yapısı gereği büyük yatırımlar gerektiren bir
işletmeciliktir. Dolayısıyla bu yatırımlar özel sektör tarafından yerine
getirilebilecek yatırımlar değildir. Bu madde ile öngörülen finansman
desteğinin 5 yılla sınırlandırılması yatırımları aksatıp, yarım kalmasına neden
olabilir. Bu da trafik güvenliğini olumsuz olarak etkileyecektir. Dolayısıyla
Geçici Madde 4'ün önerdiğimiz şekilde değiştirilmesi gerekmektedir.
BAŞKAN –
Gerekçesini okuttuğum önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Türkiye
Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkında Kanun Tasarısı'nın Geçici
Madde 4'ün 2'nci fıkrasının madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mehmet Volkan Canalioğlu (Trabzon) ve arkadaşları
BAŞKAN –
Komisyon önergeye katılıyor mu?
BAYINDIRLIK,
İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ OYA ERONAT (Diyarbakır) -
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN –
Hükûmet?
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN –
Sayın Akar, buyurunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biraz evvelki konuşmamda
yine özelleştirmeyle ilgili özellikle lokalden, kentimden örnekler vereceğimi
söylemiştim ama buradan da Ulaştırma Bakanının hakkını yememek lazım. Gayret
ediyor, hızlı trenleri getirmeye çalışıyor. Biz buna karşı değiliz, Türkiye’nin
her tarafının hızlı trenlerle donatılmasını biz de arzu ediyoruz ama biraz daha
dikkat edin lütfen, geleceğimizi yabancılara mahkûm etmeyin ve bu kadar fazla
borçlandırmayın bu ülkeyi, ana kaynaklarla yapmaya gayret gösterin.
İkinci
bir konu: Maşukiye’deki taş ocağıyla ilgili vermiş olduğunuz sözün arkasında
durdunuz ve o taş ocağı bugün kullanılmıyor. Bunun için size teşekkür etmek
istiyorum. Tabii, bu taş ocağı yerinde durmuyor ama aslında iyi yaptınız, çünkü
bir Ana Kent Belediye Başkanımız var, Büyükşehir Belediye Başkanımız, sizin
milletvekili arkadaşınıza, bir kadın milletvekili arkadaşınıza Maşukiye taş
ocağının kullanılmadığı için ne dedi biliyor musunuz Sayın Bakanım? Buradan ben
bunu telaffuz etmek istemiyorum. Bu taş ocağını gerçekten kullandırtmadığınız
için teşekkür ediyorum ve bu kadın milletvekili arkadaşımızı da o belediye
başkanının itham ettiği şekilde, arzuladığı şekle dönüştürmediğiniz için
teşekkür ediyorum.
Şimdi,
istihdamdan bahsedeceğim dedim. Özelleştirmeyle birlikte Devlet Demiryollarında
45 bin olan istihdam bugün 30 bine düşmüş, yine getirdiğiniz teşviklerle daha
da aşağı çekilecek. Şimdi, özelleştirme Türkiye’de istihdamı artırıyor mu?
Hayır, artırmıyor, özelleştirme istihdamı artırmıyor. Ne yapıyor? Daha aza
indirgiyor ve bugün bir köle, işçi ülkesi hâline dönüştürdü ülkeyi çünkü bugün 18 milyon ailenin yüzde 47’si
asgari ücret veya bin TL’nin altında bir ücretle çalışıyor ülkede. Demek ki
istihdam anlamında özelleştirmenin bu ülkeye çok fazla katkısı yok.
Peki,
kaliteli hizmet dedik. Dedim ya iki tane örnek vereceğim, biri SEDAŞ, biri
İZGAZ. Bu ikisi de özelleştirildi. Ne yapılması lazım? Bu iki kurum eksik
hizmet yapıyorsa iktidar milletvekilleri ve muhalefet milletvekilleri bu
eksikleri anlatmalı ve onları gidermek için çaba sarf etmeli. Ama iktidar
milletvekili arkadaşlarım ne yapıyor? Burayı özelleştiren iki kurumun kentte
avukatlığını yapıyor. Diyor ki: “Hayır efendim, bunlar iyi hizmet etmektedir.”
Bakın, İZGAZ özelleştirildi. Türkiye’de üç tane dağıtım şirketi var doğal gazla
ilgili, İZGAZ. Ne dedi geçen gün, Başbakan, Başkent Doğalgazla ilgili? “1,5
milyar doları gördü 1 milyar 162 milyon dolara bunu vermem.” dedi ama alıcı
imam-hatipli ve arkadaşı çıkınca verdi. Şimdi, bunu Başkent Doğalgaz için
söyledi. Peki, Kocaeli’deki doğal gaz şirketi nasıl özelleştirildi? Başkent
Doğalgazın beşte 1’i kadar abonesi var. Ama Kocaeli bir sanayi bölgesi. Yıllık
200 milyon metreküp Başkent Doğalgazdan daha fazla doğal gaz harcanıyor
Kocaeli’de, 200 milyon metreküp yılda Başkent Doğalgazdan ve bu İZGAZ Doğalgaz
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından 529 milyon dolara özelleştirildi
arkadaşlar ve dedi ki Fransızlara verirken: “Kızımızı size veriyoruz.” Şimdi, o
529 milyon dolara özelleştirilen İZGAZ’a ne yapıyoruz? Yalvarıyoruz ki
kasabalarımıza, köylerimize, kentin çeşitli noktalarına doğal gaz şebekelerini
getirsin, insanlar doğal gazdan yararlansın diye. Demek ki kaliteli hizmeti de
götürmüyor özelleştirmek.
Yine,
SEDAŞ’ta da aynı şekilde. Burada örnekler veriliyor ama kayıp kaçak oranı artıyor ama bunun yanında da sayı
yükseldikçe vatandaşın sırtına biniyorsunuz. Yani demek ki özelleştirme çözüm
değil. Yani yıllardır yaptığınız özelleştirme ülkeyi borçlandırmak, ülkeyi özel
sektöre talan ettirmek, yaşayan vatandaşları, insanları köle hâline getirmek
demektir. Size soruyorum burada: 5.600 işçi çalıştıran çok ünlü bir otomobil
fabrikasındaki ücretler bin TL. Yine, size soruyorum buradan “Bu doğru mudur?”
diye. Kocaeli’nin merkezinde, İzmit’in merkezinde bütün AKP milletvekilleri
sıraya geçip tesis kurdurmaya çalıştıkları Koreli şirketin vereceği para 774
lira, asgari ücret ve 150 kişi istihdam edecek. Kent merkezinde beş yıldızlı
otel yapsanız bunu çözersiniz. Sayın Bakanım, kent merkezine bunları yaptıracağınıza
size bir önerim var: Sapanca-Kartepe-Köseköy arasında Kartepe’ye ulaşımı
kolaylaştıracak, Sapanca Gölü’ne ulaşımı kolaylaştıracak bir otoyol çıkışı
yaparsanız bu yapacağınız endüstriyel yatırımlardan daha kaliteli olur diyorum.
Bunu gerçekleştirmek, bunu yapmak lazım diyorum.
