DÖNEM: 24 CİLT: 6 YASAMA YILI: 3
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
27’nci Birleşim
21 Kasım 2012 Çarşamba
(TBMM Tutanak
Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu Tutanak Dergisi’nde yer alan ve
kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar
tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına
uygun olarak yazılmıştır.)
İ Ç İ N D E K İ L
E R
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- YOKLAMA
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları
1.- Iğdır
Milletvekili Sinan Oğan’ın, son zamanlarda artan terör olaylarına, Dünya
Televizyon Günü’ne ve Anadolu Ajansı Genel Müdürünün Milliyetçi Hareket
Partisini kınamasına ilişkin gündem dışı konuşması
2.- Mardin Milletvekili
Abdurrahim Akdağ’ın, 21 Kasım Mardin’in Kurtuluş
Günü’ne ilişkin gündem dışı konuşması
3.- İstanbul
Milletvekili Ali Özgündüz’ün, muharrem ayı ve Kerbela
olayına ilişkin gündem dışı konuşması
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Artvin
Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, elektrik dağıtım
özelleştirmelerinden sonra Artvin’in ilçelerinde sık sık elektrik kesintileri
yaşandığına ve bu sorunun çözülmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
2.- Isparta
Milletvekili S. Nevzat Korkmaz’ın, Isparta-Antalya-Dereboğaz
yolunun duble yol hâline getirilmesinin ileriki
yıllara bırakıldığına ve bu yolun yapımı için tüm Isparta milletvekillerini
harekete geçmeye davet ettiğine ilişkin açıklaması
3.- Bursa
Milletvekili Aykan Erdemir’in, AKP’nin ülke çapında üye yazım kampanyası
düzenlediğine ancak Siyasi Partiler Sicil Bürosunun yaptığı çalışmada sahte üye
kayıtları yapıldığının tespit edildiğine ilişkin açıklaması
4.- İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal’ın, hâkim ve savcıların kişisel güvenliklerinin
artırılması amacıyla yapılan indirimli silah kampanyasına ve Van ilinde
depremzedeler için yapılan konutların suları bağlanmadığı için vatandaşların bu
konutlara taşınamadığına ilişkin açıklaması
5.- Kocaeli
Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan’ın, Dünya Çocuk Hakları Günü nedeniyle
çocuklarımıza yaşanacak bir dünya bırakmak için her türlü savaşa karşı
durulması gerektiğini anımsatmak istediğine ilişkin açıklaması
6.- Adana
Milletvekili Ali Halaman’ın, şehitlere rahmet
dilediğine ve Hükûmeti memleketin sosyal faaliyetleriyle ilgili samimiyete
davet ettiğine ilişkin açıklaması
7.- Giresun
Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu’nun, Hükûmet temsilcileri ile Öcalan
arasındaki görüşmelerde alınan kararların kamuoyunun bilgisine sunulmasını
beklediklerine ilişkin açıklaması
8.- Mardin
Milletvekili Erol Dora’nın, açlık grevlerinin sona ermesine ve bundan sonra da
diyalog ve müzakerelerin sürmesini dilediklerine ilişkin açıklaması
9.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, muharrem ayı ve Kerbela olayına ilişkin açıklaması
10.- Muş
Milletvekili Sırrı Sakık’ın, açlık grevlerinin sona
ermesine ve bundan sonra da diyalog ve müzakerelerin sürmesini dilediklerine
ilişkin açıklaması
11.- İstanbul
Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt’ün, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’ne ve
ülkemizdeki çocukların durumuna ilişkin açıklaması
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Önergeler
1.- Diyarbakır
Milletvekili Emine Ayna’nın, Dilekçe Komisyonu üyeliğinden istifa ettiğine
ilişkin önergesi (4/77)
2.- Bingöl
Milletvekili İdris Baluken’in, Sağlık, Aile, Çalışma
ve Sosyal İşler Komisyonu üyeliğinden istifa ettiğine ilişkin önergesi (4/78)
B) Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Şanlıurfa
Milletvekili İbrahim Binici ve 21 milletvekilinin, özellikle son yıllarda terör
suçu işlediği gerekçesiyle tutuklanan ve hüküm giyenlerin sayısında meydana gelen
artışın nedenlerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/418)
2.- BDP Grubu
adına Grup Başkan Vekilleri Iğdır Milletvekili Pervin Buldan ve Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplan’ın, yükseköğretimin giderek
paralı hâle getirilmesinin yarattığı sorunların ve yükseköğretimde eğitimin
tamamen parasız olabilmesi için neler yapılması gerektiğinin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/419)
3.- İstanbul
Milletvekili Erdoğan Toprak ve 20 milletvekilinin, ÖSYM'nin güvenilirliğinin ve
yapılan sınavlarda hak kaybına uğrayanların mağduriyetlerinin giderilmesi için
yapılması gerekenlerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/420)
C) Çeşitli İşler
1.- Görüşmeleri
izlemek üzere Genel Kurulu teşrif etmiş bulunan Mısır Parlamentosu Şûra Konseyi
İnsan Kaynakları Gelişimi ve Yerel Yönetimler Komitesi üyesi
parlamenterlerinden oluşan heyete Başkanlıkça “Hoş geldiniz.” denilmesi
VII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- CHP Grubunun,
beyaz et sektörünün sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla verilmiş olan (10/220) esas numaralı Meclis Araştırması Önergesi’nin ön görüşmesinin Genel Kurulun 21/11/2012 Çarşamba günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin
önerisi
VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Bolu
Milletvekili Tanju Özcan’ın, Bolu Milletvekili Ali Ercoşkun’un
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
IX.- SEÇİMLER
A) Komisyonlarda Açık Bulunan
Üyeliklere Seçim
1.- Sağlık, Aile,
Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonunda açık bulunan üyeliğe seçim
2.- Dilekçe
Komisyonunda açık bulunan üyeliğe seçim
X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul
Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli,
Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın;
Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük
Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in; Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa
Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S. Sayısı: 156)
2.- Devlet Sırrı
Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporları
(1/484) (S. Sayısı: 287)
3.- Finansal
Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu
Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/601) (S. Sayısı: 239)
XI.- OYLAMALAR
1.- Finansal
Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu
Tasarısı’nın oylaması
XII.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Ankara Milletvekili
Levent Gök’ün, çevre düzeni planları değiştirilirken müellif belgesi
yeterliliği aranmamasına ilişkin Başbakandan sorusu ve Çevre ve Şehircilik
Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın cevabı (7/9846)
2.- Artvin
Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, Artvin Çoruh Üniversitesi
öğrencilerinin barınma sorununa ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat
Kılıç’ın cevabı (7/11080)
3.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, 2003-2012 yılları
arasında Bakanlık bünyesinde kiralama yoluyla hizmet veren binalara ilişkin sorusu
ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın cevabı (7/11081)
4.- Mersin
Milletvekili Ali Öz’ün, gençlik ve spor il müdürlüklerinin yetki ve bütçelerini
artırmaya yönelik çalışmalara ve Mersin’deki jimnastik aletlerine desteğe
ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın cevabı (7/11082)
5.- Mersin
Milletvekili Ali Öz’ün, 2012 Londra Olimpiyatları’nın sonucuna ve yetenekli
sporculara devlet desteğinin arttırılmasına ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor
Bakanı Suat Kılıç’ın cevabı (7/11083)
6.- Ankara
Milletvekili Levent Gök’ün, Londra Olimpiyat Oyunları’na ve İstanbul’un 2020
Yaz Olimpiyat Oyunları adaylığına ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat
Kılıç’ın cevabı (7/11084)
7.- Çanakkale
Milletvekili Mustafa Serdar Soydan’ın, lise düzeyindeki genç sporcuların
sorunlarına ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın cevabı
(7/11085)
8.- İstanbul
Milletvekili Fatma Nur Serter’in, Ankara’da Cebeci İnönü Stadı’nın yıkılacağı
iddialarına ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın cevabı
(7/11086)
9.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Bakanlık merkez ve
taşra teşkilatları ile bağlı birimlerinde yapılan protokol harcamalarına
ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın cevabı (7/11285)
10.- İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli’nin, üniversite
öğrencilerinin barınma sorununa ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat
Kılıç’ın cevabı (7/11286)
11.- İstanbul
Milletvekili Umut Oran’ın, Ankara’nın Gölbaşı ilçesinde TOKİ tarafından inşa
edilen toplu konut uygulamasının yönetimine ilişkin Başbakandan sorusu ve Çevre
ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın cevabı (7/11416)
12.- İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzel’in, Nilüfer Çayı havzasındaki kirlilik
oranına ve alınan önlemlere ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı
Erdoğan Bayraktar’ın cevabı (7/11543)
13.- Kocaeli
Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, İzmit’in bir mahallesinde yaşayan vatandaşların
arazilerinin kamulaştırılmasından kaynaklanan sorunlara ilişkin sorusu ve Çevre
ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın cevabı (7/11566)
14.- Iğdır
Milletvekili Sinan Oğan’ın, Anadolu Ajansı tarafından düzenlenen bir sertifika
programına ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın
cevabı (7/11662)
I.-
GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu
saat 15.00’te açılarak üç oturum yaptı.
Eskişehir
Milletvekili Ruhsar Demirel, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’ne,
Trabzon
Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu, 24 Kasım Öğretmenler Günü’ne,
Çorum
Milletvekili Murat Yıldırım, İsrail’in Gazze halkına karşı başlattığı yıkıcı
savaşa karşı düşüncelerine,
İlişkin gündem
dışı birer konuşma yaptılar.
Manisa
Milletvekili Muzaffer Yurttaş,
Adıyaman
Milletvekili Salih Fırat,
20 Kasım Dünya
Çocuk Hakları Günü’ne;
Bursa
Milletvekili Aykan Erdemir, İran’ın başkenti Tahran’da düzenlenen Suriye Ulusal
Diyaloğu Toplantısı’nda Hükûmetten bir temsilcinin bulunmamasına,
Artvin
Milletvekili Uğur Bayraktutan, Artvin ili Cerrattepe mevkisinde maden
işletilmesiyle ilgili olarak Trabzon Bölge İdare Mahkemesinin yürütmeyi
durdurma kararı vermiş olduğuna ve bir an önce buradaki çalışmanın
durdurulmasını dilediğine,
Erzincan
Milletvekili Muharrem Işık, Erzincan’da Pir Sultan Abdal Derneğinin çadırına
karşı yapılan saldırıyı kınadığına ve tüberküloz oldukları için kesilen
hayvanlara belirlenen bedellerin Erzincan’da müfettiş tarafından indirildiğine,
Muğla
Milletvekili Mehmet Erdoğan, 24 Kasım Öğretmenler Günü’ne ve öğretmenlerin
özlük haklarının görevleriyle mütenasip hâle getirilmesini dilediğine,
Adıyaman
Milletvekili Muhammed Murtaza Yetiş, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’ne ve
Suriye’de tutuklu kalan gazeteci Cüneyt Ünal’ı almak maksadıyla Suriye’ye giden
CHP heyetine,
Amasya
Milletvekili Ramis Topal, Amasya’da soğan
üreticilerinin sorunlarına Hükûmet yetkililerince çözüm bulunup bulunmayacağını
öğrenmek istediğine,
İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzel, Dünya Çocuk Hakları Günü’ne ve ülkemizde
çocukların yaşam koşullarına,
İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal, parasız eğitim isteyen tutuklu öğrencilere özgürlük
için Beyazıt Meydanı’nda yapılan basın açıklaması sırasında öğrencilere
kimyasal madde içeren suyla müdahele edilmesiyle
ilgili olarak Bakanlığın derhâl harekete geçmesi gerektiğine ve Dünya Çocuk
Hakları Günü’ne,
İlişkin birer
açıklamada bulundular.
Lüksemburg
Temsilciler Meclisi Başkanı Laurent Mosar’ın, beraberinde bir Parlamento heyeti ile birlikte
ülkemizi ziyaret etmesinin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanının
12/11/2012 tarih ve 35 sayılı Kararı ile,
Tunus Ulusal
Kurucu Meclisi Haklar, Özgürlükler ve Dış İlişkiler Komisyonu heyetinin,
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının konuğu olarak 6-10 Kasım 2012
tarihleri arasında ülkemize resmî bir ziyarette bulunmasının Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlık Divanının 30/10/2012 tarih ve 34 sayılı Kararı ile,
Uygun bulunduğuna
dair Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı tezkereleri Genel Kurulun
bilgisine sunuldu.
Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve 21 milletvekilinin, mısır tarımı ve mısır
üreticilerinin sorunlarının (10/415),
Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve 20 milletvekilinin, Afşin-Elbistan Çöllolar kömür havzasında hayatını kaybeden
madencilerimizin göçük altından çıkarılması ve Türkiye’de yaşanan maden
kazaları konusunun (10/416),
Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve 19 milletvekilinin, ülkemizdeki yolların
kalitesinin arttığının söylenmesine rağmen ölümlü ve yaralanmalı trafik
kazalarında azalma olmamasının sebeplerinin (10/417),
Araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergeleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki
yerlerini alacağı ve ön görüşmelerinin sırası geldiğinde yapılacağı açıklandı.
Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu adına Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural
ve Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın; TRT ve
Anadolu Ajansı’nın yayınlarında tarafsızlığı sağlayamadığı, üstlendiği görevin
sorumluluğunu yerine getirmediği ve kamu kaynaklarını partililere aktardığı
iddiasıyla Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç hakkında bir gensoru açılmasına
ilişkin önergesi (11/23),
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Grup Başkanvekili Yalova
Milletvekili Muharrem İnce’nin; Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında toplantı,
gösteri ve seyahat özgürlüklerinin kullanılmasını engellediği, halka şiddet
uygulayan kamu görevlilerini himaye ettiği ve kamu gücünü kullanarak
vatandaşlar üzerinde baskı uyguladığı iddiasıyla, İçişleri Bakanı İdris Naim
Şahin hakkında bir gensoru açılmasına ilişkin önergesi (11/24),
Genel Kurulun
bilgisine sunuldu; önergelerin gündeme alınıp alınmayacağı hususundaki
görüşmelerin bu birleşimde yapılmasını da kapsayan AK PARTİ grup önerisinin
Genel Kurulun onayına sunulacağı açıklandı.
AK PARTİ Grubunun, Genel Kurul gündeminin ve çalışma saatlerinin
yeniden düzenlenmesine; bastırılarak dağıtılan (11/23) ve (11/24) esas numaralı
Gensoru Önergelerinin 20 Kasım 2012 Salı günkü (bugün) gündemin “Özel Gündemde
Yer Alacak İşler” kısmının sırasıyla 1’inci ve 2’nci sıralarına alınmasına ve
Anayasa’nın 99’uncu maddesi gereğince gündeme alınıp alınmayacağı hususundaki görüşmelerin
Genel Kurulun bugünkü birleşiminde yapılmasına; 20 Kasım 2012 ile 5, 12, 19 ve
26 Aralık 2012 Salı ve Çarşamba günkü birleşimlerinde sözlü soruların
görüşülmemesine; 4, 11, 18 ve 25 Aralık Salı günkü birleşimlerinde bir saat
sözlü soruların görüşülmesini müteakip diğer denetim konularının görüşülmeyerek
gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler”
kısmında yer alan işlerin görüşülmesine; 337 sıra sayılı Kanun Tasarısı’nın İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel kanun olarak bölümler
hâlinde görüşülmesine ilişkin önerisi yapılan görüşmelerden sonra kabul edildi.
İstanbul
Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin AK
PARTİ Grup Başkanına,
Hatay
Milletvekili Refik Eryılmaz, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı’nın
Cumhuriyet Halk Partisine,
Sataşmaları
nedeniyle birer konuşma yaptılar.
Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün, (2/30) esas numaralı Emekliler ile Bunların Dul ve
Yetimlerinin Sendikalaşması Hakkında Kanun Teklifi’nin
doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi yapılan görüşmelerden sonra kabul
edilmedi.
Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu adına Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural
ve Mersin Milletvekili Mehmet Şandır’ın; TRT ve
Anadolu Ajansı’nın yayınlarında tarafsızlığı sağlayamadığı, üstlendiği görevin
sorumluluğunu yerine getirmediği ve kamu kaynaklarını partililere aktardığı
iddiasıyla Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç hakkında bir gensoru açılmasına
ilişkin önergesinin (11/23),
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Grup Başkanvekili Yalova
Milletvekili Muharrem İnce’nin; Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında toplantı,
gösteri ve seyahat özgürlüklerinin kullanılmasını engellediği, halka şiddet
uygulayan kamu görevlilerini himaye ettiği ve kamu gücünü kullanarak vatandaşlar
üzerinde baskı uyguladığı iddiasıyla, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin hakkında
bir gensoru açılmasına ilişkin önergesinin (11/24),
Gündeme alınıp
alınmamasına ilişkin ön görüşmeleri tamamlandı; yapılan oylamalar sonucunda
önergelerin gündeme alınması kabul edilmedi.
Yalova
Milletvekili Muharrem İnce, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın
şahsına 2 defa,
Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınç, Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin şahsına 2 defa,
Ankara
Milletvekili Emine Ülker Tarhan, Sinop Milletvekili Mehmet Ersoy’un Cumhuriyet
Halk Partisine,
Ankara
Milletvekili Emine Ülker Tarhan, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in CHP
Grubuna,
İstanbul
Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in BDP
Grubuna,
Sataşmaları
nedeniyle birer konuşma yaptılar.
Alınan karar
gereğince, 21 Kasım 2012 Çarşamba günü saat 14.00’te toplanmak üzere 21.26’da
birleşime son verildi.
Meral
AKŞENER |
Başkan
Vekili |
|
Bayram ÖZÇELİK Fatih
ŞAHİN |
Burdur Ankara
|
Kâtip
Üye Kâtip
Üye |
|
Muhammet Bilal MACİT Mustafa
HAMARAT |
İstanbul Ordu
|
Kâtip
Üye Kâtip
Üye |
II.- GELEN KâĞITLAR
No:
35
21 Kasım 2012 Çarşamba
Raporlar
1.- Ekonomik İşbirliği
Teşkilatı Reasürans Şirketi Anlaşma Hükümlerinin Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/664) (S.
Sayısı: 353) (Dağıtma tarihi: 21.11.2012) (GÜNDEME)
2.- Milletlerarası Finansman
Kurumu Ana Anlaşmasının Tadil Edilmesine İlişkin Guvernörler Kurulu Kararının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu
Raporu (1/693) (S. Sayısı: 355) (Dağıtma tarihi: 21.11.2012) (GÜNDEME)
3.- 6328 Sayılı Kamu
Denetçiliği Kurumu Kanununun 11 ve Geçici 1 inci Maddeleri Hükümlerine Göre
Yapılacak Kamu Başdenetçiliği Seçimine Dair Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığı Yazısı ve Dilekçe Komisyonu ile İnsan Haklarını
İnceleme Komisyonu Üyelerinden Oluşan Karma Komisyon Raporu (5/6) (S. Sayısı:
356) (Dağıtma tarihi: 21.11.2012) (GÜNDEME)
Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Şanlıurfa Milletvekili
İbrahim Binici ve 21 Milletvekilinin, terör suçu işlediği gerekçesiyle
tutuklanan veya hüküm giyen kişilerin sayısında meydana gelen artışın
nedenlerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/418) (Başkanlığa geliş
tarihi: 26.12.2011)
2.- BDP Grubu Adına Grup
Başkanvekilleri Iğdır Milletvekili Pervin Buldan ve Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın, yükseköğretimin paralı hale getirilmesinin
yarattığı sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/419)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.12.2011)
3.- İstanbul Milletvekili
Erdoğan Toprak ve 20 Milletvekilinin, ÖSYM'nin yeterliliğinin araştırılarak
yapılan sınavlarda hak kaybına uğrayanların mağduriyetlerinin giderilmesi için
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/420) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.12.2011)
Geri Alınan
Yazılı Soru Önergesi
1.- Osmaniye Milletvekili
Hasan Hüseyin Türkoğlu, Makamınıza yönelttiği, Osmaniye Milli Eğitim
Müdürlüğünde görevlendirilen bir öğretmene ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesini 21.11.2012 tarihinde geri almıştır. (7/11606)
21 Kasım 2012 Çarşamba
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati:
14.00
BAŞKAN: Başkan
Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER:
Fatih ŞAHİN (Ankara), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 27’nci Birleşimini açıyorum.
III.- YOKLAMA
BAŞKAN – Elektronik cihazla
yoklama yapacağız.
Yoklama için üç dakika süre
vereceğim. Sayın milletvekillerinin oy düğmelerine basarak salonda
bulunduklarını bildirmelerini, bu süre içerisinde elektronik sisteme giremeyen
milletvekillerinin salonda hazır bulunan teknik personelden yardım istemelerini,
buna rağmen sisteme giremeyen üyelerin ise yoklama pusulalarını görevli
personel aracılığıyla üç dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını
rica ediyorum.
Yoklama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN – Toplantı yeter
sayısı vardır.
Görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce 3 sayın
milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı ilk söz, son
zamanlarda artan terör olayları hakkında söz isteyen Iğdır Milletvekili Sayın
Sinan Oğan’a aittir.
Buyurun Sayın Oğan. (MHP
sıralarından alkışlar)
Sayın milletvekilleri, Genel
Kurulumuzda çok yoğun bir uğultu var, Sayın Hatibin sözlerini hepimizin doğru
işitebilmesi için… Uğultudan ben kendi sesimi duyamıyorum. Uğultuyu
kesebilirsek eğer…
Buyurun Sayın Oğan.
IV.- GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.- Iğdır
Milletvekili Sinan Oğan’ın, son zamanlarda artan terör olaylarına, Dünya
Televizyon Günü’ne ve Anadolu Ajansı Genel Müdürünün Milliyetçi Hareket
Partisini kınamasına ilişkin gündem dışı konuşması
SİNAN OĞAN (Iğdır) – Teşekkür
ederim Muhterem Başkanım.
Saygıdeğer Başkan, değerli
milletvekilleri; öncelikle matem ayı olan muharrem ayında İsrail’in yeni
matemler yaratan, yeni canlara kıyan, yeni ocakları söndüren saldırılarını
kınamak istiyorum; şiddetle, nefretle, hiddetle kınıyorum.
Bugün Dünya Televizyon Günü. Televizyonlar
doğru amaç için kullanıldığında son derece faydalı ama yanlış ellere geçtiğinde
nasıl tehlikeli bir araç olacağını günümüzde görüyoruz. Bu vesileyle Meclis
Televizyonunun da yanlış ellerde nasıl sansürlendiğinin de bir kez daha altını
çizmek istiyorum. Dünya Televizyon Günü, her ne kadar saat yediden sonra Meclis
televizyonunu AKP İktidarı kapatsa da kutlu olsun.
Bu arada değerli
milletvekilleri, Milliyetçi Hareket Partisi dün bir önerge vermişti, gensoru
vermişti. Gensoru muhalefetin en doğal haklarından birisidir. Denetim görevini
Meclisin yerine getirmesi için vermiş olduğu bir haktı ve Milliyetçi Hareket
Partisi bu hakkını kullandı. Ancak dün bir bürokrat, Anadolu Ajansı Genel
Müdürü, kendi twitter adresinden partimizi kınadığını
açıkladı. Bu, öncelikle sayın Adalet ve Kalkınma
Partisi milletvekilleri, size hakarettir, Sayın Başbakan Yardımcısı Arınç’a hakarettir ve Hükûmetinize hakarettir. Dün biz
Anayasa’nın bize verdiği hakkı kullandık, siz de iktidar olarak, çıktınız,
burada kendinizi savundunuz, oylama yapıldı ve demokratik bir şekilde hak
yerini buldu -her ne kadar kalkan ellerle bu yapılsa da- ancak Anadolu Ajansı
Genel Müdürünün böyle bir hakkı var mıdır? AKP grup başkan vekillerine
soruyorum: Siz bunu tasvip ediyor musunuz? Anadolu Ajansı Genel Müdürü kendi
işine baksın, Anadolu Ajansı Genel Müdürünün işi değil MHP’yi kınamak, onun işi
görevini yapmaktır. Dolayısıyla herkes haddini bilecektir. Bu ülkede, maalesef,
herkes haddini bilmediği için siyaset heveslisi bürokratların bu şekilde
talihsiz açıklamalarıyla karşı karşıya kalıyoruz. Adalet ve Kalkınma Partisi
grup başkan vekilleri de burada Anadolu Ajansı Genel Müdürünün kendi işlerine karışmasını, çıkıp, bu kürsüden kınayacaktır
diye umuyorum, ümit ediyorum.
Bir de tabii, bugün
Mardin’imizin Onur Günü, yeri gelmişken onu da kutlamak istiyorum, her ne kadar
sizin bölücü Büyükşehir Yasa’nız Mardin’i, düşmanın işgal edemediği Mardin’i
bugün birilerine peşkeş çekse de Mardin’in -inadına- Onur Günü kutlu olsun,
Mardin halkı da gereken cevabı sandıkta verecektir.
Değerli milletvekilleri,
terör, maalesef, son günlerde gündemimizin en önemli maddesi olmaya devam
ediyor. Bir yanda Gazze’de İsrail terörü devam ederken diğer yanda sizin yanlış
uygulamalarınız sebebiyle askerlerimiz şehit oluyor. Her gün üçer beşer
askerlerimiz şehit oluyor. Bir taraftan terör silahıyla bu ülkeyi tehdit
ederken, bir taraftan terör yardakçıları açlık grevleriyle Hükûmeti tehdit eder
noktaya gelmiştir. Aslında buradan şunu ifade etmek istiyorum: Siz düne kadar
tek başına iktidardaydınız, bugün artık sizin koalisyon ortaklarınız var.
Koalisyon ortaklarınızdan birisi İmralı öteki Barzani; koalisyon ortağınız
hâline gelmiştir.
Uludere’de açlık grevini
yapanları, Uludere’yi ve diğer, bu ülkeyle sıkıntılı durumda olan her yeri
ziyaret ediyorsunuz değerli komisyon üyeleri
-ilgili komisyon üyeleri- bir de şehit ailelerini ziyaret etseniz. Bu
komisyonlara da buradan çağrıda bulunuyorum: Gazilerimizi de bir ziyaret edin,
ayağınız o tarafa doğru gitmiyor mu? Uludere’ye koşarak gidenler, başka yerlere
koşarak gidenler, niye, acaba, şehit ailelerini ziyarete hiç gitmiyorlar? Açlık
grevi günlerce televizyonlarda gösterildi. Şehit ailelerimizin, gazilerimizin
durumları, niye, bu ülkede gündem maddesi yapılmıyor, bunu da sormak lazım.
Biz size terörü sıfır
noktasında bıraktık, siz “sıfır sorun” diye yola çıktınız, sıfır komşu ve
teröre karşı maalesef sıfır samimiyetle bugünkü duruma gelmiş bulunuyorsunuz.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim
Sayın Oğan.
Gündem dışı ikinci söz, 21
Kasım Mardin’in Kurtuluş Günü nedeniyle söz isteyen, Mardin Milletvekili Sayın Abdurrahim Akdağ’a aittir.
Buyurun Sayın Akdağ. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
2.- Mardin
Milletvekili Abdurrahim Akdağ’ın, 21 Kasım Mardin’in
Kurtuluş Günü’ne ilişkin gündem dışı konuşması
ABDURRAHİM AKDAĞ (Mardin) –
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 21 Kasım Mardin’in Kurtuluş Günü
münasebetiyle şahsım adına söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
İşgalden bahsederken,
öncelikle, Kudüs işgalcisi İsrail rejimini kınıyorum, Filistinli kardeşlerime
buradan selamlarımı ve hürmetlerimi gönderiyorum.
Değerli milletvekilleri, Fransız
Kolonel Norman’ın yanına birkaç subay daha alarak
Mardin’i işgal etmek üzere görevlendirildiğini biliyoruz. Mardin işgalden,
kaleden patlatılan top dışında tek bir kurşun atılmadan, zekâ ve yiğitlik eseri
bir stratejiyle kurtulmuştur. Mardin’in, aslında, hiç işgale uğramadığı ve bu
nedenle, kurtuluş günü olamayacağı anlaşıldığından, Mardin’in kurtuluşunun
91’inci yıl dönümü kent merkezinde 2010 yılında son kez kutlandı. Mardin
Belediye Meclisinin aldığı kararla, 21 Kasım günü Onur Günü olarak belirlendi.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; AK PARTİ İktidarı döneminde Mardin’imize her alanda hizmet
götürmeye çalıştık. 2003-2012 yılları arasında sağlık alanında vatandaşlarımız
için 168 milyon TL ödenek kullanıldı. Yine bu dönemde, 244 yataklı Kızıltepe
Devlet Hastanesi ve 150 yataklı Midyat Devlet Hastanesi hizmete açıldı. Hâlen
300 yataklı Mardin Devlet Hastanesi ve 150 yataklı Nusaybin Devlet Hastanesinin
inşaatı devam etmektedir.
Yörede elektrik kesintisi ve
voltaj düzensizliği en büyük problemlerden birisi olduğu bilinmektedir. 2002
yılında elektriğe 7,5 milyon TL ödenek ayrılırken, 2012 yılında bu rakam 22
milyon TL’ye çıkarıldı.
AK PARTİ’nin
eğitime verdiği önemi hepimiz bilmekteyiz. Mardin’de 2003-2012 yılları arasında
2.680 derslik yapıldı. Kızıltepe ilçesinde 16 derslikli sağlık meslek lisesi ve
24 derslikli Anadolu öğretmen lisesinin inşaatı devam etmektedir.
Sağlıklı bir nesil
yetiştirmek için Hükûmetimiz 2012 yılında Gençlik Spora 5,3 milyon TL ödenek
aktarmıştır.
Mardinli hemşehrilerimize
2002 yılında Sosyal Yardımlaşma Vakfından 9 milyon TL ayrılırken, 2012 yılında
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımız 69 milyon TL tahsis etmiştir.
Devlet Su İşleri kapsamında
2003 yılında 633 bin TL ödenek sağlanırken, 2003-2012 arasında toplam 316,5
milyon TL ödenek ayrılmıştır.
Ayrıca Mardin’in en büyük
ilçesi olan Kızıltepe’nin kanayan yarası olan Zergan
Deresi’nin ıslahı için 12 milyon TL keşif bedelli proje onaylanmıştır. Revizyon
çalışması ve ihaleyi müteakip bu problemin çözüme ulaşması da inşallah bizim
iktidarımıza nasip olacaktır.
Sayın milletvekilleri,
kentsel dönüşüm kapsamında altmış yıllık altyapının yenilenmesi bitme aşamasına
gelmiştir. Mardin’in UNESCO dünya kültür mirasına adaylığı hedeflerimiz
arasındadır.
Mardin, 2003 öncesinde yalnızca
28 kilometrelik duble yola kavuşmuşken 2003-2012
arasında 213 kilometrelik yolu tamamlanmıştır. Yani seksen yılda sadece 28
kilometre yapılırken, dokuz yılda seksen yılın 10 katı yol yapılmıştır.
Tarım memleketi Mardin’imiz
2002’den önce 21 milyon TL destekleme alırken, 2002-2011 arası 714 milyon TL
destekleme verilmiştir.
2023 vizyonunda
Mardin’i kültür, sanat ve turizm şehri yapmak, yıllık 5 milyon turist
kapasitesine eriştirmek, 5 milyar dolar turizm geliri ve 5 milyar dolar ihracat
geliri elde etmek amacımızdır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; tarihî kimliğine kavuşturmak için çaba harcadığımız ve
büyükşehir belediyesi olacak Mardin şehrimize başta sizler olmak üzere doğudan
batıya, kuzeyden güneye tüm vatandaşlarımızı bekleriz.
Bu millet inandı mı yapar;
inandık ve başardık.
Değerli milletvekilleri, bu
duygu ve düşüncelerle Mardin’in 21 Kasım Onur Günü’nü tekrar kutlar, yüce
heyetinizi saygıyla selamlarım. (AK PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim
Sayın Akdağ.
Gündem dışı üçüncü söz,
muharrem ayı ve Kerbela olayı konusunda söz isteyen
İstanbul Milletvekili Sayın Ali Özgündüz’e aittir.
Buyurun Sayın Özgündüz. (CHP
sıralarından alkışlar)
3.- İstanbul
Milletvekili Ali Özgündüz’ün, muharrem ayı ve Kerbela
olayına ilişkin gündem dışı konuşması
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) –
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Evet, yine geldi muharrem… Bu
ay, matem ayı, mâhî muharrem. Üç gün sonra âşûrâ, yani muharremin onuncu günü. İmam Hüseyin’in Kerbela’da zalimce şehit edildiği gün.
“Kimdir ol şahı şehidi Kerbela
Nûr-i çeşmi Murteza, Al-i Aba
Ceddi pakidir
Muhammet Mustafa
Ağla, matemdir muharremdir
bugün
İnle, matemdir muharremdir
bugün”
Bu tür mersiyeler okunur.
Bildiğiniz gibi, tarihteki o kanlı güne ağıtlar yakılır, o an anılır. İmam Hüseyin, Kerbela’da gerçek dini,
İslam’ı, ahlakı, zalime boyun eğmemeyi, onurlu duruşu, erdemi, hürriyeti,
adaleti, dürüstlüğü temsil ederken, karşısında bulunan Yezit sahte dini, zorbalığı,
güç ve iktidar uğruna her şeyi mübah sayan, bu uğurda
Peygamber’in soyunu dahi yok etmeyi göze alan, onları susuz şehit edip, geride
kalan çoluk çocuklarını esir ederek Kûfe ve Şam
sokaklarında dolaştıran hatta atalarının kesik başlarını mızraklar ucunda
dolaştıran sahte dini, yaptığı icraatlara dinî kılıf
uydurmayı, “Emevi anlayışı” temsil etmekteydi. O
anlayış ne Allah’tan korkuyordu ne de Resulullah’tan
utanıyordu.
Bu yas değerli
milletvekilleri, bütün Müslümanların yasıdır. Şii’si olsun, Sünni’si olsun,
Alevi’si, Şafii’si, Hanefi’si, Caferi’si herkesin ortak değeri olan ehlibeyte
yas tutmak bir ibadettir ve şükür ki topraklarımızda, Türkiye’de herkes
ehlibeyte aynı derecede ihtiram gösterir, bu aya özen gösterir, İmam Hüseyin’e
yas tutar. Bu bizim güzelliğimizdir. Bu, bu toprakların İslam’ı doğru
anlayışının bir güzelliğidir.
Bugün çevremizde mezhepler
yüzünden insanlar birbirini boğazlarken biz, o güzelliğimizle diğer ülkelere de
örnek bir anlayışı geçmişten beri de ortaya koyduk, bugün de bunu ortaya
koymalıyız.
Emperyalistlerin istediği
özellikle günümüzde mezhep çatışmalarıdır. Bölgede benim endişem var,
önümüzdeki süreçte mezhep çatışmaları çıkabilir. Bize düşen görev, bana göre,
Türkiye’deki bu anlayışı, laik cumhuriyet içinde yaşadığımız, birbirimize
saygı, inançlara saygı anlayışını aynı zamanda bölgemize de yaymak ve toplumsal
barışa, bölge barışına saygılı olmaktır.
İmam Hüseyin diyor ki: “Kim
bir bardak soğuk su içse beni hatırlasın.” O zulümden, o vahşetten kurtulan
Hazreti Zeynep ne zaman su içse, su istese suyu bekletirdi. “Bir damla suya
hasret giden evlatlarım, ağabeyim Hüseyin, bu suya hasret gitti, ben nasıl
soğuk su içerim?” diyerek bekletirdi, ısınırdı, öyle içerdi.
O günden bir sahne anlatayım.
Niye bu matem, bin dört yüz yıldır bu acı dinmiyor, daha iyi anlaşılsın.
Çocuklar, dudakları susuzluktan çatlamış, kurumuş bir hâlde su isterken İmam
Hüseyin’in kardeşi Hazreti Abbas
-Alemdar- atını Fırat’a sürdü, suyu tuluma doldurdu, gelirken Yezit’in askerleri kolunu kestiler. Su yere düştü, su
akmaya başladı. “Sanki ruhum da bedenimden akıyordu.” diye tasvir ediyor. Öbür
eliyle aldı, onu da kestiler. Ben gittim, o topraklarda, o mübarek kolların
kesildiği yerleri ziyaret ettim. Attan düştü, yüzü kan içinde, İmam Hüseyin
başına geldi, çadıra götürmek istedi. “Beni oraya götürme, ben yeğenlerime su
getireceğim diye söz verdim. Ben onların yüzüne nasıl bakarım?” dedi ve orada
defnedildi. Bu şekilde tarihin gördüğü en büyük vahşet fakat biz buradan bu
dersi çıkarmalıyız; işte, sahte din, yanlış din Peygamber’in evladını dahi
kesebiliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ALİ ÖZGÜNDÜZ (Devamla) – Biz
barışa vesile kılmalıyız, kardeşliğe vesile kılmalıyız diyorum, hepinizi
saygıyla selamlıyorum. Bu muharrem ayı münasebetiyle Genel Kuruldan da biraz
daha ihtiram bekliyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Çok teşekkür ederim
Sayın Özgündüz.
60’ıncı maddeye göre pek kısa
söz taleplerine cevap vereceğim, her zaman olduğu gibi.
Sayın Bayraktutan…
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Artvin Milletvekili
Uğur Bayraktutan’ın, elektrik dağıtım
özelleştirmelerinden sonra Artvin’in ilçelerinde sık sık elektrik kesintileri
yaşandığına ve bu sorunun çözülmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) –
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Daha önce Enerji Bakanlığına
yazılı birkaç kere soru sormamıza rağmen ne yazık ki bu konuda doyurucu bir
yanıt alamadık. Özellikle elektrik dağıtım özelleştirmelerinden sonra Artvin
ilçelerinde sık sık elektrik kesintileri yaşanmakta, Ardanuç, Şavşat ve Yusufeli
gibi iç ilçelerimizde ve vatandaşın buzdolapları, elektrikli aletleri sık sık
bozulmaktadır. Bu konuda yapmış olduğumuz başvurular ne yazık ki sonuçsuz
kalmıştır. Bunun yanında, özelleştirmeyi yapan şirket, özellikle yerleşim
birimlerinde, köy gibi yerlerde gece aydınlatmalarına ilişkin sokak lambalarını
kesmiş bulunmaktadır. Yaban hayatının olmuş olduğu, yani yaban hayvanlarının
olmuş olduğu bir coğrafyada, köylerde vatandaş sık sık mağduriyet yaşamakta,
gece vakti bir evden bir yere gitmesi zor olmaktadır. Bu nedenle, Sayın Bakanın
bu konuya el koymasını ve Artvin’de ortaya çıkan ve Türkiye’nin birçok yerinde
enerji dağıtım özelleştirmesinden kaynaklanan bu sorunun, elektrik kesintileri
nedeniyle yaşanan bu sorunun ve özellikle bir politika hâline gelen sokak
lambaları…
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Korkmaz…
2.- Isparta
Milletvekili S. Nevzat Korkmaz’ın, Isparta-Antalya-Dereboğaz
yolunun duble yol hâline getirilmesinin ileriki
yıllara bırakıldığına ve bu yolun yapımı için tüm Isparta milletvekillerini
harekete geçmeye davet ettiğine ilişkin açıklaması
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) –
Sayın Başkan, Isparta için hayati önem taşıyan bir hususu yüce Meclisimizle
paylaşmak istiyorum.
Orta Anadolu’yu güneye
bağlayan en önemli güzergâh olan, yörede bilinen ismiyle Isparta-Antalya-Dereboğaz yolunun duble yol hâline
getirilmesinin ileriki yıllara bırakıldığı, bunun yerine Ağlasun-Bucak-Antalya
yolunun tüm doğal zorluklar ve zorlamalara rağmen asıl güzergâh olarak tespit
edilip duble yol hâline getirilmesine karar verildiği bilgilerine ulaşılmıştır.
Sayın Başbakan, Hükûmet
Meydanı’nda, Ispartalıya Dereboğazı yolunun duble yol yapılacağı sözünü vermiştir. Ülkenin Başbakanı
verdiği sözün arkasında durmalıdır.
Buradan bir çağrı yaparak, bu
yol için tüm Isparta milletvekillerini harekete geçmeye davet ediyor, AKP
milletvekillerinin yapacağı her girişime Milliyetçi Hareket Partisi olarak
destek olmaya hazır olduğumuzu ifade ediyor, saygılarımı sunuyorum.
BAŞKAN – Sayın Erdemir…
3.- Bursa
Milletvekili Aykan Erdemir’in, AKP’nin ülke çapında üye yazım kampanyası
düzenlediğine ancak Siyasi Partiler Sicil Bürosunun yaptığı çalışmada sahte üye
kayıtları yapıldığının tespit edildiğine ilişkin açıklaması
AYKAN ERDEMİR (Bursa) – Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; AKP, ülke çapında üye yazım kampanyası
düzenliyor. Bu kampanyada en çok üye yazan partililere promosyon
olarak dizüstü bilgisayar, kol saati ve altın veriyor. Başarılar dileriz.
Dileriz dilemesine de Siyasi Partiler Sicil Bürosunun yaptığı çalışmada,
Bursa’da AKP’ye üye yapılanlardan 800’ünün hâlihazırda CHP üyesi olduğu ortaya
çıkarılmış ve kayıtları silinmiştir. Yozgat’ta durum Bursa’dan daha da
vahimdir. CHP İl Başkanı Onur Kaytan, bilgisi dışında AKP’ye üye yapılmıştır.
El insaf deriz. Sahte üye simsarı AKP’li promosyon
canavarlarının durumunun gözden geçirilmesini öneririz. AKP’yi dolandıran ve
kamuoyunu aldatan bu uyanıklar, 3’üncü dönem sınırına takılacak AKP’li
vekillerden doğacak boşluğu doldurmak için bulunmaz Hint kumaşıdır, tavsiye
ederiz.
Bir kantar siyasetin bir okka
edebe muhtaç olduğunu hatırlatır, yüce Meclisi saygıyla selamlarız.
BAŞKAN – Sayın Tanal…
4.- İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal’ın, hâkim ve savcıların kişisel güvenliklerinin
artırılması amacıyla yapılan indirimli silah kampanyasına ve Van ilinde
depremzedeler için yapılan konutların suları bağlanmadığı için vatandaşların bu
konutlara taşınamadığına ilişkin açıklaması
MAHMUT TANAL (İstanbul) –
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Hâkim ve savcıların kişisel
güvenliklerinin artırılması amacıyla indirimli silah alma kampanyasını Adalet
Bakanlığı başlatmıştır. Hâkim ve savcıların güvenliğini sağlayamayan bir
Hükûmet vatandaşın güvenliğini nasıl sağlar? Bu proje Hükûmetin vatandaşımızın
güvenliğini sağlayamadığının ikrarı anlamına gelmiyor mu? Yani her vatandaş
kişisel güvenliğini sağlamalı mı yoksa devletin sağladığı güvenlik yeterli mi?
İki, Van ilimizde yaşanan
depremin ardından yurttaşlarımıza teslim edilen konutların suyu bağlanmamıştır.
Suyu bağlanmadığı için depremzedelere teslim edilen konutlara taşınılamamıştır.
Vatandaşlarımızın mağduriyeti devam etmektedir, bu mağduriyet ne zaman sona
erecektir?
Teşekkür ederim, saygılarımı
sunarım.
BAŞKAN – Sayın Kaplan…
5.- Kocaeli
Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan’ın, Dünya Çocuk Hakları Günü nedeniyle
çocuklarımıza yaşanacak bir dünya bırakmak için her türlü savaşa karşı
durulması gerektiğini anımsatmak istediğine ilişkin açıklaması
MEHMET HİLAL KAPLAN (Kocaeli)
– Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Bizleri yaşama bağlayan umudumuzdur.
Umudumuzun kaynağı, yarınlarımızın güvencesi çocuklarımızdır. Yaşam hakları
ellerinden alınan, savaşın ortasında yaşamaya mahkûm edilen çocuklarımıza
yaşanacak bir dünya bırakmak için, acıların bir daha yaşanmaması adına her
türlü savaşa karşı durmalıyız.
Bu anlayışla bugün, bugünün
tohumları, yarının yaşam çiçekleri onları korumaya çalışmalıyız. Dün Dünya
Çocuk Hakları Günü’ydü, bunu anımsatmak istedim.
Teşekkür ederim Başkanım.
BAŞKAN – Sayın Halaman…
6.- Adana
Milletvekili Ali Halaman’ın, şehitlere rahmet
dilediğine ve Hükûmeti memleketin sosyal faaliyetleriyle ilgili samimiyete
davet ettiğine ilişkin açıklaması
ALİ HALAMAN (Adana) –
Başkanım, teşekkür ediyorum.
Sayın Başkanım, son günlerde
memleketimizin her köşesinde, her tarafında şehit cenazeleri süreklilik
kazandı. Ben, bunların ailesine Allah’tan rahmet diliyorum.
Yine, memleketimizin sosyal,
siyasi, ekonomik sorunları o kadar iktidar tarafından kişiselleşti ki Türkiye
Büyük Millet Meclisinde verilen gensorulara bakanlar kişisel cevap veriyor. Ne
yoldan bahsediyor ne sudan ne ekonomiden bahsediyor ancak çok oy aldık diyerek
oyalıyorlar.
Ben, Hükûmeti, iktidarı
memleketin sosyal faaliyetleriyle ilgili samimiyete davet ediyor, teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN – Sayın Karaahmetoğlu…
7.- Giresun
Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu’nun, Hükûmet temsilcileri ile Öcalan
arasındaki görüşmelerde alınan kararların kamuoyunun bilgisine sunulmasını
beklediklerine ilişkin açıklaması
SELAHATTİN KARAAHMETOĞLU
(Giresun) – Sayın Başkan, cezaevlerindeki açlık grevleri 68’inci gününde son
buldu. İnsanlık adına önemli bir kazanım olduğunu düşünüyorum. Açlık
grevlerinin çözümünde Öcalan’ın etkisinin koster olayına indirgenmesini kamuoyu
inandırıcı bulmamaktadır. Hükûmet temsilcileri ile Öcalan arasındaki
görüşmelerde alınan kararların kamuoyunun bilgisine sunulmasını Hükûmetten
bekliyoruz.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Sayın Dora…
8.- Mardin
Milletvekili Erol Dora’nın, açlık grevlerinin sona ermesine ve bundan sonra da
diyalog ve müzakerelerin sürmesini dilediklerine ilişkin açıklaması
EROL DORA (Mardin) –
Teşekkürler Sayın Başkan.