Yine,
biraz evvel Bursa’dan örnekler verdiler. Kocaeli, bu ülkede 2’nci sırada vergi
ödeyen, vergi tahsil edilen bir kent yani Türkiye'nin yükünü çekiyor Kocaeli.
Peki, Kocaeli’de hafif raylı sistem var mı desem, Sayın Bakanım “Var.”
diyebilir misiniz? Ankara’ya, İstanbul’a başkanlığa geçirdiğiniz beceriksiz
belediye başkanlarınızın tamamlayamadığı metroları Bakanlığınıza geçirdiniz.
Bunca ücret ödeyen, bunca vergi ödeyen Kocaeli’ye niye hafif raylı sistem
düşünmüyorsunuz?
Teşekkür
ediyorum, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ederiz Sayın Akar.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
441 sıra
sayılı Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkında Kanun
Tasarısının Geçici 4’üncü maddesinin (1)’inci fıkrasında yer alan “beşinci”
ibaresinin “onuncu”, (2)’nci fıkrasında yer alan “beş” ibaresinin “on” olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
D.
Ali Torlak (İstanbul) ve arkadaşları
BAŞKAN –
Komisyon önergeye katılıyor mu?
BAYINDIRLIK,
İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ OYA ERONAT (Diyarbakır) –
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN –
Hükûmet?
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
OKTAY
VURAL (İzmir) – Gerekçe…
BAŞKAN –
Gerekçeyi okutuyorum:
Yeniden
yapılandırma hedeflerine uygun olarak beş yıllık sürelerin yetersiz olacağı
kanaatiyle teklif edilmiştir.
BAŞKAN –
Gerekçesini okuttuğum önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Geçici
madde 4’ü oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Geçici
madde 5’in üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
441 sıra
sayılı Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkında Kanun
Tasarısının Geçici 5’inci maddesinin (1)’nci fıkrasında yer alan “bir ay
içinde” ibaresinin “üç ay içinde” olarak değiştirilmesini, “a”, “b”, ve “c”
bentlerinin madde metninden çıkarılmasını, (1)’inci fıkranın sonuna aşağıdaki
ibarenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Ali Halaman Seyfettin Yılmaz D. Ali Torlak
Adana Adana İstanbul
Lütfü
Türkkan Mehmet
Şandır
Kocaeli
Mersin
Geçici
Madde 5 – (1)
… yaş
haddinden emekliliği doldurmayanlar için yüzde 40,
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının
Serbestleştirilmesi Hakkında Kanun Tasarısı’nın Geçici Madde 5’in Kanun
Tasarısı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mehmet Volkan Canalioğlu Haluk Eyidoğan Haydar Akar
Trabzon İstanbul Kocaeli
Ali Serindağ Turgay Develi Musa Çam
Gaziantep Adana İzmir
BAŞKAN –
Komisyon önergeye katılıyor mu?
BAYINDIRLIK,
İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ OYA ERONAT (Diyarbakır) –
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN –
Hükûmet?
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN –
Sayın Çam, buyurunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
MUSA ÇAM
(İzmir) – Sayın Başkan, Türkiye Büyük Millet Meclisinin saygıdeğer üyeleri; 441
sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın 10’uncu maddesinin 5’inci geçici maddesi
üzerinde söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Yüz elli
altı yıllık şerefli geçmişi olan Demiryollarımızın kaderini ve geleceğini tayin
edecek olan bir yasal düzenlemeyi görüşüyoruz. Ulaşım, ekonominin, üretimin ve
ülke kalkınmasının motor gücüdür. Bu nedenle, yüz elli altı yıllık tarihî
geçmişi, tecrübe ve birikimi, kültürel altyapısının yüklendiği misyon ve
vizyonu üzerinde yapılacak her türlü değişikliğin aslında özelleştirme olduğunu
bilmekteyiz.
Bu
düzenlemeyle, küresel sermayenin öngördüğü neoliberal politikalar gereğince
demir yollarındaki devlet tekelinin kaldırılması öngörülmektedir. TCDD’nin
hizmet bütünlüğü içinde yer alan liman işletmeciliğiyle, banliyö hizmetleriyle
ilgili başlatılan özelleştirme sürecinin yapılan düzenlemeyle hız kazanacağı,
2012 yılı sonu itibarıyla yük taşımacılığı oranı yüzde 4,5 olan TCDD’de bugün
yüzde 35’inin özel şahıs vagonlarıyla yapıldığı düşünüldüğünde TCDD’nin nasıl
bir kuşatma altında olduğu ortadadır.
Bu
düzenlemeyle, TCDD çok uluslu şirketlerin eline geçecek ve yüksek fiyatlarla
yapılacak taşımacılıkta, hem millî ekonomimize darbe vurulacak hem de demir
yolu hizmetinden yararlanan halkımız cezalandırılacaktır.
Dünyada
örneğine rastlamadığımız bir biçimde özel sektörün altyapı ve tren işletmecisi
olarak rol alması öngörülüyor. İngiltere, yıllar önce başlattığı benzeri
uygulamayı kaldırmak için altyapıyı yeniden devlet tekeline sokmaya
çalışmaktadır.
140 KİT
kuruluşundan sonra Demiryolları ve PTT gibi millî, stratejik, köklü devlet
kuruluşlarının özelleşmesi sermayenin kamuda ucuz iş gücü yaratılması
arzusundan ve özel sektör eliyle tekel oluşturma arzusundan kaynaklanmaktadır.
Bu uygulamalar, çalışanları sınıflara ayırarak kölelik düzenini yeniden
hortlatmanın planıdır. Bu tasarıyla, uzmanlaşmış personelin emekli olmaları
için getirilen teşvikler, bir ölçüde tecrübeli ve uzmanlaşmış demir yolcuların
önemli bir kısmını tasfiye etmektir.
Tasarıda
yer alan “yaptırır ve işletir” ifadeleri de gizli niyetleri ortaya çıkaran
ifadelerdir. Taşeronlaşmanın daha yaygın hâlâ getirilmesini amaçlamaktadır.
Yüzde 80’i tek hat olan TCDD’nin altyapısı üzerine farklı işletmelerin faaliyet
göstermesi demek istenmeyen nahoş olaylarla birlikte tren kazanlarının
artmasına, demir yolu güvenliğinin riskli hâle getirilmesi anlamını
taşımaktadır. Sosyal devlet anlayışından hızla uzaklaşan iktidar, kamuda
çalışanların aldığı üç kuruşa göz dikmiş gözükmektedir. Düşük ücretli ve
güvencesiz iş gücü elde edilmeye çalışılmaktadır. Oysa bir zamanlar yaklaşık 80
bin işçi ve memur ile hizmet veren TCDD, geliri giderini karşılama oranı yüzde
2’ler seviyesinde iken, bugün toplam 32 bin çalışanıyla elde edilen sonuç
geliri giderinin yüzde 26’sını karşılayabilmektedir. Bu sonuç çalışanlardan
kaynaklı bir durum değildir, onların günahı değildir.
Bu kanun
tasarısı TCDD’nin, kamu iktisadi kuruluşu (KİK) statüsünü, iktisadi devlet
teşekkülü olarak değiştirmektedir. Ticari şartlara göre yapılandırmayı
öngörmektedir. İktisadi devlet teşekkülüne dönüştürmenin ardından. Daha önce
KİK olan kurumlarda çalışanlar, TCDD çalışanı da bundan sonra esnek çalışmak
biçiminde kalacaktır.
Ekonomimizin
motor gücü olan, ülke ulaşımına şimdilik katkı sağlayan iktisadi kalelerin göz
göre göre birer birer elden çıkarılması yalnız bizleri değil ülkemizin
geleceğini risk eden planlardır.
Sayın
Bakan, 24 Martta İzmir’de Atatürk Stadı’nın bahçesinde, Bordo Yeşil Restoran’da
Konak ilçemizin 113 muhtarından 40’ıyla toplantı yaptınız. Muhtarların
sorunlarını ve dertlerini dinlediniz. Dinledikten sonra da şunu söylediniz: “Bu
sorunları konuşuyor olmaktan ve böyle bir şehrin milletvekili olmaktan hicap
duyuyorum.” dediniz. Hicap duymanıza
gerek yok Sayın Bakan. Siz İzmirli değilsiniz, dışarıdan geldiniz ve çakma
İzmirlisiniz. Ayrıca İzmirli olmaktan da hicap duymanız gerekmiyor. Şimdi, sizi
İzmir’e getirsek, AKP İl Başkanlığının önüne bıraksak, Valiliğin önüne
bıraksak, Cumhuriyet Mahallesi’ne bıraksak arabanın anahtarını versek
Manavkuyu’ya git, Naldöken’e git, Cumhuriyet Mahallesi’ne git, Mimar Sinan
Mahallesi’ne git, Kahramanlar’a git desek, bulamazsınız orayı.
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) – Kaybolur, kaybolur.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) – Postaneye gidip mektup atamaz, mektup.
MUSA ÇAM
(Devamla) – Siz burada Meclis taksiye binip buradan Ulus’a gidebilirsiniz ama
İzmir’in sokaklarını bilemezsiniz. İzmirli olmaktan, İzmir’in milletvekili
olmaktan hicap duymanız gerekmiyor. Bunu size yakıştırmadığımı söylemek
istiyorum ve bu özelleştirmeye karşı Demiryolu işçisi şunları yürüyerek
söyledi:
“Çal,
çal, çal
AKP,
yasanı al başına çal.
Çal, çal,
çal
AKP,
yasanı al başına çal.” diye sokaklarda yürüdü ve bu sloganları söyledi.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUSA ÇAM
(Devamla) – Bunu buradan söylemek de benim görevimdir diyor, hepinize saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ederiz Sayın Çam.
Buyurunuz
Sayın Bakan.
IX.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı
Binali Yıldırım’ın, İzmir Milletvekili Musa Çam’ın görüşülen kanun tasarısının
geçici 5’inci maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı konuşma sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) – Sayın konuşmacı
konuşması esnasında şahsıma yönelik bazı değerlendirmeler yaptı. Doğrusu bana “Çakma
İzmirli” diyenin gerçekten İzmirli olmadığını da Genel Kurulla paylaşmak
isterim. Kendisi Erzincanlıdır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MUSA ÇAM
(İzmir) – Ben doğma büyüme İzmirliyim, doğma büyüme.
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) – Bana kendisinin
Erzincanlı olduğunu söyler sürekli ama ister Erzincanlı olalım…
MUSA ÇAM
(İzmir) – Çıkartayım, kimlik cebimde.
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) – Yani sen şimdi
Erzincanlılığı kabul etmiyor musun Sayın Milletvekili? Eğer öyleyse bunu söyle.
Şimdi,
hiçbirimiz bulunduğumuz illerde baki değiliz, orada doğmamış olabiliriz ama o
ilin milletvekiliyiz, o ilin sorunlarıyla ilgilenmemiz en temel görevimizdir,
seçmenlere karşı sorumluluğumuzdur. Ben İzmir Milletvekiliyim, İzmir’de
Naldöken’e de giderim, Manavkuyu’ya da giderim ama sayın milletvekili
Naldöken’e giderken nal toplar benim arkamdan, onu söyleyeyim. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ederiz Sayın Yıldırım.
MUSA ÇAM (İzmir)
– Sayın Başkan…
BAŞKAN –
Buyurunuz Sayın Çam.
MUSA ÇAM
(İzmir) – İzmirli olmadığımla ilgili sataşma yaptı.
BAŞKAN –
Lütfen sataşmalara mahal vermeyiniz.
Buyurunuz.
2.- İzmir Milletvekili Musa Çam’ın, Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşma sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması
MUSA ÇAM
(İzmir) – 81 il bizim ilimiz, hepimizin ili ama Sayın Bakan hicap duyuyor,
İzmirli olmaktan hicap duyuyor ve bana da diyor ki: “İzmirli değil.” Nüfus
cüzdanımız burada, doğma, büyüme İzmirliyim ama kökenim, babam Erzincan’dan,
annem Gümüşhane’nin Kelkit ilçesinin bir köyünden gelmiş. Dolayısıyla ben
İzmirliyim, anne tarafım Gümüşhane Kelkitli, babam Erzincanlı, bunlarla da
gurur duyuyorum ama ben doğma büyüme İzmirliyim ama İzmir Milletvekiliyim.
Sayın Bakan, İzmirli olmaktan hicap duyuyor, İzmir Milletvekili olmaktan hicap
duyduğunu söylüyor. İzmir Milletvekili olmaktan hicap duymanız gerekmiyor Sayın
Bakan. İzmir, sizi milletvekili yaptı ve bakan yaptı. Bundan dolayı da son
derecede memnun ve mutlu olmanız gerekiyor. Ben, İzmir’in 30 ilçesinin bütün
köylerine tek tek giderim ama sizi, inanın ki, Konak Meydanı’na bırakalım,
arabayı verelim -burada taksicilik yapmak, Meclis taksisine binip kullanmak
yetmez- getirelim sizi Konak Meydanı’na, Cumhuriyet Meydanı’na bırakalım, sizi
temin ederim ki İzmir’in sokaklarını, mahallelerini bulamazsınız, bulamazsınız,
bulamazsınız.
Teşekkür
ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ederiz Sayın Çam.
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) – Sayın Başkan...
BAŞKAN –
Buyurunuz.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
16.- Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanı Binali Yıldırım’ın, İzmir’de bir toplantıda kullanmış olduğu bazı
ifadelere ilişkin açıklaması
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) – Bu anlamsız
tartışmayı sürdürecek değilim yalnız bir yanlışı düzeltmek istiyorum. Ben o
konuşmamda “İzmir Milletvekili olmaktan hicap duyuyorum” derken İzmir’in yerel
yönetimlerde yıllardan beri ne kadar ihmal edildiğini, ne kadar sorunlarının
arttığını ifade etmek istedim.
MUSA ÇAM
(İzmir) – Keşif artışını sekiz ayda imzalamadınız, keşif artışını. Sekiz ayda,
sekiz ayda.