Meşru taleplerin karşılanması
için içeride ve dışarıda altmış sekiz gün boyunca sürdürülen açlık grevleri
sağduyulu yaklaşımların devreye girmesiyle son bulmuştur. Can kaybı yaşanmadan
açlık grevlerinin son bulması ülkemiz adına bir kazançtır. Kaybeden kimse
olmamıştır. Kazanan Kürt’üyle Türk’üyle bütün Türkiye olmuştur. Bundan sonra
yapılması gereken ise diyalog ve müzakere kapılarını yeniden aralamaktır.
Ölümler üzerinden değil,
çözümler üzerinden siyaset yapmanın vaktidir diyor, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN – Sayın Şandır…
9.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır’ın, muharrem ayı ve Kerbela olayına ilişkin açıklaması
MEHMET ŞANDIR (Mersin) – Çok
teşekkür ederim.
Sayın Başkanım, değerli
milletvekilleri; Hazreti Peygamber’in ümmetine emanet ettiği ehlibeytine,
özellikle de “ciğerparem” dediği torunu Hazreti Hüseyin’e Kerbela’da
yapılan zulmü Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak yüreğimiz kan ağlayarak
hatırlıyor ve yezitleri kıyamete kadar lanetliyoruz.
Değerli milletvekilleri,
muharrem ayı, ramazan ayından önce oruç ayıydı. Muharrem ayı tüm Müslümanlar
için ibadet ayıdır. Müslümanlar için çok değerli bir ortak paydadır. Bu ayda
yapılan ibadetleri Yüce Allah kabul etsin. Bu ibaretlerin yüzü suyu hürmetine
milletimizin birliğini ve dirliğini güçlendirsin diyor, hepinize saygılar
sunuyorum.
BAŞKAN – Sayın Sakık…
10.- Muş
Milletvekili Sırrı Sakık’ın, açlık grevlerinin sona
ermesine ve bundan sonra da diyalog ve müzakerelerin sürmesini dilediklerine
ilişkin açıklaması
SIRRI SAKIK (Muş) – Sayın
Başkan, teşekkür ediyorum.
Ben de bu açlık grevinde
emeği geçen bütün aktörleri kutluyorum kazasız, belasız ve kansız, ölümsüz bir
şeyi gerçekleştirdikleri için. Diliyorum, umuyorum ki, bugünden sonra da bu
diyalog ve müzakereler sürer, ülkemizde uzun süredir olmayan iç barışımızı hep
birlikte inşa ederiz. Ve hayat bize şunu gösterdi: Diyalog ve müzakerelerle
çözülmeyecek sorunlarımızın olmadığını. Onun için kim, hangi siyasi aktör bu
sürece katkı sunacaksa bence devletimizin bu konuda bir kompleksi
olmamalıdır, diyalog ve müzakereyi geliştirmelidir. Bunun için emeği geçen
herkese teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Sayın Öğüt…
11.- İstanbul
Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt’ün, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’ne ve
ülkemizdeki çocukların durumuna ilişkin açıklaması
KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul)
– Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Dün 20 Kasım Dünya Çocuk
Hakları Günü’ydü. Tüm çocukların doğuştan sahip olduğu eğitim, sağlık, barınma,
fiziksel veya psikolojik sömürüye karşı korunma gibi haklarından bahsediyoruz. Yani, maalesef, neredeyse hiçbirinin ülkemizde olmadığı haklardan. Bir
ülke düşünün ki kendi ülkesinin çocuklarını unutsun, bir Bakanlık düşünün ki
adı “Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı” olsun ama çocuklarda uyuşturucu
kullanımı, suç oranları ve madde bağımlılığıyla ilgili soruları yanıtsız
bıraksın.
Bakınız, bundan tam altı sene
öncesinde bile Türkiye’deki çocuk işçi sayısı 1 milyona dayanmış durumdaydı ama
altı yıldır başka bir tek araştırma yok. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine
göre, Türkiye’deki çocuk gelin sayısı 181 bini aştı. Sadece 2011’de yaklaşık 20
bin aile on altı yaşını doldurmuş çocuğunu evlendirebilmek için dava açtı.
Yine, resmî kayıtlar, 2008-2011 yılları arasında toplumsal olaylar da dâhil, on
bir yaş altındaki 14.065 çocuk ile on sekiz yaş altındaki toplam 299 bin çocuk
arasında suça karıştıkları için eylem yapıldığını söylüyor.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın Genel Kurula
sunuşları vardır.
Komisyondan istifa
tezkereleri vardır, okutuyorum:
VI.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Önergeler
1.- Diyarbakır
Milletvekili Emine Ayna’nın, Dilekçe Komisyonu üyeliğinden istifa ettiğine
ilişkin önergesi (4/77)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Dilekçesi Komisyon
Üyeliğimden istifa ediyorum. Gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim.
20.11.2012
Emine
Ayna
Diyarbakır
2.- Bingöl
Milletvekili İdris Baluken’in, Sağlık, Aile, Çalışma
ve Sosyal İşler Komisyonu üyeliğinden istifa ettiğine ilişkin önergesi (4/78)
20.11.2012
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Üyesi bulunduğum Sağlık,
Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu üyeliğinden Grup Başkanvekili görevinde
bulunduğum için istifa ediyorum.
Bilgilerinizi ve gereğini
saygılarımla arz ederim.
İdris
Baluken
Bingöl
Grup
Başkan Vekili
BAŞKAN – Bilgilerinize
sunulmuştur.
Meclis araştırması açılmasına
ilişkin üç önerge vardır, sırasıyla okutuyorum.
B) Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Şanlıurfa
Milletvekili İbrahim Binici ve 21 milletvekilinin, özellikle son yıllarda terör
suçu işlediği gerekçesiyle tutuklanan ve hüküm giyenlerin sayısında meydana
gelen artışın nedenlerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/418)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Amerikan AP (Associated Press) haber ajansının
Dünya ölçeğinde yaptığı bir araştırmaya göre, 11 Eylül 2001 tarihinden bu yana
35 bin 117 kişi terör suçundan hüküm giymiştir. Dünya nüfusunun yüzde 70'ine
tekabül eden ve 66 ülkeyi kapsayan bu araştırmada, 12 bin 897 hükümlü sayısıyla
Türkiye ilk sırada yer almıştır.
Özellikle son yıllarda terör
suçu işlediği gerekçesiyle tutuklu ve hükümlü sayısında meydana gelen artışın
nedenlerinin araştırılması ve gerekli çözümlerin üretilmesi amacıyla,
Anayasamızın 98'inci, İçtüzüğümüzün 104 ve 105'inci maddeleri uyarınca
Araştırma Komisyonu kurularak, konunun tüm boyutlarıyla araştırılmasını
saygılarımızla arz ve teklif ederiz. 26.12.2011
1) İbrahim Binici (Şanlıurfa)
2) Pervin Buldan (Iğdır)
3) Hasip
Kaplan (Şırnak)
4) Sırrı Sakık
(Muş)
5) Murat Bozlak (Adana)
6) Halil Aksoy (Ağrı)
7) Hüsamettin Zenderlioğlu (Bitlis)
8) İdris Baluken
(Bingöl)
9) Nursel Aydoğan (Diyarbakır)
10) Altan Tan (Diyarbakır)
11) Adil Kurt (Hakkâri)
12) Esat Canan (Hakkâri)
13) Sırrı Süreyya Önder (İstanbul)
14) Sebahat Tuncel (İstanbul)
15) Mülkiye Birtane (Kars)
16) Erol Dora (Mardin)
17) Ertuğrul Kürkcü (Mersin)
18) Emine Ayna (Diyarbakır)
19) Ayla Akat (Batman)
20) Demir Çelik (Muş)
21) Nazmi Gür (Van)
22) Özdal
Üçer (Van)
Gerekçe
Amerikan AP (Associated Press) haber ajansının
terör suçu nedeniyle hüküm giyenlere ilişkin araştırması, dünya nüfusunun yüzde
70'ini kapsayan 66 ülkede yapılmıştır. Araştırmaya dayanak olan temel verileri
ise devletlerin sağladığı bilgi edinme hakkını kullanarak elde etmiştir. Elde
edilen bulgulara göre, Eylül 2001 yılından günümüze kadar terör suçu işlediği
gerekçesiyle hüküm giyenlerin toplam sayısı 35 bin 117 kişidir. Araştırma
sonucunda yapılan sıralamaya göre, 12 bin 897 kişi ile Türkiye ilk sırayı
alırken, yaklaşık 7 bin kişiyle Çin ikinci sırada yer almıştır. Bu rakamlara
göre Türkiye ve Çin, tüm dünyadaki hükümlü sayısının yarısından fazlasına
sahiptir.
Çin nüfusunun 2010 yılı
rakamlarıyla 1 milyar 340 milyon olduğu ve Türkiye nüfusunun tam 18 katı
büyüklüğü dikkate alındığında, Türkiye açısından ortaya çıkan tablonun dehşet
verici boyutları daha net görülmektedir. Çin'de her 191 bin 500 kişiden 1'inin
terör suçu işlediğine hükmedilmişken, Türkiye'de bu oran 5 bin 740 kişide 1'e
yükselmiştir. Bu oranın yüksekliği, dünya genelinde terör suçu işlediği
gerekçesiyle hüküm giyen her 3 kişiden 1'inin Türkiye'de olması sonucunu
doğurmuştur. Terör suçu işlediği iddiasıyla tutuklu bulunan ve henüz yargılama
aşamasında olanların sayısı hesaba katıldığında, oranın daha çok yükseleceği
aşikârdır. Ortaya çıkan bu tablonun kabul edilmesi ve olağan sayılması Türkiye
vatandaşlarına yapılabilecek en büyük haksızlık olacağı gibi dünya kamuoyunda
da Türkiye vatandaşlarına karşı negatif yargıların oluşmasına yol
açacaktır.
Hiçbir toplumun şiddet
eğiliminde olmadığı bilimsel bir ön kabuldür. Türkiye'de özellikle son yıllarda
terör suçu işlediği iddiasıyla tutuklanan ve hüküm giyenlerin sayısında ciddi
artışlar olduğu bilinmektedir. Nitekim AP raporuna göre, Türkiye'de terör suçu
işlediği gerekçesiyle hüküm giyenlerin sayısı 2005 yılında 273 iken, bu sayı
2009 yılında 6 bin 345'e çıkarak tam 30 kat artmıştır. 2011 yılının sonlarına
gelindiğinde ise artış hız kesmeden devam etmiş ve sayı yaklaşık 13 bine
çıkmıştır. Bu sayıya terör suçu işlediği iddiasıyla halen yargılanmakta olan
tutukluların sayısı da eklendiğinde sorunun ciddi boyutlara ulaştığı daha net
görülecektir. Bu nedenle Türkiye vatandaşlarının dünya kamuoyunda hak etmediği
bu kötü şöhretin nedenlerinin araştırılması ve gereken tedbirlerin alınması
yerinde olacaktır.
2.- BDP Grubu
adına Grup Başkan Vekilleri Iğdır Milletvekili Pervin Buldan ve Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplan’ın, yükseköğretimin giderek
paralı hâle getirilmesinin yarattığı sorunların ve yükseköğretimde eğitimin
tamamen parasız olabilmesi için neler yapılması gerektiğinin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/419)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Yükseköğretimin giderek
paralı hale getirilmesinin yarattığı eşitsizliklerin önlenmesi, yükseköğretimde
eğitim tamamen parasız olabilmesi için neler yapılması gerektiğinin belirlenmesi
amacıyla Anayasa'nın 98'inci İç Tüzüğün 104'üncü ve 105'inci maddeleri
gereğince Meclis Araştırması açılması için gereğini arz ve teklif ederiz.
Pervin Buldan Hasip Kaplan
Grup
Başkanvekili Grup
Başkanvekili
Gerekçe
Neoliberal
politikalar ile eğitim ve bilim hızla bir kamu hizmeti olmaktan çıkarılıp
piyasanın acımasız rekabet koşullarına bırakılmaya çalışılmaktadır. Özellikle
1980'den sonra üniversitelerden başlanarak eğitim ve bilginin öncelikle
ticarileştiğini ardından metalaştırılıp tamamen piyasaya terk edilmeye
çalışıldığını ve hızla bir kamu hizmeti olmaktan çıkarıldığını görmekteyiz. Öğrencilerden harçlar alınmaya başlanması, daha doğrusu eğitimin
paralı hale getirilmesi, her yıl harçlara zam yapılması, ikili öğretim, açık
öğretim ve uzaktan öğretimin yaygınlaştırılması, yaz okullarının açılması, özel
öğrenci statüsünün getirilmesi, özel üniversite sayılarının her geçen yıl
artması, üniversitelerdeki sertifika programlarının çığ gibi artması vb uygulamalar ile üniversitelerin asıl işlevlerinde
yapısal değişiklikler yapıldığını görmekteyiz. Artık bilim için, insan
için, toplum ve ulus için üniversite değil piyasa için bilim, piyasa için
öğretim, piyasa için yayın ilkelerinin öne çıktığı bir üniversite portresi ile
karşı karşıyayız. Bugün üniversite eğitimi ve araştırma bir kamu hizmeti olarak
değil bir meta olarak görüldüğünü, üniversite özerkliği yalnızca mali özerklik
olarak düşünüldüğünü, üniversiteler arası rekabetin yaşandığını,
üniversitelerde özellikle düşük akademik unvan ve görevlerde sözleşmeli
istihdam biçimlerinin yaygınlaştığını görmekteyiz. Tüm bu değişim ve dönüşümler
üniversitenin bileşenlerinden biri olan öğrencileri de etkilemektedir.
Özellikle de emekçi ve yoksul aileler bu olumsuzluğu en çok yaşayan
kesimlerdir.
Aileler arasındaki derin
ekonomik eşitsizlikler üniversite öğrenimi sürecinde öğrenciler arasında da
eşitsizlik üretmektedir. Bu eşitsizlik öğrencilerin gelir durumları,
harcamaları, boş zaman aktiviteleri, geleceğe ilişkin beklentileri vb. birçok
durumu doğrudan etkilenmektedir.
Yapılan bilimsel bir
araştırmaya göre öğrencilerin %4'ü hiç parası olmadığını, %20,8'i de öğrenimini
sürdürmesi için yeterli parayı bulamayabileceğini dile getirilmektedir. Bir
başka araştırmada ise gelir azlığının, üniversite öğrencilerinin başta gelen
sorunlarından biri olduğu, %43'ünün 51-250 TL arası parayla geçimlerini
sürdürdükleri ve %6'sına ailelerinin para göndermediği saptanmıştır. Eğitim
temel bir hak olmasından yola çıkarak bu hakkın yerine getirilmesi sorumluluğu
devlete ait olmalıdır. Yükseköğretim herkes için erişilebilir olmalı, bireyin
yeteneği ve isteği dışındaki etkenlerle eğitim alması engellenmemelidir.
Yükseköğretimin giderek
paralı hale getirilmesinin yarattığı eşitsizliklerin önlenmesi, yükseköğretimde
eğitim tamamen parasız olabilmesi için neler yapılması gerektiğinin
belirlenmesi amacıyla bir meclis araştırma komisyonu kurulması konunun
hassasiyeti açısından elzemdir.
3.- İstanbul
Milletvekili Erdoğan Toprak ve 20 milletvekilinin, ÖSYM'nin güvenilirliğinin ve
yapılan sınavlarda hak kaybına uğrayanların mağduriyetlerinin giderilmesi için
yapılması gerekenlerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/420)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
ÖSYM Türkiye'nin en güvenilir
kurumlarından birisidir. Son 2 yıldır birçok hata ve problemle boğuşan ÖSYM,
çok sayıda davayla karşı karşıya kaldı. LYS'de
tercihlerde yapılan ‘unutkanlık', yanlış verilen başarı sıraları, LYS'de öğrencileri şaşırtan cevap kâğıdı, Polis Meslek
Yüksek Okulları Sınavı'nın iptal edilmesi de kuruma olan güveni sarstı.
KPSS sınavıyla kuruma olan
güven de sorgulanmaya başladı. KPSS'de soruları
çalındı.
Açık Öğretim Sınavı'na giren
ve büyük çoğunluğu 18-25 yaş arasında olan milyonlarca kişinin geleceğine büyük
bir skandalın gölgesi düşmüş durumda.
Yıllardır en güvenilir
kurumlardan biri olan ÖSYM son bir yılda yaptığı hatalarla yurttaşlarımızın ve
gençlerimizin güvenini zedelemiştir. Bu güvenin yenilenmesi için ne gibi
adımların atıldığı kamuoyunda merak konusudur.
Bu skandalların
sorumlularının cezalandırılıp, cezalandırılmadığı, bu skandallara yol açan
kadrolarda herhangi bir değişimin olup olmadığına dair değerlendirilmelerin
yapılması ve mağdur vatandaşlarımızın kayıplarının ne şekilde giderileceği
hususunu, kısacası ÖSYM nin güvenirliliğinin tespiti
amacıyla Anayasa'nın 98 inci, TBMM içtüzüğünün 104 ve 105 inci maddeleri
uyarınca Meclis araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz. 21.12.2011
1) Erdoğan Toprak (İstanbul)
2) Ali Rıza Öztürk (Mersin)
3) Engin Altay (Sinop)
4) Hurşit Güneş (Kocaeli)
5) Ali Serindağ (Gaziantep)
6) Ferit Mevlüt
Aslanoğlu (İstanbul)
7) Kadir Gökmen Öğüt (İstanbul)
8) İlhan Demiröz (Bursa)
9) Mustafa Moroğlu (İzmir)
10) Mustafa Sezgin Tanrıkulu (İstanbul)
11) Ali Sarıbaş (Çanakkale)
12) Ahmet İhsan Kalkavan (Samsun)
13) Aylin Nazlıaka (Ankara)
14) Doğan Şafak (Niğde)
15) Mehmet Volkan Canalioğlu (Trabzon)
16) Aykan Erdemir (Bursa)
17) Mehmet S. Kesimoğlu (Kırklareli)
18) Recep Gürkan (Edirne)
19) Durdu Özbolat
(Kahramanmaraş)
20) Faik Tunay (İstanbul)
21) Mehmet Şeker (Gaziantep)
BAŞKAN – Bilgilerinize
sunulmuştur.
Önergeler gündemdeki
yerlerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki görüşmeler
sırası geldiğinde yapılacaktır.
Cumhuriyet Halk Partisi
Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş
bir önerisi vardır. Okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
VII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- CHP
Grubunun, beyaz et sektörünün sorunlarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla verilmiş olan (10/220) esas numaralı Meclis
Araştırması Önergesi’nin ön görüşmesinin Genel
Kurulun 21/11/2012 Çarşamba günkü birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulu; 21.11.2012
Çarşamba günü (Bugün) toplanamadığından, Grubumuzun aşağıdaki önerisini,
İçtüzüğün 19 uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını
saygılarımla arz ederim.
Emine
Ülker Tarhan
Ankara
Grup
Başkanvekili
Öneri
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Gündeminin, Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler Kısmında yer alan (Beyaz et sektörünün
sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi) 10/220
Esas Numaralı Meclis Araştırma Önergesinin görüşmesinin, Genel Kurul’un
21.11.2012 Çarşamba günlü (Bugün) birleşiminde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN – Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu önerisinin lehinde ilk söz Bolu Milletvekili Sayın Tanju Özcan’a
aittir.
Buyurun Sayın Özcan. (CHP
sıralarından alkışlar)
TANJU ÖZCAN (Bolu) – Sayın
Başkan, çok değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Sayın milletvekilleri, bugün
beyaz et sektörünün sorunlarının araştırılarak, alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla, aynı zamanda beyaz et sektörünün başkenti konumunda
olan, Türkiye üretiminin de yüzde 30’una yakınını tek başına karşılayan Bolu
ilinin milletvekili olarak partim adına, grubum adına düşüncelerimi açıklamak
için söz almış bulunuyorum.
Değerli milletvekilleri,
belki birçoğunuzun seçim bölgesinde beyaz et üretimi konusunda çok ciddi bir
faaliyet yok ancak Türkiye’nin en önemli sektörlerinden bir tanesi olan beyaz
et sektörü yüz binlerce insanı doğrudan, 70 milyon insanı da dolaylı olarak
ilgilendiren bir sektör. Bu sektör Türkiye’deki en önemli sektörlerden bir
tanesi ancak önemine binaen devlet tarafından en az desteklenen sektörlerden,
sorunları neredeyse görmezlikten gelenin sektörlerden bir tanesi hâline geldi.
Sayın milletvekilleri, izin
verirseniz ben önce sektörle ilgili genel bilgiler verip arkasından
sorunlarıyla ilgili değerlendirmemi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Sektör, Türkiye’de
profesyonel anlamda 1970’li yıllarda aile işletmeciliği olarak başlamıştır.
1980’li yıllarda, özellikle Özal döneminde, devlet desteğiyle önemli mesafeler
alınmış, 1990’lı ve 2000’li yıllarda da sektörün büyümesi aynı hızla devam
etmiştir.
Değerli milletvekilleri,
dünyada son on yıl içerisinde beyaz et üretimi yüzde 15 oranında artarken
Türkiye’de bu oran yüzde 54 oranında olmuştur. Bu hamlelerle birlikte Türkiye
üretimde dünya 8’incisi olarak yerini almış bulunmaktadır. 2011 yılı sonu
itibarıyla, sayın milletvekilleri, beyaz et sektöründeki üretimimiz 1 milyon
625 bin tona ulaşmıştır. Ancak, tabii bizim size verdiğimiz bu rakam çok büyük
gibi görünse de hâlen üretim anlamında dünyada lider olan Amerika Birleşik
Devletleri, Çin, Brezilya gibi ülkelerin üretim düzeylerinin çok çok
gerisindedir. Sektörün liderleri, 2025 yılı için üretim hedefini 3 milyon 370
bin ton olarak öngörmektedirler.
Yine, sayın milletvekilleri,
bu sektörde Türkiye önemli ihracatçı ülkeler arasında yer almak için uğraş
veriyor. 2011 yılı sonu itibarıyla yaklaşık 266 bin ton ihracat yapılmış, bunun
önemli bir kısmı Irak’a, Türki cumhuriyetlere ve benzeri yakın ülkelere
yapılmıştır. Ancak, sayın milletvekilleri, Avrupa Birliği ülkelerine, sadece ve
sadece Hükûmetin basiretsizliği gibi basit sebeplerle, ihracat hâlen dahi
yapılamamaktadır. Ancak, ihracat anlamında şirketlerin özverisiyle çok önemli adımlar
atılmasına rağmen, hâlen dünya ihracatının tek başına yüzde 34’üne sahip olan
Amerika Birleşik Devletleri’nin ve yine dünya ihracatının tek başına yüzde
32’sine sahip olan Brezilya’nın çok çok gerisindedir ihracat rakamlarımız.
Üretimle ilgili, ihracatla ilgili bunlar söylenebilir.
Kanatlı et tüketimi aynı
zamanda Türkiye’de hızlı bir şekilde artmaktadır sayın milletvekilleri. 2011
yılı sonu itibarıyla kişi başı beyaz et tüketimi 19,5 kiloya ulaşmıştır
Türkiye’de. Bu oran Avrupa Birliği ülkelerinin üstündedir -Avrupa Birliğinde
ortalama 17,5 kilogramdır- ancak bu rakam Amerika Birleşik Devletleri, Kanada,
Brezilya gibi ülkelerin de hâlen çok çok gerisindedir. Ancak dünya
ortalamasının aşağı yukarı yakalandığını bu anlamda söylemeliyiz.
Sayın milletvekilleri, az
önce söyledim, aslında bu sektörün önü çok açık. Ancak bu sektörün bazı
sorunları var. Bunların çözümü noktasında adım atabilirsek sektör bundan sonra
kanatlanıp gidecek sektörlerden bir tanesi olacak. İsterseniz ben bu sektörün
sorunlarını üçe ayırarak burada değerlendirmemi yapmak istiyorum.
Bir tanesi değerli
milletvekilleri, çevre ve planlama sorunları. Şimdi, bu sektör güzel bir
sektör, ekonomimize ciddi bir dinamizm katıyor ancak bu sektörün en büyük
sıkıntısı çevre kirliliğine yol açıyor olması. Özellikle gübre meselesi var. Kümeslerden çıkan gübrelerin depolanması ayrı bir dert, bu
gübrelerin ortadan kaldırılması ayrı bir sıkıntı.
Sayın milletvekilleri, her
gün Türkiye’nin on binlerce kümesinden yüz binlerce ton tavuk gübresi ortaya
çıkıyor ve birçok ilimizde bu gübreleri işleyecek tesis olmadığı için bu
gübreler boş bulunan tarlalara, dere yataklarına ve benzeri yerlere dökülmekte.
Bunlar da yer altı sularının kirlenmesine, toprakta verim düşüklüğüne ve çevre
kirliliğine yol açmaktadır. Gübrelerin muhakkak yakılması gerekmektedir, bu
şekilde yok edilmesi gerekmektedir. Ancak, bunu yaparken de, Bolu’daki gibi,
hemen insanların yaşadığı meskûn mahallerde bu tür tesislerin yapılmaması
gerekir diye düşünüyorum. Devletin bu tür tesislerin yapımına doğrudan destek
vermesi gerektiğini sizlerle paylaşıyorum.
Yine, sayın milletvekilleri,
artık kimse istediği yere kümes yapmasın anlayışındayız. Bugüne kadar insanlar
istedikleri yerlere kümes yaptılar ancak artık bunlar planlanmalı ve çevre
düzeni planlarına da işlenmeli. Artık yeni kümes yapacak olan insan nerede
kümes yapacağını, nerede kümes yapamayacağını bilmeli.
Bir de ÇED raporlarıyla
ilgili bir sorun var. İlden ile değişiklik gösteriyor bu, keyfî bir uygulama
hâline geldi. Bazı illerde, belli büyüklükteki tesisler için “ÇED raporu
gereklidir.” deniyor, bazı illerde “Gerekli değildir.” deniyor. Bu çok ciddi
bir çifte standarda yol açıyor.
Sayın milletvekilleri, küçük
üreticinin sorunlarına da ikinci bölümde değinmek istiyorum. Bu sektörde aslında
ana yükü çeken, küçük üreticiler, küçük kümes sahipleri. Bunların
en önemli sorunlarından bir tanesi gübre atıklarının depolanması sorunu. Bu
insanların, kümeslerinden çıkan tonlarca gübreyi depolayabileceği alanlar yok.
Devlet bu konuda kendilerine yardımcı olmuyor, onlar da götürüp -az önce izah
ettiğim gibi- boş tarlalara gübrelerini boşaltıyorlar.
İki: Büyük yatırımcıların
artması sebebiyle sektörde, firmalardan iş alamaz duruma geldiler. Bakınız,
bugün, 200 bin ölçekli, 300 bin ölçekli, 500 bin ölçekli kümesler var, bunun
yanında 3 bin ölçekli, 5 bin ölçekli, 10 bin ölçekli kümesler de var ve bir
firma da hâliyle 200 bin ölçekli bir kümes varken 15 bin ölçeklisine civciv
vermek istemiyor. Bu sorunun çözülmesi gerekir kanaatindeyim.
Yine, küçük üreticinin,
kümesini büyütmek için krediye ihtiyacı var malumunuz ancak bankalar diyor ki
küçük üreticiye: “Sana 1 lira kredi vermem için karşılığında bana 3 lira
teminat göstermen gerekiyor.” E bunu da -takdir edersiniz- küçük üretici
gösteremediği için kredi alıp işini büyütemiyor.
Yine, devlet kredileriyle
yapılan ancak ruhsatlandırılmayan kümesler var. Devlet demiş ki: “Yap kardeşim,
ben senden ruhsat istemiyorum.” Tıpkı Bolu’daki gibi... Ancak bugün gelinen
noktada “Senin kümesin ruhsatsız.” diyor ve bu kümesleri mühürlemeye kalkıyor.
Sayın milletvekilleri, benim ilimde 600 ruhsatlı kümes varsa 6 bin de ruhsatsız
kümes var devlet desteğiyle yapılmış olan. Bu sorun hâlâ çözülmüş değil.
Küçük üreticilerin girdileri
sürekli artıyor sayın milletvekilleri, verilen fiyat aynı. Ancak küçük üretici,
enerji girdisinden dolayı, artık Bolu gibi şehirlerde, kışın faaliyette
bulunmak dahi istemiyor.
Küçük üreticinin, yine,
sigorta konusunda da teşvik edilmesi gerekiyor.
Yine, küçük üreticilerin
güçlü olan şirketlere karşı hiçbir güvencesi yok ve pazarlık şansı yok.
Örgütlenmeleri konusunda devlet desteğine ihtiyaç duyduklarını sizinle
paylaşıyorum.
Üçüncü sorun, büyük ölçekli
şirketlerin sorunları. Büyük ölçekli şirketlerin en önemli sorunlarından bir
tanesi kuş gribi, yalancı veba gibi hastalıkların ortaya çıkma ihtimali.
Hatırlarsınız, birkaç yıl önce çıkan kuş gribi ile ilgili dedikodular sektörün
belini önemli ölçüde kırmıştır. Bu tür hastalıkların ortaya çıkmaması için
devletin ciddi tedbirler alması gerekmektedir.
İkincisi, ihracat için
potansiyeli olan ülkelerle ikili anlaşma yetersizliği. Sayın milletvekilleri,
biz, birçok ülkeye, özel ikili anlaşmalarımız olmadığı için ihracat
yapamıyoruz, maalesef, bu noktada çok büyük bir sıkıntı yaşıyoruz.
Üçüncüsü, ihracat desteğinin
az oluşu. Türkiye'de tonda fiilen 30-40 dolar devlet desteği var ihracatta ama
Avrupa Birliği ülkelerinde tonda 325 euro devlet
desteği var. Şimdi, ben size soruyorum:
Bu şartlarda nasıl ihracat yapsın? Eğer biz desteği Türkiye Cumhuriyeti olarak
bırakın 325 eoro’ya, ton başına 200-250 dolara
çıkartırsak bu sektör ciddi anlamda ihracat patlaması yapacak, birkaç yıl
içinde birkaç milyar dolar ihracat yapar hâle gelecek.
Ham madde maliyetlerinin
yüksek oluşu, büyük şirketlerin önünde, üretici şirketlerin önünde çok büyük
bir handikap yaratıyor. Mısır, soya, soya küspesi ve
enerji girdileri bakımından rakip ülkelerle rekabet edemez durumdayız.
Yine, KDV oranlarıyla ilgili
bir sıkıntı var. KDV oranları toptan satışta yüzde 1’lere düşünce sektör KDV
yükünü taşıyamaz hâle geldi. Bu işte devletin de ciddi zararı var. İşte, ben bu
sebeple diyorum ki: İktidarıyla muhalefetiyle hep birlikte…
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
TANJU ÖZCAN (Devamla) –
Tamamlayabilir miyim Sayın Başkanım? Yarım dakikaya ihtiyacım var.
BAŞKAN - Hiç yapmadık ama, ne
olur, hiç yapmadık. Yani o çok yol oluyor.
Çok teşekkür ederim, çok sağ
olun.
TANJU ÖZCAN (Devamla) –
Arkadaşlar, iktidarıyla muhalefetiyle bu sektörün sorunlarını araştırmamız
gerekiyor. Bunda Türkiye’nin menfaati var diyorum, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Çok teşekkür ederim
Sayın Özcan.
Cumhuriyet Halk Partisi
Grubunun grup önerisi aleyhinde ilk söz Bolu milletvekili Sayın Ali Ercoşkun’a aittir.
Buyurun Sayın Ercoşkun.
ALİ ERCOŞKUN (Bolu) –
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisinin vermiş olduğu grup önerisi aleyhine
grubum adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle, Genel Kurulu saygıyla,
sevgiyle selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
bildiğiniz gibi, Türkiye tarımsal üretimde, tarımsal alanlarda 2002 yılından bu
yana çok ciddi bir aşama kaydetti. 2002’de, OECD raporlarına göre dünyada
11’inci sırada ve 23 milyar dolar hasıla elde eden
ülkemiz, şu anda 7’nci sırada ve 62 milyar dolar hasıla elde etmekte. Tarımsal
alanı aynı alan olan ama çalışan sayısında da yaklaşık yüzde 30 bir düşüş
olmasına rağmen, hasıla yaklaşık olarak 3 kat artmış
durumda. Bu durumu Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Teşkilatı da bir başarı
öyküsü olarak raporlarında anlatıyor.
Gene 2002 yılıyla
kıyasladığımız zaman, yüzde 69’larda olan kredi faiz oranları yüzde 5’lere
düştü ama aksine, ödeme oranları ise yüzde 62’lerde seyrederken yüzde 98,8’lere
kadar çıkmış durumda.
Tarımsal üretim içinde
yaklaşık 5 milyar
dolar civarında bir payı olan ve aileleriyle birlikte yaklaşık 1,5 milyon kişinin geçimini temin
ettiği bir büyüklük olan beyaz et sektörü ise oldukça önemli bir pay almakta.
Birleşmiş Milletler Gıda ve
Tarım Teşkilatının 2011 yılı verilerine göre, ülkemiz tavuk eti üretiminde
11’inci sırada, tavuk yumurtası üretiminde ise 13’üncü sırada; aynı şeyi
Avrupa’yla karşılaştırdığımızda tavuk eti üretiminde 2’nci sırada, yumurta
üretiminde ise 5’inci sırada yer almaktayız.
2011 yılı verilerine göre
ülkemizde 10.634 işletme ve bu işletmelere bağlı toplamda 17.040 adet kümes
bulunmakta. Neredeyse yüzde yüze yakın kayıt altında bulunan ve üretici
modeliyle yani en ücra köylere kadar yayılan üretim şekliyle maddi anlamda da tabana yayılan bir
sektör beyaz et sektörü.
Milletvekili olma onurunu ve
gururunu yaşadığımız Bolu’muz ise Türkiye’deki beyaz et sektörünün yaklaşık
yüzde 35’ine hitap etmekte.
Şimdi, bu bilgileri verdikten
sonra CHP grup önerisinde geçen ifadelere gelmek istiyorum. Dediğimiz gibi,
oldukça önemli bir sektör ve bu oldukça önemli sektör hakkında CHP’nin vermiş
olduğu grup önerisinde bazı rakamlar veriliyor. Her ne kadar Değerli
Milletvekili Arkadaşımız burada bu rakamları düzeltse de grup önerisinden
gitmek istiyorum.
Burada diyor ki: “Yumurta
üretimi yaklaşık 1 milyar civarında, tavuk eti üretimi 135.953 ton, yıllık 3
milyar dolar büyüklüğü olan bir sektör ve Türkiye’nin nüfusunun yüzde 35’i
tarımla ilgileniyor.” Mevcut durum ne? Yumurta üretimimiz 12 milyar 955 milyon
adet yani grup önerisinde belirtilen 1 milyarın yaklaşık 13 katı. Tavuk eti
üretimi ise 135.953 ton değil 1 milyon 613 bin 309 ton. Aynı şekilde yıllık
ciromuzun da 5 milyar doları aşan bir büyüklüğü var. Ülkemizin nüfusunun yüzde
35’i 2002’de tarımla uğraşıyordu, şu anda yaklaşık yüzde 25’e düşmüş durumda
yani rakamlara baktığımız zaman grup önerisinin ne kadar özensiz bir şekilde
hazırlandığını, ne kadar geçmiş bilgilere dayandığını burada net bir şekilde
görmüş oluyoruz.
Şöyle ben bir kıyaslama yaptım
yani 2002 yılında neydi? 2002 yılında da yumurta 11 milyar 555 milyon adet,
tavuk eti üretimi 696.187 ton yani bu hesaba göre 135 bin tonun ne zamanın
rakamları olması gerekir? Herhâlde 1940’ların 45’lerin rakamı
olması lazım.
ALİM IŞIK
(Kütahya) – 2010’da neydi? 2010’a bir bak bakalım.
ALİ ERCOŞKUN (Devamla) – Yani
her zaman 1940’lara, 45’lere atıf yapılırken bozulmaya hiç gerek yok çünkü
nerede kaldığınız, nerede durduğunuz bu şekilde ortaya çıkıyor. Yani bu
rakamlar olsa olsa ancak 40-50 yıl öncesinin rakamları olur değerli
milletvekilleri. Dolayısıyla, grup önerisi hazırlarken biraz özen göstermek,
biraz güncel rakamları, TÜİK rakamlarını, İstatistik Kurumunun resmî
rakamlarını… Ben oradan elde ettim bu rakamları.
TANJU ÖZCAN (Bolu) – Sana
yanlış vermişler.
ALİ ERCOŞKUN (Devamla) –
Kaldı ki, Bolu Milletvekili olarak Türkiye’nin üçte 1’ine eğer hitap ettiğimizi
ifade ediyorsak bu rakamları zaten ezbere bilmemiz lazım. Ezbere bildiğimiz
şeyler de var tabii. Neler? Ezbere bildiğimiz şeyler, beyaz et sektörünün, bu
kadar büyüklüğe sahip olan sektörün yaşadığı problemler. Eğer siz grup
önerinizde beyaz et sektörünün KDV problemini beyan etseydiniz, bir şeyler
ifade edebilirdi. Aynı şekilde bürokratik engellerden, yavaşlıktan kaynaklanan
sıkıntıları söyleseydiniz, gene bir şeyler ifade edebilirdi, çünkü bunlar şu
anda aktif olarak yaşanan sıkıntılar.
TANJU ÖZCAN (Bolu) – Sen
söyle o zaman!
ALİ ERCOŞKUN (Devamla) –
Dolayısıyla, bu sıkıntıları dile getirmek, bu sıkıntıları görebilmek için,
vatandaşın içinde, vatandaşla beraber, vatandaşla aynı duygulara, aynı
heyecana, aynı bakışa sahip olmak lazım. Oturduğunuz yerden eğer bir şey
üretmeye kalkarsanız, maalesef, bu noktada çok ciddi manada sıkıntıya
düşersiniz, şu anda olduğu gibi.
Değerli arkadaşlar, sıkıntının
bir başka boyutu ise kümeslerde, mevcut kümeslerin çok büyük bir kısmında
ruhsat problemi var. Bizler, seçim esnasında gezdiğimiz her yerde bu ruhsat
problemiyle karşılaştık ve ilk yaptığımız işlerden bir tanesi, bu işin muhatabı
olan Çevre ve Şehircilik Bakanlığında Mekânsal Planlama Genel Müdürlüğü
çerçevesinde, ama Gıda ve Tarım Bakanlığının, İçişleri Bakanlığının, hatta
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının da katkılarıyla bir dizi toplantı
gerçekleştirdik.
Bu toplantılara, ilimizdeki,
Bolu’muzdaki sivil toplum örgütlerini de dâhil ettik ki bir netice alalım ve
sonuca giden bir çalışma yapalım ve neticede o zamanki Bayındırlık
Bakanlığının, şu anki Çevre ve Şehircilik Bakanlığı müfettişlerince tespit
edilen 69 tane kümesin Bolu genelinde ruhsatları iptal edildi, çeşitli cezalar
yazıldı ve arkasından yıkım kararları alındı. İlk
aşamada biz bu cezaların beşte 1 oranına indirilmesini sağladık. Yıkım
kararları ise idari mahkemeler tarafından şu anda beklemeye alınmış durumda,
bir tane bile yıkılan kümes söz konusu değil Bolu’da.
Kaldı ki artık ruhsat
alabilmenin de önü açılmış durumda. Yani kümes sahipleri şu
anda gittikleri zaman, mevcut koşullara uymak şartıyla, yani çekme mesafeleri
varsa bunları yerine getirerek, diğer parsellere eğer tecavüz varsa bu
sıkıntılarını ortadan kaldırarak ruhsat alabilir noktaya gelmiş durumdalar,
fakat ruhsatını hiç alamayacak şekilde olan yerler de var, bunları da toplamda
yaklaşık yüzde 3 ila 5 arasında bir rakam olarak ifade edebiliriz. Yani,
değerli CHP milletvekilimizin belki vakti olmadığı için katılamadığı ama bizim
defalarca yapmış olduğumuz bu toplantılarda bu sorunun çözülmesine yönelik
ciddi manada çalışmalar ortaya koyduk ve bu ruhsat çalışmalarını hep birlikte
yerine getirdik.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Ama
söz vermişsin. Bana Bolu’dan üreticiler telefon ediyorlar, sen söz vermişsin
toplantıda Ali Bey. “Ruhsat işini çözeceğim.” diye söz vermişsin.
ALİ ERCOŞKUN (Devamla) –
Dolayısıyla değerli arkadaşlar, burada geldiğimiz nokta çok önemli. Geldiğimiz
noktada belki de en düzenli çalışan, devlet tarafından verilen destekleri en
iyi şekilde kullanan bir sektörden bahsediyoruz. Yani şu anda Hükûmetimizin
sağlamış olduğu düşük faizli, iki yıl ödemesiz, yedi yıl vadeli krediler
sayesinde Bolu’nun her köşesini bir şantiye alanı olarak görebilirsiniz. Mevcut
kümeslerin yaklaşık olarak yüzde 50’si kadar ilave bir kümes şu anda hayata
geçmek durumunda ve bu kümesler netice itibarıyla genelde köylüye hizmet eden
noktalarda. Bu da şunu getiriyor: Maddi anlamda tabana yayılan bir gelir ortaya
koyuyor ve bu gelirin de Bolu’ya yansımalarını hep beraber görüyoruz.
Değerli milletvekilleri,
beyaz et sektörünün yumurtadan masamıza gelinceye kadar olan sürecinin entegre bu sistem sayesinde ne kadar iyi çalıştığını
anlatmamıza gerek yok ama önünün daha da açılması, mevcut yaşanan sıkıntıların
ortadan kalkması durumunda çok daha iyi noktalara geleceğini de söyleyebiliriz.
Ülkemizin, bulunmuş olduğu noktada, gelmiş olduğu konum itibarıyla bunları da,
özellikle böylesine bir başarıyı ortaya koyan Gıda ve Tarım Bakanlığının almış
olduğu kararlarla daha da iyi noktalara gideceğini söylemek gayet mümkün. Ben,
bu kararlar için, tabii çok fazla vaktim kalmadı ama,
özellikle 22 Şubat 2012 tarihli bir kararla Ziraat Bankası ve tarım kredi
kooperatiflerince üretime dair düşük faizli yatırım ve işletme kredisinde yüzde
50 faiz indirimi ve yüzde 25 faiz indirimli işletme kredisi imkânlarının
olduğunu, bunun yanında başka imkânların da söz konusu olduğunu tekrar
belirtmek istiyorum.
Bu vesileyle, ekranları
başında bizleri izleyen değerli hemşerilerimize de saygılarımı sunuyorum.
Önergenin aleyhinde olduğumuzu bir kez daha belirtiyor, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
TANJU ÖZCAN (Bolu) – Sayın
Başkanım, Hatip konuşurken, tarafımdan hazırlanan grup önerisinin özensiz bir
şekilde hazırlandığını söyledi. Rakamların yanlış olduğunu söyleyerek sataştı.
69’a göre…
BAŞKAN – Bir saniye,
vereceğim.
Şimdi, ben, bugün,
hayırlısıyla, bu şeyi düzgünce yönetmeyi arzu ediyorum. Ama birbirinize -sizin
şahsınız için konuşmuyorum, bütün gruplar için konuşuyorum- her böyle
“Gökyüzünden rüzgâr esti…”
TANJU ÖZCAN (Bolu) – Hayır
efendim…
BAŞKAN – Şahsınıza demiyorum.
Vereceğim.
TANJU ÖZCAN (Bolu) – Hiç
böyle söz istemedim, öyle bir sataşmaya da maruz kalmadım.
BAŞKAN – Ya, Muhterem, size
söz vereceğim! Ben şimdi Genel Kurula hitap ediyorum, diyorum ki: Yani
“Gökyüzünden rüzgâr esti, bana değdi.” şeklinde bir yöntemi Allah rızası için
yapmayalım. Çok uzun bir kanunu görüşeceğiz, o nedenle, bu konuda Genel Kurulun
bir şekilde dikkatini çekiyorum.
Size de, buyurun, gelin, iki
dakikalık sürenizi veriyorum.
VIII.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Bolu
Milletvekili Tanju Özcan’ın, Bolu Milletvekili Ali Ercoşkun’un
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
TANJU ÖZCAN (Bolu) – Sayın
Başkan, çok değerli milletvekilleri; az önce AKP Grubu adına konuşan Hatip,
rakamları saptırarak, resmî kurumlardan alınmış rakamları saptırarak bu grup
önerisinin özensiz bir şekilde hazırlandığı şeklinde, ipe sapa gelmez bir
iddiada bulundu. Bunu kabul etmediğimi ifade ediyorum.
Sayın Hatiple biz aynı
bölgenin milletvekilleriyiz, aynı seçim bölgesinin milletvekilleriyiz, beyaz et
sektörünün yüzde 30’unun üretildiği şehrin milletvekilleriyiz. Ama bugün ben
görüyorum ki Türkiye’de beyaz et sektörünün yüzde 30’una hâkim olan Bolu’nun
Milletvekili, Türkiye’deki beyaz et sektörünün önündeki en büyük engel
konumunda. Maalesef, bunu üzülerek söylüyorum.