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) – Bunu İzmirlilerle
paylaşmak istedim. Bundan başka bir amacım yoktu.
Bu
vesileyle bunu açıklama fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederim. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ederiz Sayın Yıldırım.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam)
3.- Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının
Serbestleştirilmesi Hakkında Kanun Tasarısı ve Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve
Turizm Komisyonu Raporu (1/749) (S. Sayısı: 441) (Devam)
BAŞKAN –
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
441 sıra
sayılı Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkında Kanun
Tasarısının Geçici 5’inci maddesinin (1) nci fıkrasında yer alan “bir ay
içinde” ibaresinin “üç ay içinde” olarak değiştirilmesini, “a”, “b”, ve “c”
bentlerinin madde metninden çıkarılmasını, (1) inci fıkranın sonuna aşağıdaki
ibarenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Geçici
Madde 5 – (1)
“… yaş
haddinden emekliliği doldurmayanlar için yüzde 40,”
D.
Ali Torlak (İstanbul) ve arkadaşları
BAŞKAN –
Komisyon önergeye katılıyor mu?
BAYINDIRLIK,
İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ OYA ERONAT (Diyarbakır) –
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN –
Hükûmet?
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
OKTAY
VURAL (İzmir) – Gerekçe.
BAŞKAN –
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Öneri ile
emeklilik dilekçesinde üç aylık sürenin lojmanlarda kalan personellerin
çocuklarının eğitiminin haziran ayında yaz tatiline çıkacağı düşüncesiyle
öncesinde olabilecek mağduriyetlerin önlenmesi amaçlanmıştır.
Emekliliği
teşvik oranlarında yapılan değişiklik teklifimiz ile, emeklilik sürelerinin
birbirine çok yakın olan çalışanlar arasında yaratacağı adaletsizliğin
düzeltilmesi ve teşviklerin Anayasa’nın 10. Maddesinde yer alan eşitlik
ilkesine uygun olması amaçlanmıştır.
BAŞKAN –
Gerekçesini okuttuğum önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
Geçici
madde 5’i oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul
edilmiştir.
Şimdi,
sayın milletvekilleri, yeni geçici bir madde ihdasına dair bir önerge vardır.
Önergeyi okutacağım, Komisyona soracağım. Komisyon eğer önergeye salt
çoğunlukla yani 14 üyesi ile katılırsa önerge üzerinde yeni madde olarak
görüşme açacağım. Komisyon salt çoğunlukla katılmaz ise işlemden kaldıracağım.
Şimdi,
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
441 Sıra
Sayılı Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkında Kanun
Tasarısına aşağıdaki Geçici 6’ncı maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Geçici
Madde 6 – Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryollarında 4857 sayılı Kanun
gereğince aynı unvanda ve görevlerde bulunan ve farklı statüde istihdam edilen
personelin, bir kereye mahsus olmak üzere 399 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamenin II Sayılı Cetvelde yer alan pozisyonlara atanır. Atama usul ve
esasları Maliye Bakanlığının görüşü alınarak TCDD Yönetim Kurulu tarafından
belirlenir.
Ali Halaman Seyfettin Yılmaz D. Ali Torlak
Adana Adana İstanbul
Lütfü Türkkan Mehmet Şandır
Kocaeli Mersin
BAŞKAN –
Komisyon önergeye salt çoğunluğuyla katılıyor mu?
BAYINDIRLIK,
İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ OYA ERONAT(Diyarbakır) – Ben
Komisyon üyelerini bu sıralara davet ediyorum...
Sayın
Başkan, salt çoğunluğumuz yoktur, katılamıyoruz.
BAŞKAN –
Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılamamış olduğu için önergeyi işlemden
kaldırıyorum.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
441 Sıra
Sayılı Kanun Tasarısına aşağıdaki maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
“Geçici
madde 6- (1) Gerek TCDD, gerekse de TCDD Taşımacılık A.Ş. kurumsal olarak
faaliyete geçtikten sonra kalan ve aktarılan personel isteği dışında tayin
edilemez, emekli olmaya zorlanamaz, başka bir kurumda çalıştırılamaz, statüsü
değiştirilemez, görevde yükselmesinin önüne bir engel konulamaz. Çalışmasının
karşılığı aldığı ücret ve maaş hiçbir şekilde dondurulamaz. Bu tür
değişiklikler için oluşturulan kurullarda sendika temsilcisi de yer alır.
(2) Gerek
TCDD, gerekse de TCDD Taşımacılık A.Ş. mevcut organizasyon yapısıyla ve mevcut
personelle sürdürülen hizmetleri taşeron şirketler ya da hizmet alımı suretiyle
yerine getiremez.”
Aysel Tuğluk Sabahat Tuncel Ertuğrul Kürkcü
Van İstanbul Mersin
Adil Kurt İdris Baluken Erol Dora
Hakkâri Bingöl Mardin
BAŞKAN –
Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılıyor mu?
BAYINDIRLIK,
İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ OYA ERONAT(Diyarbakır) – Salt
çoğunluğumuz yoktur Sayın Başkan, katılamıyoruz.
BAŞKAN –
Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılmamış olduğundan önergeyi işlemden
kaldırıyorum.
Madde 11
üzerinde bir önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Türkiye
Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkında Kanun Tasarısı’nın
11’inci Maddesinin 1’inci fıkrasındaki “Bu Kanun yayımı” ifadesinin “Bu Kanunun
Resmi Gazetede yayımı” ifadesiyle değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Volkan Canalioğlu Haydar Akar Turgay Develi
Trabzon Kocaeli Adana
Haluk Eyidoğan Ali Serindağ Aytuğ Atıcı
İstanbul Gaziantep Mersin
BAŞKAN –
Komisyon önergeye katılıyor mu?
BAYINDIRLIK,
İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ OYA ERONAT(Diyarbakır) –
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN –
Hükûmet?
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN –
Sayın Atıcı, buyurunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
AYTUĞ
ATICI (Mersin) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli
milletvekilleri, 441 sıra sayılı Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının
Serbestleştirilmesi Hakkında Kanun Tasarısı’nın 11’inci maddesi üzerine
verdiğimiz önerge için söz almış bulunuyorum. Özelleştirme yolu ile memleketin
değerlerini peşkeş çekmeyen ve yine bu yolla alın terinin sömürülmesine karşı
olan bütün milletvekillerini saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlar, bu önergemiz, bu madde ne diyor? Diyor ki: “Bu kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.” Peki, ben size soruyorum: AKP zihniyeti bu kanun bu
tarihte yürürlüğe girsin, girmesin kaç yıldır iktidarda? Tam on bir yıldır.
Şimdi, siz, bu kanun, yayımında yürürlüğe girse ne yapacaksınız, girmese ne
yapacaksınız? Fark eden bir şey olmayacak. Bu zihniyet iktidarda olduğu
müddetçe memleketimizin değerleri bir bir satılacak.