Değerli milletvekilleri,
diyoruz ki bakın, beyaz et sektörünün sorunlarını konuşalım, konuşalım diyoruz
ya. Bu sektörün çeşitli aktörleri var, üreticisi var, çevresel boyutları var,
şirketleri var. Sen bunun aleyhinde neden duruyorsun? Neden bu sorunların
tartışılmasını istemiyorsun? Bu bir.
İkincisi: Az önce söyledim,
binlerce ruhsatsız kümes var Bolu’da, binlerce ruhsatsız kümes. Seçim
meydanlarında dolaşıp “Biz bu sorunu çözeceğiz. Söz namustur.” diyorsunuz da bu
sorunun çözümü noktasında adım atmak isteyenlerin önünde niye dağ gibi
duruyorsunuz? Ben bunun cevabını merak ediyorum. Sayın milletvekilleri, böyle
bir şey olabilir mi?
ALİ ERCOŞKUN (Bolu) – Merak
ediyorsan çalışmalara gelmen lazım!
TANJU ÖZCAN (Devamla) –
“Türkiye'nin beyaz et üretiminin başkenti Bolu.” diyoruz ama Bolu
Milletvekilimiz çıkıp… “Böyle bir araştırma komisyonu kuralım; gelin,
iktidarıyla, muhalefetiyle gidip sorunları yerinde inceleyelim; şu kümeslere
girelim bakalım, insanların dertleri ne; şu şirketleri bir ziyaret edelim, ne
diyor bu insanlar?” diyoruz, çıkıyor Sayın Milletvekili “Ben bu önerinin karşısındayım.”
diyor. Ya, bu önerinin neden karşısındasın? Bu sorunların çözülmesini
istemiyorsun muhterem, neden bunu söylüyorsun? İnsanlar izliyorlar burada.
Seçimde verilmiş sözler bu kadar kolay unutulacak olan sözler mi? Hem her yerde
söylüyorsun -çok da güzel bir şey- “Söz namustur.” diyorsun, o zaman gereğini
niye yapmıyorsun? Ben bunun cevabını seçmenlerimiz adına istiyorum.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum, sağ olun.(CHP sıralarından alkışlar)
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) –
Ali Bey’le beraber Bolu’da çalışın, araştırın bence.
ALİ ERCOŞKUN (Bolu) – Biz
gereğini yaparız.
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) –
Rakamları doğru öğrenin, öyle gelin, sahada bir çalışın.
VII.- ÖNERİLER
(Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
1.- CHP
Grubunun, beyaz et sektörünün sorunlarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla verilmiş olan (10/220) esas numaralı Meclis
Araştırması Önergesi’nin ön görüşmesinin Genel
Kurulun 21/11/2012 Çarşamba günkü birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN – Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu önerisinin lehinde, Kocaeli Milletvekili Sayın Lütfü Türkkan.
(MHP sıralarından alkışlar)
Buyurun Sayın, Türkkan
buyurunuz.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) –
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun beyaz
et üreticilerinin sorunlarına yönelik verdiği Meclis araştırma önergesinin
lehinde söz almış bulunmaktayım.
Tabii, söz alan 2
milletvekilinin de Bolu milletvekili olması hasebiyle konuyu sadece Bolu’ya
endeksli görmek yanlış bir iş. Sayın CHP Grubunu temsilen konuşan arkadaşımızın
da ifade ettiği gibi, üretimin sadece yüzde 30’u Bolu’da ama diğer taraftan,
bugün Balıkesir’in Bandırma ilçesi beyaz et sektöründe çok ciddi mesafe
almakta, üreticilerin ve üreticilere bağlı tedarikçilerin çok yoğun mevzilendiği
bir bölge hâline gelmektedir. Konu, üreticilerin nerede
mevzilendiklerinden ziyade, bizatihi üreticilerin sorunlarıyla ilgili tabii ki.
Sayın Başbakanın geçtiğimiz
yıl Türkiye’de et fiyatlarının yükselmesi üzerine et fiyatları üzerinde
uyguladığı baskı, beyaz et üreticilerini de etkilemektedir doğal olarak. Bu
baskı, doğal olarak beyaz et üreticilerine de yansımaktadır. Tabii, Sayın
Başbakanın “Et fiyatlarını dizginleyeceğim.” şeklinde, hiçbir önlem almadan,
sadece afaki cümlelerle yaptığı bu ifade, köylerde entegre
olmayan tesislerde, aile işletmelerinde kırmızı et üreticilerini de
bitirmiştir. Ben, Tarım Bakanıyla ilgili olarak burada ifade ettiğimde, siz
eğer 1 kilo sütü 900 kuruş, 1 kilo yemi de 840 kuruş seviyesine getirdiyseniz,
burada tarımda başarıdan bahsetmek yanlış olur. Bundan fazla değil, on sene
evvel 1 kilo sütle 4 kilo yem alabiliyordunuz, şimdi 1’e 1 hâle geldi. Yani
burada, rakamların arkasına sığınabilirsiniz, başka ifadeler de
kullanabilirsiniz ama netice itibarıyla bu bir gerçek. 4 kilo yem aldığınız 1
kilo sütle şu anda sadece 1 kilo yem alabiliyorsunuz. Ne yaparsanız yapın,
Türkiye’de hayvancılığı Angus’a mahkûm etmekten
kurtulamazsınız. Hakeza, beyaz et üreticilerinin sorunu da aynı.
Kırmızı etin pahalı olması
hasebiyle beyaz ete ve beyaz etin sağlıkla alakalı, insan sağlığına önemli
katkıları olduğu konusunda ne kadar çok haber çıkarsa beyaz et tüketimi o kadar
çok artıyor. Bunun ne kadar gerçek olup olmadığı konusu daha sonra yapılacak
araştırmalarda belki ortaya çıkar ama bir gerçek var şu anda, beyaz et, çok
ciddi, tüketimi gittikçe artan bir protein kaynağı Türkiye’de.
Beyaz et üreticilerini teşvik
ederken karşılığında yem bitkilerini teşvik etmezseniz beyaz et üretimi askıda
kalır. Amerikan köylüsünün 300-350 dolara mal ettiği soya fasulyesini siz
burada 750 dolara eğer beyaz et üreticisine verirseniz, onunla ihracatta
rekabet etme şansınız olmaz. Yem fiyatlarına kesinlikle en ufak bir sübvansiyon
yapmazsanız, yemin üzerinde uygulanan KDV’nin yüzde 8 oranında devam etmesinde
ısrar ederseniz, sizin beyaz et üreticilerine vereceğiniz hiçbir desteğin bir
anlamı olmaz.
Dâhilde işleme belgesi bu
sektörde işlemiyor. Sebebi şu: Dâhilde işleme belgesini yemlik buğday şeklinde
düzenlemişler. Buğday, ekmeklik buğday geliyor yem fabrikasına, kullanıyorlar; zira, ikisinde de spesifikasyon
olarak çok bir fark yok yem yaptığınızda. Milyonlarca dolar ceza kestiler en
son, geçtiğimiz aylarda beyaz et üreticilerine. Niye? “Sen, dâhilde işleme
belgesinde yemlik buğday yerine ekmeklik buğday getirdin, dolayısıyla sen
dolandırıcılık yaptın. Al sana ceza!” milyonlarca dolar cezaya çarptırıldılar.
Daha dünkü çıkan bir genelgede, bu cezaların yeni bir konsolidasyonuna
gittiklerini öğrendim. Ama önemli bir kısmını üreticilerin, bitirdi o cezalar.
Ne yaptı, bitirdi? Cezalar geldiği zaman banka kredileri geriye gitti. Cezalar
geldiği zaman piyasadaki itibarları azaldı ve bu üreticiler ciddi zarar gördü.
Burada çok önemli bir konu
da, kamuoyunda zaman zaman alkışlanan, belki bizim de hoşumuza giden teşhir
yöntemi. Bir laborant gidiyor, bir mağazadan, bir marketten bir ürün alıyor.
Bulduğu analizi aynen yayınlıyor ama hiçbir şekilde, çıkan bu bakteri vesaire
insan sağlığına risk teşkil eden konuların ürünün kendisinden mi, taşınmasından
doğan hatalardan mı, muhafazasından doğan hatalardan mı, ambalajından doğan
hatalardan mı olduğu asla ve kat’a incelenmeden,
direkt teşhir yoluna gidiliyor. Bu şekliyle, Türkiye’de önemli bir beyaz et
üreticisi olan Pınar’ın beyaz et sektöründeki itibarı sıfırlandı. Bir marka
yarattılar ve marka sıfırlandı, böyle bir laboratuar
incelemesi sonucu. Yani ben bu incelemelerin çok yerinde olduğunu biliyorum,
öyle olduğunu düşünüyorum, yapılması gerektiğinde ısrar ediyorum ama olayı
biraz daha derinlemesine inceledikten sonra bu marka veya firma teşhir
edilebilmeli. Öbür türlü, ayakta kalsın diye gayret ettiğiniz firmalar teker
teker batmaya devam eder. Bu da bizim beyaz et sektöründe -ciddi anlamda-
dünyayla olan rekabetimizi olumsuz yönde etkiler.
Sayın Cumhuriyet Halk Partisi
sözcüsünün ifade ettiği rakamları burada tevil ettiğini bilmiyorum ben. Yani
önergeye bakmadım ama buradaki konuşmalarında dinledim. Buradaki konuşmalarında
söylediği rakamlar -ben, aynı zamanda beyaz et üreticilerine ham madde sağlayan
bir işletmenin sahibiyim- tamamen doğru. Yani sadece siyasi bağlamda bunu tevil
etmek isterseniz, istediğiniz manaya çekebilirsiniz ama gerçekleri
saklayamıyorsunuz. Yani burada, sadece, ben isterdim ki Adalet ve Kalkınma
Partisi adına konuşan arkadaşımız, gerçekten, sektörün, bölgesinde çok ciddi
anlamda insanı geçim manasıyla etkileyen bu sektörün burada araştırılmasına
destek versin. Zira, bu bir parti meselesi değil, bu
sektörden ekmek yiyen insanların meselesi. Yani kalkıp bunu… Komplekse
kapılmaya gerek yok. Cumhuriyet Halk Partisi de verse, Adalet ve Kalkınma
Partisi de verse bu sektörün sorunlarını incelemek bu Meclisin görevi olmalı,
araştırmak bu Meclisin görevi olmalı. Özellikle beyaz et sektöründe Bolu’daki
işletmeleri biliyorum ben, aile işletmeleri; insanları yerinde istihdam etmeye
yönelik çok önemli bir sektör. Aksi hâlde, bu insanlar bulundukları mahallerden
büyükşehirlere geliyorlar, büyükşehirlerde işsizlikle karşı karşıya kalıyorlar,
büyükşehirlerde yaşanan çok ciddi sosyal problemlerin kaynağı hâline
geliyorlar. Bunların yerinde işletmelerle istihdam edilmesi çok doğru bir
sistemken buna destek vermek, bunun sorunları hakkında araştırma yapmak için
iktidar veya muhalefet olmaya gerek yok, bu memleket hakkında sağlıklı düşünmek
yeterli.
İlla her gelen muhalefetten teklifi
salvo atışı gibi geriye çevirmek sadece bu iktidara
yönelik bir davranış. Konuyu incelemeden, doğru olup olmadığına bakmadan,
sadece muhalefetten gelen bir teklifse “İade edelim, gitsin.” Bu yönetim
anlayışıyla, ola ola sadece bir dönem Türkiye’de iktidar olmuş AKP olursunuz,
muktedir olamazsınız. Milletin sorunlarını bilmeden bu geçmiş gitmiş olur.
Bugün burada görüşülecek olan
faktoring yasası da bir gerçeği gözümüzün önüne
getiriyor. Türkiye’de işletmeler kredi alma yeteneğini yavaş yavaş kaybediyor.
Aramızda iktisatçılar var. Firmaların kredibilitesi gittikçe aşağıya düşüyor.
Yani adam iyi niyetli de olsa, samimi de olsa bankaya başvurduğu bilançosu
hiçbir zaman kredi alacak kabiliyette değil. Dolayısıyla işletmelerin,
firmaların, sanayicinin kredi alması gittikçe zorlaşıyor. Bunda beyaz et
üreticileri de dâhil. O yüzden, insanlar artık faktoringe
yani eski tabirle tefecilerin eline düşüyor. Faktoring
kanunu bu işin kurumsal kısmı ama banka kredisini yeterince kullanma kabiliyeti
olmayan insanların gittiği yoldur faktoring sistemi.
Tüketiciyi, üreticiyi, sanayiciyi, milletimizi tefeciye kurban eden bu anlayışa
“Yuh” diyorum.
Hepinize saygılar diyorum.
(MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu önerisinin aleyhinde son söz Şanlıurfa Milletvekili Sayın İbrahim
Binici’ye aittir.
Buyurun Sayın Binici.
İBRAHİM BİNİCİ (Şanlıurfa) –
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisinin Grup önerisi
üzerine Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu
vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Ancak, konuya geçmeden önce,
geçen hafta da dile getirmiştim; maalesef, sınırımız Suriye sınırıyla gerçekten
en uzun sınır -Urfa ilinin- ama bugüne kadar gözle görünür bir önlem alınmış
değil. Yine, Suruç –yani Suruç’un Kobani dediğimiz
bölge- Akçakale ve Ceylanpınar’da haksızlıklar, hukuksuzluklar başını almış
gidiyor. Geçen hafta Parlamentoda dile getirmiştik. Âdeta bölgede, özellikle
gümrük kapısı bulunan ilçelerimizde tabiri caizse at izi ve it izi birbirini
tamamlıyor. Orada yaşamını sürdürmekte olan vatandaşlarımız çok zor durumda.
Hele hele son bir hafta içerisinde Ceylanpınar’da size yaşamayı önerirdim. Son
bir haftada gerçekten tam kaosun eşiğindeler ve bu kürsüde konuşurken insanlar
evlerinde, bu saatte çıkıp alışveriş yapamıyorlar, dükkânlarını açamıyorlar
-demin de söyledim- çünkü orada neyin ne olacağını bilmiyor bu vatandaşlarımız.
Gümrük kapısı açık. Kimin gidip kimin gelmediğini bilmiyorlar. Sınırda
ellerinde Kalaşnikoflar, Kanas
tüfekleriyle âdeta birbirlerini takip ediyorlar. Böyle bir sınır güvenliği
olabilir mi? Böyle komşuluk ilişkileri olabilir mi?
Geçen, iki gün önce bir
telefon aldım seçim bölgemden. Vatandaşın biri şunu söylüyor, diyor ki: “Ya,
bize bir yol gösterin, bize yardımcı olun. Sizden ricamız, sorunlarımızı,
yaşadığımız sıkıntıyı lütfen Parlamentoda dillendirin. Biz dışarı çıkamıyoruz,
ekmek alamıyoruz, çocuklarımız okula gidemiyor.” Dolayısıyla bunun karşısında
bir milletvekili olarak suskun kalmak durumundayız. Çünkü Türkiye’de, özellikle
sıfır sorundan bahsettiğimiz komşularımızla AKP’nin İktidarı sayesinde sorunsuz
olmadığımız bir ülke kalmadı. İşte dış politikanın yarattığı handikabın
içerisinde boğuşup gidiyoruz.
Geçen yine dile getirmiştim.
Doğrudur, bir dönem sıfır sorunla yaşadık ama bu sıfır sorunu hangi siyaset
çerçevesinde yaşadık? Suriye’yle düşmanız, Irak’la düşmanız, İran’la düşmanız,
Yunanistan’la düşmanız, Bulgaristan’la düşmanız. Peki, bu politikalar doğru mu?
Bana göre yanlış. Yanlış politikalarla bu ülkeyi daha fazla götüremeyiz. Bu
ülke, bu yanlışlıklarla bataklığa doğru sürükleniyor.
İsrail Filistin sorunu
gerçekten önemli, bir insanlık dramı yaşanıyor. Sayın Başbakanın söylediği
söylemler de doğru, katılıyoruz insanlık adına. Ama senin ülkende insanlar
huzurlu yaşamadıktan sonra sen hangi ülkeyi disipline edeceksin? Senin ülkende
her gün onlarca insan çatışmalarda ölürken sen hangi ülkeyi disipline
edeceksin, hangi ülkeye nasihat edebilme şansın var? Önce kendi ülkeni dizayn
et, kendi ülkendeki hak ve özgürlükleri gözlemle, ondan sonra dış politikanı
gözden geçir.
Evet, önemli buluyorum,
Mısır’daki toplantısını da önemli görüyorum, insanlık adına önemli görüyoruz.
Filistin halkı onlarca
senedir kan ağlıyor. Filistin’de, Gazze’de özellikle, insanlık bitmiştir. Bunu
önemsiyoruz, destekliyoruz ama önce bir dön, kendi bahçene bak. Kendi bahçen ne
durumda?
Onun için diyorum ki: Bir an
önce, Türkiye’de dış politikamız noktasında yeni politikalar üretmek, yeni
politikaları dizayn etmek, bununla ülkenin geleceğini inşa etmektir ama
maalesef, dediklerimiz burada kalıyor.
Bunun için, bu konuda da
tekrar, Sayın Başbakandan, Sayın Dışişleri Bakanından rica ediyorum: Bir an
önce… Özellikle Urfa sınır hattında yaşanılmaz üç ilçemiz mevcuttur. Yani
Suruç’ta onlarca köy, “Efendim, çatışma bölgesine girecekmiş de, köylerinizi
boşaltın.” Peki, bu kış günü nereye gideceksin? Üç ay, üç buçuk ay önce savaş
tamtamları çalarken inşa ettiğin, insanlık adına inşa ettiğin yerleri bunlara
gösterebilir misin? Gösteremezsin. Kamplar kuruyorsun, “Göçler başlayacak.”
doğrudur, göçler başladı ama kendi vatandaşına… Bu ülkede yaşamını, vergisini,
her şeyini bu ülkeye adamış, bu ülkenin vatandaşları nereye gidecek? Bu kış
günü, “Efendim, başınızın çaresine bakın.” böyle bir söylem olabilir mi? Askerî
birlikler çıkıyor köylere, “Efendim, bu köyler boşaltılacak.” Tamam, güzel;
risk taşıyor bu bölge. Risk taşıyorsa bana bir yer göster; bana
barınabileceğim, geçinebileceğim, hayvanlarımla, çoluk çocuğumla, okula giden
çocuklarımla beraber bir yer göster. “Hayır, yer gösteremem. Gidin,
akrabalarınızın yanına sığının.” Böyle bir mantık olabilir mi? Onun için, bu
dış politikanın derhâl gözden geçirilmesini diliyorum.
Yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim
Sayın Binici.
TANJU ÖZCAN (Bolu) – Efendim,
karar yeter sayısı…
BAŞKAN – Arayacağım.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
önerisini oylarınıza sunuyorum, karar yeter sayısı arayacağım: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime on dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati:
15.26
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati:
15.40
BAŞKAN: Başkan
Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER:
Fatih ŞAHİN (Ankara), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 27’nci Birleşiminin İkinci
Oturumunu açıyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi grubu
önerisinin oylamasında karar yeter sayısı bulunamamıştı. Şimdi öneriyi tekrar
oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Karar yeter sayısı vardır, kabul edilmemiştir.
VI.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
C) Çeşitli İşler
1.- Görüşmeleri
izlemek üzere Genel Kurulu teşrif etmiş bulunan Mısır Parlamentosu Şûra Konseyi
İnsan Kaynakları Gelişimi ve Yerel Yönetimler Komitesi üyesi parlamenterlerinden
oluşan heyete Başkanlıkça “Hoş geldiniz.” denilmesi
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Mısır Parlamentosu İnsan Hakları Gelişimi ve Yerel Yönetimler
Komitesi üyesi 17 parlamenter ve beraberindeki heyet Parlamentomuzu ziyaret
etmektedirler. Kendilerine hoş geldiniz der, başarılar dileriz. (Alkışlar)
Gündemin “Seçim” kısmına
geçiyoruz.
IX.- SEÇİMLER
A) Komisyonlarda Açık Bulunan Üyeliklere Seçim
1.- Sağlık,
Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonunda açık bulunan üyeliğe seçim
BAŞKAN – Sağlık, Aile,
Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonundan boşalan ve Barış ve Demokrasi Partisi
Grubuna düşen bir üyelik için Muş Milletvekili Sayın Demir Çelik aday olmuştur,
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
2.- Dilekçe
Komisyonunda açık bulunan üyeliğe seçim
BAŞKAN - Dilekçe
Komisyonundan boşalan ve Barış ve Demokrasi Partisi Grubuna düşen bir üyelik
için Diyarbakır Milletvekili Sayın Nursel Aydoğan aday olmuştur, oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Alınan karar gereğince sözlü
soruları görüşmüyor ve gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan
Gelen Diğer İşler” kısmına geçiyoruz.
1’inci sırada yer alan,
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkan Vekilleri İstanbul Milletvekili Sayın
Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Sayın Mustafa Elitaş,
Giresun Milletvekili Sayın Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Sayın
Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Sayın Ahmet Aydın’ın; Türkiye Büyük Millet
Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli
Milletvekili Sayın Kamer Genç’in; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir
Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu
Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
X.- KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş,
Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde
Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer
Genç’in; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S. Sayısı:
156)
BAŞKAN – Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2’nci sırada yer alan Devlet
Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu
raporlarının görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
2.- Devlet
Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu
Raporları (1/484) (S. Sayısı: 287)
BAŞKAN - Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
3’üncü sırada yer alan Finansal
Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu
Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
3.- Finansal
Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu
Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/601) (S. Sayısı: 239) (x)
BAŞKAN – Komisyon? Burada.
Hükûmet? Burada.
15/11/2012 tarihli 25’inci
Birleşimde İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel
kanun olarak görüşülen tasarının birinci bölüm üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştı. Şimdi, bu bölümde yer alan maddeleri, varsa o madde üzerindeki
önerge işlemlerini yaptıktan sonra ayrı ayrı oylarınıza sunacağım.
Madde 1’de üç önerge vardır,
sırasıyla okutup işleme alacağım:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 239 Sıra
Sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman
Şirketleri Kanunu Tasarısı’nın 1. Maddesinin 1. Fıkrasında yer alan “ilişkin”
ibaresinin “ait” şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ferit Mevlüt Aslanoğlu Kazım Kurt Bülent Kuşoğlu |
İstanbul Eskişehir Ankara |
Özgür
Özel Veli Ağbaba |
Manisa Malatya |
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
239 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının 1. Maddesinde geçen “Bu Kanunun amacı” ifadesinden sonra gelmek
üzere “5411 sayılı Bankacılık kanunu doğrultusunda” şeklinde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
İdris Baluken Altan Tan Sırrı Sakık |
Bingöl Diyarbakır Muş |
Hasip Kaplan İbrahim
Binici |
Şırnak Şanlıurfa |
(x) 239 S. Sayılı Basmayazı
01/11/2012 tarihli 15’inci Birleşim Tutanağı’na
eklidir.
BAŞKAN – Bu önergeyi okutup
işleme alacağım:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Finansal
Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanun
Tasarısının 1 nci maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mehmet Günal Yusuf
Halaçoğlu Cemalettin
Şimşek |
Antalya Kayseri Samsun |
Necati
Özensoy D. Ali
Torlak |
Bursa İstanbul |
BAŞKAN – Komisyon katılıyor
musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI ALİ
BABACAN (Ankara) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Günal,
Antalya Milletvekili.
MEHMET GÜNAL (Antalya) –
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri,
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, “Bu kanun
tasarısı aslında teknik bir kanun tasarısı.” dedik. Birtakım eksikliklerini de
alt komisyonda ve Plan ve Bütçe Komisyonunda düzelttik. “Belli maddelerle
ilgili sadece bizim değil, aslında Hükûmetin kurumları arasında da uzlaşılmayan
konular var.” demiştim.
Şimdi, burada diyoruz ki:
“Gelin, eksiklikler varsa yapalım.” “Tamam.” deniyor, sonra bakıyoruz, herhangi
bir girişim olmuyor. Aynı şeyi EXPO Yasası’nda da yaşadık, aynı şeyi diğerinde
de. “Tamam.” diyorlar, sonra da diyorlar ki: “Efendim, sizden bir şey gelmedi,
biz bakmadık.”
Değerli arkadaşlar, bunlarda
yapılacak olanlar bellidir. İlgili komisyon üyesi arkadaşlarımız burada, ilgili
bürokratlar buradadır, gelirler, derler ki: “Şunlar, şunlarda biz mutabık
kaldık, bunlarda kalamadık. Şu, şu hususlarda, varsa bunlara önerge verelim,
bunları da çekin.”
E şimdi, sonra da kalkıp
arkadaşlarımız -ne komisyondan haberiniz var ne şu anda dinliyorsunuz, çoğunuz
telefon konuşuyorsunuz- diyorlar ki “Muhalefet engelliyor.” Neyi engelliyor?
Yani neyini duydunuz da engellediğini görüyorsunuz? Ne zaman o tartışmaların
arka planında ne olduğunu görüyorsunuz? Yani içeriğiyle ilgili bir şeye
bakmadan “Engelliyor.” Bizim yukarıda konuştuğumuzdan haberiniz yok, ilgili
Bakanla konuştuğumuzdan haberiniz yok, sonra kalkıp diyorlar ki: “Engelliyor.”
Engelleme değil, kanunu
çıkarmanın yolu belli. Eğer varsa yapılacak işlemler burada yapılır. Ama her
seferinde “Efendim, biz zaten yaptık. Siz de hiçbir şey yapmayın, gelin, burada
konuşmayın, kaldırın. Zaten sizin söylemenize de gerek yok. Bizim parmak
çoğunluğumuz var.” diyerek bunları çıkarma şansımız yok.
Onun için önce… Dedik ki her
zaman: “Taç giyen baş akıllanır.” Bu işi yapıcı bir şekilde götürmek,
inatlaşmadan götürmek, önce iktidar partisinin, Sayın Bakanın ve grup başkan
vekillerinin işidir. Onların bize gelip “Şurada şunları yapalım.” demesi
gerekir.
Dolayısıyla, burada önemli
bir kanun tasarısı görüşüyoruz. Genelini konuşurken de söyledim; üzerinden kriz
geçmiş, geçmişten kalan şeyi yenilemeden yapmaya çalışıyoruz, teknik eksikliklerini
gideriyoruz ama maalesef böyle bir sonuçla karşılaşıyoruz. Yani Sayın Bakan
geçen gün dedi “Tamam, varsa bir şey bakalım.” diye ama başladık şimdi kanuna,
henüz ortada bir şey yok. Ancak şimdi, işte, önergeler geldi, onları biz de
sizinle beraber göreceğiz -yeni geldi, bizim önergelerle beraber- bakacağız ki
içerisinde neler var, hakikaten makul olanlar var mı, yok mu, o anda karar
vereceğiz. Varsa destek olacağız, yoksa eleştirmeye devam edeceğiz.
Onun için, buradaki
eleştirimiz… Bu madde tamamıyla kanunun genelini ilgilendirdiği için tabii ki
bu şekliyle çıkarıldığı zaman zaten madde kadük olur. Ama burada bir üslubu
eleştirmek için söz aldım. Baştan, 1’inci maddede bunu söyleyelim ki eğer
gelecek bir şeyler varsa -Sayın Bakan ve sayın bürokratlar burada- şeyden sonra
bir ara versinler ve önerileri varsa bizlere söylesinler. Değişiklik yapılması
gerekenlerde makul olanlar, olması gerekenler varsa biz de destek olalım.
Her zaman söylüyoruz;
Milliyetçi Hareket Partisi yapıcı, yol gösterici, uzlaşmacı bir muhalefet
anlayışına sahiptir. Olması gereken düzenleme varsa -ki bizim de önerilerimiz
olan hususlar var- ortak noktada buluşursak buluşuruz, yoksa eksiklerinizi
söylemeye devam ederiz. Onun için, milletin çıkarına olan, bir an önce çıkması
gereken düzenlemelerin çabuk çıkması için sizi de o anlamda yapıcı olmaya davet
ediyorum. Biz de o çerçevede gelen şeylere destek olacağız.
Kanunun geneliyle ilgili
-başta da belirttiğim gibi- bir muhalefetimiz yok ama eksikliklerinin
giderilmesini ve tekrar tekrar üç gün sonra düzenleme yapma ihtiyacının ortadan
kaldırılmasını bekliyoruz ki daha az zaman harcayalım, daha etkili bir şekilde
burada yasama faaliyetine devam edebilelim diyorum. Onun için, bunları baştan,
bir defa daha hatırlatma ihtiyacı duydum.
İnşallah bu değişiklikler
hızlıca yapılır ve kanun tasarısı da yasalaşır diyor, hepinize saygılar
sunuyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ederim
Sayın Günal.
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın
Başkan, karar yeter sayısı…
BAŞKAN – Karar yeter sayısı
arayacağım.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime on dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati:
15.50
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati:
16.01
BAŞKAN: Başkan
Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER:
Fatih ŞAHİN (Ankara), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 27’nci Birleşiminin Üçüncü
Oturumunu açıyorum.
239 sıra sayılı Kanun
Tasarısı’nın 1’inci maddesinde Antalya Milletvekili Sayın Mehmet Günal ve
arkadaşlarının önergesinin oylamasında karar yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi, önergeyi tekrar
oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmemiştir, karar yeter sayısı vardır.
239 sıra sayılı Kanun
Tasarısı’nın görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon burada
Hükûmet burada.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
239 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının 1. Maddesinde geçen “Bu Kanunun amacı” ifadesinden sonra gelmek
üzere “5411 sayılı Bankacılık kanunu doğrultusunda” şeklinde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
İdris
Baluken (Bingöl) ve arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon, katılıyor musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) – Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN – Hükûmet, katılıyor musunuz?
BAŞBAKAN YARDIMCISI ALİ BABACAN (Ankara) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Kim konuşacak Sayın Tüzel?
ABDULLAH LEVENT TÜZEL
(İstanbul) – Gerekçe…
BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum.
Gerekçe:
5411 sayılı kanun ülkemiz
finans sisteminin en önemli yasal dayanaklarından biridir. Ülkemizde yakın
zamanda gelişmeye başlayan leasing, faktoring ve
finansman şirketleri bu kanun doğrultusunda faaliyet göstermektedir. Finansal
kiralama şirketlerinin kredi kullandıran banka benzeri kuruluşlar olduğuna
ilişkin tanım sadece Bankacılık Kanunu’nda yer aldığı için bu maddenin
yukarıdaki gibi değiştirilmesi gerekmektedir.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 239 Sıra
Sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman
Şirketleri Kanunu Tasarısı’nın 1. Maddesinin 1. Fıkrasında yer alan “ilişkin”
ibaresinin “ait” şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu (İstanbul) ve arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon, katılıyor
musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) – Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI ALİ
BABACAN (Ankara) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Sayın Ferit Mevlüt Aslanoğlu, İstanbul Milletvekili…
Buyurun. (CHP sıralarından
alkışlar)
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(İstanbul) – Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; bu yasa çıkmalı. Bu
yasa Türkiye için lazım, KOBİ’ler için lazım, küçük sanayici için lazım ve
özellikle sektöre bir disiplin getirme açısından çok önemli bir yasa. Bu yasaya
çok emek verdik, Plan Bütçe Komisyonunda çok emek verdik ve bir ortak noktaya
geldik. Fakat her nedense… Bizim aslında perşembe günü, bu yasanın çıkması ve
bir an önce çıkması yönünde bir fikir birliğimiz olmuştu. Biz buna sonuna kadar
uyacaktık ancak herhâlde AKP Grubu ayak sürüyor. Biz tüm önergelerimizi çekmeye
hazırız çünkü niye? Şuna inanıyoruz: Bu yasa sektör için, bu yasa piyasa için,
bu yasa KOBİ’ler için, bu yasa esnaf için gerekli bir yasa, bir an önce çıksın.
Ama Sayın Bakan, AKP Grubu acaba bir mutabakattan vaz mı geçtiler? Biz,
sözümüzün eriyiz ama bir ortak noktaya, ortak noktadan bir parça düşünce biz de
o zaman bunu dile getirmek zorundayız.
Değerli milletvekilleri, yine
söylüyorum, öncelikle çıkmalı ama gelin, perşembe günü yaptığımız bir prensip
mutabakatları var. Herhâlde AKP Grubu bu mutabakattan vazgeçti. Sayın Bakan bu
konuda herhâlde, kendisi de vardı çünkü… Sayın Bakan da vazgeçti zannediyorum
ama şunu söylüyoruz biz CHP Grubu olarak: Biz bu yasanın öncelikle çıkması için
her şeye hazırız, her türlü özveriye hazırız, çünkü esnaf, için piyasa için
gerekli.
Hepinize saygılar
sunarım.(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim
Sayın Aslanoğlu.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Madde 2’de üç önerge vardır,
sırasıyla okutup işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 239 Sıra
Sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman
Şirketleri Kanunu Tasarısının 2. Maddesinin 1. Fıkrasında yer alan
"kurulu" ibaresinin "kurulmuş" şeklinde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Ferit Mevlüt Aslanoğlu Kazım Kurt Bülent Kuşoğlu |
İstanbul Eskişehir Ankara |
Özgür
Özel Veli Ağbaba |
Manisa Malatya |
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
239 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının 2. Maddesinin 5 inci fıkrasında geçen "2 yıl" ibaresinin
"3 yıl" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
İdris Baluken Altan Tan Sırrı Sakık |
Bingöl Diyarbakır Muş |
Hasip Kaplan İbrahim
Binici |
Şırnak Şanlıurfa |
BAŞKAN – Şimdiki önergeyi
okutup işleme alıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Finansal
Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanun
Tasarısının 2. maddesinin 5 nolu fıkrasına "kara
araçları" ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Günal Yusuf
Halaçoğlu Cemalettin
Şimşek |
Antalya Kayseri Samsun |
Necati
Özensoy D. Ali
Torlak |
Bursa İstanbul |
BAŞKAN – Komisyon, katılıyor
musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) – Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI ALİ
BABACAN (Ankara) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Antalya
Milletvekili…
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Hayır efendim, gerekçe okunsun.
BAŞKAN – Gerekçeyi
okutuyorum.
Gerekçe:
Maddesiyle hava ve deniz
taşıma araçlarının kiracılarının malik gibi değerlendirilmesi öngörülürken,
aynı hakkın kara taşıma araçları için sağlanmaması bir çifte standart
oluşturmaktadır. Bu nedenle "kara araçları”nın
da eklenmesi gerekmektedir.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
239 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının 2. Maddesinin 5 inci fıkrasında geçen "2 yıl" ibaresinin
"3 yıl" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
İdris
Baluken (Bingöl) ve arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon, katılıyor
musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) – Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet, katılıyor
musunuz?
BAŞBAKAN YARDIMCISI ALİ
BABACAN (Ankara) – Katılmıyoruz.
SIRRI SAKIK (Muş) – Gerekçe
okunsun.
BAŞKAN – Gerekçeyi
okutuyorum:
Değişiklik ile finansal
kiralama faaliyeti olarak değerlendirilecek işlemlerin sınırlandırılması
amaçlanmıştır.
BAŞKAN – Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 239 Sıra
Sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman
Şirketleri Kanunu Tasarısının 2. Maddesinin 1. Fıkrasında yer alan
"kurulu" ibaresinin " kurulmuş" şeklinde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu (İstanbul) ve arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon, katılıyor
musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) – Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet, katılıyor
musunuz?
BAŞBAKAN YARDIMCISI ALİ
BABACAN (Ankara) - Katılmıyoruz.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(İstanbul) – Sayın Susam konuşacak.
BAŞKAN – Sayın Susam,
buyurun.
MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) –
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun tasarısıyla
ilgili olarak vermiş olduğumuz önergeye ilişkin, partimizin görüşlerini
açıklamak üzere söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu kanun konuşulurken mevcut,
içinde bulunduğumuz koşulları kısaca irdelemek, finans sektörünün durumunu,
piyasanın finans ihtiyacını, finansa ulaşmada piyasanın hangi konularda
zorlandığını ve bu anlamıyla da bu konularda içinde bulunduğumuz ekonomik
şartları bir kez daha değerlendirmekte yarar olduğunu düşünüyorum.
Değerli arkadaşlar, faktoring ve bu kanunla ilgili diğer maddeler, çok açıktır
ki piyasada bir ihtiyaca cevap verecek yasal bir düzenlemeyi içeriyor. Bu yasal
düzenlemenin yapılmasında bizim parti olarak temel görüşümüz, bu kanunun
Türkiye için bir ihtiyaç olduğu noktasındadır. Özellikle finans sektörünün çok
zorda olduğu dönemlere bir baktığınızda bu böyledir. Burada bir kanunu
tartışmıştık, Çek Kanunu’nu, çekte hapis cezasının kaldırılmasını. O zaman bu
kürsüden söylediklerimi bir kez daha sizlerle paylaşmak istiyorum. Piyasanın
içinden gelen biri olarak çekin üzerindeki yaptırımı kaldırdığınız zaman çek,
bir ödeme aracı olmaktan çıkar, bir güven aracı olmaktan çıkar ve sonuçta,
piyasada finans sıkıntısı çeken işletmeler ve şahıslar çok ciddi şekilde, çek
kullanarak karşıladıkları finans eksikliğini karşılama fırsatını kaybeder.”
demiştim. Bunun için de çeke sigorta getirilmesini önermiştim. Verdiğimiz o
önerge, maalesef o gün için çok ciddiye alınmadı ve denildi ki: “Çekin
üzerinden hapis cezasını kaldırırsak ‘ekonomik suça ekonomik ceza verilir’
ilkesiyle daha adaletli bir sistem kurarız ve çek sistemi de işler.” dediler
ama işlemediği gözüktü.
Şimdi geldiğimiz nokta
itibarıyla, herkes, başta ticaret âleminin en üst kuruluşları, Türkiye Odalar
ve Borsalar Birliği dâhil şunu söylüyorlar, diyorlar ki: “Çeke cezayı
kaldırdıktan sonra piyasada çeke olan güven ortadan kalktı ve finans sektörü
çok ciddi şekilde sıkıntıya düştü; reel sektör bu anlamıyla sıkıntıda.”
Peki, onu söylediğimiz zaman
burada bulunan tüm bakanlar ve Adalet ve Kalkınma Partili birkaç arkadaşımız
dışında herkes demişti ki: “Yok kardeşim, bu iş doğrudur.” O gün, teşekkür ediyorum, Kütahya
Milletvekili, Adalet ve Kalkınma Partisinden arkadaşımız da bu konuda destek
vermişti.
Arkadaşlar, bazı kanunları
çıkartırken sadece bürokratik olarak, masa başlarında kanun çıkartmak, işin ve
hayatın gerçekleriyle uzlaşmaz. Çek Kanunu’nda olduğu gibi bu Kanunda da bazı
uygulamalarda piyasanın taleplerini ve piyasanın ihtiyaçlarını dikkate alarak
yasal düzenleme yapmaya ihtiyaç vardır. O yasal düzenlemeleri yapmak için de
piyasanın içinden gelen insanların görüş ve önerilerine siyasi yaklaşımın
ötesinde gerçekten objektif bir yaklaşımla destek vermek gerekir. “Benim partim
önerge verdi, bu konuda her şey doğrudur.” demek doğru bir anlayış değildir.
Burada -zamanım kısıtlandığı için- sözümü tamamlarken şunu söylüyorum: Bu
kanunun çıkmasını Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak istiyoruz. Sayın Bakana
ve gruplarla yapılan anlaşmalarda bu konuda bu kanunun hızla çıkması için her
türlü desteği vereceğimizi söylemiştik.
Bugün şu andan itibaren de
önergelerimizi çekip bu kanunun hızla çıkıp piyasanın ihtiyaçlarını karşılaması
doğrultusunda destek sağlamayı da bir kez daha hatırlatıyor, huzurlarınızı
saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ederim
Sayın Susam.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Madde 3’te iki önerge vardır,
sırasıyla okutup işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
239 sıra Sayılı Kanun
Tasarısının 3. Maddesinin 1’inci fıkrasının i) bendinde geçen "kendi
başına” ibaresinin "şirket üst yönetiminin önerileri doğrultusunda”
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
İdris Baluken Altan Tan Sırrı Sakık |
Bingöl Diyarbakır Muş |
Hasip Kaplan İbrahim
Binici |
Şırnak Şanlıurfa |
BAŞKAN – Şimdiki önergeyi
okutup işleme alıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Finansal
Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanun
Tasarısının 3 üncü maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
Mehmet Günal Yusuf
Halaçoğlu Cemalettin
Şimşek |
Antalya Kayseri Samsun |
Necati
Özensoy D.Ali Torlak |
Bursa
İstanbul |
BAŞKAN – Komisyon katılıyor
musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) – Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI ALİ
BABACAN (Ankara) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Antalya Milletvekili
Sayın Mehmet Günal.
Buyurun. (MHP sıralarından
alkışlar)
MEHMET GÜNAL (Antalya) –
Teşekkürler Sayın Başkanım.
Değerli milletvekilleri,
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Az önce 1’inci maddede bir
şeyler söylemiştim yani haklı olduğumu az önce oyladığınız önergede tekrar
görmüş oldum.
Arkadaşlar, Sayın Bakanımız
burada, bakıyor. Muhalefet şerhimiz de var Sayın Bakanım, konuştuk, yukarıda da
tartıştık. Deniz ve hava taşıma araçlarının kiracılarının malik gibi
değerlendirilmesini öngördük. Türkiye’de birçok da kara aracı var dedik. 22’nci
maddede var. Şimdi, az önce reddettiğiniz, oyladığınız önerge, “tanımlar”
kısmına “kara araçları”nın eklenmesiyle ilgili, doğru
dürüst önergeler dinlenmeden oylanıyor diyorum, siz de “katılmıyoruz”
diyorsunuz, oylanıyor.
Şimdi, 22’de eğer bu önergeyi
kabul ederseniz 2’ye tekrar, tekriri müzakere yapıp geri dönmek zorunda
kalacağız. Yani söylemeye çalıştığım budur arkadaşlar, arada itiraz ediyorsunuz
ama. Yukarıda “olabilir” diye konuştuğumuz bir maddenin tanımında düzeltme
yapıyoruz. Ee deniz araçlarına ver, hava araçlarına
ver, kara yollarında da finansal kiralama var, onlara da aynı hakkı verelim
diye koymuştuk ve gerekçesi de iki satırdı, kısaydı.
Yani anlatmaya çalıştığım bu.
Baştan bakalım, acaba ne getiriyor diye bakmıyoruz, hemen iptal ediyoruz. Şimdi
kabul ederseniz veya 22’deki önergemize “evet” derseniz, maalesef 2’nci maddeye
tekrar dönüp tekriri müzakere yapıp bu önergemizi kabul etmek durumunda
kalacaksınız veya siz yeni bir önerge vereceksiniz.
Onun için şöyle bir bakalım,
varsa makul olanlar diye söylemiştik. Ben tekrar hatırlatıyorum ve tekriri
müzakere yaparak eğer 22’deki hususlar düzeltilecekse ki düzeltilmesi lazım,
sektörün birine verirken ve en fazla aslında bu işin olduğu yer kara ulaştırması.
Yani havadaki sayı belli. Hava yollarından başka denizcilikte de elimizdeki
gemi sayısı, taşıt aracı sayısı belli mi? Belli. Ee
orada en fazla olan, en yoğun kullanıldığı yer kara taşımacılığı. Bu hakları
onlara vermezsek de adaletsizlik olur.
Tekrar, yol yakınken bir daha
hatırlatmak istedim. Gelen önergelere dikkatle bakarsanız, belki sizin de
katıldıklarınız olabilir.
Teşekkür ediyor, saygılar
sunuyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ederim
Sayın Günal.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
239 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının 3. Maddesinin 1 inci fıkrasının i) bendinde geçen "kendi
başına” ibaresinin "şirket üst yönetiminin önerileri doğrultusunda” şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
İdris
Baluken (Bingöl) ve arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon katılıyor
musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) – Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI ALİ
BABACAN (Ankara) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Gerekçeyi
okutuyorum.
Gerekçe:
Değişiklik ile şubelerin daha
deneyimli üst yapılardan faydalandırılması amaçlanmıştır.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Madde 4’te bir önergemiz var,
okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Finansal
Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanun
Tasarısının 4’üncü maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
Mehmet Günal Yusuf
Halaçoğlu Cemalettin
Şimşek |
Antalya Kayseri Samsun |
Necati
Özensoy D.
Ali Torlak |
Bursa İstanbul |
BAŞKAN – Komisyon, katılıyor
musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) – Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet, katılıyor
musunuz?
BAŞBAKAN YARDIMCISI ALİ
BABACAN (Ankara) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Gerekçeyi
okutuyorum.
Gerekçe:
Tasarı yeni değil, geçtiğimiz
yasama döneminde kadük olmuş bir tasarıdır. Bu dönem de hiçbir güncelleştirme
yapılmadan olduğu gibi Meclise gönderilmiştir. Bir kanun tasarısı hazırlanırken
konunun tarafı olan gerekli kurumlara gönderilmemiş, görüş alınmamış ve tasarı
normal süreçten geçmemiştir.
Finansal kiralama
sözleşmelerine konu malların mülkiyetinin finansal kiralama şirketinde
bulunmasının temel nedeni, mülkiyetin, kiracıya sağlanan finansmanın teminat
fonksiyonunu oluşturmasıdır. Finansal kiralama sözleşmelerine konu edilen ve
ilgili Kanunlarında malik için aranılan özelliklerin, sözleşme konusu malı
kullanmak suretiyle ticari faaliyetini devam ettiren kiracı şirketler
tarafından karşılanması gerekmektedir. Bu nedenle, Karayolu Taşıma Kanunu
kapsamında yetki belgesi alacak olanlar, finansal kiralama yöntemi ile
edinecekleri araçların maliki olarak değerlendirilmelidirler.