Bir AKP
klasiğiyle karşı karşıyayız değerli arkadaşlarım. Nedir bu AKP klasiği? AKP
klasiği şudur: Değerlerimizi allayıp pullayıp, müşteri yaratıp sonra da
özelleştirme yolu ile satmak. AKP bu konuyu bilir mi? Çok iyi bilir. Bu konuda
oldukça mahirdir, âdeta üzerine yoktur. Bu konuda tecrübesi var mıdır? Çok,
saymakla bitmez. En yakın tarihte yine ellerinizi kaldırarak onayladığınız,
hastanelerle ilgili, kamu-özel ortaklığıyla ilgili özelleştirmeyi
hatırlarsanız, orayı kopyalayın, yapıştırın aynı şekilde bu kanunda da geçerli
olacağını garanti ederim. Ne diyordunuz orada? “Hastaneleri birileri yapacak,
biz kiracı olacağız.” diyordunuz ve “Büyük paralar harcayarak hastalarımıza
-tırnak içerisinde- hizmet vereceğiz.” diyordunuz. Burada da yine, bir süre
sonra karşımıza demir yollarının, şuradan şuraya kadar bir başkası tarafından
yapılması ve karşılığında da hazır müşteriden alınacak para ile karşımıza
geleceksiniz.
Bakın,
AKP klasiği zaman zaman şekil de değiştiriyor. Yani AKP klasiği sadece devletin
malını allayıp pullayıp satmakla kalmıyor, ayrıca özel zincirler oluşturup -ki
buna bir özel hastane zincirini de dâhil edebilirsiniz- bunları allayıp
pullayıp, devlet aracılığıyla palazlandırıp, devlet aracılığıyla müşteri
hazırlayıp ondan sonra da satışa çıkmasına izin veriyor, neden oluyor. Bunun en
yakın örneğini bugünlerde satılan bir özel hastaneler zincirinde
bulabilirsiniz.
Değerli
arkadaşlarım, demir yollarında halkımızın alın teri vardır. Sizler yarın bu
kürsüye gelip “Kırk dokuz yıllığına demir yollarını falanca yurt dışı şirkete
verdik.” dediğinizde, tabii ki yine elleriniz inecek kalkacak. Sayın Bakan, ben
merak ediyorum: Niye işletemiyorsunuz bu demir yollarını? Hani siz güçlü bir
Hükûmettiniz! Hani siz 16’ncı büyük ekonomiydiniz! Hani siz Orta Doğu’ya,
dünyaya, Amerika’ya meydan okuyordunuz! Yani bir demir yollarını işletemeyecek
kadar aciz içerisinde misiniz gerçekten merak ediyorum. Yoksa bu işi
beceremiyor musunuz? Beceremiyorsanız çıkın oradan, yerinize birisi gelir,
gayet iyi bir şekilde, alın teriyle becerir.
Sizin
niyetiniz başka. Bakın, Ulaştırma Bakanlığımız batan metroları anında üzerine
devralmakta mahir. İstanbul metrosu batar, Ulaştırma Bakanlığı devralır; Ankara
metrosu batar, Ulaştırma Bakanlığı devralır ama kâr etmesi düşünülen, hızlı
treni başlattığımız projeleri de alır başkalarına satar. Eğer “Satamaz.”
diyorsanız bu kanunu ortadan kaldırırsınız değerli arkadaşlarım.
Sayın
Bakan, siz yine burada, bu kürsüde konuşurken ben size oturduğum yerden 3
yerleşke ismi söylemiştim, burada siz gerçekten bağırıp çağırmıştınız ve
sesiniz kısılmıştı, hatırlar mısınız? Palu, Genç, Muş. Bu 3 yerleşke size ne
hatırlatıyor Sayın Bakan? “Palu-Genç-Muş demir yolu yolsuzluğu” demiştim,
sesiniz kısılana kadar bağırmıştınız. Ben sözümün eri oldum, size bir soru
önergesi gönderdim. Burada oturduğum yerden sataşmak yerine size bir soru
önergesi gönderdim ve orada dedim ki, bir tanesini okuyorum sadece:
“Palu-Genç-Muş demir yolunun yer değiştirme işleminin HES’leri yapacak olan
firma tarafından yapılması gerekirken neden devlete yüklediniz?” dedim, cevap
vermediniz. Bunun hesabını soracağım Sayın Bakan sizden.
Saygılarımla.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ederiz Sayın Atıcı.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
Madde
11’i oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde 11 kabul
edilmiştir.
Madde 12
üzerinde bir önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Türkiye
Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkında Kanun Tasarısı’nın 12’nci
maddesinin (1)’inci fıkrasındaki “Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür”
ifadesinin “Bu Kanun hükümleri Bakanlar Kurulunca yürütülür” ifadesiyle
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Volkan Canalioğlu Haydar Akar Turgay Develi
Trabzon Kocaeli Adana
Ali Serindağ Haluk Eyidoğan
Gaziantep İstanbul
BAŞKAN –
Komisyon önergeye katılıyor mu?
BAYINDIRLIK,
İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ OYA ERONAT (Diyarbakır) –
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN –
Hükûmet?
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN –
Sayın Eyidoğan, buyurunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
HALUK
EYİDOĞAN (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Başbakanın
bir projesi vardı, çılgın projelerden bir tanesi, İstanbul’un Avrupa
Yarımadası’nda kanal projesi. Tabii bazı yönleriyle Çevre ve Şehircilik
Bakanlığını ilgilendiriyor ama diğer bazı yönleri de Ulaştırma Bakanlığını
ilgilendiriyor. Dolayısıyla, Demiryolları Kanunu vesilesiyle Ulaştırma Bakanımız
buradayken, sayın milletvekilleri de buradayken, bu kanal projesiyle ilgili
daha önce verdiğimiz bir soru önergesine alamadığımız cevaplar nedeniyle, bu
soru önergesinden bazı sorularımı okuyacağım huzurunuzda.
Bu çılgın
proje ya da doğru tabiriyle mecnun proje için şu soruları sorduk: Söz konusu
proje, deniz bilimini, çevre bilimini, yer bilimini ve şehir plancılığı
bilimini ilgilendiren çok yönlü bir boyuta sahiptir. Kanalın yer seçimi hangi
bilimsel karar ve ölçütlere göre yapılmıştır?
Başta
İstanbul olmak üzere, bölgede önemli ekonomik ve çevresel etkiler yaratacak bu
proje için üniversitelerimizin, meslek odalarımızın ve sivil toplum
örgütlerimizin görüşleri alınmış mıdır? Kanalın 25 metre derinlikte ve 150
metre genişlikte olacağı beyan edilmiştir. Projeyle ilgili bir ÇED raporu veya
ön etüt raporu var mıdır?
Karadeniz’den
giren ortalama binde 17,9 tuzluluktaki su ile Marmara’nın binde 24,9 tuzundaki
suyunun buluşması sonucunda, hem yükseklik farkı ve hem de tuzluluk farkından
dolayı ne tür hidrolojik ve çevresel dengesizlikler oluşacaktır?
Bu
projenin, Karadeniz ve Marmara Denizi’ndeki balık üreme sahalarını ve
dolayısıyla balıkçılık sektörünü nasıl etkileyeceği araştırılmış mıdır? Kanalın
her iki yanındaki yüzeylerden sızacak deniz suyunun, bölgede baraj ve gölleri
besleyen ve tarım, orman ve İstanbul içme suyu açısından hayati olan su
havzalarındaki tatlı su akiferlerine olacak etkisi hesaplanmış mıdır?
Bu
kanalın, İstanbul Boğazı, Marmara Denizi, Karadeniz ve Çanakkale Boğazı’nın yüz
binlerce yıldır kurulu bulunan çevresel ve hidrolojik dengelerini etkileme
özellikleri hakkında bir araştırma yapılmış mıdır?
Bu
projenin, ekonomi, ulaştırma ve çevre etkileri açısından uluslararası önemi
vardır. Karadeniz ve Ege’de kıyıları olan ülke kıyılarını etkilemesi açısından,
Yunanistan, Bulgaristan, Romanya, Ukrayna, Rusya ve Gürcistan hükûmetleriyle görüşmeler yapılmış
mıdır? Yapılmışsa görüşleri nelerdir?
Proje
gerçekleştiğinde söz konusu kanalın iki yanında yerleşecek bina yoğunluğu ve
nüfus hakkında bir tahmin var mıdır, varsa sayısı nedir? Milyonlarca kişinin
yerleşmesi planlanan bu alanda oluşacak kirli su atıkları nereye deşarj
edilecektir, boşaltılacaktır? Bu atık projesinin çevresel etkileri ve maliyeti
belirlenmiş midir?
Bu
projenin, 13/8/2012 tarih ve 3573 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’yla İstanbul’un
Avrupa yakasında Küçükçekmece Gölü ile Terkos Gölü, Karadeniz kıyısı arasında
kalan, toplamda -üçüncü havaalanı dâhil- 38.400 hektarlık yeni yerleşim alanı
projesiyle ilişkisi var mıdır?
Sayın
Bakan, tabii, bir kısmı Çevre ve Şehircilik Bakanlığını ilgilendiren bu
sorulara oradan cevap gelmedi. Muhtemelen siz bu soruların bir kısmına,
konumunuz itibarıyla, Ulaştırma Bakanı olarak ilgili olabilirsiniz ve bunların
da bir kısmının cevabını burada belki sizden alabiliriz.
Bu proje,
gerçekten İstanbul’un kuzeyindeki ve güneyindeki denizleri, İstanbul’un
ekolojisini -çok yönlü- ve denizlerin hidrolojisini ve canlı varlık
özelliklerini önemli derecede etkileyecektir. Bununla ilgili,
üniversitelerimizde konuyla ilgili uzmanlarımız, hocalarımız oldukça
endişelidir. Bunların görüşlerini aldığınızı duymadık.
Saygılarımı
sunuyorum, teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ederiz Sayın Eyidoğan.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul
edilmemiştir.
12’nci
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul
edilmiştir.
Sayın
milletvekilleri, ikinci bölümde yer alan maddelerin oylamaları tamamlanmıştır.
Oylamaya
geçmeden önce oyunun rengini belirtmek üzere bir lehte, bir aleyhte söz vereceğim.
Lehte,
Kocaeli Milletvekili İlyas Şeker.
Buyurunuz
Sayın Şeker. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
İLYAS
ŞEKER (Kocaeli) – Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi
öncelikle saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
441 sıra
sayılı Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkında Kanun
Tasarısı’nın lehinde söz almış bulunmaktayım.
Öncelikle,
kanuna geçmeden önce CHP Milletvekilimiz Haydar Akar Bey’e çok çok teşekkür
ediyorum çünkü bize bazı konularda açıklama yapma fırsatı verdiğinden dolayı;
İZGAZ’ın özelleştirilmesi konusunda birkaç bilgiyi paylaştı, ben de sizlerle bu
bilgileri paylaşayım arkadaşlar.
Gerçekten
şu anda biz AK PARTİ iktidarı olarak, hem belediye hem Hükûmet olarak geçmişle
çok uğraşmıyoruz; gelecekle ilgili, 2023’le ilgili neler yapılacak, hangi
projeler yapılacak, onunla uğraşıyoruz. Geçmişle ilgili de bu tür sorular
gelince, geçmişte yapılan yanlışları da aktarmak zorundayız.
Arkadaşlar,
2004 yılında Kocaeli Büyükşehir Belediyesi olarak yönetimi devraldık. Yönetimi
devraldığımızda İZGAZ’ın abone sayısı 80 bindi. Biz özelleştirmeye geçtiğimiz
zaman abone sayısı 215 bine çıktı; yüzde 170 oranında bir artış var. Yine,
devraldığımızda çelik boru hattı 600 kilometre idi, biz özelleştirdiğimizde 3
bin kilometreye çıkardık; yüzde 400 artış sağlandı. Abone sayısı 70 bindi, 190
bine çıkardık; yüzde 171 oranında bir artış sağlandı.
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) – İki sefer abone…
İLYAS
ŞEKER (Devamla) - Tüketilen gaz miktarı 50 milyon metreküptü, biz
özelleştirmeye girdiğimiz zaman 1 milyar 800 milyon metreküpe çıkardık ve artış
oranı yüzde 36 bin oldu.
Tabii,
bunlarla birlikte, CHP döneminde bunun özelleştirilmesi için müracaatlar
yapıldı, 20/06/2002 tarihinde özelleştirmeye çıkarıldı, gelen bir teklif vardı,
on yıl süreyle, on yıl içinde ödeyeceğini söylüyor ve teklif ettiği rakam 135
milyon dolardı. O anda İZGAZ’ın borcu ise 180 milyon dolar, artı, BOTAŞ’ın
borcuydu. Yani, 135 milyon dolara özelleştirseydi üzerine de para koyacaktı
belediye diğer borçlarını ödemek için. O yukarıda belirttiğim çalışmalar
yapıldıktan sonra ne oldu? Kocaeli Büyükşehir… Ayrıca bu ikincide rakam düşük
olduğu için özelleştirme yapmadılar, iptal ettiler, 15/3/2003 tarihinde tekrar
özelleştirmeye çıkardılar. Bu tarihte de, maalesef, hiç kimse teklif vermedi
İZGAZ’a.
Büyükşehir
Belediyesi olarak, biz AK PARTİ iktidarı olarak bu hizmetleri yaptıktan sonra
özelleştirmeye çıkardık arkadaşlar. Yüzde 90’ını özelleştirdik. Daha önceden
yüzde 100’ü özelleştirilmişti. Yüzde 90’ını kaç paraya özelleştirdik biliyor
musunuz arkadaşlar? 549 milyon dolara özelleştirdik ve İZGAZ’ın borcu, o ana
kadar birikmiş olan, eski yönetimden gelen 317 milyon dolar borcu vardı, borcu
ödediğimiz gibi, Büyükşehir Belediyesinin kasasına da 232 milyon dolar girdi.
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) – Başkent Doğalgazdan ne kadar fazla doğal gaz tüketiyor İZGAZ?
İLYAS
ŞEKER (Devamla) - Yani buradan şunu söylüyorum: CHP döneminde özelleştirilirken
180 milyon dolar teklif edilmişti, bununla borçları bile ödeyemiyordu, üzerine
100 milyon daha koyması gerekiyordu; bizim dönemimizde, bu tam, borçları
ödendikten sonra da 317 milyon dolar da kasaya para girdi.