Bu düzenleme içindeki
vergiler ve bununla ilgili istisna taleplerinin de Maliye Bakanlığı ile
görüşülmediği anlaşılmıştır ve netlik sağlanmadığı için de kafa karışıklığı
devam etmektedir. Meslek birlikleri tasarıda finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri olmak üzere üç ayrı
birlik şeklinde önerilmiştir. Böyle önemli bir tasarının, dünyada yaşanan kriz
ortamında yeniden ele alınmadan Meclise gönderilmesi yanlıştır. Finansal kiralama
ve faktoringde ciddi şekilde değerlendirilmesi
gereken hususlar bulunmaktadır. TOBB yetkilileri alt komisyonda sigortacılık
örneğini vererek TOBB bünyesindeki sektör kurulu modelini önermesine rağmen bu
konuda da kesin bir görüş oluşmamıştır. Üst kurul, koordinasyon kurulu ve
birlik enflasyonuna karşıyız; çünkü koordinasyonsuzluğa yol açmaktadır.
Komisyonda üç finansal kuruluş türünün tek bir birlik altında toplanması
öngörülmüştür. Bu ilk etapta yeterli gibi görünmekle birlikte, taslak hâlinde
olduğu söylenen sermaye piyasası kuruluşlarına ilişkin düzenleme ile
tamamlanmadan kurumsal yapı eksik kalacaktır. Tüm banka dışı finansal
kuruluşların kapsanacağı bir yapı oluşturulmalıdır. Banka dışı mali kuruluşlar
birliği oluşturulmalı, finansal kiralama, faktoring
ve finansman şirketlerinin alt sektörler olarak üst birlik bünyesinde faaliyet
göstermelidir. Ancak şu anda, bakanlıkların yeniden yapılandırılmasında olduğu
gibi, şahsa veya mevcut konjonktüre göre düzenleme yapılmaktadır. SPK ve
BDDK'nın ilgi alanlarına göre üst birlikler oluşturulmaktadır. Üst kurulların
tek çatı altında Mali Piyasalar Üst Kurulu şeklinde toplanmasından yanayız.
BDDK, TMSF, SPK'nın da içinde olacağı bir Mali Piyasalar Üst Kurulu kurulmasını
ve bunun altında dairelerin oluşmasını daha doğru buluyoruz. Bu çerçevede;
koordinasyonun tek yerde toplanması ve daha etkin faaliyet gösterilebilmesi
için bütün finansal kuruluşları tek çatı altında toplayan bir birlik
kurulmalıdır.
Tasarıda ikrazatçılık
faaliyetlerine son verilmektedir. Ancak, ikrazatçılık
faaliyeti yapan gerçek kişilerin doğrudan bir finansal kiralama şirketi kurma
hakkı kazanmaları ve sermaye yeterliliği açısından haksız kazanç elde
etmelerine imkân sağlanması adil bir yaklaşım değildir ve rekabet hukukuna
aykırıdır.
OKTAY VURAL (İzmir) – Karar
yeter sayısı…
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza
sunuyorum, karar yeter sayısı arayacağım: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime on dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati:
16.21
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati:
16.29
BAŞKAN: Başkan
Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER:
Fatih ŞAHİN (Ankara), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 27’nci Birleşiminin Dördüncü
Oturumunu açıyorum.
239 sıra sayılı Kanun
Tasarısı’nın 4’üncü maddesinde, Antalya Milletvekili Sayın Mehmet Günal ve
arkadaşlarının önergesinin oylamasında karar yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi önergeyi tekrar
oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Karar yeter sayısı vardır.
239 sıra sayılı Kanun
Tasarısı’nın görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon burada.
Hükûmet burada.
Madde 4’ü oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Madde 5’te bir önerge var,
okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Finansal
Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanun
Tasarısının 5 inci maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
Mehmet Günal Yusuf
Halaçoğlu Cemalettin
Şimşek |
Antalya Kayseri Samsun |
Necati
Özensoy D.
Ali Torlak |
Bursa İstanbul |
BAŞKAN – Komisyon, katılıyor
musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) – Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI ALİ
BABACAN (Ankara) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Sayın Günal, siz mi
konuşacaksınız?
MEHMET GÜNAL (Antalya) –
Gerekçe okunsun.
BAŞKAN – Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Tasarı yeni değil, geçtiğimiz
yasama döneminde kadük olmuş bir tasarıdır. Bu dönem de hiçbir güncelleştirme yapılmadan
olduğu gibi Meclise gönderilmiştir. Bir kanun tasarısı hazırlanırken konunun
tarafı olan gerekli kurumlara gönderilmemiş, görüş alınmamış ve tasarı normal
süreçten geçmemiştir.
Finansal kiralama
sözleşmelerine konu malların mülkiyetinin finansal kiralama şirketinde
bulunmasının temel nedeni, mülkiyetin, kiracıya sağlanan finansmanın teminat
fonksiyonunu oluşturmasıdır. [Finansal kiralama sözleşmelerine konu edilen ve
ilgili Kanunlarında malik için aranılan özelliklerin, sözleşme konusu malı kullanmak
suretiyle ticari faaliyetini devam ettiren kiracı şirketler tarafından
karşılanması gerekmektedir. Bu nedenle, Karayolu Taşıma Kanunu kapsamında yetki
belgesi alacak olanlar, finansal kiralama yöntemi ile edinecekleri araçların
maliki olarak değerlendirilmelidirler.]
Bu düzenleme içindeki
vergiler ve bununla ilgili istisna taleplerinin de Maliye Bakanlığı ile
görüşülmediği anlaşılmıştır ve netlik sağlanmadığı için de kafa karışıklığı
devam etmektedir. Meslek birlikleri tasarıda finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri olmak üzere üç ayrı
birlik şeklinde önerilmiştir. Böyle önemli bir tasarının, dünyada yaşanan kriz
ortamında yeniden ele alınmadan Meclise gönderilmesi yanlıştır. Finansal
kiralama ve faktoringde ciddi şekilde
değerlendirilmesi gereken hususlar bulunmaktadır. TOBB yetkilileri alt
komisyonda sigortacılık örneğini vererek TOBB bünyesindeki sektör kurulu
modelini önermesine rağmen bu konuda da kesin bir görüş oluşmamıştır. Üst
kurul, koordinasyon kurulu ve birlik enflasyonuna karşıyız; çünkü
koordinasyonsuzluğa yol açmaktadır. Komisyonda üç finansal kuruluş türünün tek
bir birlik altında toplanması öngörülmüştür. Bu ilk etapta yeterli gibi
görünmekle birlikte, taslak halinde olduğu söylenen sermaye piyasası
kuruluşlarına ilişkin düzenleme ile tamamlanmadan kurumsal yapı eksik
kalacaktır. Tüm banka dışı finansal kuruluşların kapsanacağı bir yapı
oluşturulmalıdır. Banka dışı mali kuruluşlar birliği oluşturulmalı, finansal
kiralama, faktoring ve finansman şirketlerinin alt
sektörler olarak üst birlik bünyesinde faaliyet göstermelidir. Ancak şu anda,
bakanlıkların yeniden yapılandırılmasında olduğu gibi, şahsa veya mevcut
konjonktüre göre düzenleme yapılmaktadır. SPK ve BDDK'nın ilgi alanlarına göre
üst birlikler oluşturulmaktadır. Üst kurulların tek çatı altında Mali Piyasalar
Üst Kurulu şeklinde toplanmasından yanayız. BDDK, TMSF, SPK'nın da içinde
olacağı bir Mali Piyasalar Üst Kurulu kurulmasını ve bunun altında dairelerin
oluşmasını daha doğru buluyoruz. Bu çerçevede; koordinasyonun tek yerde
toplanması ve daha etkin faaliyet gösterilebilmesi için bütün finansal
kuruluşları tek çatı altında toplayan bir birlik kurulmalıdır.
Tasarıda ikrazatçılık
faaliyetlerine son verilmektedir. Ancak, ikrazatçılık
faaliyeti yapan gerçek kişilerin doğrudan bir finansal kiralama şirketi kurma
hakkı kazanmaları ve sermaye yeterliliği açısından haksız kazanç elde
etmelerine imkân sağlanması adil bir yaklaşım değildir ve rekabet hukukuna
aykırıdır.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Madde 6’da iki önerge vardır,
sırasıyla okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
239 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının 6. Maddesinin (ç) bendinde geçen "12/4/1991 tarihli ve 3713
sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamındaki suçlardan" ibaresinin tasarı
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
İdris Baluken Altan Tan Sırrı Sakık |
Bingöl Diyarbakır Muş |
Hasip Kaplan İbrahim
Binici |
Şırnak Şanlıurfa |
BAŞKAN – Şimdiki önergeyi
okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Finansal
Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanun
Tasarısının 6 ncı maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını
arz ve teklif ederiz.
Mehmet Günal Yusuf
Halaçoğlu Cemalettin
Şimşek |
Antalya Kayseri Samsun |
Necati
Özensoy D.
Ali Torlak |
Bursa İstanbul |
BAŞKAN – Komisyon, katılıyor
musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) – Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN – Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI ALİ
BABACAN (Ankara) – Katılmıyoruz.
MEHMET GÜNAL (Antalya) –
Gerekçe…
BAŞKAN – Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Tasarı yeni değil, geçtiğimiz
yasama döneminde kadük olmuş bir tasarıdır. Bu dönem de hiçbir güncelleştirme
yapılmadan olduğu gibi Meclise gönderilmiştir. Bir kanun tasarısı hazırlanırken
konunun tarafı olan gerekli kurumlara gönderilmemiş, görüş alınmamış ve tasarı
normal süreçten geçmemiştir.
[Finansal kiralama
sözleşmelerine konu malların mülkiyetinin finansal kiralama şirketinde
bulunmasının temel nedeni, mülkiyetin, kiracıya sağlanan finansmanın teminat
fonksiyonunu oluşturmasıdır. Finansal kiralama sözleşmelerine konu edilen ve
ilgili Kanunlarında malik için aranılan özelliklerin, sözleşme konusu malı
kullanmak suretiyle ticari faaliyetini devam ettiren kiracı şirketler
tarafından karşılanması gerekmektedir. Bu nedenle, Karayolu Taşıma Kanunu
kapsamında yetki belgesi alacak olanlar, finansal kiralama yöntemi ile
edinecekleri araçların maliki olarak değerlendirilmelidirler.]
Bu düzenleme içindeki
vergiler ve bununla ilgili istisna taleplerinin de Maliye Bakanlığı ile
görüşülmediği anlaşılmıştır ve netlik sağlanmadığı için de kafa karışıklığı
devam etmektedir. Meslek birlikleri tasarıda finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri olmak üzere üç ayrı
birlik şeklinde önerilmiştir. Böyle önemli bir tasarının, dünyada yaşanan kriz
ortamında yeniden ele alınmadan Meclise gönderilmesi yanlıştır. Finansal
Kiralama ve faktoringde ciddi şekilde değerlendi-rilmesi gereken hususlar bulunmaktadır. TOBB yetkilileri
alt komisyonda sigortacılık örneğini vererek TOBB bünyesindeki sektör kurulu
modelini önermesine rağmen bu konuda da kesin bir görüş oluşmamıştır. Üst
kurul, koordinasyon kurulu ve birlik enflasyonuna karşıyız; çünkü
koordinasyonsuzluğa yol açmaktadır. Komisyonda üç finansal kuruluş türünün tek
bir birlik altında toplanması öngörülmüştür. Bu ilk etapta yeterli gibi
görünmekle birlikte, taslak hâlinde olduğu söylenen sermaye piyasası kuruluşlarına
ilişkin düzenleme ile tamamlanmadan kurumsal yapı eksik kalacaktır. Tüm banka
dışı finansal kuruluşların kapsanacağı bir yapı oluşturulmalıdır. Banka dışı
mali kuruluşlar birliği oluşturulmalı, finansal kiralama, faktoring
ve finansman şirketlerinin alt sektörler olarak üst birlik bünyesinde faaliyet
göstermelidir. Ancak şu anda, bakanlıkların yeniden yapılandırılmasında olduğu
gibi, şahsa veya mevcut konjonktüre göre düzenleme yapılmaktadır. SPK ve
BDDK'nın ilgi alanlarına göre üst birlikler oluşturulmaktadır. Üst kurulların
tek çatı altında Mali Piyasalar Üst Kurulu şeklinde toplanmasından yanayız.
BDDK, TMSF, SPK'nın da içinde olacağı bir Mali Piyasalar Üst Kurulu kurulmasını
ve bunun altında dairelerin oluşmasını daha doğru buluyoruz. Bu çerçevede;
koordinasyonun tek yerde toplanması ve daha etkin faaliyet gösterilebilmesi
için bütün finansal kuruluşları tek çatı altında toplayan bir birlik
kurulmalıdır.
Tasarıda ikrazatçılık
faaliyetlerine son verilmektedir. Ancak, ikrazatçılık
faaliyeti yapan gerçek kişilerin doğrudan bir finansal kiralama şirketi kurma
hakkı kazanmaları ve sermaye yeterliliği açısından haksız kazanç elde
etmelerine imkân sağlanması adil bir yaklaşım değildir ve rekabet hukukuna
aykırıdır.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
239 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının 6. Maddesinin ç) bendinde geçen "12/4/1991 tarihli ve 3713
sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamındaki suçlardan" ibaresinin tasarı
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
İdris
Baluken (Bingöl) ve arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon, katılıyor
musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) – Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN – Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI ALİ
BABACAN (Ankara) – Katılmıyoruz.
EROL DORA (Mardin) – Gerekçe…
BAŞKAN – Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Günümüzde siyasal egemen algı
kendi dışındaki bütün yaklaşım ve farklı görüşleri rahatlıkla terör eylemi
olarak nitelendirebilmektedir. Bahsi geçen kanun bugün iktidara muhalefet eden
her türlü toplumsal örgütlülüğü "terörist faaliyet" kapsamında
değerlendirebilirken böyle bir ibarenin bu tasarı metninde yer alması toplumsal
adalet ve ticaret yapma özgürlüğünün önündeki en büyük engellerden biri
olacaktır. Değişiklik ile bu adaletsizliğin giderilmesi amaçlanmıştır.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum…
OKTAY VURAL (İzmir) – Karar
yeter sayısı…
BAŞKAN – Karar yeter sayısı arayacağım.
Kabul edenler…
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI
(İstanbul) - Madde mi dediniz efendim?
BAŞKAN – Maddeyi oyluyorum. Karar yeter sayısı istedi,
karar yeter sayısı arayacağım.
Karar yeter sayısı vardır,
madde kabul edilmiştir.
Madde 7 üzerinde bir önerge
vardır, okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Finansal
Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanun
Tasarısının 7 nci maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mehmet Günal Yusuf
Halaçoğlu Cemalettin
Şimşek |
Antalya Kayseri Samsun |
Necati Özensoy D.
Ali Torlak Alim
Işık |
Bursa İstanbul Kütahya |
BAŞKAN – Komisyon, katılıyor musunuz?
PLAN VE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) – Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN – Hükûmet, katılıyor
musunuz?
BAŞBAKAN YARDIMCISI ALİ
BABACAN (Ankara) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Kütahya Milletvekili
Sayın Alim Işık, buyurunuz. (MHP sıralarından alkışlar)
ALİM IŞIK (Kütahya) – Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan Finansal Kiralama, Faktoring
ve Finansman Şirketleri Kanunu Tasarısı’nın 7’nci maddesi üzerinde vermiş
olduğumuz önerge hakkında söz aldım. Bu vesileyle yüce Meclisi ve bizleri
izleyen aziz Türk milletini saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, önceki maddelerde de ifade edildiği gibi, bu
tasarı aslında daha önceden Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine getirilmiş
ama enine boyuna tartışılmadan, ilgili komisyonlarda gerekli katkılar
sağlanmadan Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna indirilmiştir.
Bu tasarı, Türkiye'de
özellikle son yıllarda giderek bozulan ekonomik dengeler açısından önemli bir
tasarıdır. Bugün, borçlu sayısı ve kredi kartı mağdurları hızla yükselirken,
özellikle küçük ve orta ölçekli işletme sahiplerinin herhangi bir nedenle
sicilleri bozuk olduğu için resmî bankalardan gerekli krediyi sağlayamadığı
gerçeği ortadayken yapacakları bir şey var, para satan aracı kişi ya da
kuruluşlara gidip bu dertlerini çözmek. Maalesef, kişisel bazda bu finansal
desteği sağlayan aracılar birçok kişi ya da tüzel kişiyi mağdur ederken, bu
kapsamda “faktoring şirketi” adı altında desteği
sürdüren kuruluşlar, şu ana kadar, denetim eksikliği nedeniyle, birçok
işletmenin batmasına, birçok yuvanın da yıkılmasına sebep olmuşlardır.
Dolayısıyla, böyle bir tasarıyla bir denetim altına alınmaları yerindedir ama
bir eksik tasarıdır.
Şimdi, bu tasarı içerisinde
bu tür kuruluşların hangi sınırlar içerisinde, gelen vatandaşa ya da işletme
sahibine finans temin edeceği belirlenmemiştir. Devletin resmî bankasının
nominal faiz oranının, örneğin yüzde 10’u, 20’si gibi üst sınırla
sınırlandırılma zorunluluğu vardır. Aksi takdirde, kimi eline düşürürse, bugüne
kadar yaşanmış olan gerçeklerin, acıların bundan sonra da yaşanmasının önüne
geçilemeyecektir. Yüzde 20, yüzde 50, yüzde 100 fazlasıyla, sıkışmış, mecburen
bu finansı bulmak zorunda olan insanlara aracılık yapan bu kuruluşların belli
sınırlar içerisinde faaliyetlerini yürütmesi gerekir. Bu tasarıda en büyük
eksiklerden birisi budur.
Evet, birliklerin
oluşturulması doğrudur ama bunların hangi sınırlar içerisinde Türkiye’de uygun
mevzuatın öngördüğü şekilde bir sınırlamaya tabi tutulması konusu boştur. Yine
yuvalar yıkılacak, yine birçok şirket, küçük ve orta ölçekli işletme batmaya
devam edecektir. Özellikle son on yılda, bu şirketlerin yani finansal kiralama faktoring ve finansman şirketlerinin faaliyetleri
incelendiğinde, 20, 30, 40 kat arttığını görüyorsunuz ve bunlardan yararlanan
insanların sayısı da geometrik olarak her geçen yıl artıyor. Şimdi, bu gerçek
bir tarafta varken, “Bunun önünü açalım ama bir sınır koymayalım.” anlayışı
devam ederse, bu Meclis, inanıyorum ki çok kötü bir kanuna daha imza atmış
olacaktır. Mutlaka bir üst sınırın getirilmesi zorunluluğu vardır, örneğin
nominal faiz yüzde 12’yse yüzde 14-15 üst sınırla bunların vereceği faiz
oranının sınırlandırılması gerekir. Bu tasarıda mutlaka, inanıyorum ki, görüşme
sonuna kadar böyle bir düzenleme getirilecektir. Aksi takdirde, hem bunların
yasal bazda işlem yapmasına fırsat tanınmış ve bundan yararlanacak insanların
da bundan yararlanmasının önüne bir engel daha konmuş olacaktır.
Bu düzenlemenin mutlaka
yapılması gerekir. Bu katkılar alınmadan, eskiden hazırlandığı şekliyle yüce
Meclisin Genel Kuruluna aynen getirilen bu tasarının geri çekilmesi ya da bu
maddenin tasarı metninden çıkartılması doğru olacaktır, önergemiz de bunu
içermektedir.
Önergemize desteğinizi
bekliyor, tekrar saygılar sunuyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ederim.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Madde 8’de bir önerge vardır,
okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Finansal
Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanun
Tasarısının 8 inci maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
Mehmet Günal Yusuf
Halaçoğlu Necati
Özensoy |
Antalya Kayseri Bursa |
D. Ali Torlak Alim
Işık Cemalettin
Şimşek |
İstanbul Kütahya Samsun |
BAŞKAN – Komisyon, katıyor
musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman) –Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI ALİ
BABACAN (Ankara) – Katılmıyoruz.
MEHMET GÜNAL (Antalya) –
Gerekçe…
BAŞKAN – Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Tasarı yeni değil, geçtiğimiz
yasama döneminde kadük olmuş bir tasarıdır. Bu dönem de hiçbir güncelleştirme
yapılmadan olduğu gibi Meclise gönderilmiştir. Bir kanun tasarısı hazırlanırken
konunun tarafı olan gerekli kurumlara gönderilmemiş, görüş alınmamış ve tasarı
normal süreçten geçmemiştir.
Finansal kiralama
sözleşmelerine konu malların mülkiyetinin finansal kiralama şirketinde
bulunmasının temel nedeni, mülkiyetin, kiracıya sağlanan finansmanın teminat
fonksiyonunu oluşturmasıdır. [Finansal kiralama sözleşmelerine konu edilen ve
ilgili Kanunlarında malik için aranılan özelliklerin, sözleşme konusu malı
kullanmak suretiyle ticari faaliyetini devam ettiren kiracı şirketler
tarafından karşılanması gerekmektedir. Bu nedenle, Karayolu Taşıma Kanunu
kapsamında yetki belgesi alacak olanlar, finansal kiralama yöntemi ile
edinecekleri araçların maliki olarak değerlendirilmelidirler.]
Bu düzenleme içindeki
vergiler ve bununla ilgili istisna taleplerinin de Maliye Bakanlığı ile
görüşülmediği anlaşılmıştır ve netlik sağlanmadığı için de kafa karışıklığı
devam etmektedir. Meslek birlikleri tasarıda finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri olmak üzere üç ayrı
birlik şeklinde önerilmiştir. Böyle önemli bir tasarının, dünyada yaşanan kriz
ortamında yeniden ele alınmadan Meclise gönderilmesi yanlıştır. Finansal
kiralama ve faktoringde ciddi şekilde
değerlendirilmesi gereken hususlar bulunmaktadır. TOBB yetkilileri alt
komisyonda sigortacılık örneğini vererek TOBB bünyesindeki sektör kurulu
modelini önermesine rağmen bu konuda da kesin bir görüş oluşmamıştır. Üst
kurul, koordinasyon kurulu ve birlik enflasyonuna karşıyız; çünkü
koordinasyonsuzluğa yol açmaktadır. Komisyonda üç finansal kuruluş türünün tek
bir birlik altında toplanması öngörülmüştür. Bu ilk etapta yeterli gibi
görünmekle birlikte, taslak hâlinde olduğu söylenen sermaye piyasası
kuruluşlarına ilişkin düzenleme ile tamamlanmadan kurumsal yapı eksik
kalacaktır. Tüm banka dışı finansal kuruluşların kapsanacağı bir yapı
oluşturulmalıdır. Banka dışı mali kuruluşlar birliği oluşturulmalı, finansal
kiralama, faktoring ve finansman şirketlerinin alt
sektörler olarak üst birlik bünyesinde faaliyet göstermelidir. Ancak şu anda,
bakanlıkların yeniden yapılandırılmasında olduğu gibi, şahsa veya mevcut
konjonktüre göre düzenleme yapılmaktadır. SPK ve BDDK'nın ilgi alanlarına göre
üst birlikler oluşturulmaktadır. Üst kurulların tek çatı altında Mali Piyasalar
Üst Kurulu şeklinde toplanmasından yanayız. BDDK, TMSF, SPK'nın da içinde
olacağı bir Mali Piyasalar Üst Kurulu kurulmasını ve bunun altında dairelerin
oluşmasını daha doğru buluyoruz. Bu çerçevede; koordinasyonun tek yerde
toplanması ve daha etkin faaliyet gösterilebilmesi için bütün finansal
kuruluşları tek çatı altında toplayan bir birlik kurulmalıdır.
Tasarıda ikrazatçılık
faaliyetlerine son verilmektedir. Ancak, ikrazatçılık
faaliyeti yapan gerçek kişilerin doğrudan bir finansal kiralama şirketi kurma
hakkı kazanmaları ve sermaye yeterliliği açısından haksız kazanç elde
etmelerine imkân sağlanması adil bir yaklaşım değildir ve rekabet hukukuna
aykırıdır.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Madde 9’da dört adet önerge
var, sırasıyla okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 239 Sıra
Sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman
Şirketleri Kanunu Tasarısının 9. Maddesinin 1. fıkrasının a bendinde yer alan
“faaliyette” ibaresinin “işlemde” şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Ferit Mevlüt Aslanoğlu Kazım Kurt Bülent Kuşoğlu |
İstanbul Eskişehir Ankara |
Özgür
Özel Veli
Ağbaba |
Manisa Malatya |
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
239 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının 9. Maddesinin 1 inci fıkrasının b) bendinde geçen "yüzde
birini" ibaresinin "yüzde bir buçuğunu" şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
İdris Baluken Altan Tan Sırrı Sakık |
Bingöl Diyarbakır Muş |
Hasip Kaplan İbrahim
Binici |
Şırnak Şanlıurfa |
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Finansal
Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanun
Tasarısının 9 uncu maddesinin (3) numaralı fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ayşe Nur Bahçekapılı Osman
Aşkın Bak Tülay
Kaynarca |
İstanbul İstanbul İstanbul |
Nurdan Şanlı Sermin
Balık Hamza
Dağ |
Ankara Elâzığ İzmir |
Aydın
Şengül |
İzmir |
(3) Bir kambiyo senedinin
ciro yoluyla faktoring şirketine devri halinde,
kambiyo senedinden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki
hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan
def’ileri faktoring
şirketine karşı ileri süremez; meğerki, faktoring
şirketi kambiyo senedini iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş
oIsun.
BAŞKAN – Şimdiki önergeyi
okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Finansal
Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanun
Tasarısının 9 uncu maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
Mehmet Günal Yusuf
Halaçoğlu Cemalettin
Şimşek |
Antalya Kayseri Samsun |
Necati
Özensoy D.
Ali Torlak |
Bursa İstanbul |
BAŞKAN – Komisyon, katılıyor
musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI ALİ
BABACAN (Ankara) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Sayın Günal,
buyurunuz.
MEHMET GÜNAL (Antalya) –
Teşekkürler Sayın Başkanım.
Değerli milletvekilleri,
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakanım, bu maddede
-şimdi oylayacaksınız, sonra söz hakkımız kalmayacak- bir önerge verilmiş
Hükûmet tarafından. Burada iyi niyetli faktoring
şirketlerinin korunduğu söyleniyor ama sonraki tabirde “meğerki” dedikten sonra
“faktoring şirketi kambiyo senedini iktisap ederken
bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.” deniyor.
Şimdi, burada, gerekçesinde
de Türk Ticaret Kanunu’na paralellik sağlanıyor. Türk Ticaret Kanunu’nda bile
bile bir iktisap borçlu tarafından var mı? Yani bile bile olduğunu, yani kasıt
olduğunu nasıl ispat edecek? Birinci derecede bunu veren kişi… Bile bileyi
ispat etme yükümlülüğü kime aittir? Vatandaş bunu nasıl ispat edecek? Orada iyi
niyetlilerin korunması tamam, kötü niyetlilerin cezalandırılması da tamam ama
burada bir belirsizlik gözüküyor. Komisyondan veya Sayın Bakandan bir açıklama
alabilirsek yerinde olur diyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ederim
Sayın Günal.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Finansal
Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanun
Tasarısının 9 uncu maddesinin (3) numaralı fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ayşenur
Bahçekapılı (İstanbul) ve arkadaşları
(3) Bir kambiyo senedinin
ciro yoluyla faktoring şirketine devri halinde,
kambiyo senedinden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki
hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan
def’ileri faktoring şirketine
karşı ileri süremez; meğerki, faktoring şirketi
kambiyo senedini iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş
olsun.
BAŞKAN – Komisyon, katılıyor
musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman) – Takdire bırakıyoruz efendim.
BAŞKAN – Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI ALİ
BABACAN (Ankara) – Katılıyoruz.
BAŞKAN – Sayın Bahçekapılı,
ne yapayım?
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI
(İstanbul) – Gerekçe okunsun efendim.
BAŞKAN – Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Faktoring
şirketlerinin müşterilerine finansal hizmetler vermeleri, mal ve hizmet
satımının tarafı olmamaları nedeniyle, ciro yoluyla faktoring
şirketine devredilen bir kambiyo senedinden dolayı kendisine başvurulan
kişinin, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya
var olan ilişkilere dayanan def’ileri faktoring şirketine karşı ileri sürmesinin engellenmesi
amaçlanmıştır. Ancak faktoring şirketi kambiyo
senedini iktisap ederken, bile bile borçlunun zararına hareket etmiş ise bu
hüküm uygulanmayacaktır. Bu bağlamda, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun
"Def’iler" başlıklı 687 nci maddesi ile
paralellik sağlanması hedeflenmiştir.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza
sunuyorum, karar yeter sayısı arayacağım: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Karar yeter sayısı vardır, önerge kabul edilmiştir.
Cumhuriyet Halk Partisi
önergesini geri çekmiştir.
Diğer önergeyi okutup işleme
alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
239 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının 9. Maddesinin 1 inci fıkrasının b) bendinde geçen “yüzde birini”
ibaresinin “yüzde bir buçuğunu” şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
İdris
Baluken (Bingöl) ve arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon, katılıyor
musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman) – Katılamıyoruz.
BAŞKAN – Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI ALİ
BABACAN (Ankara) – Katılamıyoruz.
BAŞKAN – Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Değişiklik ile şirketin kendi
müşterilerine daha fazla olanak tanıma fırsatı
tanıması amaçlanmıştır.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Madde 10’da iki adet önerge
vardır, sırasıyla okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
239 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının 10. Maddesinin 1 inci fıkrasında geçen “onbeş”
ibaresinin “yirmi” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
İdris Baluken Altan Tan Sırrı Sakık |
Bingöl Diyarbakır Muş |
Hasip Kaplan İbrahim
Binici |
Şırnak
Şanlıurfa |
BAŞKAN – Diğer önergeyi okutup
işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Finansal
Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanun
Tasarısının 10 uncu maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
Mehmet Günal Yusuf
Halaçoğlu Necati
Özensoy |
Antalya Kayseri
Bursa |
D.
Ali Torlak Cemalettin
Şimşek |
İstanbul Samsun |
BAŞKAN – Komisyon, katılıyor
musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) – Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN – Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI ALİ
BABACAN (Ankara) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Tasarı yeni değil, geçtiğimiz
yasama döneminde kadük olmuş bir tasarıdır. Bu dönem de hiçbir güncelleştirme
yapılmadan olduğu gibi Meclise gönderilmiştir. Bir kanun tasarısı hazırlanırken
konunun tarafı olan gerekli kurumlara gönderilmemiş, görüş alınmamış ve tasarı
normal süreçten geçmemiştir.
Finansal kiralama
sözleşmelerine konu malların mülkiyetinin finansal kiralama şirketinde
bulunmasının temel nedeni, mülkiyetin, kiracıya sağlanan finansmanın teminat
fonksiyonunu oluşturmasıdır. [Finansal kiralama sözleşmelerine konu edilen ve
ilgili Kanunlarında malik için aranılan özelliklerin, sözleşme konusu malı
kullanmak suretiyle ticari faaliyetini devam ettiren kiracı şirketler tarafından
karşılanması gerekmektedir. Bu nedenle, Karayolu Taşıma Kanunu kapsamında yetki
belgesi alacak olanlar, finansal kiralama yöntemi ile edinecekleri araçların
maliki olarak değerlendirilmelidirler.]
Bu düzenleme içindeki
vergiler ve bununla ilgili istisna taleplerinin de Maliye Bakanlığı ile
görüşülmediği anlaşılmıştır ve netlik sağlanmadığı için de kafa karışıklığı
devam etmektedir. Meslek birlikleri tasarıda finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri olmak üzere üç ayrı
birlik şeklinde önerilmiştir. Böyle önemli bir tasarının, dünyada yaşanan kriz
ortamında yeniden ele alınmadan Meclise gönderilmesi yanlıştır. Finansal
kiralama ve faktoringde ciddi şekilde
değerlendirilmesi gereken hususlar bulunmaktadır. TOBB yetkilileri alt
komisyonda sigortacılık örneğini vererek TOBB bünyesindeki sektör kurulu
modelini önermesine rağmen bu konuda da kesin bir görüş oluşmamıştır. Üst
kurul, koordinasyon kurulu ve birlik enflasyonuna karşıyız; çünkü
koordinasyonsuzluğa yol açmaktadır. Komisyonda üç finansal kuruluş türünün tek
bir birlik altında toplanması öngörülmüştür. Bu ilk etapta yeterli gibi
görünmekle birlikte, taslak halinde olduğu söylenen sermaye piyasası
kuruluşlarına ilişkin düzenleme ile tamamlanmadan kurumsal yapı eksik
kalacaktır. Tüm banka dışı finansal kuruluşların kapsanacağı bir yapı
oluşturulmalıdır. Banka dışı mali kuruluşlar birliği oluşturulmalı, finansal
kiralama, faktoring ve finansman şirketlerinin alt
sektörler olarak üst birlik bünyesinde faaliyet göstermelidir. Ancak şu anda,
bakanlıkların yeniden yapılandırılmasında olduğu gibi, şahsa veya mevcut
konjonktüre göre düzenleme yapılmaktadır. SPK ve BDDK'nın ilgi alanlarına göre
üst birlikler oluşturulmaktadır. Üst kurulların tek çatı altında Mali Piyasalar
Üst Kurulu şeklinde toplanmasından yanayız. BDDK, TMSF, SPK'nın da içinde
olacağı bir Mali Piyasalar Üst Kurulu kurulmasını ve bunun altında dairelerin
oluşmasını daha doğru buluyoruz. Bu çerçevede; koordinasyonun tek yerde
toplanması ve daha etkin faaliyet gösterilebilmesi için bütün finansal
kuruluşları tek çatı altında toplayan bir birlik kurulmalıdır.
Tasarıda ikrazatçılık
faaliyetlerine son verilmektedir. Ancak, ikrazatçılık
faaliyeti yapan gerçek kişilerin doğrudan bir finansal kiralama şirketi kurma
hakkı kazanmaları ve sermaye yeterliliği açısından haksız kazanç elde
etmelerine imkan sağlanması adil bir yaklaşım değildir ve rekabet hukukuna
aykırıdır.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
239 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının 10. Maddesinin 1 inci fıkrasında geçen “onbeş”
ibaresinin “yirmi” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
İdris
Baluken (Bingöl) ve arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon, katılıyor
musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) – Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN – Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI ALİ
BABACAN (Ankara) – Katılmıyoruz.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) –
Gerekçe okunsun.
BAŞKAN – Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Değişiklik ile kurumunun
yapılacak değişiklikleri daha etkin incelemesi amaçlanmıştır.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Madde 11’de bir önerge
vardır, okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Finansal
Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanun
Tasarısının 11 inci maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
Mehmet Günal Yusuf
Halaçoğlu Necati
Özensoy |
Antalya Kayseri Bursa |
D.
Ali Torlak Cemalettin
Şimşek |
İstanbul Samsun |
BAŞKAN – Komisyon katılıyor
musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) – Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI ALİ
BABACAN (Ankara) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Sayın Günal?
MEHMET GÜNAL (Antalya) –
Gerekçe…
BAŞKAN – Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Tasarı yeni değil, geçtiğimiz
yasama döneminde kadük olmuş bir tasarıdır. Bu dönem de hiçbir güncelleştirme
yapılmadan olduğu gibi Meclise gönderilmiştir. Bir kanun tasarısı hazırlanırken
konunun tarafı olan gerekli kurumlara gönderilmemiş, görüş alınmamış ve tasarı
normal süreçten geçmemiştir.
[Finansal kiralama
sözleşmelerine konu malların mülkiyetinin finansal kiralama şirketinde
bulunmasının temel nedeni, mülkiyetin, kiracıya sağlanan finansmanın teminat
fonksiyonunu oluşturmasıdır. Finansal kiralama sözleşmelerine konu edilen ve
ilgili Kanunlarında malik için aranılan özelliklerin, sözleşme konusu malı
kullanmak suretiyle ticari faaliyetini devam ettiren kiracı şirketler
tarafından karşılanması gerekmektedir. Bu nedenle, Karayolu Taşıma Kanunu
kapsamında yetki belgesi alacak olanlar, finansal kiralama yöntemi ile
edinecekleri araçların maliki olarak değerlendirilmelidirler.]
Bu düzenleme içindeki
vergiler ve bununla ilgili istisna taleplerinin de Maliye Bakanlığı ile
görüşülmediği anlaşılmıştır ve netlik sağlanmadığı için de kafa karışıklığı
devam etmektedir. Meslek birlikleri tasarıda finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri olmak üzere üç ayrı
birlik şeklinde önerilmiştir. Böyle önemli bir tasarının, dünyada yaşanan kriz
ortamında yeniden ele alınmadan Meclise gönderilmesi yanlıştır. Finansal
kiralama ve faktoringde ciddi şekilde değerlendirilmesi
gereken hususlar bulunmaktadır. TOBB yetkilileri alt komisyonda sigortacılık
örneğini vererek TOBB bünyesindeki sektör kurulu modelini önermesine rağmen bu
konuda da kesin bir görüş oluşmamıştır. Üst kurul, koordinasyon kurulu ve
birlik enflasyonuna karşıyız; çünkü koordinasyonsuzluğa yol açmaktadır.
Komisyonda üç finansal kuruluş türünün tek bir birlik altında toplanması
öngörülmüştür. Bu ilk etapta yeterli gibi görünmekle birlikte, taslak halinde
olduğu söylenen sermaye piyasası kuruluşlarına ilişkin düzenleme ile
tamamlanmadan kurumsal yapı eksik kalacaktır. Tüm banka dışı finansal
kuruluşların kapsanacağı bir yapı oluşturulmalıdır. Banka dışı mali kuruluşlar
birliği oluşturulmalı, finansal kiralama, faktoring
ve finansman şirketlerinin alt sektörler olarak üst birlik bünyesinde faaliyet
göstermelidir. Ancak şu anda, bakanlıkların yeniden yapılandırılmasında olduğu
gibi, şahsa veya mevcut konjonktüre göre düzenleme yapılmaktadır. SPK ve
BDDK'nın ilgi alanlarına göre üst birlikler oluşturulmaktadır. Üst kurulların
tek çatı altında Mali Piyasalar Üst Kurulu şeklinde toplanmasından yanayız.
BDDK, TMSF, SPK'nın da içinde olacağı bir Mali Piyasalar Üst Kurulu kurulmasını
ve bunun altında dairelerin oluşmasını daha doğru buluyoruz. Bu çerçevede; koordinasyonun
tek yerde toplanması ve daha etkin faaliyet gösterilebilmesi için bütün
finansal kuruluşları tek çatı altında toplayan bir birlik kurulmalıdır.
Tasarıda ikrazatçılık
faaliyetlerine son verilmektedir. Ancak, ikrazatçılık
faaliyeti yapan gerçek kişilerin doğrudan bir finansal kiralama şirketi kurma
hakkı kazanmaları ve sermaye yeterliliği açısından haksız kazanç elde
etmelerine imkân sağlanması adil bir yaklaşım değildir ve rekabet hukukuna
aykırıdır.
OKTAY VURAL (İzmir) – Karar
yeter sayısı…
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza
sunuyorum, karar yeter sayısı arayacağım: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Sayar mısınız. (AK PARTİ
sıralarından “Var, var!” sesleri)
Ya, böyle yerden söylemek ne
kadar iyi. Gidin çay içmeye, ondan sonra da “Var, var!”
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI
(İstanbul) – Elektronik yapın Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hayır, elektronikte
mevzu yok, sayılıyor işte.
MEHMET GÜNAL (Antalya) –
Bayram saymadan söylüyor Sayın Başkanım. Birisini değiştirelim bari, saymadan
söylüyor, hiç bakmıyor.
BAŞKAN – Hayır, hayır.
Saydılar, saydılar, daha evvel saydı.
Karar yeter sayısı vardır,
önerge kabul edilmemiştir.
Şimdi, 11’inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Madde 12’de bir önerge
vardır, okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Finansal
Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanun
Tasarısının 12 nci maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mehmet Günal Yusuf
Halaçoğlu Necati
Özensoy |
Antalya Kayseri Bursa |
D.
Ali Torlak Cemalettin
Şimşek |
İstanbul Samsun |
BAŞKAN – Komisyon katılıyor
musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) –Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI ALİ
BABACAN (Ankara) – Katılmıyoruz.
MEHMET GÜNAL (Antalya) –
Gerekçe…
BAŞKAN – Gerekçeyi
okutuyorum.
Gerekçe:
“Tasarı yeni değil,
geçtiğimiz yasama döneminde kadük olmuş bir tasarıdır. Bu dönem de hiçbir
güncelleştirme yapılmadan olduğu gibi Meclise gönderilmiştir. Bir kanun
tasarısı hazırlanırken konunun tarafı olan gerekli kurumlara gönderilmemiş,
görüş alınmamış ve tasarı normal süreçten geçmemiştir.
Bu düzenleme içindeki
vergiler ve bununla ilgili istisna taleplerinin de Maliye Bakanlığı ile
görüşülmediği anlaşılmıştır ve netlik sağlanmadığı için de kafa karışıklığı
devam etmektedir. Meslek birlikleri tasarıda finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri olmak üzere üç ayrı
birlik şeklinde önerilmiştir.
TOBB yetkilileri alt
komisyonda sigortacılık örneğini vererek TOBB bünyesindeki sektör kurulu
modelini önermesine rağmen bu konuda da kesin bir görüş oluşmamıştır.”
MEHMET GÜNAL (Antalya) –
Atladı Sayın Başkan. Cümleleri atlayarak gidiyor.
“Üst kurul, koordinasyon
kurulu ve birlik enflasyonuna karşıyız; çünkü koordinasyonsuzluğa yol
açmaktadır. Komisyonda üç finansal kuruluş türünün tek bir birlik altında
toplanması öngörülmüştür. Bu ilk etapta yeterli gibi görünmekle birlikte,
taslak halinde olduğu söylenen sermaye piyasası kuruluşlarına ilişkin düzenleme
ile tamamlanmadan kurumsal yapı eksik kalacaktır. Tüm banka dışı finansal
kuruluşların kapsanacağı bir yapı oluşturulmalıdır. Banka dışı mali kuruluşlar
birliği oluşturulmalı, finansal kiralama, faktoring
ve finansman şirketlerinin alt sektörler olarak üst birlik bünyesinde faaliyet
göstermelidir. Ancak şu anda, bakanlıkların yeniden yapılandırılmasında olduğu
gibi, şahsa veya mevcut konjonktüre göre düzenleme yapılmaktadır. SPK ve
BDDK'nın ilgi alanlarına göre üst birlikler oluşturulmaktadır. Üst kurulların
tek çatı altında Mali Piyasalar Üst Kurulu şeklinde toplanmasından yanayız.
BDDK, TMSF, SPK'nın da içinde olacağı bir Mali Piyasalar Üst Kurulu kurulmasını
ve bunun altında dairelerin oluşmasını daha doğru buluyoruz. Bu çerçevede;
koordinasyonun tek yerde toplanması ve daha etkin faaliyet gösterilebilmesi
için bütün finansal kuruluşları tek çatı altında toplayan bir birlik
kurulmalıdır.
Tasarıda ikrazatçılık
faaliyetlerine son verilmektedir. Ancak, ikrazatçılık
faaliyeti yapan gerçek kişilerin doğrudan bir finansal kiralama şirketi kurma
hakkı kazanmaları ve sermaye yeterliliği açısından haksız kazanç elde
etmelerine imkan sağlanması adil bir yaklaşım değildir ve rekabet hukukuna
aykırıdır.”
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza…
OKTAY VURAL (İzmir) – Karar
yeter sayısı.
BAŞKAN – Karar yeter sayısı
arayacağım.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler…
Karar yeter sayısı yoktur.
(AK PARTİ sıralarından “Var, var” sesleri)
Ya var, var!
On dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:
17.04
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati:
17.21
BAŞKAN: Başkan
Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER:
Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Fatih ŞAHİN (Ankara)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 27’nci Birleşiminin Beşinci
Oturumunu açıyorum.
239 sıra sayılı Kanun
Tasarısı’nın 12’nci maddesinin oylamasında karar yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi maddeyi tekrar
oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Karar yeter sayısı vardır, kabul edilmiştir.
239 sıra sayılı Kanun
Tasarısı’nın görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon burada
Hükûmet burada.
13’üncü madde üzerinde iki
önerge vardır, okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
239 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının 13. Maddesinin 3 üncü fıkrasında geçen “beş yıl” ibaresinin “dört
yıl” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
İdris Baluken Altan Tan Sırrı Sakık |
Bingöl Diyarbakır Muş |
Hasip Kaplan İbrahim
Binici |
Şırnak Şanlıurfa |
BAŞKAN – Şimdiki önergeyi okutup
işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Finansal
Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanun
Tasarısının 13’üncü maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
Mehmet Günal Yusuf
Halaçoğlu Cemalettin
Şimşek |
Antalya Kayseri Samsun |
Necati
Özensoy D. Ali
Torlak |
Bursa
İstanbul
|
BAŞKAN – Komisyon, katılıyor
musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) – Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN – Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI ALİ
BABACAN (Ankara) – Katılmıyoruz.
MEHMET GÜNAL (Antalya) –
Necati Özensoy…
BAŞKAN – Bursa Milletvekili
Sayın Necati Özensoy, buyurun.
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) –
Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; verdiğimiz önergeyle ilgili söz almış
bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyo-rum.
Görüştüğümüz kanun, finansal
piyasaları düzenleyen, gelişmelerle birlikte bazı eksiklikleri gidermek amacı
güden, yani piyasaların daha iyi finans kaynaklarına ulaşması, daha güvenilir
finans kaynaklarına ulaşması için görüştüğümüz kanun. Tabii, ben, bu kanundan
ziyade -Sayın Bakan buradayken- bu finans piyasalarının en önemli ayağı olan,
çiftçinin bankası olan Ziraat Bankası, esnafın bankası olan Halk Bankasıyla
ilgili, bazı gelişmelerle ilgili bazı soruları, bazı hatırlatmaları yapmak
istiyorum.
Halk Bankasının kuruluş amacı
esnafa destek olmak. Yıllardır, bu banka esnafın kredisini daha güvenli bir
şekilde, daha emin bir şekilde kullanmasını sağlaya geldi, hâlen de böyle devam
ediyor. Ziraat Bankası da, yine özellikle çiftçimizin finans kaynaklarını
oluşturmak, çiftçimize destek olmak adına kurulmuş bankamızdır. Logosu
başaktır, buğday başağıdır; ismiyle birlikte de bu sektörde çiftçimize,
ziraatçımıza yıllardır destek olan bir bankadır Ziraat bankası.
Şimdi Sayın Bakana buradan
sormak istiyorum: KİT Komisyonunda yaptığımız en son denetimde Ziraat
Bankasının Genel Müdürü, Ziraat Bankasının o buğday başağı olan logosunun ve
aynı zamanda isminin de “Ziraat Bankası”nın da
değiştirileceğini ifade etti. Bundan maksat da, bankacılıkta artık daha iyi bir
logonun veya daha iyi bir ismin oluşması gerektiğini… Ama bunun nihai hedefinde
-anladığım kadarıyla- Ziraat Bankasının artık belli bir portföye ulaştığı ve
bununla birlikte de özelleştirme amacının yattığı açık ve seçik bir şekilde
ortada duruyor.
Ziraat Bankası, ifade ettiğim
gibi, çiftçinin güvenle, belli sübvansiyonlarla kredi kullandığı bir banka.
Eğer bu Ziraat Bankası yarınlarda özel sektöre devredilir veya bir şekilde yine
yabancılara satışı gerçekleşirse, Ziraat Bankasının yerine neyi ikame etmeyi
düşünüyorsunuz? Ziraat Bankasından bugüne kadar güvenli bir şekilde kredilerini
kullanan çiftçilerin, bu portföyleri hâlen devam eden, orada binlerce,
milyonlarca dönümlük ipoteği olan çiftçilerin bu portföyle birlikte
devredilmesi noktasında… Yıllardır zaman zaman çiftçiye uygulanan afet vesaire,
birtakım ekonomik sıkıntılarla birlikte -bu banka devletin bankası olduğu için-
çıkarılan kanunla, kararnameyle, bir genelgeyle faizlerini affetmek gibi
uygulamaların yapıldığı veya ödemelerin ertelenmesi gibi uygulamaların
yapıldığı bu banka özel sektörün eline geçtiğinde, hâlen ipotekleri de bu
şekilde devam ederken, özel sektörün elinde, yarınlarda bu çiftçilerin bu
anlamdaki sıkıntıları olduğunda nasıl bir uygulamayla karşı karşıya
kalınacağını, nasıl sıkıntıların içine girileceğini acaba Sayın Bakan, Sayın Hükûmet
bu anlamda bir düşünüp bir tedbir geliştirdi mi? Doğrusu ben bunu merak
ediyorum.
Çiftçinin ekonomik anlamda,
kredi kullanma anlamında çok da rahat olmadığını biliyorum.
Finansal piyasalar burada
görüşülürken daha öncelikli meselelerimizin olduğunu ama Hükûmetin bu konuda
yanlış adımlar attığını da buradan ifade ederek hepinize saygılar sunuyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ederim
Sayın Özensoy.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
239 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının 13. Maddesinin 3’üncü fıkrasında geçen “beş yıl” ibaresinin “dört
yıl” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
İdris
Baluken (Bingöl) ve arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon, katılıyor
musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI ALİ
BABACAN (Ankara) – Katılmıyoruz.
EROL DORA (Mardin) – Gerekçe
okunsun Sayın Başkan.
BAŞKAN – Gerekçeyi
okutuyorum.
Gerekçe:
Değişiklik ile genel müdür
yardımcılığı şartının esnetilmesi amaçlanmıştır.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Madde 14’te bir önerge
vardır, okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Finansal
Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanun
Tasarısının 14 ncü maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mehmet Günal Yusuf
Halaçoğlu Cemalettin
Şimşek |
Antalya
Kayseri
Samsun |
D. Ali Torlak Necati
Özensoy Reşat
Doğru |
İstanbul
Bursa
Tokat |
BAŞKAN – Komisyon, katılıyor
musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI ALİ
BABACAN (Ankara) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Tokat Milletvekili
Sayın Reşat Doğru.
Buyurun. (MHP sıralarından
alkışlar)
REŞAT DOĞRU (Tokat) – Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan yasanın 14’üncü maddesi
üzerine vermiş olduğumuz önergeyle ilgili söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
Bu tasarı tabii, geçmiş
dönemlerde yasama gündemine gelmiş ve kadük olmuş bir yasadır; bu dönemde de
hiçbir güncelleme yapılmadan, tarafların görüşleri alınmadan getirilmiş ve de
kanunlaştırılmaya çalışılmaktadır. Korkarım ki önümüzdeki dönemlerde yeniden bu
kanun torba kanunların içerisinde getirilerek bazı bölümlerin değiştirilmesi
sağlanmış olmasın. Tabii, Adalet ve Kalkınma Partisi İktidarı son zamanlarda
kendisinin sayısal çoğunluğuna bağlı olarak her türlü kanunu getirerek, kendi
sayısal çoğunluğundan dolayı da bu kanunları her türlü baskının ve şiddetin
içerisinde geçirmektedir; bu da tabii, doğru bir yaklaşım değildir.
Dolayısıyla, burada
kanunların tam tartışılması veya maddelerin tek tek ele alınması ve tarafların
dinlenilmesi gerekmektedir. Maalesef bunların hiçbirisi yapılmıyor.
Tabii, bunun yanında,
özellikle ülkemizde hiç kimse ekonominin iyi olduğunu ve bu insanların; işte,
çiftçisiyle, işçisiyle, esnafıyla herkesin rahat bir ortamda yaşamını devam
ettirdiğini söyleyemez. Bugün, çiftçi üretemez konuma gelmiştir, emekli çok zor
durumdadır, işçi çok zor durumdadır. Özellikle bankalardaki, icra
dairelerindeki çalışmalar veyahut da oradaki durumlar, tablolar insanların
yüreğini acıtmaktadır, insanların içini acıtmaktadır.
Şöyle ki: Her gün çiftçi
kardeşlerimizin tarım kredi borçları, banka borçları veyahut hayvancılık
münasebetiyle almış olduğu borçlardan dolayı icra dairelerinin önüne gittikleri
ve icra dairelerinde, neyi varsa her türlü malının ve mülkünün icra dairesinde
hacze uğramış olduğunu görüyoruz.
Bunların yanında, memurlar
maalesef kartzede duruma gelmişlerdir.
Memurların yanında, özellikle
emekli insanlarımızın yıllardan beri beklemiş olduğu intibak kanunu maalesef
çıkmamış ve beraberinde de şu anda, emekli insanlarımız zor şartlar içerisinde
hayatlarını idame ettirmeye çalışmaktadırlar. Hatta bazı emeklilerimizin, ay
başı geldiği zaman eline hiç paranın geçmediğini de maalesef görüyoruz.
Tabii, bunların yanında
özellikle bir kesim vardır ki bunu da söylemek mecburiyetindeyiz. Şu anda
Anadolu’nun birçok yerlerinde esnaf kardeşlerimiz “Acaba iş yerimi kapatayım
mı, kapatmayayım mı?” veyahut da “İşime nasıl devam ederim?” şeklindeki düşünce
içerisindedirler. Anadolu’nun birçok kentinde bu tabloyu, kara tabloyu
görüyoruz. Bilhassa İç Anadolu Bölgesi’nde, bizim de Milletvekili olduğumuz
Tokat dâhil olmak üzere; Tokat’ında, Amasya’sında, Çorum’unda, Yozgat’ında ve
Doğu Anadolu Bölgesi’ne kadar olan bölgede çok büyük oranda göç vardır. Bu
göçün sebepleri araştırıldığı zaman… Özellikle çiftçi kardeşlerimizin üretim
yapamamasının yanında, çiftçide ve köylüde para olmadığı zaman esnafta da para
olmamaktadır. Esnaf kardeşlerimiz de maalesef kendi işletmelerini kapatma
durumuyla karşı karşıya kalmışlardır.
Bakınız, yıllardan beri
söylemiş olduğumuz “Şu hipermarketler kanununu, şu süpermarketler kanununu
çıkaralım; gelin bu hipermarketler kanunu çıkarılsın da esnaflarımız en azından
bir nefes alsın.” şeklinde söylemlerimiz vardır. Fakat enteresandır, bir türlü
bu hipermarketler kanununu Hükûmete anlatamıyoruz ve dolayısıyla da Hükûmet ne
yapıyor? Buna vurdumduymaz bir şekilde devam ediyor ve büyük hipermarketler,
süpermarketler yabancıların eline geçiyor ve küçük kasabalar dâhil olmak üzere
neredeyse her mahalleye bir tane market şubesi açılıyor. Tabii, açılmasıyla
beraber ne yapılıyor? Beraberinde, bakın, bir süpermarketin şubesinin açılması
demek o bölgedeki 50-60 esnafın ortadan kalkması demektir. Manavından bakkalına
kadar birçok insan dükkânını kapatmak mecburiyetinde kalıyor. Hani eskiden beri
söylemiş olduğumuz “bizim bakkalımız”, “bizim manavımız” tabiri maalesef şu
anda tamamen yok olma durumuyla karşı karşıya kalmıştır. Ne bizim bakkalımız
kalmıştır ne de bizim manavımız kalmıştır, yani sonuçta esnaflar kepenk kapatır
konuma gelmişlerdir.
Gelin, bunu böyle yapmayalım.
Bu çıkartmış olduğumuz kanunların yanında hipermarketlerle ilgili,
süpermarketlerle ilgili kanunu da çıkartalım. Sayın Bakan, gelin, bunların
talimatlarını da verin. En azından o büyük sermaye şirketlerine karşı,
tröstlere karşı, tekellere karşı bu kesimi de koruyalım ve o kesimdeki insanlar
da birazcık rahat nefes alsınlar. Evine giderken “Acaba yarın ben dükkânımı açtığım
zaman neyle karşılaşacağım? Kapatacak mıyım?” konumundan kurtulsunlar diye
düşünüyoruz. Ama enteresandır, yıllardır beri söylenen bu söz sadece sözlerde
kalıyor. Umarım ki, inşallah, bu sözleri duyarsınız. Yoksa, duymadığınız zaman,
önümüzdeki zaman sürecinde, korkarım ki o duymadığınız insanlar size gereken
dersi vereceklerdir.
Vermiş olduğumuz önergenin
işte söylemlerinin bir tanesi burasıdır yani bu kanunun palas pandıras
gelmesinin yanında, milletimizin esas, reel gerçekleri ve realitenin de göz
önüne alınması gerekmektedir. İnsanlar geçinemiyorsa, yoksulluk varsa bunun da
sorumlusu Hükûmet olmalıdır ve bununla ilgili ne yapılması gerekiyorsa
yapmalıdır. Ondan dolayı da hipermarketler ve süpermarketler kanununun, esnafın
korunmasıyla ilgili kanunun da gündeme gelmesini arzu ediyor, yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim
Sayın Doğru.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Madde 15’te bir önerge
vardır, okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Finansal
Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanun
Tasarısının 15 inci maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
Mehmet Günal Necati
Özensoy D. Ali
Torlak |
Antalya Bursa İstanbul |
Yusuf
Halaçoğlu Cemalettin
Şimşek |
Kayseri
Samsun
|
BAŞKAN – Komisyon katılıyor
musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI ALİ
BABACAN (Ankara) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Sayın Vural kim
konuşacak?
MEHMET GÜNAL (Antalya) –
Gerekçe…
BAŞKAN – Gerekçeyi
okutuyorum.
Gerekçe:
Tasarı yeni değil, geçtiğimiz
yasama döneminde kadük olmuş bir tasarıdır. Bu dönem de hiçbir güncelleştirme
yapılmadan olduğu gibi Meclise gönderilmiştir. Bir kanun tasarısı hazırlanırken
konunun tarafı olan gerekli kurumlara gönderilmemiş, görüş alınmamış ve tasarı
normal süreçten geçmemiştir.
Finansal kiralama
sözleşmelerine konu malların mülkiyetinin finansal kiralama şirketinde
bulunmasının temel nedeni, mülkiyetin, kiracıya sağlanan finansmanın teminat
fonksiyonunu oluşturmasıdır. Finansal kiralama sözleşmelerine konu edilen ve ilgili
Kanunlarında malik için aranılan özelliklerin, sözleşme konusu malı kullanmak
suretiyle ticari faaliyetini devam ettiren kiracı şirketler tarafından
karşılanması gerekmektedir. Bu nedenle, Karayolu Taşıma Kanunu kapsamında yetki
belgesi alacak olanlar, finansal kiralama yöntemi ile edinecekleri araçların
maliki olarak değerlendirilmelidirler.
Bu düzenleme içindeki
vergiler ve bununla ilgili istisna taleplerinin de Maliye Bakanlığı ile
görüşülmediği anlaşılmıştır ve netlik sağlanmadığı için de kafa karışıklığı
devam etmektedir. Meslek birlikleri tasarıda finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri olmak üzere üç ayrı
birlik şeklinde önerilmiştir. Böyle önemli bir tasarının, dünyada yaşanan kriz
ortamında yeniden ele alınmadan Meclise gönderilmesi yanlıştır. Finansal
kiralama ve faktoringde ciddi şekilde
değerlendirilmesi gereken hususlar bulunmaktadır. TOBB yetkilileri alt
komisyonda sigortacılık örneğini vererek TOBB bünyesindeki sektör kurulu
modelini önermesine rağmen bu konuda da kesin bir görüş oluşmamıştır. Üst
kurul, koordinasyon kurulu ve birlik enflasyonuna karşıyız; çünkü
koordinasyonsuzluğa yol açmaktadır. Komisyonda üç finansal kuruluş türünün tek
bir birlik altında toplanması öngörülmüştür. Bu ilk etapta yeterli gibi
görünmekle birlikte, taslak hâlinde olduğu söylenen sermaye piyasası
kuruluşlarına ilişkin düzenleme ile tamamlanmadan kurumsal yapı eksik
kalacaktır. Tüm banka dışı finansal kuruluşların kapsanacağı bir yapı
oluşturulmalıdır. Banka dışı mali kuruluşlar birliği oluşturulmalı, finansal
kiralama, faktoring ve finansman şirketlerinin alt
sektörler olarak üst birlik bünyesinde faaliyet göstermelidir. Ancak şu anda,
bakanlıkların yeniden yapılandırılmasında olduğu gibi, şahsa veya mevcut
konjonktüre göre düzenleme yapılmaktadır. SPK ve BDDK'nın ilgi alanlarına göre
üst birlikler oluşturulmaktadır. Üst kurulların tek çatı altında Mali Piyasalar
Üst Kurulu şeklinde toplanmasından yanayız. BDDK, TMSF, SPK'nın da içinde
olacağı bir Mali Piyasalar Üst Kurulu kurulmasını ve bunun altında dairelerin
oluşmasını daha doğru buluyoruz. Bu çerçevede; koordinasyonun tek yerde
toplanması ve daha etkin faaliyet gösterilebilmesi için bütün finansal
kuruluşları tek çatı altında toplayan bir birlik kurulmalıdır.
Tasarıda ikrazatçılık
faaliyetlerine son verilmektedir. Ancak, ikrazatçılık
faaliyeti yapan gerçek kişilerin doğrudan bir finansal kiralama şirketi kurma
hakkı kazanmaları ve sermaye yeterliliği açısından haksız kazanç elde
etmelerine imkân sağlanması adil bir yaklaşım değildir ve rekabet hukukuna
aykırıdır.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Madde 16’da iki adet önerge
vardır, sırasıyla okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
239 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının 16. Maddesinde geçen "şirketler" ibaresinin
"finansal kiralama şirketleri" olarak değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
İdris Baluken Altan Tan Sırrı Sakık |
Bingöl Diyarbakır Muş |
Hasip Kaplan İbrahim
Binici |
Şırnak Şanlıurfa |
BAŞKAN – Şimdiki önergeyi
okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Finansal
Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanun
Tasarısının 16 ncı maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mehmet Günal Yusuf Halaçoğlu Cemalettin Şimşek
Antalya Kayseri Samsun
Necati
Özensoy D. Ali
Torlak
Bursa İstanbul
BAŞKAN – Komisyon katılıyor
musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI ALİ
BABACAN (Ankara) – Hayır, katılmıyoruz.
OKTAY VURAL (İzmir) –
Gerekçe…
BAŞKAN – Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Tasarı yeni değil, geçtiğimiz
yasama döneminde kadük olmuş bir tasarıdır. Bu dönem de hiçbir güncelleştirme
yapılmadan olduğu gibi Meclise gönderilmiştir. Bir kanun tasarısı hazırlanırken
konunun tarafı olan gerekli kurumlara gönderilmemiş, görüş alınmamış ve tasarı
normal süreçten geçmemiştir.
Finansal kiralama sözleşmelerine
konu malların mülkiyetinin finansal kiralama şirketinde bulunmasının temel
nedeni, mülkiyetin, kiracıya sağlanan finansmanın teminat fonksiyonunu
oluşturmasıdır. Finansal kiralama sözleşmelerine konu edilen ve ilgili
Kanunlarında malik için aranılan özelliklerin, sözleşme konusu malı kullanmak
suretiyle ticari faaliyetini devam ettiren kiracı şirketler tarafından
karşılanması gerekmektedir. Bu nedenle, Karayolu Taşıma Kanunu kapsamında yetki
belgesi alacak olanlar, finansal kiralama yöntemi ile edinecekleri araçların
maliki olarak değerlendirilmelidirler.
Bu düzenleme içindeki
vergiler ve bununla ilgili istisna taleplerinin de Maliye Bakanlığı ile
görüşülmediği anlaşılmıştır ve netlik sağlanmadığı için de kafa karışıklığı
devam etmektedir. Meslek birlikleri tasarıda finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri olmak üzere üç ayrı
birlik şeklinde önerilmiştir. Böyle önemli bir tasarının, dünyada yaşanan kriz
ortamında yeniden ele alınmadan Meclise gönderilmesi yanlıştır. Finansal
kiralama ve faktoringde ciddi şekilde
değerlendirilmesi gereken hususlar bulunmaktadır. TOBB yetkilileri alt
komisyonda sigortacılık örneğini vererek TOBB bünyesindeki sektör kurulu
modelini önermesine rağmen bu konuda da kesin bir görüş oluşmamıştır. Üst
kurul, koordinasyon kurulu ve birlik enflasyonuna karşıyız çünkü
koordinasyonsuzluğa yol açmaktadır. Komisyonda üç finansal kuruluş türünün tek
bir birlik altında toplanması öngörülmüştür. Bu, ilk etapta yeterli gibi
görünmekle birlikte, taslak halinde olduğu söylenen sermaye piyasası
kuruluşlarına ilişkin düzenleme ile tamamlanmadan kurumsal yapı eksik
kalacaktır. Tüm banka dışı finansal kuruluşların kapsanacağı bir yapı
oluşturulmalıdır. Banka dışı mali kuruluşlar birliği oluşturulmalı, finansal
kiralama, faktoring ve finansman şirketlerinin alt
sektörler olarak üst birlik bünyesinde faaliyet göstermelidir. Ancak şu anda,
bakanlıkların yeniden yapılandırılmasında olduğu gibi, şahsa veya mevcut
konjonktüre göre düzenleme yapılmaktadır. SPK ve BDDK'nın ilgi alanlarına göre
üst birlikler oluşturulmaktadır. Üst kurulların tek çatı altında Mali Piyasalar
Üst Kurulu şeklinde toplanmasından yanayız. BDDK, TMSF, SPK'nın da içinde
olacağı bir Mali Piyasalar Üst Kurulu kurulmasını ve bunun altında dairelerin
oluşmasını daha doğru buluyoruz. Bu çerçevede; koordinasyonun tek yerde
toplanması ve daha etkin faaliyet gösterilebilmesi için bütün finansal
kuruluşları tek çatı altında toplayan bir birlik kurulmalıdır.
Tasarıda ikrazatçılık
faaliyetlerine son verilmektedir. Ancak, ikrazatçılık
faaliyeti yapan gerçek kişilerin doğrudan bir finansal kiralama şirketi kurma
hakkı kazanmaları ve sermaye yeterliliği açısından haksız kazanç elde
etmelerine imkân sağlanması adil bir yaklaşım değildir ve rekabet hukukuna
aykırıdır.
OKTAY VURAL (İzmir) – Karar
yeter sayısı…
BAŞKAN – Karar yeter sayısı
arayacağım.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Arkadaşlar anlaşamadığından
elektronik cihazla oylama yapacağız.
İki dakika süre veriyorum ve
oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama
yapıldı)
BAŞKAN – Karar yeter sayısı
vardır, önerge reddedilmiştir.
Şimdi, diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
239 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının 16. Maddesinde geçen “şirketler” ibaresinin “finansal kiralama
şirketleri” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
İdris
Baluken (Bingöl) ve arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Hükûmet?
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır)
– Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Sayın Dora…
EROL DORA (Mardin) – Gerekçe…
BAŞKAN – Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Değişiklik ile yasanın hedef
alanının netleştirilmesi amaçlanmıştır.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Madde 17’de bir önerge
vardır, okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Finansal
Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanun
Tasarısının 17 nci maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mehmet Günal Necati
Özensoy D. Ali
Torlak |
Antalya Bursa İstanbul |
Yusuf
Halaçoğlu Cemalettin Şimşek |
Kayseri Samsun |
BAŞKAN – Komisyon katılıyor
musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Hükûmet?
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER
(Diyarbakır) – Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN – Sayın Vural ne
yapayım?
MEHMET GÜNAL (Antalya) –
Gerekçe okunsun.
BAŞKAN – Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Tasarı yeni değil, geçtiğimiz
yasama döneminde kadük olmuş bir tasarıdır. Bu dönem de hiçbir güncelleştirme
yapılmadan olduğu gibi Meclise gönderilmiştir. Bir kanun tasarısı hazırlanırken
konunun tarafı olan gerekli kurumlara gönderilmemiş, görüş alınmamış ve tasarı
normal süreçten geçmemiştir.
Finansal kiralama
sözleşmelerine konu malların mülkiyetinin finansal kiralama şirketinde
bulunmasının temel nedeni, mülkiyetin, kiracıya sağlanan finansmanın teminat
fonksiyonunu oluşturmasıdır. Finansal kiralama sözleşmelerine konu edilen ve
ilgili Kanunlarında malik için aranılan özelliklerin, sözleşme konusu malı
kullanmak suretiyle ticari faaliyetini devam ettiren kiracı şirketler
tarafından karşılanması gerekmektedir. Bu nedenle, Karayolu Taşıma Kanunu
kapsamında yetki belgesi alacak olanlar, finansal kiralama yöntemi ile
edinecekleri araçların maliki olarak değerlendirilmelidirler.
Bu düzenleme içindeki
vergiler ve bununla ilgili istisna taleplerinin de Maliye Bakanlığı ile
görüşülmediği anlaşılmıştır ve netlik sağlanmadığı için de kafa karışıklığı
devam etmektedir. Meslek birlikleri tasarıda finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri olmak üzere üç ayrı
birlik şeklinde önerilmiştir. Böyle önemli bir tasarının, dünyada yaşanan kriz
ortamında yeniden ele alınmadan Meclise gönderilmesi yanlıştır. Finansal
kiralama ve faktoringde ciddi şekilde
değerlendirilmesi gereken hususlar bulunmaktadır. TOBB yetkilileri alt
komisyonda sigortacılık örneğini vererek TOBB bünyesindeki sektör kurulu
modelini önermesine rağmen bu konuda da kesin bir görüş oluşmamıştır. Üst
kurul, koordinasyon kurulu ve birlik enflasyonuna karşıyız; çünkü koordinasyonsuzluğa
yol açmaktadır. Komisyonda üç finansa kuruluş türünün tek bir birlik altında
toplanması öngörülmüştür. Bu ilk etapta yeterli gibi görünmekle birlikte,
taslak hâlinde olduğu söylenen sermaye piyasası kuruluşlarına ilişkin düzenleme
ile tamamlanmadan kurumsal yapı eksik kalacaktır. Tüm banka dışı finansal
kuruluşların kapsanacağı bir yapı oluşturulmalıdır. Banka dışı mali kuruluşlar
birliği oluşturulmalı, finansal kiralama, faktoring
ve finansman şirketlerinin alt sektörler olarak üst birlik bünyesinde faaliyet
göstermelidir. Ancak şu anda, bakanlıkların yeniden yapılandırılmasında olduğu
gibi, şahsa veya mevcut konjonktüre göre düzenleme yapılmaktadır. SPK ve
BDDK'nın ilgi alanlarına göre üst birlikler oluşturulmaktadır. Üst kurulların
tek çatı altında Mali Piyasalar Üst Kurulu şeklinde toplanmasından yanayız.
BDDK, TMSF, SPK'nın da içinde olacağı bir Mali Piyasalar Üst Kurulu kurulmasını
ve bunun altında dairelerin oluşmasını daha doğru buluyoruz. Bu çerçevede;
koordinasyonun tek yerde toplanması ve daha etkin faaliyet gösterilebilmesi
için bütün finansal kuruluşları tek çatı altında toplayan bir birlik
kurulmalıdır.
Tasarıda ikrazatçılık
faaliyetlerine son verilmektedir. Ancak, ikrazatçılık
faaliyeti yapar gerçek kişilerin doğrudan bir finansal kiralama şirketi kurma
hakkı kazanmaları ve sermaye yeterliliği açısından haksız kazanç elde
etmelerine imkân sağlanması adil bir yaklaşım değildir ve rekabet hukukuna
aykırıdır.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Madde 18’de bir önerge
vardır, okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Finansal
Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu
Tasarısının 18 nci maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mehmet Günal Necati Özensoy D. Ali Torlak
Antalya Bursa İstanbul
Yusuf
Halaçoğlu Cemalettin Şimşek
Kayseri
Samsun
BAŞKAN – Komisyon katılıyor musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Hükûmet?
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
MEHMET GÜNAL (Antalya) –
Gerekçe…
BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Tasarı yeni değil, geçtiğimiz
yasama döneminde kadük olmuş bir tasarıdır. Bu dönem de hiçbir güncelleştirme
yapılmadan olduğu gibi Meclise gönderilmiştir. Bir kanun tasarısı hazırlanırken
konunun tarafı olan gerekli kurumlara gönderilmemiş, görüş alınmamış ve tasarı
normal süreçten geçmemiştir.
Finansal kiralama
sözleşmelerine konu malların mülkiyetinin finansal kiralama şirketinde
bulunmasının temel nedeni, mülkiyetin, kiracıya sağlanan finansmanın teminat
fonksiyonunu oluşturmasıdır. Finansal kiralama sözleşmelerine konu edilen ve
ilgili Kanunlarında malik için aranılan özelliklerin, sözleşme konusu malı
kullanmak suretiyle ticari faaliyetini devam ettiren kiracı şirketler
tarafından karşılanması gerekmektedir. Bu nedenle, Karayolu Taşıma Kanunu
kapsamında yetki belgesi alacak olanlar, finansal kiralama yöntemi ile
edinecekleri araçların maliki olarak değerlendirilmelidirler.
Bu düzenleme içindeki
vergiler ve bununla ilgili istisna taleplerinin de Maliye Bakanlığı ile
görüşülmediği anlaşılmıştır ve netlik sağlanmadığı için de kafa karışıklığı
devam etmektedir. Meslek birlikleri tasarıda finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri olmak üzere üç ayrı
birlik şeklinde önerilmiştir. Böyle önemli bir tasarının, dünyada yaşanan kriz
ortamında yeniden ele alınmadan Meclise gönderilmesi yanlıştır. Finansal
kiralama ve faktoringde ciddi şekilde
değerlendirilmesi gereken hususlar bulunmaktadır. TOBB yetkilileri alt
komisyonda sigortacılık örneğini vererek TOBB bünyesindeki sektör kurulu modelini
önermesine rağmen bu konuda da kesin bir görüş oluşmamıştır. Üst kurul,
koordinasyon kurulu ve birlik enflasyonuna karşıyız; çünkü koordinasyonsuzluğa
yol açmaktadır. Komisyonda üç finansal kuruluş türünün tek bir birlik altında
toplanması öngörülmüştür. Bu ilk etapta yeterli gibi görünmekle birlikte,
taslak hâlinde olduğu söylenen sermaye piyasası kuruluşlarına ilişkin düzenleme
ile tamamlanmadan kurumsal yapı eksik kalacaktır. Tüm banka dışı finansal
kuruluşların kapsanacağı bir yapı oluşturulmalıdır. Banka dışı mali kuruluşlar
birliği oluşturulmalı, finansal kiralama, faktoring
ve finansman şirketlerinin alt sektörler olarak üst birlik bünyesinde faaliyet
göstermelidir. Ancak şu anda, bakanlıkların yeniden yapılandırılmasında olduğu
gibi, şahsa veya mevcut konjonktüre göre düzenleme yapılmaktadır. SPK ve
BDDK'nın ilgi alanlarına göre üst birlikler oluşturulmaktadır. Üs kurulların
tek çatı altında Mali Piyasalar Üst Kurulu şeklinde toplanmasından yanayız.
BDDK, TMSF, SPK'nın da içinde olacağı bir Mali Piyasalar Üst Kurulu kurulmasını
ve bunun altında dairelerin oluşmasını daha doğru buluyoruz. Bu çerçevede;
koordinasyonun tek yerde toplanması ve daha etkin faaliyet gösterilebilmesi
için bütün finansal kuruluşları tek çat altında toplayan bir birlik kurulmalıdır.
Tasarıda ikrazatçılık
faaliyetlerine son verilmektedir. Ancak, ikrazatçılık
faaliyeti yapan gerçek kişilerin doğrudan bir finansal kiralama şirketi kurma
hakkı kazanmaları ve sermaye yeterliliği açısından haksız kazanç elde
etmelerine imkân sağlanması adil bir yaklaşım değildir ve rekabet hukukuna
aykırıdır.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Madde 19’da bir önerge
vardır, okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Finansal
Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu
Tasarısının 19’uncu maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ederiz.
Mehmet Günal Yusuf
Halaçoğlu Cemalettin
Şimşek |
Antalya Kayseri Samsun |
Necati Özensoy D.
Ali Torlak |
Bursa İstanbul |
BAŞKAN – Komisyon katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Hükûmet?
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın Vural,
gerekçeyi mi okutayım?
OKTAY VURAL (İzmir) – Gerekçe
efendim.
BAŞKAN – Gerekçeyi
okutuyorum.
Gerekçe:
Tasarı yeni değil, geçtiğimiz
yasama döneminde kadük olmuş bir tasarıdır. Bu dönem de hiçbir güncelleştirme
yapılmadan olduğu gibi Meclise gönderilmiştir. Bir kanun tasarısı hazırlanırken
konunun tarafı olan gerekli kurumlara gönderilmemiş, görüş alınmamış ve tasarı
normal süreçten geçmemiştir.
Finansal kiralama
sözleşmelerine konu malların mülkiyetinin finansal kiralama şirketinde
bulunmasının temel nedeni, mülkiyetin, kiracıya sağlanan finansmanın teminat
fonksiyonunu oluşturmasıdır. Finansal kiralama sözleşmelerine konu edilen ve
ilgili Kanunlarında malik için aranılan özelliklerin, sözleşme konusu malı
kullanmak suretiyle ticari faaliyetini devam ettiren kiracı şirketler
tarafından karşılanması gerekmektedir. Bu nedenle, Karayolu Taşıma Kanunu
kapsamında yetki belgesi alacak olanlar, finansal kiralama yöntemi ile
edinecekleri araçların maliki olarak değerlendirilmelidirler.
Bu düzenleme içindeki
vergiler ve bununla ilgili istisna taleplerinin de Maliye Bakanlığı ile
görüşülmediği anlaşılmıştır ve netlik sağlanmadığı için de kafa karışıklığı
devam etmektedir. Meslek birlikleri tasarıda finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri olmak üzere üç ayrı
birlik şeklinde önerilmiştir. Böyle önemli bir tasarının, dünyada yaşanan kriz
ortamında yeniden ele alınmadan Meclise gönderilmesi yanlıştır. Finansal
kiralama ve faktoringde ciddi şekilde
değerlendirilmesi gereken hususlar bulunmaktadır. TOBB yetkilileri alt
komisyonda sigortacılık örneğini vererek TOBB bünyesindeki sektör kurulu
modelini önermesine rağmen bu konuda da kesin bir görüş oluşmamıştır. Üst
kurul, koordinasyon kurulu ve birlik enflasyonuna karşıyız; çünkü
koordinasyonsuzluğa yol açmaktadır. Komisyonda üç finansal kuruluş türünün tek
bir birlik altında toplanması öngörülmüştür. Bu ilk etapta yeterli gibi
görünmekle birlikte, taslak hâlinde olduğu söylenen sermaye piyasası
kuruluşlarına ilişkin düzenleme ile tamamlanmadan kurumsal yapı eksik
kalacaktır. Tüm banka dışı finansal kuruluşların kapsanacağı bir yapı
oluşturulmalıdır. Banka dışı mali kuruluşlar birliği oluşturulmalı, finansal
kiralama, faktoring ve finansman şirketlerinin alt
sektörler olarak üst birlik bünyesinde faaliyet göstermelidir. Ancak şu anda,
bakanlıkların yeniden yapılandırılmasında olduğu gibi, şahsa veya mevcut
konjonktüre göre düzenleme yapılmaktadır. SPK ve BDDK'nın ilgi alanlarına göre
üst birlikler oluşturulmaktadır. Üst kurulların tek çatı altında Mali Piyasalar
Üst Kurulu şeklinde toplanmasından yanayız. BDDK, TMSF, SPK'nın da içinde
olacağı bir Mali Piyasalar Üst Kurulu kurulmasını ve bunun altında dairelerin
oluşmasını daha doğru buluyoruz. Bu çerçevede; koordinasyonun tek yerde
toplanması ve daha etkin faaliyet gösterilebilmesi için bütün finansal
kuruluşları tek çatı altında toplayan bir birlik kurulmalıdır.
Tasarıda ikrazatçılık
faaliyetlerine son verilmektedir. Ancak, ikrazatçılık
faaliyeti yapan gerçek kişilerin doğrudan bir finansal kiralama şirketi kurma
hakkı kazanmaları ve sermaye yeterliliği açısından haksız kazanç elde
etmelerine imkân sağlanması adil bir yaklaşım değildir ve rekabet hukukuna
aykırıdır.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Madde 20’de bir adet önerge
vardır, okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Finansal
Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanun
Tasarısının 20 nci maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mehmet Günal Necati
Özensoy D. Ali
Torlak |
Antalya Bursa
İstanbul |
Yusuf
Halaçoğlu Cemalettin
Şimşek |
Kayseri
Samsun |
BAŞKAN – Komisyon katılıyor
musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet?
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Sayın Vural
gerekçiyi mi okutayım?
OKTAY VURAL (İzmir) – Gerekçe
Sayın Başkan.
BAŞKAN – Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Tasarı yeni değil, geçtiğimiz
yasama döneminde kadük olmuş bir tasarıdır. Bu dönem de hiçbir güncelleştirme yapılmadan
olduğu gibi Meclise gönderilmiştir. Bir kanun tasarısı hazırlanırken konunun
tarafı olan gerekli kurumlara gönderilmemiş, görüş alınmamış ve tasarı normal
süreçten geçmemiştir.
Finansal kiralama
sözleşmelerine konu malların mülkiyetinin finansal kiralama şirketinde
bulunmasının temel nedeni, mülkiyetin, kiracıya sağlanan finansmanın teminat
fonksiyonunu oluşturmasıdır. Finansal kiralama sözleşmelerine konu edilen ve
ilgili Kanunlarında malik için aranılan özelliklerin, sözleşme konusu malı kullanmak
suretiyle ticari faaliyetini devam ettiren kiracı şirketler tarafından
karşılanması gerekmektedir. Bu nedenle, Karayolu Taşıma Kanunu kapsamında yetki
belgesi alacak olanlar, finansal kiralama yöntemi ile edinecekleri araçların
maliki olarak değerlendirilmelidirler.
Bu düzenleme içindeki
vergiler ve bununla ilgili istisna taleplerinin de Maliye Bakanlığı ile
görüşülmediği anlaşılmıştır ve netlik sağlanmadığı için de kafa karışıklığı
devam etmektedir. Meslek birlikleri tasarıda finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri olmak üzere üç ayrı
birlik şeklinde önerilmiştir. Böyle önemli bir tasarının, dünyada yaşanan kriz
ortamında yeniden ele alınmadan Meclise gönderilmesi yanlıştır. Finansal
kiralama ve faktoringde ciddi şekilde
değerlendirilmesi gereken hususlar bulunmaktadır. TOBB yetkilileri alt
komisyonda sigortacılık örneğini vererek TOBB bünyesindeki sektör kurulu
modelini önermesine rağmen bu konuda da kesin bir görüş oluşmamıştır. Üst
kurul, koordinasyon kurulu ve birlik enflasyonuna karşıyız; çünkü
koordinasyonsuzluğa yol açmaktadır. Komisyonda üç finansal kuruluş türünün tek
bir birlik altında toplanması öngörülmüştür. Bu ilk etapta yeterli gibi
görünmekle birlikte, taslak hâlinde olduğu söylenen sermaye piyasası
kuruluşlarına ilişkin düzenleme ile tamamlanmadan kurumsal yapı eksik
kalacaktır. Tüm banka dışı finansal kuruluşların kapsanacağı bir yapı
oluşturulmalıdır. Banka dışı mali kuruluşlar birliği oluşturulmalı, finansal
kiralama, faktoring ve finansman şirketlerinin alt
sektörler olarak üst birlik bünyesinde faaliyet göstermelidir. Ancak şu anda,
bakanlıkların yeniden yapılandırılmasında olduğu gibi, şahsa veya mevcut
konjonktüre göre düzenleme yapılmaktadır. SPK ve BDDK'nın ilgi alanlarına göre
üst birlikler oluşturulmaktadır. Üst kurulların tek çatı altında Mali Piyasalar
Üst Kurulu şeklinde toplanmasından yanayız. BDDK, TMSF, SPK'nın da içinde
olacağı bir Mali Piyasalar Üst Kurulu kurulmasını ve bunun altında dairelerin
oluşmasını daha doğru buluyoruz. Bu çerçevede; koordinasyonun tek yerde
toplanması ve daha etkin faaliyet gösterilebilmesi için bütün finansal
kuruluşları tek çatı altında toplayan bir birlik kurulmalıdır.
Tasarıda ikrazatçılık
faaliyetlerine son verilmektedir. Ancak, ikrazatçılık
faaliyeti yapan gerçek kişilerin doğrudan bir finansal kiralama şirketi kurma
hakkı kazanmaları ve sermaye yeterliliği açısından haksız kazanç elde
etmelerine imkân sağlanması adil bir yaklaşım değildir ve rekabet hukukuna
aykırıdır.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Madde 21’de bir adet önerge
vardır, okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Finansal
Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanun
Tasarısının 21 inci maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
Mehmet Günal Necati Özensoy D. Ali Torlak
Antalya Bursa İstanbul
Yusuf Halaçoğlu
Cemalettin Şimşek
Kayseri Samsun
BAŞKAN – Komisyon önergeye
katılıyor musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI ALİ
BABACAN (Ankara) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Gerekçeyi mi
okutayım?
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Gerekçe.
BAŞKAN – Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Tasarı yeni değil, geçtiğimiz
yasama döneminde kadük olmuş bir tasarıdır. Bu dönem de hiçbir güncelleştirme
yapılmadan olduğu gibi Meclise gönderilmiştir. Bir kanun tasarısı hazırlanırken
konunun tarafı olan gerekli kurumlara gönderilmemiş, görüş alınmamış ve tasarı
normal süreçten geçmemiştir.
Finansal kiralama
sözleşmelerine konu malların mülkiyetinin finansal kiralama şirketinde
bulunmasının temel nedeni, mülkiyetin, kiracıya sağlanan finansmanın teminat
fonksiyonunu oluşturmasıdır. Finansal kiralama sözleşmelerine konu edilen ve
ilgili Kanunlarında malik için aranılan özelliklerin, sözleşme konusu malı
kullanmak suretiyle ticari faaliyetini devam ettiren kiracı şirketler
tarafından karşılanması gerekmektedir. Bu nedenle, Karayolu Taşıma Kanunu
kapsamında yetki belgesi alacak olanlar, finansal kiralama yöntemi ile
edinecekleri araçların maliki olarak değerlendirilmelidirler.
Bu düzenleme içindeki
vergiler ve bununla ilgili istisna taleplerinin de Maliye Bakanlığı ile
görüşülmediği anlaşılmıştır ve netlik sağlanmadığı için de kafa karışıklığı
devam etmektedir. Meslek birlikleri tasarıda finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri olmak üzere üç ayrı
birlik şeklinde önerilmiştir. Böyle önemli bir tasarının, dünyada yaşanan kriz
ortamında yeniden ele alınmadan Meclise gönderilmesi yanlıştır. Finansal
kiralama ve faktoringde ciddi şekilde
değerlendirilmesi gereken hususlar bulunmaktadır. TOBB yetkilileri alt
komisyonda sigortacılık örneğini vererek TOBB bünyesindeki sektör kurulu
modelini önermesine rağmen bu konuda da kesin bir görüş oluşmamıştır. Üst
kurul, koordinasyon kurulu ve birlik enflasyonuna karşıyız; çünkü
koordinasyonsuzluğa yol açmaktadır. Komisyonda üç finansal kuruluş türünün tek
bir birlik altında toplanması öngörülmüştür. Bu ilk etapta yeterli gibi
görünmekle birlikte, taslak halinde olduğu söylenen sermaye Piyasası
kuruluşlarına ilişkin düzenleme ile tamamlanmadan kurumsal yapı eksik
kalacaktır. Tüm banka dışı finansal kuruluşların kapsanacağı bir yapı
oluşturulmalıdır. Banka dışı mali kuruluşlar birliği oluşturulmalı, finansal
kiralama, faktoring ve finansman şirketlerinin alt
sektörler olarak üst birlik bünyesinde faaliyet göstermelidir. Ancak şu anda,
bakanlıkların yeniden yapılandırılmasında olduğu gibi, şahsa veya mevcut
konjonktüre göre düzenleme yapılmaktadır. SPK ve BDDK'nın ilgi alanlarına göre
üst birlikler oluşturulmaktadır. Üst kurulların tek çatı altında Mali Piyasalar
Üst Kurulu şeklinde toplanmasından yanayız. BDDK, TMSF, SPK'nın da içinde
olacağı bir Mali Piyasalar Üst Kurulu kurulmasını ve bunun altında dairelerin
oluşmasını daha doğru buluyoruz. Bu çerçevede; koordinasyonun tek yerde
toplanması ve daha etkin faaliyet gösterilebilmesi için bütün finansal
kuruluşları tek çatı altında toplayan bir birlik kurulmalıdır.
Tasarıda ikrazatçılık
faaliyetlerine son verilmektedir. Ancak, ikrazatçılık
faaliyeti yapan gerçek kişilerin doğrudan bir finansal kiralama şirketi kurma
hakkı kazanmaları ve sermaye yeterliliği açısından haksız kazanç elde
etmelerine imkân sağlanması adil bir yaklaşım değildir ve rekabet hukukuna
aykırıdır.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Birleşime on dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati:
18.03
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati:
18.16
BAŞKAN: Başkan
Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER:
Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Özlem YEMİŞÇİ (Tekirdağ)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 27’nci Birleşiminin Altıncı
Oturumunu açıyorum.
239 sıra sayılı Kanun
Tasarısı’nın görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon? Burada.
Hükûmet? Burada.
Madde 22’de iki adet önerge
vardır, sırasıyla okutup işleme alıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Finansal
Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu
Tasarısının 22 nci maddesinin (6) numaralı fıkrasının
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
(6) 13/1/2011 tarihli ve 6102
sayılı Türk Ticaret Kanununun 940 ıncı maddesi
uygulamasında kiracı, geminin maliki gibi değerlendirilir.
Ayşe Nur Bahçekapılı Nurdan
Şanlı Osman Aşkın
Bak |
İstanbul Ankara İstanbul |
Sermin Balık Hamza
Dağ Tülay
Kaynarca |
Elâzığ İzmir İstanbul |
Akif
Çağatay Kılıç |
Samsun |
BAŞKAN – Şimdiki önergeyi
okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Finansal
Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanun
Tasarısının 22 nci maddesine 7 nci
fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkranın eklenmesini ve “yazılı şekilde”
ibaresinin “noterde düzenlenme şeklinde” olarak değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Madde 22-
(8) 4925 sayılı Karayolu
Taşıma Kanununun 5 inci maddesi kapsamında yetki belgesi verilecekler finansal
kiralama ile edindikleri araçların maliki gibi değerlendirilirler.
Mehmet Günal Necati
Özensoy Yusuf
Halaçoğlu |
Antalya Bursa
Kayseri |
D. Ali Torlak S.
Nevzat Korkmaz Cemalettin
Şimşek |
İstanbul Isparta
Samsun |
BAŞKAN – Komisyon katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ AHMET ÖKSÜZKAYA (Kayseri) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet katılıyor
mu?
BAŞBAKAN YARDIMCISI ALİ
BABACAN (Ankara) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Antalya Milletvekili
Sayın Mehmet Günal, buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)
MEHMET GÜNAL (Antalya) –
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri,
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, maddelere
geçtiğimizde söylediğim husus vardı, bu 22’nci maddede -demiştim- tanımlara da
girmeli diye. Maalesef Hükûmet bu şekliyle bunun çıkmasına da karşı çıktı.