Tabii,
arkadaşlar, bunu belirttikten sonra özellikle bu demir yoluyla ilgili birkaç
konuyu da paylaşmak istiyorum. Maalesef, yıllardan beri demir yoluna bir
yatırım yapılmadığı için özellikle sanayi Marmara Bölgesi’ne yığılmış durumda.
Bütün sanayinin yüzde 70’i Marmara Bölgesi’nde, nüfusun da büyük bir çoğunluğu
Marmara Bölgesi’nde. Bunun gerekçesi de, tabii, üretilen malın nakliyesinde
ciddi bir maliyet oluşturuyor kara yolu, bunun maliyetini düşürmek için
denizden istifade etmek amacıyla yapılmış. Demir yollarıyla da
güçlendirilmeyince bütün sanayi Marmara Bölgesi’nde toplanmış.
Biliyorsunuz,
Marmara Bölgesi birinci derecede deprem bölgesi, çok riskli bir bölge ve
maalesef geçmişte yapılan hatalı planlama vardı, bundan dolayı da yoğun bir göç
alıyordu. İşte, bu demir yollarının güçlendirilmesiyle birlikte, hem özel
sektör hem devletin güçlendirilmesiyle birlikte sanayi artık Anadolu’ya doğru
kayacaktır ve bölgedeki batıya olan göç de bu vesileyle düşmüş olacak. Ayrıca
bölgeler arasındaki gelişmişlik dengesizliği de bu vesileyle ortadan
kaldırılacaktır.
Bunun
için, ben, bu yasaya emeği geçen başta Bakanımız olmak üzere tüm
arkadaşlarımıza gerçekten çok teşekkür ediyorum.
Bu yasayı
kabul eden çok değerli siz saygıdeğer milletvekili arkadaşlarıma da teşekkür
ediyor, saygılarımı sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ederiz Sayın Şeker.
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) – Sayın Başkan…
BAŞKAN –
Buyurunuz Sayın Akar.
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) – Sayın Hatip benim söylediğim rakamların doğru olmadığını, düzelttiğini
söyledi. Verdiği rakamlar yanlış rakamlar, onları düzeltmek için açıklama
yapmak istiyorum müsaade ederseniz.
BAŞKAN –
Buyurun, düzeltiniz lütfen. (CHP sıralarından alkışlar)
İLYAS
ŞEKER (Kocaeli) – Nesini düzeltecek?
IX.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
3.- Kocaeli Milletvekili Haydar Akar’ın,
Kocaeli Milletvekili İlyas Şeker’in görüşülen kanun tasarısının oylamasından
önce oyunun rengini belirtmek üzere yaptığı konuşma sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; konuşmacı arkadaşıma
teşekkür ediyorum.
Aslında
verdiği rakamların tümü doğru, ben bu konuda bir şey söylemedim.
İLYAS
ŞEKER (Kocaeli) – Neyi düzelteceksin?
HAYDAR
AKAR (Devamla) – Rakamların tümü doğru, yalnız eksik söylediği bir şey var;
evet, CHP döneminde de özelleştirilmeye çalışılmıştır ama özelleşmemiştir, bu
da doğru. Biz bir suç işlemedik, hata yapmadık yani özelleştirmeyle ilgili
kamunun malını bir peşkeş falan çekmedik kimseye. Benim söylediğim başka bir
şey.
İLYAS
ŞEKER (Kocaeli) – Teklif bile gelmedi, teklif!
HAYDAR
AKAR (Devamla) – Başkent Doğalgaz 1 milyar 162 milyon dolara satıldı. Başbakan
dedi ki: “Daha önce 1,5 milyar doları gördü bu Başkent Doğalgaz, vermem.” ama
imam-hatipten arkadaşı çıkınca bunun altına imza attı. Ama bir şeyi eksik
söyledin sen burada: İZGAZ’ın Başkent Doğalgazdan yılda 200 milyon metreküp
daha fazla doğal gaz tükettiğini söylemedin. Eğer bunu söyleseydin… İZGAZ’ın
Başkent Doğalgazdan 3 kat daha büyük olduğunu, 4 kat daha büyük olduğunu, abone
olarak beşte 1’idir ama tüketim olarak daha fazla olduğunu, maddi değerinin
sanayi bölgesi olması anlamında 4 milyar dolar, 3 milyar dolar olduğunu
söylemedin, Başkent Doğalgazdan daha pahalı olduğunu söylemedin. Bunları
söyleyeceksin.
Yine,
hızlı tren yapmakla, sevgili kardeşim, Anadolu’ya sanayi falan gitmez. Eğer
sanayi gitseydi ve hızlı tren yaparak gitseydi senin kentindeki organize sanayi
bölgelerine tren giderdi. Senin kentinde 13 tane organize sanayi bölgesinin
hiçbirine tren gitmiyor, gitme şansı da yok. Hatta gitmediği gibi, Devlet
Demiryolları, lojistik köyleri hiç konuşmadık ama kent merkezine, Köseköy’ün
merkezine kuruyor. Bugün Kocaeli’ne 2 bin tır giriyor. O lojistik merkezinden
sonra, bugün Kocaeli’ne 10 bin tır girecek, sadece tırların, konteynerlerin yarıştığı bir alan hâline
dönüşecek. Eğer o kentte gerçekten kaliteli yaşam istiyorsan, depremden zarar
gören o kentin ayağa kalkmasını, kaliteli bir hâle gelmesini istiyorsan bugün
“Sanayiye -Kocaeli’de- hayır.” demelisin ve insanın insanca yaşayabileceği bir
kente dönüşmesi için emek sarf etmelisin.
Bunu
söylüyor, teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ederiz Sayın Akar.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam)
3.- Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının
Serbestleştirilmesi Hakkında Kanun Tasarısı ve Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve
Turizm Komisyonu Raporu (1/749) (S. Sayısı: 441) (Devam)
BAŞKAN –
Oyunun rengini belirtmek üzere, aleyhte, Malatya Milletvekili Veli Ağbaba.
Buyurunuz
Sayın Ağbaba. (CHP sıralarından alkışlar)
VELİ
AĞBABA (Malatya) – Teşekkür ederim.
Öncelikle,
geçtiğimiz hafta hayatını kaybeden, bizim uzunca yıllar Samsun milletvekilliğimizi
yapan Sayın İlyas Kılıç’ı burada rahmetle anıyor, torunu Çağatay Kılıç’a da baş
sağlığı dileklerimi iletiyorum grubumuz adına.
Değerli
arkadaşlar, biz bu kanuna baştan sona karşıyız. Komisyondaki arkadaşlarımız, bu
konunun uzmanı arkadaşlarımız görüşlerini açıkladılar. Bu kanuna, adı üzerinde,
baştan sona karşıyız.