Aslında prensip olarak “Tamam.” denilmişti ama... Bu kara nakil vasıtalarıyla
ilgili Karayolu Taşıma Kanunu’nda yetki belgesi verilecekler de aynı şekilde bu
hakkı istiyordular. Maddede, dikkat ederseniz, sonra eklenen kısmında hem hava
yolu hem deniz yolu taşıma araçlarına bu tanınmış. Şimdi, bunu tanırken kara
yollarında bunu tanımamak, en fazla giden şeylerde -ki düşük gelirli
işletmelerin ya da ailelerin sahip olduğu nakil vasıtaları bunlar- ve orada bir
adaletsizlik söz konusu.
Biz, bu önergeyi onların
talebi üzerine vermiştik. Buradan, Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu
verdiğimiz önergeye Hükûmetin ve Komisyonun katılmamış olduğunun bir defa daha
tutanaklara geçmesini istiyorum.
Öbür taraftan, yine,
sözleşmelerle ilgili olarak Noterler Birliğinin talepleri var. Çünkü burada
yapılacak olan sözleşmenin sadece yazılı şarta bağlanmış olması, noterden
yapılmıyor olması da yarın birtakım sorunlara yol açacak. Çünkü şu anda
değiştirmekte olduğumuz mevcut 3226 sayılı Kanun’da sözleşmenin noterden
düzenleme şeklinde yapılacağına dair bir kural vardı. Şu anda sadece yazılı
olmasını yeterli gördüğümüz zaman, burada, ileride bazı tartışmalara ve
sorunlara yol açabileceği açık bir şekilde görülüyor. Çünkü burada kiralama sözleşmesinde
her zaman bir kiralayan ve -şirket, aynı zamanda- kiraya veren var. Ve bunlar
arasında birtakım uzlaşmazlık çıktığı zaman da delil olması gerekiyor.
Noterler ne yapıyor burada?
İşlemi belgelendirmelerinin nedeni, bizler de bir işlem yaparken notere
gitmemizin nedeni, bir şey olduğu zaman elimizde bir belge olsun diye gideriz.
Maalesef bu düzenleme altında bu şekliyle kiracı tüzel kişi de olabilir, gerçek
kişi de olabilir ama bunun tespitini notere gittiğiniz zaman… Diyelim ki tüzel
kişi adına gidiyorsunuz, elinizde vekâlet yoksa o sözleşmeyi yapamazsınız,
noter ona bakar. Dolayısıyla, eğer bu şekliyle yaparsak noterin düzenlediği
senet resmî bir belge iken sadece yazılı sözleşme adi bir senet hükmünde
olacaktır. Ufak bir anlaşmazlık çıktığı durumda mahkemeye gittiği zaman da
burada birtakım anlaşmazlıklar, tartışmalar, uyuşmazlıklar ortaya
çıkabilecektir. Kaldı ki arkadaşlarımızın gönderdiği nota bakınca çok da fazla
bir miktar olmadığını notere ödenecek paranın, eğer maksat maliyetse bu kadar
büyük işlemler yapılırken çok cüzi miktarlarda notere gitmenin de büyük bir
maliyete neden olmayacağını açık bir şekilde görüyoruz.
Dolayısıyla, bu belgenin de
delil olma niteliğini ortadan kaldıracak, yarın uyuşmazlık olması hâlinde delil
olma niteliğini ortadan kaldıracak bir işleme yol vermiş oluyoruz. Bu
çerçevede, resmî belge özelliğini kaybetmeyecek şekilde yapılabilecek bir
düzenleme aslında ama, maalesef burada da arkadaşlarımız bunu kabul etmiyorlar.
Başka bir şey ne: Bir
taraftan yargı reformu yapacağız diyorsunuz, paketler geliyor. Bu, yargının iş
yükünü de artıracak bir şeydir arkadaşlar. Uzlaşmazlık olduğu zaman burada
sorun çıkacaktır. Eğer noter belgesi varsa, bunu delil olarak kabul
edeceğimizden dolayı birtakım konuları mahkemeye gitmeden çözebilme şansımız
olacaktır. Ama bu şekliyle kabul etmez isek ve yazılı belge olarak bunu,
sözleşmeyi biz belge olarak kabul edersek, yarın mahkemelerde de bunların
çözümü için ve tespit davalarıyla, birtakım sıkıntılarla karşı karşıya
geleceğiz ve yargının iş yükünü de artırmış olacağız. Bir taraftan reform
yapalım, bir şeyleri düzeltelim derken, öbür taraftan bozuyoruz.
Dolayısıyla, bir defa daha
tekraren söylüyorum: Kara taşıtları için de, adaletli olmak gerekiyorsa, adında
“adalet” olan bir partinin mensupları olarak onlara da bu hakkı vermemiz lazım.
Zaten diğer yönlerden birtakım belgelerle, bilgilerle, ücretlerle kara nakil
vasıtalarında onlar sıkıntı yaşıyorlar, hiç olmazsa burada adaleti sağlayalım
diye önergemizi vermiştik.
Önergeye destek olacağınızı umuyor,
yanlıştan döneceğinizi umuyor, tekrar saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim.
OKTAY VURAL (İzmir) – Karar
yeter sayısı…
BAŞKAN – Karar yeter sayısı
arayacağım.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Karar yeter sayısı vardır, önerge
reddedilmiştir.
Bir önerge daha var, onu
okutup işleme alıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Finansal
Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu
Tasarısının 22 nci maddesinin (6) numaralı fıkrasının
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ayşe
Nur Bahçekapılı (İstanbul) ve arkadaşları
(6) 13/1/2011 tarihli ve 6102
sayılı Türk Ticaret Kanununun 940 ıncı maddesi
uygulamasında kiracı, geminin maliki gibi değerlendirilir.
BAŞKAN – Komisyon katılıyor
musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ AHMET ÖKSÜZKAYA (Kayseri) – Takdire bırakıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI ALİ
BABACAN (Ankara) – Katılıyoruz.
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul)
– Gerekçe…
BAŞKAN – Gerekçeyi okuyun.
Gerekçe: Kanun Tasarısının
komisyon çalışmaları sırasında mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu yürürlükte
bulunduğundan, anılan Kanun Tasarısında yukarıda yer alan maddede yapılan atfın
mer’i 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında güncellenmesi gereği hasıl
olmuştur.
OKTAY VURAL (İzmir) – Karar
yeter sayısı…
BAŞKAN – Karar yeter sayısı
arayacağım.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum, karar yeter sayısı arayacağım:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Karar yeter sayısı vardır, kabul
edilmiştir.
22’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Madde 23’te bir önerge
vardır, okutup işleme alıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Finansal
Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanun
Tasarısının 23 üncü maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
Mehmet Günal Necati
Özensoy D. Ali
Torlak |
Antalya Bursa
İstanbul |
Yusuf
Halaçoğlu Cemalettin
Şimşek |
Kayseri
Samsun |
BAŞKAN – Komisyon katılıyor
musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ AHMET ÖKSÜZKAYA (Kayseri) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI ALİ
BABACAN (Ankara) – Katılmıyoruz.
OKTAY VURAL (İzmir) –
Gerekçe…
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum.
Gerekçe:
Tasarı yeni değil, geçtiğimiz
yasama döneminde kadük olmuş bir tasarıdır. Bu dönem de hiçbir güncelleştirme
yapılmadan olduğu gibi Meclise gönderilmiştir. Bir kanun tasarısı hazırlanırken
konunun tarafı olan gerekli kurumlara gönderilmemiş, görüş alınmamış ve tasarı
normal süreçten geçmemiştir.
Finansal kiralama
sözleşmelerine konu malların mülkiyetinin finansal kiralama şirketinde
bulunmasının temel nedeni, mülkiyetin, kiracıya sağlanan finansmanın teminat
fonksiyonunu oluşturmasıdır. Finansal kiralama sözleşmelerine konu edilen ve
ilgili Kanunlarında malik için aranılan özelliklerin, sözleşme konusu malı
kullanmak suretiyle ticari faaliyetini devam ettiren kiracı şirketler
tarafından karşılanması gerekmektedir. Bu nedenle, Karayolu Taşıma Kanunu
kapsamında yetki belgesi alacak olanlar, finansal kiralama yöntemi ile
edinecekleri araçların maliki olarak değerlendirilmelidirler.
Bu düzenleme içindeki
vergiler ve bununla ilgili istisna taleplerinin de Maliye Bakanlığı ile
görüşülmediği anlaşılmıştır ve netlik sağlanmadığı için de kafa karışıklığı
devam etmektedir. Meslek birlikleri tasarıda finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri olmak üzere üç ayrı
birlik şeklinde önerilmiştir. Böyle önemli bir tasarının, dünyada yaşanan kriz
ortamında yeniden ele alınmadan Meclise gönderilmesi yanlıştır. Finansal
Kiralama ve faktoringde ciddi şekilde
değerlendirilmesi gereken hususlar bulunmaktadır. TOBB yetkilileri alt
komisyonda sigortacılık örneğini vererek TOBB bünyesindeki sektör kurulu
modelini önermesine rağmen bu konuda da kesin bir görüş oluşmamıştır. Üst
kurul, koordinasyon kurulu ve birlik enflasyonuna karşıyız; çünkü
koordinasyonsuzluğa yol açmaktadır. Komisyonda üç finansal kuruluş türünün tek
bir birlik altında toplanması öngörülmüştür. Bu ilk etapta yeterli gibi
görünmekle birlikte, taslak halinde olduğu söylenen sermaye Piyasası
kuruluşlarına ilişkin düzenleme ile tamamlanmadan kurumsal yapı eksik
kalacaktır. Tüm banka dışı finansal kuruluşların kapsanacağı bir yapı
oluşturulmalıdır. Banka dışı mali kuruluşlar birliği oluşturulmalı, finansal
kiralama, faktoring ve finansman şirketlerinin alt
sektörler olarak üst birlik bünyesinde faaliyet göstermelidir. Ancak şu anda,
bakanlıkların yeniden yapılandırılmasında olduğu gibi, şahsa veya mevcut
konjonktüre göre düzenleme yapılmaktadır. SPK ve BDDK'nın ilgi alanlarına göre
üst birlikler oluşturulmaktadır. Üst kurulların tek çatı altında Mali Piyasalar
Üst Kurulu şeklinde toplanmasından yanayız. BDDK, TMSF, SPK'nın da içinde
olacağı bir Mali Piyasalar Üst Kurulu kurulmasını ve bunun altında dairelerin
oluşmasını daha doğru buluyoruz. Bu çerçevede; koordinasyonun tek yerde
toplanması ve daha etkin faaliyet gösterilebilmesi için bütün finansal
kuruluşları tek çatı altında toplayan bir birlik kurulmalıdır.
Tasarıda ikrazatçılık
faaliyetlerine son verilmektedir. Ancak, ikrazatçılık
faaliyeti yapan gerçek kişilerin doğrudan bir finansal kiralama şirketi kurma
hakkı kazanmaları ve sermaye yeterliliği açısından haksız kazanç elde
etmelerine imkan sağlanması adil bir yaklaşım değildir ve rekabet hukukuna
aykırıdır.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
24’üncü maddede bir önerge
vardır, okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Finansal
Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanun
Tasarısının 24 üncü maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
Mehmet Günal Necati
Özensoy Yusuf
Halaçoğlu |
Antalya Bursa Kayseri |
D.
Ali Torlak Cemalettin
Şimşek |
İstanbul Samsun |
BAŞKAN – Komisyon katılıyor
musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ AHMET ÖKSÜZKAYA (Kayseri) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI ALİ
BABACAN (Ankara) – Katılmıyoruz.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Gerekçe…
BAŞKAN – Gerekçeyi
okutuyorum.
Gerekçe:
Tasarı yeni değil, geçtiğimiz
yasama döneminde kadük olmuş bir tasarıdır. Bu dönem de hiçbir güncelleştirme
yapılmadan olduğu gibi Meclise gönderilmiştir. Bir kanun tasarısı hazırlanırken
konunun tarafı olan gerekli kurumlara gönderilmemiş, görüş alınmamış ve tasarı
normal süreçten geçmemiştir.
Finansal kiralama
sözleşmelerine konu malların mülkiyetinin finansal kiralama şirketinde
bulunmasının temel nedeni, mülkiyetin, kiracıya sağlanan finansmanın teminat
fonksiyonunu oluşturmasıdır. Finansal kiralama sözleşmelerine konu edilen ve
ilgili Kanunlarında malik için aranılan özelliklerin, sözleşme konusu malı
kullanmak suretiyle ticari faaliyetini devam ettiren kiracı şirketler
tarafından karşılanması gerekmektedir.
Bu düzenleme içindeki
vergiler ve bununla ilgili istisna taleplerinin de Maliye Bakanlığı ile
görüşülmediği anlaşılmıştır ve netlik sağlanmadığı için de kafa karışıklığı
devam etmektedir. Meslek birlikleri tasarıda finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri olmak üzere üç ayrı
birlik şeklinde önerilmiştir. Böyle önemli bir tasarının, dünyada yaşanan kriz
ortamında yeniden ele alınmadan Meclise gönderilmesi yanlıştır. Finansal
Kiralama ve faktoringde ciddi şekilde
değerlendirilmesi gereken hususlar bulunmaktadır. TOBB yetkilileri alt
komisyonda sigortacılık örneğini vererek TOBB bünyesindeki sektör kurulu
modelini önermesine rağmen bu konuda da kesin bir görüş oluşmamıştır. Üst
kurul, koordinasyon kurulu ve birlik enflasyonuna karşıyız; çünkü
koordinasyonsuzluğa yol açmaktadır. Komisyonda üç finansal kuruluş türünün tek
bir birlik altında toplanması öngörülmüştür. Bu ilk etapta yeterli gibi
görünmekle birlikte, taslak halinde olduğu söylenen sermaye piyasası
kuruluşlarına ilişkin düzenleme ile tamamlanmadan kurumsal yapı eksik
kalacaktır. Tüm banka dışı finansal kuruluşların kapsanacağı bir yapı
oluşturulmalıdır. Banka dışı mali kuruluşlar birliği oluşturulmalı, finansal
kiralama, faktoring ve finansman şirketlerinin alt
sektörler olarak üst birlik bünyesinde faaliyet göstermelidir. Ancak şu anda,
bakanlıkların yeniden yapılandırılmasında olduğu gibi, şahsa veya mevcut
konjonktüre göre düzenleme yapılmaktadır. SPK ve BDDK'nın ilgi alanlarına göre
üst birlikler oluşturulmaktadır. Üst kurulların tek çatı altında Mali Piyasalar
Üst Kurulu şeklinde toplanmasından yanayız. BDDK, TMSF, SPK'nın da içinde
olacağı bir Mali Piyasalar Üst Kurulu kurulmasını ve bunun altında dairelerin
oluşmasını daha doğru buluyoruz. Bu çerçevede; koordinasyonun tek yerde
toplanması ve daha etkin faaliyet gösterilebilmesi için bütün finansal
kuruluşları tek çatı altında toplayan bir birlik kurulmalıdır.
Tasarıda ikrazatçılık
faaliyetlerine son verilmektedir. Ancak, ikrazatçılık
faaliyeti yapan gerçek kişilerin doğrudan bir finansal kiralama şirketi kurma
hakkı kazanmaları ve sermaye yeterliliği açısından haksız kazanç elde
etmelerine imkân sağlanması adil bir yaklaşım değildir ve rekabet hukukuna
aykırıdır.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
25’inci maddede iki adet
önerge vardır, sırasıyla okutup işleme alıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Finansal
Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanun
Tasarısının 25 inci maddesinin (1) numaralı fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ayşe Nur Bahçekapılı Osman
Aşkın Bak Tülay
Kaynarca |
İstanbul İstanbul
İstanbul |
Hamza Dağ Nurdan
Şanlı Sermin
Balık |
İzmir Ankara Elâzığ |
Aydın
Şengül |
İzmir
|
(1) Finansal kiralama konusu
malın, kiralayanın malın imalatçısı veya satıcısı ile zamanında sözleşme
yapmaması veya gerekli ödemeyi zamanında yerine getirmemesi veya kiralayanın
kusur ve ihmalinden kaynaklanan diğer sebepler ile kiracıya teslim edilmemesi
halinde 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 123, 125 ve 126
ncı madde hükümleri uygulanır.
BAŞKAN – Şimdiki önergeyi
okutup işleme alıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Finansal
Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanun
Tasarısının 25 inci maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
Mehmet Günal Yusuf
Halaçoğlu Cemalettin
Şimşek |
Antalya Kayseri
Samsun |
Necati
Özensoy D.
Ali Torlak |
Bursa
İstanbul |
BAŞKAN – Komisyon, katılıyor
musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ AHMET ÖKSÜZKAYA (Kayseri) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI ALİ
BABACAN (Ankara) – Katılmıyoruz.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Gerekçe…
BAŞKAN – Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Tasarı yeni değil, geçtiğimiz
yasama döneminde kadük olmuş bir tasarıdır. Bu dönem de hiçbir güncelleştirme
yapılmadan olduğu gibi Meclise gönderilmiştir. Bir kanun tasarısı hazırlanırken
konunun tarafı olan gerekli kurumlara gönderilmemiş, görüş alınmamış ve tasarı
normal süreçten geçmemiştir.
Finansal kiralama
sözleşmelerine konu malların mülkiyetinin finansal kiralama şirketinde
bulunmasının temel nedeni, mülkiyetin, kiracıya sağlanan finansmanın teminat
fonksiyonunu oluşturmasıdır. Finansal kiralama sözleşmelerine konu edilen ve
ilgili Kanunlarında malik için aranılan özelliklerin, sözleşme konusu malı
kullanmak suretiyle ticari faaliyetini devam ettiren kiracı şirketler
tarafından karşılanması gerekmektedir. Bu nedenle, Karayolu Taşıma Kanunu
kapsamında yetki belgesi alacak olanlar, finansal kiralama yöntemi ile
edinecekleri araçların maliki olarak değerlendirilmelidirler.
Bu düzenleme içindeki
vergiler ve bununla ilgili istisna taleplerinin de Maliye Bakanlığı ile
görüşülmediği anlaşılmıştır ve netlik sağlanmadığı için de kafa karışıklığı
devam etmektedir. Meslek birlikleri tasarıda finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri olmak üzere üç ayrı
birlik şeklinde önerilmiştir. Böyle önemli bir tasarının, dünyada yaşanan kriz
ortamında yeniden ele alınmadan Meclise gönderilmesi yanlıştır. Finansal
kiralama ve faktoringde ciddi şekilde
değerlendirilmesi gereken hususlar bulunmaktadır. TOBB yetkilileri alt
komisyonda sigortacılık örneğini vererek TOBB bünyesindeki sektör kurulu
modelini önermesine rağmen bu konuda da kesin bir görüş oluşmamıştır. Üst
kurul, koordinasyon kurulu ve birlik enflasyonuna karşıyız; çünkü
koordinasyonsuzluğa yol açmaktadır. Komisyonda üç finansal kuruluş türünün tek
bir birlik altında toplanması öngörülmüştür. Bu ilk etapta yeterli gibi
görünmekle birlikte, taslak hâlinde olduğu söylenen sermaye piyasası
kuruluşlarına ilişkin düzenleme ile tamamlanmadan kurumsal yapı eksik
kalacaktır. Tüm banka dışı finansal kuruluşların kapsanacağı bir yapı
oluşturulmalıdır. Banka dışı mali kuruluşlar birliği oluşturulmalı, finansal
kiralama, faktoring ve finansman şirketlerinin alt
sektörler olarak üst birlik bünyesinde faaliyet göstermelidir. Ancak şu anda,
bakanlıkların yeniden yapılandırılmasında olduğu gibi, şahsa veya mevcut
konjonktüre göre düzenleme yapılmaktadır. SPK ve BDDK'nın ilgi alanlarına göre
üst birlikler oluşturulmaktadır. Üst kurulların tek çatı altında Mali Piyasalar
Üst Kurulu şeklinde toplanmasından yanayız. BDDK, TMSF, SPK'nın da içinde
olacağı bir Mali Piyasalar Üst Kurulu kurulmasını ve bunun altında dairelerin
oluşmasını daha doğru buluyoruz. Bu çerçevede; koordinasyonun tek yerde
toplanması ve daha etkin faaliyet gösterilebilmesi için bütün finansal
kuruluşları tek çatı altında toplayan bir birlik kurulmalıdır.
Tasarıda ikrazatçılık
faaliyetlerine son verilmektedir. Ancak, ikrazatçılık
faaliyeti yapan gerçek kişilerin doğrudan bir finansal kiralama şirketi kurma
hakkı kazanmaları ve sermaye yeterliliği açısından haksız kazanç elde
etmelerine imkân sağlanması adil bir yaklaşım değildir ve rekabet hukukuna
aykırıdır.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Finansal
Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanun
Tasarısının 25 inci maddesinin (1) numaralı fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
(1) Finansal kiralama konusu
malın, kiralayanın malın imalatçısı veya satıcısı ile zamanında sözleşme
yapmaması veya gerekli ödemeyi zamanında yerine getirmemesi veya kiralayanın
kusur ve ihmalinden kaynaklanan diğer sebepler ile kiracıya teslim edilmemesi
halinde 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 123, 125 ve 126
ncı madde hükümleri uygulanır.
Ayşe
Nur Bahçekapılı (İstanbul) ve arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon, katılıyor
musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ AHMET ÖKSÜZKAYA (Kayseri) – Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI ALİ
BABACAN (Ankara) – Katılıyoruz.
BAŞKAN – Gerekçeyi
okutuyorum.
Gerekçe:
Kanun Tasarısının komisyon
çalışmaları sırasında mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu yürürlükte bulunduğundan,
anılan Kanun Tasarısında yukarıda yer alan maddede yapılan atfın mer’i 6098
sayılı Türk Borçlar Kanunu kapsamında güncellenmesi gereği hasıl olmuştur.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
26’ncı maddede bir önerge
vardır, okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Finansal
Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanun
Tasarısının 26 ncı maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mehmet Günal Necati
Özensoy Yusuf
Halaçoğlu |
Antalya Bursa Kayseri |
D.
Ali Torlak Cemalettin
Şimşek |
İstanbul Samsun |
BAŞKAN – Komisyon, katılıyor
musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ AHMET ÖKSÜZKAYA (Kayseri) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI ALİ
BABACAN (Ankara) – Katılmıyoruz.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Gerekçe…
BAŞKAN – Gerekçeyi
okutuyorum.
“Gerekçe:
Tasarı yeni değil, geçtiğimiz
yasama döneminde kadük olmuş bir tasarıdır. Bu dönem de hiçbir güncelleştirme
yapılmadan olduğu gibi Meclise gönderilmiştir. Bir kanun tasarısı hazırlanırken
konunun tarafı olan gerekli kurumlara gönderilmemiş, görüş alınmamış ve tasarı
normal süreçten geçmemiştir.
Finansal kiralama
sözleşmelerine konu malların mülkiyetinin finansal kiralama şirketinde
bulunmasının temel nedeni, mülkiyetin, kiracıya sağlanan finansmanın teminat
fonksiyonunu oluşturmasıdır. Finansal kiralama sözleşmelerine konu edilen ve
ilgili Kanunlarında malik için aranılan özelliklerin, sözleşme konusu malı
kullanmak suretiyle ticari faaliyetini devam ettiren kiracı şirketler
tarafından karşılanması gerekmektedir. Bu nedenle, Karayolu Taşıma Kanunu
kapsamında yetki belgesi alacak olanlar, finansal kiralama yöntemi ile
edinecekleri araçların maliki olarak değerlendirilmelidirler.
Bu düzenleme içindeki
vergiler ve bununla ilgili istisna taleplerinin de Maliye Bakanlığı ile görüşülmediği
anlaşılmıştır ve netlik sağlanmadığı için de kafa karışıklığı devam etmektedir.
Meslek birlikleri tasarıda finansal kiralama, faktoring
ve finansman şirketleri olmak üzere üç ayrı birlik şeklinde önerilmiştir. Böyle
önemli bir tasarının, dünyada yaşanan kriz ortamında yeniden ele alınmadan
Meclise gönderilmesi yanlıştır. Finansal Kiralama ve faktoringde
ciddi şekilde değerlendirilmesi gereken hususlar bulunmaktadır. TOBB
yetkilileri alt komisyonda sigortacılık örneğini vererek TOBB bünyesindeki sektör
kurulu modelini önermesine rağmen bu konuda da kesin bir görüş oluşmamıştır.
Üst kurul, koordinasyon kurulu ve birlik enflasyonuna karşıyız; çünkü
koordinasyonsuzluğa yol açmaktadır. Komisyonda üç finansal kuruluş türünün tek
bir birlik altında toplanması öngörülmüştür. Bu ilk etapta yeterli gibi
görünmekle birlikte, taslak halinde olduğu söylenen sermaye piyasası
kuruluşlarına ilişkin düzenleme ile tamamlanmadan kurumsal yapı eksik
kalacaktır. Tüm banka dışı finansal kuruluşların kapsanacağı bir yapı oluşturulmalıdır.
Banka dışı mali kuruluşlar birliği oluşturulmalı, finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketlerinin alt sektörler olarak
üst birlik bünyesinde faaliyet göstermelidir. Ancak şu anda, bakanlıkların
yeniden yapılandırılmasında olduğu gibi, şahsa veya mevcut konjonktüre göre
düzenleme yapılmaktadır. SPK ve BDDK'nın ilgi alanlarına göre üst birlikler
oluşturulmaktadır. BDDK, TMSF, SPK'nın da içinde olacağı bir Mali Piyasalar Üst
Kurulu kurulmasını…”
OKTAY VURAL (İzmir) – Sayın
Başkanım, efendim, cümle atlandı.
MEHMET GÜNAL (Antalya) –
Ezbere okuyor herhâlde.
OKTAY VURAL (İzmir) – Cümle
atlandı. Hayır, ondan önceki cümleyi atladınız.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) –
Biraz yavaş, ben anlayamıyorum mesela, çok hızlı okuyor.
MEHMET GÜNAL (Antalya) –
Birinci SPK’dan ikinci SPK’ya geçti.
BAŞKAN – Biraz daha yavaş
okuyacak, tamam.
“SPK ve BDDK'nın ilgi
alanlarına göre üst birlikler oluşturulmaktadır. Üst kurulların tek çatı
altında Mali Piyasalar Üst Kurulu şeklinde toplanmasından yanayız. BDDK, TMSF,
SPK'nın da içinde olacağı bir Mali Piyasalar Üst Kurulu kurulmasını ve bunun
altında dairelerin oluşmasını daha doğru buluyoruz. Bu çerçevede;
koordinasyonun tek yerde toplanması ve daha etkin faaliyet gösterilebilmesi
için bütün finansal kuruluşları tek çatı altında toplayan bir birlik
kurulmalıdır.
Tasarıda ikrazatçılık
faaliyetlerine son verilmektedir. Ancak, ikrazatçılık
faaliyeti yapan gerçek kişilerin doğrudan bir finansal kiralama şirketi kurma
hakkı kazanmaları ve sermaye yeterliliği açısından haksız kazanç elde
etmelerine imkân sağlanması adil bir yaklaşım değildir ve rekabet hukukuna
aykırıdır.”
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Madde 27’de bir önerge
vardır, okutup işleme alıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Finansal
Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanun
Tasarısının 27 nci maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mehmet Günal Yusuf
Halaçoğlu Cemalettin
Şimşek |
Antalya Kayseri Samsun |
Necati
Özensoy D.
Ali Torlak |
Bursa İstanbul |
BAŞKAN – Komisyon katılıyor
musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ AHMET ÖKSÜZKAYA (Kayseri) – Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI ALİ
BABACAN (Ankara) – Katılmıyoruz.
MEHMET GÜNAL (Antalya) –
Gerekçe okunsun.
BAŞKAN – Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Tasarı yeni değil, geçtiğimiz
yasama döneminde kadük olmuş bir tasarıdır. Bu dönem de hiçbir güncelleştirme
yapılmadan olduğu gibi Meclise gönderilmiştir. Bir kanun tasarısı hazırlanırken
konunun tarafı olan gerekli kurumlara gönderilmemiş, görüş alınmamış ve tasarı
normal süreçten geçmemiştir.
Finansal kiralama
sözleşmelerine konu malların mülkiyetinin finansal kiralama şirketinde
bulunmasının temel nedeni, mülkiyetin, kiracıya sağlanan finansmanın teminat
fonksiyonunu oluşturmasıdır. Finansal kiralama sözleşmelerine konu edilen ve
ilgili Kanunlarında malik için aranılan özelliklerin, sözleşme konusu malı
kullanmak suretiyle ticari faaliyetini devam ettiren kiracı şirketler
tarafından karşılanması gerekmektedir. Bu nedenle, Karayolu Taşıma Kanunu
kapsamında yetki belgesi alacak olanlar, finansal kiralama yöntemi ile
edinecekleri araçların maliki olarak değerlendirilmelidirler.
Bu düzenleme içindeki
vergiler ve bununla ilgili istisna taleplerinin de Maliye Bakanlığı ile
görüşülmediği anlaşılmıştır ve netlik sağlanmadığı için de kafa karışıklığı
devam etmektedir. Meslek birlikleri tasarıda finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri olmak üzere üç ayrı
birlik şeklinde önerilmiştir. Böyle önemli bir tasarının, dünyada yaşanan kriz
ortamında yeniden ele alınmadan Meclise gönderilmesi yanlıştır. Finansal
kiralama ve faktoringde ciddi şekilde
değerlendirilmesi gereken hususlar bulunmaktadır. TOBB yetkilileri alt
komisyonda sigortacılık örneğini vererek TOBB bünyesindeki sektör kurulu
modelini önermesine rağmen bu konuda da kesin bir görüş oluşmamıştır. Üst
kurul, koordinasyon kurulu ve birlik enflasyonuna karşıyız; çünkü
koordinasyonsuzluğa yol açmaktadır. Komisyonda üç finansal kuruluş türünün tek
bir birlik altında toplanması öngörülmüştür. Bu ilk etapta yeterli gibi
görünmekle birlikte, taslak halinde olduğu söylenen sermaye piyasası
kuruluşlarına ilişkin düzenleme ile tamamlanmadan kurumsal yapı eksik
kalacaktır. Tüm banka dışı finansal kuruluşların kapsanacağı bir yapı
oluşturulmalıdır. Banka dışı mali kuruluşlar birliği oluşturulmalı, finansal
kiralama, faktoring ve finansman şirketlerinin alt
sektörler olarak üst birlik bünyesinde faaliyet göstermelidir. Ancak şu anda,
bakanlıkların yeniden yapılandırılmasında olduğu gibi, şahsa veya mevcut
konjonktüre göre düzenleme yapılmaktadır. SPK ve BDDK'nın ilgi alanlarına göre
üst birlikler oluşturulmaktadır. Üst kurulların tek çatı altında Mali Piyasalar
Üst Kurulu şeklinde toplanmasından yanayız. BDDK, TMSF, SPK'nın da içinde
olacağı bir Mali Piyasalar Üst Kurulu kurulmasını ve bunun altında dairelerin
oluşmasını daha doğru buluyoruz. Bu çerçevede; koordinasyonun tek yerde
toplanması ve daha etkin faaliyet gösterilebilmesi için bütün finansal
kuruluşları tek çatı altında toplayan bir birlik kurulmalıdır.
Tasarıda ikrazatçılık
faaliyetlerine son verilmektedir. Ancak, ikrazatçılık
faaliyeti yapan gerçek kişilerin doğrudan bir finansal kiralama şirketi kurma
hakkı kazanmaları ve sermaye yeterliliği açısından haksız kazanç elde
etmelerine imkân sağlanması adil bir yaklaşım değildir ve rekabet hukukuna
aykırıdır.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Madde 28’de bir önerge
vardır, okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Finansal
Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanun
Tasarısının 28’inci maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
Mehmet Günal Yusuf Halaçoğlu Cemalettin Şimşek
Antalya Kayseri Samsun
Necati Özensoy D. Ali Torlak Mesut Dedeoğlu
Bursa İstanbul Kahramanmaraş
BAŞKAN – Komisyon katılıyor
musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ AHMET ÖKSÜZKAYA (Kayseri) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI ALİ
BABACAN (Ankara) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Önerge üzerinde
Kahramanmaraş Milletvekili Sayın Mesut Dedeoğlu.
Buyurunuz. (MHP sıralarından
alkışlar)
MESUT DEDEOĞLU
(Kahramanmaraş) – Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket
Partisi Grubu olarak vermiş olduğumuz önerge hakkında söz almış bulunuyorum.
Yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum.
Çok değerli milletvekilleri,
KOBİ’lerin kullandığı finanslar ve ekonominin belkemiği durumundaki binlerce
küçük ve orta boy işletmenin kredilerini ilgilendiren bir kanunun maddesini
görüşüyoruz. “Anadolu Kaplanları” dediğimiz Anadolu’da birçok firmamız,
finansal kiralamalar ve kullanılan bu kredileri o kadar yakinen takip ediyorlar
ki çünkü bundan on sene öncesine kadar bu krediler çok cazip bir şekilde
müteşebbislere tahsis ediliyordu, müteşebbislerimiz bu aldıkları kredilerle
işletmeler açıyorlar, iş istihdamlarını sağlıyorlardı ama şu son on sene
içinde, faizlerdeki yük, piyasanın daralması ve ağır şartlar altında bu
kredileri alıp, iş yapıp, iş istihdamı sağlayıp, Türkiye ekonomisine katkı
sağlayıp ve vergi ödeyecek, ülkemize ve Türkiye’ye katkı sağlayacak durumda
değillerdir maalesef. KOBİ’lerin finans yükü üretimi azaltmış, bunlarla beraber
takibe düşen kapatmalar peşine düşmüşlerdir.
Kriz, toplumsal alanda en
büyük etkiyi, yine, işsizlik konusunda göstermeye devam etmiştir. Bunlar da
tamamen finans eksikliğimizin, KOBİ’lere göstereceğimiz yakın desteklerin tam
sağlanamadığından kaynaklanmaktadır. Kapanan şirket sayılarımız, bu faiz
yükünün altında, çok fazla olmaktadır. Özellikle bu on yılın içerisinde kapanan
şirket sayımız 17,3 oranında artarken küçük esnaf kesiminde de gelir vergisi
faal mükellef sayısı son bir yıl içerisinde 13.147 olarak azalmıştır. Kapanan
şirketlerimizin sayısı ve küçük esnaf kesiminde yaşanan sıkıntı, üretimi ve
istihdamı da olumsuz yönde etkilemektedir. Bunlarla beraber, bu üretim
eksikliğinden kaynaklanan ve piyasanın daralmasından dolayı işçilerimizin,
memurlarımızın, emeklilerimizin, çalışanlarımızın iş gücü istihdamının
eksikliğinden dolayı alım güçleri azalmış ve perişan hâle gelmişlerdir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bunlarla beraber, çarşı ve pazar esnafındaki durgunluk,
senetlerinin protesto edilmesine ve çeklerinin karşılıksız çıkmasına sebebiyet
vermektedir.
2011 yılında yaklaşık 3
milyar 460 milyon tutarındaki senet, vadesinde ödenemediği için protesto
olmuştur. Aynı yıl içinde protesto olan senet sayımız 671.679’a çıkmıştır.
Geçtiğimiz Nisan ayında karşılıksız çıkan çek sayısı da 181.963 olarak
gerçekleşmiştir.
Bu yıl binlerce ekonominin
belkemiği durumundaki küçük ve orta boy işletme, kredi borçlarını ödeyememiş,
özellikle finansal kesimdeki işlerini tasfiye etmek durumunda kalmış, en
önemlisi de birleşik faizle katlanarak takibe düşmüşlerdir.
KOBİ’lerin kullandığı nakdî
krediler, 2012 yılı Temmuz ayı itibarıyla, 2011 yılına göre yüzde 4,9 oranında
artışla 170 milyar 793 milyon TL’ye yükselmiştir.
KOBİ’lerimizin ve finansal
kiralama sebebiyle bankaların takibe düşen kredileri bu dönemde de 5,3 oranında
artışla 5 milyar 487 milyon olmuştur.
Bankacılık Düzenleme ve
Denetleme Kurumunun açıkladığı verilere göre, Temmuz 2012 itibarıyla krediler,
2011 yılı sonuna göre yüzde 8,8 oranında artışla 59 milyar 903 milyon TL
tutarında gerçekleşmiştir. Kredilerin
yıllık artış oranı ise 18,3 olarak gerçekleşmiştir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; KOBİ’lerimizin ve finansal kiralamalarımızın mutlaka
iyileştirilmesi lazım. Onu da bu kanunlarla daha da iyileştirerek
müteşebbislerimizin ve iş adamlarımızın önünü açmak, iş istihdamı sağlamak
adına buna mecburuz.
Bu vesileyle yüce heyetinizi
saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler…
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Karar yeter sayısı…
BAŞKAN – Ama Sayın Başkan, yani söylemiş olduk.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Maddede ararsınız o zaman.
BAŞKAN – Maddede
arayacağım.
Kabul etmeyenler… Kabul
edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum,
karar yeter sayısı arayacağım: Kabul edenler…
Karar yeter sayısı yoktur.
Beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:
18.53
YEDİNCİ OTURUM
Açılma Saati:
18.56
BAŞKAN: Başkan
Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER:
Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Fatih ŞAHİN (Ankara)
BAŞKAN – Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 27’nci Birleşiminin Yedinci
Oturumunu açıyorum.
239 sıra sayılı Kanun
Tasarısı’nın 28’inci maddesinin oylamasında karar yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi maddeyi tekrar
oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.
Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Karar yeter sayısı vardır, kabul edilmiştir.
239 sıra sayılı Kanun
Tasarısı’nın görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon burada.
Hükûmet burada.
Madde 29’da bir adet önerge
vardır, okutup işleme alıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Finansal
Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanun
Tasarısının 29 uncu maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
Lütfü Türkkan Cemalettin
Şimşek D. Ali
Torlak |
Kocaeli Samsun İstanbul |
Alim Işık Necati
Özensoy Mehmet
Günal |
Kütahya Bursa Antalya |
Yusuf
Halaçoğlu |
Kayseri |
BAŞKAN – Komisyon katılıyor
musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ AHMET ÖKSÜZKAYA (Kayseri) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI ALİ
BABACAN (Ankara) – Katılmıyoruz.
OKTAY VURAL (İzmir) – Lütfü
Türkkan.
BAŞKAN – Kocaeli Milletvekili
Sayın Lütfü Türkkan.
Buyurunuz. (MHP sıralarından
alkışlar)
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) –
Sayın Başkan, değerli üyeler; Türkiye'nin ekonomisiyle ilgili burada yapılan
her değerlendirmede ekonominin âdeta uçtuğu, çok önemli bir seviye yakaladığı, Fitch’in en son raporuyla da Türkiye'nin yatırım
yapılabilir bir ülke hâline geldiği konusu sık sık burada dile getiriliyor. Biz
de Fitch’in bu değerlendirme raporundan sonra bir şey
söylemiştik, demiştik ki: “Fitch’in bu raporu acaba
Türkiye'deki Fransa’ya verilmesi düşünülen enerji ihaleleriyle ilgili olabilir
mi?” Bu konuda biz işgüzarlıkla suçlandık, ama gelin, bugün başka bir
değerlendirme kuruluşu, Moody’s’in Türkiye Raportörü
Sayın Sarah Carlson, Türkiye'yle ilgili raporu
hazırladı.
Şimdi, dokuz aylık Türkiye'nin
cari açığı yaklaşık 40 milyar dolar. Bunun geçmiş döneme göre bir azalma
trendine girdiği hissedilse de tüketimin azalmasıyla beraber ithalattaki
azalmaya bağlı olarak belli bir aşamada düştüğünü hatırlatmak istiyorum
sizlere. Türkiye'de ekonomi bir dar makasa girerken tüketim azaldı, tüketimle
beraber ithalat azaldı, dolayısıyla cari açığımızda belli bir oranda düşme var,
40 milyar dolara düşmüş, ama bunun yıl sonunda çok daha fazla bir rakama
ulaşacağı konusu bütün finans çevrelerinde konuşuluyor.
Hiç kimse bana bu cari açığın
düşmesinin yapısal reformlarla ilgili olduğunu iddia etmesin. Zira, ithalat
rakamları, tüketim rakamları da gösteriyor ki bu tamamen ithalattaki düşüşe,
tüketimdeki daralmaya bağlı olarak… Bunu yalnız ben söylesem mesele yok. Siyasi
bir angajman olarak kabul edebilirsiniz, görmemezlikten gelebilirsiniz ama
bugün Sayın Carson’ın Türkiye Raporu’nu açıklarken
kullandığı ifade de benimle çok benzer şeyler içeriyor; diyor ki: “Türkiye’de
cari açık hâlen çok ciddi bir risk teşkil etmektedir, dolayısıyla Türkiye’yi
yatırım yapılabilir ülkeler arasına koymamız kabil değildir ” Yani Fitch’de izlenen yol görüyorum ki Moody’s’te
pek işlememiş. Sayın Başbakan aynı Fitch’in daha
önceki raporunu beğenmediği zaman “Bunlar uluslararası değerlendirme
kuruluşları, siyasi raporlar yayınlıyorlar.” dediğinde… Olumlu rapor verdiğinde
nasıl alkışlıyorsa Moody’s’in bu raporunu da
alkışlamanızı bekliyorum. Yani, Türkiye hâlen yatırım yapılabilir ülke
standardına erişememiştir, hâlâ cari açık ciddi risk taşımaktadır yatırımcılar
için.
Bizim, bu kanun tasarısı
üzerinde özünde bir itirazımız yok ama bir itirazımız şu, bütün yapısal
reformlarla ilgili olarak da söyleyebiliriz: Türkiye’de finansal sektörlere
kolaylık getiren kanunlar çok kolay çıkarken
-üretime yönelik kanunların, ısrar etmemize rağmen, Türkiye’nin önünde
bir takoz olarak durduğunu- üretimi canlandıracak, imalatı canlandıracak, yerli
sanayiyi koşturacak herhangi bir kanun, düzenleme yapılmamaktadır. Bunu, kendi
seçim bölgem olan Kocaeli’de de görüyorum. Çok önemli
sanayi kuruluşları yavaş yavaş lojistik depo hâline gelmeye başladılar,
üretimden vazgeçmeye başladılar. Zira, ithalatta çok ciddi anlamda ithalatı
teşvik edici, üretimi yok edecek seri önlemleri almakta gecikmiyor Sayın
Hükûmetimiz.
Umuyorum “Türkiye’nin yapısal
reformları” diye bahsedilirken, Türkiye’nin önünü açabilecek sanayiyi, üretimi
teşvik edecek yapısal reformların ciddi anlamda buralarda tartışılabileceği
günleri de yakalarız.
Hepinize saygılar
sunuyorum.(MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, Genel
Kurula sırt dönmek… Rica edeyim bu tarafa doğru…
Madde 30 üzerinde bir önerge
vardır, okutup oylarınıza sunacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Finansal
Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanun
Tasarısının 30 uncu maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
Mehmet Günal Yusuf
Halaçoğlu Cemalettin
Şimşek |
Antalya Kayseri Samsun |
Necati Özensoy D.
Ali Torlak Alim
Işık |
Bursa İstanbul Kütahya |
BAŞKAN – Komisyon, katılıyor
musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ AHMET ÖKSÜZKAYA (Kayseri) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI ALİ
BABACAN (Ankara) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Kütahya Milletvekili
Sayın Alim Işık, buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)
ALİM IŞIK (Kütahya) – Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Biraz önceki konuşmamda da
ifade ettim, bu kanunun, piyasadaki boşluğu veya serbestliği belli ölçüde
denetim altına alması açısından önemli olduğunu biliyoruz. Fakat, bu hâliyle
herhangi bir disiplin altına almamız mümkün değildir bu piyasayı. Onun için,
Sayın Bakan, bir kez daha size hatırlatmakta yarar görüyorum, bu piyasanın
denetim altına alınabilmesi ve iki tarafın da memnun kalacağı bir uygulamanın
gerçekleştirilebilmesi için, mutlaka, bir üst sınırın buraya konarak bu yüce
Meclisten çıkartılması lazım.
Diyeceksiniz ki: “Serbest
piyasa koşullarına göre ayarlanır.” Ayarlanmıyor Sayın Bakan. Bugüne kadar
yuvası dağılan ailelerin sayısını lütfen bir gözden geçiriniz. Bu sektörün yuva
dağıttığı aile sayısı geometrik büyümüştür. Dolayısıyla, devletin resmî piyasa
rakamlarının üzerinde birkaç puan olmak kaydıyla, mutlaka bu sektöre bir sınır
getirilmesi kaçınılmazdır. Aksi takdirde, bundan sonra yıkılacak yuvaların bir
kısmının vebali size de gelebilir.
Diğer taraftan,
küreselleşmenin getirdiği olgu içerisinde, Türkiye özellikle son on yıllık AKP
iktidarlarının yönetimi döneminde borca dayalı para sistemiyle tedavüldeki
yaklaşık 55 milyar TL parasına karşılık, en az 10 kat parayla ekonomisini
döndürmeye çalışmaktadır; bunun sonu iflastır Sayın Bakan. Siz bu işin içinden
gelen birisiniz ve on yıldır da bu ekonominin içindesiniz ve siz sorumlusunuz.
Yakında yaşanacak iflasların ve Türkiye ekonomisinin toslamasının birinci
sorumlusu siz olabilirsiniz.
Bu “kısmi rezerv sistemi”
veya “borca dayalı para sistemi” olarak bilinen sistemi Türkiye’de yeniden bir sorgulamamız lazım, Merkez Bankasının ve
diğer bankaların rollerini yeniden masaya yatırmamız lazım.
Dolayısıyla, bu faktoring şirketleri ve diğer finansal kiralama ve
finansman şirketleri de bu kapsamda değerlendirildiğinde, bugün bunlar için bir
düzenleme yapma imkânı vardır, kontrol altına alma imkânı vardır, bu fırsatı
iyi değerlendirelim diyorum.
Sayın Bakan, bu vesileyle bir
konuyu daha yüce Meclisin gündemine sunmak istiyorum. Yine döneminizde,
Türkiye’de faaliyet gösteren bankaların birçoğunun sermaye yapısı yabancı
şirketlerin eline geçmiştir. Yabancı şirketlerin elindeki bankaların önemli bir
bölümü, bugün Türkiye’nin seksen bir ilinde birçok vatandaşımızın elindeki
gayrimenkullere el koymuştur ve el koymaya devam etmektedir. Türkiye’nin
toprakları yabancı bankalar aracılığıyla yabancı ülkelerin eline geçmektedir.
Lütfen bu rakamları da yeniden bir gözden geçiriniz. Türkiye’yi çok büyük bir
tehlike beklemektedir. Özellikle Denizbank başta olmak üzere birçok
bankanın, köylünün elindeki tarlayı
nasıl aldığını, lütfen uygulamadan gelen değerli arkadaşlarıma bir sorunuz ve
oradan doğru bilgiyle bu sektörü yeniden bir mercek altına alınız diyorum.
Dolayısıyla, bu anlamda,
özellikle Türkiye’nin şu anda tedavülde dolaşan para miktarının Merkez
Bankasıyla birlikte yeniden gözden geçirilmesi ve bu borca dayalı para
sistemine son verilmesi zamanı gelmiştir, geçmektedir. İflas eden ülkelere
baktığınız zaman, tamamen para politikalarındaki yanlışlıktan kaynaklanan
uygulamaların buna sebep olduğunu hep beraber görürüz, siz de bunu çok iyi
bilmektesiniz.
Dolayısıyla, bu faktoring şirketleriyle ilgili düzenlemeyi yeniden, tekrar
size hatırlatıyorum. Mutlaka bir üst sınır getirmek zorundayız. Aksi takdirde,
cezaevleri zaten kimseyi almıyor… Şu anda, taahhüdü ihlal suçundan dolayı evine
gelemeyen, gece jandarma korkusuyla evinden kaçan insanların sayısı çok
fazladır Sayın Bakan. Belki siz sırça köşklerde ve güzel koltuklarda, makam
odalarında bunu görmüyor olabilirsiniz ama biz uygulamada bunlarla çok muhatap
oluyoruz. Bunlar, mutlaka bu Mecliste çözüme kavuşturulması gereken önemli
konulardır.
Bu vesileyle, önergemize
desteğinizi bekliyor; yeniden, bu kanun çıkıncaya kadar bir kez daha düşünelim
ve bu aksaklıkları giderelim temennisiyle saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Birleşime saat 20.00’ye kadar
ara veriyorum.
Kapanma Saati:
19.09
SEKİZİNCİ OTURUM
Açılma Saati:
20.03
BAŞKAN: Başkan
Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER:
Fatih ŞAHİN (Ankara), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 27’nci Birleşiminin Sekizinci Oturumunu
açıyorum.
239 sıra sayılı Kanun
Tasarısı’nın görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon? Burada.
Hükûmet? Burada.
Birinci bölümde yer alan
maddelerin oylamaları tamamlanmıştı.
Şimdi ikinci bölümün
görüşmelerine başlıyoruz. İkinci bölüm, geçici madde 1,2,3,4 ve 5 dâhil 31 ila
54’üncü maddeleri kapsamaktadır.
İkinci bölüm üzerinde söz
isteyen Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Adana Milletvekili Sayın Ümit Özgümüş. (CHP sıralarından alkışlar)
Buyurunuz.
CHP GRUBU ADINA ÜMİT ÖZGÜMÜŞ
(Adana) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; finansal kiralama ve faktoring yasası üzerine söz almış bulunuyorum. Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Türkiye, sermaye birikimini
tamamlayamamış bir ülke olduğu için, Türkiye’de sanayici, tüccar, ihracatçı her
zaman finansman sorunu içerisinde olmuştur, kredi sorunu içerisinde olmuştur.
Türkiye’de finansman sıkıntısını daha çok KOBİ’ler ve esnaf çekmektedir. Büyük
firmalar özellikle son on sene içerisinde dünyada bollaşan likitlerin de
etkisiyle kendi işlerini kendileri çözmüşlerdir. Zaten, son yılda özel sektörün
döviz borcunun 200 milyar dolara yükselmesi de bunun bir göstergesidir. Yani
sorun, aslında finansman sorunu, aslında KOBİ’lerin sorunudur.
Değerli arkadaşlar, son
zamanlarda, uzun zamanlarda daha doğrusu, hükûmetler KOBİ’ler için, finansman
sorunlarını çözmek için ciddi anlamda bir şey yapmamaktalar. Zaman zaman KOBİ
haftalarında KOBİ’ler övülür, bazı istatistiksel rakamlar verilir ama KOBİ’lerin
finansman çözümü için ciddi anlamda herhangi bir şey yapılmaz. Türkiye’de,
aslında, faktoring piyasasından ya da finansal
kiralama piyasasından çok daha önemlisi, KOBİ’lerin finansman sorununu çözecek
olan Halk Bankasıdır. Bakın, Türkiye’de, son elli yıl içerisinde, esnaflıktan KOBİ’liğe, KOBİ’likten
sanayiciliğe yükselen firmaların en az yüzde 80’inin temelinde Halk Bankasının
harcı vardır. Ama ne yazık ki Halk Bankası 2001 krizinden sonra asıl misyonunu
terk ederek, Halk Bankacılık misyonundan çıkmıştır. 2001 krizinden sonra, o
zamanki hükûmetin atadığı Yönetim Kurulu, Halk Bankasının içini boşaltarak,
bazı entrikalarla yerli başka bir bankaya peşkeş çekilmeye çalışılmıştır. AKP
İktidarı döneminde, o yönetim gittikten sonra, Halk Bankasının tekrar eski
misyonuna kavuşacağı umudumuz da, AKP’nin babalar gibi satma hevesiyle
kursağımızda kaldı ve Halk Bankası yine misyonundan uzaklaştı.
2008 krizi geldiğinde, 2008
krizinin Türkiye’ye belki de en hayırlı yönlerinden bir tanesi, satılmaya hazır
hâle getirilen Halk Bankasının satılamaması diye düşünürken, birkaç gün önce
Halk Bankasının yüzde 25 hissesi daha satıldı ve bu satılan hissenin ağırlıklı
olarak İngiliz sermayesi olmak üzere, büyük bir kısmı, yine yüzde 80’i
yabancılara satıldı ve buradan 4,5 milyar lira gelir elde edildi.
Değerli arkadaşlar, bu rakamı
ve bu söylediğim sözleri bir tarafa not edin: Kırk gün sonra yeni yıl gelecek,
bu, gelen 4,5 milyar lira, istatistiğe doğrudan yabancı sermaye olarak girecek.
Başta Sayın Başbakan olmak üzere ve devamında Sayın Bakan ve diğer bakanlar
olmak üzere, doğrudan yabancı sermayenin gelişini Türkiye’de güvene bağlayacak
ve bunun çok iyi bir şey olduğunu söyleyecekler. Değerli arkadaşlar, “Doğrudan
yabancı sermaye geldi.” deyince, vatandaş da yabancı sermayenin doğrudan gelip
yatırım yaptığını yani teknolojisiyle, sermayesiyle gelip burada yatırım
yaptığını zannediyor. Doğrudan yabancı sermaye kavramı, Türkiye’de portföye
yapılan yatırımdır, bu da övünülecek bir şey değildir. Bankanızın hissesini
sattığınız zaman, fabrikaların hissesini sattığınız zaman bundan övünülecek bir
şey çıkarmak çok doğru değildir, hatta üzülünmesi
gerekir.
Geçen hafta içerisinde,
Adana’da, Ekonomi Bakanımız Sayın Zafer Çağlayan’la beraberdik. Konuşması
sırasında, ben orada olduğum hâlde, doğrudan yabancı sermayenin yüzde 40’ının,
45’inin imalat sanayisine geldiğini söyledi kürsüden. Ben sordum: “Ya, Sayın
Bakan, enerji yatırımları dışında Türkiye’de bana imalat sanayisinde yatırım
göster.” Hayır, öyle değil, verilen bilgi şöyleymiş: Doğrudan yabancı sermaye
olarak gelen para, Türkiye’de imalat sanayisindeki şirketlerin hissesini
alıyormuş. Üretim artmıyor, istihdam artmıyor, elimizdeki fabrikaların
hisselerini yabancılara veriyoruz, yıl sonunda kârlarından transfer
götürüyorlar, o zaman bunun neyiyle övünüyoruz? Halk Bankasının yüzde 25
hissesini daha sattık, yüzde 51’i devlette kaldı; önümüzdeki dönemde 9 milyar
dolara yüzde 50 hissesini daha satarız, elimizde bir tane Ziraat Bankası kalır.
Onu da sattığımız zaman geriye Topkapı Sarayı, Dolmabahçe Sarayı gibi değerler
kalır. Bu yol, yol değil, yani satarak cari açığın finansmanını karşılamak ya
da “Sağlıklı finansmana geçtik.” demek ne yazık ki yol değil.
Tabii, şimdi, Halk Bankası
misyonunu yitirdikten sonra finansal kiralama ve faktoring
önemli hâle geldi ve biz de bu yasanın çıkmasını destekledik. Onun için, biraz
önce önergelerimizi de geri çektik, bir an önce çıksın diye.
Finansal kiralamayla ilgili
işler iyi giderken evvelki sene başka bakanlığı ilgilendiren, Maliye
Bakanlığını ilgilendiren konuda anlamsız bir karar çıktı ve finansal kiralamada
katma değer vergisi oranı yüzde 1 iken piyasadaki katma değer vergisi oranına
göre 8 veya tekrar 18’e getirildi ve bir yandan KOBİ’lere finansal kiralamayla
bir rahatlama sağlanırken öte yandan finansman maliyetlerini artırıcı yeni bir
kararla ortaya çıkıldı. Daha önceki süreçte finansal kiralamaya konu olan
mallar bilançonun aktifinde ve pasifinde görülmezken yani kiralanmış bir mal
olduğu için sadece kira bedeli giderden düşürülürken yine anlamsız biçimde bir
karar çıkarılarak finansal kiralamaya konu olan mallar bilançonun aktifinde ve
pasifinde gösterilmeye başlandı ve KOBİ’ler üzerinde yine yeni bir yük
oluşturuldu.
Değerli arkadaşlar, faktoring de çok önemli. Yine söylüyorum: KOBİ’ler asıl
doğrudan Halk Bankasından kredi alamazken faktoring
piyasasından finansman elde etmeye başladılar ama daha önceki dönemde kanun
hükmünde kararnameyle yürütüldüğü ve mevzuatta boşluk olduğu için de ne yazık
ki Türkiye'de faktoring piyasası tefeciliğin resmî
kurumları hâline geldi ve ağırlıklı mafyanın eline geçti ve çok canlar yaktı,
çok ailenin evinde bazı kuruluşların göz yaşları var. Şimdi, bu faktoring yasasında bana göre en önemli, can alıcı ve en
olumlu madde 9’uncu maddenin 2’nci bendi. Yani bir kişinin elinde kambiyo
senedi niteliğinde kâğıt olsa bile, faktoring
şirketlerinde eğer bir hizmete dayanmıyorsa faktoringe
konu olamayacak. Yine çok önemli bir maddeyle getirilen, faktoring
şirketler birliğinde merkezî kayıt sisteminin tutulması ve bunların takip
edilmesi. Eğer bunlar gerçekten doğru uygulanırsa faktoring
piyasası doğru çalışır ve yasal tefeciliğin önüne geçilmiş olur.
Tabii, faktoring
sadece iç piyasada değil, aynı zamanda ihracatın finansmanında da çok önemli.
AKP’nin 2023 hedefi 500 milyar dolar ihracat. Değerli arkadaşlar, bu para kur
politikasıyla, mevcut finansman politikasıyla yani ihracatçıyı saldım çayıra Mevlam kayıra politikasıyla 2023 yılında ihracatı
patlatamayız, yine ithalatın patladığına ve yine cari açığın makasının açıldığını
görürüz. Burada, Türkiye'nin ihracatı geçen yıl 135 milyar dolar, ihracatçının
asıl finansman kaynağı sağlaması gereken Eximbank’ın kredileri 10 milyar dolar
civarında. Mutlak surette bu Eximbank kaynaklarının artırılması gerekir, Halk
Bankasının yüzde 51’inin devlette kalması gerekir, ikisinin kaynaklarını
artırarak KOBİ’lere doğrudan finansman sağlanması gerekir. Bakın, Türkiye’deki
Eximbank’ın kaynakları artırılamazken Amerikan Eximbank’ı, bırakın kendi
ihracatçısını, kendi ülkesinde üretilen malları, özellikle pamuk piyasasında,
yabancı ülkeler pamuğu kendisinden alsın diye başka ülkelerin ithalatçılarına
çok düşük ve çok uzun vadeli krediler veriyor. Başka ülkeler kendi sanayisini,
kendi ihracatçısını bu şekilde desteklerken mutlak suretle bizim bu
bankalarımızın da kaynağının artırılması gerekir. Kaynak var mı? Var. En
azından, komşu ülkemizin içini karıştırmak için Türkiye Cumhuriyeti oradaki
teröristlere destek vereceğine, oradaki teröristlere silah sağlayacağına,
Maliye Bakanının açıkladığı gibi 400 milyon lirayı geçen harcamayı oraya
yapacağına Halk Bankasının ve Eximbank’ın kaynakları güçlendirilerek kendi
esnafının, kendi KOBİ’sinin güçlenmesi ve daha fazla ihracat yapmasına
harcayabilir.
Onun için gerek Finansal
Kiralama Yasası gerekse Faktoring Yasası’nın kanun
hükmünde kararnameden yasaya dönüşmesini Cumhuriyet Halk Partisi olarak olumlu
buluyoruz. Eğer uygulamalar doğru olursa gerçekten, en azından, KOBİ’leri
rahatlatacağına inanıyoruz.
Hayırlı olsun diyorum, tekrar
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim
Sayın Özgümüş.
Milliyetçi Hareket Partisi
Grubu adına Antalya Milletvekili Sayın Mehmet Günal.
Buyurun Sayın Günal. (MHP
sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA MEHMET GÜNAL
(Antalya) – Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri,
ikinci bölüm üzerinde söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, az önce,
konuşmacı arkadaşımız birinci bölüm üzerinde konuşulurken bazı hususlara
değindiler. Bu vesileyle bazı gelişmelerle ilgili ben de size kanaatimi
aktarmak istiyorum. Maddelerle ilgili önergelerde gerektiğinde yine görüşümüzü
ileteceğiz.
Sayın Bakanım, burada, az
önce sizin de belirttiğiniz reyting şirketleriyle ilgili bir hususu
arkadaşlarımız söyledi, öncelikle, onu hatırlatıp unutmadan, geçmek istiyorum.
Öyle bir hava yaratılıyor ki
sanki işte, reyting şirketi bizim notumuzu artırmış. Ee!
“Ekonomi, bakın, güzel gidiyor.” diye, onu şahit gösteriyor. Peki, kötü olduğu
zaman onların şehadetini o zaman kabul edecek misiniz yani? Bir de burada, şu
anda geldiğimiz derece hakikaten Türkiye’nin hak ettiği yer midir, bu sadece
nispi bir iyileştirme midir? Yani “Geçmişten bugüne bulunulan dereceye yatırım
yapılabilir.” diyorsunuz buna ama tabii ki değiştirmeler, onlar açısından, bir,
olumlu işarettir. Ama bu bulunduğumuz düzey, örneğin, Amerika’daki fonlar, özel
emeklilik fonları açısından yatırım yapılabilir düzey mi? Hayır. Yani buna ne
çok sevinip ne de çok üzülmeden gerçek anlamda Türkiye’nin reytingini alacak
çalışmalar yapmak gerekiyor çünkü notu verirken bile altından uyarıyorlar:
“Bakın ha, şunları da yapmanız lazım.” diye. Bunları da dikkate almak
gerekiyor.
Şimdi, az önce değerli
milletvekilimiz Ziraat Bankasıyla ilgili bir şey söyledi. Biz Milliyetçi
Hareket Partisi olarak bu kapsamda kamu bankalarının özelleştirilmesine
karşıyız, blok olarak özelleştirilmesine karşıyız, yeniden yapılandırılmasında
bir sorunumuz yok ama asli olarak zirai kredi verme fonksiyonundan
uzaklaştığını görüyoruz. Tabii ki ticari kurum olarak kâr etmesi başka bir şey
ama zaten hazine belli konularda görev zararı verdiği zaman karşılığını
göstermek durumunda. Dolayısıyla, bunun üretimi destekler tarzda
kullanılmasında fayda, yarar görüyoruz.
Burada, ayrıca, tarım
desteklemelerinde de aynı şeyi görüyoruz sadece zirai kredilerde değil.
Doğrudan üretim desteklenmediği için araziye verilen destek maalesef üreticiyle
buluşmayabiliyor, arazi sahibi veya dolaylı olarak onunla ilgili müstecir
olarak çalışanlar gelip bu desteklerden faydalanıyorlar. Dolayısıyla, desteğin
doğrudan ürünü getirene, üretimi yapana verilmesinde fayda var diye
düşünüyoruz. Böylece hem üretimi teşvik etmiş oluruz hem de doğrudan üretime
katkıda bulunan insanları da cesaretlendirmiş oluruz diye düşünüyorum.
Yine, Hükûmetin sürekli olarak
söylediği, özelleştirme programına aldığı Halk Bankası da aynı şekilde. Eğer
bunları özelleştireceksek blok satış şeklinde yabancılara satmak değil de,
buradaki o tabana, örneğin, esnaf sanatkâr kuruluşlarına, ilgili odalara,
bunlara öncelik tanımamız lazım ki aynı zamanda katılımcı bir husus olsun,
onlar da burada denetleme yapabilsinler. Böylece sermayeyi de tabana doğru
yaymış olalım ve kendi kendini denetleyen bir sürece girmiş olalım. Aksi
takdirde, bir seferlik satıyoruz, sonrasında artık diğer bazı özel bankalarda
olduğu gibi yabancı sermayenin inisiyatifine düştükten sonra, bazı arazilerin
ipotek karşılığı elden çıkması gibi millî güvenliği de ilgilendiren bazı
yerlerde birtakım sorunlarla karşı karşıya gelebiliyoruz.
Tabii, bütün bunların ötesinde,
bu kredi sisteminin çalışması için de
-önceki dönemlerde de Sayın Bakana ilettiğimiz- Kredi Garanti Fonu’nun
da etkin bir şekilde çalıştırılması gerekiyor. Tamam, bir düzenleme yapıyoruz
ama gittikleri zaman zaten teminatını alabilse vatandaş, sorun olmayacak.
Teminat konusunda hâlâ o sıkıntıları çekiyorlar. Zaten gayrimenkulü olsa, belli
şeyi olsa karşılığında ipotek ettiriyor ama onun dışında peki, nasıl teminat
gösterecek? O varlıkları eğer teminat gösteremiyorsa Kredi Garanti Fonu’ndan da
bir şey alamıyor ve küçük ve orta boy işletmeler bu konuda sıkıntı çekmeye
maalesef devam ediyor.
Şimdi, tabii, burada bütün
bunların olabilmesi için, bu söylediğimiz şeylerin derli toplu bir araya
konulabilmesi için ekonomi yönetiminde bir koordinasyon olması gerekiyor, bir
başıboşluk değil de bütün bakanların bir arada olması gerekiyor. Daha doğrusu,
bu kadar çok bakanın olmaması gerekiyor. Sayın Babacan’a defalarca söyledik ama
onun da elinde olan bir şey yok. O da ilgili Başbakan Yardımcısı olarak
topluyor. Gerçi sadece o değil, Sayın Maliye Bakanı da aynısını söylüyor.
Biliyorsunuz, şu anda yavaş yavaş doğal gazlar fazla yakılmaya başlandı veya
elektrik tüketimi arttı. O zamların gerekçesi olarak Sayın Bakan bize ne
demişti: “Ben bakanlara söyledim ama maalesef benim söylediğimi, uyarılarımı
dinlemiyorlar, bütçe dışı harcama yapıyorlar ve bütçe açık verdi.” E, ne
yapacağız? O zaman biz ya vergileri biraz daha arttıracağız ya ÖTV’ye, KDV’ye
zam yapacağız; olmadı, kamu mallarına, örneğin doğal gaza, elektriğe olduğu
gibi zam yapılacak. Peki, ne olacak? Bakıyorsunuz, memura, çalışana verdiğimiz
zam 4+4; 7 etmiyor netini topladığımız zaman. Peki, bir anda yaptığımız zam
yüzde 10’u geçiyor. Yani bir yılda yüzde 49 doğal gaza zam yapmışız, yani tek
seferinde bir zam yapıyoruz. Hadi buradaki şeye şunu diyebilirsiniz: “Canım,
çok fazla zam değil.” Evet, parası olan, zengin olan için bunlar belki
bütçesinde çok önemli yer tutmayabilir ama dar gelirli vatandaşımız için yakıt
masrafı temel tüketim gideri olarak, hele kış aylarında, bütçelerinde çok büyük
bir yer tutuyor. Onun için, tabii, kötü yönetimin faturasını işte o zaman
vatandaşa ödetmiş oluyoruz. Zaten bir gelir dağılımında adaletsizlik var, bir
de vergi adaletsizliği bunun içerisine girdiği zaman, vatandaşımız bunun altından
kalkamıyor. Nasıl adaletsizlik oluyor? Dolaylı vergi aldığımız zaman nereden
alıyoruz? Tüketim üzerinden. ÖTV’yi, KDV’yi tüketim üzerinden alıyoruz. Tüketim
üzerinden alınca da anında maliyenin kasasına giriyor. Eğer ücret üzerinden
kurumlar vergisi veya gelir vergisi olarak alırsa o zaman tahakkukları beklemek
zorunda kalıyor, tekrar tahsilatlarının hepsini yapamıyor, maliye de en önce
kimden peşin alabiliyorsa ona gidiyor. Dolayısıyla, burada yapılması gereken
önlemleri almayan ve ekonomi yönetiminde koordinasyonu sağlayamayan bir
yapıdan, biz de tabii ki bu sorunların çözümünün topyekûn olarak yapılmasını
maalesef bekleyemiyoruz. O zaman ne oluyor? Bir anda bakıyoruz, efendim, işte
Merkez Bankası öyle yapmasın, faizleri düşürsün, işte kurlara müdahale etsin,
şurayı yapsın, burayı yapsın diye arada böyle bir tartışmalar başlıyor.
Bunu sadece biz söylemiyoruz,
yani hem yandaş basında hem sayın bakanlar arasında böyle inceden inceye... Ben
onları frenciler, gazcılar diye nitelendirmiştim kendi aralarında; artık bu
literatüre geçmiş oldu. Şimdi, bakıyoruz, peki, Merkez Bankası biraz faizi
düşürdüğü zaman frene basmış mı oluyor veya azıcık daha artırdığı zaman gaza mı
basmış olacak? Ben tam olarak bunları anlayamıyorum. Daha önce de söyledim,
eğer direksiyonda boşluk varsa veya direksiyonda oturan kişinin ehliyeti B
sınıfı ise siz, ona götürüp ağır vasıta verirseniz frenin, gazın bir anlamı
kalmıyor. Önemli olan o nereye gideceğimizi, hangi yolda, hangi hızla
gideceğimizi tayin edebilmektir. Ama bunu yapamazsak ne oluyor? Asıl, işte,
otobüsün içerisinde olan yolcuya yani vatandaşlara oluyor. Yanlış yönetimin
bedelini maalesef vatandaşa ödetiyoruz.
Merkez Bankasını sürekli
olarak günah keçisi ilan eden bir yapı var. Defalarca söyledim, Sayın Bakan da
biliyor, en az ona da her geldiğinde söylemişizdir, ilgili Bakanlığa da, Sayın
Başbakana da uyarı yaptık: Efendim, birilerini günah keçisi ilan etmek için
uğraşmayın çünkü Merkez Bankasının yetkisi belli, Hükûmetin yetkisi belli. Kur
rejimini belirleyen Hükûmet, kur politikasını uygulayan Merkez Bankası. Eğer
siz ona “Sadece fiyat istikrarıyla ilgilen.” derseniz, Merkez Bankasının düşük
kur işine geliyor. Niye? Dışarıdan gelen, ithalat üzerinden gelen enflasyonu
önlemiş oluyor. Yani dolayısıyla da siz ona sadece bu yetkiyi verdiğiniz zaman
amacı önüne koyarsanız istediği aracı kullanabiliyor. Ama siz Hükûmet olarak,
gelir, örtülü bir sabit kur rejimi olan bu rejimi hakikaten değiştirirseniz
-adına serbest kur deseniz de fiilen bastırıldığı için örtülü bir sabit kur
rejimi uygulanıyor Türkiye’de- gelip kontrollü bir dalgalı kur rejimi
koyarsanız, o zaman, ülkemizdeki enflasyona, ticaret ortaklarımızdaki
enflasyona göre olması gereken rekabetçi kur düzeyini belirlersiniz. O zaman,
“Efendim, niye cari açık veriyoruz, nasıl kapatıyoruz? Kısa vadelilerle
kapatıyoruz, sorun oluyor”dan kurtuluruz ve üretim,
yatırım, ihracat seferberliği içerisinde bu sorunlardan kurtuluruz. Ama bunun
hepsinin çözümü için de, dediğim gibi, ekonomi yönetimini çok başlılıktan
kurtarmak, şahsa göre bakanlık yapılanmasını değiştirip derli toplu bir ekonomi
yönetimi oluşturmak gerekiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MEHMET GÜNAL (Devamla) - …
inşallah bu vesileyle bu sözlerimizi dikkate alır, olumlu katkılarda
bulunursunuz.
Teşekkür ederim. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim
Sayın Günal.
Şahıslar adına Malatya
Milletvekili Sayın Mustafa Şahin.
Buyurun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
MUSTAFA ŞAHİN (Malatya) –
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 239 sıra sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanun Tasarısı’nın ikinci
bölümü üzerinde şahsım adına söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, finansal
kiralama, faktoring ve finansman şirketleri mali
sistemimizin her geçen gün öneminin arttığını göstermektedir. Bu kuruluşlar,
ekonomik kriz öncesi erken uyarı görevi ifa etmektedirler. Bu kuruluşlar mali
hayatta ekonomik alanın gelişmesine ciddi anlamda yardımcı olmaktadır. Mali
sistem için önemli bir görev ifa eden bu kuruluşlarda mevzuat birliğinin
zamanında sağlanması ciddi bir önem arz etmektedir.
Finans sektöründe işin doğası
gereği uygulamada ortaya çıkan ihtiyaçlar, teknolojinin etkisi ve fiilî
durumlar nedeniyle sürekli değişmektedir. Bu nedenle, finans sektöründeki
uygulamaları mevzuata uyumlu hâle getirmek elzem olmuştur. Finans sektörü ile
ilgili birden fazla yasal düzenleme bulunduğundan, bu alanda faaliyet gösteren
kuruluşları tek bir çatı altında toplamak amaçlanmıştır.
Dünyadaki ekonomik krizde, finansal
kiralama, faktoring ve finansman şirketlerinin
etkilenme süreçleri daha çabuk gerçekleşmektedir. Bu nedenle, bu tür
kuruluşların denetim ve gözetimleri zamanında, hızlı bir şekilde
gerçekleştirilmelidir. Bu yasayla şirketlerin etkin denetim ve gözetimleri için
gerekli altyapı oluşturulmaktadır. Yine bu yasayla, finansal kiralama işlemleri
uluslararası standartlarla uyumlaştırılmaktadır. Yasayla sağlanması beklenen
bir diğer husus da, bu alanda faaliyet gösteren firmaların kiralama işlemleri,
tescil, süre ve bürokratik işlemlerde önünün açılması hedeflenmiştir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; finansal kiralama, faktoring
şirketleri ve finansman şirketlerinin tek bir birlik altında kurulması
düzenlenerek mevzuatta ve uygulamalarda birlik sağlanması amaçlanmıştır.
Görüşmekte olduğumuz kanun
tasarısını geciktirmek üzere her maddede ayrı ayrı önerge verilmekte, aynı
gerekçelerle. Zamanı biraz daha savsaklamak için verilen bu önergelerin
gerekçelerinde dikkatimi çeken bir husus var; bu önergeleri imzalayan
arkadaşlar ya neyi imzaladıklarını bilmiyorlar ya da Komisyon tarafından kabul
edilen tasarı metnini okumadılar. Önergeleri imzalayan arkadaşların ileri
sürdükleri gerekçelere baktığımız zaman… Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmüş
ve önemli değişiklikler yapılmıştır.
Ayrıca, bu Komisyonda biz de
alt komisyon üyesi iken yapmış olduğumuz çalışmalar, normalde, 11/04/2012
tarihinde 32’nci Birleşimde Hükûmeti temsilen, başta Bakanımız Ali Babacan,
BDDK kurumu, Kalkınma Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı, Merkez
Bankası, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu, TOBB Faktoring Derneği, Finansal Kiralama Derneği, finansal
şirketler derneği temsilcilerinin katılımıyla bunlar masaya yatırılmış ve ondan
sonra yapılan çalışmalar neticesinde alt komisyona havale edilmişti ve alt
komisyonda da aynı birliklerin, aynı kurum ve kuruluşların temsilcileriyle bir
araya gelinmiş ve bunlarla ilgili yapılan 12, 17, 18, 19 Nisan 2012
tarihlerindeki çalışmalarda da gerekli yasal düzenlemeler yapılarak bunlar yine
düzenlemelerle beraber üst kurula gönderilmiştir.
Ayrıca, bu toplantılara
ilgili tüm tarafların katıldığını görmekteyiz. Herkes kendi görüş ve
düşüncelerini de ayrı ayrı, net bir şekilde bildirmişlerdir. Alt ve üst
komisyon toplantılarında önemli değişiklikler yapılmıştır. Önergede üç ayrı
birlik kurulduğu söylenmektedir. Oysaki Komisyonun kabul ettiği tasarının
40’ıncı maddesinde finansal kiralama, faktoring ve
finansman şirketlerinin tek bir birlik altında kurulduğunu görmekteyiz. Dolayısıyla,
arkadaşlarımızın önergelerini imzalarken biraz daha dikkat etmelerini ben
şahsen uygun görüyorum. Onun için, yapılan bu düzenlemelerin tekrar hayırlı
olmasını temenni ediyorum.
Ayrıca, muharrem ayının bir
günündeyiz. Özellikle muharrem ayını aratmayacak, daha doğrusu Kerbela’yı aratmayacak… Bugün, Gazze’de, Myanmar’da ve
ayrıca Suriye’deki insanların çekmiş olduğu çilelerin de sona ermesini temenni
ediyorum, saygılar sunuyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim
Sayın Şahin.
Soru-cevap işlemine
geçiyorum.
Sayın Özensoy…
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) –
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Bakan, konuşmamda da
ifade ettim, Ziraat Bankası gibi, Halkbank gibi -hatta İMKB’de de bu konuda
hazırlıklar var- bu kurumların satışından sonra çiftçiye ne gibi faydaları
olacak, esnafa, KOBİ’lere ne gibi faydası olacak? İMKB gibi kurumun, sermayenin
tabana yayılmasında öncülük eden bir kurumun devletin elinden çıkması ne gibi
faydalar sağlayacak finans piyasalarına? Bunları merak ediyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Sayın Halaman…
ALİ HALAMAN (Adana) –
Teşekkür ederim.
Sayın Bakanıma şöyle bir
sorum var: Bu sermayeyi öncelikli hâle getiren kanunların çıkmasında hep böyle
Mecliste eli değnekli bekliyorlar. Bizim Türkmenlerin şöyle bir sözü var: “İncir
ağacının dibinde yeşil ot bitmez.” derler. Bu faktoring
yasası genelde tefecilerin yasası. 54 madde. Bu tefecilerin elinden insanları
koruyan bir madde konamaz mı?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Sayın Bakan,
buyurun.
BAŞBAKAN YARDIMCISI ALİ
BABACAN (Ankara) – Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; öncelikle, bizim kamu bankalarımızla ilgili özelleştirme
stratejisi hakkında çok kısa bir bilgi vermek istiyorum.
Biliyorsunuz, bizim ilk
iktidar olduğumuz 2002 yılının kasım ayında Halk Bankası ve Ziraat Bankası tek
bir ortak yönetim kurulu altında birleştirilmiş durumdaydı ve Halk Bankası ile
Ziraat Bankasının birleştirilmesi Uluslararası Para Fonu tarafından
planlanmıştı ve bir bakıma bütün ekonomik program dokümanlarında da böyle yer
alıyordu. Yani Halk Bankası artık kendi başına devamlılığını sürdüremeyecek,
zayıf duruma düşmüş ancak Ziraat Bankasıyla beraber birleştirildiğinde ayakta
kalabilecek bir banka olarak görülüyordu fakat biz… (Uğultular)
BAŞKAN – Sayın Bakan, bir
saniye.
Muhteremler! Sayın
milletvekilleri, Sayın Bakanın sözünü ben duymuyorum sizin kahkahalarınızdan!
Buyurun.
BAŞBAKAN YARDIMCISI ALİ
BABACAN (Ankara) – Bizim, biliyorsunuz attığımız ilk adımlardan birisi
öncelikle bu yönetim kurullarını ayırmak oldu ve Ziraat Bankasıyla Halk
Bankasının ayrı tüzel kişilik olarak devam etmesini o zaman uygun gördük ve bu
önemli adımın da sonuçlarını aslında Halk Bankasının hem ilk yüzde 25’inin
halka açılmasında hem de daha sonra yüzde 24’ünün halka arzında da gördük yani
bir bakıma değeri sıfırlanacak, Ziraat Bankasının içerisinde eritilecek bir
kurum gözüyle bakılırken 2002’de, şu anda toplam piyasa değeri yaklaşık 10
milyar dolara ulaşmış bir değerden, bir kurumdan bugün bahsediyoruz. Bugün,
özellikle 2008-2009 krizinden sonra dünyada bankacılık sektörü büyük sıkıntılar
geçiriyor. Dolayısıyla, bizim kamu bankalarımızın herhangi bir tanesini gelip
stratejik yatırım olarak tamamını satın alabilecek güçte, kuvvette bir banka da
şu anda biz dünyada görmüyoruz, göremiyoruz. Tam tersine, büyük bankalar şu
anda varlık satışı operasyonları yapıyorlar, kendi sahip oldukları iştirakleri
satarak bilançolarını düzeltmeye çalışıyorlar. Dolayısıyla, Halk Bankasının bu
yüzde 51’inin satışı ya da Ziraat Bankasının özelleştirme süreci özellikle
kontrol hissesinin satışı için önümüzdeki birkaç yıl zaten dünya piyasası uygun
olmayacak. Dolayısıyla, bizim planımızda da, kısa ve orta vadeli planımızda da
böyle bir adım yok. Biz halka arzıyla bu bankaların nesini sağlamış olduk… Ki
Vakıfbank’ın da biliyorsunuz yüzde 25’i halka arz edilmiş durumda. Ziraat
Bankasında henüz öyle bir operasyon yapılmadı ama o da önümüzdeki dönemde
gündemimizde olabilir. Henüz kesin karar vermiş olmamakla beraber Ziraat
Bankasının da ilk halka arzı söz konusu olabilir. Burada bizim yaptığımız, bu
kıymetli kamu kuruluşlarının bir yandan devlet kontrolünde bir süre daha
devamını sağlarken, öte yandan da buradan elde ettiğimiz özelleştirme
gelirlerini ağırlıklı olarak borcu azaltmakta kullanmamız. Yani bir bakıma
kamunun borcu var, biz bu borca faiz ödüyoruz, öbür tarafta da varlık var. Bu
varlığın bir kısmını nakdî değere çevirerek borcumuzu azaltıyoruz, toplamda da
bu miktarda daha az faiz ödemiş oluyoruz. Bize özelleştirmenin en önemli
faydası bu. Kaldı ki hem Ziraat Bankası hem Halk Bankası, biliyorsunuz,
gerçekten, son on yılda performans açısından çok çok farklı bir noktaya
geldiler. Bu bankalar sürekli görev zararı üreten bankaydı, sürekli hazineden
kaynak aktarmak durumunda kalınıyordu bu bankalara. Hâlbuki son on yıldır,
şöyle bir bakın, her yıl muntazam olarak bu bankalar hazineye kaynak
aktarmakta, kâr etmekte, maliyeye vergi ödemekte, hazineye de temettü ödemekte.
Kamu bankalarının bugüne kadar hazineye aktarmış oldukları değer 10 milyar
doların üzerinde, kazanıp temettü olarak hazineye aktardıkları rakam. Yıllarca,
on yıllarca görev zararı olan bu bankalar şu anda kârlı bir şekilde çalışmakta.
Bakıyoruz, bir yandan Halk Bankası esnaf kredileriyle, öbür taraftan Ziraat
Bankası çiftçi kredileriyle de çok büyük hacimlere ulaştı, hem faizler çok çok
düştü son on yılda hem de bu kredilerden faydalanan esnaf sayımız ve çiftçi
sayımız çok çok yüksek sayılara ulaşmış durumda. Kamu bankaları ayrı ayrı,
birbirinden bağımsız şekilde, kendi yönetim kurulları tarafından yönetiliyor ve
rekabet ortamı içerisinde çalışıyor bu bankalar, hem birbirleriyle hem de özel
sektör bankalarıyla rekabet içerisinde çalışıyorlar.
İstanbul Menkul Kıymetler
Borsasına gelince… Biliyorsunuz, Sermaye Piyasası Kanunu’nda -ki muhtemelen,
herhâlde önümüzdeki hafta inşallah Genel Kurulun gündemine gelecek gibi
görünüyor şu anda- bir borsa İstanbul anonim şirketi oluşturmayı öngörüyoruz ve
burada hem hisse senetleri hem tahvil ve bono, bunların türevleri, aynı zamanda
kıymetli madenler ve ürün ve enerjinin de yine menkul kıymetleştirilmiş
şekliyle işlem gördüğü bir büyük kuruluş hâline getirmeyi düşünüyoruz, şu
andaki tasarımız o şekilde. Bunun halka arzı da yine hem oradan bir miktar
özelleştirme geliri sağlamamızı sağlayacak ama öte yandan da Sermaye Piyasası
Kurulu tarafından çok yakından denetleyeceğimiz, düzenleyeceğimiz bir şirket
olacak bu. Yani “borsa İstanbul anonim şirketi” dediğimiz, her yönden, attığı
hemen hemen her adımı Sermaye Piyasası Kurulu tarafından yani devlet organı
tarafından düzenlenen ve denetlenen bir yapıya sahip olacak ve oradaki bütün
stratejik kararlar ancak devletin ilgili kurumlarının onayıyla alınabilecek
yani oradaki hisse yapısının değişmiş olması bizim devlet olarak oradaki
düzenleme ve denetleme hakkımızı kesinlikle elimizden almıyor. Halka açık hâle
gelmesinin borsa İstanbul anonim şirketinde de şeffaflık açısından çok çok
önemli faydası var. İyi yönetişim açısından yine çok çok faydası var ve biraz
daha kâr odaklı çalışması açısından da, performans odaklı çalışması açısından
da yine çok çok faydası var. Tabii, bu ancak anonim şirket hâline geldikten
sonra atılacak adımlar ama hem yasal düzenlemede -ki Sermaye Piyasası
Kanunu’nun detaylarına baktığımızda o var- hem de işin ruhunda yine devletin
yakın bir takibi, düzenlemesi ve denetlemesi söz konusu olacak.
Yine son soruya gelecek
olursak, bu düzenleme aslında bir bakıma finansal kiralama konusunu, faktoring konusunu ve tüketici finansmanı konusunu sağlam
bir yasal zemine kavuşturan bir düzenleme ve Bankacılık Denetleme ve Düzenleme
Kurumumuza da bir bakıma cezalarıyla beraber güçlü bir düzenleme, denetim ve
aynı zamanda yaptırım hakkı vermekte. Dolayısıyla, bizim buradaki kanaatimiz,
açıkçası şimdiye kadar pek de yakından belki de izlenemeyen, düzenlenemeyen,
hatta kanuni altyapısı da bir kanun hükmünde kararname ile ya da daha farklı
usullerle düzenlenen bir sektörü bir bakıma çok daha güçlü bir yasal çerçeveye
kavuşturmak ve aynı zamanda bu şirketlerin hizmetlerinden yararlanan
KOBİ’lerimizin, şirketlerimizin de bir bakıma olası yanlış adımlardan ya da
yanlış niyetli hareketlerden de korunmasını sağlamak. Biliyorsunuz BDDK aynı
zamanda kredi kullananlar açısından önemli bir şikâyet merci. Eğer kredi
kullananlar kredi verenlerden herhangi bir sebeple şikâyetçi olursa, haksızlığa
uğradıklarını düşünürlerse bu konular hep BDDK’ya geliyor, BDDK karar veriyor
ve şimdiye kadar da çok sayıda bankamıza ve benzer kuruluşlara cezalar kesilmiş
durumda BDDK tarafından. Aslında bir bakıma piyasada “tefecilik” diye anılan ya
da o şekilde algılanan işlemlerin yasal bir altyapıya kavuşmasını ve yakından
düzenlenmesini bu yasayla beraber getiriyoruz. Aynı zamanda biraz önce konu da
oldu, burada güçlü ceza maddeleri var. Çünkü kurallar, biliyorsunuz, eğer
yaptırımı varsa geçerli oluyor. Kuralı koyun ama kurala uymayana bir yaptırım
yoksa o zaman o kuralın uygulanması konusunda ciddi sorunlar yaşanabiliyor.
Dolayısıyla bu yasa bize hem kural koyma yetkisini veriyor hem de eskisine göre
daha ağırlaştırılmış ceza yetkisini de yine BDDK’ya vermekte ve faaliyet konusu
dışında bulunanların da kapatılması, biliyorsunuz, yine bu yasanın maddeleri
içerisinde. İzinsiz faaliyette bulunmak da adli ceza ile cezalandırılıyor.
Teşekkür ediyorum Sayın
Başkanım.
BAŞKAN – Teşekkür ederim.
İkinci bölüm üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Şimdi, ikinci bölümde yer
alan maddeleri, varsa o madde üzerindeki önerge işlemlerini yaptıktan sonra
ayrı ayrı oylarınıza sunacağım.
Madde 31’de bir önerge
vardır, okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Finansal
Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanun
Tasarısının 31 nci maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mehmet Günal S.
Nevzat Korkmaz Ali Halaman |
Antalya Isparta Adana |
Cemalettin Şimşek Mesut
Dedeoğlu Reşat
Doğru |
Samsun Kahramanmaraş Tokat |
BAŞKAN – Komisyon, katılıyor
musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ UĞUR AYDEMİR (Manisa) – Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI ALİ
BABACAN (Ankara) – Katılmıyoruz.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Gerekçe…
BAŞKAN – Gerekçeyi
okutuyorum.
Gerekçe:
Tasarı yeni değil, geçtiğimiz
yasama döneminde kadük olmuş bir tasarıdır. Bu dönem de hiçbir güncelleştirme
yapılmadan olduğu gibi Meclise gönderilmiştir. Bir kanun tasarısı hazırlanırken
konunun tarafı olan gerekli kurumlara gönderilmemiş, görüş alınmamış ve tasarı
normal süreçten geçmemiştir.
Finansal kiralama
sözleşmelerine konu malların mülkiyetinin finansal kiralama şirketinde
bulunmasının temel nedeni, mülkiyetin, kiracıya sağlanan finansmanın teminat
fonksiyonunu oluşturmasıdır. Finansal kiralama sözleşmelerine konu edilen ve
ilgili Kanunlarında malik için aranılan özelliklerin, sözleşme konusu malı
kullanmak suretiyle ticari faaliyetini devam ettiren kiracı şirketler
tarafından karşılanması gerekmektedir. Bu nedenle, Karayolu Taşıma Kanunu
kapsamında yetki belgesi alacak olanlar, finansal kiralama yöntemi ile
edinecekleri araçların maliki olarak değerlendirilmelidirler.
Bu düzenleme içindeki
vergiler ve bununla ilgili istisna taleplerinin de Maliye Bakanlığı ile
görüşülmediği anlaşılmıştır ve netlik sağlanmadığı için de kafa karışıklığı
devam etmektedir. Meslek birlikleri tasarıda finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri olmak üzere üç ayrı
birlik şeklinde önerilmiştir. Böyle önemli bir tasarının, dünyada yaşanan kriz
ortamında yeniden ele alınmadan Meclise gönderilmesi yanlıştır. Finansal
Kiralama ve faktoringde ciddi şekilde
değerlendirilmesi gereken hususlar bulunmaktadır. TOBB yetkilileri alt
komisyonda sigortacılık örneğini vererek TOBB bünyesindeki sektör kurulu
modelini önermesine rağmen bu konuda da kesin bir görüş oluşmamıştır. Üst
kurul, koordinasyon kurulu ve birlik enflasyonuna karşıyız; çünkü
koordinasyonsuzluğa yol açmaktadır. Komisyonda üç finansal kuruluş türünün tek
bir birlik altında toplanması öngörülmüştür. Bu ilk etapta yeterli gibi
görünmekle birlikte, taslak halinde olduğu söylenen sermaye piyasası
kuruluşlarına ilişkin düzenleme ile tamamlanmadan kurumsal yapı eksik
kalacaktır. Tüm banka dışı finansal kuruluşların kapsanacağı bir yapı
oluşturulmalıdır. Banka dışı mali kuruluşlar birliği oluşturulmalı, finansal
kiralama, faktoring ve finansman şirketlerinin alt
sektörler olarak üst birlik bünyesinde faaliyet göstermelidir. Ancak şu anda,
bakanlıkların yeniden yapılandırılmasında olduğu gibi, şahsa veya mevcut
konjonktüre göre düzenleme yapılmaktadır. SPK ve BDDK'nın ilgi alanlarına göre
üst birlikler oluşturulmaktadır. Üst kurulların tek çatı altında Mali Piyasalar
Üst Kurulu şeklinde toplanmasından yanayız. BDDK, TMSF, SPK'nın da içinde
olacağı bir Mali Piyasalar Üst Kurulu kurulmasını ve bunun altında dairelerin
oluşmasını daha doğru buluyoruz. Bu çerçevede; koordinasyonun tek yerde
toplanması ve daha etkin faaliyet gösterilebilmesi için bütün finansal
kuruluşları tek çatı altında toplayan bir birlik kurulmalıdır.