Şimdi,
Sayın Bakan buradayken ben Malatya’yla ilgili çok önemli gördüğüm ve
Malatya’yı, hatta birçok şehrimizi kalkındıracak, geliştirecek bir projeyi
Sayın Bakanın, beni dinlerlerse, dikkatlerine sunmak istiyorum. Evet, Sayın
Bakan şu anda meşgul ama…
BAŞKAN –
Siz Genel Kurula hitaben devam ediniz lütfen.
VELİ
AĞBABA (Devamla) – Peki.
Sayın
Bakan, şimdi, bizim, Malatya’yı, hatta Kemaliye -belki ilginizi çeker- İliç,
Keban, Arapgir, Arguvan, Alacahan, Kangal, Hekimhan, Kuluncak, Yazıhan
ilçelerini havaalanına bağlayan bir yol var. Şimdi, o çayın üzerine bir köprü
yapılır ise bu saydığım ilçeler havaalanına 40 kilometre civarında
yaklaşacaklar yani Sivas’ı, Erzincan’ı, Elâzığ’ı, Malatya’yı direkt
ilgilendiriyor, 40 kilometre yol kısalacak. Yolun 40 kilometre kısalması demek
hem Malatya şehir içi trafiğinin rahatlaması demek hem de insanların
havaalanına 40 kilometre yaklaşması demek.
Şimdi,
Hekimhan’da çeşitli tesisler yapılıyor, birçok ilçemizde çeşitli yatırımlar
yapılıyor ve bu ilçelerin hemen hemen hepsi İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de
gurbetçileri olan yerler. Eğer bu yol yapılır ise, bu köprü yapılır ise, Sayın
Bakan, hem Kemaliye hem İliç hem bu saydığım ilçeler -yani 5 il- havaalanına 40
kilometre yaklaşmış olacak.
40
kilometre yaklaşması ne demek? Kemaliye’nin, İliç’in, Arapgir’in, Hekimhan’ın,
Arguvan’ın turizminin gelişmesi demek, İstanbul’daki gurbetteki insanların
Malatya’ya rahat gelebilmesi demek. Bu konuya dikkatlerinizi çekmek istiyorum
ve eğer yapılabilirse, bu konuda bölgeye çok önemli bir hizmet olacak.
Yapılacak
köprü, Malatya Bereketli köyü ile Tomolar arasında, maliyeti çok olmayan, düşük
bir maliyete çıkacak bir köprü.
ÜNAL
KACIR (İstanbul) – Kaç metre?
VELİ
AĞBABA (Devamla) – Yani herhâlde 20-30 metre civarında bir köprü. Bu köprü,
Malatya’yı, bu saydığım ilçeleri -Sayın Bakanın ili de olmak üzere- havaalanına
40 kilometre yaklaştıracak.
40
kilometre demek, Malatya’daki ilçelerin gelişmesi demek, Kemaliye’nin, İliç’in,
Arapgir’in gelişmesi demek Sayın Bakan. Bu konuda sizden rica ediyoruz, bunu da
araştırabilirseniz, Malatya açısından size minnettar kalırız.
Şimdi,
değerli milletvekilleri, ben Malatya’yı çok konuşuyorum çünkü oy veren
Malatyalılar Türkiye Büyük Millet Meclisinde Malatya’ya yapılan haksızlıkları
dile getirmem için bana oy verdiler. Maalesef, kara yolları anlamında Malatya
hak ettiği hizmeti alabilmiş değil. Çevre yolu olmayan, çevremizdeki illere
göre çevre yolu olmayan tek il maalesef Malatya.
Bakın,
Malatya her anlamda bir dünya markası. Kayısısıyla… Birinci, dikkatinizi
çekiyorum, birinci karaciğer naklini gerçekleştiren bir karaciğer merkezimiz
var. Dünyanın en ünlü cevizi, üzümü, kirazı… Malatya’nın her şeyi meşhur ama
Malatya hak ettiği hizmeti alabilmiş mi? Alamamış. Çevre yolumuz yok, çevre
yolumuz. Çevre yolu yok, Malatya’nın çevre yolu yok. Malatya’nın içinden geçmek
bir keşmekeş.
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) – Bizde var, parayla geçiyoruz.
VELİ
AĞBABA (Devamla) – Evet, maalesef öyle.
Yine,
bakın, bütün, Diyarbakır’ı, doğuyu, Karadeniz’e bağlayan Sivas-Malatya yoluna
bir tek metre yatırım yapılmamış. Elâzığ tarafına yapılmış duble yol, herhâlde
Elâzığlılar yaptırdı diye düşünüyorum çünkü bizim olsa Malatya’yla Sivas arası
duble yol olur, bir metre duble yol yapılmış değil. Bu bütün, Malatya’yı,
doğuyu, Karadeniz’e bağlayan yol ama maalesef hâlâ o yol tek şeritli bir yol
olarak ulaşıma devam ediyor.
Yine,
değerli arkadaşlar, Malatya’yı Kuluncak ilçesine bağlayan bir yol var, köy
yolundan farksız, Kuluncak yolu köy yolundan farksız. Hem yol bozuk hem de tek
şerit olduğu için Kuluncaklılar, Darendeliler, Ayvalılar bu yola giderken…
Maalesef bir köy yolundan daha beter bir yol, ama maalesef 2002’den beri
iktidarda olan AKP bir tek metre bu yola el vurmuş değil, bu yolu yapmış değil.
Değerli
arkadaşlar, AKP’ye en çok, maalesef en çok oy veren illerden birisi Malatya.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
VELİ
AĞBABA (Devamla) – Her yere duble yol yapılıyor, Malatya’ya duble kazık
atılıyor. Böyle bir şey olabilir mi, böyle bir şey olabilir mi? Ama maalesef
bir tane vicdan sahibi insan çıkıp bu konuda haksızlığı dile getirmiyor.
BAŞKAN –
Teşekkür ederiz Sayın Ağbaba.
VELİ
AĞBABA (Devamla) – Ben Sayın Bakanın bu konuda tekrar dikkatini çekmek
istiyorum.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN –
Teşekkür ederiz Sayın Ağbaba.
Sayın
milletvekilleri, tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Açık
oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Oylama
için üç dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN –
Sayın milletvekilleri, Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi
Hakkında Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:
“Kullanılan oy sayısı : 238
Kabul : 212
Ret : 26 (x)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Bayram Özçelik Muhammet
Bilal Macit
Burdur İstanbul”
Tasarı
kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
Beş
dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati : 18.55
(x) Açık oylama kesin
sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 18.59
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER : Bayram ÖZÇELİK (Burdur),
Muhammet Bilal MACİT (İstanbul)
BAŞKAN –
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 96’ncı Birleşiminin
Dördüncü Oturumunu açıyorum.
4’üncü sırada
yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Bosna ve Hersek Bakanlar Konseyi
Arasında Sağlık Alanında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine
başlayacağız.
4.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Bosna ve
Hersek Bakanlar Konseyi Arasında Sağlık Alanında İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu
Raporu (1/421) (S. Sayısı: 160)
BAŞKAN –
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Komisyonun
bundan sonra da bulunamayacağı anlaşıldığından, kanun tasarı ve teklifleri ile
komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla görüşmek için, 25 Nisan 2013
Perşembe günü saat 14.00’te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 19.00