Tasarıda ikrazatçılık
faaliyetlerine son verilmektedir. Ancak, ikrazatçılık
faaliyeti yapan gerçek kişilerin doğrudan bir finansal kiralama şirketi kurma
hakkı kazanmaları ve sermaye yeterliliği açısından haksız kazanç elde
etmelerine imkan sağlanması adil bir yaklaşım değildir ve rekabet hukukuna
aykırıdır.
KAMER GENÇ (Tunceli) – Karar
yeter sayısı efendim…
BAŞKAN – İsteyeceğim.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Karar yeter sayısı vardır.
KAMER GENÇ (Tunceli) – 100
kişi yok efendim, 100 kişi yok.
BAŞKAN – Yapmayın Allah
aşkına!
KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın,
sayın.
BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Madde 32’de bir önerge
vardır, okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Finansal
Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanun
Tasarısının 32 nci maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mehmet Günal Nevzat
Korkmaz Ali Halaman |
Antalya Isparta Adana |
Cemalettin Şimşek Mesut
Dedeoğlu Reşat
Doğru |
Samsun Kahramanmaraş
Tokat |
BAŞKAN – Komisyon, katılıyor
musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ UĞUR AYDEMİR (Manisa) – Katılamıyoruz Başkan.
BAŞKAN – Hükûmet, katılıyor
musunuz?
BAŞBAKAN YARDIMCISI ALİ
BABACAN (Ankara) – Katılmıyoruz.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Gerekçe…
BAŞKAN – Gerekçeyi
okutuyorum.
Gerekçe:
Tasarı yeni değil, geçtiğimiz
yasama döneminde kadük olmuş bir tasarıdır. Bu dönem de hiçbir güncelleştirme
yapılmadan olduğu gibi Meclise gönderilmiştir. Bir kanun tasarısı hazırlanırken
konunun tarafı olan gerekli kurumlara gönderilmemiş, görüş alınmamış ve tasarı
normal süreçten geçmemiştir.
Finansal kiralama
sözleşmelerine konu malların mülkiyetinin finansal kiralama şirketinde
bulunmasının temel nedeni, mülkiyetin, kiracıya sağlanan finansmanın teminat
fonksiyonunu oluşturmasıdır. Finansal kiralama sözleşmelerine konu edilen ve
ilgili Kanunlarında malik için aranılan özelliklerin, sözleşme konusu malı
kullanmak suretiyle ticari faaliyetini devam ettiren kiracı şirketler
tarafından karşılanması gerekmektedir. Bu nedenle, Karayolu Taşıma Kanunu
kapsamında yetki belgesi alacak olanlar, finansal kiralama yöntemi ile
edinecekleri araçların maliki olarak değerlendirilmelidirler.
Bu düzenleme içindeki
vergiler ve bununla ilgili istisna taleplerinin de Maliye Bakanlığı ile
görüşülmediği anlaşılmıştır ve netlik sağlanmadığı için de kafa karışıklığı
devam etmektedir. Meslek birlikleri tasarıda finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri olmak üzere üç ayrı
birlik şeklinde önerilmiştir. Böyle önemli bir tasarının, dünyada yaşanan kriz
ortamında yeniden ele alınmadan Meclise gönderilmesi yanlıştır. Finansal
kiralama ve faktoringde ciddi şekilde
değerlendirilmesi gereken hususlar bulunmaktadır. TOBB yetkilileri alt
komisyonda sigortacılık örneğini vererek TOBB bünyesindeki sektör kurulu
modelini önermesine rağmen bu konuda da kesin bir görüş oluşmamıştır. Üst
kurul, koordinasyon kurulu ve birlik enflasyonuna karşıyız; çünkü
koordinasyonsuzluğa yol açmaktadır. Komisyonda üç finansal kuruluş türünün tek
bir birlik altında toplanması öngörülmüştür. Bu ilk etapta yeterli gibi
görünmekle birlikte, taslak halinde olduğu söylenen sermaye piyasası kuruluşlarına
ilişkin düzenleme ile tamamlanmadan kurumsal yapı eksik kalacaktır. Tüm banka
dışı finansal kuruluşların kapsanacağı bir yapı oluşturulmalıdır. Banka dışı
mali kuruluşlar birliği oluşturulmalı, finansal kiralama, faktoring
ve finansman şirketlerinin alt sektörler olarak üst birlik bünyesinde faaliyet
göstermelidir. Ancak şu anda, bakanlıkların yeniden yapılandırılmasında olduğu
gibi, şahsa veya mevcut konjonktüre göre düzenleme yapılmaktadır. SPK ve
BDDK'nın ilgi alanlarına göre üst birlikler oluşturulmaktadır. Üst kurulların
tek çatı altında Mali Piyasalar Üst Kurulu şeklinde toplanmasından yanayız.
BDDK, TMSF, SPK'nın da içinde olacağı bir Mali Piyasalar Üst Kurulu kurulmasını
ve bunun altında dairelerin oluşmasını daha doğru buluyoruz. Bu çerçevede;
koordinasyonun tek yerde toplanması ve daha etkin faaliyet gösterilebilmesi
için bütün finansal kuruluşları tek çatı altında toplayan bir birlik
kurulmalıdır.
Tasarıda ikrazatçılık
faaliyetlerine son verilmektedir. Ancak, ikrazatçılık
faaliyeti yapan gerçek kişilerin doğrudan bir finansal kiralama şirketi kurma
hakkı kazanmaları ve sermaye yeterliliği açısından haksız kazanç elde
etmelerine imkan sağlanması adil bir yaklaşım değildir ve rekabet hukukuna
aykırıdır.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Madde 33’te bir adet önerge
var, okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Finansal
Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanun
Tasarısının 33 üncü maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
Mehmet Günal S.
Nevzat Korkmaz Ali Halaman |
Antalya Isparta Adana |
Mesut Dedeoğlu Cemalettin
Şimşek Reşat Doğru |
Kahramanmaraş Samsun Tokat |
BAŞKAN – Komisyon, katılıyor
musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ UĞUR AYDEMİR (Manisa) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI ALİ
BABACAN (Ankara) – Katılmıyoruz.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Gerekçe okunsun.
BAŞKAN – Gerekçeyi
okutuyorum.
Gerekçe:
Tasarı yeni değil, geçtiğimiz
yasama döneminde kadük olmuş bir tasarıdır. Bu dönem de hiçbir güncelleştirme
yapılmadan olduğu gibi Meclise gönderilmiştir. Bir kanun tasarısı hazırlanırken
konunun tarafı olan gerekli kurumlara gönderilmemiş, görüş alınmamış ve tasarı
normal süreçten geçmemiştir.
Finansal kiralama
sözleşmelerine konu malların mülkiyetinin finansal kiralama şirketinde
bulunmasının temel nedeni, mülkiyetin, kiracıya sağlanan finansmanın teminat
fonksiyonunu oluşturmasıdır. Finansal kiralama sözleşmelerine konu edilen ve
ilgili Kanunlarında malik için aranılan özelliklerin, sözleşme konusu malı
kullanmak suretiyle ticari faaliyetini devam ettiren kiracı şirketler
tarafından karşılanması gerekmektedir. Bu nedenle, Karayolu Taşıma Kanunu
kapsamında yetki belgesi alacak olanlar, finansal kiralama yöntemi ile
edinecekleri araçların maliki olarak değerlendirilmelidirler.
Bu düzenleme içindeki
vergiler ve bununla ilgili istisna taleplerinin de Maliye Bakanlığı ile görüşülmediği
anlaşılmıştır ve netlik sağlanmadığı için de kafa karışıklığı devam etmektedir.
Meslek birlikleri tasarıda finansal kiralama, faktoring
ve finansman şirketleri olmak üzere üç ayrı birlik şeklinde önerilmiştir. Böyle
önemli bir tasarının, dünyada yaşanan kriz ortamında yeniden ele alınmadan
Meclise gönderilmesi yanlıştır. Finansal kiralama ve faktoringde
ciddi şekilde değerlendirilmesi gereken hususlar bulunmaktadır. TOBB
yetkilileri alt komisyonda sigortacılık örneğini vererek TOBB bünyesindeki sektör
kurulu modelini önermesine rağmen bu konuda da kesin bir görüş oluşmamıştır.
Üst kurul, koordinasyon kurulu ve birlik enflasyonuna karşıyız; çünkü
koordinasyonsuzluğa yol açmaktadır. Komisyonda üç finansal kuruluş türünün tek
bir birlik altında toplanması öngörülmüştür. Bu ilk etapta yeterli gibi
görünmekle birlikte, taslak halinde olduğu söylenen sermaye piyasası
kuruluşlarına ilişkin düzenleme ile tamamlanmadan kurumsal yapı eksik
kalacaktır. Tüm banka dışı finansal kuruluşların kapsanacağı bir yapı
oluşturulmalıdır. Banka dışı mali kuruluşlar birliği oluşturulmalı, finansal
kiralama, faktoring ve finansman şirketlerinin alt
sektörler olarak üst birlik bünyesinde faaliyet göstermelidir. Ancak şu anda,
bakanlıkların yeniden yapılandırılmasında olduğu gibi, şahsa veya mevcut
konjonktüre göre düzenleme yapılmaktadır. SPK ve BDDK'nın ilgi alanlarına göre
üst birlikler oluşturulmaktadır. Üst kurulların tek çatı altında Mali Piyasalar
Üst Kurulu şeklinde toplanmasından yanayız. BDDK, TMSF, SPK'nın da içinde
olacağı bir Mali Piyasalar Üst Kurulu kurulmasını ve bunun altında dairelerin
oluşmasını daha doğru buluyoruz. Bu çerçevede; koordinasyonun tek yerde
toplanması ve daha etkin faaliyet gösterilebilmesi için bütün finansal
kuruluşları tek çatı altında toplayan bir birlik kurulmalıdır.
Tasarıda ikrazatçılık
faaliyetlerine son verilmektedir. Ancak, ikrazatçılık
faaliyeti yapan gerçek kişilerin doğrudan bir finansal kiralama şirketi kurma
hakkı kazanmaları ve sermaye yeterliliği açısından haksız kazanç elde etmelerine
imkan sağlanması adil bir yaklaşım değildir ve rekabet hukukuna aykırıdır.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Madde 34’te iki adet önerge
vardır, sırasıyla okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Finansal
Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanun
Tasarısının 34 üncü maddesinin (1) numaralı fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ayşe Nur Bahçekapılı Nurdan
Şanlı Hamza
Dağ |
İstanbul Ankara İzmir |
Osman Aşkın Bak Sermin
Balık Akif Çağatay
Kılıç |
İstanbul Elâzığ Samsun |
Tülay
Kaynarca Aydın
Şengül |
İstanbul
İzmir |
Sözleşme hakkında 22/11/2001
tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 764, 765, 766 ncı
maddeleri ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısım Birinci Bölüm
Dördüncü Ayırımında yer alan "Kısmi Ödemeli Satışlara ilişkin hükümleri
ile İkinci Kısım Dördüncü Bölüm İkinci Ayırımında yer alan "Konut ve
Çatılı İşyeri Kiraları”na ilişkin hükümleri
uygulanmaz.
BAŞKAN – Şimdiki önergeyi
okutup işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Finansal
Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanun
Tasarısının 34 üncü maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
Mehmet Günal Cemalettin
Şimşek Mesut Dedeoğlu
|
Antalya Samsun
Kahramanmaraş |
Reşat Doğru Nevzat
Korkmaz Ali Halaman |
Tokat Isparta
Adana |
BAŞKAN – Komisyon, katılıyor
musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ UĞUR AYDEMİR (Manisa) – Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI ALİ
BABACAN (Ankara) – Katılmıyoruz.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Gerekçe…
BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum.
Gerekçe:
Tasarı yeni değil, geçtiğimiz
yasama döneminde kadük olmuş bir tasarıdır. Bu dönem de hiçbir güncelleştirme
yapılmadan olduğu gibi Meclise gönderilmiştir. Bir kanun tasarısı hazırlanırken
konunun tarafı olan gerekli kurumlara gönderilmemiş, görüş alınmamış ve tasarı
normal süreçten geçmemiştir.
Finansal kiralama
sözleşmelerine konu malların mülkiyetinin finansal kiralama şirketinde
bulunmasının temel nedeni, mülkiyetin, kiracıya sağlanan finansmanın teminat
fonksiyonunu oluşturmasıdır. Finansal kiralama sözleşmelerine konu edilen ve
ilgili Kanunlarında malik için aranılan özelliklerin, sözleşme konusu malı
kullanmak suretiyle ticari faaliyetini devam ettiren kiracı şirketler
tarafından karşılanması gerekmektedir. Bu nedenle, Karayolu Taşıma Kanunu
kapsamında yetki belgesi alacak olanlar, finansal kiralama yöntemi ile
edinecekleri araçların maliki olarak değerlendirilmelidirler.
Bu düzenleme içindeki
vergiler ve bununla ilgili istisna taleplerinin de Maliye Bakanlığı ile
görüşülmediği anlaşılmıştır ve netlik sağlanmadığı için de kafa karışıklığı
devam etmektedir. Meslek birlikleri tasarıda finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri olmak üzere üç ayrı
birlik şeklinde önerilmiştir. Böyle önemli bir tasarının, dünyada yaşanan kriz
ortamında yeniden ele alınmadan Meclise gönderilmesi yanlıştır. Finansal
kiralama ve faktoringde ciddi şekilde
değerlendirilmesi gereken hususlar bulunmaktadır. TOBB yetkilileri alt
komisyonda sigortacılık örneğini vererek TOBB bünyesindeki sektör kurulu modelini
önermesine rağmen bu konuda da kesin bir görüş oluşmamıştır. Üst kurul,
koordinasyon kurulu ve birlik enflasyonuna karşıyız; çünkü koordinasyonsuzluğa
yol açmaktadır. Komisyonda üç finansal kuruluş türünün tek bir birlik altında
toplanması öngörülmüştür. Bu ilk etapta yeterli gibi görünmekle birlikte,
taslak halinde olduğu söylenen sermaye piyasası kuruluşlarına ilişkin düzenleme
ile tamamlanmadan kurumsal yapı eksik kalacaktır. Tüm banka dışı finansal
kuruluşların kapsanacağı bir yapı oluşturulmalıdır. Banka dışı mali kuruluşlar
birliği oluşturulmalı, finansal kiralama, faktoring
ve finansman şirketlerinin alt sektörler olarak üst birlik bünyesinde faaliyet
göstermelidir. Ancak şu anda, bakanlıkların yeniden yapılandırılmasında olduğu
gibi, şahsa veya mevcut konjonktüre göre düzenleme yapılmaktadır. SPK ve
BDDK'nın ilgi alanlarına göre üst birlikler oluşturulmaktadır. Üst kurulların
tek çatı altında Mali Piyasalar Üst Kurulu şeklinde toplanmasından yanayız.
BDDK, TMSF, SPK'nın da içinde olacağı bir Mali Piyasalar Üst Kurulu kurulmasını
ve bunun altında dairelerin oluşmasını daha doğru buluyoruz. Bu çerçevede;
koordinasyonun tek yerde toplanması ve daha etkin faaliyet gösterilebilmesi
için bütün finansal kuruluşları tek çatı altında toplayan bir birlik kurulmalıdır.
Tasarıda ikrazatçılık
faaliyetlerine son verilmektedir. Ancak, ikrazatçılık
faaliyeti yapan gerçek kişilerin doğrudan bir finansal kiralama şirketi kurma
hakkı kazanmaları ve sermaye yeterliliği açısından haksız kazanç elde
etmelerine imkân sağlanması adil bir yaklaşım değildir ve rekabet hukukuna
aykırıdır.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Finansal
Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanun
Tasarısının 34 üncü maddesinin (1) numaralı fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Sözleşme hakkında 22/11/2001
tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 764, 765, 766 ncı
maddeleri ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısım Birinci Bölüm
Dördüncü Ayırımında yer alan "Kısmi Ödemeli Satışlar”a
ilişkin hükümleri ile İkinci Kısım Dördüncü Bölüm İkinci Ayırımında yer alan
"Konut ve Çatılı İşyeri Kiraları”na ilişkin
hükümleri uygulanmaz.
Ayşe
Nur Bahçekapılı (İstanbul) ve Arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon, katılıyor
musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ UĞUR AYDEMİR (Manisa) – Katılıyoruz Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI ALİ
BABACAN (Ankara) – Katılıyoruz.
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI
(İstanbul) – Gerekçe…
BAŞKAN – Gerekçeyi
okutuyorum.
Gerekçe:
Kanun Tasarısının komisyon
çalışmaları sırasında mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu yürürlükte bulunduğundan,
anılan Kanun Tasarısında yukarıda yer alan maddede yapılan atfın mer’i 6098
sayılı Türk Borçlar Kanunu kapsamında güncellenmesi gereği hasıl olmuştur.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge çerçevesi
içinde maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul
edilmiştir.
Madde 35’te bir önerge
vardır, okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Finansal
Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanun
Tasarısının 35’inci maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
Mehmet Günal Nevzat
Korkmaz Ali Halaman |
Antalya Isparta Adana |
Cemalettin Şimşek Mesut
Dedeoğlu Reşat
Doğru |
Samsun Kahramanmaraş Tokat |
BAŞKAN – Komisyon, katılıyor
musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ UĞUR AYDEMİR (Manisa) – Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI ALİ
BABACAN (Ankara) – Katılmıyoruz.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Gerekçe…
BAŞKAN – Gerekçeyi
okutuyorum.
Gerekçe:
Tasarı yeni değil, geçtiğimiz
yasama döneminde kadük olmuş bir tasarıdır. Bu dönem de hiçbir güncelleştirme
yapılmadan olduğu gibi Meclise gönderilmiştir. Bir kanun tasarısı hazırlanırken
konunun tarafı olan gerekli kurumlara gönderilmemiş, görüş alınmamış ve tasarı
normal süreçten geçmemiştir.
Finansal kiralama sözleşmelerine
konu malların mülkiyetinin finansal kiralama şirketinde bulunmasının temel
nedeni, mülkiyetin, kiracıya sağlanan finansmanın teminat fonksiyonunu
oluşturmasıdır. Finansal kiralama sözleşmelerine konu edilen ve ilgili
Kanunlarında malik için aranılan özelliklerin, sözleşme konusu malı kullanmak
suretiyle ticari faaliyetini devam ettiren kiracı şirketler tarafından
karşılanması gerekmektedir. Bu nedenle, Karayolu Taşıma Kanunu kapsamında yetki
belgesi alacak olanlar, finansal kiralama yöntemi ile edinecekleri araçların
maliki olarak değerlendirilmelidirler.
Bu düzenleme içindeki
vergiler ve bununla ilgili istisna taleplerinin de Maliye Bakanlığı ile
görüşülmediği anlaşılmıştır ve netlik sağlanmadığı için de kafa karışıklığı
devam etmektedir. Meslek birlikleri tasarıda finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri olmak üzere üç ayrı
birlik şeklinde önerilmiştir. Böyle önemli bir tasarının, dünyada yaşanan kriz
ortamında yeniden ele alınmadan Meclise gönderilmesi yanlıştır. Finansal
kiralama ve faktoringde ciddi şekilde
değerlendirilmesi gereken hususlar bulunmaktadır. TOBB yetkilileri alt
komisyonda sigortacılık örneğini vererek TOBB bünyesindeki sektör kurulu
modelini önermesine rağmen bu konuda da kesin bir görüş oluşmamıştır. Üst
kurul, koordinasyon kurulu ve birlik enflasyonuna karşıyız; çünkü
koordinasyonsuzluğa yol açmaktadır. Komisyonda üç finansal kuruluş türünün tek
bir birlik altında toplanması öngörülmüştür. Bu ilk etapta yeterli gibi
görünmekle birlikte, taslak hâlinde olduğu söylenen sermaye piyasası
kuruluşlarına ilişkin düzenleme ile tamamlanmadan kurumsal yapı eksik
kalacaktır. Tüm banka dışı finansal kuruluşların kapsanacağı bir yapı
oluşturulmalıdır. Banka dışı mali kuruluşlar birliği oluşturulmalı, finansal
kiralama, faktoring ve finansman şirketlerinin alt
sektörler olarak üst birlik bünyesinde faaliyet göstermelidir. Ancak şu anda,
bakanlıkların yeniden yapılandırılmasında olduğu gibi, şahsa veya mevcut
konjonktüre göre düzenleme yapılmaktadır. SPK ve BDDK'nın ilgi alanlarına göre
üst birlikler oluşturulmaktadır. Üst kurulların tek çatı altında Mali Piyasalar
Üst Kurulu şeklinde toplanmasından yanayız. BDDK, TMSF, SPK'nın da içinde
olacağı bir Mali Piyasalar Üst Kurulu kurulmasını ve bunun altında dairelerin
oluşmasını daha doğru buluyoruz. Bu çerçevede; koordinasyonun tek yerde
toplanması ve daha etkin faaliyet gösterilebilmesi için bütün finansal
kuruluşları tek çatı altında toplayan bir birlik kurulmalıdır.
Tasarıda ikrazatçılık
faaliyetlerine son verilmektedir. Ancak, ikrazatçılık
faaliyeti yapan gerçek kişilerin doğrudan bir finansal kiralama şirketi kurma
hakkı kazanmaları ve sermaye yeterliliği açısından haksız kazanç elde
etmelerine imkân sağlanması adil bir yaklaşım değildir ve rekabet hukukuna
aykırıdır.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum…
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
36’ncı maddede bir önerge
vardır, okutup işleme alıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Finansal
Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu
Tasarısının 36’ncı maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ederiz.
Mehmet Günal Cemalettin
Şimşek Mesut Dedeoğlu |
Antalya Samsun Kahramanmaraş |
Nevzat Korkmaz Ali
Halaman Reşat
Doğru |
Isparta Adana Tokat |
BAŞKAN - Komisyon, katılıyor musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ UĞUR AYDEMİR (Manisa) – Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN - Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI ALİ
BABACAN (Ankara) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum.
Gerekçe:
Tasarı yeni değil, geçtiğimiz
yasama döneminde kadük olmuş bir tasarıdır. Bu dönem de hiçbir güncelleştirme
yapılmadan olduğu gibi Meclise gönderilmiştir. Bir kanun tasarısı hazırlanırken
konunun tarafı olan gerekli kurumlara gönderilmemiş, görüş alınmamış ve tasarı
normal süreçten geçmemiştir.
Finansal kiralama
sözleşmelerine konu malların mülkiyetinin finansal kiralama şirketinde
bulunmasının temel nedeni, mülkiyetin, kiracıya sağlanan finansmanın teminat
fonksiyonunu oluşturmasıdır. Finansal kiralama sözleşmelerine konu edilen ve
ilgili Kanunlarında malik için aranılan özelliklerin, sözleşme konusu malı
kullanmak suretiyle ticari faaliyetini devam ettiren kiracı şirketler
tarafından karşılanması gerekmektedir. Bu nedenle, Karayolu Taşıma Kanunu
kapsamında yetki belgesi alacak olanlar, finansal kiralama yöntemi ile
edinecekleri araçların maliki olarak değerlendirilmelidirler.
Bu düzenleme içindeki
vergiler ve bununla ilgili istisna taleplerinin de Maliye Bakanlığı ile
görüşülmediği anlaşılmıştır ve netlik sağlanmadığı için de kafa karışıklığı
devam etmektedir. Meslek birlikleri tasarıda finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri olmak üzere üç ayrı
birlik şeklinde önerilmiştir. Böyle önemli bir tasarının, dünyada yaşanan kriz
ortamında yeniden ele alınmadan Meclise gönderilmesi yanlıştır. Finansal
kiralama ve faktoringde ciddi şekilde
değerlendirilmesi gereken hususlar bulunmaktadır. TOBB yetkilileri alt
komisyonda sigortacılık örneğini vererek TOBB bünyesindeki sektör kurulu modelini
önermesine rağmen bu konuda da kesin bir görüş oluşmamıştır. Üst kurul,
koordinasyon kurulu ve birlik enflasyonuna karşıyız; çünkü koordinasyonsuzluğa
yol açmaktadır. Komisyonda üç finansal kuruluş türünün tek bir birlik altında
toplanması öngörülmüştür. Bu, ilk etapta yeterli gibi görünmekle birlikte,
taslak hâlinde olduğu söylenen sermaye piyasası kuruluşlarına ilişkin düzenleme
ile tamamlanmadan kurumsal yapı eksik kalacaktır. Tüm banka dışı finansal
kuruluşların kapsanacağı bir yapı oluşturulmalıdır. Banka dışı mali kuruluşlar
birliği oluşturulmalı, finansal kiralama, faktoring
ve finansman şirketlerinin alt sektörler olarak üst birlik bünyesinde faaliyet
göstermelidir. Ancak şu anda, bakanlıkların yeniden yapılandırılmasında olduğu
gibi, şahsa veya mevcut konjonktüre göre düzenleme yapılmaktadır. SPK ve
BDDK'nın ilgi alanlarına göre üst birlikler oluşturulmaktadır. Üst kurulların
tek çatı altında Mali Piyasalar Üst Kurulu şeklinde toplanmasından yanayız.
BDDK, TMSF, SPK'nın da içinde olacağı bir Mali Piyasalar Üst Kurulu kurulmasını
ve bunun altında dairelerin oluşmasını daha doğru buluyoruz. Bu çerçevede;
koordinasyonun tek yerde toplanması ve daha etkin faaliyet gösterilebilmesi
için bütün finansal kuruluşları tek çatı altında toplayan bir birlik kurulmalıdır.
Tasarıda ikrazatçılık
faaliyetlerine son verilmektedir. Ancak, ikrazatçılık
faaliyeti yapan gerçek kişilerin doğrudan bir finansal kiralama şirketi kurma
hakkı kazanmaları ve sermaye yeterliliği açısından haksız kazanç elde
etmelerine imkân sağlanması adil bir yaklaşım değildir ve rekabet hukukuna
aykırıdır.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
37’nci maddede bir önerge
vardır, okutup işleme alıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Finansal
Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanun
Tasarısının 37 nci maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mehmet Günal Reşat
Doğru Mesut
Dedeoğlu |
Antalya Tokat Kahramanmaraş |
Cemalettin Şimşek Nevzat
Korkmaz Ali Halaman |
Samsun Isparta Adana |
BAŞKAN – Komisyon, katılıyor
musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) – Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet, katılıyor
musunuz?
BAŞBAKAN YARDIMCISI ALİ
BABACAN (Ankara) – Katılmıyoruz.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Gerekçe.
BAŞKAN – Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Tasarı yeni değil, geçtiğimiz
yasama döneminde kadük olmuş bir tasarıdır. Bu dönem de hiçbir güncelleştirme
yapılmadan olduğu gibi Meclise gönderilmiştir. Bir kanun tasarısı hazırlanırken
konunun tarafı olan gerekli kurumlara gönderilmemiş, görüş alınmamış ve tasarı
normal süreçten geçmemiştir.
Finansal kiralama
sözleşmelerine konu malların mülkiyetinin finansal kiralama şirketinde
bulunmasının temel nedeni, mülkiyetin, kiracıya sağlanan finansmanın teminat
fonksiyonunu oluşturmasıdır. Finansal kiralama sözleşmelerine konu edilen ve
ilgili Kanunlarında malik için aranılan özelliklerin, sözleşme konusu malı
kullanmak suretiyle ticari faaliyetini devam ettiren kiracı şirketler
tarafından karşılanması gerekmektedir. Bu nedenle, Karayolu Taşıma Kanunu
kapsamında yetki belgesi alacak olanlar, finansal kiralama yöntemi ile
edinecekleri araçların maliki olarak değerlendirilmelidirler.
Bu düzenleme içindeki
vergiler ve bununla ilgili istisna taleplerinin de Maliye Bakanlığı ile
görüşülmediği anlaşılmıştır ve netlik sağlanmadığı için de kafa karışıklığı
devam etmektedir. Meslek birlikleri tasarıda finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri olmak üzere üç ayrı
birlik şeklinde önerilmiştir. Böyle önemli bir tasarının, dünyada yaşanan kriz
ortamında yeniden ele alınmadan Meclise gönderilmesi yanlıştır. Finansal
Kiralama ve faktoringde ciddi şekilde
değerlendirilmesi gereken hususlar bulunmaktadır. TOBB yetkilileri alt
komisyonda sigortacılık örneğini vererek TOBB bünyesindeki sektör kurulu
modelini önermesine rağmen bu konuda da kesin bir görüş oluşmamıştır. Üst
kurul, koordinasyon kurulu ve birlik enflasyonuna karşıyız; çünkü
koordinasyonsuzluğa yol açmaktadır. Komisyonda üç finansal kuruluş türünün tek
bir birlik altında toplanması öngörülmüştür. Bu ilk etapta yeterli gibi
görünmekle birlikte, taslak hâlinde olduğu söylenen sermaye piyasası
kuruluşlarına ilişkin düzenleme ile tamamlanmadan kurumsal yapı eksik
kalacaktır. Tüm banka dışı finansal kuruluşların kapsanacağı bir yapı
oluşturulmalıdır. Banka dışı mali kuruluşlar birliği oluşturulmalı, finansal
kiralama, faktoring ve finansman şirketlerinin alt
sektörler olarak üst birlik bünyesinde faaliyet göstermelidir. Ancak şu anda,
bakanlıkların yeniden yapılandırılmasında olduğu gibi, şahsa veya mevcut
konjonktüre göre düzenleme yapılmaktadır. SPK ve BDDK'nın ilgi alanlarına göre
üst birlikler oluşturulmaktadır. Üst kurulların tek çatı altında Mali Piyasalar
Üst Kurulu şeklinde toplanmasından yanayız. BDDK, TMSF, SPK'nın da içinde
olacağı bir Mali Piyasalar Üst Kurulu kurulmasını ve bunun altında dairelerin
oluşmasını daha doğru buluyoruz. Bu çerçevede; koordinasyonun tek yerde
toplanması ve daha etkin faaliyet gösterilebilmesi için bütün finansal
kuruluşları tek çatı altında toplayan bir birlik kurulmalıdır.
Tasarıda ikrazatçılık
faaliyetlerine son verilmektedir. Ancak, ikrazatçılık
faaliyeti yapan gerçek kişilerin doğrudan bir finansal kiralama şirketi kurma
hakkı kazanmaları ve sermaye yeterliliği açısından haksız kazanç elde
etmelerine imkân sağlanması adil bir yaklaşım değildir ve rekabet hukukuna
aykırıdır.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
38'inci maddede bir önerge
madde vardır, okutup işleme alıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu Tasarısının
38'inci maddesine aşağıdaki 3'üncü 4'üncü ve 5'inci fıkraların eklenmesini arz
ve teklif ederiz.
Mehmet Günal Cemalettin
Şimşek Mesut Dedeoğlu |
Antalya Samsun
Kahramanmaraş |
Reşat Doğru Nevzat
Korkmaz Ali Halaman |
Tokat Isparta Adana |
Madde 38-
(3) Faktoring
sözleşmeleri ve bu sözleşmelerin devrine ve tadiline ilişkin kağıtlar ile
bunların teminatı amacıyla düzenlenen kağıtlar damga vergisinden, bu kağıtlarla
ilgili yapılacak işlemler harçtan müstesnadır.
(4) Faktoring
sözleşmesinden kaynaklanan borçlara karşılık teminat olarak alınan ipoteklerin
paraya çevrilmesinde 2004 sayılı Kanunun 150/ı maddesi hükümleri uygulanır.
(5) Müşterinin ve
kefillerinin faktoring sözleşmesinden,
kefaletlerinden doğan borçlarını ödememesinden dolayı faktoring
şirketleri tarafından noter aracılığıyla müşteri ve kefillere gönderilen fesih
ihtarnameleri hakkında 2004 sayılı Kanunun 68/b maddesi hükümleri uygulanır.
BAŞKAN - Komisyon, katılıyor
musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) - Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN - Hükümet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI ALİ
BABACAN (Ankara) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Bu Kanunun 33'üncü maddesi 3
ve 4'üncü ve 5'inci fıkralarında finansal kiralama şirketlerine tanınmış olan
hukuki imkanlar eşitlik ilkesi çerçevesinde faktoring
şirketlerine de tanınmalıdır.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
39'uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
40'ıncı madde üzerinde bir
önerge vardır, okutup işleme alıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
239 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının 40. Maddesinin 2'nci fıkrasında geçen "bir ay" ibaresinin
"iki ay" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
İdris Baluken Hasip
Kaplan Altan
Tan |
Bingöl Şırnak
Diyarbakır |
İbrahim
Binici Sırrı
Sakık |
Şanlıurfa
Muş |
BAŞKAN – Komisyon, katılıyor
musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Hükümet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI ALİ
BABACAN (Ankara) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Değişiklik ile şirketlerin
birliğe üye olma hazırlıklarını tamamlamaları için daha fazla süre tanınması
amaçlanmıştır.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Madde 41’de bir önerge
vardır, okutup işleme alıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
239 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının 41. Maddesinin 1. fıkrasına aşağıdaki bendin eklenmesini arz ve
teklif ederiz.
“ğ) Üyelerini sosyal ve
kültürel açıdan daha donanımlı kılacak ve sosyal sorumluluk algılarını
arttıracak faaliyetleri düzenlemek ve düzenlenen faaliyetlere destek olmakla,”
İdris Baluken Hasip
Kaplan İbrahim
Binici |
Bingöl Şırnak Şanlıurfa |
Sırrı
Sakık Altan
Tan |
Muş Diyarbakır |
BAŞKAN – Komisyon katılıyor
musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) – Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI ALİ
BABACAN (Ankara) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Değişiklik ile birlik
üyelerinin sosyal sorumluluk algı ve faaliyetlerinin arttırılması
amaçlanmıştır.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
41’inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
42’nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
43’ü oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
44’üncü maddede bir adet
önerge var, okutup işleme alıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Finansal
Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanun
Tasarısının 44’üncü maddesinin 1’inci fıkrasının (b) ve (c) bentlerinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Günal Cemalettin
Şimşek Nevzat Korkmaz |
Antalya Samsun Isparta |
Ali Halaman Mesut Dedeoğlu Yusuf Halaçoğlu |
Adana Kahramanmaraş Kayseri |
Madde 44 (1)- Kurul kararıyla
ve gerekçesi belirtilmek suretiyle şirketlere bu Kanunun;
(b) 9 uncu maddesinin birinci
fıkrasının (b) veya (c) bendine aykırılık halinde, onbin
Türk Lirasından az olmamak üzere aykırılık oluşturan tutarın yüzde onuna kadar,
faktoring şirketi için faturasız ve doğacak alacağı
tevsik eden belge olmaksızın işlem yapması durumu aşağıda yer alan (c) bendinde
düzenlenmiştir.
c) 9 uncu maddesinin ikinci
fıkrasına aykırı işlem yapıldığının Merkezi Fatura Kaydı sisteminde tespit
edilmesi ve şirkete tanınacak 15 günlük süre içerisinde aykırılığın
giderilmemesi veya giderilmesi için hukuki yollara başvurulmaması halinde onbin Türk Lirasından az olmamak üzere aykırılık oluşturan
işlem tutarının yüzde onuna kadar,
BAŞKAN – Komisyon, katılıyor
musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) – Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN – Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI ALİ
BABACAN (Ankara) – Katılmıyoruz.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) –
Gerekçe okunsun.
BAŞKAN – Gerekçeyi
okutuyorum:
“Gerekçe:
Tasarı'da
özellikle faktoring şirketleri için 44 üncü maddenin
birinci fıkrasının (b) ve (c) bentlerinde belirlenen idari para cezaları, aynı
Kanun'da yer alan diğer sektörlerin faaliyet kapsamlarına aykırılık durumunda
düzenlenen cezaların çok üstünde olup Kanun'un diğer ceza maddeleriyle bütünde
çelişmekte ve aynı zamanda cezada orantılılık ilkesine de aykırıdır.
Faktoring
şirketlerinin sözkonusu cezalar neticesinde iflası
dahi gündeme gelebilir. Bu da ceza hukukunun…”
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Sayın
Başkanım, çok hızlı okuyor, gerekçeyi anlayamıyoruz.
BAŞKAN – Şu saatten sonra
sigortalar atar, haberiniz olsun.
“….genel ilkelerine
uymamaktadır.
Ödenmiş sermayeleri, Faktoring şirketlerinin bir buçuk katı olan bankalar için
dahi 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nda en ağır idari para cezası olarak;
aykırılık oluşturan tutarına en fazla %10'u tutarında ceza öngörülmüş Tasarı'da öngörülen cezalar ise, aşan tutarın 10 katına
kadar çıkmakta, böylelikle, faktoring şirketlerine
verilen en yüksek idari para cezası bankalar için öngörülen en yüksek cezanın
100 katına kadar ulaşmaktadır.”
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Madde 45’i oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
46’yı oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
47’yi sunuyorum: Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
48’i sunuyorum: Kabul
edenler… Kabul etmeyenler…Kabul edilmiştir.
49’u sunuyorum: Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
50’nci maddede bir önerge
vardır, okutup işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Finansal
Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanun
Tasarısının 50 nci maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mehmet Günal Cemalettin
Şimşek Nevzat Korkmaz |
Antalya Samsun
Isparta |
Ali Halaman Mesut Dedeoğlu Yusuf Halaçoğlu |
Adana Kahramanmaraş Kayseri |
BAŞKAN – Komisyon, katılıyor
musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) – Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN – Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI ALİ
BABACAN (Ankara) – Hayır, katılmıyoruz.
BAŞKAN – Gerekçeyi
okutuyorum.
Gerekçe:
Tasarı yeni değil, geçtiğimiz
yasama döneminde kadük olmuş bir tasarıdır. Bu dönem de hiçbir güncelleştirme
yapılmadan olduğu gibi Meclise gönderilmiştir. Bir kanun tasarısı hazırlanırken
konunun tarafı olan gerekli kurumlara gönderilmemiş, görüş alınmamış ve tasarı
normal süreçten geçmemiştir.
Finansal kiralama
sözleşmelerine konu malların mülkiyetinin finansal kiralama şirketinde
bulunmasının temel nedeni, mülkiyetin, kiracıya sağlanan finansmanın teminat
fonksiyonunu oluşturmasıdır. Finansal kiralama sözleşmelerine konu edilen ve
ilgili Kanunlarında malik için aranılan özelliklerin, sözleşme konusu malı kullanmak
suretiyle ticari faaliyetini devam ettiren kiracı şirketler tarafından
karşılanması gerekmektedir. Bu nedenle, Karayolu Taşıma Kanunu kapsamında yetki
belgesi alacak olanlar, finansal kiralama yöntemi ile edinecekleri araçların
maliki olarak değerlendirilmelidirler.
Bu düzenleme içindeki
vergiler ve bununla ilgili istisna taleplerinin de Maliye Bakanlığı ile
görüşülmediği anlaşılmıştır ve netlik sağlanmadığı için de kafa karışıklığı
devam etmektedir. Meslek birlikleri tasarıda finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri olmak üzere üç ayrı
birlik şeklinde önerilmiştir. Böyle önemli bir tasarının, dünyada yaşanan kriz
ortamında yeniden ele alınmadan Meclise gönderilmesi yanlıştır. Finansal
Kiralama ve faktoringde ciddi şekilde değerlendirilmesi
gereken hususlar bulunmaktadır. TOBB yetkilileri alt komisyonda sigortacılık
örneğini vererek TOBB bünyesindeki sektör kurulu modelini önermesine rağmen bu
konuda da kesin bir görüş oluşmamıştır. Üst kurul, koordinasyon kurulu ve
birlik enflasyonuna karşıyız; çünkü koordinasyonsuzluğa yol açmaktadır.
Komisyonda üç finansal kuruluş türünün tek bir birlik altında toplanması
öngörülmüştür. Bu ilk etapta yeterli gibi görünmekle birlikte, taslak halinde
olduğu söylenen sermaye Piyasası kuruluşlarına ilişkin düzenleme ile
tamamlanmadan kurumsal yapı eksik kalacaktır. Tüm banka dışı finansal
kuruluşların kapsanacağı bir yapı oluşturulmalıdır. Banka dışı mali kuruluşlar
birliği oluşturulmalı, finansal kiralama, faktoring
ve finansman şirketlerinin alt sektörler olarak üst birlik bünyesinde faaliyet
göstermelidir. Ancak şu anda, bakanlıkların yeniden yapılandırılmasında olduğu
gibi, şahsa veya mevcut konjonktüre göre düzenleme yapılmaktadır. SPK ve
BDDK'nın ilgi alanlarına göre üst birlikler oluşturulmaktadır. Üst kurulların
tek çatı altında Mali Piyasalar Üst Kurulu şeklinde toplanmasından yanayız.
BDDK, TMSF, SPK'nın da içinde olacağı bir Mali Piyasalar Üst Kurulu kurulmasını
ve bunun altında dairelerin oluşmasını daha doğru buluyoruz. Bu çerçevede;
koordinasyonun tek yerde toplanması ve daha etkin faaliyet gösterilebilmesi
için bütün finansal kuruluşları tek çatı altında toplayan bir birlik
kurulmalıdır.
Tasarıda ikrazatçılık
faaliyetlerine son verilmektedir. Ancak, ikrazatçılık
faaliyeti yapan gerçek kişilerin doğrudan bir finansal kiralama şirketi kurma
hakkı kazanmaları ve sermaye yeterliliği açısından haksız kazanç elde
etmelerine imkân sağlanması adil bir yaklaşım değildir ve rekabet hukukuna
aykırıdır.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
51’inci maddede bir önerge
vardır, okutup işleme alıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Finansal Kiralama,
Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanun Tasarısının
51 inci maddesine aşağıdaki (2) numaralı fıkranın eklenmesini arz ve teklif
ederiz.
Ayşe Nur Bahçekapılı Recep
Özel Osman Aşkın
Bak |
İstanbul Isparta İstanbul |
Özcan
Ulupınar İlyas
Şeker |
Zonguldak Kocaeli |
(2) Bakanlar Kurulu,
Türkiye'de kurulu finansal kiralama, faktoring ve
finansman şirketleri ve şubelerini ödünç para verme işlemlerinde
uygulayacakları azami faiz oranlarını ve diğer menfaatlerinin nitelikleri ile
azami miktar ya da oranlarını tespit etmeye, bunları kısmen veya tamamen
serbest bırakmaya yetkilidir. Bakanlar Kurulu, bu yetkilerini Türkiye
Cumhuriyet Merkez Bankasına devredebilir.
BAŞKAN – Komisyon katılıyor
musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) – Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN – Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI ALİ
BABACAN (Ankara) – Biz katılıyoruz.
BAŞKAN – Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
5411 sayılı Bankacılık
Kanununun 144 üncü maddesiyle paralel bir hüküm getirilmesi amaçlanmıştır.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge çerçevesi
içinde maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Madde 52’yi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Geçici madde 1’i oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Geçici madde 2’yi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Geçici madde 3’ü oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Geçici 4’üncü maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Geçici madde 5’te bir adet
önerge var, okutup devam edelim.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Finansal
Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanun
Tasarısının Geçici Madde 5’in madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
Mehmet Günal Cemalettin
Şimşek Nevzat Korkmaz |
Antalya Samsun
Isparta |
Ali Halaman Mesut Dedeoğlu Yusuf Halaçoğlu |
Adana Kahramanmaraş Kayseri |
BAŞKAN – Komisyon, katılıyor
musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI ALİ
BABACAN (Ankara) – Katılmıyoruz.
BAŞKAN – Gerekçe…
Gerekçe:
“İkrazatçılarla
ilgili hükümler” başlıklı Geçici 5. Maddesinin bu kanunda yer almaması
gerekmektedir.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Madde 53’ü oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Madde 54’ü oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Komisyonun bir redaksiyon
talebi var, onu da dinliyoruz.
Buyurun.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) – Başkanım, geçici 3’üncü maddede
“birlikler” ifadesi şeklinde bir ifade vardır ama 40’ıncı maddede, tek bir
birlik kurulmuştur. Bu nedenle “birlikler” yerine “birlik” ibaresi şeklinde redakte edilmesini talep ediyoruz.
BAŞKAN – İkinci bölümde yer
alan maddelerin oylamaları tamamlanmıştır.
Tasarının görüşmeleri
tamamlanmıştır.
Tasarının tümü açık oylamaya
tabidir.
Açık oylamanın şekli hakkında
Genel Kurulun kararını alacağım.
Açık oylamanın elektronik
oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Oylama için üç dakika süre
veriyorum. Bu süre içinde sisteme giremeyen üyelerin teknik personelden yardım
istemelerini, bu yardıma rağmen de sisteme giremeyen üyelerin, oy pusulalarını
oylama için öngörülen üç dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını
rica ediyorum.
Ayrıca vekâleten oy
kullanacak sayın bakanlar var ise hangi bakana vekâleten oy kullandığını,
oyunun rengini ve kendisinin ad ve soyadı ile imzasını da taşıyan oy pusulasını
yine oylama için öngörülen üç dakikalık süre içerisinde Başkanlığa
ulaştırmalarını rica ediyorum.
Oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama
yapıldı)
BAŞKAN – 239 sıra sayılı
Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:
“Kullanılan oy sayısı: 218
Kabul : 218 (x)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Bayram Özçelik Mustafa Hamarat
Burdur
Ordu”
Hayırlı, uğurlu olsun.
Alınan karar gereğince,
kanun tasarı ve teklifleri ile
komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla görüşmek için 22 Kasım 2012
Perşembe günü saat 14.00’te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
İyi geceler.
Kapanma Saati:
21.28
(x) Açık oylama kesin
sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.